Skip to main content

Full text of "Hakikat_Kitabevi_Turkce_Kitaplar"

See other formats


HakTkat Kitabevi Yayinlan: 1 
Birinci Kism 

FAIDELI BILGILER 

Ahmed Cevdet Pasa 
Ikinci Kism 

MUHTELIF BILGILER 

Ilm Hey'etimizce Hazirlanmisdir 
Elliikinci Baski 




Hakikat Kitabevi 

Dariissefeka Cad. No: 53 P.K.: 35 34083 

Tel: 0212 523 45 56-532 58 43 Fax: 0212 523 36 93 

http://www.hakikatkitabevi.com.tr 

e-mail: bilgi@hakikatkitabevi.com.tr 

Fatih-ISTANBUL 

MAYIS-2009 



ICINDEKILER 

Salute no: 
BiRINCi KISM 

Faideli Bilgiler 3 

Ma'lumat-i nafi'a (Faideli Bilgiler) 8 

IKINCi KISM 

Muhtelif Bilgiler 25 

1-Boluciiler ve bozuk mezhebler 25 

2-Ehl-i siinnet i'tikadi 37 

3- Islam bilgileri ikiye aynlir 40 

4- Fikh alimleri yedi tabakadir 44 

5-imam-i a'zam ebu Hamfe 46 

6-Vehhabilik 57 

Din Adami Boliicii Olmaz 87 

1- [Misrh Resid Rizanin (islamda birlik ve mezheblerin 

telftki)m savunan (Muhaverat) kitabma ve Ali-yiil 

Kariye islam alimlerinin cevabi] 91, 139 

2-Dort mezheb imami 159 

3- Muhammed Ma'sum-i Faruki hazretlerinin, ikinci cildin 

110. cu mektubu (Din adami nasil olmalidir?) keramet 169 

4-Bid'at ne demekdir (Ftikadda ve amelde bid'at) 175, 436 

5-Ehl-i siinnet kasidesi 192 

Dogru Soze Inan, Boliiciiye Aldanma [Birkac dinde reformcu- 
nun, islamiyyete karsi yazdiklan bozuk diisunceler, altmisbes 
madde halinde asagida yazilmis, her birine gerekli 
cevablar verilmisdir] 197, 201 

1- Cebriyye, mu'tezile ve Ehl-i siinnetin; insamn yapdigi 

is hakkmda, kaza ve kader konusundaki inamslan 230, 231 

2- Iman yalmz inanmak midir 243 

3- Kur'an-i kerim tefsiri ve tercemeleri 253 

4- Allah korkusu ve Allah sevgisi. Fikh alimleri gerici imis. 
Islamiyyet ve kadin, kadinlara hiirriyyet verilmesi. 

Ibni Teymiyye, Vehhabiler, Mevdudi 258 

5- Ictihad nedir. Abduh ve Seyyid Kutbun, Selef-i Salihine 
hiicumlan. Zekat nedir. Teganni haramdir. Teblig-i 
cema'at denilen reformcular 351 

6- Ahmed Riza han Berilevinin (Fetavel Haremeyn) fetva 
kitabmdan bid'at ehline cevablar. Hadis-i serifler. Bid'at 
nedir? Miirsid kimdir? Osmanhlarm islamiyyete hizmetleri. 

Muhammed Kutbun ve Hamidullahm kiistahligi 420 

Ho-parlor, internet 440 

7-3.cu cild 23.cu, l.ci cild 213 ve 96.ci mektub 454 

Baski: ihlas Gazetecilik A.S. 

29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna-ISTANBUL 
Tel: 0.212.454 30 00 

ISBN: 975-92119-6-3 



FAIDELI BILGILER 

ONSOZ 

Besmeleyle bashyahm kitaba, 
Allah udi, en iyi bir signakdir. 
Ni'metleri sigmaz blcii, hisaba, 
Cok aciyan, afvi seven bir rabdir! 

Allahii teala, diinyada biitiin insanlara aciyarak, faideli seyle- 
ri yaratip gondermekdedir. Diinyada iken, gunahlarma tevbe et- 
mis olan mu'minlerin giinahlan ne kadar biiyiik olsa da, ahiretde, 
bunlan muhakkak afv edecekdir. Tevbe etmeden olen, Cehenne- 
me gitmesi gereken mii'minlerden, diledigini afv edecek, Cennete 
kavusduracakdir. Her canliyi yaratan, her van, her an varhkda 
durduran, hepsini korku ve dehsetden koruyan yalmz Odur. Boy- 
le bir Allahm serefli ismine sigmarak, bu kitabi yazmaga bashyo- 
ruz. 

Allahii tealaya hamd olsun! Resulullaha salat ve selam olsun! 
Onun temiz Ehl-i beytine ve adil, sadik Eshabmm "radiyallahii te- 
ala anhiim ecma'in" hepsine hayr diialar olsun! 

(Diinya miicadeledir) soziinii liiziimsuz sanmamahdir. Yazm 
siddetli sicak ile, kism karh havada dondurucu soguklar gibi, ta- 
bi'at kuvvetlerine ve kotii kimselerin, kafirlerin hile ve iftiralanna 
karsi ma'nevi silahlarla ve maddi saldinlanna karsi miicadele ha- 
lindeyiz. Diismanla miicadele icin, once diismani iyi tanimak la- 
zimdir. Yoksa, kendimizi koruyacagiz derken, komsumuza, dostu- 
muza zarar verebiliriz. insamn rahat yasamasi icin, lazim olan sey- 
lere (Mai) ve (Miilk) denir. igneden, iplikden, eve, apartmana ka- 
dar, hersey maldir. Allahii teala, ba'zi kimselere ve topluluklara, 
ba'zi mallan kullanmak icin, izn vermisdir. Bu mallar ve bir ada- 
mm zevcesi, cocuklan, komsulan, akrabalan, onun faidelendigi 
seyler olur. Herkes mahni ve miilkiinii, Allahii tealanin izn verdi- 
gi kadar kullamr. Fazlasmi kullanmak ve baskasmm miilkiinii kul- 
lanmak hie caiz degildir. (Mala, mtilke olma magrur, deme var mi 
ben gibi. Bir muhalif yel eser, savurur harman gibi!) sozii meshur- 

-3- 



dur. Haram yoldan gelen mala, miilke (Diinya) denilmekdedir. 
Diinya, ya'ni haram ve mekruhlar zararhdir. Bir seyin faideli, za- 
rarh oldugu, kitablarda baska diirlii bildirilmekdedir. Bunlardan 
en dogrusu, Allahii tealamn ayirdigidir. 

Allahii tealamn emrlerine (Farz), yasak etdigi seylere (Ha- 
ram) denir. Peygamberin emrlerine (Siinnet), yasaklanna (Mek- 
ruh) denir. Bunlann dordiine (islamiyyet) denir. Kalbde iman bu- 
lunmasina alamet, ahkam-i islamiyyeyi begenmek, kabul etmek- 
dir. Bir siinneti bile begenmiyenin imam gider, kafir olur. Imam 
var iken, islamiyyetin bir hiikmune uymiyan kimseye (Fasik) de- 
nir. islamiyyete uymamak (Giinah) olur. Kafir, Cehennemde son- 
suz yanacak, fasik, giinahi kadar yanacak, sonra Cennete gotiiru- 
lecekdir. Imam olup, islamiyyete uyan kimseye (Salih kul) denir. 
Dagda, colde yasayip da, dinden, islamiyyetden haberi olmiyan 
kimse, kafir ve fasik olmaz. Kiyametde hesablasdikdan sonra, 
Cennete ve Cehenneme girmez. Hayvanlar gibi yok edilirler. ilahi 
dinlerden islamiyyet, biiyiik se'adete sebeb olan cok biiyiik 
ni'metdir. Bu ni'metin kiymetini anlamryanlar, cezalanm cekecek- 
lerdir. 

Her mtislimamn, hergiin bes vakt (neiiiaz kilmasi) lazimdir. Bu 
nemazlar, kalbde iman bulunduguna alametdir. Bu nemazlara 
inanmiyan (Kafir) olur. Bozulmus olan bir semavi dine inanan ka- 
fire (Ehl-i kitab) ya'ni (Kitabh kafir) denir. Buna inanmiyan kafire 
(Miisrik) denir. Kafirlerden yehudilerin ba'zilan ile hiristiyanlann 
cogu, miisrikdir. Simdi yer yiiztinde miisrik olmiyan bir kafir yok 
gibidir. Muhammed aleyhisselamin ba'zi sozlerini yanlis anhyan ve 
anlatan miislimana (Bid'at sahibi) miisliman denir. Si'iler ve veh- 
habiler, bid'at sahibi muslimandirlar. Bunlardan, Muhammed aley- 
hisselamin bir soziine bile inanmiyanlar kafir olur. Muhammed 
aleyhisselamin sozlerini hie degisdirmeden inanan miislimanlara 
(Ehl-i siinnet) olan hakikf miisliman denir. Bu hakiki muslimanla- 
nn reisi imam-i a'zam Ebu Hanife Nu'man bin Sabitdir. Ehl-i siin- 
net i'tikadmda olan hakiki muslimanlar, ibadet yapmakda, dort 
mezhebe aynlmislardir: (Hanefi, §afi'i, Malikf ve Hanbelf) mezhe- 
bi. Bu dort mezheb birbirlerini kardes bilirler. Birbirlerinin arka- 
smda nemaz kilarlar. Bu hakiki miislimanlan bozuk olan bid'at eh- 
li ile kansdirmamahdir. Bid'at ehli olanlar islamiyyeti icerden yik- 
makdadirlar. Elhamdiilillah! Bugiin yer yiiztinde bulunan musli- 
manlarm cogu, dogru yol olan, (Ehl-i siinnet) mezhebindedir. Bo- 
zuk yolda olan vehhabilerle si'iler azalmakdadir. 

Kendilerine miisliman diyen kimseler, tic firkaya aynlmisdir. 
Birinci firka, Eshab-i kiramm yolunda olan, hakiki miislimanlar- 

-4- 



dir. Bunlara (Ehl-i siinnet) ve (Siinnf) ve (Firka-i naciyye), ya'ni 
Cehennemden kurtulan firka denir. Ikinci firka, Eshab-i kirama 
dtisman olanlardir. Bunlara, (Rafizi) ve (SiT) ve (Firka-i dalle), 

ya'ni sapik firka denir. Uciinciisii, stinnilere ve si'ilere diisman 
olanlardir. Bunlara (Vehhabi) ve (Necdi) denir. Ciinki bunlar, ilk 
olarak, Arabistamn Need sehrinde meydana cikmisdir. Bunlara 
(Firka-i mel'une) de denir. Ciinki, bunlann miislimanlara miisrik 
dedikleri, (Kiyamet ve Ahiret) ve (Se'adet-i Ebediyye) kitablan- 
mizda yazilidir. Miislimana kafir diyene, Peygamberimiz la'net et- 
misdir. Miislimanlan bu iic firkaya parcalayan, yehudilerle ingiliz- 
lerdir. 

Islam dminin inanclanni, emrlerini ve yasaklarmi dogru olarak 
bildiren binlerle kiymetli kitab yazilmis, bunlann cogu yabanci dil- 
lere cevrilerek, her memlekete yayilmisdir. Bu dogru kitablan ya- 
zan islam alimlerine (Ehl-i siinnet alimi) denir "rahmetullahi teala 
aleyhim ecma'in". Buna karsihk, yalmz kendi zevklerini diisiinen, 
kisa goriislii kimseler ve mevki' ile, para ile, ingilizlere satilmis 
olan ahmaklar, her zeman, islamm faideli, feyzli ve lsikh yoluna 
saldirmis, Ehl-i siinnet alimlerini lekelemege, islam dinini degisdir- 
mege, miislimanlan aldatmaga ugrasmislardir. Miislimanlar ile 
dinsizler arasmdaki bu miicadele her asrda olmus ve kiyamete ka- 
dar olacakdir. Cenab-i Hak, boyle olmasim ezelde irade buyur- 
musdur. 

Ehl-i siinnet alimleri, biitiin bilgilerini Eshab-i kiramdan 6g- 
rendiler. Eshab-i kiram da, Resulullahdan aldilar. Eshab-i kiram, 
islamiyyeti bildirmek icin, uzak memleketlere dagildilar. Bunun 
icin, kitab yazmaga vakt bulamadilar. ikiyiiz seneden sonra gelen 
alimler arasinda, din bilgilerine kendi goriislerini, zemanlarmdaki 
fen bilgilerini ve eski felesoflarm sozlerini kansdiranlar oldu. 
Boylece, yetmisiki bozuk (Bid'at) firkasi meydana geldi. Bid'at 
firkalarmm zuhur etmesinde yehudilerin ve ingilizlerin cok te'siri 
oldu. 

Hangi firkadan olursa olsun, nefsine uyan ve kalbi bozuk olan 
Cehenneme gidecekdir. Her mii'min, nefsini tezkiye icin, ya'ni nef- 
sin yaratihsindaki kiifrii ve giinahlan temizlemek icin, her zeman 
cok (La ilahe illallah) ve kalbini tasfiye, ya'ni nefsden ve seytandan 
ve kotii arkadaslardan ve zararh bozuk kitablardan gelmis olan 
kiifrden ve giinahlardan kurtulmak icin (Estagfirullah) okumah- 
dir. Ahkam-i islamiyyeye uyamn diialan muhakkak kabul olur. 
Nemaz kilmiyamn ve acik kadmlara, avret yeri acik olanlara baka- 
nin ve haram yiyip icenin ahkam-i islamiyyeye uymadigi anlasihr. 
Bunlann diiasi kabul olmaz. 

-5- 



Miislimanlar iki kismdir: Havas [alimler] ve avam [cahiller]. 
Tiirkce (Diirr-i Yekta) kitabmda diyor ki, (Avam, sarf, nahv ve 
edebiyyat ilmlerinin iisullerini, ka'idelerini bilmeyen kimselerdir. 
Bunlar, fikh ve fetva kitablarim anhyamaz. Bunlarm, iman ve iba- 
det bilgilerini Ehl-i siinnet alimlerinden sorup, ogrenmeleri farz- 
dir. Alimlerin de, sozleri, va'zlan ve yazilan ile, once iman, sonra 
dmin temeli olan bes ibadeti ogretmeleri farzdir. (Zahire) ve (Ta- 
tarhaniyye) kitablarmda, mianm sartlanm ve Ehl-i siinnet i'tikadi- 
m ogretmenin her seyden evvel lazim oldugu bildirilmekdedir.) 
Bunun icindir ki, biiyiik alim, zahir ve batin ilmlerinin miitehassisi 
seyyid Abdiilhakim Efendi "rahmetullahi aleyh" 111 , vefatina yakm, 
(Istanbul cami'lerinde, otuz seneye yakin, yalniz imam ve Ehl-i 
siinnet i'tikadim ve islamm giizel ahlakim anlatmaga cahsdim) de- 
misdir. Bunun icin, biz de, biitiin kitablanmizda, Ehl-i siinnet i'ti- 
kadim, islamm giizel ahlakim, herkese iyilik ve devlete hizmet ve 
yardim etmek lazim oldugunu bildiriyoruz. Din cahillerinin ve 
mezhebsizlerin [zmdiklarm] devlete karsi kiskirtici, kardesi, karde- 
se diisman yapici, boliicii yazilanm tasvib etmiyoruz. Peygamberi- 
miz "sallallahii aleyhi ve sellem" (Din, kihnclarin golgeleri altinda- 
dir) buyurarak, miislimanlarm devlet ve kanun himayesinde rahat 
yasayabileceklerini bildirdi. Devlet kuvvetli oldukca, rahat, huzur 
artar. Avrupa, Amerika gibi kafir memleketlerde rahat yasayan, 
dini vazifelerini serbestce yapan miislimanlar da, kendilerine hiir- 
riyyet veren hiikumete, kanunlara karsi gelmemeli, fitneye, anarsi- 
ye alet olmamahdir. Ehl-i siinnet alimleri, boyle olmamizi emr et- 
mekdedirler. Dort mezhebden birinin alimlerine, (Ehl-i siinnet ali- 
mi) denir. 

Dikkat: Diinyanm her yerinde ayn ayn manzaralar var. insan 
bakmaga doyamiyor. Bunlar kendi kendisine mi var olmus? Her 
varhk, hep hesabh ve diizenli, sanki hersey aym bir makinadan 
cikmis. Her sey fizik, kimya, biyoloji, astronomi kanunlarma bag- 
h. Hele, insamn yaratihsmdaki ahenk ve nizam! icimizdeki organ- 
lann, bir makinamn parcalan gibi, birlikde cahsmasi, anhyanlan 
hayran birakmakdadir. Meshur ingiliz kafiri Darwin bile, (Gozun 
yapisindaki intizami, incelikleri dtisiindiikce, hayretden tepem 
atacak gibi oluyor) demis. Biitiin varhklar, birbirlerine degismez 
kanunlarla bagh. Din sahibleri, bunlan yaratan, bilen, bir Halik 
var diyor. Hicbir dine inanmiyan kafirler ise, hersey rastgele, tesa- 
diifle var olmus diyor. Yaratici, Peygamberleri ile haber de gonde- 
riyor. (Herseyi ben yaratdim. Hepinizin sahibi benim. Bana ina- 



[1] Seyyid Abdiilhakim Arvasi 1362 [m. 1943] de Ankarada vefat etdi. 

-6- 



mrsaniz, sizi Cennetime koyacagim. Sayisiz ni'metler verecegim. 
Sonsuz zevk ve se'adet icinde yasayacaksiniz. Peygamberlerime 
inanmiyanlan Cehennemde sonsuz yakacagim) diyor. Cennet ve 
Cehennem yok ise, Peygamberlere inanmis olanlar, aldanmis ise, 
bunlar hie zarar gormiyecek. Fekat Peygamberlerin sozleri dogru 
oldugundan, bunlara inanmiyanlar ve bunlarm sozlerini degisdi- 
renler, sonsuz yanacak. 

Aziz vatammizm her yerinde, din adamlanmn, hep bu dogru 
Ehl-i siinnet yolunu yaymaga, savunmaga cahsdiklan sukranla go- 
riilmekdedir. Ehl-i siinnet alimlerinin kitablanni okumamis veya 
anhyamamis tek-tiik cahilin saskmca konusdugu ve yazdigi isitili- 
yor ise de, bunlar, milletin saglam imam ve birbirlerini kardesce 
sevmeleri karsisinda, eriyip gitmekde, sahibinin cehaletini ve ze- 
valhligini gostermekden baska te'siri olmamakdadir. 

Miislimanlan parcalayici, bozguncu yolda olanlar, Ehl-i siinnet 
alimlerine, tesavvuf biiyiiklerine "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" leke siirmege cahsiyorlar. Biitiin Ehl-i siinnet alimleri gibi, 
Ahmed Cevdet Pasa ve ilm hey'etimiz de, bunlara gerekli cevabla- 
ri vermisler, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" Kur'an-i 
kerimden cikardigi dogru ma'nalan degisdirilmekden korumuslar- 
dir. Biz, bu kitabimizda hak yol ile batil yolu, ayn ayri bildiriyoruz. 
Krymetli okuyuculanmizm, akl-i selimleri ve temiz vicdanlan ile, 
bu kitabi inceliyerek, adil bir hiikm vermeleri ve hak iizere, dogru 
yolu gosteren kitabimiza sanhp birlesmeleri, yalanci, iftiraci ve sa- 
pik olanlardan sakinmalan, boylece, sonsuz felakete dusmekden 
korunmalan icin, yiice Allahimiza diia ederiz. 

Kitabimizm ba'zi yerlerine sonradan yapilan aciklamalar, ko- 
seli parantez [ ] icine yazilmisdir. Bu aciklamalann hepsi, mu'te- 
ber kitablardan ahnmisdir. 

Miladi sene Hicri semsf Hicri kaineri 

2001 1380 1422 



KELIME-I TENZIH 

(Siibhanallahi ve bi-hamdihi siibhanallahil-azfm). Bu ke- 

lime-i tenzihi sabah ve aksam yiiz kerre okuyamn giinahlan 
afv olur. Bir daha gtinah islemekden muhafaza olunur. Bu 
diia, (Mektubat Tercemesi) kitabmm 307 ve 308. ci mektub- 
lannda yazihdir. Biitiin derdlerin giderilmesine de sebeb 
olur. 



-7 



Birinci Kism 

MA'LUMAT-i NAFF A 
(FAIDELi BILGILER) 

Kitabimizm birinci kismi, Ahmed Cevdet Pasa tarafmdan yazil- 
misdir. Hepsi yirmibir sahifedir. Ahkam-i Kur'aniyyeyi, kanun sek- 
line sokarak (Mecelle) ismindeki cok kiymetli kitabi hazirlamakla, 
islama biiyiik hizmet eden ve en dogru, oniki cild Osmanli tarihini 
yazmis olan, meshur (Kisas-i Enbiya) kitabimn sahibi Ahmed Cev- 
det Pasa "rahmetullahi teala aleyh", hicretin 1238 [m. 1823] senesin- 
de Lofcada tevelliid etmis, 1312 [m. 1894] de vefat etmisdir. Fatih 
Cami'i bagcesindedir. Kitabimizm ikinci kismi, sirketimizin ilm 
hey'eti tarafmdan hazirlanmisdir. 

Cevdet Pasa diyor ki: Bu alem, ya'ni hersey yok idi. Allahu te- 
ala, bunlan yokdan var etdi. Bu alemin, kiyamete kadar insanlarla 
ma'mur olmasim istedi. Adem aleyhisselami toprakdan yaratip, 
Onun cocuklan ile alemi siisledi. Insanlara diinyada ve ahiretde ra- 
hat yasamak, se'adete kavusmak icin lazim olan seyleri bildirmek 
icin, iclerinden ba'zilanm Peygamber yaparak sereflendirdi. Bunla- 
ra yiiksek mertebe vererek, baska insanlardan ayirdi. Bu Peygam- 
berlere "aleyhimusselam", Cebrail aleyhisselam ismindeki bir me- 
lek ile emrlerini ve yasaklanm bildirdi. Bunlar da, bu emrleri, Ceb- 
rail aleyhisselamm getirdigi gibi iimmetlerine bildirdi. Peygamber- 
lerin birincisi, Adem aleyhisselam, son geleni, Muhammed Musta- 
fa "aleyhissalatii vesselam" efendimizdir. Bu ikisinin arasmda, 90k 
Peygamber gelip gecmisdir. Bunlann adedini, ancak Allahu teala 
bilir. Ismleri ma'lum olan yirmiyedisi sunlardir: 

Adem, $is [Sit], idris, Nuh, Hud, Salih, ibrahim, isma'il, ishak, 
Ya'kub, Yusiif, Eyyub, Lut, Su'ayb, Musa, Yu§a', Harun, Daviid, 
Siileyman, Yuniis, ilyas, Elyesa', Ziilkifl, Zekeriyya, Yahya, Isa 
ve Muhammed Mustafa "aleyhimtissalatu vesselam"dir. Bunlar- 
dan Sit ve Yusa'dan baska, yirmibesi Kur'an-i kerfmde bildiril- 
misdir. Kur'an-i kerimde, Uzeyr ve Lokman ve Ziilkarneyn de 
yazihdir. Fekat, alimlerimiz arasmda, bu iicii icin ve Tiibba' ile 

-8- 



Hidir icin, Peygamber diyen oldugu gibi, Veil diyen de vardir. 

Muhammed aleyhisselam Habibullahdir. Ibrahim aleyhisselam 
Halilullahdir. Musa aleyhisselam Kelimullahdir. Isa aleyhisselam 
Ruhullahdir. Adem aleyhisselam Safiyyullahdir. Nuh aleyhisse- 
lam Neciyyullahdir. Bu altisi, diger Peygamberlerden daha iistiin- 
diir. Bunlara (Uliil'azm) denir. Hepsinin iistiinii, Muhammed 
aleyhisselamdir. 

Allahii teala, yeryiiziine, yiiz sahife ve dort biiyiik kitab indir- 
misdir. Bunlarm hepsini, Cebrail aleyhisselam getirmisdir. On sa- 
hife, Adem aleyhisselama; elli sahife, Sit aleyhisselama; otuz sa- 
hife, Idris aleyhisselama; on sahife, Ibrahim aleyhisselama gon- 
derildigi hadis-i serifde bildirilmisdir. [Sahife, kiiciik kitab, risale 
demekdir. Bizim bildigimiz bir yaprak kagidin bir yiizii demek 
degildir.] Dort kitabdan, Tevrat-i serif, Musa aleyhisselama; Ze- 
bur-i serif, Daviid aleyhisselama; incil-i serif, Isa aleyhisselama; 
Kur'an-i kerim, ahir zeman Peygamberi, [ya'ni son Peygamber] 
Muhammed aleyhisselama inmisdir. 

Nuh aleyhisselam zemamnda tufan olup, biitiin diinyayi su kap- 
ladi. Yeryiiziinde bulunan insanlann ve hayvanlarm hepsi bogul- 
du. Fekat, Nuh aleyhisselam ile gemide bulunan mu'minler kur- 
tuldu. Nuh aleyhisselam gemiye binerken, her hayvandan birer 
cift almis oldugundan, hayvanlar da, bunlardan iiredi. 

Nuh aleyhisselamin gemide tic oglu vardi: Sam, Yafes ve Ham. 
Simdi yer yiizimde bulunan insanlar, bu uciintin soyundandir. Bu- 
nun icin, Nuh aleyhisselama ikinci baba denir. 

isma'il ve ishak "aleyhimesselam", Ibrahim aleyhisselamin 
ogullandir. ishak aleyhisselamin oglu, Ya'ktibdur. Ya'kub aley- 
hisselamin oglu, Yusiif aleyhisselamdir. Ya'kub aleyhisselama is- 
rail denir. Bunun icin cocuklanna ve torunlanna (Beni israil), 
ya'ni israil ogullan denmisdir. Beni israil cogalarak, iclerinden 
cok Peygamber gelmisdir. Hatta Musa, Harun, Daviid, Siileyman, 
Zekeriyya, Yahya ve Isa "aleyhimiisselam" ve Isa aleyhisselamin 
annesi hazret-i Meryem onlardandir. Siileyman aleyhisselam, Da- 
viid aleyhisselamin ogludur. Yahya aleyhisselam da, Zekeriyya 
aleyhisselamin ogludur. Hazret-i Meryem, imranm ve Zekeriyya 
aleyhisselamin baldizimn kizidir. Harun aleyhisselam, Musa aley- 
hisselamin kardesidir. Yusa' aleyhisselam da, Musa aleyhissela- 
min hemsiresinin ogludur. isma'il aleyhisselamin soyu, arab olup, 
arabdan, Muhammed aleyhisselam meydana gelmisdir. 

Hud aleyhisselam, Ad kavmine; Salih aleyhisselam, Semud kav- 
mine gonderildigi gibi, Musa aleyhisselam Beni israile gonderil- 

-9- 



misdir. Yusa', Harun, Daviid, Stileyman, Zekeriyya ve Yahya 
"aleyhimiisselam" da, yine Bern israile gonderilmisdir. Fekat, bun- 
larm ayn dinleri olmayip, Bern israili, Musa aleyhisselamm dinine 
da'vet etmislerdi. Daviid aleyhisselama Zebur kitabi indi ise de, 
Zeburda serf at [ya'm ahkam, emr, ibadet] yokdu. Va'z ve nasihat- 
larla dolu idi. Bunun icin, Tevrati nesh etmedi. Ya'm, yiiriirliikden 
kaldirmadi. Hatta, onu kuvvetlendirdi. Bunun icin, Musa aleyhisse- 
lamm dini, Isa aleyhisselam zemanma kadar devam etdi. Isa aley- 
hisselam gelince, bunun dmi, Musa aleyhisselamm dinini nesh etdi. 
Ya'm Tevratm hiikmii kalmadi ve bundan sonra, Musa aleyhissela- 
mm dmine uymak caiz olmayip, ta Muhammed aleyhisselamm dmi 
gelinceye kadar, Isa aleyhisselamm dinine uymak lazim oldu. Fe- 
kat, Bern Israilin cogu, Isa aleyhisselama iman etmeyip, Tevrata 
uymak icin inad etdi. iste Yehudilik [Musevilik] ile Nasarahk ya'm 
[Isevflik] boylece aynldi. Isa aleyhisselama iman edenlere (Nasara) 
denildi. Bugiin, hiristiyan deniliyor. Isa aleyhisselama iman etme- 
yip de, kiifrde, dalaletde kalanlara (Yehudi) denildi. Yehudiler, ha- 
la Musa aleyhisselamm dinine uyup, Tevrat ve Zebur okuyoruz di- 
yor. Nasara da, Isa aleyhisselamm dinine uyup, incil okuyoruz di- 
yor. Halbuki, iki cihamn seyyidi, insanlarm ve cinnin hepsinin Pey- 
gamberi Muhammed "aleyhissalatii vesselam" efendimiz, biitiin 
alemlere Peygamber olarak gonderildi ve dmi ki, (Din-i islain)dir, 
biitiin dinleri nesh etdi. Bu dinin hiikmii kiyamete kadar siirecegin- 
den, diinyamn hicbir yerinde, Onun dininden baska bir dinde bu- 
lunmak caiz olmadi. Ondan sonra, hie Peygamber gelmiyecekdir. 
Biz cok siikr, Onun iimmetiyiz. Dinimiz, din-i islamdir. 

Peygamberimiz Muhammed aleyhisselam, miladin 571. ci sene- 
si, Nisan aymm yirmisine rasthyan, Rebi'ul-evvel ayinin onikinci 
pazartesi sabahi, Mekke sehrinde tevelliid etdi. Hicretin 11. ci ve 
miladin 632. ci senesinde Medinede vefat etdi. Kirk yasinda iken, 
(Cebrail) ismindeki melek gelerek, Peygamber oldugunu kendisi- 
ne bildirdi. Miladin 622 senesinde Mekkeden Medine sehrine hic- 
ret eyledi. Eyliil ayinin yirminci pazartesi giinii, Medinenin Kuba 
koyiine geldi. Bugiin, miislimanlarm (§emsi) senebasi oldu. 
Acemlerin semsi senelerinin baslangici, bundan alti ay evveldir. 
Ya'ni, atese tapan mecusilerin bayrami olan martin yirminci 
(Nevruz) giiniidiir. O senenin Muharrem aymm birinci giinii de, 
(Kameri) sene basi oldu. 

Peygamberlerin hepsine inaninz. Hepsi Allahii teala tarafin- 
dan gonderilmis Peygamberlerdir. Fekat, Kur'an-i kerim nazil 
olunca, baska dinler nesh edildi. Onun icin, simdi hicbirine uy- 
mak caiz degildir. Nasara da, gecmis Peygamberlerin hepsine ina- 

-10- 



niyor. Fekat, Muhammed aleyhisselamm, biitiin insanlarm Pey- 
gamberi olduguna inanmadiklan icin kafir oluyor, dogru yoldan 
cikryor. Yehudiler ise, Isa aleyhisselama da inanmadiklan icin, 
dm-i islamdan, daha uzakdir. 

Yehudilerle Nasara, ellerindeki bozuk kitablanmn gokden boy- 
le gelmis olduguna inandiklan icin, bunlara (Ehl-i kitab) [ya'ni ki- 
tabh kafir] denir. Nikah ile bunlarm kizlanm almak ve [Allahii te- 
alanm ismini soyliyerek] kesdiklerini yimek caizdir. [Fekat, mek- 
ruhdur. Miisliman kizlarmin, bunlarm erkekleri ile evlenmesi caiz 
degildir. Bir kiz, bunlarla veya bir miirted ile, evlenmege niyyet 
edince, Muhammed aleyhisselamm dinine ehemmiyyet vermemis 
olur. Islamiyyete kiymet vermiyen bir miisliman, dinden cikar 
(miirted) olur ve iki kafir birbiri ile evlenmis olur.] 

Hicbir Peygambere inanmiyan, inansa da, Peygamberde veya 
ba'zi mahluklarda (Uluhiyyet sifati) bulunduguna inanarak, bun- 
lara tapmanlara ve miirtedlere (Miisrik) ya'ni kitabsiz kafir denir. 
(Miilhid)lerin de, kitabsiz kafir oldugu bildirildi. Bunlarm kizlan- 
ni almak ve kesdiklerini yimek, caiz degildir. 

Isa aleyhisselam, kendinden sonra dinini yaymak icin, eshabi 
arasmdan oniki kisi secdi. Bunlara Havari [Apostel, le Apotre, 
apostle] denir. Bunlar: 

Sem'un [Petrus], Yuhanna [Johannes], biiyiik Ya'kub, Petru- 
sun kardesi olan Andreas, Filip [Philippus], Toma [Thomas], Bar- 
tolomi [Bartolomaus], Metiyya [Matthaus], kiiciik Ya'kub, Barna- 
bas, Yehuda [Judas] ve Tadyus [Yakobi]dur. Ba'zi kitablarda Bar- 
nabas yerine Simon yazihdir. Yehuda [Judas] miirted oldu. Yeri- 
ne Matyes [Matthias] secildi. Havarilerin reisleri Petrus idi. Bu 
oniki mii'min, Isa "aleyhisselam" otuzuc yasinda goke cikanldik- 
dan sonra, onun dinini etrafa yaydilar. Fekat, Allahii tealanm gon- 
derdigi dmin dogru olarak yayilmasi, seksen sene siirebildi. Sonra, 
yehudi donmesi olan Boliisiin devrimleri, ilkeleri her tarafa yayil- 
di. Boliis, Isa aleyhisselama iman etmis goriindii. Kendini din ali- 
mi tanitip, (Isa, Allahm ogludur. Bunun icin, kendisinde uluhiyyet 
sifatlan vardir) dedi. Baska seyler de uydurup soyledi. Serabi ve 
domuzu halal etdi. Kiblelerini, Ka'beden sarka, giinesin dogdugu 
tarafa dondiirdii. Allahii tealanm zati birdir, sifatlan iic diirliidiir 
dedi. Bu sifatlara (Uknum) denildi. Miinafik yehudmin bu ilkele- 
ri, ilk yazilan incil denilen dort kitaba, bilhassa Lukamn kitabma 
kansarak, Nasara, firka firka aynldi. Isa aleyhisselamda uluhiyyet 
sifati bulunduguna inananlar, miisrik oldu. Birbirine uymaz yet- 
misiki mezheb ve kitablar meydana cikdi. Shndi iic biiyiik mez- 

-11- 



hebleri kalmisdir. Cogu miisrikdir. 

[ispanyanm Balear adalarmdaki Miyorka (Majorque) adasm- 
da papas iken, Tunusda musliman olup, Abdullah ibni Abdullah- 
it -terctiman ismini alan bir zat, (Tuhfet-iil-erib firredd-i ala ehlis- 
salib) ismindeki arabi kitabini, sekizyuzyirmiiic 823 [m. 1420] se- 
nesinde yazmis, 1290 [m. 1872] da Londrada ve 1401 [m. 1981] de 
Istanbulda, Hakikat Kitabevi tarafindan, arabi olarak, (El-miin- 
kiz-i aniddalal) kitabinm sonunda basilmis, tiirkceye de terceme 
edilmisdir. Bu kitabmda buyuruyor ki: 

(Adi gecen dort kitabi yazanlar: Meta [St. Mathieu] ve Luka [St. 
Luc] ve Marko [St. Marc] ve Yuhanna [St. Jean]dir. incili ilk degis- 
diren, Nasarayi miisrik yapan bunlardir. Filistinli olan Meta, isa 
aleyhisselami yalmz goke cikanldigi sene gormiis ve bundan sekiz 
sene sonra, birinci incili yazmisdir. Burada, Isa aleyhisselamm, Fi- 
listinde viladetinde goriilen sasilacak seyleri ve yehudi padisah [He- 
rod]un, onu, gocuk iken oldiirmek isteyince, annesi hazret-i Merye- 
min, oglunu alip, Misra gotiirdugiinii yazmakdadir. Hazret-i Mer- 
yem, oglu goke cikdikdan alti sene sonra vefat etdi. Kudiisde med- 
fundur. Antakyah olan Luka, Isa aleyhisselami gormemis, Isa 
"aleyhisselam" goke cikanldikdan sonra, miinafik olan Boliis tara- 
findan Isevidinine almmis, Boliisiin [Pavlosun] zehrli fikrleri ile asi- 
lanarak, Allahu tealamn kitabini biisbiitiin degisdiren bir incil yaz- 
misdir. Marko da, Isa "aleyhisselam" goke cikanldikdan sonra, Ise- 
vi olmus, Incil ismi ile, Petrusdan isitdiklerini Romada yazmisdir. 
Yuhanna, Isa aleyhisselamm teyzesi oglu olup, Isa aleyhisselami 
birkac kerre gormiisdiir. Bu dort kitabda, birbirine uymiyan yazilar 
cokdur.) Biniicyiizdokuz 1309 [m. 1892] senesinde vefat eden, Har- 
putlu Ishak efendinin yazdigi (Diya-iil-kulub) ve (Sems-iil-hakika) 
admdaki iki kitabmda ve 1299 da vefat eden Hayderizade Ibrahim 
Fasih efendinin arabi (Essirat-iil-miistekfiii) kitabmda ve Necef Ali 
Tebrizinin 1288 de istanbulda basilmis olan farisi (Mfzan-iil-meva- 
zfn) kitabmda ve 1959 da Beyrutda basilmis olan, Imam-i Gazalfnin 
arabi (Erreddiil-Cemil) kitabmda, bugiinkii incil denilen kitablann 
bozuk olduklan, bunlara inananlarm cogunun miisrik oldugu isbat 
edilmekdedir. Bu ile kitab, 1986 senesinde (Hakikat Kitabevi) tara- 
findan, ofset yolu ile tekrar basdinlmisdir. 

Isa aleyhisselamdan gordiiklerini ve isitdiklerini dogru olarak 
yazan Barnabasin incili bulunmus ve 1973 de ingilizce olarak Pa- 
kistanda basilmisdir. (Kamus-ul-a'lam)da diyor ki: (Barnabe, Ha- 
varilerin eskilerindendir. Markosun amcasi ogludur. Kibnshdir. 
Boliis [Pavlos] ortaya cikdikdan sonra, buna yanasdi. Beraber 
Anadoluyu ve Yunanistam dolasdilar. Miladm altmisiiciincu se- 

-12- 



nesinde Kibnsda sehid edildi. Bir incil ve diger ba'zi seyler yaz- 
misdir. Haziranm onbirinci giinii yortusu yapilmakdadir.) 

Hiristiyanlarm din adamlarma (Pretre), ya'ni papas ve kesis de- 
nir. Ortodokslann en buyiigiine (Patrik) denir. Orta derecelerde- 
ki papaslara (Pasteur) denir. incil okuyucularma (Kissis), Kissisin 
iist derecesine (Uskuf) denir. Bunlar, miiftileridir. Uskuflarm 
yiiksek derecesindekilere (Eveque) veya (Piskopos), daha yiik- 
seklerine (Arsovek) veya (Metropolit) veya (Matran) denir. Bun- 
lar kadilan, ya'ni hakimleridir. Kilisede nemaz kildiranlara (Casi- 
lik), asagi derecedekilere (Cure veya Semmas) ve (Diyakoz), kili- 
se hizmetcilerine (Ermite) veya (Semamise) denir. Bunlar, miiez- 
zinlik de yaparlar. Yalniz ibadetle mesgul olanlara (Rahib) denir. 
Katoliklerin bas papaslan (Papa), ya'ni (atalar atasi)dir. Papa Ro- 
madadir. Bunun miisavirlerine (Kardinal) denir. 

Biitiin bu din adamlan, Allahii tealanm bir oldugunu unutdu. 
(Trinite) denilen (Teslis)e baslayip, Isa Allahm ogludur diyerek 
miisrik oldular. Bir zeman sonra, Roma imperatorlarmdan ikinci 
Klavdius [215-271 miladi yilda] zemamnda, Antakya patriki Yu- 
niis Semmas, Allahii tealanm bir oldugunu i'lan etdi. Cok kimse- 
leri dogru yola getirdi. Ehl-i kitab oldular. Fekat sonra gelen pa- 
paslar, yine iic seye tapmmaga basladi. Biiyiik Kostantin [274- 
337] Isevilige, putperestligi de kansdirdi. Miladm 325. ci senesin- 
de Iznikdeki ruhani meclisinde, 318 papasi tophyarak, sirk ile ka- 
nsdinlmis yeni bir hiristiyanlik dini meydana getirdi. Bu meclisde 
bulunan Aryus ismindeki uskuf, Allahm bir oldugunu, Isa aley- 
hisselamin, Onun kulu oldugunu soyledi ise de, meclis reisi, is- 
kenderiyye patriki Aleksandrus, Aryusu kiliseden kogdu. Biiyiik 
Kostantin, Aryusun kafir oldugunu i'lan etdi ve (Milel ve Nihal) 
kitabmda ve Rum tarihcilerinden Circis ibnul'amidin [601-671 
(m. 1205-1273) Samda] kitabmda yazih olan (Melekaiyye) mez- 
hebinin esaslarmi kurdurdu. 381 de istanbulda ikinci meclis kuru- 
larak, Ruhul-kuds ismi verilen Isa aleyhisselam mahlukdur diyen 
Makdonyus tel'm edildi. Miladin iicyiizdoksanbes [395]. ci yilm- 
da, Roma devleti ikiye aynldi. 421 de Kostantiniyye [ya'ni Istan- 
bul] patriki Nestoriusun kitabim tedkik icin, istanbulda, iiciincu 
toplanti yapildi. Nestorius (Isa "aleyhisselam" insandir. Ona ta- 
pilmaz. iki ukniim vardir. Allah birdir. Bunun, viicud, hayat, ilm 
sifatlarmdan, hayat sifati, Ruhul-kudsdiir. ilm ukniimu [kelime], 
Isaya hulul etmis, ilah olmusdur. Meryem, ilah anasi degil, insan 
anasidir. Isa, Allahm ogludur) diyordu. Bu fikrleri kabul edildi. 
Nestorius mezhebi, sark memleketlerinde yayildi. Bu mezhebde 
olanlara (Nesturi) denir. 431 de Efesus (Efes) de dordiincii mec- 

-13- 



lis kurulup, Dioskoriisiin fikrleri kabul edildi. Nestorius tekfir 
edildi. Nestorius (439) senesinde Misrda oldii. Bundan yirmi sene 
sonra Kadikoyde, 451 de besinci meclisde, 734 papas toplamp, is- 
kenderiyye patriki Dioskorusun jazilan red edildi. Dioskorusun 
fikrlerine (Monofisiye) denir ki, Isa "aleyhisselam" bir ilahdir di- 
yorlar. Buna (Ya'kubiyye) mezhebi de denir. Ciinki, Dioskorusun 
asl adi Ya'kubdur. O tarihde, sarki Roma (Bizans) imperatoru 
olan Merkyanus, red kararmi her tarafa bildirdi. Dioskorus kacrp, 
Kudiis ve Misrda mezhebini yaydi. Bunlarm da cogu musrikdir. 
Isa aleyhisselama tapinir. Simdi Irakda ve Suriyede, Liibnanda 
bulunan (Suryam)ler ve (Maroni)ler, Ya'kubiyye mezhebindedir- 
ler. 

Kadikoy meclisinde kabul edilip, kral Merkyanusun tasdik et- 
digi firkaya (Melekaiyye) denir. Birinci iznik meclisinde kabul 
edilen mezheb de Melekaiyyeye yakmdir. Reisleri, Antakya pat- 
rikidir. ilm sifatma (Kelime), hayat sifatma (Ruhul-kuds) derler. 
Bu sifatlar, insan ile birlesince (Uknum) derler. ilah iicdiir. Biri, 
viicud uknumu olup babadir. Isa onun ogludur. Meryem de ilah- 
dir dediler. Isa aleyhisselama (Jesus christus) diyorlar. 

Hiristiyanlarm yetmisiki firkasi, Hindli Rahmetullah efendinin 
"rahmetullahi teala aleyh" arabi (izhar-iil-hak) kitabinda ve Har- 
putlu Ishak efendinin tiirkce (Diya-iil-kulub) kitabinda uzun yazi- 
hdir. Bu kitab, 1987 senesinde (Cevab Veremedi) ismi altmda is- 
tanbulda basilmis, ingilizce tercemesi 1990 da nesr edilmisdir. (iz- 
har-iil-hak) kitabi 1280 [m. 1864] senesinde arabi olarak Istanbul- 
da basdinlmisdir. Rahmetullah efendi bu kitabinda 1270 senesin- 
de, Hindistanda ve sonra istanbulda hiristiyan papaslan ile yapdi- 
gi miinazaralan ve onlan nasil maglub etdigini uzun yazmakdadir. 
Farisi (Seyf-iil-ebrar) kitabimn Istanbul baskisma, bu miinazara- 
lar hakkmda bilgi eklenmisdir. (izhar-iil-hak) kitabi iki kismdir. 
Me'arif nezareti mektubcusu Niizhet efendi, kitabm birinci kismi- 
m tiirkceye cevirmis, (izah-ul-hak) ismi ile istanbulda basilmisdir. 
ikinci kismim, 1292 de Seyyid Omer Fehmi bin Hasen tiirkceye 
terceme etmis, (ibraz-iil-hak) ismi ile, 1293 [m. 1876] senesinde 
Bosnada basilmisdir. 

Biitiin bu mezhebler, 446 [m. 1054] senesine kadar Romadaki 
papaya bagh idiler. Cogu miisrik oldu. Hepsine katolik denir. 
1054 de, istanbul patriki Mihael Kirolarius, papadan aynhp, sark 
kiliselerini kendi idare etdi. Bu kiliselere (Ortodoks) denildi. 
Bunlar (Ya'kubiyye) mezhebindedirler. 

Luther ismindeki Alman papasi da, hicretin dokuzyuzyirmiiic 
[923] senesine rasthyan miladm binbesyiizonyedi [1517] senesin- 

-14- 



de, Romadaki papaya isyan edip, kiliselerin bir kismi buna uydu. 
Bunlara, (Protestan) kiliseleri denildi.] 

Goriiliiyor ki, hiristiyanlann cogu miisrikdir ve yehudilerden 
daha asagidir. Ahiretde azablan daha cokdur. Ciinki bunlar, hem 
Muhammed aleyhisselama inanmiyor, hem de, uluhiyyetde tas- 
kmhk ediyor, teslise inamyorlar. Isa aleyhisselama ve anasi haz- 
ret-i Meryeme tann diyerek tapinanlar, miisrikdir. Les de yiyor- 
lar. Yehudiler ise, yalmz iki Peygambere "aleyhimessalevatii vet- 
teslfmat" inanmiyor. Allahii tealayi bir biliyor ve les yimiyor. Bu- 
nunla beraber, yehudilerin islama diismanhgi daha cokdur. Yehu- 
dilerden birkaci, (Uzeyr Allahin ogludur) diyerek hiristiyanlar gi- 
bi mtisrik oluyor ise de, cogu mtisrik degildir. Ortodoks, katolik 
ve protestanlann her biri baska baska Inciller okuyup, Isa aley- 
hisselama bagh olduklanm soyler. Halbuki, i'tikadda ve amelde, 
birbirlerine uymiyan cok seyleri vardir. Hepsine nasara ve hiristi- 
yan deniyor. Isa, Peygamberdir diyenlere, Ehl-i kitab denir. Sim- 
di, Ehl-i kitab olan hiristiyan yokdur. Muhammed aleyhisselama 
inanmadiklan icin, hepsi kafirdir. Yehudiler de, kendilerine mu- 
sevi diyor. [1997 senesinde Fransada yaymlanan iki cildlik Dinler 
ansiklopedisinde diyor ki: 1995 senesinde yeryiiziinde 4 milyar 
550 milyon niifus vardi. Bunun 1 milyar 60 milyonu miisliman, 1 
milyar 870 milyonu hiristiyan [bunun 1 milyar 42 milyonu katolik, 
505 milyonu protestan, 174 milyonu ortodoks], 14 milyonu yehu- 
di, 1 milyar 606 milyonu hicbir peygambere inanmayan kafirler, 
ya'ni miisriklerdir.] 

Peygamber efendimiz "aleyhissalatu vesselam" hicretin, onbi- 
rinci senesinde, ahireti tesrif buyurdukdan sonra, Ebu Bekr-i Sid- 
dik "radiyallahii anh" halife oldu. Hicretin onuciincti senesinde, 
altmisiic yasmda vefat etdi. Bundan sonra Omer-iil-Faruk "radi- 
yallahii anh" halife oldu. Yirmiucuncii senede, altmisiic yasmda 
sehid edildi. Bundan sonra, Osman Zinnureyn "radiyallahii teala 
anh" halife oldu. Otuzbes senesinde, sekseniki yasmda sehid edil- 
di. Sonra Ali "radiyallahii anh" halife oldu. Hicretin kirkmci sene- 
sinde altmisiic yasmda sehid edildi. Bu dort halifeye, (Hulefa-i ra- 
$idin) denir. Zeman-i se'adetde, (Ahkam-i islamiyye) temam icra 
edilip, her taraf, hak, adalet ve hiirriyyet ile nurlandigi gibi, bun- 
lann zemanmda da oyle idi. Ahkam-i islamiyye kusursuz olarak 
yapihyordu. Bu dort halife, Eshab-i kiramm hepsinden tistiindur. 
Kendi aralarmdaki iistiinliikleri, hilafetleri sirasma goredir. 

Ebu Bekr "radiyallahii anh" zemanmda, muslimanlar, Arabis- 
tan yanmadasmdan disan cikdi. Resul-i ekrem "sallallahii aleyhi 
ve sellem" efendimiz ahireti tesrif buyurunca, yanmadada kan- 

-15- 



sikhklar cikdi. Ebu Bekr "radiyallahii anh" yanmadada hasil olan 
bu kansikhklari diizeltdi. Miirtedlerin terbiyesi ile ugrasdi. Vakt-i 
se'adetde oldugu gibi, birlik te'min etdi. Omer "radiyallahii anh" 
halffe olunca, bir hutbe okuyup: 

(Ey Resuliin Eshabi "radiyallahii teala anhiim ecma'in"! Ara- 
bistan, ancak sizin atlanmza arpa yetisdirebilir. Halbuki Allahii te- 
ala, Muhammed aleyhisselamm iimmetine, yeryiiziiniin her tara- 
fmda, yer, memleket verecegini, Habibine va'd etmisdir. Hani, bu 
va'd edilen memleketleri zabt ederek, diinyada ganimete, ahiretde 
gaza ve sehidlik riitbesine nail olmak istiyen erler nerede? Din ug- 
runa can ve bas feda ederek, vatanlanm birakip, Allahii tealamn 
kullarmi zalimlerin pencelerinden kurtaracak gaziler nerede?) di- 
yerek Eshab-i kirami cihada ve gazaya tesvik buyurdu. iste islam 
memleketlerinin, iic kit'a boyunca, hizla genislemesine, milyonlar- 
ca insamn kiifrden kurtulmalarma sebeb, hazret-i Omerin "radi- 
yallahii anh" bu nutkudur. Bu nutk uzerine, Eshab-i kiram "aley- 
himiirndvan" oliinceye kadar cihad ve gaza etmege ahd ve ittifak 
etdi. Halifenin gosterdigi seklde ordular kurulup, Ehl-i islam, yer- 
lerini, yurdlanm terk ile Arabistandan cikip, her tarafa yayildi. Gi- 
denlerin cogu, geri donmeyip, gitdikleri yerlerde, oliinciye kadar 
cihad etdi. Boylece, az vaktde cok memleket ahndi. O vakt, iki bii- 
yiik devlet vardi. Biri Rum imperatorlugu, digeri Iran devleti idi. 
Ehl-i islam, ikisine de galib geldi. Hele Acem devleti, biisbiitun or- 
tadan kalkdi. Memleketlerinin hepsi, miislimanlarm eline gecdi. 
Ehalisi miisliman olmakla sereflendi. Diinyada rahata, ahiretde 
ebedi se'adete kavusdular. Osman ve Ali "radiyallahii anhiima" 
zemanlannda da boyle gaza ile ugrasildi. Fekat, Osman "radiyalla- 
hii anh" zemamnda, halifeye karsi gelenler tiiredi ve sehid etdiler. 
All "radiyallahii anh" zemamnda, harici kavgalan bas gosterdi. 
Ehl-i islam arasmda aynhk basladi. Feth ve zaferin en btiyiik sebe- 
bi ise, ittifak ve birlik oldugundan, bunlarm zemamnda, Omer "ra- 
diyallahii anh" zemam kadar, memleket almamadi. 

Hulefa-i rasidin zemam, otuz sene idi. Bu otuz sene, Peygam- 
berimiz "aleyhisselam" zemam gibi giizel gecdi. Bu dort halife- 
den sonra, Ehl-i islam arasinda, bid'atler ve yanhs yollar meyda- 
na cikarak, nice kimseler dogru yoldan aynldi. Yalniz, Eshab-i ki- 
ram gibi iman edenler ve ahkam-i islamiyyeye onlar gibi tabi' 
olanlar kurtuldu ki, bunlarm yoluna (Ehl-i siinnet vel-cema'at) 
firkasi denir. Ehl-i siinnet alimi demek, dort mezhebden birinin 
alimi demekdir. Dogru yol, yalniz budur. Peygamber "aleyhisse- 
lam" efendimizin ve Eshab-i kiramin "radiyallahii teala anhiim 
ecma'in" gitdigi dogru yol, Ehl-i siinnet alimlerinin gosterdigi 

-16- 



yoldur "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in". Zemanla, yanhs fir- 
kalar, yollar unutuldu. Simdi, islam memleketlerinin cogu, bu 
dogru firkadadir. Bu Ehl-i siinnet vel-cema'ate uymayan, yalniz 
yehudi olan (Abdullah bin Sebe')in kurdugu, sfi firkasi kalmis- 
dir. SiTler, (Hilafet, Alinin "radiyallahii anh" hakki iken, Ebu 
Bekr ve Omer "radiyallahii teala anhiima", zor ile onun hakkmi 
aldi) diyorlar. Eshab-i kiramm cogunu kotiiliiyorlar. 

[Bugiin, miisliman denilen ve ummet-i Muhammediyye olarak 
tamnanlar, ehl-i siinnet ile sfi ve vehhabilerden ibaret gibidir. in- 
gilizlerin Hindistanda kurduklan (Ahmediyye veya Kadiyani) de- 
nilen zmdiklar ile Behailerin ve (Teblig-i cema'at) denilen mez- 
hebsizlerin, zmdiklann miislimanhga baghhklan yokdur. Bunlarm 
iicii de (Ehl-i Siinnet)den aynlmislardir.] 

Ehl-i siinnet firkasi, is ve ibadet bakimindan dort (Mezheb)e 
aynlmisdir: Birincisi, (Hanefi mezhebi) olup, imam-i a'zam Ebu 
Hanife Nu'man bin Sabit "rahmetullahi aleyh" mezhebidir. Ha- 
nif, dogru inanan, islamiyyete sanlan kimse demekdir. Ebu Hani- 
fe, hakiki miislimanlann babasi demekdir. imam-i a'zamm, Hani- 
fe admda bir kizi yokdu. Ehl-i siinnetin dort mezhebinden ikinci- 
si, (Malikf mezhebi) olup, imam-i Malik bin Enes "rahmetullahi 
aleyh" mezhebidir. Uciinciisii, (Safi'i mezhebi) olup, imam-i Mu- 
hammed bin idris Safi'i "rahmetullahi aleyh" mezhebidir. imamm 
dedesinin dedesi olan (Safi') hazretleri, Eshab-i kiramdan oldugu 
icin, kendisine ve mezhebine Safi'i denildi. Dordiinciisii (Hanbeli 
mezhebi) olup, Ahmed ibni Hanbel "rahmetullahi aleyh" mezhe- 
bidir. Imam-i a'zam 80, Malik 90, Safi'i 150, Ahmed 164 hicri se- 
nelerinde tevelliid ve 150 [m. 767] ve 179 ve 204 ve 241 senelerin- 
de vefat etdikleri ibni Abidin mukaddemesinde yazihdir "rahme- 
tullahi aleyhim". 

Ehl-i siinnet yolunu ogrenmek istiyen, dort mezhebden birinin 
kitablanm okumahdir. 

Bu dort mezheb, i'tikadca, birbirinden ayn degildir. Hepsi 
Ehl-i siinnet firkasmda olup, imanlan, inamslan, dinlerinin teme- 
li birdir. islam milletinde bu dort imam; biiyiik, herkesce kabul 
edilmis, inamhr miictehidlerdir. Yalniz ahkam-i islamiyyede, 
ya'ni is bakimindan, ba'zi ufak seylerde aynlmislardir. Soyle ki: 

Allahii teala ve Peygamberi "sallallahii teala aleyhi ve sellem", 
mii'minlere merhamet etdikleri icin, ba'zi islerin nasil yapilacagi, 
Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde acik bildirilmedi. [Acikca 
bildirilse idi, oylece yapmak farz ve siinnet olurdu. Farzi yapmi- 
yanlar giinaha girer, farza ve siinnete kiymet vermiyenler de kafir 
olurdu. Mii'minlerin hali giic olurdu.] Boyle isleri, acik bildirilmis 

- 17 - Faideli Bilgiler - F:2 



bulunanlara benzeterek islemek lazim olur. Din alimleri arasmda, 
islerin nasil yapilabilecegini, boyle benzeterek anhyabilenlere, 
(Miictehid) denir. Miictehidin, bir isin nasil yapilacagim anlamak 
icin, son gayreti ile ugrasarak goriisiine, dogruya en yakm zanni- 
na gore amel etmesi, kendine ve ona uyanlara vacib olur. Ya'ni, 
ayet-i kerimeler ve hadis-i serifler, boyle yapmagi emr etmekde- 
dir. Miictehid, bir isin nasil yapilacagim anlamaga cahsirken yam- 
lirsa, giinah olmaz. Sevab olur. Ugrasmasmm sevabim kazamr. 
Ciinki, insana gticii, kuvveti yetdigi kadar cahsmasi emr olundu. 
Miictehid yamhrsa, cahsmasi icin bir sevab verilir. Dogruyu bulur- 
sa, on sevab verilir. Eshab-i kiramm hepsi "radiyallahii teala an- 
hiim ecma'in" biiyiik alim, ya'ni miictehid idiler. Bunlardan sonra 
gelenler arasmda, ilk zemanlar ictihad yapabilecek biiyiik alim 
cok idi. Bunlarm her birine nice kimseler uyardi. Zemanla, bunla- 
nn cogu unutularak, Ehl-i siinnet icinde, yalmz bu dort mezheb 
kaldi. Sonralan, olur olmaz kimseler cikip da, miictehidim diye- 
rek, bozuk firkalar cikarmamalan icin, Ehl-i siinnet, bu dort mez- 
hebden baska mezhebe uymadi. Bu dort mezhebden herbirine, 
Ehl-i siinnetden milyonlarla kimse uydu. Dort mezhebin i'tikadi 
bir oldugundan, birbirine yanhs demez, bid'at sahibi, sapik bil- 
mezler. Dogru yol, bu dort mezhebdedir deyip, her biri kendi 
mezhebinin dogru olmak ihtimali daha cokdur bilir. ictihad ile an- 
lasilan islerde, islamiyyetin acik emri bulunmadigi icin, bir adamm 
mezhebi yanhs olup da, diger ile mezhebden birisinin dogru ol- 
mak ihtimali var ise de, herkes (Benim mezhebim dogrudur, yan- 
hs olmak ihtimali de vardir ve diger iic mezheb yanhsdir, dogru ol- 
mak ihtimali de vardir) demelidir. Boylece, harac, sikmti olmadik- 
ca, bir isi bir mezhebe gore, baska bir isi de baska mezhebe gore 
yaparak, dort mezhebi kansdirmak caiz olmaz. Bir kimse, dort 
mezhebden hangisini taklid ediyor ise, ya'ni hangi mezhebi secmis 
ise, o mezhebdeki bilgileri ogrenmesi, harac, sikmti olmadikca, 
her isinde o mezhebe uymasi lazimdir. 

[Ancak, bir isin yapilmasmda harac (giicliik) bulunursa, ya'ni 
kendi mezhebine gore yapmasma imkan olmiyan bir isi, baska 
mezhebe uyarak yapmak caiz olur. Fekat, ikinci mezhebin o ise 
bagh olan sartlanm, ya'ni farzlanni ve mufsidlerini gozetmesi de 
lazimdir. Hanefi mezhebi alimlerinin, boyle islerde, maliki mez- 
hebini taklid etmege fetva verdikleri, ibni Abidinin (Nikah-i ric'i) 
kismmda yazihdir.] 

Alimlerin cogu, Hanefi mezhebinin daha dogru oldugunu soy- 
lemislerdir. Bunun icin, islam memleketlerinin cogunda, Hanefi 
mezhebi yerlesmisdir. Ttirkistan ile Hindistamn ve Anadolunun 

-18- 



hemen hepsi hanefidir. Afrikamn garb [bati] tarafi, hep Malikidir. 
Hindistamn ba'zi sahillerinde de bulunur. Safi'iler; Misrda, kiird- 
lerde ve Arabistanda ve Dagistanda cokdur. Hanbeliler azdir. 
Vaktiyle Sam ve Bagdadda cok idi. 

(Edille-i $er'iyye) [ya'ni, din bilgilerinde, miictehid imamlara 
sened, kaynak] dortdiir: (Kur'an-i kerim), (Hadis-i serifler), (ic- 
ma'i iiinmet) ve (Kiyas-i fiikaha). 

Miictehidler, bir isin nasil yapilacagmi, Kur'an-i kerimde acik 
olarak bulamazlarsa, hadis-i senflere bakarlar. Hadis-i seriflerde de 
acikca bulamazlarsa, bu is icin, (icma') var ise, oyle yapilmasim bil- 
dirirler. [icma' sozbirligi demekdir. Ya'ni, bu isi, Eshab-i kiramm 
hepsinin aym suretle yapmasi veya soylemesi demekdir. Eshab-i ki- 
ramdan sonra gelen tabi'inin de icma'i delildir, seneddir. Daha son- 
ra gelenlerin, hele bu zemandaki insanlarm, dinde reformcularm, 
din cahillerinin yapdiklan, soyledikleri seye, icma' denmez.] 

Bir isin nasil yapilmasi lazim oldugu, icma' ile de bilinemezse, 
muctehidlerin kiyasma gore yapmak lazim olur. imam-i Malik 
"rahmetullahi aleyh", bu dort delilden baska, Medine-i miinevve- 
renin o zemanki ehalisinin sozbirligine de sened dedi. Bu adetle- 
ri, babalarmdan, dedelerinden ve nihayet, Resulullahdan "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" gorenek olarak gelmisdir, dedi. Bu sened, 
kiyasdan daha saglamdir dedi. Fekat diger tic mezhebin imamlan, 
Medine ehalisinin sozbirligini sened olarak almadi. 

Ictihad yolu ikidir: Biri, Irak alimlerinin yolu olup, buna (Re'y 
yolu) denir. Ya'ni kiyas yoludur. Bir isin nasil yapilacagi, Kur'an-i 
kerimde ve hadis-i seriflerde acikca bildirilmemis ise, buna benzi- 
yen baska bir isin nasil yapildigi aramr, bulunur. Bu is de, onun gi- 
bi yapihr. Eshab-i kiramdan sonra "radiyallahii teala anhiim ec- 
ma'in" bu yolda olan muctehidlerin reisi, imam-i a'zam Ebu Hani- 
fedir "rahmetullahi aleyh". 

Ikinci yol, Hicaz alimlerinin yolu olup, buna (Rivayet yolu) 
denir. Bunlar, Medine-i munevverenin o zemanki ehalisinin adet- 
lerini, kiyasdan iistun tutar. Bu yolda olan muctehidlerin buytigii, 
imam-i Malik "rahmetullahi aleyh"dir ki, Medine-i miinevverede 
oturuyordu. imam-i Safi'i ile Ahmed ibni Hanbel de "rahmetul- 
lahi teala aleyhima", imam-i Malikin sohbetlerinde bulunmuslar- 
dir. Imam-i Safi'i, imam-i Malikin yolunu ogrendikden sonra, 
Bagdad tarafina gelerek, imam-i a'zamm talebesinden okuyup, 
bu iki yolu birlesdirdi. Ayn bir ictihad yolu kurdu. Kendisi cok 
belig, edib oldugundan, ayet-i kerimelerin ve hadis-i seriflerin 
ifade tarzma bakip, kuvvetli buldugu tarafa gore is goriirdti. iki 

-19- 



tarafda da kuvvet bulamazsa, o zeman, kiyas yolu ile ictihad eder- 
di. Ahmed ibni Hanbel de, imam-i Malikin yolunu ogrendikden 
sonra Bagdad taraflarma gidip, Imam-i a'zamin talebesinden ki- 
yas yolunu alrms ise de, pek cok hadis-i serif ezberlemis oldugun- 
dan, once, hadis-i seriflerin birbirini kuvvetlendirmesine bakarak, 
ictihad etmisdir. Boylece, ahkam-i islamiyyenin cogunda, diger iic 
mezhebden ayrilrmsdir. 

Bu dort mezhebin hali, bir sehr ehalisinin haline benzer ki, on- 
lerine cikan bir isin nasil yapilacagi kanunda bulunmazsa, o seh- 
rin esrafi, ileri gelenleri toplamp, o isi kanunun uygun bir madde- 
sine benzeterek yaparlar. Ba'zan uyusamayip, ba'zisi devletin 
maksadi, beldeleri ta'mir ve insanlarm rahathgidir der. O isi, re'y 
ve fikrleri ile, kanunun bir maddesine benzetir. Bunlar, hanefi 
mezhebine benzer. Ba'zilan da, devlet merkezinden gelen 
me'murlann hareketlerine bakarak, o isi, onlarm hareketine uy- 
durur ve devletin maksadi, boyle yapmakdir derler. Bunlar da, 
Maliki mezhebine benzer. Ba'zilan ise kanunun ifadesine, yazmm 
gidisine bakarak, o isi yapma yolunu bulur. Bunlar da, Safi'i mez- 
hebi gibidir. Bir kismi ise, kanunun baska maddelerini de topla- 
yip, birbiri ile karsilasdirarak, bu isi dogru yapabilmek yolunu 
arar. Bunlar da, Hanbeli mezhebine benzer. iste sehrin ileri ge- 
lenlerinden her biri, bir yol bulur ve hepsi, yolunun dogru ve ka- 
nuna uygun oldugunu soyler. Kanunun istedigi ise, bu dort yoldan 
biri olup, diger ucii yanhsdir. Fekat, kanundan aynlmalan, kanu- 
nu tammadiklan icin, devlete karsi gelmek icin olmayip, hepsi ka- 
nuna uymak, devletin emrini yerine getirmek icin cahsdiklann- 
dan, hicbiri suclu goriilmez. Belki, boyle ugrasdiklan icin, begeni- 
lir. Fekat, dogrusunu bulan daha cok begenilip, miikafat ahr. 
Dort mezhebin hali de boyledir. Allahii tealamn istedigi yol, el- 
bette birdir. Dort mezhebin aynldigi bir isde, birinin dogru olup, 
diger uciinun yanhs olmasi lazimdir. Fekat, her mezheb imami, 
dogru yolu bulmak icin ugrasdigindan, yanilanlar afv olur. Hatta 
sevab kazamr. Ctinki, Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem", (Ummetime, yanildigi ve unutdugu icin ceza yokdur) bu- 
yurdu. Bu ayrihklan ba'zi islerde olup, ibadetlerin cogunda, ya'ni 
Kur'an-i kerimin ve hadis-i seriflerin acik olarak bildirdikleri ah- 
kamda ve inamlacak seylerde, aralannda tam birlik bulundugun- 
dan, birbirini kotulemezler. 

[Siial: ingilizlerin Arabistanda kurmus olduklan bozuk firka- 
daki vehhabiler ve onlarm kitablanm okuyanlar diyor ki, (mez- 
hebler ikinci asrda meydana cikdi. Eshab ve Tabi'in, hangi mez- 
hebde idi?) 

-20- 



Cevab: Mezheb imami demek, Kur'an-i kerim ve hadis-i serif- 
lerde acikca bildirilmis olan din bilgilerini, Eshab-i kiramdan isi- 
terek tophyan, kitaba geciren biiyiik alim demekdir. Acikca bildi- 
rilmemis olan bilgileri de, acik bildirilmis olanlara benzeterek 
meydana cikarmrsdir. (Hadika) kitabi ucyiizonsekiz (318). ci sahi- 
fesinde diyor ki; (Bilinen dort imam zemanmda, baska mezheb 
imamlan da vardi. Bunlarm da mezhebleri vardi. Fekat, bunlarm 
mezheblerinde olanlar azala azala bugiin hie kalmadi). Eshab-i ki- 
ramm herbiri miictehid idi. Hepsi de, derin alim, mezheb imami 
idi. Herbiri kendi mezhebinde idi. Hepsi de, mezheb imamlan- 
mizdan daha iistiin, daha cok bilgili idi. Mezhebleri daha dogru, 
daha kiymetli idi. Fekat, bunlarm kitablan olmadigi icin, mezheb- 
leri unutuldu. Dort mezhebden baskasina uymak imkam kalmadi. 
Eshab-i kiram hangi mezhebde idi demek, alay kumandam, hangi 
boliikdendir? Yahud, fizik ogretmeni, okulun hangi simfi ogrenci- 
sidir demege benzemekdedir.] 

Hicretden dortyiiz [400] sene gecdikden sonra, mutlak ictihad 
yapabilecek kadar derin alim kalmadigi, kitablarda yazihdir. (Ha- 
clika) kitabmin yine iicyiizonsekiz [318]. ci sahifesindeki hadis-i 
serifde, yalanci, sapik din adamlannm cogalacaklan bildirilmek- 
dedir. Bunun icin, Ehl-i siinnet olan her miislimamn, bilinen dort 
mezhebden birini secerek (Taklid) etmesi lazimdir. Ya'ni, bu 
mezhebin (ilmihal) kitabim okuyup ogrenmesi, imamni ve biitiin 
islerini buna uydurmasi lazimdir. Boylece, bu mezhebe girmis 
olur. Dort mezhebden birini taklid etmiyen kimse, Ehl-i siinnet 
olamaz. Buna (Mezhebsiz ve Zindik) denir. Mezhebsiz kimse, ya 
yetmisiki bozuk firkadan birindedir. Yahud kafir olmusdur. Boy- 
le oldugu, (Bahr)de, (Hindiyye)de ve (Tahtavi)nin Zebayih kis- 
mmda ve (ibn-i Abidin)in Bagiler kismmda yazihdir. (El-besair) 
kitabmin elliikinci sahifesinde ve Ahmed Savi "rahmetullahi teala 
aleyh" tefsirinde, Kehf suresinde de boyle yazihdir. 

(Mizan-iil kiibra) kitabmin sahibi "rahmetullahi teala aleyh" 
onsoziinde diyor ki, (Unutulmus olan mezheblerin ve bugiin 
mevcud bulunan dort mezhebin hepsi hakdir, sahihdir. Birinin, 
baskasi iizerine iistiinliigu yokdur. Cunki, hepsi aym din kayna- 
gmdan almmislardir. Biitiin mezheblerde, yapilmasi kolay isler 
[Ruhsat] bulundugu gibi, yapilmasi guc [Azimet] olan isler de 
vardir. Azimet olan isi yapabilecek kimsenin, kolay isi yapmaga 
kalkismasi, din ile oynamak olur. Azimeti yapmakdan aciz olan, 
ozrlti olan kimsenin ruhsat olam yapmasi caiz olur. Boyle kimse- 
nin ruhsat olam yapmasi, azimet yapmis gibi cok sevab olur. Aciz 
olmiyamn, kendi mezhebindeki ruhsatlan yapmamasi, azimetleri 

-21- 



yapmasi vacibdir. Hatta, kendi mezhebinde yalmz ruhsati bulu- 
nan isin, baska mezhebde azimeti varsa, o azfmeti yapmasi vacib 
olur. Mezheb imamlarmdan birinin soziinii begenmemekden ve- 
ya kendi dusiincesini onun sozunden daha iistiin sanmakdan, cok 
sakinmahdir. Ciinki, baskalarmm ilmleri, anlayislan, muctehidle- 
rin, ilmleri ve anlayislan yaninda, hie gibi kalir). Ozrii olmiyan 
kimseye kendi mezhebinde ruhsat ile amel caiz olmaymca, baska 
mezheblerdeki kolayhklan arasdirmamn, ya'ni mezhebleri (Tel- 
fik) etmenin hie caiz olmadigi anlasilmakdadir. 

(Diirr-ul-muhtar)in sahibi "rahmetullahi teala aleyh" onsoziin- 
de ve bunun (Redd-iil-muhtar) hasiyesinde [ya'ni Ibni Abidmde] 
diyor ki, (Bir isi, ibadeti yaparken mezheblerin kolayhklanm 
arasdinp, bunlara gore yapmak batildir. Mesela abdestli kimsenin 
derisinden kan aksa, Safi'i mezhebinde abdesti bozulmaz. Hanefi- 
de bozulur. Yabanci kadimn derisine, derisi degse, Safi'ide bozu- 
lur. Hanefi mezhebine gore bozulmaz. Abdest aldikdan sonra de- 
risinden kan akan ve derisi yabanci kadimn derisine degen bir 
kimsenin bu abdestle kildigi nemaz sahih olmaz. Bunun gibi, bir 
isi bir mezhebe gore yaparken, ikinci bir mezhebe de uymak soz- 
birligi ile batildir. Soyle ki, Safi'i mezhebine uyarak, basmm az bir 
yerini mesh eden kimseye kopek siirtiinse, bu kimsenin Malikiyi 
de taklid ederek, burasim yikamadan kildigi nemaz sahih olmaz. 
Ciinki Safi'ide kopek surttinenin nemazi sahih olmaz. Malikide, 
kopek necs degil ise de, basimn hepsini mesh etmesi lazimdir. Yi- 
ne bunun gibi, ikrah ile, ya'ni korkutularak yapdinlan talak, Ha- 
nefide sahih olur. Diger iic mezhebde sahih olmaz. Bu adamm, 
Safi'i mezhebine uyarak, bosadigi kadin ile ve Hanefiyi taklid 
ederek, bu kadimn kiz kardesi ile, aym zemanda evli olmasi caiz 
degildir. Ciinki, bir is yaparken mezhebleri (Telfik) etmek ya'ni 
kolayhklanm arayip bunlara gore yapmak, sozbirligi ile sahih de- 
gildir. Dort mezhebden, hicbirine uymadan bir sey yapmak da ca- 
iz degildir). Nemaz vaktlerini anlatirken diyor ki, (Sefer ve matar 
gibi ozr olunca, ogle ve ikindiyi ve aksam ile yatsiyi birlikde kil- 
mak Safi'ide caizdir. [Matar, yagmur demekdir.] Hanefide caiz 
degildir. Bir hanefi, seferi iken, mesakkat olmadigi halde, ogleyi 
ikindi vaktinde kilsa haram olur. ikindiyi ogle vaktinde kilsa hie 
sahih olmaz. Safi'i mezhebinde ise, ikisi de sahih olur. Kendi mez- 
hebine gore harac, ya'ni mesakkat oldugu zeman, kendi mezhe- 
bindeki ruhsatla amel etmesi caiz olur. Ruhsat ile de yapmakda 
mesakkat olursa, baska mezhebi taklid etmek caiz ise de, o mez- 
hebde, o ibadet icin farz ve vacib olan seyleri de yapmasi lazimdir.) 
Bir isi, bir ibadeti yaparken baska bir mezhebi taklid eden kimse, 

-22- 



kendi mezhebinden cikmis olmaz. Mezheb degisdirmis olmaz. 
Yalmz o isi yaparken diger mezhebin sartlarma ri'ayet etmesi la- 
zimdir. 

Ibni Abidm "rahmetullahi teala aleyh" (Redd-iil-muhtar)m 
ikinci cildi, besylizkirkikinci sahifesinde buyuruyor ki, (Bir Hane- 
fi, abdest alirken niyyet etmese, bu abdest ile ogleyi kilsa, caiz 
olur. Ikindiden sonra Safi'i olup ikindiyi kilsa, sahih olmaz. Niyyet 
ederek tekrar abdest almasi lazim olur). (Ta'zir)i anlatirken diyor 
ki, (Bir kimse, dim, ilmi liizum olmadan diinya isleri icin mezhe- 
bini degisdirse, dinini oyuncak yapmis olur. Cezalandinlmasi la- 
zim olur. Imansiz olmesinden korkulur. Bir ayet-i kerimede me- 
alen, (Bilenlerden sorunuz!) buyuruldu. Bunun icin, miictehide 
sormak, bir mezhebe uymak vacib oldu. Bir mezhebi taklid et- 
mek, ya'ni bu mezhebe uymak, o mezhebde oldugunu soylemek- 
le olur. Soylemeksizin, kalb ile niyyet ederek de olur. Mezhebe 
uymak, mezheb imaminin sozlerini okuyup, ogrenip yapmak de- 
mekdir. Ogrenmeden, bilmeden, ben Hanefiyim, ben Safi'iyim 
demekle, o mezhebe girmis olmaz. Boyle olanlar, hocalara sora- 
rak, ilmihal kitablarmdan ogrenerek ibadet yapmahdir). Sahidligi 
anlatirken diyor ki, (Mezhebe ehemmiyyet vermiyerek veya kola- 
yina geleni yapmak icin mezheb degisdirenin [ve mezhebleri bir- 
lesdirenin, kolayhklarim secip tophyanlarm] sahidligi kabul ol- 
maz). 

Ibni Abidin onsoziinde diyor ki, (Halife Harun-ilr-resid, 
imam-i Malike dedi ki, islam memleketlerinin her tarafma senin 
kitablanm yaymak ve herkesin yalmz bu kitablara uymalarmi 
emr etmek istiyorum. imam-i Malik buyurdu ki, ya Halife, boyle 
yapma! Alimlerin mezheblere aynlmasi, Allahii tealamn bu iim- 
mete olan rahmetlerinden biridir. Herkes, diledigi mezhebe uyar. 
Mezheblerin hepsi, dogrudur). 

(Mii'min) ve (Muslim) ve (Miisliman) demek, Allahii teala ta- 
rafmdan, Muhammed aleyhisselam vasitasi ile, insanlara bildiril- 
mis ve islam memleketlerine yayilmis din bilgilerine inanan, ka- 
bul eden kimse demekdir. Bu bilgiler Kur'an-i kerimde ve binler- 
ce hadis-i seriflerde bildirilmisdir. Bu bilgileri, Eshab-i kiram Pey- 
gamberimizden "sallallahii aleyhi ve sellem" isitmis, (Selef-i sali- 
hin) de, ya'ni Eshab-i kiramdan sonra, ikinci ve uciincii asrlarda 
[yiizyillarda] gelen islam alimleri de, Eshab-i kiramdan isiterek 
veya bu isitenlerden isiterek kitablanna yazmislardir. Sonra ge- 
len islam alimleri, Selef-i salihmin kitablarmdaki bilgileri baska 
baska aciklamislar, birbirlerinden aynlmislar, ma'nalan acik bil- 
dirilmemis, inamlmasi lazim bilgilerde, yetmisiic ayn firka mey- 

-23- 



dana gelmisdir. Bunlardan yalmz bir firkasi, bu aciklamalan ya- 
parken, kendi diisuncelerini, goriislerini kansdirmamis, bir degi- 
siklik ve ekleme yapmamislardir. Bu dogru fmanh firkaya (Ehl-i 
siinnet) veya (Siinni) denir. Siibheli ayetleri ve hadisleri yanhs 
te'vil ederek i'tikadi bozulan yetmisiki firkaya (Bid'at) veya (Da- 
lalet) firkalan yahud mezhebsiz denir. Bunlar da miislimandir. 
Fekat (Sapik) yoldadirlar. 

Ma'nalan acik bildirilmis olan, inamlacak seylerde, Kur'an-i 
kerime ve hadis-i seriflere yalmz kendi akl ve goriisleri ile ma'na 
vererek, imam bozulan, kafir olan kimseye (Miilhid) denir. (Miil- 
hid) kendini samimi miisliman ve Muhammed aleyhisselamm 
iimmeti bilir. (Miinafik) ise miisliman goriiniir. Fekat baska din- 
dendir. (Zindik), dinsizdir. Hicbir dine inanmaz. Miislimanlan 
dinsiz, ateist yapmak icin, miisliman goriiniir. (Dinde reform) 
yapmak, islamiyyeti degisdirerek, bozarak yok etmek cabasmda- 
dir, islam diismamdir. Cok zararhdir. Masonlar ve ingiliz casusla- 
n boyledir. 

(Miisliman) olmak icin, inamlmasi lazim gelen bilgiler, yalmz 
inamlacak alti sey degildir. Meshiir olan (Farz)larm yapilmasmm 
lazim olduguna ve (Haram)lan yapmamak, bunlardan sakinmak 
lazim olduguna inanmak da, miisliman olmak icin lazimdir. Farz- 
lari yapmamn ve haramlardan sakmmamn birinci vazife oldugunu 
kabul etmiyen kimsenin imam gider. (Miirted) olur. Kabul edip 
de, nefsine ve fena arkadaslara uyarak farzlardan bir veya birka- 
cim yapmiyan yahud bir veya birkac haram isleyen kimse, miisli- 
mandir. Fekat, kusurlu, kabahatli miislimandir. Boyle miislimana 
(Fasik) denir. Farzlan yapmaga ve haramlardan sakmmaga (iba- 
det) yapmak denir. ibadet yapmaga cahsan ve ibadetde kusuru 
olunca, hemen tevbe eden miislimana (Salih) denir. 

Simdi, hiir memleketlerde oturup da, iman edilecek alti seyi ve 
meshiir olan farzlan ve haramlan bilmemek ozr degildir. Ogren- 
memek biiyiik giinahdir. Kisa olarak ogrenmek ve cocuklarma og- 
retmek lazimdir. Ehemmiyyet vermedigi icin ogrenmezse, kafir 
olur. Yalmz (Eshedii en lailahe illallah ve eshedii enne Muhamme- 
den abdiihii ve Resuliih) diyen ve ma'nasim bilip inanan bir kafir, 
o anda miisliman olur ise de, sonra yavas yavas, iman edilecek alti 
seyi ve her miisliman icin farz ve haram olan meshur bilgileri og- 
renmesi ve bilenlerin, ya'nimiislimanlarm buna ogretmeleri lazim- 
dir. Ogrenmezse miislimanlikdan cikar. (Miirted) olur. Bunlan, 
Ehl-i siinnet alimlerinin yazdigi dogru (ilmihal) kitablarmdan og- 
renmesi lazimdir. [Ehl-i siinnet bilgilerinden haberi olmayan pro- 
fesorlerin konferanslanna ve kitablarma aldanmamahdir.] 

-24- 



Ikinci Kism 
MUHTELIF BiLGILER 

BOLUCULER, BOZUK MEZHEBLER 

Miislimanlar iki kismdir. Birincisi, Ehl-i siinnet firkasidir. Hak 
olan, dogru olan bu Ehl-i siinnet firkasmdaki miislimanlar dort 
mezhebe aynlmislardir. Bunlarm i'tikadlan, imanlan birdir. Arala- 
rmda hie aynhk yokdur. Ikincisi, Ehl-i siinnet i'tikadinda olmiyan- 
lardir. Bunlara, bid'at ehli, ya'm mezhebsiz denir. Sfiler ve vehha- 
bfler bunlardandir. Zemammizda, Ibni Teymiyyeciler, Cemaled- 
din-i Efgani, Muhammed Abduh, Seyyid Kutb, Mevdudiciler ve 
Tebhg-i Cema'atcilar ve Vehhabiler, bid'at ehlidirler. Vehhabiler, 
kendilerine besinci mezheb diyorlar. Bu sozleri dogru degildir. 
(Besinci mezheb) diye birsey yokdur. Bugiin, din bilgilerini bu dort 
mezhebden birinin ilmihal kitablarmdan ogrenmekden baska care 
yokdur. Herkes, kendine kolay gelen mezhebi secer. Onun kitabla- 
nm okur, ogrenir. Her isini bu mezhebe uygun yapar. O mezhebi 
(Taklid) etmis olur. O mezhebden olur. Herkese, anasmdan baba- 
smdan isitdigini, gordiigiinii ogrenmek kolay gelecegi icin, miisli- 
manlar, anasimn, babasmm mezhebinde olmakdadir. Mezheblerin 
bir olmayip, dort olmasi, insanlar icin kolayhkdir. Bir mezhebden 
cikip, baskasma girmek caiz ise de, yenisini ogrenmek icin, seneler- 
ce cahsmak lazim olur ve eski mezhebini ogrenmek icin yapdigi ca- 
hsmalan bosuna gitmis olur. Hem de, eski bilgileri ile yenisini ka- 
nsdirarak, bircok isleri yapmakda sasirabilir. Bir mezhebi begen- 
miyerek ondan cikmak hie caiz olmaz. Ciinki Selef-i salihmi techil 
etmek, begenmemek kiifr olur demislerdir. 

Simdi, Pakistanda Mevdudi ve Hamidullah ve Teblig-i 
cema'atcilar ve Misrda Cemaleddin-i Efgani ve Kahire miiftisi 
Muhammed Abduh ve bunun talebeleri Seyyid Kutb ve Resid 
Riza gibi mezhebsiz kimseler ve bunlarm kitablarmi okuyarak 
aldananlar, mezhebleri birlesdirmeli diyorlar. Dort mezhebin 
kolay taraflarmi secip toplamah, islamiyyeti kolaylasdirmah di- 
yorlar. Kisa akllan ile, noksan bilgileri ile, bu fikri savunuyorlar. 
Kitablarma goz atilmca, tefsir, hadis, iisul ve fikh bilgilerinden 

-25- 



haberleri olmadigi, ciiriik mantiklan ve yaldizh yazilan ile, cehl- 
lerini ortaya koyduklan hemen goriilmekdedir. Ciinki: 

1 — Dort mezheb alimleri (Hukm-i miileffik batildir) buyuru- 
yor. Ya'ni, birkac mezhebe birlikde uyarak yapilan bir ibadet, bu 
mezheblerin hie birinde sahih olmadigi zeman, mezhebleri kans- 
dirmasi batil olur, sahih olmaz. Dort mezheb alimlerinin "rahme- 
tullahi teala aleyhim ecma'in" bu sozbirligine uymiyan kimse, bu 
mezheblerin hicbirinden olmaz. Mezhebsiz olur. Mezhebsiz ola- 
mn isleri, islamiyyete uygun olmaz. Uydurma olur. Dini oyuncak 
haline getirmis olur. 

2 — Mtislimanlan, ibadetleri tek bir yolda sikisdirmak, islam 
dfnini gticlesdirmek olur. Allahii teala ve Onun Peygamberi "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem", isteselerdi, herseyi acik bildirirler, isler 
tek bir yola uyarak yapihrdi. Fekat, Allahii teala ve Onun Resu- 
lii "sallallahii aleyhi ve sellem" insanlara acidiklan icin, herseyi 
acik bildirmediler. Ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetullahi teala 
aleyhim ecma'in" anlayislarma gore, cesidli mezhebler ortaya 
cikdi. Bir kimse sikismca, kendi mezhebinin kolay tarafina kayar. 
Daha da sikismca, baska mezhebi taklid ederek, o isi kolayca ya- 
par. Tek mezheb yapihrsa, boyle kolayhk olmaz. Mezhebsizler, 
kolayhklan topladik sananlar, farkma varmadan, miislimanlarm 
islerini giiclesdirmis olurlar. 

3 — Bir ibadetin bir kismini bir mezhebe gore yaparken, diger 
kismim, bu mezhebe gore yapmayrp, baska mezhebe gore yap- 
maga kalkismak, birinci mezheb imammm bilgisini begenmemek 
olur. Selef-i salihini "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" techil 
etmenin kiifr oldugu yukanda bildirilmisdi. 

ibadetleri degisdirmek istiyenler, Ehl-i siinnet alimlerini 
"rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" tahkir edenler, tarihde 
cok gortildii. Mezheblerin kolayhklanni secip, dort mezhebi kal- 
dirmah diyenlerin, mezheb imamlarinm kitablarmdan bir sahife- 
yi bile dogru okuyup anhyamadiklan meydandadir. Ciinki, mez- 
hebleri ve mezheb imamlarinm yiiksekliklerini anhyabilmek 
icin, Slim olmak lazimdir. Alim olan, cahilce, ahmakca bir cigir 
acip, insanlan, felakete stiriiklemez. Tarih boyunca, ortaya cik- 
mis olan cahillere, sapiklara aldananlar, felakete siiriiklenmis- 
lerdir. Bindortyiiz seneden beri her asrda gelmis olan ve hadis-i 
seriflerle ovulmus bulunan (Ehl-i siinnet) alimlerine uyanlar, 
se'adete kavusmuslardir. Bizler de ecdadimizm, o salih, temiz 
miislimanlarm, Allah icin, islamiyyetin yayilmasi icin, canlanm 

-26- 



veren sehidlerin dogru yoluna sanlmah, tilredi dinde reformcula- 
nn zehrli, zararh yazilarma aldanmamaliyiz! 

Fekat ne yazik ki, Kahire mason locasi baskani olan Abduhun 
zehrli fikrleri, bir yandan Misrda (Cami'ul-ezher) medresesine 
yayildi. Boylece Misrda, Resid Riza ve Ezher medresesi Rekto- 
rii Mustafa Meragi ve Kahire miiftisi Abdiilmecid Selim ve Mah- 
mud Seltiit ve Tentavi Cevheri ve Abdiirrazik pasa ve Zeki Mu- 
barek ve Ferid Vecdi ve Abbas Akkad ve Ahmed Ernin ve Dok- 
tor Taha Hiiseyn pasa ve Kasim Emin ve Hasen Benna gibi (Din- 
de reformcular) tiiredi. Bir yandan da, ustadlan Abduha yapildi- 
gi gibi, bunlara da ilerici islam alimi denilerek, kitablan ttirkceye 
terceme edildi. Cahil din adamlarmm ve genclerin dogru yoldan 
kaymalanna sebeb oldular. 

Biiyiik islam alimi, ondordiincti asnn mliceddidi olan seyyid 
Abdiilhakim Efendi "rahmetullahi aleyh", (Kahire miiftisi Ab- 
duh, islam alimlerinin buyukliigunii anhyamamis, islam diisman- 
lanna satilmis, sonunda mason olarak islamiyyeti icerden yikan 
azih kafirlerden olmusdur) buyurdu. 

Abduh gibi kiifre veya bid'ate, dalalete siiriiklenenler, kendi- 
lerinden sonra gelen gene din adamlanm da dogru yoldan cikar- 
mak icin, adeta birbirleri ile yans etmisler, (Ummetimin felake- 
ti, facir [sapik] olan din adamlarindan olacakdir) hadis-i serifinin 
haber verdigi felaketlere 6n-ayak olmuslardir. 

Abduh 1323 [m. 1905] de Misrda oliince, yetisdirmis oldugu 
comezleri de, bos durmamis, kahr ve gadab-i ilahinin tecellisine 
sebeb olan cok sayida zararh kitablar nesr etmislerdir. Bunlar- 
dan biri, Resid Rizamn (Muhaverat) kitabidir. Bu kitabmda, us- 
tadi gibi, Ehl-i siinnetin dort mezhebine saldirmis, mezhebleri 
fikr aynhgi sanarak ve ictihad Usui ve sartlarmi, te'assub ve mii- 
nakasa seklinde gostererek, (islam birligini bozmuslardir) diye- 
cek kadar dalalete diismusdiir. Dort mezhebden birini taklid 
eden, bin seneden beri gelmis milyonlarca halis miisliman ile 
adeta alay etmisdir. Asnn ihtiyaclanm karsilamayi, dini, imam 
degisdirmekde arayacak kadar islamiyyetden uzaklasmisdir. 
Dinde reformcularm birlesdikleri tek nokta, kendilerini gercek 
miisliman ve asnn ihtiyaclanm kavramis, genis kultiir sahibi bir 
islam alimi olarak tamtmalari, islam kitablanm okuyup, anlayrp, 
Resulullahm varisi olduklan mtijdelenmis ve (Zemanlarin en 
hayrhsi, onlann zemamdir) hadis-i serifi ile oviilmiis Ehl-i siinnet 

-27- 



alimlerinin yolunda giden hakiki, salih miislimanlara da, avam gi- 
bi diisiinen taklidciler demeleridir. Islamiyyet ahkamindan, fikh 
bilgilerinden haberleri olmadigim, ya'ni din bilgilerinden mah- 
rum, kara cahil olduklanni, konusmalan ve yazilan acikca goste- 
riyor. Peygamberimiz "sallallahil aleyhi ve sellem", (insanlarin 
en iistiinii imam dogru olan alimlerdir) ve (Din alimleri, Pey- 
gamberlerin varisleridir) ve (Kalb bilgileri, Allahin esrarindan 
bir sirdir) ve (Alimlerin uykusii ibadetdir) ve ( I inmcl imin alim- 
lerine saygih olunuz! Onlar, yer yiiziiniin yildizlaridir) ve (Alim- 
ler kiyamet giinii sefa'at edeceklerdir) ve (Fikh alimleri kiymet- 
lidir. Onlarla beraber bulunmak ibadetdir) ve (Talebesi arasinda 
alim, iimmeti arasinda olan Peygamber gibidir) hadis-i serifleri 
ile, biniicyiiz seneden beri gelmis olan Ehl-i siinnet alimlerini mi 
medh buyuruyor? Yoksa, bunlardan sonra tiiremis olan Abduhu 
ve comezlerini mi oviiyor? Bu siiale yine Resulullah "sallallahii 
aleyhi ve sellem" efendimiz cevab vermekde, (Her asr, onceki 
asrdan daha kotii olacakdir. Boylece, kiyamete kadar bozulacak- 
dir!) ve (Kiyamet yaklasdikca, din adamlari esek lesinden daha 
bozuk, daha kokmus olacaklardir) buyurmakdadir. Bu hadis-i 
serifler, (Tezkire-i Kurtubi muhtasari)nda yazdidir. Resulullahm 
"sallallahil aleyhi ve sellem" medh ve sena buyurdugu islam 
alimlerinin hepsi ve binlerle Evliyamn hepsi, sozbirligi ile bildiri- 
yor ki, Cehennemden kurtulacagi miijdelenen bir firka, (Ehl-i 
siinnet vel-cema'at) denilen alimlerin mezhebidir. Ehl-i siinnet 
olmiyanlar, Cehenneme gideceklerdir. Yine bildiriliyor ki, (Mez- 
heblerin telfiki) batildir. Ya'ni, dort mezhebin kolayhklanni top- 
layip uydurma tek bir mezheb yapmamn batil, sacma birsey ola- 
cagim da sozbirligi ile bildirmislerdir. 

Akh olan kimse, bin seneden beri gelmis olan islam alimleri- 
nin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" sozbirligi ile ovdiikleri 
Ehl-i siinnet mezhebine mi uyar? Yoksa, yiiz seneden beri tiire- 
mis olan kiiltiirlii (!), ilerici din cahillerine mi inanir? 

Cehenneme gidecekleri, hadis-i seriflerle bildirilmis olan yet- 
misiki firkamn ileri gelenleri, cenesi kuvvetli olanlan, her ze- 
man, Ehl-i siinnet alimlerine "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" saldirmrslar, bu mubarek miislimanlan lekelemege yel- 
tenmisler ise de, kendilerine ayet-i kenmelerle ve hadis-i serif- 
lerle cevab verilerek rezil edilmislerdir. Ehl-i siinnete karsi, ilm 
ile basan saghyamiyacaklarim goriince, eskiyahga, zorbahga 
baslamislar, her asrda binlerce miisliman kani dokiilmesine se- 

-28- 



beb olmuslardir. Ehl-i stinnetin dort mezhebinde bulunan hakiki 
miislimanlar ise, hep birbirlerini sevmisler, kardes olarak yasa- 
mislardir. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (is hayatinda, miisli- 
manlann mezheblere ayrilmasi, Allahii tealamn rahmetidir) bu- 

yuruyor. 1282 [m. 1865] senesinde dogmus ve 1354 [m. 1935] de 
Kahirede fiic'eten olmiis olan Resid Riza gibi dinde reformcular 
ise, mezhebleri birlesdirerek, islam birligi kuracaklanm soylii- 
yorlar. Halbuki Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", 
yeryiizundeki biitiin miislimanlarm tek bir iman yolunda, dort 
halifesinin dogru yolunda, birlesmelerini emr buyurdu. islam 
alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in", elele vererek, ga- 
hsip, dort Halifenin i'tikad yolunu kitablara gecirdiler. Peygam- 
berimizin emr etdigi bu tek yola, (Ehl-i siinnet vel-cema'at) ismi- 
ni verdiler. Yeryiiztindeki biitiin miislimanlarm bu tek (Ehl-i 
siinnet) yolunda birlesmeleri lazimdir. islamda birlik istiyenler, 
sozlerinde samimi iseler, mevcud olan bu birlige katilmahdirlar. 
Fekat, ne yazikdir ki, islamiyyeti icerden yikmaga cahsan mason- 
lar, ingilizler, hep boyle yaldizh sozlerle mtislimanlan aldatmis- 
lar, (isbirligi saghyacagiz) maskesi altmda (iman birligi)ni parca- 
lamrslardir. 

Islam diismanlari, ta ilk asrdan beri, islamiyyeti yoketmek icin 
cahsiyorlar. Simdi de, masonlar, komiinistler, yehudiler, hiristi- 
yanlar, cesidli planlarla saldinyorlar. Cehenneme gidecekleri bil- 
dirilmis olan sapik miislimanlar da, dogru yolda olan Ehl-i siinne- 
ti lekelemek, miislimanlan dogru yoldan ayirmak icin, hile ve if- 
tira yapiyorlar. Boylece, islam diismanlari ile isbirligi yaparak, 
Ehl-i sunneti yikmaga ugrasiyorlar. Bu saldinlarm onciiliigiinii 
(ingilizler) yapdi. Biitiin imperatorluk kaynaklarim, hazinelerini, 
silahh kuvvetlerini, donanmasim, teknigini, politikacilanm ve ya- 
zarlanm bu aleak savaslarmda ileri siirdii. Boylece, diinyamn en 
biiyiik iki islam devleti olan ve Ehl-i stinnetin bekcisi bulunan 
Hindistandaki Giirganiyye ve tic kit'a iizerine yayilmis bulunan 
Osmanh islam devletlerini yikdi. Biitiin memleketlerde islamm 
degerli kitablanni yok etdi. islam bilgilerini bircok yerlerden sil- 
di, siipiirdti. ikinci cihan harbinde, komiinistler yok olmak iizere 
iken, bunlarm kuvvetlenmelerine, yayilmalarma sebeb oldu. 
Miislimanlarm mukaddes yerleri olan Filistinde yehudi devleti- 
nin kurulmasi icin cahsan Siyonizm (Sihyuniyye) teskilatim, ingi- 
liz basvekillerinden James Balfour, 1917 de meydana getirdi. in- 

-29- 



giliz hukumeti, bu isi senelerce destekleyip, 1366 [m. 1947] da is- 
rail devletinin kurulmasim sagladi. Yine ingiliz hukumeti, Ara- 
bistan yanmadasim Osmanhlardan alip, Su'ud ogullarma teslim 
ederek, 1351 [m. 1932] de, sapik i'tikadh, vehhabi devleti kurul- 
masim sagladi. Boylece islamiyyete en biiyiik darbeyi vurdu. Veh- 
habilerin, ingilizlerden aldiklan emrler ile, Hicazdaki musliman- 
lara yapdiklan zulm ve iskenceler, (Kiyamet ve Ahiret) kitabimn 
sonunda uzun yazilidir. 

Abdiirresid Ibrahim efendi, 1328 [m. 1910] da istanbulda ba- 
silan tiirkce (Alem-i islam) kitabimn ikinci cildinde, (ingilizlerin 
islam diismanhgi) yazismm bir yerinde diyor ki, (Hilafet-i isla- 
miyyenin bir an evvel kaldinlmasi, ingilizlerin birinci diisiincesi- 
dir. Kinm muharebesine sebeb olmalan ve burada tiirklere yar- 
dim etmeleri, hilafeti mahv etmek icin bir hile idi. Paris muahe- 
desi, bu hileyi ortaya koymakdadir. [1923 de yapilan Lozan sul- 
hunde yapdiklan tekliflerde ingilizler, bu diismanhklarim acikca 
gostermislerdir.] Her zeman miislimanlarin basma gelen felaket- 
ler, hangi perde ile ortiiliirse ortiilsiin, hep ingilizlerden gelmis- 
dir. Ingiliz siyasetinin temeli, islamiyyeti yok etmekdir. Bu siya- 
setin sebebi, islamiyyetden korkmalandir. Miislimanlan aldat- 
mak icin, satilmis vicdansizlan kullanmakdadirlar. Bunlan islam 
alimi, kahraman olarak tamtirlar. Soziimiiziin hiilasasi, islamiy- 
yetin en biiyiik diismani ingilizlerdir.) Abdiirresid efendi, 1363 
[m. 1944]de Japonyada vefat etdi. 

ingilizler, yiizyillardir islam memleketlerini kana boyamakla 
kalmamis, iskoc masonlan, binlerce miislimam ve din adamlarmi 
aldatarak, mason yapmis, (insanhga yardim, kardeslik) gibi laf- 
larla, seve seve dinden cikmalarma, minted olmalarma sebeb ol- 
musdur. islamiyyeti busbiitiin yok etmek icin, bu mlirted mason- 
lan masa olarak kullanmislardir. Boylece, Mustafa Resid pasa, 
Ali pasa, Fuad pasa, Midhad pasa, Tal'at pasa, Cemal pasa ve En- 
ver pasa gibi masonlan, islam devletlerinin yikilmalarmda kulla- 
mldiklan gibi, Cemaleddin-i Efgani ve Muhammed Abduh gibi 
masonlar ve yetisdirdikleri comezler de, islam bilgilerini bozma- 
ga, yok etmege alet olmuslardir. Bu mason din adamlarimn yaz- 
diklan yiizlerce yikici, bozucu din kitablan arasmda Misrh Resid 
Rizamn (Muhaverat) kitabi, arabiden cesidli dillere terceme edi- 
lerek, islam memleketlerine dagitilmakda, miislimanlarin dinleri- 
ni ve lmanlanm bozmaga cahsmakdadirlar. Ehl-i siinnet alimleri- 
nin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" kitablanm okumamis, 

-30- 



anhyamamis birkac gene din adammm da bu akmtiya kapilarak 
felakete siiruklendikleri ve baskalannm da felaketlerine sebeb ol- 
duklan gorulmekdedir. 

(Muhaverat) kitabi, 88. ci sahifede bildirilmisdir. Bu kitabda, 
Ehl-i stinnetin dort mezhebine catilmakda, islam bilgilerinin dort 
kaynagindan biri olan (icma'-i iimmet) inkar edilmekde, herkes; 
Kitabdan, Siinnetden kendi anladigma gore amel etmeli denil- 
mekdedir. Boylece, islam bilgilerini kokunden yikmaga calis- 
makdadir. Miisliman kardeslerimize, bu kitabm bozuklugunu ve 
zararlanm anlatmak icin (Din adami boliicii olmaz) kitabmi ha- 
zirhyarak, turkce, ingilizce ve arabi dillerinde nesr eyledik. Ayri- 
ca, biiyiik islam alimi Abdiilgani Nabliisinin "rahmetullahi teala 
aleyh" (Hulasat-iit-tahkik fi-beyan-i hiikm-ittaklicl vettelffk) ve 
Yusiif-i Nebhaninin "rahmetullahi teala aleyh" (Huccetullahi 
alel'aleniui) ve Muhammed Hayat Sindinin (Gayet-iit-tahkik) ri- 
salesi ve Hind alimlerinden Muhammed Abdurrahman Silheti- 
nin "rahmetullahi teala aleyh" (Seyf-ul-ebrar) kitablannm, o za- 
rarh kitaba tarn bir cevab olduklanm goriip, bu dort kitabi da of- 
set yolu ile teksir ve nesr eyledik. 

(Hulasat-iit-tahkik) sonunda buyuruyor ki, (muslimanlar, ya 
miictehid olur, yahud, ictihad derecesine yukselmemisdir. Miic- 
tehid de, ya (Mutlak miictehid) olur. Yahud, (Mukayyed miicte- 
hid) olur. Mutlak miictehidin, baska bir miictehidi taklid etmesi 
caiz degildir. Kendi ictihadma uymasi lazimdir. Mukayyed miic- 
tehidin ise, bir mutlak miictehidin mezhebinin usullerine uymasi 
vacibdir. Bu usullere uyarak yapacagi kendi ictihadma uyar. 

Miictehid olmryanlar, dort mezhebden diledigine uyar. Fekat, 
bir isi bir mezhebe gore yaparken, bu mezhebin, bu isin sahih ol- 
masi icin sart etdigi seylerin hepsini yapmasi lazimdir. Bu sart- 
lardan birini yapmazsa, bu isi sahih olmaz. Bu isin batil olacagi 
sozbirligi ile bildirilmisdir. Bir mezhebin daha tistiin olduguna 
inanmasi sart degil ise de, herkesin, kendi mezhebinin ustiin ol- 
duguna inanmasi iyi olur. Bir ibadeti veya bir isi yaparken, bir- 
kac mezhebi (Telffk etmek), ya'ni bu isi bu mezheblerin birbir- 
lerine uymiyan sozlerine gore yapmak, dort mezhebden cikmak 
ve besinci bir mezheb meydana getirmek olur. Bu is, kansdirmis 
oldugu mezheblerin hicbirine gore sahih olmaz, batil olur. Dim 
oyuncak yapmis olur. Bunun icin, (Havz-i kebir)den az olan ve 
kulleteyn denilen mikdardan az olmiyan bir suyun icine necaset 

-31- 



diismus, suyun rengi, kokusu veya tadi degismemis olup, bu su 
ile abdest alirken niyyet etmez ise ve abdest uzvlarmi sira ile yi- 
kamaz ve ugmaz ve birbirleri ardi sira cabuk yikamazsa ve Bes- 
mele ile baslamazsa, bunun abdesti, dort mezheb imamlarmm 
hicbirine gore sahih olmaz. Buna sahih diyen, besinci bir mezheb 
uydurmus olur. Bir miictehidin dahi, dort mezhebin sozbirligine 
uymiyan besinci bir soz soylemesi caiz degildir. [Yukanda ismi 
gecen (Kulleteyn) mikdan suyun ne demek oldugu (Se'adet-i 
Ebediyye) kitabmda uzun bildirilmisdir.] Sadr-us-seri'a, (Tav- 
dih) kitabmda diyor ki, (Bir isin yapilmasi icin, Eshab-i kiram- 
dan iki diirlii haber gelmis ise, sonradan gelenlerin, bir iicuncii- 
siinii soylemeleri, soz birligi ile caiz degildir. Her asrm alimleri 
de, Eshab-i kiram gibidir diyenler oldu). Molla Husrev "rahme- 
tullahi teala aleyh" (Mir'at-iil-usul)de diyor ki, (Bir isin yapilma- 
sinda, birinci asrin alimlerinden, birbirlerine benzemiyen iki ha- 
ber gelmis ise, bu is icin iiciincu bir soz soylemenin caiz olmadi- 
gi icma' ile bildirilmisdir. Her asrin alimlerinin de, Eshab-i kiram 
gibi oldugunu soylemek sahihdir). Celaleyn tefsirinin ilk yazan 
Celaleddin-i Mihalli, Siiyutinin (Cem'ul Cevami')i serhinde di- 
yor ki, (Icma'a muhalefet haramdir. Ayet-i kerime ile men' edil- 
misdir. Bunun icin, Selefin ihtilaf etdigi bir is icin, iicuncii bir soz 
soylemek haram olur). 

Bir ameli iki veya uc veya dort mezhebin birbirlerine uymiyan 
sozlerine gore yapmak, bu mezheblerin icma'im bozar. Bu ameli 
bu mezheblerden hie birine gore sahih olmaz. Ya'ni, (Telfik) ca- 
iz degildir. Kasim bin Katlubega, (Tashfh)de diyor ki, (Bir isi iki 
muhtelif ictihada uyarak yapmanm sahih olmiyacagi sozbirligi ile 
bildirildi. Bunun icin, abdest alirken basimn hepsini mesh etmi- 
yen kimse, kopege degdikden sonra nemaz kilarsa, bu nemazi sa- 
hih olmaz. Boyle nemazin, sozbirligi ile batil oldugu Safi'i alim- 
lerinden Sihabiiddin Ahmed bin imadm "rahmetullahi teala 
aleyh" (Tcvkifiil-hiikkain) kitabmda da yazihdir). Yukanda ya- 
zih kimse, basimn hepsini mesh etmedigi icin, imam-i Malik 
"rahmetullahi teala aleyh", kopege surundiigii icin de imam-i Sa- 
fi'i "rahmetullahi teala aleyh", bunun abdesti ve nemazi sahih ol- 
maz dediler. 

Hanefi alimlerinden Muhammed Bagdadi "rahmetullahi teala 
aleyh", (Taklid) risalesinde diyor ki, (Baska bir mezhebi taklid 
edebilmek icin uc sart vardir: Birinci sart, ibni Hiimam (Tah- 
rir)de yaziyor ki, kendi mezhebine gore basladigi bir isi, baska 

-32- 



mezhebe uyarak temamhyamaz. Mesela, Hanefiye gore aldigi 
abdest ile Safi'iye gore nemaz kilamaz. Ikinci sart, Ibni Hiimam, 
(Tahrir) kitabinda, Ahmed bin idris Karafiden alarak diyor ki, 
taklid etdigi iki mezheb de, bu (Miileffak) ise batil dememelidir. 
Abdest ahrken, Safi'iye uyarak a'zalanm ugmaz ve Malikiye 
uyarak nikah ile almasi caiz olan kadma dokunursa, bu abdest ile 
kildigi nemaz, bu iki mezhebe gore de sahih olmaz. Ucuncii sart, 
mezheblerin kolayhklarim toplamamahdir. Imam-i Nevevi ve 
bircok alimler, bu sarta cok ehemmiyyet vermekdedir. ibni Hii- 
mam, bu sarti bildirmemisdir. Hasen Sernblali, (ikd-iil-ferid)de 
diyor ki, (Hanefiye uyarak velisiz veya Malikiye uyarak sahidsiz 
yapilan iki nikahdan her biri sahih olur. Fekat hem velisiz, hem 
de sahidsiz olan bir nikah sahih olmaz). Avamm bu sarti gozet- 
mesi cok guc oldugundan, cahillerin baska mezhebi, zaruret ol- 
madan taklid etmeleri men' edilmisdir. Bir alime sorup ogrenme- 
den taklid etmeleri sahih olmaz denilmisdir.) Muhammed Bag- 
dadinin yazisi burada temam oldu. 

isma'il Nabliisi "rahmetullahi teala aleyh", (Diirer) serhini 
serh ederken (ikd-iil-ferid)den alarak diyor ki, (insamn bir mez- 
hebe bagh kalmasi sart degildir. Baska mezhebi taklid ederek de 
isini yapabilir. Fekat, bu is icin, o mezhebde olan sartlann hepsi- 
ni yerine getirmesi lazimdir. Birbirine bagh olmiyan iki isi, baska 
iki mezhebe uyarak baska diirlii yapabilir). Baska mezhebi tak- 
lid ederken, sartlann hepsini yapmak lazim demek, telfikin sahih 
olmadigmi bildirmekdedir. 

Hanefi alimlerinden Abdurrahman imadi "rahmetullahi teala 
aleyh", (Mukaddime) kitabinda diyor ki, (Bir kimse, zaruret 
olunca, baska iic mezhebden birini taklid edebilir. Fekat, o mez- 
hebin bu is icin bildirdigi sartlann hepsini de yapmasi lazimdir. 
Mesela, hanefi mezhebinde olan bir kimsenin, safi'iyi taklid ede- 
rek necaset bulasmis kulleteyn mikdan sudan abdest ahrken, 
niyyet etmesi ve tertibi gozetmesi ve imam arkasinda Fatiha oku- 
masi ve ta'dil-i erkani muhakkak yapmasi lazimdir. Bunlan yap- 
mazsa, nemazinm batil olacagi sozbirligi ile bildirilmisdir). Baska 
mezhebi taklid icin, zaruret halinde olmasim yazmasi lazim degil- 
di. Burada zaruret demekle, ihtiyaci bildirmis olmakdadir. Ciin- 
ki, alimlerin coguna gore, insamn daima aym bir mezhebe uyma- 
si lazim degildir. Kendi mezhebine uyarken, harac, mesakkat ha- 
sil olursa, baska mezhebi taklid edebilir. Bu yazilanmiz telfikin 
sahih olmadigmi gostermekdedirler. 

- 33 - Faideli Bilgiler - F:3 



ibni Hiimamin (Tahrir) kitabinda, telfikm sahih oldugunu gos- 
teren bir yazi yokdur. Muhammed Bagdadi ve Imam-i Miinavi, 
Ibni Hiimamin (Feth-ul-kadir) kitabinda, (ictihad ve burhan ile, 
baska mezhebe nakl etmek giinahdir. Boyle kimse ta'zir olunur. 
Ictihad ve burhan olmadan nakl ise daha fenadir. Nakl, islerini, 
ibadetlerini baska mezhebe gore yapmakdir. Nakl etdim demek- 
le olmaz. Buna va'd denir. Nakl denmez. Boyle soz vermekle, o 
mezhebe tabi' olmasi vacib olmaz. (Bilmediginizi bilenlerden so- 
runuz!) ayet-i kerimesi, alim oldugu bilinen [cok zan olunan] kim- 
seden hiikm istemegi emr etmekdedir. Alimlerin, mezheb degis- 
dirmegi yasak etmeleri, mezheblerin kolayliklanm toplamagi on- 
lemek icindir. Alimlerin coguna gore, her musliman, baska baska 
islerinde, kendine kolay gelen ictihada uyabilir) dedigini bildirdi- 
ler. Bir cahil, ibni Hiimamm (Her musliman, her isinde, kendine 
kolay gelen ictihada uyabilir) sozii, telfikm sahih oldugunu goste- 
riyor derse, bu anlayisi yanhsdir. Ciinki o soz, bir isin hepsini bir 
mezhebe gore yapmagi gosteriyor. Bir isi cesidli mezheblere uya- 
rak yapmagi gostermiyor. Bunu anhyamiyan mezhebsizler ve din- 
de reformcular, ibni Hiimami kendilerine yalanci sahidi gosteri- 
yorlar. Halbuki ibni Hiimam, (Tahrir) kitabinda, telfikm caiz ol- 
madigmi acikca yazmakdadir. 

Dinde reformcular, ibni Niiceymin "rahmetullahi teala aleyh", 
(Kadihan fetvasmda, vakf toprak, gaben-i fahis ile satihrsa, Ebu 
Yusiife gore, gaben-i fahis oldugu icin caiz olmaz. imam-i a'zama 
gore ise, vakf gorevlisinin satis icin yapdigi vekilinin gaben-i fahis 
ile satmasi caiz olur diyor. Ebu Yusiife gore vakfin istibdal yolu ile 
satilmasi, Ebu Hanifeye gore de, vekilin gaben-i fahis ile satmasi 
caiz olup, iki ictihad birlesdirilerek, bu satis sahih olur) yazisim 
telfikm sahih olacagma misal gosteriyorlar. Halbuki, buradaki tel- 
fik, bir mezheb icinde olmakdadir. ikisinin de sozleri, aym iisul- 
den cikmisdir. iki mezhebin telfiki boyle degildir. ibni Niiceymin 
telfika caiz demedigi, (Kenz) kitabina yapdigi (Bahr-iir-raik) ser- 
hindeki, (Baska mezhebdeki cema'ate imam olamn, o mezhebin 
sartlanna da uymasi lazimdir) soziinden de anlasilmakdadir.) 
(Hulasat-iit-tahkik) sonundan terceme temam oldu. 

Hindistan alimlerinden Muhammed Abdurrahman Silheti 
"rahmetullahi teala aleyh", (Seyf-ul-ebrar-il-meslul alel-fiiccar) 
kitabinda, farisi olarak buyuruyor ki, allame hafiz Hasen bin 
Muhammed Tayyibi, (Miskat) serhinde (Kolaylasdiriniz! GiiQ- 
lescliriiieyiniz!) hadis-i serifini aciklarken, (Mezheblerin kolay- 
liklanm toplayan zmdik olur) demisdir. Tayyibi 743 [m. 1343] de 
Samda vefat etmisdir. (Seyf-iil-ebrar) kitabmm birinci baskisi, 

-34- 



1300 [m. 1882] senesinde Hindistanda yapilmisdir. Hakikat kita- 
bevi tarafindan 1415 [m. 1994] de yeniden tab' edilmisdir. De- 
mek oluyor ki: 

1 — Her muslimamn, bir ibadet, bir is yaparken, dort mezheb- 
den birine uymasi lazimdir. Dort mezhebin alimlerinden baska 
bir alime uymak caiz degildir. 

2 — Her miisliman, kendine kolay gelen, diledigi bir mezhebe 
uyabilir. Bir isini bir mezhebe, baska isini baska mezhebe gore 
yapabilir. 

3 — Bir isi cesidli mezheblere uyarak yapmaga gelince, o mez- 
heblerden birinde, bu isin sihhati icin sart olan seylerin hepsini 
yapmak lazimdir. Bu is, bu mezhebe gore sahih olur. Buna (Tak- 
va) denir, cok iyi olur. Bu mezhebi (Taklid) etmis, diger mezheb- 
leri de gozetmis olur. Bir mezhebi taklid etmek, bunun biitiln 
sartlarim yerine getirmekle caiz olur. Bir ibadeti, bir isi uydugu 
mezheblerin hicbirine gore sahih olmaz ise, buna (Telfik) denir. 
Telfik, hicbir suretle caiz degildir. 

4 — Insan, secdigi mezhebe her zeman bagh kalmaga mecbur 
degildir. Diledigi zeman baska mezhebe nakl edebilir. Bir mezhe- 
be tabf olmak icin, bu mezhebin fikh bilgilerini iyi ogrenmek la- 
zimdir. Bu da ilmihal kitablarmdan ogrenilir. Bunun icin, hep bir 
mezhebe bagh kalmak kolay olur. Bir mezhebden aynhp, baska 
mezhebe intikal etmek veya her hangi bir isde baska mezhebi tak- 
lid etmek giicdiir. Baska mezheb, ancak ihtiyac halinde, ya'ni ha- 
rac bulununca ve biitiin sartlarma uyarak taklid edilebilir. 

Baska mezhebin de fikh bilgilerini ogrenmek giic oldugu icin, 
cahillerin, ya'ni fikh bilgisi olmiyanlarm baska mezhebi taklid et- 
melerini fikh alimleri men' etmislerdir. Mesela (Bahr-iil-feta- 
va)da, (Hanefimezhebinde olanm yarasi durmadan aksa, her ne- 
maz vaktinde abdest almasi giic olsa, Safi'i mezhebine uyarak ne- 
maz kilmasi caiz olmaz) denilmekdedir. Ciinki, Safi'i mezhebinin 
sartlarma da uymaymca, nemazi sahih olmaz. ibni Abidin ta'zir 
bahsinde bunu genis anlatmakdadir. Ehl-i siinnet alimleri "rah- 
metullahi teala aleyhim ecma'in", cahillerin ibadetlerini fesad- 
dan korumak icin, harac, ya'ni mesakkat olmadikca, mezheb tak- 
lid etmelerine izn vermemislerdir. 

Tahtavi, (Diirr-iil-muhtar hasiyesinde), Zebayih kisminda di- 
yor ki, (Tefsir alimlerinden ba'zisi buyurdu ki, (Al-i Iinran) sure- 
sinin yiiziicuncii (Allahin ipine sarilmiz!) ayet-i kerimesi, fikh 
alimlerinin bildirdiklerine sarilmiz demekdir. Fikh kitablarma uy- 
miyanlar, dalalete diiser ve Allahii tealamn yardimmdan mahrum 

-35- 



kalir ve Cehennem atesinde yanar. Ey iman sahibleri! Bu ayet-i 
kerimeyi diisiinerek, Cehennemden kurtulacagi miijdelenmis 
olan (Ehl-i siinnet vel-cema'at) firkasma sanlimz! Ciinki, Allahii 
tealanm rrzasi, yardimi, bu firkadan olanlaradir. Bu firkadan ol- 
mayanlara, Allahii teala gadab edecek. Cehennemde azab yapa- 
cakdir. Ehl-i siinnet olmak icin, dort mezhebden birini taklid et- 
mek lazimdir. Bu dort mezhebden birine uymiyan kimse, Ehl-i 
siinnet degildir. Yetmisiic firkadan yalniz biri Ehl-i siinnetdir. Di- 
ger yetmisiki firka bid'at sahibidir. Cehenneme gidecekdir. Bun- 
lara (Dinde reformcu) denir. Zmdik olmakdan kurtulmak icin, 
bir mezhebe girmek, ya'ni Ehl-i siinnet olmak lazimdir). Dort 
mezhebin kolayhklarim tophyan kimse, dort mezhebden hicbiri- 
ne uymamrs, Ehl-i siinnetden aynlmis olur. Mezhebsiz olur. Go- 
riiliiyor ki, dort mezhebden hicbirine uymiyan kimse, mezhebsiz- 
dir. Dort mezhebi telfik eden, ya'ni dort mezhebi kansdiran, mez- 
hebsizdir. Dort mezhebden yalniz birini taklid ediyor ise de, bir 
inanisi, Ehl-i siinnet i'tikadma uymiyor ise, bu kimse de mezheb- 
sizdir. Bu iic kimse, Ehl-i siinnet degildir. Bid'at sahibidirler. Da- 
lalet yolunu taklid etmekdedirler. Hakiki miislimanlar ise, dort 
mezhebden birini, ya'ni hak yolu taklid ederek, Ehl-i siinnet ol- 
makdadir. Dort mezhebin iman bilgileri aymdir. ibadetlerinde 
ufak aynhklar var ise de, bu farklar, Allahii tealanm rahmetidir. 
Herkes dort mezhebden, kendine kolay geleni secer. 

ilm olmazsa, din, siynhp kalkar aradan, 
dyleyse, cehalet denilen, yiiz karasmdan, 

kurtulmaya cahsmah, basdan basa millet, 
kfiii degii mi yoksa, bu son ders-i felaket? 

Bu felaket dersi, neye mal oldu, dusunsen, 
beynin eriyip, yas gibi, damiardi goziinden. 

Son olaylar, ne demekdir, biisen ne demekdir: 
Gelmezse eger, kendine millet, gidecekdir. 

Zira, yeni bir sarsmtiya pek dayamlmaz, 
zira, bu sefer, uyku olumdiir uyamlmaz. 

Ahlfiki duzeltip, fenne cok cahsmak iazim, 
dine bagh, atomia siiahh er olmak laziml 

Din bilgisi, harb giicii, ileri olmak gerek, 
ikisidir ancak, millete huzur verecek. 

Baska sbzlere, artik aldanma ac goziinii, 
bu ikisi edecekdir, mahserde ak yuziinu! 

-36- 



EHL-I SUNNET I'TIKADI 

Asagidaki satirlan, Allahii tealaya hamd ederek yaziyorum. 
Hamd, biitiin ni'metleri Allahii tealamn yaratdigma ve gonderdi- 
gine inanmak ve soylemek demekdir. Ni'met, faideli seyler de- 
mekdir. Siikr, biitiin ni'metleri ahkam-i islamiyyeye uygun olarak 
kullanmak demekdir. Ni'metler, Ehl-i siinnet alimlerinin kitabla- 
rmda yazihdir. Ehl-i siinnet alimleri, meshur olan dort mezhebin 
alimleridir. 

imam-i Muhammed Gazali "rahmetullahi aleyh" (Kimya-i 
se'adet) kitabmda buyuruyor ki, miisliman olan bir kimseye, ilk 
once (La ilahe illallah, Muhammediin resulullah) kelimesinin 

ma'nasim bilmek ve inanmak farzdir. Bu kelimeye (Kelime-i tev- 
hid) denir. Her miislimamn, kelime-i tevhidin ma'nasma hie sub- 
he etmeden, yalmz inanmasi yetisir. Bunlan, delil ile isbat etmesi 
ve akla uydurmasi farz degildir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem", arablara, delil ile bilmelerini ve bu delilleri de soylemele- 
rini, siibhelerini arasdinp, bunlarm coziilmesini emr buyurmadi. 
Yalmz inanmalanm, siibhe etmemelerini emr eyledi. Herkesin 
boyle kisaca iman etmesi yetisir. Fekat, her sehrde birkac din ali- 
minin bulunmasi farz-i kifayedir. Bunlarm, delilleri bilmesi, siib- 
heleri gidermesi, siialleri cozmeleri vacibdir. Bunlar, mii'minlerin 
cobam gibidir. Bir tarafdan, onlara i'tikad, ya'ni iman bilgisi ogre- 
tir. i'tikadlanm korur. Bir tarafdan da din diismanlarmm iftirala- 
rma cevab verirler. 

Kelime-i tevhidin ma'nasim, Kur'an-i kerim bildirmekde, Re- 
sulullah da "sallallahii aleyhi ve sellem" bu bildirilenleri acikla- 
makdadir. Eshab-i kiramin hepsi, bu aciklamalan ogrendi ve ken- 
dilerinden sonra gelenlere bildirdiler. Eshab-i kiramin bildirdikle- 
rini hip degisdirmeden, oldugu gibi, kitablara gecirerek bizlere 
ulasdiran yiiksek din alimlerine (Ehl-i siinnet alimi) denir. Herke- 
sin, Ehl-i siinnet i'tikadim ogrenmesi, bu inancda birlesmeleri, se- 
vismeleri lazimdir. Se'adetin tohumu, bu i'tikaddir ve bu i'tikadda 
birlesmekdir. 

Kelime-i tevhidin ma'nasim, Ehl-i siinnet alimleri soyle bildiri- 
yor: insanlar yok idi. Sonradan yaratildi. insanlarm bir yaratam 

-37- 



vardir. Her varligi, O yaratmisdir. Bu yaratan birdir. Ortagi, ben- 
zeri yokdur. Bir ikincisi yokdur. O, hep var idi. Varligmm baslan- 
gici yokdur. Hep vardir. Varligmm sonu olmaz. Yok olmaz. Onun 
hep var olmasi lazimdir. O, yok olamaz. Varligi kendindendir. 
Hicbir sebebe ihtiyaci yokdur. Ona muhtac olmiyan hicbirsey 
yokdur. Herseyi var eden, her van her an varhkda durduran 
Odur. O, madde degildir. Cism degildir. Bir yerde degildir. Hicbir 
maddede bulunmaz. Sekli yokdur. Olciilmez. Nasildir diye sorul- 
maz. O deyince, akla hayale gelen hersey, O degildir. O, bunlara 
benzemez. Bunlar hep Onun mahluklandir. O, mahluklan gibi 
degildir. Akla, vehme, hayale gelen herseyi, O yaratmakdadir. 
Yukanda, asagida, yanda degildir. Yeri yokdur. Her varlik, Arsm 
altmdadir. Ars ise, Onun kudreti, kuvveti altmdadir. O, Arsm iis- 
tlindedir. Fekat bu, Ars Onu tasryor demek degildir. Ars, Onun 
lutfu ve kudreti ile vardir. O, ezelde, sonsuz oncelerde nasil ise, 
simdi hep oyledir. Arsi yaratmadan once nasil idi ise, ebedi son- 
suz geleceklerde de, hep oyledir. Onda degisiklik olmaz. Onun si- 
fatlari vardir. (Sifat-i siibutiyye)si sekizdir: Hayat, ilm, sem', ba- 
sar, kudret, irade, kelam, tekvin. Bu sifatlannda da, hie degisiklik 
olmaz. Degisiklik olmak, kusurdur. Onda kusur, noksanlik yok- 
dur. Hicbir mahlukuna benzemez ise de, bu diinyada, Onu kendi- 
sinin bildirdigi kadar bilmek ve ahiretde gormek vardir. Burada 
nasil oldugu anlasilamadan bilinir. Orada da, anlasilamadan gorii- 
lecekdir. [l.ci cild, 46. ci mektubu okuyunuz!] 

Kiilliima hatara bi-balike, Allahii gayrii zalike. 

Allahii teala, kullanna, Peygamberler "aleyhimiisselam" gon- 
derdi. Bu biiyiik insanlar vasitasi ile kullanna, se'adete ve felakete 
sebeb olan isleri bildirdi. Peygamberlerin en yiiksegi, son Peygam- 
beri olan (Muhammed) "aleyhisselam"dir. Yeryiiziindeki dinli din- 
siz herkese, her yere, her millete Peygamber olarak gonderilmisdir. 
Biitiin insanlann, meleklerin ve cinnin Peygamberidir. Diinyamn 
her yerinde, herkesin, o yiice Peygambere tabi' olmasi, uymasi la- 
zimdir. imam-i Gazalinin yazisi burada temam oldu. imam-i Mu- 
hammed Gazali "rahmetullahi teala aleyh", islamm en biiyiik alim- 
lerindendir. Yiizlerce kitab yazmisdir. Kitablannm hepsi cok kiy- 
metlidir. Hicretin dortyiizelli (450) senesinde Tus, ya'ni Meshed 
sehrinde tevelliid, 505 [m. 1111] senesinde orada vefat etdi. 

Biiyiik alim ve miirsid-i kamil seyyid Abdiilhakim Arvasi 
"rahmetullahi aleyh" buyuruyor ki: (Resulullahm "sallallahii 
aleyhi ve sellem" iic diirlii vazifesi vardi: Birincisi, ahkam-i 
Kur'aniyyeyi, ya'ni iman edilecek bilgileri ve ahkam-i fikhiyyeyi 

-38- 



biitiin insanlara (teblig) etmek, bildirmek idi. Ahkam-i fikhiyye, 
yapilmasi emr veya yasak edilen islerdir. Bu bilgilere (Ahkam-i is- 
lamiyye) denir. ikinci vazifesi, Kur'an-i azimiissanm ahkam-i 
ma'neviyyesini, ya'ni Allahii tealamn zatina ve sifatlanna aid 
ma'rifetleri, yalniz iimmetinin yiiksek olanlarmin kalblerine akit- 
makdir. Bu vazifeyi, birinci teblig vazifesi ile kansdirmamahdir. 
Mezhebsiz olan kimseler, bu ikinci vazifeye inanmiyorlar. Halbu- 
ki, Ebu Hureyre "radiyallahii anh" buyuruyor ki, (Resulullahdan 
"sallallahti aleyhi ve sellem" iki durlu ilm ogrendim. Bunlardan 
birini sizlere bildirdim. ikincisini soylersem, beni oldurursuniiz). 
Ebu Hiireyrenin bu sozii, (Buhari) ve (Miskat)da ve (Hadika)da 
ve (Mektubat Tercemesi)nin 267. ci mektubunda yazilidir. Uciin- 
cii vazifesi, ahkam-i fikhiyyeyi, va'z ile, nasihat ile yapmiyan miis- 
limanlara, kuvvet kullanarak, zor ile yapdirmakdir. 

Resulullahdan sonra "sallallahii aleyhi ve sellem" dort halife- 
den herbiri "radiyallahii anhiim", bu iic vazifeyi tarn olarak basar- 
di. Hazret-i Hasenin "radiyallahii anh" imameti zemamnda, fitne- 
ler, bid'atler cogaldi. islamiyyet iic kit'aya yayildi. Resulullahm 
"sallallahii aleyhi ve sellem" nuru, yer yiiziinden uzaklasdi. Saha- 
be-i kiram "radiyallahii anhiim" azaldi. Bu iic vazifeyi, bir kisi ya- 
pamaz oldu. Bu iic vazife, baska baska iic simfa aynldi. Usui ve fii- 
ru' ahkamini teblig vazifesi, ya'ni imam ve ahkam-i fikhiyyeyi 
[ya'ni ahkam-i islamiyyeyi] bildirmek vazifesi, din imamlanna, 
ya'ni miictehidlere verildi. Bu miictehidlerden imam bildirenlere 
(Miitekellimin), fikhi [ya'ni ahkam-i islamiyyeyi] bildirenlere (Fu- 
kaha) denildi. ikinci vazife, ya'ni dileyen muslimanlan, Kur'an-i 
azimiissanm manevi ahkamma kavusdurmak, Ehl-i beytin oniki 
imamina ve tesavvuf biiyiiklerine verildi. Ciineyd-i Bagdadi ve Sir- 
ri-yi Sekati bunlardandir. Ciineyd-i Bagdadi, hicretin 207. ci sene- 
sinde tevellud, 298 [m. 911] de Bagdadda vefat etdi. Sirri-yi Seka- 
ti "rahmetullahi teala aleyh", 251 de Bagdadda vefat etdi. 

[Ehl-i stinnet alimleri, Resulullah efendimizin bu ikinci vazifesi- 
ni oniki imamdan ogrenerek, tesavvuf ilmini meydana getirdiler. 
Ba'zilan Evliyaya, kerametlere ve tesavvuf a inanmiyorlar. Onlann 
bu inanmamalan, oniki imamla ilgileri olmadigim gostermekdedir. 
Ehl-i beytin yolunda olsalardi, Peygamberimizin bu ikinci vazifesi- 
ni oniki imamdan ogrenirler, iclerinden tesavvuf alimleri, Veliler 
yetisirdi. Bunlar yetismedigi gibi, bunlarm bulunduguna da inan- 
miyorlar. Goriiliiyor ki, oniki imam Ehl-i siinnetin imamlandir. 
Ehl-i beyti seven ve oniki imamm yolunda olanlar Ehl-i siinnetdir. 
Islam alimi olabilmek icin, Resulullahm bu iki vazifesinde, kendi- 

-39- 



sinin varisi olmak lazimdir. Ya'ni, bu ilmlerin ikisinde de mtitehas- 
sis olmak lazimdir. iste boyle biiyiik alimlerden biri olan Abdiilga- 
ni Nabliisi, (Hadikat-iin-nediyye) kitabmm 233 ve sonraki sahifele- 
rinde ve 649. cu sahifesinde Kur'an-i kerimin ma'nevi ahkamim 
gosteren hadis-i serifleri bildirmekde, buna inanmamamn, cahillik 
ve nasfbsizlik alameti oldugunu, yazmakdadir.] 

Uciincu vazife, ya'ni ahkam-i dmiyyeyi kuvvet ile, satvet ve sal- 
tanat ile yapdirmak isi, meliklere ve sultanlara, ya'ni hukumetle- 
re verildi. Birinci simfm kismlanna (Mezheb), ikincisinin kismla- 
rma (Tarikat), uciincusune de (Kanun) denildi. Imam bildiren 
mezheblere (i'tikadda mezheb) denir. i'tikad mezheblerinin yet- 
misuce aynlacagim, bunlardan yalmz birinin dogru, otekilerinin 
bozuk olacagim, Peygamberimiz "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" haber vermisdi. Oyle de oldu. Dogru yolda oldugu miijdele- 
nen firkaya, (Ehl-i siinnet velcema'at) mezhebi denir. Yanlis ol- 
duklan bildirilen yetmisiki firkaya (Bid'at firkalari), ya'ni sapik 
denir. Bunlarm hicbiri kafir degildir. Hepsine miisliman denir. Fe- 
kat yetmisiki firkadan herhangi birinde bulundugunu soyliyen bir 
kimse, Kur'an-i kerimde veya hadis-i seriflerde acikca bildirilmis 
ve miislimanlar arasma yayilmis bilgilerden birine inanmazsa, ka- 
fir olur. Simdi, (Ehl-i siinnet) mezhebinden cikarak sapik veya ka- 
fir olmus, miisliman adim tasiyan kimseler cokdur.) Abdiilhakim 
Efendi hazretlerinin yazisi burada temam oldu. Kendisi hicretin 
binikiyiizseksenbir (1281) senesinde Van vilayetinin Baskal'a ka- 
zasmda tevelliid ve 1362 [m. 1943] senesinde Ankarada vefat etdi. 
Baglum kazasmda medfundur. 

Miislimanlarm, besikden mezara kadar, ilm ogrenmesi lazim- 
dir. Miislimanlarm ogrenmesi lazim olan ilmlere (Ulum-i islamiy- 
ye) denir. Ulum-i islamiyye, ya'ni islam bilgileri ikiye aynlir: 

1 — Ulum-i Nakliyye, 2 — Ulum-i akliyye. 

1 — Ulum-i nakliyye: Bunlara din bilgileri de denir. Bu bilgiler, 
Ehl-i siinnet alimlerinin kitablanndan okuyarak ogrenilir. Din 
alimleri, bu bilgileri, (Edille-i ser'iyye) denilen dort kaynakdan al- 
mislardir. Bu dort kaynak, Kur'an-i kerim ve Hadis-i serifler ve 
Icma'-i iimmet ve Kiyas-i fiikahadir. 

Din bilgileri de iki kisma aynlir: (Ulum-i ahyye), ya'ni yiiksek 
din bilgileri ve (Ulum-i ibtidaiyye), ya'ni alet ilmleri. Yiiksek din 
bilgileri sekiz kisma aynlir: 

I: Ilm-i tefsirdir. Bu ilmin mtitehassislarma (Mufessir) denir. 
Miifessir demek, kelam-i ilahiden, murad-i ilahiyi anhyan derin 

-40- 



alim demekdir. 

II: ilm-i iisul-i hadisdir. Bu ilm, hadislerin cinslerini ayinr. Ha- 
dis-i seriflerin cesidleri, (Se'adet-i ebediyye) kitabi, ikinci kism, al- 
tmci maddede yazihdir. 

Ill: Ilm-i hadisdir. Bu ilm, Peygamberimizin "sallallahii aleyhi 
ve sellem" sozlerini, hareketlerini ve hallerini inceler. 

IV: ilmi iisul-i kelamdir. Bu ilm, kelam ilminin, ayet-i kerime- 
lerden ve hadis-i seriflerden nasil cikanlacagini anlatir. 

V: Ilm-i kelamdir. Kelam ilmi, kelime-i sehadeti ve kelime-i 
tevhidi ve bunlara bagh olan mianm alti sartim anlatir. Bunlar, 
kalb ile iman edilmesi lazim olan bilgilerdir. Kelam alimleri, 
Usul-i kelam ve kelam bilgilerini birlikde yazmagi adet etmisler- 
dir. Cahiller bunun icin, bu iki ilmi tek bir kelam ilmi sanmakda- 
dir. 

VI: ilm-i iisul-i fikhdir. Bu ilm, fikh bilgilerinin, Kur'an-i ke- 
rimden ve hadis-i seriflerden nasil cikanlacagini bildirir. 

VII: ilm-i fikhdir. Bu ilm, (ePal-i miikellefin)i, ya'ni akil, balig 
olanlann, beden ile nasil hareket [ibadet] edecegini bildirir. Be- 
den icin lazim olan bilgilerdir. (EPal-i miikellefin), farz, vacib, 
siinnet, miistehab, mubah, haram, mekruh ve miifsid olmak iizere 
sekiz kism ise de, kisaca vice aynlabilir: Emr edilen isler, yasak 
edilen isler, mubah olanlardir. 

VIII: ilm-i tesavvufdur. Bu ilme, (ilm-i ahlak) da denir. Kalb 
ile yapilmasi emr ve yasak edilen seyleri bildirdigi gibi, imamn vic- 
danilesmesini ve fikh islerinin, seve seve ve kolayhkla yapilmasim 
ve ma'rifete kavusmagi saglar. 

Erkek ve kadm her miislimamn bu sekiz bilgiden, kelam, fikh 
ve tesavvuf bilgilerini, ya'ni (islamiyyet)i liizumu kadar ogrenme- 
sinin farz-i ayn oldugunu, ogrenmemek, sue, giinah oldugunu, 
(Hadika) kitabinm sahibi "rahmetullahi teala aleyh" iicyiizyirmi- 
ticiincu sahifesinde ve ibni Abidin onsoziinde bildirmislerdir. 

2 — Ulum-i akliyye: Bunlara tecribi ilmler de denir. Bunlar, fen 
bilgisi, edebiyyat bilgisi olarak ikiye aynhr. Miislimanlann, bu 
ilmleri ogrenmeleri farz-i kifayedir. Dini bilgileri ise, lazim olan- 
lan ve harbde kullamlan silahlan ogrenmek farz-i ayndir. Lilzu- 
mundan fazla olanlan ve harbde kullamlan silahlarda, miitehassis 
olmak farz-i kifayedir. Bir sehrde bu bilgileri bilen bir alim, yapan 
san'at merkezleri bulunmazsa, sehrde bulunanlarm hepsi ve hii- 
kumet adamlan giinahh olurlar. 

-41- 



Din bilgileri zemanla degismez. Kelam bilgilerinde fikr yiiriite- 
rek yamlmak, yanhs diisunmek, ozr olmaz, sue olur. Fikhdaki is- 
lerde, islamiyyetin gosterdigi ozrlerle, islamiyyetin bildirdigi degi- 
sikliklerden, kolayhklardan istifade olunur. Kendi diisuncesi, go- 
rilsii ile degisiklik yapmak, din islerinde reform yapmak hie caiz 
degildir. Dinden cikmaga sebeb olur. Ulum-i akliyyede degisiklik, 
yenilik, ilerlemek caizdir. Bunlan kafirlerden de arayip, bulup 6g- 
renmek, yapmak lazimdir. 

Me'arif nazin esseyyid Ahmed Zuhdii pasanm "rahmetullahi 
teala aleyh" toplamis oldugu (Mecmu'a-i Ziihdiyye) kitabimn ba- 
smdaki yaziyi asagiya yaziyoruz: 

Fikh kelimesi, arabcada, fekiha yefkahii seklinde kullamlinca, 
ya'ni dordiincii babdan olunca bilmek, anlamak demekdir. Besin- 
ci babdan olunca, islamiyyeti bilmek, anlamak demekdir. Ah- 
kam-i islamiyyeyi bilen alimlere (Fakfh) denir. Fikh ilmi, insanla- 
nn yapmasi ve yapmamasi lazim olan isleri bildirir. Bu ilme (Ah- 
kam-i islamiyye) de denir. Fikh bilgileri, Kur'an-i kerimden, ha- 
dis-i seriflerden, icma'-i iimmetden ve kiyasdan meydana gelmek- 
dedir. Eshab-i kiramm veya bunlardan sonra gelen muctehidlerin 
soz birligine (icma'-i iimmet) denir. Kur'an-i kerimden veya ha- 
dis-i seriflerden veya icma-i iimmetden cikanlan ahkam-i islamiy- 
yeye (Kiyas-i fiikaha) denir. Bir isin, halal veya haram oldugu, 
Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden anlasilmazsa, bu is, bili- 
nen baska bir ise benzetilir. Boyle benzetmege (Kiyas) denir. Ki- 
yas yapmak icin, o isi halal veya haram yapan sebebin, birinci is- 
de de bulunmasi lazimdir. Bunu da, ictihad derecesine yiikselmis 
alimler "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" anhyabilir. 

Fikh ilmi cok genisdir. Hepsi, dort biiyiik kisma aynhr. 

1 — Ibadat olup, bese aynhr: Nemaz, oruc, zekat, hac, cihad. 
Herbirinin dallan cokdur. Gortiluyor ki, cihada hazirlanmak iba- 
detdir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" din diisman- 
lan ile cihadm iki diirlii oldugunu bildiriyor. is ile, soz ve yazi ile. 
Is ile cihada hazirlanmak, yeni silahlan yapmasim ve kullanmasi- 
ni ogrenmek farzdir. Bu cihadi devlet yapar. Milletin, devlet ka- 
nunlarma, emrlerine uyarak cihada istirak etmesi farzdir. Zema- 
mmizda ikinci savas, ya'ni dinsizlerin yazi ile, film ile, radyo ile, 
her cesid propaganda ile saldirmasi aldi, yiiriidu. Buna da karsi 
koymak cihaddir. 

2 — Miinakehat: Evlenme, bosanma, nafaka ve daha nice dal- 
lan vardir. 

-42- 



3 — Mu'amelat olup, ahs-veris, kira, sirketler, faiz, miras... gibi 
bircok boliimleri vardir. 

4 — Ukubat, ya'ni cezalar olup, bashca bese aynlmakdadir. Ki- 
sas, sirkat, zina, kazf, riddet, ya'ni miirted olmak cezalandir. [Bu 
dort kism, (Se'adet-i Ebediyye) kitabmda genis bildirildi.] 

Fikhin ibadat kismim kisaca ogrenmek, her muslimana farzdir. 
Miinakehat ve mu'amelat kismlanm ogrenmek, farz-i kifayedir. 
Ya'ni, basma gelenlerin ogrenmesi farz olur. Tefsir, hadis ve ke- 
lam ilmlerinden sonra, en serefli ilm, fikh ilmidir. Asagidaki alti 
hadis-i serif, fikhm ve fikh alimlerinin "rahmetullahi teala aleyhim 
ecma'm" serefini gostermege kafidir: 

(Allahii teala, bir kuluna iyilik etmek isterse, onu fakfli yapar). 

(Bir kimse fakfli olursa, Allahii teala, onun ozledigi seyleri ve 
rizkini, ummadigi yerlerden gonderir). 

(Allahii tealanm en iistiin dedigi kimse, dinde fakfli olandir). 

(Seytana karsi bir fakfli, bin abidden (ibadet cok yapandan) 
daha kuvvetlidir). 

(Herseyin dayandigi bir direk vardir. Dfnin temel diregi, fikh 
bilgisidir). 

(Ibadetlerin efdali, en kiymetlisi, fikh ogrenmek ve ogretmek- 
dir). 

imam-i a'zam Ebu Hanifenin ustunlugii "rahmetullahi teala 
aleyh", bu hadis-i seriflerden de anlasilmakdadir. 

Hanefi mezhebindeki ahkam-i dmiyye, Eshab-i kiramdan olan 
Abdullah ibni Mes'uddan "radiyallahii anh" bashyan yol ile mey- 
dana cikanlmisdir. Ya'ni mezhebin reisi olan imam-i a'zam Ebu 
Hanife "rahmetullahi teala aleyh", fikh ilmini, Hammaddan, 
Hammad da, ibrahim-i Neha'iden, bu da, Alkamadan, Alkama 
da, Abdullah bin Mes'uddan, bu da Resul-i ekremden "sallallahu 
aleyhi ve sellem" almisdir. 

Ebu Yusiif, imam-i Muhammed Seybani, Ziifer bin Hiizeyl ve 
Hasen bin Ziyad, hep imam-i a'zamm talebeleridir "rahimehiimul- 
lah". Bunlardan imam-i Muhammed, din bilgilerinde, bin kadar ki- 
tab yazmisdir. Hicretin 135 senesinde tevelliid, 189 [m. 805] da Rey 
sehrinde vefat etmisdir. Talebesinden olan imam-i Safi'fnin annesi- 
ni nikah etdigi icin, oliince, bu kitablan, imam-i Safi'fye miras kala- 
rak, imam-i Safi'fnin bilgisinin artmasma hizmet etmisdir. Bunun 
icin, imam-i Safi'i "rahmetullahi teala aleyh", (Yemin ederim ki, 

-43- 



fikh bilgim imam-i Muhammedin kitablanm okumakla artdi. Fikh 
bilgisini derinlesdirmek isteyen, Ebu Hanifenin talebesi ile beraber 
bulunsun) dedi. Bir kerre de, (Btitiin miislimanlar, Imam-i a'zamin 
ev halki, coluk cocugu gibidir) buyurdu. Ya'ni bir adam coluk co- 
cugunun nafakasim kazandigi gibi, Imam-i a'zam da, insanlann, is- 
lerinde muhtac olduklan din bilgilerini meydana cikarmagi kendi 
iizerine almis, herkesi giic bir seyden kurtarmisdir. 

imam-i a'zam Ebu Hanife "rahmetullahi aleyh" fikh bilgilerini 
topliyarak, kismlara, kollara ayirdigi ve iisuller, metodlar koydugu 
gibi, Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" ve Eshab-i kiramm 
"ndvanullahi aleyhim ecma'in" bildirdigi i'tikad, iman bilgilerini 
de topladi ve yiizlerce talebesine bildirdi. Talebesinden, (ilm-i ke- 
lam) ya'ni iman bilgileri mutehassislan yetisdi. Bunlardan imam-i 
Muhammed Seybanfnin yetisdirdiklerinden, Ebu Bekr-i Ciircani 
meshur oldu. Bunun talebesinden de, Ebu Nasr-i iyad, kelam il- 
minde, Ebu Mensur-i Matiiridiyi yetisdirdi. Ebu Mensur, imam-i 
a'zamdan gelen kelam bilgilerini kitablara yazdi. Yoldan sapmis 
olanlarla carpisarak, Ehl-i siinnet i'tikadmi kuvvetlendirdi. Her ta- 
rafa yaydi. Ucyiizotuziic 333 [m. 944] senesinde, Semerkandda ve- 
fat etdi. Kabrini, bir yehudi ruslardan satm alarak, eglence yeri 
yapdi. Istanbuldan gelen ihlas sirketi, bu cirkin hali goriince, 1416 
[m.l996]da, yehudiden 30.000 dolara satin alarak kiymetli hale ge- 
tirdi. Bu biiyiik alim ile Ebiil-Hasen-i Es'ari admdaki alime, Ehl-i 
stinnetin (i'tikadda mezheb imamlan) denir. 

Fikh alimleri yedi tabakadir. Kemal pasa zade Ahmed bin Sii- 
leyman efendi "rahmetullahi teala aleyh", (Vakfunniyyat) kita- 
bmda bu yedi dereceyi soyle anlatiyor: 

1 — Islamiyyetde (mutlak miictehid) olan alimlerdir. Bunlar 
(Edille-i erbe'a)dan hiikm Qikarmak icin, iisul ve kaideler kurmus- 
lar ve koyduklan esaslara gore, ahkam cikarmislardir. Dort mez- 
heb imami bunlardandir. 

2 — (Mezhebde muctehid)lerdir. Bunlar, mezheb reisinin koy- 
dugu kaidelere uyarak, dort delilden ahkam cikaran imam-i Ebu 
Yusiif ve Muhammed ve benzerleridir "rahmetullahi aleyhim ec- 
ma'in". 

3 — Mes'elelerde miictehid olanlardir. Bunlar, mezheb reisinin 
bildirmedigi mes'eleler icin, mezhebin iisul ve kaidelerine gore 
ahkam cikanrlarsa da, imama uygun cikarmalan sartdir. Tahavi 
(238-321 Misrdadir), Hassaf Ahmed bin Omer (261 Bagdadda), 
Abdullah bin Hiiseyn Kerhi (340), Sems-ul-eimme Halvani (456 

-44- 



Buharada), Semsul-eimme Serahsi (483), Fahriil islam All bin 
Muhammed Pezdevi (400-482 Semerkandda), Kadihan Hasen bin 
Mensur Fergani (592) ve benzerleri gibi "rahmetullahi teala aley- 
him ecma'in". 

4 — Eshab-i tahric, ictihad derecesinde olmayip, miictehidlerin 
cikardigi, kisa, kapali bir hukmu acikhyan alimlerdir. Ahmed bin 
Ali bin Ebi Bekr Razi bunlardandir. Cessas ismi ile ma'rufdur. 
370 de vefat etmisdir. 

5 — Erbab-i tercih, miictehidlerden gelen birkac rivayet arasin- 
dan birini tercih ederler. Ebiilhasen Kuduri (362-428 Bagdadda- 
dir), (Hidaye) sahibi Burhaneddin Ali Mergmani (593 [m. 1198] 
de, Buhara katl-i'ammda, Cengiz askeri sehid eyledi) gibi. 

6 — Mukallidler olup, bir mes'ele hakkmda gelen cesidli haber- 
leri, kuvvetlerine gore siralayip yazmislardir. Kitablannda red 
edilen rivayetler yokdur. (Kenz-iid-dekaik) sahibi Ebiilberekat 
Abdullah bin Ahmed Nesefi (710) ve (Muhtar) sahibi Abdullah 
bin Mahmud Musuli (683) ve (Vikaye) sahibi Burhaniisserfa 
Mahmud bin Sadriisseri'a Ubeydiillah (673) ve (Mecma'ul-bah- 
reyn) sahibi ibniissa'ati Ahmed bin AliBagdadi (694) bunlardan- 
dir "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in". 

7 — Za'if haberleri, kuvvetlilerinden ayiramiyan mukallidler- 
dir. (Bunlar okuduklanm iyi anladiklan ve anlamiyan mukallidle- 
re acikladiklan icin, fikh alimlerinden sayilmislardir). 

Mezhebsiz kimse kendi, dogru yolu bulamaz, 
etse herkesi taklid, bu da, dogru olamaz! 
dinde alim olmiyan, bir miictehid olamaz, 

Rahmetini umarim, yoksa da, isti'dadim, 
sana giicliik nni var ey, keremi bol Allahim! 

Rahmetin miicrtmedir, kusurum pek (ok benim, 
edemem ciirmiim ink fir, halim ma'iumun Senin, 
yiiz karasiyle geldim, suriiyerek zincirim, 

Rahmetini umarim, yoksa da, isti'dadim, 
sana giiciiik nni var ey, keremi bol Allahim! 

Yamlmis simdi herkes, muhakkak ki hak Sensin, 
gayri yok, ibadete yalmz miistehak Sensin! 
abd-i adz ne yapar, kadir-i mutlak Sensin! 

Rahmetini umarim, yoksa da, isti'dadim, 
sana giiciiik mil var ey, keremi bol Allahim! 

-45- 



IMAM-I A'ZAM EBU HANIFE 
"rahmetullahi teala aleyh" 

(Kamus-iil-a'lam)da diyor ki: 

imam-i a'zam Ebu Hanifenin adi Nu'mandir. Babasinm adi Sa- 
bit, dedesinin adi da Nu'mandir. Ehl-i sunnetin dort biiyiik ima- 
minin birincisidir. imam, derin alim demekdir. Muhammed aley- 
hisselamin parlak olan dininin biiyiik bir diregidir. Acemistan ile- 
ri gelenlerinden birinin soyundandir. Dedesi, islam dinini kabul 
etmisdi. Seksen (80) senesinde Kufe sehrinde dogdu. Eshab-i ki- 
ramdan "aleyhimtirndvan" Enes bin Malik ve Abdullah bin Ebi 
Evfa ve Sehl bin Sa'd Saidi ve Ebiittufeyl Amir bin Vasile zeman- 
lanna yetismisdir. Fikh ilmini Hammad bin Ebi Siileymandan 6g- 
rendi. Tabi'inden bircok biiyiik zatlarla ve imam-i Ca'fer Sadikla 
sohbet etdi. Cok hadis-i serif ezberledi. Mezheb imami olmasay- 
di, biiyiik bir hakim olacak seklde yetisdi. Ustiin bir akh ve her- 
kesi sasirtan keskin zekasi vardi. Fikh ilminde, az zemanda, esi, 
ortagi olmayan bir dereceye yiikseldi. Adi, sohreti dtinyaya yayil- 
di. 

Emevilerin, ondordiincii ve son halifesi olan Mervan bin Mu- 
hammed, Mervan bin Hakemin torunu olup, 132 [m. 750] de Misr- 
da katl olunmusdur. Bes sene halifelik yapmisdir. Bunun zema- 
mnda, Irak valisi olan Yezid bin Amr, kendisine, Kufe mahkeme- 
si hakimligini teklif etdi ise de, zuhd ve takvasi ve vera'i da, ilmi 
ve zekasi gibi son derece cok oldugundan kabul etmedi. insanhk 
dolayisi ile kullarm hakkim gozetmede kusur etmesinden korkdu. 
Yezidin emri ile basina yiizon kamci vuruldu. Mubarek basi, yiizti 
sisdi. Ertesi giin imami cikanp, tekrar teklif edip sikisdirdi. (Da- 
msayim) buyurup izn aldi. Mekke-i miikerremeye gidip, bes alti 
sene orada kaldi. 

Yiizelli 150 [m. 767] senesinde, Abbasi halifesi Ebu Ca'fer 
Mansurun emr etdigi temyiz baskanhgim kabul etmedigi icin, 
zindana atildi. Kamci ile dogiildii. Hergiin on kamci artdinlarak 
doguldti. Kamci sayisi yiiz oldugu giin, sehid oldu. Selciiki padi- 
sahlarmdan sultan Meliksahin vezirlerinden Ebu Sa'd Muham- 
med bin Mensur Harezmi "rahmetullahi teala aleyh", Ebu Hani- 

-46- 



fe hazretlerinin mezari tizerine miikemmel bir tiirbe yapdi. Sonra, 
Osmanh padisahlan, bu ttirbeyi cok def a ta'mfr ve tezyin eyledi. 
Meliksah "rahmetullahi teala aleyh", iiciincii Selcuki sultam olup, 
Alparslamn ogludur [447-485]. 

Ebu Hanife "rahmetullahi teala aleyh", fikh ilmini ilk olarak 
kollara ayirmis, her bransin bilgilerini ayn ayn toplamis ve (Fera- 
iz) ve (Siirut) kitablanm yazmisdir. Fikhdaki cok genis bilgisini ve 
hele kryasdaki harikulade kuvvetini ve ziihd ve takvadaki ve hilm 
ve salahdaki, akllara hayret veren ustunlugiinu bildiren kitablan, 
sayilamiyacak kadar cokdur. Talebesi pek cok olup, iclerinden 
biiyiik miictehidler yetismisdir. 

Hanefi mezhebi, Osmanh devleti zemamnda her yere yayildi. 
Devletin resmi mezhebi gibi oldu. Bugiin, diinya ytiziinde bulu- 
nan Ehl-i islamm yandan fazlasi ve Ehl-i siinnetin pek cogu, Ha- 
nefi mezhebine gore ibadet etmekdedir. (Kamus-iil a'lam)m yazi- 
si temam oldu. 

(Mir'at-iil-kainat) kitabmda diyor ki: 

imam-i a'zamin dedeleri, Iranin Faris denilen sehrindendir. 
Babasi Sabit, Kufede imam-i Ah ile "radiyallahii anh" bulusup, 
Imam, buna ve evladina hayrh diia buyurmusdu. imam-i a'zam, 
Tabi'inin buyiiklerinden olup, Eshab-i kiramdan Enes bin Maliki 
"radiyallahii teala anh" ve daha tic veya yedisini gordti. Bunlar- 
dan hadis-i serifler ogrendi. 

Imam-i Harizminin Ebu Hiireyreden isnad-i muttasil ile haber 
verdigi hadis-i serifde, (Ummetimden Ebu Hanife adinda biri ge- 
lecekdir. Bu, kiyamet giinii, iiiiimetiiiiiii lsigi olacakdir) buyurul- 
du. Bir hadis-i serifde, (Nu'man bin Sabit aduida ve Ebu Hanife 
denilen biri gelecek, Allahii tealamn dinini ve benim siinnetimi 
canlandiracakdir) ve (Her asrda, ummetimden yiikselenler ola- 
cakdir. Ebu Hanife, zemammn en yiiksegidir) buyuruldu. Bu tic 
hadis-i serif, (Mevdu'at-iil-uliim) kitabmda ve (Diirr-iil-muh- 
tar)da da yazihdir. (Ummetimden, Ebu Hanife adinda biri gele- 
cekdir. iki kiiregi arasinda ben vardir. Allahii teala, dinini, onun 
eli ile canlandinr) hadis-i serifleri meshurdur. 

[(Durr-iil-muhtar)in onsoziinde diyor ki, (Hadis-i serifde, (A- 
dem aleyhisselam benimle ogiindiigii gibi, ben de ummetimden, 
ismi Nu'man ve kiinyesi Ebu Hanife olan biri ile dgiinurum. O, 
ummetimin lsigidir) buyuruldu. Bir hadis-i serifde, (Peygamber- 
ler benimle ogiiniirler. Ben de Ebu Hanife ile ogiiniiyorum. Onu 

-47- 



seven, beni sevmis olur. Ona dusmanhk eden, bana dusmanhk 
etmis olur) buyurdu. Bu hadis-i serifler biiytik alim Ebiilleys-i 
Semerkandi hazretlerinin (Mukaddime) kitabinda ve bunun ser- 
hi (Tekaddiime) kitabinda da yazilmisdir. Gaznevinin (Mukaddi- 
me) admdaki fikh kitabimn onsoziinde imam-i a'zami oven ha- 
dis-i serifler yazilidir. Bunun serhi olan (Diya-i ma'nevi) kitabin- 
da kadi Ebiilbeka buyuruyor ki, Ebiilferec Abdurrahman ibniil- 
cevzi, Hatib-i Bagdadiye uyarak, bu hadislere mevdti' demis ise 
de, bu sozii te'assubdur. Ciinki bu hadisler cesidli yollardan gel- 
misdir). ibni Abidin (Durr-ul-muhtar)i serh ederken, bunlarm 
mevdu' olmadigim isbat ediyor. Bu arada, ibni Hacer-i Mekki 
hazretlerinin (Hayrat-iil-hisan) kitabindaki su hadis-i serifi de 
bildiriyor: (Diinyamn zineti, yiizelli senesinde kaldinhr). Hicre- 
tin besyiizaltmisikinci 562 [m .1166] senesinde vefat eden biiytik 
fikh alimi Sems-iil-eimme Abdiilgaffar Kerderi, (Bu hadis-i seri- 
fin, Imam-i a'zam Ebu Hanifeyi bildirdigi acikdir. Ciinki, yiizelli 
senesinde vefat etmisdir) dedi. Buhari ve Miislimin bildirdikleri 
hadis-i serifde, (Iman Ziilire yildizina gitse, Faris ogullarindan bi- 
ri, onu ahp getirir) buyuruldu. Safi'i mezhebi alimlerinden 
Imam-i Siiyuti buyuruyor ki, (Bu hadisin, imam-i a'zami goster- 
digi sozbirligi ile bildirilmisdir). Nu'man Alusi (Galiyye)de, bu 
hadisin Ebu Hanifeyi gosterdigini, dedesinin Faris cinsinden ol- 
dugunu yazmakdadir. Hanbeli alimlerinden allame Yusiif, (Ten- 
vir-iis-sahife) kitabinda, Endiiliisde Lizbon kadisi hafiz allame 
Yusiif ibni Abdiilberrden alarak diyor ki, (Ebu Hanifeye dil 
uzatmayimz ve ona dil uzatanlara inanmaymiz! Allaha yemin 
ederim ki, ondan daha iisttin, ondan daha vera' sahibi ve ondan 
daha bilgili kimse bilmiyorum. Hatib-i Bagdadinin sozlerine al- 
danmayiniz! Onun, alimlere karsi te'assubu vardir. Ebu Hanife- 
ye, imam-i Ahmede ve talebelerine dil uzatmisdir. islam alimleri 
Hatibe cevab yazmislar, onu ayblamislardir. ibniil Cevzinin toru- 
nu allame Yusiif Semseddin Bagdadi (Mir'at-iiz-zeman) admda- 
ki kirk cild kitabinda dedesinin Hatibe uymasma cok sasdigim 
yazmakdadir). ibni Abdiilberr, 368 [m. 978] de tevelliid, 463 [m. 
1071] de Satiba (Jativa)da vefat etmisdir. imam-i Gazali "rahme- 
tullahi teala aleyh", (ihya) kitabinda, imam-i a'zami abid, zahid, 
arif-i billah diye ovmekdedir. Eshab-i kiramm ve din alimlerinin, 
birbirlerinden baska soylemelerini, birbirlerinin sozlerini begen- 
memelerinden, gecimsizliklerinden sanmamah, birbirlerini sev- 
mediklerini anlamamahdir. Miictehidler "rahmetullahi teala 
aleyhim ecma'in", Allah icin, dine yardim icin ictihadlarmda bir- 
birlerinden aynhrlar. Buraya kadar, ibni Abidinden biraz terce- 

-48- 



me edildi. (Usul-i liatlis) ilminde (Mevdu' hadis), yalan, uydurma 
hadis demek olmadigi, (Se'adet-i ebediyye) kitabmda uzun bildi- 
rilmisdir.] 

Alimlerden biri, rii'yada, Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" (Ebu Hanifenin ilmi icin ne buyurursunuz?) dedi. Cevabm- 
da (Onun ilmi herkese lazimdir!) buyurdu. Baska bir alim rii'ya- 
smda, (Ya Resulallah! Kufe sehrindeki Nu'man bin Sabitin bilgi- 
leri icin ne buyurursunuz?) dedi. (Ondan ogren ve onun ogretdigi 
ile amel et! O, cok iyi kimsedir) buyurdu. Imam-i All "radiyalla- 
hii anh" buyurdu ki, (Size, bu Kufe sehrinde bulunan Ebu Hanife 
adinda birini haber vereyim. Onun kalbi, ilm ile, hikmet ile dolu 
olacakdir. Ahir zemanda, bircok kimse, onun kiymetini bilmiye- 
rek helak olacakdir. Nitekim si'iler de, Ebu Bekr ve Omer icin he- 
lak olacakdir.) imam-i Muhammed Bakir bin Zeynel-abidin Ali 
bin Hiiseyn "rahmetullahi aleyhim" Ebu Hanifeye bakip (Ceddi- 
min dinini bozanlar cogaldigi zeman, Sen onu canlandiracaksm. 
Sen korkanlarm kurtancisi, sasiranlarm sigmagi olacaksm! Sapik- 
lan dogru yola cevireceksin! Allahii teala yardimcm olacak!) bu- 
yurdu. Muhammed Bakir, hicretin 57. ci senesinde Medinede te- 
velliid, 113 de vefat etdi. Medinede, hazret-i Abbas "radiyallahu 
teala anh" tiirbesindedir. 

Gencliginde, kelam ilmine ve ma'rifete cahsip pek mahir ol- 
du. Sonra imam-i Hammada onsekiz sene hizmet edip yetisdi. 
Hammad vefat edince, onun yerine, muctehid ve miifti oldu. il- 
mi, ustunlugii her yere yayildi. Fazfleti, zekasi, anlayisi, ziihd ve 
takvasi, emaneti, cabuk cevabh olmasi, dine baghhgi, dogrulugu 
ve butiin insanhk olgunluklarmda, herkesin iistiinde idi. Zema- 
nmda bulunan ve sonra gelen biitiin miictehidler, iistiin kimse- 
ler, hatta hiristiyanlar, kendisini hep medh etmis, ogmiisdiir. 
Imam-i $afi'i, (Fikh bilgisinde, herkes, Ebu Hanifenin cocukla- 
ndir) buyurdu. Bir kerre de (Ebu Hanife ile teberriik ediyorum. 
Hergiin, mezanni ziyaret ediyorum. Zor bir durumda kahnca, 
onun kabrine gidip, iki rek'at nemaz kilanm. Allahii tealaya yal- 
vanrim. Dilegimi verir) buyurdu. imam-i Safi'i, imam-i Muham- 
medin talebesi idi. (Allahii teala bana ilmi iki kimseden ihsan et- 
di: Hadisi, Siifyan bin Uyeyneden; fikhi, Muhammed Seybani- 
den ogrendim) buyurdu. Bir kerre de, (Din bilgilerinde ve diin- 
ya islerinde, kendisine minnetdar oldugum bir kisi vardir. O da, 
imam-i Muhammeddir) buyurdu. Yine imam-i Safi'i buyurdu ki, 
(imam-i Muhammedden ogrendiklerimle bir hayvan yiikii kitab 
yazdim. O olmasaydi, ilmden birsey edinemiyecekdim. ilmde 

- 49 - Faideli Bilgiler - F:4 



herkes, Irak alimlerinin cocuklandir. Irak alimleri de, Kufe alim- 
lerinin talebesidir. Kufe alimleri ise, Ebu Hanifenin talebesidir). 

imam-i a'zam dortbin kimseden ilm aldi. 

imam-i a'zamm biiyiiklugunii anlatmak icin, her asrda gelen 
alimler, cesidli kitablar yazmisdir. 

Hanefi mezhebinde, besyiizbin din mes'elesi coziilmus, hepsi 
cevablandinlmisdir. 

Hafiz-i kebir Ebu Bekr Ahmed Harizmi (Miisned) kitabmda 
diyor ki, (Seyf-iil-eimme dedi ki, imam-i a'zam Ebu Hamfe, 
Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden bir mes'ele cikardigi ze- 
man, bunu iistadlarma soylerdi. Hepsi tasdik etmedikce, siial sa- 
hibine bu cevabim bildirmezdi). Kufe sehri cami'inde ders verir- 
ken, bin talebesi her dersinde bulunurdu. Bunlardan kirk adedi 
miictehid idi. Bir mes'eleye cevab bulunca, bunu talebelerine bil- 
dirirdi. Birlikde incelerler. Kur'an-i kerime ve hadis-i serife ve Es- 
hab-i kiramm sozlerine uygun oldugunda sozbirligi olursa, sevin- 
cinden (El-hamdiilillah vallahii ekber) derdi. Dersde bulunanla- 
nn hepsi de, boyle soylerdi. Bundan sonra, bunu yazimz buyurur- 
du. 

[(Redd-i vehhabi) kitabmda, farisi olarak diyor ki, (Miictehid) 
olmak icin, arab liigatinde ve bunun evda'im, sahihini, mervisini, 
mtitevatirini, red yollanm, mevdu' liigatlan, fasih ve redi ve mez- 
mum sekllerini bilmekde ve miifred, saz, nadir, musta'mel, miih- 
mel, mu'reb, ma'rife, istikak, hakikat, mecaz, miisterek, lzdad, 
mutlak, mukayyed, ibdal, kalb denilen liigat bilgilerinde iistad ol- 
mak lazimdir. Sonra sarf, nahv, me'ani, beyan, bedf, belagat ilm- 
lerinde ve iisul-i fikh, iisul-i hadis ve iisul-i tefsirde mahir olmasi 
ve cerh ve ta'dil imamlarmm sozlerini ezberlemis olmasi lazimdir. 
(Fakfh) olmak icin, bunlardan baska, her mes'elenin delilini bil- 
mek ve her delilin ma'nasim, muradim ve te'vilini tahkik etmek 
lazimdir. (Muhaddis) ya'ni, hadis alimi olmak icin, hadis-i serifle- 
ri, isitdigi gibi ezberlemek lazim olup, ma'na, murad ve te'villeri- 
ni bilmek ve ahkam-i islamiyyenin delillerini anlamak sart degil- 
dir. Bir hadis-i serif icin, fikh alimi sahih der ve hadis alimi da'if 
derse, fakihin sozii kiymetli olur. Bunun icindir ki, miictehidlerin 
birincisi ve fakihlerin en ustiinii olan imam-i a'zamm sozii ve 
re'yi, hepsinden daha krymetlidir. Ciinki, bircok hadisi, Eshab-i 
kiramdan vasitasiz isitmisdir. Bu yiice imamm sahih dedigi hadi- 
se, biitiin islam alimleri sahih demislerdir. Hadis alimi, fikh alimi 

-50- 



derecesinde olamaz. Mezheb imami derecesine ise, hie erisemez. 

Hadis alimlerinden Abdiilhak-i Dehlevi, (Sirat-i miistekim) ki- 
tabinda diyor ki, (Imam-i Safi'inin delil olarak aldigi ba'zi hadis-i 
serifleri, imam-i a'zam Ebu Hanife delil olarak almamrsdir. Bunu 
goren mezhebsizler, Imam-i a'zami lekelemek icin firsat olarak 
kullanmislar, Ebu Hanife hadislere uymamisdir yaygarasim bas- 
mislardir. Halbuki, imam-i a'zam Ebu Hanife hazretleri, o 
mes'eleye delil olarak daha sahih ve daha kuvvetli baska hadisler 
bulmus ve bu hadisleri almrsdir). 

Hadis-i serifde, (Ummetimin en hayrh olanlari, benim asrimda 
bulunanlardir. Daha sonra hayrh olanlar, bunlardan sonra gelen- 
lerdir. Bunlardan sonra hayrh olanlar da, bunlardan sonra gelen- 
lerdir) buyuruldu. Bu hadis-i serif, Tabi'inin Tebe'i tabi'mden da- 
ha hayrh, daha iistiin oldugunu gosteriyor. imam-i a'zam Ebu Ha- 
nifenin Eshab-i kiramdan ba'zilanm gordugiinii ve bunlardan ha- 
dis-i serifler isitdigini, bu sebeble Tabi'mden oldugunu, islam 
alimleri sozbirligi ile bildirmislerdir. Mesela, (Allah rizasi icin ca- 
mi' yapan kimseye Cennetde bir kosk verilir) hadis-i serifini 
imam-i a'zam Ebu Hanife, Abdullah bin Ebi Evfa ismindeki saha- 
biden isitmisdir. Safi'i alimlerinden, Celaliiddin-i Siiyuti, (Tebyid- 
iis-sahife) kitabmda diyor ki, safi'i alimlerinden imam-i Abdiilke- 
rim, Imam-i a'zamm gordligii sahabileri uzun bildiren mustekil bir 
kitab yazmrsdir. (Diirr-iil-muhtar)da, imam-i a'zamm yedi sahabi- 
yi gordiigii yazihdir. Dort mezheb imamlan arasmda tabi'inden ol- 
mak serefi, yalniz imam-i a'zama nasib olmusdur. Birseyi kabul 
edenlerin soziinu, bunu red edenlerin sozlerine tercih etmek, 
(ilm-i Usui) kaidelerindendir. Goriiluyor ki, imam-i a'zam Ebu 
Hanife, tabi'inden oldugu icin de, mezheb imamlarmm en iistiinu- 
diir. Mezhebsizlerin imam-i a'zamm iistunlugiinii inkar etmeleri, 
(Onun hadis bilgisi za'if idi) diyerek, bu yiice imami lekelemege 
kalkismalan, hazret-i Ebu Bekr ile hazret-i Omerin ustiinltiklerini 
inkar etmelerine benzemekdedir. Bunlann inkarlan ve inadlan, 
va'z ve nasihat ile sifa bulacak hastahklardan degildir. Cenab-i 
Hak, kendilerine sifa ihsan eylesin! Muslimanlarm halifesi olan 
Omer "radiyallahii anh" hutbe okurken, (Ey miislimanlar! Simdi 
benim size soyledigim gibi Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
de, bize hutbe okuyarak buyurdu ki, (insanlarin en hayrhsi benim 
Eshabundir. Bunlardan sonra hayrhsi, bunlardan sonra gelenler- 
dir. Onlardan sonra hayrhlari da, onlardan sonra gelenlerdir. Da- 
ha sonra gelenler arasinda yalan soyleyenler bulunacakdir.)) Bu- 
giin muslimanlarm tabi' olduklan, taklid etdikleri dort mezheb 

-51- 



Resulullahm hayrli olduklarma sehadet etdigi hayrli insanlann 
mezhebleridir. Simdi, bu dort mezhebden baska mezheb edinme- 
nin caiz olmadigmi, islam alimleri sozbirligi ile bildirdiler. 

(Bahr-iir-raik) kitabimn sahibi olan Ibnii Niiceym-i Misri "rah- 
metullahi teala aleyh", (Esbah) kitabmda diyor ki, (Imam-i Safi'i, 
fikh ilminde miitehassis olmak isteyen, Ebu Hanifenin kitablanm 
okusun buyurdu.) Abdullah ibni Miibarek diyor ki, (Fikh ilminde 
Ebu Hanife gibi miitehassis gormedim. Biiyiik alim Mis'ar, Ebu 
Hanifenin karsismda diz cokerek, bilmediklerini sorar ogrenirdi. 
Bin alimden ders aldim. Fekat, Ebu Hanifeyi gormeseydim, Yu- 
nan felsefesinin batakhgma kayacakdim). Ebu Yusiif buyuruyor 
ki, (Hadis ilminde Ebu Hamfe gibi derin bilgi sahibi olan kimseyi 
gormedim. Hadis-i serifleri tefsir etmekde onun gibi bir alim yok- 
dur). Biiyiik alim ve muctehid Siifyan-i Sevri buyuruyor ki, (Biz- 
ler, Ebu Hanifenin yanmda, dogan kusu yamndaki serceler gibi 
idik. Ebu Hanife, alimlerin onderidir). Ali bin Asim diyor ki, 
(Ebu Hanifenin ilmi, zemamndaki alimlerin ilmlerinin toplami ile 
olciilse, Ebu Hanifenin ilmi fazla gelir). Yezid bin Harun diyor ki, 
(Bin alimden ders aldim. Bunlarm arasinda Ebu Hanife "rahme- 
tullahi teala aleyh" gibi vera' sahibi olamm ve akh onun akh ka- 
dar cok olamm gormedim.) Sam alimlerinden Muhammed bin 
Yusiif Safi'i, (Ukud-iil-ciiman fi-menakib-in-Nu'man) kitabmda, 
Ebu Hanifeyi cok ovmekde, Onun ustiinliigiinu uzun anlatmakda 
ve Ebu Hanife, miictehidlerin reisidir demekdedir. Ebu Hanife 
buyurdu ki, (Resulullahm hadis-i serifleri basimizm taci ve gozii- 
miiziin nurudur. Eshab-i kiramm sozlerini arar, secer ve onlara 
uyanz. Tabi'inin sozleri ise, bizim sozlerimiz gibidir). (Redd-i 
Vehhabi)den terceme temam oldu. Bu kitab 1264 [m. 1848] de 
Hindistanda ve 1401 [m. 1981] de istanbulda basilmisdir. 

(Seyf-iil-mukallidin ala a'nak-il-munkirin) kitabmda mevlana 
Muhammed Abdiilcelil, farisi olarak buyuruyor ki, mezhebsizler 
(Ebu Hanifenin hadis bilgisi za'if idi) diyor. Bu sozleri, cahil ol- 
duklanm veya hased etdiklerini gostermekdedir. imam-i Zehebi 
ve Ibni Hacer-i Mekki buyuruyorlar ki, imam-i a'zam Ebu Hani- 
fe hadis alimi idi. Dort bin alimden hadis aldi. Bunlardan iic yiizii 
Tabi'inin hadis alimi idi. imam-i Sa'rani, (Mizan)imn birinci cil- 
dinde diyor ki, (imam-i a'zamm miisnedlerinden iiciinii incele- 
dim. Hepsi, Tabi'inin meshur alimlerinden rivayet edilmisdir). 
Mezhebsizlerin Selef-i salihine olan diismanhklan ve muctehid 
imamlara ve hele bunlarm en onde olam, imam-iil-miislimin Ebu 
Hanifeye olan hasedleri, kalblerini kor ve vicdanlanm yok etmis 

-52- 



olacak ki, bu islam alimlerinin giizelliklerini, iistunliiklerini inkar 
ediyorlar. Kendilerinde bulunmayan seylerin baska salih kimse- 
lerde bulunmasmi istemiyorlar. Bunun icin, din imamlanmizm 
ustunliiklerini inkar ediyorlar. Boylece, kendilerini hased sirkine 
kapdinyorlar. (Hadaik) kitabmda diyor ki, imam-i a'zam Ebu 
Hanife, ezberledigi hadis-i serifleri yazardi. Yazdigi hadis kitabla- 
nni sandiklarda saklardi. Boylece hazirladigi birkac sandigi hep 
yanmda tasirdi. Az hadis rivayet etmesi, ezberledigi hadis adedi- 
nin az oldugunu gostermez. Bunu ancak din diismam olan mii- 
te'assib kimseler soyliyebilir. Onlarm bu te'assublan ise, Imam-i 
a'zamin kemaline sahid olmakdadir. Ciinki, nakislarm kotiileme- 
leri, alimlerin kemallerini gosterir. Biiyiik bir mezhebi kurmak ve 
yiizbinlerle siiali, ayet-i kerimelerden ve hadis-i seriflerden delil 
getirerek cevablandirabilmek, tefsir ve hadis bilgilerinde derin ih- 
tisas sahibi olmayanin yapacagi bir is degildir. Hem de, bir benze- 
ri, bir ornegi olmadan nev'i sahsma miinhasir, yeni bir mezheb or- 
taya koymak, imam-i a'zamin tefsir ve hadis ilmlerindeki vukufu- 
nu, ihtisasim acikca gostermekdedir. insan giiciinun iistiinde cah- 
sarak, bu mezhebi ortaya koydugu icin, hadis-i serifleri aynca bil- 
dirmege, ravilerini saymaga vakt bulamamasi, bu yiice imami, ha- 
dis bilgisi za'if idi gibi, hased taslan atarak lekelemege sebeb ola- 
maz. Zaten dirayet olmadan rivayet etmenin makbul olmadigi 
ma'lumdur. Mesela, ibnii Abdilberr (Dirayetsiz rivayet, kiymet- 
li olsaydi, copciiniin bir hadis soylemesi, Lokmanm aklmdan iis- 
tiin olurdu) demisdir. ibni Hacer-i Mekki, safi'i mezhebi alimle- 
rinden oldugu halde, (Kalaid) kitabmda diyor ki, biiyiik hadis 
alimi A'mes, imam-i a'zam Ebii Hanifeden bircok mes'ele sor- 
du. Imam-i a'zam, suallerinin herbiri icin hadis-i serifler okuya- 
rak cevab verdi. A'mes, imam-i a'zamin hadis ilmindeki derin 
bilgisini goriince, (Ey fikh alimleri! Sizler miitehassis tabib! Biz 
hadis alimleri ise, eczaci gibiyiz! Hadisleri ve bunlan rivayet 
edenleri biz soyleriz. Bizim soylediklerimizin ma'nalanm siz an- 
larsimz!) dedi. (Ukud-iil-cevahir-il-miinife) kitabmda diyor ki, 
Ubeydullah bin Amr, biiyiik hadis alimi A'mesin yanmda idi. 
Birisi gelip, birsey sordu. A'mes bunun cevabim diistinmege bas- 
ladi. O esnada, imam-i a'zam Ebu Hanife geldi. A'mes, bu siiali 
Imama sorup cevabim istedi. imam-i a'zam, hemen genis cevab 
verdi. A'mes, bu cevaba hayran olup, ya imam! Bunu hangi ha- 
disden cikardm dedi. imam-i a'zam, bir hadis-i serif okuyup, 
bundan cikardim. Bunu senden isitmisdim dedi. imam-i Buhari, 
iicyiiz bin hadis ezberlemisdi. Bunlardan yalniz oniki bin kadan- 
ni kitablanna yazdi. Ciinki, (Benim soylemedigimi hadis olarak 

-53- 



bildiren, Cehennemde cok aci azab gorecekdir) hadis-i serifinin 
dehsetinden cok korkardi. Imam-i a'zam Ebu Hamfenin vera' ve 
takvasi daha cok oldugundan, hadis nakl edebilmesi icin cok agir 
sartlar koymusdu. Ancak bu sartlarm bulundugu hadis-i serifi 
nakl ederdi. Ba'zi hadis alimlerinin meslekleri genis, sartlan hafif 
oldugu icin, cok sayida hadis rivayet etmislerdir. Hicbir hadis ali- 
mi, bu sartlarm aynligi sebebiyle baskalanm, baska alimleri kii- 
ciiltmemisdir. Boyle olmasaydi, Imam-i Muslim, Imam-i Buhariyi 
"rahmetullahi teala aleyhima" incitecek birsey soylerdi. Ebu Ha- 
nifenin takvasi cok oldugu icin, az hadis rivayet etmesi, ancak onu 
medh ve sena etmege sebebdir. (Seyf-iil-mukallidin)den terceme 
temam oldu.] 

Imam-i a'zam Ebu Hanife "rahmetullahi aleyh" hergiin sabah 
nemazim cami'de kihp, ogleye kadar taliblere cevab verirdi. Ogle 
nemazmdan sonra, yatsiya kadar, talebeye ilm ogretirdi. Yatsidan 
sonra, evine gelip, biraz dinlenir, sonra cami'e gider, sabah nema- 
zma kadar ibadet ederdi. Bu hali, Selef-i salihinden Mis'ar bin Ke- 
dam-i Kufi ve baska kiymetli kimseler haber vermislerdir. Mis'ar 
115 [m. 733] senesinde vefat etdi. 

Ticaret ederek halal kazamrdi. Baska yerlere mal gonderir, ka- 
zanci ile talebesinin ihtiyaclanm ahrdi. Kendi evine bol hare eder, 
evine hare etdigi kadar da, fakirlere sadaka verirdi. Her Cum'a gii- 
nii, anasinm babasmm ruhu icin, fakirlere aynca yirmi altm dagi- 
tirdi. Hocasi Hammadm "rahmetullahi teala aleyh" evi tarafma 
ayagim uzatmazdi. Halbuki, aralarmda yedi sokak uzakhk vardi. 
Ortaklarmdan birinin, cok mikdarda bir mah, islamiyyete uygun 
olmiyarak satdigim anlaymca, bu maldan kazamlan doksan bin 
akcamn hepsini fakirlere dagitip, on parasim kabul etmedi. Kufe 
sehrinin koylerini haydudlar basip, koyunlan kacirmrslardi. Bu ca- 
iman koyunlar, sehrde kesilip, halka satilabilir diisiincesi ile, o 
giinden beri yedi sene kesilmis koyun eti ahp yimedi. Ciinki, bir 
koyunun, en cok yedi yil yasayacagim ogrenmisdi. Haramdan bu 
derece korkar, her hareketinde islamiyyeti gozetirdi. 

Imam-i a'zam "rahmetullahi aleyh", kirk sene yatsi nemazmm 
abdesti ile sabah nemazi kildi. (Ya'ni yatsidan sonra uyumadi). 
Ellibes def'a hac yapdi. Son hacemda, Ka'be-i mu'azzama icine 
girip, burada iki rek'at nemaz kildi. Nemazda biitiin Kur'an-i ke- 
rimi okudu. Sonra aghyarak (Ya Rabbi! Sana layik ibadet yapa- 
madim. Fekat senin akl ile anlasilamiyacagim iyi anladim. Hiz- 
metimdeki kusurumu, bu anlayisima bagisla!) diyerek diia etdi. 
O anda, bir ses isitildi ki, (Ey Ebu Hanife "rahmetullahi teala a- 

-54- 



leyh"! Sen beni iyi tamdm ve bana guzel hizmet etdin. Seni ve ki- 
yamete kadar, senin mezhebinde olup, yolunda gidenleri afv ve 
magfiret etdim) buyuruldu. Hergiin bir ve her gece bir kerre 
Kur'an-i kerimi hatm ederdi. 

imam-i a'zamm takvasi o kadar cokdu ki, otuz yil (haram olan 
bes giinden baska) hergiin oruc tutdu. Cok kerre, bir rek'atde ve- 
ya iki rek'atde biitiin Kur'an-i kerimi okurdu. Ba'zan da, yalniz 
bir azab veya rahmet ayetini nemazda veya nemaz dismda tekrar 
tekrar okuyup, hickira hickira aglar, sizlardi. (Hanefi mezhebin- 
de, Allah icin aglamak nemazi bozmaz). isitenler, haline acirdi. 
Muhammed aleyhisselamm iimmeti icinde, bir rek'at nemazda 
biitiin Kur'an-i kerimi hatm etmek, yalniz Osman ibni Affan ve 
Temim-i Dan ve Sa'id bin Ciibeyr ve imam-i a'zam Ebu Hanife- 
ye nasib olmusdur. Kimseden hediyye kabul etmezdi. Fakirler gi- 
bi giyinirdi. Ba'zan da, Allahii tealanm ni'metlerini gostermek 
icin, cok krymetli elbise giyerdi. Ellibes kerre hac edip, birkac yil 
Mekke-i miikerremede kaldi. Yalniz ruhu kabz olundugu yerde 
[zmdanda], yedibin kerre hatm-i Kur'an okumusdu. (Omrumde 
bir kerre giildiim. Ona da pismanim) demisdir. Az soyler, cok dii- 
siinurdii. Ba'zi din konularmda, talebesi ile miinazara, konusma 
yapardi. Bir gece, yatsi nemazini cema'at ile kihp cikarken, bir 
ayagi kapimn dismda, bir ayagi daha mescidde iken, bir konu iize- 
rinde, talebesi Ziifer ile sabah ezamna kadar konusup, ikinci aya- 
gini disan cikarmadan, sabah nemazini kilmak icin, yine mescide 
girmisdir. (imam-i Ali "radiyallahii anh", dortbin dirheme kadar 
nafaka caizdir buyurdu) diyerek, kazancinm dortbin dirheminden 
fazlasim fakirlere dagitirdi. 

Halife Mensur, imama cok hiirmet ederdi. Onbin akca ile bir 
cariye hediyye etmisdi. imam, kabul etmedi. O zeman, bir akca, 
bir dirhem gumus idi. Yiizkirkbes senesinde, Ibrahim bin Abdul- 
lah bin hazret-i Hasen, Medine-i miinevverede halifeligini i'lan 
eden kardesi Muhammede "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" 
yardim icin asker topluyordu. Kufeye gelmisdi. (Ebu Hanife buna 
yardim ediyor) diye yayildi. Mensur isitip, imami Kufeden Bagda- 
da getirtdi. (Mensur, hakh olarak halifedir) diye herkese bildir de- 
di. Buna karsihk temyiz reisligini verdi. Cok zorladi. imam-i a'zam 
kabul buyurmadi. Mensur, imami habs etdi. Otuz degnek vurdu- 
rup, mubarek ayagmdan kan akdi. Mensur pisman olup, otuzbin 
akce gonderdi ise de, kabul buyurmadi. Tekrar habs edip, her- 
giin on degnek fazla vurdurdu. (Ba'zi haberlere gore) onbirinci 
giinii, halkm hiicumundan korkulup, zorla sirtustii yatinldi. Ag- 

-55- 



zma zehrli serbet dokiildii. Vefat ederken secde etdi. Nemazim el- 
libin kadar kimse kildi. Gilcliikle ikindiye kadar kihndi. Yirmi 
giln, nice kimseler gelip, kabri yanmda nemazim kildilar. 

Yediyiizotuz talebesi vardi. Herbiri fazilet ile ve salih amelleri 
ile meshur olmusdu. Cogu kadi ve mufti oldu. Oglu Hammad 
"rahmetullahi teala aleyh", talebesinin ileri gelenlerinden idi. 
(Mir'at-iil-kainat)m yazisi temam oldu. 

Oldu bunlar, mukteda'yi ehl-i din, 
rahmetullahi aleyhim ecmatn. 

Allahii tealadan cok korkardi. Kur'an-i kerime uymaga cok 
dikkat ederdi. Talebesine, (Bir is icin, soziime uymiyan bir sened 
elinize gecerse, benim sozumii birakimz! O senede uyunuz!) bu- 
yururdu. Biitiin talebesi yemin ediyor ki, (Ona uymiyan sozlerimi- 
zi de, elbette ondan isitdigimiz bir delile, senede dayanarak soyle- 
dik). 

Ictihadla anlasilan bilgilerde, imam-i a'zam ile talebesi arasm- 
da aynliklar olmusdur. (Ummetimin alimleri arasindaki ayrihk 
rahmetdir) hadis-i serifi, bu aynligm faideli oldugunu haber ver- 
mekdedir. 

Hanefi mezhebindeki miifti efendiler, imam-i a'zamin sozii ile 
fetva vermelidir. Onun sozii bulunmazsa, imam-i Ebu Yusiife uy- 
malidir. Bundan sonra, imam-i Muhammedin sozii ile amel olu- 
nur. Imam-i Ebu Yustif ile imam-i Muhammedin sozii bir tarafda, 
Imam-i a'zamin sozii karsi tarafda ise, miifti, her iki tarafa gore 
fetva verebilir. Zariiret oldugu zeman, miifti, miictehidlerden en 
kolay soyliyenin soziine uygun fetva verir. Miictehidlerden her- 
hangi birinin soziine uymiyan fetva veremez. Boyle olan bildiriye 
fetva denmez. 

Gecdi genclik tath bir riiya gibi ey ccsinim zar! [agla!] 
Beni mecnun etdi girye, meskenim olsun mezar! 



Muhammed Ma'sum, ikinci cild, 80. ci mektubunda buyuruyor ki 
(Istigfar diiasina devam edeni, Allahii teala derdlerden kurtanr). 

Diia budur: 

Estagfirullaherazim ellezi la ilahe ilia hiiv elhayyel kayyume ve 
etubii ileyh. 

Allahiimme inneke afuvviin kerimiin tiihibbiil afve fa'fii anni. 

-56- 



VEHHABILIK VE EHL-I SUNNETIN CEVABI 

Miisliman olduklanni soyledikleri halde, Ehl-i stinnetden ayn- 
lanlardan biri de, (Vehhabi)lerdir. Bunlara (Necdi) de denir. 

Otuzdordiincii Osmanh padisahi, ikinci sultan Abdiilhamfd 
han [1258-1336 (1842-1918) istanbulda sultan Mahmud turbesin- 
de] "rahmetullahi aleyh" zemamndaki devlet adamlarindan Ah- 
med Cevdet Pasa, oniki cild (Tarfh-i Osmani) kitabinui yedinci 
cildinde ve bahriyye mirlivasi (Tugamirali) olan Eyyub Sabri Pa- 
sa "rahmetullahi teala aleyh" yazdigi bes cildlik (Mir'at-iil-hare- 
meyn) tarfh kitabinui, iiciincii cildi, doksandokuzuncu sahifesin- 
den bashyarak Yehhabiligi uzun anlatmakdadirlar. Mir'at-iil-ha- 
remeyn tarflii tiirkcedir. Siileymaniyye kiitiibhanesinde mevcud- 
dur. Asagidaki yazinin cogu Pasanin bu kitabindan ahnmisdir. Pa- 
sa bu bilgileri, Ahmed Zeyni Dahlamn (Fitne-tiil-vehhabiyye) ki- 
tabindan terceme etmisdir. 1308 [m.1890] de vefat etmisdir. 

Vehhabiligi kuran, Muhammed bin Abdiilvehhabdir. Hicretin 
binyiizonbir 1111 [m. 1699] senesinde Necdde, Hureymile kasaba- 
smda diinyaya gelmis, binikiyiizalti 1206 [m. 1792] senesinde 61- 
miisdiir. Onceleri, seyahat ve ticaret icin, Basra, Bagdad, Iran, 
Hind ve Sam taraflarma gitmis, 1125 [m. 1713] senesinde, Basra- 
da, ingiliz casuslarmdan, Hempherin tuzagma diiserek, ingilizlerin 
(Islamiyyeti imha) calismalarma alet olmusdur. Casusun yazdirdi- 
gi bozuk seyleri, (Vehhabilik) ismi ile nesr eyledi. (ingiliz casusu- 
nun i'tiraflan) kitabimizda, Vehhabiligin kurulusu uzun anlatil- 
makdadir. Eline gecirdigi Harranh Ahmed ibni Teymiyyenin 
[661-728 [m. 1328] Samda] Ehl-i siinnete uymiyan kitablanm oku- 
mus, (Seyh-i Necdi) diye meshur olmusdur. ingiliz casusu ile bir- 
likde hazirladigi (Kitab-iit-tevhid) kitabina Mekke-i miikerreme 
alimleri, binikiyiizyirmibir (1221) senesinde, cok giizel cevab ya- 
zarak, kuvvetli vesikalarla red etdiler. (Seyf-iil-Cebbar) ismindeki 
bu reddiyye, sonradan Pakistanda basilmis ve 1395 [m. 1975] se- 
nesinde istanbulda ofset baskisi yapilmisdrr. Abdiilvehhab oglu 
Muhammedin torunu Abdurrahman, (Kitab-iit-tevhid)i serh et- 
mis ve Muhammed Hamid admda bir vehhabi, eklemeler yapa- 
rak, (Feth-ul-mecid) adi ile Misrda basdinlmisdir. Abdiilvehhab 

-57- 



oglu Muhammedin diisiinceleri, koylulere ve Der'iyye ehalisi ile 
reisleri Muhammed bin Sii'ude yayilmrsdir. Vehhabilik ismini 
verdigi fikrlerini kabul edenlere (Vehhabi) ve (Necdi) denir. Ken- 
dini kadi, Su'ud oglu Muhammedi emir ve hakim tamtmisdir. 
Kendilerinden sonra, hep cocuklannm bu makamlara gecmeleri- 
ni kabul etdirmisdir. 

Muhammedin babasi Abdiilvehhab, salih bir miisliman idi. Bu 
ve Medmedeki alimler, Abdiilvehhab oglunun yanhs bir yol tuta- 
cagim anlamrs, herkese, bununla konusmamalanm nasihat etmis- 
lerdi. Fekat, binyiizelli 1150 [m. 1737] senesinde Vehhabiligi i'lan 
etdi. Din alimlerinin ictihadlarim kotiiledi. Ehl-i siinnet vel-ce- 
ma'ate kafir diyecek kadar ileri gitdi. Peygamberlerin ve Evliya- 
nm mezarlarma gidip de, ona karsi (Ya Nebiyyallah), (Ya Abdel- 
kadir!) gibi soyliyen miisrik olur, dedi. 

Vehhabilere gore, Allahii tealadan baska birseyin bir is yapdi- 
gini soyliyen, miisrik, kafir olur imis. Mesela (Filan ilac agnyi kes- 
di) veya (Filanca Peygamberin veya Velinin mezari yanmda Alla- 
hii teala duami kabul etdi) diyen miisrik olur imis. Bu diisuncele- 
rini isbat icin, Fatiha suresindeki (iyyake neste'in), ya'ni (Biz yal- 
niz senden yardim bekleriz) mealindeki ayet-i kerimeyi ve tevek- 
kiil etmegi bildiren ayet-i kerimeleri sened gosterdi. Ehl-i siinnet 
alimlerinin bu ayet-i kerimelere verdigi dogru ma'nalar ve tevhid 
ve tevekkiil mes'eleleri (Se'adet-i Ebediyye) kitabmm ikinci kism, 
Tevekkiil maddesinde uzun yazihdir. Buradan okuyanlar, tevhi- 
din dogru ma'nasini ogrenir. Kendilerine muvahhid diyen vehha- 
bilerin, muvahhid olmadiklanm goriir. 

Ayinesi isidir kisinin, lata bakilmaz. 
Suhsin gorunur rutbe-i akli, eserinde! 

(El-Usul-iil-erbe'a ff-terdid-il-vehhabiyye) kitabinda ikinci as- 
lm sonunda, farisi olarak diyor ki: Vehhabiler ve bunlar gibi mez- 
hebsizler (Mecaz) ve (isti'ane) ne demek oldugunu anhyamiyor- 
lar. Bir kimsenin bir is yapdigim soylemege, bu soz mecaz olarak 
soylenmis olsa bile, hemen sirk ve kiifr diyorlar. Halbuki Allahii 
teala, Kur'an-i kerimin bircok yerinde, bir isin hakiki yapicisimn 
kendisi oldugunu, mecazi yapicisimn da kullar oldugunu bildir- 
mekdedir. En'am suresinin elliyedinci ayetinde ve Yusiif suresin- 
de, bir ayetde mealen, (Hiikm, ancak Allahindir), yam hakim yal- 
niz Allahii tealadir, buyuruldu. Nisa suresinin altmisdordiincii 
ayetinde mealen, (Aralanndaki anlasmazliklarda, seni hakim 
yapinaclikca, iman etmi§ olmazlar) buyurulmusdur. Birinci ayet-i 

-58- 



kerime, hakiki hakimin, yalniz Allahii teala oldugunu bildiriyor. 
Ikinci ayet-i kerime ise, insana da, mecaz olarak hakim denilece- 
gini bildiriyor. 

Her miisliman, diriltenin ve oldiirenin, yalniz Allahii teala ol- 
dugunu bilmekdedir. Ciinki, Yuniis suresinin ellialtmci ayetinde 
mealen, (Dirilten ve oldiiren, yalniz Odur) ve Ziimer suresinin 
kirkikinci ayetinde mealen, (Oliim zemaninda insani, Allahii teala 
oldiiriiyor) buyuruldu. Secde suresinin onbirinci ayet-i kerimesin- 
de ise, mealen, mecaz olarak, (Oldiirmek icin vekil yapilmis olan 
melek sizi oldiiriiyor) buyuruldu. [Maide suresinin 30. cu ayetinde 
(Adem aleyhisselamin oglu, kardesini oldiirdii) buyuruyor. Bu 
ayet-i kerime, Vehhabileri rezil etmekdedir.] 

Hastalara sifa veren yalniz Allahii tealadir. Ciinki, Sii'ara sure- 
sinin sekseninci ayetinde mealen, (Hasta oldugum zeman, bana 
ancak O sifa verir) buyuruldu. Al-i imran suresinin kirkdokuzun- 
cu ayetinde ise mealen, Isa aleyhisselamin, (A'manin goziinii aca- 
liin ve Baras illetini iyi ederim ve Allahii tealamn izni ile, oliileri 
diriltirim) dedigini bildirmekdedir. [Baras, ebres (Vitiligo) deni- 
len cild hastahgidir. Derinin rengi gider. Biiyiik beyaz lekeler 
olur. Yahud, albino hastahgidir. Viicudun temami beyazdir.] insa- 
na evlad veren, hakikatde Allahii tealadir. Cebrail aleyhisselamin 
ise, mecaz olarak, (Sana, temiz bir ogul veririm) dedigini, Meryem 
suresinin onsekizinci ayeti bildirmekdedir. 

insamn hakiki sahibi Allahii tealadir. Bekara suresinin ikiyiiz- 
elliyedinci ayetinin meal-i serifi, (Allahii teala, inian edenlerin ve- 
lisidir) bunu acikca bildiriyor. Maide suresinin ellialtmci ayetinde 
mealen, (Sizin velfniz, Allahdir ve Onun Resuliidiir) ve Ahzab su- 
resinin altinci ayetinde mealen, (Peygamber, mii'minlere, kendi- 
lerinden daha cok sahibdir!) buyurarak, kulun da mecaz olarak 
veli oldugu bildirilmekdedir. Bunlar gibi hakiki yardimci, Allahii 
tealadir. Kullarma da, mecaz olarak mu'm demisdir. Maide sure- 
sinin iicuncti ayetinde mealen, (iyilikde ve takvada birbirinize 
yardunci olunuz!) buyuruldu. Vehhabiler, Allahdan baskasinm 
kulu diyene, mesela Abdiinnebi, Abdiirresul diyen miislimana 
miisrik diyorlar. Halbuki, Nur suresinin otuzikinci ayetinde me- 
alen, (Evli olmiyan kadinlarinizi ve kullarimzdan ve cariyeleriniz- 
den salih olanlari evlendiriniz!) buyuruldu. insanlarm hakiki Rab- 
bi, Allahii tealadir. Fekat, mecaz olarak, baskasma da rab denilir. 
Yusiif suresinin kirkikinci ayetinde mealen, (Rabbinin yaninda 
beni soyle!) buyruldu. 

-59- 



Vehhabilerin en cok takildiklan sey, (istigase) kelimesidir. Al- 
lahdan baskasmdan yardim istemek, ona sigmmak sirkdir diyor- 
lar. Evet, hakiki istigase olunacak, yalniz Allahii tealadir. Bunu 
bilmiyen hicbir miisliman yokdur. Fekat, baskasmdan da istigase 
olunacagmi, mecaz olarak soylemek caizdir. Ciinki, Kasas suresi- 
nin onbesinci ayetinde mealen, (Onun kavminden olan, diismam- 
na karsi, ondan istigase eyledi) buyuruldu. Hadis-i serif de de, 
(Mahser yerinde, Adem aleyhisselamdan istigase edeceklerdir) 
buyuruldu. (Hisn-iil-hasin)de yazili hadis-i serifde, (Yardim iste- 
yen kimse, Ey Allahin kullari bize yardim ediniz desin!) buyurul- 
du. Bu hadis-i serif, yanmda olmiyan kimseye seslenerek, ondan 
yardim istemegi emr etmekdedir. (El-Usul-iil-erbe'a) kitabmdan 
terceme burada temam oldu. Bu kitab, farisi olup, 1346 [m. 1928] 
da Hindistanda basilmis, 1395 [m. 1975] de, istanbulda ofset iisu- 
lii ile ikinci baskisi yapilmisdir. Bu kitabm yazan, imam-i Rabba- 
ni hazretlerinin torunlanndan Muhammed Hasen Can sahibdir 
"rahmetullahi teala aleyhima". Can sahib, (Tarik-un-necat) kita- 
bmda da, vehhabilere ve diger mezhebsizlere kiymetli cevablar 
vermekdedir. Bu kitabi, arabi olup, urdu diline tercemesi ile bir- 
likde, 1350 senesinde Hindistanda basilmis ve 1396 [m. 1976] da 
istanbulda, ofset baskisi yapilmisdir.' 11 

[Her kelimenin belli bir ma'nasi vardir. Buna hakiki ma'nasi 
denir. Bir kelime, kendi hakiki ma'nasmda kullanilmayip da, bir 
baglantisi, iliskisi bulunan baska bir ma'nada kullamhnca, bu ke- 
limeye (Mecaz) denir. Allahii tealaya mahsus olan bir kelime, me- 
caz olarak, insanlar icin kullamhnca, vehhabiler bunu hakiki 
ma'nada kullamldi samyorlar. Bunu soyliyene miisrik, kafir diyor- 
lar. Boyle kelimelerin, ayet-i kerimelerde ve hadis-i seriflerde de 
insanlar icin mecaz olarak kullamldiklarmi dusunmiiyorlar]. 

Resulullahdan "aleyhisselam" ve Evliyadan sefa'at istemek, 
(Isti'ane) etmek, ya'ni yardim istemek, Allahii tealayi birakmak, 
Onun yaratici oldugunu unutmak demek degildir. Bulut vasitasi 
ile Allahii tealadan yagmur beklemek, ilac icerek Allahii tealadan 
sifa beklemek, top, bomba, fuze, tayyare kullanarak Allahii teala- 
dan zafer beklemek, hep Allahii tealadan isti'anedir. Bunlar se- 
bebdir. Allahii teala, herseyi sebeble yaratmakdadir. Bu sebeble- 
re yapismak, sirk degildir. Peygamberler "aleyhimiisselam" hep 
sebeblere yapisdilar. Allahii tealamn yaratdigi suyu icmek icin 



[1] Hasen Can 1349 [m. 1931] de vefat etdi. 

-60- 



cesmeye, Onun yaratdigi ekmegi yimek icin firmciya gidildigi ve 
Allahii tealamn zafer vermesi icin, harb vasitalan ve ta'lim terbi- 
ye yapildigi gibi, Allahii tealamn diiayi kabiil etmesi icin de, Pey- 
gamberin, Evliyamn ruhlarma goniil baglamr. Allahii tealamn 
elektromagnetik dalgalarla yaratdigi sesi almak icin radyo kullan- 
mak, Allahii tealayi birakip bir kutuya basvurmak degildir. Ciin- 
ki, radyo kutusundaki aletlere o ozellikleri, o kuvvetleri veren Al- 
lahii tealadir. Allahii teala, her seyde, kendi kudretini gizlemisdir. 
Miisrik, puta tapar, Allahii tealayi diisiinmez. Miisliman, sebeble- 
ri, vasitalan kullamrken, sebeblere, mahluklara, te'sir, hassa ve- 
ren Allahii tealayi diisiiniir. istedigini Allahii tealadan bekler. Ge- 
leni Allahii tealadan bilir. Yukanda yazih ayet-i kerimenin ma'na- 
si da, boyle oldugunu gostermekdedir. Ya'ni, mii'minler her ne- 
mazda Fatiha suresini okurken, (Ya Rabbi, diinyadaki arzulan- 
ma, ihtiyaclanma kavusmak icin maddi, fenni sebeblere yapisiyor 
ve bana yardim etmeleri icin, sevdigin kullanna yalvanyorum. 
Bunlan yaparken ve her zeman, dilekleri verenin, yaratamn yal- 
niz Sen olduguna inamyorum. Yalmz Senden bekliyorum!) de- 
mekdedir. Hergiin boyle soyliyen mii'minlere miisrik denilemez. 
Peygamberlerin, Velilerin ruhlanndan yardim istemek, Allahii te- 
alamn yaratdigi bu sebeblere yapismakdir. Bunlann miisrik olma- 
diklarim, halis mii'min olduklanm (Fatiha) suresinin bu ayeti 
acikca haber vermekdedir. Vehhabiler maddi, fenni sebeblere ya- 
pisiyor, nefslerinin isteklerine kavusmak icin, her vesileye, her ca- 
reye basvuruyorlar. Peygamberleri ve Evliyayi vesile edinmege 
nicin sirk diyorlar. 

Abdiilvehhab oglunun sozleri nefse uygun geldiginden, din bil- 
gisi olmiyanlar kolay inandi. Ehl-i siinnet alimlerine, dogru yol- 
daki miislimanlara kafir dediler. Emirler, kuvvetlenmek ipin, 
vehhabiligi uygun buldular. Arab kabilelerini, vehhabi olmaga 
zorladilar. inanmiyanlan oldiirdiiler. Koyliiler, oliim korkusu ile 
Der'iyye emiri Muhammed bin Sii'udiin emrine girdi. Vehhabi 
olmiyanlarm mallanna, canlarma, nzlarma, kadmlarma saldir- 
mak icin, emire asker olmak islerine iyi geldi. 

Abdiilvehhab oglu Muhammedin kardesi seyh Siileyman 
efendi, Ehl-i siinnet alimi idi. Vehhabiligi red eden (Sava'ik-ul- 
ilahiyye firred-i alel-vehhabiyye) kitabmi yazarak, bu sapik fikr- 
lerin yayilmasim onledi. Bu kiymetli kitab, [1306] senesinde ba- 
silmis, 1395 [m. 1975] de istanbulda ofset baskisi yapilmisdir. 
Muhammedin yanhs bir cigir acdigim anhyan hocalan da, onun 

-61- 



bozuk kitablarma giizel cevablar yazdilar. Onun dogru yoldan 
sapdigmi acikladilar. Vehhabilerin ayet-i kerfmelere ve hadis-i 
seriflere yanlis ma'na verdiklerini isbat etdiler. Fekat, bunlarm 
hepsi, koyliilerin ehl-i imana karsi olan kinlerini, dusmanhklarim 
artdirdi. 

Vehhabilik, cahiller tarafmdan, ilm ile degil, ingiliz parasi ve si- 
lahlan ile ve zulm ederek, kan dokerek yayildi. Bu yolda ellerini 
kana bulayan zalimlerin en tas yiireklisi, Der'iyye emiri Muham- 
med bin Sii'ud idi. Bu adam, Beni Hanife kabilesinden olup, Mii- 
seylemet-ul-kezzabm peygamberligine inanan ahmaklann soyun- 
dan idi. 1178 [m. 1765] de oldii. Yerine oglu Abdiil'aziz gecdi. Bu 
da, 1217 de bir si'i tarafmdan olduriildii. Yerine oglu ikinci Sii'ud 
gecdi ve 1231 de oldii. Yerine oglu Abdullah gecdi ve 1240 da, is- 
tanbulda i'dam edildi. Yerine, AbdiiFazizin torunlanndan Terki 
bin Abdullah gecdi. 1254 de, bunun oglu Faysal gecdi. 1282 de og- 
lu Abdullah emir yapildi. Bunun kardesi Abdurrahman ile oglu 
Abdiil'aziz Kuveyte yerlesdi. Abdiil'aziz 1319 [m. 1901] de Riya- 
da gelip, emir oldu. ingilizlerin yardimi ile Mekkeye saldirdi. 1351 
[m. 1932] de, Sii'udi arabistan devletini i'lan etdi. Sii'udi Arabis- 
tan emiri Fahdm, Efganistandaki Ehl-i siinnet miicahidleri ile 
harb etmekde olan Rus kafirlerine dort milyar dolar yardim yap- 
digim 1991 tarihli gazetelerde okuduk. 

Vehhabiler, Allahm birliginde halis olmak, kiifrden kurtulmak 
yolunda imis. Biitiin miislimanlar, altiyiiz seneden beri sirk icin- 
de imis. Muslimanlan sirkden, kiifrden kurtarmaga cahsiyorlar- 
mis. Kendilerini hakh gostermek icin, Ahkaf siiresinin besinci ve 
Yuniis siiresinin yiizaltmci ayet-i kerimelerini de ileri siiriiyorlar. 
Halbuki, bunlar gibi ayet-i kerimelerin, miisrikler icin gelmis ol- 
dugunu tefsirler bildirmekdedir. Bu ayet-i kerimelerin birincisin- 
de mealen, (Allahii tealayi birakip da kiyamete kadar hie isitmc- 
yen sevlere cliia eden kimseden daha sapik kimse yokdur), ikinci- 
sinde mealen, (Mekke mu§riklerine soyle! Bana emr olundu ki, 
Allahii tealadan baska §eylere, faidesi ve zaran olmiyan seylere 
diia etme! Eger Allahii tealadan baskasina cliia edersen, kendine 
zulm etmis, zarar etmis olursun) buyuruldu. 

Vehhabilerin (Kesf-iis-siibiihat) kitabi, Ziimer siiresinin iiciin- 
cii ayetini de ele ahyor. Bu ayetde, mealen, (Allahdan baskasini 
Yeli edinenler, biz bunlara tapimyor isek, bizi Allaha yaklasdir- 
malari icin, bize $efa'at etmeleri icin tapimyoruz derler) buyurul- 

-62- 



dugunu yaziyor. Bu ayet-i kerime, putlara tapan miisriklerin soz- 
lerini bildirmekdedir. Sefa'at isteyen mii'minleri, bu musriklere 
benzetiyor. (Miisrikler de putlarm yaratici olmadigini, yaratici 
yalmz Allahti teala oldugunu soylerdi) diyor. (Ruh-ul-beyan)da, 
bu ayet-i kerfmenin tefsirinde diyor ki, (Insan, kendisinin ve her- 
seyin yaraticisim tammaga elverisli olarak, yaratilmisdir. Yaratici- 
sma ibadet etmek ve Ona yaklasmak arzusu, her insanda vardir. 
Fekat boyle elverisli yaratilmis olmanin ve bu istegin kiymeti yok- 
dur. Ciinki, nefs, seytan ve kotii arkadas, insam aldatarak [yarati- 
hsindaki bu arzuyu yok eder. Ya, yaratana ve kiyamet giiniine 
inanmaz olur. Komiinistler ve masonlar boyledir. Yahud] miisrik 
yapar. Miisrik, Allahii tealaya yaklasamaz. Onu tamyamaz. Sirk- 
den uzaklasip, Tevhide sanlarak hasil olan ma'rifet, tanimak, kiy- 
metlidir. Bunun alameti, Peygamberlere ve kitablarma inanmak 
ve bunlara uymakdir. insan, Allahii tealaya ancak boyle yaklasa- 
bilir. Secde etmek, iblisin yaratihsmda vardi. Fekat, nefsine uya- 
rak, secde etmek istemedi. Eski Yunan Felsefecileri de, Allahii te- 
alaya yaklasmagi, Peygamberlere uyarak degil, kendi akllarma, 
nefslerine uyarak istedikleri icin kafir oldular. Mii'minler Allahii 
tealaya yaklasmak icin, islamiyyete uyuyor. Kalbleri nur ile dolu- 
yor. Ruhlanna Cemal sifatlan tecelli ediyor. Mtisrikler, Allahii te- 
alaya yaklasmak icin, Peygambere, islamiyyete uymryorlar. Nefs- 
lerine, noksan olan akllarma, bid'atlere uyuyorlar. Kalbleri kara- 
nyor. Ruhlan perdeleniyor. Putlara, bize sefa'at etmeleri icin ta- 
pimyoruz demelerinin yanhs oldugunu, Allahii teala, bu ayetin so- 
nunda haber veriyor). Goriiluyor ki, Lokman suresinin yirmibe- 
sinci ayetinde mealen, (Kafirlere sorarsan, yeri ve gokleri kim ya- 
ratdi dersen, elbette Allah yaratdi derler) ve Zuhruf suresinin 
seksenyedinci ayetinde mealen, (Allahdan Iniskasina tapinanlara, 
bunlan kim yaratdi diye sorarsan, elbette Allah yaratdi derler) 
buyuruluyor. Bu ayet-i kerimeleri ele alarak [mezhebsizlerin, 
(Miisrikler de yaraticimn yalmz Allah oldugunu biliyorlardi. Put- 
larmm kiyametde kendilerine sefa'at etmeleri icin tapimyorlardi 
ve putlara tapmdiklan icin miisrik ve kafir oldular) diyerek, miis- 
rikleri miidafe'a etmeleri cok haksizhkdir.] 

Mii'minler, Peygamberlere ve Evliyaya tapinmiyor ve bunlarm 
Allahii tealaya serik, ortak olmadigini soyliiyorlar. Peygamberle- 
rin ve Evliyanm, mahluk, birer kul olduguna, ibadet edilmege 
haklan olmadigma inamyorlar. Onlarm, Allahii tealamn sevdigi 
kullan olduguna, Allahii tealamn, sevdiklerinin bereketi ile, kul- 

-63- 



larma merhamet edecegine inamyorlar. Zaran ve faideyi yaratan 
yalmz Allahii tealadir. Tapinmaga hakki olan yalniz Odur. Sev- 
diklerinin bereketi ile kullarma merhamet eder diyorlar. Miisrik- 
ler, yaratihslarmda mevcud olan ma'rifetden dolayi, putlanmn ya- 
ratici olmadigmi soyliiyor ise de, bu tabi'i ma'rifeti Peygamberle- 
re uyarak kuvvetlendirmedikleri icin, putlarm tapinmaga haklan 
olduguna inamyor, bunun icin tapimyorlar. Putlarm ibadet olun- 
maga hakki vardir dedikleri icin miisrik oluyorlar. Yoksa, bize se- 
fa'at etmelerini istiyoruz dedikleri icin miisrik olmazlar. [Putlar- 
dan sefa'at beklemek batil, ya'ni bozuk bir inamsdir. Boyle inan- 
mak caiz degildir. Fekat boyle inanmak sirk de degildir. Putlara 
tapinmak sirkdir.] Goriiliiyor ki, Ehl-i siinneti puta tapan kafirle- 
re benzetmek, temamen yanhsdir. Bu ayet-i kerimelerin hepsi, 
putlara tapman kafirler ve miisrikler icin gelmisdi. (Kesf-ii§-§iibii- 
hat) vehhabi kitabi, ayet-i kenmeyi te'vil ederek, ayet-i kerimeye 
yanhs ma'na vererek ve bozuk mantik yiiriiterek, Ehl-i siinnet 
olan miislimanlari miisriklere benzetiyor. 

(El-fecr-iis-sadik firredd-i ala iminkiri-t-tevessuli-velkerama- 
ti-vel-havank) kitabmda, yukanda bahs edilen Zuhruf suresinin 
87. ci ayet-i kerfmesi tefsir edilmis, vehhabilerin yanhs ma'na ver- 
dikleri isbat olunmusdur. Bu kitabi, Irak alimlerinden Cemil Sid- 
ki Zehavi "rahmetullahi teala aleyh" yazmis, 1323 [m. 1905] de 
Misrda basilmisdir. 1396 [m. 1976] da, istanbulda ofset ile ikinci 
baskisi yapilmisdir. 1422 [m. 2001]de Hakikat Kitabevi tarafin- 
dan yeniden tab' edilmisdir. Cemil Sidki, Istanbul Universitesin- 
de (ilm-i kelam) iizerinde dersler vermis, 1355 [m. 1936] de ve- 
fat etmisdir. 1956 da basilan (Miincid) liigat kitabmda resmi var- 
dir. 

Abdullah ibni Omer "radiyallahii teala anhiima" hazretlerinin 
bildirdigi iki hadis-i serifde, (Onlar dogru yoldan ayrildi. Kafirler 
icin iniiiis olan ayet-i kerimeleri, mii'minlere yiiklediler) ve (Urn- 
metim icin korkduklarimin en korkuncu, Kur'an-i kerfme kendi 
gdrii$lerine gore ma'na vermeleri, yersiz terceme etmeleridir) bu- 
yuruldu. Bu iki hadis-i serif, mezhebsizlerin ortaya cikacaklanm 
ve kafirler icin gelmis olan ayet-i kerimeleri mii'minlere yiiklete- 
ceklerini, yanhs ma'na vereceklerini haber vermekdedir. 

Abdiilvehhab oglu Muhammedin yanhs fikrler tasidigmi, 
miislimanlar icin ilerde zararh olacagini anhyarak buna nasihat 
verenlerden biri, Medinenin btiyuk alimlerinden, seyh Muham- 
med bin Siileyman Medenidir "rahime-hullahii teala". Safi'i fikh 

-64- 



alimi olan bu zatm, cok kitabi vardir. Ibni Hacer-i Mekkmin "ra- 
hime-hullahii teala" (Minhac)a yapdigi (Tuhfet-iil-muhtac) is- 
mindeki serhe olan hasiyesi meshurdur. 1194 [m. 1780] de Medi- 
nede vefat etdi. (El-fetava) admdaki iki cild kitabmda, (Ey Ab- 
dtilvehhab oglu! Mtislimanlara dil uzatma! Allah rizasi icin sana 
nasfhat ediyorum. Evet, isleri, Allahdan baskasi yapar diyen olur- 
sa, ona dogruyu soyle! Fekat, sebeblere yapisanlann ve sebeble- 
ri de, sebeblerin te'sir kuvvetlerini de, Allahm yaratdigma ina- 
nanlarm kafir oldugu soylenemez. Sen de bir muslimansm. Miis- 
limanlarm hepsi yerine, birine sapik demek daha dogru olur. Sii- 
riiden aynlanm sapitmasi daha kolaydir. Nisa suresinin yiizon- 
dordiincli ayetinde mealen, (Kendisine dogru yol gosterildikden 
sonra, Peygamberlerin yolundan ayrilan, mu'minlerin inanislan- 
m ve ibadetlerini terk eden kimseyi, ahiretde dost oldugu kiifr ve 
irtidad iizere diriltir ve Cehenneme atanz) buyuruldu. Bu ayet-i 
kerime, soziimtin dogru oldugunu gostermekdedir) diyor. Veh- 
habilerin sayilamiyacak kadar cok bozuk fikrleri varsa da, bunla- 
nn temeli, uc seydir: 

1 — (Amel, ibadet, lmanm parcasidir) diyorlar. (Bir farzi, 
inandigi halde, tenbellikle yapmiyan kimse, mesela bir nemazi 
kilmiyan, hasisliginden dolayi zekat vermiyen kafir olur. Bunu 61- 
dtirmeli, mallarim vehhabilere taksim etmelidir) diyorlar. 

(Milel ve nihal) tercemesi altmistictincti sahifede diyor ki: 
(Ehl-i sunnet alimleri sozbirligi ile dediler ki, ibadetler imana da- 
hil degildir. Farzlarm farz olduguna inamp, tenbellikle yapmiyan, 
kafir olmaz. Yalniz, nemaz kilmiyan icin sozbirligi olmadi. Han- 
beli mezhebine gore, tenbellikle nemaz kilmiyan kafir olur). [Se- 
natillah pani-ptiti "rahmetullahi aleyh" (Ma-la-biidde) kitabmm 
basinda diyor ki, (Musliman, buytik gtinah islemekle kafir olmaz. 
Eger Cehenneme sokulursa, az veya uzun zeman sonra, Cehen- 
nemden cikanhp, Cennete sokulur. Cennetde sonsuz kafir.) Bu 
kitab farisi olup, 1376 [m. 1956] da Delhide ve 1410 [m. 1990] da 
Istanbulda, Hakikat Kitabevi tarafmdan basdinlmisdir. (Hukuk-ul 
islam) kitabmm sonundadir.] Hanbeli mezhebinde, yalniz nemaz 
kilmiyan icin kafir olur denildi. Diger ibadetler icin denilmedi. O 
halde, vehhabiler bu bakimdan da Hanbeli degildir. Ehl-i sunnet 
olmiyanlarm Hanbeli de olmiyacagmi yirmibirinci ve otuzaltmci 
sahifelerde bildirmisdik. Dort mezhebden birinde olmiyanlar, 
Ehl-i sunnet degildirler. 

- 65 - Faideli Bilgiler - F:5 



2 — (Peygamberlerin "aleyhimiisselam" ve Evliyanm ruhla- 
rmdan sefa'at istiyen, bunlarm mezanm ziyaret edip, bunlan ve- 
sile ederek diia eden kafir olur. Meyyitde his yokdur) diyorlar. 

Kabrdekine soyliyen kafir olsaydi, Peygamberimiz "sallallahii 
aleyhi ve sellem" ve biiyiik alimler, Veliler, boyle diia etmezler- 
di. Peygamberimiz, Medinedeki (Bakf) kabristamm ve Uhud se- 
hidlerini ziyaret etmege giderdi. Kabrdekilere selam verdigi ve 
onlarla konusdugu, vehhabilerin (Feth-ul-mecid) kitablannin 
dortyiizseksenbesinci sahifesinde de yazilidir. 

Peygamberimiz diia ederken (Allahiiinine inni es-eliike bi- 
hakkissailine aleyke), ya'ni (Ya Rabbi! Senden isteyip de verdi- 
gin kimselerin hatin icin Senden istiyorum!) derdi ve boyle diia 
ediniz buyururdu. Hazret-i Alfnin annesi Fatimayi "radiyallahii 
anhiima" kendi mubarek elleri ile, mezara koyunca: (igfir li-iim- 
mi Fatimate binti Esed ve vessi' aleyha medhaleha bi-hakki ne- 
biyyike vel enbiyaillezfne min kabli inneke erliaiiiiirrahiiiiin) de- 
misdi. Bu diia (Ya Rabbi! Annem Fatima binti Esedi magfiret ey- 
le, ya'ni gunahlarim afv eyle! icinde bulundugu yeri genislet! 
Peygamberinin hakki icin ve benden once gelmis, Peygamberle- 
rin hepsinin hakki icin bu diiami kabul et! Sen, merhametlilerin 
en merhametlisisin) demekdir. Ensann biiyiiklerinden Osman 
bin Huneyfin bildirdigi hadis-i serifde, iyi olmasi icin diia isteyen 
bir a'maya, abdest alip, iki rek'at nemazdan sonra, (Allahiimme 
inni es'eliike ve eteveccehii ileyke bi-Nebiyyike Muhammedin 
nebiyyirrahme, ya Muhammed inni eteveccehii bike ila Rabbi ft 
haceti hazihi li-takdiye-h Allahiimme seffi'hii fiyye) diiasmi oku- 
masim emr etmisdi. Bu diiada, dilegin kabul edilmesi icin, Mu- 
hammed aleyhisselami vesile etmesi emr olunmakdadir. Eshab-i 
kiram, bu diiayi hep okurdu. Bu diia, (E$i'at-iil leme'at) ikinci cil- 
dinde ve (Hisn-iil hasin)de senedleri ile birlikde yazilidir. Serh 
ederken (Peygamberini vesile ederek sana donuyorum) demek- 
dedirler. 

Bu diialar gosteriyor ki, Allahii tealanm sevdiklerini araya ko- 
yarak, onlann hatin ve hiirmeti ile diia etmek caizdir. 

1361 [m. 1942] senesinde vefat eden (Cami'ul-ezher) kibar-i 
ulemasmdan seyh All Mahfuz, 1375 [m. 1956] de Misrda basilan 
(El-ibda') kitabinda, ibni Teymiyyeyi ve Abduhu cok ovdiigii 
halde, ikiyiizoniiciincu [213] sahifesinde (Evliyayi kiram "rahi- 
mehumullahu teala" oldiikden sonra, diinya islerinde tesarruf 

-66- 



ederler demek, mesela hastalan iyi eder, bogulacaklan kurtanr, 
dusman karsismda olana yardim eder ve gayb olan seylere kavus- 
durur demek, dogru degildir. Mertebeleri yiiksek oldugu icin, Al- 
lahii teala, bu isleri onlara birakmisdir. Dilediklerini yaparlar de- 
mek yanhsdir. Fekat Allahii teala, Evliyasi arasindan diledikleri- 
ne, sag iken ve oldiikden sonra, ikram ederek, onlarm kerameti 
ile hastayi iyi eder. Bogulmak iizere olam kurtanr. Dusman kar- 
sismda olana yardim eder. Gayb olan seyi buldurur. Boyle olma- 
sim akl kabul eder. Kur'an-i kerim de bunlan haber veriyor) di- 
yor. Cami'ul-ezher profesorlerinden Abdullah Desuki ve Yusiif 
Decvi, Ibda' kitabmm sonuna takriz yazmislar, kitabi ovmiisler- 
dir. 

Abdiilganf Nabliisi "rahime-hullahii teala", (Hadfka) kitabi- 
nin yiizseksenikinci sahifesinde diyor ki, (Buharinin Ebu Hiirey- 
reden "radiyallahii teala anh" haber verdigi hadis-i kudside, (Al- 
lahii teala, kulum farzlan yapmakla bana yaklasdigi gibi, baska 
seyle yaklasamaz. Kulum nafile ibadetleri de yapinca, onu cok se- 
verim. Oyle olur ki, benimle isitir. Benimle goriir. Benimle her- 
seyi tutar. Benimle yiiriir. Benden her ne isterse veririm. Bana si- 
gininca, onu korurum buyurdu) denilmekdedir. Burada bildirilen 
nafile ibadetler, farzlan yapanlann yapdiklan siinnet ve nafile 
ibadetlerdir. [Boyle oldugunu, (Merakd-felah) ve bunun (Tahta- 
vi) hasiyesi de acik yazmakdadir. 437. ci sahifeye bakimz!] Bu ha- 
dis-i serif gosteriyor ki, farzlan yapdikdan sonra, nafile ibadetle- 
ri de yapan, Allahii tealamn sevgisini kazamr ve diialan kabul 
olur). Bunlarm diri iken de, oldiikden sonra da, diia etdikleri 
kimseler, muradlarma kavusur. Oldiikden sonra da isitirler. Dile- 
yenleri bos cevirmez, diia ederler. Bunun icin, hadis-i serifde, (i§- 
lerinizde sikisdigimz zeman, kabrde olanlardan yardim isteyiniz!) 
buyuruldu. Bu hadisin, ma'nasi acikdir. Alusmin te'vil etmesi 
yersizdir. 

(Hadikat-iin-nediyye) kitabmm ikiyiizdoksamnci sahifesinde 
diyor ki: (Mii'minler, uykuda iken oldugu gibi, oldiikden sonra 
da mii'mindir. Peygamberler de, uykuda iken oldugu gibi, oldiik- 
den sonra da Peygamberdirler. Cunki, mii'min olan ve Peygam- 
ber olan, ruhdur. insan oliince, ruhu degismez. Boyle oldugu 
imam-i Abdullah Nesefinin (Umdet-iil akaid) kitabmda yazihdir. 
[Bu kitab, 1259 [m. 1843] senesinde Londrada basilmisdir.] Bu- 
nun gibi, Evliyamn da, uykuda iken oldugu gibi, oldiikden sonra 
da Evliyahklan gitmez. Buna inanmiyan cahildir, inadcidir. Evli- 

-67- 



yamn oldiikden sonra da keramet sahibi olduklarmi, ayn bir ki- 
tabimda isbat etdim). Hanefi mezhebi alimlerinden Ahmed bin 
seyyid Muhammed Mekki Hamevi ve Safi'i mezhebi alimlerin- 
den Ahmed bin Ahmed Siica'f ve Muhammed Sevberi Misri, Ev- 
liyamn kerametleri oldugunu, kerametlerinin oldiikden sonra da 
devam etdigini ve Evliyamn kabrleri ile tevessiil ve istigasenin ca- 
iz oldugunu vesikalarla isbat eden risaleler yazmislardir. Bu uc ri- 
sale, Ahmed Zeyni Dahlamn "rahime-hullahii teala" (Ed-diirer- 
iis-seniyye firreddi alel-vehhabiyye) kitabi ile bir arada, 1319 [m. 
1901] senesinde Misrda basilmis ve 1396 [m. 1976] senesinde, is- 
tanbulda ofset baskilan yapilmisdir. 

Konyah Muhammed Hadimi efendi "rahime-hullahii teala", 
1176 [m. 1762] senesinde Konyamn Hadim kasabasmda vefat et- 
misdir. (Berfka) kitabimn ikiyiizaltmisdokuzuncu sahifesinde di- 
yor ki, (Evliyamn keramet gostermesi, hakdir, dogrudur. Veli, Al- 
lahii tealaya ve sifatlanna, miimkin oldugu kadar arif olan miisli- 
man demekdir. Ta'atleri, ibadetleri cok yapar. Giinahlardan ve 
nefsine, sehvetlerine uymakdan cok sakimr. Allahii tealamn, ade- 
tinin ve fen kanunlannm dismda olarak yaratdigi seylere (Harik- 
ul'ade) seyler denir. Harik-ul'ade seyler, sekizdir: Mu'cize, kera- 
met, i'anet, ihanet, sihr, ibtila, isabet-i ayn ya'ni nazar degmesi ve 
irhas. Keramet, miitteki, arif-i billah olan bir mii'minin elinde ha- 
sil olan harik-uFade sey demekdir. Bu kimse Velidir. Peygamber 
degildir. Safi'i mezhebi alimlerinden Ebu ishak Ibrahim isferaini 
kerametlerin ba'zisim ve Mu'tezile firkasmda olanlar kerametle- 
rin hepsini inkar etdi. Mu'cize ile kansir. Peygambere inanmak 
giic olur dediler. Halbuki, bir Veliden, keramet goriilunce, kendi- 
sinin Peygamber oldugunu soylemez. Kerametini gostermek iste- 
mez. Peygamberler ve Veliler oldiikden sonra da, bunlar vasitasi 
ile Allahii tealaya yalvarmak caizdir. Boyle diia etmege, (Teves- 
siil) ve (Istigase) etmek denir. Ciinki, bunlar olunce, mu'cizeleri 
ve kerametleri devam eder. Remli de boyle soyledi. imam-iil-ha- 
remeyn diyor ki, (Kerametin, oldiikden sonra da devam etdigini 
yalmz si'i inkar eder). Misrdaki maliki mezhebinin biiyiiklerinden 
Ah Echuri diyor ki, (Veil, diinyada iken, kimndaki kilmc gibidir. 
Oliince, kmmdan cikan kilmc gibi olup, tesarrufu, te'siri kuvvetle- 
nir). Bu sozii, Ebu Ali Senci de, (Nur-iil-hidaye) kitabinda yaz- 
makdadir. Kerametin hak oldugu, Kitab ile, Siinnet ile ve icma'-i 
iimmet ile sabitdir. Evliyamn, yiizlerce, binlerce kerametleri, kiy- 
metli kitablarda bildirildi.) (Berika)dan terceme temam oldu. 

-68- 



(Mir'at-i Medine) kitabinm yiizaltmci sahifesinden bashyarak 
diyor ki: Hadis alimlerinden ibni Huzeyme ve Dar-i Kutni ve Ta- 
beraninin, Abdullah bin Omerden bildirdikleri sahih hadisde, 
(Kabrimi ziyaret edene sefa'atim vacib oldu) buyuruldu. Bu ha- 
dis-i serif, imam-i Munavmin (Kiinuz-iid-dekaik) kitabinda da 
vardir. Aynca, ibni Hibbanm haber verdigi (Vefatimdan sonra 
kabrimi ziyaret eden, hayatimda ziyaret etmis gibidir) hadis-i se- 
rifini ve Taberaninin bildirdigi (Kabrimi ziyaret edene sefa'at 
edecegim) hadis-i serifini yazmakdadir. tmam-i Bezzann Abdul- 
lah ibni Omerden haber verdigi (Kabrimi ziyaret edene sefa'atim 
halal oldu) hadis-i serifi ve Muslim-i serifde, Abdullah ibni Ome- 
rin bildirdigi, (Beni ziyaret icin Medine-i miinevvereye gelenlere, 
kiyamet giinii sefa'at etmekligim hak oldu) merfu' hadis-i serifini 
her mushman bilmekdedir. 

Taberaninin ve Dar-i Kutninin ve ibniil-Cevzmin haber ver- 
dikleri (Hac eden, sonra kabrimi ziyaret eden, beni sag iken ziya- 
ret etmis gibi olur) hadis-i serifi biiyiik miijdedir. Dar-i Kutninin 
bildirdigi (Hac eden kimse, beni ziyaret etmezse, beni iizmiis 
olur) hadis-i serifi, hac edip de, ozrii olmadigi halde, Kabr-i 
se'adeti ziyaret etmiyenleri bildirmekdedir. 

Medine-i miinevvere islam iiniversitesi rektorii AbdiiFaziz, 
(Tahkik ve izah) ismindeki kitabinda, ziyaret etmegi tesvik eden 
yukandaki hadis-i seriflerin hicbirinin senedi, delili olmadigim 
yaziyor. Hepsinin mevdu' oldugunu seyhul-islam ibni Teymiyye 
bildirdi diyor. Halbuki Zerkaninin (Mevahib) serhinin sekizinci 
cildinde ve Semhudinin (Vefa-iil-vefa)sinm dordiincii cildi so- 
nunda bu hadis-i seriflerin kaynaklan, uzun yazih olup, hasen ha- 
dis olduklan bildirilmis, ibni Teymiyyenin bu sozii mevdu'dur 
denilmisdir. Medine universitesinin, vehhabi olan rektorii ve ho- 
calan, boylece Ehl-i siinnet alimlerinin yazilarma golge diisiirme- 
ge cahsmakda, kendi inanclanm, kitablan ile diinyaya yaymakda- 
dirlar. Diinyadaki biitiin milletleri, ya'ni hem miislimanlari, hem 
de baskalanm aldatmak, kendilerini hakiki mushman tamtmak 
icin, yeni bir siyaset kullamyorlar: (Rabitat-iil-alem il-islam) is- 
minde bir islam merkezi kurdular. Her memleketdeki miisliman- 
lar arasmdan, cahil, kirahk din adamlanni secerek, burada topla- 
dilar. Herbirine yiizlerce altin ma'as veriyorlar. Ehl-i siinnet 
alimlerinin kitablarmdan haberi olmiyan, bu cahil din adamlanni 
kukla gibi kullamyorlar. Kendi inanclanm bu merkezlerden bii- 
tiin diinyaya yayarak, bunlara (Dunya islam Birligi)nin fetvalan 

-69- 



diyorlar. 1395 [m. 1975] Ramezan-i serif aymda cikardiklan, boy- 
le uydurma fetvalarmda, (Kadinlara Cum'a nemazi kilmak farz- 
dir. Cum'a ve bayram hutbeleri, her memleketde kendi dilleri ile 
okunur) dediler. Mekkedeki bu fitne ve fesad ocagma iiye olan, 
Mevdudinin adamlarmdan Sabri ismindeki bir sapik, bu fetvayi 
hemen Hindistana getiriyor. Hindistandaki, bol ayhkli, apartman- 
h cahiller, kadinlan zorla cami'lere siiriiklediler. Cesidli dillerle 
hutbe okumaga basladilar. Hindistandaki Ehl-i siinnet alimleri, 
hakiki din adamlan "rahimehiimullahu teala", bu hareketi onle- 
mek icin, kiymetli kaynaklardan fetvalar hazirlayrp, yaydilar. 
Vehhabiler, bu ilmi yazilara cevab veremeyip, hak soziin karsism- 
da duramadilar. Hindistamn guneyindeki (Kerala) bolgesinde, 
yiizlerce din adami, aldanmis olduklarmi anhyarak, tevbe etdiler. 
Tekrar, Ehl-i siinnet saflarma katildilar. Ehl-i siinnet alimlerinin, 
saglam kaynaklara dayanan bu kiymetli fetvalarmdan dort adedi, 
ofset yolu ile basdinlarak butiin islam memleketlerine gonderildi. 
Her yerdeki hakiki din adamlan, buna karsi mlislimanlan uyan- 
dirmakda, islamiyyeti icerden yikan, parcahyan felaket atesini 
sondiirmege cahsmakdadirlar. Elhamdiilillah ki, diinyamn her ye- 
rinde temiz riihlu, uyamk gencler, hakki batildan ayirmakdadir- 
lar. 

Ibni Abidin "rahime-hiillahii teala", Cum'a hutbesini ve ifti- 
tah tekbirini ve nemaz icinde diiayi anlatirken buyuruyor ki, 
(Hutbeyi arabiden baska lisan ile okumak, nemaza dururken, 
baska dil ile iftitah tekbirini soylemek gibidir. Bu da, nemazdaki 
diger zikrler gibidir. Nemaz icindeki zikrleri ve diialan arabiden 
baska dil ile soylemek ise, tahrimen mekruhdur. Hazret-i Omer 
yasak etmisdir). Nemazm vaciblerini anlatirken diyor ki, (Tahri- 
men mekruh islemek, biiyiik giinah olur. Buna devam edenin 
adaleti gider). (Tahtavi)de diyor ki, (Kiiciik giinaha devam eden 
fasik olur. Fasik olan veya bid'at isliyen imamlarm arkasmda ne- 
maz kilmamah, baska cami'de kilmahdir). Eshab-i kiram ve Ta- 
bi'in-i izam "rahime-hiimullahii teala", Asyada ve Afrikada, hut- 
belerin temamini hep arabi okudu. C un ki, hutbenin hepsini veya 
bir kismim baska dil ile okumak, mekruh ve bid'at olur. Bid'at 
ise biiyiik giinahdir. Halbuki, dinliyenler arabi bilmiyorlar, hut- 
beleri anhyamiyorlardi. Din bilgileri de yokdu. Onlara ogretmek 
lazim idi. Fekat, yine hutbenin hepsini arabi okudular. Bunun 
icin, Osmanh imperatorlugundaki Seyh-ul-islam efendiler ve 
diinyada meshur olan biiyiik islam alimleri, altiyiiz seneden beri, 

-70- 



hutbeleri, tiirkce de okutarak, cema'atin anlamasini cok istediler 
ise de, caiz olmryacagim bildikleri icin, buna izn veremediler. 

imam-i Beyhekmin Ebu Hiireyreden "radiyallahii anh" haber 
verdigi hadis-i serifde, (Bir kimse bana selam verince, Allahii te- 
ala i iiIiiiiiiii cesedime verir. Onun solatium isitirim) buyuruldu. 
Imam-i Beyheki "rahime-hiillahu teala", bu hadis-i serife daya- 
narak, Peygamberler "aleyhimusselam" kabrlerinde, bizim bil- 
medigimiz bir hayat ile diridirler demisdir. 

Medmedeki vehhabi Abdiil'aziz bin Abdullah da, (El-hac vel- 
Umre) kitabmm altmisaltmci sahifesinde bu hadis-i serifi yazip, 
bu hadis Onun meyyit oldugunu gosteriyor diyor. Aym sahifede, 
kabrinde, bilinmiyen bir hayat ile diridir de diyor. Sozleri birbiri- 
ni tutmuyor. Halbuki, bu hadis-i serif, miibarek ruhunun geldigi- 
ni, selamlara cevab verdigini bildiriyor. Yine, bu kitabmm yet- 
misiicuncli sahifesinde yazdigi iki hadis-i serifde, (Kabr ziyaret 
ederken, Esselamii aleykiim ehl-el-diyar-i minel iiiii'minin) de- 
nilmesi emr buyurulmakdadir. Bu hadis-i serifler, biitiin miisli- 
manlarm kabrlerine selam verilecegini emr ediyor. isitene selam 
verilir. isiten ile konusulur. Hem bu hadis-i serifleri haber veri- 
yorlar. Hem de, meyyit isitmez diyor. Meyyitin isitdigine inanan- 
lara miisrik diyorlar. Ayet-i kerimeleri ve hadis-i serifleri yanhs 
te'vil ediyorlar. 

Resulullahm, kabrinde, bilinmiyen bir hayat ile diri oldugunu 
bildiren cok hadis-i serif vardir. (Kabrim basincla soylenen sale- 
vati isitirim. Uzakdan soylenen salevat bana bildirilir) ve (Bir 
kimse, kabrim basincla bana salevat okursa, Allahii teala bir me- 
lek gonderip, bu salevati bana bildirir. Kiyamet giinii ona sefa'at 
ederim) hadis-i serifleri, meshur alti kitabda yazihdir. 

Bir musliman, diinyada iken tamdigi bir muslimamn kabri ya- 
nma gidip selam verse, kabrdeki kimse, selam vereni tanir ve ce- 
vab verir. ibni Ebiddiinyamn haber verdigi hadis-i serifde, musli- 
man meyyitin, selam vereni tamdigi ve sevindigi ve cevab verdigi 
haber verilmekdedir. Tammadigi mevtalara selam verirse selama 
sevinerek cevab verirler. Salihler ve sehidler "rahime-hiimullahii 
teala" selam vereni tanir ve cevabim verir de, Resulullah "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" tammaz olur mu? Gokde giines her tarafa 
lsik saldigi gibi, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" de, bir 
anda her yerde soylenen selamlara, o anda cevab verir. 

-71- 



Bir hadis-i serifde, (Vefatimdan sonra da, diri iken oldugu gi- 
bi isitirim) ve Ebu Ya'lamn bildirdigi hadis-i serifde, (Peygam- 
berler "aleyhimiisselam" kabrlerinde diridir. Nemaz kilarlar) bu- 

yuruldu. Ibrahim bin Bisar ve seyyid Ahmed Rrfa'i ve daha nice 
Veliler, Resulullaha verdikleri selamm cevabmi isitmislerdir. 

Celaleddin-i Siiyuti hazretlerine, (Seyyid Ahmed Rifa'inin Re- 
sulullahin mubarek elini opmiis oldugu dogru mudur?) dedikle- 
rinde, cevab olarak (Seref-iil-muhkem) admda bir kitab yazmis- 
dir. Bu kitabmda, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efen- 
dimizin, Kabr-i se'adetlerinde, bilinmiyen bir hayatla diri oldugu- 
nu ve selamlan isitip cevab verdigini, akli ve nakli deliller ile is- 
bat etmisdir. Mi'rac gecesi, Resulullahm, Musa aleyhisselami, 
kabrinde nemaz kilarken gordiigiinii de, bu kitabmda bildirmis- 
dir. 

Aise-i Siddikamn "radiyallahii anha" haber verdigi bir hadis-i 
serifde, (Hayberde yidigim zehrli etin acisini duymakdayim. O 
zehrin te'siri ile, ebher [avort] damarim siincli calisimyacak hale 
geldi) buyuruldu. Allahii tealanm, insanlann en iistiinii olan Mu- 
hammed aleyhisselama, peygamberlikle birlikde sehidlik derece- 
sini de vermis oldugunu bu hadis-i serif gostermekdedir. Al-i im- 
ran suresinin yiizaltmisdokuzuncu ayetinde mealen, (Allah yo- 
lunda oldiiriilenleri olii sanmayimz! Onlar Rablarimn yaninda di- 
ridirler. Rizklandinlmakdadirlar) buyuruldu. Allah yolunda zehr 
yidirilen o biiyiik Peygamberin, bu ayet-i kerimede bildirilen se- 
refli derecenin en iistiinde bulundugu subhesizdir. 

Ibni Hibbamn bildirdigi hadis-i serifde, (Peygamberlerin 
"aleyhimiisselam" mubarek viicudlan ciiriimez. Bir inii'inin bana 
salevat okursa, bir melek o salevati bana getirip, iimmetinden fa- 
lan oglu filan sana salevat ve selain soyledi der) buyuruldu. 

Ibni Macenin bildirdigi hadis-i serifde, (Cum'a giinleri bana 
cok salevat getirin! Okunan salevat bana hemen bildirilir) buyu- 
ruldu. Bunu isitenlerden Ebiidderda "radiyallahii teala anh" (Ol- 
diikden sonra da bildirilir mi?) dedikde, (Evet, ben oldiikden 
sonra da bildirilir. Ciinki, topragin Peygamberleri ciiriitmesi ha- 
lam kdindi. Onlar oldiikden sonra diridirler, rizklandirihrlar) bu- 
yuruldu. [Bu hadis-i serif, Senaiillah Pani-piitinin (Tezkiret-iil 
mevta vel-kubur) kitabimn sonunda da yazihdir. Bu kitab, farisi 
olup, 1310 [m. 1892] de Delhide ve 1990 da, Hakikat Kitabevi ta- 
rafmdan, istanbulda basdinlmisdir.] 

-72- 



Hazret-i Omer "radiyallahii anh" Kudlis-i serifi kafirlerden al- 
dikdan sonra, dogru, Hucre-i se'adete gidip, Kabr-i nebeviyi ziya- 
ret etdi ve selam verdi. Evliyanm biiyiiklerinden olan Omer bin 
Abdiil'aziz hazretleri, Samdan Medineye me'mur gonderip, 
Kabr-i se'adete salat ve selam okuturdu. Abdullah ibni Omer 
hazretleri, yolculukdan dondiigii zeman, dogruca Hucre-i se'ade- 
te girer, once Resulullahi, sonra Ebu Bekr-i Siddiki, en sonra da 
babasmi ziyaret edip selam verirdi. Imam-i Nafi' diyor ki, Abdul- 
lah ibni Omer hazretlerinin, Kabr-i se'adete gelerek (Esselamii 
aleyke ya Resulallah!) dedigini yiizden fazla gordiim. Hazret-i 
All "radiyallahii anh", birgiin mescid-i serife girip, hazret-i Fati- 
mamn "radiyallahii anha" miibarek makamim goriince agladi. 
Sonra Hucre-i se'adete giderek, cok agladi ve (Esselamii aleyke 
ya Resulallah ve esselamii aleykiima ya iki kardeslerim!) diyerek, 
hazret-i Ebu Bekrle hazret-i Omere selam verdi "radiyallahii te- 
ala anhtima". 

Imam-i a'zam Ebu Hanifeye gore, once hac yapmah, sonra 
Medine-i miinevvereye gidip, Resulullahi ziyaret etmelidir. Ebiil- 
leys-i Semerkandmin fetvasinda da boyle yazihdir. 

(Sifa) kitabmm sahibi kadi iyad ve Safi'i alimlerinden imam-i 
Nevevi ve Hanefi alimlerinden ibni Htimam "rahimehiimullahii 
teala", Kabr-i se'adeti ziyaret lazim olduguna icma-i iimmet hasil 
olmusdur dediler. Ba'zi alimler ise, vacibdir dedi. Zaten, kabr zi- 
yaretinin siinnet oldugunu vehhabilerin (Feth-ul-mecid) kitabi da 
yaziyor. 

Nisa suresinin altmisiiciincii ayet-i kerimesinde mealen, (On- 
lar, nefslerine kotiiliik etdikden sonra, eger sana gelerek, Allahii 
tealadan afv dilerlerse, Allahin Resulii de, onlar icin afv dilerse, 
Allahii tealayi tevbeleri elbette kabul edici ve merhamet edici 
bulurlar) buyuruldu. Bu ayet-i kerime, Resulullahm "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" sefa'at edecegini ve sefa'atinin kabul ola- 
cagini bildiriyor. Aynca, Kabr-i se'adeti ziyaret icin uzaklardan 
gelip, sefa'at dilemegi emr buyurmakdadir. 

(Ancak iic mescide gitmek icin uzun yolculuga cikihr) hadis-i 
serifi, Mekkedeki Mescid-i harami ve Medinedeki Mescid-i Nebi- 
yi ve Kudiisdeki Mescid-i aksayi ziyaret icin uzun yolculuga cik- 
manin sevab oldugunu bildirmekdedir. Bunun icin, hacca gidip 
de, Mescid-i Nebideki Kabr-i se'adeti ziyaret etmiyenler, bu se- 
vabdan mahrtim kahrlar. 

-73- 



imam-i Malik (Kabr-i se'adeti ziyarete gelenlerin, Hucre-i 
se'adet yaninda cok durmalan mekruhdur) buyurdu. Imam-i 
Zeynel'abidin, Kabr-i se'adeti ziyaret ederken, Ravda-i mutah- 
hera tarafindaki direk yaninda durur, daha yanasmazdi. Hazret-i 
Aise, vefat edinceye kadar, Hucre-i se'adetin kapisimn dis yanin- 
da, kibleye karsi ayakda durarak ziyaret ederlerdi. 

Hadis alimlerinden Abdul'azim-i Miinziri hazretleri (Kabrimi 
bayram yapmayin!) hadis-i serifine ma'na verirken (Kabrimi 
bayram gibi yilda bir ziyaret etmekle birakmaym! Her zeman zi- 
yaret etmege gayret edin!) demekdir, buyurdu. (Evlerinizi me- 
zarlik yapmayin!) hadis-i serifi de, evlerinizi nemaz kilmamakla, 
kabrlere benzetmeyin, demek oldugu icin, Miinzirmin verdigi 
ma'nanm dogru oldugu anlasilmakdadir. Ciinki kabristanda ne- 
maz kilmak caiz degildir. Hadis-i serifin ma'nasi (Kabrimi ziya- 
ret icin, bayram gibi belli gun ta'yin etmeyin!) demek de olabilir 
denildi. Yehudiler ve hiristiyanlar, Peygamberlerinin mezarlanm 
ziyaret icin toplamp calgi calar, sarki soyler, bayram yaparlardi. 
Siz boyle yapmayin, ziyaret icin, bayramda haram seylerle egle- 
nir gibi, ney, diimbelek calmaym, toplamp, merasim yapmayin 
demekdir. Ziyaret icin, gelip, selam vermeli, dua etmeli, fazla 
durmamalidir. 

Imam-i a'zam Ebu Hanife "rahime-hiillahii teala" buyurdu ki: 
(Kabr-i se'adeti ziyaret etmek siinnetlerin en kiymetlisidir). Va- 
cib diyen alimler de vardir. Bunun icin, Safi'i mezhebinde Kabr-i 
se'adeti ziyaret etmek nezr olunur. 

(Mir'at-i Medine)nin 1282. ci sahifesinden basliyarak diyor ki, 
(Allahii teala (Seni yaratmasaydim, hi? bir§eyi yaratmazdim) bu- 

yurarak, Muhammed aleyhisselamm Habibullah oldugunu, Onu 
cok sevdigini bildiriyor. Bu hadis-i kudsi, imam-i Rabbani "rahi- 
me-hiillahii teala" (Mektubat)mm iiciincii cildinin yiizyirmiikinci 
mektubunda da yazihdir. Asagi bir insan bile, sevgilisinin hatin 
icin istenileni bos cevirmez. Asika, ma'sukunun hatin icin is gor- 
diirmek kolaydir. Bir kimse (Ya Rabbi! Habibin Muhammed 
"aleyhisselam" hatin icin senden istiyorum) dese, bu istegi red 
olunmaz. Fekat, degeri olmiyan diinyahk isler icin, Resulullahm 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hatinm, hurmetini vesile et- 
mek layik degildir). 

Imam-i a'zam Ebu Hanife "rahime-hullahii teala" buyurdu ki: 
Medinede idim. Salihlerden seyh Eyyub-i Sahtiyani, Mescid-i se- 

-74- 



rife girdi. Ben de birlikde girdim. Seyh hazretleri, Kabr-i nebevi- 
ye karsi donerek ve kibleyi arkada birakarak durdu. Sonra disan 
cikdi. Ibni Cema'a hazretleri (Mensek-i kebff) admdaki kitabm- 
da diyor ki: Ziyaret ederken minber yamnda iki rek'at nemaz ki- 
lip, diiadan sonra, Hucre-i se'adetin kible tarafina gelmeli, muba- 
rek basini sol tarafa alip, (Merkad-i serif) divarmdan iki metre 
kadar uzak durmali, sonra yavas yavas kible divanni arkaya alip, 
(Muvacehe-i se'adet)e karsi dondiikde selam vermelidir. Biitiin 
mezheblerde de boyledir. 

(Hadika)da, dil afetlerinin yirmiiicuncusunu anlatirken diyor 
ki, (Dua ederken, Peygamberlerin hakki icin veya diri yahud olii 
olan bir Velinin hakki icin diyerek, Allahdan birsey istemek tah- 
rimen mekruhdur. Ya'ni Allahii teala hie kimsenin istedigini yap- 
maga mecbur degildir. Ciinki, Allahii tealada hicbir mahlukun 
hakki yokdur denildi. Evet oyledir. Fekat, Allahii teala sevdigi 
kullarma soz vererek, kendinde onlar icin hak tanimisdir. Ya'ni 
dileklerini kabul edecekdir. Kullarma, kendinde hak ihsan etdigi- 
ni Kur'an-i kerimde bildirmisdir. Mesela, bir ayet-i kerimede me- 
alen, (Mii'minlere yardim etmek, iizerimize hak oldu)buyurul- 
du.) (Bezzaziyye) fetvasmda diyor ki, (Olii veya diri olan bir Ve- 
linin veya bir Nebfnin ismini soyliyerek, bunun hiirmeti icin dilek- 
de bulunmak caizdir). (§ir'a) serhinde, (Peygamberlerini ve salih 
kullanm vesile ederek dua etmelidir. (Hisn-iil-hasin)de de boyle 
yazihdir) demekdedir. Goriiliiyor ki, islam ahmleri, Allahii teala- 
nin sevdiklerine verdigi hak ve hiirmet igin, Allahii tealaya diia 
etmek caizdir dediler. Kullarm, Allahii teala iizerinde haklan var- 
dir samp, bu haklan icin istemek sirk olur diyen hicbir alim yok- 
dur. Bunu yalmz, vehhabiler soylemekdedir. 

(Feth-ul-mecid) kitabmda Bezzaziyye fetvasim ovdiikleri, bu- 
nun fetvalanm vesika olarak ileri siirdiikleri halde, burada, ona 
da karsi gelmekdedirler. (Berika)da, yine dil afetlerini aciklarken 
diyor ki, (Peygamberin, Velinin hakki icin demek, Onun niibiiv- 
veti hakdir, vilayeti hakdir demek olur. Peygamberimiz de, bu 
niyyet ile (Peygamberin Muhammed hakki icin) demis ve harb- 
lerde Allahii tealadan, Muhacirlerin fukarasi hakki icin yardim 
dilemisdir. islam alimlerinden (Senden istedikleri zeman verdigin 
kimseler hakki icin) ve (Muhammed Gazalinin hakki icin) gibi 
diialar yapanlar ve kitablarma yazanlar cok olmusdur.) (Hisn-iil- 
hasin) kitabi boyle diialarla doludur. (Ruh-ul-beyan) tefsirinde, 
Maide suresinin onsekizinci ayetinde diyor ki, Omer-iil Farukun 

-75- 



"radiyallahu anh" haber verdigi hadis-i serifde, (Adem "aleyhis- 
selam" yamldigi zeman, ya Rabbi! Muhammed aleyhisselam hak- 
ki icin beni afv et dedi. Allahii teala da, Muhammedi daha yarat- 
madim. Onu nasil tanidin dedi. Ya Rabbi! Beni yaratip ruhundan 
bana ihsan edince, basuni kaldirdim. Arsin eteklerinde, La ilahe 
illallah Muhammediin resulullah yazilmis oldugunu gordiim. Sen 
isminin yanina, en cok sevdiginin ismini yazarsin. Bunu diisiine- 
rek Onu cok sevdigini anladim dedi. Allahii teala da buna karsi- 
hk, ey Adem, dogru soyledin. Mahluklariiiiiii icinde, encok sevdi- 
gini Odur. Onun kin, seni afv eyledim. Muhammed olmasaydi, se- 
ni yaratmazdim dedi) buyuruldu. Bu hadis-i serif, imam-i Beyhe- 
kmin (Delail) kitabmda yazilidir. Alusmin (Galiyye) kitabinda da 
yazilidir. 

(Feth-ul-mecid) kitabinin ikiyiizellidokuzuncu [259] sahifesin- 
de, imam-i Zeynel'abidm All "rahime-hullahu teala" hazretleri- 
nin, bir kimsenin, Resulullahm kabri yanina gelip diia etdigini go- 
riince, buna mani' oldugunu ve (Bana salat okuyunuz! Her nere- 
de olursamz verdiginiz selam bana ulasdmlir) hadisini okudugu- 
nu yaziyor. Hadiseyi yanlis anlatarak, (Buradan anlasihyor ki, 
diia ve salat okumak icin kabr yanina gitmek yasak edilmisdir. 
Bu, kabri bayram yeri yapmanm bir kismidir. Mescid-i Nebiye 
nemaz kilmak icin giren kimsenin, selam vermek icin kabrin ya- 
nina gitmesi yasakdir. Eshabm hicbiri boyle yapmadi. Boyle ya- 
panlan da men' etdiler. Peygambere, yalmz iimmetinin okuduk- 
lan salat ve selam bildirilir. Baska isleri bildirilmez) diyor. Buna 
mani' olmak icin, Sii'ud hiikumetinin, Mescid-i Nebi icine, (Huc- 
re-i se'adet) yanina asker koydugunu da, ikiyiizotuzdordiincu 
[234] sahifesinde yaziyor. 

Yusiif Nebhani, (Sevahid-iil-hak) kitabmm cesidli yerlerinde 
bunlara cevab vermekdedir. Sekseninci [80] sahifesinde: imam-i 
Zeynel'abidin "radiyallahu anh" Resulullahm mubarek kabrini 
ziyaret etmegi yasak etmemisdir. islamiyyete uygun olmiyan, 
saygisizca yapilan ziyareti yasak etmisdir. Torunu imam-i Ca'fer 
Sadik, Hucre-i se'adeti ziyaret eder, Ravda tarafmdaki direk ya- 
mnda durup, Resulullaha selam verirdi ve mubarek basi burada- 
dir derdi. (Kabrimi bayram yapmayiniz!) demek, ziyaretinizi 
bayram gibi belli zemanlara birakmayin! Her zeman ziyaret edi- 
niz demekdir. 88. ci ve 106. ci sahifelerinde: Ebu Abdullah Kur- 
tubi (Tezkire)sinde buyuruyor ki, Resulullaha, iimmetinin amel- 
leri, her sabah ve her aksam bildirilir. 89. cu ve 116. ci sahifele- 

-76- 



rinde diyor ki: Halife Mensur, Resulullahi ziyaret ederken, 
imam-i Malike sordu: Yiizumii kabre karsi mi, kibleye karsi mi 
doneyim? tmam-i Malik buyurdu ki: Yiiziinii Resulullahdan na- 
sil ayirabilirsin? O "sallallahii aleyhi ve sellem" senin ve baban 
Ademin afv olmasma vesiledir. 92. ci sahifede diyor ki: (Kabrle- 
ri ziyaret ediniz!) hadis-i serifi emrdir. Ziyaret yaparken haram 
islenirse, ziyaret yasak edilemez. Harami yapmasi yasak edilir. 
98. ci sahifede diyor ki: Imam-i Nevevi (Ezkar) kitabmda, (Re- 
sulullahm ve Salihlerin kabrlerini cok ziyaret etmek ve her ziya- 
retde, kabr basmda cok durmak siinnetdir) buyurmakdadir. 100. 
cii sahifede diyor ki: Ibni Hiimam, (Feth-ul-kadir) kitabmda, 
Dar-i Kutninin ve Bezzarm bildirdikleri hadis-i serifi yaziyor. 
Bu hadis-i serifde, (Baska bir i§ gormeyip, yalniz beni ziyaret 
icin gelene, kiyamet giinii sefa'at etmek iizerimde hakki olur) 
buyuruldu. 118. ci sahifede buyuruyor ki: (Allahii teala, Evliya- 
ya keramet vermisdir. Evliyanm, oldiikden sonra da kerametle- 
ri cok goriilmusdiir. Oldiikden sonra da tesarruf ederler. Bunla- 
n Allahii tealaya vesile etmek caizdir. Fekat, islamiyyete uygun 
olarak istigase etmelidir. Cahillerin, dilegimi verirsen veya has- 

tami iyi edersen, sana su kadar verecegim, demesi caiz degil- 

dir. Fekat, buna kiifr, sirk denilemez. Ciinki cok cahil olan da, 
Velinin icad edecegini diisiinmez. Veliyi, Allahii tealanm icad 
etmesine vesile etmekdedir. Onun, Allahii tealanm sevgili kulu 
oldugunu diisiinmekdedir. Dilegimi yapmasim Allahdan iste! 
Allahii teala, senin diiam red etmez demekdedir. Ciinki, Resu- 
lullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (A§agi, degersiz sanilan cok 
kimseler vardir ki, onlar, Allahii tealanm sevgili kullandir. Bir- 
seyi yapmak dileseler, Allahii teala o seyi, elbet yaratir) buyur- 
du. Bu hadis-i serif, (Feth-ul-mecid) vehhabi kitabinm, 381. ci 
sahifesinde de yazihdir. Miislimanlar, boyle hadis-i seriflere gii- 
venerek, Evliyayi vesile etmekdedir. Imam-i Ahmed, imam-i Sa- 
fi'i, imam-i Malik ve imam-i a'zam Ebu Hanife, (salihlerin kabr- 
leri ile teberriik etmek caizdir) dediler. Ehl-i siinnetin dort mez- 
hebinden birinde oldugunu, Ehl-i siinnet oldugunu soyliyen bir 
kimsenin de boyle soylemesi lazimdir. Boyle soylemezse, Ehl-i 
siinnet olmadigi, yalanci oldugu anlasihr). (Fetava-yi Hindiyye)de, 
baskasi yerine hacca gitmegi anlatirken diyor ki, (Yapilan ibade- 
tin sevabim baskasma bagislamak caizdir. Boylece, nemaz, oruc, 
sadaka, hac, Kur'an-i kerim okumak ve zikr etmek ve Peygamber- 
lerin, Sehidlerin, Evliyanm, Salihlerin kabrlerini ziyaret etmek ve 
mevtaya kefen vermek ve biittin hayrat ve hasenat sevablan ba- 
gislanabilir). Evliya kabrlerini ziyaret etmenin sevab oldugu bu- 

-77- 



radan da anlasilmakdadir. [Zikrin cesidleri vardir. Bunlardan bi- 
ri (Allahii ekber, Allahii ekber. La ilahe illallahil vallahii ekber. 
Allahii ekber ve lillahil hamd)dir. Buna (Tekbir-i te§rfk)de de- 
nir. Bunu cok okumahdir. (istigiar diiasi) da, faidesi pekcok olan 
zikrdir.] 

Buraya kadar bildirilenlerin vesikalan arabi ve ingilizce kitab- 
lanmizda uzun yazilidir. Allahii teala miislimanlara birlesmegi 
emr ediyor. O halde, her mii'minin (Ehl-i siinnet vel-cema'at) 
i'tikadim ogrenip, bu btiytik alimlerin, kitablarmda bildirdikleri 
gibi iman ederek, bu dogru ve hak yolda birlesmeleri lazimdir. 
Dogru yolun, yalmz (Ehl-i siinnet) yolu oldugunu Peygamberi- 
miz "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haber vermisdir. Musli- 
manlan aldatmak istiyen sapiklara ve din kitabi ticareti yapan 
cahil din adamlannm yaldizh yazilarma aldanip (Ehl-i siinnet) 
birliginden aynlmamaga cok dikkat etmelidir. Muslimanlarm 
birliginden aynlanlarm Cehenneme gideceklerini Allahii teala 
Nisa suresinin yiizondordiincii ayetinde acik olarak bildirmekde- 
dir. Dort mezhebden birini taklfd etmiyenin, Ehl-i siinnet birli- 
ginden aynlmis olacagi, boyle mezhebsizin de sapik veya kafir 
olacagi, biiyiik alim Ahmed Tahtavinin (Diirr-iil-muhtar) hasi- 
yesinde ve (El besair ala miinkirit-tevessiil-i bilmekabir) kitabin- 
da, vesikalan ile yazilidir. Bu kitab, (Fethul-mecid) kitabma kar- 
si reddiye olup, Pakistanda yazilmis, ikinci baskisi istanbulda ya- 
pilmisdir. 

Ibni Teymiyyenin, (Ehl-i siinnet vel-cema'at) mezhebinden 
aynlmis oldugu, (Et-tevessiil-ii bin Nebi ve cehelet-iil-vehhabiy- 
yih) kitabinda, isbat edilmisdir. ibni Teymiyyenin sapik yazilan 
ile ingiliz casusu Hempherin yalan ve iftiralannin kansimma 
(Vehhabihk) denir. 

3 — Mezar iizerine tiirbe yapmak ve tiirbelerde hizmet ve iba- 
det edenlere kandil yakmak ve oliilerin ruhlarma sadaka ada- 
mak, sirk, kiifr imis. Haremeyn ehalisi simdiye kadar, kubbelere, 
divarlara tapimyorlar imis. 

Kabr iizerine tiirbe yapmak, siis icin, gosteris icin olursa ha- 
ramdir. Kabrin harab olmamasi icin ise mekruhdur. Hayvamn, 
hirsizm acmamasi icin ise caizdir. Fekat ziyaret yeri yapmamak 
lazimdir. Ya'ni belli zemanlarda ziyaret etmek lazimdir dememe- 
lidir. 

Insani, onceden yapilmis bina icine defn etmek mekruh degil- 
dir. Eshab-i kiram, Resulullahi ve iki halifesini bina icine defn 
etdiler. Hicbiri buna karsi gelmedi. Onlarm sozbirliginin dalalet 

-78- 



olmadigim hadis-i serif haber vermekdedir. Biiyiik islam alimi Ib- 
ni Abidfn (Diirr-iil-muhtar hasiyesi), besinci cild, ikiyiizotuzikin- 
ci sahifesinde buyuruyor ki, (Alimlerden birkaci, salihlerin ve 
Velilerin kabrleri iizerine ortii sermek, bashk, sank koymak 
mekruhdur dedi. (Fetava-yi hucce)de, kabrlerin iizerine ortii ort- 
mek mekruhdur, diyor. Fekat, bize gore, kabrdekinin kiymetini 
herkese bildirmek icin ortiiliirse ve ona hakaret olunmamasi, zi- 
yaret edenlerin saygili, edebli davranmalan icin ise, caizdir. 
(Edille-i ser'iyye) ile yasak edilmemis olan ameller, isler, niyyete 
gore degerlendirilir. Evet, kabrler iizerine tiirbe yapmak, sandu- 
ka, ortii koymak, Eshab-i kiram zemamnda yokdu. Fekat, Resu- 
lullahm ve Seyhaymn odaya defn edilmelerini inkar edenleri de 
hie olmadi. Bunun icin ve (Kabrler iizerine basmayiniz!), (Oliile- 
rinize saygisizhk etmeyiniz!) emrlerini yerine getirmek icin ve ya- 
sak edilmis olmadiklan icin, bunlarm sonradan yapilmalan bid'at 
olmaz. Veda tavafmdan sonra Mescid-i haramdan hemen cik- 
mak, boylece Ka'be-i mu'azzamaya saygi gostermek lazim oldu- 
gunu biitiin fikh kitablan haber veriyor. Halbuki, Eshab-i kiram 
boyle yapmazdi. Ciinki, onlar her hareketlerinde, Ka'beye saygi 
gosterirlerdi. Sonra gelenler, boyle saygi gosteremedikleri icin, 
alimlerimiz, mescidden geri geri cikarak saygi gosterilmesini bil- 
dirdiler. Eshab-i kiram gibi saygili olmagi boylece sagladilar. Sa- 
lihlerin, Velilerin kabrlerine, Eshab-i kiram gibi saygili olabilmek 
icin, iizerlerine ortii serilmesi, tiirbe yapilmasi da, bunun gibi caiz 
oldu. Biiyiik alim Abdiilgani Nabliisi hazretleri, (Ke§f-iin-nur) ki- 
tabinda, bunu uzun anlatmakdadir). (Kesf-iin-nur), Celaliiddin-i 
Siiyutinin "rahimehullahii teala" (Tenvir-ul-halek ft imkan-i 
rii'ye-tin-nebi ciharen vel-melek) kitabi ile birlikde arabi olarak 
1393 [m. 1973] de (Minhat-ul-vehbiyye) ile birlikde istanbulda 
nesr edilmisdir. Arabistanda, tiirbeye (Meshed) denir. Medine-i 
miinevverede, (Bakf) kabristanmda, meshed dolu idi. Vehhabiler 
hepsini yikdi. Hicbir islam alimi, tiirbe yapmamn ve tiirbe ziyaret 
etmenin sirk, kiifr olacagim soylememisdir. Tiirbe yikan hie goriil- 
memisdir. 

Ibrahim Halebi "rahime-hiillahii teala" (Halebi-i kebir) so- 

nunda diyor ki, (Bir kimse tarlasim kabristan yapsa, birisi mevta 
defn icin buraya tiirbe yapsa, kabristanda bos yer varsa, caiz olur. 
Baska yer yoksa, tiirbe yikihp, yerine kabr kazihr. Ciinki burasi, 
kabr yapmak icin vakf edilmisdir). Tiirbe sirk olsaydi, put olsay- 
di, her zeman yikilmasi lazim olurdu. 

-79- 



Yeryiiziinde bulunan islam tiirbelerinin birincisi Resulullahm 
"sallallahii aleyhi ve sellem" medfun oldugu hucre-i mu'attara- 
dir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimiz, cok sevdi- 
gi zevcesi Aise "radiyallahii anha" validemizin odasmda, hicretin 
onbirinci senesi, Rebi'ul-evvel aymm onikinci pazartesi giinii og- 
leden once vefat etdi. Carsamba gecesi, bu odaya defn edildiler. 
Hazret-i Ebu Bekrle hazret-i Omer "radiyallahii teala anhiima" 
de, bu tiirbe icinde defn edildiler. Eshab-i kiramdan hicbiri, buna 
mani' olmadi. Eshab-i kiramin bu sozbirligine karsi geliyorlar. 
Siibheli delili yanhs te'vil ederek, (icma-i iimmet)i inkar etmek, 
kiifr olmaz ise de, bid'at olur. 

Aise "radiyallahii anha" hazretlerinin odasi, iic metre yiiksek- 
liginde ve iic metre genislik ve dortbucuk metre uzunlukda, ker- 
picden yapilmisdi. Biri garb, digeri simal divarmda, iki kapisi var- 
di. Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" halife iken, Hiicre-i 
se'adetin etrafma kisa bir tas divar cekdi. Abdullah bin Ziibeyr 
"radiyallahii teala anhiima" halife iken, bu divan yikip siyah tas 
ile yeniden yapdi. Divan giizel sivatdi. Bu divarm iistii acik olup, 
simal tarafinda bir kapisi vardi. Hazret-i Hasen "radiyallahii teala 
anh", hicretin kirkdokuzuncu senesinde vefat edince, vasiyyeti ge- 
regince, hazret-i Hiiseyn "radiyallahii teala anh", kardesinin cena- 
zesini (Hiicre-i se'adet) kapisina getirterek tevessiil ve diia edece- 
gi zeman, buraya defn edeceklerini sanarak, istemiyenler oldu. 
Giiriiltiiyii onlemek icin, Bakf kabristanma defn olundu. ileride 
boyle cirkin haller olmamasi icin divarm ve odanm kapisim divar- 
la kapadilar. 

Emevi halifelerinin altmcisi olan Velid, Medine valisi iken, tas 
divan yiikseltdi ve iizerini kiiciik bir kubbe ile ortdii. Halife olun- 
ca, Medine valisi olan Omer bin Abdiil'azize emr vererek, 88 [m. 
707] senesinde, Mescid-i serifi tevsf etdirirken, bu divarm etrafi- 
na ikinci bir divar yapdirdi. Bu divan bes koseli idi ve iistii kapa- 
h idi. Hie kapisi yokdu. [Daha cok bilgi almak icin (Kiyamet ve 
Ahiret) kitabmm, Miislimana Nasihat kisminm onbesinci madde- 
sinin sonunu okuyunuz!] 

(Feth-ul-mecid) ismindeki vehhabi kitabmda, yiizotuziiciincii 
ve sonraki sahifelerinde diyor ki, (Agac, tas, kabr ve benzerleri 
ile teberriik eden miisrik olur. Kabrler iizerine kubbeler yapila- 
rak putlasdinldi. Cahiliyye ehli de salih kimselere ve heykellere 
tapimrlardi. Bunlarm hepsi ve daha kotiileri simdi tiirbelerde, 

-80- 



mezarlarda yapiliyor. Salih insanlarm kabrleri ile teberriik et- 
mek, lat putuna tapmmak gibidir. Bu miisrikler, Evliyamn diiayi 
isitecegini ve cevab verecegini zan ediyorlar. Kabrlere nezr yapa- 
rak, sadaka vererek, oliilere yaklasihr diyorlar. Bunlarm hepsi 
biiylik sirkdir. Miisrik, kendine baska ism verse de, yine mtisrik- 
dir. Oliilere saygi ve sevgi gostererek dtia etmege, hayvan kesme- 
ge, adak ve benzeri isler yapmaga ne ism verirlerse versinler, 
hepsi, sirkdir. Zemammrz miisrikleri, bu yapdiklanna ta'zim ve 
teberriik ismi vererek caizdir diyorlar. Bu siibheleri yanhsdir). 

Ehl-i siinnet olan miislimanlara yapilan bu saldinlara ve iftira- 
lara, islam alimlerinin verdikleri cevablardan ba'zilanni tiirkceye 
terceme ederek, cesidli kitablanmizda yazdik. Burada, (Usul-iil- 
erbe'a fi terdid-il vehhabiyye) kitabinin birinci aslmdan, bir mik- 
dar terceme ediyoruz. Dikkat ile okunursa, vehhabilerin aldan- 
diklan, dogru yoldan aynldiklan ve muslimanlan felakete siiriik- 
lemekde olduklan hemen anlasihr. 

Allahii tealadan baskasim ta'zim etmenin caiz oldugunu, 
Kur'an-i kerim ve hadis-i serifler ve Selef-i salihmin sozleri ve is- 
leri ve alimlerin cogu bildirmislerdir. Hac suresinin otuzikinci 
ayetinde mealen, (Bir kinisc, Allahii tealanm Se'airini ta'zim 
ederse, bu i§, kalblerin takvasindandir) buyuruldu. Bunun icin, 
Allahii tealanm se'airini ta'zim etmek vacib oldu. Se'air, nisanlar, 
alametler demekdir. Abdiilhak-i Dehlevi "rahime Rabbiih" bu- 
yuruyor ki, (Se'air, Sa'ireler demekdir. Sa'ire, alamet demekdir. 
Goriiliince, Allahii teala hatirlanan her sey, Allahii tealanm 
Se'airi olur). Bekara suresinin yuzellisekizinci ayetinde mealen, 
(Safa ve Merve, Allahii tealanm Se'airindendir) buyuruldu. Bu 
ayet-i kerimeden anlasihyor ki, Allahii tealanm Se'airi, yalmz Sa- 
fa ve Merve tepeleri degildir. Bunlardan baska Se'air de vardir. 
Bunun gibi, Se'air yalmz Arafat, Miizdelife ve Mina denilen yer- 
ler degildir. Sah Veliyyullah-i Dehlevi, (Huccetullah-il-baliga) ki- 
tabmm altmisdokuzuncu sahifesinde diyor ki, (Allahii tealanm 
Se'airinin en biiyiikleri dortdiir: Kur'an-i kerim, Ka'be-i mu'az- 
zama, Peygamber "aleyhissalatii vesselam" ve nemaz). Sah Ve- 
liyyullah "rahimehiillahti teala", (Eltaf-iil-kuds) kitabmin otu- 
zuncu sahifesinde diyor ki, (Allahii tealanm Se'airini sevmek de- 
mek, Kur'an-i kerimi ve Peygamberi "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" ve Ka'beyi sevmek demekdir. Hatta, Allahii tealayi ha- 
tirlatan herseyi sevmekdir. Allahii tealanm evliyasim sevmek de 
boyledir). [Ciinki, (Evliya goriiliince, Allah hatirlanir) hadis-i se- 

- 81 - Faideli Bilgiler - F:6 



rifi (Ibni Ebi §eybe)de ve (iisad-iit-talibin)de ve (Kiinuz-iid-de- 
kaik)da yazihdir. Bu hadis-i serifden anlasihyor ki, Evliya da, Al- 
lahii tealanm Se'airindendir. Evliyayi, ulemayi ta'zim icin, kabr- 
leri iizerine tiirbe yapmanin caiz oldugu (Cami'ul fetava)da da 
yazilidir.] Mekke-i miikerreme sehrinde, Mescid-i haramm ya- 
mnda bulunan Safa ve Merve ismindeki iki tepecik arasmda, Is- 
ma'il aleyhisselamm annesi hazret-i Hacer, gidip geldigi icin, bu 
iki tepecik, Allahii tealanm Se'airi oluyorlar. O mubarek anneyi 
hatirlamaga sebeb oluyorlar da, biitiin mahluklarm en iistunii ve 
Allahii tealanm sevgilisi olan Muhammed aleyhisselamm dogdu- 
gu, biiyudiigii, ibadet etdigi, hicret etdigi, nemaz kildigi, vefat et- 
digi yerler ve mubarek tiirbesi ve Alinin, Eshabmm yerleri nicin 
Se'airden olmasinlar? Bunlan neden yikiyorlar? [Burada Al ke- 
limesi, mubarek zevceleri ve Ehl-i beyti demekdir]. 

Kur'an-i kerim dikkat ile ve insaf ile okunursa, bircok ayet-i 
kerimenin, Resulullahi ta'zim etdigi, kolayca gortiliir. Hucurat 
suresindeki ayet-i kerimelerde mealen, (Ey fiiiaii edenler! Allahii 
tealanm ve Resiiliiniin oniine gecmeyiniz! Allahii tealadan kor- 
kunuz! Ey fiiiaii edenler! Peygamberin sesinden daha yiiksek ses- 
le koniisiuayiniz! Ona "sallallahii aleyhi ve sellem" birbirinize 
seslendiginiz gibi seslenmeyiniz! Boyle yapanlann ibadetlerinin 
sevablari yok olur! Resulullahin yaninda seslerini kisanlann 
kalblerini, Allahii teala, takva ile doldurur. Onlarin giinahlarim 
afv eder ve cok sevab verir. Onu disariclan bagirarak cagiranlar, 
diisiinemiyorlar. Disari cikmcaya kadar bekleseler, kendileri icin 
iyi olur) buyuruldu. Bu bes ayeti insaf ile okuyan, duslinen bir 
kimse, Allahii tealanm, sevgili Peygamberinin ta'zimini, ne kadar 
cok yiikseltdigini iyi anlar. Ona karsi, iimmetinin edebli, saygih 
olmasim ehemmiyyetle emr etdigini gortir. Ona karsi seslerini 
yiikseltenlerin biitiin ibadetlerinin yok olacagmi diisiinen kimse, 
bu onemin derecesini anhyabilir. (Beni Temim) kabilesinden 
yetmis kisi, Medineye gelip, disandan bagirarak, Resulullahi say- 
gisizca cagirmislardi. Bu ayet-i kerimeler, bunlara ceza olarak 
geldi. Ba'zi kimseler, kendilerinin Beni Temim soyundan olduk- 
lanm soyltiyorlar. Bunun icindir ki, hadis-i serifde, (Kaba ve i$- 
kence yapicilar sarkdadu ) ve (Seytan, buradan fitne cikanr) bu- 
yurarak, mubarek eli ile Need tarafim gosterdi. Mezhebsizlerin 
bir kismi da (Necdi)dir. Need tilkesinden tiiredikleri icin, bu ism 
ile anilmakdadirlar. Yukandaki hadis-i serifin haber verdigi fit- 
ne, binikiyiiz sene sonra ortaya cikdi. Necdden Hicaza gelerek, 

-82- 



miislimanlann mallanm yagma etdiler. Erkeklerini oldiirdiiler. 
Kadinlanni ve cocuklarmi esfr aldilar. Kafirlerin yapmadiklan 
kotiiliikleri, alcakliklan yapdilar. 

FAIDE: Yukandaki ayet-i kerfmelerde, tekrar tekrar (Ey 
iniaii edenler!) buyuruldu. Bu da, Kiyamete kadar gelecek olan 
biitiin muslimanlarm, Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" 
edebli olmalanm emr etmekdir. Yalniz Eshab-i kiram icin "radi- 
yallahli teala aleyhim ecma'in" emr edilseydi, (Ey Eshab) denir- 
di. Nitekim, (Ey Resuliin zevceleri) ve (Ey Medine ehalisi) buyu- 
rulmusdur. Nemazm, orucun, haccm ve zekatin ve baska ibadet- 
lerin, kiyamete kadar, biitiin muslimanlara farz olduklanm bildir- 
mek icin (Ey iman edenler?) buyurulmusdur. Boylece, vehhabi- 
lerin (Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" diri iken 
ta'zim lazim idi. Oldiikden sonra saygi gosterilmez ve Ondan yar- 
dim istenmez) sozleri, ayet-i kerime ile ciirutiilmiis oldu. 

Yukandaki ayet-i kerimeler, Allahii tealadan baskalanm da 
ta'zim lazim oldugunu gostermekdedir. Bekara suresinin yiizdor- 
duncii ayetinde mealen, (Ey fin an edenler! Ra'ina demeyiniz! Bi- 
ze nazar et deyiniz. Allahii tealanin hiikmlerini dinleyiniz!) buyu- 
ruldu. Mii'minler, Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" 
(Ra'ina), ya'ni bizi gozet, koru derlerdi. Ra'ina, yehudf lisanmda 
sogmek, kotiilemek olup, yehudiler, Resulullaha "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem", bu ma'nada Ra'ina derlerdi. Kotii ma'nasi da 
oldugu icin bu kelimeyi kullanmagi, Allahii teala, mii'minlere ya- 
sak etdi. Enfal suresinin otuzuciincii ayetinde mealen, (Sen ara- 
larinda oldugun icin, Allahii teala onlara azab yapmaz) buyurul- 
du. Kiyamete kadar azab yapilmayacagi va'd edildi. Bu ayet-i ke- 
rime, vehhabilerin (O, aramzdan gitdi. Toprak oldu) sozlerini red 
etmekdedir. 

Bekara suresinin otuzdorduncii ayetinde mealen, (Meleklere, 
Ademe karsi secde ediniz dedigimiz zeman, secde etdiler. Yalniz 
iblfs secde etmedi) buyuruldu. Bu ayet-i kerime, Adem aleyhis- 
selama ta'zim olunmasim emr etmekdedir. Seytan, Allahii teala- 
dan baskasina ta'zim olunmasim inkar ederek ve Peygamberlere 
hakaret ederek, bu emri dinlemedi. Vehhabiler de seytanm yo- 
lundadirlar. Yusiif aleyhisselamin anasi, babasi ve kardesleri de 
kendisine secde ederek saygi gosterdiler. Allahdan baskasina 
saygi, ta'zim sirk ve kiifr olsaydi, Allahii teala, sevdigi kullarmi 
anlatirken bununla ovmezdi. Ehl-i siinnete gore, Allahdan bas- 

-83- 



kasina secde haramdir. ibadet secdesine benzedigi icin haramdir. 
Ta'zfmi gosterdigi icin degil! 

Seytan, Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem", hep Necdli 
ihtiyar seklinde gortintirdu. Kafirler Mekkede (Dar-iin-Nedve) 
denilen yerde toplamp, Resulullahi oldiirmege karar verdikleri 
zeman, seytan Necdli bir ihtiyar seklinde goriiniip, nasil oldiire- 
ceklerini ogretmisdi. Onlar da, Necdli ihtiyarm dedigini yapahm 
demislerdi. O giinden beri, seytana (Seyh-i Necdi) denilmekde- 
dir. Muhyiddin-i Arabi hazretleri, (Miisamerat) kitabinda diyor 
ki: Kureys kafirleri, Ka'beyi ta'mfr ederken, kabile reislerinden 
herbiri, (Hacer-iil-esved) tasim, yerine ben koyacagim dediler. 
Yarm sabah ilk geleni hakem yapahm. Aramizdan Onun secece- 
gi koysun dediler. ilk olarak, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" geldi. O zeman, yirmibes yasinda idi. Bu gelen emindir. Bu- 
nun soziine uyanz dediler. (Bir kilim getirip tasi icine koyunuz ve 
hepiniz kenarlarmdan tutup, tasm konulacagi yere kadar kaldiri- 
niz!) buyurdu. Sonra mubarek elleri ile tasi kilimin icinden ahp, 
divardaki yerine koydu. O anda, seytan, Seyh-i Necdi seklinde 
goriiniip, bir tas gostererek, bunu da, destek olarak yamna koy 
dedi. Maksadi, o ciiriik tasm ileride aynlarak, Hacer-i esvedin ye- 
rinden oynamasi, bu yiizden, herkesin Resulullaha ugursuz de- 
mesi idi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", bunu anlayip 
(E'uzii billahi mines-seytan-ir-racim) dedi. Seytan, o anda gayb 
oldu, kacdi. Muhyiddin-i Arabi "rahmetullahi teala aleyh" bu ya- 
zisinda, seytamn Seyh-i Necdi oldugunu dtinyaya yaydigi icin, bu 
biiyiik Veliye diisman oldular. Hatta kafir dediler. Mezhebsizle- 
rin iistadlarimn, onderlerinin seytan oldugu buradan da anlasil- 
makdadir. Vehhabiler, Resulullahdan yadigar kalan mukaddes 
yerleri ve tiirbeleri bunun icin yikiyorlar. Bu yerler, insanlan mtis- 
rik yapiyor diyorlar. Mubarek yerlerde, Allahii tealaya dua etmek 
sirk olsaydi, Allahii teala hacca gitmemizi emr etmezdi. Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem" tavaf yaparken, Hacer-iil-esvedi 
opmezdi. Arafatda, Miizdelifede diia edilmez, Minada tas atilmaz 
ve Safa ile Merve arasinda kosulmazdi. Bu mubarek yerler, boyle 
ta'zim olunmazdi. 

Ensann toplandigi yere, reisleri olan Sa'd bin Mu'az "radiyal- 
lahii teala anh" gelince, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
(Reisiniz icin ayaga kalkiniz?) buyurdu. Bu emr, Sa'di ta'zim et- 
meleri icindi. (Sa'd hasta idi. Onu hayvandan indirmek icindi) 
demek yanhsdir. Ciinki, hepsine emr olundu. indirmek icin ol- 

-84- 



saydi bir iki kisiye emr olunurdu. Yalmz (Sa'd icin) denirdi. (Re- 
isiniz) demege liizum olmazdi. 

Abdullah bin Omer "radiyallahii anhiima" hac icin Medine- 
den Mekkeye giderken, yoldaki mubarek yerlerde, Resulullahm 
oturdugu yerlerde durur, nemaz kilar, diia ederdi. Buralarla be- 
reketlenirdi. Resulullahm minberine ellerini koyar, sonra yiiziine 
siirerdi. Imam-i Ahmed bin Hanbel, Hucre-i se'adeti ve minberi- 
ni operek bereketlenirdi. Hem Hanbeli mezhebinde olduklanm 
soyliyorlar, hem de, bu mezhebin imammm yapdigma sirk diyor- 
lar. (Hanbeliyiz) demelerinin sahte oldugu anlasihyor. tmam-i 
Ahmed bin Hanbel, imam-i Safi'min gomlegini lslatip, bu suyu ic- 
di. Bununla bereketlendi. Halid ibni Zeyd Ebu Eyyub-el-Ensari 
"radiyallahii anh", Resulullahm mubarek kabrine yiiziinii siirdii. 
Biri gelip kaldirmak isteyince, (Beni birak! Tasa, topraga gelme- 
dim. Resulullahm huzuruna geldim) buyurdu. 

Eshab-i kiram "aleyhimiirndvan", Resulullahm eserleri ile te- 
berriik ederlerdi. Abdest ahrken kullandigi su ile, mubarek teri ile 
bereketlenirlerdi. Gomlegi, asasi, kilmci, na'hnlan, kadehi, yiizu- 
gii ile ve kullanmis oldugu herseyle bereketlenirlerdi. Mii'minlerin 
annesi Umm-i Selemenin "radiyallahii anha" yamnda mubarek 
sakalmdan bir kil vardi. Hasta gelince, kill suda birakir. Sonra ci- 
kanp bu suyu ona icirirdi. Mubarek kadehine su kor, sifa icin icer- 
lerdi. imam-i Buharinin kabrinden misk kokusu duyulurdu. Bere- 
ketlenmek icin topragmdan ahp gotiiriirlerdi. Hicbir alim ve muf- 
ti buna mani' olmazdi. Hadis ve fikh alimleri, bunlara izn vermis- 
dir. (Usul-iil-erbe'a)dan terceme burada temam oldu. 

[Eshab-i kiram ve Tabi'in-i izam zemanlarmda, hatta bin sene- 
sine kadar, Evliya, Suleha cokdu. Herkes bunlan ziyaret ederek 
bereketlenir, diialarmi ahrlardi. Kabrle tevessiil etmege, cansiz 
esya ile bereketlenmege liizum kalmazdi. O zemanlarda bunlarm 
az yapilmasi, caiz olmadiklarmi gostermez. Caiz olmasalardi, ma- 
ni' olanlar bulunurdu. Hicbir alim mani' olmadi. Ahir-zeman 
yaklasdikca, kiifr alametleri, bid'atler cogaldi. islam diismanlan, 
fen adami, din adami sekline girip, gender aldatildi. Bunlara 
(Zindik) denildi. Fen adami sekline girip aldatanlara (Fen yoba- 
zi), din adami sekline girip aldatanlara (Din yobazi) denildi. Din- 
sizlik, irtidad, nefslerine uyan azginlarm, diktatorlerin islerine ya- 
radigi icin, bu felaketi kortiklediler. Alimler, Veliler "rahimehii- 
mullahii teala" azaldi. Son zemanlarda, hie goriinmez oldular. 

-85- 



Evliyamn kabrlerinden, esyasindan bereketlenmek zaruri oldu. 
Her isde, her ibadetde oldugu gibi, bunlara da haramlar karisdml- 
di. Boyle kansik olan mesru' islere mani' olmamak, bunlara kans- 
mis olan bid'atleri temizlemek lazim oldugunu, islam alimleri soz- 
birligi ile bildirmislerdir. Alimlerin bu sozleri, (Ed-diirer-iis-seniy- 
ye firredd-i alel-vehhabiyye) kitabmda yazilidir. Okuyanlann hie 
siibhesi kalmaz. Bu kitab 1319 ve 1347 senelerinde Misrda basil- 
mis ve 1395 [m. 1975] de, istanbulda ofset baskisi yapilmisdir. 
Vehhabilerin Hicazdaki muslimanlara yapdiklan zulmler ve is- 
kenceler, (Kiyamet ve Ahiret) kitabmin sonunda uzun yazilidir. 
Miislimanlar, kabr iizerine tas dikerler. Tasin uzerine meyyitin is- 
mini yazarlar. Ziyarete gelenler, tasdaki ismin sahibinin ruhuna 
Fatiha ve diia okurlar. Evliyamn kabrini ziyaret eden, aynca bu- 
nun ruhundan, sefa'at ve diia etmesini ister.] 



Mescid-i Nebinin dort tevsi'ini gosteren resm, 



1- Babiisselam 

2- Babi Cibril 

3- Babiinnisa 

4- Babiirrahme 

5- Babiittevessiil 

6- Sebeke-i seadet 

7- Hiicre-i seadet 

8- Muvacehei serife 

9- Mihrab-i Nebi 

10- Mihrab-i Osmani 

11- Kum doseli yer 



7- 1 



TevsT'i VelTd 



00000000000000000000 

8 5imal 8 

o A o 

o f o 

o o 

gGarb-* — ^ ►^ark § 

o '' o 

o o 

00000000000000000000 



TevsT'i Omer 



L£2. 



Mescid-i NebT 



42 metre 



TevsT'i Osman 
76 metre 10 



7,7 metre ■ 



86 



DIN AD AMI BOLUCU OLMAZ 



ONSOZ 

Allahii teala, diinyada biitiin insanlara aciyor. Ni'metlerini, 
ya'ni faideli, liizumlu seyleri herkese gonderiyor. Zararlardan ko- 
runmak, se'adete kavusmak icin yol gosteriyor. Ahiretde Cehen- 
neme girmesi gereken suclu mii'minlerden diledigini afv ederek, 
ihsan yapacakdir. Her canliyi yaratan, her van her an varhkda 
durduran, hepsini korkudan ve dehsetden koruyan yalmz Odur. 
Boyle bir Allahin serefli ismine sigmarak, bu kitabi yazmaga bas- 
hyoruz. 

Allahii tealamn cok sevdigi Peygamberi Muhammed aleyhisse- 
lama salat ve selam ederiz. O yilce Peygamberin temiz ehl-i bey- 
tine ve adil, sadik Eshabinm herbirine hayrh diialar ederiz. 

Allahii tealamn, kullanna merhameti pek cokdur. Biitiin insan- 
lann diinyada rahat ve huziir icinde yasamalarmi ve oldiikden 
sonra da, ni'metler, lezzetler icinde sonsuz kalmalarmi istiyor. Bu 
se'adetlere kavusabilmek icin iman etmelerini, miisliman olmala- 
nm, Peygamberi Muhammed aleyhisselamin ve Onun Eshabinm 
yolunda birlesmelerini, sevismelerini, yardimlasmalanm emr edi- 
yor. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem": (Karanhk gece- 
lerde, yildizlar yol gosterdikleri gibi, Eshabim da, se'adet yolunu 
gostermekdedirler. Herhangisinin sozlerine tabi' olursaniz, 
se'adete kavusursunuz)buyurdu. Eshab-i kiramm hepsi, Kur'an-i 
kerimi, Resulullahdan ogrendiler. Ogrendiklerini, gitdikleri yerle- 
re yaydilar. Resulullahdan isitdiklerine kendi diisiincelerini kans- 
dirmadilar. islam alimleri, Eshab-i kiramdan isitdiklerini kitabla- 
ra yazdilar. Bu alimlere (Ehl-i siinnet alimleri) denir. Sonradan 
gelen alimlerden ba'zilan, eski yunan felesoflanndan, yehudiler- 
den, hiristiyanlardan ve bilhassa ingiliz casuslarmm yalanlanndan 
ve kendi zemanlarmdaki fen bilgilerinden, kafalarmda hasil olan 
diisiincelerini ekliyerek, yeni din bilgileri ortaya cikardilar. islam 
alimi olarak konusup, islamiyyeti icerden yikmaga cahsdilar. Bun- 
lara (Zindik) denir. Bunlardan ma'nalan acik olan nasslan, ya'ni 

-87- 



ayetleri ve hadis-i serifleri degisdirenler (Kafir) oldu. Ma'nalan 
acik olmiyanlara yanlis ma'na verenlere (Bid'at firkalan) denildi. 
Miisliman ismini tasryan bircok bozuk bid'at firkasi meydana gel- 
di. Ingilizler, bundan istifade ederek, kilfr ve bid'at firkalan mey- 
dana cikararak, hakiki muslimanhgi yok etmege cahsiyorlar. 

Bugiin, dlinyada mevcud muslimanlar uce aynlmisdir: Ehl-i 
siinnet, sfi, vehhabi. Uciinun inamslan birbirlerinden farkhdir. 
Bu farklar, iyi anlasilamiyan nasslan [ayetleri, hadisleri] te'vil 
ederken yapdiklan hatadan hash oldugu icin ve acik olan nasslan 
inkar etmedikleri icin, birbirlerine kafir demiyorlar. Fekat, birbir- 
lerini sevmiyorlar. Ehl-i siinnet denilen hakiki mtislimanlarm bir- 
birlerini sevmeleri, zarar vermemeleri, yardimlasmalan, tath dil 
ve yazilar ile birbirlerini ikaz etmeleri, uyarmalan lazimdir. Bir- 
birlerine ve biitiin insanlara iyilik etmeleri, islamin giizel ahlakina 
uymalan, bulunduklan memleketlerin kanunlarma karsi gelme- 
meleri, fitne cikarmakdan cok sakmmalan, kimsenin, malma, ca- 
nina, nzma saldirmamalan lazimdir. Miisliman boyle olur. Biitiin 
sozlerimiz, yazilanmiz, hareketlerimiz, yapici, birlesdirici olmah- 
dir. Ne yazik ki, din diismam, insanhk diismam soysuzlar ve men- 
fe'atlerini, zevklerini on planda tutanlar, kendilerini miisliman, 
hatta din adami gostererek, ingiliz casuslanmn yalanlanm yazi- 
yor, miislimanlan bolmege cahsiyorlar. Dinde reform yapacagiz 
diyerek, islam dinini bozmaga kalkisiyorlar. Cahillik ve tenbellik 
gibi iki biiyiik diisman da, akla ve dine uymaga, hakki batildan, 
iyiyi kotiiden ayirmamiza mani' olmakdadir. Mesela, Misr valisi 
Muhammed Ali pasa, iyi, aklh ve dindar bir zat idi. Ondan sonra 
gelenler, oyle olmadilar. Din isleri, ehliyyetsiz ellerde kaldi. Asr- 
lardan beri islam alimi yetisdiren (Cami'ul-ezher) medresesi ida- 
re meclisine, Abduh admda bir mason getirildi. iskoc masonlan, 
Misrdaki miislimanlan maddi ve ma'nevi imhaya basladi. ingiliz- 
ler de bu masonlar vasitasi ile, Osmanh devletini icerden yikdi. 
Mason olan Mustafa Resid pasamn yetisdirmesi, sadr-i a'zam Ah 
pasa, 1284 [m. 1868] de Belgrad kal'asmm anahtanm Sirbhlara 
teslim etdi. Mason arkadasi Cemaleddin-i Efganiyi de istanbula 
getirtip, islamiyyeti icerden yikmak icin birlikde cahsdilar. Bolii- 
cii kitablar yazdilar. Bunlardan Kahire miiftisi Abduhun yetisdir- 
melerinden Resid Rizanin (Muhaverat) ismindeki kitabi, 1324 
[m. 1906] senesinde Misrda basilmisdir. ilavesi ile birlikde yiiz- 
kirkiic sahifedir. Siileymaniyye kiitiibhanesinde, izmirli kismm- 
da, 810 numarada mevcuddur. Bu kitabmda, bir dinde reformcu 
ile, medrese tahsili gormiis bir vaizin konusmalanm bildirmekde, 
bunlarm agzmdan, kendi fikrlerini, yazmakdadir. Dinde reform- 

-88- 



cuyu gene, kiiltiirlii, ilerici, muhakemesi, mantiki kuvvetli olarak, 
vaiz efendiyi ise, gerici, taklidci, akli ermez, ince diisunemez biri 
olarak gostermekde, dinde reformcu agzmdan, vaiz efendiye na- 
sihat vermekde, onu gafletden uyandinci pozu takmmakdadir. 
Nasihat olarak, islam alimlerine saldirmakda, dalalet ehli olan 
zindiklan, miilhidleri, genis kiiltiir sahibi, islam alimi olarak tamt- 
makdadir. Tarn bir mason agzi ile, kurnazca yazilmis olan bu ki- 
tab, saf ve temiz gencleri kolay avlamak tehliikesini tasimakda- 
dir. 

Abduhun ve comezlerinin kurnazca hazirladiklan boyle kitab- 
lan okuyup, te'sfrleri altinda kalanlardan Diyanet isleri eski bas- 
kanlarmdan Hamdi Akseki, bu zararli kitabi arabiden tiirkceye 
terceme etmis ve uzun bir onsoz ekliyerek, (Mezahibin telffki ve 
islam in bir noktaya cem'i) ismini verip, rumi 1332 senesinde, 
ya'ni 1334 [m. 1916] da istanbulda basdirmisdir. Dortyiizyedi sa- 
hifedir. izmirli kisminda 725 numarada mevcuddur. Dinde re- 
formculan din adami sananlardan profesor izmirli isma'il Hakki- 
nm bu tercemeyi cok oven, reklamim yapan yazisi kitabm basma 
konmus ise de, sultan ikinci Abdulhamid han zemamnda yetismis 
olan hakiki din adamlan, bu kitabm zararli oldugunu gorerek ya- 
yilmasmi onlemislerdir. Simdi de, genclerin bu ve benzeri zararli 
kitablan okuyarak, islam alimlerinin, dort mezheb imamlannin 
buyukliiklerinde siibheye diiseceklerini diisiinerek cok iizuliiyo- 
ruz. Dort mezhebden birini taklid etmenin hak oldugunu, mez- 
hebsizligin ise, batili taklid etmek oldugunu, cesidli kitablanmiz- 
da bildirdik. Kafirler, ya'ni miisliman olmiyanlar, analanm, baba- 
lanm, hocalanm taklid ederek, edindikleri bozuk inanclarmdan 
dolayi, islam dminin ahkamma, ya'ni emrlerine ve yasaklarma ta- 
bi' olmiyorlar. Miislimanlar ise, bu ahkama sanhyorlar. Bunun 
gibi, mezhebsizler de, ana-babalanm, hocalanm taklid ederek, 
edindikleri batil inanclarmdan dolayi, bu ahkamin aciklamasi 
olan, dort mezhebden birine tabi' olmiyorlar. Ehl-i siinnet deni- 
len hakiki miislimanlar ise, Eshab-i kiramdan "radiyallahii teala 
anhiim ecma'm" ve mezheb imamlarmdan "rahime humullahii 
teala" gelen bilgilerden edindikleri dogru imanlarmdan dolayi, 
dort mezhebden birine sanhyorlar. Ehl-i siinnet olan miisliman- 
lar hak olan taklide kavusmuslardir. Miislimanlan hak olan tak- 
lidden ayirarak, batil olan taklide suriiklemek icin, pek sinsice 
hazirlanmis olan (Muhaverat) kitabmdaki yalan ve iftiralan, gene 
ve temiz din kardeslerimizin onlerine sererek, bu cirkin iftiralarm 
herbirine, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablarmdan cevab vermegi, 
boylece, miislimanlan ebedi felakete siiriiklenmekden korumaga 

-89- 



naciz hizmet etmegi diisiindiik. Boylece (Din adami boliicii ol- 

maz) kitabim hazirladik. Bu kitabi hazirlamakdaki halis niyyeti- 
mizi ve bununla milletimize yapacagimiz kiiciik hizmetimizi gii- 
nahlanmizm afvi icin bir vesile ve Rabbimizin sonsuz ni'metlerine 
karsi siikr borcumuza biricik sermaye biliyoruz. 

Gercek ve nezih din adamlanmizin, Resid Rizanm yalan ve cir- 
kin iftiralarim ve Ehl-i siinnet alimlerinin "rahime-humullahii te- 
ala", bunlara cevab olan yazilarmi dikkatle okuyarak, temiz vic- 
danlan ile, adil karar vermelerini, hakki anlayip buna sanlmalan- 
m, batili taniyip, bunun yaldizlarma, reklamlarma aldanmamala- 
rmi dileriz. Bu kudsi hizmeti ve ulvi uyanyi yapabilmek icin hazir- 
ladigimiz bu kitabin baskismi nasib eden Rabbimize hamd ve 
siikrler ederiz. 

(Dariiiii)nin bildirdigi hadis-i serif: 

"BiLiNIZ KI, DIN ADAMLARININ KOTUSU, KOTULE- 
RIN EN KOTUSUDUR. DIN ADAMLARININ IYISi DE, 
iYILERIN EN iYiSiDIR!" 

— Bu hadis-i serifin aciklamasi, imam-i Rabbam hazretlerinin 
(Mektubat)mm birinci cildinin elliiicuncii mektubunda yazihdir. 



E'fizii bikelimatillahii-iammati min serri kiilli seyta- 
nin ve lianimalin. Ye min serri kiilli effakin kazibetin. Ye- 
niiii serri kiilli gammazin hainetin. Ye min serri kiilli aynin 
lammetin. Ye min serri kiilli bid'atin dalletin. 



TEVHID DUASI 



Ya Allah, ya Allah. La ilahe illallah M uhammediin Resulullah. 
Ya Rahman, ya Rahim, ya afiivvii ya Kerfm, fa'fii anni verhamni 
ya erhamerrahimtn! Teveffeni iniisliineii ve elhiknf bissalihin. Al- 
lahiimmagfirli ve li-abaf ve iimmehati ve li aba-i ve iimmehat-i 
zevceti ve li-ecdadi ve ceddatf ve li-ebnai ve benatf ve li-ihveti ve 
ehavati ve li-a'mamf ve ammati ve li-ahvali ve halati ve li-iistadi 
Abdiilhakim-i Arvasi ve lil mii'minine vel mii'minat yevme yeku- 
iiiiilhisab. "Rahmetullahi teala aleyhim ecma'in." 

-90- 



DIN AD AMI BOLUCU OLMAZ 

Bu kitabda, din adami olarak ortaya cikan, Misrli Resid Riza 
adindaki bir mezhebsizin, (islamda birlik ve mezheblerin telfi- 
ki)m savunan (Muhaverat) ismindeki kitabinda, islam alimlerine 
"rahime-hiimullahu teala" karsi yazdigi yalan ve cirkin iftiralara 
cevab verilmekdedir: 

1 — Kitabi tiirkceye terceme eden Hamdi Akseki, eklemis ol- 
dugu onsoziinde, (Asr-i se 'adetde, gerek iman ve gerekse amel ile 
alakah hiikmlerde goriis aynhklan meydana gelmemisdir) diyor. 
Birkac satir sonra da, (Nass olmiyan yerlerde, Eshab kendi ictiha- 
di He hilkm ediyordu) diyerek, yukandaki sozunii curiitmekdedir. 
Dogrusu da budur. Acik nass bulunmiyan islerde Eshab-i kiram 
"radiyallahii teala annum ecma'm" kendi ictihadlan ile hiikm ci- 
karmislar, boyle hiikmlerinde aynhklar olmusdur. 

2 — Hamdi Akseki, yine bu onsoziinde, (Birinci ve ikinci asr- 
da, halk mu'ayyen bir mezhebi taklid etmiyor. Belli bir imamm 
mezhebine girmiyorlardi. Yeni birhadise meydana gelince de, su 
veya bu mezheb demeksizin, hangi miiftiye rast gelirlerse, ona 
sorup miiskillerini cozerlerdi. Ibni Hiimam (Tahrir) kitabinda 
boyle demekdedir) diyor. Bu sozii de, alimlerin bildirdiklerine 
uymamakdadir. (Esedd-ul-cihad) kitabmm onaltinci sahifesinde, 
Ibni Emir Hac'in, (Hocam ibni Hiimam, (vefati 861 [m. 1457]), 
muctehid olmiyanlann dort mezhebden birini taklid etmesi la- 
zimdir dedi) dedigi yazilidir. ibni Niiceym-i Misri, (vefati 970 [m. 
1563]) (Esbah) kitabinda, ikinci nev'in birinci ka'idesinde, ictiha- 
di anlatirken diyor ki, (ibni Hiimamin (Tahrir) kitabinda acikca 
bildirdigi uzere, dort mezhebden birine uymiyan isin batil oldu- 
gu, sozbirligi ile bildirilmisdir). Biiyiik alim Abdiilgani Nabliisi 
"rahimehullahii teala" (Hulasat-iit-tahkik) kitabinda, ibni Hii- 
mamin bu yazisim bildirerek, (Bundan anlasiliyor ki, dort mez- 
hebden baskasim taklid etmek caiz degildir. Bugiin, Muhammed 
aleyhisselamin dinine uymak, yalmz bu dort mezhebden birini 
taklid etmekle oluyor. (Taklid), baskasmm sozunii delilini aras- 
dirmadan kabul etmek demekdir. Bu da, kalb ile niyyet etmekle 

-91- 



olur. Niyyet etmeden yapilan is batil olur. Delilini anlamak, miic- 
tehidin vazifesidir. Mukallidin, her isde, dort mezhebden birini 
taklid etmesi lazimdir. Alimlerin coguna gore, cesidli islerde, dort 
mezhebden diledigini taklid etmesi caizdir. (Tahrir) kitabi da, 
boyle yazmakdadir. Fekat, bir mezhebe gore baslamis oldugu bir 
isi bu mezhebe gore bitirmesi lazim oldugu, sozbirligi ile bildiril- 
misdir. Ya'ni bu isi kolay yapabilmek icin, baska mezhebleri ka- 
nsdiramaz. [Otuziicimcu maddeye bakiniz!]. Bir mezhebi taklide 
baslayinca, zaruret olmadikca, hicbir isinde, baska mezhebi taklid 
etmemeli diyen alimler de vardir) demekdedir. 

Din imamlannm birbirlerinin mezheblerine uygun ibadet yap- 
malan, dinde reformculann zan etdikleri gibi, o mezhebe uymak 
degildir. Kendinin o is icin o andaki ictihadma uyarak boyle yap- 
dilar. Miictehidlerin boyle yapdiklanm ileri siirerek, herkes boyle 
yapardi demek dogru olmaz. Hakiki bir misal vermeden, bu sozii 
soylemek bir din adamma yakismaz. 

3 — Yine bu onsoziinde, (Sonradan din perdesine buriinerek 
ortaya Qikan siyasi fekismeler, mezheblerde olan asl maksadi 
unutdurdu) diyor. Bu sozii, hie afv edilemiyecek biiyiik ve cok cir- 
kin bir hatadir. Mezhebden cikanlarm, mezhebleri bozmaga kal- 
kisanlarm kabahatlerini fikh alimlerine yiiklemekdedir. Dort 
mezhebin cok eskiden ve yeni basilan kitablan meydandadir. 
Mezheb imamimn ictihadim degisdirecek hicbir yazi, hicbir fetva, 
hicbir kitabda yokdur. Abduh ve onun comezleri gibi dinde re- 
formcular, elbet bu alimlerin dismdadirlar. Mezhebleri cigirmdan 
cikarmak isteyenler, bunlardir. Fekat, bunlann hicbir sozii, mu'te- 
ber fikh kitablarmda mevcud degildir. Fikh kitabi, fikh alimlerinin 
kitablarma denir. Cahillerin, mezhebsizlerin ve (fen yobazi) olan 
dinde reformculann ve dini siyasete kansdiran (din yobazlari)nm 
kitablarma, fikh kitabi denilmez. Bunlann bozuk yazilanm ileri 
siirerek, fikh alimlerine leke siirulemez. 

4 — Yine bu onsoziinde, (Mezheb imamlannm hepsi, bizi tak- 
lid etmeyin. Delilimizi aim. Neye dayanarak soyledigimizi bilmi- 
yenler icin soziimuzle amel etmek caiz degildir demislerdir) de- 
mesi de sasilacak birsey, hie afv olunmiyacak bir yalandir. Bu soz- 
leri mezheb imamlan degil, mezhebsizler boyle soylemekdedir. 
Mezheb imamlan, (Mukallide miictehidin delillerini bilmek lazim 
degildir. Onun icin delil, mezheb imamimn sozleridir) demisler- 
dir. 

-92- 



5 — Kitabm yazan, Misrh Resid Rrza, arabi olan onsoziinde, 
(Insanhk tekamiil ederek, zemanin gelismesi ile akllan degisdi) 
diyor. Bu sozii, masonlann tekamiil inanclarmm bir ifadesidir. ilk 
insanlarm akllan az imis. Simdiki kafirler cok aklh imis. Bu sozii 
ile, ilk Peygamberlere ve sahabilerine aklsizlik isnad ediyor. Boy- 
le inanan, kafir olur. Adem, Sit, Idris ve Nuh ve daha nice Pey- 
gamberler "salevatullahi teala aleyhim ecma'in", ilk insanlardan 
idi. Hepsi de, simdiki insanlarm hepsinden daha aklh idiler. Ha- 
dis-i serif, her asrm kendinden onceki asrdan daha kotii olacagi- 
ni bildiriyor. Resid Rizamn bu sozii, bu hadise de ters diismekde- 
dir. 

6 — Yine onsoziinde, (Tarihi ac da, Ehl-i siinnet, $i'a ve Han- 
dler arasmda, hatta Ehl-i siinnet mezhebinde olanlar arasmda 
meydana gelen dogiismeleri oku! $afillerle Hanefiler arasmdaki 
diismanhk, mogollann miislimanlar iizehne hiicum etmesine se- 
beb oldu) diyor. 

Mezhebsizler ve dinde reformcular, Ehl-i siinnetin dort mezhe- 
bine saldirabilmek icin, hfle yoluna sapiyorlar. Bunun icin, Ce- 
henneme gidecekleri hadis-i serifde bildirilen yetmisiki firkanin 
Ehl-i siinnete saldinlarim, cikardiklan kanh olaylan yaziyorlar. 
Sonra da, Ehl-i siinnetin dort mezhebi birbiri ile dogusdtiler diye- 
rek, alcakca yalan soyliyorlar. Halbuki, hicbir zemanda ve hicbir 
yerde Safi'ilerle Hanefiler arasmda tek bir catisma olmamisdir. 
Nasil catisirlar ki, ikisi de Ehl-i siinnetdir. ikisi de aym seylere 
inanmakdadirlar. Birbirlerini hep sevmisler, yardimlasmislar, hep 
kardesce yasamislardir. Birbirleri ile dogiisduler diyen mezheb- 
sizler, bir misal verebilseler ya! Veremezler. Misal olarak, Ehl-i 
siinnetin dort mezhebinin elele vererek, mezhebsizlerle yapdikla- 
n cihadlan yaziyorlar. Miislimanlan, bu yalanlarla aldatmaga ca- 
hsiyorlar. Si'i ismi ile, Ehl-i siinnet olan Safi'i ismi birbirine ben- 
zedigi icin, Hanefilerin mezhebsizler ile yapdiklan savaslan yaza- 
rak, Hanefiler, Safi'ilerle catisdi diyorlar. Mezhebsizler, bir mez- 
hebi taklid eden miislimanlan kotiilemek icin, ilmi kelimelere 
yanhs ma'na vererek iftira ediyorlar. Mesela, mezheb bilgilerini 
aciklamaga ve bunlari isbat etmege (Te'assub) diyorlar. Papasla- 
rin yazdigi (Muncid) lugat kitabim da kendilerine sahid gostere- 
rek, (Te'assub, ilmi, dini ve akli olmiyan amillerin te'siri altmda 
bir goriise baglanmakdir) diyorlar. Te'assub, mezheb gavgalarma 
sebeb oldu diyorlar. Halbuki islam alimlerine "rahimehumullahu 
teala" gore te'assub, haksiz yere diismanhk etmek demekdir. 
Ya'ni, bir mezhebe baglanmak, bu mezhebin, siinnete ve rasid 

-93- 



halifelerin siinnetlerine uygun oldugunu savunmak, te'assub de- 
gildir. Hak olan baska mezhebleri kotiilemek te'assubdur. Dort 
mezhebi taklid edenler, hicbir zeman boyle te'assub yapmadi. 
Hicbir asrda mezheb te'assubu olmadi. 

Yetmisiki batil, sapik firkanm hepsine (Bid'at ehli) ve (Mez- 
hebsiz) denir. Bu mezhebsizler, Emevi ve Abbasi halffelerini 
Ehl-i sunnetin hak yolundan ayirmaga calisdilar. Bunu basaran- 
lar, kanh hadiselere sebeb oldular. Mezhebsizlerin sebeb olduk- 
lan bu zararlan onlemek icin islam alimlerinin halffelere nasihat 
vermelerine, onlan Ehl-i sunnetin dort mezhebinden birini taklid 
etmege cagirmalanna mezheb te'assubu demek, islam ahmlerine 
karsi cirkin bir iftiradir. Biraz arabi ogrenmis birinin, tarih kitab- 
lanni kansdinp, tesadiif etdigi cesidli hadiseleri, kendi acismdan 
degerlendirmesi, bunlan mezheb te'assubunun zararlarma vesika 
olarak genclerin online siirmesi, dort mezhebe saldirmanm yeni 
bir taktigi oldu. Dort mezhebe karsi olanlardan bir kismi, kendi- 
lerini hakh gostermek icin, ben mezheblere karsi degilim. Mez- 
heb te'assubuna karsiyim diyorlar. Fekat, te'assuba yanhs ma'na 
vererek, mezheblerini savunan fikh ahmlerine saldinyorlar. is- 
lam tarihindeki kanh hadiselere bunlar sebeb oldu diyorlar. Boy- 
lece, gencleri mezhebsiz yapmaga ugrasiyorlar. 

(Kamus-iil a'lam)da diyor ki, (Selcuki sultanlarmdan Tugrul 
begin veziri Amid-iil-mulk Muhammed Kundiiri, [mu'tezile mez- 
hebinde idi. Ehl-i siinnet mezhebine] minberlerde la'net okutmak 
icin ferman cikarmis, bunun icin Horasandaki alimlerin cogu bas- 
ka yerlere hicret etmislerdir). ibni Teymiyye (vefati 728 [m. 
1327]) gibi mezhebsizler, bu hadiseyi, (Hanefiler ile Safi'fler bir- 
birlerine dusmiis, minberlerde Es'arilere la'net edilmis) sekline 
sokdular. Bu yanhs yazilan, vesika olarak etrafa yayiyorlar. 
imam-i Suyutinin (vefati 911 [m. 1505]) kitablarmdan da yanhs 
tercemeler yaparak gencleri aldatiyorlar. Ehl-i sunnetin dort mez- 
hebini yikarak, mezhebsizligi yaymaga cahsiyorlar. 

Mezheb te'assubundan islam tarihinde kardes gavgalan olmus, 
bunun misallerinden biri de su imis: Hicri 617 tarihinde Rey sehri- 
ni ziyaret eden Yakut, burasinin da harab oldugunu goriince, rast 
geldigi kimselere, bunun sebebini sormus. Hanefiler ile Safi'iler 
arasmda te'assub basgosterdi. Harb basladi. Safi'iler galib geldi. 
Sehr harab oldu demisler. Bunlar, Yakutun (Mu'cem-iil-biildan) 
kitabmda yazih imis. Halbuki, Yakut-i Hamevi, bir tarihci degil- 
dir. Rum cocugu idi. Esir ahmp, Bagdadda bir tiiccara satilmisdi. 

-94- 



Efendisinin islerini gormek icin, cesidli sehrlere gitdi. Efendisinin 
vefatmdan sonra, kitab ticareti yapdi. Gitdigi yerlerde gordiikleri- 
ni, isitdiklerini yazarak, (Mu'cem-iil-biildan) kitabim meydana 
getirdi. Bunun ticaretinden de cok kazanc sagladi. Rey sehri, Tah- 
ranm bes kilometre cenubunda olup, simdi harabe halindedir. 
Hicretin yirminci senesinde hazret-i Omerin emri ile Urve bin 
Zeyd-i Tai "rahime-humallahii teala" tarafmdan feth olunmusdu. 
Ebu Ca'fer Mensur zemamnda i'mar edilmis, biiyiik alimlerin 
kaynagi ve medeniyyet merkezi olmusdu. 616 senesinde Cengiz 
kafiri, bu islam sehrini de, tahrib ve ehalisini sehid ve kadinlan, 
cocuklan esir etdi. Yakutun gordiigii harabeleri, bir sene once 
Mogol ordusu meydana getirmisdi. Yakutun sordugu mezhebsiz- 
ler, bu cinayeti, Ehl-i siinnete yiiklemis, Yakut da, buna inanmis- 
di. Bu da, Yakutun tarihci degil, cahil bir turist oldugunu goster- 
mekdedir. Mezhebsizler ve dinde reformcular, dort mezhebden 
birini taklid edenleri ve yiice fikh alimlerini kotiilemek icin, ilmi 
ve tarihi vesika bulamayinca, acem hikayelerine dayanan yazilar- 
la ve sozlerle saldirmakdadirlar. Boyle hikayeler, Ehl-i siinnet 
alimlerinin iistiinluklerini, kiymetlerini sarsmaz. Aksine, mezheb- 
siz din adamlanmn cahil ve sapik olduklanm ortaya koymakdadir. 
Din adami degil, din diismam olduklanm gostermekdedir. Din 
adami goriiniip, miislimanlan aldatmak, boylece dort mezhebi 
icerden yikmak gayretinde olduklan anlasihyor. Dort mezhebi 
yikmak, Ehl-i siinneti yikmakdir. Ctinki, Ehl-i siinnet, amelde 
dort mezhebe aynlmisdir. Bu dort mezhebden baska Ehl-i siinnet 
yokdur. Ehl-i siinneti yikmak da, islamiyyeti yikmak, Muhammed 
aleyhisselamm, Allahii tealadan getirdigi hak dini, islam dinini 
yikmakdir. Ciinki, (Ehl-i siinnet) demek, Eshab-i kiramm yolun- 
da giden hakiki miislimanlar demekdir. Eshab-i kiramm yolu, 
Muhammed aleyhisselamm yoludur. Peygamberimiz "sallallahii 
aleyhi ve sellem", (Eshabiin gokdeki yildizlar gibidir. Hangisine 
uyarsaniz, dogru yolu bulursunuz) hadis-i serifinde, Eshab-i kira- 
ma uymamizi emr buyuruyor. 

Uymak, tabi' olmak, iki diirlii olur: Biri, i'tikadda, ya'ni fman- 
da, ya'ni inanmakda uymakdir. ikincisi, yapilacak islerde uymak- 
dir. Eshab-i kirama uymak, inamlacak seylerde uymak demekdir. 
Onlar gibi iman etmek demekdir. Eshab-i kiram gibi iman eden 
miislimanlara (Ehl-i siinnet) denir. Amelde, ya'ni yapilacak ve sa- 
kimlacak islerin herbirinde Eshab-i kiramm "radiyallahii teala 
annum ecma'in" hepsine uymak lazim degildir. Buna imkan da 
yokdur. Her isi Eshab-i kiramm nasil yapdiklan bilinemiyor. Cok 

-95- 



isler de, Eshab-i kiram zemamnda yokdu. Sonradan meydana cik- 
dilar. Ehl-i siinnetin reisi, imam-i a'zam Ebu Hanifedir "rahme- 
tullahi aleyh". Dort mezheb de, imam-i a'zamin Eshab-i kiram- 
dan ogrenip soyledigi gibi inanmakdadir. imam-i a'zam, Eshab-i 
kiramdan birkacini gordii. Cok seyleri bunlardan isitip ogrendi. 
Cok seyleri de, hocalan vasitasi ile ogrendi. Imam-i Safi'inin ve 
imam-i Malikin, inamlacak ba'zi seyleri degisik soylemeleri, 
imam-i a'zamdan aynlmak degildir. imam-i a'zamdan isitdikleri- 
ni oyle anlamislar. Anladiklan gibi bildirmislerdir. Sozlerinin ash 
birdir. Anlatmalan farkhdir. Dordiine de inaninz. Dordiinii de se- 
veriz. 

Dinde reformculann biiyiik bir kurnazligi, inamlacak seylerde- 
ki aynligm kotiiliigunii yazarak, bu kotiiliigu, dort mezhebin ayn- 
ligina bulasdirmaga cahsmalandir. Imanda parcalanmak, cok fe- 
nadir. Imanda Ehl-i siinnetden aynlan, ya kafir olur. Yahud, 
bid'at sahibi, sapik, mezhebsiz olur. Bunun ikisinin de Cehenne- 
me gidecekleri, Peygamberimizin "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hadis-i seriflerinde bildirildi. Kafir, Cehennemde, sonsuz ka- 
lacakdir. Bid'at sahibi ise, Cehennemde azab cekdikden sonra, ci- 
kip Cennete gidecekdir. 

Miisliman goriiniip de, Ehl-i siinnetden aynlanlardan kafir 
olanlar da, iki kismdir: Biri, ayet-i kerimelere ve hadis-i seriflere 
ma'na verirken, kendi akllanna, goruslerine o kadar bagh kalmis- 
lar ki, yamlmalan, kendilerini kiifre siiruklemisdir. Kendilerini 
dogru yolda sanmakda, halis miisliman olduklanna inanmakda- 
dirlar. Imanlanmn gitdigini anhyamamislardir. Bunlara (Miilhid) 
denir. ikincileri, islamiyyete zaten inanmazlar. islam diismamdir- 
lar. Miislimanlan aldatip, dini icerden yikmak icin miisliman go- 
riintirler. Yalanlanni, iftiralanm dine kansdirmak icin ayet-i keri- 
melere ve hadis-i seriflere ve fen bilgilerine, yalan yanhs, bozuk 
ma'nalar verirler. Bu sinsi kafirlere (Zindik) denir. Misrdaki ma- 
son din adamlan ve yeni tiireyen (sosyalist miislimanlar) boyledir. 
Bu zmdiklara (Fen yobazi) ve (Dinde reformcu) da denir. 

Kur'an-i kerim ve hadis-i serifler, imanda parcalanmamn, fir- 
kalara aynlmanm kotii oldugunu bildiriyor. Bu boliinmeyi siddet 
ile yasakhyor. Tek imanda birlesmegi emr ediyor. Kur'an-i ke- 
rimde ve hadis-i seriflerde yasaklanan boliinme, imanda boliin- 
mekdir. Zaten, btitun Peygamberlerin "aleyhimiissalatii vesse- 
lam" bildirdikleri iman aymdir. ilk Peygamber Adem aleyhisse- 
lamdan son insana kadar biitiin mii'minlerin imanlan hep aym- 

-96- 



dir. Zindiklar ve mtilhidler, fmanda parcalanmayi kotiileyen, ya- 
sakhyan ayet-i kerfmeleri ve hadis-i serifleri ele alip, bunlarm, 
Ehl-i siinnetin dort mezhebini bildirdiklerini iddi'a ediyorlar. Hal- 
buki, dort mezhebin aynlmasim Kur'an-i kerim emr ediyor. Bu 
aynhgm, Allahu tealanm mii'minlere rahmeti, ihsam oldugunu 
hadis-i senfler bildiriyor. 

Mogollarm islam memleketlerine yayilmasim ve Bagdadi yikip 
kana boyamalanm, Hanefi-Safi'i cekismelerine baglamak cok ig- 
renc, pek aleak bir yalan ve iftiradir. Tarihin hicbir devrinde Ha- 
nefi-Safi'i catismasi olmamrsdir ve olamaz. Bu iki mezhebin mian- 
lan aymdir. Birbirlerini severler. Kardes olduklarma inamrlar. 
Amelde, ibadetde olan ufak tefek aynliklanni da, Allahu tealanm 
rahmeti bilirler. Kolayhk olduguna inamrlar. Bir mezhebdeki 
miisliman, bir isi yaparken sikisik hale diiserse, bu isi oteki iic 
mezhebden birine uyarak yapip sikmtidan kurtulur. Dort mezhe- 
bin kitablan, bu kolayhgi sozbirligi ile tavsiye etmekde ve misal- 
lerini yazmakdadir. Dort mezheb alimlerinin, kendi mezhebleri- 
nin dehllerini, vesikalanm aciklamalan, yazmalan, birbirlerine 
catmak, (Hasa) kotiilemek degildir. Bunlan, Ehl-i siinneti mez- 
hebsizlere karsi savunmak ve kendi mezhebinde olanlarm giiven- 
lerini saglamak icin yazdilar. Hem boyle yazdilar. Hem de, sikisin- 
ca, baska mezhebi taklid ediniz dediler. Mezhebsizler ve mtilhid- 
ler ve zindiklar, Ehl-i siinnete saldiracak baska sebeb bulamadik- 
lan icin, Ehl-i siinnet alimlerinin hakh ve yerinde olan yazilanm 
ele alarak, bunlara yanhs ma'na veriyorlar. 

Tatarlarm, mogollarm, islam memleketlerine yayilmalanna ge- 
lince, tarihler bunun sebeblerini acikca yazmakdadir. Mesela, 
meshur (Kisas-i enbiya) kitabimn sekizyiizdoksamnci sahifesin- 
den bashyan yazilannin hulasasi sudur: 

(Abbasi devletinin son halifesi Miista'sim, dinine cok bagh ve 
sunm idi. Veziri olan ibni Alkami ise mezhebsiz olup, halifeye sa- 
dik degildi. Devlet idaresi bunun elinde idi. Abbasileri devirip, 
baska devlet kurmak istiyordu. Mogol hiikiimdari Hulagiiniin 
Bagdadi almasim, kendisinin de ona vezir olmasim istiyordu. 
Onun Iraka gelmesini tesvik etmege basladi. Hiilagiiden gelen 
mektuba sert cevab yazarak onu kizdirdi. Mezhebsiz [si'i] olan 
Nasir-iid-din-i Tusi, Hulagiiniin miisaviri idi. Bu da, onu Bagdadi 
almaga tesvik ederdi. isler, iki sapik elinde doniiyordu. Hiilagii 
Bagdada yuriitiildii. Yirmi bine yakm halife ordusu, ikiyiizbin ta- 
tann oklarma karsi duramadi. Hiilagii, Bagdada, naft atesleri ve 
mancimk taslan ile saldirdi. Elli giin muhasaradan sonra, ibni Al- 

- 97 - Faideli Bilgiler - F:7 



kami, sulh icin diyerek, Hiilagiiniin yanma gitdi. Onunla anlasdi. 
Halifeye gelip, teslim olursak, serbest birakilacagiz dedi. Halife 
buna aldandi. 656 [m. 1258] senesinin, Muharremin yirminci giinii 
Hiilagiiye gidip teslim oldu. Yamndakilerle beraber i'dam edildi. 
Sekizyiizbinden ziyade miisliman kilmcdan gecirildi. Milyonlarca 
islam kitabi Dicleye atildi. Guzel sehr, harabeye dondu. (Hirka-i 
se'adet) ve (Asa-yi nebevi) yakihp kiilleri Dicleye atildi. Besyiiz- 
yirmidort (524) senelik Abbasi devleti yok oldu. 

[TENBIH: Adem aleyhisselamdan bugiine kadar, her zeman, 
her yerde kotii insanlar iyilere saldirmislardir. Allahii teala her se- 
yi sebebler ile yaratmakdadir. Kotiilerin cezasim da, kotii insanlar 
vasitasi ile vermekdedir. iskence edenlere diinyada da cezalanm 
vermekdedir. Kotiilerin yam sira, iyiler de azab gormekdedir. iyi- 
lerden, ya'ni muslimanlardan harbde olenlerin ve kazada olenle- 
rin hepsi sehiddir. Diinyada azab ceken iyi, sucsuz miislimanlara 
ahiretde bol ni'metler verilecekdir. Ahiretde ni'mete kavusmak 
icin, iman sahibi olmak lazim oldugu din kitablarmda yazihdir. Bu 
kitablar diinyamn her yerinde cok vardir. Bu kitablan okuyup da 
inanmiyana kafir denir. islamiyyeti isitmiyen kafir olmaz. isitince 
(La ilahe illallah Muhammediin resulullah) diyen ve buna inanan 
miisliman olur. Bunun ma'nasi, (Her§eyi yaratan bir Allah vardir 
ve Muhammed aleyhisselam Onun resuliidiir)dir. Miisliman olan, 
Onun son Peygamberine tabi' olur. Bircok yerde, kafirler, zalim- 
ler, sucsuz muslimanlan, kadmlan, cocuklan oldiirmiislerdir. Ol- 
diiriilen miislimanlar, sehid olur. Oldiirulurken yapilan iskencele- 
rin acisim duymaz. Oliirken, kabrde verilecek olan Cennet 
ni'metlerini gorerek cok sevinir. Sehidler oliirken hie aci duymaz. 
Sevinir ve cok nes'elenir. Cennet ni'metlerine kavusur. Hadis-i se- 
rifde, (Miislimanlarin kabri Cennet bagcelerindendir.) buyurul- 
du.] 

Ibni Alkami Ehl-i siinnete yapdigi hiyanetinin cezasina cabuk 
kavusdu. Kendisine hicbir vazife verilmeyip, zillet icinde o sene 
oldii. Osmanh devletinin kurucusu Osman gazi "rahmetullahi te- 
ala aleyh", o sene, Sogiid kasabasmda tevelliid etdi). Goriiliiyor 
ki, Mogollarm islam memleketlerini yikmalarma mezhebsizlerin 
Ehl-i siinnete olan hiyanetleri sebeb olmusdur. 

Hanefiler ile Safi'iler arasinda hie cekisme olmamis, dort mez- 
hebde bulunan miislimanlar birbirlerini kardes gibi sevmislerdir. 
Resid Rizamn Ehl-i siinnete yapdigi bu aleak iftirayi, Seyyid Kutb 
denilen mezhebsiz de tekrar etmis ise de gereken cevabi vesika- 
larla verilmisdir. 

-98- 



7 — Yine onsoziinde, (Bircok memleketlerde, Hanefilerin $a- 
fillerle beraber nemaz kilmadiklan goriiliiyor. imam arkasmda 
yiiksek sesle amin demek ve tehiyyat okurken parmak kaldirmak 
diismanhga sebeb oluyor) diyor. 

Dort mezhebdekilerin birbiri arkasmda nemaz kilacagini, 
hepsinin kitablan acikca yazmakdadir. Dort mezhebin ibadetle- 
rindeki ufak farklarm diismanhga sebeb olacagmi soylemek, 
mezhebsizlerin, miilhid ve zmdiklann hulyalan ve igrenc iftirala- 
ndir. Diinyanm her yerinde, dort mezheb muslimanlan birbirle- 
rinin arkasmda nemaz kilmakdadir. Ciinki, hepsi birbirini kardes 
bilmekde, sevismekdedirler. Biiyiik veh, derin alim, Mevlana 
Halid-i Bagdadi, (vefati 1242 [m. 1826]) safi'i mezhebinde idi. 
Bunun miirsidi olan, buna feyz ve hilafet veren Abdiillah-i Deh- 
levi ise hanefi idi. Abdiilkadir-i Geylani (vefati 561 [m. 1165]), 
safi'i idi "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in". Hanbeli mezhebi- 
nin unutulmaga yiiztutdugunu goriince, bu mezhebi kurtarmak, 
kuvvetlendirmek icin Hanbeli oldu. (Celaleyn tefsiri)ni yazan, 
Celaleddin Muhammed Mahalli (vefati 864 [m. 1459]), Safi'idir. 
Maliki mezhebinde olan Ahmed Savi bu tefsiri serh ederek her 
yere yayilmasina hizmet etmisdir. Bu serhinde, (Fatir) suresinin 
altmci ayetini tefsir ederken, (Arabistamn Hicaz kisminda bulu- 
nan mezhebsizler, yalmz kendilerine musliman diyorlar. Ehl-i 
siinnet olan hakiki muslimanlarm miisrik olduklanni soyliyorlar. 
Bunlar, yalan soyliyorlar. Allahii tealadan, bu sapiklan yok et- 
mesini dileriz) buyurmakdadir. Ahmed Savi, binikiyiizkirkbir 
1241 [m. 1825] de Misrda vefat etdi. (Beydavi tefsiri)ne hasiyesi 
de meshurdur. Meshur Beydavi (vefati 685 [m. 1286]) safi'idir. 
Tefsiri, tefsirlerin en kiymetlilerindendir. Dort mezhebin alimle- 
rinden cogu bu tefsiri serh etmis, cok ovmiislerdir. Bunlardan ha- 
nefi mezhebindeki alimlerden Seyhzade Muhammed efendinin 
serhi meshur ve pek kiymetlidir. [Bu tefsir, dort biiyiik cild halin- 
de, Hakikat kitabevi tarafmdan basdinlmisdir.] Dort mezheb 
alimlerinin birbirlerini oven, seven kitablan binleri asmakdadir. 
Bunu bilmiyen bir musliman yokdur. Parmak kaldirmakdaki ce- 
vabimiz 36. ci maddededir. 

8 — Yine onsoziinde, (Islam iimmetinde derin alimler yetisdi. 
Huccet-iil-islam imam-i Gazaliile seyh-iil-islam Ibni Teymiyye gi- 
bi mursidler bunlardandir) diyor. 

Ibni Teymiyye (vefati 728 [m. 1327]) gibi, Allahii tealaya cism- 
dir diyen ve kafirlerin Cehennemde sonsuz azab goreceklerine 

-99- 



inanmiyan, kilmmayan nemazlan kaza etmege luzum gormiyen, 
hazret-i Aliye ve Ehl-i beyte, sanlarma layik olmiyan iftiralar ya- 
pan ve daha nice sapik sozleri ile islamiyyeti icerden yikmaga ca- 
hsan bir mezhebsizi, islam alimi ve miirsid olarak gostermekde, 
onu biiyiik islam alimi Gazali gibi bir muctehid olarak tamtmak- 
dadir. Bu iki ismi birlikde yazmak, bir kara tasi, pirlantamn yam- 
na koymak gibi sasilacak bir bulusdur. Maliki mezhebi alimlerin- 
den Ahmed Savi, (Celaleyn tefsiri)nin serhinde, Bekara suresinin 
ikiyiizotuzuncu ayetinin tefsirinde buyuruyor ki, (Ehl-i siinnet 
alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in", ibni Teymiyyenin 
sapik oldugunu bildirdiler. Ya'ni hem sapikdir. Hem de, cok miis- 
limamn dogru yoldan sapmasma sebeb olmusdur. Onun maliki 
alimlerinden imam-i Esheb ile mtinasebeti oldugu batildir, yalan- 
dir). 

9 — Resid Riza, onsoziinun sonunda, (1315 [m. 1898] senesin- 
de Misrda cikardigim (El-menar) mecmu'asmda, taklldin batil 
oldugunu yazdim. Bunlann bir kismim imam-i allame Ibni Kay- 
yim-i Cevziyyeden aldim. Bu yazilan toplayip (Muhaverat) kita- 
bini nesr eyledim) diyor. 

Bu dinde reformcu, taklidin batil oldugunu yazmakla, bindort- 
yiiz seneden beri gelmis milyonlarca Ehl-i siinnet miislimam leke- 
liyor. Bunlann Cehenneme gideceklerini anlatmak istiyor. Mez- 
hebsizler, miilhidler ve zmdiklar ya'ni dinde reformcular, haksiz 
olduklanm, kendileri de bilmis olacaklar ki, Ehl-i siinnete acikca 
satasamiyorlar. Hep, yaldizh, kapamak kelimeler kullanarak, per- 
de arkasmda oynuyorlar. Mezheb imamini taklid etmege nasil ba- 
til denilebilir? Allahii teala, Nahl ve Enbiya surelerindeki ayet-i 
kenmelerinde mealen, (Bilenlerden sorup ogreniniz!) buyuruyor. 
(Uliil emr)e, ya'ni alimlere (tabi' olunuz!) buyuruyor. Mezheb 
imamini taklid etmek, bunun icin vacib oldu. Bu dinde reformcu, 
taklid batildir diyerek, (Mezheb imamlarma uymayimz! Bize uyu- 
nuz) demek istiyor. Miislimanlan hak yolu taklidden vazgecirip 
kendi batil yollanm taklide suriikliiyor. Kendileri, batilm taklidci- 
leridir. 

Taklid iki diirlii olur. Birisi kafirlerin, analanm, babalarim, 
papaslan taklid ederek kafir olmalandir. Boyle taklid, elbet ba- 
tildir, yanhs yoldur. Kur'an-i kerim ve hadis-i serifler bu taklidi 
yasak etmekdedirler. Miislimanlarm da, analanm, babalarim 
taklid ederek, miislimamm demeleri kafi degildir. (Amentii)de 
bildirilen alti seyin ma'nalanm bilip, begenip, kabul eden kimse- 

-100- 



ye musliman denir. inanilacak seylerde mezhebsizlere aldanip, 
Ehl-i siinnetden aynlmak, batil olan takliddir. Fekat, amelde, 
ya'ni yapilacak islerde taklidciligi buna benzetmek dogru degil- 
dir. Kur'an-i kerim ve hadis-i serifler bu taklidciligi emr etmek- 
dedir. Biiyiik alim Abdiilgani Nabliisinin (Hiilasat-iit-tahkfk ff 
beyan-i hiikm-it-taklid vet-telfik) kitabmda ve Abdiilvehhab-i 
Sa'raninin (vefati 973 [m. 1565]) (Mizan-ul-kubra)simn onsozun- 
de ve imam-i Rabbaninin (vefati 1034 [m. 1624]) (Mektubat) ki- 
tabmm cesidli yerlerinde ve Yusiif Nebhanmin (Huccetullahi 
alcl'alemin) kitabimn son kismmda yazili olan (Ummetim dalalet 
iizerinde icma' yapmaz!) hadis-i serifi gosteriyor ki, dogru yolda- 
ki alimlerin sozbirligi ile bildirdiklerinin hepsi elbet dogrudur. 
Buna karsi olanlar haksiz ve yanhsdir. iste, bindortyiiz seneden 
beri gelmis olan milyonlarca Ehl-i siinnet alimi ve binlerce Evli- 
ya, sozbirligi ile bildirdiler ki, (Miictehid olmiyan muslimanlarm 
islerini, ibadetlerini dogru yapabilmeleri icin, inandiklan, giiven- 
dikleri, diledikleri bir miictehidi taklid etmeleri vacibdir). Bu soz- 
birligine inanmiyan, yukandaki hadis-i serife inanmamis olur. Bu 
sozbirligi gosteriyor ki, miictehidin kendi ictihadina gore amel et- 
mesi lazimdir. Baska miictehide uymasi caiz degildir. Eshab-i ki- 
ramm hepsi miictehid idi. Bunun icin ba'zi islerde birbirlerine uy- 
mamrslardir. Bunun gibi, imam-i Ebu Yusiifiin, bir Cum'a giinii, 
tekrar abdest almamasi ve imam-i Safi'min, imam-i a'zam Ebu 
Hanffenin kabri yanmda nemaz kilarken, riiku'dan sonra ellerini 
kaldirmamasi, baskasmi taklid olmayip, kendi ictihadlarma gore 
hareket etmelerindendir. 

10 — Dinde reformcu, birinci konusmaya baslarken, (Faziletli, 
reformcu gene, miislimanlan, se'adefe kavusdurmak icin, sonra- 
dan ortaya cikan taklid belasmdan kurtarmak, Kitaba, Siinnete ve 
Selefin yoluna sanlmalanni te 'min etmek istiyor. Ilk zemanda ko- 
yun cobanlan bile din bilgilerini dogruca Kitab ile Siinnetden ah- 
yorlardi) diyor. 

Resid Rizamn su maskarahgma bakimz! Kendi gibi sapik ola- 
na faziletli diyor. Bu dinde reformcu cahilin agzi ile, yash vaiz 
efendiye ders vermege kalkiyor. Allahii tealamn ve Resulullahm 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" emr etdikleri ve islam alimle- 
rinin sozbirligi ile lazim dedikleri, amelde, isde taklid ni'metine, 
(bela) diyor. Anlamiyor ki, dort mezhebden birini taklid etmek, 
hak olan takliddir. Mezhebsizlere uyarak, mezhebden aynlmak 
da, batil olan takliddir. Vaiz efendi ile ve bu mubarek kelime ile 

-101- 



alay ediyor. Din adamlarma mahsus olan mubarek ismlerle alay 
edenin kafir olacagimn farkmda bile degildir. Hadis-i serif de, (En 
adi, en aleak kimseler miislimanlarin basina gececek) buy urulmus 

oldugunu bilmeseydik, Misr gibi bir islam memleketinde, bu ada- 
mm nasil fetva merci'i olduguna sasardik. Ey aleak zmdik! Miisli- 
manlarla alay edecegine, vaiz efendilerle piyes oynatacagma, ni- 
cin erkekce ortaya cikip da, yehudilere, misyonerlere, masonlara, 
komiinistlere meydan okumuyorsun? Evet onlara yan bakamaz- 
sm! Onlar senin iistadin, veli-ni'metindir! 

Kitaba, Siinnete, Selefin yoluna sarilmah, taklid belasindan 
kurtulmah sozleri ile kimi aldatiyorsun? Sozlerin birbirini tutmu- 
yor. Kitaba, Siinnete, Selefin yoluna sanlmak, taklid degil midir? 
Iste bu istedigin taklid dort mezheb imamim taklid etmekle olur. 
Senin bela dedigin bu taklidi birakmak; Kitabi, Siinneti ve Selefin 
yolunu birakmak, dinden cikmak olur. Senin istedigin de, bu batil 
olan taklidcilikdir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" (Ki- 
tabdan, hadisden kendine gore ma'na cikaran kafir olur) buyurdu. 
Sen, muslimanlan, batil olan taklide, kiifre siiruklemek istiyorsun. 
Maskeyi yiiziinden cikar! islam diismam oldugunu ortaya koy ki, 
sana oyle cevab verelim. Simdilik, senin gibi bir masonun bir mis- 
ra'im soyliyoruz: 

Sen herkesi kor, alemi sersem mi sun ir sin ? 

Ilk zemandaki muslimanlan, koyun cobam diyerek tahkfr et- 
me! Onlan cahil tamtma! Onlarm cobam da, miicahidi de, ku- 
mandam da alim idi. Hepsi miictehid idi. Bilgilerini elbet dogruca 
Kitabdan alabilirlerdi. 

1150 [m. 1737] senesinden beri, vehhabflik ve mezhebsizlik, 
ya'niEhl-i siinnet alimlerini "rahmetullahi teala aleyhim ecma'fn" 
begenmemek bid'ati diinyaya yayildi. islamiyyeti icden yikan ve 
din kardeslerini birbirlerine diisman eden, bu yikici ve boliicii 
davramslarm onculiigiinu Sii'udi Arabistandaki cahiller yapdi. 
Ehl-i siinnet olan muslimanlara saldirarak, kadin, cocuk, binlerle 
ma'sumu iskencelerle oldiirerek, mallanm yagma ederek ise bas- 
hyan mezhebsizler, ingilizlerin yardimi ile, 1350 [m. 1932] de veh- 
habi hiikumetini kurunca, devlet giicii ile ve her sene yiizbinlerle 
altm dagitarak, cesidli memleketlerde propaganda merkezleri ac- 
dilar. Yalanlarla, cirkin iftiralarla dolu nesriyyat yaparak, cahille- 
ri aldatiyor, islamiyyeti icerden yikiyorlar. 

Vehhabflik yolunu ortaya cikaran, Muhammed bin Abdiilveh- 

-102- 



habdir. 1111 [m. 1699] de Necdde dogmus, 1206 [m. 1792] de 61- 
musdiir. Bunun babasi ve kardesi Siileyman bin Abdiilvehhab 
"rahmetullahi teala aleyhima" temiz birer musliman idi. Ehl-i siin- 
net alimi idiler. Hicazdaki alimler gibi, bunlar da, vehhabiligin 
yanhs bir yol oldugunu miislimanlara anlatdilar. Dogru olan Ehl-i 
siinnet yolunu bildirmek icin cok sayida kiymetli kitablar yazildi. 
Siileyman bin Abdiilvehhabin, kardesine nasihat olarak yazdigi 
(Es-savaik-ul-ilahiyye firredd-i alel-vehhabiyye) kitabi, 1306 [m. 
1889] senesinde basilmis ve 1395 [m. 1975] de, istanbulda ikinci 
baskisi yapilmisdir. Bu kitabin basmda diyor ki, Allahii teala, 
Muhammed aleyhisselami, biitiin insanlara Peygamber olarak 
gonderdi. Ona indirdigi (Kur'an-i kerim)de, insanlara lazim olan 
herseyi bildirdi. Ona verdigi sozlerin hepsini yapdi. Onunla gon- 
derdigi islam dmini kiyamete kadar degisdirilmekden koruyaca- 
gmi da bildirdi. Onun ummetinin, insanlarm en iyileri oldugunu 
da bildirdi. Muhammed aleyhisselam da, bu ummetin kiyamete 
kadar bozulmryacagmi miijdeledi. Biitiin insanlarm bu yola sanl- 
malanm emr eyledi. Allahii teala, (Nisa) siiresinin yiizondordiin- 
cii ayetinde mealen, (Mii'minlerin yolundan ayrdani Cehenneme 
atariz) buyurdu. Bunun icin, islam alimlerinin (icma')i, din bilgi- 
leri icin delil, huccet ya'ni sened oldu. Bu icma'dan aynlmak ya- 
sak oldu. Bu yolu, bu icma'i bilmiyen cahillerin bilenlerden sorup 
ogrenmeleri lazimdir. Bunu, (Nahl) suresinin kirkiiciincii ayeti 
emr etmekdedir. (Bilmediklerinizi bilenlerden sorunuz! Cehlin 
ilaci, sorup ogrenmekdir) hadis-i serifi, bu ayet-i kerimeyi tefsir 
etmekdedir. 

Islam alimleri sozbirligi ile bildiriyorlar ki, bir kimsenin (Miic- 
tehid) olabilmesi icin arabi liigatim ezberlemis olmasi, liigat fark- 
lanm, kelimelerin, hakiki ve mecaz ma'nalanni bilmesi, fikh alimi 
olmasi, dort mezhebin ihtilaflarim, delillerini bilmesi, Kur'an-i ke- 
rimi ezberlemis olmasi, kiraet sekllerini bilmesi, Kur'an-i keri- 
min biitiin ayetlerinin tefsirlerini bilmesi, muhkem ve miitesabih, 
nasih ve mensuh ve kasas ayetleri tammasi, hadis-i seriflerin sa- 
hihlerini, miifterilerini, muttasil, munkati', miirsel, miisned, mes- 
hur ve mevkuf olanlanm ayird etmesi, aynca vera' sahibi, nefsi 
tezkiye bulmus, sadik, emin olmasi lazimdir. Biitiin bu iistiinluk- 
ler bulunan bir zat taklid olunabilir. Fetva verebilir. Bu sartlar- 
dan biri bulunmazsa, miictehid olamaz. Dinde soz sahibi olamaz. 
Onu taklid etmek caiz olmaz. Bunun da, bir miictehidi taklid et- 
mesi lazim olur. Bundan anlasihyor ki, miislimanlar, ya (Miicte- 
hid)dir. Yahud (Mukallid)dir. Bunun bir iiciincusu yokdur. Miic- 

-103- 



tehid olmiyanlarm hepsi, mukalliddir. Mukallidlerin, bir miictehi- 
di taklid etmeleri farzdir. Boyle oldugu, sozbirligi ile bildirilmis- 
dir. Vehhabilerin allame diyerek ovdiikleri ve her sozti seneddir 
dedikleri ibn-iil-Kayyim-i Cevziyye (vefati 751 [m. 1350]) de, 
(i'lam-iil-muki'fn) kitabmda, (ictihad sartlan kendisinde bulun- 
miyan kimsenin Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden hiikm ci- 
karmasi caiz degildir) demekdedir. Zemammiz insanlan, ayet-i 
kerfme veya hadis-i serif okuyarak, bunlara kendi goriislerine go- 
re ma'na verenleri alim samyorlar. Ehl-i siinnet alimlerinin "rah- 
metullahi teala aleyhim ecma'in" kitablanndan soyliyenleri ve ya- 
zanlan dinlemiyorlar. ictihad icin lazim olan sartlardan birine bi- 
le malik olmiyan cahil kimseleri din adami samyorlar. Allahii te- 
ala, muslimanlan bu beladan kurtarsm! (Sava'ik-i ilahiyye)den 
terceme temam oldu. Bundan bir evvelki maddede, Resid Riza- 
nm, imam-i allame diye cok ovdiigii ibni Kayyim-i Cevziyye bile, 
miictehid olmiyanlarm, Kitabdan ve Siinnetden hiikm cikarmala- 
nm yasak ederken, onun yolunda oldugunu bildiren Resid Riza- 
nin, onun sozlerine karsi koymasi, islam da'vasmda samimi olma- 
digim, perde arkasmdan dini yikmaga calisan bir dinde reformcu 
oldugunu acikca gostermekdedir. 

11 — Resid Riza, dinde reformcu ile vaiz efendiyi konusdurma- 
ga devam ediyor. Kalem kendi elinde. Dinde reformcuyu ovmek- 
de, goklere cikarmakda, vaiz efendiyi her bakimdan kuciiltmek- 
de, asagilamakdadir. Derme-catma, ahmakca yazilanm vaiz efen- 
diye mal etmekdedir. 

Bu kitabimizda, Resid Rizamn dinde reformcu olarak yazdik- 
larmda tesarrufda bulunmiyacagiz. Fekat, vaiz efendiye mal etdi- 
gi cevablan degil, vaiz efendinin agzina yakisan cevablan yazaca- 
giz. Muhterem okuyuculanmizm, temiz ve hakiki din adamlannm 
dikkat ile okuyunca, mason oyununun icyuztinii iyi anhyacaklan- 
na inamyoruz. 

Vaiz efendi, imamn mantik bakimindan, sosyal bakimdan, ana- 
tomik bakimdan, hatta fikh ve tesavvuf bakimlanndan ta'rifleri- 
nin aym olacagim sanacak kadar cahil olamaz. Ciinki o, medrese- 
de yiiksek tahsil gormiis, bunlan okumus ve anlamis bir ilm ada- 
midir. Evet bu vaiz efendi, bir islam medresesinde okumayip da, 
Kahire miiftisi Muhammed Abduhun (vefati 1323 [m. 1905]) ve 
comezlerinin yapdigi reformlardan sonra, Cami-ul-ezherde oku- 
mus olsaydi, bu ta'rifleri kansdinrdi. Ciinki ingilteredeki mason- 
lar, sadr-a'zam Mustafa Resid Pasaya emr vererek, Osmanhlarda 

-104- 



da, Misrda da fen derslerini, yiiksek din bilgilerini medreselerden 
kaldirdilar. Din cahili olan dinde reformculan yetisdirdiler. 

Vaiz efendi giybetin ne demek oldugunu bilen bir muslimandrr. 
Bir topluluk icin soylenen soziin giybet olmiyacagmi, dinde re- 
formcu bilmez ise de, o bilir. 

12 — Dinde reformcu, (Kendi kendimize icma' ve ittifak ismi- 
ni verdigimiz aslsiz sozlerin hatm icin gordiiklerimizi inkar etmek 
akla yakisir mi?) diyor. islamiyyetin temel bilgileri ile alay ediyor. 
icma' isminin ash yokmus. Fikh alimleri bunu, (Ummetim dalalet 
iizerinde icma' yapmaz!) hadis-i serifinden aldi. Fekat, dinde re- 
formcu, bunu nereden bilecek? Bunu inkar eden ilerici (!) iistad- 
larmdan isitmemis ki! 

(Icma'), bir asrda bulunan miictehidlerin ictihadlarimn birbiri- 
ne uygun olmasi demekdir. Dordiincii asrdan sonra mutlak miic- 
tehid yetismedigi icin, icma' da kalmadi. Onceki asrlardaki ic- 
ma'lar sonraki asrlarda gelen alimler icin delil, sened olur. Mukal- 
lidlerin, cahillerin ve hele dinde reformcularm sozbirligine icma' 
denilmez. En kuvvetli ve krymetli icma', Eshab-i kiramm "radi- 
yallahii teala anhiim ecma'in" icma'idir. icma' ile bildirilmis 
mes'eleleri sonra gelen alimler toplamislar, kitablarmda bildir- 
mislerdir. ihtilafh mes'elelere ve muctehid olmiyanlarm sozlerine 
icma' denilmesini onlemislerdir. 

Ehl-i siinnet alimlerine gore, (Edille-i ser'iyye) dortdiir. Ya'ni 
ser'i hiikmler dort kaynakdan cikanlir. Bunlar, Kitab, siinnet, ki- 
yas-i fiikaha ve icma-'i iimmetdir. Kitab, Kur'an-i kerimdir. Siin- 
net, hadis-i seriflerdir. Bu ikisine (Nass) da denir. Kiyas-i fiikaha, 
muctehid olan alimlerin ictihadlandir. icma' delil degildir diyen, 
kafir olmaz. Bid'at sahibi olur. Cunki siibheli nasslan te'vil ederek 
boyle soylemislerdir. Hariciler, diger mezhebsizler boyledir. Bun- 
larm icma'a muhalif sozleri kiifr olmaz. Fekat, te'vilden haberi ol- 
miyan cahillerin icma'a uymiyan fikrlerini, diisuncelerini soyle- 
meleri kiifr olur. 

Vaiz efendi hayal ile, zan ile konusmaz. Belki diyerek hiikm 
vermez. Bilmeden soylemek, zan ile hiikm etmek caiz olmadigim 
o bilir. Gordiiklerini inkar etmez. Onlan inceler. Tecribelerini ya- 
par. Ciinki, tefekkiirii, incelemegi ve tecribeyi Kur'an-i kerim ve 
hadis-i serifler emr ediyor. Bunlan yapanlan oviiyor. Onun med- 
resede okudugu ve dinde reformcunun ismini bile duymadigi 
(Akaid-i Nesefiyye) daha ilk sahifesinde, ilm edinme vasitalanm 
yazmakdadir. 

-105- 



13 — Vaiz efendi cografyaya ve gazeteye inanmazmis. Kafirle- 
rin rivayetleri makbul degilmis. Vaiz efendiye yapilan iftiraya ba- 
kiniz! Miislimanlar ilme, fenne inamr. Fekat, kafirlerin fen maske- 
si altinda soyledikleri yalanlara aldanmazlar. Fenden haberi ol- 
madigi halde, fen adami goriiniip, fen bilgisi diyerek, soyledigi ya- 
lanlar ile, muslimanlan aldatmaga, islam dinini bozmaga ugrasan 
kafirlere (Fen yobazi) ve (Dinde reformcu) yahud (Zindik) denir. 
Bunlar, hem islam dinine, hem de fen bilgilerine iftira eden bolii- 
ciilerdir. Miislimanlar cografyaya inanmasaydi, bu ilm iizerinde 
cahsirlar mi idi? Muslimanlann, bu yoldaki cahsmalarmi, bulusla- 
nm bildiren cografya kitablanmn ismleri ve yazarlan (Kesf-iiz-zii- 
nun)da ve (Mevdu' at-iil-ulum)da ve Brockelmamn almanca kita- 
bmda yazihdir. Soranz dinde reformcuya! Meridyen cenberinin 
uzunlugunu Sincar sahrasmda olcenler kimlerdi? Bunlar dort 
mezhebden birini takhd eden, Ehl-i siinnet miislimanlari degil mi 
idi? Onlarm yolunda olan, onlar gibi olan bir musliman, fen bilgi- 
lerine inanmaz mi? 

Hele, kafir rivayeti olan cografya makbul degildir soziinii bir 
vaiz efendiye mal etmek, muslimanlara cirkin bir iftiradir. 

Evet vaiz efendi sekline giren bir cahil, bir zmdik, bir dinde re- 
formcu, bbyle sacma konusabilir. Fekat, dort mezhebden birini 
taklid eden serefli bir musliman icin boyle soyledi demek, bir din 
diismanhgi olur. 

Mezhebler, ilmi, fenni, hesabi, tecribeyi yasak etmiyor ki, mez- 
hebleri taklid eden, bunlan yasak etsin. Mezhebler, bu bilgileri 
oviiyor. Ogrenilmelerini emr ediyor. Bunlara inanmiyan, ogren- 
miyen kimse, mezheb imamlarmm mukallidi olamaz. Mezheb tak- 
lid edene, boyle sozleri yiiklemek, mezheb diismanlarinm, zmdik- 
larm yapacagi seydir. 

14 — Vaiz efendi, miislimanlarin kotii, fakir, zelil hallerini ki- 
yamet alameti sanacak kadar cahil olamaz. Ciinki, onun taklid et- 
digi mezheb imamlan, ahir zemanda zenginlik, taskmhk, bina, zi- 
na cok olacagim bildirmislerdir. Taklid edenin de, bunlan bilmesi 
lazimdir. Bilmezse, onlan taklid etmis olmaz. Mezheb imamlan 
diyor ki, insanlarm kotii olmasi hazret-i Mehdiden sonra olacak- 
dir. Bundan once se'adet giinleri cok olacakdir. Miislimanlarin bu 
se'adet giinlerini yasamalan, bunun icin de cahsmalan, maddede 
ve ma'nada yiikselmeleri lazimdir. Allahii teala, cahsana karsihgi- 
m elbet verir. 

-106- 



15 — Dinde reformcu, hazret-i Mehdi icin (Mehdi fikri) diyor. 
Bunun ilerde gelecegine inanmadigim soyliyor. Dinde reformcu, 
zmdik buna inanmiyabilir. Fekat muslimanlarm inanmalan lazim- 
dir. Biittin islam alimleri, bunu sozbirligi ile bildiriyor. Imam-i Su- 
yuti ve Ahmed ibni Hacer-i Mekki (vefati 974 [m. 1566]) gibi bu- 
yiik alimler "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" hazret-i Mehdi 
icin kitab yazdilar. Mehdi hakkinda ikiyiizden fazla hadis-i serif ve 
alamet bildirdiler. 

16 — Dinde reformcu, (Uzerinde icma' bulunmiyan bir 
mes'elede, herkes kendisine kana'at veren delile uymahdir. Zaten 
bir miictehide tabV olmak, onun deliline tabi' olmak demekdir) 
diyor. 

Evet, miictehidi taklid etmek, onun deliline tabi' olmak, ya'ni 
Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere tabi' olmak demekdir. Fekat, 
mes'elenin delilini bulan odur. Zaten mezhebler, bu delili bul- 
makda aynlmislardir. Bir mes'elenin delilini bulmak icin, ictihad 
derecesinde alim olmak, muctehid olmak lazimdir. Boyle bir 
alim, elbet baskasini taklid etmez. Kendi ictihadma gore amel e- 
der. 

17 — Resid Riza, Vaiz efendinin, Kiyametin zemani icin, Evli- 
yamn kesfine inandigini yaziyor. Bu sozii de kendi uydurmusdur. 
Mezheb imamlan, (kiyametin ne zeman kopacagi bildirilmedi. 
Bunu Allahdan baska kimse bilmez. Evliyamn kesfleri, kimseye 
delil, sened olamaz) dediler. Bu alimleri taklid edenler de, elbet 
boyle soyler. Baska diirlii sozleri Vaiz efendiye yiiklemek, yalan- 
cihk ve cirkin iftira olur. 

18 — Dinde reformcu, Kelbi tefsiri gibi tefsirlerde uydurma ha- 
disler vardir soziinde hakh ise de, (Beydavinin tefsiri de boyledir) 
sozii, kesin olarak yanhsdir. Biiyiik alim Abdiilhakim Efendi 
"rahmetullahi aleyh" (vefati 1362 [m. 1943]) buyurdu ki, (Kadi 
Beydavi "beyyedallahii vecheh" ismine ve diiasina yakisacak ka- 
dar yiiksekdir. Mufessirlerin bas tacidir. Tefsir ilminde en biiyiik 
makama yiikselmisdir. Her meslekde seneddir. Her fende mahir, 
her iisulde burhan, onceki ve sonraki alimlere gore saglam, kuv- 
vetli ve yiiksek tamnmisdir. Boyle derin bir alimin tefsirinde uy- 
durma hadis var demek, biiyiik ve alcakca bir iftiradir. Dinde de- 
rin bir ucurum acmakdir. Boyle sozleri soyliyenin dili, inananm 
kalbi, dinliyenin kulaklan tutussa yeridir. Acaba, bu biiyiik ilm sa- 
hibi, uydurma hadisleri sahihlerinden ayiramazmi idi? Evet di- 

-107- 



yenlere ne demelidir? Yoksa uydurma hadis yazacak kadar ve 
boyle yapanlar icin Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" 
bildirdigi agir cezalara aldins etmiyecek kadar, dininin kuvveti ve 
Allahdan korkusu yokmu idi? Yokdu demek, ne kadar sena'at, 
cirkinlik olur. Boyle soyliyen kimsenin dar havsalasi, kalm kafasi, 
bu hadis-i seriflerdeki ma'nalan cok gordiigii icin, mevdu' demek- 
den baska pare bulamaz). 

19 — Dinde reformcu (Ahireti gormedik ki, Sa 'raninin Mevkif 
denilen yerin cografi durumuna aid sozlerini, Sirat, Mizan, Cehen- 
nem ve Cennet icin yapdigi haritayi, oraya tatbik edelim. Biz bu 
gibi seyler icin, Kitab, Siinnet, AM ve Hikmet delillerinden hicbir 
delile rastlamadik. Ne garibdir ki, sizin seyhlerinizin cogu, diinya- 
mn en meshur ve faideli cografyasmdan yiiz ceviriyor, goriileme- 
yen ahiret icin haritalar ciziyorlar) diyor. 

Bu sozleri ile Evliya-i kirama ve bunlarm kerametlerine saldir- 
makda, miislimanlarm bunlara olan lmanlanm, i'timadlarmi yik- 
maga cahsmakdadir. Halbuki, bu davramsmda da cok haksizdir. 
Ciinki, bir ayet-i kerimede mealen, (Cok zikr ediniz. Zikr etmek- 
le kalb itminana kavusur) buyuruldu. Hadis-i serifde, (Allah sev- 
gisinin alameti, Onu cok zikr etmekdir) buyuruldu. Hadfs alimle- 
ri (Resulullah, her an zikr ederdi) buyurdu. iste bunun icin bu 
iimmetin biiyiikleri cok zikr ederdi. Boylece, islamiyyetin bu em- 
rini de yerine getirmege cahsirlardi. Cok zikr edince, mubarek 
kalbleri itminana kavusurdu. (Her derdin sifasi vardir. Kalbin $i- 
fasi, zikr-ullahdir) ve (Takvamn kaynagi, ariflerin kalbleridir) ha- 
dis-i seriflerinin haber verdigi gibi, kalb hastahgmdan, giinahlar- 
dan kurtuldular. Allahii tealanm sevgisine kavusdular. iste takva 
sahibi olan, kalbleri temiz olan, Allahii tealanm cok sevdigi bu 
biiyiik alimler diyorlar ki, (C°k zikr ederken, diinyayi, herseyi 
unutuyoruz. Kalbimiz ayna gibi oluyor. insan uykuda, herseyi 
unutunca, rii'ya gordiigii gibi kalblerimizde birseyler goriiniiyor). 
Bu gosterilenlere (Kesf), (Miika$efe), (Siihud) ismlerini veriyor- 
lar. Boyle oldugunu, her asrda binlerle Veil haber veriyor. C°k 
zikr etmek ibadetdir. C°k zikr edenleri Allahii teala sever. Bun- 
larm kalbleri, takva kaynagi olur. Bunlan Kitab ve Siinnet haber 
veriyor. Bunlar (Umur-i tesri'iyye)dir. Bunlara inanmiyan, Kita- 
ba ve siinnete inanmamis olur. Kalbde kesf ve siihud hasil oldu- 
gunu da, Allahii tealanm sevdigi dogru miislimanlar haber veri- 
yor. Hadis-i serifde, (Cok zikr edenin kalbinde nifak kalmaz) bu- 
yuruldu. Bunlan haber verenler, munafik olmiyan, ozti, sozii dog- 

-108- 



ru kimselerdir. Kesf ve keramet, boyle kimselerin tevatiir halin- 
deki haberleri ile bildirilmisdir. Evet bunlar, (Umur-i vicdaniy- 
ye), (Umur-i zevkiyye)dir. Baskalarma huccet olamaz. Bunlara 
inanmak emr olunmadi. Fekat, inanmak yasak da edilmemisdir. 
Allahii tealamn sevdigi salih mtislimanlarm tevatiir halinde bil- 
dirdiklerine inanmak, inanmamakdan daha iyidir. Miislimana 
hiisn-i zan olunur. Haberlerine giivenilir. Ibadetlerde bile, sozle- 
rine giivenilir. (inkar eden, mahrum olur) sozii, kadiyye-i mukar- 
reredir. 

Abdiilvehhab-i Sa'rani "rahmetullahi teala aleyh" hazretleri, 
derin alim, biiyiik velidir. 898 [m. 1493] de tevellud, 973 [m. 1565] 
de vefat etmisdir. Safi'i mezhebinin temel direklerinden biridir. 
Ehl-i siinnetin gozbebegidir. Okudugu, ezberledigi kitablar, sayi- 
lamiyacak kadar cokdur. Bir kismi (Mizan-ul-kiibra)simn onso- 
ziinde yazilidir. Yiizlerle eseri (Kesfiizziiniin)da yazilidir. Kitab- 
larmdan herbiri, Onun, kemalini gosteren birer abidedir. Hanefi 
mezhebinde olan alimler de, Onun derin ilminin, kesflerinin, sii- 
hudlarmm hayramdirlar. Onun yeryiiziintin yildizlarmdan biri ol- 
dugunu bildirmislerdir. Hadis-i serifde, (Kiyamet giinii Peygam- 
berler ve alimler ve sehidler sefa'at edecekdir) buyuruldu. Bu 
hadis-i serffe sanlarak Ondan sefa'at bekleriz. Ehl-i siinnetin 
boyle gozbebeklerine saldiranlarm, zindik olduklan meydanda- 
dir. Zmdiklar, kafirler; muslimanlarm rehberi olan Muhammed 
aleyhisselama da boyle saldirdilar. Meshur islam diismam Volter 
kafiri, insanlann efendisini igrenc piyeslerine mevzu' yapacak 
kadar alcalmisdi. O yiice Peygamberin varisleri olan Ehl-i siinnet 
alimlerine de, bu aleak saldinlar elbet olacakdir. Bu biiyiik insan- 
lar diismanlarm kirli agizlanna ve catlak kalemlerine takilmakla 
elbet lekelenmez. Yere diismekle cevherin kadri, kiymeti azal- 
maz. 

Abdiilvehhab-i Sa'rani ve bunun gibi, Allahii tealamn cok sev- 
digi biiytikler "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in", biz Cenneti, 
Cehennemi, Mevkifi, Sirati, bu goziimiizle gordiik demiyor. Hat- 
ta, bu diinyada goriilemez diyorlar. Bilinemez, anlasilamaz, anla- 
tilamaz bir halde kalblerimize kesf olundu. Rii'ya gibi gosterildi 
diyorlar. Bu sirn, sevdiklerine, mahremlerine haber veriyorlar. 
(Men-lem yezuk lem-yedri), buyuruyorlar. Ya'ni tatmiyan anla- 
maz diyorlar. Anlasilmiyan seyi inkar etmek cahillik ve ahmakhk 
olur. Anlamadigma, imkansizdir, olamaz demek ise, bir te'assu- 
bun, bir inadin, yobazhgin ifadesidir. Bunun icin, dinde reformcu- 

-109- 



ya, fen yobazi diyoruz. Hele islam alimlerinin, aklin, fennin simr- 
lari dismdaki ince bilgilerini, harita ciziyorlar diyerek alay mev- 
zu'u yapmak, zmdikhkdan ve islam diismanhgindan baska ne ola- 
bilir? [insamn gozii, sihhatde oldugu zeman, aydmhkda gorur. 
Karanhkda goremez. insamn gogsiinde (Kalb) denilen uzv icinde, 
(Hakiki kalb) ve (goniil) denilen bir kuvvet vardir. Bu kuvvet sih- 
hatde iken ve (kalb mini) varken birseyler gorur. Bunun gormesi- 
ne (Basiret) ve gordiiklerine (Miikasefe) ve (Siihiirl) denir. Haki- 
ki kalbinin sihhatli, kuvvetli olmasi, zikr etmekle olur. Nemaz kil- 
mak, Kur'an-i kerim okumak da zikrdir. Kalblerin nuru, Resulul- 
lahm mubarek kalbinden cikar. Bu kalb nuruna (Feyz) denir. Fey- 
ze kavusmiyan kimse, miikasefe sahibi olamaz. Feyzler, Resulul- 
lahm mubarek kalbinden yayihnca, muhabbet yolu ile Evliyamn 
kalblerine gelir. Hayatdaki veya kabrdeki bir Veliyi seven mtisli- 
man, feyze kavusur, miikasefe sahibi olur. insanlara mahsus olan 
(Iinan) inanmak ve (muhabbet) sevmek sifatlannm mahalli de, 
goniil dedigimiz kuvvetdir.] 

20 — Resid Riza, kitabinda, kiyamet hakkindaki hadis-i serif- 
leri yaziyor. Vaiz efendiye ise, hep zmdiklann hadis diyerek uy- 
durduklan sozleri soyletiyor. Dinde reformcuya da bu sozlerin ha- 
dis olmadigim isbat etdirerek, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablarm- 
daki hakikatleri ortaya koyduruyor. Yapdigi bu oyunda, vaizleri, 
dort mezhebden birinde olan hakiki muslimanlan kiicultmek, on- 
lan cahil gostermek, kendisi gibi dinde reformculan aklh, bilgili 
din adami tamtmak cabasmdadir. islam kitablanm okumus, iyi 
anlamis miislimanlarm bu igrenc iftiralara aldanmiyacaklan siib- 
hesizdir. Fekat, hakikati bilmiyenlerin dinde reformcunun bu ya- 
zilanm dogru sanarak, tuzagma diismemeleri icin bu satirlan ya- 
ziyoruz. Gene kardeslerimize, dinde reformcunun yalanlarma al- 
danmamalan icin, Ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetullahi teala 
aleyhim ecma'fn" kitablanm okumalanm ehemmiyyetle tavsiye 
ederiz. 

21 — Resid Riza, islamiyyet ile ilgisi olmiyan, hatta islam diis- 
mam olan Hurufilerin ve Diirzilerin ve Batmilerin sozlerini vaiz 
efendiye soyletmekde, vaiz efendinin din bilgisinin bunlar oldugu- 
nu gostermekdedir. Dinde reformcuya da, bunlarm dinde yeri ol- 
madigim soyletmekde, vaiz efendiyi cahil olarak teshir etmekde- 
dir. Okuyucular tizerinde dinde reformcuya karsi gtiven saglama- 
ga ve Ehl-i siinnet olan din adamlanm cahil olarak tamtmaga ca- 
hsmakdadir. 

-110- 



22 — Dinde reformcu, (Son zemanlarda kendilehne Ehl-i sun- 
net vel-cema'at adini verenlerin cogu, gerek Batmilerin ve gerek- 
se digerlerinin uydurdugu bid'atlerden yakayi kurtaramamislar- 
dir. Sadece ismleri degisikdir. Eger Batmilerin sozleriyle dordiin- 
cii ve daha sonraki asr mutasavviflannm sozlerini karsilasdmrsan, 
aralannda pek az fark bulursun) diyor. 

Dinde reformcu, burada da, din cahili oldugunu ortaya koy- 
makdadir. (Ehl-i siinnet vel-cema'at) ismi, onun dedigi gibi, son- 
radan uydurulmus degildir. Bu ismi Resulullah "sallallahii aleyhi 
ve sellem" soylemis, muslimanlan, bu ism altmda birlesmege ca- 
girrmsdir. ( Siiiinetime sarihniz), (Cema'atden ayrilmayiniz) ha- 
dis-i serifleri bu cagnnm vesikalandir. Dinde reformcu, bu kiis- 
tahca yalam ile, Ehl-i sunnetin yiice alimlerine ve Evliya-i kirama 
"rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" catmakda, onlan lekeleme- 
ge kalkismakdadir. Ehl-i siinnet alimlerinin kitablan, bin sene ev- 
vel nasil idi ise, bugtin de oyledir. Her fende, her ilmde, her simf 
insanda cahil ve sapik bulunabilir. Boyle birkac kisiyi ele alarak, 
Ehl-i siinnet kelimesine saldirmak, cok haksizhkdir. Tesavvuf bii- 
yiiklerini Batmilere benzetmek ise, dinde reformcularm cok kul- 
landiklan aldatici taktiklerinden biridir. Batm alimlerini, Batiniy- 
ye zmdiklan ile kansdirmak, nuru zulmet olarak, hakki batil, dog- 
ruyu igri olarak gostermek gibidir. Resid Rizamn bu kitabi, ilmi 
bir eser olmakdan cok uzakdir. Okuyuculan aldatmak icin hazir- 
lanmis bir hokkabazin, bir goz boyayicinm yazilan gibidir. 

23 — Resid Riza, vaiz efendi agzmdan, (Hem sapik, hem de 
sapdiran miifsid si'ilerin fesadlanna karsi, kelam ve fikh alimleri- 
nin susmalanna sasiyor, bir ma 'na veremiyorum. Kelamcilar da- 
ima mu'tezileye cebhe almis, onlann Vtikadmi red etmis ve siddet 
ile mukavemet etmislerdi. Bunun icin, mu'tezile mezhebi ve salik- 
leri, tarihden silinip gitmisdir. Fukahaya gelince, hepsi Ehl-i siin- 
net ve cema'at olduklan halde birbirleriyle ugrasiyor, yekdigerini 
red ediyorlar) diyor. 

Resid Rizamn, vaiz efendinin agzmdan diyerek yazdigi, kelam 
ve fikh alimlerine yapdigi iftiralara kimsenin inanmiyacagi mey- 
dandadir. Ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetullahi teala aleyhim 
ecma'in" yazmis oldugu reddiyyeler ktitubhaneleri doldurmakda- 
dir. Farisi yazilmis olanlar, arabi olanlardan az degildir. Resid Ri- 
za, farisi bilseydi ve Abdul' Aziz-i Dehlevi "rahmetullahi teala 
aleyh" (vefati 1239 [m. 1823]) hazretlerinin (Tuhfe-i isna a$eriyye) 
kitabim okumus olsaydi, bu biiyiik alimin, mezhebsizleri nasil re- 

-111- 



zil ve perisan etdigini goriip parmaklanm lsirmakdan kendini 
men' edemezdi. Ozbek sultam Abdullah hamn cihad ve onlan 
kahr etmesinin sebebini bildiren imam-i Rabbaninin "rahmetulla- 
hi teala aleyh" (Redd-i Revafid) kitabmi okuyan ve Stiveydmin 
"rahmetullahi teala aleyh", Nadir Sahm adamlan ile miinazara ve 
galebesini bildiren (Hucec-i Kat'iyye) kitabmi goren bir ilm ada- 
mi, Ehl-i sunnet alimlerinin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" 
onlan nasil maglub etdiklerini pek iyi anlar. Hakikat Kitabevinin 
nesr etdigi (Mektubat Tercemesi) kitabmda, sekseninci mektu- 
bun sonunda, mezhebsizlerin dalaletde olduklanm yazan alimler- 
den otuzikisinin ve kitablarimn ismleri bildirilmisdir. Fikh alimle- 
rinin birbirleri ile ugrasmalan sozti de, dinde reformculann dille- 
rine doladiklan iftiralardan biridir. Bunun cevabim altinci madde- 
de bildirdik. (Redd-i Revafid) kitabmm arabi ve farisisi, (Hucec-i 
kat'iyye) kitabmm arabisi, her iki kitabin tiirkce tercemeleri ve fa- 
risi (Tuhfe-i isna aseriyye) ile arabi (Muhtasar)i, Hakikat Kitabe- 
vi tarafindan basdinlmisdir. 

24 — Dinde reformcu; (Alimlerde birbirine karsi mucadele, 
red ve cebhe ahsm cogu, nefsin arzulanna kapilmakdan dogmus- 
dur. Kelam ilminin dogusuna bashca sebeb, Mu'tezile olmusdur. 
Bunlar, dindar selefin dalmadiklan, ba'zi mes'elelere daldilar. 
Onlar hakkmda i'tirazlar ileri siirdiiler. Digerleri de, bunlann i'ti- 
raz oklanna karsi cikdilar. Ilm, tefekkiir ve istidlal sahibi gercek 
alimlerin birer birer ortadan cekilmesiyle sonradan gelenler, sa- 
dece onlann soylediklerini harfi harfine nakl ediyorlardi. Zemi- 
mn gecmesiyle bunlann faidesi de kalmadi. Bu mukallidler, 
Imam-i Es'ari ve mu'akkibleri gibi alimlerden sonra ortaya cikan 
mes'eleler, bid'at ve hurafeler karsismda siikut ediyor, bunlara 
aid soru soranlan tekfir ediyorlardi. Ancak bu bid'at ve sapikhk- 
lar, din kisvesi ve rengi icinde ileri siiriiliir, tarafdarlan ve yardim- 
cilari bulunursa, bu sefer kelamcilar da cesidli te'villerle onlan 
miidafe'aya kalkisiyorlardi. Hatti kiifr silahi da yon degisdiriyor. 
Bu bid'at ve sapikhklara muhalefet edenlere yoneliyor. Onlara 
kiifr ve sapikhk isnad ediyorlardi. Bunu her neslde ve her millet- 
de gbrmek miimkindir. 

Fikhcilara gelince, onlann durumunu imam-i Gazaliden dinli- 
yelim: Hiiccetiil-islam imam-i Gazali, Ihyanin Kitabiil-ilm bah- 
sinde diyor ki: "Fikhcilarm birbirleri ile atismalannm, mucadele 
etmelerinin sebebi, hiikiimdar ve valilere yaklasarak, makam 
kapmak, kaza mevkiini elde etmekdir. Bu sebeble dikkat edilir- 

-112- 



se, miicadelenin en buyiigiiniin safillerle hanefiler arasmda oldu- 
gu goriiliir. Qilnki, mevkf ve payeler, hep bu ikisine aid bulunu- 
yordu) diyor. 

Resid Riza, bu yazilan ile, diinya kazanci icin fikh ogrenen ko- 
tii kimseleri, diinyayi, kotiileri lslah icin cahsan fikh alimleri ile 
kansdirmakda, boylece fikh alimlerini ve mezheb imamlarim kii- 
ciik diisiirmege, asagi gostermege cahsmakda, mezhebleri ve 
mezheb taklidini kaldirarak, islamiyyeti icerden yikmak icin ya- 
pacagi savasa zemin hazirlamakdadir. imam-i Gazali hazretleri- 
nin yazilanni da degisdirmege kalkismis, bu biiyiik alimi kendisi- 
ne yalanci sahid yapmisdir. imam-i Muhammed Gazali "rahme- 
tullahi teala aleyh" (vefati 505 [m. 1111]) onun yazdigi gibi fikh 
alimlerini asla kotiilemiyor. ilm bahsinin dordiincu babinda, fikh 
alimleri ile fikh ilmini diinya kazancina vasita yapan kotii kimse- 
leri ayinyor. (Fikh alimleri, hukiimdar ve valilerden kacarlardi. 
Kaza [hakimlik] ve fetva icin aramrlardi. Kabul etmezlerdi. Bun- 
larin izzetini, serefini ve arandiklanm goren kotii kimseler, miifti 
olarak hlikumdarlara yanasmak istediler. Hiikiimdarlarin mez- 
heblere kiymet verdiklerini, safi'i ve hanefiden hangisinin uygun 
olduklanm aradiklanni goriince, ilmi olmiyanlar, bu iki mezheb 
arasmdaki ihtilafh mes'eleleri ogrenmege basladilar. Hilaf ve mii- 
nazaralara diisdiiler. Bu kotii din adamlan hiikiimdarlarin ve va- 
lilerin meyl etdikleri seylerle ugrasirlardi) buyuruyor. Dinde re- 
formcu, imam-i Gazalmin, ulema-i su' icin bu yazdiklarim fikh 
alimlerine bulasdirmakda, safi'iler ile hanefiler birbiri ile dogtis- 
mekdedir yaygarasim basmakdan sikilmamakdadir. 

Islam alimlerinin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" nefsle- 
rine uyduklanm soylemek de, dinde reformcularm bir yalamdir. 
Fikh alimleri ve mezheb imamlan, Kur'an-i kerimin ve hadis-i se- 
riflerin dismda hicbir sey soylememislerdir. Biitiin sozleri, Kitab- 
dan ve Siinnetden oldugu icin bunlarm yolunda gidenlerin nefsle- 
ri emmarelikden kurtulmus, mutmainne olmusdur. Onlara uyan- 
lar boyle olunca, onlann nefsleri mutmainne olmaz mi? Dort mez- 
hebin imamlanmn ve biitiin miictehidlerin nefsleri mutmainne 
idi. Herbiri zahir ilmlerinde yiikselmis, batm ilmlerinde kemale 
gelmis birer Veli idiler. Resid Rizanm, Ehl-i siinnet alimleri icin, 
nefslerine uydular demesi, biitiin miislimanlan ve islamiyyeti ko- 
tiilemek demekdir. Bu soziin cirkinligini iyi anlamahdir. 

Dinde reformcu, sonra gelen din adamlarim kotulemekle (Her 
yiiz senede bir miiceddid gelir. Bu dini kuvvetlendirir) hadis-i se- 

- 1 13 - Faideli Bilgiler - F:8 



rifini de inkar etmis oluyor. Evet, muslimanlarin bir kismi bozul- 
du. Yetmisiki bozuk firka meydana geldi. Fekat, miislimanlarin 
bir kismimn bozulmasi demek, islamiyyetin bozulmasi demek de- 
gildir. Her asrda, her zeman, hie bozulmiyan, Eshab-i kiramin "ra- 
dryallahii teala anhiim ecma'm" yolundan aynlmryan, hakiki, sa- 
lih mushmanlar da vardi. Hadis-i serif, bunlarm her asrda mevcud 
olacagim haber veriyor. Bunlara (Ehl-i siinnet vel cema'at) denir. 
Ehl-i siinnet alimleri diinyamn her yerinde, her asrda, insanlan ir- 
sad etdiler. Hicbir siiali cevabsiz birakmadilar. Miislimanlan, 
bid'at sahiblerinin ve dinde reformcularm yalanlarma aldanmak- 
dan korudular. islamiyyetin kryamete kadar bozulmiyacagini, Al- 
lahii teala haber vermisdir. Ehl-i siinnet alimi demek, dort mez- 
hebden birinin alimi demekdir. 

25 — Dinde reformcu, kendi kendini ovmekde, (zmdiklarm ke- 
rameti kendinden menkuldur) soziine uygun olarak, kendi yazdi- 
gi (el-Menar) mecmu'asim, goklere cikarmakdadir. Halbuki, bu 
mecmu'asmda, masonlan, dinde reformculan, islam alimi olarak 
gostermekde, bunlar dini yenileyecek diyerek, islamiyyeti ilk se- 
refli mevki'ine cikarma vazifesini onlara havale etmekdedir. San- 
ki islamiyyet bozulmus, islam kitablan degisdirilmis, dogru din ki- 
tabi kalmamis da, onlar diizeltecek. Onun sinsi yazilan altmda ya- 
tan yilamn kusdugu zehr ise Ehl-i siinneti yikmak, Ehl-i siinnet ki- 
tablarmi yok etmek, Eshab-i kiramin yolunu gosteren bu kitablar 
yerine, masonlarm, islami icerden yikmaga cahsan, kendisi gibi, 
dinde reformcularm kitablanm koymak, kisaca, Resulullahm 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" ve Eshab-i kiramin yolunu, is- 
lam dmini yok etmekdir. Dinde reformcularm, islami lslah edece- 
giz diyenlerin maksadlan, gayeleri, iste budur. Eshab-i kiramin 
yolunu gosteren, Ehl-i siinnet alimlerine saldirmalan, onlarm bu 
aleak gayelerini apacik gostermekdedir. Kendilerini miisliman 
sekline sokarak, islam dmini icerden yikmaga ugrasan boyle sinsi 
kafirlere (Zindik) da denir. Zindiklar cahilleri aldatabilir. Miisli- 
manlarin cogunu bozabilirler. Fekat, miislimanhgi bozamazlar. 
Allahii teala, islamiyyeti koruyacagim soz vermisdir. 

26-Resid Riza, dinde reformcunun agzindan soyle soyliiyor: 
(Miictehid imamlann faziletlerini ve ilmlerini inkar etmem. Onla- 
rm faziletleri ve ilmleri her medh ve senanin iistundedir. Fekat, 
miictehidlerden once, her miisliman delilleri anyordu. Sonra ge- 
lenler, delili birakip, miictehid imamlan Peygamber kadar yiik- 
seltdiler. Hatta, miictehidin soziinii, hadise tercih etdiler. Hadis 
mensuh olabilir veyi imimimizm nezdinde baska bir hadisin bu- 

-114- 



lunmasi muhtemeldir dediler. Hiikmde hata etmesi veya bilme- 
mesi caiz olan, hatadan salim olmiyan kimselerin sozii He amel 
edip, hatadan beri olan Peygamberin hadisini terketmegi, miicte- 
hidler dogru bulmuyordu. Bu taklidciler, apacik rehber ve kat'i 
delil olan Kur'andan da aynhyorlardi. Dini Kur'andan ogrenmek 
caiz degildir. Kur'amn ma 'nasim ancak miictehid anlar diyorlardi. 
Miictehidin sbyledigini birakip da, Kur'an He amel etmek caiz de- 
gildir diyorlar. Allah soyle buyuruyor. Resulullah sbyle buyuru- 
yor demek caiz degildir. Fikh alimi boyle anladi demelidir, diyor- 
lardi. Hie bir ilm yokdurki, biitiin mes'eleleri insanlann cogunun 
anlama kabiliyyetini assm ve onlan yalmz muayyen zemanda ge- 
len belli kimseler anhyabilsin. Sonra gelen alimlerin bncekilerden 
daha ileri olmasi, ilahi kanunlar icabidir. Ciinki, sonrakilerin ha- 
reket noktasi, bncekilerin sonunda baslar. Kur'ani ve hadisi anla- 
mak, fikh kitablarmi anlamakdan daha kolaydir. tyi bir arabca og- 
renen kimse, onlan daha kolay anlar. Allahii teala, dinini hkhci- 
lardan daha acik anlatmaga kadir degil midir? Resulullah da, Al- 
lahm muradmi herkesden daha iyi anlamis, acik olarak bildirmis, 
her seyi teblig etmisdir. 

Insanlann cogu Kitabdan ve Siinnetden hiikm cikarmakdan 
aciz olsalardi, bu hiikmler He biitiin insanlar miikellef edilmezdi. 
Insan, inandiklanm delilleri He bilmeli. Cenab-i Hak, taklidciligi, 
taklidcileri takbih ediyor. Babalarmi, dedelerini taklid etmekle 
ma'zur olmiyacaklanm bildiriyor. Dinin turn' kismim delillerin- 
den anlamak, iman kismim anlamakdan daha kolaydir. Allahii te- 
ala, giic olan He miikellef kihyor. Nasil olur da, giic olmiyanla mii- 
kellef kilmaz? 

Peygamberler yamlmaz. Miictehidler ise yamlabilir. Miictehid- 
ler, dini genisleterek, birkac katma cikardilar. Miislimanlan kiilfe- 
te sokdular. tbadet sahasmda kiyas yokdur. Ibadetlere de kimse 
birsey Have edemez. Kiyas ve istihsan, kazai hiikmlerde olabilir. 
Miictehidler de, insanlan taklidden men 7 etmislerdir) diyor. 

Dinde reformcu, bozuk mantigi ile, kendisini tezadlara dusur- 
mekdedir. Bir ilm uzerinde mantik yiiriitebilmek icin, o ilmden 
anlamak sartdir. islamin temel bilgisinden anlamiyanlarm kuru 
bir mantikla dondiirecegi finldaklar, kendisini rezil etmekden 
baska netice vermez. Evet, miictehidlerden once gelen miisli- 
manlar, ya'ni Eshab-i kiram, delilleri soruyordu. Birbirlerini tak- 
lid etmiyorlardi. Ciinki, onlann hepsi miictehid idiler. Resululla- 
hm "sallallahu aleyhi ve sellem" medh ve sena eyledigi, birinci 

-115- 



asnn insanlari idiler. Eshab-i kiramm hepsi, Tabi'min bir kismi 
miictehid idi. Mtictehidin kendi anladigi ile amel etmesi lazimdir. 
Baska miictehidi taklid etmesi, caiz degildir. (Sonra gelenler miic- 
tehidleri Peygamber kadar yiikseltdiler. Hatta daha iistiin tutdu- 
lar) soziinii bir musliman soyliyemez. Ciinki bu soz, dort mezheb- 
de bulunan milyarlarca miislimana kafir damgasini basmakdir. 
Miislimana haksiz olarak kafir diyenin ve yazamn kendisi kafir 
olur. Taklidcileri Kur'andan aynlmakla suclamak ise, bundan da- 
ha biiyiik bir iftiradir. Dinde reformcular sunu iyi bilsin ki, mez- 
heb demek, Kur'an ve Siinnet yolu demekdir. Bir mezheb imami- 
na uyan, Kur'an-i kerime ve Resulullaha uyduguna iman etmek- 
dedir. Hicbir musliman (miictehidin soyledigini birakip da, 
Kur'an ile amel etmek caiz degildir) demez ve dememisdir. Bu 
soz, dinde reformcularm ve masonlarm temiz miislimanlara yap- 
diklan cirkin iftiralardan biridir. Miislimanlar (Ben, Kur'an-i ke- 
rime uymak istiyorum. Fekat, Kur'an-i kerimden ve hadis-i serif- 
lerden kendim hiikm cikaramiyorum. Anladigim hiikmlere giive- 
nemem ve uymam. Mezheb imamimn anlamis olduguna giiveni- 
rim ve uyanm. Ciinki o, benden daha alimdir. Sekiz ana ilmi ve 
oniki yardimci bilgiyi benden daha iyi bilir. Benden daha miitte- 
kidir. Kur'an-i kerimden kendi anlayisi ile hiikm cikarmaz. Resu- 
lullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" cikardigi ma'nalan, Es- 
hab-i kiramdan ogrenmisdir. (Kendi anlayisi ile ma'na cikaran ka- 
fir olur) hadis-i serifinden korkanm. ilmlerinin, takvalarmm, son- 
ra gelenlerden katkat iistiin oldugu, hadis-i seriflerle bildirilmis 
olan, o biiyiik alimlerin bile Kitabdan ve Siinnetden cikardiklan 
hiikmler birbirine benzemiyor. Hiikm cikarmak kolay olsaydi, 
hep aym seyi anlarlardi) der. Allahii teala soyle buyuruyor, Resu- 
lullah boyle buyuruyor demek, bir cahil icin nasil dogru olabilir? 
Allahii teala, boyle soylemegi men' eyledi. Tefsir alimleri ve mez- 
heb imamlan bile, bu sozii soylemege cesaret edememisdir. Anla- 
diklanm bildirdikden sonra, (Bu benim anladigimdir. Dogrusunu 
Allah bilir) demislerdir. Kur'an-i kerimin ma'nasim Eshab-i ki- 
ram bile anlamakda giicliik ceker, Resulullaha sorarlardi. Yazdik- 
lanmiz iyi anlasihrsa, dinde reformcunun ne kadar cahilce ve ah- 
makca bir hulya pesinde oldugu zahir olur. 

Sonra gelen alimlerin, oncekilerden daha ileri olmasi sozii, fen 
bilgileri icin dogrudur. Din bilgilerinde, Resulullahm "sallallahii 
aleyhi ve sellem", (Her asr, kendinden oncesinden daha $erdir. 
Kiyamete kadar hep boyle olur) hadis-i serifi mu'teberdir. Bu ha- 
dis-i serif, fen adamlarimn sahsiyyetleri ve fen vasitalarmi kullan- 

-116- 



malan bakimmdan da mu'teberdir. Siibhesiz bu kaide cogunluk 
icin mu'teberdir. Her asrda bundan miistesna olanlar bulunmus- 
dur. Dinde reformcu, fen bilgisi ile din bilgisini birbiri ile kansdir- 
makda, fen ile fen adammi da aym sey sanmakdadir. Fen elbet 
ilerliyor. Fekat bu ilerleyis, fen adamlannm ileri olmasi demek 
degildir. Sonra gelen fen adamlan arasmda oncekilerden daha ge- 
ri, daha bozuk ve daha aleak olanlan az degildir. 

Kur'an-i kerimi ve hadis-i serifleri anlamak icin arabi bilmek 
lazim ise de, yalmz arabi bilmek kafi degildir. Kafi olsaydi, Bey- 
rutdaki arab hiristiyanlarm herbirinin, birer islam alimi olmasi la- 
zim gelirdi. Cunki onlarm icinde Misrdaki dinde reformculardan 
daha kuvvetli arabisi olanlar, arab lisanmm mtitehassislan, (Miin- 
cid) gibi liigat kitablan yazanlar var. Bunlann hicbiri, Kur'an-i 
kerimi anhyamamis, iman etmek serefine bile kavusamamisdir. 
Kur'an-i kerim, insanlan se'adete, imana, islama caginyor. Onlar, 
bu da'veti anhyabilselerdi icabet ederlerdi. Onlarm inanmamasi, 
Allahii tealanm da'vetinin acik ve belig olmadigini gostermez. 
Kur'an-i kerim, Eshab-i kirama hitab ediyor. Onlarm nurlu kalb- 
lerine ve selim akllanna hitab ediyor. Kureys lisam ile da'vet edi- 
yor. Cami'ul-Ezherin ve Beyrutun arabisi ile konusmuyor. Es- 
hab-i kiram, Resulullahm sohbetinde yetisdikleri ve biittin iim- 
metin iistiinde kemal sahibi olduklan halde, Kur'an-i kerimi an- 
layislan ayn ayn oldu. Anhyamadiklan yerler de oldu. O biiyiik- 
ler boyle aciz kahnca, bizim gibi, argo dili ile arabi anhyanlarm 
hali nice olur? Din imamlarimiz, Kur'an-i kerimden ma'na cikar- 
maga kalkismadilar. Kendilerini bundan aciz gordiiler. Resululla- 
hm "sallallahii aleyhi ve sellem" Kur'an-i kerime nasil ma'na ver- 
digini Eshab-i kiramdan sorup arasdirdilar. Eshab-i kiramm an- 
ladiklanm da, kendi anlayislanna tercih etdiler. imam-i a'zam 
Ebu Hanife "rahmetullahi aleyh" (vefati 150 [m. 767]) herhangi 
bir Sahabinin soziinii kendi anladigma tercih ederdi. Resulullah- 
dan ve Sahabeden bir haber bulamaymca, ictihad etmek zorunda 
kahrdi. Her asrda gelen islam alimleri, daha once gelenlerin, bii- 
yiiklukleri, iistunliikleri, vera' ve takvalan karsismda titrerler. 
Onlarm sozlerine sened, delil olarak sanhrlardi. Bu din, edeb di- 
nidir. Tevadu' dinidir. Cahil olan, cesur olur. Kendini alim samr. 
Halbuki, alim olan tevadu' gosterir. Tevadu' gostereni Allahii te- 
ala yiikseltir. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" Cehenne- 
me gideceklerini haber verdigi yetmisiki bid'at firkasmm reisleri 
de derin alim idiler. Fekat onlar, ilmlerine gtivenerek, Kitabdan, 
Siinnetden ma'na cikarmaga kalkisdilar. Boylece, Eshab-i kirama 

-117- 



tabi' olmak serefine kavusamadilar. Onlarm dogru yollanndan 
sapdilar. Yiizbinlerle muslimamn da Cehenneme gitmelerine se- 
beb oldular. 

Dort mezhebin alimleri, derin ilmlerini Kur'an-i kerimden ah- 
kam cikarmakda kullanmadilar. Buna cesaret edemediler. Resu- 
lullahm ve Eshab-i kiramm bildirdiklerini anlamakda kullandilar. 
Allahii teala, insanlara Kur'an-i kerimden hiikm cikanmz diye 
emr etmiyor. Resuliimun ve Eshabmm cikardigi hiikmlere uyu- 
nuz, bunlan kabul ediniz diyor. Bid'at sahiblerinin, ya'ni mezheb- 
sizlerin, bu inceligi anhyamamalari, kendilerini felakete siiriikle- 
misdir. Bir ayet-i kerimede mealen, (Resiiliiinc ita'at ediniz!), 
(Resuliime tabi' olunuz!) buyuruldu. Bu ayet-i kerime ve Resu- 
lullahm (Eshabimin yoluna sanliniz!) emri, bu sozumiiziin vesi- 
kasidir. Mezheb imamlarma uymak, Allahi ve Resulii birakip, 
kula kul olmak olsaydi, Eshab-i kirama uymak da boyle olurdu. 
Boyle olmadigi icin, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", bu- 
nu emr etmisdir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", insan- 
larm kisaca iman etmelerini ve gordiikleri gibi ibadet yapmalan- 
m emr ederdi. Bunlarm delillerini bilmegi hie teklif etmezdi. Bu- 
nu imam-i Gazali (Kimya-i se'adet) kitabmda uzun bildiriyor. 
Cenab-i Hak, kafirlerin analanm, babalarmi taklid etmelerini 
takbih ediyor. Boylece, kiifrii birakip, iman etmelerini emr edi- 
yor. Peygamberini taklid etmegi takbih etmiyor. Bunu emr edi- 
yor. Resulullah da, Eshabini taklid etmemizi emr ediyor. Sakile- 
ri taklid fenadir. Fekat bunun fena olmasi se'adet yolculanm tak- 
lide mani' olamaz. Iman kisminin delillerini anlamak kolay olsay- 
di, Beyrutdaki hiristiyan arablann kolayca imana gelmeleri lazim 
olurdu. Iman edilecek seylerin delillerini anlamak kolay olmadi- 
gi icin, delillerini anlamadan iman etmemiz emr olundu ve boyle 
iman edenlere mii'min ve miisliman denildi. Allahii teala, ah- 
kam-i islamiyyenin delillerini ogrenmek ve anlamak ile de musli- 
manlan miikellef kilsaydi, Onun Resulii de, bunu teklif ederdi. 
Halbuki, hip teklif etmedigini, yukarda bildirdik. Resid Riza, 
(Peygamberler yamlmaz, miictehidler yamhr) diyerek, mtictehid- 
lerin bildirdigi ahkamm, Peygamberlerin bildirdiginden baska ol- 
dugunu samyor. Halbuki, miictehid demek, mezheb imami de- 
mek, omriinii sarf ederek, gece gundiiz cahsarak, Peygamberin ve 
Eshab-i kiramm bildirdikleri ahkami arasdinp bulan ve bunlan 
miislimanlara bildiren biiyiik alim demekdir. Hicbir miictehid, 
hicbir ibadete, hicbir sey Have etmemisdir. Bunun bid'at oldugu- 
nu ve biiyiik giinah oldugunu sozbirligi ile bildirmislerdir. Miicte- 

-118- 



hidlerin yasak etdigi her seyi, onlara yiiklemege kalkismak kadar 
cirkin ve igrenc bir iftira olamaz. Miictehidlerin dini genisletdikle- 
rini soylemek, cok cahilce ve ahmakca bir sozdiir. Buna giilmek- 
den baska cevab verilmez. Din genislemez. Hadiseler cogalir. Ze- 
manla zuhur eden ve gelisen hadiselere islamiyyeti tatbik etmek, 
islamiyyete biiyiik hizmet ve cok kiymetli ibadetdir. Bu da miiced- 
did imamlara nasib olmus ve olmakdadir. 

Miiceddidlerin mutlak miictehid olmalan lazim degildir. Dort 
mezheb imamlan, taklidi men' etdiler. Bu muhakkakdir. Fekat 
onlar, talebeleri arasmda yetisen, ictihad derecesine yiikselen 
alimlerin birbirlerini taklid etmelerini, men'etdiler. Hicbir miicte- 
hidin, baska miictehidi taklid etmesi caiz degildir dediler. Kiya- 
mete kadar bu hiikm caridir. Fekat kendilerini miictehid sanan ca- 
hiller ve dinde reformcular, bu hukmiin dismdadir. Fare, rii'yada 
kendisini arslan gortip, kedinin karsisina cikarsa, aldandigmi an- 
lar. Amma bu aldanmasi hayatma mal olur. 

27 — Yedinci konusmada, dinde reformcu diyor ki, (Dini bu 
hale, ya'ni nazari felsefe haline getiren, sonra gelen islam alimle- 
ridir. Bir takim ta'rif ve tahdidler sokdular. Kismlara ayirdilar. 
Hatta, fikh alimi olmak icin, yirmi sene okumak lazimdir diyen ol- 
du. Halbuki, dinin biitiin kollannm hiikmlerinin vad' edilmesi bu 
kadar siirmusdii. Fikhin vad'i ise iki sene bile siirmemisdi. $imdi 
de miislimanlann, dort halife zemamndaki miislimanlar gibi ol- 
masini istiyorum. Bunun icin iizerinde ittifak meydana gelen iba- 
detleri yapmak her miislimanin vazifesidir. Ihtilafli seyleri yap- 
mak, farz denilmis olsalar bile, lazim degildir. Boyle isleri, delilini 
inceliyerek veya kendi haline uygun gdrdiigii icin, bir kavli tercih 
ederse, bununla amel eder. Bunlan kendisi gibi yapmiyanlan ko- 
tiilemez. Bir camfde, birnemaz vaktinde, cesidli mezheb imamla- 
n arkasmda nemaz kilmak uygun degildir. Kisacasi, Eshabm yap- 
diklanm yapmah, yapmadiklanm terk etmelidir. ihtilafli mes'ele- 
leri yapmakda muhayyer olmahdir. Onlann sbylemedikleri seyler 
iizerinde kiyas yapmamahdir. Ihtilafli islerde, herkes kendisince, 
sahih olan hadisler iizerinde amel eder) diyor. 

Dine ta'rifler, tasnifler, simrlar koyarak, felsefe haline getir- 
mek sucu ile, islam alimlerine catmakdadir. Halbuki, Ehl-i siinnet 
alimlerinin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'm" felsefe ile hie 
alakalan yokdur. Ciinki onlar, felsefecilerden cok yiiksekdirler. 
Su kadar var ki, Emeviler zemamnda, iic kit'aya yayilan miisli- 
manlar, cesidli kafirlerle karsilasdilar. Harici, mu'tezile gibi bo- 

-119- 



zuk firkalar da meydana cikrp, yeni musliman olanlan aldatmaga 
basladilar. Ehl-i siinnet alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'm", muslimanlann dinlerini korumak icin cesidli dinlere ve 
felsefecilere ve zmdiklara cevab vermek zorunda kaldilar. Onlara, 
istedikleri gibi ve felsefelerine uygun cevablar hazirlayarak, ke- 
lam ilmini her tarafa yaydilar. Boylece, genclerin aldatilmasim on- 
lediler. Bu hizmetlerini ovmemiz, onlara siikr ve diia etmemiz la- 
zim iken, onlan bu yiizden kotiilemege kalkismak, bir miislimana 
yakisir mi? Eshab-i kiram "radiyallahii teala anhiim ecma'in"cok 
akil ve arif olduklan ve Resulullah gibi bir miirsidleri oldugu icin, 
islam dmi, yirmi senede biitiin diinyaya yayildi. ikinci asrdan son- 
ra, iic kit'a iizerindeki miislimanlarda bu sartlarm ikisi de kalma- 
di. Talebenin hocasmdan okuyup ogrenmeleri zemam uzadi. Sim- 
di de, iistad miisfik ve mahir, talebe de zeki ve caliskan olursa, yi- 
ne az zemanda ogrenilir buyurmuslardir. Bid'atlerin ve giinahla- 
nn zulmetleri de kalbleri karartip, hafizalan za'ifletdi. Bu da, tah- 
sil zemammn uzamasma sebeb oldu. imam-i Safi'ibile, hocasi Ve- 
ki'a hafizasimn za'ifliginden sikayet etdi. Aldigi cevabi bildiren su 
beyt, bu hakikati gosteriyor: 

$ekevtul Vekt'a min su-i Intzi, 
fe-evsaniila terk-il me'ast. 

Dinde reformcu, bir yandan ittifakla bildirilmis olan ibadetleri 
her miislimanm yapmasi lazimdir diyor. Ote yandan da, ihtilafli 
seyleri yapmasa da olur veya diledigi mezhebe gore yapar, ya'ni 
mezhebleri birbirlerine telfik eder, kansdinr, diyor. Sozleri birbi- 
rine uymiyor. Ciinki, mezhebleri birbirlerine kansdirmamn batil 
oldugu, sozbirligi ile bildirilmisdir. Mezhebleri kansdirmak, itti- 
fakla bildirilmis olan bu habere uymamak olur. Bunun icin, dinde 
reformcunun soziine uyarak yapilan ibadetler ona gore de sahih 
olmaz. (ihtilafli mes'eleleri Eshab yapmamisdir. Yapmis olsalar- 
di, ihtilafli olmazdi) demek de, dogru degildir. Ciinki, Eshab-i ki- 
ramin nasil yapdiklan anlasilamadigi icin, ihtilaf olunmus 
mes'eleler de cokdur. Mezheb imammm soziinii birakip, hadisden 
kendi anladigina uymah demek de, ittifakla bildirilen habere uy- 
gun degildir. Kendisini mezheb imammdan daha iistiin gormek, 
miictehid sanmak olur ki, seytan sifatidir. 

28 — Sekizinci konusmada, dinde reformcu diyor ki, (Taklidci- 
ler, Allahm verdigi fitratm icabi olan diisiinme, arasdirma ve delil 
arama nuruna karsi en biiyiik diismandir). 

-120- 



Bu kadar acik yalan ve iftiraya dogrusu cok sasihr. Hangi fikh 
alimi, dlisunmegi, arasdirmagi ve delil aramagi yasak etmis? Han- 
gi musliman, bunlara diisman imis? Bir misal vermesini dilerdik. 
Kitabin basindan beri hangi yalamna, hangi iftirasina delil goster- 
di de, simdi gosterecek. Delil aramamn dtismam, dinde reformcu- 
nun ta kendisidir. Kisa gorusii ile, bozuk mantigi ile, tasarladikla- 
rmi din bilgisi olarak ortaya atan kimseden, diisiinme, delil iste- 
mek de, mantiksiz olur. Boyle kimseye karsi, (Ve ma cevab-iil ah- 
mak-i illes siikut) diyerek, susmak gerek ise de, gencleri bunun za- 
rarmdan korumak icin, kisaca cevab vermek lazim olmakdadir. 
Biitiin fikh alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in", mukal- 
lidin delil aramasma liizum yokdur diyor. Ciinki, Tabi'inden yeni 
iman edenler, herseyi Eshab-i kiramdan sorup yaparlardi. Hie de- 
lil istemediler. Delil aramagi yasak eden de hie yokdur. Bunun 
icin mezheb imamlanmn hepsi, delillerini uzun yazmislar. Arzu 
edenlerin arayip bulmalanni kolaylasdirmislardir. 

29 — Yine diyor ki, (Cahiller, ilk asr muslimanlan gibi bilme- 
dikleri mes'eleleri, giivendikleri kimseye sorar, bununla ilgili aye- 
ti veya hadisi ogrenir. Bunun ma 'nasi ile amel eder). 

Hey Allahim! Bu ne ilm? Bu ne mantik? Evet, Eshab-i kiram 
"radiyallahii teala annum ecma'in" boyle yaparlardi. Ciinki hep- 
si Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" sohbetinde yetisip, 
mezheb imamlarindan da iistiin oldular. (Eshabimin hepsi gok- 
deki yildizlar gibidir. Hangisini taklid ederseniz, hidayete kavu- 
siirsuiiuz!) hadis-i serifi ile medh ve sena olundular. Hepsi mu- 
rad-i ilahiyi anlardi. Kitabda ve Siinnetde acik bildirilmemis olan 
mes'ele icin de, ayetden veya hadisden delil arayip, bulup ictihad 
ederek, hiikmlinu cikanrlardi. Birbirlerini taklid etmeleri lazim 
ve caiz degildi. Mezheb imamlanmiz da, Eshab-i kiramm yapdik- 
lanm yapdilar. Onlar gibi delil arayip buldular. Bundan hiikm ci- 
kardilar. Boylece, amelde mezheblere aynldilar. Bu suretle, Re- 
sulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" emrini yapmis oldular. 
Ciinki, Resulullah, (Eshabima tabi' olunuz) buyurmusdu. Ta- 
bi'inden yeni imana gelenler, Eshab-i kiramdan delil istemedik- 
leri icin, bizim gibi cahillerin de, mezheb imamlarindan delil iste- 
memiz lazim degildir. Biz, Allahii tealanm emrlerini, mezheb 
imamlanmn kitablanndan okuyup ogreniyoruz. Bu kitablar, 
Kur'an-i kerimin aciklamalandir. Cahil bir koy cobamm, Eshaba 
benzeterek, her zeman sehre gelip, ayet ve hadis aramasim ve 
bunlara kendinin ma'na vererek ictihad yapmasim taleb eden bu 

-121- 



saskin din adamma bakmiz! Mezheb imamma ve mezhebin kitab- 
larim okuyup ogrenmis olan koy hocasina uymak kolayhgi durur- 
ken, adamcagrzin basma ne isler acmakdadir! 

30 — Dinde reformcu, binlerce islam alimini kuciimsiyerek, 
sozlerine soyle devam ederek: (Usui ilimlerinin, taklidin lazim ol- 
dugunu, (Bilmiyorsamz, bilenlerden sorunuz!) ayetinden cikarma- 
lan neticesiz ve sakat bir muhakeme ve istidlaldir. Ciinki, ayetin 
inmesine sebeb olan hadise ve muhatablar icin taklid caiz olmiyor 
ki, ayet herkese taklid emr etsin. Bu ayet He, Allahii teala, arab 
miisriklerine, Peygamberler melek mi idi, insan mi idi, Ehl-i kita- 
ba sormalanm emr ediyor. Bunu sormak, delilsiz olarak, baskasi- 
mn re 'y ve ictihadi He amel etmek degildir ki, bu taklidcilik olsun. 
Bundan baska, bu mes'ele i'tikadi bir mes'eledir. Burada taklidin 
caiz olmadigim siz de kabul ediyorsunuz. Kiyamet giiniinde, kafir- 
lerin reislerinin, kendilerine tabV olanlardan kacacaklarim 
Kur'an-i kerim haber veriyor. Bu haber, kendilerine tabi' olun- 
mak Allah tarafmdan emr edilmemis kisilere tabi' olanlarm 
ma'zur tutulmiyacagma alamet degil midir? Miislimanlar, ba'zi 
kimseleri delil sayarak Kur'andan yiiz cevirdigi icin, basimiza fela- 
ketler geldi. Taklid etdikleri imamlar, kiyamet giiniinde kendile- 
rinden kacacaklardir. CUnki, biiyiik imamlar ve miictehidler tak- 
lidciligi men ' etdiler. Siz, Allah ve Peygamber soziinii degil, insan- 
larm soziinii delil olarak kabul etmege ahsmissmiz) diyor. 

Resid Riza, dinde reformcu olarak bunlan yazdikdan sonra, 
okuyuculanni aldatmak icin, vaiz efendinin dinde reformcunun 
sozlerini begendigini, dinde reformculan cahil sanmakla yamlmis 
oldugunu ve dinde reformcunun boyle cok bilgili oldugunu gor- 
mekle onu takdir etdigini de yaziyor. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" bu ayet-i kerime- 
den, her cesid ameli ve ibadeti yaparken, bir miictehidi taklid et- 
mek lazim oldugunu anladi. Eshab-i kiram da, Resulullahdan og- 
renerek, Tabi'inden yeni imana gelenlere, yalmz ibadetlerin na- 
sil yapilacagmi ogretdiler. Delillerini de aramalarim emr etmedi- 
ler. Delilsiz olarak taklid etmelerini kafi gordiiler. Her islerinde 
Eshab-i kiramm izinde giden mezheb imamlanmiz, burada da 
onlara uydular. Resid Rizanin, (imamlar taklidciligi men' etdi- 
ler) demesi, Eshab-i kiramm yolunu terk etdiler demekdir. Evet, 
Eshab-i kiram da, imamlanmiz da delil ararlar, baskalarmm icti- 
hadlarma uymazlardi. Ciinki, kendileri muctehid idi. Fekat, miic- 
tehid olmiyanlarm, amellerde miictehidi taklid etmelerini hie 

-122- 



men' etmediler. Reformcunun, bu ayetde kafirlere, taklid etmele- 
ri emr olunmuyor demesi, isi mugalataya bogmakdir. islam alim- 
leri, kafirlere taklid etmeleri emr olunuyor demiyorlar ki, dinde 
reformcunun bu sozlerine hak verilsin. Allahu teala, bilmiyenle- 
rin, bilenlere sormasim emr ediyor. islam alimleri de "rahmetul- 
lahi teala aleyhim ecma'in", miislimanlar yapacaklan isi nasil ya- 
pacaklanm bilenlerden sormahdir diyorlar ve bu sozlerini bu 
ayet-i kenmeden cikanyorlar. Mes'ele bu kadardir. Amellerde 
taklid etmek, delil arasdirmak diye bir sey yokdur. Amellerde 
taklidi, i'tikadda taklid ile kansdirarak, dinde reformcu, kendisi- 
ni hakh cikarmak cabasmdadir. Yapilacak bir isde delilsiz olarak 
bir alimi taklid etmek ayn bir mes'eledir. Bu ayn mes'ele de, bi- 
rinci mes'eleden kendiliginden ortaya cikmakdadir. Yapilmasi 
veya terk edilmesi lazim olan bir isi bilene sorup, ondan ogrendi- 
gi gibi yapmak, onu taklid etmek demekdir. Halbuki iman etmek- 
de taklid boyle degildir. i'tikad edilecek seyleri sorup ogrendik- 
den sonra, hemen iman hasil olmuyor ki, buna taklid denilsin. 
Ogrendikden sonra, diisiinmek, begenmek ve kabul etmek, on- 
dan sonra iman etmek hasil oluyor. islamm istedigi iman budur. 
Ogrendikden sonra, diistinmeden, begenmeden, iz'ansiz olan 
iman, taklid ile iman olur. Delilsiz olur. Kafirlerin, analarmi ba- 
balanm gorerek kafir olmalan boyledir. islamm istedigi iman, in- 
sanin iz'an ile, delil ile, kendi karan ile olan imandir. Kafirlerin 
kufrti, kendilerinden hasil olmayip, analarmdan babalanndan 
almmakdadir. Onlardan kendilerine mal olmakdadir. Goriiliiyor 
ki, imanda taklidin yeri yokdur. Imanda taklid caiz olmadigi icin, 
taklid olunanlar, kendilerini bu bakimdan taklid edenlerden kiya- 
metde kacacaklardir. ibadetlerde taklid, Allahu tealamn emri ile 
hasil oldugu icin, ogretenler de, ogrenenler de, Cennete kavusa- 
caklardir. 

Dinde reformcunun, (Miislimanlar, ba'zi kimseleri delil saya- 
rak, Kur'andan yiiz cevirdiler) demesi, cok asagi, cok igrenc bir 
davramsdir. Mtislimanlan kafir yapmakdir. Acik bir nassa dayan- 
miyarak veya subheli bir nassm te'vili olmiyarak yalan ve iftira 
yolu ile, bir muslimana kafir diyenin kendisi kafir olur. Miisliman- 
lar, din imamlarmm kendilerini taklid etmiyorlar. Onlardan mu- 
rad-i ilahiyi ve murad-i peygamberiyi ogrenerek, Allahu tealamn 
ve Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" emrlerine san- 
hyorlar. Miictehidler, ara yerde bir vesile, bir vasitadir. Maide su- 
resi, 35. ci ayetinde mealen, (Benim rizama kavusmak icin vesile 
arayimz!) buyuruldu. Miislimanlar, Allahu tealamn bu emrine 

-123- 



uyarak, amelde mezheb imamlarim vesile yapiyorlar. Mezheb 
imamlarma tabi' olmak, onlan taklid etmek demek, onlarm ken- 
di emrlerini yapmak demek degildir. Onlarm Kitabdan ve Siin- 
netden bildirdikleri (Ahkam-i islamiyye) bilgilerine tabi' olmak- 
dir. 

Dort mezheb arasmda ihtilafh olan mes'eleler, nasil terk oluna- 
bilir? Buna imkan yokdur. ihtilaf olunan seylerden biri, elbette 
Allahii tealamn emridir. Mesela kan akmca, Hanefide abdest bo- 
zulur, Safi'ide bozulmaz. Elbette bunun birisi Allahii tealamn mu- 
radidir. ikisinden birini her zeman yapmah. Allahii tealamn mu- 
radi budur demelidir. Murad olani, istenileni yapmis olan isabet 
etmis, kazanmisdir. Muradi anhyamamis olan miictehide de sevab 
verilecegini, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" haber ver- 
misdir. Resulullah efendimizin zemanmda boyle ictihadh mes'ele- 
ler cokdu. isabet etmiyen miictehidin de sevab kazanacagim bildi- 
ren cesidli hadis-i serifler vardir. Yalmz burada miihim olan sey, 
yanhs olana da sevab verilmesi, amelleredir ve miictehidlere mah- 
susdur. Nahl suresindeki, yukanda bildirilen ayet-i kerimeye go- 
re, muctehidleri taklid edenler de, bu sevaba kavusur. Amelde 
muctehidi taklid etmiyen dinde bid'at sahibi mezhebsizler, bu se- 
vaba kavusamaz. Allahii tealamn emrini yapmamis olurlar. Ce- 
henneme giderler. (Bid'at sahibinin hicbir ibadeti kabul olunmaz) 
hadis-i serifi, bu soziimiiziin vesikasidir. 

(Usul-i fikh) ilmi alimlerinden bir kismi buyurdu ki, (Miictehi- 
di amelde taklid etmek icin, onun bilgisine guvenmek ve inan- 
mak lazimdir. Nahl suresi, 43.cii ayetinde mealen, (Bilenlerden 
sorunuz) buyuruldu ki, bunu gosteriyor). Resid Riza (Bir 
mes'elede, bir muctehidi taklid ederek, baska mes'elede zaruret- 
siz baska muctehidi taklid eden kimse, birinci miictehide inan- 
mamis, giivenmemis olur. Birinci mes'eledeki taklidi de mu'te- 
ber olmaz. Her ikisine de giiveniyorum, inamyorum derse, bu so- 
ziine deger verilmez) diyor. Cok yerde oldugu gibi, burada da 
Resid Rizamn hali ve fi'li, soziinii tekzib etmekdedir. Sair de 
boyle soyliyor: 

Aytnesi isidir kisinin, lata bakilmaz, 
Siihsm goruniir riitbe-i akh eserinde. 

Bu konuyu, kitabimizm kirkikinci maddesinde, (Mizan-iil-kiib- 
ra)dan terceme ederek, daha genis acikhyacagiz. 

31 — Dinde reformcu, imam-i Gazali hazretlerinin Batmiyye 

-124- 



mezhebinden bir sapikla konusmasim yaziyor. Bir yerinde, ima- 
mm, (Nasihat verecegim kimsenin hicbir firkaya bagh bulunma- 
masi, ihtilafh konulara dalmamasi lazimdir. Ibadetlerde, ittifak 
olunan mes'eleler iizerinde dur! Ihtilafh mes'elelerle ugrasma! Ih- 
tilafh mes'elelerde ihtiyath olani yap! Farz oldugunu soylemiyen- 
ler, miistehab oldugunu soylemislerdir. thtiyati yapmak giic oldu- 
gu zemanlarda kendin ictihad et! Ya'ni, daha iistiin gordiigiin 
miictehidin soziinu yap! Hangi alimin iistiin ve goriisiinde isabet- 
li olduguna kana 'at getirirsen, onu taklid et! Eger o zat re 'y ve ic- 
tihadmda, vardigi sonuc ve hiikmde isabet etmis ise, onun icin iki 
karsihk, ikisevab vardir. Nitekim, Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem", soyle buyurmusdur: Bir kimse ictihad edip de isabet 
ederse, iki ecr, hata ederse bir ecr kazamr. Cenab-i Hak da, isi ic- 
tihada ehl olanlara havale edip, onlara birakiyor. Nisa suresinin 
sekseniiciincii ayetinde, (Onlardan netice cikarmaga kadir olanlar 
onu bilirler) buyurdu. Hazret-i Peygamber ''sallallahii aleyhi ve 
sellem ", ehl olanlann ictihadlanndan memnun ve razi oldugunu, 
Mu'az hadisi He, aciklamisdir. Mu'az bin Cebelin, Kitabda ve 
Siinnetde bulamazsam, re'yimle diisiiniir, ictihad ederim demesi, 
hazret-i Peygamberin "sallallahii aleyhi ve sellem" ictihadi emr 
etmesi ve buna izn vermesinden once olmusdur. Hem miictehid- 
ler, hem onlan taklid edenler ma 'zur sayihr. Bunlarm bir kismi 
Allahm muradma isabet etmis, birkismi da, iki ecrden birine isa- 
bet edenlere ortak olmusdur. Birbirine karsi inad ve te 'assub gos- 
termezler. Qiinki, hangisinin isabet etdigi ma 'lum degildir. Sade- 
ce herbiri kendisinin isabet etdigini zan etmekdedir. Herkesin 
re 7 y ve kiyas He ahkam cikarmasimn batil oldugunu kabul ediyo- 
rum. Eger korii koriine taklid etdigin batmiligi birakirsan, sana 
Kur'an-i kerimdeki ilmleri bgretebilirim. Ogrenmek icin, beni mi 
tercih edersin, yoksa, batmi olan yoldaslarmi mi?) dedigini bildi- 
riyor. Bunlan isiten vaiz efendinin (demek ki, imam-i Gazali, tak- 
Kdi kabul hatta biitiin avam uzerine gerekli kihyor) dedigini ilave 
ediyor. imam-i Gazalmin "rahmetullahi teala aleyh", dinde re- 
formcunun kaleminden cikan sozleri, kendisinin Ehl-i siinnet 
alimlerinin ve dort mezheb imamlanmizin sozbirligi ile bildirdik- 
lerine katildigmi acikca gostermekdedir. Ehl-i siinnetin bu yiice 
imammm "rahmetullahi teala aleyh" yukandaki yazisim acikla- 
maga liizum yokdur. Bizim maksadimiz da, imam hazretlerinin bu 
bildirdiklerini din kardeslerimize anlatmakdir. imam-i Gazalmin 
bu sozleri, dinde reformcunun iddi'alanm kokiinden ciirutiiyor. 
Taklidin mesru' oldugunu bildiriyor. 

-125- 



32 — Dinde reformcu, dokuzuncu konusmasinda soyle yaziyor: 
(Ben miislimanlann tutulduklan hastahgm sebeb ve mikrobu olan 
ihtilaf karanhklanndan nasil siynhp cikacaklan hakkmdaki dii- 
siincemi bundan once bildirmisdim. Benim goriisiim, biiyiik islam 
alimi olan imam-i Gazalinin goriisiine uygundur. Imam-i Gazali, 
yalmz Kur'an-i kerimde bulunan seylere iman etmeleri, bir de 
miislimanlann oteden beri iizerinde birlesdikleri seyleri yapmala- 
n kafidir, diyor. tslamiyyete zarar veren sey, miislimanlann firka 
firka aynlarak, her firkanm yalmz kendi tercih etdigi imami ve 
ona tabi' olan alimleri taklid etmesi ve baska miictehid imamlan 
taklid edenlere karsi te'assub gostermesidir. Bu firkalasma, Kita- 
bi ve Siinneti terk etmege kadar vanr. Ben, bu nev' mes'elelerde, 
biraz daha kolayhk gosterdim. Miikellefi, nefsinin arzusuna uy- 
mamak ve elinden geldigi kadar ihtiyata riayet etmek sarti He, is- 
tedigi gdriisii almakda serbest birakdim. imam-i Gazali ise, bu 
mes'elelerin kokden terkini caiz gormekle beraber, amel etmek 
istiyenlerin hareket sahasim daralhyor. Onlan bir nev' ictihade 
mecbur birakiyor). 

Dinde reformcunun en biiyiik hatasi, miislimanlann i'tikadda 
firkalara aynlmasi ile, Ehl-i sunnetin dort mezhebe aynlmasim 
birbiri ile kansdirmasidir. Dort mezhebi de bid'at firkalan gibi 
kotiilemekde, miislimanlan, Kitabin ve Sunnetin disma cikacak 
kadar lekelemekdedir. i'tikadda aynlmis olan yetmisiki firkanm 
hepsi, elbette mezhebsizdir, sapikdir. Hepsinin Cehenneme gide- 
cekleri, hadis-i serif ile bildirilmisdir. Fekat, hadis-i serif ile ovii- 
len ve Resulullaha ita'at etdikleri icin, Allahii tealamn muhabbe- 
tine, nzasma kavusmus olan, Ehl-i sunnetin dort mezhebine sal- 
dirmasi, boliiciiliikden baska ne olabilir? Din adami olarak ortaya 
cikan boyle zindiklann, miinafiklann, kitabli ve kitabsiz kafirler- 
den daha zararh ve daha kotii olduklanm dinimiz bildiriyor. Din- 
de reformcu, imam-i Gazali hazretlerinin "rahmetullahi aleyh" bir 
onceki maddede bildirilen sozlerini degisdirerek, kendi goriisiine 
cevirmekden sikilmamisdir. Kendisini, imam-i Gazali hazretleri 
gibi, alim ve miictehid gorerek, islamiyyete yon vermege kalkis- 
makdadir. Bu saskm hareketinin, kotiiledigi yetmisiki firkadan 
da, daha kotii oldugunu anhyamamakdadir. 

33 — Dinde reformcu, mezheb imamlarmm sozbirligine de 
karsi geliyor, diyor ki, (Telfikin batil oldugu hiikmiinde icma ' bu- 
lundugu iddi'asmi kabul etmek miimkin degildir. Bu konuda 
farkh goriisler vardir. Kendi mezhebinin imamlanndan hicbirinin 

-126- 



soylemedigi bu sozii (Durr-iil-muhtar) sihibi nasil soyliyebilir ki, 
kendi mezhebi, tic imamm ictihidlanndan telfik edilmisdir. Ha- 
nefilerin telfiki kabul etmediklerinin dogru olmadigim ibni Hti- 
mamdan da anhyoruz. Telfik, ya'ni, birkac mezhebi cem' etmek 
sureti He verilmis fetvalar da oldukca cokdur. Bunlann en mes- 
hur olanlanndan birisi, "menkul mahni kendine vakf etmek" 
olup, imam-i Ebu Yusiif He imam-i Muhammedin ictihadlanm 
telfik ederek caiz gortilmtisdiir. Ibni Abidinin, birmezheb icinde- 
ki imamlarm ictihadlanm birlesdirmek telfik olmaz demesi, akh 
basmda olan bir kimsenin soyliyemiyecegi bir keyfi htikmdtir. 
Mukallid bile olsa, hicbir kimse, birbirine aykm iki gortisii aym 
zemanda kabul etmez. Fikh kitablanm yazanlann kendilerinden 
soyliyemiyeceklerini, ben de kabul ediyorum. Ctinki, mukallid 
olamn ilmi yokdur ki, kendinden soylesin. Onun yapacagi sey, 
baskasimn soyledigini nakl etmekdir. Nitekim bunu da allame 
Kasimdan, o da (Tevffkul-hiikkam) dan nakl etmisdir. Birisi, 
mes'ele tizerinde ihtilaf edildigini, cesidli gortislerin mevcud ol- 
dugunu bilmediginden, "icma' vardir" soziinti soyleyiveriyor. Di- 
gerleri de, bunu nakl ediyor. Hakkm herzeman ekseriyyet He be- 
raber olacagim sanmak dogru degildir. Yusiif suresindeki bir 
ayet-i kerimede mealen, (Sen ne kadar yurekden istersen iste, yi- 
ne de insanlarin cogu inanmazlar) buyuruldu) diyor. 

Dinde reformcu, bu yazismda hem cehaletini, hem de Ehl-i 
siinnet diismanhgim acikca ortaya koyuyor. Hanefi mezhebi, uc 
imamm ictihadlarmdan telfik edilmisdir sozii, onun iisul-i fikhdan 
hie haberi olmadigim i'lan ediyor. Kisa goriisu ile, vesika sanarak 
ileri siirdiigu delillerin, maksadla hie alakasi yokdur. Kisaca deriz 
ki, hanefi mezhebinin usul ve kava'idini, imam-i a'zam Ebu Hani- 
fe "rahmetullahi aleyh" kurmusdur. imam-i Ebu Yusiif (vefati 
182 [m. 798]), imam-i Muhammed (vefati 189 [m. 804]), Imam-i 
a'zamm talebeleridir. Yiizlerle talebesi gibi, bunlan da, senelerce 
yetisdirmis, ictihad derecesine ulasdirmisdir. Bu iki miictehid ve 
arkadaslan, bircok muctehidler, hocalarmdan ogrendiklerini, vi- 
ne hocalanmn bildirdigi iisullerle ve kaidelerle oleerek karsilan- 
na cikan yeni hadiselere farkh fetvalar vermislerdir. Hanefi mez- 
hebinde bu iki imamin fetvalan birlesdirilmemisdir ki, telfik ol- 
sun. Hanefi mezhebinde tmam-i a'zamm sozii ile amel olunur. 
Imam-i a'zamin ictihadi bulunmadigi mes'elelerde, imam-i Ebu 
Yustifiin ictihadi ile amel olunur. Bu da bilinmiyorsa, imam-i Mu- 
hammedin fetvasi ile amel olunur. Bu sirayi ancak zaruri hallerde 
degisdirmek veya ikisini birlesdirmek caiz olur. Mesela, aldigi ki- 

-127- 



ralar, colugunun, cocugunun ihtiyaclarmi ve borclanni karsilarm- 
yan kimse, imam-i Muhammede gore fakirdir. Seyhayn indinde 
zengin sayilir. Boyle kimse fitra vermez ise ve kurban kesmezse, 
imam-i Muhammede gore giinahdan kurtulur. Fitra verir ve kur- 
ban keserse, Seyhayne gore vacib sevabma kavusur. Uzerine va- 
cib olmiyan ibadeti yapan, yalniz nafile ibadet sevabi kazamr. Va- 
cib sevabi kazanamaz. Vacibin sevabi bundan katkat daha fazla- 
dir. Goriiluyor ki, ictihadlarm ayn olmasi, miislimanlara rahmet 
olmakdadir. Bir mezheb icinde bulunan imamlarm ictihadlanm 
birlesdirmege telfik denmez. Telfikin caiz oldugunu gostermez. 
Dort mezhebden birkacim kansdirmaga telfik denir. Hanefilerin 
telfiki kabul etmediklerinin dogru olmadigim ibni Hiimamdan an- 
lamasi da, yalandir. Ciinki, ibni Hiimam, (vefati 861 [m. 1457]), 
(Tahrir) kitabinda diyor ki, (Bir isi bir mezhebe gore yaparken, 
baska bir mezhebi de taklid etmesi, iki mezhebde de batil olacak 
birsey yapmamak sarti ile caiz olur. Abdest ahrken, Safi'i mezhe- 
bini taklid ederek, uzvlanm ovmiyan kimse, kadina eli degince, 
Maliki mezhebine gore abdest bozulmadi diyerek, nemaz kilsa, bu 
nemazi batil olur. Ciinki, abdesti, her iki mezhebe gore sahih de- 
gildir.) Ibni Humamin bu yazisim (Hulasat-iit-tahkik) kitabi vesi- 
ka olarak bildirerek, mezhebleri telfik etmenin caiz olmadigim 
bununla isbat etmekdedir. Din adami olarak ortaya cikan dinde 
reformcu, muslimanlan aldatmak icin, ibni Hiimamm sozlerini 
degisdirmekde, bu yiice imama karsi cirkin iftira yapmakdadir. 
Bundan baska telfikin kabul edilmedigini, hem de bunda icma' ol- 
dugunu bildiren, ibni Humamin talebesi olan Seyh Kasimdir. 
Seyh Kasim, hocasi ibni Hiimamdan ogrendigi bu icma'i, (Et-tas- 
hfli) admdaki kitabmda yazmakdadir. Bu kitab, (Kuduri)nin ser- 
hidir. 

Hanefi mezhebinde olan miiftinin imam-i Ebu Yusiifiin veya 
imam-i Muhammed Seybaninin ictihadma gore fetva vermesinin, 
hanefi mezhebinin hilafma olmiyacagim (Diirer) kitabi da haber 
vermekdedir. Ciinki her iki imam da, imam-i a'zama uymiyan ic- 
tihadlanmn hepsinin ondan isitdikleri bir rivayet oldugunu soyle- 
mislerdir. Bundan dolayi imam-i Tarsusfnin (Nef-ul-vesail) kita- 
binda ve aflame ibn-iil-Selbmin fetvalarmda bulunan iskalin orta- 
dan kalkmis oldugunu ibni Abidin, (Vakf-iil-menkul) hasiyesinde 
yazmakda ve (insamn kendine birsey vakf etmesi, imam-i Ebu 
Yusiife gore caiz olup, imam-i Muhammede gore caiz degildir. 
Nakl olunabilen seyin vakfi, imam-i Ebii Yusiife gore caiz degil, 
imam-i Muhammede gore caizdir. Bu imamlarm ikisi de, nakl 

-128- 



olunabilen birseyi kendine vakf etmenin caiz olacagini soyleme- 
mislerdir. Her iki imamm ictihadlan birlesdirilerek, bunun da ca- 
iz olmasina fetva verilmisdir. Tarsusinin (Munyet-iil-miifti) kita- 
bmda, hiikm-i miileffak caizdir diyerek yazdigi mes'ele, iste bu- 
dur. Yoksa, baska mezhebleri birbiri ile kansdirmak, sozbirligi ile 
caiz degildir. (El-Ukud-iid-diirriyye ft tenkih-il Hamidiyye) kita- 
binm birinci cildi yiizdokuzuncu sahifesinde bunu butunii ile 
acikladim) demekdedir. Para vakfina da, imam-i Ebu Yusiif ile 
imam-i Zuferin ictihadlannm birlesdirilmesi ile caiz denilmesi, 
baska mezhebler arasmda yapilan hiikm-i miileffak caiz olacagi- 
ni gostermez. Cunki, bu her iki imam da, Haneff mezhebindedir- 
ler. Dinde reformcu, fikh kitablarmdaki bu acik yazilan tersine 
cevirerek, hem gencleri aldatmaga, hem de (Durr-iil-muhtar) ve 
(Ibni Abidin) gibi en krymetli fikh kitablanni lekelemege, Ehl-i 
siinneti icden yikmaga cahsmakdadir. Bu aleak siyaseti, Resid Ri- 
zamn bir din adami degil, din adami seklinde goriinen bir (Zin- 
dik) oldugunu acik olarak ortaya koymakdadir. 

Fikh alimleri, ahkam-i islamiyyeyi, kendi gortislerine, kendi 
akllarma gore soylemeyip, Eshab-i kiramdan "radiyallahii teala 
anhiim ecma'm" gelen haberleri nakl etdikleri icin dinde reform- 
cu, bu alimlere cahil damgasi basacak kadar alcalmakdadir. Hal- 
buki, bu haberleri ve tatbik yerlerini bilmiyen, kendileri uydurup 
soyliyen bu dinde reformcular cahildir. Hem de kara cahildirler. 
Cehl-i miirekkeblerinden dolayi kendilerini birsey bilir samyor- 
lar. Yalan, bozuk sozlerini ilm olarak yaymakdan haya etmiyor- 
lar. (El-haya-ii minel-iman) hadis-i serifi (Miislim)de yazihdir. 
Din diismanlarmda haya olmadigim bu hadis-i serif de goster- 
mekdedir. Fikh alimleri, icma' ile bildirilmis olan ve ihtilafh olan 
mes'eleleri bildirdiler. Bu ilmi bilenler, bunlan birbirlerinden 
ayinr. Cahil dinde reformcular, fikh alimlerini kendileri gibi sam- 
yorlar. (El-kelam-ii sifat-iil mtitekellim) sozii bunlarm icyiizlerini 
ortaya cikarmakdadir. Bu soz, (Bir kimsenin sozii, bu kimsenin 
nasil oldugunu anlatir) demekdir. 

Fikh alimleri, icma' vardir soziinii, bilmeden soyliyorlarmis. 
Bu yiice islam dini, asrlardan beri bu cahiller elinde oyuncak ol- 
mus da, bu zmdiklar simdi, dini rayma oturtacaklarmis. Sozbirli- 
gini inkar edenin kafir olacagini kendi de soylemisdi. icma'i, is- 
lam alimleri bilememis, bulamamis ise, kendisi nerden bulacak? 
Buna sasmaga hie liizum yok. (El-cahilu cesuriin). Uydurup uy- 
durup soyliyecek. Onun icin, bundan kolay ne var ki. Bu kitabi 

- 129 - Faideli Bilgiler - F:9 



gibi, yalanlarla, iftiralarla dolu yiizlerce kitab yazmak, onun icin, 
isden bile degildir. Her sozii hikmet ile dolu olan Peygamber efen- 
dimizin "sallallahu aleyhi ve sellem", (Kiyamete yakin, ortaya ci- 
kan din adamlan, esek lesinden daha cok kokinus olacaklardir) 
hadis-i serifi ile haber verdigi kokmuslan aramaga liizum kalma- 
misdir. Onlar kendilerini teshir ediyorlar. Zehrli, pis kokulan 
Misrdan biitiin dunyaya yayihyor. Allahii teala, gene din adamla- 
nmizi ve hepimizi bu olduriicu hastalik mikroplarmm bulasmasin- 
dan ve bu tiiredilerin serrinden muhafaza buyursun! Resulullahm 
"sallallahu aleyhi ve sellem" yolunu gosteren ve Onun varisleri ol- 
duklan bildirilmis olan, (Ehl-i siinnet) alimlerinin dogru yolundan 
bizleri ayirmasm! Bu mubarek Allah adamlan, fikh ve ilmihal ki- 
tablarmi yazmamis olsalardi, bu tiiredi din cahillerinin penceleri- 
ne diiserek, yaldizh sozlerine aldanarak, helak olurduk. Kiifrden, 
bid'atden bizleri koruyan, Ehl-i siinnet alimlerinin mubarek ruh- 
larma bizlerden binlerce selam ve diialar olsun! Hak her zeman 
ekseriyyetde olmaz diyerek, (Ummetim dalalet iizerine ictima' et- 
mez) hadis-i serifini inkar etmekdedir. Ehl-i siinnet alimleri, Re- 
sulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" emr etdigi icin, icma'a ve 
cumhura sanlmislardir. Buhari sonunda, (Fiten) kismmdaki ha- 
dis-i serffde, (Cema'atden bir kans ayrilan ve o halde olen, cahi- 
liyye oliimii ile oliir) buyuruldu. Bu hadis-i serif, Nisa suresinin 
yiizondordiincu ayetini aciklamakdadir. Yine Buharide, daha son- 
raki bir hadis-i serifde, (Allahii teala, sizden ilmi alinak icin ilmi 
ile ainil olan alimleri kaldirir. Cahiller kahr. Dinden siial edenle- 
re, kendi akllari ile cevab verip insanlari dogru yoldan ayirirlar) 
buyuruldu. Bu hadis-i serif, alimlerden nakl etmege taklidcilik di- 
yerek, Ehl-i siinneti kotiiliyen, kendi kisa akl ve bos kafalan ile di- 
ni icerden yikan dinde reformculann zararlanm bildirmekdedir. 
Bu hadis-i serif, (Buhari)nin basmda daha uzun yazihdir. Yine 
(Buhari)de, ilm kismmdaki hadis-i serifde, (Kiyamet alametlerin- 
den biri, ilm yok olacak, din cahilleri cogalacak, icki icenler ve zi- 
na edenler artacak) buyuruldu. Dinde reformculann, Ehl-i siinne- 
ti yok edip, din adami olarak ortaya cikmalan, bu hadis-i serifin, 
gaybdan haber veren mu'cizelerden oldugunu gostermekdedir. 
Imam-i Muhammed bin isma'il Buhari, 194 [m. 809] da tevelliid, 
256 [m. 869] da Semerkandda vefat etmisdir. 

34 — Dinde reformcu diyor ki, (Taklid ictihadm neticesidir. 
Bunun olmadigi yerde, o da olmaz. Biitiin ittifakh mes'eleleri bi- 
tirenlerin, ihtilafli ibadetleri yapmasi lazim degildir. Hepsini terk 
etmeleri caizdir. Bilmedigi bir kimseyi taklid etmek, su'urlu ve 

-130- 



basiretli olur mu? Fetva almak, taklid olmayip, nakl ve riviyetka- 
bilindendir. Re'yini almak ve ictihadmi benimsemek icin, miicte- 
hidler arasmda aramlan iistiinliik, Halifeler He diger Sahabeler 
arasmda, bahs mevzu'u olan iistunluk gibi degildir. Ya'ni, Allahii 
teala katmdaki iistiinliik degildir. Olcii, bilgi, arasdirma ve goriis 
kuvvetidir. Daha sonra gelen, daha iistiin olabilir. tmamlar icinde 
en kuvvetli olani, imam-i $afi'idir. Delilini bulamadigim zeman, 
delilini iistiin gordiigiim mezhebe uyanm. Ya'ni, hem miictehid, 
hem de mukallid olurum. Yalniz taklidci olmakdan kurtulurum. 
§imdiki miislimanlar, ne mezheb biliyor, ne de iman. Qogunun din 
bilgisi, Allah birdir ve gokdedir. Peygamber, semaya cikarak Al- 
lahi gordii). 

Resid Rizamn bu yazilan da, kendi gorilslerinin ifadesidir. is- 
lam alimi olmadigi icin, hatta, onceki yazilan, hangi yolun yolcu- 
su oldugunu acikladigi icin, onun, bu derme catma yazilanna ce- 
vab vermege degmez. Fekat, (Sinek kiiciik ise de, mi'deyi bulan- 
dinr) ata sozii geregince, gencleri bunun serrinden korumak icin, 
birkac kelime yazmak uygun olacakdir. 

Ictihad olmiyan yerde taklid olmaz sozii, dogru degildir. Ciin- 
ki, Nisa suresi, 58. ci ayet-i kerimesinde mealen, (Resuliime ita'at 
ediniz) buyuruldu. Eshab-i kiram "aleyhimiirndvan", bu emre 
uyarak, Resulullahm her dedigini yapdilar. Kendilerini oliimlere 
atdilar. Hicbiri delil, sened aramadilar. Resulullahi kaydsiz sartsiz 
taklid etdiler. Bu emrler Vahy ile idi. ictihad kansik degildi. icti- 
had yapilan islerde ise, Eshab-i kiram da ictihad yapip, ictihadla- 
nm Resulullaha soylerlerdi. ictihadlan, ba'zan Resulullahm icti- 
hadma uymazdi. Boyle oldugu zemanlarda, Vahy gelerek, hangi 
ictihadm dogru oldugu belli olurdu. Ba'zan Eshabm ictihadina uy- 
gun Vahy gelirdi. Resulullahm vefatmdan sonra, Eshab-i kiram 
ictihad edilecek mevzu'larda birbirlerine uymadilar. Miictehidin, 
baska miictehidi taklid etmesinin caiz olmadigi, bundan anlasildi. 
Bir mukallidin biitiin mes'elelerde bir miictehidi taklid etmesi la- 
zimdir. Mukallid, binlerce mes'ele icinde, ittifakh ve ihtilafh olan- 
lan arayip bulup ogrenmege mecbur degildir. Mecbur olsaydi, Es- 
hab-i kiram, Tabi'ine bunu emr ederdi. Miislimanlari buna mec- 
bur tutmak, iimmet-i Muhammede giicliik cikarmak olur. Dini- 
miz, giicliik cikarmayimz, kolaylasdinmz buyuruyor. 

Dinde reformcuya gore, herbir mtisliman binlerle mes'ele icin- 
de ittifakh olanlan ve ihtilafli olanlan ogrenecek ve ayiracak, itti- 
fakhlan yapacak, ihtilaflilarm iizerinde de incelemeler yapacak, 

-131- 



delillerini arayip bulacak, hangisinin daha kuvvetli oldugunu anli- 
yacak, ondan sonra da, bunu isterse yapacak, isterse yapmiyacak. 
Bu ne bicim mantik ve ne bicim teklif? Miislimanlann hicbirsey 
bilmediklerini, Allah gokdedir diyecek kadar cahil olduklarmi 
kendisi de yaziyor. Boyle insanlara bir mezhebi ogretmek mi, 
yoksa bunun online yukandaki gucliikleri cikarmak mi daha uy- 
gundur? Akh olan, insafi olan, ya'ni Allah icin ve din icin konu- 
san bir kimse, elbet hemen cevabim verir. Fekat, dinde reformcu- 
nun niyyeti, mtislimanlara ve islamiyyete hizmet olmayip, miisli- 
manlari iirkiitmek, dinden ayirmak ve islamiyyeti icerden yikmak 
oldugu, kitabm basindan beri bircok soziinden anlasilmisdir. Bu- 
na (sus be zmdik, miislimanlan aldatamazsm) demekden baska 
cevab verilemez. 

Eshab-i kiram "radiyallahii teala anhiim ecma'in", re'y almak 
ve ictihadim sormak icin, Allahii teala katindaki iistunliigii arar- 
mis da, olcii, bilgi ve arasdirma aramazmis! Bu da, onun boliicu, 
yikici sozlerinden biridir. Eshab-i kirami lekelemege kalkiyor. 
Onlarda, olpii, bilgi olmadigmi soyliyor. Dort halife, Eshab-i kira- 
ma, (Bunu hanginiz biliyor?) derler. Bilenden ogrenirlerdi. Ciin- 
ki, Eshab-i kiramm hepsi, Allahii teala katmda iistiin idiler. Us- 
tiinliik farklan degil, bilgileri, goriisleri sorulurdu. Ehl-i siinnet 
alimleri de, boyle yapdilar. Her islerinde, Eshab-i kiramm izinde 
yiiruduler. 

Imamlar icinde en yiiksek imam-i Safi'i olduguna inanmak sue 
degildir. Fekat imam-i Safi'min kendisi, imam-i a'zam Ebu Hani- 
fenin daha yiiksek oldugunu soylemisdir. Bu sozlerinden birkaci, 
kirkticiincii maddede yazihdir. 

Dinde reformcular, dort mezhebi ve boylece Ehl-i siinneti ve 
bu vasita ile islamiyyeti yikmak icin, mezheblerin telfiki, ya'ni ko- 
layhklarim toplayip, geri kalamm atmak iizerinde cok duruyor- 
lar. Hangisinin kitabmda olursa olsun, Ehl-i siinnet alimlerinden 
getirdikleri misallere bakihrsa, hanefi mezhebindeki lie imamm 
ictihadmm birlesdirildigini yahud baska mezheblerin ictihadlan- 
nm, (harac) mesakkat oldugu zeman birlesdirildigini ileri siir- 
mekdedirler. Bunlardan ikisinin de caiz oldugunu biz de soyliyo- 
ruz. Ciinki, bir mezhebin icindeki imamlarm ictihadlan, mezheb 
imaminm ictihadi demekdir. Bunlan birlesdirmek, mezheb ima- 
mmm ictihadmdan disari cikmak olmaz. Bunu onceki maddede 
uzun bildirmisdik. Dinde reformcular, akllarmca kurnazhk yapa- 
rak, caiz olan seyleri yaziyor, bunlan ileri siirerek, kendi bozuk 

-132- 



ve yikici fikrlerini, din ve ibadet sekline sokmak istiyorlar. 

35 — ResM Rrza, sozlerini tekrar ederek, fikrlerini percinles- 
dirmek istiyor. Yine diyor ki, (Ben ibadetler hususunda kiyas ka- 
bul etmiyorum. Delile bakan ve ona gore re'yleri kabul eden her 
miisliman da miictehiddir. Mezheblere bagh alimler de, ba'zi 
mes'elelerde onlara muhalefet etmislerdir. Begavi, Evza'i ve Ga- 
zali, $afil mezhebinde olduklan halde, imamlanna ve Zimahsen 
de, Ebu Hanifeye muhalefet etmisdir. Dort halifeden sonra salta- 
nat sahibi hiikiimdarhk baslamisdir. Din ilmleri de bozulmusdur.) 

Dinde reformcuya gore, dinde kiyas olmaz ve butiin miisli- 
manlar miictehiddir. ihtilafh mes'elelerin delillerini inceleyip 
dogru olam bulacaklardir. Ya'ni kiyas yapacaklardir. iki sozu bir- 
birini nakz etmekdedir. ictihadm ve kiyasin iisul-i fikh kitablarm- 
daki ma'nalarmi anliyabilmis olsaydi, bu tenakuza diismezdi. 
Misrli dinde reformcunun ana dili olan arabisi kuvvetli, biraz da 
mekteb gormiis. Elbet Ehl-i siinnet alimlerinin kitablanm kolay- 
ca okuyor ve kendine gore birseyler anhyor. Fekat, (Usul-i fikh) 
ilmi buyiik bir deryadir. Bu ilme ehl olmak icin, seksen kadar alet 
ilmleri okumak lazimdir. Bu alet ilmleri bilmiyen, hatta inkar 
eden bir kimseye, arabisi cok kuvvetli olsa da, bu ilmin cahili de- 
nir. Asnmiz ihtisas asndir. Yalniz tib ilminde ve yalmz fizikde ve 
kimyada yeni yeni ihtisas kollan meydana cikiyor. Dahiliyye mii- 
tehassisi olan doktor, hastasim ba'zan sinir miitehassisi olan dok- 
tora, o da ruh miitehassisi olan doktora, bu da psikiyatri miite- 
hassisi olan doktora gondermek zorunda kahyor. Fiziko-terapi- 
deki ihtisas kollan ise, bundan daha cok. Fen kismlarmda, bu ce- 
sidli ihtisas kollan bulunuyor da, daha genis ve daha siimullii ve 
daha yiiksek olan din bilgisindeki ihtisas kollanm ve bunlarm 
miitehassislanni hafif gormek, hatta inkar etmek nasil dogru ola- 
bilir? Hele bu, ilm adina konusan bir kimse icin, asla kabul edile- 
mez. Dinde reformcunun (iisul-i fikh) ilminde pek cahil oldugu 
kolayca anlasihyor. Bir cahilin, bir alime, bir miitehassisa dil 
uzatmasimn kiymeti olamaz. Alimi, alim tanir. Cahil tamyamaz. 
Cahilin lehde ve aleyhde sozleri mu'teber olamaz. Alimlerin soz- 
lerini anlamadan yazan, boylece sahifeler dolduran bir cahil, an- 
cak kendi gibi cahilleri aldatabilir. Bu satirlan yazarken, bu yiik- 
sek ilmde soz sahibi oldugumuzu asla iddi'a etmiyoruz. Alim ol- 
mak soyle dursun, o biiyiik insanlarm derin ilmleri karsismda bir 
hie oldugumuzu goriiyoruz. Bu ilm iizerinde kendimizden konus- 
magi ve yazmagi kendimiz icin bir edebsizlik biliyoruz. Fekat, ne 

-133- 



yapalim ki, din cahilleri, din dusmanlan meydana cikmislar, cirit 
oynuyorlar. Islamiyyete saldirmakda, birbirleri ile yans ediyorlar. 
Bunlara cevab verecek, erbab-i kemalden bir kahraman goriilmi- 
yor. Din gidiyor. Islamiyyet yikihyor. Rabbimize cok ve sonsuz 
siikrler olsun ki, bu halleri cok onceden goren ve iizulen, fekat 
soylemekden, yazmakdan mahrum edilmis olan derin bir din ali- 
mini, bu ilmin miitehassisim gormekle sereflendik. Bu cok biiyiik 
ni'metinden, ihsamndan dolayi, Rabbimize tekrar tekrar siikrler 
olsun! Vucudiimiiziin her hiicresi dile gelse, Rabbimizin bu ni'me- 
tinin sukriiniin milyonda birini yapmis olamayiz. O biiyiik din mii- 
tehassisinm, ya'ni Seyyid Abdulhakim Efendinin "rahmetullahi 
teala aleyh" hikmet ve ma'rifet hazinesinden birkac sey isitmesey- 
dik, bu ulvi ve cok yiiksek ve pek tehlukeli olan mevzu'da kitab- 
lar yazmak soyle dursun, agzimizi acmaga bile cesaret edemezdik. 
Fekat, o kaynakdan sizanlan, din kardeslerimize iletmegi kendi- 
mize vazife, hatta bore biliyoruz. (Fitne cikip, bid'atler yayildigi 
zeinan, dogruyu bilen soyle sin! Soylemezse, Allahin, nieleklerin 
ve biitiin insanlann la'neti ona olsun) hadis-i serifinin tehdidinden 
kurtulmak icin, isitdiklerimizi, ogrendiklerimizi din kardeslerimi- 
ze bildirmek icin cabaliyoruz. Cenab-i Hak, dogruyu yazmamizi 
ihsan buyursun! Okuyanlara te'sir etmesini nasib eylesin! Yapa- 
cagimiz hatalan afv buyursun! Ummet-i Muhammediyyeyi ahir 
zeman fitnelerinden muhafaza buyursun! 

Mezheblere bagli hicbir alim, ictihad derecesine yiikselse bile, 
mezhebinin imamimn Usui ve kava'idine, hicbir zeman muhalefet 
etmez. Bir mezhebin ilmlerini yayan alimler, cesidli derecelerde 
olurlar. Bunlarm bircogu erbab-i tercihdir. Mezheb imamindan 
gelen rivayetlerin delillerini inceliyerek, bunlardan birini tercih 
ederler. Tercih olunmryan delil red edilmis degildir. Harac, me- 
sakkat oldugu zeman, bunlarla da amel olunur. imamdan gelen 
rivayetlerden birini tercih etmek, imama muhalefet olmaz. Ev- 
za'i, Begavi ve Gazali de, imam-i Safi'i gibi "rahmetullahi teala 
aleyhim ecma'in" miictehidlerdir. Bircok mes'elede ictihadlan, 
imam-i Safi'iye uygun olmusdur. Cahiller bunlan Safi'i mezhebin- 
de samp, mezheb imamina muhalefet etdiler diyorlar. Zimahseri 
(vefati 538 [m. 1144]) ise, Hanefi olmak soyle dursun, Ehl-i sun- 
net bile degildir. Yetmisiki sapik firkadan (Mu'tezile) firkasmda- 
dir. Mu'tezili olanlarm ibadetleri, Hanefi mezhebine benzedigi 
icin, bunlan hanefi zan ediyorlar. Dort halifeden sonra, din bo- 
zuldu demek, bir din adaminin degil, kitab okumus olan herkesin 
sasacagi bir sozdiir. Dinli dinsiz herkesin red edecegi bir seydir. 

-134- 



Din bilgilerinin kiyamete kadar bozulmadan devam edecegini, 
hem Kur'an-i kerfm, hem de hadis-i serifler, haber veriyor. Hak 
ilzere olan bir cema'at, kiyamete kadar devam edecekdir. Her yiiz 
senede bir, bu dini kuvvetlendiren alimler yaratilacakdir. Evet, 
yetmisiki firka meydana cikdi. I'tikadi bozulanlar cogaldi. Ehl-i 
siinnetde de, cahiller, fasiklar pekcok. Fekat, hak iizere olan da 
vardir. Hak yol meydandadir. Din, ilk asrda oldugu gibi, safiyye- 
tini muhafaza etmekdedir. 

(Miskat-iil-mesabih) hadis kitabmm saglam, sahih oldugunu, 
dort mezhebin alimleri sozbirligi ile bildirmekdedir. Iste bu kitab- 
da (Kitab-iil-fiten) kismmda, Sevban "radiyallahii anh" hazretle- 
rinin haber verdigi hadis-i serifde, (Bir zeman gelecek, iimmetim- 
den bir kismi miisriklere katilacak. Onlar gibi, putlara tapacak. 
Yalancilar cikacak. Kendilerini Peygamber sanacaklar. Halbuki, 
ben Peygamberlerin sonuncusuyum. Benden sonra Peygamber 
gelmiyecekdir. Ummetim arasinda, dogru yolda olanlar, her ze- 
inan bulunacakdir. Onlara karsi olanlar Allalnn emri gelinceye 
kadar, onlara zarar yapamayacakdir) buyuruldu. Bu hadis-i serif 
gosteriyor ki, dinde reformcular, zmdiklar, bu din-i miibini, kiya- 
mete kadar, hicbir zeman bozamiyacaklardir. Diinyamn her ye- 
rindeki kiitiibhanelerde bulunan islam kitablan arasinda bozuk, 
yikici, boliicii olanlan pekcok ve hergiin cogalmakda ise de, bun- 
lar arasinda dogru olanlan da vardir. Bunlar hicbir zeman yok ol- 
miyacakdir. Ve hicbir kimse yok edemiyecekdir. Bunlar, Allahii 
tealamn hifz ve emani altmdadirlar. Bu kitablan arayip, bulup, 
okuyup se'adete kavusanlara miijdeler olsun! Beyt: 

Aranilan hazinenin nisanim verdim sana! 
Belki sen kavusursun, biz varamadiksa da. 

36 — Dinde reformcu diyor ki, (Insanlar alim ve avam olmak 
iizere iki simfdir. Birinciler, delili bulur, ona tabf olur. Ikinciler 
ise, muayyen birini taklid etmemek iizere miictehid ve fakihlere 
tabi' olur. Avamm muayyen mezhebi yokdur. Onlann mezhebi, 
miiftmin mezhebidir soziiniin ma'nasi da budur. Onceki alimler 
yine diyor ki, muayyen bir miiftiye baglanmak lazim degildir. Di- 
ledigine sorup anlar. Avamm hadis ile amel etmeleri caizdir. Bu 
hususda imamlar ihtilaf etmemislerdir. (Hidaye)de, kan aldiranm 
orucu icin diyor ki, kan aldirdikdan sonra, orucu bozuldu sanarak 
yirse, hem kaza, hem de keffaret yapar. Qiinki bu zanm, dini bir 
delile dayanmamisdir. Mufti boyle fetva verirse, onun icin delil 
olur. Eger bir hadise uydu ise, yine boyledir. Keffaret yapmaz 

-135- 



(Kafi ve Hamidi). Resulullahm sozii, miiftininkinden asagi ol- 
maz. Dort imamm hepsi, sdziimiizii birakm, hadisi aim dedi. Kim, 
Kitab ve Siinnet He amel etmek isterse, zmdikdir diyorlar. Ebu 
Hanife, delilimi bilmiyenin, benim ictihadim He fetva vermesi ca- 
iz degildir dedi. Boylece miislimanlarm Kitabdan ve Siinnetden 
yiiz cevirip, kendi sbzlerini taklid etmeleri icin ictihad etmedigini 
bildirmisdir. Onun ictihad etmesi, Kitabdan ve Siinnetden nasil 
hiikm cikanlacagim miislimanlara gostermek icindir. tbni Abidin 
gibi, sonra gelenlerin sozlerine bakarak, Kitabdan ve Siinnetden 
hiikm cikarmaga haram demek, Ebu Hanifeye uymamak olur. 
Bu taklidciler, amel fikh iledir, hadis He degildir soziinii, kendile- 
ri gibi taklidcilerden nakl etdiler. Zahiriyye kitabi, bu soziin 
avam icin oldugunu bildiriyor ise de, bu soz, fikh var iken Kitab 
ve Siinnet He amel caiz degildir demekdir ki, yanhs oldugu mey- 
dandadir. Boyle soyliyenler, cahil ve inadcidirlar. Keydani, ha- 
ram olan seylerden onuncusu, nemazda parmakla isaret etmekdir 
diyor. Aliyy-iil-kari, onun bu soziiniin giinah oldugunu bildirdi. 
Sozii te 'vil edilmese, kafir olur dedi. Ciinki, Resulullahm parmak 
kaldirdigi sabitdir dedi). 

Evet, miislimanlar iki kismdir. Birincisi ictihad derecesine ka- 
dar yiikselmis olan islam alimleridir. ikincisi, bu dereceye yiiksel- 
memis olan alimler ve avamdir. Avam, diledigini muftiye sorar 
demek, kendi mezhebinde olan muftiye sorar, kendi mezhebinde 
olan mufti bulamazsa, baska mezhebdeki muftiye de sorabilir de- 
mekdir. (Ibni Abidin), 1198 [m. 1784] de tevellud, 1252 [m. 1836] 
da Samda vefat etmisdir. (Redd-iil-muhtar)in sonsoziinde (Haza- 
netiir-rivayat)dan alarak diyor ki, (Ayetden ve hadisden ma'na 
cikarabilen alimler, (Ehl-i diraye)dir. ictihad derecesindedir. 
Mezheblerine muhalif olsa da kendi mezheblerinin imamlanndan 
gelen mercuh haberler ve za'if rivayet ile de amel etmeleri caiz 
olur. Yapilmasmda harac oldugu zeman, avama da fetva verirler.) 
Goriiliiyor ki, kendi mezhebindeki kolay yolu gosteren ictihada 
da uymak, muctehid-i fil mezheb icin her zeman, avam icin ise, 
harac [mesakkat] oldugu zeman caiz olmakdadir. (Se'adet-i ebe- 
diyye) kitabmda gusl abdesti maddesine bakimz! (ibni Abidin) 
yine onsoziinde buyuruyor ki, (Avamin mezhebi olmaz. Onun 
mezhebi, muftfsinin mezhebidir. ibni Humamin (Tahrir) kitabi- 
nin serhinde bu sozii aciklarken mezheb taklid etmek, mezhebin 
ne oldugunu bilen, anhyan yahud bir mezhebin kitabim okuyup 
bu mezheb imamlannin fetvalanm anhyan kimse icindir. Boyle 
olmiyan kimsenin, hanefiveya safi'i oldugunu soylemesi, bu mez- 

-136- 



hebde oldugunu gostermez denilmekdedir. Bundan anlasihyor ki, 
avamm mezheb degisdirdim demesi birsey ifade etmez. Baska 
mezhebdeki miiftiye sorunca, mezhebi degismis olur. Ibni Hii- 
mam (Feth-iil-kadir) kitabmda diyor ki, miiftinin miictehid olma- 
si lazimdir. Miictehid olmiyan alime (Nakil), ya'nihaber iletici de- 
nir. Miictehid olmiyan miiftiler de mukalliddir. Bunlar ve avam, 
hadis-i seriflerden dogru ma'na cikaramaz. Bunun icin, miictehid- 
lerin anladiklanna uymalan, ya'ni onlan taklid etmeleri lazimdir. 
Bu hususda imamlar ihtilaf etmemislerdir.) 

Oruclu iken hacamat yapmaga gelince, hanefi mezhebinde, bu- 
nun orucu bozmadigi siibhesizdir. Bozuldu zan ederek, yirse, ka- 
za ve keffaret lazim olur. Orucun bozulmadigim bilmiyecek kadar 
cahil olana ami veya avam denir. Hanbeli miiftisi bozuldu dedi ise 
veya bozulacagim bildiren bir hadis isitip te'vil edemezse, orucu 
bozmadigi siibheli olur. Sonra, birsey yiyince, keffaret lazim ol- 
maz. Ciinki, avamm mezhebi, sordugu miiftinin mezhebidir. Bu 
misal, imam-i a'zam Ebu Hanifenin ictihadidir. Hanefi mezhebin- 
de olan kimsenin imam-i a'zamm ictihadina uymasi lazim geldigi- 
ni bildirmekdedir. Dinde reformcunun yazdigi bu misal, kendisi- 
nin haksiz oldugunu gostermekdedir. ibni Hiimam, (Hidaye)deki 
(dini defile dayanarak) soziinii (Orucu bozan birseye benzetmek) 
diyerek aciklamakdadir. Boylece aciklamasi ve miiftinin fetvasi- 
nm da delil oldugunun bildirilmesi, yine dinde reformcunun hak- 
siz konusdugunu gosteriyor. Dinde reformcu, miislimanlan aldat- 
mak icin kazmis oldugu kuyuya kendisi diismekdedir. Mezheb 
imamlarmm, benim soziimii birakin, hadise uyun buyurmalan, 
kendi talebeleri icin idi. Talebeleri de miictehid idi. Miictehidin 
kendi ictihadma uymasi lazim gelir. 

Hicbir fikh alimi, (Kim Kitab ve Siinnet ile amel etmek isterse 
zmdikdir) dememisdir. Bu sozii, dinde reformcu uydurmakdadir. 
Bu soziiniin dogrusu, kim Kitab ve Siinnetden kendisinin anladi- 
gina gore, amel etmek isterse, zmdikdir buyurmuslardir. Dogrusu 
da budur. Ciinki, ictihad derecesine varmiyan kimse, Kitabdan ve 
Siinnetden dogru ma'na cikaramaz. Peygamberimiz "sallallahii 
aleyhi ve sellem", yanhs ma'na cikaranlarm kafir olacagmi bildir- 
di. Bu btiyiik tehliike karsismda, mezheb imami bile, Kitabm ve 
Siinnetin ma'nasim Eshab-i kiramdan ogrenmis ve bu dogru 
ma'naya gore ictihad eylemisdir. Bu dogru ma'nayi ve dogru icti- 
hadi begenmemek, Muhammed aleyhisselama inanmamak olur. 
Bu da zmdikhkdir. imam-i a'zamm, delilimi bilmiyenin benim ic- 

-137- 



tihadim ile fetva vermesi caiz degildir buyurmasi, miiftinin miicte- 
hid olmasi lazim geldigini gosteriyor. Bu da, Ibni Abidinin, sozii- 
nii, imam-i a'zamdan almis oldugunu gosteriyor. ibni Abidinin ki- 
tabimn, i'timada sayan, cok saglam oldugunu isbat ediyor. Mez- 
heb imamlarim taklid etmek, Kitabdan ve Siinnetden yiizcevir- 
mek demek degildir. Kitabdan ve Siinnetden yanks ma'na cikar- 
maga kalkismayip, mezheb imamimn kavusdugu dogru ma'naya 
tabi' olmak demekdir. Mezheb imamlan, Kitabdan ve Siinnetden 
nasil hiikm cikanlacagim bildiren usul ve kaideler koymuslar ve 
bunlan mezheblerinde bulunan miictehidlere ogretmislerdir. Mu- 
kallidler ve hele mukallidlerin avam kismi, bu iisul ve kaideleri 
bilmekden ve anlamakdan ve ictihad yapmakdan cok uzakdirlar. 
Ibni Abidm "rahmetullahi aleyh" miictehidlerin Kitabdan, Siin- 
netden hiikm cikarmalarma asla haram dememisdir. ictihad dere- 
cesine yiikselmemis olan cahillerin hiikm cikarmasina haram de- 
misdir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" (Kur'an-i ke- 
nmden ve benim hadfslerimden kendi re'yi ile hiikm cikaran ka- 
fir olur) buyurdu. imam-i a'zam Ebu Hanife "rahmetullahi aleyh" 
de, ictihad derecesinde olmiyan cahillerin fetva vermesinin caiz 
olmadigim bildirdi. Bunu, dinde reformcu da, yukanda yazmak- 
dadir. O halde, ibni Abidin hazretleri bu soziinde yerden goke ka- 
dar hakhdir. Dort mezhebin inceliklerine vakif, derin alim, veliy- 
yi kamil ve miikemmil Seyyid Abdiilhakim Efendi, (Hanefi mez- 
hebindeki fikh kitablanmn en krymetlisi, en faidelisi ibni Abidin 
hazretlerinin (Redd-iil-muhtar) kitabidir. Her sozii delil, her hiik- 
mii seneddir) buyurmusdur. islamiyyetin boyle temel kitabina dil 
uzatan, onu hafif gostermek istiyen kimse, zmdikdan baska ne 
olabilir? ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh", hanefi mezhe- 
binde biiyiik fikh alimidir. Her soziinii, her hiikmunii miictehid- 
lerden, onlar da imam-i a'zamdan, o biiyiik imam da, Kitabdan ve 
Siinnetden almisdir. Gortiluyor ki, ibni Abidinin bildirdigi hiikm- 
lere tabi' olan her miisliman Kitaba ve Siinnete tabi' olmakdadir. 
ibni Abidine tabi' olmak istemiyen ise Kitaba ve Siinnete tabi' ol- 
mayip, kendi hevasma, nefsinin arzularma tabi' olan bir kimsedir. 
Boyle kimsenin Cehenneme gidecegini Kur'an-i kerim ve hadis-i 
serifler haber vermekdedir. Tekrar edelim ki, (Fikh var iken, Ki- 
tab ve Siinnet ile amel caiz degildir) soziinii dinde reformcular, 
zmdiklar uydurmusdur. Bu soziin dogrusu, kitab ve siinnetden 
kendi anladigina gore amel etmek caiz degildir. Fikh kitablarmda 
bildirildigi gibi amel etmek lazimdir. 

Nemazda parmak kaldirmaga gelince, Pakistanh Yusiif-i Be- 

-138- 



nuri (Me'arif-iissiinen) kitabimn uciincii cildinde, bunu uzun an- 
latiyor. Bircok kitablardan misaller vererek, isaret edilmesini ter- 
cih ediyor. Fekat, imam-i Rabbani, birinci cildin iicyiizonikinci 
mektubunda, mezheblerin Usui ve kava'idine derin niifuziinii ve 
milctehidlerin yiiksekliklerini bildiriyor. Parmak kaldinlacagim 
gosteren hadis-i senfleri yazdikdan sonra, bunun haram ve mek- 
ruh oldugunu bildiren kiymetli fetvalan da yaziyor. Kuvvetli de- 
lillerle, parmak kaldirmamamn ihtiyath oldugunu ortaya koyuyor. 
Bu hukmiinde, yine beserin efendisi olan Resulullahin hadis-i se- 
rifine istinad ediyor. (Mektubat Tercemesi) kitabmda, bu mektu- 
bu okuyanlar, din imamlannin hadis-i serife uymak icin, kill kirk 
yararcasina incelediklerini pek iyi anlar. Hindistandaki islam 
alimlerinden ve tesavvuf biiyiiklerinden Ahmed Sa'id-i Faruki 
Dehlevi, parmak kaldirmakda, fikh alimlerinin sozlerini cok gii- 
zel anlatiyor. Altmisuciincii mektubunda buyuruyor ki, (Ba'zi 
alimler, haberlerin cok oldugunu gorerek, siinnet oldugunu bil- 
dirdi. Ba'zilan da, haberlerin birbirlerine uymadigmi gorerek, 
parmak kaldinlmaz dedi. Bir is icin, iki diirlii fetva olunca, her iki- 
si de yapilabilir. Birini yapamn, otekini ayblamamasi, otekini ya- 
panlara dil uzatmamasi lazimdir). Goriiliiyor ki, fikh alimleri, 
mezheblerin birbirlerine saygih olmalanm emr etmislerdir. Aliyy- 
iil-karinin, (Keydani)nin fikh kitabina dil uzatmasim cok gorme- 
melidir. Onun, imam-i Safi'ive imam-i Siiyuti ve imam-i Malik gi- 
bi dinin direklerine de satasdigi ve hak etdigi cevabi seyh Mu- 
hammed Miskinden aldigi, (Fevaid-iil-behiyye)de uzun yazihdir. 
(Ebeveyn-i Nebevi)yi tekfir icin miistakil bir risale yazip, (§ifa)ya 
yapdigi serhinde bu risalesi ile oviinen bu zatm bircok kiymetli ki- 
tablara yapdigi serhlerin ve hasiyelerin, kendisinin dinde soz sahi- 
bi oldugunu gosterecek degerde olmadiklan meydandadir. Dinde 
soz sahibi olmak icin, milctehid olmak lazimdir. Miictehid olmi- 
yanlarm, din biiyuklerini muhakemeye kalkismalan edeb sinirla- 
nm asmak olur. 

(El-Miistened-iil-mu'temed) kitabmda diyor ki, Aliyy-iil-kari, 
(Minah-ur-ravd) kitabmda, Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" mubarek ana ve babasimn mii'min olarak oldiiklerini inkar 
etmekde ve (Bunu red icin aynca bir risale yazdim. Bu risalemde, 
imam-i Suyutinin iic risalesindeki yazilanm, Kitabdan, Siinnet- 
den, kiyasdan ve icma'i iimmetden topladigim vesikalarla red ey- 
ledim) demekdedir. imam-i Suyutinin "rahmetullahi aleyh", Ebe- 
veyn-i kerimeynin mii'min olarak oldiiklerini bildiren alti risalesi 
vardir. Bu konu, fikh bilgilerinden degildir. Ya'ni (EPal-i miikel- 

-139- 



lefin) dedigimiz halal, haram olmak, sahih ve fasid olmak gibi bil- 
gilerden degildir. Bunun icin, burada kryas yokdur. icma' ise, hie 
yokdur. Bu konuda alimlerin ihtilaflan meydandadir. Biiyiik is- 
lam alimi imam-i Suyutinin sozleri tam yerindedir. Aliyy-iil-kari- 
nin Kitabdan delil getirdim demesi de sasilacak seydir. Kur'an-i 
kerim bunu acik ve kapali bildirmedi. Boyle konulan, ayet-i keri- 
melerin inmelerine sebeb olan seylere baglamak icin de, hadis-i 
serifle isbat etmek lazimdir. imam-i Suyuti, Aliyy-iil-kari gibilerle 
olciilemiyecek kadar, cok yiiksek bir islam alimidir. Hadis-i serif- 
leri tammakda, illetlerini, ricalini, ahvalini bilmekde, Aliyy-iil-ka- 
ri gibilerinden katkat yiiksekdir. Onlarm, bunun sozlerine teslim 
olmakdan veya susmakdan baska careleri yokdur. Bu biiyiik 
imam, sozlerini ezici, susdurucu delillerle isbat etmekdedir. Bu 
delillerin kuvvetlerini daglar anlamis olsalardi, erirlerdi. (Miiste- 
ned)den terceme temam oldu. Miistenedin yazan olan Ahmed Ri- 
za nan Berilevi "rahmetullahi teala aleyh", 1340 [m. 1921] da, 
Hindistanda vefat etmisdir. Hanefi mezhebi alimlerindendir. 
Kendi mezhebinde olan Aliyy-ul-karinin haksiz oldugunu, dinde 
soz sahibi olmadigim bildirmekde, buna karsi, safi'i mezhebinde- 
ki imam-i Siiyutiyi "rahmetullahi teala aleyh", savunmakda ve 6v- 
mekdedir. islam ahmleri mezheb farki gozetmeksizin, her zeman 
hakhyi savunmuslardir. Simdiki dinde reformcular ise, Ehl-i sun- 
net diismanlarinm kitablarmdaki iftiralan ve bu mezhebsizlerin 
tarihlerindeki aslsiz hikayeleri ele alarak, Ehl-i siinnete saldir- 
makdadir. Fikh alimlerini ve mezheblerin en kiymetli kitablanm 
lekeliyebilmek icin, Aliyy-ul-kari gibi, Resulullah "sallallahii aley- 
hi ve sellem" efendimizin mubarek anasma, babasma kafir diye- 
cek kadar taskmhk gosteren birini, kendine sahid gostermekde- 
dir. Aliyy-iil-kari, Hiratda tevelliid ve 1014 [m. 1606] da Mekke-i 
miikerremede vefat etmisdir. 

37 — Dinde reformcu, onbirinci konusmasma baslarken, vaiz 
efendi adma soyle yaziyor: (Bize, kendi mezheblerimizin alim ve 
kitablanndan baska kitablara bakmak, onlarda gordiiklerimiz He 
amel etmek yasak edilmisdir. Hatta, miictehid-i fil-mezheb olan 
Kemal ibni Hiimamm, mezhebden nakl edilmis hiikmlere muhalif 
yazilan, kuvvetli delillere dayansa da, bunlarla amel edilmez de- 
nildi). 

Bir din vaizi boyle sacma ve yalan seyler soyler mi? Buna im- 
kan var mi? Fekat dinde reformcu, Ehl-i siinnete saldinrken, o 
kadar sinirleniyor, o kadar intikam besliyor ki, yalmz ilmin ve 

-140- 



edebin degil, aklin da disma tasiyor. Su'urunu gayb ediyor. Bura- 
da (Usul-i fikh) ilminin ince mes'elelerinden birine dokunmakda- 
dir. Kisacasi soyledir: Dort mezhebdeki fukaha yedi derecedir. 
Birincisi (Miictehid-i fi$-ser') olan birinci tabakadir. Bunlar 
(Miictehid-i mutlak)dir. Dort mezhebin imamlan boyledir. Ken- 
di mezheblerinin Usui ve kaidelerini kurmuslardir. ikinci tabaka, 
(Miictehid-i fil-mezheb) olanlar, mezheb imaminin kaidelerine 
uyarak, delillerden ahkam cikanrlar. imam-i a'zamin talebesi 
arasmdaki miictehidler boyledir. Uciincii tabaka, (Miictehid-i fil- 
mesail) olan alimlerdir. Bunlar mezheb imaminin ve talebelerinin 
bildirmedikleri mes'elelerin hiikmlerini cikanrlar. Onlara muha- 
lefet edemezler. Tahavi, Ebiil-Hasen Ubeydiillah Kerhi ve Sems- 
ul-eimmeler ve Kadihan boyledir. Dorduncii tabaka, (Eshab-i 
tahric)dir. Bunlar miictehid degildir. Bildirilmis olan miicmel soz- 
leri ve mubhem hiikmleri aciklarlar. Razi bunlardandir. Besinci 
tabaka, (Eshab-i tercih)dir. Gelmis olan rivayetlerin sihhat dere- 
celerini ayinrlar. (Kudurf) ve (Hidaye) sahibi boyledir. Altmci 
derece, (Eshab-i temyiz)dir. Kavi, za'if, zahir ve nadir haberleri 
birbirlerinden ayinrlar. (Kenz), (Muhtar), (Vikaye) kitablannm 
sahibleri boyledir. Yedinci tabaka, bunlarm hicbirini yapamazlar. 
Bunlarm hicbiri, mesakkat olmadikca, mezhebe muhalif fetva ve- 
remezler. Dinde reformcu, bu sozii degisdirerek, kendi mezhe- 
binden olmiyan kitabi okumak ve hele amel etmek yasak edilmis- 
dir diyor. Halbuki yukandaki alimler ve her miisliman, diledigi 
mezhebin kitabim okurlar, ogrenirler, isterlerse, baska mezhebe 
gecerler. Harac olunca, ya'ni sikisik zemanda, herkes, kendi mez- 
hebindeki ruhsatlan yapar. Yapamazsa veya bir is icin ruhsat bu- 
lamazsa baska mezhebdeki kolayhga uyarak sikmtidan kurtulur. 
Yalmz, bir isi baska mezhebe gore yaparken, o mezhebde bu is 
icin olan farzlan ve vacibleri de yapmasi, fesadlarmdan, haramla- 
rmdan sakinmasi lazimdir. Bunun icin, baska mezhebdeki lazim 
olan seyleri ogrenmis olmasi gerekir. ibni Hiimamin besinci taba- 
kada, (Ehl-i tercih)den oldugu, (ibni Abidin)in "rahmetullahi te- 
ala aleyh" iiciincii cildi basinda yazihdir. Ya'ni, dinde reformcu- 
nun dedigi gibi, mutlak miictehid olmak soyle dursun, hie miicte- 
hid degildir. Her mukallid gibi, onun da, mezheb imammi taklid 
etmesi lazimdir. Dinde reformcu, ibni Abidin gibi alimler icin, 
Ibni Humam gibi mukallidleri taklid ediyorlar diyerek, taklidcile- 
rin taklidcisidirler diyordu. Simdi de taklid etmezler diyerek ko- 
tiilemege kalkisiyor. Ehl-i stinneti gozden diisiirmek icin ne yapa- 
cagini bilemiyor! Ehl-i siinnet alimlerinin kitablan meydandadir. 

-141- 



Mesela, bir mezhebe tabi' olan kimsenin baska bir mezhebi taklid 
etmesi caiz olup olmadigim, biiyiik alim Ahmed ibni Hacer-i 
Mekki "rahmetullahi teala aleyh", (El-fetava-i-hadisiyye) kitabm- 
da, soyle yazmakdadir: (imam-i Ebiil-Hasen All Stibki "rahmetul- 
lahi aleyh" baska bir mezhebi taklid etmekde yedi hal oldugunu 
bildirdi: 

1) Bir isin yapilmasmda, baska mezheb imamimn ictihadimn 
daha kuvvetli olduguna inanan kimsenin, bu isi o mezhebi taklid 
ederek yapmasi caizdir. 

2) Iki mezhebin imamlarmm, bir isdeki ictihadlarmdan hangisi- 
nin daha isabetli oldugunu bilmiyen kimsenin de, bu isi, iki mez- 
hebden diledigine uyarak yapmasi caizdir. Baska mezhebi taklid 
etmesi, dinde ihtiyat etmek icin ise yahud kendi mezhebine gore 
harac var ise, mesela faizden kurtulmak icin ise, kerahetsiz caiz 
olur. Baska sebeble ise, mekruh olur. 

3) Kendi mezhebine gore yapmasmda harac bulunan bir seyi, 
yapmasi kolay oldugu icin, baska mezhebi taklid etmek caiz ise 
de, iki imamdan birinin delilinin daha kuvvetli olduguna inanmis 
ise, bu imama uymasi vacibdir. 

4) Kendi mezhebine gore yapmakda harac olmadan, yalmz ko- 
lay oldugu icin, daha kuvvetli oldugunu bilmedigi baska mezhebi 
taklid etmek caiz degildir. Ciinki, dinini degil, keyfini kayirmis 
olur. 

5) Mezhebleri (Telfik) ederek, ya'ni kolayhklarim arasdinp 
tophyarak, islerini yapmak caiz degildir. Ciinki boyle yapmak, is- 
lamiyyetin disma cikmak olur. 

6) Bir isi, birkac mezhebe gore yapmak, bu mezheblerden biri- 
ne gore sahih olmazsa, caiz olmadigi sozbirligi ile bildirilmisdir. 
Kemal ibni Humamin caiz demesi za'ifdir. 

7) Bir mezhebe gore yapdigi isin eserleri devam etmekde iken, 
baska mezhebi taklid etmek caiz degildir. Mesela, hanefi mezhe- 
bine uyarak, komsusunun evini satilan musteriden siif a hakki ile 
satin ahp, bu evde, safi'i mezhebine gore is yapmak caiz olmaz). 

38 — Dinde reformcu, (Taklidciyi taklid etmek haramdir. Sa- 
hih hadisi isiten kimseye, bu hadisi filamn ictihadi ile karsilasdir. 
Uygun ise amel et denemez. Hadisin mensuh olup olmadigim 
arasdir denir. Fekat bu, ehliyyeti olanlar icindir. Ehliyyeti olmi- 

-142- 



yanlar ise, (Bilmiyorsamz, bilenlerden sorunuz!) ayetine uyarak 
ehliyyetli kisilere sormahdir. Birkimse, miictehid imamlann hep- 
sini sever de, siinnete uygun olduguna kana'at getirdigi yerlerde, 
onlann herbirine tabf olursa, iyi olur) diyor. 

Taklidciyi taklid elbet haramdir. Fekat, taklidci muslimamn 
verdigi habere inamp, bu habere gore hareket etmek, onu taklid 
etmek olmaz. Bu hadisi, filamn ictihadi ile karsilasdir, uygun ise, 
amel et denemez. Fekat, bu hadis-i serifden kendi anladigmi, 
mezheb imamimn ictihadi ile karsilasdir! Birbirlerine benzemi- 
yorlar ise, kendi anladigin ile amel etme! Mezheb imamimn anla- 
digi ile amel et denir. Hindistandaki biiytik islam alimlerinden Se- 
naiillah-i Pani-puti "rahmetullahi aleyh" 1225 [m. 1810] de vefat 
etmisdir. 1197 senesinde yazdigi (Tefsir-i Mazhen)de, Al-i Imran 
suresinin altmisdordiincii ayetinin tefsirinde buyuruyor ki: Bir sa- 
hih hadis-i serif goriilse ve bunun mensuh olmadigi bilinse ve me- 
sela imam-i a'zam Ebu Hanifenin "rahmetullahi aleyh" bir fetva- 
si, bu hadis-i serife uygun olmasa, eger dort mezhebden birisi, bu 
hadis-i serife uygun ictihad etmis ise, hanefi mezhebinde olanin 
kendi imamimn fetvasma uymayip, bu sahih hadise uygun ictihad 
eden baska mezhebi taklid ederek bu hadis-i serife uymasi lazim 
olur. [Ebu Hanife "rahmetullahi aleyh", bu hadis-i serifin te'villi 
oldugunu anhyarak, ma'nasi acik olan diger bir hadis-i serife uy- 
musdur. Dort mezhebden biri boyle bir hadis-i serife uymus ise, 
bizim de uymamiz lazim olur.] Ciinki, imam-i a'zam "rahmetulla- 
hi aleyh" (sahih hadis-i serif veya Eshab-i kiramdan "ndvanulla- 
hi teala aleyhim ecma'in" birinin soztinii goriirseniz, benim fetva- 
mi birakip, onlara uyunuz!) buyurdu. Boylece, icma'in haricine 
cikilmamis olur. Ciinki, Ehl-i siinnet alimlerinin, dordtincu asrdan 
sonra, yalniz dort mezhebi vardir. Siinni olan miislimanlarm 
amelde, ibadet yapmakda, bu dort mezhebden baska, uyacaklan 
bir mezheb yokdur. Bu dort mezhebden birine uymayan sozlerin 
batil oldugu icma' ile, sozbirligi ile bildirildi. Hadis-i serifde, 
(Ummetimin icma' ile bildirdigi soz dalalet, yanlis olmaz) buyu- 
ruldu. Nisa siiresi yiizondordiincu ayetinde mealen, (Mii'minlerin 
yolundan ayrdan kimseyi Cehenneme atariz) buyurulmusdur. 
Dort mezheb imamimn ve bunlarm yetisdirdigi biiyiik alimlerin, 
bir hadis-i serifi gormemelerine imkan ve ihtimal yokdur. Onlar- 
dan hicbirinin bir hadis-i serife uymamasi, bu hadisin mensuh ve- 
ya te'villi olduguna icma' olur. (Tefsir-i Mazheri)den terceme te- 
mam oldu. Gorufuyor ki, bir mezheb imamimn bir ictihadmm bir 
hadis-i serife uymadigi goriiliince, (mezheb imami bu hadis-i seri- 

-143- 



fi isitmemis veya buna uymamis) dememeli, (Bu hadis-i serifin 
mensuh veya te 'villi oldugunu anlarmsdir) demelidir. 

Dinde reformcu, otuzuncu maddede bildirdigimiz yazismda, 
(Usui alimlerinin, taklidin lazim oldugunu (Bilmiyorsaniz, bilen- 
lerden sorunuz!) mealindeki ayet-i kerfmeden cikarmalan netice- 
siz ve sakat bir muhakeme ve istidlaldir) diyordu. Burada ise, 
(Ehliyyetli olmiyanlar (Bilmiyorsaniz, bilenlerden sorunuz!) aye- 
tine uyarak, ehliyyetli kisilere sormahdir) diyor. 

39 — Dinde reformcu, onikinci konusmasmda, kelime oyunu 
yaparak, muslimanlan aldatmaga calisiyor. Diyor ki, (imam-i Sa- 
fi'i, siial soran birisine, Resulullah boyle buyurdu deyince, sen de 
bu hiikmii kabul ediyor musun demis. Imam-i Safi'i, Resulullah- 
dan bana kadar gelen soze, basimm iistiinde demezsem, hangiyer 
beni kabul eder demis. Bunun icin imamlar taklidden men ' etmis, 
ictihad kapismi gostermislerdir. Hadise aykm ictihad terk edilir. 
Imam-i $afil, sahih hadis bulursamz bana bildirin! Ben de onu 
tatbik edeyim derdi. Hadise muhalif bir sozii $afi'iye nisbet et- 
mek caiz degildir. Sultan-ul-ulema denilen izziiddin bin Abdiis- 
selam, mezhebinin za 'if oldugunu anladigi halde, isabeti anlasilan 
diger bir mezhebi birakip kendi imamini taklidde israr eden faki- 
ha sasihr. Hak ve isabetin yalniz kendi imammda oldugunu sanir. 
Gbzlerini taklid nasil kor etmis ki, bu hale gelmislerdir. Bunlar 
nerede, delillerle beraber olan selefnerede dedi). Vaiz efendi ag- 
zindan da, (Bu biiyiik alimin sozleri ma'kuldiir. Fekat fukahamn 
cogu, taklid etdikleri mezheblerin iizerinde donup kalmislardi. 
Adam, Muhammedi olmayi birakiyor da, Hanefi veya Safil olu- 
yor) diyor. 

Dinde reformcu, kendi soylediklerini, yine kendisi tasdik edi- 
yor. Elbet, mason siyaseti boyle olur. Masonlar, nicin butiin diin- 
yaya yayilmislar. Hep bu yalanci, aldatici siyasetlerinden degil 
mi? Fekat, ilmihal kitablanm okumus olan muslimanlan aldata- 
mazlar. Ehl-i siinnet alimleri bunlann hileli yazilarma gerekli ce- 
vablan vermis, hepsini rezil etmislerdir. Bu kiymetli kitablardan 
birisi, Yusiif-i Nebhaninin (Huccetiillahi aleF alemin) kitabidir. 
Bu kitabm sonundan birkac sahife terceme edilerek, (Herkese 
Lazim Olan Inian) kitabina eklenmisdir. Fekat, bu kitablardaki 
cevablan bilmiyenlerin, okumiyanlarm aldanmalarmdan, ucuru- 
ma stiruklenmelerinden korkulur. Biz zaten bunun icin kaleme 
sanldik. Gene din adamlarmm, bu yikici firtmaya kapilarak fela- 
kete suriiklenmelerini onliyebilmek icin, bu yalanlara cevab ver- 

-144- 



mek zorunda kaldik. Bunun icin, (Sevahid-iil-hak) ve (Es-siham- 
iis-saibe li-eshabid-de'avi-yil-kazibe) kitablarmdan da terceme 
yapmayi uygun bulduk. 

imam-i Safi'inin "rahmetullahi teala aleyh" buyurdugu gibi, 
her musliman, sahih olan hadise elbet teslim olur. Bunu bilmiyen 
hicbir musliman yokdur. Dinde reformcunun bunu delil olarak 
ileri stirmesine sasihr. Fekat o, bu sozii koz olarak kullanmakda- 
dir. Halbuki, bu soziin taklid ve ictihad ile hicbir alakasi yokdur. 
Imam olan herkesin soyliyecegi bir sozdur. 

Dinde reformcunun yuzlerce def a tekrar etdigi bir iftirasi 
da, (Hadise muhalif ictihad terk edilir) soziidiir. ictihadlar yapihr- 
ken, bilinmiyen hadisler vardi. Bu hadis-i senfler ortaya cikmca, 
talebeleri olan miictehidler, hocalannm bunlara muhalif olan icti- 
hadlanni terk etdiler. Ciinki, dort mezhebin de imamlan, talebe- 
lerine boyle yapmalanm emr etmisdi. imam-i Safi'inin bu emrle- 
rinden birkacini, dinde reformcu da, yukanda yaziyor. Simdi, ye- 
ni hadisler ortaya cikmiyor ki, ictihadlara muhalif hadis bulunsun. 
Hadis-i seriflerin hepsi haber verilmisdir. Dinin temel kitablarm- 
da, sahih hadislere muhalif hicbir hadis-i serif yokdur. Simdi yal- 
niz, mensuh olduklan icin veya sihhatinin delilleri olmadigi icin, 
miictehidlerin hiikm cikarmamis olduklan hadisler vardir. Bunla- 
ra uymiyan ictihadlar da, elbet bulunacakdir. Fekat boyle ictihad- 
larm hepsi, sahih hadis-i seriflerden cikanlmislardir. 

Hindistan alimlerinin biiyiiklerinden Senaiillah-i Pani-puti 
"rahmetullahi teala aleyh", Pani-piit sehrinde vefat etmisdir. On 
cild olan (Tefsir-i Mazheri)sinde, Al-i imran suresinin altmisdor- 
diincii ayet-i kerimesinin tefsirinde buyuruyor ki, Allahu teala, 
[Nisa suresi, 58. ci ayetinde] (Uliil-emre ita'at ediniz) buyurdu. 
Bunun icin, Alimlerin, Velilerin, sultanlann ve hiikumetin, isla- 
miyyete uygun olan emrlerine ita'at etmek vacibdir. islamiyyete 
uygun olmiyan seylerde ita'at etmek, onlan Allahu tealaya serik, 
ortak yapmak olur. Hazret-i Alinin "radiyallahii anh" (Giinah 
olan seyde hie kimseye ita'at olunmaz. islamiyyete uygun seyler- 
de ita'at olunur) dedigini, Buhari, Muslim, Ebu Daviid ve Nesai 
"rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" haber verdiler. Hadis-i se- 
rifde, (Hahka lsyan olan §eyde, mahluka ita'at olunmaz) buyurul- 
du. Hiikumetlerin, Hahka isyan olan emrlerine, kanunlarma kar- 
si gelmek, isyan etmek caiz degildir. Fitne cikarmak biiyiik gti- 
nahdir. Musliman Hahka da, devlete de isyan etmez. Giinah ve 
sue islemez. Bunu basarmak her zeman cok kolaydir. Bir kimse, 

- 145 - Faideli Bilgiler - F:10 



sahih olan ve nesh edilmis olmiyan bir hadis ogrenirse ve mese- 
la imam-i a'zam Ebu Hanifenin "rahmetullahi teala aleyh" icti- 
hadmm, bu hadise uygun olmadigim anlarsa ve dort mezhebden 
biri bu hadise uygun ictihad etmis ise, bu kimsenin bu hadise uy- 
masi vacib olur. Bu hadise uymazsa, mezheb imamim Allahii te- 
alaya serik yapmis olur. Imam-i a'zam Ebu Hanife buyurdu ki, 
(Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" her hadisi, basimm 
iistiindedir. Eshab-i kiramin sozlerini de tercih ederim. Tabi'inin 
sozleri, bizim sozlerimiz gibidir). Imam-i a'zamin bu soziinii, 
Beyheki (Medhal) kitabinda haber verdi. imam-i a'zamin, (Ha- 
dis-i serif varsa ve Eshab-i kiramin sozii varsa, benim soziimii bi- 
rakiniz) dedigini, (Ravdat-iil'-ulema) bildiriyor. Yukanda, (Dort 
mezheb imamlarmdan birisi, bu hadis-i serife uygun ictihad et- 
mis ise) dedik. Ciinki, bu hadis-i serife uygun ictihad yok ise, ic- 
ma-i iimmetden ayrilmis olur. Uciincii veya dordiincii asrdan 
sonra, (Ehl-i sunnet-vel-cema'at) mezheblerinden yalniz dordii 
kaldi. Oteki mezhebler unutuldu. Bu dort mezhebden hicbirine 
uymiyan bir fetvamn sahih olmadigim, islam alimleri icma' ile 
bildirdiler. Hadis-i serifde, (Ummetimin icma' ile bildirdigi soz 
dalalet olinaz!) buyuruldu. Nisa suresinin yiizondorduncii aye- 
tinde mealen, (Mii'minlerin yolundan ayrilam, dondiigii tarafa 
siiriikler ve Cehenneme atariz) buyuruldu. Dort mezheb imami- 
mn ve bunlarm talebesi arasmda bulunan alimlerin sahih olan 
hadislerden birini isitmemis olmalan imkansizdir. Bu imamlar- 
dan birinin, bir hadis-i serife uygun ictihad etmemis olmasi, bu 
hadisin mensuh veya te'villi oldugunu gosterir. Tesavvuf biiyiik- 
lerinin hicbiri, dort mezhebden aynlmamisdir. Dort mezhebden 
aynlmak, islamiyyetden aynlmak olur. Cahillerin, Evliya ve sil- 
heda mezarlanna giderek, kabre secde etmeleri, kabr etrafmda 
donmeleri, iizerinde lsik yakmalan, nemaz kilmalan, her sene 
bayram yapar gibi kabr basmda toplanmalan caiz degildir. Bun- 
lar, hadis-i seriflerle yasak edilmisdir. (Tefsir-i Mazheri)den ter- 
ceme temam oldu. Her miislimamn, dort mezhebden birini tak- 
lid etmesi lazimdir. 

[Miictehid olmiyan her miislimamn dort mezhebden birine uy- 
masmm vacib oldugu, dort mezhebden birine uymiyanm (Ehl-i 
siinnet) olmadigi, Ehl-i siinnet olmiyanm da, sapik veya kafir ol- 
dugu, (Bahr-iir-raik), (Hindiyye) ve (El-Besair) kitablarmda yazi- 
hdir. Bu kitablann, bu yazilan, istanbulda basdinlmisdir]. 

Mezheb imamimn bildirdigi bir mes'eleye muhalif bir hadis-i 
serif goruliirse, bunu mezheb imami veya talebesi olan muctehid- 

-146- 



ler gormiis olup mensuh oldugu veya delili noksan olup sihhati sa- 
bit olmadigi bilinmeli. Bu mes'elenin baska sahih hadisden alm- 
mis oldugu dusuntilmehdir. O halde, bugiin Ehl-i sunnet kitabla- 
nna yazilmamis sahih hadis yokdur. Hatah olan ictihadlara ve 
bunlan taklid edenlere de bir sevab verilecegi unutulmamahdir. 
Bu zemanda, dort mezhebin hicbirinde, sahih hadise muhalif bir 
ictihad yokdur. Ibni Abidm "rahmetullahi teala aleyh" abdest al- 
magi anlatmaga baslarken buyuruyor ki, (Mukallidin muctehid- 
lerden gelen haberlerin delillerini aramasi lazim degildir). Miicte- 
hidin delilini aramak ve ogrenmek bize emr olunmadi. Yalniz ona 
uymamiz emr olundu. Bunun icin, hicbir ictihadi begenmemek ca- 
iz degildir. Bir ictihadi begenmemek, onun cikanlmis oldugu aye- 
ti veya hadis-i serifi begenmemek olur. Herkes kendi mezhebinin 
isabetli olduguna inanmahdir. Kendi mezhebinin za'if, baska mez- 
hebin isabetli oldugunu anhyan alimin, o mezhebe gecmesi lazim- 
dir. Zaten boyle yapmiyan bir alim yokdur. Goriiliiyor ki, kendi 
mezhebi iizerinde donup kalan fikh alimi yokdur. Boylece mez- 
heb degisdirmis olan bircok alimin ismleri, (Mizan-iil-kubra)nm 
onsoziinde yazihdir. 

Bir doktorun asabiyyeci, dahiliyyeci ismini almasi, doktorlugu 
birakmak demek olmiyacagi gibi, Safi'i olmak, Hanefi olmak da, 
Muhammedi olmagi birakmak degildir. Cunki, Safi'i de, Hanefi 
de Muhammedidir. Muhammedi olmak icin, imam-i Safi'i, Hane- 
fi, Maliki veya Hanbeliden "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" 
birine tabi' olmak lazimdir. Hatta, sapik olan yetmisiki firkadan 
olanlar da, Muhammedidir. Muhammedi olmiyan kafirdir. Dinde 
reformcu, bu sozii ile de, milyonlarca miislimana kafir demekde- 
dir. Miislimana karsi boyle soyliyen kimsenin kara cahil veya is- 
lam diismam bir zindik oldugu anlasihr. 

40 — Dinde reformcu, ne diyecegini sasirmis bir sinirlilikle, 
(Gercegi soylemekde kimseden pervasi olmiyan zatlar, taklidcili- 
gin, munakasa etmek, meshur olmak, menfe'at saglamak ve ahs- 
kanhkdan ileri geldigini soylemislerdir. 

Imam-i Siiyuti, her asrda ictihad farz-i kifayedir dedi. Her asr- 
da miictehid bulunmasi farzdir. Bunlann mutlak miictehid olmasi 
lazimdir. (Mutlak miictehid dordiincii asrdan sonra kalmamisdir. 
Sonra birkac mutlak miictehid geldi ise de, bunlann ictihadlan, 
tahsil gordiigii mezhebin imamimn ictihadma uygun diisdiigii icin, 
ona intisab etmis sayihr) sozii dogru degildir. Bunun icin birkim- 
se dort mezhebden birini taklid etmeksizin miistakil bir ictihad 

-147- 



yolu tutsa, kimsenin ona Vtiraz etmege hakki yokdur. Boyle yeti- 
sen mutlak miictehidlerden bin 1250 [m. 1834] senesinde olmiis 
olan imam-i Muhammed Sevkani hazretlehdir. Bunun mezhebi, 
bilinen mezheblerin en kuvvetlisi, sozil de en saglamidir) diyor. 

Dinde reformcu, Ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetullahi teala 
aleyhim ecma'in", gercegi soylemekden korkduklanni ileri siirii- 
yor. Bu sozii de, iftiradir. Hakikati her asrda soylemislerdir. Da- 
ima, Emr-i ma'ruf yaptmslardir. Bu sebebden sehid edilenleri 
cokdur. Islamiyyetde mezhebcilik yokdur ki, buna sebebler aran- 
sin. Bugun dort mezheb vardir. Bunlann hicbiri kimseye mahsus 
degildir. Her miisliman, diledigi mezhebe uyar. Ctinki, dordil de 
hakdir. Dordii de dogrudur. Dordii de, Ehl-i siinnetdir. Dordii de, 
Muhammedidir. Dort mezhebe uyanlann hepsi birbirlerini kar- 
des bilirler. Hepsinin imanlari, i'tikadlan aynidir. Yapdiklanmn 
cogu da aynidir. ihtilafli bir kac isi yapmakda aynlmislardir. Bu 
ayrihklan da, Allahii tealamn mii'minlere olan rahmetidir, ni'me- 
tidir. 

Biiyiik alim, zahin ve batini ilmlerin miitehassisi Abdiilveh- 
hab-i Sa'ranmin "rahmetullahi teala aleyh" dindeki yiiksek dere- 
cesini bilmiyen din adami yokdur. Bunu yalmz mezhebsiz miisli- 
manlar ve dinde reformcular inkar ederler. Bu yiice alim, (Mizan- 
iil-kiibra) kitabmm onsoziinde buyuruyor ki, (Dort mezhebin 
imamlan ve onlan taklid eden alimlerin hepsi, her muslimamn 
dort mezhebden diledigini taklid etmekde serbest oldugunu ve 
bir mezhebden baska mezhebe intikal etmenin caiz oldugunu ve 
harac oldugu zemanlarda, baska mezhebin taklid edilecegini bil- 
dirdiler. Allahii teala, mii'minlerin dort mezhebe aynlmalarmi ve 
bunun, kullan icin faideli olacagim ezelde takdir ve irade buyur- 
du. Amelde mezheblere aynlmakdan razi oldugunu, Habibi vasi- 
tasi ile bildirdi. Boyle irade etmeseydi, boyle olmazdi ve razi ol- 
masaydi Resulu, bu aynligm rahmet-i ilahiyye oldugunu bildir- 
mezdi. i'tikadda ayrilmayi yasak etdigi gibi, amelde mezheblere 
aynlmayi da yasak ederdi. Her isin bir (Azimet) ya'ni giic tarafi 
ve (Ruhsat), ya'ni, kolay tarafi vardir. Bir isin, bir mezhebde azi- 
meti vardir. Baska mezhebde ruhsati bildirilmisdir. Azimeti yapa- 
bilecek kimsenin, mezheblerin kolayhklarim toplamasi caiz degil- 
dir. Boyle yapmak, dini oyuncak yapmak olur. Ruhsatlar, azimeti 
yapmakdan aciz olanlar icindir. Aciz olmiyanm, kendi mezhebin- 
deki ruhsati da yapmamasi iyi olur. Elinden geldigi kadar azimet- 
le amel etmelidir. Muctehid olmiyanlarm, bir mezhebi secip, her 

-148- 



islerinde bu mezhebi taklid etmeleri lazimdir. Nazar ve istidlal yo- 
lu ile Nassdan hiikm cikaracak dereceye yiikselince, kendi ictiha- 
dina tabi' olmasi lazimdir. imam-i Ahmed bin Hanbelin, ilminizi 
imamlanmzm aldiklan kaynakdan alimz. Taklidcilikde kalmayi- 
niz sozii, boyle oldugunu gostermekdedir. Abdiilmelik bin Ebti 
Muhammed-ul-Cuveyni, (vefati 478 [m. 1085]), (Muhit) kitabm- 
da, (Giicu yetenlerin, dort mezhebde azimet olan yolda bulunma- 
lan (Vera') ve (Takva) olur. Cok iyi olur. Aciz olanlarm dort mez- 
hebin ruhsatlanm yapmasi caiz olur. Fekat ruhsat icin, o mezheb- 
deki sartlanna ri'ayet etmesi lazimdir) buyurdu. 

Imam-i Siiyuti "rahmetullahi teala aleyh" buyuruyor ki, (Miic- 
tehid iki diirlii olur: Miictehid-i mutlak ve miictehid-i fil mezheb. 
Miictehid-i fil mezheb olan alim, kendi mezheb imamma uymaz. 
Kendi re'yi ile fetva verir. Fekat dehlleri mezheb imaminin kaide- 
lerine gore arar. Bu kaidelerin disma cikamaz. Dort mezheb ima- 
mmdan sonra, mutlak miictehid hie yetismedi. Ya'ni, hicbir alim 
mutlak miictehid oldugunu iddi'a etmedi. Yalmz, Muhammed Ce- 
rir-i Taberi bu iddi'ada bulundu ise de, hicbir alim bu soziinii ka- 
bul etmedi.) 

Seyh Izzeddin bin Cema'a, baska bir mezhebe gore fetva verdi- 
gi zeman, o mezheb imaminin bu is icin koydugu sartlann hepsini 
bildirir ve bunlan da yapmasmi soyler, bu sartlardan birini yap- 
mazsan ibadetin sahih olmaz derdi. Ciinki, mezheblerin kolayhk- 
lanm yapmak, mesakkat bulundugu zeman ve ancak biitiin sartla- 
rmi yerine getirmekle caiz olur. 

Kadina eli dokununca, Safi'i mezhebinde abdest bozulur. Ha- 
nefide bozulmaz. Kadina eli degen bir Safi'inin, abdest almasi 
mtimkin iken, bunun Hanefi mezhebini taklid ederek, bozulmus 
abdesti ile nemaz kilmasi sahih olmaz. Bunun Hanefi mezhebini 
taklid edebilmesi icin abdest almasmda harac, mesakkat, gucliik 
bulunmasi, ya'ni abdest almasmm miimkin olmamasi ve abdestde 
ve nemazda, Hanefi mezhebine gore farz ve vacib olan seylerin 
hepsini yapmasi lazimdir.) (Mizan)dan terceme burada temam ol- 
du. 

Dinde reformcu, alimlerin, her asrda miictehid-i fil-mezheb bu- 
lunabilir soziinii ele alarak, dort mezhebi taklid etmiyen mutlak 
miictehid yetisecegini yaziyor. Sevkani (hazretleri!), boylece yeni 
mezheb getirmisdir diyerek, kendi gibi bir dinde reformcuyu ov- 
mekdedir. Biiyiik alim seyyid Abdiilhakim Efendi hazretleri, 

-149- 



(Sevkani gibi kimseler, dinde soz sahibi olmakdan cok uzakdir. 
Sevkaninin sozii, din islerinde sened olamaz. Sevkaninin, (ibni 
Abbas tefsiri, asla tefsir degildir) dedigini yaziyorsunuz. ibni Ab- 
bas tefsiri diye bir kitab yokdur. Abdullah ibni Abbas "radryalla- 
hii anhiima" kitab yazmadi. Kendisi Server-i alemin "sallallahii 
aleyhi ve sellem" kiymetli sohbetlerine devam etmis ve Cebrail 
aleyhisselami gormiis ve Eshab-i kiram "aleyhimiirridvan" arasm- 
da en alimlerden biri olarak tamnmis oldugundan, hadis-i serifler 
icin oldugu gibi, ba'zi ayet-i kerimeler icin de, beyanatda bulun- 
musdur. Tefsir alimlerimiz, bu yiiksek beyanlan alarak, tefsirleri- 
ni siislemislerdir. Beydavi tefsiri bunlardandir. Bu, tefsirlerin pek 
yiiksek derecede olduklanni, islam alimleri sozbirligi ile bildirmis- 
lerdir. Sevkaninin soziinii diizeltmek lazimdir. Bunu diizeltmek 
icin de, yiiksek olan (Usul-i hadis) ilminin ince kaidelerini bilmek 
lazimdir. Sevkaninin bu derecelere erismis olmasi ise, belli degil- 
dir. Cunki, o makamlarda bulunsaydi, biiyiik alimlerin kaideleri- 
ne uymayan sozde bulunmazdi) demekdedir. Kuveyt miiftisi Mu- 
hammed bin Ahmed Halef in (Cevab-iis-sail) kitabmm altmisdo- 
kuzuncu sahifesinde, Sevkaninin, Zeydi firkasmdan oldugu yazih- 
dir. Sevkaninin birkac kitabi, mesela (irsatl-iil-fiihul) kitabi uzun 
incelenirse, onun (Takiyye) yapdigi goriilur. Ya'ni, Zeydi firka- 
smdan oldugunu saklamakda, kendisini Ehl-i siinnet olarak tamt- 
makdadir. Ciinki, Ehl-i siinnet arasmda bulununca, takiyye yap- 
malan farz imis. Sevkani, kitabinda, her konuda, ismleri ve kitab- 
lan unutulmus, fitneleri sonduriilmiis olan eski sapik firkalardaki 
alimlerin ismlerini ve sozlerini, Ehl-i siinnet alimlerinin sozleri 
arasma yazip, aralannda tartisma yapmakda, reformcu ve mez- 
hebsiz olanlan hakh gostermekdedir. Mutlak ictihadin kiyamete 
kadar devam edecegini savunmakda, ibni Abdiisselamm ve tale- 
besi ibni Dakik-ul-iydin (vefati 702 [m. 1302]) ve bunun talebesi 
ibni Seyyidin-nasm ve talebesi Zeyn-uddin-i Irakinin (vefati 806 
[m. 1404]) ve talebesi ibni Hacer-i Askalaninin ve baskalannm 
"rahmetullahi teala aleyhim ecma'm" mutlak miictehid olduklan- 
ni yazmakdadir. Boylece, Ehl-i siinnet mezhebini sinsice icerden 
yikmaga ve kendini alimler arasinda hakem olarak, hepsinden iis- 
tiin bir miictehid olarak tamtmaga cahsmakdadir. Ana dili olan 
arabi yiizlerce kitab okumus oldugunu ve alimler arasinda hakem- 
lik yapdigmi goren genp din adamlan, Sevkaniyi miictehid zan et- 
mekde ve gosterdigi zararh yola saparak, Ehl-i siinnetden aynl- 
makdadirlar. 

Muhammed Sevkani, 1173 [m. 1760] da tevellud, 1250 [m. 

-150- 



1834] de vefat etmisdir. (irsad-iil-fuhul) kitabmda diyor ki: ((Tak- 
lid) bir kimsenin re'yini ya'ni ictihidim, delilini bilmeden kabul 
etmekdir. Bir kimsenin rivayetini, verdigi haberi kabul etmek, ri- 
vayet olunan kimsenin soziinii kabul etmekdir. Alimlerin coguna 
gore, mesail-i ser'iyyede, ya 'ni amelde, taklid asla caiz degildir. 
Ibni Hazm, bunda icma' oldugunu bildirdi. Maliki mezhebinin 
boyle oldugunu Kurafi bildirdi. $afi'i ve Ebu Hanife de, bizi tak- 
lid etmeyin dediler. Oliileri taklid etmek caiz olmadigmda icma' 
vardir. Usui alimlerinin cogunun bunu bildirmediklerine sasihr. 
Dort imama tabi' olanlarm cogu, ami olanm taklid etmesi vacib- 
dir dediler. Boyle soyliyenler mukallid olduklan icin, sozleri huc- 
cet olamaz. Eshab ve tabVin zemamnda taklid yokdu. Birbirlerin- 
den Kitabi ve siinneti sorup ogrenirlerdi. (Bilenlerden sorunuz!) 
ayeti de, hiikm-i ilahiyi sorunuz demekdir. Bilenlerin re'yini soru- 
nuz demek degildir. (ihtilaf etdiginiz $eyleri Allaha ve Resuliine 
havale ediniz!) ayeti, taklidi men' etmekdedir. Resulullah "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem", bir yere gbnderdigi Eshabma, (Siinnetde 
bulunmiyan $eyleri re'yiniz ile bulup liiikin ediniz!) buyururdu. 
Miictehidi taklid eden kimse, onu islamiyyetin sahibi yapmis olur. 
Bu ise, Resulullaha mahsusdur.) 

Alimlerin coguna gore amelde taklid caiz degildir demesi, Sev- 
kaninin kendi gorusiidiir. Muctehidlerin birbirlerini taklid etme- 
leri caiz olmadigini ileri siirerek, boyle soylemekdedir. Ibni 
Hazm (vefati 456 [m. 1064]) gibi bir sapigi kendine sahid gosteri- 
yor. Dort mezheb imamlan, avamm baskasim taklid etmiyecek- 
lerini bildirmemisdir. Bunu, daha once uzun yazdik. Oliiler taklid 
edilmez sozii ise Sevkanfnin bagh bulundugu si'i firkasinin inanc- 
larmdan biridir. Ehl-i siinnet alimlerinin boyle soylemediklerine 
sasmasi da, bu si'i inancina cok bagh bir sapik oldugunu goster- 
mekdedir. (Dort mezhebdeki fikh alimleri taklidci olduklan icin 
sozleri huccet olmaz) demesi de, Sevkaninin kendi sapik ve sid- 
detli te'assubu ile bocaladigim gosteriyor. Mukallid olan fikh 
alimleri, mezheb imamim taklid eder, kendiliginden soylemez de- 
digine gore, mukallid olan alimlerin sozii, mezheb imaminin sozii 
olur. Bunun ise, huccet oldugu, kendi soziinden de anlasilmakda- 
dir. Eshab-i kiram zemamnda, elbette taklide liizum yokdu. Ciin- 
ki, hepsi miictehid idi. Tabi'inden mukallidlerin, miictehidlerden 
katkat fazla oldugunu gosteren binlerce misal, kitablan doldur- 
makdadir. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" hakim ola- 
rak gonderdigi Eshabina re'yleri ile hiikm etmelerini emr buyur- 
dugunu kendi de yazmakdadir. Boylece, kendi iddi'alanm kendi- 

-151- 



si ciirutmekdedir. Allahii teala, Ehl-i siinnetin hakh oldugunu, 
ona da soyletmisdir. Goriiliiyor ki, mezhebsizler ile dinde reform- 
cular, Sevkanmin agzindan konusmakdadirlar. Resid Riza, Ehl-i 
siinneti sasirtmak icin, Ehl-i siinnet olmayan bu sapigi mutlak 
miictehid olarak gostermekdedir. Sevkaninin mezhebsiz oldugu 
ve bir mezhebi taklid edenlere miisrik ve kafir dedigi ve mezheb- 
sizlerin bunu miictehid olarak gosterdikleri, Hindistanda yazilmis 
olan (Usul-iil-Erbe'a) kitabinda da yazihdir. 

41 — Resid Riza, oniiciincii konusmasmda, (Imam-i Ahmed, 
Ebu Diviide, dinde kimseyi taklid etme! Eshabdan nakl edilenle- 
ri all Eshabdan sonra gelenlere tabf olup olmamakda serbestsin, 
dedi. Tabf olmak, taklid etmek degildir. Taklid nereden aldigim 
bilmeden, deliline bakmadan, soziine, re'yine uymakdir. Hanbeli 
mezhebi, hadis mezhebidir. Bu mezhebe tabi' alimlerden hicbih, 
imamlannm re 'ylerine karsihk hadisi terk etmemisdir. Taklidcilik, 
akh faidesiz hale getirir. Alimlerin re 'y ve ictihadlanm nasslarla 
karsilasdmp, nasslara muhalif olanlarim terk eden, alimlerin soz- 
lerini terk etmis olmaz. ictihadlara uymak farz olmadigi gibi, uy- 
mayan fasik ve kafir olmaz. Miictehid imamlar ve talebeleri, onla- 
rm re'y ve ictihadlanm kabul etmenin lazim oldugunu soylemedi. 
Imam-i Ebu Hanife, bu benim ictihadimdir. Daha iyisini soyli- 
yen olursa, ona uyanm dedi. Harun-iir-resid, imam-i Malikin ic- 
tihadlarma uymagi emr etmek isteyince, imam-i Malik, boyle 
yapma! Bir yerde bilinmeyen hadis, baska yerde bilinmekdedir 
dedi. Tek kisinin bildirdigi hadis, zan ifade eder. Boyle olan ha- 
dis, sahih olsa bile, amme (ya'ni millet) menfe'atine muhalif 
olursa terk edilir. Boyle yapmakla siinnet terk edilmis olmaz. 
Kuvvetli delil karsismda terk edilmis olur. Hazret-i Omerin talak 
ve mut'a icin olan ictihadi boyledir. Hazret-i Omer, hadise mu- 
halefet etdi denilemez) diyor ve vaiz efendi agzindan da: (Ey fa- 
ziletli gene! Artik, senin derin ve genis bilgini kabul ediyorum) 
diye yazarak, kendisini oviiyor. Yine vaiz efendi agzindan soyle 
yaziyor: 

(Taklidciligin tek zarari, mezhebinin kitablarma saplamp, ha- 
dis kitablanm ihmal etmek bile olsa, kotiiliigunii isbat eder) di- 
yor. 

Dort mezheb imamlarmin hepsi "rahmetullahi teala aleyhim 
ecma'in", kimseyi, hatta beni taklid etme! Eshab-i kiramdan nakl 
edilenleri al dediler. Ciinki talebelerinin icinde de, miictehidler 
vardi. Miictehidin boyle yapmasi lazimdir. Fekat, (Eshab-i kiram- 

-152- 



dan sonra gelenlere tabi' olup olmamakda serbestsin) demesi 
dogru degildir. Cunki miictehidin baska muctehide tabi' olmasi 
caiz degildir. (Mizan)da diyor ki, (ictihad derecesinde olan bir ali- 
min, ya'ni (Edille)yi bulup, bundan hukiim cikaran alimin baska- 
sim taklid etmesi caiz degildir. Fekat avamm miictehidi taklid et- 
mesi vacib oldugunu alimler bildirmislerdir. Miictehid olmiyan 
kimse, miictehidi taklid etmezse, dalalete diiser demislerdir. Miic- 
tehidlerin hepsi, islamiyyetden bulduklan delillerden hiikm cikar- 
mislardir. Hicbir miictehid, Allahm dininde kendi re'yi ile konus- 
mamrsdir. Mezhebler, Kitab ve Siinnet iplikleri ile dokunmus hi- 
rer kumas gibidir. ictihad derecesine yiikselmiyen herkesin, iba- 
det yaparken dort mezhebden, diledigini secip, bunu taklid etme- 
si lazimdir. Ciinki, mezheblerin hepsi, Cennete giden yolu goster- 
mekdedir. Mezheb imamlanndan birine dil uzatan kimse, kendi 
cahilligini gostermis olur. Mesela, imam-i a'zam Ebti Hanife 
Nu'man bin Sabit "rahmetullahi aleyh" hazretlerinin, ilminin, ve- 
ra'imn ve ibadetinin coklugunu ve ahkam cikarmakdaki titizligini 
ve ihtiyath davranislanm, selef ve halef alimleri sozbirligi ile bil- 
dirmislerdir. Boyle bir yiice imam icin, Allahm dinine, kendi re'yi 
ve goriisii ile, Kitaba ve Stinnete muhalif bir soz kansdirdi demek- 
den Allaha sigmmahdir. Her miislimamn, mezheb imamlanna 
karsi edebli davranmasi lazimdir. imam-i a'zam Ebu Hanifenin 
derecesinin yiiksekligini ancak kesf sahibi olan Evliyamn biiyiik- 
leri anhyabilmislerdir). 

Hanbeli mezhebindeki alimlerin, hadisi terk etmediklerini soy- 
lemek, diger iic mezheb imamlanna camur atmakdir. Her mezheb 
imami, sahih hadis goriince, benim ictihadimi birak dediklerini, 
dinde reformcu da yukanda bildirmisdi. Simdi bunu inkar etmek- 
dedir. Taklidcilik, akh faidesiz hale getirir sozii de, soyliyenin ka- 
ra cahilligini gosteriyor. Allahm dini, akhn, fehmin, idrakin ustiin- 
dedir. Akl oraya cikmaga zorlamrsa kanatlan kinhr, faidesiz olur. 
Din islerinde akh koruyan en biiyiik Mc, miictehidleri taklid et- 
mekdir. Alimlerin re'y ve ictihadlanm nasslarla karsilasdirmak 
miictehidlerin yapabilecegi isdir. ictihaddan ve tefsirden ve hadis- 
den haberi olmiyan bizim gibi cahiller icin, mezheb imamimizm 
buyukliigiinu kabul edip, inamp, onu taklid etmekden baska care 
yokdur. Bizim gibi avamm mezheb imamma uymasmm vacib ol- 
dugunu, islam alimleri sozbirligi ile bildirmislerdir. (Mizan-iil- 
kiibra)mn onsoziinde, altmissekizinci sahifede vesikalan ile bir- 
likde yazilidir. Mezheb imamimn ictihadma uymiyan fasik olur. 
Dort mezhebin icma' ve ittifak ile bildirdigi ve her memlekete ya- 

-153- 



yilmis olan bir hiikmu kabul etmiyenin kafir olacagmi, fikh kitab- 
lan [mesela (ibni Abidih) vitr nemazi basmda] bildiriyor. Dinde 
reformcular, bunun icin, bu kiymetli kitaba, Hanefi mezhebinin 
temel direklerinden biri olan ibni Abidm hazretlerine "rahmetul- 
lahi aleyh" ates puskiiruyorlar. imam-i a'zam Ebu Hanife "rah- 
metullahi aleyh", ictihad etdigi zeman, bu benim ictihadimdir. 
Giiciimiin yetdigi kadar yapabildim. Bundan daha iyi ictihad 
eden olursa, onun dogru olmasi daha kuvvetlidir, buyurdu. Ona 
uyarim demedi. Ayetde ve hadisde acikca bildirilmedigi halde 
mezheb imamlanmn halal, haram, vacib dedikleri seyler vardir. 
Ayetden ve hadisden isaretler bulmadikca, bunlan soylememis- 
lerdir. Dort mezheb imamlan, gokdeki yildizlar gibidir. Baskala- 
n, yerde dolasan insanlar gibidir. Bunlar, yildizm sudaki hayalini 
goriip de, onlan tamdiklanni zan ederler. Halife Harun-iir-Resid, 
imam-i Malikin yanma geldi. (Kitablanni her tarafa yaymagi ve 
iimmetin yalmz bunlara uymasim istiyorum) dedi. imam hazret- 
leri, ya Emir-el mii'minin! Amelde alimlerin ihtilaf etmesi, Alla- 
hii tealanm bu ummete rahmetidir. Her miictehid, sahih bildigi 
delile tabi' olur. Hepsinin cikardigi hiikm hidayetdir. Hepsi Allah 
yolundadir dedi. Boylece biitiin mezheblerin, ya'ni miictehidlerin 
dogru yolda oldugunu bildirdi. Hadisleri birakmamah, ictihadlan 
birakmah diye direnen dinde reformcunun, mu'amelatda za'if ha- 
disin terk edilecegini bildirmesi de, pek garibdir. imam-i a'zam 
Ebu Hanife "rahmetullahi aleyh", ictihad yaparken, za'if hadisle- 
ri, hatta Eshab-i kiramdan birisinin soziinii kendi re'yine tercih 
ederdi. Za'if hadisler ancak (Fedail) olan ibadetlerde delil olur. 
Ya'ni fedail, za'if hadislere uyarak da yapihr. Farz, vacib ve miiek- 
ked siinnet olan ibadetlerde ancak meshur ve sahih hadisler delil 
olurlar. Bir isin boyle bir delilini ararken veya boyle hadis-i serif- 
lerle veya ayet-i kerimelerle bildirilmemis olan bir isin nasil yapi- 
lacagmi ictihad ederken, ya'ni bu ise benziyen baska bir isin deli- 
lini ararken, imam-i a'zam Ebu Hanife "rahmetullahi aleyh", za'if 
hadis-i serifi kendi re'yine tercih ederdi. Ya'ni, kendi re'yini degil, 
za'if hadisin gosterdigi delili tercih ederdi. Ciinki imam-i Beyhe- 
kinin (El medhal) kitabmda bildirdigi hadis-i serifde, (Kur'an-i 
kerime tabi' olmak, hepinize farzdir. Onu terk etmeniz icin hic- 
bir ozr olamaz. Kur'an-i kerimde bulamadiginiz islerclc, siiniieti- 
in e uyunuz. Siinnetimde de bulamazsaniz, Eshabimin soziine 
uyunuz! Ciinki, Esliabim gokdeki yildizlar gibidir. Hangisine 
uyarsaniz, hidayeti bulursunuz. Eshabimin ihtilafi, sizin icin rah- 
metdir) buyuruldu. Bu hadis-i serif, amelde, ibadetlerde, mezheb 

-154- 



imamlarmdan herhangi birini taklid edenin hidayete kavusacagmi 
gostermekdedir. Bu da, mezheblerin hepsinin hidayet olduguna 
sahiddir. Dinde reformcunun, talak ve miit'a icin hazret-i Omerin 
"radiyallahii teala anh" ictihadi demesi de, hakikate uygun degil- 
dir. Ciinki, Eshab-i kiramdan hicbiri buna muhalefet etmedi ve ic- 
ma'-i Sahabe hasil oldu. Miit'a, caiz olmiyan bir nikahdir. Bu nika- 
hin nasil oldugu, (Se'adet-i ebediyye) kitabmda aciklanmisdir. 

Bir mezhebi taklid etmek, hadis kitablarmi okumagi terk etmek 
oldugunu soylemesi de, sasilacak seydir. Bugiin diinya kiitiibhane- 
lerini dolduran, binlerce hadis kitablarmi yazanlar, serh edenler, 
nesr edenler, hep Ehl-i siinnet alimleridir "rahmetullahi teala aley- 
him ecma'in". Ehl-i siinnet alimlerinin herbiri, amelde birer mezhe- 
bi taklid etmekdedir. imam-i Hamdan bin Sehl "rahmetullahi 
aleyh" diyor ki, (Kadi, ya'ni hakim olsaydim, hadis kitablan oku- 
yup da, fikh kitablan okumiyan ve fikh kitablan okuyup da, hadis 
kitablan okumiyan alimlerin ikisini de habs ederdim. Mezheb 
imamlanmizm, hadis ilmine nasil sanldiklarim ve fikh iizerinde na- 
sil cahsdiklarim, yalmz birisi ile iktifa etmediklerini gormiiyormu- 
sunuz?). Ehl-i siinnet alimlerinin hepsi, Allahin dininde kendi re'yi 
ile, kendi kiyasi ile konusmagi zem ve men' etmislerdir. Men' et- 
mekde en ileri giden, imam-i a'zam Ebu Hanife "rahmetullahi 
aleyh" olmusdur. Bunun ve diger mezheb imamlannin bu sozleri, 
(Mfzan-ul-kiibra)da yazihdir. Boyle soyliyen alimler icin, (ictihad 
yaparken nassdan aynldilar. Re'y ve kiyas ile, hadis-i seriflere mu- 
halif ictihad yapdilar) demek bir muslimana yakisir mi? Resululla- 
hin "sallallahii aleyhi ve sellem" varisleri olan mezheb imamlanmiz 
icin boyle diisiinmek bile caiz degildir. Boyle soyliyenler, varis ol- 
duklanm bildiren hadis-i serifi inkar etmis oluyorlar. Kendileri ha- 
dis-i serifden aynlmis oluyorlar. Bundan baska, salih miislimanlara 
su'i zan ve iftira etmis oluyorlar. Bunun ikisi de biiyiik giinahdir. 
Haram irtikab etdikleri icin, tevbe etmeleri lazimdir. 

42 — Dinde reformcu, kitabmm sonunda, (Birini taklid etmek, 
ilmin ve idrakin karsismda biiyiik bir mani'dir. Miictehidlerin, ic- 
tihad ederek cikardiklan hiikmler, hep aym yerden degildir. 
Ba'zilan Kitabdan, ba'zilan Siinnetden cikanlmisdir. Bunun icin 
de, ba 'zilan iizerinde gdriis farklan meydana gelmisdir) diyor. 

Dinde reformcu, icinden cikamryacagi biiyiik bir da'vaya atil- 
digi icin bocalamakdadir. Miislimanlarm, bundan evvelki madde- 
de yazih hadis-i serife ve daha once bildirilmis olan ayet-i kerime- 
ye uyarak mezheb imamlanm taklid etmelerini bir diirlii hazm 

-155- 



edemiyen bu zevalh adam, taklidi kottilemek icin, akla ve ilme da- 
yanan sebebler bulamayinca, taklidin ilme ve diisiinmege mani' 
olacagmi ileri stiriiyor. Bunun cevabim bundan onceki maddede 
bildirmisdik. Ayet-i kerimenin ve hadfs-i serffin emrine uymanin, 
boyle zararlara yol acacagim soylemek muslimanhk midir, degil 
midir? Bunun cevabim, sayin okuyuculanmizin anlayislarma ve 
insaflarma arz ediyoruz. 

COK LUZUMLU BILGILER 

(Mizan-iil-kiibra)da kirkbirinci sahifesinden baslryarak diyor ki: 

Din kardesim iyi diisiin! Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem", Kur'an-i kerimde icmalen bildirilenleri, ya'ni kisa ve kapa- 
h olarak bildirilenleri aciklamasaydi, Kur'an-i kerim kapali kalir- 
di. Resulullahm varisleri olan mezheb imamlanmiz "rahmetulla- 
hi aleyhim ecma'in" hadis-i seriflerde miicmel olarak bildirilenle- 
ri aciklamasalardi, siinnet-i nebeviyye kapali kahrdi. Boylece, her 
asrda gelen alimler, Resulullaha tabf olarak, miicmel olam acik- 
lamislardir. Nahl suresinin kirkdordiincii ayetinde mealen, (in- 
sanlara indirdigimi onlara beyan edesin) buyuruldu. Beyan et- 
mek, Allahii tealadan gelen ayetleri, baska kelimelerle ve baska 
suretle anlatmak demekdir. Ummetin alimleri de, ayetleri beyan 
edebilselerdi ve kapali olanlan acikliyabilselerdi ve Kur'an-i ke- 
rimden ahkam cikarabilselerdi, Allahii teala Peygamberine, sana 
vahy olunanlan teblig et derdi. Beyan etmesini emr etmezdi. 
Seyh-iil-islam Zekeriyya "rahmetullahi aleyh" buyurdu ki, (Re- 
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Kur'an-i kerimde miicmel 
olarak bildirilenleri aciklamasaydi ve mezheb imamlan "rahime- 
hiimullah" kapali olarak bildirilenleri aciklamasalardi, bunlan 
hicbirimiz anhyamazdik. Mesela Sari' "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem", abdest nasil alacagimizi hadis-i serifleri ile bize bildirme- 
seydi, nasil abdest alacagimizi Kur'an-i kerimden cikaramazdik. 
Nemazlann kac rek'at olduklan ve orucun, haccin, zekatin 
hiikmleri ve keyfiyyetleri ve nisab mikdarlan ve sartlan ve farz- 
lan ve siinnetleri, Kur'an-i kerimden cikanlamazdi. Kur'an-i ke- 
rimde miicmel olarak bildirilen hiikmlerin hepsi boyledir. Ya'ni, 
bunlar hadis-i seriflerle bildirilmeseydi, hicbirini anlayamazdik. 
Din alimleri ile miicadele etmek, nifak alametidir. Ciinki alimle- 
rin delillerini ibtal etmek, red etmek icin ugrasmakdir. Nisa sure- 
sinin kirkaltmci ayetinde mealen, (Onlarin iinan etmis olmalari 
icin, aralarmdaki anlasmazhklarda, seni hakem yapmalan ve ve- 
recegin hiikme razi olmalari, teslim olmalari lazimdir) buyuruldu. 

-156- 



Bu ayet-i kerime, Resulullahin hiikmiinden, islamiyyetin emrin- 
den sikmti duyanlarda iman olmadigina alametdir. Hadis-i serif- 
de, (Rcsuliin yaninda niza', cidal yapmayiniz!) buyurdu. Onun di- 
ninin alimleri ile niza', cidal yapmak, onlarm dogru olan ictihad- 
lannin ciiriik olduklarmi gostermege kalkismak, Onunla "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" cidal etmek demekdir. Ciinki, alimler, Resu- 
lullahin varisleridir. Resulullahin getirdiklerinin hepsine, hikmet- 
lerini, delillerini anlamasak bile, iman ve tasdik etmemiz lazim ol- 
dugu gibi, mezheb imamlarirmzdan gelen bilgilere de, kelamlan- 
na da, delillerini anlamasak bile, islamiyyete muhalif olmadiklan 
icin iman ve tasdik etmemiz lazimdir. Peygamberlerin hepsinin 
"aleyhimussalatii vesselam" dinleri amelde ihtilafh, hatta birbirle- 
rine zid hiikmleri bulundugu halde, hepsine iman ve tasdik etme- 
miz lazimdir. Boyle oldugunu alimlerimiz sozbirligi ile bildirmis- 
lerdir. Mezhebler de, bunun gibidir. Miictehid olmiyanlann, mez- 
hebler arasmda aynhklar bulundugunu gordiikleri halde, hepsine 
iman ve tasdik etmeleri lazimdir. Miictehid olmiyan birinin, bir 
mezhebi hatah gormesi, o mezhebin hatah oldugunu gostermez. 
O kimsenin hatah oldugunu, anlayismm kit oldugunu gosterir. 
imam-i Safi'i, teslim olmak, imanm yansidir buyurdu. Rebf haz- 
retleri bunu isitince, hayir, imanm hepsidir dedi. imam-i Safi'i, bu 
sozii kabul eyledi. Yine imam-i Safi'i (Imam kamil olan, iisul bil- 
gilerinde soz yapmaz. Ya'ni, niye boyledir, oyle degildir demez) 
buyurdu. (Usui bilgileri nedir?) dediklerinde, Kitab ve Siinnet ve 
Icma-i iimmetdir, buyurdu. imam-i Safi'i hazretlerinin bu sozii 
gosteriyor ki, Rabbimizden ve Peygamberimizden "sallallahii te- 
ala aleyhi ve sellem" gelen haberlerin hepsine inandik demeliyiz. 
Islam alimlerinin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" bildirdik- 
leri de bunun gibidir. Ya'ni imamlanmizm sozlerine, soz etmeden 
ve cidal etmeden inaninz demelidir. imam-i ibni Abd-il Berr "ra- 
himehullah", (vefat tarihi 463 [m. 1071]) bunun icin (imamlan- 
mizdan hicbirinin, talebesine belli bir mezhebi iltizam etmelerini, 
ya'ni taklid etmelerini emr etdikleri isitilmemisdir. Diledikleri 
mezhebin fetvalarma uymalanm soylemislerdir. Resulullahin 
"sallallahii aleyhi ve sellem", iimmetinden birinin belli bir mezhe- 
bi iltizam etmesini emr buyurdugu, sahih veya da'if hicbir hadis-i 
serifde bildirilmemisdir) dedi. 

Imam-i Kurafi buyuruyor ki, (Eshab-i kiram, sozbirligi ile bil- 
dirdiler ki, hazret-i Ebu Bekrden ve hazret-i Omerden fetva ahp 
da, bunlan taklid eden bir kimse, baska islerini baska Sahabilere 
de sorar ve ogrendigi ile amel ederdi. Huccet, delil soran olmaz- 

-157- 



di. [Ya'ni, Tabi'inden yeni iman etmis olanlarm, Eshab-i kiram- 
dan yalmz birinin mezhebini taklid etmesi miimkin degildi. Ciin- 
ki, Eshab-i kiramin mezhebleri tedvin edilmis, biiyiik mezheb ola- 
rak kitablara gecmis degildi. Her zeman aym Sahabinin yamnda 
bulunup da, herseyi ona sorup, isitdiklerini yapmak da, pek az 
kimseye nasib oldu. Rast geldikleri sahabiye sorup, ogrenip, yap- 
mak mecburiyyeti vardi. Zaruret olunca, her mezhebe uyulur. Ta- 
bi'in, delillerini hie aramazlardi.] Simdi ise yeni iman edenlerin, 
aym mezhebdeki alimlerden huccet, delil aramadan sorup ogre- 
nerek amel etmeleri, aym mezhebde olan alimleri bulamazlarsa, 
her alimden sormalan, sonra bir mezhebi ogrenip, bu mezhebi 
taklid etmeleri lazim oldugunu alimler sozbirligi ile bildirmisler- 
dir. Bu icma'i kabul etmiyen inadcinm, kendine delil bulmasi la- 
zimdir). (Mizan-iil-kubra)dan terceme temam oldu. 

Misrdaki biiyiik hanefi fikh alimi allame seyyid Ahmed Tahta- 
vi, (Diirr-iil-muhtar) hasiyesinde (Zebayih) kisminda diyor ki, 
(Tefsir alimlerinin coguna gore, (Dinde firkalara aynldilar) ayet-i 
kerimesi, bu iimmetde meydana gelecek olan [i'tikad, iman 
bilgilerinde], bid'at sahiblerini haber vermekdedir. Hazret-i Ome- 
rin haber verdigi hadis-i serifde, Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem" hazret-i Aiseye, (Dinde firkalara ayrdddar ayet-i kerime- 
si, bu iimmetde meydana gelecek olan [i'tikad, iman bilgilerinde] 
bid'at sahiblerini ve nefslerine uyanlan haber veriyor) buyurdu. 
En'am suresinin 153. cti ayetinde mealen, (Dogru yol budur. Bu 
yolda olunuz! Firkalara boliinmeyiniz!) buyuruldu. Ya'ni, yehudi- 
ler ve hiristiyanlar ve baska sapiklar dogru yoldan aynldilar. Siz 
de, bunlar gibi boliinmeyiniz! Al-i imran suresinin yiiziicuncii 
ayetinde mealen, (Hepiniz, Allahii tealamn ipine sarihniz! Firka- 
lara boliinmeyiniz!) buyuruldu. Tefsir alimlerinden ba'zilan, Alla- 
hii tealamn ipi, cema'at, birlik demekdir dediler. Firkalara aynl- 
maymiz emri, boyle oldugunu gostermekdedir. Cema'at de, fikh 
ve ilm sahibleridir. Fikh alimlerinden [iman, i'tikad bilgilerinde] 
bir kans aynlan, dalalete diiser. Allahii tealamn yardimmdan 
mahrum kahr, Cehenneme gider. Ciinki, fikh alimleri dogru yol- 
dadirlar. Muhammed aleyhisselamm siinnetine yapisan ve Flule- 
fa-i rasidmin ya'ni dort halifenin yoluna sanlan bunlardir. Sivad-i 
a'zam, ya'ni miislimanlarin cogu, fikh alimlerinin yolundadir. 
Bunlarm yolundan aynlanlar Cehennem atesinde yanacaklardir. 
Ey mii'minler, Cehennemden kurtulmus olan tek firkaya tabi' 
olunuz! Bu da, (Ehl-i siinnet vel-cema'at) denilen firkadir. Ciin- 
ki, Allahii tealamn yardimi ve korumasi ve tevfiki bu firkada 

-158- 



olanlaradir. Allahu tealanm gadabi ve azabi bu firkadan aynlan- 
laradir. Bu firka-i naciye, bugiin [amelde, ibadetlerde] dort mez- 
hebde toplantmsdir. Bu dort hak mezheb (Haneff), (Maliki), ($a- 
fi'i) ve (Hanbeli) mezhebleridir. Bu zemanda, bu dort mezhebden 
birine tabi' olmayan kimse, bid'at sahibidir ve Cehenneme gide- 
cekdir. Bid'at sahibi olanlarm hepsi de, kendilerinin dogru yolda 
olduklanm iddi'a ediyorlar. Bu is, kuru iddi'a ile hayale dayana- 
rak isbat edilmez. Bu yolun mutehassislarmm ve hadis alimlerinin 
bildirmeleri ile anlasihr. Bunlann bildirdikleri ve bulunduklan 
yol hak yoldur). Tahtavinin yukandaki yazisi vehhabilerin ve 
sfilerin ve diger mezhebsizlerin bid'at, dalalet ve Cehennem ehli 
olduklanm acik ve kesin olarak bildiriyor. Bu tercemenin ash 
olan bir sahife arabi yazi, (Redd-i vehhabi) kitabimn 1399 [m. 
1979] Istanbul baskisma eklenmisdir. Bu kitabm birinci baskisi, 
1264 [m. 1848] senesinde Hindistanda yapilmis olup, dort mezhe- 
bin hak oldugu, Cehennemden kurtulmak icin bu dort mezheb- 
den birini taklid etmek lazim oldugu kuvvetli delillerle isbat edil- 
misdir. 

43 — Dort mezheb imamlan, islam dininin temel direkleridir. 
Her birinin hal tercemelerini ve iistunluklerini bildirmek icin, is- 
lam alimleri cesidli kitablar yazdilar. istanbulda da nesr edilmis 
olan arabi (El-minhat-iil-vehbiyye fi redd-il-vehhabiyye) kitabi- 
mn (Esedd-iil cihad ft-ibtal-i da'vel-ictihad) kisminda ve (Hida- 
yet-iil-muvaffikin) ve (Sebil-iin-necat) kitablarmda da yazihdir. 
Genclere yadigar olmak icin (Esedd-iil-cihad) kitabmdan bir mik- 
dan terceme ediyoruz: 

1 — Ehl-i sunnetin dort mezheb imammdan birincisi, imam-i 
a'zam Ebu Hanife Nu'man bin Sabitdir "rahmetullahi aleyh". 80 
[m. 699] senesinde tevellud ve 150 [m. 767] de Bagdadda vefat et- 
misdir. Hanefi mezhebinin reisidir. Osmanhlar, Hindistan miisli- 
manlan, Siberya ve Tiirkistan miislimanlan, Hanefi mezhebine 
gore ibadet etmekdedirler. Hadis-i serifde, (Ebu Hanife, iimme- 
timin lsigidir) buyuruldu. ibadetlerinin coklugu, vera'i, ziihdii, 
comerdligi, keskin goriisii, ince diisiinusii meshur oldugundan, 
aynca bildirmege liizum yokdur. Fikh bilgilerinin dortde iicii 
onundur. Dortde birinde de, diger mezheblerle ortakdir. imam-i 
Safi'i "rahmetullahi teala aleyh" buyurdu ki, (Miislimanlann fikh 
bilgilerinin kaynagi, Ebu Hanife ve talebeleridir. Fikh ogrenmek 
istiyen, Ebu Hanife ye ve Onun talebelerine gitsin! imam-i Mali- 
ke, Ebu Hanifeyi gordiin mii dedigimde: Evet Ebu Hanifeyi oyle 

-159- 



gordum ki, su direk altmdandir dese, sozunu isbat eder. Kimse 
karsihk veremez dedi). Insanlar, fikh bilgisine karsi uykuda idi. 
Hepsini EM Hanife uyandirdi. Zemamn abidlerinden, zahidlerin- 
den olan Isa bin Musa, Emir-ul-mu'mimn Ebu Ca'fer Mensurun 
yaninda idi. Imam-i a'zam Ebu Hanife iceri geldi. Isa, Mensura, 
bu zat, diinya capinda buyuk alimdir dedi. Mensur, imama, ilmi 
nereden edindin dedi. Hazret-i Omerin talebelerinden buyurdu. 
Mensur da, dogrusu cok saglam senedin var dedi. 

imam-i a'zam Ebu Hanife "rahmetullahi aleyh", her gece ne- 
maz kilardi. Ka'bede uyurken, (Ya Eba Hanife! Bana hizmetin 
halisdir. Beni iyi tamdm. Bu ihlasindan ve ma'rifetinden dolayi 
seni ve kryamete kadar sana tabi 7 olanlan magfiret eyledim) sesi- 
ni isiterek uyandi. Ebu Hanife icin ve Onun mezhebinde olanlar 
icin, bu ne buyuk bir mujdedir! Onun guzel ahlaki ve temiz sifat- 
lari, ancak arif olanda ve muctehid imamlarda bulunabilir. Yetis- 
dirdigi muctehid imamlardan ve rasih alimlerden Abdullah ibni 
Mubarek ve imam-i Malik ve imam-i Mis'ar ve Ebu Yusuf ve Mu- 
hammed Seybani ve imam-i Zufer, onun yuksek mertebesinin ve- 
sikalandir. Tevadu' ve hayasimn coklugundan, halkdan uzaklas- 
mak, bir koseye cekilmek istedigi halde, mezhebini yaymasmi, 
ru'yada Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" emr edince, fet- 
va vermege basladi. Mezhebi her yere yayildi. Tabi'leri cogaldi. 
Cekemiyenleri turedi ise de, hepsi rezil ve perisan oldular. Alim- 
ler, mezhebinin usulunu, furu'unu ogrenip, kitablar meydana ge- 
tirdiler. Nakli ve akli delillerini inceleyenler ve anhyabilenler, 
onun ustunlugunu yazdilar. Ebulferec ibni Cevzi, kitabinda, 
Imam-i a'zami kucultucu haberler nakl ediyor ise de, bunlari 
Imam-i a'zami kucultmek icin degil, hasedcilerinin bulundugunu 
bildirmek icin yazmrsdir. Aym kitabinda, tmam-i a'zami herkes- 
den daha cok ovmekdedir. Babasi Sabit, hazret-i Alinin yanma 
gelmisdi. imam hazretleri, ona ve cocuklarma hayr ve bereket ile 
dua eylemisdi. Bu dua, imam-i a'zamda zahir oldu. Eshab-i ki- 
ramdan Enes bin Malik hazretlerinin ve baska Sahabilerin soh- 
betlerine kavusarak, Tabi'mden olmakla da sereflendi. 

[Istanbulda nesr edilen arabi (Ulema-iil-muslimin ve vehha- 
biyyun) kitabimn altmisikinci sahifesinde, (Mizan-iil kiibra) kita- 
binin mUellifi Abdulvehhab-i Sa'rani buyuruyor ki, (Edillet-il- 
mezahib) ismindeki kitabimi yazacagim zeman, imam-i a'zam 
Ebu Hanifenin ve talebelerinin ictihadlanm cok inceledim. Her- 
birinin bir ayet-i kerimeye, hadis-i serife veya Eshab-i kiramdan 

-160- 



gelen habere dayandigim gordum. imam-i Malik ve imam-i Ah- 
med ve imam-i Safi'i gibi biiyiik miictehidler, imam-i a'zami cok 
ovdiiler. Baskalarmm lehde ve aleyhde konusmalarimn hie kiy- 
meti yokdur. Ciinki, Maliki ve Hanbeli ve Safi'i mezhebinde olan- 
larm, mezheblerinin Imamimn medh etdiklerini sevmeleri ve 6v- 
meleri lazimdir. Sevmezlerse, kendi mezheblerine uymamis olur- 
lar. Mezheb taklid edenin, mezhebinin imamma uyarak, imam-i 
a'zami medh etmesi vacibdir. Birgiin, Imam-i a'zamin hayatim ya- 
ziyordum. Yamma bir adam geldi. Bir yazi gosterdi. imam-i a'za- 
ma dil uzatmakda idi. Bunu, Imamm ictihadlanm anhyamiyan bi- 
ri yazmis dedim. Bunlan Fahreddm-i Razinin kitabmdan aldigim 
soyledi. Fahreddin-i Razi, (vefati 606 [m. 1209]), imam-i a'zam 
Ebu Hanifenin yanmda bir talebe gibidir. Yahud, bir sultan yanm- 
daki koylii gibidir. Yahud, giinesli havadaki, goriinmiyen yildiz gi- 
bidir. Koyliiniin, delilsiz olarak sultam kotiilemesi haram oldugu 
gibi, bizim gibi mukailidlerin, te'vil istemiyen acik bir nass olmak- 
sizm, mezheb imaminm ictihadina karsi cikmasi, imam icin, derme 
catma seyler soylemesi de haramdir dedim. imam-i a'zam Ebu 
Hanifenin ictihad ederek soyledigi ahkamdan birini anhyamiyan 
bir mukallidin, bunun hilafi zahir olmadikca bununla amel etmesi 
vacibdir. 

Ebu Mutf diyor ki, Kiife cami'inde imam-i a'zamin yanmda 
idim. Siifyan-i Sevri ve imam-i Miikatil ve Hammad bin Seleme 
ve imam-i Ca'fer Sadik ve baska alimler "rahmetullahi teala aley- 
him ecma'in" geldiler. Din islerinde cok kiyas yapdigim isitdik. 
Bu, senin icin pek zararh olur. Ciinki, ilk kiyas yapan ibhs idi de- 
diler. imam-i Ebu Ffamfe, sabahdan Cum'a nemazina kadar bun- 
lara cevab verdi. Mezhebini acikladi. Once Kur'an-i kerimde an- 
yorum. Bulamazsam, hadis-i seriflerde anyorum. Yine bulamaz- 
sam, Eshab-i kiramin icma'lanna bakiyorum. Burada da bula- 
mazsam, ihtilaf etdiklerinden birini tercih ediyorum. Bunu da bu- 
lamazsam, kiyas yapiyorum dedi. Misaller gosterdi. Hepsi kalkip, 
Imamm elini opdii. Sen alimlerin efendisisin. Bizi afv et! Bilme- 
den seni iizdiik dediler. Allahii teala, beni de, sizi de afv buyur- 
sun dedi. 

Ey kardesim! imam-i a'zam Ebu Hanifeye ve Onun mezhebini 
taklid eden fikh alimlerine "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" 
dil uzatmakdan kendini koru! Cahillerin sozlerine ve yazilarma 
aldanma! O yiice imamm ahvalini, ziihdunii, vera'im ve ibadetler- 
deki ihtiyatim, titizligini bilmiyen dinde reformculara uyarak, 

- 161 - Faideli Bilgiler - F:ll 



onun delilleri za'ifdir dersen, kryametde onlar gibi felakete siirtik- 
lenirsin. Sen de, benim gibi, Hanefi mezhebinin delfllerini inceler- 
sen, dort mezhebin de sahih oldugunu anlarsm! Mezheblerin dog- 
ru oldugunu ogle giinesini goriir gibi, acik olarak anlamak ister- 
sen, Ehlullah yoluna sanl! Tesavvuf yolunda ilerliyerek, ilminin 
ve amelinin ihlash olmasma calis! O zeman, islamiyyet bilgilerinin 
kaynagim goriirsiin. Dort mezhebin de, fikh bilgilerini bu kaynak- 
dan alip yaydiklanm, bu mezheblerin hicbirinde, islamiyyet dism- 
da hicbir hiikm bulunmadigmi anlarsm. Mezheb imamlanna ve 
onlan taklid eden alimlere karsi edebli, terbiyeli davrananlara 
mtijdeler olsun! Allahii teala, onlan kullanna se'adet yolunu gos- 
termek icin rehber, imam eyledi. Onlar insanlara Allahii tealamn 
biiyiik ihsamdir. Cennete giden yolun onciileridirler. Abdiilveh- 
hab-i Sa'raninin (Mizan-iil-kiibra) kitabimn onsoziinden terceme 
temam oldu. 

TENBIH: Abdiilvehhab-i Sa'rani "rahmetullahi teala aleyh" 
Safi'idir. Fahreddm-i Razi de Safi'i mezhebindedir. imam-i a'za- 
ma dil uzatdigi icin kendi mezhebindeki Raziyi nasil aybladigi yu- 
kanda goriilmekdedir. Hanefilerle Safi'iler dogiiserek islamiyye- 
tin gerilemesine sebeb oldular sozii ile miislimanlan aldatmaga 
cahsan dinde reformcularm, yukandaki satirlan iyi okuyarak, gaf- 
letden uyanmalanm dileriz.] 

494 [m. 1101] de vefat etmis olan Ebu Sa'd Muhammed Harez- 
mi "rahmetullahi teala aleyh", imam-i a'zam Ebu Hanifenin kab- 
ri uzerine bir tiirbe ile yamnda bir medrese yapdirdi. Kendisi, Sul- 
tan Meliksah-i Selcukinin vezirlerinden olup, Merv sehrinde de 
biiyiik bir medrese yapdirmrsdir. 

2 — Imam-i Malik bin Enes bin Malik bin Ebi Amir Esbahi 90 
[m. 708] senesinde, Medinede tevelliid ve 179 [m. 795] da, orada 
vefat etdi. Yetmis imam sehadet etmedikce fetva vermege basla- 
madim buyurdu. Hocalanmdan pek az kimse vardir ki, benden 
fetva almamrs olsun derdi. imam-i Yafi'i buyuruyor ki, imamm 
bu sozii ogtinmek icin degildir. Allahii tealamn ni'metini bildir- 
mek icindir. Zerkani (Muvatta) kitabim serh ederken diyor ki, 
(Imam-i Malik, meshur mezheb imamidir. Yiikseklerin yiiksegi- 
dir. Akh kamil, fadh asikardir. Resulullahm hadis-i seriflerinin 
varisidir. Allahm kullanna, Onun dinini yaydi. Dokuzyiiz alimle 
sohbet ve istifade etdi. Kendisi yiizbin hadis yazdi. Onyedi yasm- 
da ders vermege basladi. Dersinde bulunanlar, hocalarmm ders- 
lerinde bulunanlardan cok idi. Hadis ve fikh ogrenmek icin, kapi- 

-162- 



sma toplamrlardi. Kapici tutmak zorunda kaldi. Once talebesine, 
sonra halkdan herkese izn verilir, iceri girerlerdi. Halaya tic gtin- 
de bir giderdi. Halada cok bulunmakdan haya ediyorum derdi. 
(Muvatta) kitabim yazmca, kendi ihlasmdan stibhe etdi. Kitabi 
suya koydu. Eger lslamrsa, bu kitab bana lazim degildir dedi. 
Hicbir yeri lslanmadi). Abdurrahman bin Enes, hadis ilminde, 
simdi yerytiziinde Malikden daha emm kimse yokdur. Ondan da- 
ha aklh bir sahs gormedim. Stifyan-i Sevri, hadisde imamdir. Fe- 
kat, siinnetde imam degildir. Evza'i, siinnetde imamdir. Fekat, 
hadisde imam degildir. Imam-i Malik, hadisde de, siinnetde de 
imamdir derdi. Yahya bin Sa'id, imam-i Malik, Allahii tealamn 
kullarma yeryiiziinde huccetidir, derdi "rahime-htimallahti te- 
ala". Imam-i Safi'i, (hadis okunan yerde, Malik, gokdeki yildiz 
gibidir. ilmi ezberlemekde, anlamakda ve korumakda, hie kimse, 
Malik gibi olamadi. Allah ilminde bana Malik kadar kimse emin 
degildir. Allahii teala ile aramda huccet, imam-i Malikdir. Malik 
ile Siifyan bin Uyeyne olmasalardi, Hicazda ilm kalmazdi) derdi. 
Abdullah, babasi Ahmed bin Hanbele sordu: Zehrinin talebele- 
ri arasinda en kuvvetli hangisidir? Malik, her ilmde daha kuvvet- 
lidir buyurdu. ibni Veheb diyor ki, Malik ve Leys olmasalardi, 
hepimiz sapitirdik. Evza'i, imam-i Malikin ismini isitince, o, alim- 
lerin alimi, Medmenin en biiyiik alimi ve Haremeynin miiftisidir 
derdi. Siifyan bin Uyeyne imam-i Malikin vefatmi isitince, yeryii- 
ziinde bir benzeri kalmadi. Diinyanm imami idi. Hicazin alimi 
idi. Zemammn hucceti idi. Ummet-i Muhammedin giinesi idi. 
Onun yolunda bulunahm dedi. Ahmed ibni Hanbel, imam-i Ma- 
likin, Siifyan-i Sevriden, Leysden, Hammaddan ve Evza'iden iis- 
ttin oldugunu soylerdi. Siifyan bin Uyeyne diyor ki, (insanlar si- 
kisacak, Medinedeki alimden iistiin birini bulamiyacaklar) ha- 
dis-i serifi, imam-i Maliki haber veriyor. imam-i Malik diyor ki, 
her gece Resulullahi "sallallahii aleyhi ve sellem" goriiyorum. 
Mus'ab diyor ki, babamdan isitdim: Malik ile Mescid-i Nebevide 
idik. Biri gelip, Ebu Abdullah Malik hanginizdir dedi. Gosterdik. 
Yanma gidip selam verdi. Boynuna sanhp, almndan opdii. 
Rii'yada Resulullahi "sallallahii teala aleyhi ve sellem" gordiim. 
Maliki cagir buyurdu. Sen geldin. Titriyordun. Rahat ol ya Eba 
Abdullah! Otur, gogsiinii ac buyurdu. Acmca her yere giizel ko- 
kular yayildi dedi. imam-i Malik agladi ve rii'yamn ta'biri ilmdir 
dedi. 

3 — Imam-i Safi'i "rahmetullahi aleyh", ismi Muhammed bin 
Idris bin Abbas bin Osman bin Safi' olup, sekizinci babasi Hasim 

-163- 



bin Muttalib bin Abd-i Menafdir. Resulullahm dedelerinden olan 
Hasim, bu Hasimin amcasidir. Besinci babasi Saib, Bedr gazasm- 
da diisman ordusunda idi. Sonra oglu Safi' ile Sahabi oldular. Bu- 
nun icin Safi'i denildi. Annesi, Hazret-i Hasen soyundan olup se- 
rifedir. imam-i Safi'i, 150 [m. 767] senesinde Gazzede tevelliid ve 
204 [m. 820] de Misrda vefat etdi. iki yasinda iken Mekke-i mii- 
kerremeye goturiilerek orada kiiciik iken Kur'an-i kerimi ve on 
yasinda iken, imam-i Malikin (Muvatta) hadis kitabim ezberledi. 
Onbes yasinda, fetva vermege basladi. O sene, Medine-i miinev- 
vereye giderek, imam-i Malikden ilm ve feyz aldi. 185 senesinde 
Bagdada geldi. iki sene sonra, hac icin Mekkeye ve 198 de Bagda- 
da, 199 da Misra gelip yerlesdi. Vefatmdan uzun zeman sonra 
Bagdada gotiirulmek istendi. Kabri kazihrken misk kokusu yayil- 
di. Bulunanlar serhos oldular. Kazmakdan vaz gecdiler. ilm, amel, 
ziihd, ma'rifet, zeka, hafiza ve neseb bakimlanndan zemamndaki 
imamlarm en ustiinii idi. Once olanlarm cogunun da tistunde idi. 
Mezhebi her yere yayildi. Haremeyn ve Erd-i Mukaddes [ya'niFi- 
listin] temamen Safi'i oldu. (Kureys aliini yeryiiziinii ilm ile doldu- 
rur) hadis-i serifi, imam-i Safi'ide zuhur eyledi. Abdullah, babasi 
Ahmed bin Hanbelin imam-i Safi'iye cok diia etdigini gortip sebe- 
bini sordukda: Oglum! imam-i Safi'inin insanlar arasmdaki yeri, 
gokdeki giines gibidir. O, ruhlann sifasidir dedi. O zemanki (Mu- 
vatta) kitabmda once dokuzbinbesyiiz hadis vardi. Sonra kisaltip 
simdi elde bulunan yapildi. Bunda binyediyiiz kadar hadis vardir. 
(Nasir-iis-siinne) [dinin yardimcisi] lakabim aldi. Dort sene gibi 
kisa bir zemanda yeni bir mezheb getirmesi, bir harika oldu. Hal 
tercemesini ve ustunliigiimi bildiren kirkdan fazla kitab yazilmis- 
dir. 

4 — imam-i Ahmed bin Hanbel Seybani Meruzi, 164 [m. 780] 
senesinde Bagdadda tevelliid ve 241 [m. 855] de orada vefat etdi. 
Hadis ve fikh ilmlerinde imam idi. Sunnetin inceliklerinde ve ha- 
kikatinde de mahir idi. Ziihd ve vera' ile meshur idi. Hadis-i se- 
rif toplamak icin, Kufeye, Basraya, Mekke-i mukerremeye, Me- 
dine-i miinevvereye, Yemene, Sama ve Elcezireye gitdi. imam-i 
Safi'iden fikh ogrendi. O da, bundan hadis aldi. ibrahim-i Harbi 
diyor ki, Ahmed ibni Hanbeli gordum. Allahu teala her ilmi ona 
vermisdi. Kuteybe bin Sa'id diyor ki, imam-i Ahmed; Sevri ve 
Evza'i ve Malik ve Leys bin Sa'd zemanlarmda bulunsaydi, hep- 
sinden ileride olurdu. Bir milyon hadis-i serif ezberledi. imam-i 
Safi'i Misrdan mektub gonderdi. Okuyunca agladi. Sebebi soru- 
lunca rii'yada Resulullahi gormiis. Ebu Abdullah Ahmed bin 

-164- 



Hanbele mektub ile benden selam yaz ve de ki, Kur'an-i kerimin 
mahluk oldugu kendisinden sorulacak. Cevab vermesin buyur- 
mus, dedi. Cenazesinde sekizyuzbin erkek ve altmisbin kadin bu- 
lundu. Vefat etdigi gun, yirmibin yehudf ve nasrani ve mecusi 
mtisliman oldu. 

Ehl-i siinnetin bu dort imami, hadis-i serif ile medh olunan, 
ikinci asrm en iyileridir. Dordii de, (ihsanda onlara (ya'ni Eshab-i 
kirama) tabi' olanlardan Allahii teala razidir) ayet-i kerimesine 
dahildir. Bir kimse, bu buyiiklere tabi' olmayip, zemanlann en ko- 
tiisiinde, cahil ve aleak insanlar arasmda bulunan birisine uyarsa, 
bunun akh olmadigi anlasihr. Allahii teala, (Uliil-emre ita'at edi- 
niz!) buyurdu. Uliil-emr, alimlerdir. Yahud alimlerin fetvalarmi ic- 
ra eden hiikumetlerdir. Her iki tefsire gore, mezheb imamlarma 
uymak vacib olmakdadir. Fahreddm-i Razi kiyasm delil oldugunu 
ve mukallidin, alimleri taklid etmesinin vacib oldugunu, bu ayet-i 
kerimeden cikarmisdir. Mutlak miictehid olmiyan alimlerin de, 
ami ve mukallid olduklarmi, Usui alimleri sozbirligi ile bildirdiler. 
Miictehidlerin sozbirligi ile bildirdiklerinden aynlmamn haram ol- 
dugu, Nisa suresinin yuzondordiincii ayetinden anlasilmakdadir. 
(E§edd-iil-cihad)dan terceme temam oldu. 

(Icma') ve (Kiyas) hakkmda (Hiisami)de genis bilgi vardir. Hu- 
saminin (El-miintehab fi-iisul-il-mezheb) ismindeki bu kitabi, 

< 1 1 11111 1 > denilen ta'liki ile birlikde, Pakistanda yeniden basilmrsdir. 
Usui alimlerinden Muhammed bin Muhammed Husamiiddin 644 
[m. 1246] senesinde Ferganede vefat etmisdir. Otuzuciincii mad- 
denin sonuna bakmiz! 

44 — (Hadikat-iin-nediyye)nin birinci babmm ticiincu faslm- 
da, Abdiilgani Nabliisi "rahmetullahi aleyh" buyuruyor ki, ayet-i 
kerimede mealen, (Allahii teala kullanna kolayhk gosterilmesini 
istiyor. Giicliik cekmelerini istemiyor) buyuruldu. Hadis-i serif- 
de, (Allahii teala azfmetlerin yapilmasim sevdigi gibi, ruhsatlarin 
yapilmasim da sever) buyuruldu. Ya'ni, izn verdigi kolayhklan 
yapmagi da sever. Bunu yanlis anlamamahdir. imam-i Miinavi, 
(el-Cami'us sagir) serhinde (M ezheblerin kolayliklanni toplayip, 
bir kolayliklar mezhebi yapmak caiz degildir. Boyle yapmak, is- 
lamiyyetden aynlmak olur) dedi. ibni Abdisselam (islamiyyet- 
den ayrilmryacak seklde toplamak caiz olur) dedi. imam-i Siibki 
"rahmetullahi teala aleyh" (ihtiyac ve zaruret oldugu zeman, ko- 
layina gelen mezhebe gecmek caizdir. Fekat, zaruret olmadan 
gecmek caiz olmaz. Ciinki, dinini kayirmak icin degil, kendini ka- 

-165- 



yirmak icin olur. Siksik mezheb degisdirmek de caiz degildir) de- 
di. (Hiilasat-iit-tahkik ff-beyan-i hiikm-it-taklid vet-telfik) ismin- 
deki kitabda, mezheb taklidi iizerinde genis bilgi verdik. [Bu ki- 
tab, 1974 de istanbulda, arabi olarak ofset yolu ile nesr edilmis- 
dir.] 

Halali haram etmek ve harami halal etmek icin (Hfle-i $er'iyye) 
yapmak, caiz degildir. Ya'ni, Allahti tealanm sevdigi ruhsatlardan 
degildir. Boyle yapilan hileye (Hfle-i batila) denir. ibn-iil-izz, bas- 
ka mezhebi taklid etmegi anlatirken, (Mezheb imamlannm sozle- 
rini anlamayip ve edille-i ser'iyyeyi bilmeyip, hile-i ser'iyyeleri 
kendi arzusuna vasita kilmakdan sakmmahdir!) buyurmakdadir. 
Mukallidlerin, edille-i ser'iyyeyi bilmedikleri meydandadir. Mez- 
heb imamlarmdan isitdikleri hile soziinii de, keyflerine gore kul- 
lanmakdadirlar. imam-i a'zam Ebu Hanife hile-i ser'iyye ogreten 
miiftilerin cezalandirilmasim soylemisdir. [(Hile-i ser'iyye)nin ne 
demek oldugu (Fetavel-Hindiyye)nin altinci ctiz'unde ve (El-Be- 
sair limiinkiri-t-tevessiil-i bi-ehl-il-mekabir) kitabmda uzun yazih- 
dir.] 

Allahii tealanm sevdigi ruhsat, kendi emrlerini yaparken zaru- 
ret haline diisenler icin, bildirmis oldugu kolayhklan yapmakdir. 
Yoksa, emrleri yapmakdan kurtulmak ve aklma, goriisiine gore 
kolayhk aramak caiz degildir. Necmliddin-i Gazzi "rahmetullahi 
teala aleyh" (Hiisn-iit-tenebbiih) kitabmda, (Seytan insana, Alla- 
hii tealanm bildirdigi kolayhklan yapdirmaz. Mesela mest uzerine 
mesh etdirmez. Ayaklarmi yikatdinr. Ruhsat ile amel etmeli. Fe- 
kat, hicbir zeman mezheblerin kolayhklarim aramamahdir. Ciin- 
ki, mezheblerin kolayhklarim toplamak haramdir. Seytan yolu- 
dur) diyor. 

Selef-i salihinden cogu, sikmtilar cekdi. Agir ibadetler yapdi. 
Sen onlar gibi yapma! Sen, Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde 
acikca bildirilmis olan kolayhk yolunu tut! O biiytiklere de dil 
uzatma! Onlar senden daha cok bilgili ve anlayish idi. Sen, onla- 
rm bildiklerini bilmiyorsun. Bilmedigin, anlamadigm seylere ka- 
nsma ve bunlara uyma! Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden 
anladigma giivenip de, o biiytiklere karsi gelmekden de kendini 
koru! Onlar, Kur'an-i kerimi ve hadis-i serifleri senden daha iyi 
anlamislardi. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" zemam- 
na, senden daha yakm olduklan icin ve ma'rifet-ullah ile akllan 
aydmlanmis oldugu icin ve siinnete cok sanlmis olduklan icin ve 
ihlaslan, yakinleri, tevhidleri ve ziihdleri cok oldugu icin senden 

-166- 



ve senin gibilerden daha iyi biliyorlardi. Ey zevalli din adami! Ge- 
ce gundiiz, mi'denin ve nefsinin isteklerini dusiiniiyor, onlarm ar- 
kasmda kosuyorsun. Bunlara kavusabilmek icin, biraz din bilgisi 
edinmissin. Kiiciiciik sermayen ile kendini din adami samyorsun. 
Selef-i salihm ile "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" boy olciis- 
mege kalkisiyorsun. Omrlerini ilm ogrenmekle ve ogretmekle ge- 
ciren, salih amellerle kalblerini temizliyen, halal lokma yimek ve 
haramlardan kurtulmak icin, siibhelilerden titizlikle sakinan, o 
din buyuklerine dil uzatma! Onlar senden cok yiiksek idi. Senin 
bu halin, sercenin, yimekde, icmekde, dogan kusu ile yans etme- 
sine benzemekdedir. O biiyiiklerin riyazetleri, ibadetleri, biitiin 
sozleri ve ictihadlan, Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere uygun 
idi. Selef-i salihin azimet ile amel ederler. Miislimanlara da, ruh- 
sat ile hareket etmeleri icin fetva verirlerdi. 

Mukallidin imam sahihdir. Fekat, istidlali terk etdigi icin, asi, 
fasikdir. Ehl-i siinnet alimlerinin cogu "rahmetullahi teala aley- 
him ecma'in" boyle soyledi. Ya'ni, diisiinmeden, anlamadan, yal- 
niz baskasmdan isiterek, ogrenerek iman eden kimse, mii'mindir 
ve miislimandir. Evliyamn kerameti hakdir. Diri iken de, olii iken 
de, kerametleri olabilir. Hazret-i Meryemin ve Eshab-i Kehfin ve 
Siileyman aleyhisselamm veziri olan Asaf bin Berhiyamn kera- 
metleri Kur'an-i kerimde bildirilmisdir. Keramet, Ehl-i siinnet 
alimlerinde hasil olan, akhn ve fennin yapamiyacagi seylerdir. 
Ehl-i siinnet olmiyanlarda keramet hasil olmadigi icin, yetmisiki 
bid'at firkasimn hicbiri, keramete inanmadi. 

Miictehid, ayet-i kerimelerden ve hadis-i seriflerden birini delil 
olarak arayip, secerken yamlmaz. Buldugu delilden hiikm cikanr- 
ken yamlabilir. Bunun icin, yamlmiyan miictehide on sevab veri- 
lir. Yanilan miictehide bir sevab verilir. Resulullah "sallallahii 
aleyhi ve sellem", Amr ibni As "radiyallahii teala anh"a Nass bu- 
lamadigi isler icin, (Kendin hiikm cikar! Yanilmazsan on sevab, 
yamhrsan bir sevab kazamrsin) buyurdu. Bir sevab, ictihad icin 
ugrasmasina karsihk degil, delfli bulmakda isabet etdigi icindir. 
Delili bulmakda da yamhrsa sevab verilmez. Bundan cikardigi 
hiikme uyanlara azab da yapilmaz. Allahii teala katmda hak bir- 
dir. Ya'ni, cesidli olan ictihadlardan yalmz biri dogrudur. Digerle- 
ri yanhsdir. (Mu'tezile) firkasmdaki alimlere gore miictehid hie 
yamlmaz. Onlara gore, hak birden fazla olur. (Mirkat-iil-viisul) 
serhi olan (Mir'at-iil-usul) kitabmda, ictihad hakkmda genis bilgi 
vardir. Bu kitabi ve serhini de Molla Hiisrev yazmisdir. 

-167- 



Hadis-i serifde, iicuncii asrdan sonra, yalan ve iftiramn cogalaca- 
gi bildirildi. Bid'atler, dalaletler artacakdir. I'tikadda ve amelde, 
Selef-i salihmin yolundan aynlanlar, sapanlar cogalacakdir. Kitaba, 
Siinnete ve Selef-i salihmin icma'ma sanlan fikh alimleri ve tesav- 
vuf yollarmm salikleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" kurtu- 
lacak, bunlardan aynlanlar felakete siiriikleneceklerdir. Fikh alim- 
leri ve tesavvuf yolunun miitehassislan kiyamete kadar bulunacak. 
Fekat kimler oldugu kesin olarak bilinmiyecekdir. Ancak, musli- 
manlann sozbirligi ile sehadet etdikleri kimseler belli olacakdir. 

Her miislimamn (ilmihal) ogrenmesi farz-i ayndir. Allahii te- 
ala, (Bilenlerden sorup ogreniniz!) buyurdu. Bilmiyenlerin, alim- 
lerden ve bunlarm kitablanndan ogrenmeleri lazim oldu. Bunun 
icin, hadis-i serifde, (ilm ogrenmek, erkeklere de kadinlara da 

farzdir) buyuruldu. Bu emrler, beden ile ve kalb ile yapilmasi ve 
sakimlmasi lazim olan bilgileri, (ilmihal) kitablanndan ogrenmek 
lazim oldugunu ve cahil din adamlarmm, mezhebsizlerin [ve hele 
dinde reformculann] sozlerine, kitablarma aldanmamagi goster- 
mekdedir. 

Dogru yolun alimleri sozbirligi ile bildirdiler ki, her muslima- 
nm Ehl-i siinnet i'tikadmi kisa olarak ve giinliik islerindeki ve iba- 
detlerdeki farzlan ve haramlan iyice ogrenmeleri farz-i ayndir. 
Bunlan ilmihal kitablanndan ogrenmezse, (Bid'at sahibi), ya'ni 
mezhebsiz, sapik veya (Miilhid), ya'ni kafir [Allahin diismam] 
olur. Bunlarm fazlasim ve arabi lisammn oniki alet ilmini ogren- 
mek ve tefsir ve hadis-i serif ve fen ve tib bilgilerini, hesab, ya'ni 
matematik ogrenmek, farz-i kifayedir. Bu farz-i kifayeyi, bir sehr- 
de, bir kisi ogrenirse, bu sehrde bulunanlann ogrenmeleri farz ol- 
maz. Miistehab olur. Sehrde fikh kitablanmn bulunmasi da, islam 
alimlerinin bulunmasi gibidir. Boyle sehrde, fikh bilgilerinin faz- 
lasim ve tefsir ve hadis ogrenmek hie kimseye farz olmaz. Miiste- 
hab olur. Ahkamm delillerini bulup incelemek, hicbir zeman, hic- 
bir kimseye farz degildir. Yalmz alimlere her zeman, miistehabdir. 
Miistehab ilmleri ogrenmek, nafile ibadet yapmakdan daha se- 
vabdir. Hiikumet bulunmadigi zemanlarda, bunun vazifesini alim- 
ler yapar. ilmi ile amel eden ahmlerin "rahmetullahi teala aleyhim 
ecma'in" emrlerine tabi' olmak vacib olur. (Hadfka)dan terceme 
temam oldu. 

Kisi noksanuii bilmek gibi irfan olmaz! 

45 — Din diismanlarmm, miislimanlan aldatarak, islamiyyeti 
icerden yikmak icin, din adami sekline girmeleri, daha Eshab-i ki- 
ram zemamnda basladi. Din adami kiliginda cahsan bu islam diis- 

-168- 



manlanna (Zindik) veya (Dinde reformcu) ve (Fen Yobazi) denir. 
Yetmisiki bid'at firkasinin hepsi Ehl-i siinnet degildir. Bunlarm en 
kotiisii, sfiler ile vehhabilerdir. Bunlar, her asrda cahilleri aldatip 
dinden cikardilar ise de, islamiyyete zarar yapamadilar. Ciinki, her 
asrda cok sayida fikh alimleri ve tesavvuf buyiikleri vardi. Bu ha- 
kiki din adamlan, sozleri ile ve yazilan ile miislimanlan uyanyor, 
aldanmalarmi onliyorlardi. Simdi, din alimi azaldigi icin, din diis- 
manlan meydam bos buldular. Din adami olarak ortaya cikip isla- 
miyyete saldinyorlar. Miislimanlann, bu sinsi diismanlan, tamya- 
bilmeleri icin, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablanm bulup okumala- 
n, bilmeleri lazimdir. Dort mezhebin alimleri, ehl-i siinnet alimi- 
dir. Dordiinun fman bilgileri aymdir. ibadet bilgilerinde de farkla- 
n pek azdir. Bu farklar, Allahii tealamn merhametinin neticesidir. 
Islam alimlerini tamtmak icin, Muhammed Ma'sum-i Faruki Ser- 
hendinin "kaddesallahii teala sirrehul'aziz" (Mektubat)mdan 2- 
110 [ikinci cild yiizonuncu] mektubunu terceme ediyoruz: 

IKiNCi CILD, HO.cu MEKTUB 

Islamiyyete uymiyan ve sapik yola kaymrs olan [bid'at sahibi 
ile ve fasik] ile arkadashk etmeyiniz! Bid'at sahibi olan din adam- 
lanmn yanlanna yaklasmayimz! Yahya bin Muaz-i Razi "kuddise 
sirruh" (tie kimseden kacmiz. Yanlanna yaklasmayimz) buyur- 
du. Bu iic kimse, gafil, sapik din adami ve zenginlere yaltakcilik 
eden hafiz ve dinden haberi olmiyan tarikatcilardir. Din adami 
olarak ortaya cikan bir kimse, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve 
sellem" siinnetine uymazsa, (ya'ni islamiyyete yapismazsa) ondan 
kacmah, yanma yaklasmamah, kitablanm almamah, okumamah- 
dir. Onun bulundugu koyde bile bulunmamahdir. Ona ufak ya- 
kmhk, insanm dinini yikar. O, din adami degil, sinsi bir din diis- 
manidir. insanm dinini,imamm bozar. Seytandan daha cok zarar- 
hdir. Sozii yaldizh ve pek te'sirli olsa da ve diinyayi sevmiyor go- 
riinse de, nemaz kilsa da, yirtici hayvanlardan kacar gibi, ondan 
kacmahdir. islam alimlerinden Ciineyd-i Bagdadi "kuddise sir- 
ruh" buyurdu ki, (insam se'adet-i ebediyyeye kavusduracak tek 
bir yol vardir. O da, Resulullahm izinde bulunmakdir). Yine O 
buyurdu ki, (Ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetullahi teala aley- 
him ecma'in "yazdigi tefsir kitablanm okumiyan ve hadis-i serif- 
lerin gosterdigi yolda olmiyan din adamma uymaymiz! Ciinki, is- 
lam alimi, Kur'an-i kerimin ve hadis-i seriflerin gosterdigi yolda 
olur). Yine O buyurdu ki, (Selef-i salihin, dogru yolda idiler. Sa- 
dik idiler. Allahii tealamn sevgisine, nzasma kavusmuslardi. On- 
larm yolu, Kur'an-i kerimin ve hadis-i seriflerin gosterdigi yol idi. 

-169- 



Bu dogru yola simsiki sarilmrslardi). 

[Bundan anlasihyor ki, Resulullahm yolu, Selef-i salihmin yolu- 
dur. Selef-i salihm, ilk iki asnn miislimanlaridir. Ya'nf, selef-i sali- 
hin deyince, Eshab-i kiramm hepsi ile Tabi'inin ve Tebe'i tabi'inin 
biiyiikleri anlasihyor. Dort mezheb imami, bu biiyiiklerdendir. O 
halde, Resulullahm yolu, dort mezhebin fikh, akaid ve tesavvuf 
kitablannda bildirilmis olan (Ahkam-i islamiyye bilgileri)dir. Bu 
yola (Ehl-i Siinnet Yolu) denir. Dort mezhebin kitablarmdan ay- 
nlan kimse, ahkam-i islamiyyeden ayrilmis olur. Boyle oldugunu, 
Ehl-i siinnet alimleri sozbirligi ile bildirmisdir. Tahtavi, (Diirr-iil- 
muhtar)m zebayih kismi hasiyesinde, bu sozbirligini acik olarak 
yazmakdadir.] 

Her asrda bulunan tesavvuf biiyiikleri ve fikh alimleri, Selef-i 
salihmin, ya'ni Ehl-i siinnet alimlerinin yolunda idi. Hepsi islamiy- 
yete bagh idi. Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" varis ol- 
makla sereflenmislerdi. Sozlerinde, islerinde ve ahlaklarmda, isla- 
miyyetden kil kadar aynlmamislardi. 

Tekrar tekrar yaziyorum ki, Resulullaha uymakda gevsek olan- 
lan, ahkam-i islamiyyeden, ya'ni Onun lsikh yolundan aynlanlan 
din adami sanmayimz! Onlarm yaldizh sozlerine ve atesli yazilan- 
na aldanmaymrz! Yehudiler, hiristiyanlar ve budist, berehmen de- 
nilen Hind kafirleri ve mezhebsizler, tath ve yamk sozlerle, hileli 
mantiklarla, kendilerinin dogru yolda olduklanm, insanlan iyilige, 
se'adete cagirdiklanm bildiriyorlar. Ebu Amr bin Necid buyurdu 
ki, (Kendisi ile amel olunmayan ilmin, sahibine zaran, faidesinden 
daha cokdur). Biitiin se'adetlerin yolu islamiyyete uymakdir. Kur- 
tulus yolu, Resulullahm izinde olmakdir. Hak ile batih ayiran ala- 
met, Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" uymakdir. Onun di- 
nine ya'ni ahkam-i islamiyyeye uymiyan her soz, her yazi ve her is 
kiymetsizdir. Harika, achkla ve riyazet cekmekle hasil olur. Yalmz 
miislimanlara mahsus degildir. Abdiillah ibni Mubarek "rahme- 
tullahi aleyh" 181 [m. 797] de vefat etmisdir. Buyurdu ki, (Miiste- 
hablan yapmakda gevsek davranan, siinnetleri yapamaz. Siinnet- 
leri yapmakda gevseklik de, farzlarm yapilmasim zorlasdinr. Farz- 
larda gevsek davranan da, ma'rifete, Allahii tealamn nzasma ka- 
vusamaz). Bunun icindir ki, hadis-i serifde, (Giinah islemek, in- 
sani kiifre siiriikler) buyuruldu. Evliyanm biiyiiklerinden Ebu 
Sa'id Ebiilhayr 440 [m. 1049] da vefat etmisdir. Kendisine sordu- 
lar. Filanca kimse su iistunde yiiriiyor. Buna ne dersiniz? Bunun 
kiymeti yokdur. Ordek ve kurbaga da suda yiizer dedi. Filan 
adam havada ucuyor dediler. Sinek ve caylak da ucuyor. Sinek 
kadar kiymeti var dedi. Filan kimse, bir anda sehrden sehre gidi- 

-170- 



yor dediler. Seytan da, bir solukda sarkdan garba gidiyor. Boyle 
seylerin dmimizde kiymeti yokdur. Merd olan, herkesin arasmda 
bulunur. Ahsveris yapar, evlenir. Fekat, bir an Rabbini unutmaz 
buyurdu. Evliyamn biiyiiklerinden Ebu AK Rodbari Ciineyd-i 
Bagdadinin talebesindendir. 321 [m. 933] de, Misrda vefat etmis- 
dir. Kendisine sordular: Bir din adami, calgi dinliyor. [Yabanci ka- 
dmlarla, kizlarla arkadashk yapiyor. Kansmi, kizlanni ciplak gez- 
diriyor.] Kalbim temizdir. Sen kalbe bak diyor. Buna ne dersin de- 
diklerinde, onun gidecegi yer Cehennemdir buyurdu. Ebu Siiley- 
man-i Darani, Samin Darya koyiinde yerlesmis ve 205 [m. 820] de 
orada vefat etmisdir. Buyurdu ki, (Dusiincelerimi, niyyetlerimi 
once Kitab ile ve Siinnet ile karsilasdirryorum. Bu iki adil sahide 
uygun olanlan soyliyor ve yapiyorum). Hadis-i serifde, (Bid'at sa- 
hibleri Cehenneme gideceklerdir) buyuruldu. Bir hadis-i serifde, 
(Bid'at ortaya cikaran ve bunu yapan kimseye $eytan cok ibadet 
yapdirir. Onu cok aglatir) buyuruldu. Yine hadis-i serifde, (Alla- 
hii teala, bid'at isliyenin oruclarim, nemazlarim, haclarim, omre- 
lerini, cihadlarim, farzlarmi ve nafile ibadetlerini kabid etmez. 
Bunlar, yagdan kil cikar gibi islamdan cikarlar) buyuruldu. [Bu 
hadis-i serif, dinde reform, degisiklik yapan, mesela nemazi, ezani 
radyo ile, hoparlorle okuyan, nemaz vaktini minarede lsik yaka- 
rak bildiren din adamlannin zuhur edeceklerini haber vermekde- 
dir.] Seyh ibni Ebi Bekr Muhammed bin Muhammed Endulusi, 
Misrda yasamis, 734 [m. 1334] de vefat etmisdir. (Me'aric-iil-hida- 
ye) kitabmda diyor ki, (Dogruyu tarn, dogru ol! Kamil insanin her 
isi, dusiinceleri, sozleri, ahlaki, Resulullaha "sallallahii teala aley- 
hi ve sellem" tam uygun olur. Ciinki, biitiin se'adetlere, Ona uy- 
makla kavusulur. Ona uymak, islamiyyete yapismak demekdir). 

Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" uymak nasil olur? 
Bunlardan muhim olanlanm bildiriyorum: 

Giinah isleyince, hemen tevbe etmelidir. Gizli islenen giinahm 
tevbesi gizli olur. Acik islenmis giinahin tevbesi acik olur. Tevbe- 
yi gecikdirmemelidir. (Kiramen katibin) melekleri, gunahi hemen 
yazmaz. Tevbe edilirse, hie yazilmaz. Tevbe edilmezse yazarlar. 
Ca'fer bin Sinan "kuddise sirruh" buyurdu ki, (Giinaha tevbe et- 
memek, bu gunahi yapmakdan daha fenadir). Hemen tevbe etmi- 
yen de, olmeden once tevbe etmelidir. Vera' ve takvayi elden bi- 
rakmamahdir. (Takva) acikca yasak edilmis olan seyleri, (Vera') 
siibheli seyleri yapmamakdir. Yasak edilenlerden sakinmak, emr 
olunanlan yapmakdan daha faidelidir. Biiyiiklerimiz buyurdu ki, 
(Iyiler de, kotiiler de, iyilik yapar. Fekat, yalmz siddiklar, iyiler, 

-171- 



giinahdan sakimr). Ma'ruf-i Kerhi hazretleri [Firuz isminde bir hi- 
ristiyamn oglu idi. Imam-i AK Rizamn azadhsidir. Sim Sekatfnin, 
Sirri de Ciineyd-i Bagdadmin hocasidir "rahmetullahi teala aley- 
him ecma'in". 200 [m. 815] de Bagdadda vefat etdi.] Buyurdu ki, 
(Yabanci kadina bakmakdan pek sakminiz! Hatta disi koyuna bi- 
le bakmayimz!). Hadis-i serifde, (Kiyamet giinii Allahii tealanm 
huzuruna kavusanlar, vera' ve ziihd sahibleridir) buyuruldu. Yine 
hadis-i serifde, (Vera' sahibinin nemazi makbul olur). (Vera' sahi- 
bi ile birlikde bulunmak ibadetdir. Onunla konusmak sadaka ver- 
mek kadar sevabdir) buyuruldu. Kalbinin iirperdigi isi yapma! 
Nefsine uyma! Siibhe etdigin islerde kalbine dams! Hadfs-i serif- 
de buyuruldu ki, (Nefse siikunet ve kalbe ferahhk veren i$, iyi i§- 
dir. Nefsi azdiran, kalbe heyecan veren is giinahdir). Yine hadis-i 
serifde, (Halal olan seyler bellidir. Haramlar da bildirilmisdir. 
Siibhe I i olanlardan kaciniz. Siibhe siz bildiklerinizi yapiniz!) buyu- 
ruldu. Bu hadis-i serif gosteriyor ki, siibhe edilen ve kalbi sikan se- 
yi yapmamali. Siibhe edilmiyeni yapmak caiz olur. Bir hadis-i se- 
rifde, (Allahii tealanm, Kur'an-i kerfmde halal etdigi seyler halal- 
dir. Kur'an-i kerimde bildirmedigi seyleri afv eder) buyuruldu. 
Siibheli bir seyle karsilasmca, eli kalb iizerine koymah. Kalb carp- 
masi artmazsa, o seyi yapmah. Eger, fazla carparsa yapmamahdir. 
Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Elini gogsiine koy! Halal seyde kalb 
sakin olur. Haram seyde carpinti olur. Siibheye diisersen yapma! 
Din adamlari fetva verseler de yapma!). Imam olan, biiyiik giina- 
ha diismemek icin, kiiciik giinahdan kacar. 

Biitiin ibadetlerini, iyiliklerini kusurlu bilmelidir. Allahii teala- 
nm emrlerini tarn yapamadigim dtisiinmelidir. Ebu Muhammed 
Abdullah bin Menazil "kuddise sirruh" buyurdu ki, (Allahii teala 
cesidli ibadetleri bildirdi. Sabn, sidki, nemazi, orucu ve seher vakt- 
leri istigfar etmegi buyurdu. istigfan en sonra soyledi. Boylece ku- 
la, biitiin ibadetlerini, iyiliklerini kusurlu goriip, hepsine afv ve 
magfiret dilemesi lazim oldu). Abdiillah Menazilin miirsidi Ham- 
dun Kassar, 271 [m. 884] de Nisapurda vefat etmisdir. Ca'fer bin Si- 
nan "kuddise sirruh" buyurdu ki, (ibadet ve iyilik yapanlarm, ken- 
dilerini, giinah isliyenlerden iistiin gormeleri, onlarm gunahlarm- 
dan daha fenadir). Ali Miirte'is "kuddise sirruh" hazretleri, Rame- 
zan-i serifin yirmisinden sonra i'tikafi birakip cami'den disan cikdi. 
Nicin cikdin dediklerinde, hafizlarm teganni ile okuduklanm ve bu- 
nunla ogiindiiklerini goriince, icerde duramadim buyurdu. 

Kendinin ve coluk cocugunun nafakasim halaldan kazanmak 
icin cahsmahdir. Bunun icin, ticaret, san'at yapmak lazimdir. Se- 

-172- 



lef-i salihin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in", hep boyle cali- 
sip kazamrlardi. Halal kazanmanm sevablanm bildiren pekcok 
hadis-i serif vardir. Muhammed bin Salim hazretlerine: Calisip ka- 
zanalim mi, yoksa yalmz ibadet yapip tevekktil mii edelim dedik- 
lerinde, (Tevekkiil etmek, Resulullahm halidir. Calisip kazanmak 
da, Onun "sallallahii aleyhi ve sellem" siinnetidir. Calisip da te- 
vekkiil ediniz) buyurdu. Ebti Muhammed bin Menazil, (Calisip da 
tevekkiil etmek, bir yere cekilip ibadet yapmakdan hayrhdir) bu- 
yurdu. 

Yimekde, icmekde adaleti, ya'ni orta halde olmagi gozetmeli- 
dir. Gevseklik verecek kadar cok yimemeli. ibadet yapamiyacak 
kadar da, perhiz etmemelidir. Evliyamn biiyuklerinden Sah-i Nak- 
sibend "kuddise sirruh" hazretleri buyurdu ki, (Iyi yi, iyi cahs!). 
Soziin kisasi, ibadet ve iyilik yapmaga yardimci olan hersey, iyi ve 
mubarekdir. Bunlan azaltanlar da, yasakdir. Her iyi isde, niyyete 
dikkat etmelidir. iyi niyyet olmadikca, o isi yapmamahdir. 

islamiyyete uymiyanlardan, bid'at ve giinah isleyenlerden uzlet 
etmeli, ya'm bunlarla gortismemelidir. Hadis-i senfde buyuruldu 
ki, (Hikmet, on kismdir. Dokuzu uzletdedir. Biri de, az konus- 
makdadir.) Boyle insanlarla zaruret kadar goriismelidir. Vaktleri, 
cahsmakla, zikr, fikr ve ibadetle gecirmelidir. Eglenecek zeman, 
oldiikden sonradir. Salih, temiz ve ehl-i siinnet olan miislimanlar- 
la "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" gorusmeli, onlara faideli 
olmah ve onlardan faidelenmelidir. Ehl-i siinnet olmak, dort mez- 
hebden birinde olmak demekdir. Liizumsuz, faidesiz sozlerle, ze- 
manlari zayi' etmemelidir. [Zararh kitablan, gazeteleri okumama- 
h, boyle radyolan, televizyonlan dinlememeli, seyr etmemelidir. 
islam diismanlarimn kitablan, gazeteleri, radyolan, televizyonla- 
n, dini, islamiyyeti yok etmek icin sinsice cahsiyor. Gencleri, din- 
siz, ahlaksiz yapmak icin, planlar kuruyorlar. Bunlann tuzaklan- 
na diismemelidir.] 

iyi, kotii, herkese, giiler yiiz gostermeli. [Fitne cikarmamah. 
Diisman kazanmamahdir. Hafiz-i Sirazinin, dostlara dogru soyle- 
meli, diismanlan giiler yiizle ve tath dil ile idare etmelidir soziine 
uymahdir.] Afv dileyenleri afv etmelidir. Herkese karsi iyi huylu 
olmahdir. Kimsenin soziine karsi gelmemeli. Miinakasa etmeme- 
lidir. Herkese yumusak soylemeli, sert soylememelidir. Seyh Ab- 
dullah Bayal "kuddise sirruh" buyurdu ki, (Tesavvuf, nemaz ve 
oruc ve geceleri ibadet etmek demek degildir. Bunlan yapmak 
her insamn kulluk vazffesidir. Tesavvuf, insanlan incitmemekdir. 
Bunu hasil eden, vasil olmusdur). Evliyamn baska insanlardan 

-173- 



nasil ayird edilebilecegini, Muhammed bin Salim "rahmetullahi 
teala aleyhim ecma'm" hazretlerinden sordular. (Sozlerinin yu- 
musak olmasi ve huylanmn giizel olmasi ve yuziiniin giiler olmasi 
ve ihsanimn bol olmasi ve konusurken i'tiraz etmemesi ve ozr di- 
leyenleri afv etmesi ve herkese merhametli olmasi ile anlasihr) 
buyurdu. Ebu Abdullah Ahmed Makkari buyurdu ki, (Fiitiivvet 
demek, giicendigin kimseye iyilik etmek, sevmedigine ihsanda bu- 
lunmak ve sikildigin kimseye giiler yiizlii olmakdir). 

Az konusmah, az uyumah ve az gtilmehdir. Kahkaha ile giil- 
mek, kalbi karartir. Cahsmah, fekat karsihgim Allahii tealadan 
beklemelidir. Onun emrlerini yapmakdan zevk duymahdir. Yal- 
niz Ona giivenince, O, her dilegi ihsan eder. Hadis-i serifde buyu- 
ruldu ki, (Allahii teala yalniz Ona giivenenin her diledigini verir 
ve biitiin insanlan buna yardimci yapar.) Yahya bin Mu'az-i Razi 
"rahmetullahi teala aleyh" 258 [m. 872] de Nisapurda vefat etdi. 
Buyurdu ki, (Allahii tealayi sevdigin kadar, herkes seni sever. Al- 
lahii tealadan korkdugun kadar herkes senden korkar. Allahii te- 
alaya kulluk etdigin mikdarda, herkes sana yardimci olur). Kendi 
cikarlannm arkasinda kosma! Ebu Muhammed Abdiillah Rasi 
"rahmetullahi teala aleyh" 367 [m. 978] de Bagdadda vefat etmis- 
dir. Buyurdu ki, (Allahii teala ile insan arasinda olan en biiyiik 
perde, kendi nefsini diisiinmesidir ve kendisi gibi aciz olan bir ku- 
la giivenmesidir. insanlarm degil, Allahii tealamn sevgisine kavus- 
magi diisiinmelidir). Aileye ve cocuklarma karsi tath dilli ve giiler 
yiizlii olmahdir. Onlarm haklanm yerine getirecek kadar aralann- 
da bulunmahdir. Onlara baglanmak, Allahii tealadan yiizcevire- 
cek kadar olmamahdir. 

Din islerinde, cahil ve fasik olan din adamlanna damsmamah- 
dir. Mezhebsizlerle ve diinyaya diiskiin olanlarla birlikde bulun- 
mamahdir. Her isde, siinnete uymah, bid'atden sakmmahdir. 
Nes'eli zemanlarda, islamiyyetin disma tasmamah. Sikmtih anlar- 
da, Allahii tealadan iimmidi kesmemelidir. Her giicliik yamnda 
kolayhk bulundugunu unutmamahdir. Nes'ede ve sikmtida hali 
degismemeli, varhkda ve yoklukda aym halde olmahdir. Hatta, 
yoklukdan rahathk duymah, varhkda sikilmahdir. Olaylarm de- 
gismesi, insanda degisiklik yapmamahdir. 

Kimsenin aybma bakmamah, kendi ayblanm gormelidir. Ken- 
dini hicbir muslimandan iistiin bilmemelidir. Ehl-i siinnet olan 
ya'ni dort mezhebden birinde olan her miislimam kendinden iis- 
tiin tutmahdir. Her miislimam goriince, kendi se'adetinin, onun 
diiasim almakda olabilecegine inanmahdir. Kendinde hakki bulu- 

-174- 



nanlann kolesi gibi olmahdir. Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Uc 
seyi yapan miislimaniii imam kamildir: Ailesine hizmet etmek, fa- 
kirler arasinda oturmak [dilenciler arasinda degil!] ve hizmetcisi 
ile birlikde yimek). Bu tic seyin, mti'minlerin alameti oldugu 
Kur'an-i kerfmde bildirilmisdir. Selef-i salihmin hallerini ogren- 
meli, onlar gibi olmaga calismahdir. Kimseyi giybet etmemelidir. 
Giybet yapana mani' olmahdir. [isitince incinecegi seyi, arkasin- 
dan soyledigi zeman, sozti dogru ise, giybet olur. Yalan ise iftira 
olur. Her ikisi de, biiyiik gtinahdir.] Emr-i ma'ruf ve nehy-i anil- 
munker yapmagi adet edinmelidir. Muhammed bin Alyan'a "rah- 
metullahi teala aleyh", Allahii tealanm razi oldugu nasil anlasilir 
dediklerinde, (Ta'at etmek tath ve giinah islemek aci gelmesin- 
den anlasilir) buyurdu. Fakir olmakdan korkarak, cimrilik yap- 
mamahdir. Seytan, insanlan fakir olursun diyerek ve fuhsa siiriik- 
liyerek aldatir. Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Ailesi cok, nzki az 
olup, nemazlarim iyi kilan ve miislimanlan giybet etmiyen, Kiya- 
met giinii benim yammda olur). Muhammed Ma'sum-i Faruki 
Serhendi "kuddise sirruh" hazretlerinin farisi mektubundan ter- 
ceme temam oldu. [Koyde, yolda nemaz kilacak kimseye, kible 
cihetini bulmagi bildirelim: Giines goren topraga cubuk dikilir, 
yahud bir ip ucuna anahtar, tas baglamr, sarkitihr. Takvim yapra- 
ginda (Kible saati) yazih vaktde, cubugun ve ipin golgeleri kible 
istikametini gosterir. Golgenin giines bulundugu tarafi kible cihe- 
ti olur.] 

Yukanda yazih iyiliklere malik olan miislimana ehl-i siinnet 
denir. Boyle olmiyan, hatta boyle olanlan begenmiyen, kiiciilten 
kimsenin din adami degil, din diismam oldugunu anlamah, onun 
sozlerine, yazilarma aldanmamahdir. 

46 — (Bid'at) ne demekdir? imam-i Rabbani Ahmed Faruki- 
nin (Mektubat) kitabmm birinci cildinin ellidordiincu ve yiizalt- 
misbesinci ve yiizseksenaltmci ve ikiyiizellibesinci ve ikiyuzaltmi- 
smci ve iicyuzonuciincu mektublarmda bid'atin ne oldugu ve 
bid'at islemenin zararlan cok iyi anlatilmakdadir. Birinci cildde 
bulunan iicyuzoniic mektubun hepsi farisiden tiirkceye terceme 
edilmisdir. 1387 [m. 1968] senesinde (Mektubat Tercemesi) ismi 
verilerek istanbulda basdirilmrsdir. Abdiilgani Nabliisinin "rah- 
metullahi teala aleyh" (Hadikat-iin-nediyye) kitabmm birinci kis- 
mmm bas tarafmda da, bid'at hakkinda genis bilgi vardir. Bu bi- 
rinci kism da, 1399 [m. 1979] senesinde Istanbulda ofset yolu ile 
basdinlmisdir. Bid'at hakkindaki yazilarmm bir kismim arabiden 
terceme ederek asagida takdim ediyoruz. [434. cii sahifeye baki- 
mz!] 

-175- 



(Bid'at), siinnete [ya'ni, Muhammed aleyhisselamin bildirdigi 
din bilgilerine] muhalif olan, ters diisen, din cahillerinin, bos ka- 
falarmdan cikan i'tikad ve amel ve sozler demekdir. Allahii teala, 
kullarmi kendisine ibadet etmek icin yaratdi. Ibadet, ziill ve zillet 
demekdir. Ya'ni, insanm Rabbine, ma'budiine, hakfr oldugunu, 
aciz, muhtac oldugunu gostermesidir. Bu da, her aklm, nefsin ve 
adetlerin giizel ve cirkin dediklerine uymayip, Rabbin giizel ve 
cirkin dediklerine teslim olmak ve Rabbin gonderdigi Kitaba ve 
Peygamberlere inanmak ve bunlara tabi' olmak demekdir. Bir in- 
san, bir isi, Rabbinin izn verdigini diisunmeden, kendi goriisii ile 
yaparsa, Rabbine kulluk yapmamis, muslimanhgm icabini yerine 
getirmemis olur. Bu is, i'tikadda, inanmakda ise ve inamlmasi la- 
zim oldugu sozbirligi ile bildirilmis olan seylerden ise, bu inamsi 
(Kiifre sebeb olan Bid'at) olur. Bu is, i'tikadda olmayip da, yal- 
mz dinden olan sozde ve isde kalirsa, fisk, biiyiik giinah olur. Ha- 
dis-i serifde buyuruldu ki, (Bir kimse, dinde bir^ey meydana cika- 
nrsa, bu sey red olunur.) Bu hadis-i serif gosteriyor ki, dinden ol- 
miyan bir i'tikad, bir soz, bir is, bir hal ortaya cikanhr ve bunun 
din ve ibadet olduguna inamhrsa, yahud islamiyyetin bildirmis ol- 
duklarmda bir ziyadelik veya noksanlik yapihrsa ve bunu yap- 
makda sevab beklenirse, bu yenilikler, degisiklikler, (Bid'at) 
olur. islamiyyete uyulmamis, ona iman edilmemis olur. Dinde, 
ibadetde olmayip, adetde olan yenilikler, ya'ni yapilirken sevab 
beklenilmiyen degisiklikler bid'at olmaz. Mesela, yimekde, ic- 
mekde, binme ve tasima vasitalannda, binalarda yapilan yenilik- 
leri, degisiklikleri dinimiz red etmez. [Bunun icin, masada, ayn 
tabaklarda, catal kasik ile yimek, otomobile, tayyareye binmek, 
her cesid bina, ev ve mutfak esyasi kullanmak ve biitiin fen bilgi- 
leri ve fen aletleri, fen isleri dinde bid'at degildir. Bunlan yapmak 
ve faideli yerlerde kullanmak caizdir. Hatta, farz-i kifayedir. Me- 
sela radyo, ho-parlor, elektronik makinalar yapmak ve bunlan 
ibadetlerin disinda kullanmak caizdir. Ho-parlorii diinya islerin- 
de kullanmak caizdir. Fekat, ho-parlor ile ezan, Kur'an-i kerim, 
mevlid okumak, ibadeti degisdirmek olur, bid'at olur. Ezanm 
uzaklardan isitilmesi icin ho-parlor kullanmamah, her mahalleye 
cami'ler yapmali, her mahalle cami'indeki muezzin efendiler ayn 
ayn ezan okumahdir.] 

Enes bin Malik "radiyallahii anh", birgiin aghyordu. Sebebi 
soruldukda, (Resulullahdan "sallallahii aleyhi ve sellem" ogren- 
digim ibadetlerden, degisdirilmemis bir nemaz kalmisdi. Simdi, 
bunun da elden gitdigini goriiyor, bunun icin aghyorum) dedi. 
Ya'ni, simdiki insanlarm cogu, nemazin sartlanm, vaciblerini, 

-176- 



siinnetlerini, miistehablanm yerine getirmiyor, mekruhlanndan, 
mtifsidlerinden, bid'atlerinden sakinmiyorlar. Onun icin agliyo- 
rum dedi. Bunlar, Peygamberlerin, Evliyanm, salih, sadik 
mii'minlerin biiyukliiklerini anhyamayanlardir. Onlarm yollanni 
birakip, kendi kisa goriislerine, nefslerine, begendiklerine gore 
ibadetleri degisdiriyorlar. Se'adet yolunu birakip, sakavete, fela- 
kete atihyorlar. Enes bin Malikin "radryallahii anh" aglamasimn 
sebebi, nemaza ilaveler yaparak ve ba'zi yerlerini azaltarak degis- 
direnleri gormesidir. Boylece, siinneti [ya'ni islamiyyeti] degisdi- 
riyorlar. Siinneti degisdirmek, bid'atdir. 

Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Bir iimmet, Peygamberi ol- 
diikden sonra, dinde bid'at yaparsa, buna benzer bir siinneti gayb 
eder). Ya'ni, kiifre sebeb olmiyan bir bid'at yapihrsa, bunun cin- 
sinden bir siinneti terk ederler. 

Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Bid'at sahibi, bid'atini terk et- 
medikce, tevbe etmesini, Allahii teala nasib etmez). Ya'ni, bir 
kimse, bir bid'at ortaya cikanrsa veya baskasimn cikarmis oldugu 
bir bid'ati yaparsa, bu bid'ati iyi bildigi ve karsiligmda sevab bek- 
ledigi icin, bundan tevbe edemez. Bu bid'atin kotuliigiinden veya 
kiifre sebeb olmasindan dolayi hicbir giinahma da tevbe etmesi 
nasib olmaz. Musliman, giinahdan kurtulmak icin, tevbe eder. Hi- 
ristiyanlar giinahdan kurtulmak icin, kiliseye gidip papaza (Vaf- 
tiz) yapdinyorlar. (Vaftiz), bir kimsenin hiristiyan olmasi icin ve- 
ya bir hiristiyamn dogusda getirdigi veya sonradan hasil olan gii- 
nahmdan kurtulmasi icin yapihr. (Vaftiz) yapilacak kimseye, pa- 
paz tenha bir yerde incil okuyup tifler ve diia eder. Erkeklere ve 
yash kadmlara omriinde bir kerre vaftiz yapmiyorlar. Gene, giizel 
kizlar, sokaklarda erkeklere goriinmek giinahma girdikleri icin, 
her ay kiliseye gidip, vaftiz yapdinyorlar ve [isai Rabbani] dedik- 
leri, seraba batinlmis ekmekden yiyorlar. 

Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Allahii teala, dinde bid'at 
olan birseyi yapan, bu bid'ati Allah rizasi icin terk etmedikce, 
onun hicbir amelini kabul etmez). Ya'ni, i'tikadda veya amelde 
veya sozde yahud ahlakda bid'at olan birseyi yapmaga devam 
edenin bu cinslerden ibadetleri sahih olsa da, hicbirini kabul et- 
mez. Ibadetlerinin kabul olmasi icin, bu bid'ati, Allahii tealadan 
korkarak, ondan sevab bekliyerek yahud nzasma kavusmasi icin 
terk etmesi lazimdir. 

Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Allahii teala, bid'at sahibinin 
nemazim, orucunu, haccini, omresini, cihadim, giinahdan vazgec- 
mesini, adaletini kabul etmez. Hamurdan kihn ukmasi gibi, is- 

- 177 - Faideli Bilgiler - F:12 



lamdan cikar). Ya'ni, ibadeti sahih olsa da, kabul olunmaz. Sevab 
verilmez. Ciinki, kiifre sebeb olmiyan bid'at islemege devam et- 
mekdedir. Kiifre sebeb olan bid'at sahibinin ibadeti zaten sahih 
olmaz. Farz, nafile ibadetlerinin hicbiri kabul olmaz. Bid'at, nef- 
se, seytana uyarak yapildigi icin, sahibi islamdan, Allahii tealanm 
emrlerine teslim olmakdan cikar. iman kalb ile olur. islam kalb ve 
lisan ile birlikde olur. Iman kalbe mahsusdur. islam ise, kalbin, li- 
sanm ve bedenin umumuna samildir. Kalbdeki iman ile kalbdeki 
islam birbirlerinin aymdir. Bid'at sahibinden aynlan, lisandaki ve 
uzvlardaki islamdir. Bid'at islemege devam eden kimse, nefse ve 
seytana ita'at eden kimse olmusdur. Giinah isliyen kimse, asi, fa- 
sik olur. Buna bid'at sahibi denmez. Fekat, bid'at sahibi, asi ve fa- 
sikdir. Bid'at sahibi, bu bid'atini ibadet sanmakda, buna karsihk 
sevab beklemekdedir. ibadet haricinde islenen giinah, ibadetlerin 
kabul olmasina mani'olmaz. 

Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Benden sonra, iimmetim ara- 
sinda aynhklar olacakdir. O zemanda olanlar, benim siinnetime 
ve Hulefa-i rasidinin siinnetine yapissin! Dinde meydana cikan 
seylerden uzaklassm! Dinde yapilan her yenilik bid'atdir. Bid'at- 
lerin hepsi dalaletdir. Dalalet sahiblerinin gidecekleri yer, Cehen- 
nem atesitlii). Bu hadis-i serif, bu iimmetde cesidli aynhklar ola- 
cagmi haber veriyor. Bunlar arasmda, Resulullahm ve Onun dort 
halifesinin yolunda olana sanhniz diyor. Stinnet, Resulullahm 
"sallallahii aleyhi ve sellem", sozleri, biitiin ibadetleri, isleri, i'ti- 
kadlan, ahlaki ve birsey yapihrken goriince, mani olmayip susma- 
si demekdir. 

Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Ummetim arasina fesad yayd- 
digi zeman, siinnetime yapisan icin yiiz sehitl sevabi vardir!) Ya'ni 
nefse ve bid'atlere ve kendi akhna uyarak islamiyyetin hududu di- 
sma cikildigi zeman, benim siinnetime uyana, kiyamet giinii yiiz 
sehid sevabi verilecekdir. Ciinki, fitne fesad zemamnda islamiyye- 
te uymak, kafirlerle harb etmek gibi giic olacakdir. 

Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (islam dini garib olarak basla- 
di. Son zemanlarda da garib olacakdir. Bu garib insanlara miijde- 
ler olsun! Bunlar, insanlarin bozdugu sunnetimi diizeltirler). 

Ya'ni, islamiyyetin baslangicinda, insanlarin cogu, miislimanhgi 
bilmedikleri, onu yadirgadiklan gibi, ahir zemanda da, dini bilen- 
ler azahr. Bunlar, benden sonra bozulmus olan sunnetimi islah 
ederler. Bunun icin, emr-i ma'ruf ve nehyi anilmiinker yaparlar. 
Siinnete, ya'ni islamiyyete uymakda baskalarma ornek olurlar. 
islam bilgilerini dogru olarak yazip, kitablanm yaymaga cahsir- 

-178- 



lar. Bunlan dinliyenler az, karsi gelenler cok olur. O zemanda, se- 
venleri cok olan din adami, dogru arasma igrileri, hosa giden soz- 
leri karrsdiran kimsedir. Ciinki, yalniz dogruyu soyliyenin diis- 
manlan cok olur. 

Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Bern israil yetmisiki millete 
ayrildi. Benim iimmetim de yetniisiic millete ayrilacakdir. Bunlar- 
dan yetmisikisi atesde yanacak, yalniz biri kurtulacakdir. Bunlar, 
benim ve Eshabimin yolunda olanlardir). Ya'ni, israil ogullan, 
dinde yetmisiki firkaya ayrildi. Miislimanlar da, dinde yetmisiic 
firkaya ayrilacakdir. Ya'ni, cok firkalara ayrilacakdir. Bunlarm 
hicbiri kafir degil ise de, Cehennemde uzun zeman yanacaklardir. 
Yalniz benim ve Eshabimm i'tikadmda olan ve bizim gibi ibadet 
eden firkasi Cehenneme girmiyecekdir. i'tikad bilgilerinde icti- 
had ederken, Resulullahin ve Eshab-i kiramm i'tikadlarmdan ay- 
nlan din alimleri, dinde zaruri ve sozbirligi ile bilinen i'tikaddan 
aynlirlarsa, kafir olurlar. Bunlara (Miilhid) denir. [Bunlarm miis- 
rik olduklan, (Bahr)de ve (Hindiyye)de yazilidir.] Zaruri ve soz- 
birligi ile bildirilmemis olan i'tikaddan aynlirlarsa, kafir olmazlar, 
i'tikadda bid'at sahibi olurlar. Bunlara (Ehl-i kible) de denir. 
Amel ve ibadet bilgilerinde ictihad ederken de, zaruri ve sozbirli- 
gi ile bilinen ibadetlere inanmiyan kafir olur. Miilhid olur. Fekat, 
zaruri ve sozbirligi ile bildirilmemis olan ibadetlerden aynlan 
alimler, eger miictehid iseler, sevab kazamrlar. Miictehid degilse- 
ler, amelde bid'at sahibi, (Mezhebsiz) olurlar. Ciinki miictehid ol- 
miyamn ictihad etmesi caiz degildir. Bunun, bir miictehidin mez- 
hebini taklid etmesi lazimdir. Hadis-i serifde, (La ilahe illallah di- 
yen kimseye, giinah islccligi icin kafir demeyiniz! Buna kafir diye- 
nin kendisi kafir olur) buyuruldu. i'tikadi bozuk olmadigi igin, 
Cehenneme girmiyecek olan kimse, yapdigi giinahlar sebebi ile 
Cehenneme girebilir. Eger salih ise, ya'ni giinahina tevbe etmis 
ise yahud afva veya sefa'ate kavusursa, Cehenneme hie girmez. 
Zaruri olarak ya'ni cahillerin de bildigi ve sozbirligi ile bildirilmis 
olan bir inamsi veya bir isi inkar eden, kafir ve miirted olacagi 
icin, la-ilahe illallah dese ve her ibadeti yapsa ve her giinahdan da 
sakmsa bile, buna la-ilahe-illallah ehli ve ehl-i kible denmez. 

Siial — Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (Bid'atle- 
rin hepsi dalaletdir) buyurdu. Fikh alimleri ise, bid'atlerin bir kis- 
mma dalalet, ya'ni giinah, bir kismma mubah, bir kismina miiste- 
hab, bir kismma da vacib dediler. Bu iki sozii birlesdirmek nasil 
olur? 

Cevab — Bid'at soziiniin iki ma'nasi vardir. Birincisi, lugat 

-179- 



ma'nasi olup umuimdir. Lugat ma'nasi ile, adetde olsun, ibadet- 
de olsun, her zeman yapilan, her diirlli yenilige bid'at denir. 
Adet, karsihgmda sevab beklenilmiyen isler demekdir. Bunlar 
diinya menfe'ati icin yapihr. ibadet ise ahiretde sevab kazanmak 
icin yapihr. Sadr-iil-evvel (Selef-i salihm)in, ya'ni" Eshab-i kira- 
min "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" ve Tabi'in ve Tebe'i ta- 
bi'in zemanlandir. Bunlann zemamnda veya sonra adet olarak 
veya ibadet olarak ortaya cikan seyler bid'atdir. 436. ci sahifeye 
bakiniz! 

Bid'at kelimesinin ikinci ma'nasi, Sadr-ul-evvelden, ya'ni Es- 
hab-i kiramin ve Tabi'inin ve Tebe'i tabi'inin zemanlarmdan 
sonra dinde meydana cikan yeniliklerdir. Bu degisdirmeler i'ti- 
kadda veya ibadetde olur. Yeni bir ibadet meydana cikarmak ve- 
ya mevcud bir ibadetde ziyadelik veya noksanhk yapmak (iba- 
detde bid'at) olur. Bunlardan dmin sahibinin, ya'ni Muhammed 
aleyhisselamm, sozle veya is ile, sarih veya isaret ederek, izni ol- 
madan ortaya cikanlanlara (Bid'at-i seyyie) denir. Adetde 
bid'atlerin hicbirine bid'at-i seyyie denilmez. Cunki bunlar iba- 
det icin degil, diinya menfe'ati icin yapihrlar. Yimekde, icmekde, 
giyinmekde, binalarda yapilan yenilikler adetde bid'atdir. t'ti- 
kadda olan bid'atlerin hepsi (Bid'at-i seyyie)dir. Yetmisiki dala- 
let firkasinm i'tikadlan, bid'at-i seyyiedir. Dort mezhebin iba- 
detlerde olan yenilikleri bid'at degildir. Ciinki bunlar, kendi akl- 
lari ile cikanlmis olmayip, (Edille-i ser'iyye)den cikanlmislardir. 
Bunlar Nasslarda ziyadelik olmayip, Nasslann aciklamalandir. 
Nemaza dururken iftitah tekbirini birkac def'a soylemek, sevabi 
cok olmak icin ise, bid'at olur. Vesvese ile, istemiyerek soylerse, 
gunah olur. ibadetde olan bid'atde, dinin sahibinin, sarin veya 
isaret ile, izni varsa, bunlara (Bid'at-i hasene) denir. Bid'at-i ha- 
seneler, mlistehab veya vacib olur. Cami'lere minare yapmak, 
miistehabdir. Bunlan yapmak sevab olup, terk etmesi gunah ol- 
maz. Minareye (Me'zene) de denir. Zeyd bin Sabitin annesi di- 
yor ki, (Medinede, Mescid-i Nebmin etrafmdaki evlerin en yiik- 
segi benim evim idi. Bilal-i Habesi "radiyallahii teala anh", on- 
celeri, evimin damma cikip ezan okurdu. Resulullahm mescidi 
yapihnca, mescid iizerinde muezzin icin yapilan yiiksek yere ci- 
karak okudu). Miiezzinlerin minareye cikip ezan okumalarmm 
siinnet oldugu buradan anlasilmakdadir. [Ho-parlorle ezan oku- 
mak bid'atinin bu siinneti yok etdigini aci aci gormekdeyiz.] Din 
mektebleri yapmak, din kitablan yazmak vacib olan bid'atler- 
dendir. Bunlan yapmak sevab, terk etmek giinahdir. Bid'at eh- 
linin ve mulhidlerin, ya'ni i'tikadlan kiifre sebeb olan bid'at sa- 

-180- 



hiblerinin siibhelerine karsi uyanci deliller ortaya koymak da 
boyledir. 

Yukanda yazili hadis-i seriflerde bildirilen bid'atler, hep din- 
de olan bid'at-i seyyielerdir. Bunlar, ibadetlere yardimci degil- 
dirler. ibadetlere yardimci olan ve dmin sahibinin izni ile yapilan 
bid'at-i haseneler, dalalet degildirler. (Benim siinnetime ve Hu- 
lefa-i rasidinin siinnetlerine yapisiniz!). Ya'ni akllanniza, nefsle- 
rinize uyarak dinde yapdigimz degisiklikleri birakarak, benim yo- 
luma sanliniz, hadis-i serifi, adetde bid'atlerin dalalet olmadikla- 
nm gostermekdedir. Ciinki Resulullahin "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" yolu, din bilgileridir. Adetleri gosteren birsey bildir- 
memisdir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", insanlara, 
dinlerini bildirmek icin gelmisdir. Diinyalarim bildirmek icin 
gonderilmemisdir. Ciinki insanlar, dtinya islerini iyi bilirler. Fe- 
kat, Allahii tealamn iradesinin, emrlerinin ne olacagim bilmezler. 

Simdi bid'at denince, i'tikadda olan bid'atler anlasilmakdadir. 
Bu sapik i'tikad sahiblerine (Miibtedi') ve (Ehl-i heva) denil- 
mekdedir. Ciinki bunlar, islamiyyete degil, nefslerine uymakda- 
dirlar. Yetmisiki sapik firka boyledir. Bunlardan ba'zismm i'tika- 
di kiifre sebeb olmakdadir. Oldiikden sonra tekrar dirilmege ve 
Allahii tealamn sifatlarma inanmiyanlan ve aleme kadim diyen- 
leri boyledir. Boyle kiifre sebeb olan inanisa (ilhad) denir. Boy- 
le inananlara (Mulhid) denir. Acik olarak bildirilmis olmayip, 
siibheli oldugu icin, te'vili lazim gelen, ya'ni cesidli ma'nalar ara- 
smdan, uygun olan ma'nasim arayip bulmak lazim olan ayet-i ke- 
rimelerden ve hadis-i seriflerden yanhs ma'na cikaranlann bu 
yanhs i'tikadi kiifre sebeb olmaz. Kabr azabina ve mi'raca inan- 
miyanlan boyledir. Fekat, kiifre sebeb olmiyan boyle i'tikaddaki 
bid'atler, en biiyiik giinahlardan, mesela mii'mini haksiz yere 61- 
diirmekden ve zinadan daha biiyiik gtinahdirlar. Bu bozuk i'ti- 
kadlanm, Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden zan ile cikar- 
diklan icin, kafir olmiyorlar. Simdi cok kimse, bunlara yanhs 
te'vil etmek sebebi ile degil de akla, fenne uymuyor diyerek 
inanmiyor. i'tikadlarma, imanlanna, islamiyyeti degil de, akh, 
fenni esas tutan boyle inanmiyanlar kafir olur, miirted olur. I'ti- 
kadi kiifre sebeb olan miiihidler kendilerini miishman sanmakda, 
ibadetleri yapmakda ve giinahlardan sakinmakda iseler de, bun- 
larm hicbiri sahih olmaz. 

Ibadetde bid'atin seyyie olanlan, i'tikadda bid'at kadar kotii 
degil ise de, bunlar da, miinker ve dalaletdir. Biitiin giinahlardan 

-181- 



sakmmakdan daha cok, bunlardan sakmilmasi lazimdir. Hele iba- 
detde bid'at yapmak, bir miiekked siinneti terk etmege sebeb olu- 
yorsa, bu bid'atin giinahi daha biiyiik olur. 

i'tikadda bid'atin ziddi, aksi olan dogru i'tikada (Ehl-i siinnet 
vel-cema'at) i'tikadi denir. ibadetde bid'atin ziddma, aksine (Siin- 
net-iil-hiida) denir. Birincisi, Resulullahin "sallallahii aleyhi ve 
sellem" i'tikadi, ikincisi, devam iizere yapdigi ve ba'zan terk etdi- 
gi ve terk edenlere mani' olmadigi ibadetlerdir. Terk edilmesine 
mani'olduklarma (Vacib) denir. (Siinnet-i hiida)yi ozrsiiz terk et- 
mek giinah olmaz. Devamli terk eden kiyamet giinii azarlamr. 
Ezan, ikamet ve cema'at ile nemaz kilmak ve bes vakt nemazm 
siinnetleri boyledir. Fekat, bir mahallenin hepsi devamli terk 
ederse, bunlarla harb edilir. 

Adetde bid'at islemek, dalalet degildir. Yapmamak vera' ve ev- 
la olur. Ihtiyacdan fazla yiiksek bina yapmak, doyuncaya kadar yi- 
mek, kahve, cay, sigara icmek adetde bid'atdir. Bunlara haram ve- 
ya mekruh diyemeyiz. Sultamn, Allahii tealamn emr ve yasaklan- 
na uygun olan emrleri ve yasaklan mu'teber olur. Nefsine ve ak- 
lma uyarak verdikleri emrlere, ita'at etmek vacib olmaz. Fekat is- 
yan etmek de caiz degildir. Hatta, zalim olan sultamn cevrinden, 
eziyyetinden kurtulmak icin ita'at etmek caiz olur. Cunki, insamn 
kendini tehliikeye atmasi caiz degildir. 379. cu sahifeye bakmiz! 
Ayet-i kerimede ita'at edilmesi emr olunan (Uliil-emr), miisliman 
olan sultan, amir, hakim demekdir. Bunlann hak ve adl olan emr- 
lerine ita'at etmek vacibdir. Adetde bid'atin ziddi (Siinnet-iiz-za- 
ide)dir. Ya'ni, Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" devam 
iizere olan adetleridir. Elbisesinin seklleri ve giyinirken, siislenir- 
ken sagdan baslamak, sag el ile yimek icmek, birsey ahp vermek 
ve sol el ile taharetlenmek, sol ayakla halaya girmek boyle olup 
miistehabdirlar. [Goriiliiyor ki, erkeklerin ve kadmlann elbisele- 
rinin, zemanla degismesi, fasiklarm elbiselerine benzemesi; adet- 
de bid'atdir. Kadmlann ellerinden ve yiizlerinden baska yerlerini 
tarn orten genis ortiiler dinde bid'at olmaz. Giinah olmaz. Boyle 
ortiileri kullamrken, o memleketin adetine uymahdir. Adet olmi- 
yan ortiiyii, elbiseyi kullanmak, sohrete ve fitneye sebeb olur. Bu 
ikisi de haramdir.] 

Buraya kadar bildirilenlerden anlasihyor ki, lugat ma'nasmda- 
ki umumi bid'at, adetde ve dinde bid'at olmak iizere ikiye aynhr. 
Bid'at deyince, dinde bid'at anlasihr. Dinde bid'at de, i'tikadda 
veya ibadetde olur. i'tikaddaki bid'atlerin hepsi seyyiedir. ibadet- 

-182- 



de bid'at ise, Seyyie ve Hasene olarak ikiye aynlir. Bid'at-i seyyie, 
i'tikadda olan fekat kufre sebeb olmiyan ve ibadetde olup islamiy- 
yete yardimci olmiyan bid'atlerdir. i'tikadda bid'at, kiifre sebeb 
olursa, ilhad olur. Bid'at-i hasene, islamiyyete yardimci olan 
yeniliklerdir. Bid'at-i hasene de, miistehab veya vacib kismlarma 
aynhr. Minare, miistehab olan bid'at-i hasenedir. Ciinki, miiez- 
zinin, ezani, yuksege cikip okumasi siinnetdir. Minare, bu siinne- 
te yardim etmekdedir. [Ezani, insamn tabi'i sesinin iistiinde fazla 
sesle okumak siinnet degildir. Mekruhdur. Bunun icin ezani ho- 
parlor denilen elektrik aleti ile okumak, siinnete degil, mekruha 
yardimci olmakdadir. Bunun icin, ho-parlor kullanmak, bid'at-i 
seyyie olmakda ve minareye cikip okumak siinnetine mani' ol- 
makdadir. Ezan sesinin her tarafa ulasdinlmasi emr olunmadi. 
Yalmz kendi mahallesine duyuracak kadar bagirmasi emr olundu. 
Muslimanlarm her mahallede mescid yapmasi, her mescidde 
miiezzinlerin yiiksek yere cikarak ayn ayn ezan okumalan emr 
olundu. Bir yerde okunan ezamn her mahalleden isitilmesi icin, 
miiezzinlerin ho-parlorle okumalan veya bir yerde okunan ezamn 
her mesciddeki ho-parlorlerle her mahallede isitilmesi, bid'at-i 
seyyie olur. Cirkin bid'at olur. Allahii teala, (Din kemale geldi. 
Ibadetlerin nasil yapilacagi bildirildi. Noksan birsey birakilmadi) 
buyurdu. Selef-i salihin de, bin seneden beri, emr olundugu gibi e- 
zan okudular ve nemaz kildilar. Bunlarm yapdiklanm begen- 
meyip veya noksan, kifayetsiz goriip, ho-parlorle ezan okumaga 
ve ho-parlorle nemaz kilmaga kalkismak cirkin bid'at olur. Yuka- 
ndaki hadis-i serifler, cirkin bid'at isliyenlerin hicbir ibadetlerinin 
kabul olmiyacagim, bunlarm Cehenneme gideceklerini bildirmek- 
dedir. islamiyyetin emrini dinlemeyip, her mahallede mescid 
yapilmadigi icin, her yerden ezan sesi isitilmiyor diyerek, ezani 
hoparlorle okumak bid'atini savunmaga kalkismak, kati necaseti 
bevl ile yikayip temizlemege kalkismak gibidir. Evet, bevl ile 
yikaymca, kati necaset goriinmez olup cahillerin hosuna gider. 
Halbuki, necaset her yere yayilmis, bevlin degdigi her yer necs ol- 
musdur.] Bid'at-i hasene olan yeniliklere Sari' tarafmdan izn ve- 
rilmis, hatta emr olunmusdur. 

Siial — Eshab-i kiram, Tabi'in ve Tebe'i tabi'in, miistehab ve 
vacib olan bid'at-i haseneleri nicin yapmadilar? 

Cevab — Bunlarm bir kismma onlann ihtiyaclan yokdu. Mese- 
la, mekteb yapmadilar, kitab yazmaga ihtiyaclan yokdu. Ciinki, 
alimler, miictehidler cokdu. Herkes sorup, kolayca ogrenirdi. Pa- 

-183- 



ralan, mallan da, biiyiik binalar, minareler yapacak kadar cok de- 
gildi. En miihim sebeb de, onlar daha miihim isleri yapdilar. Bun- 
ton yapmaga vaktleri olmadi. Gece giindiiz kafirlerle, islam dini- 
nin yayilmasma mani' olan devletlerle, diktatorlerle harb etdiler. 
Paralarmm, mallannin hepsini bu cihadlara sarf etdiler. Memle- 
ketler, sehrler feth ederek, milyonlarca insam zalim devletlerin 
pencesinden kurtanp, miisliman yapmakla diinya ve ahiret se'ade- 
tine kavusdurdular. islam nizamim, islam ahlakim, Allahm kulla- 
rma ulasdirdilar. Baska seyler yapmaga vaktleri olmadi. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Bir kimse, islamda 
siinnet-i hasene yaparsa, bunun sevabina ve bunu yapanlarm se- 
vablarina kavusur. Bir kimse islamda bir bid'at-i seyyie cigri acar- 
sa, bunun giinahi ve bunu yapanlarm giinahlari kendisine verilir) 

buyurdu. Bid'at-i hasenelerin hepsi, bu hadis-i serifdeki bid'at-i 
haseneye dahildirler. Bir siinnet yapana, ya'ni bir cigir acana, bu- 
nu kryamete kadar yapanlarm sevablarmm verilmesi, bunu baska- 
lanmn da yapmalan icin niyyet etmesine baghdir. Bunun gibi, 
imam baskalarma imam olmaga niyyet etmezse, yalniz kilmamn 
[veya bunun yirmiyedi katmm] sevabina kavusur. Cema'atin se- 
vablan toplamina da kavusmasi icin, imam olmaga niyyet etmesi 
lazimdir. 

Bid'at-i seyyie islemenin zaran, siinneti, hatta vacibi terk etme- 
nin zaranndan daha cokdur. Ya'ni birseyi yapmak siinnet mi, 
bid'at mi siibheli olsa, bu seyi yapmamak lazimdir. 

Siial — Din, Kitab ile, siinnet ile kemale gelmisdir. Bu ikisinin 
izn vermedigi ibadetler bid'atdir. Buna gore (Edille-i ser'iyye) 
dortdiir demek dogru olur mu? 

Cevab — Ehl-i siinnet alimleri, Edille-i ser'iyyenin dort oldu- 
gunu bildirdiler: Kitab, Siinnet, icma'i iimmet ve Kiyas-i fiikaha. 
Fekat, bunlarm son ikisi, ilk ikisinden cikmakdadir. Bunun icin 
Edille, hakikatda, Kitab ve siinnet olmak iizere ikidir. icma' ya'ni 
sozbirligi olan bir hiikmiin Kitabdan veya siinnetden bir delile, 
bir senede oturtulmasi lazimdir. Kiyas da, icma' icin sened olabi- 
lir. Ebu Bekr-i Siddikin halife secilmesindeki icma' boyle olmus- 
dur. Bir kisinin haber verdigi hadis de, icma' icin sened olur. Ctin- 
ki, icma'm huccet olmasi, delilinin kat'i olmasma bagli degildir. 
Icma' oldugu icin huccetdir. Delilinin kat'i olmasi sart olursa, ic- 
ma'a liizum kalmaz. Bu delil huccet olur. Kiyas icin de, Kitabdan 
veya siinnetden bir asl, esas lazimdir. Cunki, kiyas, Kitabda ve 

-184- 



siinnetde mevcud bulunan kapali, gizli hiikmu izhar eder. Bun- 
lara bir hiikm ilave etmez. Ya'ni, ahkami izhar eder, isbat [icad] 
etmez. Kiyas, umumi olan bir hiikmu, fiiru' icin beyan eder. ic- 
ma' da, kiyas icin asl ve kaynak olur. Siinnet, Kitabin serh ve be- 
yamdir. Su halde, islamiyyetin ash, yalniz Allahti tealanm kitabi- 
dir. 

Zemammizdaki ba'zi cahil tekke seyhleri, yalanci, sahte tesav- 
vufcular, islamiyyete uymiyan hareketlerinden dolayi, kendileri- 
ne i'tiraz edilince, (Bunlar, ilm-i zahirde haramdir. Biz, ilm-i ba- 
tin sahibleriyiz. Bizim icin halaldirlar) diyor. Boyle soylemek 
kiifrdiir. Boyle soyliyen ve isitip kabul eden kafir olur. Te'vil et- 
mesi veya bilmeden soylemesi ozr olmaz. ince seyleri bilmemek 
ancak ozr olur. Bu zindiklar, (Siz ilmi kitablardan ogreniyorsu- 
nuz. Biz ise, sahibinden, ya'ni dogruca Muhammed aleyhisselam- 
dan ahyoruz. Buna kana'at etmez, razi olmaz isek, Allahdan so- 
rup ogreniyoruz. Kitab okumaga, iistaddan ogrenmege ihtiyaci- 
miz yok. Allaha kavusmak icin, ilm-i zahiri terk etmek ve islamiy- 
yeti ogrenmemek lazimdir. Bizim yolumuz bath olsaydi, boyle 
yiiksek hallere, kerametlere kavusabilir mi idik? Nurlan ve Pey- 
gamberlerin ruhlarmi gorebilir mi idik? Bir gunah yaparsak, 
rii'yada bize bildiriliyor. Ahkam-i islamiyyenin haram dedigi seyi 
yapmamiz icin Allah bize rii'yada izn veriyor. Bunun bize halal 
oldugunu anhyoruz) diyorlar. islamiyyeti yikici, yok edici boyle 
sozler ilhaddir. Ya'ni, Kitabin ve siinnetin acik ma'nalanm degis- 
dirmekdir. Dalaletdir. Ya'ni, mii'minlerin yolundan aynlmakdir. 
Islamiyyet ile alay etmekdir. Boyle bozuk sozlere inanmamahdir. 
Bunlarm bozuklugunda stibhe etmek bile kiifr olur. Bunlan soy- 
liyene ve inanana (Zindik) denir. Birinin boyle soyledigini baska- 
smdan haber ahnca o soyliyene hemen zindik dememelidir. Boy- 
le soyledigi iki adil sahidin haber vermesi ile ser'an anlasilmadik- 
ca, hiikm verilmez. Zindik, maddeye, tabi'ate tapman Dehri de- 
mekdir. Allaha ve ahiret giintine inanmiyan sahte miisliman de- 
mekdir. 

islamiyyetin ahkami ilham ile anlasilmaz. Evliyamn ilhami bas- 
kalarma huccet, sened olamaz. (ilham), Allahii teala tarafmdan 
kalbe gelen bilgi demekdir. Evet, Ehlullahm "kaddesallahii teala 
esrarehumul'aziz" ilhamlan dogru olur. Bunlarm dogrulugu, is- 
lamiyyet bilgilerine uygun olmalanndan anlasihr. Fekat, Ehlul- 
lah, ya'ni Veli olmak icin, islamiyyet bilgilerini ogrenmek ve bun- 
lara uymak sartdir. (Takva sahiblerine Allahii teala ilm ihsan 

-185- 



eder) mealindeki ayet-i kerime bunu isbat etmekdedir. Stinnete, 
ya'ni islamiyyete sanlmiyan, bid'atden sakmmiyan kimsenin kal- 
bine ilham gelmez. Bunun soyledikleri, nefsden ve seytandan ge- 
len bozuk seylerdir. Musa aleyhisselam ile Hizirm konusmalan, 
bu bildirdiklerimize uymuyor denilemez. Cunki Hizir aleyhisse- 
lam, ba'zi alimlere gore, Musa aleyhisselamm timmeti degildi. 
Ona uymasi emr olunmamisdi. Muhammed aleyhisselam ise, diin- 
yamn her yerinde kryamete kadar gelecek olan biitiin insanlarm 
ve cinnin Peygamberidir. (ilin-i lediinni) ve (ilham), Muhammed 
aleyhisselama tabi' olanlara ihsan olunur. Bu ihsana kavusanlar, 
Kitabi ve Sunneti ya'ni hadis-i serifleri iyi anlar. Islamiyyet bilgi- 
leri, rii'ya ile de anlasilamaz. islamiyyete uymiyan ru'yanm seyta- 
ni oldugu anlasihr. 

Evliyamn biiyiiklerinden Ciineyd-i Bagdadi "rahmetullahi te- 
ala aleyh" 298 [m. 910] de Bagdadda vefat etdi. (insam Allahii te- 
alamn nzasma kavusduran tek yol, Muhammed aleyhisselama uy- 
makdir) dedi. Bir kerre de (Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere 
uymiyan kimse, miirsid olamaz) buyurdu. [Kur'an-i kerimi ve ha- 
dis-i serifleri miictehid olmiyanlar anhyamaz. Yetmisiki sapik fir- 
kanm kurucusu olan alimler, miictehid olmadiklan icin, yanhs an- 
ladilar. Milyonlarca miislimamn sapitmalarma sebeb oldular. 
Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere uyabilmek icin, dort mezheb- 
den birine uymak lazimdir.] Evet, iimmi olan, ya'ni okumamis, 
ogrenmemis bir kimse, arif olabilir. Kur'an-i kerimin ma'nasim 
anhyabilir. Fekat, baskalarma rehber olamaz. Rehber olmak icin, 
Kitabin ve siinnetin ahkamim [dort mezhebden birinin fikh kitab- 
larmdan] iistaddan ogrenmek lazimdir. Ciinki, Selef-i salihinin ve 
Halef-i muttekinin yolu, Kitab ve siinnetin yoludur. 

Evliyamn biiyiiklerinden olan Sirri Sekati, Ma'ruf-i Kerhinin 
talebesinden idi. 251 [m. 865] de Bagdadda vefat etdi. Ciineyd-i 
Bagdadinin dayisi ve rehberi idi. (Tesavvuf, iic sey demekdir: Ve- 
ra' sahibi olmak ve Kitaba ve Stinnete uymiyan birsey soyleme- 
mek ve keramet olarak haram islememekdir) dedi. Haram isle- 
mege sebeb olan keramete (Mekr) ve (istidrac) denir. (Vera'), 
siibheli olanlardan da sakmmak demekdir. imam-i Gazali, 505 
[m. 1111] de Iranda Tus, ya'ni Meshedde vefat etdi. (Mi§kat-iil- 
envar) kitabinda diyor ki, (Kalb meleklere mahsus bir evdir. Ga- 
dab, sehvet, hased, kibr gibi kotii sifatlar, uluyan kopek gibidir- 
ler. Kopeklerin bulundugu yere melekler girmez. Hadis-i serifde, 
(Kopek ve resm bulunan eve melekler girmez) buyuruldu. Bu ha- 

-186- 



dis-i serifdeki evin kalb oldugunu ve kopegin de, kotii huylar de- 
mek oldugunu soylemiyorum. Acik ma'nalarma inanmakla bera- 
ber, yukandaki ma'nalan da Have ediyorum. Bu sozum, Ehl-i stin- 
net vel-cema'ati, Batmi denilen bid'at firkasmdan ayirmakdadir. 
Batiniler acik ma'nalan terk edip, sapik ma'nalar uydurmakdadir- 
lar. Bir ayetin acik ma'nasi, baska ayetlerin acik ma'nalarma uy- 
mazsa, o zeman bu acik ma'nasi birakihp te'vil edilmesi, ya'm ce- 
sidli ma'nalarmdan uygun olamn verilmesi lazim olur. Boyle zaru- 
ret oldugu zeman, acik ma'na vermekde israr edenlere (Hisvi) de- 
nir. Bunun icin, Kur'anm zahir ve batm ma'nalan vardir denilmis- 
dir. Hep zahir ma'nasim veren Hisvi olur. Hep batm ma'nasim ve- 
ren (Batinf) olur. Yerine gore, ikisini cem' eden, kamil miisliman 
olur). Tesavvuf adamimn soziiniin ahkam-i islamiyyeye uygun ol- 
madigim ancak zahir ve batm ilmlerinde miitehassis olan anlar. 
Tesavvuf alimlerinin kullandiklan kelimelerin ma'nalarmi bilmi- 
yen anhyamaz. Boyle ziil-cenahayn olmiyan [ibni Teymiyye ve 
Abdiilvehhab oglu gibi] kimseler, Bayezid-i Bistaminin (Siibhani 
ma a'zama sani) soziinii islamiyyete uymuyor samr. Muhyiddm-i 
Arabi, bu soziin ma'nasmm kemal-i tenzih oldugunu uzun anlat- 
makdadir. islamiyyete uymiyan kimse, harik-ul-ade seyler yapabi- 
lir. Bunlara keramet denmez. (istidrac) denir. Evliya olarak bili- 
nen birisini gormek icin, Bayezid-i Bistami giderken, onun karsi- 
dan geldigini ve Kibleye karsi tukiirdugiinu gordii. Geriye donilp, 
bu adam, Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" edeblerinden 
birine uymadi. Veil olamaz dedi. 

Bayezid-i Bistami buyuruyor ki, (Kerametler gosteren biri, me- 
sela su iistiinde yiiriise, bir anda uzaklara gitse, havada ucsa, is- 
lamiyyete uymadikca, bunu Veil sanmayimz!). islamiyyete uymak 
icin, dort mezhebden birini taklid etmek lazimdir. Miictehid ol- 
miyanlarm, Eshab-i kirami taklid etmelerinin caiz olmadigi soz- 
birligi ile bildirildi. [Ciinki, Eshab-i kiramm mezhebleri bilin- 
miyor.] ictihad kiyamete kadar bakidir. [Fekat, ictihad edebilmek 
sartlanm haiz olan alim azdir. Bunlarm yeni ictihadlar yapmalan- 
na da lilzum yokdur. Kiyamete kadar, hasil olacak herseyin 
hiikmii dort mezhebden birinde mevcuddur.] Allahii tealamn en- 
cok sevdigi ibadet, farzlan yapmakdir. Nafile ibadetlerin kiymet- 
lisi, farzlarla birlikde yapihp, farzlarm icinde bulunan ve onlan te- 
mamhyan nafilelerdir. 

Muhammed bin Fadl Belhi, 319 [m. 931] senesinde vefat etdi. 
Buyuruyor ki, (islamiyyet nurlannm kalblerden aynhp, kalblerin 

-187- 



kararmasina dort sey sebeb oldu. Bildikleri ile amel etmemek. 
Bilmiyerek yapmak. Bilmediklerini ogrenmemek. Baskalannm 
ogrenmelerine mani' olmak). Ilm adami tamnmak icin ve mala, 
makama kavusmak icin ogreniyorlar. [Din adami olmagi, gecime 
ve siyasete vasita yapiyorlar.] Amel etmek icin ogrenmiyorlar. 
Ismleri din adamidir. Gitdikleri yol, cahillerin yoludur. Allah ra- 
himdir, afvi sever diyerek, biiyiik giinah isliyorlar. Akllanna, 
keyflerine gore hareket ediyorlar. Baskalannm da boyle yapmala- 
nm istiyorlar. Kendilerine uymiyan hakiki muslimanlan kotiilii- 
yorlar. Kendilerinin, dogru yolda olduklanm, huzura kavusacak- 
lanm zan ediyorlar. Ehl-i siinnet alimlerinin kitablarmdan derlen- 
mis olan dogru kitablan okumuyorlar, cocuklarma da okutmuyor- 
lar. Icleri kotti, sozleri yaldizh ve yalandir. Her giin baska sekle gi- 
rerler. insanlarm yiizlerine giilerler. Arkalarmdan kotiilerler. 
Bid'at kansmamis olan dogru kitablann okunmasma mani' olur- 
lar. [Bu kitablan okumaym! Bozukdur derler.] Bunlan nesr eden- 
leri ve okuyanlan tehdid ederler. Mezhebsizlerin zararh kitablan- 
m, yaldizh reklamlarla overler. islamiyyet bilgilerine hakaret 
ederler. Kisa akllan ile yazdiklan seyleri ilm ve fen diyerek genc- 
lerin online siirerler. Buraya kadar yazilanlardan anlasihyor ki, is- 
lam alimleri ve tesavvuf biiyiikleri hep islamiyyete yapismislardir. 
Bunun neticesi olarak, yiiksek derecelere kavusmuslardir. Bunla- 
ra dil uzatanlarm din cahili olduklan anlasihr. Bu cahillerin yal- 
dizh sozlerine aldanmamahdir. Bunlar, din hirsizlandir. Se'adet 
yolunu kesici zmdiklar veya mezhebsizlerdir. 

Kabr azabma inanmiyorum diyen kafir olur. Ciinki, bu sozde 
islamiyyetden haber vermek, te'vil etmek degil, islamiyyete 
ehemmiyyet vermemek vardir. 

Kaderiyye ya'ni Mu'tezile firkasmdan olanlar, (Allah serleri, 
giinahlari yaratmaz. insan, kendi isini yaratir) dedikleri icin, kafir 
oluyorlar. 

Batmi firkasmda olanlar ruhlarm tenasuhuna inamp, insan 61- 
diikden sonra, tekrar diinyaya gelir dedikleri icin ve Allahin ruhu 
oniki imama hulul etmisdir dedikleri icin ve onikinci imam gelin- 
ceye kadar, islamiyyete uymak lazim degildir dedikleri icin ve 
Cebrail vahyi Aliye getirmek icin emr olunmusdu. Yamlarak Mu- 
hammed aleyhisselama getirdi dedikleri icin, kafir oluyorlar. Boy- 
le soylemiyenleri kafir olmaz. 

Haricilerden, butiin miislimanlara te'vilsiz olarak kafir diyen- 

-188- 



ler ve Aliyi, Osmani, Talhayi, Zilbeyri ve Aiseyi "radiyallahii an- 
hiim" tekffr edenler, kafir oluyorlar. Simdi bunlara yezidi denil- 
mekdedir. 

Yezidiyye firkasmdan olanlar, acemden bir Peygamber gele- 
cek, Muhammed aleyhisselamm dinini yok edecek dedikleri icin, 
kafir oluyorlar. 

Neccariyye ve Mu'tezile firkasmdan olanlar, Allahii tealamn si- 
fatlarma inanmadiklan icin, kafir oluyorlar. 

Cebriyye firkasi, insan hicbirsey yapamaz. Insan istese de, iste- 
mese de herseyi Allah yaratir. Giinah isleyenler ve kafirler 
ma'zurdurlar dedikleri icin, kafir oluyorlar. 

Mu'tezilenin bir kismi, Allah hicbirseyi gormez. Allah Cennet- 
de goriilmiyecekdir dedikleri icin, kafir oluyorlar. 

Kaderiyye firkasi, ilm srfatim red ederek, Allah hie birseyi bil- 
mez dedikleri icin, kafir oluyorlar. 

Miircieden, Allah diledigi kafirleri afv edecekdir ve diledigi 
mii'minlere ebedi azab yapacakdir diyenler ve ibadetlerimiz elbet 
kabul olacak, gunahlanmiz da, elbet afv olacak diyenler ve biitiin 
farzlar nafile ibadetdir, bunlan yapmamak giinah olmaz diyenler 
kafir oluyorlar. 

Hariciler, ameller, ibadetler imanin parcalandir. Herhangi bir 
farzi yapmiyan kafir olur dedikleri ve biiyiik giinah islerken insa- 
nm imam gider, giinah bitince tekrar gelir dedikleri icin, bid'at fir- 
kalarmdan olurlar. 

Mest iizerine mesh etmemek, ciplak ayaga mesh etmek kiifr 
degildir, bid'atdir. Ciplak ayagina mesh etmis olan imamm arka- 
smda kilman nemaz sahih olmaz. Bid'at sahibleri ile arkadashk et- 
mek caiz degildir. Hadis-i serifde, (Bid'at sahibinden sakinan kim- 
senin kalbini, Allahii teala email ve iniaii ile doldurur. Bid'at sa- 
hibine ihanet edeni, kiymetsiz tutani, Allahii teala kiyamet giinii- 
niin korkusundan korur) buyuruldu. 

Her muslimamn Ehl-i siinnet i'tikadim iyi ogrenmesi ve coluk 
cocugunun ve biitiin sevdiklerinin ogrenmeleri icin cahsmasi bi- 
rinci vazifesidir. Ehl-i siinnet ahmlerinin "rahmetullahi teala aley- 
him ecma'in" yolunda yasamalan icin, Allahii tealaya diia etmeli- 
dir. insan ve cin seytanlanna ve kotii arkadaslara ve bozuk yazila- 
ra aldanmamak icin uyanik olmahdir. 

-189- 



Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Insanlarin en iyileri, benim as- 
i iiii(l:i yasiyan muslimanlardir. Onlardan sonra en iyileri, onlar- 
dan sonra gelenlerdir. Bunlardan sonra iyileri, ondan sonra gelen- 
lerdir. Dana sonra, yalanlar yayihr). Bu hadis-i serif gosteriyor ki, 
iicuncii asr sonlannda, sozlerde, hallerde ve amellerde yalan bas- 
ladi. Bunlara giivenilmez oldu. Ciinki, aralarmda bid'atler cogal- 
di. I'tikadda ve amelde Selef-i salihmin "rahmetullahi teala aley- 
him ecma'm" yolundan aynldilar. Miislimanlarin sozbirligi ile se- 
hadet etdikleri tesavvuf biiytikleri ve fikh imamlan, Selef-i salihi- 
nin yolunu yaydilar. 

(Tatarhaniyye) fetva kitabmda diyor ki, (Omer, Osman ve All 
"radiyallahii anhiim" Eshabdan degildirler diyen bid'at ehli olur. 
Bir kisinin bildirdigi haberlere inanmiyan kafir olmaz. Bid'at sa- 
hibi olur. Ebu Bekr-i Siddik Eshabdan degildir diyen kafir olur. 
Ayet-i kerimeye inanmamis olur). (Zahiriyye) fetva kitabmda di- 
yor ki, (Ebu Bekr-i Siddikm ve Omer Farukun halife olduklanna 
inanmiyana kafir diyenlerin sozii dogrudur. Ciinki, halife secildik- 
leri, icma' ile bildirilmisdir.) [Ehl-i siinnete gore, icma' delildir. Bu 
delile inanmiyan kafir olur. Haricilere, si'ilere ve vehhabilere go- 
re, icma' delil olmadigi icin, icma' ile bildirilmis olana inanmiyan 
kafir olmaz dediler.] 

Ibni Abidin, iiciincii ciizde, murtedleri anlatirken buyuruyor ki: 
Dar-iil-islamda yasiyan gayr-i muslim vatandaslara (Ziiiiiiii) de- 
nir. Bu zimmilerin ve ticaret icin veya turist olarak gelen kafirle- 
rin mahna, canma ve nzlarma dokunmak caiz degildir. Musliman- 
lara tanman hiirriyyetlere bunlar da sahibdirler. Miilhidler boyle 
degildir. Miilhidlerden miislimanlari aldatanlara tevbe etmeleri 
teklif edilir. Kabul etmezlerse, hiikumet reisinin emri ile hepsi ol- 
diiruliir. Tevbe ederlerse, tevbeleri kabul olur. i'tikadlan kiifre 
sebeb olmiyan bid'at sahiblerine nasihat olunur. Kabul etmez, 
tevbe etmezlerse, hiikumet tarafindan ta'zir cezalan verilir. Lii- 
zum goruliirse, habs ve darb edilerek tevbe etdirilir. Miislimanla- 
ri aldatmak icin cahsan reisleri, habs ve dayak ile tevbe etmezse, 
hiikumet tarafindan oldiirulmesi caiz olur. Miislimanlari Ehl-i 
siinnet mezhebinden ayirmaga, mezhebsiz, sapik yapmaga sebeb 
olan, boylece bid'atin yayilmasina cahsan kafir olmaz ise de, mil- 
letin huziirunun, beraberliginin bozulmasma, boliiciiliige mani' 
olmak icin, sultamn bunlan oldiirmesi caiz olur. 

Kafirin topu cok, hilesi (ok, azabi cokdur. 
Mu'minin ilmi cok, hayasi cok, rahati cokdur. 

-190- 



SON SOZ 

Kitabm basmdan buraya kadar yazilanlardan anlasihyor ki, din- 
de reformcu, sabit bir goriise ve ilmi bir kana'ate sahib degildir. 
Ehl-i siinneti lekelemek icin cesidli behaneler aramakda, binbir 
dereden su getirmekdedir. Mason olan hocasmm kurnaz siyaseti- 
ni kullanarak ve ana dili olan arabi kitablardan gelisigiizel misal- 
ler topliyarak ve uzun tercemeler yaparak, kendisini din alimi ola- 
rak tamtmakdadir. Gene din adamlanmizin ve saf, temiz miisli- 
manlarm bu kurnaz, Ehl-i sunnet dusmamnm yalan ve iftiralarma 
aldanmamalan icin bu naciz reddiyemizi yazdik. (Din adami bolii- 
cii olmaz) adim verdigimiz bu kitabm hulasasi ve gayesi, Ehl-i siin- 
netin dort mezhebinin ayet-i kerimelerden ve hadis-i seriflerden 
cikanlmis oldugunu bildirmekdir. 

Simdi elde bulunan fikh kitablannda, hadis-i seriflere muhalif 
hicbir bilgi yokdur. Birbirlerine muhalif goriinen ictihadlanndan 
yalmz birisi dogru ise de, yanhs olanlanm taklid edenlere de sevab 
verilecegi hadis-i serifde bildirilmisdir. Bunun icin, dort mezhebin 
ittifak ile bildirdikleri yapilmca, sahih ve makbul olacagi gibi, ih- 
tilafli yerleri yapilmca da, sahih ve makbul olacakdir. O halde, 
miictehid olmiyan her miislimamn, her isinde dort mezhebden bi- 
rini secip taklid etmesi ve mezheb imaminm delilini aramamasi la- 
zimdir. Ciinki, Tabi'inden yeni imana gelenler, Eshab-i kirami 
taklid ederler, delillerini hie sormazlardi. Her miisliman, begendi- 
gi, secdigi mezhebin her mes'elesini yaparken, Kur'an-i kerime 
veya hadis-i serife uymakda olduguna inanmahdir. Bugiin miicte- 
hide de liizum kalmamisdir. Ciinki, din bilgilerinde, aciklanmamis 
birsey kalmamisdir. Kemale gelmis olan bu dine Have edilecek 
birsey de yokdur. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" kiya- 
mete kadar olacak herseyin hiikmiinii bildirmisdir. Mezheb 
imamlan da bunlan aciklamisdir. Bunlann giinliik olaylara tatbik- 
lerini, miictehid olmiyan alimler yapar. Her asrda gelecek olan 
miiceddidler, bu isi yapacaklardir. Fekat, ictihad ile yeni hiikmler 
cikarmiyacaklardir. Ciinki, buna liizum kalmamisdir. Halal ve ha- 
ram ve her delil aciklanmisdir. 

Simdi, se'adet-i ebediyyeye kavusmak istiyenin, (Ehl-i sunnet) 

-191- 



i'tikadim kisaca ogrenip, bunlara iman etmesi, sonra dort mez- 
hebden ogrenmesi miimkin ve kolay olan birini secip, giinliik isle- 
rini ve ibadetlerini, sirasi geldikce, o mezhebin kitabmdan ogrene- 
rek yapmasi lazimdir. Her memleketde, bir mezhebin bilgilerini 
bildiren dogru ilmihal kitablan vardir. Ele gecirilmeleri kolaydir. 
Bu kolaylik, Allahu tealanm, bu timmet-i Muhammede olan bii- 
yiik ihsamdir. Sapiklann, mezhebsizlerin, dinde reformcularm ve 
para kazanmak icin konusan ve yazan cahillerin ve ingiliz kafirle- 
rine aldanmis olan cahillerin yaldizh sozlerine ve yazilanna aldan- 
mamak icin, cok uyanik olmahyiz! Esselamii ala men ittebe'al-hii- 
da. 

EHL-i SUNNET KASIDESI 

Ehl-i siinnet i'tikadi, sunn once, hi/mi olan, 
Yetmisiic firka var, amma, Cehennemlik geri kalan, 
Muslimanlar, hep sunnidir; ciinilenin retsi Nu'man. 
Cennet He miijdelendi; imanda bunlara uyan. 

i'tikadi saglam edip; sonra islamiyyete baglan! 
islamm bes sartim yap; haramlardan snkm heman! 
Bir giinahi isier isen, tevbe et, kacirma zeman! 
Kim ki uymaz islamiyyete, birgiin olur, elbet pisman. 

Din size sakm aidanma, mahv oiursun sen de, am an! 

Tath sbze inamrsan; olur sonra, halm yamanl 

Iki yuzluler cogaldi: dm melek, hi yilan, 

Tuzaga diisiirmek icin; dost gbriiniir, hem de candan. 

Herkes kendin hakh samr: Kotii der, bana uymayan. 
Islamiyyet terazidir, odur hakhyi ayiran! 
Islama uymiyan bil ki; dogru yoldan sapik insan. 
Bu sbze inamr elbet: Tarihi iyi anhyan. 

Neden doktora kosuyor; herhangi bir yeri agran? 
Ciiuki, blmek sevmez kimse; herseyden daha tath, can. 
Sonsuz yasamak arzusu; bende yokdur, var mi diyen ? 
Olmek, yok olmak degildir; kabr hayatma inan! 

Cennet sonsuz, Cehennem de; haber verdi, bunu Kur'an, 
Sonsuz derdden sakmmah; hatta, olsa da, bir giiman, 
Buna inanmiyan da var; yarasa kacar ziyadan. 
Karga cbpliikden tad ahr; biilbiildur, giilii arayan. 

-192- 



is hi m i elbet sevemez, nefse, keyfe diiskun ohm. 
Bu ikisi, bir olur mu? Ayridir iyi, fenadan! 
Miislimanlar, hakki tamr, her mahluka eyler ihsan, 
Imansizlar, ydan gibi; lezzet ahr can yakmakdan. 

Am fin ya Rabbi eVaman; ne miiskilmis ahir zeman, 
Din bilgisi unutuldu; pek azaldi nemaz kdan, 
Mason oianiar, sinsice; dini yikmakda her yandan, 
Komiinistlerde iskence; miislimana oliim, zmdan. 

Bugiinkii saskm halleri, eylemisdi, Resul beyan. 
Demisdi: (Birgiin gelecek; garib olur, bana uyan. 
Her evde, calgi caimir; isitiimez olur ezan, 
Alim bulunmaz biryerde, cahillere kahr meydan! 

Mii'minier, olur zevalli; katirler, sanki Siileyman, 
Kadma uyar her erkek; olur evde hakim, zenan, 
Yiiksek binalar yapihr; kelb disi gibi apartman. 
Yolculuk siir'atli olur; uzakhk kalkar aradan. 

Zeka, cok sey bulursa da; gatlet, gitmez insanlardan.) 
Birgivf kitabda yazdi, eyledi cok hadis beyan: 
Kiyamet alametleri, akar, birbiri ardmdan, 
Alametlerin meshuru, serhos olur; pek cok kesan. 

Alim diye tamtdir, dinden haberi olmiyan. 
Zalime ikram olunur, kurtulmak kin beladan. 
Hayasizhk pek cogalir, deyyuslara kahr meydan, 
insanlarm en alcagi, Moskovada okur ferman. 

Herkes kendin alim samr, Miislimana denir nadan. 
Dogru konusan azahr, yalanci soyler durmadan. 
Cok medh edilen kimsede, bir zerre bulunmaz iman, 
Erkekler de kadm gibi, ipek giyer, sikdmadan. 

Gin ft. zina san'at olup, kizyerine gecer oglan. 
Kadmlar dar libas giyer, hep aahr baldir, gerdan. 
Fitne kaplar her tarafi, adam dldurulur yokdan. 
Bid'at yayihr heryere, kalmaz siinnetlere uyan. 

Deccal gibi vicdansizlar, uydururlar binbir yalan, 
Bir kimse dogru sbylerse, saldirirlar her tarafdan. 
Erkekler dinini bilmez, taskmhk eder cok nisvan, 
Emr-i ma'ruf unutulur, fisk emr eder saklaban. 



[1] Muhammed Birgivi 981 [m. 1573]de vefat etdi. 

- 193 - Faideli Bilgiler - F:13 



Islamiyyet kotulenir, haram islenir heryandan. 
Miislimanhk lafda kalir, ses kin dinlenir Kur'an. 
Mii'mine gerici denir, kaynhr miirted olan. 
Bunlarm hepsi muhakkak olur, kiyamet kopmadan. 

Btiytik alamet Deccaldir, cikacagi yer, Horasan. 
Sonra, Samdaki Cami'e Isa inecek semadan. 
Bir hadisde buyuruldu, (Kizim Fatima evladmdan, 
BabasM Abdullah olan, Mehdi admda bir civan. 

Cikip dine kuvvet verir, cihana yayihr iman, 
Isa aleyhisselamla, birleserek ol pehlivan. 
Deccali da oldiiriirler, diinya dolar adl-ii eman. 
Ye'ciic Me'ciic admdaki, kavim cikar sed ardmdan. 

SayiSM milyonlarcadir, her tarafda dokerler kan. 
Dabbet-iil-erd cikar sonra, Mekkede Safa altmdan. 
Dag kadar bir hayvandir, ayirir iyiyi fenadan. 
Daha sonraki alamet, giines, dogacakdir garbdan. 

Kafirler bunu gbriince, imana gelecek com 'an, 
Fekat, kabul olmaz artik, dogru yola gelen mihman. 
Alametlerin biri de, Adenden cikan bir duhan. 
Ka'beyi yikacak hem de habes renkli birkac yaban, 

Yer yiiziinde kalmiyacak, biiyiik ni'met olan Kur'an. 
Miislimanlar hep olecek, yasiyacak ehl-i tugyan. 
Her kotiilugu yapacak, insan adh canaveran, 
Lakin Hicazdan bir ates, verip herkese heyecan. 

Saskm, azgin dolasirken, kiyamet kopar na-gehan. 
Daha neler olur, amma soyleyemez onu, lisan.) 
Ne hazindir, ne yazdidir; Ma'bud oldu, falan tilan, 
ihihi. sen korumazsan, olur hep sonumuz giryan. 

Bu irtidad modasmda; isimiz sue, giinah, isyan. 
Insanlar, yolu sasirdi; gemisin kurtaran kaptan! 
Etrafimin zulmetinden, beni de kapladi nisyan. 
Omiir gecdi, pek siir'atle, uyan gbniil, artik uyan! 

Hep, bu dunyaya cahsdm; ahiretin oldu ziyan. 
Diisdiin bedenin pesine, kalbini eyledin viran. 
Akla, Hme hie uymadm; nets oldu, sana kumandan, 
Gecdi genclik, hep gatletle; diinya hirsmdasin el' an. 

-194- 



Nasihat hie dinlemedin; yoldan cikdm, sanki sekran. 
Diinya zevklerine daldm; simdi halin ah-ti figan. 
Hainler aldatdi seni; sandm sonsuz bu deveran. 
Didinmeler, bosa gitdi; yar olmudi, servet saman! 

Islamiyyete uyan kimse, anladim olur sadtiman, 
Ne yazik, omrti ucurdum, ye'is cokdti, her tar at dan, 
Keski, Kur'ana uysaydim; olurdum, ebedi sultan, 
D tiny ay a malik olsa da; kalmiyor insan hi pay an! 

Hani Dara ve Iskender; hani Roma, hani Yunan? 
Hani Nemrud, hani Fir'avn; hani Karun, hani Hainan? 
Hani Cengiz, hani Hitler 1 "! nesi kaidi, zikre say an ? 
Edison' 1 , Markoni, Pastor, ahiretde buimaz ihsan! 

D tiny ay a (aide verenier; sanma olur, kamil insan! 
Yilandan tiryak yapihr; zehr olur ba'zan derman! 
Sakm bakma gortintise, insamn kemali, iman! 
Iman eden, tenbel olmaz; calisimz! diyor Stibhan, 

Tenbeli ve gericiyi; zem etdi Nebiy-yi zisan, 
Bir hadisde buyurdu ki (Rabbe mahbubdur, calisan!) 
Riihu da, dtistinmek lazim; hep bedeni besler, hayvan! 
Bu bedenin saglamligi; gecer, sanki ab-i revan! 

Evet, beden lazim, ctinki; odur, ruhumuz tasiyan. 
Her birin korumak gerek, bbyle ohnah, mtisliman! 
Nebiyyullah, bos durdu mu? Iyi dtistin, eyle iz'an! 
Eshabin hepsi olmusdu; sulhda tistad, harbde arslan. 

Buniari bildigim haide, nefse uydum, halim lerzan. 
Gtinahlardan sakmniadim; boyle mi olurdu stikran? 
Hiimi timidini kesme, Rabbinin ismidir, Rahman! 
Iiahiimdad et bize; etrafimiz sarmis dtisman! 

Kitab, gazete, film, radyo; olmus hepsi hirer seytan. 
Bunlar dogruyu gosterse; olur idi, hepsi burhan. 
Bilgi, fen kaynaklari da; niye aceb, boyle husran? 
Yeni fizik, modern kimya Seni gosteriyor, her an! 

Her zerre diyor, Allah var; atomdan ta be astiman! 
Fekat, buniari goren yok; kalblerden silinmis irfan. 
Hakka inad edenlere; olur diinya elbet zindan! 
Avrupa, Amerika hem; Asyada da, nicin buhran? 



[1] Almanya reisi 1945'de intihar etdi. 

[2] Amehkah Edison 1350 [m. 1931]de oldii. 

-195- 



Ciinki, Hakki gbrmiyorlar; kafalanm sarin is d 11111:111. 
Maddede yiikselmis annua; haberi yok insanhkdan! 
Rabat, huzur beklenir mi komiinizm ve masonlukdan ? 
Se'adete kavusamaz; islamhkdan uzaklasan! 

Moskova radyosu hergiin; dine catch, bu Ramezan. 
Cok alcakca, pek namerdce; Islama eyiedi biihtan. 
Kiifr, devam ederse de; zalimler kaikar aradan, 
Zalime imhal ederim; ihmalim yok! dedi Yezdan. 

Muslimanlar iizulmesin; Kur'ani hifz eder Deyyan! 
Tarihde hep boyie oldu; kiifrde geldi, Peygamberan, 
Diinyayi zulmet basmca; dogar idi $ems-i taban, 
Simdi de hidayet semsi; dogacak, Anadoiudan! 

Hidayete ermek kin; Habibuiiah, verdi imkan! 
Habib ne demek? Dii$iinse; kemalini anlar, insan. 
Ya Rab! biiyiik nebidir O; koleleri, oiur sultan! 
Bir kaibe sevgisi doisa; eder envar, ondan feyzan. 

Niye goriinmiiyor o sems? A 'ma olmus, biitiin cihan, 
Sonsuz ni'met, biiyiik seref; Onu sevmekde, bi-giiman. 
Onun sevgisine vaiiah; niahni, camm olsun kurban! 
$ekerin tadim biimez; agzma koymiyan bir an. 

Giinahkarim, yiiziim kara; fekat kalbim, askia lem'an. 
Askile pek cok yas dokdiim; sahiddir, hak-i Erzincan! 
Bu sevgi, ciirme son verdi; halim oldu, nale Rgan. 
Bilinmez son nefes, annua; se'adete budur nisan! 

Ni'met, Onu sevmek imis; oldu bana simdi lyan! 
Habibin yamnda olsun; bu aski bizlere sunan! 

1960 Mfladi 1380 hicri 

Erzincan 



Herkesin var bir kesi, 
ben bi-kesin yok kimsesi. 
Ben bi-kesin, sen ol kesi, 
ey kimsesizler kimsesi! 

Allahiimme inni uridii en iiceddidel imane vennikaha tecdfden 
bi-kavli la ilahe illallah Muhammediin resulullah. 



196 



DOGRU SOZE INAN, 
BOLUCUYE ALDANMA 



ONSOZ 

(Dogru soze inan, boliiciiye aldanma) kitabini yazmaga, Besme- 
le okuyarak bashyoruz. Allahii teala, diinyada biitiin insanlara aci- 
yor. Faideli seyleri herkese gonderiyor. Ahiretde, Cehenneme git- 
mesi gereken mii'minlerden, diledigini, ihsan ederek afv edecek, 
Cennete kavusduracakdir. Her canliyi yaratan, her van, her an 
varhkda durduran, hepsini korku ve dehsetden koruyan yalmz 
Odur. Boyle bir Allahm serefli ismine sigmarak, bu kitabi yazma- 
ga bashyoruz. 

Allahii tealaya hamd olsun! Onun cok sevdigi peygamberi Mu- 
hammed aleyhisselama salat ve selam olsun! O yiice Peygamberin 
temiz Ehl-i beytine ve adil, sadik Eshabimn herbirine hayrh diialar 
olsun! 

Bin dokuzyiizellidokuz senesinde Erzincanda ogretmen idim. 
Erkek lisesinde konferans dinledik. Dinleyici ogretmenler birkac 
yiiz kisi idi. Once, Erzincan me'arif miidtirii, sonra, konferans sa- 
hibinin asistam konusdu. Uciincii olarak konferans sahibi olan, 
Saghk Bakanhgi Sosyal Hizmetler Akademisi ogretmenlerinden 
psikoloji doktoru saym Mithat Enc konusdu. Uzun boylu, giir ses- 
li idi. Cok te'sirli konusuyordu. Zeka uzerinde birkac giin konus- 
du. Son giinu, zeka olciisunii, test usuliinii anlatdi. Avrupah, Ame- 
rikah psikologlarm kitablarmdan yeni bilgiler verdi. Zeka olcme- 
nin tarihcesini soylerken, ozet olarak dedi ki, (Zeka olcmek, test 
usuliinii kullanmak, ilk olarak Osmanhlarda basladi. Amerikan li- 
teratiirlerinde okuduguma gore, Osmanh ordulan Viyanaya kadar 
gelince, Avrupa devletleri cok korkdu. islamiyyet Avrupaya yayi- 
hyor, hiristiyanhk yok oluyor diye saskina dondiiler. Osmanh 
akmlarim durdurmak icin care aradilar. Cok ugrasdilar. Bir gece 
yarisi, istanbuldaki ingiliz sefiri sifre yolladi. Avrupaya miijde 
vermek icin sabahi bekliyemedi: Buldum, buldum, Osmanhlarm 

-197- 



zaferden zafere ulasmalarmm sebebini ve bunlan durdurma care- 
sini buldum, diyor ve soyle anlatiyordu: Osmanhlar, aldiklan esir- 
lere hie kotiiluk yapmiyor, kardes gibi davramyorlar. Hangi millet- 
den , hangi dinden olursa olsun, kiiciik cocuklarm zekalarmi olcii- 
yorlar. Keskin zekah cocuklar secilerek, saraydaki (Enderun) de- 
nilen mekteblerde, degerli ogretmenler tarafmdan okutuluyor. is- 
lam bilgileri, islam ahlaki, fen, killtilr dersleri verilerek, kuvvetli, 
basanh miisliman olarak yetisdiriliyorlar. Osmanh ordulanni za- 
ferden zafere ulasdiran degerli kumandanlar ve Sokullular, Kop- 
ruliiler gibi seckin siyaset ve idare adamlan, hep boyle yetisdirilen 
keskin zekah cocuklardi. Osmanh akmlarim durdurmak icin, bu 
Enderun mekteblerini ve bunlann kollan olan medreseleri yik- 
mak, miislimanlari ilmde, fende geri birakmak lazimdir). 

Mithat Beyin bu sozleri ve Osmanh tanhindeki aci ve yiirekler 
yakici olaylar gosteriyor ki, ingiliz sefirinin bu tekhfi cok dogru go- 
riilerek, Avrupada iskoc ve Paris mason localan hanl hanl cahs- 
maga basladilar. Miislimanlari aldatmak, medreselerden, mekteb- 
lerden ilmli, fenli din adamlan ve idareciler yetisdirilmesini onle- 
mek icin planlar hazirlandi. Cahil birakilan gencler, Avrupada din- 
siz yapildi. Zevk ve sefahete ahsdinldi. Yalanci etiketler, diploma- 
lar verilerek anavatana gonderilen fen adami seklindeki sinsi diis- 
manlara, (Fen yobazi) denir. Boyle diplomah yobazlar, masonlarm 
cok kurnaz ve milyonlar hare ederek cevirdikleri dolaplan ile, Os- 
manh devletinde is baslarma getirildi. Mesela mason olan Mustafa 
Resid Pasa, Fuad Pasa ve benzerleri, medreselerden fen derslerini 
kaldirdilar. Mithat Pasa, Tal'at Pasa din derslerini de azaltdilar. 
Fatih Sultan Muhammed Han zemamnda medreselerde okutulan 
din ve fen bilgileri pek yiiksek idi. Tanzimatdan sonra ve hele itti- 
hadcilar zemamnda cok asagi oldu. islam dusmanlan, pek sinsi, iki 
ytizlii davranarak basan sagladilar. Hele Mithat Pasa, kiyasiya sal- 
dirmaga, cok aci planlan ile islami ve Kur'am yok etmege hazirlan- 
misdi. Sultan ikinci Abdiilhamid hamn kuvvetli imam ve keskin 
zekasi, miislimanlara ve islamiyyete saplanmak istenen bu zehrli 
hancere karsi celik bir kalkan gibi dikilmeseydi, diismanlarm imha 
planlan, miislimanlari ezecekdi. Tiirkiye Tarihinde bu yazimizm 
cesidli vesikalari vardir. 

Din dtismanlari, islamiyyeti ve miislimanlari yok etmege cahsi- 
yorlar. Komiinistler, her diirlii propaganda yollan ile, igrenc yalan 
ve iftiralar soyliyerek, cok vahsi ve barbarca iskenceler yaparak 
saldmyorlar. Bu aleak saldinlarim miislimanlar goriiyor, anhyor, 
onlara aldanmiyorlar. Masonlar ise, sinsi, tath sozle, gtiler yiizle 
ve para yardimi yaparak, oksayarak, islama saldmyorlar. Dinli, 

-198- 



dinsiz, herkes kardesdir. Dine liizum yokdur diyorlar. Din kardes- 
ligini yok edip, yerine mason kardesligi koymaga calisryorlar. isla- 
miyyetin en korkunc, en zararli diismam, miisliman goriiniip, din 
adami sekline girip, islamiyyeti icden sinsice yikmaga cahsanlardir. 
Bu din yobazlan, Arabistanda ve Hindistanda tiirediler. Dinde re- 
form yapacagrz, islamiyyeti hurafelerden, bozuk seylerden kurta- 
racagrz, Kur'anm emrlerini meydana cikaracagiz gibi, dostca soz- 
lerle, yazilarla, icerden yikiyorlar. Boliiciiluk yapiyor, kardesi kar- 
dese dtisman ediyorlar. Halbuki islam dini, birlesmegi, sevismegi, 
yardimlasmagi emr etmekdedir. Her miislimamn birbirlerine, hat- 
ta gayn miislim vatandaslara, yurdumuza gelen yabanci is adamla- 
nna, turistlere iyilik etmesi, herkesi sikmtidan kurtarmasi lazimdir. 
Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (insanlarin en iyisi, 
insanlara faideli olandir) ve (Uzerinde kul borcu olan, bunu ode- 
medikce, Cennete girmeyecekdir) ve (Sizi idare edenler, luibesli 
kole olsa bile, isyan etmeyiniz!) buyurdu. Her miislimamn, yurdu- 
muzda da, kafir memleketlerinde de, herkesin hakkim gozetmesi, 
kimseye kotiiliik yapmamasi, kimseyi incitmemesi, kanunlara uy- 
masi, devlet adamlarma ita'at etmesi lazimdir. Bunun icin de, islam 
bilgilerini, islamm giizel ahlakim, genclere ogretmeliyiz. Temiz 
gencler dinde cahil birakihrsa, yalanci kahramanlara, iki yiizlii 
dostlara inanarak dinleri ve ahlaklan bozulur. Sonsuz felaketlere, 
ucurumlara siiriiklenirler. 

Islamiyyete saldirmak, biitiin diinyaya, biitiin insanlara suikast 
yapmakdir. insan haklanm, insan hiirriyyetlerini ayaklar altma al- 
makdir. insanlarin se'adetini felakete cevirmege ugrasmakdir. Bu 
faci'a, bu kotiiliik de, gozii donmiis, tas yiirekli bir avuc ziimrenin 
zevki, keyfi ve eglencesi icin isleniyor. Allahii teala , insanlan bu 
ugursuz ve pek aci beladan kurtarsm! Amin. Yalmz laf ile ve yazi 
ile yapilan diialar kabul olmaz. Hem diia etmek, hem de sebebe 
yapismak, cahsmak lazimdir. Miislimanlann, dinlerine, se'adetleri- 
ne saldiran acik ve sinsi diismanlan tammalan, bunlarm yalanlan- 
na aldanmamalan lazimdir. 

Miislimanlann basina coken aci felaketi gorerek kalbimiz sizli- 
yor. Temiz gencleri bu yikici, ezici saldinya karsi uyandirmak ve 
korunmalarim sagliyabilmek icin cok ufak bile olsa, bir hizmetde 
bulunmagi biiyiik bir vazife ve ebedf se'adete kavusmakligimiz icin 
biricik vesile biliyoruz. Bunun icin, dinde reform yapmak lazim ol- 
dugunu savunan yabanci birkac din cahilinin sinsice yapdiklan sal- 
dinlan yazmaga ve bunlara birer birer cevab vererek hakki, dogru- 
yu meydana cikarmaga kalkisdik. Boylece, islam da'vasi giitdtikle- 
rini bildiren sapik bir ziimreyi genclere tamtmak istedik. Kitabimi- 

-199- 



za, kendi kisa goriisiimiizle birsey yazmadik. Cevablan (Ehl-i siin- 
net) alimlerinin kitablarmdan topladik. Sonuna da, biiyiik alim, 
miislimanlarm yiice onderi, Imam-i Rabbani Ahmed Faruki Ser- 
hendf hazretlerinin (Mektubat) kitabmdan mektub ekledik. 

Allahii teala, hepimizi, diinya ve ahiret se'adetine kavusdursun! 
Kendimize ve baskalarma kotiiliik yapmakdan korusun! Amin. 



Imam-i Rabbani hazretleri (Mektubat) kitabinm l.ci cild, 
275. ci mektubunda buyuruyor ki: 

Sizin bu ni'mete kavusmamz, islamiyyet bilgilerini ogretmekle 
ve fikh hiikmlerini yaymakla olmusdur. Oralara cehalet yerles- 
misdi ve bid'atler yayilmisdi. Allahii teala, sevdiklerinin sevgisini 
size ihsan etdi. islamiyyeti yaymaga sizi vesile eyledi. Oyle ise, 
Ehl-i siinnet alimlerinin kitablannda yazih olan din bilgilerini 6g- 
retmege ve fikh ahkamim yaymaga elinizden geldigi kadar cahsi- 
niz. Bu ikisi biitiin se'adetlerin basi, yiikselmenin vasitasi ve kur- 
tulusun sebebidir. Cok ugrasimz! Din adami olarak ortaya cikimz! 
Oradakilere emr-i ma'ruf ve nehy-i miinker yaparak, dogru yolu 
gosteriniz! Miizzemmil suresinin ondokuzuncu ayetinde mealen, 
(Rabbinin nzasina kavusinak istiyen icin, bu elbette bir nasfliat- 
dir) buyuruldu. 



TENBIH: Bugiin, musliman denilen iic biiyiik islam firkasi 
vardir. Si'iligi yehudiler kurdu. Vehhabiligi ingilizler kurdurdu. 
Ehl-i siinneti turkler korumakdadir. Misyonerler, hiristiyanhgi 
yaymaga, yehudiler, Talmutu yaymaga, istanbuldaki Hakikat Ki- 
tabevi, islamiyyeti yaymaga, masonlar ise, biitiin dinleri yok etme- 
ge cahsiyorlar. Akh, ilmi ve insafi olan, bunlardan dogrusunu iz'an, 
idrak eder, anlar. Bunun yayilmasma yardim ederek, biitiin insan- 
lann diinyada ve ahiretde se'adete kavusmalarma sebeb olur. in- 
sanlara bundan daha kiymetli ve daha faideli bir hizmet olamaz. 
Bugiin hiristiyanlann ve yehudilerin ellerindeki Tevrat ve incil de- 
nilen din kitablarmm, insanlar tarafmdan yazilmis olduklanm ken- 
di adamlan da soyliyor. Kur'an-i kerim ise, Allahii teala tarafmdan 
gonderildigi gibi tertemizdir. Biitiin papazlarm ve hahamlarm, Ha- 
kikat kitabevinin nesr etdigi kitablan dikkat ile ve insaf ile okuyup 
anlamaga cahsmalan lazimdir. 



200 



DOGRU SOZE INAN 
BOLUCUYE ALDANMA 

[Dinde reformculara aldanma!] 

Bu kitabda, yurd dismdaki birkac dinde reformcunun islamiy- 
yete karsi yazdiklan bozuk diisunceleri, madde madde siralanmrs, 
her birine gerekli cevablar verilmisdir. Boylece, altmisbes madde 
meydana gelmisdir. Reform, islah etmek demekdir. Ya'ni bozul- 
mus bir seyi eski, dogru haline getirmek, diizeltmek demekdir. 
(Dinde reformcu), dini yenileyici, tazeleyici demek olmakdadir. 
Fekat bugiin, islamiyyeti degisdirmege, icerden yikmaga cahsan 
boliiculer, kendilerine (Dinde reformcu) diyorlar. Bunun icin, 
dinde tie diirlii reformcu vardir. Bunlarm herbiri, kitabimizm so- 
nunda, kirkikinci maddede genis anlatilmisdir. Bu kelimeyi islam 
dini icin kullanmamn yanks ve yersiz oldugu, orada acikca goriile- 
cekdir. Reformcu Musa Beykiyef, gencleri kolay aldatabilmek 
ipin, kendini din adami gosteriyor, diyor ki: 

1 — (Zemammiza gore, dinimizde de yenilikler yapilmahdir. 
Dinde bulunmiyan bircok seyler, hurafeler, sonradan islamiyyete 
kansmisdir. Bunlan temizlemek, dinimizi ilk zemamndaki dogru, 
temiz haline getirmek lazimdir.) 

Cevab: Mtislimanlarda, birkac yiiz seneden beri bir durakla- 
ma, hatta gerileme oldugu meydandadir. Bu gerilemeyi gorerek, 
islamiyyetin bozuldugunu soylemek, cok haksiz ve pek yanhsdir. 
Geri kalmamn sebebi, miislimanlarm dine sanlmamalan, dinin 
emrlerini yerine getirmekde gevsek davranmalandir. islam dini- 
ne, baska dinlerde oldugu gibi, hurafeler kansmamisdir. Cahille- 
rin yanhs inamslan ve konusmalan olabilir. Fekat bunlar, islamm 
temel kitablannda bildirilenleri degisdirmez. Bu kitablar, Resu- 
lullahin sozlerini ve Eshab-i kiramdan gelen haberleri bildirmek- 
dedirler. Hepsi, en salahiyyetli, yiiksek Slimier tarafmdan yazil- 
mislardir. Biitiin islam alimlerince sozbirligi ile begenilmisdir. 
Asrlar boyunca, hicbirinde hicbir degisiklik olmamisdir. Cahille- 

-201- 



rin sozlerinin ve kitablarimn ve dergilerinin hatah olmasi, islamiy- 
yetin temel kitablarma kusur ve leke kondurmaga sebeb olamaz. 

Bu temel kitablan her asrm modasma, gidisine gore degisdir- 
mege kalkismak, her zeman icin yeni bir din yapmak demek olur. 
Boyle degisiklikleri, Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere dayana- 
rak, bunlara uydurarak yapmaga kalkismak, Kur'an-i kerimi ve 
hadis-i serifleri bilmemenin, islamiyyeti anlamamamn bir alameti- 
dir. Islamin emrlerinin, yasaklarimn zemana gore degisecegini 
sanmak, islam dininin hakikatine inanmamak olur. Bir ayet-i ke- 
rimede mealen, (Mii'minler ma'ruf olan seyleri emr eder) buyu- 
ruldu. Kur'an-i kerime, islamiyyete saygisizca saldiran asm re- 
formculardan Ziya Gokalp ve benzerleri, bu ayet-i kerimedeki 
ma'ruf kelimesine, orf, adet diyerek, islamiyyeti adete, modaya 
gore degisdirmege, boylece mason ustadlarmm goziine girip san- 
dalya, koltuk kapmaga kalkisdilar. Diinyahk ele gecirmek icin 
dinlerini satdilar. Ziya Gokalp, bu hizmetine karsihk, ittihadcila- 
nn genel merkez a'zahgina getirildi. Bunun dedigi gibi, islamiyyet 
adetlere yer verseydi, daha kurulusunda cahil arablarm kotii adet- 
lerini yasak etmez, o zemamn en kiymetli adeti olan ve Ka'benin 
icine kadar girmis bulunan putperestligi hos gorurdii. Ayet-i keri- 
medeki (Ma'ruf) kelimesi, (islamiyyetin kabul etdigi iyilikler) de- 
mekdir. 

Islam dini ilm iizerine kurulmusdur. Her bakimdan, selim 
olan akllara uygundur. Kur'an-i kenmde ve hadis-i seriflerde 
acikca bildirilmemis olan seylerde, akla ve ilme uygun yeni emr- 
ler cikarmak, ya'ni kiyas ve ictihad yapmak islamiyyetin ana kay- 
naklarmdan biri olur ise de, bunu yapabilmek icin, herseyden on- 
ce mushman olmak ve liizumlu bilgilere malik olmak lazimdir. 
Dinde reform istiyenler, temel kitablara dokunmayip, yalniz ca- 
hil halk arasina yerlesmis olan hurafeleri yok etmegi diisiinuyor- 
larsa, buna birsey denemez. islamiyyete hizmet etmis olurlar. Fe- 
kat, boyle iyi diisundiiklerine inanabilmemiz icin, once hakiki ve 
samimi miisliman olduklanm isbat etmeleri gerekir. Miisliman 
olmiyan bir kimsenin, miisliman goriinerek, kendi silahimizla bi- 
ze hiicum etmege kalkismasi, buyiik bir haksizhk, pek ayip ve cok 
kiiciikliik olur. (Dinde reform) istiyenlerin, miisliman gorunme- 
leri ve yalniz muslimanim demeleri degil, miisliman olduklanm 
isbat etmeleri lazimdir. Bir muslimamn oliim korkusu olmadikca 
dinsiz goriinmesi caiz degildir. Buna karsihk, dinsizlik demek, iki 
yuzliiluk, yalancihk demek midir ki, islerine geldigi zeman miisli- 
man goriiniiyorlar. Evet, miislimamm diyen bir kimseyi sorguya, 

-202- 



hesaba cekmek caiz degildir. Onu din kardesi bilmek lazimdir. Fe- 
kat, onun dinimizle oynamamasi da lazimdir. Onun, dinimizin te- 
mel bilgilerine dil uzatdigmi, bunlar iizerinde dedikodu yapdigim 
gorursek, bunu sorguya, hesaba cekmek, halini incelemek, yalmz 
caiz degil, hepimize lazim olur. Biz, reformculan dinimize, mezhe- 
bimize uymak icin zorlamiyoruz. Yalmz miisliman olup olmadikla- 
nni acikca soylemelerini ve islerinin sozlerine uygun olmasim isti- 
yoruz. Ciinki, islamiyyetin belli ve degismez kanunlan vardir. Miis- 
liman olanlann bu kanunlara uygun olarak konusmasi lazimdir. 
Miisliman oldugunu soyliyen ba'zi kimseler, miislimanligm temel 
bilgilerini hice sayarak, hatta bunlarla alay ederek, dinden cikdik- 
lanni sue saymiyorlar da, dinden cikdiklarmm kendilerine soylen- 
mesine kiziyorlar. Dine saldinlacak, fekat dine saldinyorsun, kafir 
oluyorsun denilmiyecek, dine saldirmak serbest olacak. Dine sal- 
diranlara birsey soylenilmeyecek. Kendilerine cevab verenlere, 
haksiz olduklanni ortaya koyanlara yobaz, gerici gibi, komunistle- 
rin uydurdugu sozlerle satasiyorlar. Kendileri gibi dine saldiranla- 
ra ilerici, aydm diyorlar. Dogrusu, kendileri yobazdirlar. Din ada- 
mi sekline biiriinenleri, (din yobazi), fen adami olarak saldiranlan 
da (Fen yobazi)dir. 

islamm ana bilgilerini, temel kitablanm degisdirmege, zemana 
uydurmaga kalkismak, islamiyyeti degisdirmek, bozmak olur. 
Miisliman demek, bu ana bilgilere inanan, saygi gosteren, bunlan 
bozmaga kalkismamaga soz veren kimse demekdir. Demokrasi, 
hiirriyyet ve layiklik demek de, verilen sozde durmamak, inandi- 
gmdan vaz gecmek demek degildir. islamiyyet, zimmilerin, ya'ni 
gayri miislim vatandaslarm zor ile miisliman yapilmasim emr etmi- 
yor. Bundan daha biiyiik demokrasi olur mu? 

Sinsi diismanlanmizdan bir kismi olan (Fen yobazlari), Avru- 
pamn, Amerikamn biitiin adetlerini, modalanm, ahlaksiz, somiirii- 
cii, ezici hareketlerini almaga, gencler arasma yaymaga calisiyor- 
lar. Bu arada, dinimizi iistii ortiilecek bir kabahat imis gibi hie agiz- 
lanna almiyorlar. Yahud, altmda ezilecek bir yiik gibi, agir ve kor- 
kunc goriiyorlar. Ba'zilan da, saglam bir varhk ve birlik elde etmek 
icin, din lazimdir. Fekat dini zemana uydurmah, islamiyyeti hura- 
felerden temizlemeli diyorlar. Halbuki, Ehl-i siinnet alimlerinin 
temel kitablarmda hicbir hurafe yokdur. Din cahilleri arasmda 
hurafeler bulunur. Bunlan temizlemek icin de, (Ehl-i siinnet) ki- 
tablanm yaymak, genclere bunlan ogretmek lazimdir. Bu yobaz- 
larm dinde istedikleri reformlar, dinin temel bilgilerine dokundu- 
gu zeman, bunlan hem ayetle, hadisle curiitmeliyiz, hem de (Miis- 

-203- 



limanlarm dminde, kendi malmiz gibi degisiklik yapmaga hakkiniz 
yokdur) demeliyiz. Din yobazlan, biiyiik islam alimlerini lekeliye- 
rek, kendilerini onlann yerine gecirmek istiyorlar. islamiyyetin te- 
mel bilgilerini toplamis, diinyaya yaymis olan islam alimlerini ve 
topladiklan islam ilmlerini ayaklar altma aliyorlar. (Reformcu) 
maskesi altmda ortaya cikan, Kazanh Moskof Musa Carullah Bey- 
kiyef adindaki din yobazi Osmanhlar zemamnda yazdigi kitabmda 
bakimz ne diyor: 

(Allahm, Peygamberi vasitasiyla gonderdigi islamiyyet, ilm 
iizehne kurulmus idi. insan hayatim diizeltiyor, sosyal nizam kuru- 
yordu. Medeni hareketleh hirer hirer bildiriyordu. Adalete ve 
menfe 'ate dayanan bir is hayati kuruyordu. Boyle is hayati islamiy- 
yetin kuvvetini artdirdi. KiValara yayildi. Sonralan Irandaki zevk, 
eglence, sefahet, miislimanlar arasma yayildi. Bundan sonra, daha 
biiyiik bir fitne ortaya cikdi. Yalniz diisunce ve teorilere dayanan 
Yunan felsefesi terceme olundu. Is ve madde iizerinde cahsmak 
durdu. islamiyyet yalniz teorik, vehm ve hayale dayanan birhal al- 
di. Miislimanlarm saf imam (tlm-i kelam) denilen dedikodularla 
karmakansik oldu. Boylece sosyal, ekonomik ve medeni cahsma- 
lar durdu. Cami'lerde, medreselerde, evlerde ve heryerde bos, fa- 
idesiz teorilerle, diisiincelerle vakt gecirildi. Miisbet ilmleri kotiile- 
yen kelam kitablan her tarafa yayildi. Faidesiz diisiincelere, lii- 
zumsuz yazilara (islamiyyet) adi verildi. Gazalinin (Tehafiit) kita- 
bmda ve Ibniirriisd gibi feylesofun buna olan cevabmda kiymetli 
bir soz, faideli bir fikr var mi? Geometri ve astronomi alimi olan 
Nasireddin-i Tusinin kitablannda ve bu kitablan oven veya kotii- 
leyen binlerle kisinin eserlerinde bulunan hezeyanlan bugiin kim 
dile ahr, kim yazar? Es'ari mezhebi imamlarmm, Allahm sifatlan, 
fVlleri ve insamn iradesi diye yazdiklari sayisiz kitablannda ve 
si'ilerle siinniler arasmdaki edebsizce cekismelerde miislimanhk 
denecek birsey bulunabilir mi? Teftazaninin kitablan ve bunlarm 
biitiin diinyaya yayilmis serhleri, hasiyeleri ve fikh, kelam, mantik, 
usul, tefsir, nahv, sarf, hikmet kitablannda akldan, fikrden, miisli- 
manhkdan birsey var mi?) 

Musa ismindeki Moskof Beykiyefin bu yalan yazilan, bizdeki 
dinde reformcu yobazlar tarafmdan tekrar yazilmis ve her firsatda 
alkislanmis ve bu yalanci kafire (islamiyyetin Lutheri) denilmisdir. 
Bunun iftiralarma dokuzuncu maddede cevab verecegiz. 

Dinde reformcularin, diplomah yobazlarm maskeli sozlerinden 
biri de: (insanlan iyilige, birlige gotiirmek icin en kuvvetli, en fa- 
ideli kuvvet dindir. Dinsiz bir millet yasayamaz) diyorlar. Fekat 

-204- 



sozlerinden, yazilarmdan sizan parolah kelimelerden, dine inan- 
madiklan anlasilmakdadir. Mesela (Sarkhlar cok zeki olur. Altibin 
seneden beri, insanlann ruhlanni ve ma'neviyyahni idare eden 
kudsi eller, hep orta Asyada yiikseldi. Tapinmak ihtiyacmda olan 
besehyyete sarkm keskin zekalan ma 'budlar yaratdi ve yadigar bi- 
rakdi. $arkdaki zekalar, madde iizerinde cahsmak imkanim bul- 
maymca, hayalleh cok genis ve parlak oldu. Bunun icin, si'r, felse- 
fe, ilm-i niicum, ilm-i ruh, simya, sihr, mu'cize, keramet gibi seyler, 
doguda basladi ve diinyaya yayildi. Bununla beraber, giizel huylar, 
iyi dusunceler, ma'nevi olduklan icin, bunlan kuvvetlendirecek, 
din gibi faideli birsey yokdur. insan, dinsiz yasiyamaz) diyorlar. 

Goruliiyor ki, dinde reformcular, islamiyyetin Allah tarafm- 
dan, Peygamber vasitasiyla bildirilmis bir din olduguna inanma- 
diklan halde, giizel ahlakm, iyi gecinmenin ve dunya islerinde yiik- 
selmenin basanlmasi icin, din lazimdir diyorlar. Kisaca dine, dun- 
ya icin inanmalidir diyorlar. Dinin ash olmamakla beraber, iyi huy- 
lu olmak, sosyal faideler saglamak icin, dine inanmak icab eder di- 
yorlar. Bu inanmak, yalancikdan oldugu halde, faidesi cok olmak 
icin, dogru imis gibi inamlacakdir. (Yalancikdan olsa da, inanmak 
lazimdir) demeleri, Avrupahlann ve Amerikahlann, dinlerine cok 
saygih olduklanm gordiikleri icin olsa gerekdir. 

Her ne olursa olsun, islam diismanlan da, dinin lazim oldugunu 
soylemege mecbur kalmakdadir. Ciinki, insanlan cazibesi ile bag- 
layan ve islerini diizenlemege mecbur eden bir kuvvet kudsilesme- 
dikce ve kudsiligi yayilmadikca za'if kahr. 

Iyi huylan ilm yolu ile de yerlesdirmek istiyenler vardir. ilm, 
ahlaki bir fazilet olarak gostermekdedir. Fekat, bu bir teori seklin- 
den ileri gidemez. < km lulus ancak dogrulukdadir) hadis-i serifin- 
deki kuvvet derecesine ulasamaz. Bu kadar liizumlu, bu kadar fa- 
ideli oldugunu soyledikleri dinin ash yokdur denilebilir mi? Bir se- 
ye inamlmadigi halde, inanmis gibi hareket etmek olur mu? Bun- 
lann sozii, dogru ile yalanm esid olacagim kabul etmek gibi man- 
tiksizdir. 

Insanlan vecde getirici, insamn varhgina ve ahlakina bu kadar 
cok hakim bir seyin ash olmamasi, insanlar tarafmdan yapilmis ol- 
masi nasil kabul edilebilir? insanlar mi dine tabi' olacak? Yoksa 
dini insanlar mi yapacak? insanlann kendi yapdiklan seylere ta- 
pmmalan, sapikhkdir. Bu sapikhk islamiyyetden evvel putlara, 
ya'ni heykellere tapmis olanlarda vardi ve onlarm asagi ve aklsiz 
olduklanm gosteriyordu. 

-205- 



Reformcu diyor ki, (Son asrlarda insanlan birbihne kuvvetle ve 
emniyyetle baglamak icin bulunan alhn zincir, ya 'ni milliyyet fikri, 
birgiin gelip de, kopacak olan kaba zincirin yerini tutacakdir. Eger 
din kardesligi yerine milliyyet, vatan diisiinceleri yerlesseydi, genc- 
lik mevcud olabilirdi.) 

Dinde reformcunun dine inanmasi dogru olsaydi, dini, milliyyet 
ile ve terbiye etmek ile karsilasdirmazdi. Milli birlik icin (islenmis 
altm zincir) soziine karsihk, din kardesligi icin (kaba zincir) diye- 
mezdi. Reformculann sozlerinden anlasihyor ki, din, cahil halkm 
ahlakim duzeltecekdir. Bunlar yalancikdan degil, dogru olarak 
inandinlacaklardir. Milleti, koyun siiriisu gibi kendilerine bagla- 
mak icin, dine yer vereceklerdir. Onlan inandiracaklar, fekat ken- 
dileri inanmryacaklardir. Dini her gun yeni bir kaliba sokabilecek- 
ler. Bunlara gore, milletin ahlaki din ile duzelecek ve dinsiz olan 
ilericiler iyi huylu olamiyacaklardir. Reformcular, yoksa kendileri- 
nin iyi huylu olmasma liizum gormiiyorlar mi? 

2 — Reformcu, (Hazret-i Peygamber dikta rejimi ve sultanhgi 
red ediyordu. Fekat miislimanhk, boyle birrejimin kurulmasma el- 
verisli idi. Oyle de oldu) diyor. 

Reformcu, bu soziinde cok yamlmakdadir. Avrupadaki krallik- 
lann anayasalan, krallan mukaddes ve sorguya cekilmez tamdik- 
lan halde, islamiyyet (Hepiniz bir cobansiniz. Hepiniz, idare etdi- 
giniz kimseler icin sorumlusunuz) hadis-i serifi ile, padisahlan her- 
hangi bir vatandas gibi tutmakda, diktaya, saltanata yer verme- 
mekdedir. islamiyyet kanunu ilahidir. Padisahlar da, islamiyyete 
uymaga ve bunu yiirutmege bir vatandas gibi mecburdur. Saltanat 
siirmege, zulm yapmaga sapan baskanlar, islamiyyetden aynlmis, 
kuvvetlerini kotii yolda kullanmis kimselerdir. Harbde alman ga- 
nimet kumaslan, gazilere taksim edildigi giin, sirtmda baskalann- 
dakinden daha biiyiik kumas bulundugu icin (Oglumun kumasm- 
dan ekledigim icin daha cok oldu) diyen Omer-iil Faruk "radiyal- 
lahii anh" ile halife oldugu giin, zevcelerini tophyarak, (Biiyiik bir 
yiik altina girdim. Sizinle goriismege belki vakt bulamam. Isterse- 
niz mehr paramzi ve nafakamzi alarak gidebilirsiniz) diyen Omer 
bin Abdul'aziz hazretleri, islam padisahlarmm tam numunesidir. 
Boylelerin az olmasi, islamiyyete bir leke suremez. 

3 — Reformcu diyor ki, (Zeman-i se'adetden az bir zeman 
soma, din-i islam, sirmah koltuklara ulasdiracak yollan acmak 
icin, iki tarafm da insan oliisiinden yigmlar yapacak, keskin bir si- 
lah oldu. Hazret-i Alinin halifelik icin yapdigi muharebelerde, 
karsi tarafdakilerin mizrak ucunda Allahm mukaddes kitabi olan 

-206- 



Kur'an, harbde hiyle olarak kullamldi. Hak olan Kur'an, batil olan 
saltanat da Walanni kazanmak icin alet edildi). 

Cevab: O muharebeler saltanat icin degildi. islamiyyetin emr- 
lerinin yerine getirilmesi icindi. Reformcunun dedigi gibi, saltanat 
savasim kazanmak icin, Kur'an-i kerim alet edilmedi. O muhare- 
belerde, her iki tarafm birbirine karsi her yapdigi sey, hakki mey- 
dana cikarmak, islamiyyete uymak icindi. O muharebede din-i is- 
lam, yaldizh, sirmah koltuklara ulasdiran yollan acmak icin, insan 
yigmlan yapacak bir silah olmamis, boyle silaha karsi koyan bir 
kalkan olmusdur. 

[Hazret-i Aliye karsi harb edenler, giinaha girmedi. Giinah de- 
mek, Allahii tealaya karsi sue islemek, ya'ni islamiyyete uymamak 
demekdir. Onlar, hazret-i Alfyi "radiyallahii anhiim" halife secme- 
mislerdi. Onu halife tammadiklan icin kilmca sanldilar. Halife sec- 
mis olsalardi, halifeye karsi gelmeleri giinah olurdu. Evet, onu ha- 
life secmemekde, dini sebeb gostermis olmakla beraber, yamlmis 
idiler. Fekat bu yamlmalan ictihad hatasi idi. islamiyyete uymak 
icin idi]. 

Siial: islamiyyet, insanlan se'adete kavusdurmak, huzur sagla- 
mak icin degil midir? islamiyyete sanlmak, kan dokulmesine se- 
beb olur mu? 

Cevab: Onlar, islamiyyete uymak istediler. Fekat, islamiyyete 
uymakda yamldilar. Kan dokulmesine, islamiyyete uymalan sebeb 
olmadi. islamiyyete uyarken yamlmalan sebeb oldu. Bunun gibi, 
Uhud gazasmda, Resulullahm bir gecidi tutmak icin koydugu kirk 
sahabiden cogu sehid olmusdu. Bunlarm oliimiine, Resulullahm 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" emrine uymalan degil, bu emri 
yaparken bir kismimn yamlmalan sebeb olmusdu. islamiyyete uy- 
mak, hicbir zeman, hickimseye zarar vermez, faide verir. islamiy- 
yete uymamak veya uyarken yamlmak, insana zarar verir. 

Hazret-i Alinin "radiyallahii teala anh" harb acdigi miisliman- 
lar, islamiyyete uymak istemislerdi. Fekat, islamiyyetin o isi yap- 
makda gosterdigi yolu secerken yamldilar. Allahii tealamn sevdigi, 
secdigi insanlar olduklan icin, bu hatalan sup olmaz. ictihad hata- 
si, giinah degil, sevab olur. O secilmislerin, sevilmislerin hatalan, 
sonra gelen miislimanlarm, iyilerin ibadetlerinden daha kiymetli, 
daha sevabdir. (iyilerin, dogru, iyi i§leri, secilmislerin yamlmasi gi- 
bidir) buyuruldu. Ya'ni, onlann yanhs isleri, bunlarm dogru isle- 
rinden daha faideli, daha kiymetlidir. Bunun icindir ki, o muhare- 
belerde her iki tarafda olenler sehid oldu. Sevab kazandi. 

-207- 



Siyasi menfe'at saglamak ve diinyahga kavusmak icin yazilmis 
olan bozuk tarih kitablarim ve Irandaki babalarm uydurdugu acik- 
h hikayeleri okuyan gender, Eshab-i kiramm "radiyallahii teala 
annum ecma'in" biiyuklugunii anhyamiyor, yanhs diisiincelere 
saplamyorlar. Bugiinkii medeniyyetin besigi olan, madde ve ma'na 
(izerinde cahsmagi emr eden islam dininin guzelligini ogrenmek 
icin sahlanan temiz genclere, Eshab-i kiramm iistiinluklerini anlat- 
mak icin, (Hak SoziinVesikalan) ve (Eshab-i Kiram) kitablan ya- 
ymlanmisdir. Bu kitablarda, Eshab-i kiramm hayatlanm, islamiy- 
yete hizmetlerini ve birbirleri ile sevisdiklerini, en kiymetli kay- 
naklardan topladigimiz saglam vesikalarla acikladik. Burada da 
birkac satir bilgi vermegi uygun goriiyoruz. 

Biiyiik islam alimi, Evliyamn bas taci, zemanimn kutbu, kay- 
yum-i rabbani (Muhammed Ma'sum-i Faruki) Serhendi "rahme- 
tullahi aleyh" hazretleri, (Mektubat) kitabmm birinci cildi, yirmi- 
ikinci mektubunda buyuruyor ki: 

Yavrum! Kiyamet yaklasdi. Zulmetler, kalbleri karartan seyler 
cogaldi. Herkes, bu karanlik akintilara siiriiklenmekdedir. Boyle 
bir zemanda, bir siinneti ortaya cikaracak ve bir bid'ati yok ede- 
cek bir kahraman lazimdir. Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" siinnetlerinin nurlari ile lsiklanmadikca dogru yola kavusu- 
lamaz. O yiice Peygamberin izinde bulunmadikca, felaketlerden 
kurtulmaga ugrasmak bosunadir. Allahii tealamn sevgili Peygam- 
berine uymadikca, tesavvuf yolunda ilerlemek ve Allahii tealayi 
sevmek se'adetleri ele gecemez. Al-i imran suresinin otuzbirinci 
ayetinde mealen, (Allahii tealayi seviyorsaniz, bana tabi' olunuz! 
Bana uyanlan Allah sever!) buyuruldu. Allahii teala, Habibine 
boyle demesini emr buyurmakdadir. Se'adete kavusmak istiyen 
kimse, biitiin adetlerini, ibadetlerini ve ahs-verislerini Onun gibi 
yapmaga cahsmahdir. Bu diinyada, bir kimsenin sevdigine benze- 
mege cahsanlar, bu kimseye sevimli ve giizel goriiniirler. Bu kim- 
se, onlan da cok sever, begenir. Bunun gibi, sevgiliyi sevenler, her 
zeman sevilir. Sevgilinin diismanlan, sevenin de diismanlan olur. 
Bundan dolayi, goriinen ve goriinmiyen biitiin iyilikler, biitiin iis- 
tiinliikler, ancak o yiice Peygamberi sevmekle ele gecebilir "aley- 
hi ve ala alihissalatii vesselam". Yiikselebilmenin, ilerlemenin ol- 
ciisii, bu sevgidir. Allahii teala, sevgili Peygamberini, insanlarm en 
giizeli, en iyisi, en sevimlisi olarak yaratdi. Her iyiligi, her guzelli- 
gi, her ustiinliigii Onda topladi. Eshab-i kiramm hepsi, Ona asik 
idiler. Hepsinin kalbi, Onun sevgisi ile yamyordu. Onun ay yiizii- 
nii, nur sacan cemalini gormeleri, lezzetlerin en tathsi idi. Onun 

-208- 



sevgisi ugruna canlarmi, mallanni feda etdiler. Onu canlarmdan, 
mallarmdan, kisaca, her sevilenden daha cok sevdiler. Onu asm 
sevdikleri icin, Onu sevenlerle sevisdiler. Bunun icin birbirlerini de 
cok sevdiler. Onun iistiinlugiinii anhyamayip, Onun giizelligini go- 
remeyip, Onu sevmek se'adetine kavusamiyanlara diisman oldu- 
lar. Ctinki, ta'atlerin, iyiliklerin basi, dostlan sevmek ve diismanla- 
n sevmemekdir. Allahi seviyorum diyenlerin, Eshab-i kiram gibi 
olmalan lazimdir. Seven bir kimse, sevdiginin sevdiklerini de se- 
ver. Sevdiginin diismanlarma diisman olur. Bu sevmek ve diisman- 
lik, bu kimsenin elinde degildir. Kendiliginden hasil olur. Bu kim- 
se, sevmesinde ve diismanhgmda deli gibidir. Bunun icindir ki, (Bir 
kimseye deli denilmedikce, bu kimsenin imam tarn olmaz!) buyu- 
ruldu. Kendisinde bu delink bulunmiyanlar, sevmekden mahrum- 
durlar. Diismanlik etmeyince, dostluk olmaz! Seviyorum diyebil- 
mek icin, sevgilinin diismanlarma diisman olmak lazimdir. Sozii- 
muz yanlis anlasilmasm! Eshab-i kirama diismanlik etmek bunun 
icinmis samlmasm! 

Ba'zi kimseler, hazret-i Aliyi sevmis olabilmek icin, Eshab-i ki- 
ramin en iistiinlerine diismanlik etmek lazimdir diyorlar. Bu sozle- 
ri ve anlayislan cok yanlisdir. Ciinki, sevmek icin, sevgilinin diis- 
manlarma diisman olmak lazimdir. Dostlarma diismanlik lazim de- 
gildir. Allahii teala Feth suresinde (Eshab-i kiramin birbirlerine 
rahfm olduklarim), sevisdiklerini bildiriyor. Rahim, pekcok ve de- 
vamh acimak, sevismek demekdir. Bu ayet-i kerime, Eshab-i kira- 
mm "radiyallahii teala anhiim ecma'in" pekcok sevisdiklerini ha- 
ber vermekdedir. Rahim kelimesi, arabi gramerinde (sifat-i mti- 
sebbehe)dir. Sifat-i miisebbehe, devamh, siirekli olmayi bildirir. 
Bunun icin, Eshab-i kiramin pekcok sevismelerinin devamh, sii- 
rekli oldugu anlasilmakdadir. Merhamete, sevismege sigmayan, 
cekememek, kin beslemek, hased etmek ve diismanlik gibi kotii- 
liiklerin, Eshab-i kiram arasinda bulunamiyacagim, bu ayet-i keri- 
me bildirmekdedir. Hadis-i serifde, (Ummetimin iimmetime karsi 
en merhametlisi, Ebu Bekrdir) buyuruldu. Ummetin en merha- 
metlisi olan kimsede, bu iimmetden herhangi birine karsi kin ve 
diismanlik bulunabilir mi? 

Hadis-i serifde buyuruldu ki: (Allahii teala, Musa aleyhissela- 
ma, yalmz benim icin ne yapdin dedi. Ya Rabbi! Senin icin nemaz 
kildim, oruc tutdum, zekat verdim ve zikr yapdim cevabim verin- 
ce, kildigin nemazlar, seni Cennete kavusduracak yoldur, kulluk 
vazifendir. Oruclarm, seni Cehennemden korur. Verdigin zekatlar, 
kiyamet giinii, sana golgelik olur. Zikrlerin de, o giiniin karanh- 

- 209 - Faideli Bilgiler - F:14 



ginda, sana lsik olur. Benim icin ne yapdin buyurdu. Ya Rabbi! 
Senin icin olan seyi bana bildir deyince, Allahii teala, ya Musa, 
sevdiklerimi scvdin mi ve diismanlarima diismanhk etdin mi bu- 
yurdu. Musa aleyhisselam, Allahii teala icin olan en kiymetli se- 
yin, Hubb-i flllah ve Bugd-i flllah oldugunu anladi). Yirmiikinci 
mektubun tercemesi temam oldu. 

Siffm muharebesinde, hazret-i Mu'aviyenin mizraklar iizerine 
Kur'an-i kerimleri takdirdigi, boylece miislimanlarm kanlannm 
dokiilmesine son verdigi dogrudur. Siffm muharebesinde, hicretin 
otuzyedinci senesi birinci ayi olan Muharremin sonuna kadar, sa- 
vas durdurulmusdu. iki tarafdan elciler gidip geldi. Anlasmaga ug- 
rasildi. Muharrem ayi bitince, hazret-i All, zemamn bitdigini, is- 
yandan vazgecilmedigini bildirdi. ilk once, hazret-i Ali tarafmdan 
Ester, askerleri ile ortaya cikdi. Samhlar bunun karsisma cikdilar. 
Bu Ester, deve savasim da kizisdiran fesadcilardandi. (Kisas-i En- 
biya)da diyor ki, (Deve harbinde, hazret-i Alinin yaninda yirmi 
bin, karsi tarafda otuz bin kisi vardi. iki taraf anlasmak iizere iken, 
hazret-i Osmam "radiyallahii teala anh" sehid edenlerden, Abdul- 
lah bin Sebe' ve Malik Ester gibi bashcalan gece toplamp, savasa 
baslamak icin plan hazirladilar. Hemen, karsi tarafa saldirdilar. 
Hazret-i Aisenin yamndakiler baskina ugraymca sasirdi. Ester ve 
arkadaslan, hazret-i Aliye gelerek, karsi taraf bize saldirdi. Onlara 
karsi koyduk dediler). Goriiliiyor ki, her iki savasi kizisdiran, an- 
lasmalan bozan, Abdullah bin Sebe' yehudisi ve arkadaslan idi. 
Siffinde, hazret-i Ali "radiyallahii anh", Samhlar iizerine butiin as- 
keri ile saldirdi. Birkac giin cok kan dokiildii. Hazret-i All, oniki 
bin kisi secerek, tekrar hiicum eyledi. Bayragim tasiyan Hasim de, 
Allahi seven benimle gelsin diyerek saldinyordu. Cok kanh muha- 
rebe oldu. Cum'a gecesi sabaha kadar savasildi. Olmeyenler de ya- 
rah veya cok yorgundu. Cum'a giinii Ester yine hiicum etdi. Haz- 
ret-i Mu'aviye ile Amr ibni As "radiyallahii teala anhiima", kendi- 
lerinden kirkbes bin, karsidakilerden yirmibesbin mtislimanm ol- 
miis olduklanm anlaymca, kardes kam dokiilmesini onlemek icin, 
care aradilar. Amr ibni As hazretleri, muslimanlarm kardes olduk- 
lanm anlatmak icin Kur'an-i kerimi gosterelim dedi. Hazret-i 
Mu'aviye, Mushaflarm mizraklara takilmasim emr eyledi. Sizi Al- 
lahm kitabina cagmyoruz diye bagirdilar. Askerler Kur'an-i keri- 
mi gortince, savasi birakdi. Hazret-i Ali de Esteri geri cagirdi. Zor- 
la savasdan geri getirildi. Anlasmaya karar verildi. Ytizon giin sii- 
ren kanh savaslar, boylece sona erdi. Mushaflarm mizraklara takil- 
masi, binlerce miisliman kam dokiilmesini onledi. Miislimanlar 
arasma sokulmus olan biiyiik fitne atesi sondiiriilmus oldu. 

-210- 



4 — Reformcuya gore, (Saltanat muharebeleri, mezheblerin 
aynlmasma ve islamiyyetin parcalanmasma sebeb olmus!) 

Cevab: Islamiyyetde mezheblerin aynlmasim saltanat kavgala- 
nna baglamak, mezheblerin ne oldugunu bilmeyen cahillerin sozu- 
diir. Dim siyasete kansdirmakdir. Mezheblerin aynlmasi, islamiy- 
yetin insanlara verdigi fikr hurriyyetinden dogmusdur. Mezheble- 
rin ayrilmasinda bir sultana, bir hiikiimdara yaranmak diisiincesi 
var ise, o yiice makam, elbette uluhiyyet makamidir. 

5 — (Kur'amn mahluk olup olmamasi iizerindeki cekismeler, 
islamiyyetin temelini baltalamisdir) diyor. 

Cevab: Reformcu, mezheblerin siyasetle karisdinlmasma bir de 
misal veriyor. Me'mun halife, Kur'ana mahluk demiyen alimleri si- 
kisdirmisdi. Fekat, bu iskenceleri siyasi diisiince ile degildi. Alim- 
leri siyasi diisiince ile ezmegi diisiinse idi, bunu yapmak icin daha 
bircok sebebler bulabilirdi. Me'mun, iskencelerini siyasi diisiince 
ile yapdi dersek, din siyasete kansdirilmis olmayip, dinsizlik siya- 
sete kansdinlmis demek daha dogru olur. Reformcu, dinsizligin 
kabahatini dine yiikletmege kalkisiyor. 

6 — (Sender gecdikce, Kur'an ve hadisler, din adamlanndan 
ziyade, hiikiimdar olmak isteyenlehn elinde, sihrbazlann oyunlan 
gibi sekl degisdiriyordu. Dusmani kihcla, kuvvetle maglub edeme- 
yince, Km' am istedigi gibi tefsir ediyorlar, islerine yanyacak hadis- 
ler uyduruyorlardi) diyor. 

Cevab: Reformcu, Mtisa Beykiyef hie bilmedigi ilm kollarma 
dil uzatiyor. Tefsir kitablarmm en krymetli sahifelerini lekelemege 
kalkisiyor. O kitablan yazanlarm ictihad buyurduklan yerler iize- 
rinde, miinazara ve edeb kanunlarma uygun miinakasa etmege 
herkesin hakki vardir. Fekat, Kur'an-i kerimin belagatinden habe- 
ri olmiyan bir reformcunun, Zimahserinin tefsirine dil uzatmasi 
kadar yersiz ve giiliinc bir sey olamaz. 

7 — (Yalan yere hadisler uydurulmusdur. Mevdu' hadislerin 
coklugu meydandadir) diyor. 

Cevab: Akla, tecribeye degil de, yalmz nakle ve rivayete daya- 
nan hadis ilmine dil uzatmak kadar haksiz bir is olamaz. Acaba, 
boyle soyleyen reformcu, kac hadis bilmekdedir? Senedleriyle 
birlikde bir hadis-i serifi okuyabilir mi? Mevdu' hadis diye bir sey 
isitmis. islamm biiyiik alimleri, hadis ilminde binlerce kitab yaz- 
diklan gibi, sahih hadisler arasmdan mevdu'lanm bulup cikarmayi 
ogreten kitablar da yazmislardir. Eger onlar bu kitablan yazmasa- 

-211- 



lardi, reformcunun mevdu' hadis isminden bile haberi olmayacak- 
di. Hadis alimleri, Resulullahm soyledigi acikca belli olmayan bir 
soze, ne kadar iyi ve faideli olsa da, hadis denilmesini cok siki ya- 
sak etmislerdir. Evet, hadis uydurmak gibi pek tehliikeli bir yalan- 
cihga kalkisan kimseler olmusdur. Fekat, islam alimleri "rahmetul- 
lahi teala aleyhim ecma'in", yorulmadan, yilmadan cahsarak boy- 
le sozleri aramislar, bulmuslar, kitablardan cikarmislardir. islam 
alimlerinin oyle surekli cahsmalan olmasaydi, bu din cahili reform- 
cular acaba bir dane mevdu' hadis ayirabilirler mi idi? Yiizbinler- 
ce hadis-i serifleri biitiin ravileriyle birlikde tanimak ve her birinin 
dogrulugunu dartmak gibi cok ince ve pek guc cahsmalan islam 
alimleri basarmisdir. Reformcu ise, hadis uyduranlarla, uydurma 
hadisleri yakalayip atanlan birbirine kansdirmakda, hepsine bir- 
den atip tutmakla, zihnleri bulandirmakda, hadis-i seriflere olan 
i'timadi, giiveni sarsmaga cahsmakdadir. Hadis uyduranlarm zara- 
n, reformcularm yaygaralannm zaran kadar biiyiik olmadi. Hadis 
uydurmamn fenahklarim ileri siirerek, Osmanhlarm cokmesini bu- 
na baglamak, boylece Osmanhlarm cokmesine islamiyyet sebeb 
oldu demek kadar haksiz bir iftira dusiiniilemez. 

8 — (Buhari hazretleri, hadislerin dogrulugunu anlamak icin, 
bircok sender Asya ve Afrikada islam memleketlehni dolasmisdi. 
Geceleri on, onbes defa yatagmdan kalkarak hatmna gelen hadis- 
leri ravileri He birlikde kayd ederdi. Soylendigine gore, iicyiizbin 
hadis ezberlemis. Bunlardan ikiyiizbin adedi sahih degilimis. Top- 
ladigi altiyiizbin hadisden, yedi, sekiz bin adedinin dogru oldugu- 
nu anlamis. Bu hal, din bilgilerinin nasil karmakansik oldugunu 
gostermekdedir. Buharinin cahsma sekline bakarak, secdigi hadis- 
lerin bile siibheli oldugunu Avrupa alimlerinden birkaci soylemek- 
dedir. Baska hadis kitablannm nasil olacagim artik dusiinmelidir) 
diyor. 

Cevab: Altiyiizbinden baslayarak, sahih hadislerin sayisim ye- 
dibine ve hatta sifira dogru indirmek diisuncesini, bu reformcu 
garbhlardan aldigim sikilmadan soylemekdedir. Hadis-i serifler 
iizerindeki bilgilerini garbhlardan alacagma, bu ilmin sahiblerin- 
den, mutehassislarmdan alsaydi, herhalde boyle konusmazdi. 
Sonsuz bir denize benzeyen hadis ilmi islamiyyetin bir mu'cizesi- 
dir. Bu biiyiik deniz, islam diismanlanmn atdigi birkac tasla bu- 
lanmaz. islamiyyetin hak ve sanh bir din oldugunu gosteren sayi- 
siz sahidlerden hicbiri olmasaydi, (ilin-i hadis) alimlerinin, akllan 
sasirtacak cahsmalan, vesika olarak yeterdi. Hadis alimlerinin ki- 
tablan o kadar cokdur ki, yalmz fihristlerini bildiren yazilar kii- 

-212- 



tiibhaneleri doldurmakdadir. Bu alimlerin sayisi, binleri asan bir 
ordudur. Allahti tealanm yardimma kavusmus bir ihlas ve ihtisas 
ordusudur. Bu gayretin ulvi sebebini, maddi menfe'atler, gecici ve 
igrenc zevkler pesinde kosan reformculann akl ve idraki anlaya- 
maz. Hadislerin ve ravilerinin incelenmesi o kadar ince ve o kadar 
cok bilgilere dayanmakdadir ki, yalmz bu is icin, (Usul-i hadfs) de- 
nilen ayri bir ilm meydana cikmisdir. Bir hadis-i serifin kitaba ya- 
zilabilmesi icin, aklma, hafizasimn kuvvetine, dogruluguna ve iffe- 
tine temamen giivenilecek bir zatdan isitilmesi, onun da yine boy- 
le olan bir baskasmdan, boylece Resulullaha "sallallahii aleyhi ve 
sellem" kadar hep giivenilen saglam kimselerden isitilmesi sartdi. 
Her hadisin iistiine bu ravilerin ismleri ayri ayri yazilir. Ehl-i siin- 
net alimlerinin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" biiyukliikle- 
rini, yiiksekliklerini anhyamiyan ibni Teymiyye, Abduh ve Mev- 
dudive benzerleri ile, islamiyyeti anhyamiyan cahil (dinde reform- 
cular), boyle saglam hadis kitablarim tarih kitablan gibi mi sam- 
yorlar? Hadis alimleri, kendilerinden sonra hadis-i serifleri gagala- 
yacak olan ilericilerin, dinde reformculann tiireyeceklerini sanki 
keramet gibi bilmisler, hadis-i serifleri haber veren Eshab-i kira- 
min hepsinin ve Tabi'inin cogunun hal tercemelerini uzun uzun 
yazmislardir. Bunlardan (Usiidiilgabe) ve (El-isti'ab) ve (El-isabe) 
ve benzerleri gibi biiyiik kitablar, biitiin diinya kiitiibhanelerinde 
yer almakdadir. Her sozii ezberlenmek icin can feda edercesine ca- 
hsilan ve zatimn ve hayatimn kiymeti ve ehemmiyyeti, kendisine 
yakin olanlara da sirayet ederek hepsinin hal tercemelerinin, iis- 
tiinliiklerinin, biitiin incelikleriyle kitablara gecmesine sebeb olan, 
yeryiizunde (Muhammed) aleyhisselamdan baska bir zat daha gos- 
terilebilir mi? 

Dinde reformcular, san ve sereflerin semasinda parlayan bu if- 
tihar yildizmi, utanmadan, sikilmadan, ilmden uzak sozlerle, mii- 
nakasa kanalizasyonlarinm yayildigi kirli topraklanna gommek is- 
tiyorlar. 

9 — Musa Beykiyef, (Sahsi ihtiraslar ve siyasi catismalarla daha 
baslangicda kaynaklan bulanmis olan din, sonralan Abbasiler ze- 
mimnda oyuncaga cevrilmis iken, Osmanh devleti kuruldu) diyor. 

Cevab: Zevalh Osmanhlar ne fena zemana rastlamislar! Dmin 
kaynaklan o kadar bulanmis ise, bugiin dinde reformlar hangi te- 
mel iizerinde yapilacak? Hadis-i seriflerin hemen hepsini siibhe al- 
tina ahyorlar. Reformcular Kur'an-i kerim icin acaba ne diyecek- 
ler? O menba' da bulamk mi? Yukanda, ahlaki diizeltmek icin din 
lazimdir dediklerini bildirmisdik. Menba'lan bulanmis ve oyunca- 

-213- 



ga cevrilmis olan din mi bunu yapacak? Sozleri birbirini tutmuyor. 
Koca reformcu moskof Musa Beykiyef de, kelam, fikh bilgilerine 
catiyordu. islam alimlerinin isi giicii birakarak, Yunan felsefesi ile 
ugrasdiklarim yeriyordu. O zeman Yunan felsefesi Arabcaya ter- 
ceme edilince, bir yenilik, ilericilik olarak islam memleketlerine 
yayilmisdi. Cok kimsenin akllanni, bilgilerini bulandirmisdi. Ke- 
lam alimleri, zemanlarmda ehemmiyyet kazanan o yeni fikrleri hi- 
rer birer inceliyerek cevablandirdilar. Boylece, Ehl-i siinnet i'tika- 
dim sarsilmakdan korudular. Bugiin de, ilmin, fennin, yeni bulus- 
lann, islam inanclanna baghligi bulunan yerlerini incelemek, ce- 
vablandirmak, din adamlanmizin serefli bir vazifesidir. Dinde re- 
formcular, bugiin bu ihtiyaci anhyorlar, istiyorlar da, eski alimleri, 
zemanlanndaki vazifeyi yapdiklan icin, nicin lekelemege kalkisi- 
yorlar? Demek ki, bir ilme, bir temele dayanmadan, korii koriine, 
islam alimlerini kiiciiltmek cabasmdadirlar. Bugiin, din bilgileri, 
yeni buluslara, bilislere uydurulmuyor. Biiyiik bir sue oluyor diyor- 
lar. Eski alimler, dini, zemanlarmm felsefesi ile, yeni buluslan ile 
kansdirmislar. O da sue diyorlar. Goriiliiyor ki, din adamlarmm 
her yapdiklan, reformculara gore sue olmakdadir. 

10 — Musa Carullah, (islamiyyetin temiz inamslan, Ilm-i ke- 
lam denilen akmtilarla kirletildi, bozuldu) diyor. 

Cevab: Koca reformcu moskof Beykiyefin kitabmdan alman bu 
sozler, din cahilliginin acik bir etiketidir. ilm-i kelamm islamiyyete 
nasil lsik tutdugunu, nasil hizmet etdigini, o ilmin icine girerek in- 
celeyenler anlayabilir. Koskoca bir ilme karsi boyle derme catma 
sozlerle saldirmamn hicbir kiymeti olamaz. Fen yobazlan, ilm-i ke- 
lama, hep nazariyyeler, tecribesiz diisiinceler diyerek saldirmakda- 
dir. Bunlar bilmiyor ki, din bilgileri nakl yolu ile, once gelenlerden 
haber almakla ogrenilir. Tecribe, fen bilgilerinde olur. Fen bilgile- 
ri tecribe ile ogrenilir. Her iki ilmin insandaki yeri beyindir. Beyin 
ise, yalmz dusimiir, hesab eder. isitdiginin, yapdigimn dogru olup 
olmadigim anlar. Tecribeyi yapan, insamn beyni degil, organlan- 
dir. Bu reformcu, bildigi seyleri, elleri ile mi biliyor, yahud ayakla- 
n ile mi anhyor? 

11 — Reformcu Musa Carullah diyor ki, (Fikh kitablan yazi- 
hrken ibadetlerde, azabi ve sevabi esas tutmuslar. Boylece isla- 
miyyeti sosyal bir din olmakdan mahrum birakmislar. Bunun su 
giinahi var diyecek yerde ve Cehennem atesinin siddetini anlata- 
caklan yerde, islamiyyetin ahlak ve cem 'iyyet iizerindeki faidele- 
rini anlatsalardi ve sevab ve azab yerine, akl ve zekayi iknaa cahs- 
salardi, islamiyyeti sosyal bir din olmakdan mahrum etmezlerdi. 

-214- 



Allahm hikmetini temamen insan kafasi anlayamaz. Buna inaniyo- 
tuz. Lakin emrlerin ve yasaklann hepsi boyle degildir. Qogunun 
sebebi, akl ile anlasilabilir. Alimler anlamadiklan yerleri, (Allah 
bilir) deyip gecmislerdir.) 

Cevab: islamiyyet, semavi bir dindir. Her semavi dinde oldugu 
gibi, islam bilgileri de ikiye ayrihmsdir: Din bilgileri ve fen bilgile- 
ri. Fen bilgileri de, islam bilgisidir. islam alimi olmak icin, zemam- 
nm fen bilgilerini de, giicii yetdigi kadar ogrenmek lazimdir. Fen 
bilgileri, zemanla degisir, ilerler. Din bilgileri, hip degismez. Bu bil- 
giler, inamlacak seyler, emrler ve yasaklardir. Bunlar, Allahii teala 
tarafmdan bildirilmisdir. Bu emrlerin ve yasaklann hepsine (Din-i 
Islam) denir. islamiyyete uymaga, ibadet etmek denir. Musliman- 
lar, Allahii teala emr etdigi icin, vazifeleri oldugu icin ibadet eder. 
islamiyyetin emrlerinde ve yasaklarmda, kullarm diinyalan ve ahi- 
retleri icin nice faideler bulunmakla beraber, ibadet ederken, Al- 
lahii tealamn emri oldugunu, kulluk vazifesi oldugunu niyyet et- 
mek, diisimmek lazimdir. Boyle diisiinmeden yapilan is, ibadet ol- 
maz. Din ile ilisigi olmayan bayagi bir is olur. Mesela, nemaz kilan 
adam, Allahii tealamn emrini yerine getirmegi ve kulluk vazifesini 
yapmagi niyyet etmeyip, nemazm bir jimnastik, beden terbiyesi ol- 
dugunu diisiinerek kilarsa, nemazi sahih olmaz. ibadet yapmis ol- 
maz. Spor yapmis olur. 

Oruc tutamn da, yalmz mi'deyi dinlendirmegi, perhiz yapmagi 
diisiinmesi, orucun sahih ve makbul olmamasma sebeb olur. Muha- 
rebe eden, camm tehliikeye koyan bir musliman da, Allahin dinini 
kuvvetlendirmek, islamiyyeti yeryiiziine yaymak ve islam diisman- 
larim kirmak icin degil de, san ve seref, mal ve riitbe icin doviisiir- 
se, ibadet yapmis olmaz. Cihad sevabi kazanmaz. Oliirse sehid ol- 
maz. Bedenine zarar verdigi icin alkollii ickileri birakan adam ser- 
hosluk giinahmdan kurtulamaz. Frengi, belsoguklugu ve aids gibi 
korkunc hastahklara yakalanmamak icin, zinadan, genel evlere git- 
mekden sakinan kimse de, islamiyyetde, afif, temiz sayilmaz. 

islamiyyetde ibadet yapmak icin, niyyetin biiyiik onemi vardir. 
Yapilan her isin islamiyyete uygun olup olmadigi, niyyet ile anla- 
silir. Allahii teala, Cehennemden kurtulmagi ve Cennete girmegi 
vazife olarak bildirmeseydi, yalmz Cenneti, Cehennemi diisiine- 
rek yapilan ibadetler de makbul olmazdi. Tesavvuf biiyiikleri, Ev- 
liya-i kiram "kaddesallahii teala esrarehiim", ibadet yaparken 
bunlan dtisiinmezler. Yalmz Allahii tealamn nzasini diisiiniirler. 
Fekat her muslimamn ahiret menfe'atlerini diisiinmesi, kafi goriil- 
miisdiir. ibadetleri adetden ayirmak icin, diinya menfe'atlerini dii- 

-215- 



siinmemek sart olmusdur. Allah icin ve ahiret menfe'ati icin yapi- 
lan seyler, ibadet olmusdur. Diinya menfe'ati icin yapilan seyler, 
Met sayilmisdir. 

Islamiyyetde niyyet o kadar muhimdir ki, islamiyyetin emr et- 
digi bir sey, diinya menfe'ati icin yapilmca sahih ve makbul olmu- 
yor. Diinya isi sayihyor. Herhangi bir diinya isi de, ahiret menfe'ati 
icin yapilmca, ibadet halini ahyor. Mii'min, zevcesinin agzma go- 
turdugti lokmada bile sevab kazamyor. Bu hadis-i serifi goz oniine 
alarak, diisiincesini temizleyen ve niyyetini diizelten bir kimse, yi- 
mekde, icmekde ve her diirlii diinya islerinde ahiret faidesini goze- 
terek, sevab kazanmak firsatim elden kacirmaz. insanlar biitiin is- 
lerinde, hatta ibadetlerinde, diinya menfe'ati, maddi kazanc ara- 
maga ahsdirihrsa, menfe'atperestlik, egoistlik hasil olur. Halbuki 
islamiyyet, nefslerin boyle kotii isteklerini yatisdirmagi, maddici- 
likden fedakarhk etmegi, menfe'ati hakir gormegi, ahlakin ve ru- 
hun temizlenmesini, yiikselmesini istemekdedir. 

Islamiyyete uymamn, ibadet etmenin, diinya menfe'atleri iize- 
rine kurulmayacagi, akl sahibleri icin pek meydanda olan bir haki- 
katdir. Boyle oldugunu asagidaki ayet-i kerimeler ve hadis-i serif- 
ler de, aynca gostermekdedir: Sura suresinin yirminci ayet-i keri- 
mesinde mealen, (Ahireti kazanmak icin calisanhirin kazanclarmi 
;)i (dii ii i/. Diinya menfe'ati icin calisanlara da, ondan veririz. Fe- 
kat, ahiretde bunlarin eline bir^ey gecmiyecekdir) buyuruldu. 

Isra suresinin onsekizinci ve ondokuzuncu ayet-i kerimelerinde 
mealen, (Menfe'atleri ve lezzetleri cabuk gecen, tiikenen diinyayi 
isteyenlerden, diledigimize, istedigimizi veririz. Ahiret menfe'atle- 
ri icin cahsan mii'minlerin miikafatlari boldur) buyuruldu. 

Hud suresinin onaltmci ayetinde mealen, (Diinyada yasamagi 
ve eglenmegi isteyenlerin cahsmalarimn karsihgim bol bol veririz. 
Bir$eyi esirgemeyiz. Bunlara ahiretde yalmz Cehennem atesi veri- 
lecekdir. Emekleri ahiretde bosa gider. Yalmz diinya icin yapdik- 
lari islerine, ahiretde bir karsihk hasil olmaz) buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde: (Allahii tealadan baskasi icin her kim ne i§- 
ledi ise, karsihgim ondan istesin, denilecekdir) buyuruldu. 

Baska bir hadis-i serifde: (Allahii teala, ahiret icin yapilan iyi- 
liklere diinyada da mukafat verir. Fekat, yalmz diinya icin yapilan 
islere ahiretde hie mukafat vermez) buyuruldu. 

Buhariy-yi serif kitabmda, birinci olarak yazilan (Her iyilik, 
niyyetine gore degerlendirilir) hadis-i serifi pek meshurdur. 

-216- 



Ahkam-i islamiyyenin ahiretdeki faideleriyle birlikde diinyada- 
ki faidelerini, sosyal iyiliklerini de dtisiinmek yasak degildir. Hat- 
ta, bu faideleri, zemamn yeni bilgileri ile aciklayarak anlatmak, din 
adamlanmn vazifesidir. Fekat, bu isin yeri, reformcunun zan etdi- 
gi gibi, fikh ve usul-i fikh kitablan degildir. Ciinki fikh ilmi, miisli- 
manlara dmi vazifelerini ogretir. Usul-i fikh da, bu vazifelerin dort 
ana kaynakdan nasil cikanldigim gosterir. Ahkam-i islamiyye iize- 
rine yiiriitiilecek sosyal diisiincelerin ise miislimanlardan ziyade, 
din diismanlarma karsi bir miidafe'a silahi ve yans vasitasi olarak 
hazirlanmasi lazimdir. Ahkam-i islamiyyenin, diinyada olan faide- 
lerini ve iyiliklerini miislimanlarm da bilmesi pek faidelidir. An- 
cak, miislimanlarm yalmz (bilmek)de kalmasi lazim olup, ibadetle- 
ri diinya faideleri iizerine bina etmek derecesine gelmemelidir. 
Boyle olursa, ibadetler bozulur. islamiyyetin istedigi vazifelerde 
diinya icin ne kadar faide bulunursa bulunsun, bunlan yalmz Alla- 
hii tealamn emri oldugu icin ve ahiretde, azabdan kurtulmak icin 
yapmak lazimdir. Boyle niyyet olunca, diinya faidelerinin aynca 
diisuniilmesi de, zarar vermez. 

Ibadetlerde ahiret faidelerini birakarak, yalmz sosyal iyilikler 
aramak ve bu arasdirmayi esas tutmak, dine inanmamak hastaligi- 
nm alametlerindendir. Dikkat edilirse, dinde reformcularm sozle- 
ri, yazilan arasmda hep o gizli hastaligm belirtileri goriiliir. Yoksa, 
az bir din bilgisi olan, hatta yalmz akh ve zekasi ile diisiinen her- 
kes, niyyetin ehemmiyyetini elbette anlar. Reformcularm, akla ve 
mantika da uymayan boyle sozleri, ahiret hayatma inanmadiklan- 
m diisiindurmekdedir. Ahkam-i islamiyyenin diinyadaki faideleri, 
iyilikleri pek miihim ve meydanda olmakla beraber, Cennet ve Ce- 
henneme inananlar, diinya menfe'atlerini hatirlarma bile getir- 
mezler. Ahiretdeki sayisiz ve sonsuz se'adetler ve cok aci ve niha- 
yetsiz felaketler karsismda diinyamn gelip gecici zevk ve acilarmm 
hie degeri yokdur. Miislimanlara istikbalin ehemmiyyetini anlat- 
mak derdi ile ylirekleri yanan reformcular, ahiret denilen o en 
ehemmiyyetli istikbale inansalardi, din alimleri tarafmdan miisli- 
manlarm diinyasma verilen ehemmiyyet kadar olsun, kendileri de 
miislimanlarm ahiretine ehemmiyyet verir, yanik sesleri ve gozii 
yash kalemleri ile biraz da ahiret se'adeti icin feryad ederlerdi. Ah- 
kam-i islamiyye, sosyal faideler iizerine kurulursa, bu ahkamm ze- 
manla degismesine, bozulmasina yol acar. 

12 — Reformcu, mezheblerin yalmz dort dane olmasim kabul 
etmiyor. (Miislimanlar dort mezheb icinde sikisip kahrsa, terakki- 
ye, ilerlemege imkan olamaz. Akh, once din esaretinden kurtar- 

-217 - 



mahdir. Akl, Allahm verdigi simrsiz bir nVmetdir. Dort mezhebin 
disma cikmah, akh hiirriyyete kavusdurmah) diyor. Reformcular- 
dan Celal Nuri de (Tarih-i tedenniyat) kitabinda, (Ictihad kapisi 
kapanmisdir diyorlar. Bu olamaz. Osmanhlar yanhs, fena kanunla- 
ra bagh kaldilar. Diinyamn obiir ucunda hayat sartlan degisdi. Os- 
manhlar bunlara uymadi. Geri kaldi) diyor. 

Cevab: Evet, yasamak sartlan degisdi. Fen ve san'at ilerledi. 
Fekat, yanhs, fena kanunlar diye tas atdiklan ahkam-i islamiyye, 
onlan hangi buluslardan men' etdi? Yol yapmaym, tren isletmeyin, 
gemi yapmayin, madenlerinizi yer altmda birakin, yahud bunlarm 
isletme hakkini komtinistlere, kapitalistlere satin, kafirlerle ticaret 
yapmayin, makine, teknik, tayyare, elektrik ve radyo gavur icadi- 
dir. Bunlan sakm ogrenmeyin. Para kazanmaym, futbol maclann- 
da birbirinizi oldiiriin mii dedi? Hasa, islamiyyet ahlaka, fazilete 
verdigi onem kadar, san'atda, teknikde de calismagi ve kafirlerin 
bulduklanni da arasdirmagi, ogrenmegi onemle emr etmekdedir. 
Bunu, ilerdeki sahifelerde daha genis aciklayacagiz. 

13 — Koca reformcu Musa Carullah, (Osmanhlara onceleri uy- 
gun gelen islam kanunlan son zemanlarda, kafi gelmedi, yetersiz 
oldu. CUnki, Osmanh devleti kurulurken, arab bedevileh gibi idi. 
Sonra Avrupaya yayilarak, sosyal hayat degisdi. Kanunlar ise, 
donmus olarak kaldi) diyor. 

Cevab: islamiyyetin, cadirda yasayan bedevilere ve onlar gibi 
olanlara gore bir din oldugunu, medeni milletler icin reforma muh- 
tac bulundugunu soyliyen reformcularm, islamiyyete nasil bir goz- 
le bakdiklan meydandadir. Bunlar, bir yandan (dine hurafeler ka- 
nsmis, ilk haline cevirmek lazim) derler. Bir yandan da, (dmin ilk 
hali arab collerinde cadirda yasayanlar ipindir) demekden cekin- 
mezler. 

14 — Reformcu, (islam dini, tek bir adam tarafmdan ortaya ko- 
nulmusdur) diyor. 

Cevab: Reformcu Musa Carullahm bu sozii, dinin Allah tara- 
fmdan gonderildigine inanmadigmi gostermekdedir. Vaktile, Hol- 
landali Dozy [1820-1884] de boyle soylemisdi. Dozy ve bundan 
duydugunu soyleyen bizdeki reformcu, islamiyyeti, ingiliz parla- 
mentosundaki birkac yiiz meb'usun kabul etdigi livata kanunu gi- 
bi, bozuk dusimcelerin ham meyvasi gibi sanmakdadir. insanlarm 
yapacagi kanun, elbette dayamksiz olur. Bir zeman sonra, yine ya- 
panlar tarafmdan degisdirilmekdedirler. 

15 — (Dinde hakikat tanman herseyin, her zeman hakikat ola- 

-218- 



rak, kabul edilecegini, bir an diisiinsek bile...) diyor. 

Cevab: Dinde reformcular, dmin, soziinde durmiyan adam gibi, 
bir halden bir hale donmesini mi istiyorlar. Hergiin, baska bir sekl 
alacak dmin, Allah tarafmdan gonderilmesine ne liizum var? Bu- 
rnt herkes yapabilir. Islerine gelmeyince degisdirilecek bir din! Is- 
te reformcular, boyle din istiyorlar. 

16 — (Nass olan yerde, ictihad yapilamaz ve acikca bildihlen 
emrler, baska ma'naya cevrilemez, sozleri, islamiyyetin iki temel 
kanunudur. Bunun icin islam alimleri, bankadaki faizlere, haram 
demislerdir. Halbuki faiz, sermayenin gidasidir. Sermaye, ahsveh- 
sin, ya'ni ticaretin dinamosudur) diyor. 

Cevab: Dinde reformcu, faizi sanki medh etmekdedir. Avrupa- 
da, Amerikada kapital sahiblerinin, aim terlemeden, oturdugu yer- 
de para kazanmasma imrenmekdedir. Halbuki, kapitalistlerin bu 
somuruculiigu, komiinistligi dogurmusdur. islamiyyet, faizi haram 
ve zekat vermegi emr ederek, sermaye sahiblerinin, iscileri ve cift- 
cileri somiirmesini onlemis, komunistlige giden yollan tikamisdir. 
islamiyyetin her diirlii faizi kesinlikle yasak etmesini terakkiye en- 
gel gibi gostermek, modasi gecmis bir sikayeti tazelemek kadar 
ma'nasizdir. 

17 — (Fahr-i kainat efendimiz, pek giizel olarak buyuruyor ki, 
(Akl ile nakl catisirsa, akla uymahdir). Dinin ihtiyaca gore degisdi- 
hlebilecegi buradan anlasilmakdadir) diyor. 

Cevab: Evet, akhn erdigi, gosterdigi bir hakikat, hie degismez. 
Bunun icin, akhn gosterdigi delil ile, naklin degisdirilebilecegini, 
islam alimleri bildirmekdedir. Fekat, naklin bildirdigini degisdir- 
mege sebeb olacak delili ortaya koymak, mantik ilminden haberi 
olmayan bu reformcunun akh ile olamayacagi da meydandadir. 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", islam bilgilerini ikiye ayir- 
di: (Ilm-i ebdan) ve (ilm-i edyan). Ya'ni, madde, fen bilgileri ve din 
bilgileri. Din bilgileri, yalmz nakl ile anlasihr. Bunlarm kaynagi, 
Kur'an-i kerim ile hadis-i seriflerdir. 

His organlan ile anlasilan seylerin bir smiri vardir. Bu simrlarm 
dismda olan bilgiler his organlanmiz ile anlasilamaz veya yanhs 
anlasihr. Bundan baska, insanlarm his etme kuvvetleri cok yerde 
hayvanlardan daha za'ifdir. His organlanmiz ile anhyamadigimiz 
seyleri, akl ile bulur, anlanz. Bunun gibi akhn da bir anlayis simn 
vardir. Bu simrm dismda olan bilgileri, akl bulamaz ve anhyamaz. 
Akl, erisemedigi seyleri anlamaga kalkisirsa yamhr, aldamr. Boyle 
bilgilerde akla giivenilemez. Mesela, Allahti tealamn sifatlan, Cen- 

-219- 



netde ve Cehennemde olan seyler, ibadetlerin nasil yapilacagi ve 
din bilgilerinin cogu boyledir. Akl bunlara eremez. Bu bilgilerde 
akl ile nakl catisirsa, nakle uyulur, akhn yamldigi anlasihr. 

Kur'an-i kerimde dort sey bildirilmekdedir: Iman, Ahkam, Ki- 
sas ve Ahbar. inamlmasi lazim olan bilgilerde hie degisiklik ola- 
maz. Her Peygamberin "aleyhimussalevatii vetteslimat", her iim- 
metin inamsi hep birdir. inamslan arasmda hie aynhk yokdur. 
Ikincisi olan ahkam, Allahii tealamn emrleri ve yasaklandir. Ya- 
pilmasi ve sakimlmasi emr edilen ahkamda degisiklik olabilir. Fe- 
kat, bu degisikligi yalmz Allahii teala yapmis ve Peygamberleri 
''aleyhimussalevatii vetteslimat" ile degisdirmisdir. Kisas demek, 
gecmis insanlarm, iimmetlerin hallerini, yasayislarim anlatmak de- 
mekdir. Ahbar ise, gecmisde olmus ve gelecekde olacak seyler de- 
mekdir. Mesela, canlilann su ile yasadigi, kiyamet alametleri, Cen- 
netde akar sulann bulundugu haber verilmisdir. Kisas ve haberler- 
de degisiklik olmaz. Din bilgileri arasmda birbirleri ile catisir gibi 
olanlan goriiliirse, bunlar yine akla uydurulmaz. Birbirlerine uy- 
durulmaga cahsihr. Bunlar arasmda, birkac diirlii anlasilabilen bir 
bilgiyi, acikca bildirilmis olan baska bilgi ile catismayacak seklde 
anlamahdir. Burada akla diisen vazife, boyle bilgileri, acikca anla- 
silabilene uygun anlamakdir. 

Islam ilmlerinin ikincisi olan fen bilgilerine gelince: Bunlar, his 
organlan ile ve bu organlara yardimci aletlerle gozetliyerek, ince- 
liyerek ve hesab ederek ve deneyerek anlasilan bilgilerdir. Bunla- 
nn hepsi akl ile, zeka ile yapihr. Hepsinde akhn bulduguna giive- 
nilir. Nakl ile fen bilgisinde catisma oldugu zeman, akla uyulur. 
Ya'ni nakl, akla uygun olarak aciklamr. Reformcunun isitmis oldu- 
gu hadis-i serif, iste bunu beyan buyurmakdadir. Fekat fen adami 
goriinerek, fen ile degil de hislerle, ihtiraslarla konusan fen taklid- 
cisi, din ve ahlak dusmam yalancilara inanmamahdir. islam alimle- 
ri, akla cok kiymet verdikleri halde, bunlardan Seyh-i ekber haz- 
retleri, (Fiituhat) kitabmda nakli akldan iistiin tutuyor. Reformcu- 
lann ustasi olan ve akla hiirriyyet vermeli diye bar bar bagiran mo- 
skof Musa Beykiyef, islam alimlerine karsi agzma geleni soyler- 
ken, Seyh-i ekbere, yine yiiksek bir yer vermekdedir. 

18 — (islam kanunlannm degismez, donmus oldugunu goste- 
ren misallerden bin de, evkaf teskilatidir. (Sart-i vakif, nass-i §ari' 
gibidir) [ya'ni, vakif tarafwdan konulan sartlar, Kur'an-i kerim ve 
hadis-i seriflerdeki emrler gibidir] sozii, fikh kitablanmn temel bil- 
gilehnden biridir) diyor. 

Cevab: Vakf edilen mallar ve miilkler, vakf eden kimselerin 

-220- 



hayatda iken mallandir. Btitiin diinya anayasalan, herkese kendi 
malini istedigi gibi kullanmak hakkini tamdigina gore, vakf edilen 
mallari, vakf eden kimsenin istedigi sartlara gore kullanmak lazim 
geldigine kimsenin dil uzatmaga hakki yokdur. 

19 — (Evkifm bu kadar cok olmasmin sebebi, dindarhkdan, 
iyilikden ziyade, yagmacilann topladiklan served, bir baskasi yag- 
ma etmesin diye, binalann yiizde doksandokuzunu kendilerine ve 
evlidlanna garanti ederek, geri kalan yiizde biri He bir camV, bir 
medrese veya bir tekkeye sadaka vermislerdir) diyor. 

Cevab: Vakf bilgilerini, boyle cahilce sozlerle degil, birer birer 
incelemekle konusmak lazimdir. Su kadar soyliyelim ki, vakflarm 
simdiye kadar degismeden kalmasi, cok iyi olmus. Bu sayede, dev- 
let biitcesinin yansma yakin bir deger tasiyan mallar, mulkler, mil- 
lete kalmis. Eger hiikumetlerin, evkaf mallarma el uzatmasma set 
ceken vakf kaidesi olmasaydi, bu biiyiik servetin yerinde simdi bel- 
ki yeller eserdi. 

20 — (Miislimanlar arasmda bircok parazit insanlar yasiyor. in- 
sanin cahsmasmdan baska birseyi olmadigi bildirildigi halde, med- 
reseler, imaretler, tekkeler, faidesinden ziyade zaran olan milyon- 
larca tenbel kimse He doluyor) diyor. 

Cevab: insanm cahsmasmdan baska bir kazanci olmadigim bil- 
diren, Vennecmi suresindeki ayet-i kerimedir. Dinde reformcular, 
bu ayet-i kerimeyi cok soylerler. Fekat ma'nasmi az anlarlar. Bu 
ayet-i kerfmeden once ve sonra olan ayet-i kerimeleri bilenler, bu- 
nun ahiret kazanci icin oldugunu kolayca anlarlar. Bundan baska, 
dimyada insanlar, cahsmadiklari seylerden de istifade edebilirler. 
Miras, bunun acik bir misalidir. Bu ayet-i kerime, ahiretde bir in- 
sanm baskasimn sucundan zarar gormiyecegi gibi, istifadesinin de, 
yalmz kendi kazandigi olacagim bildiriyor. Her muslimanm, ahire- 
tine zarar vermemek sarti ile, diinyayi kazanmaga cahsmasi da la- 
zimdir. Boyle cahsmak ibadetdir, dmi vazifedir. Bu vazifeyi bildir- 
mek icin, yukandaki ayet-i kerimeye yanlis ma'na vermenin yeri 
yokdur. 

Reformcunun mekteb talebelerini zararh bir parazit olarak 
gostermesi ve fakirlere, kimsesizlere yardim icin yapilan imaretha- 
neleri, hayr yerleri olarak degil de, zararh yer olarak gostermesi, 
sasilacak seydir. Medreselerin, imaretlerin, ya'ni as evlerinin 
me'arife, kiiltiire ve insanliga faideli olduguna siibhe yokdur. Fa- 
kirler icin hastahane de yapdirmamah mi? 

21 — (Hiristiyanhk da, sabit idi. Degismemesi icin cahsdilar. 

-221- 



Soma, bir hiristiyan reformcunun isyani, her tarafa yayildi. Sabit, 
degismez olan kaideler yikildi) diyor. 

Cevab: Ilahi dinler hep sabit idi. Din denilen sey sabit olur. In- 
sanlar tarafmdan degisdirilirse, yenisine din denmez, dinsizlik de- 
nir. Simdiki hiristiyanhk dini boyledir. Isa aleyhisselamin Allah ta- 
rafmdan getirdigi din, Bolus [Paulus] tarafmdan bozularak, dinsiz- 
lik haline getirildi. 

22 — (Beyazlarla siyah irklar kansabilir. Bundan hasil olan me- 
lezler, medeniyyet kuramazlar. O irklardaki ruh, ya 'ni ortak duy- 
gulan yikihr. Giistav Lobon'un ortaya koydugu bu teori, Osmanh- 
larda goriilmekdedir. Osmanhlann devsirme usulii He ve cariyeler- 
le irkina kansan kanlarla ruhlan bozuldu. Zekalan artdi ise de, ah- 
laklan kotiilesdi) diyor. 

Cevab: Giistav Lobon, (Kansan irklardan sayisi az olanlar, bir- 
kac nesilden sonra, kanlan degiserek yok olurlar) diyor. Osmanh- 
larda cogunluk hep Tiirklerde oldugu icin, tiirkltik yok olmamis- 
dir, artmis ve kuvvetlenmisdir. Avrupa milletlerinde demokrasi, si- 
nirsiz denecek kadar ilerlediginden, irklar biisbiitun kansmis bir 
haldedir. Bu kansikhklari, gerilemelerine sebeb oldu mu? Ameri- 
kada belli bir irk yokdur. Cesidli irklarin karrsmasmdan meydana 
gelmisdir. Halbuki, teknikde en ileride bulunuyor. Miisliman ol- 
makla da sereflenselerdi, ahlaklan da diizelirdi. Eski islam mede- 
niyyeti yeniden diinyaya 151k salardi. Irklarin karrsmasi, tarih bo- 
yunca cogalmakda iken, medeniyyet azalmryor. Reformcunun soy- 
ledigine gore, irklarin en az kansdigi ilk caglardaki insanlarm da- 
ha medeni olmasi lazim gelirdi. Halbuki, ilk insanlarm medem ol- 
madigini, kendi tarih kitablan yazmakdadir. O halde Giistav Lo- 
bon'un teorisi dogru degildir. 

Osmanhlann felaketini hazirlayan ahlaksizhgin, cokiintiiniin 
sebebi olarak irklarm kansmasim gostermek, cok ciiriik ve pek gii- 
liinc bir davramsdir. Cokiintiinun, ahlaksizhgin biricik hakiki sebe- 
bi, okumuslarda dinsizlik, okumamislarda ise bilgisizlikdir. Dinsiz- 
ligin ahlaki kotiilesdirmesi, bilgisizlik ile olan kotiilesmekden kat- 
kat fazladir. Bunun icindir ki, okumus dinsizler, daha kotii, daha 
asagidir. O halde, cem'iyyetlerin yasiyabilmesi icin dinli bir ilm ve 
buna dayanan, bir terbiye metodu lazimdir. Osmanhlann cokmesi- 
ni onlemek icin, eski dertleri olan cehaletden kurtarmak isteyen- 
ler, daha tehliikeli olan dinsizlik belasina siiriikleyerek, Osmanh 
medeniyyetini busbiittin yok etdiler. 

23 — (Osmanh padisahlannm kuvvetini halifelik de artdirdik- 

-222- 



dan sonra, sultanlar, milletin goziinde yarim ma 'bud gibi oldular. 
Onlann bir isareti He, serve t, haysiyyet, seref, hatta can dahi yok 
edilirdi. Bu dikta iskencesi, Allahm Cehennemlehnden ziyade 
korku verirdi) diyor. 

Cevab: islam dmi (islamiyyetin yasak etdigi emrlere ita'at 
olunmaz. Bunlara karsi da gelinmez) maddesini anayasalann basi- 
na koymusdur. islam milletlerinin basinda bulunanlar, ister padi- 
sah, ister halite veya baska ism tasismlar, her istedigini yapdirmak 
derecesine cikamazlar. Hicbir vakt, yan ma'bud olamazlar. Padi- 
sahlar arasmda boyle asm davrananlar asla goriilmedi. Cok mer- 
hametli olanlan, afv edicileri oldu. Cokiintii, zulmden degil, mer- 
hametden dogdu. Bu halleri, dinden degil, dini dinlememelerinden 
olmusdur. islamiyyetin, devlet reislerini de icine koydugu sartlar, 
simrlar, islam milletlerinin hepsi tarafindan her zeman bilinmekde 
idi. islamiyyet, islamiyyete uymayan, kanunsuz hareket eden dev- 
let baskanlarinm keyfi emrlerini tammamagi, daha Avrupahlar 
(Insan haklari beyannamesi)ni yazmadan cok evvel, miislimanlara 
yalniz bir hak degil, bir vazife olarak da vermisdir. 

24 — Reformcu diyor ki, (Dinin kendisi degil, fekat miisliman- 
lardaki din anlayisi ve dine dayanan dikta idaresi, kokiiniiyine din- 
den alan aile terbiyesi, ferdi, sosyal hayatda basansiz bir hale dii- 
siirmiisdiir.) 

Cevab: (Vur abahya) ata soziinii hatirlatacak seklde, her kaba- 
hati dine yiikletmek ve dinin kendisi degil de, din anlayisi gibi ka- 
camak kelimeler arkasmda maskelenmek, dinde reformcularm 
bashca prensibidir. Dinin, dikta idaresini degil, adaleti emr etdigi, 
giines gibi meydandadir. Bu hakikati reformcunun inkar etmesi, 
kor olamn giinesi inkar etmesi gibidir. Bu inkara ilm degil, maska- 
rahk denir. 

25 — (Kaza ve kader bilgisi karsismda boynu biikiik, elinde 
birsey olmadigma inanan miislimanlar, asrlarca korku alhnda ya- 
sayarak, orta caglarda, Avrupada kirbac alhnda titreyen esirler 
gibi, mutf, zelil, yaltakci ve yalanci oldular. Osmanhlan fenahgm 
bu derecelerine kadar siiriikleyen sebeb, dindeki kaza, kader, te- 
vekkiil, kanaat etmek ve miisliman olmak icin, yalniz kalble ina- 
nip bunu kisaca soyleyivermek hususlandir. Kaza ve kader He te- 
vekkiil, miislimanlann azm ve iradesini yok etmis, cahsmalanna, 
varhklanna giiveni kaldirarak, iskencelere ve her diirlii asagihga 
katlanmak derecelerine dusiirmiis. Aza kanaat etmek, milleti ten- 
bel yapmis. Imamn bu kadar basit olmasi da, miisliman olmak 
icin, medeni ve ahlaki meziyyetlerden hicbirinin lazim olmadigi 

-223- 



ve her kotiiliikle imamn birlesebilecegi fikrini dogurmus, hem ten- 
bellige, hem de ahlaksizhga yol acmisdir) diyorlar. 

Bunlarm herbirini asagidaki maddede acik ve genis anlatacagrz. 

26 — (Mii'min; haynn da, serrin de, cenab-i Hak tarafmdan 
ezelde takdir edildigine inamr. Bizkuluz. Kulun elinden birseygel- 
mez. Herseyi yapan Allahdir. Kul, kaderi degisdiremez. Mesela, 
nzk ezelde aynlmisdir. Neyapsak, bunu degisdiremeyiz. Ortada bir 
tehliike var. Allah isterse, bu tehliike bize dokunur, istemezse do- 
kunmaz. Mil 'mm icin Allaha tevekkiilden baska care yokdur) di- 
yor. Boylece islamiyyetin temel inanclarim sarsmak istiyor. 

Cevab: Bu inamslarm hepsi dogrudur. Tevekkiilii ve kaza ve 
kaderi yanlis anlayan cahiller gibi, reformcu da, bunlan anlayama- 
mis, daha dogrusu, kaza ve kader bilgisini bozmaga cahsmakdadir. 
Su kadar var ki, miislimanlar yanlis anlasa da, begeniyorlar. Re- 
formcu ise, begenmemekdedir. Miislimanlar, boyle inandigi icin 
tenbel oluyor denirse, ibadetlerinde de tenbel olmalan lazim gelir. 
Ciinki, insamn elinden hicbirsey gelmedigine inandigi icin tenbel 
olan kimse, dtinya isinde tenbel oldugu gibi, ahiret vazifelerinde 
de tenbel olur. Miislimanlik insamn dtinya islerinde elini, kolunu, 
ihtiyanm ve iradesini bagh tutuyorsa, ahiret islerinde de bagh tu- 
tar. Boyle inanan kimselerin nemazlarma, oruclarma varmcaya 
kadar biitun ibadetlerinde tenbellik etdiklerine de reformcular 
inamyor mu? inamyorlarsa, nicin biraz da bu tenbellikden sikayet 
etmiyorlar? Bu tenbelligi agizlarma, kalemlerine almamalan, 
miislimanlann ahiret islerinde, kaza ve kadere inanmadiklan icin 
mi, yoksa reformcularm o tarafa ehemmiyyet vermedikleri icin 
midir? Hepimiz biliyoruz ki simdiki miislimanlar, dim vazifeleri 
yapmakda da, tenbel olmuslardir. Bu tenbellikleri de, dini sevdik- 
leri icin olmaz ya! Mtislimanlarda dine baghlik kuvvetli olsa idi, di- 
ni vazifelerinde, ibadetlerinde gevsek davranmazlardi. Bu tenbel- 
lik mlishmanlara nereden gelmis? iyi incelenirse, cammizin kiy- 
metli ve istirahatin tath goriinmesinden, ya'ni nefse uymakdan ile- 
ri geldigi anlasihr. Cahillik de, buna eklenmis. Cennetdeki kiymet- 
li hayatlara ve devamli istirahatlara kavusmak icin, cahsmak ve fe- 
dakarhk lazim oldugunu anlamaga da cehaletimiz mani' olmus. 
O halde, dm-i islamin ytiksek ve kiymetli hakikatlerini, bu ten- 
bellige sebeb gostermek, cok haksiz ve yersiz bir iftira olur. He- 
le tabasbus, riyakarhk, yaltakcihk ve yalancihk gibi kotuliikleri 
kaza ve kadere yiikletmek, cok cirkin bir iftiradir. Bu kotuliikler, 
menfe'atden, ya'ni dini birakip, diinyaya sanlmakdan, dmin ahlak 
kaidelerinden siynlmakdan ileri gelmekdedir. Kisaca, ahlaksizhk- 

-224- 



lann basi, dinsizlik ve cahillikdir. Allaha tevekkiil eden ve kadere 
inanan kimse, yaltakcihga ve yalanciliga tenezziil etmiyecegi gibi, 
kaderde olmiyan menfe'atlerin bu yollardan elde edilemiyecegine 
de, inamr. Faidenin ve zararm Allahdan gelecegine inanan kimse, 
kullara boyun eger mi? Kimseye yaltakcihk yapar mi? Halbuki 
kaza ve kadere inanmayip, yalmz sebeblere yapisanlar ve bunla- 
nn gayr-i mesru' ve kotii olanlanna da sanlanlar, o derekelere 
inerler. (Miislimanlan ahlaksizlasdiran sey, tevekkiil ve kadere 
iman degilse de, bunlan yanlis anlamak degil midir?) siiali de yer- 
sizdir. Fenahklar, ahlaksizhklar, tevekkiile ve kadere imamn her- 
hangibir seklde anlashmasindan hash olamaz. Ciinki, kaza ve ka- 
dere iman ve bu kotuliikler birbirinin ziddidir. Aralannda hicbir 
baghlik yokdur. Tevekkiil ve kader bilgilerinin yanlis anlasilmasi 
bile, bu kotuliiklere sebeb olmaz. Bu fenaliklan, ahlaksizhklan, 
tevekkiiliin ve kadere imamn yoklugunda aramak lazim iken, 
bunlar arasinda herhangi bir yoldan baghhk arayan agizlara ve ka- 
lemlere yaziklar olsun! Miislimanlarm hastaliklanm boyle tersine 
mi teshis ediyorlar? Kotii isteklere kavusmak isteyen yaltakcila- 
rm, yalancilann tevekkiiliinden, kadere imamndan sikayet etme- 
meli, onlara tevekkiil ve kadere iman tavsiye etmelidir. Bakimz 
Fahr-i alem "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimiz hadis-i serifde 
ne buyuruyor: 

(Allahdan korkun da, istediginiz seylerc kavusmak icin, iyi se- 
beblere yapisin. Kotii sebeblere yanasmayin! Kudretinde ve irade- 
sinde bulundugum Allahii tealaya yeniin ederim ki, hicbir kimse, 
ezelde ayrilmis olan rizkmi temam almadikca, diinyadan ahirete 
gitmez.) 

Islam diismanlarimn agizlarmda sakiz gibi cignedikleri sozler- 
den biri de: (Alimler, milleti para kazanmaga tesvik etmiyorlar. 
Diinyamn faniligini soyliyerek, miislimanlan yasamakdan sogutu- 
yorlar) demeleridir. Halbuki, din alimlerinin vazifesi, muslimanla- 
ra, anadan dogar dogmaz meme aradiklan gibi, sevk-i tabi'i, icgii- 
diileri ile bilecekleri, anlayacaklan ihtiyaclanm, menfe'atlerini, ki- 
sacasi tabi'i vazifelerini ogretmek degildir. Para kazan, ac kalma, 
karmm doyur, lokmayi agzma koy, yorulunca dinlen... gibi nasihat- 
lan insanlara degil, hayvanlara bile bildirmege liizum yokdur. Din 
alimlerinin vazifesi diinya menfe'atlerini elde ederken, ahireti 
unutmamak, hak ve adaleti gozetmek, nefse uymamak ve calisir- 
ken, Allaha giivenmek, gevseklik yapmamak, boylece kendi kuv- 
vetine ma'nevi bir kuvvet de eklemek gibi faideli ve lsikh yollan 
insanlara gostermekdir. 

- 225 - Faideli Bilgiler - F:15 



Siial: Miislimanlar kaza ve kaderi ve tevekkiilii yanlis anlayarak 
tenbel olmuslar, sonra ahlaklan da bozuhnus. Boylece fenaliklara 
siiriiklenmisler degil mi? 

Cevab: Bu soz dogru olabilir. Miislimanlarda yaltakcilik ve ya- 
lancilik gibi hallerin hasil olmasi, kaza ve kaderi ve tevekkiilii biis- 
biitun unutmalanna sebeb olur. Artik bunlann yanlis anlayislarim 
diizeltmek degil de, bunlara yeniden inandirmak lazim olur. Boyle 
yapmayip da, kader ve tevekkiil kotiilenirse, bunlardan biisbutun 
sogutulmus olurlar. Kaza ve kaderi ve tevekkiilii kotiilememeli, 
tenbellerin fena hareketlerini kotiilemelidir. 

Tevekkiil, miislimanlarda bir za'f degil, bir kuvvetdir. Miisli- 
manlar, dmimiz emr etdigi icin tevekkiil ediyor. Tevekkiilii emr 
eden islamiyyet, tenbelligi men' etmekdedir. (Allah yolunda, ya'ni 
dogru yolda miicahede ediniz!) ve (Yiikii en biiyiik olan insan, 
mu'mindir ki, hem diinyasim, hem de ahiretini diisiinmekde ve iki- 
si icin de calisinakdachr.) mealindeki ayet-i kerimeler ve (Allahii 
teala aczi, gevsekligi ma'zur gormez. Aklim ve zekani kullanmah- 
sin! isin ehemmiyyeti seni maglub edecek gibi olsa bile, Allahin 
yardimi bana yeter diyerek cahsmaga devam etmelisin!) hadis-i se- 
rifi buna sahiddir. (Deveni bagla ve cenab-i Hakka tevekkiil et!) 
hadis-i serifi, hem tevekkiil etmek, hem de cahsmak lazim oldugu- 
nu acikca bildiriyor. Ya'ni, tevekkiil, Allahdan yardim bekliyerek, 
gticliikleri yenmek demekdir. Yoksa masonlarm dedigi gibi, giic- 
liikleri terk etmek degildir. islam alimleri islamiyyetin bu emrleri- 
ni, her asrda, her memleketde soylemisler ve kitablarmda yazmis- 
lardir. 

Tevekkiil, is yapmayip tenbel olmak icin degildir. Bir ise bas- 
lamak ve baslanan isi basarmak icin tevekkiil olunur. Giic bir isi 
basaramamak korkusunu gidermek icin tevekkiil olunur. (Bir ise 
basladigin zeman, Allahii tealaya tevekkiil et, Ona giiven!) me- 
alindeki ayet-i kerime, bu sozumuzii isbat etmekdedir. Bu ayet-i 
kerime, tevekkiil ile beraber, yalniz cahsmak degil, cahsmamn iis- 
tiinde olan azm de lazim oldugunu gosteriyor. Demek ki, her miis- 
liman cahsacak, azm edecek, sonra da Allahii tealaya giivenecek- 
dir. 

Dinde reformcular, insan nefsine giivenmelidir, diyor. Miisli- 
manlar ise, insan yalniz Allaha giivenmelidir diyor. islam diisman- 
lan, tevekkiile inanmadiklarmdan, tevekkiilden alman kuvvet ve 
cesaretin yerini bos birakmamak icin, nefse giivenmek kelimesi ile 
bu ihtiyaci karsilamak zorunda kahyorlar. Goriiliiyor ki, tevekkiil, 
miislimanlar icin liizumsuz birsey degildir. Tevekkiil edilecek, gu- 

-226- 



venilecek birsey lazimdir. 

27 — (Miislimanlar, nzkm ezelde aynldigma inanir. Kerim olan 
Allahm onu gecindirecegini diisiiniir. Yolun neresinde kmhp dagi- 
lacagi bilinmeyen eski bir araba gibi, herhangi bit tesadufiin ona 
gosterecegi ma 'iset yolunda siiriiklenir. Kazancim cahsarak artira- 
bilecegini dusunmez. Fazla cahsmaga liizum gormez. Tenbel, mii- 
tevekkil oturmasmda dinin te'siri boyledir. 

trade sahibi hiir bir insan, nefsinin bir kuvveti olduguna, nefsi- 
nin yapmaga kadir olduguna inanir. Bu i'timad-i nets, insana hay at 
icin miicadele kuvveti verir. Miicadele etdikce, maksadma mini 7 
olan zorluklar cogaldikca, sarsilan gururunun artan atesi He daha 
fazla carpismak arzu ve kuvvetini kendinde duyar. £iinki, sonun- 
da kazanacagmdan emindir. Iste bu emniyyet, bu iman karsismda 
hicbir sey dayanamaz. Yasamak istiyorsak, kendimizde i'timad-i 
nets hasil edelim) diyor. 

Cevab: Birinci cihan harbinde boyle atesli i'timad-i nefs ders- 
lerini pek fazla aldik. Basimizi ne biiyiik belalara carpdigimizi gor- 
duk. Nefse glivenmek boyle deli gibi saldirmalara da sebeb olu- 
yor. Birinci cihan harbinde nefse giivenmek yerine, Allaha tevek- 
kiil hakim olsa idi, o hareketlerden, ma'kul ve mesru olan ince 
noktalardan hicbiri ihmal edilmezdi. Ciinki, Allaha tevekkiil et- 
mek icin, ahkam-i ilahiyyeye uymak lazimdir. Bu da, buttin ince 
noktalara ehemmiyyet verdirir. islamiyyet, hem cahsmagi, hem de 
tevekklilu birlikde emr etmekdedir. Tenbel oturup da, tevekkiil 
ediyoruz diyenler, bu iki vazifeden birini yapmiyan kusurlu ve di- 
nin begenmedigi kimselerdir. Ciinki, islamiyyetin iki emrinden bi- 
rincisini yapiyor, ikincisini yapmiyorlar. Bunlan kotiileyen re- 
formcular da, birinci vazifeyi birakip, ikincisini istemekle, kotiile- 
dikleri kimseler gibi aybh, kusurlu oluyorlar. Hatta bunlann hata- 
si, cahsmayanlarm hatasmdan daha biiyiik oluyor. Ciinki, biz in- 
sanlar, elimizden geldigi kadar cahsdikdan sonra, Allaha tevekkiil 
ederek, isimizin karsihgmi Allahdan beklemek ihtiyacmda bulun- 
dugumuz gibi, cahsirken reformcularm bildirdigi nefs kuvvetini 
ahrken bile nefsimize o kuvveti veren Allahi unutmayarak asl tii- 
kenmez ve yenilmez kuvvetin Allahi unutmamakda oldugunu dii- 
siinerek, ondan yardim beklemek iizere ikinci bir tevekkiile muh- 
taciz. (Allah size yardim ederse, kimse size galib gelemez. Size yar- 
dim etmezse, kimse yardim edemez. O halde, mii'minler Allaha 
tevekkiil etsinler!) ve (Sevgili Peygamberim! Onlara de ki, Alla- 
hii teala dilemedikce, kendime hicbir faide ve zarar getirmege ka- 
dir degilim) mealindeki ayet-i kerimeler ve daha nice benzerleri 

-227- 



var iken, tevekkiilii kaldirarak i'timad-i nefs diye birsey aramak, 
dine yardim etdiklerini soyliyen reformculara yakisir mi? Bunlar, 
biz tevekkiiliin yanhs anlasilmasma karsi, bunu istiyoruz da, diye- 
mezler. Ciinki, i'timad-i nefs, ya'ni kendine giivenmek, tevekkiiliin 
tersi ve tevekkiilii bozan birseydir. Bundan baska, egoistlige, ken- 
dini begenmege yol acar. i'timad-i nefs, mantik ilmine de uygun 
degildir. Ciinki, giivenilecek birsey bulamamak demekdir. Bir gii- 
venen bir de giivenilen olmak iizere ayn ayn iki sey dusiiniilmedik- 
ce, giivenmek soziiniin ma'nasi kalmaz. Mantik ilminde (Devr-i ba- 
til) ya'ni bozuk devr anlatilirken, (Bir seyin kendine muhtac olma- 
si lazim gelir) denilmekdedir. Edebiyyatda i'timad-i nefs iizerinde 
cok durulur. Fekat, baska insanlarm yardimma giivenmek gibi bir 
diisiinceye karsi olarak kiymetlendirilir. Bunu asarak, Allahii te- 
alaya giivenmegi sarsdigi zeman, kotii ve zararh olur. i'timad-i nef- 
sin, bu ciplak ma'nasi ile akl ve mantik karsismdaki ma'nasizlikdan 
baska bir degeri olmadigi gibi, insanda bulunmayan biiyiik bir kuv- 
veti elde etmege de yaramaz. Ciinki, herkesin nefsi vardir. Herke- 
sin nefsine i'timadi insanlarm birbirinden farkli, iistiin olmasma se- 
beb olmaz. Baskasimn yumrugunu yimeyen, kendi yumrugunu 
batman tasi samr, atasozii meshurdur. Birbiri ile carpisacak kuv- 
vetler icin, sebeblere elden geldigi kadar yapisdikdan sonra, i'ti- 
mad-i nefs yerine Allaha tevekkiil ederek, Onun yardimim aramak 
ise, oyle degildir. iki taraf da Allaha tevekkiil edince, esid olurlar 
ise de, hakli oldugunu bilen taraf, karsisindakinin tevekkiilden is- 
tifade edemiyecegine inamr. i'timad-i nefs olunca, boyle inanmasi- 
na bir sebeb yokdur. Bir kimse, Allah bana yardim eder, ciinki, 
ben hakhyim derse, yakisir. Fekat, nefsim bana yardim eder, ciin- 
ki ben hakhyim diyemez. Ciinki, haksiz olan egoistin nefsi, daha 
cok istemekde, daha azgm saldirmakdadir. Tevekkiiliin, kendini 
haksiz bilen tarafin isine yarar bir kuvvet olamamasi da bir kusur 
degildir. i'timad-i nefs gibi, kotii maksadlarla kullanmaga elverisli 
olmadigim gosterir. 

Tevekkiilde, baskasimn yardimma gtivenmeyip, yalmz Allaha 
sigmarak cahsmak inanci bulundugundan, i'timad-i nefsden bekle- 
nilen kuvvetden katkat fazla kuvvet hasil olmakdadir. Dinde re- 
formcularm tevekkiilii kotiilemeleri, bunu anlayamadiklan icin ol- 
sa gerekdir. Ciinki, tevekkiil eden kimse, Allaha giivenip de, kendi- 
si bos oturacak degildir. i'timad-i nefs sahibi de, kendine gtivene- 
rek bos oturmayacagi gibi, ikisi de cahsacak, baskasma giivenmeye- 
cekdir. Su kadar var ki, kendine giivenen adam, kimsesizdir. Te- 
vekkiil eden mlislimamn, kendi cahsmasmdan baska, Allahi vardir. 
Bu tiikenmez kaynakdan kuvvet almakdadir. Tevekkiil eden miis- 

-228- 



liman, hem biitiin kuvveti ile cahsmakdadir; hem de, kazancim ken- 
dinden bilmek gibi hodbinlige, egoistlige diismemekdedir. 

i'timad-i nefs, kimsenin yardimina giivenmiyerek, fazla kuv- 
vetle cahsmak olduguna gore, tevekktil etmek de, boyle cok cahs- 
magi, akla ve mantiga uygun sekle sokuyor ve bir tevazu'la suslii- 
yor. i'timad-i nefsden beklenileni, daha edebli ve daha kiymetli 
olarak te'min ediyor. Hiilasa, tevekkiil, cahsmayip, bos oturup, 
herseyin kendi ayagma gelmesini beklemek degildir. Tevekkiil, 
cahsrp, basarrya kavusmak icin, Allahti tealadan yardim istemek- 
dir. 

28 — (Yiiksek hakikatlann bir cok hur Meier icinde yok olma- 
sma, muslimanlann kana'atkarhgi, tevekkiilii ve teslimiyyeti se- 
beb olmusdu. Kana'atin tiikenmez bir hazine oldugunu bildiren 
hadis dyle anlasilmis ki, cahsmak lazim olduguna bile inamlmiyor) 
diyor. 

Cevab: Miislimanlan, kana'at etdikleri icin tenbel oldular diye 
lekelemek, cok haksiz bir iftiradir. Kana'at, cahsmayip tesadiifen 
oniine cikani kullanmak, baska birsey aramamak demek degildir. 
Kana'at, bilegin emegi, aim teri karsihgi kazamlana razi olmak, 
baskasimn kazancma goz dikmemek demekdir. Baskasmin daha 
cok kazandigmi goriince, onu kiskanmamak, onun gibi cok cahs- 
mak demekdir. Kana'at demek, ihtiyacmdan fazla kalan kazancim 
bir yere yigmayrp, islamiyyetin emr etdigi hayrh yerlere vermek, 
fakirlere, kimsesizlere, hastalara, cihad edenlere yardim etmek de- 
mekdir. Kana'at, boylece iyi ahlakin kaynagi oldugu gibi, insana 
mahrumiyyetler icinde kaldigi zeman se'adet te'min eden sarsil- 
maz bir kal'a gibidir. Sair diyor ki: 

Ey zeman! insanlara hiicum ederken, beni de herkes gibi sana- 
rak iizerime gelme! Bilegimi biikemezsin! Karsmda beni yalmz 
sanma! Arkamda kana'at gibi yenilmez bir ordu vardir. 

29 — (Islamiyyetde mezhebler tiiredi. Imanda bile ikiye aynl- 
dilar. Eshab-i kiramm izinde gidenlere ehl-i siinnet denildi. Bu yol- 
dan aynlanlara, ehl-i bid' at denildi. Ehl-i bid' at de, yedi kisma ay- 
nldi. Simdiki miislimanlar, bu bid'at firkalanndan cebriyye yolunu 
tutmuslardir. Ehl-i siinnet oldugunu soyleyenler, insamn elinden 
birsey gelmez. Herseyi Allah yaratir. Takdir ne yolda ise, insan da 
onu yapar diyorlar. Bunlara gore insan, her bakimdan acizdir) di- 
yor. 

Cevab: Reformcu, (Ehl-i siinnet) mezhebi ile Cebriyye firkasi- 
m birbirine kansdinyor. Evet insan, kudret-i ilahiyye karsisinda 

-229- 



her bakimdan acizdir. Fekat, muslimanlar kendilerini aciz, baska- 
lanni kuvvetli bilseydi, o zeman reformcunun birsey soylemeye 
hakki olurdu. 

30 — (Qocuklann zihnindeki anlama ve inceleme hassasim ve 
bunlan sormasmi Osmanh ailesinde kahhar ve cahil ceviblarla 
korletmeyen, oldiirmeyen yok gibidir. insanlann sonsuz bir acz 
icinde olduguna, herseyin Allah tarahndan yapildigma, mezarlann 
Allah ile kullari arasmda bir vasita, bir sefa'atci olduguna, devlet 
reisinin hakim-i mutlak bulunduguna inanan ve cinler, periler, 
vampirler He dolu rii yalar icinde bogulan kara cahiller, cocuklan- 
nm (nicin ?)lerine her zeman: Allah yapiyor. Allah boyle takdir et- 
mis, cok sorma, sus, giinahdir, kufrdiir cevabim verirler. Din alim- 
leri de, millete ibadetlerin ahlaki, ictimal faidelerini anlatmazlar. 
Yahud anlatamazlar. Ana-babamn cocuk iizerindeki ezici davra- 
nislan, alimlerin islamiyyeti boyle yanhs anlamalanndan ve anlat- 
malanndan olmusdur. Din, ahlak, Metier ve namus iizerinde cocu- 
gun diisiinmesi, sormasi yasakdir. Boylece cocuklarda tevekkiil ve 
teslimiyyet, iradenin cokmesi, kararsizhk ve bunlann neticesinde, 
seciyyesizlik ve sahsiyyetsizlik hasil olmakdadir. Bunlann hepsi 
ise, maglub olmak icin ve kotii huylann yerlesmesi icin elverisli se- 
beblerdir) diyor. 

Cevab: Dinde reformcunun yazdigi fenaliklann hepsi doniip 
dolasip dine ve dinin daha ziyade kaza ve kader bilgisine ve din bil- 
gilerinde siial sorulamryacagma yiikletilmekdedir. 

Mezarlann Allahii teala ile insanlar arasinda bir vasita olmasi 
fikrini ileri siirerek, islamiyyeti ve din alimlerini suclamak hie dog- 
ru degildir. islam alimlerinin hepsi, bu fikri red etmekdedir. Ehl-i 
siinnet alimleri, muslimanlan Allahdan baska kimseye tapmmak- 
dan soz birligi ile men' etmislerdir. Allahii teala ile kullari arasin- 
da oliilerin hatta dirilerin vasita olmasi, miislimanhkda degil, hi- 
ristiyanhkda vardir. Papaslann para karsihgmda her giinahi afv 
edeceklerine inamyorlar. [islamiyyetde hicbir alim, hicbir veli, 
hicbir Peygamber kimsenin giinahim afv edemez. Her miisliman 
giinahlarmin afv edilmesi icin, Allahii tealaya kendisi diia eder, 
yalvanr. Allahii teala, sevdigi kullanmn diialanni kabul edecegini 
bildirdi. Bunun icin, mlislimanlar, Allahii tealamn sevdigi kullan- 
mn dirilerine ve oliilerine yalvararak kendileri icin diia etmelerini 
isterler.] Bunu miislimanlara yiikleyip seciyyesizlik diyorlar da, hi- 
ristiyanlarda bulundugu halde, Avrupahlara neden seciyyesiz de- 
miyorlar? Son zemanlarda ilerici ailelerde alafranga yetisdirilen 
cocuklarda, o begenilmeyen din terbiyesi olmadigi halde seciyye- 

-230- 



sizlikleri, ahlaksrzhklari gazete siitunlarmi doldurmakdadir. Co- 
cuklan hos tutmak ve sikmtiya diisiirmemek, onlan tenbellige ahs- 
dirmak yolundaki adetlerimizin zaranni da islamiyyete yiiklemek 
cok insafsrzhkdir. Ciinki, islamiyyetde baba, akil ve balig olan co- 
cugunu beslemege mecbur degildir. Onun cahsip kazanmasi lazim- 
dir. Bunun icin, her baba, cocuguna ilm, edeb ogretdigi gibi, san'at 
ogretmege de mecburdur. 

insanlarm yapdigi islerde, iradelerinin te'sirini bildirmek baki- 
mmdan, bashca uc yol vardir: (Mu'tezile) firkasi, (Cebriyye) firka- 
si, (Ehl-i Siinnet) firkasi. 

Mu'tezile mezhebine gore, Allahii teala insanlara kudret ve ira- 
de vermisdir. insanlar biitiin islerini kendileri yaratir. (Kul, fi'linin 
hahkidir) derler. Kolun titremesi, kalbin atmasi kendiliginden olu- 
yor. Fekat kolu kaldirmagi, ayagm yuriimesini insan yaratiyor de- 
diler. insan, istekli islerini kendi yaratmasaydi, Allahii tealamn iyi- 
liklere miikafat, kotuliiklere azab yapmasi adaletsizlik olurdu, de- 
diler. Boyle inanislarma vesika olarak, (Allahii teala insanlara 
zulin etmez. insanlar kendilerine zulm ediyorlar) ve (Yapdiklari- 
nin cezasidir) mealindeki ayet-i kerimeleri one siirtiyorlar. 

Cebriyye firkasmda olanlar ise diyor ki, (Biitiin olacak seyleri 
kalem ezelde yazdi ve sonradan degisdirilmemesi icin mtirekkebi 
de kurudu. Hersey ezelde takdir olunmusdur. Allahii tealamn il- 
minde olanlar ve ezelde takdir etdigi hersey, oylece hasil olacak- 
dir. Bunu kimse degisdiremez dediler. Ra'd suresi onsekizinci aye- 
tinde, (Allah herseyin hahkidir) buyuruldu. insani yaratan, insana 
kudret ve irade veren ve insamn biitiin islerini yaratan odur) dedi- 
ler. 

Muhammed Ma'sum-i Faruki "rahmetullahi aleyh" (Mektu- 
bat)inm ikinci cildi sekseniiciincii mektubunda buyuruyor ki: 
Cebriyye firkasmdan olanlar, insanda irade ve ihtiyar, ya'ni sec- 
mek ve dilemek yokdur dediler. insan her isini yapmakda mec- 
burdur. insan, rtizgarla sallanan agaca benzer. insan bir isi yapdi 
demek dogru degildir. Her isini Hak teala yapar dediler. Bu soz- 
leri kiifrdiir. Boyle inanan, kafir olur. Bunlara gore, insamn iyi is- 
lerine sevab verilir. Kotii islerine azab yapilmaz. Kafirler ve giinah 
isleyenler ma'zurdur. Suclu sayilmazlar ve ceza gormezler. Ciinki 
bu kotiiltikleri, onlar yapmiyor, Allah yapiyor. insanlara zorla 
yapdinyor diyorlar. Bu sozleri de kiifrdiir. Saffat suresinin yirmi- 
dordiincii ayetinde mealen, (Onlar inanislarindan ve yapdiklann- 
dan sorulacaklardir) buyuruldu. Hadis-i serifde, Cebriyye firka- 
smda olanlara, yetmis Peygamberin la'net etdigi bildirilmisdir. Bu 

-231- 



sozlerin yanlis oldugunu akh olan herkes kolayca anlar. Elin titre- 
mesi ile, eli istekle kaldirmak baska oldugu meydandadir. Elin tit- 
remesi, insamn dilemesi ile degildir. Eli yukan kaldirmak ise, insa- 
nin istemesi ve dilemesi iledir. Cebriyye firkasmm yanlis yolda ol- 
dugu, ayet-i kerimelerden acikca anlasilmakdadir. Ahkaf suresinin 
ondordiincii ayetinde mealen, (Yapmis olduklari iyiliklerin karsili- 
gmi goriirler) buyuruldu. Kehf suresinin yirmidokuzuncu ayetinde 
mealen, (istiyen inanir, istiyen inanmaz. Biz, zalimler [ya'm inan- 
mayanlar] icin ates hazirladik) buyuruldu. Nahl suresinin otuzu- 
ciincu ayetinde mealen, (Allahii teala onlara zulin etmedi. Onlar 
[kiifr ederek ve giinah isliyerek] kendilerine zulm etdiler) buyurul- 
du. Insanlarda ihtiyar etmek, secmek kuvveti bulunmasaydi, Alla- 
hii teala bu ayet-i kerimede, (Onlar, kendilerine zulm eyledi) de- 
mezdi. Cok kimseler Cebriyye firkasina uyarak, insanlar diledigini 
yapamaz, diyor. Giinah islemege mecbur olduklanm, zorla giinah 
islediklerini soyliiyorlar. Kendilerini ozrlii, sucsuz gosteriyorlar. 
Halbuki, Allahii teala, emrleri ve yasaklan yapabilecek kadar in- 
sanlara ihtiyar ve kuvvet vermisdir. Kalbin atmasi ile insamn yiirii- 
mesi elbette baska baska hareketdir. Kalbin atmasi insamn elinde 
degildir. Fekat insan, isterse yiiriir, istemezse yurtimez. Allahii te- 
ala, kerim oldugu, merhameti cok oldugu icin, giicleri yetismeyen 
seyleri insanlara emr etmemisdir. Yapabilecekleri seyleri istemis- 
dir. Bekara suresinin son ayetinde mealen, (Allahii teala kullarina, 
yapabilecekleri $eyleri emr etmisdir) buyuruldu. Cebriyye firkasi- 
na cok sasihr ki, kendilerini dinlemiyenlere, kendilerine sikinti ve- 
renlere giiceniyorlar, onlara karsi koyuyorlar. C° cu klanm terbiye 
etmek, yetisdirmek icin doviiyorlar. Yabanci erkekleri kendi ka- 
dmlarma, kizlarma yaklasdirmiyorlar. Boyle yapanlarm camm ya- 
kiyorlar. Bunlar ma'zurdur, mecburdurlar diyerek goz yummuyor- 
lar. Fekat, ahiret islerine gelince, bizim elimizde birsey yokdur, 
herseyi Allah yapiyor diyerek, islamiyyetin yasak etdigi kotiiliikle- 
ri sikilmadan yapiyorlar. Emrleri, ibadetleri yapmakdan kaciyor- 
lar. 

insanlarda dilemek, istemek yokdur derken, her diledikleri 
kotuliigii yapiyorlar. Tur suresinin yedinci ayetinde mealen, (Al- 
lahii tealamn azab yapacagi giin elbette gelecekdir. Onu kimse 6n- 
leyemez) buyuruldu. Bir deliyi kendi evlerinde gorseler veya bir 
giinah isledigini gorseler, akh yokdur, ihtiyan yokdur diyerek ses 
cikarmazlar. Fekat akh basmda olan kimseler sue isleyince, ceza- 
sim verirler. Demek ki buna, ihtiyan oldugu icin, isteyerek yapdi- 
gi icin, ceza veriyorlar. Cebriyye firkasi, insanlarda ihtiyar yokdur 
dedigi icin ve Mu'tezile firkasi ise kaza ve kadere inanmadiklan 

-232- 



icin, dogru yoldan sapdilar. Bid'at ehli oldular. Dalalete diisdiiler. 
Ikisinin arasinda kalan dogru yolu bulmak, (Ehl-i siinnct) alimle- 
rine nasib oldu. Isitdigimize gore, imam-i a'zam Ebu Hanife "rah- 
metullahi teala aleyh", imam-i Ca'fer Sadik "radiyallahii anh"dan 
sordu ki, Ey Resulullahm torunu! Allahii teala, isleri kullann ar- 
zularma birakmis midir? Cevabinda buyurdu ki, Allahii teala, 
Rab olmak, yaratici olmak sifatmi kullanna birakmaz. Imam-i 
a'zam yine sordu: isleri kullanna zorla mi yapdinr? Cevabinda 
zorla yapdirmaz. Kullann arzulanna da birakmaz. Ikisi arasidir 
dedi. En'am suresi yiizkirksekizinci ayetinde mealen, (Musrikler 
diyeceklerdir ki, eger Allahii teala dilese idi, biz ve babalanmiz 
miisrik olmazdik, kendiligimizden birseyi haram etmezdik) buyu- 
ruldu. Bu ayet-i kerimede bildirildigi gibi, kafirler ve musrikler, 
Allah bizim kiifr ve sirk yapmamizi dilemis diyorlar. Allahii teala, 
onlann bu sozlerini, behanelerini kabul etmeyecekdir. Boyle soz- 
leri, cahil ve ahmak olduklanm gostermekdedir. 

Siial: Ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" bildirdigine gore, hayr ve ser, hersey Allahii tealamn takdi- 
ri ve dilemesi iledir. Buna gore, kafirlerin kufrii de, Hak tealamn 
dilemesi ile olmuyor mu? Bunlarm ozrleri, hakh degil mi? Bu soz- 
leri nicin kabul edilmiyor? 

Cevab: Kafirler, bu kotii hale zorla diismiis olduklanm, ma'ziir 
olduklanm soylemiyorlar. Bunlar, kufrii ve giinahlan sue bilmi- 
yorlar. Bunlarm kotiiliigiinii kabul etmiyorlar. Allahii teala, dile- 
digi herseyi sever, begenir, eger sevmeseydi dilemezdi, diyorlar. 
Bizim sirkimizi, kiifriimuzii ve yapdiklanmizi kendisi dilemekde 
ve yapdirmakdadir. Onun icin hepsini begenir, sever. Bunlan ya- 
panlara azab etmez diyorlar. Yukandaki ayet-i kerimenin sonun- 
da mealen, (Bu kafirler sana inanmadiklari gibi, claha once gclmis 
olanlar da, Peygamberlerine inanmadilar. Bunun icin azabimizi 
tatdilar. Onlara soyle ki, yammzda kitab ve sened gibi saglam bil- 
giniz varsa, onu bize gosteriniz. Fekat siz, uyduruyor, yalan soylii- 
yorsunuz) buyuruldu. Hak teala, Kur'an-i kerimde ve biitiin Pey- 
gamberlerinin kitablarmda kiifriin cirkin oldugunu ve hie begen- 
medigini bildiriyor. Kafirlerin mel'un oldugunu ve rahmetine ka- 
vusamayacaklanm ve sonsuz azab cekeceklerini haber veriyor. Bu 
sozlerinin cahillik oldugunu bildiriyor. Cunki, bir seyi yapmak is- 
temek, o seyi sevmek oldugunu gostermeyebilir. Kiifrii ve giinah- 
lan elbette Allahii teala dilemekdedir. Cunki, Onun dilemedigi 
bir seyi kimse yapamaz. Bunlan dilemekde ise de, razi degildir, 
begenmez. Boyle oldugunu, Kur'an-i kerim acikca bildirmekde- 

-233- 



dir. Kafirlerin bu sozleri, Cebriyye firkasmm inamsina uygundur. 
Ihtiyarlan, ya'ni secip yapma haklan olmadigim soylemislerdir. 
Allahii teala da, bu sozlerini reddetmis, yiizlerine carpmisdir. Ciin- 
ki, boyle inanmamn yanhs oldugu yukanda bildirildi. 

Kafirlerin bu sozleri, belki de alay etmek icindir. Inanclarim 
bildirmek icin degildir. Ciinki kendi islerini kotii bilmiyorlar. Iyi 
birsey yapdiklanna inamyorlar. Bu isleri, Hak teala begeniyor, se- 
viyor diyorlar. 

Siial: insanlarm her isi, Hak tealanm dilemesi ile olmakdadir. 
Hayr ve ser ezelde takdir edilmis, yazilmisdir. Boyle olunca, insa- 
nm ihtiyan, secme hakki kahr mi? Herkesin, ezelde takdir edilmis 
olan iyi ve kotii seyleri yapmasi lazim gelmez mi? 

Cevab: Ezeldeki, ya'ni sonsuz oncelerdeki takdir, (Filan kimse, 
kendi istegi ile filan isi yapacakdir) seklindedir. Goriiliiyor ki, ezel- 
deki takdir, insanda ihtiyar, ya'ni secmek hakki bulunmadigim de- 
gil, ihtiyarm bulundugunu gostermekdedir. Ezeldeki takdir, insan- 
larda ihtiyar bulunmadigim gosterseydi, Hak tealanm da, her gun 
yaratdiklarmda, yapdiklarmda ihtiyarsiz olmasi, mecbur olmasi la- 
zim gelirdi. Ciinki, Allahii teala da, herseyi, ezeldeki takdire uygun 
olarak yaratmakdadir. Allahii teala muhtardir. Diler, secer, diledi- 
gini ve secdigini yaratir. Sekseniiciincu mektubun tercemesi bura- 
da temam oldu. 

Ehl-i siinnet mezhebi, mu'tezile ile cebriyye arasmdadir. Ehl-i 
siinnete gore, insan kendi islerinin hahki olmadigi gibi, bu isleri 
yapmaga mecbur da degildir. Ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetul- 
lahi teala aleyhim ecma'in" sozlerini biraz acikhyahm: Din-i islam- 
da ve semavi olan biitiin dinlerde hersey, her is Allahii tealanm 
takdiri ile, iradesi ile hasil oluyor. Fekat, insan bir isin ezelde nasil 
takdir edildigini bilmedigi icin, Allahii tealanm emrine uyarak ca- 
hsmasi lazimdir. Kaza ve kader, insamn cahsmasma mani' degildir. 
Insanlar, kaza ve kaderi, bir isi yapmadan once degil, yapdikdan 
sonra diisiinmelidir. Hadid suresinin yirmiikinci ayet-i kerimesin- 
de mealen, (Diinyada olacak hersey, diinya yaratilmadan evvel 
ezelde Levh-i mahf uza yazilims, takdir edilmisdir. Bunu size bildi- 
riyoruz ki, hayatda kacirdiginiz firsatlar icin iiziilmeyesiniz ve ka- 
vusduguiiuz kazanclardan, Allahin gonderdigi ni'metlerden mag- 
rur olmayasiniz. Allahii teala kibrlileri, egoistleri sevmez) buyu- 
ruldu. Bu ayet-i kerime gosteriyor ki, kaza ve kadere iman eden 
bir kimse, hicbir zeman ye'se, timmidsizlige diismez ve simar- 
maz. Kaza ve kadere inanmak, insamn cahsmasma mani' olmaz. 
Cahsmasim kamcilar. (Cahsiniz! Herkes, kendisi icin takdir edil- 

-234- 



mis olan seylere siiriiklenir) hadis-i serifi de, insanm cahsmasinm; 
kaza ve kaderin nasil oldugunu gosterecegini, calismak ile kaza ve 
kader arasmda siki bir baglihk bulundugunu bildirmekdedir. Bir 
adamm iyilik icin cahsmasi, bu adam icin ezelde iyilik takdir edil- 
mis oldugunu gostermekdedir. Ciinki herkes, kendisi icin ezelde 
takdir edilmis olan isleri yapmaga siiriiklenir. 

Kaza ve kadere inanmak ve biitiin hayrlan ve serleri cenab-i 
Hakdan bilmek, mtislimanlar icin nasil bir vazife ise, hayrli isleri 
yapmak ve ser olan, fena olan islerden kacmmak icin calismak da, 
vazifedir. Allahii tealamn, bir seyin nasil olacagini, olmadan evvel 
bilmesi ve o bilgisine gore takdir ve irade buyurmasi, insanlara 
cebr etmek olmaz. Ciinki, kullann irade ve ihtiyarlarmi nasil kul- 
lanacagim da ezelde biliyordu. Bu bilmesi ve takdir etmesi, kulla- 
nn arzularma, iradelerine zid degildir. Cenab-i Hakkin ezelde bil- 
mesi, islerin olmasma veya olmamasma bir te'sir yapmiyor. (ilm, 
ma'luma tabi'dir) sozii de, ilmin islere te'sir etmeyecegini anlat- 
mak icin soylenmisdir. 

Bir insan, iyi veya kotii bir is yapar. Allahii teala, ezelde ya'ni 
cok onceden, o isin yapilacagim bilmis ve bildigine gore takdir ey- 
lemisdir. Allahii tealamn takdiri yerini bulacakdir ve bu takdire se- 
beb olan ilmi de yanhs cikmayacakdir. Goriiliiyor ki, insan bu isi 
yapmakda mecbur olmus degildir. Allahii teala, bu kimsenin o isi 
kendi iradesi ile, arzusu ile yapacagmi ezelde bilmisdir. Kulun ihti- 
yan, ya'ni iradesi, ezeldeki kaza ve kaderin sebebi olmakdadir. 
Bundan anlasihyor ki, Allahii teala, o isin yapilacagim ezelde bil- 
digi ve oylece takdir etdigi icin, insan o isi yapmagi irade edecek 
degildir. insanm iradesini, o isi yapmaga kullandigi icin, ya'ni o isi 
yapmak isteyecegini Allahii teala ezelde bildigi icin takdir eylemis- 
dir. 

Insanm bir isi yapmasina ilk sebeb, onun kendi irade ve ihtiya- 
ndir. Kulun kendi arzusu ile yapdigi bir isi, Allahii teala ezelde 
takdir etmis ise de, o insanm iradesi ve ihtiyan da, ezeli ve belki 
takdirden once ilm-i ilahidedir. Boyle oldugu icin, ezeldeki takdir, 
kulun irade ve ihtiyarma yardim etmis olur. Kul kendi kendine 
birsey yapamiyacagi, herseyi Allahii tealamn yaratmasi lazim ge- 
lecegi icin, kulun bir ise olan iradesini Cenab-i Hak, kendi takdiri 
ile yapdirmakdadir. iste Ehl-i siinnet, burada mu'tezileden ve on- 
larm yolunda olan si'ilerden aynlmakdadir. Onlar (Cenab-i Hak, 
insanlan yaratir ve kendilerine kudret ve irade verir, otesine kans- 
maz) diyorlar. Ehl-i siinnet ise, (Cenab-i Hak, sizin ve viicude ge- 
tirdiginiz islerinizin halikidir) mealindeki ayet-i kerimeye uygun 

-235- 



olarak, kullann her hareketi, her isi, Cenab-i Hakkm halk ve icad 
etmesi ile ve kuvvet vermesi ile, yapdirmasi ile hasil oluyor, diyor. 
Cenab-i Hakkm yaratmasi, insan irade ve ihtiyanm kullandikdan 
sonra oluyor. isin irade-i ctiz'iyye ve kesb denilen bu kismi insana 
aid olup, bunu Allahii teala halk ve icad etmez. Ciinki bu, bir var- 
lik degildir. Halk ve icad, haricde var olan seylerde olur. 

ilm-i ilahinin, kullann ilmine benzemeyip, hep dogru cikmasi 
lazimdir. ilm-i ilahinin hep dogru cikmasi, Cebriyyeyi ve reformcu- 
lan sasirtmis, ilm-i ilahinin, kullann islerine hakim ve miiessir ol- 
dugunu sanmrslardir. ilm-i ilahinin hie sasmamasi, ilmlikden cika- 
rak cebre donmesine sebeb olmaz. Talebesinin imtihamnda kaza- 
namiyacagim onceden bilen mu'allimin bu bilgisi, imtihanmi vere- 
miyen talebesi icin, bir cebr ve zulm olamaz. Allahii teala, ileride 
olacak herseyi ezelde biliyor. Herseyin bu bilgiye uygun olarak ol- 
masi, insamn irade ve ihtiyarmm yok oldugunu gostermez. Ciinki, 
Allahii teala kendi yaratacaklanm da, ezelde biliyordu. Elbette bu 
bilgisine uygun yaratacakdir. Bu bilgisine elbette uygun yaratmasi, 
onun irade ve ihtiyarmm yok oldugunu gostermiyecegi gibi, insan- 
lann irade ve ihtiyanm inkar etmek de dogru olmaz. 

insan birsey yapacagi zeman, once bunu ihtiyar eder, secer, ira- 
de eder, ister. Sonra yapar. Bundan dolayi, kullar, is yapmakda 
mecbur degildir. ister yapar. istemezse yapmaz. 

insamn bir isi yapmak istemesi icin, once bu isi gorerek, isite- 
rek, diisiinerek hatirlamasi, kalbine gelmesi lazimdir. insan, kalbi- 
ne gelen birseyi ister veya istemez. Mesela, ben bir seyi faideli bu- 
lurum, yapmak isterim. Siz de liizumsuz goriir, yapmak istemezsi- 
niz. islerinde hiir oldugunu soylediginiz insanlarm is yapmagi on- 
ceden kalbine getiren, faideli, luzumlu olup olmadigini bildiren 
kimdir? Bendeki dusunce, sizde nipin hasil olmaz? Hasil oldu ise, 
size nicin luzumlu goriilmez? iste bu cesidli sebebler, insamn elin- 
de degildir. Bunun icin, Ehl-i siinnet alimlerinden birkaci (insanlar 
iradeli islerinde hiir iseler de, irade ve ihtiyarlarmda hiir degil, 
mecburdur) demislerdir. imam-i Gazali hazretleri, (istedigimi ya- 
panm) diyen bir adama, (istedigini isteyebilir misin?) demisdir. 
Kur'an-i kerimde Dehr suresindeki ayet-i kerimeye, Ebiil-Hasen-i 
Es'ari hazretleri, (Siz, ancak Allahii tealanin diledigini istersiniz!) 
ma'nasim vermisdir. Kaza ve kader bilgisi iizerinde (Se'adet-i Ebe- 
diyye) kitabmm, ikinci kism, dorduncii ve 47, 48, 49 ve 50. ci mad- 
delerinde genis bilgi vardir. Liitfen oradan okuyunuz! 

Kasas suresinin altmissekizinci ayetinde mealen, (Rabbin, ken- 
di istedigini yaratir. Yalniz O ihtiyar eder, secer. Onlarin irade ve 

-236- 



ihtiyarlan yokdur) ve Enfal suresi yirmidorduncii ayet-i kerime- 
sinde mealen, (Muhakkak biliniz ki, Allahii teala, insan ile kalbi 
arasina girer) ve Kasas suresinin ellialtmci ayet-i kerimesinde me- 
alen, (Sen sevdigini dogru yola getiremezsin. Allahii teala diledi- 
gini dogru yola gotiiriir) ve En'am suresinin yiizonbirinci ayetinde 
mealen, (Biz onlara gokden melekleri indirsek ve karsilai mda olii- 
leri konusdui sak ve her istediklerini onlara versek, biz dilemedik- 
ce yine iinan etmezler) ve bu surenin yiizyirmibesinci ayetinde me- 
alen, (Allahii teala kime hidayet etmek isterse, onun gogsiinii isla- 
miyyet icin genisletir. Dalaletde birakmak istediginin gogsiinii de, 
o derece dar ve siki bulundurur ki, oraya hakikatin girebilmesi, sa- 
hibinin goke cikmasi gibi miimkin degildir) ve Hud suresinin otuz- 
dordiincii ayetinde mealen, (Ben size nasfhat etmek istesem bile, 
Cenab-i Hak dalaletde kalmanizi dilemis ise, size faidesi olmaz) 
buyuruldu. Kaza ve kadere inanmayan mu'tezile firkasi ile bunla- 
nn izinde gidenler, bu ayet-i kerimeler karsismda sasinp kalmak- 
dadirlar. 

Hadis-i serifde, Musa aleyhisselam ile Adem aleyhisselamm 
kaza ve kader iizerindeki konusmalan uzun bildirilmisdir. Bu ha- 
dis-i serif, (Se'adet-i Ebediyye) kitabinm, ikinci kism, ellinci mad- 
desinde genis yazilidir. 

Insan iradesinin de, cebre dogru suriiklendigini gosteren bu ve- 
sikalar yamnda, insani islerinde sorumlu tutacak bir hiirriyyete 
malik oldugu da meydandadir. Diinyamn her yerindeki mahkeme- 
ler, hatta her insamn vicdam, bir can yakanm, bir zalimin afv edil- 
mesini istemez. Cebriyye mezhebinde olan koyu bir miiteassib bi- 
le, kendisine haksiz saldiran bir adama kizmakda, hatta ona karsi- 
hk yapmakda kendini hakh bulur. Sairin biri diyor ki: (Kaza ve ka- 
derin iskencelerine bile razi oldugunu soyleyen cebriyye firkasm- 
daki birinin ensesine bir tokat vur! Ne yapiyorsun diyecek olursa, 
kaza ve kader boyle imis de! Bakahm sana hak verir mi?) 

Diinyadaki biitiin adalet kanunlan ve ahlak prensibleri, 
Kur'an-i kerimden alinmisdir. Mesela Zilzal suresinin yedinci ve 
sekizinci ayet-i kerimelerinde mealen, (Zerre kadar iyilik yapan, 
onun miikafatina, zerre kadar kotiiliik yapan da, onun karsihgma 
kavusur) buyuruldu. Bu da, adalet-i ilahiyyesini tasdik etmekde ve 
kuvvetlendirmekdedir. 

En'am suresinin yiizkirksekizinci ayet-i kerimesinde mealen, 
(Allahii tealaya baskalarim ortak edenler, Allah istese idi, biz 
miisrik olmazdik dedikleri zeman, onlara, hiiccet-i baliga Allahin- 
dir. Allahii teala istese idi, hepinize hidayet ederdi, diye cevab 

-237- 



ver!) buyuruldu. Bu ayet-i kerime, miisriklerin (Allah istese idi, biz 
musrik olmazdik) sozlerini red etmiyor. Onlann bu sozlerindeki 
bozukluk, yanhshk, (Allah diledigi icin suclu olduklanm) bildikle- 
rinde degildir. Bu sozii Peygamberleri susdurmak icin ve kendile- 
rini suclu olmakdan kurtarmak icin soylemelerindedir. Ciinki, Al- 
lah istese idi musrik olmazdik sozleri dogrudur. Nitekim, bu ayet-i 
kerimede, mealen (Allahii teala istese idi, hepinizi dogru yola go- 
turiirdii) buyuruldu. En'am suresindeki yiizyedinci ayet-i kerime- 
de mealen, (Allahii teala istese idi, onlar musrik olmazlardi) buyu- 
ruldu. Miisriklerin bu sozleri dogru ise de, bu sozii Peygamberleri 
"aleyhimiissalevatu vetteshmat" susdurmak icin soylemeleri cirkin 
olmakda ve azarlanmakdadirlar. Ciinki Allahii tealamn, emr etdi- 
gi seylerin hepsini irade etmis olmasi lazim olmadigi gibi, yasak et- 
digi seylerin hepsini irade etmemis olmasi da lazim gelmez. Ya'nl 
Allahii teala, diinyada olacak herseyi ezelde irade etmisdir. Bunla- 
nn icinde, kendinin yasak etdigi, razi olmadigi seyler de vardir. ira- 
de etmek, ya'ni istemek baskadir, razi olmak, begenmek baskadir. 
Bu ikisini birbiri ile kansdirmamahdir. Goriiliiyor ki, Allahii teala, 
bir isin yapilmasim irade etdigi halde, insanlarm o isi yapmasim ya- 
sak etmis olabilir. 

(Beled) suresinin sekizinci ayeti ve (Vessemsi) suresinin seki- 
zinci ayeti de, Allahii tealamn insanlara maddi ve ma'nevi kuvvet 
verdigini ve iyi ve fena yollari ayirdigmi ve mes'uliyyetin insana aid 
olacagim acikca anlatmakdadir. 

Goriiliiyor ki, insan bir bakimdan fail-i muhtardir. Her isinden 
diinyada da, ahiretde de mes'uldiir. Fekat, insamn ihtiyanm ve ira- 
desini kendi haline birakmiyan bir irade-i kiilliyye vardir. insan, 
kendisinin kadir veya aciz olduguna karar verememekdedir. Bu 
soruyu cozmek cok giicdiir. Diinyada esi bulunmaz bir bilmecedir 
dense yeridir. 

Yukanda gecen, (Siz yalniz Allahii tealamn diledigini arzu 
edersiniz) mealindeki ayet-i kerimeye, Ebu Mensur Matiiridi haz- 
retleri soyle ma'na vermekdedir: (Allahii tealamn iradesi, sizin 
iradenizle beraberdir. Siz irade edince, Allahii tealamn iradesini 
hazir bulursunuz). Es'ari mezhebine gore, ayet-i kerime, Allahii 
tealamn iradesini bizim irademizle birlesdirmiyor. Bizim irademi- 
zi Allahii tealamn iradesine baghyor. insanlardan, iyi seyleri irade 
etmeleri isteniyor. Boyle iradelerinin, irade-i ilahiyyeden kuvvet 
alabilecegini soyliyor. Kulun her isi gibi, iradesi de, cenab-i Hak- 
kin izn vermesine muhtacdir, diyor. Bir ayet-i kerimenin meal-i 
serifinin (Onlar icin irade ve ihtiyar yokdur) oldugunu yukanda 

-238- 



bildirmisdik. Kureys kafirleri, (Su Kur'an, Mekkenin veya Medi- 
nenin ileri gelenlerinden birine indirilseydi) diyorlardi. Bu ayet-i 
kerime, insanlarda, kimin Peygamber olacagmi secmek iradesinin 
bulunmadigim bildirmekdedir. (Allahii teala, insan ile kalbi arasi- 
na girer) mealindeki ayet-i kerime de, Beydavi tefsirinde bildirildi- 
gi gibi, Allahii tealanin, kalblerdeki en gizli seyleri gordiigiinu, bil- 
digini anlatmak icin gonderilmisdir. 

Adem aleyhisselam ile Musa aleyhisselamin konusmalarini ve 
Adem aleyhisselamin kazandigim bildiren hadis-i serife gelince: 
Ehl-i siinnet alimlerine gore "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in", Adem aleyhisselamin begenilmeyen isinde, kesb, kaza ve 
kader ve tevbe bir araya toplandi. Tevbe ile kesb birlesince, iki zid 
elektrik yiikii gibi, birbirlerini yok etdiler. Ortada yalniz kader 
kaldi. Kaza ve kader icin de, kimseye birsey denilemiyecegini bil- 
diriyorlar. Adem aleyhisselamin yapdigi isin kendine olan tarafi 
tevbe ile diizeldikden sonra, evladma olan tarafi, ya'ni insanlarm 
yeryiiziinde yasamalarma sebeb olmasi, insanlar icin bir kader-i 
ilahidir. 

Yukanda gecen ayet-i kerimelerde islerin yalniz Allahm irade- 
si ile olacagmm bildirilmesi de, kaderin kaza halini aldigi haller 
icindir. insanlar, kendi iradeleri ile kaderdeki isleri yapmaga bas- 
lar. Allahii teala da bunlan irade etdikden sonra, is kaza halini ahr. 
Ya'ni meydana gelir. iste kaderdeki isler, kaza haline gelince, in- 
sanlarm iradesi artik bunu degisdiremez. Se'adet veya felaket geri 
donemez. (Yasin) suresinin, (Onlarin onlerine ve arkalarma sed 
cekdik. Gozlerini perdeledik. Artik gormezler) mealindeki ayet-i 
kerimesi ile Bekara suresinin bas tarafindaki (Allahii teala onlarin 
kalblerini miihrledi. Kulaklarim ve gozlerini perdeledi) mealinde- 
ki ayet-i kerime, bu hali haber vermekdedir. Bu ayet-i kerimeler, 
aynca gosteriyor ki, kendilerini herhangi bir suretle, Allahii teala- 
ya sevdirenler himaye edilir ve daha cok hidayete kavusdurulur. 
Gadab-i ilahiye sebeb olanlar da, kotii islerinde terk edilirler. Pek 
nazik ve ince isler, bu sevgiye veya gadaba sebeb olabilir. Bunun 
icin, insamn Allahina karsi cok uyanik olmasi lazimdir. Kaderde 
bulunan isler, kaza haline gelmeden once, insan dis etkilerin baski- 
lan altmda kalsa bile, irade ve ihtiyan elindedir. 

insanlar irade sahibidir. Dtisuncelerinde ve hareketlerinde 
hiirdur. Fekat, dtisunceleri ve isleri, bir sebebe baghdir. Bu sebeb- 
ler insam hiir olmakdan cikarmaz. Ciinki, bu sebebler olmadan da, 
irade sahibidirler ve sebebsiz olarak da irade eder ve yaparlar. Se- 
bebler varken, insan istemezse, is cok zeman olmaz. Sebeblerin 

-239- 



bulunmasi, isin yapilmasim icab etdirseydi, Allahii tealanm da ira- 
de ve ihtiyan bozulurdu. insan bir isi yapip yapmamagi irade etme- 
den once, zihninde diisuniir, tartisir. Hangi taraf agir gelirse, onu 
irade eder. Bir satici encok para veren musteriye satar. Bu miiste- 
ri, mail saticidan cebren alamaz. Satici cok para veren adama sat- 
maga mecbur gibidir. Biri cikip da, az para verene satamazsm di- 
yerek kizdinrsa baska diisunceler ve yeni tartismalarla, buna sat- 
maga da mecbur olabilir. 

Allahii teala, gonderdigi dinler ile, insanlara iyi ve kotii isleri ve 
bunlara karsihk olan nfmetlerini ve azablarim bildirerek, kullarm 
iradelerine sebebler hazirlamakla beraber insanlarm zihnlerinde, 
onlan iyi ve kotii yollara sevk edebilen ve birbiri ile tartismakda, 
cekismekde bulunan sebebler, diisiinceler de yaratmisdir. Allahii 
tealanm bildirdigi ve zihnde yaratdigi sebeblerin catismasmdan, 
iyilik tarafi agir basarsa, insan iyi tarafi irade eder. Mesela bir 
me'mur, iyi cahsmasim icab etdiren kanun ve nizamlan bilirken, 
kanuna uymazsa, mesela riisvet ahrsa, vicdamnda kanunun yasagi- 
na karsi agir basan bir sebeb, bu yolsuzlugu yapmaga onu zorla- 
misdir. Yapilmayacak bir isi, dayanamamis, yapmisdir. Para teklif 
edilmesi ve Allahii tealanm zihnde yaratdigi para sevgisi, riisvet al- 
mak irade ve ihtiyarma mecbur etmis ise de, kanun bunu iyi karsi- 
lamaz. 

Hukumet kanunlan gibi, din ve ahlak kanunlanm koyarak, on- 
lara uymagi siki emr eden Allahii tealanm, ote yandan hep kotii- 
liik isteyen nefs-i emmareyi insanlarda yaratmasi, hiikumetin 
me'muru tecribe icin el altmdan riisvet gondermesine, me'murun 
da, yaman bir imtihan gecirmekde oldugunu anlayarak dikkatli ve 
uyamk olmasi icab etmesine benzer. 

Akllan yoran, fikrleri yipratan bu ince bilgileri, din alimleri, 
miislimanlarm basma bela etmemisdir. Alimler incelemisler ve 
binlerle kitab yazmislardir. Dinde reformcularm, cocuklarm sor- 
malanna, incelemelerine hak verip de, din alimlerinin incelemele- 
rini ve yazmalanni kotiilemelerine sasihr. 

Tabfiyyecilerden bir kismi ve komunistler, herseyi tabfat yapi- 
yor dedikleri halde, bu gizli kuvveti anhyamiyorlar. Herseyin gizli 
bir kuvvet altmda yapildigma inanmak, miislimanlar icin, nicin bir 
sue olsun? 

Kaza ve kader bilgisinde, seyh-i ekber Muhyiddm-i Arabi haz- 
retleri, baska bir yol tutmusdur. Bagdad Miiftisi Sihabuddin Mah- 
mud Alusi de, bu yolda yurumiisdiir. Bunlara gore, hayr ve serri 

-240- 



irade etmek, insamn bir ozelligidir. Bu ozellikleri, Allahii teala ya- 
ratmaz. Mesela: Allahii teala, elmayi elma yapmadi, yalniz onu ya- 
ratdi derler. Son soz olarak deriz ki, Ehl-i siinnet alimlerine gore, 
(Insan birseyi irade edince, Allahii teala da irade ederse, o seyi ya- 
ratir. insamn her isi, bu iki irade ile hasil olmakdadir. Birinci ira- 
deye gore, insan mes'uldur. Fekat isler ikinci irade ile meydana 
gelmekdedir.) 

Dinde reformcularm dedigi gibi, islam alimlerinin kaza ve ka- 
der iizerinde cok kitab yazmalan, vehmler, hayaller ve hurafeler- 
le ugrasmak degildir. ilm iizerine dayanan incelemelerdir. Cinle- 
rin, perilerin, vampirlerin hayallerini kansdirmislar demeleri de, 
islam alimlerine karsi biiyiik bir iftira ve saygisizlikdir. Kadmlar- 
da, cahillerde, cocuklarda cok bulunan bu hayallerin ve efsanele- 
rin geldigi yer, islam alimlerinin kitablan degil, Avrupadan, Ame- 
rikadan gelen hayallerle, cinayetlerle doldurulmus olan romanlar 
ve filmier ve yehudi ve hiristiyanlarm bozuk inanclan olsa gerek- 
dir. 

Evet, cin vardir. Buna inanmak lazimdir. Fekat, vehmleri, ha- 
yalleri cin sanmak yanhsdir. 

Miislimanlann kaza ve kadere inanmasim, cahsmaga, ilerleme- 
ge mani' gibi gostermege kimsenin hakki yokdur. Bu iftiralar, ko- 
miinistlerden ve masonlardan sizip gelmekdedir. Kaza ve kadere 
iman, cahsmakda gevseklik gostermegi veya egoist olmagi onler. 
insanlarm anlayislan, bilgileri ve giicleri dismda kalan hadiseleri, 
tesadiifiin su'ursuz iradesine birakmakdan ise insan kendi iradesi- 
nin parkini, atomdan giinese kadar herseyi kaplayan diizgiin bir 
makinamn hareketlerine baglarsa, ya'ni tedbirini takdire uydur- 
maga cahsirsa, islerinin daha basanh olacagi meydandadir. Cebriy- 
ye mezhebinde olanlan susdurmak icin onlara deriz ki: Tehliikeli 
bir yerde diismamn hiicum edecegi haber almsa, siz de buna inan- 
samz, (takdir ne ise, onu yaparlar. Baska birsey yapamazlar. Alla- 
hm takdir etdigine care bulunmaz) diyerek, rahat oturur musu- 
nuz? Yoksa karsi koymaga veya tehliikesiz bir yere gitmege hazir- 
lanir mismiz? Boylece, insanlarda tehliikeden kurtulmak ve ihti- 
yaclanm elde etmek icin, cahsmak hissinin, yaratihsda bulundugu, 
Cebriyye tarafindan da bildirilir. insamn ufak tefek islerde kadere 
inamp da, boyle tehliikeli veya muhtac oldugu zemanlarda inan- 
maz olmasi da dusuntilemez. 

Miislimanlann geri kalmasim, cehaletde, gafletde ve tenbellik- 
de aramahdir. Cehaletin nerden ve nasil geldigini de daha onceki 

- 241 - Faideli Bilgiler - F:16 



sahifelerde bildirmisdik. Kaza ve kader gibi ytiksek bilgileri, kaba- 
hatin icine kansdirarak, muslimanlarm imanlarini bozmaga cahs- 
mamahdir. 

31 — (Avrupa kiVasi kiiciik ve cok kalabahk ve topragi fakir 
oldugundan Avrupahlar yasayabilmek icin, tabfatla carpismaga, 
fen ve san 'atda ilerlemege mecbur oldu. Muhtac olan Avrupahla- 
nn birbiri He dogiismesi de, buna sebeb oldu. Afrikada sicak ha- 
valar insanlan gevsetdi. Ekvator ormanlanndaki bol ve cesidli 
meyvalar tenbellige sebeb oldu. Asyada, Afrikamn kizgm colleri 
ve Avrupamn buzlu daglan olmadigi icin, Asyahlar rahat yasadi- 
lar. Hayati kazanmak icin kolay cahsdilar. Asya kit'asi medeniy- 
yetin besigi oldu. Demek ki, sarkh bir millet de cahsabilir, yiikse- 
lebilir. Osmanhlann geri kalmasim, sarkh olmasmda, iklimde 
aramamahdir. Dinde, kaza ve kader anlayismda aramahdir) di- 
yor. 

Cevab: Osmanhlann kaza ve kaderi yanlis anladiklanni, insan- 
lann kendilerine kiymet vermeyip, hadiselere teslim olduklarmi 
bir an icin kabul etsek bile, cokuntiiyu meydana getiren sebebler 
baskadir. Bunu kisaca acikhyalim: 

Miislimanlarm hadiselere teslim olmasim hos gormeyen ileri- 
ciler, gozlerini acar acmaz, milletin bu halinden istifade ederek, 
onlan aldatmaga, mevki' ve menfe'at kapismaga koyuldular. On- 
lar memleketin yiikselmesi icin cahssalardi, ita'ate ve teslimiyye- 
te ahsmis diyerek kotiiledikleri bu millet, onlara da teslim olur, 
ytikselmekde giicliik cekilmezdi. Goriiliiyor ki, kabahat milletde 
degil, milleti dogru yola siiriiklemiyen, koltuk sahibi ilericilerde- 
dir. 

Milletin uyanmasi elbette lazimdir. Fekat, koca millet, hep bir- 
den uyanamaz ya. Once uyananlar, iyi yolda cahsmadilar. Yalmz 
kendilerini diisundiiler. Kotiiliiklere alet oldular. Geri kalanlar 
uyanmadan, biz kendi keyfimize, kendi kazancimiza bakahm dedi- 
ler. Bizden sonra ne olursa olsun, yeter ki, post elden gitmesin di- 
yerek sandalyelerini, koltuklanm saglamlasdirmak icin, milletin 
goziiniin kapah kalmasma cahsdilar. Milletin uyanmasma, yiiksel- 
mesine mani' bir iken iki oldu. Halk, gaflet uykusundan uyanmaga 
mi, yoksa acikgozlerin uyutmasmdan kurtulmaga mi cahsacagim 
sasirdi. Osmanhlann "rahmetullahi teala aleyhim ecma'm" cok- 
mesine, eskiden kalma uyuyanlar degil, yeni tiireyen yobazlar, din- 
de reformcular sebeb oldu. 

-242- 



32 — (Dinde reform yapmahyiz. Once imandan baslamahyiz. 
Iman, yalmz kalb He inanip, dil He soylemek olmaz. Din, iyiyi, 
kotiiyii, giizeli, cirkini aymyor. tyilik imanin sarti, fenahk iman- 
sizhgm sebebi olmahdir. Farzlann cesidli sartlari oldugu gibi, 
imanin da adalet, istikamet, hubb-i vatan, seref, namus gibi sart- 
lari olmahdir. Amentiiniin alti sarti islamiyyet olamaz. Miikem- 
mel bir sosyal din olan islamiyyet, bu yiizden sefalete sebeb olu- 
yor. Imanin, mii'mine birkiymet verecek suretde duzeltilmesila- 
zimdir) diyor. 

Cevab: Iman yalmz inanmak midir? Yoksa, reformcunun yu- 
kanda soyledigi gibi, imanin giizel islerle birlikde olmasi sart mi- 
dir? Islam alimleri, asrlarca once bunu incelemisler, bu yiizden fir- 
kalara aynlmislardir. Ehl-i siinnet alimlerine gore "rahmetullahi 
teala aleyhim ecma'in" iman, yalmz kalb ile inanmakdir. Dil ile 
soyleyemezse, afv olur. Mu'tezile ve hele harici denilen firkalar, 
amelsiz iman olmaz. Biiyiik giinah isleyen imandan cikar, dediler. 
Fekat, bu firkalarm aynlmasi, hep Kur'an-i kerimden ve hadis-i 
seriflerden anladiklan bilgilere dayanmakdadir. Dinde reformcu- 
lar ise, din bilgilerinden hie haberleri olmadan, kendi noksan akl- 
lan ve bozuk diisiinceleri ile, imam degisdirmege kalkisiyorlar. 
Cok hakh goriinen ve pek gizli tehliike tasiyan bir fikri, genclere 
asilamaga cahsiyorlar. Allahii tealamn dmine hem inanan, hem de 
uyan bir musliman ile, yalmz inanip da, islamiyyete uymayan miis- 
limani karsilasdinyor gibi goriinerek, islamiyyete uymagi koru- 
makdan ziyade, i'tikadi kiymetden dusiirmege, acikcasi, miisli- 
manlarm imanlarini bozmaga cahsiyorlar. Nitekim koca reformcu 
moskof Kazanh Musa Beykiyef de, (Rahmet-i ilahiyye burhanla- 
n) admdaki kitabmda, (Diinyada ilerlemis olan kafirlerin yamnda 
geri kalan miislimanlara mii'min denilmiyecegi ve her din, her i'ti- 
kad hak oldugu icin, bir miisrikin, bir kafirin kotii bilinemiyecegi) 
yazihdir. Boyle yazilann, miislimanlara mahsus olan imam kiy- 
metden dlisurmek icin hazirlandigi meydandadir. Musa Beykiyef, 
diinyadaki miislimanlara, dinde reform fikrini asilamaga cahs- 
makdadir. 

Islam memleketlerindeki dinde reformcular kurnaz davrana- 
rak, musliman gortinuyorlar. Dini kuvvetlendirmek, yiikseltmek 
istediklerini soyliyorlar. Sozlerine, yazilarma dikkat edilince, dinin 
insan tarafindan yapildigim, islamiyyeti Muhammed aleyhissela- 
mm ortaya cikardigim, Allah tarafindan gonderilmis bir din olma- 
digim kabul etdikleri goriilmekdedir. 

-243- 



Dinde reformculann yukandaki, (iyi isleri imana katmali) sozii, 
islam alimleri arasmda eskiden beri tartisilan bir bilgiyi meydana 
cikarmak olmayip, iyi is yapmagi imandan ustiin tutmak, daha 
dogrusu dinin temeli olan imam ve ibadetleri atarak, yalmz iyi is- 
leri, giizel bildikleri ahlaki, son asrm terbiye metodlan ile kansdi- 
rarak, buna islamiyyet ismini vermek demekdir. Bu da, dine yalmz 
diinya icin inanmakdir. 

Dinde reformcular, yalmz ahlaki ve diinya diizenini dusuniiyor- 
lar. Kitabimizin basmda acikladigimiz gibi, (dinin ash, esasi yok ise 
de, ahlaki diizelten faideli bir kuvvet oldugu icin, yalancikdan 
inanmak ve milleti de, ash varrms gibi inandirmak iyi olur) diyor- 
lar. Amelin, imamn sarti olmasim istiyorlar. Fekat, bu arzularma 
akl ile ve nakl ile hicbir delil, hicbir sened gosteremiyorlar. Yalmz, 
(amelsiz iman neye yarar? Kelam alimleri, ameli imana katma- 
makla, miikemmel bir sosyal din olan islamiyyeti, nazari, teorik bir 
din haline dusurmiisler) gibi ilm ile ve akl ile ilgisi olmayan, yalmz 
hissi oksayan ve cahillerin anlamasma uygun olan seyler soyliiyor- 
lar. Islam alimlerine diismanhklari atesinin, akl gozleri iizerine yig- 
digi dumanlar arasmda, bu sozleri sayikhyorlar. Kelam alimlerinin 
kitablarmdan haberleri olmadigi icin, miisliman adim tasiyanlarda 
gordiikleri ahlak bozukluguna care olarak islamiyyete saldinyor- 
lar. Bunlarm ne kadar haksiz ve ne derece ahlaksiz olduklanm giin 
lsigma cikarmak icin, islam alimlerinin ve tercihan Ehl-i siinnet 
(kelam ilmi) miitehassislarmm sozlerini kisaca bildirmeyi uygun 
goriiyoruz: 

Ehl-i siinnet mezhebine gore, biiyiik giinah isliyenin imam git- 
mez. Ya'ni kafir olmaz. Giinah isleyen miislimana (fasik) denir. 
I'tikadi, ya'ni imam saglam olan fasiklar, ahiretde Cehennem aza- 
bim ya goriir veya gormez. Goriir ise, sonra magfirete kavusarak, 
Cehennemden cikar. Miislimanligm temeli, Allahii tealamn birli- 
gine ve Allahm peygamberi olan Muhammed aleyhisselamm bil- 
dirdigi belli olan ahkamm, ya'ni emrlerin ve yasaklarm hepsini 
Allah tarafindan getirmis olduguna inanmakdir. Ya'ni emrleri 
yapmak ve yasak edilenleri yapmamak imamn sarti degil ise de, 
yapmak ve yapmamak lazim olduguna inanmak imamn sartidir. 
Boyle imam olmayan, ya'ni miisliman olmayan kimseye (kafir) 
denir. Kafirler, ne kadar iyi is ve insanlara faideli buluslar yapsa 
da, ahiretde azabdan kurtulamaz. ibadetler ve biitiin iyi isler kiy- 
metli ise de, bunlan yapmak, imamn yamnda ikinci derecede ka- 
hr. Iman temeldir. iyi isleri yapmak, furu'atdir, ya'ni ikinci dere- 

-244- 



cededir. Imanm ve iman ile birlikde olan islerin diinyada da, ahi- 
retde de, faideleri vardir. insam se'adete ulasdmrlar. Imansiz olan 
iyi isler insam diinyada se'adete kavusdurabilir. Ahiretde faidesi 
olamaz. Dinde reformcular, ahirete inanmadiklan icin olacak ki, 
yalniz iyi isleri yapmagi diisuniiyorlar. Yalniz diinya huzurunu, 
se'adetini diisiindiikleri icin, ameli, ya'ni iyi isleri yapmagi i'tika- 
dm iistiinde goriiyorlar. 

Ittihadcilar zemanmda cikanlan (Kavm-i Cedid) admdaki ki- 
tabda, imam ve ameli olan hakiki mtislimanlara (Kavm-i Atik) 
ya'ni eski kafahlar, gericiler diyor. Bunlarla alay ederek, imam 
olan bir adam, ne kadar fenalik yapsa, kiyametde kurtulur. Ima- 
m olmayan kimse, diinyanm her iyiligini yapsa, faidesini gormez 
derler diyor. Nur suresi otuzdokuzuncu ayetinde mealen, (Kafir- 
lerin diinyada yapdiklari iyi isleri, [insanlara faideli kesfleri], qo- 
liin ilerisinde goriinen seraba benzer. Susuz kalan adam onu 
uzakdan su sanir. Fekat, yanina varinca, umdugunu bulamaz. Ka- 
firler de, kiyamet giinii, diinyada yapdiklari iyilikleri serab gibi 
yapan, ya'ni yok eden Allahi bulur ve hesabim Ona verir) ve Ib- 
rahim suresi onsekizinci ayetinde mealen, (Allaha iman etme- 
yenlerin yapdiklari faideli isler, firtinali bir giinde riizgarin savur- 
dugu kiiller gibidir. Ahiretde o islerin hicbir faidesini bulamaz- 
lar) ve Furkan suresi yirmiucuncti ayetinde mealen, (Kiyamet gii- 
nii onlann iyi islerini, bizim icin yapmadiklarindan kimler icin 
yapdilar ise, onlara dogru sacilan ince toz haline getiririz) ve 
Kehf suresi yiiziicuncu ve sonraki ayet-i kerimelerinde mealen, 
(Emekleri en ziyade bosa gidenleri haber verelim mi? Onlar 
diinyada giizel is yapdiklarim sanir. Halbuki bosuna ugrasan 
kimselerdir. Onlar, Rablerinin ayetlerine ve kiyametde Onun 
huzuruna cikacaklarina inanmadilar. Biz de onlann iyiliklerini 
yok ederiz. iyilikleri ile kotiiliiklerini olcmeyiz) buyurulmakda- 
dir. Bu ayet-i kerimeler, Ehl-i siinnet i'tikadimn dogru oldugunu 
gostermekdedir. 

Kafirlerin diinyada yapdiklari iyiliklerin yok olacagmi bildiren 
ayet-i kerimeler, bu iyiliklerin onlara sevab ve faide vermeyecegi- 
ni gosteriyor ise de, ba'zi alimlerimize gore, Bekara suresindeki 
seksenaltmci ve Al-i imran suresindeki (Onlann azabi hafifletil- 
meyecekdir) mealinde olan seksensekizinci ayet-i kerime gosteri- 
lince, zeman bakimmdan hafifletilmeyecek, sonsuz azab gorecek- 
lerdir demislerdir. Bu alimler, Enbiya suresinde, kirkyedinci ayet-i 
kerime olan, (Kiyamet giinii adalet olciisiinii ortaya koyanz. Kim- 

-245- 



seye bir zulin yapilmaz. Hardal danesi kadar iyilik eden karsdigi- 
na kavusur) mealindeki ve (Zerre mikdari iyilik yapan onun kar- 
sihgmi bulur) mealindeki ayet-i kerimelere dayanmakdadirlar. 
Bundan baska, cok comerd olan Hatem-i Tainin ve Peygamberi- 
mizin dunyaya geldigini miijdeleyen cariyesi Siiveybeyi sevincin- 
den azad eden Ebu Lehebin azablarmm hafifleyecegini bildiren 
hadis-i serifler vardir. Fahr-i alemi "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" gok seven Ebu Talibin azabmm hafifleyecegini bildiren ha- 
dis-i serif ise, pek meshurdur. Dar-ul-islamda bulunan kafirlerin, 
islamiyyetin muamelat kismma uymalan lazimdir. Islamiyyete uy- 
mak da, sevab kazandinr ve azabi azaltir. Kafirlere ahiretde sevab 
ve miikafat olmayacagi icin, azablarmm azalacagi dusiinuliir. Bun- 
dan baska imana gelen bir kimse, imana gelmeden once yapdigi 
iyiliklerin karsihgina kavusur. Buharide ve Muslim-i serifde bildi- 
rildigine gore, Hakim bin Hazam, imana gelince, evvelce yapmis 
oldugu iyilikleri sormusdu. Buna karsilik olan hadis-i serifde, (Ev- 
velce yapmis oldugun hayrh ve faideli islerin makhiil olmak iizere 
miisliman oldun) buyurulmusdur. Imana gelen kimsenin evvelce 
yapdigi butun gunahlan afv olur. Cunki, bir musliman, Allah ko- 
rusun, imandan cikar, murted olursa, yapmis oldugu butun iyilik- 
leri yok olacagi gibi, yeni imana gelen bir kimsenin evvelki gunah- 
lan afv olur. 

[Bir kafir imana gelince, butun gunahlan afv olup, tertemiz ola- 
cagi icin, ona saygi ve sevgi gostererek, gonlunu kazanarak duasi- 
m almaga cahsmahdir.] 

Ayet-i kerimeler ve hadis-i serifler imanm kalbde oldugunu, 
ya'ni imanm kalb ile tasdik demek oldugunu gostermekdedir. 

(Iman edenler ve salih, iyi am el isleyenler) mealindeki ayet-i 
kerime ve (Mii'min olarak salih amel i§leyenler) mealindeki 
ayet-i kerime, iman ile amelin baska baska olduklarmi goster- 
mekdedir. Eger amel, imanm parcasi olsa idi, ayet-i kerimede ay- 
nca bildirilmezdi. Birsey baska seye atf edilince, ikisinin baska 
baska olduklari anlasihr. (Hucurat) suresi dokuzuncu ayetinde 
mealen, (Mii'minlerden iki firka birbiri ile dogiisurlcrsc, aralari- 
m bulunuz!) buyuruldu. Allahu teala, bu ayet-i kerimede, birbiri 
ile harb etmek gibi, gunah isliyenlere mu'min demekdedir. Bun- 
dan sonraki (Mu'minler, elbette kardesdir. Karde§lerinizin arasi- 
m bulunuz) mealindeki ayet-i kerime, bunlarin mu'min oldukla- 
rmi bildirmekdedir. (Nisa) suresi kirkyedinci ve yuzonbesinci 
ayet-i kerimelerinde mealen, (Allahu teala, sirki elbette afv et- 

-246- 



mcz. Diledigi kimselerin, sirkden ya'nf imansizhkdan baska gii- 
nahlarim afv eder) buyuruluyor. Bir hadis-i serifde, (Cebrail aley- 
hisselam bana geldi. Soyle miijdeledi ki, Allahii tealaya hicbir se- 
yi sirk etmeden, ya'nf kafir olmadan olen bir kinise, zina etmis ise 
de, hirsizhk etmis ise de, sonunda gidecegi yer Cennetdir) buyu- 
ruldu. 

Yukandaki ayet-i kerimeler ve hadis-i serifler, iman ile ame- 
lin baska baska olduklanm gostermekdedir. Amelin lmanm par- 
casi oldugunu soyleyen mu'tezile firkasi ile hariciler vesika olarak 
meal-i serifi, (Bir kinise kafir olursa, Allahii tealaya bir zarari ol- 
maz. Ciinki, Allahii teala hicbir seye mulitac degildir) olan (Al-i 
imran) suresinin doksanyedinci ayetini ve meal-i serifi, (Allahii 
teala size imam sevdirdi, onu kalbinize yerlesdirdi ve size kiifrii, 
fiisuku ve isyani cirkin gosterdi) olan (Hucurat) suresinin yedin- 
ci ayetini sened gosteriyorlar. Al-i imran suresindeki doksanye- 
dinci ayetden anlasilan ma'nayi, hazret-i Omerin "radiyallahii te- 
ala anh" su sozii de kuvvetlendirmekdedir: (isterim ki, disanya 
me'murlar, miifettisler gondereyim. Mali olup da, hac etmeyenle- 
ri bulup, cizye verdireyim. Ciinki onlar, miisliman degildirler) di- 
yorlar. Halbuki, ayet-i kerimedeki ve hazret-i Omerin "radiyalla- 
hii anh" soziindeki kiifr kelimesi, hacci inkar etmek demekdir. 
Son ayetde, iman ile fisk birbirine karsi tutulmus ise de, imanm 
fisk ile zid oldugu anlasilmaz. Ciinki, giizellik ve cirkinlik baki- 
mmdan birbirinden ayrilan nice seyler vardir ki, bir yerde topla- 
nabilirler. Yine bu surede, (Iman etdikden sonra, fisk, ne fena 
ismdir) mealindeki ayet-i kerime, iman ile fiskm yerlerini cok 
acik bildirmisdir. Fiskin mii'minlere yakismaz bir sifat oldugunu 
anlatmisdir. Fasikm imanh oldugunu anlatmisdir. Fasikin imam 
oldugu buradan da anlasilmakdadir. Ciinki, asl fenalik ve yolsuz- 
luk, iman ile fiskm biraraya gelmesindedir. Kafirdeki fisk, o ka- 
dar fena olmaz. 

Allahii tealamn var oldugunu ve bir oldugunu ve Peygamberi 
ile bildirdigi ahkami tasdik eden bir mii'min, bu ahkama uymakda 
kusur ederse, elbette iizuliir. Allahi ve Peygamberi tammayan ve 
yapdigi iyilikleri, Allahm emri oldugu icin degil de, baska sebeble 
yapan bir kimse, Allaha kul olmagi bile kabul etmiyor. Bu ikisine 
karsi Allahii tealamn mu'amelesi, elbette bir olmaz. Bir adamm iki 
evladi olsa, birisi okumaz, yazmaz, cahsmaz, kimseye faidesi ol- 
maz. Fekat, babasimn yamnda edebli durur. Kabahatlerini diisii- 
nerek mahcub olur. Babasi, bu cocugun kahnm ceker. ikinci cocu- 
gu cahskan, gozii acik, herkesin isine yarar. Fekat, birgiin babasi- 

-247- 



na karsi gelerek: Sen kim oluyorsun? Seni tammiyorum, gibi agir 
seyler soyler. O anda her iyiligi yok olur. Bunu kovar, sonra yalva- 
np afv dilemekden baska caresi olmaz. Iste, fasik olan mii'min ile 
kafir, bu cocuklara benzer. 

Miislimanhga inanan ve seven bir adami, kusurlanndan dola- 
yi miislimanhkdan cikarmak dogru degildir. Iman, muslimanhk 
esaslarmi kabul etmek ve biitiin ahkamma uymakda kusur etse 
bile, saygi gostermek oldugundan, mushmanligm temelidir. 
Amel imandan bir parca olsaydi, her gtinah isleyen, kafir olurdu. 
Diinyada mtisliman kalmazdi. Hadis-i seriflerde ba'zi iyilikler 
imana, ba'zi kotiiliikler kiifre bagh olarak bildirilmis ise de, boy- 
le buyurulmasi, bu iyilik ve kotiiliiklerin siddetini, derecesinin 
coklugunu bildirmek icindir. Baska ayet-i kerimelerin ve hadis-i 
seriflerin yardimi ile, bunlann, imandan veya kiifrden parpa ol- 
madiklan anlasilmakdadir. (Haya imandan bir §u'bedir), (Temiz- 
lik fnianin yansiclir ), (Iman nemazdir), (Mii'min, insanlarin emin 
oldugu kimsedir), (Mii'min, mii'min iken zina etmez), (Mii'min- 
de her huy, her tabfat bulunabilir. Yalniz hainlik ve yalancihk 
bulunmaz) hadis-i serifleri boyledir. Bu hadis-i serifler, haya, ta- 
haret, nemaz, emanet, iffet, dogruluk gibi iyiliklerin olmamasi ve 
yalan, hainlik ve zina gibi kotiiliiklerin bulunmasi imanm olma- 
masi gibidir diyerek, bunlann ehemmiyyetlerini bildirmekdedir. 
Ba'zi amellere iman kadar kiymet verilmekle, bunlann ehem- 
miyyetleri bildirilmisdir. Dinde reformcular, buna karsihk ola- 
rak, Peygamberlerin imana dahil etdigi seyleri, Ehl-i siinnet alim- 
lerinin imandan ayirmaga ne haklan olabilir derlerse, (Mii'min 
olarak olen kimse, zina etmis ve hirsizlik etmis ise de, sonunda 
Cennete girer) hadis-i serifi, bunlara cevab vermekdedir. (Anke- 
but) suresinin ikinci ayet-i kerimesinde, (insanlarin, iman etdik 
demekle bnakilmayarak, din yolunda karsilasacaklari sikintilara 
katlanmalanna gore, iman etdik sozlerinin dogru veya yalan ol- 
dugu anlasilacagi) meal-i serifi ile bildirilmekdedir. Bu ayet-i ke- 
rimede, sikintilara dayanmanm cok miihim oldugu anlatilmakda- 
dir. 

(Ahzab) suresinin onsekizinci ayet-i kerimesi, Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" ile birlikde cihada gidenlere mani' 
olan ve gosteris olmak icin, arasira katildiklan muharebelerde, 
Resulullaha ve Eshab-i kirama yardim etmiyen, harbin tehlukeli 
anlannda olii gibi hareketsiz durup, ganimet paylasihrken dilleri 
kihclanndan keskin ve sungiilerinden uzun olan ve hayrh islerden 
kacman kimselerin mii'min olmadiklanm bildiriyor. Hakiki ve 

-248- 



saglam iman sahiblerinin boyle olmayacaklan, boyle yapanlarm 
hicbir ibadetinin ve faideli islerinin kabul olmryacagi aciklamyor. 
Tabi'min biiytiklerinden olan Hasen-i Basri hazretlerinin meshur 
bir sozii vardir: icinde yilan bulundugu bilinen bir delige insan eli- 
ni sokmaz. Eger sokarsa, icinde yilan bulunduguna inanmarms de- 
mekdir. Bunun gibi, Allahii tealaya ve Cehenneme inanan bir kim- 
senin, islamiyyetin yasak etdigi seyleri yapmamasi lazimdir. Giinah 
isliyenler, Allah kerimdir, afv etmesini sever. Ona giiveniyoruz da 
yapiyoruz derlerse, bu soz, delikdeki yilanin sokmamasim diisiine- 
rek elini koymaga benzer. 

Giinahlar nefse tath gelmekdedir. Mii'min, nefsine aldanarak 
giinah isliyebilir. Fekat, giinah islerken, akh ve imam onu uzmek- 
dedir. insan, akh ile iman eder. Nefse tath geldigi icin de, giinaha 
siiriiklenir. Bundan dolayi, iman ile isyamn baska baska oldugu an- 
lasihr. Yilanin deligine el uzatmak, nefse tath gelseydi veya bu is 
nefse tath gelen bir seye sebeb olsaydi, mesela, elini uzatirsan, Sa- 
na su kadar para var denilse idi, o zeman nefse uyar, elini belki 
uzatirdi. 

Isdeki, ameldeki bozukluk, insam dinden cikarmaz. Giinah is- 
lemek, kalbdeki imam bozarsa, mesela giinah olduguna inanmiya- 
rak yaparsa, o zeman kiifr olur. Ziinnar denilen papaz kusagim 
baglamak ve puta tapmmak gibi kafirlere mahsus olan ve kiifr ala- 
meti sayilan is, kalbdeki imam gideren ve inkan gosteren alamet 
kabul edilmisdir. Reformcular, bir musliman, birseyi kullanmakla 
neden kafir olsun diyor. El, ayak, bas ile yapilan bir is, kalbdeki 
imam nasil gotiiriir diyorlar. Evet, bu islerin kendileri kiifr degil- 
dir. Fekat, kalbdeki imamn bozuk oldugunu haber veren birer ala- 
metdirler. Kur'an-i kerimi pis yerlere atmak ve islamiyyetin emr ve 
yasaklarmdan biri ile alay eden soz, yazi, karikatiir, temsil ve film- 
ier yapmak ise, kendileri kiifr olan islerdir. 

Amelin ya'ni islerin imana sart olmasim isteyen dinde reform- 
culara dikkat edilirse, aralarmda nemaz kilam, oruc tutam, icki ic- 
miyeni, domuz eti yimeyeni yok gibidir. Kendi diisuncelerine gore, 
kendilerine musliman denilebilmesi icin, bu kotiiliikleri yapmama- 
lari lazimdir. Bu halleri, tekliflerinin samimi olmadigmi ve iyi isler 
yapmak degil, imam yikmak istediklerini gostermekdedir. iyi isleri 
imana sart kosarsak, Peygamberlerden baska, biitiin kotiiliik ya- 
panlarm musliman olmamalan lazim gelir. Yer yiiziinde kimseye 
musliman denemez olur. Bu reformcular secdikleri birkac giizel 
huyun imana sart olmasim istiyorlar. Ciinki, bunlara gore, dini in- 
sanlar yapmakdadir. Onun icindir ki, istedikleri isleri, iyi olarak 

-249- 



secmekdedirler. Dikkat edilirse, bunlar zina etmek, icki icmek, ze- 
kat vermemek, nemaz kilmamak gibi kotuliikleri kotiiliik kabul et- 
miyorlar ki, bunlari yapmamagi, lmanm sarti bilsinler. islamiyyet, 
bircok kotuliiklere diinyada da ceza vermekde ve iyiliklere tesvik 
etmekdedir. Zaten, alimlerin zalimlere ve her miislimamn birbiri- 
ne, miimkin oldugu kadar, (emr-i ma'ruf) ve (nehy-i m tinker) yap- 
masi ya'ni nasihat etmesi farzdir. islamiyyet iyi islerin yapilmasim 
ve kotii seylerden sakimlmasim boyle saglamis iken bunu kafi gor- 
miyerek, daha dogrusu, bunlarm hicbirini yapmiyarak, diledikleri 
ba'zi isleri lmanm sarti saymakdan ve boylelikle bircok miislimana 
kafir demege kalkismakdan gaye ne olabilir? 

Ziinnar baglamak ve puta tapmmak gibi isleri islamiyyet kiifr 
alameti saymisdir. Bir insan, baska bir dine mahsus olan bir isi yap- 
makla, o dme girmis olmasi lazim gelmezse bile, o dine mahsus se- 
yin kendinde goriinmesini kabul etmis olur. Boylece, kalbindeki 
imanm sarsilmis oldugu dusiiniilebilir. imam-i a'zam ebu Hanife 
"rahmetullahi teala aleyh", (islamiyyete hangi yol ile girilirse yine 
o yol ile cikilabilir) buyurmusdur. Buradaki yol, kalbin inanmasi 
demekdir. Ya'ni, kalbe iman girince, musliman olur. Kalbden iman 
gidince, muslimanhkdan cikar buyurmakdadir. 

Miislimamm diyen kimsenin, kafirlere mahsus seyleri zaruret 
olmadan yapmamasi ve kullanmamasi, kafir zan olunmakdan ce- 
kinmesi lazimdir. Miislimanlar, miislimanhga mahsus seyleri yap- 
makla, alay olunmasim dusiinmemeli. Hurmet duyulacagim dii- 
siinmeli ve bu hareketinden seref duymahdir. islam alimlerinin 
"rahmetullahi teala aleyhim ecma'm" bildirdigi seyleri kalbdeki 
imanla bunun ne alakasi var diyerek hafif gormek caiz degildir. 
Ciinki, kalbden biitiin a'zaya yol vardir. islamiyyetin emr etdigi is- 
ler, iyidir. Yasak etdigi isler, kotiidur. insanlar, bugiin bunu anla- 
masalar da, dogrusu budur. islamiyyetin yasak etdigi seyler yapi- 
hnca, kalb karanr, katilasir. Biiyiik giinahlar cok yapihrsa, iman gi- 
debilir. 

islamiyyetin emr etdigi vazifeleri yerine getirmek lazim oldugu 
gibi, her birinin vazife olduguna inanmak da ayrica lazimdir. Boy- 
le inanan bir musliman, bu vazifeleri elbette seve seve yapacakdir. 

Kalb ile inanmak, muslimanhgm temeli oldugu gibi, amellerin 
de en usttinti budur. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" haz- 
retlerine islerin en iistiinu hangisidir diye soruldukda, (Allaha ve 
Resultine inanmakdir) buyurdukdan sonra, amentiiyii okumusdur. 
Bu hadis-i serif Buharide yazihdir. 

-250- 



Islamiyyetde imanin esas olmasi, amellerin, ibadetlerin ehem- 
miyyetini azaltmaz. Ciinki, amellerin yapilmasina sebeb, imandir. 
Sebebin kuvvetli olmasi, neticeyi emniyyet altina alir. Imam kuv- 
vetli olan bir musliman, amellere daha cok ehemmiyyet verir. 
Miislimanlarm her amele, her vazifeye de ayri ayri iman etmesi la- 
zim oldugu icin, giinah isleyenler, imanlarinin sarsilacagim, hatta 
gidecegini dusunerek titrerler. Hatta bir giinahi islemeyen kimse 
bile, o gunaha ehemmiyyet vermese, ne olurmus dese, kafir olur. 
Ba'zi isleri imana katmak isteyen dinde reformcular, amellerin 
ehemmiyyetini acaba bu kadar anlayabilmisler midir? Yalmz kalb 
ile inanmakla miislimanhk olmryacagmi, amellere, islere bakmak 
lazim oldugunu soyleyenler, bu amellerin Allah icin ve ahireti ka- 
zanmak icin degil de, diinya icin ve diinya se'adeti icin olmasmi dii- 
siiniiyorlar. 

Dinin emrlerini, yasaklanm kabul et, iman eyle de, bunlan is- 
ter yap, ister yapma, artik bundan rahat birsey olamaz demeleri de 
yanhsdir. Ciinki, bu emr ve yasaklara ehemmiyyet vermeyen kafir 
olur. 

Iman, kalbin inanmasi demekdir. Bunun hasil olmasi icin, once 
ilm lazimdir. ilm ile amel baska baska seydir. Amel, ilme pek lazim 
ise de, ikisi aym sey olamaz. Fransizlarm (Bon penser et bien dire 
ne sert rien sans bien faire) atasozleri de, ilm ile ameli birbirinden 
ayirmakdadir. Ya'ni, iyi dustinmek, iyi soylemek, iyi is yapmadik- 
ca, birseye yaramaz demislerdir. Fekat, dmimiz, bu atasoziine kar- 
si olarak iyilik yapmaksizm iyi diisiinmek, ya'ni, yalmz iman faide 
verir demekdedir. 

Buraya kadar yazilanlardan anlasihyor ki, Allahii tealaya ina- 
narak degil ve Onun emri oldugu icin degil de, baska sebeble yapi- 
lan iyi isler, ya'ni imansiz olan ameller, kiymetsizdir. Amelsiz olan 
iman ise, kiymetli ve faidelidir. Miislimanlar, ahiretde azab cek- 
mek ihtimalinden kurtulmak icin, islamiyyetin ahkamim yerine ge- 
tirirler. Hele, diinyada se'adete kavusmalan, bu ahkami yapmakla 
olur. Amel, imanin sarti degilse de, imanin kemalinin sartidir. 
Iman bir bakimdan, ilmdir. Diinyada her terakki ve se'adet, ilm- 
den bekleniyor da, ahiretde kuvvetli ilme dayanan iman sebebi ile 
insanm se'adete kavusmasina nicin sasihyor? Bu kadar kiymetli 
olan imam ehemmiyyetsiz zannetmemelidir. Bunu, kazandiracagi 
ebedi mukafatm biiyukliigiine karsi kiiciimseyenler, ele gecirmek- 
le sereflenmemis olan zevalhlardir. 

Zemammrz insanlan, diinya menfe'atlerini ele gecirmek icin, 
cok ince diisiiniiyor ve cahsiyor, didiniyorlar da, sonsuz bir se'adet 

-251- 



ve felaket karsismda bulunduklarma inanmaga ehemmiyyet ver- 
miyorlar. Bunu hie dusiinmiiyorlar. Allahii teala insanlara akl ver- 
di. Buna karsihk, onlara faideli vazifeler yiikletdi. Bunlari bildir- 
mek icin, Peygamberler gonderdi "aleyhimiissalevatii vettesli- 
mat". Insan diinyadaki hayat miicadelesini ve yasama kanunlarmi 
bilmezse, yahud bilip de onlara gore cahsmaz ise, zararmi gordiigii 
gibi, bu kanunlan koyan Allahin daha cok bir ehemmiyyetle emr 
etdigi din ve ahiret kanunlarmi bilmemek, bilse de, bunlara uyma- 
mak da, elbette zararli olur. Sefil ve sikmtida yasayanlan nicin ya- 
ratdi. Onlann ne kabahati vardir demek yersiz oldugu ve onlara 
bir faide vermedigi gibi, (Ahiretde azab cekdirecegi insanlan neye 
yaratdi?) demenin de, faidesi yokdur. Diinyaya gelmesi ve olmesi 
kendi elinde olmayan insanm, Allahin diinya ve ahiretdeki kanun- 
lanna dil uzatmaga ne hakki vardir? Ancak, bu kanunlara uymak- 
la se'adete kavusabilir. 

Komiinistlerin, masonlann yalanlanna, iftiralarma aldanmis 
olan birkac cahil, (Din ne imis? Cenneti, Cehennemi kim gormiis, 
boyle laflar, ilk insanlann, yobazlarm masallandir, uydurma sey- 
lerdir) diyorlar. Bunlar, fen bilgilerini ve islam tarihini, vicdanh 
ogretmenlerden okuyup anlasalardi ve fendeki ilerlemelerin, yeni 
buluslarm, islam inamslarim kuvvetlendirdigini, isbat etdigini gor- 
selerdi islamiyyete simsiki sanhrlardi. Yahud, hie olmazsa, ona 
karsi saygih, edebli olurlardi. Muhammed aleyhisselamin hayati- 
ni, dogru yazilmis kitablardan ogrenselerdi, Onun akhna, giizel 
huylarma, basanlanna asik olurlardi. Yiizbinlerle insanm, Ona 
candan baglandiklanm, Ona karsi edeblerini, ita'atlanm, asin sev- 
gilerini ve mallanm, canlarmi Onun icin feda etdiklerini gosteren 
vak'a ve olaylar, diinya tarihlerinin binlerce sahifelerini doldur- 
makdadir. Biitiin iyiliklerin kaynagi, biitiin giizel huylarm iistadi 
olan boyle bir zatm, Allahin Peygamberi oldugu, giines gibi mey- 
dandadir. Tek basma ise baslayip, akh ile, sabn ile ve keskin go- 
rusii ve cesareti ile yer yuziinun iki biiyiik devletini yere serecek 
kahraman, fedakar bir milleti, yirmiiic sene icinde meydana getir- 
mesi ve oldiikden sonra da, kiyamete kadar biitiin insanlan huzu- 
ra, se'adete, medeniyyete kavusduracak degismez bir kitab birak- 
masi, akl ve insaf sahiblerinin iman etmesi icin yetisir. Baska bir 
mu'eize ve sahid aramaga liizum yokdur. Bu yiice Peygamberin 
sozlerine inanmamak tarihi ve olaylan inkar etmek olur. Boyle bir 
zati bilip de inanmiyan, nefsinin, sehvetinin esiridir. Yahud iyilik- 
leri, cahsmagi, yiikselmegi, sevismegi, sosyal adaleti istemiyen ve 
kendinin ve biitiin insanlann se'adetini duslinmeyen sapik bir 
kimsedir. Yahud da, fenden, tarihden haberi olmayan bir kara ca- 

-252- 



hildir. Resulullahm "sallallahu aleyhi ve sellem" gtizel hayatmi ve 
islam dminin emrlerindeki ve yasaklanndaki incelikleri ve faidele- 
ri ogrenen her akl ve insaf sahibinin, her diisiinebilen insamn Ona 
hemen inanmasi, Ona asik olmasi, seve seve mushman olmasi, in- 
sanhk icabidir. Evet Ebu Leheb ile Ebu Cehl, Onu gorilp de ve Bi- 
zans imperatoru Heraklius ile Iran sahi Perviz, mektubunu oku- 
yup da inanmadilar. Ona inanmamalan, cahil veya ahmak veyahud 
bozuk ruhlu, kotii kalbli ve inadci olduklarmm alametidir. 

33 — Reformcu diyor ki, (Hiristiyan alemi katoliklehn zalim 
ates gibi yakan, kan kusduran iskencesi alhnda inlerken, pek geri- 
deidi. Dinin biitiin esranm, kiliselerin karanhk meydanlarma ben- 
zeyen varhklannda gizlenmis gibi goriinen ve anlasilmaz birlisamn 
kelimelerini sihrli bit tavr ile terenniim eden papazlann oniindehi- 
ristiyanlar diz cokerdi. Kilise kaldmmlanni oper, hazret-i Isa ile 
kendi aralannda habere! sandiklan bu ma 'budcuklann ayaklanna 
kapamrlardi. Hocalar da Kur'ani okurken, her irkdan mii'minler 
bu anlayamadiklan seyi sihrlenmis gibi dinliyor. Hiristiyanlar icin- 
de bir reformcu cikdi. Incili terceme etdi. Incil anlasilmca, Allahm 
vekili gibi goriinen papazlar kiiciilmege basladi. Islamiyyetin Liit- 
heri $imdi Asyada cikdi. Bu reformcu Kazanh Musa Beykiyef 
Kur'ani tiirkceye terceme ediyor. Bu haber miislimanlann fikr ve 
vicdanmm esaretden kurtulacagma bir miijdedir. Ta, dordiincii ha- 
lite zemamnda siyasete kansdinlan dinin dort mezheb imami tara- 
fmdan ortaya konulan ahkami da siibhelidir. 

Hak ve hakikat nasil parcalanabilir? Bir isin nasil yapilacagim 
dort mezheb imami, baska baska bildiriyor. Bunlarm dordii de, na- 
sil dogru olabilir? Dort imamm zekalannm, ileride gelecek biitiin 
insanlarm zekalannm da yetisemiyecegi iistiinluklere ulasmis ol- 
duklarmi akl kabul etmez. Yalniz onlarm cikardigi ahkam dogru- 
dur. Baska diirlii hiikmler cikarmak, dogru degildir demek, insan 
aklmi zincire vurmak olur. 

Insanlarm ihtiyaci, zemana gore degismekdedir. Kur'an-i ke- 
rimde isaret buyuruldugu gibi, (Her giinun bir hali vardir.) Dort 
imamm eskiden cikardiklan donmus hiikmleri, her gun degisen 
ihtiyaclara olcii olarak kabul etmek, Kur'an-i kerime uymamak 
olur. Islamiyyeti kuran, bunlarm olacagmi bildigi icin, ahkamm 
zemanla degisecegini bildirmisdir. Degisen ve yenilesen ihtiyacla- 
n, uygunsuz hiikmlerle olcmek, islamiyyete uygun degildir. Dort 
imamm ictihadi, din demek degildir. Bu alim ve fadil adamlar, 
Kur'andan ve hadislerden dinin ahkamim cikardiklan gibi, miic- 
tehid olmak derecesine yiikselen her mii'minin de bu iki kaynak- 

-253- 



dan yeni hiikmler cikarmasi, nicin miimkin olmasm?) diyor. 

Cevab: Dinde reformcu, evvela Kur'an-i kerimin tercemesini ele 
aliyor. Bugiin miislimamm diyenlerin cogu Kur'an-i kerimin simdi- 
ye kadar terceme edilmemesinden, din bilgilerinin gizli kalmis oldu- 
gundan sikayet etmekdedir. Kur'an-i kerimin baska dillere cevril- 
mesini islam alimleri yasak etmis gibi konusuyorlar. Bu sikayetleri 
temamen yanhsdir. Evet, islam alimleri, Kur'an-i kerimi baska dille- 
re terceme etmege kalkismamisdir. Ciinki, Allah kelammm, kendi 
lisamndaki beyan, belagat ve miikemmeliyyet bozulmaksizm, terce- 
me edilmesini goze alamamislardir. Terceme ne kadar basanli olur- 
sa olsun, Allah kelammm i'cazina vanlabilmesi imkansiz goriilmiis- 
diir. Kur'an-i kertm, diger semavi kitablarda bulunmayan bir i'caza 
malikdir. Arabistanda belagat yanslan yapildigi bir zemanda nazil 
olmus, hepsini geride birakmisdir. Boyle bir kitabin tercemesinin 
de, boyle olmasi lazimdir. Bu ise, miimkin degildir. insan giiclinun 
iistiinde bir belagati olan Kur'an-i kerime layik bir terceme yapabil- 
mek icin, insan giiciiniin iistiinde bir kuvvet lazimdir. Bu is, bir ikti- 
dar problemi, ya'ni Kur'an-i kerimin ustiinlugiinii korumak mes'ele- 
sidir. Kur'an-i kerimin belagat ve i'caz zevkini tatmak isteyenlerin 
arab edebiyyatim ve tefsir, usul-i fikh gibi daha nice islam ilmlerini 
ogrenerek, Kur'an-i kerimin huzuruna cikmalan lazimdir. Kur'an-i 
kerimin ayaklarma gelmesini beklememelidirler. 

Kur'an-i kerimin tiirkce tefsirini yazmakla tiirkce tercemesini 
yapmak, baska baska seylerdir. Tercemesi tefsirinden daha giic- 
diir. Simdiye kadar, tiirkce tefsiri ve tercemesi yazilmamis da de- 
gildir. Yazilmis, fekat ehli tarafindan begenilmemisdir. Bu reform- 
cular, bu isin ilk olarak moskof reformcusu tarafindan yapilmaga 
baslandigim sanmakla aldamyorlar. Bunlarm dedigi gibi, miisli- 
manlann fikrleri, vicdanlan bir terceme ile esaretden kurtulacak 
ise, daha evvelki tercemelerle kurtulmus olmalan lazim gelirdi. 
Hem de, vaktile (Mevakib) gibi ve (Tibyan) gibi tiirkce tefsirleri 
yapmis olanlar, simdi tercemeye kalkisan ahlak ve din bilgilerinde 
kara cahil olanlar gibi degillerdi. Yirmi ana ilmde ve cok sayidaki 
alet bilgilerinde soz sahibi olan salahiyyetli, kiymetli kimseler idi. 
Miislimanlar bunlan okuyup, istifade ediyorlardi. O tiirkce tefsir- 
leri begenmeyen dinde reformcularm istedigi, yoksa baska diirlii, 
ya'ni kendi goriislerine uygun bir terceme mi olacak? Arabcamn 
daha gramerini bilmeyen cahillerin yapacagi bir terceme, biitiin 
miislimanlara, Kur'an-i kerim olarak kabul etdirilecek, dinde re- 
formcular, Kur'an-i kerimin tiirkce herhangi bir tercemesine 
Kur'an diyecekler. Tiirklerin nemazlanm iste bu tiirk Kur'am ile 

-254- 



kildiracaklar. Muslimanhga sigmayan, asl tehliikeli sey, Kur'an-i 
kerimi turkceye terceme etmek degil, belki her hangi bir terceme- 
nin, nemazda Kur'an yerine okunmasina kalkismakdir. Kur'an-i 
kerimdeki kelam-i ilahi, belagat ve i'cazin zirvesinde bulunan o 
arabi kelimelerin ve ciimlelerin icindedir. Bu kelimeler ve ciimle- 
ler, kul yapisi degildir. Hepsi Allahii teala tarafmdan konulmus, di- 
zilmisdir. Herbiri, baska baska ma'nalar tasimakdadir. Bu ma'na- 
lardan hangisinin murad-i ilahi oldugu kesdirilemez. Baska baska 
ma'nalara gore yapilan baska baska tercemelerden herhangi birisi- 
ne Kur'an-i kerim denilemez. 

Baska baska ictihadlara gore, din imamlan tarafmdan Kur'an-i 
kerimdeki ayetlere, baska baska ma'nalar verilerek her birinden 
birer hiikm cikanlmis ve mezhebler, o hiikmlerden meydana gel- 
mis ise de, Kur'an-i kerimdeki topluluk, birlik hep muhafaza edil- 
misdir. Her mezhebin cikardigi hiikme gore Kur'an tercemesi ya- 
pilacak olursa, mesela Hanefilerin nemazlarmda okuyacagi Kur'an 
ile, Safi'ilerin nemazlarmda okuyacagi Kur'an baska olurdu. Boy- 
lece, muslimanlarm her firkasmm ve her mezhebin baska baska ki- 
tabi bulunurdu. islam dini de, hiristiyanhk gibi, karma kansik olur- 
du. Dinde reformcular, yoksa islamiyyeti bu hale sokmak icin mi, 
terceme edilmeli diye direniyorlar? Mtislimanlarm kitabmdaki bir- 
ligi korumak ve kitabullahi herhangi ufak bir siibheden uzaklasdir- 
mak icin islam alimleri, Kur'an-i kerimi Resulullahdan "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" geldigi gibi muhafaza buyurmuslardir. Hat- 
ta, Abdullah ibni Abbas gibi ve Abdullah ibni Mes'ud gibi ve haz- 
ret-i Ali gibi Eshab-i kiramm "radiyallahii teala annum ecma'in" 
ayn ayn bildirdikleri Kur'an-i kerimlerin, Eshab-i kiramin cogu- 
nun sozbirligi ile bildirdikleri, bugiin elimizde bulunan Kur'an-i 
kerimden pek az aynhklari bulundugu icin, bunlara (Kiraet-i saz- 
ze) denilmisdir. Bunlar, fikh alimleri icin bir sened olduklari ve 
Kur'an-i kerimin tefsiri icin kullamldiklan halde bile, nemazda 
okunmalan caiz goriilmemisdir. Sunun bunun yapdigi ve bugiin 
begenilen, yarm begenilmeyecek olan, tiirkce hatta arabca terce- 
melerin, Kur'an-i kerim yerine nemazlarda okunmasi nasil caiz 
olabilir? Hie bir islam alimi, buna caiz dememisdir. Nemazda 
Kur'an-i kerimin farisi olarak okunabilecegi, imam-i a'zam ebu 
Hanifeden rivayet edilmis ise de, imam-i a'zamin bu ictihaddan ge- 
ri dondiigii, Nuh bin Meryem tarafmdan bildirilmis ve usul alimle- 
ri farisi okumagi bile kabul etmemislerdir. 

Kur'an-i kerimin ma'nasim anlamadan okunmasina bile sevab 
verilecegi bildirilmisdir. Bu da, mtislimanhgin anayasasi demek 

-255- 



olan bu kitab-i miibinin degisdirilmekden korunmasi icindir. Go- 
riiliiyor ki, Kur'an-i kerimin tiirkce tefsiri veya tercemesi yazilabi- 
lir ve yazilmisdir. islam alimleri, bunu yasak etmemislerdir. Fekat 
bunlar, Kur'an-i kerimin belagatini tasiyamazlar. Murad-i ilahiyi 
bildiremezler. Kur'an-i kerimin ma'nasim ve ma'nalarmdaki ince- 
likleri anlamak isteyen ve belagatinin zevkini tatmak dileyen miis- 
limanlar, bu kitab-i miibini kendi lisam ile okumali ve ma'nasim ve 
zevkini bundan almak icin lazim gelen bilgileri ogrenmekden iisen- 
memelidirler. Sekspirin, Victor Hugonun ve Mahmud Baki efendi- 
nin "rahmetullahi teala aleyh" si'rlerindeki incelikleri anlamak ve 
bundan zevk almak icin, ingilizceyi, Fransizcayi ve Arabcayi, ede- 
biyyati ile birlikde ogrenmek lazim oldugu gibi, Allah kelammm 
belagatini ve inceliklerini anhyabilmek icin gerekli ilmleri ogren- 
mege emek vermeden, bunlan anlamaga kalkismak cok yanlisdir. 
Cebrail "aleyhisselam" admdaki melegin, Peygamberimize "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" indirdigi bu kelimelerden ve sozlerden bas- 
ka, Arabca da olsa, okunan seyler Kur'an-i kerim okumak olmaz. 
Mesela, ciiniib iken, Kur'an-i kerim okumak haramdir, biiyiik gii- 
nahdir. Fekat, onlan okumak, haram olmaz. 

Dinde reformcular diyor ki, (insamn nemazda okudugunu, 
Rabbinden istedigini bilmesi lazimdir.) Boyle sozler, ibadetlerin ne 
demek oldugunu anlamamis olmagi gosterir. Cunki, nemazi, insa- 
mn kendisi tertib etmemisdir. Nemazin ve biitiin ibadetlerin nasil 
yapilacagmi, yaparken neler okunacagim Allahii teala Peygambe- 
rine bildirmisdir. Peygamber "aleyhisselam" da, bunlan, ogrendigi 
gibi Eshabma bildirmis ve kendi de yapmisdir. Farzlan, vacibleri ve 
haramlan, Peygamber "aleyhisselam" bile degisdirmemisdir ve de- 
gisdiremez. Din imamlanmiz bunlarm hepsini Eshab-i kiramdan 
"radiyallahii teala anhiim ecma'in" gorerek ve isiterek anlamislar 
ve kitablarma yazmislardir. Bu derin alimler bildiriyor ki, nemazda 
okunacak Kur'amn, Allah kelami olmasi lazimdir. Vazife, ancak 
boylece yapilmis olur. Nemaz icinde okudugunun ma'nasim anla- 
mak isteyenler, biraz cahsarak, bunlarm ma'nasim da, onceden ko- 
layca ogrenebilirler. Diinya kazanclan icin yillarca cahsihyor, nice 
bilgiler, cesidli diller ogreniliyor da, bunun icin neden cahsilmasm? 
Nemaz disinda, miislimanlar, kendi dilleri ile de, diia edebilirler. 
Nemazda okuduklan ayetlerin ma'nalanm da, Ehl-i siinnet alimle- 
rinin kitablarmdan ogrenebilirler. islam diismanlarimn, dinde re- 
formcularm kitablarmdan ogrenmege kalkisanlar, yanhs, bozuk, 
cirkin sey ogrenmis olurlar. Emekleri bosa gider. 

Kur'an-i kerimin ma'nalanm ve din bilgilerini dogru olarak 

-256- 



ogrenmek ve ogretmek icin ve nemazi kolay ve zevkle kilmak icin, 
btitiin dunyadaki miislimanlar, arabcayi din lisam olarak kullan- 
makdadirlar. Erkeklerin bes vakt nemazi cami'de cema'at ile kil- 
masi lazimdir. Herkes kendi dili ile kilarsa, cesidli milletlerde bu- 
lunan, baska diller konusan miislimanlar, birlikde nemaz kilamaz- 
lardi. Hutbelerin terceme edilmesinde de, bu mahzur vardir. Her 
kavm hutbeyi kendi dili ile okumaga kalkarsa, Tiirk, Cerkez, Laz, 
Kurd, Arnavud, Alman, Hindli gibi muslimanlarm Cum'a ve bay- 
ram nemazlannda, ayn ayn cami'lere ayrilmalan ve miislimanlarm 
parcalanmasi tehliikesi hasil olur. 

Bu reformcular, islamiyyeti degisdirmek, bozmak icin mezheb 
imamlanmizm ictihadlanm ciiriitmege kalkisiyor. Eshab-i kiram 
"radiyallahii teala anhiim ecma'in" zemanmda islamiyyetin bozul- 
mus oldugunu, aklh bir dostun degil, cahil, iftiraci bir diismamn bi- 
le soylemesi, hatta diisunmesi hakli olamaz. Biniicyiiz sene evvel bo- 
zulmus olan bir dinin bugiin dogru bir seklini bulmak nasil mumkiin 
olur? Bu reformculann, dini diizeltmek, dogru ictihadlan yapmak 
icin calismalan bos yere olur. Mezheb imamlannin ellerine, dinin te- 
mel bilgileri dogru olarak gecmedi ise, simdiki dinde reformculara, 
o bilgilerin adi ve nisam bile kalmamis olur. Bunlar, bu sozlerin 
maskesi altmda, Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden cikararak 
degil de, kendi noksan akllan ve kisa goriisleri ile bularak, keyfleri- 
ne gore uydurarak, ictihad yapmak cabasmdadirlar. Hak ve hakikat 
parcalanamaz diyerek, dort mezhebden hangisi dogru olur diye 
mezheblere leke siirmege kalkisiyor. Ote yandan da, ictihad serbest 
olmalidir. ilericiler de ictihad yapmahdir diyerek, hakki parampar- 
ca etmegi savunuyorlar. Herbiri kendi anladigim, dusiindugiinii be- 
genip, baskalarinm ictihadim kotiileyerek, ictihad kapisim acmaga 
cahsirken, kapatdiklannm farkina varamiyorlar. Derme catma soz- 
lerini bir tarafa birakarak deriz ki, ictihad etmek hakkim ve salahiy- 
yetini, islamiyyet dort kisiye birakmamisdir. Eshab-i kiramm herbi- 
ri de ictihad etdi. Onlardan sonra gelen alimler arasmda ictihad ma- 
kamma yiikselenler cok oldu. Fekat, onlarm ictihad etdikleri sozle- 
ri, kitablan bugiin elimizde bulunmadigi icin, mezhebleri unutuldu. 
Yalmz dort mezhebin kitablan meydanda kaldi. Kur'an-i kerimin 
tefsiri ve tercemesi isi gibi, ictihad da, bir ihtisas ve iktidar isidir. 
Kiifrii ve sirki bile ayiramayan bu reformculann, bu ihtisasa ve ikti- 
dara malik olmadiklan da meydandadir. 

34 — Reformcu devam ederek diyor ki, (Dinlerin, sosyal dii- 
zenlerin, kisaca ilahi ve beseri btitiin kanunlann icinde ortak olan 
bir sey var: korku. islamiyyet, yalmz sosyal menfe'atleri yapmak 

- 257 - Faideli Bilgiler - F:17 



ve sosyal kotiiliikleri yasaklamak sekline sokulabilir. Fikh alimle- 
rinin goriisleri boyle olsaydi, bugiin en giizel kanun, islamiyyet 
olurdu. Fekat fikh alimleri, biitiin isleri Cehennemin azabma ve 
Cennetin ni'metlerine bagladiklari icin, islamiyyeti sosyal bir ni- 
zamdan mahrum birakdilar. Miislimanlar, Allahm biiyiikliigunu ve 
tabi'atdaki incelikleh arasdmp anlayarak, Allahi sevecekleri yer- 
de, Onun Cehenneminden korkarlar ve zalimlerin eline diisiirece- 
ginden korkarlar. Qocuklar babalanndan, kadmlar kocalanndan 
korkarlar. Miislimanlarda olan bu korku, sosyal hayahn diizenlen- 
mesini, atesden bir zincirle baglamakdadir. Korkunun hasil etdigi 
kuvvetden dogan yapma, sahte ve gecici bir toplulukdan ise, akl ve 
zeka He baglanarak, seviserek, kalbden dogan bir sevinc He birle- 
senlerin toplulugu, elbette daha iyi, daha samimive devamhdir. in- 
sanlar Allahim, Peygamberlerini, dinini, hiikumetini, nefsini, aile- 
sini ve milletini korku He degil, Allah, Peygamber, din, hiikumet, 
Mile ve millet oldugu icin sevmelidir) diyor. 

Cevab: Reformcu, Allah korkusu ile hiikumet, ana baba korku- 
lanni tek bir acidan gormekle, din islerinde siyasi ve ictima'i alan- 
da bir kalemde reform yapmaga kalkismakdadir. Dikta, zulm iize- 
rine kurulan topluluklan, islamiyyet de red etmekdedir. (Sadaka- 
larin en kiymetlisi, zalim hiikumet adamlan yamnda soylenen dog- 
ru sozdiir) ve (Ummetim, zalime zalim demekden cekinecek bir 
hale gelirse, Allahii teala onlara yardim etmez) gibi hadis-i serifler, 
bunu gostermekdedir. O halde zalim hiikumetlerin sebeb oldugu 
sosyal hastahklan, din-i islama yiikletmege cahsmak, acik bir hak- 
sizlikdir. Din-i islam, zalimlerin sahte ve gecici kuvvetlerine daya- 
nan korkulan her zeman red etmisdir. Reformcu, korkunun cesid- 
li sebeblerini birbiri ile kansdirmakdadir. Allah korkusunun sebe- 
bi, bu sahte ve gecici kuvvetlere hie benzemez ve buna bagh olan 
zincir hie kopmaz. Kuvvet cogaldikca hak ile birlesir. Bunun icin- 
dir ki, muharebelerin, ihtilallerin neticesi, yalmz galib taraf icin bir 
hak saglamakdadir. Eger muharebe edenlerden daha kuvvetli bas- 
ka bir devlet hakem olursa, galibin hakkini, simrlayabilir. Goriilu- 
yor ki, kuvvet cok oldugu zeman da, simrlanabilir ve hakdan ayn- 
labilir. Ustiinde hicbir kuvvet bulunmiyan, biitiin kuvvetlerin kay- 
nagi olan Allahii tealamn kuvveti, hak ve hakikatin de kaynagidir. 
Bunun icindir ki, Allahii tealamn kuvvetinden korkmak ve titre- 
mek de, onu sevmek gibi ulvi ve ruhidir. 

Bu diinyada biiyukleri sevmek ve saymak, seref ve kiymeti sar- 
sici bir sebeb goriilmedigi halde, bunlardan korkmak, kiiciikliik sa- 
yilmakdadir. Halbuki islamiyyetde yiikselmis olanlar, Allahii te- 

-258- 



alaya karsi kiiciilmegi en biiyiik seref bilirler. Iste bu fark, korku- 
nun kiymetli oldugu ince bir noktadir. Insan ne kadar olgunlassa, 
ruhani olsa, maddelikden kurtulamiyacagi icin, maddi ihtiyaclarla 
ve maddi tehliikelerle yine ilgilenir. Bunun icin, korku ile olan bag- 
hlik en saglam ve en kiymetli olur. Reformcu, bu baglihgm saglam 
olmadigim soyluyor. Ciinki, korku ile baglanan sahsm firsat bulun- 
ca degisdigini gormekdedir. Halbuki insan, gizli ve acikdaki biitiin 
islerini goren ve bilen ve hie aldanmayan Allahii tealaya karsi bir 
an firsat bulamaz. Hadis-i serifde, (Suheyb-i Rumi ne iyi bir kul- 
dur. Allahdan korkmasaydi da, yine hie giinah islemezdi) buyurul- 
du. Bu hadis-i serif, birlesmeyi te'min etmekde korkunun kuvvetli 
bir sebeb oldugunu gostermekdedir. Reformculann, Allah korku- 
su ile Allah sevgisini baska baska bilmeleri ve ikincisini begenip, 
birincisine karsi olmalan, din bilgilerine ve din-i islamm temel ve- 
sikalarma cahil olduklarmdandir. 

(Fatir) suresinin yirmisekizinci ayetinde mealen, (ilmi cok olan- 
larin, Allah korkusu cok olur) ve Rahman suresi kirkaltinci ayetin- 
de mealen, (Rabbinin biiyuklugiinden korkan kimseye iki Cennet 
vardir) ve (Enfal) suresinin ikinci ve (Hac) suresinin otuzbesinci 
ayetlerinde mealen, (Mii'minler onlardir ki, Allahin ismi soylendigi 
zeman, kalblerine korku dii^er) ve (Nur) suresi elliikinci ayetinde 
mealen, (Allahii tealaya ve Resuliine ita'at edenler ve Allahdan 
korkan ve sakinanlar, kiyametde kurtulanlar onlardir) buyuruldu. 
Bunlar, insanlan Allah korkusuna tesvik etmekdedir. Bu ayet-i ke- 
rimelerden hie haberi olmiyanlarm, dinde reform yapacagiz diye- 
rek, miislimanlara Allah korkusunu yerlesdiren din alimlerine dil 
uzatmaga ne kadar haklan olacagim artik anlamahdir. insanlara 
Allah korkusunu yerlesdirmek kotii birsey ise, bunu (hasa) 
Kur'an-i kerime yiiklemek lazim gelir. Kur'an-i kerimin hemen her 
sahifesi, (Ey fiiian edenler, Allahdan korkunuz!) mealindeki emri 
ile, miislimanlan Allah korkusuna cagirmakdadir. Hucurat suresi, 
onuciincii ayetinde mealen, (Allah katinda en kiymetliniz, Ondan 
cok korkup sakinanuuzdir) buyuruldu. Ayet-i kerimelerde bildiri- 
len ittika, korkmak demekdir. insanlardan Allah korkusunu kaldi- 
rarak, Allahii tealayi yalmz ihsan sahibi sanmak ve kullarm derdle- 
rine, sikmtilarma deva olacak, sefkat ve himaye halinde diisiinmek, 
reformculara Avrupa hiristiyanlarim taklid etmekden gelmekdedir. 
Ciinki, hiristiyanlar, boyle inamrlar. Allahii tealayi, yalmz rahim, 
kerim bilerek sevip de, kahrmdan, azabmdan korkmamak, Onu, 
kanunlanm yiirtitmege giicii yetmeyen bir hiikumet gibi za'ff, ya- 
hud cocuklarm yalmz arzulanm yaparak, onlan simartan ana, baba 
gibi beceriksiz tammak olur. Tesavvuf yolunda ilerliyenler, Allahii 

-259- 



tealamn celal sifatinda iken, rahmet-i ilahiyyeyi ve Allah sevgisini 
dusiinemezler. Bunlari cemal sifati kapladigi zeman, Cehennem 
azabim, Allah korkusunu unutuyorlar. Tesavvuf serhoslugu denilen 
bu hallerinde, muhabbeti veya korkuyu hafif goren seyler soyliiyor- 
lar. Ayihnca, bu sozlerine pisman oluyorlar, tevbe ediyorlar. 

(Saffat) suresi, altmisbirinci ayetinde mealen, (Cahsanlar, i$te 
bu gibi se'adetler icin calissinlar) ve (Miitaffifin) suresi, yirmialtin- 
ci ayetinde mealen, (Birbiri ile miisabaka edenler, bunun i^in ya- 
rissinlai) buyuruldu. Bu ayet-i kerfmeler, Cennet ni'metleri icin se- 
ve seve calismagi emr buyurmakdadir. 

Reformculardan Ahmed Midhat efendi de, (Niza-i ilm ve din), 

ya'ni ilm ve dmin cekismesi ismindeki kitabmda, imamn sarti olan 
kiyametde dirilmek bilgisini gozden diisiirmege cahsirken, Cenne- 
tin yiyeceklerini, iceceklerini, hurilerini, ac gozliiliigu ve maddeci- 
ligi oksayan birer hile saymakdadir. Halbuki, kendisi ilm ile dini 
ayirarak hile yapmakdadir. islam dini, ilmin ta kendisidir. Bu ikisi- 
ni birbirinden ayirmak islam diismanligma alametdir. Diinyada bu 
zevklerin pesinde kosan ve din alimlerini, dini vazifelerin, bu diin- 
ya zevkleri icin yapilmasi lazim olacagim bildirmedikleri icin kotii- 
leyen ve insanlarm, her seyden daha cazib, daha tath olan bu dun- 
ya zevklerine kavusmak icin ibadete sanlacaklarim soyleyen dinde 
reformculann, bu zevklerin Cennetde bulunmasma karsi koymala- 
n, islamiyyete leke siirmek istediklerini acikpa gostermekdedir. is- 
lam alimlerinin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in", miisliman- 
lan Cennet ni'metlerine kavusmak ve Cehennem azabmdan kur- 
tulmak icin ibadete sanlmalarma cahsmalarim taslayan boyle soz- 
ler cok gorulmiisdiir. Bir hurufi babasi da: 

Cenneti andikca zahid, ekl-ii siirbiin lezzetin soyler. 

demisdi. Boyle sozler, (Vaki'a) suresinin onsekizinci ayet-i keri- 
mesine tas atmakdadir. Cennet ni'metlerini ve Cehennem azabla- 
nm hafif gorenlerden bir kismi da, bunlarm, Allah sevgisi yamnda 
hie krymetleri yokdur, diyorlar. Halbuki, bunlar icin ibadet etmek, 
Allah sevgisi olmadigim gostermez. Allahm sevdikleri Cennetde- 
dir ve Allahii teala, Cennetdekilerden razidir. Evet, se'adetlerin ve 
lezzetlerin en biiyiigu, Allahm nzasma kavusmakdir. Fekat, Alla- 
hii tealamn, ovdiigu ve ona kavusmak icin cahsimz dedigi Cennet 
ni'metleri ile alay etmek de, insani Allah nzasma kavusdurmaz. 
Dinde reformcular, ibadetleri ahiretde azabdan kurtulmak ve se- 
vablara, ya'ni iyiliklere kavusmak icin degil de, diinyamn diizeni ve 
huzuru icin yapilmasim istediklerinden, Allah rizasim dusiinme- 
dikleri anlasilmakdadir. 

-260- 



Allah sevgisi ve Allah aski, islamiyyetin en yiiksek tamdigi bir 
bilgidir. Fekat, diinyaya diizen vermek icin yalniz bu sevgi yeter de- 
yip, biitiin se'adetlerin basi olan Allah korkusunu kiiciik ve liizum- 
suz gormek, ayet-i kerfmelerden ve hadis-i seriflerden haberi olma- 
mamn acik bir alametidir. Insanlarm her bakimdan en iistiinii olan 
Muhammed aleyhisselam, (Allahii tealadan en cok korkamniz ve 
cekineniniz, benim) buyuruyor. Bu hadis-i serif ve yine bu madde- 
nin basmda yazih olan (Suheyb) "radiyallahii teala anh" hadisi, Al- 
lah korkusunun lazim oldugunu gostermekdedirler. Allahdan kork- 
mak, bir zalimden korkmak gibi samlmasm! Bu korku, saygi ve sev- 
gi ile kansik olan bir korkudur. Asiklarm sevgililerine karsi yazdik- 
lan si'rlerde, boyle korku icinde olduklarmi bildiren beytleri az de- 
gildir. Sevgilisini, kendinden pek yiiksek bilen bir asik, kendini o 
sevgiye layik gormiyerek, hislerini boyle korku ile anlatmakdadir. 

Allah korkusu ve Allah sevgisi, insanlan se'adet ve huzura ka- 
vusduran iki kanad gibidir. Peygamber efendimiz "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" buyuruyor ki: (Bir kimse, Allahdan korkarsa, her- 
sey ondan korkar. Bir kimse Allahdan korkmazsa, herseyden korkar 
olur.) Bir hadis-i serifde, (Akhn cok ulinasi, Allah korkusunun cok- 
lugu ile belli olur) buyurdu. Allahdan korkan bir kimse, Onun emr- 
lerini yapmaga, yasaklanndan sakmmaga titizlikle cahsir. Hie kimse- 
ye kotiiluk yapmaz. Kendine kotiiliik yapanlara sabr eder. Yapdigi 
kusurlara tevbe eder. Soziiniin eri olur. Her iyiligi Allah icin yapar. 
Kimsenin mahna, canma, namusuna goz dikmez. Cahsirken, ahs ve- 
ris ederken, kimsenin hakkini yimez. Herkese iyilik eder. Siibheli 
seylerden kacimr. Makam sahiblerine, zalimlere tabasbus etmez, 
yaltaklanmaz. ilm ve ahlak sahiblerine saygi gosterir. Arkadaslanm 
sever ve kendini sevdirir. Kotii kimselere nasihat verir. Onlara uy- 
maz. Kiiciiklerine merhametli ve sefkatli olur. Miisafirlerine ikram 
eder. Kimseyi cekisdirmez. Keyfi pesinde kosmaz. Zararh ve hatta 
faidesiz birsey soylemez. Kimseye sert davranmaz. Comerd olur. 
Mali ve mevki'i herkese iyilik etmek icin ister. Riyakarhk, iki yiizlii- 
liik yapmaz. Kendini begenmez. Allahii tealamn her an gordiigunii 
ve bildigini diisiinerek hie kotiiliik yapmaz. Kadmlarimn, kizlanmn 
avret mahalleri acik sokaga cikmasina miisaade etmez. Kimsenin av- 
ret mahalline bakmaz. Onun emrlerine sanhr. Yasaklanndan kacar. 
Iste, Allahdan korkanlar milletine, memleketine faideli olur. [Biitiin 
bu yazilanlardan anlasihyor ki, Allah korkusu, Allahii tealamn riza- 
sina, sevgisine kavusamamak diisiincesidir.] 

35 — Reformcu devam ederek diyor ki, (Osmanh hiikumeti, din 
esaslan iizehne kuruldugu icin, medrese tahsili ile ise basladi. Bu- 
giin medreselerde arabca, sarf, nahv, mantik, fikh, bedi\ beyan, 
me'ani gibi ilmler okunuyor. Bunlan, arabca olan din kitablanni 

-261- 



dogru okuyarak anlamak icin okutuyorlar. Ictihad kapisi kapandi 
diyorlar. Medresede okuyanlann cogu bu ilmlerin ilk basamagmda 
kalmisdir. Yiiz hocadan birdanesi dogru okuyup yazmasim bilmez. 
Hayatlan medresede gecen hocalarin cogu yazip okumagi, sahilsiz 
bir deniz gibi gecemezler. Bunlann ma'nasi ise, kutublar gibi, onla- 
ra mechul kahr. Tenbel, cahil ve miite'assibdirlar. Te'assublan, bil- 
dikleri seyleri savunmak icin olsaydi neyse. Lakin bilmedikleri bir 
seyi korumak icin te'assub yapiyorlar. Bundan da maksadlan, miis- 
limanlan sdmiirmek, rahat yasamakdir. Bu hocalar, fikren ve ahla- 
ken cahil olduklan halde, din alimi kihgmdadirlar. Bunlann icinde 
hakiki alimler de yok degildir. Onlara hiirmet etmek borcumuzdur. 
$imdi medreselerde islamiyyetden birsey kalmadi. Din, edeb ve 
Kur'an ogretmek icin yapilmis olan minberlerin, muslimanlan al- 
datmakdan baska vazifeleri kalmadi) diyor. 

Cevab: Kazanh koca moskof reformcu Beykiyef bu sozleri soyle- 
digi zeman, diinyamn hangi yerinde miislimanlik kalmis ise, onun 
begenmedigi medreselerde kalmis idi. Simdi ise, programlarmm ba- 
smda dmi kokiinden yok etmek yazili bulunan komiinist Rusyada, 
bu koca reformcunun goziine batan o medreselerden, o cami'lerden 
hie biri kalmadi. Dinde reformcular sunu da bilmelidir ki, her ba- 
kimdan gerici dedikleri din adamlan halki soymakda da, onlardan 
geridedirler. Hayatlan kanaat iizere gecdiginden, halkdan istifadele- 
ri azdir. Buna karsihk da onlara az bile olsa, hizmet etmekden geri 
kalmazlar. Birinci cihan harbinin, dort sene icinde, koylerde cenaze 
yikayacak hoca birakmadigi goriiliince, cahil dedikleri hocalarin bi- 
le liizumsuz ve faidesiz olmadigi anlasildi. Sultan Vahideddfn nan 
"rahmetullahi teala aleyh" zemamnda istanbuldaki medreselere, li- 
selerde okunan derslerden bircogu konuldugu halde, ihtiyaci eskisi 
kadar da karsilayacak din adami yetismedigi gorulmiisdii. Vaktile 
Molla Fenariler, Molla Hiisrevler, Ebussu'udlar, ibni Kemaller, Ge- 
lenbeviler "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" yetisdirmis olan bu 
ilm yuvalanm cokdiiren sebebleri, cesidli kitablanmizda bildirdik. 
Masonlar, medreseleri parasiz, ilmsiz birakmakla kalmayip, (talebe- 
ler) ismi yerine (softalar) adim yaymislardi. Bu kadar bozgunculuk, 
bu kadar bakimsizhk icinde medreselerden yine din diismanlanm 
azcok susduracak ilm adami yetismesi sasilacak seydir. Bunu da 
meslegin yiiksekligindeki feyz ve berekete baglamak lazim gelir. 
Medreselerden yetisen din adamlan, resmi dillerle kendilerine yapi- 
lan hakarete dayanamiyarak, haysiyyet ve sereflerini korumak icin, 
baska is sahalarma sanlmislardir. Bir kismi da, hakaretlere aldirma- 
mis, dini ve milli an'anelerine sanlarak bir nefs miicahedesi icinde 
yasamislardir. Miisterisiz kalan mal haline getirilen ve ilmden, fen- 

-262- 



den mahrum birakilan medreseleri temamhyanlarm ilm adami ola- 
miyacagi meydandadir. Fekat, bu cokuntiiniin baska ve daha kuv- 
vetli bir sebebi vardir ki, dinde reformcular bunu gorememis ve dil- 
lerine dolamamislardir. Bu sebeb, emr-i ma'ruf, nehy-i miinker vazi- 
fesini herkesden cok yapmasi gereken hocalarm, medreseleri o hale 
sokan zalimler, dinde reformcular karsrsinda susmalan, hatta onlara 
uymalandir. Ba'zan daha ileri giderek, memleketde dinsizligi, din 
haline getiren soysuzlara yardim etmeleridir. Hak ile batih yamlmaz 
bir dikkat ile ayiran parmaklarm mukaddes ellere aid olmasi ve hak- 
srzhga karsi koyan miicahidlerin oniinde din adamlan var iken, din 
adamlarmm son zemanlardaki hali feci' bir sekle girmisdir. Nikahla- 
nacak kiz ile erkegin aym tabakada olmalan lazim geldigini bildirir- 
ken, medrese talebesini padisah kizi ile bir ustunliikde tutan ve za- 
limlerin yardimcilarim ve dinde reformculan her cesid insandan asa- 
gi goren din adamlarmm dindarhkdaki bu giinkii asagihklan, ilmde- 
ki asagihklanndan katkat daha fenadir. 20 Haziran 1928 tarihli Vakt 
gazetesi su haberi vermisdi: 

(Dinimizde yeni hayata, ilerlemege uygun olarak, yapilacak ye- 
nilikleri, Istanbul ilahiyyat fakiiltesi profesorleri rapor halinde ha- 
zirlamislardir). ittihadci denilen zmdiklardan, Kopriilii Fuad, iz- 
mirli isma'il Hakki, Serafeddm Yaltkaya, Mehmed Ali Ayni gibi 
dinde reformculann imzalanm tasiyan bu rapor soyle idi: 

Din de, diger sosyal tesekkiiller gibi, hayatm akintisina uymah- 
dir. Din, eski sekllere bagh kalamaz. Tiirk demokrasisinde, din de, 
muhtac oldugu inkisafi gostermelidir. Cami'lerimiz kabil-i iskan 
hale getirilmeli, siralar, elbise askilan konmah, iceriye ayakkabi ile 
girilmelidir. ibadet lisani ttirkce olmah, ayetler, hutbeler tiirkce 
okunmalidir. Cami'lere miizik aletleri koymahdir. Hutbeleri 
imamlar degil din filozoflan soylemelidir. Kur'an-i kerimi, kelam 
ilmi ile ve tesavvuf ile degil, felsefe ile incelemelidir. Ttirkiyenin si- 
yaset-i aliyyesini alakadar eden ve biitiin islam memleketleri icin 
yaratici bir te'sir yapacak olan bu raporun kabuliinu dileriz. [Din- 
de reformculann hazirladigi bu rapor, dinsizligi mi, yoksa dindar- 
hgi mi oviiyor? Bunu okuyuculanmizm takdirlerine birakiyoruz.] 

36 — Dinde reformcu: (Evlerinde din bilgisi alan, bircok seyle- 
re inanmis olan cocuklar, mektebe gidince matematik, tabVat, fen 
dersleri okuyor. Eskiden gormeden inanmis oldugu seylerle, lisede 
gorerek, diisiinerek edindigi bilgiler, cocugun kafasmda birbiri ile 
carpismaga bashyor. Once edinmis oldugu inane ve ahlaki bozulu- 
yor. Yeni bilgileriile de, yeni bir inane ve ahlak kuramiyor. Saglam 
ve ilme dayanan yeni bir inane ve ahlak sahibi olmus bir gene go- 
remedim) diyor. 

-263- 



Cevab: Dinde reformcu, liselerde okuyup diploma alan gencler- 
de din bilgisi, din ahlaki kalmadigi gibi, bunlarda dine bagh olma- 
yan, sirf diisiince ve sosyal bilgilerin de bulunmadigmi soylemek is- 
tiyor. Lise dersleri, fen, tabi'at ve astronomi bilgileri, baba ocagm- 
dan edinilmis olan imam sarsmaz, yok etmez. Onu kuvvetlendirir. 
imanm su'urlu olmasi ve kuvvetlenmesi icin ve rahat yasamak icin 
ve kafirlerin saldinlarma karsi koyabilmek icin, en yeni fen bilgile- 
rini ogrenmegi, islam dini emr etmekdedir. 

37 — Reformcu devam ederek diyor ki, (Goklerin iist iiste ta- 
vanlardan yapildigmi isiten cocuk sonsuz bir bosluk oldugunu ve 
yer kiiresinin bir mandamn boynuzu iistiinde durdugunu isiten ta- 
lebe, bunun diiz olmayip, boslukda ddndiigiinii ve yer kiiremizin 
meydana gelisini, jeolojik dersleri, hayatin nasil basladigini, lsigi, 
elektrigi ogrenince, kafasi kansiyor. Liselerin ders programlanni 
yapanlar, tecriibi bilgilerle, ya 'ni fen dersleri He din bilgilerini bir- 
lesdirmegi diisiinmemisler. Astronomi bilgileri, Allahm biiyiiklii- 
giinii din kitablarimn bildirdiginden daha giizel anlatir. Fen ve bi- 
olojinin din He aynhgi olabilir mi? Mekteblerde din hissi gevsedik- 
ce, ahlak, adetler, milli baglar yavas yavas coziiliiyor. Bu hal, yeni 
bir ahlakm ve imanm yerlesmesi icin kolayhk oldugu kadar, bunu 
yerlesdirecek bir onder bulunmadigma gore, ahlaksiz ve her te'si- 
re alet olmasi da kolaylasiyor. Bir mekteblinin yarim yamalak bil- 
gisi He, bir mektebsizin dini ve ahlaki bilgilerini ve inamslarim kar- 
silasdirahm. Mekteblide fikr ilerleyisi pek yavasdir ve kiymetii 
baglan cdziilmiisdur. Mektebsiz ise, cahil olmakla beraber, bu bag- 
Ian oldukca saglamdir. Bunlar icin camm vermege hazirdir. 

Gevsemis olan din baglan yerine, genclikde Hm iizerine kurulan 
terbiye, vatan, millet fikri yerlesirse, genclik yasayabilir. Fekat, boy- 
le olamiyor. $askm birhalde, memleketinin ahlakim, adetlerini be- 
genmiyor. Garb a imreniyor. Fekat, o ahlaki da alamiyor. Onun Av- 
rupahlardan ogrendigi sey, taklidcilikden ileri gidemiyor) diyor. 

Cevab: Dinde reformcu, burada hakikatleri sezmis ve oldukca 
insafli goriiliiyor. Fekat, dikkat edilirse, liselerde ogretilen ilmle- 
rin, imam ve ahlaki bozdugunu soylemekdedir. Bu pek yanhsdir. 
Ilm az da olsa, cok da olsa, zararli degil, faidelidir. Zararli olan 
sey, cahillikleri, kotuliikleri ilm zan ederek kafaya yerlesdirmek- 
dir ve cahilleri, ahlaksizlan, ilm, fen ogretmek icin, genclerin basi- 
na gecirmekdir. Genclerin ana yuvasmdan aldiklan din bilgilerini, 
giizel huylanm bozan, ilm ve fen bilgileri degil, bu bilgileri sun- 
mak icin genclerin karsisma cikan dinsiz ve bilgisiz ogretmenidir. 
Boyle kifayetsiz ve imansrz bir ogretmen, genclere fen bilgisini, 
deneyle anlasilan hakikatleri anlatirken, kendi dinsizligini, ahlak- 

-264- 



sizhgim, yalan ve iftirasmi da araya sokusduruyor. Korpe dimag- 
lar, bu yalanlan, ilmden ve fenden ayiramiyor. Bunlan da, dogru 
sanarak aldamyor. Bu, din, iman, namus hirsizlannm tuzagma dii- 
sen temiz cocuklara, islam diismanlannm gazeteleri, mecmu'alan, 
romanlan okutularak ahlaklan bozuluyor ve imanlan sarsihyor. 
Bugiin komiinist memleketlerde, ve ingiliz programlanmn tatbik 
edildigi islam memleketlerinde gender boyle aldatilmakda, dinle- 
ri, imanlan calmmakdadir. 

Bu reformcunun da, baba ocagmdan temiz bir islam terbiyesi 
aldigi, sonra mektebde islam diismam, seciyyesiz bir mason ogret- 
menin pencesine diiserek zehrlenmis, aldatilmis oldugu, yazilann- 
dan anlasilmakdadir. Goklerin iist iiste tavanlardan yapildigim isi- 
tince, bir apartman gibi, katkat olduklanm sanmis. Kendi bozuk 
anlayisim, islamiyyete yiiklemekde, bu yoldan da saldirmakdadir. 
Halbuki islamiyyet onlarm sonsuz dedikleri ve herbiri birer giines 
olan milyonlarca yildizla dolu bu boslugun, heniiz birinci sema ol- 
dugunu bildiriyor. Bu sonsuz zan etdikleri birinci gok, ikinci gok 
yamnda okyanus yamndaki bir damla su gibi kalmakdadrr. Yedi 
gokden herbiri de, bir oncekinden hep boyle biiyiikdurler. Fen 
adamlan, islamm bu bilgisine karsi gelmek soyle dursun, hayran 
kalmakdadir. Zevalh reformcu, yer kiiresini ahirda gordiigii okiiz- 
lerden birinin boynuzu iistiinde samyor. Kamusda, Sevr kelimesin- 
de yazih, okiiz seklinde dizilmis yildiz kiimelerinden haberi olsay- 
di, Allahin Resuliine boyle dil uzatamazdi. Bu hadis-i serif soylen- 
digi senelerde, o burcun, giinesden, yer kiiremize uzatildigi diisii- 
ntilen bir dogrunun uzantisi iizerinde bulundugu, bugiin hesab 
edilmekdedir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" muba- 
rek kilmcini uzatip, (Rabbim, benim rizkimi, kilincimin ucunda ya- 
ratdi) buyurdu. Ya'ni kafirlerle cihad ederim. Alman ganimet ma- 
lmdan, payima dilsenle gecinirim buyurdu. Orada bulunanlardan 
bir koylii, benim diinyahgim nerededir? dedikde, (Diinyan, okii- 
ziin boynuzu iizerindedir) buyurdu. Ya'ni okiiziinle tarlam siirer, 
nzkim kazamrsm, dedi. Diinya kelimesi ismdir. Bu kelimeden tii- 
reyen masdarlardan biri, idna kelimesidir. Bu masdarm, gecinmek 
demek oldugu Kamusda yazih. O zeman, sapamn ipini okiiziin 
boynuzlarma baglarlardi. Boynuzu ise yaradigi icin, boyle buyur- 
du. Koyliiniin cahsip, tarlasim siirmesini isaret eyledi. Bu hadis-i 
serifin baska cesidli ma'nalan da olabilir! Kisa gorusiimiize, simrh 
bilgimize gore tasarhyarak, inanmamak, hatta siibhe etmek felake- 
tine diismemeliyiz! 

Dinde reformcular, hemen biitiin yazilarmda ferdleri birlesdir- 
mek ve kalkmdirmak icin, din bagi yerine milliyyet bagmm getiril- 

-265- 



mesini istemekdedirler. Halbuki (millet) kelimesinin ilk ma'nasi 
(din) demekdir. Sonradan kavm, ya'ni aym topraklar iizerinde do- 
gan ve yasayan insanlara denilmisdir. 

Din ve milliyyet kelimelerini genis olarak aciklayahm: 

(Din-i Islam) ya'ni (islamiyyet), Allahii tealamn var olduguna 
ve bir olduguna ve Peygamberlerin "aleyhimiissalevatu vettesli- 
mat" hepsine inanmak demekdir. 

Allah her seyi var eden ve kendi varhgimn baslangici ve sonu, 
smiri bulunmayan ve nasil oldugu akl ile anlasilamayan, yalmz ulu- 
hiyyet ve halikiyyet icin liizumlu sifatlan bilinen bir varlikdir. Ken- 
di kendine hep vardir ve bir danedir. Ondan baska hicbir sey ken- 
di kendine hep mevcud olamaz. Herseyi var eden ve varhkda dur- 
duran yalmz Odur. 

Kendi kendine vardir demek, kendi kendine var olmusdur de- 
mek degildir. Ciinki, boyle soylemekle, sonradan var oldugu anla- 
sihr. Halbuki, Onun daima varhgi lazimdir. Hicbir zeman yok de- 
gil idi. Kendi kendine var olmak demek, varhgi hicbirseye muhtac 
olmamak demekdir. Biitiin varhklann var olmasi icin, Onun daima 
var olmasi lazimdir. Herseyi var etmesi ve boyle diizgiin halde dur- 
durmasi icin lazim olan kemal sifatlan vardir. Noksanhk, ayb ve 
kusur Onda olamaz. 

Biitiin varhklan var eden bir varhk bulunmasa, ya hersey ken- 
di kendine var olur, yahud hicbirseyin var olmamasi lazim gelir. 
Herseyin kendi kendine var olmasi, akla uygun birsey degildir. 
Ciinki, birseyin kendi kendine var olmasi, kendinden evvel kendi- 
sinin hep var olmasmi Tcab eder. Kendinin hep var olmasi, ya'ni 
(vacib-iil viicud) olmasi icab eder. Boyle olsaydi, yok iken sonra- 
dan var, yahud var iken sonradan yok olmazdi. Halbuki, her sey 
yok iken sonradan var oluyor ve tekrar yok oluyor. Bundan da, 
hicbir mahlukun vacib-iil viicud olmadigi anlasihr. Zaten kendi 
kendine var olmak, akhn kolayca anhyabilecegi birsey degildir. 
Vacib-iil viicud bir olmak lazimdir. Kendinden baska, biitiin var- 
hklan yokdan var eden bir varhk lazimdir. Mahluklarm var olma- 
si icin bir vacib-iil viicudun varhgi lazim olmasaydi, hicbirseyin var- 
hgim kabul edemezdik. 

Her varhgm kendi kendine var olmasi, fenne o kadar uzak bir- 
seydir ki, tabfatcilar bile (tabi'at soyle yapmisdir, tabfat kuvvetle- 
ri yapmisdir) diyorlar. Boylece varhklann kendiliklerinden olma- 
yip, bir yapicisi bulundugunu, farkmda olmadan aciklamis oluyor- 
lar. Fekat, o yapiciya layik olan ismleri ve sifatlan vermekden ce- 

-266- 



kiniyorlar. Bilgisiz ve iradesiz bir tabfate baglamyorlar. Fizik, kim- 
ya olaylarmdan hie birinin kendiliginden oldugunu gormiiyoruz. 
Harekete gecen veya hareketini degisdiren, yahud hareketde iken 
duran bir cisme elbette bir kuvvet etki etmisdir diyoruz. Biitiin bu 
varliklann bu nizam, bu diizen ile kendiliginden oluverdigini san- 
mak, fizik ve kimya kanunlarmi inkar etmek olur. Atomdan Arsa 
kadar biitiin varhklan yokdan var eden, ilm, irade ve kuvvet sahi- 
bi bir yaratana inanmayip da, bu varhklan, fizik ve kimya kanunla- 
rma uymayan bir tesadiif zan etmek kadar cahillik olamaz. 

Bu varhklan yokdan var eden bir yaraticinm bulunmadigmi, 
herseyin kendiliginden meydana geldigini soylemek, akla uygun 
degildir. Ciinki, yok iken var olmak bir isdir. Fizik ve kimya ka- 
nunlarma gore, her is, bu isi yapan bir kuvveti haber vermekdedir. 
Demek ki, daha once, bir kuvvet kaynagmm bulunmasi, fen bilgi- 
lerine gore, elbette lazimdir. Her mevcudii var eden, once baska 
bir varhk bulunmaz ise, birbirini yaratmak, ezelden ebede kadar 
sonsuz olarak zincirleme devam etmesi lazim gelir. Boyle olsaydi, 
hicbirsey var olamazdi. Ciinki: 

Bir baslangici olmayan ve hepsi birbirinden meydana gelen 
varhklar, yokluk demekdir. Bu, bir misal ile aciklanabilir: Benim 
elimde, sizden odiinc aldigim bir lira var. Siz de, onu bir arkadasi- 
mzdan odiinc almissimz. O da, bir baskasmdan almis. iste bu 
odiinc verme sirasi, diinyadaki biitiin insanlan dolassa bile, bir 
baslangici olmazsa, ya'ni odiinc olarak degil de, baska suretle ma- 
lik olan bir kimseden baslamadikca, elimde mevcud oldugunu 
soyledigim lira, yokdur. Ya'ni bu para, kimsenin elinde degildir. 
Ciinki, birinin elinde oldugunu diisiinursek, bunun, bir baskasm- 
dan almmasi lazimdir. O baskasinda da yokdur ki, buna verebil- 
sin. Ilk once veren biri yokdur ki, elden ele dolasabilsin. ilk once, 
biri, baskasmdan almadan odiinc verseydi, bu lira simdi, birinin 
elinde bulunurdu. Liramn var olmasi, sonsuzdan degil, ilk once bi- 
rinden verildigini gostermekdedir. iste bunun gibi, her varhk, var 
olmak icin baskasma muhtac olarak, varhgi baskasina muhtac ol- 
mayan bir varhga ulasmamak iizere, bu ihtiyac zinciri, sonsuzdan 
basladigi diisiiniiliirse, hicbirsey var olamaz. Ciimci, herhangi bir 
varhgm var olmasi, baskasina, onun var olmasi da, daha baskasi- 
na, boylece sonsuz olarak hep baskasina muhtac oldukca, hicbir- 
sey icin varhk diisiiniilemez. Var olarak gordugiimiiz hersey, yok 
olmak lazim gelir. Ciinki, kendinden evvel baska bir seyin var ol- 
masina muhtacdir. Ffalbuki o sey de, var degildir. Ciinki o da, ken- 
dinden evvel daha baskasmm var olmasina muhtacdir. Uciincii sey 

-267- 



de boyle, dordiincii, besinci... hep boyle. Bu bilgi, ihlas suresinde- 
ki, (Allah vardir ve birdir) ayetini isbat etmekdedir. 

Adem aleyhisselamm varligi da, yukanda bildirilen diisiince ile 
kolayca anlasihr. Adem aleyhisselam olmayip da, insanlann baba- 
lan sonsuz olsaydi, yer yiiziinde hie insan bulunmazdi. Ciinki, ba- 
ba sayisi sonsuz demek, ilk baba yok demekdir. ilk baba olmayin- 
ca, bunun cocuklan da, ya'ni insanlar da, yok demekdir. insanlar 
var oldugundan, ilk babanm da var olmasi lazim olur. 

Ahirete inanmak, Allahii tealaya inanmak gibi cok miihimdir. 
Ahiret olmazsa, diinyada mukafatlandinlrmyan iyilikler ve cezasi 
cekilmeyen fenahklar, haksizhklar, karsihklarim goremiyecekdir. 
Bu hal, en ince san'atlan, en ince diizenleri bulunan, bu gordiigu- 
muz alem icin cok biiyiik bir kusur olur. En kiiciik bir hiikumetin, 
hatta herhangi bir toplulugun bir adalet mahkemesi bulunuyor da, 
kainat dedigimiz su muazzam alemin bir mahkeme-i adaleti bulun- 
maz mi? insanlann hakkim vermek icin ahirete ihtiyac o kadar 
miihimdir ki, Avrupamn fikr adamlan fen yolu ile Allahii tealamn 
varhgini anlayamadiklan halde, ahlak ve adalet iizerinde diisiine- 
rek, bu varligi soz birligi ile kabul etmekdedirler. Ahlak iizerinde 
diisiinerek, Allahii tealamn varhgini anlamak demek, daima alda- 
nabilen ve ma'nevimes'uliyyetleri kontrol edemeyen ve herkesde- 
ki kuvveti baska baska olan (Vicdan)in, ahlaki korumaga kadir 
olamamasi ve diinyada hersey cok diizgiin, cok giizel yaratilmis 
iken, faziletlerin degerlendirilmemesi ve nice kotiiliiklerin yayil- 
mis ve muhterem olmasi goriildiigunden, bu yolsuzluklann ahiret- 
de odenmesine ihtiyac bulunmasi demekdir. 

Avrupahlann fen yolu ile Allahm varhgini anlamamalarma 
cok sasihr. Ciinki, atomdan Arsa kadar, canh cansiz her varhkda- 
ki duzgiinliigii ve birbirine akllan sasirtan kanunlarla baghhklan- 
ni meydana cikaran fen bilgileri, Allahii tealamn varhgini acikca 
gostermekdedir. Diinyadaki haksizhklarm odenmesi icin ahiret 
adinda bir alemin lazim oldugu anlasilarak, buradan da, bunlarm 
bir yaraticisi bulunacagi dusuniildiigu gibi, varhklann diizgiin, in- 
ce yapilarma ve birbirleri ile olan hesabh baglantilarma, olaylan- 
na, kanunlarma bakarak, bunlan yaratana inanmak daha kolay 
olur. Ya'ni insanlann ahlakmda goriilen noksanhk ve asagihklar- 
dan ahiretin ve dolayisiyla bir yaratamn varligi anlasihp da, bun- 
lardaki giizellikleri ve dtizgiinliikleri gorerek, bunlarm bir yarati- 
cisi olacagim anlamamak, sasilacak bir seydir. Bu hal, insanlann 
muhtac olduklan zeman, Hakki tammalan, muhtac olmadiklan 
zeman, Hakki tammamalan ve kiifran-i ni'mete kalkismalan gibi, 

-268- 



kotii yaratihsh olduklanni gosterir. 

Bu varliklan yokdan var edenin bir olmasi lazimdir. Birden zi- 
yade olsa, herhangi bir isi yapip, yapmamakda uyusamayinca, iki- 
sinin de istedigi birlikde olamaz. ikisinin istedigi de olmazsa, ikisi- 
nin de giicii yetmedigini gosterir. Birinin dedigi olursa, ikincisinin 
giicii yetmedigini gosterir. Aciz, zevalli olan, yaratici olamaz. ikisi- 
nin istedigi birbirine benzerse, yine aciz olduklan anlasihr. Ciinki, 
birbiri ile uyusmaga mecbur kalmis oluyorlar. 

Islamiyyetin meydana cikdigi Arabistan yanmadasmda , putla- 
ra, heykellere tapiliyordu. Fikrler, cok tanrmm varhgma saplanmis 
idi. Din-i islam bunun icin, sirkin kotiiliigii iizerinde cok durmusdur 
ve bunun icin, miisliman olmak, (Kelime-i tevhid) ile baslamisdir. 
Insanlar yaratihsda din hissine malikdir. Bunun icin, Allaha inan- 
mayan kimse, run hastasi, psikopat demekdir. Boyle kusurlu insan- 
lar, biiyiik ma'nevi bir destekden mahrum olup, pek acinacak bir 
haldedirler. Avrupa fikr adamlarmdan birinin (Dindarlik biiyiik bir 
se'adetdir. Fekat ben bu se'adete kavusamadim) dedigi gibi, bizde- 
ki dinde reformculardan Tevfik Fikret de, (TarJh-i Kadim) adim 
verdigi manzum bir eserinde, miislimanlik ile ve iman sahibi olmak- 
la alay etdigi halde, sa'irlik ruhundan fiskiran ve onii almamayan su 
si'rinde imanh olmak ihtiyacim da bildirmisdir: 

Bu yalmzlik, bu bir gurbet ki, benzer gurbet-i kabre, 
inanmak! Iste agus-i iiilifini. o gurbetde. 

Varligi lazim olan var edicinin bir oldugu, soyle de gosterilebi- 
lir. Birkac dane olsa, bunlann toplami vacib-iil viiciid olamaz. Ciin- 
ki, bir toplum var olmak icin, her parcasimn var olmasina muhtac- 
dir. Varligi lazim olan, hicbirseye muhtac olmaz. O halde, hicbir 
toplum vacib-iil viiciid olamaz. Varligi lazim olan parcalarm toplu- 
mu, vacib olamadigi gibi, miimkin de olamaz. Ciinki, varligi miim- 
kin olan sey, kendi kendine mevcud olamaz. Bir var edici ister. Bu 
var ediciyi o toplulukdan baska diisiinmek, kendilerinin vacib ol- 
malanna uygun olmaz. Bu toplumun icinde aramak da, birseyin 
kendi kendisini var etmesi olur ki, bu da olamaz. Mesela iki vaci- 
bin toplami bir vacib olsa, ya'ni varligi lazim olsa, bu vacib, iki par- 
casma muhtac oldugundan, miimkin olmasi icab eder. Halbuki, 
bunu vacib kabul etmisdik. ikisinin toplami miimkin olsa, bu 
mumkinin bulunmamasi lazim gelir. Burada miimkin demek, bir- 
sey var olsa da olur, yok olsa da olur demekdir. 

Vacib-iil viicudiin, ya'ni varligi lazim olan seyin, bir daneden 
fazla olamayacagmi gosteren bu son diisiince, tabi'iyyecilerin so- 

-269- 



ziinii kokiinden yikmakdadir. Tabfiyyeciler herseyin kendi kendi- 
ne var oldugunu, ya'ni hepsinin vacib-iil viicud oldugunu soyliyor- 
lar. Halbuki, yukardaki aciklamaya gore, herseyin kendi kendine 
mevcud, ya'ni vacib-iil viicud olmasi soyle dursun, bir mahlukun 
bile vacib-iil viicud olmasi miimkin degildir. 

Simdiye kadar, Avrupayi taklid eden ilericilerin yapdiklan din- 
sizlik propagandasi, Allahii tealaya inanmamak seklinde idi. Mese- 
la, (Is, Allahin varhgindadir. Allah varsa, biitiin din bilgilerine he- 
men inamrim) diyenler cokdu. Fekat, son zemanlarda fende atilan 
yeni adimlar ve hele atom iizerindeki ve radyoaktivite ve madde ile 
enerji iizerindeki incelemeler karsismda, Allahii tealamn varhgim 
inkar edemedikleri icin, Peygamberlere dil uzatmaga basladilar 
"aleyhimiissalatii vesselam". Herkes hiirdiir. ibadet serbestdir. 
Herkes Allahma diledigi gibi ibadet eder. Allah ile kul arasmda akl- 
dan baska bir araci olamaz dediler. Halbuki ahirete inanan bir kim- 
senin, Peygamberlere de inanmasi lazim gelir. Ahiretdeki ni'metle- 
rin ve azablarm bilgisini akla birakmak, biiyiik bir adaletsizlik olur. 
Hele cahil halk, bunu hie diisiinemez. islamiyyet, Peygamberlerin 
hepsine inamlmasim emr etmekdedir. Yehudiler ve hiristiyanlar, 
biitiin insanlarm Peygamberi olan Muhammed aleyhisselama inan- 
miyorlar. O yiice Peygambere dil uzatiyorlar. Muhammed aleyhis- 
selamm bildirdigi islamiyyet ise, Musa aleyhisselam ile Isa aleyhis- 
selama inanmayanlan, bunlari kiiciiltecek bir sey soyleyenleri, miis- 
limanhkdan tard etmekdedir. Bir padisah, bir memlekete bir vali 
gonderip, o memleketi idare etdikden sonra, bu valiyi degisdirerek 
yeni bir vali gonderdigi zeman, ba'zi kimseler, biz eski valinin so- 
ziinden cikmayiz, yeni valinin getirdigi emrleri dinlemeyiz deseler 
nasil olur? Birinci vali padisahin me'muru da, sonra gelenler 
me'muru degil mi? iste bunun gibi, yehudilere soranz: 

Allahii tealamn, Musa "aleyhisselam" peygamberi olur da, Isa 
ve Muhammed "aleyhimesselam" peygamberleri olmaz mi? Ye- 
hudiler bu iki Peygambere inanmiyor. Hiristiyanlar, yehudilerin 
bu yanhs inamslarim goriip, onlara kizarken, kendileri de, hazret-i 
Muhammed aleyhisselama karsi bu yanhshgi, bu iftirayi yapmak 
gafletine diismiislerdir. Bu yanhs inanclar, ilmi bir inceleme neti- 
cesi olmayip, hep eskiye baglamp kalmak ve yeniyi, yeni geldigi 
icin kabul etmemekden baska bir sey degildir. Ya'ni gericilikdir. 
Isa aleyhisselam babasiz diinyaya geldi. Hazret-i Meryem, oglunu 
Kudiisden Misra gotiirdii. Oniki sene Misrda kaldilar. Sonra, tek- 
rar Kudiise gelip (Nasira) denilen koyde yerlesdiler. Otuz yasmda 
Peygamber oldu. Uc sene sonra, yehudiler bunu oldiirmek istedi- 

-270- 



ler. Allahii teala, onu diri olarak goke kaldirdi. Ona benzeyen (Yu- 
da $em'un) admda bir miinafik carmiha gerildi. Babasiz oldugu 
icin, hiristiyanlar buna Allahm oglu deyip tapimyorlar. Babasiz 
diinyaya gelmek, kisiyi insanlikdan cikanp, ilah yapsaydi, hem 
anasiz, hem babasiz yaratilan Adem aleyhisselama daha cok tapm- 
malan lazim gelirdi. Hiristiyanlann, hak olan dinlerini bozarak, ne 
kadar mantiksiz bir hale sokmus olduklan, buradan da anlasilmak- 
dadir. Yehudiler, Isa aleyhisselama yalmz inanmamakla kalmiyor- 
lar. Babasiz yaratildigi icin, ona kotii cocuk diyorlar. Miislimanlar 
ise, adalet yolunu tutarak, her iki giiruhun gosterdikleri taskmhk- 
dan kurtulmuslar, ona Allahin kulu ve Peygamberi demislerdir. 
Avrupahlar bugiin ilmde, fende cok ilerde ise de, vaktiyle eski 
Peygambere baglamp kalarak, en biiyiik yenilikden, ilerlemekden, 
mahrum kalmislardir. Simdi de, bu gericilikden kurtulamamislar- 
dir. Gericilik ile kalmiyarak, yeni dini kabul etmedikden baska, es- 
kisini de degisdirmisler, bozmuslardir. Hazret-i Isa, goke cikanl- 
dikdan kirk sene sonra, Romahlar Kudiisii ahp, yagma ve harab et- 
diler. Yehudileri oldiirdiiler. Bir kismim esir aldilar. Kudiisde ye- 
hudi kalmadi. Isa aleyhisselamm oniki havarisi, baska yerlere da- 
gildi. Gokden inmis olan (incfl) gayb oldu. Sonradan, incil diye bo- 
zuk kitablar yazildi. Bunlardan dordii her tarafa yayildi. (Barna- 
bas) Incilinin hemen hepsi dogru idi. Fekat bozuk incfllere aldan- 
mis olanlar, Barnabas incilini yok etdiler. Bu incilden bir dane, 
sonradan bulunarak, yirminci asrda Londrada ve Pakistanda ingi- 
lizce olarak basilmisdir. Isevi dini, Isa "ala Nebiyyina ve aleyhissa- 
latii vesselam" gorse tammiyacak bir hale getirildi. Boylece hiristi- 
yanhk meydana geldi. Bu gericilik, son asra kadar durmadi. Niha- 
yet bircogu dinsiz oldular. 

Musa aleyhisselamm ve Isa aleyhisselamm Peygamberlikleri 
mu'cizelerle belli oldugu gibi, Muhammed aleyhisselamm Pey- 
gamberligi de, oylece mu'cizelerle meydandadir. Musa aleyhisse- 
lam zemanmda sihr, Isa aleyhisselam zemamnda doktorluk, Mu- 
hammed aleyhisselam zemanmda si'r, fesahat ve belagat ya'ni gii- 
zel ve dartih konusmak san'atlan cok ilerlemisdi. Allahii teala da; 
bu Peygamberlerine ummetlerinin kiymet verdigi seylerde mu'ci- 
zeler ihsan eyledi. Muhammed aleyhisselamm da, Isa aleyhisselam 
gibi, oluyii diriltdigi ve Fir'avn ile adamlarmm Musa aleyhisselama 
sihrbaz dedikleri gibi, Kureys kafirlerinin de Muhammed aleyhis- 
selama sihrbaz dedikleri kitablarda acik ve uzun yazihdir. 

Muhammed aleyhisselam ummi idi. Ya'ni, mektebe gitmedi. 
Okuyup yazmadi. Hicbir insandan ders almadi. Ummi oldugu hal- 

-271- 



de, tarih, fen, ahlak, siyaset ve sosyal bilgilerle dolu bir kitab orta- 
ya koydu. Yalniz o kitaba uyarak diinyaya adalet yaymis olan hii- 
kiimdarlann yetismesine sebeb oldu. Kur'an-i kerim, Muhammed 
aleyhisselamm mu'cizelerinin en biiyugiidur. Hatta, biitiin Pey- 
gamberlerin mu'cizelerinin en biiyugiidur. Bu en biiyiik mu'cize, 
yalniz Muhammed aleyhisselama verilmisdir. Dinde reformcular, 
Muhammed aleyhisselamm daha cocuk iken, Sam yolculugunda 
bir papasla birkac dakika konusdugu zeman, biitiin bu bilgileri, o 
papasdan ogrendigini soylerken, utanmalan, sikilmalan lazim ge- 
lir. Bu kadar ciiriik, bu kadar guliinc bir iftira olamaz. Ka'be diva- 
nnda yillarca asih duran ve sahiblerini birer dahi, birer kahraman 
derecesine yiikselten ve binlerce si'r arasindan secilmis bulunan fe- 
sahat ve belagat saheseri yazilarm birer pacavra gibi sokiiliip indi- 
rilmesine ve yazarlanmn baslarmm egilmesine sebeb olan ayet-i 
kerimeler, o papasla birkac dakikahk konusmamn neticesi olamaz! 
Bugiin Kur'an-i kerimin belagatini yeniden anlamaga kalkismaga, 
hie liizum yokdur. O ilahi kitab, arabcamn en yiiksek zemamnda, 
en salahiyyetli miitehassislara, ustiinliigiinu imzalatmisdir. Arab 
edebiyyatinm miitehassislan olanlardan, Muhammed aleyhissela- 
mm zemamnda yetisenler arasmda, Kur'an-i kerimin belagatinde- 
ki ilahi ustiinlugii goriip de inanmayan yok gibidir. 

Zemamnda en kiymetli hiiner sayilan bir san'atda, ustunlugiinu 
herkese kabul etdiren boyle bir serefi ve kemali, kendine mal etme- 
yerek, kimsenin bilmedigi bir Allahdan geldigini soylemesi ve bu 
seref ve tistiinlukle, kendini degil de, o mechul zati tamtdirmaga ca- 
hsmasi, insanhk arzulan ile birlesemiyen ve sohret, menfe'at dlis- 
kiinlerinin isine gelmeyen sasilacak bir seydir. Hiikumet lezzetini, 
ilm ve ma'rifet lezzetinden iistiin tutanlar, ilmin ve ma'rifetin kiy- 
metini anhyamiyanlardir. Bir sa'ir, san'atmm en yiiksek derecesin- 
de oldugunu gosteren bir danecik si'rini, devlet baskanhgi ile degis- 
mez. Degisen olsa bile, maddi menfe'at icin degisir. Muhammed 
aleyhisselam, kendisinin devlet baskam olmadigim soylemis, devlet 
ve saltanat yerine herkes gibi orta halli yasamrsdir. Oliimiinde ai- 
lesine birsey birakmiyan ve goz bebegi gibi sevdigi kizi hazret-i Fa- 
tima "radiyallahii anha", kiiciik bir sey istediginde, (Biz Peygam- 
berler, minis birakmayiz. Bizden kalanlar sadaka olur) buyuran bir 
zatm, hiikumet ve saltanat pesinde olacagim diisiinmek icin insa- 
nin beyni sulanmis, vicdani kararmis olmahdir. (Bu sozleri kendi- 
ligimden soylemiyorum. Allahin emrlerini bildiriyorum. Ben de 
sizin gibi bir kuluiii) diyerek ortaya cikan o yiice Peygamberin, 
hasa bir yalanci olmasi ihtimali o kadar uzak ve o kadar bozukdur 
ki, bunu Avrupa ve Amerika fikr adamlan soz birligi ile kabul et- 

-272- 



mek mecburiyyetinde kalmisdir. Meydana koydugu din ile kazan- 
digi yiiksek mevki'i, keskin zekasi ve kuvvetli goriisii ve yaman ak- 
h ile basardrgmi soylemek zorunda kalmislardir. Komiinistler de, o 
yiice Peygambere bir camur atamiyacaklanm anlayarak, sar'aya 
benzer bir hastahgm te'siri ile kendisine melek geldigini zan ederek 
bu basanlan elde etmisdir diyorlar. O akl, zeka ve siyaset ve basa- 
nlan anladiklan ve soyledikleri halde, hastalik icabi, zan ile konus- 
du demeleri ise, inkar hastaligmm kendi akllarmi orterek yapdikla- 
n bir sacmalama oldugu meydandadir. Ciinki, bu sozlerinin bir kis- 
mi, digerinin yalan oldugunu gostermekdedir. Ya'ni komiinistler, 
kendi sozleri ile kendilerini maglub etmekdedir. 

Edebiyyatcilar, bir si'ri hangi sa'irin yazmis oldugunu, imzasma 
bakmadan, onun diisiinme ve yazma san'atmdan anlamakdadirlar. 
Edebiyyat miitehassislan, Kur'an-i kerim ile, Resulullahin kendi 
sozii olan hadis-i senfleri inceliyerek, ikisinin birbirine benzemedi- 
gini anlamislardir. Birbirine hie benzemiyen iki diirlii iisluba ve ya- 
zi san'atma ayni adamin sahib olmasi edebiyyat tarihinde gortil- 
miis birsey degildir. Ciinki, olacak birsey degildir. Bir insamn, bir- 
birine benzemiyen iki diirlii yiizii olmasi gibidir. 

Kur'an-i kerimin, hadis-i seriflerden ve baska ilahi kitablardan 
bir aynhgi ve ustunliigii de sudur ki, bu kitab-i mecid (ya'ni 
Kur'an-i kerim) bugiine kadar semadan indigi gibi, degismemis 
olarak kalmisdir. Harfleri ve noktalan bile degismemisdir demek 
yetismiyor. Ciinki Kur'an-i kerimdeki kelimelerin cesidli okunu- 
sundan baska, bu kelimelerin uzun, kisa, acik, kapah, kalm, ince gi- 
bi okunmalan da, Resulullahin bildirdigi ve okudugu gibi kalmis- 
dir. (Ilm-i kiraet) denilen ve pekcok kitabi olan biiyiik bir ilme ve 
islam alimlerinin bu yoldaki cahsmalarma ve hizmetlerine bakip da 
sasmamak elde degildir. Kur'andan olup da cikanlmis veyahud 
Kur'andan olmayip da sonradan katilmis tek bir kelime yokdur. 
Ciinki, islam alimleri, Kur'an-i kerime dokunulmamasi, ufak bir 
siibhenin bile ona yaklasamamasi icin, cok saglam bir esas koymus- 
lardir. Ya'ni, Kur'an-i kerimin her asrda soz birligi ile gelmesi sart- 
dir. Eshab-i kiramdan bugiine kadar, her asrda, yalan iizerinde soz 
birligi yapacaklan diisiiniilemiyen yiiz binlerce hafizlar vasitasi ile 
bizlere gelmisdir. Sanki bir an durmayan coskun bir nehr gibi ebe- 
diyyete dogru akip gitmekdedir. Bugiin islam diismanlarmm yeryii- 
ziinii kapladigi bir zemanda bile, elhamdulillah, diinyanm her tara- 
fmda, Allah kitabmm her kelimesi, her noktasi birbirine benze- 
mekdedir. Bu kitab-i miibinin (ya'ni Kur'an-i kerimin) ne kadar 
cok saglam oldugu sundan da anlasihr ki, Eshab-i kiramm buyiikle- 

- 273 - Faideli Bilgiler - F:18 



rinden ba'zilan bildirdigi halde, tevatiir, ya'ni soz birligi halini alma- 
yan okuma seklleri, ne kadar kuvvetli olsa bile, Kur'andan olmak 
icin kafi goriilmemisdir. Mesela, yemin keffaretini bildiren (iic giin 
oruc) ayet-i kerfmesini, Abdullah ibni Mes'ud "radiyallahii teala 
anh", (iic giin arka arkaya oruc) olarak bildirmis ve bunu fikh alim- 
leri vesika bilerek, keffaret orucunun iic giin (miitetabi'at) olarak, 
ya'm ard arda tutulmasi lazim olmusdur. Fekat Abdullah ibni 
Mes'ud hazretleri, Eshab-i kiramm biiyiiklerinden, cok giivenilir ve 
cok saglam bir zat olmakla beraber, soziinde yalmz kaldigi icin 
(Miitetabi'at) kelimesi Kur'an-i kerime girememisdir. ihtiyat olu- 
narak bu kelimenin ma'nasi almmis ve yine ihtiyat olunarak 
Kur'an-i kerime sokulmamisdir. Bunlara (Kiraet-i §azze) denir. 

Resulullahm kendi sozlerine (Hadfs-i §erif) denir. Hadis-i serif- 
leri de ogrenmek ve muhafaza etmek icin, sasilacak bir dikkatle ca- 
hsilmisdir. Fahr-i alemin "sallallahii aleyhi ve sellem" her sozii, hu- 
zurunda bulunan Eshab tarafmdan ezberlenmis ve isitmeyenlere 
ve sonra gelenlere soylenmisdir. Boylece, sonsuz bir denize benze- 
yen (Ilm-i hadfs) meydana gelmisdir. Kur'an-i kerimin essiz bir 
mu'cize oldugu meydanda olmakla beraber, Musamn ve Isamn 
"aleyhimesselam" kansik ve karanhk tarihlere dayanarak Pey- 
gamber olduklanna inamyorlar da, biitiin hayati ve sozleri inceden 
inceye meydanda olan ve her hali Peygamberligine sahid olan Mu- 
hammed "aleyhisselam" nicin Peygamber olmasin? Yehudilerle 
hiristiyanlarm bu inkarlarma ve inadlarma hem sasihr, hem de te- 
essiif olunur. 

Milliyyet, insamn cahsmasi ile ve dilemesi ile elde edebilecegi 
bir meziyyet degildir. Milliyyet, aym vatanda, aym toprakda do- 
gup yetisenlerin, din, orf, adet ve menfe'at birligidir. Cahsmadan, 
dogusda ele gecen bir ni'metdir. Bu ni'mete kavusduran, Allahii 
tealaya siikr etmek lazimdir. Siikr etmek de, ni'metin devam et- 
mesi icin ve kendisinden daha cok istifade edilmesi icin cahsmak- 
la olur. Islam dini, Turk milliyetciliginin ayrilmaz parcasidir ve bu 
milliyetciligin devami icin ve kendisinden cok faidelenmek icin ca- 
hsmagi, sevismegi, baska dinden olan vatandaslara da, aym hakla- 
n saglamagi, adaletden, sosyal haklardan miisavi olarak istifade 
edilmesini emr etmekdedir. Bu emrlerin ve yukanda yazih milli 
vazifelerin yapildigi yerde yasiyanlarm milliyyetcilikleri ile iftihar 
etmeleri, bu ni'meti kendilerine birakan ecdadlarma, gazilerine, 
sehidlerine, hayrh dua etmeleri lazimdir. Bu birliklerinin, se'adet- 
lerinin sembolii olan istiklal marslarim ve bayraklanm sevmeli ve 
saymahdirlar. Kendilerini idare eden, se'adetleri icin cahsan dev- 

-274- 



letlerine, kanunlanna Mat etmeli, vergilerini seve seve odemeli- 
dirler. Boyle sevisenlerin, baska dinlerden, mezheblerden olanlara 
dokunmamalan, onlara kotiiliik yapmamalan, milliyyetcilik icin 
bir kusur degil, bir meziyyet olur ve bagh oldugumuz islam dininin, 
hak din oldugunu ve yiice Peygamberimiz Muhammed aleyhisse- 
lamm alemlere rahmet oldugunu gosterir. Milliyyetcilik kelimesi- 
ni, teknikde ilerlemis ba'zi memleketlerde mesela dogu Avrupada, 
Rusyada, hiikumeti ele geciren bir ziimrenin, milleti somiirmek 
icin soyledikleri gibi, ruhsuz, modasi gecmis bir soz sanmamahdir. 
Milleti somurenlerin buna inanmasi ve baglanmasi, dinsizlerin ah- 
laka baglanmasi kadardir. Insan, tath bir hayat gecirebilmek icin, 
milleti arasmda bulunmaga muhtacdir. Insanlar, varliklanm, hak- 
lanni ve ihtiyaclanm koruyabilmek icin, toplu olarak yasamak zo- 
rundadir. Medeniyyet de bu demekdir. Bu topluluk ise kendi mil- 
letidir. insanlann yalmz basma elde edemiyecekleri haklan koru- 
mak icin toplu yasamalan lazimdir dedik. Bu toplulukda, karsilik- 
h yardim ve fedakarlik lazimdir. insamn, din hiirriyyeti taniyan 
milliyyet ugrunda mi, yoksa dinsiz olan milleti ugrunda mi daha fe- 
dakar olacagim inceliyelim: 

Dinsiz bir milliyyetci soyle diisiinebilir: Millet icin olmek hissi, 
miisterek olmahdir. Bir kismimn olmesi, bir kismmm kalmasi hak- 
sizlik sayilmahdir. Millet menfe'ati kendi menfe'atim icin lazimdir. 
Kendimi o yolda feda edersem, ash, maksadi, sebeb icin feda etmis 
olurum. Ben herseyden once, kendimi dusuniiriim. Baskasi icin fe- 
da olmam. Fedakarlik, nam ve sohret almak icin ise, gecici bir soh- 
ret ve seref icin yok olmagi kim ister? Milyonlarca bir ordu icinde 
milleti icin can veren askerlerin, hangi dagda, hangi derede kaldi- 
gim kimse bilmedigi gibi, ismleri de dinsiz olan milletin kalbinden 
silinip gitmisdir. Bu adamlar, canlan ile beraber mallarim da feda 
etmisler. Daha dogrusu, bunlar sayan-i takdir olmakdan ziyade, 
kendileri hesabina, acmacak bir haldedirler. Millet icin yapdigim 
fedakarlik bilinmez de, cekemiyenler sebeb olarak, bir de suclu go- 
riilursem, halim neye vanr? 

Dinsiz bir milliyyetcilikde, bir fedakarlik kuvveti elde edebil- 
mek icin fikre ve mantiga dayanan sebebler yokdur. Su'ursuz his- 
lere dayanan fedakarlik da karsihgini alamaz. Hele milleti idare 
etmekde olan ilericiler, somiiruculer, onlar icin canlanm hie feda 
etmezler. Komiinist memleketlerde boyle oldu. ikinci cihan har- 
binde gortildiigu gibi, cebhede dogiisiip seref kazananlar, geri do- 
ntince, hiikumeti ele gecirmesinler diye, kursuna dizildiler. Millete 
gelince, onlar da, hicbiri icin can feda edecek bir fikr sahibi degil- 

-275- 



dirler. Avrupahlan tapimrcasma taklide ozenen, onlardaki her fik- 
ri, her isi tam hakikat, tam se'adet sanan dinde reformculardaki 
milliyyet hissi ve hevesi de, yine taklid iledir. Evet, insanlar, aklla- 
n ve dusiinceleri ile bulduklan is, meslek ve mezheb baglanna, 
ya'ni dinsiz bir milliyyete, irkcilikdan ziyade sanlmislardir. Milliy- 
yetciligi kendi menfe'atleri ve is basma gecmeleri icin, alet ve mas- 
ke yapan siyaset canbazlan bir tarafa birakihrsa, geri kalanm mil- 
liyyetciligi, isitmekle ve takhd ile hasil olmakdadir. Din adamlan- 
nm da, bu taklidcilige kansdiklan goriilmekdedir. 

Hucurat suresi onuciincii ayet-i kerimesi, hepsi bir anadan ve 
bir babadan hasil olan insanlann, ancak Allahii tealadan korkula- 
nna gore derecelere aynlacagini ve islamiyyetde kavmiyyetcilik ol- 
miyacagmi bildirmekdedir. Muslimanlann milletlere ayrilmalan 
icin bu ayet-i kerimeyi ileri siirenler goruliiyor. islamiyyetin, bir- 
birlerinden ayri milliyyetciliklere boliinmege karsi olmadigini, 
hepsine saygi gostermek lazim oldugunu soylemek istiyorlar. Hal- 
buki, miislimanlar, ayri ayri milliyyetlere boliiniirse, birbirleri ile 
carpismak tehliikesi baslar. 

(Kiyamet giinii Cenab-i Hak buyurur ki: Ey insanlar! Ben bir 
neseb, soy secdim. Siz baska bir neseb secdiniz. Ben, Allahdan kim 
fazla korkarsa, daha kiymetliniz odur, dedim. Siz ise, falan Gianni 
ogludur. Bunun icin, fllan falandan daha iistiindiir demekden vaz- 
gecmediniz. iste bugiin ben, nesebimi yiikseltiyor ve sizin nesebi- 
nizi asagi all yoiuin. Biliniz ki, benim sevdiklerim, benden korkan- 
lardir) hadis-i serifi, miislimanlann nasil olacagim acikca goster- 
mekdedir. 

Fikh kitablan, nikahlanacak erkek ile kadmm birbirine uygun 
derecede olmalanni bildirirken, kavmleri ve milliyyeti de olciiye 
katmakdadir. Bunlari okuyanlar, kavmiyyetin islamiyyetde mii- 
him oldugunu zan edebilir. Halbuki, nikahda, erkekle kadin ara- 
smda, dogru ve yanhs her diirlii beraberlik dusiinuliir. iki tarafm 
nzalan ile yapilan nikahin, kavmiyyet ve milliyyet ayrihgmdan do- 
layi bozulmasma izn verilseydi, o zeman boyle zan etmek hakh 
olabilirdi. Bugiin biitiin diinyada, her millet, insanlan kendi tara- 
fma cekip dururken, bizim de, kendi milliyyetimizi diisiinmemiz 
lazimdir. Bunu yapmakla din hiirriyyeti bulunmiyan milliyyete bir 
kiymet verilmis olmaz. Ciinki, bu milliyyet fikri, ilmi bir temele 
degil, hisse dayamyor. (Medeniyyet-i islamiyye tarflii) kitabim ya- 
zan Curci Zeydan, milliyyet fikrinin, islamiyyetin baslangicmda 
mevcud oldugunu, hatta hazret-i Omerin siyasetinin bu fikre da- 
yandigim yaziyor. Arabistan yanm adasmda miisrik birakmamak 

-276- 



icin olan cahsmalarim da, buna delil gosteriyor. Halbuki, bu cahs- 
malar, din birligi uzerine kurulmus olan, milli birlik icindi. 

Hiristiyanlik dininde, akla uygun bir esas kalmamrs, hurafeler, 
karmakansik bir merasim halini almisdir. Bundan baska, aym din- 
de, hatta aym mezhebde bulunan hiristiyanlar, baska baska hiiku- 
metlerin idaresinde yasamakdadir. Avrupa hiikumetleri, bunun 
icin, baska bir bag aramislardir. Boylece, Avrupada, din birligi 61- 
rnus, milliyyet hissi dogmusdur. islamiyyet, ticaret, sanayi ve sosyal 
nizami da kurdugundan, milliyyet diisiincesini de icine almakdadir. 
Miislimanlar arasinda ayn milliyyetler kurmaga ihtiyac kalmamis- 
dir. Bunun icindir ki, biitiin ilmihal kitablarmda, (Din ve millet, 
ikisi birdir) denilmekdedir. Hatta, Avrupahlann islam dinine kar- 
si olan kuskulan, bu dinin hemen her hiikmiinde aynca bir milliy- 
yet hissi de bulundugundan ileri geliyor demise yeridir. Eger miis- 
limanlar, boliinmeseler, islamiyyetin, milliyyeti temsil etmesinden 
istifade ederek, yeryiiziindeki saglamlasmamis bircok milliyyetlere 
galebe calmamn yolunu bulurlar. 

islamiyyetin milliyyeti temsil etmesinde, lisan birligi de akla ge- 
lir ise de, bes vakt nemazda okunan ezanlann ve Kur'anlarm biitiin 
islam memleketlerinde arabi olmasi, bu beraberligi de te'min et- 
mekdedir. Bunun icindir ki, islam diismanlan, bir milleti islamiy- 
yetden ayirmak, din birligini yok etmek icin, o milletin dilini, gra- 
merini, alfabesini degisdirmege saldirmakdadirlar. Bir milletin di- 
nine, imanma vurulacak en buyiik darbe de, bu yoldan gelmekde- 
dir. Nitekim, Sicilya ve ispanya muslimanlan boylece hiristiyan ya- 
pilmisdir. Ruslar da, Tiirkistandaki miislimanlarm dinlerini ve 
imanlanm yok etmek icin bu keskin silahla saldirmakdadirlar. Zin- 
danlari, elektrik firmlan, Sibirya siirgiinleri ve topdan imha faciala- 
ri, bu keskin silah kadar te'sir edememisdir. Celal Nuri beg (itti- 
had-i Islam) adindaki kitabinda miislimanlar icin arabcayi, miiste- 
rek lisan olarak tavsiye etmekdedir. Yavuz Sultan Selim han "rah- 
metullahi teala aleyh" de, bunun icin cahsmisdi. Bunu te'min et- 
mek icindir ki, tarih boyunca biitiin islam memleketlerinde din ki- 
tablan arabi olarak yazilmisdi. Arabi, biitiin islam memleketlerin- 
de bir din lisam olmusdur. Cennetde de, herkesin arabi konusaca- 
gim, hadis-i serifler haber vermekdedir. Boyle diisiinmek, her miis- 
liman milleti arablasdirmagi istemek zan edilmemelidir. Diinya 
devletleri arasinda ingilizce ortak bir dil halini almakdadir. Buna 
hicbir devlet, karsi koymuyor. Bugiin ilm ve fen sahibi bir adamin, 
bir, hatta birkac yabanci dil ogrenmesi zariiret halini almisdir. Bir 
hadfs-i serffde, (Bir kavmin dilini ogrenen, onlarin zararlarmdan 

-277- 



korunmus olur) buyurulmakdadir. Bunun icindir ki, genclerimizin 
arabi ogrendikleri gibi, Avrupa dillerinden de ogrenmeleri lazim ve 
faidelidir ve sevab kazandiran cok islere sebeb olabilir. Avrupahla- 
nn asrlardan beri bize yabanci gozii ile bakmalanni, milliyyet his- 
sinden ziyade, islam dfnini bilmemelerinde aramak dogrudur. 

Bir hadis-i serifde, (icinizdeki fenalari yola getirmege cahsmaz- 
saniz, ya'ni emr-i ma'ruf ve nehy-i miinker yapmazsamz, cenab-i 
Hak, basiniza oyle belalar verir ki, bu belalardan kurtulabilmek 
icin, artik i\ ilerinizin Allaha yalvarmasi da faide vermez) buyurul- 
musdur. Al-i imran suresi, yiizonuncu ayet-i kerimesi, miislimanla- 
nn (Emr-i ma'ruf) ve (Nehy-i miinker) yapmasmi emr etmekdedir. 
Yavuz Sultan Selim nan, memleketde bulunan gayr-i miislimlere 
karsi, ya musliman olun veya sizi kilmcdan geciririm diyecegi ze- 
man, din alimleri bunun dogru olmadigim soylediler, ya'ni nehy-i 
miinker yapdilar. Sultan da, bu isden vazgecdi. Bu hali yanlis goren 
sivri akllilar bulunabilir. Halbuki, hak ve adalet yolunda olmayan 
dim hislerin, hakiki bir muslimanhk olamiyacagmi anhyan din alim- 
lerine boyun egen o serefli padisahm bu hareketi oviilmege layik- 
dir. Dini fikrler ve hislerle milli fikr ve hislerin farki boyle ince nok- 
talarda kendini gosterir. Dinsiz olanlarm milli diisiinceleri hak ve 
adaletden aynlabildigi halde, dini diisiinceler ayrilamaz. Ciinki, hak 
ve adalet gibi faziletler islam dininin simrlan icindedir. 

Burada islamiyyetin insanlara verdigi adalet duygusunun neca- 
betini ve nezahetini gosteren bir vesikayi bildirmek uygun olur. Bi- 
rinci cihan harbi muharebelerinden sonra, istanbulda suclulan siir- 
mek icin muhakemeler kurulmusdu. Oradaki muhakemelerin bi- 
rinde, (Bugazlayan) miiftisinin "rahmetullahi teala aleyh", elini 
imanh gogsiine koyarak ve goz yaslan ile ak sakalim lslatarak, o 
yerlerde me'murlarm yapdigi iskenceler ile alakah sehadeti, gaze- 
telerde okunmusdur. Avrupahlar, eskiden Tiirklerin miite'assib 
denilen kismmm, gayr-i muslimler icin tehliikeli olduklanm sana- 
rak hakiki muslimanlara diisman oluyorlardi. Sirasi gelmisken su- 
nu da bildirelim ki, bugiinkii ilericiler, Allahm emrini yerine geti- 
ren, ya'ni farzlan yapmaga ve haramlardan sakinmaga cahsan 
muslimanlara, mesela, nemaz kilanlara, sokaga cikarken ailesinin, 
kizmm ortiilii olmasma dikkat edenlere, icki icmiyenlere miite'as- 
sib diyorlar. Halbuki te'assub, inadcihk etmek, kendi mezhebine, 
fikrine korii koriine baglamp, baskalarimn buna uymiyan dogru 
soziinii kabul etmemek demekdir. Haksiz birseyi inad ile savunan 
bir kimseye miite'assib denir. Te'assub, din-i islamm begenmedigi 
kotii bir huydur. 

-278- 



Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" efendimize islamiyyet 
nedir diye soruldukda, (Miislimanlik, Allahii tealamn emrlerini 
biiyiik bilmek ve Allahii tealamn mahluklarina acimakdir) buyur- 
du. Resulullahm "sallallahu aleyhi ve sellem" bu hadis-i serifde 
gosterdigi lsikh yolda ilerliyen insanlar, hangi kavm, hangi millet, 
hangi dinden olursa olsun, Allahm kullannin haklanna dokunma- 
nm, ahiretde biiyiik sue olacagim bilirler. Bu insanlardan kimseye 
zarar gelmiyecegini yukandaki vesika acikca gostermekdedir. isla- 
miyyetde sahslarm ve cem'iyyetin menfe'atlerine cahsilmakla be- 
raber, miislimanlarm gayesi, bu menfe'atlerden daha iistiin ve ila- 
hi bir seydir. Menfe'ati diisiinmek, tabf i ve lazim ise de, bunu her 
gayenin iistiinde gormek ayb, kusur ve fena bir egoistlik oldugu gi- 
bi, dinden ayn olan milliyyet hissini herseyin iistiinde gormekle de, 
bu egoistlikden kurtulamaz. Boyle olan milliyyet hissi ile hareket 
eden adam, kendinin de o milletin icinde oldugunu diisiinmiis, bu- 
nun icin az cok egoistce hareket etmisdir. Miislimanlan harekete 
getiren maksad ise daha temiz ve daha necibdir. Herseyin iistiinde 
olarak, din icin, ya'ni Allah icin cahsan her miisliman, biiyiik bir 
ask ve fedakarhkla hareket eder. Milletinin ytikselmesi daha kolay 
ve saglam olur. Baska milletlere de zaran dokunmaz. Miisliman, 
her adimim Allah icin atan, her hesabmi Allah icin yiirtiten bir in- 
san demekdir. Boyle bir insanin ne kendine, ne de hicbir kimseye 
zaran olamaz. Halbuki, dmi ve Allahi birakip da, dinden ayn olan 
milliyyeti diisiinenler, hie olmazsa, baska milletlere karsi, hakka ve 
adalete bagh davranmayabilirler. Din sahibi olmak, Fransizlarm, 
(Chacun pour soi et Dieu pour tous) ata soziinde oldugu gibi her- 
kes icin faideli olmakdir. 

(Al-i Imran) suresi, altmisdordiincii ayetinde mealen, (Ey Alla- 
hin kitabina inamyoruz diyen yehudi ve hiristiyanlar! Aramizda 
ayrdik olmiyan soze, ya'ni imana geliniz!) buyuruldu. iste insanhk 
karsismda, dine hiirriyyet veren ile din hiirriyyeti tammiyan milliy- 
yetciligin farki! 

38 — Dinde reformcu diyor ki; (Islamiyyetdeki aile hayatmda 
erkek tarn hakim, kadm da tarn mahkumdur. Anadolu koylehnde 
erkeginden cok cahsan, erkegi gibi cift siiren kadmlar da vardir. 
Erkek disarda, kadm ev icinde cahsir. Gezmege ve eglenmege 
vaktleh kalmaz. Maddi ve ma 'nevi ihtiyaclan da azdir. Fakirlik ve 
baski alhnda ezilen erkekler, intikamlanm kadmlardan ahr gibi, 
onlara iskence ederler. Kadm isyandan ziyade ita'at gostehr. Er- 
kegin diisiincesi, onu kadma karsi hakh, sefkatli davrandiracak 
kadar degildir. Kadmin zekasi ve diisiincesi de, bu mesakkatlere 

-279- 



nicin katlandigmm sebeblerini ve kurtulus yolunu arayacak kadar 
degildir. Onun icin, kadini bosamak pek hatira gelmez. Avrupah- 
lara imrenen ve onlara benzemege cahsan biiyiik sehrlerde, bosan- 
mak daha cokdur. Bunlar, islam adetlerini, sahsiyyetlerini, rtihlan- 
m ve ailenin kiymetini kaybetmekdedirler. Paraya ve hayvanlar gi- 
bi, sehvani arzulara ve modaya uymak sebebleh He, kadm da, ca- 
hsmak zorundadir. Bu ilerici denilen insanlann dinleri, milliyyetle- 
h, fikrleh, hisleri birbirine benzemez. Hele Avrupada, Amerikada 
okuyup gelen kizlann ma'nevi degerleh daha cok bozulmusdur. 
Bir hiristiyan kadm gibi yasayis yolundadirlar. Biitiin yapdiklan 
samimi degil, taklid iledir) diyor. 

Cevab: Dinde reformcu Musa Beykiyefin gorusu ve yazisi bu- 
rada insafli olmusdur. Oyle kadinlan isitiyoruz ki, hiristiyan kadin- 
larimn papas karsismda giinah cikarmalarma bile imreniyorlar. 
Avrupalilan, Amerikalilan taklid etmekden alman delicesine bir 
zevkle dinimizin temeline dokunan su mudhis misale bakimz! isla- 
miyyetde, insamn Allahma yalvarmak ve giinahim afv etdirmek 
icin giinahlan once bir insamn afv etmesine ihtiyac yokdur. Yalniz, 
zulm, iskence yapilmis, hakki cignenmis olanlarm, zalimleri afv et- 
meleri lazimdir. islamiyyetde, gizli islenmis olan giinahlan bir ku- 
la afv etdirmek soyle dursun, giinahim baskasina bildirmek bile ca- 
iz degildir. Giinahi islemek sue oldugu gibi, bunu baskasina soyle- 
mek de sucdur. Dinimizdeki nezakete, nezahete bakimz! insamn 
izzetini, serefini korumakdaki islamiyyetin su inceligine hayran ol- 
mak yakisirken, hiristiyanhgin, bilhassa kadinlann namiisunu, se- 
refini ayaklar altma alan (giinah Qikarma) rezaletine imrenmek 
icin, insamn, ilericilere kazilmis olan dalalet cukurlarma diismesi 
lazim gelir. 

islamiyyetde kadm ev icinde ve dismda cahsmak, para kazan- 
mak mecburiyyetinde degildir. Evli ise erkegi, evli degilse babasi, 
babasi da yoksa, en yakin akrabasi cahsip onun her ihtiyacim kar- 
silamaga mecburdur. Kendisine bakacak hie kimsesi bulunmiyan 
kadma, devletin (Beyt-ul-mal) denen hazinesi bakmaga me'mur- 
dur. islamiyyetde gecim yiikii erkek ve kadm arasmda paylasdinl- 
mamisdir. Bir erkek, zevcesini tarlada, fabrikada veya herhangi 
bir yerde cahsmaga zorlayamaz. Eger kadin isterse ve erkek de 
izn verirse, kadm kadmlar icin is bulunan yerlerde, erkekler ara- 
sma kansmadan cahsabilir. Fekat, kadimn kazanci kendisinindir. 
Kocasi ondan cebrle hicbir sey alamaz. Onu kendi ihtiyaclanni 
dahi satm almasina zorhyamaz. Ev islerini yapmaga da zorhya- 
maz. Kadm ev isini kocasma bir hediyye, bir lutf olarak yapar. 
Bunlar, miisliman hammlarm sahib olduklan birer faziletdir. On- 

-280- 



lardaki serefli bir sifatdir. Islamiyyetin kadinlara boyle haklar ta- 
mmasi ve onlan erkek elinde bir kole veya oyuncak olmakdan ko- 
rumasi, Allahu tealanm kadinlara biiyiik kiymet verdigini gosterir. 

Islam kitablan kadmm erkege ve erkegin kadma ve cocuklan- 
na ve anasma, babasma ve hatta komsusuna ve hatta gayn muslim 
vatandaslara karsi olan giizel vazifelerini, haklarmi uzun bildir- 
mekdedir. Hadis-i serifde, (Imam en olgun olammz, ahlaki en gii- 
zel olanimzdir) buyuruldu. Baska bir hadis-i serifde, (En iyiniz, evi- 
nizde, kadinlarimza karsi en iyi olanimzdir) buyuruldu. Bir hadis-i 
serifde, (Size iyi huylarm hepsini bildirmek icin gonderildim) buyu- 
ruldu. Aile hayatim diizenliyen ve erkekle kadmm vazifelerini ayi- 
ran ve cahsmalarim tesvik eden nice hadis-i serifler, din kitablarm- 
da sayilamiyacak kadar cokdur. Din cahillerinin, bu hadis-i serifle- 
re uymiyan yanlis ve bozuk hareketleri, islamiyyet icin kusur ve le- 
ke olamaz. Bu hakikatler karsisinda, ilerici denilen kimselerin ya- 
zilarmm ne kadar yanlis ve haksiz olduklan meydandadir. 

39 — (Ilerici, taklidci hamm kiz, hiristiyan kizi gibi, ciplak gez- 
mek istiyor. Istedigi erkekle flort [arkadashk] yapmak istiyor. iste- 
digi zeman, istedigi yere gitmek istiyor. Dinini, ahlakim ve adetle- 
rini parcaladigmin farkmda bile degildir. Ortiilii musliman hanim- 
lanna nefretle, alay ederek bakiyor. Hatta, bunlara sogiiyor. Bir 
erkek, koprii basmda, carsida, eglence yerinde, komsudaki toplan- 
tida, vapurda, mektebde rastgele bir kizla tamsiyor, anlasiyor ve 
evleniyor. Fekat boyle olan evlenmenin yann icin miidhis bir ah- 
lak diisiikliigiinii hazirladigmdan haberleri yokdur. 

Diinyamn her kosesinde kadmm namusu, baska diirlii anlasi- 
hr. Islamiyyetde kadmm namusu, tesettiirle baslar. Musliman ka- 
dmm, akrabasmdan hangi erkege goriinecegini ve kimlere goriin- 
miyecegini, din acikca bildirmisdir. Kadm bunlara uydukca na- 
musludur. Bu namus gevsedigi dakikada, ahlak bozuklugu baslar. 
$imdi evli erkekler, ciplak kadmlan He sokaga cikiyorlar. Zevc ve 
zevce, ayn ayn zevklerini baskalannda anyorlar. Erkekler icki 
yerlerine, kumarhanelere, umumhanelere gidiyorlar. Her ahlak- 
sizhgi yapmakdan cekinmiyorlar. Kadmlardaki ahlak bozuklugu- 
na kocalan sebeb oluyor. Bir iiniversitelinin birfahise He evlendi- 
gini gordiim. Kafasmda kirli hatiralar yerlesdirmis olan bir kadm, 
afif bir zevce olamaz. Tamdigim evli bir adam, kansi He birlikde 
aile toplantilanna gidiyor. Kansi bir baba He, bu adam da, gene 
bir ana He sevisdi. Bir gun dordiinii bir arada gordiim. Baska ile- 
rici birisi, yine ilerici birkadmla evlendi. Esini arkadaslarma cml- 
ciplak cikanyordu. Erkek evde yok iken, kadm, erkek misafirleri 

-281- 



kabul ediyordu. Nihayet, bunlardan birini sevdi. Zevcinden aynl- 
di ve yuva yikildi. Fekat bit ay sonra, bir baskasim da sevdi. 

Mekteb bir terbiye yeri, bir fazilet ocagi iken, iiziilerek soyliye- 
yim ki, en terbiyeli cocuklar bile, burada ahlaklanni gayb ediyor- 
lar. Qocuk mektebde cirkin sbzler, kotii huylar ogreniyor. Cocuk- 
lar mektebde ve sokakda ogrendikleri cirkin seyleri, aile ocagma 
kadar yayiyorlar. Evdekilerin dini, ahlaki hareketlerini begenme- 
diklerini soylemekden cekinmiyorlar. 

Hanimlanmizm musikiye, calgiya tutulmalan da, bir afet halini 
almisdir. Musikinin ruhda yapacagi heyecan yerine, haris, tenbel 
ve hayallerindeki zevklerin mahrumiyyeti He, ici yanan serhos kim- 
selerin nagmeleri dinlenir, bunlar yalmz raksetmek, dansetmek ve 
kucaklasmak gibi en asagi hayvani hisleri oksar. Radyoda ve televiz- 
yonda dinlenilen sarkilara da dikkat ediniz. Hep birbirini kucakla- 
mak arzusu He cirpman sehvetli kimselerin niyazlan, maceralandir. 
Evlerden gelen radyo seslerinde bu ma 'nalar analiz edilirse, aileler- 
de din, ahlak, ar ve hicab perdelerinin siynlmakda oldugu gdriiliir. 
Caz takimi baslaymca ruhlann bagh oldugu gizli, sihrli bir telle, bii- 
tiin varhklar kimildamr. Baslan He, elleri He ve viicudlannm her 
parcasi He birbirine ask flan ederler. Ba'zan, sekiz-on, hatta onbes 
erkegin bir kadm pesine takilmasim, ilkbeharlarda boyle grup halin- 
de disilerini ta kib edip sikisdiran, kedilere ve kopeklere benzetirim. 
Erkek, yabanci birkadma karsi irtikab etdigi namussuzlugun, baska 
bir erkek tarafmdan kendi valide, hemsire veya refikasma karsi ya- 
pilacagim diisunebilirken, yine bunu yapmasi, namus duygusunun 
onda yoklugundan degil de, nedendir, soranm ? Koylerde din ve ah- 
lak duygusu devam etdigi icin, fuhs ve sefahet azdir) diyor. 

Cevab: Dinde reformcunun yukandaki uzun yazilarmda, ka- 
dmlar hakkmda dikkate deger ve ibret verici hakikatler bulunmak- 
la beraber, bu kansik sorunun cozulmesi icin, belli bash bir pren- 
sib ortaya koymamisdir. Bu sosyal hastaliklar, insafli bir kalemle, 
goriildukleri gibi yazilmisdir. Avrupa kadmlanm istanbuldaki 
musliman denilen kadmlardan ustiin tutarak, acik sacik gezmeleri- 
nin oralarda kotii olmadigim bildiriyor. Istanbul genclerinin de, 
onlar gibi yetismesini istedigi anlasihyor. Koylii kadmlanmizm faz- 
la namuslu olmalanna da, ilmi esaslara dayanmadigi icin, cabuk 
bozulabilir diyor. istanbuldaki, ilmli, ilerici kadinlar arasmdaki, 
kendi zemamndaki, ahlak diiskiinlugunu, kendisi aci aci anlatdigi- 
na gore, kadmlan fenahkdan korumak icin, hangi bilgilerin ogre- 
tilmesini istedigi anlasilmiyor. 

Namusun ve iffetin pek kiymetli ve pek oviiniilecek giizel bir 

-282- 



sifat oldugunu alim ve cahil herkes bilir. Fekat, cok kimse, bu bil- 
gisine uygun hareket etmez. Dinde reformcunun, koylerdeki na- 
musun fazla oldugu halde, namus fikrinin za'if oldugunu bildirme- 
si, dogru bir diisiince degildir. Bilgisiz ve su'ursuz olarak yerlesen 
Metier ve akideler, mukaddes an'aneler haline geldikden sonra, 
akla ve bilgiye dayanan diisuncelerden ve teorilerden daha kuvvet- 
li olur. Allah korkusunun ve din ve ahlak gibi kuvvetli temellere 
dayanan namus ve iffet duygusunun, ilmi esaslardan mahrum ol- 
dugunu kabul etmek de, biiyiik bir haksizlikdir. 

40 — (Kadmlann namusunu korumak icin haremlikle, selamh- 
gi ayirmak veya aralanna ipek perdeler koymak, cok dayamksiz 
bir tedbirdir. Miisliman memleketlerinde, kadmlan, renkli ve 
ipekli kumaslan altmda, keskin hayallerimizle birer Vends diisii- 
nerek, bu harik-ul'ade heykellerin san 'atinden ma 'nalar cikanr ve 
bunlarla kalbimizin bosluklanm doldururuz. Garbm psikologlan 
arasmda, sarkm gunesli ve cicekli ufuklan kadar, tesettiiriindeki 
hay ali zevklerine imrenenler cokdur. 

Tesettiiriin, kadm giizelligini artdirdigi muhakkakdir. Bunun 
sebebi sudur ki, yakmdan herseyin inceliklehni, dehnliklerini gb- 
riirken, uzakhk bu incelikleri ve derinlikleri bize siislii gosterir. 
Gozlerimiz yakmdan gormege ahsdigi seyleri, uzakdan acikca 
gormedigi zeman, giizel zan etdigimiz seylehn giizelligini hayali- 
miz temamlar. Bugiin, bizim olan ve hie kiymet vermedigimiz sey- 
ler, elimizden cikdigi zeman, kiymetli olur. Iste birsey He aramiza 
uzakhk, perdeler girince, o seye olan arzumuz derecesinde hisleri- 
miz ve te 'essiirlerimiz canlamr. Sokakda kapah bir kadmla karsi- 
lasmca, hayalimiz uyamr. Carsafm altmda, hayalimizdekini var sa- 
mnz. Sosyal hayahmizi diizeltmek icin kadma da layik oldugu ye- 
ri vermeliyiz. Islamiyyet, kadmm ortiinmesini emr etmis. Fekat, 
nasil ortiinecegini bildirmemisdir. Kadmm ortiinmesinden, ya'ni 
tesettiirden maksad, neslin temiz, iffetli, fuhus ve kotiiliikden ko- 
runmasi ise, bunu baska diirlii de elde edebiliriz. Bunun icin, Al- 
lahii tealamn insanlara ihsan etdigi akh ve zekayi terbiye ederek, 
nefse hakim olmahyiz. Boylece nefsi, hayvani arzulan pesinde ko- 
sacak yerde, iyilik isteyecek seklde temizlemeli ve diizeltmeliyiz. 
Yiiksek bilgili ve terbiye gormiis ve akh ve diisiincesi iyi isliyen bir 
kadm, namusu koruyan ma 'nevi kuvveti dinde bulmasa bile, ken- 
di akh ve diisiincesi He elde edebilir. Sonra, kiiciik yasdan erkek- 
le beraber bulunmaga ahsmca, biiyiik yasda da, zaran olmaz. tf- 
fetin, namusun ne oldugunu anlayacak kadar akla ve diisiinceye 
malik olan bir kizm, istedigi gibi acik gezmesi, istedigi yerlere git- 

-283- 



mesi, hie zararh olmaz. Fekat, bu degisikligi zemanla yapmak la- 
zimdir. Miisliman kadmlanna, haydi carsaflanmzi atmiz ve istedi- 
giniz gibi hareket ediniz diyemeyiz. Kurnaz hareket etmeliyiz. 
Mesrutiyyeti iyi yerlesdiremedigimizi gordiik. Netice cok aci oldu. 
Kadm, yaratihsmdaki zevkini oksamak icin, simdilik zarif ve sik gi- 
yinsin. Sonra, yavas yavas acilmasi, sira ile gelir. Hiikumet, simdi- 
lik kadinin elbisesine diizen versin. Giizel olmakla beraber, sehve- 
ti tahrik edici yerleri ortsiin, carsaf ve pece yerine, bir bas ortiisii 
He mantoyu kabul etsin. Sonra is yavas yavas gelisir. Bundan bas- 
ka, kadmlann hava almalan, zevk ve hayati duymalan hakkidir. 
Mesela, lokantalarda yemek yimek, gezmek, sinemalan, tiyatrola- 
n gormek hakki olsun. Fekat bunlan yapmadan once, erkeklerin 
saldirmalanni bir kanunla yasak etmelidir) diyor. 

Cevab: Dinde reformcularm sozlerine dikkat edilirse, masonla- 
rm asrlarca evvel hazirladiklan ve her devrdeki adamlarma soylet- 
dikleri planlar, programlar oldugu hemen goze carpar. Bunlar, itti- 
hadcilar zemamndaki dinde reformcular agzindan ve kalemlerinden 
de i'lan edilmisdi. Mason Mustafa Resid Pasayi is basma getirince, 
soyletdiler. ingiliz casuslan, harb malzemesi ve para yardimi ile ca- 
hil ittihadcilan is basma getirince, bir yandan dinde reformculara 
soyletdiler. Bir yandan da, yeni mason kanunlan cikartdilar. isla- 
miyyete saldirmaga basladilar. Cahil ittihadcilar dedik. Ciinki, ah- 
makca harbler acarak, yiizbinlerce miisliman kammn dokulmesine 
sebeb olan ve zindanlarda ve daragaclannda sayisiz ma'sumlarm ca- 
nma kiyan ittihadcilarm cogu din cahili idi. Fekat, miislimanlar din- 
lerini iyi ogrenir ve genclere ogretirlerse, islam diismanlarimn biitiin 
planlan, kendi baslanna yikilacakdir. Allahii teala, isra suresi, se- 
ksenbirinci ayetinde, (islamiyyet gelince, §irk, kiifr dayanamaz, gi- 
der) buyurdu. Bu ayet-i kerime gosteriyor ki, miislimanlar, akla ve 
islamiyyete ve devletin kanunlarma uyarak cahsirsa, kafirler birsey 
yapamaz. islamiyyete saldiranlar yikilip gidecekdir. 

Bu reformcu, maksadh yazilarim genclere asilayabilmek icin, 
bircok miihim ve aci hakikatleri yazmakdan da cekinmemisdir. 
Evet, bunlar, bir satir zehrli yazi ile milleti aldatabilmek icin, se- 
kerli, kaymakh, bir kitab dolusu dogru yazi yazmakdan cekinmez- 
ler. Miislimanlan aldatma planlarmdan biri de, zehrlerini seker 
kapliyarak miislimanlara draje gibi yutdurmalandir. 

Islam kadinlarmm ortiinmesi, bunlarm namuslanm korumak 
ipin oldugu gibi, bu ortiiler, kadinla erkegi birbirinden ayiran 
ma'nevi simrlar demekdir. Bu ortiilerin sayesinde, bir erkek, ken- 
di evindeki kadmlardan birine karsi bile, sokakda resmi ve saygili 

-284- 



davramr. Bu ortiiler, erkekle kadm arasma konulan haya perdele- 
ridir. Ortunen kadinm bir erkek hayalinde daha giizel canlandinl- 
masi, kadinm serefini azaltmaz, yiikseltir. 

Kadmda bedfi giizellikden ziyade, onda ictima'i faide aramak, 
ona ictima'i hayatda yer vermek lazimdir demesi de, dogru degil- 
dir. Ciinki, kadm, o ictima'i yerinde de, stislenmekden aynlmiyor. 

Hayvani hislere aldanmamak icin, nefsi terbiye etmek lazimdir. 
Fekat, bu isi, yalmz nefse hakim olmaga birakarak, tesetturden vaz 
gecmek, hip dogru olamaz. Ciinki, tahsil ve terbiye goren insanlar 
arasmda nefslerine hakim olamiyanlarm cok bulundugu, gazete- 
lerde bile siksik goriilmekdedir. (Nefse hakim olmak) soylemesi 
kolay, yapmasi giic olan bir seydir. Yusiif aleyhisselam gibi biiyiik 
bir Peygamberin bile, (Benim nefsim kotii seyler istemez demiyo- 
rum) buyurdugu, Yusiif suresinde bildirilmekdedir. Artik baskala- 
nna ne demek diiser? Nefse hakim olmak ve bunun mikdan her- 
kes icin degisir. insan bunu kendi bile anlayamaz. Hele iffet ve na- 
mus dersini dinden degil de, yalmz aklindan alan kimseye gore, na- 
musun kiymeti, namuslu tamnmak diisiincesinden ileri gitmez. Na- 
musun kiymeti ne kadar bilinirse bilinsin ve akl ve diisiince ne ka- 
dar yerinde olursa olsun, insamn yaratihsmda bulunan ve herkesi 
aldatabilen nefs karsismda, akl basansiz kalabilir. Bunun icin, da- 
ha baslangicda, nefsi kimildatmamak ve onu tahrik eden yollan 
kapamak lazimdir. Kadinm ortiinmesi, bu yollan en kesdirme ve 
en kolay olarak kapayan bir caredir. 

Kizlann oglanlarla bir arada yetismesinin ve bu ahskanhgm, 
ileride iffet ve namuslarim korumaga yanyacagim diisiinmek de 
dogru degildir. Genclerin kansik hayata ahsmalan, bunun kotii 
neticelerini de gayet tabfi gormek tehliikesine sebeb olur. Kadm- 
larm erkekler arasinda acilmasi, kadin-erkek arasmdaki yaklasma 
duygusunu gosteren tabfi bir haldir. Bunu red eden yalanci ve ga- 
fil sozlere, degil bir miisliman, hicbir erkek inanmaz. Kadmlarm 
kollanm, omuzlanm, gerdanlanm, baldirlanm erkeklere acdigi, 
plajlarda, birlikde eglendikleri yerlerde, erkekler onlara bakmaz 
mi olmusdur? Kadinlar kollanmn, gerdanlanmn, baldirlarmm 
acilmasma ahsildigim goriince, gogiislerini, sirtlanm, omuzlanm 
da acmaga, mini etek kullanmaga basladilar. Sonunun neye vara- 
cagi anlasilamayan bu acilmalar, kadmlara mahsus bir ihtiyaci 
gostermekdedir. Demek ki, kadinlar, acilmalarma ahsmca, daha 
cok acilmakdadirlar. Eski acikhklan gayr-i tabfi goriilmekdedir. 
Kadmlarda acilmamn boyle yayilmasi, ortiinmek sikmtismdan 
kurtulmak, havalanmak gibi one siirtilen sebeblerden baska mak- 

-285- 



sadlarla yapildigmi gostermekdedir. Ister birdenbire olsun, ister 
yavas yavas olsun, bu acikhklar, ahlak bozukluguna dogru atilrms 
adimlardir. Hatta, erkekleri yabanci kadinlarla zevklenmenin kiyi- 
sindan kosesinden istifadelendiren bu acikhklarm, kendileri de 
tarn sefahetdir. Kadinlann yabanci erkeklere acilmasmm ve sosye- 
te hayati yasamalarmm fuhsa, ahlaksrzhga, ev bark yikmaga, aile 
faci'a ve oliimlerine yol acdigmi gosteren misaller cokdur. 

islamiyyet, kadmla, kizla konusmaymrz, eglenmeyiniz, papaslar 
gibi kadmsiz yasaymiz demiyor. islamiyyet, komsunun kansini, ki- 
zim basdan cikarmaymiz, onlann haya perdelerini parcalamaymiz, 
aile yuvalarmi yikmayiniz, istediginiz kizi alimz, onunla, evinizde 
serbestce, rahatca istediginiz gibi egleniniz diyor. Kannizi, kizmizi, 
yabanci erkeklerin arasina sokup, onlann edeblerini, hayalarmi ve 
istikballerini bozmayiniz! Kendinizin ve baskalarmm aile yuvalan- 
m yikacak taskmliklardan sakimniz diyor. Bir kizi mes'ud etmek 
icin calism, kazanm ve gene iken, erken evlenin diyor. 

Kadmlann yabanci erkekle dans etmeleri ve balolarda, kan ko- 
calarm acikca yer degisdirmeleri, kadinlan hayatda, kolayliga ve 
cahsmaga getirmekde olmayip, aile yuvalarmi yikdigi aci aci goriil- 
mekdedir. Kadm-erkek munasebetlerinin yalmz kan-koca arasin- 
da kalmasim istemeyip de kansik ve simrsiz bir temas viicude ge- 
tirmek icin yapilan balolar, islamiyyetdeki nikah cem'iyyetlerinin 
yerini almaga basladi. Su kadar fark var ki, muslimanlarm nikahi, 
belli bir kadmla belli bir erkegin bir araya gelecegini i'lan etmek- 
de, sosyetenin balosu ise, evli veya bekar bircok kadmla bircok er- 
kegin gelisi giizel yaklasacaklanm i'lan etmekdedir. islamiyyetde 
yalmz nikah ile birlesmek caizdir. 

Kadmlara, sosyete hayatmda oldugu gibi, baska erkeklerle de 
diisiip kalkmak serbestligi verilirse, ailesi erkeklerinin kiskanma- 
sma ve vicdan azabi cekmesine sebeb olmakla beraber, erkeklerin 
de, sayisiz yabanci kadmlardan zevk almasma yol acacakdir. Bu- 
nu kim bilmez, kim anlamaz? ibtida'i ve gerici denilen kimseler 
de, bu zevki, bu lezzeti pek iyi bildikleri halde, ote yandaki vicdan 
azabi, kendilerini frenlemekde, durdurmakdadir. Nefslerinin, is- 
teklerine ve lezzetlerine dayanamiyan, iradesi gevsek kimseler, 
medeniyyetin terakkisi, ilericilik gibi yalan ismlerle, vicdanlarm 
bu frenini koparmis, kendilerine pek tath ve yaldizli bir sosyete 
hayati kurmuslardir. Nefslerinin zevkleri pesinde kosanlar, bu ha- 
yati hizla yaymakdadirlar. Bu hayata ilericilik diyenler oldugu gi- 
bi, tabi'ate uymak seklinde degerlendirenler de vardir. Halbuki is- 
lamiyyet tabfate en uygun yasayis yolunu gostermekdedir. isla- 

-286- 



miyyet, en tabi'i bir din olmakla beraber, insan tabfatinin fazilet- 
den aynldigi yerlerde, o da tabfatden aynlir. Fazflet tarafmi tutar. 
Medeni haklar denilsin, tabfate doniilsiin, nasil oviilurse oviilsiin, 
bu akintimn en acik sebebi ve stiriikleyen kuvveti, sehvet ve zevk- 
dir. Sosyete adamlan, karsilikli zevklerini diisiinmeyip, kadinlara 
hak ve hiirriyyet vermek niyyetinde olsalardi, kadinlarm karsilikli 
degisdirilmesini isteyemezlerdi. Bunun icindir ki feministler, birisi- 
nin kansmdan, kizmdan istifade edemiyecegini anlaymca kendi 
kadmlarimn, kizlannm, onunla goriismesine degil, goriinmesine de 
yanasmazlar. Iyi anlasihyor ki, balo ve gece kuliiplerinde, kadinla- 
nm, kizlanm baska erkeklere peskes cekenler, kendi zevkleri icin 
veya mal, mevki' elde etmek icin, kadinlarmi feda eden kimseler- 
dir. Kadinlara hak tamnmasim, onlara hiirriyyet verilmesini, ka- 
dmlardan daha cok isteyen erkeklere dikkat edilirse, bunlar, so 
kaklara tasan ve salonlarda kaynasan kokulu, yumusak kadm dal- 
galan arasma dalmagi ve baskalannm kadinlanndan kolayhkla 
zevk almagi arayan kimselerdir. Bu zevalhlar, baska erkeklerin de, 
kendi kadmlarma, kizlarma ve kizkardeslerine boyle serbestce sal- 
diracaklanm diisiinmezler. Yahud o zevklerle, lezzetlerle kendile- 
rinden gecerek, bu can sikici zaran unuturlar, veyahud zevklerine, 
sehvetlerine karsi, onlan feda etmekden de cekinmezler. 

Sosyete hayatmda kazanci cok ve zaran az olanlar, yakmlan 
arasmda yiiziine bakilabilecek gene kadm bulunmayan erkekler- 
dir. Iste erkeklerin, kadinlara hiirriyyet verilmesini istemeleri se- 
beblerinin basmda, boyle aldatici ve egoist sebebler bulunmakda- 
drr. Bu konuda biraz asm yazdigimizi soyliyenler bulunacakdir. 
Fekat, isin dogrusu budur. Ciinki, miisliman memleketinde yetisen 
kadinlara bu fikr, erkeklerin ilmde ve fende ilerlediklerine imren- 
mek yolu ile gelmemisdir. ilmde ve teknikde yiiksek bir yeri olan 
afif erkeklerin kadmlannda, boyle bir hiirriyyet arzusu goriilme- 
misdir. Eger erkekler, eglence ve sefahat hayatma dokiilmeselerdi, 
kadmlardan da, boyle hiirriyyet isteyen goriilmeyecekdi. Kadinla- 
nn avukathgim yapan erkekler de bulunmayacakdi. 

Kadinlara boyle bir hiirriyyet verilmesini isteyen erkekler, 
(Gayr-i mesru' bir sey istemiyoruz ki...) diyorlar. Mesru' olarak ne 
istedikleri kendilerine sorulunca, cevab veremiyorlar. (Kadmlan 
esaretden kurtaracagiz) deyip geciyorlar. (Nisa) suresinin otuzii- 
ciincii ayetinde mealen, (Erkekler, kadmlan terbiye edici ve onlara 
i$ vericidir. Allahii teala, erkekleri kadmlardan iistiin yaratmi^dir) 
buyuruldu. Dinde reformcular, kadmlan, bu ayet-i kerimede bildi- 
rilen yerlerinden kurtaracaklarmis! Bunun neresi mesru'dur. isla- 

-287- 



miyyetin erkekleri kadmlardan iistiin tutmasmda bircok sebeb ve 
faide vardir. Bu iistiinliik aile hayatimn diizgiin olmasi icin de lazim 
ve zarundir. (Aile icinde kadm ile erkegin hakki esid olmali. Hayat 
miisterekdir) sozii de kiymetsizdir. (Enbiya) suresi yirmiikinci aye- 
tinde mealen, (Allahdan baska bir ilah, bir tanri daha bulunsaydi, 
alemdeki nizam bozulur, karma karisik olurdu) buyuruldu. Bu 
ayet-i kerimedeki kuvvetli mantiga dayanarak diisiinenlere gore, 
aile icinde, derece derece herkesin ayn bir hakki ve degeri, serefi 
lazimdir ve aile arasinda bir bas bulunmasma zaruret vardir. Mille- 
te biitun haklann verildigi bildirilen cumhuriyyet idaresinde bile 
bir devlet baskam, ya'ni cumhurreisi vardir. Demek ki, devlet ida- 
resinde oldugu gibi, her toplulukda ve her biri topluluk olan aile 
hayatmda, son sozlin herhalde bir yere baglanmasi lazimdir. 

Sozlerini hakh ve mesru' gostermek icin, (Kadmlara ilmde ve 
fende istiklal verecegiz) gibi savunanlar da oluyor. Bu istiklal, bu 
hiirriyyet, kadmlan erkeklerin kontroliinden kurtaracagiz demek 
oldugundan, yukandaki ayet-i kerimeyi degisdirecegiz demekdir. 
Ciinki, kadmlann erkeklerin kontrolii altmda bulunmasma ve on- 
lardan iznsiz istedikleri yerlere gidememelerine (esaret) diyorlar. 
Esaretden kurtulmagi, is giic altinda ezilen Anadolunun kadmlan 
istemiyorlar da, sosyetenin serbest kadmlan istiyor! (Kadinlar ilm 
ve san'at hiirriyyeti sayesinde, erkekler gibi cahsarak, erkeklerin 
ellerine bakmakdan kurtulmahdir) diyorlar. Erkekler, evlerine ge- 
tirdigi ekmegi kadmlann basina mi kakiyorlar ki, bu sigmti ve asa- 
gi hayatdan kadmlan kurtaracaklar? Halbuki, bu ilerici kadinlar, 
evlerinde gordiikleri isleri, erkeklerinin basina kakmakdadirlar. 
Hatta, erkeklere yliklemek yolundadirlar. Dikkat edilirse, miisli- 
man erkekleri, kadinlarmdan daha cok merhamete muhtac halde- 
dirler. Ciinki, para kazanmak, evin ihtiyaclanm bulup getirmek yii- 
kii erkegin omuzlanndadir. (Hayat miisterekdir) diyerek, bu agir 
yiikii kadmlara da yiiklemege kalkismak, (basinizin caresine baki- 
mz!) diyerek erkeklerin kadmlan himayelerinden silkip atmasi de- 
mek olup, kadmlann zaranna bir dtisiincedir. 

(Hayat miisterekdir) sozii, dinde reformcularm savundugu gi- 
bi, erkeklerin ytiklendigi kazanma yiikiine kadmlann yardim et- 
mesi ise, bu yardimi evin icinde de yapabilirler. Orta halli sosyete 
ailelerin cogunun evinde hizmetciler bulunur. Erkekler gibi, ka- 
dmlann elbisesi de terzilere dikdirilir. Suna daha cok sasihr ki, 
hiirriyyete kavusmus olan sosyete kadmlarmin evlerinde yemek 
pisirmek, cocuklara bakmak ve hemen biitiin isler hizmetcilere 
yapdinhyor. Boylece, kadimn kazanci kendi susii, boya, koku ve 

-288- 



berber masraflan ile hizmetcinin iicretini karsilayamaz bile. Ge- 
cim yiikii, yine yalniz erkegin sirtmda kalmakdadir. 

Gecim yiikiine ortak olan kadmlardan, yiiziine bakilamiyacak 
kadar cirkin olanlann ev dismda ne kadar diiskiin ve iiziicii hal al- 
diklan her tarafda goriilmekdedir. Giizelligine giivenen ve giizel ol- 
maga cahsan kizlann giizelligi de yaslandikca azaliyor. Hele pudra, 
ruj, boya kullanan kadinlann derileri asinarak daha cabuk cirkinle- 
siyorlar. Boya kullanmadigi giin, yiizleri iskembe gibi burusuk, ig- 
renc oluyor. Bunun icin, her sabah kalkinca, saatlerce ayna karsisin- 
da, tuvalet, makyaj yapmak zorunda kahyorlar. Bir kis sabahi, alaca 
karanhkda tramvayda giderken, Bayezid meydamnda bir copcii ka- 
dinm kar supiirdtigunii goriince, yiiregimiz sizladi. Bu musliman ni- 
nenin, sicak odasmda yatmasini veya okumasim, yahud cocuklannin 
ihtiyaclarmi hazirlamasmi arzuladik. Ciinki, islamiyyet, kadinlann 
biitiin ihtiyaclarmi kocasina yiiklemisdir. Kocasi yoksa, yakm akra- 
basi verecekdir. Kimsesi yoksa, Beyt-iil-mal, ya'ni devlet bakacak- 
dir. Kadmin her ihtiyaci ayagma gelecekdir. Kadinlann coklannin, 
hayatlarmdan sikayetlerini, inlemelerini cok isitdik. 

Is yerlerinde cahsan cirkin kadinlann, diiskiin, aci hallerini in- 
kar edemeyen reformcular, bunu da savunmaga kalkisarak, maga- 
zalarda, satis yerlerinde giizel kadmlar bulundurulursa, satilacak 
mallar arasmda, belki daha cok, onlann giizelliklerine miisteri ci- 
kanlar bulunur. Boylece isler aksar diyorlar. Hiirriyyetine kavusa- 
rak, erkekler arasmda cahsan kadmlardan giizel olmayanlarm 
diiskiinlugu ve kendini giizellesdirmek icin her sabah ayna karsi- 
smda ugrasanlarm bitkinligi bir yana, geri kalanlannda, bulundu- 
gu farz edilen, daha dogrusu hie bulunmadigi halde, kraldan ziya- 
de kralci erkekler tarafmdan var diye savunulan bu hiirriyyetin ve 
istiklalin dogru ma'nasi, kadinlann, aile teskil etmek, evlad yetis- 
dirmek, evini diizenlemek gibi meziyyetlerden ve tabfi kabiliyyet- 
lerinden uzaklasarak, erkeklerin sert, sikintih hayatma kansmala- 
n, kocaya varmak ihtiyaemdan kurtularak, bekar erkekler gibi, 
yahud evindeki zevcesine bagh olmryan ahlak diiskiinleri gibi ol- 
malan demekdir. Aile hayatmi yikan bu dagimk hayat, once Av- 
rupa mukallidi erkeklerde baslamis, bu ucuruma sonra kadinlar 
da suriiklenmisdir. Zevalh genclik, nerelere siiriikleniyor. Sosyete 
hayatmda adet haline getirilen, kadmlara karsi saygi ve nezaket, 
hep gosteris olup, onlann diiskiinliigiinii, acinacak hallerini ort- 
mek icin yapilmakdadir. Bugiin Avrupada, nikahh, nikahsiz ka- 
dmdan ucuz bir sey yokdur. Muslimanhkdan uzaklasan sosyete 
kadmlan da, bu hale siiruklenmekdedirler. Nikahsiz olanlann 

- 289 - Faideli Bilgiler - F:19 



coklugu meydandadir. Sark edebiyyatmda, si'rlerde sehvani du- 
siincelerin yayilmis olmasi, sarkda fuhs ve sefahet hayatimn yok 
denecek kadar az olmasmdandir. Sarkh bir sa'ir, dilberin soz ver- 
digi buseyi gazeline kiymet vermek icin yazmak ister. Ciinki, bu 
gorulmemis birsey gibidir. Halbuki, Avrupada, bunlar caddelerde 
yapilir da, aldins eden olmaz. Dul kadmlar daha ucuzdur. Bugiin 
Avrupada ve sosyetenin, kadm htirriyyetinin yayildigi islam mem- 
leketlerinde, erkekler kolay evleniyor. Kadmlarm koca bulmasi 
ise, cok gtic oluyor. Erkekler nazh olup, kadmda giizellik veya pa- 
ra anyor. Kadm ise, erkegin izdivac talebini kabul etmekdedir. Ev 
kurmak icin kadmlarm cekdigi bu giicliiklere karsilik olarak, bir 
veya birkac gecelik es anyan genclerden, pek kolayhk goriiyorlar. 

Miisliman memleketlerinde vakti gecmis ve kocasiz kalmis kiz 
bulunamaz. Erkeklerle kadinlar birbirine taksim olunmus ve artan 
kadmlar da, islamiyyetdeki, (teaddiid-i zevcat) ni'meti sayesinde, 
bir ev hammi olmusdur. Halbuki, Avrupada, artan kizlar, nikahsiz, 
gayr-i mesru' erkeklerden kazandiklan paralan birikdirerek, ni- 
kahli zevc ararlar. 

Avrupada ve sosyete hayati bulunan yerlerde ask denilen sey 
yokdur. Ciinki, her tarafa kadinlar, kizlar serpilmisdir. Halbuki is- 
lam memleketlerinde, bir erkek, kirk yilda bir giizel kadm goriir. 
Bu nadir tesadiifle, ona asik olur. Daha giizelini ona gostermemek 
igin, askin goziine cekdigi perde ile etrafdaki tesettiir perdesi bir 
araya gelir. Hatta, ikinci perdenin, degil baskasim, yine o kadim bi- 
le bir daha gostermemesi yiiziinden ask atesi koriiklenir. Su hal, is- 
lam memleketlerinde, kadmm cok kiymetli ve ehemmiyyetli oldu- 
gunu gostermekdedir. Kadim, ma'sukahk makammdan uzaklasdi- 
ran sosyete hayatmda, kadmlarm ne kiymeti olabilir? 

Sosyete kadmlannm acmacak halini (madame le Lara Mardiro- 
us) admda, Fransamn biiyiik bir sa'ir kadmmdan dinleyelim. Bun- 
lan Cenab Sihabiiddin beg (Evrak-i eyyam) admdaki mecmu'asm- 
da terceme etmisdir. 

(Kadmlanniza soyleyiniz! Se'adetlerinin kiymetini bilsinler! 
Kapah yasamaga ahssinlar! Kapah yasamak, onlan oyle sikmtilar- 
dan korur ki... Ah, su omuzumda hickirarak aglamis kizlarm ade- 
dini bilseler. Kulaklanm, sevilmis kizlarm cok feci' ve kalbleri ya- 
kan sikayetleri ile dolu. Evet, lsiklar ve ciceklerle dolu bir baloya 
girebilmek, cok tath gibi goriiniir. Fekat, sevdigi zevci ile oraya ge- 
len kadimn kalbini kemiren kiskanchgi, ne cok elem verici bir yi- 
landir? Bunu diisiinebilir misiniz? Balo, tiyatro, biitiin bulusma 
yerleri, zevcesine bagh olan bir erkek, yahud kocasim seven bir 

-290- 



kadm icin (Seint office) 'in bir azab hiicresi, bir Cehennemdir. Bun- 
lari zevcelerinize, hemsfrelerinize iyice anlatmiz!) 

(Kadmlann yiikselmesi, erkeklerin yiikselmesi icin de lazimdir. 
Ciinki, iki kanadindan biri cahsmiyan millet, ilerliyemez. Ancak 
kadmlan ile birlikde yiikselebilir) gibi agrzlarda sakiz gibi eigne - 
nen bir soz var. Boyle kansik ve ortiilii sozler maksadlarim acikca 
soyleyemiyenlerin, yardimci kelimeler altmda bildirmege kalkis- 
malanni gostermekdedir. Kadinlann ilerlemesi demek, onlann ca- 
hil birakilmamasi, ahlaklarma, terbiyelerine ehemmiyyet verilme- 
si demekdir. Kadmlann inceliklerine uygun, ince san'atlan onlara 
yapdirmaga islamiyyet birsey demez. Miisliman kadmlarimn, er- 
keklerin yapamryacagi ince isleri harbde de, sulh zemanmda da 
yapmalan ve bunlari kadmlardan ogrenmeleri caizdir. Fekat, yine 
yabanci erkeklerin arasmda bulunmamalan lazimdir. 

Miisliman Tiirkleri, memleketimize, vatammiza baglayan en 
kuvvetli sey, aile icindeki dim ve an'anevi temiz hayatimizdir. Bu 
hayati, ya'ni harem ve selamlik hayatimizi mukaddes vazife bilen- 
lerimiz, en hassas bir damarla memlekete bagh bulunurlar. 

Kadmlann erkekler arasmda cahsmasim savunmakda, dinde 
reformculann kuvvetli bir silahi da, maddi istifade, ekonomik ka- 
zancdir. Mesela: Bir diikkan acarsimz. Kasaya veya tezgaha giizel 
bir kiz korsunuz. Diikkamn gozlere dagitdigi sehvani hediyyelerle 
miisteriler cogalir diyorlar. Halbuki, boyle acik kadmlann bulun- 
dugu diikkanlara ve icki satilan diikkanlara miisliman miisteriler 
gelmez. Haram vasitalarla olan kazanclar da, habis olur, bereket- 
siz olur. Sonu diinyada da, ahiretde de zarar ve ziyan olur. 

(Qok iiiiihini ihtar: Kadmlann, kizlarm, yabanci erkeklere cip- 
lak goriinmesi, erkeklerin de bunlara bakmasi haramdir, biiyiik 
giinahdir. Haram vasitasi ile diinya mail kazanmak muslimana ya- 
kismaz. Boyle kazamlan mallarm faidesi ve bereketi olmaz. Hara- 
ma ehemmiyyet vermiyen, kafir olur.) 

Miisliman oldugunu soyliyen bir kimsenin, yapacagi bir isin, 
ahkam-i islamiyyeye uygun olup olmadigim bilmesi lazimdir. Bil- 
miyorsa, bir ehl-i siinnet aliminden sorarak veya bu alimlerin ki- 
tablarmdan okuyarak ogrenmesi lazimdir. is, ahkam-i islamiyyeye 
uygun degil ise, giinah veya kiifrden kurtulamaz. Her gun hakiki 
tevbe etmesi lazimdir. Tevbe edilen giinah ve kiifr, muhakkak afv 
olur. Tevbe etmezse, diinyada ve Cehennemde, azabim, ya'ni ce- 
zasim ceker. Bu cezalar, kitabimizm muhtelif yerlerinde yazihdir. 

Erkeklerin ve kadmlann nemazda ve her yerde ortmesi lazim o- 

-291- 



Ian yerlerine (Avret mahalli) denir. islamiyyetde avret mahalli yok- 
dur diyen kafir olur. icma' ile, ya'ni dort mezhebde de avret olan bir 
yerini ortmege ve baskalanmn boyle avret mahalline bakmamaga 
ehemmiyyet vermiyen, ya'ni azabmdan korkmiyan kafir olur. Spor- 
cularm avret mahallerini acmasi ve maclan seyr etmeye gitmek boy- 
ledir. Erkeklerin diz ile kasiklan arasi, Hanbeli mezhebinde avret 
degil ise de, diger mezheblerde, avret olup, acmasi biiyiik giinahdir. 
(Ben muslimamm) diyen kimsenin, imamn ve islamin sartlanm ve 
dort mezhebin icma'i, ya'ni sozbirligi ile bildirdigi farzlan ve haram- 
lan ogrenmesi ve ehemmiyyet vermesi lazimdir. Bilmemek ozr de- 
gildir. Ya'ni, bilip de, inanmamak gibidir. Kadinlarm yiizlerinden ve 
ellerinden baska yerleri, dort mezhebde de avretdir. Kadmlann av- 
ret yerini acmalan ve erkekler yamnda sarki soylemeleri ve mevlid 
okumalan haramdir. icma' ile olmayan, ya'ni diger ile mezhebden 
birine gore avret olmayan bir yerini, ehemmiyyet vermiyerek acan 
kafir olmaz ise de, biiyiik giinah olur. Erkeklerin diz ile kasik arasi- 
m, ya'ni uylugunu acmalan da boyledir. Bilmedigini ogrenmesi farz- 
dir. Ogrenince, hemen tevbe etmeli ve ortmelidir. 

Asagidaki hadis-i serifler, ibni Hacer-i Mekki hazretlerinin 
(Zevacir) kitabindan ahnmisdir. Bu kitab 1356 [m. 1937] senesin- 
de Misrda basilmisdir. iki ciiz' bir aradadir. ibni Hacer-i Mekki 
hazretleri Safi'ifikh alimlerinden idi. 899 [m. 1494] da tevelliid, 974 
[m. 1567] de Mekke-i miikerremede vefat etmisdir. 

Bir hadis-i serifde, (Uylugunuzu gostermeyiniz ve oliiniin ve di- 
rinin uyluguna bakmayiniz) buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Avret yerini baskasma gosterene, Allahii 
teala siddetli azab yapacakdir) buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Avret yerini acmak biiyiik giinahdir) buyu- 
ruldu. 

Bir hadis-i serifde, (tic kisi Cennete hie girmeyecekdir: Birincisi 
deyyus, ya'ni kansimn, kizinin baska erkeklerle diisiip kalkmasina 
goz yuman kimse. ikincisi, kendisini erkeklere benzeten kadinlar. 
Uciinciisii, icki icmege devam edenler) buyuruldu. Kadmlann kendi- 
lerini erkeklere benzetmesi demek, onlar gibi caket, pantalon giyin- 
mesi, baslanm onlar gibi tras etmesi olup, biiyiik giinahlardandir. 

Bir hadis-i serifde, (iki kisi vardir ki, Cehenneme gireceklerdir: 
Birincisi, yanlarinda kirbaclar, coplar tasiyip insanlari haksiz olarak 
dovenlerdir. ikincisi, erkeklere kendilerini ciplak gosteren ve ince, 
altuidaki deri gtiriinen elbise ile erkekler yanina giden kadinlardir. 
Bunlar, kotii is icin erkeklerin yanina giderler) buyuruldu. 

Ebu Daviid, hazret-i Aiseden "radiyallahii anha" bildiriyor ki, 

-292- 



kizkardesi Esma, Resulullahm yanma geldi. Arkasmda ince elbise 
vardi. Derisinin rengi belli oluyordu. Resulullah "sallallahii aleyhi 
ve sellem", baldizma bakmadi. Mubarek ytiziinii cevirdi ve (Ya Es- 
ma! Bir kiz, nemaz kilacak rasa geldigi zeman, onun, yiiziinden ve 
iki ellerinden baska yerlerini erkeklere gostermemesi lazimdir) 
buyurdu. Bu hadis-i serifden anlasilryor ki, kadinlann yabanci er- 
kekler yanma ve sokaga basi acik cikmalan buyiik giinahdir. 
imam-i Zehebi buyuruyor ki; erkeklere zinetini gosteren kadmla- 
ra, mesela altm, inci gibi seyleri ortiisiinun iistiine takan, koku sii- 
ren, renkli ve ipek kumas ortiinmus olan, kol agizlan genis olup 
kollan goriinen ve bunlar gibi kendilerini erkeklere gosteren ka- 
dmlara Allahii teala diinyada ve ahiretde azab edecekdir. Bu ko- 
tiiliikler, kadmlarda cok oldugu icin, Resulullah "sallallahii aleyhi 
ve sellem" (Mi'rac gecesi Cehennemi gordiim. Cehennemdekilerin 
cogunun kadin oldugunu gordiim) buyurdu. 

Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Allahii tealaya ve ahiret gii- 
niine inanan, hamama pestemal ile ortiilii girsin! Allahii tealaya ve 
ahiret giiniine inanan kimse, zevcesini hamama gondermesin!) 

Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Iran memleketi, miislimanla- 
rin eline gececekdir. Orada, haiiiam denilen binalar vardir. Erkek- 
ler, hamama pestemal ile ortiilii olarak girsinler ve oraya zevcele- 
rini, yalmz tedavf icin ve hayzdan, nifasdan temizlenmek icin gon- 
dersinler!) 

Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Allahii tealaya ve ahiret gii- 
niine inanan bir kimse, yabanci bir kadinla bir odada yalmz kalma- 
sin!). 

Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Ummetimin erkeklerinin ahir 
zemanda hamama gitmesi haram olur. Qiinki, hamamlarda avret 
yerleri acik olanlar bulunur. Avret yerini acana ve baskasimn av- 
ret yerine bakana, Allah la'net eylesin!). 

Bir hadis-i serifde buyuruldu ki: (Erkeklerin dizleri ile gobek- 
leri arasi avretdir.) 

Bir hadis-i serifde, (Zina eden kimse, puta tapan kimse gibidir) 
buyuruldu. Bu hadis-i serif, zinamn biiyiik giinah oldugunu goster- 
mekdedir. 

Bir hadis-i serifde, (Serab icmege devam eden bir miisliman 61- 
diigii zeman, Allahii teala onu puta tapan kafir gibi cezalandinr) 
buyuruldu. Zinanm serab icmekden daha kotii, daha giinah oldu- 
gu muhakkakdir. 

Bir hadis-i serifde, (Bu iimmetin hayrh olmasi, aralarinda zina 
yayihncaya kadar devam edecekdir. Zina aralarinda yayilinca, Al- 
lahii teala hepsine azab eder) buyuruldu. 

-293- 



(Aralannda zina ve riba yayilan bir memleketde bulunanlara 
Allahii tealamn azabi halal oldu) buyuruldu. Riba, faiz almak ve 
faiz vermek demekdir. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem"Eshabma sorarak, (Zi- 
nayi nasil bilirsiniz?) buyurdu. Ya Restilallah! Allahii teala ve 
Onun Resulii zinayi haram etmisdir. Kryamete kadar haramdir de- 
diler. (Bir kimse, komsusunun kadini ile zina ederse, yabanci on 
kadinla zina etmekden daha cok azab ceker) buyurdu. 

Bir hadis-i serifde buyuruldu ki, (Cennet, deyyusa haramdir). 
Deyyus, zevcesinin [ve kizinin] zina yapdigini bilip, susan ve kiz- 
mayan kimsedir. 

Bir hadis-i serifde, (Yabanci kaduia sehvetle elini siiren kimse- 
nin kiyamet giinii eli boynuna baglanacakdir. Onu operse, dudak- 
lan Cehennem atesinde yanacakdir) buyuruldu. 

Yabanci bir kizla zina etmek biiyiik bir giinahdir. Evli kadinla 
yapmak, daha biiyiik giinahdir. Mahrem akrabasi ile zina yapmak 
hepsinden biiyiik giinahdir. Dul kadimn zina yapmasi, kizin yap- 
masindan daha biiyiik giinahdir. Yash adamin yapmasi, genclerin 
yapmasmdan daha biiyiik giinahdir. Alimin zinasi, cahilin zinasin- 
dan daha biiyiik giinahdir. 

Basi, kollan acik ba'zi kadmlarm kendilerini hakh gostermek 
igin, (Allah kalbe bakar, kalbi bozuk olanlan Cehennemde yaka- 
cakdir. Basi, kolu acmak, kalbin bozuk oldugunu gostermez) gibi 
sozleri, tesettiire ehemmiyyet vermemegi gostermekdedir. Kalbin 
temizlenmesi icin, ahkam-i islamiyyeye uymak lazim oldugu her 
kitabda yazihdir. Basi, kolu acik olan kizlarm (Allah kalbe bakar, 
bizim kalbimiz temizdir) demeleri, dogru degildir. Acikhk, kalbin 
temiz olmadigina alametdir. 

Kadmlarm acilmalarmm zararh oldugunu uzun yazmamiz, va- 
tandaslanmizm diinya ve ahiret sikintilanna diismelerini isteme- 
digimiz icindir. Onlara olan iyilik ve hizmet duygumuzdan ileri 
gelmekdedir. Yoksa, acik gezen kadinlan ve erkekleri ve sosyete 
hanimlanni, asagi, kotii, kendisini ise namuslu, iyi bilmek, miisli- 
manhk degildir. Her muslimamn, acik gezenleri, icki icenleri, sos- 
yete hayati yasiyanlan goriince, onlara acimalan, imkan bulursa, 
tath sozle ve kitaba, kaniina uygun yazi ile nasihat vermeleri, hie 
olmazsa, zararh yoldan kurtulmalan icin diia etmeleri lazimdir. 
Giinah isliyeni goriince, kendi giinahlanmizi hatirlamahyiz! Ku- 
surlanmrz, giinahlanmiz afv edilmezse, basimiza gelecek azablan 
diisiinmeliyiz. Baskalanm ayblamak, kotiilemek, giybet etmek ha- 
ramdir. Onlarm giinahlanndan daha biiyiik giinah islemis oluruz. 
Allahii teala sabr edenleri ve iyilik edenleri sever, insanlara hiz- 

-294- 



met edenleri, nasfhat verenleri, tath dilli, guler yiizlii olanlan, iyi is 
yapanlara yardim edenleri sever. Kendini begenenleri sevmez. Al- 
lahii tealamn sevdigi giizel isleri yapmahyiz! Giizel huylu olmali- 
yiz. Suclulara sert davranmak, can yakmak, hukumetin vazifesidir. 
Musliman dili ile, eli ile kimseyi incitmez. Baskasim incitmek gii- 
nahdir ve fitne cikmasina sebeb olur. Fitne cikmasma sebeb olmak 
ise, aynca daha biiyiik giinah olur. Musliman, giinah islemez. Hii- 
kumete, kanunlara karsi gelmez. Sue islemez. Herkesin sevgisini, 
saygisim kazanan serefli bir insandir. 

Hanefi alimlerinin biiyiiklerinden Hayreddin Remli "rahmetul- 
lahi teala aleyh", (Fetavayi hayriyye)nin nafaka babmda diyor ki, 
(Erkegin zevcesini miilkii olan veya kiraladigi miistakil bir evde 
oturtmasi vacibdir. Zevcesine nafaka vermiyen erkek nabs olunur. 
Evin salih komsular arasmda bulunmasi lazimdir. Bu komsular, bu 
kadmm din ve diinya islerine yardim ederler. Zevcin zulm yapma- 
sina mani' olurlar. Evin mutbahi, halasi, hamami, odalan olacakdir. 
Bu evde, zevcesinin istemedigi kimse bulunmaz. Zevc kacip gayb 
olur, nafaka vermezse, zevce nafaka baglamasi icin mahkemeye 
miiraceat eder. Zevcinden aynlmasim isteyemez. Hakim adete uy- 
gun nafaka bedeli tayin edip, zevcenin bu parayi zengin akrabasm- 
dan odiinc almasmi soyler. Onlara da, bu kadma odiinc vermeleri- 
ni emr eder. Odiinc vermiyeni nabs eder. Zevci buldurup buna ode- 
tir. Zevci biiyiik giinaha girdigi icin, ta'zir cezasi da verilir. Zevcinin 
nafaka vermiyeceginden korkan kadm, mahkemeye gidip, zevcinin 
kefil gostermesini isterse, hakim, kefil gostermesini emr eder. Zevc 
kacmaz, fekat nafakayi getirmezse, hakim, nafakanm, ya'ni yiye- 
cek, giyecek ve kiramn mikdanm ta'ym edip, bu parayi her ay zev- 
cesine verdirir. Zekat vermesi lazim olan nisaba malik kimsenin, 
zevcesine zengin nafakasi vermesi lazimdir. 

Kadm zevcinin kacdigim ve nafaka birakmadigim iki sahid ile 
isbat ederse, safi'i hakim, nikahlanm fesh eder. Dul kadm, iddet 
zemam temam olunca, hanefi mezhebine gore de, baska erkekle 
evlenebilir. Zevc, sonra gelip, nafaka birakdigim isbat ederse, ka- 
bul edilmez. Nasize [asi] olan veya bosamldigi kendisine bildirilen 
kadma nafaka verilmez). Fekat, zevcesini bosayarak, evini, barki- 
m, se'adetini yikmak, kolay bir sey degildir. Nikah kismmda diyor 
ki, (Baba, yetiskin kizim, ondan izn almadan, birine verse kiz bu- 
nu haber almca kabul etmez ise, nikah sahih olmaz. Kiz, isitdigim 
zeman red etmisdim dese, inamhr). Yukandaki yazi, islam kadim- 
nin, erkek elinde oyuncak olmadigmi, kadm haklarmm devletin 
garantisinde oldugunu gostermekdedir. 

-295- 



41 — (Kadm, erkegin istedigi gibi kullanacagi, istemedigi ze- 
man def edecegi bir mahltik degildir. insanin diinyada ve ahiretde 
mes 'ud olmasim isteyen cenab-i Hakkm iradesine gore, izdivaci bir 
kaide altina almahyiz. Avrupahlar, bir zevceden baskasim yasak 
etdi ise de, cogunun gayrimesru' birkac zevcesi ve metresleri var- 
dir) diyor. 

Cevab: Poli-gami ya'ni cok evlenmek, Avrupahlarm ve ilerici, 
ya'nf taklidcilerin mtislimanlara saldirdigi sebeblerden biridir. Hal- 
buki, miishmanlar dorde kadar kadm alirken, Avrupahlar sayisiz 
kadm ve metreslerle diisiip kalkiyorlar. Dorde kadar evlenebilmek 
icin, islamiyyet sartlar koymusdur. Bu sartlan herkes yerine getire- 
mez. Bunun icindir ki, miisliman erkeklerin birden fazla evlenmesi 
simrhdir ve az kimselere nasib olmakdadir. Zaten, birden fazla ev- 
lenmek, bir emr degil, sartlara bagh bir izndir. Birden fazla evlen- 
mek yasak olan yerlerde, fuhsun, zinamn cogaldigi goriilmekdedir. 

Dinde reformcularm cok evlenmegi kotiilemek icin ileri siir- 
diikleri biricik sebeb, bunun kadinlar iizerinde nahos te'sir birak- 
masidir. Cok evlenmenin, niifusun artmasina yardim edecegini on- 
lar da soyliiyor. Bu artism sicak memleketlere mahsus olmasi sozii 
ve akli, zekasi isleyenlerde sehvani kuvvetlerin azalmasi iddi'asi, 
miisahedeye ve mantiga sigmayan diisiincelerdir. Hatta, medeni 
denilen soguk memleketlerde, kadm haklannm tamnmasi, kadina 
hiirriyyet verilmesi ipin yiikselen seslerin, propagandalarm sebebi 
incelenince, kadmlara karsi olan sehvani arzular, maske altmdan 
meydana cntmakdadir. 

Bizdeki Avrupa taklidcilerinin de, bu konuda, sehvani arzula- 
nn pesinde kosduklan meydanda ise de, bunlarm asl hedefi, bash- 
ca gayeleri, islamiyyete saldirmak oldugu, her sozlerinden anlasil- 
makdadir. Kadmlara hak verilmesi veya sehvani, hayvani arzularm 
serbest birakilmasi, ikinci planda kalmakda, biitun kuvvetleri ile, 
islamiyyete mahsus olan hiikmlere, hatta iznlere saldirarak, isla- 
miyyeti yok etmege, bunun yerine Avrupahlarm ahlaksizhklarim, 
hiristiyanhgi getirmege ugrasdiklan goriilmekdedir. Milliyyetci, 
tiirkcli perdesi arkasmda cahsan cok sinsi ve usta bir dinde reform- 
cu olan Ziya Gokalp, (Din ve ilm) admdaki manzumesinde, baki- 
mz nasil zehr kusmakdadir: 

Kadm temam olmadikca, eksik kahr bu hayat! 
Ailenin adle uygun olmak icin binasi, 
Nikah, talak, miras, bu iic isde gerek miisavat! 
Bir kiz, irsde yanm erkek, izdivacda dortdebir, 
Bulundukca, ne Mile, ne memleket yiikselir. 

-296- 



Baska yazilarmda, Kur'an-i kerime, nemaza saldirdigi gibi, bu 
si'rinde, kadm haklan perdesi altmda, islamiyyeti lekelemege kal- 
kisryor. Kadmla erkegin esit olmasmda direnen ilericiler, Allahii 
tealamn yapdigi anatomik ve fizyolojik esitsizligi de duzeltseler ya! 
Bir horoz, sekiz-on tavugu idare eder. Fekat bir tavuk surusu icin- 
de iki horoz bir arada bulunamaz. Hayvanatm hemen hepsinde de 
boyledir. Koyun yetisdirmekle gecinen insanlar, suriiniin icinde 
birkac koc bulundurarak, fazlasmi keser veya satarlar. 

Kadm ile erkek arasmda her bakimdan miisavat yokdur. Ka- 
drn, yalmz erkegi kendine cekecek kuvveti ile te'sfr edebilir. Bir- 
cok islerde, hep erkekden asagidadir. Diinyanm her yerinde, ka- 
din siislenmek ister. Ne kadar muhterem olsalar, kiymetli bir esya 
gibi, baskalarma aid olmak durumundadirlar. Giizel goriinmek ar- 
zusunu hicbir seye feda edemeyen kadmlar, kendilerini erkeklerin 
ve erkekler arasmda da secilmis olanlarm miikafati gibi gortirler. 
Ba'zi memleketlerde kadmlara verilen haklar, ya'ni erkeklerle 
miisavi tutulmalan, yaratihsdaki noksanhklarmi gideremez. Erke- 
gin beyni, kadm beyninden biiyiik ve daha agir oldugu halde, koy- 
lerde kadinlar erkek gibi ve onlardan daha cok cahsirlar. Fekat bu 
cahsmalan, onlan hakim ve amir yapamamisdir. Kur'an-i kerim- 
de, erkeklerin kadmlardan iistiin oldugu bildirilmisdir. Allahii te- 
ala, erkekleri kadmlardan kuvvetli ve hakim yaratmisdir. Diinya- 
ya gelecek cocugun anasi ve babasi daha ziyade oglan olmasim is- 
terler. Bu da, erkegin hayatda bir dayanak, bir kuvvet ve kadinm 
bir noksanhk oldugunu gostermekdedir. Kadinm, ne yaparsa yap- 
sin, bir senede ancak bir cocugu olur. Erkegin buradaki fe'aliyye- 
ti hududsuzdur. Bir erkek, bir sene icinde kadmlannm sayisinda 
cocuk babasi olabilir. Bu cocuklarm babasi ve analan da bellidir. 
Cocuk yetisdirme bakimindan bir erkek, adeta yiizlerce kadma 
bedeldir. 

Biitiin bunlardan baska, dunyaya gelen kiz sayisi, oglandan faz- 
ladrr. Muharebelerde de erkekler daha cok azalmakdadir. Ba'zan 
da, erkeklerin evlenmek istememesinden, evlenecek kadm sayisi 
erkek sayismdan binlerce fazla oluyor. Boyle oldugunu gazeteler- 
de siksik okuyoruz. 

Asagidaki yazi, 3 Receb-ul-ferd 1393 ve 2 Agustos 1973 Per- 
sembe tarihli Turkiye gazetesinden almmisdir: 

Amerikada mevcud yasama istatistiklerine gore, kadinlar er- 
keklerden daha uzun bir hayat siiresine sahibdirler. 

Istatistikler, kadin sayisinm erkek sayisim iki milyon gecdigini 

-297- 



ve 25 yasmdan yukan her yas grubunda, kadin sayisimn erkek sa- 
yisindan daha fazla oldugunu gostermekdedir. 

Dunyada yapilan istatistiklere gore, 65 yas ve yukansi her 1000 
erkek icin, 1275 kadin mevcuddur. 1980 yihnda, bu yas grubunda 
olan her 1000 erkek icin 1500 kadm mevcud olacak ve bu biiyume, 
kadinlar lehine daha da artacakdir. 65 ve yukansi yasda biitiin ka- 
dinlann 2/3'ii duldur ve her uc dul kadma karsi bir dul erkek mev- 
cuddur. 1950-1960 arasmda dul kadmlarm sayisi% 17,7 cogaldigi 
halde, buna karsihk dul erkek sayisi % 2,4 azalma gostermisdir. 

Yine Amerikada, erken dogumlarda kiz cocuklarmm oliim ora- 
m, erkek cocuklara nazaran % 50 azdir. Dogumu ta'kib eden ilk ay 
icinde meydana gelen oliimlerdeki kiz cocuklarm sayisi, erkekler- 
den % 50 azdir. Dogumu ta'kib eden bir yil icinde olen her 100 co- 
cukdan 75'i erkekdir. 

Biiyume caginda kizlar, oglanlardan daha cabuk gelisir, konu- 
sur ve muayyen bir yasa kadar daha cabuk biiyiir. Bes ila dokuz 
yas arasindaki cocuk oliimlerinde, erkek cocuk oliimleri kizlara 
nazaran iki mislidir. 10 ila 19 yas arasmda bu oran % 145 olarak 
kendini gostermekdedir. 

Btitun yas grublan icinde kalb hastahklanna en fazla yakala- 
nanlar, erkeklerdir. 40 ila 70 yas arasindaki kritik yas grubu icinde 
bir kadma karsihk iki erkek bu hastahkdan olmekdedir. Ulser, 
kanser, zatiirrie, tuberkiiloz ve gut hastahklanna erkekler kadm- 
lardan daha fazla yakalanmakdadirlar. Mesela, kadmlarda goriilen 
kanser tiplerinden rahim ve gogiis kanserleri, erkeklerde goriilen 
akciger, mi'de ve prostat kanserlerinden daha kolay tedavi edil- 
mekdedir. 

Kadmlar erkeklerden belki daha sik fekat daha ufak tefek has- 
tahklara yakalanmakdadirlar. Kayd edilen 365 hastahkdan erkek- 
lerin 245, kadmlarm ise sadece 120 danesine daha kolay yakalan- 
digi tesbit edilmisdir. 

Istanbulda nesr edilen 5 Receb-iil-ferd 1404 ve 18 Nisan 1983 
tarihli Htirriyyet gazetesinde diyor ki, (Niifus sayimmm kesin ve 
resmi sonuclarma gore, istanbulda her dort dul erkege 17 dul ka- 
dm diisdiigii anlasilmisdir.) Bu netice, dul kadm sayisimn, dul er- 
kek sayismdan dort kat fazla oldugunu gosteriyor. 

Kadmlarm fazla oldugunu gosteren vesikalardan biri de, na- 
musunu satarak yasiyan kadmlarm sayisimn cok olmasidir. Boyle 
kadmlarm, hele ilerici memleketlerde, cok oldugu meydandadir. 

-298- 



Bu kadmlarla munasebetde bulunmakdan kendini koruyamayan 
erkekler, evli iseler de, bekar iseler de bunlarla evlenseler, bunla- 
ra verecekleri namussuzluk parasim, aile nafakasi yapsalar fena mi 
olur? Dinde reformcular, ilericiler bu soruya, fena olmaz, iyi olur, 
diyemiyorlar. Ciinki bunlar, kadmlann daima degisdirilebilecek 
halde kalmasmi istiyorlar. Cok evlenmegi begenmiyenler, belki de 
zevklerini yapabilmek icin kendilerine bol sayida kadm kalmama- 
sindan korkanlar olsa gerek. 

Erkegin, gayr-i mesru' munasebetde buhmdugu kadmlan goru- 
sil baska olur, ailesine karsi goriisii baska olur, denilirse; bu sozden 
de anlasildigi iizere gayr-i mesru' cahsan kadmlar, degerini kaybet- 
mis, asagi kimselerdir. Bunun icindir ki, yiiksek mevki'li bir kadin- 
la munasebetde bulunmak, katkat daha fena, daha ayb bir is sayil- 
makdadir. 

Kadmlar zaruret ve ihtiyac ile veya aldatilarak fuhsa siirukleni- 
yor, erkekler icin boyle sey dusiiniilemez. O, bu isde, para kazan- 
miyor. Ustelik para vermekdedir. Kadmm erkekle mtisavi olami- 
yacagi buradan da anlasilmakdadir. 

Kadm ne kadar giizel olsa, yine erkege karsi matlub mevki'in- 
de goriinmekden vaz gecmez. Hayasi azalmis olanlar, kadinligi ti- 
caret mail haline getirir. Demek ki, kadm erkekden daha cekin- 
gendir. Bu cekingenlik, sehvetlerinin azligindan degil, hislerini giz- 
lemege erkeklerden fazla muktedir olmalanndandir. Kadinlarda 
sehvet daha fazla oldugu gibi, hayalan da erkeklerden daha fazla- 
dir. Hayasi azalan kadm bile, genelevde oturur. Onun ayagma ka- 
dar gelen, ustelik para da veren erkekdir. Diinyamn hicbir yerin- 
de, miisterileri kadin olan, sermayeleri erkek olan bir genelev yok- 
dur. 

Kadmlann hayasi, erkeklerden daha cok sabrh ve metanetli ol- 
malarim saglar. Onlarm bircok agir islere atilmalarmi da onler. 
Kadma da, erkege de, bir hayvan kadar kiymet vermiyen belli ko- 
miinistleri ve muslimanlan aldatmak icin, hiikumetlerine (Sosya- 
list Islam Cumhuriyyeti) ismini takan komtinist usaklanm bir tara- 
fa birakirsak, bugiin en sikisik durumdaki milletler bile, kadmlan- 
na silah takarak cepheye gondermiyor. Erkekler azahnca, kadinla- 
n geri ve hafif islerde kullamyor. Erkekler, bu agir ve tehliikeli is- 
leri yuklenmelerine ve vatanlan, evladlan icin canlanm vermeleri- 
ne karsihk; harblerin, agir sanayi'in sebeb oldugu niifus kaybim 
onlemek ipin, kadmlardan da, cok evlenmege karsi iiziilmeyecek 
kadar bir fedakarhk bekleyebilir. 

-299- 



Erkeklerin dusmanla cihadi ile kadinlann nefsleri ile savasma- 
lan, bizim burada bildirdigimiz gibi, su hadis-i serifde de birbiri ile 
karsilasdmlmakdadir: 

(Allahii teala, kiskanchgi kadinlara ve cihadi erkeklere yiikle- 
di. Hangi kadin, bu emre iniaii ederek vazifesinde sabr gosterirse, 
sehid olan miicahid kadar sevab kazanir). Bu hadis-i serifde, ka- 
dinlann cok evlenmege sabr gostermelerine isaret buyurulmakda- 
dir. Kadin, hem kiskanacak, hem de buna katlanacakdir. Iste bu 
btiyiik fedakarhk, erkeklerin cihadi gibi tutulmusdur. Qhad ile te- 
addiid-i zevcatin birbirine karsi tutulmasmm uygun oldugu sura- 
dan da anlasilryor ki, teaddiid-i zevcat, niifusun artmasma, harb ise 
azalmasina sebeb olur. Mustafa Sabri "rahmetullahi aleyh" efendi- 
nin (Beyan-iil Hak) admdaki mecmu'adaki yazisinda, teaddiid-i 
zevcatin cihad karsihgi olarak dusuniilmesi, cok acik izah edilmis- 
dir. 

Islamiyyet, teaddiid-i zevcati emr etmemis, izn vermisdir. Bu 
izni kullanmamak elbet giinah olmaz ise de, bu iznin sosyal haya- 
ta, ilme ve akla uygun olduguna inanmak, boyle olmadigim soyli- 
yenleri haksiz bilmek dini bir vazifedir. Bundan baska, islamiyye- 
tin bu izninden istifade etmek istemiyenlerin teaddiid-i zevcat ih- 
tiyacini karsilamak iizere, bunun yerine giinah olacak baska yolla- 
n aramamalan da sartdir. Simdi, bu iznden istifadeye kalkisanlar 
yok iken, dinde reformcularm bu izn iizerinde ileri geri konusma- 
lan, bolticiilerin, bindortyiiz sene once olmus bitmis ve islam alim- 
lerince hiikmii verilmis olan hazret-i All ile hazret-i Mu'aviyenin 
muharebelerini ortaya cikararak, Eshab-i kirama dil uzatmalarma 
benzemekdedir. Boyle yersiz ve zemansiz cekismeler, miisliman- 
lar arasma fitne sokmakdan, islam dusmanlanm harekete getir- 
mekden baska birseye yaramaz. Teaddiid-i zevcat emr degil, bir 
izndir. Miistehab bile olmayip, mubah oldugu, tiirkce (Ni'met-i is- 
lam) kitabmda yazihdir. Allahii tealamn bu iznini kotiilemenin ca- 
iz olmadigma inanmak da farzdir. Kur'an-i kerimde acikca bildiri- 
len bu izni kabtil etmemek veya begenmemek de kiifrdiir. Surasi- 
m da soyliyelim ki, kanun yasak etdigi icin veya zevcesinin hatin- 
m gozeterek, yalmz onunla yasamagi tercih eden zevc, teaddiid-i 
zevcatdan vaz gecdigi icin sevab kazanir. Din-i islamin teaddiid-i 
zevcata izn vermesi iffeti korumak ve niifusu artdirmak icindir. 
Teaddiid-i zevcati begenmiyenlerin sozlerini incelersek, onlarm 
asl camm sikan sey, birden fazla evlenmek degil, dorde kadar ev- 
lenmekdir. Cunki, teaddiid-i zevcati begenmiyenlerin dortden 
katkat fazla metresleri oldugu, gayr-i mesru' kadinlarla yasadikla- 

-300- 



n meydandadir. Btitiin genelevler kapatilarak, umumi ve hususi 
fuhslar yasak edilirse, teaddild-i zevcati begenmeyenler, fikrlerini 
derhal degisdirirler. Teaddtid-i zevcat, gayr-i tabfi birsey oldugu 
icin, muslimanlar arasmda da kalmamis gibi sozler, ortadan kalkar. 
Teaddild-i zevcat kendiliginden yayilmaga baslar. 

Cok evlenmek uygunsuz bir is oldugu icin tutunamamis da, 
onun yerine, tabfi, medeni insanlara uygun olan funs, zina yer al- 
mis, oyle mi? Bircok erkekler, inkar edemiyecek bir haldedirler ki, 
teaddiid-i zevcatm boslugunu sefahetle dolduruyorlar. Bunun icin 
de, kadm erkek arasmdaki perdeleri yirtarak, kadmlann hayalan, 
serefleri ile oynuyorlar. Kadmlara tarn hiirriyyet veren Avrupa 
memleketlerinde, erkeklerle kadmlar karmakansik olmusdur. Is- 
lamiyyet ise, kadmlan erkeklere taksim etmis ve diizeni korumak 
icin, kadmlann ortiinmelerini emr etmisdir. 

Bir dinde reformcu, (Erkeklerin dorde kadar evlenmesi, kadm 
haklarim cignemekdir. Bir erkege bir kadm olmasi, haklann esit ve 
insanlarm adalet iizere taksimidir. Teaddiid-i zevcat, bu miisavati 
ve adaleti bozmakdadir) diyecek olursa, yukandaki yazilanmiz bu- 
na gerekli cevabi vermekde ise de, birkac satir daha yazmak faide- 
li olacakdir: 

Teaddiid-i zevcat olmiyan memleketlerde, bunun yerine sefa- 
hetin, fuhsun yayildigi meydandadir. O halde, kadmlann boyle 
fuhsa siiruklenmesinin, onlara bir hak ve miisavat kazandirmak ol- 
dugu nasil soylenebilir? Biitiin bu yaygaralarm, kadmlara hak ver- 
mek perdesi altmda, erkeklerin sefahetini ve zevkini saglamak icin 
oldugu anlasilmakdadir. Diinyada kadm sayisimn erkeklerden cok 
oldugunu, her sene gazetelerde okudugumuz istatistikler de gos- 
termekdedir. Bunun icin, bir erkege birden cok kadin diisecekdir. 
Eger diismez ise, cok evlilik, kendiliginden ortadan kalkacakdir. 
Boylece haksizhk, miisavatsizhk sozleri sebebsiz kalacakdir. Er- 
kek, fazla kadin bulamaymca, bir kadmla yasayacakdir. Fekat, faz- 
la kadm buldugu ve onunla miinasebetde bulunmak arzusunu ye- 
nemedigi halde, mesru' yolda mi, yoksa mesru' olmayan yolda mi 
bulunsun? iste, dinde reformcularla miislimanlar arasmdaki biitiin 
aynlik buradadir. Mesru' yolu mu, mesru' olmayan yolu mu kapa- 
mak lazimdir? Birini kapamak, ikincisini yaymak ve kolaylasdir- 
mak elbette lazimdir. Fekat hangisini? Mlislimanlarm ilerlemeleri, 
miislimanhga yapismakla olabilir. Miisliman olmiyarak kurtulma- 
lanna, ihtimal yokdur. 

(Nikah yapihrken, islamiyyetde her diirlii sart yapilabilir. Bir 
kadm, nisanhsmdan evlilikleri boyunca tek evli kalmasim, bosama 

-301- 



hakkmm kendisine verilmesini istiyebilir) diyorlar. Bu sozleri dog- 
rudur. islamiyyet kadina bu hakki da vermekdedir. Bu hususda 
(Ibni Abidin)de genis bilgi vardir. 

Erkek, ilk zevcesinin Mtirim sayarak bir daha evlenmesin. Ote 
yandan sehvetlerine kapilarak, arzulanm baska yerlerde arasm 
bulsun? Kendi iffetine namusuna kiysin? Baska bir kadinin namu- 
sunu, iffetini de bozsun. Boyunca da, giinaha girsin. Yukanda yaz- 
digimiz hadis-i seriflerde bildirilen azablan kazansm. Erkeklerin 
bu bozuk, kotii islerini anlayan kadmlarmda da kotii hisler uyan- 
sin? Hatirlanna kiyilamadigi halde, iffetlerine kiyilmis olsun? Er- 
kegin kotii kadinlarla dusup kalkdigim isiten zevcesi acaba agir bir 
darbe yimis olmayacak midir? Namussuz bir erkegin zevcesi ol- 
mak felaketi de, buna eklenmiyecek midir? Bundan baska, zevce- 
nin de iffeti bozulmak zarari, bu yiizden zevcin zarari, zevcin mu- 
nasebetde bulundugu kadmm zevci varsa onun zarari, zevcenin 
munasebet kuracagi erkegin zevcesi varsa, onun zarari, bu islerde 
yok edilen cocuklarm zarari ve aynca tehliikeye atilan sihhatler de 
diisiiniilurse, insafli, dogru karar vermek cok kolay olur. Gayr-i 
mesru' bulusmalardaki frengi, belsoguklugu ve muhakkak oldiirii- 
cii olan aids hastahklan, biitiin diinyayi tehdid etmekdedir. Allahii 
tealamn hikmetinin biiyiikliigune bakimz ki, en fena, en tehliikeli 
hastahklan, islamiyyetin dismdaki hareketlere musallat etmisdir. 
Bu yolsuz islerde gayb olan cocuklan, dogmayan cocuklar sanma- 
ymiz. islamiyyetin emri burada cok incedir. Zinaya karsi evlileri 
(Recm) ederek oldiirmek emri, bundan hash olacak cocugun, soy- 
suz bir pic birakilarak, insanhkdaki serefi yok edilmis oldugu icin 
konulmus bir cezadir. [Recm, iizerine taslar atarak oldiirmek de- 
mekdir.] Boyle miinasebetlerden almacak tehlukeli hastahklar, ev- 
deki cocuklara da bulasmca, biitiin aile maddeten ve ma'nen olu- 
me siiriiklenmis olur. Biitiin bu zararlan onleyen teaddiid-i zevcat- 
da yalmz birinci kadinin ufak bir zarari var. Bu zarar da hissi bir za- 
rardir. Vicdani bir zarar degildir. Ciinki, camndan cok sevdigi Al- 
lahm izn verdigi, hos gordiigu bir seydir. 

Yukanda bildirilen facialan, zararlan onlemek icin, bu feda- 
karhgi islamiyyet kadinlardan bekliyor. Bu fedakarhklarmdan do- 
layi cok sevab kazanacaklar. Niifusun artmasina, kendi cinsi olan 
kadinlann koca bulmalarma yardim etmis olacaklardir. Kadmlar, 
faideleri meydanda olan oyle mukaddes ve milli bir fikr terbiyesi 
he yetisdirhirse, bunun, hisse ve nefse giic gelmekden ibaret olan 
zarari da ortadan kalkar. ilericiler, her zorluga katlanarak yiiksel- 
mege soz verdik diyorlar. Erkekler muharebede can vermege ha- 

-302- 



zirlamrken, kadmlardan da ufak bir fedakarhk, beklenilemez mi? 
Zevclerinin adet haline gelen sefahetlerini, kotii ve zararh hareket- 
lerini bilmemezlikden gelmek gibi bir asagihk ve alcaklik yerine, 
nefslerini, faideli, necib bir hisse ahsdirsalar iyi olmaz mi? 

Ittihadcilar zemamnda, millet meclisinde Manisa meb'usii 
Mensuri zade Said, teaddiid-i zevcatin yasak edilmesi icin kanun 
cikanlmasim teklif etmisdi. Meb'uslerin cogu boyle sey olamaz de- 
diler. Kanun cikanlamadi. Boyle kanun bulunan bir memleketde- 
ki miislimanlar ne yapmali siialine gelince: Miislimanlar, kanuna 
karsi gelmezler. Sue islemezler. Nikah ile ve belediye kaydi ile di- 
ne ve kanuna uygun olarak evlendikleri tek kadmla yasarlar. Bir- 
den fazla evlenmezler. Kanuna, hukumete karsi gelmek, ceza, si- 
kmti cekmege, fitne cikarmaga yol acar. Bu ise caiz degildir. Bir 
hadis-i serifde, (Fitne uykudadir. Fitneyi uyandirana, Allahii teala 
la'net etsin!) buyuruldu. 

Osmanh devleti zemamnda evlenme isi belediyeye veya evlen- 
me me'murluguna kayd etdirilerek, buradan evlenme ciizdam ali- 
nir ve mezhebindeki din bilgilerini dogru olarak bilen ve nemazla- 
nm terk etmiyen salih bir miisliman, sartlarma uygun olarak, ser'i 
nikahlanm yapardi. Nikah yapihrken zevc ile zevcenin karar ver- 
dikleri (Mehr-i mu'accel) ve (Mehr-i miieccel) denilen altin para 
mikdarlan evlenme ciizdanma yazihrdi. Zevc, mehr-i mu'acceli 
diigiinden evvel zevcesine oderdi. Mehr-i miiecceli ise, zevcesini 
bosarsa odemek mecburiyyetinde idi. Bu altmlan odemezse ve co- 
cuklannm nafakalanni her ay annelerine odemezse ma'asindan 
kesilerek odetilir veya habs olunurdu. Bu kadar cok parayi ode- 
mek ve bekarhk sefaletini cekmek ve bir daha evlenememek kor- 
kusundan dolayi kimse zevcesini bosayamazdi. Ciinki zevcesini 
haksiz olarak bosayan erkege kimse kizim vermezdi. Her miisli- 
man, nikahm kerameti olarak hasil olan muhabbet ve huzur icin- 
de, oliinciye kadar, zevcesi ve cocuklan ile beraber mes'ud ve bah- 
tiyar olarak yasardi. Muhiti, tamdiklan arasmda kiymetli olup, 
herkesden hiirmet ve i'tibar goriirdii. 

42 — Hindistandaki dinde reformculardan, ingiliz casusu 
EbuFula el Mevdudi iskoc masonu idi. (islamda ihya hareketleri) 
kitabinda, imam-i Gazaliyi reformcu olarak tamtiyor. Bu yiice 
imam icin, (Yunan mefkuresini, muslimanlann kafalanndaki te'si- 
rini giderecek seklde baltaladi. islimiyyeti filozoflara ve skolastiz- 
me karsi, kendi kafalanna gore savunmaga kalkisanlann hatalan- 
m diizeltdi. Iman esaslannm rasyonel te 'sirini ortaya koydu. Icti- 
had ruhunu yeni basdan acdi. Tedrisat programlanni diizene sok- 

-303- 



du. islamm moral prensiplerini ortaya koydu. Hiikumeti ve 
me'murlan dine uymaga cagirdi. Fekat, hadis ilminde eksik idi. 
Rasyonel ilm uzerinde fazla durdu ve tesavvufa liizumundan fazla 
temayul etdi) diyerek, Ehl-i sunnet alimlerinin en buyuklerinden 
olan bu koca imami kusurlu olarak gosteriyor. Bu kusurlanna teh- 
liikeli davrams adim veriyor. Sonra, (ibni Teymiyye, bu tehliikele- 
ri giderdi, islamm fikr ve ahlak ruhunu canlandirdi ve yenilik icad- 
lanm basardi. Ibni Teymiyyeden az once, kimse, iftira korkusun- 
dan halki islamiyyete da 'vet etmege cesaret edemedi. Dar kafah 
ulema He zalim hiikiimdarlar elele vermislerdi. Bunlara karsi isla- 
hat bayragim cekmek, ancak ona nasib oldu. Tefsirde derm, hadis- 
de imamhk derecesinde idi. Islamiyyeti Gazalinin birakdigi yerden 
ahp ileriye goturdii. islam Vtikadim savundu. islam ruhuna Gaza- 
liden daha uygun deliller buldu. Gazalinin muhakemesi, rasyonel 
fikrlerin zararh te'sirleri altmda kalmisdi. ibni Teymiyye, daha 
te'sirli olup, Kur'an ve sunnet ruhuna daha yakm olan akl-i selim 
yolunu secdi. Boylece sahane bir basan kazandi. ilm adamlan, 
Kur'amn tefsirini bilmediler. Skolastik yetisenler de, Kur'an ve 
hadislerle rabitayi kuramadilar. islamiyyetin hakiki izahim basar- 
mak ancak ibni Teymiyyeye nasib oldu. ilhammi dogrudan dogru- 
ya Kitabdan, siinnetden ve Eshabm yasayismdan alarak ictihadlar 
yapdi. Talebesi ibni Kayyim da, ma'nasi coziilmemis hikmetler 
uzerinde cahsarak, islami kanunlar koydu. islami sis t erne sizmis 
olan kotii te'sirleri temizleyerek, onu safve taze hale koydu. Asr- 
lar boyunca islamm ciiz'ii olarak kabul edilen ve dini miieyyidele- 
re mesned olan ve ulema tarafmdan goz yumulmus olan kotii adet- 
lere hiicum etdi. Bu diiriist hareketi, biitiin diinyayi aleyhine cevir- 
di. Sonra gelenler, ona iftira etmekde, birbirleri He yansdilar) di- 
yor. 

Cevab: Dinde reformcular (ice aynlir: 

Dinde reformcu denilenlerin birinci kismi, (Ehl-i sunnet) mez- 
hebinin derin alimleridir. Bunlar, cahil halk tarafmdan ve islam 
diismanlari tarafmdan miislimanlar arasma sokulmus olan hurafe- 
leri, yanhs inanclan ve yanlis isleri diizeltdiler. Ehl-i sunnet mticte- 
hidlerinin Eshab-i kiramdan isiterek bildirmis olduklan dogru bil- 
gileri meydana cikartdilar. Kendilerinden birsey soylemediler. 
Bunlara (Miiceddid) denir. Bunlann gelecegini ve islamiyyete hiz- 
met edeceklerini, hadis-i serifler haber vermekde ve ovmekdedir. 
Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (Benden sonra, her 
yiiz senede, bir alim cikar. Diiiimi kuvvetlendirir) buyurdu. (Urn- 
metimin alimleri, israil ogullarinin Peygamberleri gibidir) hadis-i 

-304- 



serifi ile bu muceddidler oviildii. imam-i a'zam Ebu Hanife, 
imam-i Safi'i ve bunlar gibi mezheb imami olan mutlak miictehid- 
ler ve imam-i Rabbani Ahmed Faruki Serhendi ve her asrdaki dort 
mezhebden birinde olan alimler ve ileride gelecek olan hazret-i 
Mehdi bu milceddidlerdendir "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in". DM siyasete ve dunya kazanclarma alet eden ba'zi mtina- 
fiklar, kendilerini din adami, miirsid tamtiyor. Hadis-i serifde bil- 
dirilen son asnn miiceddidi kendilerinin olduklanni yaziyorlar. 
Cahiller de bunlann muceddid olduklanni soyliiyorlar. Halbuki 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", her asnn miiceddidinin 
alametlerini de acikladi. Hepsinin Eshab-i kiramin yolunda olduk- 
lanni bildirdi. Eshab-i kiramin yolunda olanlar da, (Ehl-i siinnet) 
alimleridir "rahmetullahi teala aleyhim ecma'm". Hadis-i serifde 
bildirilen muceddidler, Ehl-i siinnet mezhebinin biiyiik alimleridir. 
Bu muceddidler, kendi gorlisleri, diisiinceleri ile soylemezler. 
Ayet-i kerimelere ve hadis-i seriflere kendi bilgilerine ve anlayis- 
lanna gore ma'nalar vermezler. Tefsir ve hadis alimlerinin verdik- 
leri ma'nalarm yayilmasma, kuvvetlenmesine calisirlar. Mevdudi, 
Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ovmtis oldugu bu 
derin alimlere, nasil oluyor da cahil diyor? 

Islamiyyetin temel kitablarmda, hicbir mevdu' hadis ve diis- 
manlann, cahillerin dine sokduklan bozuk inamslar ve yanhs isler 
yokdur. Miiceddidlerin vazifeleri, islam alimlerinin "rahmetullahi 
teala aleyhim ecma'in", din kitablanm degisdirmek, bunlardaki 
din bilgilerini kiymetden diisiirmek veya yeni bilgiler eklemek de- 
gildir. Onlann vazifesi, bu kitablardaki din bilgilerinden unutul- 
mus olanlanm meydana cikarmak, aciklamak ve herkese ogret- 
mekdir. islamm bu yiiksek alimlerine (Reformcu) denmez. (Mii- 
ceddid) denir. 

Dinde reformcularin ikinci kismi da, Kur'an-i kerime ve hadis-i 
seriflere inamrlar, saygi gosterirler. Fekat, islam alimlerinin kitab- 
larmda bildirilen ma'nalan, bilgileri kabul etmezler. Kur'an-i ke- 
rimden ve hadis-i seriflerden, kendi kisa goriislerine gore ma'nalar 
cikanrlar. Ehl-i siinnet alimlerinin bilgilerinden bircok yerde ayn- 
hrlar. Bunlara (Bid'at) veya (Dalalet) firkalan, ya'ni (Sapik) denir. 

Bunlann meydana gelecegini de, Peygamber efendimiz "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" haber vermekdedir. (Uiiiinetini yet- 
niisiic firkaya ayrilacakdir. Bunlardan yetmisikisi Cehenneme gi- 
decek, biri, inanis sebebi ile Cehenneme girmiyecekdir) hadis-i se- 
rifi bircok kiymetli kitablarda yazihdir. Dort (Siinen) kitabmda 
bulundugu ve Tirmiizinin kitabmda daha uzun oldugu (Milel ve 

- 305 - Faideli Bilgiler - F:20 



Nihal) tercemesi birinci sahifesinde bildirilmekdedir. (Buhari) ve 
(Miislim) kitablarmda da bulundugu (Berika) ve (Hadika) kitabla- 
nnda yazilidir. En kiymetli kelam kitablanndan olan ve medrese- 
lerin yiiksek smiflannda okutulan (Serh-i mevakif) kitabimn alti- 
yiizdokuzuncu sahifesinde ve imam-i Rabbani (Mektubat)mm 
ikinci cild, altmisyedinci mektubunda da yazilidir. [(Se'adet-i Ebe- 
diyye) kitabmm 54.cii sahifesine bakimz!] Bu hadis-i serifi, bid'at 
firkalarmda bulunan sapiklar ve kafirler kabul etmemekdedirler. 

Dinde reformculann iicuncii kismi, islam diismam olan sinsi ka- 
firlerdir. Bunlar miisliman goriinerek, dmi islah ediyoruz, ana kay- 
naklarim meydana cikanyoruz, ilk haline getiriyoruz gibi yaldizh 
sozler soyleyerek islam dinini yikmaga, Kur'an-i kenmin ve hadis-i 
seriflerin dogru ma'nalanm degisdirmege, bozmaga cahsiyorlar. 
Islamiyyeti, icerden yikmak istiyorlar. Miisliman goriindiikleri icin 
ve dini islah ediyoruz, hurafelerden temizliyoruz, dedikleri icin, ca- 
hil halk, bu kafirleri hakiki miiceddid samyor. Bunlara aldamyor. 
Boylece, cok basan saghyorlar. Miislimanlari aldatmak icin, Ehl-i 
siinnet alimlerinden birkacim medh ediyorlar. Onlara hayran ol- 
duklanm yaziyorlar. Fekat, onlann kitablarmda yazih olan bilgile- 
rin bircogunu begenmiyorlar. Bunlara hurafe diyorlar. Bu biiyiik 
alimlerin kiymetli kitablarmda yazih olan hadis-i seriflerden, isle- 
rine gelmiyenlere, cikarlarma engel olanlara, mevdu' hadisdir, uy- 
durma hadisdir diyorlar. Kendi uydurduklan bozuk, zararh seyle- 
ri, dogru diye ortaya koyuyorlar. Boylece, bu biiyiik alimlere leke 
siirmege cahsiyorlar. Bunlardan bir kismi da, Ehl-i siinnet alimle- 
rinden bir ikisini dillerine dolayip kotiiliiyorlar, hatta kafir diyor- 
lar. 

Biz miislimanlar, (Dinde reformcu) kelimesinden mezhebsizle- 
ri ve sinsi islam diismanlarim, ya'ni ikinci ve iiciincii kismda olan- 
lan anhyoruz. Yukandaki hadis-i serifde inanisi dogru olup, bu 
yiizden Cehenneme girmiyecekleri bildirilen firkaya (Ehl-i siinnet 
vel-cema'at) mezhebi denir. Bu hadis-i serif gosteriyor ki, bir in- 
san, ya miislimandir, yahud kafirdir. Miisliman da, ya Ehl-i siinnet 
mezhebindedir, yahud, bid'at ehlidir. Ya'ni, sapikdir. Bundan an- 
lasihyor ki, Ehl-i siinnet mezhebinde olmayan kimse, ya'ni mez- 
hebsiz olan kimse, ya sapikdir, yahud kafirdir. 

Bugiin islam memleketlerini sarmis olan, yikici dinde reform- 
culara aldanmamak icin, miislimanlarm cok bilgili olmalan lazim- 
dir. Mesela; Sultan Abdiilmecid ve sultan Abdiil'aziz han "rahme- 
tullahi teala aleyhima" zemanlarmda, bes def'a sadra'zam olan ve 
(1287 [miladi 1871]) de vefat edip, Siileymaniyye cami'i bagcesin- 

-306- 



de gomiilen Ali pasa mason idi. Dinde reformcu olan, Cemaled- 
din-i Efganiyi istanbula getirip dinde reformlar yapmak icin, onun- 
la elele vererek cahsmaga koyuldu. Fekat, islam alimleri, uyanik 
davranarak, meydani bunlara birakmadilar. Cemaleddini rezil et- 
diler. Ali pasa da, onu destekliyemedi. 

Cemaleddm-i Efgani, binikiyiizellidortde Efganistanda dogdu. 
Binikiyiizaltmisbirde Kabile geldi. On sene kaldi. Felsefe kitabla- 
n okudu. Bir aralik, Ruslara Efganistan hakkmda casusluk yapip, 
jurnallar verdi. Ruslardan cok para aldi. Binikiyiizseksenbesde 
Misra geldi. Mason oldu. Ali pasa, bunu istanbula getirdi. Vazffe 
verdi. O zeman, Istanbul dariilfiinun, ya'ni iiniversite rektorii bu- 
lunan ve sadra'zam Resid pasa tarafindan Parisde yetisdirilmis 
olan ve kafir olduguna fetva verilen, mason Hasen Tahsin tarafin- 
dan buna o sene konferanslar verdirildi. Fekat, ulu orta konusun- 
ca, o zemamn seyh-ul-islami olan biiytik alim Hasen Fehmi efen- 
di "rahmetullahi teala aleyh" tarafindan kafir olduguna fetva ve- 
rildi. Hasen Fehmi efendi, zemamn derin alimlerinden idi. Os- 
manh devletinin yiizonuncu seyh-ul-islami idi. Rii'us imtihamnda 
birinciligi kazanmisdi. Miiderris ya'ni iiniversite din bilgileri pro- 
fesorii oldu. Cok talebe yetisdirdi. Cesidli vazifelerde yiikseldik- 
den sonra, seyh-ul-islam oldu. Sultan Aziz Misra gitdigi zeman, 
hatib efendinin okudugu hutbeyi bu hazirlamrsdi. Cami-ul-Ezhe- 
rin meshur alimi (Seyh Saka) hazretleri ile cok sohbet eyledi. Misr 
alimleri, ilmdeki kudretini takdir etdiler. iste bu alim, agir basa- 
rak, Cemaleddm rezil oldu. Ali pasa, bunu istanbuldan cikarma- 
ga mecbur kaldi. (Edib ishak) admdaki bir Misrlinm (Eddiirer) 
adindaki kitabmda, Cemaleddinin Misrda mason locasi baskam 
oldugu yazilidir. Misrlilara ihtilal fikrleri asiladi. Sohretini artdir- 
mak icin, (A'rabi Pa^a) vak'asim hazirliyanlarla birlikde ingilizle- 
re karsi goriindii. Misr miiftisi (Muhammed Abduh) ile dost oldu. 
Reformist dusiincelerini ona asiladi. Muhammed Abduh bir yazi- 
smda, (Cemaleddini gormeden once, goziim kor, kulagim sagir, 
dilim dilsiz imis) diyor. Londrada ve Parisde, dinde reform diye 
90k zararh yazilar yazdi. Binsekizyuzseksenaltida Irana geldi. 
Orada da rahat durmadi. Zincirlere baglanarak, besyiiz siivari ile 
Osmanh hududuna birakildi. Bagdada, Londraya gitdi. Iran aley- 
hinde yazilar yazdi. Oradan istanbula geldi. Burada da, Behailer- 
le isbirligi yaparak, dmi siyasete alet etdi. Iranda fesad cikarmaga 
ugrasdi. Bir sene sonra, cenesinde kanser cikarak, biniicyiizondort 
(1314) hicri ve binsekizyiizdoksanyedi (1897) miladi yilmda oldu. 
Macka kislasi yamnda, seyhler mezarligma gomiildii. Bir Ameri- 
kah, bu masona mezar yapdirdi. ikinci cihan harbinden sonra ke- 

-307- 



mikleri Efganistana goturiildii. Masonlar, bunun islam diismanh- 
gmi, ihtilalci ve fesadci hareketlerini baska diirlli yaziyorlar. Bunu 
biiyiik gosterebilmek icin, seyh-ul-islam efendiye ve islam alimle- 
rine cahil, gerici demekden sikilmiyorlar. [Bunlann islamiyyete 
verdikleri zararlar, Prof.Dr. Muhammed Huseynin arabi olarak 
yazdigi ve Insan yaymlarmm terceme etdirerek 1986 senesinde, 
"Modernizmin islam Diinyasma girisi" ismi ile istanbulda nesr et- 
digi kitabda uzun yazilidir.] 

1362 [m. 1943] senesinde vefat etmis olan, biiyiik islam alimi 
Seyyid Abdiilhakim Efendi hazretleri buyurdu ki, (Dinde reform 
sapikhgim ortaya ilk cikaran, (ibni Teymiyye) oldu. Bu sapiklik 
sonradan, cahiller ve islam diismanlan tarafmdan kiifre kadar go- 
turiildii). Ibni Teymiyye, 661 [m. 1263] de Harranda tevelliid ve 
728 [m. 1328] de Samda kal'ada habs iken hastalanarak oldli. Ehl-i 
siinnet alimlerini begenmiyordu. Tesavvufu biisbiitiin inkar edi- 
yordu. Muhyiddin-i Arabi, Sadreddin-i Konevi "rahmetullahi te- 
ala aleyhima" gibi islamm goz bebeklerine kafir diyordu. Halbuki, 
bir miislimana kafir diyenin kendisi kafir olacagim bilmiyecek ka- 
dar cahil degildi. Ne yazik ki, islamiyyeti kendi goriisiine, dar ka- 
fasma uydurmaga kalkismis, akh ermedigi hakikatleri inkar ede- 
rek, dalalete dusmiisdii. islam alimlerinin biiyiiklerinden ve tesav- 
vuf ilminin miitehassislarmdan Abdiilvehhab-i Sa'rani "rahmetul- 
lahi aleyh", (Tabakat-iil-kiibra) kitabmda, ibni Teymiyyenin bu 
acikh halini ortaya koymakda, onsoziinde (Veliyi, ancak Veliler 
tamr. Veli olmayamn ve vilayetden haberi olmayamn, vilayete 
inanmamasi, onun inadci ve cahil oldugunu gosterir. Simdi ibni 
Teymiyyenin tesavvufu inkar etmesi ve ariflere dil uzatmasi boyle- 
dir. Bunun gibi kimselerin kitablanm okumamah, yirtici hayvan- 
lardan kacar gibi, onlardan sakmmahdir. Tesavvuf biiyiiklerinden 
Ebiil Hasen Sazili de, Evliyayi inkar edenlerin hallerini uzun anlat- 
makdadir) demekdedir. ibni Teymiyyeciler, bunun icin Abdiilveh- 
hab-i Sa'raniye "rahime-hullahii teala" diisman olmuslar, islamm 
bu biiyiik alimini yalan ve iftira oklarma hedef yapmislardir. 

(Ibni Teymiyye), ilk miislimanlarm, Kur'an-i kerime ve hadis-i 
seriflere uyduklanm, sonradan gelen mezheb imamlanmn, kendi 
goriislerini de ise karisdirdiklarim soyliiyor, Ehl-i siinnete catiyor- 
du. Halbuki, onyedinci maddenin cevabmda bildirildigi gibi, Ehl-i 
siinnet alimleri "rahime-hiimullahi teala", din bilgilerinde, hicbir 
zeman naklden aynlmamislardir. Kendi goriislerine uymamislar- 
dir. Hele imam-i a'zam Ebu Hanifenin "rahmetullahi aleyh" ken- 
di goriisiinu naklden asagi tutdugu, islam alimlerinin sozbirligi ile 

-308- 



bildirilmekdedir. Boyle oldugu (Se'adet-i Ebediyye) kitabinm yir- 
miyedinci maddesinde vesikalarla aciklanmisdir. ibni Teymiyye, 
Ehl-i siinnet alimlerine bu iftirayi atarken, Kur'an-i kerimi, kendi 
gorusune gore tefsir ediyordu. Boylece ilk mtislimanlardan kendi- 
si ayrilmisdir. Bu hali soziinde samimi olmadigim gostermekdedir. 
Ehl-i siinnet alimlerinin, Kur'an-i kerimi ve hadis-i serifleri yanlis 
anladiklarmi, Eshab-i kiramm bile, cok yerde yamldiklarmi bildiri- 
yordu. Allahm dinini, kendisinin duzeltdigini, Kur'an-i kerimin 
dogru ma'nasmi yalmz kendisinin anlamis oldugunu soyliiyordu. 
Hadis-i seriflerle oviilmus olan birinci ve ikinci asrlann biiyiik 
miictehidlerini ve bunlarm mezheblerini diinyaya yayan islam 
alimlerini begenmiyordu. Bu yiizden, dinde soz sahibi olanlar bir- 
leserek, bunun tutdugu yolu incelediler. Sapik ve zararli oldugu 
anlasildi. Babasindan miras kalan miiderrislik kiirsiisii elinden 
alindi. Fekat o, yine rahat durmadi. Miisebbihe denilen bid'at fir- 
kasimn sozlerini ortaya cikanyor. Allahii tealaya madde ve cism 
diyordu. Yaratam insan seklinde samyordu. Bu bozuk inancma o 
kadar saplanmisdi ki, birgiin, Sam cami'inin minberinde, (Cenab-i 
Hak, gokden yere benim simdi indigim gibi iner) diyerek, minber- 
den asagi indigini, ibni Battuta haber veriyor. Dort mezhebin 
alimleri, ibni Teymiyyenin bu soziinii red eden cevablar yazarak, 
miislimanlarm i'tikadlannin bozulmasim onlediler. Misr, Sam, 
Kuds kadiliklanm yapmis olup, 733 [m. 1333] de vefat etmis olan 
Safi'i fikh ve hadis alimlerinden Muhammed ibni Cema'a'nin (Er- 
rcflclii-alcl-miiscbbihi fi-kavlihi teala Errahinanii alel' Ars-istcva) 
kitabi bu kiymetli cevablarla doludur. (Tatarhaniyye) fetva kita- 
binda ve (Milel ve Nihal) kitabinda ve biitiin kitablarda (Miicessi- 
me) ve (Miisebbihe) firkalarmin, ya'ni (Allahii teala cism gibidir. 
Ars iizerinde oturur, iner, yiiriir) gibi seylere inananlarm kafir ol- 
duklan yazihdir. Yediyiizbesde, Misr sultam Nasinn yamnda top- 
lanmis olan alimler ve devlet adamlan, boyle bozuk sozleri yaydi- 
gi icin, onu Kahire kal'asi kuyusuna habs etdiler. Ehl-i siinnet alim- 
lerinin caiz gormedikleri yanlis fetvalar verdigi icin de, yediyiizyir- 
mi senesinde Sam kal'asma habs edildi. Peygamberlerin mezarlan 
ile mukaddes makamlarm ziyareti hakkinda sozleri de ortahgi ka- 
nsdirdi. Fitneye sebeb oldu. Bu yiizden, yediyiizyirmialtida Samda 
tekrar habs edildi. 728 [m. 1328] de, zindanda iken hastalanarak ol- 
du. 

ibni Teymiyye, Hanbeli mezhebinde oldugunu soylerdi. Hal- 
buki, hak olan dort mezhebden birinde olabilmek icin, Ehl-i siin- 
net mezhebine uygun iman sahibi olmak lazimdir. Onun cok sozii, 
Ehl-i siinnet mezhebinde olmadigim, hatta bu mezhebi begenme- 

-309- 



digini gosteriyor. Kendisini bir miictehid, bir reformcu olarak tam- 
tiyordu. Binotuziic hicri yilmda vefat eden, Hanbeli alimlerinden 
Mer'i, Ibni Teymiyyenin hal tercemesini yazmisdir. (Kevakib) 
adindaki bu kitabmda onun mezheb imamlarim taklid etmegi ve 
hatta icma'i tammiyan yazilanm bildirmekdedir. Kiyas yapdikla- 
nndan dolayi, Ehl-i siinnet alimlerine saldirdigi halde, cok yerde 
ve hele (Mecmu'at iir-resail) kitabmda, kendisi de pekcok kiyas 
yapmisdir. Evliyamn biiyukliigune inanmaz, tiirbelere yapilan zi- 
yaretlere saldinrdi. (Ancak iiQ mescide ziyaret icin gidilir) hadis-i 
serifini, (Ancak iic mescid ziyaret edilir) sekline cevirmis, Resulul- 
lahm kabrini ziyaret icin bile gitmek giinah olur demisdir. ibni Ha- 
cer-i Heytemi hazretleri (Fetava-yi fikhiyye) kitabmda, buna uzun 
cevab vermisdir. Hindistandaki alimlerden, 1304 [m. 1887] sene- 
sinde vefat eden Muhammed Abdiilhay Liiknevi ile, Hindistanda- 
ki mezhebsizlerden Muhammed Besir arasmda bu konuda genis 
miinazaralar oldugu (Niizhet-iil-havatir) kitabimn ikiyiizyirmi- 
ikinci maddesinde yazilidir. (Niizhet-iil-havatir) kitabim yazan 
Allame Abdiilhay Haseni, 1341 [m. 1923] de vefat etmisdir. Ehl-i 
siinnet alimlerinin en btiyuklerinden olan (Ebiil Hasen-i E§'ari) 
hazretlerinin mezhebine ve bu derin alimin, kaderi ve Allahii te- 
alamn ismlerini aciklamasina ve azab yapilacagini bildiren ayetle- 
re verdigi ma'nalara catmakda idi. Cehennem azabmm kafirlere 
de sonsuz olmiyacagim soylerdi. Hiikumetlere verilen her cesid 
vergi, zekat yerine gecer derdi. Dort mezhebin sozbirligi ile bildir- 
diklerine uymiyan sozlerin kiifr olacagim kabul etmezdi. Ehl-i 
siinnet alimlerinin sanlanni, sohretlerini ciiriitmege cahsirdi. Sali- 
hiyyede, el-Cebel cami'inde hazret-i Omerin cok hata yapdigim 
soylemisdir. Bir toplantida, hazret-i Almin iicyiiz def a yamldigim 
soylemisdir. Miinavinin (Kiinuz) kitabmda ve imam-i Ahmedin 
sahihinde ve (Mir'at-i kainat) kitabmda yazih olan hadis-i serifde, 
(Allahii teala, dogru sozii, Omerin dili iizerine koymusdur) buyu- 
ruldu. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" bu hadis-i serifde, 
(Omer hie yamlmaz!) buyuruyor. ibni Teymiyye ise, Omer pok 
yamlmisdir diyerek, bu hadis-i serife karsi gelmekdedir. Halbuki 
bu hadis-i serifi bilmiyecek kadar cahil degildi. Hadis bilgisi cok- 
du. Fekat, yamlmasi da, o kadar cok oldu. Evet, hazret-i Omerden 
baska Eshab-i kiramin cogu, ictihad ile anlasilacak islerde yaml- 
mis olabilir. Fekat, onlann yamlmalari, ictihad hatasi idi. Bunun 
icin, o biiyiiklerin ve Ehl-i siinnet alimlerinin, ictihad ile anlasila- 
cak islerde yamlmalarma da sevab verilirdi. Ciinki, hepsi miicte- 
hid idi. ibni Teymiyyenin iman edilmesi lazim olan bilgilerde ya- 
mlmasi ise, onu dogru yoldan uzaklasdirmis, azabmm artmasma 

-310- 



sebeb olmusdur. Kendini din imamlan gibi miictehid sanarak, 
haddini bilememis, felakete siiriiklenmisdir. ibni Teymiyye, daha 
asm da giderek, tesavvuf biiyiiklerine, Sadreddm-i Koneviye, 
Muhyiddm-i Arabiye, Omer bin Fanda "rahmetullahi teala aley- 
him ecma'in" insafsizca saldirrmsdir. Gazalinin kitablarmda mev- 
du' hadis doludur derdi. Kelam alimlerimize de dil uzatmakdan ge- 
ri kalmamisdi. Mezheblerin ictihad ayriligi oldugunu anlryamamis, 
felsefi dusiiniislerin sonucu sanrmsdi. Ehl-i siinnet alimlerinin, is- 
lam memleketlerindeki eskiden kalma kiliselere dokunulmamali- 
dir, dediklerini sue sayrms, bu yiizden de, din biiyiiklerine laf at- 
misdir. 

Mevdudi de, ibni Teymiyye gibi imam-i Gazaliyi kusurlu gos- 
termekdedir. Biiyiik alim (ibni Hacer-i Mekki) hazretleri, (El- 
a'lam bi-kavati'il-islam) kitabmda kufre sebeb olan seyleri anlatir- 
ken, ibniissiibki ve baska alimlerin kitablarmdan alarak buyuru- 
yor ki, (imam-i Gazalinin yazilarmda kusur bulan kimse, ya hased 
edip onu cekemiyendir, yahud da, zindikdir). Hanefi mezhebi 
alimlerinden ibni Abidm, (El-Ukud-iid-diirriyye) kitabimn so- 
nunda diyor ki, (imam-i Gazali alim degildi diyen kimse, cahille- 
rin echeli ve fasiklarm en kotiisiidiir. O, zemamnm hiiccet-iil-isla- 
mi ve alimlerin en iistunii idi. Fikh ilminde cok kiymetli kitablan 
vardir. Safi'i mezhebinin ba'zi hiikmleri, Onun kitablan iizerine 
kurulmusdur). 

Islam alimlerinden ba'zisi, ibni Teymiyyenin muslimanlikdan 
cikdigini, mtirted oldugunu bildirmekdedirler. ibni Battuta, ibni 
Hacer-i Mekki, Takiyyeddm-i Subki ve oglu Abdiilvehhab, iz- 
zeddin bin Cema'a ve ebu Hayyan Zahiri Endiiltisi gibi, sozleri 
sened olan derin alimler, onu bid'at ehli, sapik saymislardir. Evet 
onun sapik oldugunu bildirenler de, ilminin, zekasimn, ziihduniin 
coklugunu inkar etmiyorlar. Fekat, (Miskat)da yazih hadis-i se- 
rifde, (Kotiilerin en kotiisii kotii din adamlaridir) buyuruldu. 
imam-i Rabbani Ahmed Faruki elliuciincu mektubunda buyuru- 
yor ki: 

(Alimlerin iyisi, insanlarm en iyisidir. Alimlerin kotiisii, insan- 
lann en kotiisiidiir. insanlarm se'adeti ve felaketi, alimlere bagli- 
dir. Biiyiiklerden biri seytam bos oturuyor goriip, sebebini sormus. 
Seytan demis ki: Bu zemanm sapik alimleri, bizim isimizi yapiyor. 
insanlan yoldan cikarmak icin, bize is birakmiyorlar). 

imam-i Siibki de, ibni Teymiyyenin ilmini, zekasim cok ovii- 
yordu. Burhaneddin bin Miiflih (Tabakat)da diyor ki, imam-i 
Siibki, Zehebiye yazdigi mektubda, ibni Teymiyyeyi cok ovmiis- 

-311- 



du. Fekat, imam-i Siibki de (Erreddii-li-ibni Teymiyye) kitabmda 
ve oglu Abdiilvehhab da (Tabakat)da, onun Ehl-i siinnetden ay- 
nldigim, dalalete diisdugunii yazmakdadirlar. Fikrlerini asiladigi 
birkac kimse ve hele talebesinden ibni Kayyim ile Zehebi, onu asi- 
n ovmekdedir. Meshur kitablara aciklamalar yaparak din adami 
sayilan ve Kur'an-i kerim ve degerli kitablan yazmakla gecinen 
Aliyyiilkari ve Mahmud Alusi ve kendini miictehid sanan Abduh 
gibi kimseler de, onun yoluna saparak Ehl-i siinnetden aynlmis- 
lardir. 

Son asrm derin alimlerinden Yusiif Nebhani (Sevahidiil-hak) ki- 
tabmda ve Osmanli alimlerinin biiyiiklerinden seyh-ul-islam Musta- 
fa Sabri efendi, (El-ilm ve akl) kitabmda ve Sam alimlerinden Ebu 
Hamid bin Merzuk, iki cild kitabmda, ibni Teymiyyenin sapitdigim 
vesikalarla isbat etmislerdir. Ebu Hamidin kitabi, Istanbulda kisal- 
tilarak, (Et-Tevessiil-ii bin-Nebi ve bis salihin) ismi verilip, 1395 [m. 
1975] senesinde ofset yolu ile basdinlmisdir. 

Ibni Teymiyyeyi dogru sananlar, onun muhakeme ve habs edil- 
mesini haksiz gostermek icin de, (Tesavvufcular aleyhindeki yazi- 
lan, onlan danltdi. Talak hakkmdaki fetvalan, fikh alimlerini diis- 
man etdi. Sifat-i ilahiyye hakkmdaki fetvalan da, kelam alimlerini 
giicendirdi. Bu yiizden kelam, fikh ve tesavvuf alimleri buna karsi 
birleserek cezalandmldi) diye kisaca yaziyorlar. Din alimlerinin, 
bir iki kelime icin, bir miislimana diisman olacaklarma, ona zulm 
edeceklerine, tuzaga diisiirmek icin cahsdiklarma herkesi inandir- 
diklanm samyorlar. Onu mazlum, alimleri ise, zalim olarak tamti- 
yorlar. Halbuki, ibni Teymiyye, Ehl-i siinnete karsi, isyan bayragi 
cekdi. Islam alemine fitne, fesad atesi saldi. Mesela nahv alimlerin- 
den Ebu Hayyan, (700) senesinde Kahireye gelince, ibni Teymiy- 
ye buna (Nahv alimi dedigimiz Sibeveyh de kim oluyor. Kitabmda 
tarn seksen yanhs var ki, sen onlan anlayamazsm) demisdir. Ebu 
Hayyan da, ilm adamma yakismiyan sozleri karsisinda, ondan uzak 
kalmagi uygun gormiisdiir. (El-Bahr) adindaki tefsirinde ve 
(Nehr) ismindeki muhtasarmda, onu ayblamisdir. 

ibni Hacer-i Askalani (Diirer-iil-kamine) kitabmda, Zehebi- 
den "rahmetullahi teala aleyhima" alarak diyor ki, (ibni Teymiy- 
ye, ilm uzerinde konusurken hiddetlenir, karsisindakini maglub 
etmege cahsir, herkesi giicendirirdi). imam-i Siiyuti, (Kam'ul- 
mu'and) kitabmda buyuruyor ki, (ibni Teymiyye, kibrli idi. Ken- 
dini begenirdi. Herkesden iistiin goriinmek, karsisindakini kuctim- 
semek, biiyiiklerle alay etmek adeti idi). Sam alimlerinden Mu- 
hammed All Beg, (Hittatiis-Sam) kitabmda diyor ki, (ibni Tey- 

-312- 



miyyenin hedefi, Luther admdaki papasm hedefine benzer. Fekat, 
hiristiyanhgm miiceddidi muvaffak oldu. islam mticeddidi muvaf- 
fak olamadi). 

Pakistanm biiyiik alimlerinden Siyalkiit sehrinin imam ve hati- 
bi, Mevlana Muhammed Ziyaullahm (Vehhabiligin Hakfkati) kita- 
bi urdu dilinde olup, 1969 da basilmisdir. Doksanuciincii sahifesin- 
de diyor ki, Hindistamn biiyiik alimi, diinyanm tamdigi yiizlerce 
kiymetli kitabm yazan mevlevi Abdiilhay Liiknevi, (hicri 1304 se- 
nesinde vefat etdi.) (Gays-iil-gamam) kitabinda, (Sonra gelen Sev- 
kaninin de, once gelen ibni Teymiyyet-el-Harrani gibi, ilmi cok, 
akh az idi. Tibki onun gibi idi. Hatta ondan daha asagi idi) demek- 
dedir. 

Goldziher, ibni Teymiyyenin hak mezhebleri bid'at saydigim, 
islamm ilk safvetini degisdirdiler diyerek, bunlarla dogiisdiigtinu, 
Es'an mezhebi ile ve tesavvufla miicadele etdigini, Peygamberle- 
rin kabrini ve Evliyamn kabrlerini ziyaret etmege ma'siyyet dedi- 
gini yazmakdadir. 

Muhammed Abduhun yetisdirdiklerinden olup, onun yolunda 
giden Cami'ul-ezherin eski rektorii Mustafa Abdiirrazik pasa di- 
yor ki, (ibni Teymiyye fetva verirken, bir mezhebe uymaz, buldu- 
gu dehl ile hareket ederdi. Tesavvuf bliyiiklerinin "kaddesallahii 
teala esrarehiimuraziz" kesfini inkar ederdi). 

ibni Teymiyye, Sadreddm-i Konevi icin diyor ki, (Muhyiddm-i 
Arabinin arkadasi olan Sadreddm, akliyyat ile kelam ilmlerinde, 
iistadindan daha ileride olmakla beraber, ondan daha kafir, daha 
az bilgili, daha az imanhdir. Bunlarm mezhebleri kafirlik oldugu 
icin, daha hiinerli olanlan, daha cok kafir oluyorlar). islam alimle- 
rinin bir kismi kendisine kafir dedi. Cogu ise sapik oldugunu bildir- 
diler. Yavuz Sultan Selim han "rahmetullahi teala aleyh" devri 
alimlerinden Muhammed Seyh-i Mekki, Siileymaniyye kiitiibha- 
nesi, Resid efendi kismmda bulunan farisi (El-canib-iil-garbi) kita- 
binda, Muhyiddin-i Arabi hazretlerine yapilan saldinlan cevablan- 
dinrken diyor ki, (ibni Teymiyye, kafirlerin yillarca yandikdan 
sonra Cehennemden cikacaklanm bildirmekde ve (Bir zeman 
olur; Cehennemin kapilari acihr. Dibinde otlar biter) hadisini yaz- 
makdadir. Baska hadisler de soylemisdir. Halbuki kafirlerin Ce- 
hennemde sonsuz kalacaklan, Kur'an-i kerimde acikca bildiril- 
mekdedir. Tevatur ve sozbirligi hasil olmusdur. Alimler, ibni Tey- 
miyyenin tevatiire ve icma'a karsi geldigini bildiriyor). 

(Muhtasar-i Kurtubf) doksanaltmci sahifesinde diyor ki, (Ce- 

-313- 



hennemdekilerin hepsi cikacak. Cehennemin hepsi bos kalacak di- 
yenler, Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere karsi gelmis oluyorlar. 
Cehennem azabmm kafirlere ebedi oldugunu Ehl-i siinnet alimle- 
ri ve adil imamlar sozbirligi ile bildirdiler. (Nisa) suresinin 169. cu 
ayetinde, (Kafirler Cehennemde ebedi kalacaklardir) buyuruldu. 
(Mii'minlerin yolundan ayrilanlari Cehenneme atanz) mealindeki 
ayet-i kenmeler, bunlara cevabdir. Mii'minlerden gtinahi cok olan- 
lann bulunduklan Cehennemin birinci tabakasi bosalacakdir. Ka- 
firlerin bulunduklan baska tabakalan hie bosalmiyacakdir. 
Mii'minler sefa'ate kavusarak azabdan kurtulacak, yalniz bunlarm 
yerleri bosahp, Cehennemin yalniz birinci tabakasmm dibinde ot- 
lar bitecekdir. imam-i Kurtubi yukardaki hadisin (Mevkuf) oldu- 
gunu yaziyor. Resulullahdan isitildigi bildirilmemisdir, diyor. 
Muhyiddin-i Arabi hazretleri de, Cehennemin kapilan hie acilmaz. 
Kafirler Cehennemde ebedi kahrlar, diyor. Cehennemden cikila- 
cak diyenler, mii'minlerin cikacaklanm bildirmislerdir.) ibni Tey- 
miyye, mii'minlerin Cehennemden cikacaklanm bildiren hadis-i 
serifleri kafirlere tesmil ederek, ayet-i kerimeleri ve tevatiir ile ic- 
ma'i inkar etmis oluyor. Ehl-i siinnet alimlerine kafir demek, insa- 
nm kiifriine sebeb olur. Selef-i salihinin baska baska te'vil yapma- 
diklan ayetleri ve tevatiir hasil olmus hadisleri inkar etmenin kiifr 
oldugu (Redd-iil-muhtar)da (Kadihk) bahsinde de yazihdir. Tan- 
cah (Ibni Battuta) adi ile meshur olan maliki alimlerinden Mu- 
hammed bin Abdullah, (Tuhfctiiiiiiiizzar) tarihini ibni Cezi adin- 
daki katibine yazdirmis, bu kitab cesidli dillere terceme edilmisdir. 
Tiirkceye ikinci tercemeyi Muhammed Serif beg yapmis ve 1335 
[m. 1917] yihnda istanbulda basilmisdir. Bunun 9. cu sahifesi so- 
nunda (ibni Teymiyyenin ilmi cokdu. Fekat, aklmda bozukluk var- 
di) diyorlar. islamiyyete uymiyan cesidli sozlerini bildiriyorlar. 
Mesela (Samda idim. Cum'a nemazmda idim. ibni Teymiyye hut- 
be okudukdan sonra, benim simdi indigim gibi, cenab-i Allah diin- 
ya gokiine iner diyerek merdivenlerden indi. Maliki alimi (ibni 
Zehra) bu soziin kotulugiinii cema'ate uzun anlatdi. Cema'atin co- 
gu cahil olup, ibni Teymiyyeyi hak yolda samyor. Onun yaldizh 
sozlerini cok seviyorlardi. Bu maliki aliminin sozii ile ibni Tey- 
miyyenin iizerine yuriidiiler. Elleri ile, na'hnlan ile dogdiiler. Ye- 
re yikildi. Sangi diisdii. ipek takkesi meydana cikdi. Bunu behane 
ederek, hanbeli kadisma gotiirdtiler. Kadi tarafindan habs ve 
ta'zir olundu. Maliki ve safi'i alimleri, bu ta'zirin haksiz oldugunu 
soylediler. is, melik Nasira intikal etdi. Kurulan alimler heyeti, ib- 
ni Teymiyyenin fitne cikardigma karar verdi. Sultanm emri ile, 
Samda habs edildi) diyor. ibni Battutamn bu yazisi, Yusiif-i Neb- 

-314- 



hanmin (Cevahir-iil-bihar) kitabmda, Abdiilgani Nabliisi isminde 
de yazilidir. Zemammn alimlerince ve biitiin miislimanlarca sapik- 
hgi anlasilmis ve cezasi verilmis olan bir kimseyi mezheb imamla- 
nmizm iistiine cikaranlara ve bunlara inananlara, Allahti teala di- 
rayet ve hidayet ihsan eylesin. Miisliman yavrulanni sapiklara al- 
danmakdan korusun! Amin. 

Ibni Hacer "rahime-hullahii teala" hazretleri, (Cevher-iil-mun- 
zam) kitabmda buyuruyor ki, ibni Teymiyyenin hurafelerinden, 
sacmalarmdan biri, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" ile isti- 
gase, tevessiil olunmasim inkandir. Ondan once hicbir islam alimi 
boyle soylemedi. Ehl-i siinnet alimleri "rahime-hiimullahii teala" 
bildiriyorlar ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ile 
her zeman tevessiil etmek cok iyidir. Yaratilmadan once ve yara- 
tildikdan sonra, diinyada da, ahiretde de, Onunla tevessiil olunur. 
Yaratilmadan once Onunla tevessiil olunacagini gosteren seyler- 
den biri, Peygamberlerin ve ummetlerindeki Vehlerin Onunla te- 
vessiil etmis olduklandir. ibni Teymiyyenin iftira olan sozii ise hic- 
bir asla ve esasa dayanmamakdadir. Hadis alimlerinden Hakim-i 
Nisapurinin bildirdigi hadis-i serifde, (Adem "aleyhisselam" hata 
edince, ya Rabbi! Muhammed aleyhisselam hakki kin beni alv ve 
magfiret et dedi. Allahii teala da, Muhammed aleyhisselami daha 
yaratmis degilim. Sen Onu nasd tamdin buyurdu. O da, ya Rabbi! 
Beni yaratip ruh verdigin zeman, basimi kaldirdim. Arsin kenarla- 
rinda, la ilahe illallah, Muhammediin resulullah yazilmis gordiim. 
Kullarimn icinde en cok sevdiginin ismini, kendi isminin yamna 
koymus oldugundan anladim dedi. Allahii teala da, ya Adem! 
Dogru soyledin. Kullarim arasinda en cok sevdigim Otlur. Onun 
hakki icin benden alv dileyince, seni hemen afv etdim. Muhammed 
aleyhisselam olmasaydi seni yaratmazdim buyurdu) buyurulmus- 
dur. Burada Muhammed aleyhisselamm hakki demek, Allahii te- 
alamn Onu cok sevmesi, Ona cok kiymet vermesi demekdir. Ya- 
hud, Onun baska kullar tizerinde olan hakki demekdir. Yahud da, 
Allahii tealanm Ona ihsan ederek, Onun icin kendi tizerinde ta- 
mdigi hak demekdir. Bunun gibi, bir hadis-i serifde, kullann Al- 
lahii teala uzerindeki hakki nedir? diye soruldukda, (Burada hak 
demek, lazim, vacib olan sey demek degildir.) buyurulmusdur. 
Ciinki, Allahii tealanm hicbirseyi yapmasi lazim, vacib degildir. 
Dilerse yapar. Dilemezse, yapmaz. Allahii tealadan Resulullah 
hakki icin bir dilekde bulunmak, Resulullah icin istemek degildir 
ki, buna sirk denilsin. Allahii teala Resuliinii cok sevdigini, Ona 
yiiksek mertebe verdigini bildiriyor. iste bu sevginin, bu yiiksek 
derecenin hakki, ya'ni hurmeti, kiymeti icin, Allahii tealadan iste- 

-315- 



nilmekdedir. Allahii tealamn, Resuliine olan ikramlarmdan, ihsan- 
lanndan biri de sudur ki, ya'ni Onun hakki icin, Onun yiiksek de- 
recesi icin yapilan diialan kabul buyurur. Buna inanmiyanm bu 
ni'metden mahrum kalmasi, kendisi icin en biiyiik zarardir. Resu- 
lullah "sallallahii aleyhi ve sellem" ile, hayatda oldugu zeman da 
tevessiil edilmisdir. Nesai ve Tirmiizi bildiriyorlar ki, Resulullahm 
yamna bir a'ma geldi. Gozlerinin acilmasi icin diia etmesini diledi. 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" ona (istersen diia edeyim, 
istersen sabr et. Sabr etmek, senin icin daha iyi olur) buyurdu. Diia 
etmeni istiyorum. Beni gudecek kimsem yokdur. Cok sikihyorum 
deyince, (iyi bir abdest al! Sonra bu diiayi oku!) buyurdu. Diiamn 
tercemesi sudur: (Ya Rabbi! insanlara rahmet olarak gonderdigin 
sevgili Peygamberin ile sana tevecciih ediyorum. Senden istiyo- 
rum! Ya Muhammed "aleyhisselam"! Dilegimin hasil olmasi icin 
Rabbime senin ile tevecciih ediyorum. Allahim! Onu bana sefa'at- 
ci eyle!) Bunu imam-i Beyheki de haber veriyor. Aynca (kalkdi, 
gozleri gorerek gitdi) de diyor. Bu diiayi okumagi ona Resulullah 
ogretdi. Kendisi diia buyurmadi. Onun tevecciih eylemesini, yal- 
varmasmi, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" ile istigase et- 
mesini, dilediginin boyle hasil olmasim arzu buyurdu. Resulullah 
hayatda iken de, vefatmdan sonra da kendisi ile istigase olunurdu. 
Selef-i salihin, Resulullahm vefatmdan sonra bu diiayi cok oku- 
mus, bununla muradlarma kavusmuslardir. Halife Osman "radi- 
yallahii anh" birinin bir dilegini kabul buyurmuyordu. Bu kimse, 
Eshabdan Osman bin Hanif hazretlerine gelip, yardim etmesini is- 
tedikde, ona bu diiayi okumasim ogretdi. Okuyup da, halifenin 
yamna gidince, dileginin kabul olundugunu Taberani ve Beyheki 
haber vermekdedirler. Taberaninin haber verdigi bir hadis-i serif- 
de, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" diia ederken, (Pey- 
gamberinin ve Ondan once gelen Peygamberlerin hakki icin) bu- 
yururdu. Resulullah ile veya baska Peygamberler veya Veliler ile 
(Tevecciih) etmek, (Tevessiil) etmek, (Istigase) etmek ve (Tesef- 
fu') etmek, hep aym sey demekdir. Ameller ile, ibadetler ile teves- 
siil etmenin caiz oldugunu islamiyyet bildirmisdir. Eski zemanda, 
bir magaraya girip kapah kalmis olanlann, Allah icin yapmis ol- 
duklan halis islerini soyliyerek yalvardiklan zeman, magara agzi- 
ni tikamis olan tasin acilarak kurtulduklanm hadis-i serif haber 
veriyor. isleri vesile ederek yapilan diia kabul olunca, islerin en 
iyilerini yapanlan vesile ederek yapilan diialar elbette kabul olur. 
Omer-ubniil-Hattab "radiyallahii anh", hazret-i Abbasi vesile 
ederek yagmur diiasi yapdi. Eshab-i kiramdan hicbiri buna karsi 
birsey demedi. Resulullahi ve Onun mubarek kabrini vesile etme- 

-316- 



yip, hazret-i Abbasi vesfle etmesi, kendini cok asagi bildigi ve Re- 
sulullahm akrabasim kendinden tistiin gordiigii icin idi. Hazret-i 
Abbas ile tevessiil etmesi, aslmda Resulullah ile tevessiil etmekdir. 
Tevessiil, tevecciih ve istigase sozleri, kendisi ile tevecciih, istigase 
edilen kimsenin her zeman, tevecciih ve istigase edenlerden daha 
iistiin tutuldugunu gosteriyor denilemez. Resulullah, bir diiasmm 
kabul olmasi icin, Mekke muhacirlerini vesile yapmisdir. istigase, 
birisinden birsey istemek icin, bunun cok sevdigi bir kimseden yar- 
dim istemekdir. Ya'ni bu kimse vasitasi ile istemekdir. Bu kimse 
vasitasi ile istenince, o seye kavusmak kolay olur. Diiamn kabul ol- 
masi icin, Resulullah ile veya kabrdeki bir Veil ile istigase olunur. 
Boylece diia kabul olunur. Diiayi kabul eden, yalniz Allahii teala- 
dir. Buna sebeb, vesile olan, Peygamberdir. Allahii teala, hakiki 
gavsdir. Resulullah, mecazi gavs olmakdadir. Buharmin haber ver- 
digi hadis-i serifde, (Kiyamet giinii, once Adem ile, sonra Musa ile 
ve sonra Muhammed aleyhimiisselam ile istigase ederler) buyurul- 
du. Bundan baska, Resulullah ile tevessiil, istigase etmek demek, 
Onun diia etmesini istemek demekdir. Ctinki O, kabrinde diridir, 
istiyenin istedigini anlar. Sahih haberde bildirildi ki: (Emir-iil- 
mii'minin Omer "radiyallahii anh" zemamnda kaht [kithk] oldu. 
Eshab-i kiramdan birisi, Resulullahm kabri yanma gelip, ya Resii- 
lallah! Ummetine yagmur yagmasi icin diia eyle! Ummetin helak 
olmak iizeredir, dedi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", bu- 
na rii'yada goriiniip yagmur yagacagim haber verdi. Oyle de oldu. 
Rii'yada ayrica (Omere git, Selam soyle! Yagmur yagacagim miij- 
dele. Keys ile hareket etmesini soyle!) de buyurdu. Keys, yumusak 
davranmakdir. Omer "radiyallahii anh" sert idi. Dinin emrlerini 
yerine getirmekde siddet gosterirdi. Bu kimse, Halifenin yanma 
geldi. Olam anlatdi. Halife dinledi ve agladi. Bir habere gore rii'ya- 
yi goren, Eshabdan Bilal bin Haris Miizeni idi. Burada, rii'yayi de- 
gil, Sahabinin, Resulullahm kabrine gelerek tevessiil etmis oldugu- 
nu bildirmek istiyoruz. Goriiliiyor ki, Resulullahdan, hayatda 
iken oldugu gibi vefatindan sonra da, dileklerin hasil olmalan icin 
diia buyurmasi istenilir. Onun diia ve sefa'at etmesi ile dilekler 
hasil oldugu gibi, hayata gelmeden once ve hayatda iken ve vefa- 
tindan sonra, Onu vesile ederek yapilan diia ve tevessiiller de ka- 
bul olmakdadirlar. Kiyamet giinii de iimmeti icin Rabbinden, se- 
fa'atde bulunacak ve sefa'ati kabul olunacakdir. Boyle oldugunu, 
islam alimleri (icma') ile ya'ni sozbirligi ile bildirmislerdir. Ab- 
dullah ibni Abbasm "radiyallahii anhiima" bildirdigi hadis-i serif- 
de buyuruldu ki, (Allahii teala Isa aleyhisselama, ya Isa! Muham- 
med aleyhisselama fmaii et! Senin iimmetinden, Onun zemanma 

-317- 



yetisecek olanlarm, Ona iinan etmeleri kin de iimmetine emr et! 
Muhammed aleyhisselam olmasaydi, Adem Peygamberi yarat- 
mazdun. Muhammed aleyhisselam olmasaydi, Cenneti, Cehenne- 
mi yaratmazdun. Arsi su iizerinde yaratdun. Hareket etdi. Uzeri- 
ne, La ilahe illallah yazinca durdu, buyurdu.) Bu hadis-i serifi, Ha- 
kim sahih senedlerle haber vermisdir. Boyle yiiksek derece ve 61- 
ciilemiyecek kadar cok kiymetli olan ve mevlasinin ni'metlerine 
kavusmus bir Peygamberi vesile ederek Onun sefa'atini dileyerek 
yapilan diia kabul olmaz mi? (Cevher-ul-munzam)m yazisi (§eva- 
hid-iil-hak)dan almarak buraya kadar terceme edildi. Nuh, Ibra- 
him ve diger Peygamberlerin de Muhammed aleyhisselami vesile 
ederek yapdiklan diialar, tefsfr kitablarmda yazihdir. 

($evahid-iil-hak) imam-i Siibkfden alarak diyor ki, Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" ile tevessiil etmek iki diirlii 
olur: Birincisi, Onun yiiksek mertebesi, bereketi icin Allahii teala- 
dan istemekdir. Boyle diia ederken, (tevessiil), (istigase) ve (tesef- 
fu') sozlerinden herbiri kullamlabilir. Ucii de, aym seyi bildirmek- 
dedir. Bu kelimeleri soyliyerek diia eden, Resulullahi vesile ede- 
rek, Allahii tealadan istemekdedir. Onu vasita kilarak Allahii te- 
aladan istigase etmekdedir. Dtinya islerinde de, bir kimseden, 
onun cok sevdigini vesile ederek birsey istenilince, hemen ver- 
mekdedir. Tevessiiliin ikincisi, dilege kavusmak icin, Resulullahm 
Allahii tealaya diia etmesini, Ondan istemekdir. Ciinki O, kabrin- 
de diridir. istenileni anlar ve Allahii tealadan ister. Kryamet giinii 
de sefa'at etmesi istenilecek ve sefa'at edecekdir ve sefa'ati kabul 
olunacakdir. 

(Sevahid-iil-hak)da, Sihabiiddin-i Remli "rahmetullahi teala 
aleyh" hazretlerinden alarak buyuruyor ki, (Peygamberler ve Ve- 
liler oldiikden sonra da, kendileri ile tevessiil, istigase olunur. Pey- 
gamberler oliince mu'cizeleri bitmez. Veliler oliince de, keramet- 
leri kesilmez. Peygamberlerin mezarda diri olduklanm, nemaz kil- 
diklanm, hac yapdiklanni, hadis-i serifler acikca bildirmekdedir. 
Sehidlerin de diri olduklan, kafirlerle harb ederken, yardim etdik- 
leri bilinmekdedir). 

43 — Islamiyyete en biiyiik diismanm, miisrikler ile yehudiler 
oldugu, (Maide suresi)nin seksenikinci ayetinde acikca bildirilmis- 
dir. Islamiyyeti icerden yikmak icin, ilk fitneyi cikaran yehudi, Ye- 
menli Abdullah bin Sebe'dir. Hakiki miisliman olan (Ehl-i siin- 
net)e karsi, (§ff) firkasini kurdu. Sfilerin en bozuk firkasi (Nu- 
sayri)lerdir. Bu kafirler, Allah Aliye ve cocuklarma hulul etmisdir, 
esran yalmz bunlar bilir, diyorlar. ikinci cihan harbinden sonra, 

-318- 



Hafiz Esad isminde bir Nusayri, sapik, Samda kanh bir ihtilal ile 
Suriye devlet reisligini ele gecirdi. Ilk is olarak, Hama ve Humus 
sehrlerinde katli-am yaparak, binlerce siinni miislimam sehid eyle- 
di. Ingiliz hiikumeti, yehudiler ile anlasarak, islamiyyet ile miicade- 
le etmek icin, Londrada (Miistemlekeler nezareti) kuruldu. [ingi- 
liz hiikumetinin papazlann emrinde oldugunu, ingiltereyi papazla- 
nn idare etdigini kitabimizm basmda bildirmisdik. Hiristiyanlar- 
dan, Isa aleyhisselamda iiluhiyyet sifatlan bulunduguna inananla- 
nn ve bunun icin kendisine ve heykellerine tapmanlann, miisrik 
olduklanni da yazmisdik.] Burada, yehudi Mleleri ogretilip, her 
memlekete gonderilen casuslardan Hempher, 1125 [m. 1713] sene- 
sinde, Basrada avladigi Necdli Muhammedi, senelerce aldatarak, 
(Vehhabi) firkasmi kurdular. Bu hususda, (ingiliz casusunun i'ti- 
raflari) kitabimizda genis bilgi vardir. 

Muhammed bin Abdiilvehhab, ibni Teymiyyenin ve talebesi ib- 
ni Kayyim-i Cevziyyenin kitablanni okuyarak, Hempherden og- 
rendigi, boliicii bilgilerini artdirdi. 

1206 [m. 1792] senesinde vefat eden Muhammed bin Abdiil- 
vehhabm yolunda gidenlere (Necdi) ve (Vehhabi) denir. (Firka-i 
mel'une) de denilmekdedir. Besinci sahifeye bakimz! Abdiilveh- 
hab oglu diyor ki: 

(Altiyiiz seneden beri diinyaya yayilmis olan miislimanlann 
hepsi miisrik imis, kafir imis. Dogrudan dogruya Allaha ibadet et- 
mek farz oldugundan, ibadet icin, birsey vesile edilmez. Allahdan 
baskasma diia etmek, yardim istemek, sirk olur ve hie afv edilmez. 
Peygamberlerden ve Evliyadan birini soyliyerek bunlardan yardim 
isteyenler ve tiirbelere, adak ve sadaka ve baska seyler yaparak 
hiirmet edenlerhep miisrikdir. Biz onlarm sefa'atini umariz. Alla- 
hii tealaya yaklasmak icin, onlan vesile yapiyoruz demeleri, onlan 
sirkden kurtarmaz. Resulullahm zemamndaki miisrikler de, siki- 
smca yalmz Allaha diia eder. Allaha yalvanrlardi. Rahata kavus- 
duklan zeman, meleklere, Evliyaya ve putlara diia ederlerdi. Sim- 
diki miisrikler de sikisdiklan zeman filan pire, falan seyhe yalvan- 
yorlar. Bu miisrikler, eski miisriklerden daha kotiidiirler. Bir sey- 
he yalvaran miisrikler soyle dursun, ya Resulallah, bana sefa 'at et, 
imdadima yetis diyenler de kafir olur). 

Ehl-i siinnet alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'fn", bu- 
na cevablar yazarak, bunun yanhs yolda oldugunu bildirdiler. Mu- 
hammedin kardesi olan Abdiilvehhab oglu Siileyman da, bunu ko- 
tiiliyen biiyiik bir kitab yazdi. (Savaik-i ilahiyye) ismindeki bu ki- 
tab Istanbulda basdinlmisdir. Basra alimlerinden Kabani ismi ile 

-319- 



amlan meshur molla All bin Ahmed Basri safi'min, (Fasl-iil-hitab) 
ve (Kesf-iil-hicab) kitablan, bunun dogru yoldan sapdigim isbat et- 
mekdedir. Ahmed Kabani 1235 [m. 1819] da vefat etdi. 

(Delail-i hayrat) kitabmda, Seyyidina, Mevlana gibi kelimeler 
bulundugu icin, bu kitabi yakdirdi. Halbuki, sultan ikinci Abdiilha- 
mid Han, hergiin Delail-i hayrat okurdu. Abdiilvehhab oglu, elim- 
den gelseydi, Hucre-i se'adeti yikardim. Ka'be iistundeki altm olu- 
gu atar, yerine tahta oluk kordum derdi. Kendisine inanmiyanlara 
kafir derdi. Omer bin Farid ile Muhyiddin-i Arabi hazretlerinin 
kafir olduklanm soylerdi. (Ummetimin mezheblere ayrilmasi rah- 
metdir) hadis-i serifi ile alay ederdi. Vakflara inanmaz, islamiyyet- 
de evkaf yokdur derdi. Kadilarm, hakimlerin aldiklan ma'as riis- 
vetdir derdi. Kabani All efendi, bunlara birer birer cevab yazmis, 
hepsini vesikalarla curiitmusdiir. 

Ibni Teymiyye, nehr, kaphca, kaynarca, agac, dag ve magara gi- 
bi yerlere sifa icin gitmek, mezarlara adak yapmak, hep giinahdir, 
derdi. Kabr ziyareti ve tiirbelerde kurban kesilmesi ve oliilerden 
yardim istenmesi sirkdir derdi. 

Ehl-i siinnet alimlerine gore, Resulullahm "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" kabrini ziyaret etmek siinnetdir. Vacib diyenler 
de oldu. Ibni Abidin (Diirr-iil-muhtar) hasiyesinde diyor ki, (ibni 
Teymiyyeden once, hicbir alim kabr ziyaretini yasak etmedi. O, ye- 
ni bir bid'at cikardi. Biitiin muslimanlarm goziinden diisdii). Miis- 
limdeki hadis-i serifde, (Kabr ziyaretuii yasak etmisdim. Siintlitleii 
sonra, ziyaret ediniz!) buyuruldu. Necmeddin Omer bin Hacci (El- 
cevab tireddi ala ibni Teymiyye) kitabmda tiirbeleri ziyaret etmek 
caiz oldugunu isbat etmekde ve ibni Teymiyyeyi kuvvetli deliller- 
le red etmekdedir. Burhaneddin ibrahim bin Muhammed de, aym 
ismde giizel bir kitab yazmisdir. Bu iki kitab, Siileymaniyye kiitiib- 
hanesi, Besir Aga kismmda mevcuddur. 

Abdiilvehhab oglu, ibni Teymiyyenin yasak dedigi seylere 
ktifrdur dedi. Tiirbelere adak yapanlara, tiirbelerde diia edenlere, 
etrafmda donenlere, ortiisiinu openlere, toprak alanlara ve Evli- 
yadan "rahime-hiimullahii teala" yardim istiyenlere kafir dedi. 
Bunlan yapanlara kafir demiyenler de kafir olur dedi. (Kesf-iis- 
siibiihat) kitabmda, (Sefa'at, yahud Allaha yakmhk niyyeti ile 
Peygamberlere, Evliyaya istigase, ya'ni tevessiil edenlerin kanlan 
ve mallari halaldir) diyerek muslimanlan oldiirmegi, mallanm yag- 
ma etmegi emr etmekdedir. Bu kitabi tiirkceye de cevrilmisdir. 
Halbuki, dinde zaruri olarak bilinen seylere, mesela Allahii teala- 
nin var ve bir olduguna, bes vakt nemazm farz olduguna inanmi- 

-320- 



yan kafir olur. Yoksa, acik bildirilmis olan seylere inanan bir miis- 
limana, bir siibhe ile kafir denilemez. ibni Teymiyye de; bunlara 
sirk demis ise de, kiiciik sirk demek istemisdi. Abdiilvehhab oglu 
Muhammed ise, kiifr demek olan sirkdir diyor. Putlara tapmmak 
sirkdir. Buna acik sirk denir. (§irk-i haff) denilen gizli sirk ise, Al- 
lahii tealadan baskasmdan birsey istemekdir. Insanlar, bu gizli 
sirkden kurtulamaz. Peygamberler "aleyhimiisselam" bile, bu sirk- 
den kurtulmak icin, Allahti tealaya yalvarrmslardir. Bu gizli sirkin 
cesidleri vardir. Nefse, sehvete uymak, gizli sirk oldugu gibi, riya 
da, sirk-i hafidir. Gizli sirk, ibadetin sevabim giderir. Fekat, (Riya 
yapan kafir olur; bunu oldiirmek, mallanm almak halal olur) diyen 
hicbir alim yokdur. 

Giinese, aya, yildizlara, putlara, heykellere tapmarak secde et- 
mek kiifrdiir. Baska seylere, tapmmadan saygi secdesi yapmak 
kiifr degildir. Giinahdir. Bir seye tapmarak onun icin kurban kes- 
mek de kiifrdiir. Fekat, Allahii tealaya tapimp da, baska seylere ta- 
pmmadan kurban kesmek, kiifr olmaz. Haram olur. (ibadet) et- 
mek, ya'ni tapmmak demek, her faidenin, her zararm ondan geldi- 
gine, herseyi onun yapdigina inanarak, ona yalvarmak demekdir. 
Allahii tealaya tapmanlann tiirbelerden toprak almalan, tiirbe et- 
rafmda donmeleri mekruh olur denilmisdir. Vehhabinin kitabi ise, 
bunlarm hepsine sirk ve kiifr diyor. Gelmis gecmis milyonlarca 
miislimana kafir diyor. Miiseyleme-i kezzab ile gaza ederken sehid 
olanlarm mezarlanm, tanmarak Fatiha okunmasi icin bir arsm ka- 
dar yiiksek yapdiklarmdan dolayi, Eshab-i kirama da "ndvanulla- 
hi teala aleyhim ecma'in" dil uzatiyor. Bu yazilan Miiseylemeci ol- 
dugunu gostermekdedir. 

Mezarlar iizerine tiirbe, cami'lere minare yapmak, kasik ile yi- 
mek bid'atdir dediler. Kerbeladaki hazret-i Hiiseynin "radiyallahii 
teala anh" tiirbesini yikip, icindeki milyonlar degerinde kiymetli 
esyayi yagma etdiler. Taif sehrini yakip, yikip, kadm, cocuk deme- 
yip, Ehl-i stinneti oldiirdiiler. Mallanm yagma etdiler. Buhari ve 
Muslim gibi en kiymetli kitablar, bircok hadis, fikh ve her fenden 
binlerce kitab, ayaklar altinda kaldi. iclerinde Kur'an-i kerim de 
vardi. Korkudan bunlan kimse kaldiramryordu. Yerleri bile kazip 
mal aradilar. Sehri yangin yerine cevirdiler. Mekke-i miikerreme- 
deki tiirbeleri yikdilar. Mevlidinnebi olan evi ve hazret-i Ebu 
Bekrle hazret-i Omerin ve hazret-i Fatimamn "radiyallahii teala 
annum ecma'in" mevlidleri olan mubarek yerleri yikdilar. Miiez- 
zinlerin ezandan sonra salat ve selam okumalarma sirk dediler. Si- 
gara kutulanm ve calgilan yakdilar. Vehhabilerin Ta'ifdeki miisli- 

- 321 - Faideli Bilgiler - F:21 



manlara yapdiklan zulmler ve iskenceler, (Kiyamet ve Ahiret) ki- 

tabinin 338. ci sahifesinde uzun yazilidir. 

(Sizlcrc faide ve zarari olmiyan, Allahdan baskasina diia etme- 
yiniz) ve (Allahii teala ile birlikde baskasina diia etmeyiniz!) meal- 
lerindeki ayet-i kerimeleri ve (Diia, ibadetin oziidiir) hadis-i serifi- 
ni gostererek, Allahdan baskasmdan birsey istiyen kafir olur dedi- 
ler. Halbuki, ayet-i kerimede yasak edilen diia, ilm dilinde kullam- 
lan diia demekdir. Ya'ni tapmarak yapilan diiadir. Bu diia, ancak 
Allahii tealaya olur. Fekat, bir kimse, yalmz Allahii tealaya tapim- 
lacagim, yalmz Ona diia edilecegini, Allahii tealadan baska kimse- 
nin yaratici olmadigim, herseyi Onun yapdigmi bilerek, Peygamber- 
leri ve Evliyayi vesile eder, onlann Allahii tealamn sevgili kullan ol- 
duklanm ve Allahii tealamn, onlann rtihlarina, insanlara yardim 
edebilmek kuvvetini verdigini diisiinerek, ruhlardan yardim bekler- 
se, caiz olur. Onlar, mezarlannda, bilmedigimiz bir hayatla diridir- 
ler. Ruhlarma, kerametler ve tesarruf kuvveti ihsan edilmisdir. Boy- 
le inanan kimseye miisrik denemez. Boyle olmakla beraber, miisli- 
manlar, Evliyamn ruhlarmdan, kalblerinin temizlenmesini, feyz, 
ma'rifet ister. Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" mu- 
barek kalbinden, onun kalbine kadar, kalbden kalbe akip gelmis 
olan bilgilerden, kendisine de vermesini ister. Mai, mevki' gibi diin- 
yamn gecici seylerini istemezler. Bunlan dusiinmezler bile. 

Allahii teala, (Ziimer) suresinde, (Allahii tealadan baska sey- 
lere tapinanlar, bunlara ibadetimiz, ancak Allahii tealamn yanin- 
da bize sefa'at etmeleri icindir derler) mealindeki ayet-i kerimede, 
bu sozlerinin onlari Cehennemden kurtaramiyacagmi bildiriyor. 
Ehl-i siinneti putlara tapman kafirlere benzeterek, Allahii tealaya 
yaklasmak icin, Allahm sevgili kullanm vesile yapiyoruz demeleri, 
onlari sirkden kurtarmaz diyorlar. Evet, puta tapinanlar miisrik 
oldugu icin, miisriklerin bu sozleri, kendilerini sirkin cezasmdan 
kurtarmaz. Allahii tealamn sevgili kullanm vesile yaparak diia et- 
mek sirk degildir ki, Ehl-i siinnetin sirkden kurtulmaga ihtiyaclan 
olsun. Bir kimse, bir adami kasden oldiirse, mahkemede (Bu ada- 
mi oldiirmegi diisiinmemisdim. Adam oldiirmenin sue oldugunu 
biliyordum) dese bu sozii dinlenmez. Cezasi verilir. Halbuki, bu 
sozii dogrudur. Cezasi, bu sozleri icin degil, adam oldiirdtigii icin 
verilmisdir. Sucsuz birisi de, bu sozleri soylese, bunun bir diisma- 
m, bunu mahkemeye verip (Bu sozleri soylemis olana ceza ver- 
misdiniz. Buna da ceza verin!) dese, buna ceza verilmez. Ciinki, 
onceki kimseye verilen ceza, adam oldiirdtigii icindi. Kafirlerin 
Cehenneme gitmeleri de, bu sozleri soyledikleri icin degildir. Al- 

-322- 



lahii tealadan baska seylere tapindiklan icindir. 

Miisrikleri bildiren bu ayet-i kerimeye benzeterek, mii'minlere 
kafir denemez. Ciinki, kafirler, miisrikler, Allahii tealamn iyilik ve 
kotiiliikleri yaratdigim, herseyi yalniz Allahii tealamn yapdigini 
soyleseler de, Lat ve Uzza denilen heykellere ve meleklere tapim- 
yor, onlarm tapmmaga haklan olduguna, her istediklerini Allahii 
tealaya yapdiracaklarma inamyorlar. Bu inancla onlara secde edi- 
yor, onlar icin kurban kesiyor ve adak yapiyorlar. Miislimanlar ise, 
Resulullaha ve Evliyamn ruhlarma kurban kesmez. Allahii teala 
icin keser. Sevabmi Velmin riihuna gonderir. (Sefa'at ya Resulal- 
lah) demek, ya Resulallah, seni cok seviyorum. Ciinki, Allahii te- 
ala, seni sevmegi emr ediyor. Seni sevdigim icin, Allahii teala, be- 
ni senin sefa'atine kavusdursun demekdir. Bunu kisa soylemek, 
Kur'an-i kerimdeki (Koye sor!) ayet-i kerimesine benzemekdedir. 
Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh", tavaf ederken, (Hacer-i 
esved) tasma karsi, (Sen birsey yapamazsm! Fekat, Resulullaha 
uyarak seni opiiyorum) dedi. Hazret-i Ali "radiyallahii teala anh" 
bunu isitince, Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" (Ha- 
cer-i esved, kiyamet giinii, insanlara sefa'at eder) buyurdugunu 
soyledi. Hazret-i Omer de, hazret-i Alinin bu soziine tesekkiir et- 
di. Bir tasin faidesi olunca, Peygamberlerin ve Allahii tealaya sev- 
gili olanlarm faideleri olmaz mi? Allahii teala, sevdiklerinin dtiala- 
nm, sefa'atlerini kabul edecegini bildirdi. 

Kirkiiciincii madde basmdan buraya kadar, Ahmed Cevdet pa- 
sa "rahmetullahi teala aleyh" tarihinin yedinci cildinden ahndi. 
Derin alim, kerametler hazinesi, (Mevlana Halid-i Bagdadi) haz- 
retleri (Risale-i Halidiyye) kitabmda buyuruyor ki, miislimanlar 
bir sebebe yapisirken, bunun, Allahii tealamn yaratmasina sebeb 
oldugunu diisiiniir. O isi sebeblerin yapacagim diisiinmezler. Miis- 
rikler ise, o isi putlann yapacaklarma veya Allahii tealaya yapdira- 
caklarma inamr. Bu iki inams arasim ayiramryanlar, inkar girdabi- 
na siiriiklenerek helak olmakdadirlar. 

(Sevahid-iil-hak)da, Seyyid Ahmed Dahlamn (Hulasa-tiil-ke- 
lam) kitabmdan alarak diyor ki, Resulullah ile ve baska Peygamber- 
ler ile "ala nebiyyina ve aleyhimiissalatii vesselam" ve Evliya ile te- 
vessiil eden ve kabrlerini ziyaret ederken, (Ya Resulallah, senden 
sefa'at istiyorum) diyen mtisrik olur diyorlar. Kafirler icin gelmis 
olan, (Allahdan baskasina diia etmeyiniz!) ve (AUahdan baskasina 
diia edenden daha sapik kimdir?) ve (Allahdan baska diia etdikleri- 
niz. hicbirsey yapamazlar. Onlardan isterseniz, isitmezler. isitseler 
de cevab veremezler. Kiyamet giinii, sizin sirkinizi inkar ederler) 

-323- 



mealindeki ayet-i kerimeleri ileri siirerek, mii'minlere miisrik diyor- 
lar. Abdiilvehhab oglu Muhammed, (Bu ayetler, kabre karsi soyle- 
yenin, sefa 'at istiyenin miisrik oldugunu gosteriyorlar. Miisrikler de, 
putlarimn birsey yaratmadiklanni, her seyi yaratamn yalniz Allah 
oldugunu soyliiyorlardi. Fekat, putlanmiz Allah yamnda bize se- 
fa'at edeceklerdir derlerdi. Boyle soyledikleri icin miisrik oldular. 
Mezardan, tiirbeden sefa 'at istiyenler de, boyle miisrik olmakdadir) 
dedi. Bu sozleri cok yanhsdir. Ciinki mii'minler, Peygamberlere, 
Evliyaya tapinmiyor. Onlan Allahii tealaya serik yapmiyorlar. Bun- 
larm mahluk olduklarma, aciz kul olduklarma inamyorlar. ibadet 
olunmaga haklan vardir demiyorlar. Bir sey yaratabilir, faide ve za- 
rar verir demiyorlar. Onlar, Allahii tealamn sevdigi kullar olduklan 
i^in, Allahii teala onlan secmis oldugu ve Onlarm bereketleri ile 
kullarma merhamet etdigi icin, Onlarla bereketlenmek istiyorlar. 
Halbuki, yukanda yazih ayet-i kerimelerin bildirdigi miisrikler, put- 
larm ibadete haklan vardir diyorlar. Boyle inandiklan icin miisrik 
oluyorlar. Putlarm faide ve zarar yapmadiklan kendilerine soylenin- 
ce, Allahm yamnda bize sefa'at etmeleri icin tapimyoruz diyorlar. 
Mii'minleri putlara tapan kafirlere benzetmelerine dogrusu cok sa- 
sihr. Mii'minlerin tevessiil etmeleri sirk olsaydi, Resrilullah "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" ve Eshabi ve Selef-i salihin hie tevessiil et- 
mezlerdi. Halbuki, Resulullah diia ederken, (Ya Rabbi! Senden is- 
teyip de verdigin kullar hakki icin, bana da ver!) derdi. Boyle soyle- 
menin, tevessiil etmek oldugu meydandadir. Bu diiayi Eshabma og- 
re tmisdi ve (Boyle diia ediniz!) buyurmusdu. ibni Macenin bildirdi- 
gi hadis-i serifde, (Cami'e gitmek icin evden cikarken bu diiayi oku- 
yunuz!) buyurulmusdur. Bu hadis-i serifi Celaleddin-i Siiyuti (Ca- 
mi'ul-kebir) kitabinda yazmakdadir. islam alimleri bu diiayi her gun 
okurlardi. Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem", hazret-i 
Alinin annesi Fatima bint-i Esedi kabre korken, (Ya Rabbi! Anam 
Fatima bint-i Esedi, Peygamberin ve ondan onceki Peygamberlerin 
hakki icin, magiiret eyle!) dedigini Taberani ve ibni Habban ve Ha- 
kim bildirmekdedirler. Aynca, ibni Ebi Seybe ve ibni Abdil-Berr 
de, daha genis olarak bildirmislerdir. Hepsi Siiyutinin (Cami'ul-ke- 
bfr)inde yazihdir. Daha yukanda bildirdigimiz, Osman bin Hanifin 
haber verdigi hadfs-i serif, Tirmuzfde, Nesaide ve Beyhekide ve Ta- 
beranide ve Buhari tarihinde yazihdir. Resulullahin "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" bir a'maya ogretdigi bu diiada acikca tevessiil 
olunmakdadir. Bunlar ise, Resulullahin bu diiasim yasak etmekde, 
bunu okuyan kafir olur demekdedirler. Resulullah "sallallahii aley- 
hi ve sellem" hayatda iken, Eshab-i kiram bu diiayi hep okurlardi. 

Abbasi devletinin ikinci halifesi olan Ca'fer Mansur, Mescid-i 

-324- 



nebevide ziyaret yaparken imam-i Malike sordu: (Diia ederken, 
kibleye mi doneyim? Yoksa Resulullahm kabrine mi doneyim?) 
dedi. Ciinki, diia ederken, Kible ile (Hucre-i se'adet) arasinda du- 
rulmakdadir. imam-i Malik: (Resulullahdan yuzunii nasil ayirabi- 
lirsin? O, senin icin ve baban Adem "ala nebiyyina ve aleyhissala- 
tii vesselam" icin vesiledir! Yiizunii Ona cevir ve Onunla istisfa' 
eyle!) dedi. ibni Hacer-i Mekki hazretleri, (Cevher-iil-mun- 
zam)da, bu haberin cok saglam oldugunu, dil uzatilamryacagim bil- 
dirmekdedir. imam-i Malikin, Resulullahm kabrine donerek diia 
etmek mekruhdur dedigini soyliyenler, bu yiice imama iftira et- 
mekdedirler. 

(Yalmz Peygamberlerle tevessiil olunur. Peygamberlerden 
baskasi ile tevessiil olunmaz) demek de dogru degildir. Ciinki, 
hazret-i Omer, yagmur diiasi yaparken, hazret-i Abbas ile tevessiil 
eyledi. Orada bulunan Eshab-i kiramm hicbiri buna karsi birsey 
soylemediler. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" efen- 
dimiz, (Allahii teala dogruyu Omerin diline ve kalbine yerle^dir- 
misdir) buyurdugu icin, hazret-i Omerin hazret-i Abbas ile teves- 
siil etmesi, kuvvetli sened, saglam vesikadir. Hazret-i Omerin, yag- 
mur diiasinda, Resulullah ile tevessiil etmeyip de, hazret-i Abbas 
ile tevessiil etmesi, Peygamberlerden baskalan ile de tevessiil et- 
menin caiz oldugunu herkese anlatmak icin idi. Ciinki, Peygam- 
berler ile tevessiil edilmenin caiz oldugunu herkes biliyordu. Bas- 
kalan ile tevesstilun caiz olmasinda siibhe edenler vardi. Hazret-i 
Omer, bunun da caiz oldugunu anlatdi. Hazret-i Omer, Resulullah 
ile "sallallahii teala aleyhi ve sellem" tevessiil etseydi, baskalan ile 
yagmur diiasi yapmamn caiz olmadigi anlasihrdi. Buna bakarak, 
olii ile tevessiil olunmaz demek dogru olmaz. Resulullahm "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" vefatmdan sonra, Eshab-i kiramm co- 
gu Onunla tevessiil etmislerdir. 

Bir yandan, (Allahdan baska hicbirsey te'sir etmez. Te'sir eder 
diyen kafir olur) diyorlar. Ote yandan da, (Diri ile tevessiil olunur, 
olii ile olunmaz. Diri te'sir eder, olii te'sir etmez) demekdedirler. 
Sozleri birbirini tutmamakdadir. Mii'minler oliiyii de, diriyi de ve- 
sile, sebeb bilirler. Herseyi yaratan, te'sir eden yalmz Allahii teala- 
dir derler. 

Tevessiil etmek sirk olur derken, cahil halkm ba'zi sozlerini 
ileri siiriiyorlar. Veliye, (su isimi yap) diyenler oluyor. Veli olmi- 
yan bayagi kimseleri Veil samp onlardan keramet bekliyorlar. 
Heme kadar, boyle yanhs soyliyen ve sanan cahiller de, Allahdan 
baska hicbir kimsenin faide ve zarar yapamiyacaklarma inanmak- 

-325- 



dadirlar. Bereketlenmek icin tevessiil etmekdedirler. Fekat, bunla- 
nn yanlis ve siibheli sozlerini onlemek istediklerini soyliyorlar. 
Onlara deriz ki, boyle yanlis, siibheli seyler soyliyenlerin hicbiri, 
Allahdan baskasmm faide ve zarar verecegini hatirlarma bile getir- 
mezler. Hepsi, bereketlenmek icin tevessiil etmekdedirler. Evliya 
yapdi deyince, Onlar te'sir ediyor demezler. Siibheli sozleri onle- 
mek istiyorsamz, biitiin mii'minlere nicin miisrik damgasi basiyor- 
sunuz? Her nasil olursa olsun, tevessiil eden kafir olur diyorsunuz. 
Yukandaki soziiniizii dogru soyliyorsamz, yalmz siibheli gordiigii- 
niiz sozleri yasaklamahsmiz! Tevessiil ederken edebli olmagi sag- 
lamahsimz! Hem de, sizin sirk siibhesi oldugunu ileri siirdiigiiniiz 
sozler, mecazi [iki ma'nah] kelimelerdir. Bu yemek beni doyurdu. 
Bu ilac agnyi durdurdu demek gibidir. Ehl-i siinnet alimleri "rah- 
metullahi teala aleyhim ecma'in", boyle sozlere akla ve islamiyye- 
te uyan ma'nalar vermislerdir. insam doyuran yemek, ekmek de- 
gil, Allahii tealadir. Yemek, Allahii tealamn yaratdigi bir sebebdir 
demislerdir. Mii'min, miislim, boyle birseyin te'sir etdigini anlatan 
soz soyleyince, bunu isiten, mecaz ma'nasi vermelidir. Soyleyenin 
Mii'min ve Miislim olmasi, bu ma'na ile soyledigine alametdir. 
(Me'ani) ilminin alimleri, boyle oldugunu, sozbirligi ile bildirmek- 
dedirler. 

Ibni Teymiyye ve talebesi, tevessiil etmege haram dedi. Vehha- 
biler, tevessiil etmek sirkdir dediler. Halbuki, Peygamberimiz "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" ve Eshab-i kiram "ndvanullahi teala 
aleyhim ecma'in" ve biitiin miislimanlar tevessiil etmislerdir. Bii- 
tiin iimmetin haram ve kiifr isleyecekleri olacak sey degildir. Ha- 
dis-i serifde, (Ummetim dalalet iizerinde birle$mez!) buyuruldu. 
Al-i Imran suresinin yiizonuncu ayetinde, (Siz iimmetlerin en iyisi 
oldunuz!) buyurdu. Boyle bir iimmetin dalalet, sapikhk iizerinde 
birlesecekleri diisiinulebilir mi? 

Hanefi alimlerinden ibni Hiimam, (Diia ederken, Kabr-i seri- 
fe donmek, kibleye donmekden efdaldir) buyurdu. imam-i a'zam 
ebu Hanifenin (Kibleye donmek efdaldir) dedigini soylemek, bu 
yiice imama iftiradir. Ctinki, imam-i a'zam (Miisned) kitabmda, 
Abdiillah ibni Omerin (Kabr-i serife donmek ve kibleyi arkaya 
almak siinnetdir) buyurdugunu yazmakdadir. tmam-i a'zam, 
(Kabr-i serife donmek mustehabdir) dedigini biitiin hanefi alimle- 
ri bildirmekdedir. Resulullah, mubarek kabrinde diridir. Ziyaret 
edenleri tanir. Hayatda iken yanma gelen, mubarek yiiziine karsi 
dururdu. Kible bunun arkasmda kahrdi. Kabr-i serifini ziyaret 
ederken de, elbet boyle olacakdir. Bir kimse, Mescid-i haramda, 

-326- 



kibleye karsi duran hocasimn, babasimn yamna gelip birsey soyle- 
se, elbet buna karsi soyler, Ka'be, arkasmda kalir. Resulullahm 
mubarek yiiziine karsi durmak, babaya, hocaya karsi durmakdan 
elbet daha lazimdir. Dort mezhebin alimleri, ziyaret ederken 
Kabr-i serife donmek lazim oldugunu sozbirligi ile bildirdiler. 
imam-i Siibki, (Sifa-iis-sikain) kitabmda, dort mezheb alimlerinin 
bu yazilanm ayn ayri bildiriyor. (Sifa-iis-sikain) kitabi, 1395 [m. 
1975] senesinde Istanbulda ofset yolu ile, yeniden basilmisdir. 
(Alusi tefsiri)nin, Imam-i a'zamm tevessiil etmege karsi oldugunu 
yazmasi dogru degildir. Hanefi alimlerinden hicbiri, Imam-i a'za- 
mm boyle dedigini haber vermemisdir. Hepsi, tevesstiliin miiste- 
hab oldugunu bildirmislerdir. Alusmin yazisma aldanmamahdir. 

(Mevahib-iil-lediinniyye) serhinde, Zerkani diyor ki, (Ya Rab- 
bi! Sana senin Peygamberin ile istisfa' ediyorum. insanlara rahmet 
olan ey Peygamber! Rabbin huzurunda bana sefa'at et! deyince, 
Cenab-i Hak, yapilan diiayi kabul buyurur). Zerkaninin (Meva- 
hib-iil-lediinniyye) serhi sekiz cild olup, 1393 [m. 1973] de Liibnan- 
da iiciincii baskisi yapilmisdir. 

Yukanda bildirilen vesikalar, ortaya cikan bid'ati kokiinden 
curiitmekdedir. imam-i Beyheki bildiriyor ki, bir koylii, Resululla- 
hm huzuruna gelip, yagmur yagmasi icin diia etmesini istedi ve 
(Senden baska siginagimiz yokdur. insanlarm kosacaklan yer, an- 
cak Peygamberleridir) dedi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" buna karsi birsey soylemedi. Hatta, Enes bin Malik diyor ki, 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hemen kalkip min- 
bere cikdi. Yagmur yagmasi icin diia etdi. Diia bitmeden yagmur 
yagmaga basladi. (Buhari)de diyor ki: Resulullahm yanma bir koy- 
lii gelip kahthkdan sikayet eyledi. Resulullah, diia etmege basladi. 
Hemen yagmur yagdi. Resul "aleyhisselam", bunun iizerine (Ebu 
Talib sag olsaydi cok sevinirdi) buyurdu. 

Biiyiik alim ibni Hacer-i Mekki hazretleri (Hayrat-iil-hisan) 
kitabmda diyor ki, (imam-i Muhammed Safi'i, Bagdadda bulun- 
dugu giinlerde, imam-i Ebu Hanifenin kabrine gelir, selam verir, 
dileginin hasil olmasi icin, imami vesile yaparak diia ederdi). 
Imam-i Ahmed de, imam-i Safi'i ile tevessiil ederdi. Hatta, oglu 
Abdullah buna sasmca, (Ey oglum, imam-i Safi'i, insanlar icinde 
giines gibidir. Bedenlerin afiyeti gibidir) buyurmusdu. Bati mem- 
leketlerinde diia ederken imam-i Malik ile tevessiil ederlerdi. I- 
mam-i Safi'i bunu isitince, inkar etmedi. imam-i Ebiil-Hasen-i Sa- 
zili buyuruyor ki: (Allahii tealadan birsey istiyen, diia ederken 
imam-i Gazali ile tevessiil eylesin!). tmam-i Safi'inin her zeman, 

-327- 



(Ehl-i beyt-i nebevi) ile tevessiil eyledigi, ibni Hacer-i Mekkmin 
(Sava'ik-i muhrika) kitabmda yazilidir "rahmetullahi teala aley- 
him ecma'in". 

Allahii teala ta'atleri, ibadetleri, se'adete ve yiiksek derecelere 
kavusmak icin vesile kildigi gibi, secdiklerini, sevdiklerini ve sev- 
memizi ve saymamizi emr etdigi Nebileri, Velileri ve Salihleri de 
diialann kabul edilmesi icin sebeb yapmisdir. Bunun icindir ki, Es- 
hab-i kiram ve once ve sonra gelen alimler "rahmetullahi teala 
aleyhim ecma'in" diia ederlerken istigase, ya'ni tevessiil eylemis- 
lerdir. Hicbiri bunu inkar etmemisdir. Dinde reformcular, ayet-i 
kerimelere ve hadis-i seriflere yanlis ma'na vererek ve bircok sa- 
hih haberleri inkar ederek, muslimanlarm imanlanm bozuyorlar. 
Ehl-i kibleyi dogru yoldan ayirmaga ugrasiyorlar. Allahii teala, 
her kime hayr ve se'adet nasib etdi ise, yukanda yazih vesikalan 
ogrenerek bid'at ehline aldanmak felaketinden kurtulur. (§eva- 
hid-iil-hak)dan terceme temam oldu. Yukanda adi gecen (Hula- 
sat-iil-kelam) kitabmm ikinci kismi 1395 [m. 1975] senesinde, is- 
tanbulda ofset yolu ile basdinlmisdir. 

44 — Mevdudi, (islamda ihya Hareketleri) kitabmm birinci 
baskismda, islam dmine ve Ehl-i siinnet alimlerine iftiralar yapdi. 
Pakistandaki dogru imanh miislimanlar, kendilerini savunmaga 
basladilar. Onun iftiralanm, sapik diisiincelerini vesikalarla red et- 
diler. Bu hakh cevablar karsismda saskma donen Mevdudi, kitabi- 
na ceki diizen vermek zorunda kaldi. Yazilarmm bir kismini degis- 
direrek, bir kismim da cahilce te'villere kalkisarak yeniden basdir- 
di. Yegitligine leke siirdiirmemek icin, (Yanlis anlasilan yerleri 
tekrar gozden gecirip, kalb kirici tenkidleri onlemege cahsdim) 6n- 
soziinii de kitabmm basma koydu. Fekat, bu kitabmda da, Ehl-i 
siinnet alimlerine miislimanlar tarafindan sunulmus olan (imam, 
Huccetiil-islam, Kutbul-arifin, Seyhul-islam) gibi saygi kelimeleri- 
ne dil uzatmakdan, Ehl-i siinnet alimlerini bu yiiksek derecelere 
layik gormedigini aciga vurmakdan vaz gecmedi. Fekat kendisi, 
Ehl-i siinnetden aynlmis olan, dogru yoldan sapitmrs oldugu vesi- 
kalarla ortaya cikanlmis bulunan ibni Teymiyyeyi ve Abdiihu 
overken ismlerinin basma imam, Ustad kelimelerini yazmakdan 
geri kalmamisdir. Ehl-i siinnet alimleri icin cok gordiigti saygi ke- 
limelerini, bunlara bol bol ihsan etmekdedir. Kimlere hangi saygi 
kelimelerinin kullamlabilecegi ibni Abidin, besinci cild, dortyiiz- 
sekseninci sahifesinde genis bildirilmekdedir. 

(Islamda ihya Hareketleri) kitabmm bas tarafinda: (Islam di- 
ni, dinsiz felsefeden biiyiik farki olan, kendine mahsus bir felsefe 

-328- 



ortaya koyar. Kainat ve insan hakkmdaki bilgileri dinsizlerin bilgisi- 
ne temamen ziddu) diyor. islam dininde felsefe bulundugunu ve is- 
lam alimlerinin feylesof olduklarim anlatiyor. Bu sozleri, Avrupah- 
larm islamiyyeti disardan gorerek anlamalarma ve anlatmalarma 
benzemekdedir. islam alimlerinin feylesof derecesine dusuriilmele- 
ri, islam alimlerinin biiyukliiklerini anlamamak oldugu, (Se'adet-i 
Ebediyye) kitabinda ve (Herkese Lazim Olan Inian) kitabimn 
450. ci sahifesinde uzun bildirilmisdir. Liitfen oralardan okuyunuz! 

islam bilgileri ikiye ayrilir: Din bilgileri, fen bilgileri. Dinde re- 
formcu, din bilgilerine (skolastik bilgiler) demekdedir. Fen bilgile- 
rine (rasyonel bilgiler) diyor. islamm fen bilgileri miisahede, ted- 
kik ve tecribe ile elde edilmekdedir. Avrupa ve Amerikadaki din- 
sizlerin kainat ve insan iizerindeki fen bilgileri de boyledir. Bunla- 
n birbirinden temamen zid diyerek ayirmak, islamda fen bilgisi ol- 
dugunu inkar etmek demek olur. Bu da, kas yaparken goz cikar- 
maga benzer. Yiice islam alimi Imam-i Gazali hazretlerinin (Cahil- 
lerin dine yardim etmege kalkismasi, dine faide degil, zarar verir) 
soziinii burada yazmak yerinde olmakdadir. 

Otuzuciincii sahifesinde: (Hilafet miiessesesinin zalflemesine 
sebeb olan iki seyden bin, hazret-i Osmamn, selefleri kadar lider- 
lik ehliyyetine malik bulunmamasiydi) diyor. 

Bu sozti ile, hazret-i Osmana idarecilikde leke siirmege kalkisi- 
yor. Seyyid Kutb admdaki Misrh yazar da (Adaletiil-ictimaiyyetii 
fil-islam) kitabinda, hazret-i Osmana boyle saldirmakdadir. Haz- 
ret-i Omerin tavsiye etdigi ve Eshab-i kiramm sozbirligi ile secdigi 
ve hadis-i seriflerle iistiinlugii bildirilen Zinnureyn hazretlerine dil 
uzatmak, bunun pek biiyiik bir sue olacagmi anhyamamak kadar 
cahil olmamn, yahud islamiyyeti perde arkasmdan sinsice yikmaga 
kalkismamn alametidir. Cunki, Eshab-i kiramm hepsi: (insanlann 
en iistiinleri, benim asrimda yasiyanlardir) ve (Eshabim gokdeki 
yddizlar gibidir, herhangi birine uyarsaniz hidayete kavu$ursunuz) 
ya'ni kazamrsimz, hadis-i serifleriyle ve (Kafirlere karsi cok siddet- 
lidirler) ya'ni herbiri cok kuvvetlidirler ayet-i kerimesi ile oviil- 
mekle sereflenen birer kahramandirlar. Hazret-i Osmam, hilafet 
miiessesesinin za'iflemesine sebeb gostermek, bu serefleri anhya- 
miyanlann yapacagi bir seydir. Tarih meydandadir. Hazret-i Os- 
man zemamnda alman memleketlerin sayisi, oncekilerden kat kat 
fazla idi. islam topraklan, Filipinlerden Tunusa kadar genislemis- 
di. idari, askeri ve sosyal sahada yapdigi ilerlemeleri anlatmaga bu 
kitabimizin hacmi miisaid degildir. Hazret-i Osmamn idari, askeri 
ve ekonomik sahalardaki cahsmalan ve basanlan (Hak Soziin Ve- 

-329- 



sikalari) kitabi besinci kismmda uzun bildirilmisdir. Liitfen oradan 
okuyunuz! Hazret-i Osmamn sehadetini ona kusur gosterenler, Is- 
rail ogullannin sehid etdigi Peygamberler icin ve (Benim cckdigim 
eziyyet kadar, hicbir Peygamber sikinti cekmedi) hadis-i serifi icin 
ne diisunduklerini aciga vurmakdadirlar. Hazret-i Omerin de, bir 
kole tarafindan sehid edilmesine dil uzatmamalan, miisaid ortami 
bulamadiklarmdan ileri geldigi besbellidir. Bu cahillere tekrar bil- 
direlim ki, Eshab-i kiramm hepsi miikemmel lider, kahraman birer 
miicahid idi. Mekkede, i'dam sehpasmdaki konusmasmda, diis- 
manlara meydan okuyan Habib hazretlerinden, Sam fatihi Ebu 
Ubeydeye ve istanbula gelen ordunun miicahidleri arasmda bulu- 
nan hazret-i Halide varmcaya kadar, herbirinin her bakimdan iis- 
tunliiklerini yazmak birer destan teskil eder. 

(Peygamber olciilerine uygun olan hilafet, zalim saltanatlara 
gecdi. Hiikiimranhk, bir kerre daha Allaha karsi olanlann eline 
gecmis oldu. Islamiyyet iktidardan uzaklasdmlmis bulunuyordu. 
Ateizm, iktidar ve hakimiyyeti hilafet nami He gasbetdi. Hiikiim- 
darlara, Allahm diinya iizerindeki golgesi denildi) gibi sozler, lma- 
ni olanlann agzma ve kalemine yakisacak seyler degildir. Eshab-i 
kiramm biiyiiklerinden olan hazret-i Muaviyeye karsi boyle cilgm- 
ca kelimeler kullanan ve yeryiiziindeki miislimanlarm son hahfesi 
Sultan Muhammed Vahideddm hana kadar gelen yiizlerce halifeye 
"rahmetullahi teala aleyhim ecma'm" kiifr damgasi basan bu sac- 
ma yazilara cevab vermege degmez. Sultanlann, zillullah oldugunu 
bildiren hadis-i serifi evirip cevirip te'vile kalkismasi ve Ehl-i isla- 
mi Allahti tealayi cism olup, golge yapar sanacak kadar ahmak ye- 
rine koymasi, kendisini dusdiigu cukurdan kurtaramaz. islam hali- 
felerinin hepsi miislimandi. Hele Osmanh halifeleri, islamiyyete sa- 
dik bende olmakla iftihar etmislerdir. Osman Gazmin "rahmetul- 
lahi teala aleyh", bircok kitablarda, mesela (Kisas-i Enbiya)da ya- 
zih olan vasiyyetnamesini okuyan, bunu iyi anlar. 

(Miiteaddid mezheblerin zuhuruna sebeb olan skolastik diiello- 
yu, mu 'tezile akidesini, ateist ve septik temayiilleri tesvik eden, yu- 
kanda bildirdigimiz sartlar oldu) diyor. Mezheblerin zuhurunu, fit- 
ne ve fesad sartlarma baglamasi da, sasilacak seydir. Mezheblerin 
zuhur edecegini Resulullah haber verdi. Bunlarm, meydana Qik- 
masinm, Allahdan rahmet olduklanm beyan buyurarak, dort mez- 
hebi ovdii. Mezhebler diinyahk sartlarla dogmadi. Dini, ilmi, ilahi 
sebeblerle meydana cikmisdir. islamiyyeti disardan gorenler, ozii- 
ne isleyemiyenler, mukaddes ve ma'nevi tezahiirleri maddeye ve 
goriiniise baglamak cabasmdadir. 

-330- 



Mevdudi perde arkasmdan tesavvufa da siddetle catmakda, 
(Yunan, Iran ve Hind semalanndan gelen felsefe, edebiyyat ve ilm 
paylasildi. Miislimanhgi kabul eden miisrik cem'iyyetlere menstib 
halklar, bircok miisrik inancim ve fikrlerini beraberlerinde getirdi- 
ler. Putperestligi islama sokarken, diinyaya diiskiin olan Slimier de 
onlarla elele cahsdi. Kabrlere ve Evliyaya ibadet etmege yer ver- 
mek diisiincesiyle, ayetlerin ma'nalari tahrif edildi. Hadisler yanhs 
anlatildi) diyor. 

Bu sozleri de, basdanbasa yalan ve iftiradir. Yunan, Iran ve 
Hind felsefesi, islamm hicbir temel kitabmda yer almarmsdir. 
Bil'akis, Ehl-i siinnet alimleri bunlara birer birer cevab vermis, is- 
lama uymiyanlan red etmisdir. Hele onlarm sozlerine islam ede- 
biyyati yamnda, edebiyyat kelimesini soylemege bile tenezziil 
eden olmamisdir. Mevdudi, bu yazilan ile, eger yetmisiki bozuk 
firkalara yahud cahil halk arasindaki bid'atlere catmak istiyorsa, 
bunlara islamiyyet ve din alimleri ismi altmda saldirmasi da, dii- 
siincesinin iyi oldugunu gostermez. Ciinki, bunlarm hicbiri islamiy- 
yeti temsil edemez. Ehl-i siinnet alimleri, her asrda, onlara (Emr-i 
ma'ruf) yapmis, iyi olan taraflanm, yanhs ve kotii olanlardan ayir- 
mislardir. Bu yolda, binlerle kitab yazmislardir. Mevdudi gibilerin 
yardimlanna ihtiyac birakmamislardir. Mevdudi, islamiyyete yar- 
dim etmek istiyorsa, birkac cahilin, birkac sapigm bozuk sozlerini 
ve islerini ileri siirerek, Ehl-i siinnet alimlerinin 151k sacdigi, isla- 
miyyetin en parlak asrlanni bozuk, karanhk gosterecegi yerde, o 
mubarek alimlerin nasihatlanm, ikazlanm meydana cikarmahdir. 
Boylece, muceddid kelimesine verdigi ma'nada samimi oldugunu 
da gostermis olur. Hem de, islamiyyete halis hizmet etmis olur. Fe- 
kat, o boyle yapmak istemiyor. Iranhlarm kotii adetlerinin miisli- 
manlar arasmda yayildigim, boylece islamiyyetin bozuldugunu one 
siiriiyor. Bu konuda da fikrleri sasirtmakda, olaylan yanhs anlat- 
makdadir. 

Evet, Iramn ve Romamn kotiiliikleri kansdi. Bu, bir tarihi ha- 
kikatdir. Fekat islamiyyete degil, islamiyyetden evvel yasiyan 
arablar arasma kansmisdi. Hatta onun dedigi gibi, putperestlik de 
Ka'beye kadar girmisdi. Zaten bunun icindir ki, Peygamberimiz 
"aleyhisselam" meydana cikip da, iyilikleri emr ve kotiiliikleri ya- 
sak etmek vazifesine baslayinca, hemen biitiin arablar diisman ol- 
du. Hepsi acinacak bir halde idiler. Arab yanmadasi, cehalet ve 
dalalet icinde idi. iyi sozii anhyamadilar. Se'adete cagiran yii- 
ce Peygamberi "salevatullahi teala ve teslimatihi aleyhim ecma'in" 
red etmekden cekinmediler. islamiyyetden once, atese tapan Iran- 

-331- 



lilarm ve puta tapan Romahlarm kotuliikleri, Arabistan yanmada- 
sina yayilmisdi. Iranda (Mejdek) admdaki bir kimse, yeni bir din 
uydurarak, mal ve kadm ortakhgim heryere yaymisdi. Miilkiyyet 
hakkim yasaklamisdi. Bugiinkii komiinistligi daha o zeman Irana 
yerlesdirmisdi. Iramn sosyal hayatim ve ahlakim altiist etmisdi. 
Sonra (Nusirvan) Sah, bu kotii akmtiyi durdurmaga cahsdi. 

Romahlara gelince, bunlarm ahlaki daha kotii olmusdu. Bu ko- 
tiiliik, Yunanhlardan gelmisdi. Kiyrevanh (Aristip) admdaki bir 
feylesof, bir ahlak teorisi kurarak, hayatm ve ahlakin gayesi, zevk 
ve safadir. Herseyden lezzet almakdir. insanm ihtirasim, arzulan- 
ni, lezzetlerini yerine getiren hersey iyi seydir. insan bunlarm pe- 
sinde kosmahdir diyordu. Bu ise, ahlakin iflasi demekdi. Gayr-i 
mesru' olan lezzetler nasil iyilik olabilir? Yalmz bunun icin pahsan- 
lar, gayelerine kavusabilmek icin, hirsizhk, hiyanet, iffetsizlik ve 
adam oldurmek gibi kotiiliikleri hos goriiyorlardi. iste Yunan me- 
deniyyetinin ahlak prensibi boyle idi. Dinsiz olan medeniyyet boy- 
le olur. Bu yolda olanlar cok kimseleri ye'se ve intihara siirukle- 
misdi. Ciinki, herkes, elemsiz, kedersiz olamaz. istedigi lezzete ka- 
vusamaz. Gayesine kavusamayinca, hayatdan kurtulmak ister. Bu 
yolda olanlardan (Ajeryas) admdaki bir Yunan feylesofu, zevk ve 
safa gayesine kavusamiyanlarm, intihar etmesini yigitlik sayarmis. 
Soyledigi heyecanh nutklann te'siri ile, dinleyicileri arasmda he- 
men intihar eden olurmus. Yirminci asrda da asagi bir lezzete, seh- 
vani bir istege kavusamadigi icin, karsisindakini oldiirenler ve inti- 
har edenler cogalmisdir. iste bu yiizden, Yunanhlar ve Romahlar 
zevk ve safaya dalmisdi. Bunun sonu, sosyal hayatm bozulmasi, 
ekonominin yikilmasi olmusdu. iki medeniyyet de boylece son- 
musdii. Romahlar bu kotii huylan Arab yanmadasma da goturiir- 
ken, islamiyyet imdada yetisdi. 

Islamiyyet gelince, Arab yanmadasindaki cehalet bulutlan da- 
gildi. Fazilet ve irfan lsiklan parladi. insanlar ve kabileler arasma 
kardeslik yerlesdi. Asrlarca geride kalmis olanlar, Resulullaha 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" ita'at ederek yiikseldiler, kuv- 
vetlendiler. Bir zemanlar saltanatlarma hayretle bakdiklan sahla- 
ra, krallara meydan okudular. Memleketlerini alarak islam mede- 
niyyetini oralara yaydilar. Tarih meydandadir! Kitablar, vesikalar, 
eserler ortadadir! 

Mevdudi, (islamda ihya Hareketleri) kitabmm 37. nci sahife- 
sinde: (Yunan felsefesi ve manastir hayahna aid ahlak ve umumi 
olarak hayata karsi kotumser davramslar, miisliman cem lyyetler- 
de tabil bir hale geldi. Boylece, islami ilmi ve edebiyyati dalalete 

-332- 



surukledi ve monarsiyi destekledi. Biitiin dini hayati yalmzca bir- 
kac muayyen ayin ve merasime inhisar etdirdi) diyor. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" her asr basmda bir mii- 
ceddid gelecegini ve dini kuvvetlendirecegini miijdeledi. Boyle de 
oldu. islamiyyet her asrda, Ehl-i stinnet alimlerinin "rahmetullahi 
teala aleyhim ecma'in" onderligi ile, her sahada beseriyyete lsik 
saldi. Medeniyyete kaynak oldu. Mevdudi, hayran oldugu ibni 
Teymiyyeyi, bir giines yapabilmek icin, koca islam medeniyyetini 
yok etmege, hadis-i seriflerle oviilen Tabi'min ve sonraki asrm 
nurlu semalarmi karanhk gostermege cahsmakdadir. islam kitab- 
lanni ve Avrupada insafh kalemler tarafindan yazilmis olan dogru 
tarihleri okuyanlar, onun bu yikici taktigini anlamakda giicliik cek- 
mezler. 

Yukanda bildirdigimiz hadis-i serifdeki miiceddid kelimesinin 
ma'nasim da, Ehl-i siinnet alimlerinden ayirmaga ugrasmakdadir. 
Ehl-i siinnet alimlerinin, mesela imam-i Rabbani hazretlerinin, ha- 
dis-i serifde haber verilen Mehdi icin, iiciincu bin yihn miiceddidi 
olacakdir demelerine de catmakdadir. Bu arada, miislimanlara, te- 
savvufculara, (eski tip miite'assib kimseler) diye hakaret etmekde- 
dir. (Ma'neviyyat, muska ve diia ile cihad kazamlacak, beddiia ile 
tanklar imha edilecek) diye mukaddes inamslarla alay etmekdedir. 
Boyle inanan hakiki miislimanlara avam, cahil damgasim basmak- 
dadir. Hazret-i Mehdinin bu ma'nevi degerlerden uzak, (hayatm 
ana problemlerinde derin niifuza sahib, modernlerin en moderni) 
olacagim savunmakdadir. Onun getirdigi yeniliklere karsi, alimle- 
rin ve tesavvufcularin feryad edeceginden korkdugunu bildirmek- 
dedir. Halbuki, ahir zemanda Mehdi hazretlerinin cikacagi ve Isa 
aleyhisselamm gokden inerek ikisinin bulusdugu yillarda, yer yii- 
ziinde islam alimleri kalmryacak, islam bilgileri ortadan kalkmis 
olacakdir. Mevdudinin hadis-i seriflerle oviilmiis olan ilk zemanla- 
ra yiiklemege ugrasdigi cehalet, sapikhk, ahir zemanda hasil ola- 
cakdir. Boyle olacagim, hadis-i serifler bildirmekdedir. Mevdudi 
gibilerin Ehl-i slinnete saldirmalan, Ehl-i siinnet bilgilerini sondiir- 
mege cahsmalan da hadis-i serifde bildirilen o kara giinlerin yak- 
lasdigim gostermekdedir. Mehdi hazretleri cikip Ehl-i siinnet bilgi- 
lerini tazeliyecegi zeman, iste o mezhebsizler, o sapiklar, o dinde 
reformcular, kendisine karsi koyacaklar, feryad edeceklerdir. 
Mehdi hazretleri de, onlan kihcdan gecirecekdir. imam-i Rabbani 
"kaddesallahii teala ruha-hiil'aziz", birinci cildin ikiyiizellibesinci 
mektubunda, Mehdinin Medinedeki sapik din adamlanm oldtire- 
cegini yazmakdadir. Mevdudi, Mehdinin, (tabfat iistii hareketler, 

-333- 



ya'ni kerametler, ilham ve ruhani basanlar sahibi olmayip, diger 
inkilabci liderler gibi miicadeleci bir adam) olacagim sanmakdadir. 
(Mehdi, yeni bir fikr ekolii viicude getirecek) ve (Bu diinyada, Le- 
nin ve Hitler gibi, giinahkar liderler goriildiigii gibi, fazilet sahibi 
bir lider de meydana gelecekdir) demekdedir. 

Ehl-i sunnet alimlerinin bildirdiklerinden, cok konuda aynlan 
Mevdudi, Mehdiyi de herhangi bir lider olarak dusiiniiyor. Biiyiik 
alim Ahmed ibni Hacer-i Mekki "kaddesallahii teala ruha- 
huFaziz" (Elkavliil-mulitasar ff alamat-il Mehdi) kitabmda, Meh- 
dinin ikiyiize yakin alametini bildirmekdedir. Bu alametleri ha- 
dis-i seriflerden cikarmisdir. Bu kitabi okuyup anlayabilen bir 
kimse, Resulullahin haber verdigi hakiki Mehdi ile Mevdudmin 
sekllendirmege ozendigi hayali Mehdi arasindaki farklan kolayca 
gorebilir. 

(islamda ilk miiceddid Omer bin AbdiiFaziz idi) diyor. Bu da, 
Mevdudinin kisa goriisiidur. Omer bin AbdiiFaziz, ilk yiizyilm mii- 
ceddidlerinden biri idi. Fekat, ilk miiceddid degildi. islam alimleri- 
nin ve tarihcilerin sozbirligi ile bildirdigine gore, ilk miiceddid, 
hazret-i Ebii Bekr-i Siddikdir. Resulullahin vefatindan sonra, Ara- 
bistan yanmadasmda, miirted olanlan kahr eden, yeni miisliman 
olanlar arasmda yayilmaga baslayan fitne ve fesadi kaldiran odur 
"radiyallahii anh". 

Ellidordiincii sahifede: (Omer-i saninin vefatim muteikib ikti- 
dann dinsiz ellere gecmesi, Islamm yoluna engel olarak cikdi. Fe- 
kat Emevi ve Abbasiler islamm inkisafmi onleyemedi. Hadis ve 
fikh alimleri rasyonel ilme asina bulunmadiklan icin, islami sistem 
muasir fikr temayiillerinin lsigi altmda tefsir ve izahdan mahrum 
kaldilar. Kotti te'sirlere miirace'atdan baska ellerinden birsey gel- 
medi. Imam-i Ebiil Hasen-i Es'ari ve sonra gelenler de muvaffak 
olamadilar. Qiinki skolastik ilme sahib olmalarma ragmen rasyo- 
nel ilmde yetismemislerdi. Mu'tezileye muhalefetde o kadar ileri 
gitdiler ki, dinde yeri olmayan seyleri dine sokdular. Alimler ve 
hiikiimdarlar ve halk kitleleri hep birlikde Allahii tealanm kitabi- 
na ve Peygamber efendimizin siinnetlerine karsi sirt cevirdiler. 
Devleti yoneten ma'hud birziimrenin liiks hayat, hirs ve tama' ga- 
yesi ile acdiklan harbler sebebi ile vahim bir seklde geri kahndi. 
Ilm ve san'at yok oldu. Bu sirada imam-i Gazali yetisdi. Bagdad 
halifesinin i'timadim kazandi. Fekat o, seraydan uzaklasip Yunan 
felsefesini red etmege cahsdi. [Ehl-i sunnet icindeki] biitiin mez- 
hebleri, za If taraflan icin ve tslama uymayan temayiilleri icin ten- 
kid etdi. Ciiriimekde olan me'arif sistemini ihya etdi. Diinyevi 

-334- 



ilmler ile Islami ilmler birbihnden uzaklasmisdi. Fekat o, hadis il- 
minde eksikdi. Rasyonel ilmle asm ugrasmisdi. Tesavvufa da egil- 
mesi onun icin noksanhkdi. Bu tic tehliikeden kacmarak, islamm 
fikr ve ahlak ruhunu ihya isi Ibni Teymiyyeye nasib oldu.) diyor. 

Evet, Islam hukiimdarlari arasmda, etraflarim saran dalkavuk- 
lann, miinafiklarm te'siri ile zulme, giinaha kayanlar olmusdu. Fe- 
kat islam alimleri, kitablan ile, sozleri ile emr-i ma'ruf yaparak, on- 
lan dogru yola cekmege cahsdilar. Boylece en kotuleri dahi dinsiz 
hiikumetlerin en iyilerinden daha adil, daha faideli olmusdu. Bu 
hakikati diinya tarihleri yazmakdadir. ingiliz lordlarmdan Daven- 
portun kitabim okuyanlar, Mevdudmin yalmz yamldigini degil, bir 
iftira, bir diismanlik savasmda oldugunu kolayca anhyabilir. Sunu 
onemle aciklamak isteriz ki, islam halifelerinin Eshabdan olmiyan- 
lan zulm etmis, giinah islemis olabilirler. Fekat, hicbiri, asla kafir 
degil idi. Hicbir suretle islam diismam degil idiler. Hepsinin ilm 
hey'etleri, seyh-ul-islamlan ve miisavirleri vardi. Hicbiri islamm 
inkisafma mani' olmayi hatirma bile getirmemisdir. islama hizmet 
icin cirpmmislardir. Herbirinin sonraki nesle birakdiklan cami'ler, 
mektebler, medreseler, yollar, hastahaneler, pesmeler, hamamlar, 
kopriiler, cesidli hayr ve san'at miiesseseleri, sayilamiyacak kadar 
cokdur. Izleri ve hatta cogunun kendileri meydandadir. Milyonlar- 
la miisliman, bugiin de bunlardan faidelenmekdedirler. insanlik 
icabi olan kusurlanm ileri siirerek, onlan kotiilemege kalkismak, 
islam dusmanlarmm taktigidir. islam alimlerinin sultanlardan 
uzaklasmasi, onlarm kotii oldugunu gostermez. Alimler, (Zengine, 
zengin oldugu icin yaklasan, tevadu gosteren kimsenin, dfninin iic- 
de ikisi gider) hadis-i serifine uyarak, her zenginden, her sohret sa- 
hibinden cekinmislerdir. Fekat, onlara emr-i ma'ruf yapmakdan da 
geri kalmamislardir. Bu ikisi arasmdaki inceligi anhyamiyan Mev- 
dudi, islam alimlerine ve halifelerine cala kalem saldirmakdadir. 
Onlarin birkac kusurunu yazacagma, iyiliklerini, islama hizmetle- 
rini yazmak serefine kavussaydi, cildlerle kitab doldururdu. Hele 
Osmanh halifelerinin hepsi "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" 
alim, salih ve adil zatlar idi. 

Hadis ve fikh alimlerini rasyonel bilgiden mahrum sanmak, is- 
lam alimlerinin biiyukliigunu anlamamak demekdir. islam alimi 
demek, ulum-i nakliyyede ictihad derecesine varrms ve tecribi ilm- 
lerde, kendi zemamnda bulunmus olanlan iyi ogrenmis ve kalb 
ma'rifetinde, vilayet-i hassa-i Muhammediyye mertebesine kavus- 
mus bir zat demekdir. 

Mevdudinin islam halifelerine dinsiz diyecek kadar alcakca 

-335- 



saldirmasi karsismda sasiran genclere dogruyu bildirmek icin 
(Mir'at-i kainat) tarih kitabinin, halifelerden ba'zilan hakkmdaki 
yazilanni, degisdirmeden, asagiya yazdik. Demirmin, meshur kita- 
bmda, (ivez) isminde, (Hulefa-i rasidin) ile Emevi ve Abbasi hali- 
felerinin hal tercemeleri uzun yazilidir. Asagida, ismlerin oniinde- 
ki sayilar, hahfelik sirasmi, parantez icindekiler, hicri dogum ve 
oliim yillarmi gostermekdedir: 

6: Mu'aviye "radiyallahii anh" yazarak, ona diia ile bashyan bu 
kitabda diyor ki, Resulullahm Kur'an-i kenmi yazan katiblerin- 
dendi. Hayr diialanm aldi. Akh, zekasi, afvi, sehasi, idare kudreti 
cok idi. Yumusak huylu, heybetli ve cesur idi. Sanki sultan olmak 
icin yaratilmisdi. Sudani, Efganistam, Hindistanm cok yerlerini, 
Kibrisi ise bizzat kendi giderek aldi. istanbula asker gonderdi. Hi- 
lafeti sahih idi. 

Mezhebsizler, hazret-i Mu'aviyeyi "radiyallahii teala anh" ko- 
tiilemek icin, hazret-i Ah ile ""radiyallahii teala anh" olan muha- 
rebesini one suriiyorlar. Her muharebede hash olmasi gerekli bu- 
lunan acikh halleri, bire bin katarak, anlatiyorlar. Ehl-i siinnet 
alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" bunlara kitaba, siin- 
nete ve akla uygun cevablar verince, sasirip kahyorlar. Oglu Yezi- 
din kotiiliiklerini anlatmaga bashyorlar. Hahfeligin babadan ogula 
gecmesi gibi kotii bir cigir acdi. Hilafeti sultanhga cevirdi diyorlar. 
Ibni Abidin, cema'at ile nemazi anlatirken, (Bir miislumamn hali- 
te olmasi icin, alimlerden ve idarecilerden ileri gelenlerin secmesi 
veya onceki hahfenin, bunu kendi yerine gecirmesi lazimdir. Giic 
kullanarak, hiikumeti ele geciren muslimanm da halifeligi sahih 
olur. Ebu Bekr "radiyallahii anh", olecegi zeman hazret-i Omeri 
halite yapdi. Eshab-i kiramm hepsi "radiyallahii teala aleyhim ec- 
ma'in", bunu kabul etdi) diyor. Goriiluyor ki, Mu'aviyenin ve on- 
dan sonra gelen biitiin halifelerin "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in", yerlerine kendilerinin yetisdirdikleri ve nasihat verdikleri 
ogullanm veya giivendikleri baskalanm halite yapmalan, islamiy- 
yete uygun, hakh bir isdir. Onun sonradan zulme baslamasi, baba- 
sina bir kusur olamaz. Hicretden ondokuz yil once dogdu. Altmis 
(60) senesinde vefat etdi. 

[Mevdudinin islam halifelerine ve Ehl-i siinnet alimlerine cala- 
kalem saldirmasi, hicbir ilmi kiymet tasimadigi gibi, tarihi ve dini 
bilgilere de taban tabana ziddir. Sat, temiz genclerin, bu soziimiize 
tam inanmalan icin, Mevdudinin cok ovdiigii sah Veliyyullahm 
(Izale-tiil-hafa) kitabinin besyiizyetmisbirinci sahifesini, farisiden 
tiirkceye terceme ediyoruz: 

-336- 



Mu'aviye bin Ebi Siifyan "radiyallahii anhiima", Resulullahm 
"sallallahii aleyhi ve sellem" Eshabmdan biridir "radiyallahii an- 
hiim ecma'in". Sahabe arasmda giizel faziletleri ile tanmmisdir. 
Onu kotii zan etmekden cok sakimmz! Ona dil uzatmak tehlukesi- 
ne diismeyiniz. Haram islemis olursunuz! Ebu Daviidim bildirdigi 
hadis-i serifde, (Eshabima dil uzatmayiniz! Uhud dagi kadar altun 
sadaka verseniz, onlarin bir avuc arpa sadakalannin sevabi kadar 
olamaz!) buyuruldu. Yine onun bildirdigi hadis-i serifde, Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem" hazret-i Haseni gostererek, (Bu, 
benini oglum, olgundur. Allahii tealamn bunun vasitasi ile, iimme- 
timden iki orduyu barisdirmasim umarim) buyurdu. Tirmiizinin 
bildirdigi hadis-i serifde, hazret-i Mu'aviye icin, (Ya Rabbi! Onu 
hadi ve miihdf eyle!) buyuruldu. Ya'ni, onu dogru yolda bulundur 
ve baskalarmm da dogru yola kavusmalarma vasita yap buyurdu. 
Ibni Sa'd ve ibni Asakirin bildirdikleri hadis-i serifde, hazret-i 
Mu'aviye icin, (Ya Rabbi! Ona kitab ogret ve memleketlere sahib 
et ve azabdan koru!) buyuruldu. Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem", onun halife olacagmi biliyordu. Ummetine cok acidigi 
icin, baslarma gececek olamn dogru yolda bulunmasi ve dogru yo- 
la gotiirmesi icin diia etmesi icab edecegi meydandadir. Hazret-i 
Hasenin "radiyallahii teala anh" bildirdigi ve Deyleminin haber 
verdigi hadis-i serifde, (Birgiin gelir, Mu'aviye devlet reisi olur) 
buyuruldu. Hazret-i Mu'aviye buyuruyor ki, Resulullahm "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" bana, (Ey Mu'aviye! Devlet baskani oldugun 
zeman, iyilik et!) buyurdugu giinden beri, halife olacagmi zemam 
bekliyordum. Eshab-i kiramdan Umm-i Hiramm bildirdigi hadis-i 
serifde, (Ummetimden ilk olarak, denizde gaza edenler, elbette 
Cennete girecekdir) buyuruldu. Muslimanlardan ilk deniz gazasi 
yapan, hazret-i Osman zemamnda, hazret-i Mu'aviye idi. Umm-i 
Hiram "radiyallahii teala anha" da, bu miijdeye kavusmak icin, 
hazret-i Mu'aviyenin askeri arasmda bulundu ve karaya cikmca 
[Kibnsda] sehid oldu. Resulullahm bu diialan bereketi ile, hazret- 
i Mu'aviye "radiyallahii teala anh" adil ve emin bir halife oldu. Re- 
sulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" birkac kilmi sakladi. Vefat 
ederken, bereketlenmek icin, bunlarm burnuna konmasim vasiy- 
yet eyledi. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", hazret-i Ali ile 
hazret-i Mu'aviye "radiyallahii anhiima" arasmda olan (Sifffn) 
muharebesini de haber verdi. (Buharf) ve (Miislim)in bildirdikleri 
hadis-i serifde, (iki biiviik asker, birbiri ile harb etmedikce, kiya- 
met kopmaz. ikisi de, bir da'va ugruna dogiisiir) buyuruldu. Buha- 
rideki hadis-i serifde, Ammar bin Yaseri gostererek, (Seni, bagi 

- 337 - Faideli Bilgiler - F:22 



[asi] kimseler oldiirecekdir) buyuruldu. Hazret-i Mu'aviyenin as- 
keri tarafmdan olduriildu. 

(izale-tul-hafa)mn altiyiizbirinci sahifesinde diyor ki, Emevi 
halifelerini kotuliyen hadis-i serifler oldugu gibi, bunlan oven ha- 
dis-i serifler de vardir. Bir hadis-i serifde, (Hilafet Medinede, sal- 
tanat Samda olur) buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Onikinci halifeye kadar, islamiyyet aziz 
olur. Hepsi, Kurey$dendirler) buyuruldu. Bu hadis-i serifde oviilen 
oniki halifenin yaridan fazlasi, emevi halifeleridir. ibni Macenin 
bildirdigi hadis-i serifde, (Dogudan siyah bayrakhlar gelecek, 
arablarla harb edeceklerdir. Onlarin halifelerine tabi' olunuz! On- 
lar, dogru yolu gosteren halifedirler) buyuruldu. Bu ve benzeri ha- 
dis-i serifler, Abbasi halifelerini ovmekdedir. 

Ikinci kismin iicyiizotuzuncu sahifesinde diyor ki, Resiilullahm 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" irsad vazifesini, Onun gibi yapan 
halifeye (Halife-i ra^ide) denir. Bunlar tam ve hakiki halifelerdir. 
Bu vazifeyi temam yapmiyan, islamiyyete uymiyan halifeye (Hali- 
fe-i Cabire) denir. 

Ucyiizkirkikinci sahifesinde diyor ki, Resulullahm "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" irsad vazifesi, iic kism idi. Birincisi, Allahu 
tealanm emr ve yasaklarmi, giic ve kuvvet kullanarak yapdirmak 
idi. Buna (Saltanat) denir. ikinci vazifesi, Allahu tealanm emrleri- 
ni ve yasaklarmi ogretmekdi. Uciincii vazifesi, (ihsan) olup, kalb- 
leri temizlemekdi. Hulefa-i Rasidin, bu iic vazifeyi birlikde yapdi. 
Sonra gelenler, yalniz saltanat vazifesini yapdilar. Ogretmek vazi- 
fesi, mezheb imamlarma, ihsan vazifesi de tesavvuf biiyuklerine 
verildi. Besyiizaltmisyedinci sahifede yazih hadis-i serifde, bu hali- 
felere (Melik-i adud) denildi. Bunlara mecazen halife denilmisdir. 
Daha sonra (Hulefa-i cabire) gelir. (izale-tul-hafa)dan terceme te- 
mam oldu.] 

7: Yezid bin Mu'aviye, 60 da halife olup, 64 de Havvarinde ve- 
fat etdi. Orada defn edildi. Havvarin Sam ile Tedmiir arasmdadir 
(23-64). [(Eshab-i Kiram) kitabinin 133. cii sahifesine bakimz!] 

8: Ikinci Mu'aviye bin Yezid, cok aklh, cok dindar, cok adil idi. 
Kirk gun sonra hilafetden cekildi. (44-64). 

9: Mervan bin Hakem, fikh alimi idi. Cok zeki idi. Cok aklh 
idi. Kur'an-i kerimi cok gtizel okurdu. Giinahlardan sakimrdi. 
Miitteki idi. Hazret-i Osmanm "radiyallahii teala anh" pek sevdi- 
gi damadi idi. Miihriintin iizerinde (Allaha giivenirim, ondan iste- 

-338- 



rim) yazili idi. (2-65) 

10: Abdiilmelik bin Mervan, hadis ve fikh alimi idi. Ziihdii ve 
ibadeti cok olmakla meshur idi. Tabi'min biiyiiklerinden imam-i 
Naff (Medinede, Abdulmelikden daha derin fikh alimi, daha cok 
ibadet eden, hac bilgisine ve edeblerine ondan daha vakif ve 
Kur'an-i kerimi ondan daha giizel okuyan kimse gormedim) bu- 
yurmusdur. Alimlerin coguna gore, Medinenin yedi fikh alimlerin- 
den birisi, Abdulmelikdir. Tabi'inin biiyiiklerinden imam-i Sa'bi 
buyuruyor ki, (Her gorusdiigtim alimden kendimi yiiksek gordiim. 
Yalmz, Abdulmeliki kendimden yiiksek buldum.) Asilerin basi 
olup cok kan doken Muhtarla harb ederek, onu oldiirdii. Hilafeti 
ser'an sahih idi. Ka'beyi ta'mir etdi. 1040 [m. 1631] da dordiincii 
Murad hamn ta'mirine kadar onun binasi devam etdi. Bundan on- 
ce, rum altmlan ve acem gumiisleri kullamhrdi. ilk islam parasim 
basan budur. Sicilya ve Adana fatihidir. Oglu Meslemeyi istanbu- 
lu almaga gonderdi. Mesleme "rahmetullahi teala aleyh" Ayasof- 
yada nemaz kildi. Arab Cami'ini yapdi (26-86). 

11: Velid bin Abdiilmelik, salih, cok ibadet ve hayrat ve hase- 
nat sahibi idi. Kur'an-i kerimi her iic giinde bir hatmederdi. iyilik- 
leri, ihsanlan hesaba sigmazdi. Halife olur olmaz, amcasi oglu 
Omer bin Abdul'azizi Medine valisi yapdi. Dortyiiz sandik altin 
sarf edip, Samda Umeyye cami'ini yapdirdi. islamiyyetde ilk has- 
tahane ve ashane [imaret] yapan Veliddir. Din adamlarmm borc- 
larini, kendi oderdi. Kuteybiye ismindeki kumandam Buharayi 
Tiirklerden sulh ile aldi. Endiiliis, Ankara, Semerkand ve Hind fa- 
tihidir. Muhriinun iizerinde (Ya Velid, oleceksin ve hesaba cekile- 
ceksin!) yazili idi (46-96). 

12: Siileyman bin Abdiilmelik, alim, gayretli, fasih, belig, hayn 
sever, adil idi. Zulm yapmakdan cok sakimrdi. Birgiin biri gelip, 
ciftligini elinden aldiklanm soyleyince, Allahdan cok korkdugu 
icin, tahtmdan inip, yerden hahyi kaldinp, yanagini topraga koydu. 
O zalim me'mura emr yazilmcaya kadar yanagimi toprakdan kal- 
dirmam, diye yemin etdi. Emr hemen yazihp, ciftciye verildi. Sey- 
yid Abdiilhakim Efendinin "rahmetullahi teala aleyh" not defte- 
rindeki su yazi da, islam halifelerinin adaletini gostermekdedir: 
Halife Siileyman, Tabi'mden Ebu Hazim hazretlerine sordu ki, ol- 
mek istemiyoruz. Bunun sebebi nedir? Buyurdu ki, ya Siileyman! 
Ahiretinizi harab, diinyamzi ma'mur eylediniz. Ma'mur bir yer- 
den, harab yere gitmegi elbet istemezsiniz (60-99). 

13: Omer bin Abdiil'aziz bin Mervan "rahmetullahi teala 
aleyh" (61-101). [Bu halifenin iyi bir musliman ve adil oldugunu, 

-339- 



Mevdudi de yazmak zorunda kalmisdir. 

Mevdudi, Omer bin Abdul"azizin "rahmetullahi teala aleyh" 
birinci miiceddid oldugunu bildiriyor ve sayilamiyacak kadar iyi- 
liklerinden, hie olmazsa bir kacini yaziyor da, kendinden sonra 
Omer bin AbdiiPazizin halife olmasmi yazip i'lan eden halife Sii- 
leymana, bu iyiliklerden bir pay ayirmiyor. Halifelerin ogullarim, 
yakinlanni halife yaparak, hilafet miiessesesini bozduklarmi, boy- 
lece islam cumhuriyyetini krallar gibi, dikta ile idare etdiklerini ya- 
ziyor. Hepsinin kusurlanm, hatalanm arasdinp sirahyor ve kotii, 
kafir damgasim basiyor da, iyiliklerini hie gormiiyor. Halbuki on- 
lann, ogullarim, yakinlanni halife yapmalan da, islamiyyete uy- 
duklan icindi. Bu da gosteriyor ki, dinde reformcular, islam dinine 
uyanlan kotiilemekde, islamiyyeti kendi diisiincelerine, kendi go- 
riislerine uydurmak isteyenleri begenmekde ve ovmekdedirler.] 

14: Yezid bin Abdiilmelik, once nefsine diiskiindii. Halife olun- 
ca, salih olup, adalet eyledi (71-105). 

15: Hisam bin Abdiilmelik, cok aklh, giizel idareli, halim, ke- 
rim idi. Herkes onu severdi. iyiligi ve adaleti her yere yayilmisdi. 
Beyt-iil-mala gelen malm halaldan ahnmis olduguna kirk kisi sa- 
hid olmaymca, kabul etmezdi (71-125). 

16: Velid bin Yezid, belig, fasih idi. Aklmda noksanhk goriildii- 
giinden bir sene sonra, Kur'an-i kerim okurken oldiiriildii (92- 
126). 

17: Yezid bin Velid bin Abdiilmelik, aklh, zeki, dine bagh idi. 
Ickiyi yasak etdi (90-126). 

18: Ibrahim bin Velid bin Abdiilmelik, yetmis gun halifeligi 
Mervanla harb icinde gecdi (?-126). 

19: Mervan bin Muhammed bin Mervan, cesur, aklh, idareci idi. 
Cok memleketler aldi. Haricilerle harb edip reisleri Dahhaki katl 
eyledi. Abbasilere maglub olup oldiiriildu (72-132). 

20: Abdullah seffah bin Muhammed bin Ali bin Abdullah bin 
Abbas, alim, akil, tedbirli, fasih ve cok comerd idi. Qcek hastah- 
gmdan oldii. Abbasilerin ilk halifesidir (104-135). 

21: Mensur bin Muhammed, ilmi, edebi cokdu. Eglenceye diis- 
kiin degildi. Cesur, sabrh idi. C°k ibadet yapardi (95-158). 

22: Mehdi bin Mensur, alim, cesur, zeki, cok comerd idi. Her- 
kes onu severdi. i'tikadi cok temizdi. Zmdiklan katl etdi (126- 
169). 

-340- 



23: Hadi bin Mehdi, alim, akil, fasih ve comerd idi. Muhrunde 
(Allaha inanir ve guvenirim) yazili idi. (147-170). 

24: Haruniirresid bin Mehdi, hergiin ve her gece yiiz rek'at ne- 
maz kilardi. Bir yil hac, bir yil gaza ederdi. Her isinde islamiyyete 
yapisirdi. Giizel huylan kendisinde toplamisdi (148-193). 

Tarih kitabinin, vesikalan ile birlikde olan yazilan, yukanda ki- 
saca bildirildi. imam-i a'zam Ebu Hanife, imam-i Gazali, imam-i 
Nevevi, ibni Hacer ve imam-i Rabbani ve Halid-i Bagdad! "rahi- 
me-humullahii teala" gibi alimler de boyleydi. Mevdudi, Seyyid 
Kutb ve Hamfdullah gibilerin boyle olmadiklan meydandadir. is- 
lam ilmlerinden ve islam alimlerinden haberi olmiyan ve islamiy- 
yetin icine, oziine niifuz edemeyip, mustesrik kafirler gibi disardan 
goren kimseleri, islam alimi sanmak kadar saflik olamaz. Mevdu- 
dinin skolastik bilgiler dedigi medrese ilmleri, (Ulum-i nakliy- 
ye)dir. Rasyonel bilgiler dedigi fen bilgileri de (Ulum-i akliy- 
ye)dir. Bunlann her ikisi de, islam bilgileridir. Fikh ve hadis alim- 
leri icin, islam bilgilerinden birisini biliyor, otekini bilmiyor diye- 
cek kadar alcalmak, bir miislimanm yapacagi sey degildir. islam 
alimleri, Kur'an-i kerim ile, hadis-i serifler ile oviilmiis olan cok 
yiiksek zatlardir. Peygamberlerin varisleridirler. Aralarmda is bo- 
liimii yaparak, herbiri ayn ilm kolunu yaymak vazifesini kendi 
iizerine almisdir. Bu is boliimii, cahilleri sasirtmakda, onlan baska 
ilm kollarmda yiikselmemis sanmakdadirlar. Abdiilvehhab-i 
Sa'rani hazretleri, (Mizan) kitabinin basmda buyuruyor ki: (Fikh 
bilgilerinin miitehassisi ve fikh ilminin kurucusu olan Ebu Hanife 
hazretleri, Abdiilkadir-i Geylani hazretleri gibi biiyiik bir Veli idi. 
Onun gibi kerametler sahibi idi. Fekat, kalb ma'rifetlerini yaymak, 
ruhlan temizlemek vazifesini iizerine almayrp, beden ile yapilacak 
ibadetleri ya'ni fikh bilgilerini yaymak vazifesini, iizerine almisdi. 
Yetisdirdigi miictehidler de boyle idi.) islami icerden yikmak is- 
teyen sinsi diismanlarm, gencleri aldatmak icin, islam alimlerini 
bu yoldan da lekelemege saldirdiklan goriilmekdedir. Boyle soy- 
liyen bir kimsenin, kendi yikici planlarmi gizlemek icin, islamiyye- 
ti ve islam alimlerini yaldizh ve yuvarlak kelimelerle ballandira 
ballandira ovmesine aldanmamahdir. Mesela, imam-i Muham- 
med Gazalinin farisi (Kimya-i se'adet) kitabim okuyan kimse, 
onun tib bilgisindeki derinligini hemen anlar. Karacigerde kanm 
temizlendigi, safranm ve lenfin ve zararh maddeler eriyiklerinin 
burada kandan aynldigi, bu isde dalagm, bobreklerin ve safra ke- 
sesinin rollerini, kandaki madde mikdarlan degismesinden sihha- 
tin bozulacagim, bugiinkii fizyoloji kitablannda oldugu gibi anlat- 

-341- 



makdadir. islam alimleri, skolastik ilmde oldugu gibi, rasyonel 
ilmde de cok iisttin olduklan icin, her asrda, her islerinde muvaf- 
fak olmuslar, islam memleketleri, medeniyyetin besigi olmusdur. 
Onlarm ustiinlugunii diinyaya yayan binlerce kitablan meydanda- 
dir. Diinya kutiibhanelerini doldurmakdadir. Bircoklan yabanci 
dillere cevrilmisdir. Sinsi diismanlardan baska herkes, bu hakikati 
gormekde ve bildirmekdedir. Onlarm eserlerini anlamak icin, 
(Kesfiizziinun) kitabma bakmak kaffdir. Hadis-i serifde Cehenne- 
me gidecekleri bildirilen yetmisiki firkadaki islam ismini tasryan 
miinafiklar, o zemanlarda da, simdiki (Dinde reformcular)in yap- 
diklari gibi, dinden olmiyan hurafeleri islamiyyete sokmuslardi. 
Fekat, Ehl-i siinnet alimleri, bunlan birer birer inceleyerek ayikla- 
dilar. Bugiin Ehl-i siinnetin temel kitablarmda, hicbir hurafe, hic- 
bir mevdu' hadis yokdur. Semseddin Sehavinin, Sevkaninin, ibni 
Teymiyyenin, Abduhun, Aliyyiil Karinin ve izmirli isma'il Hakki- 
nm, Ehl-i siinnet kitablarmda, mesela Beydavi tefsirinde ve Gaza- 
linin ihyasmda mevdu' hadisler vardir demeleri dogru degildir. Bu 
biiyuk alimlere iftiradir. Bu hususda, kitabimizin ellialtmci madde- 
sinde genis bilgi verilmisdir. Lutfen oradan da okuyunuz! 

Islamin bes temel ibadetinden biri olan cihadi liiks hayat icin, 
keyf ve hirs icin yapihyor demesi de, Mevdudinin kisiligini ortaya 
koymakdadir. Cihad yapmagi emr eden ayet-i kerimeler ve hadis-i 
serifler tevatiir halini almis oldugundan, burada aynca bildirmege 
liizum gormiiyoruz. (islamda Cihad) kitabmda kendisi de bunlan 
i'tiraf etmekdedir. Ecdadimiz keyf icin, tama' icin cihad yapmadi. 
(I'la-i kelimetiillah) icin yapdi. Cihadi devlet yapar. Ordu yapar. 
Milletin cihadi, ordunun emrinde cahsmakla olur. 

Mevdudi, hak olan mezheblerle, batil olan firkalan birbirine 
kansdirmakdadir. Ehl-i siinnetin gerek i'tikaddaki ve gerekse 
ameldeki mezheblerinin hicbirinde mevdu' ve islama uymayan bir- 
sey yokdur. Yetmisiki bozuk firkamn mevdu', sapik ve islama uy- 
mayan taraflan vardir. imam-i Gazali hazretleri ve ondan once ve 
sonra gelen alimlerin hepsi bu bozuk firkalan tenkid etdiler. Mev- 
dudinin, Filipinlerden ve Hindistandan Portekize kadar ve Buha- 
radan Merrakise kadar iic kit'aya ilm ve san'at sacan, iiniversiteler 
kurmus olan islam me'arifine bozuk damgasim basmasi da, giinesi 
balcikla sivamaga kalkismak gibidir. Bu yazilan yazandan ziyade, 
bu yazan islam alimi sananlara daha cok sasihr. 

Mevdudi, (islamda ihya Hareketleri)nin yetmisdokuzuncu sa- 
hifesinde: (§§h Veliyyullah Dehlevi i'tikaddaki asrhk siibheleri 
izale etdi. Yeni ruh He zihnleri aydmlatdi) diyor. 

-342- 



Sah Veliyyullah Ahmed Sahib Dehlevinin "rahmetullahi teala 
aleyh" de kendisi gibi, dinde reformcu oldugunu bildiriyor. Musli- 
manlarin imanlari asrlarca subhelerle dolu idi demek, hep mez- 
hebsizlik copliigiinden cikan pis kokularm esintileridir. Veliyyul- 
lah-i Dehlevinin, Ehl-i siinnet olduguna eserleri sahid oldugu gibi, 
Abdiillah-i Dehlevi hazretleri de bildirmekdedir. Mevdudiyi de, 
siibheli imamn, iman olmadigmi anlamiyacak kadar cahil sanmiyo- 
ruz. Fekat asrlar boyunca muslimanlarin imanlannm siibheli iman 
oldugunu soylemek, cahillikden daha kotii bir sapikhkdir. Yeryii- 
ziindeki muslimanlarin yiizde doksamm teskil eden Ehl-i siinnetin 
imanlari her asrda dogru idi ve inandiklan seyde de siibheleri yok 
idi. Bozuk firkalar zaten, miislimanhgi temsil edecek bir sayida de- 
gil idi. 

Seksenbirinci sahifesinde, (Hilafet fikri ve doktrini He saltanat 
arasmdaki fark, $ah Veliyyullah tarafmdan izah edilmis ve hadis-i 
serifden, eskilerin pek bilemedigi tablolar onun tarafmdan cizil- 
misdir) diyor. 

Sah Veliyyullahm (Musaffa) denilen kitabmda, (Cagimizm bu- 
dala adamlan ictihadi terk etdiler. Deve gibi, burunlarma takih 
halka ile nereye gitdiklerini bilmiyorlar. Hepsi ayri ayn yollar tut- 
muslar. Miisterek su'ura sahib olmamalan acmacak hallerdendir) 
dedigini overek bildiriyor. 

Sah Veliyyullah-i Dehlevi, hicbir kitabmda Ehl-i siinnet alim- 
lerine budala dememisdir. Dort mezhebden aynlmis olan sapik 
firkalardan sikayet etmekdedir. $ah Veliyyullahm, Ehl-i siinnet 
alimlerine olan saygisim anlatmak icin, onun (izale-tul-hafa) kita- 
bimn ikinci cildinin iicyuzyetmisyedinci sahifesinden birkac satin 
terceme ediyoruz: Resulullah buyurdu ki, (Farisden [ya'ni Iran- 
dan] biiyiik alimler hasil olacakdir). Buhari ve Muslim ve Tirmii- 
zi ve Ebu Daviid ve Nesai ve ibni Mace ve Darimi ve Dare-Kutni 
ve Hakim ve Beyheki ve daha nice biiyiik hadis alimleri "rahme- 
tullahi teala aleyhim ecma'm" hep Farisde yetisdikleri gibi, Ebiit- 
tayyib [Kadi Tahir Taberi] ve seyh Ebu Hamid [isferami] ve seyh 
Ebu Ishak-i $irazi ve Ciiveyni [Abdullah bin Yusiif] ve oglu 
imam-iil Haremeyn Abdiilmelik bin Abdullah Ciiveyni ve imam-i 
Muhammed Gazali gibi fikh alimleri Farisde yetismislerdir. Hatta 
imam-i Ebu Hanife ve Mavera-iin-nehrdeki ve Horasandaki tale- 
beleri de Faris alimleridir ve bu hadis-i serifdeki miijdeye dahil- 
dirler. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Her yiiz senede 
bir miiceddid hasd olacakdir) buyurdu. Buyurdugu gibi, her yiiz 
senede bir miiceddid hasil olup, dini kuvvetlendirdiler. Birinci 

-343- 



yiizyilda, Omer bin AbdiiFaziz, meliklerin zulmlerini kaldinp, 
adaletin esaslanm kurdu. Ikinci yiizyilda, imam-i Safi'i iman bilgi- 
lerini acikladi ve fikh bilgilerini ayirdi. Uciincii yiizyilda Ebiil-Ha- 
sen-i Esari Ehl-i siinnet bilgilerini sekllendirdi ve bid'at sahibleri- 
ni susdurdu. Dordiincu asrda Hakim ve Beyheki ve benzerleri, ha- 
dis ilminin temellerini kurdular. Ebu Hamid ve benzerleri de fikh 
bilgilerini yaydilar. Besinci asrda imam-i Gazali yeni bir cigir acrp, 
fikh, tesavvuf ve kelam bilgilerinin birbirlerinden ayri seyler ol- 
madiklarim bildirdi. Altmci asrda, imam-i Fahriiddin-i Razi, ke- 
lam bilgilerini yaydi. Imam-i Nevevi de fikh bilgilerini yaydi. Boy- 
lece zemammiza gelinceye kadar her asrda bir mticeddid gelerek 
dini kuvvetlendirdi. Yukandaki hadis-i serifi ve benzerlerini, ola- 
cak seyleri haber veren mu'cizedir diyerek gecmemelidir. Bildiri- 
len seylerin ehemmiyyetini ve kiymetlerini de anlamahdir. 

Sah Veliyyullah-i Dehlevi "rahmetullahi teala aleyh" (El-inti- 
bah) kitabinin iiciincii kismmda diyor ki: 

islamm vaciblerinden biri, (Ahkam-i ilahi)yi ogrenmekdir. Bu 
da, Kitabdan, Siinnetden, Eshab-i kiramin ve Tabi'inin eserlerin- 
den ve Kitab ile Siinnetden istinbat olunan bilgilerden ogrenilir. 
Ahkam-i ilahiyyeyi bildiren ilme (Fikh) ilmi denir. Fikh alimleri- 
ne (Fukaha) denir. Fukahamn muhtelif mezhebleri vardir. Sonra 
gelen alimler, bu mezhebleri secmekde ve bunlarla amel etmekde, 
birbirlerinden aynlmislardir. Bunlann cogu, meshur olan mez- 
heblerden birini secmeli, her isde bu mezhebi taklid etmeli dedi. 
Kitabdan, Siinnetden nasibi olmiyan ve alimlerin kitablarmdan 
anlamiyanlar icin, boyle taklid etmek mubarekdir. Fekat taklid 
ederken, Kitaba ve Siinnete uymagi niyyet etmis olmalan sartdir. 
Bir is icin, miictehidin ictihadimn, acik bir ayete veya hadise uy- 
madigmi cok zan ederse, bu isde, Kitaba ve hadise daha uygun 
olan baska miictehide uymahdir. Bu is icin baska mezhebe uymak 
yasakdir dememelidir. Sonra gelen alimler arasmda bir kimse, 
Sunneti ve Eserleri iyi ogrenmis ve islam fukahasmdan birinin 
sozlerini iyi incelemis ise, bir fakihin sened edindigi hadisi, ravile- 
ri ile biliyor ise ve muhalif gortinen hadisleri karsilasdirarak bun- 
lardan htikm cikarabilip, mezhebine hizmet edebiliyor ve mezhe- 
binin imammm usuliine uyarak yeni hiikmler cikarabiliyorsa, boy- 
le ahmlere (Miictehid-i fil-mezheb) denir. Bu yol da mubarekdir. 
Miislimanlarm cogu, kendi memleketlerinde yayilmis olan bir 
mezhebi veya babalarmdan, hocalarmdan isiterek ogrendikleri bir 
mezhebi taklid ediyorlar. Yalmz bir mezhebin kitablarim okuya- 
bilen ve delilleri incelemesini bilmiyen kimseler icin bu yol uygun- 

-344- 



dur. Din bilgileri, (Zahir bilgiler) ve (Nevadir bilgileri) ve (Tahric 

bilgileri), ya'ni alimlerin cikardiklan bilgiler olmak iizere uce ayril- 
misdir. (Fikh), (Tesavvuf) ve akaid fenlerinde hep bu uc ilm var- 
dir. Bu tic fende, bu uc bilgiyi birbirlerinden ayirabilen ve her bil- 
gi icin hiikm koyabilen kimseye (islam alimi) ve (Miictehid) denir. 
Kitabdan, Siinnetden ancak bu alim anlar. Begavi, (Tehzib) kita- 
bmda ve imam-iil haremeyn, (Hidaye)de ve Rafi'i, (Serh-i Ve- 
ciz)de ve izzeddm bin Abdiisselam, (Gaye)de ve Nevevi, (Serh-i 
Miihezzeb)de ve Ebu Amr ibni Salah, (Edeb-iil-fiitya)de ve Bed- 
riiddin Zerkesi, (Kitab-iil-bahr)de diyorlar ki, ilm ikidir. Birincisi- 
ni ogrenmek herkese lazimdir. ikincisini ogrenmek, farz-i kifaye- 
dir. Bunu, taklidden cikip, miictehid olan alim ogrenir. Bir sehrde, 
boyle bir alim bulunursa, baskalarmm ogrenmesi lazim olmaz. 
Boyle alim hie bulunmazsa, hepsi asi olur. Boyle bir alim, bir mez- 
hebe bagh kalmadan, Kitabdan, Siinnetden, icma'dan ve Kiyasdan 
hiikm cikarir ise, buna (Miictehid-i Miistekd) denir. Uzun zeman- 
dan beri, boyle miictehid yokdur. 

Mustekil olmiyan miictehid dortdiir. Birincisi, delil aramakda 
ve hiikm cikarmakda, mezhebinin imamim taklid etmez. imammm 
yolunda oldugu icin, onun mezhebinde oldugu icin, onun mezhe- 
binde oldugu soylenir. Buna, (Miictehid-i miintesib) denir. Bu, 
mutlak miictehiddir. Her zemanda bulunmasi lazimdir. ikincisi, 
mezheb imaminm usul ve edillesine bagh olan (Eshab-i tercfli)dir. 
Buna, (Miictehid-i mukayyed) denir. Ucunciisii, mezhebinin delil- 
lerini bilir. Dordiinciisii mezheb bilgilerini anlar ve nakl eder. 

Ictihad derecesinde olmiyan, ilm ile ugrasmiyan avamin bir 
mezhebi taklid etmesine izn verilmisdir. ictihad derecesinde ola- 
nin taklid etmesi ise, mezmumdur. (El-intibah)dan terceme te- 
mam oldu. El-intibahm (Ithaf) ismindeki hasiyesinde, (Mezheb 
taklidini birakip, dogruca ayete, hadise gore is gormeli soziinii Sah 
Veliyyullah soylememisdir. Bu sozii Sevkani soylemisdir) diyor. 
(Sevkanmin sozii efdal ve ekmeldir) diyerek, mezhebsiz oldugunu 
ortaya koyuyor. 

Sah Veliyyullahm yukandaki yazilan, Mevdudinin sapik oldu- 
gunu, Ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" kiymetlerini anlamamis oldugunu acikca gostermekdedir. 
Her asrda gelen islam alimlerinin, hadis-i serifle ovulmiis oldukla- 
nm, hepsinin aym yolda olup, Resulullahm yolunu yaymis ve kuv- 
vetlendirmis olduklanm bildirmekdedir. 

Sekseniiciincii sahifesinde, biisbiitiin sapitiyor. Bakimz ne he- 
zeyanlar savuruyor: 

-345- 



(Hanefi ve $afil mezheblerindeki fikh bakimmdan goriis ayn- 
hgi dolayisiyle, herbiri kendi goriisiinii mudafe'a icin, otekine ga- 
razkar hiikmler veriyor ve karsismdakine asm derecede tehliikeli 
bir hal ahyor. Her mezheb teferru'at He dolup tasmakda ve haki- 
katler, tefsir bollugu icinde gayb olmakdadir) diyor. 

Bu hezeyanlar, mezheb imamlarma, btiyiik bir iftiradir. Hicbir 
fikh kitabinda, dort mezhebden biri icin garez ve hased ile yazilmis 
tek bir kelime yokdur. Hatta her mezheb, zor durumda kalmca, 
baska mezhebi taklid etmegi, caiz gormekdedir. Abdiilgani Nablii- 
si "rahmetullahi teala aleyh" hazretleri (Hulasat-iit-tahkik) kita- 
binda, bunu uzun anlatiyor. Bu kadar bozuk, sacma ve bu kadar 
acik yalan ancak perde arkasmdan islama saldiran bir sapigm ya- 
pacagi bir isdir. Kitabimizm 97. ci sahifesinde, bu konuda genis bil- 
gi vardir. Liitfen oradan okuyunuz! Zevalh Mevdudi, islamm mii- 
him konulan olan kelam ve fikh bilgilerine dalmaga ozenmis, fekat 
acemi oldugundan bogulup gitmisdir. 

Doksamnci sahifede, Sah Veliyyullahi overek, onun (Tefhimat) 
kitabindan su satirlan aldigini bildiriyor: 

(Bu zemanda ilahi bilgilehn ruhuna uygun olan gercek, Hanefi 
ve $afil mezheblerini birlesdirmekdir. Tefsirleri tekrar gozden ge- 
cirmeli ve hadis-i seriflere karsi olan kismlan elemeli, esassiz ve 
degersiz ne varsa cikarmahdir). 

Bunlan okuyunca, dmini ve mezhebini bilen ve seven bir mtis- 
limanin tepesi atacak gibi oluyor. Sah Veliyyullah gibi btiyiik bir 
zatin boyle sapik fikrler yaymasi inamlacak sey degildir. Bunu din 
kardeslerimize isbat etmek ve Mevdudmin ytizkarasim aciga ci- 
karmak icin, Pakistandan (Et-tefliimat-iil-ilahiyye) kitabim getirt- 
dik. Iki cild olup 1387 [m.1967] de Pakistanda basilmisdir. ikinci 
cildin yiizkirkikinci sahifesinde diyor ki, (islamiyyetin ash ayet ve 
hadisdir. Baska kaynak yokdur. Diinya islerinde htikm vermek 
icin ictihad etmek de caizdir. Bir is icin eskiden hiikm verilmis ise 
bu degisdirilemez. Din bilgilerinde kiyas ve icma' yokdur). Mez- 
hebsizler, (ictihad kapisi kapanmaz. Her zeman ictihad yapihr) di- 
yerek din bilgilerini degisdirmek istiyorlar. Bu sozlerine Sah Ve- 
liyyullahi sened gosteriyorlar. Halbuki, Sah Veliyyullahin yukari- 
daki yazisi, din bilgilerinde ictihadi ve kiyasi hie kabul etmedigini 
acikca bildiriyor. Mevdudi gibi ve Seyyid Kutb gibi mezhebsizle- 
rin sozlerinin ve senedlerinin ciiriik oldugunu gosteriyor. ikiyiiz- 
doksamnci sahifesinde buyuruyor ki, (Buhari ve Muslim ve Sii- 
nen-i Ebi Daviid ve Tirmtizi gibi hadis kitablanm ve Hanefi ve Sa- 
fi'i fikh kitablanm okuyunuz! (Avarif-iil me'arif) kitabina ve 

-346- 



(Naksibendiyye risalesi)ne sanlmiz! Bu biiyiikler, zikrleri ve (yad-i 
dast)i oyle acik yazmislardir ki, bir miirsidin ogretmesine liizum 
kalmamisdir. Tesavvuf biiyiiklerinin nisbetlerine kavusmak, cok 
biiyiik bir ni'metdir). Ucyiizbirinci sahifesinde diyor ki, (Resulul- 
lahi "sallallahii aleyhi ve sellem" rii'yada gordiim. Hangi mezhe- 
bin ve hangi tarikatin daha iyi oldugunu, daha cok sevdigini sor- 
dum. Biitiin mezhebler ve tarikatlar miisavidir. Hicbirinin dige- 
rinden ustunlugii yokdur buyurdu). (Tefhimat)m birinci cildinin 
ikiyuzyetmisyedinci ve ikiyiizyetmisdokuzuncu sahifesinde diyor 
ki, (Miislimanlar mezheblere aynlmisdir. Alimler, Resulullahdan 
gelmis bulunan islamiyyeti bildirmislerdir. Bircok bilgilerde bir- 
lesmis, bir kismmda da ufak aynhklar olmusdur. Fekat, sivad-i 
a'zam, ya'ni cogunluk, dogru yola sanlmis, kendilerine uymryan- 
lan inkar etmislerdir. Muhalifler, korkudan saklanmis veya (Ta- 
kiyye) ya'ni ikiyiizluliik yapmislardir. Bu halleri de bid'at sahibi 
olduklanni gostermekdedir. Hak mezheblerin birlesdigi bilgilere 
sanlmah, aynldiklarmi da inkar etmemelidir. Peygamber olmiyan 
belli bir kimsenin mezhebine uymak farzdir diyen kafir olur. O 
kimse yaratilmadan once de islamiyyet vardi. Fikh alimleri bildir- 
mislerdi. Miislimanlar, her zeman dogru mezheblerden birine uy- 
muslardir. Ciinki, o mezheb imammm, Resulullahdan "sallallahii 
aleyhi ve sellem" gelen islamiyyeti dogru olarak bildirdigine inan- 
mislardir. Kalbime oyle geliyor ki, encok yayilmis olan Hanefi ve 
Safi'i mezheblerinde bugiin mevcud olan bilgileri hadis kitablan 
ile karsilasdirmak uygun olur. Ash bulunmiyan bilgileri cikarmca, 
iki mezheb birlesmis gibi olur. Geride kalan bilgilerde ortak olan- 
lar ahmr. Ortak olmiyanlar da ruhsat ve azimet olarak aynlmis 
olur. Zaruret halinde, ruhsat olamna uyulur) diyor. Burada mez- 
hebsizlere de kesin cevab vermekde, (Bunlardan olmiyan miisli- 
manlar miisrikdir) sozlerinin kiifr oldugunu acik olarak bildir- 
mekdedir. [Sah Veliyyullahm (Ash bulunmiyan bilgiler) dedigi, 
cahil din adamlarmm yazdiklan kitablara kendiliklerinden have 
etdikleri bilgilerdir. Boyle bilgiler Hanefi ve Safi'i mezheblerinin 
temel kitablarmda ve hadis-i seriflerde yokdur. Boyle bilgiler te- 
mizlendikden sonra, iki mezheb arasmda ayrihk cok az oldugu 
goriilur. Ciinki hadis-i seriflerde acik bildirilmis olan bilgilerde iki 
mezheb arasmda, hatta dort mezheb arasmda hie fark yokdur. 
Acikca bildirilmemis olan bilgilerin cogunda da fark yokdur. 
Farkh olanlar azdir. Farkh olanlarm kolay olanlarma (Ruhsat) 
denir. Kolay olmiyanlarma (Azimet) denir. Kitabimizin basinda 
bu konuda genis bilgi verilmis idi. Liitfen oradan da okuyunuz!] 
Mevdudmin koz olarak yalmz son ciimlesini aldigi yukandaki ya- 

-347- 



zi, hie de onun goriisunii desteklememekde, mezhebleri cahillerin, 
bid'at sahiblerinin kansdirdiklan iftiralardan kurtarmakdadir. Ni- 
tekim, ikiyiizsekseniicimcu sahifesinde, bunu daha acikhyarak bu- 
yuruyor ki, (Allahii tealamn razi oldugu sey, once Kur'an-i kerimi 
ve hadis-i serifleri arasdirmakdir. Bir kimse, bu ikisini anhyabilir- 
se, bunlardan bilgi cikarabilirse, bliylik ni'mete kavusmus olur. 
Bunlan anhyamazsa, gecmis alimlerden bunlan dogru olarak, 
siinnete uygun olarak anlamis ve anladiklarim acikca bildirmis ol- 
duguna inandigi birinin re'yine [ya'ni mezhebine] uymahdir. Ara- 
bi bilgileri, medrese derslerini bunlan anlamak icin ogrenmek la- 
zimdir. Baska niyyetlerle ogrenmemelidir!). Goriiliiyor ki, Sah 
Veliyyullah-i Dehlevi de, miictehid olan alimlerin baska bir miic- 
tehide uymalarim men' etmekde, bizim gibi cahillerin ise, hak 
olan mezheblerden birine uymamiz lazim geldigini bildirmekde- 
dir. 

Sah Veliyyullahm (El-insaf) ve (Ikd-iil-Ceyyid) kitablannda 
dort mezhebi oven degerli yazilan (Se'adet-i Ebediyye)de uzun 
bildirilmisdir. Bu iki kitabi arabi olup, 1395 [m. 1975] de, Istanbul- 
da, ofset yolu ile yeniden birlikde basdinlmislardir. Tiirkce 
(Ni'met-iil-islam) kitabmda (Mezhebler birlesdirilemez. (Miilef- 
fik) olmak batildir) diye meydan okuyor. Hindistanda yazilmis 
olan arabi (Fetava-yiil-haremeyn) ve farisi (Seyf-iil-ebrar) kitabla- 
nnda ve Abdiilvehhab-i Sa'rani hazretlerinin "rahmetullahi teala 
aleyh" (Mizan) kitabimn onsoziinde (Mezheb) ne demek oldugu- 
nu cok giizel anlatiyor. Mezheblerin birlesdirilemiyecegini vesika- 
larla isbat ediyorlar. Bu tic kitab, istanbulda, ofset yolu ile ayn ay- 
n basdirilmisdir. Bin seneden beri soz birligi ile (olamaz) denilen 
bir isi yapmaga on ayak olmak, islamiyyeti tersine cevirmek de- 
mekdir. Bunu savunanlar, miisliman midir, yoksa islam diismam 
midir? Bunun takdirini okuyanlara birakiyoruz. 

Sah Veliyyullah-i Dehlevinin (Heme'at) kitabi, basdan basa, 
tesavvufu, tarikatleri anlatmakda ve ovmekdedir. Farisi olup, bin- 
dokuzyiizkirkdortde, Pakistanda basilmisdir. Cesidli sahifelerinde 
diyor ki: Salik, hadis kitablanm ve Sahabe ve tabi'inden gelen ha- 
berleri inceliyecek kadar alim degilse, dort mezhebden birini tak- 
lid etmelidir. Butiin tarikatler, i'tikadda, farzlan yapmakda ve ha- 
ramlardan sakmmakda birbirlerinin aynidir. Zikrler ve nafile iba- 
detleri yapmakda aynlmislardir. Zikr ederken, diinya diisiinceleri 
gelirse, tevecciihii kuvvetli olan zatm yamnda oturup, ona tevec- 
ciih etmelidir. Yahud, mesayih-i kiramm temiz ruhlarma tevecciih 
etmeli, kabrlerini ziyaret edip, cezb olunmasi icin yalvarmahdir. 

-348- 



Zikrden nefse sikinti gelirse, bunun, cesidli sebebleri vardir. Bun- 
lardan biri, bulundugu tarikat mesayihma, ya'ni miirsidlerine kar- 
si edebe aykin davranmakdir. Salik, sebebini anhyamazsa, seyh te- 
vecciihii ve firaseti ile anlar ve bildirir. Bu fakir [ya'ni Veliyyullah 
Dehlevi], batinim ile, ruhlar alemine tevecciih etdim. Her tarika- 
tin, buraya ayn nisbetleri oldugunu anladim. Tiirbelerde i'tikaf et- 
mek de, ilerlemege yardim eder. Selef-i salihine dil uzatmak, yol 
kesen sebeblerdendir. Zikr meclislerine meleklerin rahmet sacdik- 
lan, zikr edenlerin etrafim nur kapladigi cok goriilmekdedir. Bir 
insamn ruhu, Peygamberlerin veya Evliyamn temiz ruhlari ile ve- 
ya meleklerle baglantih olursa baskalarma bildirilmiyen seyler bu- 
na bildirilir. insan bir kimsenin Veli oldugunu anlayip, onu sever- 
se, ruhu onun ruhuna baglamr. Yahud miirsidini veya salih olan 
ceddini severek onun ruhuna baglamr. Ondan feyz ahr, faidelenir. 
Evliyamn kabrlerini ziyaret etmek, Kur'an-i kerim okuyup, sada- 
ka verip, sevabim ruhlarma gondermek, eserlerine, evladina saygi 
gostermek, onlarm ruhlari ile baglanmaga yardim eder. Onlan 
rli'yada gortir. Tehliikeli yerlerde, kendi sekllerinde goriinerek 
yardim eder, kurtanrlar. Ruhlardan faidelenmege (Uveysi olinak) 
denir. Abdiilkadir-i Geylani hazretlerinin cezbi cok kuvvetli oldu- 
gu icin, kabrinde, diri olanlar gibi tasarruf yapmakdadir. Bu fakir 
[ya'ni Veliyyullah-i Dehlevi], mesayihin ruhlarma tevecciih ede- 
rek, cesidli faidelere kavusdum. Mesayihm vefatmdan besyiiz sene 
gecince bedendeki tabi'i kuvvetler, hie kalmaz. Kabrlerini ziyaret 
edenlere te'sirleri daha fazla olur. Ruha tevecciih ederek, ondan 
istifade iki siiretle olur: Birincisi, ruhlarmm birbirlerine baglandi- 
gim diisiinmekdir. Bu, birisini aynada gormege benzer. ikincisi, 
kabrini ziyaret edip, onu diisiinmekdir. Bu, goziinii acip, birini kar- 
sismda gormege benzer. 

Veliyyullah-i Dehlevi "rahmetullahi aleyh", (izale-tiil-hafa) ki- 
tabmm besyiizyirmiikinci sahifesinde diyor ki, (Dort mezhebin 
ruhsatlanni, ya'ni kolayhklarim toplamak, Kur'an-i kerimde ve ha- 
dis-i seriflerde apik bildirilen nasslarla ve selef-i salihinin icma'i ile 
ve acik olan kiyas ile yasak edilmedigi zeman caiz olur.) Gortiliiyor 
ki, Sah Veliyyullah, mezhebleri birlesdirmeli demiyor. Kolayhkla- 
rim almagi bile, sartlara baghyor. izale-tiil-hafa kitabi farisi olup, 
Urdu diline tercemesi ile birlikde, 1386 [m. 1966] da Pakistanda 
basilmisdir. 

Mevdudi, (islamda ihya Hareketleri) kitabmda, Ehl-i siinnet 
alimlerine saldirmaga devam ederek, doksanbirinci sahifesinde, 
yine onun (Musaffa) adh kitabindan alarak, (ictihad her devrde 

-349- 



lazimdir. Muayyen birmezhebe uymasa bile, yeni hiikmler cikar- 
mak liizumludur. Qiinki, her zemamn hususiyyetlerine gore ilahi 
miikellefiyyetler sartdir. $imdiye kadar yazilmis olan mezheb ki- 
tablan hem yetersiz, hem de aynhklarla doludur. islamm prensip- 
leri He bu aynhklan izale etmek tek cikar yoldur) diyor. 

Agzmm suyunu akitarak ucurdugu, pek hosuna giden bu ba- 
lonlan da, Veliyyullah-i Dehlevinin sisirmis oldugunu soylemek- 
dedir. O biiyiik alimi kendine yalanci sahidi yapmakdadir. Bu ifti- 
ralan, kendi ic yiiziinu ortaya koymakda, maskesini kaldirmakda- 
dir. Bakimz, sah Veliyyullah-i Dehlevi, meshur (izale-tul-hafa) ki- 
tabinin onsoziinde ne buyuruyor: 

(Kur'an-i kerimde bildirilmis olan ahkamin cogu, miicmeldir. 
Selef-i salihmin tefsirleri olmadan coziilemez, anlasilamazlar. Bir 
kisinin bildirmis oldugu hadis-i seriflerin cogu, Selef-i salihinden 
cok kimse bildirmedikce ve miictehidler bunlardan ahkam cikar- 
madikca, sened olamazlar. O biiyuklerin cahsmalan olmasaydi, 
birbirlerine uymuyor sanilan hadis-i serifler bir araya getirilemez- 
lerdi. Bunun gibi, butiin din bilgileri, mesela (ilni-i kiraet) ve 
( ilin-i tefsir) ve (ilni-i akaid) ve (ilni-i siiluk) [yani tesavvuf ilmi], 
o biiyiiklerden gelmis olmadikca, sened olamazlar. Biitiin bu bil- 
gilerde, Selef-i salihine kaynak olan, lsik tutan, Eshab-i kiramdir. 
Selef-i salihmin yapisdiklan direk, Hulefa-i rasidmin etekleridir. 
Bu ash, bu diregi kirmaga cahsan kimse, biitiin din bilgilerini yik- 
mis olur). 

(izale-tiil-hafa)nin yirmibirinci sahifesinde diyor ki, (Miictehid 
olmak icin, fikh bilgilerinin cogunun, Kur'an-i kerimden ve hadis-i 
seriflerden ve icma'dan ve kiyasdan, edille-i tafsiliyyelerini bilme- 
si lazimdir. Her hlikmun delilini bilmelidir. Delile zann-i kavi ha- 
sil etmelidir. Bu zemanda, miictehid olabilmek icin bu bes ilmde 
miitehassis olmak sartdir: ilm-i kitab-i kiraet ile ilm-i tefsir, ilm-i 
hadis ki, her hadisi senedleri ile bilmesi ve sahihi, za'ifi hemen ta- 
nimasi, uciincusii, ilm-i ekavil-i selefdir. Ya'ni her mes'ele icin se- 
lef-i salihmin ne dediklerini bilmelidir ki, icma'dan disanya cik- 
masin. Bir mes'ele iizerinde iki baska kavl olmus ise, kendisi bir 
iiciincii yola sapmasin. Dordiinciisii, ilm-i arabiyyet, ya'ni, lugat, 
nahv, mantik, beyan, me'ani, belagat ve sair arabi ilmlerdir. Besin- 
cisi, ilm-i turuk-i istinbat ve viicuh-i tatbik-i beynel-muhtelifeyn- 
dir. Boyle derin bir Slime miictehid denir. Boyle bir alim, ciiz'i 
mes'elelerden birinde cok dusuniir. Buna benziyen her hiikmii, 
delilleri ile birlikde inceler. Muhakkak bilmelidir ki, Kur'an-i ke- 
rimi tefsir edebilmek icin de, bu bes ilmde derin miitehassis olmak 

-350- 



lazimdir. Bunlardan baska, ayet-i kenmelerin sebeb-i nuzulunii bil- 
diren hadis-i serifleri de bilmeli. Selef-i salihmin "rahmetullahi te- 
ala aleyhim ecma'in" tefsir icin soylediklerini bilmeli, hafizasi, an- 
layisi cok kuvvetli olmah. Ayet-i kenmelerin siyak, sibak ve tevcih- 
lerini ve benzeri seyleri iyi anlamahdir.) Mevdudi ve Seyyid Kutb 
ve Hamidullah gibi ictihad yapmaga ve tefsir yazmaga kalkisanlar, 
bunlan okusunlar da, islam alimlerinin buyukluklerini, yiikseklik- 
lerini anlasinlar. Fekat o anlayis da, biiyiik meziyyetdir. Bunu an- 
lamiyanlann veya anlamagi ve anlasilmasim istemiyenlerin, islam 
alimi maskesi altmda, islamiyyeti icerden yikmaga cahsdiklan orta- 
ya cikmakdadir. Allahii teala, boyle sinsi islam diismanlarma al- 
danmakdan miislimanlan muhafaza buyursun! Krymetli okuyucu- 
lanmizm, mezhebsizlerin yanlis ve cok tehlikeli yazilanna aldan- 
mamalan icin, (ictihad) iizerinde asagida, ayn bir madde halinde 
bilgi vermegi uygun gordiik. 

45- iCTIHAD: Kryamet alametlerinin, simdi cogu cikmis, her 
yere yayilmisdir. Bu alametlerden biri, cahiller cogalacak, ilm 
adamlan azalacakdir. Cahiller, dinde soz sahibi olup, herkese yan- 
lis yol gostereceklerdir. Bu alametler, (Tezkire-i Kurtubf) muhta- 
sarmdaki hadis-i seriflerde ve (Birgivi) vasiyyetnamesinde uzun 
yazihdir. O halde miislimanlar uyamk olmahdir. Her soze giiven- 
memelidir. Hutbelerde, kitablarda ve gazetelerde, (Ehl-i siinnet) 
alimlerini ve bunlarm kitablanm bildirmeyip, ayet-i kerimelerden 
ve hadis-i seriflerden, kendi kafalanna gore ma'na cikaranlara 
inanmamahdir. Mezhebsizler, ya bid'at sahibi sapikdir, yahud ka- 
firdir. Bunlarm her ikisi de, her zeman din adami kihgma girerek 
miislimanlan aldatmislar, dogru yoldan cikarmislardir. Mezhebsiz- 
lerin bildirdikleri ayet-i kerimelere ve hadis-i seriflere, Ehl-i siin- 
net alimlerinin nasil ma'na verdiklerini aramah, isin dogrusunu 6g- 
renmelidir. Bunun icin de, guvenilen (ilin-i hal) kitablanm okuma- 
hdir. (Ehl-i siinnet) alimleri, ayet-i kerimelerin ve hadis-i seriflerin 
hepsini incelemis, kill kirk yararak dogru ma'nalanm bulmuslar. 
Kitablara yazmislardir. Simdi biraz arabi bilen din cahilleri, kendi- 
lerini miictehid samyorlar. Biz fakiilteyi de bitirdik, diploma aldik 
diyerek islam alimlerini kiiciik goriiyorlar. Halbuki, bir zemanda 
yasamis olan miictehidlerin (icma'), ya'nisozbirligi ile bildirmis ol- 
duklan birsey, dinde zaruri olan seylerden ise, ya'ni cahillerin bile 
isitdigi, heryere yayilmis bilgilerden ise, bu seye inanmak da, uy- 
mak da farzdir. Boyle icma'a inanmiyan kafir olur. inamp da uy- 
miyan, fasik olur. icma' ile bildirilmis olan sey, zaruri bilinen sey- 
lerden degil ise, buna inanmiyan kafir olmaz. (Bid'at sahibi) sapik 
olur. Uymiyan yine fasik olur. Giinah islemis olur. 

-351- 



ibni Melek, (Usul-i fikh) kitabmda, icma' bahsinde diyor ki, 
(Bir zemanda yasamrs olan mtictehidler, birseyin nasil yapilacagin- 
da, sozbirligine varamamis, baska baska soylemisler ise, bunlardan 
sonra gelen alimlerin bunlann sozlerinden birine uymasi lazimdir. 
Baska diirlii soylemeleri caiz degildir, batildir. Boyle oldugunu bii- 
tiin alimler sozbirligi ile beyan buyurmuslar, icma' hasil olmusdur). 
Simdi diinyamn hicbir yerinde bir miictehid yokdur. Miictehid, ic- 
tihad derecesine yiikselmis derin islam alimi demekdir. Simdi yer- 
yiiziinde hie miictehid bulunmadigim kendiligimizden soylemiyo- 
ruz. Bunu biitun alimler, Mevdudinin yalanci sahid yapmaga kal- 
kisdigi sah Veliyyullah-i Dehlevi hazretleri de bildiriyor. Mesela, 
Ibni Abidin, Diirr-iil-muhtardaki, (muezzinlerin cok bagirmalan, 
nemazlanni bozar) yazismi aciklarken, Resulullahm "sallallahii 
aleyhi ve sellem" vefatmdan dortyiiz sene sonra (Kiyas) kalmadi. 
Ya'ni kiyas yapan derin alim kalmadi. Bir isi, baska ise benzeterek 
hiikm cikarabilecek (Mutlak miictehid) kalmadi buyuruyor. Evet 
her yiiz senede bir ictihad derecesine yiikselmis olan derin alimler, 
ya'ni miiceddidler gelecegi hadis-i serifde bildirilmisdir. Bu mii- 
ceddidler, (Mezhebde miictehid)dir. Bunlar kiyaslar yapmak, yeni 
ictihadlarda bulunmak vazifesini iizerine almamislar, bulundukla- 
n mezhebin imamlarimn ictihadlarim tazelendirmege, halki irsad 
etmege cahsmislardir. Yeni ictihadlara ihtiyac olmadigim gormtis- 
ler, Ehl-i siinnet bilgilerini kuvvetlendirmege ehemmiyyet vermis- 
lerdir. Miictehid olmiyan her miislimana (mukallid) denir. Simdi 
yeryiiziindeki biitun miislimanlar, mukallidiz. Bir mukallid, ne ka- 
dar alim olursa olsun bunun bir is iizerinde, once gelmis miictehid- 
lerin bildirdiklerinin dismda ayn bir ictihadda bulunamiyacagi, ib- 
ni Melekin "rahmetullahi teala aleyh" bildirdigi, yukanda yazih 
sozbirliginden anlasilmakdadir. (Ummetim, dalalet iizerinde bir- 
lesmez) hadis-i serifi, alimlerin bu sozbirliginin hidayet oldugunu, 
dogru oldugunu gostermekdedir. 

46 — Mevdudi, Cestiyye tarikatimn btiytiklerinden olan hoca 
Kutbiiddin Mevdudi Cestmin torunlarmdandir. Ecmirde medfun 
olan Mu'iniiddin-i Cesti, Kutbiiddinin halifelerinden Osman Ha- 
runmin halifesidir. Kutbiiddin Mevdudi 527 [m. 1132] de Cestde 
vefat etdi. Cest, Hirat kariyyelerindendir. Mevdudi, 1321 [m. 
1903] senesinde Haydarabadda dogdu. 1399 [m. 1979] Eyliil aym- 
da Amerikada oldii. Pakistanda defn edildi. Gazeteci olarak haya- 
ta atildi. ilk olarak 1927 de (islamda Cihad) kitabim yazdi. Bu ki- 
tabmda ihtilal fikrlerini yayiyordu. Arabcaya terceme edilince, 
Hasen-el-Bennamn diisiincelerine te'sir ederek Misrda devlete 
karsi gelmesine ve olduriilmesine sebeb oldu. Mevdudinin ilmiki- 

-352- 



fayetsizligi, boyle sayisiz miislimanlari, maddi ve ma'nevi oltime 
suriiklemisdir. Ciinki, hicbir islam alimi, siyasete kansmamis, ihti- 
lali hatirmdan bile gecirmemisdir. Milleti ilm ile, nasihat ile irsad 
etmislerdir. islamiyyetin ihtilal ile degil, ilm ile, adalet, ahlak ile 
yayilacagmi bildirmislerdir. Mevdudi, islamin biitun ana prensible- 
rini kendi mantigi ile cozmege kalkismis, islam alimlerinden ve is- 
lam bilgilerinden hep ayrilmisdir. Kitablan incelenirse, kendi man- 
tigim, kendi dusiincelerini, islamiyyet olarak yaymak cabasmda ol- 
dugu kolayca sezilir. islamiyyeti, modern hiikumet sekllerine uy- 
durmak icin cesidli kiliklara sokmakdadir. islamin hilafet miiesse- 
sesine de, kendi hayaline gore sekl vermekde, halifelerin hemen 
hepsine hiicum etmekdedir. ingilizler ve onlarm usaklan tarafin- 
dan, islam alimlerinin ve dolayisiyle, islam bilgilerinin yok edilme- 
si, bunun sapik fikrlerinin yayilmasim kolaylasdirdi. islam alimle- 
rinin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" kitablanm okuyup an- 
hyacak seviyede olmiyan cahiller, onu bir alim ve miicahid samver- 
di. Onun siyasi diisuncelerine genis islami bilgi denildi. 

Mevdudi, miislimanlann bu fetret halinden faidelenmesini de 
becerdi. Dim siyasete alet ederek, siyasi kimselere yanasdi. Hind 
miislimanlarimn milli hareketlerine karisdi. Uyamk miislimanlann 
ve islam mucahidlerinin basarilanm kendisine mal etmek icin, cok 
yazilar nesr etdi. Bu yazilarmda, kendisine milli onderlik ve telkin 
edicilik siisii verdi. Cok kurnaz davranarak, partinin basina gecdi. 
Halbuki, Pakistamn kurulmasi fikrini ortaya koyanlar ve bu yolda 
cahsanlar baskalanydi ve sayilan cokdu. Baslarmda Ali Cinnah bu- 
lunuyordu. (Eshab-i Kirain) kitabimn 313. cii sahifesinde sfi oldu- 
gu bildirilen Ali Cinnah, Hind mlislimanlarma istiklal fikrini asi- 
larken ve onlan birlesmege caginrken Mevdudi, kendi cikarma is- 
teklerde bulundu. Fitneyi onlemek icin habs edilmesine fetva ve- 
rildi. Fitne basdinhp, 1366 [m. 1947] senesinde Pakistan devleti te- 
sekkiil edince, 1950 yilmda serbest birakildi. Ehl-i siinnetin temiz 
miislimanlari, yeni devlet icinde islam da'vasim giiderken, Mevdu- 
di, (Kadiyani) denilen bozuk bir din ile fikrleri mesgul etmege 
basladigindan,1953 de mahkeme olunarak 26 ay daha habs edildi. 
O, habsde iken, miislimanlari koruyan anayasa hazirlanmisdi ve 
1956 da kabul edildi. Fekat habsden cikar cikmaz, ihtilal fikri asi- 
layan yazilan, ortahgi hemen kansdirdi. Anayasamn yasak edil- 
mesine ve orfi idarenin i'lanma sebeb oldu. 1962 de yeni anayasa 
yiirurliige kondu. Fekat Mevdudi rahat durmadi. islam cema'ati 
teskilatimn kapatilmasma da sebeb oldu. 1964 basinda tekrar habs 
olundu. Fekat genel afvdan istifade ederek az zeman sonra kurtul- 
du. insan haklari ve adalet diye bagirarak ihtilal cikarmak sevdasi- 

- 353 - Faideli Bilgiler - F:23 



na dtisdu. Kismirde kansikhklara yol acdi. Hindliler bundan faide- 
lenerek Kismire saldirdi. Hiikumet korkunc ve giic durumlarla kar- 
silasdi. Biitiin bu cilgmliklanyle kanaat edemiyen Mevdudi, el al- 
tmdan Siiudi Arabistan ile de is birligi yapdi. Mezhebsizligi her is- 
lam iilkesine yaymak icin kurulmus olan Medinedeki Vehhabi isti- 
sare hey'etine a'za oldu. Fekat (Bir zalime yardim edene, Allahii 
teala o zalimi musallat eder) hadis-i serifi tecelli ederek, yanasmak 
istedigi kimseler tarafmdan yine habs olundu. 

Karasi medresesinin miidiri ve (Pakistan medreseleri vifaki)mn 

reisi Muhammed Yusiif Benuri, 1397 [m. 1977] senesinde vefat et- 
di. (El-iistad-iil mevdudi) kitabinda, Ebiil'ula Mevdudinin ehliy- 
yetsiz ve mezhebsiz oldugunu uzun anlatmakdadir. Bu kitab arabi 
olup, Istanbulda ofset ile basdinlmisdir. Yedinci sahifeden basliya- 
rak diyor ki: Mevdudi, ugursuz bir tesadiif olarak, cocuklugunda, 
Niyaz Fethpuri isminde bir miilhidi katib yapdi. Bunun sapik fikr- 
leri ile bozuldu. Bunun yardimi ile, cesidli mecmu'alara yazi vere- 
rek gecimini sagladi. Sonra, (Cem'iyyet-ii ulema'il-Hind) idaresini 
ele aldi. Miifti Muhammed Kifayetullah ve seyh Ahmed Sa'id-i 
Dehlevmin yardimlan ile (Muslim) mecmu'asmi cikardi. 1352 [m. 
1933] de (Tercuman-iil-Kur'an) mecmu'asmi cikardi. Sonra dort 
arkadasi ile birlikde, (Dar-iil-islam) idaresini kurdular. Bu arka- 
daslan, Muhammed Manzur Nu'mani, Ebiil Hasen Ali Nedvi Luk- 
nevi, Emin Ahsen-ii-islahi ve Mes'ud Alim-iil-Nedvi idi. Nihayet, 
1360 [m. 1941] de (El-cema'at-iil-islamiyye) idaresini te'sis etdi. 
Akici kalemi ile yazilar nesr etdi. Seyh Miinazir Ahsen-iil-Geylani, 
Seyyid Siileyman-iin-Nedvi, Abdiilmacid Deryabadi gibi meshur 
kimselerin medh ve senalarma kavusdu. Fekat fikrlerini yaymaga 
baslayinca, ileriyi goren ilm adamlarmda tereddiidler hasil oldu. 
Kitablarma karsi ilk reddiyye yazan seyh Miinazir Ahsen-iil-Gey- 
lani oldu. Abdiilmacid Deryabadinin cikardigi (Sidk-ul-cedid) 
mecmu'asmda, (Yeni bir haricf) bashgi ile ilk reddiyyesini yazdi. 
Sonra, Siileyman-iin-Nedvi ve Hiiseyn Ahmed-iil Medeni, Mevdu- 
diye reddiyyeler yazdilar. 

Mevdudinin sapitmasma sebeb, din bilgilerini ehlinden ogren- 
medi. Arabi ilmlerde meharet kazanamadi. Hakiki din alimlerinin 
sohbetlerine kavusamadi.ingilizce ve arabi lisanlanni, okumakda 
ve yazmakda ve konusmakda basanh olmadi. Arabi olarak nesr et- 
digi kitablarmm hepsini urdu dili ile yazmis ve seyh Mes'ud alim- 
iin-Nedvi ve talebesi tarafmdan arabiye terceme edilmisdir. Uzer- 
lerinde Mevdudi ismi yazih oldugundan, okuyanlar, Mevdudinin 
arabi olarak yazdigim zan etmekdedirler. 

-354- 



Mevdudi bir din adami degildir. Bir siyaset adamidir. Urdu di- 
linde akici bir kalemi vardir. Fekat, kitablarmm zaran, faidelerin- 
den biiyiikdiir. Serleri, hayrlarma galibdir. Bilhassa urdu dilinde 
nesr etdigi kitablarmda, Eshab-i kirama dil uzatmakdadir. Halife-i 
rasidinden olan hazret-i Osmani lekelemekdedir. islamiyyetin lsti- 
lahlarmi ve ayet-i kerimeleri degisdirmekdedir. Selef-i salihine ha- 
karet etmekdedir. Biitiin yazilan, mevki' ve koltuk kapmak arzu- 
sunu acikca gostermekdedir. Vehhabilerin kurmus oldugu (Rabi- 
tat-iil-alem-il-islami) teskilatmm a'zalan ve Necddeki, Riyaddaki 
mezhebsizler, Mevdudiyi seviyorlar. Arabi kitablanm diinyaya ya- 
yiyorlar. (Sarra') sahibi Kusaymi ve (Cami'at-iil-Medine) miider- 
rislerinden Nasir Albani bunlardandir. Pakistandaki din adamla- 
rmdan Muhammed Zekeriyya da, once Mevdudinin yazilanm be- 
geniyordu. Sonra sapikhgini, dalaletini anlaymca, kendisine nasi- 
hat mektubu yazdi. Sonra, onun bozuk fikrlerini bildiren bir risale 
nesr etdi. Doktor Abdiirrazzak Hezarevi Pakistani, bunu urdu di- 
linden arabiye terceme ve serh ederek nesr eyledi. Bunu okuyan- 
lar, Mevdudinin fikrlerini iyi anlar. Fikrlerinin bir kismi fiskdir. Bir 
kismi bid'atdir. Bir kismi ilhaddir. Bir kismi dinde cahil oldugunu 
gosteriyor. Bir kismi, din bilgilerini iyi kavnyamadigmi bildiriyor. 
Cesidli yazilan birbirlerini nakz etmekdedir. 

Hindistanda, her firkadan, her mezhebden alimler, 27 Sevval 
1370 ve 1 Agustos 1951 giinii, toplanarak, Mevdudinin ve kurmus 
oldugu (El-Cema'at-ul-islamiyye)nin muslimanlan helake ve dala- 
lete siiriikledigine karar verip bu fetvayi kitab ve gazetelerle nesr 
etdiler. (El-Ustaziil-Mevdudi) kitabmdan terceme temam oldu. 
Pakistan alimleri de, Mevdudinin dal ve mudil olduguna karar ver- 
mis, bu karar, Ravalpindi sehrinde (Ahbar-iil-cem'iyye)de 22 Su- 
bat 1396 [m. 1976] tarihinde yeniden nesr edilmisdir. 

(El-meclis-iil'alemi li-siyanet-il-islam) cem'iyyetinin 1409 [m. 
1988] de Pakistamn Keraci sehrinde cikardigi (Es-sakikan) kita- 
bmda, Mevdudinin ve Humeyninin sakalsiz, basi acik resmleri var. 
Humeyninin Kur'an-i kerime hakaret eden ve Peygamberleri kii- 
ciilten ve Ehl-i siinnet olan muslimanlarm, yehudiden ve hiristi- 
yandan daha kotii olduklarim bildiren yazilan ve Mevdudinin ve 
bunun kurdugu (Cema'at-i islamiyye)nin mecmu'alarmda Humey- 
niye medhiyeleri var. Biitiin bunlar, Mevdudinin de, rafizi oldugu- 
nu gosteriyor demekdedir. Mezhebsizler, Muhammed Abduhun, 
Mevdudinin, Seyyid Kutbun ve rafizi babalarmdan Humeyninin 
propagandalanm yapiyor. Onlann islamiyyete aykm yazilanm bir 
kahramanhk ve miicadele olarak tamtiyorlar. 

-355- 



47 — Seyyid Kutbun tutdugu yolu aciklamadan once, onun akl 
hocasi (Abduh) iizerinde de bilgi vermek faideli olacakdir. Mu- 
hammed Abduh, 1265 [m. 1849] da Misrda tevelliid ve 1323 [m. 
1905] de orada vefat etmisdir. O zeman Misrda cikan (Vakayi'-ul- 
Misriyye) gazetesindeki ve El-Menar mecmu'asmdaki ve El-Ah- 
ram gazetesindeki yazilan, bozuk diisuncelerini ortaya koymakda- 
dir. Bir miiddet Beyrutda da fe'aliyyetde bulundu. Ehl-i siinnet 
alimleri, bunun kotu maksadlarim anladigi icin, yiiz bulamaymca, 
Parise gitdi. Orada, islama karsi mason planlanni uygulamayi ha- 
zirlayan Cemaleddin-i Efganinin cahsmalanna katildi. (El-Urve- 
tiil-viiska) mecmu'asim cikardilar. Sonra Beyruta ve Misra gele- 
rek, Parisde vanlan kararlan uygulamaga, gencleri asilamaga bas- 
ladi ise de, hidiv Tevfik Pasa hiikumeti, derslerinin ve yazilannm 
zararh oldugunu anhyarak, onu mahkeme me'murluklannda kul- 
landi. Fekat o, biitiin yazilannda islamiyyeti yikmaga, masonlarm 
planlanni uygulamaga ugrasdi. Masonlarm yardimi ile, Kahire 
miiftisi oldu. Ehl-i siinnete saldirmaga basladi. ilk is olarak, Ca- 
mi'-iil ezher medresesi ders programlarim bozmaga, genclere kiy- 
metli bilgilerin okutulmasim onlemege basladi. Universite kismm- 
daki dersleri kaldirdi. Lise ve orta kismdaki kitablar, yliksek smif- 
larda okutuldu. Masonlar, daha once Osmanhlarda da boyle yap- 
mis , tanzimatda medreselerden fen dersleri kaldinlmis, din ders- 
leri de, yiiksek bilgilerden mahrum edilmisdi. Ciinki, islam dini 
ilm tizerine kurulmusdur. ilm olmaymca, hakiki din adami kalma- 
ymca, islamiyyet bozulur. Bulut olmaymca, yagmur beklemek, 
mu'cize istemek olur. Allahii teala bunu yapabilir. Fekat, adeti 
boyle degildir. islam alimi yetisebilmesi icin, islam ilmleri meyda- 
na cikip, yayihp, boyle yiiz sene gecmesi lazimdir. Diismanlar, is- 
lam giinesini sondiirdii. Bunlarm onderligini, ingilizler yapdi. 
Hazret-i Mehdi "rahmetullahi teala aleyh" zemamnda yeniden 
dogacak. Beyrutdaki mason locasinin baskani Hanna Ebi Rasid, 
1381 [m. 1961] de yaymladigi (Daire-tiil-me'Srif-iil-masoniyye) ki- 
tabmm yiizdoksanyedinci (197) sahifesinde diyor ki, (Cemaled- 
din-i Efgani, Misrda mason locasi reisi idi. Alimlerden ve devlet 
adamlarmdan ticyiize yakm iiyesi vardi. Ondan sonra, imam iistad 
Muhammed Abduh reis oldu. Abduh, biiyiik bir mason idi. Bu- 
nun, masonluk ruhunu arab memleketlerine yaydigini kimse inkar 
edemez). 

Muhammed Abduhun yapdigi reformlan, degisiklikleri gore- 
rek onu islam alimi sananlar az degildir. Ehl-i siinnet alimleri, 
onun yazilanna cevab yazmis, maskesini yirtmislardir. Aynca, El- 
mahh Hamdi efendi, (Fil) suresinin tefsirinde, bunun bozuk yazi- 

-356- 



lanndan bir kismim ortaya koymakdadir. Bozuk diisiinceleri, soy- 
le siralanabilir: 

1: Akl ile dini, birbirinden ayn sanarak, bunlan ilk birlesdiren 
ben olacagim demekdedir. 

2: Kendinden once, islam alimlerinin "rahmetullahi teala aley- 
him ecma'in" mantik, matematik, tarih, cografya okumadiklanni, 
fen dersleri ogrenmenin giinah samldigim, bu bilgileri islama soka- 
cagim bildirmekdedir. Bunlarm, asrlardan beri, her medresede 
okutuldugunu ve bu konularda binlerce kitab yazilmis oldugunu 
inkar etmekdedir. Boylece, Ehl-i siinnet kitablannm okutulmasina 
son verip, islam dusmanlarmm felsefe adi altinda yazdiklan, din- 
sizlik propagandalannm, islam memleketlerine yayilmasma cahs- 
makdadir. Bu diisman propagandalarma karsi koyan Cami'ul-ez- 
her profesorlerine, ilm, fen, mantik diismam, gerici damgasim bas- 
makdadir. 

3: 1297 [m. 1880] de resmigazetede, dort evlenmege saldirmak- 
dadir. 

4: Kendinden once gelen binlerle islam aliminin "rahmetullahi 
teala aleyhim ecma'in", dine, islamhkla ilgisi bulunmiyan seyler 
sokduklanm, nasslan anlarken yamldiklarim soylemekde, bunlan 
diizeltmekde oldugunu bildirmekdedir. 

5: (Islamiyyet ve nasraniyyet) kitabmda, (Biitiin dinler birdir. 
Dis goriinusleri degisikdir) demekde, yehudi, hiristiyan ve miisli- 
manlann, birbirlerini desteklemelerini dilemekdedir. Londrada, 
bir papasa yazdigi mektubda, (islamiyyet ve hiristiyanhk gibi iki 
biiyiik dinin el ele vererek kucaklasmasim beklerim. O zeman, 
Tevrat ve incil ve Kur'an birbirlerini destekleyen kitablar olarak 
her yerde okunur ve her milletce saygi goriir) diyor. Hiristiyanhgi, 
hak din sanmakda, muslimanlarm Tevrat ve incil okuyacaklan ze- 
mam beklemekdedir. 

6: Mti'minler dogru yoldan aynlmis, bugiinkii hale gelmis. Din 
ilmle el ele verecek, o zeman Cenab-i Hak nurunu biitiinlemis ola- 
cak demekdedir. Allahii teala nurunu, Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" efendimiz zemamnda temamlamamis, islam 
alimleri ilm ile el ele vermemis sanmakdadir. 

7: (islamiyyet ve nasraniyyet) kitabmda, (Bir kimseden, yiiz 
bakimdan kafirligi, bir bakimdan imam bildiren bir soz isitilse, o 
kimse mianh kabul edilir. Herhangi bir felesofun, fikr adaminm 
yiiz bakimdan kafirligi gosterdigi halde, bir bakimdan imam gos- 

-357- 



termiyen soz soylemesini dusiinmek, ahmaklikdir. O halde, her- 
kes imanli bilinmelidir. islamiyyetde zmdik kelimesi yokdur. Son- 
radan meydana cikmisdir) demekdedir. Kiifrii acikca goriilmiyen 
bir muslimamn soziindeki bir iman, onu kiifrden kurtanr, kaidesi- 
ni yanlis anlatarak, biitiin kafirlere, felesoflara mii'min demekde- 
dir. Kendi de zindik oldugu icin, bu kelimenin soylenmesini iste- 
memekdedir. (Kunuz-ud-dekaik)da ve Deylemide yazili (Umme- 
tim arasinda zindiklar cogalacakdir) hadis-i serifini inkar etmek- 
dedir. 

8: Zilzal suresindeki, (Zerre agirhginda hayr i§liyen, karsdigina 

elbet kavusur) mealinde olan ayet-i kerimeyi tefsir ederken, 
(Muslim olsun, kafir olsun, salih amel isliyen herkes Cennete gire- 
cekdir) diyor. En cahillerin, en kalin kafah olanlann bile giilecegi 
bu yanlis ve haksiz savunmasim, onun hayranlan, hatta izinde yu- 
varlanan comezleri bile kabul etmemisdir. Bunlardan, Abduhcu 
Seyyid Kutb, Nisa suresinin yuzyirmidordiincii ayet-i kenmesini 
tefsir ederken, (Ustad Muhammed Abduh, diisunusiinii nakz 
eden ayet-i kerimelerin sarahatini hie hatirlamiyor. Bu ayetler 
Abduhun goriisiinii nakz etmekdedir) demek zorunda kalmisdir. 
Evet, Abduha Parisde yutdurulan masonluk afyonunun dozu, o 
kadar cokdu ki, akh ve su'uru, ayet-i kerimeler arasmdaki baglan- 
tilan goremiyecek kadar altiist olmusdu. 

9: (Asr suresi) tefsirinde, (Iman; akl ve vicdamn elde edemiye- 
cegi seylere, taklid ile inanmak degildir. Anadan, babadan isitilen 
birtakim sozleri ezberlemek, soylemek, iman olmaz. islamiyyet 
taklid diismamdir. Onceden gelmis olmak, bir deger saglamaz. 
Hersey akl ile arasdirarak coziiliir) demekdedir. (Tevhid) risale- 
sinde ise, (Dinde bulunan birseyi akl kavnyamazsa, ona inanmasi 
lazimdir) demekde, sozleri birbirini tutmamakdadir. 

10: Misrdaki Hilal nesriyyatmm sahibi ve (Medeniyyet-i isla- 
miyye) tarihinin miiellifi Curci Zeydan, Abduh icin diyor ki, (Mu- 
hammed Abduh, eskilerin sozlerine baglanmamis, onlarm koydu- 
gu kaidelere deger vermemisdir.) 

11: (Fatiha) suresinin tefsirinde, (Kur'an-i kerim, o zeman ya- 
sayan kimselere hitab etmis, bunlara bir iistunliikden degil, onlar 
da insan oldugu icin, hitab etmisdir) demekde, Eshab-i kiramm 
"radiyallahii teala anhiim ecma'in" kavusduklan ustiinlugii bildi- 
ren hadis-i serifleri inkar etmekdedir. 

12: (Facirlerin amel defteri Siccindedir) mealindeki ayet-i keri- 
meyi kendisi tefsir etmege kalkisarak, (Ba'zi kimselerin kitabinda 

-358- 



(Sencum) Habes dilinde camur demek oldugunu gordiim. Bu keli- 
me Habesden Yemene gelmis olabilir. Ayetin ma'nasi, facirlerin 
amelleri camur gibidir, oluyor) diyor. Resulullahin, Eshab-i kira- 
min, derin islam alimlerinin tefsirini begenmeyip, ayet-i kerimele- 
re, tesadiif ve ihtimal ile ma'nalar veriyor. 

13: (Fil suresi) tefsirinde, (Ebabil kuslan, sivri sinek olabilir. 
Asker de cicek veya kizamikdan olmiis olabilir) diyor. Yiizyil da- 
ha sonra gelseydi, kimbilir nasil ma'na verecekdi. Halbuki, bunla- 
nn ma'nalanm Resulullah "sallallahti aleyhi ve sellem" acikca bil- 
dirdi. Tefsir alimleri, o ma'nalan bulup, kitablarma yazdi. 

14: (Vennas) suresini tefsir ederken, (Her insamn icinde bir 
seytan vardir. Fekat bu, insamn icinde kotiiluk arzulanm doguran 
bir kuvvet demekdir. Cinne benzetilen bir te'sirdir) diyor. 

Islam alimlerinin kitablarmdan, bilgilerinden haberi olmryan 
bu zevalli adam, akla, ilme, fenne uymah diyerek ortaya cikmakda, 
mezheb imamlarim taklid etmegi inkar etmekde, biitiin din bilgile- 
rini, zemanmm fen buluslarma, felsefecilerin o giinkii dusiinusleri- 
ne uydurmaga kalkismakdadir. islam alimlerinin kitablarim oku- 
mak istemedigi, fen tahsili de olmadigi icin; kisa goriislerine ve isit- 
diklerine gore din kitablan yazmakda, din bilgisi yaymakdadir. Bu 
davramslan, kelam, fikh ve tesavvuf bilgilerinden haberi olmadigi- 
m, islamm zevkini tatmamis oldugunu gostermekdedir. islam alim- 
lerinin yiiksekliklerini sezmis olsaydi ve nefsinin pencesinden kur- 
tulsaydi ve maddenin, ruhun hakikatini anlasaydi, boyle sacmala- 
mazdi. 

15: Bir yehudi donmesi olan Ali Miirtedanm kardesi Radinin 
yazdigi (Nehc-iil-belaga) admdaki kitabi serh etdi. Miislimanlar 
arasmda boliiciiluk yapan bu kitabi daha once, ibni Ebilhadid Ab- 
diilhamid Medaini si' i ve sonra Meysiim Bahrani si'i serh etmisler- 
dir. Abduhun serhi 1301 [m. 1885] de Beyrutda basilmisdir. 

[m. 1885] de Beyrutda Medrese-tiis-sultaniyye talebesine yap- 
digi propagandalarim bir araya tophyarak (Risalet-iit-tevhid) ki- 
tabim meydana getirdi. Bu kitabi, oliimiinden bir sene sonra ba- 
sildi. 

48 — Son senelerin reformcularmdan, Seyyid Kutb da, ibni 
Teymiyye ve Muhammed Abduha hayranhgmi, hemen her kita- 
bmda i'lan ediyor. (istikbal islamindir) kitabmda, yalmz (islamiy- 
yet) kelimesini ovmekde, bu kelimeyi nasil anladigim, hangi mez- 
hebde oldugunu aciklamamakdadir. Doksandordiincii sahifesin- 
de: 

-359- 



(islam iilkelehni tatar istilalanndan koruyanlann on safinda 
cahsan ma'nevi onder, imam-i Ibni Teymiyye idi) diyor. 

Tatar sozii ile, Cengiz imperatorlugunu kasd ediyorsa, altiyiiz 
ellialti (656) senesinde Hiilagii kafirinin ordusundaki giircti, acem 
ve tatarlar Bagdadi yakip yikarken ve yuzbinlerce miislimani ki- 
lincdan gecirirken, ibni Teymiyye daha diinyada yokdu. Altiyiiz- 
altmisbir (661) hicri senesinde Harranda dogmusdu. (islam An- 
siklopedisi) besinci cildinde (ibni Teymiyye, Mogollara karsi ci- 
had icin va'z etmege me'mur edildi. Altiyiizdoksandokuzda, va'z 
etmek icin, Sam civarmda Sakhabda Mogollara karsi kazamlan 
zaferde bulundu) denilmekdedir. (Mir'at-i Kainat) kitabimn yiiz- 
otuzyedinci sahifesinde (Hiilagiinun torunlanndan sultan Mah- 
mud Gazan han, altiyiizdoksandortde Mogol devleti reisi oldu. Bu 
sene, veziri emir Nevruzun nasihatleri iizerine miisliman oldu. 
Kur'an-i kerim okudu. O sene oruc tutdu. O giin, kumandanlarm- 
dan, vezirlerinden, askerinden dortyiizbin kisi miisliman oldu) di- 
yor. (Kisas-i Enbiya)mn dokuzyiizotuzuncu sahifesinde, (Gazan 
Mahmud han, islamiyyetin kuvvetlenmesi icin elbirligi ederek 
kardesce cahsmasim, Misr sultam Nasira yazdi. Tiirkmaniyye sul- 
tanlanmn dokuzuncusu olan Nasir, bunu dinlemedi. Nasirm aske- 
ri Mardin taraflanm yagma eyledi. Gazan han buna karsihk, alti- 
yiizdoksandokuzda Halebe geldi. Humusda Nasir bozguna ugra- 
di. Gazan han, Kapcak admdaki kumandanla bir mikdar askeri 
Sami almak icin birakip kendisi memleketine gitdi. Nasir, Misrda 
asker toplayip Sama gonderdi. Kapcak bunu isitince, Sami muha- 
saradan vaz gecip geri dondiiler) demekdedir. Goriiliiyor ki, on 
safda bulunan ma'nevi onder gibi yaldizh kelimelerle oviilen ibni 
Teymiyye, iki islam askerinin harb etmesini kizisdirmis, kardes 
kam dokiilmesine, binlerce muslimamn olmesine sebeb olmusdur. 
Seyyid Kutbun, ibni Teymiyyeyi bir islam miicahidi olarak goste- 
rebilmek icin kotiiledigi Gazan han ise, Tebrizde, pek kiymetli bir 
san'at eseri olan, esi goriilmemis biiyiik bir cami yapdirmis; oniki 
biiyiik medrese, sayisiz tekkeler, hanlar, hayr isleri meydana getir- 
misdi. Mekke ve Medineye cok hediyyeler gondermis, koyler vakf 
etmisdi. Ehl-i siinnet mezhebinde idi. Semseddin Sami beg, Gazan 
han icin, (Adaleti, hakki yerine getirmegi pek severdi. Cok fazilet- 
leri, iistiinliikleri vardi. Seyyidlere, alimlere saygih idi) demekde- 
dir. Ibni Teymiyye, Ehl-i siinnet alimlerinin yapdiklan gibi bu iki 
islam sultamna nasihatlar verip, din kardesi olduklanm soyleyip, 
(Kardeslerinizin arasini bulunuz!) mealindeki ayet-i kerimeye uy- 
saydi, zaten iyi niyyetli olan Gazan han ile, sultan Nasir "rahme- 
tullahi teala aleyhima" birlesirler, yardimlasirlar, biiyiik bir islam 

-360- 



imperatorlugu meydana gelmesine sebeb olabilirdi. Tarihin gidisi, 
dtinyamn yiizu bile degisebilirdi. Fekat, o bu hayrli isi yapmadi. 
ilm adamlarmi ve devlet baskanlarim birbirlerine diisurdu. 

Ibni Teymiyyeden once, tatar kafirleri islam memleketlerini ya- 
kip yikarken ve milyonlarca muslimam sehid ederken muslimanla- 
nn dinlerini, imanlanm koruyan, ibni Teymiyye gibi, bid'at sahib- 
leri degildi. Burhaneddin-i sehid, Fahreddin Razi, Omer Nesefi, 
Sadreddin Konevi, seyh Sa'di Sirazi ve daha nice Ehl-i siinnet 
alimlerinin va'zlan ve kitablan ile Ahmed Rifai, imam-i Gazali, 
Necmeddin Kiibra, Ahmed Namiki Cami ve Abdiilkadir-i Geyla- 
ni gibi mursidlerin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" yetisdir- 
dikleri binlerce Evliya idi. Bu biiyiik alimler, Veliler, milletleri, 
memleketleri hem irsad etdiler, hem de cihad edip, er olarak kafir- 
lerle dogiisdiiler. Cogu sehid oldu. Tarih meydandadir. 

49 — Ibni Teymiyyenin dogru yoldan sapmis oldugunu kirki- 
kinci maddede bildirmisdik. Onun hayranlarimn da, dogru yol ile 
ne kadar baghhgi olabilecegini diisiinmege bile liizum yokdur. 
Seyyid Kutb, (Cihan Sulhii ve islam) kitabmda da ona baghhgim 
gostermekden geri kalmamisdir: 

(Devletcilik sahasmda cahsmalar heniiz pek azdir. Islamm bu 
tarafi geregi kadar aciklanmamisdir) diyor. Bu bilgilerin, kendi ki- 
tablarmdan ogrenilmesini istiyor. Altiyiiz senelik Osmanh devleti- 
nin kanunlan, anayasalan, fetvalari, arsivlerdeki vesikalan, sayil- 
miyacak kadar cokdur. islamda devletciligi anlatan binlerce kitabi 
incelemek icin, omr hare etmek lazimdir. Avrupah miistesrikler ve 
Israil profesorleri, simdi istanbulda bunlan inceliyor. Hayran kah- 
yorlar. 

(Islam ve medeniyyetin problemleri) kitabmda da, islam islam 
diye yamp yakihp, islam toplumu ve ilahi yol atesi ile tutusdugunu 
anlatip, talebe iken isitdigi garbh felsefecilerin yaldizh sozlerini ve 
keskin zekah diplomatlarm genis fikrlerini uzun uzun yazarak 
genclere, bir kurtanci, bir miicahid gibi goriiniiyor. Sapik diisiince- 
lerini cok kurnazca asilamaga cahsirken: 

(Islam toplumunu insa ederken, bagh oldugumuz sey, islam fik- 
hi degildir. Bu fikha yabanci kalmiyor isek de, bagh oldugumuz 
sey, islam yolu, islam diisturu, islam anlayisidir) diyor. 

Fikh kitablan ve asrlar boyunca yazilmis olan devletcilik ki- 
tablan, islam yolu degil imis de, o kendi goriisii, anlayisi ile islam 
diisturu yapryormus. islam alimlerinin, mezheb imamlarmm, 
Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden cikararak yazdiklan fikh 

-361- 



kitablan birakilacak, felsefeci Kutbun diisiinceleri, bunlann yerine 
konacakmis. Seyyid Kutb yine (Cihan Sulhu) kitabmda: 

(islama gore, biitiin insanlar, birbirlehne yakm baglarla bagh 
bit ailedir. Irk ve din aymmi yapmadan biitiin beseriyyete mutlak 
adaleti emr eder) diyor. 

Gazahnin, (Kimya-i se'adet) kitabmda bildirdigi hadis-i senfde, 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Iniaiiin teme- 
li ve en kuvvctli alameti, miislimanlari sevniek, kafirleri sevme- 
mekdir). Cenab-i Hak, Isa aleyhisselama buyurdu ki, (Eger, yerde 
ve goklerde bulunan biitiin mahluklann ibadetlerini yapsan, dost- 
larimi sevmedikce ve cliismanlai una diismanhk etmedikce, hie fa- 
idesi olmaz). Miicadele suresinin son ayetinde mealen, ( Allahii te- 
alaya ve kiyamet giiniine iinan edenler, Allahii tealamn (liisinanla- 
nni sevmezler) buyuruldu. Allahii teala ve onun Peygamberi; 
mu'minlerle kafirleri ayirmamizi emr ediyor. Yalmz mii'minlerin 
kardes olduklanni bildiriyor. Seyyid Kutb ise, biitiin insanlarm, din 
ayinmi olmadan, bir aileyi kuran kardesler olduklanni yazmakda- 
dir. 

50 — Seyyid Kutb, yine (Cihan Sulhu) kitabmda, (islamiyyet, 
diger dinlere nefret ma 'nasini tasiyan dini teassubu kabul etmez) 
diyor. Kafirleri sevmemege teassub damgasim vuruyor. Muham- 
med Ma'sum hazretleri, yirmidokuzuncu mektiibunda buyuruyor 
ki, (Kafirleri sevmemek, onlara kalb ile diismanhk etmek ve Dar- 
iil-harbde bulunanlanna sert davranmak ve onlarla muharebe et- 
mek, Kur'an-i kerimde acik olarak emr edilmisdir. Bunda siibheye 
yer yokdur. [Bekara suresi 256. ci ayetinde, kimsenin ikrah ile, 
oliim ile tehdid edilemiyecegi yazilidir. Cihad etmek, bu ayet-i ke- 
rimeye muhalif degil midir? Bunun cevabi (Tam ihnihal) yirmi ve 
kirkbirinci maddelerinde yazilidir.] Kur'an-i kerime uymamiz farz- 
dir). Zimmilere karsi adil olmak, onlara hie kotiiliik yapmamak la- 
zimdir. Seyyid Kutb, Dar-iil-harbdeki kafirleri de zimmiler gibi sa- 
myor. Yine bu kitabmda: 

(Islam insanlara zorla kabul etdirilmesi lazim gelen bir din de- 
gildir. Hie kimseye zorla dini kabulii emr etmez) diyor. Halbuki, 
cihad demek, Allahii tealamn kullarmm miisliman olmalarma ma- 
ni' olan, zalim diktatorleri yok ederek, onlan miisliman yapmak 
demekdir. Iman edenler, hakiki miisliman olur. Iman etmeyip tes- 
lim olanlar, zimmi olur. Allahii teala, biitiin kullarim zor ile miisli- 
man yapmak, zor ile Cehennemden kurtarmak icin cihadi emr et- 
di. Nisa suresinin doksandordiincii ayetinde mealen, (Mallarim, 
canlarim fed a ederek, din diismanlan ile Allahin dinini yaymak 

-362- 



icin cihad edenler, oturup ibadet edenlerden daha iistiindiir) buyu- 
ruldu. Cihad, gaza, kafirlere guc kullanarak (emr-i ma'ruf) yap- 
makdir. Cihadi ferdler degil, devlet yapar. Seyyid Kutb, yine (Ci- 
han Sulhu) kitabmda: 

(islamm hicbir zemamnda harbden gayesi, zorile miislimanhgi 
insanlara kabul etdirmek degildir. Boyle bir zorlamaya islamm ne 
nazari prensiblerinde, ne de tarihi inkisahnda rastlamak miimkin- 
dir. Islam, islami bilmeyen cahillerin ve islam diismanlarmm zan 
etdigi gibi, asla kilmc He intisar etmis degildir. Dinin tabVatinde ol- 
miyan harb, hicbir zemanda dine da 'vet vesilesi olarak kullamlma- 
misdir) diyor. 

Seyyid Kutbun, ayet-i kerimelerde ve hadis-i serfflerde acikca 
bildirilen ve milyonlarca kitabda sozbirligi ile yazilmis olan ve her 
milletin tarihlerinde suriilerce misalleri bulunan islam cihadim ter- 
sine cevirmesi, beyaza kara demek gibi, sasilacak birseydir. Yuka- 
ndaki yazilar, hicbir miislimanm, hatta hicbir okumus insamn ina- 
nacagi birsey degildir. Bunlan ya hie okumamis bir cahil veya bir 
ahmak, yahud da islamiyyetle ilisigi olmiyan, Kadiyani (Ahmediy- 
ye) adindaki Hindistanda ingilizlerin ortaya koydugu uydurma 
dindeki kimseler soyler. 

Kendisi de Nisa suresinin yetmisiiciincu ve sonraki ayetlerini 
aciklarken, Ehl-i siinnet alimlerinin bildirdikleri gibi hakikati yaz- 
mak zorunda kalmisdir. Fekat, bir yandan (Miisliman harbe, Al- 
lah yolunda dogiismek, Allahm kelamini yiiceltmek icin, Allahm 
nizamim beseri hayata hakim kilmak icin cikar. Sonra bu yolda 61- 
duruliir ve sehid olur. Cihad her zeman lazimdir. ilahi da'vet ile 
birlikde yiiriiyen bir unsurdur) derken ve cihada tesvik eden ha- 
dis-i serifleri yazarken, bir yandan da, (Tevhid ve hicretden yiiz 
cevirirlerse, onlari yakalayip buldugunuz yerde oldiiriin!) mealin- 
deki ayetin tefsirinde, yine kendi fikrlerini asilamakda ve (Kafir- 
ler islami kabule zorlanmaz. Kat'iyyen dinlerine ta'n edilmez. is- 
lam, kendisine inanmryanlan saflarma zorla da'vet etmez. Bu din, 
baskalarim, kendisini kabule zorlamaz) diyerek islamiyyete iftira 
etmekde, bir sahife once yazdiklanm inkar etmekdedir. Yiizuncii 
ayet-i kerimeyi, (Her kim Allah yolunda hicret ederse, yer yiiziin- 
de bereket ve viis'at bulur. Yolda oliirse, Allahii teala ecrini verir) 
giizel tefsir ederek, kafir memleketinde kalan miislimanlarm, 
Dar-iil-islama hicret etmelerinin vacib oldugunu dogru anlatiyor. 
Goriiliiyor ki, kafir memleketinde bulunanlar islam memleketine 
hicret edecekdir. Hiikumete karsi cikarak, fitne uyandirmiyacak- 
dir. Seyyid Kutb, bu fitneye, cihad demekdedir. Halbuki, cihad, is- 

-363- 



lam devletinin, ordusu ile ve biitiin yeni silahlan ile, modern harb 
iisulleri ile, kafir hiikumetlerle savasarak, insanlan, kiifrden, zulm- 
den kurtarmak demekdir. Kafir memleketlerinde bulunan miisli- 
manlann cihadi, ferdlerin devlet kuvvetlerine karsi durmalan de- 
mek degildir. Kanunlar cercevesinde islam bilgilerini yaymakla, is- 
lamm kiymetini, faidelerini herkese bildirmege cahsmakla ve isla- 
mm giizel ahlakim gostermekle olur. 

imam-i Rabbani hazretleri, (Mektubat)mm ikinci cildi, altmis- 
dokuzuncu mektubunda buyuruyor ki, (Kafirlere karsi muharebe- 
ye giderken, Allahii tealamn ismini ve dinini yaymaga ve din diis- 
manlanni za'ifletmege niyyet etmelidir. Miislimanlara boyle emr 
edilmisdir. Cihad da bu demekdir). 

Tevbe suresinin yirmisekizinci ayetinde mealen, (Allahii teala- 
ya ve kiyamet giiniine inanmiyan ve Allahii tealamn ve Resuliiniin 
haram etdiklerine haram demiyen ve hak olan islam dinini kabul 
etmiyen kafirlerle, cizyeyi kabul etdiklerini veya miisliman olduk- 
laruu bildirinceye kadar harb ediniz) buyuruldu. Hazret-i Omer 
"radryallahu anh" halife olunca bir hutbe okuyup, (Ey Resulun 
Eshabi! Allahii teala, Muhammed aleyhisselamin iimmetine yer- 
yiiziinun her tarafmda memleketler verecegini soz verdi. Hani, bu 
va'd edilen yerleri zabt ederek, diinyada ganimete, ahiretde gazilik 
ve sehidlik riitbesine kavusmak isteyen kahramanlar nerede? Dini 
Allahm kullarma ulasdirmak icin can ve bas feda edecek, vatanla- 
nm birakip, din diismam diktatorler iizerine gidecek gaziler nere- 
de?) diyerek Eshab-i kirami "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" 
cihada, gazaya tesvik buyurdu. Bu nutk iizerine, Eshab-i kiram, 
kafirlerle, zalimlerle cihad etmege soz verdiler. Yerlerini, yurdlan- 
m birakip, yeryiiziine yayildilar. Oliinciye kadar cihad etdiler. Bu 
cihad her asrda devam ederek, rniislirnanlar kilmc giicii ile ile kit'a 
iizerinde ilerledi. Aldiklan yerlerin ehalisi ya miisliman oldu, ya- 
hud, cizye denilen vergiyi vermegi kabul ederek, islamm adaletine 
siginanlan, kendi ibadetlerinde serbest birakildi. Fekat, bunlar da 
mu'amelatda ve ukubatda islamiyyete uymaga mecbur tutuldu. 
Boylece, hiikmen miisliman sayildilar. Rahat ve huzur icinde yasa- 
dilar. 

Islamiyyet, diinyada iki diirlii memleket, vatan tammakdadir: 
(Dar-iil-islam) denilen islam vatam ve (Dar-iil-harb) denilen kafir 
vatani. Dar-til-islamda, rniislirnanlar ve cizye vermegi kabul eden 
kafirler yasar. Bu kafirlere, (Ehl-i zimmet) veya (ZimmT) denir. 
Bunlar, miislimanlarm hak ve hiirriyyetlerine tarn malik olarak, 
rahat ve huzur icinde yasarlar. Kendi ibadetlerini serbestce yapar- 

-364- 



lar. islamm adaletine, kanunlarma uyarlar. (Dar-iil-harb) denilen 
kafir memleketlerine gelince, islamiyyet bunlarm adaletine, em- 
niyyetine, rahatma, huzuruna hie kansmaz. islamiyyet yalniz bun- 
larm iman ederek hakikaten miisliman olmalanm veya cizyeyi ka- 
bul ederek hiikmen miisliman sayilmalanm ister. Bu ikisinden bi- 
rine kavusmalan icin bunlara zulm eden diktatorlerle cihad yapil- 
masini miislimanlara emr eder. Guc kullanarak cihad yapmak dev- 
let baskanmm veya onun ta'yin edecegi kumandanm emri ile olur. 
Herkesin kendi kendine kafirlere saldirmasi, cihad olmaz. Fitne ci- 
karmak olur. Sasilacak seydir ki, kendisi de Maide suresinin tefsi- 
rine baslarken, bu iki memleketi dogru olarak aciklamakda kendi 
goruslerini saklamakdadir. 

imam-i Muhammedin (Siyer-i kebfr) kitabimn tercemesi, sek- 
senikinci sahifesinde buyuruyor ki, (Cihad emri yavas yavas geldi. 
Islamiyyetin baslangicinda miisriklerle karsilasmamak, onlardan 
uzak kalmak, onlara yumusak davranmak emr olundu. Sonra, ikin- 
ci emr gelerek, kafirlere yumusak ve giizel sozlerle islamiyyeti bil- 
dir! (Ehl-i kitab) denilen yehudilerle hiristiyanlara yumusak, giizel 
karsihk ver denildi. Uciincii emr ile harb etmege yalniz izn verildi. 
Dordiincii emr ile kafirler size eziyyet verince, onlarla harb ediniz, 
diyerek, karsi koymak farz oldu. Medihede islam devleti tesekkiil 
edince, besinci olarak, dort aydan baska zemanlarda harb ediniz 
emri geldi. Altmci olarak gelen ayet-i kerimede devletin, ordunun 
kafirlerle her zeman harb etmesi emr olundu. Boylece, cihad et- 
mek, farz-i kifaye oldu. Devlet cihada hazirlanmaz, cihad etmezse, 
biitiin miislimanlar Cehennem azabi ceker. Devletin her zeman ci- 
hada hazirlanmasi lazimdir. Boylece biitiin millet azabdan kurtu- 
lur. Sulh halinde ve arada anlasma varsa, ansizin saldinlmaz. Once, 
anlasmamn bozuldugu haber verilir. Kafirler Dar-iil-islama saldi- 
rmca, bu zalimlere karsi, kadm, erkek, biitiin miislimanlarin ordu- 
nun emrinde harb etmeleri farz-i ayn olur). 

Seyyid Kutb (Yoldaki i$aretler) kitabmda, cihadi bizim bildir- 
digimiz gibi, dogru olarak yazmis ise de, yukandaki diisiincelerini, 
orada da, tekrarlamakdan kendini alamamisdir. islamiyyeti, bir ki- 
tabmda baska diirlii, baska kitabmda ise baska diirlii anlatmasi 
munafikhk alametidir. Komiinistler de, baska memleketlerde bas- 
ka baska propaganda yapiyorlar. Kendilerini gizliyorlar. Yine (Ci- 
han Sulhu) kitabmda: 

(islamda huzur ve bans, biitiin insanlar arasmda adalet ve em- 
niyyeti gerceklesdirmek ma 'nasma olan Allahm kelimesini (= ira- 
desini) gerceklesdirmekden ibaretdir) diyor. 

-365- 



Islamiyyet, huzuru ve bansi, Dar-iil-islamda te'min eder. Bu- 
nun icin de, Dar-iil-islamdaki miislimanlann ve zimmilerin, islamm 
emrlerine ve yasaklanna uymalan yetisir. Cilnki, huzur ve bans, 
ancak Allahii tealamn emrlerine ve yasaklanna uymakla saglamr. 
Bunlara uymiyanlar, yine islamm gosterdigi cezalarla dogru yola 
getirilir. Dar-iil-harbdeki kafirlerin rahatlan, huzurlan ve bans 
icinde yasamalan icin, miislimanlar harb etmez. Zaten harb ile ka- 
firler huzura ve bansa kavusamaz. Kafirlerin huzura, bansa kavus- 
malan, ancak miisliman olmalan veya cizyeyi kabul etmeleri ile 
olabilir. Kur'an-i kerime uyulan yerlerde huzur, bans ve adalet 
kendiliginden hasil olur. Allahii teala, zaten bunun icin islamiyyeti 
kullarma lutf etmis, ihsan etmis, gondermisdir. Muhammed aley- 
hisselamm gonderilmesi, biitiin insanlara rahmet olmusdur. iste 
miislimanlar, kafirleri bu tek yoldan huzura, bansa kavusdurmak 
icin cihad eder. Yeryiiziindeki biitiin insanlarm miisliman olmakla 
sereflenmeleri icin canlanm, mallanm feda ederler. Allahii teala, 
biitiin insanlan miisliman olmalan icin yaratdigim bildiriyor. Bii- 
tiin insanlara, miisliman olmalanm emr ediyor. Kullanm bu se'ade- 
te kavusdurmak icin cihad edenlere cok sevab verecegini soz veri- 
yor. Allahm kelimesini yaymak demek, (Kelime-i tevhid)i yaymak 
demekdir. Cihad demek, Kelime-i tevhidi, ya'ni imam yaymak de- 
mekdir. insanlar arasmda adaleti, huzuru, bansi ve emniyyeti ger- 
ceklesdirmek icin, biricik cikar yol, diinyamn her yerine Kelime-i 
tevhidi yaymakdir. Diinya bansi, ancak boyle saglanabilir. (Siyer-i 
kebir) tercemesindeki hadis-i serifde, (insanlar ile harb etmege 
emr olundum. Lailahe illallah kelimesini soyletinceye kadar, onlar- 
la dogiisiiriim) buyuruldu. (Diirr-ul-muhtar)da diyor ki, (Cihad, 
biitiin insanlan, iman etmege cagirmak, bu cagnyi isitmelerine ve 
kabul etmelerine mani' olan diktatorleri ile devletin harb etmesi- 
dir. Ferdlerin cihadi ise, mal ile, fikr ile ve her lazim olam yapmak- 
la ve diia etmekle islam ordusuna yardim etmekdir. Cihad etmek 
farz-i kifayedir. Diisman hiicum etdigi zeman, kadin, cocuk biitiin 
milletin devlete yardim etmeleri farz-i ayn olur. Devlet hazinesin- 
de para varsa, milletden, para, mal toplamak, tahrimen mekruh- 
dur. Devlet mah yetismezse, milletden yardim istemesi caiz olur. 
Zor ile aldigi yardimlan, sonra odemesi lazimdir.) 

Cihad yapabilmek icin, miislimanlann kafirlerde bulunan harb 
vasitalarmm hepsini yapmalan ve kullanabilmeleri ve sulh zema- 
mnda buna hazirlanmalan farz-i kifayedir. Yirminci asnn sonla- 
rmda kafirler her diirlii nesr ve propaganda yolu ile soguk harb 
yapiyor. islamiyyete durmadan saldmyorlar. Gencleri aldatmaga 
ugrasiyorlar. Miisliman devletleri bir yandan atom giicii, fiizeler, 

-366- 



jetler, elektronik aletler yapmali, ote yandan da kafirlerin soguk 
harbine karsi koymahdir. Kitab, mecmu'a, gazete, radyo, televiz- 
yon ve filmier ile islamiyyetin ustiinlugunu, faidelerini, hem miis- 
limanlara, musliman yavrularma ogretmeli, hem de biitun diinya- 
ya yaymahdir. Bunu yapabilmek icin, islam bilgilerinin hem din, 
hem de fen kollanm iyi ogrenmelidir. Millet de devletin bu cahs- 
malarma yardim etmelidir. islam medreselerinde eskiden fen bil- 
gileri de okutuluyordu. islama hizmet etmek ve din diismanlarmm 
yalanlanni, iftiralanm yiizlerine carpabilmek istiyenlerin, bugiin 
de, en az lise bilgilerini ve Ehl-i siinnetin temel bilgilerini iyi kav- 
ramalan lazimdir. Bu ikisinden birinde eksigi olanlarm islamiyye- 
te faideleri degil, zararlan dokunur. Yanm alim insamn dinini ahr 
sozii meshurdur. Bunlan erkekler yapmahdir. Erkekler cahsinca, 
kadmlara yapacak hicbir agir is kalmaz. Devlet her koyde Kur'an 
kurslan acmah, kiz, oglan her cocuga Kur'an ve ilm-i hal ogretme- 
lidir. Bu vazifeyi ihtiyarlar ve hammlar yapmahdir. Her miislima- 
nin, din bilgilerini ogretdikden sonra, oglunu liseye ve iiniversite- 
ye gondermesi lazimdir. Miislimanlar cocuklanm okutmazsa, dev- 
let isleri, idare ve kumanda makamlan, propaganda vasitalan, tes- 
ri' ve icra organlan kafirlerin, miirtedlerin elinde kahr. Kiifrii ya- 
yarlar. Miislimanlara iskence yaparlar. islamiyyete hizmet etmek 
icin, erkeklerin iiniversiteyi bitirmeleri ve daha da cahsmalan la- 
zimdir. Islam ile kiifr, hergiin carpisiyor. Birisi, elbette otekini ye- 
necekdir. Bu oliim kahm savasina katilmryan, bu korkunc savas- 
dan haberi bile ohmyan ahmaklar, diinyada da, ahiretde de ceza, 
azab goreceklerdir. islam diismanlan ile savasan hiikumete elin- 
den geldigi kadar yardim edenler, cihad, gaza sevabma kavusacak- 
lardir. islam bilgilerinin yayilmasma mani' olan ve gazeteleri, rad- 
yolan ve televizyonlan ile islam dinine saldiran, milletlerini somii- 
rerek, biitiin gelirlerini kendi zevk ve eglenceleri icin insanlan ko- 
le yapmak icin kullanan azgin, zalim kafirlere karsi cihad yaparak, 
ma'sum insanlan bunlarm pencelerinden kurtarmamiz ve se'adete 
kavusdurmamiz emr olundu. Bu emr, bu ibadet, devlete, cihad or- 
dusuna yardim etmekle olur. Devletden iznsiz yapihrsa, cihad de- 
gil, fitne cikarmak ve anarsi olur. Allahii teala cahsana yardim 
eder. Bos oturani sevmez ve yardim etmez. 

Miisliman ismini tasiyanlann yetmisuc firka olacagi, hadis-i se- 
rifde bildirildi. Bu hadis-i serif, (Bcrika) ve (Hadfka) kitablarmda 
aciklanmakda ve (Buhari) ve (Muslim) kitablarmda bulundugu 
bildirilmekdedir. Imanlan baska baska olan bu firkalar birbirleri 
ile birlesemez. Once, inanclarmm birlesdirilmesi lazimdir. Musli- 
manlarm cesidli firkalanm birlesdirelim diyenler, hak iizerinde 

-367- 



birlesmelerini istemelidirler. Ciinki, bunlann icinde yalniz (Ehl-i 
siinnet) alimlerinin bildirdikleri dogrudur. Geri kalan yetmisiki fir- 
kanm, bozuk imanlarindan dolayi Cehenneme gidecekleri hadis-i 
seriflerde bildirilmisdir. Miislimanlarm hak uzerinde birlesebilme- 
leri icin, hepsinin Ehl-i siinnet i'tikadmda, aym inancda olmalan 
lazimdir. Bunun icin de, (Ehl-i siinnet) alimlerinin "rahmetullahi 
teala aleyhim ecma'in" bildirdiklerini yazan, kitab, mecmu'a ve ga- 
zeteleri okumali, bunlan tamdiklara gondermelidir. Bu bilgilerin 
yayilmasma cok cahsmahdir. Mektebe giden cocugunu her aksam 
kontrol etmeli, ahlakmi bozan, dinini ve imamm calmaga cahsan 
soysuz ogretmeni varsa, bunu mearif vekaletine bildirmeli, cocugu 
vicdanh, serefli, ilm ve Hak adami ogretmenleri bulunan okula 
nakl etmelidir. Evladimn sonsuz felakete suriiklenmesini onleme- 
li, din diismanlarmm tuzaklanna diismemesi icin cok uyanik olma- 
hdir. Cocuklarmi, Kur'an-i kerim hocasma gondermelidir. Onlarm 
korpe dimaglarmm, temiz ruhlarimn, Kur'an-i kerimin niiru ile ay- 
dmlanmasma cahsmahdir. Cocuklar ancak boylece mtisliman yeti- 
sebilir. Bir memleket, cocuklarm miisliman yetismesi ile miisliman 
kalabilir. Bu yazilanlar fikrle olan cihaddir. Bu cihad da, savasla 
olan cihad gibi farzdir. 

51 — Seyyid Kutb (Cihan Sulhu ve islam) kitabinda diyor ki: 
(Zekat, her sene esas servetden yiizde iki bucuk mikdinnda tahsil 
edilir. Bu vergiyi her vergiyi tahsil etdigi gibi, ancak devlet tahsil 
eder. Sarf edilmesi ile vazifeli olan da, devletdir. Yiizyiize ve iki 
ferd arasmda meydana gelen bir mu'amele degildir. Iste zekat bir 
vergidir. Bunu devlet tahsil eder ve belirli yerlere sarf eder. Zekat, 
elden ele gecen ferdi bir ihsan ve sadaka degildir. 

Eger bugiin, ba 'zi kimseler, mallannm zekatim bizzat kendi el- 
leri ile aymp yine kendi elleri ile dagitiyorlarsa, bu, islamm farz kil- 
digi bir sekl ve nizam degildir) diyor. 

Seyyid Kutb, zekat uzerinde de, ibni Teymiyyenin sozlerini 
tekrar etmekden kendini kurtaramamis, burada da, Ehl-i siinnet 
alimlerinden ayrilmisdir. Mevdiidi ile Hamidullah da, boyle yazi- 
yorlar. Ehl-i siinnetin dort mezhebi, sozbirligi ile bildiriyor ki, 
(Zekat) demek, (Bir muslimamn tarn miilkii olan Zekat mali)mn 
ya'ni halal yoldan malik oldugu, elindeki zekat mahnm belli bir 
kismim, Kur'an-i kerfmde bildirilen sekiz smif miislimandan yedi- 
sine temlik, teshm etmesi, vermesi demekdir. Hanefi mezhebinde, 
bunlardan yalniz birine de verilebilir. Bu yedi kimse, fakir, miskin, 
amil, ya'ni hayvan zekatim ve usr denilen toprak mahsulleri zeka- 
tim toplayan kimse, hac ve gazada olan kimse, evinden ve malin- 

-368- 



dan uzak kalmis olan ve borclu olan kimse ve azad olacak koledir. 
Sekizinci simf, (Miiellefe-i kulub) denilen kimseler olup, kalbleri- 
ne iman yerlesdirilmesi istenilen veya kotiiliikleri onlenmek isteni- 
len ba'zi kafirler ve yeni iman etmis olan ba'zi za'if miislimanlar 
idi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", bunlann iicune de ze- 
kat verirdi. Fekat, hazret-i Ebu Bekr zemamnda, Beyt-iil-mal emi- 
ni olan hazret-i Omer, Ibni Abidmde yazili ayet-i kenmeyi ve (Kii- 
tiib-i sitte)nin hepsinde bulundugunu haber verdigi, Mu'az hadisi- 
ni okuyarak, Miiellefe-i kulub olanlara zekat verilmesini Resulul- 
lah nesh eylemisdir dedi. Halife ve Eshab-i kiramm hepsi, bunu 
kabul ederek, nesh edilmis olduguna ve artik bunlara zekat veril- 
memesi icin icma' hasil oldu. (Nesh), Resulullah hayatda iken olur. 
(Icma') ise, vefatmdan sonra olur. Bu inceligi anlamiyanlar, bunu 
hazret-i Omerin nesh etdigini samyorlar. Eshab-i kirama ve fikh 
alimlerine dil uzatiyorlar. (Bedayi') ve diger kitablarda bildirildigi 
gibi, islamiyyete yardim icin, diismamn zararmi onlemek icin, on- 
lara mal, para her zeman odenir. Fekat bu Beyt-iil-mahn zekat bo- 
lumilnden degil, baska boliimiinden odenir. Goriiliiyor ki, Miielle- 
fe-i kulub denilen kimselere odeme yapilmasi yasak edilmemis, 
onlara zekat verilmesi yasak edilmisdir. 

Dort diirlii (Zekat inali) vardir: Altin ve giimiis, ticaret esyasi, 
dort ayakh kasab hayvanlari, toprak mahsulleri. Toprakda yetisen 
maddelerin zekatina (Usr) denir. (Mecma'ul-enhiir)de ve (ibni 

Abidin)de buyuruyor ki, (Zenginlerden her cesid zekati devlet 
topluyordu. Halife Osman "radiyallahii anh" (Altin ile giimiis ve 
ticaret esyasi) zekatlannm verilmesini sahiblerine birakdi. Zekat 
toplayan me'murlann millete zulm etmemeleri ve kul borcu olamn 
malmdan zekat almamalan icin boyle yapdi. Borclulan da hapse 
girmekden kurtardi. Eshab-i kiramm hepsi boyle yaparak, icma' 
hasil oldu. Bu mallarm zekatim sahibi verince, hiikumet istiyemez. 
Isterse, icma'a karsi gelmis olur). Mal sahibi, zekatim kendi vere- 
mez demek, hazret-i Osman zemamndaki Eshab-i kiramm sozbir- 
ligini hice saymak olur. (Ehl-i siinnet) alimleri, Eshab-i kiramm 
buytikliigunii anlamis, kendi goruslerine, anladiklarma uymayip, 
Eshab-i kiramm icma'ma uymuslardir. 

(Ehl-i siinnet) alimleri bildiriyor ki, (Zenginin, zekatim fakirin 
eline vermesi lazimdir. Zengin olan bir kimse velisi oldugu yetimi 
zekat niyyeti ile doyurursa, zekat vermis olmaz. Yemegi cocuga 
vermeli, cocuk kendi mahm yimelidir. Zengin, altim masa iistiine 
koysa, bir fakir de gelip, masadan alsa, kabul olmaz. Fakir veya 
vekili ahrken, zenginin gormesi lazimdir. Zekat niyyeti ile fakiri 

- 369 - Faideli Bilgiler - F:24 



evinde parasiz oturtsa, kira almasa, kabul olmaz. Ciinki, fakire mal 
vermesi lazimdir. 

Dort cesid zekat malmdan, zekat hayvanlanmn ve toprak mah- 
sullerinin zekatlanm ve sehre disardan gelen ticaret esyasinin ze- 
katini, hiikumet alir. Fekat, hiikumet de aldigmi yalmz miisliman 
fakirlere dagitir. Ya'ni hiikumet, fakirlerin vekili olarak almakda- 
dir. 

Zekat parasi ile cami', koprii, cesme, yol, baraj, hac, cihad gibi 
hayr islerinin ve amme hizmetlerinin hicbiri yapilmaz. Her cesid 
zekati, yedi kimseden birine veya vekiline teslim etmek lazimdir. 
Devlet topladigi zekati baska islerde kullanamaz. Yedi simfdan bir 
kimseye verir. Zenginin, zekatini, fakir olan akrabaya, salihlere, 
ilm ogrenen fakirlere vermesi daha sevabdir.) Hadis-i serifde, (Ey 
iimmetim! Beni Peygamber olarak gonderen Allahii tealaya ye- 
niiii ederim ki, fakir akrabasi varken, baskalarina verilen zekati, 
Allahii teala kabul etmez) buyuruldu. Ya'ni sevabi olmaz. Miiseb- 
bihe gibi kafir olan bid'at sahiblerine (Miilhid) denir. Miilhidlere 
zekat verilmez. 

Devleti devirip yok etmege ihtilal denir. Mesru 7 devletin emr- 
lerine uymiyan mushmanlara asi, bagi denir. (ibni Abidin)de di- 
yor ki, (Bagilerin veya zalim hiikumetlerin baskisi altmda veya 
Dar-iil-harbde bulunan miisliman, hayvan zekatini ve usru onlara 
vermeyip, fakirlere kendisi dagitmis ise veya verdiginin, onlar ta- 
rafmdan yedi belli kimseden birine verilmis oldugunu biliyor ise, 
bu zekatlan ve usru mesru' hiikumet tekrar alamaz. Fekat altin ile 
gtimiisiin ve ticaret esyasinin zekatini almis iseler, zenginin bunla- 
n tekrar fakirlere vermesi lazim olur. Ba'zi kitablar, bagilerin ve 
zalimlerin, eger miisliman iseler, her zekati almalan ve baska yer- 
lere de sarf etmeleri caiz olur demislerdir. Bunlan, fakir saymislar- 
dir). Buradan da, zekatin fakirlere verilmesi lazim oldugu anlasil- 
makdadir. 

Tiirkce ilmihal kitablannm en kiymetlilerinden olan (Diirri 
yekta) sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (Dort cesid ze- 
kat mallarmdan ikisine, ya'ni altm ile giimiise ve ticaret esyasma, 
(Emval-i batuia) gizli mallar denir. Bir kimsenin gizli mallanm 
arasdirmak ve zekatlanm istemek caiz degildir. Boyle mallarm 
mikdanm hesab etmek ve zekatini vermek isi, bunlann sahibleri- 
ne birakilmisdir. Sahibi, zekatini diledigi fakire vermekde serbest- 
dir. Zekat hayvanlanna ve toprakdan yetisen maddelere (Emval-i 
zahire) denir. Emval-i zahirenin mikdanm anlamak ve fakirlere 
dagitmak, bunlann sahiblerine birakilmamisdir. Bu isleri miisli- 

-370- 



manlarm imami tarafmdan gonderilen me'mur yapar. Bu me'mu- 
ra (Amil) denir.) 

Mai demek, insanlara, lazim olan ve kullanmak icin saklanabi- 
len sey demekdir. Birkac bugday danesi, bir kasik toprak, bir icim 
su, mal degildirler. Ciinki, insanlarm hepsi veya birkaci, bunlan 
saklamaz. 

Kagid paralar, iizerinde yazili kiymet ile kullamlmazsa, kendile- 
ri kiymetsiz olur. Ciinki para olarak kullamlmasi yasak edilen, car- 
sida, pazarda gecmiyen bu kagid parcalan bir ise yaramaz ve kullan- 
mak icin saklamlmaz. (ibni Abidin) "rahmetullahi teala aleyh", sarf 
ya'ni sarraflik satisim anlatirken, (Fiilus ya'ni bakir paralar, gecer 
akce ise, tizerindeki degere gore para olur. Uzerindeki degeri kaldi- 
rilirsa, kiymetsiz mal olur) diyor. Kagid liralar da boyledir. Oniiciin- 
cii sahifesinde diyor ki, (Odenecek senedlerin iki ma'nasi vardir: 
Uzerinde yazili olan degeri ve kagidin kendi degeri. Uzerindeki de- 
ger (Deyn) olan, ya'ni insamn kendinde bulunmiyan malim goster- 
mekdedir. Kagidm kendi degeri ise pek azdir.) Hiikumetden alma- 
cak ayliklann senedleri, cekleri uzerinde yazili degerlerin, deyn 
olan mail gosterdigi, ibni Abidinin ondordiincii sahifesi basmda ya- 
zilidir. Kagid liralann uzerindeki degerler de boyledir. 

Insamn tarn miilku olan, ya'ni tesarrufu, istifadesi caiz ve miim- 
kin olan malm zekati verilir. insamn tarn miilkii degilse, zekati ve- 
rilmez. Zekat mail insamn kendinde bulunuyorsa, (Ayn) denir. 
Baskasinda bulunuyorsa (Deyn) denir. Alisverisde, malm ayn ve 
deyn olmasi baskadir. (Mebi') ya'ni satin alman mal, akd ya'ni soz- 
lesme yapilinca miisterinin miilkii olur ise de teslim almmadan on- 
ce, kullamlmasi caiz degildir. Bunun icin teslim almadan once tam 
miilkii degildir. Teslim almadan, zekat hesabma katilmaz. Satilan 
bir malm (Semen)i, ya'ni karsihgi, teslim almmadan once, alisve- 
risde ayn ise, ya'ni satis pesin ise, herkese verilebilir. Semen soz 
kesilirken deyn ise, ya'ni satis veresiye ise yalmz borcluya, ya'ni sa- 
ticiya verilebilir. Bunun icin semen, teslim almmadan once de ze- 
kat hesabma katilir. 

ister ayn olsun, ister deyn olsun, tam miilk olan (Emval-i bati- 
na), nisab mikdan oldukdan bir sene sonra, elde bulunamn kirkda 
birini ayirip, zekat olarak vermek farz olur. Bunlarm zekatlarmm 
bes seklde verilebilecegi, (Diirr-iil-muhtar) kitabmda soyle yazili- 
dir: 

1 — Deyn olan mal, fakirde ise, hepsi veya bir kismi, bu fakire 
bagislamrsa, bagislanan malm zekati da deyn olarak verilmis olur. 

-371- 



Zengindeki mal, zengine bagrslamrsa, bunun zekatim, aynca faki- 
re ayn olarak vermek lazimdir. 

2 — Ayn olan malm zekatim, ayn olarak vermek lazimdir. 
Ya'ni hazir olan malm zekatim vermek icin kendinde olan bu ma- 
lm kirkda birini ayinp fakire verir. 

3 — Deyn olan malm zekati deyn olarak verilemez. Ayn olarak 
vermek lazimdir. Ya'm baskasmda bulunan malimn zekatim, hazir 
olan malmdan vermek lazimdir. Hazir mail yoksa, baskasmdaki ma- 
lindan zekat mikdarim isteyip teslim alip, sonra bunu fakire verir. 

4 — Ayn olan malm zekatim deyn olarak vermek caiz degildir. 
Ya'm hazir bulunan malm zekati olarak, fakirdeki alacagim bu fa- 
kire bagislamak caiz degildir. Fekat, yamndaki malm zekati olarak, 
baska birisindeki alacagim almasi icin fakire emr etmesi caiz olur. 
Ciinki fakir, o kimsedeki mail, altini eline alinca, ayn olur. Ayn 
olan malin zekati, ayn olarak verilmis olur. Fakfrde deyn olan ma- 
lm zekati, o deyn maldan verilemez. Ciinki, geri kalam fakirden al- 
digi zeman, ayn olur. Aymn zekati, deyn olarak verilmis olur. Bu 
ise caiz degildir. 

5 — Fakirden alacagi olan deynin bir kismim bu fakire bagislar- 
sa, bu kismm zekati da verilmis olur. Geri kalan kismm zekatim, 
ayn olarak aynca vermek lazim olur. Bagislamis oldugunu, bu ze- 
kat yerine sayamaz. Ciinki, geri kalam teslim alinca, ayn olur. Ay- 
mn zekati, deyn olarak verilmis olur. Bu ise caiz degildir. 

Fikh bilgilerini dort mezhebe gore ayn ayn bildiren (Kitab-iil- 
fikh alel-mezahib-il erbe'a) kitabim hazirhyan hey'etin reisi Ab- 
durrahman Ceziri "rahmetullahi teala aleyh" [1365 [m. 1946] da 
Misrda vefat etdi.] diyor ki, (Kagid paralann zekatim vermek iic 
mezhebde de lazimdir. Hanbeli mezhebinde ise, karsiliklan olan 
altm veya giimiis ele gecince zekatlan verilir). 

Kagid liralarm kendi degerlerinin degil, iizerlerinde yazih de- 
gerlerin zekati verilmekdedir. C un ki, kendi degerleri pek az olup 
nisaba erisemez. Uzerlerindeki degerlerin de, deyn olan mah gos- 
termekde oldugu yukanda bildirilmisdir. Deynin zekati, deyn ola- 
rak verilemiyecegi icin kagid liralarm zekati, kagid lira olarak ve- 
rilemez. Ayn olarak vermek, ya'ni deyn olan mah teslim alrp da, 
fakire vermek lazimdir. Bundan baska, her diirlii bore, once zekat 
malmdan odenir. (Zekat mah) ya'ni altm ve giimiis ve ticaret ma- 
il varken, baska mal, mesela evde kullamlan hah, inci gibi zekati 
verilmiyen mah vererek bore odemek caiz degildir. Kagid liralarm 
zekati da, fakire olan borcudur. Bu borcu, zekat malmdan ode- 

-372- 



mek lazimdir. Tiiccar olmayip yalniz kagid parasi ile zengin olanm 
zekat mail altmdir. Ciinki kagid liralar, altm karsihgidir. Giimiis 
karsihgi degildir. (Diirr-iil-muhtar)da ve (ibni Abidin)de, sekizin- 
ci sahife basinda diyor ki, (Bir kimsede altm, giimiis ve ticaret es- 
yasi ve zekat hayvanlan gibi cesidli zekat mallan varsa, borcunu 
once altin ve gtimiisden odemesi lazim olur). Tiiccar olmiyan kim- 
senin satm alacagi mal, ticaret esyasi olmaz. Bu kimsenin herhan- 
gi birseyi satm alip, bunu zekat olarak fakire vermesi caiz olmaz. 
Ciinki, ticaret esyasi olmiyan mal, zekat olarak verilemez. Altm 
alip vermesi lazim olur. 

Ticaret esyasinm zekatim vermek icin, ahs fiyati, altin veya gii- 
mus para iizerinden nisab mikdan ise, esyamn kendisinin veya kiy- 
metinin kirkda biri verilir. Sernblalf, (Diirer) hasiyesinde diyor ki, 
(Fiilus denilen metal paralar gecer akca iseler veya ticaret mail ise- 
ler, bunlann kiymetlerinden zekat vermek vacib olur.) (Hidaye) 
kitabindaki hadis-i serifde, (Kiymet hesab edilip, ikiyiiz dirhem 
i(in, bes dirhem giimiis verilir) buyuruldu. Goriiliiyor ki, fiilus ve- 
ya kagid paralarm zekati olarak kendileri degil, kiymetleri kadar 
altin verilir. Tiiccar olmryanlar, kagid paralarmm zekatim yalniz 
altin olarak vermelidir. Zekati kagid para olarak vermek caiz de- 
gildir. Tiiccarlar ise, kagid paralarmm zekatim, altm olarak da, ti- 
caret yapdiklan maldan da verebilirler. Fekat, baska maldan vere- 
mezler. Daha cok bilgi almak icin, (Se'adet-i Ebediyye) kitabina 
bakimz! 

DIKKAT: Bir kimse cikip da, (Zekati altm olarak vermek, es- 
ki zemanda imis. Simdi, altm kullamlmiyor. Her yerde kagid para 
kullanihyor. $imdi, zekati altm olarak vermek lazim demek, miis- 
limanlara giicliik cikarmakdir. Allahii teala, giicliik cikarmaymiz! 
Kolayhk gosteriniz buyuruyor. Kagid para kullanmak, umum-i 
belva olmusdur. Alimler, umum-i belva olan seye izn vermisdir. 
Bunun icin, bugiin zekat, kagid para ile nicin verilmesinmis?) der- 
se, bu soz dogru degildir, hem yanhsdir, hem de islam alimlerine if- 
tiradir. Ciinki: 

Dinde giicliik gostermeyiniz demek, kolaymiza geleni yapimz 
demek degildir. islamiyyetin izn verdigi, caiz olan kolayhgi yapabi- 
lirsiniz demekdir. Mesela, hasta oldugu icin veya cok soguk oldu- 
gu icin ayaklan yikamak giic olunca, mest iizerine mesh edilir. 
Ciinki, islamiyyet buna izn vermisdir. Fekat kolayhk olsun diye 
ayaklan yikamadan mest giyilmez. Ciinki islamiyyet bu kolayhga 
izn vermemisdir. Hasta olan kimse, baskasmm yardimi ile yikar. 
Soguk ise, suyu lsitip da yikar. Mestlerini bundan sonra giyer. isla- 

-373- 



miyyet, bu kolayhga da izn vermisdir. Din alimlerinin sozlerine 
ehemmiyyet vermeyip de, fikh kitablannm gosterdigi kolayhklarm 
disma cikmak caiz degildir. Islamiyyeti, kendi aklma, kendi goru- 
siine gore cevirmek isteyenlere (Dinde reformcu) veya (Zindik) 
denir. Simdi Misrda ve Hicazda boyle zmdiklar cogaldi. islamiyye- 
ti istedikleri tarafa cekip ceviriyorlar. Bu zindiklara, bu sapiklara, 
asrimizin derin alimi, miictehid, miiceddid ve sehid gibi parlak ism- 
ler takarak ve zehrli kitablanm terceme ederek satan, boylece mil- 
letin dinini, imanini yikarak, para kazanan din tiiccarlan da mem- 
leketimizde cogalmakdadir. 

Alimlerimizin, umum-i belva olan, ya'ni, her yere yayilan ve sa- 
kmilmasi gtic olan seylere izn vermesi de boyledir. Ya'ni, kitablan 
kansdirarak, cesidli ictihadlar arasmda, cok za'if olsa bile, en kola- 
yini arayip bulmuslar ve millete bildirmislerdir. Umum-i belva 
olunca, miictehidlerin en za'if sozleri ile fetva vermek caiz olur. Fe- 
kat, hie bir alim, hicbir zemanda hicbir miictehidin caiz demedigi 
bir seye caiz dememisdir ve diyemez. Dinde reformcular, ya'ni 
mezhebsizler ise, akllarma gelen herseyi yazarlar. Bunlara uyanla- 
nn ibadetleri de, dinleri de bozulur. 

Zekati altm olarak vermek, cok kolaydir. Hie de giic degildir. 
Sarrafa gitmege, altm satm almaga liizum da yokdur. Zekatim fa- 
kirlere kagid para olarak dagitmakda israr eden bir zengin, (Es- 
bah) ve (Redd-iil-muhtar) kitablannm sahiblerinin "rahmetullahi 
teala aleyhima", fakirdeki alacagini, ona zekat olarak birakmak is- 
tiyen bir zengin icin bildirdikleri gibi yapar: Dagitmak istedigi ni- 
sabdan az kagid paramn degerinde altim zevcesinden veya baska- 
sindan odunc ahr. Salih bir fakire (Birkac tamdigima ve sana zekat 
verecegim. Dinimiz zekatm altm olarak verilmesini emr ediyor. 
Altmlan kagid paraya cevirmekde size kolayhk olmak icin senin 
zekatim almak ve diledigi kimseye hediyye etmek iizere sunu vekil 
yapmam istiyorum. Boylece benim islamiyyete uymami saglamis 
olacaksm. Bunun icin de, aynca sevab kazanacaksm!) der. Zengi- 
nin giivendigi bir kimse vekil yapilir. Altmlan fakirin yamnda ol- 
miyarak, bu vekile zekat niyyeti ile verir. Fakirin bu vekili, altmla- 
n teslim ahp, birkac dakika sonra bu altmlan zengine hediyye 
eder. Zengin de kagid paralanm o fakire ve baska fakirlere, 
Kur'an-i kerim kurslarma ve dine hizmet eden muslimanlara dagi- 
tir. Caiz olmayan kimselere ve nemaz kilmiyanlara verirse, zekat 
vermemek azabmdan kurtulursa da sevablarma kavusamaz. Altm- 
lan odiinc almis oldugu kimseye geri verir. Daha cok zekat verme- 
si icab ediyorsa, bu isi tekrar eder. 

-374- 



Imam kuvvetli olana, ibadetler giic gelmez. Kolay ve tath gelir. 

52 — Yine (Cilian Sulhu) kitabinda Seyyid Kutb diyor ki: 
(Ba 'zi kimseler, din namma soyle derler: Zekati verilmis olan mal 
[herhangi bir mal veya para], birikdirilmis mal sayilmazlar. Ciinki 
malm hakki zekatdir. Zekati verdikden sonra malm tedaviilden ce- 
kilmesinde [Ya 'ni hicbir yerde kullanmamakda] bir sue yokdur 
derler. Bu, dogru degildir. $ahsi miilkiyyetin sahibi, mail tedaviil- 
den cekip saklayamaz. Beyt-iil-malm ihtiyacmi kapatmak icin, 
devlet ona el koyabilir. Fazlasim ahp fakirlere taksim edebilir) di- 
yor. 

Bu sozti de, bir bilgi, bir anlayism ifadesi degil, kendi goriisii ve 
dtisiincesidir. Islamiyyeti, kendi goriisiine, siyasi diisuncesine uy- 
durmak istemekdedir. Mevdudinin de ovmek zorunda kaldigi 
imam-i Rabbani hazretleri, (Mektubat) kitabinm birinci cild, yiiz- 
altmisbesinci mektubunda buyuruyor ki: 

(Ebedi se'adete kavusmak istiyen, Muhammed aleyhisselama 
uymalidir. Ona uymakla sereflenmek icin, diinyayi busbtitun bi- 
rakmak lazim degildir. Farz olan zekat verilince diinya terk edilmis 
sayilir. Mal zarardan kurtulur. Ciinki, zekati verilen mal zarardan 
kurtulur. Diinya malim zarardan kurtarmamn ilaci, bunun zekati- 
m vermekdir. Malm hepsini vermek daha iyi ise de, zekatim aymp 
vermek de, hepsini vermek gibi olur). 

Zekati verilmis olan mal, ne kadar zeman saklamrsa saklansm, 
sahibine zarar vermez. Zekati verilmis olan mail tedaviilden cek- 
mek sue olmaz. Devlet bu mala el korsa, zulm etmis olur. Sue ol- 
maz demek, ahiretde bunun icin, siiale cekilmez ve azab olunmaz 
demekdir. Fekat, bu mal ile hayrli isler yapmamn, ticaretde ve 
san'atda kullanmamn, islamiyyete ve muslimanlara yardim etme- 
nin sevablarma kavusulamaz. Ahiretdeki yiiksek derecelere erisi- 
lemez. Bliylik alim Abdiilgani Nabliisi hazretleri (Hadika) kita- 
binda diyor ki, (Zekat, mah zarardan korur.) Resulullah "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" (Zekatim vermekle mallarmizi zarardan ko- 
ruyunuz) buyurdu. Bu hadis-i serif, Miinavide de senedi ile yazih- 
dir. (Altinlarmi, gumiislerini saklayip Allah yolunda dagitmiyan- 
lara cok aci azab vardir) mealindeki ayet gelince, Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" (Zekat muslimanlarin mallarim temizle- 
inck icin emr olundu. Zekati verilen mal kenz olmaz. Ya'nf sakla- 
nan mal sayilmaz) buyurdu. Bir hadis-i serifde, (Zekati verilmiyen 
mal icin kiyametde cok aci azab vardir) buyuruldu. Seyyid Kutb, 
bu hadis-i seriflere inanmiyormus gibi davramyor. Taberaninin 
bildirdigi ve Miinavide yazih hadis-i serifde, (Zekati verilen mal 

-375- 



kenz degildir) buyuruldu. Resulullah, zekati verilen mal birikdiril- 
mis mal sayilmaz diyor. Seyyid Kutb da, bu soz dogru degildir di- 
yor. Seyyid Kutbun nasil bir adam oldugu, bu soziinden de anlasil- 
makdadir. 

53 — Seyyid Kutb, yine (Cihan Sulhu) kitabmda: (Devlet yal- 
mz vergi yolu He degil, sahsi miilkiyyetden ihtiyacm gerekdirdigi 
mikdan karsihksiz ve iade etmemek iizere ahr. Toplumun umumi 
ihtiyaclanna harcar) diyor. 

Allahii tealamn emrlerini, kanun sekline koymus olan Cevdet 
pasa, (Mecelle)nin doksanbesinci maddesinde diyor ki, (Baskasi- 
iiiii inulkiinu kullanmak icin einr olunamaz). Mesela, filamn su 
malim, falanca kimseye ver diye birisine emr olunamaz. Doksanal- 
tinci maddesinde ve (Diirr-ul-muhtar)da, (Bir kimsenin miilkii 
onun izni olmaksizin kullanilainaz) denilmekdedir. Miilk, insamn 
malik oldugu seydir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" (Bir 
in ii'iniiiin mah, onun gonlii rizasi olmadan ahmrsa halal olmaz) bu- 
yurdu. Bu hadis-i serif imam-i Miinavmin (Kiinuziiddekaik) kita- 
bmda ve imam-i Ahmedin (Miisned)inde ve Ebu Daviidda yazili- 
dir. Buradan da anlasiliyor ki, devlet milletden mesru' olmiyan ve 
mesru' mikdan asan birsey alamaz. Mesru' olmiyan vergileri de 
millete yiiklemez. Ahrsa, gasb etmis, zulm etmis olur. Goniil riza- 
si olmadan, zorla aldigi bu mallan sahiblerine geri vermesi lazim 
olur. Devletin millet malma el koymasi, gasb etmesi, sosyalist 
memleketlerde olur. islamiyyetde sosyalist devlet olamaz. Haci 
Resid pasa "rahmetullahi teala aleyh", Mecellenin doksansekizin- 
ci maddesini aciklarken (istirak-i emval) ya'ni komiinistlik, isla- 
miyyetde asla caiz olmadigim bildirmekdedir. islamiyyetde kapita- 
list bir ekonomi sistemi de yokdur. Milleti kemiren bu iki zulm 
ocagim, zekat farizasi, kokiinden temizlemekdedir. islamiyyetde 
sosyal adalet vardir. Herkes calismasmm, aim terinin karsiligina 
kavusur. Kimsenin, baskasmm malmda gozii olmaz. Devlet de, 
milleti somiirmez. Devlet hazmesi olan (Beyt-ul-mal)m parasim da 
kendi keyflerinde kullanamazlar. 

islamiyyetin emr etdigi vazifeleri ve millete lazim olan hizmet- 
leri devlet yapar. Bunlann parasim (Beyt-iil-mal) denilen devlet 
hazmesinden oder. Milletden zorla almasi caiz olmaz. islam dev- 
letinin biidcesi, Beyt-iil-maldir. Devletin gelirleri, Beyt-iil-malm 
gelirleridir. Devlet, Beyt-iil-malm kaynaklanm kurutmamali ve is- 
raf etmemeli, gayr-i mesru' yerlere hare etmemelidir. Cihad icin 
ve hizmetler icin, Beyt-iil-malm gelirleri yetismezse, adalet iizere 
milletden odiinc istemesi caiz olur. Fekat, sonra bunlan odemesi 

-376- 



veya vermis olanlarm bagislamalan lazimdir. Beyt-ul-malm kay- 
naklanm isletmezse ve Beyt-iil-mah gayr-i mesru yerlere hare 
ederse, zulm etmis olur. (Diirr-iil-muhtar) sahibi "rahmetullahi te- 
ala aleyh" besinci cildde, bu konuda genis bilgi vermekdedir. Dev- 
let, Beyt-ul-malm gelirlerini saglar ve kullamrsa, biitiin islerini 
yapmaga yetisir. Milletden yardim istemek zorunda kalmaz. 

Haci Resid pasa "rahmetullahi teala aleyh", Mecellenin otuzii- 
ciincii maddesini aciklarken diyor ki, kimsenin miilkune dokunma- 
ga islamiyyet izn vermemisdir. Zaruret halinde olan, ya'ni bunalan 
kimse bile, baskasimn hakkina dokunamaz. Ac kalan kimsenin, 
baskasimn ekmegini, izni olmaksizm yimesine izn verilmis ise de, 
sonra kiymetini odemesi lazim olur. Onun ac olmasi, oliim tehliike- 
sinde bulunmasi, bir kimsenin kendi miilkiindeki hakkimn yok ol- 
masma sebeb olamaz. Zaruret halinde bile baskasmdan alinan ma- 
lm odenmesi lazim olur. Zaruretlerin, yasak olan seylerin yapilma- 
sma sebeb olmalan, kimsenin hakkimn gitmesine sebeb olamaz. 

( IMiislimanlai in iyi gordiigii seyi, Allahii teala da iyi kabiil eder) 

hadis-i serifindeki miisliman, derin alim, ya'ni miictehid olan miis- 
liman demek oldugu, (Berika)da yazihdir. Bu alimlerin "rahmetul- 
lahi teala aleyhim ecma'in" bildirdiklerine uygun olmiyan seyler, 
hicbir zeman kabul edilmez. 

Ellisekizinci maddenin serhinde diyor ki, hiikumetin emri ile 
birinin miilkii, kiymeti ile satin ahnip, yola katilabilir. Fekat, dege- 
ri odenmedikce, elinden zorla almamaz. Hiikumet emr edince, 
zorla satm ahmr. Fekat, parasi verilmeden almamaz. 

Komiinistlik yeni birsey degildir. (Burhan-i kati') liigat kitabi- 
nm sahibi "rahmetullahi teala aleyh" Zerdiistiin miladdan yedi asr 
ewel kurdugu ve Sasaniler devrinde (Mejdek) admdaki birinin 
nesr etdigi (Mecusi) ya'ni atese tapma dinini anlatirken diyor ki, 
Mejdek, acem sahi Kubad zemamnda idi. Buna gore: 

(Atese tapilacakdir. Hersey, herkesin mahdir. Zevceleri degis- 
dirmek halaldir. Herkesin mallan ve yasayislan esitdir. Herkes 
birlikdedir. Sahsi tasarruf yokdur. Biitiin insanlar miisavi ve her- 
sey de ortakdirlar. Biri, birinin zevcelerini isterse ona vermesi la- 
zimdir. Zenginler, mallan fakirlere vermeli, onlann ihtiyaclanm 
gidermelidir) derdi. Bu din, tenbellerin, serserilerin ve hele kadi- 
na diiskiin olan asagi kimselerin isine geldiginden cabuk yayildi. 
Kubad sah da, boyle zevkine diiskiin biri idi. Bu da komiinizmi 
kabul etdi. Oglu Nusirvan, hiikumeti ele ahnca, Mejdek alcagim, 
seksenbin adami ile birlikde kilmcdan gecirerek komiinizm belasi- 

-377- 



ni ortadan kaldirdi. Nusirvan sahm adaleti hadfs-i serifde ovtilmek- 
dedir. 1917 de Rusyada komiinist ihtilalini hazirhyarak binlerle va- 
tandasm birbirini oldiirmesine ve koca bir milletin kiiciik bir azili 
azmlik elinde kole olmasina sebeb olanlarm, Nusirvan sahin yok 
etdigi ahmaklann yolunda olduklan anlasilmakdadir. 

Islam devletinin vazifesi, milletin mallanm, canlanm ve lrzlan- 
m korumakdir. Mazlumlarm haklanm zalimlerden almakdir. Mil- 
letin malma, canma, namusuna [ya'ni kansma] dokunmaga, devle- 
tin hicbir zeman hakki yokdur. 

54 — Yine (Cihan Sulhu) kitabmda: (Yagma, soygunculuk, 
gasb, hirsizhk, riisvet, Mle ve faiz, ihtikar ve bunlara vesile olan 
yollardan sahsi miilkiyyet meydana gelmez. Devlet istedigi zeman 
bunu temamen veya kismen hazineye alabilir. Tarihi ornekler, bu 
hakkm temamen devlete verildigini gostermekdedir) diyor. 

Bu sozii de pek yanhsdir. Evet bu haksiz kazanclar halal olmaz. 
Devletin bunlan geri almasi lazimdir. Hem de, istedigi zeman de- 
gil, hemen almasi lazimdir. Fekat geriye aldigi, devletin olmaz. 
Bunlan sahiblerine ulasdirmasi lazimdir. Devletin vazifesi, acizin 
hakkim zalimden alip, ona yardimci olmakdir. Bunlan mazluma 
ulasdirmayip, hazineye alirsa, devlet de zalim olur. (ibni Abidfn) 
besinci cildde kadmlara Beyt-iil-maldan aylik verilmesini anlatir- 
ken, (Haramdan elde edilen, mesela gasb edilen mallar, sahibleri- 
ne geri verilir. Boyle mallar, Beyt-ul-malm olmaz. Biitiin miisli- 
manlann ortak mah da olmaz) buyurmakdadir. Milletden gayr-i 
mesru' toplanan, mesela gasb edilen mallar da devletin olmaz. Sa- 
hiblerine, sahibleri olmiis ise varislerine geri verilir. Sahibleri bilin- 
miyorsa, fakirlere dagitihr. Bunu bilenlerin de almalan, kullanma- 
lan haram olur. 

Haram mah, sahibini bildigi halde, geri vermeyip, bununla bir 
ibadet yapan, mesela cami' yapdiran, sadaka veren kimse, bundan 
sevab beklerse, kafir olur. Baskalan da, bunun haram mal oldugu- 
nu bilerek, sevab kazandigim soylerse, kafir olurlar. Ctinki, bu ma- 
il, eger bozulmus ise benzerini, benzeri yoksa degerini sahibine ve- 
ya varislerine geri vermesi, bunlan bulamryorsa, sevabm onlara ol- 
masim niyyet ederek, fakirlere dagitmasi farzdir. Baska yerde kul- 
lamlmasi, haramdir. Baskalanmn da, bu mah, haram oldugunu bi- 
lerek, almalan ve kullanmalan haram olur. 

Haram olarak gelen mah, haramdan veya halaldan gelmis olan 
baska mal ile karisdinp, bu kansimdan sadaka vererek sevab bek- 
lerse, kafir olmaz. Cunki, kansmca, kendi habis miilkii olur. Sahi- 

-378- 



bine borclu olur. Mislini veya kiymetini odemeden once, kendi 
kullanmasi haram ise de, baskasmm bundan almasi ve kullanmasi 
haram olmaz. 

55 — Seyyid Kutb, (Cihan Sulhu) kitabmda: (Miisliminlar ihti- 
lalci olur. Zulm, haksizhk yapan hiikumete karsi ihtilal yapar) diyor. 

Bu sozti de, islam alimlerinin bildirdiklerine uymamakdadir. 
Miislimanlar ihtilal yapmaz. Fitne ve fesad cikarmaz. Zalim olan 
hiikumete de isyan etmek gunahdir. Kanunlara, emrlere karsi gel- 
mek, cihad olmaz. Fitne cikarmak olur. Seyyid Kutb ve Mevdudi 
ve bunlara aldananlar, Hac suresinin otuzdokuzuncu ayetine yan- 
hs ma'na verdikleri icin, bu felakete diismiislerdir. Bu ayetde me- 
alen, (Mii'minlere saldiran zalimlerle cihad etmege izn verildi) bu- 
yuruldu. Mekkede kafirler, miislimanlara zulm edip, yaralaymca, 
oldiiriince, bunlarla dogiismek icin, tekrar tekrar izn istediler. izn 
verilmedi. Medineye hicret edilince, bu ayet gelerek, yeni kurulan 
islam devletinin, Mekkedeki zalimlerle cihad yapmasina izn veril- 
di. Bu ayet-i kerime, muslimanlarm, zalim hiikumete isyan etmele- 
ri icin degil, insanlarm islam dinini isitmelerine, miisliman olmala- 
nna mani' olan zalim diktator ordulan ile cihad yapmasi icin, islam 
devletine izn vermekdedir. (Siyer-i kebfr) tercemesi, kirkbirinci sa- 
hffedeki hadis-i serifde, (Emire isyan eden kimseye Cennet haram- 
dir) buyuruldu. Yetmisbirinci sahifesindeki hadis-i serifde, (Adil 
ve zalim, her emirin emri altinda cihad ediniz!) buyuruldu. Kitab- 
larda yazih olan cihad, baska memleketlerdeki kafirlerle harb et- 
mek demekdir. 

Ibni Admin (Kamil) kitabmda ve Beyhekinin (Siia-bul-iman) 
kitabmda bildirdikleri hadis-i serifde, (Bozuk bir isi diizeltemedi- 
giniz zeman, sabr ediniz! Allahii teala onu diizeltir) buyuruldugu- 
nu yazmakdadir. Bu hadis-i serif, kanunlara karsi gelmegi, ihtilal 
yapmagi degil, mesru' yollardan nasihat verip sabr etmegi emr bu- 
yurmakdadir. (Kiinuziiddekaik) kitabmda ve Tirmiizide ve Tabe- 
ranide bildirilen hadis-i serifde, (Cihadin en kiymetlisi, zalim sul- 
tan yamnda, dogru yolu gosteren bir soz soylemekdir) buyuruldu. 
Alimlerin giicii yetdigi kadar hiikumet me'murlarma, emr-i 
ma'ruf yapmasi lazimdir. Fekat emr-i ma'ruf yaparken, fitne cik- 
mamasina cok dikkat etmelidir. Gorliluyor ki, miislimanlar ihtilal 
yapmaz. Fekat, zulme, haksizhga da teslim olmaz. Mesru' yollar- 
dan hakkim arar. Hiikumetin mesru' emrlerine uymak, her miisli- 
mana vacibdir. Hie kimsenin haram olan emrleri yapilmaz. Fekat, 
buna isyan edilmez. Fitne cikanlmaz. Zalimlere karsi gelmemeli, 
onlarla miinakasa etmemelidir. Mesela, nemaz kilmamak, en bii- 

-379- 



yiik giinahlardandir. Amir, kumandan, kafir ve zalim olup, emri al- 
tmda olana nemaz kilma derse, bas ilstiine kilmam demeli, senin 
yamnda kilmam demegi diisunmelidir. Ciinki fitne cikarmak, ya'ni 
muslimanlarm ezilmelerine sebeb olmak haramdir. O zalimin ya- 
nmdan aynlinca, nemazi hemen kilmahdir. 

Hindistandaki islam alimlerinin biiyiiklerinden Abdiilhak-i 
Dehlevi, 1052 [m. 1642] de vefat etmisdir. Cok kiymetli hadis kita- 
bi olan (Miskat-iil-mesabih)i farisi olarak serh etmisdir. (Esi'at-iil- 
leme'at) ismindeki bu serhde, (Kitab-iil fiten) kismmda diyor ki: 
Eshab-i kiramdan Huzeyfe "radiyallahii anh" diyor ki, (Resululla- 
ha "sallallahii aleyhi ve sellem" ilerde hasil olacak fitnelerden sor- 
dum. Ciinki, bunlann serrine yakalanmakdan korkuyordum). Za- 
rarli seyden sakmmak, faideli seye kavusmakdan daha miihimdir. 
Buradaki fitne, insanlar arasinda kansiklik, dogiis demekdir. Ha- 
ram islemenin yayilmasi da fitne ise de, bunu sormaga liizum yok- 
dur. Ciinki, haramlar bellidir. (Ya Resulallah, biz, miisliman olma- 
dan once kotii kimselerdik. Allahii teala, Senin serefli viicudiin ile, 
islam ni'metini, iyilikleri bizlere ihsan etdi. Bu se'adet giinlerinden 
sonra, yine kotii zeman gelecek mi dedim. (Evet gelecek!) buyur- 
du. Bu serden sonra, hayrli giinler yine gelir mi dedim. Yine (Evet 
gelir. Fekat, o zeman bub ink olur) buyurdu). Ya'ni, bu zemanda, 
iyilik kotiiltikle kansik olur. Kalbler, ilk zemanlarda oldugu kadar 
saf ve tertemiz olmaz. i'tikadlann sahih, amellerin salih ve idareci- 
lerin adaletleri, birinci asrdaki gibi olmaz. Kotiilukler, bid'atler, 
her tarafa yayilir. iyiler arasina kotiiler, siinnetler arasma bid'atler 
kansir. (Bulamkhk ne demekdir) dedim. (Benim siinnctiine uymi- 
yan ve benim yolumu tutmiyan kimselerdir. ibadet de yaparlar. 
Giinah da islerler) buyurdu. Hayr da yaparlar, ser de yaparlar. 
Bid'at islerler. (Bu hayrli zemandan sonra, yine ser olur mu) de- 
dim. (Evet. Cehennemin kapdanna cagiranlar olacakdir. Onlari 
dinliyenleri Cehenneme atacaklardir) buyurdu. (Ya Resulallah! 
Onlar nasil kimselerdir,) dedim. (Onlar da, bizim gibi insanlardir. 
Bizim gibi konusurlar) buyurdu. Ya'ni, arabi konusurlar. Ayet ve 
hadis okuyarak, va'z ve nasihat ederler. Fekat, kalblerinde hayr 
ve iyilik yokdur. (Onlann zemanlarma yetisirsek, ne yapmamizi 
emr edersin) dedim. (Muslimanlarm cema'atine ve hiikumetine 
tabi' ol) buyurdu. (Miisliman cema'ati ve miisliman hiikumeti 
yoksa, ne yapahm,) dedim. (Bir kenara cekil. Aralarina hie karis- 
ma. Oliinceye kadar, yalmz yasa!) buyurdu. Bir hadis-i serifde, 
(Benden sonra oyle hiikumetler olur ki, benim yolumdan ayrihr- 
lar. Kalbleri seytan yuvasidir. Bunlara da ita'at ediniz! Karsi gel- 
meyiniz! Sizi dogse de, mallarimzi alsa da karsi gelmeyiniz!) 

-380- 



Ya'ni, zalim olan, malmiza, canmiza saldiran hiikumete de isyan 
etmeyiniz. Fitne cikarmayimz. Sabr edip, ibadetiniz ile mesgul olu- 
nuz. Sehr icinde fitneden kurtulamazsaniz, ormana sigmimz. Fitne- 
cilere kansmamak icin, ormana gidip, ot, yaprak yimek zorunda 
kahrsaniz, ormanda kalimz da, fitnecilere kansmayimz! (iyi dinle- 
yin ve bana ita'at edin) buyurdu. Bu son emr, hiikumete karsi gel- 
memek, fitne cikarmamak icin, cok dikkatli olunuz demekdir. 
(Esi'at-iil-leme'at)dan terceme temam oldu. Bu hadis-i seriflerden 
ve islam alimlerinin aciklamalarmdan anlasihyor ki, din adamlan, 
devlete sekl vermek, kanun yapmak islerine karrsmaz. Siyaset ile 
ugrasmaz. Politikacilara alet olmaz. Su veya bu devlet seklinin sa- 
vunuculugunu yapmaz. Ehl-i siinnet alimleri, bu yasaga titizlikle 
uymuslar, din adamlarmm siyasete kansmasimn, yakici atesi tut- 
mak gibi oldugunu bildirmislerdir. 

Kuvvete karsi gelmek, devlete karsi isyan etmek ahmaklikdir. 
Kendini tehliikeye atmak olur. Bu ise, haramdir. Kafir memleket- 
lerinde miisafir olan miislimamn da, kafirlerin mallarma, canlarma 
ve nzlarina dokunmasi ve hiikumetlerine isyan etmesi caiz degildir. 
Kafirlerin goniillerini hos ederek, onlardan faidelenebilir. Dar-iil- 
islamda yasayan zimmi kafirlerin ve miisafir gelen harbi kafirlerin, 
ya'ni turistlerin ve tiiccarlann haklarim gozetmek, miislimanlarin 
haklanm gozetmekden daha miihimdir. Bunlara saldirmak, hatta 
bunlan gibet etmek, cekisdirmek bile muslimanlara saldirmakdan 
daha kotiidiir. Muslimanlar, bos yere hie vakt gecirmez. Din bilgi- 
lerine ve fen bilgilerine cok cahsarak kuvvetlenir. Boylece, galib ve 
hakim olurlar. Bir miislimamn cihad yapmasi demek, ihtilal, isyan 
yapmasi degil, din bilgilerini yaymasi demekdir. 

Ibni Abidm buyuruyor ki, (Sultan veya baska zalimler, ikrah 
ederek, zorhyarak, oliimle, habs ile, iskence ile korkutarak emr 
edince, belli giinahlan islemek mubah, hatta farz olur. Emrini 
yapmamak giinah olur). (Berika)da, doksanbirinci [91. ci] sahife- 
de diyor ki, (Hadis-i serifde, (Emirlerinize ita'at ediniz!) buyurul- 
du. Emir, en asagimz olsa dahi, islamiyyete uygun olan emrlerine 
uymak vacibdir. Hie kimsenin giinah olan emrine ita'at edilmez. 
Fekat, isyan etmek fesada sebeb olursa, bu emrine de ita'at olu- 
nur. Ciinki, biiyiik zarar islememek icin, kiiciik zaran irtikab et- 
menin caiz olacagi (E§bah)da yazihdir. Sultamn emr etdigi mubah 
birseyi yapmak vacib olur). Abdiilgani Nabliisi, (Hadika)da, 143. 
cii sahifede diyor ki, (Sultamn, kendi akh ile, arzusu ile verdigi 
emrlerine ita'at etmek vacib olmaz. Fekat sultan zalim ise, eziyyet 
ve iskence ediyorsa, onun Allahii tealanm hiikmlerine uymiyan 

-381- 



emr ve yasaklanna da uymak lazim olur. Hele, ita'at etmiyenleri 
oldtirtiyorsa, kendini tehliikeye atmak, kimseye caiz olmaz. (He- 
diyyet-ii ibn-il-imad) kitabma yazdigim serhde ve (El-metalib-iil- 
vefiyye) kitabinda bu konuda genis bilgi vardir.) 

Ibni Abidm, bagileri anlatirken diyor ki, miislimanlar, bir 
memleketde emin ve rahat ibadet eder ve huzur icinde yasarlarsa, 
hiikumete karsi isyan etmeleri caiz olmaz. Hukumet zulm yapar- 
sa, zulme karsi gelmeleri fitneye sebeb olursa, yine caiz olmaz. 
Boyle sultana yardim etmek, zulme yardim etmek olur. Karsi ge- 
lenlere de yardim edilmez. Ciinki, caiz olmryan seye yardim edil- 
mez. [Miislimanlarm ibadet yapmalanna, cocuklarma din bilgisi 
ogretmelerine mani' olmak ve haram islemelerine, lmanlarimn bo- 
zulmasma sebeb olmak, en biiyiik zulmdiir.] Hukumet zulm yap- 
miyor ise iktidan ele gecirmek icin isyan edenlere (Bagi) denir. 
Miislimanlarm bu hiikumete yardim etmeleri lazim olur. Ciinki 
hadis-i serifde, (Fitneyi uyandirana la'net olsun!) buyuruldu. isyan 
edenler, hiikumete ve miislimanlara kafir der ve mallanna, canla- 
nna saldinrlarsa, bunlara (Harici) denir. Bu inamslan, ser'i delili 
te'vfl sebebi ile ise, bunlar kafir olmaz. Simdi ba'zi kimseler de, 
kendileri gibi inanmiyan miislimanlara kafir diyor, saldinyorlar. 
Bu isleri delilleri te'vil ile oldugu icin, kendilerine kafir denilemez 
ise de, te'vilden haberi olmiyanlan kafir oluyorlar. Sultan adil ol- 
sun, zalim olsun islamiyyete uygun olan emrlerine ita'at etmek va- 
cibdir. Devlet reisi, miirted veya mecnun yahud islamiyyeti tatbik- 
den aciz olursa, azl ya'ni hal 7 olunur. Azli fitneye sebeb olursa, za- 
ran az olana tehammiil edilir. Bir miisliman, kahr ve zor ile halife- 
nin yerine iktidan eline ahrsa buna ita'at olunur. Kafir hukumetin 
ta'ym etdigi miisliman vali, ahkam-i islamiyyeyi tatbik ederse, bu- 
na ita'at olunur. Tatbik edemezse veya vali de kafir ise, miisliman- 
lar, iclerinden birini mufti, emir ta'ym ederler. Bu mufti, ahkam-i 
islamiyyeyi icra eder. Buna da imkan olmazsa, esaret hayati olur. 
Fitneye sebeb olmamak lazim olur. ibni Abidinden terceme te- 
mam oldu. Buradan anlasihyor ki, sultan Abdiil'aziz hamn "rah- 
metullahi teala aleyh" hal'i icin seyh-ul-islam Hasen Hayrullah 
efendinin ve ikinci Abdiilhamid hamn "rahmetullahi teala aleyh" 
hal'i icin fetva emini haci Nuri efendi imtina' edince, yerine bir 
yobazm, silah tehdidi ile ve oliim korkusu ile imzaladiklan fetva- 
lar mesru' degildi. Bu iki fetvamn sahih olmadiklan, uydurma se- 
beblere dayandiklan (Tiirkiye tarihi)nde yazihdir. Bunun icin, bu 
iki sultan, oliinciye kadar mesru' halife idi. Yine bunun icin, mes- 
hur 93 harbinde ve Balkan ve Birinci cihan harblerinde Osmanh- 
lar maglub oldu. Ciinki, bu iic harbi, islam hiikumeti degil, islam- 

-382- 



dan nasibi olmayan komtiteciler cikarmis ve idare etmislerdi. 

56 — Bir hiirriyyet kahramam sekline sokulmus olan Seyyid 
Kutbun, (islami etiidler) kitabinm tercemesinde, otuzikinci sahife- 
de: (Diktatorlerin ve taskmlarm yiiziine durarak, haykirmayanlar, 
ya biiyiik bir giinah isliyorlar, ya miinafik olduklan icin boyle dav- 
ramyorlar. Ya da bunlar hakiki islami bilmeyen kara cahillerdir) di- 
yor. Boylece, miislimanlar arasinda fitne ve ihtilal cikarmagi korilk- 
liiyor. Halbuki, hadis-i serifde, (Fitne uykudadir. Fitneyi uyandira- 
na, Allah la'net etsin!) buyuruldu. Bir hadis-i serifde, (Bir miinker 
gdrdiigiinuzde, buiiu degisdiremezseniz, sabr edin! Allahii teala onu 
degisdirir) buyuruldu. Imam-i Rabbani hazretleri, emr-i ma'rufu yu- 
musak olarak yapmahdir buyuruyor. Bir hadis-i serifde, (Zalimin 
zulmiinii degisdiremiyen, oradan hicret etmelidir) buyuruldu. 

Seyyid Kutb, otuziiciincu sahifede: (islamiyyet, bir miicadele, 
sonsuz bir savasdir. Diialar minldanmak, tesbih danelerini sikir- 
datmak, aman Allahim sen koru sozlerine dayanarak, gokden hayr 
yagacagina giivenmek, islamiyyet degildir) diyor. imam-i Rabbani 
hazretleri iiciincu cildin kirkyedinci mektubunda Seyyid Kutbun 
da yazisina cok giizel cevab vermekdedir. Bu mektub, (Se'adet-i 
Ebediyye) kitabinm ikinci kismmda vardir. Okununca, Seyyid 
Kutbun nasil bir yolda oldugu hemen anlasihr. Allahii teala diia ve 
tevekkiil etmegi emr ediyor. Diia edenleri, tevekkiil edenleri seve- 
rim diyor. Seyyid Kutb ise, diia edenlerle, tevekkiil edenlerle alay 
ediyor. Ayet-i kerimeler ve hadis-i serifler tesbih soylemegi emr 
ediyor. Tesbih okuyanlan oviiyor. O ise, bunu red ediyor. Savasa 
hazirlanmak, sebeblere yapismak, en modern korunma vasitalan- 
m yapmak, elbet lazimdir. Dinimiz bunu emr etmekdedir. Fekat 
bu, miislimanlarda ve kafirlerde ortak olan bir isdir. Miislimanlar- 
da aynca tevekkiil ve diia silahi da vardir. 

Ibni Hacer-i Mekki "rahmetullahi teala aleyh" (Fetava-i fikhiy- 
ye) kitabinm yiizkirkdokuzuncu sahifesinde buyuruyor ki, islam 
alimlerinin coguna gore, diiayi inkar eden kafir olur. Kur'an-i ke- 
rime inanmamis olur. Diia ile istenilen sey, ya kabul olup verilir. 
Yahud ahiretde verilir. Yahud, giinahin afv edilmesine sebeb olur. 
Allahii teala, kulunun diia etmesini, yalvarmasim sever. Diiamn 
kabul olmasi icin sartlar vardir. Bunlardan biri, halal yimek, halal 
giymekdir. Biri de, kalb ile, ya'ni goniilden istemekdir. Hadis-i se- 
rifde buyuruldu ki, (Allahii teala, cok diia edenleri sever. Diia 
edip, iimmfdini kesmeyen, va'd olunan iic seyden birine elbette ka- 
vusur). Tesbih kullanmanm siinnet oldugu, aym kitabm yiizelli- 
ikinci sahifesinde yazihdir. Hadis-i seriflerle bildirilen ibadetlerin 

-383- 



islamiyyet olmadigmi soylemesi, Seyyid Kutbun nasil bir reformcu 
oldugunu acikca gostermekdedir. 

Otuzuciincii sahifede: (islam, kimsenin dine zorla girmesi icin 
bir harbin yapilmasim asla goz oniinde bulundurmaz) diyor. 

Kirkbirinci sahifede: (Islam peygamberinden ve onun yolunda 
gidenlerden istenilen sey, insanlan bu dine sokmak icin yumusak 
da'vetlerde cehd ve gayret gostermekdir) diyor. 

Bu yazilann yanlis ve iftira oldugunu ellinci maddede uzun bil- 
dirmisdik. Muslimanlar herkese yumusak davranir. Birbirlerine 
yumusak olarak (emr-i ma'ruf) yaparlar. Dar-iil-harbdeki kafirler 
ile de iyi gecinmemiz emr olundu. Miislimanlarin diismanlara kar- 
si en kuvvetli silahi, giiler yiizlii ve tath dilli olmakdir. 

Kirkiiciincii sahifede yine: (Ilk fethlerin hepsi, islami, biitiin be- 
serin tek dini haline zor kullanarak degil de, serbest da 'vet yoluy- 
la getirmekdi) diyor. 

Bunun yanhs oldugunu bildiren hadis-i serifler yukanda bildi- 
rilmisdir. 

Kirkbesinci sahifede: (islamiyyet herkese, yeryiiziinde adaletin 
tehakkukunu emr eder) diyor. 

(Miislimanlarin arasini bulun!) mealindeki ayet-i kerimeyi, bii- 
tiin insanlar arasma yaymaga cahsmakdadir. islamiyyet, yeryuziin- 
deki kafir memleketlerinde adaletin tehakkukunu emr etmez. Bu- 
ralara imamn, islam adaletinin ulasdinlmasim, yerlesdirilmesini 
emr etmekdedir. 

Ellidokuzuncu sahifede: (Arab iilkelerinde ictimai tesaniidii te- 
hakkuk etdirmek icin dini inanclan, ahlaki egitimin esasi olarak 
ahrsak, bu iilkelerde revacda olan -yalniz islam degil- biitiin dinle- 
rin bize yardimci olacaklanm gorecegiz) diyor. 

Bir ayet-i kerimede mealen, (Dogru olarak yalniz islam dini 

vardir) buyuruldu. Bu Misrh yazar ise, biitiin bozuk, kotii dinleri, 
islam dini derecesine cikarmakdadir. islam dini varken, bozuk din- 
lere, diisiincelere, luzum olmadigmi anhyamamisdir. 

Altmisdokuzuncu sahifede: (Mai cem'iyyetin miilkiyyetinde 
oldugundan, ferd, mahm ihtiyaci olanlara faizsiz odiinc vermekle 
miikellefdir) diyor. Mai, yalniz sosyalist ve komiinist memleket- 
lerde cem'iyyetin mulkiidur. islamiyyetde mal, ferdin mulkiidur. 
Bunu elliiiciincii maddede uzun bildirmisdik. islamiyyetde ferdin 
malma baskalan kansamaz. Cem'iyyet, ya'ni devlet, kimsenin ma- 

-384- 



lma el koyamaz. Kansirsa zulm etmis, gasb etmis olur. Kimse, kim- 
seye odiinc vermege zorlanamaz. 

Yetmisinci sahifede: (Zekat, ferdlerin vicdanlanna birakilma- 
yan bit odemedir. Devlet onu ahr. Zekat, elden ele verilen ferdibir 
bagis degildir) diyor. 

Bu dusiincesinin de cok yanhs ve sacma oldugunu ellibirinci 
maddede bildirdik. 

Yetmisbesinci sahifede: (Islam, cem'iyyet nizamim kurmus, 
diinya nizamlarmi silah zoru He degil, fikr giicii He yenmisdir) di- 
yor. Bu diisimcelerin de islamiyyete uygun olmadigim ellinci mad- 
dede vesikalarla isbat etdik. (Cihan Sulhu) kitabmda, (Devletcilik 
sahasmda cahsmalar heniiz pek azdir. islamm bu tarafi geregi ka- 
dar aciklanmamisdir) dedigini kirkdokuzuncu maddede bildirmis- 
dik. Burada ise, (islam cem'iyyet nizamim kurmus...) diyor. Sozle- 
ri birbirini bozmakdadir. Her ilm kolunda da, boyle yeteri kadar 
bilgisi olmiyanlann, derme catma yazdiklan siksik goriilmekdedir. 

Yetmisyedinci sahifede: (Bugiin onlari, Peygamberin zemanm- 
da yapmis oldugu seklde, kisa ve mufassal bilgilerle islama daWet 
etmemiz asla kifayet etmez. O devrelerde, bugiinkii gibi, islam na- 
zahyyesi karsismda duran teferruath ictimai nazariyyeler yokdu) 
diyor. islamiyyeti nazariyye, insan diisiincesi sanmakdadir. Bu ya- 
zilan, islamiyyetden hie haberi olmadigim gosteriyor. islamiyyet, 
nazariyye degildir. islamiyyet, Allahii tealamn ve Onun yiice Pey- 
gamberinin "sallallahii aleyhi ve sellem" emrleri ve tebligleridir. 
Bu emrler, bu beyanlar karsismda, insanlann kisa akllarmdan, dii- 
suncelerinden dogan nazariyyeler, hicbir zeman dayanamaz. Cii- 
riir, erir, soner. Daima maglub olur. Seyyid Kutb denilen kimse, 
Ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" ki- 
tablanm okuyup, biraz anlamis olsaydi, haddini bilir, edebini taki- 
nirdi. Kendi bozuk diisiincelerini, islamm ruhuna uymiyan sacma 
sozlerini islamiyyet olarak genclige sunmakdan belki cekinirdi. 
Ehl-i siinnet alimlerinin, ayet-i kerimelerden ve hadis-i seriflerden 
cikararak yazdiklan kiymetli kitablarmdaki bilgilere uymiyan boy- 
le sacma yazilan, islamiyyet olarak yazmak ve yaymak, islamiyye- 
ti bozmaga, icerden yikmaga kalkismak demekdir. 

Yetmisdokuzuncu sahifede: (Biitiin inanclan esidlikle ve aym 
hiirriyyete da'vet ederiz. inane hiirhyyetini korumak, miisliman 
de vie tin vazifesidir. Biitiin vatandaslar gelir kaynaklanndan mii- 
savihakka sahibdirler. Ferdi miilkiyyet simrhdir. Fazla mallan al- 
ma hakki cem 'iyyetindir) diyor. Bu diisiinceleri de islamiyyetle ta- 

- 385 - Faideli Bilgiler - F:25 



ban tabana ziddir. Yukanda islamiyyeti yaymahdir, diyordu. Bura- 
da ise, her dine hurriyyet verilmesini istiyor. Sozleri birbirini tut- 
muyor. Bir tarafdan da, islamiyyeti, sosyalizme ve komiinizme ce- 
virmege cahsmakdadir. Bunlarm cevabi birkac sahife once uzun 
bildirildi. 

Seksenyedinci sahifede: (Devlet, liizumu halinde cemlyyetini 
korumak icin ihtiyaci kadar parayi varhkh ferdlerden kaydsiz sart- 
siz alabilir) diyor. Bu yanhs dusiincesinin cevabmi da elliuciincii 
maddede uzun bildirdik. 

Doksanikinci sahifede: (Bu isler icin zekat kafi gelmez ise, hii- 
kumet zenginlerin elindeki fazla mallan ahp fakirlere iade eder) 
diyor. 

Seyyid Kutb, bu sosyalist diisuncelerini islamiyyete yiiklemeyip 
de, kendi mah olarak ortaya koysaydi cesidli akintilara kapilarak, 
saskina donmiis olan gencler arasinda, belki kendisine bir yer bu- 
labilirdi. Fekat, bir din adami kihgma girerek, Ehl-i siinnet alimle- 
rine saldirmasi ve kendi sosyalist diisiincelerini, islamiyyet olarak 
tamtmaga kalkismasi, kendisini diinyada da, ahiretde de rezil et- 
mekde, Allahu tealamn intikamma hedef olmakdadir. Elliuciincii 
maddeyi okuyunuz! 

ikiyiizticuncu sahifede, maskesini temamen kaldinyor. igrenc 
fikrlerini aciga cikararak: 

(Islam, yeryiiziindeki biitiin insanlan, dini mandarin degisikli- 
gine bakmaksizm hiirhyyete kavusdurmak icin kosan bir kuvvet- 
dir. Bu kuvvet, sapik kuvvetlerle karsilasmca, miicadele ederek, 
onlan imha etmesi vazifesidir) diyor. Miislimanlan Dar-iil-harbde- 
ki kafirlerle bir tutmakda, Allahu tealamn necs, pis dedigi kiifriin 
yayilmasi, hiirriyyete kavusmasi icin savasmagi, vazife bilmekde- 
dir. Fisebilillah olan cihadi boyle anlamakdadir. (Her comlek, icin- 
de olan seyi sizdinr). Giilistandan gelen, giil kokar. Copliikde ye- 
tisen Ebu Cehl karpuzu, elbet fena koku sacar. Resulullah "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" efendimiz, (Qopliikde biten giilleri kokla- 
mayiniz!) buyurdu. Diinyada ve ahiretde se'adete kavusmak isti- 
yenler, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablanm okumahdir. Bu alimler, 
ferdlere, ailelere ve cem'iyyetlere lazim olan her bilgiyi kitablarma 
yazmislardir. Aklh olan, bu bilgileri arar, bulur. Cahil ve sapik 
olanlar, bulamaz, yok samrlar. Ehl-i stinnetden ayrilanlann Ce- 
henneme gidecekleri, hadis-i serifde bildirilmisdir. Allahu teala, 
genpleri, sahte din adamlarmm zararlarmdan, kitablarmdan koru- 
sun! Amin. 

-386- 



57 — Seyyid Kutbun (Islamda Sosyal Adalet) kitabi, arabcadan 
tiirkceye terceme edilerek gencligin oniine siiriihniisdur. Miiter- 
cimlerin cok ovdiikleri Seyyid Kutb, bu kitabmda, maskesini yii- 
ziinden biisbiitiin siyirmakda, mezhebsiz, sapik oldugunu acikca 
bildirmekdedir. Kitabmdan asagida sunulan parcalar, bunun, islam 
alimlerinin yazilanndan birsey anhyamamis oldugunu gostermek- 
dedir. Yirmiyedinci sahifede, (islamm birasrda getirmis oldugu ni- 
zamm, o asra nisbetle degisen bircok sartlan karsismda, daha son- 
raki asrlann hepsinde ashm gayb etmeden kibil-i tatbik olduguna 
bizleri kim te'min edebilir?) diyenlere cevab vermekle beraber, 
kendisi de, islamiyyetin ba'zi hiikmlerinin her asrda degismesini is- 
tiyor. Bizim gibi cahillerin, islamiyyeti, diledigimiz gibi degisdire- 
bilecegimizi saniyor. Miictehid olmiyan bizim gibi mukallidlerin is- 
lam ilmlerine el ve dil uzatamiyacagimizi anliyamiyor. islam bilgi- 
leri, din bilgisi ve fen bilgisi olarak ikiye aynlir. Kur'an-i kerimde 
ve hadis-i seriflerde acik olarak bildirilen din bilgilerini, miictehid 
olan biiyiik alimler de degisdiremez. Zaten bugiin, ictihad derece- 
sinde biiyiik alim yokdur. Din bilgilerinin ahsveris, nikah ve ceza 
kismlanm orf ve adetlere gore degisdirmek caiz ise de, bunun da 
sartlan vardir. islamiyyetin bildirdigi sartlann disinda degisdirmek 
caiz degildir. Seyyid Kutb, islamiyyeti degisdirmekle, Allahii teala- 
nm emrlerinin yerine, fransiz ve sosyalist kanunlarim getirmek is- 
temekdedir. Nitekim, yukandaki maddelerde bu istekleri yazildi. 
Cevablan da verildi. 

Otuzbesinci sahifesinde: (Insaniyyet bir biitiindiir. Aynlan par- 
calan birlesmeli, ihtilaflar ortadan kalkmahdir) diyor. 

Cevab: insaniyyetin ihtilaflarmm kalkmasi, insanlann miisli- 
man olmalan ile mumkin olur. 

islamiyyetin din bilgileri ikiye aynhr: 

1 — Kalb ile inamlacak seyler. 

2 — Kalb ve bedenle yapilacak seyler. 

Kalb ile inamlacak bilgiler, elbet bir biitiindiir. Bu da, Resululla- 
hm bildirdigi ve Eshab-i kiramm haber verdigi iman bilgileridir. 
Ehl-i siinnet alimleri, bu bilgileri Eshab-i kiramdan ogrenip, kitab- 
larma yazdilar. Biitiin miislimanlarin, bu kitablardan okuyup, inan- 
malan hep bir imanda birlesmeleri lazimdir. Miislimanlar birlesme- 
li, aynhk, boliiciiliik olmamahdir. Bunun icin, biitiin miislimanlarin, 
tek dogru yol olan (Ehl-i siinnet) inamsinda birlesmeleri, Peygam- 
berimizin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haber verdigi sapik fir- 
kalara boliinmemeleri lazimdir. Baska diirlii birlesmek olmaz. Sey- 

-387- 



yid Kutbun da bu iman bilgilerini ogrenmesi, kendi kafasmdan ve 
hocasi olan meshur mason Muhammed Abduhun kafasmdan cikan 
sacma ve sapik diisiinceleri din bilgisi olarak yaymamasi, boliiciiliik 
yapmamasi lazimdi. Fekat, mezhebsizler, hak olan dort mezhebe 
saldinyorlar. Mezheblerin ortadan kaldinlarak, uydurma bir mtisli- 
manlik yapilmasim istiyorlar. Cemaleddm-i Efgani, Abduh ve Mev- 
dudi gibi mezhebsizler ve Kadiyam [Ahmedi], Behai ve Teblig-i Ce- 
ma'at gibi sapiklar da hep bu yoldadir. Peygamberimiz, Ehl-i siinne- 
tin icinde bulunan dort mezhebin, ibadetlerde birbirinden aynligi- 
mn rahmet oldugunu bildiriyor. Miictehidlerin ictihad etmelerini 
emr ediyor. Bu begler ise, mezheblerin yok edilmelerini, hiristiyan, 
yehudi ve komiinist kanunlanndan toplama, yeni bir din yapilmasi- 
m istiyorlar. Miislimanlan aldatmak icin, bu yeni dine, simdilik miis- 
limanhk adim vermekdedirler. 

Allahii teala, ibadetler ile ve evlenme, ahs-veris ve kul haklan 
ile ilgili bilgilerin hepsini acik ve kesin olarak bildirmedi. Kisa ve 
kapah birakdigi bilgileri Peygamberimizin "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" aciklamasim diledi. Peygamberi de, bunlarm hepsini tarn 
aciklamadi. Kapah birakdigi bilgilerin aciklanmasim ve bunlarm 
giinliik hadiselere tatbik edilmesini miictehid alimlere birakdi. Bu 
alimler, bu vazifeleri yaparlarken, aralarmda aynhklar oldu. Boyle- 
ce mezhebler meydana geldi. Miislimanlar ibadetlerini yaparken, 
memleketlerinin orf ve adetlerine, iklim sartlarma ve kendi fizik ya- 
pilarina uygun ve daha kolay olan mezhebi secerek, bu mezhebi 
taklid eder. Mezhebler miislimanlar icin rahmetdir, kolayhkdir. 

Yiizellialtmci sahifesinde: (Miilkiyyet, ancak sari'in [ya'ni isla- 
miyyeti koyamn] isbati ve takdiri ile tesbit edilir. Bu hak, cem'iy- 
yetin naibi [miimessili] durumunda olan sari'in hususi olarak ferde 
temlik etdigi birseydir) diyor. Cevab: 

Miilk, elbet sari'in izn vermesi ile miilk olur. Fekat, sari', ya'ni 
islamiyyeti, emrlerini ve yasaklanm koyan, Allahii tealadir. (Mii- 
bellig), ya'ni islamiyyeti bildiren, Allahm Peygamberidir "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem". Yalmz miilk degil, her hak, Allahii te- 
ala izn verdigi icin hak olmusdur. Herkesin man, miilkii, haklan, 
Allahii teala izn verdigi, emr etdigi icin miilk ve hak olmuslardir. 
Iste bunun icin, bir insan, nzasi ile vermedikce, kimse onun miiikii- 
nii elinden alamaz. 

Yiizseksenbesinci sahifesinin tercemesinde: (Milyonlarca insa- 
nm basit bir meskene ve elbiseye muhtac bulundugu bir memle- 
ketde, milyonlarca lira sarf ederek muhtesem koskler yapdirmak 
israf ve haramdir) diyor. 

-388- 



Zekatmi fakirlere veren ve aim teri ile halalinden kazanan kim- 
senin koskler yapdirmasi, hie haram degildir. Halal ve mubarekdir. 
Tenbel oturup, cahsmayip, fakir kalmak, yahud kazandiklarim ha- 
ram seylere verip, basft meskende kalmak, uygun degildir. Boyle 
tenbellerin ve malim haramlara israf edenlerin yiiziinden, cahs- 
kanlar nicin suclu olsun? Zekatmi verenlerin kosklerde oturmala- 
n, sik giyinmeleri, fennin buldugu biitiin kolayhklardan faidelen- 
meleri halaldir. Bir ayet-i kerimede mealen, (Verdigim ni'metleri 
kullanmalarini severim) buyuruldu. Allahii teala, (Qahsana veri- 
rim) buyuruyor. Cahsip kazanmak ibadetdir. Zenginlik gunah de- 
gildir. Allahii teala siikr eden zenginleri sever. Zengin oldugu icin, 
kendini begenmek, kendini baskalarmdan iistiin gormek haram- 
dir. (Kisas-i Enbiya) kitabinda diyor ki: 

(Asere-i miibessereden ya'ni Cennete gidecekleri miijdelenen 
on kisiden Ziibeyr bin Avvam "radiyallahii teala anh" tiiccar idi. 
Medmede, Basrada, Kufede ve Misrda miilkleri ve genis erazisi 
vardi. Bin hizmetcisi vardi. Fekat biitiin gelirini fakirlere dagitirdi. 
Cennetle miijdelenenlerden Talha "radiyallahii teala anh" da zen- 
gindi. Sik giyinir, siislii gezerdi. Yiiziigiinde kiymetli yakut tasi var- 
di. Cennet ile miijdelenenlerden Osman "radiyallahii teala anh" 
da zengin tiiccardi. Tebiik gazasmda onbin altm ve mal yiiklii bin 
deve verip Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" diiasim 
aldi. 

Zenginlik kusur degildir. (Ahir zemanda zengin olmak se'adet- 
dir) hadis-i serifi (Ramuz-iil ehadis)de yazihdir. Ibrahim, Daviid 
ve Siileyman "aleyhimiisselam" cok zengindiler. Eshab-i kiramm 
fakirlerinden cogu, zenginler bizim gibi ibadet etdikden baska, 
mallan ile hayrh isler yaparak cok sevab kazamyorlar diyerek, ag- 
niya-yi sakirine imrenirlerdi). 

Ikiyiizkirkyedinci sahifesinde: (Hilafet miiessesesi, dort halife- 
den soma, babadan ogula veraset yolu ile intikal eden bir nev' 
kralhga dondii. Milletin mail, bu sahslann akrabasma, dalkavukla- 
nna mubah, islamiyyete bagh istihkak sahiblerine haram kihnmis 
idi. Beni Umeyyenin iktidara gelisi, zararh oldu. Hazret-i Omer 
birkac sene daha hilafetde kalsa idi veya hazret-i Ali, iiciincii hali- 
te olsa idi, yahud hazret-i Osman iktidara geldiginde yirmi yas da- 
ha gene bulunsaydi, islam tarihinin cehresi daha ba$ka olurdu. 
Hazret-i Omer, zenginlerin art an mallarmi ahp, fakirlere e$id tev- 
zi' ederdi) diyor. 

Bu yazilarmda, hazret-i Osmanin, idaresiz, beceriksiz oldugu- 
nu gosteriyor. Hazret-i Osmanin din ve diinya bilgilerindeki, idare 

-389- 



ve siyasetdeki yiiksekligini bildiren hadis-i serifler sayisiz denecek 
kadar cokdur. Bunlardan en meshurunu burada da bildirelim: (Es- 
habimin en iistiinii Ebii Bekrdir. Sonra Omerdir. Sonra Osmandir. 
Sonra Alidir) hadis-i serifindeki iistiinluk, her bakimdan iistunluk- 
diir. Hudeybiyede diisman, harb hazirhgi yaparken, o tehliikeli ze- 
manda, Peygamberimiz, diismanlarla, konusup anlasmak icin, haz- 
ret-i Osmam sefir olarak secdi. Hazret-i Omer vefat edecegi ze- 
man, kendinden sonra halife olmaga layik ve muktedir gordiigii al- 
ti kisi arasmda hazret-i Osman da vardi. Peygamberimiz "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem", (Allahii teala, dogru sozii Omerin dili iistiine 
koymusdur) buyurdu. iste, hep dogru, isabetli konusan bu Omer 
"radiyallahii anh, (Osman halife olmaga layikdir, muktedirdir) di- 
yerek tavsiye ediyor. Seyyid Kutb ise, hayir, layik degildi. islamiy- 
yetin gelismesi onun yiiziinden durakladi diyor. Hazret-i Osmamn, 
halife iken idari, siyasi ve askeri basanlan (Hak Soziin Vesikalari) 
kitabinm besinci kism, besinci maddesinde uzun bildirilmisdir. 
Liitfen oradan okuyunuz! 

Seyyid Kutbun, islam halifelerini kafirlerin krallarma benzet- 
mesi ve milletin mahni islamiyyete bagh olan istihkak sahiblerine 
haram etdiler demesi de, islam halifelerine iftiradir. Bunun cevabi- 
m kirkdorduncii maddede uzun bildirmisdik. insafli yazilmis olan 
tarihlerin ve din alimlerinin kitablannin sahifeleri, onun, bu iftira- 
lanni ciiriiten yazilarla doludur. 

Seyyid Kutb, yine (islamda Sosyal Adalet) kitabmm ikiyiizdok- 
sansekizinci sahifesinde: (Hazret-i Omerin muellefetiilkuliibe ze- 
kat verilmesini yasak eden tasarrufuna benzeterek, zekat giderle- 
rinden ba'zi farkh tasarruflarda bulunabiliriz. Fakirlere nakd veya 
ayn olarak vermiyebilir, onlaricin fabrika ve sanayi te'sisleri kura- 
biliriz. Ba 'zi te 'sis ve tesekkullerde, onlar icin hisse senedleri alabi- 
liriz. Onlara, bugiiniin medeni icablan He bagdasmiyan ve heba 
olup giden muvakkat ihsan ma 'nasmdan uzak daimi bir nzk ve ge- 
lir kaynagi te 'min edilmis olur) diyor. 

Eshab-i kiramm hepsi derin alim, miictehid idi. Hele dort hali- 
fe, Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" hayatinda miisavirle- 
ri, vefatmdan sonra da vekilleri idi. Hadis-i serifde, (Benim ve ben- 
den sonra, dort halffemin yoluna sarilmrz! Onlarin yolu dogru yol- 
dur) buyuruldu. Eshab-i kiramin sozbirligine uymamiz lazimdir. 
Sozbirligi ile bildirdikleri bilgilerden, muslimanlar arasma yayilmis 
olanlarma inanmiyan kafir olur. 

Seyyid Kutb, kendisini hazret-i Omer gibi miictehid samyor. 
Zekatm verilecegi yerleri degisdirmege kalkisiyor. Zekatm kimle- 

-390- 



re verilecegini ve nasil verilecegini dfnimiz acikca bildirmisdir. Bin 
seneden beri, hicbir alim bunu degisdirmege kalkismamisdir. Dini- 
miz zekatla, fakirlere gelir kaynagi nasil yapilacagim da cok giizel 
bildirmekdedir. islamiyyeti iyi anlamis olan bir musliman, zekat 
parasi ile islamiyyete uygun olarak, fabrika ve sanayi' miiessesele- 
ri nasil kurulabilecegini ve cihad icin, hayr cem'iyyetleri icin nasil 
yardim edilecegini hemen anlar. Bunlarm nasil yapilacagi 
(Se'adet-i Ebediyye) kitabmda yazilidir. islamiyyet, her asrda 
muslimanlarm nasil cahsacagini ve cagm buluslanndan faidelenme 
yollarmi gostermisdir. Seyyid Kutb gibi mezhebsizlerin islamiyyeti 
degisdirmege kalkismalarma sebeb ve liizum kalmamisdir. 

Dort pesid zekat malmdan, toprak mahsulleri ile hayvan zeka- 
tini ve (Asir) denilen zekat me'murunun idhalatci tiiccardan topla- 
digi zekati, miislimanlarm devlet baskam ahr ve yerlerine sarf 
eder. Sahslarm ve kurumlarm ve musliman olmiyan hiikumetlerin 
bu zekatlan toplamaga ve sarf etmege haklan yokdur. Bunlar, ze- 
kat toplama merkezleri, zekat bakanhgi kuramazlar. Bunlara veri- 
len zekatlar kabul olmaz. Musliman olmiyan hiikumetin idaresin- 
de yasiyan miislimamn, her cesid zekati, Kur'an-i kerimde bildiri- 
len kimselerden birine veya vekil etdikleri bir kimseye, kendisinin 
veya vekilinin vermesi lazimdir. ibadetleri, Ehl-i siinnet alimleri- 
nin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" kitablarma gore yapma- 
hdir. 

Ucyiizbesinci sahifesinde, Nisa suresinin sekizinci ayetinin me- 
ali olan (Miras taksfin olunurken, [mirasci olmiyan] akraba, yetim- 
ler, yoksullar da hazir bulunurlarsa, kendilerini [ondan birsey ve- 
rerek] rizklandirin!) hiikmiinii yaziyor. (Bu ayet-i kerime, akraba, 
yetimler ve fakirlehn mirasda hisse alacagim acikca ifade etmek- 
dedir. Tabi'i olarak, mirasda degisiklikler ve tahsisler yapilabilir. 
Ba'zi hisseler varislerin ve toplumun haline gore ta'yin edilebilir. 
Ayet-i kerimede hazir bulunursa diyor. Bu, mevcud olmak ma 'na- 
smdadir) diyor. 

Islam alimleri, bu ayet-i kerime icin, bir emr olmayip, sevab ve 
ihsan oldugunu bildiriyor dediler. Emrdir diyenler varsa da, bu 
alimler de, sonra gelen miras ayetleri ile, bu ayetin hiikmii nesh ol- 
du, kalmadi buyurdular. Tefsir-i Hiiseynide diyor ki, (Bu ayet-i 
kerime, miras dagihrken orada hazir bulunanlar icindir. O meclis- 
de hazir bulunan yetimlere, fakirlere goz hakki olarak birsey sa- 
daka verilmesi iyi olur.) Senaiillah-i Dehlevi hazretleri, (Tefsir-i 
Mazheri)de buyuruyor ki, (Miras taksim olunurken hazir bulunan 
akrabaya, yetimlere ve fakirlere sadaka olarak birsey verilir. Sa'id 

-391- 



bin Ciibeyr ve Dahhak, bu ayet-i kerimenin ( Ytisikiinuillah) aye- 
ti gelince, nesh edildigini bildirdiler. Nesh edilmedi diyen alimler 
de vardir. ibni Abbas buyurdu ki, akil ve balig olan varisler, mi- 
rasdan az birsey ayirip verirler. Varisler kuciik ise, vasi ve velileri 
verir veya yetim malidir diyerek ozr dilerler. Muhammed ibni Sf- 
rin diyor ki, Ubeydet-iil Selmani yetimlere miras taksim etdi. Son- 
ra bir koyun kesmelerini emr etdi. Pisirilip, bu ayetde bildirilenle- 
re yidirildi ve bu ayet olmasaydi, koyunun parasim ben verirdim 
dedi. Bunlara birsey verilmesi farz olmayip, mustehab olmasi sa- 
hihdir). Goruliiyor ki, varisler diledikleri kadar verirler. Kendile- 
rinden zorla birsey almamaz. Seyyid Kutb, ayet-i kerimedeki (ha- 
zir bulunmak) kelimesini (herhangi yerde mevcud olmak) seklin- 
de degisdirmekdedir. Simdiye kadar hicbir islam alimi, boyle de- 
gisiklik yapmamisdir. Kitabi arabcadan tiirkceye terceme eden de 
Seyyid Kutbun hatasim anlamis olacak ki, varislerden veraset ver- 
gisi alip, varis olmiyanlara verilmesi mumkindir, diyerek, ayet-i 
kerimeyi biisbutiin degisdirmekdedir. Cahillerin dinde soz sahibi 
oldugu yerlerde, seytana is kalmadigmi, din alimleri, cok onceden 
bildirmislerdir. 

(Fi-zilal-il Kur'an) admdaki kitabmda, Maide suresinin otuzii- 
ciincu ayetini tefsire kalkisirken, dort mezhebin ictihadlarim bildi- 
rip, (Biz bu hususda, imam-i Malikin fikrini tercihe siyan goriiyo- 
ruz. Onun fikrine tarafdanz) demekdedir. Bu yazisi da, onun mez- 
hebsiz oldugunu, kendisini mezheb imamlarimn ustiinde gordiigu- 
nii ve (Usul-i fikh) ilminden haberi olmadigim gostermekdedir. 
Birkac sahife sonra, hirsizin cezasi verilmesinde, dort mezhebin ic- 
tihadlarim bildirirken, (fekat, imam-i Ebu Yusiif, Imam-i a'zama 
karsi cikar. Her iki goriisden farkh iiciincii bir fikr ortaya atar) di- 
yerek, mezheb imamlanna ve ictihadlara karsi, terbiyesiz kelime- 
ler kullanmakdadir. ictihadlan, fikr, diisunce zan etmekdedir. is- 
lam dini, edeb ve giizel ahlak dinidir. islam alimleri "rahmetullahi 
teala aleyhim ecma'in", terbiyede ve giizel ahlakda, islam dininin 
mumessili olmuslardi. Onu diinyaya boyle tamtmislardi. Seyyid 
Kutb, bu bakimdan da, islam alimlerinden aynlmakdadir. 

Maide suresinin doksaniiciincii ayetini tefsir ederken, 
(Kur'an-i azimiissanda varid olan bu ifadenin gelis tarzi iizerinde 
insamn icini rahatlatacak bir tefsir tarzim, miifessirlerin zikr et- 
dikleri arasinda bulamadim. Okuduklanm icerisinde en fazla ho- 
suma giden heme kadar hissen beni rahatlatacak durumda degil- 
se de, ibni Cerir Taberinin zikr etdigidir) diyor. Halbuki, mesela 
miifessirlerin bastaci Beydavinin tefsiri ve bunun Seyhzade hasi- 

-392- 



yesi, bu ayet-i kerimeyi daha genis ve rahatlatici olarak aciklamak- 
dadir. Buyuk islam alimi, rasih ilmli ve tesavvuf miitehassisi seyyid 
Abdiilhakim Efendi, bu ayet-i kerimeyi, Istanbulda Bayezid ca- 
mi'inde, hem Beydavi hasiyesinden, hem de Ebussii'ud ve Ni'me- 
tullah tefsirlerinden giinlerce acikhyarak, dinleyen kultiirlii genc- 
leri hayran etmis, goniillere ferahhk vermisdi. Seyyid Kutb da, 
boyle ziilcenahayn bir derin islam aliminin derslerinde ve sohbet- 
lerinde senelerle bulunmakla sereflenip, ilm ve ma'rifet deryasin- 
dan birkac damlaya kavussaydi, ayet-i kerimelerin, sarahatinden, 
ifadesinden, isaretlerinden, delaletlerinden, iktizasmdan ve tezam- 
munlarmdan birseyler anhyabilirdi. Tefsir ve miifessir ne demek 
oldugunu, belki sezerdi. O derslerin feyzleri, tas gibi kati, zift gibi 
kara olan kalbleri yumusatip, tezkiye edip, hakki batildan ayirabi- 
lecek, islam alimlerinin, Selef-i salihinin biiyukliigu karsisinda tit- 
reyebilecek bir hale getirir. Evet, Ehl-i siinnet alimlerinin yiiksek- 
liklerini oyle anlar ki, se'adet-i ebediyyeye kavusmak icin, onlara 
uymakdan baska pare olmadigma tam inamr. imam-i Rabbani Ah- 
med Faruki "rahmetullahi teala aleyh" de, (Mektubat) kitabmda, 
(Peygamberlerin varisleridir) ve (Miirekkebleri, sehidlerin kanin- 
dan daha agir gelecekdir) hadis-i serifleri ile medh olunan alimle- 
rin, (Ehl-i siinnet) alimleri oldugunu muhtelif mektublarmda tek- 
rar tekrar bildirmekdedir. 

Seyyid Kutbun, Maide suresindeki ayet-i kerimeyi ileri siirerek, 
ytizlerce tefsir alimini kiiciimsemesi, yalmz ibni Ceriri ayirarak 
onu ovmesi, kendisinin mezhebsiz oldugunu ortaya koymakdadir. 
(Feth-ul-mecid) ismindeki meshur vehhabi kitabmm ikiyiizkirkdo- 
kuzuncu sahifesinde de, ibni Cerir bakiniz nasil oviilmekdedir. 
(Yer yiiziinde, Muhammed bin Cerir bin Yezid Taberiden daha 
alim kimse yokdur. Miictehidlerden idi. Kimseyi taklid etmezdi. 
Kendi mezhebinde yetisdirdigi cok talebesi vardi. Ucyiizon sene- 
sinde vefat etdi). Bunlarm ibni Ceriri medh etmeleri dogrudur. Fe- 
kat, bunu ileri siirerek, baska tefsirleri ve miictehidleri kiicumse- 
meleri, mezhebsiz olduklanni gostermekdedir. 

(Hadika)mn dortyiizaltmismci sahifesinde buyuruyor ki: (i'ti- 
kadda, taklid ederek, isitdigine iman etmek caiz ise de, nazar ve is- 
tidlal etmedigi icin, ya'ni inceleyip arasdirmadigi icin, giinah isle- 
mis olur. Amelde, ibadetlerde, arasdirmadan, bir mezheb imami- 
na tabi' olmak, sozbirligi ile caizdir. Uzun zemandan beri, miicte- 
hid olmak icin lazim olan sartlan kendinde tophyacak kimse kal- 
madigi icin, her miislimamn dort mezhebden birini ogrenmesi la- 
zimdir. Bu da ancak, giivenilen bir kitabi okumakla veya salih 

-393- 



olan alimden sorup anlamakla mtimkin olabilir. Mutlak miictehid 
kalmadi. Bir mezheb icindeki mes'elelerde ictihad ederek fetva ve- 
rebilecek, mezheb ici muctehidler, kryamete kadar bulunacakdir. 
Herhangi bir din kitabim okuyarak ve din adami gecinen herkese 
sorup anhyarak, din bilgisi ogrenmek caiz degildir. Din adami de- 
nilenler arasinda cahiller, din bilgisi olarak kendi diisuncelerini ya- 
zan zindiklar, fasiklar, miinafiklar, islamiyyeti icerden yikmak isti- 
yenler ve bunlara alet olarak gecinenler her zeman vardir. Hakiki 
din adami olmak icin, hem ilm, hem amel, hem de ihlas, ya'ni tak- 
va lazimdir. Din adaminm, insam se'adete kavusdurabilmesi icin, 
en once Ehl-i siinnet i'tikadmda olmasi lazimdir. Ya'ni, Eshab-i ki- 
ramin "radiyallahii teala anhum ecma'in" izinde bulunmasi ve ic- 
ma-i iimmete uymasi lazimdir). 

Seyyid Kutba gelince, dikkat edilirse o, bir gazetecinin ve bir 
politikacmm tabi'i san'ati olan, yaldizh, heyecanh yazilan ile, oku- 
yuculanm vecde getiren bir hatibdir. O, kapah bir hazineyi satisa 
cikaran dellal gibi, islamiyyeti yalmz ovmekde, icini acrp, cevher- 
leri teshir etmeyip, islam alimlerini ve onlarin kitablarim, sanki 
genclerden saklayip, kendi goriislerini, din bilgisi olarak teshir et- 
mekdedir. Bir artist rolii ile, okuyuculanm teshire cahsirken, cok 
yerde tezadlara diisdiigunii, kendi kendini yalanladigim anhyama- 
misdir. Bir talebenin getirip gosterdigi su yazisimn okuyuculanm 
kiifre kadar goturmesinden cok korkulur: Maide suresinin yiizon- 
besinci ayetini tefsir ederken, (Semadan sofra inme kissasi, hiris- 
tiyan kitablannda, Kur'an-i kenmde varid oldugu gibi zikr edil- 
mez. Hazret-i Isanm vefahndan cok sonra kaleme alinmis olan bu 
incillerde..) demekdedir. Halbuki, (Hazret-i Isayi oldiirmediler. 
Onu asinaclilar) ayet-i kerimesini, daha once kendisi uzun acikla- 
misdi. Ayet-i kerimeler, Isa aleyhisselamm olduriildliglinu asla 
bildirmiyor. Nisa suresi 157. ci ayetinde (Isayi oldiirmediler ve as- 
niadilar) buyuruluyor. Diger ayet-i kerfmede, (Teveffi) edildigini, 
ya'ni goge cikanlma isinin tam oldugunu haber veriyor. Seyyid 
Kutbun, tefsir alimi, din adami degil, arabcasi kuvvetli ve keskin 
zekah, genis hayalli, becerikli bir yazar oldugunu biitiin kitablan 
haykirarak haber veriyor. Politikacilar, emellerine kavusmak icin, 
sevilen ve sayilan seyleri ele alarak, oyle canlandinrlar ki, yazila- 
rmda samimi olup olmadiklanm, ancak o seyi yakmdan tamyanlar 
anhyabilir. Anhyamiyanlar da, vesile edilen o seyin hayram ol- 
duklanndan, yazann emellerine alet olup, pesine takihr, onunla 
birlikde felakete siiriiklenirler. Nitekim, Seyyid Kutbun yazilarma 
mest olan binlerle Misrh gencin diinya ve ahiret azablarma siiriik- 
lendiklerini ogrenmis bulunuyoruz. Simdi de, dfnini anlamaga su- 

-394- 



samis olan genclerin, bu mezhebsiz ve sapik yazilara ve bunlan 
tiirkceye yanhs ve bozuk terceme eden sahte din adamlanna alda- 
nacaklarmi dusiinerek, bunlara cok aciyor ve uziiliiyoruz. 

Cahil ve aciz kimselerde yayilmis bir hastahk var: Gecmisleri 
kotiilemek, ecdadi kusurlu gostermek. Bu hastahk, vehhabinin ki- 
tabinda ve Seyyid Kutbda had (taskm) hale gelmisdir: (Eshab-i ki- 
ramdan soma, nice yillar, miislimanlar, Kur'anla hayat arasma yi- 
kilmaz sedler cekmisler. Kur'an, mihrab nagmeleri, mezar diialan 
olmus. Iste Seyyid Kutb, islamm bu biiyiik derdine parmak bas- 
mak icin Fi-zilal-il-Kur'ani yazdi) diyorlar. Bunlara soranz ki, 
Kur'an-i kerimin bilgilerini, nurlanni tic kit'aya yayan, bugiinkii 
medeniyyetin besigini kuran islam universitelerini kimler acdi? 
Ecdadimiz, ilmde, cihadda, fende ve ahlakda, hayatlanm Kur'an-i 
kerime tam uydurmuslardi. Yazdiklan binlerle kitab ve kurdukla- 
n cesidli islam medeniyyetleri, dtinya tarihlerinde ogiilmekdedir. 
Ecdadimizm oliilere Kur'an okumalan ile alay eden Seyyid Kutb- 
cular sunu iyi bilsinler ki, kabr ziyaretini, oltilere Kur'an okumagi, 
Resulullah emr etmis ve kendileri de yapmisdir. Ecdadimiz, bu 
emre, bu siinnete uymak icin, oltileri ziyaret etmis ve ruhlarma 
Kur'an-i kerim okumuslardir. Boylece her islerinde Kur'ana ve 
siinnete sanlmislardir. (Seyyid Kutbun kitabi rivayetler silsilesi 
degildir) diyenler, onu ovdiiklerini sanarak, ytizkarasim ortaya ci- 
karmakdadirlar. Ctinki, Resulullahdan "sallallahti teala aleyhi ve 
sellem" ve Eshab-i kiramdan "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" 
rivayet edilmiyen din bilgilerine bid'at denir. Hadis-i serifde, (Biz- 
den rivayet edilmiyen, sonradan meydana cikanlan din bilgileri 
bid'atdir, hepsi sapiklikdir) buyuruldu. Baska bir hadis-i serifde, 
(Bid'at ortaya cikaranlann hicbir ibadetleri kabul olmaz. Onlar, 
Cehenneme gideceklerdir) buyuruldu. Bu hadis-i serifler, Seyyid 
Kutbculann cok aldandiklarmi, yalmz Ehl-i siinnetin kurtulacagi- 
m acikca gostermekdedir. Ciinki, Seyyid Kutb, Selef-i salihinden 
gelen rivayetleri kabul etmiyor. Ehl-i siinnet ise Selef-i salihmin 
Resulullahdan getirdikleri rivayetlere sanhyor. (Birgivi vasiyyet- 
namesi) serhinde buyuruyor ki, (Ehl-i siinnet mezhebini ve bu 
alimlerin bildirdigi i'tikadi ogrenip, i'tikadim buna gore diizelt- 
mek her miislimana farzdir. Bunu herkes ogrenmelidir. Cahil kal- 
mamahdir. Zira, islamiyyete uymiyan i'tikadin biiyiik zarari var- 
dir. Zemammizda bid'atler her tarafa yayildi. Ehl-i siinnet vel-ce- 
ma'at i'tikadim bilen az kaldi. Bu cahillik biitiin diinyayi kapladi. 
Ilmi ile amel eden alimlerin sozlerine giivenilir. Cok kimseler var- 
dir ki, ilmden mahrumdur. Fekat, alim sekline girmis, sohret sahi- 
bi olmuslardir. Bunlarm sekllerine ve sohretlerine aldanmamah- 

-395- 



dir. Yarim din adami, din yikar. Yarim dokdor, beden yikar, sozii 
meshurdur. Zemanimizda, bircok cahil, seyh ve miirsid adi ile ve 
biiyiik din alimi adi ile, muslimanlan aldatiyor. Allahii teala, mus- 
limanlan bunlara aldanmakdan korusun! Bu sapiklardan cok sa- 
kmmahdir. Din adami gecinen herkesin soziine ve kitabma uyma- 
malidir. Fikh kitabindan almmamis, modaya gore verilmis olan fet- 
valara, kararlara uymamah, ehlini arayip bulup, ondan sormah, 
dogrusunu ogrenmelidir). islam alimlerinin bu nasihatlerini her 
musliman, kulagma kiipe yapmah, aklmi basma toplayip, sapik ki- 
tablarm yaldizh reklamlanna, sasirtici propagandalarma aldanma- 
malidir. 

Seyyid Kutbun sapik fikrlerine (Dirayet tefsiri) diyenlere ne 
kadar sasilir. Kur'an-i kerimden Seyyid Kutbun cikardigi bozuk 
fikr kinntilarma degil, Kur'an-i kerimden Allahin Resuliiniin anla- 
yip bildirdigi ve Ehl-i sunnet alimlerinin bu bilgileri topliyarak 
meydana getirmis olduklan hakiki tefsir kitablarma sanlmahdir. 
Kur'an-i kerimin golgesine sigmmak, boylece se'adete kavusmak 
istiyenler, sunun bunun yazdigi tefsirlere degil, Ehl-i sunnet alim- 
lerinin dogru tefsirlerine inanmahdirlar. insani se'adete kavusdu- 
racak, Seyyid Kutbun varisleri degil, Resulullahin varisleri olan 
Ehl-i sunnet alimleridir. 

Seyyid Kutbcular, ona Safi'i diyorlar. Halbuki, dort mezheb- 
den birinde olmak icin, once Ehl-i sunnet i'tikadinda olmak lazim- 
drr. Ehl-i sunnet alimlerinden "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in", aynlan ve hele Ehl-i sunneti begenmiyen kimsenin, dort 
mezhebden birinde oldugunu soylemesi, miislimanlan aldatmak 
olur. 

Seyyid Kutbun tefsirinin tercemesine bakan bir miisliman, 
ayet-i kerimelerin meallerini okuyunca cidden zevk ahyor. Ruhu 
ferahhyor. Ciinki, bu mealier, Ehl-i sunnet alimlerinin tefsirlerin- 
den almmisdir. Fekat, Seyyid Kutbun yazilanm, onun islamm ana 
kaynaklarma uymiyan sapik yazilarmm tercemelerini okuyunca, 
muslimana sikmti basiyor. Kalbi karanyor. Seviyesinin dusiiklugii 
hemen duyuluyor. Imam, islami, felsefi diisiincelerle aciklamaga 
ozendigi goriiliiyor. Bunun icindir ki, Ehl-i sunnet alimlerinin 
"rahmetullahi teala aleyhim ecma'm", ruhlara hayat veren kitabla- 
nm okuyup, bu ytice alimlerin, biiyukliigunu sezebilen insafh 
mii'minler, bugiin de hakiki tefsir kitablanm okumakda, o ma'rifet 
deryalarmdan feyz almaga ugrasmakda, Seyyid Kutbun kitablanm 
ovmek soyle dursun, bunlan okumakdan gencleri korumaga cahs- 
makdadirlar. 

-396- 



Sapik fikrlerini tefsirinin her yerine serpmis ise de, okuyucula- 
nmizi tatmm etmek icin birkacim kisaca bildirmegi faideli gordtik: 

1 — Bekara suresinin tefsirine baslarken, (Her surenin kendi- 
ne has bir musiki te'siri ve ahengi vardir) diyor. Resulullah "sallal- 
lahti teala aleyhi ve sellem", (Gina, ya'ni musiki, kalbde miinafik- 
hgi artdirir) buyuruyor. Kur'an-i kerim hie boyle te'sir eder mi? O, 
musikinin hasil etdigi zulmetleri temizler. Kalbi, ruhu nurlandmr. 
(Birgivi vasiyyetnamesi) serhinde buyuruyor ki, (Musiki ile oku- 
nan seyleri dinlememelidir. Zemanimizdaki tarikatcilar cok cahil 
ve inadcidirlar. Teganni ederek si'r okuyorlar. Musikiden hasil 
olan sehvet lezzetlerine, ibadetde lezzet hasil oldu diyorlar. Feyz 
hasil oldu diyorlar. Boyle kitabsiz, mezhebsiz sapiklar, Deccal as- 
kerinin baslangicidirlar. Mii'minlere vasiyyet ederim ki, bunlara 
aldanmayimz! Dinden cikarsimz! Ehl-i siinnet alimlerinin yolun- 
dan aynlmayimz! Kur'an-i kerimi, ezani, zikri ve diiayi teganni ile 
okuyanlan dinlemeyiniz! Bunlan susdurunuz! (Tatarhaniyye) fet- 
va kitabi, bunlan teganni ile okumamn haram oldugunda sozbirli- 
gi bulundugunu yazmakdadir. Haram olduguna, fikh alimleri gok 
sened, vesika ortaya koymuslardir.) 

2 — (Medineye hicret bir mecburiyyet altmda yapildi) diyor. 
Halbuki islam alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in", hic- 
retin korku, sikmti ve mecburiyyetle degil, Allahii tealamn takdiri 
ve izn vermesi ile yapildigmi bildiriyorlar. (Mevahib-i lediinniyye) 
de diyor ki, (Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" Eshabina 
Mekkeden Medineye gitmelerini emr buyurdu. Kendisi Mekkede 
kahp Allahii tealadan izn gelmesini bekledi. Birgiin Cebrail "aley- 
hisselam" gelip, Kureys kafirleri seni oldiirecek. Bu gece yatagin- 
da yatma dedi. Ertesi gun hicret etmesine izn verilen ayet-i keri- 
meyi getirdi). islam alimleri, Resulullah icin, boyle edebli soyler ve 
yazarlardi. 

3 — (Kur'an surelerinin ba'zilannm basmda bulunan harflerin 
tefsmnde cesidli goriisler ileri siiriilmiisdiir. Biz bu goriislerden bi- 
rini ahyoruzki, o da Kur'an-i kerimin bu harflerden meydana gel- 
mis olduguna isaret sayilmasidir) diyor. Ehl-i siinnet alimleri bu- 
yuruyor ki, (Bu harfler, mutesabihatdandir. Ma'nalanm Allahii 
teala gizlemisdir. Ma'nalan cokdur. Bir kismim yalmz sevgili Pey- 
gamberine ve Onun varisleri olan ulema-i rasihine bildirmisdir). 
Kur'an-i kerimin arabi harflerle indirildigi, baska ayetlerde acikca 
bildirilmekdedir. Bu harflere boyle ma'na vererek, hazret-i Ebu 
Bekrin ve hazret-i Omerin ve tefsir alimlerinin bildirdiklerini yaz- 
makdan kacmmasi, kiiciimsenecek birsey degildir. Kur'an-i keri- 

-397- 



min esranndan ve tesavvuf biiyiiklerine ilham olunan me'arif-i ila- 
hiyyeden haberi olmadigi buradan da anlasilmakdadir. 

4 — (Tefsir ve tevhid alimleri yer ve gbkden hangisinin once 
yarahldigmi uzun anlatmislardir. Fekat bunlann bilmesi gerekirdi 
ki, oncelik ve sonrahk, beseri istilahdir. Yine unutulmamahdir ki, 
bu gibi istilahlar, ancak hududsuz tasvirlerin, mahdud beser havsa- 
lasi tarafmdan kavranabilmesi icin kullamlmisdir. Islam miitefek- 
kirlehnin Kur'an-i kerimdeki bu ta 'birler iizehnde girisdikleri mii- 
nakasa, yunan felsefesi He yehudi ve hiristiyanlardaki dini tartis- 
malann berrak arab akh He, parlak islam zekasma kansmasmm 
korkunc felaketinden baska birsey degildir) diyor. Seyyid Kutbun 
islam alimlerine, Selef-i salihme karsi kullandigi kelimelere baki- 
mz! Tefsir ve kelam alimlerine karsi yapdigi bu hakaretleri ve 
edebsizlikleri, hangi muslimanm kalbini srzlatmaz? (Bunlann bil- 
mesi gerekir ki) diyerek, o yiice alimlere ders vermege kalkisiyor. 
(Unutulmamahdir ki) diyerek, Resulullahm ovdiigii hayrli asrm en 
iistunlerine cahil damgasim basiyor. islam alimlerinin zeman, me- 
kan iizerinde yazdiklan kitablardaki ince bilgileri isitmemis oldu- 
gu buradan anlasilmakdadir. islam alimlerinin kitablanni okumus 
ve anlamis olsaydi, islamm gozbebeklerine dil uzatamaz, haddini 
bilir, edebini takimrdi. Evet o, (Dikenler), (Koyden bir pocuk) ve 
(Sihrli sehr) romanlarmdaki gibi, akici bir ifade ve yaldizh kelime- 
lerle yazdigi tefsirinde, genclere bir alim te'siri yapmakda, korpe 
dimaglan kendine baglamakda ise de, islam alimlerinin mubarek 
yazilanm okuyup, gafletden uyanmis olanlar, onun bu cazibeli ya- 
zilari arasma yerlesdirdigi zehrli fikrlerini, sapik tutumunu hemen 
anlamakdadirlar. 

5 — (Bana gore, bu tecribe, yeryiiziinde halite olacak sahsi ye- 
tisdirmek icin yapilmisdir) soziinde oldugu gibi, tefsfrinin bircok 
yerinde, (Bana gore) diyerek, kendisini dev aynasinda gormekde- 
dir. Cahil degil, echel oldugu buradan da anlasilmakdadir. (Beyda- 
vi) tefsirini ve hasiyesini ve (Tefsir-i kebir)i okuyup, Kur'an-i keri- 
min zahiri bilgilerini ve (Ni'metullah) tefsirini veya Bursah isma'il 
Hakki hazretlerinin (Ruh-iil-beyan) tefsirini okuyup, Kur'an-i ke- 
rimin esranndan birsey anlamis olsaydi, kendi haddini bilir, belki 
edebli olurdu. 

6 — Bekara suresinin yiizonyedinci (117) ayetini tefsir eder- 
ken, (Yaratamn hie benzeri yokdur. Iste burada Vahdet-i viicud 
felsefesi tern amen islami tesavvurun dismda kahr ve islam, gayr-i 
miislimlerin vahdet-i viicud anlayisim temamen red eder) diyerek, 
tesavvufdan hie haberi olmadigmi bildiriyor. Tesavvuf biiyukleri- 

-398- 



nin ilham ve kesflerini felsefe saniyor. Ulema-i rasihine gayr-i 
miislim diyecek kadar kiistahlasryor. Ciinki, islamiyyetden once 
mevcud olan vahdet-i viicud bilgilerini de, hak olan eski semavi 
dinlerin tesavvufculari ortaya koymusdu. Yunan felsefecileri ve 
Iskenderiyye mektebi kafirleri, bu bilgileri din tesavvufcularmdan 
calarak benimsemislerdi. Vahdet-i viicud bilgileri felsefecilerin 
bulusu degil, dinde yiikselmis mii'minlerin ma'rifetleri ve kesfleri- 
dir. Vahdet-i viicud, (Se'adet-i Ebediyye)nin cesidli yerlerinde 
aciklanmisdir. Lutfen, kitabin fihristinden yerlerini bularak oku- 
yunuz! 

7 — Ziimer suresinin iiciincii ayetini tefsir ederken, (Tevhid ve 
ihlas sahibi, Allahdan baska kimseden birsey istemez. Hicbir mah- 
luka i'timad etmez. Insanlar, islamiyyetin bildirdigi tevhidden ay- 
nldi. Bugiin biitiin memleketlerde Evliyaya ibadet ediliyor. Isla- 
miyyetden evvelki arablann meleklere, heykellere tapmdiklan gi- 
bi, onlardan sefa'at istiyorlar. Allahm bildirdigi tevhidde, ihlasda, 
Allah He kul arasmda vasita ve sefa 'at etmek yokdur) diyor. Bu ya- 
zilan ile, vehhabi oldugunu i'lan ediyor. 

8 — Bu sosyalist yazar, kendisini tefsir alimi sanmakda, cesidli 
ayet-i kerimelere yanhs ma'na vermekdedir. Mesela Nisa suresinin 
yedinci ayet-i kerimesine, (Ana-babamn ve yakinlannm birakdik- 
lannda, erkeklere birpay vardir. Ana babanin ve yakmlann birak- 
diklannda kadmlara da bir pay vardir. Bunlar az veya cok farz ki- 
hndigi seklde bir paydir..) demekdedir. Halbuki islam alimleri 
"rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" bu ayet-i kerimeye, (Ana- 
baba ve yakmlann birakdiklarmda erkeklere pay vardir. Ana-ba- 
bamn ve yakmlarmm birakdiklarmda, kadmlara da pay vardir. Bi- 
rakilan mallar az olsun cok olsun, farz kilman mikdardaki paylan 
onlara verilir) demislerdir. Beydavide sebebi de aciklanmisdir. He- 
le bundan sonraki ayet-i kerimeye, (Biz burada nesh hususunda 
bir delil goremiyoruz. Bizim goriis iim iize gore b u aye t m uhkem dir. 
Geregi seklde amel etmek de farzdir) diyerek, kendi goriisiine go- 
re tefsir yapdigim yazmakdan da sikilmamakdadir. Halbuki tefsir 
alimleri, bu ayet-i celileye vacib diyenler oldu ise de nedbdir. Ya'ni 
mustehabdir demislerdir. Biitiin islam memleketlerinde de, boyle 
yapilagelmisdir. 

Bundan onceki ayet-i kerimeyi bildirdikden sonra, (Allahii te- 
ala, mal ve miilkii cem 'iyyete tevdi etmisdir. Cem 'iyyet, bu mallan 
giizel kullanmakla miikellefdir. Cemlyyet baslangicda biitiin mal- 
larm sahibidir. Varisler (vasiler) sadece -cemlyyetin izni ile- bu 
mallan kullanma hakkma sahibdirler) diyerek, islam dinine iftira 

-399- 



etmekde, reform yapmaga kalkismakdadir. Tefsir ismi altmda, sos- 
yalist fikrlerini genclere asilama cabasindadir. 

9 — (Cihan Sulhu) ve (islami Etiidler) kitablarmda, (Zekit, bir 
vergidir. Bu vergiyi ancak devlet tahsil eder. Yiizyiize ve iki ferd 
arasmda meydana gelen bir mu'amele degildir. Elden ele gecen 
ferdi bir ihsan ve sadaka degildir. Mallann zekatim kendi elleri He 
aymp yine kendi elleri He dagitmak, islamm farz etdigi bir sekl ve 
nizam degildir. Zekati verilmis mal, birikdirilmis mal [ya'ni kenz] 
sayilmaz sozii dogru degildir. Devlet ona el koyabilir) diyor. Sey- 
yid Kutbun bu sozlerinin dogru olmadigi, islamiyyete uymadigi, 
kendi yanlis diisunceleri oldugu (Se'adet-i Ebediyye) kitabinda 
uzun ve vesikalarla isbat edilmisdir. Zekati verilmis malm kenz ol- 
madigi, htikumetin bu mala hicbir sebeble el koyamayacagi, butiin 
kitablarda yazilidir. (Ahkam-iis-sultaniyye)de ve bircok kiymetli 
kitablarda diyor ki, (Kur'an-i kerimde zekat ve sadaka aym ma'na- 
da kullamlmakdadir. Miislimamn malinda, zekatdan baska, kimse- 
nin hicbir hakki yokdur. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", 
(Malda zekatdan baska hak yokdur) buyurdu. Zekatim vermek la- 
zim olan mallar ikiye aynlir. Emval-i zahire ve emval-i batma. Em- 
val-i zahire, saklanamiyan mallardir. Ekin, meyve ve cayirda oth- 
yan dort ayakh kasab hayvanlan boyledir. Emval-i batma, saklana- 
bilen mallardir. Altm ile giimiis ve ticaret esyasi boyledir. Hiiku- 
met, emval-i batmamn zekatim istiyemez. Bunlarm zekatim ver- 
mek, sahibinin hakkidir. Sahibleri, kendi istekleri ile, hiikumete 
verirlerse, o zeman hiikumet ahp, islamiyyetin emr etdigi yerlere 
vermekde, sahiblerine yardimci olur. Hiikumetin vazifesi, yalniz 
emval-i zahirenin zekatlanm istemek ve yerlerine dagitmakdir. 
Htikumetin bu hakka malik olabilmesi icin de, hiir, miishman, adil 
olmasi ve zekat iizerindeki din bilgilerine sahib olmasi sartdir. Hii- 
kumet zekati toplamakda zalim olup, yerlerine dagitmakda adil 
ise, buna zekat verilmesi de, vermeyip, mal sahibinin kendisinin 
dagitmasi da caiz olur. Zekati toplamakda adil olup, dagitmakda 
zalim ise, bu hiikumete zekat vermemek vacib olur. Vermek caiz 
degildir. istekle veya zorla ahrsa, zekat verilmis olmaz. Mal sahib- 
lerinin ayirip, hakki olanlara kendilerinin tekrar dagitmalan lazim 
olur. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" toplanan zekatlan, 
uygun gordiigii yerlere dagitirdi. Sonra, Allahii teala, zekat verile- 
cek yerleri birer birer bildirip baska yerlere sarf edilmemesini emr 
eyledi. Kafire zekat verilmiyecegi sozbirligi ile bildirildi). (Ah- 
kam)dan terceme temam oldu. 

(Diirr-iil-muhtar), kefalet bahsinin sonunda buyuruyor ki, 

-400- 



(Tarsusi dedi ki, sultamn, [ya'ni hiikumetin], kimsenin malma el 
koymasi caiz degildir. Yalniz, Beyt-iil-mal amilleri, ya'ni zekat 
tophyan me'murlar, valuer ve Beyt-iil-mal katibleri miislimanla- 
nn mallanni kendi zimmetlerine gecirirlerse, millete hryanet eder- 
lerse, hiikumet bunlann haksiz edindikleri mallanna el koyabilir. 
Evkaf katibleri, me'murlan da boyledir. Bunlar da asm harcama- 
lar yapar, calgih, oyunlu sefahet hayati yasarlarsa, apartmanlar ya- 
parlarsa, hiikumet bunlann mallanna el koyar ve vazifeden azl 
eder. Haksiz ele gecirdikleri mallanni vakfa i'ade eder. Hangi 
vakfdan aldiklan belli olmazsa, Beyt-iil-mala verir. Halife Omer 
"radiyallahii anh" Ebu Hiireyreyi "radiyallahii anh" zekat topla- 
mak icin, Bahreyne vali gondermisdi. Sonra, onu bu isden azl et- 
di. Mallanna el koydu. Onikibin lirasim aldi. Bir zeman sonra, ona 
yine bu vazifeyi vermek istedi ise de, kabul etmedi. Boyle oldugu- 
nu. Hakim ve baskalan haber vermekdedirler). ibni Abidm bu sa- 
tirlan aciklarken buyuruyor ki, (Hiikumetin Beyt-iil-mal me'miir- 
larmm mallanna el koymasi demek, onlann kendi zimmetlerine 
gecirdikleri zekat mallanni, ellerinden geri alarak, Beyt-iil-mala 
vermesi, ya'ni yerine koymasidir. Yoksa, hiikumet bu mallari bas- 
ka yerlere hare edemez. Ebu Htireyre buyuruyor ki, Omer "radi- 
yallahii anhiima"' zekat toplamak icin, beni Bahreyne gonderdi. 
Sonra, vazifemden azl etdi ve onikibin lirami aldi. Bir zeman son- 
ra, yine bu vazifeyi vermek istedi. Kabul etmedim. Ebu Hatem, 
bunu isitince, Yusiif "aleyhisselam" senden cok iistiin, yiice bir 
Peygamber oldugu halde, bu vazifeyi yapmagi dilemisdi. Sen nicin 
kabul etmedin? dedi. Cevabmda, O, Yusiif "aleyhisselam" idi. 
Peygamber idi. Peygamber oglu idi. Peygamber torunu idi. Pey- 
gamber torununun oglu idi. Ben ise, fjmeyye ogluyum. Bilmedi- 
gim seyi soylemekden, bilmedigim isi yapmakdan, boylece Rabbi- 
me ve Onun kullanna karsi rezil olmakdan ve mahma el konma- 
smdan korkanm buyurdu. Ebu Htireyre hazretlerinin mezhebine 
gore, zekat me'murlarmm hediyye kabul etmesi caiz idi. Hazret-i 
Omerin mezhebinde ise, caiz olmadigi anlasilmakdadir. Hazret-i 
Omer, kendi mezhebine gore hareket ederek, hediyye olarak top- 
ladigi mallari, elinden aldi.) Goriiliiyor ki, hazret-i Omer, zengin- 
lerin mallanna el koymadi. Bil'akis, zenginlerin mallanna el uza- 
tan me'murlann haksiz kazanclanm geri ahp, sahiblerine vermis- 
dir. Islamiyyetde, hickimse, hickimsenin malma, mulkune elkoya- 
maz. Islamiyyet bu bakimdan da, komtinistlikden, sosyalistlikden 
aynlmakdadir. 

10 — Seyyid Kutb, tefsirinin cesidli yerlerinde, (Zekatdan bas- 
ka malda da fakirlerin haklari vardir) hadisini yaziyor ve zekati 

- 401 - Faideli Bilgiler - F:26 



hiikumetin zorla alacagini, aynca sadaka vermiyenlerin fazla mal- 
lanna hiikumetin el koyabilecegini bildiriyor. Isi komiinistlige ka- 
dar gotiiriiyor. Bu fikrlerine sened yapabilmek icin ayet-i kerime- 
lere ve hadis-i seriflere yanhs ma'na veriyor. Kas yaparken goz ci- 
kanyor. Yukandaki hadis-i serif, sadakamn, zekat gibi farz oldugu- 
nu degil, nafile ibadetler arasinda cok sevab oldugunu gostermek- 
dedir. Ciinki, zekat hakkim fakirlere vermeyenlere Cehennemde 
azab yapilacagi bildirildi. Sadaka hakkim vermiyenlere ise, hie 
azab bildirilmedi. Sevabmin cok oldugu bildirildi. Bunun gibi, 
(Muslinianin niiislinian iizerinde bes hakki vardir) hadis-i serifin- 
de bildirilen, (Selam vermek, hasta ziyaret etinck ve da'vet olunan 
yemege gitmek) haklarimn da farz olmadiklarim islam alimleri 
sozbirligi ile bildirmislerdir. Halbuki, (Zevacir)den aldigimiz asa- 
gidaki hadis-i serifler, zekatin boyle olmadigim acikca gosteriyor: 
(Mallarinizi zekat vermekle koruyunuz. Hastalarimzi sadaka verc- 
rek tedavf ediniz! Diia ile beladan korununuz!) ve (Zekati verilen 
mal, yer altina gomiilse de, kenz ya'nf Allahii tealanin kotiiledigi 
define sayilmaz. Zekati verilmiyen mal acikda birakilsa da, kenz 
olur) ve (Mii'minin kalbinde buhl ya'nf cimrilik ile iinan bir arada 
hie bulunamaz!). ibni Hacer-i Mekki hazretleri bu hadis-i serifleri 
aciklarken, hadis-i seriflerde kotiilenen buhl, ya'ni hasislik zekat 
vermemek demekdir diyor. 

11 — (Biz, onlara asagilik maymunlar olunuz dedik) mealinde- 
ki ayet-i kerimede, cumartesi giinii bahk tutmus olan yehudilerin 
maymun yapildiklan acikca bildirildigi halde, bu ayeti de degisdir- 
mege kalkismis, (Maymun derekesine diisdiiler. Viicudlan ile 
maymun olmalan icab etmez) demis, kendisini imam-i Miicahid 
gibi bir miictehid bilmisdir. Biiyiik alim AbdiiFaziz Dehlevi "rah- 
metullahi teala aleyh", (Tefsir-i Azizi)de bunlarm sekl ve suretle- 
rinin maymun sekline dondiiklerini ve tic gun yasayip oldiiklerini 
uzun yazmakda ve seyyid Kutb gibi soyliyenlere cevab vermekde- 
dir. 

12 — Yine bu tefsirinde, (Kur'anda esirleri kole yapmak mev- 
zu'unda hicbir hiikm varid olmamisdir. Islam, koleligin menbami 
kurutmusdur) diyor. Bu goriisiiniin bozuk oldugunu kendi de anh- 
yarak, lafi degisdiriyor ve (Islam, mesru ' harb esirlerinden ma 'da, 
kolelik kaynaklanni kurutdu. Cunki, orflere muhalif olan birhuk- 
miio gun cem 'iyyetlere zorla kabul etdirecek kudretde degildi) di- 
yor. Bu sacma mantigi ile, hatasim ortmege cahsiyor. Hicretin ye- 
dinci senesinde, Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
Hayber gazasmda aldigi esirleri, Eshabma kole ve cariye olarak 

-402- 



dagitdigim ve bu isin islam devletlerinde asrlarca tatbik edildigini 
inkar edemiyor. Fekat, islamiyyetin kafir cem'iyyetlerine ahkam 
getirdigini sanarak, cok feci' bir fikr de yiiruttiyor. (Islam, hiikmii- 
nii kabul etdirecek kudretde degildi) diyor. Bu kudretsizligin Alla- 
hii tealaya varacagim, kiifre sebeb olacagmi diisiinemiyor. Halbu- 
ki, islam, kafirlere hicbir hiikm ya'ni emr ve yasak getirmemisdir. 
Islam ahkami, muslimanlara ve miisliman olan cem'iyyetlere mah- 
susdur. Islam, kafirlerden tek birsey istemekdedir. O da iman et- 
meleridir. Zimmi kafirlerin mu'amelat ile miikellef olmalan, hiik- 
men miisliman sayildiklan icindir. 

13 — Seyyid Kutb, kitabli kafir kadinlan ile evlenmekde de 
kendi goriislerini ileri siirmekde, miictehidlerle boy olciismege 
kalkismakdadir. Tefsir yapmakda ve din kitablan yazmakda tek 
sermayesi, memleketi icabi arabi bilmesidir. Tek hiineri, iyi bir ter- 
ciiman olabilen bu yazann en biiyiik hatasi, din bilgilerinde mukal- 
lid oldugunu anhyamamis olmasidir. Halbuki, nasslan aciklamak- 
da ve nass bulunmryan bilgilerde, yalmz miictehidlerin gortislerine 
deger verilir. Muctehid olmiyanlarm, ya'ni bizim gibi mukallidlerin 
goriisleri din bilgisi olamaz. Miictehidlerin gortislerine uymiyan 
goriisler ileri stiren din cahillerine (Dinde reformcu) veya (Zindik) 
denir. Bunlar, din adami goriinerek, perde arkasindan dini yikmak 
istiyen kimselerdir. Hakiki din adami demek, uzun seneler dirsek 
curiitiip, miictehidlerin aciklamalarim, goriislerini ogrenerek, bun- 
lan zemamndaki insanlarm anlayislarma gore, aktaran, bildiren 
halis miisliman demekdir. 

Seyyid Kutb, memleketi icabi arabcayi iyi bildigi icin, kirk se- 
neden beri inceledigi ve hayran olarak savundugu sosyalist bilgile- 
rini Kur'an-i kerim ile karsilasdirmaga kalkisdi. islam alimlerinin 
kitablanm okumadigi icin ve Misr mason locasi baskam Mehmed 
Abduhun te'siri altmda kalarak, omriinun son yillarmda, mezheb- 
sizligi ve vehhabiligi tervic eden kitablar yazmaga basladi. [m. 
1948] de cikardigi (Islamda Sosyal Adalet) kitabi, bu yikici, sapik 
fikrleri ile doludur. Kur'an-i kerime sanlmah diyerek, gencleri, 
kendi sapik fikrleri arkasinda siiriikledi. Keski, kendi zemamnda 
bulunan Abdiilkadir Udeh gibi ve Ahmed-i Advi Ezheri gibi, isla- 
miyyeti iyi incelemis ve anlamis mucahidlerin yazilanm okumus 
olsaydi, Ehl-i siinnet alimlerinin yiiksekliklerini ogrenir, bunlarm 
biricik kurtulus yoluna sanlmak se'adetine kavusabilirdi. Fekat, 
ona dini buttin islam alimi diyenler de, (ilmi ve felsefi arasdirma- 
lan, kendisine sarsilmaz bir iman bahs etdi) soziinii gizliyememis- 
ler, onun imamnm, islam bilgilerine degil, felsefi diisiinceler iizeri- 

-403- 



ne kurulmus, sapik bir yol oldugunu bildirmislerdir. 

Din adami gecinen ba'zi kimseler, Seyyid Kutbun reformcu, sa- 
pik fikrlerine aldanmakla kalmiyor. Onun islamiyyete uymiyan 
fikrlerini gender arasma yaymaga ugrasryorlar. Bu cahsmalardan 
kazanc saglamagi diisiinen ba'zi kimseler de, onun tefsirini ve ki- 
tablanmn ba'zi yerlerini yanlis terceme edip, yiiksek fiyatla sati- 
yorlar. Kazanclarma engel oldugu icin, hakikati ortaya koyan, 
gencleri uyandiran kitablanmiza saldinyorlar. Ehl-i siinnet alimle- 
rinin kitablarmdan terceme etdigimiz kitablanmiza, ilm ile, vesika 
ile karsi cikamadiklarmdan, yalan ve iftiradan baska care bulami- 
yorlar. Boyle yalan soyliyenlere, (bu soziinuz, kitablanmizin nere- 
sinde yazilidir?) deyince, bir yer gosteremiyorlar. iftiralan, yalan- 
lari ortaya cikiyor. Seyyid Kutbun (Fi-zilal-il Kur'an) tefsirinin bo- 
zuk ve zararh oldugunu gostermek icin, islam alimlerinin biiyiikle- 
rinden Ahmed ibni Hacer-i Mekki hazretlerinin fetvasim okumak 
yetisir. Fetva sudur: 

(Islam alimlerinin tefsirlerinden almayip da, kendi anladigim 
ve kendi goriislerini tefsir olarak yazan ehliyyetsiz kimselerin tef- 
sirlerini milletin online siirenlere mahkemeler mani' olmahdir. 
Boyle tefsirler batildir, bozukdur. Bu tefsirleri milletin online sii- 
ren din adamlan sapikdir. Baskalanm da dogru yoldan sapdirma- 
ga cahsmakdadirlar). (Fetava-yi hadisiyye)deki bu fetvayi okuyan 
bir miisliman, cahil, sapik din adamlanmn sozlerine aldanmamah, 
onlarm kotiiledikleri Ehl-i siinnet kitablarma sanlmah, yaldizh 
sozlerle, planh iisullerle ovdiikleri sapiklann bozuk, zehrli kitabla- 
nm almamah, okumamahdir. 

58 — (Teblig-i cema'at) adi ile islam memleketlerini dolasip, 
miislimanlara va'z ve nasihat eden kimseler goriiliiyor. Bunlar, 
Hindistandan, Pakistandan iicer beser kisilik kafileler halinde ci- 
karak diinyamn her yerine gidiyor. islamiyyeti yaymaga cahsiyo- 
ruz diyorlar. Eshab-i kiramm yolunda olduklarim soyliiyorlar. Ha- 
nefi mezhebinde oldugunu, ibni Teymiyyeyi cok begendigini soyli- 
yenleri de var. Faideli ve dogru konusuyorlar ise de, islam alimle- 
rinin ismlerini ve sozlerini agizlarma almamalan ve Ehl-i siinnet 
bilgilerinden bir kismim ort-bas eder goriinmeleri siibhe ve iiziin- 
tii uyandirdigmdan, Hindistanda ve Pakistandaki ba'zi din adam- 
lan bunlann sapik olduklarim yazmakdadirlar. 

Kendilerine (Cema'atiit-teblig) diyorlar. Merkezleri Delhide- 
dir. [Pakistamn Karasi ve Lahor sehrlerinde de biiyiik su'beleri 
vardir.] Her gitdikleri yerde nemaz kilmak iizerinde cok duruyor- 
lar. Faideli ve liizumlu din bilgileri soyliiyorlar. Bu cahsmalanna 

-404- 



Urdu lisanmda (Kest) diyorlar. Bunlann teskilatim kuran, Mevla- 
na Muhammed ilyas isminde bir Hindli oldugunu soyluyorlar. Re- 
sid Ahmed Kenkiihinin talebesi idi. Onun yamnda on sene kaldigi 
(Mevlana ilyas uranki dim da'vet) kitabimn 43 ve 49 ncu sahifele- 
rinde bildirilmekdedir. Bu kitabi ilyasm yakm talebesinden biri 
yazmisdir. Resid Ahmed 1323 [m. 1905] de oliince, Halil Ahmed 
Seharenpuriden okudu. Halil Ahmed 1346 [m. 1928] de Medine-i 
munevverede oldii. Urdu lisanmda yazdigi kitabda iblisin, Resu- 
lullahdan "sallallahii aleyhi ve sellem" daha alim oldugunu bildiri- 
yor. Resid Ahmed, (Berahin-i kati'a) kitabmda, ellibirinci sahife- 
sinde, Halil Ahmedin bu kitabi icin, mubarek bir kitabdir diyor ve 
(Beyt-i ayn-i islam) denilen yerde sakhyor. Resid Ahmed, haci im- 
dad-ullah-i Medeninin halifesi idi. Haci imdadullah, 1317 [m. 1899] 
da Mekkede oldii. Resid Ahmed, once isma'il-i Dehleviden oku- 
du. Bu Isma'il, Abdiilvehhab oglunun (Kitab-iit-tevhid)ini urdu di- 
line terceme ederek, (Takviyet-iil-iman) ismini vermisdir. Otuzse- 
kizinci sahifesinde, (Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" oldii, 
ciirtidu. Toprak oldu. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" ki- 
yametde sefa'at edecegine inanan kafir olur, miisrik olur) diyor. il- 
yasm bir hocasi da, Esref Ali Tehanevidir. Bu da Cestiyye tarika- 
tinden haci imdad-ullahin halifelerindendir. Urdu dili ile yazdigi 
(Behistf Ziver) admdaki kitabmda, birinci kisminda Resulullahm 
"sallallahii aleyhi ve sellem" yiiksek derecesini cocuk, deli ve hay- 
vanlar derekesine diisiiren cok cirkin seyler yazmakdadir. ilyasm 
iic hocasi da, kitablarmdaki boyle yazilan ile miislimanlan hayrete 
diisiirmiislerdir. ilyas, bunlan ovmekde, biiyiiltmekde ve asm say- 
gi gostermekdedir. Onlar icin, zemanm evliyasi, kutblan demekde- 
dir. (Melfuzat-i hazret-i mevlana ilyas rahmetullahi aleyh) ismin- 
deki kitabin ytizondordtincu sahifesi bu medhiyyelerle doludur. 
Seyhi Resid Ahmed icin, eger onu gormeseydim kalbim itminana 
kavusmiyacakdi. Gece uyamnca, onun yatak odasma gider, onun 
yiiziine bakar, gelir uyurdum. Onun sevgisi, damarlarimdaki kan 
gibi her yerime islemisdir demekdedir. Bu sozleri (Mevlana ilyas 
uranki) kitabimn 44. cii ve 49. cu sahifelerinde yazihdir. (Miicade- 
le suresi)nin son ayetinde mealen, (Allahii tealaya ve Kiyamet gii- 
niine iinan edenler, Allaha ve Resuliine uymiyanlan [ya'ni kafirle- 
ri] sevmezler. Babalari, ogullari, kardesleri, akrabalari olsalar da, 
kafirleri sevmiyenlerin kalblerini Allahii teala tmanla doldurur) 
buyuruldu. Teblig-i cema'atcilarm hepsi, ilyasi ve hocalanm cok 
biiyultiiyorlar, cok oviiyorlar. ismlerini soyleyince ve isitince "rah- 
metullahi aleyh" diyorlar. Yukanda bildirdigimiz kitablanm her 
yere yayiyorlar. 

-405- 



Ehl-i sunnet alimleri, Teblig-i cema'atcilan red etmek, sapik ol- 
duklanm ortaya koymak icin cok kitab yazdilar. Onlar, bu kitabla- 
ra hie cevab veremedi. AbduFAlim Siddiki, ilyasin ve hocalarmm 
islamiyyeti icerden yikmakda olduklarim yazmakdadir. (El-miiste- 
ned) ve (El-miitenebbi-ul-Kadyani) ve (El-iistaz-iil-Mevdudi) ve 
(Ed-devlet-iil-Mekkiyye) ve (Hediyyet-iil mehdiyyin) kitabimn so- 
nunda da uzun yazilidir. Bu bes kitab arabidir. 1395 [m. 1975] se- 
nesinde istanbulda Hakikat Kitabevi tarafmdan ofset yolu ile tek- 
rar basdinlmisdirlar. 

Ilyas 1363 [m. 1944] de oldii. Yerine oglu Muhammed Yusiif 
gecdi. Yusiif, 1335 [m. 1917] de Delhide tevelliid ve 1394 de La- 
horda vefat etdi. Delhide defn edildi. (Hayat-iis-Sahabe) isminde- 
ki uc cild kitabi 1395 [m. 1975] de tiirkceye terceme ve nesr edil- 
misdir. Bu kitabmda Eshab-i kirami cok ovmiis oldugundan, oku- 
yanlarm takdirlerini cekmekdedir. Fekat, (ayinesi isidir kisinin, la- 
fa bakilmaz) sozii meshurdur. Eshab-i kiramm iistunluklerine ina- 
nan ve onlan seven kimsenin, onlarm yolunda bulunmasi lazim- 
dir. Onlarm yolu, Ehl-i sunnet alimlerinin gosterdikleri yoldur. 
Eshab-i kirami sevmenin alameti, (Ehl-i siinnet)in dort mezhebin- 
den birinin (Fikh kitablan)m ogrenmek ve bu bilgilerin yayilma- 
sma cahsmak ve bunlara uygun yasamakdir. Muhammed Yusiifiin 
yerine Hindistanda Seharenpur sehrindeki Mezahir-i ulum med- 
resesinde hadis muallimi olan seyh in'am-iil-Hasen gecdi. Hindis- 
tanda Lucknow sehrinde 1310 [m. 1891] de kurulmus olan (Ned- 
vet-iil-ulenia)nm emiri [reisi] olan Ebiil-Hasen Ali Nedvi, 1395 
[m. 1975] de Lucknowda basilmis (Ed-da'vet-iil islamiyye) kita- 
bmda, imam-i Rabbani Ahmed Serhendiyi ve hizmetlerini ovdiik- 
den sonra, 1246 da oldurulmiis olan isma'il-i Dehleviyi ve 1320 de 
olen Nezir Huseyn Dehleviyi ve haci imdad-ullahm halifelerinden 
Muhammed Kasim Nanawtavi tarafmdan 1288 [m. 1871] de ku- 
rulmus olan Diyobend medresesini ve 1362 de olen Esref All Te- 
haneviyi ve teblig-i cema'ati ve kurucusu Muhammed ilyasi cok 
medh ve sena etmekdedir. Muhammed Kasim Nanawtavi 1317 
[m. 1899] da oldii. isma'il-i Dehlevinin (Takviyet-iil-iman) kitabi- 
nin 1396 [m. 1976] senesinde Pakistanda basilmis olan (Takvim- 
iil-beyan) admdaki farisi tercemesini okuduk. isma'ilin cahil oldu- 
gu kadar ahmak da oldugunu ogrendik. Hakki batila kansdirarak 
kotiilemege ugrasan bir mezhebsiz oldugunu iyi anladik. Allahii 
teala, miislimanlari boyle sapik yazilan okumakdan, bunlara alda- 
narak, sonsuz felakete siiriiklenmekden muhafaza buyursun! 
Amin. 

-406- 



Hindistanm cenubunda bulunan Kerala eyaletinin Malappu- 
ram sehrinde, Samasta denilen (Cem'iyyet-ul-ulema)mn nesr etdi- 
gi ayhk (El-muallim) mecmu'asimn 1399 [m. 1979] Sevval ayi, do- 
kuzuncu ve daha sonraki birkac sayilannda, Ehl-i siinnet alimle- 
rinden Mevlevf Ebu Ahmed, (Cema'at iit-tebliga)daki subhenin 
kesfi basligi altmda diyor ki: Hindistanm simal kismlarmda, cesid- 
li firkalar ortaya cikmis, dini tecdid edeceklerini, her yere yaya- 
caklanm soyliiyorlar. Cok kimse, bunlarm yaldizh sozlerine baka- 
rak, kendilerinin ve kuruculannm i'tikadlanm incelemeksizin on- 
lara tabi' oluyorlar. icyiizleri ortaya cikinca, tekrar aynlanlan, on- 
larm yalanlanni, hiylelerini anlatanlan cok oluyor. Tarihe bakihr- 
sa, boyle sapik kimseler cok gortiliir. Bunlar nefslerine, bozuk dii- 
siincelerine kapilmis zevallilardir. islamiyyetin delillerine istedik- 
leri gibi yanhs ma'nalar veriyorlar. ibni Teymiyyenin ve Abdiil- 
vehhab oglu Muhammed Necdinin ciiriik ilkelerine kayiyorlar. 
Din bilgilerinden haberi olmiyanlar, bunlan dogru yolda saniyor. 
Dine hizmet etdiklerine inamyorlar. Bu sapik firkalardan biri 
mevlana ilyasin ortaya atdigi yoldur. Kendilerine (Cema'at-iit- 
tebligiyye) diyorlar. Diinyayi dolasiyorlar. ibadetleri ile, cazibeli 
sozleri ile ve giyinisleri ile dinine bagh, salih kimseler olarak gorti- 
niiyorlar. inamslanni, tutduklan yolu hie bildirmiyorlar. Tohumla- 
nm Kerala topraklanna da sacmaga basladilar. (Samasta Kerala) 
alimleri, bunlarm kitablanm, inamslanni, ortaya cikislanm, kuru- 
culannm hayatim, yolunu ortaya koyarak, kendileri ile cihada bas- 
ladilar. Bunlan inceliyenler, hiylelerini, bid'at ehli olduklanm an- 
hyorlar. Bunlarm Ehl-i siinnet ve cema'atin hak yolundan sapmis, 
bid'at ve dalalet yolunda olduklarma fetva verdiler. Hindistanm 
simalindeki ve cenubundaki ve Seylan adasmdaki Ehl-i siinnet 
alimlerinin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" bu fetvalan ic- 
ma' halini aldi. Biz de, Allahii tealamn tevfiki ile ve selef-i salihi- 
nin izlerine sanlarak, bozuk inamslanni ve sapik yollanm asagida 
bildirecegiz. 

(Cema'at-iit-tebligiyye) sapik yolunun kurucusu, isma'il oglu 
Muhammed ilyasdir. 1303 [m. 1886] senesinde dogmus, 1363 [m. 
1944] de olmiisdiir. Onceleri (Mezahir-iil-ulum) medresesinde 
ders verdi. Bu isde muvaffak olamaymca, seyhlik yapmaga basla- 
di. Cahil halka muska ve diialar yaparak gecimini sagladi. Bu ara- 
da (Teblig) tarikatini kurdu. Medaris sehrindeki (Kiilliyyet-i ka- 
id-i millet) medresesi amidi [reisi] Cemal Muhammed sahib, Cen- 
derke gazetesinin 24 Temmuz 1976 niishasmda, bu tarikat hak- 
kmda uzun bilgi vermekdedir. 

Delhide bulunan (Cema'at-iit-tebligiyye) reisi ve arkadasi Mu- 

-407- 



hammed idris Ensarf, Delhide Cemal matba'asinda basilmis olan 
(Teblig-i Diisturiil'amel) risalesinde, bu tarikatin kurulus sebebini 
soyle bildiriyorlar: (Iyi diisuniiliir ve tarih incelenirse, dort temel 
Usui He insanlar huzura ve se'adete kavusdurulamamisdir. Bu da, 
Al-i Imran suresinin 139. cu ayeti olan (Siz onlardan serefli, yUk- 
seksiniz. CUnki imanmiz var)dan anlasilmakdadir. Birincisi, islam 
dininin maksadi, batil nizamim, ya 'nisapik inamslan ve huylan de- 
gisdirmekdir. ikincisi, bunlan degisdirmek, ancak Peygamberlehn 
"aleyhimiissalatii vesselam" secdikleh yol He olur. Ucunciisii, mtis- 
limanlann, gerek hirer hirer, gerekse toplu olarak bugiine kadar 
yapdiklan cahsmalar, bu maksad icin degildi ve Peygamberlerin 
yolunda olmadilar. Dordiincusii, bunun icin salih olan bir cema'at, 
ya'ni (Cema'at-i islamiyye) kurmak ve bunun, islamm gosterdigi 
yolda cahsmasi lazimdir. Iste bu isi, Allahm salih kullanndan Mu- 
hammed tlyas yapdi. Islam yolunda cahsmak istiyenleri toplaya- 
rak, (Cema'at-ut-tebligiyye) denilen yeni bir topluluk meydana ge- 
tirdi) diyorlar. 

Su laflara bakimz! Ummet-i Muhammediyyenin bindortyuz se- 
neden beri, gerek birer birer, gerekse toplu olarak yapdiklan cahs- 
malar, Peygamberlerin "aleyhimiissalatii vesselam" yolu degilmis 
ve insanlar arasina yayilmis olan batil inamslan degisdirmek icin 
degilmis. Bunun icin, yeni bir cema'at kurmak lazim olmus. Bunu 
Cema'at-i tebligiyyenin emiri bildiriyor! Ummet-i Muhammediy- 
yeyi parcalamak, Ehl-i siinnetin disinda yeni sapik bir cigir acmak 
istiyenler, hep boyle soyliyerek ortaya cikdilar. Ummet-i islamiy- 
yenin hepsi, dogru yoldan aynldi, hidayet yolundan sapdilar diye- 
rek, yeni bir tankat kurdular. Uydurduklan, bozuk, kotii ilkeleri, 
boylece ortaya koydular. 

Yine bunun gibi son zemanlarda Ebiil-a'la Mevdudi isminde- 
ki kimse Pakistanda, (Cema'at-i islami) denilen bir teskilat kurdu. 
Bunu kurmasimn sebebini urdu dilinde cikardigi (Min Miisliman 
ur mevcudiihu siyasi) risalesinin onbesinci sahifesinde, soyle anla- 
tiyor: (C°k arasdirmis, incelemis. Bugunkii islam halkasim boy- 
nundan cikarmaga karar vermis. Eger boyle yapmasaymis, o da il- 
had ve dehriyye denilen dinsizlerin yolunda kahrmis. Ecdadm- 
dan, dedelerinden gelen din, ilhad ve dehrilik imis. Bunun icin, 
kelime-i tevhidin ma'nasina tam uygun olarak yeni bir din ortaya 
koymus. Bulundugu zemanin ilk hakiki miislimam kendisi imis. 
Miisliman olsun, olmasm, herkesi bu yeni dine cagirryormus). 

Muhammed ilyas da boyle soyliiyor. Bu iimmet-i Muhamme- 
diyyenin, asrlardan beri yapdiklan hersey Peygamberlerin yoluna 

-408- 



uygun degilmis. Muhammed Manzur-i Nu'mam, ilyasin (Ummet-i 
Muhammediyyenin simdi yapdiklan ibadetler, hep rtisum ve adet- 
lerdir. Din ogretenler, din idarecileri, riisum ve adetlere bagli kal- 
mislardir) dedigini (Melfuzat) risalesinin onikinci sahifesinde bil- 
dirmekdedir. (Teblig-i cema'at) onderlerinden Muhammed Hasen 
han, (Miftah-ut-teblig) onsoziinde diyor ki, (Zemammizda din is- 
leri basi bos kaldigi icin, cok kimse sirk, kiifr ve ilhad akintisma ka- 
pilmisdir. Allahii teala insanlann bu haline aciyip, mu'cize olarak, 
miislimanlan gafletden uyandirmak ve onlara din ruhunu asilamak 
icin $eyh Muhammed Ilyasi gonderdi. Bu miicahid, Delhi sehrinin 
cenubundaki Mivat kasabasmda, zemanm sartlan izn verdigi ka- 
dar, insanlan uyandirmaga cahsdi) diyor. Biitiin iimmet kiifrde, 
dalaletde olunca, ilyas dogru yolu acaba nereden buldu denirse, 
buna cevab vermeleri kolay olmiyacakdir saniriz. 

Yukanda bildirilenlerden anlasihyor ki, (Teblig-i cema'at) fir- 
kasi, diger eskiya arkadaslarmm soyledikleri gibi, (Bu iimmet-i 
Muhammediyye dalalete diisdii. Dogru yoldan aynldi) diyorlar. 
Bu sozleri, Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" bildirdi- 
gine taban tabana ziddir. Ciinki Tirmiizmin bildirdigi hadis-i serif- 
de, (Ummetim, dalalet iizerinde birlcsmcz) buyurdu. Bu hadis-i 
serif miictehidlerin ya'ni islam alimlerinin sozbirligi yapdiklan bil- 
gilerin hep dogru olacagim kesin olarak bildirmekdedir. Yalmz 
alimler degil, akh basinda olan herkes, boyle oldugunu hemen an- 
lar. 

Simdi, bu (Cema'at-iit-tebligiyye) firkasinm nasil teessiis etdi- 
gini bildirelim: Hindistamn meshur din ve tarih adamlarmdan 
Ebiil-Hasen AliNedvi, Cema'at-ut-tebhgiyyenin kurucusu ilyasm 
sozlerini soyle bildiriyor: 1345 [m. 1926] senesinde, Medme-i mii- 
nevverede iken, bu ise basladim. (Bu hareketi, senin elinde ger- 
ceklesdirecegiz) diye rii'yada mujdelendim. Bunlar, (Muhammed 
Ilyasin dine da'veti) kitabimn yetmisyedinci sahifesinde urdu dili 
ile yazihdir. Bir sahife sonra da, Medineden Hindistana dondiik- 
den sonra, insanlan dine da'vet etmege basladi. Bu iki satir yazi- 
dan anlasihyor ki, bu da'vet Allahii tealamn emri ile baslamis ve 
Allah tarafmdan kendisine rii'yada miijdelenmis. Bu yolun ic yii- 
zii, (Ilyasin melfuzati) kitabinda genis aciklanmakdadir. Bu kitab- 
da, talebesinden, Muhammed Manzur Nu'mani, arkadaslarma, 
hocasmm su miijdesini vermekdedir: (Ru'ya, Peygamberligin 
kirkalti parcasmdan biridir. Riyazetler cekmekle, miicahedeler 
yapmakla hasil olmiyan terakkiler, ba 'zi secilmislere rii yada hasil 
olmakdadir. Bunlara rii'yada hasil olan bilgiler, Peygamberligin 

-409- 



parcalandir. Bunlarla terakki hasil olmaz mi? Urn ma'rifeti artdi- 
nr. Ma'rifet de, insam Allaha yaklasdmr. Bunun icin, Allahii te- 
ala, (Ya Rabbi ilmimi artdir) demegi emr etdi. Rii'yada insana sa- 
hih ilmler verilir. Bundan dolayi, bu emirinizin cok uyumasi icin 
diia ediniz! A 'sabim bozularak, uykum azaldigi zemanlar, uyku- 
mu artdirmak icin tabibe miiraceat ediyor, verdigi ilaclan kullani- 
yorum. Bu teblig He da'vet etmek yolu bana rii'yada gosterildi. 
(Siz ummetlerin en iyisi oldunuz. insanlarm iyiligi icin yaratildi- 
mz. iyilik yapilmasmi emr eder, kotulukden nehy edersiniz) me- 
alindeki ayetin tefsiri bana rii'yada bildirildi. Ben, Peygamberler 
gibi, insanlan da'vet icin yaratildim. Ayetdeki (yaratildimz) sozii, 
bu da 'vetin yalniz bir yerde yapilmasi He, bir sehrde kalmakla te- 
mam olmiyacagim, bulundugu yerden cikarak, sehrleri, evleri do- 
lasmak lazim oldugunu gosteriyor). Bunlar, kitabm ellinci sahife- 
sinde yazilidir. Su sozlere bakmiz! Kur'an-i kerim rii'yada tefsir 
ediliyor. Rii'yada kendisine sahih ilmler verildigini, bunlann mii- 
cahede ve riyazet ile elde edilemiyecegini iddia etmekdedir. Ayet-i 
kerimedeki (Uhricet) kelimesinden, hicbir miifessirin bildirmedi- 
gi yeni bir ma'na cikarmakdadir. Talebesinden, kendisinin cok 
uyumasi icin calismalanm istemekde ve yazismdan anlasilacak da- 
ha nice seyler bildirmekdedir. Bunlar, Kur'am kendi re'yi, goriisii 
ile tefsir etmek degil midir? Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve 
sellem" (Kur'am kendi re'yi ile tefsir edenin yeri Cehennem atesi 
olsun!) hadis-i serifi ile, miislimanlan boyle tefsir etmekden men' 
etmekde, korkutmakdadir. Bu hadis-i serifi Tirmuzi bildiriyor. Sa- 
gmi solundan ayiramryan, farzi siinneti tamyamiyan kimselerin 
teblig icin seyahate cikmalan, hep bu rii'yadaki tefsirden ileri gel- 
mekdedir. islamiyyet, sarkdan garba kadar her yere yayildikdan 
sonra, bunlann emr-i ma'rufu temamlamak icin, ev ev dolasmala- 
n da, hep rii'yada emr olunmusdur. Allame ibni Cerir Taberi ve 
Selef-i salihinden bircok miifessirler, bu ayet-i kerimeyi tefsir et- 
misler ve allame imam-i Siiyuti "rahmetullahi teala aleyh" bunla- 
n (Durr-iil-mensur) kitabmda bildirmisdir. Bu kitabm ikinci ciiz 
altmisdordiincii sahifesinde buyuruyor ki, Abd ibni Hamid ve ib- 
ni Cerir ve Ibn-iil-Miinzir, imam-i Miicahidden alarak, (Siz hayrh 
ummetsiniz. insanlarm iyiligi icin yaratildimz) mealinde olan ayet- 
deki insan, arabdan baskalandir. Hayrh iimmet de arabdir. Gorii- 
ltiyor ki, tefsir alimlerinin hicbiri bu ayete ilyas gibi ma'na verme- 
misdir. Demek ki, onun teblig hareketi, Kur'an-i kerime ve hadis-i 
seriflere ve Selef-i salihinin yoluna uygun degildir. Uykuda, rii'ya- 
da yapilan bir tefsire dayanmakdadir. Bu ise, dinde ibtida'dir. 
Bid'at cikarmakdir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", 

-410- 



(Bu dinimizde dinde bulunmiyan birsey meydana cikinca red edi- 
niz!) buyurdu. Bu hadis-i serif (Buhari) ve (Miislim)de yazilidir. 

[Nabliisi de "rahmetullahi teala aleyh", (Hadfka)mn 128. ci sa- 
hifesinde genis aciklamakdadir. Yuzaltmissekizinci sahifesinde di- 
yor ki, (Uyurken goriilen rii'yalar, ruhani ilhamlar gibi, ahkam-i is- 
lamiyyeyi bildiren sebeblerden degildirler). Yiizyetmisinci sahife- 
sinde diyor ki, (Allahii tealamn, hie kitab okumamis birinin kalbi- 
ni acmasi, ma'rifetlerle, hakikatlerle doldurmasi caizdir. Kur'an-i 
kerim, hadis-i serif isitince, bunlarm tefsirlerini yaparak alimleri 
hayretde birakir. Fekat, bu zat iktidaya salih olmaz. Velidir. Fekat 
imam ve miirsid degildir. islam alimi olmak icin, Kur'an-i kerimin 
ve hadis-i seriflerin ahkamma vakif olmak lazimdir). Yiizseksenye- 
dinci sahifesinde diyor ki, (Dinin unutulmasi, ya'ni islamiyyetin 
adet haline gelmesi, ya'ni islamiyyete degil, akla ve kendi goriisu- 
ne uyulmasi, dort seyden ileri gelmekdedir: Birincisi, ogrendikleri- 
ni yapmamak. ikincisi, bilmeden yapmak. Ya'ni, Allahii tealamn 
emrlerini ogrenmeyip, kendi akhna, goriisiine uymak ve herkesin 
de boyle olmasi icin cahsmak. Bunlarm dogru ve faideli olduklan- 
na inamp, bunlan begenmiyenlere diisman olmak. Uciinciisu, ya- 
pacagi seylerin ahkamim onceden ogrenmemek. Dordiincusii, in- 
sanlarm din bilgilerini ogrenmelerine mani' olmak. Ogrenmek ve 
genclere ogretmek istiyenlere, gerici, cag disi diye iftira etmek. 

Tesavvuf biiyiikleri, Veliler, miirsidler "kaddesallahii teala es- 
rarehiim", hep islamiyyete uymuslardir. Yiiksek derecelere boyle 
kavusmuslardir. islamiyyete uymak, islamiyyetin dort deliline uy- 
mak demekdir. Bu dort delil, Kur'an-i kerim ve Siinnet ve icma'i 
iimmet ve Kiyas-i fiikahadir. Bu dort kaynakdan baska seylere ta- 
bi' olanlar Cehennem azabma gideceklerdir. Bunlar, se'adet-i ebe- 
diyye yolunu kesiciler, batih hak seklinde gosteren yalancilardir.) 
(Hadika) kitabimn birinci cildi hakikat Kitabevi tarafmdan basdi- 
nlmisdir.] 

ibni Hacer-i Askalani "rahmetullahi teala aleyh", (Peygamber- 
lerden "aleyhimiissalevatu vetteslimat" baskasinm rii'yasi, islamiy- 
yetin hiikmlerini bildirmez. islamiyyetin hiikmleri, vahy ile ve icti- 
had ile anlasihr) dedi. O halde, rti'ya ile ayet-i kerime nasil tefsir 
olunabilir? insanlara, rii'ya ile nasil hiikm edilebilir? Rii'yaya uya- 
rak, bunlar diinyamn heryerine nasil gonderilebilir? Boyle yap- 
makla, ahkam-i islamiyye degisdirilmis olmuyor mu? 

Allahii teala, Kur'an-i kerimi, insanlara beyan edilmesi, anlatil- 
masi ipin gonderdigini bildiriyor. Cema'at-iit-tebligiyyenin reisi 
ise, kendisine Kur'amn rii'yada tefsir edildigini soyliyor. Buna go- 

-411- 



re ve bu goriisde olan Ebiil'ala Mevdudmin (Tenbfliat)mda iddia 
etdigine gore, Kur'an-i kerimin, bilinen tefsfr kitablan ile aciklan- 
masi, liizumsuz olmakda, rti'yada gosterilenleri anhyacak kadar, 
arabi liigat kitablan kifayet etmekdedir. Dinde reformcu olan bu 
iki kisi, her bid'at sahibi gibi, hem Kur'an-i kenme kendi gorusle- 
rine gore ma'na veriyorlar, hem de, Kitab ve siinnet yolunda ol- 
duklanm soyliyorlar. Bu ise acik bir yalancihkdir. 

(Diistur-iil-amel) dedikleri, beyanlannda diyor ki, (Tebhg-i ce- 
ma'atcilarm maksadlan, akideleri iicdiir: 

1 — I'la-i kelimetullah, 

2 — Islamiyyeti yaymak, 

3 — Bu akidede olanlan birlesdirmek. Mezhebde, ahlakda ve 
egitimde islahat yapmak.) Bunlarm akidelerini, inanclanm iyi an- 
lamak icin, kitablanm incelemek lazimdir. inanclarmm birkacim 
bildirelim: 

Tebligcilerin emirleri olan Muhammed ilyasin (Gayemiz, Re- 
sulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem", Eshabma bildirdiklerini 
ogretmekdir. Her memleketi dolasarak, nemazi anlatmak ve nasi- 
hat vermemiz, bu hareketimizin baslangicidir, [Melfuzat s. 31]) so- 
ziinden anlasihyor ki, bunlar Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" bildirdiklerini, kendi anladiklanna, mesleklerine gore anlat- 
makdadirlar. Arkadaslarmdan Zahir Hasena diyor ki, (Bizim yo- 
lumuzu, yalniz nemaz kilmagi ogretmek zan ediyorlar. Allaha ye- 
min ederim ki, hareketimiz nemazi bildirmek degildir. Yeni bir 
kavm yetisdiriyoruz) [Dim da'vet s. 205]. Bu sozii, maksadim acik- 
ca ortaya koymakdadir. ilyasa tabi' olanlann, biz herkesin nemaz 
kilmasi icin cahsiyoruz demelerinin dogru olmadigi acikca anlasil- 
makdadir. Boyle davranmalan, herkesi aralanna alabilmek icin bir 
baslangic, bir tuzak olmakdadir. Nitekim, (Mekatib)in 66. ci sahi- 
fesinde, (Bu fakire gore, Tebligimiz, islamiyyete, tarikate ve haki- 
kate samildir). Bu soz, ilyasin, bir rii'yasi iizerine kurulmus olan bu 
cema'atin, yeni bir islamiyyeti ve tarikati cami' oldugunu gosteri- 
yor. Ciinki, din demek bu iic esas demekdir. islam ismi altmda 
maskelenen yeni bir din, rii'ya iizerine kurulmus bir din getirmek- 
dedirler. Yukandaki sozlerinin, bid'at ve dalalet oldugu meydan- 
dadir. 

ilyasm tabilerinden Muhammed idris Ensari diyor ki, (Bu ce- 
ma'atin akidesi. La ilahe illallah Muhammediin Resulullahdir) 
[Diistur s. 4]. Bu akide, mushmanhgm temel akidesidir. Fekat, bu- 
nu miisliman olmadiklan sozbirligi ile bildirilmis olan Kadiyaniler 

-412- 



[ya'm Ahmediler] ve Behailer de soylemekdedir. Bunlar da, boyle 
soyliyerek, yeni bir bid'at firkasi meydana getirdiler. (Bir isi, bir 
ibadeti yapmak, birseyi yasak etmek icin, Resulullahm "sallallahii 
aleyhi ve sellem " bildirmis olmasi lazimdir. Baska delil lazim degil- 
dir) dediler. [Diistur s. 5]. Boylece [Edille-i ser'ryyeden olan] Icma' 
ve Kryasi inkar etdiler. Bununla beraber, kendisinin mutlak miic- 
tehid oldugunu soylemedi. Ciinki soylemis olsaydi, gecmisini ve 
bilgisinin derecesini bilenler arasmda, buna inanacak kimse olmaz- 
di. 

Bir kimsenin bu cema'ate dahil olmasim (Dustur-iil-amel) soy- 
le bildirmekdedir: (Kelime-i $ehadet)i soyliyen ve ma 'nasma ina- 
nan herkes, bu cema 'atin a 'zasmdan olur. Bu cema 'ate girecek ola- 
mn bagh oldugu firka, kavm ve bulundugu memleket ne olursa ol- 
sun bir te'siri yokdur. [S. 5]. Bu yazi gosteriyor ki, musliman oldu- 
gunu soyliyen herkes, ister Kadiyani olsun, ister baska bid'at firka- 
lannm birinde bulunsun, ya'ni harici, kaderiyye, mu'tezile, mevdu- 
diyye ve vehhabiyye gibi sapiklardan olduguna bakilmadan, bu fir- 
kaya ortak olabilmekdedir. Ortak olanlar yalniz hadis-i serif ile 
amel ederler. Selef-i salihinin "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" yapdiklarma ve icma'a ve kiyasa kiymet vermezler. Dort 
mezhebden birine tabi' olmazlar. Bununla beraber, islamiyyete ve 
tesavvufa ve hakikate tabi' olduklanm soylerler. Bu ise, acik bir 
dalalet, saskinca bir sapiklikdir. Teblig-i cema'at denilen bu yol, 
Cema'atiil-islamiyye denilen Ebiil'ala Mevdudinin sapik firkasma 
benzemekdedir. 

Kendi emirlerinin secilmesinde de diyor ki, (islam nizammda 
Emirlik cok miihimdir. Cema 'at-iit-teblig icinden secilen Emir, is- 
lamiyyetin bildirdigi uliil-emr demekdir. Bunun marui olan emr- 
lerine her ferdin ita'at etmesi, Allahm ve Resuliiniin emrlerine 
ita'at etmek gibi farzdir.) [S. 6] (Emirin, islamiyyete uygun olan 
emrlerine, Vtiraz etmeden ita'at etmek vacibdir. Emrlerinin se- 
nedlerini, delillerini arasdirmak caiz degildir. Emrlerini yapma- 
mak, yahud rizasma uygun olmiyam yapmak biiyiik giinahdir. Al- 
lahii tealamn miiahazesine, azabma sebeb olur). [S. 7] Goriiliiyor 
ki, Emirlerini Peygamber derecesine yukseltmekdedirler. Sekizin- 
ci sahifesinde diyor ki, (Emirin, miihim bir emr verecegi zeman, 
cema'atin ileri gelenleri ile miisavere etmesi, sonra $ura meclisi 
a'zalan ile miisavere etmesi, ya'ni bunlara damsmasi vacibdir. 
Reyleri dagihrsa, bunlardan, diledigini tercih ederek, bunu emr 
eder). Goriiliiyor ki, bunlar yalniz hadis-i seriflere ve emirlerine 
ita'at etmekdedirler. Sanki, Kur'an-i kerimde, yalniz emirlerine 

-413- 



ita'at olunmasi emr edilmis, ona ita'at farz ohnusdur. Ona uymi- 
yandan Allahii teala intikam alacakdir. Sura uyelerinin ve idareci- 
lerinin soylediklerine uymasa dahi, emire ita'at lazim olmakdadir. 
Bu sura iiyeleri ve idarecileri ve emirleri, kendilerinden olmakda, 
ya'ni hangi firkadan oldugu ve ne kadar ilm sahibi oldugu ve bas- 
ka hicbir sart arasdinlmadan, yalniz Kelime-i sehadet soylemekle 
biraraya toplanmis bulunan kimselerdendir. Halbuki, Selef-i sali- 
hm [ya'ni Ehl-i siinnet alimleri] Uliil-emr olacak zatm nasil olaca- 
gini bildirdiler. Allame Ebiissii'ud efendi "rahmetullahi teala 
aleyh" buyuruyor ki, (Uliil-emr, hak yolda olan amirler ve adil olan 
hakimlerdir. Hulefa-i rasidin denilen dort halife ve bunlann izinde 
olanlar boyledir.) imam-i Kerhi, (Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem" zemamnda ve daha sonra olan amirlerdir. Hakimler, aske- 
ri amirler boyledir) dedi. Ba'zilanna gore ise, Uliil-emr, islam alim- 
leri demekdir. Teblig-i cema'atcilarm kendi aralarmda secdikleri 
emirlerin boyle olmadiklan meydandadir. Bu emirlerine ita'at et- 
menin vacib oldugunu, ita'at etmiyenin biiytik giinah islemis olaca- 
gim soylemeleri de, hicbir temele dayanmamakdadir. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" ummetinin basma ge- 
lecekleri bildirirken, (Beni israil yetmi§iki millete ayrildi. Umme- 
tim de, yetmisiic firkaya ayrilacakdir. Bunlardan yalniz bir firka 
kurtulacak, digerlerinin hepsi Cehenneme gidecekdir) buyurdu. 
Eshab-i kiram, bunu isitince, (O hangisidir, ya Resulallah) dedi- 
ler. (Benim ve Eshabimin yolunda olanlardir) buyurdu. Bu hadis-i 
serifi, Tirmiizi yaziyor ve Abdullah bin Omerin haber verdigini 
bildiriyor. tmam-i Ahmedin ve Ebu Daviidiin yazdiklarma ve haz- 
ret-i Mu'aviyeden haber aldiklanna gore de, (Bunlardan yetmi§i- 
kisi Cehennemde, geri kalan biri Cennetdedir. Bu da, bir cema'at- 
dir) buyurdu. Bu hadis-i serif (Miskat) kitabmm (i'tisam) babmda 
da yazihdir. Ey miislimanlar! Bu hadis-i serifde bildirilen tek kur- 
tulus firkasini ve bunlann Cennete girmege sebeb olan i'tikadlan- 
m arayip bulmahyrz ve bunlann i'tikadma uymiyan sapik firkalar- 
dan sakmmahyiz! Bu suretle Cehennemin atesinden, alevlerinden 
kurtulmaga cahsmahyiz! Gavs-ul-a'zam Abdiilkadir-i Geylani 
hazretleri, ikinci hadisde bildirilen (Cema'at)i ve birinci hadis-i se- 
rifi soyle aciklamakdadir: (Mii'minin Siinnete ve Cema'ate tabi' 
olmasi lazimdir: Siinnet Resulullahm gosterdigi yoldur. Cema'at 
da, (Hulefa-i rasidin) denilen dort halife zemanlanndaki Eshab-i 
kiramm sozbirligi yapdigi seylerdir. Miislimamn, bid'at sahibleri- 
nin cogalmalanna mani' olmasi, onlara yaklasmamasi, selam ver- 
memesi lazimdir. Mezheb imami Ahmed bin Hanbel, bid'at sahi- 
bine selam veren, onu sevmis demekdir buyurdu. Ciinki, hadis-i 

-414- 



serifde, (Selam vermegi yaygin hale getiriniz! Boylece sevi^iniz) 

buyuruldu). Bunlar (Gunyet-iit-talibin) kitabmm 90. ci sahifesinde 
yazilidir. Muhakkiklerin sonuncusu olan buyiik alim Ahmed ibni 
Hacer-iil-Heytemi "rahmetullahi teala aleyh" de, (Savaik-ul-muh- 
rika) kitabmm 149. cu sahifesinde, bunlan genis bildirmekde, bu 
arada, (Ehl-i siinnet i'tikadmdan aynlanlara (Miibtedi') denir. 
Bunlar, birinci asrda ortaya cikmaga basladilar) demekdedir. 

Ibni Hacer-i Heytemi "rahmetullahi teala aleyh", (Feth-ul-ce- 
vad) kitabmda diyor ki, (Miibtedi', Ehl-i siinnetin sozbirligi ile bil- 
dirmis oldugu i'tikada uymiyan kimsedir. Bu sozbirligini Ebul'Ha- 
sen Es'ari ve Ebu Mansur Ma'turidi "rahmetullahi teala aleyhima" 
ile bunlarm yolunda olan alimler bildirdiler). (Fetavayi hadisiyye) 
kitabmm 205. ci sahifesinde diyor ki, (Bid'at sahibi demek, inanis- 
lan Ehl-i siinnet inamsmdan ayn olan kimse demekdir. Ehl-i siin- 
net inamsi, Ebiil'Hasen Es'ari ve Ebu Mansur Ma'tiiridinin ve 
bunlara tabi' olanlarm inamsidir. islamiyyetin begenmedigi birse- 
yi meydana cikaran herkes bid'at sahibi olur). Safi'i alimlerinden 
Ahmed Sihabiiddin Kalyubi Misri (Kenz-iir-ragibin) hasiyesinin 
dordiincii cildinde diyor ki, (Ebiil-Hasen Es'armin ve Ebu Mansur 
Ma'tiiridinin bildirdiklerinden aynlan kimse (Siinni) degildir. Bu 
iki imam Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ve Esha- 
bmm yolundadirlar). 

Yukarda yazilanlardan anlasihyor ki, bu iimmet yetmisiic mil- 
lete aynlacak, bunlardan yalmz birisi Cehennemden kurtulacak- 
dir. Her mii'minin bu bir firkayi arayip bulmasi ve bunlara tabi' ol- 
masi vacibdir. Bunlar, Ebiil-Hasen Es'ari ve Ebu Mansur Ma'tiiri- 
dinin yolunda olanlardir. Zemammizda ortaya cikip yeni bir islam 
firkasi kuramn, yalmz (La ilahe illallah Muhammediin Resulullah) 
demekle kahp, Ehl-i siinnet velcema'at i'tikadmda olmasi nasil 
dogru olabilir? (Cema'at-iit-tebligiyye) isminde yeni tiireyen bu 
firkamn sozleri ve yazilan gosteriyor ki, bu firkaya girmek icin yal- 
mz (La ilahe illallah Muhammediin Resulullah) demek sartdir. 
Bunu soyliyen kimse, hangi sapik firkadan olursa olsun ve Resu- 
lullahdan baska kimseye hatta Eshab-i kirama ve miictehid imam- 
lara ita'at etmese de, bu firkaya girmekdedir. Kadiyani, Niceri, 
Vehhabi, (Cema'at-i islamiyye)ci ya'ni Mevdudici ve miisliman ol- 
miyan baska yollardaki kimselerin, bu cema'atden olduklanm go- 
riiyoruz. Bu halleri iimmet icinde fesad cikarmak, boliiciiliik yap- 
mak degil de, ne olabilir? 

Acaba iclerine aldiklan boyle sapik kimseleri, sonra islah et- 
miyorlar mi? Kitablarmdan anlasilan ve yapdiklanndan goriilen, 

-415- 



bunun tersidir. Mezhebler ilzerinde konusmagi men' ediyorlar. 
Herkesi kendi akidesinde serbest birakiyorlar. (Diistur-ul-amel)'in 
16. ci sahifesinde, (Bolucii ve liizumsuz mes'ele iizerinde durul- 
maz. Tevhidin ash ve islamm esasi incelenir) diyor. (Miftah-ut-teb- 
lig) kitablanmn 218. ci sahifesinde de, aym seyler yazihdir. Kuru- 
culan olan Muhammed Ilyas, (Melfuzat)mm 116. ci sahifesinde, 
(Yolumuzun ash, imam kuvvetlendirmekdir. Akaid bilgilerini ge- 
nisletmek dogru degildir. Yoksa, kalblerde fitne, zihnlerde siibhe- 
ler hash olur) diyor. (Mekatib)inin 142. ci sahifesinde, (Ara sira, 
bid'at kelimesini kullamyorsunuz. Boyle sozleri soylemeyiniz! 
Boyle sozler, insanlar arasmda fitne cikmasina sebeb olur) demek- 
dedir. 

Yukanda bildirilenlerden anlasihyor ki, bunlarda Ehl-i siinnet 
i'tikadi yokdur. Yetmisiic firkadan herbiri aralarma serbestce ka- 
nsabilir. Hatta miisliman olmiyanlar da, dahil olur. i'tikad bilgile- 
ri iizerinde durmazlar. Hatta bunlarm ogrenilmesini men' etmek- 
dedirler. Yalmz Peygamberlerin yolunda olduklanm soylerler. Ha- 
dis-i serifde bildirilmis olan, i'tikadi dogru tek firkayi arasdirmaz- 
lar. Bunu taleb etmenin fitneye sebeb olacagim soylerler. Bid'at ve 
benzeri kelimeleri kullanmazlar. Boyle sozler, fitne cikanr derler. 
Biittin bu sapik davramslan ile birlikde, kendilerinin Ehl-i siinnet 
velcema'at mezhebinde olduklanm soylerler. Halbuki, bu hak 
mezhebdekilere gore, bunlarm dalaletde olduklannda hie siibhe 
yokdur. 

Islam alimleri, miislimanlann bid'at sahibleri ile gorusmelerini, 
onlara yaklasmalanm, konusmalarmi yasak etdiler. Abdiilkadir 
Geylani "kaddesallahii teala sirrehiil'aziz", bid'at ehlinin mezheb- 
lerinin bozuk olduklarma inanmak, onlara uymamak lazim geldi- 
gini, onlan sevmemenin cok sevab oldugunu bildirdi. Peygamberi- 
miz "sallallahii aleyhi ve sellem", (Bid'at sahibine cliisinan gozii ile 
bakan kimsenin kalbini Allahii teala email ve iniaii ile doldurur. 
Bid'at sahibini kotii bileni Allahii teala, Kiyamet giiniiniin korku- 
larmdan korur. Bid'at sahibine hakaret edene, Allahii teala, Cen- 
netde yiiz derece ihsan eder. Bid'at sahibini giiler yiizle karsihyan 
veya ona iyilik eden, Allahii tealanui Muhammed aleyhisselama 
gondermis oldugu islamiyyeti begenmemis olur) buyurdu. Mugire- 
nin Abdullah ibni Abbasdan haber verdigi hadis-i serifde de, 
(Bid'at sahibi, bid'atinden vazgecmedikce, Allahii teala, onun 
hicbir ibadetini kabul etmez!) buyuruldu. Fudayl bin iyad "kad- 
desallahii teala sirrehiil'aziz" buyurdu ki, (Bid'at sahibini seven 
kimsenin ibadetlerini Allahii teala yok eder ve kalbinden iman 

-416- 



nurunu cikanr.) Bid'at sahibini sevmiyenin ibadetleri az olsa bile 
giinahlarinm afv olunmasi umulur. (Yolda, bir bid'at sahibi ile kar- 
silasmamak icin yolunu degisdir!) Bu hadis-i serifler ve nasihatler, 
(Gunye) kitabinm doksamnci sahifesinde yazilidir. Kendilerinin 
miisliman olduklanni soyliyen ve Ehl-i siinnet olarak tamtan (Ce- 
ma'at-iit-tebligiyye)ciler, her firkadan olan sapiklan aralarma ah- 
yorlar. Ehl-i siinnet olsun, ehl-i bid'at olsun, her miisliman bunla- 
nn firkasina girebiliyor. Boyle olduklan halde, hak yolda bulun- 
duklanm iddi'a ediyorlar. Bu gidisleri, iki zid seyi [mesela atesle 
barutu] birlikde bulundurmak gibi olmakdadir. Bu ise muhaldir, 
olacak sey degildir. 

Cema'at-iit-tebligryyenin kurucusu olan Muhammed Ilyas 
rii'yada gordiiklerini yeni bir din olarak ortaya koyarken mezheb- 
sizlerden kendisine bulasan mikroplan da asilamakdadir. (Meka- 
tfb)in doksamnci sahifesinde diyor ki, (Hatm-i Kur'an ve zikr 
cem'iyyetlerinde bulunmak, elbet iyidir. Din biiyiikleh bunu bil- 
dirmislerdir. Fekat bu isde bid'at sahiblerine benzemek tehliikesi 
oldugu icin, boyle yerlerde bulunmamak ihtiyath olur. Peygambe- 
rimize (Sana salat ve selam olsun) derken, Onun hazir oldugunu ve 
gdrdiigiinii diisiinmek veya bid'at sahibleri (?) gibi sbylemek teh- 
liikesi de boyledir. Evet, asm muhabbet ile su'uru gayb ederek 
soylemek caizise de, seytan kansip imanini bozabilir. Bu ise, daha 
biiyiik tehliikedir). 

Su soze bakimz! Resulullahm hazir oldugunu ve gordiigiinii 
diisiinerek, O yiice Peygambere "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
salat ve selam soylemek, asm muhabbet sebebi ile, istemiyerek ol- 
sa bile, caiz degil imis. Imamn bozulmasina sebeb olacagi icin, 
bundan sakmmak lazim imis. Bu sozler, vehhabilik inancidir. Hat- 
ta, asm muhabbet ile soylemegi yasak etmesi, vehhabiligi de asan 
bir sapikhkdir. Miisliman olan, bunu yasak etmez. Bu adam, aca- 
ba nemaz kilarken, biitiin miislimanlarm (Esselamii aleyke Eyyii- 
hen-Nebiyyii!) demelerini nasil karsilamakdadir? Bakimz! Huc- 
cet-iil-islam imam-i Gazali "rahmetullahi aleyh" (ihya-ul'ulum) 
kitabmda ne buyuruyor! (Once, kalbine Resulullahm mubarek 
seklini getir. Sonra, Esselamiialeyke eyyiihen-Nebiyyii oku ve bu 
soziinii isitecegine ve sana cevab verecegine inan) (Birinci cild, s. 
129). Osmanh alimlerinden Muhammed Hakki efendi "rahmetul- 
lahi teala aleyh", 1301 [m. 1884] de Mekkede vefat etmisdir. (Ha- 
zinet-iil-esrar) kitabinm 166. ci sahifesinin birinci makaminda, 
(Miisliman, kendisinin Resulullahm karsisinda oldugunu diisiin- 
meli, Onu kendisi ile Allahti teala arasmda sefa'atci, vesile ve im- 

- 417 - Faideli Bilgiler - F:27 



dada yetisici bilerek, ta'zim, saygi ve edeb ile salat ve selam soyle- 
melidir. Bu makamda, en uygunu, esselamii aleyke eyyiihen-Ne- 
biyyu demekdir...) diyor. 

Arif-ii billah Seyyid Muhammed Osman Mirgani Mekki Hane- 
fi, 1268 [m. 1852] de Mekkede vefat etmisdir. (Akreb-iit-turuk-i 
ilelhak) kitabmin ondordiincii sahifesinde diyor ki, (Resulullahm 
karsismda oldugunu, seni gordiigiinu ve sesini isitdigini dusiln! 
Uzakda isen de, Allahii teala sesini isitdirir ve seni gosterir. Bura- 
da, yakm ile uzak arasinda fark yokdur). Biitiin bu yazilar, Resu- 
lullahi "sallallahii aleyhi ve sellem", kendilerinin karsismda diisii- 
nenleri gordiigiinii, seslerini isitdigini gostermekdedir. Cema'at-ut- 
tebligiyyeyi kurmus olanm buna inanmadigi anlasilmakdadir. O, 
asm muhabbet ile olsa bile, bunu yasaklamakda, kendisini diisii- 
nenleri gormez ve seslerini isitmez demekdedir. Bu sozii ise, veh- 
habilik inanclanmn temeli olan (Olii isitmez) demekdir. Bu konu- 
da soziin en dogrusu, derin alimlerin sonuncusu olan Ahmed ibni 
Hacer-i Heytemmin (Fetavelkiibra) kitabmin, ikinci cild, doku- 
zuncu sahifesinde yazih olan fetvasi olup soyledir: 

Siial — insanm ruhu cikacagi zeman, Resulullahi goriir mii? 
Goriince, Ona, bu zat icin ne dersin denirmis. (Bu zat) kelimesi, 
yamnda bulunan kimse icin kullamhr. Aym zemanda pekcok kim- 
se olmekdedir. Bunlann herbirine (Bu zat) denildigine gore, Resu- 
lullahm, bir anda cesidli yerlerde goriildiigii anlasilmakdadir. Bu 
nasil oluyor? 

Cevab — (Evet Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" olmek 
iizere olan herkese goriinmekde ve (Bu zat icin ne dersin?) denil- 
mekdedir. Boyle olmasi, Allahii tealamn kudretinin biiyiikliigunu 
gostermekdedir. (Bu) kelimesi, yamnda bulunan kimseyi goster- 
mekde kullamhr. Bu soz, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" cesidli yerlerde, cesidli sekllerde bir anda goriilebilecegine 
inanmayana cevabdir. Halbuki, akl yolu ile de buna inanihr. Resu- 
lullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" zat-i serifi bir ayna gibi 
olmakda, herkes bu aynada kendi giizelliginin, cirkinliginin sureti- 
ni gormekdedir. Aynanm giizelliginde hie degisiklik olmaz. Kabr 
hayati ve ahiret hayati, diinya hayatina benzemez. Diinyada, her 
insanm tek bir sekli vardir. Evliyamn, diinyada da, cesidli sekller 
aldigi cok goriilmiisdiir. Kadib-iil-ban Hasen Musulinin ve baska- 
lannm boyle goriindukleri meshurdur). 570 de Musulda vefat et- 
misdir. 

Yirmidokuzuncu sahifedeki iki fetvasmdan birincisinde diyor 
ki, (Oltiler, kendilerini ziyaret edenleri tamrlar. ibni Ebiddiinya- 

-418- 



nm haber verdigi hadis-i serifde, (Bir kimse, din kardesinin kabri- 
ni ziyaret edip oturunca, meyyit onu tanir ve selamina cevab verir) 
buyuruldu. Diger hadis-i serifde, (Bir kimse, tamdigi bir mii'min 
kardesinin kabri yamndan gecip, selam verince, onu tanir ve sela- 
mina cevab verir) buyuruldu. Ikinci fetvasinda diyor ki, (Olii, diri- 
lerin seslerini isitir. Imam-i Ahmedin bildirdigi hadis-i serifde, 
(Meyyit, kendini yikayam, tasryani ve kabre koyani tanir) buyurul- 
du). 1362 [m. 1943] senesinde, Ankarada vefat etmis olan derin 
alim, biiyiik Veil, Seyyid Abdulhakim Efendi hazretleri, Ibni Ha- 
cer-i Mekki icin, (islam alimlerinin en biiyuklerindendir. Her sozii 
saglam ve huccetdir) buyurdu. 

Resulullahin "sallallahu aleyhi ve sellem" hazir olmasmda, gor- 
mesinde nasil siibhe edilebilir? Peygamberlerin, hatta Velilerin te- 
miz ruhlan, bedenlerinden aynlinca, mertebeleri artar. Melekler 
gibi tarn tasarruf sahibi olurlar. Boyle oldugunu Ehl-i siinnet alim- 
leri sozbirligi ile bildirdi. Bunu yalmz, Muhammed bin Abdiilveh- 
hab inkar ediyor. Allahii teala onu dalaletde birakdi. Cema'at-ilt- 
tebligiyyenin basi ilyas da, onun sapik akmtisina kapildi. Buna ina- 
nanlann gozlerini aydmlatmak ve miilhidlerin yiizlerini kizartmak 
icin, alimlerin sozlerinden bir misal daha verelim: 

Hindistandaki alimlerin biiyiiklerinden sah Veliyyullah-i Deh- 
levi, (Huccet-iillahil-baliga) kitabmda C. 1, Sh. 35 de diyor ki, (in- 
san oliince, ruhunun madde alemi ile ilgisi kalmaz. Kendi aslina 
doner. Melekler gibi olur. Onlar gibi, insanlara ilham eder, yardim 
yapar. Allahii tealamn dininin yayilmasma, kuvvetlenmesine yar- 
dimci olur. Bu yolda cahsanlara imdad eder. Takim takim yardima 
geldikleri goriiliir). Bu soz, mubarek ruhlann melekler gibi is yap- 
diklanm gosteriyor. Resulullahin "sallallahu aleyhi ve sellem" ha- 
zir olduguna ve isitdigine inanmiyam ikna' etmek icin, bu soz ye- 
tismez mi? Biitiin varhklann ash ve Allahii tealaya yaklasdiran bi- 
ricik sebebin O oldugunu islam alimleri sozbirligi ile bildirdiler. 

Allame Abdiirrauf Miinavi, (Er-ravd-un-nadir) kitabmda diyor 
ki, (Temiz ruhlar, bedenlerinden ayrihp, makamlarma yiikselince, 
hicbirsey kendilerine perde olmaz. Herseyi gortir veya melekler- 
den ogrenirler. Bu, oyle bir sirdir ki, cok az kimseye bildirilmisdir. 
Mubarek ruhlar boyle olunca, hepsinin en iistiiniinun nasil olaca- 
gim diisiinmeli ve iyi anlamahdir!) 

Ahmed Zeyni Dahlan hazretleri, (Takrrb-iil-usiil)de diyor ki, 
(Ariflerden cogu bildirdi ki, Veli oliince, ruhunun miiridlerine 
olan baghligi devam eder. Bunun bereketi ile, nurlar, feyzler hasil 
olur. Boyle oldugunu, Kutbiil-irsad Abdiillah-ul-Haddad hazretle- 

-419- 



ri uzun aciklamis, bu arada soyle demisdir: Veil oldiikden sonra, 
kendine yakm olanlarla ilgilenir. Diri iken olan ilgisinden daha cok 
ilgilenir. Ciinki, diri iken, kulluk vazifelerini yapmakla da mesgul- 
dtir. Ba'zan bu mesguliyyetleri agir basar. Hele bu zemanda, co- 
gunlukla boyle olmakdadir. Secilmisler oliince, seklleri, bedenleri 
gayb oluyor. Fekat, hakikatleri mevcud kalir. Kabrlerinde diridir- 
ler. Veil, kabrinde diri oldugu icin ilmi, akli ve ruhani kuvvetleri 
hie degismez. Hatta oldiikden sonra, hepsi daha artar). Sahife 58. 
Biitiin Veliler icin boyle olunca, Peygamberler icin ve hele hepsi- 
nin en ilstunu olani icin nasil oldugunu anlamahdir. Bu acik haki- 
kati, ancak mezhebsizlik zehri ile bozulmus olan ve dinden cikmis 
miilhidlerin tuzaklarma diismiis olan inkar eder. Allahii teala, bu 
biiyiik beladan biitiin miislimanlari korusun! Amk (El-muallim) 
mecmu'asmdan terceme temam oldu. Bunlarm arabi asllan, (El- 
iistaz Mevdudi) kitabi ile birlikde, istanbulda ofset yolu ile basdi- 
nlmisdir. 

59 — Hindistamn biiyiik alimlerinden Ahmed Riza han Berile- 
vi "rahmetullahi teala aleyh", (Fetavel-Haremeyn) ismindeki fet- 
va kitabinda, yirmisekiz siiale cevab vermekdedir. Bu fetvalan, 
Ehl-i siinnet alimlerinin beyanlanna tarn uygundur. Bunlardan on 
adedi, teberriiken asagida bildirilmisdir: 

Siial 1: Hindistandaki ingiliz casuslan, kendilerine (Neya§ire) 
diyorlar. Cebrail aleyhisselamm ve meleklerin ve cinnin ve sey- 
tanlarm ve goklerin ve mi'rac mu'eizesinin ve Cennetin ve Cehen- 
nemin var olduklan ve bedenlerin miislimanlarm inandigi seklde, 
tekrar dirilecekleri dogrudur diyorlar. Fekat, bunlan bildiren 
ayet-i kerimelere, (Batiniyye) denilen kimselerin bir kismmm 
yapdiklan gibi, uydurma ma'nalar veriyorlar. Bu soylenen seyler, 
maddeden yapilmis degildir. Ma'na ve hayali seylerdir, diyorlar. 
Adetlerin ve fizik kanunlannm dismda birsey var olamaz diyorlar. 
Boylece, Allahii tealanm, tabi'at kanunlan dismda bircok seyler 
yaratacagim inkar ediyorlar. Mu'cizelere inanmiyorlar. Bunlara, 
tabfatda gordiikleri, ogrendikleri seylere gore, ma'na veriyorlar. 
Allahm dinini yaymak icin yapilan cihadda, kafirlerden alman 
esirlerin kole olarak kullamlmasi haramdir, zulmdiir. Vahsflerin 
yapdigi seydir, diyorlar. Biitiin dinlerde bildirilmis olan bu isi, Al- 
lah emr etmemisdir, diyorlar. Tefsfr kitablannin ve hadis kitabla- 
nnm hicbirine inanmiyorlar. Bunlarm icindekilerin hepsini alimler 
uydurmusdur, diyorlar. Elimizde dogru olarak yalniz Kur'an var. 
Biz Kur'ana yeni bilgilerimize gore ma'na veririz. ilk miislimanla- 
rm anladiklanna ve onlardan bize ulasanlara inanmayiz diyorlar. 

-420- 



Boyle soyliyenlere (Miisliman) ve (Ehl-i kible) denir mi? Ciinki 
bu casuslar, musliman olduklarmi bildiriyor ve (Kelime-i sehadet) 

soyliyorlar ve kibleye karsi nemaz kiliyorlar. Hatta, hakiki miisli- 
man kendilerinin oldugunu ve halis islam dininin de onlarm soy- 
ledikleri gibi oldugunu iddia ediyorlar. Bunlara miisliman mi di- 
yecegiz, kafir mi diyecegiz? Soylediklerine yanhs, bozuk mu diye- 
cegiz? 

Cevab 1: Hie oyle degildir. Vallahi, bunlann miislimanhkla hie 
ilgileri yokdur. Bunlar, ingilizlerin besledigi islam diismanlandir. 
Kafirlerin, miirtedlerin en kotiileridirler. Ciinki bunlar, dinde za- 
ruri olarak bilinen seyleri inkar ediyorlar. Bunlann kelime-i seha- 
det soylemeleri ve Ka'benin kible oldugunu soylemeleri, (Mii'min) 
olduklarmi ve Ehl-i kible olduklarmi gostermez. Zaruri olan, apik, 
meydanda olan din bilgilerini degisdirmege, alimlerin hie biri ve 
i'tikad ve fikh kitablanmn hie biri izn vermemisdir. 

Siial 2: Bunlann ingiliz casusu olduklan anlasildi. Bunlardan 
isitdiklerini, anlayip da, bunlara miisliman diyenler, hatta islam ali- 
mi, dinde soz sahibleri olduklarmi soyliyenler, din biiyiikleri icin 
soylenmis olan kelimelerle bunlan ovenler, ismlerini soyliyerek, 
bunlar zemammizm bir daneleridir. Kitablan, gencler icin bulun- 
maz ni'metdir. Yazilan, kemal sahibi olduklarma sahiddir. Dinimi- 
zin diregidirler. islam dininin bekcisidirler, diyenler icin ne buyu- 
rursunuz? Boyle ovenler, onlarm kitablanm basanlar, yazanlar ve 
din buyiiklerinin kitablandir diye reklamlanm yapanlar icin ne 
dersiniz? 

Cevab 2: Dinde zaruri olan seylerden birine inanmayan kafir 
olur. Bunun kafir oldugunda ve Cehennemde sonsuz azab cekece- 
ginde siibhe eden de kafir olur. Bunun kafir olacagi, (Bezzaziyye) 
ve (Diirr-iil-muhtar) ve Kadi iyadm (Sifa) ve imam-i Nevevinin 
(Ravda) ve ibn-i Hacer-i Mekkinin (el-A'lam) kitablannda acikca 
bildirilmisdir "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in". Bir hiristiya- 
ni, bir yehudiyi ve din-i islamdan aynlanlardan birini kafir kabul 
etmeyen kimsenin kafir olacaginda siibhe eden kimsenin de kafir 
olacagini, islam alimleri soz birligi ile bildirdiler. Bu soz birligi adi 
gecen kitablarda yazihdir. Kafir olmasmda siibhe eden de kafir 
olunca, onu miisliman bilenin nasil olacagini ve hele, onu islam 
alimlerini oven kelimelerle medh edenin nasil olacagini diisiinme- 
lidir. Bu soziimiizden, boyle kimseleri islam alimi sananlann ve 
bunlann kiifr sacan sozlerini, yazilanm ovenlerin, yayanlann, ka- 
fir olacaklanm iyi anlamahdir. Ovmek, yaymaga cahsmak ve rek- 
lamim yapmak, razi olmagi, begenmegi gosterir. Kiifre nza, kiifr 

-421- 



olur. Kufre nza demek, kafirin kiifr tizere kalmasim istemek degil- 
dir. Onun kiifrunii begenmek demekdir. 

Siial 3: (Bid'at ehli) ne demekdir? 

Cevab 3: Bid'at sahibinin Ehl-i slinnetden aynlmasina sebeb, 
eger hazret-i Alinin hazret-i Ebu Bekrden ve hazret-i Omerden 
daha iistiin olduguna inanmasi ise, boyle inanamn (Bid'at sahibi) 
olacagi (Hulasa) ve (Hindiyye) ve baska bircok kiymetli kitabda 
yazilidir. Bu iki halifenin veya ikisinden birisinin hahfe olmasma 
inanmayan icin fikh alimleri kafir olur, dedi. Kelam alimleri ise, 
yine bid'at sahibi olur, dediler. Ihtiyath davranarak, bid'at sahibi 
olur demelidir. Eger, Allahii teala mahlukdur derse veya simdi 
mevcud olan Kur'an-i kerim noksandir ve Eshab tarafindan ve da- 
ha sonralan degisdirilmis yerleri vardir derse yahud hazret-i All 
veya oniki imamdan biri, Peygamberlerden "aleyhimiissalevatu 
vetteslimat" daha iistundiir derse, kesinlikle kafir olur. Buna, 
miirtedlere yapilan gibi yapilacagi, (Hindiyye), (Zahiriyye), (Ha- 
dfkat-iin-nediyye)de ve fikh kitablannda yazilidir. (Makalet-iil- 
miifessire an-ahkam-il-bid'at-il-mukeffire) kitabinda bu hususda 
genis bilgi vardir. 

[Ibni Abidm, nikahi caiz olmiyanlan anlatirken diyor ki, bir 
kimse, eger hazret-i Aliye tapimyorsa veya Cebrail aleyhisselam 
Kur'an-i kerimi Aliye getirmege emr olundu. Sasinp Muhammed 
aleyhisselama getirdi derse veya hazret-i Ebu Bekr Eshabdan de- 
gildir derse yahud hazret-i Aiseye kazf ederse, ya'ni zina etdi der- 
se kafir olur. Hazret-i Ah, iki halifeden daha iistiindiir derse veya 
Eshabdan herhangi birini seb, setm eder, sogerse, ya'ni kotiilerse, 
kafir olmaz, bid'at ehli olur. 

Uciincii cildde diyor ki, bir kimse, iki halifeyi seb ederse, bu iki- 
sine la'net ederse, kafir olur. Diirzi ve miilhid ve isma'ili denilen 
kimseler, islamm bes sartini yapiyorlar ise de, tenasiiha inandikla- 
n ve seraba, zinaya halal dedikleri ve ayet-i kerimelere bozuk 
ma'nalar verdikleri icin kafir oluyorlar. 

Ibni Abidin, (Ukud-iid-diirriyye) kitabinda, seyh-ul-islam Ab- 
dullah Efendinin "rahmetullahi teala aleyh" si'iler hakkmdaki fet- 
vasim uzun yazmakda, kiifre varanlanni bildirmekdedir.] 

Siial 4: Batmiyye denilen kimseleri ovenler, bunlar icin ilmin 
yildizlan ve alimlerin giinesleri ve zemammizin biiyiik alimi ve as- 
nmizin onderi gibi sozlerle ovenler icin ve bu sozlere inananlar icin 
ne dersiniz? 

-422- 



Cevab 4: Bu oviilenler, miirted olduklan bildirilenlerden ise ve 
ovenleri boyle oldugunu biliyorlarsa, bunlar da, miirted olur. Ovii- 
lenler miirted degil iseler, bunlan da ovmenin cok cirkin, cok kotii 
oldugu meydandadir. ibni Ebiddiinya ve Ebu Ya'la ve Beyhekmin 
Enes bin Malikden ve ibni Adinin Ebu Hiireyreden haber verdik- 
leri hadis-i serifde, (Fasik medh olundugu zeman, Rabbiiniz gada- 
ba gelir) buyuruldu. Boyle medhlere izn vermek, nesr etmek, rek- 
lamim yapmak, bunlardan razi olmagi gosterir. Kotiiliikden razi 
olmak da kottidtir. [Eshab-i kiramin ve biitiin Ehl-i siinnetin diis- 
mam oldugu anlasilan ahund Humeyniyi medh edenleri, onun di- 
ni ve siyasiyolunu begenenleri isitiyoruz. Bunlarm, bu hadis-i seri- 
fi ve fetvayi dikkat ile okumalan ve ibret almalan, gafletden uyan- 
malari lazimdir.] 

Siial 5: Allahii teala ve Peygamber "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" yalan soyleyebilir demegi nasil karsihyorsunuz? 

Cevab 5: Yalan soylemek, noksanhkdir, cirkindir. Allahii teala- 
da ve Resuliinde cirkin seylerin bulunmadigi sozbirligi ile bildiril- 
misdir. (Siibhaiiessiibbiihan ayb-i kezbin makbuh) kitabimda bunu 
uzun bildirdim. Kelam ve tefsir alimlerinden vesikalar yazdim. 
Boyle soyliyenlerin dogru yoldan sapmis, bozuk kimseler oldukla- 
nm arab ve acem alimleri cesidli kitablarmda bildirmislerdir. Ha- 
disde iistadimdan allame Ahmed bin Zeyn bin Dahlan-i Mekkinin 
"rahmetullahi teala aleyh" (Ed-Diirer-iis-seniyye) kitabmda bun- 
lann dalaletleri genis anlatilmis ve Medine-i miinevvere miiftisi 
mevlana Ebiissti'udun "rahmetullahi teala aleyh" bunlan red eden 
yazilan bildirilmisdir. Bunlar seytamn yoluna kapilmislar, seytan 
askeri olmuslardir. Seytamn askerleri, elbette perisan olacaklardir 
demekdedir. 

Siial 6: Zemammrzda (Gayr-iil-inukallidin) ya'ni mezhebsiz 
denilen kimseler tiiredi. Bunlar, dort mezhebden hicbirine uymu- 
yorlar ve baskalarmm uymalanm da istemiyorlar. Kendilerine 
(Ehl-iil-hadis) adim vermisler. Biz yalmz hadise uyanz, diyorlar. 
Cahil, din tahsilinden mahrum, hakki batildan ayiramiyan, dogru- 
yu egriyi secemiyen kimselerin, Misrda, Hicazda ve Irakda, Sam- 
da biraz arabi ogrenerek kendilerini din adami tamtanlarm, din 
kitabi yazdiklanni gortiyoruz. Bunlar icin ve kitablan icin ne der- 
siniz? 

Cevab 6: Hanefi mezhebi alimlerinden allame seyyid Ahmed 
Tahtavi, (Diirr-iil-muhtar) hasiyesinde, zebayih bahsinde diyor ki, 
(Fikh alimlerinin yolundan, sivad-i a'zamdan aynlan, Cehenneme 
gotiiren yola sapmis olur. Bunun icin, ey mti'minler! (Ehl-iis-siin- 

-423- 



ne vel-cema'a) denilen (Firka-i naciyye)nin, ya'ni Cehennemden 
kurtulmus oldugu Peygamberimiz tarafmdan bildirilmis olan tek 
firkamn yoluna sanliniz! Ciinki, Allahii tealanm yardimi ve koru- 
masi ve se'adete ulasdirmasi, yalniz bu yolda bulunanlar icindir. 
Allahii tealanm gadabi ve azabi bu firkadan aynlanlar icindir. Bu 
firka-i naciyye, bugiin, dort mezhebin icinde toplanmisdir. Bu dort 
mezheb, Hanefi, Safi'i, Maliki ve Hanbeli mezhebleridir. Bu dort 
mezhebden birinde bulunmayan kimse, bid'at ehli ve Cehennem 
ehli olur). [Ya'ni, sapik veya kafir olur.] Biiyiik imam Siifyan-i Sev- 
ri "radiyallahii anh" (fikh alimi olmayan, hadis-i seriflere uyarsa, 
dalalete siiriiklenir) buyurdu. Biiyiik imam ibniilhaceriil Mekki 
(El-Medhal) kitabinda da bunu haber vermekdedir. (El-barikat- 
u$-sarika ala marikat-ul-miisarika) kitabimda mezhebsizlere karsi 
fetvalarim ve risalelerim mevcuddur. 

Siial 7: Ba'zilan, mezhebsizlerin Ehl-i siinnet olduklanm, hatta 
diplomah din adami olduklanm soyltiyorlar. Ehl-i siinnetden yal- 
niz ufak tefek bilgilerde ayrildiklanm, bu ayrihgm da, Hanefi, Sa- 
fi'i, Maliki mezheblerinin birbirlerinden ayrihklan gibi faideli ol- 
dugunu, boylece, islam dinine yardim etdiklerini soyliiyorlar. Bu- 
nun icin, mezhebsizlerin de, Hanefi ve Safi'i mezhebinde olanlar 
gibi olmasi ve onlan din kardesi bilmemiz, goniilden sevmemiz ve 
saymamiz lazim gelmez mi? Miictehid olmadigi halde, hadise uya- 
rak is yapmak, muhabbet serhoslarmm, Allah asiklarmm yolu de- 
gil midir? Eshab-i kiramdan Ebu Zer-i Gaffari "radiyallahii anh" 
de, (Mallarmizi yigarak kenz, define yapmayiniz!) hadis-i serifi ile 
amel etmedi mi? Mezhebsizler icin, boyle soyliyenlere karsi ne 
dersiniz? 

Cevab 7: Boyle sozler, hie dogru degildir. Boyle soyleyenler 
de, onlardan olur. Hatta onlardan daha kotiidiirler. Bid'at sahibi- 
ne nasil hurmet olunabilir? Taberanmin Abdullah bin Besirden 
haber verdigi hadis-i serifde, (Bid'at sahibine hurmet eden, islam 
dininin yikilmasina yardim etmis olur) buyuruldu. Taberaninin 
(Kebir)inde ve Ebu Nu'aymin (Hilye)sinde, Mu'azdan "radiyalla- 
hii anh" haber verilen hadis-i serifde, (Bid'at sahibine hurmet et- 
mek icin yiiriiyen kimse, islami yikmaga yardim etmisdir) buyu- 
ruldu. Boyle hadis-i serifler cok vardir. ictihad derecesine yiiksel- 
memis olamn, ibadetlerini, islerini hadis-i seriflere uyarak yapma- 
si ve dort mezhebden birine uymamasi, dalaletdir, sapikhkdir. 
Mii'minlerin yolundan aynlmakdir. Nahl suresinin kirkiiciincii 
ayetinde mealen, (Bilmediklerinizi zikr ehlinden sorunuz!) buyu- 
ruldu. Ebu Daviidiin Cabir bin Abdiillahdan haber verdigi hadis-i 

-424- 



serifde, (Bilmediklerinizi sorunuz. Cehaletin ilaci siialdir) buyurul- 
du. Bu ayet-i kerime ve hadis-i serif, bilmiyenlerin bilenlerden so- 
rup ogrenmelerini emr etmekdedirler. Buradan anlasilryor ki, 
mezhebsizler icin, yukanda yazildigi gibi konusanlar ve bunlan ka- 
bul edenler ve inananlar da onlardan olur. Dalaletde, sapiklikda 
ortakdirlar. 

Siial 8: iki seneden beri Hindistanda bu cesid insanlar ttiredi. 
(Nedvet-iil-ulema) dedikleri bir cem'iyyet kurmuslar. Bunu, isla- 
miyyete hizmet ve muslimanlan uyandirmak icin yapdik diyorlar. 
Burada her cesid insan, i'tikadlan bozuk kimseler toplanmis. Mez- 
hebsiz kimseler ve Ehl-i siinnet mezhebinden birkac kisi, yiiksek 
kiirsilere oturmuslar, nutk soyluyorlar. Buna ne dersiniz! 

Cevab 8: Bu yapdiklan haramdir. Dalaletdir. ilmi az olan mus- 
limanlan, mezheblerine karsi sogutmakdir. Miislimanlar, sapik din 
adamlanmn Ehl-i siinnet alimi olarak tanmanlar ile isbirligi yap- 
diklanm, hepsinin kiirsilerde oturduklanm goriince, onlan da bii- 
yiik ve kiymetli samrlar. Onlara da hiirmet ederler. Bu ise, biiyiik 
giinahdir. islam dini, bid'at sahiblerine hakaret edilmesini, sert 
davramlmasim emr ediyor. Onlara saygi gosterilmesini men' edi- 
yor. Islam alimleri, akaid kitablarmda, mesela (Serh-ul-inekasid) 
kitabinda, (Bid'at sahiblerine sert davranmak, onlan asagi gor- 
mek, red ve tard etmek lazimdir) dediler. Miislimanlar, onlan yiik- 
sek yerlerde goriince, kalbleri meyl eder. Sozlerini dinlerler. Sey- 
tamn aldatmasi ile, onlan sevmege baslarlar. Bunlarm dogru yol- 
dan kaymalarma sebeb, onlarla isbirligi yapanlardir. Ayn inamsh 
kimselerin biraraya gelmeleri, dinin yikilmasma sebeb olur. Miisli- 
manlan uyandiracagiz diyenler, bunlan zehrlemekde, felakete sii- 
rliklemekdedirler. 

Siial 9: Nedveyi kurmakdan maksadlan, siinni ve diger bid'at 
firkalan arasmdaki aynhgi yok etmek imis. Birbirlerinin sozlerini, 
inamslarim red etmemeleri, kardesce gecinmeleri lazim imis. 
Alimler, birbirlerine uymayan inamslarim, diisiincelerini soyleme- 
meli ve yazmamah imis. Biitiin miislimanlarm ve talebelerinin de 
boyle yapmalarma ornek oluyorlarmis. Aynhk, miinakasa, helak 
olmaya sebeb olur. Nefsin arzularmdan, kendini begenmekden ile- 
ri gelir, diyorlar. Bu sozleri dogru mudur? Yoksa, bozuk ve azgin- 
hk midir? 

Cevab 9: Bid'at yayildigi zeman, bunu red etmek ve zararlan- 
ni, kotuliigiinii yaymaga cahsmak, farzdir. Bunun farz oldugunu 
islam alimleri sozbirligi ile bildirmislerdir. Selef-i salihm ve bugii- 
ne kadar gelen alimler, hep boyle yapdilar. Bid'at sahiblerini red 

-425- 



etmeyen, onlan kendi haline birakan kimse, miislimanlarm sozbir- 
liginden aynlmis olur. islam cema'atinden uzaklasmis olur. Bid'at- 
leri ve bid'at isleyenleri sevmis olur. Bu ise, Ehl-i siinnet mezhebi- 
ni ve bu dogru yolda olan muslimanlan kotiilemekdir. Ma'rufu 
nehy etmek ve miinkeri emr etmekdir. Muslimanlan, Allahu teala- 
nin la'netine siiriiklemekdir. Biiyiik alim, miislimanlarm imami 
Ahmed ibnii Hacer-il-Mekki hazretleri (Es-Sava'ik-ul-muhrika) 
kitabinm onsoziinde diyor ki, (Bu kitabdaki yazilarm hakikatlan- 
m, ozlerini kavrayacak kadar derin ilme malik olmadigim halde, 
bu yazilan yazmaga beni siiriikleyen sebeb, Hatib-iil-Bagdadmin 
(El-Cami') kitabmda bildirdigi su hadis-i serif olmusdur: (Fitneler, 
bid'atler yayildigi ve Eshabim kotiilendigi zeman, hakfkali bilen, 
bildigini bildirsin! Bildigini bildirmeyenlere, Allahu teala ve me- 
lekler ve biitiin insanlar la'net eylesin! Allahu teala, bunlann iba- 
detlerini ve hie bir iyiliklerini kabul etmez).) (Boyle davranmak, 
fesad cikarmak olur, giinahdir. Bunlar kendilerini yok etmekdedir- 
ler) sozii, Allahu tealaya iftiradir. islam alimlerini kotiilemekdir. 
Ehl-i siinnet mezhebinden aynlmakdir. Miihim bir farzi inkar et- 
mek, buna haram demekdir. 

Siial 10: Bu Nedvenin en biiyiik maksadi, Ehl-i kible arasmda- 
ki ayrihklan yok etmek, Ehl-i siinnet ve ehl-i bid'at olan cesidli 
inamsdaki muslimanlan birlesdirmek, ayrihklan kaldirmak, hepsi- 
ni siit ve seker gibi faideli ve tath hale getirmek imis. Kalblerinin 
birlikde atmasim, birisinin zararma, acisma hepsinin ortak olmasi- 
m saglamak imis. inamslan ayn ise de, Kelime-i sehadet getiren 
herkesin kardes olduklarmi bildirmek imis. Bunu, (Ey uiiisliinaii- 
lar! Birbirinizle kardes olunuz!) hadis-i serifindeki emre uymak 
icin yapiyorlarmis. Hicbir seyde aynhk yapmamak, birbirini kotii- 
lememek lazim imis. Boyle birlesmek, Allahu tealanm emri, farzi 
imis. Yalmz boyle birlesenlerin nemazi, orucu, ta'atlan kabul olur 
imis. Boyle birlesmiyenler diinya ve ahiret se'adetine kavusmaz- 
mis. Hatta, Ehl-i kible birbirlerini sevmedikce, iman sahibi olamaz. 
Cennete giremezmis. insanlann her giinahimn afv edilmeleri 
miimkin ise de, birbirleri ile gecimsizlikleri ve diismanhklan afv 
edilmez imis. 

Cevab 10: Yukandaki yazilarm hepsi islamiyyete uygun degil- 
dir. Miislimanlara zararhdir. insanlan dalalete siiriiklemekdir. 
Boyle oldugunu, cesidli hadis-i serifler ve din imamlannin sozleri 
gostermekdedir. Bid'at sahibleri ile gorilsmegi yasaklayan ve on- 
lardan uzaklasmayi emr eden hadis-i seriflerden birkacim bildire- 
lim: (Sahih-i Miislim)de Ebii Hiireyreden haber verilen hadis-i se- 

-426- 



rifde, (Onlardan kacimz! Sizi dalalete gotiirmesinler. Fitneye dii- 
siirmesinler) buyuruldu. Ebu Daviidiin Abdullah ibni Omerden 
haber verdigi hadis-i serifde, (Hasta olurlarsa, ziyaretlerine gitme- 
yiniz!) buyuruldu. ibni Macenin Cabirden haber verdigi hadis-i se- 
rifde, (Karsilasinca, onlara selam vermeyiniz!) buyuruldu. Ukayli- 
nin Enes bin Malikden "radiyallahii teala anh" haber verdigi ha- 
dis-i serifde, (Onlarla birlikde bulunmayiniz! Onlarla birlikde yiyip 
icmeyiniz. Onlardan kiz ahp vermeyiniz!) buyuruldu. 

[Bu hadis-i serif, bid'at sahibleri ile arkadashk etmegi, onlarla 
birlikde yiyip icmegi, onlardan kiz ahp vermegi yasaklamakdadir. 
(Hindiyye) ve (Bahr-iir-raik) kitablannin sahibleri "rahmetullahi 
teala aleyhima" diyor ki, (Zmdiklar, batmiler, ibahiler ve inamsla- 
n kiifre sebeb olan biitiin mezhebsizler, putlara, ya'ni heykellere 
ve yildizlara tapmanlar gibi miisrikdirler. Bu miisriklerle evlenmek 
ve cariye olarak vaty etmek haramdir.) 

Yukanda yazilanlardan anlasihyor ki, dort mezhebden birinde 
bulunmiyamn, ya'ni Ehl-i siinnet olmiyanm inamsi kiifre sebeb 
olursa, miisrik olur. Bunlarla nikahlanmak ve kesdiklerini yimek 
haram olur. Kiifre sebeb olmiyam, bid'at ehli olup, bunlarla ni- 
kahlanmak haram olmuyor. Nikahlan sahih oluyor ise de, bunlar- 
la birlikde yasamak, hatta selamlasmak, hadis-i seriflerle yasak 
edildigi icin, bunlarla evlenmemelidir. Ehl-i siinnet ile evlenmeli- 
dir.] 

Ibni Hibbamn bildirdigi hadis-i serifde, (Onlarin cenazelerinin 
in. 111:1/1111 kilmayiniz! Onlarla birlikde neiiiaz kilmayiniz!) buyu- 
ruldu. Deyleminin Mu'azdan haber verdigi hadis-i seriflerde, 
(Ben onlardan degilim. Onlar da benden degildirler. Onlara karsi 
cihad etmek, kaflrlerle cihad etmek gibidir) buyuruldu. imam-i 
Ca'fer-us-Sadik, babasi Muhammed Bakirdan, bu da babasi Zey- 
nel'abidin Aliden, bu da babasi Huseynden, bu da imam-i Aliden 
"radiyallahii anhiim" haber verdiler ki, Ebu Umameye soylenilen 
hadis-i serifde, (Kaderf ve miirci'i ve harici firkasinda bulunanlar- 
la goriisme! Bunlar, (bid'at sahibleridir) diniiii bozarlar. Yehudf- 
lerin ve hiristiyanlarm yapdiklan gibi, hiyanet ederler) buyuruldu. 
ibni Asakirin Enes bin Malikden haber verdigi hadis-i serifde, 
(Bid'at sahibini gordugiiniiz zeman, ona karsi sert davramn! Alia- 
hii teala, bid'at sahiblerinin hepsine cliisinandir. Onlardan hicbiri 
sirat kopriisiinden gecemiyecek, Cehennem atesine diisecekler- 
dir) buyuruldu. Ebu Daviidiin ve Hakimin hazret-i Omerden ha- 
ber verdikleri hadis-i serifde, (Kaderiyye firkasinda olanlarla bir- 
likde bulunmayiniz! islerinizi onlara damsmayimz!) buyuruldu. 

-427- 



Ahmed ibni Hanbelin ve Ebu Daviidiin ve Tirmiizinin ve Ibni Ma- 
cenin Abdullah ibni Mes'udden ve Taberanmin Ebu Musel-Es'ari- 
den "rahmetullahi teala aleyhim ecma'fn" haber verdikleri hadis-i 
serifde, (israil ogullan [ya'ni yehudiler] giinah islediler. Alimleri, 
bunlara nasihat verdi; dinlemediler. Alimleri, soma bunlarla go- 
riisdiiler. Beraberce yiyip icdiler. Allahii teala aralarma diisinanlik 
sokdu. Daviid aleyhisselamin ve Isa aleyhisselamin agizlarmdan 
bunlara la'net etdi) buyurdu. 

Tirmiizi ve Ebu Daviid ve ibni Mace, Nafiden alarak bildiriyor- 
lar ki, Abdullah ibni Omere bir adam gelerek bir kimseden selam 
getirdi. Abdullah, buna, (O kimsenin bid'at sahibi oldugunu isit- 
dim. Bid'at sahibi ise, benden ona selam gotiirme) dedi. Hasen-i 
Basri ve Muhammed ibni Sinn (Bid'at sahibleri ile birlikde bu- 
lunmaymiz!) dediler. Eyyub-i Sahtiyani diyor ki, Talak bin Habib 
ile oturuyordum. Said bin Ciibeyr yammizdan gecdi. Bana done- 
rek, (Onunla oturma! O, bid'at sahibidir) dedi. Esma bin Ubeyd 
diyor ki, Ali ibni Sirinin yamna bid'at sahibi olan iki kisi gelerek, 
sana bir hadis soracagiz dediklerinde, hayir, sormayinrz, dedi. Bir 
ayet soracagiz dediklerinde, hayir, buradan gidiniz, yoksa ben gi- 
derim, dedi. Gitdiler. Orada bulunanlar, Kur'an-i kerimden bir 
ayet iizerinde konussaydm ne olurdu, dediler. Onlarm ayet-i ke- 
rimeyi degisdirerek okumalanndan ve bu degisikligin kalbimde 
yer etmesinden korkdum, dedi. Selam bin Ebi Muti' diyor ki, 
bid'at sahibi bir kimse Eyyuba gelip, sana bir kelime soracagim 
dedikde, senden yanm kelime bile dinlemem, dedi. Bir kimse 
Sa'id bin Ciibeyre birsey sordu. Cevab vermedi. Sebebi sorulduk- 
da, bid'at sahibidir, onunla konusulmaz, dedi. Ebu Ca'fer Mu- 
hammed Bakir "radiyallahii teala anh" diyor ki, (Munakasa 
edenlerin yamnda oturmayinrz! Bunlar ayet-i kerimelere diledik- 
leri gibi ma'na verirler). imam-i Ahmed ibni Hacer-i Mekki, 
(Miskat) kitabmm serhinde, Abdullah ibni Omerin "radiyallahii 
teala anh", benden selam soylemeyiniz dedigini bildirirken, ciinki, 
bid'at ehlinden kacmmakla emr olunduk demekdedir. (Mirkat) 
kitabinda, (Kaderiyye firkasincla olanlarla birlikde bulunmayi- 
niz!) hadis-i serifini bildirirken, ciinki, agyar ile goriismek, insam 
helake, felakete siirtikler, demekdedir. (Sir'at-iil-islam) kitabinda 
diyor ki, selef-i salihin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'm", 
bid'at ehli ile birlikde bulunmazdi. Ciinki, hadis-i serifde, (Bid'at 
sahibleri ile birlikde bulunmayimz! Onlarin kotiiliikleri, uyuz has- 
tahgi gibi bula§icidir) buyuruldu. Hadis-i serifde, (Kaderiyye fir- 
kasinda olanlara selam vermeyiniz! Hastalarim ziyaret etmeyiniz! 
Cenazesinde bulunmayimz! Onlarin sozlerini dinlemeyiniz! Onla- 

-428- 



ra sert cevab veriniz! Hakaret ediniz!) buyuruldu. Bir hadis-i serif- 
de, (Allahii teala bid'at sahibine sert cevab verenin kalbini lmanla 
doldurur. Korkulu seylerden korur. Bid'at sahibine kiymet vermi- 
yen kimseyi Allahii teala kiyametin korkularindan korur) buyurul- 
du. (Irsad-iis-sari serhu sahih-il-Buhari) kitabmda diyor ki, bid'at 
ehli olan kimsenin tevbe etdigi anlasihnadikca, ondan uzaklasmak 
lazimdir. Bu za'if kul [ya'm Ahmed Rida Han], bu konuda bir ri- 
sale hazirlamakdayim. Bid'at ehlinden kacmak, onlara sert dav- 
ranmak lazim oldugunu Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden 
vesikalar yazarak aciklamakdayim. Ayrica alimlerin sozlerini de 
bildirmekdeyim. Bu kitabim, gozlerin nuru ve goniillerin sifasi ola- 
cakdir. 

Bid'at sahibleri ile beraber bulunmanm zararlan bu kadar cok 
olunca, onlari sevmenin ve ovmenin zararlannm ne kadar olaca- 
gmi diisunmelidir. Hadis-i serifde, (Kisi, sevdigi ile beraberdir) 
buyuruldu. imam-i Alinin ve baskalanmn bildirdikleri hadis-i se- 
rifde, (Yemin ederim ki, Allahii teala, insani sevdikleri ile beraber 
hasr edecekdir) buyuruldu. Taberaninin bildirdigi hadis-i serifde, 
(Allahii teala, insani sevdiklerinin arasinda hasr edecekdir) buyu- 
ruldu. Ebu Davudiin ve Tirmuzinin, Ebu Hiireyreden bildirdikle- 
ri hadis-i serifde, (insanin dini, arkadasimn dini gibidir. Herkes, 
kiminle arkadashk etdigine baksin!) buyuruldu. (Fih-un-Nesrin 
bi-cevabil-es'ilet-il-isrin) kitabimda yukandaki hadis-i serifler 
iizerinde genis aciklamalar vardir. 

Nedvet-til-ulemanm maksadi, mel'un seytamn maksadidir. Bil- 
gisi az olan miislimanlari dogru yoldan kaydirmaga ugrasmakda- 
dirlar. Miislimanlari birlesdirmek farzdir, sozleri ile yeni bir din 
ortaya koymakdadirlar. (ibadetler kabul olmaz. Boyle olmayan- 
lar, berekete ve se'adete kavusamaz) sozleri de, Allahii tealaya if- 
tiradir. Bid'at ehli ile cekismege ve onlari diisman bilmege giinah 
demeleri ve bu giinahi afv olmaz bilmeleri ve afvi imkansizdir de- 
meleri de, kendilerinin Ehl-i sunnet vel-cema'atin hak yolundan 
ayrildiklanm ve ayet-i kerimeleri inkar etdiklerini gosteriyor. Bir 
ayet-i kerimede mealen, (Allahii teala, sirkden baska diledigi kim- 
selerin biitiin giinahlarun afv eder) ve (Allahii teala, biitiin giinah- 
lan elbette afv eder) buyuruldu. Onlarm, bu giinahin afvi imkan- 
sizdir demeleri, bu ayet-i kerimeleri inkar olmakdadir. (Allahin 
kullari, kardesler olunuz!) hadis-i serifine de yanhs ma'na vermek- 
dedirler. Bu hadis-i serifin ma'nasi, (Umdet-iil-Kari) ve baska ki- 
tablarda da bildirildigi gibi, (Kardesler olmanizi saglayacak seyle- 
ri yapimz!) demekdir. Buna gore, bid'at sahiblerinin, hak yolda 

-429- 



bulunan miislimanlarla kardes olabilmeleri icin, bid'atlerini terk 
etmeleri ve siinnet-i seniyyeyi kabul etmeleri lazimdir. Bid'atlerin- 
de devam edip de, Ehl-i siinnet olan muslimanlan kendileri ile kar- 
des olmaga cagirmalan, acik bir dalalet, sapiklik ve cirkin bir hile- 
dir. (Fetavelharemeyn)den terceme burada temam oldu. Bu kitab 
arabi olup, Istanbulda ofset yolu ile basdinlmisdir. Kitabm yazari 
Ahmed Riza han Berilevi "rahmetullahi aleyh", 1340 [m. 1921] de 
Hindistanda vefat etmisdir. 

60 — Dinde reformcular, islamiyyetin bir emrini yok etmek is- 
teyince, son koz olarak hadis-i seriflere saldinyorlar. Bu emrin da- 
yandigi hadis mevdu'dur diyorlar. Bu sozlerine de inandiramiya- 
caklanm anlayinca, mevdu' olmasa bile, za'if hadisdir, za'if hadis- 
le hiikm verilmez diyorlar. Mesela, erkeklerin altm yiiziik takmasi, 
haramdir. Dinde reformcular, bunu bildiren hadis za'ifdir. Altin 
yiiziik haram degildir diyorlar. Bu sozleri, kendilerini yalanlamak- 
dadir. Ciinki, za'if hadis ile hiikm verilemiyecegine gore, (Altm yii- 
ziik haramdir) hiikmii cikanlmis olan hadisin sahih olmasi lazim 
gelir. Dogrusu da budur. Ehl-i siinnet alimleri, hadis-i serifleri in- 
celerken, kih kirk yarmislar, mevdu' hadislerin hepsini elemisler- 
dir. Farzlan, halal ve haramlan, yalmz sahih ve meshur hadisler- 
den cikarmislardir. ibni Melek "rahmetullahi aleyh", (Menar §er- 
hi) kitabmda, (Za'if olan hadis ile viicub sabit olmaz. Hadis ve fikh 
alimlerince, sahih oldugu anlasilamiyan bir hadis ile amel olun- 
maz) diyerek, bu hakikati anlatmakdadir. ibni Abidin "rahmetul- 
lahi aleyh", (Diirr-iil-muhtar) hasiyesinde abdesti anlatirken buyu- 
ruyor ki, (Miictehidin bildirdigi hiikmlerin delillerini, senedlerini 
aramak, mukallide lazim degildir). 

Ehl-i siinnet alimlerine saldiran ve fikh kitablanna saygisiz olan 
kimsenin mezhebsiz oldugu anlasihr. Abdullah bin Isa San'ani 
"rahmetullahi aleyh" (Seyfiilhincli ff ibaneti tarikat-is-seyh-in-Nec- 
di) kitabmda, sahih hadislere mevdu' diyenlerin mezhebsiz olduk- 
lanni, Ehl-i siinneti yikmaga ugrasdiklanni vesikalarla isbat et- 
mekdedir. Bu kitabim 1218 [m. 1803] senesinde yazmisdir. Miider- 
ris seyyid Abdullah efendi "rahmetullahi aleyh" (irsaliilmekal) ki- 
tabmda, hadis-i seriflere za'ifdir, mevdu'dur gibi iftira edenlere ce- 
vab vermekde, bu yoldakilerin onderligini yapan ibni Teymiyyeyi 
ve Sevkaniyi red etmekdedir. 

(Usul-i hadis) denilen ayri bir ilm vardir. Bu ilmde, (Mevdu' 
hadis) demek, uydurma hadis demek degildir. Simdi, bu ilmden 
haberi olmryanlar, mevdu' hadisi, liigat ma'nasi ile diisiinerek, uy- 
durma hadis demek samyorlar. Bu ilm iizerinde ve mevdu' hadis- 

-430- 



ler (izerinde genis bilgi edinmek istiyenlere, (Se'adet-i Ebediyye) 
kitabinm ikinci kismmda besinci maddeyi okumalarmi tavsiye ede- 
riz. 

imam-i Muhammed Birgivmin "rahmetullahi teala aleyh" 
(Usul-i hadis) kitabim Daviid-i Karsi "rahmetullahi teala aleyh", 
serh etmisdir. Bunu da, Harputlu Yusiif efendi "rahmetullahi te- 
ala aleyh", serh etmis, istanbulda basilmisdir. Bunun doksanbirin- 
ci sahifesinden bashyarak, arabiden terceme etmegi faideli gor- 
diik: 

(Herhangi bir hadisi haber verirken, bilerek yalan soylemis ol- 
dugu bilinen bir kimsenin haber verdigi hadis-i seriflerin hepsine 
(Mevdu') veya (Mufteri) hadis denir. Ciinki, haber verdigi hadis- 
lerin hepsinin de, uydurma, iftira olmak ihtimali vardir. Goriilii- 
yor ki, Usul-i hadisde yalam yakalanan kimse, tevbe etse ve salih 
olsa da, bunun bildirdigi biitiin hadislere mevdu' denilir. Boyle ol- 
dugunu, imam-i Siiyutinin (Tedrfb) kitabi da bildirmekde ve hadis 
alimlerinin cogu da soylemekdedir. Bid'at firkalarmda olanlar, 
miislimanlan dogru yoldan ayirmak icin, zmdiklar da, miisliman- 
lan aldatmak icin, hadis uydurdular. Tekke seyhlerinden de, iba- 
dete tergib ve giinahlardan terhib icin hadis uyduranlar oldu. Boy- 
le iyi niyyetli hadis uydurmak haramdir. Miislimanlan aldatmak 
icin olursa, kufrdiir. Sa'lebi, Vahidi, Zimahseri, Beydavi ve Ebiis- 
sii'ud tefsirlerinde, surelerin kiymetlerini anlatan, oven hadislerin 
mevdu' olduklan soyleniliyor. Fatiha, En'am, Kehf, Yasin, Du- 
han, Miilk, Zilzal, Nasr, Kafirun, ihlas ve Kul e'uzu surelerini 
oven hadislerin sahih olduklan meydandadir. Bu tefsirlerin sahib- 
leri, mevdu' denilen hadisleri, sahih, hasen ve olsa olsa za'if bildik- 
leri icin veya giivendikleri hadis alimlerinden, boyle olarak aldik- 
lan icin, yahud mevdu' olduklanm kabul etmedikleri icin yazmis- 
lardir. Ciinki, hadislerin sahih olup olmadiklan zann-i galib ile an- 
lasihr. Kesin olarak bilinemez. Hadis alimlerinden cogunun sahih 
dedigi cok hadisler vardir ki, bu fennin baska alimleri, bunlara sa- 
hih dememisdir. Bircogu da, bunlarm sahih olup olmadigim anh- 
yamamisdir. Ciinki, bir hadisin sahih olmadigim anlamak cok giic- 
diir. Ancak zan ile anlasihr. Kesin olarak anlasilamaz. Bir hadisin 
uydurma oldugunu kesin olarak anlamak icin, bunu haber veren- 
lerden birinin, bunu ben uydurdum demesi lazimdir. Yahud, bana 
haber verdi dedigi kimsenin, bu dogmadan once olmiis oldugu bi- 
linmelidir. Yahud, hadis denilen soziin, islamiyyete ve akla, hesa- 
ba ve tecribeye uymamasi ve te'vil kabul etmemesi ile uydurma 
oldugu anlasihr. Bunlan da ancak hadis alimleri anlar. Bu derin 

-431- 



alimler de, bunlan anlamakda yamlabilir. Bunun icindir ki, Ebiil- 
ferec ibn-iil Cevzmin (Mevdu'at) kitabindaki mevdu' dedigi hadis- 
lerin coguna, sahih, hasen ve za'if diyen hadis alimleri olmusdur. 
imam-i Zehebi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, ibn-ill-Cevzi- 
nin Mevdu'at kitabindaki yazili hadislerin cogu, saglam, giizel ha- 
dislerdir. Buraya kadar yazdiklanmizi, imam-i Nevevinin "rahme- 
tullahi teala aleyh" (Takrib) kitabmdan ve Siiyutmin "rahmetulla- 
hi teala aleyh" (Tedrib) kitabmdan ve seyhiil-islam ibni Hacer-i 
Askalaninin (Nuhbe) kitabmdan aldik). Birgividen terceme te- 
mam oldu. 

Beydavi ve imam-i Gazali ve Celaleddin-i Siiyuti ve Sadred- 
din-i Konevi ve Senaiillahi pani-piiti "rahimehlimullahu teala", gi- 
bi en biiyiik alimleri sahih hadisle, uydurma hadisi birbirinden ayi- 
ramiyacak kadar bilgisiz sanmak, yahud, uydurma hadisleri, bile 
bile, sahih hadis olarak yazacak kadar dinsiz veyahud da, dmini 
kayirmaz ve vicdam sizlamaz sanmak, cok biiyiik saygisizhk ve 
vicdansizhk ve insafsizhkdir. islam alimlerinin hadis-i serifler iize- 
rinde nasil bir titizlikle cahsdiklarim, kitabimizin yedinci ve seki- 
zinci maddelerinde uzun bildirmisdik. O yazilan okuyan aklh ve 
insafli bir kimse imam-i Gazali gibi biiyiik bir alimin kitablarmda 
uydurma hadis vardir diyecek kadar kiistahlasan bir dinde re- 
formcuya hie inamr mi? O yiice alimler "rahime-hlimullahii te- 
ala", hadis-i serifleri anhyamamislar da, talebelerinden ibni Tey- 
miyye anhyabilmis demek, Ehl-i siinnet alimlerine diisman olan- 
lardan baskasmm soyliyebilecegi birsey degildir. islam alimlerinin 
buyiikliigunu anhyamiyanlar, o yiice imamlan da, kendileri gibi 
kisa akllari, bozuk diisiinceleri ile yazmis samyorlar. (Gazalinin 
muhakemesi, sosyal fikrlerin zararh te'sirleri altinda kalmis) diye- 
cek kadar asagi kelimeler kullamyorlar. Onlarm her yazilanmn, 
ayet-i kerfmelerin ve hadis-i seriflerin izahi, aciklamasi oldugunu 
kavnyamiyorlar. imam-i Rabbani hazretlerini oven bir kimse, bu 
soziinde samimi ise ve o yiice imamin yazilanm begeniyorsa, bu 
yazilara uymasi ve onun cok ovdtigu Ehl-i siinnet alimlerini be- 
genmesi, onlara karsi saygisizhk yapmamasi lazimdir. Alimin kiy- 
metini, ancak alim anlar. Ehl-i siinnet alimlerinin kiymetini anla- 
mamak, onlan lekelemege, o mubarek zatlara toz kondurmaga 
kalkismak, bu (Firka-i naciyye)den aynlmak olur. Ehl-i siinnet- 
den aynlanm ya dalalet sahibi sapik veya kafir olacagi (El-besair 
li-miinkirit-tevessiil) kitabmda uzun yazihdir. Hindistan alimlerin- 
den Ebu Muhammed Viltorinin (Hidayet-iil-muvaffikin) kitabmm 
altmisbesinci sahifesinde bildirdigi gibi, Celaleyn tefsiri hasiyesin- 
de Kehf suresinin (iza nesite) ayetinde Allame Ahmed Savi Mali- 

-432- 



ki diyor ki, (Dort mezhebden baskasim taklid etmek caiz degildir. 
Dort mezhebden birine uymiyan kimse, dalaletdedir. Baskalanm 
da dalalete siiriiklemekdedir. Bunlarm ba'zilan da kafir olmakda- 
dir. Cunki, kiifre sebeb olan yollardan biri, ayet-i kerimelerden ve 
hadis-i seriflerden ahkam cikarmaga kalkismakdir.) 

61 — Asagidaki bes hadis-i serif, imam-i Muhammed Birgivi- 
nin (Tarikat-i Muhammediyye) kitabmdan ve bunun Nabliisf serhi 
olan (Hadika)dan alinmisdir: 

1) Buhari ve Muslimin bildirdikleri hadis-i serifde, (Bildirdigim 
bu dinde bulunmiyan birsey, sevab umarak meydana cikai lhrsa, bu 
§ey red olunur) buyuruldu. Bu hadis-i serif gosteriyor ki, dinden ve 
ibadetden olmiyan birseyin meydana cikanlmasi bid'at olmaz. Yi- 
mekde, icmekde, giyinmekde, ev yapmakda ve bineklerde olan ye- 
nilikler, degisiklikler, ibadet olan, ya'ni Allahu tealamn nzasim ka- 
zanmak icin yapilan seyler degildir. Boyle seylerin yapilmasi, bir 
ibadeti bozmadigi veya dinin yasak etdigi bir seyin yapilmasma se- 
beb olmadigi zeman, bid'at olmaz. 

2) Taberaninin "rahmetullahi teala aleyh" bildirdigi hadis-i se- 
rifde, (Miislimanlar, Peygamberlerinden sonra, Onun bildirdigi 
dinde bir bid'at, herhangi bir yenilik yaparsa, bunun benzeri olan 
bir siinnet, aralarindan kalkar) buyuruldu. Bu hadis-i serif gosteri- 
yor ki, diinya islerinde, adet olan seylerde, sevab beklemeden ya- 
pilan, yalmz diinyahk faidesi olan veya diinya zararmdan koruyan, 
yahud zarar ve faidesi diisuniilmiyen inanis, soz, is ve ahlakdan is- 
lamiyyetin yasak etmedigi bir degisiklik, yenilik yapmak bid'at ol- 
maz. Boyle degisiklikler, siinnetin ortadan kalkmasma sebeb ol- 
maz. 

3) Taberanideki bir hadis-i serifde, (Bid'at sahibi, bid'atinden 
vazgecinciye kadar, Allahu teala, tevbesini kabul etmez) buyurul- 
du. Her gunahdan sonra (Tevbe etmek) lazimdir. Tevbenin dogru 
olmasi icin, iic sart vardir: Giinaha son vermek, yapdigma pisman 
olmak ve bir daha hie yapmamaga azm etmek, karar vermek. Eger 
kul hakki da varsa, hakkim odeyip, halallasmak da lazimdir. 
(Bid'at sahibi) demek, bir bid'ati meydana cikaran veya cikmis bir 
bid'ati yapan demekdir. (Bid'at) demek, dinde bulunmayan bir 
inanisi, bir isi, bir sozii veya ahlaki, sonradan ortaya cikarmak ve- 
ya dinde sonradan ortaya cikmis boyle bir bozuklugu yaymak ve 
bundan sevab beklemek demekdir. Bir giinahi yapan kimsenin, 
baska giinah icin yapdigi tevbesi kabul olur. Bid'at sahibi, bu 
bid'atinden sevab beklemekde, iyi bir is yapdigmi sanmakdadir. 
Bunun icin, tevbe etmegi diisiinmez. 

- 433 - Faideli Bilgiler - F:28 



4) Ibni Macenin bildirdigi hadis-i serifde, (Bid'at sahibi, 
bid'atinden vazgecmedikce, Allahii teala onun hi? bir ibadetini ka- 
bul etmez) buyuruldu. Dinden olan bir inamsi, ibadeti, sozti veya 
bir huyu degisdiren bir kimsenin, dinde reformcunun, dogru olan 
ibadetleri dahi kabul olmaz. Ya'ni ibadetin faidelerinden mahrum 
kahr. Bu bid'atden vazgecmesi lazimdir. 

5) Ibni Macenin bildirdigi hadis-i serifde, (Bir bid'at kiifre yol 
acmasa bile bunu ortaya cikaramn orucu, hacci, omresi, cihadi, 
tevbesi ve hicbir iyiligi kabul olmaz. Bu kimsenin, yagdan kil cikar 
gibi, muslimanhkdan cikmasi kolay olur) buyuruldu. Sartlarma 
uygun olan farzlan ve nafileleri sahih olur, borcdan kurtulur ise 
de, kabul olmaz. Ya'ni sevab verilmez. Bid'ati kiifriine yol acarsa, 
ya'ni kiifre sebeb olan bir soz soyler, birsey kullanir, bir is yapar- 
sa, imam giderek, ibadetleri sahih de olmaz. Bid'at sahibi, bid'ati- 
ni iyi ve sevab bilir. Bunun icin dinden kolay cikar. Bid'at isliyen, 
bunu ibadet sanmakda, sevab beklemekdedir. Giinah isliyen ise, 
giinahmi sue bilmekde, Rabbinden utanmakda, azabmdan kork- 
makdadir. Bid'atler, biiyiik gtinahdir. Fekat her giinah bid'at de- 
gildir. 

Yukandaki bes hadis-i serifin asllan ve aciklamalan, Hakikat 
Kitabevinin cikardigi Nabliisinin "rahmetullahi teala aleyh" arabi 
(Hadikat-iin-nediyye) kitabmda yazihdir. 

(Bid'at) arabca bir kelimedir. Onceden olmayip sonradan orta- 
ya cikanlan hersey demekdir. Bu bakimdan, hem adetde, hem de 
ibadetde yapilan degisiklikler, reformlar bid'at olur. (Adet) de- 
mek, karsihk olarak kiyametde sevab beklenilmiyen, yalmz diinya 
faidesini diisiinerek yapilan sey demekdir. (ibadet) bunun tersi 
olup, kiyametde karsihgmda sevab beklenen seydir. Eshab-i kiram 
ve tabi'in zemanlarmda bulunmayip da, sonradan meydana cikan 
hersey bid'at olunca, alimler bu bid'atleri, mubah, miistehab, vacib 
ve haram diye kismlara ayirmislar. Miistehab ve vacib olanlara 
(Bid'at-i hasene) demislerdir. 

Fekat, (Dinde bid'at) demek, Eshab-i kiram zemamndan ve ta- 
bi'in zemanmdan sonra, Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" izni olmadan, dinde yapilan eklemeler ve noksanhklar, 
ya'ni ibadet olarak yapilan, sevab oldugu diisiiniilen degisiklikler 
demekdir. (Dinde reform) da, dinde bid'at demekdir. Adetlerde 
yapilan degisiklikler, bu bid'atin disinda kalmakdadir. Hadis-i se- 
riflerde kotii oldugu bildirilen, dindeki bid'atlerdir. Ya'ni dinde re- 
formlardir. Bunlar ibadetlere yardimci degildirler. Hepsi, ibadetle- 
ri degisdirmekde, bozmakdadirlar. 

-434- 



Bid'at, ikiye aynhr: i'tikadda ve ibadet olan islerde bid'atlerdir. 
i'tikadda olan reformlar, ya ictihad ile yapilir. Ya'ni ayet-i kerime- 
lerden ve hadis-i seriflerden cikanhr. Yahud, akl ile, diisiince ile 
begenilerek yapilir. ictihad yapabilmek icin derin alim, ya'ni (miic- 
tehid) olmak lazimdir. Miictehid, i'tikad bilgilerinde ictihad yapar- 
ken yamhrsa, afv olmaz. Suclu olur. Yanhs anladigi inamlacak sey, 
dinde acikca bildirilmis ve cahillerin bile isitip bildigi, yayilmis bil- 
gilerden ise, bu miictehid ve buna inananlar kafir olur. Kafir oldu- 
gu anlasilan bir kimse, bu kufrtinden tevbe etmedikce, mii'min ve 
miisliman oldugunu soylese ve biitiin omriinu ibadetle gecirse de, 
kiifrden kurtulamaz. Acik bildirilmis, fekat herkesin isitmemis ol- 
dugu bilgilerden veya acik bildirilmemis bilgilerden ise, kafir ol- 
mazlar. (Bid'at sahibi), (Dalalet ehli) ya'ni sapik olurlar. Bu yanhs 
inamslan, katl ve zina gibi biiyiik giinahlardan da daha biiyiik gii- 
nahdir. Yetmisiki diirlii bid'at firkasi bulunacagi ve sapik inamsla- 
n sebebile hepsinin Cehenneme gidecekleri, hadis-i seriflerde bil- 
dirilmis dir. 

Miictehid olmryan din adamlannm, kendilerini miictehid sana- 
rak, ayet-i kerimelere ve hadis-i seriflere ma'nalar vermege kal- 
kismalan ile veya kendi goriisleri ile soyledikleri i'tikad bilgisi, 
acik bildirilmemis veya herkesin isitmedigi bilgilerden olsa bile, 
yanhs olursa, boyle yanhs inananlar kafir olur. Mesela, Resululla- 
hm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" mi'raca cikdigina ve kabr 
siialine, ictihad yolu ile inanmiyan bir miictehid, bid'at sahibi, 
ya'ni sapik olur. Kendi akh, gorusii ile inanmiyan miictehid olrm- 
yan bir din adami ise, din bilgilerine kiymet vermemis olacagm- 
dan, kafir olur. 

I'tikaddaki ictihadlarmda yamlmamis olan islam alimlerine 
"rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" ve bunlar gibi dogru inanan 
mushmanlara (Ehl-i siinnet) veya (Siinni) denir. 

Yetmisiki bid'at ehlinin ibadetleri, sahih olsa da, kabul olmaz. 
Ibadetlerinde, ictihad ile yapacaklan bid'atleri de aynca sue olur. 

Ehl-i siinnet alimlerinin ibadetlerde, ictihad ile bulduklan bilgi- 
ler bid'at degildir. Bu bilgileri bulurken yamlmalan sue olmaz. 
Dort mezhebin imamlan, bu bilgileri, islamiyyetin sahibinin izni 
ile, islamiyyetin bildirdigi delillerden, senedlerden cikarmislardir. 
Bu bilgiler, islamiyyeti degisdirmis degil, islamiyyete yardimci ol- 
muslardir. Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde acik bildirilmis 
seylerde ictihad yapilmaz. Bunlar, oldugu gibi kabul edilir. Acik 
bildirilmemis bir isi gosteren delili ararken yamlmak sue olmaz. 
Fekat bu delil ya'ni dogru yol acik olup da, miictehid bu delili bul- 

-435- 



makda yamlarak veya bir delilden cikanlmayip, akla uyarak yapi- 
lan ibadetler, bid'at olur, sapiklik olur. Boyle reformlar, bir miiek- 
ked siinnetin ortadan kalkmasma sebeb olursa, giinahi daha cok 
olur. 

Resulullahm ibadet olarak yapdigi ve arasira birakdigi seylere 
(Siinnet-i hiida) veya (Miiekked siinnet) denir. Bunlan arasira 
yapmiyanlara azab bildirilmedi. Hie terk etmedigi ve terk edenle- 
re azab yapilacagim bildirdiklerine (Vacib) denir. Arasira yapdigi 
ibadetlere (Miiekked olmiyan siinnet) veya (Miistehab) denir. 
Adet olarak yapdiklarma (Siinnet-i zevaid) veya (Edeb) denir. iyi 
seylere sagdan, fena seylere soldan baslamak ve sag, sol elleri kul- 
lanmak edebdir. 

Adetlerde degisiklik yapmak, bid'at degildir. Vera' sahiblerinin 
yapmamasi iyi olur. Hadis-i serifde, (Benim siinnetime ve benden 
sonra, hulefa-i rasidinin siinnetlerine sanlunz!) buyuruldu. Siinnet 
sozii, yalniz olarak soylenildigi zeman, islamiyyetin bildirdigi her- 
sey demekdir. Bu dinin sahibi olan Resul "aleyhisselam", adetler- 
de birsey bildirmedi. Ciinki Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem", insanlara dinlerini bildirmek icin geldi. Diinyada muhtac ol- 
duklan seylerin yapilmasim ogretmek icin gelmedi. Hadis-i serif- 
de, (Diinya islerinizi yapmasim siz daha iyi bilirsiniz!) buyuruldu. 
Dunyamza faideli olan seyleri bulup yapmamz icin benim bildir- 
meme luzum yokdur demekdir. Dini vazifelerinizi, ibadetlerinizi 
bilemezsiniz. Onlan benden ogreniniz demekdir. Bunun ipin adet- 
ler, islamiyyetin dismda kalmakdadir. islamiyyetin dismda olan 
seylerde yapilan degisiklikler bid'at olmaz. 

Minare, mekteb, kitab gibi sonradan yapilmrs olan seyler bid'at 
ya'ni dinde reform degildir. Bunlar dine yardimci seylerdir. isla- 
miyyet bunlara izn vermis, hatta emr etmisdir. Boyle seylere (Siin- 
net-i hasene) denir. islamiyyetin yasak etdigi seyleri meydana ci- 
karmaga (Siinnet-i seyyie) denir. Bid'atler, ya'ni dinde reformlar, 
siinnet-i seyyiedir. Siinnet-i hasene ya'ni dine yardimci seylerin 
(Sadr-i evvel)de ya'ni Eshab-i kiramm "ndvanullahi teala aleyhim 
ecma'in" ve tabi'in-i izamm "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" 
zemanlannda yapilmamasi, onlarin bu faideli seylere ihtiyaclan ol- 
madigi icindi. Onlar, kafirlerle cihad ediyor, islamiyyeti dtinyaya 
yayiyorlardi. Onlarin zemanlannda bid'at sahibleri Qikmamis veya 
cogalmamisdi. Kryamete kadar (siinnet-i hasene) meydana cikar- 
mak caizdir ve sevabdir. 

ibadetde bir bid'ati yapmak, bir siinneti terk etmekden daha 
fenadir. Bid'at islemek haramdir. Siinneti ozrsiiz terk etmek mek- 

-436- 



ruhdur. Bir siinneti ozrsiiz terk etmegi sevab samrsa, stinneti terk 
etmesi de bid'at olur. Bir inamsin, bir isin veya bir soziin siinnet ve- 
ya bid'at oldugu bilinemedigi zeman, bunu yapmamak lazim olur. 
Ciinki, bid'ati terk etmek lazimdir. Siinneti yapmak lazim degildir. 
Lazim olmiyan sey yapilmazsa kaza olunamaz. Bunun icin nemaz- 
lann kilmmamis siinnetleri kaza olunmaz. Allahu tealanm haram 
etdigi seylerden bir zerresini yapmamak, insanlarm ve cinnin bii- 
tiin ibadetlerinden daha sevabdir. Bunun icin, giicliik olan yerde 
vacib de terk edilir. Fekat haram islenemez denildi. Mesela baska- 
sinm yamnda taharetlenilmez. 

Bir asrda yasamis olan miictehidlerin sozbirligine (icma') de- 
nir. Icma'in bir delile, senede dayanmasi lazimdir. Bu delil, ayet-i 
kerime ve bir kisinin dahi bildirdigi hadis-i serifdir. Yahud bunla- 
ra dayanan kiyasdir. Kiyas, ayetde ve hadisde kapali bildirilen se- 
yi aciga cikarmakdir. Imam-i a'zam Ebu Hamfe "rahmetullahi 
aleyh" hazretleri kiyas yolu ile ictihad buyurmusdur. 

Bir kimse, hie kitab okumadan arif, Veli olabilir. Ayet-i kerime- 
yi tefsir edebilir. Fekat bu kimse, rehber olamaz. Ona baglamla- 
maz. Rehberin, ilmde ictihad derecesine yiikselmis olmasi ve ma'ri- 
fetde vilayet-i hassa-i Muhammediyye mertebesinde bulunmasi la- 
zimdir. Rehberin [ya'ni miirsidin] her hareketi, her durusu, her so- 
zti, islamiyyete uygundur. Ya'm, her seyde Resulullaha uymakda- 
dir. Bunun icin, Allahu teala onu cok sever. Miislimanlar, Allahu 
tealayi cok sevdikleri icin, Allahu tealanm cok sevdigini de cok se- 
verler. Rehberi sevmek, Allahu tealayi ve Resulullahi "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" sevmekden ileri gelmekdedir. Bu sevgiye 
(Hubb-i II Hit It > denir. ibadetlerin en kiymetlisinin hubb-i fillah ol- 
dugu hadis-i serifle bildirilmisdir. Rehberin emrlerini yapmak, isla- 
miyyete uymak demekdir. Ciinki, Rehberin her sozii ve her isi isla- 
miyyeti bildirmekdedir. Hayatda, ya'm diinyada hakiki ilm sunucu- 
su Miirsid-i kamildir. Din diismanlarmm, miislimanlar icin (Allahi 
birakip kulu seviyorlar. islamiyyeti birakip insana tapimyorlar) soz- 
lerinin, cahilce iftira oldugu, buradan anlasilmakdadir. 

Eshab-i kirama uymak vacibdir "radiyallahii teala anhiim ec- 
ma'm". Eshab-i kiramm bildirdigi birsey iizerinde kiyas yapmak 
caiz degildir. Fekat, bizim gibi mukallidlerin, ya'ni ictihad derece- 
sine yiikselmemis kimselerin, Eshab-i kiramin sozlerine uymalan 
caiz degildir. Eshab-i kiramin sozleri ve hareketleri, nasslan ve 
kendi ictihadlanni gosterir. Bunlan da, ancak ictihad derecesine 
yiikselmis olan derin alimler anhyabilir. Mezheb imamlanmiz, 
bunlan anlamislar ve anhyabilecegimiz kadar bizlere bildirmisler- 

-437- 



dir. Gortiluyor ki, Eshab-i kirama uymak isteyenlerin, Ehl-i siinnet 
alimlerine uymalan lazim gelmekdedir. 

Buharide yazili hadis-i serifde, (Allahii teala, kulum bana farz- 
lan yapmakla yaklasdigi gibi, baska hicbir$eyle yaklasamaz. Bana 
nafilelerle yakla$an kulumu cok severim buyuruyor) buyuruldu. 
Bu hadis-i serif gosteriyor ki, Allahii tealanm encok sevdigi ibadet, 
farzlardir. Hadis-i serifde bildirilen nafileler, farzlarla birlikde ya- 
pilan nafilelerdir. Farzlan yapip, nafilelere de devam edenleri, Al- 
lahii teala cok sever demekdir. 

Allahii teala, Maide suresinin 35. ci ayetinde mealen buyuruyor 
ki, (Bana yaklasinak icin, vesfle arayiniz!). Mealen demek, (islam 
alimlerinin anladiklanna gore) demekdir. Vehhabiler diyor ki, 
(Vesile, sebeb, ibadetlerdir. Allahii tealanm nzasma, sevgisine ka- 
vusmak icin farz ve nafile ibadetleri yapmak lazimdir. Tarikate gir- 
mek, bir seyhin eteklerine yapismak, oliilere, dirilere yalvarmak, 
insam Allaha yaklasdirmaz. Bil'akis uzaklasdinr). Ehl-i siinnet 
alimleri buyuruyorlar ki, (Evet! Vesile, sebeb, ibadetleri yapmak- 
dir. Fekat, sahih, dogru, halis olan ibadetler, vesile olur. ibadetle- 
rinin sahih olmasi icin, dogru iman, temiz ahlak sahibi olmak ve 
sartlarma uygun yapmak lazimdir. Mesela, nemazm sahih olmasi 
icin, abdest almak, kullamlan suyun temiz olmasi, nemazi vaktinde 
kilmak ve kibleye karsi kilmak, nemazdaki ayetleri, tesbihleri ve 
diialan dogru okumak ve daha nice sartlan, vesileleri bilmek ve 
yapmak lazimdir. Her ibadetin de boyle sartlan, vesileleri vardir. 
Bunlar, senelerce cahsarak ogrenilir. Bunlar dusunmekle, rii'ya ile 
ogrenilemez. Bunlara inanan, bilen ve yapan alimlerden isiterek 
veya kitablanm okuyarak ogrenilir. Fen bilgileri de, profesorler- 
den uzun zemanda ogrenilmekdedir. Boyle imanh, kalbi temiz, 
dogru din alimlerine miiderris, muallim ve miirsid denir. Miirsid 
demek, su iistiinde yiiriiyen, havada ucan, gayb olan seyleri bilen, 
okuyup, iifleyerek hastalara sifa veren kimse demek degildir. Ah- 
kam-i islamiyyeyi, ya'ni kalb, ruh ve beden ile yapilan ibadetleri bi- 
len ve yapan ve baskalarma da ogreten Ehl-i siinnet alimi demek- 
dir. Her miislimanm, Maide suresindeki emre uymak icin, boyle 
bir miirsidi veya kitablanm aramasi, farz ve nafile, biitiin ibadetle- 
ri Ondan ogrenmesi lazimdir.) 

Islamiyyeti bilmiyen cahil din adamlanmn yanhs sozlerine ve 
Ehl-i siinnet alimlerinin kitablanm okumamis, bozuk dtisiinceli 
kimselerin taskinhklarma ve saskinlann, herkesi sasirtanlann ve 
dogru yoldan kaymis olan zindiklarm ve ciiriik akllanna uyanlann 
yaldizh, parlak yazilarma aldanmamahdir. islam alimleri, bilgilerini 

-438- 



Kur'an-i kerfmden ve hadis-i seriflerden alrmslardir. Bu sapiklar 
kendi kisa goruslerine uyarak yazmakda ve konusmakdadirlar. Bu 
reformculara ve bunlan alim samp, sozlerine, kitablarma aldanan- 
lara yaziklar olsun! Bunlar, din ve iman hirsizlandir. Halalleri, ha- 
ramlari degisdiriyorlar. islamiyyeti bozuyorlar. Nabliismin "rah- 
metullahi teala aleyh" serhinden terceme temam oldu. 

Ibni Abidin "rahmetullahi teala aleyh" nemazi bozanlan anla- 
tirken (yimek, icmek, giyinmek gibi adetde olan bid'atlerin mez- 
mum, cirkin olanlanni, kafirlerden gorup almak ve kotii olmiyan- 
lan da, onlara benzemek icin alip kullanmak tahrfmen mekruhdur. 
Kotii ve zararli olmiyanlan, onlara benzemege ozenmeden yap- 
mak, kullanmak mekruh olmaz. Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem" papaslarm kullandigi ayakkabiyi yapdinp kullanmisdir) 
buyurdu. 

Nemazlardan ve diialardan sonra Fatiha suresini okumak 
bid'at midir, degil midir? Bunun cevabim Hadimi "rahmetullahi 
teala aleyh" (Berfka) kitabinin yiizotuzyedinci sahifesinde uzun 
yaziyor. Kisaca bildirelim: Bid'at diyenler ve degildir diyenler ol- 
du. Coguna gore, diia okumasi bildirilen yerlerde, Fatiha okumak 
daha iyidir. Nemazlardan sonra diia edilmesi de, hadis-i seriflerde 
bildirilmisdir. (Bid'at), islamiyyetin sahibinin izni olmadan yapilan 
ibadetlerdir. Fatiha suresi diialarm en iyisini bildirmek icin nazil 
oldu. Bunun nemazlardan ve diialardan sonra okunmasina bid'at 
diyen az degildir. Herkesin birlikde yiiksek sesle okumalan yasak- 
dir. Imam, fatiha dedigi zeman, herkesin sessizce okumalan iyi 
olur. Ciinki, dualarin sonunda hamd etmek miistehabdir. Hamd 
etmenin en iyisi de, Fatiha okumakdir. Farzla siinnet arasmda oku- 
mak ve isteklerine kavusmak icin okumak mekruhdur. 

Kur'an-i kerimi ve ezam ho-parlor ile okumak bid'atdir. Ciin- 
ki, ses cikarmak icin kullamlan cansiz cismlere (Mizmar), calgi de- 
nir. Gok giirlemesi, top, tiifek, baykus, papagan, ses cikanyorlar 
ise de, calgi degildirler. Ses cikaran eglence aletleri, davul, diimbe- 
lek, zilli masa, ney, kaval, ho-parlor, hep calgi aletidir. Calgi, ken- 
diliginden ses cikarmaz. Ses cikarmalan icin, ya'ni kullamlmalan 
icin, davul tokmagini gergin deriye vurmak, neyi iiflemek, kavala 
ve ho-parlore soylemek lazimdir. Bunlardan cikan ses, bu calgila- 
nn hasil etdigi sesdir. tjfleyen ve soyleyen insamn sesi degildir. 
Ho-parlorden isitilen Kur'an-i kerim ve ezan sesleri, hep ho-par- 
loriin hasil etdigi seslerdir. imam ve muezzin efendilerin sesleri 
degildir. Muezzin efendinin sesi ezandir. Ho-parlor denilen calgi- 
dan cikan ses ilm ve fen bakimindan ve din ve ahkam-i islamiyye 

-439- 



bakimlarmdan muezzin efendinin sesi, ya'ni ezan degildir. Ezana 
benzedigi icin, ezan zan edilmekdedir. Ezan, muezzin efendinin, 
salih musliman erkegin sesine denir. Bu sese benzeyen kadinm, co- 
cugun ve ho-parloriin sesi ezan degildir. Baska sesdir. Muhtelif cal- 
gilann sesleri baskadir. Ho-parloriin sesi, insan sesine cok benze- 
digi halde, insan sesi degildir. Kitabdaki, televizyondaki, imam res- 
mi gibidir. O imama cok benziyor ise de, imamin kendisi degildir. 
Televizyondaki hareketlerini gorse, sesini duysa da, bunun arka- 
sinda nemaz kilinmaz. 

(internet)den isitilen sesler ve resmler de, televizyon gibidir. 
Bunlan diinya islerinde kullanarak istifade etmek caizdir. Fekat, 
ibadetlerde kullanmak asla caiz degildir. 

internet vasitasi ile haberle^me: Bir telden elektrik ceryam 
gecince, telin etrafmda miknatis dalgalan meydana geliyor ve fe- 
zamn her yerine yayiliyor. Bu elektro-manyetik dalgalarm boyla- 
n muhtelif olup, elektrik ceryammn siddetine gore degismekde- 
dir. Fezadaki, her yere yayilmis olan elektro-manyetik dalgalarm 
topluluguna (internet) denir. internet denilen bir yer, bir alet 
yokdur. internet dalgalan iizerinde calisan aletler vardir. Bu alet- 
lerin bulunduklan yerlere (internet ara-merkezleri) denir. Bu 
aletlerden biri, (Bilgisayar aletleri) [komputerler]dir. Bilgisayar 
muhtelif ebadda bir kutudur. Bilgisayar aletleri, elektrik ceryam 
ile cahsir. Bu ceryan, bilgisayar icine konmus olan pilden veya 
sehr ceryamndan, divardaki prizden ahmr ve alet icindeki trans- 
formator tarafindan voltaji diisiirulur. Bilgisayann kapagi bir ek- 
randir. Burada bilgisayara gelen ve cikan seslerin yazilari ve 
resmleri goriiniir. Bu sesler, (Modem) denilen bir aletden gece- 
rek elektro-manyetik dalgalara cevrilip, sesler ve yazilar gayb 
oluyor. Fezadaki, ya'ni her yerdeki bilgisayar, kendi uzunlugun- 
daki elektro-manyetik dalgalan alarak, modemden gecirip, ses ve 
yazi hasil eden hava dalgalan haline ceviriyor. Bunlarm bir sure- 
ti bilgisayarda bulunan bir hafizaya [harddiske] verilir. Harddisk, 
herhangi bilgisayara konunca, icindeki sesler isitilir ve yazilar ek- 
randa okunur. Bilgisayan internete baglamak icin, bir ara-mer- 
kezden adres ahmr. istanbuldaki (ihlas-net) ara-merkezinin, Ha- 
kikat Kitabevine verdigi adres, (www.hakikatkitabevi.com)dur. 
Herhangi bir bilgisayar bu adrese baglamrsa, Kitabevinin biitun 
kitablarmdan diledigini secerek okur ve dinler. Bilgisayarlar pi- 
yasada satilmakdadir. 

62 — Tiirkge bir din mecmu'asinda, Muhammed Kutb adinda 
bir Misrhmn yazisi vardir. (inhiraf cizgisi) admdaki yazi arabiden 

-440- 



terceme edilmis. Eger terceme dogru yapilrms ise, yazannin dinde 
soz sahibi olmadigi hemen goze carpmakdadir. Bakmiz, bir yerin- 
de ne hezeyanlar savuruyor: 

(Tiirklerin savas meydanlannda kayd etdikleri zaferler, islama 
seref vermisdir. Ancak, Tiirklerin elinde, islamm, ma nasindan cok 
sey gayb etdigi de bir gercekdir. Tiirklerin elinde islam dondurul- 
mus, (ma'nen) gelismesi durdurulmusdur. Osmanhlar, askerlik di- 
smda kalan biitiin meydanlarda islami dondurdular ve zedelediler. 
Mesela ilme gereken onemi vermediler. Ictihadi durdurarak fikh 
ilmi dondu. 

Nihayet islam, Osmanhlarm baglayici kaydmdan kurtulup ba- 
gimsizhgim kazanarak, ileri atilmaga basladi. Ozellikle bu atihs 
Hicazda Vehhabilik, Sudanda Mehdinin yonetdigi Mehdilik hare- 
ketlerinde goriilmekdedir. Bu iki hareket, islama asl giiciinii ve 
ilerleme isti'dadim yeniden kazandiracak nitelikdeydi. islamdaki 
bu mutlu gelismeyi goren hach emperyalizmi harekete gecdi) di- 
yor. 

Cevab: Osmanh tiirklerinin islamiyyete hizmetleri, bir saheser- 
dir. Bir abidedir. Tarih meydamna dikilmis olan bu dev abideyi 
gormemek icin kor veya bir Turk diismam olmak lazimdir. Bu 
Misrli yazarm da bildirmek zorunda kaldigi gibi, Osmanh tiirkleri- 
ni zaferden zafere gotiiren dinamizm, ahlak, sabr ve kahramanlik, 
hangi kaynakdan geliyordu? islam kaynagmdan degil mi? islamiy- 
yete seref verilemez. islamiyyetden seref alinir. Mii'minlerin seref- 
li emiri hazret-i Omer "radiyallahii anh", (Biz, zelil, asagi kimse- 
lerdik. Allahii teala, bizleri miisliman yapmakla sereflendirdi) bu- 
yuruyor. islamiyyetin, her cesid fazilet ve serefler kaynagi oldugu- 
nu bilmiyen cahiller, islamiyyete seref verilecek samrlar. 

istanbuldan Viyanaya dogru giden islam ordusu, Belgrad ya- 
kinlannda, bir su basmda, mola veriyor. Cesme, abdest alan, kab- 
larma su koyan askerlerle dolu. Yakindaki bir kilisenin papasi, gii- 
zel kizlan siisliiyor. Ellerine birer kab verip, cesmeye gonderiyor. 
Papas pencereden gizlice seyr ediyor. Kizlar gelince, askerler he- 
men kenara cekiliyor. Kizlar rahatca doldurup kiliseye doniiyor- 
lar. Papas, islam askerlerinin bu giizel ahlakim, faziletini, edebini 
ve merhametini goriince, (Bu ordu hie yenilmez. Bos yere kamm- 
zi dokmeyin!) diyerek hach kumandanlanna haber gonderiyor. 
Bu Misrli yazar, Osmanh zaferlerini, Attillamn ordulan gibi, bar- 
bar istilasi samp yamlmakda midir? ingiliz lordu Davenportun ki- 
tabim okumus olsaydi (islam ordulan her gitdigi yere, adalet, fazi- 
let ve medeniyyet goturmiisdur. Boynunu btiken maglub diismam 

-441- 



daima afv ile karsilamisdir) bilgisini ogrenir de, yazilannda biraz 
edebli davramrdi. Abbasilerden sonra, islam halifelerine Misrda 
zmdan hayati yasatan, hilafet haklanm onlardan gasb edenler, hut- 
belerde kendilerine (Sultaniil-haremeyn) demekden haya etmi- 
yorlardi. Yavuz Sultan Sehm han "rahmetullahi teala aleyh", 923 
[m. 1517] senesinde, Misn feth edip, hilafeti esaretden kurtarmca, 
aliskanhkla kendisine de sultaniil-haremeyn diyen hatibi susdurup, 
(Benim icin, o mubarek makamlarm hizmetcisi olmakdan daha 
biiyiik seref olamaz. Bana (Hadimiilharemeyn) deyin!) buyurdu- 
gunu tarih kitablan yazmakdadir. islam ahlakim, Misrhlar mi don- 
durmus; yoksa Osmanhlar mi dondurmus, buradan cok iyi anlasil- 
makdadir. Sultan ikinci Abdiilhamid han "rahmetullahi teala 
aleyh" , siyasal bilgiler mektebini birincilikle bitireni, her sene se- 
raya katib alirdi. Boylece, gencleri cahsmaga tesvik ederdi. Katib 
secilen Es'ad beg "rahmetullahi teala aleyh" (Hatirat-i Abdiilha- 
mid han-i sani) kitabmda diyor ki, bir gece yansi sifre yazdim. im- 
za icin, sultamn yatak odasi kapisim caldim. Acilmadi. Bir daha 
vurdum. Yine acilmadi. Uciinciiyii vuracagim anda, kapi acildi. 
Karsima cikan sultan, havlu ile yiiziinii siliyordu. (Evlad! Seni bek- 
letdim. Kusuruma bakma! Daha birinci cahsda kalkdim. Gece ya- 
nsi, miihim bir imza icin geldigini anladim. Abdestsiz idim. Bu mil- 
letin hicbir kagidma abdestsiz imza etmedim. Abdest almak icin 
gecikdim. Oku dinliyeyim) dedi. Okudum. Besmele cekerek imza- 
ladi ve hayrli olsun insaallah, dedi. iste Osmanh sultanlan islamiy- 
yete boyle bagh, boyle saygih idi. Eyyub Sabri pasa "rahmetullahi 
teala aleyh", (Mir'at-iil Haremeyn) kitabmda diyor ki, (Sultan Ab- 
diilmecid han "rahmetullahi teala aleyh", Mustafa Resid Pasamn 
mason oldugunu, islamiyyete uymiyan bir yol tutdugunu anlayin- 
ca, kahrmdan, iizuntusiinden hastalandi. Yatakda oturamiyor, hep 
yatiyordu. Yalniz, miihim seyler okunuyor, (irade-i sahane) ahm- 
yordu. Sirada bulunan bir kagid icin (Medine ehalisinin bir dilek- 
cesi okunacak) bilgisi verildi. (Durun, okumaym! Beni oturtun!) 
buyurdu. Arkasina yastik koyup, oturtuldu. (Onlar, Resulullah 
efendimizin komsulandir. O mubarek insanlarm dilekcesini yata- 
rak dinlemekden haya ederim. Ne istiyorlarsa, hemen yapimz! Fe- 
kat, okuyunuz da, kulaklanm bereketlensin!) buyurdu. Bir gun 
sonra vefat eyledi.) iste, Osmanh Turk sultanlanmn ahlaki, hayasi 
ve islamiyyete saygilan boyle idi. 

Tiirkiin islamiyyete olan bu saygisi ve edebi, Mescid-i se'adet- 
de, pis ayaklanm kabr-i se'adete karsi uzatip, les gibi yatan vehha- 
bilerin saygisizhgi ve edebsizligi ile hie bir olur mu? 

-442- 



Osmanhlarda, islamiyyet ilerlememis soziinde, sinsi bir islam 
dtismanhgmm habis kokusu duyulmakdadir. Fenariler, molla Hus- 
revler, Hayaliler, Gelenbeviler, ibni Kemaller, Ebiissu'udler, alla- 
me Birgiviler, ibni Abidmler, Abdiilgani Nabliisiler, mevlana Ha- 
lid-i Bagdadiler, Siiveydiler ve Abdiilhakim Efendiler ve Abduhu 
rezil eden allame Mustafa Sabri efendi ve daha nice fikh ve kelam 
alimleri, hattatlar, mi'mar Sinanlar, Sokullular, Kopriiliiler "rah- 
metullahi teala aleyhim ecma'in", hangi devletde yetisdi? Osman- 
hlarda degil mi? Osmanli alimlerinin yazdiklan binlerce ilm kitab- 
lan, her vilayetdeki milh kiitiibhaneleri doldurmusdur. Fihristleri 
meydandadir. Biitiin islam alemine altiyiiz sene fetva veren, her 
miiskili cozen, miislimanlarm dertlerine deva olan, hiristiyanhga 
ve sapik firkalara reddiyyeler yazarak, onlan rezil eden, Osmanli 
seyhiil-islamlan degil mi idi? Hayalinin ilm-i kelam hasiyeleri, 
molla Hiisrevin Diireri, Halebinin Miiltekasi ve ibni Abidinin 
Redd-iil-muhtan ve Ebiissu'udiin tefsiri ve Seyhzadenin Beydavi 
hasiyesi ve seyyid Abdiilhakim-i Arvasinin mektublan ve va'zlan 
bugiin, biitiin islam alemine lsik tutmakdadir. Bu yiice alimleri ve 
Velileri Osmanhlar yetisdirmedi mi? Bugiin de, dinini dogru og- 
renmek istiyenler, bu kiymetli kitablan okumahdir. Tefsirlerin en 
kiymetlisi Seyhzade ve Ebussii'ud tefsirleridir. Miislimanlara fa- 
ideli olmak istiyen, bu tefsirleri tiirkceye terceme etmelidir. Re- 
formcu yazarlarm tefsirleri boyle degildir. Ciinki onlar, kisa goriis- 
leri, noksan bilgileri ile, hatirlarma gelenleri, tefsir diye araya ka- 
nsdirmislar, zencire ciiriik halkalar eklemislerdir. Ciiriik halkah 
zencire giivenip, sanhp denize inen, elbette aldanir, bogulur. Bu- 
nun icin bu uydurma tefsirlerin tercemelerini okumamahdir. isla- 
mm altiyiiz senelik bekcisi, islam ilmlerinin kaynagi, hep Osmanh- 
lar idi. Matba'a kurulmahdir diyen Behcetiil fetava gibi yiizlerce 
fetva kitablan, her asrm icablarma gore yol gosterdi, ileriye cigir 
acdilar. Son asrm saheseri olan (Mecelle) kitabi ise, diinyada ben- 
zeri bulunmiyan bir hukuk abidesi oldu. Dinde reformcularda Os- 
manli ahlaki, Osmanli ilm ve irfani olsaydi, bir avuc yehudi karsi- 
sinda yenilmezlerdi. Miislimanlarm harb planlan mes'ul kimseler 
tarafmdan Londrada birkacbin liraya israil casuslanna satilmaz ve 
arab birligi biitiin diinyaya rezil olmazdi. 

Kutub denilen Misrh yazarlarm Eshab-i kirama ve sonra, 
Emevi, Abbasi ve Osmanhlann halis mtisliman idarecilerine "rah- 
metullahi teala aleyhim ecma'in" pervasizca ve hayasizca saldir- 
malan, bosuna degildir. Bunun sebebini yine kendisi aciklamak- 
dadir. Seca'at arz ederken, merd-i kibti, sirkatini soylemekdedir. 
(Vehhabilik, islamiyyeti esaretden kurtardi) diyerek, baklayi ag- 

-443- 



zmdan cikarmakdadir. Evet, mezhebsizleri ovebilmek icin, islam 
halifelerini, islam alimlerini kotiilemekdedirler. Mevdudmin, Sey- 
yid Kutbun ve Muhammed Kutbun ve Abduhun planlan, siyaset- 
leri hep bu temele dayanmakdadir. Hepsi, selef-i salihme saldin- 
yor. Ehl-i siinnet alimlerini kotiiliiyorlar. Buna karsihk, ibni Tey- 
miyyeyi ve Cemaleddm-i Efgani gibi sapiklan bir kurtanci gibi 
gosteriyorlar. Mezhebsizlerin nesini oviiyorlar? Dim ve ilmi kiy- 
metleri sifir oldugu gibi, ahlaksizhklarimn sifinn altinda oldugunu, 
1384 [m. 1964] de tahtdan indirilip, 1388 [m. 1968] de olen Sii'ud, 
Avrupada sefahet, namus ve ahlak disi hareketleri ile ve keyfine, 
zevkine milyonlar hare etmesi ile biitiin diinyaya gosterdi. Misrh 
yazar, Kahiredeki ve Riyad seraymdaki fuhs, zina, namussuzlukla- 
rin radyolarda diinyaya yayildigini goriip, isitip, acaba biraz yiizii 
kizarmiyor mu? Biitiin islam aleminden gelen milyonlarca haemm 
herbirinden yiizlerce lira riisvet almakdan haya etmiyorlar. Din 
kardesi, yiizlerce lira vermezse, buna hac farizasim yapdirmryorlar. 
Halbuki Osmanhlarm Redd-iil-muhtar kitabinda, Kudiisii ziyarete 
gelen hiristiyanlardan ayakbasdi parasi almak haramdir diyor. Os- 
manhlar, kafirden bile ayakbasdi parasi almazdi. Vehhabiler ise, 
miislimandan istiyor. Vermezse, ibadete mani' oluyor. Bekara su- 
resinin yuzondordiincii ayet-i kerimesinde mealen, ( Allahii teala- 
nin mescidlerinde, onun isniini zikr etmegi yasak edenden daha 
cok zaliin olamaz!) buyuruldu. Tibyan tefsirinde, Ata hazretleri di- 
yor ki, Hudeybiye giinii, Mekke kafirleri, miislimanlari, Mescid-i 
harama sokmayip, hac etdirmedikleri icin, bu ayet-i kerime geldi. 
Kur'an-i kerimde kafire zalim de denilmekdedir. Para vermiyen 
miislimanlari, Mescid-i harama sokmiyanlarm ve bunlan ovenlerin 
ne olduklan, bu ayet-i kerimeden acikca anlasilmakdadir. iste, ko- 
tiiledikleri Osmanh miislimanlari! iste ovdiikleri vehhabiler ve 
dinde reformcular! 

(Osmanhlar ictihadi durdurdular) demesi de, yalandir. Bu soz 
islam diismanlarinm agizlarmda igrenc bir sakiz haline gelmisdir. 
Osmanhlar, ictihad kapisim kapamadi. Seyyid Kutblar, Muham- 
med Kutblar ve Abduhlar gibi, Ehl-i siinnet diismam cahillerin, is- 
lam dininin afif harimine miilevves kalemlerini sokmalarim onle- 
diler. Osmanh tiirkleri islamiyyeti boyle cahillerin tesallutundan 
korumasalardi, bugiin islamiyyet de, hiristiyanhk halini ahr, kar- 
ma-kansik, bozuk birsey olurdu. Nitekim, Mekkedeki ve Misrdaki 
sapiklarm elinde miislimanligm yaralandigi, oyuncak haline geldi- 
gi aci aci goriilmekdedir. Bugiin hakiki miislimanhk, Resulullahm 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" birakdigi gibi, biitiin temizligi ve 
safligi ile, tiirk milletinde kalmis bulunmakdadir. 

-444- 



Mezhebsizlerin onderi olan ibni Teymiyyenin ve mezhebsizlik- 
de cok asm gidenlerin icyiizlerini daha genis ogrenmek isteyenle- 
re, Hindistan alimlerinden mevlana Muhammed Hamdullah-i 
Dacvinin "rahmetullahi teala aleyh" yazdigi (El-besair li miinkii il 
tevessiil-i bi-ehl-il mekabir) ve Muhammed Hasen Can Faruki 
Miiceddidi Serhendinin "rahmetullahi teala aleyh" (Usul-ul-er- 
be'a fi terdid-il-vehhabiyye) kitablanm tavsiye ederiz. Birincisi 
arabi, ikincisi farisidir. Once Hindistanda, ikinci olarak ,1395 [m. 
1975] de, Istanbulda basdinlmislardir. 

63 — Hindli, islamdaki sapik muslimanlardan Harmdullah is- 
minde birisinin de, Ehl-i siinnet alimlerinin bildirdiklerine uymi- 
yan dusiincelerini, islam bilgisi olarak yaydigim gortiyoruz. Fransa- 
da islam bilgileri profesorii etiketini almis oldugu icin, islam alimi 
samlan bu adamm sapik yazilan, tiirkceye cevrilerek gencligin 
oniine siiriilmekde, bircok miislimamn dogru yoldan kaymasina 
sebeb olmakdadir. (islam Peygamberi) admdaki kitabimn tiirkce 
tercemesinin otuzdordiincii sahifesindeki su satirlan okuyunca, sa- 
sirdik kaldik: 

(Onu gene tiiccar sifati He Hubesada (Yemende) ve Abdiil- 
kayslann iilkesinde (dogu Arabistan, Bahreyn, Umman) gortiyo- 
ruz. Belki de deniz yolu He, Habesistana gitdigi dahihatira gelebi- 
lir. Biitiin bu seyahatlar, onun Bizans, Acem, Yemen ve Habesis- 
tanin ticari, idarigelenek ve kanunlanni ogrenmesine yol acdi. Ol- 
gunluk yasmda, kirkmda bu tecriibeli adam, kavmini islaha teseb- 
biis etdi.) 

Halbuki, islam tarihleri, sozbirligi ile diyorlar ki, Resulullahi 
"sallallahii aleyhi ve sellem", uc gun validesi, sonra Ebii Lehebin 
cariyesi Siiveybe birkac gun emzirdi, daha sonra, iki sene Halime 
hatun emzirdi. Alti yasmda iken, validesi Amine hatun, oglunu 
Medmeye dayilanm gormege gotiirdii. Bir ay kahp, doniisde vali- 
desi yirmi yasmda yolda, Ebva denilen yerde vefat etdi. Mubarek 
babasi Abdiillahdan miras kalan cariyesi Umm-i Eymen ile Mek- 
keye gelip, mubarek dedesi Abdulmuttalibin yamnda kaldi. Sekiz 
yasma gelince, dedesi vefat edip, biiyiik amcasi Ebu Talibin yamn- 
da kaldi. 

Dokuz veya oniki yasmda iken Ebu Talib ile, yirmi yasmda 
iken de, hazret-i Ebu Bekr ile ve yirmibes yasmda iken, hazret-i 
Hadicenin kervam ile Sama gidenler arasinda bulundu. Bu yolcu- 
luklarm iiciinde de, Busra denilen yere vanldikda, orada bulunan 
kilisenin papaslan, Bahira ve sonra Nestura, incilde okuduklan 
son Peygamberin alametlerini kendisinde gorerek, (Sama gitmeyi- 

-445- 



niz! Samda yehudiler bu cocugu tanir, oldiiriir) dediler. Bunlar da, 
ticaretlerini orada yapip geriye dondiiler. (Busra), Samin 90 kilo- 
metre cenub-i sarkisinde, Kudiisiin 130 km. simal-i sarkisindedir. 
Ondort veya onyedi yasinda iken, Yemene giden amcasi Ziibeyr, 
ticareti bereketli olmak icin, Resulullahi da beraber gotiirdii. Yir- 
mi yasmdan sonra, Mekke dismda koyun gudiip gecinirdi. Bahrey- 
ne gitdigini bildiren giivenilir haber olmadigi gibi, Habesistana se- 
yahat buyurdugunu da, niibuvvetine inanmiyanlardan baska, kim- 
se dusiinmus degildir. Habes dilinden konusdugu goriildii. Bu da, 
Habesistana gitmis oldugunu diisiinduriir diyenler, yamlmakdadir. 
Ciinki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", kendisine gelen 
yabancilara, onlann degisik konusmalanna uygun olarak cevab ve- 
rirdi. Boyle konusmasi, Allahii tealamn kendisine ihsan etdigi, sa- 
yisiz mu'cizelerden birisi idi. Yukandaki iic veya dort seyahatin 
hicbirisine kendiliginden katilmamisdi. Vilcud-i serifi ile bereket- 
lenmek icin gotiirulmiisdii. Sama olan son yolculukda, kervan bas- 
kam olan Meysere, Hadiceye miijdeci olarak Resulullahi "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" gonderecegi zeman, kervanda bulunan 
Ebu Cehlin, Muhammed "sallallahii aleyhi ve sellem" daha genc- 
dir. Bir yere yolculuk yapmamisdir. Yolu sasirir. Baskasim gonder 
demesi de, Hamidullahm yanhs ve sapik diisiindugunu gostermek- 
dedir. Bizansa, Aceme, Habese ve Yemene gidip, oralarda ogren- 
diklerini ortaya koyarak, kavmini islaha kalkisdi demek ve Resu- 
lullah efendimiz icin (tecribeli adam) diyerek edebsizce davran- 
mak, bir miislimamn yapacagi sey degildir. 

(Kisas-i Enbiya)nm ticyiizdoksanbirinci sahifesinde diyor ki, 
(Resulullah iimmi idi. Ya'ni kimseden birsey ogrenmemisdi. Yazi 
yazmazdi. Okumazdi. Ummi olan insanlarm arasmda yetisdi. 
Mekkede, gecmis insanlarm hallerini bilen bir alim yokdu. Baska 
yerlere giderek kimseden birsey ogrenmemisdi. Kazanc icin bir is 
tutmamisdi. Boyle iken, Tevratda ve incilde ve gokden inmis olan 
baska kitablarda bulunan bilgileri ve eski insanlarm hallerini ha- 
ber verdi. O zemanlarda tarih bilgileri, kansmis, bozulmusdu. 
Dogrusunu igrisinden ayirabilen pek az kimse vardi. Her dinden 
adamlara cevablar verip, hepsini susdurdu. Bu basanlan, kendisi- 
nin Allahdan gonderilmis bir Peygamber oldugunu gostermekde- 
dir. Zemanmdaki edebiyyatcilara, sa'irlere meydan okudugu hal- 
de, hicbiri onun getirdigi Kur'an-i kerim gibi, bir satir bile soyliye- 
mediler. Halbuki Mekkeliler, si'r okumaga, nutk soylemege me- 
rakh olup, bu yolda cok cahsirlar ve yansirlardi. Diizgiin konus- 
makla ogiiniirlerdi. Kur'an-i kerim, biitiin sa'irlere galib geldi. 
Kur'an-i kerime karsi koyamadilar. Saskinhklarmdan, kihca san- 

-446- 



lip, dogiismegi, olmegi goze aldilar. Ebu Zer "radiyallahii teala 
anh" hazretlerinin kardesi Uneys iinlii sa'ir idi. Oniki sa'ire iistiin 
gelmisdi. Kur'an-i kerfmi isitir isitmez, Allah kelami oldugunu an- 
layip, hemen miisliman oldu). Ankebut suresinin kirksekizinci 
ayetinde mealen, (Sen bu Kur'an gelmeden once, bir kitab oku- 
mazdin. Yazi yazmazdin. Okur yazar olsaydin, baskalarindan 6g- 
rendin diyebilirlerdi) buyuruldu. Allahii tealanm ve islam alimleri- 
nin bu sahidlikleri karsismda, imam ve akli olan herkes, Hamfdul- 
lahm yukandaki yazisi hakkmda kesin hiikmiinii vermekde giicliik 
cekmez. 

Kirkmci sahifede: (Bilinmiyen bir sebeble, siit kardesi olan ki- 
zm omuzunu oyle kuvvetle lsirdi ki, izi hayati boyunca kaldi. Bir 
gazada, ahnan esirler arasmda siit kardesi $eyma da vardi. O ha- 
diseyi anlatip lsinlan yeri gosterince, Resulullah bunu tamdi) di- 
yor. 

Islam diismanlan, Resulullaha bircok iftiralar soylediler. Siyah 
dediler, gencleri ondan sogutmak icin, kara kopeklere arab dedi- 
ler. Hamidullah daha da ileri giderek, o yiice Peygamberi, gencle- 
re yamyam olarak tamtmaga kalkismakdadir. Halbuki, Halime 
hatun, Resulullahi yamndan ayirmaz, uzaga gitmege birakmazdi. 
Birgiin nasilsa gozetmedi. Siit kardesi Seyma ile kuzularm arasma 
gitdi. Halime, Resulullahi goremeyince, Onu aradi, buldu. $eyma- 
ya, nicin sicakda disan gitdiniz? dedi. Seyma, annecigim! Kardesi- 
min basi iizerinde bulut bulunuyor. Ona hep golge yapiyor, dedi. 
Resulullahdan sikayet etmek soyle dursun, Onu ovdii. Onun ya- 
nmda bulunan biiyiik kiiciik herkes, kendisini ovmekde ve sev- 
mekde idi. incindigini bildiren hie olmadi. Resulullah "sallallahii 
aleyhi ve sellem", siit kardesini hie incitmedigi gibi, onun haklan- 
na hatta, siitiine bile saygi gosterir, onun emdigi memeden hie em- 
mezdi. Halime diyor ki, (O emerken kendi oglum emmez, Ona 
saygi gosterirdi. Bu da siit kardeslerinin Ondan hie incinmedikle- 
rini, Onu hep sevip saydiklanm bildirmekdedir. O emerken, giizel 
yiiziine bakmaga dayanamazdim. Konusmaga baslaymca, ilk ola- 
rak (Kelime-i tevhid) soyledi. Herseyi tutarken (Bismillah) derdi. 
Cocuklarm oyunlarma kansmazdi. (Biz oyun oynamak icin yara- 
tilmadik) derdi. Hie aglamaz, kimseyi incitmezdi). Hicretin seki- 
zinci senesinde Huneyn gazvesinden sonra, ahnan esirler arasm- 
da, Seyma admdaki bir kadm, ya Resulallah! Ben senin siit karde- 
sinim dedi. O gtinlerdeki birkac seyi anlatdi. Resulullah "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem", Seymamn sozlerini dinledi. Onu tamyip, cok 
ihsan eyledi. Daha cocuk iken, onda goriilen mu'cizeleri, hari- 

-447- 



kul'ade guzel halleri o kadar cokdu ki, bu hususda cesidli kitablar 
yazilmisdir. Okuyanlan kendisine asik eden o tistunliikleri yazmak 
ve bunlara, gizli kalmis olanlarmi da bulup eklemek gibi serefli hiz- 
meti birakip da, cocuklar arasmda olabilecek birseyi, islam Pey- 
gamberinin hayati diyerek, ilm kitabma yazmak bir islam profeso- 
riine yakisir mi? Hele, sonradan uydurulmus cirkin bir yalam secip 
yazan adamin, hakiki bir miisliman olacagi dusiiniilebilir mi? Boy- 
le davramslar, ilme hizmet etmegi mi, yoksa kusur aramak gayre- 
tini mi gosterir? Her miislimanm, iman etmis oldugu ve herseyden 
daha cok sevmis oldugu Peygamberine toz kondurmamak icin tit- 
remesi lazimdir. Kirksekizinci sahifesinde: 

(Oglenin yakici sicagwdan korunmak icin Abdullah bin 
Cud'amn kemerinin (ya'ni divannm) golgesine sigimrdi) diyor. 

Siyer kitablarmda, Resulullahin "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" mubarek basi iisttinde bulut bulundugu, Onunla birlikde git- 
digi, Ona golge yapdigi, niibiivvete kadar boylece giinesden muha- 
faza olundugu yazilidir. Golgeye sigimrdi demek, bu mu'cizeye 
inanmamak olur. Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem", burada 
golgelenmek icin degil, golgelenenleri irsad etmek icin oturmus 
olabilir. Kirksekizinci sahifesinde: 

(Ibni Kelbi, bizzat Muhammed aleyhisselamm bir put oniinde 
esmer bir koyunu kurban etdigini nakl eder) diyor. 

Bu yazilar, yazarm islamiyyeti kusbakisi uzakdan gordugiinii, 
islamdan haberi olmadigim gostermekdedir. Daha, kiiciik yasda 
iken, putlann ismlerini soyletmedigini, bunlara diismanhgim acik- 
ladigim her kitab yazmakdadir. Putlardan nefret etdigini, kendisi 
de altmisyedinci sahifede bildiriyor. Hicbir Peygamberin "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem", hicbir yasda, herhangi bir dinde yasak 
olan birseyi islemedigine, her miislimanm inanmasi lazimdir. Ha- 
midullahin, miislimanlan aldatmak icin, sened olarak gosterdigi ib- 
ni Kelbinin taskm bir mezhebsiz oldugu (Tuhfe-i isna a^eriyye) ve 
(Esma-i Miiellifin) kitablarmda yazilidir. Evet, Resulullah "sallal- 
lahu aleyhi ve sellem" esmer koyun kesdi. Fekat, bunu, kurban 
bayrammda, Medinede kesdi. Ellisekizinci sahifede: 

(Abdiilkays kabilesinden bir hey'eti kabul etdi. islamdan once 
oraya seyahat etmis oldugunu onlara soyledi) diyor. 

Bahreyndeki Abdiilkays kabilesinden gelen elcileri, (Buharf) 
ve (Mevahib-i lediinniyye) gibi bircok kitablar uzun yazmakdadir. 
Bunlarm hicbirinde, Resulullahin "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" Abdiilkays kabilesinin memleketine gitdigi bildirilmiyor. Bir 

-448- 



yandan Resulullahm uzak yerlere ve ticaret merkezlerine gidip, 
cok seyler ogrendigini ileri siirmek, ote yandan da, islamm temel 
inanclarim, tarih bilgileri gibi cok nakl etmek, sinsi ve aleak plan- 
lann uygulanmakda oldugunu dusiindurmekdedir. Ellidorduncii 
sahifesinde: 

(Burnunun iistune kadar uzayan kaslan kavsliidi. Bacaklan in- 
ce idi) diyor. 

Bu saygisiz yazilan ile, Resulullahi sanki bir umaciya benzet- 
mek istemekdedir. Halbuki, (Kisas-i Enbiya)da, (Allahii teala, bii- 
tiin giizellikleri sevgili Peygamberinde toplamisdi. Mubarek kolla- 
n ve baldirlan iri ve kalin idi. Hilal kash, cekme burunlu ve uzun 
kirpikli idi) diyor. (Mevahib-i lediinniyye)de, (Mubarek kaslan in- 
ce idi. Mubarek elleri ve ayaklan iri idi) diyor. Mubarek uzvlannm 
tenasubiinii, her sahabi anlatmis, giizelligi ve sevimliligi dillere 
destan olmusdur. Onu daha ilk goriisde, cemaline asik olup, baska 
hicbirsey aramadan, imana gelenlerin sayilannm az olmadigi ki- 
tablarda yazilidir. Onu goriip giizelligine asik olanlar, dilleri don- 
diigii kadar anlatmaga cahsmislar, o giizelligi bildirmege insan gii- 
cti yetismez demislerdir. (Se'adet-i Ebediyye) kitabmm birinci kis- 
mmda, o asiklann haber verdiklerinden birkaci yazilmisdir. Oku- 
yanlar, Allahii tealanm, sevgili Peygamberini, dusuniilemiyecek 
bir diizende ve bakmaga doyulamiyacak bir giizellikde yaratmis ol- 
dugunu hemen anlar. Gormeden, Ona goniil verirler. Habibullaha 
asik olanlar, her nefesde, cigerlerine giren havanin serinliginde, 
Onun sevgisinin tadim duyarlar. Aya her bakislannda Onun mu- 
barek gozlerinden gelmis olan lsmlarm akslerini aramakla zevkle- 
nirler. Onun giizelligi deryasmdan bir damlaya kavusanlann her 
zerresi: 

Gtizel yanagini bilen, giile hie bakmaz. 
Senin sevginde eriyen, derman aramaz! 

demislerdir. Onu gormeden asik olanlardan, Mevlana (Halid-i 
Bagdadf) "kaddesallahii teala sirrehul'aziz", farisi divamnda, 
Onun giizelligini ve insan akhnm eremiyecegi yiiksekligini, ince ru- 
hundan cikan kelimelerle ve edebiyyatdaki biiyiik mehareti ile, 
pek veciz, cok giizel yazmisdir. Okuyup anhyabilenleri hayran bi- 
rakmakdadir. Tiirkceye tercemesinde, o ince san'ati ve derin 
ma'nalan anlatmak miimkin degil ise de, pek az da olsa, birsey du- 
yurabilmek icin, Kabr-i se'adeti ziyaret ederken soylemis oldugu 
beytlerden birkacinm tercemesini yazarak kitabimizi kiymetlendi- 
relim: 

- 449 - Faideli Bilgiler - F:29 



Ey guzeller gtizeli, beni sevdanla yak dm! 
gormiiyor birsey goziim, her an hulyanla akhm! 

Sen (Kabe kavseyn) salu, ben ise azgin kole, 
Sana konuk olmagi, nasd soyler bu saskm? 

Aciyip bir bakmca, olii kalbler diriltdin, 
sonsuz merhametine signup, kapm caldim! 

Iyilik kaynagism, dermanlar deryasism! 

Bir d and a lutfet bana, derde devasiz kaldnn! 

Herkes gelir Mekkeye, Ka'be, Sat a, Merveye, 
ben ise senin kin, daglar tepeier asdini! 

Dun gece, bir rii'yada gokiere degdi basnn, 
kapmdaki usaklar, enseme basdi sandim! 

Ey Cami hazretleri, sevgilimin biilbulu! 
si'rlerin arasmdan, su beyti secdim aldnn: 

(Dili asagi sarkik, uyuz kopekler gibi, 

bir damlacik umarak, ilisan deryana vardim.) 

Baska bir si'irinde soyle terennum etmekdedir: 

Ey giinahldar siginagi, sana sigmmaga geldim! 
cok kabahatler isiedim, sana yalvarmaga geldim! 

Karanhk yerlere sapdim, batakhklara saplandim, 
dogru yolu aydmlatan, isik kaynagma geldim! 

Cikacak bir canim kaidi, ey biitiin caniarm cam! 
uygun oiur mu soyiemek, caninii fedaya geldim! 

Derdlilerin tabibisin, ben ise goniil hastasi, 
kalb yarama deva kin, kapuu calmaga geldim! 

Comerdlerin kapisma, birsey gotiirmek hatadir. 
basmakla seref verdigin, topragi opmege geldim! 

Giinahlarim cok, dag gibi, yiiziim kara, katran gibi, 
bu yiikden ve siyahlikdan temam kurtulmaga geldim! 

Temizler elbet hepsini, ilisan deryandan bir damla, 
gerci yiiziim gibi kara, amel detterimle geldim! 

Kapma yiiz siirebilsem, ey cammdan aziz canan! 
su He ohm van isler, hasil olur o toprakdan! 

-450- 



Seksenikinci sahifesinde, ayin ikiye aynlmasini, tarihcilerin ha- 
ber verdigini yaziyor. Ayet-i kerime ve hadis-i serifler ile bildirildi- 
gini yazmiyor. Hele kendisinin inamp inanmadigim hie aciklamiyor. 

(Once zevcesi, sonra amcasi vefat etdi. Mii'minlerin biiyiik kis- 
mi Habesistanda idi. Artik Allahdan baska dayanagi kalmamisdi) 
diyor. 

Resulullah "sallallahti teala aleyhi ve sellem" ve Eshab-i kiram 
ve her mu'min, her zeman ve her islerinde, yalniz Allahii tealaya 
giivenir. Ancak, O emr etdigi icin sebeblere yapisir. Sebeblere da- 
yanmazlar. Onlarm yapici degil, yardimci olduklarma inamrlar. 
Doksanikinci ve iiciincu sahifelerde: 

(Mi'rac bir haldir. Insamn viicudiinii unutup, ruhunun hakim 
oldugu bir vaz'iyyetde yapilmisdir. isra suresinde, Hazret-i Pey- 
gamber, bir gece yeryiiziiniin mukaddes merkezlerinden gokdeki 
ibadet merkezine (Mescid-i Aksaya) gotiiriildii. Uzakdaki mesci- 
din, Kudiisde oldugu diisiinulemez. Zira o zeman, Kudiisde mes- 
cidyokdu diyor ve Rum suresinde, Filistinin en yakm biryer oldu- 
gu bildiriliyor. Uzak mescid, yakm biryerde bulunamaz. Allahii te- 
ala, Ona eski Peygamberlerin tarihini hatirlatarak, Onu teselliedi- 
yor) diyor. 

Cevab: isra suresindeki ayet-i kerimede mealen, (Kuluimi ge- 
ce Mescid-i haramdan Mescid-i Aksaya gotiirdum) buyuruldu. 
Kul, insana denir. Ruha veya insamn bir haline kul denmez. Bu- 
harideki uzun hadis-i serifde ve Ehl-i siinnet alimlerinin tefsirle- 
rinde ve biitiin kitablarda, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" Kudiisde, Mescid-i Aksaya gitdim, gordiim buyurdugu bildi- 
rilmekdedir. O zeman, Mescid-i Aksa Kudiisde vardi. Cok once, 
Suleyman aleyhisselam yapdirmisdi. Sonra, Iranhlarm ve Yunan- 
hlann eline gecmisdi. Isa aleyhisselam goge cikanldikdan sonra 
Romahlarm eline gecdi. Birkac kerre yikildi, yapildi. Son olarak, 
Hazreti Omer ta'mir etdirdi. Filistin, Arabistana komsu bir yer- 
dir. Baska memleketlerden daha yakm oldugu icin, (en yakm yer) 
buyuruldu. Mescid-i Aksa o zeman yeryiiziinde bulunan mescid- 
ler arasmda, Mekkeye en uzak olam idi. Bunun icin, (en uzak 
mescid) buyuruldu. En yakin yerde en uzak mescid nicin buluna- 
mazmis? Miislimanlar, hicretden onalti ay sonraya kadar, Mes- 
cid-i Aksaya karsi nemaz kildi. O zeman, Kudiisde mescid yok ol- 
saydi, oraya karsi nemaz kilmak emr olunur mu idi? Resulullah da, 
Kudiisde Mescid-i Aksada nemaz kildim der mi idi? Hamidullahm 
akh, diisiincesi ve fen anlayisi, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve 
sellem" mubarek bedeni ile Kudiise ve goklere goturiildiigiinu 

-451- 



kavrryamadigi icin, buna inanamiyor. Mi'racin bir hal oldugunu 
anlatmak istiyor. Bunun icin de Kur'an-i kerimi yanhs tefsir edi- 
yor. Dusuncesini kacamak yollarla isbata kalkisryor. Mi'rac bir hal 
olsaydi, isitenlerden kimse karsi koymazdi. Kafirler de, buna karsi 
bir sey demezlerdi. (Beden ile gitdim) buyurdugu icin inanmiyan- 
lar cok oldu. Resulullahm Mekkeden Kuduse gotiiriildugune inan- 
miyanin kafir oldugu sozbirligi ile bildirilmekdedir. Goklere gotii- 
riildugune inanmiyan ise, bid'at ehli, sapik olur. 

Hindli Hamidullahm kiifre kadar giden bu bozuk yazisina Hind 
alimlerinin kitablanndan da cevab vermek yerinde olacakdir. Bii- 
yiik hadis alimi Abdiilhak Dehlevi hazretleri, farisi (Medaric-iin- 
niibiivve) kitabmda buyuruyor ki, (Allahii tealamn Muhammed 
aleyhisselama olan ihsanlarmm en sereflilerinden biri de, Onu 
Mi'raca cikarmasidir. Bu mu'cizeyi Ondan baska hicbir Peygambe- 
re vermemisdir. Resulullahm Mekkeden Mescid-i Aksaya gotiiriil- 
diigii, Kur'an-i kerimde acikca bildiriliyor. Buna inanmiyan kafir 
olur. Mescid-i Aksadan goge cikanldigmi meshur hadisler haber ve- 
riyor. Buna inanmiyan ise, bid'at ehli ve fasik olur. Mi'racin uyamk 
iken ve cesed ile oldugunu, Eshab-i kiramm ve tabi'min ve hadis 
alimlerinin ve fikh alimlerinin ve kelam alimlerinin cogunlugu ha- 
ber vermislerdir. Boyle oldugunu sahih hadisler de aciklamakdadir. 
Mi'rac cok def a olmusdu. Bunlardan biri uyamk iken ve cesed ile 
idi. Otekiler yalmz ruh ile idi. Aise "radiyallahii anha", rii'yada ruh 
ile olan mi'raclardan birini haber vermekdedir. Onun bu haberi, 
uyamk iken cesed ile olan mi'racin yok oldugunu gostermez. Bu- 
nunla beraber, islam alimleri sozbirligi ile bildiriyorlar ki, Peygam- 
berlerin "aleyhimusselam" rii'yalan vahydir. Bunlarda siibhe etme- 
ge yol yokdur. Gozleri kapah iken, mubarek kalbleri uyamkdir. On- 
ceden ruh ile olan mi'raclar, cesed ile olacak mi'raca hazirlamak 
icin idi. Kafirler, mi'raca inanmadiklan ve imtihan ederek Mescid-i 
Aksadan bilgi istedikleri icin, isra suresinde, Mescid-i Aksaya ka- 
dar goturiildugu acikca bildirildi. Bu surede, (Ayetlerimi gostermek 
icin gotiirdiim) buyurulmasi, goklere cikanldigmi gosteriyor. Bu su- 
renin altmismci ayetinde mealen, (Sana gosterdigimiz rii'yayi insan- 
lara fitne yapdik) buyuruldu. Burada bildirilen rii'ya, Mi'raci haber 
vermekdedir. Evet, (Mekkeye gidip Eshabi ile tavaf yapacagim gor- 
diigii rii'yadir. Bu rii'yayi Eshabma haber verdigi sene Mekkeye 
girmeyip, Hudeybiyeden geri dondiikleri icin, miinafiklar fitne ci- 
karmislardi) da denildi. Halbuki rii'yayi o sene gormemisdi ki, fit- 
neye sebeb olabilsin. Tefsir alimlerinin cogu, buradaki rii'ya keli- 
mesinin uyamk iken gece gormek icin kullamldigim bildirmislerdir. 
Meshur sa'ir Miitenebbi divamndan buna misal gostermislerdir. 

-452- 



Batim ya'ni isma'ili firkasmda olanlar, Mi'rac cesed ile yolculuk de- 
gil, halleri ve makamlan gecerek ruhun yiikselmesidir dediler ki, bu 
sozleri kiifr ve ilhaddir. Ya'ni zmdiklik, islam diismanhgidir). Hami- 
dullahm yazisi, onun isma'ili firkasmdan oldugunu gosteriyor. is- 
ma'ililerin merkezi olan Haydar-abad sehrinden olmasi da, bu sozii- 
miizii kuvvetlendirmekdedir. Mi'rac hadisini Eshab-i kiramdan co- 
gu haber vermisdir. Buharide ve Miislimde uzun yazihdir. Imam 
olanlann Mi'rac mu'cizesine de inanmalan lazimdir. 

Hamidullahm biitiin kitablarmda, islamiyyeti tarihlere ve ken- 
di anlayisina gore, ayn ayn iki acidan aciklamaga ozendigi goriil- 
mekdedir. Tarih kitablarmdan alarak bildirdiklerinin cogu, olayla- 
n dogru olarak nakl etmekdedir. Fekat, bu bilgiler arasina sokus- 
durmus oldugu, kendi sapik goriisleri ve bozuk inamslan, bunlan 
okuyanlann ve inananlarm imanlanm sarsmakda, Resulullaha 
"sallallahii aleyhi ve sellem" olan saygi ve sevgilerini ve Ehl-i sun- 
net alimlerine "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" olan giivenle- 
rini yok etmekdedir. 

64 — Ingilizler, hiristiyanhgi yaymak icin, 1270 [m. 1853] de, 
Hindistana protestan papazlanm gonderdiler. Biiyiik alim Rahme- 
tullah efendi, bunlarla, giinlerce miicadele ederek, cevab veremez 
oldular. Bir gece, ansizm Londraya kacdilar. Rahmetullah efendi, 
bu zaferini, (izhar-iil-hak) kitabmda uzun anlatmakdadir. ingiliz 
hiikumeti bu maglubiyyetin intikamini almak icin, Hindistana harb 
i'lan etdi. 1274 de binlerce miislimam sehid etdi. Bu vahset, bu fa- 
cia, (Ingiliz Casusunun i'tiraflari) ve (Cevab Veremedi) kitablan- 
mizda uzun yazihdir. Silah kuvveti ile de, islamiyyeti yok edemiye- 
cegini anlayinca, onu icerden parcalamak siyasetini tatbik etdi. 
1296 [m. 1880] de Hindistanda, Ahmed Kadyani isminde birisinin, 
yeni bir din kurmasim te'min etdi. (Kadyani) ve (Ahmedi) denilen 
bu dinin, bir islam dmi oldugu i'lan edildi. Hindistandaki islam 
alimleri, bu dindekilerin kafir olduklanm isbat eden kitablar yaz- 
dilar. ingilizler, daha once, vehhabilik dinini de, bu maksad ile tak- 
viye etmislerdi. Nobel fizik miikafati kazanarak, sohret sahibi olan 
Abdiisselam, Kadyanidir. Hiristiyanlarla miicadele edip, onlan re- 
zil eden, Ahmed Didad ismindeki din adami da Ehl-i siinnet degil- 
dir. Bunlar bir tarafdan, vehhabi ve sfi din adamlan da bir taraf- 
dan, yeni musliman olan hiristiyanlan aldatarak, kendi sapik firka- 
lanna cekmekde, hakiki muslimanhga kavusmalanna mani' ol- 
makdadirlar. Boylece, ingilizlerin siyaseti insanlara ve islamiyyete 
miidhis zarar vermekdedir. 

Zemammizda, biraz arabca bilen, hatta her eli kalem tutan, 

-453- 



din kitabi yazmaga kalkisiyor. Din adami kihgma girerek ve yaldiz- 
h birer etiket takinarak, her biri baska baska seyler yazryorlar. Bu 
zmdiklarm hepsi, islamiyyeti yikmakda, miislimanlann imanlanni 
bozmakdadirlar. Temiz gender, hangi kitabi okuyacaklanm, kime 
inanacaklarmi sasinp kaldi. 

Allahii tealanm begendigi islam dfnini ogrenmek ve Resululla- 
hin "sallallahii aleyhi ve sellem" bildirdigi bu dine sanlarak diinya- 
da ve ahiretde huzura ve se'adete kavusmak istiyenler, Ehl-i siin- 
net alimlerinin ve Ehl-i siinnetden olan tesavvuf biiyuklerinin 
"rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" eskiden yazmis olduklan ki- 
tablarmdan toplanan (ilmihal) kitablanm okumahdir. Kur'an-i ke- 
rimin hakikatini yalniz Ehl-i siinnet alimleri anlamislar ve binlerce 
kitab yazarak bildirmislerdir. Bunlar islam dininin gozbebekleri- 
dir. Ayet-i kerimelerle ve hadis-i seriflerle oviilmiislerdir. Tiiredi 
din adamlannm, zmdiklarm, sahte seyhlerin ve sinsi islam diisman- 
lannm ve ingiliz casuslarmm uydurma ve yaldizh yazilanm okuma- 
mah, sozlerine, konferanslarma aldanmamahdir. islamiyyete uyan 
ve colugunu cocugunu islamiyyete uygun yasatan, ya'ni ibadetleri- 
ni yapip, haramlardan sakinan hakiki miislimanlann hazirladiklan 
dogru kitablan aramahdir. Hakikat Kitabevinin nesr etdigi biitiin 
kitablar, bu dogru kitablarm tercemeleridir. 

65 — imam-i Rabbani miiceddid-i elf-i sani Ahmed Faruki 
Serhendi "rahmetullahi teala aleyh", 1034 [m. 1624] de Hindista- 
nm Serhend sehrinde vefat etmisdir. [3-23] mektubunda buyuru- 
yor ki: (Allahii tealanm, Peygamberler "salevatullahi teala ve 
teslimatiihu aleyhim ecma'in" gondermesi, biitiin mahliiklara 
rahmet ve ihsandir. Allahii teala, kendi varhgini ve sifatlanm, bi- 
zim gibi za'if aklh ve kisa goruslii kullanna, bu biiyiik Peygam- 
berleri ile haber verdi "aleyhimtissalatu vesselam". Begendigi 
seyleri, begenmediklerinden bunlar vasitasi ile ayirdi "salevatul- 
lahi teala ve teslimatiihu aleyhim ecma'in". insanlara diinyada ve 
ahiretde faideli olan seyleri, zararhlanndan, bunlarm aracihgi ile 
ayird eyledi. Eger bu serefli Peygamberler "salevatullahi teala ve 
teslimatiihu aleyhim ecma'in" gonderilmeseydi, insan akh, Alla- 
hii tealanm var oldugunu anhyamazdi. Allahii tealanm biiyiiklii- 
giinii kavramaga ulasamazdi. Nitekim, kendilerini cok aklh sa- 
nan eski Yunan felesoflan, Allahii tealanm varhgini anhyama- 
dilar. Yaratam inkar etdiler. Kisa akllan, her seyi zeman yapi- 
yor sandi. Yerytiziiniin padisahi olan Nemrudun, Ibrahim aley- 
hisselam ile cekismesini herkes bilir. Kur'an-i kerimde de bildiril- 
mekdedir. Ugursuz Fir'avn da, benden baska tannmz yokdur de- 

-454- 



misdi. Yine bu ahmak adam, Musa aleyhisselami, benden baska 
tannya inamrsan, seni habs ederim diyerek korkutmak istemisdi. 
Demek ki, insanlann kisa akllan, bu en biiyiik ni'meti anhyama- 
makdadir. Yiice Peygamberler "salevatullahi teala ve teslimatiihu 
aleyhim ecma'in" olmadikca, bu sonsuz se'adete kavusulamaz. 

Yunan felsefecileri, yerlerin ve goklerin bir yaraticisi oldugunu, 
Peygamberlerden "salevatullahi teala ve teslimatiihu aleyhim ec- 
ma'in" isitip de, kendilerinin sapitmis olduklanm, kotii yolda bu- 
lunduklanni anlaymca, Allahii tealamn var oldugunu soylemek zo- 
runda kaldilar. Herseyin bir yaratam vardir, dediler. Allahii teala- 
mn iistiin sifatlarmm var oldugu, Peygamber gonderdigi, melekle- 
rin gtinahsiz oldugu, oldiikden sonra dirilmek oldugu, Cennetde 
sonsuz ni'metler, iyilikler ve Cehennemde azablar bulundugu ve 
islamiyyetin bildirdigi daha nice seyler, akl ile anlasilamaz. Bunlar, 
Peygamberlerden "aleyhimussalevatii vetteslimat" isitilmedikce, 
insanlann kisa akllan ile bulunamaz. 

Eski Yunan felsefecileri, akl hie sasmaz, herseyin dogrusunu 
anlar diyorlar. Akl herseye erer, simrsizdir samyorlar. Akhn ere- 
medigi seyleri de, akl ile cozmege kalkisiyorlar. Halbuki akl, diin- 
ya bilgilerinde bile yamhyor. Ahiret bilgilerini ise, hie anhyamiyor. 
Akl, duygu organlan ile anlasilan seyleri bulabildigi gibi, akhn ere- 
medigi seyler de, Peygamberlerin "aleyhimussalevatii vetteslimat" 
bildirmeleri ile anlasihr. Akl, his organlanmn iistiinde oldugu gibi, 
Peygamberlik de, akl kuvvetlerinin iistiindedir. Akl kuvvetlerinin 
varamadigi seyler, Peygamberlerin "aleyhimussalevatii vettesli- 
mat" bildirmeleri ile ogrenilir. Allahii tealamn var olduguna ve bir 
olmasma yalmz akhn anlamasi ve kabul etmesi ile inanmak ve bas- 
ka bir yoldan anlasilamaz ve inamlamaz demek Peygamberlere 
"aleyhimussalevatii vetteslimat" inanmamak olur ve gunese inan- 
mamaga benzer. 

Insanlan var eden ve varhkda kalabilmeleri icin lazim olan her 
ni'meti gonderen, Allahii tealadir. insan nefes almadan, bir an ya- 
sayamaz. Bunun icin, havayi her an cigerimize kadar gonderiyor. 
Su da her yerde vardir. Gida maddelerini insanlar hazirhyor. Be- 
bekleri ve hayvan yavrulanm her an, muntazam hava alarak yasa- 
tan bir sonsuz kuvvet sahibinin var oldugunu Peygamberler haber 
veriyor. Bu kuvvet sahibi, her insanda sayisiz uzvlar yaratmakda ve 
bunlari muntazam cahsdirmakdadir. Allahii tealamn sonsuz ilmi ve 
kudreti ve merhameti giines gibi meydandadir. iyilik edene siikr 
etmek lazim oldugunu herkes bilir. Allahii tealamn ni'metlerine 
nasil siikr edilecegini bilmek icin de, yine Peygamberler "aleyhi- 

-455- 



miissalevatii vetteslimat" lazimdir. Onlann bildirmedigi siikr ve 
saygi, Ona layik olmaz. Ona nasil siikr olunacagmi, insan bilemez. 
Ona karsi saygisizlik olan birseyi, siikr etmek ve saygi sanabilir. 
Siikr edeyim derken, saygisizlik yapabilir. Allahii tealaya nasil siikr 
edilecegi, ancak Peygamberlerin "aleyhimiissalevatii vetteslimat" 
bildirmeleri ile anlasilir. Evliyamn kalblerine dogan (illiam) deni- 
len bilgiler de, Peygamberlere "aleyhimiissalevatii vetteslimat" uy- 
makla hasil olmakdadir. ilham, akl ile hasil olsaydi, yalmz akllanna 
uyan eski Yunan felsefecileri yoldan sapmazlardi. Allahii tealayi 
herkesden iyi anlarlardi. Halbuki, Allahii tealamn ve Onun iistiin 
sifatlarimn varhgim anlamakda, insanlann en cahilleri, bu felsefeci- 
lerdir. Bunlardan birkaci, Peygamberlerden "aleyhimiissalevatii 
vetteslimat" isiterek ve mii'min olan tesavvufculardan gorerek, ri- 
yazet ve miicahede yaprms, nefslerine sikinti vererek onu parlat- 
mislar, boylece birkac sey bulabilmisler ise de nefsin safasimn, par- 
latilmasimn ve bu yoldan ele gecenlerin sapikhk oldugunu anhya- 
mamislardir. Kalbi parlatmak, temizlemek lazimdir. Kalb temizlen- 
dikden sonra, nefs temizlenmege baslar. Nurlar once temiz kalbe 
girer. Kalb temizlenmeden nefsi parlatmak, gece diismamn yagma 
yapmasi icin, ona lsik yakmaga benzer. Nefsin yardim etdigi diis- 
man, iblisdir. Evet, achkla, nefsin istediklerini yapmamakla, ona si- 
kmti vermekle ve akl ile aramakla da, dogruya ve se'adete kavusa- 
bilir. Fekat, bu ancak Peygamberlere "aleyhimiissalevatii vettesli- 
mat" ve bunlarm Allahii tealadan getirdiklerine inandikdan sonra 
miimkin olabilir. Ciinki Peygamberlerin "aleyhimiissalevatii vettes- 
limat" her sozii, yamlmiyan meleklerle bildirilmisdir. Bu bilgilere, 
seytan diismam kansamaz. Bu biiyiiklere uymryanlar ise, seytamn 
aldatmasmdan kurtulamazlar. Felsefecilerin biiyiiklerinden olan 
Eflatun, Isa aleyhisselamin zemamnda bulunmak serefine kavus- 
musdu. Fekat, kaba cahillik yaparak, kendisinin kimseden birsey 
ogrenmege ihtiyaci olmadigim sandi. O yiice Peygamberin "aleyhi- 
miissalevatii vetteslimat" bereketlerinden mahrum kaldi. 

Sasilacak seydir ki, eski Yunan felsefecileri, ya'ni akh sasmaz 
sananlar, Allahii tealaya inanmadiklan gibi, kiyamet giiniine de 
inanmadilar. Madde yok olmaz. Hersey boyle gelmis, boyle gider 
dediler. 

[Fen adamlarmm tecribe ve hesab dismdaki sozleri de, bu sa- 
pikhgi koriikliiyor. Fransiz kimyageri Lavazye, kimya reaksiyon- 
larmda maddenin gayb olmadigim goriince, kendi kisa akh ile, 
madde hie yok olmaz dedi. Bunu isiten ilericiler, Allahii tealamn 
sonsuz kudretinin, fizik ve kimya kaniinlarimn disina da cikabile- 

-456- 



cegini dusiinemiyerek, bu fen adammm tecribe ve hesaba uymiyan 
bu soztine hemen inandilar. Fekat, atomun parcalanmasmda, rad- 
yoaktivite olaylarmda ve niikleer reaksiyonlarda, maddenin yok 
oldugu, enerjiye cevrildigi meydana cikmca, Lavazyeye inananlar 
saskma dondii. Bu soziin yalmz kimya reaksiyonlan icin dogru ol- 
dugunu anlamayip da, tabi'atde hicbirsey yok olamaz diyen ilerici- 
lerin aldandiklan anlasildi. Ne yazik ki, hakikat meydana cikinca- 
ya kadar, binlerce fen yobazi, bu yanhs inancm kurbam oldu. La- 
vazyenin kendi aklmca, dogru sanarak soyledigi, sozlerini fen bil- 
gisi sanarak, kryameti inkar etdiler. Boylece imansiz gitdiler. Son- 
suz felaketlere siiriiklendiler. Zararh fikrlerini asilayrp da gitdiler. 
Yalmz Ehl-i siinnet alimlerinin bildirdiklerine giivenip, bunlann il- 
mihal kitablarma sanlanlar, fen yobazlarma aldanmadi. Imanlan- 
m yalmz bunlar kurtarabildi. 

Lise, iiniversite dersleri, matematik, madde, fen bilgileri, elbet 
faidelidir. Bunlar, akh kendi smiri icinde yamlmakdan korur. Diin- 
yada insanlarm rahat yasamalanm, islerini kolay yapmalanm sagla- 
yan yeni seyler bulunmasma yararlar. Diinya islerinde, akl ile bulu- 
nabilecek seylerde, bu bilgilerden istifade edilir. Bunlann yardimi 
ile televizyon, elektronik beyin, radyo, sesden hizh tayyare, niikleer 
denizaltilan ve casus peykler ve ay yolculugu ve internet gibi nice 
basanli seyler bulunabilir. Bunlar, islamiyyete karsi degil, islamiyyet 
ile beraber olan ve imam kuvvetlendiren seylerdir. Ciinki islamiy- 
yet, aklm simn icinde olan biitiin bilgilerde fenne uygundur. Akl, bu 
bilgilerin dogrusunu bulabildigi zeman, islamiyyete uygun olur. 
Muslimanlarm bunlari da ogrenmesi, istifade etmesi lazimdir.] 

Fen bilgilerinden diinya islerinde faidelenip de, Allahii tealayi 
ve ahiret bilgilerini anlamakda bunlardan faidelenmemek, hatta 
bunlari ogrenince, kendini begenip, aklma, nefsine uyup, ahiret 
bilgilerini de, akl ile cozmege kalkisarak sapitmak, dinden cik- 
mak, insanlar icin en biiyiik felaketdir, yiizkarasidir. Diinya isle- 
rinde yamlan akla, ahiret isleri icin nasil giivenilebilir. Onun, an- 
lamadan bildirdigi sozlere nasil giivenilebilir. Bu hal harbe hazir- 
lanan, cok emek ve masraf yapan kimsenin, harb zemamnda, ken- 
di mesru' hiikumetine isyan ederek, karsi gelmesine benzemekde- 
dir. Bu da gosteriyor ki, biitiin fen bilgileri, aklm erdigi seylerde 
ise yaramakdadir. Sonsuz se'adete ve felakete sebeb olacak isleri, 
bu bilgilere dayamak ve ahiret islerini bu bilgilerle cozmege kalkis- 
mak, dogru olmamakdadir. Bu en miihim isler aklm ve fen bilgile- 
rinin simn dismdadir. Bu en liizumlu bilgileri, Peygamberlerden 
"aleyhimussalevatu vetteshmat" ogrenmeyip, yalmz akl yolu ile 

-457- 



cozmege ugrasmak, liizumsuz, hatta bos yere vakt gecirmek olur. 
Ciinki, akl yolu ile bulunan bilgiler, aklm ermedigi islerde faideli 
olamamakdadir. Bu isler ancak Peygamberlerin "aleyhimiissaleva- 
tii vetteslimat" bildirmeleri ile anlasilabilmekdedir. Imam-i Gaza- 
K "rahmetullahi teala aleyh" (Elmiinkizii-aniddalal) kitabinda bu- 
yuruyor ki, eski Yunan felesoflan tabiblik ve astronomi bilgilerini 
eski Peygamberlerin "aleyhimiissalevatii vetteslimat" kitablann- 
dan caldilar. Ahlak ve terbiye usullerini de, eski iimmetlerdeki te- 
savvufculardan gorerek ogrendiler. 

Cok kimseler, din iizerinde kendi akllan ile konusan felsefeci- 
leri, maddecileri ve ahiret bilgilerini akl ile cozmege kalkisan fen 
yobazlanm alim samyorlar. Reformcu, ilerici din adami ve sehid 
gibi yaldizh ve sahte ismler vererek, bunlarm yikici sozlerini ve ki- 
tablarim genclerin online stiriiyorlar. Hatta, bunlarm bozuk, yalan 
sozlerini, Ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" ictihad buyurarak, Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden 
elde etdikleri bilgilerin iisttine cikanyorlar. Allahii teala bunlarm 
zararlanndan miislimanlan korusun! Dinde reformculan, din alimi 
sanmak, insam sonsuz felakete diisiirmekdedir. 

Ilm demek, fen demek, herseyin dogrusunu anlamak demekdir. 
Islamiyyeti bozan, islam bilgilerinin degerlerini olcemiyen sozlere 
ilm ve fen denilemez. Peygamberleri "aleyhimiissalevatii vettesli- 
mat" inkara yol acan sey, ilm olamaz. [Yirminci asrdaki buluslar ve 
okutulan ilmler, fenler, islamiyyetdeki aklm smiri icinde olan bilgi- 
leri inkara yol acmaz, islamiyyeti kuvvetlendirir. ilmi, fenni, aklin 
smiri disindaki ahiret bilgilerini anlamakda kullanmak, zararhdir. 
Bu inceligi iyi anlamahdir.] Cahiller ve menfe'atcilar ve sehvet, 
zevk budalalan, islamiyyete saldinrken, ilmi ve fenni kendilerine 
maske yapiyorlar. Bozuk diisiincelerini, din bilgisi olarak gosteri- 
yorlar. Islam alimlerinin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" soz- 
lerini, bu bozuk diisiincelere uymadiklan icin kotiilemege kalkisi- 
yorlar. Yahud, aklin smiri dismdaki din bilgilerini ele ahp, bunlarm 
fen ile coziilemediklerini ileri siirerek, miislimanhk, akla fenne uy- 
miyan orta cag inamslandir, gericilikdir diyorlar. Miislimanlar, ilmi, 
fenni iyi ogrenip, bu yalancilara, aleak fen yobazlarma aldanmama- 
hdir). Yirmiiiciincu mektub tercemesi temam oldu. 



(EstagfirullahePazim ellezi la ilahe ilia huv el-hayyel-kayyume 
ve etubii ileyh). Bu (istigfar diiasi), (Hak Soziin Vesikalan) kita- 
binda [sahife 344 de] uzun yazihdir. istigfar, (Estagfirullah min 
kiilli ma kerihallah) veya kisaca (Estagfirullah)dir. 

-458- 



imam-i Rabbam miiceddid-i elf-i sani Ahmed Farukf Serhendi 
Hindi hazretlerinin (Mektubat) kitabi uc cilddir. Birinci cildde 
313, ikinci cildde 99, iiciincu cildde 124 mektub vardir. Birinci 
cildden iki mektubun tercemesi asagidadir: 

iKIYUZONUCUNCU MEKTUB 

Bu mektub, nakfb seyyid seyh Fend hazretlerine yazilmisdir. 
Va'z ve nasihat vermekde, Ehl-i siinnet alimlerine uymagi ovmek- 
dedir: [Nakfb, reis demekdir.] 

Allahii teala, sizi, zatimza yakismiyan herseyden korusun. Yu- 
ce ceddiniz "aleyhi ve ala alihissalevatii vetteslimat" hurmetine 
diiami kabul buyursun! Errahman suresinde, altmismci ayetinde 
mealen (iyiligin karsiligi, ancak iyilik olur) buyuruldu. Sizin ihsan- 
lanniza hangi ihsanla karsilik yapacagimi bilemiyorum. Ancak, 
mubarek zemanlarda, din ve diinya selametiniz icin diia etmege 
cabaliyorum. Elhamdiilillah, elimde olmiyarak, bu vazife nasib ol- 
makdadir. Miikafat olabilecek baska bir ihsan da, va'z ve nasihat- 
dir. Eger kabul buyurulursa, bizim icin ne biiyiik ni'met olur. 

Ey, asil ve serefli efendim! Va'zlann ozii ve nasihatlann kiy- 
metlisi, Allah adamlan ile bulusmak, onlarla birlikde bulunmakdir. 
Allah adami olmak ve islamiyyete yapismak da, muslimanlarm ce- 
sidli firkalan arasmda, kurtulus firkasi oldugu miijdelenmis olan, 
Ehl-i siinnet vel-cema'atin dogru yoluna sanlmaga baghdir. Bu bii- 
yiiklerin yolunda gitmedikce, kurtulus olamaz. Bunlarm anladikla- 
nna tabi' olmadikca, se'adete kavusulamaz. Akl sahibleri, ilm 
adamlan ve Evliyamn kesfleri, bu soziimiiziin dogru oldugunu bil- 
dirmekdedirler. Yanhslik olamaz. Bu biiyiiklerin dogru yolundan 
hardal danesi kadar, pekaz aynlmis olan bir kimse ile arkadaslik 
etmegi, oldiiriicu zehr bilmelidir. Onunla konusmagi [ve onun ki- 
tablarmi okumagi], yilan sokmasi gibi korkunc gormelidir. Allah- 
dan korkmayan ilm adamlan, hangi firkadan olursa olsun, [zmdik- 
dirlar. Yetmisiki bid'at firkasmm cogu, zindikdir]. Bunlarla konus- 
makdan, arkadaslik etmekden, evlerine, koylerine gitmekden, ki- 
tablarmi okumakdan da sakinmahdir. Dinde hasil olan biitiin fitne- 
ler ve azih din diismanhgi, hep boyle zmdiklann birakdiklan kotii- 
liikdiir. Diinyahk ele gecirmek icin, dmin yikilmasma yardim etdi- 
ler. Bekara suresinin onaltinci ayet-i kerimesinde mealen, (Hitla- 
yeti vererek, dalaleti satin alddar. Bu ahs-verislerinde birsey ka- 
zaniiiadilar. Dogru yolu bulamadilar) buyuruldu. Bu ayet-i kerime, 
bunlan bildirmekdedir. iblisin rahat, sevincli oturdugunu, kimseyi 
aldatmakla ugrasmadigim goren bir zat, (Nicin insanlan aldatmi- 
yorsun, bos oturuyorsun?) dedikde, (Bu zemamn kotii din adamla- 
n, benim isimi cok giizel yapiyorlar, insanlan aldatmak icin bana is 
birakmiyorlar) demisdi. Oradaki talebeden, mevlana Omer, iyi ya- 

-459- 



radihslidir. Yalniz, kendisine arka olmak, dogruyu soylemesi icin 
kuvvetlendirmek lazimdir. Hafiz imam da, akhm fikrini dmin yayil- 
masma vermisdir. Zaten her miislimamn boyle olmasi lazimdir. Ha- 
dis-i serifde, (Kendisine deli denilmiyen kimsenin imam temam ol- 
maz) buyuruldu. Biliyorsunuz ki, bu fakir, soyliyerek ve yazarak, 
iyi kimselerle konusmamn [ve yalniz bunlarm din kitablanm oku- 
mamn] ehemmiyyetini anlatmaga ugrasryorum. Kotii kimselerle ar- 
kadaslikdan, bunlarm kitablanm okumakdan kacimlmasim tekrar 
tekrar bildirmekden usanmiyorum. Ciinki, isin temeli bu ikisidir. 
Soylemek bizden, kabul etmek sizden. Daha dogrusu, hepsi Allahii 
tealadandir. Allahii tealamn hayrh islerde kullandigi kimselere 
miijdeler olsun! [Zemammizda, ingiliz casuslan, mezhebsizler, zin- 
diklar, din adami sekline girdiler. Hak sozii bilen ve soyliyen din 
adami bulunmaz oldu. Se'adete kavusmak icin, Ehl-i siinnet alimle- 
rinin kitablanm bulup okumakdan baska, care kalmadi. Hakikat 
kitabevinin biitiin kitablari Ehl-i siinnet alimlerinin kitablarmdan 
toplanmisdir. Bunlan, biitiin miislimanlara tavsiye ederiz. Ehl-i 
siinnet kitablari demek, dort mezhebden birinin kitablari demek- 
dir. Istanbuldaki Hakikat Kitabevi, Ehl-i siinnet alimlerinin kitab- 
lanm nesr etmekdedir. Bu kitablari bulup okuyunuz! Allahii teala 
te'sirini ihsan eder, insaallah!] 

DOKSANALTINCI MEKTUB 

Bu mektub, Muhammed Serife yazilims olup, ibadetleri ve iyi 
isleri vaktinde yapmayip, yarin yaparim, sonra yaparim diyenlerin 
aldandiklarim ve Muhammed aleyhisselamin yoluna, islamiyyete 
yapismak lazim geldigini bildirmekdedir: 

Ey kiymetli oglum! Bugiin, her istedigini kolayca yapabilecek 
bir haldesin. Gencligin, sihhatin, giiciin, kuvvetin, malin ve rahath- 
gin bir arada buhmdugu bir zemandasin. Se'adet-i ebediyyeye ka- 
vusduracak sebeblere yapismagi, yarar isleri yapmagi, nicin yanna 
birakiyorsun? insan omriiniin en iyi zemam olan, genclik giinlerin- 
de, islerin en iyisi ve faidelisi olan, sahibin, yaratanm emrlerini yap- 
maga, Ona ibadet etmege cahsmah, islamiyyetin yasak etdigi ha- 
ramlardan, siibhelilerden sakmmahdir. Bes vakt nemazi cema'at ile 
kilmagi elden kacirmamahdir. Nisab mikdan ticaret mah olan miis- 
limanlarm, bir sene sonra zekat vermeleri emr olunmusdur. Bunla- 
rm, zekat vermesi, muhakkak lazimdir. O halde, zekati seve seve ve 
hatta fakirlere yalvara yalvara vermelidir. Allahii teala, cok merha- 
metli oldugu, kullarma cok acidigi icin, yirmidort saat icinde ibade- 
te, yalniz bes vakt ayirmis, ticaret esyasmdan ve cayirda otlayan 
dort ayakh hayvanlardan, tam veya yaklasik olarak ancak, kirkda 
birini fakirlere vermegi emr buyurmusdur. Birkac zararh seyi haram 
edip, cok mikdarda faideli seyi mubah etmis, izn vermisdir. 

-460- 



O halde, yirmidort saatde bir saat tutmayan bir zemani, Alla- 
hii tealanm emrini yapmak icin ayirmamak ve zengin olup da, ma- 
lm kirkda birini muslimanlarm fakfrlerine vermemek ve sayilami- 
yacak kadar cok olan, mubahlan birakip da, haram ve siibheli ola- 
na uzanmak, ne biiyiik inad, ne derece insafsrzhk olur. 

Genclik cagi, nefsin kaynadigi, sehvetlerin oynadigi, insan ve 
cin seytanlarmm saldirdigi bir zemandir. Boyle bir cagda yapilan 
az bir amele pekcok sevab verilir. ihtiyarhkda diinya zevkleri aza- 
lip, giic kuvvet gidip, arzulara kavusmak imkani ve iimmidleri kal- 
madigi zemanda, pismanlikdan, ah etmekden baska birsey olmaz. 
Cok kimselere bu pismanlik zemani da, nasib olmaz. Bu pisman- 
lik da, tevbe demekdir ve yine biiyiik bir ni'metdir. Coklan bu 
giinlere kavusamaz. 

Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" haber verdigi 
sonsuz azablar, cesidli acilar, elbette olacak, herkes cezasim bula- 
cakdir. insan ve cin seytanlan, bugiin, Allahii tealanm afvini, mer- 
hametini ileri siirerek, gencleri aldatmakda, ibadetleri yapdirma- 
yip, gtinahlara siiriiklemekdedir. iyi bilmeli ki, bu diinya, imtihan 
yeridir. Bunun icin, burada dostlarla diismanlan kansdirmislar, 
hepsine merhamet etmislerdir. Nitekim A'raf suresi, yiizellibesin- 
ci ayetinde mealen, (Merhametim her^eyi i^ine almisdir) buyurul- 
du. Halbuki, kiyametde, diismanlan, dostlardan ayiracaklardir. 
Nitekim, Yasin suresinde, (Ey kafirler, bugiin, dostlarimdan ayri- 
hmz!) mealindeki ayet-i kerime, bunu haber vermekdedir. O gun, 
yalmz dostlara merhamet olunacak, diismanlara hip acmmryacak, 
onlar muhakkak mel'un olacakdir. Nitekim, A'raf suresinde, (O 
gun, merhametim, yalmz benden korkarak kafir olmakdan ve gii- 
nah islemekden kacinanlara, zekatim verenlere, Kur'an-i kerime 
ve Peygamberime "aleyhisselam" inananlara mahsusdur) mealin- 
deki ayet-i kerime, boyle oldugunu gostermekdedir. O halde, o 
gun, Allahii tealanm rahmeti, (Ebrar)a, ya'ni miislimanlardan iyi 
huylu ve yarar isli olanlara mahsusdur. Evet, muslimanlarm, zer- 
re kadar imam olanlarm hepsi sonunda hatta, cok zeman Cehen- 
nemde kaldikdan sonra bile, merhamete kavusacakdir. Fekat rah- 
mete kavusabilmek icin, oliirken iman ile gitmek sartdir. Halbuki, 
giinahlan islemekle kalb kararmca ve Allahii tealanm emrlerine 
ve haramlarma ehemmiyyet verilmeyince, son nefesde iman nuru, 
sonmeden nasil gecebilir? Din biiyiikleri buyuruyor ki, (Kiiciik 
gtinaha devam, biiyiik giinaha sebeb olur. Biiyiik giinaha devam 
da insam kafir olmaga siiriikler). Boyle olmakdan Allahii tealaya 
sigminz! Farisibeyt tercemesi: 

Az soyledim, dikkat etdim kalbini kirmamaga, 
bilirim iiziilursun; yoksa soziim cokdur sunn. 

-461- 



Allahti teala hepimizi begendigi isleri yapmaga kavusdursun! 
Sevgili Peygamberi Muhammed aleyhisselamm ve Onun kiymetli 
Ali ve Eshabi hurmeti icin diiamizi kabul buyursun! Ehl-i siinnet 
alimlerinin yolundan ayirmasin! Bu yol, dort mezheb alimlerinin 
yoludur. Bu mektubu size getiren Mevlana ishak, bu fakirin tam- 
diklarmdan ve muhlislerindendir. Eskiden beri komsuluk hakki 
da vardir. Yardim isterse, esirgemezsiniz insaallah. Yazisi ve insa 
kabiliyyeti iyidir. Vesselam. 



BUYUK ALEMLER 

(Silsile-i aliyye) 11 

Nebi, Siddik ve Selman, Kfisnn, Ca'fer, Bistfimi, 
Man kaynagi oldu, Ebul-Hasen Harkani. 

Ebu Ali Farmed! gelcli soma bu meydana, 
cok Veil yeti$dirdi, hem Yusuf-i Hemedani. 

Abdiilhalik Goncduvam, ma'rifetler semasmda, 
dunyayi aydmlatdi, hem Arif-i Rivegeri. 

Mavera-iin-nehr Hi, Tur-i Sinfi gibi oldu, 
nurlandiranlardan biri, Mahmud-i Incirfagnevi. 

Ali Ramitenidir Azizan ve pir-i Nessac, 

cok keramet gosterdi, Muhammed Baba Semmasi. 

Seyyid Emir Gilal de, ilm deryasmda sadef, 
andan meydana geldi, Behaiiddin-i Buhari. 

Ala'iiddin-i Attar, zemamnm kutbu idi, 
Ya'kub-M Cerhide oldu zahir, envar-i rahmani. 

Ubeydullah-i Ahrar ve kadi Muhammed Zahid, 
Dervis Muhammed geldi ve Hacegiile Baki. 
Btittin bunlardan gelen, nurlara kendi de katip, 
binlerce kalb temizledi, imam-i Ahmed Rabbani. 

Urvet-UI-vuska Ma'sum ve Seyfeddinle seyyid Nur, 
ve Mazherle Abdullah, sonra Halid-i Bagdadi. 

Feyz verdiler bunlar da, sonra bu mini Abdullah, 
Anadoluya yaydi, hem de Taha-yi Hakkari. 
Hem seyyid-i Salih de, kardesin yerini tutup, 
fena-fillaha kavusdu Sibgatullah-i Hizani. 



[1] 1- Bu si'rin bir sureti (Se'adet-i Ebediyye) kitabimn 969. cu sahifesinde 
mevcuddur. 2- Her ism hakkinda genis bilgi, (Se'adet-i Ebediyye) sa- 
hife 1059 da bashyan yazida mevcuddur. 

-462- 



Bu tic Velinin sohbetlerinde ytikselip, 

mtirsid-i kamil oldu, seyyid Fehim-i Arvasi. 

Bu otuzdbrt Velinin kaibieri, bir ayna gibi, 

yaydilar hep cihana, envar-i ResulUlahi. 

Btittin bu nurlar en son, topiandi bir hazinede, 

ismi bu hazinenin: Abdtilhakim-i Arvasi. 

Gelince kaibiere mticeddid-i elfin feyzi, 

yetisdi her yerde birer hakiki Veii. 

Bu haii gortince mason He yehudi, 

mtislimanlara saldirdi, canavar gibi. 

Bu hiicti in hui. isiami yok etmek icindi, 

bunu haber veriyor, Maide suresi. 

Hem bu sure, isiama mtisrikler saidiracak diyor, 

masoniarm mtisrik oidukiarim haber veriyor. 

Meshur yaianiari He aldatip cahilleri, 

Ehl-i stinnetden ayirdilar, binlerce mtisiimam. 

Hticumlardan korunur, (Ayet-el ktirsi) okuyan, 

hitz-i iiahide oiur, (istigfar diifisi) okuyan. [[1 

Resulullah buyurdu ki, (Ahiretde azab gormez, 

diinya islerinde, bana tabi olan). 

Se'adete kavusamaz, onderi seytan olan! 

dostlar, ahbablar kaldi mi, ne oldu anan baban? 

Bir hocamiz, mason olmus, dine catdi hie durmadan, 

ingiliz diplomasi var, lakin, kafasi bombos nadan. 

Gtiler ytizle, tath dille, bol numara vermekle, 

arkadaslarimi aldatdi, yalan sbzlerle heman. 

Imamm var diyor, her bozuk inanan, 

Ehl-i stinnetdedir, iyi bit, hakiki iman! 

Cok stikr islam alimi gbrdtim, sbzleri Urn ve irfan, 

dedi ki, (aldatilamaz, fen dersleri okuyan!) 

Dinimi ondan ogrendim, ruhu olsun sadtiman! 

Avrupa, hem Amerika, kisacasi btittin cihan. 

Dinleri bozuk ise de, diyorlar vardir Niran! 

kafirler yanacak, kurtulur ancak iyi insan! 

Iyi insan olmak kin, Muhammed aleyhisselama inan, 

Cehenneme girmeyecek, bu son Peygambere uyan. 



[1] istigfar, (Estagfirullah)dir. Ma'nasi, (Beni afv et Allahim)dir. Urvet- 
ill viiska Ma'sum-i Milceddidi, her nemazdan sonra, yetmis kerre 
okurdu ve yiizkirkbin talebesine okumasim emr ederdi. 

-463- 



Tarihi dikkat He oku, ey korpecik Nev-civan! 

mala, makama aldanamn sonu olmus ah, figan. 

A in an ya Rabbi, el-aman! Garib oldu ahir zeiniin! 

islamiyyet unutuldu, mochi oldu haram, yalan! 

Bu karanhk zemanda, her tarafa nur sacan, 

Seyyid Abdiilhakimdir, Arvas sehrinde dogan. 

Herkes Ondan feyz aldi, 

mekam olsim C en fin! 

Parisde, Profesbr olunca, Resuiuiiaha catan, 

Hamidullah kurtulamaz, ebedi azabdan. 

(Faideli Bilgiler) kitabi, sozlerini yaziyor, 

Cok aleak oldugunu anlar, bunlan okuyan. 

Seyyid Kutb denilen ahmak da, kendini mtictehid saniyor, 

Mahv olur, dogru sanarak, sozlerine aldanan. 

Omiir gecer, hersey biter, kafirlerin gidecegi inckfin. 

karanhk bir cukurdur, arkadas olur yilan, ciyan, 

Hak teaia, bu vatani pek kiymetlendirdi, 

topragimn cok yerine mu'minler secde etdi. 

Bu topraklardan gelen, ecdadimizin seslerini duyan, 

anlar ki, Cennete kavusur, Muhammed aleyhisselama uyan. 

Ya Rabbi! Bu vatani koruyan kumandanlara yardim et, 

bu millete hizmet etmegi, herbirine nasib et. 

Mii'minlere hizmet, cok biiyiik ni'metdir, 

bu ni'mete kiiviisiinin gidecegi yer Cennetdir. 

Miislimamn kabri, Cennet bagcesi olur, 

bu ni'mete kavusamaz, mii'minin kalbini kiran. 

Vandan gelen bir Veli Istanbulda, senelerce, 

bunlan hep sbyledi, yerle$di Imkiki iiniin. 

Ankaranm topragi, biniicyiizaltmisikide, 

cem'i ziddeyn yaparak, sad oldu Haci Bayram. 

Diia edecegin zeman, Silsileyi oku heman! 

Salihleri soyleyince, yagar rahmet-i Rahman! 

Selam olsun, diia olsun, bu yazardan daima, 

Silsile-i aliyyenin ervahma ya Siibhan! 

Sonra, bir Fatiha ile istigfar diiasi okuyup, sevabmi Muham- 
med aleyhisselamm mubarek ruhuna ve Enbiyamn ve Evliyanm 
ve Silsile-i aliyyenin ve Aba ve Ecdadmm ervahma hediyye ve 
nurlu kalblerine iltica etmelidir. 

1960 Erzincan. 

-464- 



FIHRIST 



Abbas "radiyallahu anh" 49, 317, 

325. 
AbbasT devleti 97, 98, 213, 324, 

334, 340, 442, 443. 
Abduh 25, 27, 28, 30, 66, 88, 89, 

92, 104, 213, 307, 312, 313, 342, 

355, 356, 358, 359, 388, 403, 

443, 444. 
Abduhun bozuk fikrleri ve cevabla- 

n (357), 358, 359. 
Abdul'azTz-i DehlevT 111, 402. 
AbdulganT NabliJsT 31, 40, 67, 79, 

91, 101, 165, 175,315,346,375, 

381,443. 
AbdulhakTm ArvasT 6, 27, 38, 40, 

107, 134, 138, 149, 308, 339, 
393,419, 443,463. 

Abdulhak-i DehlevT 51, 81, 380, 

452. 
AbdulhamTd Han 57, 89, 320, 382, 

442. 
Abdulkadir-i Geylant 99, 341 , 349, 

361,414, 416. 
Abdullah-i DehlevT 99, 343. 
Abdullah Nesef? 67. 
Abdullah bin EbT Evfa 46, 51 . 
Abdullah bin Sebe' 17, 210, 318. 
Abdullah bin Tercuman 12. 
Abdullah bin Zubeyr 80. 
Abdullah ibni Abbas 149, 255, 317, 

392,416. 
Abdullah ibni Mes'ud 43, 255, 274, 

428. 
Abdullah ibni Mubarek 52, 160, 

170. 
Abdullah ibni Omer 64, 69, 73, 85, 

326,414, 427,428. 
Abdulmelik bin Mervan 339. 
AbdurresTd ibrahTm Efendi 30. 
Abdulve'hhab-i $a'ranT 52, 101, 

108, 109, 148, 160, 162, 308, 
341 , 348. 

Acem devleti 16, 46. 

Ad kavmi 9. 

Adem aleyhisselam 8, 9, 47, 59, 
60, 76, 77, 83, 93, 96, 98, 237, 
239, 268, 271, 315, 317, 318, 
325. 



Adem aleyhisselam ilk insan ve ilk 

__ Peygamber 267. 

Adem aleyhisselamin duasi 76, 

315. 
Adetveibadet215, 216. 
Adetdebid'at 180, 182. 
Ahirete inanmak, Allahu tealaya 

inanmak gibi miJhimdir 268. 
Ahkam-i islamiyye 15, 39, 42, 50, 

124, 170,218,382. 
Ahkam-us-Sultaniyye kitabi 400. 
Ahlak ilmi 41. 
Ahlaksizhgin biricik sebebi 222, 

225. 
Ahmediyye firkasi 17, 363. 
Ahmed bin Hanbel 17, 19, 20, 48, 

77,85, 148, 152, 160, 163, (164), 

310,327,376,414, 419,428. 
Ahmed Cevdet Pasa 7, 8, 57, 323. 
Ahmed ibni Kemal Pasa 44. 
Ahmed Rifa'T 72, 361 . 
Ahmed Riza Han BerTlevT 140, 420, 

429, 430. 
Ahmed Sa'Td-i FarukT 139. 
Ahmed SavT malikT tefsTri 21, 99, 

100,432. 
Ahmed ZeynT Dahlan 57, 68, 323, 

419,423. 
Aise-i SiddTka72, 74, 80, 158, 189, 

210,293,422,452. 
Akaid-i Nesefiyye kitabi 105. 
AkIT ilmler 41. 
Alem-i islam kitabi 30. 
AIT Mahfuz 66. 
AlT Pasa 30, 88, 307. 
AIT "radiyallahu anh" 15, 16, 47, 49, 

55, 66, 73, 76, 100, 145, 160, 

189, 190, 206, 207, 209, 210, 

255, 300, 310, 318, 323, 324, 

336, 337, 389, 390, 422, 427, 

429. 
Alimin alameti 169. 
Aliyy-ul kan 136, 139, 140, 312, 

342. 
Alkama 43. 
Allah korkusu 258, 259, 260, 261, 

283. 
Allahdan korkan kimse 261 . 



465 



Faideli Bilgiler - F:30 



Allah sevgisi 108, 258, 259, 260, 

261. 
Allahii teala vacib-ul vucuddur 

266, 269. 
Allahu teala vardir 37, 38, 98, 266. 
Allahu teala yaraticidir 38, 60, 98, 

234, 455. 
Allahu tealadan baskasini ta'zim 

81,82,83. 
Allahu tealanin se'airi 81 . 
Allahu tealanin se'airini sevmek 81 . 
Allahu tealaya inanmak 38, 250, 

265, 268. 
Allahu tealayi gormek 38. 
Alparslan 47. 
Amel Tmandan parca degildir 65, 

189, 243, 244, 246, 247, 248, 

250. 
Amelde mezhebler (17), 25, 95, 

121, 143, 146, 148, 158. 
Amelsiz olan Tman 251 . 
A'mes 53. 

Ammar bin Yaser 377. 
Amr ibni As 167, 210. 
Aryus 13. 

Asaf bin Berhiya 167. 
Ateist 24, 330. 
Avret mahalli 5, (292), 293. 
Avret yerini acan ve bakan 5, 292, 

293. 
Ayblan arasdirmamah 174, 279, 

294. 
Ayn olan mal 371 . 
Az gulmeli 174. 
Az konusmah 174. 
AzTmet ile hareket etmeli 22, 148, 

149, 165, 167,347. 
Bag? 337, 370, 382. 
Bagdad katliami 97, 98. 
Barnabas 11, 12,271. 
Baska bir mezhebi taklid etmekde 

yedi hal 142. 
Baska mezhebi taklid 23, 26, 33, 

35, 92, 97, 142, 143, 147, 148, 

166,346. 
Baska mezhebi taklid edebilmek 

icin uc sart 32. 
Batini f'irkasi 110, 111, 186, 187, 

188,427, 453. 



BehaT17, 307, 388, 413. 

Belgrad kal'asi 88. 

BerTka kitabi 68, 75, 306, 367, 377, 
381,439. 

BeydavT, mufessirlehn bastacidir 
99, (107), 150, 238, 342, 392, 
393,398,399,431,432,443. 

Beyt-ul-mal 280, 289, 340, 369, 
375, 376, 377, 378, 401 . 

Bid'at 17, 24, 27, 39, 63, 70, 79, 80, 
85, 86, 102, 111, 112, 118, 120, 
130,134,159,167,171,173,174, 
(175), 176, 177, 178, 179, 180, 
181,182,183,184,185,188,189, 
1 90, 208, 31 3, 320, 321 , 327, 331 , 
355, 380, (395), 407, 410, 412, 
416, 425, 426, 430, (433), (434), 
(435), 436, 437, 439. 

Bid'at ehli (sahibi) 18, 25, 36, 70, 
94, 96, 105, 114, 118, 124, 158, 
159, 168, 169, 171, 177, 178, 
179, 180, 189, 190, 229, 232, 
306, 311, 328, 344, 347, 348, 
(351), 361, 370, 407, 412, 414, 
415, 416, 417, (422), 424, 425, 
426, 427, 428, 429, (433), 434, 
435, 436, 452. 

Bid'at firkalan 4, 24, 40, 88, 117, 
126, 167, 186, 189, 229, 305, 
306,309,413,425, 431,435. 

Bid'at-i hasene 180, 182, 183, 184, 
434. 

Bid'at-i seyyie 180, 181, 182, 183, 
184. 

Bid'at ile alakah hadis-i serifler 1 77, 
178. 

Bid'atler ikiye aynhr (435). 

Bid'at zulmeti 120. 

Bilgisayar 440. 

BirgivT 193, 431,433, 443. 

BirgivT vasiyyetnamesi 351, 395, 
397. 

Birinci vazife ne olmah 24, 189, 
227. 

Bolus [Paulus] 11, 12,222. 

BolLiculer (25), (87), 88, 102, 106, 
126, 132, 135, 190, (197), 199, 
201 , 300, 31 9, 359, 387, 388, 41 5. 

BuharT kitabi 39, 130, 246, 250, 
306, 321, 327, 337, 346, 367, 
31 1 , 329, 438, 448, 451 , 453. 



466 



Buhar? tarihi 324. 

Ca'ferbin Sinan 171, 172. 

Ca'fer-i Sadik 46, 76, 161, 233, 
427. 

Cahiller 6, 26, 33, 35, 41, 62, 70, 
77, 92, 102, 103, 114, 121, 130, 
134, 138, 146, 153, 161, 168, 
179, 183, 188, 192, 201, 211, 
241, 254, 264, 305, 311, 325, 
329, 341, 348, 358, 387, 435, 
441 , 444, 456. 

Cami'ul-ezher medresesi 27, 66, 
67, 88, 104, 117, 307, 313, 356, 
357. 

Cariye denilen kadinlar55, 59, 245, 
402, 427, 445. 

Cebratl aleyhisselam 9, 10, 59, 150, 
188,246,256,397,420,422. 

Cebriyye firkasi 189, 229, 230, 
231, 232, 233, 234, 235, 237, 
241. 

Cehalet 24, 127, 222, 224, 241, 
242,331, 332,333,425. 

Cehennem 28, 29, 65, 78, 93, 96, 
100, 103, 109, 117, 118, 124, 
126, 138, 143, 146, 158, 159, 
171, 178, 179, 183, 209, 215, 
216, 217, 219, 241, 248, 252, 
290, 292, 293, 294, 305, 313, 
314, 318, 322, 342, 362, 367, 
380, 386, 395, 414, 415, 420, 
423,424, 435,461. 

Cehennem azabi 36, 54, 96, 99, 
244, 259, 260, 291, 310, 314, 
365, 402, 410, 411, 414, 421, 
427, 455. 

Cemaleddtn-i Efgant 25, 30, 88, 
(307), 356, 388, 444. 

CemTI SidkT ZehavT 64. 

Cengiz45, 95, 195, 360. 

Cennet65, 96, 109, 123, 153, 162, 
189, 199, 209, 215, 217, 219, 
220, 224, 246, 248, 252, 259, 
260, 277, 292, 294, 318, 337, 
358, 379, 389, 414, 416, 420, 
426. 

Cennet ni'metleri 51, 98, 220, 257, 
259,260, 416,455. 

Cevab Veremedi 14, 453. 

Cevdet Pasa 7, 8, 57, 323, 376. 



Cihad 16, 42, 93, 112, 171, 177, 
183, 215, 229, 248, 265, 300, 
333, 342, 361, 362, 363, 364, 
365, 366, 367, 368, 370, 374, 
376, 379, 386, 391, 395, 407, 
420, 427, 434, 436. 

Cihad emri yavas yavas geldi 365. 

Cihadi devlet yapar 365, 366, 367. 

Cin vardir 241 . 

Comerdlik 1 59, 245, 261 , 340, 341 . 

Ciineyd-i Bagdad? 39, 169, 171, 
172, 186. 

Cestiyye tartkati 352, 405. 

Ciplak gezenler 171, 281. 

Cok konusmamali 173. 

CokiintunUn sebebi 222, 223. 

Dar-iil harb 362, 364, 365, 366, 
370, 384, 386. 

Dar-iil islam 190, 246, 354, 363, 
364,365,381. 

Daviid aleyhisselam 8, 9, 10, 389, 
428. 

Delail-i hayrat kitabi 320. 

DelTIi anlamak miictehidin vazTfesi- 
dir 92. 

Devlete karsi isyan ahmakhkdir 
379, 381 , 382. 

Deyn olan mal 371 . 

Deyyus 292, 294. 

Din adami bolucu olmaz 31, 87, 
90,91, 191. 

Dinde firkalara ayrilmak 158. 

Dinde gucluk yokdur 373, 374. 

Dinde reform 23, 88, 171, 199, 
202, 213, 242, 243, 259, 307, 
308, 434, 436. 

Dinde reformcular 19, 27, 29, 34, 
88, 89, 92, 93, 95, 96, 100, 101, 
104, 105, 106, 107, 108, 109, 
110,111,112,113,114,115,116, 
117, 119, 120, 121, 122, 123, 
124, 125, 126, 127, 128, 129, 
130, 131, 132, 133, 135, 137, 
138, 140, 141, 142, 143, 144, 
145, 147, 148, 149, 151, 153, 
154, 155, 161, 162, 169, 191, 
192, (201), 204, 205, 206, 213, 
214, 217, 219, 221, 223, 226, 
228, 230, 240, 241, 243, 244, 
248, 249, 250, 253, 254, 255, 



467 



256, 257, 260, 262, 263, 264, 

269, 272, 275, 280, 282, 284, 

288, 291, 296, 299, 300, 301, 

303, 304, 305, 306, 307, 328, 

333, 340, 342, 343, 374, 403, 

412,430, 432,434,458. 
Dinde reformcular iice ayrihr 201 , 

304. 
Dinden haberi olmiyanlar 24, 69, 

169, 211, 259, 260, 359, 385, 

407. 
Din dusmanlan 37, 42, 53, 88, 95, 

129, 133, 168, 169, 175, 198, 

217, 262, 362, 364, 367, 368, 

437. 
Din dusmanhgi 106, 459. 
Din hirsizlari 188, 459. 
Din ilmlerini ogrenmek birinci vazT- 

fedir189. 
Din kitablan 98, 180, 277, 281, 

305, 403. 
Din ve milliyyet (266), 274, 277. 
Din yobazi 85, 92, 199, 203, 204. 
Disket 440. 

Diya-iil kulub kitabi 12, 14. 
Dogru yol 18, 29, 40, 78, 158, 169, 

226, 390. 
(Dogru yolda olanlar her zeman 

bulunacak) hadis-i serTfi 135. 
Dort mezhebden baskasina uymak 

caiz degildir 35. 
Dort mezhebden birine uymiyan 

Ehl-i sunnet degildir 22, 36, 65. 
Dort mezhebin i'tikadlan aynidir 

18,25. 
Diia ederken vesile 75, 77, 230, 

316,317, 318,325,327,328. 
Dort mezheb imamlan velT idiler 

113. 
Dort mezhebin ihtilafi, kolaylikdir 

124. 
Dort mezhebden aynlmak, islamiy- 

yetden aynlmak olur 146. 
Dua 66, 70, 75, 80, 84, 189, 230, 

274, 294, (322), 323, 326, 327, 

333, 383, 402, 407, 438, 439. 
Diianin kabul olmasi icin 5, 61 , 67, 

68, 199,316,317,320. 
Durr-i Yekta kitabi 6, 370. 
Ebu Bekr-i CurcanT 44. 



Ebu Bekr-i SiddTk 15, 16, 17, 49, 
51, 73, 80, 157, 184, 190, 209, 
321, 334, 336, 369, 390, 397, 

422, 445. 

Ebu Ca'fer Mensur 46, 95, 159. 

Ebu Cehl 253, 386, 446. 

Ebu Hureyre 39, 47, 67, 71, 401, 

423, 426, 429. 
Ebu Leheb 246, 253. 

Ebu Mensur MatiirTdT 44, 238, 415. 

Ebu Musel-es'arT 428. 

Ebu Nasr-i iyad 44. 

Ebu Sa'd Muhammed bin Mensur 

HarezmT46, 162. 
Ebu Talib 246, 327, 445. 
Ebu Yusuf 34, 43, 44, 52, 56, 101, 

127, 128, 129, 160, 392. 
Ebu Zer "radiyallahu anh" 424, 

447. 
Ebulferec ibniil cevzT 48, 69, 160, 

432. 
Ebiil Hasen-i Es'arT 44, 94, 112, 

204, 236, 238, 310, 313, 334, 

415. 
Ebulleys-i SemerkandT 48, 73. 
Ebuttufeyl Amir bin Vasile, Eshab- 

i kiramin en son vefat edenidir 

46. 
Ed-durer-us-seniyye kitabi 68, 86, 

423. 
Edeb 82, 83, 117, 139, 140, 153, 

162, 187, 211, 230, 247, 252, 

286, 326, 349, 392, 397, (436), 

441,442. 
Edille-i ser'iyye 19, 40, 79, 105, 

166, 180, 184,413. 
Efal-i mukellefin 41 , 139. 
Ehl-i beyt39, 82, 100,328. 
Ehl-i diraye 136. 
Ehl-i kitab 1 1 , 13, 15, 122, 365. 
Ehl-i sunnet alimleri 5, 6, 17, 24, 

26, 27, 28, 30, 35, 37, 39, 40, 

61, 65, 69, 87, 102, 111, 114, 

130, 155, 215, 232, 240, 304, 

305, 335, 351, 367, 369, 396, 

435. 
Ehl-i sunnet i'tikadi 4, 6, 24, 25, 29, 

36, 37, 78, 95, 170, 182, 245, 

309, 368, 394, 396, 459. 
Ehl-i siinnetin dort mezhebi 17, 



468 



1 8, 22, 27, 29, 31 , 36, 77, 93, 94, 

97, 126, 191,368. 
Ehl-i sunnet kasidesi 192. 
Ehl-i sunnet kitablan 114, 169, 

188, 203, 342, 361, 386, 404, 

460. 
Ehl-i sunnet olmak icin 36. 
Ehl-i sunnet olmiyan sapik veya 

kafir olur96, 146. 
Ehl-i sunnet vel-cema'at mezhebi 

4, 5, 16, 17, 23, 28, 29, 40, 114, 

158,230,234,395. 
EmevTIer 46, 80, 94, 1 1 9, 334, 336, 

338, 443. 

EmevT ve AbbasT halifeleri 94, 338, 

339, 340, 341 . 

Emr-i ma'ruf 24, 148, 175, 178, 
250, 263, 278, 331, 335, 363, 
379,383, 384,410. 

Emr-i ma'ruf yapihrken fitne cikar- 
mamah 379. 

Emval-i batina 370, 371, 400. 

Emval-i zahire 370, 400. 

Enes bin Malik 46, 47, 160, 162, 
176, 177, 327,423,427. 

Enes bin Malikin aglama sebebi 
176. 

Enver Pasa 30. 

El-Cema'at-ul islamiyye 354, 355. 

Elmalih Hamdi efendi 356. 

El-medhal kitabi 146, 154, 424. 

El-munkiz-i aniddalal kitabi 12, 
458. 

El-miistened kitabi 139, 140, 406. 

El-Urvet-iil vuska mecmu'asi 356. 

El-Ustad-ul mevdudi kitabi 354. 

Elyesa' aleyhisselam 8. 

Erbab-i tercih 45, 134. 

Er-reddiil-cemTI kitabi 12. 

Eshab-i Kehf 167. 

Eshab-i kiram 5, 15, 16, 17, 18, 19, 
20, 23, 32, 37, 42, 43, 44, 46, 50, 
52, 66, 70, 78, 79, 80, 81, 85, 87, 
89, 91, 95, 96, 101, 105, 114, 
115, 116, 117, 118, 120, 121, 
122, 129, 131, 132, 137, 143, 
146, 150, 151, 152, 154, 157, 
160, 161, 165, 168, 169, 179, 
180, 183, 187, 191, 201, 208, 
209, 213, 229, 248, 255, 256, 



257, 273, 300, 304, 305, 309, 

310, 316, 317, 321, 324, 325, 

326, 328, 329, 330, 336, 350, 

355, 358, 359, 364, 369, 387, 

389, 390, 394, 395, 404, 406, 

414, 415, 423, 424, 434, 436, 

437,438,443,451, 452,453. 
Eshab-i kirama tabi' olmak 95. 
Eshab-i kiramin mezhebleri 21, 

157, 187. 
Eshab-i kiramin yolu 5, 95, 114, 

122,305,404. 
Eshab-i kiram birbirini cok severdi 

208, 209. 
Eshab-i Kiram kitabi 208, 338, 353. 
Eshab-i tahric 45, 141. 
Eshab-i tercih 45, 145,341. 
Es-sirat-ul mustekim kitabi 12. 
Estagfirullah okumahdir 5, 56, 458, 

463. 
Es'ar? mezhebi 94, 204, 238, 313. 
Esbah kitabi 52, 91 , 374, 381 . 
Esedd-ul cihad kitabi 91, 159, 165. 
Esma-i muellefin kitabi 448. 
Esi'at-ul leme'at kitabi 66, 380, 

381. 
(E'uzu bikelimatillahit-tammati ...) 

duasi 90. 
Evliya 39, 63, 67, 110, 173, 187, 

215,326,426. 
Evliya diger insanlardan nasil ayird 

edilir? 174. 
Evliyanin kerameti 67, 68, 77, 167. 
Evliyanin kesfi 107, 108, 109, 153, 

245,313,399,459. 
Evliyanin tesarrufu 66, 67, 77, 322. 
Evliya ile tevessul ve istigase 68, 

85, 315, 316, 317, 318, 320, 323, 

324, 325. 
Evliyayi sevmek 81 , 437. 
Evliyayi vesile ederek dua 60, 61, 

66, 68, 77, 320, 322. 
Eyyub aleyhisselam 8. 
Eyyub Sabri Pasa 57, 442. 
Fahreddtn-i RazT 161, 162, 165, 

344. 
Fakth 42, 43, 50, 344. 
Farz 4, 18, 24, 37, 41, 42, 65, 67, 

104, 156, 168, 250, 365, 425, 



469 



438. 
Farisden cikan buyuk alimler 343. 
Fatih Sultan Muhammed 198. 
Fasik 4, 24, 70, 1 53, 1 67, 1 78, 244, 

247, 423, 452. 
Fecr-us-sadik kitabi 64. 
Felsefe 52, 119, 120, 204, 205, 

214, 263, 307, 328, 329, 331, 

332, 334, 357, 398, 399. 
Felsefeciler 63, 1 1 9, 1 20, 359, 361 , 

399, 455, 456, 458. 
Fena arkadas 5, 24, 63, 189. 
Fen yobazi 85, 92, 96, 106, 110, 

169, 198, 203,457. 
Fetava-i Hindiyye 21, 77, 146, 166, 

179,422, 427. 
Fetavel Haremeyn kitabi 420, 430. 
Feth-ul mecid kitabi 57, 66, 73, 75, 

76, 77, 80, 393. 
Feyz110, 322, 349, 397, 419. 
Fikh alimleri yedi tabakadir 44, 

141. 
Fikh ilmi (41), 42, 43, 46, 47, 113, 

217,311. 
Fikh ilminin serefi 43. 
Fikh kitabi 92, 346, 396. 
Firka-i dalle 5, 180. 
Firka-i mel'iine 5, 319. 
Firka-i naciyye 5, 158, 424, 432. 
Fisk176, 247, 355. 
Fitne 6, 39, 82, 88, 134, 145, 150, 

173, 178, 182, 210, 295, 300, 

303, 309, 312, 314, 334, 363, 

365, 367, 379, 380, 381, 382, 

383,416, 426,427,452,459. 
Fitne-tul vehhabiyye kitabi 57. 
FT-zilal-il Kur'an 392, 395, 404. 
Fuhs 175, 282, 285, 289, 296, 299, 

301,444. 
Fuad Pasa 30. 
Fukaha39, 140,344. 
Gayet-ut-tahktk kitabi 31 . 
Gayr-i muslim 190, 278, 398, 399. 
GazalT muctehid idi 134. 
Gazan Han 360. 

Gencligi aldatanlar 385, 387, 445. 
Genclik 206, 264, 289, 460, 461 . 
Gerilemenin sebebi 201, 242. 
Gunahlann zulmeti 120. 
Giybet105, 175,294,381. 



Giinah cikarma rezaleti 280. 
Giinah islemek kufre surukler 170. 
Giinahlar nefse tath gelir 248. 
Hacer-iJI esved 84, 323. 
HadTka kitabi 21, 39, 40, 41, 67, 

75, 165, 168, 175, 306, 367, 375, 

381,393,411,422, 433,434. 
HadTs ilmi 40, 52, 155, 163, 211, 

212,274,344,350. 
HadTs-i serif 18, 19, 40, 164, 212, 

219,274. 
Hafiza za'Tfligi 120. 
Hak Sozun VesTkalan kitabi 329, 

390, 458. 
Halef-i muttekin 186. 
Halid bin Zeyd Ebu Eyyub-il EnsarT 

85, 330. 
Halid-i Bagdad? 99, 323, 341, 443, 

449. 
Halid-i Bagdad? d?vani 449, 450. 
Hal?fe-i cabire 338. 
Hal?fe-i raside 338, 355. 
Hamd etmek 37, 439. 
Hamdi Aksek? 89, 91 . 
Ham?dullah 25, 341, 351, 368, 

(445), 446, 447, 448, 451, 452, 

453. 
Harrndullah isma'?l? firkasindandir 

448, 453. 
Hammad-i Kuf?43, 46, 49, 54, 163. 
Hanbel? mezhebi 17, 20, 65, 85, 

99, 152, 159,292,309,372. 
Hanef? mezhebi 17, 19, 20, 22, 33, 

35, 43, 47, 50, 55, 56, 109, 127, 

128, 129, 132, 134, 137, 138, 

142, 143, 149, 159, 161, 295, 

368, 404. 
Hanef? mezhebinde besyuz bin din 

mes'elesi cozulmusdur 50. 
Hanef? mezhebinde once imam-i 

a'zamin sozu ile amel olunur 127. 
Hanef? olanin Safi'?yi takl?d ederken 

dikkat edecegi hususlar 33. 
Harac, mesakkat 18, 22, 33, 35, 

132, 134, 136, 141, 142, 148, 

149. 
Haram 4, 24, 32, 41, 42, 72, 84, 

139, 143, 165, 168, 256, 278, 

291, 292, 321, 364, 378, 430, 

434, 436, 461 . 



470 



Handler 93, 105, 188, 189, 190, 

246, 340. 
Harik-ul'ade seyler sekizdir 68. 
Harun aleyhisselam 8, 9, 10. 
Harun-ur-resTd 23, 152, 154, (341). 
Hasen bin Ziyad 43. 
Hasen Can FarukT 60, 445. 
Hasen Fehmi efendi 307. 
Hasen "radiyallahu anh" 39, 55, 

80, 163,337. 
Hasen-i BasrT 249. 
Hatem-i Tat 246. 

Hatirat-i AbdulhamTd han-i sanT ki- 
tabi 442. 
HavarTH, 12, 271. 
Haya 129, 159, 162, 248, 284, 286, 

299,301, 442. 
Hayat musterekdir sozij 287, 288. 
Hazret-i Meryem 9, 12, 13, 15, 

167,270. 
Hempher 57, 78, 319. 
Her Peygamber ve iimmetinin ina- 

nisi birdir 220. 
Hidir 9, 185. 
Hiristiyanlar 4, 13, 14, 15, 29, 49, 

74, 87, 117, 158, 170, 230, 241, 

253, 259, 270, 274, 276, 279, 

319,365, 398,427,444,453. 
Hisn-ul hasTn kitabi 60, 66, 75. 
HTIe-i batila166. 
HTIe-i ser'iyye 166. 
Hindiy'ye fetvasi 21, 77, 146, 166, 

179,422, 427. 
Hollandah Dozy 218. 
Ho-parlor171, 176, 180, 183,439, 

440. 
Hubb-i fillah, bugd-i fillah 210, 437. 
Huccetullahi alel-alemin kitabi 31, 

101, 144. 
Hud aleyhisselam 8, 9. 
Hukuk-ul-islam kitabi 65. 
Hulasat-ut-tahkTk kitabi 31 , 34, 91 , 

101, 128, 166,346. 
Hulefa-i rasidTn 15, 16, 158, 178, 

180,336, 338,350,414,436. 
HumeynT 355, 423. 
Huzeyfe "radiyallahu anh" 380. 
Hucec-i kat'iyye kitabi 112. 
Hiicre-i se'adet 74, 76, 80, 85, 320, 

325. 



Hukm-i muleffik batildir 26, 128. 

Hulagu 97, 98, 360. 

Huseyn "radiyallahu anh" 80, 321, 
427. 

Husn-i zan 109, 

jbadat 42. 

jbadet yapmak 24. 

ibadetlerde sosyal iyilik aramak 
205,217. 

ibadetlerini kusurlu bilmeli 172. 

ibni AbidTn 21, 22, 23, 35, 41, 48, 
70, 79, 129, 136, 138, 141, 147, 
154, 190, 302, 311, 320, 328, 
336, 352, 369, 370, 371, 373, 
378, 381, 382, 401, 422, 430, 
439, 443. 

ibni Alkamt 97, 98. 

ibni Hacer-i MekkT 48, 52, 53, 65, 
107, 141, 292, 311, 325, 327, 
328, 334, 383, 402, 404, 415, 
418,419,421,426, 428. 

ibni Teymiyye 57, 66, 69, 78, 94, 
99, 100, 187, 213, 304, 308, 309, 
310, 311, 312, 313, 314, 315, 
319, 320, 321, 326, 328, 333, 
335, 342, 359, 360, 361, 368, 
404, 407, 430, 432, 444, 445. 

ibrahim aleyhisselam 8, 9, 318, 
389, 454. 

jbrahTm NehaT 43. 

jbraz-ul hak kitabi 14. 

icma'a muhalefet haramdir 32. 

jcma'i inkar bid'atdir 80, 105. 

icma'in en kuvvetlisi 105, 369. 

icma'i ummet 19, 31, 40, 42, 68, 
73, 80, 103, 105, 128, 129, 130, 
139, 143, 145, 146, 153, 155, 
157, 158, 161, 165, 167, 184, 
190, 291, 292, 310, 313, 314, 
317, 345, 346, 349, 350, 351, 
352, 369, 394, 407, 411, 413, 
437. 

ictihad 17, 18, 19, 20, 21, 27, 31, 
32, 33, 42, 44, 48, 56, 58, 91 , 92, 
101, 104, 105, 107, 117, 119, 
121, 122, 124, 127, 128, 129, 
131, 132, 133, 134, 135, 137, 
138, 142, 143, 145, 146, 147, 
152, 154, 155, 160, 161, 167, 
179, 187, 191, 202, 207, 211, 
254, 255, 257, 310, 311, 335, 



471 



343, 344, 345, 346, (351), 352, 
374, 387, 392, 394, 411, 424, 
435, 437, 444, 458. 

ctihad yolu ikidir 19. 

dns aleyhisselam 8, 9, 93. 

lahT dinler sabit olur 222. 

Iham (185), 186, 304, 333, 398, 
399,411, 419,456. 

Ik insanlar aklsiz degildi 93, 252. 

Irmihal ogrenmek farz-i ayndir 168. 

Im-i hadTs 41, 52, 155, 163, 211, 
212,274,344,350. 

Im-i kelam 41, 44, 64, 204, 214. 

Im-i kiraet 273, 350. 

Im-i ledunni 186. 

Im-i tefsir 40, 350. 

stidrac 186, 187. 

lyas aleyhisselam 8. 

mam-i AIT Riza 171. 

mam-i a'zam Ebu HanTfe 4,17,18, 
19, 34, 43, 44, (46), 47, 48, 50, 
51 , 52, 53, 54, 55, 56, 73, 74, 77, 
96, 101, 117, 127, 128, 132, 137, 
138, 141, 143, 145, 146, 154, 
155, (159), 160, 161, 162, 166, 
233, 250, 255, 305, 308, 326, 
327,341, 392,437. 

imam-i a'zamin Ca'fer-i Sadika su- 
ali 233. 

imam-i a'zamin ustunlugij 43, 47, 
48,50, 101, 153. 

imam-i a'zam ile alakah hadTs-i se- 
rifler 47. 

imam-i a'zam tabi'Tnden idi 48, 51. 

imam-i BuharT 48, 53, 54, 67, 85, 
130, 145,212,317,343,433. 

imam-i Ebu Yusiif 43, 44, 101, 
127, 128, 129,392. 

imam-i GazalT 12, 37, 38, 48, 75, 
99, 100, 112, 113, 118, 124, 125, 
126, 133, 134, 186, 204, 236, 
303, 304, 311, 327, 329, 334, 
341, 342, 343, 344, 361, 362, 
417,432, 458. 

imam-i Malik 17, 19, 20, 23, 32, 74, 
77, 96, 139, 152, 154, 159, 160, 
(162), 163, 164, 325,327,392. 

imam-i Muhammed 49, 56, 127, 
128,365. 



Imam-i Muslim 48, 54, 145, 343. 
imam-i MunavT33, 69, 165, 376. 
imam-i RabbanT 60, 74, 90, 101, 

112, 138, 175, 200, 208, 305, 

306, 311, 333, 341, 364, 375, 

383, 393, 406, 432, 454, 459. 
}mam-i §a'bt 339. 
Iman kalb ile tasdikdir 246. 
Tman muslimanhk programini tas- 
^ dik etmekdir 247. 
Tman yalniz inanmak midir 243. 
incil 9, 10, 12, 13, 253, 271, 357, 

394, 445, 446. 
ingiliz casuslan 24, 57, 78, 87, 88, 

303,420,421,460. 
ingilizlerin islam dusmanhgi 5, 17, 

20, 29, 30, 57, 62,'l02, 192, 198, 

218, 264, 307, 319, 353, 356, 

363,421,453. 
insan bir bakimdan fail-i muhtardir 

238. 
jnsan haklan beyannamesi 223. 
jnsanin hakikT sahibi 59. 
insanlann kotu olmasi hazret-i 

MehdTden sonra 1 06. 
jnsan olunce ruhu degismez 67. 
insanin ihtiyar etmesi, secmesi 

231. 
insanin yapdigi isde iradenin te'siri 

(230). 
jnsan irade sahibidir 239. 
internet 440. 
Isa aleyhisselam 8, 9, 10, 11, 12, 

13, 14, 15, 59, 222, 253, 270, 

271, 274, 317, 319, 333, 362, 

394,428,451,456. 
ishak aleyhisselam 8, 9. 
jshak efendi [Harputlu] 12, 14. 
islam alimini tanimak (169). 
islam ilmleri iki kismdir 40, 215, 

219,329,341. 
islamiyyete hurafeler kansmadi 

199, 201, 202, 203, 218,' 241, 

276, 304, 306, 342. 
islam Peygamberi kitabinin iftirala- 

n 445. 
isma'TI aleyhisselam 8, 9, 82. 
istigase 60, 68, 77, 315, 316, 317, 

318,320,328. 
istigfar duasi 56, 458. 



472- 



jsti'ane 58, 60. 
jsai RabbanT 177. 
istirak-i emval [komunistlik] 376. 
Iran devleti 16, 252, 293, 332. 
ittihadcilar 198, 284, 303. 
j'tikadda bid'at 179, 181, 182. 
iyi huylan ilm ile yerlesdirmek 205. 
iyi islerin Tmana katilmasi 243. 
izhar-ul hak kitabi 14,453. 
jzmirli isma'TI Hakki 89, 263, 342. 
iznik meclisi 13, 14. 
Kabrazabina inanmiyan 181, 188. 
Kabr-i se'adet 72, 86. 
Kabr-i se'adeti ziyaret 69, 73, 74, 

75, 326, 327, 442, 449. 
Kaderiyye firkasi 188, 189, 413, 

427, 428. 
Kadikoy meclisi 14. 
Kadinin suslenme ihtiyaci 284, 297. 
Kadinlann acik gezmesi 282, 283. 
Kadinlann cum'a nemazi kilmasi 

70. 
Kadinlann erkeklere gorunmesi 

285,287,291. 
Kadinlann hayasi 299, 301 . 
Kadinlann hurriyyeti 286, 287, 288, 

289,290,296,301. 
Kadinlann ortunmesi 284, 285, 

301. 
KadThan kitabi 34, 44, 141. 
KadiyanT 17, 353, 363, 388, 412, 

413,415. 
Kahkaha ile gulmek 1 74. 
Kafirler Cehennemde ebedT kala- 

cak314. 
Kagid para zekati 372, 373. 
Kalbin kararmasina sebeb olan 

dort sey 188. 
Kamus-ul a'lam kitabi 12, 46, 47, 

94, 265. 
Kana'at 185, 229, 262. 
Kaza ve kader (224), 225, 226, 230, 

232, 235, 236, 237, 238, 239, 

240, 242. 
Kaza ve kadere Tman, cahsmaga 

mani' degildir 224, 234,' 241. 
Kelam ilmi 40, 41, 120, 244, 263. 
Kelime-i tevhTd (37), 41 , 269, 366, 

408, 447. 



Keramet 39, 67, 68, 77, 108, 109, 
114, (167), 185, 186, 187, 205, 
213,303,318,322, 325,341. 

Kendini begenmek 114, 117, 227, 
294,312,389,457. 

Kesb 235, 238. 

Kesf-uz-zunun kitabi 106, 109, 342. 

Kible cihetini bulmak 175. 

Kiraet-i sazze 255, 274. 

Kisas-i Enbiya kitabi 8, 97, 210, 
330, 360, 389, 446, 449. 

Kiyametde Peygamberler ile teves- 
sul 317. 

Kiyamet gunu 28, 47, 63, 69, 71, 
77, 109, 172, 175, 178, 182, 189, 
209, 245, 276, 294, 317, 318, 
323,362,364,405, 416,456. 

Kiyamet ve Ahiret kitabi 5, 30, 80, 
86, 322. 

Kiyas-i fukaha 19, 42, 184, 411. 

Kiyas-i fukaha, muctehidlerin icti- 
hadidir 105. 

Kimya-i se'adet kitabi 37, 118, 
341,362. 

Kiramen katibin kitabi 171. 

Kitab ve sunnetden ma'na cikar- 
mak 137. 

Komunistler 29, 63, 102, 198, 203, 
218, 219, 240, 241, 252, 262, 
264, 272, 273, 275, 299, 332, 
365, 376, 377, 378, 384, 388, 
401,402. 

Kotii arkadas 5, 24, 63, 189. 

Kotii din adami 1 1 3, 31 1 , 459. 

Kubad sah 377. 

Kulleteyn 31 , 32, 33. 

Kur'an-i kenm Allah kelamidir 253, 

256, 447. 

Kur'an-i kertm en buyiik mu'cizedir 

271. 
Kur'an-i kerimde icmalen bildirilen- 

lerin aciklanmasi 156. 
Kur'an-i kenmde dort sey bildirildi 

220. 
Kur'an-i kenmin ma'nasi 116, 186, 

255. 
Kur'an-i kenm tefsTrleri 254, 255, 

257, 309, 350. 

Kur'an-i kenm tercemeleri 253, 
254, 255, 257. 



473 



Kufr 25, 26, 58, 77, 85, 88, 96, 1 1 8, 

123, 130, 170, 177, 180, 181, 

182, 185, 231, 249, 284, 300, 

314, 321, 367, 421, 427, 431, 

434, 453. 
Kutub-i sitte 369. 
Lokman 8, 53. 
Luka 1 1 . 

Lut aleyhisselam 8. 
Luther 14, 204, 253, 313. 
Ma-la budde kitabi 65. 
Malik bin Enes 17, 19, 20, 23, 32, 

74, 77, 96, 139, 152, 154, 159, 

160, (162), 163, 164, 325, 327, 

392. 
Malik? mezhebi 17, 19, 20, 128, 

159,424. 
Ma'rifet 38, 41, 49, 63, 64, 134, 

160, 164, 166, 170, 272, 322, 

335, 341, 393, 396, 399, 410, 

411,437. 
Marko 12. 

Ma'ruf-i KerhT172, 186. 
Masonlar 24, 29, 30, 63, 88, 89, 

93, 102, 104, 114, 116, 144, 191, 

198, 199, 200, 202, 241, 252, 

262, 265, 284, 308, 356, 358, 

388, 442. 
Mason din adamlan 27, 96, 303, 

307, 403. 
Mecaz 50, 58, 59, 60, 103, 317, 

326, 338. 
Mecelle 8, 376, 377, 443. 
Mecmu'a-i Zuhdiyye kitabi 42. 
Medaric-un-nubiivve kitabi 452. 
Medeniyyet 275. 
Medhal kitabi 146, 154,424. 
Mend! "aleyhirrahme" 106, 107, 

305, 333, 334, 356. 
Mehr 206, 303. 
Mejdek 332, 377. 
Mekattb-i serife kitabi 412, 416, 

417. 
Mektubat-i Ma'sumiyye 169, 208, 

231. 
Mektubat-i RabbanT 74, 90, 101, 

175, 200, 306, 364, 375, 393, 

(459). 
Mektubat Tercemesi (Huseyn Hilmi 

Isik) 39, 112, 139, 175. 



Melekaiyye mezhebi 13. 

Melik-i adud 338. 

Meliksah-i SelcukT46, 47, 162. 

Meryem 9, 12, 13, 15, 167, 270. 

Mescid-i Aksa 73, 451 , 452. 

Mescid-i Haram 73, 79, 82, 326, 
444, 451 . 

Mescid-i NebevT 73, 76, 80, 163, 
180,324,442. 

Mescid-i serTfin tevsT'i 80, 86. 

Mesleme Ayasofyada nemaz kildi 
339. 

Meta12. 

Mevahib-i ledunniyye kitabi 327, 
397, 448, 449. 

Mevdu'at-iil ulum kitabi 47, 106. 

MevdudT 25, 70, 213, (303), 305, 
311, 328, 331, 332, 333, 334, 
335, 336, 340, 341, 342, 343, 
345, 346, 347, 349, 351, 352, 
353, 354, 355, 368, 375, 379, 
388,408,412,413, 415,444. 

MevdudT, cihadi luks hayat icindi 
diyor 342. 

MevdudTnin sapitma sebebi 354. 

MevdudT Pakistanda fitne cikardi 
352, 353. 

Mevdu' hadTs 49, 211, 212, 305, 
306,311,342,430. 

Mevlana ilyas [TeblTg-i Cema'atin 
muessisi] 405, 407. 

(Mezahibin telfiki) kitabi 89. 

Mezar uzerine turbe 78. 

Mezheb 17, 18, 19, 21, 35, (40), 53, 
116,211,306,348. 

Mezheb imami 21, 22, 23, 26, 31, 
(44), 46, 51, 85, 92, 106, 113, 
116, 118, 121, 134, 137, 141, 
143, 146, 151, 152, 153, 154, 
155, 159, 162, 165, 169, 191, 
257, 305, 338, 346, 361, 392, 
435, 437. 

Mezheblerin telfiki batildir 28, 31, 
36, 120, 128, 132, 142. 

Mezhebsizler 6, 17, 22, 24, 25, 
26, 34, 36, 38, 51, 52, 58, 60, 
64, 65, 78, 82, 89, 93, 94, 95, 
96,97, 100, 101, 102, 105, 111, 
112, 118, 124, 126, 140, 148, 
150, 159, 168, 170, 179, 188, 



474 



190, 192, 306, 333, 336, 346, 
351, 354, 355, 374, 387, 388, 
391, 392, 393, 395, 397, 403, 
406, 417, 420, 423, 424, 425, 
427, 430, 444, 460. 
Mezheb taklidi 18, 20, 23, 27, (32), 
33, 34, 35, 36, 78, 89, 91 , 94, 98, 
100, 101, 102, 106, 128, 136, 
143, 148, 151, 155, 161, 166, 

179, 187, 344,345,346,388. 
Milel ve Nihal kitabi 13, 65, 305, 

309. 
Milletin uyanmasi 242. 
Minare 180, 181. 
Mi'rac72, 435, 451,452. 
Mi'raca inanmiyanlar 181. 
Mi'rac ruh ve beden ile olmusdur 

420, 452. 453. 
Mir'at-ul kainat kitabi 47, 56, 310, 

336, 360. 
Mis'ar bin Kedam-i Kuff 52, 54, 

160. 
Misyonerler 102, 200. 
Mithad Pasa 30. 
MTzan-ul kiibra kitabi 21, 52, 101, 

109, 124, 147, 148, 149, 153, 

155, 156, 158, 160, 162, 341, 

348. 
MTzan-ul mevazin kitabi 12. 
Mizmar 439. 

Modaya uymak 202, 203, 279, 396. 
Modem cihazi 440. 
Molla Husrev 32, 167, 262, 443. 
Mu'amelat 43, 154, 364, 403. 
Mu'aviye "radiyallahu anh" 210, 

300, 330, (336), 337, 338, 414. 
Mu'aviye "radiyallahu anh"in us- 

tunlugu 336, 337. 
Mubarek yerlerle bereketlenmek 

85, 86. 
Muhaddis 50. 
Muhammed aleyhisselam 8, 9, 

10, 11, 15, 16, 23, 38, 46, 55, 

66, 72, 74, 75, 76, 82, 87, 91, 

95, 103, 109, 137, 158, 175, 

180, 185, 186, 189, 213, 243, 
244, 252, 260, 270, 271, 272, 
274, 315, 316, 317, 318, 364, 
366, 375, 416, 422, 446, 448, 
452, 460. 



Muhammed aleyhisselami vesile 

ederek yapilan dua 66. 
Muhammed bin Abdulvehhab 57, 

58, 61, 64, 65, 102, 187, 319, 

320,321,323,407, 419. 
Muhammed bin idris-i $afi'i 17, 

(163). 
Muhammed bin Siileyman MedenT 

64. 
Muhammed HadimT 68, 439. 
Muhammed Hayat SindT 31 . 
Muhammed Kutbun iftirasi 440, 

441. 
Muhammed Ma'sum 56, 169, 175, 

208,231,362. 
Muhammed Ma'sumun nasihatlan 

169. 
Muhammed Silheti 31, 34. 
Muhammed $eyban! 43, 44, 49, 

128, 160. 
Muhaverat kitabi 27, 30, 31, (88), 

89, (91), 100. 
Mukallid 45, 92, 103, 104, 105, 

121, 131, 137, 138, 141, 147, 

161, 165, 166, (352), 387, 403, 

430, 437. 
Mukallidin bir mezhebi taklidi 92, 

121, 131, 161, 165. 
Mukallidin imam 167. 
Murad nan IV 339. 
Mu'tezile firkasi 68, 94, 111, 112, 

119, 134, 167, 188, 189, 231, 

232, 234, 235, 237, 243, 247, 

330,334,413. 
Musa aleyhisselam 8, 9, 10, 72, 

185, 209, 210, 237, 239, 270, 

271,274,317,455. 
Musa Beykiyef 201 , 204, 213, 214, 

218, 220, 243, 244, 253, 262, 

280. 
Musa ve Adem aleyhimesselamin 

kaza ve kader uzerine konusma- 

lari 237. 
MusevTIik 10. 
MusikT282, 397. 
Mustafa ResTd Pasa 30, 88, 104, 

198,284,307,442. 
Muvatta kitabi 162, 163, 164. 
Muceddid27, 113, 119, 191, (304), 

305, 306, 313, 331, 333, 334, 



475 



340, 343, 344, 352, 374. 
Muctehid 18, 19, 20, 21, 22, 31, 
42, 44, 45, 47, 48, 50, 56, 92, 
100, 101, 103, 105, 113, 115, 
118, 123, 124, 127, 131, 134, 
139, 141, 145, 147, (149), 150, 
160, 167, 179, 183, 186, 304, 

305, 309, 310, 341, 344, (345), 
350, 352, 377, 387, 388, 393, 
415,430, 435. 

Miictehid-i mutlak 31, 141, 149, 

345. 
Muctehid-i fil-mezheb 31, 141, 

149,345. 
Muctehidi taklTd, Kur'an-i kerime 

ve hadis-i senflere tabi' olmakdir 

107. 
Muctehid olmak icin (50), (103), 

350. 
Muellefe-i kulub 368, 369, 390. 
Miikasefe 108, 110. 
Miilhid 11, 24, 89, 96, 97, 99, 100, 

168, 179, 180, 181, 190, 370, 

419.420, 422. 

Miinafik 12, 24, 126, 270, 305, 
335, 342, 365, 394, 397, 452. 

Miinakehat 43. 

Miincid lugati 64, 93, 117. 

Miircie firkasi 189, 427. 

Miirted 11, 16, 24, 30, 42, 179, 
181, 190, 246, 311, 334, 367, 

382.421, 422,423. 
Miista'sim halTfe 97. 

Musliman Hahka da, kanunlara da 

isyan etmez 145. 
Miislimanlar fen bilgilerine inanir 

106. 
Miislimanlar iki kismdir 6, 136. 
Miislimanlar uc firkadir 4, 88. 
Musliman nasil olmah 279. 
Musliman ne demekdir? 23, 24, 

40, 101, 118,203. 
Muslim kitabi 48, 69, 129, 246, 

306, 320, 321, 337, 346, 367, 
41 1 , 426, 433, 453. 

Mustafa Sabrtefendi 300, 312, 443. 

MiJstehablari yapmak 168, 170. 

Musrik4, 11,12, 13,14,15,58,59, 
61, 62,63, 64, 71,80, 81,84, 99, 
122, 135, 152, 179, 232, 237, 



243, 276, 31 8, 31 9, 322, 323, 324, 
326,331,347,365,405,427. 

Mutekellimin 39. 

MutenebbT divani 452. 

Namus 230, 243, 280, 282, 283, 
284, 285, 294, 298, 299, 302, 
378, 444. 

NasaralO, 11, 15. 

NasTr-uddTn-i TusT 97, 204. 

NecdT5, 57, 58, 82, 319. 

Nefse guvenmek 226, 227, 228. 

Nehy-i munker 24, 175, 178, 249, 
262,277,278,410, 426. 

Nemazlann rek'atlan Kur'an-i ke- 
rimden nasil anlasilacak? 156. 

Nesh 10, 11, 145, (369), 391, 392, 
399. 

Nifak108, 156. 

Ni'met 37, 

Niyyetin ehemmiyyeti (215), 216, 
217. 

Nun aleyhisselam 8, 9, 93, 318. 

NusayrT318, 319. 

Nusirvan sah 332, 377, 378. 

Osman bin Huneyf 66, 316, 324. 

Osman GazT 98, 330. 

Osman HarunT 352. 

Osmanh alimleri 443. 

Osmanhlar 29, 30, 47, 57, 70, 88, 
98, 104, 159, 197, 198, 204, 212, 
213, 218, 222, 223, 229, 242, 
261, 303, 307, 312, 330, 335, 
356, 361, 382, 417, 441, 442, 
443, 444. 

Osmanhnin cokme sebebi 212. 

Osman "radiyallahu anh" 15, 16, 
55, 189, 190, 210, 316, 329, 330, 
337, 338, 355, 369, 389, 390. 

Ortodoks 1 4. 

Oruc tutanin niyyeti 215. 

Omer bin Abdul'azTz 73, 80, 206, 
334, 339, 340, 344. 

Omer bin Fand 311, 320. 

Omer "radiyallahu anh" 15, 16, 17, 
49, 51, 70, 73, 75, 80, 95, 152, 
154, 157, 158, 160, 190, 206, 
247, 276, 310, 316, 317, 321, 
323, 325, 329, 330, 336, 364, 
369, 389, 390, 397, 401, 422, 
427,441,451. 



476 



Omer radiyallahu anhin nutku 16, 

364. 
Ozr 22, 23, 24, 41, 69, 164, 174, 

182, 185, 232, 233, 292, 392, 

436, 437. 
Peygamberlerin bedenleri curumez 

72. 
Peygamberlerin ruhlanndan yar- 

dim61,322, 349. 
Putlara tapinmak sirkdir 64, 321 . 
Rabitat-ul-alem-il islam 69, 355. 
RafizT 5, 355. 

Rahmetullah efendi 14, 453. 
Rasyonel bilgiler 329, 335, 341, 

342. 
Redd-i Revafid kitabi 112. 
Redd-i VehhabT kitabi 50, 52, 159. 
Reform 24, 41 , 88, 104, (201). 
Reformcular uc durludiJr 201, 304. 
Resulullaha uymak nasil olur? 

(171). 
Resulullahin uc durlu vazTfesi vardi 

38, 338. 
ResTd Pasa 30, 88, 104, 198, 284, 

307, 442. 
ResTd Riza 25, 27, 29, 30, 88, 90, 

91, 93, 98, 100, 101, 104, 107, 

110, 111, 113, 114, 118, 122, 

124, 129, 131, 132, 151, 152. 
Rey sehri 43, 94, 95. 
Rizk43, 72, 175, 225, 265, 391. 
Riyakarhk 224, 261. 
Riyazet 167, 170, 409, 410, 456. 
Ruhsat 21 , 22, 1 41 , 1 48, 1 49, 1 65, 

166, 167, 347,349. 
Ruh-ul beyan tefsiri 63, 75, 398. 
Sabr 172, 252, 261, 294, 299, 300, 

316,340, 379,381,383,441. 
Sa'd bin Mu'az 84. 
Sa'Td bin Ciibeyr 55, 391, 428. 
Salih4, 24, 71, 173,335. 
Salih aleyhisselam 8, 9. 
Sapik din adamlan 21, 27, 29, 62, 

78, 97, 99, 101, 134, 146, 150, 

169, 252, 351, 404, 425, 445, 

452. 
Sapik insanlar 26, 30, 40, 1 1 1 , 1 81 , 

192, 199, 305, 306, 341, 374, 

396. 
Sapik yol 24, 94, 179, 181, 205, 



309, 343, 355, 361, 387, 395, 
403, 406, 443, 456. 

Sava'ik-ul ilahiyye kitabi 61, 103, 
104,319. 

Sava'ik-ul muhrika kitabi 328, 415, 
426. 

Se'adet-i Ebediyye kitabi 5, 32, 
40, 43, 49, 58, 136, 155, 236, 
237, 306, 309, 329, 348, 373, 
383, 391, 399, 400, 431, 449, 
462. 

Sebeblere yapismak 60, (61), 65, 
224, 225, 383,' 451, 460. 

Secde etmek iblisin yaratihsinda 
vardi 63. 

Sehl bin Sa'd SaidT 46. 

Selef-i salihin 23, 25, 26, 52, 81, 
166, 167, (169), 170, 172, 175, 
180, 183, 186, 189, 190, 314, 
316, 324, 349, 350, 351, 355, 

393, 395, 398, 407, 410, 413, 
414,425,428,444. 

Selef-i salihtni techTI kufrdur 25, 26. 

Semud kavmi 9. 

Senaullah Panipiit? 65, 72, 143, 
145,391,432. 

Sevab18, 21,73, 77, 82, 124, 128, 
147, 167, 168, 172, 176, 178, 
179, 180, 184, 207, 215, 231, 
245, 255, 260, 277, 300, 302, 

310, 323, 337, 366, 370, 374, 

375, 389, 402, 416, 433, 434, 
436. 

Seyf-ul cebbar kitabi 57. 

Seyf-ul ebrar kitabi 14, 31 , 34, 348. 

Seyyid Kutb 25, 98, 329, 341 , 346, 
351, 355, 356, 358, 359, 360, 
361, 362, 363, 365, 368, 375, 

376, 379, 383, 384, 385, 386, 
387, 388, 390, 391, 392, 393, 

394, 395, 396, 398, 400, 401, 
402, 403, 404, 444. 

Seyyid Kutb Abduh hayranidir 359. 
Seyyid Kutb cihadi yanhs anlatiyor 

363. 
Sifat-i siibutiyye (38). 
SiffTn muharebesi 210. 
SirrT-yi SekatT39, 172, 186. 



477 



Silsile-i aliyye 462. 
Siyer-i kebTr kitabi 365, 366, 379. 
Skolastik bilgiler 329, 341 , 342. 
Sosyete hayati 285, 286, 287, 288, 

289, 290, 294. 
Suheyb "radiyallahii anh" 259, 

261. 
Sultan Nasir 360. 
Sufyan bin Uyeyne 49, 163. 
Sufyan-i SevrT 52, 161, 163, 164, 

424. 
Siileyman aleyhisselam 8, 9, 10, 

167,389, 451. 
Siileyman bin Abdulmelik 339. 
Su'ud ogullannin zaran 30, 58. 
SiiyutT32, 48, 51, 72, 79, 94, 107, 

139, 140, 147, 149, 312, 324, 

410,431, 432. 
Safi'T haneff catismasi iftiradir 93, 

97. 
Safi'T mezhebi 17, 19, 20, 22, 23, 

33, 74, 93, 94, 99, 124, 134, 140, 

142, 147, 149, 159, 161, 311, 

347, 424. 
Safi'T mezhebini taklTd 33, 35, 128. 
Safi'T "rahmetullahi aleyh" 17, 19, 

32, 43, 49, 51, 52, 64, 77, 85, 96, 

101, 120, 132, 134, 139, 144, 

145, 157, 159, 160, (163), 164, 

305, 327, 344. 
San VelTyullah-i DehlevT 81, 342, 

343, 344, 345, 346, 347, 348, 

349,350, 352,419. 
$e'air81, 82. 

$e'airin en buyukleri dortdur 81 . 
Sefa'at 28, 60, 62, 63, 64, 66, 69, 

71, 73, 77, 109, 179, 314, 316, 

317, 318, 320, 323, 324, 327, 

405,417. 
Sefa'at isteyen mu'min musrike 

benzetilemez 63. 
SehTd 16, 27, 66, 71, 72, 77, 95, 

98, 109, 148, 178, 207, 215, 274, 

300, 318, 321, 330, 361, 363, 

364, 374, 393, 458. 
SemsTsene 10. 
$em'un 11, 270. 
$ems-ul eimme HalvanT44, 141. 
$ems-ul eimme SerahsT45, 141. 
$ems-ul hakTka kitabi 12. 



Seref-ul-muhkem kitabi 72. 
$evahid-i]l-hak 76, 145, 312, 318, 

323, 328. 
$evkanT ZeydT firkasinda bir sapik- 

dir 1 48, 1 49, (1 50), 1 51 , 1 52, 342, 

345, 430. 
$eytan 5, 43, 63, 82, 83, 84, 120, 

166, 169, 170, 171, 175, 177, 

185, 189, 311, 359, 380, 392, 

417, 420, 423, 425, 429, 456, 

461. 
Seytana $eyh-i NecdT denilmekde- 

dir 84. 
ST'T5, 17, 49, 62, 68, 88, 97, 111, 

151, 159, 190, 204, 353, 422, 

453. 
Sirk 58, 60, 62, 63, 64, 77, 79, 81, 

83, 85, 233, 246, 257, 269, 284, 

315, 320, 321, 322, 325, 326, 

409, 429. 
$is [$Tt] aleyhisselam 8, 93. 
$iikr 37, 274, 455. 
Su'ayb aleyhisselam 8. 
Suhud 108, 109, 110. 
Tabi'Tn 19, 46, 47, 51, 52, 70, 85, 

116, 121, 122, 131, 146, 151, 

158, 160, 169, 180, 183, 191, 

213, 248, 333, 339, 344, 348, 

434, 436, 452. 
TaklTd 21, 22, 25, 33, 35, 36, 51, 

78, 89, 91, 100, 103, 106, 116, 

118, 121, 136, 141, 142, 143, 

146, 149, 151, 155, 165, 191, 

393, 433. 
TaklTd iki durludur 100. 
Takva 35, 46, 47, 49, 54, 55, 59, 

81, 82, 108, 116, 117, 149, 171, 

185,394. 
Tal'at Pasa30, 198. 
Talha "radiyallahii anh" 189, 389. 
Tarih-i OsmanT 57. 
TarTk-iJn-necat kitabi 60. 
Tatarhaniyye kitabi 6, 190, 309, 

397. 
Teaddud-i zevcat 290, 300, 301, 

302, 303. 
Te'assub 27, 48, 53, 93, 94, 109, 

151,278,362. 
Tebe-i tabi'Tn 51, 169, 179, 180, 

183. 



478- 



TeblTg-i cema'at 17, 25, 388, (404), 
405, 406, 407, 408, 409, 410, 
411, 412, 413, 414, 415, 416, 
417,418, 419. 

TefsTr-i AzTzT 402. 

TefsTr-i BeydavT 99, 107, 150, 238, 
342, 392, 398, 399, 431 , 432. 

TefsTr-i Celaleyn 32, 99, 100, 432. 

TefsTr-i HuseynT 391 . 

TefsTr-i KebTr 398. 

TefsTr-i KelbT107. 

TefsTr-i MazherT 143, 145, 146, 
391. 

TefsTr-i $eyhzade 99, 392, 443. 

TegannT172, 397. 

Tehlukeye atilmamah 182, 215, 
302, 349, 381 , 382. 

Televizyon 173, 366, 367, 440, 
457. 

Telfik 22, 23, 28, 31 , 32, 33, 34, 35, 
36, 120, 127, 128, 132, 142. 

TemTm-i Dan 55. 

Tesavvuf 39, (41), 104, 161, 167, 
169, 173, 174, 185, 186, 187, 
190, 208, 259, 263, 308, 311, 
313, 331, 333, 338, 344, (345), 
347, 348, 350, 359, 393, 398, 
399,411,413,454,456,458. 

TeslTs 13, 14, 15. 

Tevadu' 117, 160,335. 

Tevbe 24, 70, 73, 155, (171), 177, 
1 79, 1 90, 238, 239, 259, 261 , 291 , 
292, 429, 433, 434, 435, 461 . 

Tevekkul 58, 173, 224, 225, 226, 
227, 228, 383. 

Tevessul 68, 80, 85, 315, 316, 317, 
318, 320, 323, 324, 325, 326, 
327, 328. 

TevfTk Fikret 269. 

TevhTd duasi 90. 

Te'vTI 24, 50, 64, 67, 71, 80, 88, 
105,123,137,143,146,161,181, 
1 85, 1 88, 31 4, 328, 330, 382, 431 . 

Tevrat kitabi 9, 10, 357, 446. 

Tugrul beg 94. 

Tuhfet-ul enb kitabi 12. 

Tuhfe-i isna aseriyye kitabi 111, 
112,448. 

Tiibba' 8. 

Tiirbe yapmak 78, 79, 82. 



Turkiye tarihi 198, 382. 

Ukubat 43, 364. 

Ulum-i akliyye40, 41, 341. 

Ulum-i islamiyye 40. 

Ulum-i nakliyye 40, 335, 341. 

Usul-i fikh ilmi 41, 50, 124, 127, 

133, 141,217,254, 352,392. 
Usul-i hadTs ilmi 41, 49, 50, 150, 

213,430,431. 
Usul-i kelam ilmi 41. 
Usul-i tefsir 50. 
Usr 368, (369), 370. 
Uzeyr8, 15. 
Uc mescid 73. 
Uc mescidi ziyaret 73, 310. 
Ul'uhiyyet sifatlan 1 1 , 1 5, 21 1 , 266, 

319. 
Ulul-emre ita'at 145, 165. 
Ulul-emr kimlerdir? 165, 182, 414. 
Umeyye cami'i 339. 
Umm-i Hiram "radiyallahu anna" 

337. 
Umm-i Seleme "radiyallahu anna" 

85. 
Umur-i tesrT'iyye 108. 
Umur-i vicdaniyye 109. 
Uneys unlu sair 447. 
UveysT olmak 349. 
Usul-ul-erbe'a kitabi 58, 60, 81 , 85, 

152,445. 
Vaftiz177. 
Vakf 34, 79, 128, 129, 220, 221, 

360,401. 
Varhklarin bir baslangici vardir 266, 

267, 268. 
VehhabT devletini ingilizler kurdu 

30. 
VehhabTler seytanin yolundadir 83. 
VehhabTligin hakikati kitabi 313. 
VehhabTlik 5, 1 7, 20, 57, 65, 66, 75, 

78, 81, 84, 88, 102, 103, 104, 

159, 190, 200, 319, 326, 403, 

415,417,418,438, 442,443. 
VehhabTlik, ingiliz parasi ile yayildi 

62,319,453. 
VehhabTlik ve Ehl-i sunnetin cevabi 

(57), 58, 59, 60, 61. 
VehhabTlik zulm ile yayildi 62. 
VelTd bin Abdulmelik 339. 



479 



VelTlerin ruhlanndan yardim 61, 

322, 349. 
VelTnin tesarrufu 68, 77, 322. 
Vera' 46, 54, 117, 149, 153, 159, 

161, 164, 171, 172, 182, 186, 

336. 
Volter109. 

Yabanci kadin ile halvet 293. 
Yahya aleyhisselam 8, 9, 10. 
Yahya bin Mu'az-i RazT 169, 174. 
Ya'kub aleyhisselam 8, 9. 
Ya'kubiyye mezhebi 14. 
Yakut-i Hamevi 94. 
Yaratmak 38, 60, 98, 234, 267, 

455. 
Yardimlasmak 87, 88, 199. 
Yavuz Sultan SelTm 277, 278, 313, 

442. 
YehudTler4, 10, 11, 15, 29, 44, 74, 

83, 87, 102, 158, 164, 170, 200, 

241, 270, 271, 274, 279, 318, 

319, 355, 357, 365, 388, 402, 

421,427, 428,443,446. 
YehudTliklO. 
YemTn keffareti 273. 
Yetmisiki firka 5, 11, 14,21,24,28, 

40, 93, 94, 114, 117, 126, 134, 

135, 147, 167, 178, 180, 181, 

186, 305, 331, 342, 367, 414, 

435. 
Yetmisuc firka 23, 40, 178, 305, 

367,414, 415,416. 
YezTd bin Mu'aviye 338. 
YezTdiyye firkasi 188. 
Yobaz 109, 198, 203, 204, 242, 

252, 382. 
Yuhanna 11,12. 
YCinus aleyhisselam 8. 
Yusuf aleyhisselam 8, 9, 83, 285, 

401. 
Yusuf-i NebhanT31, 76, 101, 144, 

312,314. 
Yusa' aleyhisselam 8, 9, 10. 
Yuiian felsefecileri 63, 87, 214, 

399, 454, 455, 456, 458. 
Yuz senede gelen muceddidler 

113, 191, 304, 305, 333, 334, 

340, 343, 344. 
ZahTre kitabi 6. 
Zalim 16, 62, 98, 182, 183, 231, 



237, 249, 258, 260, 261, 262, 
263, 280, 284, 312, 339, 354, 
362, 364, 365, 367, 370, 378, 
379, 380, 381, 382, 383, 400, 
444. 

ZebCir kitabi 9, 10. 

Zeka197, 217, 220, 296,311. 

Zekaolcmek 197, 198. 

Zekat 42, 65, 83, 156, 209, 219, 
249, 295, 310, (368), 371, 372, 
373, 375, 376, 389, 400, 460, 
461. 

Zekat fakirin eline verilmelidir 369. 

Zekati altin olarak vermek cok ko- 
laydir. 374. 

Zekati verilen mala el konulamaz 
375. 

Zekat mail dort durludur (369), 370, 
391. 

Zekat yedi kimseye verilir 370. 

Zekeriyya aleyhisselam 8, 9, 10. 

ZeydTfirkasi 150. 

Zindik 16, 21, 24, 34, 36, 85, 89, 
96, 97, 99, 100, 106, 107, 109, 
110, 111, 114, 120, 126, 129, 
135, 137, 138, 147, 169, 185, 
188, 311, 340, 358, 374, 388, 
394, 403, 427, 431 , 453. 

Zikr etmek 78, 108, 110,444. 

ZimmT 190, 203, 362, 364, 365, 
381,403. 

Zina 42, 106, 130, 181, 215, 246, 
248, 249, 293, (294), 296, 301, 
302, 422, 435, 444. 

Ziya Gokalp 202, 296. 

Zulm 62, 206, 223, 231 , 232, 236, 
241, 245, 258, 280, 295, 312, 
335, 336, 339, 344, 363, 365, 
369, 375, 376, 377, 379, 382, 
383, 385, 420. 

Zubeyr bin Avvam 189, 389. 

Zufer bin Huzeyl 43, 55, 129, 160. 

Zulkarneyn 8. 

Zulkifl aleyhisselam 8. 

Zunnar 250. 



480