Skip to main content

Full text of "Evliyalar Şehri Tokat"

See other formats


YazarHakkinda 

1951 Manisa dogumlu. 1976'da Istanbul 
Universitesi Edebiyat Fakiiltesi Psikoloji 
Boliimiinden mezun oldu. Ogretmen olarak 
Erzurum, Karabiik, Afyon-Sandikh, Manisa- 
Gordes ve Amasya-Suluova'da gorev yapti. 
2005'te emekliye aynlan Abdulhalim Durma 
'Evliyalar §ehri' adiyla bir kitap dizisi 
hazirlamaya basladi. Elinizdeki kitaptan once 
Amasya, Kastamonu, Afyonkarahisar ve 
Isparta'yi yaymlayan yazarin son kitabi 
Samsun ile ilgili. 



Evliyalar § e h r i 

Tokat 



Yayma Hazirlayan 
Abdulhalim Durma 



Amasya-2010 



ISBN 

978-9944-0466-4-0 

DIZGi 

Abdulhalim Durma 



Kapak Tasanmi 
Abdulhalim Durma 



Baski Yeri ve Yih 
Yenigiin Matbaacihk San. Tic. Ltd. Sti. Turgut Ozal Bulvan 

No. 53/1 

Iskitler/Ankara 

Tel-: 0312 384 61 83-84 

2010 



Bu kitabm biitun haklan Abdulhalim Durma'ya aittir. Hicbir 

§ekilde kopyalanamaz, cogaltilamaz ve yayimlanamaz. 

Kaynak gosterilmek §arti ile almti yapilabilir. 



1000 adet basilmi§tir. 



Mukaddime 

"Ho^geldiniz! Safalar getirdiniz. Gelmekle ne iyi ettiniz. Buyurun, 
istediginiz kadar kahn" 

Kapisinda sizi boyle kar^ilayan zaviyenin varolii? sirn, her daim 
canlihgim koruyan ve siirdiiren, mebdei yaratici olan miijdenin, hayata 
anlamkazandiran gerceginde gizlidir. 

Muhtelif yerlerde kabirleri bulunan Arap sava^cilanndan sonra bir 
evliya gibi turbesi asirlarca ziyaret edilen Melik Gazi, Niksar'da, 
Anadolu topraklanna Miisliiman Turk kimliginin kuvvetli izlerini 
birakan bir tarihin ba^langicini olu^turur. Oram hayati nerede efsaneye 
biiriinur hangi noktadan itibaren menkibele§iir, ayirt etmek zordur. 

Bayezid Bestami'nin torunlan Zile'nin hudutlanna sigmaz, 
Anadolu'ya mal olur manevi mimarlar silsilesinde. Yazmiij oldugu 
eserini kizina ithaf ederken, toplumun maneviyatinin kadinlann ruhen 
yiikselmelerine bagh oldugunu soyleyen Muharrem Efendi'nin cocuklan 
da sirtlarinda ta^idigi kutsal emanetle, babalannin izini takip eder. 

§ehrin mazisinde ini§ cikii-ilanyla hayatin mutmain olmu§ insanmin 
hikayesi yazihdir adeta. 



Eski zaman seyyahlanmn yolu buraya diistiigunde, sehrin kurucu 
sakinleri ile kaynasrp bir biitiin olusturdugunu nedense goz ardi 
edercesine, toprak damh evlerin yerine kiremit ortiilii 9atilan, gelismis 
sanayii, Rumlan, Ermenileri ve Yahudileriyle kiliseleri gormiis. Halbuki 
Evliya £elebi'nin adeta medhiye kaleme aldigi sehir, sanki Osmanhmn 
bir kii^iik ornegidir. Ilgi 9ekicidir ki, asirlarca Ermenisi, Rumu, Yahudisi 
ile bir arada yasayan Miislumanin gaynmiislim komsusunda seccade 
bulunur misafirperverlik geregi. Farkh dine mensup olsalar da, direkler 
arasinda katildiklari Ramazan geceleri eglencelerine renk verir 
Miisliiman olmayanlar. Ve 90k sonralan, iltifat etmezlerbaska yerlerdeki 
soydaslannm milliyet9ilik ihtiraslanna bu Rumlar, Ermeniler. 

Tasavvuf tarihinin onemli simalarma kucak a9an sehir, sadece Siinni 
inanci degil, Ke9eci Baba'dan Hubyar Sultan'a kadar Alevi inancinin her 
9esidini de bunyesinde banndiran zengin bir kiiltiirel 9e§ne sahiptir. 

Ge9mi§in ticari ve kiiltiirel zengini olan §ehir, bugiin hayalinde eski 
ihtisamrm anyor mu, bilinmez. Oysa, bu hayalin hi9 de uzak olmadigini 
tarihi mirasi serer gozler oniine. 

Ister bir sokak arasindaki kiremit 9atih evinde otursun ister modern 
hayatin sartlan i9inde giinlerini yasasin, iste o eski sehrin insam, arada 
bir muhayyilesinde atalanmn hayatla ortiisen bakisimn gizemini 
muhafaza eder. 

Soz gelir dayamr sonunda, zamana meydan okuyan tasin dilinde 
ifadesini bulur. §ehrin kimligini aksettiren bir kitabe de soyledir. "Diinya 
ge9ici ve degersizdir. Eweli limit ve sonu da oliimdiir. Elimizde 
olmayarak Diinyaya geldik, orada saskin bir sekilde konakladik, ve 
istemeye istemeye oradan aynldik." 



iCINDEKILER 

Tokat Evliyalari 

12.asir.....l 
13.asir.....4 

14.asir 15 

15.asir 22 

16.asir 27 

17.asir 38 

18.asir 46 

19.asir 47 

20.asir 55 

Ve Digerleri 59 

Almus Evliyalari 71 

Artova Evliyalari 90 

Ba§9iftlik Evliyalari 93 

Erbaa Evliyalari 94 

Niksar Evliyalari 116 

Pazar Evliyalari 136 

Re§adiye Evliyalari 140 

Sulusaray Evliyalari 148 

Turhal Evliyalari 153 

Ye§ilyurt Evliyalari 177 

ZileEvliyalar.....l80 



Tokat'ta Tarikatlar 

Tokat'ta Alevilik 248 

Tokat'ta Halvetilik 249 

Tokat'ta Haydarilik 252 

Tokat'ta Kadirilik 255 

Tokat'ta Mevlevilik 256 

Tokat'ta Rufailik 278 

Degerlendirme 279 

Yerindeksi 280 

Isim Indeksi 283 

Kaynak?a 290 




TOKAT 
EVLIYALARI 




12. gtetr 

^^^^^ okat'in Turk devrinde ortaya cikan bir iskan yen oldugu 
I kabul edilir (1). Yal9in bir tepenin iizerinde 90k eskilerden 

^••^ beri bulunan kale, tehlikeli durumlarda yore insani i9in 
muhtemelen bir siginak vazifesi gormektedir. Bolgeye 1140'lara kadar 
Bizans akinlan eksik olmaz. Emniyet kesinlesince, sulh ve siikun 
devri de ba^lar. Boylece halkin kale i9inde oturmasina gerek 
kalmaz. Kaleye yakin ve arazinin elverdigi alanlarda yeni iskan 
baslar. Tabiatiyle Cuma namazlannin kihnabilmesi i9in insa edilen Ulu 
Cami'nin yerinin bu yeni iskan sahasinda olmasi gerekir. XII. yiizyila 
tarihlenen yapinin yeri, sehir sahasina girmekle birlikte sehrin belki tam 
ortasi degildir, fakat kale sahasi da soz konusu olunca bu iki sahanin 
ortasinda bir yer isgal eder. Burasi hem kale hem de sehir ile irtibat 
kurabilir. Ulu Cami kaleye giden yolda olup kalenin ana giris kapisina 
da yakindir. Boylece kaledekiler kolayhkla buraya inebilecegi gibi yeni 
iskan sahasinda bulunan halk da rahathkla burada toplanabilir. Ustelik 
Danismendliler tarafindan insa edilmis olan Yagibasan Medresesi, Ulu 
Cami'den daha disandadir. Bu durumda 90k daha sonra temelleri 
iizerine yeniden insa edilen Ulu Cami'nin bu medreseden daha erken 
tarihte yapilmis olmasi icap eder. 

Son derece sade olan Garipler Camii Pazarcik Mahallesinde 
olup Yesil Minareli diye de anihr. SeyyidAliPasa'ninvakfiyesinden 



( 1 ) B AYKARA Tuncer, Tokat Ulu Camii iizerine Bazi Dtisunceler 



MelikGazi (1086-1 104) tarafindan yaptmlmis oldugu anlasilan 
yapi Danismendlilerden giinumiize gelen en eskiyapiolarakkabul 
edilir(2). Sonraki bir 90k yapiya prototip teskil eden caminin, sag 
alt kosesinde yeralanl333 tarihli kitabeden mihrabinin yenilenmis 
oldugu anlasihyor. 

Cepe9evre hiicreler ile yuvarlak planda goziiken Yagibasan 
Medresesi, kubbenin tepesindeki a9ikhk ilavesi ile biiyiik 9apta bir 
Turk otagina benzetilir (3). Barth'in 1858'de ve Gabriel'in 
1930'dakiziyaretleri sirasinda Tokat Yagibasan Medresesi han ve 
muhacir bannagi idi. Bu esnada, medresenin ortasinda bulunan ve 
dallari kubbenin a9ikhgina kadar yiikselen biraga9 buluninaktaydi. 
Emel Esin'in ziyareti sirasinda ise, aga9 yok olmus, medrese daha da 
harap hale diismiis ve koylerden getirilen satihk hayvan siiriilerine 
agil olarak kullanilmakta idi. Yakin tarihte bir sure demirhane, daha 
sonra tas deposu olarak kullanilmis olan medresenin on 
cephesindeki boliimler diikkan, diger kisimlar ise depo olarak 
kullanilmakta idi. Nizameddin Yagibasan'in banisi oldugu yapinin (4), 
1247'de Giyaseddin Keyhusrev'in oglu II. Izzeddin Keykavus 
doneminde onanlmis oldugu tamir kitabesinden 

anlasilmaktadir. Vakiflar Genel Mudiirliigii arsivindeki Hurufat 
Defterlerinde, H. 1103-1234 yillan arasindaki kayitlarda medreseye, 
tiirbesine ve mescidine degisik tarihlerde atanan muderris, imam 
gibi gorevlilerden bahsedilirken, yapinin konumuna dair bilgiler de 

(2) AKSULU Behiye Isik, Fetihten Osmanh Donemine kadar Tokat 
§ehri Anitlan, Doktora Tezi, Gazi Uni., Ankara, 1994 

(3) ESIN Emel, Tokat, Vatan Kuran Fatihlerin Yadigan 

(4) Tokat Yagibasan Medresesi, Niksar Yagibasan Medresesi, Amasya 



bulunmaktadir. Bu bilgilerden yapinm, XVIII. yiizyihn ortalannda 
islevini siirdiirmekte oldugu goriiliir. 1 898 Salnamesinde yapinm banisi 
olarak Yagibasan'in ismi yaninda Ali Pasa'nin da admin yer almasi, 16. 
yiizyilda medresenin, kendi adiyla anilan caminin bah9esindeki 
tiirbesinde medfun bulunan Ali Pasa tarafindan tamir ettirilmis oldugunu 
gosteriyor. 1899 yilma ait Salname-i Maarif-i Nezaret-i Umumiye'ye 
gore ise kirk talebesi ile faal durumda olan medresenin miiderrisi Ahmed 
Efendi'dir (5) ve onceki yila gore ogrenci sayisi ile miiderriste herhangi 
bir degisiklik olmamistir. Medresenin vakif gelirleri arasinda, bazi 
koylerin malikane hisseleri, Sultan Hamami'mn geliri, diikkan gelirleri, 
bahce geliri mevcut olup, imam, muid, muezzin, terras, tiirbehan, canken 
gibi gorevlileri bulunur. Medresede ogrenim i9in giinde 40 ak9e 
aynlmistir. 

Giiniimiizde hafriyat neticesinde butuniiyle ortaya 9ikanlmis olan 
Yagibasan Medresesi restore edilmis ve 9evre diizenlemesi yapilrmstir. 

CemalBaglan altinda, Aksulrmagina uzanan Beybagi 
Mahallesi'nde, tepenin iizerinde kendi adim tasiyan mezarhkta yatan 
Alp Gazi, 1167 yihnda hiikiimdarolan ve az siiren hiikiimdarhgi 
zamamnda "Melik-i miicahite biil mahamit" diye anilan Cemal 
Gazi'den baskasi degildir. Danismendli hukumdarlanndan 



Yagibasan Hani, Sivas'ta Yagibasan Hankahi, kaynaklardan tespit 
edilebilmis giiniimuze gelen ve gelemeyen eserlerinden bir kismidir. 
Onun donemine tarihlenen Niksar Ulu Camii'nin bizzat tarafindan 
yaptinlmis olmasi gerektigi ileri siiriiliir. 

(5) KESKIN Yahya Mustafa, XX. Yiizyilda Tokat'in Sosyal ve Kiiltiirel 
Yapisi, Doktora Tezi, Inonii Uni., 1 996 




Nizameddin Yagibasan'in ogludur. Halk arasinda Cemal Gazi'nin 
hiikumdar oldugu, Cemal Baglanm ihya ettigi, Aksu Irmagmi bugunku 
yerine getirdigi ve bir saray yaptirdigi soylenir. Eskiden, basi agnyanlar, 
burada dua ederek, baslannin uzerine yuvarlak bir ta§i kaldinrlardi. 
Cocugu olmayan kadinlar tarafindan da burasi ziyaret edilirdi. 



13. gtetr 

snn ikinci yansinda Selguklu devlet adami Pervane Muiniiddin 
Siileyman (6. 1277) uzun siire Ibn Arabi'nin halifesi Sadreddin 
'Konevi'ye talebe olur ve boylece fikirlerinden etkilendigi 
Ekberiyye mektebini himaye eder. Ongoren'in 9ali5masindan (6), 
Sadreddin Konevi'nin talebelerinden Miieyyidiiddin Cendi, Saidiiddin 
Fergani ve Fahreddin Iraki'nin, Pervane Suleyman'm Tokat'ta adlanna 
yaptirdigi medrese ve tekke vesilesiyle bu f-iehre yerle§mi§ olduklanni 
ogreniriz. 

Uzerinde Dani§mendli ve Sel9uklu eserlerinin yer aldigi 
Tokat'in en eski caddesi olarak bilinen Sulusokak'ta bulunan Ali Tusi 
Tiirbesi, Ebu'l Kasim bin Ali el Tusi tarafindan 1233 yihnda kendisi 
icin yaptinlmistir (7). Ebii'l Kasim, Kayseri'deki Haci K1I19 Camii 
veMedresesi'nin banisive I.AlaeddinKeykubat'in veziri olup heniiz 



(6) ONGOREN Resat, XVI. Asirda Anadolu'da Tasavvuf, Doktora Tezi, 
Marmara Uni., 1996 

(7) ALTUN Ara, Ebii'l Kasim-i Tusi Tiirbesi, TDV IslamAnsiklopedisi 



hayatta iken Tokat'taki tiirbesini insa ettirir. Halk arasinda Ali Tusi 
Tiirbesi diye anilmakla beraber bu ismin turbede yatan sahsin babasina 
ait oldugu kitabeden anlasilmaktadir. Tiirbe kesme ve moloz tartan 
yapilmis olup, kare planhdir. Uzeri tromplu i(;ten kubbe distan da konik 
bir kiilah ile ortiilmustiir. Sonraki yillarda yikilan bu kiilahin yerine ahsap 
bir 9ati yapilmistir. Tiirbenin iki yiiziinde sivri alinhkh dikdortgen 
9er9eve i9erisine ahnmis, bir yiiziinde yan yana iki, diger yiiziinde de tek 
penceresi bulunmaktadir. Bu pencereler mozaik 9ini ahnhkhdir. Bu 
ahnhklarda turkuaz, mor ve lacivert renkli 9ini desenler goriilmektedir. 
Aynca pencerelerin iist boliimiinde san zemin iizerine mavi renkte kufi 
yazi ile Kur'an-i Kerim'den ahnmis iki ayet yazihdir. Tiirbenin 
kuzeydogu kosesinde yer alan 9esmenin de yapiyla birlikte insa edildigi 
anlasihyor. 

Cami-i Kebir Mahallesi'nde bulunan Sefer Pa§a Tiirbesi ve 
yamndaki mescit, Ebubekir bin Lokman tarafindan 1251 yihnda 
yaptinlmistir. Halk arasinda Komlekli Baba ismi ile anilan bu turbede 
kimlerin gomiilii oldugu kitabesi olmadigindan anlasilamamistir. Bazi 
iddialara gore de tiirbenin Sefer Baba'ya ait oldugu soylenmektedir. 
Tiirbe kesme tastan yapilmis olup, kare planhdir. Uzeri piramidal bir 
kiilah ile ortiilmiistiir. Hurufat defterlerinde, Sefer Pasa Merkadi 
olarak anilan yapiya gorevli tayinleri ile ilgili XVIII. yiizyila ait 
kayitlar bulunmaktadir (8). Bugiin Sefer Pasa olarak bilinen tiirbenin 
bu isimle anilmasimn alakasi, 1651-1652 yillannda eski Kasaphane 



(8) B. I. Aksulu, a.g.e. 



Cesmesini yaptiran Sefer Bese bin Mustafa'nin buraya gomiilmesiyle 
a9iklanabilmektedir. 

"Selatin-i selef binasi olup, metanet iizere kargir bina edilmis bir 
medrese-i ranadir. Lakin Vani nam birisi mesayih ziimresinden ge9inip 
bu medrese-i kadim-i darii'1-ilmi is ederek, emr-i padisahiyle tekke 
etmistir. Kubbesinin ortasi acik olup, zemininde bir havz-i murabba'i 
vardir." 

Bugiin Meydan Mahallesinde, Gaziosmanpasa Bulvan iizerindeki 
Gok Medrese diye amlan ve Evliya Celebi'nin yukanda tasvir etmis 
oldugu yapi, Pervane Medresesi, Kirkkizlar Medresesi, Dariissifa, 
Bimarhane Tekkesi, Vani Tekkesi olarak da adlandmlmaktadir. Yapi 
grubu, onanlmis olan Gok Medrese, bitisigindeki kazi sonrasi ortaya 
9ikan bir yapi kahntisi ve bu yapimn bati ucunda yer alan tiirbeden 
olusmaktadir. Miize olarak islev goren bu yapi grubu, bugunku zemin 
seviyesinden 3.70 m. asagidakalmistir. Pervane Muineddin Siileyman'in 
ihanet S11911 ile Ilhanh hiikiimdari Abaka Han tarafindan 2 Agustos 1277 
giinii Van Aladag'inda idami iizerine, yapimn kizi veya yakin bir adami 
tarafindan tamamlandigi, ancak Mogollann kendilerine ihanet etmis 
olan Muineddin Pervane'nin adini lanetlemek i9in, NiksarUlu Camii'nde 
oldugu gibi, kitabelige isim yazdinlmamis oldugu muhtemel 
goziikmektedir. Vekalet arsivinde 18. ve 19. yuzyillarda yapimn 
dariissifa olarak kullanildigina dair kayitlar oldugu gibi, Pervane Bey 
Dariissifasi olarak da adi ge9mektedir. 

1839 yilma kadar sifahane olarak kullamldigini kayitlardan 
ogrendigimiz yapimn, 1899 yilina ait Salname-i Maarif-i Nezaret-i 



Umumiye'ye gore, 62 ogrencisi bulunmakta olup miidemsi Omer 
Efendi'dir (9). 1911 yilmda terk edilmis bir durumda oldugunu 
ogrendigimiz yapinin tekrar kullamma a9ilmasi 1925 yilmda yapilan 
onanmlarla ba^lar. 1 955-56'da miize kullammrna verilen yapinin list kat 
odalannin zeminine beton dokiiliir ve bu arada 9ati onanmi yapihr. 1972- 
73 'de 9ati onanmi, 1974-75'de alt kat odalannin restorasyonu yapihr. 
1975-77'de giiney, bati ve kuzey cephesine drenaj a9ihr ve istinat duvan 
oriiliir. 

1811 tarihli bir kayitta, " Vakfiye Medrese-i Pervana Bey ki, Gok 
Medrese denmekle meshurdur, Dariissifasi ve Dariissiilehasi var imis", 
denmektedir. Halil Ethem'in dariissifamn medresenin yaninda olduguna 
dair verdigi bilgi de degerlendirildiginde, G. Cantay'in one siirdiigu gibi, 
burada medrese ve dariissifadan miitesekkil bir kompleksin varhgi ile 
karsilasihr(lO). 

Evliya Celebi'nin medresenin tekkeye 9evrildigine dair 
verdigi bilgi ise, yapi grubunun birka9 donem degisiklige 
ugradigi ve esas itibariyle Gok Medrese'den degil bitisik 
yapidan bahsettigi kanisim uyandirmistir. Gok Medrese'den once 
yapilmis tek kath bir yapi oldugu, yapi kahntisindan kismen 
faydalamlarak medresenin insa edildigi, bir donem birlikte, kahntinin 
on kismina yapilan eklerle sifahane ve digerinin tip medresesi olarak 
kullamldigi, daha sonra sifahane islevini medresenin yiiklendigi ve 



(9) Y. M. KESKIN, a.g.e. 

(10) CANTAY Goniil, Tokat'ta Tip Medresesi ve §ifahanesi 



yandaki bolumun bir sure sonra bazi degisikliklerle tekke islevine 
doniistiigu, kuzey-bati kosesindeki tiirbenin kubbe bi9im ve gecis 
elemanlannm ozelligi goz online ahnarak XIV. yiizyihn basinda 
eklendigi ihtiyatkaydiyla soylenebilir. 

Bas eyvanin kuzeyindeki mekan, medreseyi yaptiran Pervane 
Muiniddin Siileyman'in aile mezarhgi olup, halk arasinda "Kirkkizlar 
Tiirbesi" olarak da bilinmektedir. Efsane degerinde baska kimlikler de 
yiiklenen yirmi sandukah mezar odasi miize teshirine tabii bir zenginlik 
katmaktadir. Miijgan U9er, halkin Kirk Kizlar Medresesi diye de 
isimlendirdigi bu eserde, kapi girisinin sag ilerdeki odalannda kirk kizin 
ikiser ikiser mezarlarda yattigi soylenir, der (11). Inanisa gore, bunlar 
Dariissifa'da 9ahsan veya hasta kizlann ayni zamanda olmeleri sebebiyle 
buraya gomiilmiislerdir. Eskiden bogmaca ve oksiiriik olan 90cuklann 
getirildigi ve kapisindan i9eri 'Hemecik' denilen bir yapma bebegin 
atildigi anlatihr. 

Hiikiimet Meydamnda, Ali Pasa Camii'nin dogusunda yer alan 
Ebii'l §ems Hangahi'mn banisi Hiiseyin oglu Ebu's §ems'dir. Vezir 
Ahmet Pasa Mescidi ve Tiirbesi adiyla da anilanyapi 1288 yihndainsa 
edilmistir. 1989 yihnda restorasyonu tamamlanan zaviye, bugiin mescit 
olarak kullanilmakta olup tiirbe kisminda bes adet sanduka mevcuttur. 
Vakiflar Genel Miidiirliigii arsivlerinde yer alan 1696-1828 tarihleri 
arasindaki Hurufat defterlerinde onbes kayitta Vezir Ahmet Pasa 
Zaviyesine seyh, zaviye i9indeki mescide de imam tayini ile ilgili bilgiler 
mevcuttur. 



(11) U£ER Miijgan, Tokat Efsaneleri, Inanislan 



8 



1293 tarihli vakfiyesine 1301'de ek yapilmis olarak giiniimiize 
ulasan hangahin vakifi el-emirii'l azam Semseddin Ebu's-Sems b. el- 
Hiiseyin, Yas Meydan'da, bitisiginde seyh ve bevvabin oturmasi icin 
yapilmis evlerle birlikte bir hangah ve tiirbe yaptinr (12). Bu vakfiye 
Tokat sehrine ait ilk vakfiye olmasi ve bir hangahin isleyisi hakkinda 
detayh bilgi vermesi bakimindan onemlidir. 

Ahmed Pasa'nin hangahi tamir ettirmis veya ilavelerde bulunmus 
olabilecegi i9in, yapinin Vezir Ahmed Pasa Hangahi olarak anilmasina 
sebep oldugu tahmin edilebilir. 

Tokat Meydan Mahallesi'nde, Emniyet Mudiirlugu'nun arkasinda 
bulunan Halef Gazi Hangahi'mn giri§ kapisi uzerindeki kitabesinden 
ogrenildigine gore, Sultan Mesud'un birinci hiikiimetinde, IV. Kihc 
Aslan'in kizi Huand Hatun veya diger deyisle Hiidavent Hatun'un 
hizmetinde bulunan Halef bin Siileyman tarafindan 1291 yihnda Buka 
olarak yaptinlmistir. Osmanh doneminde de dergah ve tiirbe olarak 
kullamlmis olan yapinin portal kitabesi Ziimer Suresinden, 
"..Hos geldiniz, Safalar getirdiniz. Gelmekle ne iyi ettiniz. Buyurun, 
istediginiz kadar kalin!..", ayetleri ile basilar. 

Kareye yakin dikdortgen planh olarak di§ cephe koseleri 
kesme tartan diger kisimlan moloz tartan yapilan zaviye, mescit, tiirbe 
ve dervis hiicrelerinden meydana gelmistir. Bu bolumlerin iizerini 
orten kubbeler tugla ile orulmiistur. Giris kapisindan iki kubbeli odaya 



(12) KUCUR Sadi, Sivas, Tokat ve Amasya'da Selcuklu ve Beylikler 
Devri Vakiflan, Doktora Tezi, Marmara Uni., Istanbul, 1993 



getjilmektedir. Albert Gabriel bunlardan biiyuk olanmin toplanti odasi, 
digerinin de dervislere ait oldugunu ileri surer. 

Zaviyenin bati cephesinde ikisi buyuk biri kiiciik olmak iizere 119 
penceresi bulunmaktadir. Bu pencerelerden biri mescide, ikisi de tiirbeye 
a9ilmaktadir. Mescide a9ilan pencerenin iizerine Sel9uklu sulusu ile bir 
Ayet-i Kerime, tiirbe penceresi iizerindeki mermer kitabeye de Besmele 
ile Ayet'el Kiirsi yazilmistir. Yapi 1949 yihnda sel baskini sirasinda 
harap olmus ve uzun siire moloz ve toprak altinda kalmistir (1 3). 

1526 tarihli Defter-i Evkaf kaydindan ( 1 4), Tokat'a bagh birka9 
koyiin malikane hissesi ile yoncahk kira gelirinin zaviyeye 
vakfedilmis oldugunu goriiriiz. Burada, sofiler, seyh ve hafizlar kahp, 
miibarek gecelerde helva pisirip kendileri ve fakirler yerlerdi. Ancak 
buusul istenmedigi i9in vakfiye kaybedilip kadilardan cihetalma 
yoluna gidilmistir. Buna gore cabiye, miitevelliye ve mesihate ii9er 
ak9e aynlmis, bazi sahislar hangahin evkafini zabt etmislerdir. Kendi 
kendilerine, bir mud gaile ile bazen iki bazen dort hafiz tayin etmekte 
idiler. Vakfm isleri onlann istedigi sekilde yiiriirken bir muhamr gelip 
vakfin vakfiyesini istemis, fakat vakfiye bulunamamistir. Bunun 
iizerine adi ge9en 119 sahis kendiliklerinden bir tevziname yazip 
muharrire vermislerdir. Buna gore miiezzine vazife (maas) tayin 



(13) www.kenthaber.com 

(14) TJSTEK Fatma, Tokat Merkez Kazasi Vakif Kayitlan : H. 984 
(M.1576) tarihli Defter-i Evkaf, Yiiksek Lisans Tezi, Gazifjni., 
Ankara, 1985 



10 



edilmi§, fakat imama tahsiste bulunulmami§tir. Vilayetin ileri gelenleri 
bu durumdan haberdar olunca onlann giri^imleriyle vakfin durumunda 
bir takim degi^meler olmu§tur. Yeni duzenlemeye gore hangahda sofiler 
ve §eyh oturmayacaktir. Hangah da hangah olarak i^levini yitirmi§tir. Bu 
sebeple gelen gidenin ugrak yeri olacaktir. Yine bu duzenlemeye gore 
mutevelliye, cabiye, §eyhe, miiezzine ve iki hafiza birer ak9e 
verilecektir. Berat ve Kandil gecelerinde helva ile ce^itli yiyecekler 
pi§irilip hangahta bulunan ki§iler toplamp yiyeceklerdir. Bunlardan arta 
kalan, §eyh tarafindan, hangahagelip gidenlere verilecektir. 

Vakiflar Genel Mudiirliigii ar^ivindeki Hurufat defterlerinde 
1691-1827 tarihleri arasinda yer alan yirmi adet kayitta, yapinin, mescit, 
tiirbe ve zaviyesine, mutevelli tayini ve imam atanmasina dair bilgileri 
bulunur (15). Buradan, yaprmn o tarihlerde i^levini yogun bir §ekilde 
surdiirdugunu anlamak mumkiindiir. 

Evliya Celebi'nin Seyahatname'sinde, " Sehrin §imalinde a§agi 
bag ve bah9eler icre Siinbullii Baba Tekkesi Haci Bayram Veli 911-agi 
Siinbulllu Sultan burada sakin olup, ta kefere asnndan beri ulu bir 
asitandir. Safi dut ve bid-i ser nigun ve enva-i diraht-i semeredar ile 
miizeyyen bir tekke-i irem-izate'l imaddir.", diyerek bahsettigi Siinbiil 
Baba hakkinda §unlan ilave eder. "Ebniye-i keramat sei"9e§me-i 
dervi^an yani (Siinbullii Baba Sultan) bi'z-zat Haci Bektaf-i Veli bu 
§ehre kadem basup Ertugrul tarafina gitdiklerinde bu Siinbullii 
Baba'yi postlanna koyup gitmi^lerdi. Bu da Gazi Hiidavendigar 



(15) B. I.AKSULU, a.g.e. 



11 



Asrmda intikal etmis, sahrah iizere dut aga9h bag9e i9re tekyegah ve 
mesirede medfundur ki halen nazargah-i erbab-i feyz-i dildiir." 

Gazi Osman Pasa Caddesi iizerinde bulunan Siimbiil Baba 
Zaviyesi'ni ve yanindaki tiirbeyi Muiniiddin Pervane'nin kizi 
Safiyeddin'in bagislanmis kolesi olan Haci Siimbul'un 1292 tarihinde 
Sultan II. Mesut zamanmda yaptirrms oldugu Sel9uklu siiliisii ile yazih 
kitabesinden anlasilmaktadir. Kesme ve moloz tartan yapilan tiirbe, kare 
planh olup, iizeri kubbe ile ortiiludur. Giris kapisi son derece 
gosterislidir. Mavi renkli mermerlerden yapilmis, stalaktitli bir bordiir 
portalin 9evresini kusatmaktadrr. Bu kapidan biri kubbeli ders verilen 
mekan olmak iizere iki boliime girilmektedir. 

1 526 tarihli Defter-i Evkaf kaydindan (16), Tokat ve Zile'ye bagh 
birka9 koyiin malikane hissesi ile bah9e gelirinin zaviyeye vakfedilmis 
oldugunu goriiriiz. 1325 tarihli vakfiyesinin 1711 ve 1712 yillannda 
deftere kaydedilmis iki sureti bulunur. Vakfin geliri mescide, kalani da 
fakirlere harcanacaktir. 

Siimbiil Baba Zaviyesi restore edilmis olup, bugiin plastik 
ayakkabi ve 9izme deposu olarak kullanilmaktadir. 

Turhal'dan Tokat'a giriste, Yesihrmak nehrinin kiyisinda yer 
alan Seyh Meknun Zaviyesi'nin kitabesi mevcut olmadigi i9in 
yapim tarihi ve banisi hakkinda bilgi edinemiyoruz. Ancak tescil 
fislerinde zaviyenin 13.yiizyilda, Sultan Giyaseddin Mesud 
doneminde yapildigina dair bir kayda rastlanmistir. Birka9 
Koyiin malikane hissesi, Biiyiik Koprii 



(16) F. USTEK, a.g.e. 



12 



yakinlanndaki degirmenin geliri, bostanlann ican, Pamuk Dikiciler 
(^arsisinda yer alan dukkamn kirasi vakfin gelirlerini teskil eder. 

1526 tarihli Defter-i Evkaf kaydindan (17), zaviyenin vakfiyesine 
kayith olan vakiflann zamanla azaldigi, kayboldugu, kalan vakiflann 
mahsuliinden berat ile giinde iki ak9e Emir Abdullah §eyh'e, giinde bir 
bu9uk ak9e ve senede 119 mud gaile Haydar isimli kisiye, tahsildara ve 
tiirbehana olmak iizere verildigi anlasihyor. Bali adh kisi giinde bir ak9e 
ile miitevelli, Mehmed adh kisi de senede 120 ak9e ile ciizhan 
olmuslardrr. Bu durumda zaviyeye gelen gidene verilecek bir sey 
kalmarmstir. Vakifin sartnamesine tamarmyla uymak imkam yoktur. Bu 
nedenle seyhe her sabah Yasin ve ikindi vakitlerinde Amme Suresi 
okumak sartiyle giinde iki ak9e aynlrmstir. Miitevelliye giinde bir ak9e, 
cabiye (tahsildara) senede 120 ak9e ve iki hafiza senede 125'er ak9e 
verilmektedir. Bunlardan arta kalan ise zaviyeye gelen gidenlerin 
masrafina harcanmaktadir. 

Karamagrah §eyh Meknun Zaviyesini tarikatim bilemedigimiz 
zaviyelerden biri olarak sayar (18). Tiirbe, zaviye ve mescitten olusan 
yapi halk arasinda A9ikbas Tiirbesi olarak adlandmhr. Tiirbe duvannda 
yer alan 9izimlerdeki bir figiiriin Hz. Ali'yi veya ona bagh bir veli 
yahutbir seyhi temsil ettigi ileri siiriiliir. Digerbir9izimise, Alevilik 
ile Siinniligin arasim bulmaya 9ahsan §eyh §ehabeddin Siihreverdi'nin 
Sahip AtaFahreddin tarafindan yaptinldigi soylenen Bagdat'taki 
tiirbesine aittir. Karamagrah su tahminde bulunur. 



(17)F.USTEK,a.g.e. 

(18) KARAMAGRALI Beyhan, §eyh Meknun Tiirbesindeki 
Sgrafittolar 



13 



Anadolu'nun 9esitli yerlerinde XIV-XV. yiizyillarda goriilen §eyh 
§ehabeddin Tiirbesi sgrafittolanna ve geyikli figure dayanarak §eyh 
Meknun Zaviyesinin Alevi-Siinni akidelerine uyan kimselerin 
toplandiklan bir yapi oldugu ve Siihreverdiyeligin bu tarihler arasinda 
genis bir alana yayildigi, tiirbe ve zaviyenin de bu tarikata mensup 
kimselerce kullamldigidir. 

Bir ara kopek bannagi olarak kullanilan zaviye bugiin 9evre 
diizenlemesi ile birlikte restore edilmis vaziyettedir. 

Haydarilik, XIII. yuzyilda Anadolu'da en faal heterodoks 
tarikatlardan biri olmus, Sel?uklular ve Osmanhlar devrinde 
Babailer isyanina katilmalan, Bektasiligin tesekkiiliindeki etkileri 
gibi 90k onemli roller oynamislardir. Zira Mogol istilasi ve 
sonrasinda Anadolu'ya gelen biitiin bu ziimreler i9erisinde biiyiik 
90gunlugu Haydariler olusturmaktadir. Tokat'ta Hizir Ilyashk adh 
kopriiniin (bugiinkii adi Hidirhk Kopriisii) yakininda kurulan Tokat 
Haydarhane Zaviyesi'nin, XIII. yuzyilda Anadolu'da olduk9a fazla 
sayida bulunan, donemin siyasi-dini olaylannda etkin bir rol oynayan 
Haydariye tarikati mensuplanna ait oldugu anlasilmaktadir (19). 
Osmanh Devleti'nin son donemlerine kadar, uzun siire varhgini 
devam ettirmis ve bu siire i9erisinde vakif, gelir kaynaklan 
olan koylerini, tarla ve baglari kendi biinyesinde 
muhafaza edebilmistir.Sahibi oldugu bu miilkleri 
kiraya vererek temin ettigi gelirler ile varhgini 



(19) YAROGLU Aytekin, Tokat Haydarhane Vakfi, Cumhuriyet Uni., 
Sivas, 2006 



14 



devam ettirmistir. Tokat'ta Hidirhk Kopriisii yakimnda, bu vakfa ait 
herhangi bir yapi giiniimiize kadar ulasmamistir. 

Mehmet Pasa Mahallesi Et Dere onii sokagi iizerindeki kitabesi 
olmayan Murat Sevdakar Tiirbesi'ni sahip oldugu ozellikler dikkate 
almarak XIII. yiizyil sonlanna tarihlemek mumkiindur. Bir Sel9uklu 
yapisi olan tiirbe halk arasinda Sevda Tekkesi olarak bilinir ve buraya 
Hacet Murat da denilir. Dileginin olmasini isteyenler tarafindan 119 
Persembe veya yedi Persembe ziyaret edilir. 

Yiizyilin sonlanna tarihlenen ve senelerce govdesinin yandan 
fazlasi toprak altinda kaldiktan sonra iki binli yillann baslannda restore 
edilerek giin yuzune 9ikanlan Bulgac Hatun Tiirbesi, Bibi Hatun, Dudu 
Hatun adlanyla da anilmakta olup Ali Pasa Camii avlusunun giiney 
dogusunda yer almaktadir. 

I4.&£tr 



^tf ulusokak'taki Pasa Hani yaninda bulunan Alaca Mescit, III, 
w^ Keykubad doneminde defterdar Abdiilaziz b. Ibrahim tarafindan 
A^P 1301 yihnda yaptinlmistir. Akkoyunlu Uzun Hasan'in kuvvetleri 
tarafindan tahrip edilen mescit, 1506 yihnda esash bir tamir goriir. 
Uzerinde sadece Sel9uklu kitabesinin yer aldigi ve Sel9uklular 
zamamndan kalma tugladan yapilmis orijinal minaresiyle yorenin en 
dikkate deger tarihi camilerinden birini olusturnr. Mescidin bugiin avlu 
Duvan uzerinde yer alan Alaca (^esme'nin kitabesinden, 

1274 yilinda Karaarslan adli 



15 



bir sahis tarafindan hemsiresi Miirrid Hatun adina yaptmlrms oldugu 
goriiliir (20). Mescit vakfi muhtelif kira gelirlerinden olusmaktadrr. 

Evliya Celebi Seyahatnamesinde Alaca Mescit Tekkesi'nin 
"Kadiri tarikat-i aliyyesine mahsus bir tekke olup sehir icinde olmakla 
vafir hayru berekati miitekasirdir" der. 

Erenler Mezarhgi girisinde, dort cephesinde yer alan kemerli 
genis a9ikliklari ile baldaken tarzinda bir bicime sahip olan ve XIV. 
asnn baslanna tarihlenen Erenler Tiirbesi kare planh ve kubbeli bir 
yapidir. Evliya Celebi eserinde Tokat ziyaretgahlanndan soz ederken, 
"Erenler Sultan nam ziyaret de hiiccac'in 9ikanlacagi yerdedir", diye 
kaydeder. Inanisa gore, Erenler Tokat'a gelince ilk defa sancagrm buraya 
dikmis ve sonralan aym yerde bir cami yaptirrmstir. Mezarhgin batisinda 
ve bittigi yerde ocaga benzeyen minber harabesi, eskiden evlenemeyen 
kizlann ziyaret yeri idi. Kiz minberin iizerine 9ikip, "minbere geldim 
atildim, eve geldim satildim" diyerek kendini asagiya atar ve orada 
bulunan biri kiza miisteri olur, pazarhgi yapan, kizin boynuna bir ip 
takarak kendi mah imis gibi ahr gotururdii (21). 

Tokat merkezinde, Sivas Caddesi iizerindeki yolun saginda 
bulunan Nurettin bin Sentemur Tiirbesi, 1314 tarihli olup Ilhanhlar 
donemine aittir. Kare bi9imli tiirbenin iistii piramidal olup, 119 penceresi 
ve bir kapisi vardir. Kitabesinden, Mogol ricalinden 



(20) KASIKEMAN Ozlem, Tokat 111 ve Niksar Il?esi ^esme ve 
Sadirvanlan, Yiiksek Lisans Tezi, Gazi Uni., Ankara, 2005 

(21) M.U9er,ag.m. 



16 



Nureddin ibni Sentemur oldugu anlasilan zatin, halk arasinda Timur'un 
oglu olduguna, tiirbenin bir vali tarafindan yiktinldigina, ancak daha 
sonra riiyasina girdigi i9in bu vali tarafindan tekrar yaptmldigina 
inanilmaktadir (22). Tiirbe, daha 90k Sail, Persembe ve Cuma giinleri 
90cugu olmayanlar, yiiriiyemeyenler ve degi§ik hastahklar i9in, sik9a 
ziyaret edilmekte, tiirbenin pencereleri oniinde mumlar yakilmakta ve 
dilekler dilenmektedir. Dilek yerine gelince lokma tatlisi yapihp 
oradakilere dagitilmakta, ayrica pencere onlerine bulgur 
birakilmaktadir. 

Ahi Muhyiddin veya Abdul in u ttalip Zaviyesi ya da diger deyisle 
Ziyaeddin Zaviyesi ismiyle anilan yapi, Behzad Deresine a9ilan 9ikmaz 
sokakta, kare planh bir bina olup, mescit, zaviye ve tiirbeden meydana 
gelen bir kiilliye teskil etmektedir (23). 1319 tarihli vakfiyesinin 191 7'de 
deftere kaydedilmis bir sureti bulunmaktadir. Ilhanh hiikiimdari Ebu 
Said Bahadir Han zamaninda Abdullah b. El-Muhyi tarafindan 1317 
yihnda yaptinlmis olan yapinin kitabesinde su sozlerle karsilasinz. 
"Diinya gecici ve degersizdir. Evveli iimit ve sonu da oliiindiir. 
Elimizde olmayarak Diinyaya geldik, orada saskin bir sekilde 
konakladik, ve istemeye istemeye oradan ^lktik." 

Tiirbe iizerindeki kitabeden, Abdullah bin Muhyi'nin ayni sene 
i9inde oldugu ve tiirbesine defnedildigi anlasihyor. Qesitli tarihlerdeki 
kayitlardan hangahin adinin once Yar Ali iken sonradan Ahi Muhyiddin 
oldugu ve 982'deki kayda gore de baba-ogul olduklan 

(22) Hikmet Tanyu, Ankara ve (^evresinde Adak ve Adak Yerleri 
(23)AKSULU,a.g.e. 



17 



tespit edilmektedir. Buna gore, Abdullah b. Muhyi'nin 7 1 7'de yaptirdigi 
hangah ve turbeye 7 1 9'da onun adina gelirler vakfedildigi, XV. yiizyilda 
ise belki de vakifin evladindan olan Yar Ali ile oglu Ahi Muhyiddin'in 
ilave gelirler vakfettikleri ileri siiriilebilir (24). 

Tekke halk arasinda Donen Tekke diye de anilmaktadir. i9erisinde 
kitabesiz bes mezar bulunan tekke, daha 90k Persembe giinleri 
satilmayan kizlar ve haylaz 90cuklar i9in ziyaret edilmektedir. 
Satilmayan kizlar, kabirlerin ayak ucunda ayakta kibleye karsi durarak 
119 Ihlas bir Fatiha okurlar. Inanisa gore, dilegi eger kabul olacaksa saga 
(kabirlere dogru) dondiirulmektedir. Eger donmiiyorsa dilek kabul 
edilmeyecek demektir. Haylaz 90cuklar kabirlerin yaninda yatinhnca 
diizelecegine inanilmaktadir. Aynca, pencerelere 9aput-bez baglanmakta 
ve dilek kabul olunca burada kurban kesilmektedir. 

Acepsir Tiirbesi Acepsir Mahallesinde, kii9iik bir tepe iizerinde 
kare planh bir yapi i9erisindedir. Tahta sandukah mezar, yesil bir ortiiyle 
ortiilmustur. Mezann bas ucunda bulunan 1318 tarihli bir kitabeden, 
giiney cephesinde bir 9esmenin yer aldigi (25) tiirbenin Ebu Said Han 
doneminde yaptinldigi anlasilmaktadir. Tarihi sahsiyeti ile ilgili bilgimiz 
olmayan bu zat hakkinda soyle bir rivayet anlatihr. Bir giin hacca giden 
efendisinin canimn helva istedigi Tokat'taki usagina malum olmus. 
Usak, hammindan helva yapmasini istemis, bunu aldigi gibi, 
sogumadan, Beytullah'a gotiiriip efendisinin sofrasina 

birakmis.Bunun iizerine sasinp kalan adamcagiz soyle demis: "Bunu 
getiren bizim usak miydi, yoksa acep bir sir miydi". Iste o giinden sonra 
evliyamn adi degiserek Acepsir olmus. 
(24)S.KUCUR,a.g.e. 
(25) O. KASIKEMAN, a.g.e. 



18 



Halk arasinda Basagnsi Tekkesi diye anilan tiirbe, daha 90k 
Persembe gunleri, ozellikle basi agnyanlar tarafindan ziyaret edilmekte, 
bu ziyaret esnasinda kabrin etrafinda 119 kez doniilmektedir. Acepsir 
Efendi'nin yiizii suyu hiirmetine sifa bulduklarma inanilmaktadir. 

Acepsir'in, Tokat'ta 1301 'de Diinyaya gelen ve Zile'de medfun 
bulunan Seyh Edhem £elebi'nin dayisi oldugu ileri suriilur(266). Arif 
K1I19, Acepsir Efendi'nin Zile'de Seyh Nusret koyiinde, kendi adiyla 
anilan zaviyeyi kurmus olan Seyh Nusret'in torunu oldugunu kaydeder. 

ilhanhlann biiyiik hiikumdan Ebu Said Bahadir Hanin 1318 
yihnda adina cami yaptirmasindan da anlasildigina gore Acepsir 
Efendinin devrin meshur velilerinden biri olmasi muhtemeldir. 

Tarihlerinde ve muhtevalannda bazi farkhhklar olmasina ragmen 
Osmanh devrinde Ahi Pa§a adiyla taninan zaviyeye ait oldugu anla^ilan 
iki vakfiye bulunmaktadir (27). Ahi Pa§ia Zaviyesine ait olarak bilinen 
1 3 64 tarihli olan ilkinin 1 924'te deftere kaydedilen bir sureti vardir. 1371 
tarihli olan ikincisinin 1458'de 9ikartilmi§ bir sureti guniimuze 
ulasmistir. Bu vakfiyenin vakifi Seyh Celaleddin Mehmed b. Seyh 
Fethiiddin Ahmed b. Semseddin Mehmed'dir. Tokat'ta babasina nisbetle 
Fethabad adiyla anilan zaviyeyi, Muslumanlann salih, fakir, miskin, 
alim ve sufi olanlanndan gelip gidenlerine, Bayezid Bistami, 
Sehabeddin Suhreverdi, Evhadiiddin Kirmani ve Sadreddin Konevi'nin 
miiridlerine, inan9 sahibi, dini hiikiimlere uymada hassas alimlerin 
gelmeleri, kalmalan ve faydalanmalan i9in ve se9kin seyh, 
Seyyid, alim ve zahidden meskene muhta9 olanlanna 

(26) Arif KILIQ, Zile Tarihi 
(27)S.KUCUR,a.g.e. 



19 



Vakfetmistir. Babasinin ve akrabasimn tiirbesinde iki hafizm 
bulunmasim sart kosmustur. Eger zaviye harap olup tamiri mumkiin 
olmayacak hale gelirse, o zaman vakfin geliri zaviyede bulunan Hizir 
Aleyhisselam Mescidinin giderlerine, o da harap olursa, gelirin tamami 
fakir ve miskinlere harcanir. 

Tokat'ta bir hamamin geliri, 9esitli kira gelirleri, Artukabad'a bagh 
muhtelif koylerin malikane hisseleri, vakfin gelirlerini olusturur. 
Tevliyet once ilk nesilde olup evlada, soyu tiikenince azadh kolesine, 
bunlarm soyu tiikenince vilayetin ileri gelenlerine verilmistir. 
Miitevellilik gorevi berat ile vakifin evladi olan Hamdullah'tadir. imam, 
muezzin, cabi ve nakib, ferras, tabbah, tiirbehan, ve hafiza verilen 
miktardan arta kalan, zaviyede bulunan fakirler ve sakinlerin yiyecegine, 
miibarek gecelerde helva yapimina harcanacaktir. 

Has Dagi'nm kuzey eteginde, kendi adim tasiyan mescidin 
yakminda olan mezannin yeri kesin olarak belli degildir. 

Halk arasinda anlatilan bir rivayete gore, Tokat Kalesi kafirlerin 
elinde oldugu donemlerde, Ahi Pa§a asasiyla yerde abdest almak i9in su 
ararken krahn adamlan tarafindan buradan 9ikmaya zorlamr. Bunun 
iizerine Ahi Pa§a, "Git krahna soyle benimle ugra^imasin" der ve 
parmagiyla krahn bulundugu tarafa dogru i§aret eder. Ahi Pa§a asasim 
yere vurunca oradan biingiil biingiil bir su 9ikar. Krahn adami geri 
dondtigunde krahn iki goziiniin birden kor oldugunu goriir. Ahi Pasa'nm 
evliya oldugunu anlayan kral goziiniin a9ilmasi i9in Ahi Pasa'ya ricada 
bulunur ve onu hamama davet eder. Orada Ahi Pasa'nm verdigi Sudan 
i9en krahn iki gozii a9ihnca hamami Ahi Pasa'ya bagislar. 



20 



Ziyaret yeri, kismeti kapah olan kiz ve oglanlar tarafindan ragbet 
gormektedir. Kismetinin a9ilmasim isteyenler, aldiklan bir kilidi 
evlerinin kapilan iistiinde kilitledikten sonra, Cuma giinii cami imamina 
getirirler. Soz konusu kilit, imam ya da muezzin tarafindan Cuma selasi 
verilirken minarede a9ildigi takdirde, kismetlerin a9ilacagina 
inamlmaktadir. Aynca, buradaki su kutsal kabul edilmekte, §ifa i9in 
i9ilmekte ve bununla banyo edilmektedir. 

1373 tarihli vakfiyesinin 1538yihnda9ikartilansuretinden 1885'te 
fermanla deftere bir sureti kaydedilen Ahi Evran Zaviye'sinin vakifi, 
Taceddin el-Hac Ahmed b. Sadreddin Siileyman'dir. Sultan Hamami'mn 
yamnda alim, salih, takva ehli, miicavir ve gelip giden misafirler i9in 
zaviye olmak iizere yaptinlan 'dar' ile mescit yikihrsa, gelirin tamarm 
Miisliiman fakir ve miskinlere vakfedilmistir. Vakif, tevliyet gorevini 
kendisinden sonra kardesinin evladimn salih olamna, sonra da merhum 
Ahi Evran ashabindan olup zaviyede hizmet eden kimseye sart 
kosmustur. Bu kayit, zaviyenin Ahi Evran adim almasimn sebebini 
a9iklar. 

Fiitiivvet ashabmin iftihan, feta ehlinin efendisi Kemaleddin Ahi 
Kamil, Ahi Dayi diye meshur olan babasi Taceddin Ibrahim Zeyniiddin 
Tuli'ye ait Tokat sehrindeki bu zaviye i9in gelirler vakfeder (28). 1397 
tarihli Ahi Dayi Zaviyesi vakfrmn muhtemelen XIX. asirda 9ikartilan bir 
sureti bulunmaktadir. 



(28)S.KUCUR,a.g.e. 



21 




15. gtetr 

nkara Savasi sonunda Amasya ve Tokat £elebi Mehmet'in 
idare merkezi olur. §ehzade, zaman zaman yazlan Tokat'ta 
' ge9irmektedir. Bu siralarda Isfendiyar Beyi Kotiiriim Bayezid 
Kara Yahya'yi onemli bir kuvvetle Amasya ve Tokat'a gonderir. Ancak 
Tokat civannda meydana gelen savasta Kara Yahya kacar. £elebi 
Mehmet, Tokat taraflannda derebeylik kurmak isteyen Inaloglu 
Taceddin Ibrahim, Gozleroglu ve Kopekogullan gibi,Timur'un 
himayesini gormiis olan gocebe asilh asilerle ugrasip, bunlan bertaraf 
eder. Tokat ve Amasya'yi kendisine merkez edinen Celebi Mehmet, 
Tokat'a Bicaroglu Hamza Bey'i tayin eder. Celebi Mehmet'in Diizmece 
Mustafa ile ugrastigi siralarda Taceddin Ibrahim Beyin oglu Ali Bey 
aniden Tokat'i basarak, Bicaroglu Hamza Bey'i kaleye kapanmaya 
mecbur eder. Amasya muhafizi Ismail Bey'in bir kuvvetle gelmesi 
iizerine Yar Ali Bey kacar ve Tokat da bu suretle kurtulmus olur. 1418 
yili, Tokat tarihinde onemli bir zelzele ile amhr. Amasya ile Tokat 
illerinden Kastamonu ve Bursa'ya kadar uzanan memleketlerde 90k 
siddetli bir zelzele olur ve Tokat halki 9adirlara 9ikarak 119 ay kadar a9ikta 
oturmak zorunda kahr. II. Murat doneminde Tokat, Menteseoglu Ilyas 
Bey'inAhmetveUveysadindakiiki ogluna hapis yeri olur. Bu 
arada Kara Koyunlu hiikiimdan Iskender Mirza, Tokat'ta kislamak 
i9in izin ister. 1430-1431 kisim burada ge9iren Mirza'nm 
adamlannm bolgeye zarar verdikleri ogrenilince, 

Anadolu Beylerbeyi Umur Bey Tokat taraflanna gonderilerek 
Iskender Mirza'nm Tokat'i terk Etmesi 



22 



saglamr. Bu donemde Tokat beyligine getirilenler arasinda Balaban Pasa 
ile Ali Bey vardir. Fatih doneminde Tokat biiyiik bir istilaya ugrar. 
Fatih'in Karamanogullanni ortadan kaldirmasiyla Uzun Hasan'a siginan 
Karamanoglu'nun tahrikleri sonucu, baslannda Emir Omer ve Yusuf9a 
Mirza'nin bulundugu biiyiik bir ordu Diyarbakir ve Tokat taraflanna 
gonderilir. §ehir ani bir hiicumla bastan basa yagma ve tahrip edilir. 
Bektasoglu Omer Bey ile beraber yaklasik 30.000 kisilik bir orduyla 
Anadolu'ya giren Yusuf Mirza'nin bu hareketi, Tokat icin biiyiik bir 
felaket olur. Oyle ki, Akkoyunlu kuvvetleri, Tokat Bey'i §arabdar Hamza 
Bey'i aldatarak aniden sehre girmislerdir. Bu hareketi ile halki biiyiik bir 
karga^aya sevk eden Yusuf Mirza, sehirdeki mescit ve medrese dahil 
olmak iizere pek 90k binayi yakmis, Tokat ve civanm talan etmistir. 
1498'de Tokat'ta biiyiik bir deprem olur ve bu deprem Anadolu'da 
"Kii^iikKiyamet" diye adlandinlrmstir. 

Cekenli Mahallesinde bulunan mescidin 1415 tarihli kitabesi 
vakfiye niteligindedir. Mescidin yamnda tiirbe, hangah ve zaviye 
bulunmaktadir. Mescidin minaresi 15 m. uzakta olan yapi bugiin 9evre 
diizenlemesi ile restore edilmistir. 

Mescidin Vakiflan i9inde muhtelif koylerin malikane hissesi ile 
9esitli diikkan kiralan, kervansaray (29) kirasi gelirleri bulunmaktadir ve 
bunlar Hamza Bey Imareti ile mescide tahsis edilmistir. Vakfin 
miitevellisi Tokat kadisidir 



(29) Evliya Celebi'nin Seyahatname'sinde adi ge9en Han giiniimiize 
ulasamamistir. Kadi Hani isimli iki kath ve seksen odah olan bu han 
1 72 1 'de yangin ge9irir. -TUNCA Aylin, Vakfiye lerine Gore Tokat 
Vakiflan. Sh. 18- 



23 



Hamza Bey'in mezan, Mihmad Hacip Mahallesi'nde, Gij Gij 
Dagi eteklerine yayilan Ali Mezarhgi altinda, etrafi 9evrili, sekiz on 
mezarh ve kendi adini tasiyan aile mezarhginin i<;inde, bir liiliit agacinin 
altindadir (30). Mezan daha sonralan mermerden yeniden yapilmistir. 
Halk arasinda Uyusuk Dede diye de anilan Bicaroglu Hamza Bey, 
Rumeli beylerinden iken, Amasya'da bulunan ikinci Murat'a Lala tayin 
edilmis, Samsun'u fethetmis, bilahare Anadolu Beylerbeyi olmus 
kiymetli bir devlet adamiydi. 

Giiniimiizde, viicudunun her hangi bir tarafinda uyusukluk 
hissedenler tarafindan Cuma giinii hari9 diger giinler ziyaret edilmekte, 
mezann etrafinda dua okunarak doniilmekte, yanindaki duvann dibinde 
mum yakilmakta ve bas ucundaki liiliit agacina bez-9aput 
baglanmaktadir. Halk arasinda Cuma giinii namaza gittigine ve bu 
yiizden yerinde bulunmadigma inamlmakta, bundan dolayi Cuma 
giinleri ziyaret edilmemektedir. 

Insai 1420 yihna tarihlenen Pir Ahmet Bey Tiirbesi, Meydan 
Cami'nin giineyinde Hurusoglu (Horozoglu) Zaviyesinin yaninda olup 
buraya Horozoglu Tiirbesi de denilmekte idi. 1939 yih depreminde 
biiyiik hasar goren tiirbenin mezar taslan miizeye kaldinhr. Tiirbede 
yatanlar bir aileye mensuptur, ancak kesin olarak hangi aileye mensup 
olduklan bilinmemektedir. Tiirbede yatan on iki kisiden biri olan Ahmet 
Bey'in Sivas ve Tokat'ta yaptirdigi zaviyelere tahsis ettigi vakiflan 
vardir. Pir Ahmet Bey'in kimligi hakkinda degisik goriisler 



(3 0) DEMIR Cetin, Tokat Erenler Tarihi Mezarhgi ve Mezar Taslan 



24 



bulunmaktadir. Uzun9arsih, Horozoglu tiirbesinde yatanlarin 
Eratnaogullan'ndan oldugunu ve yaptigi arastirmalar neticesinde Pir 
Ahmet Bey'in Celebi Mehmet'in adamlanndan biri oldugunu ileri surer. 

Meydan Mahallesi'nde bulunan Meydan Camii, Sultan II. 
Bayezid tarafindan annesi Giilbahar Hatun adma 1485'te yaptinlmistir. 
Yapi, tek kubbeli ana mekan ile bes kubbeli son cemaat yerinden 
olusmaktadir. 1939 ve 1943 depremlerinde biiyiik hasar goren cami, 
devlet ve halk isbirligiyle tamir edilerek 1953'te yeniden ibadete 
acilrmstir. Igneciler Carsisi'ndaki bir 90k dukkamn kirasi ile Turhal'a 
bagh bir koyiin malikane hissesinin dortte biri vakif gelirlerini teskil 
eder. 

Meydan Camii'ndeki mezarlann, halk inancina gore, hikayesi 
soyledir (31). II. Bayezid'in annesi Giilbahar Hatun tarafindan 1485'te 
yaptinlmis olan bu eser icin, Bayezid'in mimarlanni, neden daha biiyiik 
yapmadiklan i9in oldiirttugii ve bu kisilerin cami bah9esine gomuldiigii 
soylenir. Mutlu Ozgen 9ahsmasinda (32), "Ramazanda, kandillerde, 
arife giinlerinde sabahin erken saatlerinde kadinlar kabir ziyaretlerine 
baslardi. Meydan i9in rahmetli annem, "ziyaretgah" tabirini kullamrdi. 
Kent i9inde ziyaretler meydandaki evliya kabirlerini ziyaretle baslardi.", 
diyerek aktardigi hazirenin kaldinldiginakledilir(33). 



(31)M.UCER,a.g.m. 

(32)OZGEN Mutlu, Tokat Kentinin Ticaret Mekanlan-XIX. XX. 
Yiizyilda Meydan Semti, Yiiksek Lisans Tezi, Hacettepe Uni., Ankara, 
2006 
(33)G.DEMIR,a.g.e. 



25 



Meydan Camii avlusunda yer alan bu mezarhk alanindaki mezarlann 
hemen hepsi miizeye tasrnmistir. Mezarhk alaninin etrafi demir 
parmakhklarla 9evrilmis ve bu alamn i9inde yer alan Mahperi Hatun'a ait 
olan tiirbe (34) de yrktinlrmstir. Osmanh pasalanndan olan El-hac 
Ibrahim Pasa da burada yatmaktadir. 

Evliya Celebi'nin, "Attarlar icinde Takyeciler Camii yiiksek 
kubbeler uzun minare ve mavi kursunla ortulu mamur bir camidir" 
ifadesini kullandigi eser, Sulu Sokakta, Yagrbasan Medresesi'nin 
kuzeyinde bulunmaktadir. Dergah-i Ali silahdarlanndan Osman Bey ile 
Ummiihan Hatun vakiflan caminin vakiflan arasinda yer ahr (35). 1939 
ve 1943'te depremlerden sonra tamir ettirilmi§tir. Kitabesi bulunmayan 
caminin mimari ozellikleri goz oniinde tutularak XV. asra tarihlendirilir 
(36). 



(34) Amasya Sivas yolu giizergahinda bir dizi kervansaray, ayrica 
Kayseri'de adina bir kiilliye insa ettiren Mahperi Hatun'un oliimii 
hakkinda a9ik bilgiler yoktur. Alaeddin Keykubad'in hamrmnin hayati 
Mogollar tarafindan Kayseri'nin ele ge9irilmesi ile karanhga gomiiliir. 
Tokat'taki tiirbenin aym Mahperi Hatun'a ait olmasi mumkiindur. 

(35) TUNCAAylin, Vakfiyelerine Gore Tokat Vakiflan 
(36) UYSALA. Osman, Tokat'taki Osmanh Camileri 



26 




16. gtetr 

u yiizyilda yilhk niifus artis orani binde 13,4 olarak 
gei"9eklesmis olan sehirdeki 28 mahalle ismini, etraflannda 
§ekillendigi dini yapilardan ahr. Ticaret yollan iizerinde 
bulunmasi ve sehir vergilerinden anlasildigi iizere, bir sanayi-ticaret 
sehri olmasi Tokat'i cazibe merkezi haline getirmistir. Bir cazibe merkezi 
oldugunu, sehre 9ektigi g09menlerin sayisi da kamtlamaktadir (37). 

1530-1540 yillan arasinda Anadolu Eyaletindeki vakif geliri 
13.641.884 ak9a olup bu para ile 112 medrese, 623 zaviye, 154 
muallimhane, dort darii'l huffaz i§letiliyordu (38). Vakiflann bu 
gelirinden 121 miiderris ile 8055 hizmetli maas almaktaydi. 

XVI. yiizyilda insa edilmis olan Ali Pasa Camii'nin hangi Ali Pasa 
tarafmdan yaptinlmis oldugu a9ikhk kazanmamistir (39). Evliya 
Celebi'nin, "gayet miikellef ve siislii ve mamur olup selatin camii gibi 
biiyiik kubbe ve yiiksek siitunlarla donanmis", diye tasvir ettigi caminin 
yaninda, tamamen kesme tartan yapilmis tiirbenin i9inde 119 mezar 
bulunmaktadir. Tiirbenin oniinde genis iki payeye oturan bir kubbe ile 
ortiilii bir on mekan vardir. Kitabelerine gore bunlarin ilk 

(37)DEMIR ALPASLAN, XVI. Yiizyilda Samsun-Ayintab Hatti 
Boyunca Yerlesme, Niifus ve Ekonomik Yapi, Doktora Tezi, Ankara 
Uni., Ankara, 2007 

(38) RE§AT gelik, Tokat Vakiflan (1757-1810), Yiiksek Lisans Tezi, 
GaziOsmanPasaUni.,Tokat, 1999 

(39) EYICE Semavi, Ali Pasa Camii, TDV Islam Ansiklopedisi 



27 



ikisinde 1573'te olen Ali Pa§a ile 1564'te olen oglu Mustafa Bey 
yatmaktadir. U9iincii mezar ise kitabesiz olup pa^anin zevcesi veya 
kizina ait oldugu kabul edilir. Kitabesiz olan caminin yapihs. tarihi de 
mezar ta^lanndaki tarihe yakin olmahdir. Mustafa Bey'in mezar 
tas^ndaki, "nesl-i Sultan Bayezid" soziinden hareketle Ali Pa§a'mn 
Kanuni Sultan Siileyman'in oglu olup isyan eden ve sonunda Iran'a 
siginmi^ken 1562'de orada katledilen Sehzade Bayezid'in damadi 
olabilecegi ileri siiriiliir. Buna gore, Ali Pa§a Tokat'a siirgiin edilmi§i ve 
Il.Selim zamamnda Sehzade Bayezid taraftarlan bertaraf edilirken o da 
olduriilmustiir. 1939 yihndaki zelzelede yapi hayli zarar goriir, 1 943 'teki 
zelzelede hasarlar biiyiir, 1945'te ise son cemaat yeri kismen yikihr. 
1963'te tamir edilir, fakat icinde pek 90k tarihi §ahsiyetin mezar 
ta^lannm bulundugu hazire ortadan kaldinhr. 

Seyh Abdiilmecid Sirvani'nin kabri Tokat merkezde, kendi adim 
tas^yan mezarhk i9erisinde etrafi ta§ duvarlarla 9evrili Liiliit aga9lannin 
altinda olup, iizeri a9iktir. Mezarhk oniindeki tabelada, adi Abdiilmecid 
bin Veliyiiddin ibn-i Alauddin Sirvani olarak yazih olan §eyhin ismi 
Sefine-i Evliya'da 'Seyh Mecdiiddin Nurullah Abdiilmecid Sirvani' 
olarak ge9er (40). Mezari oniindeki tabelada H. 972 (M. 1564)'de 
Tokat'ta taun (veba) salgimnda oldugu ve Halvetiye Tarikati'nm 
§eyhlerinden oldugu yazihdir. Ulemadan biri olan Abdiilmecid Sirvani, 
Zile'de medfun MuhaiTem Efendi ile, onun Sivas'ta medfun 

bulunan karde^i Semseddin Sivasi'ye hocahk etmi§itir. 



(40) VASSAF Osmanzade Hiiseyin, Sefine-i Evliya, 



28 



Aynca, otuzdan fazla manzum ve mensur eserin sahibi mutasawif bir 
sairdir. 

Abdiilmecid §irvani, halk arasinda (jogunlukla Behzat-i Velinin 
babasi olarak bilinmektedir. Mezanni yaptirmadigi, birka9 kez 
yapilmasina ragmen yiktigi soylenir. Tokat'i sel ve felaketlerden 
kurtardigrna inanilmaktadir. Her tiirlii dilek i9in, daha 90k Persembe 
giinleri ogleden sonra ziyaret edilmekte, dilegin kabul edilmesi 
gayesiyle yanindaki 9ahya 9aput baglanmakta ve ilerideki duvann 
dibinde mum yakilmaktadir. 

§irvan'da diinyaya gelen Abdiilmecid §irvani'nin dogum tarihi 
belli degildir (41). Kiinyesi Ebu'l-Mehamid olup, lakabi Nurullah'dir. 
Babasi §eyh Veliyyiiddin, §irvan bolgesinin en biiyiik velisi idi. ilim, 
fazilet, siipheli seylerden sakinma ve takvada 90k yiiksekti. Devamh 
olarak insanlara vaaz ve nasihat eder, ders verirdi. Hakkinda, 
"insanlariii en hayirhsi, onlara faydah olandir." hadis-i serifinin a9ik 
bir numunesi idi, diye soylenirdi. Oglu Abdiilmecid de kii^iik yastan 
itibaren boyle bir ilim ve sohbet halkasinda yetisti. Zekasi yiiksek, 
anlayis ve kavrayismm fevkalade keskinliginden kisa siirede akranlanni 
ve emsallerini ge9ti. Zahiri ve batini ilimlerde ilerledi. 
Gen9 yasta §irvan'in §emahi sehrine gitti ve 

burada ders vermeye basladi. Kendisi bu yillanm soyle 
anlatmaktadir. "§emahi'da talebelere bir seyler anlatmak 

husiisunda 90k gayret sarf ediyordum. Zahiri ilimlere olan 
ragbetim ve onlari ogrenme husiisundaki sevkim oyle artrmsti ki, 
gecelerimin 90gunu kitaplan mutalaa ve okumakla 

(41) Evliyalar Ansiklopedisi 



29 



ge?irirdirn. Bir miibarek gecede, miitalaa ettigim kitap hareket edip soyle 
konustu. "Ey Abdiilmecid! Ben senin Rabbin miyim ki, gece giindiiz 
bana bakiyorsun? Var git, bu baglihgim Rabbine yap. Bu baghhgi 
Rabbine yapman daha miinasiptir." Kitaptan gelen sesi duyunca, onu bir 
kenara biraktim ve daglara gittim. Oralarda bir magara buldum. O 
magarada, tam dort sene gece giindiiz Allahii tealayi zikr ile mesgul 
oldum. Bu esnada bana kerametler ihsan edildi. Abdest almak icin disan 
9iktigim zaman, yirtici ve vahsi hayvanlar bana saldirmaz ve benden 
kacmazlardi. Hatta bana yaklasirlar, abdest aldiktan sonra biriken sulan 
i9erlerdi. Bazi yerlerde U9ardnn. Bir anda bir vadiden diger vadiye 
ge9erdim. Bu halleri, asil maksat zannedip boyle kemale erilecegini 
dusuniiyordum. Bu sebepten, tasavvuf yoluna girmek isteyene bir 
miirsid, bir yol gostericinin lazim olmadigi seklinde yanhs bir diisiince 
i9erisindeydim. Ben bu hal i9erisinde iken, §irvan mintikasinin miirsid-i 
kamili, biiyiik veli §ehkubad Hazretleri (42), talebeleri ile bulundugum 
magaraya yakin olan nehrin kenanna gelip yerlesmisler, ibadet ve zikirle 
mesgul oluyorlardi. Onlann zikrettiklerini goriip, kalbimde beraber 
zikretmek diisiincesi hasil olunca, seytan kalbime vesvese vererek, "Tabi 
olduklan seyh iimmidir, okuma yazmasi yoktur. Ona uyanlann 90gu da 
cahil kimselerdir. Bunlar arasina kansmaktansa, kendi basina oturup 



(42) Sefine-i Evliya'da Halveti tarikatinin Sivas subesi i9inde Tokat'ta 
medfun §irvanh bir §eyh Kubad sah'in ismi yer ahr ise de, Evliyalar 
Ansiklopedisi, Abdiilmecid §irvani'nin miirsidi §eyh Kubad'in 1543'te 
§irvan'da vefat etmis oldugunu kaydeder. 



30 



riyazet, nefse karsi gelmek ve nefs muhasebesi yapmak, vahsi ve yirtici 
hayvanlarla yakinhk kurmak daha iyidir." dedi. Fakat bu sirada Allahii 
tealanin tevflk ve inayeti yardima yetisti ve kendi nefsime, "Zahirleri ile 
Islamin emir ve yasaklanni yerine getirmeye cabman, gece giindiiz 
Allahii tealayi zikreden su insanlara su-i zanda, kotii diisiincelerde 
bulunmak yakismaz. Hele onlann hallerini bir gor. Miimin olan, 
insanlann hallerini ve hareketlerini gormeden karar vermez." diyerek, 
onlara yakm bir yere gizlendim. Hal ve hareketlerini, ne yaptiklanni 
iyice gordiigiim zaman, kalbimden onceki tereddiit ve siiphelerin hepsi 
gitti. Sonra yanlanna vanp, bir kenara oturdum. Zikirleri bittikten sonra, 
Kelime-i tevhid soylemeye basladilar. Ben de elimde olmadan Kelime-i 
tevhid soylemeye basladim. Ansizin bende vecd, kendinden gecme hali 
meydana geldi, diisiip bayildim. O zaman talebeleri, beni §ehkubad 
Hazretlerinin huzuruna gotiirmiisler. Biraz sonra kendime gelip goziimii 
acinca, basimi §ehkubad Hazretlerinin dizinde buldum. Derhal Mevlana 
§ehkubad'in elini optiim. Beni talebelige kabul etmesini rica ettim. 
Talebelige kabul edince, emrettigi sekilde hareket etmege basladim. 
Ondan sonra benden, onceki kesf ve kerametler kayboldu. I9imde oyle 
bir ilim hasil oldu ki, o magarada yalmz basima nefsimi terbiye etmekle 
90k hatah bir yolda oldugumu anladim. §ehkubad Hazretleri, bir anda 
beni i9erisinde bulundugum o karanhk durumdan 9ikanp, himmetleri ile 
kalbimi temizledi. Eger hocam Mevlana §ehkubad'in sohbetleri ile 
sereflenmeseydim, Allahii teala korusun, 90k asagi derecelerde 
kalacaktim." Boylece Mevlana §ehkubad Hazretlerinin derslerinde 
kemale eren Abdiilmecid §irvani hocasimn vefatindan 



31 



sonra onun yerine ge9erek insanlara nasihat etmeye ba^lar. Abdulmecid 
§irvani, asil, comert, af ve mazeretleri kabul edici, sohbetleri tath, halim, 
selim, merhametli biridir. Kendisine has iislubu ile 90k giizel vaazlarda 
bulunur. Minberlerde ve kursulerde, kalabahk cemaate, tasavvuf ve 
ibadetle alakah meseleleri anlatir. Anlattiklanni, alim, fazil ve tahsili 
olmayanlann hepsi anlamaktadir. Herkes onun vaaz ve nasihatlerinden, 
ogrenmeyi istedigi bilgileri ogrenir, oyle aynhr. Menkibe, onun etkili 
Kur'an-i kerim okuyusu ile, yerdeki vahsi hayvanlar ve gokteki U9an 
kuslann, dinlemek i9in etrafinda toplandiklanni nakleder. 

Anlatihr ki, Abdulmecid §irvani Hazretleri §irvan yoresinde ders 
verirken Tokat'ta tasavvuf atesiyle yanan ve sonradan Kara §ems diye 
meshur olan §emseddin Ahmed Sivasi ismindeki gen9, §eyh Mustafa 
Kirbasi Hazretlerinin huzuruna vararak kendisine talebe olmak istegini 
bildirir. §eyh Mustafa Kirbasi bu sirada yiiz yasini ge9mis oldugundan 
ona soyle buyurur: "Evladim sen gen9sin; ben ise ihtiyar ve 
hastahkhyim. Riyazet 9ekmeye, nefsin istemediklerini yapmaya takatim 
ve kuvvetim yoktur. Senin terbiyen ile mesgul olamam. Lakin sadik bir 
talebeysen Cenab-i Hak mursidini ayagina gonderir. Bekle! Bu mursit 
alti ay sonra Tokat'a gelecektir. " Kara §ems alti ay sonrasim soyle anlatir: 
Hocamm sozlerinden sonra Zile'ye giderek alti ay daha ilim ogretmekle 
mesgul oldum. Alti ay sonra Tokat'a dondugumde Abdulmecid §irvani 
adhbirzatin sehre geldigini duydum. Derhal huzurlanna 

gittim. Beni gorduklerinde, "EyKara§ems!Benim Allahii tealanin 
emri ve Sevgili Peygamberimizin isareti ile kendi 

memleketimi, ailemi ve sevenlerimi terkedip dag, tepeve 



32 



beldeleri asrp gelmem sadece seni manevi ilimlerde ilerletme ve terbiye 
itjindir." buyurdular. Boylece Abdiilmecid Sirvani Hazretleri bundan 
sonra bilhassa Kara Sems Hazretleri olmak iizere Anadolu'da talebeler 
yetistirmeye ve dogru yolu gostermeye ba^lar. Tokat'a gelmesi ile ismi ve 
yiiksekligi, talebeleri terbiyedeki ustiinliigu kisa zamanda her tarafta 
duyulur. £evresi sevenleri ile dolar. Sohbetlerine kosanlarm 
9oklugundanTokatadetabir 'beldetii'levliya' haline doner. 

Gaflet ehlinden birisi bir giin insanhk icabi Abdiilmecid Sirvani 
Hazretlerine muhalefet ederek kalbini kirar. Sonra da yakinlanm ziyaret 
maksadiyla Tokat disma 9ikar. Bu arada kendini yoklar ve kalbinde ilahi 
feyz ve bereketlerden hi9bir sey kalmadigrm anlar. O gece riiyasinda 
tamamen som altin dolu bir hazineye rastlar. Hazinenin bulundugu yere 
girer. O sirada birisi, "Bu hazine senin iken, ni9in, parasiz pulsuz 
geziyorsun?", der. O da, "Evet oyle, fakat boyle basilmamis altinlarla 
pazara 9iksam, belki bana onlarla bir sey vermezler. Hatta, sen bunu 
nereden aldin diye, beni yakalayabilirler. Bunlan, sikkehaneye gotiiriip 
sikke vurdurmam gerekir.", der. Uyaninca, sikkehanenin Mevlana 
Abdulmecid'in dergahi oldugunu anlar. Mevlana Abdiilmecid'den oziir 
dilemek i9in yola 9ikar. Tokat'a vannca, dogru bulundugu mescide gider. 
Mevlana Abdiilmecid, o sirada talebelerine ders vermektedir. O sahis bir 
koseye gizlenip, dinlemeye baslar. Bu sirada Mevlana Muhammed, o 
sahsin bulundugu yone dogru doniip, "Kiil9e altina sahip oldugunu kabiil 
edelim. Madem ki sikkesi yoktur, kendine giiveniyorsan, sultanin 
9arsisina bir gotiir de gor, basina ne belalar gelir bakahm." diyerek, o 
sahsin riiyasimn tabirini yapar. Osahis hemenkalkip, Mevlana 



33 



Abdulmecid'in ellerini oper ve af diler. Mevlana Abdulmecid de onu 
affeder. 

Menkibeye gore, makam sahibi birisi, bir yolculugu sirasinda 
Tokat yolu iizerinde konaklar. Bu sirada Tokat esrafrmn ileri gelenleri, 
ho? geldin demek icin yanma giderler. Hosgeldiniz deyip, dualarda 
bulunur, te§rif ettiklerinden dolayi memnuniyetlerini belirtirler. Fakat 
makam sahibi, kendini begenen, gururlu ve kibirli birisidir. Ziyarete 
gelenlere hie iltifatta bulunmaz ve bir muddet sonra, "Bizi karsilamasi 
lazim gelenlerin hepsi sizler misiniz?", diye sorar. Onlar da, "Evet 
efendim." diye cevap verirler. Makam sahibi israria, "Dogru soyleyin, 
beni ziyaret etmesi gereken baska kimse kaldi mi?" der. Orada 
bulunanlar, "Hayir efendim! Fakat sadece takva sahibi, haramlardan 
kacmaya 90k dikkat eden ve keramet ehli olan veli bir zat kaldi. O da 
zaten dergahindan disan 9ikmaz." deyince, kibir ve gurur i9erisinde 90k 
kizip, "O nasil adamdir? Hemen, birka9 kisi gitsin, zorla da olsa, onu 
bana getirsinler. Onun hakkindan geleyim.", diye emir verir. Bunun 
iizerine orada bulunanlar, soyle derler. "Efendim sizden once gelen 
vezirler ve diger devlet ileri gelenleri, onun bulundugu dergaha 
vanp, ellerini optuler, ona9ok hiirmet ve ikramda bulundular. 
Onun i9in size de layik olan, onu ziyaret edip ellerini 
opmek ve hayir dualanm almaktir. " Onlardan bu sozleri duyan 
kibirli ve gururlu sahis, ofkesinden adeta kiiplere biner. 
"Yann dergahina gidip, lazim gelen cezayivereyimdegoriin." der 
ve huzurunda bulunanlan kovar. Abdulmecid Sirvani Hazretlerini 
sevenler durumu hemen ona bildirirler. Mevlana Abdulmecid 
onlara, "Sizler gam 9ekmeyin ve iiziilmeyin. Bizim onun 
yanma varmamiz, onun da bize gelmesi 



34 



imkansizdir.", diye buyurur. Makam sahibi zat sabah olunca Abdulmecid 
§irvani Hazretlerini cezalandirmak iizere harekete ge9er. Yanina 
hizmettjilerini ve adamlanm da alarak dergaha dogru yola 9ikar. Heniiz 
yolu yanlamistrr ki, o zamana kadar sakin duran ati birden bire 
huysuzlanarak saha kalkar ve sahibini yere vurur. O zat, "ah!" bile 
diyemeden derhal can verir. Mevlana Abdiilmecid'i sevenler ve ona bagh 
olanlar sevin9le hadiseyi kendisine naklettiklerinde, "Benim bir veli 
kuluma diismanlik eden, benimle harb etmis olur." hadis-i kudsisini 
okur. 

1 564 senesinde Tokat'ta siddetli bir veba salgini ba^lar. Her giin pek 
90k insan vefat etmekte, giin ge9tik9e hastahk daha da 
yayginlasmaktadir. Kirk-elli giin siiren salginda, hastahktan binlerce 
kimse vefat eder. Bunun iizerine §ehir halki, "§eyh hazretlerinden dua 
isteyelim. insaallahii teala veba salgrm onun hayir dualan ile durur.", 
derler. §ehrin ileri gelenlerinden meydana gelen kalabahk bir cemaat, 
durumu Mevlana Abdiilmecid'e arzederler. Bunun iizerine Mevlana 
Abdulmecid soyle dua buyurur. "Ilahi! Bu musibet bulutunu, kerem ve 
ihsan riizgannla def eyle." O anda Allahu tealanm izni ile salgin hastahk 
durur. O giinden sonra, otuz sene siireyle Tokat sehrine veba hastahgi 
gelmez. Hastahk yiiziinden Tokat halki orayi terk etmeye karar vermis 
iken, Mevlana Abdulmecid'in duasi bereketi ile, memleketlerini terk edip 
gurbette bii"9ok eziyet ve sikintilarla karsilasmaktan kurtulurlar. 

Abdulmecid §irvani Hazretleri de salgindan bir siire sonra aym yil 
i9erisinde 1564 (H.972) vefat eder. Vefatindan once, "Bizi sevenler 
kabrimizin iizerine tiirbe yapmak siiretiyle, bu acizi diger 



35 



Muslumanlardan ayirmasinlar.", diye vasiyet etmistir. Fakat Mevlana 
Abdiilmecid'i 90k seven zenginlerden bazilan kabrinin iizerine tiirbe 
yaptirmak isterler. Kubbe tamamlandigi gece temelinden yikihr. Birka9 
kere kubbe yapsalar da, ayni sekilde yikihr. Bunun iizerine kabri belli 
olsun diye etrafmi taslarla 9evirirler (43). 

Mevlana Abdiilmecid Hazretleri'nin vefatindan sonra da goriilen 
kerametleri talebeleri tarafindan anlatilmistir. Nitekim talebelerinden 
birisi soyle nakletmektedir. Mevlana Abdiilmecid hayatta iken, bende 
kelam ilmi ile alakah bazi siipheler meydana gelmisti. Ancak meclisinde 
ve sohbetlerindeki heybetinden dolayi, suallerimi arzedip cevabini alma 
imkam bulamadim. Her zaman, bundan sonraki meclislerinde soranm 
der, bir tiirlii soramazdim. Mevlana Abdiilmecid ahirete intikal edince, 
sorma firsatmi ka9irdignn i9in 90k iiziildiim ve pisman oldum. 
1574 senesinde hacca gitmek iizere yola 9iktim. §am'a geldigim 
zaman, gece riiyamda, kendimi bir nehrin kenannda, hocam 

Mevlana Abdiilmecid'i de karsi kiyisinda gordiim. Bir sebze 
bah9esinde, agacin golgesi altinda, 90k giizel bir surette oldugu 
halde oturuyordu. Ansizin bana seslenip, "§iipheleriniarzet 
Ve cevaplanm al artik. Zamamgelmistir." buyurdu. Bende 



(43) §eyh §irvani Mezarhgi, Gijgij Dagimn giineye bakan kismiyla £ay 
Baglan arasinda kalan ve £ay Deresinin kollannin birlestigi yatak 
iizerinde, sehrin dogu yoniine diiser. Mezarhk, i9erisinden ge9en iki yol 
ve dere dolayisiyla dort boliime aynlmistir. Gijgij Dagi etegine rastlayan 
bolumde mezarhga adini veren §eyh Abdiilmecit §irvani gomuliidiir.- 
(^etin Demir, Tokat Erenler Tarihi Mezarhgi ve Mezar Taslan- 



36 



derhal yanlanna gittim ve siiphelerimi bir bir arz ettim. O da her birine, 
kalbe sifa olan cevaplar verdiler. Onun sozlerinin ve cevaplannm lezzeti 
ile yavas yavas kendime geldim. Riiyamda siiphelerimi ortadan kaldiran 
bu cevaplan, uyandigimda Allahu tealanin izni ile aynen hatirladim. 

Behzat Mezarhgi, Behzat Camii civannda bulunmaktadir. Etrafi 
demir lzgaralarla cevrili mezarhgin onemli taslan miizeye kaldinlmistir 
(44). Caminin avlusunda da kabirler bulunmaktadir. Kanuni Sultan 
Siileyman devrinde yasayan Behzat-i Veli'nin kabri Tokat'ta Behzat Cayi 
yanindaki kendi yaptirdigi Behzat Camii bah9esindedir. Bolge halki 
tarafindan 90k sevilip ziyaret edilen Behzat-i Veli, Tokat'ta bir 90k yere 
adim vermistir. Halk arasinda Seyh Sirvani'nin Behzat Veli'nin babasi 
olduguna, Sirvani'nin kiyafetine dikkat etmeyip gezmesinden, kiyafetine 
ozenen Behzat'in, "Babam giyimine dikkat etmez", demesi iizerine 
oglunun bu sozlerine muttali olan Sirvani'nin kizip yumrugunu sikinca 
Behzat'in dili tutulduguna inanihr (45). 

1908'deki sel baskimnda caminin tahrip olan kismini, Tokath 
Ahmet Lutfu Pa§a restore ettirir ve 1939 depreminde zarar goren yapi 
Vakiflar Genel Mudiirliigii tarafindan tamir ettirilir. Tabii afetlerden 
olduk9a etkilenen camii en son 1956 yihnda onanlmis ve aynca son 
cemaat mahalli ilave edilmistir. 1535 tarihli cami kitabesi vakfiye 
niteligindedir. Kitabede adi ge9en Fakih Sirvanoglu HocaBehzad, 



(44) C. Demir, a.g.e. 

(45) M. fJ9er, a.g.m 



37 



Amasya'daki §irvanh siilalesinden §eyhi Alaeddin Ali evladindandir. 
Alaca Mescit yanmdaki miilkiinu vakfedip, bunlann gelirlerinin 
tevliyetini once kendine sonra evladma ve evlad-i evladina, nesilden 
nesile, asirdan asira aktanlmak iizere sart kosup, soyu tiikenince azadh 
kolelerine, ve evladimn kolelerine aydan aya erbab-i vazife ulufesi 
(maa§) verilmek iizere birakmistir. Vakiflardan meydana gelen geliri 
once rakabeye (46), Tokat kadilan nazir olup senede 120 ak9e nezaret 
vazifesine, 360 ak9e miitevelli vazifesine ve 900 akce mescit imamina 
aynlmistir. Imamlar sabah namazindan sonra Yasin, ogle namazindan 
sonra Miilk, ikindi namazindan sonra Amme surelerini okuyacaklardir. 
Aynca vakif 308 altin vakfedip faizini Ogulbey Cesmesine vakfetmistir. 



17. gtetr 

u yiizyil, uzun siireli savaslann ve Celali isyanlannin 
Osmanh idari, mali ve sosyal dokusunu derinden etkiledigi 
bir donemdir. Iran ve Avusturyahlarla girisilen sonu gelmez 
savaslar, bitmek bilmeyen Girit kusatmasi, Anadolu'daki Celali 
Isyanlan ve Istanbul'daki yeniceri isyanlan, Osmanh devletinin 
parasal ve mali sisteminde onemli gedikler acilmasina 
sebep olur. Merkezi idarenin tasradaki Giiciinvin 

azalmasina paralel olarak mahalli idarecilerin 



(46) Rakabe kul, kole, cariye ve bir malm sahipligi anlamina 
gelmektedir. 




38 



etkinliginin artmasi ile birlikte Osmanh diizeni ciddi sarsintilara maruz 
kahr. Bu yuzyilda Rum Hazine Defterdarhgindan Tokat voyvodahgina 
ge9is suretiyle Osmanh Tasra maliyesinde biiyiik bir degisim yasanir 
(47). 

Asnn basma tarihlenen tahrir defterindeki kayitlardan Celali 
belasmm Tokat'i 90k etkilemis oldugu ve bir kisim mahallelerin 
ahalisinin g09 etmeis oldugu veya vergi odeyemeyecek hale geldikleri 
goriiliir (48). "Sufiyyun Mahallesinde mahelle-i mezbure halki Celali 
havfindan Erzurum tarafina firar etmegin tahsili mumkiin olmayip dokuz 
haneden cem olunmustur." 

1626-1632 yillarma tarihlenen Voyvoda Ham, Evliya Celebi'ye 
gore Ibsir Pasa tarafindan yaptinhr (49). Once vakiftan sahis miilkiyetine 
ge9en yapi daha sonra Evkaf Idaresine devredilir. Bir ara cezaevi 
yapilmak uzere Adliye Vekaletine satihr ise de, bunun yerine sebze hali 
ve bir sure ogrenci yurdu olarak kullanihr. 1939 depreminde harap olan 
yapi 1 962-64 yillannda restorasyon ge9irir. Farkh kamu hizmetlerine ev 
sahipligi yaptigi siralarda bazi bolumleri kapatilrms, bazi boliimler ilave 
edilmistir. 1 990'dan sonra biitiin mekanlan diikkan haline getirilir. Son 
restorasyonu ile turizme a9ilrmstir. 



(47)OZVAR Erol, XVII. Yuzyilda Osmanh Tasra Maliyesinde Degisim : 
Rum Hazine Defterdarhgindan Tokat Voyvodahgina Ge9is, Doktora 
Tezi, Marmara Uni., Istanbul, 1 998 

(48) Ipsirli Mehmet, XVII. Asnn ortalannda Tokat Sehri 

(49) SUNAY Serkan, Tokat Sehir l9i Hanlan, Yiiksek Lisans Tezi, 
Ankara Uni. , Ankara, 2003 



39 



Ayni isimli mahallede, irmak kenannda yer alan ve ahsap tavani ile 
dikkati 9eken Mahmut Pasa Camii bu yiizyilda insa edilen eserlerdendir. 
Evliya Celebi Tokat'taki tekkelerin listesini soyle verir. A9ikbas 
Tekkesi, Alaca Mescid Tekkesi, Alp Gazi Tekkesi, Coregi Tekkesi, Gaj 
gaj Dede Tekkesi, Hidirhk Tekkesi, Horoz Tekkesi, Kosmelik Baba 
Tekkesi, Meydan Tekkesi, Miskinler Tekkesi, Timarhane Tekkesi, 
Sunbullu Baba Tekkesi, Tasoluk Tekkesi, Vani Tekkesi. Bu listeye 
ilaveten veliler listesine de Erenler Sultan, Seyh Hazret Bey Dut Baba, ve 
Seyh Hazret Hiiseyin Rifai'nin isimlerini dahil eder. 

Muhyiddin Ibni Arabi'nin muritlerinden oldugunu kaydettigi 
Seyh Hasan Rifai, ayni zamanda Ladik'te medfun Seyh Seyyid kii^iik 
Ahmed-i Kebir Rifai'nin amcazadesidir. Orhan Gazi bu zattan inabe 
almistir. Evliya Celebi, bu zatin Tokat'ta Sunbullu Baba tiirbesine yakin 
bir yerde medfun bulundugunu kaydeder. 

" ..Tokat 'in simal tarafi haricinde bir mesirezar bag-i behist var. I9inde 
Sunbullu Baba medfundur. Amasya kurbinda Ladik sehrinde medfun 
bulunan es-Seyh Ahmed Kebir Rifai hazretlerinin ammuzadeleridir. 
Sam-i serifle medfun Seyh Muhyiddin-i Arabi hazretlerinden cihaz-i 
fakn kabul ediib anlardan tekmil-i uliimi d-din eyleyerek yine vatan-i 
aslileri olan sehr-i Tokat a geliib Orhan Gazi asnnda 752 senesinde dar-i 
fenadan dar-i bekaya irtihal etmekle hala ziyaretgahtir. ." 

Evliya Celebi'nin soylediklerine gore, Tasoluk Tekkesi'nde boyah 
bir tas vardir. Eski doktorlann bir tarafina yazdiklan tilsimh harflerin 
bulundugu oluktan giinde bir defa siit akarmis. Hasta olanlann 
busiitii i9tiklerinde iyilestiklerine inamhrmis. Peygamber 



40 



Efendimiz (s.a.v) diinyaya tesrif ettiklerinde bu siit kesilmis. £oregi 
Tekkesi, Tokat'in giiney kesiminde yiiksek bir yerde, olduk9a biiyiik bir 
tekke olup, mesiregah olarak kullamhr. 

Bu asirda sehrin disindaki Miskinler Tekkesi, ciizzamh ve diger 
hastalann kaldigi bir yer olup karantina gibi kullamlmaktadir. 
Sakinlerini halk ile goriisturmezler. Hastalann i9inde duasi kabul olan 
kisilerin olduguna inanihr. Soziin gelisi, ati kurtlanan veya hastalanan 
kisi, bir miktar yag mumu ahp, atin bogazina siirer, tekkenin etrafinda 
dolastinrsa, atin iyilesecegi kabul edilir. £elebi'nin kendisi de, 
hastalanan atini tekke etrafinda dolastinr ve atini iyilesmis olarak 
gordiigunii soyler. 

Evliya (^elebi'ye gore, Meydan Tekkesi'ni yaptiran sahis goz 
zevkine sahip oldugundan, 90k giizel nakislarla siislemeler yapmistir. 
Tekke yesil 9inilerle orulmiistur. Bah9esinde 90k soguk ve sifah bir su 
aktigindan, sehrin ileri gelenleri yazin bu Sudan i9mek i9in gelirlermis. 

Evliya (^elebi, Tokat yakinlannda Yesihrmak nehrinin kuzeyinde 
Aynkkoyiinde bulunan Muhammed §ah Dede Ziyaretgahi'nin, biiyiik 
bir tekke mahiyetinde ve isler halde bulundugu kaydeder. Her zaman 
misafirlerinin oldugunu, herkese nimet verildigini, bu ziyaretgaha 
§eyh Mustafa isminde birisinin nezaret ettigini, gelen misafirlerle 
onun bizzat ilgilendigini ilave eder. Comert ve hayirsever bir kisi 
olan §eyh Mustafa 'nin ziyaretgah 9evresindeki kartallann 
a9 kalmamalan i9in her sene bir at kestigini, boylece kartallann 
a9hk 9ekmediklerini soyler. Evliya (^elebi tarikat ve 

mesrebi hakkinda herhangi bir bilgi vermedigi §eyh H iisani Efendi'yi, 
Tokat yakinlannda Doruk koyiinde ziyaret ettigini 



41 



nakleder. Aynca, Tokat yakinlannda Kizihrmak kenannda Kangin 
denilen bir koyde Kum Baba Tekkesi'nden soz eder. 

Azerbaycan'da Zencan sehrinden ailesiyle g09 ederek Tokat'a 
yerlesen ishak Zencani iskenderiye ve Kahire'de Ilahiyat ogrenimi 
goriir ve doneminin iinlii ilahiyat9ilanndan icazet aldiktan sonra bir din 
alimi olarak Tokat'a doner (50). Sehir XVII. yiizyilda, ge9misinden de 
gelen birikimi ile bir kiiltiir ve ilim merkezi durumundadir. Ishak bin 
Hasan'in Tokat'i kendine yerlesim yeri olarak se9mesinde sehrin bu 
durumunun etkili oldugu soylenebilir. ishak'in 90k sevdigi ve biiyiik 
saygi duydugu hocasi Mehmed-i Vani'nin ordu vaizi iken, Viyana 
bozgunundan sonra vazifeden uzaklastinlarak Bursa yakinlannda Kestel 
Koyii'ne siiriilmesi olayi, on altinci yiizyildan itibaren baslayrp devam 
eden Celali isyanlanndan en 90k etkilenen yerlerin Sivas ve Tokat 
yoreleri olmasi ve IV. Mehmet zamaninda isyanlann durdurulamayisi, 
onun IV Mehmed'e kirginhginin bashca sebepleridir. Ishak bin Hasan'in 
Sivas sehrinde mukim bir kardesi oldugu ve ziyaret gayesiyle oglunu 
Tokat'a gonderdigi anlasilmaktadir. Ishak bin Hasan Tokati'nin 
£ok sevdigi, ilim adami olmasi i9in iizerine titredigi oglu 
Fazlullah'in taun(veba) hastahgindan 1687'de vefat etmesi, 
kendisini 90k sarsmistir. Nazmu'1-Ulum isimli kitabimn 

sonunda 24 beyitlik mersiyesinde oglunun oliimiinden duydugu 
aci dile getirilmektedir. Ishak bin Hasan Tokati 



(50) OZFIRAT Bayram,Tokath Ishak Efendi'nin Nazmu'1-Ulum, 
Nazmu'l-Le'ali ve Manzume-i Keydani Adh Mesnevileri, Yiiksek Lisans 
Tezi, Sel9ukUni., Konya, 2006 



42 



oglu Fazlullah'in vefatindan sonra, bir sene kadar yasamis ve 1688 
yihnda Tokat'ta vefat etmistir. 

Manzume-i Akaid isimli eserinin Hatime'sinde, halkin 
perisanhgmi, vurgunculann koylerde, kasabalarda ve sehirlerde kol 
gezdigini, Budin Kalesi gibi muhkem bir kaleye sahip olan Tokat 
sehrinin bile bu yagmacilann eline ge9tigini ifade eder. Bilhassa Kara 
Mehmet isminden, "firtina gibi esdi", diyerek soz etmektedir. Hicbir 
yerde asayisin bulunmadigini belirtir. 

Cihani tutmus idi diizd ii rehzen 

Misali gamze-i hunhar u piirken 

Temevvucde hiicumu ehl-i firkin 

isi yagma idi tiirkman-i tiirkin 

Demekte ve ehli siinnet olmayan Turkmen Turklerinin Celali 

isyancilanna katihp koyleri, cadirlari, kasabalan ve hatta jehirleri 

yagmaladiklanni anlatmakta ve halkin acikh durumunu §6yle 

belirtmektedir. 

Kura vii misr ii ehl-i haymeler 

Kihnrm§ mu-yi zengi gibi behrem 

Cihan ciimle usanmi^ti ozinden 

Yerin alti hayirhdir yiizinden 

Demek suretiyle koylerin, kasabalann, §ehirlerin ve topyekiin Anadolu 

insanmin ne kadar zor giinler ya^adigini ifade eder. 

Nazmii'l Ulum'un son iki boliimu Hal-i Kuzat ve Taziye isimlerini 
tasir(51). Burada bir 90k kadimn vazifeye atanmalannrn 

(51) Rasim Deniz, Ishak bin Hasan Tokadi 



43 



riisvete bagh oldugunu ifade eder. Riisvetten uzak kalmis kadilarm Allah 
katinda en sevgili kul olacaklanni ifade eder. Fakat bir 90k kadinin boyle 
olmadigim, para biriktirmek icin her 9areye basvurduklanni da belirtir. 
Taziye adini koydugu boliim ise, 1687'de Tokat'ta meydana gelen veba 
hastahgindan vefat eden oglu Fazlullah i9in yazdigi mersiyedir. Bu 
mersiyede Tokat sehrinde meydana gelen oliim olaylannin 9oklugunu 
belirtir. 

Sada-yi her mahalde giina giine 
Geliir "inna ileyhi raciiin"e 

Ikinci Viyana Seferi sirasinda Anadolu'da Akkas, Kara Mahmud 
gibi Celaliler tekrar ortaya 9ikarak Bolu ile Sivas arasindaki yerlerde 
isyan ve anarsi 9ikartirlar. Tokat ve Sivas yorelerinde bazi kimselerin 
mehdilik iddiasiyla ayaklandiklan, isyana varan bir tutum i9inde halkin 
iizerine gittikleri, koyleri, kasabalari ve sehirleri yagmaladiklan ve 
baslannda da Kara Mahmud isminde bir Celali eskiyasmm bulundugu 
gei"9egini dile getiren Ishak bin Hasan, halkin acinacak durumunu, 
perisan halini, darmadagin olup sahipsiz kahsim siirlerinde anlatarak 
halkin dertlerini dile getirip devrinin aci giinlerine ve olaylanna 
terciiman olur. 

Ishak Zencani'nin dile getirdigi sosyal konulardan biri de adalet 
dagitan kadihk miiessesesidir. Kadihgin gii9 bir meslek oldugu kadar 
serefli ve 90k da sevaph bir is oldugunu belirttikten sonra kadilann 
90gunun altin, giimiis biriktirmek i9in bu makama talip olduklanni, 
atamalan i9in riisvet vermekten, araya adam koymaktan da 
9ekinmediklerini soyler. Zamane kadilannin fakiri, acizi koruyacaklan 



44 



yerde onlan ezdiklerini ve haksizi, gu<;luyu koruduklanni belirtir ve 
boylesi kadilann halkin i9inde bela oldugunu, hiikiimlerinin de ge9ersiz 
sayildigim a9iklar. §iirlerinde 90gu mevkilerin rii§vetle elde edildigi, 
adalet dagitacak olanlann, adaletsizligi ve liyakatsizligi ortaya 
koyulmaktadir. 

Yazdigi kitaplarda Ehl-i siinnet itikadim, fikih ilmini ve devrinin 
sosyal hadiselerini islemis olan Ishak Zencani'nin bashca eserleri 
sunlardrr. Metalib-iil-Musalli, §erh-i Cila-iil-Kulub, Sirac-ul-Kulub, 
Usturlab, Geydani, Nazm-iil-Leali veya Manzume-i Akaid, Nizam-iil- 
Ulum. 

Ishak Zencani (Hacdagi) Mezarhgi, sehrin batisinda Hac Dagi 
denilen kayahkh bir tepenin yamacinda bulunmaktadir (52). Cevre 
il9elerden getirilen yabanci mezarlar burada yer almaktadir. Birka9 
boliimden olusan mezarhk alanlannda, 90gu mezar taslan sade ve 
yazisizdir. Halkin Boyun Baba da dedigi Ishak Zencani'nin kabrine her 
tiirlii dilek i9in gidilir. Mezar, her niyet i9in, arka arkaya 119 veya yedi 
Cumartesi sabah namazindan sonra ziyaret edilmekte, 119 Ihlas bir Fatiha 
okunarak mezann etrafmda 119 kez donulmektedir. Bazen mezann sag ve 
solunda ozel olarak yapilmis yerlerde mum yakilmakta ve tas 
y api stin lmaktadir. 



(52) Q. DEMIR,a.g.e. 



45 



18. gtetr 

^^^^^ ournefort, asnn basinda ziyaret etmis oldugu sehir hakkinda, 
I bir kadi, bir voyvoda, bin yeni9eri ve bir miktar sipahi ile bir 

^••^ yeni9eri agasimn bulundugunu yazar (53). Osmanh 
Devletinde XVI. yiizyihn ikinci yansindan baslayarak devam eden 
ekonomik sikintilar XVIII. yiizyilm sonlarina dogru devleti agir bir 
ekonomik krizin i9ine sokar. Bu durumdan Tokat da etkilenir ve yiyecek, 
ihtiya9 maddeleri, hayvan ve tasinmaz mallann yilhk fiyat artisan 
degisik oranlarda olur. Ancak devletteki ekonomik sikintiya oranla 
Tokat'taki fiyatlarda 90k onemli bir degisiklik olmadigi goriiliir. Yine 1 8. 
yiizyihn baslannda iilkenin genelinde bir niifus durgunlugu yasamrken 
Tokat'ta onemli bir artis gozlenir. 

XVIII. yuzyila ait Tokat sehrindeki esnaf kollannda onceki 
yiizyillara gore bir azalma goriiliir. Bunun sebebi ise devletin biitiin 
sistemlerindeki 9okiis ve bunahm gosterilir. Ozellikle mali sistemdeki 
degisim ve bunahmlar bunun bas gostergesidir (54). Bu yiizyil i9inde 
§ehir merkezinde 13 biiyiik han, 30 9arsi ve 100'e yakin esnaf grubu 
mevcuttur. 

(53) Tournefort M., A Voyage Into The Levant, sh. 271 . "..There is at 
Tocat a Cadi, a Vaivode, an Aga of the Janizaries, with about a thousand 
Janizaries, and some Spahi's.." 

(54) CELIK Mehtap, Tokat §ehrinde Esnaf Teskilatina Dair Bir 
Arastirma ( 1 772- 1 799), Yiiksek Lisans Tezi, Ankara, 1 996 



46 



Miislimler ve Gayrimuslimlerin birlikte yasadiklan Tokat'ta 
Gayrimtislimlerin kendilerine ait mahkemeleri olup, ser'i mahkemeye 
miiracaat haklan da bulunmaktaydi (55). Asnn son yillanna ait seriyye 
kayitlardan bazi Gayrimuslimlerin kendi dinlerini birakip, Islami kabul 
ettikleri ve 90gunlukla erkeklerin Mehmed, kadinlann Fatma ismini 
aldiklan goriilmektedir. 

Devrin dini hayati ile ilgili zihniyetine lsik tutmasi bakimindan 
kayitlarda yer alan iki vakfiye ornegi soyledir. "..Mihmadhacib-i Muslim 
mahallesinde yasayan Zahide Hatun adh kadin, bir bab evi ile 
meyvehane carsisinda bulunan bir bab manav dukkanmm alti 
hissesinden bes hissesini mahallede bulunan Gen9 Mehemmed 
Camii'nde hatib olanlar ile sem'-i asel satin ahnmasi amaciyla Temmuz 
1797 (H. Safer 1212)'de vakf etmistir." "..El-Hac Osman Alemdar adh 
sahis, Yazicik mahallesinde bulunan birkit'a hadikasma (bah9esine) aym 
mahallede bulunan Garibler Camii'nde imam olanlan mutasarnf 
ederek.." 

19. ^tr 



% 



okat kazasi, Tanzimat doneminde Osmanh Devleti'nin 
genelinde yasanan siyasi, askeri, sosyal ve 

ekonomik gelismeleri yerel 



(55) DEMIRCI Ahmet, U9 Numarah Tokat Seriyye Sicilinin 
Transkripsiyonlu Metni ve Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans Tezi, Tokat, 
2007 



47 



diizeyde en iyi yansitan bolgelerden biri olmustur (56).1864'ten 1880 
yihna kadar Sivas vilayetinin onemli bir kazasi olup bir kaymakam 
tarafmdan idare edilmektedir. 1880 tarihinde ikinci Abdulhamid'in 
iradesiyle sehir, sancak (liva) statusune 9ikanhr. Tokat'in liva konumuna 
getirilmesinde niifusunun ve gelirlerinin fazlahgi etkili olmustur. 
Yakinhklan ve siki iliskileri sebebiyle Niksar, Erbaa, Zile kazalan Tokat 
sancagina baglanir (57). 76 mahalleden olusan Tokat'ta ailelerin tek esli 
ve genel olarak bir veya iki cocuk sahibi cekirdek aile olduklan goriiliir. 
Mahkeme kayitlannda Muslim ile Gaynmiislim arasinda herhangi bir 
dava ve olayin yer almamasindan iki tarafin karsihkh saygi ve giiven 
i9inde iliskilerini yuriittukleri kabul edilir. Sicilde yer alan 119 vakfiyenin 
gelirlerinin de Tokat'taki camilere tahsis edilmis oldugu goriiliir. 
Incelenen kayitlardan Tokat'ta bugiin de meshur olan 9orek ve kebabin o 
giinlerde yaygin olarak tiiketildigi anlasihyor. 

1843'te Meydan Camii'nin tamiri yapilrms, 1845'te askerlik 
islerinin yuriitulmesi i9in erkek niifusun, 1864'te ise vergi ile miikellef 
olan evlerin sayimi yapilmistir. 1846 yihnda Tokat Karagumrugii 
kaldinlmis, 1847 yihnda Ivaz Pasa Camii, 1851 yihnda Sultan hamami, 
1862'de Pervane Hamami, 1868'de Tashan'in tamiri 



(56) A(^IKEL Ali, Tanzimat Doneminde Tokat Kazasimn Idari ve Niifus 
Yapisindaki Degisiklikler (1 839- 1880) 

(57) HANILgE Murat, 16 Numarah Tokat Seriyye Sicilinin 
Transkripsiyonlu Metni ve Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans Tezi, Gazi 
Osman Pasa Uni., Tokat, 2009 



48 



ger9eklestirilmistir. 1 870 yihnda da Riisdiye Okulu a9ilmistir. Bu giizel 
gelismelerin yaninda olumsuz olaylar da yasanir. 1861'te Yesihrmak'tan 
sel gelmesi, en onemlisi ise 1872 yihnda kurakhk ve kithgin yasanmasi 
olmustur(58). 

Harun Ci9ek'in 9ahsmasindan (59), XIX. yiizyihn ilk yansinda 
meydana gelen olaylann bir kisminin siirgiin olaylan oldugu anlasihyor. 
1810'da Kayseri Nakib'iil-esrafi Molla oglu Osman'in kendi halinde 
yaptigi uygunsuz tavirlan hakkinda verilen karar sonucunda Tokat'a 
siiriilmesi, 1 8 1 6'da Bor miiftiisii Marash oglu Haci Mehmet'in uygunsuz 
davranislanndan dolayi Tokat'a siiriilmesi, 1818'de Nigde sancagindan 
Papaz Vasil'in halk huzurunu bozdugundan dolayi Tokat'a siiriilmesi, 
1845'te Sungurlu'da devlet tarafindan toplatilan iasenin toplatilmasi 
esnasinda olay 9ikaran miiftiiniin Tokat'a siirgiine gonderilmesi konuyla 
alakah birka9 omektir. Aynca, 1827'de Zile ve Niksar'dan bazi 
dervislerin kovulmus olmasi ve 1 828'de tekkelerin teftis edilmesi dikkat 
9eken olaylar arasinda yer ahr. 

Hamiyet Sezer makalesinde (60), Yeni9eri Ocaginin 
kaldinlmasindan sonraki uygulamalarla ilgili olarak sunlan yazar. 



(58) KIZKAPAN Adem, §eriyye Sicillerine Gore XIX. Yiizyilda 
Tokat'ta Gaynmiislimlerin durumu, CumhuriyetUni., Sivas, 2009 

(59) CICEK Harun, Tokat Merkez Sancagi'nin Sosyo - Ekonomik 
Konumu (1800 -1850), Yiiksek Lisans Tezi, Ondokuz Mayis Uni., 
Samsun, 2006 

(60)SEZER Hamiyet, Yeni9eri Ocaginin Kaldinhsinin Tasradaki 
yansimasi (1826- 1 827) 



49 



Sivas valisi Mehmet Pasa, 3 Haziran 1827'de askerleriyle Tokat'a 
gelmistir. Valinin bildirdigine gore Tokat'ta eskiyahkla iinlii 26 kisi idam, 
6 kisi siirgiin edilir. Bu ki§ilerin isimleri kaydedilmek iizere Divan-i 
Hiimayun kalemine gonderilmistir. Basbakanhk Arsivi'nde yer alan bir 
belgede idam edilen ki^ilerin isimleri kayithdir. Bu isimler 
incelendiginde, Yeniceri Ocagma mensup bolgedeki kisilerin, ozellikle 
bu belgede sozii edilen karakullukcu, haseki, alemdar 
(bayrak tasiyan), serdengecti gibi gruplara mensup olan sahislara 
rastlanmaktadir. Bu kisilerin aym zamanda ekmekci, yaprak9i, 
mandiraci olmak gibi ozellikleri de vardir. Yine Tokat'tan siirgiin edilen 
kisiler arasinda, tumaci, alemdar, Otuzaltimn ustasi, (bilindigi gibi 
yeniceriler orta adi verilen gruplara aynlrmstir) eski serdarlar vardir. 
Aynca, oldiiriilen ve siirgiin edilenlerden vasiflannin ne oldugu belli 
olmayan yeniceri taraftan olabilecek kisiler bulunmaktadir. Idam ve 
siirgiinlerin disinda Tokat'ta yenicerilere ait kahvehanelerin bir kismi 
yikilmis, bir kismi birakilmistir. Yine valinin bildirdigine gore cadde 
iizerinde 10 adet kahvehane yikihrken, 35 tanesinin nisanlan yikilarak 
baska esnaf diikkanlanna cevrilmistir. Tokat §eriyye Sicilindeki kayittan 
ogrenildigine gore, 37 adet kahve birakilmis, 40 adet kahve ise 
yikilmistir. Yikilmayan kahveler arasinda, Subasi kahvesi, kapici, 
pasvanbasi, pasa, dellalbasi, mehter, menzilci, bas9avus kahvesi yer 
almaktadir. Yikilan kahveler arasinda, Tokat'da idam edilen sahislann 
isimlerinin ge9tigi goriiliir. Omegin, Canbaz kahvesi, Koskeroglu 
kahvesi, Ziyani(ci)oglu kahvesi ki, bu adlar idam 



50 



edilenler listesinde yer almaktadir. Serdara ait olan yer de ke9eci 
dukkam olmustur. Boylece Tokat eskiyadan temizlenmistir. Bu arada 
Zile'de bazi eskiyalann voyvodayi yendikleri, voyvodanin bir sey 
yapamadigi, validen yardim istedigi ve soninjta 7 eskiyamn idam 
edildigi, valinin yazisindan ogrenilmektedir. Zile'de bu 7 idam disinda 
ikisi Tarsus'a, biri Kayseri'ye, ikisi Kastamonu'ya olmak iizere 5 
surgiiniin oldugu da anlasihyor. Bu arada Tokat naibi Kara Cehennem 
lakaph Mustafa Efendi ve eski Tokat muftusu Yeniceri Ocagi 
mensuplanna taraftarhk gostermekte ve naibin gereksiz para topladigi 
ogrenilmektedir. Naib hakkinda sorusturma yapilmis ve sonucta 
hapsedilmis, istanbul'a bildirilerek bir baska yere surgiinii i9in emir 
istenmistir. Yeni9eri Ocagmin kaldinlmasiyla birlikte bazi ekonomik 
degisiklikler de yapilmistir. Ocak mensuplan onceleri asker olduklan 
i9in niiziil ve avanz vergilerini vermiyordu. Ama artik odemedikleri bu 
vergilerin bunlardan da ahnmasi yolunda emirler 9iktigrm goriiyoruz. 
Yeni9eri Ocagi ilga olununca mensuplan diger halk gibi muamele 
gorerek emlak, arazi ve durumlanna gore vergilerin ahnmasi istenmistir. 
29 Ocak 1827 tarihli bu emri alan Sivas valisi buyruldu ile diger kazalara 
bildirerek gerekenin yapilmasim emretmistir. 

Osmanh Devletinin siyasi a9idan 9alkantih oldugu, disanda 
Ingiliz, Rus ve Iran savaslanyla ugrasirken, i9eride azinhklann 
bagimsizhk i9in ayaklandiklan, Yunanistan'in bagimsizhgim kazanarak 
yeni bir devlet kurdugu, ayanlann Sened-i Ittifakla birlikte genis 
yetkilere sahip olduklan bir donemde, 1819 yihna ait Tokat 



51 



§eriyye sicilinde(61) donemin siyasi olaylanna deginilmedigi, ozellikle 
farkh inams ve etnik gruplann yasadigi sehirde bu ve benzeri olaylardan 
etkilenmedikleri ya da olaylardan uzak kalmalan kayda deger bir 
goriinmektedir. 

1808 yihnda sehri ziyaret eden James Morrier, faal halde bulunan 
300 bakir imalathanesinden soz eder (62). Fransiz konsolosu V. 
Fontainer'in, 1826 yihndaki veba salgini sirasinda gelmis oldugu Tokat 
sehrinde tek hayat belirtisi olarak bakircilann 9eki9 seslerini gostermesi, 
bu iiretim dahnin ne kadar onem tasidigimn isaretidir. Halbuki once 
1846'da gumriigun kaldinlmasi, 1880'de dis piyasalarla rekabet 
edemeyen kalhanenin kapatilmasi ile birlikte, Osmanhnin gerileme 
siirecinde basanyla durumunu muhafaza etmis olan sehir de, artik her 
a9idan ku9ulme siirecine girer. 

1813 yihna ait seriyye sicilinde (63) Miisliimanlarla gayr-i 
miislimler arasindaki iliskileri ele alan az sayidaki kayit, daha ziyade 
ticaret ve gayr-i menkul ahs-verisi ile boi"9 ahp verme seklinde kendini 
gostermektedir. 



(61) AKIN Ziibeyde, 25 Numarah Tokat §eriyye Sicilinin (1234- 
1236/1819-1821) Transkripsiyonlu Metni ve Degerlendirmesi, Yiiksek 
Lisans Tezi, Gazi Osman Pasa Uni., Tokat, 2004 

(62) ABACI Nurcan, 1812 Tarihli §eriyye Siciline Gore 19. Yiizyilin 
basinda Tokat §ehrinin Sosyo-Ekonomik Durumu, Yiiksek Lisans Tezi, 
UludagUni., Bursa, 1994 

(63) ASIL Harun, 1 8 Numarah Tokat §eriyye Sicili, (H. 1229/M. 1813), 
Yiiksek Lisans Tezi, Erciyes Uni., Kayseri, 2006 



52 



islam hukukunun sagladigi avantajlar dolayisiyla Ermeniler ve 
Rumlar arasinda Miislumanhgm yayilma istidadini gosteren sicil 
kayitlan bulunmaktadir (64). Ne var ki, Tokat'ta 1722-1897 yillari 
arasinda ihtida eden gaynmuslimlerin sayisi 68'dir. 

Benzeri durumu 1839 yihna ait seriyye sicilinde (65) de gormek 
miimkundiir. Islam hukukunun kolayhklanndan istifade eden 
gaynmuslimlerin Musliimanlara, Musliimanlann da gaynmiislimlere 
sahitlik yaprms olduklan mahkeme kayitlannda goriilmektedir. 

1818 yihna ait seriyye sicilinde (66) Ermeni kilisesinin kiiciik 
caph bir nizamnamesi niteligindeki patrik degisimi, Kalealti Kilisesinin 
tamiri, ve iki ihtida hareketi ile ilgili kayitlar yer almaktadir. 

Gayrimiislim tebaa ile Musltiman kesim arasindaki giiven 
duygusuna dayanan alacak-boi"9 iliskisi, hatta gayrimuslimlerin 
evlerinde seccade bulundurmalan, Miisliimanlarla samimi miinasebetler 
gelistirdiklerini gostermektedir. Her iki dini kesimin aym 
Mahallede oturmalan, hatta ortak adetleri benimsemeleri 



(64) KELE§ Mehmet, Tokat'in 18 Numarah §eriyye Sicili (1229/1813- 
4), Yiiksek Lisans Tezi, Gazi Osman Pasa Uni., Tokat, 2003 
(65)BARBAK Selda, 50 Numarah Tokat §eriyye Sicilinin 
Transkripsiyonlu Metni ve Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans Tezi, Gazi 
Osman Pasa Uni., Tokat, 2004 

(66) SARIB AL Ismet, 23 Numarah Tokat §eriyye Sicili Transkripsiyon 
ve Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans Tezi, Gazi Osman Pasa Uni., Tokat, 
2004 



53 



- gayrimuslimlerin e^leri i9in mehir vermesi gibi- Miisliimanlann ve 
zimmilerin, sadece ayni sehrin havasini solumaktan baska 
paylasimlannin da oldugunu gostermektedir (67). 

Donemin tereke defterleri ile ilgili yapilan bir 9ahsmada (68), i9 
i9e yasayan Miisliiman ve gayrimuslimlerin, temelde farkh olsalar da 
giyim tarzlanndan evlerinde bulunan esyalara kadar kullandiklan bii"9ok 
esyanin birebir aym oldugu anlasilmaktadir. Gayrimiislim halkin, miras 
taksimi konusunda ser'i hiikiimleri kabul etmekte ve ser'i mahkemelerin 
karanna inanmakta oldugu goriiliiyor. 

XIX. yiizyihn baslannda Tokat'i gormiis olan 119 seyyahin gayr-i 
Muslim oram hakkindaki tahminleri % 5-11 civanndadir. Tournefort'un 
yiizyil onceki % 20'ye yaklasan tahmininden farkhlasmasi, sehirde 
Musliiman niifusun yiizyil boyunca nispeten daha biiyiik bir artis 
gostermis olmasi ile a9iklamr (69). Halbuki, Ali A9ikel'in makalesi, 1 844 
sayiminda niifusun yiizde 45'inin gayrimiislim oldugunu kaydeder (70). 



(67) ERDOGAN Ahmet, Osmanh Aile Arastirmalan Bakimindan Tokat 
ve Tarsus §eriyye Sicillerinin Karsilastirmah Incelemesi (1805-1845), 
YiiksekLisansTezi, CumhuriyetUni.,Sivas, 2008 

(68) CELIK Nazik Betiil, Tereke Defterlerine Gore II. Mahmut 
Doneminde Tokat'in Sosyal ve Ekonomik Yapisi, Yiiksek Lisans Tezi, 
Gazi Osman Pasa Uni., Tokat, 2008 

(69) Mehmet Gen9, 17.-19. Yiizyillarda Sanayi ve Ticaret Merkezi 
Olarak Tokat 

(70) A. A9ikel, a.g.m. 



54 




Belgelerincelendiginde kisilerin vakif miiessesi hari9 hayatlannda 
baska yer ve sahislara vasiyyet yapmadigi goriilmektedir (71). 



20.gtetr 

iizyihn ortalanna kadar uzunca bir siire sinai uretimin 
9esitliligi, kalitesi ve ticari faaliyetlerinin canhhgi ile 
Anadolu'nun onemli ticaret merkezlerinden biri olan Tokat, 
Cumhuriyet doneminde ticaret yollannin degismesi, sanayilesme 
faaliyetlerinin ozellikle iilkenin bati bolgelerinde yogunlasmasi ile ilin 
ulusal pazarlara uzak kalmasi nedeniyle iktisadi canhligim onemli 
divide yitirmi? ve i9e kapah bir sehir konumuna gelmistir (72). DPT'nin 
illerin sosyo ekonomik geli§imi§lik siralamasinda 1996'da 52. sirada yer 
ahrken, 2003 yihnda 61. siraya geriler. Niifusunun onemli bir 
bolunuinun ge9imini tanm ve hayvancihktan sagladigi, aktif niifusun 
ortalama %73'iiniin kirsal alanda istihdam edildigi, okur-yazar 
niifus oranimn goreli olarak diisiik oldugu, fert basrna diisen 
GSYIH'nm iilke ortalamasimn altinda bulundugu 



(71) KARABAY Kazim, 63 Nolu Tokat §eriyye Sicili, Yiiksek Lisans 
Tezi, Kahramanmaras Siit9ii Imam Uni. , Kahramanmara§, 2007 
(72) DURAN Serap, Cumhuriyet Donemi Tokat Ekonomisi (1923- 
2005), Yiiksek Lisans Tezi, Gazi Osman Pasa Uni. , Tokat, 2006 



55 



ve dolayisiyla tasamif ve kredi imkanlannin yeterli diizeyde olmadigi ve 
onemli oranda gizli issizligin oldugu iller olarak tanimlanan 
"4. Derecede Gelismis Iller" grubunda yer almaktadir. 

1910-1955 doneminde ilde g09 olduk9a yogun yasanmistir. 1 908 
tarihli Sivas Salnamesinde 106.893 kisi olarak belirtilen Tokat §ehir 
merkezi niifusunun, 1 927 sayimlannda 2 1 .890 oldugu goriilmektedir 

Hicri 1321 ve 1324 (1906) yillanna ait Vilayet Salnamelerinde 
Tokat sancagi ve kazalannda 82 adet kilise ve manastir oldugu bilgisi yer 
ahr (73). Ayni kaynakta yer alan okul ve ogrenci sayilan incelendiginde, 
gayri Miislimlerin egitim-ogretim faaliyetine Musliimanlardan daha 
fazla onem vermis ve 90cuklanni okutmus olduklan goriiliiyor. 

1909-1914 yillanm i9ine alan 111 nolu seriyye sicilinden, 
davalarda Miislimler ile Gayrimiislimler arasinda fazla bir sorun 
olmadigi, birbirlerine karsi dava sayisinin 90k az olmasindan 
anlasilmaktadir (74). Kendi davalarinda diger taraftan dava vekili tayin 
etmeleri ve §ahit olarak birbirlerini gostermeleri aralannda giivene 
dayah bir ili^kinin oldugunu gosterir. Bu durum da Osmanh Devleti 
genelinde meydana gelen Ermeni olaylannin Tokat bolgesinde dikkate 
deger bir §ekilde olmadigini gostermektedir. Muslim Gayrimiislim 



(73) GENC Erol, Salnamelere gore Sivas Vilayetinde Dini ve Sosyal 
Yapi, YiiksekLisansTezi, Firatfjni., Elazig, 2009 
(74)BiLIRLi TAHIR, III Numarah Tokat Seriyye Sicilinin 
Transkripsiyonlu Metni ve Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans Tezi, Gazi 
Osman Pasa Uni., Tokat, 2006 



56 



iliskilerinde oturduklan yerlerin ayn olmamasi Muslim mahallelerde 
Gayri miislimlerin oturmasi, Gayrimiislim mahallelerinde ise 
Miislimlerin oturmasi iliskilerinin derecesini gostermekte, aym zamanda 
eski bir gelenek olan Gayrimuslimlerin kendilerine ait mahallelerde 
oturmasi uygulamasinin da yikildigini gostermektedir. Diger taraftan 
Gayrimuslimlerin gelir ve egitim seviyelerinin oldukca yiiksek oldugu 
soylenebilir. 

1908'de meydana gelen selde 1000'e yakin diikkan yikihr, 500'ii 
askin vatandas hayatim kaybeder. 1 9 1 4'te meydana gelen yanginda ise 80 
ev, 91 diikkan, iki eczane, 119 han yanip kill olur (75). Osmanh Devletinin 
I. Diinya Savasina katilmasi ile birlikte seferberlik ilan edilir. Harbin ilk 
gunlerinde Tokat bir ana baba giinii yasar. Hanlar, kiliseler, camiler 
askerlerle dolup tasmaktadir. Koyler bosaltilmistir ve ortahkta 90cuk, 
kadin ve ihtiyarlardan baska kimseyi gormek mumkun degildir. 
Tokathlar her giin cepheye asker yolcu etmektedir. Savas devam ederken 
asayis bozulmus, asker ka9aklan, eskiyalar, Rum 9eteleri ortahgi kasip 
kavurmaktadir. Uretimin azhgi ge9imi darlastirmis, kithk meydana 
gelmis, bazi ge9ici hastahklar salgina, oliimlere sebep olmustur. Bu aci 
hallere I.Cihan Harbi'nde yenilgiye ugradiktan sonra diismanlann 
davranislan da eklenir. 

Tokat yoresindeki din adamlanmn Milli Miicadeleye yonelik 
bakis a9ilan ve tutumlan olumludur (76). Merkez ve il9elerdeki miiftii ve 

(75) A. KIZKAPAN, a.g.e. 

(76) ULKU Mehmet, Milli Miicadele Doneminde Tokat, Yiiksek Lisans 
Tezi, Gazi Osman Pasa Uni. , Tokat, 200 1 



57 



din adamlan Miidafaa-i Hukuk Cemiyetleri i9ersinde aktif §ekilde yer 
alarak, Nasihat Heyetlerine katilarak Milli Miicadeleye dogrudan katki 
saglamislardir. Tokat ve Niksar muftuleri, hi9 tereddiit etmeden Istanbul 
fetvasina karsi yayinlanan Ankara fetvasini imzalamislardir. Bunun yam 
sira halkin bilintjlendirilmesi i9in her tiirlii destek ve 9abayi 
gostermislerdir. Siyasi goriis ve tavirlan itibanyle Milli Miicadele 
hareketinin karsisinda yer almakla isabetsiz bir yol izlemis olan, ancak 
kabri Tokat'ta bulunmayan Tokat dogumlu Osmanh seyhiilislami 
Mustafa Sabri Efendi'den (1869-1954) burada birka9 ciimle ile soz 
etmek yerinde olacaktir (77). Gen9 yasta riius imtihanini kazanarak Fatih 
Camii muderrisligine tayin edilen Sabri Efendi 9esitli kademelerden 
sonra II.Mesrutiyet'in ilanmin ardindan Tokat mebusu olarak Meclis-i 
Mebusan'a girer. 1919'da tekrar Tokat mebusu se9ilir ve Damat Ferit 
Pasa hiikiimetinde seyhiilislamlik yapar. Bu sirada Mustafa Kemal'in 
genis yetkilerle Anadolu'ya gonderilmesine karsi 9ikar. Cemiyet-i 
Miidemsin'in baskanhgini yaparken Iskilipli Mehmed Atif ve Said Nursi 
ile birlikte 9ahsir. Anadolu'daki Milli Miicadele hareketine karsi 
tedbirler ahnmasim teklif eder ve onerisi kabul edilmeyince gorevinden 
istifa eder. Cumhuriyet'in ilamndan sonra 150'likler listesine ogluyla 
birlikte ahnir ve tutuklanacagi sirada ailesiyle birlikte Iskenderiye'ye 
gider. 1 924'te vatandashktan 9ikanhr. Misir'da Mustafa Kemal Pasa ve 
huktimetine muhalefet ederek yurdunu terk ettigi i9in tepkiyle karsilamr. 
Yazdigi eserler ve ilmi faaliyetleri ile Misir'da yeniden 



(77) YAVUZ Yusuf Sevki, Mustafa Sabri Efendi, TDV Islam 
Ansiklopedisi 



58 



itibar kazanir. Batihlasmanin etkisinde kahp Islam dinini bati dusuncesi 
ve degerlerine gore yorumlayan aydinlann goriislerini siddetle elestirir. 
Osmanh Tiirkleri aleyhindeki asilsiz iddialara cevap vererek bu iddialan 
9uriitiir. Hristiyanhk'ta oldugunun aksine islam'in bilimle 9atismadigi 
fikrini israria savunur. Bati medeniyeti karsisinda Islam medeniyetinin 
yikilisini engellemek i9in hayatim fikri ve siyasi miicadelelerle gecirir. 
Kahire'de vefat ettiginde cenazesine ilim ve siyaset adamlanmn yam sira 
biiyiik bir kalabahk istirak eder. 



Ve Digerleri 

Tokat vakiflan iizerine Fatma Ustek'in yapmis oldugu 
9ahsmadan (78) ortaya 9ikan zaviye, tekke ve tiirbe vakiflan 
soyledir. Siinbiil Aga Zaviyesi Vakfi, §eyh Meknun Zaviyesi 
Vakfi, Acepsir Mescidi ve Zaviyesi Vakfi, Fatma Hatun Turbesi Vakfi, 
Ahi Pasa Zaviyesi Vakfi, Misafir Bey Zaviyesi Vakfi, Hamza Bey 
Mescidi ve Zaviyesi Vakfi, Pir Ahmed Bey Zaviyesi Vakfi, 
Haci Ivaz Pasa Medrese ve Zaviyesi Vakfi, Hayreddin 
Turbesi Vakfi, Seyfeddin Mescidi ve Hankahi Vakfi, 

Kabilzade Tiirbe ve Zaviyesi Vakfi, Melek Hatun Zaviyesi 
Vakfi, Seyyid §erefeddin Zaviyesi Vakfi, Cemal 



(78) F. USTEK, a.g.e. 



59 



Yahya Zaviyesi Vakfi, Alemdar Zaviyesi Vakfi, Ikbal Bey Zaviyesi 
Vakfi, Yar Ali £elebi Zaviyesi Vakfi, Ahi Tami Zaviyesi Vakfi, §eyh Ali 
Zaviyesi Vakfi, Hoca Miinir Zaviyesi Vakfi, Hoca Ali Zaviyesi ve 
Hangahi Vakfi, Turgud §ah Zaviyesi Vakfi, Ahi Evran Zaviyesi Vakfi, 
Ibrahim Pasa Zaviyesi Vakfi, Zaim Hangahi Vakfi, Vezir Hangahi Vakfi, 
Hoca Suleyman Turbesi Vakfi, Haci Hasan ve Haci Hiiseyin Biraderler 
Tiirbesi Vakfi, Hizir Ilyas Turbesi Vakfi, Tugrai Turbesi Vakfi, Bahadir 
Aga Turbesi Vakfi, §ahnaz Hatun Turbesi Vakfi, Selcuk Hatun Turbesi 
Vakfi, Yologlu Turbesi Vakfi, Kihc Turbesi Vakfi, (^asnigir Turbesi 
Vakfi, Sati §ah Hatun Turbesi Vakfi, Yum Dede Turbesi Vakfi, Qi\ Hatun 
Turbesi Vakfi, Asse (Ayse!) Hatun Turbesi Vakfi, Ummi Hatun Turbesi 
Vakfi, Qerkes Turbesi Vakfi, Kadi Hasan Hatunu Turbesi Vakfi, Kara 
Tokati Turbesi Vakfi. 

Bu vakiflann bir kismi devirleri tespit edilemeyen vakiflar 
arasinda yer ahr. §iiphesiz Tokat vakiflan bunlardan ibaret olmayip, 
cami, mescit, medrese, buka, evladiyet vb yapilarla ilgili vakiflann da 
oldugu goz oniinde tutulmahdir. 

Riistem £elebi Mahallesi arka sokaginda, yolun saginda iistii a9ik 
bir mezar olup, tarihi sahsiyeti hakkinda bilgi bulunmamakla beraber, 
Ayakci Baba ismiyle anilan zatm halk arasinda bir sehit oldugu inanci 
yaygindir. Buraya, yiiriiyemeyen cocuklar 119 persembe getirilmekte, 119 
Ihlas, bir Fatiha okunarak mezann etrafinda 119 kez dolandinlmakta, 
daha sonra 90cuk kibleye dondiiriilerek dua edildikten soma, "Salladim 
sahya karsi, yiiriisiin ellere karsi", denmektedir. (^ocuk yuriiytince 
kurban kesilmekte, ayrica mezann iistiine bulgur serpilmektedir. 



60 



Tokat kalesinin uzerinde bulundugu biiyiik tepenin alt kisminda 
her hangi bir mezar olmamakla birlikte Biilbiilliik Tekkesi diye amlan 
biiyiik9e bir magara bulunmaktadir. Buraya konusamayan 90cuklar arka 
arkaya 119 Persembe giinii getirilerek magara i9erisinde dolandinlmakta, 
magara disindaki diiz bir kaya uzerinde kaydmlmakta ve dilek yerine 
gelince de kurban kesilmektedir. Ziyaret9ilerin bol oldugu, hatta 
Almanya'dan bile gelenlerin bulundugu ifade edilmektedir. 

§eyh §irvani Mezarhginda, yolun solundaki dikenlerin altinda, 
ustti a9ik bir mezar olup,vaktiyle dikenler altinda bulundugundan dolayi 
Diken Baba ismiyle amlan zatin tarihi sahsiyeti hakkinda her hangi bir 
bilgi yoktur. Mezar taslarla 9evrilmistir. Goz agnsi olanlar tarafindan, 
daha 90k Persembe giinleri ziyaret edilmekte, bu ama9la aksamdan 
lslatilan nohutlar mezann basindaki dikenlere takilmakta, bez 9aput 
baglanmakta, aynca mezann bas ucundaki yuvarlak tas gozlere 
suriilmektedir. Inanca gore, ziyaret bittikten sonra arkaya bakilmadan 
oradan uzaklasilmazsa dilek kabul edilmemektedir. 

"§ehre hail cihanniima bir puste uzerinde Gij Gij Dede Tekkesi. 
Tarik-i Yesevi'de bir ulu dervis imis. Ta Horasan'dan gelerek bu kuh-i 
bala uzerinde sakin olmustur. Celali sifat oldukda ejder gibi gij 
gijladigindan adina Gij Gij Dede derlermis. Himmeti hazir ola. Sahib-i 
kanaat birka9 fukarasi vardir." 



61 



Evliya Celebi'nin bu sozlerle anlattigi Gij gij Dede'nin Ahmed 
Yesevi'nin muritlerinden bir Horasan Ereni oldugu anlasihyor (79). Gij 
gij daginda bulunan ve Hasan Baba ismiyle de bilinen yatir, cocugu 
olmayan kadinlar tarafindan ziyaret edilir. Kadinlar "hemecik" adini 
verdikleri yapma bebegi oraya gotiirerek yapma bir salincakta 
salladiktan sonra, tekkeye teslim ederler. Ayrica, kadinlar buraya 
giderken topladiklan taslan, devletlinin bunlan elleriyle yogurup gillie 
yaparak kiiffara attigi inanciy la tekke yaninda birakirlar. 

Ortmelionii Mahallesi, Haci Hasan Boliigii 56 nolu evin arka 
tarafindaki kavak agaclannin altinda, etrafi duvarla 9evrili, Kaphca diye 
bilinen ve havuza benzeyen buyukce bir su gozesinden soz edilir. 
Eskiden, bilhassa Ermeniler tarafindan her ayin ilk Carsamba'sinda 
ziyaret edilmekteymis. Yine eskiden burada bir kizin mezari oldugu, 
daha sonra nerede oldugunun bilinmedigi ve sir oldugu soylenmektedir. 
Guniimuzde, daha 90k Alevi-Bektasi ziimreleri tarafindan Persembe 
giinleri, oncelikle bas agnsi olmak iizere 9esitli hastahklar i9in ziyaret 
edilmekte, girisin sagindaki duvarda mum yakilmakta, dilek dilenmekte, 
bu ama9la dilek i9in tas yapistinlmakta ve suyu sifa niyetine 
i9ilmektedir. 

§eyh §irvani Mezarhgi yakinlannda bulunan ve sanci i9in gidilen 
yatir, Sanci Tekkesi ismiyle anihr. Bu mezar alani da Gijgij Dagi 
eteklerindedir. Mezar alanini 9eviren duvarlann taslannda 



(79) KURNAZ Cemal, TAT^I Mustafa, Yesevilik Bilgisi, Milli Egitim 
Basimevi, Ankara, 2000 



62 



kullanilan dokuz iri tartan dolayi 'Dokuz Ta§lar Mezarhgi' ismini 
almi^tir (80). Bu mezar alani i9inde "Sanci Tekkesi" denilen bir tiirbe 
varmis, ki hayvanlara (ozellikle atlara) §ifa verdigine inanihrrm§. 

Sidik Tekkesi, Camii Kebir Mahallesi, ii9uncii ge9itte buyuk9e bir 
ta§ olup, yaninda her hangi bir mezar yoktur.Tekkeye, altini lslatan 
90cuklar getirilmekte ve kayaya kar§i durdurulup 119 ihlas, bir Fatiha 
suresi okunmaktadir. Faydasmi gorenlerin horoz kurban ettikleri ifade 
edilmektedir. 

Sigil Tekkesi, Seyit Necmeddin Mahallesi, Hinish Sokagi 1 nolu 
evin arka bah9esinde, iki sira halinde tas. sandukah yedi mezar olup, 
mezarlardan dordiiniin iizerinde ayete'l-kiirsi yazihdir. Buraya, ellerinde 
sigil olanlar gelmekte ve ortadaki iki biiyiik mezann etrafinda 119 Ihlas, 
bir Fatiha okuyarak donmektedir. Daha sonra, ortadaki mezann 
basucunda bulunan iki ku9uik tasla sigillerin oldugu bolge 
afsunlanmaktadrr. 

§ehir merkezinde bunlann di^inda, Ortmelionti Mahallesinde 62 
nolu evin i9inde bulunan ve kitabelerinden Horasanh Mehmet ile 
Abdullah isimli karde^ler olduklan anla^ilan, eskiden her tiirlii dilek i9in 
ziyaret edilen, her tiirlii hastahk i9in hastalann gomleginin getirilip 
birakildigi (^oregi Biiyiik, -yatira £6regi Biiyiik denilmesinin sebebi 
tiirbedeki madalyonlar dolayisiyledir-, Muslehaddin Sokagi'nda Kaya 
Camii'nin arkasinda bulunan, yamndaki kiliseyi kafirlerle cenk ederek 
aldigina inamlan ve eskiden yiiregi sikilanlar ve kendisinde fenahk 
hissedenler tarafindan ziyaret edilen Has Omer ve kara 

(80) C. DEMIR, a.g.e. 



63 



sevdaya tutulanlann yedi Persembe ziyaret ettigi "Murat Sevdekar 
Tiirbesi, eskiden sitma i9in hastanin gotiiriilerek iizerinden soguk su 
dokiildiigii yatir olan Camii Kebir Mahallesinde §eyh §ehabeddin 
£esmesi hizasindaki Koyun Baba, viicudunda bezesi olanlarca ziyaret 
edilen Kosu Kavak (Hasta olanlar bir yumurta getirip buraya 
gomerlermis), Satir Bahcesi (Rukiye Hatun), yiiriimeyen 90cuklann 
gotiiriildiigu Toprakci Baba (Pazar yolu iizerindeki yatira toprak yiyen 
90cuklar gotiiriiliir), yiiriimeyen 90cuklann V19 Persembe getirildigi 
AyakTekkesi sayilabilir. 

Merkeze 1 5 km mesafede bulunan Ahmetalan isimli koyun adi 
burada bulunan Kara Ahmet tiirbesinden gelir. Koy halki Hubyar Veli 
Baba Ocagina Bagh Ansa Baci Ocagindan Babacilardir. Semahlan, 
Cemleri devam etmektedir. 

Merkez il9eye bes km uzakhktaki bir Alevi Koyii olan Akyamaq 
Koyii'niin zirvesinde, aga9larla 9evrili kii9iik bir diizliik i9erisinde, 
kocaman bir mahlep agacimn altinda, etrafi ta^larla 9evrili yatirda yatan 
zatin kim oldugu bilinmez. Buna ragmen, Ayir Ziyareti diye amlan zatm 
koy halki tarafindan, bir Alevi dedesi olduguna inamlmaktadir. Burasi 
ozellikle 6 Mayis Hidrellez giiniinde, 9evre Alevi koyliileri ile beraber 
ziyaret edilmekte ve bir 90k kurban kesilmektedir. (^ocugu olmayanlar, 
bacagi 9arpik olanlar, ve fel9liler tarafindan ziyaret edilir. Burada 9ikan 
su ve etrafindaki aga9lar kutsal sayihr ve halk buradaki zatin su ve 
aga9lanm vermedigine inanmaktadir. Bu yiizden, ahp gotiirmek yerine 
suyun burada i9ilmesi gerektigi inanci yaygindir. 



64 



Tokat merkez il9eye bagh, ile 17 km uzakhkta yaklasrk 300 
haneli Biiyiikyildiz Koyu'nun 300 metre kadar kuzeyindeki bir tepe 
iizerinde kare planh bir bina i9erisinde yer alan Bal Dede'nin Horasan 
Evliyalanndan olduguna inamlmaktadir. Hakkinda soyle bir rivayet 
anlatihr. Kibns harbini miiteakip koye gelen bir subay Bal Dede'yi sorar. 
Koylii, koyde boyle bir sahis olmadigim soylediklerinde subay sasmr ve: 
"Nasil olur? Biz onunla Kibns'ta Rumlar'a karsi savastrk. Savas bittikten 
sonra kendisini ziyarete gelmemi soyledi" deyince, koylii bunun Bal 
Dede oldugunu anlar. Bal Dede ile ilgili anlatilan bir baska rivayet de, 
mezann yaninda yatan yaramaz bir adarm yandaki dereye firlattigi 
seklindedir. Bal Dede'ye her tiirlii dilek i9in gelinmekte, tiirbe caminin 
oniinde mum yakilmakta, tiirbe disindaki aga9lara bez-9aput 
baglanmakta ve ayrica buradaki bir tasa tas yapistmlmaktadir. Koyliiler 
tarafmdan dini bayramlarda ziyaret edilmekte ve yagmur duasina da 
burada 9ikilmaktadir. Yagmur duasi i9in ahnan ortak kurbanlar burada 
kesildikten sonra yagmurun yagacagina inamlmaktadir. Tiirbenin 50 
metre kadar ilerisinde bulunan olduk9a yash bir sakizhk agacimn kokiine 
yakin bolgedeki oyugun, Bal Dede'nin oturmasiyla meydana geldigi 
kabul edilir. Bu aga9 da kutsal sayihr ve buraya otunilunca, bel, bas ve 
biitiin viicut agnlannin ge9ecegine inamhr. 

Eski ismi Fenk olan Qat kasabasmm bati yakasinda bugiin onemini 
kaybetmis olan Erenler diye amlan bir adak yeri bulunur. Aynca 
mezarhk yakminda yatir olarak dilek tutulan ve bir bez par9asinin 
baglandigi kii^iik bir aga9 ile, Kaymak Kayasi ismiyle bilinen ziyaret 
yeri vardir. 



65 



Cokelikki§la koyuntin ilk kurucusu Imam Gazi'dir. Onun ismi 
yaylaya verilmi§tir. Turbesi hala yaylada olup kaybolmaya yuz 
tutmustur. 

Gokdere koyiinde Balci Dede Camisi ve Balci Dede okulunun 
yanindaki mezarhkta Sudanh 119 kardesten biri oldugu rivayet edilen 
Umudum Dede'nin tiirbesine ?ocugu olmayan aileler gelir, dilek dileyip 
iki rekat namaz kilarlar. Dilekleri kabul olursa, tekkeye kurban kesip bir 
miktar para birakihr. Paranin azi ya da 90gu fark etmez. Dogan 
90cuklann adini kiz ise Umidiye, oglan ise Umut ya da Umit koyarlar. Bu 
isimleri anne adaylan riiyalannda gordiiklerini soylerler. 

Cal Baba olarak bilinen mevki, Tokat'a uzakhgi 40 km olup 
Giinqah koyiinun tarn olarak kuzeyine diismektedir. Koye mesafesi tasit 
yolu ile iki km yaya olarak yaklasik 1 .5 km dir. 1 700 m rakimh zirveye 
her yil temmuz aylannda topluca yagmur duasina 9ikihr. Imece usuliiyle 
toplanan para ile kurbanlar kesilir, dualar edilir, tarikat inancim yerine 
getirmek i9in 12 hizmet goriiliir. Askere gidecek olanlar da burada 
kurban keserler ve misafirlere ikramda bulunurlar. Cal Baba denilen 
yerden kimse odun ihtiyacim kar^ilamak istemez. Burasi 
kutsal bir mekan olarak kabul edilir ve buradan aga9 
Getirenlerin ba§ima 9e§itli musibetlerin geldigi inanci 
yaygindir. Bu mevki Cal Tepe olarak haritada yer almaktadir. 
Cal Tepenin eteginde yer alan Melekgaze (Melikgazi) mevkii de 
kutsal bir yer olarak goriiliir. Burada Sel9uklular doneminde yasadigi 
bilinen Melikgazi ismindeki kumandan savasirken aksam olur. 
Ordusuyla sonradan kendi ismiyle amlacak olan Melikgazi mevkiine 
gelir ve "Ya orman! Bizi sakla" der. Orman 



66 



i<;inde kaybolurlar. Sabah tan yeri agarmaya baslayrnca bir de ne 
goriilsiin! Yarah, bereli askerlerden bir (jogunda hi9bir yara izi 
kalmarmstir. Bunlann bir kismi da aga9lara yaslanrms vaziyette oracikta 
sehit olmustur. Melikgazi ordusuyla tekrar savasa devam eder ve galip 
gelir. Melikgazi mevkiinden ormanhk alana doner. "Ya orman dahni 
kesenin dah kurusun", diye dua ve niyazda bulunur ve ordusuyla 
buralardan aynlir. 

Cal Baba'da Derin Dere, Hidinn Tekne, Ketegin Tarla, Cal Tepenin 
zirvesi, Soguk Pinar mevkileri ziyaret edilen bashca yerlerdir. Her yil en 
az 150-200 tane kurbanin kesilmesi bu gelenegi asirlardir devam 
etmektedir. Burasi 90cugu olmayanlann ziyaret ettigi, 9esitli 
hastahklann sifa bulduguna inanilan bir yerdir. 

Giinqcili koyunde bir 90k kisinin ismi Gazi'dir ve buna Tekke 
Vergisi derler. Koyde aynca Aliboz, Ziriyat (ziyaret) kilise, Ohbur denen 
verier de ziyaret edilir, adaklar adanir, kurbanlar kesilir. Koyde Ali, 
Alidost ismi de Aliboz denen yerin vergisi olarak kabul edilir. Bu isimler 
koy halki arasinda olduk9a yaygindir. 

Merkez il9eye 40 km uzakhktaki 4 haneli bir Alevi koyii olan 
Halilalan Koyii'niin yukansindaki yama9ta bulunan yatir Ayak Basti 
ismiyle amhr. Buradaki bir tasta atin ayak izine benzeyen bir iz vardir ki, 
bunun Hizir'in atimn ayagimn izi olduguna inamlmaktadir. Koyliiler, 
emekleme 9agina gelen 90cuklanm buraya getirdiklerinde, daha erken 
yuriiyecegine inanmaktadirlar. 

Eski adi Kirkiroz olan Hasanbaba koyunun adi, koyiin sehri 
a9iktan goren tek aga9h meshur Hasan Baba Tekkesi'nden esinlenerek 
verilmistir. Bu tepede bulunan agacin dibinde bir mezann 



67 



oldugu rivayet edilir. Hasanbaba'da 1938'den itibaren Haci Bektas 
soyundan gelmis olan Aleviler yasamaktadir. 

Kat Ziyareti, merkez il9eye bagh,Tokat-Turhal karayolunun bes 
km. kadar kuzeyinde bulunan Kat Kasabasi'nm 500 metre kadar 
dogusunda Belediye mucavir alam i9erisindedir. Yorenin en onemli 
ziyaretgahlarmdan biri olup, iilkemizin her bolgesinden gelen binlerce 
kisi tarafindan, genellikle hastahklara sifa bulmak amaciyla ziyaret 
edilir. Ziyaretgaha, belediye tarafindan modem tesisler (sihhi banyo, 
otel, kafeterya, market) yaptinlmistir. 50 yatakh otele ve 60'a yakin 
kisiye hizmet verebilen sihhi banyoya sahiptir. Isitma, giines enerjisi ve 
kalorifer tesisati ile saglanmaktadir Aynca, futbol sahasi ve 90cuk 
parkiyla da mesire yeri olarak dinlenme ihtiyacim karsilamaktadir. 
Ziyaret yerinde, ziyaret edilen unsur su olup, bu su, bir agacin 
kovugundan akmaktadir. Ashnda burada bir kizin yattigina inamlmakta, 
fakat mezannm nerede oldugu bilinmemektedir. Bununla ilgili §u rivayet 
anlatihr. Anadolu'ya Miisluman Tiirklerin geldigi zamanlarda, §am'dan 
gelen Beyazid-i Bestami Hazretleri, Zile'ye medrese a9ar. Kat 
Koyii'nden bir delikanh bu medresede okuduktan sonra. Beyazid-i 
Bestami'nin torunu ile evlenir ve gelini buraya getirir. Adet iizere, koyiin 
kadinlan gelini ziyarete gelir. Aralannda gogsii agnyan bir kadin 
kucagindaki 90cukla bu gelinin yanina gelince, gelin bu kadin i9in dua 
eder, kadin da iyile^ir. Ziyaret edilen suyun, bu gelinin bah9esinde 
oldugu ve gelinin mezannm da buralarda bir yerde oldugu inanciyla 
yurdun dort bir tarafindan gelen ve her tiirlii hastahgi olanlar (bilhassa 
fel9li ve cilt hastahgi olanlar) ve 90cugu olmayanlar tarafindan sik9a 
ziyaret edilmektedir. Buradaki su, her tiirlii dilek ve 



68 



hastahklar i9in i9ilmekte, cilt hastasi olanlar da buradaki tesislerde bu su 
ile banyo yapmaktadirlar. Suyun hemen solundaki mekanda mum 
yakilmakta, aga<;lara her tiirlii bez-9aput baglanmaktadir. Aynca buradan 
ahnan toprak yutulmakta, yara iizerlerine siiriilmektedir. Dilek yerine 
gelince her tiirlii kurban kesilmektedir. 

Antik kent Komana Pontika'nm yamndaki Kihqh koyiinde 
haklannda herhangi bir bilgi olmayan Deliktas ve bir tiirbe bulunur. 

Bugdiiz ve Ortaviran'dan sonra Ortaoren ismini alan koyiin eski 
yerlesim yeri Budist Camisi adiyla amlan Camhbel Mescidi civaridir. 
Celali isyanlanndan sonra bugiinkii yerine tasinan koyiin Namaztepe 
mevkiinde bir evliya mezan vardir (81). 

Erol Arslan'in derledigine gore (82), Osmanhlar doneminde 1A9 
tane veli islamiyeti anlatmak ve islamiyeti yaygrnlastirmak i9in Tokat 
yoresine gelir ve bolgede biiyiik itibar kazamrlar. Halka manevi yonden 
yardimci olmuslar ve 90k sevilmislerdir. Rivayete gore bunlann ii9ii de 
kardestir. En biiyiiklerinin admin Imam Gazi oldugu bilinmekle beraber 
diger ikisinin ismi hakkinda herhangi bir bilgiye ulasilamarmstir. Bu 119 
imarmn da evliya oldugu, Islami bilgi birikimlerinin yamnda yoredeki 
insanlann hastahklarini da tedavi ettikleri nakledilir. Buveliler 
Oldiikleri zaman, Imam Gazi bugiin Mamu simrlan i9erisinde 
Olan Imam Gazi Tepesi'ne, onun ku9ugii PinarhKoyii simrlan 
l9erisinde olan Kizil Tekke'ye, diger en kii9iik kardes ise 
Top9am Dagina defnedilir. Bunlann i9erisinde Kizil 



(8 l)Http://tr. wikipedia.org 
(82) www.cerkezpinarli.tr.gg/ 



69 



Tekke'ye gomulen velinin mezan 90k uzun zamandan beri insanlar 
tarafindan hastahklanna 9are olarak ziyaret edilmektedir. 

Kizil Tekke'ye gelenlerin sivilce, Gut Hastahgi, Romatizma ve 
fel9 gibi hastahklardan sifa buldugu anlatihr. 

Her yil sonbaharda §e hitler koyiiniin yakrmnda Erbaa'ya bagh 
Canbolat koyii simrlan i9ersinde olan Kesegen Tekkesi sonbaharda da 
koyiin Evliya Deresi'nde bulunan yatir ziyaret edilir ve kurban kesilir. 

Rivayete gore 119 kardesten biri eski adi Siideni olan Yakacik 
koyiindeki mezarhkta, ikincisi de mezarhgrn 100 m yukansindaki Tek 
Mezar diye soylenen yerde sehit diiser. U9iincii kardes Umudum Dede 
ise, Gokdere koyiindedir. 

Baki§h Koyii'nde Yel Tekkesi, Hasan Kayasi, Tuz Tasi ve 
Samyeli tekkeleri, Ula$ Koyii'nde Haci Ellez Tekkesi, Yayladah 
Koyii'nde Dilek Tekkesi, Saltik koyiinde Deliler Tekkesi, Kiziloz 
koyiinde Ot Kesme ziyaret yeri, Giigiimlii koyiinde Urifiye Tekkesi ve 
Giizeldere Tekkesi, Cordiik koyiinde Cam ve Delik Tas isimleriyle 
amlan ziyaret yerleri bulunur. 

U9er 9ahsmasinda (83), Tokat merkez il9ede muhtemelen yaklasik 
olarak %9,5-10'luk bir Alevi niifus oldugunu kaydeder. Merkez ikjeye 
bagh koylerde bu oran %24,2'sini teskil ederken, merkezin koylerle 
birlikte toplaminda ise % 1 4,8'lik bir orana tekabiil etmektedir. 



(83) UCER Cenksu, Tokat Yoresi Alevileri Tarih9esi, inanglari, Orf ve 
Adetleri, Doktora Tezi, Ondokuz Mayis Uni., 2005 



70 



Almus Evliyalan 



Almus'un Osmanhlar devrinde Tozanh Nahiyesinden ayri 
olarak Gavurni-Kafirni adi ile anilan yer oldugu ileri siiriiliir. 
Sel9uklular doneminde Niksar vilayetine simr olan Gavumi- 
Kafirni bolgesini elde etmek isteyen Sel9uklu Beylerinden Imam Gazi, 
Bayram Gazi ve I§ik Gazi komutasinda sefer diizenlenir ve bolgede 
muayyen mevkiler gunumuzde halen bu beylerin isimleri ile zikredilir. 
Arap^a kokenli olan "Yiiksek, yiice, daglarla 9evrili ferahhk veren dogal 
zenginliklere sahip giizel yer", ve "Yiiksek olan, muktedir olan veya 
zengin muktedir ve tuzaga diisiilebilecek yer" anlamina gelen "Al-musi" 
kelimesinden hareketle, bolgenin o tarihten giiniimiize kadar Almus 
olarak soylene geldigi rivayet edilir. 

Emin Ulu (84), Almus il9esindeki Alperenleri Abdal Ali Turbesi, 
Delikli Tekke, Er Musa Tekkesi, Gallangu9 Turbesi, Hahi Baba Turbesi 
seklinde siralar. 

Yahncak Tekkesi Almus'a 26 km uzakhktaki AkarQay Kasabasi 
merkezinde, araba yolunun hemen solunda iistii a9ik bir mezar olup, 
hakkinda hi9bir tarihi malumat bulunmamaktadir (85). Halk tarafindan, 
birka9 kez yikihp ev yapilmak istendiginde, buna izin vermedigi 
anlatihr. Tekkeye her dilek i9in gelinmekte, mum yakilmakta ve dilek 
kabul edilince kurbanlar kesilmektedir. 

Akar9ay Kasabasi simrlan i9erisindeki Kerit Mevkii denen yerde 
bulunan mezann kime ait oldugu ve tarihi sahsiyeti hakkinda her hangi 
bir bilgi bulunmamaktadir. Tekke hakkinda anlatilan rivayete gore, 



(84)E.ULU,a.g.e. 

(85) Y M. KESKIN, a.g.e. 



71 



Hahi Baba'nin okiizii olmadigi halde tarla siiriiyormu§. Burada ya^ayan 
koyliiler bu isi merak eder ve bir gece tarlanin olduguyere 
gelirler. Bir de bakarlar ki, Hahi Baba elinde bir 151k, oniinde at varrms. 
gibi iki geyikle <;ift siiriiyor. Geyikler koyliinun geldigini goriince iirkiip 
ka9ar. Bunun iizerine Hahi Baba, koylulere kizip beddua eder ve onlan 
Turhal'in Kerit koyiine siirer. 

Akar9ay Kasabasinda aynca agaclanm kestirmedigine inamlan 
Hizir Ilyas Tekkesi, ce^itli hastahklar i9in ziyaret edilen Gallanguc 
Tekkesi, Pir Hasan Tekkesi, Gelin Ta§i ve Emir Seyit isimli yatirlar 
bulunmaktadir. Delikli Kaya, Akar9ay Kasabasi sinirlan i9erisinde, 
kasabaya 2-3 km. uzakhkta bulunan olduk9a biiyiik delikli bir kayadir. 
Cocugu olmayan kadinlar, bu tekkenin yaninda bir gece yattiklannda 
veya buraya yiyecek koyduklannda 90cuklannin olacagina 
inanmaktadirlar. Buraya adaklar adanmakta ve kurbanlar kesilmektedir. 
Kasaba halki Erdebil ocagina mensup olan Kul Himmetilerdir. 

Alankoy'de Peyk Mevkiinde yagmur duasina 9ikilan ve 9e§itli 
dilekler i9in ziyaret edilerek 9aput-bez baglanan ve kurbanlann kesildigi 
Peyk Tekkesi bulunur. 

Hamza Abdal'in mezan Almus il9esine 1 8 km uzakhktaki 
Armutalan Koyu sinirlan i9erisindedir. Almus Baraj Golii kiyisindaki 
hafif9e yiiksek bir tepe uzerindedir. Mezarm etrafi, yakla^ik bir metre 
yuksekligindeki bir duvarla 9evrilidir. Mezardaki §ahsin tarihi §ahsiyeti 
hakkinda her hangi bir bilgi bulunmamaktadrr. Mezan, 1 966'da Almus 
Baraj Golii yapihnca, baraj sulan altinda kalacagi i9in §imdiki yerine 
ta§inmi!jitrr. Hamza Abdal'in ya^adigi tarih tam olarak bilinmemekte olup 
Hoca Ziimbiil, Imam Gazi gibi Gtimenek Sava^inda gazi 
olmus ve onceki tiirbenin oldugu yerde sehit olup 



72 



oraya gomulmiistur. 1966 yihnda Almus Barajinda su tutulmaya 
baslaymca su altinda kalmamasi i9in, baraja yanmada seklinde uzanan 
tepedeki yerine nakil edilmistir. Cevre koy ve il9elerden 90k sayida 
ziyaret9isi bulunmaktadir. Hayirsever vatandaslar ve koy halki 
tarafmdan yolu, suyu, tuvaleti, dinlenme yeri, adak kesme, yemek yeme 
yerleri yaptinhr. 

Buraya, her tiirlii dilek i9in gelinmekte, adaklar adanmakta, 
mezann bas ucundaki mezar tasinin saginda mumlar yakilmakta ve 
yanindaki 9am aga9lanna 9aputlar baglanmaktadir. Pek 90k ziyaret9inin 
geldigi tiirbenin topragi da kutsal sayildigindan, buradan ahnan toprak 
suya kanstinp i9ilmektedir. Ayrica, gen9ler askere giderken isimlerini 
yazdiklan bir tahta pai^asim mezann bas ucundaki agaca 9akmakta, 
boylece askerden saglam bir sekilde doneceklerine inanmaktadirlar. 
Dilekler yerine gelince burada kurbanlar kesilmektedir. 

Halk arasinda koy i9erisinde tekkesi bulunan Gonca Ziinbiil ve 
Imam Gazi ile Giimenek savasina katildigi, bu savasta yaralamp yollara 
dustiigii ve bugiin artik baraj goliiniin dibindeki eski yerine geldiginde 
sehit dustugti inanci yaygindir. Yine halk arasinda, mezannin simdiki 
yerine tasimrken cesedinin hi9 9uriimemis oldugu soylentisi yaygindir. 

Almus'a 1 7 km uzakhktaki Qambulak Koyii merkezinde, kare 
planh ve iistii kapah bir mekanda mezan bulunan Pir Mehmet'in tarihi 
sahsiyeti hakkinda her hangi bir bilgi yoktur. Tekke, her dilek i9in ziyaret 
edilmekte, disandaki aga9lara bez par9asi baglanmakta, mezann bas 
ucunda mum yakilmaktadir. Ayrica, gen9ler askere 



73 



giderken, sag salim geri donmek maksadiyla buradan bir tas almakta ve 
doniinceye kadar iizerlerinde saklamaktadirlar. 

Bakimh Koyii'nde goz agnsi i9in ziyaret edilen Goz Tekkesi, 
Qamdah Koyii'nde cesitli hastahklar i9in ziyaret edilen Diinek Tekkesi 
ve Qamkoy'de Koyklar Tepesi, Yuvakoy'de Sirbaba Tekkesi ismiyle bir 
ziyaret yeri bulunmaktadir. 

Derekoy, Gevrek, Karadere koyleri mensuplan Erdebillilerin alt 
kolu olan Pir Sultanhlara miintesiptir. 

Bektasilerden Eraslan Ocagi mensuplannin merkezleri Cihet 
Kasabasi olup buranin yam sira Alan, Ansu, Cambulak, Ciftlik, Golgeli 
vb. yerlerde bulunurlar. Kasabanin web sitesinde (86) yasadigi donem 
XII. yiizyila dayandinlsa da, Erkan Canak9i yapmis oldugu arastirmada 
(87), "XIX. Yiizyil Bektasi sairlerinden biri olan Dervis Ali'nin Almus 
Cihet kasabasindaki on iki koseli olarak insa edilen tiirbesi 
bulunmaktadir", der. Dervis Ali'nin Anadolu'ya ne zaman geldigi 
bilinmemekle birlikte 1700-1785 yillan arasinda yasadigi rivayet edilir. 
Deyisleriyle yoresinde halkina lsik sa9mis, iinii ve eserleri dilden dile 
yayilmis, nesilden nesile bugiinlere kadar ulasmistir. G69le baslayan yol 
hikayesi, tutrugu yolun hikayesi olmustur. Alevi-Bektasi ozanlan 
i9erisinde kendine ozgii bir uslubu olan Dervis Ali, dilini 9aginin 
ozanlanna gore daha duru, saf ve anlasihr tutmustur. 
Ilk bakista eserlerinin zengin i9erigi goze 9arpar. §iirlerinde 

halkina ogiitler siralanir. Onun siirleri bir bakima 



(86) www.cihet.org/ 

(87) www.erkancanakci.com/ 



74 



dogruluga, duriistliige birer 9agn gibidir. Eserlerinde tabiat ve ask 
temalanni sik9a kullanrmstir. Alevi-Bektasi geleneginin onemli bir 
karakteristigi olan Ehlibeyt sevgisi Dervis Ali'nin eserleri i9inde onemli 
bir yer tutar. Eserleri i9erisinde en 90k Alevi-Bektasi deyisleri ile duaz-i 
imamlar goriilmektedir. 

Cihet'te aynca Azinlik Inanan, Gedik Evliya, ve etrafi duvarla 
9evrili iistii a9ik, bakimh turbesi ile hayati Kurtulus Savasrna 
dayandinlan Erzurumlu Evliya bulunur. 

Imam Gazi Turbesi Almus'a 6 km uzakhktaki Serince Koyii 
simrlan i9erisinde yiiksek9e bir tepe iizerindedir. Tarihi sahsiyeti 
hakkinda her hangi bir bilgi bulunmayan sahsin mezan, define avcilan 
tarafmdan tahrip edilmistir. Imam Gazi'nin, Melik Gazi'nin kardesi 
olduguna inamlmakta, buraya yagmur duasina 9ikilmakta ve ozellikle 
ilkbaharda sik9a ziyaret edilmektedir. Halk tarafmdan, iizerini 
yaptirmadigi ileri siiriiliir. Askere giden gen9ler, buradan aldiklan bir tasi 
yanlannda bulundurduklannda, saglam bir sekilde geri doneceklerine 
inanmaktadirlar. 

Yore halkimn ziyaret ettigi yatir, Mehrap Tekkesi diye amhr. Cok 
yash aga9lann golgesinde yatan bu velinin kabri 9evresinde yapilan 
kazilarda kii^vik testiler ve Bizans paralan bulunmustur. 



75 



Ismini Hubyar Sultan'dan alan koyiin kurulusu hakkinda 
anlatilan rivayetlerden ilkine gore, Hubyar koyiiniin bulundugu yerde 
Balhsih ismiyle bir koy bulunmakta idi. Hoca Ahmet Yesevi tarafindan 
buradaki insanlan ir§at etmek iizere Hubyar Sultan gonderilir. Vakfm 
web sitesine gore (88), buraya gelen Hubyar Sultan bolgeye dergahini 
kurar ve koy bundan sonra Hubyar Koyii olarak anilmaya ba^lar. Diger 
goriis ise, Hubyar Sultan Haci Bektas Veli' den destur aldiktan sonra 
Giirgencukuru'na gelir ve buradaki ormandan baltasiyla yer a9arak 
otagini kurar. Boylece koyii ilk olarak da Hubyar Sultan kurmus olur. 
Hubyar Koyii, 1 970'li yillara kadar Sivas Dogansar (ipsile) nahiyesine 
bagh iken, bu tarihlerden sonra Sivas Hafik il9esine baglanir. Daha sonra 
1 990'da koy halkinin istegi dogrultusunda, koy Tokat'in Almus ilcesine 
dahil edilir . 

Hubyar'in birincisi Diinyevi anlamda "Giizel Dost", ikincisi 
ise manevi anlamda "Allah'in sevgilisi", "Allah'in Giizel Dostu" ya da 
"Hakk Ereni"ni, Allah yolunda basim (serini) kurban etmeye hazir, kamil 
insam ifade eder ki, Alevilerde "Hubyar Sultan"i bu manada 
telakki etmislerdir. Halk arasinda Hubyar Devletlii, Hizir Hubyar, 
Hubyar Baba, Hubyar Dervis gibi isimlerle adlandinlmaktadir. 
Hubyar Sultan, Ahmet Yesevi ekolii mensubu Horasan 
Alp-Erenlerinden ulu bir batini babasiolup, Turkmen Alevi 
Dede Ocagi kurucusudur. Ona "Hubyar" ismini Hace Bektas-i Veli'nin 
koydugu soylenir. Menkibeye gore, Horasan'da Yesevi dergahinda 
Pir Ahmet Yesevi'nin ogrencisi Lokman Parande'den 

ders alan Hace Bektas Veli 

(88)http://www.hubyarvakfi. org.tr/ 



76 



ve Hubyar Sultan diger Horasan Erenleri ile birlikte Anadolu'ya gelirler. 
Bu siirecte o zamanki adi Suluca Karahoyuk olan (Bugiin Hacibektas 
il9esi) yerde Hace Bektas-i Veli, Horasan Erenleri'nin piri olarak onlan 
Anadolu'nun degisik yerlerine gonderir. Oguz Tiirkleri'ne bagh Beydili 
Asireti'nin onderi konumunda olan Hubyar Sultan, Hace Bektas-i 
Veli'nin gorevlendirmesi ile Sel9uklu Sultan'i Alaaddin Keykubat'la 
birlikte Alanya Kalesi'nin fethine de katihr ve daha sonra Anadolu'nun ic 
kesimlerine gelerek kendisi ile birlikte Horasan'dan Anadolu'ya gelen bir 
diger Horasan Ereni olan Yahncak Sultan'in (89) kizi Goniil Ana (90) ile 
evlenir. 

13. Yuzyil sonlannda Hakk'a yiiriiyen Hubyar Sultan'm Musa 
isminde bir oglu vardir. Musa'nin Mustafa isminde bir cocugu diinyaya 
gelir. Mustafa'nin da Ahmet adinda bir oglu olur. Tarihte "Yar Ahmet" 
diye bilinen bu kisi Hubyar Abdal'in da babasidir. Yani silsile, Hubyar 
Sultan, Musa, Mustafa, Yar Ahmet, Hubyar Abdal seklinde ilerler. 

Vakfa gore, kitlesel olarak Hace Bektas Ocagi'ndan sonra en biiyiik 
Anadolu Alevi Ocagi oldugu ileri siiriilen Hubyar Ocagi'mn kurulusu 13. 
yiizyilda yasayan Hubyar Sultan'a dayansa da ocak asil gelisimini 1 500 
1580 yillan arasinda yasayan Hubyar Abdal zamamnda yaprmstir. 



(89) Tiirbesi Hafik'in Yahncak koyiinde olan Yahncak Sultan'in (1283) , 
Karamanoglu Mehmet Bey'in (1277) yakini oldugu ileri stirtilur. 

(90)Hubyar Sultan'in esi Goniil Ana'nin mezannin Tekeli Dagi'nda 
Dokuzlann eteginde yer aldigi kabul edilir. 



77 



Celali Ayaklanmalan doneminde yasayan ve Amasya bolgesinde 
faaliyet gosteren Baba Ziinnun'un damsmam konumunda olan Hubyar 
Abdal, bu sure<;te basinda bulundugu Beydilli Asireti'ni siki sikiya 
kontrol ederek hem kendi asiretini bir arada tutmus hem de Orta Kuzey 
Anadolu bolgesinde sohretini arttirmistir. Bundan dolayi da Hubyar 
Ocagi'mn talip kitlesi 90k genistir. Baba Ziinnun Ayaklanmasmm kanh 
bir sekilde bastrnlmasimn ardindan Tekeli Bolgesi'ne 9ekilen Hubyar 
Abdal artik yasamrmn geri kalan kismrni burada ge9irir. 1562 yihnda 
Kanuni Sultan Siileyman tarafindan verilen bir fermanla Giirgen9ukuru 
bolgesi kendi kurdugu "Hubyar Vakfi'na vakfedilir. Hubyar Abdal artik 
zamaninin biiyiik 90gunlugunu vakfedilen bu arazide kurdugu dergahta 
ge9irmektedir. 1580 yihnda olen Hubyar Abdal, bu dergahta topraga 
verilir ve tiirbesi ziyaretgah olur. 

Hubyar Abdal'in oliimiinden sonra dergahta posta oglu Mustafa 
ge9er. Mustafa'nin oliimunun ardindan biiyiik oglu Deydiyar, Deydiyar 
Dede'nin Hakk'a yiiriimesinin sonrasinda oglu Kenan postnisin olur. 
Deydiyar'in diger oglu Hiiseyin (Abdal) edebi yonii gu9lii bir kisi olarak 
dikkat 9eker. Hiiseyin Abdal hem Hubyar Koyii'nde hem de talip 
koylerinde gezerek cemlerde asikhk yapmis bir9ok deyisi iiretmistir. 
Bugiin Hubyar cemlerinde okunan deyislerin bir 90gu Hiiseyin Abdal'a 
aittir. Deydiyar Dede'nin ii9iincii oglu Ali (Sa9h Ali) ise siirekli Hubyar 
talibi koylerde dolasarak talipleri ziyaret etmis, cem yaptirmis, gorgii 
gormiistiir. Hubyar Dergahi'nda o donem ii9 kardesten Kenan Seyh 
postnisin, Hiiseyin Abdal asik, Sa9h Ali ise 



78 



dede olarak one cikar. Kenan Seyh'in Hakka yiiriimesinden otiirii 
Hiiseyin Abdal'in oglu HasanAbdal HubyarTekkesi postnisini olur. 

1 826'lardan soma Hubyar Dergahi'nda da bir basibosluk ortaya 
cikar, tiirbe bir siire postnisinsiz kahr. 1892 yihnda ise Hidir Seyh, 
Osmanh makamlanna basvurarak Hubyar evladi oldugunu belirtir ve 
bunun uzerine kendisine bir "Tekke bakicihgi" yazisi verilir. 1905 
yihnda olen Hidir Seyh ile birlikte, Hubyar Dergahi postnisinligi bu 
tarihte babadan ogula ge9en (evladiyelik) bir duruma girer. 

Mehmet Temel'in tiirbe bakimmi ustlendigi yillarda Hubyar 
Tekkesi biri 1955 bin de 1983'te olmak iizere iki defa Hubyar 
koyliilerinin ve bir kisim Hubyar taliplerinin katkisi ile tamirattan 
gecirilmistir. 

1930'lu yillardan itibaren Hubyar'hlann Istanbul'a 9ahsmak icin 
gitmesi ile disanya ilk gociinii veren Hubyar Koyii'niin 1 950'li yillardan 
itibaren gerek Istanbul gerekse Almanya, Avusturya gibi iilkelere goc 
vermesine ragmen niifusu 1 970'li yillarda 1 100 civanndadir. Bu rakam o 
donem Tiirkiye ortalamasinda koy niifusu i9in bir hayli fazladir. Bu 
kadar yogun niifusun bulundugu bir koyde ilk zamanlarda okulun daha 
sonra da orta okul ve lisenin olmayisi, saghk ocagi gibi bir kurumun 
bulunmayisi iiziintii vericidir. 

Hubyar Koyii'nde tarihsel olarak Beydili Sira9 topluluklanna ve 
Hubyar Dede Ocagi'na damgasim vuran Hubyar adinda iki zattan ilki, 
Hubyar Sultan 13. yiizyilda, Hubyar Abdal ise 16. yiizyilda yasamistir. 
Iki Hubyar'in hayat hikayesi, rivayetleri, menkibeleri, kerametleri, 
ozanlann deyisleri birbirine kansmistir. I. Hubyar Sultan'in konar 
g09er bir sekilde zaman zaman geldigi ormanhk 



79 



yore kutsal kabul edilmektedir. Kendi adiyla anilan bugiinkii Hubyar 
Koyii'nii kuran II. Hubyar Abdal ise Horasan'dan gelen Hubyar Sultan'in 
torunlanndandir. 

I. Hubyar diye de bilinen ve 13.yiizyilda yasamis olan Hubyar 
Sultan'in tam olarak ne zaman ve nerede oldiigii bilinmemektedir. Her iki 
Hubyar da bu tiirbe iizerinde toplum nezdince birlestirilmis, tiirbeyi 
ziyarete gelen kisiler tiirbeyi hem Hubyar Sultan hem de Hubyar Abdal 
niyetine ziyaret etmektedir. 

Hubyar Koyiindeki ziyaret yerleri sunlardir. Hubyar Tiirbesi, 
Hubyar Cami, Hubyar'in atimn ayagimn izi, Hubyar Degirmeni, 
Hubyar'in Sokusu (iki adet ), Dokuzlar, Hasan ve Hiiseyin Abdal tiirbesi, 
Sersem, Yedi koyunun sigdigi yer, Goniil Ana, Hubyar' in Yedi Kizinin 
Tiirbesi, G6z Coferligi, Dermagu Dede, Oksiiriik Dede, Argulu Baba, 
Kenan Seyh tiirbesi, Giirgen Cukuru (Hubyar Kapisi), Cermik (Koroglu) 
Hubyar Abdal Birlik Cemevi, Urferlik, Cifte Gozler, Firkilh Evliya, 
Hubyar'in Kurbancisimn Mezan, Cetirez, Ag Coferlik, Zor Tasi, Mihh, 
Yiirek Dede, Asa pinan, Bek Dede, Yaglas Dede, Agca Dede, Ismail 
Dede, Kara Evliya, Cermik (Hubyar Degirmeninin iist tarafi). 

Ne zaman insa edildigi bilinmeyen Hubyar Tiirbesi sekizgen planh 
olup kesme tastan yapilmistir. list ortii duvannin devami olarak sekizgen 
bicimli piramidal bir yapiya sahiptir. Duvar yiizeyleri biiyiik oranda 
mozaik ile kaphdir. Sekil olarak ashna sadik kahnarak bir 90k kez 
tadilattan ge9mistir. Yapilan bu tadilatlarda i9 ve dis yiizeyleri ashna 
uymayarak tamamen har9la sivanmistir. Tiirbe i9erisinde yer alan 
sanduka 140x290x150 cm boyutlannda ve betonarmeden 



80 



yapilmistir. Tiirbenin i9 alam elli metre karedir. Tiirbeye bati kisrmnda 
dar ve al9ak bir kapidan girilir. Kapinin dar ve al9ak olmasi tiirbeye 
egilerek girilmesini saglar. Bati tarafrndan kapiyla dogu, giiney ve 
kuzeyden de U9 adet camla tiirbenin giines almasi saglanir. Tiirbenin i9 
giiney duvannda 9ofer alma yeri vardir. Sandukamn alt bati kisrmnda 
kapiya bakan tarafta bir tugla genisliginde delik bulunmaktadir. 

Yasi heniiz belli olmayan Hubyar £arm kahn govdeli, basinda yedi 
kahn dala sahip olan gorkemli bir 9amdir. Kapladigi alan yaklasik yetmis 
metre kare civanndadir. Toprak iizerine 9ikan kokleri kahndir. Hubyar'in 
Bekiilii'de bulunan Bek Dede ile oturup sohbet ettigi yer olarak bilinir. 

Hubyar'in Sokusu iki adet olup biri Tekeli Yaylasi'nda, digeri 
tiirbenin oldugu yerdedir. Soku biiyiik9e bir tas kiitlenin i^i oyularak 
yapilan tas kiitledir. Kaynatihp kurutulmus bugday iki kisinin karsihkh 
vurdugu aga9 tokmakla doviilerek bugday kepeginden aynlmasi 
saglanir. Kepeginden aynlan bugday bulgur, yarma, hedik, vb olmak 
iizere el degirmeninde islenmeye hazir hale gelir. 

Hubyar Sultan'in tiirbesini ziyarete gelen insanlar bir 90k 
hastahklara derman bulacaklanna inanmaktadirlar. Ozellikle 90cugu 
olmayanlar Hubyar koyiindeki Sersem isimli ziyaret yerine akin 
etmektedirler. Bu ziyaret sonrasinda 90cugu olan Siinni inan9h insanlar 
erkek 90cuklanna "Hubyar" kiz 90cuklanna da "Sersem" isimlerini 
koymaktadirlar. Aleviler ise bu isimlerin kutsalhgindan dolayi bu adlan 
koymazlar. 



81 



Hubyar'in Atinin Ayaginin Izi oldugu rivayet edilen asil yer, yayla yolu 
iizerinde Orta Yayla'dadir. Bir metre kare civarmdadir. Ziyaretteki iz bir 
atin on ayaginin bilekle birlestigi eklem yerinin aynisidir. Hubyar 
mensuplanncakutsal sayihr. 

Hubyar'in kendisi tarafindan yapildigi ve yedi koyununun siitiiyle 
cah^tirdigi rivayet edilen Hubyar Degirmeni'nin ilk yeri dere yataginin 
oldugu yerdir. Bir 90k kez tadilattan gecmi§, bu tadilatlar neticesinde 
dere yatagindan ahnarak yaklasik elli metre yukanya, bugunku yerine 
yapilmistir. Eski duvar ta§lari kullamlarak yapilan degirmen altmis 
metre kare alana sahiptir ve girisi bati kismindan olup giiney kisminda bir 
ocak basi mevcuttur. Dogu kisminda bulunan degirmen cahsir 
durumdadir. Eski degirmen tasi girisin dis yiizeyinde duvann i9indedir. 

Hubyar Sultamn asasi ile suyu 9ikarttigi rivayet edilen yer, 
Tokat'in Turhal il9esi Qayh beldesinin iist kisminda Dere 
Mahallesi'ndedir. Hubyar Kuyusu yaklasik bir metre 9apindadir. Ne 
kadar su ahmrsa ahnsin, bu su eksilmez. Yapilan 6l9iimlerde kuyu suyu 
olmasina ragmen bolgenin en temiz ve en yararh suyu oldugu 
gorulmustiir. Uzeri camla kapatilan Hubyar Kuyusu'nun 9evre 
diizenlemesi yapilmistir. 

Tekeli Dagi ( Dokuzlar)'nm tam zirvesinde Dokuz Ocak ziyaret 
yeri vardir. Hubyar mensuplanndaki her siilale kendi ocaklanni bilir ve 
ocaklannda kurbanlanni pisirirler. 

Giirgen 9ukurunun bitiminde, ortasindan boydan boya kesilmis 
bir sekilde duran ve bir metre yuksekliginde iki metre eninde olan 



82 



Ziyaretin kesik derinligi yaklasik bir metre, eni ise on santimetre 
civanndadir. Hubyar Sultamn tahta kihci ile kestigi rivayet edilir. 

Su gozeleri Hubyar Tiirbesinin tam karsisindaki dik yamactadir. 
(^ocuklan olmayan aileler yaninda yanmis bir 9am agacimn bulundugu 
bu gozelerden su i9erek 90cuklarinin olmasi istegiyle dilek de bulunur, 
adaklaradarlar. 

Hubyar'in yedi koyununu koydugu yer olarak rivayet edilen 
ziyaret yeri, yayla yolu iizerinde Kapulu Kaya'nin kuzey kisminda yer 
almaktadir. Kaya iizerine oyulmus bir sekilde duran ziyaretin 9api bir 
metre eni ise 25 santimetre civanndadir. 

Goniil Ana'nin kabri oldugu rivayet edilen yer, Tekeli daginin 
(dokuzlann) eteginde Tekeli Yaylasimn iistiinde yaklasik bes top sahasi 
genisligindeki meydan denilen yerin bati kismindadir. Eski hali dort 
metre uzunlugunda yanm metre genisliginde 25 santimetre 
yuksekligindedir . 

Cenksu U9er 9ahsmasinda (91) Turkiye'deki biitiin Sira9lar i9in 
merkez durumunda olan Hubyar Ocagi'nm kurucusu Hubyar Sultan ile 
ilgili olarak Hubyarhlar arasindaki, Hubyar Sultan'in Ahmed Yesevi'nin 
halifesi, hatta bizzat kendisi oldugu yoniindeki inancin, Yesevi 
geleneginin Anadolu'daki tesirini gostermesi a9isindan biiyiik onemi 
oldugunu kaydeder. 

Aleviler arasinda ozellikle Nizari Ismaili'ler ile bir benzerliklerinin 
bulundugu ile ilgili olarak selam verme konusu dile getirilir. Buna gore 
selam verilirken, Sah ismail'in miiridlerinin kendi 



(91)C.UCER,a.g.e. 



83 



aralannda yaptiklan gibi, "selamiin aleykiim" yerine "Bism-i Sah" 
denilmesi, ismaililer'deki "yd Ali medet veya medetyd Ali" denilmesine 
kiyaslanarak bir benzerlik kurulmakta ve bunun hala bazi bolgelerde 
uygulandigi ifade edilmektedir. Nitekim bolgede Sira9lann bir kismmin 
bu uygulamayi halen ayni §ekliyle devam ettirdikleri ve selamlannda 
"ger9ege hu" vb. ifadeler yaninda "bism-i Sah" ifadesini de kullandiklan 
ifade edilmektedir ki bu da soz konusu etkinin bir sekilde muhafaza 
edildigini gostermektedir. 

Biitiin Similar \§m merkez durumundaki Hubyar Tekkesi'nde 
tiirbesi de bulunan Hubyar Sultan'm deyislerinde 'Abdal Dedem' 
mahlasim kullanmasi, aynca evlatlan arasinda Abdal lakaph kisilerin 
bulunmasi ve bu gruba mensup olan bazi sairler tarafindan da Abdal 
mahlasim kullananlann olmasi dikkate degerdir. Aynca bolgede yapilan 
miilakatlarda da Hubyar taliplerinin kendilerini "Abdal" olarak 
nitelendirdikleri goriilmektedir. 

Bir Turkmen Asiret velisi olan Hubyar'in yasadigi donem ve bagh 
oldugu silsile ile ilgili olarak gelenege gore farkh goriisler mevcuttur. 
Buna gore, Hubyar Haci Bektas, Baba Ishak ve yine tekkesi Erbaa'nm 
kendi adim tasiyan Ke9eci koyiinde bulunan Ke9eci Baba ile ayni 
donemde XIII. ya da XVI.yuzyilda yasamistir. Soz konusu 
kanstinlmaya bagh olarak, bir goriise gore Safevilerdendir; bir diger 
goriise gore ise Horasan Erenleri'ndendir. Hoca Ahmed Yesevi'nin 
nefesoglu Kutbettin Haydar'in ve hatta Ahmet Yesevi'nin kendisidir. 

Hubyar Ocagi ile ilgili olarak 119 evreden bahsedilebilir. Buna gore 
bu evrelerden birincisi, Hubyar Sultan ile gei"9eklesen XIII. 



84 



yiizyildaki kurulus evresi; ikincisi Hubyar Abdal ile XVI. yiizyildaki 
ikinci kurulus evresi; ucuncusu ise Hubyarhlar'm bugiinkii yapilanni 
kazandiran ve XIX. yy.'da Hubyar Ocagi'ndan Veli Baba'nin aynlmasiyla 
meydana 9ikan yeniden olusum evresidir. Hubyarhlar Safevilere destek 
vermeleri neticesinde bagh olduklan gelenek anlaminda da bir degisime 
ugrarlar. Her ne kadar bunlar bugiin yaygin olarak Sirag seklinde 
isimlendirilseler de, tarihsel siire9te ge9irmis olduklan bu degisim 
sebebiyle bolgede Erdebillilerle birlikte Kizilbas olarak nitelenen 
gruplardan birisi olmuslardir. 

Gunumiizde Hubyarhlar, din adamlanm isimlendirmelerine gore 
ikiye aynlirlar. Dedeciler, Babacilar. Yorede kendilerine Tekkeliler de 
denilen grup, dini liderlerini "dede" olarak isimlendirir. Bundan dolayi 
da kendilerine "Dedeciler" denilir. Hubyar Tekkesi postnisinligini 
yiiriiten kisilere bagh olan bu grup mensuplan belli bolgede yogun 
olmaktan ziyade dagmik bir durumdadirlar. Yine de daha 90k Tokat 
merkez, Zile, Turhal, Almus ve bunlara bagh koylerde bulunurlar. 

Ashnda Hubyar'a bagh olmalanna ragmen din adamlanna "baba" 
demeleri sebebiyle bu sekilde isimlendirilen grup ise, ana biinyeden 
aynlarak yeni bir ocak olusturmustur. Bunlann yeni bir ocak 
olusturmalan 1 850'li yillardan sonra Hubyar taliplerinden/sofulanndan 
Veli Baba'nin Zile bolgesine gelerek bu bolgede birtakim faaliyetlerde 
bulunmasiyla ger9eklesmistir. Veli Baba'nin olumuyle yerine hannni 
Ansa Baci'nin postnisinligi yuriitmesi sebebiyle "Ansa Bacihlar" 
olarak da isimlendirilen bu grup bolgede yogunluklu 
Olarak Zile ve koylerinde bulunurlar. Hatta 



85 



Zile'deki Hubyar talibi koylerin 90gunlugu bunlardan olusmaktadir. 
Bolgenin diger yerlerinde de dagmik bir halde mevcutturlar. Bu grup da 
kendi i9erisinde ikiye aynlmi? durumdadir. Ilki, Veli Baba'nin 
torunlanndan Riistem Baba'ya bagh olan gruplar Riistein Agahlar diye 
anihr. Bu grup mensuplan yogunlukla Zile, koyleri ve Turhal'da 
bulunurlar. Ansa Baci'mn posta oturmasiyla kadinlar tarafindan ifa 
edilen postta oturma durumu giinumiizde de devam etmektedir ve su 
anda bu islevi goren Elif Nine'dir. Bugiin itibariyle Ansa Bacihlar 
denildiginde daha 90k bu grubun kastedildigi goriilmektedir. 

Babaci Hubyarhlar'in ikinci grubu ise yine Veli Baba'nin 
torunlanndan Beh9et (Bektas) Baba'nin torunu Ibrahim Ethem'e 
nisbeten Ibrahim Ethemliler ismiyle anilan gruptur ve bu aile de su 
anda bir ocak olarak varhgini devam ettirmektedir. Bu ocaga bagh 
talipler diger Babacilar'in bulunduklan bolgelerde yogun olarak 
bulunmaktadir. 

Nurettin Albayrak, bazi siirlerinden hareketle XVI. yiizyihn ikinci 
yansi ile XVII. yiizyihn ilk yansinda yasadigi tahmin edilen Kul 
Himmet'in Tokat iline bagh Almus il9esinin Gdriimlii (eski adi Varzil) 
koyiinden oldugunu yazar (92). Tiirbesi de orada olan Kul Himmet'in 
torunlan halen aym koyde yasamakta ve Kul Himmetliler diye 
bilinmektedir. §ahinli asireti Kul Himmet'in ocagidir. Bir siirinde 
"Dedem Hidir Abdal Pirim Ocagi" diyerek soyunun Kemaliye'nin Ocak 
koyiindeki Hidir Abdal Tekkesine bagh oldugunu ima etmis 



(92)ALBAYRAK Nurettin, Kul Himmet, TDV Islam Ansiklopedisi 



86 



olan Kul Himmet'in siirlerinden, ozlem duydugu tek yerin Erdebil 
Tekkesi, dolayisiyla Safevi sahlannm yurdu oldugu anlasilmaktadir. 
XVI. yiizyil ile XVII. yuzyihn ilk yansinda Osmanhlarla Iran Safevileri 
arasindaki siyasi gerginlik esnasinda Pir Sultan Abdal, Kul Ibrahim, ve 
Kul Hiiseyin gibi Kul Himmet de Alevi toplulugunu Osmanh Devleti 
karsisinda yer almaya tesvik eden jiirler yazrmstir. 

Kul Himmet'in Pir Sultan Abdal'dan etkilendigi muhakkaktir. 
Hayatta iken Alevi-Bektasi 9evrelerinde biiyiik sohret kazanan Kul 
Himmet'in jiirleri halk tarafindan 90k sevilmis ve bir 90k conkte yer 
almistir. Bu sevginin en onemli sebebi, bilhassa Alevi inancim siirlerinde 
halkin anlayabilecegi bir Turk9e'yle etkili bi9imde ifade etmesidir. Bu 
sevgiden dolayi halk kendisini Koca Kul Himmet diye anmis ve adi 
9evresinde bazi efsaneler de olusmustur. 

Nefesler, destanlar, Kerbela sehidleri i9in agitlar ve ta^lamalar 
soyleyen Kul Himmet'in §iirlerinde Islam tarihi, evliya menkibeleri, Hz. 
Ali ve on iki imam sevgisiyle bilhassa Alevi-Bektasi inanci 
dogrultusunda dini-tasavvufi duyarhhgin bulunmasi onun kuvvetli bir 
tarikat terbiyesi aldigim ortaya koymaktadir. Tahmasb gibi Safevi 
sahlanna ovgii, zamandan sikayet, gurbet, sila ozlemi ve beseri ask 
siirlerinde yer alan bashca konulardir. Tespit edilebilen 150 kadar 
siirinde Kul Himmet'le beraber bu mahlasimn basina "sefil, koca, geda, 
oksiiz" gibi sifatlann getirildigi goriilmektedir. Siirleri dortliik sayisi 
bakimindan diger halk sairlerinin siirlerine nispeten uzundur. Bu 
uzunluk bazen yirmi dortliige kadar 9ikmaktadir. Hece o^iisiinii 
basanyla kullanan sair kafiyelerin teskilinde de aym basanyi gosterir. 
Aruzla yazdigi birka9 siirinde ise pek basanh oldugu soylenemez. 



87 



Kendisinden sonra yetisenler iizerinde onemli etkisi olan Kul 
Himmet'in mahlasini kullanan iki sair daha vardir. Ilki XVIII. yiizyilm 
ikinci yansi ile XIX. yiizyilm ilk yansinda yasamis olan Kul Himmet 
Ustadim'dir. Asil adi Ibrahim olan sair Divrigi'nin Karageban bucagina 
bagh Orenik koyiinde dogmustur. Soyundan gelenler Oksiizogullan 
adiyla tanmmaktadir. Varhgi yakin zamana kadar bilinmediginden 
siirleri Kul Himmet'e mal edilmistir. Ikinci sair de, imranh'nin Sogiitlii 
koyiinden diger bir Kul Himmet Ustadim'dir. Asil adi Hatice olan ve 
"Hacik Kiz" olarak da anilan sair XIX. yiizyilda yasamistir. Mezan 
Divrigi'nin Anzahar Koyiindeki Gani Baba Tekkesi Haziresindedir. 

Cenksu Ucer 9ahsmasinda (93), genelde Kul Himmet'in Pir 
Sultan'in miiridi oldugu ve Pir Sultan'in oliimiinden sonra onun yerine 
ge9tigi seklindeki kabuliin yaygin olarak benimsenmis oldugunu 
kaydeder. Her iki sair de Haci Bektas'a muhabbet beslemekle birlikte -ki 
bundan dolayi Bektasi sairlerden kabul edilirler- kendileri i9in asil bagh 
olduklan merkez Erdebil ve §eyh SafT silsilesidir. 

Kul Himmet, 'Dedem Hidir Abdal pirim ocagi' diyerek soyunun 
Kemaliye'nin Ocak koyiindeki Hidir Abdal tekkesine bagh oldugunu ima 
etse de, done dolasa maneviyatindan yardim dileyip, bir gece riiyasina 
girmesi i9in yakardigi pir, Haci Bektas Veli'dir. Bununla beraber 
saygisim, sevgisini iletip ozlemini duydugu tek makam ise Erdebil 
Tekkesi, dolayisiyla Safevi §ahlan'dir. Kul Himmet, sonu9ta 
Aleviler'in Yedi Ulu Ozam'ndan birisiolurve Pir Sultan'dan sonra 



(93)C.U9er,a.g.e. 



88 



Anadolu'da, hayatta iken biiyiik iine kavusan ve kendisi ile ilgili halkin 
begenisi yiizyillar boyunca artarak devam eden nadir sairlerden biri 
haline gelir. 

Aleviler arasinda kazandigi bu iinle bir ocak olan ve Kul 
Himmetiler seklinde isimlendirilen bu grup, bolgede merkez 
durumundaki Goriimlu beldesinin yamsira, Tokat merkez Coregibiiyiik, 
Kocacik; Almus Akar9ay, Armutalan, Cambulak, Gevrek, Golgeli, 
Karadere, Kinik, Sahilkoy, Salkavak, Yuva; Niksar G6k9eoluk, Korulu, 
Terzioglu vb. yerlerde yogun olarak bulunurlar. Havza'nin Asagisusuz, 
Irmakkiyisi, Kirecli, Kirazpinan; Yildizeli'nin Yusufoglan ve 
Yakupkoyii; Hafik'in Asarcik koyii ve Merzifon'un birka9 koyii Tokat 
bolgesi disinda Kul Himmet'e bagh olan yerlerdir. 

Tiirbe, yoredeki Alevi-Bekta§i ziimrelerinin yamsira, Yozgat, 
Corurn, Amasya ve yurdun her tarafindan gelen Alevi- Bekta^i ziimreleri 
tarafindan, her tiirlii dilek i9in sik9a ziyaret edilmektedir. Burada mumlar 
yakilmakta, bez-9aputlar baglanmakta ve kurbanlar kesilmektedir. 
Aynca burada, her yil Agustos ayinda "Kul Himmet Kiiltiir Etkinlikleri" 
adi altinda bir §61en diizenlenmekte, bu §i61ene yurt i^i ve di§iindan pek 
90k kimse katilmaktadir. 

U9er'in 9ah§imasindan (94) il9e merkezinde %10'luk bir Alevi 
niifusun bulundugu goriiliir. Bucak ve koy niifusunun % 47,3'ii 
Alevilerden te^ekkul eder. Il9enin toplam niifusunun ise % 42'lik bir 
kismi Alevilerden olusur. 



(94)C.UgER,a.g.e. 



89 



Artova Evliyalan 

Bazi tarihi kaynaklar Artova il9esinin kurulusunu Yavuz Sultan 
Selim'in (^aldiran seferine dayandirmaktadirlar. Evliya £elebi 
Seyahatnamesinde, "..Simale dogru giderek £amhbel 
dagindan, Sivas Eyaleti topraginda mahsulii 90k, mamur ve miizeyyen 
kasaba misali koylerden ge9tik. Ankova (Artova) Kasabasina geldik. 
Oradan da yine simale giderek Seyh Nusrettin Tekkesine ugradik", diye 
yazar. Artova, Tokat Iline bagh bir bucak iken, 1 92 1 'de Sulusaray mevkii 
il^e merkezi olmak iizere Miilki taksimatta yer almistir. 1923 yihnda 
meydana gelen depremden biiyiik zarar goriince, bugiin merkez il9eye 
bagh bucak olan £amhbel il9e merkezi yapilmis olup, Haziran 1944 
tarihinde Artova iikce merkezi olmustur. 

Emin Ulu Artova alperenlerini £eltek Babamn Kardesi, Goze 
Baba, Hasan Kaya, Serhan Baba, U9 Kardesler, Tekke, Yusuf Dede 
olarak siralar. 

Artova il^e merkezi Kizilca Mahallesi'nde, kare planh ve iistii 
kapah olup 'Tekke' diye amlan tiirbede bulunan zatin hakkinda her hangi 
bir bilgi yoktur. Bununla beraber, bu zatin, Horasan Erenlerinden 
olmakla birlikte, Zile Biiyuk9eltek'deki zatin kardesi veya akrabasi 
oldugu da soylenir. Tiirbede, bu sahsin ogullanna ait oldugu soylenen iki 
mezar daha bulunmaktadir. Rivayete gore, daha once mezannm iistiinii 
orten birisine, "Benimuzerimia9", demis olmasina ragmen, 
Ustiinii a9mayan sahsin agzini egriltmistir. Tiirbe, 



90 



daha 90k Persembe ve Pazar gunleri, cocugu olmayanlar, fel9liler ve bas 
agnsi olanlar tarafindan ziyaret edilir. Bu durum 119 Persembe veya 119 
Pazar iist iiste tekrarlanmaktadir. Tiirbe i9erisinde mum yakilmakta, 
agrilann ge9mesi dilegiyle mezann iizerine bas ortiisii veya i9 9amasin 
birakilmakta ve mezann bas ucundaki topraktan ahnarak yutulmaktadir. 
Mezann bulundugu odada iki divan yer ahr. Hastalar bazen burada bir 
gece kahrlar. Geceleri burada kalan hastalar, once bir tikirti duymakta ve 
daha sonra ak sakalh bir dede ortaya 9ikip 119 parmagiyla agnyan 
yerlerini tuttugunda agrilannin ge9tigini belirtmektedirler. 

Kendi ismini tasiyan koyde bulunan yatinn tarihi sahsiyeti 
hakkindaki bilgiler bulamktir. Isminden Danismendliler donemine ait bir 
zat oldugu kabul edilir. Halk arasinda, bunlann bes kardes olduklan, 
kardeslerin en buyiigiiniin Ahmet Danismend oldugu ve diger 
kardeslerin her meseleyi buna damstiklan i9in, adina Damsman 
denildigi inanci yaygindir. Istege gore, daha 90k Persembe gunleri 
ziyaret edilmekte, burada mum yakilmakta, 9aput baglanmakta ve 
dilekler dilenmektedir. Dilekler yerine gelince, burada kurbanlar 
kesilmektedir. Aynca, askere giden delikanhlar buradan aldiklan bir tasi 
yanlarinda sakladiklarinda, sag-salim geri doneceklerine 
inanmaktadirlar. 

Evlidere Koyii'nde, eski koy yerine yakin yerde tiirbesi bulunan 
Gazi Baba'nm hakkinda her hangi bir bilgi bulunmamaktadir. Tiirbe, 
90cugu olmayan kadinlar ve 9esitli dilek sahipleri tarafindan ziyaret 
edilir. Ziyaret esnasinda burada mumlar yakilmakta ve adaklar 
adanmakta, dilek yerine gelince kurban kesilmektedir. Bazen borek 



91 



yapihp mezar iizerine birakilmaktadir. Aynca, koyluler yagmur duasini 
burada yapmaktadirlar. 

Kunduz Koyu'nde yiiriiyemeyen 9ocuklann goturulup bir besik 
i9inde sallandigi Sallama Tepesi ismiyle bir ziyaret yeri, Saglica 

Koyunde 90cugu olmayan kadinlann ziyaret ettigi bir kaya ve 
Tanyeli Koyu'nde Seyran Evliyasi ismiyle bilinen bir yatir bulunur. 

Anadolu'nun farkh bolgelerinde yerlesmis bulunan Dodurga 
boyuna mensup koylerden biri Salur koyiidiir. Bolgede en eski 
camilerden biri bu koyde bulunur ve bu cami kareye yakin dortgen plana 
sahip olan cami, tam ortada sekizgen bir kasnak iizerinde yiikselen 
kubbeyle ortulmustiir. Bu da yapimn Sel9uklu veya Beylikler donemine 
ait oldugu ihtimalini ortaya koymaktadir. Vakiflar Genel Mudurliigunun 
korumasina ahnan bu caminin benzeri bolgede Tokat merkez Dedeagzi 
koyunde bulunmaktadir. 

U9er'in 9ahsmasindan (95), il9e merkezinde %8,5'luk bir Alevi 
niifusun bulundugu anlasilmaktadir. Koylerde yasayan Alevilerin 
niifusunun il9enin bucak ve koy niifusunun %26'sim olusturdugu 
goriiliir. Il9enin toplam niifusunun %20'lik kismi Alevilerden tesekkiil 
eder. 



(95) C. OgER, a.g.e. 



92 



Ba§9iftlik Evliyalan 



Efendi'nin Izi ismiyle Erikbelen Koyii'nde yayla yolu iizerinde 
bulunan bir mezann yanmdaki bir kayada, bir atin ayagmin 
sigacagi kadar bir oyuk bulunmaktadir (96). Halk arasinda, bu 
oyugun Hz. Ali'nin atinin ayagmin izi olduguna inanihr. 

Erikbelen Koyii'nde, Kara Abdal Tekkesi ismiyle Tekne 
Mahallesi ile Asagi Mahalle arasindaki olduk9a aga9hk bir yerde 
bulunan mezann kime ait oldugu hakkinda her hangi bir bilgi yoktur. 
Tekke, her tiirlii dilek ve hastahk i9in ziyaret edilmekte, mezann hemen 
bas ucunda bulunan olduk9a biiyiik bir agaca 9aputlar baglanmakta, 
dilekler dilenmekte ve burada mumlar yakilmaktadir. Tekke, aynca, 
koyliiler tarafindan her yd yaylaya 9ikilmadan once topluca ziyaret 
edilmekte ve burada ortaklasakurbanlarkesilmektedir. 

Sagir Kaya Erikbelen Koyii'nde, Alicik Mahallesi yolu iizerinde 
bulunan biiyiikc;e bir kayadir. Aynca, kayamn yamnda kime ait oldugu 
bilinmeyen bir mezar daha bulunmaktadir. (^ocugu olmayan kadinlar 
buraya gelmekte, adaklar adamakta, 9aputlar baglamakta ve adaklan 
yerine gelince kurbanlanm burada kesmektedirler. 

U9er'in 9ahsmasindan (97), il^e merkezinde zikredilebilecek bir 
Alevi niifus bulunmadigi anlasdiyor. Il9eye bagh bucak ve koy 
niifusunun %10'7'sini olusturan Alevi niifusu, il9enin toplam niifusu goz 
oniine ahndiginda, %5 ,9'luk bir kisim Alevilerden tesekkiil etmektedir. 



(96)Y.M.KESKIN,a.g.e. 
(97) C. UgER, a.g.e. 



93 



Erbaa Evliyalan 



Erbaa kelimesi, Arap9a olup "dort" anlamina gelmektedir. 
Resmi kayitlarda 18. yiizyihn baslanndan itibaren Erbaa 
adinrn kullamldigi goriiliir. Bir ara bu kelime "Nevahi-i Erbaa" 
seklinde kullamlmi§tir. O donemlerde Niksar Amasya arasinda en 
onemli yerlesim birimleri, Erek, Karayaka, Sonusa (Ulukoy) ve Tasabat 
(Tasova) idi. Niifus yonunden ancak birer nahiye buyiiklugiinde ve ayni 
bolgede olmalanndan dolayi hepsine birden Nevahi-i Erbaa, yani "dort 
nahiye" deniliyordu. Hatta tahakkuk eden vergiler de bu isimle 
kaydediliyordu. 1840'ta, Erbaa adiyla maruf dort nahiyenin (Erek, 
Karayaka, Sonusa, Tasabat) vergisi 47i243 kurus olarak resmi evraka 
ge9mistir. Buna gore Erbaa, Erek, Karayaka, Sonusa ve Tasabat'in genel 
bir adi olmus, dordii birden sanki bir kaza (ilce) goruniimunu ahr. Hatta 
resmiyette Kaza-i Erbaa tabiri de kullamlmistir. 1872'de Erbaa ismiyle 
il^e olur. 1892'de Tokat iline baglanir (o zaman Tokat Sancak idi). 1893 
ile 1 904 yillan arasinda yiizde elli civannda niifus artist yasayan Erbaa 
90gunlugu Musliiman olan ve az miktarda Rum ve Ermeni kesimin yer 
aldigi demografik bir yapiya sahiptir (98). 



(98) ER Emine Mehves, XIX. Yiizyilda Erbaa Kazasrmn Sosyo 
Ekonomik Yapisi, Yiiksek Lisans Tezi, Istanbul Uni., Istanbul, 2005 



94 



Eski adi Fidi olan Akga koyunde 1291 tarihli vakfiyesi ile Ahi 
Ahmed Nahcivani Zaviyesinin vakifi Sultaniil arifin ve sahibii'l futiivve 
olarak bilinen §emseddin Ahi Ahmed b. Dogansah'tir. Koydeki Fidi 
Zaviyesi binasindan bir iz kalmarms ise de, vakifin evladina ait mimari 
ozellikleri olmayan zaviye, tiirbe ve mezarlar bulundugu gibi evladindan 
da yasayanlar vardir (99). Koyde aynca Silahdar Omer Pasa Camii 
adiyla amlan ve 1870'ten once yapilrms oldugu tahmin edilen yapi 
Anadolu'daki ahsap camilerin guniimiize saglam olarak gelebilmis en 
giizel ve zengin orneklerinden biridir ( 1 00). 

Akinci Evliya ismiyle amlan zatin kabri, Karayaka kasabasi 
Yukan Mahalle'de bulunur. Kasabamn iist tarafinda bulunan kalenin 
fethi sirasinda sehit diistiigii soylenir. Uzeri bir 9ati ile ortulerek 
muhafaza altina ahnmi§i olan kabrini Behrullah Efendi Karayaka'ya her 
gelii-iinde ziyaret eder ve, "adi Huseyin Gazi idi. Kaleyi fethe katilan 
askerin komutamydi", derdi. 

Karayaka kasabasi Orta Mahallede bulunana Ali Celebi'nin 
Horasan'dan gelen askerlerden oldugu soylenir. Genellikle aglayan 
90cuklar gotiiriildugunden "Cighk Tekkesi" diye de bilinir. 

Sokuta§ koyii merkezindeki Arap Dede yatin, yagmur duasi i9in 
gidilenbiryerdir. 

Halkin 'Hazret Baba' diye tamdigi Behrullah Efendi 1838'de 
KoQak (Eksel) kasabasinda diinyaya gelir. Babasi Ali Efendi'dir. 



(99) S. KUCUR, a.g.e. 

(lOO)ERDEMIR Yasar, Tokat Yoresindeki Ahsap Camilerin 
Kiilriirumuzdeki Yeri 



95 



Tokat'taki ilk ogrenimi sirasinda kendilerine bir zat misafir olur. O giin 
Behrullah Efendi ertesi giinkii dersini yapar ve ardindan namazini kihp 
yatar. Gece kalktigmda o zatin devamh ilimle mesgul oldugunu goriir. 
Bu zatrn ilim sahibi, gayretli biri oldugunu anlayarak, "Efendim bu gece 
hie uyumadimz. O ilimden bize de ogretseniz.", diye arz edince, o zat, 
"Evladim senin ilmi nasibin istanbul'daki Yanyah Haci ismet Efendi'den 
olacak. Sende onun kokusu var.", diye buyurur. Bunun iizerine 
Behrullah Efendi, koye doniip agabeysinden izin aldiktan sonra 
Istanbul'a gider. Bu siralarda istanbul'da talebe okutmakta olan Yanyah 
Ismet Efendi, talebelerine sik sik, "Anadolu'dan bir erin gelecegini, 
vazifesinin esasinda o eri yetistirmek oldugunu", soylemektedir. Ismet 
Efendi, Mevlana Bagdadi Hazretleri'nin halifesi Mekkeli Abdullah bin 
Miicavir Hazretlerinin halifesidir (101). Behrullah Efendi 30 yil Ismet 
Efendi'nin derslerini takip eder. Biitiin ilimlerde ve tasavvuf yolunda 
kemale erdikten sonra, hocasi tarafindan kendi beldesine gonderilir 
( 1 02). Ismet Efendi bu gorevi kendisine soyle bildirir: 
- Azizim bundan sonra siz kendi memleketinizde hizmete memursunuz. 
Amasya'ya vardigimzda evlenip oraya yerlesmenizi isterler. Sakin kabul 
etmeyiniz. 



(101) Mevlana Halid'in halifesi Abdullah Mekki aym zamanda 
Erzincani nisbesiyle amhr. Sebebi bir siire Erzincan'da bulunmasi ve 
orada meshurTerzi Baba'yi irsad etmis olmasidir. 

(102) Http://www.ismetefendi.org/ 



96 



Behrullah Efendi, §eyhinin bu emri ile memleketinin yolunu tutar. 
Amasya'dan ge9erken ismet Efendi'nin i§aret ettigi hal vuku bulur. 
Yiiksek hallerine hayran kalanlar orada evlendirip yerlestirmek, bu 
sekilde kendisini sahiplenmek isterler. Fakat Efendi Hazretleri onceden 
tenbihli oldugu i9in kabul etmez. Yoluna devam edip koyune ulasir. 
Orada evlenip barklanir, fakat kimseye simni ifsaya yanasmaz. Koyliiler 
de 'Deli Molla' diye hitap ettikleri bu garib dervisi koye 9oban yaparlar. 

Bir giin aym zamanda amcasi olan kayinpederi hakiki vechiyle 
tamyamadigindan bir sebeple kizarak suratina tokati askeder. Bunun 
iizerine Behrullah Efendi boynunu buker: 
- Hakkinizi helal ediniz efendim, der. Eliniz acidi. 
O giinlerde Sivas Valiliginde bulunan Memduh Pasa gorev icabi Tokat'a 
gelir (103). O devirlerde Tokat da Sivas'a baghdir. Eksel 



(103) Ismet Efendi Hz.lerinin mensuplanndan olan Memduh Pa§a 1839 
senesinde istanbul'da dunyaya gelmijtir. Vezir ve §air Kandiyeli Mazlum 
Pa^a'nm ogludur. 1887'deKonya, ikiyil sonra Sivas Valisi oldu. 1893'de Ankara 
Valisi iken vezir oldu ve 1895'te Dahiliye Nazirhgina getirildi. Sultan 
Abdiilhamid Han aleyhindeki iftiralann hicbirine aldirmayarak kendisini on ii? 
sene imparatorlugun I^i^leri Bakanhgi gibi muhim bir gorevde tutar. Memduh 
Pa§a 1908 inkdabinda II.Abdiilhamid'in bir 50k adamiyla birlikte ru§vet ve 
jurnalcihk iftiralanyla once Biiyiikada'ya sonra Sakiz'a suriiliir. Umumi af 
iizerine Istanbula donen Memduh Pa§a Bogazi?inde Kirefburnu'ndaki yahsinda 
uzun miiddet ya§adiktan sonra 1925 ydinda 86 ya§inda vefat eder. Mensup 
oldugu dergah-i §erif bah9esine defnedilir. Dervisjigi, devlet adamhgi yamnda 
kuvvetli bir §air de olan Memduh Pa§a 1908'den sonra §iirlerini muhtevi divam, 
mektuplarini muhtevi "Bedayi-i 



97 



koyunden ge9erken yaninda bulunanlara Bahrullah Efendi ile goriii-imek 
istedigini bildirir. Tammadiklanm soylerler. Oyle ya soran koskoca Vali 
Pa§a Hazretleri, sorulan koyiin garip cobam. Nereden akillarma gelsin. 
Memduh Pa§a, Bahrullah Efendi'nin yiiksek tevazu sebebiyle 
gizlendigini anlar. Huzuruna gider. Onu, irjada memur oldugu, bu 
maksatla Tokat'a gonderildigi, gizlenmek yerine Peygamber 
Efendimiz'den kendisine kadar sahih yed ile gelen yolun yayilmasi, 
devam ettirilmesi i9in iizerine dii§en vazifeyi yapmasi gerektigi, yoksa 
mesul olacagi hususunda ikna eder. Koyliilere de, 

"Gelmemiijtir cihana Behrullah gibi bir veli. 
Onu bulanlar buldu, bulmayanlar mutlak deli" 
misraini okuduktan sonra, "Siz bu zatin kiymetini bilmez iseniz 
elinizden crkar.", der. Bunun iizerine insanlar ondan ilim ogrenmeye 
ko^arlar. Memduh Pa^a'nin ba§kanhgrnda yapilan dergahda, Behrullah 
Efendi ilim taliplerine ders vermeye ba^lar. Behrullah Efendi herkese 
mii^fik, giiler yiizlii davranmaktadir. 



Asar" ile "Esvat-i Sudur", "Mir'at-i §uunat", "Hal'ler, Iclaslar" "Tasvir-i 
Ahval", "Feveran-i Ezman", "Yemen Hakkinda Bazi Malumat", 
"Kuvvet-i Ikbal" adh risaleleri basilmi^tir. 



98 



Sokakta gordtigu (jocuklann basrm oksayip, onlara hediyeler vererek 
goniillerini almaktadir. Herkese Allahii tealamn merhametinden 
bahseder. "Biz insanlar da merhametli olmahyiz." der. Kendisine 
gonderilen hediyeleri el surmeden fakirlere dagitir. 

Behrullah Efendi, talebesi Ahmet Efendi ile bir giin dere 
kenannda oturmaktadir. Talebesi kahve yapmakla mesguldiir. Hocasina 
dogru bakinca kucaginda bir yilan goriir ve korkar. Sonra yilan, 
Behrullah Efendi'nin kucagindan inip gider. Talebesinin merak i9inde 
kaldigini fark edince, "Cinnilerden idi. Hasankale'den geliyor. Dersini 
verdim gitti . " , diye buyurur. 

Talebelerinden Iskender isminde bir zat, donanmada vazifelidir. 
Gemi denizde giderken firtina cikar. O sirada Behrullah Efendinin 
himmetine sigrmr, yardim ister. O anda hocasmi karsisinda goriir. Ona, 
"Evladim korkma, iiziilme on dakika sonra firtrna ge9er! ", diye buyurur. 
Nitekim on dakika sonra firtina diner. 

Talebelerine, "Biz kuslar kadar bile olamiyoruz. Onlar Allahii 
tealayi devamh zikrediyorlar. Biz ise gaflet i9indeyiz. Dinin emir ve 
yasaklarrm bilmezseniz, bu yolda hi9 mesafe katedemezsiniz.", diye 
buyurur. 

Yahya Keskin 9ahsmasinda (104), Behrullah Efendi'nin 
Naksibendiligin onde gelen isimlerinden biri oldugunu kaydeder. 

Behrullah Efendi 1 9 1 8'de 80 yasindayken Eksel koyiinde vefat 
eder. Kalabahk bir cemaat ile cenaze namazi kihndiktan sonra koy 



(104)Y.M.KESKIN, a.g.e. 



99 



kabristanhgrna defnedilir. Kabri ziyaret mahallidir. Behrullah Efendi'nin 
yerinetalebesiAH0smanEfendige9ti. 

Ali Osinan Efendi eski ismi Holay olan Ballibag'da 1877 yihnda 
diinyaya gelir. Tahsilini tamamladiktan sonra saat9ilik yapmaya ba^lar. 
Bir giin (yeni ismi Ko9ak olan) Eksel koyiinde oturan ve Eksel Seyhi 
olarak bilinen Behrullah Efendi'nin saati bozulur. Talebelerine tamir 
edilmesini soyleyince, onlar, "Efendim, karsi Holay koyiinden Ali 
Osman isminde birisi var ona tamir ettirelim. ", derler. Talebelerinden biri 
Ali Osman Efendi ile Erbaa'da karsilasinca, hocasmm saatinden 
bahseder. Ali Osman Efendi de Eksel koyiine gider. Saati tamir edip 
duvara asar. Behrullah Efendi'ye, "Tamam 9ahsiyor efendim.", der. 
Behrullah Efendi saate bakinca 9ahsan saat durur. Ali Osman Efendi 
tekrar yapip duvara asar. Behrullah Efendi saate bakinca, saat yine durur. 
Ali Efendi hayretler i9inde tekrar yapar. O zaman Ali Osman Efendi 
i9inden, "Bu zat evliya bir zattir. Su an kalbimin saatini tamir edecek kalp 
ustasmm huzurundayim." Diye ge9irir ve Behrullah Efendi'ye talebe 
olur. Arap9a, Fars9a ve kalp ilimleri de dahil biitiin ilimleri Behrullah 
Efendiden ogrenir. Behrullah Efendi vefatrna yakin, "Bende ne varsa Ali 
Osman Efendi aldi gotiirdii. Bende bir sey birakmadi.", diye buyurur. 

Ali Osman Efendi insanlara dogru yolu anlatmak i9in koy koy 
dolasir. insanlara dogru yolu anlatirken 90k yumusak, hatta arada niikte 
yapmaktadir. Siyaset ve devlet islerine hi9 kansmaz. Sohbetinin agirhgi, 
giizel ahlak iizerine olmaktadir. Hep giizel ahlakin bulunmaz bir hazine 
oldugunu anlatir. Fakat bazilannin gozii daima altinda oldugundan bir 
giin onlara doniip, "Altimn kulpu burasi, 90k altin 



100 



var", diye bir yeri i§aret eder. Bunu duyan altin diiskiinleri sabaha kadar 
orayi kazarlar. Fakat hi<;bir sey bulamazlar. Elleri bos Ali Osman 
Efendinin koyiine donerler. Kimseye de hi9bir §ey anlatmazlar. Ertesi 
giin onlan goren Ali Osman Efendi, "Oglum isaret ederler ama, 
duskunlerine vermezler.", der. Yine bir giin talebeleri ile Ladik'e ders 
vermek i9in gider. Talebelerinden birinin kalbine vesvese gelip hocasi 
i<;in, "Bu da insan biz de insaniz." gibi bir diisiince gelir. Yollan bir 
ormandan ge9mektedir. Bu sirada bir kurt, Ali Osman Efendi'nin online 
gelip iki on ayaklanm havaya kaldinp, arka iki ayagi iizerine durunca, 
"Dag ve taslardaki hayvanlar inandi da bazilan hala anlayamadi.", diye 
buyurur. O talebe diisiincesinden dolayi hemen tovbe eder. 

Dini vecibeleri yerine getirmenin yasak oldugu donemde Ali 
Osman Efendi, Giimii^akir koyiinde sohbet ederken jandarmalar koyii 
basar. Ali Osman Efendi tutuklanarak once Vezirkoprii daha sonra da 
Samsun cezaevine gonderilir. Ali Osman Efendi Samsun'da bir hiicreye 
yerlestirilir. Hiicrede namaz kildigim gordiiklerinde, kilmamasi i9in su 
vermezler. Bir sure sonra su olmamasina ragmen, onu yine namaz 
kilarken goriirler. Mahkeme esnasinda savci, Ali Osman Efendiye akla 
gelmedik hakaretlerde bulunur. Durusmada Ali Efendi sadece; "Savci 
bey biz insanlara namaz kihn, ahirete hazirlanin dedik. 
Soylediklerimizin hepsi bu kadar.", der. Ertesi giin savci kalp krizinden 
oliir. Bir siire sonra mahkeme, Ali Osman Efendiyi serbest birakir. 

Ali Osman Efendi, Erbaa zelzelesi olmadan once atina binip, 
Erbaa'dan aynlir. O sirada herkesin Deli Mehmet diye bildigi bir 



101 



meczub arkasindan, "Tutun, yakalayin! Erbaa zelzelesini miihiirledi 
gidiyor!", diye bagirmaktadir. Deli diye kimse bu meczubun sozlerini 
dikkate almaz. Bir siire sonra Erbaa'da 90k biiyiik bir zelzele olur. Bu 
zelzelede Ali Osman Efendi'nin 14 yasindaki bir kizi da hayatini 
kaybeder. Zelzeleden sonra Erbaa'ya donen Ali Osman Efendi 'ye kizinin 
vefat ettigi soylenince, "Daha biiyiik bela gelmemesi i9in evladimizi 
kurban verdik. Halk, Deli Mehmed'in sozlerine onu deli zannettikleri 
i9in inanmadi.", diye buyurur. 

Talebelerine sik sik su nasihati yapar, "Hi9 kimse ile miinakasa 
etmeyiniz. Soz dinleyiniz. Kim soz dinlerse, o benim 6z oglumdur. 
Birbirinizi sevin, beni sevmis olursunuz. Aramzda darginhk olmasin." 
Ali Osman Efendi birgiin dergahinda namaz kilmaktadir. Oglu Ibrahim 
babasmin yanina girmek ister. Babasmm namaz kildigim goriince, i9eri 
girmez. Birka9 kere baktigmda babasim tehiyyatta oturur goriir. Sonra 
dayanamayarak i9eri girer ve babasmin vefat etmis oldugunu anlar. O 
esnada kapida bulunan kopek kosarak uzaklasir. Talebelerinin 
bulundugu biitiin koyleri dolasir. Hepsi bunda bir is var diyerek dergaha 
gelirler ve cenaze namazmi kilrp Ali Osman Efendi'yi Holay koyii 
kabristanhgina defnederler. 1 942 senesinde vefat ettiginde Ali Osman 
Efendi, 63 yasinda idi. Kabri bugiin bir ziyaret mahallidir. 

Yahya Keskin 9ahsmasinda Karayaka nahiyesine bagh Balhbag 
koyiindeki Ali Osman Efendi'nin Naksibendiligin onde gelen 
isimlerinden oldugunu kaydeder. 

Ali Osman Efendi, hocasimn vefatindan sonra insanlara Allahii 
tealamn emir ve yasaklanm anlatmaya baslar. Bir kis mevsimi talebesi 
Veysel Hafiz ile bir yere giderlerken namaz vakti darahr. Ali Osman 



102 



Efendi talebesine, "Buralarda tanidik bir koy yok mu?", diye sorunca, 
Veysel Efendi, "Tanidik var ama itikadlan bozuktur.", diye cevap verir. 
Ali Osman Efendi, olsun deyip koye giderler. Veysel Hafiz tamdigi 
birisinin kapisini 9alar. O zat bunlan goriince, odada kim varsa herkesi 
disan 9ikanr. Ali Osman Efendi, talebesi ile namaz kildiktan sonra, 
sohbete baslar. Koyden herkes gelir ve bu sohbet sabaha kadar devam 
eder. Sohbetin neticesinde bu koyiin halki bozuk olan itikatlanna tovbe 
edip Ehl-i siinnet itikadini kabul ederler. 

Talebesi Yusuf Pehlivan soyle anlatir. Bir giin sohbette iken, Ali 
Osman Efendi buyurmustur ki, "herkese birer listeyle gorev verilirken, 
ben liste almadim. Gorevi listesiz aldim, onun i9in bu kapi herkese 
a9iktir. " 

Kozlu bucagma bagh Sokutas'la Ke9eci koyii arasindaki Ayak 
Basti ismiyle amlan turbe, 90cugu yiiremeyenler ve hayvam huysuzluk 
yapanlar tarafmdan ziyaret edilir. 

Aydinsofu koyii Yigmaci mevkiinde medfun bulunan Aydin 
Baba'nm kabrinin iizeri bir bina ile ortulmustur. Onun Horasan 
Erenlerinden oldugu soylenir. Ook aglayan ve gece uyumayan 90cuklar 
getirilir. 0°k kere asagidaki Halbur deresinde abdest aldigi 
goriildugiinden, koylii turbenin online bir de su getirip 9esme yapmistir. 
Buraya Cighk Tekkesi de denir. Genellikle Cumartesi giinleri, buraya 
getirilen 90cuk aglatilmaya 9ahsilmakta, eger 90cuk aglarsa 
diizelecegine inamlmaktadir. Etrafindaki pelit aga9lanndan birine 9M 
9akihr. Ayrica, aga9lanm kesenin basina biiyiik bir felaketin gelecegine 
inamlmaktadir. 



103 



Bun Dede'nin mezan, eski kasabada, §evki Onder adh bir zata ait evin 
zemin katinda bulunmaktadir. Asil ismi §eyh Muhittin Efendidir. 
Rivayete gore; ba§ka bir yere ta^inmak istenmi^se de, riiyada 
ta^inmamasini ihtar etmiijtir. "Allah'in izniyle bunalani bunda koymam, 
daralani darda koymam" dedigine inanildigindan, "Bun Dede" diye 
isimlendirilmi§tir. Tiirbe, her giin (daha 90k Per^embe) tiirlii hastahgi 
olan ve evde kalan kizlar tarafindan ziyaret edilmekte, adaklar 
adanmaktadir. Tiirbe di^inda bulunan bir ta§ iizerinde, yerden rastgele 
ahnan ta§lar 9iftlenmekte, ta§lar tek gelirse dilegin kabul olacagina, 9ift 
gelirse kabul olmayacagina inanilmaktadir. Dilek kabul olunca kurban 
kesilmektedir. £orum, Ankara, Amasya ve diger 9evre illerden gelenler 
tarafmdan da ziyaret edilmektedir. 

£anak9i Baba'nm mezan, Tanoba Kasabasi, yukan mezarhktaki 
kare planh ve iistii ortiik bir mekandadir. Tarihi §ahsiyeti hakkinda hi9bir 
bilgi bulunmayan §ahsin, tiirbesinden bir nurun ugtugu soylenmektedir. 
Mezann ba§ tarafindaki bir aga9ta 1225 rakami yazihdir. Bu zata 
(^anak9i Baba denmesinin rivayeti §6yledir: £anak9i Baba, bir giin 
yanina gelen bir boliik askere, sadece bir 9anak yemek ikram edince 
askerler: "Bu bize yeter mi?" demi^ler. Halbuki, yiye yiye bu yemegi 
tuketememi§ler. Bunun iizerine, kendisine bu ad verilmi§tir. Istege gore 
her dilek i9in, bilhassa 90cugu olmayanlar, kulak, kann, ba§ ve bel 
agnlan olanlar tarafindan ziyaret edilmektedir. Mezann ba§ ucuna para, 
aynca bina di§indaki duvarlar iizerine ise bulgurlar birakilmaktadir. 

(^omakh Baba'nm kabri, A§agic;andir Koyii'nde, etrafi tuglalarla 
9evrili bir mezarhk i9erisinde bulunmaktadir. Uzeri a9ik 



104 



olan mezardaki zatin, Revak Baba ve Seyyid-i Kebirin kardesi olduguna 
inanilmaktadir. £esitli ama9larla ziyaret edilen mezann basucundaki 
sakizhk agacina 9iviler 9akilmaktadir. Yaninda bulunan aga9lardan bir 
dal bile kesilmesine razi olmadigina inamlan zat ile ilgili §6yle birrivayet 
bulunmaktadir: Kadinin birisi oradaki aga9lardan aldigi odunlarla bir 
ekmek pisirmis, ancak ertesi giin ekmegi kaybolmustur. Kadin, aradigi 
ekmekleri ertesi giin tekkede bulmustur. 

Demirta$ Koyii civanndaki Demirtas Tekkesi ismiyle bilinen zatin 
Horasan erenlerinden oldugu soylenir. "Demrevu" denilen, ekzamaya 
benzer bir 9esit deri hastahgi i9in ziyaret edilir. Bundan dolayi "Demrevu 
Tekkesi"de denir. Yatinn bulundugu yerden ahnan toprak (coher), 9amur 
yapilarak derinin hastahkh kismina bir merhem gibi suruliir. 

Imbat Deresi agzinda, Alacabal yolu kenanndaki Dilsiz Tekke'de 
medfun bulunan zatin isminin Ebu Bekir Efendi oldugu soylenir. Kabrin 
bulundugu yer halk tarafindan koruma altina ahnrms olup genellikle 
konusmayan ve ge9 konusan 90cuklar i9in ziyaret edilir. 

Erbaa Ko9ak yolu iizerindeki Muhammed Emin ve Muhammed 
Said ve yine Erbaa Ko9ak Kasabasi'ndaki Emir Sah Ko9ak, halk 
nezdinde Horasan Evliyasi olarak kabul goriir. Ko9ak Kasabasinda 
degirmenin yakmmda, aga9hk bir tepecik iizerinde medfun bulunan 
Emir Sah, "Dogan Sah" ismiyle de bilinir. Asil adi Said-i Semid 
Negayisah olup mezartasinda vefati H.780 Zilhicce (M. 1379) olarak 
yazih olmasina ragmen halk arasinda Horasan'dan gelen askerlerden 



105 



oldugu soylenir. Melik Ahmet Danismend Gazi'nin kumandanlarmdan 
oldugu, bu sebeple "Emir §ah" olarak anildigi ileri siiriiliir. "Ustiiniin 
ortulmesine razi olmadigi icin kabrin iistii a9iktir", denir. Sitmah, 
romatizmah hastalar ile 90k aglayan 90cuklar i9in ziyaret edilir. Emir 
§ah'in aym mevkide bulunan 9esmenin suyuna, sitmah hastalara sifa 
olmasi i9in asasi ile vurdugu soylenir. Dolayisiyla bu 9esmeye "Sitma 
Pinan" adi verilir. Suyundan sitmah hastalara ve altini lslatan 90cuklara 
sifa niyetiyle i9irilir. 

Evyaba Koyii merkezinde bulunan Er Baba'nin isminin Mustafa 
Nurettin oldugu, hatta koyiin adinin "Er Baba"dan Evyaba sekline 
doniistiigu soylenir. Bulundugu yerin etrafi koylii tarafindan 9evrilerek, 
koruma altma ahnmis. Onceleri ulu bir agacin golgesinde iken, aga9 
yikilmis, yerine 9am fidanlan dikilmistir. Daha 90k kann agnlan i9in 
ziyaret edildiginden, "Sanci Baba" diye de bilinir. Geydogan Baba ile 
kardes olduklanna ve Horasan'dan geldiklerine inanilmaktadir. 

Evyaba Koyii'nde, koyiin iist tarafindaki mezarhkta medfun 
bulunan Geydogan Baba'nin Hoca Ahmet Yesevi'ye bagh ve Melik 
Ahmet Danisment Gazi'nin akrabasi oldugu anlatihr. Bir bina ile iistii 
ortulmus olup yaninda dort kabir daha vardir. Bilhassa 90cuk hastahklan 
i9in ziyaret edilir. 

Erbaa'ya 27 km. uzakhktaki Keqeci Koyii'ndeki ziyaret yerleri 
Ke9eci Baba Tiirbesi, Ayakbasti Ziyaret Yeri, Hoyiik Boynu, Kizlar 
Ziyareti, Sanci Pelidi, Poyrazhk Baba, Celik Tasi, Yediler Baba, 
Cibali (Cidali) Dede, Coherlik Baba, Delikli Kaya, ve Nuzla Dede'dir. 
Bunlardan koyiin ismini aldigi Ke9eci Baba'ya halkin 



106 



hiirmeti o kadar fazladir ki, "evlerini bile tiirbeden yiiksek olmasin diye 
tek kath yapmaya ozen gostermislerdir", denilir. Ke9eci Baba'nm 
Horasan erenlerinden oldugu, 1349 yihnda burada sehit diistiigii, ayrica 
iki oglundan birinin kendi yaninda, digerinin ise Rusya'da sehit oldugu 
rivayet edilir. Onun Horasan'dan Anadolu'ya gelen Sancakh 
evliyalanndan olup tarih uyusmazhgiyla birlikte aym zamanda 13. 
yiizyilda yasadigi, Haci Bektas Veli'nin (6.1270) amcasi oldugu da 
rivayet edilmektedir. 

Ahi Mahmut Veli, Giil Ahi Baba, §ah Mahmut Veli gibi adlarla da 
anilmakta olan Ke9eci Baba, Selcuklu doneminin son Ahi Babasi olarak 
da bilinmektedir. Donemin onemli sanatlanndan biri olan ke9eciligin en 
biiyiik ustasi sayilan Ke9eci Baba, aym zamanda, ruh saghgi, 
veterinerlik, sanat ve egitimle ugrasmis, zamanimn kamil bir kisisi ve 
velisi olarak Anadolu Erenleri i9erisinde derin iz birakmistir. 

Tiirbesinde yatan ailesi ile birlikte Altin Biyik, Seyit Mehmet ve 
Ali Haydar adinda 119 oglu ve Turhal'in Karkin koyiinde yatan Aziz Baba 
adh torunu oldugu bilinmektedir. 

Tiirbesini her yil, binlerce kisi ziyaret eder, kurbanlar keserler, 
adaklar adarlar. Tiirbesine ozellikle ruh saghgi bozulmus kisiler, 
fel9liler, askere gidenler ve 9esitli dilekler dileyenler gelirler. 

Ke9eci Koyii'nde aynca Deruni, Fedai, Arifoglu Nihani, Kurban 
Ali, Suzi, Siikuti gibi ozanlar da Ke9eci Baba Tekkesinden feyz alarak 
yetismis olan tamnmis Hak asiklandir. 

Her yil Agustos ayimn son Pazar giinii Ke9eci Koyii'nde "Ke9eci 
Baba Kiiltiir Festivali" diizenlenir. 



107 



Menkibevi hayati hakkinda sunlar anlatihr. Uniinii duyan devrin sultani 
kendisini sarayina davet ederek, bir keramet gostermesini ister. O da 
cebinden ke9e 9ikarmaya ba^lar. O kadar olur ki bir oda dolusu ke9e 
9ikanr. Bu olaydan sonra kendisine "Ke9eci" lakabi verilir. 

Ke9eci Baba Horasan'dan yola 9ikar ve gunlerden bir giin 
Erbaa'ya bagh Haci Ali Koyii'nun oniine gelir. Burada Ke9eci Baba'nin 
oniinii haramiler keser. Sorarlar, "Nereden gelip nereye gidiyorsun?". 
Ke9eci Baba, "Horasan'dan geliyorum." Haramiler yine sorar. "Ashn 
kim? Neslin kim? Adin nedir?" Ke9eci Baba, " dedem Muhammed 
Mustafa atam aliyiil Murtaza annem Hatice-i Fatma 12 imam Musa-yi 
Kazim'in torunu Musa-yi Sani evlatlanndan Sah Mahmut Veli'yim", 
deyince haramilerin hepsi birden elini opiip izzet-i ikram, saygi ve sevgi 
gosterirler. Haramilerin basi der ki, " Ya Sah Mahmut Veli ! Benim karnim 
agnyor, dua et, elini 9al da Allah'm inayeti ile karmmin agrisi ge9sin." 
Ke9eci Baba, "tovbe et eksikligine, gel beri", der. Harami basi Ke9eci 
Babamn oniine diz 9oker, rica, iltica eder, oziir diler. Ke9eci Baba 
Allah'm inayeti ile giinahin af edilip elini 9alar. Harami basinin kann 
agrisi ge9er. Ke9eci Baba harami basina der ki, "Ya harami basi! Sen 
burada oniimii kestin. SeniAllahadinabagisladim. Duan kabul oldu. Sen 
de burada agnyi, aciyi kesen ol. Ilelebet mal agnsim, kann agnsim, her 
tiirlii agnyi, aciyi, derdi, belayi kesen ol. Agrisi acisi olan seni bulacaktir, 
deyip nefes verir ve bu zat bugiin Ke9eci Baba'nin tiirbesinin yukansinda 
ismi ge9en Haci Ali koyiiniin oniinde yatmaktadir. Her tiirlii hastahga 
yakalananlar onun dergahina gider ve sifa bulurlar. 



108 



Ve Ke9eci Baba oradan yiiriiyiip Ke9eci'nin dogusunda bulunan 
Ayakbasti koyiine gider. Vakit aksamdir. Orada bulunan biiyiik bir tasin 
iizerine 9ikarak ezan okumaya baslar. Sesi duyan Rum koyluleri, " iste 
Isa indi", deyip Ke9eci Baba'nin yanina gelirler. Ke9eci Baba tasin 
iizerinden ezani bitirir ve asagrya iner. Rumlar goriirler ki, Ke9eci 
Baba'nin ayaklan 9amura basmis gibi tasa iz birakmis. Bu kerameti 
goren Rumlann inan9lan biraz daha artar. "Horasandan mi geliyorsun? 
Adin nedir? Kimin soyundansin". Diye sorarlar. Ke9eci Baba, "Dedem 
Muhammed Mustafa, atam Aliyyiil Murtaza, gelisim Horasan 
Nisabur'dan 12 imam Musa'yi kazim torunu Musay-i Sani evlatlanndan 
§ah Mahmut Veli'yim. Diyanniza geldim ki, sizlerle muhabbet edelim, 
tanisahm. Gelin Allah'in birligine, son ahir zaman nebisi Muhammed 
Mustafa 'nin Hak peygamberi olduguna ve yiice Allah'imizin gondermis 
oldugu kutsal kitabimiz Kuran'a inanin. Miislumanhgi kabul edin.", 
deyince Rumlar Ke9eci Baba'dan bir keramet daha isterler. "Peki Ke9eci 
Baba. Koyiimuzun suyu 90k az, surada dua et. Allah'in inayeti ile su 
9ikarsa Muhammed'in dinine girecegiz. Hem de senin ermisligini kabul 
edip sana tabi olacagiz". Ke9eci Baba elindeki asayi yere vurunca, 
Allah'in inayeti Muhammed Mustafa'nin mucizeleri bereketi ile vurdugu 
yerden bir degirmen dondiirecek kadar su 9ikar. Bunu goren Rum 
koyluleri hepsi birden Muhammed'in hak dinini kabul edip Miisliiman 
olurlar. 

Bugiin bu su ve ayakkabilannin iz biraktigi tas da yerinde 
durmaktadir. Ayakbasti Mevkii denilen bu yer ziyarete a9iktir. 
Ytiruyemeyen 90cuklan ve fel9lileri gotiiriip o tastaki ize bastinrlar. 
Inanisa gore, Allah'in izniyle basan yiiriimeye baslar. Ke9eci Baba 



109 



Rum koyiinii irsad edip Miisliiman edince onlarla helallesir. Ve, "Sizi 
Allah'a emanet ediyorum" diyerek bugiinkii mekamna dogru yola 9ikar. 
Ke9eci Baba Ocagi'ndan Kazim Kaya sunlan anlatir (105). "Kirk 
yildir asikhk, zakirlik ve dedelige devam ediyorum. Bizim 
zamanlanmizda tarikat 90k sikiydi. Biiyiiklere saygi, sevgi vardi. 
Persembe giinleri §ah Mahmudi Veli'yi, evvela 119 bes arasinda ziyaret 
yapardik. Eve gelip biiyiiklerin ellerini oper, izin alir, ceme giderdik. 
Ke9eci Baba'nm kendi yaptigi evi halen durmaktadir. Oraya giderdik. 
Diiskiinii, saskrni oraya giremezdik. Eve sigilmazdi. U9 bes yiiz kisi 
olurdu. Muhibimiz, talibimiz 90k oldugu i9in siirekli insanlar koye 
ziyarete gelirler. Cem tutarlar. Dedelik ve insanhk kuvvetliydi. Kuran'i 
ezbere biliyordu Asik Haydar ve digerleri de. Ben eski yaziyi bir 
talibimden ogrensem de asikhgi ve dedelik hizmetlerini bu dedelerden 
ogrendim. On yasrnda dedelige, asikhga basladrm. Tokat, Amasya, Izmir 
mintikasinda gorev aldim. Samsunda gorev aldim. U9 yiiz altmis bes 
giinden fazlasi hep muhip koylerinde ge9ti. Turhal ve Amasya Bolgesi: 
Kuytu koyii, Bayat, Umiik, Mehil, Kargin, Aziz Baba Koyii (Ke9eci 
Babamn torununun koyii. Ciinkii Ke9eci Babanin torunu Aziz Baba 
orada yatiyor). Asik Ali halifeligi yapardi (Kurban Ali Evladi. Miisahibi 
de oradandir). Boke, Sanyiiziin, Girap, Kara Ibrahim, Avsar, Has Abdal, 
(bunlar Dede i^i koyleri), Uygur Koyii. Yenisu (Serpin eski ismi). 
Ke9eci Baba Gelip Gozderesi suyunu 9ikardigi yer. §imdi riirbe. 
Yemegini yedikten sonra burasi benimarpahk serpinim olsun, 
diyor. Burada da torenler yapilmaya baslandi.) Arhog koyii, 
Sarialan, Kayi Koyleri, Ak9atarla (Dazmana), Devrenci 



_(105) www.kececikoyu.org/ 



110 



Koyii. Bunlar bashcalan, daha 90k koy var. Yavlu alan (Alevi, bir kismi 
ise yoldan dondii). Zile'de Uriik, Emiroren, Kurupinar, Sara9, Yenikoy, 
(Dedem Halil Dedemin Dedesi (Halil Efendi) Gozdere Koyiinde 
yatiyor.) Kasun, Ciftlik Koyleri. Masat (Yahnyazi yeni ismi) belediyelik 
bir yer, oraya da dedelige gittim. I§te benim daha 90k cem i9in gittigim 
koyler bunlardir. Ama Ke9eci Baba talipleri olan daha 90k koy var. 
Aynca bizim siilalemiz genis: Polatlar var, §ahinler var, Gozgozler, 
Eraslanlar, Ko9lar, Aslanlar, Kayalar (yani biz), Gurbuzler, Yildizlar ( 
Ke9eci Baba gelince ayak bastigi yerden dolayi yani Yildiz'dan dolayi 
bunlara Yildizlar), Kesegen Baba var (bunlar yol keserlermis, 
eskiyaymis, orada Ke9eci Baba mucize gostermis onlardan Demirciler 
varmis), Giinesler, Pehlivanlar, Celebiler. I§te bunlann tiimii bizim 
koyden ocakzade dede soyundan olanlardir. Ama hepsi Ke9eci Babaya 
baghdirlar. §imdi de i§te bu siilalelerden, ismini daha getiremedigim 90k 
ocak siilaleleri var, dedeler cemleri yaparlar. Bizim yorede 90k canh bir 
Alevilik, cem cemaat olayi vardir. Bizler Altinbiyik Siilalesinden, 
Ke9eci Baba'nin Altinbiyik Evlatlannin soyundan oluyoruz. Aziz Baba 
koyiindekiler Seyit Siileyman Aziz Baba soyundandirlar. Ali Haydar 
padisahmis zamamnda. Orduyu Ali Haydara veriyor. Sekiz yil 
Amasya'da padisahhk yapmis. Aym zamanda dedeymis. Rusyada sehit 
diisiiyor. Emanetleri tekrar Aziz Baba Koyiine geliyor: Ziilfikari, Atinin 
iizengileri, sanhk tasi; Bunlar Aziz Baba tiirbesindedir. (Imam Riza 
ge9se de kayitlarda) Musay-i Kazim torunu Musay-i Sani Evladi, Zeynep 
Anadan dogma, bir erendir. Ahi Mahmut Veli olarak, gununriizde ise 
Ke9eci Baba olarak anilan bir Anadolu erenidir. 



Ill 



Kendisi Ke9eciye gelince ilk once mekani ve evini yapiyor. Bir mescit de 
yapiyor. Hz. Peygamber'in deliyi ayiktiran, kuduzun sifasim veren, 
ugursuzlara murat veren, nice daha dertlere derman olan sirn aynen §ah 
Mahmut Veli'ye verilmis. Ahi Mahmut Veli dedigin zaman Ahir Zaman 
Nebisinin (Muhammet Mustafa) yolunun bir yolcusu, onun yolunu 
devam ettiren bir veli. §ah demek Imam Ali'den geliyor. On Iki Imamdan 
da Veliligi gelir. Imam Riza'dandir, Horasan'in piri Imam Rizadir. 
Zamamn padisahi onun i9in diyor ki; 

Ekmegi bildin kaldirdin fcignemedin), 

Kuran'i bildin 9ignemedin, 

Zehiri i9tin bal ettin, 

finna atildin, giil bah9esine 9evirdin. 

Kesegen Baba'nm isminin Kesegin-i Hiiseyin oldugu, Horasan 

erenlerinden ve hatta Ke9eci Baba'nm kardesi oldugu soylenir. Canbolat 

koyiinde, kesen yazisinda bir aga9hk i9erisindedir. Yamnda giir bir 

kaynak suyu vardi. Kabrin iizeri ahsap bir bina ile ortulmiis olup kann 

agnsi ve 9esitli hayvan hastahklan i9in ziyaret edilir. Tiirbe, 90cugu 

olmayan kadinlar tarafindan ziyaret edilmekte, tiirbe disindaki 9am 

agacimn altina bos besik birakilmakta ve bu agaca 9ivi 9akilarak bez 

9aput baglanmaktadir. Aynca, her tiirlii hayvan hastahklan (bilhassa 

kann sancisi) i9in de ziyaret edilmekte ve buradan alman toprak (coher) 

agillara serpilmektedir. Tiirbe disinda bulunan ve Horasan tasi denen bir 

tas vardir ki, bunun iizerinde dilek tutmak i9in tas 9iftlenmektedir. 

Madenli koyii Eriklik mevkiinde bulunan Kocapelit Tekkesi'nin 
etrafmdaki aga9lann kesilmesine razi olmadigi soylenir. 



112 



Anlatildigma gore, bir koylii buradan evine odun gotiiriince hastalanmis, 
kendisine riiyasinda 40 giin sabah namazini bu tekkede kilarsa 
kurtulacagi soylenmis. Denildigi gibi yapmis ve hastahktan kurtulmus. 

Ko9ak ile Degirmenli kasabalan arasindaki Kara Tepe mevkiinde 
yiiksek bir tepecik uzerinde medfun bulunan Kurt Baba'nin Horasan 
Erenlerinden oldugu soylenir. Niyete gore her hastahk icin ziyaret edilir. 
Kiipliice (Gemre) koyiinde mezarhgin ortasinda bulunan Kiidler 
Tekkesi'nde medfun bulunan zatin Horasan'dan gelen askerlerden 
oldugu ve burada sehit diistugu soylenir. Bilhassa fel^li, sakat ve 
yuriiyemeyenler tarafindan ziyaret edilir. Bundan dolayi Kiidler Tekkesi 
diye bilinir. 

Revak Baba, Erbaa'ya 14 km uzakhkta, kendi adim tasiyan 
koyiin i9erisinde, duvarlarla 9evrili bir mezarhk i9erisinde iistii a9ik bir 
mezarda medfundur. Asil admin Revanh Seyyid Ibrahim oldugu ve bu 
yiizden Revanh Baba denecek yerde yanhshkla Revak Baba diye 
amldigi belirtilmektedir. Seyyid Ibrahim' in Horasanh olduguna 
inamlmaktadir. Aynca, mezann 50 metre kadar ilerisinde bulunan ve 
yaklasik 700 yilhk oldugu iddia edilen ahsap bir cami vardir ki, bu 
camiyi yapamn Revak Baba oldugu iddia edilmektedir. Rivayete gore, 
kabrinin iizeri bir 9ati ile ortulmus olmasina ragmen, buna izin 
vermemistir. Revak Baba, her tiirlu hastahklar i9in (bilhassa fel9, yiiz 
felci, bas ve bel agnsi ve akli dengesizlikler) i9in, daha 90k Persembe 
giinleri ikindiden sonra ziyaret edilmekte ve bas ucundaki agaca 9aputlar 
baglanmaktadir. 



113 



Seyyid-i Kebir, Erbaa'ya sekiz km uzakhktaki YukariQandir 
Koyu'nde, kerpi9 bir duvarla 9evrili aga9hk bir arazide iistii a9ik bir 
mezarda medfundur. Revak Koyii'ndeki Revak Baba'nin ve Asagi9andir 
Koyii'ndeki Comakh Baba'nin agabeyi olduguna inamlmaktadir. Aynca 
Horasan evliyalanndan oldugu iddia edilmektedir. Daha 90k Cumartesi 
giinleri, kann, bel, bas ve romatizmal hastahklar i9in ziyaret edilmekte 
ve basucundaki agaca 9ivi 9akilmaktadir. Bazen yagmur duasina da 
buraya 9ikilmaktadir. 

Samli Evliya'nin kabri Kog aA:Kasabasi yolu iistiinde, Sarmatut 
adi verilen bir tepecik iizerindedir. Burada, etrafi duvarlarla 9evrili iki 
mezar bulunmaktadir. Yanlannda kii9iik bir mescit yapilmistir. 
Mezarlann disina takilan tabeladan, adlannin Muhammed Emin ve 
Muhammed Said olup, Horasan evliyalanndan olduklari 
anlasilmaktadir. Her tiirlii dilek i9in, daha 90k 90cugu olmayanlar ve 
fel9liler tarafindan 119 Persembe veya 119 Cumartesi giinii arka arkaya 
ziyaret edilmekte, dilekler dilenmekte, mumlar yakdmaktadir. Buradan 
alman toprak (coher) sifa amaciyla yutulmaktadir.Kabir, Ankara, 
Amasya ve 9evre illerden de gelen pek 90k kimse tarafindan ziyaret 
edilmektedir 

Seyh Seyyid Bedreddin eski kasabada Dedem Bah9esi denilen 
mezarhkta, iistii a9ik bir mezarda medtundur. Horasan'dan g09en orduyla 
Sam'dan geldigi, ayni zamanda Akaid kitabimn sahibi Omer Nesefi'nin 
miiridlerinden oldugu soylenmektedir. Bu zat ile ilgili soyle bir rivayet 
anlatilmaktadir. Vaktiyle Kelkit Cayi yatagini degistirerek tasmis. Bu 
arada Dedem Bah9esi de sular altinda kalmis. Halk, evliyamn sular 



114 



Altinda kalacagi endisesiyle mezan baska yere nakletmek istediklerinde, 
nereden geldigi bilinmeyen ak sakalh bir ihtiyar, "Bu i§ten vaz ge9in. 
Kendini kurtaramayan evliyayi birakin su gotursiin." Deyince bundan 
vazge9misler. Ertesi giin lrmagin 500 metre asagiya indigini gormiisler. 
Her tiirlii dilek i9in ziyaret edilmektedir. Bazen yanindaki calilara bez- 
9aput baglanmaktadir. 

Erbaa yoresinde, bunlardan baska, daha pek 90k ziyaret yeri 
mevcuttur. Ko9ak Kasabasi Torunoglu Mezarhginda bulunan ve 
Horasanh oldugu soylenen Arap Baba, Bogah ve Sakarat Daglannin en 
yiiksek zirvesindeki obada bulunan ve leyleklerin sonbaharda g09 
ederken ziyaret ettiklerine inanilan Qa\ Baba, ve Iveronii Koyu'nde 
Horasanh erenlerden olduguna inanilan Murat Baba, bunlardan 
bazilandir. 

Il9e merkezinde zikredilebilecek bir Alevi niifus bulunmadigim 
kaydeden U9er (106), bucak ve koy niifusu i9inde %1,8'lik bir payi olan 
Alevi nufusun toplam niifusta yaklasik %1 'lik bir orana diistugiinii tespit 
eder. 



(106) C. OgER, a.g.e. 



115 



NiksarEvliyalan 



C"l ehir merkezine 60 km. uzakhkta olan Niksar'in, ozellikle Pontos 
i ^\ Devleti zamanmda stratejik konumu sebebiyle onemli bir 
3 yerlesim yeri oldugu goriilmektedir. Roma ve Bizans 
donemlerinden sonra 1077'de Danismendliler'in baskenti olan Niksar, 
daha sonra Ilhanh hakimiyetinde kalrms ve beylikler doneminde de 
Eretna Beyligi egemenligini gormiistur. 1 4 1 0'larda Osmanh topraklanna 
katilan Niksar, 1840 yihnda kaza durumuna getirilmistir. Bu tarihten 
itibaren ekonomik bakimdan giiclenen sehir (107), Kinm Savasi ve 93 
Harbi sonrasinda Tokat'la birlikte Kafkash ve Balkanh gocmenlerin 
iskan edildigi bir yer olur. Cumhuriyet'le birlikte il olan Tokat'a bagh bir 
ilce statiisii kazanan Niksar, bu durumunu guniimuzde de 
siirdiirmektedir. Niksar Anadolu'nun ilk kapah avlulu medresesi ve tarihi 
kesin olarak bilinen en eski tiirbesine sahip olmasi sebebiyle sanat tarihi 
bakimindan oldukca onemli bir sehirdir (108). 
Niksar'da halen mimari butunlugunii koruyarak giiniimiize 
gelebilmis olan zaviye yoktur. Ancak sehir merkezinde Ahi Pehlivan, 
Ahi Nechiivan, Ahi §ahin, Haneman, Hankah, Kalenderhane, Melik 
Danismend Gazi, Mevlevihane, Nureddin Halife (Cilehane), Sunguriye, 
§eyh Yakup zaviyeleri olmak uzere on bir zaviyenin varhgi bilinmekle 
birlikte, Giicibeyzade Adil Bey b. Mehmet Celebi 



(107) GUMU§SOY Suleyman, Sosyo Ekonomik Acidan 1840-1844 
Tarihli Temettiiat Defterleri Isiginda Niksar, Yiiksek Lisans Tezi, 
Istanbul Uni., Istanbul, 2002 
(108) QAL Halit, Niksar'daki Turk Eserleri, Kvlltiir Bakanhgi, 



116 



Zaviyesi, Sinaniiddin Yusuf Bey b. Abdullah Zaviyesi, Sunkur Kerimesi 
Fatma Hatun Zaviyesi, Cepni Bey Zaviyesi vakif kayitlannda ismi ge9en 
belli bash zaviyelerdir. 

Nureddin Halife zaviyesinin ayni zamanda (^ilehane ismiyle 
amlmasi, Niksar'da (^ilehane ismiyle anilan bir hamam ile cilhane 
ismiyle anilan bir kopriiniin varhgindan hareketle muhtemelen bu 
yapilann banisinin Nureddin Halife olabilecegini diisunduriiyor. 

Son yillarda mescidi ve tiirbesi yiktmlan Karanhk Tekke'den ve 
Evliya Celebi'nin XVII.yiizyilda kendisinden ismen soz ettigi Ilyas Dede 
Tekkesi'nden de gunumtize hi^bir iz kalmamistir. 

1 1 45 'te Cepnizade Hasan Efendi tarafindan yaptinldigi ileri 
siiriilen Niksar Ulu Camii ile ilgili tarihleme, basta A.Gabriel olmak 
iizere bir 90k arastirmaci tarafindan da kabul edilir. Ancak Tanju Cantay, 
Mu'inud-Din Siileyman Pervane'nin Mogollar tarafindan idami iizerine, 
Tokat'ta insa ettirdigi medresede kitabe yerinin bos birakilmasim omek 
gostererek, Niksar Ulu Camii'ndeki benzer durum sebebiyle, bu yapmm 
da Mu'iniid-Din Siileyman Pervane tarafindan insa ettirilmis olmasi 
gerektigini one siirer ve ayni kisinin Sinop'ta insa ettirdigi Ulu Cami ve 
Medrese ile plan diizeni ve siisleme ozellikleri yonunden karsilastirmalar 
da yaparak, goriisunii destekler. 

Niksar Cin Camii 1160 tarihiyle Anadolu Tiirk Mimarisinin 
guniimiize ulasabilen erken orneklerinden biridir. Anitsalhk yonunden 
H9 bir iddiasi bulunmayan yapinin moloz tas duvar orgiisii de doneminin 
teknigini yansitmaktadir. Cin Camii'nin plan tipolojisi yonunden 
belirleyici yam list ortiisudur. Kareye yakin dikdortgen mekanin tonozla 
ortiilmesi, 9evredeki diger dini yapilarda goriilmeyen 



117 



bir ozelliktir. Cin Camii'nde topografyanin belirleyici bir unsur oldugu 
ve buna bagh olarak giri§ a9ikhginin bati yoniine a9ildigi goriiliir. 

XI V.yiizyildan beri bir veli makami gibi ziyaret edilen Melik Gazi 
Tiirbesi'nin Melik Danismend Ahmet Gazi'ye ait oldugu kabul edilir. 
Torunu Yagibasan tarafindan yaptmldigi ileri siiriilen tiirbe mimari 
ozellikleri itibariyle XII. asir eseri degildir. Niksar'in 1392'de Osmanh 
idaresine ilk ge9isinden sonra tamamen yenilenmis olmahdir. Il9e 
merkezinde, sehrin dogusunda bulunan ve ayni adla anilan mezarhkta 
yer almaktadir. 

Bugiin yerinde bulunmayan ve kapi uzerinde yer aldigi ileri 
siiriilen (109) tek satirhk siiliis kitabede tiirbenin Abd iiz-zaif Nasi" 
(nasrullah) bin el-hac Carik tarafindan yaptmldigi belirtilmekte, ancak 
tarih verilmemektedir. Ashnin 12. yiizyila tarihlendigi tiirbenin esasinda 
Sultan Melik Gazi'nin manevi kisiligine mahsusen insa edilmis bir 
ziyaret makami olabilecegi de ileri siiriiliir. 

Tiirbe i9in, 1829 tarihinde Kopekzade Mustafa adiyla bir vakif tesis 
edilmis olup Osmanhca vakfiye Vakiflar Genel Mudiirliigii Arsivi'nde 
yer almaktadir. 1978'de tescili yapilan tiirbe, 1985 tarihinde Mazbut 
Hayrat olarak Vakiflar Genel Miidiirliigu'ne intikal etmis, 1987-88 
yihnda da ayni kurum tarafindan restore edilerek ziyarete a9ilmistir. 

Tiirbe, sadece Niksarhlar tarafindan degil, yurdun her tarafindan 
gelen kimseler tarafindan 9esitli dileklerle, daha 90k Persembe giinleri 
ziyaret edilmektedir. Ziyaret9iler, mezarin etrafinda 



(109) H. gal, a.g.e. 



118 



dua okuyarak 119 ya da yedi defa donmekte ve dilekler dilemekte, 
dilekleri yerine geldiginde kurbanlanni burada kesmektedirler (110). 

Tanju Cantay Melik Gazi Mezarhgi'nin girisinde bulunan yapi 
kahntilarinin, Melik Gazi Tekkesi'ne ait olabilecegini belirtir. Bugiin i9in 
yeri dahi bilinmeyen zaviyenin varhgina iliskin yegane beige, Vakiflar 
Genel Mudiirlugu Arsivi'nde bulunan 1164 tarihli Arap9a vakfiye 
suretidir. Mezarhga giden yolun iki yanina dagilan kahntilar kot 
farkindan dolayi birbirleriyle iliskili goriinmemektedir. Yolun sagindaki 
kahntilar epeyce yiiksekte olup, birbirine bitisik tonozlu iki dikdortgen 
hacimden ibarettir. Ancak, kuzey yoniine dogru devam ettigi anlasilan, 
sol taraftaki kahntilardan yolun hemen kenanndaki tonozlu hacmin 
i9erisinde bir mezar bulunmaktadir. 

Giris kapisi uzerinde yer alan tek satirhk orgiilii kufi kitabeye gore 
Kulak Tiirbesi'nin banisi olan Sel9uklu Emiri Arslan Togmus'un, 1182 
tarihli Haci Qknk Medresesi'nin banisi Bedreddin Ebu Mansur 
§ehinsah'in babasi olmasi, yapinin 12. yiizyila tarihlendirilmesini 
mumkiin kilmaktadir. Aynca giiniimuze ulasan tiirbenin plan ve mimari 
ozellikleri de bu tarihlendirmeyi dogrular niteliktedir. 

Kulak Tiirbesi 1985'te Vakiflar Genel Miidurlugu adina mazbut 
hayrat olarak kayda ge9er. 1987 yih onanminda, zemin temizligi 
sirasinda, zemindeki bir kapaktan inilen 1.5 m. derinliginde, 2.7 m. 
genisliginde 90k kii9iik bir mumyahk oldugu, dosemesinin tugla 



(110)Y. M. KESKIN, a.g.e. 



119 



He dosendigi, besik tonoz ortiiniin moloz tas, tugla kansirm ile oriildiigii 
goriiliir. Mumyahkta zemine oyulmus dikdortgen mezarlar oldugu, 
ancak mumya ve ceset cikmadigi, hatta burada bulunan 1959 tarihli 25 
kurusluk madeni paraya bakihrsa yakin zamanlarda definecilerce 
soyulmus olabilecegi ileri siiriiliir. 

Kulagi agnyanlar buraya gelmekte, tiirbe etrafmda 119 ya da yedi 
kez donmektedir. Aynca, dilegin kabul edilip edilmeyecegini tahmin 
etmek i9in tiirbe disindaki dikdortgen bi9imli tas iizerinde tas 
9iftlenmektedir. 

Cedit Mahallesinde Coregibiiyiik Tekkesinin dogusunda yolun alt 
kisminda yer alan Haci Cikrik Tiirbesi, sanduka kaidesinin giiney 
cephesindeki kitabesine gore Bedriiddin Atabek Ebu Mansur §ahinsah 
bin Arslan Dogmus tarafindan 1182 yihnda yaptmhr. Olus Ank, 
Anadolu'da tarihi bilinen en eski tiirbe oldugunu, Tanju Cantay ise, daha 
once tiirbede mevcut olan ve tiirbeyi de insa ettiren Atabey §ahinsah'a ait 
medrese kitabesi ile eyvan cephesindeki iki kemer kahntisina bakarak 
binanin ashnda bir medrese oldugunu, riirbenin sadece medresenin bir 
eyvanini isgal ettigini soyler. Binanin yanmdaki yolun halk arasinda 
Tekke Yolu olarak bilinmesinden hareketle medrese yerine bir zaviye 
olabilecegi de ileri siiriiliir. 

Melik Gazi Mezarhgi'mn girisinde yolun kuzeyinde yer alan 
eyvan riirbenin giiney bati kosesindeki lahitten kabrin Dogan §ah Alp'e 
ait oldugu goriiliir. Tasidigi ozellikler bakimindan XII. asnn ikinci 
yansina tarihlenen tiirbe Anadolu'daki en eski tiirbelerden biridir. 



120 



Kale icindeki Yagibasan Medresesi kapah avlulu, revaksiz, ve iki 
eyvanh plan tipinde insa edilmis Anadolu'daki ilk medresedir. 1157'de 
Danismendli Nizameddin Yagibasan tarafindan yaptinlmis olan 
medresede tip egitimi verildigi ileri suriiliir. Medresenin yakin bir 
doneme kadar islevini surdurdugu miiderris atamalanni gosteren 
vakfiyelerden, arsiv belgelerinden, tapu kayitlanndan anlasilmaktadir 
(111). Hekim mektebi olarak bahsedilmesi ise 20.asnn baslanndadir. 
Iznik'te Ilk Osmanh Medresesi olarak kabul edilen egitim kurumunu 
tesis eden, daha sonra buraya bas miiderris olarak atanan Muhammed el 
Kayseri'nin hocasi ibn Sertak Niksar'daki Yagibasan Medresesi'nin 
muderrisidir. Hayati hakkinda fazla bilgi olmayan bu degerli ilim adami 
Azerbaycan-Meraga Medresesi ve Rasathanesi'nde astronomi ve 
matematik alaninda yetismistir. Meraga okulunun birimlerini ve 
bilimlerini Anadolu'ya aktarmistir. 

Ibn Sertak Niksar'a tarihi bilgilere gore 1314 tarihlerinden once 
gelmis ve burada on, on bes yil (1314-1328) kadar kalmistir. Ibn Sertak, 
medresede Islam alimlerinin ders kitaplan ile birlikte Yunan 
matematik9ilerin de eserlerini okutmustur. Eldeki bilgi ve belgelere 
dayanarak bu medresede gorevli bazi miiderrislerin isimleri ve gorev 
yillan soyledir. ibn-i Seyh Said (1277), Tabip Sa'deddin Mes'ud 
Serafeddin (1265), Salih Efendi, Niksari Ahmet Efendi, Mustafa Efendi, 
Edhem Efendi (1 900 tarihli Maarif Salnamesi'ne gore), Huneyn b. ishak, 
Mustafa Salih Efendi, Hiiseyin Efendi (1835), Es- 



(111) AKAR Hasan, Niksar'da Egitim Tarihine Kisa bir Bakis ve Niksar 
Riistiyesi 



121 



seyyid Ali Efendi(1835), Muid Mehmet Efendi (1730), Newab Efendi 
( 1 70 1 ), Muderris Mustafa Efendi, Miiderris Salih Efendi. 1 899 yihna ait 
Salname-i Nezaret-i Umumiye'ye gore, Niksar Yagibasan Medresesinde 
kirk talebe bulunmakta olup, muderris olarak Haci Ahmet Efendi gorev 
yapmaktadir (112). 

Yagibasan Medresesi'nin giiney-batisinda bulunan Yagibasan 
Kiimbeti, aym yonde uzanan dogal bir teras uzerine insa edilmistir. 
A.Gabriel'in 1930'lardaki incelemelerine gore, kiimbet, Kulak Kiimbeti 
gibi sekizgen planh olup, ondan daha biiyiik 6l9ulere sahiptir. Mescit 
olarak da hizmet vermis olan yapinin, moloz tas orgiiye sahip ana beden 
duvarlan kesme tas, tugla malzeme ile kaplanmistir. Depremler 
sonucunda bu giin sadece mumyahk kismi ayakta kalabilmistir. 

§ehrin dogusunda bulunan Melik Gazi Mezarhgi i9erisinde yer 
alan Akyapi Kiimbeti'nin 13. yiizyila ait oldugu kabul edilir. 1978'de 
tescilli yapilar arasina katilan tiirbe 1987-88 yillannda Melik Gazi 
Tiirbesi ve Kulak Kiimbeti ile birlikte onanlmak iizere Vakiflar Genel 
Mudiirliigii tarafmdan restore edilir. Niksar'da giiniimiize gelebilmis 
tiirbeler arasinda olcii bakimindan en kiicugudur. 

Kirk Kizlar Kiimbeti'nin giiney-dogu cephesindeki pencere 
ahnhgi iizerinde yer alan kufi kitabe,"Amel-i Ahmed bin Ebubekir el- 
Marendi" ismini vermektedir. Buna gore tiirbe kitabede adi gecen usta 
tarafmdan insa edilmistir. 



(112)Y.M.KESKiN,a.g.e. 



122 



Kirk Kizlar Kiimbeti Niksar il9e merkezi Kirk Kizlar 
mahallesinde, sehrin ortasindan ge9en ana yolun batisinda insa 
edilmistir. Yapildigi donemde yerlesim alaninin disinda kalan bir 
mezarhk i9erisinde yer almaktayken bugiin 9evresine insa edilen binalar 
arasinda sikisrp kalmistir. 

Yapinm hangi donemde kim adina yapildigi konusundaki goriisler 
bugiine kadar kesinlik kazanmamistir. Ancak konuyla ilgili yayinlarda 
ozellikle iki isim uzerinde durulmaktadir. Birincisi, Kili9aslan'rn 12. 
yuzyihn son 9eyreginde (1175-1179) iilkeyi ogullan arasinda taksim 
etmesi iizerine bolgenin idaresine sahip olan Nasireddin Berkyaruk Sah, 
ikincisi ise, Unsi'nin kayitlanna gore Nasireddin Berkyaruk Sah'in kisa 
bir sure sonra bolge idaresini devrettigi agabeyi Riikneddin Siileyman 
§ah'tir. Halk arasinda, bir kral olan zalim babasinin yaptigi zuliimlere 
arkadaslan ile birlikte karsi 9ikan ve sonra da babasi tarafindan oldiiriilen 
kirk kiz adina turbenin yaptinlmis oldugu efsanesi anlatihr. 

Usta kitabesinde adi ge9en Amele Ahmed bin Ebubekir el- 
Marendi'nin bir baska eseri olan Sivas I.izzeddin Keykavus Kiimbeti 
Kirk Kizlar Kiimbeti'nin tarihlendirmesinde onemli bir esas teskil 
etmektedir. 1219 yihnda insa edilen Sivas I.izzeddin Keykavus Kiimbeti 
mimari iislubu yoniinden Niksar Kirk Kizlar Kiimbeti ile benzer 
ozelikler tasimaktadir. Netice itibariyle, bu benzerlikten hareketle Kirk 
Kizlar Kiimbeti'nin de aym tarihlerde insa edilmis olabilecegi yapi 
uzerinde 9ahsmis arastirmacilann destekledigi bir goriistiir. 1978'de 
tescil olunan yapi, 1 985 tarihinde mazbut hayrat olarak Vakiflar Genel 
Miidiirliigu'ne intikal etmistir. 



123 



1939 yilma kadar saglam olan Camii Kebir Mahallesi'ndeki Sunguriye 
Tiirbesi'nin iist kismi bu tarihte meydana gelen depremde 'harap oldu' 
diye Eski Eserler ve Miizeler Genel Mudurlugunun izni ile Belediye 
tarafindan tamamen yiktinlir. Bati duvannm bir kismi, kuzey ve dogu 
duvan tamamen yenilenir. XIII. yiizyihn ikinci yansina tarihlenen eser 
giiney yonde Sungur Bey zaviyesine biti§ik yapilmi^tir. Zaviyeye 
sonradan eklendigi anla^ilan tiirbenin ic mekanimn 9ini ile siislii oldugu 
bilinmektedir. 1927 yihnda bir kismi goriilebilen 9ini mozaik 
teknigindeki yazi turkuvaz renkte zemin iizerine pathcan moru renkle 
i^lenmi^ti. 

"Be? yiiz yil kadar once Ahi Pehlevan adindaki birisi, Niksar'dan 
bir ok atmi§ ve okun dii§tugii yere cami yaptiracagini soylemi§. Ok da 
Yavadi'ya dii§mu§. Bunun iizerine Ahi Pehlevan gelerek bu camii in§a 
ettirmi§. Bununla ilgili vakiflan da vardi. Benim gen9ligimde caminin 
masraflan bu vakiflardan kars-iilamyordu. Allah ona rahmet etsin (113)." 

Uzun9ar§ih, Ahi Pehlivan'in tiirbeyi hayattayken yaptirdigi, 
vefatinda da buraya defnedildigi hiikmiine varmakta ve Ahi Pehlivan'in 
kim oldugunun bilinmedigini, Evhadi nisbesini ta^idigina gore, onun 
1200-1210 yillan arasinda Meyyafarikin'deki Eyyiibi hiikiimdan Melik 
Evhad Necmeddin ibn al-Adil'in kolelerinden biri olup daha sonra 
Sel9uklu Devleti hizmetine girmif-! olabilecegi ihtimalini ileri 
surmektedir. 1323 tarihini ta^iyan vakfiyeden 



(113) Bahaeddin Yediyildiz, Niksarh Ahi Pehlivan'in Darii's-Sulehasi, 
Tiirk Tarihinde ve Kiilturunde Tokat Sempozyumu, Ankara, 1987 



124 



anlasildigina gore, Haci Mehmet Niksarh Ahi Pehlivan diye sohret 
bulmustur. Bu duruma gore, daha saghgmda, 1291 yihnda kendi 
tiirbesini yaptiran Ahi Pehlivan, bundan tam otuz iki yil sonra vakfiyenin 
yazildigi 1323 yihnda heniiz hayattadir. 

Ahi Pehlivan'in sahip oldugu sohrete bir taraftan Ahiligi, diger 
taraftan da Niksar'da ve Mesudiye'nin Yavadi koyiinde kurmus oldugu 
sosyal tesisler sayesinde ulastigi soylenebilir. XIII. asnn sonlanna dogru 
ozellikle Niksar'in durumu olduk9a kotiidiir. Zira 1289 yihnda ugrarms 
oldugu biiyiik sel felaketi yiiziinden kasaba yerle bir olmustur. Ahi 
Pehlivan'in hayattayken yaptirdigi turbenin kitabesi 1291 tarihini 
tasidigina gore, onun imar faaliyetlerinin Niksar'i yok eden sel felaketi 
sonrasina rastladigi, bu sebeple onem kazandigi ve onu sohrete 
ulastirdigi anlasilmaktadir. Ahi Pehlivan, iilkenin sosyal, ekonomik ve 
kiiltiirel acidan sikintilar i9inde bulundugu o giinlerde, "tarikat seyhi ile 
tarikat usullerine gore terbiye gormus olan ve seriatin zahiri hiikiimlerine 
gore daima ibadetlerini yerine getirmeye 9ahsan suleha iis-sufiyyenin 
oturmasi i9in bir zaviye yaptinr. Zaviyenin adi, vakfiyenin bir yerinde 
Darii's-Suleha olarak ge9er. Bu kurulus i9inde aynca bir medrese, 
muhtelif hiicreler ve bir de hamam vardir. §eyh, yine bu miiesseseye ait 
miistakil bir evde oturmaktadir. Kurulusa su getirtilmis, darii's-Sulehada, 
medresede, seyhin ikametgahinda ve bah9esinde 9esmeler insa 
ettirilmistir. Vakfiyeden anlasildigina gore, darii's- Suleha, medrese ve 
diger hiicreler gerekli esya ile vakif tarafindan dayanip dosenmistir. Sofa 
ve namazgahda kandiller asihdir, ve mutfak da gerekli malzemeyle 
donatilmistir. 



125 



Sufiler, fukara, mesakin ve suleha, bu kurulu§ta ortak bir hayat surmekte, 
ak-iam ve sabah yemeklerini beraber yemekte, aynca geleni gideni 
misafir etmektedirler. Vakfin gelir kaynaklan tanm i^letmeleri, ticari 
kurulu§lar ve meskenler olarak 119 grupta toplamr. Tanm iijletmeleri 
arasinda bir koyiin tarn, iki koyun yan hisseleri, biri Niksar'in Kadi- 
Mehmed Nahiyesinde, ikisi Fiinun koyunde olmak iizere 119 tarla, 
muhtelif baglar, koylerden ve tarlalardan gelen mahsulii depolamak ve 
i^lemek i9in §ehrin di^inda in§a edilmi§ birbirine bitiijik bir pirin9 amban 
ile bir degirmen ve ayni yerde muhtelif hiicreler bulunmaktadir. §adirvan 
Bah9esi ile diger bir bah9e ve i9indeki meskenleri vakfin gelir 
kaynaklanna ait ikinci kategoriyi olu^turmaktadir. Musa Sokagi'nda bir 
ve yukan surdaki 119 diikkan ile ayn bir yerde birbirine biti^ik iki han ve 
onlara biti§ik diikkanlar ise hem §ehrin ticari faaliyetlerine katkida 
bulunmak hem de vakfa gelir saglamak gayesiyle in§a edilmi^lerdir. Bu 
gelir kaynaklan "binalan, talari, aga9lan, korulan, baltahklan, 
pinarlan, nehirleri, sulannm i9me hakki, meyveli ve meyvesiz aga9lan, 
aga9h veya aga9siz bah9eleri, ekilen veya ekilmeyen arazileri, harman 
yerleri, samanhklan, kisacasi biitiin haklan" vakfedilmiijtir. Vakfiye 
§artlarma gore bunlar kiralama usuliiyle i§letilecek, kira siiresi bir yil 
olacak, ancak zaruret halinde bu siire 119 yila kadar uzatilabilecektir. 

Ahi Pehlivan Vakfmda iicret kar§nhgi gorev yapanlar, miitevelli, 
§eyh, zaviye hizmet9isi, a§9i, su-yolcu ve hamamcidan ibarettir. 
Kurulu^unda miitevellilik gorevini Ahi Pehlivan kendisi ustlenmi^tir. Bu 
gorev vakifin neslinin inkirazina kadar evlada me^ruttur. Ondan sonra 
zaviyenin §eyhi tevliyet gorevini de iistlenecektir. 



126 



Ahi Pehlivan zaviyesine bagh hamamda, zaviyede ikamet eden fukara, 
suleha ve ulema ile oraya gelip gidenlere karsihksiz hizmet 
sunulmaktadir. 

Zaviyede ikamet edenlerden baska her sene Regaip, Berat ve Kadir 
gecelerinde zaviyeye gelen fakir fukara ve diiskiinler ile mahpuslara 119 
batman bal ve yeterli derecede yag, un, safran ve diger malzemeler satin 
ahnarak helva yapihyor ve onlara ikram ediliyordu. Zaviyede ikamet 
edenler arasinda hafizlar da vardi. Bunlardan dordii, Pazartesi ve 
Persembe giinlerinde tecvid ve tertil iizere birer ciiz Kur'an okumakla 
gorevlendirilmisti. 

Vakfiyede zaviyeye tayin edilecek seyhin alim, ibadetini yapan, 
inanch, yasaklardan sakinan, ziihd ehli, sufi adabim bilen, onlann 
ahlakiyla bezenmis, halvet hallerinden haberdar, Hakk yoluna ve 
salikleri irsadamuktedirbirkisi olmasi isteniyor. 

Kitabede gecen el-Evhadi nisbeti, vakfiyede bu konuda herhangi 
bir kayit yoksa da, vakifin XIII. yiizyihn meshur sufilerinden 
Evhadiiddin Kirmani'nin tarikatina mensup oldugunu, hatta tesis ettigi 
zaviyenin de bu tarikatin bir subesi olabilecegini akla getirir. 

£6regi Biiyiik Tekkesi, Niksar ilce merkezinin girisinde, sehrin 
ortasindan ge9en yolun sagrnda yer almaktadir (114). Tekkenin insa 
tarihini veren bir kitabesi bulunmadigi i9in kesin bir tarihlendirme 
miimkiin degildir. Ancak orijinal yapinin giinumuze 



(114) SE^GIN Nuri, Tokat ve Il9eleri Mimari Eserleri, Doktora Tezi, 
Mimar Sinan Uni., Istanbul, 1987 



127 



ulasan tek unsuru olarak ta9 kapi tarihlendirme i9in bir dayanak teskil 
edebilir. Buna gore, diizenleme ve iislub yoniinden ele ahndiginda 14. 
yiizyila ait omeklerle benzerlikler goriilmekte ve tekke de 13 ve 14. 
yuzyillarda insa edilmis bir Ilhanh yapisi olarak kabul edilmektedir. 

Yine farkh goriislerin one suruldugu benzer bir durum yapinin 
banisi icin de soz konusudur. Evliya Celebi Seyahatnamesi'nde Coregi 
Biiyiik Tekkesi ve Coregi Biiyiik Camii adiyla iki ayn yapidan 
bahsedilmekte ve Coregi Biiyiik Sultan adinda bir zatin soz konusu cami 
yakininda gomiilii oldugu belirtilmektedir. A.Gabriel'in de iizerinde 
durdugu bu ifadeye gore, Evliya Celebi'nin ayn yapilarmis gibi zikrettigi 
tekke ve cami farkh fonksiyonel birimlerin tek bir yapi icerisinde 
yorumlandigi organik bir biitiinliige sahip olmahdir. Ve bu biitiinliik 
i9erisinde (^oregi Biiyiik Sultan adina tiirbesiyle tekkenin banisi degil 
ancak, seyhi olarak diisiiniilebilir. Konuyla ilgili olarak one siiriilen bir 
baska goriiste ise, yapinin ta9 kapisindaki siislemelerinden dolayi bu 
isimle amldigi belirtilir, ancak biitiin bu goriisler herhangi bir dayanagi 
olmayan farazi goriislerdir. 

Ilhanhlara maledilen (^oregi Biiyiik Tekkesi'nin insa edildigi 
donemde yorenin idaresini elinde bulunduran Muiniiddin Siileyman 
Pervane'nin siyasi iliskileri bozulup, Ilhanhlar tarafindan idamina karar 
verilince Tokat il merkezinde insa ettirdigi medresesinin kitabesi de 
yerinden ahnmis ve istenmeyen kisi ilan edilmisti. Tanju Cantay, 
Danismendlilere maledilen Niksar Ulu Cami i9in de benzer bir durumun 
soz konusu olabilecegini ve dolayisiyla caminin banisi olarak Siileyman 
Pervane Bey'in de diisiiniilmesi gerektigini ifade etmistir. Coregi Biiyiik 
Tekkesi'nin ta9 kapisinda da kitabe yerinin 



128 



hazirlanmasina ragmen kitabenin bulunmamasi ile Tokat Gokmedrese 
ve Niksar Ulu Camii'ndeki durumun bu yapi i9in de dusiiniilebilecegi, 
dolayisiyla Siileyman Pervane Bey'in Ooregi Biiyiik Tekkesi'nin de 
banisi olabilecegini ortaya koymaktadir. 

1939 ve 1942 depremlerinde harap olan yapi 1957 yihnda portal 
hari9 tamamen yenilenmis olup bugiin cami olarak hizmet vermektedir 
ve Niksar'da plain bilinen ilk zaviye olmasiyla onem kazamr (115). 
Bugiin yapinin cephesinde yer alan ve Anadolu'da kutsal kabul edilen 
geyik figiiriiniin bir tarikati simgeledigi kabul edilir (116). 

Uzuncari-iih tarafindan yayinlanmis olan kitabesinden ve 
Basbakanhk Devlet Arsivleri'ndeki kayitlardan da anlasilacagi iizere, 
1667 yihnda miasma baslanan Kesfi Osman Efendi Camii, banisinin 
maddi sikintilan nedeniyle yanm kahr ve ancak 30 yil sonra Haci Yusuf 
Efendi tarafindan tamamlanir. Kitabesinden, caminin ilk banisi olan 
Haci Osman Efendi'nin Celveti Tarikati'na mensup ve Uskiidarh Aziz 
Mahmut Hiidai Efendi'nin halifelerinden oldugunu ogrenmekteyiz. 
Cami i9in 1740 tarihinde Hatice Hatun binti Mehmet adiyla bir de vakif 
tesis edilmistir. Cami bugiin ozgiin plan ve mimarisini tamamiyle 
kaybetmistir. 

Il9eye bagh Kuyucak beldesindeki Dolasi Tekkesi, Dolasi Mevkii 
denen yerde iistii a9ik, etrafi taslarla 9evrili bir mezardir. Burada yatan ve 
tarihi sahsiyeti hakkinda bilgi bulunmayan zat hakkinda, soyle bir 
rivayet anlatilmaktadir. Dolasi, Melik Gazi'nin 

(115)H. CAL, a. g. e. 

(116) Abdulhalim Durma, Evliyalar §ehri Kastamonu, sh.63 



129 



askerlerinden biriydi. Canik Daglannda kiiffara karsi savasirken, ordu 
bozguna ugrayinca birakip ka9mistir ancak, diisman tarafindan tuzaga 
diisiiriilerek simdiki mezannin oldugu yerde oldiiriilmiistur. Bunun 
iizerine Melik Gazi, "Allah onu tuzagina dolastirdi." demis ve bu yiizden 
ismi Dolasi kalmistir. Tekkeye her tiirlii dilek icin gelinmekte, adaklar 
adanmakta ve yarn basindaki pelit aga9lanna civi 9akilarak bez 
baglanmaktadir. Buradaki aga9lardan tek bir dal bile vermedigine 
inanilan Tekke, aynca koy halki tarafindan Hidirellez'de ve yagmur 
duasina 9ikildiginda ziyaret edilmekte ve burada cemaatle namaz 
kihnmaktadir. Aynca Kuyucak beldesi mezarhginda medfun bir Alevi 
dedesi olan ve her tiirlii dilek i9in gidilen Ali Baba Tekkesi bulunur. 

Yazicik beldesindeki Laldiz Tekkesi, Laldiz Yaylasi'nda kime 
ait oldugu bilinmeyen tek bir mezar olup, etrafi 9am aga9lari ile 
9evrilidir. Her tiirlii dilek i9in (ozellikle yayla g09ii esnasinda) ziyaret 
edilmekte, dilekler dilenmekte ve buradaki aga9lara 9aputlar 
baglanmaktadir. Aynca, Tekke Hidrellez Giinii'nde ve yagmur duasina 
9ikildiginda da ziyaret edilmektedir. Tekkeden ahnan toprak (coher) sifa 
niyetine yenilmektedir. Bazen, iizerinde bir lsigin (nurun) yandigin 
gordiiklerini iddia edenler vardir. 

Halki Ali Baba Ocagma bagh Geygel Tiirkmenlerinden olusan 
Akgiiney koyiinde Kargin Evliyasi, Elicek Evliyasi isimli yatirlar 
bulunmaktadir. 

Cer Tarikati, 1 879 yihnda Niksar'in Cer koyiinde dogan Ismail 
Sebati tarafindan, 1920-30'lu yillarda kurulmustur. Ismail Sebati 
Niksar'daki medresede okurken, Haci Bektas Dergahi'ndaki Celebi 



130 



koluna bagh bir subayin Niksar'a gelerek burada ayni zamanda tarikat 
faaliyetlerinde bulunmasi sonucu, Halil Rahman ismindeki bu seyhe 
intisap eder. Niksar ve 9evresinde hocahk yapan Ismail Sebati, seyhin 
oliimii iizerine, uzun siire goriismedigi seyhinden riiya yolu ile icazet 
aldigim soyleyerek, yolu yiirutmeye baslar. Anlatildigma gore, Cer 
Tarikati Halil Rahman tarafindan Sivas'tan getirilen ve Melametiligi esas 
alan bir kitap etrafinda sekillenmistir. Soz konusu bu kitabin giiniimuze 
ulasmadigi tarikat mensuplannca ifade edilir. Cer Tarikati'mn, 9evrede 
Meldmi Tarikati olarak nitelendigi de goriiliir. 

Qatak koyii, bir Dedeci Bektasi koyiidiir. 

Gulbayir Koyiiniin web sitesinden ogrendigimize gore, kendisine 
yoredeki insanlann sokiigiinii diktigi i9in Terzi Baba (1632-1707) 
denilmistir. Dervis Mehmet ondan feyz ahr ve birlikte yoredeki halki 
aydinlatirlar. Terzi Baba 119 Ermeni tarafindan simdiki koy i9indeki 
tekkesinde 75 yasinda oldiiriilur. Tekkenin yaninda bulunan kii^iik pelit 
agacimn yanina defnedilir. Gece Ermeniler mezan yikarlar. Dervis 
Mehmet naasim Cevizlik mevkiindeki kendi adiyla amlan Dervis 
Mehmet tekkesine tasir. Dervis Mehmet (1662-1734), Horasan 
Erenlerinden olup, 1700 yillannda Ordu iline gelmis, yorede "Cem-i 
Cuma" ibadetlerinde imamhk (Dedelik) yapmistir. Daha sonra Ordu'dan 
aynhp Zerova (Giilbayir) koyiine yerlesmistir. Dervis Mehmet 
tekkesinde Cuma aksamlan Cem yiirutmiis, kalp gozii a9ik bir evliyadir. 
Bugiin Niksar'ln i9inde yatan Erzurumlu Emrah Baba ( 7-1860) onun 
mezanm ziyaret edip, burada 9evre koylerden gelenlere lokma 
dagitirmis. 

Dervis Mehmed'in tiirbesi zamanla yikilarak tahrip olur. 



131 



Turbede 1817 yihnda yazilrms fakat krnlmis olan levhalarda onun su 
deyisi sairliginin delilidir. 

Duvaz-i Imam 

Hahmiz sana ayandir, bizi nuruna boyandir 
Koma gafletten uyandir, Ya Muhammed ya Ali 

Askma su gibi akan, Asigrn gonliinii yakan 

Irfanda giil gibi kokan, Ya Muhammed ya Ali 

Sensin Haydar'ln hecesi, Sevenin Kadir gecesi 

Hasan ile Huseyin'in dedesi, Ya Muhammed ya Ali 

Zeynel'e zindanda yoldas, Mumin yoluna koyar bas 

Sana sek getiren kalles, Ya Muhammed ya Ali 

Bakir'a cektirdin cefa, Cefa sana oldu sefa 

Melekler durdu saf safa, Ya Muhammed ya Ali 

Cafer'in giiliinii deren, Taki'nin gonliine giren 

Hep miinkirdir sana uran, Ya Muhammed ya Ali 

01 Riza'ya gosterdin yol, Kazim Musa var sana kul 

Ummetine keremin bol, Ya Muhammed ya Ali 

Ummete edersin Kerem, Taki Naki yola irfan 

Yolun dogrusun gosteren, Ya Muhammed ya Ali 

Bizi ayirma yolundan, Biilbiil aynlmaz giiliinden 

Asker, Mehdi katanndan, Ya Muhammed ya Ali 

Dervis Mehmed'im zikr eder, Hakk'in bin bir ismin ezber 

Bir adi Hayder-i Kerrar, Ya Muhammed ya Ali 

Hiiseyingazi koyiinde Tekke Tepesi diye amlan yerde bir kaya 
mezan ile birlikte koyiin ismini aldigi alperenlerden Hiiseyin Gazi adina 
bir yatir bulunur. Melik Gazi'nin kardesi oldugu ileri siiriilen Hiiseyin 
Gazi'nin kabri, biiyiiklugii ile dikkati ceker. Anadolu'nun bir 



132 



90k yerinde ve bu arada Zile'de de Hiiseyin Gazi adina bir mezar 
oldugunu not edelim. Hiiseyin Danismendname'de Melik Danismend'in 
ordusunda kendisi de bir asker olan Yakup'un kardesidir ( 1 1 7) ve savasta 
hayatini kaybeder . Gulag Oz ise makalesinde (118), Hiiseyin Gazi'nin 
Battal Gazi'nin babasi oldugu yoniinde genel bir kanaat bulundugunu 
kaydederek, mezannin Ankara'da olduguna dair kaynaklann 90gunun 
ittifak halinde oldugunu yazar. Hasluck (119), Malarya seraskerinin 
kardesi olan Hiiseyin Gazi'nin, yerel menkibeye gore, Ankara 
taamizunda kesilmis olan basini sehrin dogusunda bir tepeye gotiirmiis 
ve orada olmiis oldugunu yazar. Burasi iizerine daha sonra bir tekke 
yapilrms ve 1 7. yiizyilda 90k kalabahk bir ziyaretgah haline gelmistir. 

Halk arasinda, buradaki 9am aga9lanndan bir dal bile vermedigine 
inanilan Niksar'daki Hiiseyin Gazi Tekkesi, her tiirlii ama9la ziyaret 
edilmekte ve adaklar adanmaktadir. Dileklerin kabul edilmesi i9in 
buradaki aga9lara 9aputlar baglamnakta ve adaklar yerine gelince 
kurbanlar kesilmektedir. Halk arasinda, koyii Bizanshlar'dan kurtarmak 
i9in savasirken, burada sehit diistiigii inanisi yaygindir. Aynca, koylii 
yagmur duasina buraya 9ikmakta ve aldiklan ortak kurbanlan burada 
kesmektedirler. 



(117) Danismendname, Hazirlayan Necati Demir, Niksar, 1999 

(118) OZ Giilag, Seyyit Hiiseyin Gazi ve Tiirbesi Cevresinde Olusan 
Kiilriirel Degerler 

(119) HASLUCK F.W, Bektasilik Arastirmalan 



133 



Her yil geleneksel olarak duzenlenen Horasan Erenlerinden 
Polat Gazi Anma Kultur Etkinliginin besincisi 2009'un Haziram icinde 
Pazar Giinii, Polat Gazi Turbesi etkinlik alaninda diizenlenir. Ormancik 
koyiinun kendi imkanlanyla tertipledikleri giinde, Semah gosterilerinin 
ve sanat9ilann yer aldigi etkinlikler ilgi goriir. Gazi Bolat Baba, 
Ormancik Koyu'nde mezarhk icerisinde kare planh ve iistii kapah bir 
bina icerisindeki mermerle cevrili bir mezarda medfundur. Abdullah 
Tusi'nin kardesi oldugu soylenen zatin turbesi icerisinde, Hz. Ali'nin ve 
Atatiirk'iin resimleri asih durumdadir. Her tiirlii dilek icin, daha 90k 
Cuma ve Pazar giinleri ziyaret edilmekte olan tiirbeye, fel9 ve bas agnsi 
gibi bir takim hastahklar i9in de gelinmektedir. Tiirbe, ge9 konusan ve 
yiiriiyemeyen 90cuklann sahipleri tarafindan da ziyaret edilmekte, 
90cuk kabrin etrafmdan dolastmlmaktadir. Hastalar iyilesince ve 
dilekler yerine gelince burada kurban kesilmektedir. Disandaki aga9lara 
her tiirlii bezler takilmaktadir. 

Niksar'da bunlardan baska Camidere Koyii merkezinde bulunan 
ve daha 90k hayvan hastahklan i9in ziyaret edilen Sultan Alaaddin 
Tekkesi, Yesil9am Koyu'nde bulunan Yahudi Evliya ve Yollu Baba, 
Akinci Koyu'nde Giidii Tekkesi, Eryaba Koyu'nde sanhga iyi gelen 
Sanhk Suyu, Esence Koyu'nde aga9lanm kestirmedigine ve buradan bir 
tas ahmp suya atildiginda yagmurun yagacagina inamlan Evliya Tepesi, 
Sehler Koyu'nde, kendi kerametine inanmayan bir kadimn katinm 
kulanlattigina inamlan Katirkulanlatan Tekkesi bulunmaktadir. 



134 



Niksar Donekse (Bogazbasi), ileyis (Korulu), §adoglu (Ormancik), 
Abdaldami (Giizelyayla) vb. kimi bizzat Abdal kelimesini itjinde 
banndiran soz konusu koyler, daha 90k Erdebil Tekkesi Baghlan olarak 
tespit edilen gruplardan olusmaktadir. Bilindigi gibi §ah Ismail 
kendilerine Anadolu'dan kimlerin tabi olduklanni ifade ederken: 
"§ahun evladina ikrar idenler 
Ahiler Gaziler Abdallar oldi." 
demistir. 

Niksar il9esi Aleviligin ana ocaklanndan hepsinin bulundugu bir 
il9edir. Bolgedeki Cer'e mensup koyler haricinde Bektasiler genelde 
Dedeci olup Eraslanh ve Giiven9 Abdal ocaklan burada yaygindir. 
Nitekim, Cer, Esence, Giilbayir, Giivenli, §eyhler, Geritkoyii, Kasik9i, 
Ozalan, Cengelli Cer'e bagh ve Yazicik, Kuyucak, Akgiiney, Catak, 
Eyneagzi hep dedeci Bektasi iken, Eraslan Ocagi mensuplan Arakoy, 
Korulu koylerinde, Giiven9 Abdal mensuplan ise Geyikgolii, Korulu, 
Mutluca, Pelitli, Gay ve Guzelyayla'da bulunmaktadir. Erdebilliler'den 
§ah Ibrahimiler Korulu ve Ormancik'ta; Kul Himmetliler yine Korulu, 
G6k9eoluk ve Terzioglu'nda; Pir Sultanhlar ise Ke9eci Babahlar'la 
kansik bulunduklan Bogazbasi'nda meskundurlar. Hubyar ocagi 
mensuplannm oldugu yerlerde ise Hubyarhlar'in hem Dedeci hem de 
Babacilan bulunmaktadir. 

Niksar, Alevilikteki yeni ocak olma potansiyeline giizel bir omek 
teskil eden Cer Tarikatmin merkezi Cer'i simrlanna almasi sebebiyle 
onemli il9elerden birisidir. U9er 9ahsmasinda, il9e merkezinde %15- 
20'lik bir Alevi niifusun bulundugunu kaydeder. Bucak ve koy 
niifusunun %31'ini olustururken top lam niifusun %23'luk bir kismim 
Alevi niifusu teskil etmektedir. 



135 



PazarEvliyalan 



Seltjuklular doneminde, I9 Anadolu'dan Karadeniz limanlanna 
uzanan kervan yolunun ge<;tigi giizergah iizerinde bulunan 
Pazar, Mahperi Hatun Kervansarayi veKopriiniin insaasi ile 
onemli birmenzil yeri olur (120). Kervan yollan iizerinde menzil 
olusturan bu yapilar insa edildiklerinde bulunduklan yerin imar ve 
iskanma da onciiliik etmislerdir. Evliya Celebi Seyahatnamesinde "Ayna 
Pazan" adiyla ge9en bugiinkii Pazar il9esi ve Ciftlik Kasabasi bu sekilde 
kurulmus yerlesim merkezleri olup, bu yerlerde, haftanin belirli 
giinlerinde kuruldugu bildirilen pazarlar giiniimiizde de devam 
etmektedir. Yine bu yerlesim merkezlerinden bir 90gunun belirli 
muafiyetler karsihginda yorelerindeki kervansaray yapilannin 
giivenliginden sorumlu tutulduklan da bilinmektedir. Sel9uklu 
doneminde in§a edilen Pazar Mahperi Hatun Kervansarayi, ta9 kapisinda 
yogunlasan siislemeleri ile onem tasir. Tokat ve il9elerinde insa edilen 
alti menzil hamndan, sadece Pazar Mahperi Hatun Kervansarayi (1238) 
nisbeten saglam olarak guniimiize ulasirken, aym yiizyilda insa edildigi 
bildirilen Tahtoba Hani ve Qiftlik Hani ise, son derece harap bir 
vaziyettedir. Yollann giivenliginde en biiyiik pay H9 siiphesiz 
kervansaraylara aittir. Amasya-Tokat yolunun 90. km'sinde bulunan 
yapi, bugiinkii Pazar il9esinin girisinde yer almaktadir. 

Dogu cephesinde kapi iizerine yerlestirilen dort satirhk nesih 
kitabeye gore, 1336 yihnda Ilhanh hukumdan Ebu Sait Bahadir Han 
zamamnda Haci Mehmet bin Hiiseyin tarafindan insa ettirilmis olan 
HalilBey Camii'mn yola bakan cephesi diikkan olarak degerlendirilen 
(120) N. SEgGIN, a.g.e. 



136 



bir platform uzerine oturtulmustur. 

Tek kubbeli camilerin son ornegi olan Sinan Bey Camii ise Kanuni 
doneminde 1542 yihnda insa edilmistir. Zaman zaman 
gordiigii onanmlara ragmen ozgun mimarisini koruyan yapi diger 
omeklerden farkh olarak klasik donemin olgunluguna sahiptir. 

Selahattin Ozcan 9ahsmasinda, ilcenin Erkilet mahallesinde 
bulunan Seyh Mahmut yatinnin halki ve degisik yorelerden gelen 
kisiler tarafindan ziyaret edildigini yazar (121). Tekke Camii bahcesinde 
olup yamnda bulunan 119 kabir de kendisi gibi Horasan Erenlerinden olan 
Seyh Omer, Seyh Ahmet ve Seyh Osman'a aittir. Buradaki yatin ziyarete 
gelen kisiler oncelikle yatinn basinda dualar okur, daha sonra dilegini 
diler ve yam basinda bulunan camide namaz kilarak oradan aynhr. 
Buradaki yatir basinda dilenen dileklerin genellikle yerine geldigi inanci 
hakimdir. §eyh Mahmut yatin aym zamanda bir adak yeridir. 
Anlatildigina gore, §eyh Mahmut, bazi dindar kisilerin riiyasina girerek 
o kisiye, "benim i9in bir kurban kesin. Aksi durumda dogal afetlerle karsi 
karsiya gelirsiniz", dermis. Bu yiizden kurbanlar kesilir, halka yemek 
verilir ve bu sekilde onun gonlii razi edilir. Daha 90k, 90cugu olmayan 
kadinlar tarafindan ziyaret edilmekte ve bu ama9la aksamlan cami 
i9erisine bir elma birakilmaktadir. Inanisa gore, sabah elmada bir timak 
izi olursa, bunun §eyh Mahmud'un tirnagimn izi olduguna ve 
90cuklannm olacagina inamlmaktadir. Tiirbenin yamnda iki tas daha 
vardir ki, bunlardan yuvarlak olani, boynunu 
tutamayan 90cuklann basi iizerinde dondiiruldiigunde boynunu 

(121) OZCAN Selahattin, Tokat 111 Pazar Yoresi Gelenek Gorenek ve 
Inan9lan, Yiiksek Lisans Tezi, Bahkesir Uni., Bahkesir, 1996 



137 



tutacagina inamlmaktadir. Cami i9erisinde seyh Mahmut'a ait oldugu 
soylenen yesil bir sancak vardir. Sancak, 90k yagmur yagdiginda, il9eyi 
felaketten kurtaracagi inanciyla, halki tarafindan il9e etrafinda 
do landin lmaktadir. 

Il9ede Diirdane mezarhgindaki Diirdane yatm da halk tarafindan 
sik9a ziyaret edilir. Bu yatm ziyaret edenler daha 90k cocugu olmayan 
veya 90cugu uslu durmayan kadinlar, hastalar, tiirlii dertleri olan 
ki^ilerdir. Yine 9esitli dilekleri olan killer de buraya gelerek ziyaret 
ederler ve okuyup iifledikten sonra dileklerini dilerler. Daha sonra kii^iik 
taslan yatir iizerine yapistirmaya 9ahsirlar. Eger yapistmlmaya 9ahsilan 
taslar tutarsa dileklerin yerine gelecegine inanihr. Diirdane yatm ayni 
zamanda adak yeridir. Ozellikle 90cugu olmayan ve rahat durmayan 
killer, 90cuklannm olmasi veya rahat durmast i9in bu yattra kurbanlar 
adarlar. Bu kurbam keserek ese, dosta, ozellikle de fakir insanlara 
dagitirlar. Vaktiyle Diirdane yatmntn basinda bulunan agaca 9aputlar 
baglayarak dileklerin yerine gelecegine inamhrmts. Burada medfun olan 
kadintn, §eyh Mahmut'un ktz kardesi oldugu kabul edilir. 

Bir yatir da, Tavukcu diye amlan fakat kime ait oldugu bilinmeyen 
ancak, halk arasmda, bir kadtn mezan olduguna inamlan etraft taslarla 
9evrili bir mezardtr. Buraya, boynunu tutamayan 90cuklar getirilmekte 
ve kesilen tavugun boynu 90cuga yedirildiginde, rahatsizhgm 
diizelecegine inamlmaktadir. §eyh Mahmut'la kardes oldugu seklinde 
rivayetler de bulunmaktadir. 

Seyit Ali Mahallesinde bulunan Kocazade Mehmet Efendi yatm 
halk tarafindan pek ziyaret edilmez. Genellikle bu yatir herhangi bir 
sebepten dolayi istegi olan kisilerin mum yakma sekliyle 



138 



istediklerini diledikleri bir yatirdir. Emin Ulu, Pazar alperenleri arasinda 
Abdulkadir Hannani Hazretleri, Baci Sultan, Firat Tekkesi, Hamza 
Pehlivan, Kara Baba Tiirbesi, Pelit Dede, Seyh Mahmut Turbesi (Ustii 
A9A Evliya), ve Yedi Kardesler'in isimlerini verir. 

Dinin insan hayatindaki yerini ifade etmesi bakirmndan Ayfer 
Seyrek'in 9ahsmasrndan aldigimiz bir mahkeme kaydi soyledir (122). 
"Tokat Sancagi Pazar Nahiyesinde Necip Koyii halkindan olan Hasan 
oglu Abdullah oglu Ismail askerde iken oldiigii, koy halkindan Eyvac bin 
Osman bin Ibrahim'in nahiye mahkemesine gelerek ismail'in oliimiinden 
bir giin once kendisine, oldiigiinde terekesine ait hukukunun korunmasi 
siinnet-i seniye iizere cenaze masraflannin verilip bor9lannin odenmesi 
ve kalan terekesinden 250 kurusun iskat, selavat okuyanlarla 01019 
kefaletinin odenmesi i9in miisliiman fakirlere verilmesini ve geriye 
kalan terekesi ile de koydeki caminin ve su 9esmesinin tamir edilmesini 
vasiyet ettigini sahitlerle ispat etmis oldugundan soz konusu 
mahkemenin de vasiyetin yerine getirilmesine dair kararmin 
kaydedildigini.." 

Aleviler'in yiizde olarak az bulunduklan il9elerden biri 
durumundaki Pazar'da sadece iki Alevi koy bulunmaktadir. Hubyar 
Ocagi'na bagh olan her iki koyden Dere9ayh Babaci Hubyarh iken, 
Tepe9ayh Dedeci Hubyarh'dir. Tepe9ayh Koyii yolu kenannda 



(122) SEYREK Ayfer, 117Nolu(H.1333-1338/M. 1915-1920) Seriyye 
Siciline Gore Tokat Pazar Nahiyesi, Yiiksek Lisans Tezi, Inonii Uni., 
Malatya, 1996 



139 



Horasan Eerenlerinden oldugu kabul edilen Huseyin Dede'nin tiirbesi 
bulunmaktadir. Mezan kayahk bir bolgenin iizerinde olup bu bolgenin 
kutsal olduguna inanihr.Yakin zamanlarda yagmur duah kurban kesme 
ayinleriyle bu bolgeye sik sik yagmur yagmasimn goriilmesi, o bolgeden 
aga9 kesenlerin ellerinin koturum kalmasi gibi olaylar inan9 turizmini de 
desteklemektedir. Anlatildigina gore, bu sebeple yakin cevreden askere 
giden, diigiin yapan ya da i^lerinin yolunda gitmesini isteyenler, 
buyiik$ehirlerde de olsalar kurbanlanni burada kesip, dilek dileyerek 
bagi^larda bulunurlar. 

U9er 9ah§masinda, bucak ve koy niifusunun % 4,2'lik bir kismini 
olufjturan Alevi niifusun toplam niifusta orani, %3,6'ya dii^er. Il9e 
merkezinde sadece 1 00 kiijilik bir Alevi niifus tahmin edilir. 



Re§adiye Evliyalan 

Osmanhlar zamaninda bolgede §iehirle§ime olmadigi i9in 
yerle^im yerleri zaman zaman degi§iklikler gosterir (123). 
Mesela 18.yuzyilda iki defa Ihca denilen mevkide kurulan 
£ermik Panayiri'nin gelirlerinin Kizilcaviran'daki 
Cami ve sibyan mektebinin 



(123) CELEP Ya§ar, Re?adiye Tarihi 



140 



tamir masraflanna ve personel iicretlerine harcanmasina dair hiikiim 
vardir. Vesikada "kaza-i mezkurda ka'in cami-i serif" ifadesi yer ahr. Bu 
ifade Kizilcaviran (Kizilcaoren Beldesi) koyiiniin kaza merkezi 
olduguna isaret etmektedir. 

Nihayet 1 906 yilmda Iskefsir kazasinin Hamidiye (Mesudiye) 
kazasindan aynlarak bugiinkii yerine kurulmasi kararla§tirilir ve bu 
hususta kazanin kurularak Tokat'a baglanmasina dair Padisah fermani 
9ikar. iskefsir'in Hamidiye'den aynlmasimn sebebi, koylerinin kaza 
merkezine uzak olmasi, bugiinkii kaza merkezine bir medrese yapilmasi, 
senede iki kere Cermik Panaym'nin burada kurulmasi, halkin burada 
toplanmaya ahsik olmasi ve boylece devlet otoritesinin daha iyi 
saglanacaginin ongoriilmesi sayilabilir. 

Daha sonra 1908 yilinda Sultan Resad'a izafeten Iskefsir 
kazasinin adi Resadiye olarak degistirilir. Resadiye kazasi 1912'de 
Osmaniye, Orhaniye, Cami-i Kebir, Kopriibasi, Seyh Yakub isimleriyle 
bes mahalleye aynhr. 1 927-28 Tiirkiye Cumhuriyeti Salnamesi'ne gore 
Resadiye'nin Resadiye kazasi Bereketli nahiyesi ile birlikte 98 koye 
sahiptir. Bu salnameye gore Resadiye'nin 75 000 hektar ormani vardir. 
1927-1928 yillannda Resadiye'de Cumhuriyet Halk Firkasi, Hilal-i 
Ahmer (Kizilay), Himaye-i Etfal (Cocuk Esirgeme), Turk Ocagi ve 
Tayyare Cemiyeti (Tiirk Hava Kurumu) subeleri bulunmaktadir. 1912 
yilinda Resadiye'ye bagh 75 koyde 9511 erkek ve 8354 kadin olmak 
iizere 17865 kisi yasamakta iken, 1927-1928 yillannda Resadiye'de 
1 2466 erkek 1 4906 kadin olmak iizere top lam 273 72 kisi yasamaktadir. 



141 



§eyh Yakup il9e merkezinde, kendi adini ta^iyan mahalle 
mezarhgi i9erisinde bulunan, iistii kubbe ile ortiilii kare planh bir 
mekanda medfundur. Tiirbe, ba^kanhgini emekli ogretmen Ibrahim 
Yuce'nin yaptigi "Emir §eyh Yakup Mezarhklan Geli§tirme Dernegi" 
tarafindan yaptinlmi§tir. 

Tiirbe, her tiirlii dilek icin il ici ve il diijindan gelen ziyaretcilerle 
dolup ta§imaktadir. Ozellikle Alevi-Bekta§ikoyleri halki tarafindan, daha 
90k yaz aylannda topluca ziyaret edilen tiirbede 9e§itli dilekler 
dilenmekte ve kurbanlar kesilmektedir. Kesilen hayvanlann, once i9 
organlan bir tavada pi^irilip dedeye sunulmakta (buna lokma deniyor), 
geri kalan kisimlan biiyiik kazanlarda bulgurla beraber pi^irilmekte ve 
orada bulunan vatanda^lar tarafindan ortakla^a yenmektedir. 

Dilek dileyen ziyaret9iler, tiirbenin giri§ kapisimn solundaki ta§a 
ta§ yapi^tirmakta ve di^anda bulunan ve kutsal kabul edilen sudan 
i9mektedirler. Aynca, mezann ayak kismindan ahnan "coher topragi" 
hastalar tarafindan §ifa niyetiy le yenmektedir. 

Il9e merkezinin kuzeyinde 1 6 km uzakhkta yer alan Nebi§eyh 
kasabasinda 400 hane 3001 niifus vardir. Kasabadakilere gore Cal 
daginin bati eteginde kurulmu§ olan beldeye adini veren Nebi$eyh, 
Melik^ah'in 119 beylerindendir. Nebi^eyh'in mezari Karahamza 
mevkiinde bulunmaktadir. Bugiin belde halki tarafindan sahip 
9ikilmakta ve ziyaret edilmektedir. Nebi^eyh, halk nezdinde bir evliya 
olarak da kabul edilmektedir. Ancak beldenin bugiinkii yerle§im yeri, 
Nebi^eyh'in tiirbesinin bulundugu yerin giineyinden 3-4 



142 



km uzaktadir. Nebiseyh gelenek ve goreneklere tam bir baghhkla 
muhafazakar bir yapiya sahiptir. 

Cimitekke kasabasi il^e merkezine 26 km. Uzakhkta olup il9enin 
kuzeydeki son yerlesim yerlerinden biridir (124). Resadiye ve 
cevresinde Cimi Evliyasi olarak bilinen ve kendi adim tasiyan 
kasabadaki tiirbesinde yatan Allah dostunun adi Cimi Dede'dir ve onun 
bir Yesevi dervisi oldugu kabul edilir. Kapah bir mekanda bulunan 
tiirbesinin giris kapisi iizerinde 1257 tarihi yazihdir. Halk arasinda 
Horasan Evliyalan'ndan oldugu inanci yaygindir. Tiirbe ozellikle, 
cocugu olmayanlar ve basta sara hastahklan olmak iizere 9esitli 
hastahklara ducar olanlar tarafindan ziyaret edilmektedir. Daha 90k, 
Cumartesi giinii ziyaret edilen tiirbenin yamnda bulunan su ile banyo 
edildiginde, 90cuksuz kadinlann 90cugu olacagina inanilmakta ve 
dilekler yerine gelince kurban kesilmektedir. 

1329 tarihli Esleme Hatun vakfinda (125), "Haci Emir Ibrahim 
Bey oglu Siileyman Bey'in kizi Esleme Hatun'un, dogu tarafindan 
Kotamkoyii ve Tashkdepe ve kuzey tarafindan Kiirtler koyii ve Calbasi, 
bati tarafindan Gelyeme koyii ve Tombalakbasi ve giiney tarafindan 
Mekdon-Megdiin ile sinirh Bayramlu kazasimn Iskefsir nahiyesine bagh 
Enneni ve Taslusekii koylerinin biitiin hudud ve menafiiyle dahil ve hari9 
yol ve levahikiyla pinar ve dereleriyle yemis veren vermeyen 
aga9lanyla, soylensin soylenmesin bu iki koye ait olan biitiin seylerle 
birlikte, Iskefsir nahiyesinin Cimi koyundeki 

(124)Y. M. KESKIN, a.g.e. 
(125)Sadi Bayram, Tokat Vakiflan 



143 



Kutbil Aktab velevtud, telkin ve irsad sahibi §eyh Cimi ve oglu §eyh 
Ali'nin medfun bulundugu ve Cimi diye bilinen koydeki zaviyeye, 
gelirlerinin miitevelli eliyle toplanip oncelikle vakfin tiim ihtiya9lan 
karsilandiktan sonra kalan beste birinin miitevelliye, beste dordiiniin ise 
zaviyeye gelen yolcu ve gariplerin yedirilip i9irilmesine sarf edilmek 
iizere ve vakfin mutevelliliginin kendisi sag oldugu siirece kendisine ait 
olmasi, kendinden sonra ise erkek evladina, ondan sonra nesiller 
boyunca soyundan gelecek erkek evlatlannin en salihine, erkek 
evladindan soyu tukenirse kiz evladinin soyundan gelen erkek evladina, 
sayet soyu o taraftan da kesilirse o mahallin kadisi olan kisiye ait olmasi 
sartiyla Allah nzasi i9iin vakfettigi" kayithdir. 

Resadiye'ye bes km mesafede yer alan Bostankolu koyii il9enin 
guneydogusundadir. Koyiin Bostankolu, Gokdere, Bostankolu Deresi, 
Kargi ve Kargi Deresi olmak iizere bes tane mezrasi vardir. Il9e 
merkezine yakin olmasina ragmen ulasim nispeten gii9liikle 
yapilmaktadir. Koyiin ne zaman kurulduguyla ilgili kesin bilgi yoktur. 
Bir rivayete gore kurulus tarihi olduk9a eskidir. Bektasiler'den 
Bostankolu'nun merkezinin burada bulunmasi dolayisiyla bolgede 
onemli merkezlerden birisidir. Bostankolu koyiiniin Bektasileri 
dolayisiyla Dedeci Bektasidir. Anlatildigma gore, Kayseri'nin Ambarh 
koyiinde bir adam varmis. Bu adam tarlasinda 9ahsirken yanina Haci 
Bektasi Veli'yle bir dervisi gelir. Selam verirler, adam selami alir. Fakat 
onlarla ilgilenmeyip isine devam eder. Bir miiddet sonra adam evine 
geldiginde Haci Bektas Veli ve dervisini evinde oturur vaziyette goriir. 
Haci Bektas Veli Hazretleri bir ok atar. Ok da gelir, bu giinkii Bostankolu 
koyiiniin bulundugu yere diiser. Koylii, bu 



144 



zatin Haci Bekta^i Veli Hazretleri oldugunu anlayarak gelir, 
Bostankolu'na yerle§ir. Bostankolu Alevi Bekta^i geleneklerine siki 
sikiya bagh bir "ocak" koyiidiir. Bu geleneksel yapi i9erisinde koyliiniin 
"gorgii" dedigi ve senede bir ya da iki defa yaptigi bir gelenekleri vardir. 
Bugiin buna "adalet divam" adi verilir. Koylii "gorgii" gurriinde toplamr. 
Kurban keser, yemek yer. Koyiin dedesi meclis kurar, bu mecliste ozel 
sorunlar goru§ulup karara baglanir. Kiiskiinler bari§tinlir, kavgahlar 
dinlenir, hakh ve haksiz oy birligiyle tespit edilir. Koy meclisi ve 
dedesi'nin almi§ oldugu karara ve yapmasi gereken bir hiikme uymayan 
ki§i koy halki tarafindan diijlamr. Kimse onunla konu^maz, duguntine 
9agnlmaz, cenazesine gidilmez. 

Qavu$beyli koyiindeki, Evliya iistii Tepesi denen mevkide bulunan 
Nuri Can Baba hakkinda her hangi bir tarihi bilgi mevcut degildir. 
Tekke, cocugu olmayan kadinlar tarafindan ziyaret edilmekte, buradan 
ahnan coher topragi yutulmaktadir. Aynca, koy halki, yagmur duasini 
burada yapmakta ve kurbanlar kesmektedir. 

Yenikoy'de Sirikh Baba ismiyle bir yatir bulunur. 

Il9enin giineybati yoniinde 26 km mesafede Tozanh yoresinde yer 
alan Qilehane koyii Kafkasya'dan Anadolu'ya g09 eden Kara9ay 
Tiirkleriyle meskun bir koydiir. Anadolu'da Kara9ay Turklerinin iskan 
edildigi bilinen 1 3 koyden birisidir. Koy adim kendi sinirlan i9erisinde 
bulunan ve Cilebaba adiyla anilan yatinn bulundugu tekkeden alarak 
onceleri "9ilhane" §eklinde soylenirken bugiin "9ilehane" bi9imini 
almi^tir. 

Elmacik koyii il9enin kuzeybatisinda merkeze 30 km 



145 



uzakhktadir. Dag etegine kurulmus olan koyun adini, 9evrede yetisen 
bol miktarda yabani elma agacindan aldigi soylenmektedir. Timar 
defterinde Elmacik'in Ba^iftlik'in bir mezrasi oldugu kaydi vardir. 
Koyun guneyinde Balaban Gazi'nin tiirbesi bulunmaktadir. Bu tiirbenin 
Anadolu Sel9uklu komutanlanndan Balaban Gazi'ye ait olma ihtimali 
kuvvetlidir. Ciinkii Pontus Devletinin Niksar'i kusatmasi sirasinda §ehri 
kurtarmak i<;in 9arpisan Balaban Gazi'nin sehit olup ayni yere 
gomiildiigu rivayet edilmektedir. Bu rivayete gore Elmacik koyuntin 
tarihi Anadolu Sel9uklulanna kadar uzanmaktadir. Koyiin 500 metre 
kuzeyinden ge9en yolun eskiden orta Anadolu'yu (Niksar, Ba^iftlik, 
Elmacik, Bereketli) dogu Anadolu'ya baglayan tarihi bir yol oldugu 
soylenmektedir. 

Gokkoy'de bulunan ve aga9lanm kesenleri felakete ugratacagina 
inamlan Agackesen Tekkesi ismiyle bir yatir bulunur. 

§eyh Hasan, Ahmet Yesevi Hazretlerinin Islamiyeti anlatmak 
i9in Rum Pontus Devletine gonderdigi, Anadolu'nun Miisliiman Tiirk 
Yurdu olmasinda katkisi olan muritlerinden biridir. Danisment Gazi'nin 
cengaveri K1I19 Aslan'in U9 Beyi olan §eyh Hasan omriiniin son 
donemini ge9irmek i9in Canik Dagi eteginde §ark yolu cilgasi iizerinde 
Kabatas Kizilpinar Hasansoglu gibi kii9uk mezralan birlestirerek bir 
merkez olusturur ve adina da Tekke der (126). §eyhin Vefatindan sonra 
bolge halki bu koyiin ismini §eyh Hasan Tekkesi olarak degistirir. 
Bugiin, §eyhin tiirbesi koyiin i9indeki kabristanhkta yer almaktadir. 
C e v r e koyler arasinda bulunan Nebiseyh ve 



(126) Omer Sirakaya, Hasanseyh Tarihi 



146 



ibrahimseyh ile bir akrabahk baglan olmadigi gibi, bu 9evrede Gen9 
Abdal, Cemi Dede, Erenler, Hasan Seyh gibi Ordu-Tokat il sinmnda 7 
tane yatir daha bulunmaktadir. Cin ban yaylasi, merasi, sark yolu 
kenannda olup Evliya £elebi Seyahatname'sinde, '100 ev bir camiden 
olusan koy' diye belirtir. Hasan Seyh tiirbesi her dilek i9in, daha 90k 
Persembe giinleri ziyaret edilmekte, dilekler dilenmekte ve kurbanlar 
kesilmektedir. 

Ibrahimseyh il^e merkezinin kuzeydogusunda 16 km uzakhkta 
£aldagi etegine kurulmus bir koydiir. Tarih9esi kesin olarak bilinmeyen 
koy ismini (^aldagi'nda yatan Evliya ibrahim'den ahr. Burasi Evliya 
Tepesi olarak bilinir. (^evrenin en yiiksek yeridir (1656m). Ibrahim 
Seyh'in mezannm Nebiseyh ve Hasanseyh'in mezarlanyla aym hizada 
(paralel) bulunmasi dikkat 9eker. Nebi, Hasan, Cim Sadi (Cimi Tekke), 
§eyh Yakup gibi bir alperen olan Ibrahim §eyh de Anadolu'nun 
Tiirklesmesi zamamnda Sultan Alparslan'in oglu Melik Sah'in 119 beyi 
olarak gorev yapan bir komutandir. Ibrahim Seyhin diismanlan ile 
9arpisirken sehit olmus ve sehit oldugu yere gomulmiis oldugu anlatihr. 
Q&\ Evliyasi olarak bilinen bu yer guniimiize kadar iyi korunmus, 9evre 
koyliiler tarafindan mukaddes kabul edilmistir. Ibrahim Seyhle birlikte 
gelenlerin kurmus olabilecegi koy de Ibrahimseyh adim almistir. 

Kar§ikent koyii'nde Ali Dede Tekkesi, Sogukpinar koyii'nde yayla 
g09leri esnasinda ziyaret edilen Haci Baba Tekkesi bulunur. Ayrica 
Sogukpinar koyii, Tokat Alevileri i9inde yer alan Ke9eci Babahlara 
mensuptur. 



147 



Yuvacik Koyii'nde ineklerin siitiiniin artmasi i9in ziyaret edilen 
Giirnek Tekkesi bulunur. 

U9er'in 9ahsmasrndan (127), il9e merkezinde %10'luk bir Alevi 
niifusun bulundugu, kasaba ve koylerde ise, bu oramn %11,7'sini 
olusturdugu goriiliir. Toplam niifusta %11,5'luk kesim Alevilerden 
tesekkiil eder. 

Sulusaray Evliyalan 

Sulusaray il9esi once 1921 de Tokat'a bagh olarak miilki 
taksimatta yer ahr. 1 923 depreminde Sulusaray'in biiyiik hasar 
gormesi ile il^e merkezi Sulusaray'dan ahnarak Tokat iline bagh 
Camhbel Bucagrna nakledilir. Bir siire sonra 1944'te Artova'ya nakli 
yapilarak il9e merkezi miilki taksimatta yerini Artova'ya birakir. 1 987'de 
Yesilyurt'un il9e olmasi ile Yesilyurt'a kasaba olarak baglamr. 1991 
tarihinde il9e statiisii kazamr. 

1295 tarihli vakfiyesinin 1908 tarihli irade iizerine deftere bir 
suretinin kaydedilmis oldugu Seydi Omer Zaviyesinin vakifi, emiriil 
mukerrem Ahi Mesud, Bulutlu koyiinde §eyh Bahaeddin Omer Seydi b. 
Seyh ismail'in yaptirdigi zaviyeye malikane hisseleri vakfeder. Vakif, 
seyh ve seyhin tarikati hakkinda herhangi bir bilgiye rastlanmarmstir. 
Koyiin ve zaviyenin ismi zamanla kurucusu seyhin adim ahr. Zaman 
i9ersinde muhtemelen ismi degistiginden, ayni 



(127) C. UCER, a.g.e. 



148 



bolgedeki Malum Seyyid Koyuiriin zaviyenin bulundugu koy olmasi 
mumkundur. Bu ismin de Dutluca adina doniistiigu goriiliir. 

Malum Seyid Tiirbesi /l9enin Dutluca kasabasi Merkez 
Camiindedir. Tiirbede Horasan Erlerinden Malum Seyid, Hammi ve Kizi 
yatmaktadirlar. Tiirbenin kim tarafindan ve ne zaman yapildigi 
bilinmemektedir. Osmanh mimari tarzinda yapilmistir. Anma 
maksadiyla ziyaret edilir. Bakimi lice Muftiilugunce yapilmakta olup, 
yilhk ziyaretci sayisi 300-400 kisi civanndadir. 

Sulusaray'a alti km uzakhkta olan Dutluca kasabasi onceleri 
"Pelitli Tekkesi" koyii olarak bilinir, daha sonralan "Malum Seyid 
Tekkesi" ismini ahr ve bu isimle civarda tammr. Daha sonra yapilan 
degisiklikle, bir tane dahi dut agaci olmamasina ragmen "Dutluca" 
kasabasi adini ahr. 1990 yihnda Belediyelik olan kasabanin 119 tane 
camisi ve iki tane okulu vardir. 

Tiirbe kasabanin merkezinde Malum Seyit Camisinin i9inde 
bulunmaktadir. Burada yatan zatin adi Seyit Omer'dir. Tiirbenin yapihs 
tarihi 1278 olup, Seyit Omer Horasan'dan gelen Alp erenlerden biridir. 
Cumhuriyet doneminde tekke ve zaviyelerin kapatilmasi kanunu 
9iktiktan sonra kapisi duvarla oriiliip ziyarete yasaklamr. Ancak Malum 
Seyit'in etrafinda donen menkibeler, goniil insani oldugunun halk 
arasinda yayilmasi ziyaret9ilerin gittik9e artmasina sebep olmustur 
(128). 



(128)E.ULU,ag.e. 



149 



Malum Seyit tekkesinde 119 sanduka bulunmaktadir. Bunlardan biri Seyit 
Omer Efendiye, biri hammina, biri de kizina aittir. Tiirbede bulunan bir 
sandikta 11. yiizyila ait oldugu sanilan kili9lar vardir. Seyit Omer 
Efendinin Sancagi tiirbenin i9indedir. Tiirbeye girince sol tarafta bir 
seccadenin altinda ozel bir boliimde Seyit Omer Efendiye ait oldugu 
soylenen bazi esyalar vardir. Tiirbenin i9inde bulunan yazih tasi da Seyit 
Omer'in yazdigi soylenir. 

Rivayetlere gore, Seyit Omer Efendi ailesiyle birlikte Horasan'dan 
9ikip yerlesmek i9in Anadolu'ya gelir. Tokat'in yiiksek daglanni asarak 
bugiinkii Dutluca Kasabasmm bulundugu yere kadar ulasir. O yillarda 
Dutluca Kasabasmm oldugu yerlerde bir aga yasamaktadir ve agamn, 
siirii siirii koyunlan vardir. Tekkenin bulundugu yer, bu agamn 
koyunlannin agihdir. Seyit Omer ve hanimi agihn yanina gelip otururlar. 
Coban gelir, bakar ki yash bir adamla bir kadin agih yaninda oturuyor. 
Agasimn kizacagini diisiinerek ihtiyann yanina gelerek, "Dede burada 
oturmak olmaz, burasi agamn agih, koyunlan yatar, sen kendine baska 
bir yer bul, kalk buradan git!, der. Seyit Omer 9obana hi9 cevap vermez. 
Coban ihtiyann kalkmadigini goriince daha kizgin bir sekilde, "buradan 
kalk, aga gelirse iyi olmaz, kalk", diye iisteler. Seyit Omer Efendi cevap 
vermez vermesine de, olan 9obana olur. Dedeye her kalk dediginde 
9oban biraz daha siser. Ne yapacagini sasiran 9oban yan yuriiyerek, yan 
yuvarlanarak kosar agasinin yanina, 
agzi burnunda gobegi 9enesinde lhlaya lhlaya konusur. "Kos aga kos! 
Senin agila yash bir koca oturdu. Kalk derim kalkmaz, git derim gitmez. 
Ustelik ne hale koydu beni. 



150 



Beni bu halimden, agih da ihtiyardan kurtar. Itin kopegin olayim agam! " 
Aga bir 9obana bakar, bir de (jobamn soylediklerine. Anlayacagini 
anlamistir, kosar Seyit Omer' in yanina. "Agam Pasam, biz ettik sen 
etme. Halimize aci, cobani affet. Dilebendenne dilersen." 

Seyit Omer tath bir sekilde, "Her sey Allah'tandir. Ben kimseye 
ilenmedim. Tek dilegim buraya yurt yuva kurmak. Coban da tutturdu 
kalk kalk diye", der. Aga ve 9oban, Seyit Omer'den oziir diler. Coban eski 
haline gelir. Aga da sozunde durarak tekkenin yerini Seyit Omer'e ve 
ailesine teslim eder. Gel zaman git zaman Seyit Omer'in dinindeki 
dirayet, fikirlerindeki isabet halkin goziinden ka9maz. Obek obek yore 
halki, Seyit Omer'in feyiz ve ilminden istifade etmek i9in akin eder. 
Durum Sel9uklu sultanma kadar iletilir. Sultan bir ferman ile Seyit 
Omer'i yorenin kadisi yapar. Uzun bir siire halk memnun, devlet 
memnun zaman akar, gider. Fakat her iyilik bir yerde, dort elma bir elde 
durur mu? Yorede fesat9ilar firsat bulur. Kadi efendinin yaptiklanni 
defe koyup 9alar! Haber edip Selguklu sultanma ulastinrlar. Sultanin 
Seyit Omer'e giiveni tamdir. Fakat ihbarcilann ardi arkasi kesilmez. 
Sultan da bir el9i ile Seyit Omer'e buyruk gonderir. Tez yanima gelsin 
der. El9i apar topar Seyit Omer'e buyrugu yetistirir. Sultanin arzusunu 
bildirir. Durumu anlayan Seyit Omer, ku9iiciik bir kutunun yansini 
pamukla yansini da kor atesle doldurur. El9iye, "Bunu gotiir sultana ver, 
eger hediyemi kabul etmez ise gelsin boynumu vurdursun", diye haber 
salar. Sel9uklu sarayindan gelen el9i hediyenin ne oldugunu 
Anlamadan alir gotiiriir. Saray halki adaletten 



151 



sapan Seyit Omer'i beklerken el9inin elindeki kiitjiik kutuyu goriince 
meraklanir. Dogru sultanin yanina giderler. Sultan kizgin bir sekilde 
el9iye, "Hani Seyit Omer'i getirecektin, bu ne densizlik", diye kiikrer. 
El9i korkuyla, "Padisahim vallahi S119 bende degildir. Size bu kutudaki 
hediyeyi gonderdi...Hediyemi begenirse begensin, begenmezse gelip 
boynumu vursun dedi.", diye cevap verir. Sultan ayaga kalkip saygiyla 
hediyeyi ahr. Vezirlerinin yaninda kutuyu a9ar. Ne gorsiin! Kutunun bir 
tarafmda pamuk, bir tarafinda kor ates yan yana durmuyor mu? Sultan 
hi9 tereddiit etmeden, "Malum Seyidim Malum", diye aglamaya basilar. 
Hemen bir boliik asker ile bir ferman gonderir. "Seyit Omer bulundugu 
yerin yani Malum Seyit'in en yiiksek yerine 9iksin. Gorebildigi yerleri 
mizragi ile isaretlesin hepsi onundur, kim ki bu buyruguma karsi 9ikarsa 
boynu vurulsun. Malum Seyit'in mekani o belde olsun." Derler ki, emir 
demiri keser. Seyit Omer'in o giinden itibaren adi 'Malum Seyit Omer' 
diye kahr. Koyun adi da soylene soylene Malum Seyit OmerKoyii olur. 

Tiirbe her tiirlii hastahk i9in ziyaret edilmektedir (129). Ayrica 
90cugu olmayan kadinlar buraya bir igne birakmakta, eger igne 
paslamrsa dileklerin kabul olacagina inamlmakta ve burayi bir daha 
ziyaret etmektedirler. Dilekler kabul olunca turbenin i9ersinde 
bulundugu cami oniinde kurbanlar kesilmektedir. 

Sapogul Tekkesi, Bugdayh Kdyii'nun zirvesinde iistii a9ik bir 
mezardir. Seyyid Omer Efendi'nin karde^i olduguna ve onunla beraber 



(129) KESKIN Mustafa, Turhal, Yesilyurt ve Sulusaray i^elerinde Halk 
Dindarhgmm bir Boyutunu Olusturan Ziyaret, Inan9 ve Uygulamalan 



152 



Horasandan geldigine inanilmaktadir. Biiyiik bir Palut agaci altinda olan 
mezar, 9esitli dileklerle ziyaret edilmekte buradaki aga<;lara ?aputlar 
baglanmakta ve dilekler dilenmektedir. 

Ziyaret Tepesi, il9e merkezine yaklasik 3-4 km uzakhkta bulunan 
olduk9a yiiksek bir dag olup, tepesinde biiyiik bir armut agaci vardir. 
Yaninda baska bir aga9 olmamasi sebebiyle burasi mukaddes kabul 
edilmis ve iizerinde bulundugu tepeye Evliya Tepesi adi verilmistir. Il9e 
halki, yagmur duasina bu tepeye 9ikmaktadir. Buradaki armut agaci 
altinda topluca dua edildikten sonra kurbanlar kesilmektedir. Burada kan 
davasi olanlar ve kiiskiinler banstinlmaktadir. Aga9, 90cugu olmayan 
kadinlar tarafindan da ziyaret edilmektedir 

Sulusaray'da Naksibendiligin Menzil kolunun daha 90k kadinlar 
arasinda yaygm oldugu goriiliir (130). 

U9er'e gore (131), Sulusaray il9esinin kasaba ve koylerindeki 
niifusun % 12'si Alevilerden tesekkiil eder. Il9enin top lam niifusu i9inde 
bu pay % 8,3'e diismektedir. 

Turhal Evliyalan 

Malazgirt Zaferinden once Danismendliler'in, daha sonra 
Sel9uklular'in egemenligine giren Turhal 13. yiizyil 
ortalannda Ilhanhlar'in Eretna ve Kadi Burhanettin'in ve 
nihayet 1 392 yihnda Osmanhlann idaresine girer. Tarihi yollar iizerinde 
bulunan Turhal yoresine, 1854-1878 



(130) Y. M. KESKIN, a.g.e. 
(131)C. UgER, a.g.e. 



153 



Kinm sava§i, 1855-1859 Seyh Samil ayaklanmasi ve 1877-1878 
Osmanh-Rus savas^ndan sonra Anadolu'ya gelen Balkan ve Kafkas 
g09menlerinin bir boliimii yerlestirilir. Cumhuriyetin ilk yillanndaki 
niifusuyla ku9iik bir yerle^im yeri iken 1 944 yihnda il^e olur. 

Sare Yildiz'in 9ah§masindan ogrendigimize gore (132), XVIII. 
yiizyilda Turhal civannda yaf-iamis. olan ve Turhal Seyhi ismiyle amlan 
Mustafa Efendi'nin 90cuklugu ve gen9ligi hakkinda aynntih bilgiye 
sahip degiliz. Yeni9eri kokenli fakir bir ailede, Tokat'in Turhal il9esi'nde 
diinyaya gelmis. olan Mustafa Efendi'nin babasinin adi Ibrahim, ba§ka bir 
kaynakta ise Mahmut olarak ge9er. Mustafa Efendi'nin medfun 
bulundugu tiirbedeki sandukalardan iki tanesi hammlanna, diger iki 
tanesi de 90cuklanna ait olup erkek 90cugu olmadigi bilinen Mustafa 
Efendi'nin iki evlilik yaptigi ve birisinin adi Zeynep olan iki kiz 90cugu 
oldugu anla^ilmaktadir. 

Mustafa Efendi, XVIII. yiizyilda ya^ayan, medrese mezunu, on 
yedi Nak^ibendi §eyhinden bir tanesidir. Egitim hayatina Amasya'da 
baslar, Istanbul'da Seyyid §erif Ciircani'nin Feraiz'i ile devam eder, 
tasavvufa intisabi ise §am'da olmu§tur. Miir§id-i kamil bulmak iimidiyle 
gittigi §am'da Ali el-Muradi (6.1770)'ye (133) intisap eden 

(132) YILDIZ Sare, Turhalh Mustafa Efendi'nin Hayati, Eserleri ve 
Tasavvufi Hayati, Yiiksek Lisans Tezi, Ankara Uni., Ankara, 2006 

(133) 1720 yihnda Sam'da diinyaya gelen Ali Muradi ilk dini egitimini 
babasi Muhammed Bahaeddin'den (6.1755) aldiktan sonra, Abdulgani 
en-Nablusi (6.1731) gibi Sam, Mekke ve Medine'de bii"9ok alimden dini 
ilimler tahsil eder. Bundan sonra Sam'da Hanefi fetva makamina getirilir. 
Babasiyla birlikte zaman zaman Anadolu'ya seyahatlerde 



154 



Mustafa Efendi, §am'da, bulundugu bu siire i<;inde Peygamber 
Efendimizin manevi isaretiyle Kudiis'e gider. 

Ilmi tahsilini tamamladiktan sonra Ali el-Muradi'nin halifeligi ile 
Turhal'a donen Mustafa Efendi, burada muderrislik ve irsad vazifesi ile 
mesgul olur. Turhalh'nin ilim alanindaki engin diisiinceleri, onun zahiri 
ve batini ilimlerde "allame-i cihan" iinvaniyla tamnmasina sebep olur. 
Kesf ehlinden olup, cihada ve tehecciide 90k duskundur. Seher 
vakitlerini devamh zikir ve ibadetle gecirmis oldugu nakledilir. 

Osmanh-Avusturya (Nem9e) savasimn 9iktigi siralarda Mustafa 
Efendi, Kesikbas Camii ve Tiirbesi'ni yaptirmakla mesguldiir. 
Anlatildigina gore, camii ve tiirbenin insaatina baslamasi, Peygamber 
Efendimiz (sav)'den almis oldugu bir emir sebebiyledir. Anlatildigina 
gore, bugun tiirbenin bulundugu yer o zaman engebelik bir alan imis. 
"Mustafa Efendi irmagin kenannda biraz oturup abdest ahp, namaz 
kilmis. Bu arada Peygamberimizle, goniil rabitasiyla konusmus. 
Peygamberimiz (sav), Mustafa Efendi'ye hitaben: "Ya Mustafa! Burada 
benim sahabelerimden Kesikbas yatiyor. Bunun tiirbesini yap." demistir. 
Ertesi giin Kesikbas'in kabrini bulamayan Turhalh, tekrar Peygamber 
Efendimiz (sav)'e miiracaat etmis. Peygamber 



bulunan Ali Efendi, Siileymaniye Medresesi'nde de ders okutur. 
Babasindan icazetini tamamlayan Ali Efendi, 1770 yihnda §am'da vefat 
eder. Mustafa Efendi'den baska, §eyhulislam Yahya ve §ehit Ali Pasa da 
Ali el-Muradi'ye intisab etmistir. 



155 



Efendimiz (sav), gece riiya aleminde Kesikbas'in bulundugu yeri 
bildirmis. Mustafa Efendi, sabah kalktiginda isaret edilen yeri kolayca 
bulmus. Kesikbas'in govdesiz basini 9ikarmis. Once tiirbeyi sonra da 
kirk kisilik iki kubbeli mescidi yapmis . 

Mustafa Efendi mescitten sonra minareyi yaptirmaya baslar. Bu 
sirada Osmanh ile Avusturya arasindaki savasta ordunun yenileceginden 
9ekinen Osmanh padisahi sehirlere haber gondererek, Anadolu'daki 
manevi sultanlan istanbul'a davet eder. Sivas valisi, Mustafa Efendi'ye 
haber gondererek, istanbul'a gitmesini ister. Padisah manevi sultanlara, 
savasin ancak goniil erlerinin dualanyla, yardimda bulunmalan halinde 
kazamlacagini soyler. Goniil sultanlan aralannda yaptiklan istisareyle 
119 kisinin se9ilmesine karar verirler. Bu 119 kisiden birincisi Mustafa 
Efendi olur. Onun baskanhginda manevi komutanlar ordunun biiyiik bir 
hazirhk yapmasim temin ederler. Hiicum emri kusluk vakti verilir, ikindi 
vaktine dogru savas Osmanh'nm zaferiyle sonu9lamr. Bu duruma 
memnun olan padisah, Mustafa Efendi'ye hediye olarak Turhal'in Dazya 
Koyii'niin arazisini verir. Mustafa Efendi ise daha sonra Dazya Koyii'niin 
biitiin gelirlerini ve mulkiyetini Turhal'daki yaptirdigi medrese ve 
tekkeye bagislar. Savastan sonra Turhal'a gelen Mustafa Efendi caminin 
insaatina kaldigi yerden devam eder. Bugiin tiirbesinde bulunan hirkanm 
ona ait oldugu ve hirkadaki kursun izlerinin bu savastan kaldigi 
soylenmektedir. 1790'da kendisine "Cizye mahndan yeterli miktarda 
verilmesi" seklindeki arsiv belgesi kendisinin bu tarihe kadar hayatta 
oldugunu gostermektedir. Aynca 1795 yihnda padisah tarafindan kizi 



156 



Zeynep Hatun'a tevliyetname verilir. Camii giri^indeki sonradan yazilan 
Tiirk9e kitabede oliim tarihinin 1 794 oldugu yazihdir. 

Mustafa Efendi'nin 'Er-Ravzu'r-Raiz Fi'adem-i Sihhati Nikahi 
Ehlis-Siinne li'r-Revafiz', 'el-Kavlu'1-Mubinu'r-Racih'inde Fekdi'l- 
'asabat Tezvicii Uli'l-Erham Sahih', 'Mefhumu Feraiz' isimleriyle eserleri 
vardir. 

Bursah Mehmet Tahir, Mustafa Efendi'nin Halveti tarikatinin, 
§abaniyye kolundan da hilafet aldigini kaydeder. Mustafa Efendi 
eserinde Peygamber Efendimiz (sav)'in kendisine ruhaniyetle zuhur 
ettigini, kendisini Ism-i Celal ve Kelime-i Tevhid ile terbiye ettigini ve 
§am'da oldugu siire icinde irsada ehil olduguna dair icazet verdigini 
soylemektedir. 

1 762'de Turhal'a dondiigiinde Ye§ihrmak'in giineyden batiya ve 
batidan kuzey istikametine kivnldigi yere, tiirbesi ile kirk ki§iilik bir 
mescit ve mescidin giiney tarafindaki kisma bir daire yaptiran Mustafa 
Efendi, ayni yerde 1 762'de kesme tartan minare ile 1 767'de 1 60 ki^ilik 
tek kubbeli, biiyiik bir cami yaptinr. Tiirbeden cami i9ine a9ilan bir kapi 
vardir. Aynca caminin ara giri§ kapisi olan ve tarihi degeri biiyiik olan bir 
kapi daha mevcuttur. Kabartma ve oyma siislerle siislenmi§ kapi, 
vaktiyle hirsizlann saldinsina ugrami§ ve kirilmi§ oldugundan bugiin 
sacla kaphdir. Bu ara kapi iizerinde caminin kim tarafindan yaptinldigini 
gosteren bir de kitabe bulunmaktadir. Aynca birisi minare giri^inde, 
digeri de sonradan eklemelerle i9eride kalan ana kapinin iizerinde olmak 
iizere iki kitabe daha vardir. 

Camiden tiirbeye a9ilan ve §u an kapah olan iki kii^iik sahan vardir. 
Bu ge9is kapisinda 119 adet dor nizami siitun bulunmaktadir. 



157 



Bitisiginde bir de 9ilehanenin bulundugu caminin kubbesinde 
aydinlatma i9in her yone bakan ii9er adet olmak iizere on iki adet kemerli 
pencere vardir. Caminin altinda demir bir kapi ile korunan bir galeri 
mevcut olup bu galeriden bir tiinelle Yesihrmak'in altindan karsi tarafa 
ge9ilir. Cami 1939 depreminden sonra, tiirbe ise 1978 yihnda tamirat 
gormiistiir. 

Mustafa Efendi'nin yaptirdigi tiirbe bugiin "Kesikba§ Tiirbesi'" 
olarak bilinir. Bu tiirbeye "Kesikbas" isminin verilmesi hakkinda, halk 
arasinda farkh rivayetler anlatilmaktadir. Bunlardan birka9 tanesi su 
sekildedir. "Mustafa Efendi, Kesikbas Tiirbesi'nin ne durumda oldugunu 
anlamak i9in istihareye yatar. Manevi alemden isaret gelmeye baslar. 
Cesetsiz bir basin tiirbesi oldugu kendisine bildirilir. Bu basin Islam'in 
Anadolu'ya yayilma zamanlannda, Islam ordusunun 
baskomutanlanndan birine ait oldugunu anlar. Mana aleminden Mustafa 
Efendi'ye yapacagi caminin adinin "Kesikba$ "olmasi bildirilir. Mustafa 
Efendi bu durumu talebelerine anlatir. Cami hem maddi, hem de manevi 
bir gayretle talebeler tarafindan en giizel sekilde yapilarak bitirilir." Bir 
baska rivayet de su sekildedir. "Mustafa Efendi, Sivas'ta bir seyhten 119 
yil ders ahr. §eyhi, Mustafa Efendi'yi 90k sever. Ona, "Seni ahir zaman 
Peygamberi (sav)'nin huzuruna gotiirecegim ve ondan ders alacaksin." 
der. Mustafa Efendi, "Peygamberimiz (sav) hayatta degil ki, huzuruna 
gotiiresin. ", diyecek olur. Daha soz agzindan 9ikmadan seyhi, "Elbette ki 
bu ders manevi mekanlarda ve goniillerde olacaktir.", der. Bu 
konusmadan sonra Mustafa Efendi Medine'ye gider. Medine'de madde 
ile mana arasinda, gonul diinyasinda yolculuk yapar. 
Bir yil boyunca riiya aleminde 



158 



Peygamber Efendimizden ders ahr. Peygamber Efendimiz dersin 
bitiminde Mustafa Efendi'ye, Sivas'taki Seyhinin yanina donmesini 
tavsiye eder. Mustafa Efendi, goniil zenginligiyle seyhinin yanina gelir. 
Seyhi hi9 beklemeden ondan Turhal'daki Kesikbas'in tiirbesini 
yapmasini ister. Mustafa Efendi bir sure Kesikbas'in medfun oldugu yeri 
arar, fakat bulamaz. Bu sebeple Sivas'taki seyhinin yanina gitmek icin 
yola cikar. Seyhiyle Camhbel'de karsilasir. Seyhi madde aleminin 
perdelerini kaldirarak Turhal'daki Kesikbas'in medfun oldugu yeri 
gosterir. Buraya tiirbe, minare, cami, hamam ve koprii yapilmasi i9in 
talimat verir. Aynca bu kiilliyenin yapimi icin gosterdigi yerde, 
parmagini Yesihrmak'a sokarak binlerce altin bulacagini soyler. Mustafa 
Efendi, Turhal'a dondiikten sonra Seyhinin isaret ettigi gibi Kesikbas'in 
kabrini bulur ve yine gosterdigi yerde de binlerce altin bulur. Hicbir 
maddi sikinti yasamadan kulliyeyi bitirir. " 

Baska bir rivayet de su sekildedir. "Cami yapihrken Mustafa 
Efendi, halktan tas getirmesini ister. Ancak kimse tas getirmez. Bu 
duruma i9erlenen Mustafa Efendi tas ocagina gider, bir isaretiyle 
binlerce tasi caminin oniine yigar. Sabah kalkinca binlerce tasi caminin 
oniinde goren halk, Mustafa Efendi'yi, "gece halkin okiizlerini 9alarak 
tas getirdi", diye sikayet eder ve sikayet padisaha kadar ulasir. Padisah 
boyle bir olayin ger9ekligini anlamak i9in vezirlerinden birini, bir top 
helva ile Turhal'a gonderir. Durumu manevi alemde goren Mustafa 
Efendi yola 9ikar ve veziri Kuru9ay'da karsilar. Vezir, Mustafa Efendi'ye 
padisahtan hediye olarak getirdigi helvayi uzatir. Vezir elindeki helvanin 
tas haline dondiigiinii goriince hayretler i9inde kahr. 
Durumu anlayan vezir, halkin kendisini 



159 



padisaha sikayet ettigini soyler, bu duruma iiziilen Mustafa Efendi, 
istemeyerek de olsa, "Turhalh bu mekanda onmasin. Disardan gelenler 
burada kalsin.", diye beddua eder. Halk bu duanin kabul edildigine 
inanmaktadir. 

Bu rivayetlerden farkh olarak da soyle bir menkibe 
anlatilmaktadir. §enyurt Kasabasi'nda bulunan Mercimek Daginda 
biiyiik bir dev ini vardir. Burada yasayan devlerin halka zulmettikleri 
anlatilmaktadir. Devler Abdullah (Kesikbas) ve ailesini esir ahnca 
manevi alemde Hz. Ali'den yardim istenir. Hz. Ali bu cagnya cevap verir. 
Devlerle yapilan savasi Hz. Ali kazanir ama devlerin Abdullah'in basini 
kesmelerini engelleyemez. Abdullah'in kesilmis basi kuyunun basindan 
yuvarlanmaya baslar. Bugiinkii kabrinin bulundugu yere kadar gelir. 
Kesilmis basin durdugu yere Abdullah'in kabri, daha sonra da camii 
yapihr. Bugiin §enyurt Kasabasi'ndaki Mercimek Daginda, hala bir 
devin yasadigi soylenen kuyudan kotii kokular gelmektedir. Hz. Ali'nin 
ayak izleri ve atim bagladigi yer belirgin olarak hala durmaktadir. Burasi 
halk tarafindan kutsal sayilmakta ve sik sik ziyaret edilmektedir. 

Kesikbas Tiirbesi'nin icinde yedi sanduka vardir. Bu 
sandukalardan kible tarafinda, pencere yamndaki tiirbeye ismi verilen 
Kesikbas §eyh Abdullah, yaninda Horasan'dan gelen bir dervis, 
ayakucunda tiirbe hizmetkan bir hatun, sonraki iki sanduka Mustafa 
Efendi'nin hammlan ve kuzey tarafta Mustafa Efendi'nin kendisi 
medfundur. Demir kapinin sag i9 kismindaki iki kii^iik sandukanin 



160 



Mustafa Efendi'nin (jocuklanna ait oldugu soylenmektedir. Bugiin 

tiirbenin cami i9ine a(;ilan kapinin iistiindeki mermer kitabede, 

Bunun sahib-i hayrati §eyh Haci Mustafa 

§efaat ede O'na ol Muhammed Mustafa 

Tarik-i Naksbendisiyem acz-i piir taksir 

Bu bin yiiz yetmis ikide yazildi tasa bu takrir. 

h. 1172/m. 1758 

ifadesi yazihdir. Kesikbas Tiirbesi'nde Mustafa Efendi'ye ait bir<;ok esya 

vardir. Bu esyalar arasinda, Mustafa Efendi'nin hirkasi, zikir esnasinda 

kullandigi demir kemer, demir muin, tespih, tas haline gelen helva 

yumagi bulunmaktadir. 

Mustafa Efendi'nin Ahmed Kuddusi (6.1849), Hicabi Abdiilbaki 
(134), §eyh Mehmet Baba (6. ? / ?) isimlerinde 119 meshur halifesi vardir. 
§eyh Mustafa Efendi ve Kesikbas tiirbesi daha 90k Cuma ve Pazar 
gunlaeri her tiirlii agri ve sizisi olanlar, 90cugu olmayanlar ve her tiirlii 
dilegi olanlar tarafindan sik9a ziyaret edilir. Burada dualar okunur ve 
dileklerin kabul edilip edilmeyecegini ogremnek i9in i9eride bulunan 
siyah renkli bir tas havaya kaldinlmaya 9ahsihr. Eger tas kaldinlabilirse, 
dileklerin kabul edilecegine inanihr. Aynca dilek i9in tiirbe disindaki 
pencere dibinde mumlar yakihr ve burada bulunan ve kutsal kabul edilen 
su, sifa niyetine i^ilir. Ziyaret iist iiste yedi defa tekrarlamr (135). 



(134) DURM AAbdulhalim, Evliyalar §ehri Amasya 

(135) Y. M. KESKIN, a.g.m. 



161 



Lengeri Baba'nin kabri Kesikbas Camii yanindaki mezarhkta 
veya muhtemelen tiirbe i9inde §eyh Abdullah'in yanindadir. Kesikbas 
tiirbesini yaptiran §eyh Mustafa Efendi'nin yanmdan aynlmayan 
Mustafa Dede isminde son derece yumusak huylu, sevimli yiizlii sofi ve 
ermis bir ihtiyar vardi. Hakkinda anlatilan menkibeye gore, tiirbe insaati 
devam ederken, Tokat evliyalanndan Tiiysiiz Baba iistii acik ve yayvan 
bakir tabak ile helva gonderir. Helva dolu kap Tokat'tan Yesihrmaga 
birakilir ve Turhal'dan da Nur yiizlii bu sofi Mustafa Dede tarafindan 
ahnir. §eyh Mustafa Efendiye takdim edilir. §eyh Mustafa Efendi 
helvayi yedikten sonra, Mustafa Dede'ye, "bizim helvamizi da sen 
gonder", diye talimat verir. Mustafa Dede, kendi eliyle yaptigi helvayi, 
daha biiyiik bir bakir tabaga (lengere) koyar ve irmaga birakarak akintiya 
yukan Tiiysiiz Baba'ya gonderir. Bu olaydan sonra Mustafa Dede'nin adi 
Lengeri Baba olarakkahr. 

Amasya yolu iizerinde, Erkek Kuran Kursu binasi arkasinda hem 
tekkesi hem de yatin bulunan Ahi Yusuf semercilerin piri olarak kabul 
edilir. Vefat tarihil324'diir. Bu tarih Tiirbenin dogu cephesinde yer alan 
giris kapisi iizerindeki kitabede mevcuttur. Turhal'a 1301 yihnda 
gelmistir. Tekkesinin oniinde imarethane (Asevi) yaptirarak, fakirlerin 
istifadesine sunar. Bu asevinden Turhal Medresesinde okuyan ogrenciler 
ile Turhal'dan gelip gecen garip yolcular da faydalanir. Giimiistop 
(Dazya) koyiindeki degirmen ve 9evre koy gelirleri ile Yesihrmak 
kenanndaki, eski tarihi Karatas Hamami da ona aittir. Hamamin yapihs 
tarihi 1315'dir. 



162 



Kendi getjimini, bugiin kus cenneti olan ve koruma altina ahnan 
Kaz Golii 9evresinden getirttigi kamislarla yaptigi hayvan semerlerinden 
temin ettigi anlatihr. Bu yiizden meslegin piri olarak kabul edilir. Ahi 
Yusuf odun tasiyan hayvanlann sirtlanndaki yaralan goriince bundan 
son derece rahatsiz olup uzulur ve bu hayvanlann yaralanna 9are bulmak 
i9in gece giindiiz diisiiniir. Sonunda kendi bulusu olan 'semer'i icat eder. 

Kare planh tiirbe ilhanh donemi eseridir. Girisi kuzey tarafindaki 
kapidan yapihr. 1934 yihnda bucak miidurlugu yapan Hakki Efendi Ahi 
Yusuf tiirbesini yikmak ister. Ancak kubbesini yiktirabilir. Fel9 olur ve 
hastaneye kaldinhr. Kazma vuran is9ilerden ikisi damdan, biri de 
pencereden diiserek oliirler (Rivayete gore, burayi yikmak isteyen 
yabanci bir usta, evinin balkonundan diiserek olmustur). Tekkenin 
giineyindeki 9ilehane bilahare yiktinlmis, duvarla da kapatilmistir. 
Tekkenin kubbesi yikildiktan sonra bugiinkii ahsap kirlangi9 9ati 
yapilmistir. Giiney-kible cephesinde bu yikim isi ile ilgili izler 
mevcuttur. Kuzey cephesinde kink 119 par9a mermerkitabede, "Ammere 
hazihil mergadil miibareke lisseyhil zahit Ahi Yusuf (Kadesallahu 
sirruhu) fisehri saban sene selase isnn ve sebamiyye", yazihdir. Ebced 
hesabi ile H.723/M.1323 tarihi dusulmiistiir. Tiirbenin bati cephesinde 
dikdortgen iki pencere, kible duvannda kare bir pencere mevcuttur. 

Iki erkek bir 90cuk kabri bulunan tiirbede iki biiyiik kabir 
arasindaki sanduka seklindeki mermerde, "La ilahe illallah, 
Muhammeden Resulullah, Bismillah", yazihdir. Ahi Yusuf Anadolu 



163 



ahilerinden Veysel Karani'nin akrabasidir. Tiirbedeki ke9e kiilahm 
Veysel Karani'ye ait oldugu kabul edilir. Tekkedeki ok, yay, sancaklar ve 
otuz adet Kur'an ciizii Tokat miizesine kaldinlmistir. 

Ahi Yusufun yaptirdigi imarethanenin (Asevinin) £elebi 
Mehmet'in annesine ait oldugu kayithdir. 

Ahi Yusuf Tiirbesi ile §eyh Nurullah Tiirbesi arasinda 
bakimsizhktan yikilmis olan Kubbeli Mescit ile tiirbe cevresinde Ahi 
Yusuf Kabristani mevcuttu. §ehir merkezinde kabristan olmaz, diye 
kaldinlmistir. 

1 3 1 5 'te insa edilen hamam ise, Yesihrmak kiyisinda ismini tasiyan 
(Hamam Mah.) mahallededir. 1945 yihnda 22 bin liraya Mustafa 
Eriskin'e (Hamamci Mustafa'ya) satilmistir. Yine halk arasinda dolasan 
rivayete gore, zaman zaman Ahi Yusuf bu tarihi hamamina gelip 
yikamrmis. £iinkii bu tarihi hamamdan 9ikan bir zat, tekke yanma-tiirbe 
9evresine gelince gozden kaybolurmus. Bu kisinin Ahi Yusuf olduguna 
inamlmistir. 1092 yihnda Turhal'da kazahk berati Ahi Yusuf a verilmis 
oldugu ileri siiriiliir. 

Tiirbe 9esitli hastahklar i9in ziyaret edilmekte ve agnlarinin 
ge9ecegi inanciyla mezar iizerine i9 9amasin birakilmaktadir. 

§eyh Mustafa Nurullah 'in Sel9uklu komutanlanndan oldugu ve 
Turhal kalesinin ahnmasi sirasinda sehit diisrugii kabul edilir. Emir 
Mehmet Tekkesi diye anilan kabrinin bulundugu yer, halk arasinda 'Pisik 
(^arpan' olarak da bilinir. Eskiden tiirbede aksamlan aydinlatma amaci 
ile kullanilan mumlari bir kedinin i9eri girip yemesi iizerine, kedinin 
duvara 9arpilarak oldiiriilmus oldugu anlatihr. Hemen giriste sol 
taraftaki duvarda bulunan izlerinin badana ile ortulmus oldugu 



164 



nakledilir. Amasya caddesinde, Erkek Kur'an Kursu binasinin arkasinda 
ve Ahi Yusuf tiirbesi bitisigindeki tiirbesinde bulunan ok, yay, kill*;, 
kalkan ve sancagi serif 1925 yilinda Tokat Muftusu Faik Efendi 
tarafmdan Tokat Miizesine teslim edilmistir. 

Kubbeli olan tiirbesine giris kuzey kisimdadir. Bati duvannda bir 
penceresi bulunan yapida kare plan uygulanmistir. Tiirbe girisindeki 
kitabede vefat tarihi 701 olarak kaydedilmistir. Tiirbe i9inde 119 mezar 
mevcuttur. Biri Seyh Mustafa Nurullah Hazretlerine diger ikisi ise 
komutanlanna aittir. 1934 yihnda Bucak Miidiirii olan Hakki Efendi'nin 
bu tiirbeyi de yiktirmak istemis oldugu anlatihr. Sadece kubbeyi 
yiktirmaya muvaffak olmus, akabinde fel9 oldugu, hastaneye kaldmldigi 
i9in yikimdan vazge9ilmis oldugu anlatihr. Turbenin kubbesi ashna 
uygun olarak 1 947 yihnda yeniden insa edilmistir. 

Tiirbe her tiirlii hastahgi olanlar, bilhassa korkan ve vesvesesi 
olanlar tarafmdan ziyaret edilir. Hastanin i9 9amasin mezar iizerine 
birakihr. Bir sure sonra geri ahnarak tekrar hastaya giydirilir. Bazan hasta 
mezarin yaninda yatinlmaktadir. 

Haci Baba Sultan'in kabri Celal Mahallesinde Alemoglu 
Camii'nin bah9esindedir. Tarihi kitabesi mevcuttur. Burada sadece yatir 
bulunmaktadir. Haci Baba Sultan'in fakir dostu olup a9lan doyuran 
sehavet sahibi, comert bir zat oldugu anlatihr. 

Iskender Baba tiirbesi Ahi Yusuf tiirbesinin yanindaki sokakta 
Tekkeler 9ikmazinda, bir evin giris katinda bulunmaktadir. Burada 
bulunan bir kitabede oliim tarihi 1301 olarak verilir. Ustiinde ev bulunan 
miitevazi bir yatirdir. Rivayete gore daha onceden iizerine bir tiirbe 
yapilmis, fakat buna razi olmadigi i9in ev yanmistir. Eskiden 



165 



buraya yagmur duasina 9ikilmakta, toplanilan taslar burada okunduktan 
sonra irmagm kenanna birakilmaktaydi. Eger yagmur 90k yagarsa, taslar 
irmaktan 9ikanhrdi. Buradaki tarihi taslann Ahi Yusuf tiirbesinin 
duvannda kullamlmis oldugu nakledilir. 

Bu giin hangi koy oldugu bilinmeyen eski adiyla Kokse koyiinde 
yattigindan bahsedilen Kara Baba Sultan evliyasindan soz edilir. 

Pir Ahmet Dede Sultan'in kabrinin bugiinkii Otogar ve 
Kamyoncular Nakliyat'in arkasindaki boslukta bulundugu anlatihr. Seyh 
Sehabettin tiirbesi istikametine diisen bu yerin, eskiden il9enin en yash 
aga9lannin bulundugu biiyiik bir kavakhk oldugu nakledilir. O zamanlar 
burada 90k sayida da mezar tasi bulunmakta idi. Bugiin pancar 
sezonunda Seker Fabrikasinin pancar dokum alani olarak 
kullanilmaktadir. 

Asil ismi Seyh Sahap olan Seyh Sehabettin Siihreverdi Amasya 
tarafinda, sehir girisinde Yesihrmak kenanndaki kare planh ve iizeri 
kubbeli bir riirbede medfundur. Ayni adi tasiyan mezarhgin giiney 
batisina diismektedir. Kale etegi ve Yesihrmak kiyisinda, otogann 
karsisina isabet etmektedir. Tiirbe once Muharrem ayinda, Dervis 
ogullanndan Haci Osman Efendi tarafindan ahsap olarak 1758'de insa 
edilmistir. Bir oda ve genis bir avludan ibaret olan yapida dikdortgen bir 
plan uygulanrmstir. i9inde dort sanduka bulunan tiirbenin kible (giiney) 
tarafindaki biiyiik sanduka Seyh Sehabettin'e aittir. Diger 119 sanduka ise 
hemen yam basinda hammi, oglu, en sonda ise hizmetlerine bakan kadin 
i9indir. Asillan Buhara'h olup Siihreverd kasabasindandir. Bagdat'da 
medfun Siihreverdi Hazretlerine baghdrr. 



166 



Tiirbe 9evresindeki bag ve bah9e geliri, (^evlikler mevkiindeki 
tekke tarlalarmin geliri tiirbeye birakilrmstir. Tamirleri de bu gelirlerden 
karsilanrmstir. Bu irad arazisinin bir kismi 93 Rus harbi (1293 
Rumi/1878 Miladi) muhacirlerine, bir kismi da 1330 muhacirlerine 
(1914 Balkan Harbi gocmenleri) tahsis edilmis olup tapuya kayithdir. 
Kalan birka9 tarla da Hamam Mahallesi esrafi tarafindan kullamlrmstir. 

§eyh §ehabettin tiirbesinde biri siyah biri de beyaz olmak iizere iki 
par9adan olusan niyet ta§i da bulunmaktadir. Niyeti kabul olacaklara 
taslann yerinden kalktigi, aksi takdirde kalkmadigina inanihr. Her tiirlii 
dilek i9in iist iiste 119 Persembe giinii ziyaret edilir. Ozellikle 90cugu 
olmayan kadinlar, cin 9arpmasina tutulanlar ve akil hastasi bulunanlar 
tarafindan ziyaret edilen mezann etrafinda dua okunarak 119 kez doniiliir. 
Bazen bas ortiisii, atlet, gomlek vb. 9amasirlar bir sure mezar iizerine 
birakildiktan sonra ahnmakta, 90cugu olmayan kadina veya hastalara 
giydirilmektedir. Bazen de tiirbenin giris boliimiinde mum yakihr. 

Bugiin tekkenin bakimmi uzun siiredir bu hizmeti yiiriitmekte olan 
Yapazlar siilalesi iistlenmistir. 

Uzun9arsih'nm, Turhal il^e merkezindeki, i9erisinde iki erkek, bir 
kadin mezan bulunan, Sel9uklu tarzinda insa edilmis bir yapi olarak 
tamtmis oldugu Mahmut Dede Tiirbesi, giiniimiize ulasmamis yapilar 
arasinda yer ahr. Kapi ve pencerelerinin 9ini bezemeli oldugu bildirilen 
tiirbenin, 1301 tarihini veren dort satirhk siiliis bir kitabesinden soz 
edilir. 



167 



Almus il9esinin Hubyar koyiinde tiirbesi bulunan Hubyar Sultan 
ile Amasya'daki Baba ilyas'in birbirlerine biiyiik baghhklan oldugu, 
aralannda bir samimiyetin bulundugu ve birbirlerini ziyaret ettikleri 
yoniinde geleneksel bir kabulun otesinde, Sira9lar'in biitiin gruplanmn 
bir arada yasadiklan ve her birinin ayn cemevinin bulundugu Turhal 
Ulutepe kasabasinda, 1240 Isyaninin bas aktorlerinden Baba Ilyas ile 
ilgili goriilen bir makamin hala ziyaret ediliyor olmasi, gimumiizdeki 
Aleviler'le Babailer arasinda bir iliskiyi ortaya koymasi a9isindan 
onemlidir. Ancak Essah Dede adiyla ziyaret edilen bu tiirbedeki mezar 
tasina 1739 tarihinin yazilmis oldugu gorulmektedir ki, bu tarih dogru 
ise, dogal olarak bu tiirbenin Baba Ishak'a ait olmasi miimkiin degildir. 
Bununla beraber burada onemli olan, bu gruplar arasinda tiirbenin Baba 
Ishak'in makami olarak kabul edilmesi ve ziyaretin surduriilmesidir 

Tokat yoresinde bulunan Eretnahlar devrine ait eserlerin tamami 
Turhal il9esine bagh Giimii^top (eski adiyla Dazya) koyiinde 
toplanmistir (136). Bugiin mevcut olmamakla birlikte, kaynaklar Dazya 
Koyii'nde Sel9uklular donemine ait bir kervansarayin varhgindan soz 
ederler. Dolayisiyla, Sel9uklular doneminde bir menzil yeri olan Dazya, 
daha sonraki donemlerde bir iskan bolgesi olarak, gelisme gostermistir. 
Ne var ki, sozii edilen kervansarayin muhtemelen yikilmis olmasi 
nedeniyle, Eretnahlar zamaninda onanlmak yerine, mevcut kahntilann 
da kullanilmak suretiyle tekke olarak yeniden 



(136) N. SEgGIN, a.g.e. 



168 



insasi (1375), Dazya Koyu'ndeki kervan ticaretine bagh ekonomik 
canhhgin, 90k da uzun omurlii olamadigini gostermektedir. Bu koydeki 
diger eserler yine ayni doneme ait guniimiize ulasamayan Eminuddin 
Hoskadem Camii (1361), dariil-huffaz (1388), namazgah ve 16. yiizyila 
tarihlendirilen bir tiirbeden ibarettir 

Dazya Zaviyesinin miman Konyah Sadi oglu Yusuf tur. Giris 
kapisi iizerinde yer alan kitabeye gore, Ertena ogullanndan Giyaseddin 
I.Mehmed Bey'in oglu Sultan Ali Bey zamanrnda 1375 senesinde 
Abdullah oglu Haci Bulu tarafindan insa ettirilmistir. 
Ancak, kitabenin ilk 119 satinnda yer alan, 

"Bu miibarek zaviye Ertenaoglu Mehmet oglu Ali'nin sultanhgi 

giinlerinde in§a olundu. 

-Sultanhgi daim olsun- bu binayi din ve devletin burhani sultanin 

devletli giinlerinde 

-Miilki daim olsun- zaif kul Abdullah oglu Haci Bulu yeniledi. 

Musluman alimlere vakfetti." 

seklindeki ifadelerin ortaya koydugu 9eliski, yapinin 

tarihlendirilmesinde ve dolayisiyla insa siirecinde bazi tereddiitleri de 

beraberinde getirmektedir. Yapinin ayni tarihte hem insa edilip hem de 

yenilenmesi diisuniilemeyecegi i9in soz konusu zaviyenin, mevcut 

bakiyeleri de kullamlarak bir baska yapi kahntisi iizerine insa edilmis 

olmasi kuvvetle muhtemeldir ki, zaten K.Erdmann, ayni yerde bulunan 

fakat giiniimiize ulasmamis bir Sel9uklu kervansarayindan soz 

etmektedir. Zaviyenin plan semasindaki 9arpikhk da goz oniine ahmrsa 

kervansarayla arasinda bu tiir bir iliski kurulmasi miimkiin 

goriinmektedir. 



169 



Giris a<;ikhgi iizerinde yer alan ve ayni zamanda kapi kemerini olusturan 
kitabe bes satirdan olusmaktadir. Kitabenin alt kosesinde kuyruklan 
ejder basi seklinde sonlanan kabartma iki aslan figiirii vardir. Sol 
kosedeki aslan figiiriiniin yaninda ise basit bir 9er9eve i9ine ahnmis usta 
ismi yer ahr. Yapidaki ikinci kitabe dar iil-huffaz'a aittir. Zaviyenin 
bitisiginde, bir oda ile girisinde eyvan seklindeki bir on mekandan 
ibarettir. Zaviyeden yaklasik 1 3 yil sonra yani 1388 yihnda insa edilen dar 
iil-huffaz'in kitabesi ise, iki satir olarak yine kapi kemeri iizerine 
kazinrmstir. Dar iil-huffaz'a ait kitabe metni ise soyledir. 
"Yusuf Han'a mensup olan bagin temarmni Dar iil-Huffaz'in mesalihine 
(yapilmasina) vakfetti. Sene yediyiizdoksan (m.1388)" Bugiin i9inde 
kimin medfun oldugu bilinmeyen bir zat i9in tiirbe olarak fonksiyon 
kazandinlmistir. 

Zaviyenin sonradan camiye 9evrilen boliimiinde al9i siislemeler 
yer ahr. 

Koy mezarhginda eskiden namazgah bulunuyordu. Gevresi lahit 
kapagi diyebilecegimiz taslarla 9evrili bir duvar da mevcuttu. Bugiin 
sadece mihrap ve 9evresinden kalma kii^uk bir par9a kalmistir. Lahit 
kapagi seklindeki taslardan da, bir kose tasi bir de ara tasi giiniimuze 
gelebilmistir. 

Ali Baba Tiirbesi, il9eye bagh Giimiistop (eski adiyla Dazya) 
koyiinde, yerlesim alanmin bir hayli disinda vadiye bakan dik bir yamaca 
kurulmustur. Bir yapiya bagh olmayan tiirbelere dahil olan tiirbe kubbeli 
kare planhdir. Dort duvannda dort pencerenin bulundugu tiirbenin insa 
tarihini veren bir kitabesi mevcut degildir. 



170 



Ancak tiirbe i9erisinde bulunan kabrin ba§ §ahidesindeki 1586 tarihi, 
yapinin in§a yih olarak kabul edilebilir ki, giri§ eyvani ve ko§e getjii-ileri 
gibi, mimari ozellikleri de boyle bir tarihlendirmeye imkan vermektedir. 
Yapinin alt tarafindaki tarlalar 'Tekke Tarlalan' olarak tiirbenin giderleri 
i9in bagi!jilanmi§tir 

Koyiin i9inde kotiiliik ve afetlerden korunmak i9in ziyaret yeri 
olarak kullanilan Arap Dede tiirbesi vardir. Koyiin i9inde aynca bir de 
adak kurbanlan kesilen Kurban Dede yatin bulunur. 

Kurulu^u 90k eskilere dayanan (7/vn7'de Abdulvahap isminde 
i9inde iki tane yatir olan bir tekke bulunmaktadir (137). vardir. Cevresi 
duvarla 9evrili olan tiirbenin sade bir goriiniii-iu vardir. Burayi ziyaret 
bilhassa kii^iik 90cuklann el ve yiizlerinde 9ikan ve 'sulu 9iban' denilen 
yaraya iyi geldigine inanihr. Tekke de sinir ta§i ve niyet ta§i bulunur. 
Niyet ta§i tek par9adir. Tekkenin 9evresi aga9hk ve ye§illikolup a§agi 
taraflarda kesim yerleri ve yagmur duasi yapilan yer mevcuttur. 
Tekkenin biti§iginde vaktiyle bir degirmen bulundugu nakledilir. 
Degirmen Per^embeyi Cumaya baglayan geceleri 9ah§tinlamazdi. 
Bugiin bu biiyiik zatin soyundan gelen ve Tekkeijinogullan adi verilen 
aileler ile Karaosmanlar ve Dedeogullan siilaleleri tekkenin bakimi ile 
ilgilenmektedirler. Tekkeden aynhrken geri geri giderek 9ikihr. Bu adet 
bugiin de siirdiiriiliir. Abdulvahap Hazretleri'nin hepsi de birer veli olan 
alti karde^i de 9evrede medfun bulunmaktadir. Koyiin i9inden ge9en 
yolun iist tarafindaki tepede karde^lerinden biri olan 



(137) ERDOG Cihat, II Gibi Il9e Ye§il Turhal 



771 



Diizdede yatmaktadir. Bu tepeye bu yiizden Diizdede Tepesi adi 
verilmistir. Kazanci'daki ve Kiretjli'deki tekkeler de medfun bulunan 
zatlann da Abdulvahap Hazretlerinin kardesi oldugu soylenir. 

Diiz Dede Tepesinde birden fazla mezar bulunur. Diiz Dede, £ivril 
ve 9evresinin fethi sirasinda sehit diisen bir cengaver olarak kabul edilir. 
§ehitlerin yeri degistirilmedigi i9in sehit diistiigu bugunku yerinde 
yatmaktadir. Diizdede tepeden agac goturiilmesine karsidir. Aga9 
vermez olarak meshurdur. Bu ziyaret yeri, viicudunda yara bere olanlar 
ile agnsi sizisi olanlar tarafindan ziyaret edilir. Bedeninde 9esitli 
hastahklardan iz kalanlar da ziyaret eder. Ziyarete gelenler, yatinn 
9evresindeki topraktan bedeninin hastahkh kismina siirerler. Giines, 
riizgar (hava) ve toprak bedenle temas ederek hastalar yavas yavas sifa 
bulurlar. Bu konuda, "ben iyi oldum", diyenlerin 90k oldugu soylenir. 
Yeni dogan fakat asm huysuz olan bebekler de buraya getirilmekte ve 
kabrin ustunde kisa bir siire birakilmaktadir. 

Koy girisinin sol tarafinda Alpinari, Ayipman veya Ayi Tekkesi 
adi verilen bir tekke daha mevcuttur. 

Aynca koyde Sel9uklu donemine ait oldugu ileri suriilen kare 
planh ve kubbelitarihi bir hamam kahntisi bulunur. Bitisiginde 
dikdortgen planh ve tonoz kemer ortiilii soyunma odasi vardir. Hamamin 
lsinmasi duvar i9inde dolastinlan sicak su ile kiinklerle saglamnistir. 
Uzerlerindeki figiir ve mozaikler zamanla kaybolmustur. 

Erenli koyiinde mezan bulunan Mahmut Dede hakkinda her hangi 
bir bilgi yoktur. Koyun i9indeki 9esmeyi kendisinin yaptirdigi soylenir. 
Halk arasinda daha 90k Kuzu Kiran diye isimlendirilir. Bu ismin 
kendisine verilmesiyle ilgili olarak su rivayet nakledilir. Mahmut 



172 



Dede bir gun evine gelen misafirlere tam kirk kuzu kesip pisirdikten 
sonra kuzulan yeniden diriltmi§ fakat kuzunun birinin ayagi topal 
kalmistir. Bu yiizden Ke9eci Baba ona Kuzu Kiran demistir. 

Mahmut Dede 9evredeki Alevi koyliileri tarafindan her tiirlii dilek 
icin ziyaret edilmekte, burada mum yakilmakta, bez caput baglanmakta 
ve kurbanlar kesilmektedir. 

Eriklitekke Koyunde Kirman Baba veya Erikli Baba isimli bir yatir 
vardir. Burada medfun bulunan zatin keramet sahibi oldugu kabul edilir. 
Koyiin ismini evliyamn kis ortasinda erik yetistirmesinden almis oldugu 
soylenir. Hertiirlii dilek i9in haftamn her giinii ziyaret edilmekte, burada 
mumlar yakilmakta, yanindaki 9ahlara bez 9aput baglanmakta ve sifa 
niyetine buradan ahnan toprak suya katilarak i9ilmektedir. 

Kafkas g09menlerince kurulmu§ olan Hamide Koyiiniin ismi 
Sultan Hamit'ten gelmektedir . Hamide veya Sultan Hamit koyii diye 
anilan koyde Omer Dede adinda bir yatir bulunur. Tekke, Turhal-Zile 
karayolu yaninda sag tarafta, yayla yolu iizerindedir. Ozellikle Persembe 
giinleri ziyaret edilmektedir. 

Hasanh Koyunde Esiri Dervis ismiyle bilinen bir yatir bulunur. 

Kalayci k koyunde Oksiiriik Mevkii denen yerde bulunan tek aga9 
Oksiiriik Tekkesi diye anihr. Yaninda herhangi bir mezar yoktur. Tekke 
bogmaca olan veya 90k oksuren kisilerce ziyaret edilir. Bu ama9la 
buraya gelen kimse, iizerinden kopardigi bir bez par9asim bu agaca 
bagladiginda oksiiriigiinun ge9ecegine inanihr. 



173 



Cok eski bir yerlesim yeri olan Karkin koyunde Aziz Baba 
naminda biiyiik bir evliya bulunmaktadir. Horasan Piri Ali Haydar 
Padisahmm oglu olup Erbaa'daki Ke9eci Baba'nm da torunudur. Ke9eci 
Baba'ya ziyarete gidenler, once Aziz Baba'yi ziyaret ederler. Aziz 
Baba'ya ugramadan Kececiye gidenin mutlaka bir engelle 
karsilasacagina inanihr. Yurdun dort kosesinden ziyaretine 
gelinmektedir. Her yil 1 6 Eyliilde adina kutlamalar yapilmaktadir. 

Anlatildigina gore, kadinin birisi riiyasinda Aziz Baba'yi gormiij. 
Aziz Baba ona ziyaretine gelmesini soylemis. Kadin bu riiyanm tesiri ile 
hemen ziyaretine gitmis. Ziyaretten sonra tiirbedeki yesil 9uhadan bir 
par9a ahp disan 9ikmak istemis, 9ikmak uzere olan kadina bir el arkadan 
uzanarak engel olmus. O zaman kadin yaptigi hatanin farkina vararak 
elindeki yesil 9uha par9asini aldigi yere birakrms. Ondan sonra da her yil 
tiirbeye ziyarete gidip, iki tane kurban kesip halka, ziyaret9ilere 
dagitrms. Aziz Baba, tiirbesinden en kii^uk bir par9anm, bir tasin dahi 
gotiiriilmesine nza gostermezmis. Gotiirenler olursa onlan rahatsiz eder, 
bu par9anin geri gelmesini temin edinceye kadar da rahatsizhk devam 
edermis. Aga9lar i9in de bu yasagin ge9erli oldugu soylenir. "Orada 
istediginiz kadar aga9 yakip kullanabilirsiniz, fakat evinize 
gotiiremezsiniz", denir. Aga9 par9asini evine gotiirenin evinin 
yanacagina inanilmistir. 

Yine bir giin yoreden bir grup ziyaretine gelir. Aziz Baba'ya adak 
kurbani getirmislerdir. Kurban kesip, etler orada yendikten sonra, ziyaret 
bitmis, doniis vakti gelmis, fakat ortahgi sis kaplamistir. Goz gozii 
gormez. Yola koyulurlar fakat bir sure sonra yollarini kaybederler. 
Orman issizdir, korku i9indedirler. Caresizlikten ne 



174 



yapacaklanni du§unurken bir yilan peydah olur. Yilan olmasma ragmen 
pek korkmazlar. Yilan adeta, beni takip edin, demektedir. Onlar da 
yilamn pe§ine dii§erler. Yilan grubu selamete cikardiktan sonra bir 
agacin dibine akarak kaybolur. Bazilan bu yilamn Aziz Baba'nm kendisi 
oldugunu dii§uniir. Aziz Baba'ya olan saygilan bir kat daha artar. Aziz 
Baba'nm dedesi Kececi Baba'nm da yilanlan ip gibi kullamp kagnida 
okiizlerin boyunduruguna baglami§ oldugu anlatihr. Hatta cami 
yapiminda, 9atiya aga9 9ikanrken de yilanlan kullandigi 
soylenmektedir. 

Hakkinda anlatilan bir rivayet de §6yledir. Civar koylerden 
birisinin inegi kom§usu tarafindan 9ahmr. Aralannda kavga 9ikinca koy 
idare heyeti davaci ve davahyi tiirbeye getirir. Inegi 9aldigi iddia edilen 
f-iahsa yemin verdirilir. Davahnin yalan yere yemin ettigi i9in birden bire 
baygin bir halde tiirbe di^inda yattigi goriiliir. Koyliiler tarafindan bu 
halde koyiine getirilen kif-ii, bir ay i9ersinde oliir. 

Tiirbe dini bayramlarda ve ozellikle ilkbaharda ve sonbaharda 
koye bolluk ve bereket getirmesi amaciyla ziyaret edilmekte ve bu 
ama9la burada kurban kesilmektedir. Toren havasi i9inde ge9en 
§enliklere 9evredeki Alevi-Bekta§i koyliileri topluca katihrlar. Aziz Baba 
Tiirbesi aynca, genelde akil hastalan tarafindan ziyaret edilir. £ocugu 
olmayanlann, miizmin ba§ agnsi 9ekenler ile sarah hastalann da ziyaret 
eder. Aynca Aziz Baba'yi riiyasinda gorenler, evliyadan birini ziyaret 
etmek isteyenler de ziyaretine gelir (1 38). 



(138)C.ERDOG,a.g.e. 



175 



Horasan'dan geldi, Karkin'a kondu, 

Cennete 9evirdi kondugu yurdu. 

Er oldu, ciimle aleme duyurdu, 

Er Aziz Baba'ya , er diye geldim; 

Ciimlesin muradin ver diye geldim!... 

Yerlesimi 90k eskiye dayanan Sarikaya koyunde Gazi Baba 
tiirbesi ve hamami bulunur. Zaman zaman Gazi Baba koyii diye amlan 
Sarikaya koyii adeta Gazi Baba ile ozdeslesmistir. Gazi Baba'mn savasta 
sehit diistiigu yerde su 9ikmaktadir. Gazi Baba kesik tasin altinda 
yatmaktadir. Bu bolge biiyiik bir aga9hk alan olup koyliiler tarafindan 
korunmaktadir. Zaten Gazi Baba'nin da bu ormanhk alandan kii^iik bir 
dal par9asinin ahnmasina nza gostermeyecegi, hatta cezalandiracagi 
diisiincesi 9evrede yaygindir. 

Tekkenin ziyaret9ileri genelde 90cugu olmayan ailelerdir. Bu 
ziyaretlerde koyden bir aile de katihr. Adak adanir. Adak yerine gelirse 
kurban kesilir. Sadece 90cugu olup adak kesenler tarafindan aga9hk 
alandan 'Bagirdak' ismi verilen ve 90cugun be^igine bezle baglanan aga9 
par9asinin ahnmasina Gazi Bab 'mn miisaade ettigine inanihr. 

Aym sekilde sik sik yavrusunu kaybeden hayvanlar da buraya 
getirilip, aga9lara baglanir. Otlatihr. Bu hayvanlann yavrulanni saghkh 
dogurdugu ve yavrulann yasadigi ileri siiriiliir. 

Turhal'da sayilan bu yerlerden baska merkezde bulunan ve daha 
90k 90cugu olmayan kadinlann gittigi Kuru Kafa, sanhk hastalannin 



176 



gidip i9ersine yumurta biraktiklan Sanlik Suyu, ve §enyurt Kasabasinda 
Hz. Ali'nin atinin ayak izi olduguna inamlan kaya ziyaret yerleri arasinda 
yer ahr. 

\jqer 9ali§masinda, il9e merkezinde yaklasrk % 20'lik bir Alevi 
niifus oldugunu ve 53 kasaba ve koyden sadece Aleviler'in yasadrklan 119 
kasaba ve 14 koy bulundugunu kaydeder. Bucak ve koylerde yasayan 
Aleviler'in nufusunun il9enin bucak ve koy nufusunun % 31,5'ini 
olusturdugu gorulur. il9enin toplam niifusu goz oniine ahndigmda ise, 
koy ve §ehirdeki Alevi niifus toplam niifusun % 23'liik bir kismini 
olusturmaktadir. 

Ye§ilyurt Evliyalan 

Yesilyurt il^e merkezine yaklasik 300 metre uzakhkta, etrafi 
9evrili bir mezarhk i9inde bulunan abidevi mezarda medfun 
askerler'in, Kurtulus Savasi esnasinda yorede bas gosteren 
ayaklanmalan bastirmak iizere bizzat Mustafa Kemal'in emriyle 
gorevlendirilen ve bu isyanlan bastmrken sehit diisen Binbasi §emsettin 
Bey ve Zekeriya §inasi Bey ile bes er (bazi rivayetlere gore yedi er) 
olduklan anlatilir. §ehitlik, daha 90k Persembe giinleri, 90cugu olmayan 
kadinlar tarafmdan ziyaret edilir. Ziyaret9iler dua okuyarak mezann 
etrafinda 119 kez donmekte ve dileklerinin kabul olmasi i9in mezann 
yamndaki aga9lara bez-9aput baglamaktadirlar. 

Sanci Tasi Doganca Koyii merkezinde, kime ait oldugu 
bilinmeyen, etrafi taslarla 9evrili bir mezardir. Sancisi olan insanlar 



177 



tarafindan ziyaret edilir. Dua okunarak mezar etrafindan 119, bes veya 
yedi kez doniiliir. Bazen, mezar uzerine bozuk para birakilmaktadir. 

Biiyiik ve Kticuk Evliya Doganca Koyu'niin tepesinde, ormanhk 
bir alandaki kii9uk bir diizliik i9erisinde bulunan, birisi ardi9, digeri ise, 
9am olan iki aga9tir. Etraflannda bulunan diger aga9lardan daha biiyiik 
olduklan 19m, yore halkinin dikkatini 9ekmis olan bu aga9lardan ardi9 
olanina "Kii^iik Evliya", 9am olanina ise "Biiyiik Evliya" denmektedir. 
Her iki agacin altinda, halk tarafindan yapilmis temsili birer mezar 
bulunmaktadir. Bu aga9lar, 9evrenin Alevi koyliileri tarafindan yagmur 
duasina 9ikildiginda ziyaret edilmekte, kurbanlar kesilmekte ve 9esitli 
dilekler i9in bu aga9lara 9aput-bez baglanmaktadir. 

Karacaoren koyii merkezinde bulunan ve hi9bir ozelligi 
bulunmayan bir Kaya, 90cugu olmayan, diisiik yapan veya erkek 90cugu 
olmayan kadinlar tarafindan ziyaret edilmektedir. Ziyaret9iler, kayamn 
etrafmda dua okumak suretiyle ii9, bes ya da yedi kez donmekte ve 
buradaki dikenlere bez-9aput baglamaktadirlar. (^ocuk, erkek olursa, 
genellikle bu 90cuga Kaya ismi verilmektedir. Kaya, aynca 9esitli insan 
ve hay van hastahklan i9in de ziyaret edilmektedir. 

Sivri Koyii'niin hemen yamndaki hafif9e yiiksek bir tepe iizerinde, 
etrafi tuglalarla 9evrili mezarda medfun olan kisinin tarihi sahsiyeti 
hakkinda her hangi bir bilgi bulunmamaktadir. Kabak Abdal ismiyle 
anilan tiirbe, her tiirlii dilek i9in, bilhassa, 90cugu olmayan kadinlar ile 
fel9liler tarafindan ziyaret edilmektedir. Dileklerin kabul olmasi 
amaciyla, mezann bas ucunda mum yakilmakta ve yamndaki 
Agaca bez-^aput baglanmaktadir. Ziyaretine 



178 



abdestsiz gidenleri riiyalannda rahatsiz ettigi inamsryla, abdestsiz 
ziyaret edilmemektedir. Tutulan dileklerin ve yapilan dualann kabul 
edilmesi halinde oru9lar tutulmakta ve kurbanlar kesilmektedir. Koy 
halki yagmur duasma da burada 9ikmaktadir. Kurbanlann kesilmesinden 
hemen sonra, yagmurun yagdigi iddia edilmektedir. 

Sekiicek &6yu'nde, hafif9e yiiksek ve aga9hk bir tepe uzerinde 
bulunan etrafi biiyiik taslarla 9evrili mezar Edne Hasan Tekkesi diye 
bilinir. Tarihi sahsiyeti hakkinda her hangi bir bilgi bulunmayan sahsin 
Horasan Evliyalanndan olduguna inamlmaktadir. Tekke, daha 90k 
Persembe ve Cuma giinlerinde, her tiirlii dilek i9in ziyaret edilmekte, 
buradaki aga9lara 9aputlar baglanmakta ve mezann basucunda mumlar 
yakilmaktadir. Aynca, mezar iizerine borek ve yufka birakilmakta ve 
yanindaki tasa tas yapistmlmaktadir. 01duk9a bol ziyaret9isi oldugu 
soylenen tekke, hayvan hastahklan i9in de ziyaret edilmekte, bu ama9la 
hay vanlann yulan veya tuyleri mezar iizerine birakilmaktadir. 

Qikrik Kasabasi'nda, hafif9e yiiksek bir tepe uzerinde bulunan 
etrafi taslarla 9evrili mezar ^lkrik Evliya diye bilinir (139). Tarihi 
sahsiyeti hakkinda bir bilgi olmamakla beraber, Horasan Evliyalan'ndan 
oldugu samlmaktadir. Mezann bulundugu tepe, halk arasinda "Evliya 
Tepesi" diye isimlendirilmektedir. Mezar, daha 90k, 90cugu olmayan 
bayanlar tarafmdan ziyaret edilmekte, ziyaret esnasinda, mezar etrafinda 
dua okunarak 119 defa doniilmekte, dilekler yerine gelince burada 
kurbanlar kesilmektedir. Aynca, f e 1 9 1 i 1 e r ve 



(139) Y. M. KESKIN Mustafa, a.g.m. 



179 



90cugu durmayanlar (du^iik yapanlar) tarafindan da ziyaret 
edilmektedir. Bazen, askere gidecek gender, buradan bir ta§ almakta ve 
boylece, sapa-saglambir sekilde geriye doneceklerine inanmaktadirlar 

Yesilyurt il9esinde farkh Alevi gruplar bulunmaktadir ki, 
bunlardan Yagmur koyii bir ocak koyiidiir. Doglacrk, Karaoluk, Sivri, ve 
Yaginur koyleri Bektasi iken, Karagozgolliialan ve Sekiicek koyleri 
Hubyar'dir. 

U9er'in 9ahsmasrndan ( 1 40), il9eye bagh kasaba ve koy niifusunun 
%13,6'sini olu^turan Alevilerin orani toplam nufusta %9'a inmektedir. 
Il9e merkezinde 200 ki^ilik bir Alevi niifusun varhgi tahmin edilir. 



Zile Evliyalan 

Islam ordulannin istanbul'u fethetmek i9in takip etmis olduklan yol 
giizergahinda bulunan Zile, birka9 defa Musliimanlann eline ge9mis 
olmasma ragmen, 9ekilmeleri sonucunda tekrar Bizanshlara kahr. 
1073 tarihinde Danismendliler tarafmdan kesin olarak Tiirklerin eline 
ge9en Zile'nin tarihi hakkinda kitabelere bakarak bilgi edinmeye 
kalkistigimizda, Kalender Yakup kitabesi diye bilinen par9adan 
Alaeddin Keykubad zamaninda yapilmis bir hanin 



(140) C. UgER, a.g.e. 



180 



varhgmdan haberdar oluruz (141). Yeniden insa edilen Ulu Cami'nin 
yerindeki eski yapiya ait kitabelerden ise, caminin III. Giyaseddin 
Keyhusrev zamamnda 1282-89 yillannda yapilmis oldugu anlasihyor. 
Oriimcekli Dede ismiyle bilinen evliyaya ait kabirin basindaki buraya 
sonradan getirildigi anlasilan kitabeden 1311 yilmda Haci Halil 
tarafmdan bir zaviye yaptinlmis oldugu goriiliir. Kale duvanndaki kitabe 
de bir zaviyeye ait olup 1337 yihna tarihlenmekte ve yapinin banisi Seyis 
Bey olarak verilmektedir. Kapisi iizerindeki kitabeden Haci Ishak 
Camiinin 1476 yilmda Haci Ismail tarafmdan insa ettirilmis oldugu 
anlasihyor. II.Bayezid zamamnda Sultan Hocanm oglu Haci Ali'nin 
yaptirdigi Hasan Aga mektebi del497'ye tarihlenir. Zile Voyvodasi 
Ilbasoglu Seyid Ahmed Aga'nin insa ettirmis oldugu cami de 1801 yihm 
gosteren kitabesiyle dikkati ceker. 1332 ve 1428 yillanna tarihlenen iki 
kabir kitabesi de Zile tarihini aydinlatan kaynaklar arasinda yer ahr. 
Danismendliler doneminden Davunlu Dede ile Imam Melikiddin'in 
isimleri giiniimuze gelir. Melik Gazi'nin seyhiilislami olan Imam 
Melikiddin'in kabrinin bulundugu yerde zaviye ve medreseden soz edilir 
ki, bu medresede asirlar sonra Muharrem Efendi'nin ders vermis 
oldugu nakledilir. Muharrem Efendi'nin vefatindan sonra Zile'de bir 
isyan ve ardindan meydana gelen kithk sebebiyle insanlann 
kedi ve kopek kesip yiyecek kadar sikintiya diismiis olduklan 
Ve hatta kithgin siddetinden a9hktan olenlerin cesetlerinin 

Sokak ortasinda kaldinlamayacak halde 90galmis 



(141)MERCAN Mehmet-ULU Mehmet Emin, Tokat Kitabeleri, Turk 
Hava Kurumu Basim Evi Isletmeciligi, Ankara, 2003 



181 



oldugundan bahsedilir. Yagibasan zamaninda kayinpederi Haci Beyazit 
Efendi ile birlikte Zile'ye gelmis olan §eyh Musa Fakih itjin 
Danismendliler tarafindan bir medrese ve bir de zaviye yaptinlmis ve bir 
90k da vakiflar tahsis edilmistir. Siileyman §ah, yasamis oldugu 
donemde Zile'de bir9ok eser meydana getirmistir. Bu meyanda Zileli 
meshur alim Musa Fakih'e, yazdigi miiteaddit eserlerinden dolayi 
ihsanda bulunmus ve eskiden mevcut olan medresesine ilaveler 
yapilmistir. 1240'ta Babai isyani sebebiyle Amasya, Zile ve civan uzun 
miiddet harplere sahne olmus ve bu arada memleketin onemli bir kismi 
harap olmustur. Harplerin, yanginlann ve idraksiz ellerin tahribati, bu 
devrin eserlerini yok etmistir. Yalniz, simdiki Ulu Cami'nin yerinde eski 
bir cami bulunmakta idi ki, bu cami, Sel9uklular'dan Dordiincii K1I19 
Arslan zamaninda Mehmet Zaluli tarafindan yaptinlmistir. Sel9uk 
iimerasindan Ali Tusi (142) tarafindan yaptinlan medrese ise asirlarca 
kasabamn irfan hayatma hizmet etmis ve tahminen yiiz sene kadar evvel 
yikilmistirki, bu medresenin yeri simdi Tekke Hamami karsisidir. 

Bazi kayitlarda §eyh Edhem £elebi Tekkesi olarak ge9en ve halk 
arasinda Bayezid-i Bestami adiyla da taninan yapiya ait 1106 ve 
1305tarihli iki kitabe oldugu belirtilmekte, ancak kaynak 
gosterilmemektedir. 

(142)Tokat'in en eski caddesi olarak bilinen Sulusokak'in yukan 
kesiminde tiirbesi (1234) olan Sel9uklu Emiri Ebii'l Kasim'in babasi. 
Ebii'l Kasim Kayseri'deki Haci K1I19 Camii ve Medresesinin de banisidir. 
Oglu Ali Tusi de Tokat'ta Hidirhk Kopriisiinii insa ettirmistir (1250). 
Muhtemelen Zile'deki medrese de 1 3 . Yuzyihn ortalanna tarihlenebilir. 



182 



Tekke, Zile il^e merkezi Ali Kadi Mahallesi'nde bulunmaktadir. 
Kayitlarda evlada mesrut olan zaviyenin vakiflannin miitevellilik ile 
zaviyedarhklannin birlestirilmesine dair ilam ve mazbata yer ahr. 
Buradan hareketle tiirbenin, Bayezid-i Bistami'nin yedinci batindan 
torununa ait oldugu kabul edilir (143). 

Orijinal bir mimari ozellige sahip olan cami ise dikdortgen planh 
olup, ibadet mekam olduk9a yiiksek, kasnakh ve kiremit catih bir kubbe 
ile ortulmiijtur. Yanindaki minare tas kaide iizerine tek serefeli, kisa 
boylu ve yuvarlak govdelidir. 

Menkibeye gore, Ahmed Yesevi bu yoreye aralannda Beyazit-i 
Bestami'nin de bulundugu dort seyh gonderir. Beyazit-i Bestami Zile'ye 
geldiginde hie ogrencisi ve miiridi bulunmamaktadir. Halki iyi yone 
9ekebilmek, Islam kultiirunii yayabilmek i9in hemen ise koyulur. Pazar 
yerinden birka9 is9i alarak evine gotiiriir. "Sabah namazim kilahm oyle 
Ise baslanz.", der. Namazdan sonra, "bir zikir 9ekelim oyle isebaslanz." 



(143) 848'de vefat eden ilk biiyiik mutasavviflardan Bayezid-i Bistami 
Horasanhdir. Tasavvuftaki ustiinlugiinu gosteren menkibelerinden biri 
soyledir. "Burada olan biri sevgi kadehinden oylesine i9ti ki, bir daha hi9 
susamadi", diye kendisine haber gonderen Yahya b. Muaz'a, "Burada 
bulunanlardan biri de yedi deryayi bir yudumda i9tigi halde hala agzini 
a9arak daha yok mu diye sormakta", seklinde cevap verdigi nakledilir. 
§athiyeleri dolayisiyla aleyhinde 90k seyler uyduruldugu ileri siiriilen 
Bayezid'in tiirbesi Bistam'da, siis ve ihtisamdan uzak, tarihi binalann 
toplu olarak bulundugu yerin tam ortasindadir. 



183 



Der. Zikirden sonra, "Ben biraz okuyayim oyle baslanz.", der. Kur'an-i 
Kerim'i okuduktan sonra ogle olur. Yemeklerini yerler. Daha sonra, 
"Namazimizi kilahm oyle ise baslanz.", der. Namazdan sonra sabahki 
gibi zikir ve Kur'an okumaya devam eder ve nihayet aksam olur. "Bugiin 
is yapamadik, yann gelin, yevmiyeniz cahsiyor. ", der. Bu bir hafta boyle 
devam eder. Hafta sonunda, "isiniz bitti", diye is9ilerin parasini verip 
gondermek ister. Fakat isciler parayi kabul etmeyerek kendilerinin murit 
olarak kabuliinii isteyip ilk miiritleri ve talebeleri olarak kahrlar. 

Beyazit-i Bestami i9in anlatilan bir menkibe de soyledir. Beyazit-i 
Bestami devrinde Kor Kadi ismi ile bilinen zalim bir kadi vardir. Kadi bir 
gun sokaga 9ikma yasagi 9ikanr. £iinkii hanimi ile birlikte kaleye 
9ikarak sehri izleyecek, muhabbet edecektir. Beyazit-i Bestami vakit 
namazim kilmak i9in evinin oniindeki 9esmede abdest ahr. Bu sirada 
basina dikilen askerler i9eri girmesini sokaga 9ikmanin yasak oldugunu 
soylerler. Beyazit-i Bestami evinin onii oldugunu, abdest ahp girecegini 
soylese de askerler dinlemeyip kafasma bir dip9ik vururlar. Beyazit-i 
Bestami elini kanayan basina siirerek "Kabagin sahibi bilir." der. Bu soz 
iizerine siddetli bir riizgar eser. Buriizgar kale surlannin iizerinden sehri 
izleyen Kor Kadi'nin esini kaleden asagi atar. Kor Kadi da oldugu yere 
duserek bayihr. Riizgar kesilip kadi ayihnca kansinin olmadigini goriir, 
arattinr, kalenin eteginde bulurlar. Kor Kadi'nin korkudan dili 
tutulmustur, konusamaz. Kor Kadi biraz sonra kendine gelip "Bugiin ne 
oldu ise soyleyin, soyleyeni odiillendirecegim" deyince, jandarmalar 
olani anlatirlar. Kor Kadi Beyazit-i Bestami'ye giderek halka karsi 
davranislannin yanhs oldugunu anladigini, daha adil ve yumusak 
olacagini bildirir. Beyazit-i Bestami'nin okudugu bir dua sonucu dili 
tamamen a 9 1 1 1 p eski sihhatine kavusur. 



184 



Nasireddin Musa Fakih Beyazit-i Bestami'nin yedinci gobekten 
torunudur. Alparslan'in Malazgirt Meydan Savasi'ndan sonra bu bolgeler 
90k kisa zamanda Turklerin eline gecmistir. Musa Fakih, 1073 tarihinde 
zamanin en biiyiik iimerasi ve zenginlerinden biri olan 
kayinpederinden icazet aldiktan sonra Zile'ye gelip yerlesir. Ali Kadi 
Mahallesi'nde, simdiki tiirbenin yakininda bir medrese, bir han, bir 
zaviye ve bir de Vali Recai Giireli (144) tarafindan yiktinlan Beyazit-i 
BestamiCamisi'niyaptirmistir(145). 

Musa Fakih, medresede ilim ve irfanla mesgul olmus, 
Danismentliler doneminin en iinlii hocalardan biri olarak tamnmistir. 
Kendisine ilminin buyiikliigii ve dine hizmetinden dolayi, dinin 
yardimcisi anlamina geldigi bilinen "Nasuriddin", fikih ilmindeki 
derinliginden dolayi da "Fakih" unvani verilmis, yazmis oldugu eserler 
dolayisiyla bir takim ihsanlarda bulunulmustur. 1207 yihnda vefat eden 
Musa Fakih, bugiinkii kabrine defnedilmistir. Bu tiirbede Musa Fakih'ten 
baska, oglu Aliyii'l Miicerret (6.1256), torunu Muiniiddin-i Halil, bu 
torununun oglu Edhem Celebi, Miisevvid Abdullah Efendi, torununun 
hanimi Ummii Giilsiim Hanimefendi yatmaktadir. 

Zaviye, han ve medrese zamanla yikilmis, cami ise yeniden 
yapilmistir. Halk bu tiirbeyi bazi goz hastahklanna sifa bulmak 
maksadiyla ziyaret etmektedir. Burada bulunan sudan, agnyan goze 
buradaki suyu, "ab-i hayat suyu" olarak kabul etmekte, her tiirlii 

(144) Recai Giireli (1884-1958) 1933-1936 Tokat, 1936-1939 Mugla, 
1939-1943 yillari arasinda Bahkesir Valiligi yapmistir 

(145) KILig Arif, Zile Tarihi, CAGILTI Aylik Kiiltiir ve Sanat Dergisi, 
CiltII,Sayil5,Arahkl962 



185 



damlatildigrnda, agn ve sizilann iyi olacagi diisuniilmektedir. Zile 
halki,hastahga sifa niyetiyle itjmektedir. 

Yine tiirbenin yaninda bulunan kii9iik delikte, tas soku yapilarak, 
bas agnlannin ge9ecegi konusunda bir baska inan9 vardir. Bast agnyan 
kisi, bu delige basim sokar, bedeni titreyinceye kadar kahr. Bundan sonra 
delikten bas 9ikanhr, biiyiik bir isi degisimi olan kisinin agrilan nispeten 
ge9er. 

Bayezid-i Bestami torunlanndan Seyh Edhem Qelebi tarafindan 
idare olunan zaviyenin miistemilatiyla birlikte kiilliyenin egitim 
ogretim hizmetleriyle pek 90k degerli alimin yetismesine vesile oldugu 
ileri siiriiliir. Seyh Edhem Celebi 1301 yihnda Tokat'ta diinyaya gelir. 
Babasi Muiniiddin Halil Efendi, annesi Ummii Giilsiim Hatun'dur. 
Ku9uk yastan itibaren dayisi olan biiyiik veli Acepsir Hazretleri'nden 
ders almaya basilar. Zile'ye gider ve Bayezid-i Bistami Camii'nde 
insanlara Islamiyeti anlatip onlarm dogru yola, din ve diinya saadetine 
kavusmalan i9in 9ahsir. Bir9ok talebe yeti^tirir. Otuz bes yaslannda iken 
Artovah Seyyid Omer'in kizi ile evlenir (146). Bu hanimindan olan oglu 
Abdurrahman Efendi de ilim ve ihlasi ile taninan biiyiik bir veli olur. 
Uzun miiddet taliplerine ders verip kiymetli talebeler yetistiren Edhem 
Celebi 1350'de vefat eder. Kabri, Zile'de Musa Fakih tiirbesindedir. 
Edhem Celebi'nin ilmiye silsilesi ise soyledir. Edhem Celebi, Acepsir, 
Osman-i Riimi, Aliyyul-Mticerrat, Miisa Fakih, Mustafa Safiyiiddin 



(146) Artovah Seyyid Omer'in, bugiin Sulusaray il^esi sinirlan i9inde 
yer alan Dutluca kasabasinda Merkez Camii i9inde medfun bulunan ve 
Malum Seyyid Omer ismiyle bilinen zatin olabilecegini akla getirse de, 
tiirbesindeki tarihin 1278 olmasi, ihtimali olduk9a zayiflatir. 



186 



Bistami, Necibiiddin Osman Bistami, Mehmed Bistami, Bayezid-i 
Bistami, imam-i Cafer-i Sadik, Imam-i Muhammed Bakir, Imam-i 
Zeynel Abidin, imam-i Hiiseyin, imam-i Aliyyul-Murteza, Peygamber 
efendimiz Muhammed Mustafa (s.a). 

Seyh Edhem £elebi'nin oglu Abdurrahman £elebi hakkinda 
anlatilan bir menkibeye gore, AbduiTahman (^elebi'nin bir agabeyi 
varmis. O da caminin imami imis. AbduiTahman (^elebi 90k dindarmis. 
Abdest ahrken dahi kendisinden gecermis. O aksam abdestini ahrken, 
suya bakmis, kendinden ge9mis. Allah tarafindan ona suda bazi seyler 
gosterilmis. Suda Karadeniz'i gormiis. Karadeniz'de bir bahk9i teknesi 
firtinaya tutulmus. Bir o yana, bir bu yana sanki ceviz kabugu gibi 
sallamyormus. I9indeki bahk9ilar ne yapacaklanm bilmeden Allah'tan 
yardim diliyorlarmis. (^ok siddetli bir dalga teknenin iizerine 
geliyormus. Abdurrahman (^elebi o zaman, oyle bir hisimla, sanki 
denizin yanmdaymis gibi, Allah tarafindan oyle bir gu9 verilmis ki, 
Karadeniz'e atlamis. O andabahk9iteknesini dogrultmus. O zamanlar 
119 pesli entari giyiyorlarmis. Abdurrahman £elebi tekneyi dogrulturken 
pes olan yerlerinin arasina bahklargirmis. Yine Tann'nin 
Verdigi kuvvetle geridonmiis. Aksam namazma 



187 



yetismis. Entarisinin pe§ini diizeltirken bahklar mescide dokiilmeye 
baslarmslar. Bahklar orta yerde hopur hopur si9ramaya baslayinca 
kendinden biiyiik olan imam agabeyisi seslenmis. "Bu bahklar neyin 
nesi?". Bunun iizerine Abdurrahman Celebi, "Karadeniz'de bir bahk<;i 
teknesi batiyordu. Onu diizeltmeye gittim. Bahklar ondan pesime 
girmisler. ", demis. 

Bugiin sikinti ve zorda kalanlar, isleri bozulanlar, 9esitli dert ve 
iiziintuleri olanlar da halk arasindaki deyi§le Beyazibesten'e gidip 
islerinin diizeltilmesi, sikintilannm ortadan kalkmasi i9in dilek 
dilemektedirler. 

Zile'nin eski ve maruf bir ailesi olan Tekkenisinzadeler'den Zileli 
sair Arifl, Bayezid-i Bestami'nin torunlanndandir. 1831 yihnda Zile'de 
dogmus, 1912yilmda61mustur. 1903-1 972 yillan arasinda yasarms olan 
Zile muftusii Arif K1I19 da anne tarafindan Beyazit Bistami'ye baglamr. 

Istanbul'u almak maksadi ile hareket eden Arap ordulannm bir 
kismi Zile - Amasya ve Corum yolu ile gittiklerinden il^e birka9 defa 
Islamlar'in bu ordulann 9ekilmesi ile de yine eski sahipleri olan 
Bizanshlar'in eline ge9er. Muhtelif semtlerde bulunan Arap Dedeler iste 
bu ordulann sehit olan askerlerindendir. Hiiseyin Gazi, Arslan Dede ve 
Oriimcekli Dede gibi vesikalan ve kitabeleri bulunmayan bazi yatirlann 
da gerek Arap ordulannm ve gerekse Danismendli Turk ordulannm 
mucahitlerinden oldugu samlmaktadir ( 1 47). 



(147) KILIC Arif, a.g.m. 



188 



Il9e merkezinde §eyhAHMahallesi, U9 Koylii Sokak'ta, eski 
bir toprak evin zemin katinda medfun bulunan Arap Dede'nin, Arap asilh 
oldugu soylenir. Mogol istilasindan sonra Zile'ye yerlesmis bir 
Alperendir. Oturdugu yeri gostererek, "Beni buraya gomiin", diye 
vasiyette bulunmus, ve vefatinda da yasadigi evin zemin katina 
defhedilmis oldugu, anlatihr. Arap Dede, Zile'nin usta demircilerinden 
biriymis. Onun orste demir doverken 9ikardigi sese herkes hayran kahr, 
demir dovusiinii 90k uzaklardan tanir, bu sesin ritmiyle mest olurmus. 

Arap Dede hakkinda anlatilan menkibelerden biri de soyledir. 
Kabrin bulundugu ev kiraya verilir. Kiraci Arap Dede'nin kabrinin 
bulundugu odayi ahir yapip i9ine hayvanlanm koyar. Hayvanlann 
sahibi, sabah kalktiginda hayvanlan disanda bulur. Ahinn i^i de pinl 
pinl, ter temizdir. Bir hafta boyunca kiraci hayvanlan i9eri koyar, fakat 
her sabah hayvanlan disanda bulur. Bu durum karsisinda ders almayan 
kiraci, inatla hayvanlan tekrar tiirbenin yanina koyar. Ertesi giin 
kalktiginda ise biitiin hay vanlannin olmiis oldugunu goriir. 

Menkibe, Arap Dede'nin, keramet ehli bir zat oldugunu gosterir. 
Zile 9arsilannda heniiz firm yoktur. Turbenin oldugu evde oturan 
kiracilardan biri uyuyan 90cugunu evde birakip, komsuya gider. Bir siire 
sonra eve geldiginde oglunun elinde o giine kadar gormedigi nar gibi 
kizarmis 9arsi somununu goriince, "Oglum bu nedir, kim getirdi?", diye 
sorar. Oglan da, "Uyanmistim, sen yoktun... Yalmzhktan korkarak 
aglamaya basladim. §uradan bir yash dede 9ikti, elinde bunu getirdi, 
bana verdi." diye cevap verir. 



189 



1 974 yih Temmuz baslannda, Arap Dede'nin yattigi yerden ors 
sesleri giinlerce kesilmez. 14 Temmuz aksarm, evdekilerin riiyasina 
girerek "Kili9lan yaptim, savasa gidiyoruz. " diye aynldigim, 20 Agustos 
ikinci Kibns Bans Harekati'nm sonuna kadar, kabirden ses gelmedigini, 
ondan sonraki Persembe aksarm seslerin yeniden basladigini evde 
oturanlar ifade ederler. 

Elbasoglu Camisi'nin avlusunda, duvar dibinde medfun bulunan 
diger Arap Dede'nin Arap Islam Ordusu'nun askerlerinden biri oldugu 
anlatihr. Arap ordulannm istanbul'u fethetmek i9in Amasya - Zile yolunu 
takip ettikleri, Arap Dede'nin Zile'ye gelince vefat ettigi ve buraya 
defnedildigi soylenir. 

Halk arasinda yuruyemeyen 90cuklann sik sik bu kabre 
getirildigi, yedi Persembe iist iiste getirilen ve tiirbenin etrafinda 
dondiiriilen 90cuklann yiiriimeye basladigim soyleyenlerin sayismm bir 
hayli fazla oldugu nakledilir. 

Il9e merkezindeki U9tincti Arap Dede Alacamescit Bala 
Mahallesi, Atalar Caddesi'nde Yardimcilar'a ait evin bah9esinde medfun 
bulunmaktadir. Bu kabrin bulundugu yer, onceden bos bir arsa imis. 
Daha sonra bah9eye ev yapihnca, tiirbe caddeye bakan kisimda ozellikle 
birakihr. Harta, caddenin kenanndaki duvara mum konsun diye kii^iik 
bir pencere yerlestirilir. 

Aksamlan bu pencereye yakilan mumlar sayesinde kii^uk 
caddenin farkh bir aydinhk i9ersinde oldugunu, bazen miibarek 
gecelerde giindiiz gibi aydinlandigim soyleyenler bulunur. 

Menkibeye gore, Arap Dede'nin bulundugu kabirde bir kazan altin 
oldugu, bu altim bulmak i9in tiirbenin delik desik edildigi, hatta 



190 



bir defasinda altin dolu kazana ulasildrgi, ancak altinlann iistiinde Arap 
Dede oturdugu i9in ahnamadigi, kolay kolay da kimsenin alamayacagi 
soylenir. Batwje sahiplerinin evi yapmadan once kabri kazdigi, ayni 
§eyleri gorerek altinlan alamadigi, iistelik korkusundan konusma 
yetenegini kaybettigi, bir hafta sonra da oldugu, ayni kisinin oglu ve 
kizinin da takip eden haftalarda aciyla kivranarak oldiikleri, ailenin 
tamamen helak oldugu anlatihr. 

Arap Dede'yle ugrasanlann kolay kolay iflah olamayacagi, helak 
olup gidecekleri de halk arasinda anlatihr. Kibns Bans Harekati'nda 
Arap Dede'yi ziyarete gelenler, kabrin ortasinda biiyiik bir 9ukur 
gormiislerdir. Savasa, maddi ve manevi bedeniyle katildigina 
inananlann sayisi da azimsanmayacak kadar 9oktur. Halk arasinda biitiin 
evliyanin Kibns Savasi'na katildiklari inanci yaygindir. 

Anlatildigina gore, yoksul ve hamile bir kadin, aksamleyin, Arap 
Dede'nin basindaki yan yanmis mumlardan birini ahp evini aydinlatmak 
i9in gotiirmus. Bir zaman sonra kadin dogum yapmis. Dogan oglunun tek 
kolu yokmus. (^ocuk buyiimiis, insan i9ine kansmis. Ancak oyle gti9lu 
kuvvetliymis ki, iki kollu bir 90k insanin yapamadigi isi tek koluyla 
yapiyormus. 

Il9e merkezinde Bogaz adi verilen mevkide, bir kayanin dibinde 
Ayakbasan adiyla anilan yatir belli belirsizdir (148). Ayak ve bas tasi 
yoktur. Burasi ytirumeyen 90cuklan olan kadinlann ziyaretgahidir. 



(148) YARDIMCI Mehmet, Zile'de Yatirlar ve Ziyaret Yerleri ile Ilgili 
Inanislar - Uygulamalar Menkibeler 



191 



Alacamescit Mahallesi'nde ayni adh caminin yamnda bulunan 
Kagizmanhlar'a ait evin i<;inde medfun bulunan zata saghginda en 
umulmadik olaylar gosterildigi, "ayan oldugu " i9in kendisine Ayan Dede 
ismi verildigi rivayet edilir. Halk tarafindan 119 veya yedi Persembe, 
9esitli dilekler i9in ziyaret edilir. Geceleri, basinda bir kandil ya da mum 
yakihr. Ev sahipleri, mumu yakmayi unuttuklan takdirde, kendiliginden 
mumun yandigini hayretler i9inde gordiiklerini ifade etmislerdir. 

Zile Devlet Hastanesi'nin bah9esinde bulunan Muharrem Dede 
Tiirbesi'nin karsisinda bir bu9uk metre yiiksekliginde bir siitun vardir. 
Bas tasi, havuz seklindeki bir 9ukurun i9ine dikili olup, ekseriye korku 
belasina miiptela olanlar tarafindan ziyaret edilmektedir. Eskiden havuz 
seklindeki mekanin kenannda, bir de kurna bulunmakta imis. Korku 
hastahgina yakalanan killer, evlerinden su getirerek kurnamn i9ine kor, 
bir miiddet beklettikten sonra gotiiriip bu suyu 119 giin zarfinda i9erler ve 
boylece korkulan ge9ermi§. 

Bu ulu zat, yiiregi peki^tirdigi, korkulan giderdigi i9in Bekimi§ 
Dede ismiyle amhr. Bekimi§i Dede'nin siitun seklindeki tasi, etrafi 
kazinarak sonradan ortaya 9ikanlmistir. Halk bu tasa "Dilek Tasi" adim 
vermistir. Ziyarete gelenler, once dilek diler, sonra bu tasi kucaklarmis. 
Eger tas kucaklandiginda eller, birbirine kavusursa, dilegin yerine 
gelecegine, kavusmazsa dilegin olmayacagma dair bir inanis yaygindir. 

Cafer (^elebi'nin kabri Ulu Cami'nin karsisinda bulunan 
Demirtola'lara ait evin bah9esinde bulunmaktadir. Tiirbe iki kabirden 
ibarettir. Bu kabirlerin basindaki kitabede Hicri 926 tarihi yazihdir. 



192 



Cafer Celebi'ye halk arasinda Omer Dede de denilmektedir. Alim, 
comert, iyiliksever ve miitevazi bir sahsiyet olan Cafer Celebi'nin kabri, 
daha 90k dua ve niyazda bulunmak icin ziyaret edilir. 

Malazgirt Meydan Muharebesi'nden sonra Anadolu'ya gelen 
Danismend Melik Ahmet Gazi'nin §eyhulislarm Kadi imam Melikiddin 
Muharrem Efendi, biiyiik bir alim olarak tammrmis. 12. asirda Zile'deki 
zaviyesinde haftada iki gun Buhari okutur ve yevmiye olarak da yirmi 
akca alirmij. Aldigi paralan fakire, yoksula dagitir, ilim tahsil eden 
gen9lere destek verirmij. 

Bugiin kabri, il^e merkezinde Zincirli Kuyu Mahallesi §eyhoglu 
Sokagi'nda bulunmaktadir. Etrafi duvarlarla cevrili kii^iik bir bah9ede 
biiyiik bir Davun agacimn dibinde yatmaktadrr. Bu aga9tan dolayi 
Davunlu Dede diye de amlir. 

Bu tiirbenin etrafrnda bir zaviye ve medrese oldugu soyleniyorsa 
da, bugiin bu eserlerden iz yoktur. 1923 yihndaki biiyiik yanginda 
yikilmis olabilecegi ileri siiriiliir. Hemen hemen her tiirlii sikintisi, acisi, 
hastahgi, korku ve gelecek i9in istekleri olan halk tarafindan 1A9 veya yedi 
Per^embe ziyaret edilmektedir. 

Menkibeye gore, Melik Gazi askerleriyle hizla Turhal'a, oradan 
Zile'ye dogru dii§imam biiyiik bir hizla takip eder. Kar§i koyam kinp 
ge9er. Aman diyene dokunmaz. Sava§, Zile'deki Dur Melik Gazi 
Mahallesi'ne kadar gelince, Melik Gazi, gaipten "Dur Melik Gazi" diye 
bir ses duyar. Kihci elinden brrakrp, ortadan kaybolur. Kayboldugu yere 
de "Dur Melik Gazi" adi verilir. 

Bu menkibenin bir ba§ka §iekli de §6yle anlatihr. Melik Gazi, 
askerleriyle Zile'ye girer. Bizans askerlerinin bolgedeki en biiyiik 



193 



direnisi burada olmaktadir. Korkun9 bir meydan savasindan sonra, 
diisman askerleri geri 9ekilmeye ba^lar. Zile'nin dis mahallelerine kadar 
diisman kovalanir. Tiirk ordusu son darbeyi Melik Gazi komutasinda 
indirecekken, Zile ufkundan uhrevi bir ses isitilir. "Dur Melik Gazi, 
Dur! ..." Melik Gazi, kihc elinde ve havada savasi birakir. Tarn bu sirada 
diismanlar, yiizlerce ok atarak Melik Gazi'yi sirtindan vururlar. Melik 
Gazi oracikta sehit diiser. Bir anda ortadan kaybolur. Komutanlannin 
sehit olup kayboldugunu goren askerler, hin9la ve hirsla diismana 
saldinr, hepsini yok ederler. Zile fethedilir, fakat bu biiyiik bir komutana 
mal olur. 

Onun Zile Merkez'de Dur Melik Gazi Mahallesi'nde olduguna 
inanihr. Melik Gazi'nin kabrinin Niksar'da oldugunun bilinmesine 
ragmen, halk arasindaki soylentilere gore Melik Gazi'nin en son burada 
goriindugu ve savastan sonra Dur Melik Gazi Mahallesi'nde kayboldugu 
ifade edilir. 

Dur Melik Gazi Mahallesi'nde bulunan Helvali Dede tiirbesinde 
iki kabir vardir. Bu kabirlerin iki kardese ait oldugu tahmin edilmektedir. 
Mezar taslanndan birinde, "Merhum Abdullah bin Mir Arslan H. 733 
yihnin Safer ayinda (1332) vefat etmistir", digerinde "Mir Arslan'in kizi 
Dur Melek 832 yihnin MuhaiTem ayinda (1 428) vefat etmistir", yazihdir. 
Yiiriimeyen 90cuklari bu mezann basina getirirler ve orada helva 
dagitirlar. Yore halki tarafindan hemen her Persembe ziyaret edilir. 

Huy Kesen Evliya'nm tiirbesi Ulu Cami'nin arkasinda 
bulunmaktadir. Eskiden, tiirbenin iizerinde eski yazi ile yazih tas kilici, 
tas ati ve tas besikleri vardi. Simdi bunlar asri mezarhga 



194 



goturiilmustiir. Inanca gore huysuz 90cuklann gomlekleri buraya 
gotiiruliip, tiirbedeki mezann ustune serilir. Bir gece bekletildikten 
sonra, gomlek 90cuga giydirilir. Bu sayede haylaz cocuklann daha uysal 
olacagina inanihr. Huysuz 90cuklar, buradaki besiklerin i9ine konup bir 
miiddet bekletildikten sonra huysuzluklannrn ge9ecegi kabul edilir. 

Hiiseyin Gazi'nin kabri il9enin Giineybati'sinda Ag Baba 
mevkiinin yakininda kendi adiyla anilan Hiiseyin Gazi Tepesi 
iizerindedir. Bu tiirbenin Tiirk akincilanndan kaldigi konusunda bir 
rivayet oldugu gibi, Bizanshlan Anadolu'dan atmak isteyen Arap 
athlanndan kaldigi da soylenir. Menkibeye gore Hiiseyin Gazi, Zile'ye 
ilk defa geldiginde kabrinin bulundugu tepenin ustune 9ikmis, 9am 
aga9lannin iizerinde namaz kilmistir. Tiirbenin 9evresindeki 9am 
aga9lan, bir semsiye gibi diizdiir. Tiirbenin yaninda Hiiseyin Gazi'nin 
atinin ayak izleri oldugu soylenen birka9 911km" da vardir. Hiiseyin Gazi 
tepesinin yakinlannda i9indeki tas par9aciklannin mercimege 
benzemesinden dolayi Mercimek Tarlasi adinda bir tarla da vardir. 

Halk arasmda Mercimek Tarlasi ile ilgili soyle bir menkibe 
anlatihr. Koyliiniin birisi tarlamn bos oldugunu zannederek, yansina 
mercimek ekmis. O gece riiyasina Hiiseyin Gazi girmis, "Tarlarm 
ekmene izin vermiyorum.", diye koyliiyii ikaz etmis. Adam bu ikaza 
aldirmayarak tarlamn diger yansini da ekmis. Aksam iistii Hiiseyin Gazi 
adamin yanina gelerek, "Ben sana izin vermedim, neden tarlami ektin? 
Mercimeklerin tas olsun!..." diye, 9ikismis. Aym anda tarladaki 
mercimekler tas olmus. Adam hiiziinle 9ekip gitmis. Hiiseyin Gazi bu 
defa goniilden gelen bir nida ile, "Bu taslardan itikatla alanlann 



195 



gocugu bol olsun, gonlii huzurla dolsun. Kirk adet toplayip da benim 
ruhuma okuyanlarm hepsi, erenlerden bir eren olsun. ", diye dua yapmis. 
Hiiseyin Gazi ile ilgili anlatilan bir menkibe de su sekildedir. 
Hiiseyin Gazi tepesinin altindaki koyde Giillii isimli giizel birkiz varmis. 
Babasi oldugiinden anasi koyliik yerde yalnizhk zor oldugu i9in 
koyiinden yoksul bir adamla evlenmis. Giillii, anasi, iivey babasi 
yoksulluk i9inde yasayip giderlerken komsu koyden Giillii'ye diiniirciiler 
gelmis. Giillii komsu koye gelin gitmis. Giillii'nun bir yil soma bir bebegi 
diinyaya gelmis. Fakat kocasi ince hastahga tutulup birden oliivermis. 
Caresiz kalan Giillii bebegi ile anasinin evine donmus. Uvey baba ge9im 
darhgi 9eken, kotii kalpli bir kisiymis. Giillii'yii eve almak istememis. 
Anasi "Gullu'mu eve koymazsan ev benim degil mi, Giillii'mun yerine 
sen 9ekip gidersin" demis. Uvey baba istemeye istemeye Giillii ve 
bebegini eve almis. Birlikte yasayip giderken bebek hastalanmis. Giillii 
bebegi bir hekime gotiirmesi i9in iivey babasina yalvarmis, ikna 
edememis. Anasinin da yalvarmalan fayda etmemis. Bebegin sancidan 
kivramslan ve sabahlara kadar aglayislan, kadinlann yalvanslan 
karsisinda adam, "Ben sizin kaminizi doyuramiyorum. Hangi para ile 
bebegi doktora goturecegim. Yalniz, Hiiseyin Gazi tepesinde kira9 bir 
tarlam var. Yillardir tepe oldugu i9in ekmiyordum. Git o tarlayi kaz. 
Mercimek ek. Cikan mercimegi pazara gotiiriip sat. Parasi ile bebegi 
doktora gotiir, ila9 al." demis. Caresiz kalan Giillii, sabah ezamnda 
kalkip, 90cugu sirtina sanp, kazmayi eline ahp dogru Hiiseyin Gazi 
Tepesi'nin yolunu tut m us. Hiiseyin Gazi 
Yatirinin basinda bulunan ardi9 agacina bir 



196 



sahncak kurup bebegi yatirmis. Giinlerce o tepeye 9ikip yatinn 
yanindaki tarlayi kazmis. Devamh Hiiseyin Gazi tiirbesi oniinde diz 
9okiip Tann'ya yalvarmis. "Tannm bana gii9 ver" diye gozyasi dokmiis. 
Tarlayi kazip mercimekleri ekmis. iki ayda mercimekler olgunlasip 
yolunacak hale gelmis. Hastahgi gittik9e ilerleyen bebegi ile yine tepeye 
9ikmis, bebegi yatmp duasini yaptiktan sonra mercimekleri yolmaya 
baslamis. Cahsirken gogsiinde bir sizi hissetmis ve hemen bebegine 
kosmus, bakmis ki bebek olmiis. O an oyle bir ah edip aglamis ki sanki 
yer gok inlemis. Bu sirada yatirdan bir ses duyulmus. "Mercimegin tas 
ola, mercimegin tas ola!" diye. Tarladaki biitiin mercimekler tipki yesil 
mercimek seklinde birer tasa doniismiis ve tarlamn ustunu mercimek tasi 
kaplamis. §imdi bu ziyarete gidenler o tarlayi mercimek buyiikliigunde 
taslarla kaph olarak goriirler. Hiiseyin Gazi'nin hemen yam basinda 
bulunan iki mezardan birinin Gullu'ye digerinin de bebegine ait oldugu 
soylenir. 

Hiiseyin Gazi'nin kabri genellikle cocugu olmayan kadinlar ve 
evlenemeyen kizlar tarafindan ziyaret edilir, adakta bulunulur. Ziyarete 
arahksiz yedi persembe gidildiginde dileklerin kabul olacagina inanihr. 
Ziyarete giden ve 90cuk sahibi olmak isteyen kadinlar bu tarladan yedi 
tane mercimek tasi ahp yastigimn altina birakirlar. Yedi gun sonra bu 
taslan tarlaya serperek 90cuk i9in dilek dilerler. Cocuklan olunca da 
kurban keserler. 

Zile halki, hemen her Ramazan ayinda ve ozellikle Kadir Gecesi, 
sahur yemeginden sonra tiirbeyi ziyaret eder. Tiirbeden once Ag Baba 
denilen yerde abdest ahnir, tiirbenin 9evresinde uygun mekanlarda 
namaz kihnir. Dua yapihr. Hiiseyin Gazi Tiirbesi'ni yedi 



197 



Persembe ziyaret edenlerin dileklerinin kabul olacagina dair, halk 
arasinda yaygm bir inan9 vardir. Tiirbeyi ziyarete gelenler, bu tarladaki 
mercimege benzeyen talari toplayip sonra da geri tarlaya atarak, 
"Allah'im! Cocuklanmizi bize bagisla!", diye duada bulunmaktadirlar. 
Cenksu U9er Hiiseyin Gazi'nin Alevi yatirlan arasinda yer aldigini 
kaydeder. 

Cevresinde herhangi bir kabir bulunmamasina ragmen, soylentiler 
Hiiseyin Gazi Tepesi'nin eteginde Ag Baba adinda bir velinin varhgina 
isaret etmektedir.Vaktiyle Zile'nin bir mesire yeri olan burada bulunan 
kiikiirtlii suyun sanhk hastahgma son derece iyi geldigi soylenmektedir. 
Sanhga yakalanan hastalar, buraya getirilir, hastanin kendi elinde 
getirdigi bir adet yumurta suya birakihr. Daha sonra suyun basindaki 
tun9tan yapilmis tasla, bastan asagi su dokiilerek yikamr. Bir miktar da 
i9ilir. Hastanin bu olaydan sonra kisa zamanda iyi olacagina 
inanilmaktadir. Eger sanhk ge9mezse, ayni olay 119 Persembe tekrarlanir. 
O da olmazsa doktora gotiiriiliir. 

Alaca Mescit Bala Mahallesi Atalar Caddesi'ndeki bir evin 
bah9esinde bulunan Ibrahim Sani'nin mezannin bulundugu yerde 
demir bir asa ile yesil bir pabucu vardir. Bu tiirbeyi daha ziyade agir 
hastalar ziyaret etmektedir. Hasta olanlar buraya evlerinden su 
getirmektedirler. Getirilen suyun i9ine, hazretin asa ile pabucu 
batinlmakta, ondan sonra da, hastaya bu su i9irilmektedir. §ayet hasta 
iyilesecekse 90k kisa bir siire sonra belirtisi goriiliir. 

Ismail Dede'nin tiirbesi il^e merkezinde Istasyon Mahallesi ile 
Gezir arasindadir. Horasan Erenleri'nden olup, tiirbesi kii^iik bir 



198 



odadan ibarettir. Mezanmn yaninda suyunun sifah olduguna inamlan bir 
9esme vardir. 

Anlatildigina gore, Ismail Dede'nin turbesinin bulundugu yer, 
eskiden i9ine kolay kolay girilmez bir sazhkmis. Yerinin sazhk oldugu ve 
Ismail Dede'nin bu sazhgin i9inde yattigi halk tarafindan biliniyormus. 
Ismail Dede, Zile'den 90k uzak diyarlarda yasayan bir adamin riiyasina 
girmis. Bu sazhklan gostererek, "Bu sazhklar senin mtilkundur. Gel, 
miilkiine sahip 91k!.." diye, soylemis. Adam W9 beklemeden tasi taragi 
topladigi gibi yola 9ikmis. Zile'ye gelmis. Ismail Dede'nin mekaninin 
sazhk oldugunu gormus. Fakat miilkiin baskasina satildigini anlamis. 
Biitiin varhgmi ortaya koyarak bu araziyi satin almis. Satin alan 
adamlann torunlan su anda, Ismail Dede'nin 9evresindeki arazileri ekip 
bi9mekte hem de Ismail Dede'nin turbesinin bakimini yapmaktadirlar. 

Rivayete gore, Ismail Dede'nin mekani, bu sazhk olmasina 
ragmen, o zaman ve mekan tammadan biitiin evreni gozetler, varhklann 
lahuti alemdeki hareketlerini takip eder, kendisine verilen gorevi aninda 
yerine getirir, bezm-i ezeldeki takdirin biitiin sirlannin viicut bulmasi 
i9in gezip dururmus. Her yerde goriiniir, herkesle birlik olurmus. 

Anlatildigina gore, bir giin Kayseri'den hareket eden bir boliik 
asker komutanlanyla Bagdat'taki savasa katilmak i9in yola koyulmuslar. 
Tokat bogazma gelince durmuslar. Ismail Dede, mekamnda bu 
yolculann geldigini goriince, "Tokat iline misafir geldi. A9 mi, tok mu bir 
bakayim. Gidip yardim edeyim." diye, yola 9ikmis. Goz a9ip 
kapayincaya kadar Tokat'a gelmis. Askerlerin yanina yaklasarak 



199 



mutevazi bir sekilde, "Atlanniza arpa getirdim. Eger siz de a9saniz 
karmmzi doyurayim." demis. Askerler, bu piri faninin aciz ve miskin 
haline bakip, bu ihtiyar sekiz kisiyi nasil doyuracak, diye du§unrnu§ler. 
"Biz tokuz, Allah razi olsun!" diyerek, Ismail Dede'yi gondermisler. 
Ismail Dede, elindeki bir avu9 arpayi, kii^iik bir torbamn i9ine birakmis 
Gitmeden once, "Darda kahrsamz, Zile'deki sazhktayim. " diyerek, bir 
anda gozden kaybolmus. Askerler dinlendikten sonra yola 9ikrmslar. Bir 
siire sonra atlann arpasi bittigi gibi kannlan da acikmis. Ismail Dede'nin 
arpasi akillanna gelmis. Hayvanlara vermisler. Arpa bir tiirlii bitmek 
bilmiyormus. Atlar, kannlanni tika basa doyurduklan halde, yine de arpa 
aynen kalmis. Askerler, heyecanla durumu komutana bildirmisler. 
Komutan da "Atlan doyuran bizi de doyurur." diye, Ismail Dede'nin 
mekanma varmislar. Ismail Dede, kii9uk bir kazan i9inde, yedi 9esit 
yemegi bir anda birbirine kanstirmadan pisirmis. Askerlerin kami 
doymus. Kazamn i9indeki yemekten bir dirhem bile eksilme olmamis. 
Askerler, bu durum karsisinda Ismail Dede'nin elini etegini opmek 
istemisler. Ismail Dede, tevazu gostererek, "Ger9ek saygi ve sevginin 
Allah'a ve O'nun Resul'iine gosterilmesini", soylemis. Bagdat'ta 
kendilerine yardim vaat etmis. Askerler, huzur i9inde yola koyulmuslar. 
Bagdat'a varmislar. Ayaklannin tozuyla savasa rutusmuslar. Tam bu 
sirada Ismail Dede'nin mekanma, ath bir misafir gelmis. Ismail Dede, 
misafirin atim agaca baglarken, goniil goziiyle Bagdat'taki askerlerin son 
derece zorda olduklanm gormiis. Hemen eline uzun bir tahta almis. 
Misafirin atina binmis. Elindeki tahtayi kili9 gibi savurarak 
Etrafta dort dolaniyormus. Sanki 



200 



Bagdat'taki savas meydaninin tam ortasinda bir cengaver gibi 
savasiyormus. Kan ter i<;inde kalan Ismail Dede'nin bu halini goren 
misafir, hem endiselenmis, hem de korkmus. Ismail Dede, bir saat at 
ustunde dondukten sonra durmus. Elindeki tahtayi bir kenara koymus. 
Misafirinin fal tasi gibi a9ilrms gozlerini goriince, "Hey yolcu, bu korku, 
bu endise ni9in?... Sanki diismanla sen savasrmssin!...", demis. Misafir, 
"Ne savasi, ne diismam?", diye sorunca, Ismail Dede, durumu anlatmis. 
"Bagdat'a giden askerleri pusuya diisiirmek isteyen diismanlann oniinii 
kestim. Hadlerini bildirdim. Askerler simdi daha rahat.", cevabim 
vermis. Misafir, sozleri duyunca, inanmadigim bildirmis. Ismail Dede, 
adami 9agirmis. "Bak, bakahm ne goriiyorsun?"diye sahadet 
parmaklannin arasini gostermis. Allah tarafindan, Ismail Dede'nin 
sahadet parmaklan arasindan bir pencere a9ilmis. Bagdat'ta savasan 
askerlerin hareketleri ayan beyan belli olmus. Misafir, Bagdat'i 
burnunun ucunda goriince saskinhktan dili tutulmus. Ismail Dede'nin 
karsisinda el pen9e divan durmus. 

Ismail Dede'nin tiirbesi'ni, hemen her konuda ihtiyaci olan pek 
90k kimse ziyaret etmektedir. Ayrica hastalann gomlekleri tiirbede bir 
gece birakildiktan sonra, goturiilup hastalara giydirildiginde pek 90k 
hastanm kisa zamanda iyi olacagina dair bir inan9 vardir. Ismail Dede'nin 
tiirbesi, son zamanlarda restore edilmis ve halkin ziyaretine hazir hale 
getirilmistir. Cenksu U9er Ismail Dede'nin Alevi yatirlan i9inde yer 
aldigim yazar. 

Zincirli Kuyu Mahallesi'nin Zile Kalesi ile birlesen kuzey dogu 
yakasindaki sarp kayahk bolgede bulunan kaya mezan halk arasinda 
Koca Kayzer olarak bilinmektedir. Mezar, Tokat ve 9evresinde pek 



201 



fazla bulunmayan "Kaya Mezan" tarzindadir. Halk arasinda mubarekbir 
zat olarak kabul edilen bu kisinin yattigi oda seklindeki mekanin i9inde 
ayak izleri ve dokuma tezgahimn izleri vardir. 

Anlatildigma gore, sarp kayalarm bulundugu Zile'nin bu 
taraflannda pek fazla ev yokmus. Burada giizel mi giizel bir kiz, 
tezgahinda 9arsaf dokuyarak hayatmi kazamyormus. Bir giin Zile'yi 
9eteler basmis. Eskiyalardan biri kiza musallat olmus. Kiz, korkuyla 
disan 9ikmis. Kayalara dogru kosmaya baslarms. Bir miiddet kostuktan 
sonra dizlerinin bagi 96zulmus. Artik ka9amayacagim anlayinca diz 
9okiip Allah'a yalvarmis. "Allah'im ya benim cammi al, ya beni bu 
eskiyalardan sakla!..", diye niyazda bulunmus. Hemen taslar yanlmis, 
i9inde bir oda buyukliigiinde bir mekan a9ilmis. Kiz odaya kapanmis. 
Eskiyalardan kurtulmus. Tezgahim daha sonra buraya getirerek bir 
zaman yasamis. Oliince de buraya defnedilmis. 

Kti9uk Hamam Mahallesi'ndeki tiirbenin bulundugu yerde bir su 
kuyusu, bir de kabir vardir. Kabrin yanindaki tokmagin el sekline 
benzemesinden dolayi, bunun hazretin yumrugu oldugu soylenir. £eltek 
Koyii'nde bulunan §eyh Mahmut isimli zatin, diger deyisle £eltek 
Baba'nin kardesi oldugu rivayet edilmektedir. Ku9iik £eltek Tekkesi'nde 
ele benzeyen ardi9 agacindan yapilan tokmak, baslara ve agnyan yerlere 
siiriilerek sifa beklenir. 

Ogluna nispetle Ebii'l Muharrem, (Muharrem Efendi'nin babasi) 
evladinin ve evladindan pek biiyiik insanlar yetistigi i9in Ebii'l - Berakat 
diye anilan Mehmet Arif Efendi, aslen Horasan'dan Anadolu'ya hicret 
edip, Zile'nin Isa (Ku9iik6zlu Koyii) Koyii'ne 



202 



yerlesen Haci Ilyas Aga'nm ogludur. Bu koyden daha sonra Zile'ye hicret 
ederek, burada ilim tahsiline ba^lar. Zile'de kafi derecede tahsil 
gordiikten sonra Amasya'ya gider. Amasya'da Haci Hizir Efendi'den 
tahsil ve terbiye goriir . Amasya'dan geldikten sonra, Zile'de ilim nesri ile 
mesgul olur. Zile alimlerinden meshur Abdurrahman Efendi, oglu 
Muharrem, Semseddin, Ismail Efendi'ler ve Fahreddin Abdullah Efendi 
gibi kiymetli miiellifler yetistirir. 1591 'den evvel vefat etmistir. 

Ilim hayatina kazandirdigi eserler arasinda, Farisi Liigat ile Molla 
Cami'nin Nefahat'i sayihr. Molla Cami'nin Nefahati'ni Fars9a'dan 
Turkce'ye 9evirerek kitabin adim "Kiiniiz-iil Evliya" koymustur. 
Mehmed Arif Efendi 'nin Muharrem Efendi, Seyh Ibrahim Efendi, Ebii's 
Sena Ahmed Semseddin-i Sivasi, ve Seyh Ismail Efendi isimlerinde dort 
oglu vardir (149). Bunlardan Ibrahim Efendi miittaki, miitevazi, hafiz, 
ilmi ile amil, miimtaz bir sahsiyet olup, kardesi Semseddin ile birlikte 
Sivas'a yerleserek Hasan Pasa Camii'nde imam iken 1 5 9 l'de vefat eder. 
Ismail Efendi ise Semseddin Sivasi'den ilim tahsil ederek fikih ve hadis 
ilminde temayiiz eder. Kara Sems olarak sohret bulan Ahmed Efendi 
(1519-1597) ise kaynaklarda daha 90k Semseddin Sivasi olarak 
zikredilir. Halveti tarikati seyhinin Sivas'taki cenazesinde altmis bin 
kisinin hazir bulundugu rivayet edilir. 



(149) Cengiz Giindogdu, BirTiirk Mutasavvifi Abdiilmecid Sivasi 



203 



Mehmed Arif Efendi ulemaya, sulehaya, mesayiha hiirmet 
gosterirdi. Kabri Zile Devlet Hastanesi oniinde, giiniimiizde de bir 
ziyaretgah olan oglu Muharrem Efendi'nin kabrinin yanindadir. 

islam'm biiyiik alimlerinden degerli miiderris, miiellif, fakih, 
muhaddis, miifessir, arif ve kamil olan Muharrem Efendi, mesahir-i 
ulemayi Islamiye'den Ebii'l Berakat Mehmed Arif Efendi'nin oglu olup 
anasi Sultan Hatun'dur. 1505 - 1591 yillan arasinda yasamistir. Devrinin 
en biiyiik alimlerinden olup, sohreti Osmanh simrlan icinde yayilmis ve 
her tarafta biiyiik saygi gormiistiir. Giiniimiize kadar gelen her medrese 
alimi mutlaka Muharrem Efendi'yi tamr ve saygi gosterir. Kamil ve fazil 
olan Muharrem Efendi, babasi Mehmed Arif Efendi'den kafi derecede 
tahsil gormiis, babasmm vefatiyla kii9iik kardesi Ahmed Semseddin 
Efendi ile birlikte, Tokat'a gitmi§lerdir. Tokat'in o zamanki me§ahir-i 
ulemasindan Arakiyyecizade Semseddin Efendi'den senelerce tahsil 
gordiikten sonra, yine kardesi Ahmed Semseddin Efendi ile birlikte 
Istanbul'a giderektahsillerini ikmal etmislerdir. 

Cuma Pazarh (Ezine Pazan - Aydinca) Muslihiddin Efendi'den 
feyz alrmslardrr. Daha sonra tekrar Tokat'a gelerek, o zamanlar 
Sirvan'dan Tokat'a hicret etmis olan ve Tokat'da Halveti tarikati 
biiyiiklerinden Seyh Sirvani diye amlan Mecidiiddin Abdiilmecid 
Sirvani'den feyzlerini tamamlamislardir. Muharrem Efendi daha sonra 
Zile'ye gelerek tedrisle mesgul olmustur. 

Evinin ve medresesinin simdiki Ali Kadi Mahallesi'nde Seyh 
Edhem £elebi Tiirbesi civannda oldugu bilinmektedir. Aynca Zile 
esrafindan Sultan Hoca oglu Haci Ali Bey'in 1498'de yaptirmis 



204 



oldugu Boyaci Hasan Aga Camii bitisigindeki Kur'an Kursu binasi ve 
mustemilatinda ders vermistir. 

Yine halk arasinda Davunlu Dede olarak bilinen Imam Melik - iid - 
din zaviyesinde haftada iki defa, yevmiye 20 ak9e ile Buhari Serif 
okutmustur (o tarihlerde besili bir koyun 23 ak9eye ahnirdi. Buna gore 
Zile'nin egitim ve ogretime verdigi onem a9ik9a ortaya 9ikmaktadir). 

Muharrem Efendi'nin dort oglu bir kizi vardir. Biiyiigii muderris 
Feyzullah Efendi, ku9iigii Abdiilmecid Sivasi (1563-1639), U9iincu oglu 
Zile'deki Ulu Cami hatibi Abdulkerim, dordiincii oglu AbduiTezzak, kizi 
ise Safa Hatun'dur (Kizi Safa Hatun'u kii^iik kardesi Ismail Efendi'nin 
oglu Muslihiddin Mustafa Safai Efendi'ye vermistir. Bu evlilikten 
meshur Abdiilahad Nuri Efendi diinyaya gelmistir.) 

Muharrem Efendi kiymetli alimlerden kizi Safa Hatun'a yazdigi 
"Ummetiin Nisa ve Rebiil Mesel" adh kitabim vererek, "Kizim Safa bu 
kitabi senin i9in yazdim. Sen bu kitabi esas tutarak memleket kadinlanna 
nasihat et. (^iinkii bir toplulukta kadinlar ruhen yiikselmezse, o toplum 
manen oliidiir. (^iinkii her 90cuk ilk terbiyesini anadan ahr. Anasi o 
90cuga memleket sevgisi, din sevgisi, millet sevgisini asilayamazsa o 
90cuk mensup oldugu cemiyete tam fayda saglayamaz. Kizim, sen 
memleket kadinlanm vaazlannda tenvir ve lslaha 9ahs.", diyerek 
kiymetli eser ve alimler birakmada Zile'de onciiliik yapmistir. 

Muharrem Efendi'nin sayisiz eserleri vardir. Bunlar arasinda, 
Nahivden ibn-i Hacib-in Kafiyyesi iizerine Molla Abdurrahman 
Camii'nin yazdigi Fevaid-ii ziyaiyye'si iizerine meshur eseridir. Bu eser 
iki cilt olup, Arap9a'dir. Matbudur. Bu eserle Muharrem Efendi'yi 



205 



Tiirkiye'de herkes tamr. Eserin I. cildini kendisi yazrms, II. cildine omrii 
yetmedigi i9in Abdullah Eyyiibi tamamlamistir. Fikih iizerine, Hediyet- 
iil-SulukiArap9a olup, Tiirk9eye terciime edilmistir. Eser basilmarmstir. 
Muharrem Efendi'nin kendi eliyle yazma niishasi mevcuttur. 'Telhis-iil- 
Miftah mine-1 Meani ve-1 Beyan' Arap9a olup basih degildir. 'Menakib- 
iil-Eimmet-is Selase ala Mezhebi ehl-i Siinnet-i ve'l Cemaat', (U9 
imamin menkibesi) Arap9a olup, basih degildir. Tenvir-iil Evliya, 
Menakib-i ebu Hanife, Ceyb-iil Mesail, Numaniyye: imam-i Azam'in hal 
tercumesi, Hidayet-iis-siilukfi §erh-ilTuhfe-tiilMuluk. 

Halen il9ede Kalelizadeler diye amlan genis ve biiyiik aile, 
Muharrem Efendi'nin Feyzullah ismindeki oglundan gelmi§itir. Kabri, 
Zile Devlet Hastanesi'nin bah9e kapisimn giri§iinde sag tarafta, babasinm 
kabrinin yamnda yer ahr. Haftamn Persembe giinlerinde, bayramlarda ve 
sair giinlerde ziyaret9ileri boldur. 

Muharrem Efendi'nin mensubu oldugu Halveti Tarikati'mn 
dergahi, Minare-i Kebir Mahallesi Ishak Pasa Caddesi iizerinde 
bulunmakta olup, 2002'de vefat eden son Halveti seyhi merhum H. 
Mustafa Giineren Efendi'nin evinin bah9esindedir. Halveti Tarikati'mn 
§emsiyye Koluna ait dergah giiniimuze kadar korunup gelebilmis en 
giizel ahsap yapilardan biridir. Kabul ve ikram odasindan bir kapiyla 
a9ilan zikir odasi olduk9a genistir. Zikir odasimn tavamnda bulunan on 
iki imami temsil eden on iki koseli aga9 islemeciligi bir sanat harikasidir. 
Denilir ki, bu tarikatin en onemli ozelligi Siinni Naksi tarikati ile Alevi 
Bektasi tarikatim birlestirmek olmustur. 



206 



Anlatildigma gore, Muharrem Dede'nin kabrinin bulundugu 9evre, 
eskiden mezarhkmis. §ehir yerlesim plani yapihrken biitiin mezarhklar 
sokulup atilmis. Muharrem Dede'nin kabrini ise bir tiirlii kaldirmak 
mumkiin olmamis. Cevrede bir hayli yapilasma olunca, belediye ii-icileri 
gelip Muharrem Dede'nin kabir taslanni ahp, baska bir yere gotiirmiisler. 
Ertesi giin baktiklannda MuhaiTem Dede'nin kabrinin aynen yerinde 
kaldigini hayretle gormiisler. Ijciler bir kez daha aym isi yapmislar, fakat 
nafile. Her defasinda kabir taslan hi9 yerinden oynatilmamis gibi yerinde 
duruyormus. I^iler durumu zamamn kaymakamina bildirmisler. 
Kaymakam 9ikisarak, "Birkac ta§ parcasmi ahp gotiiremediniz, ne 
beceriksiz $eylersiniz?" diye i^ilere kizmis. Kaymakam aym aksam 
riiyasinda, Muharrem Dede'yi gormus. Heybetli bir aslanin yamnda 
kaymakama, "Beni yerimden edersen, ben de seni yerinden yurdundan 
ederim!" demis. Riiyadan etkilenen kaymakam, kabir etrafindaki 
9ahsmayi durdurmus. Burayak^iikbirtiirbe yaptirmis. 

Muharrem Dede'nin tiirbesiyle ilgili bir baska rivayetin de, 
hastane yapimi sirasinda ortaya 9iktigi soylenmektedir. Hastane bitmis, 
sira bah9enin tanzimine gelmistir. Bah9e tanzimi sirasinda "Bu mezari 
nicin kaldirmadiniz?" diye is9ilere kizan bashekime, is9ilerden biri, "Biz 
bu mezarm ta$larina ne zaman bir kazma vursak aninda, kazmamn ya 
agzi kirihyor, ya sapi kirrfiyor. Biz bu i$in icinden cikamadikl" , demis. 
Bashekim, bu duruma kizarak hemen bir kep9e 9agirtmis. Kep9enin 
bi9agi, kabir tasma deger degmez kinlmis. Bashekim, bununla da 
yetinmeyip, mezari dinamitle yiktirmaya karar vermis. Dinamitleri 
ismarlamis. Gece endiseli bir halde yatagina 



207 



yatmis. Ertesi giin sabah kalktiginda, saskinhk ve korkudan dilini 
yutacakmis. Ciinkii bashekimin yatagi, a9ik arazideymis. Ne oda var, ne 
ev! O an, akh basina gelmis. Bu yiice zata teslim olmus. Hemen mezan 
restore ederek halkin ziyaretine a9mis. 

Muharrem Efendi Tiirbesi, yore halki tarafindan ozellikle 
Persembe gunleri, her tiirlii dilegin sunulmasi amaciyla yogun olarak 
ziyaret edilir. "Yedi Persembe bir dilegi i9in bu tiirbeyi ziyaret edenlerin 
dileklerinin yerine gelmedigini soyleyenlere rastlamak miimkun 
degildir", denilir. Burasi okula ilk defa baslayan 90cuklann da ziyaret 
ettikleri uhrevi bir mekan olarak goriiliir. Tiirbenin asri mezarhga giden 
yol iizerinde olmasi sebebiyle, halk once burayi ziyaret etmekte, ondan 
sonra da kendi akrabalannin kabirlerine gitmektedir. 

Kislik Mahallesi'nde bulunan Miiftiizade Dergahi'nm 
karsisindaki bah9ede medfun bulunan Mustafa Kuddusi 1820 yihnda 
Zile'de diinyaya gelir. Ilk mektepten sonra Miiftiizade Dergahi'nda, §eyh 
§ems-i Aziz Hazretleri'nin derslerine katihr. Hocasindan Halveti 
yolunda icazet ahr ve halife olduktan sonra ayni dergahta uzun yillar 
hizmet verir. 1885 yihnda vefat eden Mustafa Kuddusi Efendi'nin 
tiirbesi, her tiirlii dilek i9in halk tarafindan ziyaret edilmektedir. 

Omer Dede'nin kabri Habes Ali Mahallesi'nde bulunan £iknk9i 
Camisi'nin arkasindaki bir bah9enin i9indedir. Tiirbenin iizeri a9iktir. 
Omer Dede'nin, Peygamber Efendimizin soyundan geldigi konusunda 
halk arasinda soylentiler vardir. Yore halki, pek 90k dileginin yerine 
gelmesi i9in tiirbeyi ziyaret etmektedir. 



208 



Adnan Menderes Caddesi'nde, Turhal yolu uzerindeki bir evin 
bah9esi denebilecek boslukta yer alan Oriimcekli DedeTiirbesi, yoldan 
biraz yiiksekte olup, tas merdivenle 9ikilmaktadir (150). Halk arasinda 
istanbul'un fethine giden bir Islam savas9isi oldugu soylenmektedir. 
Yolculuk sirasinda Zile'de dar-i bekaya intikal etmis ve buraya 
defhedilmistir. Tiirbenin cephesi kaleye dogru olup diger Islam mezarlan 
gibi kibleye karsi degildir. Burada evvelce bir zaviye kitabesi iken 
sonradan getirilip kabrin bas tarafrna konmus bir kitabe goriiliir. 

Halk arasinda anlatilan rivayetlerden birinde, burada yatan sahsin 
Zile Kalesi'nin ahnmasinda biiyiik bir kahramanhk gosterdigi 
soylenmektir. Zile kalesi, Islam askerleri tarafindan kusatihr. Giinlerce, 
gecelerce yapilan muhasara esnasinda pek 90k asker sehit diiser. 
Komutan 9aresizdir, kaleye girememenin acisiyla yiiregi buruktur. Daha 
fazla asker kaybetmektense muhasarayi kaldirmayi dtisunmektedir. Yine 
de gozii kapidadir. "Ah kapt cifilsa, gerisi miihim degil!..", diye yamp 
yakilmakta, geceleri aglayarak dua etmektedir. Durumu biitiin agirhgi ile 
yiireginde hisseden askerlerden biri, bir gece oriimcek sekline 
doniiserek, tas duvarlarin arasindan kaleye girer. 



(150) MERAL Semra-Yusuf, Zile Velileri, Zile'de Camiler, Tiirbeler, 
Veliler ve Efsaneler 



209 



Kale kapisini acar. O sirada yaralanip sehit dii^er. Kale ve Zile fethedilir. 
Kale kapisini oriimcek sekline doniiserek a9an sehidin adi "Oriimcek 
Dede", "Oriimcekli Dede" olarak yayihr. 

Halk arasinda, tiirbe kenarlannda bulunan oriimcek aglannm, 
bazi hastalann ceplerine konarak hastanin iyi olacagi diisiincesi vardir. 
Ozellikle akil hastalan, cin carpmasi, korku, endive rahatsizhgi ceken 
hastalara bu metot zaman zaman uygulanmaktadir. Yine kabir 
etrafindaki topragin da sifah olduguna ve ugur getirecegine inananlar 
bulunmaktadir. 

Pirler Turbesi Zincirli Kuyu Mahallesi'nde §eyhoglu Sokagi'nda, 
Davunlu Dede Tiirbesi'nin kar^isinda bulunmaktadir. Bu tiirbenin i9inde 
yedi mezar vardir. Uzeri kapah olan tiirbenin onii parmakhkla 
kapatilmi§itir. Burada yatan zatlann yedi karde? olduklanni, Pirler 
ordusundan bir grup oldugunu ifade edenler bulundugu gibi, burada 
yatanlann, Davunlu Dede'nin torunlan oldugunu soyleyenler de vardir. 

Sakinler Mahallesi'nde, Boyaci Hasan Aga Camisi'nin girisinde 
bulunan tiirbe uc mezardan ibaret olup, mezarlardan biri Sabir Dede'ye 
aittir. Diger iki mezann kime ait oldugu bilinmemekle beraber, aile 
mensuplanndan oldugu samlmaktadir. Sabir Dede'nin, Zile'de sabnn 
timsali bir zat oldugu konusunda cesitli rivayetler mevcuttur. 
Tasavvuftaki makamma, sabnnin giizelligi ile geldigi bilinmektedir. 
Yore halki, her tiirlii muradimn yerine gelmesi i9in kabri ziyaret 
etmektedir. 

Santasli Evliyasi Turhal yolu iizerindeki kabristamn i9indedir. 
Etrafi duvarlarla 9evrili, kii9iik bir demir kapisi olan tiirbedir. Bu 



210 



turbenin mezanndan baska, san renkte buyuk9e bir tasi da vardir. 
Genellikle gocugu olmayan kadinlar tarafindan ziyaret edilmekte olup, 
ziyaret9iler, san tasa sanlarak dua ve dileklerini bildirmektedirler. 

Kisla Mahallesi Dip Sokak'ta bir evin bah9esinde bulunan Siit Ali 
Baba'nin mezannin basinda bir tane siit erigi agaci bulunur. Erik agaci 
kabrin iistiinii bir semsiye gibi ortmustur. Dogum yapan kadinlar, sutleri 
az oldugu zaman bu tiirbeyi ziyaret ederek, turbenin i9inde bulundugu 
evin sahibinden ekmek istemektedirler. Bu ekmegi yiyen kadinlar, 
siitlerinin bollasacagina inanmaktadirlar. 

Tiirabi Baba'nin kabri il9e merkezinde Cumhuriyet Ilkogretim 
Okulu'nun arkasindaki bah9enin i9inde bulunmaktadir. Bu miibarek 
zatrn taslan parmaklanyla delecek kadar kuvvetli oldugu rivayet 
edilmektedir. Zile'yi ecinnilerden koruyup kolladigi, geceleri siirekli 
gezdigi konusunda soylentiler vardir. Pek 90k dilek i9in yore halki 
tarafindan ziyaret edilmektedir. 

Yuh Baba'nin tiirbesi il^e merkezinde Haznedar Sokagi'nda 
bulunmaktadir. Rivayete gore simdiki gibi bu sokagin basinda siralar 
halinde esnaf varmis. Esnaftan biri, sokaktan kimin cenazesi ge9erse 
ge9sin, "Senin de ervahina yuh olsunl..." dermis. Adamin adi esnafin 
arasinda, "Yuh Baba" olarak kalmis. Esnaf aralannda, "Yahu bu adam 
gelene gefene yuh, Qekiyor!... Eger oliirse biz de bunun cenazesine yuh 
cekelim!", diye karar kilmislar. Gun gelmis, Yuh Baba da tabuta konmus, 
esnafin arasindan omuzlar iistiinde ge9meye baslamis. Sokaktaki esnaf 
agiz birligi i9inde, "Yuh olsun ervahina!...", diye bagmnca, Yuh Dede, 
tabutun i9inden dogrulup herkesin saskin bakislan arasinda, "Eger ben 
de benden oncekiler gibi gidiyorsam, 



211 



benim de ervahima, yuh olsun!" diyerek, tabuta tekrar uzanmis. Bu sozii 
duyan esnafin dili disi kilitlenmis. Yuh Baba'nin ne erdemli bir kisi 
oldugu ortaya 9ikmis. 

Haznedar Sokagi'nda Yuh Baba'nin diikkaninin bulundugu koseye 
halk, Tiim Tiim Oglu Kosesi demektedir. Halk arasinda oliime giderken 
kalp gozii a9ik olan insanlann kime nasil baktiklanm hatirlatmak i9in 
saka da olsa, "Elbet sen de bir giin Tiim Tiim Oglu Kosesi'ni donersin!... 
Iste Hanya'yi Konya'yi o zaman anlarsm!" , sozii halakullamlmaktadir. 

Ismini suyu aci (amonyakh) olan bir 9esmeden aldigi samlan 
Acipinar koyiiniin ne zaman ve kimler tarafindan kuruldugu belli 
degildir. Burada halk tarafindan ziyaret edilen ve adak kurbanlan kesilen 
iki ziyaret yeri vardir. Cenksu U9er bunlardan Sarihk Evliyasi'ni Alevi 
yatirlan arasinda sayar. 

Bektasi emiri oldugu soylenen §ih Ali Baba'nin tiXrbesiAkcakecili 
Koyii'niin yakinlanndadir. Burasi daha 90k yagmur duasi yapmak i9in 
ziyaret edilir. 

Eski adi, £ok9aAbdal olan Akgiiller koyiiniin adini, birrivayete 
gore Haci Bektasi Veli'nin muritlerinden biri olan Kaygisiz Abdal'dan 
aldigi soylenmektedir. Hemen her alandaki isteklerin yerine gelmesi i9in 
ziyaret edilen bir tiirbedir. Cenksu U9er Kaygisiz Abdal yatinnin bir 
Alevi yatin oldugunu kaydeder. Hamur Kesen'in isminin nereden 
geldigi bilinmemekle beraber, Horasan Erenleri'nden oldugu tahmin 
edilmektedir. Burasi sikintisi olanlarm, aci 9ekenlerin, basi 
agriyanlarin sik sik ziyaret ettigi bir 



212 



mekandir. Akguller'de aynca Yagmur Dede isimli bir yatir 
bulunmaktadir. 

A layurt koyunde £amhk ismiyle anilan mevkide bir evliya oldugu 
soylenmekte ve koy halki tarafindan ziyaret edilerek adak kurbanlan 
kesilmektedir. Bu koyde 1851-1914 yillan arasinda yasamis Giilam 
Haydar ile 1 890- 1953 yillan arasinda yasamis kizi Zikriye (Cemal Ana) 
isimli halk sairlerinin tasavvufi siirlerinin koy halki tarafindan ezbere 
bilindigi anlatihr. 

Ilkbaharda biitiin ^//Ziag'lilann belirledigi bir giinde kurban 
kesilerek eglence diizenlenen Zeyve ve Hoca Beden ziyaret yerleri kutsal 
sayihr. Koy yakinlannda, bugiin olulerin defnedilmedigi, yoreye ilk 
yerlesen Tiirklere ait oldugu sanilan ve Tokat Miize yetkililerince kazi 
yasagi konan bir mezarhk alan mevcuttur. Kaybolan esyalan bulmak i9in 
halk tarafindan ziyaret edilen ve Zeyve Tekkesi diye anilan kabirde 
yatan zatin, kim oldugu, nereden geldigi, ne zaman yasadigi konusunda 
herhangi bir bilgiye rastlanmamistir. Hoca Beden ismiyle anilan tiirbede 
ise Peygamber siilalesinden bir zatin yattigina inanilmaktadir ve burasi 
90cugu olmayanlar tarafindan ziyaret edilir. Ziyaret9iler kurban keser, 
basindaki agaca 9aput baglayip dilekte bulunurlar. (^ocugu olunca da 
90cukla birlikte gelip kurban keserler. Basindaki yash pelit agaci saygi 
nedeniyle kesinlikle kesilmez. 

Ahfdzii'nde (^aldede, (^amhdede, Arapdede adh ziyaret yerleri 
bulunmakta olup bir tepenin uzerinde, etrafi ardi9larla 9evrili, giizel bir 
alanda yer alan ^al Dede'nin tiirbesi daha 90k 90cugu olmayan kadinlar 
tarafindan ziyaret edilmektedir. Ziyaret9i kadinlar, buradaki 



213 



Ardnjlann kiitjiik kozalaklanni, 9ignemeden yutarlar. Bu sekilde 
bedenlerine zindelik gelecegine ve cocuklanmn olacagina inanan pek 
90k ziyaret9i oldugu soylenir. 

Yine AI190ZU Koyii'nde bulunan bir baska ziyaret yeri de £amh 
Dede olarak anihr. Mezannin yeri bilinmemekle birlikte £amhk 
mevkiinde oldugu kabul edilir. Onun da £al Dede gibi Orta Asya'dan 
geldigi soylenmektedir. Dogum, oliim, hastahk, bereket, yagmur, 
zenginlik ve sikintidan kurtulmak i9in yore halki tarafindan ziyaret edilir. 
Kabri, Araplar koyii'nde bulunan Dursun Baba'nin Horasan 
Alperenleri'nden oldugu, Islamiyet'i yaymak i9in geldigi, bu ugurda 
9evrede biiyiik miicadeleler verdigi anlatihr. Hayatinin her anini yore 
insanina Islam'i ogretmeye adayan Dursun Baba hakkindaki menkibe 
soyledir. Zile'nin heniiz Miisliiman olmus bir koyiine kotii bir haber 
geliyormus. Haberin duyulmasi halinde koyde insanlann bir 90gunun 
uztilecegini bilen Dursun Baba, habercilerin online 9ikmis. Uzaktan 
eliyle isaret ederek "Durun!" demis. Haberciler, tek bir soz soylemeden 
yerlerinde kalmislar. Bir zaman sonra geri donmiisler. Horasan 
Alpereni'nin adi da, bu olaydan sonra "Dursun Baba" olarak kalrms. Yore 
halki, hemen her konudaki muratlarinin yerine gelmesi i9in sik sik 
Dursun Baba turbesini ziyaret etmektedir. 

Ellez Dede Tiirbesi Ayvah Koyu'ntin 9ikisindadir. Zile il9e 
merkezinde Hacc'a gidecek olan kisiler once Hacilar Koyii'nde toplanir, 
sonra da bu tiirbeyi ziyaret ederlermis. Ellez Dede Tiirbesi, hemen hemen 
her tiirlii hastahga sifa dilemek amaciyla halk tarafindan ziyaret 
edilmekte, adaklaradanmakta, kurbanlarkesilmektedir. 



214 



Boldaci koyii Camii'nin yaninda koy halkimn ve 9evre koylerin ziyaret 
ettigi ve "Yedi Mezar"in bulundugu bir tiirbe vardir. Anlatildigma gore 
koyii basan eskiyalar koyliiniin yiyecek, hayvan ve para gibi kiymetli 
esyalanni yagmalarlar. Eskiyalar koyden giderken tiirbenin bulundugu 
taraftan havada U9arak gelen kazma kiirek gibi aletler, eskiyaya saldinr. 
Eskiyalar ganimetleri birakarak kacarlar. Yardima gelen ve goriilmeyen 
bu kazma ve kiireklerin tiirbedeki ermisler olduguna inamhr. Yedi 
sandukadan biri Seyh Salsal'a aittir. 

Sadi Kucur cahsmasinda su bilgileri verir (1 5 1). Sifatlanndan alim 
ve fakih oldugu anlasilan Idris b. el-merhum Musa, Seyh Ismail el- 
merhum b. §eyh Ibrahim b. §eyh Salsal b. (^alapvirdi'ye ait zaviyenin 
giderleri icin, bugiin Zile'ye bagh Boztepe bucaginda bir koy olan 
Bademli Q&\ a'malinden Meshedabad nahiyesinde vakfiyede simrlan 
verilen Boldaci mezrasimn tamaminm gelirini vakfetmistir. Tevliyet ve 
nezareti ise adi gecen seyhe ve evladina birakrmstir. 25 Ekim 1 263 tarihli 
vakfiyenin XIX. yiizyilda Zile kazasi mevlasi Mehmed Tevfik'in tasdik 
ettigi bir sureti mevcuttur. Vakifin kimligi hakkinda bilgi yoktur. 
Zaviyenin bulundugu yer vakfiyede belirtilmiyor ise de, herhalde 
Boldaci koyii olmahdir. 1455 tarihli tahrir defterinde Boldaci mezrasimn 
malikane ve divani gelirleri padisah hiikmii ile §eyh Salsal Zaviyesinin 
vakfina aittir. Zaviye bu isimle bilindigine gore, vakfin yapildigi zaman 
seyh olan Seyh ismail'in dedesi Seyh Salsal, zaviyenin kurucusu 
olmahdir. Aym tarihte vakfin tasamifu Seyh Halil veled-i Seyh Ismail, 
Seydi Ali Dervis veled-i 



(151) S. KUCUR, a.g.e. 



215 



§eyh Habib ve §eyh Habib'in kardesi §eyh Habil'in evladi Kasim, 
Hasan, Bayezid ve Muhammed'in elindedir. 1485'te ise, mezranin 
zaviyenin ^iftligi oldugu ve tasarrufunun §eyh Habil ile §eyh Habib'in 
evladinin elinde olmaya devam ettigi goriiliir. Zaviyenin hangi tarikata 
ait oldugu tespit edilememistir. 

Kiiciik Celtek Tiirbesi Biiyiikkarayiin Koyii'niin yakinlarinda 
bulunmaktadir. Halk arasinda, turbenin 9evresindeki aga9lan kesenlerin 
biiyiik felaketlere ugrayacaklan konusunda bir inan9 vardir. Bu tiirbe 
9evresi tatil gunlerinde halkin gezip eglenmek, piknik yapmak gayesiyle 
ugradiklan bir piknik yeridir. Tiirbe 9esitli dileklerin yerine gelmesi i9in 
halk tarafindan ziyaret edilmekte dua ve niyazda bulunulmaktadir. 
Cenksu U9er Kii9iik Celtek tiirbesinin bir alevi yatin oldugunu kaydeder. 
Qahrgali Koyii'niin Guneybati'sinda, koyiin U9 kilometre 
uzaginda, Deveci Dagi'na ve Giizelbeyli Kasabasi'na hakim, yiizelli iki 
yiiz yilhk pelitlerin arasinda, Peygamber siilalesinden geldigi soylenilen 
ve Koca Beden denilen sahsin yattigi bir tiirbe mevcuttur. Ilkbaharda 
koy halkimn toplu olarak ziyaret ettigi bu mekan, kutsal bir yer olarak 
kabul edilmektedir. Turbenin etrafindaki aga9lara bez baglayarak, 9esitli 
dileklerde bulunan ziyaret9iler arasinda, 90cugu olmayan 9iftlere, 
muzminlesmis hastahklardan istirap 9ekenlere, diinya nimetlerinden 
yararlanmak isteyenlere sik sik rastlanmaktadir. Cenksu U9er Koca 
Beden yatinni Alevi yatirlan arasinda sayar. 

Qapak koyiindeki Pevri Baba tiirbesi 9evre koylerdeki 90cugu 
olmayan ailelerin ziyaret yeridir. Dilekleri yerine gelip 90cuk sahibi 
olanlar 90cukla birlikte gelip kurban keserler. Aym koyde Yilanh 



216 



adindaki ziyaret yeri de (jocuk sahibi olmak isteyenlerin gittikleri ziyaret 
yerlerindendir. 

Halk arasinda £eltek Baba olarak da bilinen koy, Zile koylerinin 
en meshurudur ve tiirbe tarihi dokusu Hz. Isa'ya kadar gottirulen bir 
tiirbedir. £eltek Baba'nin iinii sebebiyle koy zaman zaman ziyaretcilerle 
dolup tasar. Bu nedenle konaklama imkanlan, koy sartlanna gore son 
derece iyidir. Asil adi §eyh Mahmut olan £eltek Baba, Islam 
miicahitleri'nden biridir. §eyh Mahmut Emirci Dogan, Anadolu'daki pek 
90k Alperen gibi Hoca Ahmet Yesevi Ocagi'ndandir. Bu bolgeye gelip 
yerlestikten sonra adina bir tekke ve zaviye acilan §eyh Mahmut, 
zamanla Qeltek Baba adiyla nam salar. Koyiin adi da buradan 
gelmektedir. 

§eyh Mahmut, bu beldeye geldiginde halkin susuzluktan 
kinldigini, hayvanlann olmeye basladigim, kurdun kusun ah ii figan 
ettigini gormiis. Elindeki Yesevi Ocagi'ndan getirdigi uzun degnegi 
topraga vurunca yerden su fiskirmis. Eskiden bu suya Hacet Pinan 
denirdi. §imdi aym suya "Dilek Suyu" denmektedir. 

§eyh Mahmut Efendi'nin Vakfiye'sinin tarihi Hicri 751 'dir. 
Kimileri §eyh Mahmut'un Havariyun'dan oldugunu soylemis olsa 
da bu yanhs bir bilgidir. Ancak bu tiirbenin yamnda Hz. Isa'nin 
Havarileri'nden birinin yattigi konusunda rivayetler vardir. 

Anlatilan bir menkibeye gore eskiden (^eltek koyiiniin oldugu yerde 
gayrimiislimler oturmakta imis. Dini liderleri kendi dini inan9lanna gore 
elindeki kitaba bakarak "Buraya birisi gelecek. Bizi buradan 
uzaklastiracak" dermis. Bir giin bu dini lider koyiin ustundeki tepeden 
etrafi seyrediyormus. Birden goziine tepenin etrafindaki diizliikte bir 



217 



adam ilismis. Hemen bek9ilerden birisini kim oldugunu ve ne yaptigim 
ogrenmesi i9in gondermis. Bek9i yanina yaklastigrnda bu kisinin 
elindeki asasini yere vurup vurdugu yerden su 9ikardigim goriince 
sasmp kosarak dini liderlerine varmis. Gordiiklerini anlatinca liderleri 
"Bize buralardan gitmek goziikiiyor" deyip etrafindakilerle oradan g09 
etmis. 

Celtek Baba ile ilgili anlatilan rivayetlerin biri de §u sekildedir. 
§eyh Mahmut Emirci Dogan elinde bir dogan kusu ve bir keklik oldugu 
halde dolasirken, devrin biiyiiklerinden birinin oglunun ayagindaki 
rahatsizhgi tedavi ettirmek iizere geldiklerinde, kendilerine sormuslar. 
§eyh Mahmut Emirci Dogan da yine kendisinden bahisle "Evet koyde" 
demis. Yolcular koye dogru yuriimiisler, koyun i9ine geldiklerinde §eyh 
Mahmut Emirci Dogan kendilerini karsilarms. Gerekli bakim ve tedavi 
yapilrms. Cocuk sifa bulunca mukabilinde de ne istersin diye sormuslar. 
O da "§u dogammin U9up dolastigi yerlerin osiiriinii bana vakfedin." 
demis. ve kendisine 1 7 koyiin osiirii vakfedilmis. 

Tiirbede ziyaret edilen 119 mekan vardir. Birinci boliim, §eyh 
Mahmut'un kabridir. Ikinci boliim, sifah suyu olduguna inamlan "Dilek 
Suyu"dur. U9uncu boliim, asil ziyaret ve dileklerin uluhi aleme 
sunuldugu, dua ve niyazlann yapildigi "Cilehane"dir. Cilehane'de akil 
hastalannm baglandigi yuvalar, siitun seklinde bir direk mevcuttur. 
Celtek Baba Tiirbesi'ni ziyarete gelenler once tiirbeyi ziyaret 
ederler, sonra dilek suyunu ziyaret edip, Sudan i9erler. leap ederse 
tepeden tirnaga yikanabilirler. Dilek Suyu'na gelenler, buradaki suya bez 
batirarak, duvara siiratle atarlar. Eger bez yapisirsa, dileklerin 



218 



kabul olacagina, yapismazsa dileklerin kabul edilmeyecegine dair bir 
90k inan9 vardir. Bir rivayete gore, Dilek Suyu'na hastalar getirilir. 
Hasta, erkekse fanilasi, kadinsa tiilbendi suya birakihr. Eger bu esyalar, 
suyun yiiziinde kahp, kabanrsa, hastalann iyi olmasi mumkundur. Fanila 
ve tiilbent, suyun i9ine batarsa, hastalann kisa bir zaman sonra vefat 
edecegine dair bir inan9 vardir. Dilek Suyu'ndaki ziyaret bittikten sonra, 
(^ilehane'ye gelinir. (^ilehane'nin ig;i hah ve kilimlerle doselidir. Biiyiik 
bir odadir. Ortasinda nereden geldigi bilimneyen Roma donemlerine ait 
bir sutun vardir. Ozellikle akil hastalarinin en fazla ugrak yeri olan £eltek 
Baba Tiirbesi, uzun siiredir toplum i9indeki konumunu muhafaza 
etmektedir. Hastalar, (^ilehane'nin ortasindaki siituna kollanndan iplerle 
baglanir. Hasta sahipleri siitunun 9evresinde yan yana serilmis 
yataklarda sabahlara kadar hastalanni beklerler. Iyi olacak hastanin 
ipleri kendiliginden ^oziilur. Onceki durumundan en ufak bir iz kalmaz. 

§eyh Bayram'in tiirbesi Qftlikkdy'dedti. Hicri 799 tarihli 
vakfiyesi vardir. Koyiin kuruldugu yillarda, §eyh Bayram tarafindan 
a9ildigi sanilan bir su kuyusu bulunmaktadir. Yore halki buradaki suyun, 
kulak agnlanna iyi geldigine inanmaktadir. Kulagi akan ve kulak 
agrisina yakalanan bir hayli insan bu tiirbeye gelmektedir. Kurban 
kesmek i9in ozel bir mekani oldugu gibi, mesire yapilacak yerler de 
vardir. "§ih Bayram'in Suyu" olarak bilinen 9esmenin suyunu da halk 
9esitli i9 hastahklan i9in sifa niyetine kullanmaktadir. 



219 



Catal Cesme ismiyle bilinen tiirbe Eliktekke Koyu'nde, Elikli Tekke'nin 
yakinindadir. Koy halki ve 9evre koyliilerin sik9a ziyaret ettikleri bir 
mekandir. 

Elikli Tekke, Eliktekke Koyii'niin 9ikisinda bir tepenin ustunde 
ta§la 9evrili bir mekandir. Zeynel Abidin isimli Horasan erenlerinden bir 
zat buralara kadar gelir. Cevreyi goriir, son derece hosuna gider. 
Yerlesmeye karar verir. Bereketli topraklannda 9ift siirmeye baslar. Balta 
girmemis ormanlardaki elikleri (geyikleri) 9ifte kosar, bugdayini eker, 
hasadmi yapar. Uzaktan bu alpereni gorenler, ona "Elikli Baba" ismini 
verirler. Koye Eliklitekke denmesinin sebebinin bu olay oldugu soylenir. 
Menkibeye gore, Zeynel Abidin'in elikleri 9ifte kostugunu, 
geyikleri sagdigini ogrenen Amasya'da yasayan sehzadelerden biri, 
askerlerini Elikli Tekke Koyii'ne gondererek "Zeynel Abidin'i buraya 
getirin!... Nasil getirirseniz getirin!..." diye emir verir. Askerler, hizla 
koye gelirler, durumu Zeynel Abidin'e bildirirler. Zeynel Abidin, 
"Gelirim elbet, yalmz siz onden gideceksiniz. Ben arkadan gelecegim. 
Hi9 arkamza bakmayacaksmiz." der. Askerler yola revan olurlar. Uzun 
bir siire giderler. Hatun Pinan denilen yere geldiklerinde, hayretten dona 
kahrlar. (^iinkii Zeynel Abidin 9esmenin yamnda namaz kilmakta, iki 
geyik de onu beklemektedir. Geyikler, askerleri goriince daga ka9arlar. 
Zeynel Abidin, askerlere "Siz gidin, ben gelirim." der. Askerler bir uzun 
zaman daha yol ahrlar. Ferhat Arasi denilen yerde yine Zeynel Abidin'i 
namaz kilarken goriirler. Askerlerden biri otekine, "Bak bu adam daha 
simdiden bize kerametlerini gosterdi... Buyiik erenlerden biri olsa 
gerek..."Der. 



220 



Amasya'ya varan askerlerden biri sehzadenin karsisrna 9ikarak, 
"Sehzadem, Zeynel Abidin'den bir keramet iste!..." diye fikrini soyler. 
Sehzade, Zeynel Abidin'i goriir gormez, "Amasya halkina nasil bir 
ziyafet vermek istersin ! . . . " diye, istegini bildirir. 

Zeynel Abidin, "Yann sabah Amasya'nm her tarafina tellal 
cikart!... Ziyafet var, Ancak giines dogmadan kimse disan 9ikmasin", 
der. 

Sehzade, ertesi giin sehirde tellal cikartir. Halki, biiyiik bir 
ziyafete cagmr. Sabah giines dogmadan Amasya daglannin 9evresine 
binlerce geyik gelir. Dagi tasi inletirler. Bunlann i9inden birini Zeynel 
Abidin se9er, geyikler daga 9ekilir. Halk biiyiik bir meydana toplamr. 
Kocaman kazanlar kurulur. Geyik, besmele ile kesilir. Par9alanan etleri 
kazanlara doldurulur. Yemek piser. Zeynel Abidin halka hitap ederek, 
"Dilediginiz kadar yiyin, ancak geyigin bir kemigini dahi disan atmayin. 
Meydanm ortasina beyaz bir bez serin, geyigin derisini iistiine koyun. 
Deriyi ikiye katlayin. Geyigin kemiklerini onun i9ine koyun", der. 
Amasya halki, tika basa kamini doyurur. Geyigin kemiklerini 
derinin i9ine doldurur. Yemek bittikten sonra Zeynel Abidin iki rekat 
namaz kilar, gonliinii Allah'a a9ar, dua eder. Kisa bir sure sonra geyik 
bezin i9inde ayaga kalkar, topallaya topallaya daga dogru yiiriir gider. 
Sehzade, geyigin neden topal oldugunu sorunca, Zeynel Abidin, "Geyik 
etini yiyenlerden birinin elmacik kemigini derinin i9ine koymadigim" 
soyler. Sehzade bundan sonra heyecanla, "Dile benden ne dilersen" 
diyerek, Zeynel Abidin'in elini opmek ister. Zeynel Abidin, biiyiik bir 
tevazuyla elini geri 9 e k e r e k , "Kendim i9in 



221 



bir sey istemem. Geyiklerime otlak isterim..", der. Sehzade de Elikli 
Tekke Koyii'ndeki yerleri kastederek, "Akkaya'nin Guneyi'ni, Boruk 
Tasi, Kara Tuzlayi, Catal Basi, Sakal Tutani, Agil Kayayi, Mercimek 
Tepeyi ve Agzuvat denen yerleri geyiklerine otlak diye veriyorum. Sana 
damaasbaghyorum...", der. 

Zeynel Abidin bir siire Amasya'da kahr. Halkin ve sehzadenin 
gonliinii ahr. Sehzade, Zeynel Abidin'e kizini vermek istediginde Zeynel 
Abidin, "Ben evliyim. Hem kizini alsam da, kizin benim geyiklerimi 
sagamaz. Yazik olur. ", der. Sehzade, israr edince, Zeynel Abidin, 
Sultanla koye gider. Daha ayagrmn tozuyla sultana geyikleri saginasmi 
soyler. Sultan, ne yaptiysa, ne kadar ugrastiysa geyikleri bir tiirlii 
sagamaz. Zeynel Abidin, kizi geri gonderir. Sultan bir siire yuruidukten 
sonra birbirinin aym olan, dort yol kavsagina gelir. Hangisinden 
geldigini, hangi yone gitmesi gerektigini bir tiirlii bilemez. Bir sikinti 
basar, orada Hakk'in rahmetine kavusur. Kabri, Zeynel Abidin'in 
kabrinin Bati'sinda bulunmaktadir. Zeynel Abidin'in ilk kansi Ayse ve 
kizinin kabirleri, koyiin giineyindedir. 

Anah Kizh, Zeynel Abidin ve Catalcesme isimli yerler yore halki 
tarafindan sikca ziyaret edilir. 

Emiroren koyiinde bulunan ve Emirveren adi ile de bilinen Abdal 
Musa tiirbesi karamsarhga kapilan, ruhi bunahmlara diisen kimselerin 
sifa umduklan, ziyaret sonrasi rahathga ve huzura kavustuklan 
mukaddes yerlerden biridir. Cocugu olmayanlar, ruhi bunahma diisenler, 
ve cesitli niyetlerin yerine gelmesi i9in insanlar ziyaret ederler. Burayi 
ziyaret edip cocuk sahibi olan 90cugu ile gelip adak kurbamni keser. 
Cenksu U9er tiirbeyi Alevi yatirlari arasinda sayar. 



222 



Emiroren koyu'nde bir tepenin iizerinde etrafi taslarla 9evrili 
kabristan i9in Emir Dede ismi kullanilmaktadir. Zaten koy de adini, bu 
Alperen'in isminden almaktadir. Emir Dede'nin kabrine (jikarken son 
derece giizel bir 9esme vardir. Bu 9esmenin suyunun kabrin altindan 
geldigi konusunda halk arasinda bir takim soylentiler dolasir. §ifah 
olduguna inanilan bu Sudan, ziyarete gelenler kana kana i9mekte, piknik 
yapmakta, adaklar adanip, kurbanlar kesilmektedir. Bolgeye yakin olan 
Abdal Musa Turbesi'ni ziyarete gelenler, bu tiirbeyi de ziyaret ederler. 
Kuduz hastahginin ge9mesinde etkili olduguna inanilan Kuduz Hoca 
ziyaretide bukoydedir. 

EmirDolu Koyu'nde etrafi giirgen, mese, 9am ve ardi9 aga9lanyla 
bezenmis bir tepede Qatal Armut adiyla bilinen bir kabir vardir. Bu 
agacin meyvesinin pek 90k hastahga iyi geldigi konusunda rivayetler 
anlatihr. £atal Armut evliyasimn muhtemelen Horasan Erenlerinden biri 
oldugu, Anadolu'ya Islamiyet'i yaymak i9in geldigi ve burada vefat ettigi 
kabul edilmektedir. Koy halki ve 9evre koyliiler burayi kutsal kabul eder. 
Ozellikle darda kalanlar tarafindan yapilan ziyaretler, bir gelenek haline 
gelmistir. 

Costu ismiyle bilinen yatir Emir Dolu Koyu'nde bulunmaktadir. 
Nereden geldigi, kim oldugu, ne zaman yasadigi konusunda herhangi bir 
bilgi yoktur. Ancak halkin herhangi bir alanda ihtiyaci oldugunda, 
ihtiyacin en kisa yoldan ve istendiginden daha fazla yerine 
gelecegi diisiincesiyle bu kabir ziyaret edilmektedir. Dilekler 
yerine geldiginde, kurbanlar kesilmekte, etrafta bulunan 
insanlar da 9 a g r 1 1 1 p , bir Halil Ibrahim Sofrasi 



223 



kurulmakta, sonra nese i9inde 9oluk <;ocukla yemek yenmektedir. 
Igdir Koyii'niin kuzeyinde, kaynak suyunun 9iktigi yer, Goze 
ismiyle anilmakla beraber ortahkta herhangi bir mezar yoktur. Ancak 
halk arasinda 9am aga9lannin bulundugu bu mekan kutsal kabul 
edilmektedir. Buradaki su, sicaktir. 

Karaagac Baba'nin Giingormez Koyu'nde belli bir kabri 
olmamakla birlikte biiyiik bir kara agacin altinda yattigina 
inanilmaktadir. Kim oldugu, nereden geldigi konusunda elimizde 
yeterince bilgi mevcut degildir. Alperen oldugu ve isminin de, buradaki 
aga9tan geldigi soylenir. 

Kaba Pelit Tiirbesi Giizelbeyli Kasabasi'nda yiiriimeyen 
90cuklann goturiildiigu bir mekandir. Buraya gotiiriilen 90cuklar, 
tekkenin etrafinda yedi kez dolandinhr, dua ve niyazda bulunulur ve 
90cuklann yiiriimesi halinde adak kurbani kesilir. Bir 90k 90cugun 
iyilestigi konusunda inan9 vardir. Tiirbesi Giizelbeyli Kasabasi'nda 
bulunan Mahmut Dede'nin Horasan dolaylanndan yoreyi irsat i9in 
geldigi, nice goniillere sevgi, dogruluk ve iman tohumlan ektigi kabul 
edilir. Burayi ziyaret eden 90cuklann toprak yemekten vazge9tikleri 
soylenmektedir. Melik Gazi'nin kabri Giizelbeyli Kasabasi'nda 
bulunmaktadir. Bu zatin asker oldugu, kafirlerle yapilan savaslarda sehit 
diistiigii ve buraya defnedildigi halk arasinda yaygindir. Koy halki 
tarafindan Melik Gazi'ye, Deste Melik de denmektedir. Bir9ok arzunun 
yerine gelmesi i9in ziyaret edilmektedir. Giizelbeyli Kasabasi'ndaki 
Hoca Beden ismiyle bilinen turbenin ustii ortiiliidiir. 

Tiirbeden i9eri girildiginde bir merdivenle kabrin altina 
Inilir. Altta fazla derin olmayan bir kuyu 



224 



vardir. Halk bu kuyunun suyunu i9erek sifa buldugunu dusiinmektedir. 
Halk arasinda Hoca Evliya olarak da taninan bu tiirbe, genellikle 90cugu 
olmayanlar tarafindan ziyaret edilir. Bunun yaninda yore halki, burayi 
bahar mevsiminde sik9a ziyaret ederse, yagmurun bol yagacagina, hasat 
mevsiminin bereketli olacagina inanmaktadir. Yine buraya gelen hamile 
kadinlann 90cuklannm ve Hoca Evliya'yi ziyaret eden 90cuklann 
zekalannin a9ilacagi konusunda yaygin bir inan9 vardir. Turbenin 
bulundugu yerde Hoca Beden'in kabrinin hemen yaninda, ba§i agnyan 
hastalann baslanni soktuklan bir delik bulunmaktadir. Basinin siirekli 
agridigmdan sikayet edip, bir tiirlii 9are bulamayanlar, bu delige dua ve 
niyazda bulunarak baslanni sokmakta, bir miiddet beklemektedirler. Bu 
olaydan bir sure sonra bas agrilannin ge9ecegine inanihr. 
Giizelbeyli kasabasindaki Cimecoluk yatin Kamber Dede 
ismiyle de anihr. U9yiizelli dort yiizyilhk sogiit aga9lannm bulundugu, 
kasabanin merkezinde yeralan bir tekkedir. Konusamayan, 
yiiriiyemeyen, huysuz 90cuklann sikintilanni gidermek i9in halk 
tarafindan sik sik ziyaret edilir. Burayi ziyaret edenler, agacin dahna ya 
bir 9aput baglarlar, ya bir yazma, ya da yaramaz 90cuklann 
elbiselerinden birini, - ozellikle gomleklerini - birakirlar. Bunlann 
yaninda siitii olmayan kadinlann, ve farkh isteklerin yerine gelmesi i9in 
kasaba halki ve 9evre koyliiler tarafindan ziyaret edilmektedir. Yore 
halki tarafindan ziyaret edilen yatirlardan biri de Giizelbeyli 
kasabasi'nda bulunan Deveci Evliya'nin kabridir. Dileklerin yerine 
gelmesi amaciyla ziyaret edilen evliyanin nerden 



225 



geldigi ve kim oldugu bilinmemekle beraber Deve Kervanlan'nin 
oniinde bu beldeye geldigi anlatihr. 

Rivayete gore, Zile ve cevre koylerden hacca gidenlerin kervani 
toplanir, hep beraber Ellez Dede Evliyasi ziyaret edildikten sonra 
topluca hareket edilir, doniiste de ayni yerde karsilanirlarmis. Bu sebeple 
koyiin admin Hacilar oldugu soylenmektedir. Ellez Dede ismiyle amlan 
bu ziyaret yerine kurak mevsimlerde yagmur duasi i9in topluca gidilir. 
Yagmur duasi sirasinda ziyaret yerinde bulunan tasin lslatilmasi ile 
yagmur yagacagina inanihr. 

Karabalfik Koyii'ndeki caminin yaninda medfun bulunan Yagmur 
Dede'nin koyiin kuruculanndan oldugu kabul edilir. Ali Kahyalar 
siilalesinin dedeleri oldugu konusunda bir bilgi vardir. Yore halki en 90k 
yagmur duasi yapmak i9in buraya gelmekte, mezannin bulundugu yerde 
yagmur ocagi olduguna inanmaktadir. 

Karakuzu koyiinde yiiksek bir yerde bulunan Hu Dede'ye yagmur 
duasi i9in topluca gidilir. Evliyamn bir sancagi bulunmakta olup bu 
sancak yagmur duasina 9ikildiginda su i9erisine birakihr. §ayet sancak 
suda kendiliginden a9ihrsa yagmur yagacagina inanihr. 

(^aglayan Evliya i9in Karakuzu Koyii'nde halk arasinda 
(^aglayan olarak bilinen selalenin yakinindaki magara ziyaret yeridir. 
§elale yakimnda bulunmasindan dolayi muhtemelen (^aglayan Evliya 
olarak tamnmistir. (^aglayan Evliya'yi ziyarete gidenler, 9esitli 
konularda dilekte bulunurlar. §elalede lslattiklan bezleri magaranin 
duvarlanna dileklerinin yerine gelmesi i9in yapistinrlar. Ashnda 
(^aglayan Evliya'nm kabri magarada degildir. Onun her bahar geldiginde 
selalenin sesiyle, uhrevi bir beste yaptigini, bu bestenin 



226 



9agnsini duyup da ziyarete gelenlere, pek 90k yardim ettigini 
soyleyenler vardir. Basi agnyanlar, darda kalanlar, i^i sikintidan kararan 
hastalann ziyaret yeridir. Yeni dogum yapan kadinlar, magaramn 
i9indeki taslardan sizan, mineral bakirmndan son derece zengin suyu 
i9erek, siitlerinin bol olacagini diisiiniirler. Aynca buradaki sudan 
yikanarak beden ve ruhlannin hastahktan annacagina inanihr. 

Eski adi Bayat, simdiki adi Karaseyh olan koyde medfun bulunan 
Karaseyh'in asil adi Kara Yakup'tur. §eyh Yakup Esved, Hz. §eyh 
Nusrettin'den icazet almis, bu koyde irsad i9in gorevlendirilmistir. 
"Esved" kelimesi, "Siyah, kara" manasina geldigi i9in Kara Yakup'a, 
Karaseyh denmistir. Halk arasinda Karasih olarak taninir. §iheyhk 
Baba'nin kardesi oldugu da soylenir. Biiyiik bir alim olan Kara Yakup'un 
koye ge9mesiyle koyiin eski adi unutulmus, Karaseyh olarak anilmaya 
baslanmistir. Karaseyh'in, kara sevda 9ekenlere yardim ettigine 
inamlmaktadir. Eskiden yemin edenlerin dogru soyleyip soylemedikleri 
bu tiirbeye getirilerek anlasihrmis. Yemin edenler, turbenin basina 
getirilip, "Yalan yere yemin ettiysen, Karaseyh seni kessin!" diye 
baginhrmis. Eger ger9ekten adam yalan yere yemin etmisse, dili ates gibi 
kirmizi olurmus. Bu tiirbe aym zamanda yagmur duasi i9in de halk 
tarafindan sik sik ziyaret edilir. 

Karaseyh Baba i9in 9evrede 9esitli menkibeler anlatilmaktadir. 
Bunlardan biri soyledir. §ih Koyii'ndeki bu yatinn yamndan (^ekerek 
irmagi ge9inektedir. Bu irmak yagan kar ve yagmurlar sebebiyle 
ilkbaharda tasip 9evresini sular altinda birakarak zarar vermektedir. Yine 
bir ilkbahar gunii yagan siddetli yagmur sonucu irmak kabanr, 



227 



9evresini sular altinda birakip Karaseyh yatinna kadar ulasir. Koy halki 
evliyayi sudan kurtarmak i9in seferber olup yatinn oniine bent yapmaga 
koyulur. Koyliiler yogun bir 9ahsma i9inde iken kimsenin tanimadigi bir 
ihtiyar gelir. Selam verip, ne yaptiklanni sorar. Koy halki da, "Evliyayi 
selden kurtarmak i9in bent yapiyoruz." der. Ihtiyar ise, "Bosa 
9ahsiyorsunuz. Sizde hi9 akil yok mu? Kendini kurtaramayan evliyayi 
varsin sel alsin." deyip kaybolur. Neye ugradigini sasiran koylii, isi 
birakip koye, evlerine doner. O gece yagmur yine yagmis, sabaha kadar 
devam etmistir. Acaba ne oldu diye meraklanan koylii sabah erkenden 
yatinn yanma gelince sasirrp kahr. Irmak, yatagini degistirmis, yatirdan 
500 metre kadar otede akmaya baslamistir. 

Zile ve yoresinde "Kendini kurtaramayan evliyayi varsin sel 
gotiirsiin." sozii yaygin olarak soylenmektedir. 

Tigga Ocagi, eski ismiyle Elarap Koyii'nde, Haci Aga isimli bir 
zatin evinde bulunmaktadir. Kim oldugu ve nereden geldigi 
bilinmemekle beraber, Horasan Erenleri'nden oldugu soylenir. Ozellikle 
90cugu olmayan kadinlann yam sira, dogumdan sonra 90cuklanm 
kaybeden kadinlar ziyaret etmektedir. Koyiin asil ismi Elarap iken, 1 963 
yihnda Ak9ake9e olmustur. Ancak il9enin Ak9ake9ili koyii ile 
kansikhga sebep olmamak i9in ismi Kar§iyaka olarak degistirilmistir. 
Elarap isminin buraya ilk yerlesenlerden olan Arap Dede'den geldigi, 
sonra, koyiin birka9 km. guneyinde Asarcuk denilen mevkie tasindigi, 
daha sonra da Bektasoglu, Bayramoglu, Mollaoglu ve Kahyalar 
ailelerinin bugiinkii koyiin bulundugu yere yerlestikleri soylenmektedir. 
Arap Dede'nin mezan ise bu giinkii koyiin altinda 



228 



bulunan kabristanin sonundaki mezardir. Koyde Alipinan mevkiindeki 
ziyaret yerinde ulu kisinin bir tasi diizleyip burada namaz kildigina 
inanihr ve burasi ziyaret edilerek ziyaret9iler tarafindan adak kurbanlan 
kesilir. 

§eyh Ahmet'in tiirbesi Kepez Koyu'niin yakininda, bir tepenin 
uzerinde olup etrafi 9am aga9lanyla kaphdir. Bu miibarek zat, Horasan 
erenlerinden §eyh Seyyid Ahmet Kebir olarak bilinmektedir. Giiniin 
birinde bu aga9lann bulundugu yere §eyh Ahmet isminde biri gelip 
yerlesmis. Cevredeki aga9lardan, kasik, kep9e, takunya yaparrms. Bu 
esyalan bir okiiziin boynuna asar, bir ihtiya9 listesi ekler, okiizii Zile'ye 
gonderirmis. Okiiz, sehir esnafmm diikkam oniinde durur, disandan 
i9eriye bon bon bakarrm§. Diikkan sahipleri de, "Bizim Ahmet'in okiizii 
geldi. Kaqiklari aim, ihtiyac listesine bakin", derlermi§. Okiiz, 
boynundaki ihtiya9 listesine gore diikkanlan dolasir, isi bittiginde 
kimseye aldins etmeden geldigi istikamete geri donermis. 

Bu giin Zile'de, etrafrna "bon bon" bakanlara, "Ahmet'in okiizii 
gibi ne bon bon bakiyorsun?" sorusu sorulur. Bu konuyla ilgili bir baska 
menkibe de soyledir. §eyh Ahmet, okiizleriyle birlikte burada yasarken 
a9 kalmis. Okiizlerini kesmis. Etinin bir kismini dagitmis, bir kismim 
ailesiyle birlikte yemis. Bir kismim da atesin i9ine koyup yakrms. Ates 
sonmiis kiil olmus. Bir firtina 9ikmis, kiilii havaya savurmus. Yagmur 
yagmaya baslamis. Kiiller, rahmetle beraber etrafa yayilmis. Her yerden 
mantar biter gibi 9am aga9lan 9ikmis. Bu giizel 9am aga9lanm goren 
§eyh Ahmet, "Camlardan kesenlerin elleri kinlsin. Onlardan bir par9a 
alip evine goturenlerin, evleri barklari 



229 



yansin", diye dua etmis. Bu sebeple turbenin bulundugu yerden bir 9op 
dahi oynamaz. §eyh Ahmet tiirbesi, ekseriya yagmur duasi i9in ziyaret 
edilir. Cenksu U9er §eyh Ahmet tiirbesini Alevi yatirlan arasinda sayar. 

Kervansaray koyu'nun 9ikisinda mekani pek belli olmayan, ancak 
halk arasinda evliya oldugu diisiinulen yerdeki kim oldugu, nereden 
geldigi bilinmeyen zatin tiirbesini, halk daha 90k bayramlarda ziyaret 
etmektedir. 

Ureyfe Ocagi diye bilinen Ilyas Dede'nin tiirbesi, Kireqli Koyii 
yakmmda bir tepenin altinda bulunmaktadir. Mezan mevcut degildir. 
Ancak koy halki, buradaki ulu aga9lardan birinin altinda kabrin 
bulunduguna inanmaktadir. Bu aga9lann dibindeki toprak 9amur haline 
getirilerek 119 giin iist iiste 9ocuklann viicuduna siiriiliirse, Ureyfe 
hastahgina yakalanan 90cuklann hastahktan kurtulacagina 
inamlmaktadir. 

Kirklar Koyii'nde bulunan turbenin etrafi duvarlarla 9evrili olup 
iistii a9iktir. Abdal Musa, Ismail Dede ve bir 90k evliya zaman zaman 
buraya gelip birlikte halvet yaparlarmis. Bu sebeple ismi Kirklar olarak 
kalmistir. Pek 90k dilek i9in halk ziyaret etmektedir. 

Adini arazi topraklannin kirmizi olusundan almis olan Kizdca'da 
bulunan Ay Kadin tiirbesinin yam basindaki 9esme suyunda yikanan ve 
bu suyu gotiiriip bir sure i9en kimselerin mide rahatsizhklanndan 
kurtulacaklanna, (^al Dede mevkiindeki mezann ziyareti ile de dogal 
afetlerden korunulacagina inanihr. 

Ilk yerlesenlerin 1 500 yillannda Soylular ve Sinangiller aileleri 
oldugu soylenen Kozdere Koyii'nde, Istiklal Savasi'nda sehit 



230 



olan yedi subayin kabri Yediler diye bilinir ve halk tarafindan biiyiik bir 
husu ile ziyaret edilir. Koyiin web sitesi ziyaret yerleri hakkmda su 
bilgileriverir(152). 

Koyiin iistiinde yer alan ziyaret yeri Abazha ismiyle anihr ve 
burasi tasin arasindan bir degirmenlik buz gibi suyun ciktigi yer olarak 
bilinir. Genellikle koyliilerin ve civar koylerin kurban adak yerleri 
arasinda sayihr. Yagmur duasina da 9ikilan ziyaret yeri ayni zamanda bir 
mesire alanidir. Aynca koyiin yaylasidir. Hayir olarak Mehmet Bey 
(Dellog-marangoz) tarafindan 2001 yihnda buraya biitiin maliyetini 
iistlendigi bir ziyaret evi yaptinlmistir. I9erisinde kurban kesimi ve 
tiiketimi i9in tiim malzemeler (kap,kacak vb.) mevcuttur. Buradaki 
suyun 17 Agustos 1999 Marmara depreminde 3 gun sure ile bulamk 
aktigi gorulmustiir. Hz Ali'nin oraya geldigi, taslardan yukan dogru 
9ikarken ayak izinin kaldigi ve bu ulu kisinin gelmesinin nisanesi olarak 
suyun tas arasindan 9iktigi anlatihr. 

Abazha ile birlikte oncelikli ziyaret yerlerinden birisi de Erkonan 
Baba'dir. Sinirli bir yapiya sahip olduguna inamlan Erkonan Baba'yi 
hamile kadinlann ziyaret etmemesi istenir. £unku dogacak 90cuklarda 
oziir ve iz biraktigina inanihr. Burasi biiyiik pelit, kizilpelit, agcaaga9 ve 
isrin agacinin biribirine sarmas dolas oldugu heybetli bir goriinum arz 
eder. Ziyaret evi ve 9esmesi 1 995 yihnda Cuma Pekacar tarafindan hayir 
olarak yaptinlmistir. Adak, kurban kesim yeridir. I9erisinde kurban 
kesimi ve tiiketimi i ? i n malzemeler 



(152) www.kozderekoyu.com 



231 



(kap,kacak vb.) mevcuttur. Yine yagmur dualan burada da yapihr. 
Eskiden dileklerinin kabul olmasi i9in ziyaret9iler tarafindan yemeni ve 
bez par9alan baglamrdi. Giiniimiizde bu gelenek ozelligini kaybetmistir. 

Goyneksiz Dede'nin koyiin girisinde yer alan ziyaret yeri 
"huykesen" olarak ta bilinir. Ofkeli, sinirli 90cuklann ziyaret yerindeki 
agaca temsili olarak baglanarak, huyunu orada birakip annacagina 
inanihr. Pelit ve yunus eriginin (kurumaya yiiz tutmustur) bulundugu 
mekanda bir 9esmesi ve yatin vardi. Haynna 9esme ve ziyaret evi 
Ozekler tarafindan yaptinlmistir. Adak, kurban kesim yeridir. I9erisinde 
kurban kesimi ve tuketimi i9in malzemeler (kap,kacak vb.) mevcuttur. 

Anlatildigina gore, koyde icra edilen Alevi-Bektasi toren ve 
cemlerinin eskiden gizli ve sakh yapildigi bilinir. Cem yapildigini duyan 
civar koy halki koyii basmaya karar verirler. Goyneksiz Dede'nin oldugu 
yere geldiklerinde, karsilanna biiyiik bir duvar engel olusturur. Duvan 
ge9emezler. Cikan ve diisenler yaralanir, sakat kahrlar. Duvan 
asamayacagini anlayan koyliiler buraya 9op dikerek giderler. Sabahleyin 
gelip baktiklannda burada eren bir kisinin yattigini anlayarak ziyaret yeri 
olarak kabul ederler. Ofkeli kalabahgin huyunu kestigi i9in, "huykesen" 
denilmistir. Koyde aynca Halil Efendi ismiyle anilan bir ziyaret yeri 
daha bulunmaktadir. 

Il9eye uzakhgi, halk arasindaki deyimle "bir kursun atimi" 
mesafede oldugundan, koyiin Kur§unlu ismini aldigiileri siiriiliir. 1850 
yillannda halen Zile'de ikamet eden Hacibalogullan, Diilgerogullan ve 
Aliogullan tarafindan kuruldugu soylenmektedir. 



232 



Hidir Dede'nin kabri Hidir Ellez §enlikleri'nin yapildigi yerde bulunur. 
Bu mekan, hem ziyaret yeri, hem de piknik alam olarak kullamhr. 

Kurupinar koyunde bulunan Kirklar'a da yagmur duasi i9in 
topluca gidilmektedir. Kirklar 90k iri ve yash kavaklann bulundugu bir 
meydandir. Menkibeye gore, bir gelin gece vakti karanhkta bu alandan 
ge9erken selvi kavaklannm Tann'ya secde ettigini goriir. Gorduklerini 
koyliiye anlatir fakat kimseye inandrramaz. Ertesi gece yine kavaklan 
bekler, selvi kavaklan secde i9in egildiginde en uzun kavagin dahnin 
ucuna yazmasmi baglar. Koyliilere durumu anlatir. Koyluler gelinin 
yazmasimn insamn bir turlii 9ikamayacagi en uzun kavagin ucunda bagh 
oldugunu goriince inanirlar. O giinden sonra bu yerin kutsalhgi kabul 
edilir ve burasi kurak mevsimlerde yagmur duasi i9in ziyaret yerine 
9evrilir. Koy Aleviligin Ke9eci Baba koluna mensuptur. 

Suyu olmayan bir dere yatagimn her iki tarafinda kurulmus olan 
Kurugay Koyii, Cenksu U9er'e gore, Aleviligin Hubyar kolu 
mensubudur. 

Osman Pinari Koyii'nde Kizlar Pinan ismiyle bilinen yere 
kudsiyet izafe edilerek ziyaret yapihr. Mezann yeri belli degildir. Koyde 
bulunan bu aga9hk alanin ozellikle ayin on dordiinde kirk peri kizi 
tarafindan ziyaret edildigi kabul edilir. 

Nereden geldikleri kesin olarak bilinmeyen koy halkimn, 
hayvanlara sirthk-palan dokumalan nedeniyle koye Palanh dendigi ileri 
siiriiliir. 19. yiizyilda yasayan ve hakkinda bir9ok menkibe bulunmakla 
birlikte ermisligine inanilan Biiryan Ana isimli halk ozani 



233 



bu koyde yasamistir. Cift9iligin peygamber meslegi olduguna, Adem 
Peygamberin 9ift9ilik yaptigina inanilan koyde £ig Koy Baba'nin bir 
evin bah9esindeki kabirde yattigi ve Horasan Evliyalan'ndan oldugu 
soylenir. Halk arasinda insanlann kalbini kiran "Cig" adamlann buraya 
ugradigi zaman, kisa bir zaman sonra olgunlasacagi, kalpleri 
kazanabilecegi konusunda bir anlayis vardir. 

Murat Baba'nin kabri Palanh Koyii'nde, admin manasiyla 
"Herkesin muradma gore, murat verir." anlayisiyla ziyaret edilen bir 
mekandir. Burayi daha 90k 90cuklan olmayan kadinlann ziyaret ettigi, 
90cuklan erkek olunca da ismini Murat koyduklan anlatihr. 

Cenksu U9er Palanh koyiindeki Murat Baba, Delikli Ta§ ve Somun 
Dede yatirlannin Alevi yatirlan oldugunu kaydeder. 

Arslan Dede'nin tiirbesi il9enin kuzey sirtlanndaki, ismini eski 
Zile-Amasya karayolu iizerinde bulunmasindan ve bu arada 9ahsan 
kervanlann saraciye tamirini yapan sanatkarlann bol olmasindan almis 
olan Same koyii'nde bulunmaktadir. Bu tiirbenin bulundugu yerde yedi 
kabir vardir. Arslan Dede'nin biiyiik miicahitlerden biri oldugu, bir 
savasta, dizlerinden asagisini kaybetmesine ragmen savasa devam ettigi, 
pek 90k kafiri tepeledigi, dort metre boyunda olaganiistii bir sahsiyet 
oldugu konusunda hikayeler anlatihr. 

Arslan Dede, evliyanin biiyiiklerinden olup, Allah aski ve 
evliyahk halleri ile hallenmis bir ulu zattir. Horasan'dan geldigi, uzun bir 
omiir siirdiigii nesilden nesile aktanlan rivayetler arasindadir. Once ilim 
tahsil ettigi, daha sonra 9esitli gorevlerde bulundugu, ancak tasavvufun 
goniil alici sirlanni anladiktan sonra, mevkiden, 



234 



makamdan, paradan puldan tamamen vazge9tigi, erenlerden bir eren 
olmak yolunda, bin bir (jile 9ektigi soylenmektedir. Ibadet ve taati bas 
taci yapan, kendine gelen binlerce hediyeyi ihtiya9 sahiplerine dagitan, 
yoksullugun ve sadeligin bir onur oldugunu savunan son derece goniil 
ehli zattir. Yemeyip yedirdigi, giymeyip giydirdigi soylenmektedir. 

Menkibeye gore, talebelerinden birinin evinin bitisiginde 
kullanilmayan bir diikkan varmis. Diikkam satin ahp evi biraz olsun 
genisletmeyi, gelen ge9ene sofra kurmayi, hizmet etmeyi isteyen gen9 
miirid, durumu hocasina bildirmis. Diikkanin sahibi bos mekani Arslan 
Dede'nin talebesine bir tiirlii satmak istemiyormus. Bir gun Arslan Dede, 
talebesinin evine gelmis sohbet etmis. Sirtini da, diikkanin duvanna 
dayamis. Ertesi giin diikkan sahibi, talebenin karsisina 9ikip, "Al burasi 
senin olsun, beni arslandan kurtarl... Iqimdeki bu arzu kaybolmadan 
al!...", diye israr etmis. 

Arslan Dede Turbesi, daha 9okpiknik ama9h olarak ziyaret edilir. 
Zile ovasina hakimiyeti, yayla havasinin giizelligi, pek 90k insani 
ozellikle yaz mevsiminde buraya 9eker. Hamile kadinlar, bu tiirbeyi 
ziyaret ederlerse, "tekke beni" izinin 90cuklannda olacagi inanci 
hakimdir. Yine bu tiirbe yagmur duasi i9in de sik sik ziyaret edilen 
mekanlardan biridir. 

Cenksu U9er Arslan Dede ve San Dede yatirlanni Zile'deki alevi 
yatirlan arasinda sayar. 

Savci Koyii'nde Kulak Kuyusu ismiyle anilan kutsal bir mekan 
bulunmaktadir. Mezan belli olmayip koyiin i9inde bulunan bir kuyudaki 
suyun sifah olmasindan dolayi burasi kutsal kabul edilerek 



235 



ziyaret edilmektedir. Kuyudaki suyun ozellikle kulak agnlanna iyi 
geldigi konusunda yaygin bir inams vardir. 

Kirklar ismiyle bilinen kabir Savci Koyii'niin biraz 
yukansindadir. Burada kirktane ermisin yattigina inanihr. Yagmur duasi 
i9in yore halki tarafmdan ziyaret edilen bu ermislerin kimler oldugu, 
nereden geldikleri, ne zaman yasadiklan belli degildir. 

Eski adi Abdal olan koyiin, Anadolu'ya ilk gelen Alperenlerden 
§eyh Nusrettin'in miiridleri olan sahislar tarafmdan kuruldugundan ve 
bunlara tasavvufta Abdal ismi verilmesinden koye de bu ismin verildigi 
sanilmaktadir. 

Giirz Baba §eyhkdyii'nde bulunan ve hakkinda pek fazla bilgi 
bulunmayan bir kabrin sahibidir. Koy halki, 9esitli dileklerinin yerine 
gelmesi i9in tiirbeyi ziyaret etmektedir. §eyhkoyii'nde aynca Kara §eyh 
ismiyle bilinen bir yatir daha bulunmaktadir. 1865-1935 tarihleri 
arasinda yasamis olup ermisligine ve kerametine inamlan ve bii"9ok 
deyisi bulunan, Ummi Sim Baba isimli sair bu koydendir. 

"Bu §eyh Nusret, Haci Bektas-i Veli (ile) Horasan'dan gelmis, 
ceddimiz Hace Ahmed Yesevi halifelerinden ve Horasan illerindendiir. 
Tekye Zile vadisinde ma'mur u abadan imaret, mescid ve misafirhaneli 
nazargah-i muazzamdur. Pa vii ser biirehne yetmis aded fukarasi vardur. 
Bu diyar ahalisi §eyh Nusret'e gayet mu'tekiddiirler. Hatta tekyesiniin 
oninde bir azim kohne dut agaci vardur. Bir tarafi 9urimisdur. (^iiriyen 
yirden bir kaymak koparup hummayi muhrik ve humma-yi rebi'aya 
buhur itseler sifa bulur. Gayet miiceiTebdiir. Bu agacun 9iiriigini biitiin 
halk-i cihan dort yiiz yildan beri ahrlar. Boyle iken yine zerre kadar 
eksilmez ve kop an Ian mahal 



236 



ma'lum olmaz. Hakir dahi oyle gordiim ve bir paresini alup teberriiken 
hifz eyledim. Bu agacun diger tarafi oyle leziz dut viriir ki ekl iden guya 
misk rayihasi semm ider. Zile sehriniin ayan u esrafina bu 
Dutdan dervisler hedaya gotiiriip ihsan ahrlar (153)." 
1353, 13 68, ve 1389 tarihli 119 vakfiyeye ait suretlerde §eyh Nusret 
bin Hamza zaviyesine vakfedilen yerlerden soz edilir (154). Ancak 
turbedeki mezar tasinda §eyh Nasireddin yazihdir. Bu ismin zamanla 
halk arasuida §eyh Nusret veya Nusreddin'e doniismiis oldugu 
soylenebilir. Kayitlarda 1691 yihnda gocebe Tiirkmenlerin iskani ile 
ilgili olarak Nusrath Koyiiniin bu tarihte oturulamayacak kadar harap 
oldugu yazihdir. 1855 senesinde Ibrahim Dedezade Huseyin Aga 
tarafindan tamir ettirildigi tiirbe icindeki kalemisi kitabede kayith olan 
eserin en son 1978 yihnda tekrar onanldigini, kapisi uzerindeki 
kitabeden anhyoruz. Tiirbe, bati tarafindaki cami ile birlikte biraz arahkh 
yerlesen iki yapidan meydana gelen kiiciik bir kiilliyenin par9asi gibi bir 
konuma sahiptir. Cami ile tiirbe arasinda tiirbenin giiney duvanndan 
itibaren uzanan bir duvar, caminin dogu duvanna bitiserek kismi bir 
beraberlik de saglar. I9 mekanda goriilen kalemisi tezyinat yapidaki 
yerine gore kubbe, pandantifler, ve cephelerde olmak iizere bashca 119 
boliimde toplanmistir. §eyh Nusret Tiirbesi dogu duvanndaki tamir 
kitabesinin altinda, daha once Merzifon Kara 



(153) Evliya Celebi, Seyahatname 

(154) CAL Halit, §eyh Nasreddin (Nusrat) Tiirbesi, Turk Tarihinde ve 
kulturiinde Tokat Sempozyumu, 1 986 



237 



Mustafa Pasa Camii §adrrvaninda ve Merzifon Sofular Camisi'nde 
imzasini buldugumuz Zileli Emin'in ismi okunmaktadir. 

Tiirbenin i9indeki 119 sandukada, mezar taslanna gore §eyh 
Nasreddin, Abdiilhannan oglu Seyyid Mehmet ve Abdiilhannan kizi 
Siret Hatun yatmaktadir. 1387 yihnda iktidar miicadelesinde Kadi 
Burhaneddin Ahmed'e yenilen Emir Ahmed ve Taceddin'in, Kadi 
Burhaneddin'e sulh ricacisi olarak «... o zaman Danismendiye 
vilayetinde niifuz sahibi olan §eyh Nusret'in oglunu» gonderdikleri 
bilinmektedir. §eyh Nusret Zaviyesi'nin ve dolayisi ile §eyh Nusret'in bu 
yorede etkili oldugu anlasilmaktadir. (^iinkii aym tarihlerden Zile Yesilce 
Koyii §eyh Eyliik Zaviyesi'ne bir koyun gelirinin bir kismi 
vakfedilirken, §eyh Nusret Zaviyesi'ne biri Amasya'da digerleri Zile'de 
olmak iizere onbir koyun gelirinin bir kismi vakfedilmistir. 

§eyh Nusret Harzem Devleti iimerasindan Hamza Beyin ogludur 
(155). Hamza Bey Harzem Devletinin Cengiz Hanin istilasina ugramasi 
iizerine oglu ile birlikte Erzincan'a hicret eder. Hamza bey oglunu 
Erzincan'da evlendirir. §eyh Nusreddin Hazretleri'nin bu evlilikten 
Fatima isminde bir kizi olur. Kizini Erzincan alimlerinden §eyh 
Siraceddin Efendi ile evlendirmis bu evlilikten Ummugulsum adinda bir 
kizi, Acepsir adinda bir oglu olmustur. Bu isimleri torunlanna §eyh 
Nusreddin Efendi koymustur. §eyh Nusreddin Hazretleri, damadi ve 
torunlan ile birlikte evvela Tokat'ta, bir miiddet sonra Kazova'nin Cebel-i 
ebyaz denilen mevkiinde kalmislardir. Zile'lilerin israrli daveti iizerine o 
zaman Aksaray denilen bugiin ise 



(155)KILig Arif, Zile Tarihi Notlanndan 



238 



kendi adiyla anilan §eyh Nusreddin Koyiine yerlesirler. Bu koyde bir 
medrese, bir zaviye yaptirmis vefatina kadar ilim ve irfan nesri ile 
mesgul olmus, bu arada degerli alimler yetistirmis, biitiin memleket ve 
havalisi ilminden irfanmdan istifade etmistir. Bugiinkii Karaseyh 
koyiinde ziyaret edilen §eyh Yakup Hazretleri ile §iheylik koyiinde 
tiirbesi bulunan Veli Mehmet Efendi bu zatin halifelerindendir. 
Tahminen hicri 630 yilinda Zile'ye gelen §eyh Nusreddin Efendi 
Hazretleri torunu Ummiigiilsiim Hanimi Zile merkezinde §eyh Etem 
£elebi Camii i9erisinde tiirbede medfun bulunan ve Beyazid Bestami 
torunlanndan olan Muiniiddin Halil Efendi ile evlendirmistir. Bu 
evlilikten meshur alim §eyh Edhem Qelebi diinyaya gelmistir. 

Amasya Mevlevihanesi seyhi Cemaleddin Ahmed Dede Zileli 
Nusretzade'dir ve 1 387 yihnda Kadi Burhaneddin'e yenilen Emir Ahmed 
ve Taceddin'in sulh ricacisi olarak gonderdigi kisidir (156). Yesevi 
halifesinin oglunun bir Mevlevi seyhi olmasi, Halit (^al'in 9ahsmasinda 
Zileli Emin'in kalemislerini yorumlarken tiirbe duvannda karsilasrms 
oldugu sikkelerin hangi tarikata ait oldugu konusunda tereddiide 
diismesine biraz acrkhk getirebilir. §eyh Nusret'in torununun Zile'de 
Halveti tarikati seyhine gelin olmasi da tarikatlar arasindaki iliskiye 
farkh bir dinamizm kazandinr. 



( 1 5 6) A. DURM A, Evliyalar §ehri Amasya 



239 



Turbe disinda babasi Hamza Beyin kabri vardir. Hamza Bey Hicri 
650 yihnda vefat etmistir. Baba tarafindan nesebi Hasan Geylani isminde 
bir sahabeye dayanir. Ana tarafindan Imam Hiiseyin'e ulasir. Bu suretle 
ana tarafindan evlad-i Resul'diir. Tarikat silsilesi 13. silsilede Seyh 
Ciineydi Bagdadi, Sim Sakati, Maruf Kerhi, Davud ta-i, Habib-i Acemi, 
Hasan Basri, Imami Ali vasitalan ile Peygamberimize (s.a.) ulasir. 

Hasluck cahsmasinda Seyh Nasreddin'in zaviyesine onceleri 
Kirklar Tekkesi denildigini ve Greguvar'in ifadesine bakarak bu iinvan 
altinda Hiristiyan bir mazisi de oldugunu kaydeder (157). Sivas'in Kirk 
Sehidlerini banndiran (bir yer) olmasi itibariyle Hiristiyanlar tarafindan 
hiirmetle ziyaret edildigini ilave eder. Cenksu U9er ise, Yeseviligin 
Tokat'ta sahis olarak temsil edildigi Gij gij Dede'den sonra ikinci kisi 
oldugunu yazar (158). 

Anlatihr ki, Sivas valisi Haci Izzettin Pasa Zile'ye gelir (159). Haci 
Ismail Dede'nin tiirbesini ziyaret eder. Sonra yaya olarak Seyh 
Nusreddin Hazretlerini ziyarete gider. Koyden misafir olmasi i9in Seyh 
Haci Ibrahim efendi israr eder. Pasa, "Eger kahrsam sabaha kadar 
oturmak icap eder. Ihtiyanm, mazur goriin", diyerek aynhr. 

Bir Alperen oldugu kabul edilen Circir yatin Sofular Koyu'ntin 
i9inde bulunan iki biiyiik kavagin arasindadir. Tiirbe'ye ait oldugu 
diisiiniilen kavak aga9lan, halk tarafindan kutsal bir mekan olarak 
taninmistir. Kavak aga9lannm dahna oturan, dal koparan, 



(157) HASLUCK F.W, Bektasilik Arastirmalan 

(158) C. UCER, a.g.e. 

(159)Kapi Cukadan Halil Efendizade, viizeradan Girit Valisi Haci 
Osman Hasim Pasa'nin ogludur. 1872-1877/78 seneleri arasinda 



240 



once Harput, daha sonra Sivas Valiligine tayin edildigi anlasilan Haci 
Izzet Pasa, 93 harbinin cereyan ettigi giinlerde, Erzurum Vali Vekili 
olarak gorev yaparken, sahsi hesabindan devlet hazinesine 10 bin lira 
yardimda bulunmustur. Haci Izzet Pasa, valisi bulundugu biitiin illerde iz 
birakmak istemis, bu sebeple Harput ve Sivas'ta birer cami yaptirdigi 
gibi, Mekke'de de hayrat birakmistir. Vakiflar Genel Mudiirliigii 
kayitlanna gore Erzurum'da vali vekili iken Abdurrahman Gazi 
Tekkesinin yikilmasiyla arsasi iizerine yaptinlan caminin banisi de yine 
Haci Izzet Pasa'dir. Onun en miihim eseri kendisinden kirk sene once 
vefat eden oglu Hiirrem Pasa adina Erzincan'da yaptirmis oldugu 
camidir. Nuruosmaniye tarzinda 9ifte minareli olan bu cami Erzincan 
sehrine degisik bir manzara vermistir. Kirk bin altin harcayarak insa 
ettirdigi bu cami, 1930 ve 1939 senelerinde meydana gelen depremlerde 
hasar goriip yikilmis ve bugiin i9in hie bir iz kalmamistir. 1 . Rutbeden 
Mecidi-Murassa Osmani-Murassa imtiyaz nisanlan, altin ve giimiis 
imtiyaz madalyalan ile taltif edilmistir. "§eyhii-l viizera" unvani Namik 
Pasa'dan kendisine intikal etmistir. Vasiyetnamesinde, devrin padisahi II. 
Abdiilhamid Han hazretlerini varis tayin etmistir. 1893'te vefat etmistir. 
Hayatta kimsesi kalmamistir. istanbul'dan Edime'ye gonderilen bir 
heyet, terekesini yazdiktan sonra, Edirne'deki Ucserefeli Caminin 
karsisinda (Bugiinkii sehir planina gore arkasinda kalmistir) ve 
Ibtidai Mektebi'nin avlusunda insa edilen kiiciik, 

kargir bir tiirbeye defnedilmistir. 



241 



kesen ve kuru bile olsa buradan dal gotiirenlerin biiyiik belalarla 
karsilasacagi konusunda yaygin bir inan9 vardir. Burasi, Sofular Koyii ve 
yakin cevredeki koyliiler tarafindan pek 90k dilegin yerine gelmesi i9in 
ziyaret edilmektedir. 

Ilk gelenler Sogiitdzii koyiine 2 km uzakhkta bulunan bir 9esmede 
hayvanlanni suladiktan sonra buraya bir sogiit agaci dikmisler ve 
rivayete gore koy ismini bu sogiit agacindan almistir. Yilancik 
hastahgina yakalananlann, yilanlann 90k oldugu soylenen ve Yilanh 
Tepe olarakbilinen yere sifa bulmak i9in ziyarete gittikleri anlatihr. 

Ta$kiran koyii'nde bir tepenin iistiinde bulunan Kabak Dede 
yatm yagmur duasi i9in ziyaret edilir. Bu tiirbenin 9evresinde kurbanlar 
kesilmekte, adaklar adanmakta, eglenceler diizenlenmektedir. Tiirbede 
yatan velinin kim oldugu, nereden geldigi, ne zaman yasadigi konusunda 
herhangi birbilgi yoktur. 

Kemerkaya yatm Turgutalp koyii'nde bulunmaktadir. Mezann 
yeri belli olmamakla beraber, biiyiik bir kayanin yaninda yer alan mekan, 
halk tarafindan kutsal olarak kabul edilmistir. (^ocugu olamayanlar 
tarafindan da ziyaret edilen bu tiirbe, ashnda daha 90k dagda hayvanlan 
kaybolan vatandaslar tarafindan ziyaret edilmektedir. Hayvanlan 
kaybolan koyliiler, kaybolan hayvanlanna ait bir esyayi bu tiirbenin 
yaninda birakmakta, daha sonra ahp ahira gotiirmektedirler. Bu suretle 
hayvanlann er ge9 bulunacagina inananlann sayisi az degildir. Aym 
tiirbeyi, vahsi hayvanlann agzini, "Kurt Agzi Baglamak" deyisiyle ifade 
edildigi gibi, baglamak i9in de ziyaret edenler vardir. 



242 



Kasaba 1855 ve 1962'de sel felaketine ugramistir. Kurulus tarihi 
kesin olarak bilinmeyen ve eski ismi Mashat olan yerlesim yerinin iran'in 
Meshet kentinden gelerek buraya yerlesenler tarafindan kuruldugu 
soylenmektedir. Yahudi mezarhgi anlamina gelen Mashat'in ismi 1962 
yihnda Yahnyazi olarak degistirilmistir. Burada Saka Dede, Kamber 
Dede ve Kucuk £eltek isimli ziyaret yerleri vardir. 

Yagibasan tiirbesi Yahnyazi (Masat) Koyti'nde, koy camisinin 
yaninda bulunmaktadir. Mezannin basinda akan suyun, korku 
hastahgina iyi geldigi soylenmektedir. Korku hastahgina yakalanan 
hastalar i9in bu turbeden tas getirilerek bir tasin icindeki suya konur. U9 
giin icirilir. Iyi gelecegi konusunda yaygin bir inams vardir. Anlatildigina 
gore, burada yatan zatin biiyiik kiileklere yag bastigi, bu yaglan sehre 
gotiiriip satarak kazancim fakirlere dagittigi anlatilmaktadir. 

Kii9iik (^eltek Tiirbesi Yahnyazi Kasabasi'nda bulunmaktadir. Pek 
90k dertlinin derdine deva, hastalara sifa oldugu soylenen (^eltek 
Babalar, ashnda §eyh Mahmut'un kardesleridir. Dordiiniin de 
Horasan'dan geldigi, Yesevi Ocagi'mn kokulanni, Anadolu'nun bu giizel 
beldelerine tasidigi anlatihr. 

Cenksu U9er kasabadaki Saka Dede yatinni Alevi yatirlan 
arasinda sayar. 

Koyde yapagi yiin iiretiminin bol olmasindan esinlenerek 
soylenen "yapagi" sozciigiiniin "Yapalak"a doniismesinden koyiin bu 
ismi aldigi samlmaktadir. Yapalak Koyii'nde bulunan Sitma Pinan'nin 
9evresindeki aga9lann kutsal oldugu kabul edilir. Bu aga9lann 



243 



dallarma nal, para, iplik ve bez par9alan asan yore halki, boylelikle bir 
90k dileginin yerine gelecegine inanmaktadir. 

Dikmen Evliyasi diye anilan yatir Yaylayolu koyiiniin i9inde son 
derece sade bir kabirdir. Kim oldugu, ne zaman ve nereden geldigi 
konusunda herhangi bir bilgi yoktur. Burada yagmur duasi yapihr ve 
hayatin biitiin asamalannda halk 9esitli isteklerini iletir, adaklar adanir, 
dilekler yerine geldiginde kurbanlar kesilir. 

Yenidagiqi koyiinde bulunan Ardi^li Dede yatin kurak 
mevsimlerde yagmur duasi i9in gidilen ziyaret yerlerindendir. 

Yenikoy'de bulunan turbeyi yore halki pek 90k dilek i9in ziyaret 
etmektedir. Zamamnda Yenikoy'de biiyiik bir su kithgi varmis. Koydeki 
bir kuyudan baska yerde su bulunmazmis. Kuyunun basma orta yash bir 
adam gelip durmus. Su almaya kim gelirse gelsin, kuyudan suyu biiyiik 
bir cosku i9inde 9eker, herkesin gonliinii ahrmis. O kuyunun basinda 
oldugu miiddet9e kuyuda asla su bitmezmis. Bu kuyunun basinda 
ge9irdigi yillann hiirmetine erenlerden bir eren olarak goriilmiis. Adi da 
"Kova Baba" olarak kalmistir. 

Seyh Mehmet Efendi'nin tiirbesi Siheylik (Yefilce) Koyii'nde 
bulunmaktadir. Koyiin resmi adi Yesilce olmasina ragmen yorede koy 
Siheylik adi ile anihr. Malazgirt zaferinden sonra Oguz boylanndan 1 2 
9adirhk bir Turkmen kafilesinin koye gelir. Seyh Mehmet Efendi, 
Horasan Erenlerinden yedi kardesin en biiyiigiidiir. Buraya gelip 
yerlestigi ve 9evrede binlerce insanin gonliinii fethettigi soylenmektedir. 
Koyde yasayan ve Top9ular, lakabiyla anilan ailenin, Seyh Mehmet 
Efendi'nin soyundan geldigi bilinmektedir. 

Koyiin merkezinde bulunan tiirbe, Sel9uklu donemi mimari 



244 



ozelligine sahiptir. Tiirbede Seyh Mehmet Efendi'nin bayrak ve sancagi, 
aynca geyik derisi iizerine kendisi tarafindan yazilmis bir seceresi de 
bulunmaktadir. 

Anlatildigina gore, Seyh Mehmet Efendi icazetini almak icin 
Amasya'ya gider. Son derece mahcup bir tavn oldugundan en sona kahr. 
Amasya Seyhi, Seyh Mehmet Efendi'ye seslenerek, "Gel bakahm Seyh 
Efendi, bize marifetini gosterki, icazetini verelim.", der. Seyh Mehmet 
Efendi, binamn temel diregini bir eliyle kavrar, sallamaya basilar. Direkle 
birlikte biitiin bina sallanmaya baslar. Bunu goren Amasya Seyhi, 
"Tamam seyhim, tamam!... iyilik bulasin Sihim!..." diye, icazetini dahi 
vermeden, Seyh Mehmet Efendi'ye baghhgini bildirir. 

Tiirbe, hemen hemen her tiirlii hastahk ve dilek i9in ziyaret 
edilmektedir. Bugiin, ruhi bunahma diisenlerin, islerinin daha iyi, rahat 
ve diizenli gitmesini isteyenlerin ziyaret yeri olan Siheylik'i ziyaret 
edenlerin iyilik ve dertlerine sifa bulduklanna inanihr. 

Nusreddin Baba'nm tiirbesi de Yesilce Koyii'nde bulunmaktadir. 
Horasan Erenleri'nden biri oldugu kabul edilir ve Zile ve cevresini irsad 
etmeye memur bir ulu zat oldugu ileri siiriiliir. Her tiirlii hastahk ve 
dertlere sifa bulmak amaciyla yoksul ve 9aresiz halk tarafindan sik sik 
ziyaret edilmektedir. 

Yesilce Koyii'nde Kirklar Tepesi denilen mevkide kirk ermisin 
yattigina inamlmaktadir. Bu tiirbe de cesitli dileklerin yerine gelmesi icin 
ziyaret edilir. 

Yiicepinar koyiinde bulunan Kaba Ardic ziyareti yagmur duasi 
i9in gidilen ziyaret yerlerinden olup burada bulunan iri ardi9 agacimn 
kutsalhgina inanihr. Menkibeye gore Hz. Ali buralara kadar gelip bu 



245 



iri ardi9 agacimn golgesinde dinlenmistir. Ozellikle yagmur duasi ve 
9e§itli isteklerin yerine gelmesi i9in halk tarafmdan sik9a ziyaret edilir. 

Yildiztepe Kasabasi Yeni Mahalle, Pervane Baba Caddesi, 
Belediye Parki i9indeki Pervane Baba ismiyle anilan tiirbede yatan zatin 
kim oldugu, nereden geldigi, ve ne zaman yasadigi konusunda yeterli 
bilgi olmamakla beraber, Horasan Erenleri'nden biiyiik bir Islam 
miicahidi oldugu konusunda rivayetler vardir. Yildiztepe'de sehit 
diistiigii ve buraya defnedildigi soylenir. Karamsarhga ve ruhi bunahma 
diisen, ozellikle agir endiseye kapilanlann ziyaret ettikleri yatirlardandir. 
Giderken tiirbenin yakinindan kii9uk bir tas ahnir. Turbeden ahnan tas, 
evde suyun i9ine konur. Yedi giin boyunca, giinde 119 defa bu Sudan 
hastaya i9irilir. Bu sayede hastanin, rahatsizhklanndan kurtulacagina 
dair bir inan9 vardir. Rahatsizhklanndan kurtulanlar daha sonra tekrar 
gelip yatir basinda kurban keserek adaklanni yerine getirirler. 

U9er'e gore, Zile il9e merkezinde Alevi niifusun orani %30'dur. 
Bucak ve koylerde Alevi Niifusun orani %50,7'yi bulur. Il9enin toplam 
niifusunaoraniise%39,rhkbirkisimteskileder. 



246 




Tokat'ta 
Tarikatlar 




247 



Tokat'taAlevilik 



Cenksu U9er Tokat merkez, ilge ve koylerinde Aleviligin her 
kolu uzerine yapmis oldugu siimullii cah^masinda ziyaret 
yerleri ile ilgili vermis-! oldugu listenin sadece birka9 omek 
oldugunu belirtir. Bu bile sosyal yaprmn kiiltiirel zenginligini gostermesi 
bakirmndan onemlidir. 

Tokat merkezde, Sivri Tekke, Seyh Sirvani, Gijgij Dede, Nurettin 
Sentemur, Kat, Kemalpasa'da Orhan Baba, Taf-iciftlik'te Germik; 
Almus'ta, Hubyar Tekkesi, Goriimlu kasabasinda Kul Himmet turbesi, 
Armutalan koyiinde, Hamza Abdal Tekkesi, Akarcay kasabasinda 
Yahncak Tekkesi, Serince koyiinde imam Gazi; Cihet kasabasinda 
Dervis Ali, Azinhk Inanan, Gedik Evliya; Artova'da Evlidere koyiinde 
Gazi Baba Turbesi; Basciftlik'te, Erikbelen koyiinde Kara Abdal 
Turbesi; Erbaa'da, Kececi Baba, Sokutas koyiinde Arap Dede; Niksar'da 
Melikgazi Turbesi, Kirk Kizlar Tekkesi, Kuyucak kasabasinda Dolasi 
Tekkesi, Yazicik kasabasinda Laldiz Tekkesi, Ormancik koyiinde Gazi 
Bolat Baba, Akgiiney koyiinde Kargin Evliyasi, Elicek Evliyasi; 
Resadiye'de, §eyh Yakup Turbesi, Sazak koyiinde Sinkh Evliya, 
Besdere koyiinde Altin Dede; Sulusaray'da, Doglacik koyiinde 
Biiyiik9am yatin, Sekiicek koyiinde Edna Dede; Turhal'da Kesikbas, 
Karkin koyiinde Aziz Baba, Eriklitekke koyiinde Erikli Tekke, Cayh 
kasabasinda Hubyar Kuyusu, Hasanh koyiinde Esiri Dervis; Yesilyurt'ta, 
Sivri koyiinde Kabak Abdal; Zile'de ise, Sih Nusret Tekkesi, Hiiseyin 
Gazi, Ismail Dede, Emiroren koyiinde Abdal Musa, Kepez koyiinde Seyh 
Ahmet, Karayun koyiinde K ii 9 ii k Celtek, 



248 



Celtek koyunde Biiyiik Celtek, Palanh koyunde Murat Dede, Somun 
Dede, Deliklitas, Akgiiller koyunde Kaygisiz Baba, Sarac koyunde San 
Dede, Arslan Dede, Yahnyazi kasabasinda Saka Dede, £akircah'da 
Kocabeden, Acipinar'da Sanhk Evliyasi bolgedeki ziyaret yerlerinin 
bashcasi olarak zikredilebilir 

Evliya Celebi Hidirhk Tekkesi'nin Bektasilere ait oldugunu yazar. 
Rifat Dede, Gij gij Dagi eteklerinde Samyeli Mahallesi Ali Mezarhgi 
i9erisinde etrafi iki metre yiiksekliginde demirlerle cevrilmi§ bir 
mezarda yatmakta olup Celebilerden bir Alevi dedesidir. Oliim tarihi 
1954'tiir. Giiniimuzde Alevi-Bektasi ziimreleri tarafindan, daha 90k 
Persembe giinleri ziyaret edilmekte, mum yakilmakta ve buradaki 
aga9lara 9aput baglanmakta, dilegin kabulii i9in tas yapistinlmakta ve 
evde yapilan borekler buradaki 90cuklara dagitilmaktadir. 



Tokat'ta Halvetilik 



Evliya Celebi'de Kiimsiik Sultan Tekkesi Mesiresi adi altinda, 
"ciimle ussakan Hidirhk Irmagi kenannda haymeleriyle 
gelbeleriyle gelip safa ederler", diye kisaca soz ettigi 
toplulugun, aym 9evrede meskun bulunan Seyh Meknun Zaviyesi ve 
Haydarhane Zaviyesi mensuplan ile Yesihrmak kenannda 
Bir yerlesim alani olusturduklari 



249 



anlasihyor. Kiimsuk Baba Tekkesinin eski bir asitane olup Halveti 
tarikati dervislerine ait oldugu, fakat vakfiyesinin bulunmadigi goriiliir. 
§ehir i9indeki Hamza Bey Tekkesi de Halveti tekkeleri arasinda yer ahr. 

Pir ilyas ( 1 60) kolunun sadece Amasya'da degil, civar muhitlerde 
de yayildigi anlasilmaktadir. Nitekim, Halvetiyye'nin Cemaliyye kolunu 
kurmus bulunan (^elebi Halife'nin miirsidlerinden iimmi seyh 
Tahiroglu'nun, bir goriise gore, Pir Ilyas Halveti'den hilafet ahp Tokat'ta 
faaliyet gosterdigi kaydedilmektedir. Tarikat yoluna girmeden once 
ilmiyye mesleginde ilerlemeye 9ahsan (^elebi Halife, Istanbul'da devrin 
ileri gelen alimlerinden ders almaya baslar. Muhtasaru'l-maani kitabini 
okumakta iken gonliine tasavvuf aski diiser ve ilk olarak Istanbul'da 
Zeyniyye seyhlerinden Haci Halife Kastamoni'ye (6.1489) biat ederek 
suliikiinii tamamlar. Bununla tatmin olamayan (^elebi Halife, daha sonra 
Karaman'a giderek §eyh Alaeddin Rumi'nin (Ali Halveti, 6.1462) 
halifelerinden Abdullah Karamani'ye intisab eder. Abdullah 
Karamani'nin vefat etmesi iizerine Tokat'a giderek Halvetiyye 
seyhlerinden Tahiroglu'nun hizmetine girer. Bir miiddet sonra onun da 
vefati iizerine, §irvan'da bulunan Seyyid Yahya §irvani'nin hizmetine 
girmek icin yola 9ikar. 

Siinbiil Sinan'dan hilafet almis olan Maksud Dede Tokat'hdir. §eyh 
Siinbiil'e intisab etmeden once Tokat'ta Yahya §irvani'nin ileri gelen 
halifelerinden Molla Habib Karamani'nin bir vaazim dinleyerek 
etkilenmis ve ona intisap etmek istemistir. Ancak §eyhin Dede'yi 



(160) A. Durma, Evliyalar §ehii Amasya 



250 



irsad edecek zatin kendisi degil baska bir seyh oldugunu isaret etmesi 
uzerine bu intisap ger9eklesmez. Bu hadiseden 15 sene sonra Istanbul'a 
gelen Maksud Dede, burada da 1 5 sene kaldiktan sonra bir giin Biiyiik 
Ayasofya Camii'nde Cuma namazindan sonra miibarek bir zatin vaazini 
dinlerken bu vaazdan 90k etkilenir. Maksud Dede, dinleyenlerden vaizin 
kim oldugunu ve nerede bulundugunu ogrenir ve vakit ge9irmeden vaazi 
veren Siinbiil Efendi'nin huzuruna 9ikar. §eyh Siinbiil 30 sene once 
Tokat'ta meydana gelen hadiseye isaret ederek soze baslayinca Maksud 
Dede 90k sasinr ve hemen seyhe biat eder. 

§eyh §aban Efendi hayatta iken Kastamonulu halifesi Osman 
Efendi'yi (0.976/1569) irsad i9in Tokat'a gondermistir. Osman Efendi, 
§aban Efendi'nin vefati uzerine Kastamonu'ya donmus ve §eyh'in 
makamina ge9erek kirk giin faaliyet gosterdikten sonra vefat etmistir 
( 1 6 1 ). Bu tarikatin Pir Ilyas Kolu 'na mensup dervisleri Amasya ve Tokat 
dolaylannda faaliyet gosterirken, Yahya §irvani Kolu'ndan gelenlerin, 
20'nin uzerinde Anadolu sehrinde faaliyet gosterdikleri gorulmektedir. 
Bunlarbasta Istanbul'un muhtelif bolgeleri olmak uzere Amasya, Tokat, 
vbsehirlerdeidi. 

Abdiilahad Nuri'den hilafet alan Tokath Karabas el-Hac Osman 
Efendi memleketi Tokat'a gonderilmis ve orada 1669 senesinde vefat 
etmistir 

Anadolu'da XVI. asirda Halvetiyyenin bir 90k iinlii ismini 
yetistiren Abdulmecid §irvani de Tokat'ta medfun bulunmaktadir. 



( 1 6 1 ) A. Durma, Evliyalar §ehri Kastamonu 



251 



Gijgij Daginin giineye bakan kismiyla 9ay baglan arasinda kalan 
ve (^ay Deresinin kollannin birlef-itigi yatak iizerinde, f-iehrin dogu 
yoniine dii§en mezarhk, i9erisinden ge9en iki yol ve deredolayisiyla dort 
boliime aynlrm^tir. Gijgij Dagi etegine rastlayan boliimde mezarhga 
adini veren §eyh Abdulmecit §irvani gomuliidiir. Etrafi duvarlarla 
9evrili olan bu kisimda Kirli Hafiz Zade, Bah9ecioglu, Sizrr Agaci Zade, 
Alican Zade, Tuzcu Zade, Ko9hisan Zade, Cihz Zade, Sivash Muezzin 
Zade, Yagci Zade, Kul Zade, Alaybey Zade, Pa§a Zade, Nebi Zade ve 
Nalbant Zadelere ait mezarlar bu boliimdedir. §eyh Sjirvani'nin gomulii 
bulundugu yer aynca bir duvarla 9evrilidir. 

Tokat'ta Haydarilik 

Aytekin Yaroglu'nun 9ah§masindan Tokat'in zengin tarihi 
mirasi i9inde yer alan Haydari tarikatina dair bilgilere 
ula^iyoruz (162). XIII. yiizyilda Mogol istilasi oncesinde 
Anadolu'ya, yogun §ekilde tasavvuf ve tarikat ehli dervi^lerin geldigi 
bilinmektedir. Bunlann i9erisinde olduk9a fazla sayida Haydariye 
tarikati mensubu dervif-iler de bulunmaktadir. Bu tarikat mensuplan, 
Anadolu'nun 9e§itli yerlerinde zaviyeler kurmu^lardir. Bu zaviyelerden 
biri de Tokat'ta bulunmaktadir. 

Burasi, fetihlerin ve iskanin kolaylas-imasrm ama9layan 
idarecilerin destegiyle ve verdikleri arazi temlikleriyle vakfa 
donu§turulmu§; 9e§itli koylerin malikane gelirleri, tarla ve baglann 
vergileri bu zaviyenin vakfina tahsis edilmi^tir. Bu §ekilde Tokat'ta Hizir 
Ilyashk adh kopriiniin (bugiinkii adi Hidirhk Kopriisii) yakininda 

(162) A. YAROGLU, a.g.e. 



252 



kurulan Tokat Haydarhane Vakfi, Osmanh Devleti'nin son donemlerine 
kadar, uzun sure varhgini devam ettirmistir. Bu zaman zarfinda vakif, 
gelir kaynaklan olan koylerini, tarla ve baglan kendi biinyesinde 
muhafaza edebilmistir. Sahibi oldugu bu miilkleri kiraya vererek ve 
buralardan temin ettigi gelirler ile varhgini devam ettirmistir. Bu sure 
icerisinde vakif yonetimleri, vakif gelirleri ve yonetimi iizerinde hak 
iddia eden timar sahipleri, koyliiler, baska zaviyeler gibi kisi ve gruplarla 
hukuki miicadele i9erisinde olmuslardir. 

Tokat'ta Hidirhk Kopriisii yakimnda, bu vakfa ait herhangi bir yapi 
guntimuze kadar ulasmamistir. 

Haydariye tarikatinm olusumunda, Orta Asya'da 90k genis bir 
alana, tasavvuf nitelikli ve belli bir o^iide de Iran sufiliginin etkisi ile 
Islam anlayisimn yayilmasini saglayan, aym zamanda 90k gii9lii bir 
gelenegi bulunan Kalenderilik ve Yesevilik tarikatlan etkili olmus ve 
Haydarilik, Kutbeddin Haydar tarafindan bu tarikatlann birlestirilmesi 
neticesinde kurulmustur. Miiridleri genellikle rind ve kalendermesrep 
olan Haydariyye, Anadolu'da XV. yiizyildan sonra §emsiler, Camiler, 
Edhemiler ve Rum Abdallan gibi kendilerine benzeyen diger tasavvufi 
ziimrelerle birlikte sosyal hayattan silinmis, bazi gelenekleri 
Bektasiligin i9inde devam etmistir (1 63). 

Kalenderlik, yalmzca bir tarikatin adi degil, aym zamanda yaklasik 
XL ve XII. yiizyillardan itibaren Dogu ve Yakin Dogu Islam 



(163) YAZICI Tahsin, Haydariyye, TDV Islam Ansiklopedisi 



253 



dunyasindaki heterodoks sufi akim ve teskilatlan, 90k derinden 
etkileyen biiyiik bir mistik akimdir. O kadar ki, sadece Vefailik, 
Haydarilik ve Anadolu'da Bektasilik gibi heterodoks tarikatlan degil, 
Mevlevilik ve bazi kollan itibariyle Halvetilik gibi Siinni tarikatlan dahi 
derinden etkilemistir. 

Horasan Melametiyesinin, Seyhun civanndaki §i'i cereyanlann, 
eski Tiirkkabile an'ane ve inams kahntilannin etkisi altinda ortaya 9ikan 
ve gelisen Yesevilik, olusumundaki pek 90k faktor nedeniyle olduk9a 
genis ve serbest bir tasavvuf felsefesine sahip olmustur. Kisa zamanda 
Turkmen boylannin yasayis ve diisiince bi9imlerine adapte olmustur. 
Diisiince sisteminin, 9evresindeki yerli halka ve g09ebe koyliilere 
anlayabilecekleri bir dil ve ahstrklan sekillerle anlatilmasi sebebiyle, 
Tiirkler arasinda siiratle yayihp yerlesmistir. Daha sonra ortaya 9ikan 
Haydari, Bektasi tarikatlannm ve Babai hareketinin olus umunda da 
olduk9aetkili olmustur . 

Tokat Haydarhane Vakfi'nm sartlan arasinda fakirlerin, gelip 
ge9enlerin doyurulmasi ve tedris yapma vazifesinin bulunmasi, sosyal 
ama9lannm mevcudiyetini gostermektedir. Ayni zamanda vakif 
yoneticiliginin ogullara ge9mesi uygulamasi, aile fertlerine de gelir 
saglama amacimn gozetildigini ortaya koymaktadir. Bu sebeblerle Tokat 
Haydarhane Vakfi, yan-ailevi vakif kategorisinde yer almaktadir. 
Vakifta miitevellilik, zaviyedarhk, seyhlik ve miiderrislik gorevleri 
bulunmaktadir. Zamanla miiderrislik gorevi yapan baska kimselere de 
rastlanmakla birlikte, bu gorevleri mutevellilerin uzun siire tek baslanna 
iistlendigi anlasilmaktadir. Miitevellilerde oldugu gibi bu muderrislerin, 
baska iinvan ve gorevleri b u lunm am akt ad lr . 



254 



Bunlarm haricinde vakif biinyesinde bulunan herhangi bir gorev ve 
gorevliden bahsedilmemektedir. Mutevelliler, vakif gorevlerinden 
kaynaklanan gelirlerini baskalan ile paylasmamak i9in bu yola 
ba§vurmu§lardir. 

Ilgi 9ekicidir ki, Tokat'taki zaviye, kaynaklann kendilerinden 
kulaklanna, bileklerine, boyunlarma, ayaklanna demir halkalar 
taktiklari, yahnayak dolastiklan, sirtlanna ke9eden yapilrms bir aba, 
baslanna ke9e kiilah giydikleri, yersiz yurtsuz gezginci dervisler 
olduklan, ve zaviye ve hangahlan olmadigi seklinde soz ettigi tarikatin 
istisnai mekanlanndan biri olmus goriiniiyor. 

Tokat'ta Kadirilik 

Evliya £elebi Tokat'ta Alaca Mescid Tekkesi'nden soz ederken 
burasi hakkinda, " Kadiri tarikat-i aliyyesine mahsus tekke olup 
sehir i9inde olmakla vafir hayru berekati miitekasirdir.", 
diyerek sehirde Kadiri tarikatinin varhgini ortaya koyar. 1781 tarihli 
Alaca Mescid ile ilgili Mustafa bin Nasuh Vakfiyesinin Kadiri tarikati ile 
ilgili olmasi muhtemeldir. Burada "..Alaca Mescid demekle ma'ruf 
camii serifin havlusu vasi'olup kible tarafinda olan kapu iizerine talebi-i 
ulum sakin olmak igiin ba izn-i mutevelli vakf-i mezbur muceddeden 
fevkani alti bab oda bir bab dershane atyeb-i mahmdan.." sozleriyle 
ogrencilerin kalmasi i9in alti oda ile bir dersanenin insasi soz konusudur. 
Fakat bu zaten Qelebi'nin XVII. Asirda varhgindan soz etmis oldugu 
tarikatin tekkesine yapilan bir ilave olabilir. 



255 



Tokat'ta Mevlevilik 

Konyah Arife Hoslika Tokat'ta Ulu Arif Celebi'nin halifesidir. 
Kendisinde bir miiddet misafir kalmis olan Nasireddin Vaiz 
etkili konusmalanyla sehir halkmin adeta akhni basindan ahr. 
Fakat bir ara Celebi hakkinda sarf etmis oldugu uygunsuz sozler Hoslika 
tarafmdan karsiliksiz birakilmaz. Bundan incinen Nasireddin dargin 
vaziyette Niksar'in yolunu tutar. Cok ge9meden hasta vaziyette geri 
doner. Sozlerinden pismandir, fakat artik 90k ge9tir ( 1 64). 

Ariflerin Menkibelerinde Ulu Arif Celebi'nin Tokat 
ziyaretlerinden birinde karsilasmis oldugu §eyh Bahaeddin Cendi'den 
bahisle, "Onu Hankah-i Hoca Miinir'e seyh yaptilar.", denir. Fatma 
Ustek'in 9ahsmasindan Hoca Miinir Zaviyesi vakfinm, devirleri tespit 
edilemeyen miiessese vakiflan arasinda yer aldigmi ogreniriz (165). 
Gelirlerini sehir merkezinde yer alan Seyyidoglu Carsisindaki 90k 
sayida diikkan kirasi, Kazabad, Artukabad, ve Beldiiz'deki birka9 koyiin 
malikane hisseleri olusturur. Giderleri arasinda zaviye gorevlilerine 
verilen iicretler, mescit hizmetine aynlan miktar, zaviye masraflan, vb. 
kalemler i9in yapilan odemeler teskil eder. 



( 1 64)EFLAKI Ahmet, Ariflerin Menkibeleri 
(165) F. USTEK Fatma, a.g.e. 



256 



Ahmet Eflaki'nin eserinde yer alan ve kendisi de Suhreverdiyye 
tarikatinin bir seyhi olan Fahreddin Iraki'ye Pervane'nin Tokat'ta bir 
zaviye yaptrrrms oldugu anlatihr (166). Kalenderi dervisin devrin 
baskentinde yabancisi olmadigi sema ayinlerine katildigi, ve hatta onun 
Mevlana'nm ulasilmazhgi ile ilgili fikir sahibi oldugu gortiltir (167). 
Fakat bu zaviyenin Mevlevilikle bir ilgisi oldugunu soylemek uygun 



(166) BILGIN Orhan, Fahreddin Iraki, TDV Islam Anasiklopedisi 
( 1 67)Ahmet Eflaki, Mevlana'nm zengin ic diinyasmm kavramlamayisim 
uc btiytik zatin onun hakkindaki su dtistinceleriyle soyle ifade eder. 
Mevlana oldtigtinde de, Seyh Evhadtiddin (Kirmani) 9ml 9iplak olmus, 
feryatlar ediyor, bagirrp 9aginyor, ve : "Ey aziz!, ey aziz! Sen nasil gelip 
gittin de W9 kimse, seni tammadi" diyerek su beyti okuyordu: 
"O, dtinyaya geldi. Bir iki gtin bize ytiztinti gosterdi. (Sonra) oyle 9abuk 
9ikip gitti ki, kim oldugunu bilemedim." 
Mevlana Semseddin (Tebrizi) ise baglihgim dile getirirken, onun 
anlasilmazhgim da itiraf eder. "..Bana yol bulan Mevlana'nm tab'asi olur; 
9tinkti kapah olan bir kapi onunla a9ildi. Tann'ya yemin ederim ki ben, 
Mevlana'yi tammaktan acizim..." Bu, belki de yillar once Mevlana'nm 
Sam'da Semseddin'in elini yakalayrp ona, "Dtinya sarrafi beni anla", 
dedigi sirada istigrak alemine ge9en Semseddin'in etmis oldugu itirafti. 
"Mevlana'nm mtisaadesiyle Muineddin Pervane Seyh Fahreddin'i Tokat 
tarafma 9agirdi ve onun i9in ytiksek bir hankah yapilmasim emretti. 
Fahreddin o hankahin seyhi oldu. Seyh Fahreddin daima medresedeki 
semada hazir bulunur ve Mevlana'nm btiytikltigtinden soz ederek ah 
9ekip "Hi9 kimse Mevlana'yi gerektigi gibi anhyamadi. O bu dtinyaya 
garip olarak geldi garip olarak gitti.", derdi." 



257 



olmayacaktir. Aynca Iraki, Mevlana'nin vefatindan dort yil sonra 
katledilen Pervane'nin vasiyetini yerine getirmek icin bir daha 
donmemek iizere Anadolu'dan ayrilacaktir. 

1455 tarihli Tahrir Defterinde, Tokat mahalleleri arasinda bir 
Mevlevihane Mahallesi'nin kaydedilmis olmasina binaen, sehirde 
Mevlevilere ait mustakil bir tekke olmasi gerektigi ileri siiriilebilir. 
Necdet Yilmaz'in cahsmasindan, "Fatih doneminde Karamanogullannin 
ortadan kaldirilmasi sonucu Uzun Hasan'a iltica eden 
Karamanogullannin tahrikiyle 1471 senesinde Uzun Hasan, Tokat 
vlzerine biiyiik bir ordu gondererek ani hiicumda bulunmus, sehir bastan 
basa tahrip edilmis oldugunu", ogreniyoruz (168). Bu tahribattan 
Mevlevihane de nasibini almis olmah ki, yiiz yil sonra bile, 1576 tarihli 
Defter-i Evkaf-i Rum icinde, Tokat merkez kazasina ait vakif kayitlan 
arasinda varhgina kesin goziiyle bakilan Mevlevihaneye yer verilmez. 

Sahih Ahmed Dede, 1616 senesi olaylanni anlatirken, Bostan 
£elebi tarafindan Tokat Mevlevihanesi'ne yaninda yetistirip hilafet 
verdigi Niksarh Ramazan Dede Efendi'yi gonderdigini ifade eder (169). 
Buna gore Tokat Mevlevihanesi, I. Ahmed'in saltanat (1603-1617) ve 
Bostan £elebi Efendi'nin 9elebilik doneminde (1603-1630) insa 
edilmistir. Netice olarak Sahih Ahmed Dede'nin verdigi 1616 tarihi 
dogru olmahdir. Seyhi ve Belig ise XVII. yiizyilin sairleri arasinda 



(168)YILMAZ Necdet, XVII. Asirda Anadolu'da Tasavvuf, Doktora 
Tezi, Marmara Uni., Istanbul, 2000 
(169)N.YILMAZ, a.g.e. 



258 



saydigi Talib Mehmed Dede Efendi'nin Tokat Mevlevihanesi'nde 
seyhlik yaptigim, alim ve sair olan bu zatrn 1 689 senesi 
civannda vefat ettigini kaydetmektedir 

Sezai Kiiciik'tin cahsmasrndan, Evliya Celebi'nin 1656 senesinde 
Tokat seyahati esnasinda Sultan Ahmed vezirlerinden Suliin Muslu Pasa 
tarafindan insa ettirilen Tokat Mevlevihanesi'nin, bu donemde 
Semahane ve dervis hiicrelerinden olustugunu, ve burada haftada iki giin 
ayin yapilmakta oldugunu ogreniriz (170). Kazim Yasar Kopraman ise 
makalesinde, Seyahatname'den sunlan ahr (171). "Gayet ma'mur ve 
abadan olup banisi merhum ve magfurun leh 'Siiliin Muslu Pasa'dir ki 
Sultan Ahmed Han viizerasindan olup, sadr-i azam olamamistir. Amma 
sahiyyii'l viicud, sahib-i kerem u ciid bir zat olmagla ruh-i Mevlana'yi sad 
ve tarik-i Mevlevi fukarasim dilsad etmek i9in bir Mevlevi-hane biinyad 
etmistir ki misli bir diyarda yoktur. Meger Istanbul'daki 'Besiktas 
Mevlevihanesi' ola. Amma bunun evkafi ondan pek ziyade olmagla 
gayet ma'murdur. 'Semahane' etrafinda 'sema-zen' fukaramn hiicrelerinin 
ciimle revzenleri, cevani-i erba'asindaki sukufe-zar ve murg-zarh yerlere 
nazirdir. . Haftada iki giin mukabele olarak 'ayin-i Mevlana' icra olunur ve 
giiya ki 'Hiiseyin Baykara' fasillan olur. Ale'l-husus 'Sizilti-zadeler' 
naminda 'ney-zenleri' vardir ki her biri kendi 



(170)KUCUK Sezai, XIXAsirda Mevlevilik ve Mevleviler, Doktora 
Tezi, Marmara Uni., Istanbul, 2000 

(171)KOPRAMAN Kazim Yasar, Evliya Celebi Seyahatnamesi'ne 
Gore Tokat Sehri 



259 



san'atimn Ferid'idir. §eb u ruz ciimle fukara ve ehibbaya 'ni'met-i 
Mevlana'si mebzuldiir." 

Evliya Celebi, Tokat Mevlevihanesi'nin bir 90k vakiflan 
bulundugunu belirtiyorsa da, ilk vakfiyesi bulunmadigi i<;in bunu 
dogrulmak miimkiin goziikmemektedir. Vakiflar Genel Mudurliigii 
Arsivi'ndeki hazine ve sahsiyet kayitlannda Muslu Aga Vakfi olarak 
kayith bulunan Mevlevihane'nin 1703 tarihli hiiccette, 1819 tarihli bir 
ilmuhaberde yine Muslu Aga tarafindan insa edildigi kayithdir (172). 
Mevlevihane'nin son seyhi Mehmet Hadi Efendi tarafindan Konya'daki 
asitaneye gondermis oldugu 1911 tarihli mektupta, Tokat 
Mevlevihanesi'nin 1638'de Muslu Aga isimli Tokath bir zat tarafindan 
tesis edildigi, mektubuna dercetmis oldugu Ebced hesabiyla diisiiriilen 
tarihi belirten, "Muslu Aga sehte in tekye ra Mevleviyan ta ibadet mi 
kiined Guft Mevlana zi piset tarihest Bisnev ez ney cun hikayet mi 
kuned" Misralannda bir levha iizerine yazih bulunduguna dair ifadesi, 
Evliya Celebi'nin vermis oldugu bilgileri dogrular niteliktedir. Halbuki 
bu durum Sahih Ahmed Dede'nin yukandaki ifadesiyle ortiismez. 

1703 tarihli hiiccet'e gore, bir 90k gelir kaynaklan bulunan 
Mevlevihane, zamanla yikilmis, vakiflan yok olmus ve geriye sadece 
arsasi ve akar olarak bir han kalmistir. Bu hanin da bir yangin neticesinde 
yok olmasiyla 1703 senesinde dergah postnisini olan Danis Ali 
Efendi'nin (6.1684) oglu Miiderris §eyh Mehmed Efendi, 



(172)YUKSEL Hasan, Tokat Mevlevihanesi 



260 



Mevlevihanenin harab olan ve atil duran arsalanm miitevellilerden icara 
almis ve bu arsalar iizerine gelir getirecek binalar ve bu gun Tokat Soguk 
Pinar Mahallesi Behzat Bey Sokagi'ndaki Mevlevihaneyi insa etmistir. 

Babasimn olumiinden sonra Siyahi Mustafa Dede'nin (6.1711) 
hizmetinde bulunmus, onun terbiyesi altinda yetismis olan Mehmed 
Efendi, Konya Mevlevihanesi postnisini Bostan Celebi II tarafindan 
once Karahisar, arkasindan Ankara hankahlanna seyh olarak tayin 
edilmistir. Dede, daha sonra Tokat asitanesine nakil olmus, 1718 yihnda 
orada vefat etmistir (173). Aylin Tunca cahsmasinda, "H. 1015 tarihinde 
Muslu Aga Mevlevihanesi harap oldugu icin Miiderris §eyh Mehmet 
Efendi, yeniden tamir ettirip emlak ve akan ile vakfetmistir", der (141). 
Mevlevihanenin evkaf ve akarati olarak sunlan yazar. Mevlevihane, 
hiicreler, semahane, bahce, hamam, 12 bakir kazan, iki diikkan, bir 
manav, bir kuyumcu dukkam, iki degirmen, at pazannda iki kath, 43 
odah kapan ham, kantar ve boyahane vakfedilmistir. Gaynmenkul gelir 
kaynaklan arasinda bakir kalhanesinin de dahil oldugu 1713'teki 
Mevlevihanenin icar ve riisumlardan olusan gelir kaynaklan ise, Behzat 
mevkiinde bulunan bir arsanin ican, bir degirmenin ican, Amasya'da 
bulunan Alaca Hamami'mn ican, Yildizeli'ndeki bir malikhanenin rub'u 
hissesi, Kapan ham ve kantar vezzaniyesi, kirpas ve kirmizi boyahane 
mukataasindan ayhk vazife, Tokat sem'hanesi gelirinden ve 
Tokat kahve tahmisinden miri mall 



(173) DURM A Abdulhalim, Evliyalar §ehri Afyonkarahisar 

(174) A. TUNCA, a.g.e. 



261 



hissesinden arta kalani da, Padisah fermam ile Mevlevihane'de bulunan 
dervislere tahsis edilmistir. 

§eyh Mehmet Efendi vakfin tevliyet, imamet ve vezzaniyesini 
once kendisine, kendisinden sonra erkek evlatlannin en buyiigiine 
birakmistir. Onlardan sonra, Hz. Mevlana sulalesinden birisi mutasamf 
olacaktir. Mevlevihanede giinliik 12'ser akce ile muezzin, asirhan, 
naathan, ayinhan, yediser ak9e ile dervishan ve fukaranin yiyecek ve 
i9ecek masraflan karsilanacaktir. 

1781 tarihli Alaca Mescid ile ilgili Mustafa bin Nasuh Vakfiyesinin 
sahitleri arasinda Mevlevi §eyhi Osman Efendi'nin ismi yer ahr. 

Omer Yildinm'in 9ahsmasinda, 1 798 yihna ait kayitlarda ge9en 
vakiflar arasinda Fazh Aga Mevlevihanesi Vakfi yer ahr ve ucretini Fazh 
Aga Mevlevihanesi vakfindan alan, giinliik 1 5 ak9e vazife ile imam olan 
§erif Mehmet yerine Dervis Mehmet'in imam tayin olmasi hakkinda 
berat kaydi bulunur (175). Aym 9ahsmada o yila ait kayitlarda yer alan 
vakiflar arasinda Fazh Aga Mevlevihanesi Vakfi ismi ge9er. 

Tokat Mevlevihanesi seyhi Mehmed Hadi Efendi'nin Konya'ya 
gonderdigi 1911 tarihli belgeye gore; Tokath Muslu Aga'nin insa ettirdigi 
Mevlevihanenin ilk seyhi Ramazan Dede'dir. Mehmed Hadi Dede, 
Ramazan Dede'nin dergah tiirbesinde medfun oldugu halde 



(175) YILDIRIM Omer, 1797-1798 Yillanna ait Tokat §eriyye Sicilinde 
Yer alan Belgeleri Sosyal ve Ekonomik Yonden Tahlili, Yiiksek Lisans 
Tezi, 19MayisUni., Samsun,2005 



262 



kabir tas-iinda her hangi bir tarih olmamasi nedeniyle vefat tarihinin 
bilinmedigini ifade etmektedir. Hadi Dede, dergahrn ilk f-ieyhi Ramazan 
Dede'den kendi ceddi olan Abdiilahad Dede'ye kadar Mevlevihanede 
kimlerin vazife yaptiginin bilinmedigini ve dergahta mefjihatte bulunan 
f-ieyhlerin hi9bir eser veya te'lifati bulunmadigini da ifade eder. Fakat, 
§akaik-i Nu'maniye Zeyli Vakayiii l-Fiidela'da, XVII. asnn sonlannda 
ilim ve irfan sahibi Talib Mehmed Dede (6.1688)'nin Tokat Mevlevi 
(jeyhi olarak ismi ge9tigi gibi, 1703 tarihinde de Miiderris Mehmed 
Efendi'nin soz konusu Mevlevihanede sjeyh oldugunu biliyoruz. 

Aym zamanda bolgenin onde gelen es-irafindan olan Abdiilehad 
Dede, Tokat Mevlevihanesi fjeyhi iken, dervifjlerini birer devlet memuru 
gibi cah^tirdigi i9in hakkmda giderek artan (jikayetler sonucu, buradaki 
vazifesinden aynlmak zorunda kalmis-itrr. Tokath §eyh Seyyid 
Abdiilehad Dede, Tokat'dan Istanbul'a gelerek Be^ikta^ 
Mevlevihanesi'nde dokuzuncu postni^in olarak mefjihati iistlenmi§i ve on 
119 ay gorevde kaldiktan sonra 1 767'de vefat etmi§tir. 

Abdiilehad Dede'nin donemindeki miiritlerinden biri de Divan 
edebiyatmm iinlii s-iairi Tokath Ebubekir Kani'dir. Gen9lik yillannda 
diinyevi zevkleri tatmaktan uzak kalmayan Tokath Ebubekir Kani bu 
donemde rind9e bir hayat siirmeye bafjlamifjsa da, bu durum fazla uzun 
surmez (176). I9 diinyasindaki bunahm ve arayis-ilannin devam ettigi bir 
donemde, Mevlevi f-ieyhi Abdiilehad Dede ile kars-iilaf-irmf-itir. 



(176) YAZAR Ilyas, Ebubekir Kani ve s-iiirinde mahallilef-ime etkisi 



263 



Abdulehad Dede'ye intisap ederek Mevlevilik dairesine giren Kani, 39- 
40 yaslanna kadar Tokat Mevlevihanesi'ne devam etmistir. Kani'nin 
yetenekli bir gen9 oldugunu fark eden Ali Pasa, onu maiyetine almaya 
karar vermis, Kani'nin bagh oldugu Tokat Mevlevihanesi §eyhi 
Abdulehad Dede'nin de iznini alarak 1755 yihnda onu Istanbul'a 
gotiirmustur. 

Kani seni ister hep sensin ana din mezheb 
Kil feyzini miistevheb ya Hazret-i Mevlana 
Misralanyla Mevlana sevgisini ifade eden Kani'nin, istanbul'a 
gelisinden sonra, Mevlevilik cizgisinden iyice uzaklasrms oldugu 
goriiliir. 

1 757 tarihli bir arzuhalde, Ahmet el-Mevlevi ismindeki Mevlevi 
seyhi, Tokat Mevlevihanesi mesihat ve miitevelliliginin kendisine 
verilmesine dair istekte bulunmaktadir. Bunlardan baska XIX. asra 
kadar, Abdiilahad Dede'den sonra sirasiyla §eyh Hiiseyin Dede ve 
vefatiyla da oglu Osman Dede posta ge9mis ve bila veled vefat etmis, 
yerine Hafiz Emin Dede ge9mis ve yirmi bes yil postnisin olarak 
bulunmustur. 

1786'ya kadar Tokat'ta bulunan iki baklr kalhanesinden biri, 
Tokat'taki Mevlevi mesihatlna ve fukaralara, digeri de Tokat 
voyvodalarlna ait idi. Bu tarihten sonra kurulan iki kalhane de, Medine-i 
Miinevvere fukaralarlna tahsis edilmistir (177). Eskiden beri her 



(177) Tokat'ta XVI. yuzyihn sonlannda bakircihk ile ilgili ugras dallan 
oldugu bi linmektedir. XIX. yiizyilin baslarinda 
dort adet bakir kalhanesi bulunmaktaydi. Bunlardan 
Birisi Tokat Voyvodaligi'na 



264 



Birisi Mevlevi Mesihati'na ve iki tanesi de Medine-i Munevvere 
fukaralanna aitti. Tokat Mevlevihanesi fukaralanna ait olan kalhanenin 
arsa bedeli olarak mutevelli olan seyh efendilere icare odenmekteydi. 
Ciinkii "kalhane arsasi Mevlevihane vakfindan" idi. Tokat'ta Sogukpinar 
Mahallesi'nde Ebubekir Aga-zade Abdi Mutevelli Haci Mustafa'nin 
gelirini Medine-i Munevvere fukarasina vakfederek bina eyledigi bir 
bakir kalhanesi de bulunmaktaydi. XIX. yiizyihn ilk yansinda Tokat 
Bakir Kalhanesi, 1.000 kadar isci cahstiran ve yilhk 5.000 ton 9am 
komiirii kullanarak 1.000 ton civannda bakir iireten bir tesis idi. 
1 840'lann basinda "Kalhane-i Cedid"adiyla 1 .000.000 kurus harcanarak 
su kuvveti ile cahsan yeni ve modern bir metalurji tesisi kuruldu. 
1850'lere gelindiginde Tokat Kalhanesi onemli okpiide modernlestirildi 
ve bu tarihte "Anadolu'da ger9ekten ileri teknoloji ile 9ahsan yegane 
metaliirjik tesis"oldugu bazi batih gozlemciler tarafindan da dile 
getirildi. Eski bakir kalhanesinin Tokat Sulu Sokak £ukur Medrese 
civannda oldugu, ancak 1840'larda yeni yapilan kalhanenin bugiinkii 
Anadolu Teknik, Teknik Lise ve Endiistri Meslek Lisesi'nin bulundugu 
alanda kuruldugu bilinmektedir. Tokat'taki biitiin kalhaneler bir biitiin 
halinde "Kalhane-i Nuhas Mukata'asi" adi altinda genellikle Ma'adin-i 
Hiimayun eminlerine iltizam ediliyordu . Ergani'de ham hale getirilen 
bakir cevherinin son tasfiye islemleri Tokat kalhanelerinde 
yapilmaktaydi. Oradan da Samsun Iskelesi'ne gonderilen mamul bakinn 
nakli; Sivas, Amasya, Tokat ve Canik (Samsun) sancaklanndan 
kiralanan araba ve hayvanlarla ger9eklestiriliyordu. - Mehmet 
BESIRLI, Tokat Bakir Kalhanesinin Yonetimi (1793-1853)-Dunya 
piyasalannda bakir iiretim maliyetlerinin asagi diismesi sonucunda 
Tokat Bakir Kalhanesi 1 880'de kapatihr.- N. ABACI, a. g. e. 



265 



yll bunlarln mutasarrlfl olan kisilere, zemin icaresi verilmekteydi (178). 
1807 tarihli Tokat naibine hitaben gonderilen bir fermanda Tokat 
Mevlevihanesi vakflndan olan Kalhane'nin gelirleri ile ilgili sorunlar ele 
allnmlstlr. Tokat Mevlevihanesi seyhi Haflz Mehmed Emin Efendi, 
Istanbul'a yazdlgl arzuhalinde Kalhane'nin yonetimi ve dervislerin 
yiyecek ve i9eceklerine harcanmak iizere kendilerine odenen meblag 
konusundaki sorunlarl izah etmektedir. Seyhin belirttigine gore, Tokat'ta 
bulunan baklr kalhanesinden birisi, Mevlevihane'ye bagll oldugundan 
seyhlerin tasarrufunda idi. Bes on seneden beri Kalhane arsasl icaresi icin 
Mevlevihane'ye 540 kurus verilmekte "baki hasilat-i kalhane taraf-i 
miriden zabt u rabt olunmak"ta idi. Tokat voyvodalarl kanunlar ve vakfln 
sartlarl hilaflna hareket edip, kira hususunda ihtilaf 9lkararak odememe 
yoluna girip, "fukaranin ve mevlevihanenin harab ve perakende ve 
perisan olmalanna ba'is ve badi" olmuslardlr. Bu sebepten dolayl 
Mevlevihane dokiilme ve dagllma ile karsl karslya kalmls ve Mevlana'nln 
ilkeleri icra edilemez olmustur. Mevlevihane'nin tamamen harap olup 
dagllmamasl i9in §eyh Efendi, "surutu vakf iizere kalhane-i mezkur 
kemakan Tokad Mevlevihanesi seyhleri tarafindan zabt u rabt 
itdiriilmesi i9iin" emr-i serif istemistir. Dort ay sonra, yukarldaki 
emirlerin tam tersi bir siireci baslatan Arallk 1807 tarihli 



(178) BE§IRLi Mehmet, XIX. Yiizyilm Ilk Yansinda Tokat 
Mevlevihanesi Ve Gelirleri lie Ilgili Sorunlar 



266 



ferman, Tokat naibi ve Tokat'ta nuhas emini Seyyid Ahmed'e hitaben 
yazllmlstlr. Bu fermanln dayandlgl beige ise, bu defa Tokat naibinin bu 
konu ile ilgili Istanbul'a yazdlgl ilamldlr. Naip, "kalhane-i mezbunn 
hasilati seyh-i muma-ileyh tarafindan zabt olunmak lazim gelse, canib-i 
miriye senevi bin kurusluk nuhas hasarati mucib olacagfm belirtmis, 
Kalhane hasilatina seyhler tarafmdan miidahale edilmemesine yonelik 
ferman istemistir. Bu ilama istinaden, "kalhane-i mezbure icaresi9iin 
senevi Mevlevihane-i mezkur seyhlerine i'ta ile ma'den umenaslnln 
hesablarlna idhal olunugelen besyiizklrk kurus seyh-i muma-ileyhe 
kemakan eda-birle, kalhane-i merkum hasilatina ta'arruz" edilmemesi 
geregi ortaya 9ikmistir. Konu, tekrar Darbhane-i Amire nazlrl Seyyid 
Mehmed'e sorulmustur. Nazlr'dan gelen ilama istinaden daha once 
gonderilen fermanln kaydl senesiz serh verildiginden "hasilat-i 
kalhaneye seyh-i muma-ileyh tarafindan dahl ve ta'arruz olunmamak 
icun ifade-i hale mebni baska, ve ez-kadim Kalhane icaresiciin 
veriliigelen meblag vaktiyle seyh-i muma-ileyh tarafma eda ve teslim 
eylemek iizere kalhane-i mezbun kema-fi'1-evvel nuhas emini zabt u rabt 
idiib, bundan boyle dahi bu misillii niza'a tasaddi olunmamak iizere 
emin-i muma-ileyhe hitaben baska evamir ..." gonderildigi bilgisi 
gelmistir. Simdi gonderilen fermanla Kalhane icaresi i9in yllllk verilen 
540 kurusun vakti geldiginde seyhlere odenmesi isleminin devamlna, 
buna mukabil Kalhane'nin nuhas emini tarafindan yonetilmesine, bu 
hususta bir daha niza olunmamaslna ve naibin de duruma nezaret 
etmesine yonelik emir verilmistir. Ilk ferman ile Kalhane'nin arsa bedeli 
olan 540 kurusun Me vie vihane'ye odenmesinden 
Vazge^ilerek, isletmenin Mevlevihane 



267 



§eyhi tarafindan idare edilmesi gerektigine karar verilmistir. Ancak 
ikinci fermanda, Kalhane seyh tarafindan idare olunursa gelirinin 
azalacagi belirtilmis, arsa bedeli olarak 540 kurusun vakti geldiginde 
seyhlere odenmesi istenmistir. Aynca Kalhane hasilatrna seyhin 
miidahale etmemesi, buna mukabil yonetiminin ise bakir emini 
tarafindan saglanmasi emri verilmistir. 1810 tarihinde verilen bir ferman 
ile Kalhane icaresi gelirine 460 kuru§ zam yapilarak 1000 kuru§a 
9lkarllml§tlr. §eyh Mehmed Emin Efendi, tekkenin misafirlerinin 90k 
oldugunu bu sebeple 540 kuru§un yetmedigini bildirerek zam istemifjtir. 
Durumun ara^itlrllmaslndan sonra istek makul gorulmuf-i ve tekke 
fukaralarlna ta'amiye ve kisve bahasl olmak iizere icarenin 1000 kuru§a 
9lkarllmaslnl havi ferman gonderilmi§itir. 

"..siilale-i Mevlana'dan Konya'da seccadenif-iin olan Mehmed 
Arifin arzi mucibince.." 1810 tarihli fermana gore, §eyh Mehmed Emin 
Efendi merkeze sundugu ba§ka bir arzuhalde, Mevlevihane evkafindan 
olan ve kantar ihtisabi ve kapan vezzaniyesi hususundaki problemleri 
giindeme getirir (1 79). 

Kayitlarda 200 seneden fazla bir siireden beri "gerek kapan ve 
gerek kantar ile vezzan" Tokat Mevlevi §eyhleri tarafindan atamyordu. 
Bu kantarcilar (Vezzan), gerekli tiirlii zahireyi tartip, Devletin paymi 
(miri aidati) aldiktan sonra, geri kalan "riisumat-i vezzaniyye"yi 



(1 79) YE§ILAY Mustafa, H. 1227 M. 1 8 12 Tarihli Tokat Sicil Defterinin 
Transkripsiyonu ve Indeksi, Yiiksek Lisans Tezi, Ankara, 1 992 



268 



Mevlevihane fukarasi ta'amiyeleri i9in f-ieyhlere odiiyorlardi. 
Ancak f-ieyhe gore, bir muddetten beri miri miiltezimleri, kanunlara 
aykm olarak ba§ka kantarci atami^lardir. Bu atama sonucu tartim i^inden 
elde edilen '"aidat-i miriyye"yi kendileri, "rusumat-i vezzaniyyeyi" de 
kantarcilar almaya bas-ilamif-ilardir. Bu idari-mali tasarruf Tokat Mevlevi 
tekkesi fukaralannin ta'amiyelerinin sekteye ugramasina sebep 
olmui-itur. Halbuki verilen feteva-yi §erif geregi kapan vezzanesi ve 
kantar ile vezn olunan tiirlii zahireden elde edilen kantar resimleri, 
Mevlevihane fukaralan ta'amiyelerine harcanmak i9in sjeyhler 
tarafindan ahniyor, kantarcilar da yine §eyhler tarafindan ataniyordu. 
Diger taraftan Mevlevihane'nin gelirinin dii^memesi i9in, Tokat'ta 
Kapan Hani di^inda diger mahallerde tartim i^leminin de yapilmamasi 
gerekiyordu. Ancak bu usule uygun hareket edilmediginden 1142/1729 
yihnda Konya'daki Mevlana Dergahi'nda seccade-nif-iin olan Mehmed 
Arif, e^yanin Kapan Hani'na getirilmesi ve orada tartim iijlevinin 
gei"9ekle§itirilmesine yonelik istekte bulunmu§, bu arz yerinde goriilerek 
aym yil ferman verilmif-itir. Bu ferman 1143/1730 tarihinde ger9ekle^en 
ciilus-i hiimayunda yenilenmif-itir. 1193/1779 tarihinde yukandaki 
fermanlara aykin bir durum gorulmediginden vakif §artlanna uygun 
olarak yeni bir ferman verilmijtir. Biitiin bu veriler muvacehesinde §eyh 
Mehmed Efendi'nin arzuhaline istinaden 01 Nisan 1810 tarihli, eskiden 
beri devam eden uygulama ve emirlere uygun olarak ihtisab ve 
vezzaniyyeye mudahale edilmemesine yonelik bu ferman 
gonderilmiijitir. Bu yila ait §eriyye sicili belgelerinden, Tokat 
Mevlevihanesi f-ieyh ve fukaralannin yiyecek ve i9eceklerine bakir 
kalhanesi icaresinden yilhk 1000 kuru§, kantar ihtisabi ve kapan 



269 



hanindan da yilhk 400 kurus, kirmizi bez mukataasi mahndan giinliik 40 
sag ak9e ve yine dort sag ak9e gelir gelmekte idi. 

Seyh Seyyid Hasan Dede zamanmda da Mevlevihane gelirlerine 
vakfin sartlan hilafina Tokat voyvodalan tarafindan el konulur. Bu 
sebebten Mevlevihane dervislerinin hallerinin perisan oldugu, 
voyvodalann mudahalesinin onlenmesi gerektigi hususu, Konya'daki 
seccadenisin Mehmed Said Dede tarafindan bildirilir ve onlenmesine 
yonelik emr-i serif talep edilir. 

XIX. asra gelindiginde dergah postunda, 1790-1814 tarihleri 
arasinda vazife yapan Hafiz Mehmed Efendi (6. 1814) goziikmektedir. 
Ramazan Muslu, Hafiz Mehmed Efendi'nin, Mesnevi'nin yedinci cildini 
nazmen Turkce'ye cevirmis ve III. Selim'in vezirlerinden Gazi Yusuf 
Pasa (6.181 6)'ya ithaf etmis oldugunu yazar (1 80). 

Hafiz Mehmed Efendi'den sonra dergah postnisinliginde yegeni 
Hasan Dede gorevlidir. 1814 tarihinde amcasimn yerine posta gecen 
Hasan Dede'nin, Tozardilar icin Sivas'a ricaya gitmis oldugu, 1821 
tarihinde Tokat ileri gelenleri tarafindan Istanbul'a sikayet edilen 
Filibosoglu hakkinda tanzim edilen arzuhalde miihrii bulundugu goriiliir. 

1819 tarihli Anadolu Muhasebesine kaydedilen bir ilmiihaberde 
Mevlevihaneye tahsis edilen bazi riisumlar iizerine Tokat Mevlevihanesi 
seyhleri ile Tokat Voyvodalan arasinda cikan anlasmazhktan dolayi 
Konya asitanesindeki postnisin ile Tokat 



(180) MUSLU Ramazan, XVIII. Asirda Anadolu'da Tasavvuf, Doktora 
Tezi, Marmara Uni., Istanbul, 2002 



270 



Mevlevihanesi seyhi es-Seyyid es-Seyh Osman Dede birer arzuhal ile 
Tokat voyvodalanni Istanbul'a sikayet etmislerdir. Neticede, Padisaha 
dua etmeleri sartiyla soz konusu riisumlardan senevi 1 500 kurusun Tokat 
Mevlevihanesi dervislerine taamiye olmak iizere tahsis edilmesi emriyle 
ferman sadir olmustur. 

1829 senesinde vefat etmis olan Hasan Dede'den sonra postnisin 
olan Emin Dede, 1829-1845 tarihleri arasinda Tokat Mevlevihanesi'nde 
vazife yapar. 1840 tarihinde Tokat'ta vuku bulan Latifoglu isyani ile 
alakalan oldugu sikayeti iizerine, isyanla alakalannin olmadigini 
bildirmek iizere Sivas'a bir adam gonderir. Bu arada 1833 senesinde 
Mevlevihane hamami yanar. 

Ipsirli cahsmasinda Tokat Mevlevihanesi seyhlerini beige 
tarihlerine gore soyle siralar. Talip Seyh Mehmed Dede, Seyh Miiderris 
Mehmed Efendi, Seyh Osman Dede (11 Nisan 1819), Hafiz Mehmed 
Emin Efendi (24 Agustos 1807), Seyyid §eyh Hasan Dede (5 Agustos 
1816-22 Ocak 1826), Seyyid Seyh Mehmed Emin Efendi (13 Kasim 
1830), Seyyid Seyh Ahmed Efendi (Mayis 1832). 

Emin Dede'nin 1 845 tarihinde bila veled vefatiyla, yerine kardesi 
seyh Ali Riza Dede gecmis ve 1875 tarihinde vefatina kadar yaklasik 
otuz yil mesihat makaminda bulunmustur. Sultan Abdiilmecid zamanma 
tesadiif eden bu donemde, dergah tamir edilmis ve dergah seyhine atiyye 
verilmistir. Bu tarihten itibaren de dergah postuna oglu Mehmed Hadi 
Dede gecmistir. Mehmed Hadi Dede, Konya'ya gonderdigi kendisi ile 
ilgili malumatta, 1871 yihnda dogdugunu ve 1875 senesinde babasinm 
vefati iizerine Tokat Mevlevihanesi mesihatine tayin oldugunu 
belirtmektedir. 



271 



Tokat Mevlevihane seyhi olup Sogukpinar Muslim Mahallesinde oturan 
Resadetli §eyh Ali Riza Efendi ibn-i Hasan bin Osman'in vefati ile( 181), 
varislerinden oglu Mehmet Hadi Efendi'ye vasi tayin edilen annesi 
Menevse Hanim mahkemeye gelerek, babasi oldiikten sonra tasarrufu 
oglu Mehmet Hadi'nin iizerine kalan Mevlevihane'nin bir boliimiinii zabt 
edenlere engel olunmasim ister. 1886 tarihli hiiccet ile davaya Mehmed 
Efendi'yi vekil tayin eder. 

Osman Sacid An cahsmasinda, sunlan kaydeder (182). "1762 
numarah defterde Tokat Mevlevihanesi ile ilgili bes karar 
bulunmaktadir. 28 Zilhicce 1300 (1883) tarihli ilk kararda, miiteveffa 
seyhin hammi tarafindan Sadaret'e verilerek Seyhiilislamhk'a gonderilen 
ve Meclis-i Mesayih'a havale olunan arz-i hal miitalaa olunmustur. Arz-i 
halde seyhin vefatindan sonra Mevlevihane'nin hizmetini kusursuz bir 
sekilde ifa etmesine ve herhangi bir sikayet olmamasina ragmen, 
Mehmed Sim isimli bir sahsin ortaya 9ikarak kendisini ve cocuklanni 
dergahtan ihra9 ettigi bildirilmektedir. Miiteveffa seyhin hammi, 
durumun telgirafla Konya'daki (^elebi Efendi'ye bildirilmesine 
ragmen cevabin gelmedigini ifade ederek, 



(181) BELGE Hadi, 80 Numarah ve (H. 1296-1301/M.1878-1884) 
Tarihli Tokat S er iyy e Sicil Defterinin Transkripsiyonu ve 
Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans Tezi, Nigde Uni., Nigde, 2002 

(182) ARI Osman Sacid, Meclis-i mesayih Arsivi'ne Gore Hicri 
12961307 (miladi 18791890) Yillan Arasinda Osmanh Tekkelerinde 
Ortaya Cikan Problemler, Yiiksek Lisans Tezi, Istanbul Uni., Istanbul, 
2005 



272 



dergahin hizmetinin tekrar kendisine verilmesini talep etmektedir. 
Meclis-i Mesayih, Mevlevi dergahlannin mesihat cihetlerine tevcihin 
Celebi Efendi tarafindan verilen icazetnamelerle yapildigini soylemis, 
ancak bununla birlikte diger dergahlarda ve Mevlevi dergahlannda 
mesihatin miinhal kalmasi durumunda seyh tevcihinde izlenecek yolu 
ozetleyerek, miiteveffa seyhin ailesinin bu sekilde hakaretle dergahtan 
tard edilmesinin " ... miinafi-yi addlet ve hildf-i merhamet ve diydnet ... " 
oldugunu soylemis ve durumun Celebi Efendi'ye bildirilerek bilgi 
istenmesine karar vermistir. Bir sonraki Gurre-i Rebiiilevvel 1301 tarihli 
kararda Tokat Mevlevihanesi seyhinin, hanimini ve bir kiictik oglunu 
birakarak vefat etmesi iizerine, kii^iik ogul resid ve ehliyet sahibi olana 
kadar mesihati vekaleten idare etmek iizere Celebi Efendi tarafindan 
Siikrii Dede isimli bir sahsin gorevlendirildigi, ancak bir miiddet sonra 
vekil Siikrii Dede azledilerek mesihatin kii9uk oglun uhdesinden ref 
edildigi anlatilmaktadir. Yeni atanan seyh Mehmed Sim Dede dergaha 
gelince, vefat eden seyhin hanimini ve 90cuklanni dergahtan cikararak 
sikinti ve zorluk i9inde kalmalanna yol a9mistir. Bu karar vefat eden 
seyhin hanimi tarafindan verilen arz-i hal iizerine hazirlanmis ve 
mesihatin tekrar vefat eden seyhin ogluna verilmesi i9in Celebi Efendi'ye 
Seyhiilislamlik'tan bir yazi yazilmasi talep edilmistir. Meclis-i Mesayih 
tarafindan arz-i hale verilen cevapta, Mevleviyye tarikatina mensub 
dergahlann tevcih muamelelerinin diger dergahlar gibi olmadigi ve 
Celebi Efendi'nin inhalan ile yuriituldiigii soylenmekte, ancak bununla 
birlikte arkasinda kii^iik oglunu birakarak vefat eden seyhlerin 
uhdelerindeki cihetin, kii9iik ogul ehliyet kazanana kadar 
Bi'n-niyabe ifa olunmasi gerektigi i9in, 



273 



arz-i halde belirtilen durumun caiz olamayacagi soylenmistir. Vefat eden 
seyhin ailesinin sikintidan kurtanlmasi i9in, Tokat Mevlevihanesi 
mesihatinin vefat eden seyhin ogluna tevcih edilerek, ehliyet kazanana 
kadar mesihat gorevini vekaleten idare etmek iizere baska bir dedenin 
secilmesi hakkinda (^elebi Efendi'ye "kat'iyyti'l-miifdd bir kit'a tahrirdti 
aliyye-i hazret-i me§ihatpendhilerinin" yazilmasina karar verilmistir. 
Tokat Mevlevihanesi ile ilgili bir diger karar 5 Muharrem 1 302 tarihlidir. 
Bu kararda da vefat eden seyhin hanimi tarafindan verilen arz-i hal 
miitalaa olunmaktadir. Bu arz-i halde Meclis-i Mesayih'in karan sonucu 
(^elebi Efendi'nin inhasinda dergahm mesihatinin Mehmed Sirri 
Dede'nin uhdesinden ref edilerek muteveffa seyhin oglu Abdiilhadi 
Efendi'ye iade olundugu belirtilmektedir. Ancak burada sikayet konusu, 
(^elebi Efendi tarafindan Mehmed Sim Dede'nin dergahta vekil olarak 
gorev yapmasidir. Arz-i halde Mehmed Sim Dede'nin daha once seyhin 
ailesini dergahtan cikarmasimn ve diger problemlerin iki taraf arasindaki 
gecimi engelleyecegi gerek9esiyle, dergaha baska bir vekilin tayin 
edilmesi talep edilmektedir. Meclis-i Mesayih her iki tarafin da " ... 
hasbe'l-be$eriyye agrdz-i §ahsiyye icrddtindan halt 
olamayacaklarindan ... " baska bir uygunsuzlugun ortaya 9ikmasi 
ihtimaline karsi, Mehmed Sim Efendi'nin vekaletinin caiz ve munasib 
olamayacagini belirtmis ve (Jelebi Efendi tarafindan yeni bir dedenin 
se9ilmesi ya da Istanbul'da bulunan dergahlardaki dedelerden birisinin 
vekil tayin edilmesine karar vermistir. 3 Receb 1302 tarihli kararda, bu 
sefer Meclis-i Mesayih'a basvuran, vekaletten azl edilen Mehmed Sim 
Dede'dir. Mehmed Sirri Efendi Tokat Mevlevihanesi'nden 



274 



doniisii esnasmda bir9ok masraf edip magdur duruma dustugiinii ve 
£elebi Efendi tarafindan miinhal bir cihet bulundugunda kendisinin 
tevcih edileceginin vadedildigini belirtmektedir. Ancak bu siire 
uzayabileceginden, Hazret-i §ems Dergahi'na tayin olunan Ahmed 
Efendi'nin "hilaf-i usul-i tarik" tayin edildigini soyleyerek, ya bu 
dergahin mesihatinin kendisine verilmesini ya da masraflanmn 
karsilanmasim talep etmektedir. Meclis-i Mesayih ise, Mevleviyye 
dergahlannin tevcihlerinin (^elebi Efendiler tarafindan yapildigi ve 
Meclis-i Mesayih tarafindan bir sey denilemeyecegini tekrarlamis, 
ancak Mehmed Sirn Dede Efendi'nin "... kudemd-yi dedegan-i tarikat-i 
aliyye-i Mevleviyyeden ve haremi de siildle-i tdhire-i hazret-i pir kuddise 
sirruhudan bulundugundan hakkmda iktizd eden hiirmet ve mudvenetin 
ifasiyla ..." ilk munhal olacak cihetin kendisine verileceginin (^elebi 
Efendi'ye bildirilmesine karar vermistir. 

Belgelerden anlasildigina gore, XIX. asnn sonlan ve XX. asnn 
baslannda Mevlevi zaviyelerinin i9ine dtistugu gelir sikintisi meselesi 
Tokat Mevlevihanesi i9in de ge9erlidir. 1913 tarihli Konya'ya yazdigi bir 
yazida Mehmed Hadi Dede, dergahin tek geliri olan ekmek9i finninin 
tamamen harap oldugunu, bu sebeple Konya'ya mutad olarak gonderilen 
ayhk otuz kurus kapi9ukadarhgi bedelinin aksatildigini belirtmektedir. 
Aynca bir baska yazida da dergahin 1909 senesinde bir yangin 
ge9irdigini ve dergah i9indeki demirbas esyalann telef oldugunu, daha 
sonra kendisinin tedarik ettigi demirbas esyalan ise bu yazida zikrettigini 
belirtmektedir. 

Posta ge9tigi tarihten tekkeler kapatihncaya kadar ge9en siire 
i9inde Tokat Mevlevihanesinde vazife yapan Mehmed Hadi Dede, 



275 



kendisine tabi 40-50 Mevlevi ile Mevlevi Alayi'na katilmak iizere 
Tokat'tan hareket etmif-itir. Onlerinde sancak ve bayraklan, ba§lannda 
§eyhleri kirk-elli Mevlevinin ozel giysileriyle askerlik §ubesi oniine 
geli^leri ve yolcu edili^leri biitiinTokat'i ayagakaldirrm^tir (1 83). 

Abdiilhadi (Ergin) Efendi'nin Ali Riza Onen (miiteveffa hakim) 
adinda bir oglu ve iki kizi vardir. 

Remzi Zengin'in roportajmda, Mevlevihanenin bulundugu 
mahalle sakini Aysel Yogurt9uoglu'nun §eyhin kizi Bedriye Ustun (1912- 
2004) Hammdan ve dedesinden dinlemif-i olduklanni fjoyle nakleder 
(184). "Abdulhadi Efendi (1871-1941) kuciik oldugu i9in §eyhlik 
Beratim almak i9in istanbul'a annesi ile gitmi§. Yol giizergahinda 
bulunan Mevlevihanelerde konaklami^lar. Tokat'a doniif-iunde 
Cumhuriyet'in ilam ile Tekke ve Zaviyelerin kapatilmasina kadar aldigi 
gorevi yurutmuf-i. Kendisi ilme bagh, yeniliklere a9ik, herkesi sabirla 
dinleyip cevap veren bir ki§i imi§." Mezannin da §eyh-i §irvani 
Kabristanhgi'nda §eyh-i §irvani Hazretlerinin hemen yakminda oldugu 
belirtilmektedir. 

Cumhuriyetin ilani ile Tekke ve Zaviyelerin kapatilmasindan 
sonra Vekiller Heyeti'nin 1924 Eyliiliinde aldigi karar dogrultusunda 
Mevlevi Tekkesi olarak goriinen bina me^ruiyetinde bulunan 



(1 83)ULKU Mehmet, Milli Miicadele Doneminde Tokat, Yiiksek Lisans 

Tezi, Gazi Osman Pa§a Uni., Tokat, 200 1 

(184)ZENGIN Remzi, Tokat Mevlevihanesi Uzerine Diii-iunceler, 

KiimbetDergisi 



276 



Abdulhadi Efendi'nin nzasi ile Vilayet Evkaf Miidurliigu'ne tescil edilir. 
1934 yihndan 1939 yihna kadar bos kalan bina 1939 yihnda Hayrat-i 
Onarma Cemiyeti tarafindan onanlarak yilhgi 140 TL'den Jandarma 
Komutanhgi'na kiraya verilir ve onlar da burayi 1949 yihna kadar 
Kadinlar Hapishanesi olarak kullanirlar. Ayni yil Vakiflar Genel 
Mudurliigii Tokat Ozel idaresince kismen tamir edilen binayi Hafizi 
Kur'an Kursu olarak degerlendirilmesine izin verilir. 1 954 yihnda Imam 
Hatip Lisesi ogrencilerinin ge9ici yurt ihtiyacim karsilamis, daha sonraki 
donemlerde Kur'an Kursu olarak islevini siirdurmiis olan yapi zamanla 
harap olarak terk edilir. Uzun bir bekleyisten sonra 1997 yihnda 
baslatilan restore 9ahsmalan odenek yetersizliklerinden otiirii yavas 
ilerler. Ciddi olarak 2003'te yeniden baslatilan cahsmalar 2005 yihnda 
tamamlanarak bina 2006 da hizmete acihr. iki kath bir mimariye sahip 
olan Mevlevihanenin yenilenen basik yuvarlak kemerli ve diizgiin 
kesme tas soveli bahce giris kapisi, i9 i9e silmelerden olusan bir kusakla 
9ei"9evelenmistir. Yaninda bulunan tabelada bugiinkii Tiirk9e ile XVII. 
Yiizyil Osmanh Eseri ifadeleri yer almistir. Zemin katinin "L" seklinde 
bir koridor 9evresinde odalardan olustugu goriilmektedir. Buradan ahsap 
bir merdivenle cephesi on iki ahsap siitun ve yuvarlak revak bi9iminde 
disa a9ilmakta olan diger kata 9ikilmaktadir. Ikinci kattaki semahane, 
dilimli kemerlerle birbirine baglanan on alti siitunlu yuvarlak bir plana 
sahiptir. Merkezdeki bu boliimiin iizeri, basik bir kubbe ile ortulmiis olup 
bunun gobek kismi oyma tekniginin zengin bitki motifleri ile 
donatilmistir. Binanin aydinlatilmasi dikdortgen formlu ve ahsap 



277 



kasah pencerelerle saglanmaktadir. Binanin restoresinde ahsap karkas 
arasina kerpic dolgu kullanilarak bagdadi bir tarz olusturulmustur. 

2005 yihnda ashna uygun bir sekilde restore edilen Bey 
Sokagi'ndaki yapi Vakiflar Genel Mudiirliigii tarafindan bugiin 'Tokat 
Mevlevihane Vakif Miizesi' olarak hizmet vermektedir. 



Tokat'ta Rifailik 

§ehirde Rifai tarikatinin varhgindan, Evliya (^elebi'nin XIII. asra 
dayandirdigi §eyh Hasan Rifai ile haberdar oluruz. Bundan sonra 
ancak Tokat Sancagi'na bagh ilcelerden gonderilen protesto 
telgraflannin yam sira merkez ilceden 30 Mayis 1919'da Sadaret 
Makamina Redd-i Ilhak Heyeti Baskani Omer, Mevlevi §eyhi Hadi, 
Rufai §eyhi §iikrii ve diger iiyelerin imzalanyla gonderilen telgraf ile 
tekrar karsilasinz. "Wilson Prensipleri'ne ve uygarhk diinyasinm 
insanhk degerlerine aykin olan Yunan isgali red ve protesto edilmistir" 
denilen bu telgrafta adi ge9en §eyh §ukrii Efendi'nin bir Rifai seyhi 
oldugu goriiliir. Aynca, 1920 yih baslannda Tokat Mudafaa-i Hukuk 
Cemiyeti'nin merkez teskilat yapisi ve bu teskilatta yer alan kisilerin 
arasinda seyh §iikru'nun isminin de yer almasi, tarikat seyhinin Mevlevi 
seyhi gibi sehrin ileri gelenlerinden biri olup, Istiklal Miicadelesine aktif 
olarak katilan din adamlanndan biri oldugunu gostermektedir. Mevlevi 
tarikati gibi adini duyurmasa da Tokat merkezde varhgini sessiz bir 
sekilde siirdiirmus oldugu bir gercektir. 



278 



DEGERLENDIRME 

Bugiin restorasyonlan ile bir gerdanhgm inci taneleri gibi §ehri 
siisleyen mimari yapilar, Anadolu'nun tarihini adeta bir biitiin 
olarak aksettirir. Orada ilklerle kar§ila§manm heyecam, §iiphesiz 
bir kiiltiir §uurunu gerektirecektir. Tokat, her bakimdan Anadolu 
kulturiinii temsil eden, olcii almabilecekbir §ehirdir. §ehrin tarihi, 
gecmi§imizin hikayesidir. Onun bu hikayesi, Sivas'in, 
Amasya'nm, veya diger bir Anadolu §ehrinin hikayesinden farkh 
degildir. Bir zamanlar ticaret kervanlarmm konakladigi §ehir, 
bugiin de a5ikhava miizesine donii§en fehresiyle seyircisinin 
ilgisini fazlasiyla hak ediyor. Tokat, okul gezilerinin vazgecilmez 
giizergahi olmalidir. Onda ders almacak taraflar yeterince vardir. 
Bir §ehir a§igma verecekleri ise kelimelerle anlatilamaz. 



279 



Yer Indeksi 



Acipinar, 214, 252 
Ahmetalan, 65 
Akargay, 72, 73, 90, 251 
^4A:ffl, 96 

Akgakegili, 215, 231 
Akguller, 215, 252 
Akgiiney, 131, 136, 251 
Akyamag, 65 
Alankoy, 73 
Alayurt, 215 
Ahgozu, 216 
Alibag, 215 
Araplar, 216 
Armutalan, 73, 90, 251 
A§agigandir, 105, 115 
Ayakbasti, 107, 109, 110 
Aydinsofu, 104 
Ayvah, 217 
Balhbag, 100, 103 
Boldaci, 217, 218 
Bostankolu, 146 
Bugdayh, 154 
Buyiikkarayun, 218 
Biiyiikyildiz, 66 
Camidere, 135 



Canbolat, 71, 113 

Cer, 131, 136, 137 

CSAef, 75, 76, 251 

Cimitekke, 145 

Qakirgah, 219, 252 

Qambulak, 74, 75, 90 

Qamdali, 75 

Qamkoy, 75 

Qapak, 219 

Ca£, 66 

Qatak, 132, 136 

Qavu§beyli, 147 

(Sifcrc*, 120, 121, 181 

Qftlikkoy, 222 

Qlehane, 117, 118, 147, 

221 

CYvn7, 173, 174 

Qokelikki§la, 67 

Qordiik, 7 1 

Dazya, 158, 164, 170, 171, 

172 

Dedeagzi, 93 

Demirta§, 106 

Derekoy, 75 

Doganca, 179, 180 



280 



Dutluca, 151, 152 
Elarap, 230 
Eliktekke, 222 
Elmacik, 147 
Emir Dolu, 225, 226 
Emiroren, 112, 225, 252 
Erikbelen, 93, 94, 251 
Eriklitekke, 175, 251 
Evlidere, 92, 251 
Evyaba, 107 
G<?vre&, 75, 90 
Gokdere, 67, 71, 146 
Go'Moy, 148 
Gdriimlu, 87, 90, 25 1 
Gugiimlu, 71 
Gulbayir, 132, 136 
Giimu§top, 164, 170, 172 
Giinqali, 67, 68 
Gungormez, 226 
Guzelbeyli, 219, 226, 227 
Hacilar, 211, 228 
Halilalan, 68 
Hamide, 175 
Hasanbaba, 68 
Hasanh, 175, 252 
Hubyar, 65, 77, 78, 79, 80, 
81,82,83,84,85,86, 



136, 141, 170, 182,236, 

251 
Hiiseyingazi, 133 
Ibrahinujeyh, 149 
/g^z'r, 226 
Kalaycik, 175 
Karabalqik, 228 
Karacaoren, 180 
Karadere, 75, 90 
Karakuzu, 228, 229 
Kara§eyh, 229, 230,241 
Karayaka, 95, 96, 103 
&rfo«, 108, 176, 178,251 
Kargikent, 149 
Aaf, 69, 251 
fefed, 85, 104, 107, 108, 

109, 110, 111, 113, 136, 

149, 175, 176, 177,235, 

251 
A^pez, 231,252 
Kervansaray, 232 
Kihqh, 70 
Airtfor, 233, 235, 238, 242, 

248 
Kizilca, 91, 233 
Kiziloz, 7 1 
Kiregli, 90, 174,232 



281 



Kogak, 96, 101, 106, 114, 

115, 116 
Kozdere, 233 
Kunduz, 93 
Kurtjunlu, 235 
Kurugay, 161, 236 
Kurupinar, 112, 235 
Kuyucak, 130, 136, 251 
Kupliice, 114 
Madenli, 113 
Nebi?eyh, 144, 148, 149 
Ormancik, 135, 136, 251 
Ortaoren, 70 
Osman Pinari, 236 
Palanh, 236, 252 
Pinarh, 70 
Saghca, 93 
Saltik, 71 
Salur, 93 

Sarag, 112, 237, 252 
Sankaya, 178 
Sara, 102,238 
Sekucek, 181, 182, 251 
Serince, 76, 25 1 
Szvn, 180, 182,251 



Sb/ii/or, 240, 244 
Sokuta§, 96, 104,251 
Sogiitozii, 244 
§eyhkoyu, 238 
Tanoba, 105 
Tanyeli, 93 
Ta§kiran, 244 
Turgutalp, 245 

£//<2£, 71 

Yagmur, 66, 182,215,228, 

232,233,238 
Yakacik, 71 

Yahnyazi, 112,245,246 
Yayladah, 71 
Yaylayolu, 246 
Yazicik, 131, 136, 251 
Yenidagigi, 246 
Feniiborv, 112, 147, 246 
Feyj'/ce, 240, 247, 248 
Yildiztepe, 248 
Yukarigandir, 115 
7Mvacz£, 150 
7wva^oy, 75 
Yiicepinar, 248 



282 



Isim Indeksi 



Abazha, 233, 234 

AbdalMusa,225,233,252 

Abdulmuttalip Zaviyesi, 

17 

Abdulvahap, 173 

Abdurrahman Celebi, 189 

Abdulmecid §irvani, 29, 

30,207,255 

Acep$ir, 19,20,60, 187,241 

Acep§irTurbesi, 19 

AgBaba, 197,200 

Agackesen Tekkesi, 148 

AhiPa§a,20,21,60 

Ahi Yusuf, 164, 165, 166, 

167,168 

Ahmet Dani§mend, 92, 106 

Akinci Evliya, 96 

Akyapi Kiimbeti, 123 

AliBabaTurbesi, 172 

Ali Celebi, 61, 96 

AliDedeTekkesi, 149 

Ali Osman Efendi, 100, 

101,102,103,104 

AliTusi,5, 184 

AlpGazi,4,41 



Alpinari, 174 

Arap Dede, 96, 173, 191, 

192,193,231,251 

Ardich Dede, 246 

Arslan Dede, 190,236,237, 

238,252 

AyKadin,233 

AyakBasti,68, 104 

Ayak Tekkesi, 65 

Ayakbasan, 194 

AyakciBaba, 61 

Ayan Dede, 194 

AydinBaba, 104 

Ayir Ziyareti, 65 

Aziz Baba, 108, 111, 176, 

177,178,251 

BalDede,66 

BalabanGazi, 148 

Bayezid-iBestami, 185 

Behrullah Efendi, 96, 99, 

100,101 

BekDede,81,82 

Bekimi§Dede, 194 

BulgacHatun, 15 

Bun Dede, 104 



283 



Bulbulliik Tekkesi, 62 
Buyiik Evliya, 180 
CaferCelebi, 195 
Cimi Evliyasi, 145 
Costu, 226 

Caglayan Evliya, 229 
CalBaba, 67, 68, 116 
CalDede, 216, 233 
Cam, 71 

CamliDede, 216 
Canakci Baba, 105 
Catal Armut, 225 
Catal Cesme, 222 
CeltekBaba, 205, 219, 

220,221 
Cikrik Evliya, 181 
Circir, 244 
Cig K6y Baba, 236 
Cilebaba, 147 
Cimecoluk, 227 
ComakliBaba, 105, 115 
Coregi Buyiik Tekkesi, 

128, 129 
Coregi Tekkesi, 41, 42 
DavunluDede, 183, 195, 

207,212 
DelikTas, 71 



Delikli Kaya, 73, 107 
Deliktas, 70 
Deliler Tekkesi, 7 1 
Demirtas Tekkesi, 106 
DervisAli, 75, 251 
Deveci Evliya, 228 
Diken Baba, 62 
Dikmen Evliyasi, 246 
Dilek Tekkesi, 71 
Dilsiz Tekke, 106 
Dogan§ahAlp, 121 
Dolasi Tekkesi, 130,251 
Dur Melik Gazi, 196 
Dursun Baba, 216 
Diinek Tekkesi, 75 
Durdane, 140 
Duzdede, 174 
Ebii'l §ems, 9 
Edne Hasan Tekkesi, 181 
Efendi'nin Izi, 93 
Elicek Evliyasi, 131,251 
Elikli Tekke, 222, 224 
EllezDede, 217, 228 
Emir Dede, 225 
Emir Seyit, 73 
Emir§ah, 106 
ErBaba, 107 



284 



Erenler, 16,24,26,37,38, 

41,46,64,66, 149 
Erenler Turbesi, 16 
ErikliBaba, 175 
Erkonan Baba, 234 
Erzurumlu Evliya, 76 
EsiriDervis, 175,252 
Essah Dede, 1 70 
Evliya Tepesi, 135, 149, 

155, 181 
Gallanguc Tekkesi, 73 
GaziBaba, 92, 178,251 
Gazi Bolat Baba, 135,251 
Gelin Tasi, 73 
Geydogan Baba, 107 
Gij gij Dede, 63, 243 
Goyneksiz Dede, 234, 235 
Goz Tekkesi, 75 
Gtidii Tekkesi, 135 
Gtirnek Tekkesi, 150 
Giirz Baba, 238 
Guzeldere Tekkesi, 7 1 
Haci Baba Sultan, 167 
Haci Baba Tekkesi, 149 
HaciEllez Tekkesi, 71 
Hahi Baba, 72, 76 
Halef Gazi, 9 



HalilEfendi, 112, 187, 

235,241 
Hamur Kesen, 215 
Hamza Abdal, 73, 251 
Has Omer, 64 
Hasan Baba, 63, 68 
Hasan Kayasi, 71 
HelvaliDede, 196 
Hidir Dede, 235 
Hizir Ilyas Tekkesi, 73 
HocaBeden, 215, 227 
Hu Dede, 228 
Hubyar Sultan, 77, 78, 80, 

81,84,85, 170 
Huy Kesen Evliya, 197 
Huseyin Dede, 142, 268 
Hiiseyin Gazi, 96, 133, 

134, 190, 197, 198, 199, 

200, 252 
Ibrahim Sani, 201 
Ilyas Dede, 118,232 
imam Gazi, 67, 70, 72, 73, 

74,76,251 
imam Melikiddin, 183, 

195 
ishak Zencani, 43, 45, 46 
iskender Baba, 167 



285 



Ismail Dede, 81,201,202, 

204, 233, 243, 252 
KabaArdic, 248 
Kaba Pelit, 226 
KabakAbdal, 180,252 
Kabak Dede, 244 
Kamber Dede, 227, 245 
Kaplica, 63 

Kara Abdal Tekkesi, 94 
Kara Baba Sultan, 168 
Kara Seyh, 238 
Karaagac Baba, 226 
Karabas el-Hac Osman 

Efendi, 255 
Kargin Evliyasi, 131, 251 
Katirkulanlatan Tekkesi, 

135 
Kaygisiz Abdal, 215 
KececiBaba, 85, 107, 108, 

109, 111, 176 
Kemerkaya, 245 
Kesegen Baba, 112, 113 
Kirk Kizlar Kiimbeti, 123, 

124 
KizilTekke, 70, 7 1 
Kizlar Pinari, 236 
Kirman Baba, 175 



KocaBeden, 219 
Koca Kayzer, 204 

Kocapelit Tekkesi, 113 
Kocazade Mehmet 

Efendi, 140 
Kosu Kavak, 65 
Kova Baba, 247 
Koyun Baba, 65 
Komlekli Baba, 5 
Koyklar Tepesi, 75 
Kuduz Hoca, 225 
Kul Himmet, 87, 88, 89, 

90,251 
Kulak Kuyusu, 238 
Kulak Tiirbesi, 120 
Kum Baba Tekkesi, 43 
Kurban Dede, 173 
Kurt Baba, 114 
KucukCeltek, 205,218, 

245, 246, 252 
Kuciik £eltek Tekkesi, 

205 
KucukEvliya, 180 
Kudler Tekkesi, 114 
Kumsiik Sultan, 253 
Laldiz Tekkesi, 131,251 
Lengeri Baba, 164 



286 



Mahmut Dede, 169, 174, 

175,227 
Malum Seyid Tiirbesi, 151 
Mehmet Arif Efendi, 205 
Mehrap Tekkesi, 76 
Melik Gazi, 2, 76, 119, 

120, 121, 123, 130, 133, 

183, 196,227 
Meydan Tekkesi, 41, 42 
Miskinler Tekkesi, 41, 42 
Muhammed Sah Dede, 42 
Muharrem Efendi, 29, 

183, 195,205,206,207, 

208,209,210 
MuratBaba, 116,236 
Murat Sevdakar, 15 
MusaFakih, 184, 185, 186 
Mustafa Efendi, 52, 122, 

156, 157, 158, 159, 160, 

161, 162, 163, 164 
Mustafa Kuddusi, 211 
Nurettin bin Sentemur, 17 
Nuri Can Baba, 147 
Nusreddin Baba, 248 
OtKesme, 71 
Oksiiriik Tekkesi, 175 
OmerDede, 175, 195,211 



Orumcekli Dede, 183, 191, 

211,212 
Pelitli Tekkesi, 151 
Pervane Baba, 248 
Pevri Baba, 219 
Peyk Tekkesi, 73 
Pir Ahmet Bey, 25 
Pir Ahmet Dede Sultan, 

168 
Pir Hasan Tekkesi, 73 
Pir Mehmet, 74 
Pirler, 212 
PolatGazi, 135 
RevakBaba, 105, 114, 115 
Rifat Dede, 252 
Sabir Dede, 213 
Sagir Kaya, 94 
Sallama Tepesi, 93 
Samyeli, 71,252 
SanciTasi, 179 
Sanci Tekkesi, 63 
Sapogiil Tekkesi, 154 
Sardik Evliyasi, 215, 252 
Saritash Evliyasi, 213 
Satir Bahcesi, 65 
Sefer Pasa, 5 



287 



Seyyid-i Kebir, 115 
Sirbaba Tekkesi, 75 
SinkhBaba, 147 
Sidik Tekkesi, 64 
Sip Tekkesi, 64 
Sultan Alaaddin Tekkesi, 

135 
Sunguriye Tiirbesi, 125 
SunbiiUu Baba, 12, 41 
SiitAli Baba, 213 
SambEvliya, 115 
Seyh Ahmet, 139,231, 

232, 252 
Seyh Bayram, 222 
Seyh Edhem Celebi, 185, 

187, 189,207,241 
Seyh Hasan, 41, 148,275, 

282 
Seyh Hasan Rifai, 41 
Seyh Husam Efendi, 42 
Seyh Mahmut, 139, 140, 

141,205,219,220,221, 

246 
Seyh Mehmet Efendi, 247, 

265 
Seyh Meknun, 13, 14, 60, 

253, 305 



Seyh Mustafa Nurullah, 

166, 167 
Seyh Nusret, 239, 240, 

241,242 
Seyh Salsal, 217,218 
Seyh Seyyid Bedreddin, 

115 
Seyh Sehabettin 

Siihreverdi, 168 
SeyhYakup, 117, 144, 149, 

229,241,251 
SihAli Baba, 215 
Tasoluk Tekkesi, 41 
Tavukcu, 140 
Terzi Baba, 132 
Tigga Ocagi, 230 
Toprakci Baba, 65 
TurhalSeyhi, 156 
Tuz Tasi, 7 1 
Ttirabi Baba, 213 
Umudum Dede, 67, 71 
Uyusuk Dede, 24 
Ureyfe Ocagi, 232 
U rifiye Tekkesi, 7 1 
Yagibasan, 1, 2, 3, 4, 27, 

119, 122, 123, 184,245 
Yagibasan Kiimbeti, 123 



288 



Yahudi Evliya, 135 
Yahncak Tekkesi, 72, 25 1 
Yediler, 107,233 
Yel Tekkesi, 71 
Yilanh, 219, 244 
YolluBaba, 135 
YuhBaba, 214 
Zeyve Tekkesi, 216 
Ziyaret Tepesi, 155 



289 



Kaynak^a 

Kitaplar 

1. Tokat Valiligi §eyhiilislam Ibn Kemal Arastirma Merkezi, 
Turk Tarihinde ve Kulttirunde Tokat Sempozyumu, Ankara, 
1987 

2. Tokat Valiligi, Tokat, Istanbul, 2007 

3. CAL Halit, Niksar'daki Tiirk Eserleri, Kiiltiir Bakanhgi, 
Ankara, 1989 

4. DEMIR Necati, Danismendname, Niksar Belediyesi, Gazi 
Osman Pasa Universitesi Matbaasi, 1 999 

5 . DURMA Abdulhalim, Evliyalar §ehri Afyonkarahisar 

6. DURMA Abdulhalim, Evliyalar §ehri Amasya 

7. DURMA Abdulhalim, Evliyalar §ehri Kastamonu 

8. EFLAKI Ahmet, Ariflerin Menkibeleri, MEB, Istanbul, 1 995 

9. ERDOG Cihat, II Gibi lice Yesil Turhal 

10. Evliya Celebi, Seyahatname 

11. GUNDOGDU Cengiz, Bir Tiirk Mutasavvifi Abdiilmecid 
Sivasi, Kiiltiir Bakanhgi Yayinlan, Ankara, 2000 

1 2 . HASLUCK F. W, Bektasilik Arastirmalan 

13. KURNAZ Cemal, TATCI Mustafa, Yesevilik Bilgisi, Milli 
Egitim Basimevi, Ankara, 2000 

14. MERCAN Mehmet-ULU Mehmet Emin, Tokat Kitabeleri, 
Tiirk Hava Kurumu Basim Evi Isletmeciligi, Ankara, 2003 

15. Salname-iMaarif-iNezaret-iUmumiyye, 1898 

1 6. TANYU Hikmet, Ankara ve Cevresinde Adak ve Adak Yerleri, 
Ankara Uni. Ilahiyat Fak. Yayinlan, Ankara, 1967 

1 7. Tournefort M., A Voyage Into The Levant 



290 



18. ULU M.Emin, Alperenler Cenneti Tokat, Istanbul, 2004 

19. VASSAF Osmanzade Huseyin, Sefine-i Evliya, Kitabevi, 
Istanbul, 2006 



Tezler 



1. ABACI Nurcan, 1812 Tarihli Seriyye Siciline Gore 19. 
Yuzyihn basinda Tokat Sehrinin Sosyo-Ekonomik Durumu, 
Yiiksek Lisans Tezi, Uludag Uni., Bursa, 1 994 

2. ARI Osman Sacid, Meclis-i mesayih Arsivi'ne Gore Hicri 
12961307 (miladi 18791890) Yillan Arasinda Osmanh 
Tekkelerinde Ortaya Cikan Problemler, Yiiksek Lisans Tezi 
(Duzeltilmis Tez), Istanbul Uni., Istanbul, 2005 

3. ARI Osman Sacid, Meclis-i mesayih Miiessesesi Kurulusu ve 
Faaliyetleri, Yiiksek Lisans Tezi, Marmara Uni., Istanbul, 2003 

4. AKIN Ziibeyde, 25 Numarah Tokat Seriyye Sicilinin (1234- 
1236/1819-1821) Transkripsiyonlu Metni ve Degerlendirmesi, 
Yiiksek Lisans Tezi, Gazi Osman Pasa Uni., Tokat, 2004 

5. AKSULU Behiye Isik, Fetihten Osmanh Donemine Kadar 
Tokat SehriAnitlan, DoktoraTezi, Gazi Uni., Ankara, 1994 

6. ASIL Harun, 18 Numarah Tokat Seriyye Sicili 
(H.1229/M.1813), Yiiksek Lisans Tezi, Erciyes Uni., Kayseri, 
2006 

7. BARBAK Selda, 50 Numarah Tokat Seriyye Sicilinin 
Transkripsiyonlu Metni ve Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans 
Tezi, Gazi Osman Pasa Uni., Tokat, 2004 



291 



8. BELGE Hadi, 80 Numarah ve (H. 1296-1301/M.1878-1884) 
Tarihli Tokat Seriyye Sicil Defterinin Transkripsiyonu ve 
Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans Tezi, Nigde Uni., Nigde, 2002 

9. BiLIRLi TAHIR, III Numarah Tokat Seriyye Sicilinin 
Transkripsiyonlu Metni ve Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans 
Tezi, Gazi Osman Pasa Uni., Tokat, 2006 

10. CELIK Mehtap, Tokat Sehrinde Esnaf Teskilatina Dair Bir 
Arastirma ( 1 772- 1 799), Yiiksek Lisans Tezi, Ankara, 1 996 

11. CELIK Nazik Betiil, Tereke Defterlerine Gore II. Mahmut 
Doneminde Tokat'in Sosyal ve Ekonomik Yapisi, Yiiksek 
Lisans Tezi, Gazi Osman Pasa Uni., Tokat, 2008 

12. CELIK Resat, Tokat Vakiflan (1757-1810), Yiiksek Lisans 
Tezi, Gazi Osman Pasa Uni., Tokat, 1 999 

13. CICEK Harun, Tokat Merkez Sancagi'nm Sosyo - Ekonomik 
Konumu (1800 -1850), Yiiksek Lisans Tezi, Ondokuz Mayis 
Uni., Samsun, 2006 

14. DEMIR ALPASLAN, XVI. Yiizyilda Samsun-Ayintab Hatti 
Boyunca Yerlesme, Niifus ve Ekonomik Yapi, Doktora Tezi, 
Ankara Uni. , Ankara, 2007 

1 5 . DEMIR Cetin, Tokat Erenler Tarihi Mezarhgi ve Mezar Taslan, 
Yiiksek Lisans Tezi, Yiiziincii Yil Uni., Van, 2008 

16. DEMIRCI Ahmet, Uc Numarah Tokat §eriyye Sicilinin 
Transkripsiyonlu Metni ve Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans 
Tezi, Tokat, 2007 

17. DURAN Serap, Cumhuriyet Donemi Tokat Ekonomisi (1923- 
2005), Yiiksek Lisans Tezi, Gazi Osman Pasa Uni. , Tokat, 2006 



292 



18. ER Emine Mehves, XIX. Yiizyilda Erbaa Kazasinm Sosyo 
Ekonomik Yapisi, Yiiksek Lisans Tezi, Istanbul Uni., Istanbul, 
2005 

19. ERDOGAN Ahmet, Osmanh Aile Arastirmalan Bakimmdan 
Tokat ve Tarsus Seriyye Sicillerinin Karsilastirmah incelemesi 
(1805-1845), Yiiksek Lisans Tezi, Cumhuriyet Uni., Sivas, 
2008 

20. GENC Erol, Salnamelere gore Sivas Vilayetinde Dini ve Sosyal 
Yapi, Yiiksek Lisans Tezi, Firat Uni., Elazig, 2009 

2 1 . GUMUS SO Y Siileyman, Sosyo Ekonomik Acidan 1 840- 1 844 
Tarihli Temettuat Defterleri Isiginda Niksar, Yiiksek Lisans 
Tezi, Istanbul Uni., Istanbul, 2002 

22. HANILCE Murat, 16 Numarali Tokat Seriyye Sicilinin 
Transkripsiyonlu Metni ve Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans 
Tezi, Gazi OsmanPasa Uni., Tokat, 2009-12-08 

23. KARABAY Kazim, 63 Nolu Tokat Seriyye Sicili, Yiiksek 
Lisans Tezi, Kahramanmaras Sutcu Imam Uni., 
Kahramanmaras, 2007 

24. KASIKEMAN Ozlem, Tokat 111 ve Niksar Ilcesi Cesme ve 
Sadirvanlan, Yiiksek Lisans Tezi, Gazi Uni., Ankara, 2005 

25. KELES Mehmet, Tokat'in 18 Numarali Seriyye Sicili 
(1229/1813-4), Yiiksek Lisans Tezi, Gazi Osman Pasa Uni., 
Tokat, 2003 

26. KESKIN Yahya Mustafa, XX. Yiizyilda Tokat'in Sosyal ve 
Kulturel Yapisi, Doktora Tezi, Inonii Uni., 1 996 

27. KIZKAPAN Adem, Seriyye Sicillerine Gore XIX. Yuzyilda 
Tokat'ta Gaynmuslimlerin durumu, Cumhuriyet Uni., Sivas, 



293 



28. KUCUR Sadi, Sivas, Tokat ve Amasya'da Selcuklu ve 
Beylikler Devri Vakiflan, Doktora Tezi, Marmara Uni., 
Istanbul, 1993 

29. KUCUK Sezai, XIX.Asirda Mevlevilik ve Mevleviler, Doktora 
Tezi, Marmara Uni., Istanbul, 2000 

30. MUSLU Ramazan, XVIII. Asirda Anadolu'da Tasavvuf, 
Doktora Tezi, Marmara Uni. , Istanbul, 2002 

3 1 . ONGOREN Resat, XVI. Asirda Anadolu'da Tasavvuf, Doktora 
Tezi, Marmara Uni., Istanbul, 1 996 

32. OZCAN Selahattin, Tokat Ili Pazar Yoresi Gelenek Gorenek ve 
Inane lan, Yiiksek Lisans Tezi, Bahkesir Uni. , Bahkesir, 1996 

33. OZFIRAT Bayram,Tokath Ishak Efendi'nin Nazmu'1-Ulum, 
Nazmu'l-Le'ali ve Manzume-i Keydani Adh Mesnevileri, 
Yiiksek Lisans Tezi, SelcukUni., Konya, 2006 

34. OZGEN Mutlu, Tokat Kentinin Ticaret Mekanlan-XIX. XX. 
Yiizyilda Meydan Semti, Yiiksek Lisans Tezi, Hacettepe Uni., 
Ankara, 2006 

35. OZVAR Erol, XVII. Yiizyilda Osmanh Tasra Maliyesinde 
Degisim : Rum Hazine Defterdarhgindan Tokat Voyvodahgina 
Gecis, Doktora Tezi, Marmara Uni., Istanbul, 1 998 

36. SARIBAL Ismet, 23 Numarah Tokat §eriyye Sicili 
Transkripsiyon ve Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans Tezi, Gazi 
Osman Pasa Uni., Tokat, 2004 

37. SEYREK Ayfer, 117 Nolu ( H.1333-1338/M. 1915-1920) 
§eriyye Siciline Gore Tokat Pazar Nahiyesi, Yiiksek Lisans 
Tezi, inoniiUni., Malatya, 1996 

38. SECGIN Nuri, Tokat ve il9eleri Mimari Eserleri, Doktora Tezi, 
MimarSinan Uni., Istanbul, 1987 

294 



39. SUNAY Serkan, Tokat §ehir ici Hanlan, Yiiksek Lisans Tezi, 
Ankara Uni., Ankara, 2003 

40. TUNCA Aylin, Vakfiyelerine Gore Tokat Vakiflan, Yiiksek 
Lisans Tezi, Gazi Uni., Ankara, 2000 

4 1 . UCER Cenksu, Tokat Yoresi Alevileri Tarihcesi, Inanclan, Orf 
ve Adetleri, Doktora Tezi, Ondokuz Mayis Uni., 2005 

42. ULKU Mehmet, Milli Miicadele Doneminde Tokat, Yiiksek 
Lisans Tezi, Gazi OsmanPasa Uni., Tokat, 2001 

43. USTEK Fatma, Tokat Merkez Kazasi Vakif Kayitlan : H. 984 
(M. 1 576) tarihli Defter-i Evkaf, Yiiksek Lisans Tezi, Gazi Uni., 
Ankara, 1985 

44. YAROGLU Aytekin, Tokat Haydarhane Vakfi, Cumhuriyet 
Uni., Sivas, 2006 

45. YE§ILAY Mustafa, H.1227 M.1812 Tarihli Tokat Sicil 
Defterinin Transkripsiyonu ve Indeksi, Yiiksek Lisans Tezi, 
Ankara, 1992 

46. YILMAZ Necdet, XVIIAsirda Anadolu'da Tasavvuf, Doktora 
Tezi, Marmara Uni., Istanbul, 2000 

47. YILDIRIM Omer, 1797-1798 Yillarma ait Tokat §eriyye 
Sicilinde Yer alan Belgeleri Sosyal ve Ekonomik Yonden 
Tahlili, Yiiksek Lisans Tezi, 19MayisUni., Samsun, 2005 

48. YILDIZ Sare, Turhalh Mustafa Efendi'nin Hayati, Eserleri ve 
Tasavvufi Hayati, Yiiksek Lisans Tezi, Ankara Uni., Ankara, 
2006 

Makaleler 

1 . ACIKEL Ali, Tanzimat Doneminde Tokat Kazasmm 
Idari ve Niifus Yapismdaki Degi§iklikler (1839-1880) 

2. AKAR Hasan, Niksar'da Egitim Tarihine Kisa bir 
Bakis ve Niksar Riistiyesi 

295 



3 . BAYKARATuncer, Tokat Ulu Camii Uzerine Bazi Diisiinceler 

4. BAYRAMSadi, Tokat Vakiflan 

5. BE§IRLi Mehmet, XIX. Yiizyilm Ilk Yarisinda Tokat 
MevlevThanesi Ve Gelirleri lie Ilgili Sorunlar 

6. BE§IRLi Mehmet, Tokat Bakir Kalhanesinin Yonetimi (1793- 
1853) 

7. CANTAY Goniil, Tokat'ta Tip Medresesi ve §ifahanesi 

8 . CELEP Yasar, Resadiye Tarihi 

9. C AL Halit, §eyh Nasreddin (Nusrat) Tiirbesi 

10. DENIZ Rasim, Ishak bin Hasan Tokadi 

11. ERDEMIR Yasar, Tokat Yoresindeki Ahsap Camilerin 
Kulturumiizdeki Yeri 

12. ESIN Emel, Tokat, Vatan Kuran Fatihlerin Yadigan Abideler 

13. GENC Mehmet, 17.-19. Yiizyillarda Sanayi ve Ticaret 
Merkezi Olarak Tokat 

14. Ipsirli Mehmet, XVII. Asnn ortalannda Tokat §ehri 

15. KARAMAGRALI Beyhan, §eyh Meknun Tiirbesindeki 
Sgrafittolar 

16. KESKIN Mustafa, Turhal, Yesilyurt ve Sulusaray il9elerinde 
Halk Dindarhgmm bir Boyutunu Olusturan Ziyaret, Inan9 ve 
Uygulamalan 

17. KILig Arif, Zile Tarihi, gAGlLTI Ayhk Kiiltiir ve Sanat 
Dergisi, Cilt 1, Sayi 2, Mayis 1961 ve Yil II, Sayi 15, Arahk 
1962 

18. KOPRAMAN Kazim Yasar, Evliya Celebi Seyahatnamesi'ne 
Gore Tokat §ehri 

1 9. MERAL Semra-Yusuf, Zile Velileri, Zile'de Camiler, Tiirbeler, 
VelilerveEfsaneler -Istanbul/ 1991 



296 



20. OZ Gulag, Seyyit Hiiseyin Gazi ve Turbesi Cevresinde Olusan 

Kulttirel Degerler 
2 1 . SEZER Hamiyet, Yeni9eri Ocaginin Kaldrnhsinin Tasradaki 

yansimasi (1826-1827) 

22 . SIRAKAYA Omer, Hasanseyh Tarihi 

23 . UYSALA. Osman, Tokat'taki Osmanh Camileri 

24. YARDIMCI Mehmet, Zile'de Yatirlar ve Ziyaret Yerleri ile 
Ilgili Inamslar - Uygulamalar Menkibeler, Ervak 1. 
Uluslararasi Tiirk Diinyasi ve Evliyalan Kongresi Bildirileri, 
13 - 16Agustos 1998, Ankara 

25. YAZARIlyas, Ebubekir Kani ve ^iirinde mahallile^me etkisi 

26. YEDIYILDIZ Bahaeddin, Niksarh Ahi Pehlivan'in Darii's- 
Sulehasi, 

27. YUKSEL Hasan, Tokat Mevlevihanesi 

28 . ZENGIN Remzi, Tokat Mevlevihanesi Uzerine Diisiinceler 

SozlukveAnsiklopediler 

1 . Evliyalar Ansiklopedisi 

2. ALBAYRAKNurettin, Kul Himmet, TDV IslamAnsiklopedisi 

3. ALTUN Ara, Ebii'l Kasim-i Tusi Turbesi, TDV Islam 
Ansiklopedisi 

4. BILGIN Orhan, Fahreddin Iraki, TDV Islam Anasiklopedisi 

5 . E YICE Semavi, Ali Pasa Camii, TDV IslamAnsiklopedisi 

6. ULUDAG Siileyman, Bayezid-i Bistami, TDV Islam 
Ansiklopedisi 



297 



7 . YAVUZ Yusuf §evki, Mustafa Sabri Efendi, TD V Islam 
Ansiklopedisi 

8. YAZICI Tahsin, Haydariyye, TDV Islam Ansiklopedisi 



WEB 



1 . http://www.alicozukoyu.com/ 

2. www.turhalkarkinkoyu.com/ 

3. http://www.sirinturhal.com/ 

4. www.alevibektasi.org/ 

5. www.kececikoyu.org/ 

6. www.erenlerforum.org/ 

7. http://193.140.255.il/tezjic/tez.htm 

8. http://www.hubyarlilar.org/ 

9. Www.kenthaber.com 

10. www.almus.gen.tr/ 

11. http://www.hubyarvakfi.org.tr/ 

12. www.yildiztepe.com 

13. http://zile.karsiyaka.googlepages.com/ 

14. http://www.zileweb.com/ 

15. www.cihet.org/ 

16. www.erkancanakci.com/ 

17. www.sadibayram.com/ 

18. Http://www.hasanseyh.com/ 



298 



19. http://resadiye-sevgisi.blogspot.com/ 

20. www.guncali.com/ 

21. www.kenthaber.com/ 

22. www.insanbilimleri.com 

23. Www.cerkezpinarli.tr.gg/ 

24. http://tr.wikipedia.org 

25. www.kozderekoyu.com 

26. www.pecya.com 

27. Www.archive.org 



299 



300