YazarHakkinda
1951 Manisa dogumlu. 1976'da Istanbul
Universitesi Edebiyat Fakiiltesi Psikoloji
Boliimiinden mezun oldu. Ogretmen olarak
Erzurum, Karabiik, Afyon-Sandikh, Manisa-
Gordes ve Amasya-Suluova'da gorev yapti.
2005'te emekliye aynlan Abdulhalim Durma
'Evliyalar §ehri' adiyla bir kitap dizisi
hazirlamaya basladi. Elinizdeki kitaptan once
Amasya, Kastamonu, Afyonkarahisar ve
Isparta'yi yaymlayan yazarin son kitabi
Samsun ile ilgili.
Evliyalar § e h r i
Tokat
Yayma Hazirlayan
Abdulhalim Durma
Amasya-2010
ISBN
978-9944-0466-4-0
DIZGi
Abdulhalim Durma
Kapak Tasanmi
Abdulhalim Durma
Baski Yeri ve Yih
Yenigiin Matbaacihk San. Tic. Ltd. Sti. Turgut Ozal Bulvan
No. 53/1
Iskitler/Ankara
Tel-: 0312 384 61 83-84
2010
Bu kitabm biitun haklan Abdulhalim Durma'ya aittir. Hicbir
§ekilde kopyalanamaz, cogaltilamaz ve yayimlanamaz.
Kaynak gosterilmek §arti ile almti yapilabilir.
1000 adet basilmi§tir.
Mukaddime
"Ho^geldiniz! Safalar getirdiniz. Gelmekle ne iyi ettiniz. Buyurun,
istediginiz kadar kahn"
Kapisinda sizi boyle kar^ilayan zaviyenin varolii? sirn, her daim
canlihgim koruyan ve siirdiiren, mebdei yaratici olan miijdenin, hayata
anlamkazandiran gerceginde gizlidir.
Muhtelif yerlerde kabirleri bulunan Arap sava^cilanndan sonra bir
evliya gibi turbesi asirlarca ziyaret edilen Melik Gazi, Niksar'da,
Anadolu topraklanna Miisliiman Turk kimliginin kuvvetli izlerini
birakan bir tarihin ba^langicini olu^turur. Oram hayati nerede efsaneye
biiriinur hangi noktadan itibaren menkibele§iir, ayirt etmek zordur.
Bayezid Bestami'nin torunlan Zile'nin hudutlanna sigmaz,
Anadolu'ya mal olur manevi mimarlar silsilesinde. Yazmiij oldugu
eserini kizina ithaf ederken, toplumun maneviyatinin kadinlann ruhen
yiikselmelerine bagh oldugunu soyleyen Muharrem Efendi'nin cocuklan
da sirtlarinda ta^idigi kutsal emanetle, babalannin izini takip eder.
§ehrin mazisinde ini§ cikii-ilanyla hayatin mutmain olmu§ insanmin
hikayesi yazihdir adeta.
Eski zaman seyyahlanmn yolu buraya diistiigunde, sehrin kurucu
sakinleri ile kaynasrp bir biitiin olusturdugunu nedense goz ardi
edercesine, toprak damh evlerin yerine kiremit ortiilii 9atilan, gelismis
sanayii, Rumlan, Ermenileri ve Yahudileriyle kiliseleri gormiis. Halbuki
Evliya £elebi'nin adeta medhiye kaleme aldigi sehir, sanki Osmanhmn
bir kii^iik ornegidir. Ilgi 9ekicidir ki, asirlarca Ermenisi, Rumu, Yahudisi
ile bir arada yasayan Miislumanin gaynmiislim komsusunda seccade
bulunur misafirperverlik geregi. Farkh dine mensup olsalar da, direkler
arasinda katildiklari Ramazan geceleri eglencelerine renk verir
Miisliiman olmayanlar. Ve 90k sonralan, iltifat etmezlerbaska yerlerdeki
soydaslannm milliyet9ilik ihtiraslanna bu Rumlar, Ermeniler.
Tasavvuf tarihinin onemli simalarma kucak a9an sehir, sadece Siinni
inanci degil, Ke9eci Baba'dan Hubyar Sultan'a kadar Alevi inancinin her
9esidini de bunyesinde banndiran zengin bir kiiltiirel 9e§ne sahiptir.
Ge9mi§in ticari ve kiiltiirel zengini olan §ehir, bugiin hayalinde eski
ihtisamrm anyor mu, bilinmez. Oysa, bu hayalin hi9 de uzak olmadigini
tarihi mirasi serer gozler oniine.
Ister bir sokak arasindaki kiremit 9atih evinde otursun ister modern
hayatin sartlan i9inde giinlerini yasasin, iste o eski sehrin insam, arada
bir muhayyilesinde atalanmn hayatla ortiisen bakisimn gizemini
muhafaza eder.
Soz gelir dayamr sonunda, zamana meydan okuyan tasin dilinde
ifadesini bulur. §ehrin kimligini aksettiren bir kitabe de soyledir. "Diinya
ge9ici ve degersizdir. Eweli limit ve sonu da oliimdiir. Elimizde
olmayarak Diinyaya geldik, orada saskin bir sekilde konakladik, ve
istemeye istemeye oradan aynldik."
iCINDEKILER
Tokat Evliyalari
12.asir.....l
13.asir.....4
14.asir 15
15.asir 22
16.asir 27
17.asir 38
18.asir 46
19.asir 47
20.asir 55
Ve Digerleri 59
Almus Evliyalari 71
Artova Evliyalari 90
Ba§9iftlik Evliyalari 93
Erbaa Evliyalari 94
Niksar Evliyalari 116
Pazar Evliyalari 136
Re§adiye Evliyalari 140
Sulusaray Evliyalari 148
Turhal Evliyalari 153
Ye§ilyurt Evliyalari 177
ZileEvliyalar.....l80
Tokat'ta Tarikatlar
Tokat'ta Alevilik 248
Tokat'ta Halvetilik 249
Tokat'ta Haydarilik 252
Tokat'ta Kadirilik 255
Tokat'ta Mevlevilik 256
Tokat'ta Rufailik 278
Degerlendirme 279
Yerindeksi 280
Isim Indeksi 283
Kaynak?a 290
TOKAT
EVLIYALARI
12. gtetr
^^^^^ okat'in Turk devrinde ortaya cikan bir iskan yen oldugu
I kabul edilir (1). Yal9in bir tepenin iizerinde 90k eskilerden
^••^ beri bulunan kale, tehlikeli durumlarda yore insani i9in
muhtemelen bir siginak vazifesi gormektedir. Bolgeye 1140'lara kadar
Bizans akinlan eksik olmaz. Emniyet kesinlesince, sulh ve siikun
devri de ba^lar. Boylece halkin kale i9inde oturmasina gerek
kalmaz. Kaleye yakin ve arazinin elverdigi alanlarda yeni iskan
baslar. Tabiatiyle Cuma namazlannin kihnabilmesi i9in insa edilen Ulu
Cami'nin yerinin bu yeni iskan sahasinda olmasi gerekir. XII. yiizyila
tarihlenen yapinin yeri, sehir sahasina girmekle birlikte sehrin belki tam
ortasi degildir, fakat kale sahasi da soz konusu olunca bu iki sahanin
ortasinda bir yer isgal eder. Burasi hem kale hem de sehir ile irtibat
kurabilir. Ulu Cami kaleye giden yolda olup kalenin ana giris kapisina
da yakindir. Boylece kaledekiler kolayhkla buraya inebilecegi gibi yeni
iskan sahasinda bulunan halk da rahathkla burada toplanabilir. Ustelik
Danismendliler tarafindan insa edilmis olan Yagibasan Medresesi, Ulu
Cami'den daha disandadir. Bu durumda 90k daha sonra temelleri
iizerine yeniden insa edilen Ulu Cami'nin bu medreseden daha erken
tarihte yapilmis olmasi icap eder.
Son derece sade olan Garipler Camii Pazarcik Mahallesinde
olup Yesil Minareli diye de anihr. SeyyidAliPasa'ninvakfiyesinden
( 1 ) B AYKARA Tuncer, Tokat Ulu Camii iizerine Bazi Dtisunceler
MelikGazi (1086-1 104) tarafindan yaptmlmis oldugu anlasilan
yapi Danismendlilerden giinumiize gelen en eskiyapiolarakkabul
edilir(2). Sonraki bir 90k yapiya prototip teskil eden caminin, sag
alt kosesinde yeralanl333 tarihli kitabeden mihrabinin yenilenmis
oldugu anlasihyor.
Cepe9evre hiicreler ile yuvarlak planda goziiken Yagibasan
Medresesi, kubbenin tepesindeki a9ikhk ilavesi ile biiyiik 9apta bir
Turk otagina benzetilir (3). Barth'in 1858'de ve Gabriel'in
1930'dakiziyaretleri sirasinda Tokat Yagibasan Medresesi han ve
muhacir bannagi idi. Bu esnada, medresenin ortasinda bulunan ve
dallari kubbenin a9ikhgina kadar yiikselen biraga9 buluninaktaydi.
Emel Esin'in ziyareti sirasinda ise, aga9 yok olmus, medrese daha da
harap hale diismiis ve koylerden getirilen satihk hayvan siiriilerine
agil olarak kullanilmakta idi. Yakin tarihte bir sure demirhane, daha
sonra tas deposu olarak kullanilmis olan medresenin on
cephesindeki boliimler diikkan, diger kisimlar ise depo olarak
kullanilmakta idi. Nizameddin Yagibasan'in banisi oldugu yapinin (4),
1247'de Giyaseddin Keyhusrev'in oglu II. Izzeddin Keykavus
doneminde onanlmis oldugu tamir kitabesinden
anlasilmaktadir. Vakiflar Genel Mudiirliigii arsivindeki Hurufat
Defterlerinde, H. 1103-1234 yillan arasindaki kayitlarda medreseye,
tiirbesine ve mescidine degisik tarihlerde atanan muderris, imam
gibi gorevlilerden bahsedilirken, yapinin konumuna dair bilgiler de
(2) AKSULU Behiye Isik, Fetihten Osmanh Donemine kadar Tokat
§ehri Anitlan, Doktora Tezi, Gazi Uni., Ankara, 1994
(3) ESIN Emel, Tokat, Vatan Kuran Fatihlerin Yadigan
(4) Tokat Yagibasan Medresesi, Niksar Yagibasan Medresesi, Amasya
bulunmaktadir. Bu bilgilerden yapinm, XVIII. yiizyihn ortalannda
islevini siirdiirmekte oldugu goriiliir. 1 898 Salnamesinde yapinm banisi
olarak Yagibasan'in ismi yaninda Ali Pasa'nin da admin yer almasi, 16.
yiizyilda medresenin, kendi adiyla anilan caminin bah9esindeki
tiirbesinde medfun bulunan Ali Pasa tarafindan tamir ettirilmis oldugunu
gosteriyor. 1899 yilma ait Salname-i Maarif-i Nezaret-i Umumiye'ye
gore ise kirk talebesi ile faal durumda olan medresenin miiderrisi Ahmed
Efendi'dir (5) ve onceki yila gore ogrenci sayisi ile miiderriste herhangi
bir degisiklik olmamistir. Medresenin vakif gelirleri arasinda, bazi
koylerin malikane hisseleri, Sultan Hamami'mn geliri, diikkan gelirleri,
bahce geliri mevcut olup, imam, muid, muezzin, terras, tiirbehan, canken
gibi gorevlileri bulunur. Medresede ogrenim i9in giinde 40 ak9e
aynlmistir.
Giiniimiizde hafriyat neticesinde butuniiyle ortaya 9ikanlmis olan
Yagibasan Medresesi restore edilmis ve 9evre diizenlemesi yapilrmstir.
CemalBaglan altinda, Aksulrmagina uzanan Beybagi
Mahallesi'nde, tepenin iizerinde kendi adim tasiyan mezarhkta yatan
Alp Gazi, 1167 yihnda hiikiimdarolan ve az siiren hiikiimdarhgi
zamamnda "Melik-i miicahite biil mahamit" diye anilan Cemal
Gazi'den baskasi degildir. Danismendli hukumdarlanndan
Yagibasan Hani, Sivas'ta Yagibasan Hankahi, kaynaklardan tespit
edilebilmis giiniimuze gelen ve gelemeyen eserlerinden bir kismidir.
Onun donemine tarihlenen Niksar Ulu Camii'nin bizzat tarafindan
yaptinlmis olmasi gerektigi ileri siiriiliir.
(5) KESKIN Yahya Mustafa, XX. Yiizyilda Tokat'in Sosyal ve Kiiltiirel
Yapisi, Doktora Tezi, Inonii Uni., 1 996
Nizameddin Yagibasan'in ogludur. Halk arasinda Cemal Gazi'nin
hiikumdar oldugu, Cemal Baglanm ihya ettigi, Aksu Irmagmi bugunku
yerine getirdigi ve bir saray yaptirdigi soylenir. Eskiden, basi agnyanlar,
burada dua ederek, baslannin uzerine yuvarlak bir ta§i kaldinrlardi.
Cocugu olmayan kadinlar tarafindan da burasi ziyaret edilirdi.
13. gtetr
snn ikinci yansinda Selguklu devlet adami Pervane Muiniiddin
Siileyman (6. 1277) uzun siire Ibn Arabi'nin halifesi Sadreddin
'Konevi'ye talebe olur ve boylece fikirlerinden etkilendigi
Ekberiyye mektebini himaye eder. Ongoren'in 9ali5masindan (6),
Sadreddin Konevi'nin talebelerinden Miieyyidiiddin Cendi, Saidiiddin
Fergani ve Fahreddin Iraki'nin, Pervane Suleyman'm Tokat'ta adlanna
yaptirdigi medrese ve tekke vesilesiyle bu f-iehre yerle§mi§ olduklanni
ogreniriz.
Uzerinde Dani§mendli ve Sel9uklu eserlerinin yer aldigi
Tokat'in en eski caddesi olarak bilinen Sulusokak'ta bulunan Ali Tusi
Tiirbesi, Ebu'l Kasim bin Ali el Tusi tarafindan 1233 yihnda kendisi
icin yaptinlmistir (7). Ebii'l Kasim, Kayseri'deki Haci K1I19 Camii
veMedresesi'nin banisive I.AlaeddinKeykubat'in veziri olup heniiz
(6) ONGOREN Resat, XVI. Asirda Anadolu'da Tasavvuf, Doktora Tezi,
Marmara Uni., 1996
(7) ALTUN Ara, Ebii'l Kasim-i Tusi Tiirbesi, TDV IslamAnsiklopedisi
hayatta iken Tokat'taki tiirbesini insa ettirir. Halk arasinda Ali Tusi
Tiirbesi diye anilmakla beraber bu ismin turbede yatan sahsin babasina
ait oldugu kitabeden anlasilmaktadir. Tiirbe kesme ve moloz tartan
yapilmis olup, kare planhdir. Uzeri tromplu i(;ten kubbe distan da konik
bir kiilah ile ortiilmustiir. Sonraki yillarda yikilan bu kiilahin yerine ahsap
bir 9ati yapilmistir. Tiirbenin iki yiiziinde sivri alinhkh dikdortgen
9er9eve i9erisine ahnmis, bir yiiziinde yan yana iki, diger yiiziinde de tek
penceresi bulunmaktadir. Bu pencereler mozaik 9ini ahnhkhdir. Bu
ahnhklarda turkuaz, mor ve lacivert renkli 9ini desenler goriilmektedir.
Aynca pencerelerin iist boliimiinde san zemin iizerine mavi renkte kufi
yazi ile Kur'an-i Kerim'den ahnmis iki ayet yazihdir. Tiirbenin
kuzeydogu kosesinde yer alan 9esmenin de yapiyla birlikte insa edildigi
anlasihyor.
Cami-i Kebir Mahallesi'nde bulunan Sefer Pa§a Tiirbesi ve
yamndaki mescit, Ebubekir bin Lokman tarafindan 1251 yihnda
yaptinlmistir. Halk arasinda Komlekli Baba ismi ile anilan bu turbede
kimlerin gomiilii oldugu kitabesi olmadigindan anlasilamamistir. Bazi
iddialara gore de tiirbenin Sefer Baba'ya ait oldugu soylenmektedir.
Tiirbe kesme tastan yapilmis olup, kare planhdir. Uzeri piramidal bir
kiilah ile ortiilmiistiir. Hurufat defterlerinde, Sefer Pasa Merkadi
olarak anilan yapiya gorevli tayinleri ile ilgili XVIII. yiizyila ait
kayitlar bulunmaktadir (8). Bugiin Sefer Pasa olarak bilinen tiirbenin
bu isimle anilmasimn alakasi, 1651-1652 yillannda eski Kasaphane
(8) B. I. Aksulu, a.g.e.
Cesmesini yaptiran Sefer Bese bin Mustafa'nin buraya gomiilmesiyle
a9iklanabilmektedir.
"Selatin-i selef binasi olup, metanet iizere kargir bina edilmis bir
medrese-i ranadir. Lakin Vani nam birisi mesayih ziimresinden ge9inip
bu medrese-i kadim-i darii'1-ilmi is ederek, emr-i padisahiyle tekke
etmistir. Kubbesinin ortasi acik olup, zemininde bir havz-i murabba'i
vardir."
Bugiin Meydan Mahallesinde, Gaziosmanpasa Bulvan iizerindeki
Gok Medrese diye amlan ve Evliya Celebi'nin yukanda tasvir etmis
oldugu yapi, Pervane Medresesi, Kirkkizlar Medresesi, Dariissifa,
Bimarhane Tekkesi, Vani Tekkesi olarak da adlandmlmaktadir. Yapi
grubu, onanlmis olan Gok Medrese, bitisigindeki kazi sonrasi ortaya
9ikan bir yapi kahntisi ve bu yapimn bati ucunda yer alan tiirbeden
olusmaktadir. Miize olarak islev goren bu yapi grubu, bugunku zemin
seviyesinden 3.70 m. asagidakalmistir. Pervane Muineddin Siileyman'in
ihanet S11911 ile Ilhanh hiikiimdari Abaka Han tarafindan 2 Agustos 1277
giinii Van Aladag'inda idami iizerine, yapimn kizi veya yakin bir adami
tarafindan tamamlandigi, ancak Mogollann kendilerine ihanet etmis
olan Muineddin Pervane'nin adini lanetlemek i9in, NiksarUlu Camii'nde
oldugu gibi, kitabelige isim yazdinlmamis oldugu muhtemel
goziikmektedir. Vekalet arsivinde 18. ve 19. yuzyillarda yapimn
dariissifa olarak kullanildigina dair kayitlar oldugu gibi, Pervane Bey
Dariissifasi olarak da adi ge9mektedir.
1839 yilma kadar sifahane olarak kullamldigini kayitlardan
ogrendigimiz yapimn, 1899 yilina ait Salname-i Maarif-i Nezaret-i
Umumiye'ye gore, 62 ogrencisi bulunmakta olup miidemsi Omer
Efendi'dir (9). 1911 yilmda terk edilmis bir durumda oldugunu
ogrendigimiz yapinin tekrar kullamma a9ilmasi 1925 yilmda yapilan
onanmlarla ba^lar. 1 955-56'da miize kullammrna verilen yapinin list kat
odalannin zeminine beton dokiiliir ve bu arada 9ati onanmi yapihr. 1972-
73 'de 9ati onanmi, 1974-75'de alt kat odalannin restorasyonu yapihr.
1975-77'de giiney, bati ve kuzey cephesine drenaj a9ihr ve istinat duvan
oriiliir.
1811 tarihli bir kayitta, " Vakfiye Medrese-i Pervana Bey ki, Gok
Medrese denmekle meshurdur, Dariissifasi ve Dariissiilehasi var imis",
denmektedir. Halil Ethem'in dariissifamn medresenin yaninda olduguna
dair verdigi bilgi de degerlendirildiginde, G. Cantay'in one siirdiigu gibi,
burada medrese ve dariissifadan miitesekkil bir kompleksin varhgi ile
karsilasihr(lO).
Evliya Celebi'nin medresenin tekkeye 9evrildigine dair
verdigi bilgi ise, yapi grubunun birka9 donem degisiklige
ugradigi ve esas itibariyle Gok Medrese'den degil bitisik
yapidan bahsettigi kanisim uyandirmistir. Gok Medrese'den once
yapilmis tek kath bir yapi oldugu, yapi kahntisindan kismen
faydalamlarak medresenin insa edildigi, bir donem birlikte, kahntinin
on kismina yapilan eklerle sifahane ve digerinin tip medresesi olarak
kullamldigi, daha sonra sifahane islevini medresenin yiiklendigi ve
(9) Y. M. KESKIN, a.g.e.
(10) CANTAY Goniil, Tokat'ta Tip Medresesi ve §ifahanesi
yandaki bolumun bir sure sonra bazi degisikliklerle tekke islevine
doniistiigu, kuzey-bati kosesindeki tiirbenin kubbe bi9im ve gecis
elemanlannm ozelligi goz online ahnarak XIV. yiizyihn basinda
eklendigi ihtiyatkaydiyla soylenebilir.
Bas eyvanin kuzeyindeki mekan, medreseyi yaptiran Pervane
Muiniddin Siileyman'in aile mezarhgi olup, halk arasinda "Kirkkizlar
Tiirbesi" olarak da bilinmektedir. Efsane degerinde baska kimlikler de
yiiklenen yirmi sandukah mezar odasi miize teshirine tabii bir zenginlik
katmaktadir. Miijgan U9er, halkin Kirk Kizlar Medresesi diye de
isimlendirdigi bu eserde, kapi girisinin sag ilerdeki odalannda kirk kizin
ikiser ikiser mezarlarda yattigi soylenir, der (11). Inanisa gore, bunlar
Dariissifa'da 9ahsan veya hasta kizlann ayni zamanda olmeleri sebebiyle
buraya gomiilmiislerdir. Eskiden bogmaca ve oksiiriik olan 90cuklann
getirildigi ve kapisindan i9eri 'Hemecik' denilen bir yapma bebegin
atildigi anlatihr.
Hiikiimet Meydamnda, Ali Pasa Camii'nin dogusunda yer alan
Ebii'l §ems Hangahi'mn banisi Hiiseyin oglu Ebu's §ems'dir. Vezir
Ahmet Pasa Mescidi ve Tiirbesi adiyla da anilanyapi 1288 yihndainsa
edilmistir. 1989 yihnda restorasyonu tamamlanan zaviye, bugiin mescit
olarak kullanilmakta olup tiirbe kisminda bes adet sanduka mevcuttur.
Vakiflar Genel Miidiirliigii arsivlerinde yer alan 1696-1828 tarihleri
arasindaki Hurufat defterlerinde onbes kayitta Vezir Ahmet Pasa
Zaviyesine seyh, zaviye i9indeki mescide de imam tayini ile ilgili bilgiler
mevcuttur.
(11) U£ER Miijgan, Tokat Efsaneleri, Inanislan
8
1293 tarihli vakfiyesine 1301'de ek yapilmis olarak giiniimiize
ulasan hangahin vakifi el-emirii'l azam Semseddin Ebu's-Sems b. el-
Hiiseyin, Yas Meydan'da, bitisiginde seyh ve bevvabin oturmasi icin
yapilmis evlerle birlikte bir hangah ve tiirbe yaptinr (12). Bu vakfiye
Tokat sehrine ait ilk vakfiye olmasi ve bir hangahin isleyisi hakkinda
detayh bilgi vermesi bakimindan onemlidir.
Ahmed Pasa'nin hangahi tamir ettirmis veya ilavelerde bulunmus
olabilecegi i9in, yapinin Vezir Ahmed Pasa Hangahi olarak anilmasina
sebep oldugu tahmin edilebilir.
Tokat Meydan Mahallesi'nde, Emniyet Mudiirlugu'nun arkasinda
bulunan Halef Gazi Hangahi'mn giri§ kapisi uzerindeki kitabesinden
ogrenildigine gore, Sultan Mesud'un birinci hiikiimetinde, IV. Kihc
Aslan'in kizi Huand Hatun veya diger deyisle Hiidavent Hatun'un
hizmetinde bulunan Halef bin Siileyman tarafindan 1291 yihnda Buka
olarak yaptinlmistir. Osmanh doneminde de dergah ve tiirbe olarak
kullamlmis olan yapinin portal kitabesi Ziimer Suresinden,
"..Hos geldiniz, Safalar getirdiniz. Gelmekle ne iyi ettiniz. Buyurun,
istediginiz kadar kalin!..", ayetleri ile basilar.
Kareye yakin dikdortgen planh olarak di§ cephe koseleri
kesme tartan diger kisimlan moloz tartan yapilan zaviye, mescit, tiirbe
ve dervis hiicrelerinden meydana gelmistir. Bu bolumlerin iizerini
orten kubbeler tugla ile orulmiistur. Giris kapisindan iki kubbeli odaya
(12) KUCUR Sadi, Sivas, Tokat ve Amasya'da Selcuklu ve Beylikler
Devri Vakiflan, Doktora Tezi, Marmara Uni., Istanbul, 1993
getjilmektedir. Albert Gabriel bunlardan biiyuk olanmin toplanti odasi,
digerinin de dervislere ait oldugunu ileri surer.
Zaviyenin bati cephesinde ikisi buyuk biri kiiciik olmak iizere 119
penceresi bulunmaktadir. Bu pencerelerden biri mescide, ikisi de tiirbeye
a9ilmaktadir. Mescide a9ilan pencerenin iizerine Sel9uklu sulusu ile bir
Ayet-i Kerime, tiirbe penceresi iizerindeki mermer kitabeye de Besmele
ile Ayet'el Kiirsi yazilmistir. Yapi 1949 yihnda sel baskini sirasinda
harap olmus ve uzun siire moloz ve toprak altinda kalmistir (1 3).
1526 tarihli Defter-i Evkaf kaydindan ( 1 4), Tokat'a bagh birka9
koyiin malikane hissesi ile yoncahk kira gelirinin zaviyeye
vakfedilmis oldugunu goriiriiz. Burada, sofiler, seyh ve hafizlar kahp,
miibarek gecelerde helva pisirip kendileri ve fakirler yerlerdi. Ancak
buusul istenmedigi i9in vakfiye kaybedilip kadilardan cihetalma
yoluna gidilmistir. Buna gore cabiye, miitevelliye ve mesihate ii9er
ak9e aynlmis, bazi sahislar hangahin evkafini zabt etmislerdir. Kendi
kendilerine, bir mud gaile ile bazen iki bazen dort hafiz tayin etmekte
idiler. Vakfm isleri onlann istedigi sekilde yiiriirken bir muhamr gelip
vakfin vakfiyesini istemis, fakat vakfiye bulunamamistir. Bunun
iizerine adi ge9en 119 sahis kendiliklerinden bir tevziname yazip
muharrire vermislerdir. Buna gore miiezzine vazife (maas) tayin
(13) www.kenthaber.com
(14) TJSTEK Fatma, Tokat Merkez Kazasi Vakif Kayitlan : H. 984
(M.1576) tarihli Defter-i Evkaf, Yiiksek Lisans Tezi, Gazifjni.,
Ankara, 1985
10
edilmi§, fakat imama tahsiste bulunulmami§tir. Vilayetin ileri gelenleri
bu durumdan haberdar olunca onlann giri^imleriyle vakfin durumunda
bir takim degi^meler olmu§tur. Yeni duzenlemeye gore hangahda sofiler
ve §eyh oturmayacaktir. Hangah da hangah olarak i^levini yitirmi§tir. Bu
sebeple gelen gidenin ugrak yeri olacaktir. Yine bu duzenlemeye gore
mutevelliye, cabiye, §eyhe, miiezzine ve iki hafiza birer ak9e
verilecektir. Berat ve Kandil gecelerinde helva ile ce^itli yiyecekler
pi§irilip hangahta bulunan ki§iler toplamp yiyeceklerdir. Bunlardan arta
kalan, §eyh tarafindan, hangahagelip gidenlere verilecektir.
Vakiflar Genel Mudiirliigii ar^ivindeki Hurufat defterlerinde
1691-1827 tarihleri arasinda yer alan yirmi adet kayitta, yapinin, mescit,
tiirbe ve zaviyesine, mutevelli tayini ve imam atanmasina dair bilgileri
bulunur (15). Buradan, yaprmn o tarihlerde i^levini yogun bir §ekilde
surdiirdugunu anlamak mumkiindiir.
Evliya Celebi'nin Seyahatname'sinde, " Sehrin §imalinde a§agi
bag ve bah9eler icre Siinbullii Baba Tekkesi Haci Bayram Veli 911-agi
Siinbulllu Sultan burada sakin olup, ta kefere asnndan beri ulu bir
asitandir. Safi dut ve bid-i ser nigun ve enva-i diraht-i semeredar ile
miizeyyen bir tekke-i irem-izate'l imaddir.", diyerek bahsettigi Siinbiil
Baba hakkinda §unlan ilave eder. "Ebniye-i keramat sei"9e§me-i
dervi^an yani (Siinbullii Baba Sultan) bi'z-zat Haci Bektaf-i Veli bu
§ehre kadem basup Ertugrul tarafina gitdiklerinde bu Siinbullii
Baba'yi postlanna koyup gitmi^lerdi. Bu da Gazi Hiidavendigar
(15) B. I.AKSULU, a.g.e.
11
Asrmda intikal etmis, sahrah iizere dut aga9h bag9e i9re tekyegah ve
mesirede medfundur ki halen nazargah-i erbab-i feyz-i dildiir."
Gazi Osman Pasa Caddesi iizerinde bulunan Siimbiil Baba
Zaviyesi'ni ve yanindaki tiirbeyi Muiniiddin Pervane'nin kizi
Safiyeddin'in bagislanmis kolesi olan Haci Siimbul'un 1292 tarihinde
Sultan II. Mesut zamanmda yaptirrms oldugu Sel9uklu siiliisii ile yazih
kitabesinden anlasilmaktadir. Kesme ve moloz tartan yapilan tiirbe, kare
planh olup, iizeri kubbe ile ortiiludur. Giris kapisi son derece
gosterislidir. Mavi renkli mermerlerden yapilmis, stalaktitli bir bordiir
portalin 9evresini kusatmaktadrr. Bu kapidan biri kubbeli ders verilen
mekan olmak iizere iki boliime girilmektedir.
1 526 tarihli Defter-i Evkaf kaydindan (16), Tokat ve Zile'ye bagh
birka9 koyiin malikane hissesi ile bah9e gelirinin zaviyeye vakfedilmis
oldugunu goriiriiz. 1325 tarihli vakfiyesinin 1711 ve 1712 yillannda
deftere kaydedilmis iki sureti bulunur. Vakfin geliri mescide, kalani da
fakirlere harcanacaktir.
Siimbiil Baba Zaviyesi restore edilmis olup, bugiin plastik
ayakkabi ve 9izme deposu olarak kullanilmaktadir.
Turhal'dan Tokat'a giriste, Yesihrmak nehrinin kiyisinda yer
alan Seyh Meknun Zaviyesi'nin kitabesi mevcut olmadigi i9in
yapim tarihi ve banisi hakkinda bilgi edinemiyoruz. Ancak tescil
fislerinde zaviyenin 13.yiizyilda, Sultan Giyaseddin Mesud
doneminde yapildigina dair bir kayda rastlanmistir. Birka9
Koyiin malikane hissesi, Biiyiik Koprii
(16) F. USTEK, a.g.e.
12
yakinlanndaki degirmenin geliri, bostanlann ican, Pamuk Dikiciler
(^arsisinda yer alan dukkamn kirasi vakfin gelirlerini teskil eder.
1526 tarihli Defter-i Evkaf kaydindan (17), zaviyenin vakfiyesine
kayith olan vakiflann zamanla azaldigi, kayboldugu, kalan vakiflann
mahsuliinden berat ile giinde iki ak9e Emir Abdullah §eyh'e, giinde bir
bu9uk ak9e ve senede 119 mud gaile Haydar isimli kisiye, tahsildara ve
tiirbehana olmak iizere verildigi anlasihyor. Bali adh kisi giinde bir ak9e
ile miitevelli, Mehmed adh kisi de senede 120 ak9e ile ciizhan
olmuslardrr. Bu durumda zaviyeye gelen gidene verilecek bir sey
kalmarmstir. Vakifin sartnamesine tamarmyla uymak imkam yoktur. Bu
nedenle seyhe her sabah Yasin ve ikindi vakitlerinde Amme Suresi
okumak sartiyle giinde iki ak9e aynlrmstir. Miitevelliye giinde bir ak9e,
cabiye (tahsildara) senede 120 ak9e ve iki hafiza senede 125'er ak9e
verilmektedir. Bunlardan arta kalan ise zaviyeye gelen gidenlerin
masrafina harcanmaktadir.
Karamagrah §eyh Meknun Zaviyesini tarikatim bilemedigimiz
zaviyelerden biri olarak sayar (18). Tiirbe, zaviye ve mescitten olusan
yapi halk arasinda A9ikbas Tiirbesi olarak adlandmhr. Tiirbe duvannda
yer alan 9izimlerdeki bir figiiriin Hz. Ali'yi veya ona bagh bir veli
yahutbir seyhi temsil ettigi ileri siiriiliir. Digerbir9izimise, Alevilik
ile Siinniligin arasim bulmaya 9ahsan §eyh §ehabeddin Siihreverdi'nin
Sahip AtaFahreddin tarafindan yaptinldigi soylenen Bagdat'taki
tiirbesine aittir. Karamagrah su tahminde bulunur.
(17)F.USTEK,a.g.e.
(18) KARAMAGRALI Beyhan, §eyh Meknun Tiirbesindeki
Sgrafittolar
13
Anadolu'nun 9esitli yerlerinde XIV-XV. yiizyillarda goriilen §eyh
§ehabeddin Tiirbesi sgrafittolanna ve geyikli figure dayanarak §eyh
Meknun Zaviyesinin Alevi-Siinni akidelerine uyan kimselerin
toplandiklan bir yapi oldugu ve Siihreverdiyeligin bu tarihler arasinda
genis bir alana yayildigi, tiirbe ve zaviyenin de bu tarikata mensup
kimselerce kullamldigidir.
Bir ara kopek bannagi olarak kullanilan zaviye bugiin 9evre
diizenlemesi ile birlikte restore edilmis vaziyettedir.
Haydarilik, XIII. yuzyilda Anadolu'da en faal heterodoks
tarikatlardan biri olmus, Sel?uklular ve Osmanhlar devrinde
Babailer isyanina katilmalan, Bektasiligin tesekkiiliindeki etkileri
gibi 90k onemli roller oynamislardir. Zira Mogol istilasi ve
sonrasinda Anadolu'ya gelen biitiin bu ziimreler i9erisinde biiyiik
90gunlugu Haydariler olusturmaktadir. Tokat'ta Hizir Ilyashk adh
kopriiniin (bugiinkii adi Hidirhk Kopriisii) yakininda kurulan Tokat
Haydarhane Zaviyesi'nin, XIII. yuzyilda Anadolu'da olduk9a fazla
sayida bulunan, donemin siyasi-dini olaylannda etkin bir rol oynayan
Haydariye tarikati mensuplanna ait oldugu anlasilmaktadir (19).
Osmanh Devleti'nin son donemlerine kadar, uzun siire varhgini
devam ettirmis ve bu siire i9erisinde vakif, gelir kaynaklan
olan koylerini, tarla ve baglari kendi biinyesinde
muhafaza edebilmistir.Sahibi oldugu bu miilkleri
kiraya vererek temin ettigi gelirler ile varhgini
(19) YAROGLU Aytekin, Tokat Haydarhane Vakfi, Cumhuriyet Uni.,
Sivas, 2006
14
devam ettirmistir. Tokat'ta Hidirhk Kopriisii yakimnda, bu vakfa ait
herhangi bir yapi giiniimiize kadar ulasmamistir.
Mehmet Pasa Mahallesi Et Dere onii sokagi iizerindeki kitabesi
olmayan Murat Sevdakar Tiirbesi'ni sahip oldugu ozellikler dikkate
almarak XIII. yiizyil sonlanna tarihlemek mumkiindur. Bir Sel9uklu
yapisi olan tiirbe halk arasinda Sevda Tekkesi olarak bilinir ve buraya
Hacet Murat da denilir. Dileginin olmasini isteyenler tarafindan 119
Persembe veya yedi Persembe ziyaret edilir.
Yiizyilin sonlanna tarihlenen ve senelerce govdesinin yandan
fazlasi toprak altinda kaldiktan sonra iki binli yillann baslannda restore
edilerek giin yuzune 9ikanlan Bulgac Hatun Tiirbesi, Bibi Hatun, Dudu
Hatun adlanyla da anilmakta olup Ali Pasa Camii avlusunun giiney
dogusunda yer almaktadir.
I4.&£tr
^tf ulusokak'taki Pasa Hani yaninda bulunan Alaca Mescit, III,
w^ Keykubad doneminde defterdar Abdiilaziz b. Ibrahim tarafindan
A^P 1301 yihnda yaptinlmistir. Akkoyunlu Uzun Hasan'in kuvvetleri
tarafindan tahrip edilen mescit, 1506 yihnda esash bir tamir goriir.
Uzerinde sadece Sel9uklu kitabesinin yer aldigi ve Sel9uklular
zamamndan kalma tugladan yapilmis orijinal minaresiyle yorenin en
dikkate deger tarihi camilerinden birini olusturnr. Mescidin bugiin avlu
Duvan uzerinde yer alan Alaca (^esme'nin kitabesinden,
1274 yilinda Karaarslan adli
15
bir sahis tarafindan hemsiresi Miirrid Hatun adina yaptmlrms oldugu
goriiliir (20). Mescit vakfi muhtelif kira gelirlerinden olusmaktadrr.
Evliya Celebi Seyahatnamesinde Alaca Mescit Tekkesi'nin
"Kadiri tarikat-i aliyyesine mahsus bir tekke olup sehir icinde olmakla
vafir hayru berekati miitekasirdir" der.
Erenler Mezarhgi girisinde, dort cephesinde yer alan kemerli
genis a9ikliklari ile baldaken tarzinda bir bicime sahip olan ve XIV.
asnn baslanna tarihlenen Erenler Tiirbesi kare planh ve kubbeli bir
yapidir. Evliya Celebi eserinde Tokat ziyaretgahlanndan soz ederken,
"Erenler Sultan nam ziyaret de hiiccac'in 9ikanlacagi yerdedir", diye
kaydeder. Inanisa gore, Erenler Tokat'a gelince ilk defa sancagrm buraya
dikmis ve sonralan aym yerde bir cami yaptirrmstir. Mezarhgin batisinda
ve bittigi yerde ocaga benzeyen minber harabesi, eskiden evlenemeyen
kizlann ziyaret yeri idi. Kiz minberin iizerine 9ikip, "minbere geldim
atildim, eve geldim satildim" diyerek kendini asagiya atar ve orada
bulunan biri kiza miisteri olur, pazarhgi yapan, kizin boynuna bir ip
takarak kendi mah imis gibi ahr gotururdii (21).
Tokat merkezinde, Sivas Caddesi iizerindeki yolun saginda
bulunan Nurettin bin Sentemur Tiirbesi, 1314 tarihli olup Ilhanhlar
donemine aittir. Kare bi9imli tiirbenin iistii piramidal olup, 119 penceresi
ve bir kapisi vardir. Kitabesinden, Mogol ricalinden
(20) KASIKEMAN Ozlem, Tokat 111 ve Niksar Il?esi ^esme ve
Sadirvanlan, Yiiksek Lisans Tezi, Gazi Uni., Ankara, 2005
(21) M.U9er,ag.m.
16
Nureddin ibni Sentemur oldugu anlasilan zatin, halk arasinda Timur'un
oglu olduguna, tiirbenin bir vali tarafindan yiktinldigina, ancak daha
sonra riiyasina girdigi i9in bu vali tarafindan tekrar yaptmldigina
inanilmaktadir (22). Tiirbe, daha 90k Sail, Persembe ve Cuma giinleri
90cugu olmayanlar, yiiriiyemeyenler ve degi§ik hastahklar i9in, sik9a
ziyaret edilmekte, tiirbenin pencereleri oniinde mumlar yakilmakta ve
dilekler dilenmektedir. Dilek yerine gelince lokma tatlisi yapihp
oradakilere dagitilmakta, ayrica pencere onlerine bulgur
birakilmaktadir.
Ahi Muhyiddin veya Abdul in u ttalip Zaviyesi ya da diger deyisle
Ziyaeddin Zaviyesi ismiyle anilan yapi, Behzad Deresine a9ilan 9ikmaz
sokakta, kare planh bir bina olup, mescit, zaviye ve tiirbeden meydana
gelen bir kiilliye teskil etmektedir (23). 1319 tarihli vakfiyesinin 191 7'de
deftere kaydedilmis bir sureti bulunmaktadir. Ilhanh hiikiimdari Ebu
Said Bahadir Han zamaninda Abdullah b. El-Muhyi tarafindan 1317
yihnda yaptinlmis olan yapinin kitabesinde su sozlerle karsilasinz.
"Diinya gecici ve degersizdir. Evveli iimit ve sonu da oliiindiir.
Elimizde olmayarak Diinyaya geldik, orada saskin bir sekilde
konakladik, ve istemeye istemeye oradan ^lktik."
Tiirbe iizerindeki kitabeden, Abdullah bin Muhyi'nin ayni sene
i9inde oldugu ve tiirbesine defnedildigi anlasihyor. Qesitli tarihlerdeki
kayitlardan hangahin adinin once Yar Ali iken sonradan Ahi Muhyiddin
oldugu ve 982'deki kayda gore de baba-ogul olduklan
(22) Hikmet Tanyu, Ankara ve (^evresinde Adak ve Adak Yerleri
(23)AKSULU,a.g.e.
17
tespit edilmektedir. Buna gore, Abdullah b. Muhyi'nin 7 1 7'de yaptirdigi
hangah ve turbeye 7 1 9'da onun adina gelirler vakfedildigi, XV. yiizyilda
ise belki de vakifin evladindan olan Yar Ali ile oglu Ahi Muhyiddin'in
ilave gelirler vakfettikleri ileri siiriilebilir (24).
Tekke halk arasinda Donen Tekke diye de anilmaktadir. i9erisinde
kitabesiz bes mezar bulunan tekke, daha 90k Persembe giinleri
satilmayan kizlar ve haylaz 90cuklar i9in ziyaret edilmektedir.
Satilmayan kizlar, kabirlerin ayak ucunda ayakta kibleye karsi durarak
119 Ihlas bir Fatiha okurlar. Inanisa gore, dilegi eger kabul olacaksa saga
(kabirlere dogru) dondiirulmektedir. Eger donmiiyorsa dilek kabul
edilmeyecek demektir. Haylaz 90cuklar kabirlerin yaninda yatinhnca
diizelecegine inanilmaktadir. Aynca, pencerelere 9aput-bez baglanmakta
ve dilek kabul olunca burada kurban kesilmektedir.
Acepsir Tiirbesi Acepsir Mahallesinde, kii9iik bir tepe iizerinde
kare planh bir yapi i9erisindedir. Tahta sandukah mezar, yesil bir ortiiyle
ortiilmustur. Mezann bas ucunda bulunan 1318 tarihli bir kitabeden,
giiney cephesinde bir 9esmenin yer aldigi (25) tiirbenin Ebu Said Han
doneminde yaptinldigi anlasilmaktadir. Tarihi sahsiyeti ile ilgili bilgimiz
olmayan bu zat hakkinda soyle bir rivayet anlatihr. Bir giin hacca giden
efendisinin canimn helva istedigi Tokat'taki usagina malum olmus.
Usak, hammindan helva yapmasini istemis, bunu aldigi gibi,
sogumadan, Beytullah'a gotiiriip efendisinin sofrasina
birakmis.Bunun iizerine sasinp kalan adamcagiz soyle demis: "Bunu
getiren bizim usak miydi, yoksa acep bir sir miydi". Iste o giinden sonra
evliyamn adi degiserek Acepsir olmus.
(24)S.KUCUR,a.g.e.
(25) O. KASIKEMAN, a.g.e.
18
Halk arasinda Basagnsi Tekkesi diye anilan tiirbe, daha 90k
Persembe gunleri, ozellikle basi agnyanlar tarafindan ziyaret edilmekte,
bu ziyaret esnasinda kabrin etrafinda 119 kez doniilmektedir. Acepsir
Efendi'nin yiizii suyu hiirmetine sifa bulduklarma inanilmaktadir.
Acepsir'in, Tokat'ta 1301 'de Diinyaya gelen ve Zile'de medfun
bulunan Seyh Edhem £elebi'nin dayisi oldugu ileri suriilur(266). Arif
K1I19, Acepsir Efendi'nin Zile'de Seyh Nusret koyiinde, kendi adiyla
anilan zaviyeyi kurmus olan Seyh Nusret'in torunu oldugunu kaydeder.
ilhanhlann biiyiik hiikumdan Ebu Said Bahadir Hanin 1318
yihnda adina cami yaptirmasindan da anlasildigina gore Acepsir
Efendinin devrin meshur velilerinden biri olmasi muhtemeldir.
Tarihlerinde ve muhtevalannda bazi farkhhklar olmasina ragmen
Osmanh devrinde Ahi Pa§a adiyla taninan zaviyeye ait oldugu anla^ilan
iki vakfiye bulunmaktadir (27). Ahi Pa§ia Zaviyesine ait olarak bilinen
1 3 64 tarihli olan ilkinin 1 924'te deftere kaydedilen bir sureti vardir. 1371
tarihli olan ikincisinin 1458'de 9ikartilmi§ bir sureti guniimuze
ulasmistir. Bu vakfiyenin vakifi Seyh Celaleddin Mehmed b. Seyh
Fethiiddin Ahmed b. Semseddin Mehmed'dir. Tokat'ta babasina nisbetle
Fethabad adiyla anilan zaviyeyi, Muslumanlann salih, fakir, miskin,
alim ve sufi olanlanndan gelip gidenlerine, Bayezid Bistami,
Sehabeddin Suhreverdi, Evhadiiddin Kirmani ve Sadreddin Konevi'nin
miiridlerine, inan9 sahibi, dini hiikiimlere uymada hassas alimlerin
gelmeleri, kalmalan ve faydalanmalan i9in ve se9kin seyh,
Seyyid, alim ve zahidden meskene muhta9 olanlanna
(26) Arif KILIQ, Zile Tarihi
(27)S.KUCUR,a.g.e.
19
Vakfetmistir. Babasinin ve akrabasimn tiirbesinde iki hafizm
bulunmasim sart kosmustur. Eger zaviye harap olup tamiri mumkiin
olmayacak hale gelirse, o zaman vakfin geliri zaviyede bulunan Hizir
Aleyhisselam Mescidinin giderlerine, o da harap olursa, gelirin tamami
fakir ve miskinlere harcanir.
Tokat'ta bir hamamin geliri, 9esitli kira gelirleri, Artukabad'a bagh
muhtelif koylerin malikane hisseleri, vakfin gelirlerini olusturur.
Tevliyet once ilk nesilde olup evlada, soyu tiikenince azadh kolesine,
bunlarm soyu tiikenince vilayetin ileri gelenlerine verilmistir.
Miitevellilik gorevi berat ile vakifin evladi olan Hamdullah'tadir. imam,
muezzin, cabi ve nakib, ferras, tabbah, tiirbehan, ve hafiza verilen
miktardan arta kalan, zaviyede bulunan fakirler ve sakinlerin yiyecegine,
miibarek gecelerde helva yapimina harcanacaktir.
Has Dagi'nm kuzey eteginde, kendi adim tasiyan mescidin
yakminda olan mezannin yeri kesin olarak belli degildir.
Halk arasinda anlatilan bir rivayete gore, Tokat Kalesi kafirlerin
elinde oldugu donemlerde, Ahi Pa§a asasiyla yerde abdest almak i9in su
ararken krahn adamlan tarafindan buradan 9ikmaya zorlamr. Bunun
iizerine Ahi Pa§a, "Git krahna soyle benimle ugra^imasin" der ve
parmagiyla krahn bulundugu tarafa dogru i§aret eder. Ahi Pa§a asasim
yere vurunca oradan biingiil biingiil bir su 9ikar. Krahn adami geri
dondtigunde krahn iki goziiniin birden kor oldugunu goriir. Ahi Pasa'nm
evliya oldugunu anlayan kral goziiniin a9ilmasi i9in Ahi Pasa'ya ricada
bulunur ve onu hamama davet eder. Orada Ahi Pasa'nm verdigi Sudan
i9en krahn iki gozii a9ihnca hamami Ahi Pasa'ya bagislar.
20
Ziyaret yeri, kismeti kapah olan kiz ve oglanlar tarafindan ragbet
gormektedir. Kismetinin a9ilmasim isteyenler, aldiklan bir kilidi
evlerinin kapilan iistiinde kilitledikten sonra, Cuma giinii cami imamina
getirirler. Soz konusu kilit, imam ya da muezzin tarafindan Cuma selasi
verilirken minarede a9ildigi takdirde, kismetlerin a9ilacagina
inamlmaktadir. Aynca, buradaki su kutsal kabul edilmekte, §ifa i9in
i9ilmekte ve bununla banyo edilmektedir.
1373 tarihli vakfiyesinin 1538yihnda9ikartilansuretinden 1885'te
fermanla deftere bir sureti kaydedilen Ahi Evran Zaviye'sinin vakifi,
Taceddin el-Hac Ahmed b. Sadreddin Siileyman'dir. Sultan Hamami'mn
yamnda alim, salih, takva ehli, miicavir ve gelip giden misafirler i9in
zaviye olmak iizere yaptinlan 'dar' ile mescit yikihrsa, gelirin tamarm
Miisliiman fakir ve miskinlere vakfedilmistir. Vakif, tevliyet gorevini
kendisinden sonra kardesinin evladimn salih olamna, sonra da merhum
Ahi Evran ashabindan olup zaviyede hizmet eden kimseye sart
kosmustur. Bu kayit, zaviyenin Ahi Evran adim almasimn sebebini
a9iklar.
Fiitiivvet ashabmin iftihan, feta ehlinin efendisi Kemaleddin Ahi
Kamil, Ahi Dayi diye meshur olan babasi Taceddin Ibrahim Zeyniiddin
Tuli'ye ait Tokat sehrindeki bu zaviye i9in gelirler vakfeder (28). 1397
tarihli Ahi Dayi Zaviyesi vakfrmn muhtemelen XIX. asirda 9ikartilan bir
sureti bulunmaktadir.
(28)S.KUCUR,a.g.e.
21
15. gtetr
nkara Savasi sonunda Amasya ve Tokat £elebi Mehmet'in
idare merkezi olur. §ehzade, zaman zaman yazlan Tokat'ta
' ge9irmektedir. Bu siralarda Isfendiyar Beyi Kotiiriim Bayezid
Kara Yahya'yi onemli bir kuvvetle Amasya ve Tokat'a gonderir. Ancak
Tokat civannda meydana gelen savasta Kara Yahya kacar. £elebi
Mehmet, Tokat taraflannda derebeylik kurmak isteyen Inaloglu
Taceddin Ibrahim, Gozleroglu ve Kopekogullan gibi,Timur'un
himayesini gormiis olan gocebe asilh asilerle ugrasip, bunlan bertaraf
eder. Tokat ve Amasya'yi kendisine merkez edinen Celebi Mehmet,
Tokat'a Bicaroglu Hamza Bey'i tayin eder. Celebi Mehmet'in Diizmece
Mustafa ile ugrastigi siralarda Taceddin Ibrahim Beyin oglu Ali Bey
aniden Tokat'i basarak, Bicaroglu Hamza Bey'i kaleye kapanmaya
mecbur eder. Amasya muhafizi Ismail Bey'in bir kuvvetle gelmesi
iizerine Yar Ali Bey kacar ve Tokat da bu suretle kurtulmus olur. 1418
yili, Tokat tarihinde onemli bir zelzele ile amhr. Amasya ile Tokat
illerinden Kastamonu ve Bursa'ya kadar uzanan memleketlerde 90k
siddetli bir zelzele olur ve Tokat halki 9adirlara 9ikarak 119 ay kadar a9ikta
oturmak zorunda kahr. II. Murat doneminde Tokat, Menteseoglu Ilyas
Bey'inAhmetveUveysadindakiiki ogluna hapis yeri olur. Bu
arada Kara Koyunlu hiikiimdan Iskender Mirza, Tokat'ta kislamak
i9in izin ister. 1430-1431 kisim burada ge9iren Mirza'nm
adamlannm bolgeye zarar verdikleri ogrenilince,
Anadolu Beylerbeyi Umur Bey Tokat taraflanna gonderilerek
Iskender Mirza'nm Tokat'i terk Etmesi
22
saglamr. Bu donemde Tokat beyligine getirilenler arasinda Balaban Pasa
ile Ali Bey vardir. Fatih doneminde Tokat biiyiik bir istilaya ugrar.
Fatih'in Karamanogullanni ortadan kaldirmasiyla Uzun Hasan'a siginan
Karamanoglu'nun tahrikleri sonucu, baslannda Emir Omer ve Yusuf9a
Mirza'nin bulundugu biiyiik bir ordu Diyarbakir ve Tokat taraflanna
gonderilir. §ehir ani bir hiicumla bastan basa yagma ve tahrip edilir.
Bektasoglu Omer Bey ile beraber yaklasik 30.000 kisilik bir orduyla
Anadolu'ya giren Yusuf Mirza'nin bu hareketi, Tokat icin biiyiik bir
felaket olur. Oyle ki, Akkoyunlu kuvvetleri, Tokat Bey'i §arabdar Hamza
Bey'i aldatarak aniden sehre girmislerdir. Bu hareketi ile halki biiyiik bir
karga^aya sevk eden Yusuf Mirza, sehirdeki mescit ve medrese dahil
olmak iizere pek 90k binayi yakmis, Tokat ve civanm talan etmistir.
1498'de Tokat'ta biiyiik bir deprem olur ve bu deprem Anadolu'da
"Kii^iikKiyamet" diye adlandinlrmstir.
Cekenli Mahallesinde bulunan mescidin 1415 tarihli kitabesi
vakfiye niteligindedir. Mescidin yamnda tiirbe, hangah ve zaviye
bulunmaktadir. Mescidin minaresi 15 m. uzakta olan yapi bugiin 9evre
diizenlemesi ile restore edilmistir.
Mescidin Vakiflan i9inde muhtelif koylerin malikane hissesi ile
9esitli diikkan kiralan, kervansaray (29) kirasi gelirleri bulunmaktadir ve
bunlar Hamza Bey Imareti ile mescide tahsis edilmistir. Vakfin
miitevellisi Tokat kadisidir
(29) Evliya Celebi'nin Seyahatname'sinde adi ge9en Han giiniimiize
ulasamamistir. Kadi Hani isimli iki kath ve seksen odah olan bu han
1 72 1 'de yangin ge9irir. -TUNCA Aylin, Vakfiye lerine Gore Tokat
Vakiflan. Sh. 18-
23
Hamza Bey'in mezan, Mihmad Hacip Mahallesi'nde, Gij Gij
Dagi eteklerine yayilan Ali Mezarhgi altinda, etrafi 9evrili, sekiz on
mezarh ve kendi adini tasiyan aile mezarhginin i<;inde, bir liiliit agacinin
altindadir (30). Mezan daha sonralan mermerden yeniden yapilmistir.
Halk arasinda Uyusuk Dede diye de anilan Bicaroglu Hamza Bey,
Rumeli beylerinden iken, Amasya'da bulunan ikinci Murat'a Lala tayin
edilmis, Samsun'u fethetmis, bilahare Anadolu Beylerbeyi olmus
kiymetli bir devlet adamiydi.
Giiniimiizde, viicudunun her hangi bir tarafinda uyusukluk
hissedenler tarafindan Cuma giinii hari9 diger giinler ziyaret edilmekte,
mezann etrafinda dua okunarak doniilmekte, yanindaki duvann dibinde
mum yakilmakta ve bas ucundaki liiliit agacina bez-9aput
baglanmaktadir. Halk arasinda Cuma giinii namaza gittigine ve bu
yiizden yerinde bulunmadigma inamlmakta, bundan dolayi Cuma
giinleri ziyaret edilmemektedir.
Insai 1420 yihna tarihlenen Pir Ahmet Bey Tiirbesi, Meydan
Cami'nin giineyinde Hurusoglu (Horozoglu) Zaviyesinin yaninda olup
buraya Horozoglu Tiirbesi de denilmekte idi. 1939 yih depreminde
biiyiik hasar goren tiirbenin mezar taslan miizeye kaldinhr. Tiirbede
yatanlar bir aileye mensuptur, ancak kesin olarak hangi aileye mensup
olduklan bilinmemektedir. Tiirbede yatan on iki kisiden biri olan Ahmet
Bey'in Sivas ve Tokat'ta yaptirdigi zaviyelere tahsis ettigi vakiflan
vardir. Pir Ahmet Bey'in kimligi hakkinda degisik goriisler
(3 0) DEMIR Cetin, Tokat Erenler Tarihi Mezarhgi ve Mezar Taslan
24
bulunmaktadir. Uzun9arsih, Horozoglu tiirbesinde yatanlarin
Eratnaogullan'ndan oldugunu ve yaptigi arastirmalar neticesinde Pir
Ahmet Bey'in Celebi Mehmet'in adamlanndan biri oldugunu ileri surer.
Meydan Mahallesi'nde bulunan Meydan Camii, Sultan II.
Bayezid tarafindan annesi Giilbahar Hatun adma 1485'te yaptinlmistir.
Yapi, tek kubbeli ana mekan ile bes kubbeli son cemaat yerinden
olusmaktadir. 1939 ve 1943 depremlerinde biiyiik hasar goren cami,
devlet ve halk isbirligiyle tamir edilerek 1953'te yeniden ibadete
acilrmstir. Igneciler Carsisi'ndaki bir 90k dukkamn kirasi ile Turhal'a
bagh bir koyiin malikane hissesinin dortte biri vakif gelirlerini teskil
eder.
Meydan Camii'ndeki mezarlann, halk inancina gore, hikayesi
soyledir (31). II. Bayezid'in annesi Giilbahar Hatun tarafindan 1485'te
yaptinlmis olan bu eser icin, Bayezid'in mimarlanni, neden daha biiyiik
yapmadiklan i9in oldiirttugii ve bu kisilerin cami bah9esine gomuldiigii
soylenir. Mutlu Ozgen 9ahsmasinda (32), "Ramazanda, kandillerde,
arife giinlerinde sabahin erken saatlerinde kadinlar kabir ziyaretlerine
baslardi. Meydan i9in rahmetli annem, "ziyaretgah" tabirini kullamrdi.
Kent i9inde ziyaretler meydandaki evliya kabirlerini ziyaretle baslardi.",
diyerek aktardigi hazirenin kaldinldiginakledilir(33).
(31)M.UCER,a.g.m.
(32)OZGEN Mutlu, Tokat Kentinin Ticaret Mekanlan-XIX. XX.
Yiizyilda Meydan Semti, Yiiksek Lisans Tezi, Hacettepe Uni., Ankara,
2006
(33)G.DEMIR,a.g.e.
25
Meydan Camii avlusunda yer alan bu mezarhk alanindaki mezarlann
hemen hepsi miizeye tasrnmistir. Mezarhk alaninin etrafi demir
parmakhklarla 9evrilmis ve bu alamn i9inde yer alan Mahperi Hatun'a ait
olan tiirbe (34) de yrktinlrmstir. Osmanh pasalanndan olan El-hac
Ibrahim Pasa da burada yatmaktadir.
Evliya Celebi'nin, "Attarlar icinde Takyeciler Camii yiiksek
kubbeler uzun minare ve mavi kursunla ortulu mamur bir camidir"
ifadesini kullandigi eser, Sulu Sokakta, Yagrbasan Medresesi'nin
kuzeyinde bulunmaktadir. Dergah-i Ali silahdarlanndan Osman Bey ile
Ummiihan Hatun vakiflan caminin vakiflan arasinda yer ahr (35). 1939
ve 1943'te depremlerden sonra tamir ettirilmi§tir. Kitabesi bulunmayan
caminin mimari ozellikleri goz oniinde tutularak XV. asra tarihlendirilir
(36).
(34) Amasya Sivas yolu giizergahinda bir dizi kervansaray, ayrica
Kayseri'de adina bir kiilliye insa ettiren Mahperi Hatun'un oliimii
hakkinda a9ik bilgiler yoktur. Alaeddin Keykubad'in hamrmnin hayati
Mogollar tarafindan Kayseri'nin ele ge9irilmesi ile karanhga gomiiliir.
Tokat'taki tiirbenin aym Mahperi Hatun'a ait olmasi mumkiindur.
(35) TUNCAAylin, Vakfiyelerine Gore Tokat Vakiflan
(36) UYSALA. Osman, Tokat'taki Osmanh Camileri
26
16. gtetr
u yiizyilda yilhk niifus artis orani binde 13,4 olarak
gei"9eklesmis olan sehirdeki 28 mahalle ismini, etraflannda
§ekillendigi dini yapilardan ahr. Ticaret yollan iizerinde
bulunmasi ve sehir vergilerinden anlasildigi iizere, bir sanayi-ticaret
sehri olmasi Tokat'i cazibe merkezi haline getirmistir. Bir cazibe merkezi
oldugunu, sehre 9ektigi g09menlerin sayisi da kamtlamaktadir (37).
1530-1540 yillan arasinda Anadolu Eyaletindeki vakif geliri
13.641.884 ak9a olup bu para ile 112 medrese, 623 zaviye, 154
muallimhane, dort darii'l huffaz i§letiliyordu (38). Vakiflann bu
gelirinden 121 miiderris ile 8055 hizmetli maas almaktaydi.
XVI. yiizyilda insa edilmis olan Ali Pasa Camii'nin hangi Ali Pasa
tarafmdan yaptinlmis oldugu a9ikhk kazanmamistir (39). Evliya
Celebi'nin, "gayet miikellef ve siislii ve mamur olup selatin camii gibi
biiyiik kubbe ve yiiksek siitunlarla donanmis", diye tasvir ettigi caminin
yaninda, tamamen kesme tartan yapilmis tiirbenin i9inde 119 mezar
bulunmaktadir. Tiirbenin oniinde genis iki payeye oturan bir kubbe ile
ortiilii bir on mekan vardir. Kitabelerine gore bunlarin ilk
(37)DEMIR ALPASLAN, XVI. Yiizyilda Samsun-Ayintab Hatti
Boyunca Yerlesme, Niifus ve Ekonomik Yapi, Doktora Tezi, Ankara
Uni., Ankara, 2007
(38) RE§AT gelik, Tokat Vakiflan (1757-1810), Yiiksek Lisans Tezi,
GaziOsmanPasaUni.,Tokat, 1999
(39) EYICE Semavi, Ali Pasa Camii, TDV Islam Ansiklopedisi
27
ikisinde 1573'te olen Ali Pa§a ile 1564'te olen oglu Mustafa Bey
yatmaktadir. U9iincii mezar ise kitabesiz olup pa^anin zevcesi veya
kizina ait oldugu kabul edilir. Kitabesiz olan caminin yapihs. tarihi de
mezar ta^lanndaki tarihe yakin olmahdir. Mustafa Bey'in mezar
tas^ndaki, "nesl-i Sultan Bayezid" soziinden hareketle Ali Pa§a'mn
Kanuni Sultan Siileyman'in oglu olup isyan eden ve sonunda Iran'a
siginmi^ken 1562'de orada katledilen Sehzade Bayezid'in damadi
olabilecegi ileri siiriiliir. Buna gore, Ali Pa§a Tokat'a siirgiin edilmi§i ve
Il.Selim zamamnda Sehzade Bayezid taraftarlan bertaraf edilirken o da
olduriilmustiir. 1939 yihndaki zelzelede yapi hayli zarar goriir, 1 943 'teki
zelzelede hasarlar biiyiir, 1945'te ise son cemaat yeri kismen yikihr.
1963'te tamir edilir, fakat icinde pek 90k tarihi §ahsiyetin mezar
ta^lannm bulundugu hazire ortadan kaldinhr.
Seyh Abdiilmecid Sirvani'nin kabri Tokat merkezde, kendi adim
tas^yan mezarhk i9erisinde etrafi ta§ duvarlarla 9evrili Liiliit aga9lannin
altinda olup, iizeri a9iktir. Mezarhk oniindeki tabelada, adi Abdiilmecid
bin Veliyiiddin ibn-i Alauddin Sirvani olarak yazih olan §eyhin ismi
Sefine-i Evliya'da 'Seyh Mecdiiddin Nurullah Abdiilmecid Sirvani'
olarak ge9er (40). Mezari oniindeki tabelada H. 972 (M. 1564)'de
Tokat'ta taun (veba) salgimnda oldugu ve Halvetiye Tarikati'nm
§eyhlerinden oldugu yazihdir. Ulemadan biri olan Abdiilmecid Sirvani,
Zile'de medfun MuhaiTem Efendi ile, onun Sivas'ta medfun
bulunan karde^i Semseddin Sivasi'ye hocahk etmi§itir.
(40) VASSAF Osmanzade Hiiseyin, Sefine-i Evliya,
28
Aynca, otuzdan fazla manzum ve mensur eserin sahibi mutasawif bir
sairdir.
Abdiilmecid §irvani, halk arasinda (jogunlukla Behzat-i Velinin
babasi olarak bilinmektedir. Mezanni yaptirmadigi, birka9 kez
yapilmasina ragmen yiktigi soylenir. Tokat'i sel ve felaketlerden
kurtardigrna inanilmaktadir. Her tiirlii dilek i9in, daha 90k Persembe
giinleri ogleden sonra ziyaret edilmekte, dilegin kabul edilmesi
gayesiyle yanindaki 9ahya 9aput baglanmakta ve ilerideki duvann
dibinde mum yakilmaktadir.
§irvan'da diinyaya gelen Abdiilmecid §irvani'nin dogum tarihi
belli degildir (41). Kiinyesi Ebu'l-Mehamid olup, lakabi Nurullah'dir.
Babasi §eyh Veliyyiiddin, §irvan bolgesinin en biiyiik velisi idi. ilim,
fazilet, siipheli seylerden sakinma ve takvada 90k yiiksekti. Devamh
olarak insanlara vaaz ve nasihat eder, ders verirdi. Hakkinda,
"insanlariii en hayirhsi, onlara faydah olandir." hadis-i serifinin a9ik
bir numunesi idi, diye soylenirdi. Oglu Abdiilmecid de kii^iik yastan
itibaren boyle bir ilim ve sohbet halkasinda yetisti. Zekasi yiiksek,
anlayis ve kavrayismm fevkalade keskinliginden kisa siirede akranlanni
ve emsallerini ge9ti. Zahiri ve batini ilimlerde ilerledi.
Gen9 yasta §irvan'in §emahi sehrine gitti ve
burada ders vermeye basladi. Kendisi bu yillanm soyle
anlatmaktadir. "§emahi'da talebelere bir seyler anlatmak
husiisunda 90k gayret sarf ediyordum. Zahiri ilimlere olan
ragbetim ve onlari ogrenme husiisundaki sevkim oyle artrmsti ki,
gecelerimin 90gunu kitaplan mutalaa ve okumakla
(41) Evliyalar Ansiklopedisi
29
ge?irirdirn. Bir miibarek gecede, miitalaa ettigim kitap hareket edip soyle
konustu. "Ey Abdiilmecid! Ben senin Rabbin miyim ki, gece giindiiz
bana bakiyorsun? Var git, bu baglihgim Rabbine yap. Bu baghhgi
Rabbine yapman daha miinasiptir." Kitaptan gelen sesi duyunca, onu bir
kenara biraktim ve daglara gittim. Oralarda bir magara buldum. O
magarada, tam dort sene gece giindiiz Allahii tealayi zikr ile mesgul
oldum. Bu esnada bana kerametler ihsan edildi. Abdest almak icin disan
9iktigim zaman, yirtici ve vahsi hayvanlar bana saldirmaz ve benden
kacmazlardi. Hatta bana yaklasirlar, abdest aldiktan sonra biriken sulan
i9erlerdi. Bazi yerlerde U9ardnn. Bir anda bir vadiden diger vadiye
ge9erdim. Bu halleri, asil maksat zannedip boyle kemale erilecegini
dusuniiyordum. Bu sebepten, tasavvuf yoluna girmek isteyene bir
miirsid, bir yol gostericinin lazim olmadigi seklinde yanhs bir diisiince
i9erisindeydim. Ben bu hal i9erisinde iken, §irvan mintikasinin miirsid-i
kamili, biiyiik veli §ehkubad Hazretleri (42), talebeleri ile bulundugum
magaraya yakin olan nehrin kenanna gelip yerlesmisler, ibadet ve zikirle
mesgul oluyorlardi. Onlann zikrettiklerini goriip, kalbimde beraber
zikretmek diisiincesi hasil olunca, seytan kalbime vesvese vererek, "Tabi
olduklan seyh iimmidir, okuma yazmasi yoktur. Ona uyanlann 90gu da
cahil kimselerdir. Bunlar arasina kansmaktansa, kendi basina oturup
(42) Sefine-i Evliya'da Halveti tarikatinin Sivas subesi i9inde Tokat'ta
medfun §irvanh bir §eyh Kubad sah'in ismi yer ahr ise de, Evliyalar
Ansiklopedisi, Abdiilmecid §irvani'nin miirsidi §eyh Kubad'in 1543'te
§irvan'da vefat etmis oldugunu kaydeder.
30
riyazet, nefse karsi gelmek ve nefs muhasebesi yapmak, vahsi ve yirtici
hayvanlarla yakinhk kurmak daha iyidir." dedi. Fakat bu sirada Allahii
tealanin tevflk ve inayeti yardima yetisti ve kendi nefsime, "Zahirleri ile
Islamin emir ve yasaklanni yerine getirmeye cabman, gece giindiiz
Allahii tealayi zikreden su insanlara su-i zanda, kotii diisiincelerde
bulunmak yakismaz. Hele onlann hallerini bir gor. Miimin olan,
insanlann hallerini ve hareketlerini gormeden karar vermez." diyerek,
onlara yakm bir yere gizlendim. Hal ve hareketlerini, ne yaptiklanni
iyice gordiigiim zaman, kalbimden onceki tereddiit ve siiphelerin hepsi
gitti. Sonra yanlanna vanp, bir kenara oturdum. Zikirleri bittikten sonra,
Kelime-i tevhid soylemeye basladilar. Ben de elimde olmadan Kelime-i
tevhid soylemeye basladim. Ansizin bende vecd, kendinden gecme hali
meydana geldi, diisiip bayildim. O zaman talebeleri, beni §ehkubad
Hazretlerinin huzuruna gotiirmiisler. Biraz sonra kendime gelip goziimii
acinca, basimi §ehkubad Hazretlerinin dizinde buldum. Derhal Mevlana
§ehkubad'in elini optiim. Beni talebelige kabul etmesini rica ettim.
Talebelige kabul edince, emrettigi sekilde hareket etmege basladim.
Ondan sonra benden, onceki kesf ve kerametler kayboldu. I9imde oyle
bir ilim hasil oldu ki, o magarada yalmz basima nefsimi terbiye etmekle
90k hatah bir yolda oldugumu anladim. §ehkubad Hazretleri, bir anda
beni i9erisinde bulundugum o karanhk durumdan 9ikanp, himmetleri ile
kalbimi temizledi. Eger hocam Mevlana §ehkubad'in sohbetleri ile
sereflenmeseydim, Allahii teala korusun, 90k asagi derecelerde
kalacaktim." Boylece Mevlana §ehkubad Hazretlerinin derslerinde
kemale eren Abdiilmecid §irvani hocasimn vefatindan
31
sonra onun yerine ge9erek insanlara nasihat etmeye ba^lar. Abdulmecid
§irvani, asil, comert, af ve mazeretleri kabul edici, sohbetleri tath, halim,
selim, merhametli biridir. Kendisine has iislubu ile 90k giizel vaazlarda
bulunur. Minberlerde ve kursulerde, kalabahk cemaate, tasavvuf ve
ibadetle alakah meseleleri anlatir. Anlattiklanni, alim, fazil ve tahsili
olmayanlann hepsi anlamaktadir. Herkes onun vaaz ve nasihatlerinden,
ogrenmeyi istedigi bilgileri ogrenir, oyle aynhr. Menkibe, onun etkili
Kur'an-i kerim okuyusu ile, yerdeki vahsi hayvanlar ve gokteki U9an
kuslann, dinlemek i9in etrafinda toplandiklanni nakleder.
Anlatihr ki, Abdulmecid §irvani Hazretleri §irvan yoresinde ders
verirken Tokat'ta tasavvuf atesiyle yanan ve sonradan Kara §ems diye
meshur olan §emseddin Ahmed Sivasi ismindeki gen9, §eyh Mustafa
Kirbasi Hazretlerinin huzuruna vararak kendisine talebe olmak istegini
bildirir. §eyh Mustafa Kirbasi bu sirada yiiz yasini ge9mis oldugundan
ona soyle buyurur: "Evladim sen gen9sin; ben ise ihtiyar ve
hastahkhyim. Riyazet 9ekmeye, nefsin istemediklerini yapmaya takatim
ve kuvvetim yoktur. Senin terbiyen ile mesgul olamam. Lakin sadik bir
talebeysen Cenab-i Hak mursidini ayagina gonderir. Bekle! Bu mursit
alti ay sonra Tokat'a gelecektir. " Kara §ems alti ay sonrasim soyle anlatir:
Hocamm sozlerinden sonra Zile'ye giderek alti ay daha ilim ogretmekle
mesgul oldum. Alti ay sonra Tokat'a dondugumde Abdulmecid §irvani
adhbirzatin sehre geldigini duydum. Derhal huzurlanna
gittim. Beni gorduklerinde, "EyKara§ems!Benim Allahii tealanin
emri ve Sevgili Peygamberimizin isareti ile kendi
memleketimi, ailemi ve sevenlerimi terkedip dag, tepeve
32
beldeleri asrp gelmem sadece seni manevi ilimlerde ilerletme ve terbiye
itjindir." buyurdular. Boylece Abdiilmecid Sirvani Hazretleri bundan
sonra bilhassa Kara Sems Hazretleri olmak iizere Anadolu'da talebeler
yetistirmeye ve dogru yolu gostermeye ba^lar. Tokat'a gelmesi ile ismi ve
yiiksekligi, talebeleri terbiyedeki ustiinliigu kisa zamanda her tarafta
duyulur. £evresi sevenleri ile dolar. Sohbetlerine kosanlarm
9oklugundanTokatadetabir 'beldetii'levliya' haline doner.
Gaflet ehlinden birisi bir giin insanhk icabi Abdiilmecid Sirvani
Hazretlerine muhalefet ederek kalbini kirar. Sonra da yakinlanm ziyaret
maksadiyla Tokat disma 9ikar. Bu arada kendini yoklar ve kalbinde ilahi
feyz ve bereketlerden hi9bir sey kalmadigrm anlar. O gece riiyasinda
tamamen som altin dolu bir hazineye rastlar. Hazinenin bulundugu yere
girer. O sirada birisi, "Bu hazine senin iken, ni9in, parasiz pulsuz
geziyorsun?", der. O da, "Evet oyle, fakat boyle basilmamis altinlarla
pazara 9iksam, belki bana onlarla bir sey vermezler. Hatta, sen bunu
nereden aldin diye, beni yakalayabilirler. Bunlan, sikkehaneye gotiiriip
sikke vurdurmam gerekir.", der. Uyaninca, sikkehanenin Mevlana
Abdulmecid'in dergahi oldugunu anlar. Mevlana Abdiilmecid'den oziir
dilemek i9in yola 9ikar. Tokat'a vannca, dogru bulundugu mescide gider.
Mevlana Abdiilmecid, o sirada talebelerine ders vermektedir. O sahis bir
koseye gizlenip, dinlemeye baslar. Bu sirada Mevlana Muhammed, o
sahsin bulundugu yone dogru doniip, "Kiil9e altina sahip oldugunu kabiil
edelim. Madem ki sikkesi yoktur, kendine giiveniyorsan, sultanin
9arsisina bir gotiir de gor, basina ne belalar gelir bakahm." diyerek, o
sahsin riiyasimn tabirini yapar. Osahis hemenkalkip, Mevlana
33
Abdulmecid'in ellerini oper ve af diler. Mevlana Abdulmecid de onu
affeder.
Menkibeye gore, makam sahibi birisi, bir yolculugu sirasinda
Tokat yolu iizerinde konaklar. Bu sirada Tokat esrafrmn ileri gelenleri,
ho? geldin demek icin yanma giderler. Hosgeldiniz deyip, dualarda
bulunur, te§rif ettiklerinden dolayi memnuniyetlerini belirtirler. Fakat
makam sahibi, kendini begenen, gururlu ve kibirli birisidir. Ziyarete
gelenlere hie iltifatta bulunmaz ve bir muddet sonra, "Bizi karsilamasi
lazim gelenlerin hepsi sizler misiniz?", diye sorar. Onlar da, "Evet
efendim." diye cevap verirler. Makam sahibi israria, "Dogru soyleyin,
beni ziyaret etmesi gereken baska kimse kaldi mi?" der. Orada
bulunanlar, "Hayir efendim! Fakat sadece takva sahibi, haramlardan
kacmaya 90k dikkat eden ve keramet ehli olan veli bir zat kaldi. O da
zaten dergahindan disan 9ikmaz." deyince, kibir ve gurur i9erisinde 90k
kizip, "O nasil adamdir? Hemen, birka9 kisi gitsin, zorla da olsa, onu
bana getirsinler. Onun hakkindan geleyim.", diye emir verir. Bunun
iizerine orada bulunanlar, soyle derler. "Efendim sizden once gelen
vezirler ve diger devlet ileri gelenleri, onun bulundugu dergaha
vanp, ellerini optuler, ona9ok hiirmet ve ikramda bulundular.
Onun i9in size de layik olan, onu ziyaret edip ellerini
opmek ve hayir dualanm almaktir. " Onlardan bu sozleri duyan
kibirli ve gururlu sahis, ofkesinden adeta kiiplere biner.
"Yann dergahina gidip, lazim gelen cezayivereyimdegoriin." der
ve huzurunda bulunanlan kovar. Abdulmecid Sirvani Hazretlerini
sevenler durumu hemen ona bildirirler. Mevlana Abdulmecid
onlara, "Sizler gam 9ekmeyin ve iiziilmeyin. Bizim onun
yanma varmamiz, onun da bize gelmesi
34
imkansizdir.", diye buyurur. Makam sahibi zat sabah olunca Abdulmecid
§irvani Hazretlerini cezalandirmak iizere harekete ge9er. Yanina
hizmettjilerini ve adamlanm da alarak dergaha dogru yola 9ikar. Heniiz
yolu yanlamistrr ki, o zamana kadar sakin duran ati birden bire
huysuzlanarak saha kalkar ve sahibini yere vurur. O zat, "ah!" bile
diyemeden derhal can verir. Mevlana Abdiilmecid'i sevenler ve ona bagh
olanlar sevin9le hadiseyi kendisine naklettiklerinde, "Benim bir veli
kuluma diismanlik eden, benimle harb etmis olur." hadis-i kudsisini
okur.
1 564 senesinde Tokat'ta siddetli bir veba salgini ba^lar. Her giin pek
90k insan vefat etmekte, giin ge9tik9e hastahk daha da
yayginlasmaktadir. Kirk-elli giin siiren salginda, hastahktan binlerce
kimse vefat eder. Bunun iizerine §ehir halki, "§eyh hazretlerinden dua
isteyelim. insaallahii teala veba salgrm onun hayir dualan ile durur.",
derler. §ehrin ileri gelenlerinden meydana gelen kalabahk bir cemaat,
durumu Mevlana Abdiilmecid'e arzederler. Bunun iizerine Mevlana
Abdulmecid soyle dua buyurur. "Ilahi! Bu musibet bulutunu, kerem ve
ihsan riizgannla def eyle." O anda Allahu tealanm izni ile salgin hastahk
durur. O giinden sonra, otuz sene siireyle Tokat sehrine veba hastahgi
gelmez. Hastahk yiiziinden Tokat halki orayi terk etmeye karar vermis
iken, Mevlana Abdulmecid'in duasi bereketi ile, memleketlerini terk edip
gurbette bii"9ok eziyet ve sikintilarla karsilasmaktan kurtulurlar.
Abdulmecid §irvani Hazretleri de salgindan bir siire sonra aym yil
i9erisinde 1564 (H.972) vefat eder. Vefatindan once, "Bizi sevenler
kabrimizin iizerine tiirbe yapmak siiretiyle, bu acizi diger
35
Muslumanlardan ayirmasinlar.", diye vasiyet etmistir. Fakat Mevlana
Abdiilmecid'i 90k seven zenginlerden bazilan kabrinin iizerine tiirbe
yaptirmak isterler. Kubbe tamamlandigi gece temelinden yikihr. Birka9
kere kubbe yapsalar da, ayni sekilde yikihr. Bunun iizerine kabri belli
olsun diye etrafmi taslarla 9evirirler (43).
Mevlana Abdiilmecid Hazretleri'nin vefatindan sonra da goriilen
kerametleri talebeleri tarafindan anlatilmistir. Nitekim talebelerinden
birisi soyle nakletmektedir. Mevlana Abdiilmecid hayatta iken, bende
kelam ilmi ile alakah bazi siipheler meydana gelmisti. Ancak meclisinde
ve sohbetlerindeki heybetinden dolayi, suallerimi arzedip cevabini alma
imkam bulamadim. Her zaman, bundan sonraki meclislerinde soranm
der, bir tiirlii soramazdim. Mevlana Abdiilmecid ahirete intikal edince,
sorma firsatmi ka9irdignn i9in 90k iiziildiim ve pisman oldum.
1574 senesinde hacca gitmek iizere yola 9iktim. §am'a geldigim
zaman, gece riiyamda, kendimi bir nehrin kenannda, hocam
Mevlana Abdiilmecid'i de karsi kiyisinda gordiim. Bir sebze
bah9esinde, agacin golgesi altinda, 90k giizel bir surette oldugu
halde oturuyordu. Ansizin bana seslenip, "§iipheleriniarzet
Ve cevaplanm al artik. Zamamgelmistir." buyurdu. Bende
(43) §eyh §irvani Mezarhgi, Gijgij Dagimn giineye bakan kismiyla £ay
Baglan arasinda kalan ve £ay Deresinin kollannin birlestigi yatak
iizerinde, sehrin dogu yoniine diiser. Mezarhk, i9erisinden ge9en iki yol
ve dere dolayisiyla dort boliime aynlmistir. Gijgij Dagi etegine rastlayan
bolumde mezarhga adini veren §eyh Abdiilmecit §irvani gomuliidiir.-
(^etin Demir, Tokat Erenler Tarihi Mezarhgi ve Mezar Taslan-
36
derhal yanlanna gittim ve siiphelerimi bir bir arz ettim. O da her birine,
kalbe sifa olan cevaplar verdiler. Onun sozlerinin ve cevaplannm lezzeti
ile yavas yavas kendime geldim. Riiyamda siiphelerimi ortadan kaldiran
bu cevaplan, uyandigimda Allahu tealanin izni ile aynen hatirladim.
Behzat Mezarhgi, Behzat Camii civannda bulunmaktadir. Etrafi
demir lzgaralarla cevrili mezarhgin onemli taslan miizeye kaldinlmistir
(44). Caminin avlusunda da kabirler bulunmaktadir. Kanuni Sultan
Siileyman devrinde yasayan Behzat-i Veli'nin kabri Tokat'ta Behzat Cayi
yanindaki kendi yaptirdigi Behzat Camii bah9esindedir. Bolge halki
tarafindan 90k sevilip ziyaret edilen Behzat-i Veli, Tokat'ta bir 90k yere
adim vermistir. Halk arasinda Seyh Sirvani'nin Behzat Veli'nin babasi
olduguna, Sirvani'nin kiyafetine dikkat etmeyip gezmesinden, kiyafetine
ozenen Behzat'in, "Babam giyimine dikkat etmez", demesi iizerine
oglunun bu sozlerine muttali olan Sirvani'nin kizip yumrugunu sikinca
Behzat'in dili tutulduguna inanihr (45).
1908'deki sel baskimnda caminin tahrip olan kismini, Tokath
Ahmet Lutfu Pa§a restore ettirir ve 1939 depreminde zarar goren yapi
Vakiflar Genel Mudiirliigii tarafindan tamir ettirilir. Tabii afetlerden
olduk9a etkilenen camii en son 1956 yihnda onanlmis ve aynca son
cemaat mahalli ilave edilmistir. 1535 tarihli cami kitabesi vakfiye
niteligindedir. Kitabede adi ge9en Fakih Sirvanoglu HocaBehzad,
(44) C. Demir, a.g.e.
(45) M. fJ9er, a.g.m
37
Amasya'daki §irvanh siilalesinden §eyhi Alaeddin Ali evladindandir.
Alaca Mescit yanmdaki miilkiinu vakfedip, bunlann gelirlerinin
tevliyetini once kendine sonra evladma ve evlad-i evladina, nesilden
nesile, asirdan asira aktanlmak iizere sart kosup, soyu tiikenince azadh
kolelerine, ve evladimn kolelerine aydan aya erbab-i vazife ulufesi
(maa§) verilmek iizere birakmistir. Vakiflardan meydana gelen geliri
once rakabeye (46), Tokat kadilan nazir olup senede 120 ak9e nezaret
vazifesine, 360 ak9e miitevelli vazifesine ve 900 akce mescit imamina
aynlmistir. Imamlar sabah namazindan sonra Yasin, ogle namazindan
sonra Miilk, ikindi namazindan sonra Amme surelerini okuyacaklardir.
Aynca vakif 308 altin vakfedip faizini Ogulbey Cesmesine vakfetmistir.
17. gtetr
u yiizyil, uzun siireli savaslann ve Celali isyanlannin
Osmanh idari, mali ve sosyal dokusunu derinden etkiledigi
bir donemdir. Iran ve Avusturyahlarla girisilen sonu gelmez
savaslar, bitmek bilmeyen Girit kusatmasi, Anadolu'daki Celali
Isyanlan ve Istanbul'daki yeniceri isyanlan, Osmanh devletinin
parasal ve mali sisteminde onemli gedikler acilmasina
sebep olur. Merkezi idarenin tasradaki Giiciinvin
azalmasina paralel olarak mahalli idarecilerin
(46) Rakabe kul, kole, cariye ve bir malm sahipligi anlamina
gelmektedir.
38
etkinliginin artmasi ile birlikte Osmanh diizeni ciddi sarsintilara maruz
kahr. Bu yuzyilda Rum Hazine Defterdarhgindan Tokat voyvodahgina
ge9is suretiyle Osmanh Tasra maliyesinde biiyiik bir degisim yasanir
(47).
Asnn basma tarihlenen tahrir defterindeki kayitlardan Celali
belasmm Tokat'i 90k etkilemis oldugu ve bir kisim mahallelerin
ahalisinin g09 etmeis oldugu veya vergi odeyemeyecek hale geldikleri
goriiliir (48). "Sufiyyun Mahallesinde mahelle-i mezbure halki Celali
havfindan Erzurum tarafina firar etmegin tahsili mumkiin olmayip dokuz
haneden cem olunmustur."
1626-1632 yillarma tarihlenen Voyvoda Ham, Evliya Celebi'ye
gore Ibsir Pasa tarafindan yaptinhr (49). Once vakiftan sahis miilkiyetine
ge9en yapi daha sonra Evkaf Idaresine devredilir. Bir ara cezaevi
yapilmak uzere Adliye Vekaletine satihr ise de, bunun yerine sebze hali
ve bir sure ogrenci yurdu olarak kullanihr. 1939 depreminde harap olan
yapi 1 962-64 yillannda restorasyon ge9irir. Farkh kamu hizmetlerine ev
sahipligi yaptigi siralarda bazi bolumleri kapatilrms, bazi boliimler ilave
edilmistir. 1 990'dan sonra biitiin mekanlan diikkan haline getirilir. Son
restorasyonu ile turizme a9ilrmstir.
(47)OZVAR Erol, XVII. Yuzyilda Osmanh Tasra Maliyesinde Degisim :
Rum Hazine Defterdarhgindan Tokat Voyvodahgina Ge9is, Doktora
Tezi, Marmara Uni., Istanbul, 1 998
(48) Ipsirli Mehmet, XVII. Asnn ortalannda Tokat Sehri
(49) SUNAY Serkan, Tokat Sehir l9i Hanlan, Yiiksek Lisans Tezi,
Ankara Uni. , Ankara, 2003
39
Ayni isimli mahallede, irmak kenannda yer alan ve ahsap tavani ile
dikkati 9eken Mahmut Pasa Camii bu yiizyilda insa edilen eserlerdendir.
Evliya Celebi Tokat'taki tekkelerin listesini soyle verir. A9ikbas
Tekkesi, Alaca Mescid Tekkesi, Alp Gazi Tekkesi, Coregi Tekkesi, Gaj
gaj Dede Tekkesi, Hidirhk Tekkesi, Horoz Tekkesi, Kosmelik Baba
Tekkesi, Meydan Tekkesi, Miskinler Tekkesi, Timarhane Tekkesi,
Sunbullu Baba Tekkesi, Tasoluk Tekkesi, Vani Tekkesi. Bu listeye
ilaveten veliler listesine de Erenler Sultan, Seyh Hazret Bey Dut Baba, ve
Seyh Hazret Hiiseyin Rifai'nin isimlerini dahil eder.
Muhyiddin Ibni Arabi'nin muritlerinden oldugunu kaydettigi
Seyh Hasan Rifai, ayni zamanda Ladik'te medfun Seyh Seyyid kii^iik
Ahmed-i Kebir Rifai'nin amcazadesidir. Orhan Gazi bu zattan inabe
almistir. Evliya Celebi, bu zatin Tokat'ta Sunbullu Baba tiirbesine yakin
bir yerde medfun bulundugunu kaydeder.
" ..Tokat 'in simal tarafi haricinde bir mesirezar bag-i behist var. I9inde
Sunbullu Baba medfundur. Amasya kurbinda Ladik sehrinde medfun
bulunan es-Seyh Ahmed Kebir Rifai hazretlerinin ammuzadeleridir.
Sam-i serifle medfun Seyh Muhyiddin-i Arabi hazretlerinden cihaz-i
fakn kabul ediib anlardan tekmil-i uliimi d-din eyleyerek yine vatan-i
aslileri olan sehr-i Tokat a geliib Orhan Gazi asnnda 752 senesinde dar-i
fenadan dar-i bekaya irtihal etmekle hala ziyaretgahtir. ."
Evliya Celebi'nin soylediklerine gore, Tasoluk Tekkesi'nde boyah
bir tas vardir. Eski doktorlann bir tarafina yazdiklan tilsimh harflerin
bulundugu oluktan giinde bir defa siit akarmis. Hasta olanlann
busiitii i9tiklerinde iyilestiklerine inamhrmis. Peygamber
40
Efendimiz (s.a.v) diinyaya tesrif ettiklerinde bu siit kesilmis. £oregi
Tekkesi, Tokat'in giiney kesiminde yiiksek bir yerde, olduk9a biiyiik bir
tekke olup, mesiregah olarak kullamhr.
Bu asirda sehrin disindaki Miskinler Tekkesi, ciizzamh ve diger
hastalann kaldigi bir yer olup karantina gibi kullamlmaktadir.
Sakinlerini halk ile goriisturmezler. Hastalann i9inde duasi kabul olan
kisilerin olduguna inanihr. Soziin gelisi, ati kurtlanan veya hastalanan
kisi, bir miktar yag mumu ahp, atin bogazina siirer, tekkenin etrafinda
dolastinrsa, atin iyilesecegi kabul edilir. £elebi'nin kendisi de,
hastalanan atini tekke etrafinda dolastinr ve atini iyilesmis olarak
gordiigunii soyler.
Evliya (^elebi'ye gore, Meydan Tekkesi'ni yaptiran sahis goz
zevkine sahip oldugundan, 90k giizel nakislarla siislemeler yapmistir.
Tekke yesil 9inilerle orulmiistur. Bah9esinde 90k soguk ve sifah bir su
aktigindan, sehrin ileri gelenleri yazin bu Sudan i9mek i9in gelirlermis.
Evliya (^elebi, Tokat yakinlannda Yesihrmak nehrinin kuzeyinde
Aynkkoyiinde bulunan Muhammed §ah Dede Ziyaretgahi'nin, biiyiik
bir tekke mahiyetinde ve isler halde bulundugu kaydeder. Her zaman
misafirlerinin oldugunu, herkese nimet verildigini, bu ziyaretgaha
§eyh Mustafa isminde birisinin nezaret ettigini, gelen misafirlerle
onun bizzat ilgilendigini ilave eder. Comert ve hayirsever bir kisi
olan §eyh Mustafa 'nin ziyaretgah 9evresindeki kartallann
a9 kalmamalan i9in her sene bir at kestigini, boylece kartallann
a9hk 9ekmediklerini soyler. Evliya (^elebi tarikat ve
mesrebi hakkinda herhangi bir bilgi vermedigi §eyh H iisani Efendi'yi,
Tokat yakinlannda Doruk koyiinde ziyaret ettigini
41
nakleder. Aynca, Tokat yakinlannda Kizihrmak kenannda Kangin
denilen bir koyde Kum Baba Tekkesi'nden soz eder.
Azerbaycan'da Zencan sehrinden ailesiyle g09 ederek Tokat'a
yerlesen ishak Zencani iskenderiye ve Kahire'de Ilahiyat ogrenimi
goriir ve doneminin iinlii ilahiyat9ilanndan icazet aldiktan sonra bir din
alimi olarak Tokat'a doner (50). Sehir XVII. yiizyilda, ge9misinden de
gelen birikimi ile bir kiiltiir ve ilim merkezi durumundadir. Ishak bin
Hasan'in Tokat'i kendine yerlesim yeri olarak se9mesinde sehrin bu
durumunun etkili oldugu soylenebilir. ishak'in 90k sevdigi ve biiyiik
saygi duydugu hocasi Mehmed-i Vani'nin ordu vaizi iken, Viyana
bozgunundan sonra vazifeden uzaklastinlarak Bursa yakinlannda Kestel
Koyii'ne siiriilmesi olayi, on altinci yiizyildan itibaren baslayrp devam
eden Celali isyanlanndan en 90k etkilenen yerlerin Sivas ve Tokat
yoreleri olmasi ve IV. Mehmet zamaninda isyanlann durdurulamayisi,
onun IV Mehmed'e kirginhginin bashca sebepleridir. Ishak bin Hasan'in
Sivas sehrinde mukim bir kardesi oldugu ve ziyaret gayesiyle oglunu
Tokat'a gonderdigi anlasilmaktadir. Ishak bin Hasan Tokati'nin
£ok sevdigi, ilim adami olmasi i9in iizerine titredigi oglu
Fazlullah'in taun(veba) hastahgindan 1687'de vefat etmesi,
kendisini 90k sarsmistir. Nazmu'1-Ulum isimli kitabimn
sonunda 24 beyitlik mersiyesinde oglunun oliimiinden duydugu
aci dile getirilmektedir. Ishak bin Hasan Tokati
(50) OZFIRAT Bayram,Tokath Ishak Efendi'nin Nazmu'1-Ulum,
Nazmu'l-Le'ali ve Manzume-i Keydani Adh Mesnevileri, Yiiksek Lisans
Tezi, Sel9ukUni., Konya, 2006
42
oglu Fazlullah'in vefatindan sonra, bir sene kadar yasamis ve 1688
yihnda Tokat'ta vefat etmistir.
Manzume-i Akaid isimli eserinin Hatime'sinde, halkin
perisanhgmi, vurgunculann koylerde, kasabalarda ve sehirlerde kol
gezdigini, Budin Kalesi gibi muhkem bir kaleye sahip olan Tokat
sehrinin bile bu yagmacilann eline ge9tigini ifade eder. Bilhassa Kara
Mehmet isminden, "firtina gibi esdi", diyerek soz etmektedir. Hicbir
yerde asayisin bulunmadigini belirtir.
Cihani tutmus idi diizd ii rehzen
Misali gamze-i hunhar u piirken
Temevvucde hiicumu ehl-i firkin
isi yagma idi tiirkman-i tiirkin
Demekte ve ehli siinnet olmayan Turkmen Turklerinin Celali
isyancilanna katihp koyleri, cadirlari, kasabalan ve hatta jehirleri
yagmaladiklanni anlatmakta ve halkin acikh durumunu §6yle
belirtmektedir.
Kura vii misr ii ehl-i haymeler
Kihnrm§ mu-yi zengi gibi behrem
Cihan ciimle usanmi^ti ozinden
Yerin alti hayirhdir yiizinden
Demek suretiyle koylerin, kasabalann, §ehirlerin ve topyekiin Anadolu
insanmin ne kadar zor giinler ya^adigini ifade eder.
Nazmii'l Ulum'un son iki boliimu Hal-i Kuzat ve Taziye isimlerini
tasir(51). Burada bir 90k kadimn vazifeye atanmalannrn
(51) Rasim Deniz, Ishak bin Hasan Tokadi
43
riisvete bagh oldugunu ifade eder. Riisvetten uzak kalmis kadilarm Allah
katinda en sevgili kul olacaklanni ifade eder. Fakat bir 90k kadinin boyle
olmadigim, para biriktirmek icin her 9areye basvurduklanni da belirtir.
Taziye adini koydugu boliim ise, 1687'de Tokat'ta meydana gelen veba
hastahgindan vefat eden oglu Fazlullah i9in yazdigi mersiyedir. Bu
mersiyede Tokat sehrinde meydana gelen oliim olaylannin 9oklugunu
belirtir.
Sada-yi her mahalde giina giine
Geliir "inna ileyhi raciiin"e
Ikinci Viyana Seferi sirasinda Anadolu'da Akkas, Kara Mahmud
gibi Celaliler tekrar ortaya 9ikarak Bolu ile Sivas arasindaki yerlerde
isyan ve anarsi 9ikartirlar. Tokat ve Sivas yorelerinde bazi kimselerin
mehdilik iddiasiyla ayaklandiklan, isyana varan bir tutum i9inde halkin
iizerine gittikleri, koyleri, kasabalari ve sehirleri yagmaladiklan ve
baslannda da Kara Mahmud isminde bir Celali eskiyasmm bulundugu
gei"9egini dile getiren Ishak bin Hasan, halkin acinacak durumunu,
perisan halini, darmadagin olup sahipsiz kahsim siirlerinde anlatarak
halkin dertlerini dile getirip devrinin aci giinlerine ve olaylanna
terciiman olur.
Ishak Zencani'nin dile getirdigi sosyal konulardan biri de adalet
dagitan kadihk miiessesesidir. Kadihgin gii9 bir meslek oldugu kadar
serefli ve 90k da sevaph bir is oldugunu belirttikten sonra kadilann
90gunun altin, giimiis biriktirmek i9in bu makama talip olduklanni,
atamalan i9in riisvet vermekten, araya adam koymaktan da
9ekinmediklerini soyler. Zamane kadilannin fakiri, acizi koruyacaklan
44
yerde onlan ezdiklerini ve haksizi, gu<;luyu koruduklanni belirtir ve
boylesi kadilann halkin i9inde bela oldugunu, hiikiimlerinin de ge9ersiz
sayildigim a9iklar. §iirlerinde 90gu mevkilerin rii§vetle elde edildigi,
adalet dagitacak olanlann, adaletsizligi ve liyakatsizligi ortaya
koyulmaktadir.
Yazdigi kitaplarda Ehl-i siinnet itikadim, fikih ilmini ve devrinin
sosyal hadiselerini islemis olan Ishak Zencani'nin bashca eserleri
sunlardrr. Metalib-iil-Musalli, §erh-i Cila-iil-Kulub, Sirac-ul-Kulub,
Usturlab, Geydani, Nazm-iil-Leali veya Manzume-i Akaid, Nizam-iil-
Ulum.
Ishak Zencani (Hacdagi) Mezarhgi, sehrin batisinda Hac Dagi
denilen kayahkh bir tepenin yamacinda bulunmaktadir (52). Cevre
il9elerden getirilen yabanci mezarlar burada yer almaktadir. Birka9
boliimden olusan mezarhk alanlannda, 90gu mezar taslan sade ve
yazisizdir. Halkin Boyun Baba da dedigi Ishak Zencani'nin kabrine her
tiirlii dilek i9in gidilir. Mezar, her niyet i9in, arka arkaya 119 veya yedi
Cumartesi sabah namazindan sonra ziyaret edilmekte, 119 Ihlas bir Fatiha
okunarak mezann etrafmda 119 kez donulmektedir. Bazen mezann sag ve
solunda ozel olarak yapilmis yerlerde mum yakilmakta ve tas
y api stin lmaktadir.
(52) Q. DEMIR,a.g.e.
45
18. gtetr
^^^^^ ournefort, asnn basinda ziyaret etmis oldugu sehir hakkinda,
I bir kadi, bir voyvoda, bin yeni9eri ve bir miktar sipahi ile bir
^••^ yeni9eri agasimn bulundugunu yazar (53). Osmanh
Devletinde XVI. yiizyihn ikinci yansindan baslayarak devam eden
ekonomik sikintilar XVIII. yiizyilm sonlarina dogru devleti agir bir
ekonomik krizin i9ine sokar. Bu durumdan Tokat da etkilenir ve yiyecek,
ihtiya9 maddeleri, hayvan ve tasinmaz mallann yilhk fiyat artisan
degisik oranlarda olur. Ancak devletteki ekonomik sikintiya oranla
Tokat'taki fiyatlarda 90k onemli bir degisiklik olmadigi goriiliir. Yine 1 8.
yiizyihn baslannda iilkenin genelinde bir niifus durgunlugu yasamrken
Tokat'ta onemli bir artis gozlenir.
XVIII. yuzyila ait Tokat sehrindeki esnaf kollannda onceki
yiizyillara gore bir azalma goriiliir. Bunun sebebi ise devletin biitiin
sistemlerindeki 9okiis ve bunahm gosterilir. Ozellikle mali sistemdeki
degisim ve bunahmlar bunun bas gostergesidir (54). Bu yiizyil i9inde
§ehir merkezinde 13 biiyiik han, 30 9arsi ve 100'e yakin esnaf grubu
mevcuttur.
(53) Tournefort M., A Voyage Into The Levant, sh. 271 . "..There is at
Tocat a Cadi, a Vaivode, an Aga of the Janizaries, with about a thousand
Janizaries, and some Spahi's.."
(54) CELIK Mehtap, Tokat §ehrinde Esnaf Teskilatina Dair Bir
Arastirma ( 1 772- 1 799), Yiiksek Lisans Tezi, Ankara, 1 996
46
Miislimler ve Gayrimuslimlerin birlikte yasadiklan Tokat'ta
Gayrimtislimlerin kendilerine ait mahkemeleri olup, ser'i mahkemeye
miiracaat haklan da bulunmaktaydi (55). Asnn son yillanna ait seriyye
kayitlardan bazi Gayrimuslimlerin kendi dinlerini birakip, Islami kabul
ettikleri ve 90gunlukla erkeklerin Mehmed, kadinlann Fatma ismini
aldiklan goriilmektedir.
Devrin dini hayati ile ilgili zihniyetine lsik tutmasi bakimindan
kayitlarda yer alan iki vakfiye ornegi soyledir. "..Mihmadhacib-i Muslim
mahallesinde yasayan Zahide Hatun adh kadin, bir bab evi ile
meyvehane carsisinda bulunan bir bab manav dukkanmm alti
hissesinden bes hissesini mahallede bulunan Gen9 Mehemmed
Camii'nde hatib olanlar ile sem'-i asel satin ahnmasi amaciyla Temmuz
1797 (H. Safer 1212)'de vakf etmistir." "..El-Hac Osman Alemdar adh
sahis, Yazicik mahallesinde bulunan birkit'a hadikasma (bah9esine) aym
mahallede bulunan Garibler Camii'nde imam olanlan mutasarnf
ederek.."
19. ^tr
%
okat kazasi, Tanzimat doneminde Osmanh Devleti'nin
genelinde yasanan siyasi, askeri, sosyal ve
ekonomik gelismeleri yerel
(55) DEMIRCI Ahmet, U9 Numarah Tokat Seriyye Sicilinin
Transkripsiyonlu Metni ve Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans Tezi, Tokat,
2007
47
diizeyde en iyi yansitan bolgelerden biri olmustur (56).1864'ten 1880
yihna kadar Sivas vilayetinin onemli bir kazasi olup bir kaymakam
tarafmdan idare edilmektedir. 1880 tarihinde ikinci Abdulhamid'in
iradesiyle sehir, sancak (liva) statusune 9ikanhr. Tokat'in liva konumuna
getirilmesinde niifusunun ve gelirlerinin fazlahgi etkili olmustur.
Yakinhklan ve siki iliskileri sebebiyle Niksar, Erbaa, Zile kazalan Tokat
sancagina baglanir (57). 76 mahalleden olusan Tokat'ta ailelerin tek esli
ve genel olarak bir veya iki cocuk sahibi cekirdek aile olduklan goriiliir.
Mahkeme kayitlannda Muslim ile Gaynmiislim arasinda herhangi bir
dava ve olayin yer almamasindan iki tarafin karsihkh saygi ve giiven
i9inde iliskilerini yuriittukleri kabul edilir. Sicilde yer alan 119 vakfiyenin
gelirlerinin de Tokat'taki camilere tahsis edilmis oldugu goriiliir.
Incelenen kayitlardan Tokat'ta bugiin de meshur olan 9orek ve kebabin o
giinlerde yaygin olarak tiiketildigi anlasihyor.
1843'te Meydan Camii'nin tamiri yapilrms, 1845'te askerlik
islerinin yuriitulmesi i9in erkek niifusun, 1864'te ise vergi ile miikellef
olan evlerin sayimi yapilmistir. 1846 yihnda Tokat Karagumrugii
kaldinlmis, 1847 yihnda Ivaz Pasa Camii, 1851 yihnda Sultan hamami,
1862'de Pervane Hamami, 1868'de Tashan'in tamiri
(56) A(^IKEL Ali, Tanzimat Doneminde Tokat Kazasimn Idari ve Niifus
Yapisindaki Degisiklikler (1 839- 1880)
(57) HANILgE Murat, 16 Numarah Tokat Seriyye Sicilinin
Transkripsiyonlu Metni ve Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans Tezi, Gazi
Osman Pasa Uni., Tokat, 2009
48
ger9eklestirilmistir. 1 870 yihnda da Riisdiye Okulu a9ilmistir. Bu giizel
gelismelerin yaninda olumsuz olaylar da yasanir. 1861'te Yesihrmak'tan
sel gelmesi, en onemlisi ise 1872 yihnda kurakhk ve kithgin yasanmasi
olmustur(58).
Harun Ci9ek'in 9ahsmasindan (59), XIX. yiizyihn ilk yansinda
meydana gelen olaylann bir kisminin siirgiin olaylan oldugu anlasihyor.
1810'da Kayseri Nakib'iil-esrafi Molla oglu Osman'in kendi halinde
yaptigi uygunsuz tavirlan hakkinda verilen karar sonucunda Tokat'a
siiriilmesi, 1 8 1 6'da Bor miiftiisii Marash oglu Haci Mehmet'in uygunsuz
davranislanndan dolayi Tokat'a siiriilmesi, 1818'de Nigde sancagindan
Papaz Vasil'in halk huzurunu bozdugundan dolayi Tokat'a siiriilmesi,
1845'te Sungurlu'da devlet tarafindan toplatilan iasenin toplatilmasi
esnasinda olay 9ikaran miiftiiniin Tokat'a siirgiine gonderilmesi konuyla
alakah birka9 omektir. Aynca, 1827'de Zile ve Niksar'dan bazi
dervislerin kovulmus olmasi ve 1 828'de tekkelerin teftis edilmesi dikkat
9eken olaylar arasinda yer ahr.
Hamiyet Sezer makalesinde (60), Yeni9eri Ocaginin
kaldinlmasindan sonraki uygulamalarla ilgili olarak sunlan yazar.
(58) KIZKAPAN Adem, §eriyye Sicillerine Gore XIX. Yiizyilda
Tokat'ta Gaynmiislimlerin durumu, CumhuriyetUni., Sivas, 2009
(59) CICEK Harun, Tokat Merkez Sancagi'nin Sosyo - Ekonomik
Konumu (1800 -1850), Yiiksek Lisans Tezi, Ondokuz Mayis Uni.,
Samsun, 2006
(60)SEZER Hamiyet, Yeni9eri Ocaginin Kaldinhsinin Tasradaki
yansimasi (1826- 1 827)
49
Sivas valisi Mehmet Pasa, 3 Haziran 1827'de askerleriyle Tokat'a
gelmistir. Valinin bildirdigine gore Tokat'ta eskiyahkla iinlii 26 kisi idam,
6 kisi siirgiin edilir. Bu ki§ilerin isimleri kaydedilmek iizere Divan-i
Hiimayun kalemine gonderilmistir. Basbakanhk Arsivi'nde yer alan bir
belgede idam edilen ki^ilerin isimleri kayithdir. Bu isimler
incelendiginde, Yeniceri Ocagma mensup bolgedeki kisilerin, ozellikle
bu belgede sozii edilen karakullukcu, haseki, alemdar
(bayrak tasiyan), serdengecti gibi gruplara mensup olan sahislara
rastlanmaktadir. Bu kisilerin aym zamanda ekmekci, yaprak9i,
mandiraci olmak gibi ozellikleri de vardir. Yine Tokat'tan siirgiin edilen
kisiler arasinda, tumaci, alemdar, Otuzaltimn ustasi, (bilindigi gibi
yeniceriler orta adi verilen gruplara aynlrmstir) eski serdarlar vardir.
Aynca, oldiiriilen ve siirgiin edilenlerden vasiflannin ne oldugu belli
olmayan yeniceri taraftan olabilecek kisiler bulunmaktadir. Idam ve
siirgiinlerin disinda Tokat'ta yenicerilere ait kahvehanelerin bir kismi
yikilmis, bir kismi birakilmistir. Yine valinin bildirdigine gore cadde
iizerinde 10 adet kahvehane yikihrken, 35 tanesinin nisanlan yikilarak
baska esnaf diikkanlanna cevrilmistir. Tokat §eriyye Sicilindeki kayittan
ogrenildigine gore, 37 adet kahve birakilmis, 40 adet kahve ise
yikilmistir. Yikilmayan kahveler arasinda, Subasi kahvesi, kapici,
pasvanbasi, pasa, dellalbasi, mehter, menzilci, bas9avus kahvesi yer
almaktadir. Yikilan kahveler arasinda, Tokat'da idam edilen sahislann
isimlerinin ge9tigi goriiliir. Omegin, Canbaz kahvesi, Koskeroglu
kahvesi, Ziyani(ci)oglu kahvesi ki, bu adlar idam
50
edilenler listesinde yer almaktadir. Serdara ait olan yer de ke9eci
dukkam olmustur. Boylece Tokat eskiyadan temizlenmistir. Bu arada
Zile'de bazi eskiyalann voyvodayi yendikleri, voyvodanin bir sey
yapamadigi, validen yardim istedigi ve soninjta 7 eskiyamn idam
edildigi, valinin yazisindan ogrenilmektedir. Zile'de bu 7 idam disinda
ikisi Tarsus'a, biri Kayseri'ye, ikisi Kastamonu'ya olmak iizere 5
surgiiniin oldugu da anlasihyor. Bu arada Tokat naibi Kara Cehennem
lakaph Mustafa Efendi ve eski Tokat muftusu Yeniceri Ocagi
mensuplanna taraftarhk gostermekte ve naibin gereksiz para topladigi
ogrenilmektedir. Naib hakkinda sorusturma yapilmis ve sonucta
hapsedilmis, istanbul'a bildirilerek bir baska yere surgiinii i9in emir
istenmistir. Yeni9eri Ocagmin kaldinlmasiyla birlikte bazi ekonomik
degisiklikler de yapilmistir. Ocak mensuplan onceleri asker olduklan
i9in niiziil ve avanz vergilerini vermiyordu. Ama artik odemedikleri bu
vergilerin bunlardan da ahnmasi yolunda emirler 9iktigrm goriiyoruz.
Yeni9eri Ocagi ilga olununca mensuplan diger halk gibi muamele
gorerek emlak, arazi ve durumlanna gore vergilerin ahnmasi istenmistir.
29 Ocak 1827 tarihli bu emri alan Sivas valisi buyruldu ile diger kazalara
bildirerek gerekenin yapilmasim emretmistir.
Osmanh Devletinin siyasi a9idan 9alkantih oldugu, disanda
Ingiliz, Rus ve Iran savaslanyla ugrasirken, i9eride azinhklann
bagimsizhk i9in ayaklandiklan, Yunanistan'in bagimsizhgim kazanarak
yeni bir devlet kurdugu, ayanlann Sened-i Ittifakla birlikte genis
yetkilere sahip olduklan bir donemde, 1819 yihna ait Tokat
51
§eriyye sicilinde(61) donemin siyasi olaylanna deginilmedigi, ozellikle
farkh inams ve etnik gruplann yasadigi sehirde bu ve benzeri olaylardan
etkilenmedikleri ya da olaylardan uzak kalmalan kayda deger bir
goriinmektedir.
1808 yihnda sehri ziyaret eden James Morrier, faal halde bulunan
300 bakir imalathanesinden soz eder (62). Fransiz konsolosu V.
Fontainer'in, 1826 yihndaki veba salgini sirasinda gelmis oldugu Tokat
sehrinde tek hayat belirtisi olarak bakircilann 9eki9 seslerini gostermesi,
bu iiretim dahnin ne kadar onem tasidigimn isaretidir. Halbuki once
1846'da gumriigun kaldinlmasi, 1880'de dis piyasalarla rekabet
edemeyen kalhanenin kapatilmasi ile birlikte, Osmanhnin gerileme
siirecinde basanyla durumunu muhafaza etmis olan sehir de, artik her
a9idan ku9ulme siirecine girer.
1813 yihna ait seriyye sicilinde (63) Miisliimanlarla gayr-i
miislimler arasindaki iliskileri ele alan az sayidaki kayit, daha ziyade
ticaret ve gayr-i menkul ahs-verisi ile boi"9 ahp verme seklinde kendini
gostermektedir.
(61) AKIN Ziibeyde, 25 Numarah Tokat §eriyye Sicilinin (1234-
1236/1819-1821) Transkripsiyonlu Metni ve Degerlendirmesi, Yiiksek
Lisans Tezi, Gazi Osman Pasa Uni., Tokat, 2004
(62) ABACI Nurcan, 1812 Tarihli §eriyye Siciline Gore 19. Yiizyilin
basinda Tokat §ehrinin Sosyo-Ekonomik Durumu, Yiiksek Lisans Tezi,
UludagUni., Bursa, 1994
(63) ASIL Harun, 1 8 Numarah Tokat §eriyye Sicili, (H. 1229/M. 1813),
Yiiksek Lisans Tezi, Erciyes Uni., Kayseri, 2006
52
islam hukukunun sagladigi avantajlar dolayisiyla Ermeniler ve
Rumlar arasinda Miislumanhgm yayilma istidadini gosteren sicil
kayitlan bulunmaktadir (64). Ne var ki, Tokat'ta 1722-1897 yillari
arasinda ihtida eden gaynmuslimlerin sayisi 68'dir.
Benzeri durumu 1839 yihna ait seriyye sicilinde (65) de gormek
miimkundiir. Islam hukukunun kolayhklanndan istifade eden
gaynmuslimlerin Musliimanlara, Musliimanlann da gaynmiislimlere
sahitlik yaprms olduklan mahkeme kayitlannda goriilmektedir.
1818 yihna ait seriyye sicilinde (66) Ermeni kilisesinin kiiciik
caph bir nizamnamesi niteligindeki patrik degisimi, Kalealti Kilisesinin
tamiri, ve iki ihtida hareketi ile ilgili kayitlar yer almaktadir.
Gayrimiislim tebaa ile Musltiman kesim arasindaki giiven
duygusuna dayanan alacak-boi"9 iliskisi, hatta gayrimuslimlerin
evlerinde seccade bulundurmalan, Miisliimanlarla samimi miinasebetler
gelistirdiklerini gostermektedir. Her iki dini kesimin aym
Mahallede oturmalan, hatta ortak adetleri benimsemeleri
(64) KELE§ Mehmet, Tokat'in 18 Numarah §eriyye Sicili (1229/1813-
4), Yiiksek Lisans Tezi, Gazi Osman Pasa Uni., Tokat, 2003
(65)BARBAK Selda, 50 Numarah Tokat §eriyye Sicilinin
Transkripsiyonlu Metni ve Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans Tezi, Gazi
Osman Pasa Uni., Tokat, 2004
(66) SARIB AL Ismet, 23 Numarah Tokat §eriyye Sicili Transkripsiyon
ve Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans Tezi, Gazi Osman Pasa Uni., Tokat,
2004
53
- gayrimuslimlerin e^leri i9in mehir vermesi gibi- Miisliimanlann ve
zimmilerin, sadece ayni sehrin havasini solumaktan baska
paylasimlannin da oldugunu gostermektedir (67).
Donemin tereke defterleri ile ilgili yapilan bir 9ahsmada (68), i9
i9e yasayan Miisliiman ve gayrimuslimlerin, temelde farkh olsalar da
giyim tarzlanndan evlerinde bulunan esyalara kadar kullandiklan bii"9ok
esyanin birebir aym oldugu anlasilmaktadir. Gayrimiislim halkin, miras
taksimi konusunda ser'i hiikiimleri kabul etmekte ve ser'i mahkemelerin
karanna inanmakta oldugu goriiliiyor.
XIX. yiizyihn baslannda Tokat'i gormiis olan 119 seyyahin gayr-i
Muslim oram hakkindaki tahminleri % 5-11 civanndadir. Tournefort'un
yiizyil onceki % 20'ye yaklasan tahmininden farkhlasmasi, sehirde
Musliiman niifusun yiizyil boyunca nispeten daha biiyiik bir artis
gostermis olmasi ile a9iklamr (69). Halbuki, Ali A9ikel'in makalesi, 1 844
sayiminda niifusun yiizde 45'inin gayrimiislim oldugunu kaydeder (70).
(67) ERDOGAN Ahmet, Osmanh Aile Arastirmalan Bakimindan Tokat
ve Tarsus §eriyye Sicillerinin Karsilastirmah Incelemesi (1805-1845),
YiiksekLisansTezi, CumhuriyetUni.,Sivas, 2008
(68) CELIK Nazik Betiil, Tereke Defterlerine Gore II. Mahmut
Doneminde Tokat'in Sosyal ve Ekonomik Yapisi, Yiiksek Lisans Tezi,
Gazi Osman Pasa Uni., Tokat, 2008
(69) Mehmet Gen9, 17.-19. Yiizyillarda Sanayi ve Ticaret Merkezi
Olarak Tokat
(70) A. A9ikel, a.g.m.
54
Belgelerincelendiginde kisilerin vakif miiessesi hari9 hayatlannda
baska yer ve sahislara vasiyyet yapmadigi goriilmektedir (71).
20.gtetr
iizyihn ortalanna kadar uzunca bir siire sinai uretimin
9esitliligi, kalitesi ve ticari faaliyetlerinin canhhgi ile
Anadolu'nun onemli ticaret merkezlerinden biri olan Tokat,
Cumhuriyet doneminde ticaret yollannin degismesi, sanayilesme
faaliyetlerinin ozellikle iilkenin bati bolgelerinde yogunlasmasi ile ilin
ulusal pazarlara uzak kalmasi nedeniyle iktisadi canhligim onemli
divide yitirmi? ve i9e kapah bir sehir konumuna gelmistir (72). DPT'nin
illerin sosyo ekonomik geli§imi§lik siralamasinda 1996'da 52. sirada yer
ahrken, 2003 yihnda 61. siraya geriler. Niifusunun onemli bir
bolunuinun ge9imini tanm ve hayvancihktan sagladigi, aktif niifusun
ortalama %73'iiniin kirsal alanda istihdam edildigi, okur-yazar
niifus oranimn goreli olarak diisiik oldugu, fert basrna diisen
GSYIH'nm iilke ortalamasimn altinda bulundugu
(71) KARABAY Kazim, 63 Nolu Tokat §eriyye Sicili, Yiiksek Lisans
Tezi, Kahramanmaras Siit9ii Imam Uni. , Kahramanmara§, 2007
(72) DURAN Serap, Cumhuriyet Donemi Tokat Ekonomisi (1923-
2005), Yiiksek Lisans Tezi, Gazi Osman Pasa Uni. , Tokat, 2006
55
ve dolayisiyla tasamif ve kredi imkanlannin yeterli diizeyde olmadigi ve
onemli oranda gizli issizligin oldugu iller olarak tanimlanan
"4. Derecede Gelismis Iller" grubunda yer almaktadir.
1910-1955 doneminde ilde g09 olduk9a yogun yasanmistir. 1 908
tarihli Sivas Salnamesinde 106.893 kisi olarak belirtilen Tokat §ehir
merkezi niifusunun, 1 927 sayimlannda 2 1 .890 oldugu goriilmektedir
Hicri 1321 ve 1324 (1906) yillanna ait Vilayet Salnamelerinde
Tokat sancagi ve kazalannda 82 adet kilise ve manastir oldugu bilgisi yer
ahr (73). Ayni kaynakta yer alan okul ve ogrenci sayilan incelendiginde,
gayri Miislimlerin egitim-ogretim faaliyetine Musliimanlardan daha
fazla onem vermis ve 90cuklanni okutmus olduklan goriiliiyor.
1909-1914 yillanm i9ine alan 111 nolu seriyye sicilinden,
davalarda Miislimler ile Gayrimiislimler arasinda fazla bir sorun
olmadigi, birbirlerine karsi dava sayisinin 90k az olmasindan
anlasilmaktadir (74). Kendi davalarinda diger taraftan dava vekili tayin
etmeleri ve §ahit olarak birbirlerini gostermeleri aralannda giivene
dayah bir ili^kinin oldugunu gosterir. Bu durum da Osmanh Devleti
genelinde meydana gelen Ermeni olaylannin Tokat bolgesinde dikkate
deger bir §ekilde olmadigini gostermektedir. Muslim Gayrimiislim
(73) GENC Erol, Salnamelere gore Sivas Vilayetinde Dini ve Sosyal
Yapi, YiiksekLisansTezi, Firatfjni., Elazig, 2009
(74)BiLIRLi TAHIR, III Numarah Tokat Seriyye Sicilinin
Transkripsiyonlu Metni ve Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans Tezi, Gazi
Osman Pasa Uni., Tokat, 2006
56
iliskilerinde oturduklan yerlerin ayn olmamasi Muslim mahallelerde
Gayri miislimlerin oturmasi, Gayrimiislim mahallelerinde ise
Miislimlerin oturmasi iliskilerinin derecesini gostermekte, aym zamanda
eski bir gelenek olan Gayrimuslimlerin kendilerine ait mahallelerde
oturmasi uygulamasinin da yikildigini gostermektedir. Diger taraftan
Gayrimuslimlerin gelir ve egitim seviyelerinin oldukca yiiksek oldugu
soylenebilir.
1908'de meydana gelen selde 1000'e yakin diikkan yikihr, 500'ii
askin vatandas hayatim kaybeder. 1 9 1 4'te meydana gelen yanginda ise 80
ev, 91 diikkan, iki eczane, 119 han yanip kill olur (75). Osmanh Devletinin
I. Diinya Savasina katilmasi ile birlikte seferberlik ilan edilir. Harbin ilk
gunlerinde Tokat bir ana baba giinii yasar. Hanlar, kiliseler, camiler
askerlerle dolup tasmaktadir. Koyler bosaltilmistir ve ortahkta 90cuk,
kadin ve ihtiyarlardan baska kimseyi gormek mumkun degildir.
Tokathlar her giin cepheye asker yolcu etmektedir. Savas devam ederken
asayis bozulmus, asker ka9aklan, eskiyalar, Rum 9eteleri ortahgi kasip
kavurmaktadir. Uretimin azhgi ge9imi darlastirmis, kithk meydana
gelmis, bazi ge9ici hastahklar salgina, oliimlere sebep olmustur. Bu aci
hallere I.Cihan Harbi'nde yenilgiye ugradiktan sonra diismanlann
davranislan da eklenir.
Tokat yoresindeki din adamlanmn Milli Miicadeleye yonelik
bakis a9ilan ve tutumlan olumludur (76). Merkez ve il9elerdeki miiftii ve
(75) A. KIZKAPAN, a.g.e.
(76) ULKU Mehmet, Milli Miicadele Doneminde Tokat, Yiiksek Lisans
Tezi, Gazi Osman Pasa Uni. , Tokat, 200 1
57
din adamlan Miidafaa-i Hukuk Cemiyetleri i9ersinde aktif §ekilde yer
alarak, Nasihat Heyetlerine katilarak Milli Miicadeleye dogrudan katki
saglamislardir. Tokat ve Niksar muftuleri, hi9 tereddiit etmeden Istanbul
fetvasina karsi yayinlanan Ankara fetvasini imzalamislardir. Bunun yam
sira halkin bilintjlendirilmesi i9in her tiirlii destek ve 9abayi
gostermislerdir. Siyasi goriis ve tavirlan itibanyle Milli Miicadele
hareketinin karsisinda yer almakla isabetsiz bir yol izlemis olan, ancak
kabri Tokat'ta bulunmayan Tokat dogumlu Osmanh seyhiilislami
Mustafa Sabri Efendi'den (1869-1954) burada birka9 ciimle ile soz
etmek yerinde olacaktir (77). Gen9 yasta riius imtihanini kazanarak Fatih
Camii muderrisligine tayin edilen Sabri Efendi 9esitli kademelerden
sonra II.Mesrutiyet'in ilanmin ardindan Tokat mebusu olarak Meclis-i
Mebusan'a girer. 1919'da tekrar Tokat mebusu se9ilir ve Damat Ferit
Pasa hiikiimetinde seyhiilislamlik yapar. Bu sirada Mustafa Kemal'in
genis yetkilerle Anadolu'ya gonderilmesine karsi 9ikar. Cemiyet-i
Miidemsin'in baskanhgini yaparken Iskilipli Mehmed Atif ve Said Nursi
ile birlikte 9ahsir. Anadolu'daki Milli Miicadele hareketine karsi
tedbirler ahnmasim teklif eder ve onerisi kabul edilmeyince gorevinden
istifa eder. Cumhuriyet'in ilamndan sonra 150'likler listesine ogluyla
birlikte ahnir ve tutuklanacagi sirada ailesiyle birlikte Iskenderiye'ye
gider. 1 924'te vatandashktan 9ikanhr. Misir'da Mustafa Kemal Pasa ve
huktimetine muhalefet ederek yurdunu terk ettigi i9in tepkiyle karsilamr.
Yazdigi eserler ve ilmi faaliyetleri ile Misir'da yeniden
(77) YAVUZ Yusuf Sevki, Mustafa Sabri Efendi, TDV Islam
Ansiklopedisi
58
itibar kazanir. Batihlasmanin etkisinde kahp Islam dinini bati dusuncesi
ve degerlerine gore yorumlayan aydinlann goriislerini siddetle elestirir.
Osmanh Tiirkleri aleyhindeki asilsiz iddialara cevap vererek bu iddialan
9uriitiir. Hristiyanhk'ta oldugunun aksine islam'in bilimle 9atismadigi
fikrini israria savunur. Bati medeniyeti karsisinda Islam medeniyetinin
yikilisini engellemek i9in hayatim fikri ve siyasi miicadelelerle gecirir.
Kahire'de vefat ettiginde cenazesine ilim ve siyaset adamlanmn yam sira
biiyiik bir kalabahk istirak eder.
Ve Digerleri
Tokat vakiflan iizerine Fatma Ustek'in yapmis oldugu
9ahsmadan (78) ortaya 9ikan zaviye, tekke ve tiirbe vakiflan
soyledir. Siinbiil Aga Zaviyesi Vakfi, §eyh Meknun Zaviyesi
Vakfi, Acepsir Mescidi ve Zaviyesi Vakfi, Fatma Hatun Turbesi Vakfi,
Ahi Pasa Zaviyesi Vakfi, Misafir Bey Zaviyesi Vakfi, Hamza Bey
Mescidi ve Zaviyesi Vakfi, Pir Ahmed Bey Zaviyesi Vakfi,
Haci Ivaz Pasa Medrese ve Zaviyesi Vakfi, Hayreddin
Turbesi Vakfi, Seyfeddin Mescidi ve Hankahi Vakfi,
Kabilzade Tiirbe ve Zaviyesi Vakfi, Melek Hatun Zaviyesi
Vakfi, Seyyid §erefeddin Zaviyesi Vakfi, Cemal
(78) F. USTEK, a.g.e.
59
Yahya Zaviyesi Vakfi, Alemdar Zaviyesi Vakfi, Ikbal Bey Zaviyesi
Vakfi, Yar Ali £elebi Zaviyesi Vakfi, Ahi Tami Zaviyesi Vakfi, §eyh Ali
Zaviyesi Vakfi, Hoca Miinir Zaviyesi Vakfi, Hoca Ali Zaviyesi ve
Hangahi Vakfi, Turgud §ah Zaviyesi Vakfi, Ahi Evran Zaviyesi Vakfi,
Ibrahim Pasa Zaviyesi Vakfi, Zaim Hangahi Vakfi, Vezir Hangahi Vakfi,
Hoca Suleyman Turbesi Vakfi, Haci Hasan ve Haci Hiiseyin Biraderler
Tiirbesi Vakfi, Hizir Ilyas Turbesi Vakfi, Tugrai Turbesi Vakfi, Bahadir
Aga Turbesi Vakfi, §ahnaz Hatun Turbesi Vakfi, Selcuk Hatun Turbesi
Vakfi, Yologlu Turbesi Vakfi, Kihc Turbesi Vakfi, (^asnigir Turbesi
Vakfi, Sati §ah Hatun Turbesi Vakfi, Yum Dede Turbesi Vakfi, Qi\ Hatun
Turbesi Vakfi, Asse (Ayse!) Hatun Turbesi Vakfi, Ummi Hatun Turbesi
Vakfi, Qerkes Turbesi Vakfi, Kadi Hasan Hatunu Turbesi Vakfi, Kara
Tokati Turbesi Vakfi.
Bu vakiflann bir kismi devirleri tespit edilemeyen vakiflar
arasinda yer ahr. §iiphesiz Tokat vakiflan bunlardan ibaret olmayip,
cami, mescit, medrese, buka, evladiyet vb yapilarla ilgili vakiflann da
oldugu goz oniinde tutulmahdir.
Riistem £elebi Mahallesi arka sokaginda, yolun saginda iistii a9ik
bir mezar olup, tarihi sahsiyeti hakkinda bilgi bulunmamakla beraber,
Ayakci Baba ismiyle anilan zatm halk arasinda bir sehit oldugu inanci
yaygindir. Buraya, yiiriiyemeyen cocuklar 119 persembe getirilmekte, 119
Ihlas, bir Fatiha okunarak mezann etrafinda 119 kez dolandinlmakta,
daha sonra 90cuk kibleye dondiiriilerek dua edildikten soma, "Salladim
sahya karsi, yiiriisiin ellere karsi", denmektedir. (^ocuk yuriiytince
kurban kesilmekte, ayrica mezann iistiine bulgur serpilmektedir.
60
Tokat kalesinin uzerinde bulundugu biiyiik tepenin alt kisminda
her hangi bir mezar olmamakla birlikte Biilbiilliik Tekkesi diye amlan
biiyiik9e bir magara bulunmaktadir. Buraya konusamayan 90cuklar arka
arkaya 119 Persembe giinii getirilerek magara i9erisinde dolandinlmakta,
magara disindaki diiz bir kaya uzerinde kaydmlmakta ve dilek yerine
gelince de kurban kesilmektedir. Ziyaret9ilerin bol oldugu, hatta
Almanya'dan bile gelenlerin bulundugu ifade edilmektedir.
§eyh §irvani Mezarhginda, yolun solundaki dikenlerin altinda,
ustti a9ik bir mezar olup,vaktiyle dikenler altinda bulundugundan dolayi
Diken Baba ismiyle amlan zatin tarihi sahsiyeti hakkinda her hangi bir
bilgi yoktur. Mezar taslarla 9evrilmistir. Goz agnsi olanlar tarafindan,
daha 90k Persembe giinleri ziyaret edilmekte, bu ama9la aksamdan
lslatilan nohutlar mezann basindaki dikenlere takilmakta, bez 9aput
baglanmakta, aynca mezann bas ucundaki yuvarlak tas gozlere
suriilmektedir. Inanca gore, ziyaret bittikten sonra arkaya bakilmadan
oradan uzaklasilmazsa dilek kabul edilmemektedir.
"§ehre hail cihanniima bir puste uzerinde Gij Gij Dede Tekkesi.
Tarik-i Yesevi'de bir ulu dervis imis. Ta Horasan'dan gelerek bu kuh-i
bala uzerinde sakin olmustur. Celali sifat oldukda ejder gibi gij
gijladigindan adina Gij Gij Dede derlermis. Himmeti hazir ola. Sahib-i
kanaat birka9 fukarasi vardir."
61
Evliya Celebi'nin bu sozlerle anlattigi Gij gij Dede'nin Ahmed
Yesevi'nin muritlerinden bir Horasan Ereni oldugu anlasihyor (79). Gij
gij daginda bulunan ve Hasan Baba ismiyle de bilinen yatir, cocugu
olmayan kadinlar tarafindan ziyaret edilir. Kadinlar "hemecik" adini
verdikleri yapma bebegi oraya gotiirerek yapma bir salincakta
salladiktan sonra, tekkeye teslim ederler. Ayrica, kadinlar buraya
giderken topladiklan taslan, devletlinin bunlan elleriyle yogurup gillie
yaparak kiiffara attigi inanciy la tekke yaninda birakirlar.
Ortmelionii Mahallesi, Haci Hasan Boliigii 56 nolu evin arka
tarafindaki kavak agaclannin altinda, etrafi duvarla 9evrili, Kaphca diye
bilinen ve havuza benzeyen buyukce bir su gozesinden soz edilir.
Eskiden, bilhassa Ermeniler tarafindan her ayin ilk Carsamba'sinda
ziyaret edilmekteymis. Yine eskiden burada bir kizin mezari oldugu,
daha sonra nerede oldugunun bilinmedigi ve sir oldugu soylenmektedir.
Guniimuzde, daha 90k Alevi-Bektasi ziimreleri tarafindan Persembe
giinleri, oncelikle bas agnsi olmak iizere 9esitli hastahklar i9in ziyaret
edilmekte, girisin sagindaki duvarda mum yakilmakta, dilek dilenmekte,
bu ama9la dilek i9in tas yapistinlmakta ve suyu sifa niyetine
i9ilmektedir.
§eyh §irvani Mezarhgi yakinlannda bulunan ve sanci i9in gidilen
yatir, Sanci Tekkesi ismiyle anihr. Bu mezar alani da Gijgij Dagi
eteklerindedir. Mezar alanini 9eviren duvarlann taslannda
(79) KURNAZ Cemal, TAT^I Mustafa, Yesevilik Bilgisi, Milli Egitim
Basimevi, Ankara, 2000
62
kullanilan dokuz iri tartan dolayi 'Dokuz Ta§lar Mezarhgi' ismini
almi^tir (80). Bu mezar alani i9inde "Sanci Tekkesi" denilen bir tiirbe
varmis, ki hayvanlara (ozellikle atlara) §ifa verdigine inanihrrm§.
Sidik Tekkesi, Camii Kebir Mahallesi, ii9uncii ge9itte buyuk9e bir
ta§ olup, yaninda her hangi bir mezar yoktur.Tekkeye, altini lslatan
90cuklar getirilmekte ve kayaya kar§i durdurulup 119 ihlas, bir Fatiha
suresi okunmaktadir. Faydasmi gorenlerin horoz kurban ettikleri ifade
edilmektedir.
Sigil Tekkesi, Seyit Necmeddin Mahallesi, Hinish Sokagi 1 nolu
evin arka bah9esinde, iki sira halinde tas. sandukah yedi mezar olup,
mezarlardan dordiiniin iizerinde ayete'l-kiirsi yazihdir. Buraya, ellerinde
sigil olanlar gelmekte ve ortadaki iki biiyiik mezann etrafinda 119 Ihlas,
bir Fatiha okuyarak donmektedir. Daha sonra, ortadaki mezann
basucunda bulunan iki ku9uik tasla sigillerin oldugu bolge
afsunlanmaktadrr.
§ehir merkezinde bunlann di^inda, Ortmelionti Mahallesinde 62
nolu evin i9inde bulunan ve kitabelerinden Horasanh Mehmet ile
Abdullah isimli karde^ler olduklan anla^ilan, eskiden her tiirlii dilek i9in
ziyaret edilen, her tiirlii hastahk i9in hastalann gomleginin getirilip
birakildigi (^oregi Biiyiik, -yatira £6regi Biiyiik denilmesinin sebebi
tiirbedeki madalyonlar dolayisiyledir-, Muslehaddin Sokagi'nda Kaya
Camii'nin arkasinda bulunan, yamndaki kiliseyi kafirlerle cenk ederek
aldigina inamlan ve eskiden yiiregi sikilanlar ve kendisinde fenahk
hissedenler tarafindan ziyaret edilen Has Omer ve kara
(80) C. DEMIR, a.g.e.
63
sevdaya tutulanlann yedi Persembe ziyaret ettigi "Murat Sevdekar
Tiirbesi, eskiden sitma i9in hastanin gotiiriilerek iizerinden soguk su
dokiildiigii yatir olan Camii Kebir Mahallesinde §eyh §ehabeddin
£esmesi hizasindaki Koyun Baba, viicudunda bezesi olanlarca ziyaret
edilen Kosu Kavak (Hasta olanlar bir yumurta getirip buraya
gomerlermis), Satir Bahcesi (Rukiye Hatun), yiiriimeyen 90cuklann
gotiiriildiigu Toprakci Baba (Pazar yolu iizerindeki yatira toprak yiyen
90cuklar gotiiriiliir), yiiriimeyen 90cuklann V19 Persembe getirildigi
AyakTekkesi sayilabilir.
Merkeze 1 5 km mesafede bulunan Ahmetalan isimli koyun adi
burada bulunan Kara Ahmet tiirbesinden gelir. Koy halki Hubyar Veli
Baba Ocagina Bagh Ansa Baci Ocagindan Babacilardir. Semahlan,
Cemleri devam etmektedir.
Merkez il9eye bes km uzakhktaki bir Alevi Koyii olan Akyamaq
Koyii'niin zirvesinde, aga9larla 9evrili kii9iik bir diizliik i9erisinde,
kocaman bir mahlep agacimn altinda, etrafi ta^larla 9evrili yatirda yatan
zatin kim oldugu bilinmez. Buna ragmen, Ayir Ziyareti diye amlan zatm
koy halki tarafindan, bir Alevi dedesi olduguna inamlmaktadir. Burasi
ozellikle 6 Mayis Hidrellez giiniinde, 9evre Alevi koyliileri ile beraber
ziyaret edilmekte ve bir 90k kurban kesilmektedir. (^ocugu olmayanlar,
bacagi 9arpik olanlar, ve fel9liler tarafindan ziyaret edilir. Burada 9ikan
su ve etrafindaki aga9lar kutsal sayihr ve halk buradaki zatin su ve
aga9lanm vermedigine inanmaktadir. Bu yiizden, ahp gotiirmek yerine
suyun burada i9ilmesi gerektigi inanci yaygindir.
64
Tokat merkez il9eye bagh, ile 17 km uzakhkta yaklasrk 300
haneli Biiyiikyildiz Koyu'nun 300 metre kadar kuzeyindeki bir tepe
iizerinde kare planh bir bina i9erisinde yer alan Bal Dede'nin Horasan
Evliyalanndan olduguna inamlmaktadir. Hakkinda soyle bir rivayet
anlatihr. Kibns harbini miiteakip koye gelen bir subay Bal Dede'yi sorar.
Koylii, koyde boyle bir sahis olmadigim soylediklerinde subay sasmr ve:
"Nasil olur? Biz onunla Kibns'ta Rumlar'a karsi savastrk. Savas bittikten
sonra kendisini ziyarete gelmemi soyledi" deyince, koylii bunun Bal
Dede oldugunu anlar. Bal Dede ile ilgili anlatilan bir baska rivayet de,
mezann yaninda yatan yaramaz bir adarm yandaki dereye firlattigi
seklindedir. Bal Dede'ye her tiirlii dilek i9in gelinmekte, tiirbe caminin
oniinde mum yakilmakta, tiirbe disindaki aga9lara bez-9aput
baglanmakta ve ayrica buradaki bir tasa tas yapistmlmaktadir. Koyliiler
tarafmdan dini bayramlarda ziyaret edilmekte ve yagmur duasina da
burada 9ikilmaktadir. Yagmur duasi i9in ahnan ortak kurbanlar burada
kesildikten sonra yagmurun yagacagina inamlmaktadir. Tiirbenin 50
metre kadar ilerisinde bulunan olduk9a yash bir sakizhk agacimn kokiine
yakin bolgedeki oyugun, Bal Dede'nin oturmasiyla meydana geldigi
kabul edilir. Bu aga9 da kutsal sayihr ve buraya otunilunca, bel, bas ve
biitiin viicut agnlannin ge9ecegine inamhr.
Eski ismi Fenk olan Qat kasabasmm bati yakasinda bugiin onemini
kaybetmis olan Erenler diye amlan bir adak yeri bulunur. Aynca
mezarhk yakminda yatir olarak dilek tutulan ve bir bez par9asinin
baglandigi kii^iik bir aga9 ile, Kaymak Kayasi ismiyle bilinen ziyaret
yeri vardir.
65
Cokelikki§la koyuntin ilk kurucusu Imam Gazi'dir. Onun ismi
yaylaya verilmi§tir. Turbesi hala yaylada olup kaybolmaya yuz
tutmustur.
Gokdere koyiinde Balci Dede Camisi ve Balci Dede okulunun
yanindaki mezarhkta Sudanh 119 kardesten biri oldugu rivayet edilen
Umudum Dede'nin tiirbesine ?ocugu olmayan aileler gelir, dilek dileyip
iki rekat namaz kilarlar. Dilekleri kabul olursa, tekkeye kurban kesip bir
miktar para birakihr. Paranin azi ya da 90gu fark etmez. Dogan
90cuklann adini kiz ise Umidiye, oglan ise Umut ya da Umit koyarlar. Bu
isimleri anne adaylan riiyalannda gordiiklerini soylerler.
Cal Baba olarak bilinen mevki, Tokat'a uzakhgi 40 km olup
Giinqah koyiinun tarn olarak kuzeyine diismektedir. Koye mesafesi tasit
yolu ile iki km yaya olarak yaklasik 1 .5 km dir. 1 700 m rakimh zirveye
her yil temmuz aylannda topluca yagmur duasina 9ikihr. Imece usuliiyle
toplanan para ile kurbanlar kesilir, dualar edilir, tarikat inancim yerine
getirmek i9in 12 hizmet goriiliir. Askere gidecek olanlar da burada
kurban keserler ve misafirlere ikramda bulunurlar. Cal Baba denilen
yerden kimse odun ihtiyacim kar^ilamak istemez. Burasi
kutsal bir mekan olarak kabul edilir ve buradan aga9
Getirenlerin ba§ima 9e§itli musibetlerin geldigi inanci
yaygindir. Bu mevki Cal Tepe olarak haritada yer almaktadir.
Cal Tepenin eteginde yer alan Melekgaze (Melikgazi) mevkii de
kutsal bir yer olarak goriiliir. Burada Sel9uklular doneminde yasadigi
bilinen Melikgazi ismindeki kumandan savasirken aksam olur.
Ordusuyla sonradan kendi ismiyle amlacak olan Melikgazi mevkiine
gelir ve "Ya orman! Bizi sakla" der. Orman
66
i<;inde kaybolurlar. Sabah tan yeri agarmaya baslayrnca bir de ne
goriilsiin! Yarah, bereli askerlerden bir (jogunda hi9bir yara izi
kalmarmstir. Bunlann bir kismi da aga9lara yaslanrms vaziyette oracikta
sehit olmustur. Melikgazi ordusuyla tekrar savasa devam eder ve galip
gelir. Melikgazi mevkiinden ormanhk alana doner. "Ya orman dahni
kesenin dah kurusun", diye dua ve niyazda bulunur ve ordusuyla
buralardan aynlir.
Cal Baba'da Derin Dere, Hidinn Tekne, Ketegin Tarla, Cal Tepenin
zirvesi, Soguk Pinar mevkileri ziyaret edilen bashca yerlerdir. Her yil en
az 150-200 tane kurbanin kesilmesi bu gelenegi asirlardir devam
etmektedir. Burasi 90cugu olmayanlann ziyaret ettigi, 9esitli
hastahklann sifa bulduguna inanilan bir yerdir.
Giinqcili koyunde bir 90k kisinin ismi Gazi'dir ve buna Tekke
Vergisi derler. Koyde aynca Aliboz, Ziriyat (ziyaret) kilise, Ohbur denen
verier de ziyaret edilir, adaklar adanir, kurbanlar kesilir. Koyde Ali,
Alidost ismi de Aliboz denen yerin vergisi olarak kabul edilir. Bu isimler
koy halki arasinda olduk9a yaygindir.
Merkez il9eye 40 km uzakhktaki 4 haneli bir Alevi koyii olan
Halilalan Koyii'niin yukansindaki yama9ta bulunan yatir Ayak Basti
ismiyle amhr. Buradaki bir tasta atin ayak izine benzeyen bir iz vardir ki,
bunun Hizir'in atimn ayagimn izi olduguna inamlmaktadir. Koyliiler,
emekleme 9agina gelen 90cuklanm buraya getirdiklerinde, daha erken
yuriiyecegine inanmaktadirlar.
Eski adi Kirkiroz olan Hasanbaba koyunun adi, koyiin sehri
a9iktan goren tek aga9h meshur Hasan Baba Tekkesi'nden esinlenerek
verilmistir. Bu tepede bulunan agacin dibinde bir mezann
67
oldugu rivayet edilir. Hasanbaba'da 1938'den itibaren Haci Bektas
soyundan gelmis olan Aleviler yasamaktadir.
Kat Ziyareti, merkez il9eye bagh,Tokat-Turhal karayolunun bes
km. kadar kuzeyinde bulunan Kat Kasabasi'nm 500 metre kadar
dogusunda Belediye mucavir alam i9erisindedir. Yorenin en onemli
ziyaretgahlarmdan biri olup, iilkemizin her bolgesinden gelen binlerce
kisi tarafindan, genellikle hastahklara sifa bulmak amaciyla ziyaret
edilir. Ziyaretgaha, belediye tarafindan modem tesisler (sihhi banyo,
otel, kafeterya, market) yaptinlmistir. 50 yatakh otele ve 60'a yakin
kisiye hizmet verebilen sihhi banyoya sahiptir. Isitma, giines enerjisi ve
kalorifer tesisati ile saglanmaktadir Aynca, futbol sahasi ve 90cuk
parkiyla da mesire yeri olarak dinlenme ihtiyacim karsilamaktadir.
Ziyaret yerinde, ziyaret edilen unsur su olup, bu su, bir agacin
kovugundan akmaktadir. Ashnda burada bir kizin yattigina inamlmakta,
fakat mezannm nerede oldugu bilinmemektedir. Bununla ilgili §u rivayet
anlatihr. Anadolu'ya Miisluman Tiirklerin geldigi zamanlarda, §am'dan
gelen Beyazid-i Bestami Hazretleri, Zile'ye medrese a9ar. Kat
Koyii'nden bir delikanh bu medresede okuduktan sonra. Beyazid-i
Bestami'nin torunu ile evlenir ve gelini buraya getirir. Adet iizere, koyiin
kadinlan gelini ziyarete gelir. Aralannda gogsii agnyan bir kadin
kucagindaki 90cukla bu gelinin yanina gelince, gelin bu kadin i9in dua
eder, kadin da iyile^ir. Ziyaret edilen suyun, bu gelinin bah9esinde
oldugu ve gelinin mezannm da buralarda bir yerde oldugu inanciyla
yurdun dort bir tarafindan gelen ve her tiirlii hastahgi olanlar (bilhassa
fel9li ve cilt hastahgi olanlar) ve 90cugu olmayanlar tarafindan sik9a
ziyaret edilmektedir. Buradaki su, her tiirlii dilek ve
68
hastahklar i9in i9ilmekte, cilt hastasi olanlar da buradaki tesislerde bu su
ile banyo yapmaktadirlar. Suyun hemen solundaki mekanda mum
yakilmakta, aga<;lara her tiirlii bez-9aput baglanmaktadir. Aynca buradan
ahnan toprak yutulmakta, yara iizerlerine siiriilmektedir. Dilek yerine
gelince her tiirlii kurban kesilmektedir.
Antik kent Komana Pontika'nm yamndaki Kihqh koyiinde
haklannda herhangi bir bilgi olmayan Deliktas ve bir tiirbe bulunur.
Bugdiiz ve Ortaviran'dan sonra Ortaoren ismini alan koyiin eski
yerlesim yeri Budist Camisi adiyla amlan Camhbel Mescidi civaridir.
Celali isyanlanndan sonra bugiinkii yerine tasinan koyiin Namaztepe
mevkiinde bir evliya mezan vardir (81).
Erol Arslan'in derledigine gore (82), Osmanhlar doneminde 1A9
tane veli islamiyeti anlatmak ve islamiyeti yaygrnlastirmak i9in Tokat
yoresine gelir ve bolgede biiyiik itibar kazamrlar. Halka manevi yonden
yardimci olmuslar ve 90k sevilmislerdir. Rivayete gore bunlann ii9ii de
kardestir. En biiyiiklerinin admin Imam Gazi oldugu bilinmekle beraber
diger ikisinin ismi hakkinda herhangi bir bilgiye ulasilamarmstir. Bu 119
imarmn da evliya oldugu, Islami bilgi birikimlerinin yamnda yoredeki
insanlann hastahklarini da tedavi ettikleri nakledilir. Buveliler
Oldiikleri zaman, Imam Gazi bugiin Mamu simrlan i9erisinde
Olan Imam Gazi Tepesi'ne, onun ku9ugii PinarhKoyii simrlan
l9erisinde olan Kizil Tekke'ye, diger en kii9iik kardes ise
Top9am Dagina defnedilir. Bunlann i9erisinde Kizil
(8 l)Http://tr. wikipedia.org
(82) www.cerkezpinarli.tr.gg/
69
Tekke'ye gomulen velinin mezan 90k uzun zamandan beri insanlar
tarafindan hastahklanna 9are olarak ziyaret edilmektedir.
Kizil Tekke'ye gelenlerin sivilce, Gut Hastahgi, Romatizma ve
fel9 gibi hastahklardan sifa buldugu anlatihr.
Her yil sonbaharda §e hitler koyiiniin yakrmnda Erbaa'ya bagh
Canbolat koyii simrlan i9ersinde olan Kesegen Tekkesi sonbaharda da
koyiin Evliya Deresi'nde bulunan yatir ziyaret edilir ve kurban kesilir.
Rivayete gore 119 kardesten biri eski adi Siideni olan Yakacik
koyiindeki mezarhkta, ikincisi de mezarhgrn 100 m yukansindaki Tek
Mezar diye soylenen yerde sehit diiser. U9iincii kardes Umudum Dede
ise, Gokdere koyiindedir.
Baki§h Koyii'nde Yel Tekkesi, Hasan Kayasi, Tuz Tasi ve
Samyeli tekkeleri, Ula$ Koyii'nde Haci Ellez Tekkesi, Yayladah
Koyii'nde Dilek Tekkesi, Saltik koyiinde Deliler Tekkesi, Kiziloz
koyiinde Ot Kesme ziyaret yeri, Giigiimlii koyiinde Urifiye Tekkesi ve
Giizeldere Tekkesi, Cordiik koyiinde Cam ve Delik Tas isimleriyle
amlan ziyaret yerleri bulunur.
U9er 9ahsmasinda (83), Tokat merkez il9ede muhtemelen yaklasik
olarak %9,5-10'luk bir Alevi niifus oldugunu kaydeder. Merkez ikjeye
bagh koylerde bu oran %24,2'sini teskil ederken, merkezin koylerle
birlikte toplaminda ise % 1 4,8'lik bir orana tekabiil etmektedir.
(83) UCER Cenksu, Tokat Yoresi Alevileri Tarih9esi, inanglari, Orf ve
Adetleri, Doktora Tezi, Ondokuz Mayis Uni., 2005
70
Almus Evliyalan
Almus'un Osmanhlar devrinde Tozanh Nahiyesinden ayri
olarak Gavurni-Kafirni adi ile anilan yer oldugu ileri siiriiliir.
Sel9uklular doneminde Niksar vilayetine simr olan Gavumi-
Kafirni bolgesini elde etmek isteyen Sel9uklu Beylerinden Imam Gazi,
Bayram Gazi ve I§ik Gazi komutasinda sefer diizenlenir ve bolgede
muayyen mevkiler gunumuzde halen bu beylerin isimleri ile zikredilir.
Arap^a kokenli olan "Yiiksek, yiice, daglarla 9evrili ferahhk veren dogal
zenginliklere sahip giizel yer", ve "Yiiksek olan, muktedir olan veya
zengin muktedir ve tuzaga diisiilebilecek yer" anlamina gelen "Al-musi"
kelimesinden hareketle, bolgenin o tarihten giiniimiize kadar Almus
olarak soylene geldigi rivayet edilir.
Emin Ulu (84), Almus il9esindeki Alperenleri Abdal Ali Turbesi,
Delikli Tekke, Er Musa Tekkesi, Gallangu9 Turbesi, Hahi Baba Turbesi
seklinde siralar.
Yahncak Tekkesi Almus'a 26 km uzakhktaki AkarQay Kasabasi
merkezinde, araba yolunun hemen solunda iistii a9ik bir mezar olup,
hakkinda hi9bir tarihi malumat bulunmamaktadir (85). Halk tarafindan,
birka9 kez yikihp ev yapilmak istendiginde, buna izin vermedigi
anlatihr. Tekkeye her dilek i9in gelinmekte, mum yakilmakta ve dilek
kabul edilince kurbanlar kesilmektedir.
Akar9ay Kasabasi simrlan i9erisindeki Kerit Mevkii denen yerde
bulunan mezann kime ait oldugu ve tarihi sahsiyeti hakkinda her hangi
bir bilgi bulunmamaktadir. Tekke hakkinda anlatilan rivayete gore,
(84)E.ULU,a.g.e.
(85) Y M. KESKIN, a.g.e.
71
Hahi Baba'nin okiizii olmadigi halde tarla siiriiyormu§. Burada ya^ayan
koyliiler bu isi merak eder ve bir gece tarlanin olduguyere
gelirler. Bir de bakarlar ki, Hahi Baba elinde bir 151k, oniinde at varrms.
gibi iki geyikle <;ift siiriiyor. Geyikler koyliinun geldigini goriince iirkiip
ka9ar. Bunun iizerine Hahi Baba, koylulere kizip beddua eder ve onlan
Turhal'in Kerit koyiine siirer.
Akar9ay Kasabasinda aynca agaclanm kestirmedigine inamlan
Hizir Ilyas Tekkesi, ce^itli hastahklar i9in ziyaret edilen Gallanguc
Tekkesi, Pir Hasan Tekkesi, Gelin Ta§i ve Emir Seyit isimli yatirlar
bulunmaktadir. Delikli Kaya, Akar9ay Kasabasi sinirlan i9erisinde,
kasabaya 2-3 km. uzakhkta bulunan olduk9a biiyiik delikli bir kayadir.
Cocugu olmayan kadinlar, bu tekkenin yaninda bir gece yattiklannda
veya buraya yiyecek koyduklannda 90cuklannin olacagina
inanmaktadirlar. Buraya adaklar adanmakta ve kurbanlar kesilmektedir.
Kasaba halki Erdebil ocagina mensup olan Kul Himmetilerdir.
Alankoy'de Peyk Mevkiinde yagmur duasina 9ikilan ve 9e§itli
dilekler i9in ziyaret edilerek 9aput-bez baglanan ve kurbanlann kesildigi
Peyk Tekkesi bulunur.
Hamza Abdal'in mezan Almus il9esine 1 8 km uzakhktaki
Armutalan Koyu sinirlan i9erisindedir. Almus Baraj Golii kiyisindaki
hafif9e yiiksek bir tepe uzerindedir. Mezarm etrafi, yakla^ik bir metre
yuksekligindeki bir duvarla 9evrilidir. Mezardaki §ahsin tarihi §ahsiyeti
hakkinda her hangi bir bilgi bulunmamaktadrr. Mezan, 1 966'da Almus
Baraj Golii yapihnca, baraj sulan altinda kalacagi i9in §imdiki yerine
ta§inmi!jitrr. Hamza Abdal'in ya^adigi tarih tam olarak bilinmemekte olup
Hoca Ziimbiil, Imam Gazi gibi Gtimenek Sava^inda gazi
olmus ve onceki tiirbenin oldugu yerde sehit olup
72
oraya gomulmiistur. 1966 yihnda Almus Barajinda su tutulmaya
baslaymca su altinda kalmamasi i9in, baraja yanmada seklinde uzanan
tepedeki yerine nakil edilmistir. Cevre koy ve il9elerden 90k sayida
ziyaret9isi bulunmaktadir. Hayirsever vatandaslar ve koy halki
tarafmdan yolu, suyu, tuvaleti, dinlenme yeri, adak kesme, yemek yeme
yerleri yaptinhr.
Buraya, her tiirlii dilek i9in gelinmekte, adaklar adanmakta,
mezann bas ucundaki mezar tasinin saginda mumlar yakilmakta ve
yanindaki 9am aga9lanna 9aputlar baglanmaktadir. Pek 90k ziyaret9inin
geldigi tiirbenin topragi da kutsal sayildigindan, buradan ahnan toprak
suya kanstinp i9ilmektedir. Ayrica, gen9ler askere giderken isimlerini
yazdiklan bir tahta pai^asim mezann bas ucundaki agaca 9akmakta,
boylece askerden saglam bir sekilde doneceklerine inanmaktadirlar.
Dilekler yerine gelince burada kurbanlar kesilmektedir.
Halk arasinda koy i9erisinde tekkesi bulunan Gonca Ziinbiil ve
Imam Gazi ile Giimenek savasina katildigi, bu savasta yaralamp yollara
dustiigii ve bugiin artik baraj goliiniin dibindeki eski yerine geldiginde
sehit dustugti inanci yaygindir. Yine halk arasinda, mezannin simdiki
yerine tasimrken cesedinin hi9 9uriimemis oldugu soylentisi yaygindir.
Almus'a 1 7 km uzakhktaki Qambulak Koyii merkezinde, kare
planh ve iistii kapah bir mekanda mezan bulunan Pir Mehmet'in tarihi
sahsiyeti hakkinda her hangi bir bilgi yoktur. Tekke, her dilek i9in ziyaret
edilmekte, disandaki aga9lara bez par9asi baglanmakta, mezann bas
ucunda mum yakilmaktadir. Ayrica, gen9ler askere
73
giderken, sag salim geri donmek maksadiyla buradan bir tas almakta ve
doniinceye kadar iizerlerinde saklamaktadirlar.
Bakimh Koyii'nde goz agnsi i9in ziyaret edilen Goz Tekkesi,
Qamdah Koyii'nde cesitli hastahklar i9in ziyaret edilen Diinek Tekkesi
ve Qamkoy'de Koyklar Tepesi, Yuvakoy'de Sirbaba Tekkesi ismiyle bir
ziyaret yeri bulunmaktadir.
Derekoy, Gevrek, Karadere koyleri mensuplan Erdebillilerin alt
kolu olan Pir Sultanhlara miintesiptir.
Bektasilerden Eraslan Ocagi mensuplannin merkezleri Cihet
Kasabasi olup buranin yam sira Alan, Ansu, Cambulak, Ciftlik, Golgeli
vb. yerlerde bulunurlar. Kasabanin web sitesinde (86) yasadigi donem
XII. yiizyila dayandinlsa da, Erkan Canak9i yapmis oldugu arastirmada
(87), "XIX. Yiizyil Bektasi sairlerinden biri olan Dervis Ali'nin Almus
Cihet kasabasindaki on iki koseli olarak insa edilen tiirbesi
bulunmaktadir", der. Dervis Ali'nin Anadolu'ya ne zaman geldigi
bilinmemekle birlikte 1700-1785 yillan arasinda yasadigi rivayet edilir.
Deyisleriyle yoresinde halkina lsik sa9mis, iinii ve eserleri dilden dile
yayilmis, nesilden nesile bugiinlere kadar ulasmistir. G69le baslayan yol
hikayesi, tutrugu yolun hikayesi olmustur. Alevi-Bektasi ozanlan
i9erisinde kendine ozgii bir uslubu olan Dervis Ali, dilini 9aginin
ozanlanna gore daha duru, saf ve anlasihr tutmustur.
Ilk bakista eserlerinin zengin i9erigi goze 9arpar. §iirlerinde
halkina ogiitler siralanir. Onun siirleri bir bakima
(86) www.cihet.org/
(87) www.erkancanakci.com/
74
dogruluga, duriistliige birer 9agn gibidir. Eserlerinde tabiat ve ask
temalanni sik9a kullanrmstir. Alevi-Bektasi geleneginin onemli bir
karakteristigi olan Ehlibeyt sevgisi Dervis Ali'nin eserleri i9inde onemli
bir yer tutar. Eserleri i9erisinde en 90k Alevi-Bektasi deyisleri ile duaz-i
imamlar goriilmektedir.
Cihet'te aynca Azinlik Inanan, Gedik Evliya, ve etrafi duvarla
9evrili iistii a9ik, bakimh turbesi ile hayati Kurtulus Savasrna
dayandinlan Erzurumlu Evliya bulunur.
Imam Gazi Turbesi Almus'a 6 km uzakhktaki Serince Koyii
simrlan i9erisinde yiiksek9e bir tepe iizerindedir. Tarihi sahsiyeti
hakkinda her hangi bir bilgi bulunmayan sahsin mezan, define avcilan
tarafmdan tahrip edilmistir. Imam Gazi'nin, Melik Gazi'nin kardesi
olduguna inamlmakta, buraya yagmur duasina 9ikilmakta ve ozellikle
ilkbaharda sik9a ziyaret edilmektedir. Halk tarafmdan, iizerini
yaptirmadigi ileri siiriiliir. Askere giden gen9ler, buradan aldiklan bir tasi
yanlannda bulundurduklannda, saglam bir sekilde geri doneceklerine
inanmaktadirlar.
Yore halkimn ziyaret ettigi yatir, Mehrap Tekkesi diye amhr. Cok
yash aga9lann golgesinde yatan bu velinin kabri 9evresinde yapilan
kazilarda kii^vik testiler ve Bizans paralan bulunmustur.
75
Ismini Hubyar Sultan'dan alan koyiin kurulusu hakkinda
anlatilan rivayetlerden ilkine gore, Hubyar koyiiniin bulundugu yerde
Balhsih ismiyle bir koy bulunmakta idi. Hoca Ahmet Yesevi tarafindan
buradaki insanlan ir§at etmek iizere Hubyar Sultan gonderilir. Vakfm
web sitesine gore (88), buraya gelen Hubyar Sultan bolgeye dergahini
kurar ve koy bundan sonra Hubyar Koyii olarak anilmaya ba^lar. Diger
goriis ise, Hubyar Sultan Haci Bektas Veli' den destur aldiktan sonra
Giirgencukuru'na gelir ve buradaki ormandan baltasiyla yer a9arak
otagini kurar. Boylece koyii ilk olarak da Hubyar Sultan kurmus olur.
Hubyar Koyii, 1 970'li yillara kadar Sivas Dogansar (ipsile) nahiyesine
bagh iken, bu tarihlerden sonra Sivas Hafik il9esine baglanir. Daha sonra
1 990'da koy halkinin istegi dogrultusunda, koy Tokat'in Almus ilcesine
dahil edilir .
Hubyar'in birincisi Diinyevi anlamda "Giizel Dost", ikincisi
ise manevi anlamda "Allah'in sevgilisi", "Allah'in Giizel Dostu" ya da
"Hakk Ereni"ni, Allah yolunda basim (serini) kurban etmeye hazir, kamil
insam ifade eder ki, Alevilerde "Hubyar Sultan"i bu manada
telakki etmislerdir. Halk arasinda Hubyar Devletlii, Hizir Hubyar,
Hubyar Baba, Hubyar Dervis gibi isimlerle adlandinlmaktadir.
Hubyar Sultan, Ahmet Yesevi ekolii mensubu Horasan
Alp-Erenlerinden ulu bir batini babasiolup, Turkmen Alevi
Dede Ocagi kurucusudur. Ona "Hubyar" ismini Hace Bektas-i Veli'nin
koydugu soylenir. Menkibeye gore, Horasan'da Yesevi dergahinda
Pir Ahmet Yesevi'nin ogrencisi Lokman Parande'den
ders alan Hace Bektas Veli
(88)http://www.hubyarvakfi. org.tr/
76
ve Hubyar Sultan diger Horasan Erenleri ile birlikte Anadolu'ya gelirler.
Bu siirecte o zamanki adi Suluca Karahoyuk olan (Bugiin Hacibektas
il9esi) yerde Hace Bektas-i Veli, Horasan Erenleri'nin piri olarak onlan
Anadolu'nun degisik yerlerine gonderir. Oguz Tiirkleri'ne bagh Beydili
Asireti'nin onderi konumunda olan Hubyar Sultan, Hace Bektas-i
Veli'nin gorevlendirmesi ile Sel9uklu Sultan'i Alaaddin Keykubat'la
birlikte Alanya Kalesi'nin fethine de katihr ve daha sonra Anadolu'nun ic
kesimlerine gelerek kendisi ile birlikte Horasan'dan Anadolu'ya gelen bir
diger Horasan Ereni olan Yahncak Sultan'in (89) kizi Goniil Ana (90) ile
evlenir.
13. Yuzyil sonlannda Hakk'a yiiriiyen Hubyar Sultan'm Musa
isminde bir oglu vardir. Musa'nin Mustafa isminde bir cocugu diinyaya
gelir. Mustafa'nin da Ahmet adinda bir oglu olur. Tarihte "Yar Ahmet"
diye bilinen bu kisi Hubyar Abdal'in da babasidir. Yani silsile, Hubyar
Sultan, Musa, Mustafa, Yar Ahmet, Hubyar Abdal seklinde ilerler.
Vakfa gore, kitlesel olarak Hace Bektas Ocagi'ndan sonra en biiyiik
Anadolu Alevi Ocagi oldugu ileri siiriilen Hubyar Ocagi'mn kurulusu 13.
yiizyilda yasayan Hubyar Sultan'a dayansa da ocak asil gelisimini 1 500
1580 yillan arasinda yasayan Hubyar Abdal zamamnda yaprmstir.
(89) Tiirbesi Hafik'in Yahncak koyiinde olan Yahncak Sultan'in (1283) ,
Karamanoglu Mehmet Bey'in (1277) yakini oldugu ileri stirtilur.
(90)Hubyar Sultan'in esi Goniil Ana'nin mezannin Tekeli Dagi'nda
Dokuzlann eteginde yer aldigi kabul edilir.
77
Celali Ayaklanmalan doneminde yasayan ve Amasya bolgesinde
faaliyet gosteren Baba Ziinnun'un damsmam konumunda olan Hubyar
Abdal, bu sure<;te basinda bulundugu Beydilli Asireti'ni siki sikiya
kontrol ederek hem kendi asiretini bir arada tutmus hem de Orta Kuzey
Anadolu bolgesinde sohretini arttirmistir. Bundan dolayi da Hubyar
Ocagi'mn talip kitlesi 90k genistir. Baba Ziinnun Ayaklanmasmm kanh
bir sekilde bastrnlmasimn ardindan Tekeli Bolgesi'ne 9ekilen Hubyar
Abdal artik yasamrmn geri kalan kismrni burada ge9irir. 1562 yihnda
Kanuni Sultan Siileyman tarafindan verilen bir fermanla Giirgen9ukuru
bolgesi kendi kurdugu "Hubyar Vakfi'na vakfedilir. Hubyar Abdal artik
zamaninin biiyiik 90gunlugunu vakfedilen bu arazide kurdugu dergahta
ge9irmektedir. 1580 yihnda olen Hubyar Abdal, bu dergahta topraga
verilir ve tiirbesi ziyaretgah olur.
Hubyar Abdal'in oliimiinden sonra dergahta posta oglu Mustafa
ge9er. Mustafa'nin oliimunun ardindan biiyiik oglu Deydiyar, Deydiyar
Dede'nin Hakk'a yiiriimesinin sonrasinda oglu Kenan postnisin olur.
Deydiyar'in diger oglu Hiiseyin (Abdal) edebi yonii gu9lii bir kisi olarak
dikkat 9eker. Hiiseyin Abdal hem Hubyar Koyii'nde hem de talip
koylerinde gezerek cemlerde asikhk yapmis bir9ok deyisi iiretmistir.
Bugiin Hubyar cemlerinde okunan deyislerin bir 90gu Hiiseyin Abdal'a
aittir. Deydiyar Dede'nin ii9iincii oglu Ali (Sa9h Ali) ise siirekli Hubyar
talibi koylerde dolasarak talipleri ziyaret etmis, cem yaptirmis, gorgii
gormiistiir. Hubyar Dergahi'nda o donem ii9 kardesten Kenan Seyh
postnisin, Hiiseyin Abdal asik, Sa9h Ali ise
78
dede olarak one cikar. Kenan Seyh'in Hakka yiiriimesinden otiirii
Hiiseyin Abdal'in oglu HasanAbdal HubyarTekkesi postnisini olur.
1 826'lardan soma Hubyar Dergahi'nda da bir basibosluk ortaya
cikar, tiirbe bir siire postnisinsiz kahr. 1892 yihnda ise Hidir Seyh,
Osmanh makamlanna basvurarak Hubyar evladi oldugunu belirtir ve
bunun uzerine kendisine bir "Tekke bakicihgi" yazisi verilir. 1905
yihnda olen Hidir Seyh ile birlikte, Hubyar Dergahi postnisinligi bu
tarihte babadan ogula ge9en (evladiyelik) bir duruma girer.
Mehmet Temel'in tiirbe bakimmi ustlendigi yillarda Hubyar
Tekkesi biri 1955 bin de 1983'te olmak iizere iki defa Hubyar
koyliilerinin ve bir kisim Hubyar taliplerinin katkisi ile tamirattan
gecirilmistir.
1930'lu yillardan itibaren Hubyar'hlann Istanbul'a 9ahsmak icin
gitmesi ile disanya ilk gociinii veren Hubyar Koyii'niin 1 950'li yillardan
itibaren gerek Istanbul gerekse Almanya, Avusturya gibi iilkelere goc
vermesine ragmen niifusu 1 970'li yillarda 1 100 civanndadir. Bu rakam o
donem Tiirkiye ortalamasinda koy niifusu i9in bir hayli fazladir. Bu
kadar yogun niifusun bulundugu bir koyde ilk zamanlarda okulun daha
sonra da orta okul ve lisenin olmayisi, saghk ocagi gibi bir kurumun
bulunmayisi iiziintii vericidir.
Hubyar Koyii'nde tarihsel olarak Beydili Sira9 topluluklanna ve
Hubyar Dede Ocagi'na damgasim vuran Hubyar adinda iki zattan ilki,
Hubyar Sultan 13. yiizyilda, Hubyar Abdal ise 16. yiizyilda yasamistir.
Iki Hubyar'in hayat hikayesi, rivayetleri, menkibeleri, kerametleri,
ozanlann deyisleri birbirine kansmistir. I. Hubyar Sultan'in konar
g09er bir sekilde zaman zaman geldigi ormanhk
79
yore kutsal kabul edilmektedir. Kendi adiyla anilan bugiinkii Hubyar
Koyii'nii kuran II. Hubyar Abdal ise Horasan'dan gelen Hubyar Sultan'in
torunlanndandir.
I. Hubyar diye de bilinen ve 13.yiizyilda yasamis olan Hubyar
Sultan'in tam olarak ne zaman ve nerede oldiigii bilinmemektedir. Her iki
Hubyar da bu tiirbe iizerinde toplum nezdince birlestirilmis, tiirbeyi
ziyarete gelen kisiler tiirbeyi hem Hubyar Sultan hem de Hubyar Abdal
niyetine ziyaret etmektedir.
Hubyar Koyiindeki ziyaret yerleri sunlardir. Hubyar Tiirbesi,
Hubyar Cami, Hubyar'in atimn ayagimn izi, Hubyar Degirmeni,
Hubyar'in Sokusu (iki adet ), Dokuzlar, Hasan ve Hiiseyin Abdal tiirbesi,
Sersem, Yedi koyunun sigdigi yer, Goniil Ana, Hubyar' in Yedi Kizinin
Tiirbesi, G6z Coferligi, Dermagu Dede, Oksiiriik Dede, Argulu Baba,
Kenan Seyh tiirbesi, Giirgen Cukuru (Hubyar Kapisi), Cermik (Koroglu)
Hubyar Abdal Birlik Cemevi, Urferlik, Cifte Gozler, Firkilh Evliya,
Hubyar'in Kurbancisimn Mezan, Cetirez, Ag Coferlik, Zor Tasi, Mihh,
Yiirek Dede, Asa pinan, Bek Dede, Yaglas Dede, Agca Dede, Ismail
Dede, Kara Evliya, Cermik (Hubyar Degirmeninin iist tarafi).
Ne zaman insa edildigi bilinmeyen Hubyar Tiirbesi sekizgen planh
olup kesme tastan yapilmistir. list ortii duvannin devami olarak sekizgen
bicimli piramidal bir yapiya sahiptir. Duvar yiizeyleri biiyiik oranda
mozaik ile kaphdir. Sekil olarak ashna sadik kahnarak bir 90k kez
tadilattan ge9mistir. Yapilan bu tadilatlarda i9 ve dis yiizeyleri ashna
uymayarak tamamen har9la sivanmistir. Tiirbe i9erisinde yer alan
sanduka 140x290x150 cm boyutlannda ve betonarmeden
80
yapilmistir. Tiirbenin i9 alam elli metre karedir. Tiirbeye bati kisrmnda
dar ve al9ak bir kapidan girilir. Kapinin dar ve al9ak olmasi tiirbeye
egilerek girilmesini saglar. Bati tarafrndan kapiyla dogu, giiney ve
kuzeyden de U9 adet camla tiirbenin giines almasi saglanir. Tiirbenin i9
giiney duvannda 9ofer alma yeri vardir. Sandukamn alt bati kisrmnda
kapiya bakan tarafta bir tugla genisliginde delik bulunmaktadir.
Yasi heniiz belli olmayan Hubyar £arm kahn govdeli, basinda yedi
kahn dala sahip olan gorkemli bir 9amdir. Kapladigi alan yaklasik yetmis
metre kare civanndadir. Toprak iizerine 9ikan kokleri kahndir. Hubyar'in
Bekiilii'de bulunan Bek Dede ile oturup sohbet ettigi yer olarak bilinir.
Hubyar'in Sokusu iki adet olup biri Tekeli Yaylasi'nda, digeri
tiirbenin oldugu yerdedir. Soku biiyiik9e bir tas kiitlenin i^i oyularak
yapilan tas kiitledir. Kaynatihp kurutulmus bugday iki kisinin karsihkh
vurdugu aga9 tokmakla doviilerek bugday kepeginden aynlmasi
saglanir. Kepeginden aynlan bugday bulgur, yarma, hedik, vb olmak
iizere el degirmeninde islenmeye hazir hale gelir.
Hubyar Sultan'in tiirbesini ziyarete gelen insanlar bir 90k
hastahklara derman bulacaklanna inanmaktadirlar. Ozellikle 90cugu
olmayanlar Hubyar koyiindeki Sersem isimli ziyaret yerine akin
etmektedirler. Bu ziyaret sonrasinda 90cugu olan Siinni inan9h insanlar
erkek 90cuklanna "Hubyar" kiz 90cuklanna da "Sersem" isimlerini
koymaktadirlar. Aleviler ise bu isimlerin kutsalhgindan dolayi bu adlan
koymazlar.
81
Hubyar'in Atinin Ayaginin Izi oldugu rivayet edilen asil yer, yayla yolu
iizerinde Orta Yayla'dadir. Bir metre kare civarmdadir. Ziyaretteki iz bir
atin on ayaginin bilekle birlestigi eklem yerinin aynisidir. Hubyar
mensuplanncakutsal sayihr.
Hubyar'in kendisi tarafindan yapildigi ve yedi koyununun siitiiyle
cah^tirdigi rivayet edilen Hubyar Degirmeni'nin ilk yeri dere yataginin
oldugu yerdir. Bir 90k kez tadilattan gecmi§, bu tadilatlar neticesinde
dere yatagindan ahnarak yaklasik elli metre yukanya, bugunku yerine
yapilmistir. Eski duvar ta§lari kullamlarak yapilan degirmen altmis
metre kare alana sahiptir ve girisi bati kismindan olup giiney kisminda bir
ocak basi mevcuttur. Dogu kisminda bulunan degirmen cahsir
durumdadir. Eski degirmen tasi girisin dis yiizeyinde duvann i9indedir.
Hubyar Sultamn asasi ile suyu 9ikarttigi rivayet edilen yer,
Tokat'in Turhal il9esi Qayh beldesinin iist kisminda Dere
Mahallesi'ndedir. Hubyar Kuyusu yaklasik bir metre 9apindadir. Ne
kadar su ahmrsa ahnsin, bu su eksilmez. Yapilan 6l9iimlerde kuyu suyu
olmasina ragmen bolgenin en temiz ve en yararh suyu oldugu
gorulmustiir. Uzeri camla kapatilan Hubyar Kuyusu'nun 9evre
diizenlemesi yapilmistir.
Tekeli Dagi ( Dokuzlar)'nm tam zirvesinde Dokuz Ocak ziyaret
yeri vardir. Hubyar mensuplanndaki her siilale kendi ocaklanni bilir ve
ocaklannda kurbanlanni pisirirler.
Giirgen 9ukurunun bitiminde, ortasindan boydan boya kesilmis
bir sekilde duran ve bir metre yuksekliginde iki metre eninde olan
82
Ziyaretin kesik derinligi yaklasik bir metre, eni ise on santimetre
civanndadir. Hubyar Sultamn tahta kihci ile kestigi rivayet edilir.
Su gozeleri Hubyar Tiirbesinin tam karsisindaki dik yamactadir.
(^ocuklan olmayan aileler yaninda yanmis bir 9am agacimn bulundugu
bu gozelerden su i9erek 90cuklarinin olmasi istegiyle dilek de bulunur,
adaklaradarlar.
Hubyar'in yedi koyununu koydugu yer olarak rivayet edilen
ziyaret yeri, yayla yolu iizerinde Kapulu Kaya'nin kuzey kisminda yer
almaktadir. Kaya iizerine oyulmus bir sekilde duran ziyaretin 9api bir
metre eni ise 25 santimetre civanndadir.
Goniil Ana'nin kabri oldugu rivayet edilen yer, Tekeli daginin
(dokuzlann) eteginde Tekeli Yaylasimn iistiinde yaklasik bes top sahasi
genisligindeki meydan denilen yerin bati kismindadir. Eski hali dort
metre uzunlugunda yanm metre genisliginde 25 santimetre
yuksekligindedir .
Cenksu U9er 9ahsmasinda (91) Turkiye'deki biitiin Sira9lar i9in
merkez durumunda olan Hubyar Ocagi'nm kurucusu Hubyar Sultan ile
ilgili olarak Hubyarhlar arasindaki, Hubyar Sultan'in Ahmed Yesevi'nin
halifesi, hatta bizzat kendisi oldugu yoniindeki inancin, Yesevi
geleneginin Anadolu'daki tesirini gostermesi a9isindan biiyiik onemi
oldugunu kaydeder.
Aleviler arasinda ozellikle Nizari Ismaili'ler ile bir benzerliklerinin
bulundugu ile ilgili olarak selam verme konusu dile getirilir. Buna gore
selam verilirken, Sah ismail'in miiridlerinin kendi
(91)C.UCER,a.g.e.
83
aralannda yaptiklan gibi, "selamiin aleykiim" yerine "Bism-i Sah"
denilmesi, ismaililer'deki "yd Ali medet veya medetyd Ali" denilmesine
kiyaslanarak bir benzerlik kurulmakta ve bunun hala bazi bolgelerde
uygulandigi ifade edilmektedir. Nitekim bolgede Sira9lann bir kismmin
bu uygulamayi halen ayni §ekliyle devam ettirdikleri ve selamlannda
"ger9ege hu" vb. ifadeler yaninda "bism-i Sah" ifadesini de kullandiklan
ifade edilmektedir ki bu da soz konusu etkinin bir sekilde muhafaza
edildigini gostermektedir.
Biitiin Similar \§m merkez durumundaki Hubyar Tekkesi'nde
tiirbesi de bulunan Hubyar Sultan'm deyislerinde 'Abdal Dedem'
mahlasim kullanmasi, aynca evlatlan arasinda Abdal lakaph kisilerin
bulunmasi ve bu gruba mensup olan bazi sairler tarafindan da Abdal
mahlasim kullananlann olmasi dikkate degerdir. Aynca bolgede yapilan
miilakatlarda da Hubyar taliplerinin kendilerini "Abdal" olarak
nitelendirdikleri goriilmektedir.
Bir Turkmen Asiret velisi olan Hubyar'in yasadigi donem ve bagh
oldugu silsile ile ilgili olarak gelenege gore farkh goriisler mevcuttur.
Buna gore, Hubyar Haci Bektas, Baba Ishak ve yine tekkesi Erbaa'nm
kendi adim tasiyan Ke9eci koyiinde bulunan Ke9eci Baba ile ayni
donemde XIII. ya da XVI.yuzyilda yasamistir. Soz konusu
kanstinlmaya bagh olarak, bir goriise gore Safevilerdendir; bir diger
goriise gore ise Horasan Erenleri'ndendir. Hoca Ahmed Yesevi'nin
nefesoglu Kutbettin Haydar'in ve hatta Ahmet Yesevi'nin kendisidir.
Hubyar Ocagi ile ilgili olarak 119 evreden bahsedilebilir. Buna gore
bu evrelerden birincisi, Hubyar Sultan ile gei"9eklesen XIII.
84
yiizyildaki kurulus evresi; ikincisi Hubyar Abdal ile XVI. yiizyildaki
ikinci kurulus evresi; ucuncusu ise Hubyarhlar'm bugiinkii yapilanni
kazandiran ve XIX. yy.'da Hubyar Ocagi'ndan Veli Baba'nin aynlmasiyla
meydana 9ikan yeniden olusum evresidir. Hubyarhlar Safevilere destek
vermeleri neticesinde bagh olduklan gelenek anlaminda da bir degisime
ugrarlar. Her ne kadar bunlar bugiin yaygin olarak Sirag seklinde
isimlendirilseler de, tarihsel siire9te ge9irmis olduklan bu degisim
sebebiyle bolgede Erdebillilerle birlikte Kizilbas olarak nitelenen
gruplardan birisi olmuslardir.
Gunumiizde Hubyarhlar, din adamlanm isimlendirmelerine gore
ikiye aynlirlar. Dedeciler, Babacilar. Yorede kendilerine Tekkeliler de
denilen grup, dini liderlerini "dede" olarak isimlendirir. Bundan dolayi
da kendilerine "Dedeciler" denilir. Hubyar Tekkesi postnisinligini
yiiriiten kisilere bagh olan bu grup mensuplan belli bolgede yogun
olmaktan ziyade dagmik bir durumdadirlar. Yine de daha 90k Tokat
merkez, Zile, Turhal, Almus ve bunlara bagh koylerde bulunurlar.
Ashnda Hubyar'a bagh olmalanna ragmen din adamlanna "baba"
demeleri sebebiyle bu sekilde isimlendirilen grup ise, ana biinyeden
aynlarak yeni bir ocak olusturmustur. Bunlann yeni bir ocak
olusturmalan 1 850'li yillardan sonra Hubyar taliplerinden/sofulanndan
Veli Baba'nin Zile bolgesine gelerek bu bolgede birtakim faaliyetlerde
bulunmasiyla ger9eklesmistir. Veli Baba'nin olumuyle yerine hannni
Ansa Baci'nin postnisinligi yuriitmesi sebebiyle "Ansa Bacihlar"
olarak da isimlendirilen bu grup bolgede yogunluklu
Olarak Zile ve koylerinde bulunurlar. Hatta
85
Zile'deki Hubyar talibi koylerin 90gunlugu bunlardan olusmaktadir.
Bolgenin diger yerlerinde de dagmik bir halde mevcutturlar. Bu grup da
kendi i9erisinde ikiye aynlmi? durumdadir. Ilki, Veli Baba'nin
torunlanndan Riistem Baba'ya bagh olan gruplar Riistein Agahlar diye
anihr. Bu grup mensuplan yogunlukla Zile, koyleri ve Turhal'da
bulunurlar. Ansa Baci'mn posta oturmasiyla kadinlar tarafindan ifa
edilen postta oturma durumu giinumiizde de devam etmektedir ve su
anda bu islevi goren Elif Nine'dir. Bugiin itibariyle Ansa Bacihlar
denildiginde daha 90k bu grubun kastedildigi goriilmektedir.
Babaci Hubyarhlar'in ikinci grubu ise yine Veli Baba'nin
torunlanndan Beh9et (Bektas) Baba'nin torunu Ibrahim Ethem'e
nisbeten Ibrahim Ethemliler ismiyle anilan gruptur ve bu aile de su
anda bir ocak olarak varhgini devam ettirmektedir. Bu ocaga bagh
talipler diger Babacilar'in bulunduklan bolgelerde yogun olarak
bulunmaktadir.
Nurettin Albayrak, bazi siirlerinden hareketle XVI. yiizyihn ikinci
yansi ile XVII. yiizyihn ilk yansinda yasadigi tahmin edilen Kul
Himmet'in Tokat iline bagh Almus il9esinin Gdriimlii (eski adi Varzil)
koyiinden oldugunu yazar (92). Tiirbesi de orada olan Kul Himmet'in
torunlan halen aym koyde yasamakta ve Kul Himmetliler diye
bilinmektedir. §ahinli asireti Kul Himmet'in ocagidir. Bir siirinde
"Dedem Hidir Abdal Pirim Ocagi" diyerek soyunun Kemaliye'nin Ocak
koyiindeki Hidir Abdal Tekkesine bagh oldugunu ima etmis
(92)ALBAYRAK Nurettin, Kul Himmet, TDV Islam Ansiklopedisi
86
olan Kul Himmet'in siirlerinden, ozlem duydugu tek yerin Erdebil
Tekkesi, dolayisiyla Safevi sahlannm yurdu oldugu anlasilmaktadir.
XVI. yiizyil ile XVII. yuzyihn ilk yansinda Osmanhlarla Iran Safevileri
arasindaki siyasi gerginlik esnasinda Pir Sultan Abdal, Kul Ibrahim, ve
Kul Hiiseyin gibi Kul Himmet de Alevi toplulugunu Osmanh Devleti
karsisinda yer almaya tesvik eden jiirler yazrmstir.
Kul Himmet'in Pir Sultan Abdal'dan etkilendigi muhakkaktir.
Hayatta iken Alevi-Bektasi 9evrelerinde biiyiik sohret kazanan Kul
Himmet'in jiirleri halk tarafindan 90k sevilmis ve bir 90k conkte yer
almistir. Bu sevginin en onemli sebebi, bilhassa Alevi inancim siirlerinde
halkin anlayabilecegi bir Turk9e'yle etkili bi9imde ifade etmesidir. Bu
sevgiden dolayi halk kendisini Koca Kul Himmet diye anmis ve adi
9evresinde bazi efsaneler de olusmustur.
Nefesler, destanlar, Kerbela sehidleri i9in agitlar ve ta^lamalar
soyleyen Kul Himmet'in §iirlerinde Islam tarihi, evliya menkibeleri, Hz.
Ali ve on iki imam sevgisiyle bilhassa Alevi-Bektasi inanci
dogrultusunda dini-tasavvufi duyarhhgin bulunmasi onun kuvvetli bir
tarikat terbiyesi aldigim ortaya koymaktadir. Tahmasb gibi Safevi
sahlanna ovgii, zamandan sikayet, gurbet, sila ozlemi ve beseri ask
siirlerinde yer alan bashca konulardir. Tespit edilebilen 150 kadar
siirinde Kul Himmet'le beraber bu mahlasimn basina "sefil, koca, geda,
oksiiz" gibi sifatlann getirildigi goriilmektedir. Siirleri dortliik sayisi
bakimindan diger halk sairlerinin siirlerine nispeten uzundur. Bu
uzunluk bazen yirmi dortliige kadar 9ikmaktadir. Hece o^iisiinii
basanyla kullanan sair kafiyelerin teskilinde de aym basanyi gosterir.
Aruzla yazdigi birka9 siirinde ise pek basanh oldugu soylenemez.
87
Kendisinden sonra yetisenler iizerinde onemli etkisi olan Kul
Himmet'in mahlasini kullanan iki sair daha vardir. Ilki XVIII. yiizyilm
ikinci yansi ile XIX. yiizyilm ilk yansinda yasamis olan Kul Himmet
Ustadim'dir. Asil adi Ibrahim olan sair Divrigi'nin Karageban bucagina
bagh Orenik koyiinde dogmustur. Soyundan gelenler Oksiizogullan
adiyla tanmmaktadir. Varhgi yakin zamana kadar bilinmediginden
siirleri Kul Himmet'e mal edilmistir. Ikinci sair de, imranh'nin Sogiitlii
koyiinden diger bir Kul Himmet Ustadim'dir. Asil adi Hatice olan ve
"Hacik Kiz" olarak da anilan sair XIX. yiizyilda yasamistir. Mezan
Divrigi'nin Anzahar Koyiindeki Gani Baba Tekkesi Haziresindedir.
Cenksu Ucer 9ahsmasinda (93), genelde Kul Himmet'in Pir
Sultan'in miiridi oldugu ve Pir Sultan'in oliimiinden sonra onun yerine
ge9tigi seklindeki kabuliin yaygin olarak benimsenmis oldugunu
kaydeder. Her iki sair de Haci Bektas'a muhabbet beslemekle birlikte -ki
bundan dolayi Bektasi sairlerden kabul edilirler- kendileri i9in asil bagh
olduklan merkez Erdebil ve §eyh SafT silsilesidir.
Kul Himmet, 'Dedem Hidir Abdal pirim ocagi' diyerek soyunun
Kemaliye'nin Ocak koyiindeki Hidir Abdal tekkesine bagh oldugunu ima
etse de, done dolasa maneviyatindan yardim dileyip, bir gece riiyasina
girmesi i9in yakardigi pir, Haci Bektas Veli'dir. Bununla beraber
saygisim, sevgisini iletip ozlemini duydugu tek makam ise Erdebil
Tekkesi, dolayisiyla Safevi §ahlan'dir. Kul Himmet, sonu9ta
Aleviler'in Yedi Ulu Ozam'ndan birisiolurve Pir Sultan'dan sonra
(93)C.U9er,a.g.e.
88
Anadolu'da, hayatta iken biiyiik iine kavusan ve kendisi ile ilgili halkin
begenisi yiizyillar boyunca artarak devam eden nadir sairlerden biri
haline gelir.
Aleviler arasinda kazandigi bu iinle bir ocak olan ve Kul
Himmetiler seklinde isimlendirilen bu grup, bolgede merkez
durumundaki Goriimlu beldesinin yamsira, Tokat merkez Coregibiiyiik,
Kocacik; Almus Akar9ay, Armutalan, Cambulak, Gevrek, Golgeli,
Karadere, Kinik, Sahilkoy, Salkavak, Yuva; Niksar G6k9eoluk, Korulu,
Terzioglu vb. yerlerde yogun olarak bulunurlar. Havza'nin Asagisusuz,
Irmakkiyisi, Kirecli, Kirazpinan; Yildizeli'nin Yusufoglan ve
Yakupkoyii; Hafik'in Asarcik koyii ve Merzifon'un birka9 koyii Tokat
bolgesi disinda Kul Himmet'e bagh olan yerlerdir.
Tiirbe, yoredeki Alevi-Bekta§i ziimrelerinin yamsira, Yozgat,
Corurn, Amasya ve yurdun her tarafindan gelen Alevi- Bekta^i ziimreleri
tarafindan, her tiirlii dilek i9in sik9a ziyaret edilmektedir. Burada mumlar
yakilmakta, bez-9aputlar baglanmakta ve kurbanlar kesilmektedir.
Aynca burada, her yil Agustos ayinda "Kul Himmet Kiiltiir Etkinlikleri"
adi altinda bir §61en diizenlenmekte, bu §i61ene yurt i^i ve di§iindan pek
90k kimse katilmaktadir.
U9er'in 9ah§imasindan (94) il9e merkezinde %10'luk bir Alevi
niifusun bulundugu goriiliir. Bucak ve koy niifusunun % 47,3'ii
Alevilerden te^ekkul eder. Il9enin toplam niifusunun ise % 42'lik bir
kismi Alevilerden olusur.
(94)C.UgER,a.g.e.
89
Artova Evliyalan
Bazi tarihi kaynaklar Artova il9esinin kurulusunu Yavuz Sultan
Selim'in (^aldiran seferine dayandirmaktadirlar. Evliya £elebi
Seyahatnamesinde, "..Simale dogru giderek £amhbel
dagindan, Sivas Eyaleti topraginda mahsulii 90k, mamur ve miizeyyen
kasaba misali koylerden ge9tik. Ankova (Artova) Kasabasina geldik.
Oradan da yine simale giderek Seyh Nusrettin Tekkesine ugradik", diye
yazar. Artova, Tokat Iline bagh bir bucak iken, 1 92 1 'de Sulusaray mevkii
il^e merkezi olmak iizere Miilki taksimatta yer almistir. 1923 yihnda
meydana gelen depremden biiyiik zarar goriince, bugiin merkez il9eye
bagh bucak olan £amhbel il9e merkezi yapilmis olup, Haziran 1944
tarihinde Artova iikce merkezi olmustur.
Emin Ulu Artova alperenlerini £eltek Babamn Kardesi, Goze
Baba, Hasan Kaya, Serhan Baba, U9 Kardesler, Tekke, Yusuf Dede
olarak siralar.
Artova il^e merkezi Kizilca Mahallesi'nde, kare planh ve iistii
kapah olup 'Tekke' diye amlan tiirbede bulunan zatin hakkinda her hangi
bir bilgi yoktur. Bununla beraber, bu zatin, Horasan Erenlerinden
olmakla birlikte, Zile Biiyuk9eltek'deki zatin kardesi veya akrabasi
oldugu da soylenir. Tiirbede, bu sahsin ogullanna ait oldugu soylenen iki
mezar daha bulunmaktadir. Rivayete gore, daha once mezannm iistiinii
orten birisine, "Benimuzerimia9", demis olmasina ragmen,
Ustiinii a9mayan sahsin agzini egriltmistir. Tiirbe,
90
daha 90k Persembe ve Pazar gunleri, cocugu olmayanlar, fel9liler ve bas
agnsi olanlar tarafindan ziyaret edilir. Bu durum 119 Persembe veya 119
Pazar iist iiste tekrarlanmaktadir. Tiirbe i9erisinde mum yakilmakta,
agrilann ge9mesi dilegiyle mezann iizerine bas ortiisii veya i9 9amasin
birakilmakta ve mezann bas ucundaki topraktan ahnarak yutulmaktadir.
Mezann bulundugu odada iki divan yer ahr. Hastalar bazen burada bir
gece kahrlar. Geceleri burada kalan hastalar, once bir tikirti duymakta ve
daha sonra ak sakalh bir dede ortaya 9ikip 119 parmagiyla agnyan
yerlerini tuttugunda agrilannin ge9tigini belirtmektedirler.
Kendi ismini tasiyan koyde bulunan yatinn tarihi sahsiyeti
hakkindaki bilgiler bulamktir. Isminden Danismendliler donemine ait bir
zat oldugu kabul edilir. Halk arasinda, bunlann bes kardes olduklan,
kardeslerin en buyiigiiniin Ahmet Danismend oldugu ve diger
kardeslerin her meseleyi buna damstiklan i9in, adina Damsman
denildigi inanci yaygindir. Istege gore, daha 90k Persembe gunleri
ziyaret edilmekte, burada mum yakilmakta, 9aput baglanmakta ve
dilekler dilenmektedir. Dilekler yerine gelince, burada kurbanlar
kesilmektedir. Aynca, askere giden delikanhlar buradan aldiklan bir tasi
yanlarinda sakladiklarinda, sag-salim geri doneceklerine
inanmaktadirlar.
Evlidere Koyii'nde, eski koy yerine yakin yerde tiirbesi bulunan
Gazi Baba'nm hakkinda her hangi bir bilgi bulunmamaktadir. Tiirbe,
90cugu olmayan kadinlar ve 9esitli dilek sahipleri tarafindan ziyaret
edilir. Ziyaret esnasinda burada mumlar yakilmakta ve adaklar
adanmakta, dilek yerine gelince kurban kesilmektedir. Bazen borek
91
yapihp mezar iizerine birakilmaktadir. Aynca, koyluler yagmur duasini
burada yapmaktadirlar.
Kunduz Koyu'nde yiiriiyemeyen 9ocuklann goturulup bir besik
i9inde sallandigi Sallama Tepesi ismiyle bir ziyaret yeri, Saglica
Koyunde 90cugu olmayan kadinlann ziyaret ettigi bir kaya ve
Tanyeli Koyu'nde Seyran Evliyasi ismiyle bilinen bir yatir bulunur.
Anadolu'nun farkh bolgelerinde yerlesmis bulunan Dodurga
boyuna mensup koylerden biri Salur koyiidiir. Bolgede en eski
camilerden biri bu koyde bulunur ve bu cami kareye yakin dortgen plana
sahip olan cami, tam ortada sekizgen bir kasnak iizerinde yiikselen
kubbeyle ortulmustiir. Bu da yapimn Sel9uklu veya Beylikler donemine
ait oldugu ihtimalini ortaya koymaktadir. Vakiflar Genel Mudurliigunun
korumasina ahnan bu caminin benzeri bolgede Tokat merkez Dedeagzi
koyunde bulunmaktadir.
U9er'in 9ahsmasindan (95), il9e merkezinde %8,5'luk bir Alevi
niifusun bulundugu anlasilmaktadir. Koylerde yasayan Alevilerin
niifusunun il9enin bucak ve koy niifusunun %26'sim olusturdugu
goriiliir. Il9enin toplam niifusunun %20'lik kismi Alevilerden tesekkiil
eder.
(95) C. OgER, a.g.e.
92
Ba§9iftlik Evliyalan
Efendi'nin Izi ismiyle Erikbelen Koyii'nde yayla yolu iizerinde
bulunan bir mezann yanmdaki bir kayada, bir atin ayagmin
sigacagi kadar bir oyuk bulunmaktadir (96). Halk arasinda, bu
oyugun Hz. Ali'nin atinin ayagmin izi olduguna inanihr.
Erikbelen Koyii'nde, Kara Abdal Tekkesi ismiyle Tekne
Mahallesi ile Asagi Mahalle arasindaki olduk9a aga9hk bir yerde
bulunan mezann kime ait oldugu hakkinda her hangi bir bilgi yoktur.
Tekke, her tiirlii dilek ve hastahk i9in ziyaret edilmekte, mezann hemen
bas ucunda bulunan olduk9a biiyiik bir agaca 9aputlar baglanmakta,
dilekler dilenmekte ve burada mumlar yakilmaktadir. Tekke, aynca,
koyliiler tarafindan her yd yaylaya 9ikilmadan once topluca ziyaret
edilmekte ve burada ortaklasakurbanlarkesilmektedir.
Sagir Kaya Erikbelen Koyii'nde, Alicik Mahallesi yolu iizerinde
bulunan biiyiikc;e bir kayadir. Aynca, kayamn yamnda kime ait oldugu
bilinmeyen bir mezar daha bulunmaktadir. (^ocugu olmayan kadinlar
buraya gelmekte, adaklar adamakta, 9aputlar baglamakta ve adaklan
yerine gelince kurbanlanm burada kesmektedirler.
U9er'in 9ahsmasindan (97), il^e merkezinde zikredilebilecek bir
Alevi niifus bulunmadigi anlasdiyor. Il9eye bagh bucak ve koy
niifusunun %10'7'sini olusturan Alevi niifusu, il9enin toplam niifusu goz
oniine ahndiginda, %5 ,9'luk bir kisim Alevilerden tesekkiil etmektedir.
(96)Y.M.KESKIN,a.g.e.
(97) C. UgER, a.g.e.
93
Erbaa Evliyalan
Erbaa kelimesi, Arap9a olup "dort" anlamina gelmektedir.
Resmi kayitlarda 18. yiizyihn baslanndan itibaren Erbaa
adinrn kullamldigi goriiliir. Bir ara bu kelime "Nevahi-i Erbaa"
seklinde kullamlmi§tir. O donemlerde Niksar Amasya arasinda en
onemli yerlesim birimleri, Erek, Karayaka, Sonusa (Ulukoy) ve Tasabat
(Tasova) idi. Niifus yonunden ancak birer nahiye buyiiklugiinde ve ayni
bolgede olmalanndan dolayi hepsine birden Nevahi-i Erbaa, yani "dort
nahiye" deniliyordu. Hatta tahakkuk eden vergiler de bu isimle
kaydediliyordu. 1840'ta, Erbaa adiyla maruf dort nahiyenin (Erek,
Karayaka, Sonusa, Tasabat) vergisi 47i243 kurus olarak resmi evraka
ge9mistir. Buna gore Erbaa, Erek, Karayaka, Sonusa ve Tasabat'in genel
bir adi olmus, dordii birden sanki bir kaza (ilce) goruniimunu ahr. Hatta
resmiyette Kaza-i Erbaa tabiri de kullamlmistir. 1872'de Erbaa ismiyle
il^e olur. 1892'de Tokat iline baglanir (o zaman Tokat Sancak idi). 1893
ile 1 904 yillan arasinda yiizde elli civannda niifus artist yasayan Erbaa
90gunlugu Musliiman olan ve az miktarda Rum ve Ermeni kesimin yer
aldigi demografik bir yapiya sahiptir (98).
(98) ER Emine Mehves, XIX. Yiizyilda Erbaa Kazasrmn Sosyo
Ekonomik Yapisi, Yiiksek Lisans Tezi, Istanbul Uni., Istanbul, 2005
94
Eski adi Fidi olan Akga koyunde 1291 tarihli vakfiyesi ile Ahi
Ahmed Nahcivani Zaviyesinin vakifi Sultaniil arifin ve sahibii'l futiivve
olarak bilinen §emseddin Ahi Ahmed b. Dogansah'tir. Koydeki Fidi
Zaviyesi binasindan bir iz kalmarms ise de, vakifin evladina ait mimari
ozellikleri olmayan zaviye, tiirbe ve mezarlar bulundugu gibi evladindan
da yasayanlar vardir (99). Koyde aynca Silahdar Omer Pasa Camii
adiyla amlan ve 1870'ten once yapilrms oldugu tahmin edilen yapi
Anadolu'daki ahsap camilerin guniimiize saglam olarak gelebilmis en
giizel ve zengin orneklerinden biridir ( 1 00).
Akinci Evliya ismiyle amlan zatin kabri, Karayaka kasabasi
Yukan Mahalle'de bulunur. Kasabamn iist tarafinda bulunan kalenin
fethi sirasinda sehit diistiigii soylenir. Uzeri bir 9ati ile ortulerek
muhafaza altina ahnmi§i olan kabrini Behrullah Efendi Karayaka'ya her
gelii-iinde ziyaret eder ve, "adi Huseyin Gazi idi. Kaleyi fethe katilan
askerin komutamydi", derdi.
Karayaka kasabasi Orta Mahallede bulunana Ali Celebi'nin
Horasan'dan gelen askerlerden oldugu soylenir. Genellikle aglayan
90cuklar gotiiriildugunden "Cighk Tekkesi" diye de bilinir.
Sokuta§ koyii merkezindeki Arap Dede yatin, yagmur duasi i9in
gidilenbiryerdir.
Halkin 'Hazret Baba' diye tamdigi Behrullah Efendi 1838'de
KoQak (Eksel) kasabasinda diinyaya gelir. Babasi Ali Efendi'dir.
(99) S. KUCUR, a.g.e.
(lOO)ERDEMIR Yasar, Tokat Yoresindeki Ahsap Camilerin
Kiilriirumuzdeki Yeri
95
Tokat'taki ilk ogrenimi sirasinda kendilerine bir zat misafir olur. O giin
Behrullah Efendi ertesi giinkii dersini yapar ve ardindan namazini kihp
yatar. Gece kalktigmda o zatin devamh ilimle mesgul oldugunu goriir.
Bu zatrn ilim sahibi, gayretli biri oldugunu anlayarak, "Efendim bu gece
hie uyumadimz. O ilimden bize de ogretseniz.", diye arz edince, o zat,
"Evladim senin ilmi nasibin istanbul'daki Yanyah Haci ismet Efendi'den
olacak. Sende onun kokusu var.", diye buyurur. Bunun iizerine
Behrullah Efendi, koye doniip agabeysinden izin aldiktan sonra
Istanbul'a gider. Bu siralarda istanbul'da talebe okutmakta olan Yanyah
Ismet Efendi, talebelerine sik sik, "Anadolu'dan bir erin gelecegini,
vazifesinin esasinda o eri yetistirmek oldugunu", soylemektedir. Ismet
Efendi, Mevlana Bagdadi Hazretleri'nin halifesi Mekkeli Abdullah bin
Miicavir Hazretlerinin halifesidir (101). Behrullah Efendi 30 yil Ismet
Efendi'nin derslerini takip eder. Biitiin ilimlerde ve tasavvuf yolunda
kemale erdikten sonra, hocasi tarafindan kendi beldesine gonderilir
( 1 02). Ismet Efendi bu gorevi kendisine soyle bildirir:
- Azizim bundan sonra siz kendi memleketinizde hizmete memursunuz.
Amasya'ya vardigimzda evlenip oraya yerlesmenizi isterler. Sakin kabul
etmeyiniz.
(101) Mevlana Halid'in halifesi Abdullah Mekki aym zamanda
Erzincani nisbesiyle amhr. Sebebi bir siire Erzincan'da bulunmasi ve
orada meshurTerzi Baba'yi irsad etmis olmasidir.
(102) Http://www.ismetefendi.org/
96
Behrullah Efendi, §eyhinin bu emri ile memleketinin yolunu tutar.
Amasya'dan ge9erken ismet Efendi'nin i§aret ettigi hal vuku bulur.
Yiiksek hallerine hayran kalanlar orada evlendirip yerlestirmek, bu
sekilde kendisini sahiplenmek isterler. Fakat Efendi Hazretleri onceden
tenbihli oldugu i9in kabul etmez. Yoluna devam edip koyune ulasir.
Orada evlenip barklanir, fakat kimseye simni ifsaya yanasmaz. Koyliiler
de 'Deli Molla' diye hitap ettikleri bu garib dervisi koye 9oban yaparlar.
Bir giin aym zamanda amcasi olan kayinpederi hakiki vechiyle
tamyamadigindan bir sebeple kizarak suratina tokati askeder. Bunun
iizerine Behrullah Efendi boynunu buker:
- Hakkinizi helal ediniz efendim, der. Eliniz acidi.
O giinlerde Sivas Valiliginde bulunan Memduh Pasa gorev icabi Tokat'a
gelir (103). O devirlerde Tokat da Sivas'a baghdir. Eksel
(103) Ismet Efendi Hz.lerinin mensuplanndan olan Memduh Pa§a 1839
senesinde istanbul'da dunyaya gelmijtir. Vezir ve §air Kandiyeli Mazlum
Pa^a'nm ogludur. 1887'deKonya, ikiyil sonra Sivas Valisi oldu. 1893'de Ankara
Valisi iken vezir oldu ve 1895'te Dahiliye Nazirhgina getirildi. Sultan
Abdiilhamid Han aleyhindeki iftiralann hicbirine aldirmayarak kendisini on ii?
sene imparatorlugun I^i^leri Bakanhgi gibi muhim bir gorevde tutar. Memduh
Pa§a 1908 inkdabinda II.Abdiilhamid'in bir 50k adamiyla birlikte ru§vet ve
jurnalcihk iftiralanyla once Biiyiikada'ya sonra Sakiz'a suriiliir. Umumi af
iizerine Istanbula donen Memduh Pa§a Bogazi?inde Kirefburnu'ndaki yahsinda
uzun miiddet ya§adiktan sonra 1925 ydinda 86 ya§inda vefat eder. Mensup
oldugu dergah-i §erif bah9esine defnedilir. Dervisjigi, devlet adamhgi yamnda
kuvvetli bir §air de olan Memduh Pa§a 1908'den sonra §iirlerini muhtevi divam,
mektuplarini muhtevi "Bedayi-i
97
koyunden ge9erken yaninda bulunanlara Bahrullah Efendi ile goriii-imek
istedigini bildirir. Tammadiklanm soylerler. Oyle ya soran koskoca Vali
Pa§a Hazretleri, sorulan koyiin garip cobam. Nereden akillarma gelsin.
Memduh Pa§a, Bahrullah Efendi'nin yiiksek tevazu sebebiyle
gizlendigini anlar. Huzuruna gider. Onu, irjada memur oldugu, bu
maksatla Tokat'a gonderildigi, gizlenmek yerine Peygamber
Efendimiz'den kendisine kadar sahih yed ile gelen yolun yayilmasi,
devam ettirilmesi i9in iizerine dii§en vazifeyi yapmasi gerektigi, yoksa
mesul olacagi hususunda ikna eder. Koyliilere de,
"Gelmemiijtir cihana Behrullah gibi bir veli.
Onu bulanlar buldu, bulmayanlar mutlak deli"
misraini okuduktan sonra, "Siz bu zatin kiymetini bilmez iseniz
elinizden crkar.", der. Bunun iizerine insanlar ondan ilim ogrenmeye
ko^arlar. Memduh Pa^a'nin ba§kanhgrnda yapilan dergahda, Behrullah
Efendi ilim taliplerine ders vermeye ba^lar. Behrullah Efendi herkese
mii^fik, giiler yiizlii davranmaktadir.
Asar" ile "Esvat-i Sudur", "Mir'at-i §uunat", "Hal'ler, Iclaslar" "Tasvir-i
Ahval", "Feveran-i Ezman", "Yemen Hakkinda Bazi Malumat",
"Kuvvet-i Ikbal" adh risaleleri basilmi^tir.
98
Sokakta gordtigu (jocuklann basrm oksayip, onlara hediyeler vererek
goniillerini almaktadir. Herkese Allahii tealamn merhametinden
bahseder. "Biz insanlar da merhametli olmahyiz." der. Kendisine
gonderilen hediyeleri el surmeden fakirlere dagitir.
Behrullah Efendi, talebesi Ahmet Efendi ile bir giin dere
kenannda oturmaktadir. Talebesi kahve yapmakla mesguldiir. Hocasina
dogru bakinca kucaginda bir yilan goriir ve korkar. Sonra yilan,
Behrullah Efendi'nin kucagindan inip gider. Talebesinin merak i9inde
kaldigini fark edince, "Cinnilerden idi. Hasankale'den geliyor. Dersini
verdim gitti . " , diye buyurur.
Talebelerinden Iskender isminde bir zat, donanmada vazifelidir.
Gemi denizde giderken firtina cikar. O sirada Behrullah Efendinin
himmetine sigrmr, yardim ister. O anda hocasmi karsisinda goriir. Ona,
"Evladim korkma, iiziilme on dakika sonra firtrna ge9er! ", diye buyurur.
Nitekim on dakika sonra firtina diner.
Talebelerine, "Biz kuslar kadar bile olamiyoruz. Onlar Allahii
tealayi devamh zikrediyorlar. Biz ise gaflet i9indeyiz. Dinin emir ve
yasaklarrm bilmezseniz, bu yolda hi9 mesafe katedemezsiniz.", diye
buyurur.
Yahya Keskin 9ahsmasinda (104), Behrullah Efendi'nin
Naksibendiligin onde gelen isimlerinden biri oldugunu kaydeder.
Behrullah Efendi 1 9 1 8'de 80 yasindayken Eksel koyiinde vefat
eder. Kalabahk bir cemaat ile cenaze namazi kihndiktan sonra koy
(104)Y.M.KESKIN, a.g.e.
99
kabristanhgrna defnedilir. Kabri ziyaret mahallidir. Behrullah Efendi'nin
yerinetalebesiAH0smanEfendige9ti.
Ali Osinan Efendi eski ismi Holay olan Ballibag'da 1877 yihnda
diinyaya gelir. Tahsilini tamamladiktan sonra saat9ilik yapmaya ba^lar.
Bir giin (yeni ismi Ko9ak olan) Eksel koyiinde oturan ve Eksel Seyhi
olarak bilinen Behrullah Efendi'nin saati bozulur. Talebelerine tamir
edilmesini soyleyince, onlar, "Efendim, karsi Holay koyiinden Ali
Osman isminde birisi var ona tamir ettirelim. ", derler. Talebelerinden biri
Ali Osman Efendi ile Erbaa'da karsilasinca, hocasmm saatinden
bahseder. Ali Osman Efendi de Eksel koyiine gider. Saati tamir edip
duvara asar. Behrullah Efendi'ye, "Tamam 9ahsiyor efendim.", der.
Behrullah Efendi saate bakinca 9ahsan saat durur. Ali Osman Efendi
tekrar yapip duvara asar. Behrullah Efendi saate bakinca, saat yine durur.
Ali Efendi hayretler i9inde tekrar yapar. O zaman Ali Osman Efendi
i9inden, "Bu zat evliya bir zattir. Su an kalbimin saatini tamir edecek kalp
ustasmm huzurundayim." Diye ge9irir ve Behrullah Efendi'ye talebe
olur. Arap9a, Fars9a ve kalp ilimleri de dahil biitiin ilimleri Behrullah
Efendiden ogrenir. Behrullah Efendi vefatrna yakin, "Bende ne varsa Ali
Osman Efendi aldi gotiirdii. Bende bir sey birakmadi.", diye buyurur.
Ali Osman Efendi insanlara dogru yolu anlatmak i9in koy koy
dolasir. insanlara dogru yolu anlatirken 90k yumusak, hatta arada niikte
yapmaktadir. Siyaset ve devlet islerine hi9 kansmaz. Sohbetinin agirhgi,
giizel ahlak iizerine olmaktadir. Hep giizel ahlakin bulunmaz bir hazine
oldugunu anlatir. Fakat bazilannin gozii daima altinda oldugundan bir
giin onlara doniip, "Altimn kulpu burasi, 90k altin
100
var", diye bir yeri i§aret eder. Bunu duyan altin diiskiinleri sabaha kadar
orayi kazarlar. Fakat hi<;bir sey bulamazlar. Elleri bos Ali Osman
Efendinin koyiine donerler. Kimseye de hi9bir §ey anlatmazlar. Ertesi
giin onlan goren Ali Osman Efendi, "Oglum isaret ederler ama,
duskunlerine vermezler.", der. Yine bir giin talebeleri ile Ladik'e ders
vermek i9in gider. Talebelerinden birinin kalbine vesvese gelip hocasi
i<;in, "Bu da insan biz de insaniz." gibi bir diisiince gelir. Yollan bir
ormandan ge9mektedir. Bu sirada bir kurt, Ali Osman Efendi'nin online
gelip iki on ayaklanm havaya kaldinp, arka iki ayagi iizerine durunca,
"Dag ve taslardaki hayvanlar inandi da bazilan hala anlayamadi.", diye
buyurur. O talebe diisiincesinden dolayi hemen tovbe eder.
Dini vecibeleri yerine getirmenin yasak oldugu donemde Ali
Osman Efendi, Giimii^akir koyiinde sohbet ederken jandarmalar koyii
basar. Ali Osman Efendi tutuklanarak once Vezirkoprii daha sonra da
Samsun cezaevine gonderilir. Ali Osman Efendi Samsun'da bir hiicreye
yerlestirilir. Hiicrede namaz kildigim gordiiklerinde, kilmamasi i9in su
vermezler. Bir sure sonra su olmamasina ragmen, onu yine namaz
kilarken goriirler. Mahkeme esnasinda savci, Ali Osman Efendiye akla
gelmedik hakaretlerde bulunur. Durusmada Ali Efendi sadece; "Savci
bey biz insanlara namaz kihn, ahirete hazirlanin dedik.
Soylediklerimizin hepsi bu kadar.", der. Ertesi giin savci kalp krizinden
oliir. Bir siire sonra mahkeme, Ali Osman Efendiyi serbest birakir.
Ali Osman Efendi, Erbaa zelzelesi olmadan once atina binip,
Erbaa'dan aynlir. O sirada herkesin Deli Mehmet diye bildigi bir
101
meczub arkasindan, "Tutun, yakalayin! Erbaa zelzelesini miihiirledi
gidiyor!", diye bagirmaktadir. Deli diye kimse bu meczubun sozlerini
dikkate almaz. Bir siire sonra Erbaa'da 90k biiyiik bir zelzele olur. Bu
zelzelede Ali Osman Efendi'nin 14 yasindaki bir kizi da hayatini
kaybeder. Zelzeleden sonra Erbaa'ya donen Ali Osman Efendi 'ye kizinin
vefat ettigi soylenince, "Daha biiyiik bela gelmemesi i9in evladimizi
kurban verdik. Halk, Deli Mehmed'in sozlerine onu deli zannettikleri
i9in inanmadi.", diye buyurur.
Talebelerine sik sik su nasihati yapar, "Hi9 kimse ile miinakasa
etmeyiniz. Soz dinleyiniz. Kim soz dinlerse, o benim 6z oglumdur.
Birbirinizi sevin, beni sevmis olursunuz. Aramzda darginhk olmasin."
Ali Osman Efendi birgiin dergahinda namaz kilmaktadir. Oglu Ibrahim
babasmin yanina girmek ister. Babasmm namaz kildigim goriince, i9eri
girmez. Birka9 kere baktigmda babasim tehiyyatta oturur goriir. Sonra
dayanamayarak i9eri girer ve babasmin vefat etmis oldugunu anlar. O
esnada kapida bulunan kopek kosarak uzaklasir. Talebelerinin
bulundugu biitiin koyleri dolasir. Hepsi bunda bir is var diyerek dergaha
gelirler ve cenaze namazmi kilrp Ali Osman Efendi'yi Holay koyii
kabristanhgina defnederler. 1 942 senesinde vefat ettiginde Ali Osman
Efendi, 63 yasinda idi. Kabri bugiin bir ziyaret mahallidir.
Yahya Keskin 9ahsmasinda Karayaka nahiyesine bagh Balhbag
koyiindeki Ali Osman Efendi'nin Naksibendiligin onde gelen
isimlerinden oldugunu kaydeder.
Ali Osman Efendi, hocasimn vefatindan sonra insanlara Allahii
tealamn emir ve yasaklanm anlatmaya baslar. Bir kis mevsimi talebesi
Veysel Hafiz ile bir yere giderlerken namaz vakti darahr. Ali Osman
102
Efendi talebesine, "Buralarda tanidik bir koy yok mu?", diye sorunca,
Veysel Efendi, "Tanidik var ama itikadlan bozuktur.", diye cevap verir.
Ali Osman Efendi, olsun deyip koye giderler. Veysel Hafiz tamdigi
birisinin kapisini 9alar. O zat bunlan goriince, odada kim varsa herkesi
disan 9ikanr. Ali Osman Efendi, talebesi ile namaz kildiktan sonra,
sohbete baslar. Koyden herkes gelir ve bu sohbet sabaha kadar devam
eder. Sohbetin neticesinde bu koyiin halki bozuk olan itikatlanna tovbe
edip Ehl-i siinnet itikadini kabul ederler.
Talebesi Yusuf Pehlivan soyle anlatir. Bir giin sohbette iken, Ali
Osman Efendi buyurmustur ki, "herkese birer listeyle gorev verilirken,
ben liste almadim. Gorevi listesiz aldim, onun i9in bu kapi herkese
a9iktir. "
Kozlu bucagma bagh Sokutas'la Ke9eci koyii arasindaki Ayak
Basti ismiyle amlan turbe, 90cugu yiiremeyenler ve hayvam huysuzluk
yapanlar tarafmdan ziyaret edilir.
Aydinsofu koyii Yigmaci mevkiinde medfun bulunan Aydin
Baba'nm kabrinin iizeri bir bina ile ortulmustur. Onun Horasan
Erenlerinden oldugu soylenir. Ook aglayan ve gece uyumayan 90cuklar
getirilir. 0°k kere asagidaki Halbur deresinde abdest aldigi
goriildugiinden, koylii turbenin online bir de su getirip 9esme yapmistir.
Buraya Cighk Tekkesi de denir. Genellikle Cumartesi giinleri, buraya
getirilen 90cuk aglatilmaya 9ahsilmakta, eger 90cuk aglarsa
diizelecegine inamlmaktadir. Etrafindaki pelit aga9lanndan birine 9M
9akihr. Ayrica, aga9lanm kesenin basina biiyiik bir felaketin gelecegine
inamlmaktadir.
103
Bun Dede'nin mezan, eski kasabada, §evki Onder adh bir zata ait evin
zemin katinda bulunmaktadir. Asil ismi §eyh Muhittin Efendidir.
Rivayete gore; ba§ka bir yere ta^inmak istenmi^se de, riiyada
ta^inmamasini ihtar etmiijtir. "Allah'in izniyle bunalani bunda koymam,
daralani darda koymam" dedigine inanildigindan, "Bun Dede" diye
isimlendirilmi§tir. Tiirbe, her giin (daha 90k Per^embe) tiirlii hastahgi
olan ve evde kalan kizlar tarafindan ziyaret edilmekte, adaklar
adanmaktadir. Tiirbe di^inda bulunan bir ta§ iizerinde, yerden rastgele
ahnan ta§lar 9iftlenmekte, ta§lar tek gelirse dilegin kabul olacagina, 9ift
gelirse kabul olmayacagina inanilmaktadir. Dilek kabul olunca kurban
kesilmektedir. £orum, Ankara, Amasya ve diger 9evre illerden gelenler
tarafmdan da ziyaret edilmektedir.
£anak9i Baba'nm mezan, Tanoba Kasabasi, yukan mezarhktaki
kare planh ve iistii ortiik bir mekandadir. Tarihi §ahsiyeti hakkinda hi9bir
bilgi bulunmayan §ahsin, tiirbesinden bir nurun ugtugu soylenmektedir.
Mezann ba§ tarafindaki bir aga9ta 1225 rakami yazihdir. Bu zata
(^anak9i Baba denmesinin rivayeti §6yledir: £anak9i Baba, bir giin
yanina gelen bir boliik askere, sadece bir 9anak yemek ikram edince
askerler: "Bu bize yeter mi?" demi^ler. Halbuki, yiye yiye bu yemegi
tuketememi§ler. Bunun iizerine, kendisine bu ad verilmi§tir. Istege gore
her dilek i9in, bilhassa 90cugu olmayanlar, kulak, kann, ba§ ve bel
agnlan olanlar tarafindan ziyaret edilmektedir. Mezann ba§ ucuna para,
aynca bina di§indaki duvarlar iizerine ise bulgurlar birakilmaktadir.
(^omakh Baba'nm kabri, A§agic;andir Koyii'nde, etrafi tuglalarla
9evrili bir mezarhk i9erisinde bulunmaktadir. Uzeri a9ik
104
olan mezardaki zatin, Revak Baba ve Seyyid-i Kebirin kardesi olduguna
inanilmaktadir. £esitli ama9larla ziyaret edilen mezann basucundaki
sakizhk agacina 9iviler 9akilmaktadir. Yaninda bulunan aga9lardan bir
dal bile kesilmesine razi olmadigina inamlan zat ile ilgili §6yle birrivayet
bulunmaktadir: Kadinin birisi oradaki aga9lardan aldigi odunlarla bir
ekmek pisirmis, ancak ertesi giin ekmegi kaybolmustur. Kadin, aradigi
ekmekleri ertesi giin tekkede bulmustur.
Demirta$ Koyii civanndaki Demirtas Tekkesi ismiyle bilinen zatin
Horasan erenlerinden oldugu soylenir. "Demrevu" denilen, ekzamaya
benzer bir 9esit deri hastahgi i9in ziyaret edilir. Bundan dolayi "Demrevu
Tekkesi"de denir. Yatinn bulundugu yerden ahnan toprak (coher), 9amur
yapilarak derinin hastahkh kismina bir merhem gibi suruliir.
Imbat Deresi agzinda, Alacabal yolu kenanndaki Dilsiz Tekke'de
medfun bulunan zatin isminin Ebu Bekir Efendi oldugu soylenir. Kabrin
bulundugu yer halk tarafindan koruma altina ahnrms olup genellikle
konusmayan ve ge9 konusan 90cuklar i9in ziyaret edilir.
Erbaa Ko9ak yolu iizerindeki Muhammed Emin ve Muhammed
Said ve yine Erbaa Ko9ak Kasabasi'ndaki Emir Sah Ko9ak, halk
nezdinde Horasan Evliyasi olarak kabul goriir. Ko9ak Kasabasinda
degirmenin yakmmda, aga9hk bir tepecik iizerinde medfun bulunan
Emir Sah, "Dogan Sah" ismiyle de bilinir. Asil adi Said-i Semid
Negayisah olup mezartasinda vefati H.780 Zilhicce (M. 1379) olarak
yazih olmasina ragmen halk arasinda Horasan'dan gelen askerlerden
105
oldugu soylenir. Melik Ahmet Danismend Gazi'nin kumandanlarmdan
oldugu, bu sebeple "Emir §ah" olarak anildigi ileri siiriiliir. "Ustiiniin
ortulmesine razi olmadigi icin kabrin iistii a9iktir", denir. Sitmah,
romatizmah hastalar ile 90k aglayan 90cuklar i9in ziyaret edilir. Emir
§ah'in aym mevkide bulunan 9esmenin suyuna, sitmah hastalara sifa
olmasi i9in asasi ile vurdugu soylenir. Dolayisiyla bu 9esmeye "Sitma
Pinan" adi verilir. Suyundan sitmah hastalara ve altini lslatan 90cuklara
sifa niyetiyle i9irilir.
Evyaba Koyii merkezinde bulunan Er Baba'nin isminin Mustafa
Nurettin oldugu, hatta koyiin adinin "Er Baba"dan Evyaba sekline
doniistiigu soylenir. Bulundugu yerin etrafi koylii tarafindan 9evrilerek,
koruma altma ahnmis. Onceleri ulu bir agacin golgesinde iken, aga9
yikilmis, yerine 9am fidanlan dikilmistir. Daha 90k kann agnlan i9in
ziyaret edildiginden, "Sanci Baba" diye de bilinir. Geydogan Baba ile
kardes olduklanna ve Horasan'dan geldiklerine inanilmaktadir.
Evyaba Koyii'nde, koyiin iist tarafindaki mezarhkta medfun
bulunan Geydogan Baba'nin Hoca Ahmet Yesevi'ye bagh ve Melik
Ahmet Danisment Gazi'nin akrabasi oldugu anlatihr. Bir bina ile iistii
ortulmus olup yaninda dort kabir daha vardir. Bilhassa 90cuk hastahklan
i9in ziyaret edilir.
Erbaa'ya 27 km. uzakhktaki Keqeci Koyii'ndeki ziyaret yerleri
Ke9eci Baba Tiirbesi, Ayakbasti Ziyaret Yeri, Hoyiik Boynu, Kizlar
Ziyareti, Sanci Pelidi, Poyrazhk Baba, Celik Tasi, Yediler Baba,
Cibali (Cidali) Dede, Coherlik Baba, Delikli Kaya, ve Nuzla Dede'dir.
Bunlardan koyiin ismini aldigi Ke9eci Baba'ya halkin
106
hiirmeti o kadar fazladir ki, "evlerini bile tiirbeden yiiksek olmasin diye
tek kath yapmaya ozen gostermislerdir", denilir. Ke9eci Baba'nm
Horasan erenlerinden oldugu, 1349 yihnda burada sehit diistiigii, ayrica
iki oglundan birinin kendi yaninda, digerinin ise Rusya'da sehit oldugu
rivayet edilir. Onun Horasan'dan Anadolu'ya gelen Sancakh
evliyalanndan olup tarih uyusmazhgiyla birlikte aym zamanda 13.
yiizyilda yasadigi, Haci Bektas Veli'nin (6.1270) amcasi oldugu da
rivayet edilmektedir.
Ahi Mahmut Veli, Giil Ahi Baba, §ah Mahmut Veli gibi adlarla da
anilmakta olan Ke9eci Baba, Selcuklu doneminin son Ahi Babasi olarak
da bilinmektedir. Donemin onemli sanatlanndan biri olan ke9eciligin en
biiyiik ustasi sayilan Ke9eci Baba, aym zamanda, ruh saghgi,
veterinerlik, sanat ve egitimle ugrasmis, zamanimn kamil bir kisisi ve
velisi olarak Anadolu Erenleri i9erisinde derin iz birakmistir.
Tiirbesinde yatan ailesi ile birlikte Altin Biyik, Seyit Mehmet ve
Ali Haydar adinda 119 oglu ve Turhal'in Karkin koyiinde yatan Aziz Baba
adh torunu oldugu bilinmektedir.
Tiirbesini her yil, binlerce kisi ziyaret eder, kurbanlar keserler,
adaklar adarlar. Tiirbesine ozellikle ruh saghgi bozulmus kisiler,
fel9liler, askere gidenler ve 9esitli dilekler dileyenler gelirler.
Ke9eci Koyii'nde aynca Deruni, Fedai, Arifoglu Nihani, Kurban
Ali, Suzi, Siikuti gibi ozanlar da Ke9eci Baba Tekkesinden feyz alarak
yetismis olan tamnmis Hak asiklandir.
Her yil Agustos ayimn son Pazar giinii Ke9eci Koyii'nde "Ke9eci
Baba Kiiltiir Festivali" diizenlenir.
107
Menkibevi hayati hakkinda sunlar anlatihr. Uniinii duyan devrin sultani
kendisini sarayina davet ederek, bir keramet gostermesini ister. O da
cebinden ke9e 9ikarmaya ba^lar. O kadar olur ki bir oda dolusu ke9e
9ikanr. Bu olaydan sonra kendisine "Ke9eci" lakabi verilir.
Ke9eci Baba Horasan'dan yola 9ikar ve gunlerden bir giin
Erbaa'ya bagh Haci Ali Koyii'nun oniine gelir. Burada Ke9eci Baba'nin
oniinii haramiler keser. Sorarlar, "Nereden gelip nereye gidiyorsun?".
Ke9eci Baba, "Horasan'dan geliyorum." Haramiler yine sorar. "Ashn
kim? Neslin kim? Adin nedir?" Ke9eci Baba, " dedem Muhammed
Mustafa atam aliyiil Murtaza annem Hatice-i Fatma 12 imam Musa-yi
Kazim'in torunu Musa-yi Sani evlatlanndan Sah Mahmut Veli'yim",
deyince haramilerin hepsi birden elini opiip izzet-i ikram, saygi ve sevgi
gosterirler. Haramilerin basi der ki, " Ya Sah Mahmut Veli ! Benim karnim
agnyor, dua et, elini 9al da Allah'm inayeti ile karmmin agrisi ge9sin."
Ke9eci Baba, "tovbe et eksikligine, gel beri", der. Harami basi Ke9eci
Babamn oniine diz 9oker, rica, iltica eder, oziir diler. Ke9eci Baba
Allah'm inayeti ile giinahin af edilip elini 9alar. Harami basinin kann
agrisi ge9er. Ke9eci Baba harami basina der ki, "Ya harami basi! Sen
burada oniimii kestin. SeniAllahadinabagisladim. Duan kabul oldu. Sen
de burada agnyi, aciyi kesen ol. Ilelebet mal agnsim, kann agnsim, her
tiirlii agnyi, aciyi, derdi, belayi kesen ol. Agrisi acisi olan seni bulacaktir,
deyip nefes verir ve bu zat bugiin Ke9eci Baba'nin tiirbesinin yukansinda
ismi ge9en Haci Ali koyiiniin oniinde yatmaktadir. Her tiirlii hastahga
yakalananlar onun dergahina gider ve sifa bulurlar.
108
Ve Ke9eci Baba oradan yiiriiyiip Ke9eci'nin dogusunda bulunan
Ayakbasti koyiine gider. Vakit aksamdir. Orada bulunan biiyiik bir tasin
iizerine 9ikarak ezan okumaya baslar. Sesi duyan Rum koyluleri, " iste
Isa indi", deyip Ke9eci Baba'nin yanina gelirler. Ke9eci Baba tasin
iizerinden ezani bitirir ve asagrya iner. Rumlar goriirler ki, Ke9eci
Baba'nin ayaklan 9amura basmis gibi tasa iz birakmis. Bu kerameti
goren Rumlann inan9lan biraz daha artar. "Horasandan mi geliyorsun?
Adin nedir? Kimin soyundansin". Diye sorarlar. Ke9eci Baba, "Dedem
Muhammed Mustafa, atam Aliyyiil Murtaza, gelisim Horasan
Nisabur'dan 12 imam Musa'yi kazim torunu Musay-i Sani evlatlanndan
§ah Mahmut Veli'yim. Diyanniza geldim ki, sizlerle muhabbet edelim,
tanisahm. Gelin Allah'in birligine, son ahir zaman nebisi Muhammed
Mustafa 'nin Hak peygamberi olduguna ve yiice Allah'imizin gondermis
oldugu kutsal kitabimiz Kuran'a inanin. Miislumanhgi kabul edin.",
deyince Rumlar Ke9eci Baba'dan bir keramet daha isterler. "Peki Ke9eci
Baba. Koyiimuzun suyu 90k az, surada dua et. Allah'in inayeti ile su
9ikarsa Muhammed'in dinine girecegiz. Hem de senin ermisligini kabul
edip sana tabi olacagiz". Ke9eci Baba elindeki asayi yere vurunca,
Allah'in inayeti Muhammed Mustafa'nin mucizeleri bereketi ile vurdugu
yerden bir degirmen dondiirecek kadar su 9ikar. Bunu goren Rum
koyluleri hepsi birden Muhammed'in hak dinini kabul edip Miisliiman
olurlar.
Bugiin bu su ve ayakkabilannin iz biraktigi tas da yerinde
durmaktadir. Ayakbasti Mevkii denilen bu yer ziyarete a9iktir.
Ytiruyemeyen 90cuklan ve fel9lileri gotiiriip o tastaki ize bastinrlar.
Inanisa gore, Allah'in izniyle basan yiiriimeye baslar. Ke9eci Baba
109
Rum koyiinii irsad edip Miisliiman edince onlarla helallesir. Ve, "Sizi
Allah'a emanet ediyorum" diyerek bugiinkii mekamna dogru yola 9ikar.
Ke9eci Baba Ocagi'ndan Kazim Kaya sunlan anlatir (105). "Kirk
yildir asikhk, zakirlik ve dedelige devam ediyorum. Bizim
zamanlanmizda tarikat 90k sikiydi. Biiyiiklere saygi, sevgi vardi.
Persembe giinleri §ah Mahmudi Veli'yi, evvela 119 bes arasinda ziyaret
yapardik. Eve gelip biiyiiklerin ellerini oper, izin alir, ceme giderdik.
Ke9eci Baba'nm kendi yaptigi evi halen durmaktadir. Oraya giderdik.
Diiskiinii, saskrni oraya giremezdik. Eve sigilmazdi. U9 bes yiiz kisi
olurdu. Muhibimiz, talibimiz 90k oldugu i9in siirekli insanlar koye
ziyarete gelirler. Cem tutarlar. Dedelik ve insanhk kuvvetliydi. Kuran'i
ezbere biliyordu Asik Haydar ve digerleri de. Ben eski yaziyi bir
talibimden ogrensem de asikhgi ve dedelik hizmetlerini bu dedelerden
ogrendim. On yasrnda dedelige, asikhga basladrm. Tokat, Amasya, Izmir
mintikasinda gorev aldim. Samsunda gorev aldim. U9 yiiz altmis bes
giinden fazlasi hep muhip koylerinde ge9ti. Turhal ve Amasya Bolgesi:
Kuytu koyii, Bayat, Umiik, Mehil, Kargin, Aziz Baba Koyii (Ke9eci
Babamn torununun koyii. Ciinkii Ke9eci Babanin torunu Aziz Baba
orada yatiyor). Asik Ali halifeligi yapardi (Kurban Ali Evladi. Miisahibi
de oradandir). Boke, Sanyiiziin, Girap, Kara Ibrahim, Avsar, Has Abdal,
(bunlar Dede i^i koyleri), Uygur Koyii. Yenisu (Serpin eski ismi).
Ke9eci Baba Gelip Gozderesi suyunu 9ikardigi yer. §imdi riirbe.
Yemegini yedikten sonra burasi benimarpahk serpinim olsun,
diyor. Burada da torenler yapilmaya baslandi.) Arhog koyii,
Sarialan, Kayi Koyleri, Ak9atarla (Dazmana), Devrenci
_(105) www.kececikoyu.org/
110
Koyii. Bunlar bashcalan, daha 90k koy var. Yavlu alan (Alevi, bir kismi
ise yoldan dondii). Zile'de Uriik, Emiroren, Kurupinar, Sara9, Yenikoy,
(Dedem Halil Dedemin Dedesi (Halil Efendi) Gozdere Koyiinde
yatiyor.) Kasun, Ciftlik Koyleri. Masat (Yahnyazi yeni ismi) belediyelik
bir yer, oraya da dedelige gittim. I§te benim daha 90k cem i9in gittigim
koyler bunlardir. Ama Ke9eci Baba talipleri olan daha 90k koy var.
Aynca bizim siilalemiz genis: Polatlar var, §ahinler var, Gozgozler,
Eraslanlar, Ko9lar, Aslanlar, Kayalar (yani biz), Gurbuzler, Yildizlar (
Ke9eci Baba gelince ayak bastigi yerden dolayi yani Yildiz'dan dolayi
bunlara Yildizlar), Kesegen Baba var (bunlar yol keserlermis,
eskiyaymis, orada Ke9eci Baba mucize gostermis onlardan Demirciler
varmis), Giinesler, Pehlivanlar, Celebiler. I§te bunlann tiimii bizim
koyden ocakzade dede soyundan olanlardir. Ama hepsi Ke9eci Babaya
baghdirlar. §imdi de i§te bu siilalelerden, ismini daha getiremedigim 90k
ocak siilaleleri var, dedeler cemleri yaparlar. Bizim yorede 90k canh bir
Alevilik, cem cemaat olayi vardir. Bizler Altinbiyik Siilalesinden,
Ke9eci Baba'nin Altinbiyik Evlatlannin soyundan oluyoruz. Aziz Baba
koyiindekiler Seyit Siileyman Aziz Baba soyundandirlar. Ali Haydar
padisahmis zamamnda. Orduyu Ali Haydara veriyor. Sekiz yil
Amasya'da padisahhk yapmis. Aym zamanda dedeymis. Rusyada sehit
diisiiyor. Emanetleri tekrar Aziz Baba Koyiine geliyor: Ziilfikari, Atinin
iizengileri, sanhk tasi; Bunlar Aziz Baba tiirbesindedir. (Imam Riza
ge9se de kayitlarda) Musay-i Kazim torunu Musay-i Sani Evladi, Zeynep
Anadan dogma, bir erendir. Ahi Mahmut Veli olarak, gununriizde ise
Ke9eci Baba olarak anilan bir Anadolu erenidir.
Ill
Kendisi Ke9eciye gelince ilk once mekani ve evini yapiyor. Bir mescit de
yapiyor. Hz. Peygamber'in deliyi ayiktiran, kuduzun sifasim veren,
ugursuzlara murat veren, nice daha dertlere derman olan sirn aynen §ah
Mahmut Veli'ye verilmis. Ahi Mahmut Veli dedigin zaman Ahir Zaman
Nebisinin (Muhammet Mustafa) yolunun bir yolcusu, onun yolunu
devam ettiren bir veli. §ah demek Imam Ali'den geliyor. On Iki Imamdan
da Veliligi gelir. Imam Riza'dandir, Horasan'in piri Imam Rizadir.
Zamamn padisahi onun i9in diyor ki;
Ekmegi bildin kaldirdin fcignemedin),
Kuran'i bildin 9ignemedin,
Zehiri i9tin bal ettin,
finna atildin, giil bah9esine 9evirdin.
Kesegen Baba'nm isminin Kesegin-i Hiiseyin oldugu, Horasan
erenlerinden ve hatta Ke9eci Baba'nm kardesi oldugu soylenir. Canbolat
koyiinde, kesen yazisinda bir aga9hk i9erisindedir. Yamnda giir bir
kaynak suyu vardi. Kabrin iizeri ahsap bir bina ile ortulmiis olup kann
agnsi ve 9esitli hayvan hastahklan i9in ziyaret edilir. Tiirbe, 90cugu
olmayan kadinlar tarafindan ziyaret edilmekte, tiirbe disindaki 9am
agacimn altina bos besik birakilmakta ve bu agaca 9ivi 9akilarak bez
9aput baglanmaktadir. Aynca, her tiirlii hayvan hastahklan (bilhassa
kann sancisi) i9in de ziyaret edilmekte ve buradan alman toprak (coher)
agillara serpilmektedir. Tiirbe disinda bulunan ve Horasan tasi denen bir
tas vardir ki, bunun iizerinde dilek tutmak i9in tas 9iftlenmektedir.
Madenli koyii Eriklik mevkiinde bulunan Kocapelit Tekkesi'nin
etrafmdaki aga9lann kesilmesine razi olmadigi soylenir.
112
Anlatildigma gore, bir koylii buradan evine odun gotiiriince hastalanmis,
kendisine riiyasinda 40 giin sabah namazini bu tekkede kilarsa
kurtulacagi soylenmis. Denildigi gibi yapmis ve hastahktan kurtulmus.
Ko9ak ile Degirmenli kasabalan arasindaki Kara Tepe mevkiinde
yiiksek bir tepecik uzerinde medfun bulunan Kurt Baba'nin Horasan
Erenlerinden oldugu soylenir. Niyete gore her hastahk icin ziyaret edilir.
Kiipliice (Gemre) koyiinde mezarhgin ortasinda bulunan Kiidler
Tekkesi'nde medfun bulunan zatin Horasan'dan gelen askerlerden
oldugu ve burada sehit diistugu soylenir. Bilhassa fel^li, sakat ve
yuriiyemeyenler tarafindan ziyaret edilir. Bundan dolayi Kiidler Tekkesi
diye bilinir.
Revak Baba, Erbaa'ya 14 km uzakhkta, kendi adim tasiyan
koyiin i9erisinde, duvarlarla 9evrili bir mezarhk i9erisinde iistii a9ik bir
mezarda medfundur. Asil admin Revanh Seyyid Ibrahim oldugu ve bu
yiizden Revanh Baba denecek yerde yanhshkla Revak Baba diye
amldigi belirtilmektedir. Seyyid Ibrahim' in Horasanh olduguna
inamlmaktadir. Aynca, mezann 50 metre kadar ilerisinde bulunan ve
yaklasik 700 yilhk oldugu iddia edilen ahsap bir cami vardir ki, bu
camiyi yapamn Revak Baba oldugu iddia edilmektedir. Rivayete gore,
kabrinin iizeri bir 9ati ile ortulmus olmasina ragmen, buna izin
vermemistir. Revak Baba, her tiirlu hastahklar i9in (bilhassa fel9, yiiz
felci, bas ve bel agnsi ve akli dengesizlikler) i9in, daha 90k Persembe
giinleri ikindiden sonra ziyaret edilmekte ve bas ucundaki agaca 9aputlar
baglanmaktadir.
113
Seyyid-i Kebir, Erbaa'ya sekiz km uzakhktaki YukariQandir
Koyu'nde, kerpi9 bir duvarla 9evrili aga9hk bir arazide iistii a9ik bir
mezarda medfundur. Revak Koyii'ndeki Revak Baba'nin ve Asagi9andir
Koyii'ndeki Comakh Baba'nin agabeyi olduguna inamlmaktadir. Aynca
Horasan evliyalanndan oldugu iddia edilmektedir. Daha 90k Cumartesi
giinleri, kann, bel, bas ve romatizmal hastahklar i9in ziyaret edilmekte
ve basucundaki agaca 9ivi 9akilmaktadir. Bazen yagmur duasina da
buraya 9ikilmaktadir.
Samli Evliya'nin kabri Kog aA:Kasabasi yolu iistiinde, Sarmatut
adi verilen bir tepecik iizerindedir. Burada, etrafi duvarlarla 9evrili iki
mezar bulunmaktadir. Yanlannda kii9iik bir mescit yapilmistir.
Mezarlann disina takilan tabeladan, adlannin Muhammed Emin ve
Muhammed Said olup, Horasan evliyalanndan olduklari
anlasilmaktadir. Her tiirlii dilek i9in, daha 90k 90cugu olmayanlar ve
fel9liler tarafindan 119 Persembe veya 119 Cumartesi giinii arka arkaya
ziyaret edilmekte, dilekler dilenmekte, mumlar yakdmaktadir. Buradan
alman toprak (coher) sifa amaciyla yutulmaktadir.Kabir, Ankara,
Amasya ve 9evre illerden de gelen pek 90k kimse tarafindan ziyaret
edilmektedir
Seyh Seyyid Bedreddin eski kasabada Dedem Bah9esi denilen
mezarhkta, iistii a9ik bir mezarda medtundur. Horasan'dan g09en orduyla
Sam'dan geldigi, ayni zamanda Akaid kitabimn sahibi Omer Nesefi'nin
miiridlerinden oldugu soylenmektedir. Bu zat ile ilgili soyle bir rivayet
anlatilmaktadir. Vaktiyle Kelkit Cayi yatagini degistirerek tasmis. Bu
arada Dedem Bah9esi de sular altinda kalmis. Halk, evliyamn sular
114
Altinda kalacagi endisesiyle mezan baska yere nakletmek istediklerinde,
nereden geldigi bilinmeyen ak sakalh bir ihtiyar, "Bu i§ten vaz ge9in.
Kendini kurtaramayan evliyayi birakin su gotursiin." Deyince bundan
vazge9misler. Ertesi giin lrmagin 500 metre asagiya indigini gormiisler.
Her tiirlii dilek i9in ziyaret edilmektedir. Bazen yanindaki calilara bez-
9aput baglanmaktadir.
Erbaa yoresinde, bunlardan baska, daha pek 90k ziyaret yeri
mevcuttur. Ko9ak Kasabasi Torunoglu Mezarhginda bulunan ve
Horasanh oldugu soylenen Arap Baba, Bogah ve Sakarat Daglannin en
yiiksek zirvesindeki obada bulunan ve leyleklerin sonbaharda g09
ederken ziyaret ettiklerine inanilan Qa\ Baba, ve Iveronii Koyu'nde
Horasanh erenlerden olduguna inanilan Murat Baba, bunlardan
bazilandir.
Il9e merkezinde zikredilebilecek bir Alevi niifus bulunmadigim
kaydeden U9er (106), bucak ve koy niifusu i9inde %1,8'lik bir payi olan
Alevi nufusun toplam niifusta yaklasik %1 'lik bir orana diistugiinii tespit
eder.
(106) C. OgER, a.g.e.
115
NiksarEvliyalan
C"l ehir merkezine 60 km. uzakhkta olan Niksar'in, ozellikle Pontos
i ^\ Devleti zamanmda stratejik konumu sebebiyle onemli bir
3 yerlesim yeri oldugu goriilmektedir. Roma ve Bizans
donemlerinden sonra 1077'de Danismendliler'in baskenti olan Niksar,
daha sonra Ilhanh hakimiyetinde kalrms ve beylikler doneminde de
Eretna Beyligi egemenligini gormiistur. 1 4 1 0'larda Osmanh topraklanna
katilan Niksar, 1840 yihnda kaza durumuna getirilmistir. Bu tarihten
itibaren ekonomik bakimdan giiclenen sehir (107), Kinm Savasi ve 93
Harbi sonrasinda Tokat'la birlikte Kafkash ve Balkanh gocmenlerin
iskan edildigi bir yer olur. Cumhuriyet'le birlikte il olan Tokat'a bagh bir
ilce statiisii kazanan Niksar, bu durumunu guniimuzde de
siirdiirmektedir. Niksar Anadolu'nun ilk kapah avlulu medresesi ve tarihi
kesin olarak bilinen en eski tiirbesine sahip olmasi sebebiyle sanat tarihi
bakimindan oldukca onemli bir sehirdir (108).
Niksar'da halen mimari butunlugunii koruyarak giiniimiize
gelebilmis olan zaviye yoktur. Ancak sehir merkezinde Ahi Pehlivan,
Ahi Nechiivan, Ahi §ahin, Haneman, Hankah, Kalenderhane, Melik
Danismend Gazi, Mevlevihane, Nureddin Halife (Cilehane), Sunguriye,
§eyh Yakup zaviyeleri olmak uzere on bir zaviyenin varhgi bilinmekle
birlikte, Giicibeyzade Adil Bey b. Mehmet Celebi
(107) GUMU§SOY Suleyman, Sosyo Ekonomik Acidan 1840-1844
Tarihli Temettiiat Defterleri Isiginda Niksar, Yiiksek Lisans Tezi,
Istanbul Uni., Istanbul, 2002
(108) QAL Halit, Niksar'daki Turk Eserleri, Kvlltiir Bakanhgi,
116
Zaviyesi, Sinaniiddin Yusuf Bey b. Abdullah Zaviyesi, Sunkur Kerimesi
Fatma Hatun Zaviyesi, Cepni Bey Zaviyesi vakif kayitlannda ismi ge9en
belli bash zaviyelerdir.
Nureddin Halife zaviyesinin ayni zamanda (^ilehane ismiyle
amlmasi, Niksar'da (^ilehane ismiyle anilan bir hamam ile cilhane
ismiyle anilan bir kopriiniin varhgindan hareketle muhtemelen bu
yapilann banisinin Nureddin Halife olabilecegini diisunduriiyor.
Son yillarda mescidi ve tiirbesi yiktmlan Karanhk Tekke'den ve
Evliya Celebi'nin XVII.yiizyilda kendisinden ismen soz ettigi Ilyas Dede
Tekkesi'nden de gunumtize hi^bir iz kalmamistir.
1 1 45 'te Cepnizade Hasan Efendi tarafindan yaptinldigi ileri
siiriilen Niksar Ulu Camii ile ilgili tarihleme, basta A.Gabriel olmak
iizere bir 90k arastirmaci tarafindan da kabul edilir. Ancak Tanju Cantay,
Mu'inud-Din Siileyman Pervane'nin Mogollar tarafindan idami iizerine,
Tokat'ta insa ettirdigi medresede kitabe yerinin bos birakilmasim omek
gostererek, Niksar Ulu Camii'ndeki benzer durum sebebiyle, bu yapmm
da Mu'iniid-Din Siileyman Pervane tarafindan insa ettirilmis olmasi
gerektigini one siirer ve ayni kisinin Sinop'ta insa ettirdigi Ulu Cami ve
Medrese ile plan diizeni ve siisleme ozellikleri yonunden karsilastirmalar
da yaparak, goriisunii destekler.
Niksar Cin Camii 1160 tarihiyle Anadolu Tiirk Mimarisinin
guniimiize ulasabilen erken orneklerinden biridir. Anitsalhk yonunden
H9 bir iddiasi bulunmayan yapinin moloz tas duvar orgiisii de doneminin
teknigini yansitmaktadir. Cin Camii'nin plan tipolojisi yonunden
belirleyici yam list ortiisudur. Kareye yakin dikdortgen mekanin tonozla
ortiilmesi, 9evredeki diger dini yapilarda goriilmeyen
117
bir ozelliktir. Cin Camii'nde topografyanin belirleyici bir unsur oldugu
ve buna bagh olarak giri§ a9ikhginin bati yoniine a9ildigi goriiliir.
XI V.yiizyildan beri bir veli makami gibi ziyaret edilen Melik Gazi
Tiirbesi'nin Melik Danismend Ahmet Gazi'ye ait oldugu kabul edilir.
Torunu Yagibasan tarafindan yaptmldigi ileri siiriilen tiirbe mimari
ozellikleri itibariyle XII. asir eseri degildir. Niksar'in 1392'de Osmanh
idaresine ilk ge9isinden sonra tamamen yenilenmis olmahdir. Il9e
merkezinde, sehrin dogusunda bulunan ve ayni adla anilan mezarhkta
yer almaktadir.
Bugiin yerinde bulunmayan ve kapi uzerinde yer aldigi ileri
siiriilen (109) tek satirhk siiliis kitabede tiirbenin Abd iiz-zaif Nasi"
(nasrullah) bin el-hac Carik tarafindan yaptmldigi belirtilmekte, ancak
tarih verilmemektedir. Ashnin 12. yiizyila tarihlendigi tiirbenin esasinda
Sultan Melik Gazi'nin manevi kisiligine mahsusen insa edilmis bir
ziyaret makami olabilecegi de ileri siiriiliir.
Tiirbe i9in, 1829 tarihinde Kopekzade Mustafa adiyla bir vakif tesis
edilmis olup Osmanhca vakfiye Vakiflar Genel Mudiirliigii Arsivi'nde
yer almaktadir. 1978'de tescili yapilan tiirbe, 1985 tarihinde Mazbut
Hayrat olarak Vakiflar Genel Miidiirliigu'ne intikal etmis, 1987-88
yihnda da ayni kurum tarafindan restore edilerek ziyarete a9ilmistir.
Tiirbe, sadece Niksarhlar tarafindan degil, yurdun her tarafindan
gelen kimseler tarafindan 9esitli dileklerle, daha 90k Persembe giinleri
ziyaret edilmektedir. Ziyaret9iler, mezarin etrafinda
(109) H. gal, a.g.e.
118
dua okuyarak 119 ya da yedi defa donmekte ve dilekler dilemekte,
dilekleri yerine geldiginde kurbanlanni burada kesmektedirler (110).
Tanju Cantay Melik Gazi Mezarhgi'nin girisinde bulunan yapi
kahntilarinin, Melik Gazi Tekkesi'ne ait olabilecegini belirtir. Bugiin i9in
yeri dahi bilinmeyen zaviyenin varhgina iliskin yegane beige, Vakiflar
Genel Mudiirlugu Arsivi'nde bulunan 1164 tarihli Arap9a vakfiye
suretidir. Mezarhga giden yolun iki yanina dagilan kahntilar kot
farkindan dolayi birbirleriyle iliskili goriinmemektedir. Yolun sagindaki
kahntilar epeyce yiiksekte olup, birbirine bitisik tonozlu iki dikdortgen
hacimden ibarettir. Ancak, kuzey yoniine dogru devam ettigi anlasilan,
sol taraftaki kahntilardan yolun hemen kenanndaki tonozlu hacmin
i9erisinde bir mezar bulunmaktadir.
Giris kapisi uzerinde yer alan tek satirhk orgiilii kufi kitabeye gore
Kulak Tiirbesi'nin banisi olan Sel9uklu Emiri Arslan Togmus'un, 1182
tarihli Haci Qknk Medresesi'nin banisi Bedreddin Ebu Mansur
§ehinsah'in babasi olmasi, yapinin 12. yiizyila tarihlendirilmesini
mumkiin kilmaktadir. Aynca giiniimuze ulasan tiirbenin plan ve mimari
ozellikleri de bu tarihlendirmeyi dogrular niteliktedir.
Kulak Tiirbesi 1985'te Vakiflar Genel Miidurlugu adina mazbut
hayrat olarak kayda ge9er. 1987 yih onanminda, zemin temizligi
sirasinda, zemindeki bir kapaktan inilen 1.5 m. derinliginde, 2.7 m.
genisliginde 90k kii9iik bir mumyahk oldugu, dosemesinin tugla
(110)Y. M. KESKIN, a.g.e.
119
He dosendigi, besik tonoz ortiiniin moloz tas, tugla kansirm ile oriildiigii
goriiliir. Mumyahkta zemine oyulmus dikdortgen mezarlar oldugu,
ancak mumya ve ceset cikmadigi, hatta burada bulunan 1959 tarihli 25
kurusluk madeni paraya bakihrsa yakin zamanlarda definecilerce
soyulmus olabilecegi ileri siiriiliir.
Kulagi agnyanlar buraya gelmekte, tiirbe etrafmda 119 ya da yedi
kez donmektedir. Aynca, dilegin kabul edilip edilmeyecegini tahmin
etmek i9in tiirbe disindaki dikdortgen bi9imli tas iizerinde tas
9iftlenmektedir.
Cedit Mahallesinde Coregibiiyiik Tekkesinin dogusunda yolun alt
kisminda yer alan Haci Cikrik Tiirbesi, sanduka kaidesinin giiney
cephesindeki kitabesine gore Bedriiddin Atabek Ebu Mansur §ahinsah
bin Arslan Dogmus tarafindan 1182 yihnda yaptmhr. Olus Ank,
Anadolu'da tarihi bilinen en eski tiirbe oldugunu, Tanju Cantay ise, daha
once tiirbede mevcut olan ve tiirbeyi de insa ettiren Atabey §ahinsah'a ait
medrese kitabesi ile eyvan cephesindeki iki kemer kahntisina bakarak
binanin ashnda bir medrese oldugunu, riirbenin sadece medresenin bir
eyvanini isgal ettigini soyler. Binanin yanmdaki yolun halk arasinda
Tekke Yolu olarak bilinmesinden hareketle medrese yerine bir zaviye
olabilecegi de ileri siiriiliir.
Melik Gazi Mezarhgi'mn girisinde yolun kuzeyinde yer alan
eyvan riirbenin giiney bati kosesindeki lahitten kabrin Dogan §ah Alp'e
ait oldugu goriiliir. Tasidigi ozellikler bakimindan XII. asnn ikinci
yansina tarihlenen tiirbe Anadolu'daki en eski tiirbelerden biridir.
120
Kale icindeki Yagibasan Medresesi kapah avlulu, revaksiz, ve iki
eyvanh plan tipinde insa edilmis Anadolu'daki ilk medresedir. 1157'de
Danismendli Nizameddin Yagibasan tarafindan yaptinlmis olan
medresede tip egitimi verildigi ileri suriiliir. Medresenin yakin bir
doneme kadar islevini surdurdugu miiderris atamalanni gosteren
vakfiyelerden, arsiv belgelerinden, tapu kayitlanndan anlasilmaktadir
(111). Hekim mektebi olarak bahsedilmesi ise 20.asnn baslanndadir.
Iznik'te Ilk Osmanh Medresesi olarak kabul edilen egitim kurumunu
tesis eden, daha sonra buraya bas miiderris olarak atanan Muhammed el
Kayseri'nin hocasi ibn Sertak Niksar'daki Yagibasan Medresesi'nin
muderrisidir. Hayati hakkinda fazla bilgi olmayan bu degerli ilim adami
Azerbaycan-Meraga Medresesi ve Rasathanesi'nde astronomi ve
matematik alaninda yetismistir. Meraga okulunun birimlerini ve
bilimlerini Anadolu'ya aktarmistir.
Ibn Sertak Niksar'a tarihi bilgilere gore 1314 tarihlerinden once
gelmis ve burada on, on bes yil (1314-1328) kadar kalmistir. Ibn Sertak,
medresede Islam alimlerinin ders kitaplan ile birlikte Yunan
matematik9ilerin de eserlerini okutmustur. Eldeki bilgi ve belgelere
dayanarak bu medresede gorevli bazi miiderrislerin isimleri ve gorev
yillan soyledir. ibn-i Seyh Said (1277), Tabip Sa'deddin Mes'ud
Serafeddin (1265), Salih Efendi, Niksari Ahmet Efendi, Mustafa Efendi,
Edhem Efendi (1 900 tarihli Maarif Salnamesi'ne gore), Huneyn b. ishak,
Mustafa Salih Efendi, Hiiseyin Efendi (1835), Es-
(111) AKAR Hasan, Niksar'da Egitim Tarihine Kisa bir Bakis ve Niksar
Riistiyesi
121
seyyid Ali Efendi(1835), Muid Mehmet Efendi (1730), Newab Efendi
( 1 70 1 ), Muderris Mustafa Efendi, Miiderris Salih Efendi. 1 899 yihna ait
Salname-i Nezaret-i Umumiye'ye gore, Niksar Yagibasan Medresesinde
kirk talebe bulunmakta olup, muderris olarak Haci Ahmet Efendi gorev
yapmaktadir (112).
Yagibasan Medresesi'nin giiney-batisinda bulunan Yagibasan
Kiimbeti, aym yonde uzanan dogal bir teras uzerine insa edilmistir.
A.Gabriel'in 1930'lardaki incelemelerine gore, kiimbet, Kulak Kiimbeti
gibi sekizgen planh olup, ondan daha biiyiik 6l9ulere sahiptir. Mescit
olarak da hizmet vermis olan yapinin, moloz tas orgiiye sahip ana beden
duvarlan kesme tas, tugla malzeme ile kaplanmistir. Depremler
sonucunda bu giin sadece mumyahk kismi ayakta kalabilmistir.
§ehrin dogusunda bulunan Melik Gazi Mezarhgi i9erisinde yer
alan Akyapi Kiimbeti'nin 13. yiizyila ait oldugu kabul edilir. 1978'de
tescilli yapilar arasina katilan tiirbe 1987-88 yillannda Melik Gazi
Tiirbesi ve Kulak Kiimbeti ile birlikte onanlmak iizere Vakiflar Genel
Mudiirliigii tarafmdan restore edilir. Niksar'da giiniimiize gelebilmis
tiirbeler arasinda olcii bakimindan en kiicugudur.
Kirk Kizlar Kiimbeti'nin giiney-dogu cephesindeki pencere
ahnhgi iizerinde yer alan kufi kitabe,"Amel-i Ahmed bin Ebubekir el-
Marendi" ismini vermektedir. Buna gore tiirbe kitabede adi gecen usta
tarafmdan insa edilmistir.
(112)Y.M.KESKiN,a.g.e.
122
Kirk Kizlar Kiimbeti Niksar il9e merkezi Kirk Kizlar
mahallesinde, sehrin ortasindan ge9en ana yolun batisinda insa
edilmistir. Yapildigi donemde yerlesim alaninin disinda kalan bir
mezarhk i9erisinde yer almaktayken bugiin 9evresine insa edilen binalar
arasinda sikisrp kalmistir.
Yapinm hangi donemde kim adina yapildigi konusundaki goriisler
bugiine kadar kesinlik kazanmamistir. Ancak konuyla ilgili yayinlarda
ozellikle iki isim uzerinde durulmaktadir. Birincisi, Kili9aslan'rn 12.
yuzyihn son 9eyreginde (1175-1179) iilkeyi ogullan arasinda taksim
etmesi iizerine bolgenin idaresine sahip olan Nasireddin Berkyaruk Sah,
ikincisi ise, Unsi'nin kayitlanna gore Nasireddin Berkyaruk Sah'in kisa
bir sure sonra bolge idaresini devrettigi agabeyi Riikneddin Siileyman
§ah'tir. Halk arasinda, bir kral olan zalim babasinin yaptigi zuliimlere
arkadaslan ile birlikte karsi 9ikan ve sonra da babasi tarafindan oldiiriilen
kirk kiz adina turbenin yaptinlmis oldugu efsanesi anlatihr.
Usta kitabesinde adi ge9en Amele Ahmed bin Ebubekir el-
Marendi'nin bir baska eseri olan Sivas I.izzeddin Keykavus Kiimbeti
Kirk Kizlar Kiimbeti'nin tarihlendirmesinde onemli bir esas teskil
etmektedir. 1219 yihnda insa edilen Sivas I.izzeddin Keykavus Kiimbeti
mimari iislubu yoniinden Niksar Kirk Kizlar Kiimbeti ile benzer
ozelikler tasimaktadir. Netice itibariyle, bu benzerlikten hareketle Kirk
Kizlar Kiimbeti'nin de aym tarihlerde insa edilmis olabilecegi yapi
uzerinde 9ahsmis arastirmacilann destekledigi bir goriistiir. 1978'de
tescil olunan yapi, 1 985 tarihinde mazbut hayrat olarak Vakiflar Genel
Miidiirliigu'ne intikal etmistir.
123
1939 yilma kadar saglam olan Camii Kebir Mahallesi'ndeki Sunguriye
Tiirbesi'nin iist kismi bu tarihte meydana gelen depremde 'harap oldu'
diye Eski Eserler ve Miizeler Genel Mudurlugunun izni ile Belediye
tarafindan tamamen yiktinlir. Bati duvannm bir kismi, kuzey ve dogu
duvan tamamen yenilenir. XIII. yiizyihn ikinci yansina tarihlenen eser
giiney yonde Sungur Bey zaviyesine biti§ik yapilmi^tir. Zaviyeye
sonradan eklendigi anla^ilan tiirbenin ic mekanimn 9ini ile siislii oldugu
bilinmektedir. 1927 yihnda bir kismi goriilebilen 9ini mozaik
teknigindeki yazi turkuvaz renkte zemin iizerine pathcan moru renkle
i^lenmi^ti.
"Be? yiiz yil kadar once Ahi Pehlevan adindaki birisi, Niksar'dan
bir ok atmi§ ve okun dii§tugii yere cami yaptiracagini soylemi§. Ok da
Yavadi'ya dii§mu§. Bunun iizerine Ahi Pehlevan gelerek bu camii in§a
ettirmi§. Bununla ilgili vakiflan da vardi. Benim gen9ligimde caminin
masraflan bu vakiflardan kars-iilamyordu. Allah ona rahmet etsin (113)."
Uzun9ar§ih, Ahi Pehlivan'in tiirbeyi hayattayken yaptirdigi,
vefatinda da buraya defnedildigi hiikmiine varmakta ve Ahi Pehlivan'in
kim oldugunun bilinmedigini, Evhadi nisbesini ta^idigina gore, onun
1200-1210 yillan arasinda Meyyafarikin'deki Eyyiibi hiikiimdan Melik
Evhad Necmeddin ibn al-Adil'in kolelerinden biri olup daha sonra
Sel9uklu Devleti hizmetine girmif-! olabilecegi ihtimalini ileri
surmektedir. 1323 tarihini ta^iyan vakfiyeden
(113) Bahaeddin Yediyildiz, Niksarh Ahi Pehlivan'in Darii's-Sulehasi,
Tiirk Tarihinde ve Kiilturunde Tokat Sempozyumu, Ankara, 1987
124
anlasildigina gore, Haci Mehmet Niksarh Ahi Pehlivan diye sohret
bulmustur. Bu duruma gore, daha saghgmda, 1291 yihnda kendi
tiirbesini yaptiran Ahi Pehlivan, bundan tam otuz iki yil sonra vakfiyenin
yazildigi 1323 yihnda heniiz hayattadir.
Ahi Pehlivan'in sahip oldugu sohrete bir taraftan Ahiligi, diger
taraftan da Niksar'da ve Mesudiye'nin Yavadi koyiinde kurmus oldugu
sosyal tesisler sayesinde ulastigi soylenebilir. XIII. asnn sonlanna dogru
ozellikle Niksar'in durumu olduk9a kotiidiir. Zira 1289 yihnda ugrarms
oldugu biiyiik sel felaketi yiiziinden kasaba yerle bir olmustur. Ahi
Pehlivan'in hayattayken yaptirdigi turbenin kitabesi 1291 tarihini
tasidigina gore, onun imar faaliyetlerinin Niksar'i yok eden sel felaketi
sonrasina rastladigi, bu sebeple onem kazandigi ve onu sohrete
ulastirdigi anlasilmaktadir. Ahi Pehlivan, iilkenin sosyal, ekonomik ve
kiiltiirel acidan sikintilar i9inde bulundugu o giinlerde, "tarikat seyhi ile
tarikat usullerine gore terbiye gormus olan ve seriatin zahiri hiikiimlerine
gore daima ibadetlerini yerine getirmeye 9ahsan suleha iis-sufiyyenin
oturmasi i9in bir zaviye yaptinr. Zaviyenin adi, vakfiyenin bir yerinde
Darii's-Suleha olarak ge9er. Bu kurulus i9inde aynca bir medrese,
muhtelif hiicreler ve bir de hamam vardir. §eyh, yine bu miiesseseye ait
miistakil bir evde oturmaktadir. Kurulusa su getirtilmis, darii's-Sulehada,
medresede, seyhin ikametgahinda ve bah9esinde 9esmeler insa
ettirilmistir. Vakfiyeden anlasildigina gore, darii's- Suleha, medrese ve
diger hiicreler gerekli esya ile vakif tarafindan dayanip dosenmistir. Sofa
ve namazgahda kandiller asihdir, ve mutfak da gerekli malzemeyle
donatilmistir.
125
Sufiler, fukara, mesakin ve suleha, bu kurulu§ta ortak bir hayat surmekte,
ak-iam ve sabah yemeklerini beraber yemekte, aynca geleni gideni
misafir etmektedirler. Vakfin gelir kaynaklan tanm i^letmeleri, ticari
kurulu§lar ve meskenler olarak 119 grupta toplamr. Tanm iijletmeleri
arasinda bir koyiin tarn, iki koyun yan hisseleri, biri Niksar'in Kadi-
Mehmed Nahiyesinde, ikisi Fiinun koyunde olmak iizere 119 tarla,
muhtelif baglar, koylerden ve tarlalardan gelen mahsulii depolamak ve
i^lemek i9in §ehrin di^inda in§a edilmi§ birbirine bitiijik bir pirin9 amban
ile bir degirmen ve ayni yerde muhtelif hiicreler bulunmaktadir. §adirvan
Bah9esi ile diger bir bah9e ve i9indeki meskenleri vakfin gelir
kaynaklanna ait ikinci kategoriyi olu^turmaktadir. Musa Sokagi'nda bir
ve yukan surdaki 119 diikkan ile ayn bir yerde birbirine biti^ik iki han ve
onlara biti§ik diikkanlar ise hem §ehrin ticari faaliyetlerine katkida
bulunmak hem de vakfa gelir saglamak gayesiyle in§a edilmi^lerdir. Bu
gelir kaynaklan "binalan, talari, aga9lan, korulan, baltahklan,
pinarlan, nehirleri, sulannm i9me hakki, meyveli ve meyvesiz aga9lan,
aga9h veya aga9siz bah9eleri, ekilen veya ekilmeyen arazileri, harman
yerleri, samanhklan, kisacasi biitiin haklan" vakfedilmiijtir. Vakfiye
§artlarma gore bunlar kiralama usuliiyle i§letilecek, kira siiresi bir yil
olacak, ancak zaruret halinde bu siire 119 yila kadar uzatilabilecektir.
Ahi Pehlivan Vakfmda iicret kar§nhgi gorev yapanlar, miitevelli,
§eyh, zaviye hizmet9isi, a§9i, su-yolcu ve hamamcidan ibarettir.
Kurulu^unda miitevellilik gorevini Ahi Pehlivan kendisi ustlenmi^tir. Bu
gorev vakifin neslinin inkirazina kadar evlada me^ruttur. Ondan sonra
zaviyenin §eyhi tevliyet gorevini de iistlenecektir.
126
Ahi Pehlivan zaviyesine bagh hamamda, zaviyede ikamet eden fukara,
suleha ve ulema ile oraya gelip gidenlere karsihksiz hizmet
sunulmaktadir.
Zaviyede ikamet edenlerden baska her sene Regaip, Berat ve Kadir
gecelerinde zaviyeye gelen fakir fukara ve diiskiinler ile mahpuslara 119
batman bal ve yeterli derecede yag, un, safran ve diger malzemeler satin
ahnarak helva yapihyor ve onlara ikram ediliyordu. Zaviyede ikamet
edenler arasinda hafizlar da vardi. Bunlardan dordii, Pazartesi ve
Persembe giinlerinde tecvid ve tertil iizere birer ciiz Kur'an okumakla
gorevlendirilmisti.
Vakfiyede zaviyeye tayin edilecek seyhin alim, ibadetini yapan,
inanch, yasaklardan sakinan, ziihd ehli, sufi adabim bilen, onlann
ahlakiyla bezenmis, halvet hallerinden haberdar, Hakk yoluna ve
salikleri irsadamuktedirbirkisi olmasi isteniyor.
Kitabede gecen el-Evhadi nisbeti, vakfiyede bu konuda herhangi
bir kayit yoksa da, vakifin XIII. yiizyihn meshur sufilerinden
Evhadiiddin Kirmani'nin tarikatina mensup oldugunu, hatta tesis ettigi
zaviyenin de bu tarikatin bir subesi olabilecegini akla getirir.
£6regi Biiyiik Tekkesi, Niksar ilce merkezinin girisinde, sehrin
ortasindan ge9en yolun sagrnda yer almaktadir (114). Tekkenin insa
tarihini veren bir kitabesi bulunmadigi i9in kesin bir tarihlendirme
miimkiin degildir. Ancak orijinal yapinin giinumuze
(114) SE^GIN Nuri, Tokat ve Il9eleri Mimari Eserleri, Doktora Tezi,
Mimar Sinan Uni., Istanbul, 1987
127
ulasan tek unsuru olarak ta9 kapi tarihlendirme i9in bir dayanak teskil
edebilir. Buna gore, diizenleme ve iislub yoniinden ele ahndiginda 14.
yiizyila ait omeklerle benzerlikler goriilmekte ve tekke de 13 ve 14.
yuzyillarda insa edilmis bir Ilhanh yapisi olarak kabul edilmektedir.
Yine farkh goriislerin one suruldugu benzer bir durum yapinin
banisi icin de soz konusudur. Evliya Celebi Seyahatnamesi'nde Coregi
Biiyiik Tekkesi ve Coregi Biiyiik Camii adiyla iki ayn yapidan
bahsedilmekte ve Coregi Biiyiik Sultan adinda bir zatin soz konusu cami
yakininda gomiilii oldugu belirtilmektedir. A.Gabriel'in de iizerinde
durdugu bu ifadeye gore, Evliya Celebi'nin ayn yapilarmis gibi zikrettigi
tekke ve cami farkh fonksiyonel birimlerin tek bir yapi icerisinde
yorumlandigi organik bir biitiinliige sahip olmahdir. Ve bu biitiinliik
i9erisinde (^oregi Biiyiik Sultan adina tiirbesiyle tekkenin banisi degil
ancak, seyhi olarak diisiiniilebilir. Konuyla ilgili olarak one siiriilen bir
baska goriiste ise, yapinin ta9 kapisindaki siislemelerinden dolayi bu
isimle amldigi belirtilir, ancak biitiin bu goriisler herhangi bir dayanagi
olmayan farazi goriislerdir.
Ilhanhlara maledilen (^oregi Biiyiik Tekkesi'nin insa edildigi
donemde yorenin idaresini elinde bulunduran Muiniiddin Siileyman
Pervane'nin siyasi iliskileri bozulup, Ilhanhlar tarafindan idamina karar
verilince Tokat il merkezinde insa ettirdigi medresesinin kitabesi de
yerinden ahnmis ve istenmeyen kisi ilan edilmisti. Tanju Cantay,
Danismendlilere maledilen Niksar Ulu Cami i9in de benzer bir durumun
soz konusu olabilecegini ve dolayisiyla caminin banisi olarak Siileyman
Pervane Bey'in de diisiiniilmesi gerektigini ifade etmistir. Coregi Biiyiik
Tekkesi'nin ta9 kapisinda da kitabe yerinin
128
hazirlanmasina ragmen kitabenin bulunmamasi ile Tokat Gokmedrese
ve Niksar Ulu Camii'ndeki durumun bu yapi i9in de dusiiniilebilecegi,
dolayisiyla Siileyman Pervane Bey'in Ooregi Biiyiik Tekkesi'nin de
banisi olabilecegini ortaya koymaktadir.
1939 ve 1942 depremlerinde harap olan yapi 1957 yihnda portal
hari9 tamamen yenilenmis olup bugiin cami olarak hizmet vermektedir
ve Niksar'da plain bilinen ilk zaviye olmasiyla onem kazamr (115).
Bugiin yapinin cephesinde yer alan ve Anadolu'da kutsal kabul edilen
geyik figiiriiniin bir tarikati simgeledigi kabul edilir (116).
Uzuncari-iih tarafindan yayinlanmis olan kitabesinden ve
Basbakanhk Devlet Arsivleri'ndeki kayitlardan da anlasilacagi iizere,
1667 yihnda miasma baslanan Kesfi Osman Efendi Camii, banisinin
maddi sikintilan nedeniyle yanm kahr ve ancak 30 yil sonra Haci Yusuf
Efendi tarafindan tamamlanir. Kitabesinden, caminin ilk banisi olan
Haci Osman Efendi'nin Celveti Tarikati'na mensup ve Uskiidarh Aziz
Mahmut Hiidai Efendi'nin halifelerinden oldugunu ogrenmekteyiz.
Cami i9in 1740 tarihinde Hatice Hatun binti Mehmet adiyla bir de vakif
tesis edilmistir. Cami bugiin ozgiin plan ve mimarisini tamamiyle
kaybetmistir.
Il9eye bagh Kuyucak beldesindeki Dolasi Tekkesi, Dolasi Mevkii
denen yerde iistii a9ik, etrafi taslarla 9evrili bir mezardir. Burada yatan ve
tarihi sahsiyeti hakkinda bilgi bulunmayan zat hakkinda, soyle bir
rivayet anlatilmaktadir. Dolasi, Melik Gazi'nin
(115)H. CAL, a. g. e.
(116) Abdulhalim Durma, Evliyalar §ehri Kastamonu, sh.63
129
askerlerinden biriydi. Canik Daglannda kiiffara karsi savasirken, ordu
bozguna ugrayinca birakip ka9mistir ancak, diisman tarafindan tuzaga
diisiiriilerek simdiki mezannin oldugu yerde oldiiriilmiistur. Bunun
iizerine Melik Gazi, "Allah onu tuzagina dolastirdi." demis ve bu yiizden
ismi Dolasi kalmistir. Tekkeye her tiirlii dilek icin gelinmekte, adaklar
adanmakta ve yarn basindaki pelit aga9lanna civi 9akilarak bez
baglanmaktadir. Buradaki aga9lardan tek bir dal bile vermedigine
inanilan Tekke, aynca koy halki tarafindan Hidirellez'de ve yagmur
duasina 9ikildiginda ziyaret edilmekte ve burada cemaatle namaz
kihnmaktadir. Aynca Kuyucak beldesi mezarhginda medfun bir Alevi
dedesi olan ve her tiirlii dilek i9in gidilen Ali Baba Tekkesi bulunur.
Yazicik beldesindeki Laldiz Tekkesi, Laldiz Yaylasi'nda kime
ait oldugu bilinmeyen tek bir mezar olup, etrafi 9am aga9lari ile
9evrilidir. Her tiirlii dilek i9in (ozellikle yayla g09ii esnasinda) ziyaret
edilmekte, dilekler dilenmekte ve buradaki aga9lara 9aputlar
baglanmaktadir. Aynca, Tekke Hidrellez Giinii'nde ve yagmur duasina
9ikildiginda da ziyaret edilmektedir. Tekkeden ahnan toprak (coher) sifa
niyetine yenilmektedir. Bazen, iizerinde bir lsigin (nurun) yandigin
gordiiklerini iddia edenler vardir.
Halki Ali Baba Ocagma bagh Geygel Tiirkmenlerinden olusan
Akgiiney koyiinde Kargin Evliyasi, Elicek Evliyasi isimli yatirlar
bulunmaktadir.
Cer Tarikati, 1 879 yihnda Niksar'in Cer koyiinde dogan Ismail
Sebati tarafindan, 1920-30'lu yillarda kurulmustur. Ismail Sebati
Niksar'daki medresede okurken, Haci Bektas Dergahi'ndaki Celebi
130
koluna bagh bir subayin Niksar'a gelerek burada ayni zamanda tarikat
faaliyetlerinde bulunmasi sonucu, Halil Rahman ismindeki bu seyhe
intisap eder. Niksar ve 9evresinde hocahk yapan Ismail Sebati, seyhin
oliimii iizerine, uzun siire goriismedigi seyhinden riiya yolu ile icazet
aldigim soyleyerek, yolu yiirutmeye baslar. Anlatildigma gore, Cer
Tarikati Halil Rahman tarafindan Sivas'tan getirilen ve Melametiligi esas
alan bir kitap etrafinda sekillenmistir. Soz konusu bu kitabin giiniimuze
ulasmadigi tarikat mensuplannca ifade edilir. Cer Tarikati'mn, 9evrede
Meldmi Tarikati olarak nitelendigi de goriiliir.
Qatak koyii, bir Dedeci Bektasi koyiidiir.
Gulbayir Koyiiniin web sitesinden ogrendigimize gore, kendisine
yoredeki insanlann sokiigiinii diktigi i9in Terzi Baba (1632-1707)
denilmistir. Dervis Mehmet ondan feyz ahr ve birlikte yoredeki halki
aydinlatirlar. Terzi Baba 119 Ermeni tarafindan simdiki koy i9indeki
tekkesinde 75 yasinda oldiiriilur. Tekkenin yaninda bulunan kii^iik pelit
agacimn yanina defnedilir. Gece Ermeniler mezan yikarlar. Dervis
Mehmet naasim Cevizlik mevkiindeki kendi adiyla amlan Dervis
Mehmet tekkesine tasir. Dervis Mehmet (1662-1734), Horasan
Erenlerinden olup, 1700 yillannda Ordu iline gelmis, yorede "Cem-i
Cuma" ibadetlerinde imamhk (Dedelik) yapmistir. Daha sonra Ordu'dan
aynhp Zerova (Giilbayir) koyiine yerlesmistir. Dervis Mehmet
tekkesinde Cuma aksamlan Cem yiirutmiis, kalp gozii a9ik bir evliyadir.
Bugiin Niksar'ln i9inde yatan Erzurumlu Emrah Baba ( 7-1860) onun
mezanm ziyaret edip, burada 9evre koylerden gelenlere lokma
dagitirmis.
Dervis Mehmed'in tiirbesi zamanla yikilarak tahrip olur.
131
Turbede 1817 yihnda yazilrms fakat krnlmis olan levhalarda onun su
deyisi sairliginin delilidir.
Duvaz-i Imam
Hahmiz sana ayandir, bizi nuruna boyandir
Koma gafletten uyandir, Ya Muhammed ya Ali
Askma su gibi akan, Asigrn gonliinii yakan
Irfanda giil gibi kokan, Ya Muhammed ya Ali
Sensin Haydar'ln hecesi, Sevenin Kadir gecesi
Hasan ile Huseyin'in dedesi, Ya Muhammed ya Ali
Zeynel'e zindanda yoldas, Mumin yoluna koyar bas
Sana sek getiren kalles, Ya Muhammed ya Ali
Bakir'a cektirdin cefa, Cefa sana oldu sefa
Melekler durdu saf safa, Ya Muhammed ya Ali
Cafer'in giiliinii deren, Taki'nin gonliine giren
Hep miinkirdir sana uran, Ya Muhammed ya Ali
01 Riza'ya gosterdin yol, Kazim Musa var sana kul
Ummetine keremin bol, Ya Muhammed ya Ali
Ummete edersin Kerem, Taki Naki yola irfan
Yolun dogrusun gosteren, Ya Muhammed ya Ali
Bizi ayirma yolundan, Biilbiil aynlmaz giiliinden
Asker, Mehdi katanndan, Ya Muhammed ya Ali
Dervis Mehmed'im zikr eder, Hakk'in bin bir ismin ezber
Bir adi Hayder-i Kerrar, Ya Muhammed ya Ali
Hiiseyingazi koyiinde Tekke Tepesi diye amlan yerde bir kaya
mezan ile birlikte koyiin ismini aldigi alperenlerden Hiiseyin Gazi adina
bir yatir bulunur. Melik Gazi'nin kardesi oldugu ileri siiriilen Hiiseyin
Gazi'nin kabri, biiyiiklugii ile dikkati ceker. Anadolu'nun bir
132
90k yerinde ve bu arada Zile'de de Hiiseyin Gazi adina bir mezar
oldugunu not edelim. Hiiseyin Danismendname'de Melik Danismend'in
ordusunda kendisi de bir asker olan Yakup'un kardesidir ( 1 1 7) ve savasta
hayatini kaybeder . Gulag Oz ise makalesinde (118), Hiiseyin Gazi'nin
Battal Gazi'nin babasi oldugu yoniinde genel bir kanaat bulundugunu
kaydederek, mezannin Ankara'da olduguna dair kaynaklann 90gunun
ittifak halinde oldugunu yazar. Hasluck (119), Malarya seraskerinin
kardesi olan Hiiseyin Gazi'nin, yerel menkibeye gore, Ankara
taamizunda kesilmis olan basini sehrin dogusunda bir tepeye gotiirmiis
ve orada olmiis oldugunu yazar. Burasi iizerine daha sonra bir tekke
yapilrms ve 1 7. yiizyilda 90k kalabahk bir ziyaretgah haline gelmistir.
Halk arasinda, buradaki 9am aga9lanndan bir dal bile vermedigine
inanilan Niksar'daki Hiiseyin Gazi Tekkesi, her tiirlii ama9la ziyaret
edilmekte ve adaklar adanmaktadir. Dileklerin kabul edilmesi i9in
buradaki aga9lara 9aputlar baglamnakta ve adaklar yerine gelince
kurbanlar kesilmektedir. Halk arasinda, koyii Bizanshlar'dan kurtarmak
i9in savasirken, burada sehit diistiigii inanisi yaygindir. Aynca, koylii
yagmur duasina buraya 9ikmakta ve aldiklan ortak kurbanlan burada
kesmektedirler.
(117) Danismendname, Hazirlayan Necati Demir, Niksar, 1999
(118) OZ Giilag, Seyyit Hiiseyin Gazi ve Tiirbesi Cevresinde Olusan
Kiilriirel Degerler
(119) HASLUCK F.W, Bektasilik Arastirmalan
133
Her yil geleneksel olarak duzenlenen Horasan Erenlerinden
Polat Gazi Anma Kultur Etkinliginin besincisi 2009'un Haziram icinde
Pazar Giinii, Polat Gazi Turbesi etkinlik alaninda diizenlenir. Ormancik
koyiinun kendi imkanlanyla tertipledikleri giinde, Semah gosterilerinin
ve sanat9ilann yer aldigi etkinlikler ilgi goriir. Gazi Bolat Baba,
Ormancik Koyu'nde mezarhk icerisinde kare planh ve iistii kapah bir
bina icerisindeki mermerle cevrili bir mezarda medfundur. Abdullah
Tusi'nin kardesi oldugu soylenen zatin turbesi icerisinde, Hz. Ali'nin ve
Atatiirk'iin resimleri asih durumdadir. Her tiirlii dilek icin, daha 90k
Cuma ve Pazar giinleri ziyaret edilmekte olan tiirbeye, fel9 ve bas agnsi
gibi bir takim hastahklar i9in de gelinmektedir. Tiirbe, ge9 konusan ve
yiiriiyemeyen 90cuklann sahipleri tarafindan da ziyaret edilmekte,
90cuk kabrin etrafmdan dolastmlmaktadir. Hastalar iyilesince ve
dilekler yerine gelince burada kurban kesilmektedir. Disandaki aga9lara
her tiirlii bezler takilmaktadir.
Niksar'da bunlardan baska Camidere Koyii merkezinde bulunan
ve daha 90k hayvan hastahklan i9in ziyaret edilen Sultan Alaaddin
Tekkesi, Yesil9am Koyu'nde bulunan Yahudi Evliya ve Yollu Baba,
Akinci Koyu'nde Giidii Tekkesi, Eryaba Koyu'nde sanhga iyi gelen
Sanhk Suyu, Esence Koyu'nde aga9lanm kestirmedigine ve buradan bir
tas ahmp suya atildiginda yagmurun yagacagina inamlan Evliya Tepesi,
Sehler Koyu'nde, kendi kerametine inanmayan bir kadimn katinm
kulanlattigina inamlan Katirkulanlatan Tekkesi bulunmaktadir.
134
Niksar Donekse (Bogazbasi), ileyis (Korulu), §adoglu (Ormancik),
Abdaldami (Giizelyayla) vb. kimi bizzat Abdal kelimesini itjinde
banndiran soz konusu koyler, daha 90k Erdebil Tekkesi Baghlan olarak
tespit edilen gruplardan olusmaktadir. Bilindigi gibi §ah Ismail
kendilerine Anadolu'dan kimlerin tabi olduklanni ifade ederken:
"§ahun evladina ikrar idenler
Ahiler Gaziler Abdallar oldi."
demistir.
Niksar il9esi Aleviligin ana ocaklanndan hepsinin bulundugu bir
il9edir. Bolgedeki Cer'e mensup koyler haricinde Bektasiler genelde
Dedeci olup Eraslanh ve Giiven9 Abdal ocaklan burada yaygindir.
Nitekim, Cer, Esence, Giilbayir, Giivenli, §eyhler, Geritkoyii, Kasik9i,
Ozalan, Cengelli Cer'e bagh ve Yazicik, Kuyucak, Akgiiney, Catak,
Eyneagzi hep dedeci Bektasi iken, Eraslan Ocagi mensuplan Arakoy,
Korulu koylerinde, Giiven9 Abdal mensuplan ise Geyikgolii, Korulu,
Mutluca, Pelitli, Gay ve Guzelyayla'da bulunmaktadir. Erdebilliler'den
§ah Ibrahimiler Korulu ve Ormancik'ta; Kul Himmetliler yine Korulu,
G6k9eoluk ve Terzioglu'nda; Pir Sultanhlar ise Ke9eci Babahlar'la
kansik bulunduklan Bogazbasi'nda meskundurlar. Hubyar ocagi
mensuplannm oldugu yerlerde ise Hubyarhlar'in hem Dedeci hem de
Babacilan bulunmaktadir.
Niksar, Alevilikteki yeni ocak olma potansiyeline giizel bir omek
teskil eden Cer Tarikatmin merkezi Cer'i simrlanna almasi sebebiyle
onemli il9elerden birisidir. U9er 9ahsmasinda, il9e merkezinde %15-
20'lik bir Alevi niifusun bulundugunu kaydeder. Bucak ve koy
niifusunun %31'ini olustururken top lam niifusun %23'luk bir kismim
Alevi niifusu teskil etmektedir.
135
PazarEvliyalan
Seltjuklular doneminde, I9 Anadolu'dan Karadeniz limanlanna
uzanan kervan yolunun ge<;tigi giizergah iizerinde bulunan
Pazar, Mahperi Hatun Kervansarayi veKopriiniin insaasi ile
onemli birmenzil yeri olur (120). Kervan yollan iizerinde menzil
olusturan bu yapilar insa edildiklerinde bulunduklan yerin imar ve
iskanma da onciiliik etmislerdir. Evliya Celebi Seyahatnamesinde "Ayna
Pazan" adiyla ge9en bugiinkii Pazar il9esi ve Ciftlik Kasabasi bu sekilde
kurulmus yerlesim merkezleri olup, bu yerlerde, haftanin belirli
giinlerinde kuruldugu bildirilen pazarlar giiniimiizde de devam
etmektedir. Yine bu yerlesim merkezlerinden bir 90gunun belirli
muafiyetler karsihginda yorelerindeki kervansaray yapilannin
giivenliginden sorumlu tutulduklan da bilinmektedir. Sel9uklu
doneminde in§a edilen Pazar Mahperi Hatun Kervansarayi, ta9 kapisinda
yogunlasan siislemeleri ile onem tasir. Tokat ve il9elerinde insa edilen
alti menzil hamndan, sadece Pazar Mahperi Hatun Kervansarayi (1238)
nisbeten saglam olarak guniimiize ulasirken, aym yiizyilda insa edildigi
bildirilen Tahtoba Hani ve Qiftlik Hani ise, son derece harap bir
vaziyettedir. Yollann giivenliginde en biiyiik pay H9 siiphesiz
kervansaraylara aittir. Amasya-Tokat yolunun 90. km'sinde bulunan
yapi, bugiinkii Pazar il9esinin girisinde yer almaktadir.
Dogu cephesinde kapi iizerine yerlestirilen dort satirhk nesih
kitabeye gore, 1336 yihnda Ilhanh hukumdan Ebu Sait Bahadir Han
zamamnda Haci Mehmet bin Hiiseyin tarafindan insa ettirilmis olan
HalilBey Camii'mn yola bakan cephesi diikkan olarak degerlendirilen
(120) N. SEgGIN, a.g.e.
136
bir platform uzerine oturtulmustur.
Tek kubbeli camilerin son ornegi olan Sinan Bey Camii ise Kanuni
doneminde 1542 yihnda insa edilmistir. Zaman zaman
gordiigii onanmlara ragmen ozgun mimarisini koruyan yapi diger
omeklerden farkh olarak klasik donemin olgunluguna sahiptir.
Selahattin Ozcan 9ahsmasinda, ilcenin Erkilet mahallesinde
bulunan Seyh Mahmut yatinnin halki ve degisik yorelerden gelen
kisiler tarafindan ziyaret edildigini yazar (121). Tekke Camii bahcesinde
olup yamnda bulunan 119 kabir de kendisi gibi Horasan Erenlerinden olan
Seyh Omer, Seyh Ahmet ve Seyh Osman'a aittir. Buradaki yatin ziyarete
gelen kisiler oncelikle yatinn basinda dualar okur, daha sonra dilegini
diler ve yam basinda bulunan camide namaz kilarak oradan aynhr.
Buradaki yatir basinda dilenen dileklerin genellikle yerine geldigi inanci
hakimdir. §eyh Mahmut yatin aym zamanda bir adak yeridir.
Anlatildigina gore, §eyh Mahmut, bazi dindar kisilerin riiyasina girerek
o kisiye, "benim i9in bir kurban kesin. Aksi durumda dogal afetlerle karsi
karsiya gelirsiniz", dermis. Bu yiizden kurbanlar kesilir, halka yemek
verilir ve bu sekilde onun gonlii razi edilir. Daha 90k, 90cugu olmayan
kadinlar tarafindan ziyaret edilmekte ve bu ama9la aksamlan cami
i9erisine bir elma birakilmaktadir. Inanisa gore, sabah elmada bir timak
izi olursa, bunun §eyh Mahmud'un tirnagimn izi olduguna ve
90cuklannm olacagina inamlmaktadir. Tiirbenin yamnda iki tas daha
vardir ki, bunlardan yuvarlak olani, boynunu
tutamayan 90cuklann basi iizerinde dondiiruldiigunde boynunu
(121) OZCAN Selahattin, Tokat 111 Pazar Yoresi Gelenek Gorenek ve
Inan9lan, Yiiksek Lisans Tezi, Bahkesir Uni., Bahkesir, 1996
137
tutacagina inamlmaktadir. Cami i9erisinde seyh Mahmut'a ait oldugu
soylenen yesil bir sancak vardir. Sancak, 90k yagmur yagdiginda, il9eyi
felaketten kurtaracagi inanciyla, halki tarafindan il9e etrafinda
do landin lmaktadir.
Il9ede Diirdane mezarhgindaki Diirdane yatm da halk tarafindan
sik9a ziyaret edilir. Bu yatm ziyaret edenler daha 90k cocugu olmayan
veya 90cugu uslu durmayan kadinlar, hastalar, tiirlii dertleri olan
ki^ilerdir. Yine 9esitli dilekleri olan killer de buraya gelerek ziyaret
ederler ve okuyup iifledikten sonra dileklerini dilerler. Daha sonra kii^iik
taslan yatir iizerine yapistirmaya 9ahsirlar. Eger yapistmlmaya 9ahsilan
taslar tutarsa dileklerin yerine gelecegine inanihr. Diirdane yatm ayni
zamanda adak yeridir. Ozellikle 90cugu olmayan ve rahat durmayan
killer, 90cuklannm olmasi veya rahat durmast i9in bu yattra kurbanlar
adarlar. Bu kurbam keserek ese, dosta, ozellikle de fakir insanlara
dagitirlar. Vaktiyle Diirdane yatmntn basinda bulunan agaca 9aputlar
baglayarak dileklerin yerine gelecegine inamhrmts. Burada medfun olan
kadintn, §eyh Mahmut'un ktz kardesi oldugu kabul edilir.
Bir yatir da, Tavukcu diye amlan fakat kime ait oldugu bilinmeyen
ancak, halk arasmda, bir kadtn mezan olduguna inamlan etraft taslarla
9evrili bir mezardtr. Buraya, boynunu tutamayan 90cuklar getirilmekte
ve kesilen tavugun boynu 90cuga yedirildiginde, rahatsizhgm
diizelecegine inamlmaktadir. §eyh Mahmut'la kardes oldugu seklinde
rivayetler de bulunmaktadir.
Seyit Ali Mahallesinde bulunan Kocazade Mehmet Efendi yatm
halk tarafindan pek ziyaret edilmez. Genellikle bu yatir herhangi bir
sebepten dolayi istegi olan kisilerin mum yakma sekliyle
138
istediklerini diledikleri bir yatirdir. Emin Ulu, Pazar alperenleri arasinda
Abdulkadir Hannani Hazretleri, Baci Sultan, Firat Tekkesi, Hamza
Pehlivan, Kara Baba Tiirbesi, Pelit Dede, Seyh Mahmut Turbesi (Ustii
A9A Evliya), ve Yedi Kardesler'in isimlerini verir.
Dinin insan hayatindaki yerini ifade etmesi bakirmndan Ayfer
Seyrek'in 9ahsmasrndan aldigimiz bir mahkeme kaydi soyledir (122).
"Tokat Sancagi Pazar Nahiyesinde Necip Koyii halkindan olan Hasan
oglu Abdullah oglu Ismail askerde iken oldiigii, koy halkindan Eyvac bin
Osman bin Ibrahim'in nahiye mahkemesine gelerek ismail'in oliimiinden
bir giin once kendisine, oldiigiinde terekesine ait hukukunun korunmasi
siinnet-i seniye iizere cenaze masraflannin verilip bor9lannin odenmesi
ve kalan terekesinden 250 kurusun iskat, selavat okuyanlarla 01019
kefaletinin odenmesi i9in miisliiman fakirlere verilmesini ve geriye
kalan terekesi ile de koydeki caminin ve su 9esmesinin tamir edilmesini
vasiyet ettigini sahitlerle ispat etmis oldugundan soz konusu
mahkemenin de vasiyetin yerine getirilmesine dair kararmin
kaydedildigini.."
Aleviler'in yiizde olarak az bulunduklan il9elerden biri
durumundaki Pazar'da sadece iki Alevi koy bulunmaktadir. Hubyar
Ocagi'na bagh olan her iki koyden Dere9ayh Babaci Hubyarh iken,
Tepe9ayh Dedeci Hubyarh'dir. Tepe9ayh Koyii yolu kenannda
(122) SEYREK Ayfer, 117Nolu(H.1333-1338/M. 1915-1920) Seriyye
Siciline Gore Tokat Pazar Nahiyesi, Yiiksek Lisans Tezi, Inonii Uni.,
Malatya, 1996
139
Horasan Eerenlerinden oldugu kabul edilen Huseyin Dede'nin tiirbesi
bulunmaktadir. Mezan kayahk bir bolgenin iizerinde olup bu bolgenin
kutsal olduguna inanihr.Yakin zamanlarda yagmur duah kurban kesme
ayinleriyle bu bolgeye sik sik yagmur yagmasimn goriilmesi, o bolgeden
aga9 kesenlerin ellerinin koturum kalmasi gibi olaylar inan9 turizmini de
desteklemektedir. Anlatildigina gore, bu sebeple yakin cevreden askere
giden, diigiin yapan ya da i^lerinin yolunda gitmesini isteyenler,
buyiik$ehirlerde de olsalar kurbanlanni burada kesip, dilek dileyerek
bagi^larda bulunurlar.
U9er 9ah§masinda, bucak ve koy niifusunun % 4,2'lik bir kismini
olufjturan Alevi niifusun toplam niifusta orani, %3,6'ya dii^er. Il9e
merkezinde sadece 1 00 kiijilik bir Alevi niifus tahmin edilir.
Re§adiye Evliyalan
Osmanhlar zamaninda bolgede §iehirle§ime olmadigi i9in
yerle^im yerleri zaman zaman degi§iklikler gosterir (123).
Mesela 18.yuzyilda iki defa Ihca denilen mevkide kurulan
£ermik Panayiri'nin gelirlerinin Kizilcaviran'daki
Cami ve sibyan mektebinin
(123) CELEP Ya§ar, Re?adiye Tarihi
140
tamir masraflanna ve personel iicretlerine harcanmasina dair hiikiim
vardir. Vesikada "kaza-i mezkurda ka'in cami-i serif" ifadesi yer ahr. Bu
ifade Kizilcaviran (Kizilcaoren Beldesi) koyiiniin kaza merkezi
olduguna isaret etmektedir.
Nihayet 1 906 yilmda Iskefsir kazasinin Hamidiye (Mesudiye)
kazasindan aynlarak bugiinkii yerine kurulmasi kararla§tirilir ve bu
hususta kazanin kurularak Tokat'a baglanmasina dair Padisah fermani
9ikar. iskefsir'in Hamidiye'den aynlmasimn sebebi, koylerinin kaza
merkezine uzak olmasi, bugiinkii kaza merkezine bir medrese yapilmasi,
senede iki kere Cermik Panaym'nin burada kurulmasi, halkin burada
toplanmaya ahsik olmasi ve boylece devlet otoritesinin daha iyi
saglanacaginin ongoriilmesi sayilabilir.
Daha sonra 1908 yilinda Sultan Resad'a izafeten Iskefsir
kazasinin adi Resadiye olarak degistirilir. Resadiye kazasi 1912'de
Osmaniye, Orhaniye, Cami-i Kebir, Kopriibasi, Seyh Yakub isimleriyle
bes mahalleye aynhr. 1 927-28 Tiirkiye Cumhuriyeti Salnamesi'ne gore
Resadiye'nin Resadiye kazasi Bereketli nahiyesi ile birlikte 98 koye
sahiptir. Bu salnameye gore Resadiye'nin 75 000 hektar ormani vardir.
1927-1928 yillannda Resadiye'de Cumhuriyet Halk Firkasi, Hilal-i
Ahmer (Kizilay), Himaye-i Etfal (Cocuk Esirgeme), Turk Ocagi ve
Tayyare Cemiyeti (Tiirk Hava Kurumu) subeleri bulunmaktadir. 1912
yilinda Resadiye'ye bagh 75 koyde 9511 erkek ve 8354 kadin olmak
iizere 17865 kisi yasamakta iken, 1927-1928 yillannda Resadiye'de
1 2466 erkek 1 4906 kadin olmak iizere top lam 273 72 kisi yasamaktadir.
141
§eyh Yakup il9e merkezinde, kendi adini ta^iyan mahalle
mezarhgi i9erisinde bulunan, iistii kubbe ile ortiilii kare planh bir
mekanda medfundur. Tiirbe, ba^kanhgini emekli ogretmen Ibrahim
Yuce'nin yaptigi "Emir §eyh Yakup Mezarhklan Geli§tirme Dernegi"
tarafindan yaptinlmi§tir.
Tiirbe, her tiirlii dilek icin il ici ve il diijindan gelen ziyaretcilerle
dolup ta§imaktadir. Ozellikle Alevi-Bekta§ikoyleri halki tarafindan, daha
90k yaz aylannda topluca ziyaret edilen tiirbede 9e§itli dilekler
dilenmekte ve kurbanlar kesilmektedir. Kesilen hayvanlann, once i9
organlan bir tavada pi^irilip dedeye sunulmakta (buna lokma deniyor),
geri kalan kisimlan biiyiik kazanlarda bulgurla beraber pi^irilmekte ve
orada bulunan vatanda^lar tarafindan ortakla^a yenmektedir.
Dilek dileyen ziyaret9iler, tiirbenin giri§ kapisimn solundaki ta§a
ta§ yapi^tirmakta ve di^anda bulunan ve kutsal kabul edilen sudan
i9mektedirler. Aynca, mezann ayak kismindan ahnan "coher topragi"
hastalar tarafindan §ifa niyetiy le yenmektedir.
Il9e merkezinin kuzeyinde 1 6 km uzakhkta yer alan Nebi§eyh
kasabasinda 400 hane 3001 niifus vardir. Kasabadakilere gore Cal
daginin bati eteginde kurulmu§ olan beldeye adini veren Nebi$eyh,
Melik^ah'in 119 beylerindendir. Nebi^eyh'in mezari Karahamza
mevkiinde bulunmaktadir. Bugiin belde halki tarafindan sahip
9ikilmakta ve ziyaret edilmektedir. Nebi^eyh, halk nezdinde bir evliya
olarak da kabul edilmektedir. Ancak beldenin bugiinkii yerle§im yeri,
Nebi^eyh'in tiirbesinin bulundugu yerin giineyinden 3-4
142
km uzaktadir. Nebiseyh gelenek ve goreneklere tam bir baghhkla
muhafazakar bir yapiya sahiptir.
Cimitekke kasabasi il^e merkezine 26 km. Uzakhkta olup il9enin
kuzeydeki son yerlesim yerlerinden biridir (124). Resadiye ve
cevresinde Cimi Evliyasi olarak bilinen ve kendi adim tasiyan
kasabadaki tiirbesinde yatan Allah dostunun adi Cimi Dede'dir ve onun
bir Yesevi dervisi oldugu kabul edilir. Kapah bir mekanda bulunan
tiirbesinin giris kapisi iizerinde 1257 tarihi yazihdir. Halk arasinda
Horasan Evliyalan'ndan oldugu inanci yaygindir. Tiirbe ozellikle,
cocugu olmayanlar ve basta sara hastahklan olmak iizere 9esitli
hastahklara ducar olanlar tarafindan ziyaret edilmektedir. Daha 90k,
Cumartesi giinii ziyaret edilen tiirbenin yamnda bulunan su ile banyo
edildiginde, 90cuksuz kadinlann 90cugu olacagina inanilmakta ve
dilekler yerine gelince kurban kesilmektedir.
1329 tarihli Esleme Hatun vakfinda (125), "Haci Emir Ibrahim
Bey oglu Siileyman Bey'in kizi Esleme Hatun'un, dogu tarafindan
Kotamkoyii ve Tashkdepe ve kuzey tarafindan Kiirtler koyii ve Calbasi,
bati tarafindan Gelyeme koyii ve Tombalakbasi ve giiney tarafindan
Mekdon-Megdiin ile sinirh Bayramlu kazasimn Iskefsir nahiyesine bagh
Enneni ve Taslusekii koylerinin biitiin hudud ve menafiiyle dahil ve hari9
yol ve levahikiyla pinar ve dereleriyle yemis veren vermeyen
aga9lanyla, soylensin soylenmesin bu iki koye ait olan biitiin seylerle
birlikte, Iskefsir nahiyesinin Cimi koyundeki
(124)Y. M. KESKIN, a.g.e.
(125)Sadi Bayram, Tokat Vakiflan
143
Kutbil Aktab velevtud, telkin ve irsad sahibi §eyh Cimi ve oglu §eyh
Ali'nin medfun bulundugu ve Cimi diye bilinen koydeki zaviyeye,
gelirlerinin miitevelli eliyle toplanip oncelikle vakfin tiim ihtiya9lan
karsilandiktan sonra kalan beste birinin miitevelliye, beste dordiiniin ise
zaviyeye gelen yolcu ve gariplerin yedirilip i9irilmesine sarf edilmek
iizere ve vakfin mutevelliliginin kendisi sag oldugu siirece kendisine ait
olmasi, kendinden sonra ise erkek evladina, ondan sonra nesiller
boyunca soyundan gelecek erkek evlatlannin en salihine, erkek
evladindan soyu tukenirse kiz evladinin soyundan gelen erkek evladina,
sayet soyu o taraftan da kesilirse o mahallin kadisi olan kisiye ait olmasi
sartiyla Allah nzasi i9iin vakfettigi" kayithdir.
Resadiye'ye bes km mesafede yer alan Bostankolu koyii il9enin
guneydogusundadir. Koyiin Bostankolu, Gokdere, Bostankolu Deresi,
Kargi ve Kargi Deresi olmak iizere bes tane mezrasi vardir. Il9e
merkezine yakin olmasina ragmen ulasim nispeten gii9liikle
yapilmaktadir. Koyiin ne zaman kurulduguyla ilgili kesin bilgi yoktur.
Bir rivayete gore kurulus tarihi olduk9a eskidir. Bektasiler'den
Bostankolu'nun merkezinin burada bulunmasi dolayisiyla bolgede
onemli merkezlerden birisidir. Bostankolu koyiiniin Bektasileri
dolayisiyla Dedeci Bektasidir. Anlatildigma gore, Kayseri'nin Ambarh
koyiinde bir adam varmis. Bu adam tarlasinda 9ahsirken yanina Haci
Bektasi Veli'yle bir dervisi gelir. Selam verirler, adam selami alir. Fakat
onlarla ilgilenmeyip isine devam eder. Bir miiddet sonra adam evine
geldiginde Haci Bektas Veli ve dervisini evinde oturur vaziyette goriir.
Haci Bektas Veli Hazretleri bir ok atar. Ok da gelir, bu giinkii Bostankolu
koyiiniin bulundugu yere diiser. Koylii, bu
144
zatin Haci Bekta^i Veli Hazretleri oldugunu anlayarak gelir,
Bostankolu'na yerle§ir. Bostankolu Alevi Bekta^i geleneklerine siki
sikiya bagh bir "ocak" koyiidiir. Bu geleneksel yapi i9erisinde koyliiniin
"gorgii" dedigi ve senede bir ya da iki defa yaptigi bir gelenekleri vardir.
Bugiin buna "adalet divam" adi verilir. Koylii "gorgii" gurriinde toplamr.
Kurban keser, yemek yer. Koyiin dedesi meclis kurar, bu mecliste ozel
sorunlar goru§ulup karara baglanir. Kiiskiinler bari§tinlir, kavgahlar
dinlenir, hakh ve haksiz oy birligiyle tespit edilir. Koy meclisi ve
dedesi'nin almi§ oldugu karara ve yapmasi gereken bir hiikme uymayan
ki§i koy halki tarafindan diijlamr. Kimse onunla konu^maz, duguntine
9agnlmaz, cenazesine gidilmez.
Qavu$beyli koyiindeki, Evliya iistii Tepesi denen mevkide bulunan
Nuri Can Baba hakkinda her hangi bir tarihi bilgi mevcut degildir.
Tekke, cocugu olmayan kadinlar tarafindan ziyaret edilmekte, buradan
ahnan coher topragi yutulmaktadir. Aynca, koy halki, yagmur duasini
burada yapmakta ve kurbanlar kesmektedir.
Yenikoy'de Sirikh Baba ismiyle bir yatir bulunur.
Il9enin giineybati yoniinde 26 km mesafede Tozanh yoresinde yer
alan Qilehane koyii Kafkasya'dan Anadolu'ya g09 eden Kara9ay
Tiirkleriyle meskun bir koydiir. Anadolu'da Kara9ay Turklerinin iskan
edildigi bilinen 1 3 koyden birisidir. Koy adim kendi sinirlan i9erisinde
bulunan ve Cilebaba adiyla anilan yatinn bulundugu tekkeden alarak
onceleri "9ilhane" §eklinde soylenirken bugiin "9ilehane" bi9imini
almi^tir.
Elmacik koyii il9enin kuzeybatisinda merkeze 30 km
145
uzakhktadir. Dag etegine kurulmus olan koyun adini, 9evrede yetisen
bol miktarda yabani elma agacindan aldigi soylenmektedir. Timar
defterinde Elmacik'in Ba^iftlik'in bir mezrasi oldugu kaydi vardir.
Koyun guneyinde Balaban Gazi'nin tiirbesi bulunmaktadir. Bu tiirbenin
Anadolu Sel9uklu komutanlanndan Balaban Gazi'ye ait olma ihtimali
kuvvetlidir. Ciinkii Pontus Devletinin Niksar'i kusatmasi sirasinda §ehri
kurtarmak i<;in 9arpisan Balaban Gazi'nin sehit olup ayni yere
gomiildiigu rivayet edilmektedir. Bu rivayete gore Elmacik koyuntin
tarihi Anadolu Sel9uklulanna kadar uzanmaktadir. Koyiin 500 metre
kuzeyinden ge9en yolun eskiden orta Anadolu'yu (Niksar, Ba^iftlik,
Elmacik, Bereketli) dogu Anadolu'ya baglayan tarihi bir yol oldugu
soylenmektedir.
Gokkoy'de bulunan ve aga9lanm kesenleri felakete ugratacagina
inamlan Agackesen Tekkesi ismiyle bir yatir bulunur.
§eyh Hasan, Ahmet Yesevi Hazretlerinin Islamiyeti anlatmak
i9in Rum Pontus Devletine gonderdigi, Anadolu'nun Miisliiman Tiirk
Yurdu olmasinda katkisi olan muritlerinden biridir. Danisment Gazi'nin
cengaveri K1I19 Aslan'in U9 Beyi olan §eyh Hasan omriiniin son
donemini ge9irmek i9in Canik Dagi eteginde §ark yolu cilgasi iizerinde
Kabatas Kizilpinar Hasansoglu gibi kii9uk mezralan birlestirerek bir
merkez olusturur ve adina da Tekke der (126). §eyhin Vefatindan sonra
bolge halki bu koyiin ismini §eyh Hasan Tekkesi olarak degistirir.
Bugiin, §eyhin tiirbesi koyiin i9indeki kabristanhkta yer almaktadir.
C e v r e koyler arasinda bulunan Nebiseyh ve
(126) Omer Sirakaya, Hasanseyh Tarihi
146
ibrahimseyh ile bir akrabahk baglan olmadigi gibi, bu 9evrede Gen9
Abdal, Cemi Dede, Erenler, Hasan Seyh gibi Ordu-Tokat il sinmnda 7
tane yatir daha bulunmaktadir. Cin ban yaylasi, merasi, sark yolu
kenannda olup Evliya £elebi Seyahatname'sinde, '100 ev bir camiden
olusan koy' diye belirtir. Hasan Seyh tiirbesi her dilek i9in, daha 90k
Persembe giinleri ziyaret edilmekte, dilekler dilenmekte ve kurbanlar
kesilmektedir.
Ibrahimseyh il^e merkezinin kuzeydogusunda 16 km uzakhkta
£aldagi etegine kurulmus bir koydiir. Tarih9esi kesin olarak bilinmeyen
koy ismini (^aldagi'nda yatan Evliya ibrahim'den ahr. Burasi Evliya
Tepesi olarak bilinir. (^evrenin en yiiksek yeridir (1656m). Ibrahim
Seyh'in mezannm Nebiseyh ve Hasanseyh'in mezarlanyla aym hizada
(paralel) bulunmasi dikkat 9eker. Nebi, Hasan, Cim Sadi (Cimi Tekke),
§eyh Yakup gibi bir alperen olan Ibrahim §eyh de Anadolu'nun
Tiirklesmesi zamamnda Sultan Alparslan'in oglu Melik Sah'in 119 beyi
olarak gorev yapan bir komutandir. Ibrahim Seyhin diismanlan ile
9arpisirken sehit olmus ve sehit oldugu yere gomulmiis oldugu anlatihr.
Q&\ Evliyasi olarak bilinen bu yer guniimiize kadar iyi korunmus, 9evre
koyliiler tarafindan mukaddes kabul edilmistir. Ibrahim Seyhle birlikte
gelenlerin kurmus olabilecegi koy de Ibrahimseyh adim almistir.
Kar§ikent koyii'nde Ali Dede Tekkesi, Sogukpinar koyii'nde yayla
g09leri esnasinda ziyaret edilen Haci Baba Tekkesi bulunur. Ayrica
Sogukpinar koyii, Tokat Alevileri i9inde yer alan Ke9eci Babahlara
mensuptur.
147
Yuvacik Koyii'nde ineklerin siitiiniin artmasi i9in ziyaret edilen
Giirnek Tekkesi bulunur.
U9er'in 9ahsmasrndan (127), il9e merkezinde %10'luk bir Alevi
niifusun bulundugu, kasaba ve koylerde ise, bu oramn %11,7'sini
olusturdugu goriiliir. Toplam niifusta %11,5'luk kesim Alevilerden
tesekkiil eder.
Sulusaray Evliyalan
Sulusaray il9esi once 1921 de Tokat'a bagh olarak miilki
taksimatta yer ahr. 1 923 depreminde Sulusaray'in biiyiik hasar
gormesi ile il^e merkezi Sulusaray'dan ahnarak Tokat iline bagh
Camhbel Bucagrna nakledilir. Bir siire sonra 1944'te Artova'ya nakli
yapilarak il9e merkezi miilki taksimatta yerini Artova'ya birakir. 1 987'de
Yesilyurt'un il9e olmasi ile Yesilyurt'a kasaba olarak baglamr. 1991
tarihinde il9e statiisii kazamr.
1295 tarihli vakfiyesinin 1908 tarihli irade iizerine deftere bir
suretinin kaydedilmis oldugu Seydi Omer Zaviyesinin vakifi, emiriil
mukerrem Ahi Mesud, Bulutlu koyiinde §eyh Bahaeddin Omer Seydi b.
Seyh ismail'in yaptirdigi zaviyeye malikane hisseleri vakfeder. Vakif,
seyh ve seyhin tarikati hakkinda herhangi bir bilgiye rastlanmarmstir.
Koyiin ve zaviyenin ismi zamanla kurucusu seyhin adim ahr. Zaman
i9ersinde muhtemelen ismi degistiginden, ayni
(127) C. UCER, a.g.e.
148
bolgedeki Malum Seyyid Koyuiriin zaviyenin bulundugu koy olmasi
mumkundur. Bu ismin de Dutluca adina doniistiigu goriiliir.
Malum Seyid Tiirbesi /l9enin Dutluca kasabasi Merkez
Camiindedir. Tiirbede Horasan Erlerinden Malum Seyid, Hammi ve Kizi
yatmaktadirlar. Tiirbenin kim tarafindan ve ne zaman yapildigi
bilinmemektedir. Osmanh mimari tarzinda yapilmistir. Anma
maksadiyla ziyaret edilir. Bakimi lice Muftiilugunce yapilmakta olup,
yilhk ziyaretci sayisi 300-400 kisi civanndadir.
Sulusaray'a alti km uzakhkta olan Dutluca kasabasi onceleri
"Pelitli Tekkesi" koyii olarak bilinir, daha sonralan "Malum Seyid
Tekkesi" ismini ahr ve bu isimle civarda tammr. Daha sonra yapilan
degisiklikle, bir tane dahi dut agaci olmamasina ragmen "Dutluca"
kasabasi adini ahr. 1990 yihnda Belediyelik olan kasabanin 119 tane
camisi ve iki tane okulu vardir.
Tiirbe kasabanin merkezinde Malum Seyit Camisinin i9inde
bulunmaktadir. Burada yatan zatin adi Seyit Omer'dir. Tiirbenin yapihs
tarihi 1278 olup, Seyit Omer Horasan'dan gelen Alp erenlerden biridir.
Cumhuriyet doneminde tekke ve zaviyelerin kapatilmasi kanunu
9iktiktan sonra kapisi duvarla oriiliip ziyarete yasaklamr. Ancak Malum
Seyit'in etrafinda donen menkibeler, goniil insani oldugunun halk
arasinda yayilmasi ziyaret9ilerin gittik9e artmasina sebep olmustur
(128).
(128)E.ULU,ag.e.
149
Malum Seyit tekkesinde 119 sanduka bulunmaktadir. Bunlardan biri Seyit
Omer Efendiye, biri hammina, biri de kizina aittir. Tiirbede bulunan bir
sandikta 11. yiizyila ait oldugu sanilan kili9lar vardir. Seyit Omer
Efendinin Sancagi tiirbenin i9indedir. Tiirbeye girince sol tarafta bir
seccadenin altinda ozel bir boliimde Seyit Omer Efendiye ait oldugu
soylenen bazi esyalar vardir. Tiirbenin i9inde bulunan yazih tasi da Seyit
Omer'in yazdigi soylenir.
Rivayetlere gore, Seyit Omer Efendi ailesiyle birlikte Horasan'dan
9ikip yerlesmek i9in Anadolu'ya gelir. Tokat'in yiiksek daglanni asarak
bugiinkii Dutluca Kasabasmm bulundugu yere kadar ulasir. O yillarda
Dutluca Kasabasmm oldugu yerlerde bir aga yasamaktadir ve agamn,
siirii siirii koyunlan vardir. Tekkenin bulundugu yer, bu agamn
koyunlannin agihdir. Seyit Omer ve hanimi agihn yanina gelip otururlar.
Coban gelir, bakar ki yash bir adamla bir kadin agih yaninda oturuyor.
Agasimn kizacagini diisiinerek ihtiyann yanina gelerek, "Dede burada
oturmak olmaz, burasi agamn agih, koyunlan yatar, sen kendine baska
bir yer bul, kalk buradan git!, der. Seyit Omer 9obana hi9 cevap vermez.
Coban ihtiyann kalkmadigini goriince daha kizgin bir sekilde, "buradan
kalk, aga gelirse iyi olmaz, kalk", diye iisteler. Seyit Omer Efendi cevap
vermez vermesine de, olan 9obana olur. Dedeye her kalk dediginde
9oban biraz daha siser. Ne yapacagini sasiran 9oban yan yuriiyerek, yan
yuvarlanarak kosar agasinin yanina,
agzi burnunda gobegi 9enesinde lhlaya lhlaya konusur. "Kos aga kos!
Senin agila yash bir koca oturdu. Kalk derim kalkmaz, git derim gitmez.
Ustelik ne hale koydu beni.
150
Beni bu halimden, agih da ihtiyardan kurtar. Itin kopegin olayim agam! "
Aga bir 9obana bakar, bir de (jobamn soylediklerine. Anlayacagini
anlamistir, kosar Seyit Omer' in yanina. "Agam Pasam, biz ettik sen
etme. Halimize aci, cobani affet. Dilebendenne dilersen."
Seyit Omer tath bir sekilde, "Her sey Allah'tandir. Ben kimseye
ilenmedim. Tek dilegim buraya yurt yuva kurmak. Coban da tutturdu
kalk kalk diye", der. Aga ve 9oban, Seyit Omer'den oziir diler. Coban eski
haline gelir. Aga da sozunde durarak tekkenin yerini Seyit Omer'e ve
ailesine teslim eder. Gel zaman git zaman Seyit Omer'in dinindeki
dirayet, fikirlerindeki isabet halkin goziinden ka9maz. Obek obek yore
halki, Seyit Omer'in feyiz ve ilminden istifade etmek i9in akin eder.
Durum Sel9uklu sultanma kadar iletilir. Sultan bir ferman ile Seyit
Omer'i yorenin kadisi yapar. Uzun bir siire halk memnun, devlet
memnun zaman akar, gider. Fakat her iyilik bir yerde, dort elma bir elde
durur mu? Yorede fesat9ilar firsat bulur. Kadi efendinin yaptiklanni
defe koyup 9alar! Haber edip Selguklu sultanma ulastinrlar. Sultanin
Seyit Omer'e giiveni tamdir. Fakat ihbarcilann ardi arkasi kesilmez.
Sultan da bir el9i ile Seyit Omer'e buyruk gonderir. Tez yanima gelsin
der. El9i apar topar Seyit Omer'e buyrugu yetistirir. Sultanin arzusunu
bildirir. Durumu anlayan Seyit Omer, ku9iiciik bir kutunun yansini
pamukla yansini da kor atesle doldurur. El9iye, "Bunu gotiir sultana ver,
eger hediyemi kabul etmez ise gelsin boynumu vurdursun", diye haber
salar. Sel9uklu sarayindan gelen el9i hediyenin ne oldugunu
Anlamadan alir gotiiriir. Saray halki adaletten
151
sapan Seyit Omer'i beklerken el9inin elindeki kiitjiik kutuyu goriince
meraklanir. Dogru sultanin yanina giderler. Sultan kizgin bir sekilde
el9iye, "Hani Seyit Omer'i getirecektin, bu ne densizlik", diye kiikrer.
El9i korkuyla, "Padisahim vallahi S119 bende degildir. Size bu kutudaki
hediyeyi gonderdi...Hediyemi begenirse begensin, begenmezse gelip
boynumu vursun dedi.", diye cevap verir. Sultan ayaga kalkip saygiyla
hediyeyi ahr. Vezirlerinin yaninda kutuyu a9ar. Ne gorsiin! Kutunun bir
tarafmda pamuk, bir tarafinda kor ates yan yana durmuyor mu? Sultan
hi9 tereddiit etmeden, "Malum Seyidim Malum", diye aglamaya basilar.
Hemen bir boliik asker ile bir ferman gonderir. "Seyit Omer bulundugu
yerin yani Malum Seyit'in en yiiksek yerine 9iksin. Gorebildigi yerleri
mizragi ile isaretlesin hepsi onundur, kim ki bu buyruguma karsi 9ikarsa
boynu vurulsun. Malum Seyit'in mekani o belde olsun." Derler ki, emir
demiri keser. Seyit Omer'in o giinden itibaren adi 'Malum Seyit Omer'
diye kahr. Koyun adi da soylene soylene Malum Seyit OmerKoyii olur.
Tiirbe her tiirlii hastahk i9in ziyaret edilmektedir (129). Ayrica
90cugu olmayan kadinlar buraya bir igne birakmakta, eger igne
paslamrsa dileklerin kabul olacagina inamlmakta ve burayi bir daha
ziyaret etmektedirler. Dilekler kabul olunca turbenin i9ersinde
bulundugu cami oniinde kurbanlar kesilmektedir.
Sapogul Tekkesi, Bugdayh Kdyii'nun zirvesinde iistii a9ik bir
mezardir. Seyyid Omer Efendi'nin karde^i olduguna ve onunla beraber
(129) KESKIN Mustafa, Turhal, Yesilyurt ve Sulusaray i^elerinde Halk
Dindarhgmm bir Boyutunu Olusturan Ziyaret, Inan9 ve Uygulamalan
152
Horasandan geldigine inanilmaktadir. Biiyiik bir Palut agaci altinda olan
mezar, 9esitli dileklerle ziyaret edilmekte buradaki aga<;lara ?aputlar
baglanmakta ve dilekler dilenmektedir.
Ziyaret Tepesi, il9e merkezine yaklasik 3-4 km uzakhkta bulunan
olduk9a yiiksek bir dag olup, tepesinde biiyiik bir armut agaci vardir.
Yaninda baska bir aga9 olmamasi sebebiyle burasi mukaddes kabul
edilmis ve iizerinde bulundugu tepeye Evliya Tepesi adi verilmistir. Il9e
halki, yagmur duasina bu tepeye 9ikmaktadir. Buradaki armut agaci
altinda topluca dua edildikten sonra kurbanlar kesilmektedir. Burada kan
davasi olanlar ve kiiskiinler banstinlmaktadir. Aga9, 90cugu olmayan
kadinlar tarafindan da ziyaret edilmektedir
Sulusaray'da Naksibendiligin Menzil kolunun daha 90k kadinlar
arasinda yaygm oldugu goriiliir (130).
U9er'e gore (131), Sulusaray il9esinin kasaba ve koylerindeki
niifusun % 12'si Alevilerden tesekkiil eder. Il9enin top lam niifusu i9inde
bu pay % 8,3'e diismektedir.
Turhal Evliyalan
Malazgirt Zaferinden once Danismendliler'in, daha sonra
Sel9uklular'in egemenligine giren Turhal 13. yiizyil
ortalannda Ilhanhlar'in Eretna ve Kadi Burhanettin'in ve
nihayet 1 392 yihnda Osmanhlann idaresine girer. Tarihi yollar iizerinde
bulunan Turhal yoresine, 1854-1878
(130) Y. M. KESKIN, a.g.e.
(131)C. UgER, a.g.e.
153
Kinm sava§i, 1855-1859 Seyh Samil ayaklanmasi ve 1877-1878
Osmanh-Rus savas^ndan sonra Anadolu'ya gelen Balkan ve Kafkas
g09menlerinin bir boliimii yerlestirilir. Cumhuriyetin ilk yillanndaki
niifusuyla ku9iik bir yerle^im yeri iken 1 944 yihnda il^e olur.
Sare Yildiz'in 9ah§masindan ogrendigimize gore (132), XVIII.
yiizyilda Turhal civannda yaf-iamis. olan ve Turhal Seyhi ismiyle amlan
Mustafa Efendi'nin 90cuklugu ve gen9ligi hakkinda aynntih bilgiye
sahip degiliz. Yeni9eri kokenli fakir bir ailede, Tokat'in Turhal il9esi'nde
diinyaya gelmis. olan Mustafa Efendi'nin babasinin adi Ibrahim, ba§ka bir
kaynakta ise Mahmut olarak ge9er. Mustafa Efendi'nin medfun
bulundugu tiirbedeki sandukalardan iki tanesi hammlanna, diger iki
tanesi de 90cuklanna ait olup erkek 90cugu olmadigi bilinen Mustafa
Efendi'nin iki evlilik yaptigi ve birisinin adi Zeynep olan iki kiz 90cugu
oldugu anla^ilmaktadir.
Mustafa Efendi, XVIII. yiizyilda ya^ayan, medrese mezunu, on
yedi Nak^ibendi §eyhinden bir tanesidir. Egitim hayatina Amasya'da
baslar, Istanbul'da Seyyid §erif Ciircani'nin Feraiz'i ile devam eder,
tasavvufa intisabi ise §am'da olmu§tur. Miir§id-i kamil bulmak iimidiyle
gittigi §am'da Ali el-Muradi (6.1770)'ye (133) intisap eden
(132) YILDIZ Sare, Turhalh Mustafa Efendi'nin Hayati, Eserleri ve
Tasavvufi Hayati, Yiiksek Lisans Tezi, Ankara Uni., Ankara, 2006
(133) 1720 yihnda Sam'da diinyaya gelen Ali Muradi ilk dini egitimini
babasi Muhammed Bahaeddin'den (6.1755) aldiktan sonra, Abdulgani
en-Nablusi (6.1731) gibi Sam, Mekke ve Medine'de bii"9ok alimden dini
ilimler tahsil eder. Bundan sonra Sam'da Hanefi fetva makamina getirilir.
Babasiyla birlikte zaman zaman Anadolu'ya seyahatlerde
154
Mustafa Efendi, §am'da, bulundugu bu siire i<;inde Peygamber
Efendimizin manevi isaretiyle Kudiis'e gider.
Ilmi tahsilini tamamladiktan sonra Ali el-Muradi'nin halifeligi ile
Turhal'a donen Mustafa Efendi, burada muderrislik ve irsad vazifesi ile
mesgul olur. Turhalh'nin ilim alanindaki engin diisiinceleri, onun zahiri
ve batini ilimlerde "allame-i cihan" iinvaniyla tamnmasina sebep olur.
Kesf ehlinden olup, cihada ve tehecciide 90k duskundur. Seher
vakitlerini devamh zikir ve ibadetle gecirmis oldugu nakledilir.
Osmanh-Avusturya (Nem9e) savasimn 9iktigi siralarda Mustafa
Efendi, Kesikbas Camii ve Tiirbesi'ni yaptirmakla mesguldiir.
Anlatildigina gore, camii ve tiirbenin insaatina baslamasi, Peygamber
Efendimiz (sav)'den almis oldugu bir emir sebebiyledir. Anlatildigina
gore, bugun tiirbenin bulundugu yer o zaman engebelik bir alan imis.
"Mustafa Efendi irmagin kenannda biraz oturup abdest ahp, namaz
kilmis. Bu arada Peygamberimizle, goniil rabitasiyla konusmus.
Peygamberimiz (sav), Mustafa Efendi'ye hitaben: "Ya Mustafa! Burada
benim sahabelerimden Kesikbas yatiyor. Bunun tiirbesini yap." demistir.
Ertesi giin Kesikbas'in kabrini bulamayan Turhalh, tekrar Peygamber
Efendimiz (sav)'e miiracaat etmis. Peygamber
bulunan Ali Efendi, Siileymaniye Medresesi'nde de ders okutur.
Babasindan icazetini tamamlayan Ali Efendi, 1770 yihnda §am'da vefat
eder. Mustafa Efendi'den baska, §eyhulislam Yahya ve §ehit Ali Pasa da
Ali el-Muradi'ye intisab etmistir.
155
Efendimiz (sav), gece riiya aleminde Kesikbas'in bulundugu yeri
bildirmis. Mustafa Efendi, sabah kalktiginda isaret edilen yeri kolayca
bulmus. Kesikbas'in govdesiz basini 9ikarmis. Once tiirbeyi sonra da
kirk kisilik iki kubbeli mescidi yapmis .
Mustafa Efendi mescitten sonra minareyi yaptirmaya baslar. Bu
sirada Osmanh ile Avusturya arasindaki savasta ordunun yenileceginden
9ekinen Osmanh padisahi sehirlere haber gondererek, Anadolu'daki
manevi sultanlan istanbul'a davet eder. Sivas valisi, Mustafa Efendi'ye
haber gondererek, istanbul'a gitmesini ister. Padisah manevi sultanlara,
savasin ancak goniil erlerinin dualanyla, yardimda bulunmalan halinde
kazamlacagini soyler. Goniil sultanlan aralannda yaptiklan istisareyle
119 kisinin se9ilmesine karar verirler. Bu 119 kisiden birincisi Mustafa
Efendi olur. Onun baskanhginda manevi komutanlar ordunun biiyiik bir
hazirhk yapmasim temin ederler. Hiicum emri kusluk vakti verilir, ikindi
vaktine dogru savas Osmanh'nm zaferiyle sonu9lamr. Bu duruma
memnun olan padisah, Mustafa Efendi'ye hediye olarak Turhal'in Dazya
Koyii'niin arazisini verir. Mustafa Efendi ise daha sonra Dazya Koyii'niin
biitiin gelirlerini ve mulkiyetini Turhal'daki yaptirdigi medrese ve
tekkeye bagislar. Savastan sonra Turhal'a gelen Mustafa Efendi caminin
insaatina kaldigi yerden devam eder. Bugiin tiirbesinde bulunan hirkanm
ona ait oldugu ve hirkadaki kursun izlerinin bu savastan kaldigi
soylenmektedir. 1790'da kendisine "Cizye mahndan yeterli miktarda
verilmesi" seklindeki arsiv belgesi kendisinin bu tarihe kadar hayatta
oldugunu gostermektedir. Aynca 1795 yihnda padisah tarafindan kizi
156
Zeynep Hatun'a tevliyetname verilir. Camii giri^indeki sonradan yazilan
Tiirk9e kitabede oliim tarihinin 1 794 oldugu yazihdir.
Mustafa Efendi'nin 'Er-Ravzu'r-Raiz Fi'adem-i Sihhati Nikahi
Ehlis-Siinne li'r-Revafiz', 'el-Kavlu'1-Mubinu'r-Racih'inde Fekdi'l-
'asabat Tezvicii Uli'l-Erham Sahih', 'Mefhumu Feraiz' isimleriyle eserleri
vardir.
Bursah Mehmet Tahir, Mustafa Efendi'nin Halveti tarikatinin,
§abaniyye kolundan da hilafet aldigini kaydeder. Mustafa Efendi
eserinde Peygamber Efendimiz (sav)'in kendisine ruhaniyetle zuhur
ettigini, kendisini Ism-i Celal ve Kelime-i Tevhid ile terbiye ettigini ve
§am'da oldugu siire icinde irsada ehil olduguna dair icazet verdigini
soylemektedir.
1 762'de Turhal'a dondiigiinde Ye§ihrmak'in giineyden batiya ve
batidan kuzey istikametine kivnldigi yere, tiirbesi ile kirk ki§iilik bir
mescit ve mescidin giiney tarafindaki kisma bir daire yaptiran Mustafa
Efendi, ayni yerde 1 762'de kesme tartan minare ile 1 767'de 1 60 ki^ilik
tek kubbeli, biiyiik bir cami yaptinr. Tiirbeden cami i9ine a9ilan bir kapi
vardir. Aynca caminin ara giri§ kapisi olan ve tarihi degeri biiyiik olan bir
kapi daha mevcuttur. Kabartma ve oyma siislerle siislenmi§ kapi,
vaktiyle hirsizlann saldinsina ugrami§ ve kirilmi§ oldugundan bugiin
sacla kaphdir. Bu ara kapi iizerinde caminin kim tarafindan yaptinldigini
gosteren bir de kitabe bulunmaktadir. Aynca birisi minare giri^inde,
digeri de sonradan eklemelerle i9eride kalan ana kapinin iizerinde olmak
iizere iki kitabe daha vardir.
Camiden tiirbeye a9ilan ve §u an kapah olan iki kii^iik sahan vardir.
Bu ge9is kapisinda 119 adet dor nizami siitun bulunmaktadir.
157
Bitisiginde bir de 9ilehanenin bulundugu caminin kubbesinde
aydinlatma i9in her yone bakan ii9er adet olmak iizere on iki adet kemerli
pencere vardir. Caminin altinda demir bir kapi ile korunan bir galeri
mevcut olup bu galeriden bir tiinelle Yesihrmak'in altindan karsi tarafa
ge9ilir. Cami 1939 depreminden sonra, tiirbe ise 1978 yihnda tamirat
gormiistiir.
Mustafa Efendi'nin yaptirdigi tiirbe bugiin "Kesikba§ Tiirbesi'"
olarak bilinir. Bu tiirbeye "Kesikbas" isminin verilmesi hakkinda, halk
arasinda farkh rivayetler anlatilmaktadir. Bunlardan birka9 tanesi su
sekildedir. "Mustafa Efendi, Kesikbas Tiirbesi'nin ne durumda oldugunu
anlamak i9in istihareye yatar. Manevi alemden isaret gelmeye baslar.
Cesetsiz bir basin tiirbesi oldugu kendisine bildirilir. Bu basin Islam'in
Anadolu'ya yayilma zamanlannda, Islam ordusunun
baskomutanlanndan birine ait oldugunu anlar. Mana aleminden Mustafa
Efendi'ye yapacagi caminin adinin "Kesikba$ "olmasi bildirilir. Mustafa
Efendi bu durumu talebelerine anlatir. Cami hem maddi, hem de manevi
bir gayretle talebeler tarafindan en giizel sekilde yapilarak bitirilir." Bir
baska rivayet de su sekildedir. "Mustafa Efendi, Sivas'ta bir seyhten 119
yil ders ahr. §eyhi, Mustafa Efendi'yi 90k sever. Ona, "Seni ahir zaman
Peygamberi (sav)'nin huzuruna gotiirecegim ve ondan ders alacaksin."
der. Mustafa Efendi, "Peygamberimiz (sav) hayatta degil ki, huzuruna
gotiiresin. ", diyecek olur. Daha soz agzindan 9ikmadan seyhi, "Elbette ki
bu ders manevi mekanlarda ve goniillerde olacaktir.", der. Bu
konusmadan sonra Mustafa Efendi Medine'ye gider. Medine'de madde
ile mana arasinda, gonul diinyasinda yolculuk yapar.
Bir yil boyunca riiya aleminde
158
Peygamber Efendimizden ders ahr. Peygamber Efendimiz dersin
bitiminde Mustafa Efendi'ye, Sivas'taki Seyhinin yanina donmesini
tavsiye eder. Mustafa Efendi, goniil zenginligiyle seyhinin yanina gelir.
Seyhi hi9 beklemeden ondan Turhal'daki Kesikbas'in tiirbesini
yapmasini ister. Mustafa Efendi bir sure Kesikbas'in medfun oldugu yeri
arar, fakat bulamaz. Bu sebeple Sivas'taki seyhinin yanina gitmek icin
yola cikar. Seyhiyle Camhbel'de karsilasir. Seyhi madde aleminin
perdelerini kaldirarak Turhal'daki Kesikbas'in medfun oldugu yeri
gosterir. Buraya tiirbe, minare, cami, hamam ve koprii yapilmasi i9in
talimat verir. Aynca bu kiilliyenin yapimi icin gosterdigi yerde,
parmagini Yesihrmak'a sokarak binlerce altin bulacagini soyler. Mustafa
Efendi, Turhal'a dondiikten sonra Seyhinin isaret ettigi gibi Kesikbas'in
kabrini bulur ve yine gosterdigi yerde de binlerce altin bulur. Hicbir
maddi sikinti yasamadan kulliyeyi bitirir. "
Baska bir rivayet de su sekildedir. "Cami yapihrken Mustafa
Efendi, halktan tas getirmesini ister. Ancak kimse tas getirmez. Bu
duruma i9erlenen Mustafa Efendi tas ocagina gider, bir isaretiyle
binlerce tasi caminin oniine yigar. Sabah kalkinca binlerce tasi caminin
oniinde goren halk, Mustafa Efendi'yi, "gece halkin okiizlerini 9alarak
tas getirdi", diye sikayet eder ve sikayet padisaha kadar ulasir. Padisah
boyle bir olayin ger9ekligini anlamak i9in vezirlerinden birini, bir top
helva ile Turhal'a gonderir. Durumu manevi alemde goren Mustafa
Efendi yola 9ikar ve veziri Kuru9ay'da karsilar. Vezir, Mustafa Efendi'ye
padisahtan hediye olarak getirdigi helvayi uzatir. Vezir elindeki helvanin
tas haline dondiigiinii goriince hayretler i9inde kahr.
Durumu anlayan vezir, halkin kendisini
159
padisaha sikayet ettigini soyler, bu duruma iiziilen Mustafa Efendi,
istemeyerek de olsa, "Turhalh bu mekanda onmasin. Disardan gelenler
burada kalsin.", diye beddua eder. Halk bu duanin kabul edildigine
inanmaktadir.
Bu rivayetlerden farkh olarak da soyle bir menkibe
anlatilmaktadir. §enyurt Kasabasi'nda bulunan Mercimek Daginda
biiyiik bir dev ini vardir. Burada yasayan devlerin halka zulmettikleri
anlatilmaktadir. Devler Abdullah (Kesikbas) ve ailesini esir ahnca
manevi alemde Hz. Ali'den yardim istenir. Hz. Ali bu cagnya cevap verir.
Devlerle yapilan savasi Hz. Ali kazanir ama devlerin Abdullah'in basini
kesmelerini engelleyemez. Abdullah'in kesilmis basi kuyunun basindan
yuvarlanmaya baslar. Bugiinkii kabrinin bulundugu yere kadar gelir.
Kesilmis basin durdugu yere Abdullah'in kabri, daha sonra da camii
yapihr. Bugiin §enyurt Kasabasi'ndaki Mercimek Daginda, hala bir
devin yasadigi soylenen kuyudan kotii kokular gelmektedir. Hz. Ali'nin
ayak izleri ve atim bagladigi yer belirgin olarak hala durmaktadir. Burasi
halk tarafindan kutsal sayilmakta ve sik sik ziyaret edilmektedir.
Kesikbas Tiirbesi'nin icinde yedi sanduka vardir. Bu
sandukalardan kible tarafinda, pencere yamndaki tiirbeye ismi verilen
Kesikbas §eyh Abdullah, yaninda Horasan'dan gelen bir dervis,
ayakucunda tiirbe hizmetkan bir hatun, sonraki iki sanduka Mustafa
Efendi'nin hammlan ve kuzey tarafta Mustafa Efendi'nin kendisi
medfundur. Demir kapinin sag i9 kismindaki iki kii^iik sandukanin
160
Mustafa Efendi'nin (jocuklanna ait oldugu soylenmektedir. Bugiin
tiirbenin cami i9ine a(;ilan kapinin iistiindeki mermer kitabede,
Bunun sahib-i hayrati §eyh Haci Mustafa
§efaat ede O'na ol Muhammed Mustafa
Tarik-i Naksbendisiyem acz-i piir taksir
Bu bin yiiz yetmis ikide yazildi tasa bu takrir.
h. 1172/m. 1758
ifadesi yazihdir. Kesikbas Tiirbesi'nde Mustafa Efendi'ye ait bir<;ok esya
vardir. Bu esyalar arasinda, Mustafa Efendi'nin hirkasi, zikir esnasinda
kullandigi demir kemer, demir muin, tespih, tas haline gelen helva
yumagi bulunmaktadir.
Mustafa Efendi'nin Ahmed Kuddusi (6.1849), Hicabi Abdiilbaki
(134), §eyh Mehmet Baba (6. ? / ?) isimlerinde 119 meshur halifesi vardir.
§eyh Mustafa Efendi ve Kesikbas tiirbesi daha 90k Cuma ve Pazar
gunlaeri her tiirlii agri ve sizisi olanlar, 90cugu olmayanlar ve her tiirlii
dilegi olanlar tarafindan sik9a ziyaret edilir. Burada dualar okunur ve
dileklerin kabul edilip edilmeyecegini ogremnek i9in i9eride bulunan
siyah renkli bir tas havaya kaldinlmaya 9ahsihr. Eger tas kaldinlabilirse,
dileklerin kabul edilecegine inanihr. Aynca dilek i9in tiirbe disindaki
pencere dibinde mumlar yakihr ve burada bulunan ve kutsal kabul edilen
su, sifa niyetine i^ilir. Ziyaret iist iiste yedi defa tekrarlamr (135).
(134) DURM AAbdulhalim, Evliyalar §ehri Amasya
(135) Y. M. KESKIN, a.g.m.
161
Lengeri Baba'nin kabri Kesikbas Camii yanindaki mezarhkta
veya muhtemelen tiirbe i9inde §eyh Abdullah'in yanindadir. Kesikbas
tiirbesini yaptiran §eyh Mustafa Efendi'nin yanmdan aynlmayan
Mustafa Dede isminde son derece yumusak huylu, sevimli yiizlii sofi ve
ermis bir ihtiyar vardi. Hakkinda anlatilan menkibeye gore, tiirbe insaati
devam ederken, Tokat evliyalanndan Tiiysiiz Baba iistii acik ve yayvan
bakir tabak ile helva gonderir. Helva dolu kap Tokat'tan Yesihrmaga
birakilir ve Turhal'dan da Nur yiizlii bu sofi Mustafa Dede tarafindan
ahnir. §eyh Mustafa Efendiye takdim edilir. §eyh Mustafa Efendi
helvayi yedikten sonra, Mustafa Dede'ye, "bizim helvamizi da sen
gonder", diye talimat verir. Mustafa Dede, kendi eliyle yaptigi helvayi,
daha biiyiik bir bakir tabaga (lengere) koyar ve irmaga birakarak akintiya
yukan Tiiysiiz Baba'ya gonderir. Bu olaydan sonra Mustafa Dede'nin adi
Lengeri Baba olarakkahr.
Amasya yolu iizerinde, Erkek Kuran Kursu binasi arkasinda hem
tekkesi hem de yatin bulunan Ahi Yusuf semercilerin piri olarak kabul
edilir. Vefat tarihil324'diir. Bu tarih Tiirbenin dogu cephesinde yer alan
giris kapisi iizerindeki kitabede mevcuttur. Turhal'a 1301 yihnda
gelmistir. Tekkesinin oniinde imarethane (Asevi) yaptirarak, fakirlerin
istifadesine sunar. Bu asevinden Turhal Medresesinde okuyan ogrenciler
ile Turhal'dan gelip gecen garip yolcular da faydalanir. Giimiistop
(Dazya) koyiindeki degirmen ve 9evre koy gelirleri ile Yesihrmak
kenanndaki, eski tarihi Karatas Hamami da ona aittir. Hamamin yapihs
tarihi 1315'dir.
162
Kendi getjimini, bugiin kus cenneti olan ve koruma altina ahnan
Kaz Golii 9evresinden getirttigi kamislarla yaptigi hayvan semerlerinden
temin ettigi anlatihr. Bu yiizden meslegin piri olarak kabul edilir. Ahi
Yusuf odun tasiyan hayvanlann sirtlanndaki yaralan goriince bundan
son derece rahatsiz olup uzulur ve bu hayvanlann yaralanna 9are bulmak
i9in gece giindiiz diisiiniir. Sonunda kendi bulusu olan 'semer'i icat eder.
Kare planh tiirbe ilhanh donemi eseridir. Girisi kuzey tarafindaki
kapidan yapihr. 1934 yihnda bucak miidurlugu yapan Hakki Efendi Ahi
Yusuf tiirbesini yikmak ister. Ancak kubbesini yiktirabilir. Fel9 olur ve
hastaneye kaldinhr. Kazma vuran is9ilerden ikisi damdan, biri de
pencereden diiserek oliirler (Rivayete gore, burayi yikmak isteyen
yabanci bir usta, evinin balkonundan diiserek olmustur). Tekkenin
giineyindeki 9ilehane bilahare yiktinlmis, duvarla da kapatilmistir.
Tekkenin kubbesi yikildiktan sonra bugiinkii ahsap kirlangi9 9ati
yapilmistir. Giiney-kible cephesinde bu yikim isi ile ilgili izler
mevcuttur. Kuzey cephesinde kink 119 par9a mermerkitabede, "Ammere
hazihil mergadil miibareke lisseyhil zahit Ahi Yusuf (Kadesallahu
sirruhu) fisehri saban sene selase isnn ve sebamiyye", yazihdir. Ebced
hesabi ile H.723/M.1323 tarihi dusulmiistiir. Tiirbenin bati cephesinde
dikdortgen iki pencere, kible duvannda kare bir pencere mevcuttur.
Iki erkek bir 90cuk kabri bulunan tiirbede iki biiyiik kabir
arasindaki sanduka seklindeki mermerde, "La ilahe illallah,
Muhammeden Resulullah, Bismillah", yazihdir. Ahi Yusuf Anadolu
163
ahilerinden Veysel Karani'nin akrabasidir. Tiirbedeki ke9e kiilahm
Veysel Karani'ye ait oldugu kabul edilir. Tekkedeki ok, yay, sancaklar ve
otuz adet Kur'an ciizii Tokat miizesine kaldinlmistir.
Ahi Yusufun yaptirdigi imarethanenin (Asevinin) £elebi
Mehmet'in annesine ait oldugu kayithdir.
Ahi Yusuf Tiirbesi ile §eyh Nurullah Tiirbesi arasinda
bakimsizhktan yikilmis olan Kubbeli Mescit ile tiirbe cevresinde Ahi
Yusuf Kabristani mevcuttu. §ehir merkezinde kabristan olmaz, diye
kaldinlmistir.
1 3 1 5 'te insa edilen hamam ise, Yesihrmak kiyisinda ismini tasiyan
(Hamam Mah.) mahallededir. 1945 yihnda 22 bin liraya Mustafa
Eriskin'e (Hamamci Mustafa'ya) satilmistir. Yine halk arasinda dolasan
rivayete gore, zaman zaman Ahi Yusuf bu tarihi hamamina gelip
yikamrmis. £iinkii bu tarihi hamamdan 9ikan bir zat, tekke yanma-tiirbe
9evresine gelince gozden kaybolurmus. Bu kisinin Ahi Yusuf olduguna
inamlmistir. 1092 yihnda Turhal'da kazahk berati Ahi Yusuf a verilmis
oldugu ileri siiriiliir.
Tiirbe 9esitli hastahklar i9in ziyaret edilmekte ve agnlarinin
ge9ecegi inanciyla mezar iizerine i9 9amasin birakilmaktadir.
§eyh Mustafa Nurullah 'in Sel9uklu komutanlanndan oldugu ve
Turhal kalesinin ahnmasi sirasinda sehit diisrugii kabul edilir. Emir
Mehmet Tekkesi diye anilan kabrinin bulundugu yer, halk arasinda 'Pisik
(^arpan' olarak da bilinir. Eskiden tiirbede aksamlan aydinlatma amaci
ile kullanilan mumlari bir kedinin i9eri girip yemesi iizerine, kedinin
duvara 9arpilarak oldiiriilmus oldugu anlatihr. Hemen giriste sol
taraftaki duvarda bulunan izlerinin badana ile ortulmus oldugu
164
nakledilir. Amasya caddesinde, Erkek Kur'an Kursu binasinin arkasinda
ve Ahi Yusuf tiirbesi bitisigindeki tiirbesinde bulunan ok, yay, kill*;,
kalkan ve sancagi serif 1925 yilinda Tokat Muftusu Faik Efendi
tarafmdan Tokat Miizesine teslim edilmistir.
Kubbeli olan tiirbesine giris kuzey kisimdadir. Bati duvannda bir
penceresi bulunan yapida kare plan uygulanmistir. Tiirbe girisindeki
kitabede vefat tarihi 701 olarak kaydedilmistir. Tiirbe i9inde 119 mezar
mevcuttur. Biri Seyh Mustafa Nurullah Hazretlerine diger ikisi ise
komutanlanna aittir. 1934 yihnda Bucak Miidiirii olan Hakki Efendi'nin
bu tiirbeyi de yiktirmak istemis oldugu anlatihr. Sadece kubbeyi
yiktirmaya muvaffak olmus, akabinde fel9 oldugu, hastaneye kaldmldigi
i9in yikimdan vazge9ilmis oldugu anlatihr. Turbenin kubbesi ashna
uygun olarak 1 947 yihnda yeniden insa edilmistir.
Tiirbe her tiirlii hastahgi olanlar, bilhassa korkan ve vesvesesi
olanlar tarafmdan ziyaret edilir. Hastanin i9 9amasin mezar iizerine
birakihr. Bir sure sonra geri ahnarak tekrar hastaya giydirilir. Bazan hasta
mezarin yaninda yatinlmaktadir.
Haci Baba Sultan'in kabri Celal Mahallesinde Alemoglu
Camii'nin bah9esindedir. Tarihi kitabesi mevcuttur. Burada sadece yatir
bulunmaktadir. Haci Baba Sultan'in fakir dostu olup a9lan doyuran
sehavet sahibi, comert bir zat oldugu anlatihr.
Iskender Baba tiirbesi Ahi Yusuf tiirbesinin yanindaki sokakta
Tekkeler 9ikmazinda, bir evin giris katinda bulunmaktadir. Burada
bulunan bir kitabede oliim tarihi 1301 olarak verilir. Ustiinde ev bulunan
miitevazi bir yatirdir. Rivayete gore daha onceden iizerine bir tiirbe
yapilmis, fakat buna razi olmadigi i9in ev yanmistir. Eskiden
165
buraya yagmur duasina 9ikilmakta, toplanilan taslar burada okunduktan
sonra irmagm kenanna birakilmaktaydi. Eger yagmur 90k yagarsa, taslar
irmaktan 9ikanhrdi. Buradaki tarihi taslann Ahi Yusuf tiirbesinin
duvannda kullamlmis oldugu nakledilir.
Bu giin hangi koy oldugu bilinmeyen eski adiyla Kokse koyiinde
yattigindan bahsedilen Kara Baba Sultan evliyasindan soz edilir.
Pir Ahmet Dede Sultan'in kabrinin bugiinkii Otogar ve
Kamyoncular Nakliyat'in arkasindaki boslukta bulundugu anlatihr. Seyh
Sehabettin tiirbesi istikametine diisen bu yerin, eskiden il9enin en yash
aga9lannin bulundugu biiyiik bir kavakhk oldugu nakledilir. O zamanlar
burada 90k sayida da mezar tasi bulunmakta idi. Bugiin pancar
sezonunda Seker Fabrikasinin pancar dokum alani olarak
kullanilmaktadir.
Asil ismi Seyh Sahap olan Seyh Sehabettin Siihreverdi Amasya
tarafinda, sehir girisinde Yesihrmak kenanndaki kare planh ve iizeri
kubbeli bir riirbede medfundur. Ayni adi tasiyan mezarhgin giiney
batisina diismektedir. Kale etegi ve Yesihrmak kiyisinda, otogann
karsisina isabet etmektedir. Tiirbe once Muharrem ayinda, Dervis
ogullanndan Haci Osman Efendi tarafindan ahsap olarak 1758'de insa
edilmistir. Bir oda ve genis bir avludan ibaret olan yapida dikdortgen bir
plan uygulanrmstir. i9inde dort sanduka bulunan tiirbenin kible (giiney)
tarafindaki biiyiik sanduka Seyh Sehabettin'e aittir. Diger 119 sanduka ise
hemen yam basinda hammi, oglu, en sonda ise hizmetlerine bakan kadin
i9indir. Asillan Buhara'h olup Siihreverd kasabasindandir. Bagdat'da
medfun Siihreverdi Hazretlerine baghdrr.
166
Tiirbe 9evresindeki bag ve bah9e geliri, (^evlikler mevkiindeki
tekke tarlalarmin geliri tiirbeye birakilrmstir. Tamirleri de bu gelirlerden
karsilanrmstir. Bu irad arazisinin bir kismi 93 Rus harbi (1293
Rumi/1878 Miladi) muhacirlerine, bir kismi da 1330 muhacirlerine
(1914 Balkan Harbi gocmenleri) tahsis edilmis olup tapuya kayithdir.
Kalan birka9 tarla da Hamam Mahallesi esrafi tarafindan kullamlrmstir.
§eyh §ehabettin tiirbesinde biri siyah biri de beyaz olmak iizere iki
par9adan olusan niyet ta§i da bulunmaktadir. Niyeti kabul olacaklara
taslann yerinden kalktigi, aksi takdirde kalkmadigina inanihr. Her tiirlii
dilek i9in iist iiste 119 Persembe giinii ziyaret edilir. Ozellikle 90cugu
olmayan kadinlar, cin 9arpmasina tutulanlar ve akil hastasi bulunanlar
tarafindan ziyaret edilen mezann etrafinda dua okunarak 119 kez doniiliir.
Bazen bas ortiisii, atlet, gomlek vb. 9amasirlar bir sure mezar iizerine
birakildiktan sonra ahnmakta, 90cugu olmayan kadina veya hastalara
giydirilmektedir. Bazen de tiirbenin giris boliimiinde mum yakihr.
Bugiin tekkenin bakimmi uzun siiredir bu hizmeti yiiriitmekte olan
Yapazlar siilalesi iistlenmistir.
Uzun9arsih'nm, Turhal il^e merkezindeki, i9erisinde iki erkek, bir
kadin mezan bulunan, Sel9uklu tarzinda insa edilmis bir yapi olarak
tamtmis oldugu Mahmut Dede Tiirbesi, giiniimiize ulasmamis yapilar
arasinda yer ahr. Kapi ve pencerelerinin 9ini bezemeli oldugu bildirilen
tiirbenin, 1301 tarihini veren dort satirhk siiliis bir kitabesinden soz
edilir.
167
Almus il9esinin Hubyar koyiinde tiirbesi bulunan Hubyar Sultan
ile Amasya'daki Baba ilyas'in birbirlerine biiyiik baghhklan oldugu,
aralannda bir samimiyetin bulundugu ve birbirlerini ziyaret ettikleri
yoniinde geleneksel bir kabulun otesinde, Sira9lar'in biitiin gruplanmn
bir arada yasadiklan ve her birinin ayn cemevinin bulundugu Turhal
Ulutepe kasabasinda, 1240 Isyaninin bas aktorlerinden Baba Ilyas ile
ilgili goriilen bir makamin hala ziyaret ediliyor olmasi, gimumiizdeki
Aleviler'le Babailer arasinda bir iliskiyi ortaya koymasi a9isindan
onemlidir. Ancak Essah Dede adiyla ziyaret edilen bu tiirbedeki mezar
tasina 1739 tarihinin yazilmis oldugu gorulmektedir ki, bu tarih dogru
ise, dogal olarak bu tiirbenin Baba Ishak'a ait olmasi miimkiin degildir.
Bununla beraber burada onemli olan, bu gruplar arasinda tiirbenin Baba
Ishak'in makami olarak kabul edilmesi ve ziyaretin surduriilmesidir
Tokat yoresinde bulunan Eretnahlar devrine ait eserlerin tamami
Turhal il9esine bagh Giimii^top (eski adiyla Dazya) koyiinde
toplanmistir (136). Bugiin mevcut olmamakla birlikte, kaynaklar Dazya
Koyii'nde Sel9uklular donemine ait bir kervansarayin varhgindan soz
ederler. Dolayisiyla, Sel9uklular doneminde bir menzil yeri olan Dazya,
daha sonraki donemlerde bir iskan bolgesi olarak, gelisme gostermistir.
Ne var ki, sozii edilen kervansarayin muhtemelen yikilmis olmasi
nedeniyle, Eretnahlar zamaninda onanlmak yerine, mevcut kahntilann
da kullanilmak suretiyle tekke olarak yeniden
(136) N. SEgGIN, a.g.e.
168
insasi (1375), Dazya Koyu'ndeki kervan ticaretine bagh ekonomik
canhhgin, 90k da uzun omurlii olamadigini gostermektedir. Bu koydeki
diger eserler yine ayni doneme ait guniimiize ulasamayan Eminuddin
Hoskadem Camii (1361), dariil-huffaz (1388), namazgah ve 16. yiizyila
tarihlendirilen bir tiirbeden ibarettir
Dazya Zaviyesinin miman Konyah Sadi oglu Yusuf tur. Giris
kapisi iizerinde yer alan kitabeye gore, Ertena ogullanndan Giyaseddin
I.Mehmed Bey'in oglu Sultan Ali Bey zamanrnda 1375 senesinde
Abdullah oglu Haci Bulu tarafindan insa ettirilmistir.
Ancak, kitabenin ilk 119 satinnda yer alan,
"Bu miibarek zaviye Ertenaoglu Mehmet oglu Ali'nin sultanhgi
giinlerinde in§a olundu.
-Sultanhgi daim olsun- bu binayi din ve devletin burhani sultanin
devletli giinlerinde
-Miilki daim olsun- zaif kul Abdullah oglu Haci Bulu yeniledi.
Musluman alimlere vakfetti."
seklindeki ifadelerin ortaya koydugu 9eliski, yapinin
tarihlendirilmesinde ve dolayisiyla insa siirecinde bazi tereddiitleri de
beraberinde getirmektedir. Yapinin ayni tarihte hem insa edilip hem de
yenilenmesi diisuniilemeyecegi i9in soz konusu zaviyenin, mevcut
bakiyeleri de kullamlarak bir baska yapi kahntisi iizerine insa edilmis
olmasi kuvvetle muhtemeldir ki, zaten K.Erdmann, ayni yerde bulunan
fakat giiniimiize ulasmamis bir Sel9uklu kervansarayindan soz
etmektedir. Zaviyenin plan semasindaki 9arpikhk da goz oniine ahmrsa
kervansarayla arasinda bu tiir bir iliski kurulmasi miimkiin
goriinmektedir.
169
Giris a<;ikhgi iizerinde yer alan ve ayni zamanda kapi kemerini olusturan
kitabe bes satirdan olusmaktadir. Kitabenin alt kosesinde kuyruklan
ejder basi seklinde sonlanan kabartma iki aslan figiirii vardir. Sol
kosedeki aslan figiiriiniin yaninda ise basit bir 9er9eve i9ine ahnmis usta
ismi yer ahr. Yapidaki ikinci kitabe dar iil-huffaz'a aittir. Zaviyenin
bitisiginde, bir oda ile girisinde eyvan seklindeki bir on mekandan
ibarettir. Zaviyeden yaklasik 1 3 yil sonra yani 1388 yihnda insa edilen dar
iil-huffaz'in kitabesi ise, iki satir olarak yine kapi kemeri iizerine
kazinrmstir. Dar iil-huffaz'a ait kitabe metni ise soyledir.
"Yusuf Han'a mensup olan bagin temarmni Dar iil-Huffaz'in mesalihine
(yapilmasina) vakfetti. Sene yediyiizdoksan (m.1388)" Bugiin i9inde
kimin medfun oldugu bilinmeyen bir zat i9in tiirbe olarak fonksiyon
kazandinlmistir.
Zaviyenin sonradan camiye 9evrilen boliimiinde al9i siislemeler
yer ahr.
Koy mezarhginda eskiden namazgah bulunuyordu. Gevresi lahit
kapagi diyebilecegimiz taslarla 9evrili bir duvar da mevcuttu. Bugiin
sadece mihrap ve 9evresinden kalma kii^uk bir par9a kalmistir. Lahit
kapagi seklindeki taslardan da, bir kose tasi bir de ara tasi giiniimuze
gelebilmistir.
Ali Baba Tiirbesi, il9eye bagh Giimiistop (eski adiyla Dazya)
koyiinde, yerlesim alanmin bir hayli disinda vadiye bakan dik bir yamaca
kurulmustur. Bir yapiya bagh olmayan tiirbelere dahil olan tiirbe kubbeli
kare planhdir. Dort duvannda dort pencerenin bulundugu tiirbenin insa
tarihini veren bir kitabesi mevcut degildir.
170
Ancak tiirbe i9erisinde bulunan kabrin ba§ §ahidesindeki 1586 tarihi,
yapinin in§a yih olarak kabul edilebilir ki, giri§ eyvani ve ko§e getjii-ileri
gibi, mimari ozellikleri de boyle bir tarihlendirmeye imkan vermektedir.
Yapinin alt tarafindaki tarlalar 'Tekke Tarlalan' olarak tiirbenin giderleri
i9in bagi!jilanmi§tir
Koyiin i9inde kotiiliik ve afetlerden korunmak i9in ziyaret yeri
olarak kullanilan Arap Dede tiirbesi vardir. Koyiin i9inde aynca bir de
adak kurbanlan kesilen Kurban Dede yatin bulunur.
Kurulu^u 90k eskilere dayanan (7/vn7'de Abdulvahap isminde
i9inde iki tane yatir olan bir tekke bulunmaktadir (137). vardir. Cevresi
duvarla 9evrili olan tiirbenin sade bir goriiniii-iu vardir. Burayi ziyaret
bilhassa kii^iik 90cuklann el ve yiizlerinde 9ikan ve 'sulu 9iban' denilen
yaraya iyi geldigine inanihr. Tekke de sinir ta§i ve niyet ta§i bulunur.
Niyet ta§i tek par9adir. Tekkenin 9evresi aga9hk ve ye§illikolup a§agi
taraflarda kesim yerleri ve yagmur duasi yapilan yer mevcuttur.
Tekkenin biti§iginde vaktiyle bir degirmen bulundugu nakledilir.
Degirmen Per^embeyi Cumaya baglayan geceleri 9ah§tinlamazdi.
Bugiin bu biiyiik zatin soyundan gelen ve Tekkeijinogullan adi verilen
aileler ile Karaosmanlar ve Dedeogullan siilaleleri tekkenin bakimi ile
ilgilenmektedirler. Tekkeden aynhrken geri geri giderek 9ikihr. Bu adet
bugiin de siirdiiriiliir. Abdulvahap Hazretleri'nin hepsi de birer veli olan
alti karde^i de 9evrede medfun bulunmaktadir. Koyiin i9inden ge9en
yolun iist tarafindaki tepede karde^lerinden biri olan
(137) ERDOG Cihat, II Gibi Il9e Ye§il Turhal
771
Diizdede yatmaktadir. Bu tepeye bu yiizden Diizdede Tepesi adi
verilmistir. Kazanci'daki ve Kiretjli'deki tekkeler de medfun bulunan
zatlann da Abdulvahap Hazretlerinin kardesi oldugu soylenir.
Diiz Dede Tepesinde birden fazla mezar bulunur. Diiz Dede, £ivril
ve 9evresinin fethi sirasinda sehit diisen bir cengaver olarak kabul edilir.
§ehitlerin yeri degistirilmedigi i9in sehit diistiigu bugunku yerinde
yatmaktadir. Diizdede tepeden agac goturiilmesine karsidir. Aga9
vermez olarak meshurdur. Bu ziyaret yeri, viicudunda yara bere olanlar
ile agnsi sizisi olanlar tarafindan ziyaret edilir. Bedeninde 9esitli
hastahklardan iz kalanlar da ziyaret eder. Ziyarete gelenler, yatinn
9evresindeki topraktan bedeninin hastahkh kismina siirerler. Giines,
riizgar (hava) ve toprak bedenle temas ederek hastalar yavas yavas sifa
bulurlar. Bu konuda, "ben iyi oldum", diyenlerin 90k oldugu soylenir.
Yeni dogan fakat asm huysuz olan bebekler de buraya getirilmekte ve
kabrin ustunde kisa bir siire birakilmaktadir.
Koy girisinin sol tarafinda Alpinari, Ayipman veya Ayi Tekkesi
adi verilen bir tekke daha mevcuttur.
Aynca koyde Sel9uklu donemine ait oldugu ileri suriilen kare
planh ve kubbelitarihi bir hamam kahntisi bulunur. Bitisiginde
dikdortgen planh ve tonoz kemer ortiilii soyunma odasi vardir. Hamamin
lsinmasi duvar i9inde dolastinlan sicak su ile kiinklerle saglamnistir.
Uzerlerindeki figiir ve mozaikler zamanla kaybolmustur.
Erenli koyiinde mezan bulunan Mahmut Dede hakkinda her hangi
bir bilgi yoktur. Koyun i9indeki 9esmeyi kendisinin yaptirdigi soylenir.
Halk arasinda daha 90k Kuzu Kiran diye isimlendirilir. Bu ismin
kendisine verilmesiyle ilgili olarak su rivayet nakledilir. Mahmut
172
Dede bir gun evine gelen misafirlere tam kirk kuzu kesip pisirdikten
sonra kuzulan yeniden diriltmi§ fakat kuzunun birinin ayagi topal
kalmistir. Bu yiizden Ke9eci Baba ona Kuzu Kiran demistir.
Mahmut Dede 9evredeki Alevi koyliileri tarafindan her tiirlii dilek
icin ziyaret edilmekte, burada mum yakilmakta, bez caput baglanmakta
ve kurbanlar kesilmektedir.
Eriklitekke Koyunde Kirman Baba veya Erikli Baba isimli bir yatir
vardir. Burada medfun bulunan zatin keramet sahibi oldugu kabul edilir.
Koyiin ismini evliyamn kis ortasinda erik yetistirmesinden almis oldugu
soylenir. Hertiirlii dilek i9in haftamn her giinii ziyaret edilmekte, burada
mumlar yakilmakta, yanindaki 9ahlara bez 9aput baglanmakta ve sifa
niyetine buradan ahnan toprak suya katilarak i9ilmektedir.
Kafkas g09menlerince kurulmu§ olan Hamide Koyiiniin ismi
Sultan Hamit'ten gelmektedir . Hamide veya Sultan Hamit koyii diye
anilan koyde Omer Dede adinda bir yatir bulunur. Tekke, Turhal-Zile
karayolu yaninda sag tarafta, yayla yolu iizerindedir. Ozellikle Persembe
giinleri ziyaret edilmektedir.
Hasanh Koyunde Esiri Dervis ismiyle bilinen bir yatir bulunur.
Kalayci k koyunde Oksiiriik Mevkii denen yerde bulunan tek aga9
Oksiiriik Tekkesi diye anihr. Yaninda herhangi bir mezar yoktur. Tekke
bogmaca olan veya 90k oksuren kisilerce ziyaret edilir. Bu ama9la
buraya gelen kimse, iizerinden kopardigi bir bez par9asim bu agaca
bagladiginda oksiiriigiinun ge9ecegine inanihr.
173
Cok eski bir yerlesim yeri olan Karkin koyunde Aziz Baba
naminda biiyiik bir evliya bulunmaktadir. Horasan Piri Ali Haydar
Padisahmm oglu olup Erbaa'daki Ke9eci Baba'nm da torunudur. Ke9eci
Baba'ya ziyarete gidenler, once Aziz Baba'yi ziyaret ederler. Aziz
Baba'ya ugramadan Kececiye gidenin mutlaka bir engelle
karsilasacagina inanihr. Yurdun dort kosesinden ziyaretine
gelinmektedir. Her yil 1 6 Eyliilde adina kutlamalar yapilmaktadir.
Anlatildigina gore, kadinin birisi riiyasinda Aziz Baba'yi gormiij.
Aziz Baba ona ziyaretine gelmesini soylemis. Kadin bu riiyanm tesiri ile
hemen ziyaretine gitmis. Ziyaretten sonra tiirbedeki yesil 9uhadan bir
par9a ahp disan 9ikmak istemis, 9ikmak uzere olan kadina bir el arkadan
uzanarak engel olmus. O zaman kadin yaptigi hatanin farkina vararak
elindeki yesil 9uha par9asini aldigi yere birakrms. Ondan sonra da her yil
tiirbeye ziyarete gidip, iki tane kurban kesip halka, ziyaret9ilere
dagitrms. Aziz Baba, tiirbesinden en kii^uk bir par9anm, bir tasin dahi
gotiiriilmesine nza gostermezmis. Gotiirenler olursa onlan rahatsiz eder,
bu par9anin geri gelmesini temin edinceye kadar da rahatsizhk devam
edermis. Aga9lar i9in de bu yasagin ge9erli oldugu soylenir. "Orada
istediginiz kadar aga9 yakip kullanabilirsiniz, fakat evinize
gotiiremezsiniz", denir. Aga9 par9asini evine gotiirenin evinin
yanacagina inanilmistir.
Yine bir giin yoreden bir grup ziyaretine gelir. Aziz Baba'ya adak
kurbani getirmislerdir. Kurban kesip, etler orada yendikten sonra, ziyaret
bitmis, doniis vakti gelmis, fakat ortahgi sis kaplamistir. Goz gozii
gormez. Yola koyulurlar fakat bir sure sonra yollarini kaybederler.
Orman issizdir, korku i9indedirler. Caresizlikten ne
174
yapacaklanni du§unurken bir yilan peydah olur. Yilan olmasma ragmen
pek korkmazlar. Yilan adeta, beni takip edin, demektedir. Onlar da
yilamn pe§ine dii§erler. Yilan grubu selamete cikardiktan sonra bir
agacin dibine akarak kaybolur. Bazilan bu yilamn Aziz Baba'nm kendisi
oldugunu dii§uniir. Aziz Baba'ya olan saygilan bir kat daha artar. Aziz
Baba'nm dedesi Kececi Baba'nm da yilanlan ip gibi kullamp kagnida
okiizlerin boyunduruguna baglami§ oldugu anlatihr. Hatta cami
yapiminda, 9atiya aga9 9ikanrken de yilanlan kullandigi
soylenmektedir.
Hakkinda anlatilan bir rivayet de §6yledir. Civar koylerden
birisinin inegi kom§usu tarafindan 9ahmr. Aralannda kavga 9ikinca koy
idare heyeti davaci ve davahyi tiirbeye getirir. Inegi 9aldigi iddia edilen
f-iahsa yemin verdirilir. Davahnin yalan yere yemin ettigi i9in birden bire
baygin bir halde tiirbe di^inda yattigi goriiliir. Koyliiler tarafindan bu
halde koyiine getirilen kif-ii, bir ay i9ersinde oliir.
Tiirbe dini bayramlarda ve ozellikle ilkbaharda ve sonbaharda
koye bolluk ve bereket getirmesi amaciyla ziyaret edilmekte ve bu
ama9la burada kurban kesilmektedir. Toren havasi i9inde ge9en
§enliklere 9evredeki Alevi-Bekta§i koyliileri topluca katihrlar. Aziz Baba
Tiirbesi aynca, genelde akil hastalan tarafindan ziyaret edilir. £ocugu
olmayanlann, miizmin ba§ agnsi 9ekenler ile sarah hastalann da ziyaret
eder. Aynca Aziz Baba'yi riiyasinda gorenler, evliyadan birini ziyaret
etmek isteyenler de ziyaretine gelir (1 38).
(138)C.ERDOG,a.g.e.
175
Horasan'dan geldi, Karkin'a kondu,
Cennete 9evirdi kondugu yurdu.
Er oldu, ciimle aleme duyurdu,
Er Aziz Baba'ya , er diye geldim;
Ciimlesin muradin ver diye geldim!...
Yerlesimi 90k eskiye dayanan Sarikaya koyunde Gazi Baba
tiirbesi ve hamami bulunur. Zaman zaman Gazi Baba koyii diye amlan
Sarikaya koyii adeta Gazi Baba ile ozdeslesmistir. Gazi Baba'mn savasta
sehit diistiigu yerde su 9ikmaktadir. Gazi Baba kesik tasin altinda
yatmaktadir. Bu bolge biiyiik bir aga9hk alan olup koyliiler tarafindan
korunmaktadir. Zaten Gazi Baba'nin da bu ormanhk alandan kii^iik bir
dal par9asinin ahnmasina nza gostermeyecegi, hatta cezalandiracagi
diisiincesi 9evrede yaygindir.
Tekkenin ziyaret9ileri genelde 90cugu olmayan ailelerdir. Bu
ziyaretlerde koyden bir aile de katihr. Adak adanir. Adak yerine gelirse
kurban kesilir. Sadece 90cugu olup adak kesenler tarafindan aga9hk
alandan 'Bagirdak' ismi verilen ve 90cugun be^igine bezle baglanan aga9
par9asinin ahnmasina Gazi Bab 'mn miisaade ettigine inanihr.
Aym sekilde sik sik yavrusunu kaybeden hayvanlar da buraya
getirilip, aga9lara baglanir. Otlatihr. Bu hayvanlann yavrulanni saghkh
dogurdugu ve yavrulann yasadigi ileri siiriiliir.
Turhal'da sayilan bu yerlerden baska merkezde bulunan ve daha
90k 90cugu olmayan kadinlann gittigi Kuru Kafa, sanhk hastalannin
176
gidip i9ersine yumurta biraktiklan Sanlik Suyu, ve §enyurt Kasabasinda
Hz. Ali'nin atinin ayak izi olduguna inamlan kaya ziyaret yerleri arasinda
yer ahr.
\jqer 9ali§masinda, il9e merkezinde yaklasrk % 20'lik bir Alevi
niifus oldugunu ve 53 kasaba ve koyden sadece Aleviler'in yasadrklan 119
kasaba ve 14 koy bulundugunu kaydeder. Bucak ve koylerde yasayan
Aleviler'in nufusunun il9enin bucak ve koy nufusunun % 31,5'ini
olusturdugu gorulur. il9enin toplam niifusu goz oniine ahndigmda ise,
koy ve §ehirdeki Alevi niifus toplam niifusun % 23'liik bir kismini
olusturmaktadir.
Ye§ilyurt Evliyalan
Yesilyurt il^e merkezine yaklasik 300 metre uzakhkta, etrafi
9evrili bir mezarhk i9inde bulunan abidevi mezarda medfun
askerler'in, Kurtulus Savasi esnasinda yorede bas gosteren
ayaklanmalan bastirmak iizere bizzat Mustafa Kemal'in emriyle
gorevlendirilen ve bu isyanlan bastmrken sehit diisen Binbasi §emsettin
Bey ve Zekeriya §inasi Bey ile bes er (bazi rivayetlere gore yedi er)
olduklan anlatilir. §ehitlik, daha 90k Persembe giinleri, 90cugu olmayan
kadinlar tarafmdan ziyaret edilir. Ziyaret9iler dua okuyarak mezann
etrafinda 119 kez donmekte ve dileklerinin kabul olmasi i9in mezann
yamndaki aga9lara bez-9aput baglamaktadirlar.
Sanci Tasi Doganca Koyii merkezinde, kime ait oldugu
bilinmeyen, etrafi taslarla 9evrili bir mezardir. Sancisi olan insanlar
177
tarafindan ziyaret edilir. Dua okunarak mezar etrafindan 119, bes veya
yedi kez doniiliir. Bazen, mezar uzerine bozuk para birakilmaktadir.
Biiyiik ve Kticuk Evliya Doganca Koyu'niin tepesinde, ormanhk
bir alandaki kii9uk bir diizliik i9erisinde bulunan, birisi ardi9, digeri ise,
9am olan iki aga9tir. Etraflannda bulunan diger aga9lardan daha biiyiik
olduklan 19m, yore halkinin dikkatini 9ekmis olan bu aga9lardan ardi9
olanina "Kii^iik Evliya", 9am olanina ise "Biiyiik Evliya" denmektedir.
Her iki agacin altinda, halk tarafindan yapilmis temsili birer mezar
bulunmaktadir. Bu aga9lar, 9evrenin Alevi koyliileri tarafindan yagmur
duasina 9ikildiginda ziyaret edilmekte, kurbanlar kesilmekte ve 9esitli
dilekler i9in bu aga9lara 9aput-bez baglanmaktadir.
Karacaoren koyii merkezinde bulunan ve hi9bir ozelligi
bulunmayan bir Kaya, 90cugu olmayan, diisiik yapan veya erkek 90cugu
olmayan kadinlar tarafindan ziyaret edilmektedir. Ziyaret9iler, kayamn
etrafmda dua okumak suretiyle ii9, bes ya da yedi kez donmekte ve
buradaki dikenlere bez-9aput baglamaktadirlar. (^ocuk, erkek olursa,
genellikle bu 90cuga Kaya ismi verilmektedir. Kaya, aynca 9esitli insan
ve hay van hastahklan i9in de ziyaret edilmektedir.
Sivri Koyii'niin hemen yamndaki hafif9e yiiksek bir tepe iizerinde,
etrafi tuglalarla 9evrili mezarda medfun olan kisinin tarihi sahsiyeti
hakkinda her hangi bir bilgi bulunmamaktadir. Kabak Abdal ismiyle
anilan tiirbe, her tiirlii dilek i9in, bilhassa, 90cugu olmayan kadinlar ile
fel9liler tarafindan ziyaret edilmektedir. Dileklerin kabul olmasi
amaciyla, mezann bas ucunda mum yakilmakta ve yamndaki
Agaca bez-^aput baglanmaktadir. Ziyaretine
178
abdestsiz gidenleri riiyalannda rahatsiz ettigi inamsryla, abdestsiz
ziyaret edilmemektedir. Tutulan dileklerin ve yapilan dualann kabul
edilmesi halinde oru9lar tutulmakta ve kurbanlar kesilmektedir. Koy
halki yagmur duasma da burada 9ikmaktadir. Kurbanlann kesilmesinden
hemen sonra, yagmurun yagdigi iddia edilmektedir.
Sekiicek &6yu'nde, hafif9e yiiksek ve aga9hk bir tepe uzerinde
bulunan etrafi biiyiik taslarla 9evrili mezar Edne Hasan Tekkesi diye
bilinir. Tarihi sahsiyeti hakkinda her hangi bir bilgi bulunmayan sahsin
Horasan Evliyalanndan olduguna inamlmaktadir. Tekke, daha 90k
Persembe ve Cuma giinlerinde, her tiirlii dilek i9in ziyaret edilmekte,
buradaki aga9lara 9aputlar baglanmakta ve mezann basucunda mumlar
yakilmaktadir. Aynca, mezar iizerine borek ve yufka birakilmakta ve
yanindaki tasa tas yapistmlmaktadir. 01duk9a bol ziyaret9isi oldugu
soylenen tekke, hayvan hastahklan i9in de ziyaret edilmekte, bu ama9la
hay vanlann yulan veya tuyleri mezar iizerine birakilmaktadir.
Qikrik Kasabasi'nda, hafif9e yiiksek bir tepe uzerinde bulunan
etrafi taslarla 9evrili mezar ^lkrik Evliya diye bilinir (139). Tarihi
sahsiyeti hakkinda bir bilgi olmamakla beraber, Horasan Evliyalan'ndan
oldugu samlmaktadir. Mezann bulundugu tepe, halk arasinda "Evliya
Tepesi" diye isimlendirilmektedir. Mezar, daha 90k, 90cugu olmayan
bayanlar tarafmdan ziyaret edilmekte, ziyaret esnasinda, mezar etrafinda
dua okunarak 119 defa doniilmekte, dilekler yerine gelince burada
kurbanlar kesilmektedir. Aynca, f e 1 9 1 i 1 e r ve
(139) Y. M. KESKIN Mustafa, a.g.m.
179
90cugu durmayanlar (du^iik yapanlar) tarafindan da ziyaret
edilmektedir. Bazen, askere gidecek gender, buradan bir ta§ almakta ve
boylece, sapa-saglambir sekilde geriye doneceklerine inanmaktadirlar
Yesilyurt il9esinde farkh Alevi gruplar bulunmaktadir ki,
bunlardan Yagmur koyii bir ocak koyiidiir. Doglacrk, Karaoluk, Sivri, ve
Yaginur koyleri Bektasi iken, Karagozgolliialan ve Sekiicek koyleri
Hubyar'dir.
U9er'in 9ahsmasrndan ( 1 40), il9eye bagh kasaba ve koy niifusunun
%13,6'sini olu^turan Alevilerin orani toplam nufusta %9'a inmektedir.
Il9e merkezinde 200 ki^ilik bir Alevi niifusun varhgi tahmin edilir.
Zile Evliyalan
Islam ordulannin istanbul'u fethetmek i9in takip etmis olduklan yol
giizergahinda bulunan Zile, birka9 defa Musliimanlann eline ge9mis
olmasma ragmen, 9ekilmeleri sonucunda tekrar Bizanshlara kahr.
1073 tarihinde Danismendliler tarafmdan kesin olarak Tiirklerin eline
ge9en Zile'nin tarihi hakkinda kitabelere bakarak bilgi edinmeye
kalkistigimizda, Kalender Yakup kitabesi diye bilinen par9adan
Alaeddin Keykubad zamaninda yapilmis bir hanin
(140) C. UgER, a.g.e.
180
varhgmdan haberdar oluruz (141). Yeniden insa edilen Ulu Cami'nin
yerindeki eski yapiya ait kitabelerden ise, caminin III. Giyaseddin
Keyhusrev zamamnda 1282-89 yillannda yapilmis oldugu anlasihyor.
Oriimcekli Dede ismiyle bilinen evliyaya ait kabirin basindaki buraya
sonradan getirildigi anlasilan kitabeden 1311 yilmda Haci Halil
tarafmdan bir zaviye yaptinlmis oldugu goriiliir. Kale duvanndaki kitabe
de bir zaviyeye ait olup 1337 yihna tarihlenmekte ve yapinin banisi Seyis
Bey olarak verilmektedir. Kapisi iizerindeki kitabeden Haci Ishak
Camiinin 1476 yilmda Haci Ismail tarafmdan insa ettirilmis oldugu
anlasihyor. II.Bayezid zamamnda Sultan Hocanm oglu Haci Ali'nin
yaptirdigi Hasan Aga mektebi del497'ye tarihlenir. Zile Voyvodasi
Ilbasoglu Seyid Ahmed Aga'nin insa ettirmis oldugu cami de 1801 yihm
gosteren kitabesiyle dikkati ceker. 1332 ve 1428 yillanna tarihlenen iki
kabir kitabesi de Zile tarihini aydinlatan kaynaklar arasinda yer ahr.
Danismendliler doneminden Davunlu Dede ile Imam Melikiddin'in
isimleri giiniimuze gelir. Melik Gazi'nin seyhiilislami olan Imam
Melikiddin'in kabrinin bulundugu yerde zaviye ve medreseden soz edilir
ki, bu medresede asirlar sonra Muharrem Efendi'nin ders vermis
oldugu nakledilir. Muharrem Efendi'nin vefatindan sonra Zile'de bir
isyan ve ardindan meydana gelen kithk sebebiyle insanlann
kedi ve kopek kesip yiyecek kadar sikintiya diismiis olduklan
Ve hatta kithgin siddetinden a9hktan olenlerin cesetlerinin
Sokak ortasinda kaldinlamayacak halde 90galmis
(141)MERCAN Mehmet-ULU Mehmet Emin, Tokat Kitabeleri, Turk
Hava Kurumu Basim Evi Isletmeciligi, Ankara, 2003
181
oldugundan bahsedilir. Yagibasan zamaninda kayinpederi Haci Beyazit
Efendi ile birlikte Zile'ye gelmis olan §eyh Musa Fakih itjin
Danismendliler tarafindan bir medrese ve bir de zaviye yaptinlmis ve bir
90k da vakiflar tahsis edilmistir. Siileyman §ah, yasamis oldugu
donemde Zile'de bir9ok eser meydana getirmistir. Bu meyanda Zileli
meshur alim Musa Fakih'e, yazdigi miiteaddit eserlerinden dolayi
ihsanda bulunmus ve eskiden mevcut olan medresesine ilaveler
yapilmistir. 1240'ta Babai isyani sebebiyle Amasya, Zile ve civan uzun
miiddet harplere sahne olmus ve bu arada memleketin onemli bir kismi
harap olmustur. Harplerin, yanginlann ve idraksiz ellerin tahribati, bu
devrin eserlerini yok etmistir. Yalniz, simdiki Ulu Cami'nin yerinde eski
bir cami bulunmakta idi ki, bu cami, Sel9uklular'dan Dordiincii K1I19
Arslan zamaninda Mehmet Zaluli tarafindan yaptinlmistir. Sel9uk
iimerasindan Ali Tusi (142) tarafindan yaptinlan medrese ise asirlarca
kasabamn irfan hayatma hizmet etmis ve tahminen yiiz sene kadar evvel
yikilmistirki, bu medresenin yeri simdi Tekke Hamami karsisidir.
Bazi kayitlarda §eyh Edhem £elebi Tekkesi olarak ge9en ve halk
arasinda Bayezid-i Bestami adiyla da taninan yapiya ait 1106 ve
1305tarihli iki kitabe oldugu belirtilmekte, ancak kaynak
gosterilmemektedir.
(142)Tokat'in en eski caddesi olarak bilinen Sulusokak'in yukan
kesiminde tiirbesi (1234) olan Sel9uklu Emiri Ebii'l Kasim'in babasi.
Ebii'l Kasim Kayseri'deki Haci K1I19 Camii ve Medresesinin de banisidir.
Oglu Ali Tusi de Tokat'ta Hidirhk Kopriisiinii insa ettirmistir (1250).
Muhtemelen Zile'deki medrese de 1 3 . Yuzyihn ortalanna tarihlenebilir.
182
Tekke, Zile il^e merkezi Ali Kadi Mahallesi'nde bulunmaktadir.
Kayitlarda evlada mesrut olan zaviyenin vakiflannin miitevellilik ile
zaviyedarhklannin birlestirilmesine dair ilam ve mazbata yer ahr.
Buradan hareketle tiirbenin, Bayezid-i Bistami'nin yedinci batindan
torununa ait oldugu kabul edilir (143).
Orijinal bir mimari ozellige sahip olan cami ise dikdortgen planh
olup, ibadet mekam olduk9a yiiksek, kasnakh ve kiremit catih bir kubbe
ile ortulmiijtur. Yanindaki minare tas kaide iizerine tek serefeli, kisa
boylu ve yuvarlak govdelidir.
Menkibeye gore, Ahmed Yesevi bu yoreye aralannda Beyazit-i
Bestami'nin de bulundugu dort seyh gonderir. Beyazit-i Bestami Zile'ye
geldiginde hie ogrencisi ve miiridi bulunmamaktadir. Halki iyi yone
9ekebilmek, Islam kultiirunii yayabilmek i9in hemen ise koyulur. Pazar
yerinden birka9 is9i alarak evine gotiiriir. "Sabah namazim kilahm oyle
Ise baslanz.", der. Namazdan sonra, "bir zikir 9ekelim oyle isebaslanz."
(143) 848'de vefat eden ilk biiyiik mutasavviflardan Bayezid-i Bistami
Horasanhdir. Tasavvuftaki ustiinlugiinu gosteren menkibelerinden biri
soyledir. "Burada olan biri sevgi kadehinden oylesine i9ti ki, bir daha hi9
susamadi", diye kendisine haber gonderen Yahya b. Muaz'a, "Burada
bulunanlardan biri de yedi deryayi bir yudumda i9tigi halde hala agzini
a9arak daha yok mu diye sormakta", seklinde cevap verdigi nakledilir.
§athiyeleri dolayisiyla aleyhinde 90k seyler uyduruldugu ileri siiriilen
Bayezid'in tiirbesi Bistam'da, siis ve ihtisamdan uzak, tarihi binalann
toplu olarak bulundugu yerin tam ortasindadir.
183
Der. Zikirden sonra, "Ben biraz okuyayim oyle baslanz.", der. Kur'an-i
Kerim'i okuduktan sonra ogle olur. Yemeklerini yerler. Daha sonra,
"Namazimizi kilahm oyle ise baslanz.", der. Namazdan sonra sabahki
gibi zikir ve Kur'an okumaya devam eder ve nihayet aksam olur. "Bugiin
is yapamadik, yann gelin, yevmiyeniz cahsiyor. ", der. Bu bir hafta boyle
devam eder. Hafta sonunda, "isiniz bitti", diye is9ilerin parasini verip
gondermek ister. Fakat isciler parayi kabul etmeyerek kendilerinin murit
olarak kabuliinii isteyip ilk miiritleri ve talebeleri olarak kahrlar.
Beyazit-i Bestami i9in anlatilan bir menkibe de soyledir. Beyazit-i
Bestami devrinde Kor Kadi ismi ile bilinen zalim bir kadi vardir. Kadi bir
gun sokaga 9ikma yasagi 9ikanr. £iinkii hanimi ile birlikte kaleye
9ikarak sehri izleyecek, muhabbet edecektir. Beyazit-i Bestami vakit
namazim kilmak i9in evinin oniindeki 9esmede abdest ahr. Bu sirada
basina dikilen askerler i9eri girmesini sokaga 9ikmanin yasak oldugunu
soylerler. Beyazit-i Bestami evinin onii oldugunu, abdest ahp girecegini
soylese de askerler dinlemeyip kafasma bir dip9ik vururlar. Beyazit-i
Bestami elini kanayan basina siirerek "Kabagin sahibi bilir." der. Bu soz
iizerine siddetli bir riizgar eser. Buriizgar kale surlannin iizerinden sehri
izleyen Kor Kadi'nin esini kaleden asagi atar. Kor Kadi da oldugu yere
duserek bayihr. Riizgar kesilip kadi ayihnca kansinin olmadigini goriir,
arattinr, kalenin eteginde bulurlar. Kor Kadi'nin korkudan dili
tutulmustur, konusamaz. Kor Kadi biraz sonra kendine gelip "Bugiin ne
oldu ise soyleyin, soyleyeni odiillendirecegim" deyince, jandarmalar
olani anlatirlar. Kor Kadi Beyazit-i Bestami'ye giderek halka karsi
davranislannin yanhs oldugunu anladigini, daha adil ve yumusak
olacagini bildirir. Beyazit-i Bestami'nin okudugu bir dua sonucu dili
tamamen a 9 1 1 1 p eski sihhatine kavusur.
184
Nasireddin Musa Fakih Beyazit-i Bestami'nin yedinci gobekten
torunudur. Alparslan'in Malazgirt Meydan Savasi'ndan sonra bu bolgeler
90k kisa zamanda Turklerin eline gecmistir. Musa Fakih, 1073 tarihinde
zamanin en biiyiik iimerasi ve zenginlerinden biri olan
kayinpederinden icazet aldiktan sonra Zile'ye gelip yerlesir. Ali Kadi
Mahallesi'nde, simdiki tiirbenin yakininda bir medrese, bir han, bir
zaviye ve bir de Vali Recai Giireli (144) tarafindan yiktinlan Beyazit-i
BestamiCamisi'niyaptirmistir(145).
Musa Fakih, medresede ilim ve irfanla mesgul olmus,
Danismentliler doneminin en iinlii hocalardan biri olarak tamnmistir.
Kendisine ilminin buyiikliigii ve dine hizmetinden dolayi, dinin
yardimcisi anlamina geldigi bilinen "Nasuriddin", fikih ilmindeki
derinliginden dolayi da "Fakih" unvani verilmis, yazmis oldugu eserler
dolayisiyla bir takim ihsanlarda bulunulmustur. 1207 yihnda vefat eden
Musa Fakih, bugiinkii kabrine defnedilmistir. Bu tiirbede Musa Fakih'ten
baska, oglu Aliyii'l Miicerret (6.1256), torunu Muiniiddin-i Halil, bu
torununun oglu Edhem Celebi, Miisevvid Abdullah Efendi, torununun
hanimi Ummii Giilsiim Hanimefendi yatmaktadir.
Zaviye, han ve medrese zamanla yikilmis, cami ise yeniden
yapilmistir. Halk bu tiirbeyi bazi goz hastahklanna sifa bulmak
maksadiyla ziyaret etmektedir. Burada bulunan sudan, agnyan goze
buradaki suyu, "ab-i hayat suyu" olarak kabul etmekte, her tiirlii
(144) Recai Giireli (1884-1958) 1933-1936 Tokat, 1936-1939 Mugla,
1939-1943 yillari arasinda Bahkesir Valiligi yapmistir
(145) KILig Arif, Zile Tarihi, CAGILTI Aylik Kiiltiir ve Sanat Dergisi,
CiltII,Sayil5,Arahkl962
185
damlatildigrnda, agn ve sizilann iyi olacagi diisuniilmektedir. Zile
halki,hastahga sifa niyetiyle itjmektedir.
Yine tiirbenin yaninda bulunan kii9iik delikte, tas soku yapilarak,
bas agnlannin ge9ecegi konusunda bir baska inan9 vardir. Bast agnyan
kisi, bu delige basim sokar, bedeni titreyinceye kadar kahr. Bundan sonra
delikten bas 9ikanhr, biiyiik bir isi degisimi olan kisinin agrilan nispeten
ge9er.
Bayezid-i Bestami torunlanndan Seyh Edhem Qelebi tarafindan
idare olunan zaviyenin miistemilatiyla birlikte kiilliyenin egitim
ogretim hizmetleriyle pek 90k degerli alimin yetismesine vesile oldugu
ileri siiriiliir. Seyh Edhem Celebi 1301 yihnda Tokat'ta diinyaya gelir.
Babasi Muiniiddin Halil Efendi, annesi Ummii Giilsiim Hatun'dur.
Ku9uk yastan itibaren dayisi olan biiyiik veli Acepsir Hazretleri'nden
ders almaya basilar. Zile'ye gider ve Bayezid-i Bistami Camii'nde
insanlara Islamiyeti anlatip onlarm dogru yola, din ve diinya saadetine
kavusmalan i9in 9ahsir. Bir9ok talebe yeti^tirir. Otuz bes yaslannda iken
Artovah Seyyid Omer'in kizi ile evlenir (146). Bu hanimindan olan oglu
Abdurrahman Efendi de ilim ve ihlasi ile taninan biiyiik bir veli olur.
Uzun miiddet taliplerine ders verip kiymetli talebeler yetistiren Edhem
Celebi 1350'de vefat eder. Kabri, Zile'de Musa Fakih tiirbesindedir.
Edhem Celebi'nin ilmiye silsilesi ise soyledir. Edhem Celebi, Acepsir,
Osman-i Riimi, Aliyyul-Mticerrat, Miisa Fakih, Mustafa Safiyiiddin
(146) Artovah Seyyid Omer'in, bugiin Sulusaray il^esi sinirlan i9inde
yer alan Dutluca kasabasinda Merkez Camii i9inde medfun bulunan ve
Malum Seyyid Omer ismiyle bilinen zatin olabilecegini akla getirse de,
tiirbesindeki tarihin 1278 olmasi, ihtimali olduk9a zayiflatir.
186
Bistami, Necibiiddin Osman Bistami, Mehmed Bistami, Bayezid-i
Bistami, imam-i Cafer-i Sadik, Imam-i Muhammed Bakir, Imam-i
Zeynel Abidin, imam-i Hiiseyin, imam-i Aliyyul-Murteza, Peygamber
efendimiz Muhammed Mustafa (s.a).
Seyh Edhem £elebi'nin oglu Abdurrahman £elebi hakkinda
anlatilan bir menkibeye gore, AbduiTahman (^elebi'nin bir agabeyi
varmis. O da caminin imami imis. AbduiTahman (^elebi 90k dindarmis.
Abdest ahrken dahi kendisinden gecermis. O aksam abdestini ahrken,
suya bakmis, kendinden ge9mis. Allah tarafindan ona suda bazi seyler
gosterilmis. Suda Karadeniz'i gormiis. Karadeniz'de bir bahk9i teknesi
firtinaya tutulmus. Bir o yana, bir bu yana sanki ceviz kabugu gibi
sallamyormus. I9indeki bahk9ilar ne yapacaklanm bilmeden Allah'tan
yardim diliyorlarmis. (^ok siddetli bir dalga teknenin iizerine
geliyormus. Abdurrahman (^elebi o zaman, oyle bir hisimla, sanki
denizin yanmdaymis gibi, Allah tarafindan oyle bir gu9 verilmis ki,
Karadeniz'e atlamis. O andabahk9iteknesini dogrultmus. O zamanlar
119 pesli entari giyiyorlarmis. Abdurrahman £elebi tekneyi dogrulturken
pes olan yerlerinin arasina bahklargirmis. Yine Tann'nin
Verdigi kuvvetle geridonmiis. Aksam namazma
187
yetismis. Entarisinin pe§ini diizeltirken bahklar mescide dokiilmeye
baslarmslar. Bahklar orta yerde hopur hopur si9ramaya baslayinca
kendinden biiyiik olan imam agabeyisi seslenmis. "Bu bahklar neyin
nesi?". Bunun iizerine Abdurrahman Celebi, "Karadeniz'de bir bahk<;i
teknesi batiyordu. Onu diizeltmeye gittim. Bahklar ondan pesime
girmisler. ", demis.
Bugiin sikinti ve zorda kalanlar, isleri bozulanlar, 9esitli dert ve
iiziintuleri olanlar da halk arasindaki deyi§le Beyazibesten'e gidip
islerinin diizeltilmesi, sikintilannm ortadan kalkmasi i9in dilek
dilemektedirler.
Zile'nin eski ve maruf bir ailesi olan Tekkenisinzadeler'den Zileli
sair Arifl, Bayezid-i Bestami'nin torunlanndandir. 1831 yihnda Zile'de
dogmus, 1912yilmda61mustur. 1903-1 972 yillan arasinda yasarms olan
Zile muftusii Arif K1I19 da anne tarafindan Beyazit Bistami'ye baglamr.
Istanbul'u almak maksadi ile hareket eden Arap ordulannm bir
kismi Zile - Amasya ve Corum yolu ile gittiklerinden il^e birka9 defa
Islamlar'in bu ordulann 9ekilmesi ile de yine eski sahipleri olan
Bizanshlar'in eline ge9er. Muhtelif semtlerde bulunan Arap Dedeler iste
bu ordulann sehit olan askerlerindendir. Hiiseyin Gazi, Arslan Dede ve
Oriimcekli Dede gibi vesikalan ve kitabeleri bulunmayan bazi yatirlann
da gerek Arap ordulannm ve gerekse Danismendli Turk ordulannm
mucahitlerinden oldugu samlmaktadir ( 1 47).
(147) KILIC Arif, a.g.m.
188
Il9e merkezinde §eyhAHMahallesi, U9 Koylii Sokak'ta, eski
bir toprak evin zemin katinda medfun bulunan Arap Dede'nin, Arap asilh
oldugu soylenir. Mogol istilasindan sonra Zile'ye yerlesmis bir
Alperendir. Oturdugu yeri gostererek, "Beni buraya gomiin", diye
vasiyette bulunmus, ve vefatinda da yasadigi evin zemin katina
defhedilmis oldugu, anlatihr. Arap Dede, Zile'nin usta demircilerinden
biriymis. Onun orste demir doverken 9ikardigi sese herkes hayran kahr,
demir dovusiinii 90k uzaklardan tanir, bu sesin ritmiyle mest olurmus.
Arap Dede hakkinda anlatilan menkibelerden biri de soyledir.
Kabrin bulundugu ev kiraya verilir. Kiraci Arap Dede'nin kabrinin
bulundugu odayi ahir yapip i9ine hayvanlanm koyar. Hayvanlann
sahibi, sabah kalktiginda hayvanlan disanda bulur. Ahinn i^i de pinl
pinl, ter temizdir. Bir hafta boyunca kiraci hayvanlan i9eri koyar, fakat
her sabah hayvanlan disanda bulur. Bu durum karsisinda ders almayan
kiraci, inatla hayvanlan tekrar tiirbenin yanina koyar. Ertesi giin
kalktiginda ise biitiin hay vanlannin olmiis oldugunu goriir.
Menkibe, Arap Dede'nin, keramet ehli bir zat oldugunu gosterir.
Zile 9arsilannda heniiz firm yoktur. Turbenin oldugu evde oturan
kiracilardan biri uyuyan 90cugunu evde birakip, komsuya gider. Bir siire
sonra eve geldiginde oglunun elinde o giine kadar gormedigi nar gibi
kizarmis 9arsi somununu goriince, "Oglum bu nedir, kim getirdi?", diye
sorar. Oglan da, "Uyanmistim, sen yoktun... Yalmzhktan korkarak
aglamaya basladim. §uradan bir yash dede 9ikti, elinde bunu getirdi,
bana verdi." diye cevap verir.
189
1 974 yih Temmuz baslannda, Arap Dede'nin yattigi yerden ors
sesleri giinlerce kesilmez. 14 Temmuz aksarm, evdekilerin riiyasina
girerek "Kili9lan yaptim, savasa gidiyoruz. " diye aynldigim, 20 Agustos
ikinci Kibns Bans Harekati'nm sonuna kadar, kabirden ses gelmedigini,
ondan sonraki Persembe aksarm seslerin yeniden basladigini evde
oturanlar ifade ederler.
Elbasoglu Camisi'nin avlusunda, duvar dibinde medfun bulunan
diger Arap Dede'nin Arap Islam Ordusu'nun askerlerinden biri oldugu
anlatihr. Arap ordulannm istanbul'u fethetmek i9in Amasya - Zile yolunu
takip ettikleri, Arap Dede'nin Zile'ye gelince vefat ettigi ve buraya
defnedildigi soylenir.
Halk arasinda yuruyemeyen 90cuklann sik sik bu kabre
getirildigi, yedi Persembe iist iiste getirilen ve tiirbenin etrafinda
dondiiriilen 90cuklann yiiriimeye basladigim soyleyenlerin sayismm bir
hayli fazla oldugu nakledilir.
Il9e merkezindeki U9tincti Arap Dede Alacamescit Bala
Mahallesi, Atalar Caddesi'nde Yardimcilar'a ait evin bah9esinde medfun
bulunmaktadir. Bu kabrin bulundugu yer, onceden bos bir arsa imis.
Daha sonra bah9eye ev yapihnca, tiirbe caddeye bakan kisimda ozellikle
birakihr. Harta, caddenin kenanndaki duvara mum konsun diye kii^iik
bir pencere yerlestirilir.
Aksamlan bu pencereye yakilan mumlar sayesinde kii^uk
caddenin farkh bir aydinhk i9ersinde oldugunu, bazen miibarek
gecelerde giindiiz gibi aydinlandigim soyleyenler bulunur.
Menkibeye gore, Arap Dede'nin bulundugu kabirde bir kazan altin
oldugu, bu altim bulmak i9in tiirbenin delik desik edildigi, hatta
190
bir defasinda altin dolu kazana ulasildrgi, ancak altinlann iistiinde Arap
Dede oturdugu i9in ahnamadigi, kolay kolay da kimsenin alamayacagi
soylenir. Batwje sahiplerinin evi yapmadan once kabri kazdigi, ayni
§eyleri gorerek altinlan alamadigi, iistelik korkusundan konusma
yetenegini kaybettigi, bir hafta sonra da oldugu, ayni kisinin oglu ve
kizinin da takip eden haftalarda aciyla kivranarak oldiikleri, ailenin
tamamen helak oldugu anlatihr.
Arap Dede'yle ugrasanlann kolay kolay iflah olamayacagi, helak
olup gidecekleri de halk arasinda anlatihr. Kibns Bans Harekati'nda
Arap Dede'yi ziyarete gelenler, kabrin ortasinda biiyiik bir 9ukur
gormiislerdir. Savasa, maddi ve manevi bedeniyle katildigina
inananlann sayisi da azimsanmayacak kadar 9oktur. Halk arasinda biitiin
evliyanin Kibns Savasi'na katildiklari inanci yaygindir.
Anlatildigina gore, yoksul ve hamile bir kadin, aksamleyin, Arap
Dede'nin basindaki yan yanmis mumlardan birini ahp evini aydinlatmak
i9in gotiirmus. Bir zaman sonra kadin dogum yapmis. Dogan oglunun tek
kolu yokmus. (^ocuk buyiimiis, insan i9ine kansmis. Ancak oyle gti9lu
kuvvetliymis ki, iki kollu bir 90k insanin yapamadigi isi tek koluyla
yapiyormus.
Il9e merkezinde Bogaz adi verilen mevkide, bir kayanin dibinde
Ayakbasan adiyla anilan yatir belli belirsizdir (148). Ayak ve bas tasi
yoktur. Burasi ytirumeyen 90cuklan olan kadinlann ziyaretgahidir.
(148) YARDIMCI Mehmet, Zile'de Yatirlar ve Ziyaret Yerleri ile Ilgili
Inanislar - Uygulamalar Menkibeler
191
Alacamescit Mahallesi'nde ayni adh caminin yamnda bulunan
Kagizmanhlar'a ait evin i<;inde medfun bulunan zata saghginda en
umulmadik olaylar gosterildigi, "ayan oldugu " i9in kendisine Ayan Dede
ismi verildigi rivayet edilir. Halk tarafindan 119 veya yedi Persembe,
9esitli dilekler i9in ziyaret edilir. Geceleri, basinda bir kandil ya da mum
yakihr. Ev sahipleri, mumu yakmayi unuttuklan takdirde, kendiliginden
mumun yandigini hayretler i9inde gordiiklerini ifade etmislerdir.
Zile Devlet Hastanesi'nin bah9esinde bulunan Muharrem Dede
Tiirbesi'nin karsisinda bir bu9uk metre yiiksekliginde bir siitun vardir.
Bas tasi, havuz seklindeki bir 9ukurun i9ine dikili olup, ekseriye korku
belasina miiptela olanlar tarafindan ziyaret edilmektedir. Eskiden havuz
seklindeki mekanin kenannda, bir de kurna bulunmakta imis. Korku
hastahgina yakalanan killer, evlerinden su getirerek kurnamn i9ine kor,
bir miiddet beklettikten sonra gotiiriip bu suyu 119 giin zarfinda i9erler ve
boylece korkulan ge9ermi§.
Bu ulu zat, yiiregi peki^tirdigi, korkulan giderdigi i9in Bekimi§
Dede ismiyle amhr. Bekimi§i Dede'nin siitun seklindeki tasi, etrafi
kazinarak sonradan ortaya 9ikanlmistir. Halk bu tasa "Dilek Tasi" adim
vermistir. Ziyarete gelenler, once dilek diler, sonra bu tasi kucaklarmis.
Eger tas kucaklandiginda eller, birbirine kavusursa, dilegin yerine
gelecegine, kavusmazsa dilegin olmayacagma dair bir inanis yaygindir.
Cafer (^elebi'nin kabri Ulu Cami'nin karsisinda bulunan
Demirtola'lara ait evin bah9esinde bulunmaktadir. Tiirbe iki kabirden
ibarettir. Bu kabirlerin basindaki kitabede Hicri 926 tarihi yazihdir.
192
Cafer Celebi'ye halk arasinda Omer Dede de denilmektedir. Alim,
comert, iyiliksever ve miitevazi bir sahsiyet olan Cafer Celebi'nin kabri,
daha 90k dua ve niyazda bulunmak icin ziyaret edilir.
Malazgirt Meydan Muharebesi'nden sonra Anadolu'ya gelen
Danismend Melik Ahmet Gazi'nin §eyhulislarm Kadi imam Melikiddin
Muharrem Efendi, biiyiik bir alim olarak tammrmis. 12. asirda Zile'deki
zaviyesinde haftada iki gun Buhari okutur ve yevmiye olarak da yirmi
akca alirmij. Aldigi paralan fakire, yoksula dagitir, ilim tahsil eden
gen9lere destek verirmij.
Bugiin kabri, il^e merkezinde Zincirli Kuyu Mahallesi §eyhoglu
Sokagi'nda bulunmaktadir. Etrafi duvarlarla cevrili kii^iik bir bah9ede
biiyiik bir Davun agacimn dibinde yatmaktadrr. Bu aga9tan dolayi
Davunlu Dede diye de amlir.
Bu tiirbenin etrafrnda bir zaviye ve medrese oldugu soyleniyorsa
da, bugiin bu eserlerden iz yoktur. 1923 yihndaki biiyiik yanginda
yikilmis olabilecegi ileri siiriiliir. Hemen hemen her tiirlii sikintisi, acisi,
hastahgi, korku ve gelecek i9in istekleri olan halk tarafindan 1A9 veya yedi
Per^embe ziyaret edilmektedir.
Menkibeye gore, Melik Gazi askerleriyle hizla Turhal'a, oradan
Zile'ye dogru dii§imam biiyiik bir hizla takip eder. Kar§i koyam kinp
ge9er. Aman diyene dokunmaz. Sava§, Zile'deki Dur Melik Gazi
Mahallesi'ne kadar gelince, Melik Gazi, gaipten "Dur Melik Gazi" diye
bir ses duyar. Kihci elinden brrakrp, ortadan kaybolur. Kayboldugu yere
de "Dur Melik Gazi" adi verilir.
Bu menkibenin bir ba§ka §iekli de §6yle anlatihr. Melik Gazi,
askerleriyle Zile'ye girer. Bizans askerlerinin bolgedeki en biiyiik
193
direnisi burada olmaktadir. Korkun9 bir meydan savasindan sonra,
diisman askerleri geri 9ekilmeye ba^lar. Zile'nin dis mahallelerine kadar
diisman kovalanir. Tiirk ordusu son darbeyi Melik Gazi komutasinda
indirecekken, Zile ufkundan uhrevi bir ses isitilir. "Dur Melik Gazi,
Dur! ..." Melik Gazi, kihc elinde ve havada savasi birakir. Tarn bu sirada
diismanlar, yiizlerce ok atarak Melik Gazi'yi sirtindan vururlar. Melik
Gazi oracikta sehit diiser. Bir anda ortadan kaybolur. Komutanlannin
sehit olup kayboldugunu goren askerler, hin9la ve hirsla diismana
saldinr, hepsini yok ederler. Zile fethedilir, fakat bu biiyiik bir komutana
mal olur.
Onun Zile Merkez'de Dur Melik Gazi Mahallesi'nde olduguna
inanihr. Melik Gazi'nin kabrinin Niksar'da oldugunun bilinmesine
ragmen, halk arasindaki soylentilere gore Melik Gazi'nin en son burada
goriindugu ve savastan sonra Dur Melik Gazi Mahallesi'nde kayboldugu
ifade edilir.
Dur Melik Gazi Mahallesi'nde bulunan Helvali Dede tiirbesinde
iki kabir vardir. Bu kabirlerin iki kardese ait oldugu tahmin edilmektedir.
Mezar taslanndan birinde, "Merhum Abdullah bin Mir Arslan H. 733
yihnin Safer ayinda (1332) vefat etmistir", digerinde "Mir Arslan'in kizi
Dur Melek 832 yihnin MuhaiTem ayinda (1 428) vefat etmistir", yazihdir.
Yiiriimeyen 90cuklari bu mezann basina getirirler ve orada helva
dagitirlar. Yore halki tarafindan hemen her Persembe ziyaret edilir.
Huy Kesen Evliya'nm tiirbesi Ulu Cami'nin arkasinda
bulunmaktadir. Eskiden, tiirbenin iizerinde eski yazi ile yazih tas kilici,
tas ati ve tas besikleri vardi. Simdi bunlar asri mezarhga
194
goturiilmustiir. Inanca gore huysuz 90cuklann gomlekleri buraya
gotiiruliip, tiirbedeki mezann ustune serilir. Bir gece bekletildikten
sonra, gomlek 90cuga giydirilir. Bu sayede haylaz cocuklann daha uysal
olacagina inanihr. Huysuz 90cuklar, buradaki besiklerin i9ine konup bir
miiddet bekletildikten sonra huysuzluklannrn ge9ecegi kabul edilir.
Hiiseyin Gazi'nin kabri il9enin Giineybati'sinda Ag Baba
mevkiinin yakininda kendi adiyla anilan Hiiseyin Gazi Tepesi
iizerindedir. Bu tiirbenin Tiirk akincilanndan kaldigi konusunda bir
rivayet oldugu gibi, Bizanshlan Anadolu'dan atmak isteyen Arap
athlanndan kaldigi da soylenir. Menkibeye gore Hiiseyin Gazi, Zile'ye
ilk defa geldiginde kabrinin bulundugu tepenin ustune 9ikmis, 9am
aga9lannin iizerinde namaz kilmistir. Tiirbenin 9evresindeki 9am
aga9lan, bir semsiye gibi diizdiir. Tiirbenin yaninda Hiiseyin Gazi'nin
atinin ayak izleri oldugu soylenen birka9 911km" da vardir. Hiiseyin Gazi
tepesinin yakinlannda i9indeki tas par9aciklannin mercimege
benzemesinden dolayi Mercimek Tarlasi adinda bir tarla da vardir.
Halk arasmda Mercimek Tarlasi ile ilgili soyle bir menkibe
anlatihr. Koyliiniin birisi tarlamn bos oldugunu zannederek, yansina
mercimek ekmis. O gece riiyasina Hiiseyin Gazi girmis, "Tarlarm
ekmene izin vermiyorum.", diye koyliiyii ikaz etmis. Adam bu ikaza
aldirmayarak tarlamn diger yansini da ekmis. Aksam iistii Hiiseyin Gazi
adamin yanina gelerek, "Ben sana izin vermedim, neden tarlami ektin?
Mercimeklerin tas olsun!..." diye, 9ikismis. Aym anda tarladaki
mercimekler tas olmus. Adam hiiziinle 9ekip gitmis. Hiiseyin Gazi bu
defa goniilden gelen bir nida ile, "Bu taslardan itikatla alanlann
195
gocugu bol olsun, gonlii huzurla dolsun. Kirk adet toplayip da benim
ruhuma okuyanlarm hepsi, erenlerden bir eren olsun. ", diye dua yapmis.
Hiiseyin Gazi ile ilgili anlatilan bir menkibe de su sekildedir.
Hiiseyin Gazi tepesinin altindaki koyde Giillii isimli giizel birkiz varmis.
Babasi oldugiinden anasi koyliik yerde yalnizhk zor oldugu i9in
koyiinden yoksul bir adamla evlenmis. Giillii, anasi, iivey babasi
yoksulluk i9inde yasayip giderlerken komsu koyden Giillii'ye diiniirciiler
gelmis. Giillii komsu koye gelin gitmis. Giillii'nun bir yil soma bir bebegi
diinyaya gelmis. Fakat kocasi ince hastahga tutulup birden oliivermis.
Caresiz kalan Giillii bebegi ile anasinin evine donmus. Uvey baba ge9im
darhgi 9eken, kotii kalpli bir kisiymis. Giillii'yii eve almak istememis.
Anasi "Gullu'mu eve koymazsan ev benim degil mi, Giillii'mun yerine
sen 9ekip gidersin" demis. Uvey baba istemeye istemeye Giillii ve
bebegini eve almis. Birlikte yasayip giderken bebek hastalanmis. Giillii
bebegi bir hekime gotiirmesi i9in iivey babasina yalvarmis, ikna
edememis. Anasinin da yalvarmalan fayda etmemis. Bebegin sancidan
kivramslan ve sabahlara kadar aglayislan, kadinlann yalvanslan
karsisinda adam, "Ben sizin kaminizi doyuramiyorum. Hangi para ile
bebegi doktora goturecegim. Yalniz, Hiiseyin Gazi tepesinde kira9 bir
tarlam var. Yillardir tepe oldugu i9in ekmiyordum. Git o tarlayi kaz.
Mercimek ek. Cikan mercimegi pazara gotiiriip sat. Parasi ile bebegi
doktora gotiir, ila9 al." demis. Caresiz kalan Giillii, sabah ezamnda
kalkip, 90cugu sirtina sanp, kazmayi eline ahp dogru Hiiseyin Gazi
Tepesi'nin yolunu tut m us. Hiiseyin Gazi
Yatirinin basinda bulunan ardi9 agacina bir
196
sahncak kurup bebegi yatirmis. Giinlerce o tepeye 9ikip yatinn
yanindaki tarlayi kazmis. Devamh Hiiseyin Gazi tiirbesi oniinde diz
9okiip Tann'ya yalvarmis. "Tannm bana gii9 ver" diye gozyasi dokmiis.
Tarlayi kazip mercimekleri ekmis. iki ayda mercimekler olgunlasip
yolunacak hale gelmis. Hastahgi gittik9e ilerleyen bebegi ile yine tepeye
9ikmis, bebegi yatmp duasini yaptiktan sonra mercimekleri yolmaya
baslamis. Cahsirken gogsiinde bir sizi hissetmis ve hemen bebegine
kosmus, bakmis ki bebek olmiis. O an oyle bir ah edip aglamis ki sanki
yer gok inlemis. Bu sirada yatirdan bir ses duyulmus. "Mercimegin tas
ola, mercimegin tas ola!" diye. Tarladaki biitiin mercimekler tipki yesil
mercimek seklinde birer tasa doniismiis ve tarlamn ustunu mercimek tasi
kaplamis. §imdi bu ziyarete gidenler o tarlayi mercimek buyiikliigunde
taslarla kaph olarak goriirler. Hiiseyin Gazi'nin hemen yam basinda
bulunan iki mezardan birinin Gullu'ye digerinin de bebegine ait oldugu
soylenir.
Hiiseyin Gazi'nin kabri genellikle cocugu olmayan kadinlar ve
evlenemeyen kizlar tarafindan ziyaret edilir, adakta bulunulur. Ziyarete
arahksiz yedi persembe gidildiginde dileklerin kabul olacagina inanihr.
Ziyarete giden ve 90cuk sahibi olmak isteyen kadinlar bu tarladan yedi
tane mercimek tasi ahp yastigimn altina birakirlar. Yedi gun sonra bu
taslan tarlaya serperek 90cuk i9in dilek dilerler. Cocuklan olunca da
kurban keserler.
Zile halki, hemen her Ramazan ayinda ve ozellikle Kadir Gecesi,
sahur yemeginden sonra tiirbeyi ziyaret eder. Tiirbeden once Ag Baba
denilen yerde abdest ahnir, tiirbenin 9evresinde uygun mekanlarda
namaz kihnir. Dua yapihr. Hiiseyin Gazi Tiirbesi'ni yedi
197
Persembe ziyaret edenlerin dileklerinin kabul olacagina dair, halk
arasinda yaygm bir inan9 vardir. Tiirbeyi ziyarete gelenler, bu tarladaki
mercimege benzeyen talari toplayip sonra da geri tarlaya atarak,
"Allah'im! Cocuklanmizi bize bagisla!", diye duada bulunmaktadirlar.
Cenksu U9er Hiiseyin Gazi'nin Alevi yatirlan arasinda yer aldigini
kaydeder.
Cevresinde herhangi bir kabir bulunmamasina ragmen, soylentiler
Hiiseyin Gazi Tepesi'nin eteginde Ag Baba adinda bir velinin varhgina
isaret etmektedir.Vaktiyle Zile'nin bir mesire yeri olan burada bulunan
kiikiirtlii suyun sanhk hastahgma son derece iyi geldigi soylenmektedir.
Sanhga yakalanan hastalar, buraya getirilir, hastanin kendi elinde
getirdigi bir adet yumurta suya birakihr. Daha sonra suyun basindaki
tun9tan yapilmis tasla, bastan asagi su dokiilerek yikamr. Bir miktar da
i9ilir. Hastanin bu olaydan sonra kisa zamanda iyi olacagina
inanilmaktadir. Eger sanhk ge9mezse, ayni olay 119 Persembe tekrarlanir.
O da olmazsa doktora gotiiriiliir.
Alaca Mescit Bala Mahallesi Atalar Caddesi'ndeki bir evin
bah9esinde bulunan Ibrahim Sani'nin mezannin bulundugu yerde
demir bir asa ile yesil bir pabucu vardir. Bu tiirbeyi daha ziyade agir
hastalar ziyaret etmektedir. Hasta olanlar buraya evlerinden su
getirmektedirler. Getirilen suyun i9ine, hazretin asa ile pabucu
batinlmakta, ondan sonra da, hastaya bu su i9irilmektedir. §ayet hasta
iyilesecekse 90k kisa bir siire sonra belirtisi goriiliir.
Ismail Dede'nin tiirbesi il^e merkezinde Istasyon Mahallesi ile
Gezir arasindadir. Horasan Erenleri'nden olup, tiirbesi kii^iik bir
198
odadan ibarettir. Mezanmn yaninda suyunun sifah olduguna inamlan bir
9esme vardir.
Anlatildigina gore, Ismail Dede'nin turbesinin bulundugu yer,
eskiden i9ine kolay kolay girilmez bir sazhkmis. Yerinin sazhk oldugu ve
Ismail Dede'nin bu sazhgin i9inde yattigi halk tarafindan biliniyormus.
Ismail Dede, Zile'den 90k uzak diyarlarda yasayan bir adamin riiyasina
girmis. Bu sazhklan gostererek, "Bu sazhklar senin mtilkundur. Gel,
miilkiine sahip 91k!.." diye, soylemis. Adam W9 beklemeden tasi taragi
topladigi gibi yola 9ikmis. Zile'ye gelmis. Ismail Dede'nin mekaninin
sazhk oldugunu gormus. Fakat miilkiin baskasina satildigini anlamis.
Biitiin varhgmi ortaya koyarak bu araziyi satin almis. Satin alan
adamlann torunlan su anda, Ismail Dede'nin 9evresindeki arazileri ekip
bi9mekte hem de Ismail Dede'nin turbesinin bakimini yapmaktadirlar.
Rivayete gore, Ismail Dede'nin mekani, bu sazhk olmasina
ragmen, o zaman ve mekan tammadan biitiin evreni gozetler, varhklann
lahuti alemdeki hareketlerini takip eder, kendisine verilen gorevi aninda
yerine getirir, bezm-i ezeldeki takdirin biitiin sirlannin viicut bulmasi
i9in gezip dururmus. Her yerde goriiniir, herkesle birlik olurmus.
Anlatildigina gore, bir giin Kayseri'den hareket eden bir boliik
asker komutanlanyla Bagdat'taki savasa katilmak i9in yola koyulmuslar.
Tokat bogazma gelince durmuslar. Ismail Dede, mekamnda bu
yolculann geldigini goriince, "Tokat iline misafir geldi. A9 mi, tok mu bir
bakayim. Gidip yardim edeyim." diye, yola 9ikmis. Goz a9ip
kapayincaya kadar Tokat'a gelmis. Askerlerin yanina yaklasarak
199
mutevazi bir sekilde, "Atlanniza arpa getirdim. Eger siz de a9saniz
karmmzi doyurayim." demis. Askerler, bu piri faninin aciz ve miskin
haline bakip, bu ihtiyar sekiz kisiyi nasil doyuracak, diye du§unrnu§ler.
"Biz tokuz, Allah razi olsun!" diyerek, Ismail Dede'yi gondermisler.
Ismail Dede, elindeki bir avu9 arpayi, kii^iik bir torbamn i9ine birakmis
Gitmeden once, "Darda kahrsamz, Zile'deki sazhktayim. " diyerek, bir
anda gozden kaybolmus. Askerler dinlendikten sonra yola 9ikrmslar. Bir
siire sonra atlann arpasi bittigi gibi kannlan da acikmis. Ismail Dede'nin
arpasi akillanna gelmis. Hayvanlara vermisler. Arpa bir tiirlii bitmek
bilmiyormus. Atlar, kannlanni tika basa doyurduklan halde, yine de arpa
aynen kalmis. Askerler, heyecanla durumu komutana bildirmisler.
Komutan da "Atlan doyuran bizi de doyurur." diye, Ismail Dede'nin
mekanma varmislar. Ismail Dede, kii9uk bir kazan i9inde, yedi 9esit
yemegi bir anda birbirine kanstirmadan pisirmis. Askerlerin kami
doymus. Kazamn i9indeki yemekten bir dirhem bile eksilme olmamis.
Askerler, bu durum karsisinda Ismail Dede'nin elini etegini opmek
istemisler. Ismail Dede, tevazu gostererek, "Ger9ek saygi ve sevginin
Allah'a ve O'nun Resul'iine gosterilmesini", soylemis. Bagdat'ta
kendilerine yardim vaat etmis. Askerler, huzur i9inde yola koyulmuslar.
Bagdat'a varmislar. Ayaklannin tozuyla savasa rutusmuslar. Tam bu
sirada Ismail Dede'nin mekanma, ath bir misafir gelmis. Ismail Dede,
misafirin atim agaca baglarken, goniil goziiyle Bagdat'taki askerlerin son
derece zorda olduklanm gormiis. Hemen eline uzun bir tahta almis.
Misafirin atina binmis. Elindeki tahtayi kili9 gibi savurarak
Etrafta dort dolaniyormus. Sanki
200
Bagdat'taki savas meydaninin tam ortasinda bir cengaver gibi
savasiyormus. Kan ter i<;inde kalan Ismail Dede'nin bu halini goren
misafir, hem endiselenmis, hem de korkmus. Ismail Dede, bir saat at
ustunde dondukten sonra durmus. Elindeki tahtayi bir kenara koymus.
Misafirinin fal tasi gibi a9ilrms gozlerini goriince, "Hey yolcu, bu korku,
bu endise ni9in?... Sanki diismanla sen savasrmssin!...", demis. Misafir,
"Ne savasi, ne diismam?", diye sorunca, Ismail Dede, durumu anlatmis.
"Bagdat'a giden askerleri pusuya diisiirmek isteyen diismanlann oniinii
kestim. Hadlerini bildirdim. Askerler simdi daha rahat.", cevabim
vermis. Misafir, sozleri duyunca, inanmadigim bildirmis. Ismail Dede,
adami 9agirmis. "Bak, bakahm ne goriiyorsun?"diye sahadet
parmaklannin arasini gostermis. Allah tarafindan, Ismail Dede'nin
sahadet parmaklan arasindan bir pencere a9ilmis. Bagdat'ta savasan
askerlerin hareketleri ayan beyan belli olmus. Misafir, Bagdat'i
burnunun ucunda goriince saskinhktan dili tutulmus. Ismail Dede'nin
karsisinda el pen9e divan durmus.
Ismail Dede'nin tiirbesi'ni, hemen her konuda ihtiyaci olan pek
90k kimse ziyaret etmektedir. Ayrica hastalann gomlekleri tiirbede bir
gece birakildiktan sonra, goturiilup hastalara giydirildiginde pek 90k
hastanm kisa zamanda iyi olacagina dair bir inan9 vardir. Ismail Dede'nin
tiirbesi, son zamanlarda restore edilmis ve halkin ziyaretine hazir hale
getirilmistir. Cenksu U9er Ismail Dede'nin Alevi yatirlan i9inde yer
aldigim yazar.
Zincirli Kuyu Mahallesi'nin Zile Kalesi ile birlesen kuzey dogu
yakasindaki sarp kayahk bolgede bulunan kaya mezan halk arasinda
Koca Kayzer olarak bilinmektedir. Mezar, Tokat ve 9evresinde pek
201
fazla bulunmayan "Kaya Mezan" tarzindadir. Halk arasinda mubarekbir
zat olarak kabul edilen bu kisinin yattigi oda seklindeki mekanin i9inde
ayak izleri ve dokuma tezgahimn izleri vardir.
Anlatildigma gore, sarp kayalarm bulundugu Zile'nin bu
taraflannda pek fazla ev yokmus. Burada giizel mi giizel bir kiz,
tezgahinda 9arsaf dokuyarak hayatmi kazamyormus. Bir giin Zile'yi
9eteler basmis. Eskiyalardan biri kiza musallat olmus. Kiz, korkuyla
disan 9ikmis. Kayalara dogru kosmaya baslarms. Bir miiddet kostuktan
sonra dizlerinin bagi 96zulmus. Artik ka9amayacagim anlayinca diz
9okiip Allah'a yalvarmis. "Allah'im ya benim cammi al, ya beni bu
eskiyalardan sakla!..", diye niyazda bulunmus. Hemen taslar yanlmis,
i9inde bir oda buyukliigiinde bir mekan a9ilmis. Kiz odaya kapanmis.
Eskiyalardan kurtulmus. Tezgahim daha sonra buraya getirerek bir
zaman yasamis. Oliince de buraya defnedilmis.
Kti9uk Hamam Mahallesi'ndeki tiirbenin bulundugu yerde bir su
kuyusu, bir de kabir vardir. Kabrin yanindaki tokmagin el sekline
benzemesinden dolayi, bunun hazretin yumrugu oldugu soylenir. £eltek
Koyii'nde bulunan §eyh Mahmut isimli zatin, diger deyisle £eltek
Baba'nin kardesi oldugu rivayet edilmektedir. Ku9iik £eltek Tekkesi'nde
ele benzeyen ardi9 agacindan yapilan tokmak, baslara ve agnyan yerlere
siiriilerek sifa beklenir.
Ogluna nispetle Ebii'l Muharrem, (Muharrem Efendi'nin babasi)
evladinin ve evladindan pek biiyiik insanlar yetistigi i9in Ebii'l - Berakat
diye anilan Mehmet Arif Efendi, aslen Horasan'dan Anadolu'ya hicret
edip, Zile'nin Isa (Ku9iik6zlu Koyii) Koyii'ne
202
yerlesen Haci Ilyas Aga'nm ogludur. Bu koyden daha sonra Zile'ye hicret
ederek, burada ilim tahsiline ba^lar. Zile'de kafi derecede tahsil
gordiikten sonra Amasya'ya gider. Amasya'da Haci Hizir Efendi'den
tahsil ve terbiye goriir . Amasya'dan geldikten sonra, Zile'de ilim nesri ile
mesgul olur. Zile alimlerinden meshur Abdurrahman Efendi, oglu
Muharrem, Semseddin, Ismail Efendi'ler ve Fahreddin Abdullah Efendi
gibi kiymetli miiellifler yetistirir. 1591 'den evvel vefat etmistir.
Ilim hayatina kazandirdigi eserler arasinda, Farisi Liigat ile Molla
Cami'nin Nefahat'i sayihr. Molla Cami'nin Nefahati'ni Fars9a'dan
Turkce'ye 9evirerek kitabin adim "Kiiniiz-iil Evliya" koymustur.
Mehmed Arif Efendi 'nin Muharrem Efendi, Seyh Ibrahim Efendi, Ebii's
Sena Ahmed Semseddin-i Sivasi, ve Seyh Ismail Efendi isimlerinde dort
oglu vardir (149). Bunlardan Ibrahim Efendi miittaki, miitevazi, hafiz,
ilmi ile amil, miimtaz bir sahsiyet olup, kardesi Semseddin ile birlikte
Sivas'a yerleserek Hasan Pasa Camii'nde imam iken 1 5 9 l'de vefat eder.
Ismail Efendi ise Semseddin Sivasi'den ilim tahsil ederek fikih ve hadis
ilminde temayiiz eder. Kara Sems olarak sohret bulan Ahmed Efendi
(1519-1597) ise kaynaklarda daha 90k Semseddin Sivasi olarak
zikredilir. Halveti tarikati seyhinin Sivas'taki cenazesinde altmis bin
kisinin hazir bulundugu rivayet edilir.
(149) Cengiz Giindogdu, BirTiirk Mutasavvifi Abdiilmecid Sivasi
203
Mehmed Arif Efendi ulemaya, sulehaya, mesayiha hiirmet
gosterirdi. Kabri Zile Devlet Hastanesi oniinde, giiniimiizde de bir
ziyaretgah olan oglu Muharrem Efendi'nin kabrinin yanindadir.
islam'm biiyiik alimlerinden degerli miiderris, miiellif, fakih,
muhaddis, miifessir, arif ve kamil olan Muharrem Efendi, mesahir-i
ulemayi Islamiye'den Ebii'l Berakat Mehmed Arif Efendi'nin oglu olup
anasi Sultan Hatun'dur. 1505 - 1591 yillan arasinda yasamistir. Devrinin
en biiyiik alimlerinden olup, sohreti Osmanh simrlan icinde yayilmis ve
her tarafta biiyiik saygi gormiistiir. Giiniimiize kadar gelen her medrese
alimi mutlaka Muharrem Efendi'yi tamr ve saygi gosterir. Kamil ve fazil
olan Muharrem Efendi, babasi Mehmed Arif Efendi'den kafi derecede
tahsil gormiis, babasmm vefatiyla kii9iik kardesi Ahmed Semseddin
Efendi ile birlikte, Tokat'a gitmi§lerdir. Tokat'in o zamanki me§ahir-i
ulemasindan Arakiyyecizade Semseddin Efendi'den senelerce tahsil
gordiikten sonra, yine kardesi Ahmed Semseddin Efendi ile birlikte
Istanbul'a giderektahsillerini ikmal etmislerdir.
Cuma Pazarh (Ezine Pazan - Aydinca) Muslihiddin Efendi'den
feyz alrmslardrr. Daha sonra tekrar Tokat'a gelerek, o zamanlar
Sirvan'dan Tokat'a hicret etmis olan ve Tokat'da Halveti tarikati
biiyiiklerinden Seyh Sirvani diye amlan Mecidiiddin Abdiilmecid
Sirvani'den feyzlerini tamamlamislardir. Muharrem Efendi daha sonra
Zile'ye gelerek tedrisle mesgul olmustur.
Evinin ve medresesinin simdiki Ali Kadi Mahallesi'nde Seyh
Edhem £elebi Tiirbesi civannda oldugu bilinmektedir. Aynca Zile
esrafindan Sultan Hoca oglu Haci Ali Bey'in 1498'de yaptirmis
204
oldugu Boyaci Hasan Aga Camii bitisigindeki Kur'an Kursu binasi ve
mustemilatinda ders vermistir.
Yine halk arasinda Davunlu Dede olarak bilinen Imam Melik - iid -
din zaviyesinde haftada iki defa, yevmiye 20 ak9e ile Buhari Serif
okutmustur (o tarihlerde besili bir koyun 23 ak9eye ahnirdi. Buna gore
Zile'nin egitim ve ogretime verdigi onem a9ik9a ortaya 9ikmaktadir).
Muharrem Efendi'nin dort oglu bir kizi vardir. Biiyiigii muderris
Feyzullah Efendi, ku9iigii Abdiilmecid Sivasi (1563-1639), U9iincu oglu
Zile'deki Ulu Cami hatibi Abdulkerim, dordiincii oglu AbduiTezzak, kizi
ise Safa Hatun'dur (Kizi Safa Hatun'u kii^iik kardesi Ismail Efendi'nin
oglu Muslihiddin Mustafa Safai Efendi'ye vermistir. Bu evlilikten
meshur Abdiilahad Nuri Efendi diinyaya gelmistir.)
Muharrem Efendi kiymetli alimlerden kizi Safa Hatun'a yazdigi
"Ummetiin Nisa ve Rebiil Mesel" adh kitabim vererek, "Kizim Safa bu
kitabi senin i9in yazdim. Sen bu kitabi esas tutarak memleket kadinlanna
nasihat et. (^iinkii bir toplulukta kadinlar ruhen yiikselmezse, o toplum
manen oliidiir. (^iinkii her 90cuk ilk terbiyesini anadan ahr. Anasi o
90cuga memleket sevgisi, din sevgisi, millet sevgisini asilayamazsa o
90cuk mensup oldugu cemiyete tam fayda saglayamaz. Kizim, sen
memleket kadinlanm vaazlannda tenvir ve lslaha 9ahs.", diyerek
kiymetli eser ve alimler birakmada Zile'de onciiliik yapmistir.
Muharrem Efendi'nin sayisiz eserleri vardir. Bunlar arasinda,
Nahivden ibn-i Hacib-in Kafiyyesi iizerine Molla Abdurrahman
Camii'nin yazdigi Fevaid-ii ziyaiyye'si iizerine meshur eseridir. Bu eser
iki cilt olup, Arap9a'dir. Matbudur. Bu eserle Muharrem Efendi'yi
205
Tiirkiye'de herkes tamr. Eserin I. cildini kendisi yazrms, II. cildine omrii
yetmedigi i9in Abdullah Eyyiibi tamamlamistir. Fikih iizerine, Hediyet-
iil-SulukiArap9a olup, Tiirk9eye terciime edilmistir. Eser basilmarmstir.
Muharrem Efendi'nin kendi eliyle yazma niishasi mevcuttur. 'Telhis-iil-
Miftah mine-1 Meani ve-1 Beyan' Arap9a olup basih degildir. 'Menakib-
iil-Eimmet-is Selase ala Mezhebi ehl-i Siinnet-i ve'l Cemaat', (U9
imamin menkibesi) Arap9a olup, basih degildir. Tenvir-iil Evliya,
Menakib-i ebu Hanife, Ceyb-iil Mesail, Numaniyye: imam-i Azam'in hal
tercumesi, Hidayet-iis-siilukfi §erh-ilTuhfe-tiilMuluk.
Halen il9ede Kalelizadeler diye amlan genis ve biiyiik aile,
Muharrem Efendi'nin Feyzullah ismindeki oglundan gelmi§itir. Kabri,
Zile Devlet Hastanesi'nin bah9e kapisimn giri§iinde sag tarafta, babasinm
kabrinin yamnda yer ahr. Haftamn Persembe giinlerinde, bayramlarda ve
sair giinlerde ziyaret9ileri boldur.
Muharrem Efendi'nin mensubu oldugu Halveti Tarikati'mn
dergahi, Minare-i Kebir Mahallesi Ishak Pasa Caddesi iizerinde
bulunmakta olup, 2002'de vefat eden son Halveti seyhi merhum H.
Mustafa Giineren Efendi'nin evinin bah9esindedir. Halveti Tarikati'mn
§emsiyye Koluna ait dergah giiniimuze kadar korunup gelebilmis en
giizel ahsap yapilardan biridir. Kabul ve ikram odasindan bir kapiyla
a9ilan zikir odasi olduk9a genistir. Zikir odasimn tavamnda bulunan on
iki imami temsil eden on iki koseli aga9 islemeciligi bir sanat harikasidir.
Denilir ki, bu tarikatin en onemli ozelligi Siinni Naksi tarikati ile Alevi
Bektasi tarikatim birlestirmek olmustur.
206
Anlatildigma gore, Muharrem Dede'nin kabrinin bulundugu 9evre,
eskiden mezarhkmis. §ehir yerlesim plani yapihrken biitiin mezarhklar
sokulup atilmis. Muharrem Dede'nin kabrini ise bir tiirlii kaldirmak
mumkiin olmamis. Cevrede bir hayli yapilasma olunca, belediye ii-icileri
gelip Muharrem Dede'nin kabir taslanni ahp, baska bir yere gotiirmiisler.
Ertesi giin baktiklannda MuhaiTem Dede'nin kabrinin aynen yerinde
kaldigini hayretle gormiisler. Ijciler bir kez daha aym isi yapmislar, fakat
nafile. Her defasinda kabir taslan hi9 yerinden oynatilmamis gibi yerinde
duruyormus. I^iler durumu zamamn kaymakamina bildirmisler.
Kaymakam 9ikisarak, "Birkac ta§ parcasmi ahp gotiiremediniz, ne
beceriksiz $eylersiniz?" diye i^ilere kizmis. Kaymakam aym aksam
riiyasinda, Muharrem Dede'yi gormus. Heybetli bir aslanin yamnda
kaymakama, "Beni yerimden edersen, ben de seni yerinden yurdundan
ederim!" demis. Riiyadan etkilenen kaymakam, kabir etrafindaki
9ahsmayi durdurmus. Burayak^iikbirtiirbe yaptirmis.
Muharrem Dede'nin tiirbesiyle ilgili bir baska rivayetin de,
hastane yapimi sirasinda ortaya 9iktigi soylenmektedir. Hastane bitmis,
sira bah9enin tanzimine gelmistir. Bah9e tanzimi sirasinda "Bu mezari
nicin kaldirmadiniz?" diye is9ilere kizan bashekime, is9ilerden biri, "Biz
bu mezarm ta$larina ne zaman bir kazma vursak aninda, kazmamn ya
agzi kirihyor, ya sapi kirrfiyor. Biz bu i$in icinden cikamadikl" , demis.
Bashekim, bu duruma kizarak hemen bir kep9e 9agirtmis. Kep9enin
bi9agi, kabir tasma deger degmez kinlmis. Bashekim, bununla da
yetinmeyip, mezari dinamitle yiktirmaya karar vermis. Dinamitleri
ismarlamis. Gece endiseli bir halde yatagina
207
yatmis. Ertesi giin sabah kalktiginda, saskinhk ve korkudan dilini
yutacakmis. Ciinkii bashekimin yatagi, a9ik arazideymis. Ne oda var, ne
ev! O an, akh basina gelmis. Bu yiice zata teslim olmus. Hemen mezan
restore ederek halkin ziyaretine a9mis.
Muharrem Efendi Tiirbesi, yore halki tarafindan ozellikle
Persembe gunleri, her tiirlii dilegin sunulmasi amaciyla yogun olarak
ziyaret edilir. "Yedi Persembe bir dilegi i9in bu tiirbeyi ziyaret edenlerin
dileklerinin yerine gelmedigini soyleyenlere rastlamak miimkun
degildir", denilir. Burasi okula ilk defa baslayan 90cuklann da ziyaret
ettikleri uhrevi bir mekan olarak goriiliir. Tiirbenin asri mezarhga giden
yol iizerinde olmasi sebebiyle, halk once burayi ziyaret etmekte, ondan
sonra da kendi akrabalannin kabirlerine gitmektedir.
Kislik Mahallesi'nde bulunan Miiftiizade Dergahi'nm
karsisindaki bah9ede medfun bulunan Mustafa Kuddusi 1820 yihnda
Zile'de diinyaya gelir. Ilk mektepten sonra Miiftiizade Dergahi'nda, §eyh
§ems-i Aziz Hazretleri'nin derslerine katihr. Hocasindan Halveti
yolunda icazet ahr ve halife olduktan sonra ayni dergahta uzun yillar
hizmet verir. 1885 yihnda vefat eden Mustafa Kuddusi Efendi'nin
tiirbesi, her tiirlii dilek i9in halk tarafindan ziyaret edilmektedir.
Omer Dede'nin kabri Habes Ali Mahallesi'nde bulunan £iknk9i
Camisi'nin arkasindaki bir bah9enin i9indedir. Tiirbenin iizeri a9iktir.
Omer Dede'nin, Peygamber Efendimizin soyundan geldigi konusunda
halk arasinda soylentiler vardir. Yore halki, pek 90k dileginin yerine
gelmesi i9in tiirbeyi ziyaret etmektedir.
208
Adnan Menderes Caddesi'nde, Turhal yolu uzerindeki bir evin
bah9esi denebilecek boslukta yer alan Oriimcekli DedeTiirbesi, yoldan
biraz yiiksekte olup, tas merdivenle 9ikilmaktadir (150). Halk arasinda
istanbul'un fethine giden bir Islam savas9isi oldugu soylenmektedir.
Yolculuk sirasinda Zile'de dar-i bekaya intikal etmis ve buraya
defhedilmistir. Tiirbenin cephesi kaleye dogru olup diger Islam mezarlan
gibi kibleye karsi degildir. Burada evvelce bir zaviye kitabesi iken
sonradan getirilip kabrin bas tarafrna konmus bir kitabe goriiliir.
Halk arasinda anlatilan rivayetlerden birinde, burada yatan sahsin
Zile Kalesi'nin ahnmasinda biiyiik bir kahramanhk gosterdigi
soylenmektir. Zile kalesi, Islam askerleri tarafindan kusatihr. Giinlerce,
gecelerce yapilan muhasara esnasinda pek 90k asker sehit diiser.
Komutan 9aresizdir, kaleye girememenin acisiyla yiiregi buruktur. Daha
fazla asker kaybetmektense muhasarayi kaldirmayi dtisunmektedir. Yine
de gozii kapidadir. "Ah kapt cifilsa, gerisi miihim degil!..", diye yamp
yakilmakta, geceleri aglayarak dua etmektedir. Durumu biitiin agirhgi ile
yiireginde hisseden askerlerden biri, bir gece oriimcek sekline
doniiserek, tas duvarlarin arasindan kaleye girer.
(150) MERAL Semra-Yusuf, Zile Velileri, Zile'de Camiler, Tiirbeler,
Veliler ve Efsaneler
209
Kale kapisini acar. O sirada yaralanip sehit dii^er. Kale ve Zile fethedilir.
Kale kapisini oriimcek sekline doniiserek a9an sehidin adi "Oriimcek
Dede", "Oriimcekli Dede" olarak yayihr.
Halk arasinda, tiirbe kenarlannda bulunan oriimcek aglannm,
bazi hastalann ceplerine konarak hastanin iyi olacagi diisiincesi vardir.
Ozellikle akil hastalan, cin carpmasi, korku, endive rahatsizhgi ceken
hastalara bu metot zaman zaman uygulanmaktadir. Yine kabir
etrafindaki topragin da sifah olduguna ve ugur getirecegine inananlar
bulunmaktadir.
Pirler Turbesi Zincirli Kuyu Mahallesi'nde §eyhoglu Sokagi'nda,
Davunlu Dede Tiirbesi'nin kar^isinda bulunmaktadir. Bu tiirbenin i9inde
yedi mezar vardir. Uzeri kapah olan tiirbenin onii parmakhkla
kapatilmi§itir. Burada yatan zatlann yedi karde? olduklanni, Pirler
ordusundan bir grup oldugunu ifade edenler bulundugu gibi, burada
yatanlann, Davunlu Dede'nin torunlan oldugunu soyleyenler de vardir.
Sakinler Mahallesi'nde, Boyaci Hasan Aga Camisi'nin girisinde
bulunan tiirbe uc mezardan ibaret olup, mezarlardan biri Sabir Dede'ye
aittir. Diger iki mezann kime ait oldugu bilinmemekle beraber, aile
mensuplanndan oldugu samlmaktadir. Sabir Dede'nin, Zile'de sabnn
timsali bir zat oldugu konusunda cesitli rivayetler mevcuttur.
Tasavvuftaki makamma, sabnnin giizelligi ile geldigi bilinmektedir.
Yore halki, her tiirlii muradimn yerine gelmesi i9in kabri ziyaret
etmektedir.
Santasli Evliyasi Turhal yolu iizerindeki kabristamn i9indedir.
Etrafi duvarlarla 9evrili, kii9iik bir demir kapisi olan tiirbedir. Bu
210
turbenin mezanndan baska, san renkte buyuk9e bir tasi da vardir.
Genellikle gocugu olmayan kadinlar tarafindan ziyaret edilmekte olup,
ziyaret9iler, san tasa sanlarak dua ve dileklerini bildirmektedirler.
Kisla Mahallesi Dip Sokak'ta bir evin bah9esinde bulunan Siit Ali
Baba'nin mezannin basinda bir tane siit erigi agaci bulunur. Erik agaci
kabrin iistiinii bir semsiye gibi ortmustur. Dogum yapan kadinlar, sutleri
az oldugu zaman bu tiirbeyi ziyaret ederek, turbenin i9inde bulundugu
evin sahibinden ekmek istemektedirler. Bu ekmegi yiyen kadinlar,
siitlerinin bollasacagina inanmaktadirlar.
Tiirabi Baba'nin kabri il9e merkezinde Cumhuriyet Ilkogretim
Okulu'nun arkasindaki bah9enin i9inde bulunmaktadir. Bu miibarek
zatrn taslan parmaklanyla delecek kadar kuvvetli oldugu rivayet
edilmektedir. Zile'yi ecinnilerden koruyup kolladigi, geceleri siirekli
gezdigi konusunda soylentiler vardir. Pek 90k dilek i9in yore halki
tarafindan ziyaret edilmektedir.
Yuh Baba'nin tiirbesi il^e merkezinde Haznedar Sokagi'nda
bulunmaktadir. Rivayete gore simdiki gibi bu sokagin basinda siralar
halinde esnaf varmis. Esnaftan biri, sokaktan kimin cenazesi ge9erse
ge9sin, "Senin de ervahina yuh olsunl..." dermis. Adamin adi esnafin
arasinda, "Yuh Baba" olarak kalmis. Esnaf aralannda, "Yahu bu adam
gelene gefene yuh, Qekiyor!... Eger oliirse biz de bunun cenazesine yuh
cekelim!", diye karar kilmislar. Gun gelmis, Yuh Baba da tabuta konmus,
esnafin arasindan omuzlar iistiinde ge9meye baslamis. Sokaktaki esnaf
agiz birligi i9inde, "Yuh olsun ervahina!...", diye bagmnca, Yuh Dede,
tabutun i9inden dogrulup herkesin saskin bakislan arasinda, "Eger ben
de benden oncekiler gibi gidiyorsam,
211
benim de ervahima, yuh olsun!" diyerek, tabuta tekrar uzanmis. Bu sozii
duyan esnafin dili disi kilitlenmis. Yuh Baba'nin ne erdemli bir kisi
oldugu ortaya 9ikmis.
Haznedar Sokagi'nda Yuh Baba'nin diikkaninin bulundugu koseye
halk, Tiim Tiim Oglu Kosesi demektedir. Halk arasinda oliime giderken
kalp gozii a9ik olan insanlann kime nasil baktiklanm hatirlatmak i9in
saka da olsa, "Elbet sen de bir giin Tiim Tiim Oglu Kosesi'ni donersin!...
Iste Hanya'yi Konya'yi o zaman anlarsm!" , sozii halakullamlmaktadir.
Ismini suyu aci (amonyakh) olan bir 9esmeden aldigi samlan
Acipinar koyiiniin ne zaman ve kimler tarafindan kuruldugu belli
degildir. Burada halk tarafindan ziyaret edilen ve adak kurbanlan kesilen
iki ziyaret yeri vardir. Cenksu U9er bunlardan Sarihk Evliyasi'ni Alevi
yatirlan arasinda sayar.
Bektasi emiri oldugu soylenen §ih Ali Baba'nin tiXrbesiAkcakecili
Koyii'niin yakinlanndadir. Burasi daha 90k yagmur duasi yapmak i9in
ziyaret edilir.
Eski adi, £ok9aAbdal olan Akgiiller koyiiniin adini, birrivayete
gore Haci Bektasi Veli'nin muritlerinden biri olan Kaygisiz Abdal'dan
aldigi soylenmektedir. Hemen her alandaki isteklerin yerine gelmesi i9in
ziyaret edilen bir tiirbedir. Cenksu U9er Kaygisiz Abdal yatinnin bir
Alevi yatin oldugunu kaydeder. Hamur Kesen'in isminin nereden
geldigi bilinmemekle beraber, Horasan Erenleri'nden oldugu tahmin
edilmektedir. Burasi sikintisi olanlarm, aci 9ekenlerin, basi
agriyanlarin sik sik ziyaret ettigi bir
212
mekandir. Akguller'de aynca Yagmur Dede isimli bir yatir
bulunmaktadir.
A layurt koyunde £amhk ismiyle anilan mevkide bir evliya oldugu
soylenmekte ve koy halki tarafindan ziyaret edilerek adak kurbanlan
kesilmektedir. Bu koyde 1851-1914 yillan arasinda yasamis Giilam
Haydar ile 1 890- 1953 yillan arasinda yasamis kizi Zikriye (Cemal Ana)
isimli halk sairlerinin tasavvufi siirlerinin koy halki tarafindan ezbere
bilindigi anlatihr.
Ilkbaharda biitiin ^//Ziag'lilann belirledigi bir giinde kurban
kesilerek eglence diizenlenen Zeyve ve Hoca Beden ziyaret yerleri kutsal
sayihr. Koy yakinlannda, bugiin olulerin defnedilmedigi, yoreye ilk
yerlesen Tiirklere ait oldugu sanilan ve Tokat Miize yetkililerince kazi
yasagi konan bir mezarhk alan mevcuttur. Kaybolan esyalan bulmak i9in
halk tarafindan ziyaret edilen ve Zeyve Tekkesi diye anilan kabirde
yatan zatin, kim oldugu, nereden geldigi, ne zaman yasadigi konusunda
herhangi bir bilgiye rastlanmamistir. Hoca Beden ismiyle anilan tiirbede
ise Peygamber siilalesinden bir zatin yattigina inanilmaktadir ve burasi
90cugu olmayanlar tarafindan ziyaret edilir. Ziyaret9iler kurban keser,
basindaki agaca 9aput baglayip dilekte bulunurlar. (^ocugu olunca da
90cukla birlikte gelip kurban keserler. Basindaki yash pelit agaci saygi
nedeniyle kesinlikle kesilmez.
Ahfdzii'nde (^aldede, (^amhdede, Arapdede adh ziyaret yerleri
bulunmakta olup bir tepenin uzerinde, etrafi ardi9larla 9evrili, giizel bir
alanda yer alan ^al Dede'nin tiirbesi daha 90k 90cugu olmayan kadinlar
tarafindan ziyaret edilmektedir. Ziyaret9i kadinlar, buradaki
213
Ardnjlann kiitjiik kozalaklanni, 9ignemeden yutarlar. Bu sekilde
bedenlerine zindelik gelecegine ve cocuklanmn olacagina inanan pek
90k ziyaret9i oldugu soylenir.
Yine AI190ZU Koyii'nde bulunan bir baska ziyaret yeri de £amh
Dede olarak anihr. Mezannin yeri bilinmemekle birlikte £amhk
mevkiinde oldugu kabul edilir. Onun da £al Dede gibi Orta Asya'dan
geldigi soylenmektedir. Dogum, oliim, hastahk, bereket, yagmur,
zenginlik ve sikintidan kurtulmak i9in yore halki tarafindan ziyaret edilir.
Kabri, Araplar koyii'nde bulunan Dursun Baba'nin Horasan
Alperenleri'nden oldugu, Islamiyet'i yaymak i9in geldigi, bu ugurda
9evrede biiyiik miicadeleler verdigi anlatihr. Hayatinin her anini yore
insanina Islam'i ogretmeye adayan Dursun Baba hakkindaki menkibe
soyledir. Zile'nin heniiz Miisliiman olmus bir koyiine kotii bir haber
geliyormus. Haberin duyulmasi halinde koyde insanlann bir 90gunun
uztilecegini bilen Dursun Baba, habercilerin online 9ikmis. Uzaktan
eliyle isaret ederek "Durun!" demis. Haberciler, tek bir soz soylemeden
yerlerinde kalmislar. Bir zaman sonra geri donmiisler. Horasan
Alpereni'nin adi da, bu olaydan sonra "Dursun Baba" olarak kalrms. Yore
halki, hemen her konudaki muratlarinin yerine gelmesi i9in sik sik
Dursun Baba turbesini ziyaret etmektedir.
Ellez Dede Tiirbesi Ayvah Koyu'ntin 9ikisindadir. Zile il9e
merkezinde Hacc'a gidecek olan kisiler once Hacilar Koyii'nde toplanir,
sonra da bu tiirbeyi ziyaret ederlermis. Ellez Dede Tiirbesi, hemen hemen
her tiirlii hastahga sifa dilemek amaciyla halk tarafindan ziyaret
edilmekte, adaklaradanmakta, kurbanlarkesilmektedir.
214
Boldaci koyii Camii'nin yaninda koy halkimn ve 9evre koylerin ziyaret
ettigi ve "Yedi Mezar"in bulundugu bir tiirbe vardir. Anlatildigma gore
koyii basan eskiyalar koyliiniin yiyecek, hayvan ve para gibi kiymetli
esyalanni yagmalarlar. Eskiyalar koyden giderken tiirbenin bulundugu
taraftan havada U9arak gelen kazma kiirek gibi aletler, eskiyaya saldinr.
Eskiyalar ganimetleri birakarak kacarlar. Yardima gelen ve goriilmeyen
bu kazma ve kiireklerin tiirbedeki ermisler olduguna inamhr. Yedi
sandukadan biri Seyh Salsal'a aittir.
Sadi Kucur cahsmasinda su bilgileri verir (1 5 1). Sifatlanndan alim
ve fakih oldugu anlasilan Idris b. el-merhum Musa, Seyh Ismail el-
merhum b. §eyh Ibrahim b. §eyh Salsal b. (^alapvirdi'ye ait zaviyenin
giderleri icin, bugiin Zile'ye bagh Boztepe bucaginda bir koy olan
Bademli Q&\ a'malinden Meshedabad nahiyesinde vakfiyede simrlan
verilen Boldaci mezrasimn tamaminm gelirini vakfetmistir. Tevliyet ve
nezareti ise adi gecen seyhe ve evladina birakrmstir. 25 Ekim 1 263 tarihli
vakfiyenin XIX. yiizyilda Zile kazasi mevlasi Mehmed Tevfik'in tasdik
ettigi bir sureti mevcuttur. Vakifin kimligi hakkinda bilgi yoktur.
Zaviyenin bulundugu yer vakfiyede belirtilmiyor ise de, herhalde
Boldaci koyii olmahdir. 1455 tarihli tahrir defterinde Boldaci mezrasimn
malikane ve divani gelirleri padisah hiikmii ile §eyh Salsal Zaviyesinin
vakfina aittir. Zaviye bu isimle bilindigine gore, vakfin yapildigi zaman
seyh olan Seyh ismail'in dedesi Seyh Salsal, zaviyenin kurucusu
olmahdir. Aym tarihte vakfin tasamifu Seyh Halil veled-i Seyh Ismail,
Seydi Ali Dervis veled-i
(151) S. KUCUR, a.g.e.
215
§eyh Habib ve §eyh Habib'in kardesi §eyh Habil'in evladi Kasim,
Hasan, Bayezid ve Muhammed'in elindedir. 1485'te ise, mezranin
zaviyenin ^iftligi oldugu ve tasarrufunun §eyh Habil ile §eyh Habib'in
evladinin elinde olmaya devam ettigi goriiliir. Zaviyenin hangi tarikata
ait oldugu tespit edilememistir.
Kiiciik Celtek Tiirbesi Biiyiikkarayiin Koyii'niin yakinlarinda
bulunmaktadir. Halk arasinda, turbenin 9evresindeki aga9lan kesenlerin
biiyiik felaketlere ugrayacaklan konusunda bir inan9 vardir. Bu tiirbe
9evresi tatil gunlerinde halkin gezip eglenmek, piknik yapmak gayesiyle
ugradiklan bir piknik yeridir. Tiirbe 9esitli dileklerin yerine gelmesi i9in
halk tarafindan ziyaret edilmekte dua ve niyazda bulunulmaktadir.
Cenksu U9er Kii9iik Celtek tiirbesinin bir alevi yatin oldugunu kaydeder.
Qahrgali Koyii'niin Guneybati'sinda, koyiin U9 kilometre
uzaginda, Deveci Dagi'na ve Giizelbeyli Kasabasi'na hakim, yiizelli iki
yiiz yilhk pelitlerin arasinda, Peygamber siilalesinden geldigi soylenilen
ve Koca Beden denilen sahsin yattigi bir tiirbe mevcuttur. Ilkbaharda
koy halkimn toplu olarak ziyaret ettigi bu mekan, kutsal bir yer olarak
kabul edilmektedir. Turbenin etrafindaki aga9lara bez baglayarak, 9esitli
dileklerde bulunan ziyaret9iler arasinda, 90cugu olmayan 9iftlere,
muzminlesmis hastahklardan istirap 9ekenlere, diinya nimetlerinden
yararlanmak isteyenlere sik sik rastlanmaktadir. Cenksu U9er Koca
Beden yatinni Alevi yatirlan arasinda sayar.
Qapak koyiindeki Pevri Baba tiirbesi 9evre koylerdeki 90cugu
olmayan ailelerin ziyaret yeridir. Dilekleri yerine gelip 90cuk sahibi
olanlar 90cukla birlikte gelip kurban keserler. Aym koyde Yilanh
216
adindaki ziyaret yeri de (jocuk sahibi olmak isteyenlerin gittikleri ziyaret
yerlerindendir.
Halk arasinda £eltek Baba olarak da bilinen koy, Zile koylerinin
en meshurudur ve tiirbe tarihi dokusu Hz. Isa'ya kadar gottirulen bir
tiirbedir. £eltek Baba'nin iinii sebebiyle koy zaman zaman ziyaretcilerle
dolup tasar. Bu nedenle konaklama imkanlan, koy sartlanna gore son
derece iyidir. Asil adi §eyh Mahmut olan £eltek Baba, Islam
miicahitleri'nden biridir. §eyh Mahmut Emirci Dogan, Anadolu'daki pek
90k Alperen gibi Hoca Ahmet Yesevi Ocagi'ndandir. Bu bolgeye gelip
yerlestikten sonra adina bir tekke ve zaviye acilan §eyh Mahmut,
zamanla Qeltek Baba adiyla nam salar. Koyiin adi da buradan
gelmektedir.
§eyh Mahmut, bu beldeye geldiginde halkin susuzluktan
kinldigini, hayvanlann olmeye basladigim, kurdun kusun ah ii figan
ettigini gormiis. Elindeki Yesevi Ocagi'ndan getirdigi uzun degnegi
topraga vurunca yerden su fiskirmis. Eskiden bu suya Hacet Pinan
denirdi. §imdi aym suya "Dilek Suyu" denmektedir.
§eyh Mahmut Efendi'nin Vakfiye'sinin tarihi Hicri 751 'dir.
Kimileri §eyh Mahmut'un Havariyun'dan oldugunu soylemis olsa
da bu yanhs bir bilgidir. Ancak bu tiirbenin yamnda Hz. Isa'nin
Havarileri'nden birinin yattigi konusunda rivayetler vardir.
Anlatilan bir menkibeye gore eskiden (^eltek koyiiniin oldugu yerde
gayrimiislimler oturmakta imis. Dini liderleri kendi dini inan9lanna gore
elindeki kitaba bakarak "Buraya birisi gelecek. Bizi buradan
uzaklastiracak" dermis. Bir giin bu dini lider koyiin ustundeki tepeden
etrafi seyrediyormus. Birden goziine tepenin etrafindaki diizliikte bir
217
adam ilismis. Hemen bek9ilerden birisini kim oldugunu ve ne yaptigim
ogrenmesi i9in gondermis. Bek9i yanina yaklastigrnda bu kisinin
elindeki asasini yere vurup vurdugu yerden su 9ikardigim goriince
sasmp kosarak dini liderlerine varmis. Gordiiklerini anlatinca liderleri
"Bize buralardan gitmek goziikiiyor" deyip etrafindakilerle oradan g09
etmis.
Celtek Baba ile ilgili anlatilan rivayetlerin biri de §u sekildedir.
§eyh Mahmut Emirci Dogan elinde bir dogan kusu ve bir keklik oldugu
halde dolasirken, devrin biiyiiklerinden birinin oglunun ayagindaki
rahatsizhgi tedavi ettirmek iizere geldiklerinde, kendilerine sormuslar.
§eyh Mahmut Emirci Dogan da yine kendisinden bahisle "Evet koyde"
demis. Yolcular koye dogru yuriimiisler, koyun i9ine geldiklerinde §eyh
Mahmut Emirci Dogan kendilerini karsilarms. Gerekli bakim ve tedavi
yapilrms. Cocuk sifa bulunca mukabilinde de ne istersin diye sormuslar.
O da "§u dogammin U9up dolastigi yerlerin osiiriinii bana vakfedin."
demis. ve kendisine 1 7 koyiin osiirii vakfedilmis.
Tiirbede ziyaret edilen 119 mekan vardir. Birinci boliim, §eyh
Mahmut'un kabridir. Ikinci boliim, sifah suyu olduguna inamlan "Dilek
Suyu"dur. U9uncu boliim, asil ziyaret ve dileklerin uluhi aleme
sunuldugu, dua ve niyazlann yapildigi "Cilehane"dir. Cilehane'de akil
hastalannm baglandigi yuvalar, siitun seklinde bir direk mevcuttur.
Celtek Baba Tiirbesi'ni ziyarete gelenler once tiirbeyi ziyaret
ederler, sonra dilek suyunu ziyaret edip, Sudan i9erler. leap ederse
tepeden tirnaga yikanabilirler. Dilek Suyu'na gelenler, buradaki suya bez
batirarak, duvara siiratle atarlar. Eger bez yapisirsa, dileklerin
218
kabul olacagina, yapismazsa dileklerin kabul edilmeyecegine dair bir
90k inan9 vardir. Bir rivayete gore, Dilek Suyu'na hastalar getirilir.
Hasta, erkekse fanilasi, kadinsa tiilbendi suya birakihr. Eger bu esyalar,
suyun yiiziinde kahp, kabanrsa, hastalann iyi olmasi mumkundur. Fanila
ve tiilbent, suyun i9ine batarsa, hastalann kisa bir zaman sonra vefat
edecegine dair bir inan9 vardir. Dilek Suyu'ndaki ziyaret bittikten sonra,
(^ilehane'ye gelinir. (^ilehane'nin ig;i hah ve kilimlerle doselidir. Biiyiik
bir odadir. Ortasinda nereden geldigi bilimneyen Roma donemlerine ait
bir sutun vardir. Ozellikle akil hastalarinin en fazla ugrak yeri olan £eltek
Baba Tiirbesi, uzun siiredir toplum i9indeki konumunu muhafaza
etmektedir. Hastalar, (^ilehane'nin ortasindaki siituna kollanndan iplerle
baglanir. Hasta sahipleri siitunun 9evresinde yan yana serilmis
yataklarda sabahlara kadar hastalanni beklerler. Iyi olacak hastanin
ipleri kendiliginden ^oziilur. Onceki durumundan en ufak bir iz kalmaz.
§eyh Bayram'in tiirbesi Qftlikkdy'dedti. Hicri 799 tarihli
vakfiyesi vardir. Koyiin kuruldugu yillarda, §eyh Bayram tarafindan
a9ildigi sanilan bir su kuyusu bulunmaktadir. Yore halki buradaki suyun,
kulak agnlanna iyi geldigine inanmaktadir. Kulagi akan ve kulak
agrisina yakalanan bir hayli insan bu tiirbeye gelmektedir. Kurban
kesmek i9in ozel bir mekani oldugu gibi, mesire yapilacak yerler de
vardir. "§ih Bayram'in Suyu" olarak bilinen 9esmenin suyunu da halk
9esitli i9 hastahklan i9in sifa niyetine kullanmaktadir.
219
Catal Cesme ismiyle bilinen tiirbe Eliktekke Koyu'nde, Elikli Tekke'nin
yakinindadir. Koy halki ve 9evre koyliilerin sik9a ziyaret ettikleri bir
mekandir.
Elikli Tekke, Eliktekke Koyii'niin 9ikisinda bir tepenin ustunde
ta§la 9evrili bir mekandir. Zeynel Abidin isimli Horasan erenlerinden bir
zat buralara kadar gelir. Cevreyi goriir, son derece hosuna gider.
Yerlesmeye karar verir. Bereketli topraklannda 9ift siirmeye baslar. Balta
girmemis ormanlardaki elikleri (geyikleri) 9ifte kosar, bugdayini eker,
hasadmi yapar. Uzaktan bu alpereni gorenler, ona "Elikli Baba" ismini
verirler. Koye Eliklitekke denmesinin sebebinin bu olay oldugu soylenir.
Menkibeye gore, Zeynel Abidin'in elikleri 9ifte kostugunu,
geyikleri sagdigini ogrenen Amasya'da yasayan sehzadelerden biri,
askerlerini Elikli Tekke Koyii'ne gondererek "Zeynel Abidin'i buraya
getirin!... Nasil getirirseniz getirin!..." diye emir verir. Askerler, hizla
koye gelirler, durumu Zeynel Abidin'e bildirirler. Zeynel Abidin,
"Gelirim elbet, yalmz siz onden gideceksiniz. Ben arkadan gelecegim.
Hi9 arkamza bakmayacaksmiz." der. Askerler yola revan olurlar. Uzun
bir siire giderler. Hatun Pinan denilen yere geldiklerinde, hayretten dona
kahrlar. (^iinkii Zeynel Abidin 9esmenin yamnda namaz kilmakta, iki
geyik de onu beklemektedir. Geyikler, askerleri goriince daga ka9arlar.
Zeynel Abidin, askerlere "Siz gidin, ben gelirim." der. Askerler bir uzun
zaman daha yol ahrlar. Ferhat Arasi denilen yerde yine Zeynel Abidin'i
namaz kilarken goriirler. Askerlerden biri otekine, "Bak bu adam daha
simdiden bize kerametlerini gosterdi... Buyiik erenlerden biri olsa
gerek..."Der.
220
Amasya'ya varan askerlerden biri sehzadenin karsisrna 9ikarak,
"Sehzadem, Zeynel Abidin'den bir keramet iste!..." diye fikrini soyler.
Sehzade, Zeynel Abidin'i goriir gormez, "Amasya halkina nasil bir
ziyafet vermek istersin ! . . . " diye, istegini bildirir.
Zeynel Abidin, "Yann sabah Amasya'nm her tarafina tellal
cikart!... Ziyafet var, Ancak giines dogmadan kimse disan 9ikmasin",
der.
Sehzade, ertesi giin sehirde tellal cikartir. Halki, biiyiik bir
ziyafete cagmr. Sabah giines dogmadan Amasya daglannin 9evresine
binlerce geyik gelir. Dagi tasi inletirler. Bunlann i9inden birini Zeynel
Abidin se9er, geyikler daga 9ekilir. Halk biiyiik bir meydana toplamr.
Kocaman kazanlar kurulur. Geyik, besmele ile kesilir. Par9alanan etleri
kazanlara doldurulur. Yemek piser. Zeynel Abidin halka hitap ederek,
"Dilediginiz kadar yiyin, ancak geyigin bir kemigini dahi disan atmayin.
Meydanm ortasina beyaz bir bez serin, geyigin derisini iistiine koyun.
Deriyi ikiye katlayin. Geyigin kemiklerini onun i9ine koyun", der.
Amasya halki, tika basa kamini doyurur. Geyigin kemiklerini
derinin i9ine doldurur. Yemek bittikten sonra Zeynel Abidin iki rekat
namaz kilar, gonliinii Allah'a a9ar, dua eder. Kisa bir sure sonra geyik
bezin i9inde ayaga kalkar, topallaya topallaya daga dogru yiiriir gider.
Sehzade, geyigin neden topal oldugunu sorunca, Zeynel Abidin, "Geyik
etini yiyenlerden birinin elmacik kemigini derinin i9ine koymadigim"
soyler. Sehzade bundan sonra heyecanla, "Dile benden ne dilersen"
diyerek, Zeynel Abidin'in elini opmek ister. Zeynel Abidin, biiyiik bir
tevazuyla elini geri 9 e k e r e k , "Kendim i9in
221
bir sey istemem. Geyiklerime otlak isterim..", der. Sehzade de Elikli
Tekke Koyii'ndeki yerleri kastederek, "Akkaya'nin Guneyi'ni, Boruk
Tasi, Kara Tuzlayi, Catal Basi, Sakal Tutani, Agil Kayayi, Mercimek
Tepeyi ve Agzuvat denen yerleri geyiklerine otlak diye veriyorum. Sana
damaasbaghyorum...", der.
Zeynel Abidin bir siire Amasya'da kahr. Halkin ve sehzadenin
gonliinii ahr. Sehzade, Zeynel Abidin'e kizini vermek istediginde Zeynel
Abidin, "Ben evliyim. Hem kizini alsam da, kizin benim geyiklerimi
sagamaz. Yazik olur. ", der. Sehzade, israr edince, Zeynel Abidin,
Sultanla koye gider. Daha ayagrmn tozuyla sultana geyikleri saginasmi
soyler. Sultan, ne yaptiysa, ne kadar ugrastiysa geyikleri bir tiirlii
sagamaz. Zeynel Abidin, kizi geri gonderir. Sultan bir siire yuruidukten
sonra birbirinin aym olan, dort yol kavsagina gelir. Hangisinden
geldigini, hangi yone gitmesi gerektigini bir tiirlii bilemez. Bir sikinti
basar, orada Hakk'in rahmetine kavusur. Kabri, Zeynel Abidin'in
kabrinin Bati'sinda bulunmaktadir. Zeynel Abidin'in ilk kansi Ayse ve
kizinin kabirleri, koyiin giineyindedir.
Anah Kizh, Zeynel Abidin ve Catalcesme isimli yerler yore halki
tarafindan sikca ziyaret edilir.
Emiroren koyiinde bulunan ve Emirveren adi ile de bilinen Abdal
Musa tiirbesi karamsarhga kapilan, ruhi bunahmlara diisen kimselerin
sifa umduklan, ziyaret sonrasi rahathga ve huzura kavustuklan
mukaddes yerlerden biridir. Cocugu olmayanlar, ruhi bunahma diisenler,
ve cesitli niyetlerin yerine gelmesi i9in insanlar ziyaret ederler. Burayi
ziyaret edip cocuk sahibi olan 90cugu ile gelip adak kurbamni keser.
Cenksu U9er tiirbeyi Alevi yatirlari arasinda sayar.
222
Emiroren koyu'nde bir tepenin iizerinde etrafi taslarla 9evrili
kabristan i9in Emir Dede ismi kullanilmaktadir. Zaten koy de adini, bu
Alperen'in isminden almaktadir. Emir Dede'nin kabrine (jikarken son
derece giizel bir 9esme vardir. Bu 9esmenin suyunun kabrin altindan
geldigi konusunda halk arasinda bir takim soylentiler dolasir. §ifah
olduguna inanilan bu Sudan, ziyarete gelenler kana kana i9mekte, piknik
yapmakta, adaklar adanip, kurbanlar kesilmektedir. Bolgeye yakin olan
Abdal Musa Turbesi'ni ziyarete gelenler, bu tiirbeyi de ziyaret ederler.
Kuduz hastahginin ge9mesinde etkili olduguna inanilan Kuduz Hoca
ziyaretide bukoydedir.
EmirDolu Koyu'nde etrafi giirgen, mese, 9am ve ardi9 aga9lanyla
bezenmis bir tepede Qatal Armut adiyla bilinen bir kabir vardir. Bu
agacin meyvesinin pek 90k hastahga iyi geldigi konusunda rivayetler
anlatihr. £atal Armut evliyasimn muhtemelen Horasan Erenlerinden biri
oldugu, Anadolu'ya Islamiyet'i yaymak i9in geldigi ve burada vefat ettigi
kabul edilmektedir. Koy halki ve 9evre koyliiler burayi kutsal kabul eder.
Ozellikle darda kalanlar tarafindan yapilan ziyaretler, bir gelenek haline
gelmistir.
Costu ismiyle bilinen yatir Emir Dolu Koyu'nde bulunmaktadir.
Nereden geldigi, kim oldugu, ne zaman yasadigi konusunda herhangi bir
bilgi yoktur. Ancak halkin herhangi bir alanda ihtiyaci oldugunda,
ihtiyacin en kisa yoldan ve istendiginden daha fazla yerine
gelecegi diisiincesiyle bu kabir ziyaret edilmektedir. Dilekler
yerine geldiginde, kurbanlar kesilmekte, etrafta bulunan
insanlar da 9 a g r 1 1 1 p , bir Halil Ibrahim Sofrasi
223
kurulmakta, sonra nese i9inde 9oluk <;ocukla yemek yenmektedir.
Igdir Koyii'niin kuzeyinde, kaynak suyunun 9iktigi yer, Goze
ismiyle anilmakla beraber ortahkta herhangi bir mezar yoktur. Ancak
halk arasinda 9am aga9lannin bulundugu bu mekan kutsal kabul
edilmektedir. Buradaki su, sicaktir.
Karaagac Baba'nin Giingormez Koyu'nde belli bir kabri
olmamakla birlikte biiyiik bir kara agacin altinda yattigina
inanilmaktadir. Kim oldugu, nereden geldigi konusunda elimizde
yeterince bilgi mevcut degildir. Alperen oldugu ve isminin de, buradaki
aga9tan geldigi soylenir.
Kaba Pelit Tiirbesi Giizelbeyli Kasabasi'nda yiiriimeyen
90cuklann goturiildiigu bir mekandir. Buraya gotiiriilen 90cuklar,
tekkenin etrafinda yedi kez dolandinhr, dua ve niyazda bulunulur ve
90cuklann yiiriimesi halinde adak kurbani kesilir. Bir 90k 90cugun
iyilestigi konusunda inan9 vardir. Tiirbesi Giizelbeyli Kasabasi'nda
bulunan Mahmut Dede'nin Horasan dolaylanndan yoreyi irsat i9in
geldigi, nice goniillere sevgi, dogruluk ve iman tohumlan ektigi kabul
edilir. Burayi ziyaret eden 90cuklann toprak yemekten vazge9tikleri
soylenmektedir. Melik Gazi'nin kabri Giizelbeyli Kasabasi'nda
bulunmaktadir. Bu zatin asker oldugu, kafirlerle yapilan savaslarda sehit
diistiigii ve buraya defnedildigi halk arasinda yaygindir. Koy halki
tarafindan Melik Gazi'ye, Deste Melik de denmektedir. Bir9ok arzunun
yerine gelmesi i9in ziyaret edilmektedir. Giizelbeyli Kasabasi'ndaki
Hoca Beden ismiyle bilinen turbenin ustii ortiiliidiir.
Tiirbeden i9eri girildiginde bir merdivenle kabrin altina
Inilir. Altta fazla derin olmayan bir kuyu
224
vardir. Halk bu kuyunun suyunu i9erek sifa buldugunu dusiinmektedir.
Halk arasinda Hoca Evliya olarak da taninan bu tiirbe, genellikle 90cugu
olmayanlar tarafindan ziyaret edilir. Bunun yaninda yore halki, burayi
bahar mevsiminde sik9a ziyaret ederse, yagmurun bol yagacagina, hasat
mevsiminin bereketli olacagina inanmaktadir. Yine buraya gelen hamile
kadinlann 90cuklannm ve Hoca Evliya'yi ziyaret eden 90cuklann
zekalannin a9ilacagi konusunda yaygin bir inan9 vardir. Turbenin
bulundugu yerde Hoca Beden'in kabrinin hemen yaninda, ba§i agnyan
hastalann baslanni soktuklan bir delik bulunmaktadir. Basinin siirekli
agridigmdan sikayet edip, bir tiirlii 9are bulamayanlar, bu delige dua ve
niyazda bulunarak baslanni sokmakta, bir miiddet beklemektedirler. Bu
olaydan bir sure sonra bas agrilannin ge9ecegine inanihr.
Giizelbeyli kasabasindaki Cimecoluk yatin Kamber Dede
ismiyle de anihr. U9yiizelli dort yiizyilhk sogiit aga9lannm bulundugu,
kasabanin merkezinde yeralan bir tekkedir. Konusamayan,
yiiriiyemeyen, huysuz 90cuklann sikintilanni gidermek i9in halk
tarafindan sik sik ziyaret edilir. Burayi ziyaret edenler, agacin dahna ya
bir 9aput baglarlar, ya bir yazma, ya da yaramaz 90cuklann
elbiselerinden birini, - ozellikle gomleklerini - birakirlar. Bunlann
yaninda siitii olmayan kadinlann, ve farkh isteklerin yerine gelmesi i9in
kasaba halki ve 9evre koyliiler tarafindan ziyaret edilmektedir. Yore
halki tarafindan ziyaret edilen yatirlardan biri de Giizelbeyli
kasabasi'nda bulunan Deveci Evliya'nin kabridir. Dileklerin yerine
gelmesi amaciyla ziyaret edilen evliyanin nerden
225
geldigi ve kim oldugu bilinmemekle beraber Deve Kervanlan'nin
oniinde bu beldeye geldigi anlatihr.
Rivayete gore, Zile ve cevre koylerden hacca gidenlerin kervani
toplanir, hep beraber Ellez Dede Evliyasi ziyaret edildikten sonra
topluca hareket edilir, doniiste de ayni yerde karsilanirlarmis. Bu sebeple
koyiin admin Hacilar oldugu soylenmektedir. Ellez Dede ismiyle amlan
bu ziyaret yerine kurak mevsimlerde yagmur duasi i9in topluca gidilir.
Yagmur duasi sirasinda ziyaret yerinde bulunan tasin lslatilmasi ile
yagmur yagacagina inanihr.
Karabalfik Koyii'ndeki caminin yaninda medfun bulunan Yagmur
Dede'nin koyiin kuruculanndan oldugu kabul edilir. Ali Kahyalar
siilalesinin dedeleri oldugu konusunda bir bilgi vardir. Yore halki en 90k
yagmur duasi yapmak i9in buraya gelmekte, mezannin bulundugu yerde
yagmur ocagi olduguna inanmaktadir.
Karakuzu koyiinde yiiksek bir yerde bulunan Hu Dede'ye yagmur
duasi i9in topluca gidilir. Evliyamn bir sancagi bulunmakta olup bu
sancak yagmur duasina 9ikildiginda su i9erisine birakihr. §ayet sancak
suda kendiliginden a9ihrsa yagmur yagacagina inanihr.
(^aglayan Evliya i9in Karakuzu Koyii'nde halk arasinda
(^aglayan olarak bilinen selalenin yakinindaki magara ziyaret yeridir.
§elale yakimnda bulunmasindan dolayi muhtemelen (^aglayan Evliya
olarak tamnmistir. (^aglayan Evliya'yi ziyarete gidenler, 9esitli
konularda dilekte bulunurlar. §elalede lslattiklan bezleri magaranin
duvarlanna dileklerinin yerine gelmesi i9in yapistinrlar. Ashnda
(^aglayan Evliya'nm kabri magarada degildir. Onun her bahar geldiginde
selalenin sesiyle, uhrevi bir beste yaptigini, bu bestenin
226
9agnsini duyup da ziyarete gelenlere, pek 90k yardim ettigini
soyleyenler vardir. Basi agnyanlar, darda kalanlar, i^i sikintidan kararan
hastalann ziyaret yeridir. Yeni dogum yapan kadinlar, magaramn
i9indeki taslardan sizan, mineral bakirmndan son derece zengin suyu
i9erek, siitlerinin bol olacagini diisiiniirler. Aynca buradaki sudan
yikanarak beden ve ruhlannin hastahktan annacagina inanihr.
Eski adi Bayat, simdiki adi Karaseyh olan koyde medfun bulunan
Karaseyh'in asil adi Kara Yakup'tur. §eyh Yakup Esved, Hz. §eyh
Nusrettin'den icazet almis, bu koyde irsad i9in gorevlendirilmistir.
"Esved" kelimesi, "Siyah, kara" manasina geldigi i9in Kara Yakup'a,
Karaseyh denmistir. Halk arasinda Karasih olarak taninir. §iheyhk
Baba'nin kardesi oldugu da soylenir. Biiyiik bir alim olan Kara Yakup'un
koye ge9mesiyle koyiin eski adi unutulmus, Karaseyh olarak anilmaya
baslanmistir. Karaseyh'in, kara sevda 9ekenlere yardim ettigine
inamlmaktadir. Eskiden yemin edenlerin dogru soyleyip soylemedikleri
bu tiirbeye getirilerek anlasihrmis. Yemin edenler, turbenin basina
getirilip, "Yalan yere yemin ettiysen, Karaseyh seni kessin!" diye
baginhrmis. Eger ger9ekten adam yalan yere yemin etmisse, dili ates gibi
kirmizi olurmus. Bu tiirbe aym zamanda yagmur duasi i9in de halk
tarafindan sik sik ziyaret edilir.
Karaseyh Baba i9in 9evrede 9esitli menkibeler anlatilmaktadir.
Bunlardan biri soyledir. §ih Koyii'ndeki bu yatinn yamndan (^ekerek
irmagi ge9inektedir. Bu irmak yagan kar ve yagmurlar sebebiyle
ilkbaharda tasip 9evresini sular altinda birakarak zarar vermektedir. Yine
bir ilkbahar gunii yagan siddetli yagmur sonucu irmak kabanr,
227
9evresini sular altinda birakip Karaseyh yatinna kadar ulasir. Koy halki
evliyayi sudan kurtarmak i9in seferber olup yatinn oniine bent yapmaga
koyulur. Koyliiler yogun bir 9ahsma i9inde iken kimsenin tanimadigi bir
ihtiyar gelir. Selam verip, ne yaptiklanni sorar. Koy halki da, "Evliyayi
selden kurtarmak i9in bent yapiyoruz." der. Ihtiyar ise, "Bosa
9ahsiyorsunuz. Sizde hi9 akil yok mu? Kendini kurtaramayan evliyayi
varsin sel alsin." deyip kaybolur. Neye ugradigini sasiran koylii, isi
birakip koye, evlerine doner. O gece yagmur yine yagmis, sabaha kadar
devam etmistir. Acaba ne oldu diye meraklanan koylii sabah erkenden
yatinn yanma gelince sasirrp kahr. Irmak, yatagini degistirmis, yatirdan
500 metre kadar otede akmaya baslamistir.
Zile ve yoresinde "Kendini kurtaramayan evliyayi varsin sel
gotiirsiin." sozii yaygin olarak soylenmektedir.
Tigga Ocagi, eski ismiyle Elarap Koyii'nde, Haci Aga isimli bir
zatin evinde bulunmaktadir. Kim oldugu ve nereden geldigi
bilinmemekle beraber, Horasan Erenleri'nden oldugu soylenir. Ozellikle
90cugu olmayan kadinlann yam sira, dogumdan sonra 90cuklanm
kaybeden kadinlar ziyaret etmektedir. Koyiin asil ismi Elarap iken, 1 963
yihnda Ak9ake9e olmustur. Ancak il9enin Ak9ake9ili koyii ile
kansikhga sebep olmamak i9in ismi Kar§iyaka olarak degistirilmistir.
Elarap isminin buraya ilk yerlesenlerden olan Arap Dede'den geldigi,
sonra, koyiin birka9 km. guneyinde Asarcuk denilen mevkie tasindigi,
daha sonra da Bektasoglu, Bayramoglu, Mollaoglu ve Kahyalar
ailelerinin bugiinkii koyiin bulundugu yere yerlestikleri soylenmektedir.
Arap Dede'nin mezan ise bu giinkii koyiin altinda
228
bulunan kabristanin sonundaki mezardir. Koyde Alipinan mevkiindeki
ziyaret yerinde ulu kisinin bir tasi diizleyip burada namaz kildigina
inanihr ve burasi ziyaret edilerek ziyaret9iler tarafindan adak kurbanlan
kesilir.
§eyh Ahmet'in tiirbesi Kepez Koyu'niin yakininda, bir tepenin
uzerinde olup etrafi 9am aga9lanyla kaphdir. Bu miibarek zat, Horasan
erenlerinden §eyh Seyyid Ahmet Kebir olarak bilinmektedir. Giiniin
birinde bu aga9lann bulundugu yere §eyh Ahmet isminde biri gelip
yerlesmis. Cevredeki aga9lardan, kasik, kep9e, takunya yaparrms. Bu
esyalan bir okiiziin boynuna asar, bir ihtiya9 listesi ekler, okiizii Zile'ye
gonderirmis. Okiiz, sehir esnafmm diikkam oniinde durur, disandan
i9eriye bon bon bakarrm§. Diikkan sahipleri de, "Bizim Ahmet'in okiizii
geldi. Kaqiklari aim, ihtiyac listesine bakin", derlermi§. Okiiz,
boynundaki ihtiya9 listesine gore diikkanlan dolasir, isi bittiginde
kimseye aldins etmeden geldigi istikamete geri donermis.
Bu giin Zile'de, etrafrna "bon bon" bakanlara, "Ahmet'in okiizii
gibi ne bon bon bakiyorsun?" sorusu sorulur. Bu konuyla ilgili bir baska
menkibe de soyledir. §eyh Ahmet, okiizleriyle birlikte burada yasarken
a9 kalmis. Okiizlerini kesmis. Etinin bir kismini dagitmis, bir kismim
ailesiyle birlikte yemis. Bir kismim da atesin i9ine koyup yakrms. Ates
sonmiis kiil olmus. Bir firtina 9ikmis, kiilii havaya savurmus. Yagmur
yagmaya baslamis. Kiiller, rahmetle beraber etrafa yayilmis. Her yerden
mantar biter gibi 9am aga9lan 9ikmis. Bu giizel 9am aga9lanm goren
§eyh Ahmet, "Camlardan kesenlerin elleri kinlsin. Onlardan bir par9a
alip evine goturenlerin, evleri barklari
229
yansin", diye dua etmis. Bu sebeple turbenin bulundugu yerden bir 9op
dahi oynamaz. §eyh Ahmet tiirbesi, ekseriya yagmur duasi i9in ziyaret
edilir. Cenksu U9er §eyh Ahmet tiirbesini Alevi yatirlan arasinda sayar.
Kervansaray koyu'nun 9ikisinda mekani pek belli olmayan, ancak
halk arasinda evliya oldugu diisiinulen yerdeki kim oldugu, nereden
geldigi bilinmeyen zatin tiirbesini, halk daha 90k bayramlarda ziyaret
etmektedir.
Ureyfe Ocagi diye bilinen Ilyas Dede'nin tiirbesi, Kireqli Koyii
yakmmda bir tepenin altinda bulunmaktadir. Mezan mevcut degildir.
Ancak koy halki, buradaki ulu aga9lardan birinin altinda kabrin
bulunduguna inanmaktadir. Bu aga9lann dibindeki toprak 9amur haline
getirilerek 119 giin iist iiste 9ocuklann viicuduna siiriiliirse, Ureyfe
hastahgina yakalanan 90cuklann hastahktan kurtulacagina
inamlmaktadir.
Kirklar Koyii'nde bulunan turbenin etrafi duvarlarla 9evrili olup
iistii a9iktir. Abdal Musa, Ismail Dede ve bir 90k evliya zaman zaman
buraya gelip birlikte halvet yaparlarmis. Bu sebeple ismi Kirklar olarak
kalmistir. Pek 90k dilek i9in halk ziyaret etmektedir.
Adini arazi topraklannin kirmizi olusundan almis olan Kizdca'da
bulunan Ay Kadin tiirbesinin yam basindaki 9esme suyunda yikanan ve
bu suyu gotiiriip bir sure i9en kimselerin mide rahatsizhklanndan
kurtulacaklanna, (^al Dede mevkiindeki mezann ziyareti ile de dogal
afetlerden korunulacagina inanihr.
Ilk yerlesenlerin 1 500 yillannda Soylular ve Sinangiller aileleri
oldugu soylenen Kozdere Koyii'nde, Istiklal Savasi'nda sehit
230
olan yedi subayin kabri Yediler diye bilinir ve halk tarafindan biiyiik bir
husu ile ziyaret edilir. Koyiin web sitesi ziyaret yerleri hakkmda su
bilgileriverir(152).
Koyiin iistiinde yer alan ziyaret yeri Abazha ismiyle anihr ve
burasi tasin arasindan bir degirmenlik buz gibi suyun ciktigi yer olarak
bilinir. Genellikle koyliilerin ve civar koylerin kurban adak yerleri
arasinda sayihr. Yagmur duasina da 9ikilan ziyaret yeri ayni zamanda bir
mesire alanidir. Aynca koyiin yaylasidir. Hayir olarak Mehmet Bey
(Dellog-marangoz) tarafindan 2001 yihnda buraya biitiin maliyetini
iistlendigi bir ziyaret evi yaptinlmistir. I9erisinde kurban kesimi ve
tiiketimi i9in tiim malzemeler (kap,kacak vb.) mevcuttur. Buradaki
suyun 17 Agustos 1999 Marmara depreminde 3 gun sure ile bulamk
aktigi gorulmustiir. Hz Ali'nin oraya geldigi, taslardan yukan dogru
9ikarken ayak izinin kaldigi ve bu ulu kisinin gelmesinin nisanesi olarak
suyun tas arasindan 9iktigi anlatihr.
Abazha ile birlikte oncelikli ziyaret yerlerinden birisi de Erkonan
Baba'dir. Sinirli bir yapiya sahip olduguna inamlan Erkonan Baba'yi
hamile kadinlann ziyaret etmemesi istenir. £unku dogacak 90cuklarda
oziir ve iz biraktigina inanihr. Burasi biiyiik pelit, kizilpelit, agcaaga9 ve
isrin agacinin biribirine sarmas dolas oldugu heybetli bir goriinum arz
eder. Ziyaret evi ve 9esmesi 1 995 yihnda Cuma Pekacar tarafindan hayir
olarak yaptinlmistir. Adak, kurban kesim yeridir. I9erisinde kurban
kesimi ve tiiketimi i ? i n malzemeler
(152) www.kozderekoyu.com
231
(kap,kacak vb.) mevcuttur. Yine yagmur dualan burada da yapihr.
Eskiden dileklerinin kabul olmasi i9in ziyaret9iler tarafindan yemeni ve
bez par9alan baglamrdi. Giiniimiizde bu gelenek ozelligini kaybetmistir.
Goyneksiz Dede'nin koyiin girisinde yer alan ziyaret yeri
"huykesen" olarak ta bilinir. Ofkeli, sinirli 90cuklann ziyaret yerindeki
agaca temsili olarak baglanarak, huyunu orada birakip annacagina
inanihr. Pelit ve yunus eriginin (kurumaya yiiz tutmustur) bulundugu
mekanda bir 9esmesi ve yatin vardi. Haynna 9esme ve ziyaret evi
Ozekler tarafindan yaptinlmistir. Adak, kurban kesim yeridir. I9erisinde
kurban kesimi ve tuketimi i9in malzemeler (kap,kacak vb.) mevcuttur.
Anlatildigina gore, koyde icra edilen Alevi-Bektasi toren ve
cemlerinin eskiden gizli ve sakh yapildigi bilinir. Cem yapildigini duyan
civar koy halki koyii basmaya karar verirler. Goyneksiz Dede'nin oldugu
yere geldiklerinde, karsilanna biiyiik bir duvar engel olusturur. Duvan
ge9emezler. Cikan ve diisenler yaralanir, sakat kahrlar. Duvan
asamayacagini anlayan koyliiler buraya 9op dikerek giderler. Sabahleyin
gelip baktiklannda burada eren bir kisinin yattigini anlayarak ziyaret yeri
olarak kabul ederler. Ofkeli kalabahgin huyunu kestigi i9in, "huykesen"
denilmistir. Koyde aynca Halil Efendi ismiyle anilan bir ziyaret yeri
daha bulunmaktadir.
Il9eye uzakhgi, halk arasindaki deyimle "bir kursun atimi"
mesafede oldugundan, koyiin Kur§unlu ismini aldigiileri siiriiliir. 1850
yillannda halen Zile'de ikamet eden Hacibalogullan, Diilgerogullan ve
Aliogullan tarafindan kuruldugu soylenmektedir.
232
Hidir Dede'nin kabri Hidir Ellez §enlikleri'nin yapildigi yerde bulunur.
Bu mekan, hem ziyaret yeri, hem de piknik alam olarak kullamhr.
Kurupinar koyunde bulunan Kirklar'a da yagmur duasi i9in
topluca gidilmektedir. Kirklar 90k iri ve yash kavaklann bulundugu bir
meydandir. Menkibeye gore, bir gelin gece vakti karanhkta bu alandan
ge9erken selvi kavaklannm Tann'ya secde ettigini goriir. Gorduklerini
koyliiye anlatir fakat kimseye inandrramaz. Ertesi gece yine kavaklan
bekler, selvi kavaklan secde i9in egildiginde en uzun kavagin dahnin
ucuna yazmasmi baglar. Koyliilere durumu anlatir. Koyluler gelinin
yazmasimn insamn bir turlii 9ikamayacagi en uzun kavagin ucunda bagh
oldugunu goriince inanirlar. O giinden sonra bu yerin kutsalhgi kabul
edilir ve burasi kurak mevsimlerde yagmur duasi i9in ziyaret yerine
9evrilir. Koy Aleviligin Ke9eci Baba koluna mensuptur.
Suyu olmayan bir dere yatagimn her iki tarafinda kurulmus olan
Kurugay Koyii, Cenksu U9er'e gore, Aleviligin Hubyar kolu
mensubudur.
Osman Pinari Koyii'nde Kizlar Pinan ismiyle bilinen yere
kudsiyet izafe edilerek ziyaret yapihr. Mezann yeri belli degildir. Koyde
bulunan bu aga9hk alanin ozellikle ayin on dordiinde kirk peri kizi
tarafindan ziyaret edildigi kabul edilir.
Nereden geldikleri kesin olarak bilinmeyen koy halkimn,
hayvanlara sirthk-palan dokumalan nedeniyle koye Palanh dendigi ileri
siiriiliir. 19. yiizyilda yasayan ve hakkinda bir9ok menkibe bulunmakla
birlikte ermisligine inanilan Biiryan Ana isimli halk ozani
233
bu koyde yasamistir. Cift9iligin peygamber meslegi olduguna, Adem
Peygamberin 9ift9ilik yaptigina inanilan koyde £ig Koy Baba'nin bir
evin bah9esindeki kabirde yattigi ve Horasan Evliyalan'ndan oldugu
soylenir. Halk arasinda insanlann kalbini kiran "Cig" adamlann buraya
ugradigi zaman, kisa bir zaman sonra olgunlasacagi, kalpleri
kazanabilecegi konusunda bir anlayis vardir.
Murat Baba'nin kabri Palanh Koyii'nde, admin manasiyla
"Herkesin muradma gore, murat verir." anlayisiyla ziyaret edilen bir
mekandir. Burayi daha 90k 90cuklan olmayan kadinlann ziyaret ettigi,
90cuklan erkek olunca da ismini Murat koyduklan anlatihr.
Cenksu U9er Palanh koyiindeki Murat Baba, Delikli Ta§ ve Somun
Dede yatirlannin Alevi yatirlan oldugunu kaydeder.
Arslan Dede'nin tiirbesi il9enin kuzey sirtlanndaki, ismini eski
Zile-Amasya karayolu iizerinde bulunmasindan ve bu arada 9ahsan
kervanlann saraciye tamirini yapan sanatkarlann bol olmasindan almis
olan Same koyii'nde bulunmaktadir. Bu tiirbenin bulundugu yerde yedi
kabir vardir. Arslan Dede'nin biiyiik miicahitlerden biri oldugu, bir
savasta, dizlerinden asagisini kaybetmesine ragmen savasa devam ettigi,
pek 90k kafiri tepeledigi, dort metre boyunda olaganiistii bir sahsiyet
oldugu konusunda hikayeler anlatihr.
Arslan Dede, evliyanin biiyiiklerinden olup, Allah aski ve
evliyahk halleri ile hallenmis bir ulu zattir. Horasan'dan geldigi, uzun bir
omiir siirdiigii nesilden nesile aktanlan rivayetler arasindadir. Once ilim
tahsil ettigi, daha sonra 9esitli gorevlerde bulundugu, ancak tasavvufun
goniil alici sirlanni anladiktan sonra, mevkiden,
234
makamdan, paradan puldan tamamen vazge9tigi, erenlerden bir eren
olmak yolunda, bin bir (jile 9ektigi soylenmektedir. Ibadet ve taati bas
taci yapan, kendine gelen binlerce hediyeyi ihtiya9 sahiplerine dagitan,
yoksullugun ve sadeligin bir onur oldugunu savunan son derece goniil
ehli zattir. Yemeyip yedirdigi, giymeyip giydirdigi soylenmektedir.
Menkibeye gore, talebelerinden birinin evinin bitisiginde
kullanilmayan bir diikkan varmis. Diikkam satin ahp evi biraz olsun
genisletmeyi, gelen ge9ene sofra kurmayi, hizmet etmeyi isteyen gen9
miirid, durumu hocasina bildirmis. Diikkanin sahibi bos mekani Arslan
Dede'nin talebesine bir tiirlii satmak istemiyormus. Bir gun Arslan Dede,
talebesinin evine gelmis sohbet etmis. Sirtini da, diikkanin duvanna
dayamis. Ertesi giin diikkan sahibi, talebenin karsisina 9ikip, "Al burasi
senin olsun, beni arslandan kurtarl... Iqimdeki bu arzu kaybolmadan
al!...", diye israr etmis.
Arslan Dede Turbesi, daha 9okpiknik ama9h olarak ziyaret edilir.
Zile ovasina hakimiyeti, yayla havasinin giizelligi, pek 90k insani
ozellikle yaz mevsiminde buraya 9eker. Hamile kadinlar, bu tiirbeyi
ziyaret ederlerse, "tekke beni" izinin 90cuklannda olacagi inanci
hakimdir. Yine bu tiirbe yagmur duasi i9in de sik sik ziyaret edilen
mekanlardan biridir.
Cenksu U9er Arslan Dede ve San Dede yatirlanni Zile'deki alevi
yatirlan arasinda sayar.
Savci Koyii'nde Kulak Kuyusu ismiyle anilan kutsal bir mekan
bulunmaktadir. Mezan belli olmayip koyiin i9inde bulunan bir kuyudaki
suyun sifah olmasindan dolayi burasi kutsal kabul edilerek
235
ziyaret edilmektedir. Kuyudaki suyun ozellikle kulak agnlanna iyi
geldigi konusunda yaygin bir inams vardir.
Kirklar ismiyle bilinen kabir Savci Koyii'niin biraz
yukansindadir. Burada kirktane ermisin yattigina inanihr. Yagmur duasi
i9in yore halki tarafmdan ziyaret edilen bu ermislerin kimler oldugu,
nereden geldikleri, ne zaman yasadiklan belli degildir.
Eski adi Abdal olan koyiin, Anadolu'ya ilk gelen Alperenlerden
§eyh Nusrettin'in miiridleri olan sahislar tarafmdan kuruldugundan ve
bunlara tasavvufta Abdal ismi verilmesinden koye de bu ismin verildigi
sanilmaktadir.
Giirz Baba §eyhkdyii'nde bulunan ve hakkinda pek fazla bilgi
bulunmayan bir kabrin sahibidir. Koy halki, 9esitli dileklerinin yerine
gelmesi i9in tiirbeyi ziyaret etmektedir. §eyhkoyii'nde aynca Kara §eyh
ismiyle bilinen bir yatir daha bulunmaktadir. 1865-1935 tarihleri
arasinda yasamis olup ermisligine ve kerametine inamlan ve bii"9ok
deyisi bulunan, Ummi Sim Baba isimli sair bu koydendir.
"Bu §eyh Nusret, Haci Bektas-i Veli (ile) Horasan'dan gelmis,
ceddimiz Hace Ahmed Yesevi halifelerinden ve Horasan illerindendiir.
Tekye Zile vadisinde ma'mur u abadan imaret, mescid ve misafirhaneli
nazargah-i muazzamdur. Pa vii ser biirehne yetmis aded fukarasi vardur.
Bu diyar ahalisi §eyh Nusret'e gayet mu'tekiddiirler. Hatta tekyesiniin
oninde bir azim kohne dut agaci vardur. Bir tarafi 9urimisdur. (^iiriyen
yirden bir kaymak koparup hummayi muhrik ve humma-yi rebi'aya
buhur itseler sifa bulur. Gayet miiceiTebdiir. Bu agacun 9iiriigini biitiin
halk-i cihan dort yiiz yildan beri ahrlar. Boyle iken yine zerre kadar
eksilmez ve kop an Ian mahal
236
ma'lum olmaz. Hakir dahi oyle gordiim ve bir paresini alup teberriiken
hifz eyledim. Bu agacun diger tarafi oyle leziz dut viriir ki ekl iden guya
misk rayihasi semm ider. Zile sehriniin ayan u esrafina bu
Dutdan dervisler hedaya gotiiriip ihsan ahrlar (153)."
1353, 13 68, ve 1389 tarihli 119 vakfiyeye ait suretlerde §eyh Nusret
bin Hamza zaviyesine vakfedilen yerlerden soz edilir (154). Ancak
turbedeki mezar tasinda §eyh Nasireddin yazihdir. Bu ismin zamanla
halk arasuida §eyh Nusret veya Nusreddin'e doniismiis oldugu
soylenebilir. Kayitlarda 1691 yihnda gocebe Tiirkmenlerin iskani ile
ilgili olarak Nusrath Koyiiniin bu tarihte oturulamayacak kadar harap
oldugu yazihdir. 1855 senesinde Ibrahim Dedezade Huseyin Aga
tarafindan tamir ettirildigi tiirbe icindeki kalemisi kitabede kayith olan
eserin en son 1978 yihnda tekrar onanldigini, kapisi uzerindeki
kitabeden anhyoruz. Tiirbe, bati tarafindaki cami ile birlikte biraz arahkh
yerlesen iki yapidan meydana gelen kiiciik bir kiilliyenin par9asi gibi bir
konuma sahiptir. Cami ile tiirbe arasinda tiirbenin giiney duvanndan
itibaren uzanan bir duvar, caminin dogu duvanna bitiserek kismi bir
beraberlik de saglar. I9 mekanda goriilen kalemisi tezyinat yapidaki
yerine gore kubbe, pandantifler, ve cephelerde olmak iizere bashca 119
boliimde toplanmistir. §eyh Nusret Tiirbesi dogu duvanndaki tamir
kitabesinin altinda, daha once Merzifon Kara
(153) Evliya Celebi, Seyahatname
(154) CAL Halit, §eyh Nasreddin (Nusrat) Tiirbesi, Turk Tarihinde ve
kulturiinde Tokat Sempozyumu, 1 986
237
Mustafa Pasa Camii §adrrvaninda ve Merzifon Sofular Camisi'nde
imzasini buldugumuz Zileli Emin'in ismi okunmaktadir.
Tiirbenin i9indeki 119 sandukada, mezar taslanna gore §eyh
Nasreddin, Abdiilhannan oglu Seyyid Mehmet ve Abdiilhannan kizi
Siret Hatun yatmaktadir. 1387 yihnda iktidar miicadelesinde Kadi
Burhaneddin Ahmed'e yenilen Emir Ahmed ve Taceddin'in, Kadi
Burhaneddin'e sulh ricacisi olarak «... o zaman Danismendiye
vilayetinde niifuz sahibi olan §eyh Nusret'in oglunu» gonderdikleri
bilinmektedir. §eyh Nusret Zaviyesi'nin ve dolayisi ile §eyh Nusret'in bu
yorede etkili oldugu anlasilmaktadir. (^iinkii aym tarihlerden Zile Yesilce
Koyii §eyh Eyliik Zaviyesi'ne bir koyun gelirinin bir kismi
vakfedilirken, §eyh Nusret Zaviyesi'ne biri Amasya'da digerleri Zile'de
olmak iizere onbir koyun gelirinin bir kismi vakfedilmistir.
§eyh Nusret Harzem Devleti iimerasindan Hamza Beyin ogludur
(155). Hamza Bey Harzem Devletinin Cengiz Hanin istilasina ugramasi
iizerine oglu ile birlikte Erzincan'a hicret eder. Hamza bey oglunu
Erzincan'da evlendirir. §eyh Nusreddin Hazretleri'nin bu evlilikten
Fatima isminde bir kizi olur. Kizini Erzincan alimlerinden §eyh
Siraceddin Efendi ile evlendirmis bu evlilikten Ummugulsum adinda bir
kizi, Acepsir adinda bir oglu olmustur. Bu isimleri torunlanna §eyh
Nusreddin Efendi koymustur. §eyh Nusreddin Hazretleri, damadi ve
torunlan ile birlikte evvela Tokat'ta, bir miiddet sonra Kazova'nin Cebel-i
ebyaz denilen mevkiinde kalmislardir. Zile'lilerin israrli daveti iizerine o
zaman Aksaray denilen bugiin ise
(155)KILig Arif, Zile Tarihi Notlanndan
238
kendi adiyla anilan §eyh Nusreddin Koyiine yerlesirler. Bu koyde bir
medrese, bir zaviye yaptirmis vefatina kadar ilim ve irfan nesri ile
mesgul olmus, bu arada degerli alimler yetistirmis, biitiin memleket ve
havalisi ilminden irfanmdan istifade etmistir. Bugiinkii Karaseyh
koyiinde ziyaret edilen §eyh Yakup Hazretleri ile §iheylik koyiinde
tiirbesi bulunan Veli Mehmet Efendi bu zatin halifelerindendir.
Tahminen hicri 630 yilinda Zile'ye gelen §eyh Nusreddin Efendi
Hazretleri torunu Ummiigiilsiim Hanimi Zile merkezinde §eyh Etem
£elebi Camii i9erisinde tiirbede medfun bulunan ve Beyazid Bestami
torunlanndan olan Muiniiddin Halil Efendi ile evlendirmistir. Bu
evlilikten meshur alim §eyh Edhem Qelebi diinyaya gelmistir.
Amasya Mevlevihanesi seyhi Cemaleddin Ahmed Dede Zileli
Nusretzade'dir ve 1 387 yihnda Kadi Burhaneddin'e yenilen Emir Ahmed
ve Taceddin'in sulh ricacisi olarak gonderdigi kisidir (156). Yesevi
halifesinin oglunun bir Mevlevi seyhi olmasi, Halit (^al'in 9ahsmasinda
Zileli Emin'in kalemislerini yorumlarken tiirbe duvannda karsilasrms
oldugu sikkelerin hangi tarikata ait oldugu konusunda tereddiide
diismesine biraz acrkhk getirebilir. §eyh Nusret'in torununun Zile'de
Halveti tarikati seyhine gelin olmasi da tarikatlar arasindaki iliskiye
farkh bir dinamizm kazandinr.
( 1 5 6) A. DURM A, Evliyalar §ehri Amasya
239
Turbe disinda babasi Hamza Beyin kabri vardir. Hamza Bey Hicri
650 yihnda vefat etmistir. Baba tarafindan nesebi Hasan Geylani isminde
bir sahabeye dayanir. Ana tarafindan Imam Hiiseyin'e ulasir. Bu suretle
ana tarafindan evlad-i Resul'diir. Tarikat silsilesi 13. silsilede Seyh
Ciineydi Bagdadi, Sim Sakati, Maruf Kerhi, Davud ta-i, Habib-i Acemi,
Hasan Basri, Imami Ali vasitalan ile Peygamberimize (s.a.) ulasir.
Hasluck cahsmasinda Seyh Nasreddin'in zaviyesine onceleri
Kirklar Tekkesi denildigini ve Greguvar'in ifadesine bakarak bu iinvan
altinda Hiristiyan bir mazisi de oldugunu kaydeder (157). Sivas'in Kirk
Sehidlerini banndiran (bir yer) olmasi itibariyle Hiristiyanlar tarafindan
hiirmetle ziyaret edildigini ilave eder. Cenksu U9er ise, Yeseviligin
Tokat'ta sahis olarak temsil edildigi Gij gij Dede'den sonra ikinci kisi
oldugunu yazar (158).
Anlatihr ki, Sivas valisi Haci Izzettin Pasa Zile'ye gelir (159). Haci
Ismail Dede'nin tiirbesini ziyaret eder. Sonra yaya olarak Seyh
Nusreddin Hazretlerini ziyarete gider. Koyden misafir olmasi i9in Seyh
Haci Ibrahim efendi israr eder. Pasa, "Eger kahrsam sabaha kadar
oturmak icap eder. Ihtiyanm, mazur goriin", diyerek aynhr.
Bir Alperen oldugu kabul edilen Circir yatin Sofular Koyu'ntin
i9inde bulunan iki biiyiik kavagin arasindadir. Tiirbe'ye ait oldugu
diisiiniilen kavak aga9lan, halk tarafindan kutsal bir mekan olarak
taninmistir. Kavak aga9lannm dahna oturan, dal koparan,
(157) HASLUCK F.W, Bektasilik Arastirmalan
(158) C. UCER, a.g.e.
(159)Kapi Cukadan Halil Efendizade, viizeradan Girit Valisi Haci
Osman Hasim Pasa'nin ogludur. 1872-1877/78 seneleri arasinda
240
once Harput, daha sonra Sivas Valiligine tayin edildigi anlasilan Haci
Izzet Pasa, 93 harbinin cereyan ettigi giinlerde, Erzurum Vali Vekili
olarak gorev yaparken, sahsi hesabindan devlet hazinesine 10 bin lira
yardimda bulunmustur. Haci Izzet Pasa, valisi bulundugu biitiin illerde iz
birakmak istemis, bu sebeple Harput ve Sivas'ta birer cami yaptirdigi
gibi, Mekke'de de hayrat birakmistir. Vakiflar Genel Mudiirliigii
kayitlanna gore Erzurum'da vali vekili iken Abdurrahman Gazi
Tekkesinin yikilmasiyla arsasi iizerine yaptinlan caminin banisi de yine
Haci Izzet Pasa'dir. Onun en miihim eseri kendisinden kirk sene once
vefat eden oglu Hiirrem Pasa adina Erzincan'da yaptirmis oldugu
camidir. Nuruosmaniye tarzinda 9ifte minareli olan bu cami Erzincan
sehrine degisik bir manzara vermistir. Kirk bin altin harcayarak insa
ettirdigi bu cami, 1930 ve 1939 senelerinde meydana gelen depremlerde
hasar goriip yikilmis ve bugiin i9in hie bir iz kalmamistir. 1 . Rutbeden
Mecidi-Murassa Osmani-Murassa imtiyaz nisanlan, altin ve giimiis
imtiyaz madalyalan ile taltif edilmistir. "§eyhii-l viizera" unvani Namik
Pasa'dan kendisine intikal etmistir. Vasiyetnamesinde, devrin padisahi II.
Abdiilhamid Han hazretlerini varis tayin etmistir. 1893'te vefat etmistir.
Hayatta kimsesi kalmamistir. istanbul'dan Edime'ye gonderilen bir
heyet, terekesini yazdiktan sonra, Edirne'deki Ucserefeli Caminin
karsisinda (Bugiinkii sehir planina gore arkasinda kalmistir) ve
Ibtidai Mektebi'nin avlusunda insa edilen kiiciik,
kargir bir tiirbeye defnedilmistir.
241
kesen ve kuru bile olsa buradan dal gotiirenlerin biiyiik belalarla
karsilasacagi konusunda yaygin bir inan9 vardir. Burasi, Sofular Koyii ve
yakin cevredeki koyliiler tarafindan pek 90k dilegin yerine gelmesi i9in
ziyaret edilmektedir.
Ilk gelenler Sogiitdzii koyiine 2 km uzakhkta bulunan bir 9esmede
hayvanlanni suladiktan sonra buraya bir sogiit agaci dikmisler ve
rivayete gore koy ismini bu sogiit agacindan almistir. Yilancik
hastahgina yakalananlann, yilanlann 90k oldugu soylenen ve Yilanh
Tepe olarakbilinen yere sifa bulmak i9in ziyarete gittikleri anlatihr.
Ta$kiran koyii'nde bir tepenin iistiinde bulunan Kabak Dede
yatm yagmur duasi i9in ziyaret edilir. Bu tiirbenin 9evresinde kurbanlar
kesilmekte, adaklar adanmakta, eglenceler diizenlenmektedir. Tiirbede
yatan velinin kim oldugu, nereden geldigi, ne zaman yasadigi konusunda
herhangi birbilgi yoktur.
Kemerkaya yatm Turgutalp koyii'nde bulunmaktadir. Mezann
yeri belli olmamakla beraber, biiyiik bir kayanin yaninda yer alan mekan,
halk tarafindan kutsal olarak kabul edilmistir. (^ocugu olamayanlar
tarafindan da ziyaret edilen bu tiirbe, ashnda daha 90k dagda hayvanlan
kaybolan vatandaslar tarafindan ziyaret edilmektedir. Hayvanlan
kaybolan koyliiler, kaybolan hayvanlanna ait bir esyayi bu tiirbenin
yaninda birakmakta, daha sonra ahp ahira gotiirmektedirler. Bu suretle
hayvanlann er ge9 bulunacagina inananlann sayisi az degildir. Aym
tiirbeyi, vahsi hayvanlann agzini, "Kurt Agzi Baglamak" deyisiyle ifade
edildigi gibi, baglamak i9in de ziyaret edenler vardir.
242
Kasaba 1855 ve 1962'de sel felaketine ugramistir. Kurulus tarihi
kesin olarak bilinmeyen ve eski ismi Mashat olan yerlesim yerinin iran'in
Meshet kentinden gelerek buraya yerlesenler tarafindan kuruldugu
soylenmektedir. Yahudi mezarhgi anlamina gelen Mashat'in ismi 1962
yihnda Yahnyazi olarak degistirilmistir. Burada Saka Dede, Kamber
Dede ve Kucuk £eltek isimli ziyaret yerleri vardir.
Yagibasan tiirbesi Yahnyazi (Masat) Koyti'nde, koy camisinin
yaninda bulunmaktadir. Mezannin basinda akan suyun, korku
hastahgina iyi geldigi soylenmektedir. Korku hastahgina yakalanan
hastalar i9in bu turbeden tas getirilerek bir tasin icindeki suya konur. U9
giin icirilir. Iyi gelecegi konusunda yaygin bir inams vardir. Anlatildigina
gore, burada yatan zatin biiyiik kiileklere yag bastigi, bu yaglan sehre
gotiiriip satarak kazancim fakirlere dagittigi anlatilmaktadir.
Kii9iik (^eltek Tiirbesi Yahnyazi Kasabasi'nda bulunmaktadir. Pek
90k dertlinin derdine deva, hastalara sifa oldugu soylenen (^eltek
Babalar, ashnda §eyh Mahmut'un kardesleridir. Dordiiniin de
Horasan'dan geldigi, Yesevi Ocagi'mn kokulanni, Anadolu'nun bu giizel
beldelerine tasidigi anlatihr.
Cenksu U9er kasabadaki Saka Dede yatinni Alevi yatirlan
arasinda sayar.
Koyde yapagi yiin iiretiminin bol olmasindan esinlenerek
soylenen "yapagi" sozciigiiniin "Yapalak"a doniismesinden koyiin bu
ismi aldigi samlmaktadir. Yapalak Koyii'nde bulunan Sitma Pinan'nin
9evresindeki aga9lann kutsal oldugu kabul edilir. Bu aga9lann
243
dallarma nal, para, iplik ve bez par9alan asan yore halki, boylelikle bir
90k dileginin yerine gelecegine inanmaktadir.
Dikmen Evliyasi diye anilan yatir Yaylayolu koyiiniin i9inde son
derece sade bir kabirdir. Kim oldugu, ne zaman ve nereden geldigi
konusunda herhangi bir bilgi yoktur. Burada yagmur duasi yapihr ve
hayatin biitiin asamalannda halk 9esitli isteklerini iletir, adaklar adanir,
dilekler yerine geldiginde kurbanlar kesilir.
Yenidagiqi koyiinde bulunan Ardi^li Dede yatin kurak
mevsimlerde yagmur duasi i9in gidilen ziyaret yerlerindendir.
Yenikoy'de bulunan turbeyi yore halki pek 90k dilek i9in ziyaret
etmektedir. Zamamnda Yenikoy'de biiyiik bir su kithgi varmis. Koydeki
bir kuyudan baska yerde su bulunmazmis. Kuyunun basma orta yash bir
adam gelip durmus. Su almaya kim gelirse gelsin, kuyudan suyu biiyiik
bir cosku i9inde 9eker, herkesin gonliinii ahrmis. O kuyunun basinda
oldugu miiddet9e kuyuda asla su bitmezmis. Bu kuyunun basinda
ge9irdigi yillann hiirmetine erenlerden bir eren olarak goriilmiis. Adi da
"Kova Baba" olarak kalmistir.
Seyh Mehmet Efendi'nin tiirbesi Siheylik (Yefilce) Koyii'nde
bulunmaktadir. Koyiin resmi adi Yesilce olmasina ragmen yorede koy
Siheylik adi ile anihr. Malazgirt zaferinden sonra Oguz boylanndan 1 2
9adirhk bir Turkmen kafilesinin koye gelir. Seyh Mehmet Efendi,
Horasan Erenlerinden yedi kardesin en biiyiigiidiir. Buraya gelip
yerlestigi ve 9evrede binlerce insanin gonliinii fethettigi soylenmektedir.
Koyde yasayan ve Top9ular, lakabiyla anilan ailenin, Seyh Mehmet
Efendi'nin soyundan geldigi bilinmektedir.
Koyiin merkezinde bulunan tiirbe, Sel9uklu donemi mimari
244
ozelligine sahiptir. Tiirbede Seyh Mehmet Efendi'nin bayrak ve sancagi,
aynca geyik derisi iizerine kendisi tarafindan yazilmis bir seceresi de
bulunmaktadir.
Anlatildigina gore, Seyh Mehmet Efendi icazetini almak icin
Amasya'ya gider. Son derece mahcup bir tavn oldugundan en sona kahr.
Amasya Seyhi, Seyh Mehmet Efendi'ye seslenerek, "Gel bakahm Seyh
Efendi, bize marifetini gosterki, icazetini verelim.", der. Seyh Mehmet
Efendi, binamn temel diregini bir eliyle kavrar, sallamaya basilar. Direkle
birlikte biitiin bina sallanmaya baslar. Bunu goren Amasya Seyhi,
"Tamam seyhim, tamam!... iyilik bulasin Sihim!..." diye, icazetini dahi
vermeden, Seyh Mehmet Efendi'ye baghhgini bildirir.
Tiirbe, hemen hemen her tiirlii hastahk ve dilek i9in ziyaret
edilmektedir. Bugiin, ruhi bunahma diisenlerin, islerinin daha iyi, rahat
ve diizenli gitmesini isteyenlerin ziyaret yeri olan Siheylik'i ziyaret
edenlerin iyilik ve dertlerine sifa bulduklanna inanihr.
Nusreddin Baba'nm tiirbesi de Yesilce Koyii'nde bulunmaktadir.
Horasan Erenleri'nden biri oldugu kabul edilir ve Zile ve cevresini irsad
etmeye memur bir ulu zat oldugu ileri siiriiliir. Her tiirlii hastahk ve
dertlere sifa bulmak amaciyla yoksul ve 9aresiz halk tarafindan sik sik
ziyaret edilmektedir.
Yesilce Koyii'nde Kirklar Tepesi denilen mevkide kirk ermisin
yattigina inamlmaktadir. Bu tiirbe de cesitli dileklerin yerine gelmesi icin
ziyaret edilir.
Yiicepinar koyiinde bulunan Kaba Ardic ziyareti yagmur duasi
i9in gidilen ziyaret yerlerinden olup burada bulunan iri ardi9 agacimn
kutsalhgina inanihr. Menkibeye gore Hz. Ali buralara kadar gelip bu
245
iri ardi9 agacimn golgesinde dinlenmistir. Ozellikle yagmur duasi ve
9e§itli isteklerin yerine gelmesi i9in halk tarafmdan sik9a ziyaret edilir.
Yildiztepe Kasabasi Yeni Mahalle, Pervane Baba Caddesi,
Belediye Parki i9indeki Pervane Baba ismiyle anilan tiirbede yatan zatin
kim oldugu, nereden geldigi, ve ne zaman yasadigi konusunda yeterli
bilgi olmamakla beraber, Horasan Erenleri'nden biiyiik bir Islam
miicahidi oldugu konusunda rivayetler vardir. Yildiztepe'de sehit
diistiigii ve buraya defnedildigi soylenir. Karamsarhga ve ruhi bunahma
diisen, ozellikle agir endiseye kapilanlann ziyaret ettikleri yatirlardandir.
Giderken tiirbenin yakinindan kii9uk bir tas ahnir. Turbeden ahnan tas,
evde suyun i9ine konur. Yedi giin boyunca, giinde 119 defa bu Sudan
hastaya i9irilir. Bu sayede hastanin, rahatsizhklanndan kurtulacagina
dair bir inan9 vardir. Rahatsizhklanndan kurtulanlar daha sonra tekrar
gelip yatir basinda kurban keserek adaklanni yerine getirirler.
U9er'e gore, Zile il9e merkezinde Alevi niifusun orani %30'dur.
Bucak ve koylerde Alevi Niifusun orani %50,7'yi bulur. Il9enin toplam
niifusunaoraniise%39,rhkbirkisimteskileder.
246
Tokat'ta
Tarikatlar
247
Tokat'taAlevilik
Cenksu U9er Tokat merkez, ilge ve koylerinde Aleviligin her
kolu uzerine yapmis oldugu siimullii cah^masinda ziyaret
yerleri ile ilgili vermis-! oldugu listenin sadece birka9 omek
oldugunu belirtir. Bu bile sosyal yaprmn kiiltiirel zenginligini gostermesi
bakirmndan onemlidir.
Tokat merkezde, Sivri Tekke, Seyh Sirvani, Gijgij Dede, Nurettin
Sentemur, Kat, Kemalpasa'da Orhan Baba, Taf-iciftlik'te Germik;
Almus'ta, Hubyar Tekkesi, Goriimlu kasabasinda Kul Himmet turbesi,
Armutalan koyiinde, Hamza Abdal Tekkesi, Akarcay kasabasinda
Yahncak Tekkesi, Serince koyiinde imam Gazi; Cihet kasabasinda
Dervis Ali, Azinhk Inanan, Gedik Evliya; Artova'da Evlidere koyiinde
Gazi Baba Turbesi; Basciftlik'te, Erikbelen koyiinde Kara Abdal
Turbesi; Erbaa'da, Kececi Baba, Sokutas koyiinde Arap Dede; Niksar'da
Melikgazi Turbesi, Kirk Kizlar Tekkesi, Kuyucak kasabasinda Dolasi
Tekkesi, Yazicik kasabasinda Laldiz Tekkesi, Ormancik koyiinde Gazi
Bolat Baba, Akgiiney koyiinde Kargin Evliyasi, Elicek Evliyasi;
Resadiye'de, §eyh Yakup Turbesi, Sazak koyiinde Sinkh Evliya,
Besdere koyiinde Altin Dede; Sulusaray'da, Doglacik koyiinde
Biiyiik9am yatin, Sekiicek koyiinde Edna Dede; Turhal'da Kesikbas,
Karkin koyiinde Aziz Baba, Eriklitekke koyiinde Erikli Tekke, Cayh
kasabasinda Hubyar Kuyusu, Hasanh koyiinde Esiri Dervis; Yesilyurt'ta,
Sivri koyiinde Kabak Abdal; Zile'de ise, Sih Nusret Tekkesi, Hiiseyin
Gazi, Ismail Dede, Emiroren koyiinde Abdal Musa, Kepez koyiinde Seyh
Ahmet, Karayun koyiinde K ii 9 ii k Celtek,
248
Celtek koyunde Biiyiik Celtek, Palanh koyunde Murat Dede, Somun
Dede, Deliklitas, Akgiiller koyunde Kaygisiz Baba, Sarac koyunde San
Dede, Arslan Dede, Yahnyazi kasabasinda Saka Dede, £akircah'da
Kocabeden, Acipinar'da Sanhk Evliyasi bolgedeki ziyaret yerlerinin
bashcasi olarak zikredilebilir
Evliya Celebi Hidirhk Tekkesi'nin Bektasilere ait oldugunu yazar.
Rifat Dede, Gij gij Dagi eteklerinde Samyeli Mahallesi Ali Mezarhgi
i9erisinde etrafi iki metre yiiksekliginde demirlerle cevrilmi§ bir
mezarda yatmakta olup Celebilerden bir Alevi dedesidir. Oliim tarihi
1954'tiir. Giiniimuzde Alevi-Bektasi ziimreleri tarafindan, daha 90k
Persembe giinleri ziyaret edilmekte, mum yakilmakta ve buradaki
aga9lara 9aput baglanmakta, dilegin kabulii i9in tas yapistinlmakta ve
evde yapilan borekler buradaki 90cuklara dagitilmaktadir.
Tokat'ta Halvetilik
Evliya Celebi'de Kiimsiik Sultan Tekkesi Mesiresi adi altinda,
"ciimle ussakan Hidirhk Irmagi kenannda haymeleriyle
gelbeleriyle gelip safa ederler", diye kisaca soz ettigi
toplulugun, aym 9evrede meskun bulunan Seyh Meknun Zaviyesi ve
Haydarhane Zaviyesi mensuplan ile Yesihrmak kenannda
Bir yerlesim alani olusturduklari
249
anlasihyor. Kiimsuk Baba Tekkesinin eski bir asitane olup Halveti
tarikati dervislerine ait oldugu, fakat vakfiyesinin bulunmadigi goriiliir.
§ehir i9indeki Hamza Bey Tekkesi de Halveti tekkeleri arasinda yer ahr.
Pir ilyas ( 1 60) kolunun sadece Amasya'da degil, civar muhitlerde
de yayildigi anlasilmaktadir. Nitekim, Halvetiyye'nin Cemaliyye kolunu
kurmus bulunan (^elebi Halife'nin miirsidlerinden iimmi seyh
Tahiroglu'nun, bir goriise gore, Pir Ilyas Halveti'den hilafet ahp Tokat'ta
faaliyet gosterdigi kaydedilmektedir. Tarikat yoluna girmeden once
ilmiyye mesleginde ilerlemeye 9ahsan (^elebi Halife, Istanbul'da devrin
ileri gelen alimlerinden ders almaya baslar. Muhtasaru'l-maani kitabini
okumakta iken gonliine tasavvuf aski diiser ve ilk olarak Istanbul'da
Zeyniyye seyhlerinden Haci Halife Kastamoni'ye (6.1489) biat ederek
suliikiinii tamamlar. Bununla tatmin olamayan (^elebi Halife, daha sonra
Karaman'a giderek §eyh Alaeddin Rumi'nin (Ali Halveti, 6.1462)
halifelerinden Abdullah Karamani'ye intisab eder. Abdullah
Karamani'nin vefat etmesi iizerine Tokat'a giderek Halvetiyye
seyhlerinden Tahiroglu'nun hizmetine girer. Bir miiddet sonra onun da
vefati iizerine, §irvan'da bulunan Seyyid Yahya §irvani'nin hizmetine
girmek icin yola 9ikar.
Siinbiil Sinan'dan hilafet almis olan Maksud Dede Tokat'hdir. §eyh
Siinbiil'e intisab etmeden once Tokat'ta Yahya §irvani'nin ileri gelen
halifelerinden Molla Habib Karamani'nin bir vaazim dinleyerek
etkilenmis ve ona intisap etmek istemistir. Ancak §eyhin Dede'yi
(160) A. Durma, Evliyalar §ehii Amasya
250
irsad edecek zatin kendisi degil baska bir seyh oldugunu isaret etmesi
uzerine bu intisap ger9eklesmez. Bu hadiseden 15 sene sonra Istanbul'a
gelen Maksud Dede, burada da 1 5 sene kaldiktan sonra bir giin Biiyiik
Ayasofya Camii'nde Cuma namazindan sonra miibarek bir zatin vaazini
dinlerken bu vaazdan 90k etkilenir. Maksud Dede, dinleyenlerden vaizin
kim oldugunu ve nerede bulundugunu ogrenir ve vakit ge9irmeden vaazi
veren Siinbiil Efendi'nin huzuruna 9ikar. §eyh Siinbiil 30 sene once
Tokat'ta meydana gelen hadiseye isaret ederek soze baslayinca Maksud
Dede 90k sasinr ve hemen seyhe biat eder.
§eyh §aban Efendi hayatta iken Kastamonulu halifesi Osman
Efendi'yi (0.976/1569) irsad i9in Tokat'a gondermistir. Osman Efendi,
§aban Efendi'nin vefati uzerine Kastamonu'ya donmus ve §eyh'in
makamina ge9erek kirk giin faaliyet gosterdikten sonra vefat etmistir
( 1 6 1 ). Bu tarikatin Pir Ilyas Kolu 'na mensup dervisleri Amasya ve Tokat
dolaylannda faaliyet gosterirken, Yahya §irvani Kolu'ndan gelenlerin,
20'nin uzerinde Anadolu sehrinde faaliyet gosterdikleri gorulmektedir.
Bunlarbasta Istanbul'un muhtelif bolgeleri olmak uzere Amasya, Tokat,
vbsehirlerdeidi.
Abdiilahad Nuri'den hilafet alan Tokath Karabas el-Hac Osman
Efendi memleketi Tokat'a gonderilmis ve orada 1669 senesinde vefat
etmistir
Anadolu'da XVI. asirda Halvetiyyenin bir 90k iinlii ismini
yetistiren Abdulmecid §irvani de Tokat'ta medfun bulunmaktadir.
( 1 6 1 ) A. Durma, Evliyalar §ehri Kastamonu
251
Gijgij Daginin giineye bakan kismiyla 9ay baglan arasinda kalan
ve (^ay Deresinin kollannin birlef-itigi yatak iizerinde, f-iehrin dogu
yoniine dii§en mezarhk, i9erisinden ge9en iki yol ve deredolayisiyla dort
boliime aynlrm^tir. Gijgij Dagi etegine rastlayan boliimde mezarhga
adini veren §eyh Abdulmecit §irvani gomuliidiir. Etrafi duvarlarla
9evrili olan bu kisimda Kirli Hafiz Zade, Bah9ecioglu, Sizrr Agaci Zade,
Alican Zade, Tuzcu Zade, Ko9hisan Zade, Cihz Zade, Sivash Muezzin
Zade, Yagci Zade, Kul Zade, Alaybey Zade, Pa§a Zade, Nebi Zade ve
Nalbant Zadelere ait mezarlar bu boliimdedir. §eyh Sjirvani'nin gomulii
bulundugu yer aynca bir duvarla 9evrilidir.
Tokat'ta Haydarilik
Aytekin Yaroglu'nun 9ah§masindan Tokat'in zengin tarihi
mirasi i9inde yer alan Haydari tarikatina dair bilgilere
ula^iyoruz (162). XIII. yiizyilda Mogol istilasi oncesinde
Anadolu'ya, yogun §ekilde tasavvuf ve tarikat ehli dervi^lerin geldigi
bilinmektedir. Bunlann i9erisinde olduk9a fazla sayida Haydariye
tarikati mensubu dervif-iler de bulunmaktadir. Bu tarikat mensuplan,
Anadolu'nun 9e§itli yerlerinde zaviyeler kurmu^lardir. Bu zaviyelerden
biri de Tokat'ta bulunmaktadir.
Burasi, fetihlerin ve iskanin kolaylas-imasrm ama9layan
idarecilerin destegiyle ve verdikleri arazi temlikleriyle vakfa
donu§turulmu§; 9e§itli koylerin malikane gelirleri, tarla ve baglann
vergileri bu zaviyenin vakfina tahsis edilmi^tir. Bu §ekilde Tokat'ta Hizir
Ilyashk adh kopriiniin (bugiinkii adi Hidirhk Kopriisii) yakininda
(162) A. YAROGLU, a.g.e.
252
kurulan Tokat Haydarhane Vakfi, Osmanh Devleti'nin son donemlerine
kadar, uzun sure varhgini devam ettirmistir. Bu zaman zarfinda vakif,
gelir kaynaklan olan koylerini, tarla ve baglan kendi biinyesinde
muhafaza edebilmistir. Sahibi oldugu bu miilkleri kiraya vererek ve
buralardan temin ettigi gelirler ile varhgini devam ettirmistir. Bu sure
icerisinde vakif yonetimleri, vakif gelirleri ve yonetimi iizerinde hak
iddia eden timar sahipleri, koyliiler, baska zaviyeler gibi kisi ve gruplarla
hukuki miicadele i9erisinde olmuslardir.
Tokat'ta Hidirhk Kopriisii yakimnda, bu vakfa ait herhangi bir yapi
guntimuze kadar ulasmamistir.
Haydariye tarikatinm olusumunda, Orta Asya'da 90k genis bir
alana, tasavvuf nitelikli ve belli bir o^iide de Iran sufiliginin etkisi ile
Islam anlayisimn yayilmasini saglayan, aym zamanda 90k gii9lii bir
gelenegi bulunan Kalenderilik ve Yesevilik tarikatlan etkili olmus ve
Haydarilik, Kutbeddin Haydar tarafindan bu tarikatlann birlestirilmesi
neticesinde kurulmustur. Miiridleri genellikle rind ve kalendermesrep
olan Haydariyye, Anadolu'da XV. yiizyildan sonra §emsiler, Camiler,
Edhemiler ve Rum Abdallan gibi kendilerine benzeyen diger tasavvufi
ziimrelerle birlikte sosyal hayattan silinmis, bazi gelenekleri
Bektasiligin i9inde devam etmistir (1 63).
Kalenderlik, yalmzca bir tarikatin adi degil, aym zamanda yaklasik
XL ve XII. yiizyillardan itibaren Dogu ve Yakin Dogu Islam
(163) YAZICI Tahsin, Haydariyye, TDV Islam Ansiklopedisi
253
dunyasindaki heterodoks sufi akim ve teskilatlan, 90k derinden
etkileyen biiyiik bir mistik akimdir. O kadar ki, sadece Vefailik,
Haydarilik ve Anadolu'da Bektasilik gibi heterodoks tarikatlan degil,
Mevlevilik ve bazi kollan itibariyle Halvetilik gibi Siinni tarikatlan dahi
derinden etkilemistir.
Horasan Melametiyesinin, Seyhun civanndaki §i'i cereyanlann,
eski Tiirkkabile an'ane ve inams kahntilannin etkisi altinda ortaya 9ikan
ve gelisen Yesevilik, olusumundaki pek 90k faktor nedeniyle olduk9a
genis ve serbest bir tasavvuf felsefesine sahip olmustur. Kisa zamanda
Turkmen boylannin yasayis ve diisiince bi9imlerine adapte olmustur.
Diisiince sisteminin, 9evresindeki yerli halka ve g09ebe koyliilere
anlayabilecekleri bir dil ve ahstrklan sekillerle anlatilmasi sebebiyle,
Tiirkler arasinda siiratle yayihp yerlesmistir. Daha sonra ortaya 9ikan
Haydari, Bektasi tarikatlannm ve Babai hareketinin olus umunda da
olduk9aetkili olmustur .
Tokat Haydarhane Vakfi'nm sartlan arasinda fakirlerin, gelip
ge9enlerin doyurulmasi ve tedris yapma vazifesinin bulunmasi, sosyal
ama9lannm mevcudiyetini gostermektedir. Ayni zamanda vakif
yoneticiliginin ogullara ge9mesi uygulamasi, aile fertlerine de gelir
saglama amacimn gozetildigini ortaya koymaktadir. Bu sebeblerle Tokat
Haydarhane Vakfi, yan-ailevi vakif kategorisinde yer almaktadir.
Vakifta miitevellilik, zaviyedarhk, seyhlik ve miiderrislik gorevleri
bulunmaktadir. Zamanla miiderrislik gorevi yapan baska kimselere de
rastlanmakla birlikte, bu gorevleri mutevellilerin uzun siire tek baslanna
iistlendigi anlasilmaktadir. Miitevellilerde oldugu gibi bu muderrislerin,
baska iinvan ve gorevleri b u lunm am akt ad lr .
254
Bunlarm haricinde vakif biinyesinde bulunan herhangi bir gorev ve
gorevliden bahsedilmemektedir. Mutevelliler, vakif gorevlerinden
kaynaklanan gelirlerini baskalan ile paylasmamak i9in bu yola
ba§vurmu§lardir.
Ilgi 9ekicidir ki, Tokat'taki zaviye, kaynaklann kendilerinden
kulaklanna, bileklerine, boyunlarma, ayaklanna demir halkalar
taktiklari, yahnayak dolastiklan, sirtlanna ke9eden yapilrms bir aba,
baslanna ke9e kiilah giydikleri, yersiz yurtsuz gezginci dervisler
olduklan, ve zaviye ve hangahlan olmadigi seklinde soz ettigi tarikatin
istisnai mekanlanndan biri olmus goriiniiyor.
Tokat'ta Kadirilik
Evliya £elebi Tokat'ta Alaca Mescid Tekkesi'nden soz ederken
burasi hakkinda, " Kadiri tarikat-i aliyyesine mahsus tekke olup
sehir i9inde olmakla vafir hayru berekati miitekasirdir.",
diyerek sehirde Kadiri tarikatinin varhgini ortaya koyar. 1781 tarihli
Alaca Mescid ile ilgili Mustafa bin Nasuh Vakfiyesinin Kadiri tarikati ile
ilgili olmasi muhtemeldir. Burada "..Alaca Mescid demekle ma'ruf
camii serifin havlusu vasi'olup kible tarafinda olan kapu iizerine talebi-i
ulum sakin olmak igiin ba izn-i mutevelli vakf-i mezbur muceddeden
fevkani alti bab oda bir bab dershane atyeb-i mahmdan.." sozleriyle
ogrencilerin kalmasi i9in alti oda ile bir dersanenin insasi soz konusudur.
Fakat bu zaten Qelebi'nin XVII. Asirda varhgindan soz etmis oldugu
tarikatin tekkesine yapilan bir ilave olabilir.
255
Tokat'ta Mevlevilik
Konyah Arife Hoslika Tokat'ta Ulu Arif Celebi'nin halifesidir.
Kendisinde bir miiddet misafir kalmis olan Nasireddin Vaiz
etkili konusmalanyla sehir halkmin adeta akhni basindan ahr.
Fakat bir ara Celebi hakkinda sarf etmis oldugu uygunsuz sozler Hoslika
tarafmdan karsiliksiz birakilmaz. Bundan incinen Nasireddin dargin
vaziyette Niksar'in yolunu tutar. Cok ge9meden hasta vaziyette geri
doner. Sozlerinden pismandir, fakat artik 90k ge9tir ( 1 64).
Ariflerin Menkibelerinde Ulu Arif Celebi'nin Tokat
ziyaretlerinden birinde karsilasmis oldugu §eyh Bahaeddin Cendi'den
bahisle, "Onu Hankah-i Hoca Miinir'e seyh yaptilar.", denir. Fatma
Ustek'in 9ahsmasindan Hoca Miinir Zaviyesi vakfinm, devirleri tespit
edilemeyen miiessese vakiflan arasinda yer aldigmi ogreniriz (165).
Gelirlerini sehir merkezinde yer alan Seyyidoglu Carsisindaki 90k
sayida diikkan kirasi, Kazabad, Artukabad, ve Beldiiz'deki birka9 koyiin
malikane hisseleri olusturur. Giderleri arasinda zaviye gorevlilerine
verilen iicretler, mescit hizmetine aynlan miktar, zaviye masraflan, vb.
kalemler i9in yapilan odemeler teskil eder.
( 1 64)EFLAKI Ahmet, Ariflerin Menkibeleri
(165) F. USTEK Fatma, a.g.e.
256
Ahmet Eflaki'nin eserinde yer alan ve kendisi de Suhreverdiyye
tarikatinin bir seyhi olan Fahreddin Iraki'ye Pervane'nin Tokat'ta bir
zaviye yaptrrrms oldugu anlatihr (166). Kalenderi dervisin devrin
baskentinde yabancisi olmadigi sema ayinlerine katildigi, ve hatta onun
Mevlana'nm ulasilmazhgi ile ilgili fikir sahibi oldugu gortiltir (167).
Fakat bu zaviyenin Mevlevilikle bir ilgisi oldugunu soylemek uygun
(166) BILGIN Orhan, Fahreddin Iraki, TDV Islam Anasiklopedisi
( 1 67)Ahmet Eflaki, Mevlana'nm zengin ic diinyasmm kavramlamayisim
uc btiytik zatin onun hakkindaki su dtistinceleriyle soyle ifade eder.
Mevlana oldtigtinde de, Seyh Evhadtiddin (Kirmani) 9ml 9iplak olmus,
feryatlar ediyor, bagirrp 9aginyor, ve : "Ey aziz!, ey aziz! Sen nasil gelip
gittin de W9 kimse, seni tammadi" diyerek su beyti okuyordu:
"O, dtinyaya geldi. Bir iki gtin bize ytiztinti gosterdi. (Sonra) oyle 9abuk
9ikip gitti ki, kim oldugunu bilemedim."
Mevlana Semseddin (Tebrizi) ise baglihgim dile getirirken, onun
anlasilmazhgim da itiraf eder. "..Bana yol bulan Mevlana'nm tab'asi olur;
9tinkti kapah olan bir kapi onunla a9ildi. Tann'ya yemin ederim ki ben,
Mevlana'yi tammaktan acizim..." Bu, belki de yillar once Mevlana'nm
Sam'da Semseddin'in elini yakalayrp ona, "Dtinya sarrafi beni anla",
dedigi sirada istigrak alemine ge9en Semseddin'in etmis oldugu itirafti.
"Mevlana'nm mtisaadesiyle Muineddin Pervane Seyh Fahreddin'i Tokat
tarafma 9agirdi ve onun i9in ytiksek bir hankah yapilmasim emretti.
Fahreddin o hankahin seyhi oldu. Seyh Fahreddin daima medresedeki
semada hazir bulunur ve Mevlana'nm btiytikltigtinden soz ederek ah
9ekip "Hi9 kimse Mevlana'yi gerektigi gibi anhyamadi. O bu dtinyaya
garip olarak geldi garip olarak gitti.", derdi."
257
olmayacaktir. Aynca Iraki, Mevlana'nin vefatindan dort yil sonra
katledilen Pervane'nin vasiyetini yerine getirmek icin bir daha
donmemek iizere Anadolu'dan ayrilacaktir.
1455 tarihli Tahrir Defterinde, Tokat mahalleleri arasinda bir
Mevlevihane Mahallesi'nin kaydedilmis olmasina binaen, sehirde
Mevlevilere ait mustakil bir tekke olmasi gerektigi ileri siiriilebilir.
Necdet Yilmaz'in cahsmasindan, "Fatih doneminde Karamanogullannin
ortadan kaldirilmasi sonucu Uzun Hasan'a iltica eden
Karamanogullannin tahrikiyle 1471 senesinde Uzun Hasan, Tokat
vlzerine biiyiik bir ordu gondererek ani hiicumda bulunmus, sehir bastan
basa tahrip edilmis oldugunu", ogreniyoruz (168). Bu tahribattan
Mevlevihane de nasibini almis olmah ki, yiiz yil sonra bile, 1576 tarihli
Defter-i Evkaf-i Rum icinde, Tokat merkez kazasina ait vakif kayitlan
arasinda varhgina kesin goziiyle bakilan Mevlevihaneye yer verilmez.
Sahih Ahmed Dede, 1616 senesi olaylanni anlatirken, Bostan
£elebi tarafindan Tokat Mevlevihanesi'ne yaninda yetistirip hilafet
verdigi Niksarh Ramazan Dede Efendi'yi gonderdigini ifade eder (169).
Buna gore Tokat Mevlevihanesi, I. Ahmed'in saltanat (1603-1617) ve
Bostan £elebi Efendi'nin 9elebilik doneminde (1603-1630) insa
edilmistir. Netice olarak Sahih Ahmed Dede'nin verdigi 1616 tarihi
dogru olmahdir. Seyhi ve Belig ise XVII. yiizyilin sairleri arasinda
(168)YILMAZ Necdet, XVII. Asirda Anadolu'da Tasavvuf, Doktora
Tezi, Marmara Uni., Istanbul, 2000
(169)N.YILMAZ, a.g.e.
258
saydigi Talib Mehmed Dede Efendi'nin Tokat Mevlevihanesi'nde
seyhlik yaptigim, alim ve sair olan bu zatrn 1 689 senesi
civannda vefat ettigini kaydetmektedir
Sezai Kiiciik'tin cahsmasrndan, Evliya Celebi'nin 1656 senesinde
Tokat seyahati esnasinda Sultan Ahmed vezirlerinden Suliin Muslu Pasa
tarafindan insa ettirilen Tokat Mevlevihanesi'nin, bu donemde
Semahane ve dervis hiicrelerinden olustugunu, ve burada haftada iki giin
ayin yapilmakta oldugunu ogreniriz (170). Kazim Yasar Kopraman ise
makalesinde, Seyahatname'den sunlan ahr (171). "Gayet ma'mur ve
abadan olup banisi merhum ve magfurun leh 'Siiliin Muslu Pasa'dir ki
Sultan Ahmed Han viizerasindan olup, sadr-i azam olamamistir. Amma
sahiyyii'l viicud, sahib-i kerem u ciid bir zat olmagla ruh-i Mevlana'yi sad
ve tarik-i Mevlevi fukarasim dilsad etmek i9in bir Mevlevi-hane biinyad
etmistir ki misli bir diyarda yoktur. Meger Istanbul'daki 'Besiktas
Mevlevihanesi' ola. Amma bunun evkafi ondan pek ziyade olmagla
gayet ma'murdur. 'Semahane' etrafinda 'sema-zen' fukaramn hiicrelerinin
ciimle revzenleri, cevani-i erba'asindaki sukufe-zar ve murg-zarh yerlere
nazirdir. . Haftada iki giin mukabele olarak 'ayin-i Mevlana' icra olunur ve
giiya ki 'Hiiseyin Baykara' fasillan olur. Ale'l-husus 'Sizilti-zadeler'
naminda 'ney-zenleri' vardir ki her biri kendi
(170)KUCUK Sezai, XIXAsirda Mevlevilik ve Mevleviler, Doktora
Tezi, Marmara Uni., Istanbul, 2000
(171)KOPRAMAN Kazim Yasar, Evliya Celebi Seyahatnamesi'ne
Gore Tokat Sehri
259
san'atimn Ferid'idir. §eb u ruz ciimle fukara ve ehibbaya 'ni'met-i
Mevlana'si mebzuldiir."
Evliya Celebi, Tokat Mevlevihanesi'nin bir 90k vakiflan
bulundugunu belirtiyorsa da, ilk vakfiyesi bulunmadigi i<;in bunu
dogrulmak miimkiin goziikmemektedir. Vakiflar Genel Mudurliigii
Arsivi'ndeki hazine ve sahsiyet kayitlannda Muslu Aga Vakfi olarak
kayith bulunan Mevlevihane'nin 1703 tarihli hiiccette, 1819 tarihli bir
ilmuhaberde yine Muslu Aga tarafindan insa edildigi kayithdir (172).
Mevlevihane'nin son seyhi Mehmet Hadi Efendi tarafindan Konya'daki
asitaneye gondermis oldugu 1911 tarihli mektupta, Tokat
Mevlevihanesi'nin 1638'de Muslu Aga isimli Tokath bir zat tarafindan
tesis edildigi, mektubuna dercetmis oldugu Ebced hesabiyla diisiiriilen
tarihi belirten, "Muslu Aga sehte in tekye ra Mevleviyan ta ibadet mi
kiined Guft Mevlana zi piset tarihest Bisnev ez ney cun hikayet mi
kuned" Misralannda bir levha iizerine yazih bulunduguna dair ifadesi,
Evliya Celebi'nin vermis oldugu bilgileri dogrular niteliktedir. Halbuki
bu durum Sahih Ahmed Dede'nin yukandaki ifadesiyle ortiismez.
1703 tarihli hiiccet'e gore, bir 90k gelir kaynaklan bulunan
Mevlevihane, zamanla yikilmis, vakiflan yok olmus ve geriye sadece
arsasi ve akar olarak bir han kalmistir. Bu hanin da bir yangin neticesinde
yok olmasiyla 1703 senesinde dergah postnisini olan Danis Ali
Efendi'nin (6.1684) oglu Miiderris §eyh Mehmed Efendi,
(172)YUKSEL Hasan, Tokat Mevlevihanesi
260
Mevlevihanenin harab olan ve atil duran arsalanm miitevellilerden icara
almis ve bu arsalar iizerine gelir getirecek binalar ve bu gun Tokat Soguk
Pinar Mahallesi Behzat Bey Sokagi'ndaki Mevlevihaneyi insa etmistir.
Babasimn olumiinden sonra Siyahi Mustafa Dede'nin (6.1711)
hizmetinde bulunmus, onun terbiyesi altinda yetismis olan Mehmed
Efendi, Konya Mevlevihanesi postnisini Bostan Celebi II tarafindan
once Karahisar, arkasindan Ankara hankahlanna seyh olarak tayin
edilmistir. Dede, daha sonra Tokat asitanesine nakil olmus, 1718 yihnda
orada vefat etmistir (173). Aylin Tunca cahsmasinda, "H. 1015 tarihinde
Muslu Aga Mevlevihanesi harap oldugu icin Miiderris §eyh Mehmet
Efendi, yeniden tamir ettirip emlak ve akan ile vakfetmistir", der (141).
Mevlevihanenin evkaf ve akarati olarak sunlan yazar. Mevlevihane,
hiicreler, semahane, bahce, hamam, 12 bakir kazan, iki diikkan, bir
manav, bir kuyumcu dukkam, iki degirmen, at pazannda iki kath, 43
odah kapan ham, kantar ve boyahane vakfedilmistir. Gaynmenkul gelir
kaynaklan arasinda bakir kalhanesinin de dahil oldugu 1713'teki
Mevlevihanenin icar ve riisumlardan olusan gelir kaynaklan ise, Behzat
mevkiinde bulunan bir arsanin ican, bir degirmenin ican, Amasya'da
bulunan Alaca Hamami'mn ican, Yildizeli'ndeki bir malikhanenin rub'u
hissesi, Kapan ham ve kantar vezzaniyesi, kirpas ve kirmizi boyahane
mukataasindan ayhk vazife, Tokat sem'hanesi gelirinden ve
Tokat kahve tahmisinden miri mall
(173) DURM A Abdulhalim, Evliyalar §ehri Afyonkarahisar
(174) A. TUNCA, a.g.e.
261
hissesinden arta kalani da, Padisah fermam ile Mevlevihane'de bulunan
dervislere tahsis edilmistir.
§eyh Mehmet Efendi vakfin tevliyet, imamet ve vezzaniyesini
once kendisine, kendisinden sonra erkek evlatlannin en buyiigiine
birakmistir. Onlardan sonra, Hz. Mevlana sulalesinden birisi mutasamf
olacaktir. Mevlevihanede giinliik 12'ser akce ile muezzin, asirhan,
naathan, ayinhan, yediser ak9e ile dervishan ve fukaranin yiyecek ve
i9ecek masraflan karsilanacaktir.
1781 tarihli Alaca Mescid ile ilgili Mustafa bin Nasuh Vakfiyesinin
sahitleri arasinda Mevlevi §eyhi Osman Efendi'nin ismi yer ahr.
Omer Yildinm'in 9ahsmasinda, 1 798 yihna ait kayitlarda ge9en
vakiflar arasinda Fazh Aga Mevlevihanesi Vakfi yer ahr ve ucretini Fazh
Aga Mevlevihanesi vakfindan alan, giinliik 1 5 ak9e vazife ile imam olan
§erif Mehmet yerine Dervis Mehmet'in imam tayin olmasi hakkinda
berat kaydi bulunur (175). Aym 9ahsmada o yila ait kayitlarda yer alan
vakiflar arasinda Fazh Aga Mevlevihanesi Vakfi ismi ge9er.
Tokat Mevlevihanesi seyhi Mehmed Hadi Efendi'nin Konya'ya
gonderdigi 1911 tarihli belgeye gore; Tokath Muslu Aga'nin insa ettirdigi
Mevlevihanenin ilk seyhi Ramazan Dede'dir. Mehmed Hadi Dede,
Ramazan Dede'nin dergah tiirbesinde medfun oldugu halde
(175) YILDIRIM Omer, 1797-1798 Yillanna ait Tokat §eriyye Sicilinde
Yer alan Belgeleri Sosyal ve Ekonomik Yonden Tahlili, Yiiksek Lisans
Tezi, 19MayisUni., Samsun,2005
262
kabir tas-iinda her hangi bir tarih olmamasi nedeniyle vefat tarihinin
bilinmedigini ifade etmektedir. Hadi Dede, dergahrn ilk f-ieyhi Ramazan
Dede'den kendi ceddi olan Abdiilahad Dede'ye kadar Mevlevihanede
kimlerin vazife yaptiginin bilinmedigini ve dergahta mefjihatte bulunan
f-ieyhlerin hi9bir eser veya te'lifati bulunmadigini da ifade eder. Fakat,
§akaik-i Nu'maniye Zeyli Vakayiii l-Fiidela'da, XVII. asnn sonlannda
ilim ve irfan sahibi Talib Mehmed Dede (6.1688)'nin Tokat Mevlevi
(jeyhi olarak ismi ge9tigi gibi, 1703 tarihinde de Miiderris Mehmed
Efendi'nin soz konusu Mevlevihanede sjeyh oldugunu biliyoruz.
Aym zamanda bolgenin onde gelen es-irafindan olan Abdiilehad
Dede, Tokat Mevlevihanesi fjeyhi iken, dervifjlerini birer devlet memuru
gibi cah^tirdigi i9in hakkmda giderek artan (jikayetler sonucu, buradaki
vazifesinden aynlmak zorunda kalmis-itrr. Tokath §eyh Seyyid
Abdiilehad Dede, Tokat'dan Istanbul'a gelerek Be^ikta^
Mevlevihanesi'nde dokuzuncu postni^in olarak mefjihati iistlenmi§i ve on
119 ay gorevde kaldiktan sonra 1 767'de vefat etmi§tir.
Abdiilehad Dede'nin donemindeki miiritlerinden biri de Divan
edebiyatmm iinlii s-iairi Tokath Ebubekir Kani'dir. Gen9lik yillannda
diinyevi zevkleri tatmaktan uzak kalmayan Tokath Ebubekir Kani bu
donemde rind9e bir hayat siirmeye bafjlamifjsa da, bu durum fazla uzun
surmez (176). I9 diinyasindaki bunahm ve arayis-ilannin devam ettigi bir
donemde, Mevlevi f-ieyhi Abdiilehad Dede ile kars-iilaf-irmf-itir.
(176) YAZAR Ilyas, Ebubekir Kani ve s-iiirinde mahallilef-ime etkisi
263
Abdulehad Dede'ye intisap ederek Mevlevilik dairesine giren Kani, 39-
40 yaslanna kadar Tokat Mevlevihanesi'ne devam etmistir. Kani'nin
yetenekli bir gen9 oldugunu fark eden Ali Pasa, onu maiyetine almaya
karar vermis, Kani'nin bagh oldugu Tokat Mevlevihanesi §eyhi
Abdulehad Dede'nin de iznini alarak 1755 yihnda onu Istanbul'a
gotiirmustur.
Kani seni ister hep sensin ana din mezheb
Kil feyzini miistevheb ya Hazret-i Mevlana
Misralanyla Mevlana sevgisini ifade eden Kani'nin, istanbul'a
gelisinden sonra, Mevlevilik cizgisinden iyice uzaklasrms oldugu
goriiliir.
1 757 tarihli bir arzuhalde, Ahmet el-Mevlevi ismindeki Mevlevi
seyhi, Tokat Mevlevihanesi mesihat ve miitevelliliginin kendisine
verilmesine dair istekte bulunmaktadir. Bunlardan baska XIX. asra
kadar, Abdiilahad Dede'den sonra sirasiyla §eyh Hiiseyin Dede ve
vefatiyla da oglu Osman Dede posta ge9mis ve bila veled vefat etmis,
yerine Hafiz Emin Dede ge9mis ve yirmi bes yil postnisin olarak
bulunmustur.
1786'ya kadar Tokat'ta bulunan iki baklr kalhanesinden biri,
Tokat'taki Mevlevi mesihatlna ve fukaralara, digeri de Tokat
voyvodalarlna ait idi. Bu tarihten sonra kurulan iki kalhane de, Medine-i
Miinevvere fukaralarlna tahsis edilmistir (177). Eskiden beri her
(177) Tokat'ta XVI. yuzyihn sonlannda bakircihk ile ilgili ugras dallan
oldugu bi linmektedir. XIX. yiizyilin baslarinda
dort adet bakir kalhanesi bulunmaktaydi. Bunlardan
Birisi Tokat Voyvodaligi'na
264
Birisi Mevlevi Mesihati'na ve iki tanesi de Medine-i Munevvere
fukaralanna aitti. Tokat Mevlevihanesi fukaralanna ait olan kalhanenin
arsa bedeli olarak mutevelli olan seyh efendilere icare odenmekteydi.
Ciinkii "kalhane arsasi Mevlevihane vakfindan" idi. Tokat'ta Sogukpinar
Mahallesi'nde Ebubekir Aga-zade Abdi Mutevelli Haci Mustafa'nin
gelirini Medine-i Munevvere fukarasina vakfederek bina eyledigi bir
bakir kalhanesi de bulunmaktaydi. XIX. yiizyihn ilk yansinda Tokat
Bakir Kalhanesi, 1.000 kadar isci cahstiran ve yilhk 5.000 ton 9am
komiirii kullanarak 1.000 ton civannda bakir iireten bir tesis idi.
1 840'lann basinda "Kalhane-i Cedid"adiyla 1 .000.000 kurus harcanarak
su kuvveti ile cahsan yeni ve modern bir metalurji tesisi kuruldu.
1850'lere gelindiginde Tokat Kalhanesi onemli okpiide modernlestirildi
ve bu tarihte "Anadolu'da ger9ekten ileri teknoloji ile 9ahsan yegane
metaliirjik tesis"oldugu bazi batih gozlemciler tarafindan da dile
getirildi. Eski bakir kalhanesinin Tokat Sulu Sokak £ukur Medrese
civannda oldugu, ancak 1840'larda yeni yapilan kalhanenin bugiinkii
Anadolu Teknik, Teknik Lise ve Endiistri Meslek Lisesi'nin bulundugu
alanda kuruldugu bilinmektedir. Tokat'taki biitiin kalhaneler bir biitiin
halinde "Kalhane-i Nuhas Mukata'asi" adi altinda genellikle Ma'adin-i
Hiimayun eminlerine iltizam ediliyordu . Ergani'de ham hale getirilen
bakir cevherinin son tasfiye islemleri Tokat kalhanelerinde
yapilmaktaydi. Oradan da Samsun Iskelesi'ne gonderilen mamul bakinn
nakli; Sivas, Amasya, Tokat ve Canik (Samsun) sancaklanndan
kiralanan araba ve hayvanlarla ger9eklestiriliyordu. - Mehmet
BESIRLI, Tokat Bakir Kalhanesinin Yonetimi (1793-1853)-Dunya
piyasalannda bakir iiretim maliyetlerinin asagi diismesi sonucunda
Tokat Bakir Kalhanesi 1 880'de kapatihr.- N. ABACI, a. g. e.
265
yll bunlarln mutasarrlfl olan kisilere, zemin icaresi verilmekteydi (178).
1807 tarihli Tokat naibine hitaben gonderilen bir fermanda Tokat
Mevlevihanesi vakflndan olan Kalhane'nin gelirleri ile ilgili sorunlar ele
allnmlstlr. Tokat Mevlevihanesi seyhi Haflz Mehmed Emin Efendi,
Istanbul'a yazdlgl arzuhalinde Kalhane'nin yonetimi ve dervislerin
yiyecek ve i9eceklerine harcanmak iizere kendilerine odenen meblag
konusundaki sorunlarl izah etmektedir. Seyhin belirttigine gore, Tokat'ta
bulunan baklr kalhanesinden birisi, Mevlevihane'ye bagll oldugundan
seyhlerin tasarrufunda idi. Bes on seneden beri Kalhane arsasl icaresi icin
Mevlevihane'ye 540 kurus verilmekte "baki hasilat-i kalhane taraf-i
miriden zabt u rabt olunmak"ta idi. Tokat voyvodalarl kanunlar ve vakfln
sartlarl hilaflna hareket edip, kira hususunda ihtilaf 9lkararak odememe
yoluna girip, "fukaranin ve mevlevihanenin harab ve perakende ve
perisan olmalanna ba'is ve badi" olmuslardlr. Bu sebepten dolayl
Mevlevihane dokiilme ve dagllma ile karsl karslya kalmls ve Mevlana'nln
ilkeleri icra edilemez olmustur. Mevlevihane'nin tamamen harap olup
dagllmamasl i9in §eyh Efendi, "surutu vakf iizere kalhane-i mezkur
kemakan Tokad Mevlevihanesi seyhleri tarafindan zabt u rabt
itdiriilmesi i9iin" emr-i serif istemistir. Dort ay sonra, yukarldaki
emirlerin tam tersi bir siireci baslatan Arallk 1807 tarihli
(178) BE§IRLi Mehmet, XIX. Yiizyilm Ilk Yansinda Tokat
Mevlevihanesi Ve Gelirleri lie Ilgili Sorunlar
266
ferman, Tokat naibi ve Tokat'ta nuhas emini Seyyid Ahmed'e hitaben
yazllmlstlr. Bu fermanln dayandlgl beige ise, bu defa Tokat naibinin bu
konu ile ilgili Istanbul'a yazdlgl ilamldlr. Naip, "kalhane-i mezbunn
hasilati seyh-i muma-ileyh tarafindan zabt olunmak lazim gelse, canib-i
miriye senevi bin kurusluk nuhas hasarati mucib olacagfm belirtmis,
Kalhane hasilatina seyhler tarafmdan miidahale edilmemesine yonelik
ferman istemistir. Bu ilama istinaden, "kalhane-i mezbure icaresi9iin
senevi Mevlevihane-i mezkur seyhlerine i'ta ile ma'den umenaslnln
hesablarlna idhal olunugelen besyiizklrk kurus seyh-i muma-ileyhe
kemakan eda-birle, kalhane-i merkum hasilatina ta'arruz" edilmemesi
geregi ortaya 9ikmistir. Konu, tekrar Darbhane-i Amire nazlrl Seyyid
Mehmed'e sorulmustur. Nazlr'dan gelen ilama istinaden daha once
gonderilen fermanln kaydl senesiz serh verildiginden "hasilat-i
kalhaneye seyh-i muma-ileyh tarafindan dahl ve ta'arruz olunmamak
icun ifade-i hale mebni baska, ve ez-kadim Kalhane icaresiciin
veriliigelen meblag vaktiyle seyh-i muma-ileyh tarafma eda ve teslim
eylemek iizere kalhane-i mezbun kema-fi'1-evvel nuhas emini zabt u rabt
idiib, bundan boyle dahi bu misillii niza'a tasaddi olunmamak iizere
emin-i muma-ileyhe hitaben baska evamir ..." gonderildigi bilgisi
gelmistir. Simdi gonderilen fermanla Kalhane icaresi i9in yllllk verilen
540 kurusun vakti geldiginde seyhlere odenmesi isleminin devamlna,
buna mukabil Kalhane'nin nuhas emini tarafindan yonetilmesine, bu
hususta bir daha niza olunmamaslna ve naibin de duruma nezaret
etmesine yonelik emir verilmistir. Ilk ferman ile Kalhane'nin arsa bedeli
olan 540 kurusun Me vie vihane'ye odenmesinden
Vazge^ilerek, isletmenin Mevlevihane
267
§eyhi tarafindan idare edilmesi gerektigine karar verilmistir. Ancak
ikinci fermanda, Kalhane seyh tarafindan idare olunursa gelirinin
azalacagi belirtilmis, arsa bedeli olarak 540 kurusun vakti geldiginde
seyhlere odenmesi istenmistir. Aynca Kalhane hasilatrna seyhin
miidahale etmemesi, buna mukabil yonetiminin ise bakir emini
tarafindan saglanmasi emri verilmistir. 1810 tarihinde verilen bir ferman
ile Kalhane icaresi gelirine 460 kuru§ zam yapilarak 1000 kuru§a
9lkarllml§tlr. §eyh Mehmed Emin Efendi, tekkenin misafirlerinin 90k
oldugunu bu sebeple 540 kuru§un yetmedigini bildirerek zam istemifjtir.
Durumun ara^itlrllmaslndan sonra istek makul gorulmuf-i ve tekke
fukaralarlna ta'amiye ve kisve bahasl olmak iizere icarenin 1000 kuru§a
9lkarllmaslnl havi ferman gonderilmi§itir.
"..siilale-i Mevlana'dan Konya'da seccadenif-iin olan Mehmed
Arifin arzi mucibince.." 1810 tarihli fermana gore, §eyh Mehmed Emin
Efendi merkeze sundugu ba§ka bir arzuhalde, Mevlevihane evkafindan
olan ve kantar ihtisabi ve kapan vezzaniyesi hususundaki problemleri
giindeme getirir (1 79).
Kayitlarda 200 seneden fazla bir siireden beri "gerek kapan ve
gerek kantar ile vezzan" Tokat Mevlevi §eyhleri tarafindan atamyordu.
Bu kantarcilar (Vezzan), gerekli tiirlii zahireyi tartip, Devletin paymi
(miri aidati) aldiktan sonra, geri kalan "riisumat-i vezzaniyye"yi
(1 79) YE§ILAY Mustafa, H. 1227 M. 1 8 12 Tarihli Tokat Sicil Defterinin
Transkripsiyonu ve Indeksi, Yiiksek Lisans Tezi, Ankara, 1 992
268
Mevlevihane fukarasi ta'amiyeleri i9in f-ieyhlere odiiyorlardi.
Ancak f-ieyhe gore, bir muddetten beri miri miiltezimleri, kanunlara
aykm olarak ba§ka kantarci atami^lardir. Bu atama sonucu tartim i^inden
elde edilen '"aidat-i miriyye"yi kendileri, "rusumat-i vezzaniyyeyi" de
kantarcilar almaya bas-ilamif-ilardir. Bu idari-mali tasarruf Tokat Mevlevi
tekkesi fukaralannin ta'amiyelerinin sekteye ugramasina sebep
olmui-itur. Halbuki verilen feteva-yi §erif geregi kapan vezzanesi ve
kantar ile vezn olunan tiirlii zahireden elde edilen kantar resimleri,
Mevlevihane fukaralan ta'amiyelerine harcanmak i9in sjeyhler
tarafindan ahniyor, kantarcilar da yine §eyhler tarafindan ataniyordu.
Diger taraftan Mevlevihane'nin gelirinin dii^memesi i9in, Tokat'ta
Kapan Hani di^inda diger mahallerde tartim i^leminin de yapilmamasi
gerekiyordu. Ancak bu usule uygun hareket edilmediginden 1142/1729
yihnda Konya'daki Mevlana Dergahi'nda seccade-nif-iin olan Mehmed
Arif, e^yanin Kapan Hani'na getirilmesi ve orada tartim iijlevinin
gei"9ekle§itirilmesine yonelik istekte bulunmu§, bu arz yerinde goriilerek
aym yil ferman verilmif-itir. Bu ferman 1143/1730 tarihinde ger9ekle^en
ciilus-i hiimayunda yenilenmif-itir. 1193/1779 tarihinde yukandaki
fermanlara aykin bir durum gorulmediginden vakif §artlanna uygun
olarak yeni bir ferman verilmijtir. Biitiin bu veriler muvacehesinde §eyh
Mehmed Efendi'nin arzuhaline istinaden 01 Nisan 1810 tarihli, eskiden
beri devam eden uygulama ve emirlere uygun olarak ihtisab ve
vezzaniyyeye mudahale edilmemesine yonelik bu ferman
gonderilmiijitir. Bu yila ait §eriyye sicili belgelerinden, Tokat
Mevlevihanesi f-ieyh ve fukaralannin yiyecek ve i9eceklerine bakir
kalhanesi icaresinden yilhk 1000 kuru§, kantar ihtisabi ve kapan
269
hanindan da yilhk 400 kurus, kirmizi bez mukataasi mahndan giinliik 40
sag ak9e ve yine dort sag ak9e gelir gelmekte idi.
Seyh Seyyid Hasan Dede zamanmda da Mevlevihane gelirlerine
vakfin sartlan hilafina Tokat voyvodalan tarafindan el konulur. Bu
sebebten Mevlevihane dervislerinin hallerinin perisan oldugu,
voyvodalann mudahalesinin onlenmesi gerektigi hususu, Konya'daki
seccadenisin Mehmed Said Dede tarafindan bildirilir ve onlenmesine
yonelik emr-i serif talep edilir.
XIX. asra gelindiginde dergah postunda, 1790-1814 tarihleri
arasinda vazife yapan Hafiz Mehmed Efendi (6. 1814) goziikmektedir.
Ramazan Muslu, Hafiz Mehmed Efendi'nin, Mesnevi'nin yedinci cildini
nazmen Turkce'ye cevirmis ve III. Selim'in vezirlerinden Gazi Yusuf
Pasa (6.181 6)'ya ithaf etmis oldugunu yazar (1 80).
Hafiz Mehmed Efendi'den sonra dergah postnisinliginde yegeni
Hasan Dede gorevlidir. 1814 tarihinde amcasimn yerine posta gecen
Hasan Dede'nin, Tozardilar icin Sivas'a ricaya gitmis oldugu, 1821
tarihinde Tokat ileri gelenleri tarafindan Istanbul'a sikayet edilen
Filibosoglu hakkinda tanzim edilen arzuhalde miihrii bulundugu goriiliir.
1819 tarihli Anadolu Muhasebesine kaydedilen bir ilmiihaberde
Mevlevihaneye tahsis edilen bazi riisumlar iizerine Tokat Mevlevihanesi
seyhleri ile Tokat Voyvodalan arasinda cikan anlasmazhktan dolayi
Konya asitanesindeki postnisin ile Tokat
(180) MUSLU Ramazan, XVIII. Asirda Anadolu'da Tasavvuf, Doktora
Tezi, Marmara Uni., Istanbul, 2002
270
Mevlevihanesi seyhi es-Seyyid es-Seyh Osman Dede birer arzuhal ile
Tokat voyvodalanni Istanbul'a sikayet etmislerdir. Neticede, Padisaha
dua etmeleri sartiyla soz konusu riisumlardan senevi 1 500 kurusun Tokat
Mevlevihanesi dervislerine taamiye olmak iizere tahsis edilmesi emriyle
ferman sadir olmustur.
1829 senesinde vefat etmis olan Hasan Dede'den sonra postnisin
olan Emin Dede, 1829-1845 tarihleri arasinda Tokat Mevlevihanesi'nde
vazife yapar. 1840 tarihinde Tokat'ta vuku bulan Latifoglu isyani ile
alakalan oldugu sikayeti iizerine, isyanla alakalannin olmadigini
bildirmek iizere Sivas'a bir adam gonderir. Bu arada 1833 senesinde
Mevlevihane hamami yanar.
Ipsirli cahsmasinda Tokat Mevlevihanesi seyhlerini beige
tarihlerine gore soyle siralar. Talip Seyh Mehmed Dede, Seyh Miiderris
Mehmed Efendi, Seyh Osman Dede (11 Nisan 1819), Hafiz Mehmed
Emin Efendi (24 Agustos 1807), Seyyid §eyh Hasan Dede (5 Agustos
1816-22 Ocak 1826), Seyyid Seyh Mehmed Emin Efendi (13 Kasim
1830), Seyyid Seyh Ahmed Efendi (Mayis 1832).
Emin Dede'nin 1 845 tarihinde bila veled vefatiyla, yerine kardesi
seyh Ali Riza Dede gecmis ve 1875 tarihinde vefatina kadar yaklasik
otuz yil mesihat makaminda bulunmustur. Sultan Abdiilmecid zamanma
tesadiif eden bu donemde, dergah tamir edilmis ve dergah seyhine atiyye
verilmistir. Bu tarihten itibaren de dergah postuna oglu Mehmed Hadi
Dede gecmistir. Mehmed Hadi Dede, Konya'ya gonderdigi kendisi ile
ilgili malumatta, 1871 yihnda dogdugunu ve 1875 senesinde babasinm
vefati iizerine Tokat Mevlevihanesi mesihatine tayin oldugunu
belirtmektedir.
271
Tokat Mevlevihane seyhi olup Sogukpinar Muslim Mahallesinde oturan
Resadetli §eyh Ali Riza Efendi ibn-i Hasan bin Osman'in vefati ile( 181),
varislerinden oglu Mehmet Hadi Efendi'ye vasi tayin edilen annesi
Menevse Hanim mahkemeye gelerek, babasi oldiikten sonra tasarrufu
oglu Mehmet Hadi'nin iizerine kalan Mevlevihane'nin bir boliimiinii zabt
edenlere engel olunmasim ister. 1886 tarihli hiiccet ile davaya Mehmed
Efendi'yi vekil tayin eder.
Osman Sacid An cahsmasinda, sunlan kaydeder (182). "1762
numarah defterde Tokat Mevlevihanesi ile ilgili bes karar
bulunmaktadir. 28 Zilhicce 1300 (1883) tarihli ilk kararda, miiteveffa
seyhin hammi tarafindan Sadaret'e verilerek Seyhiilislamhk'a gonderilen
ve Meclis-i Mesayih'a havale olunan arz-i hal miitalaa olunmustur. Arz-i
halde seyhin vefatindan sonra Mevlevihane'nin hizmetini kusursuz bir
sekilde ifa etmesine ve herhangi bir sikayet olmamasina ragmen,
Mehmed Sim isimli bir sahsin ortaya 9ikarak kendisini ve cocuklanni
dergahtan ihra9 ettigi bildirilmektedir. Miiteveffa seyhin hammi,
durumun telgirafla Konya'daki (^elebi Efendi'ye bildirilmesine
ragmen cevabin gelmedigini ifade ederek,
(181) BELGE Hadi, 80 Numarah ve (H. 1296-1301/M.1878-1884)
Tarihli Tokat S er iyy e Sicil Defterinin Transkripsiyonu ve
Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans Tezi, Nigde Uni., Nigde, 2002
(182) ARI Osman Sacid, Meclis-i mesayih Arsivi'ne Gore Hicri
12961307 (miladi 18791890) Yillan Arasinda Osmanh Tekkelerinde
Ortaya Cikan Problemler, Yiiksek Lisans Tezi, Istanbul Uni., Istanbul,
2005
272
dergahin hizmetinin tekrar kendisine verilmesini talep etmektedir.
Meclis-i Mesayih, Mevlevi dergahlannin mesihat cihetlerine tevcihin
Celebi Efendi tarafindan verilen icazetnamelerle yapildigini soylemis,
ancak bununla birlikte diger dergahlarda ve Mevlevi dergahlannda
mesihatin miinhal kalmasi durumunda seyh tevcihinde izlenecek yolu
ozetleyerek, miiteveffa seyhin ailesinin bu sekilde hakaretle dergahtan
tard edilmesinin " ... miinafi-yi addlet ve hildf-i merhamet ve diydnet ... "
oldugunu soylemis ve durumun Celebi Efendi'ye bildirilerek bilgi
istenmesine karar vermistir. Bir sonraki Gurre-i Rebiiilevvel 1301 tarihli
kararda Tokat Mevlevihanesi seyhinin, hanimini ve bir kiictik oglunu
birakarak vefat etmesi iizerine, kii^iik ogul resid ve ehliyet sahibi olana
kadar mesihati vekaleten idare etmek iizere Celebi Efendi tarafindan
Siikrii Dede isimli bir sahsin gorevlendirildigi, ancak bir miiddet sonra
vekil Siikrii Dede azledilerek mesihatin kii9uk oglun uhdesinden ref
edildigi anlatilmaktadir. Yeni atanan seyh Mehmed Sim Dede dergaha
gelince, vefat eden seyhin hanimini ve 90cuklanni dergahtan cikararak
sikinti ve zorluk i9inde kalmalanna yol a9mistir. Bu karar vefat eden
seyhin hanimi tarafindan verilen arz-i hal iizerine hazirlanmis ve
mesihatin tekrar vefat eden seyhin ogluna verilmesi i9in Celebi Efendi'ye
Seyhiilislamlik'tan bir yazi yazilmasi talep edilmistir. Meclis-i Mesayih
tarafindan arz-i hale verilen cevapta, Mevleviyye tarikatina mensub
dergahlann tevcih muamelelerinin diger dergahlar gibi olmadigi ve
Celebi Efendi'nin inhalan ile yuriituldiigii soylenmekte, ancak bununla
birlikte arkasinda kii^iik oglunu birakarak vefat eden seyhlerin
uhdelerindeki cihetin, kii9iik ogul ehliyet kazanana kadar
Bi'n-niyabe ifa olunmasi gerektigi i9in,
273
arz-i halde belirtilen durumun caiz olamayacagi soylenmistir. Vefat eden
seyhin ailesinin sikintidan kurtanlmasi i9in, Tokat Mevlevihanesi
mesihatinin vefat eden seyhin ogluna tevcih edilerek, ehliyet kazanana
kadar mesihat gorevini vekaleten idare etmek iizere baska bir dedenin
secilmesi hakkinda (^elebi Efendi'ye "kat'iyyti'l-miifdd bir kit'a tahrirdti
aliyye-i hazret-i me§ihatpendhilerinin" yazilmasina karar verilmistir.
Tokat Mevlevihanesi ile ilgili bir diger karar 5 Muharrem 1 302 tarihlidir.
Bu kararda da vefat eden seyhin hanimi tarafindan verilen arz-i hal
miitalaa olunmaktadir. Bu arz-i halde Meclis-i Mesayih'in karan sonucu
(^elebi Efendi'nin inhasinda dergahm mesihatinin Mehmed Sirri
Dede'nin uhdesinden ref edilerek muteveffa seyhin oglu Abdiilhadi
Efendi'ye iade olundugu belirtilmektedir. Ancak burada sikayet konusu,
(^elebi Efendi tarafindan Mehmed Sim Dede'nin dergahta vekil olarak
gorev yapmasidir. Arz-i halde Mehmed Sim Dede'nin daha once seyhin
ailesini dergahtan cikarmasimn ve diger problemlerin iki taraf arasindaki
gecimi engelleyecegi gerek9esiyle, dergaha baska bir vekilin tayin
edilmesi talep edilmektedir. Meclis-i Mesayih her iki tarafin da " ...
hasbe'l-be$eriyye agrdz-i §ahsiyye icrddtindan halt
olamayacaklarindan ... " baska bir uygunsuzlugun ortaya 9ikmasi
ihtimaline karsi, Mehmed Sim Efendi'nin vekaletinin caiz ve munasib
olamayacagini belirtmis ve (Jelebi Efendi tarafindan yeni bir dedenin
se9ilmesi ya da Istanbul'da bulunan dergahlardaki dedelerden birisinin
vekil tayin edilmesine karar vermistir. 3 Receb 1302 tarihli kararda, bu
sefer Meclis-i Mesayih'a basvuran, vekaletten azl edilen Mehmed Sim
Dede'dir. Mehmed Sirri Efendi Tokat Mevlevihanesi'nden
274
doniisii esnasmda bir9ok masraf edip magdur duruma dustugiinii ve
£elebi Efendi tarafindan miinhal bir cihet bulundugunda kendisinin
tevcih edileceginin vadedildigini belirtmektedir. Ancak bu siire
uzayabileceginden, Hazret-i §ems Dergahi'na tayin olunan Ahmed
Efendi'nin "hilaf-i usul-i tarik" tayin edildigini soyleyerek, ya bu
dergahin mesihatinin kendisine verilmesini ya da masraflanmn
karsilanmasim talep etmektedir. Meclis-i Mesayih ise, Mevleviyye
dergahlannin tevcihlerinin (^elebi Efendiler tarafindan yapildigi ve
Meclis-i Mesayih tarafindan bir sey denilemeyecegini tekrarlamis,
ancak Mehmed Sirn Dede Efendi'nin "... kudemd-yi dedegan-i tarikat-i
aliyye-i Mevleviyyeden ve haremi de siildle-i tdhire-i hazret-i pir kuddise
sirruhudan bulundugundan hakkmda iktizd eden hiirmet ve mudvenetin
ifasiyla ..." ilk munhal olacak cihetin kendisine verileceginin (^elebi
Efendi'ye bildirilmesine karar vermistir.
Belgelerden anlasildigina gore, XIX. asnn sonlan ve XX. asnn
baslannda Mevlevi zaviyelerinin i9ine dtistugu gelir sikintisi meselesi
Tokat Mevlevihanesi i9in de ge9erlidir. 1913 tarihli Konya'ya yazdigi bir
yazida Mehmed Hadi Dede, dergahin tek geliri olan ekmek9i finninin
tamamen harap oldugunu, bu sebeple Konya'ya mutad olarak gonderilen
ayhk otuz kurus kapi9ukadarhgi bedelinin aksatildigini belirtmektedir.
Aynca bir baska yazida da dergahin 1909 senesinde bir yangin
ge9irdigini ve dergah i9indeki demirbas esyalann telef oldugunu, daha
sonra kendisinin tedarik ettigi demirbas esyalan ise bu yazida zikrettigini
belirtmektedir.
Posta ge9tigi tarihten tekkeler kapatihncaya kadar ge9en siire
i9inde Tokat Mevlevihanesinde vazife yapan Mehmed Hadi Dede,
275
kendisine tabi 40-50 Mevlevi ile Mevlevi Alayi'na katilmak iizere
Tokat'tan hareket etmif-itir. Onlerinde sancak ve bayraklan, ba§lannda
§eyhleri kirk-elli Mevlevinin ozel giysileriyle askerlik §ubesi oniine
geli^leri ve yolcu edili^leri biitiinTokat'i ayagakaldirrm^tir (1 83).
Abdiilhadi (Ergin) Efendi'nin Ali Riza Onen (miiteveffa hakim)
adinda bir oglu ve iki kizi vardir.
Remzi Zengin'in roportajmda, Mevlevihanenin bulundugu
mahalle sakini Aysel Yogurt9uoglu'nun §eyhin kizi Bedriye Ustun (1912-
2004) Hammdan ve dedesinden dinlemif-i olduklanni fjoyle nakleder
(184). "Abdulhadi Efendi (1871-1941) kuciik oldugu i9in §eyhlik
Beratim almak i9in istanbul'a annesi ile gitmi§. Yol giizergahinda
bulunan Mevlevihanelerde konaklami^lar. Tokat'a doniif-iunde
Cumhuriyet'in ilam ile Tekke ve Zaviyelerin kapatilmasina kadar aldigi
gorevi yurutmuf-i. Kendisi ilme bagh, yeniliklere a9ik, herkesi sabirla
dinleyip cevap veren bir ki§i imi§." Mezannin da §eyh-i §irvani
Kabristanhgi'nda §eyh-i §irvani Hazretlerinin hemen yakminda oldugu
belirtilmektedir.
Cumhuriyetin ilani ile Tekke ve Zaviyelerin kapatilmasindan
sonra Vekiller Heyeti'nin 1924 Eyliiliinde aldigi karar dogrultusunda
Mevlevi Tekkesi olarak goriinen bina me^ruiyetinde bulunan
(1 83)ULKU Mehmet, Milli Miicadele Doneminde Tokat, Yiiksek Lisans
Tezi, Gazi Osman Pa§a Uni., Tokat, 200 1
(184)ZENGIN Remzi, Tokat Mevlevihanesi Uzerine Diii-iunceler,
KiimbetDergisi
276
Abdulhadi Efendi'nin nzasi ile Vilayet Evkaf Miidurliigu'ne tescil edilir.
1934 yihndan 1939 yihna kadar bos kalan bina 1939 yihnda Hayrat-i
Onarma Cemiyeti tarafindan onanlarak yilhgi 140 TL'den Jandarma
Komutanhgi'na kiraya verilir ve onlar da burayi 1949 yihna kadar
Kadinlar Hapishanesi olarak kullanirlar. Ayni yil Vakiflar Genel
Mudurliigii Tokat Ozel idaresince kismen tamir edilen binayi Hafizi
Kur'an Kursu olarak degerlendirilmesine izin verilir. 1 954 yihnda Imam
Hatip Lisesi ogrencilerinin ge9ici yurt ihtiyacim karsilamis, daha sonraki
donemlerde Kur'an Kursu olarak islevini siirdurmiis olan yapi zamanla
harap olarak terk edilir. Uzun bir bekleyisten sonra 1997 yihnda
baslatilan restore 9ahsmalan odenek yetersizliklerinden otiirii yavas
ilerler. Ciddi olarak 2003'te yeniden baslatilan cahsmalar 2005 yihnda
tamamlanarak bina 2006 da hizmete acihr. iki kath bir mimariye sahip
olan Mevlevihanenin yenilenen basik yuvarlak kemerli ve diizgiin
kesme tas soveli bahce giris kapisi, i9 i9e silmelerden olusan bir kusakla
9ei"9evelenmistir. Yaninda bulunan tabelada bugiinkii Tiirk9e ile XVII.
Yiizyil Osmanh Eseri ifadeleri yer almistir. Zemin katinin "L" seklinde
bir koridor 9evresinde odalardan olustugu goriilmektedir. Buradan ahsap
bir merdivenle cephesi on iki ahsap siitun ve yuvarlak revak bi9iminde
disa a9ilmakta olan diger kata 9ikilmaktadir. Ikinci kattaki semahane,
dilimli kemerlerle birbirine baglanan on alti siitunlu yuvarlak bir plana
sahiptir. Merkezdeki bu boliimiin iizeri, basik bir kubbe ile ortulmiis olup
bunun gobek kismi oyma tekniginin zengin bitki motifleri ile
donatilmistir. Binanin aydinlatilmasi dikdortgen formlu ve ahsap
277
kasah pencerelerle saglanmaktadir. Binanin restoresinde ahsap karkas
arasina kerpic dolgu kullanilarak bagdadi bir tarz olusturulmustur.
2005 yihnda ashna uygun bir sekilde restore edilen Bey
Sokagi'ndaki yapi Vakiflar Genel Mudiirliigii tarafindan bugiin 'Tokat
Mevlevihane Vakif Miizesi' olarak hizmet vermektedir.
Tokat'ta Rifailik
§ehirde Rifai tarikatinin varhgindan, Evliya (^elebi'nin XIII. asra
dayandirdigi §eyh Hasan Rifai ile haberdar oluruz. Bundan sonra
ancak Tokat Sancagi'na bagh ilcelerden gonderilen protesto
telgraflannin yam sira merkez ilceden 30 Mayis 1919'da Sadaret
Makamina Redd-i Ilhak Heyeti Baskani Omer, Mevlevi §eyhi Hadi,
Rufai §eyhi §iikrii ve diger iiyelerin imzalanyla gonderilen telgraf ile
tekrar karsilasinz. "Wilson Prensipleri'ne ve uygarhk diinyasinm
insanhk degerlerine aykin olan Yunan isgali red ve protesto edilmistir"
denilen bu telgrafta adi ge9en §eyh §ukrii Efendi'nin bir Rifai seyhi
oldugu goriiliir. Aynca, 1920 yih baslannda Tokat Mudafaa-i Hukuk
Cemiyeti'nin merkez teskilat yapisi ve bu teskilatta yer alan kisilerin
arasinda seyh §iikru'nun isminin de yer almasi, tarikat seyhinin Mevlevi
seyhi gibi sehrin ileri gelenlerinden biri olup, Istiklal Miicadelesine aktif
olarak katilan din adamlanndan biri oldugunu gostermektedir. Mevlevi
tarikati gibi adini duyurmasa da Tokat merkezde varhgini sessiz bir
sekilde siirdiirmus oldugu bir gercektir.
278
DEGERLENDIRME
Bugiin restorasyonlan ile bir gerdanhgm inci taneleri gibi §ehri
siisleyen mimari yapilar, Anadolu'nun tarihini adeta bir biitiin
olarak aksettirir. Orada ilklerle kar§ila§manm heyecam, §iiphesiz
bir kiiltiir §uurunu gerektirecektir. Tokat, her bakimdan Anadolu
kulturiinii temsil eden, olcii almabilecekbir §ehirdir. §ehrin tarihi,
gecmi§imizin hikayesidir. Onun bu hikayesi, Sivas'in,
Amasya'nm, veya diger bir Anadolu §ehrinin hikayesinden farkh
degildir. Bir zamanlar ticaret kervanlarmm konakladigi §ehir,
bugiin de a5ikhava miizesine donii§en fehresiyle seyircisinin
ilgisini fazlasiyla hak ediyor. Tokat, okul gezilerinin vazgecilmez
giizergahi olmalidir. Onda ders almacak taraflar yeterince vardir.
Bir §ehir a§igma verecekleri ise kelimelerle anlatilamaz.
279
Yer Indeksi
Acipinar, 214, 252
Ahmetalan, 65
Akargay, 72, 73, 90, 251
^4A:ffl, 96
Akgakegili, 215, 231
Akguller, 215, 252
Akgiiney, 131, 136, 251
Akyamag, 65
Alankoy, 73
Alayurt, 215
Ahgozu, 216
Alibag, 215
Araplar, 216
Armutalan, 73, 90, 251
A§agigandir, 105, 115
Ayakbasti, 107, 109, 110
Aydinsofu, 104
Ayvah, 217
Balhbag, 100, 103
Boldaci, 217, 218
Bostankolu, 146
Bugdayh, 154
Buyiikkarayun, 218
Biiyiikyildiz, 66
Camidere, 135
Canbolat, 71, 113
Cer, 131, 136, 137
CSAef, 75, 76, 251
Cimitekke, 145
Qakirgah, 219, 252
Qambulak, 74, 75, 90
Qamdali, 75
Qamkoy, 75
Qapak, 219
Ca£, 66
Qatak, 132, 136
Qavu§beyli, 147
(Sifcrc*, 120, 121, 181
Qftlikkoy, 222
Qlehane, 117, 118, 147,
221
CYvn7, 173, 174
Qokelikki§la, 67
Qordiik, 7 1
Dazya, 158, 164, 170, 171,
172
Dedeagzi, 93
Demirta§, 106
Derekoy, 75
Doganca, 179, 180
280
Dutluca, 151, 152
Elarap, 230
Eliktekke, 222
Elmacik, 147
Emir Dolu, 225, 226
Emiroren, 112, 225, 252
Erikbelen, 93, 94, 251
Eriklitekke, 175, 251
Evlidere, 92, 251
Evyaba, 107
G<?vre&, 75, 90
Gokdere, 67, 71, 146
Go'Moy, 148
Gdriimlu, 87, 90, 25 1
Gugiimlu, 71
Gulbayir, 132, 136
Giimu§top, 164, 170, 172
Giinqali, 67, 68
Gungormez, 226
Guzelbeyli, 219, 226, 227
Hacilar, 211, 228
Halilalan, 68
Hamide, 175
Hasanbaba, 68
Hasanh, 175, 252
Hubyar, 65, 77, 78, 79, 80,
81,82,83,84,85,86,
136, 141, 170, 182,236,
251
Hiiseyingazi, 133
Ibrahinujeyh, 149
/g^z'r, 226
Kalaycik, 175
Karabalqik, 228
Karacaoren, 180
Karadere, 75, 90
Karakuzu, 228, 229
Kara§eyh, 229, 230,241
Karayaka, 95, 96, 103
&rfo«, 108, 176, 178,251
Kargikent, 149
Aaf, 69, 251
fefed, 85, 104, 107, 108,
109, 110, 111, 113, 136,
149, 175, 176, 177,235,
251
A^pez, 231,252
Kervansaray, 232
Kihqh, 70
Airtfor, 233, 235, 238, 242,
248
Kizilca, 91, 233
Kiziloz, 7 1
Kiregli, 90, 174,232
281
Kogak, 96, 101, 106, 114,
115, 116
Kozdere, 233
Kunduz, 93
Kurtjunlu, 235
Kurugay, 161, 236
Kurupinar, 112, 235
Kuyucak, 130, 136, 251
Kupliice, 114
Madenli, 113
Nebi?eyh, 144, 148, 149
Ormancik, 135, 136, 251
Ortaoren, 70
Osman Pinari, 236
Palanh, 236, 252
Pinarh, 70
Saghca, 93
Saltik, 71
Salur, 93
Sarag, 112, 237, 252
Sankaya, 178
Sara, 102,238
Sekucek, 181, 182, 251
Serince, 76, 25 1
Szvn, 180, 182,251
Sb/ii/or, 240, 244
Sokuta§, 96, 104,251
Sogiitozii, 244
§eyhkoyu, 238
Tanoba, 105
Tanyeli, 93
Ta§kiran, 244
Turgutalp, 245
£//<2£, 71
Yagmur, 66, 182,215,228,
232,233,238
Yakacik, 71
Yahnyazi, 112,245,246
Yayladah, 71
Yaylayolu, 246
Yazicik, 131, 136, 251
Yenidagigi, 246
Feniiborv, 112, 147, 246
Feyj'/ce, 240, 247, 248
Yildiztepe, 248
Yukarigandir, 115
7Mvacz£, 150
7wva^oy, 75
Yiicepinar, 248
282
Isim Indeksi
Abazha, 233, 234
AbdalMusa,225,233,252
Abdulmuttalip Zaviyesi,
17
Abdulvahap, 173
Abdurrahman Celebi, 189
Abdulmecid §irvani, 29,
30,207,255
Acep$ir, 19,20,60, 187,241
Acep§irTurbesi, 19
AgBaba, 197,200
Agackesen Tekkesi, 148
AhiPa§a,20,21,60
Ahi Yusuf, 164, 165, 166,
167,168
Ahmet Dani§mend, 92, 106
Akinci Evliya, 96
Akyapi Kiimbeti, 123
AliBabaTurbesi, 172
Ali Celebi, 61, 96
AliDedeTekkesi, 149
Ali Osman Efendi, 100,
101,102,103,104
AliTusi,5, 184
AlpGazi,4,41
Alpinari, 174
Arap Dede, 96, 173, 191,
192,193,231,251
Ardich Dede, 246
Arslan Dede, 190,236,237,
238,252
AyKadin,233
AyakBasti,68, 104
Ayak Tekkesi, 65
Ayakbasan, 194
AyakciBaba, 61
Ayan Dede, 194
AydinBaba, 104
Ayir Ziyareti, 65
Aziz Baba, 108, 111, 176,
177,178,251
BalDede,66
BalabanGazi, 148
Bayezid-iBestami, 185
Behrullah Efendi, 96, 99,
100,101
BekDede,81,82
Bekimi§Dede, 194
BulgacHatun, 15
Bun Dede, 104
283
Bulbulliik Tekkesi, 62
Buyiik Evliya, 180
CaferCelebi, 195
Cimi Evliyasi, 145
Costu, 226
Caglayan Evliya, 229
CalBaba, 67, 68, 116
CalDede, 216, 233
Cam, 71
CamliDede, 216
Canakci Baba, 105
Catal Armut, 225
Catal Cesme, 222
CeltekBaba, 205, 219,
220,221
Cikrik Evliya, 181
Circir, 244
Cig K6y Baba, 236
Cilebaba, 147
Cimecoluk, 227
ComakliBaba, 105, 115
Coregi Buyiik Tekkesi,
128, 129
Coregi Tekkesi, 41, 42
DavunluDede, 183, 195,
207,212
DelikTas, 71
Delikli Kaya, 73, 107
Deliktas, 70
Deliler Tekkesi, 7 1
Demirtas Tekkesi, 106
DervisAli, 75, 251
Deveci Evliya, 228
Diken Baba, 62
Dikmen Evliyasi, 246
Dilek Tekkesi, 71
Dilsiz Tekke, 106
Dogan§ahAlp, 121
Dolasi Tekkesi, 130,251
Dur Melik Gazi, 196
Dursun Baba, 216
Diinek Tekkesi, 75
Durdane, 140
Duzdede, 174
Ebii'l §ems, 9
Edne Hasan Tekkesi, 181
Efendi'nin Izi, 93
Elicek Evliyasi, 131,251
Elikli Tekke, 222, 224
EllezDede, 217, 228
Emir Dede, 225
Emir Seyit, 73
Emir§ah, 106
ErBaba, 107
284
Erenler, 16,24,26,37,38,
41,46,64,66, 149
Erenler Turbesi, 16
ErikliBaba, 175
Erkonan Baba, 234
Erzurumlu Evliya, 76
EsiriDervis, 175,252
Essah Dede, 1 70
Evliya Tepesi, 135, 149,
155, 181
Gallanguc Tekkesi, 73
GaziBaba, 92, 178,251
Gazi Bolat Baba, 135,251
Gelin Tasi, 73
Geydogan Baba, 107
Gij gij Dede, 63, 243
Goyneksiz Dede, 234, 235
Goz Tekkesi, 75
Gtidii Tekkesi, 135
Gtirnek Tekkesi, 150
Giirz Baba, 238
Guzeldere Tekkesi, 7 1
Haci Baba Sultan, 167
Haci Baba Tekkesi, 149
HaciEllez Tekkesi, 71
Hahi Baba, 72, 76
Halef Gazi, 9
HalilEfendi, 112, 187,
235,241
Hamur Kesen, 215
Hamza Abdal, 73, 251
Has Omer, 64
Hasan Baba, 63, 68
Hasan Kayasi, 71
HelvaliDede, 196
Hidir Dede, 235
Hizir Ilyas Tekkesi, 73
HocaBeden, 215, 227
Hu Dede, 228
Hubyar Sultan, 77, 78, 80,
81,84,85, 170
Huy Kesen Evliya, 197
Huseyin Dede, 142, 268
Hiiseyin Gazi, 96, 133,
134, 190, 197, 198, 199,
200, 252
Ibrahim Sani, 201
Ilyas Dede, 118,232
imam Gazi, 67, 70, 72, 73,
74,76,251
imam Melikiddin, 183,
195
ishak Zencani, 43, 45, 46
iskender Baba, 167
285
Ismail Dede, 81,201,202,
204, 233, 243, 252
KabaArdic, 248
Kaba Pelit, 226
KabakAbdal, 180,252
Kabak Dede, 244
Kamber Dede, 227, 245
Kaplica, 63
Kara Abdal Tekkesi, 94
Kara Baba Sultan, 168
Kara Seyh, 238
Karaagac Baba, 226
Karabas el-Hac Osman
Efendi, 255
Kargin Evliyasi, 131, 251
Katirkulanlatan Tekkesi,
135
Kaygisiz Abdal, 215
KececiBaba, 85, 107, 108,
109, 111, 176
Kemerkaya, 245
Kesegen Baba, 112, 113
Kirk Kizlar Kiimbeti, 123,
124
KizilTekke, 70, 7 1
Kizlar Pinari, 236
Kirman Baba, 175
KocaBeden, 219
Koca Kayzer, 204
Kocapelit Tekkesi, 113
Kocazade Mehmet
Efendi, 140
Kosu Kavak, 65
Kova Baba, 247
Koyun Baba, 65
Komlekli Baba, 5
Koyklar Tepesi, 75
Kuduz Hoca, 225
Kul Himmet, 87, 88, 89,
90,251
Kulak Kuyusu, 238
Kulak Tiirbesi, 120
Kum Baba Tekkesi, 43
Kurban Dede, 173
Kurt Baba, 114
KucukCeltek, 205,218,
245, 246, 252
Kuciik £eltek Tekkesi,
205
KucukEvliya, 180
Kudler Tekkesi, 114
Kumsiik Sultan, 253
Laldiz Tekkesi, 131,251
Lengeri Baba, 164
286
Mahmut Dede, 169, 174,
175,227
Malum Seyid Tiirbesi, 151
Mehmet Arif Efendi, 205
Mehrap Tekkesi, 76
Melik Gazi, 2, 76, 119,
120, 121, 123, 130, 133,
183, 196,227
Meydan Tekkesi, 41, 42
Miskinler Tekkesi, 41, 42
Muhammed Sah Dede, 42
Muharrem Efendi, 29,
183, 195,205,206,207,
208,209,210
MuratBaba, 116,236
Murat Sevdakar, 15
MusaFakih, 184, 185, 186
Mustafa Efendi, 52, 122,
156, 157, 158, 159, 160,
161, 162, 163, 164
Mustafa Kuddusi, 211
Nurettin bin Sentemur, 17
Nuri Can Baba, 147
Nusreddin Baba, 248
OtKesme, 71
Oksiiriik Tekkesi, 175
OmerDede, 175, 195,211
Orumcekli Dede, 183, 191,
211,212
Pelitli Tekkesi, 151
Pervane Baba, 248
Pevri Baba, 219
Peyk Tekkesi, 73
Pir Ahmet Bey, 25
Pir Ahmet Dede Sultan,
168
Pir Hasan Tekkesi, 73
Pir Mehmet, 74
Pirler, 212
PolatGazi, 135
RevakBaba, 105, 114, 115
Rifat Dede, 252
Sabir Dede, 213
Sagir Kaya, 94
Sallama Tepesi, 93
Samyeli, 71,252
SanciTasi, 179
Sanci Tekkesi, 63
Sapogiil Tekkesi, 154
Sardik Evliyasi, 215, 252
Saritash Evliyasi, 213
Satir Bahcesi, 65
Sefer Pasa, 5
287
Seyyid-i Kebir, 115
Sirbaba Tekkesi, 75
SinkhBaba, 147
Sidik Tekkesi, 64
Sip Tekkesi, 64
Sultan Alaaddin Tekkesi,
135
Sunguriye Tiirbesi, 125
SunbiiUu Baba, 12, 41
SiitAli Baba, 213
SambEvliya, 115
Seyh Ahmet, 139,231,
232, 252
Seyh Bayram, 222
Seyh Edhem Celebi, 185,
187, 189,207,241
Seyh Hasan, 41, 148,275,
282
Seyh Hasan Rifai, 41
Seyh Husam Efendi, 42
Seyh Mahmut, 139, 140,
141,205,219,220,221,
246
Seyh Mehmet Efendi, 247,
265
Seyh Meknun, 13, 14, 60,
253, 305
Seyh Mustafa Nurullah,
166, 167
Seyh Nusret, 239, 240,
241,242
Seyh Salsal, 217,218
Seyh Seyyid Bedreddin,
115
Seyh Sehabettin
Siihreverdi, 168
SeyhYakup, 117, 144, 149,
229,241,251
SihAli Baba, 215
Tasoluk Tekkesi, 41
Tavukcu, 140
Terzi Baba, 132
Tigga Ocagi, 230
Toprakci Baba, 65
TurhalSeyhi, 156
Tuz Tasi, 7 1
Ttirabi Baba, 213
Umudum Dede, 67, 71
Uyusuk Dede, 24
Ureyfe Ocagi, 232
U rifiye Tekkesi, 7 1
Yagibasan, 1, 2, 3, 4, 27,
119, 122, 123, 184,245
Yagibasan Kiimbeti, 123
288
Yahudi Evliya, 135
Yahncak Tekkesi, 72, 25 1
Yediler, 107,233
Yel Tekkesi, 71
Yilanh, 219, 244
YolluBaba, 135
YuhBaba, 214
Zeyve Tekkesi, 216
Ziyaret Tepesi, 155
289
Kaynak^a
Kitaplar
1. Tokat Valiligi §eyhiilislam Ibn Kemal Arastirma Merkezi,
Turk Tarihinde ve Kulttirunde Tokat Sempozyumu, Ankara,
1987
2. Tokat Valiligi, Tokat, Istanbul, 2007
3. CAL Halit, Niksar'daki Tiirk Eserleri, Kiiltiir Bakanhgi,
Ankara, 1989
4. DEMIR Necati, Danismendname, Niksar Belediyesi, Gazi
Osman Pasa Universitesi Matbaasi, 1 999
5 . DURMA Abdulhalim, Evliyalar §ehri Afyonkarahisar
6. DURMA Abdulhalim, Evliyalar §ehri Amasya
7. DURMA Abdulhalim, Evliyalar §ehri Kastamonu
8. EFLAKI Ahmet, Ariflerin Menkibeleri, MEB, Istanbul, 1 995
9. ERDOG Cihat, II Gibi lice Yesil Turhal
10. Evliya Celebi, Seyahatname
11. GUNDOGDU Cengiz, Bir Tiirk Mutasavvifi Abdiilmecid
Sivasi, Kiiltiir Bakanhgi Yayinlan, Ankara, 2000
1 2 . HASLUCK F. W, Bektasilik Arastirmalan
13. KURNAZ Cemal, TATCI Mustafa, Yesevilik Bilgisi, Milli
Egitim Basimevi, Ankara, 2000
14. MERCAN Mehmet-ULU Mehmet Emin, Tokat Kitabeleri,
Tiirk Hava Kurumu Basim Evi Isletmeciligi, Ankara, 2003
15. Salname-iMaarif-iNezaret-iUmumiyye, 1898
1 6. TANYU Hikmet, Ankara ve Cevresinde Adak ve Adak Yerleri,
Ankara Uni. Ilahiyat Fak. Yayinlan, Ankara, 1967
1 7. Tournefort M., A Voyage Into The Levant
290
18. ULU M.Emin, Alperenler Cenneti Tokat, Istanbul, 2004
19. VASSAF Osmanzade Huseyin, Sefine-i Evliya, Kitabevi,
Istanbul, 2006
Tezler
1. ABACI Nurcan, 1812 Tarihli Seriyye Siciline Gore 19.
Yuzyihn basinda Tokat Sehrinin Sosyo-Ekonomik Durumu,
Yiiksek Lisans Tezi, Uludag Uni., Bursa, 1 994
2. ARI Osman Sacid, Meclis-i mesayih Arsivi'ne Gore Hicri
12961307 (miladi 18791890) Yillan Arasinda Osmanh
Tekkelerinde Ortaya Cikan Problemler, Yiiksek Lisans Tezi
(Duzeltilmis Tez), Istanbul Uni., Istanbul, 2005
3. ARI Osman Sacid, Meclis-i mesayih Miiessesesi Kurulusu ve
Faaliyetleri, Yiiksek Lisans Tezi, Marmara Uni., Istanbul, 2003
4. AKIN Ziibeyde, 25 Numarah Tokat Seriyye Sicilinin (1234-
1236/1819-1821) Transkripsiyonlu Metni ve Degerlendirmesi,
Yiiksek Lisans Tezi, Gazi Osman Pasa Uni., Tokat, 2004
5. AKSULU Behiye Isik, Fetihten Osmanh Donemine Kadar
Tokat SehriAnitlan, DoktoraTezi, Gazi Uni., Ankara, 1994
6. ASIL Harun, 18 Numarah Tokat Seriyye Sicili
(H.1229/M.1813), Yiiksek Lisans Tezi, Erciyes Uni., Kayseri,
2006
7. BARBAK Selda, 50 Numarah Tokat Seriyye Sicilinin
Transkripsiyonlu Metni ve Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans
Tezi, Gazi Osman Pasa Uni., Tokat, 2004
291
8. BELGE Hadi, 80 Numarah ve (H. 1296-1301/M.1878-1884)
Tarihli Tokat Seriyye Sicil Defterinin Transkripsiyonu ve
Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans Tezi, Nigde Uni., Nigde, 2002
9. BiLIRLi TAHIR, III Numarah Tokat Seriyye Sicilinin
Transkripsiyonlu Metni ve Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans
Tezi, Gazi Osman Pasa Uni., Tokat, 2006
10. CELIK Mehtap, Tokat Sehrinde Esnaf Teskilatina Dair Bir
Arastirma ( 1 772- 1 799), Yiiksek Lisans Tezi, Ankara, 1 996
11. CELIK Nazik Betiil, Tereke Defterlerine Gore II. Mahmut
Doneminde Tokat'in Sosyal ve Ekonomik Yapisi, Yiiksek
Lisans Tezi, Gazi Osman Pasa Uni., Tokat, 2008
12. CELIK Resat, Tokat Vakiflan (1757-1810), Yiiksek Lisans
Tezi, Gazi Osman Pasa Uni., Tokat, 1 999
13. CICEK Harun, Tokat Merkez Sancagi'nm Sosyo - Ekonomik
Konumu (1800 -1850), Yiiksek Lisans Tezi, Ondokuz Mayis
Uni., Samsun, 2006
14. DEMIR ALPASLAN, XVI. Yiizyilda Samsun-Ayintab Hatti
Boyunca Yerlesme, Niifus ve Ekonomik Yapi, Doktora Tezi,
Ankara Uni. , Ankara, 2007
1 5 . DEMIR Cetin, Tokat Erenler Tarihi Mezarhgi ve Mezar Taslan,
Yiiksek Lisans Tezi, Yiiziincii Yil Uni., Van, 2008
16. DEMIRCI Ahmet, Uc Numarah Tokat §eriyye Sicilinin
Transkripsiyonlu Metni ve Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans
Tezi, Tokat, 2007
17. DURAN Serap, Cumhuriyet Donemi Tokat Ekonomisi (1923-
2005), Yiiksek Lisans Tezi, Gazi Osman Pasa Uni. , Tokat, 2006
292
18. ER Emine Mehves, XIX. Yiizyilda Erbaa Kazasinm Sosyo
Ekonomik Yapisi, Yiiksek Lisans Tezi, Istanbul Uni., Istanbul,
2005
19. ERDOGAN Ahmet, Osmanh Aile Arastirmalan Bakimmdan
Tokat ve Tarsus Seriyye Sicillerinin Karsilastirmah incelemesi
(1805-1845), Yiiksek Lisans Tezi, Cumhuriyet Uni., Sivas,
2008
20. GENC Erol, Salnamelere gore Sivas Vilayetinde Dini ve Sosyal
Yapi, Yiiksek Lisans Tezi, Firat Uni., Elazig, 2009
2 1 . GUMUS SO Y Siileyman, Sosyo Ekonomik Acidan 1 840- 1 844
Tarihli Temettuat Defterleri Isiginda Niksar, Yiiksek Lisans
Tezi, Istanbul Uni., Istanbul, 2002
22. HANILCE Murat, 16 Numarali Tokat Seriyye Sicilinin
Transkripsiyonlu Metni ve Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans
Tezi, Gazi OsmanPasa Uni., Tokat, 2009-12-08
23. KARABAY Kazim, 63 Nolu Tokat Seriyye Sicili, Yiiksek
Lisans Tezi, Kahramanmaras Sutcu Imam Uni.,
Kahramanmaras, 2007
24. KASIKEMAN Ozlem, Tokat 111 ve Niksar Ilcesi Cesme ve
Sadirvanlan, Yiiksek Lisans Tezi, Gazi Uni., Ankara, 2005
25. KELES Mehmet, Tokat'in 18 Numarali Seriyye Sicili
(1229/1813-4), Yiiksek Lisans Tezi, Gazi Osman Pasa Uni.,
Tokat, 2003
26. KESKIN Yahya Mustafa, XX. Yiizyilda Tokat'in Sosyal ve
Kulturel Yapisi, Doktora Tezi, Inonii Uni., 1 996
27. KIZKAPAN Adem, Seriyye Sicillerine Gore XIX. Yuzyilda
Tokat'ta Gaynmuslimlerin durumu, Cumhuriyet Uni., Sivas,
293
28. KUCUR Sadi, Sivas, Tokat ve Amasya'da Selcuklu ve
Beylikler Devri Vakiflan, Doktora Tezi, Marmara Uni.,
Istanbul, 1993
29. KUCUK Sezai, XIX.Asirda Mevlevilik ve Mevleviler, Doktora
Tezi, Marmara Uni., Istanbul, 2000
30. MUSLU Ramazan, XVIII. Asirda Anadolu'da Tasavvuf,
Doktora Tezi, Marmara Uni. , Istanbul, 2002
3 1 . ONGOREN Resat, XVI. Asirda Anadolu'da Tasavvuf, Doktora
Tezi, Marmara Uni., Istanbul, 1 996
32. OZCAN Selahattin, Tokat Ili Pazar Yoresi Gelenek Gorenek ve
Inane lan, Yiiksek Lisans Tezi, Bahkesir Uni. , Bahkesir, 1996
33. OZFIRAT Bayram,Tokath Ishak Efendi'nin Nazmu'1-Ulum,
Nazmu'l-Le'ali ve Manzume-i Keydani Adh Mesnevileri,
Yiiksek Lisans Tezi, SelcukUni., Konya, 2006
34. OZGEN Mutlu, Tokat Kentinin Ticaret Mekanlan-XIX. XX.
Yiizyilda Meydan Semti, Yiiksek Lisans Tezi, Hacettepe Uni.,
Ankara, 2006
35. OZVAR Erol, XVII. Yiizyilda Osmanh Tasra Maliyesinde
Degisim : Rum Hazine Defterdarhgindan Tokat Voyvodahgina
Gecis, Doktora Tezi, Marmara Uni., Istanbul, 1 998
36. SARIBAL Ismet, 23 Numarah Tokat §eriyye Sicili
Transkripsiyon ve Degerlendirmesi, Yiiksek Lisans Tezi, Gazi
Osman Pasa Uni., Tokat, 2004
37. SEYREK Ayfer, 117 Nolu ( H.1333-1338/M. 1915-1920)
§eriyye Siciline Gore Tokat Pazar Nahiyesi, Yiiksek Lisans
Tezi, inoniiUni., Malatya, 1996
38. SECGIN Nuri, Tokat ve il9eleri Mimari Eserleri, Doktora Tezi,
MimarSinan Uni., Istanbul, 1987
294
39. SUNAY Serkan, Tokat §ehir ici Hanlan, Yiiksek Lisans Tezi,
Ankara Uni., Ankara, 2003
40. TUNCA Aylin, Vakfiyelerine Gore Tokat Vakiflan, Yiiksek
Lisans Tezi, Gazi Uni., Ankara, 2000
4 1 . UCER Cenksu, Tokat Yoresi Alevileri Tarihcesi, Inanclan, Orf
ve Adetleri, Doktora Tezi, Ondokuz Mayis Uni., 2005
42. ULKU Mehmet, Milli Miicadele Doneminde Tokat, Yiiksek
Lisans Tezi, Gazi OsmanPasa Uni., Tokat, 2001
43. USTEK Fatma, Tokat Merkez Kazasi Vakif Kayitlan : H. 984
(M. 1 576) tarihli Defter-i Evkaf, Yiiksek Lisans Tezi, Gazi Uni.,
Ankara, 1985
44. YAROGLU Aytekin, Tokat Haydarhane Vakfi, Cumhuriyet
Uni., Sivas, 2006
45. YE§ILAY Mustafa, H.1227 M.1812 Tarihli Tokat Sicil
Defterinin Transkripsiyonu ve Indeksi, Yiiksek Lisans Tezi,
Ankara, 1992
46. YILMAZ Necdet, XVIIAsirda Anadolu'da Tasavvuf, Doktora
Tezi, Marmara Uni., Istanbul, 2000
47. YILDIRIM Omer, 1797-1798 Yillarma ait Tokat §eriyye
Sicilinde Yer alan Belgeleri Sosyal ve Ekonomik Yonden
Tahlili, Yiiksek Lisans Tezi, 19MayisUni., Samsun, 2005
48. YILDIZ Sare, Turhalh Mustafa Efendi'nin Hayati, Eserleri ve
Tasavvufi Hayati, Yiiksek Lisans Tezi, Ankara Uni., Ankara,
2006
Makaleler
1 . ACIKEL Ali, Tanzimat Doneminde Tokat Kazasmm
Idari ve Niifus Yapismdaki Degi§iklikler (1839-1880)
2. AKAR Hasan, Niksar'da Egitim Tarihine Kisa bir
Bakis ve Niksar Riistiyesi
295
3 . BAYKARATuncer, Tokat Ulu Camii Uzerine Bazi Diisiinceler
4. BAYRAMSadi, Tokat Vakiflan
5. BE§IRLi Mehmet, XIX. Yiizyilm Ilk Yarisinda Tokat
MevlevThanesi Ve Gelirleri lie Ilgili Sorunlar
6. BE§IRLi Mehmet, Tokat Bakir Kalhanesinin Yonetimi (1793-
1853)
7. CANTAY Goniil, Tokat'ta Tip Medresesi ve §ifahanesi
8 . CELEP Yasar, Resadiye Tarihi
9. C AL Halit, §eyh Nasreddin (Nusrat) Tiirbesi
10. DENIZ Rasim, Ishak bin Hasan Tokadi
11. ERDEMIR Yasar, Tokat Yoresindeki Ahsap Camilerin
Kulturumiizdeki Yeri
12. ESIN Emel, Tokat, Vatan Kuran Fatihlerin Yadigan Abideler
13. GENC Mehmet, 17.-19. Yiizyillarda Sanayi ve Ticaret
Merkezi Olarak Tokat
14. Ipsirli Mehmet, XVII. Asnn ortalannda Tokat §ehri
15. KARAMAGRALI Beyhan, §eyh Meknun Tiirbesindeki
Sgrafittolar
16. KESKIN Mustafa, Turhal, Yesilyurt ve Sulusaray il9elerinde
Halk Dindarhgmm bir Boyutunu Olusturan Ziyaret, Inan9 ve
Uygulamalan
17. KILig Arif, Zile Tarihi, gAGlLTI Ayhk Kiiltiir ve Sanat
Dergisi, Cilt 1, Sayi 2, Mayis 1961 ve Yil II, Sayi 15, Arahk
1962
18. KOPRAMAN Kazim Yasar, Evliya Celebi Seyahatnamesi'ne
Gore Tokat §ehri
1 9. MERAL Semra-Yusuf, Zile Velileri, Zile'de Camiler, Tiirbeler,
VelilerveEfsaneler -Istanbul/ 1991
296
20. OZ Gulag, Seyyit Hiiseyin Gazi ve Turbesi Cevresinde Olusan
Kulttirel Degerler
2 1 . SEZER Hamiyet, Yeni9eri Ocaginin Kaldrnhsinin Tasradaki
yansimasi (1826-1827)
22 . SIRAKAYA Omer, Hasanseyh Tarihi
23 . UYSALA. Osman, Tokat'taki Osmanh Camileri
24. YARDIMCI Mehmet, Zile'de Yatirlar ve Ziyaret Yerleri ile
Ilgili Inamslar - Uygulamalar Menkibeler, Ervak 1.
Uluslararasi Tiirk Diinyasi ve Evliyalan Kongresi Bildirileri,
13 - 16Agustos 1998, Ankara
25. YAZARIlyas, Ebubekir Kani ve ^iirinde mahallile^me etkisi
26. YEDIYILDIZ Bahaeddin, Niksarh Ahi Pehlivan'in Darii's-
Sulehasi,
27. YUKSEL Hasan, Tokat Mevlevihanesi
28 . ZENGIN Remzi, Tokat Mevlevihanesi Uzerine Diisiinceler
SozlukveAnsiklopediler
1 . Evliyalar Ansiklopedisi
2. ALBAYRAKNurettin, Kul Himmet, TDV IslamAnsiklopedisi
3. ALTUN Ara, Ebii'l Kasim-i Tusi Turbesi, TDV Islam
Ansiklopedisi
4. BILGIN Orhan, Fahreddin Iraki, TDV Islam Anasiklopedisi
5 . E YICE Semavi, Ali Pasa Camii, TDV IslamAnsiklopedisi
6. ULUDAG Siileyman, Bayezid-i Bistami, TDV Islam
Ansiklopedisi
297
7 . YAVUZ Yusuf §evki, Mustafa Sabri Efendi, TD V Islam
Ansiklopedisi
8. YAZICI Tahsin, Haydariyye, TDV Islam Ansiklopedisi
WEB
1 . http://www.alicozukoyu.com/
2. www.turhalkarkinkoyu.com/
3. http://www.sirinturhal.com/
4. www.alevibektasi.org/
5. www.kececikoyu.org/
6. www.erenlerforum.org/
7. http://193.140.255.il/tezjic/tez.htm
8. http://www.hubyarlilar.org/
9. Www.kenthaber.com
10. www.almus.gen.tr/
11. http://www.hubyarvakfi.org.tr/
12. www.yildiztepe.com
13. http://zile.karsiyaka.googlepages.com/
14. http://www.zileweb.com/
15. www.cihet.org/
16. www.erkancanakci.com/
17. www.sadibayram.com/
18. Http://www.hasanseyh.com/
298
19. http://resadiye-sevgisi.blogspot.com/
20. www.guncali.com/
21. www.kenthaber.com/
22. www.insanbilimleri.com
23. Www.cerkezpinarli.tr.gg/
24. http://tr.wikipedia.org
25. www.kozderekoyu.com
26. www.pecya.com
27. Www.archive.org
299
300