Skip to main content

Full text of "Ebu Muaz Kitaplar"

See other formats


♦♦* 







(EM Sünnetin <Esas(dn 

^L~Jt J~*- ^ JL5-Î ^U^Ü 
İmam Ahmed Bin Hanbel eş-Şeybani 

(Abdus İbni Malik el-Attar rivayeti) 

Terceme: Ebu Muaz Seyfullah Erdoğmuş 






«^ JlSCi l^ü> J gu^İI j! J^j >> :J^ 1 J 1 ** ^ ^ 

Ebu Ya' la el-Hanbeli der ki; "Bu (kitabı) aramak için Çin'e bile 
yolculuk yapılsa, yine az gelirdi." 

Hafız Ebu Ya'la el-Hanbeli İmam Ahmed b. Hanbel'in akidesini 
Tabakatu'l-Hanabile adlı eserinde (1/241-246) rivayet etmiştir. Tercemede 
Ebu Ya'la'nın rivayetini esas aldım. 

İmam Hafız Ebu'l-Kasım Hibetullah b. el-Hasen et-Taberi el-Lalkai 
(v.418h.) Şerhu Usuli İtikadi Ehli's-Sunne ve'l-Cemaa (1/175 no: 317) İmam 
Ahmed b. Hanbel'in akidesini şu isnadla nakleder: 

Ali b. Muhammed b. Abdillah es-Sukkeri - Osman b. Ahmed b. Abdillah 
b. Berid 1 ed-Dakiki - Ebu Muhammed el-Hasen b. Abdilvehhab Ebu'l-Anber 
(293 yılında rebiulevvel ayında kitabından okuttu) - Ebu Cafer Muhammed b. 
Süleyman el-Minkari 2 (et-Tinnis'te) 3 - Abdus b. Malik el-Attar - Ebu Abdillah 
Ahmed b. Muhammed b. Hanbel isnadıyla: 



Berid mi yoksa Yezid mi bilinmiyor. Tarihu Bağdad'da: "b. Yezid ed-Dekkak" şeklinde 
elmiştir. 

Ebu Ya'la'nın Tabakat'ında; "Süleyman b. Muhammed" şeklindedir. 
Okunuşu et-Tinnîs şeklindedir. Bkz.: Mucemu'l-Buldan (2/51) 



İmam Ahmed'in Akidesi 

:U*LP 4~Jl Jj^î :- <LP dİl ^j - JL3*Î ^UŞI Jlâ 

İmam Ahmed rahimehullah dedi ki; "İndimizde sünnetin esasları 
şunlardır; 

— pLij <Up «Ûll J^p - Jj-ojJl obv^î <Up 0\T U dL^uîl - 1 

1- Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellemin ashabının üzerinde 
bulundukları şeye sıkı sarılmak 

pj> frUâ^ij - 2 

2- Onlara uymak 

^üı £j>j - 3 

3- Bidatleri terk etmek 

İH* ^ l*M J^j - 4 

4- Her bidati dalalet (sapıklık) olarak bilmek 

«.IjaSİI obw?î *^a j^jJl^-lj OUj*âiM ^ijîj - 5 

5- Heva ehli bidatçilerle tartışmayı ve onlarla oturmayı terk etmek. 

jjJÜI J OUj-tfİ-lj JljJt-lj frljll İİyj - 6 

6- Dînî hususlarda çekişmeyi, tartışmayı ve düşmanlığı terk etmek 

— jgJL»j <üp dİıi ^fi - dlıi Jj*oj j\jT ua^p iuJij - 7 

7- Bize göre sünnet; Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'den rivayet 
edilenlerdir. 

Jlyjı jp>b ^j cOTyJı ^jjj i^Jij - 8 

8- Sünnet, Kur'an'ı tefsir eder ve Kur'an'ın delilidir. 



9- Sünnette kıyas olmaz, ona darbı mesel yapılmaz, heva ve akıllar onu 
tam olarak kavrayamaz. Şüphesiz bu ancak tabi olmayı ve hevayı terk etmeyi 
gerektirir. 

11- Sünnetin gereklerinden bir hasleti terk eden, ona iman edip kabul 
etmeyen, onun ehlinden olamaz. 

ı(fJiS) j (?jİ) : Jüj ^ .14 ûU#lj .4J «İJib-Sfb JjJUflaîtj . ûj^j öjj*- jJLSSb ûU#l - 12 

OÜ Jlj t 1$1T 4jjj)l djib-î Jiaj jJUİI J <Üia JlT U Jiaj «JjJUail JiUaîl» :£jJb- Ji» 

. OÜSÎI jP Olj/lil djib-Sfl 
j^ UjjPj OT^İIj kjjh J^ J f*>^ ^ t J 1 ^ 1 ***» *^j t o^b *tfj Lb-Î ^l£ *tf OÎj 

jirüb Jtjtj 

12- Kadere hayrı ve şerri ile iman etmek, bu konudaki hadisleri tasdik 
etmek, onlara inanmak gerekir. "Niçin?" "Nasıl?" diye sorulmaz. Ona iman ve 
tasdik ancak budur. 

Hadisin açıklamasını bilmeyen, ona akıl erdiremeyen, bunun hükmünde 
iman etmek ve teslim olmak ile yetinir. Böyle bir kimse buna iman edip, ona 
teslimiyet göstermekle yükümlüdür. 

"es-Sadıku'l-masduk" hadisi ve buna benzer kadere dair diğer hadislerde 
olduğu gibi. Ru'yet (kıyamette Allah'ın görüleceğine) dair bütün hadisler de 
böyledir. Bunlar kulaklara yabancı gelse, bunları duyan, bunlardan irkilse bile 
ona düşen bu hadislere iman etmek, onların bir parçasını dahi -ki güvenilir 
ravilerden nakledilmiş benzeri diğer hadislerde böyledir- reddetmemektir. 

Herhangi bir kimseyle tartışma ve münazara yapmaz. Tartışma (cedel)i de 
öğrenmez. Kader, ru'yet, Kur'ân ve bunların dışında sünnetlerde varid olan 
hususlar hakkında konuşmak mekruhtur, yasaklanmıştır. Bu şekilde hareket 



eden bir kimse -sözleriyle sünneti isabet ettirse dahi- tartışmayı terkedip 
teslimiyet göstermedikçe ehl-i sünnetten olmaz. Gelen rivayetlere iman edilir. 

^ dili fİ& <jl9 : Jl3 .J^ü: ^ : Jj& <jî üuu&ı *ij cj^d: ^j dlıl pS öTyİlj - 13 

ja lilj c(J^ jA) : Jlâ j^ Jia üpjü l-^-U? IJL^İ .(dili ^*AT ja Irlj i(3ji*f j*J jî i3jk£ <Jj*\ ^) 

. JjJb^. j^J İli ^S* 

13- Kur'an Allah Kelamıdır, mahluk değildir. "O mahluk değildir" demekte 
gevşeklik gösterilmez. Şüphesiz Allah'ın Kelamı kendisindendir 4 ve O'ndan 
ayrı değildir. Ondan hiçbir şey mahluk değildir. Sakın bu hususta daha önce 
söylenmemiş görüşleri ortaya atan, lafız ve başka şeyler hakkında 
konuşanlarla tartışma! "Mahluk mu değil mi bilmem." diyerek tevakkuf eden 
de, "O mahluktur" diyen gibi 5 bidat sahibidir. Şüphesiz o ancak Allah'ın 
kelamıdır, mahluk değildir. 

d*Ob-^l ja - pL»j <Qp dili J^fi - ^l j£> ijjj lS ioLÂİl şjt djj^JU ö\£*İ\j -14 

£bwaJl 

14- Allah'ın kıyamet gününde görüleceğine iman etmek. Nitekim bu 
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'den sahih hadislerle gelmiştir. 

dJlp alil j^U? - dili Jj-oj jP jjjU <UIJ .djj <^îj 03 - JL»j dJlp dili i Jufi - ^Jl ö\j - 15 
Ji J* Ö, JJJ 'lA* J>\ Cf ûbî jP ^1 oljjj c^U jil ^p ia^p jp SdU oljj .£*w> - ^j 
dJlp dİll JU> - ^jl jp «.Ur U ii cöjAÜ? JlP UJLP djOİ-lj . ^Lp ^1 ^p CM^f» jj Jl^ji j* Jbj 
İJU»-Î dj ^kU *^j .öjAÜ? Jp *br UT dj j*ji jS^j .ÂPJb dj ^IS^Ij - JLoj 

15- Şüphesiz Nebi sallallahu aleyhi ve sellem Rabbini görmüştür. Bu, 
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'den sahih olarak gelmiştir. 6 Bunu 
Katade, İkrime'den, o da İbni Abbas radıyallahu anhuma'dan rivayet etti. El 
Hakem, Eban'dan, o da İbni Abbas radıyallahu anhuma'dan rivayet etti. Yine 
Ali Bin Zeyd, Yusuf bin Mihran'dan, o da İbni Abbas radıyallahu anhuma'dan 
rivayet etti. Bize göre bu hadis Peygamber sallallahu aleyhi ve sellem'den 
zahirinde geldiği gibidir. Bu konuda kelama dalmak bidattir. Lakin biz 
zahirinde geldiği gibi iman eder, bu konuda kimseyle tartışmayız. 

öjyj «4*&jx> t l^r öjı *^â iaLÂJI çjı JLaîl öjji» *Ur Uİ* . İoLâJI ^ <JljAb ö\£*}\j - 16 

dJiUŞ £jj ı*JÜİ ij j^ ^p J£\j£*İ\j tAi J^JUttlIj dj ö\£*İ\j .jH\ J s\9r lt£ iUÎI JUPİ 



4 Diğer nüshada bu kısım düşmüştür. 

5 Bu kısım Lalkai'nin nüshalarının bazısında yoktur. 

6 Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in Rabbini görmesi meselesi Sahabe (radıyallahu anhum) 
asrından beri ümmetin ihtilaflı meselelerindendir. Kimisi gözüyle gördüğünü, kimisi de kalbiyle 
gördüğünü söylemektedir. 



16- Kıyamet gününde mizana iman ederiz. Geldiği gibi; kul kıyamet 
gününde tartılır da sivri sinek kanadı kadar ağırlık taşımaz. 7 Eserde geldiği 
gibi kulların amelleri tartılır. Ona iman ve tasdik etmek, bunu kabul 
etmeyenden uzaklaşmak ve tartışmayı terk etmek gerekir. 

dj JjjJUdlj dj ö\£*İ\j ö\&jî 4~jj pfrj j*J iaUJl fjı iLaJl jiiSo dili ö\j - 17 

17- Şüphesiz Allah, kıyamet gününde kullarıyla arada bir tercüman 
olmadan konuşacaktır. Buna iman edilir ve tasdik edilir. 

t<uaî <Up ijî iaUJl ^jj U?j?- - ^j dJlp dili JU? - dili J>»jJ OÎj j^y-b üUr^lj - 18 

18- Havz'a iman etmek gerekir. Şüphesiz Rasulullah sallallahu aleyhi ve 
sellem'in kıyamet gününde, ümmetinin ona uğrayacağı bir havzı olacaktır. 
Genişliği de boyu gibi bir aylık mesafedir. Üzerindeki kapların sayısı gökteki 
yıldızlar kadardır. Bu ve bundan başka bu konuda gelen sahih haberlere iman 
ederiz. 



jJti\ oÜju JU#1j "l^ 



1 9- Kabir azabına iman etmek gerekir. 



j&j jSo> <tJbj Ç <LJ jfij 9 4jj jaj <.pL**İ\j ö\£*İ\ j£ JLjj Uj^İ J JUJJ ia^l oJLa öî - 20 

20- Şüphesiz bu ümmet kabirlerinde imtihan olunacak, imandan, 
islamdan, rabbinin kim olduğundan, peygamberinin kim olduğundan 
sorulacaklardır. Allah nasıl dilemiş ve nasıl murad etmişse o şekilde münker 
ve nekir melekleri gelecektir. Buna iman ve tasdik etmek gerekir. 

ijjU>j \£j&-\ UJbu jüı jfi öyrjts f jâJ ~~ pL*j ^ & JL^? - ^ı âpuLij ö\£*f\j - 21 

*U> Uİ'j dili 5.U) <Jl$ - jH\ J «-Ur iS - Wr\ ub j^Lp jİ Jl jjjŞ yjj çU?tâ 

21- Kömür gibi oluncaya kadar cehennemde yandıktan sonra bir kavmin 
Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'in şefaatiyle oradan çıkacaklarına iman etmek 
gerekir. Rivayetlerde geldiği gibi; onlara cennetin kapısındaki nehre girmeleri 
emrolunur. Bu, Allah nasıl dilerse öyle olur. Buna ancak iman eder ve tasdik 
ederiz. 



7 Bu lafızla mevcut değildir, fakat Sahihayn'de rivayet edildiğinde göre Rasulullah sallallahu 
aleyhi ve sellem şöyle buyurmuştur: "Şişman ve iri vücutlu kimse kıyamet gününde tartılır da 
Allah katında sivrisinek kanadı kadar ağırlığı olmaz." Buhari (4729) Müslim (2785) 



^ı djâb-tyj cjâiT 4~* go ojsSlo ^-ji^ Jbroiı ç^-dı ûî ö\s#\j - 22 

.jîif düi öl ö\j$\j 

22- Mesih Deccal'in çıkacağına, iki gözünün arasında kafir yazılı 
olacağına iman etmek. Bu konuda hadisler gelmiştir. Bunların olacağına iman 
etmek gerekir. 

.jA oLj 4JL2J Jj u — **>LJl <uip - *y jjI c£r-p ü\j - 23 

23- Şüphesiz Meryem oğlu İsa aleyhisselam, nüzul ederek deccali Lüd 
kapısında öldürecektir. 

"Ol*- (♦^u^-î UlcJ g^ıajll J*sTÎ" jûM J frUr UT j^âüj jü jj J**pj Jjâ JU#lj - 24 

24- İman söz ve ameldir. Artar ve eksilir. Tıpkı şu rivayette geldiği gibi: 
"İman bakımından müminlerin en kamili, ahlakça en güzel olanıdır" 8 

j$â l$Tjî ^ " 3*)UjI ^1 yr aTjî ^ JUpSM j* ^"j " j£ JM ö*>U)I £j> j*j n - 25 

.<ÜJ ili J*-î 03 j .jİlT 

25- "Kim namazı terk ederse o kafir olur" 9 "Namazdan başka terki 
küfür olan amel yoktur." Kim namazı terk ederse kafirdir. Nitekim Allah onun 
katlini helal kılmıştır. 

^Jij . JUİP j) t)U*P f cotfajM ^j j^p |T cjjj-UaJl ^So j)\ : l^J 0* la^l oJLa j^-j - 26 
*^Ja Jjü e . dJÜİ J ljüb& i . - JL»j aJlp dili ^^L? - dili Jj-jj obw»î *-£«0İ UT 4j*>te!l **tf Ja 
tOju»»j ccİjP jj J-^ ^J 'jHj^J c4*Jli>j , çJÜ? j,\ j) Jp : 3^w«i-l ijjjjJ\ ulx^î 4j*>teîl 
dili J-^ - alıl Jj-jjj Jbü UT" y& j>) djJb- J,l dJÜi J *wJbJüj .^l»l A-gJLS"j .îâ^bUİ r^La* *4&j 
Jjfcl t^jj-^l obt-^l »bu i* " C*-n~J i* cl)U££ i* j*P i* j-nj.jj! :öj^\jza 4_jbt^lj ^ — *j-»»j <UİP 
âj^il j03 Jp - jgJL»j dJlp dili J^? - dili Jj*oj obt^î ja jUajSfl jfi jOj Jj*Î ^ cjj^^İI ja jOj 

. Jjti *tfjî âÂj.LJlj 

26- Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'den sonra bu ümmetin en hayırlısı 
Ebu Bekr es-Sıddık, sonra Ömer bin el-Hattab, sonra Osman bin Affan 
radıyallahu anhumdur. Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in Ashabının öne 
geçirdikleri gibi biz de bunları öne geçiririz. Bu konuda ihtilaf etmemişlerdir. Bu 
üçünden sonra beş şura ashabı; Ali bin Ebi Talib, Talha, Zübeyr, 
Abdurrahman bin Avf ve Sa'd radıyallahu anhum gelir. Bunların hepsi hilafet 
için uygundur. Hepsi de imamdır. Bu konuda mezhebimiz İbni Ömer 



3 Ebu Davud (4682) Tirmizi (2612) Ahmed (2/250) sahihtir. 

1 Burayde radıyallahu anh'den: İbn Hibban (4/323) Ahmed (5/361) İbn Mace (694) sahihtir. 



radıyallahu anhuma hadisidir; "Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem hayatta 
iken, ashabı şöyle sıralanırdı; Ebu Bekr, sonra Ömer, sonra Osman, sonra 
susardık." 10 Bundan sonra Muhacirlerden ve Bedir ehlinden olan şura ashabı 
gelir. Sonra Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in Ensar'dan olan Bedir ehli 
ashabı gelir. Bundan sonra hicretteki önceliklerine göre sıralanırlar. 

d*« l£Ü\ Oyul - *JL»j <ULp dili i Jufi - dili J>*>j obw?î ç.*ip> Jju j*»LÎI J-iM e - 27 

c<L^0 U jJÂ ( -İP L^t-^il ja dj djbt^l ja j^â ûTj jl apLo j\ \j»ji j\ lj^» jl <L«o <L^t«^ j^ J5* .*-§-3 

alil jâî jjj .öjjj i t^JÜI Ojflîl j* J-45Î jA L^*> *AÜitd . ö^lai djl JaJj djl *jr>j djca <U&L»t CJlTj 

<ujü öTj j^j <ua Ij*£°j öjIjj - JLıj aJLp dlıl ^J^p — j>jl Ij^t^î» jjJÜI 5-*İJa ülT çJUeSjl **«£ 

.jüM JUpI JT IjJUp jİj ijoobîl jj> 4~swaJ J-iaâî îpL*» jİj 4j j-»Tj 

27- Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in bu sahabelerinden sonra 
insanların en üstünleri, O'nun gönderildiği asırda yaşayıp, O'nunla bir sene, 
veya bir ay, veya bir gün veya bir saat sohbet eden veya O'nu gören her bir 
sahabedir. O'nunla beraber sahabelik yapan, onu işiten ve onu gören, 
sahabeliğine göre sıralanır. Onların sahabelik bakımından en altta olanı, 
topladığı bir çok amellerle Allah'a kavuşsa bile Rasulullah sallallahu aleyhi ve 
sellem'i görmeyenlerden üstündür. Nebi sallallahu aleyhi ve sellem'e 
sahabelik edenler, O'nu görmüşler, onu dinlemişlerdir. Onu gözüyle görüp 
iman eden kimse, bir anlık bile görmüş olsa, sahabeliği sebebiyle, bütün 
hayırları toplamış olan tabiinden üstündür." 

dJlp ^Ül £o*rlj tîi^-l Jj jfij j-^-UİIj jŞ\ go>j!l jj>\j kSÜ APÜaJlj £«~Jlj - 28 

28- İyi de olsa, günahkar da olsa ümmetin, insanların etrafında toplanıp 
razı oldukları ve kılıçla halifeliğini kabul ettikleri, müminlerin hilafet 
makamındaki emirini dinleyip itaat etmeleri gerekir. 

.i5jaı *tf j*-tf!lj jŞ\ dUUİI fj> Jl frlySl £• j?\* j>iij - 29 

29- Kıyamet gününe kadar iyi ve facir emirlerle birlikte gazaya çıkmak 
terk edilmez. 

f4PjW *$j <(►$-!* j*^i ö\ j^H j*J cji?u dUi^ı Jı âjjU-ı iaiîij c ^ı dU^ij - 30 

30- Fey'in taksimi ve hadlerin ikamesi imamlara aittir. Hiç kimse onlara 
bu hususta hakaret edemez ve onlarla çekişemez. 

.\jf\3 jî t)\T l^ <LP OÎj^-l *^Jl l$*3i ja İiâU Ojİbr (^Jl OlâJ-^l *İij - 31 



D Buhari (3655, 3697) Ebu Davud (4627, 4628) Tirmizi (3707) 



31- Zekatları onlara vermek caiz ve geçerlidir. Zekatını onlara veren 
kimsenin zekatı, imamları iyi yada facir olsun yerini bulur. 

İİjU cf Jc~a 3$ lAîlPÎ jfi <.{#*£ j İ«\j âJb öjlbr ö^j jfi uık>-j cAÂL* kuJH ö^^j - 32 
JU iuJlâ *-ftj^-lâj pAji 'LojH\ caI^- ö'iLûİI jj i lil ^^ ÂxJr! J«£3 ja <d j*J <.k~*JU JÜU* cjIj50 

32- Halifenin ve onun tayin ettiği kimsenin arkasında Cuma namazı 
kılmak caizdir, tamdır ve iki rekat olarak kılınır. Bu namazı eksik görüp iade 
eden bidatçidir, eserleri (hadisleri) terk ederek sünnete muhalefet etmiş olur. 
İmamların iyisinin ve facirinin ardında namaz kılmayı caiz görmezse, o 
kimseye Cuma'nın faziletinden bir nasip yoktur. Sünnet ise, namazı onlarla 
beraber iki rekat olarak kılmaktır. (Bunu iade eden bidatçidir) 11 Bu eksiksiz bir 
namazdır, gönlünde bu hususta bir şüphe olmasın. 

terj t/b 2üh\£-l$ 4İ Ijjâîj <üp Ijju^-I ^Ül Jlf «Aâj J^LA\ 2L»Î öf ç\a\ ^Js> ç^jfi- j^j -33 
<Qp İli J^ - İli Jj-oj jP jtf*2l JÜl^j c,£jLdl UûP r jl£-l IİA JA JLâ LUJb jî l&J\i JlT 

.âJUUr &~a OU <ÜP r jl£-l üU JIJ - JLıj 

33- İnsanların, ister halifeliğini razı olarak kabul ettikleri, ister zorla 
etrafında toplanmış oldukları Müslüman ümmetten olan bir yöneticiye 
ayaklanan kimse, Müslümanların birliğini bozmuş ve Rasulullah sallallahu 
aleyhi ve sellem'den gelen rivayetlere muhalefet etmiş olur. Bu şekilde ölürse 
cahiliye ölümüyle ölmüş olur. 

j* Je £0^ jtf dite J*3 jJ . ^Ül ja J*H <üp ^j>I *ij JÜaJUl Jli J4 ^j - 34 

34- Sultana karşı savaşmak helal değildir ve insanlardan hiç kimsenin 
onlara karşı çıkması caiz değildir. Kim böyle yaparsa sünnetin ve doğru yolun 
haricinde bir bidatçidir. 

t<Ülaj <UJÜ ^P JjUj JÎ <Üâ <ÜUj <UjÜ J JjTjÜ 'j* 9 ^ ^1 jî^r £j'j^j j^j-aÜ' JuJj - 35 

jî ^U^l *J[I .b-^ j-J c^AjUT £» *^j tfrjilaj JÎ âjTy jî öjâjlâ lil 4İ j-Jj ı jJLâj U Jio l^p *İJüj 

J <Ü*b Jp ül» JIJ ÇİJ^-Î JjtfJ *İ JÎ dXçf; gjiy tkÜJİ <ULİa J <UjÜ jP ^Oj JÎ fj Ul .guJLJ.1 Ö^J 

<d Oj^-j «üUj <ujü jP tİJüjSbj JU-I dLJüi J Ijüt JJ Jlj Jjsâil isi Jüuti âT^dl J <ujü jP <uâi 
Jl Up j*£ ^j cAPlil *tfj aJÜTJ^ yb <İj c<dbâ y\ \£\ iJüb J jlftl ^j djib-^l J *br U^ .oMfJÜI 
İli ö*İj j^ Jl «yî «İ^ jS3j iJ^-l <Up pL *ij c^Jbijı JÎ 4İ j*Jlâ ljw»î öJbî-î Jlj tbijir JlT jî ^ 

.4J j»ic»wİ 



Diğer nüshalarda bu ziyade vardır. 



35- Kişinin canına ve malına saldırırlarsa, canını ve malını korumak için 
hırsızlara ve haricilere karşı savaşmak caizdir. Gücü yettiği kadar onlara karşı 
kendini müdafaa eder. Onlar bırakıp giderlerse onları takip etmez. Bunu 
ancak Müslümanların imamı yapabilir. Kişinin sadece bulunduğu yerde 
kendisini savunması ve kimseyi öldürmemeye niyet etmesi gerekir. 12 Şayet 
canını ve malını müdafaa esnasında saldırganı öldürürse Allah'tan uzak olanı 
öldürülendir. Şayet canını ve malını savunurken öldürülecek olursa, 
hadislerde geldiği gibi o kimsenin şehid olmasını umarım. Bu konudaki bütün 
hadisler, saldırgan ile çarpışmayı emreder fakat, onu öldürmeyi ve arkasını 
takip etmeyi emretmez. Eğer onu yaralarsa veya esir alırsa o öldürülmez. Ona 
had cezası da uygulanmaz. Onun durumu Allah'ın kendisine yetki verdiği 
kimseye havale edilir ve buna o hükmeder. 

cJl£j c<Up lJUsİj £■ UûÜ yrj . jUjî h£ aJUju J^ju UiJl Jj*Î ja J&~\ ^Js> X^j *$j - 36 

.dlıl d>j dj yrjj .^JÜI s^-^l ^ 

36- Kıble ehlinden herhangi bir kimsenin işlediği bir amel sebebiyle onun 
cennetlik veya cehennemlik olduğuna şahitlik etmeyiz. Salih kimse için ümit 
besleriz ve günahkar kimse için de korkar, onun için Allah'ın rahmetini umarız. 

djjsîl JJjjj .<Up oja dili öti - aJlp jA» jş> \J\2- jljl djj dj l-^s l-JJü dili Jü jaj - 37 

.OU-.JI ^P jÂ*tJ ö^^ J* 

37- Kim Allah'ın huzuruna cehennemi gerektiren bir günahta ısrar 
etmemiş ve ondan tevbe etmiş olarak çıkarsa, şüphesiz Allah onun tevbesini 
kabul eder. O, kullarının tevbesini kabul edendir, kötülüklerini bağışlayandır. 

dlıl Jj-»tj j* j£-\ J s-lr UT .4jjUT j^â ÜJÜI J ^jJÜI ı*Ui J&- aJlp ^î jüİj 4^25 j^j - 38 

.- ^j dJlp dlıl J*fi - 

38- Bu günahından dolayı kendisine had uygulanmış olarak Allah'ın 
huzuruna çıkan kimseye gelince, Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'den 
gelen rivayette olduğu gibi, onun günahına kefaret olur. 

djip s-U) ö\ dili Jl 6yİ3 t djjÂaİl 14 ^>-j£*>l 03 gjJl OjiJUl j^ ^JÜ j^p Ij^aa <lâJ jjjj - 39 

.dj yip s.U) Jlj 

39- Ceza gerektiren bir günaha tevbe etmeden Allah'ın huzuruna çıkan 
kimseyi, Allah dilerse azab eder, dilerse bağışlar. 

.dJ jâiü f.j djJlp jiıT j^ <uÂJ j^j - 40 

40- Kafir olarak Allah'ın huzuruna çıkan kimseye azab eder, bağışlamaz. 



" Diğer nüshada "onlardan biri kendisinin üzerine gelirse.." ziyadesi vardır. 



âlj <Qp C-^ti jî <Jjsel IİI j*&-\ dij U j ja Js< j?- ^jİlj - 41 

41- Evli iken zina eden kimse bunu itiraf ederse veya zina ettiğine dair 
delil ortaya konursa, onun recm edilmesi haktır. 

.- ^j <Up dlıi ^^ - in Jj-oj ^j jîj - 42 

42- Nitekim Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem recim cezası 
uygulamıştır. 

.ÖjJl$>\J\ ÎUj^I C-STj JÂj - 43 

43- Raşid imamlarda recim cezasını uygulamışlardır. 

<Ua ölT (^jJbl 4-iaiuî jî - JLıj <Up dili (JL^? - alil Jj-oj obw?î j^ \J&-\ jfihj\ jaj - 44 

.U-fLo j|Js dUâ üj^jj cU*3r ,»gjc- *^">y (3^* ^»^ OVS' aJjL^a jTi jl 

44- Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in sahabelerinden birini küçük 
gören veya yaptığı bir şeyden dolayı onlardan birine buğzederek kötülüklerini 
dile dolayan, ashabın hepsini rahmetle anmadıkça ve kalbi onlar için selim 
olmadıkça bidatçi olur. 

jjJÜI jJİ3\A\ Jiw c4J%ıİI J fİU*İ\ j^ojj cOjjP Xjuj dİlb y£o ö\ : ji&l ja JjLLJlj - 45 

— *-Loj dJlp dili ^^JU? - alil Jj-jj JL^P (JLp IjİlT 

45- Nifak küfürdür. Bu; kişinin Allah'ı inkar etmesi ve O'ndan başkasına 
ibadet etmesidir, bununla beraber müslümanmış gibi görünmesidir. Tıpkı 
Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem zamanındaki münafıklar gibi. 

" J3U f j$â dj jT jfi d;^ " : - ^j dJlp dili J*p - djj3j - 46 

.\Aj~Jû ^j cOs-Ur UT ^j^J Ja.lvJl ^Js* iJLa 

46- Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in; "Şu üç şey kimde 
bulunursa o münafıktır" hadisine gelince, bu vebalin ağırlığını anlatmak 
içindir. 13 Bunları öylece rivayet ederiz, yorum yapmayız. 



Bu açıklama, Ebu Ubeyd'in, hakkında küfür varid olan rivayetler hususunda zikrettiği dört 
mezhebden birine aittir. Birincisi bu rivayetleri: "Küfranı nimet: nankörlük" anlamında, ikincisi; 
İmam Ahmed'in zikrettiği gibi korkutma ve mübalağa anlamına, üçüncüsü; dinden çıkaran 
küfür anlamında yorumlamışlar dördüncüsü ise; bütün bu rivayetleri reddetmiştir. Ebu Ubeyd, 
bu açıklamaların tamamını reddeder ve şöyle der: "İsyanlar ve günahlarimanı gidermediği gibi 
küfrü de gerektirmez, lakin imanın hakikatini ve ihlasını giderir" başka bir yerde de şöyle der: 
"Bunlar ancak kafirlerin ve müşriklerin üzerinde bulundukları ahlak ve adetleri ifade etmek için 
varid olmuştur." İbn Abbas radıyallahu anhuma, Tavus, Ata, İbn Uyeyne gibi seleften bir 
cemaat'ten bu rivayetlerin açıklaması gelmiştir. Bkz.: Ebu Ubeyd el-İman (87, 93) Sunenu't- 
Tirm izi (5/20-21) 



oüij *&b*{ s^j-^ı ^*^ b^ ^-^ 'j*^^ *^" ~~ (^J ^ ^ (J^ ~~ 4 ^A? ~ 47 

"yT AİUâj Jj-J JLmİI uU" Jl«j "jÜI J JjsâİIj JjUJlâ U-^-A"'-! tJUJLJ.1 Jd\ lil" :Jl«j ."j&*> 

47- Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in; 

"Benden sonra birbirinizin boyunlarını vurarak sapık kafirlere 
dönmeyin" 14 hadisi, 

"İki Müslüman kılıçlarıyla çarpışırsa öldüren de, öldürülen de 
ateştedir" 15 hadisi ve 

"Müslümana sövmek fasıklık, onunla vuruşmak küfürdür" 16 hadisi, 

"Kim kardeşine ey kafir derse bu küfür ithamı ikisinden birini 
bulur" 17 hadisi ve 

"Zayıf bir ihtimal ile dahi olsa nesebden uzak olduğunu belirtmek, 
Allah'ı inkardır" 18 hadisine gelince; 

\ç* Jr-l *Jl] Uoy *^ OftUr U JJw ^1 £jib-^l oJLa> ^^ ^j cl$J Jilf 

48- Bu ve bunlar gibi sahih olarak ezberlenmiş hadislere, yorumunu 
bilmesek de teslim oluruz. Bunlar hakkında konuşup mücadeleye girmeyiz. Bu 
hadisleri ancak böyle rivayet edilen hadislerle açıklarız. Bunları en uygun olan 
anlamına hamlederiz. 

CjÎj3 5JH cJb«o" :- *JL»j <Up ili JU? - İl J^»j jP ^ iS ö\£jk£ jÜIj UHj - 49 

t "ÜT . . .Cüjy jUİI J CjJtlj" t". . . m*î j^î CJİy AJrl J CxÜ?I"j "jjj^Jl CjJjj" c'M^ûâ 



Alimler bu rivayetlerden kastedilenleri genişçe açıklamışlardır. Bkz.: İktizau's-Sırati'l-Mustakim 

(68-89) İbn Kayyım es-Salat. 

U Cerir radıyallahu anh'den: Buhari (121) Müslim (65) Nesai (7/127-128) İbn Mace (3942) 

Ahmed (4/358) 

İbn Ömer radıyallahu anhuma'dan: Buhari (4403) Müslim (66) Ebu Davud (4686) Nesai 

(7/126) İbn Mace (3943) Ahmed (2/402) 

İbn Abbas, Ebu Bekre, Ebu'l-Gadiye, es-Sunabihi ve başkalarından da rivayet edilmiştir. 

15 Ebu Bekre radıyallahu anh'den: Buhari (31) Müslim (2888) Ebu Davud (4268) Nesai (7/124) 
İbn Mace (3965) 

16 İbn Mesud radıyallahu anh'den: Buhari (48) Müslim (116) Tirmizi (2635) Nesai (7/121) diğer 
bazı sahabelerden de rivayet edilmiştir. 

17 Sahabeden bir topluluktan rivayet edilmiştir: 
Ebu Hureyre radıyallahu anh'den: Buhari (6103) 

İbn Ömer radıyallahu anhuma'dan: Buhari (61 04) Müslim (111) Tirmizi (2637) Ahmed (2/1 8) 

18 Sahabeden bir topluluktan rivayet edilmiştir: 
Abdullah b. Amr radıyallahu anhuma'dan: Ahmed (2/215) 

Ebu Bekr radıyallahu anh'den: Darimi (2864) diğer bir lafızla rivayet etmişlerdir. 



jAji <l^-Î *^j t— *l*>j 4-Ip djjl ^J^p - dili Jj~jj <^jib-lj , JT^ûJu oiSlo jçi UJI& i Uİf *pj j*İ 

49- Cennet ve Cehennem Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'den 
gelen; "Cennete girdim ve orada bir köşk gördüm", 'Kevseri gördüm", 
"Cennet halkının çoğunun şunlar şunlar olduğuna muttali oldum..", 
"Cehennem'e şöyle muttali oldum.." hadislerinde 19 olduğu gibi 
yaratılmışlardır, şuan mevcutturlar. Kim onların yaratılmamış olduğunu iddia 
ederse Kur'anı ve Rasulullah sallallahu aleyhi ve sellem'in hadislerini 
yalanlamış olur. Böyle bir kimsenin cennete ve cehenneme de inandığını 
sanmam. 

İİjSÎ *^j cjU^uo^l <LP ç^s *tfj 1 4İ jÂJc^jj d JlP J-tfj \J&-y iLÜl Jjfcî ja üU j^j - 50 

.dİl Jj dyî - IjuT jf t>lf IjJU^- 4JİÎ 4JÜ <Up 5*>UaJl 

50- Kim kıble ehli bir muvahhid olarak ölürse, onun cenaze namazını 
kılarız ve onun için bağışlanma dileriz. İşlediği küçük yada büyük günah 
sebebiyle onun cenaze namazını ve ona bağışlanma dilemeyi terk etmeyiz. 
Onun işini Allah'a havale ederiz. 20 



19 Bkz.: Buhari (3241) Tirmizi (2602) Ahmed (1/234) 

20 Bu akide metni İmam Ahmed'in yakın talebelerinden Abdus b. Malikin hal tercemesinde 
nakledilmiştir. Rivayet farklarına dipnotlarda işaret ettik.