Skip to main content

Full text of "Hakikat_Kitabevi_Turkce_Kitaplar"

See other formats


Hakikat Kitabevi Yayinlan No: 2 

HAK SOZUN 
VESIKALARI 

(Bu kitabin icinde on adet risale vardir) 

Ebiil-berekat Abdullah Siiveydf 
"rahmetullahi teala aleyh" 

Otuzaltinci Baski 




Hakikat Kitabevi 

Darussefeka Cad. 53 P.K.: 35 34083 

Tel: 0212 523 45 56-532 58 43 Fax: 0212 523 36 93 

http://www.hakikatkitabevi.com.tr 

e-mail: bilgi@hakikatkitabevi.com.tr 

Fatih-ISTANBUL 

EKIM-2008 



ICINDEKILER 

Sahife 
No: 

l.ci risale- Bu risale, Abdiillah-i Siiveydinin 

(Hucec-i kat'iyye) kitabmm tercemesidir. 
Ehl-i stinnet ile si'iler arasindaki aynhgin 
giderilmesini bildirmekdedir 5 

2.ci risale- Imam-i Rabbani milceddid-i elf-i sani Ahmed 

Farukinin (Redd-i revafid) kitabi 45 

3.cii risale- (Tezkiye-i Ehl-i beyt). Bir islam dusmamnm 
yazdigi Hiisniyye kitabmdaki iftiralara cevab 
vermekdedir. Osman efendi yazmisdir 79 

4.cil risale- (Birleselim ve Seviselim) kitabidir 131 

5.ci risale- (I man ile olmek icin kardesim, Ehl-i bey tie 

Eshabi sevmelisin) kitabidir 169 

Imam-i Rabbanmin 3. cii cild 24. cii mektubu 265 

6.ci risale- Peygamberlik nedir? Muhammed aleyhisse- 

lam son Peygamberdir 272, 290 

7.ci risale- Imam-i Rabbanmin hal tercemesi 303 

Muhammed Ma'sum-i Farukinin (Mektubat)m- 

dan otuziic adet mektub tercemesi 322 

8.ci risale- Eyyiihel-veled Tercemesi 356 

9.cu risale- Bir din cahiline cevab 370 

lO.cu risale- Komunistlik ve komiinistlerde din diismanhgi 385 



TENBIH: Misyonerler, hiristiyanhgi yaymaga, yehudiler, Talmutu 
yaymaga, Istanbuldaki Hakikat Kitabevi, islamiyyeti yaymaga, masonlar 
ise, dinleri yok etmege cahsiyorlar. Akli, ilmi ve insafi olan, bunlardan 
dogrusunu iz'an, idrak eder, anlar. Bunun yayilmasina yardim ederek, bii- 
tiin insanlarm diinyada ve ahiretde se'adete kavusmalanna sebeb olur. In- 
sanlara bundan daha kiymetli ve daha faideli bir hizmet olamaz. Bugiin hi- 
ristiyanlann ve yehudilerin ellerindeki Tevrat ve Incil denilen din kitabla- 
nnin, insanlar tarafindan yazilmis olduklanm kendi adamlan da soyliyor. 
Kur'an-i kerim ise, Allahti teala tarafindan gonderildigi gibi tertemizdir. 
Biitiin papazlarm ve hahamlarm, Hakikat Kitabevinin nesr etdigi kitabla- 
n dikkat ile ve insaf ile okuyup anlamaga cahsmalan lazimdir. 

Baski: ihlas Gazetecilik A.S. 

29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna-ISTANBUL 
Tel: 0.212.454 30 00 



ISBN: 975-8883-00-3 



HAK SOZUN VESIKALARI 

(Bu kitabin icinde on adet risale vardir) 

ONSOZ 

Allahii teala, bu diinyada, biltiin insanlara [ya'ni miislimanlara ve ka- 
firlere] aciyarak faideli seyleri yaratip gondermekdedir. Ahiretde, Cehen- 
neme gitmesi gereken mii'minlerden dilediklerini ihsan buyurarak, afv 
edecek, Cennete kavusduracakdir. Her canliyi yaratan, her van, her an 
varlikda durduran, hepsini korku ve dehsetden koruyan yalmz Odur. Boy- 
le bir Allahin serefli ismine siginarak, bu kitabi yazmaga bashyoruz. 

Herhangi bir kimse, herhangi bir yerde, herhangi bir zemanda, her- 
hangi bir kimseye, herhangi birsey icin, herhangi bir suretle hamd eder, 
Onu medh ederse, bu hamdlarm hepsi, Allahii tealaya yapilmis olur. Cun- 
ki, herseyi yaratan, terbiye eden, yetisdiren, her iyiligi yapdiran, gonderen, 
hep Odur. Kuvvet, enerji sahibi yalmz Odur. 

Biitiin dtialar, iyilikler, Onun Peygamberi ve en cok sevdigi kulu, ya- 
ratilmislann en iistiinu, en krymetlisi MUHAMMED aleyhisselama ve 
Onun yardimcilarma ve sevenlerine, Aline ve Eshabinm hepsine "aleyhi- 
mussalevatii vetteslimat" olsun! 

Bugiin, dtinyadaki muslimanlar, tic firkaya ayrilmisdir. Birinci firka, 
Eshab-i kiramm yolunda olan, hakiki miislimanlardir. Bunlara (Ehl-i 
Siinnet) ve (Siinni) ve (Firka-i naciyye) Cehennemden kurtulan firka de- 
nir. Ikinci firka, Eshab-i kirama diisman olanlardir. Bunlara ($iT) ve (Fir- 
ka-i dalle) sapik firka denir. Uciinciisii, siinnilere ve sf flere diisman olan- 
lardir. Bunlara (Vehhabi) ve (Necdf) denir. Ciinki bunlar, ilk olarak, 
Arabistamn Need sehrinde meydana cikmisdir. Bunlara (Firka-i 
mel'une)^de denir. Ciinki bunlarm miislimanlara miisrik dedikleri, (Kiya- 
met ve Ahiret) ve (Se'adet-i Ebediyye) kitablanmizda yazihdir. Miisli- 
manlara kafir diyene, Peygamberimiz la'net etmisdir. 

Hangi firkadan olursa olsun, nefsine uyan ve kalbi bozuk olan Cehen- 
neme gidecekdir. Her mii'min nefsini tezkiye icin, ya'ni yaratihsinda mev- 
cud olan, kiifrii ve giinahlari temizlemek icin, her zeman cok (La ilahe illal- 
lah) ve kalbini tasfiye icin, ya'ni nefsden ve seytandan ve kotti arkadaslar- 
dan ve zararh bozuk kitablardan gelmis olan kiifrden ve gtinahlardan kur- 
tulmak icin, (Estagfirullah min kiilli ma kerihallah) okumahdir. Hadis-i se- 
rifde, miislimanlann yetmistic firkaya aynlacaklan, bunlardan bir firkamn 
dogru olup, Cennete gidecegi, yetmisiki firkamn bid'at sahibi olduklan icin, 
Cehenneme gidecegi bildirildi. Dogru yolda olan bir firkaya (Ehl-i siinnet), 
bozuk olan yetmisiki firkaya (Bid'at ehli) ve (Dinde reformcu) denir. Dort 
mezhebde olan muslimanlar, ehl-i siinnetdir. Yetmisiki firkadaki bid'at sa- 
hibleri bozuk yoldadirlar. Ehl-i siinnet olamn diialan muhakkak kabul 
olur. Nemaz kilmayamn, acik kadinlara ve avret mahalli acik olanlara ba- 
kanlann ve haram yiyip icenlerin, islamiyyete uymadiklan anlasihr. Bunla- 
rm ve zindiklarm diialan ve ibadetleri kabul olmaz. 

Herkes, insanhga hizmet etmenin en serefli vazife oldugunu ve bunun 

-3- 



icin cahsdigim soyler. Kendi keyfi, zevki icin ve para kazanmak icin olan 
cahsmalarim, didinmelerini, bu hizmet maskesi ile ortenler pek cokdur. In- 
sanlara hizmet, onlan dlinyada ve ahiretde rahata, huzura kavusdurmak 
demekdir. Bunun da, tek yolu, tek basancisi, insanlan yaratan, yetisdiren, 
merhameti ve ihsam sonsuz bol olan Allahil tealamn gosterdigi, se'adet yo- 
lu, ya'ni islamiyyetdir. O halde, insanliga hizmet, islama hizmet ile olur. Is- 
lama hizmet, insanliga hizmetdir. Insanliga diisman olanlar, islamiyyeti yok 
etmege cahsmisdir. Saldirmalanmn en te'sfrlisi, mlislimanlan aldatmak, 
icerden yikmak olmusdur. Onlan bolmiisler, birbirine diisman etmisler, 
dinsizlerin pencesine dlismelerine sebeb olmuslardir. islamiyyete hiicum 
edenlerin basmda, ingiliz casuslan gelmekdedir. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", miislimanlann basma gelecek 
bu felaketleri haber verdi. (tJmmetim yelinis iif firkaya ayrilacak. Bunlar- 
dan yalniz, benim ve Eshabimin izinde giden bir firkasi, Cehennemden 
kurtulacak) buyurdu. Cok siikr bugiin, Cehenneme gidecek olan yetmis iki 
firkadan cogu kalmadi. Simdi, yeryliziindeki yiiz milyonlarca mtisliman, 
yalniz Siinni ile Si'i ve Vehhabi denilen iic firkadir. Bugiin, miislimanlann 
bu tic firkasi birbirleri ile uyusmazsa, el ele vermezse, birbirlerini kotiiler- 
lerse, islamin diismanlan yalanlarla, iftiralarla, islami bozacak, mtisliman- 
lan parcalayacak, gencleri aldatacak, dinden cikaracaklardir. Insanlan bu 
faci'alardan kurtarmak, ancak islama hizmet ile, islami kurtarmakla olur. 
Bugiin Avrupada, Amerikada insan haklanna malik olan htir milletlerde 
bulunan bir kimse, bilerek veya bilmiyerek, islamiyyete uydugu kadar, ra- 
hata, huzura kavusmakdadir. Okuyuculanmizin bu hakikatlere inanmalan 
ve uyanmalan icin komlinizmin ne oldugunu ve komiinistlerin tuzagma dli- 
sen milletlerin baslanna gelen, ylirekler acisi faci'alardan, birkac ibret lev- 
hasim bildirmegi uygun gordtik. 

Abdullah bin Sebe' ismindeki Yemenli bir yehudmin kurmus oldugu 
(Huruft) firkasinm uydurma kitablan Iranda yayilmakdadir. Kitabimizin 
sonunda, bunlara da cevab verilmekdedir. 

Bu kitabda Sf llerin icine sizan hurufilerin, Ehl-i siinnete nasil saldirdik- 
lan ve Iran devlet reisi (Nadir sah)in Si'i alimleri ile, Ehl-i siinnet alimleri- 
ni konusdurarak, Sfilige hurufiligin kansdigi, Siinnilerin dogru yolda oldu- 
gu anlasildigi, Iramn da, eskisi gibi Stinni olmasma karar verilip, Nadir sa- 
hin tasdik etdigi bildirilmekdedir. 

Bu kitabimizi okuyan Iranh kardeslerimiz, Si'i alimlerinin kararlanna 
uyarak, Siinni mtisliman olacaklar, se'adete kavusacaklardir. Bugiin cok 
stikr, Iran aydinlarimn Ehl-i siinnetden ayn inamslan yok gibidir. Mesela, 
Ehl-i siinnet alimlerinden, imam-i Muhammed Gazalinin farisi (Kimya-yi 
se'adet) kitabimn 1964 de Tahranda gayet glizel basildigim, kitabdaki, 
ylizlerce Ehl-i siinnet aliminin sozlerinin, biiyiikluklerinin, Iran gencligine 
bildirildigini siikran ile gordtik. 

Si'iler, hurufilere aldanmayip, alimlerinin gosterdigi dogru yolu takdir 
ederek, Siinnilerle el ele verdikleri, islamiyyeti diinyaya birlikde yaydikla- 
n gtin, vehhabiler de bunlara katilacak, miislimanlar birleserek eski sanla- 
rma, iistiinliiklerine elbette kavusacak, insanliga yine lsik tutacak, mede- 
niyyete onder olacak, biitlin dlinya se'adete kavusacakdir. Islama hizme- 
tin, insanliga hizmet demek oldugunu her insan anhyacakdir. 

Miladf sene Him semsi Him kamerf 

2001 1380 1422 

-4- 



BIRiNCi RISALE 
HUCEC-i KAT'IYYE 

(Kelime-i Tevhid) 

[Isbu (Hucec-i Kat'iyye) kitabi, aym ismi tasryan arabca kitabm 
tercemesidir. Yemenli Abdullah bin Sebe' ismindeki bir yehudi, is- 
lamiyyeti ogrenmek istiyen gencleri aldatmak icin, musliman oldu- 
gunu bildirmekdedir. Kitabimizi okuyan bir kimse, bunun kafir ol- 
dugunu hemen anlayarak, bu yehudi oyununa aldanmaz. 

(HUCEC-I KAT'IYYE) kitabi Bagdadh Ebiilberekat Abdul- 
lah Siiveydi "rahmetullahi aleyh" tarafmdan arabi diliyle yazilmis- 
dir. 1323 [m. 1905] de Misrda basilmis, 1400 [m. 1980] de Istanbul- 
da ofset baskisi yapilmisdir. Allame Abdullah Siiveydi tarafindan 
yapilan Turkce tercemesi, 1326 [m. 1908] da Misrda Kurdistan 
matbaasinda basilmisdir. Siiveydi Abdullah efendi, binyiizdort 
[1104] yihnda Bagdadda tevellud etdi. Binyiizotuzyedide hac vazi- 
fesini yapdikdan sonra, Abdiilgani Nabliisiden [1050-1143 (m. 
1730 Sam)] ve istanbullu All [1099-1149] efendiden de icazet aldi. 
Bagdadda yillarca ders verdi. Bircok kiymetli kitab yazdi. Otuzun- 
cu dedesi; Abbasi halifelerinden Ebu Ca'fer Abdullah Mensur- 
dur.] Iran hiikumdarlarmdan Nadir sah [1099-1160 (m. 1746)] Iran 
ve Buhara alimlerini toplayarak, Stinni ve Si'i firkalarmdan hangi- 
sinin dogru oldugunun anlasilmasmi emr etmis ve Siiveydiyi o 
meclise reis yapmisdi. Bu meclisde konusulanlan bildiren (HU- 
CEC-I KAT'IYYE) kitabi cok kiymetlidir. Bu meclisde kendisi, 
Si'i alimleri ile uzun konusma sonunda, Ehl-i siinnetin hakh oldu- 
gunu isbat etmisdir. Sahm hosuna giderek, kendisini tebrik etmis- 
dir. 1174 [m. 1760] senesi Sevvalin onbirinci Cumartesi giinii vefat 
etmisdir. 200 [m. 815] de vefat etmis olan Ma'ruf-i Kerhi hazretle- 
rinin tiirbesi yamnda medfundur. 

Irandaki Safevi hiikumdarlarmm dokuzuncusu ve sonuncusu 
olan sah Hiiseyn Safevi, 1142 [m. 1729] de, Efganhlar tarafindan 
oldiiruliince, Acemistan kansdi. Sahm oglu ikinci Tahmasib aciz 
ve eglenceye diiskiin oldugundan, Nadir admdaki veziri idareyi eli- 
ne aldi. 1143 de Efganhlan Irandan cikardi. Bassehrleri olan isfe- 
ham geri aldi. Bagdad valisi Ahmed pasa zemamnda Bagdadi ku- 
satdi. Sekiz ay sonra, istanbuldan gelen topal Osman pasamn or- 
dusu Iran askerini kacirdi. 

-5- 



Nadir sah 1148 de Iran sahi oldu. Delhiyi aldi. Cok kan dokdii. 
Efganistani, Buharayi aldi. (Sahensah) ismini aldi. Osmanh devle- 
tine sefirler gonderip, Ehl-i siinnet firkasi ile imamiyye firkasindan 
hangisinin dogru oldugunun ilm yolu ile anlasilmasim istedi. Bii- 
yiik bir ordu ile Bagdad ve Musul iizerine yuriidii. Alamayip Ne- 
cefe cekildi. 

Sfilerle Siinniler arasmda, birbirine uymiyan inamslan ortadan 
kaldirmak, dogru olana sanlarak iki firkayi birlesdirmek icin (NA- 
DIR SAH) emr verdi. iki taraf alimleri toplandi. Hepsinin karsisin- 
da Abdullah Siiveydi efendi ilm, akl ve senedlerle uzun konusmalar 
sonunda, Sf fieri cevabsiz birakdi. iki tarafm soru ve cevablan (HU- 
CEC-i KATlYYE) ismi ile bir kitab halinde nesr edildi. 

Abdullah Siiveydi efendi diyor ki: Bagdad valisi Ahmed pasa, 
beni istemis. Gidince, Pasamn agalanndan Ahmed aga beni karsi- 
ladi. Pasa seni Nadir saha gondermek istiyor dedi. Sebebini sor- 
dum. Sah Ehl-i siinnetden bir alim istemis. Si'i firkasimn dogru olup 
olmadigmi anlamak icin, Si'i alimleri ile tartisma yapacaksm. SiTlik 
dogru ise, besinci mezheb olarak i'lan edilecek, dedi. 

— Ey Ahmed aga! Sen bilmez misin ki, acemler inadci olur. De- 
diginden donmez. Benim soziimii kabul ederler mi? Hele sahlan, 
zalim ve magrurdur. Onlarm firkalannin bozuk oldugunu gosteren 
vesikalan nasil soyleyebilirim? Onlarla nasil konusulabilir? Delil 
olarak soyleyecegim hadislere zaten inanmiyorlar. Din kitablarim 
kabul etmiyorlar. Ayet-i kerimelere, islerine gelecek seklde ma'na- 
lar veriyorlar. Abdest ahrken, mest iizerine mesh etmenin caiz ol- 
dugunu onlara nasil isbat edebilirim? Bu is, siinnet-i seniyye ile ca- 
iz olmusdur. Bunu gosteren hadis-i serifi, yetmisden ziyade Eshab 
haber verdi. Bunlardan biri de, hazret-i Alidir "kerremallahu vec- 
heh" desem, bunun caiz olmadigmi bize yiizden ziyade Sahabi ha- 
ber vermisdir, derler. Sizin hadis zan etdiginiz sozler, mevdu'dur, 
sonradan uydurulmusdur desem, onlar da bana boyle soyler. (Ne 
derseniz, biz de, onu soyleriz) derler. iste, bunun icin pasa hazretle- 
rinden rica ederim. Beni afv buyursun dedim. 

— Buna imkan yok. Bu is icin pasa seni secdi. Emrine ita'at la- 
zimdir. Sakm karsi gelme dedi. 

Ertesi sabah Ahmed pasa ile uzun uzun konusduk. Sonunda 
(Haydi bakayim, Cenab-i Hak, diline ve delillerine kuvvet versin! 
Goriismelerde, inadci ve kibrli goruniirlerse, sozii kisa kesersin. 
Fekat, onlan cevabsiz da birakma! Hakki kabul ederler, insafli ko- 
nusurlarsa, cekinmiyerek bildiklerini hep soyle! Sakm maglub ol- 
ma! Simdi Nadir sah Necefdedir. Carsamba giinii oraya var!) dedi. 
Birkac kisi yola cikdik. Yollarda, verecegim cevablan, gosterece- 
gim delilleri dusuniiyordum. Yolda rastladigim kimseler, sahm yet- 
mise yakm §f 1 mufti topladigmi soylediler. 

-6- 



Kendi kendime dusiindiim. Onlann karsismda soylemekden 
cekinmek dogru olmaz. Fekat, sozlerimi, saha degisdirerek bildire- 
ceklerinden korkulur. En iyisi, meclisde sahin bulunmasmi isterim. 
Necefe iki saatlik yol kalmrsdi. Biri gelip, (Ne duruyorsunuz? Sah 
sizi bekliyor) dedi. Sah, her musafirini, boyle yolda cagirir mi, de- 
dim. Hayir. Senden baska kimseyi boyle acele istememisdir, dedi. 
Bu soz iizerine, kendime (Sahm maksadi, Imamiyye firkasim zorla 
bana kabul etdirmekdir. Beni sikisdiracak, belki de zorlayacak. Fe- 
kat ben, ne aldamrim, ne de korkanm. Olduriilecegimi bilsem, 
dogruyu soylemekden cekinmem. Miislimanlar iki kerre, cok sikis- 
di. Birisi, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" vefatmda idi. 
Bu zeman, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anh" imdada yetisip, fe- 
raha kavusdurdu. ikincisi, Haruniirresidin oglu halife Me'mun 
[Anasi cariye idi. 180 de tevelliid, 218 de vefat etdi. Mezan Tarsus- 
dadir.] Si'i firkasim severdi. Kur'an-i kerime mahluk derdi. Ahmed 
ibni Hanbel [164-241 Bagdadda] "rahmetullahi aleyh" musliman- 
lan bu fitneden kurtardi. Simdi de, iiciincii fitnenin uyanmakda ol- 
dugu goriiliiyor. Benim kusurum, duraklamam, bu fitnenin kiya- 
mete kadar uzamasina sebeb olur. Ya'ni, islamm yiikselmesi ve kii- 
ciilmesi birer sebebe baghdir. Simdi, bu fitnenin ortadan kalkma- 
sina ben sebeb olacagim) dedim. Gayret ve sebat etmege karar 
verdim. Oliimii bile goziime aldim. 

Karsidan iki bayrak goriindii. Yaklasmca, saltanat cadirlanm 
gordiim. Sahin cadin, biiyiik, yedi direk iizerine kurulmusdu. Bin- 
lerce nobetci asker vardi. Birisi bizi karsiladi. Ahmed pasayi, beg- 
leri ismleri ile sordu. Boyle tamdik gibi sormasindan sasirdim. (Ira- 
nm Osmanh devletinde elcisi idim. Ahmed pasa hazretlerine de 
hizmet etmisdim. Adim, Abdiilkerim begdir) dedi. Dokuz kisi da- 
ha geldi. Bunlar gelince, Abdiilkerim beg saygi ile kalkdi. Biiyiik- 
lerden olduklanm anladim. Selamlasdik. Sahin huzuruna buyurun! 
diyerek, biiyiik cadirm perdesini kaldirdilar. Bir arahkdan gecip, 
sahm odasina girdik. Nadir sah, beni goriince, yiiksek sesle (Ab- 
dullah efendi, merhaba! ileri gel) dedi. On adim kadar ilerledik, 
tekrar (ileri gel!) dedi. Daha gitdim. Aramizda iki-iic metre uzak- 
hk kaldi. Oturuyordu. Uzun boylu oldugu anlasihyordu. Basmda, 
boynunda, kolunda cok siislii seridler vardi. Kibrli, gururlu idi. 
Yorgun, ihtiyar gortiniiyordu. Sakah siyaha boyanmis, on disleri 
dtismiisdii. Acik yay gibi kaslan ile gozleri pek giizeldi. Heybetli, 
fekat sevimli bir zat idi. Onu goriince, gonliimde korku kalmadi. 
Yine tiirkce olarak (Ahmed nan ne halde, nasildir?) dedi. iyidir, 
afiyetdedir, dedim. 

-7- 



[O zeman, Osmanh tahtmda, yirmidorduncii padisah olan sul- 
tan birinci Mahmud han vardi. Fekat, bundan onceki sultan iicun- 
cii Ahmed han hayatda idi. 1083 de tevelliid, 1149 [m. 1736] da ve- 
fat etdi. Bagcekapida, yeni cami' ile Misr carsrsi arasmdaki babasi- 
nm annesi olan (Turhan Sultan) ttirbesindedir. 1115 yilmda tahta 
cikdi. 1143 de yeniceri isyam iizerine tahtdan indirildi. Yerine, kar- 
desinin oglu sultan birinci Mahmud gecdi. Deli Petronun maglu- 
biyyeti ve damadi olan Nevsehrli Ibrahim pasamn 1143 de parca- 
lanmasi bunun zemamndadir. 

(Sicill-i Osmani) kitabi, birinci cildde diyor ki, Ahmed pasa, 
Eyyubi Hasen pasamn ogludur. 1129 da Konya, 1130 da Basra ve 
1136 da, babasmin vefatmda Bagdad valisi, sonra Iran iizerine se- 
rasker oldu. 1149 da, yine Bagdad valisi oldu. Binyuzaltmis Zil- 
ka'de aymda vefat etdi. Bagdadda iki def a valiligi yirmi iki sene 
siirmusdur.] 

— Seni ne icin istedigimi biliyor musun, dedi. 

— Hayir, dedim. 

— Biliyorsunuz ki, benim memleketlerim iki kismdir. Biri Tur- 
kistan ile Efgandir. Bunlar, Iranhlara kafir diyorlar. Emrimdeki in- 
sanlann birbirlerine kafir demesi uygun degildir. Seni, kendime 
vekil ediyorum. Onlarla, benim yerime goriiseceksin. Hangi tara- 
fin dogru oldugunu isbat edeceksin. Su aynhgi ortadan kaldiracak- 
sin. Toplanti yerinde her gordugiinii, isitdigini bana haber ver! Ah- 
med nana da bildir, dedi. 

Huzurundan cikmamiza izn verdi. i'timaduddevle, ya'nibas ve- 
zirin yanmda miisafir olmami ve ogle nemazindan sonra, Mollaba- 
si ya'ni diyanet isleri reisi ile bulusmami emr etdi. Oradan, sevine- 
rek cikdim. Yemek icin, i'timadin yanma gotiirdiiler. i'timad, otur- 
dugu yerde selamimi aldi. Kalkmadi, saygi gostermedi. Ben otu- 
runca, o kalkdi, safa geldiniz dedi. Ev sahibi, miisafir oturdukdan 
sonra kalkarmis. Fekat, bunu bilmedigim icin, once sikilmisdim. 
Hatta sahm emri ile kaldinlmasi lazim olan kiifrlerin birincisi ola- 
rak, din alimine saygisizlik yapdi diyerek i'timadin cezalandinlma- 
sim istiyecekdim. Fekat adetlerini ogrenince, saygi gosterdigini an- 
ladim. Yemekden sonra, molla basiyi gormek iizere, hayvanlara 
binip, yola cikdik. Yolda karsima, bir Efganh geldi. Selam verdi. 
Sen kimsin, dedim. Ben Efgan miiftisi molla Hamzayim, dedi. Ara- 
bi bilir misin, dedim. Evet, dedi. (Sah emr etdi ki, acemlerin kiifr 
olan inamslarim, bozuk islerini diizeltecegim. Fekat, kiifr olan bir 
seyde inad ederler, ba'zi inamslarim saklarlar ise, ne yapanm? 
Bunlarm ic yiizlerini bilmiyorum. Sen biliyorsan soyle! Ona gore 
davranayim) dedim. 



— Sahin sozune guvenme! Seni, yalmz konusmak icin, molla 
basrya gonderdi. Konusmalarda, uyamk davran, dedi. 

— Onlann insafsrzligmdan korkanm, dedim. 

— Yok. Ondan korkma! Sah konusmalann, kendisine degisdi- 
rilmeden bildirilmesi icin adim basina, guvendigi adamlan dizdir- 
di. Saha, yanhs birsey bildirilmesine imkan yokdur, dedi. 

Molla basinin cadirma yaklasdim. Cikip, yiiriiyerek karsiladi. 
Kisa boylu idi. Beni list yanma oturtdu. Soz arasmda, bugiin Efgan 
miiftisi Hadi hocayi gordum. Bir ilm deryasidir, dedi. Hadi hoca 
Buhara kadisi idi. Cok alim idi. (Bahrul'ilm) denirdi. Benden dort 
giin once gelmis. Yanmda, Buhara alimlerinden alti kisi varmis. 
Molla basi: 

— Kendisine, BahriiFilm adim nasil yakisdirmis? ilmden hie ha- 
beri yokdur. Ona, imam-i Almin "radiyallahii teala anh" birinci 
halife olacagmi gosteren iki vesika versem, cevabmi bulamaz. Yal- 
mz o degil, Ehl-i siinnet alimlerinin hepsi bir araya gelse, birsey 
soyleyemezler, dedi. 

Oyle cevab verilemiyecek delilleriniz nedir, dedim. 

1- (Once, size soranm ki, hazret-i Peygamber "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" All ibni Ebi Talib ''radiyallahii teala anh" icin 
(Musanin yanmda Harun nasil idi ise, sen de, benim yanunda oy- 
lesin. Yalmz, su (ark varki, benden sonra Peygamber gelmiyecek- 
dir) buyurdu. Bu hadisi, siz de bilirsiniz), dedi. 

— Evet. Hem de meshurdur, dedim. 

— (Iste bu hadis, hazret-i Peygamberden sonra, imam-i Alinin 
halife olacagmi gosteriyor), dedi. 

— Nasil gosteriyor, dedim. 

— (imam-i Alinin Peygamber yanmdaki yeri, Harunun Musa 
yanmdaki yeri gibi gosteriliyor. Yalmz (Ancak benden sonra Pey- 
gamber geimez) diyerek, burada ayrildigi bildiriliyor. Bunun icin, 
hazret-i Alinin, birinci halife olmasi lazimdir. Harunun eceli gel- 
meseydi, Musadan sonra, halifesi olurdu), dedi. 

— Soziiniizden acikca anlasildigma gore, mantik bilgisinde, bu 
sozlerden genel hiikm cikar imis. Genel oldugunu neresinden cika- 
nyorsunuz? 

— (Istisnalarda, izafet, genel ma'na bildirir.) 

— Harun "aleyhisselam", Musa "aleyhisselam" gibi Peygam- 
ber idi. Halbuki, hazret-i Alinin, once de, sonra da Peygamber 
olmadigini siz de biliyorsunuz. Bundan baska, Harun "aleyhis- 
selam", Musa "aleyhisselam"m 6z kardesi idi. Halbuki hazret-i 

-9- 



All "radiyallahii teala anh", Resul-i ekremin "sallallahii aleyhi ve 
sellem" 6z kardesi degildir. Genel olan seyin ise, istisna ile aynl- 
masi, mantik ilminde, zan gosterir. Onun icin, soziin hiikmiinii, 
ma'nasini, bir menzile, bir yer icin aramak lazim olur. Bunun icin 
de, hadis-i serifdeki menzile kelimesinin sonundaki (t) harfi, bir 
tek ma'nasini bildiriyor. (Harunun yerinde) izafeti, izafetlerin co- 
gunda oldugu gibi, izafet-i ahdiyyedir. Ya'ni genel ma'na bildir- 
mez. (Ancak) kelimesi de (Fekat) demekdir. O halde, soziin 
ma'nasi, kat'f degil zanni oldu. Boyle sozlerde, belli olmiyan bir- 
sey, baska bilgiler yardimi ile anlasilir. Ya'ni (menzile) ile (Harun) 
arasmdaki baglanti, Harunun yalmz, beni Israil icin halife oldugu- 
nu gosterdigi gibi, hazret-i Alinin "radiyallahii teala anh" de Te- 
biik gazasinda Medine-i miinevverede halife birakildigim gosterir, 
dedim. 

— (Halife birakmak, onun tistiin oldugunu bildiriyor. Birinci 
halife olmasi lazim gelir), dedi. 

— Oyle ise, Abdullah ibni iimm-i Mektumun "radiyallahii teala 
anh" da halife olmasi lazim gelir. Ciinki, Resul-i ekrem "sallallahii 
aleyhi ve sellem" Onu ve baskalanm da, Medine-i miinevverede, 
halife, ya'ni kendi yerine vekil birakmrsdi. Su halde, halifelikde bi- 
rinciligi, buna ve baskalanna vermeyip de, hazret-i Aliyi "radiyal- 
lahii teala anh", ayirmamzin sebebi nedir? Bundan baska, yerine 
vekil birakilmak, iistunliige sebeb olsaydi, Ali "radiyallahii anh" 
(Beni kadmlarla, cocuklarla, zevalhlarla birlikde mi birakiyor- 
sun?) diyerek iiziilmezdi. Fahr-i alem "sallallahii aleyhi ve sellem" 
efendimiz de, Alinin "radiyallahii anh" gonliinii almak icin (Sen 
benim yanimda Harunun Mussi yamndaki yeri gibi olmagi begen- 
miyor musun?) buyurmazdi, dedim. 

— (Ehl-i siinnetin Usui bilgisine gore, sebebin ayn olmasma de- 
gil, soziin genel olmasma bakihr.) 

— Vesika olarak, sebebin ayn olmasim ele almryorum. Ancak, 
hadis-i serifdeki, belli olmiyan birseyin, yalmz, (Hususi) oldugunu 
gosteren bir isaret oldugunu soyliiyorum, dedim. Susdu. 

Bundan baska, bu hadis-i serif, zaten sened olarak gosterilmez. 
Ciinki, sozbirligi ile bildirilmis degildir. Kimi sahih, kimi hasen, ki- 
mi de za'if hadisdir, dedi. ibniilcevzi ise, mevdu' oldugunu bildir- 
mekdedir. [Ebiilferec Cemaleddin hafiz Abdurrahman bin Aliy- 
yiilcevzi "rahmetullahi aleyh" biiyiik hadis alimidir. 508 de Bag- 
dadda tevelliid, 597 [m. 1201] de orada vefat etdi. Yiizden fazla ki- 
tab yazdi. Mugni admdaki tefsiri meshurdur.] Bununla, imam-i 
Alinin "radiyallahii teala anh" birinci halife olmasi, nasil anlasilir 
ki, delilin meshiir nass olmasi lazimdir, dedim. 

-10- 



— (Evet dyledir. Delilimiz, yalmz bu degildir. (Aliye, mii'min- 
lerin emiri olarak selam veriniz) hadisi delildir. Bundan Alinin 
Peygamber oldugu anlasilmasa bile, birinci halite olmasma diye- 
cek yokdur), dedi. 

— Bu hadis-i serif, bizce mevdu'dur. Ehl-i siinnet alimlerinin 
"rahmetullahi teala aleyhim ecma'fn" kitablarmda, boyle bir sahfh 
hadis yokdur, dedim. Dusundii. Birdenbire: 

— (Baska bir delil soyleyecegim ki, ma 'nasim cevirmege imkan 
yokdur. (Geliniz! Cocuklaruuzi ve cocuklanmizi cagirahm!) ayeti 
delilimdir), dedi. 

— Al-i Imran suresinin altmisbirinci ayeti olan bu ayet-i kerime, 
nasil delil olur dedim. 

— (Necrandan, hiristiyanlar, Medineye gelip inanmaymca, Re- 
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" bunlara, (Gelin, ichnizden 
yalanci olana, Allahdan la'net isteyelhn) buyurdu. Ve Ali, Fatima, 
Hasen ve Hiiseyni ahp meydana cikdi. Diiaya cikan, cikmayanlar- 
dan elbet daha iistiindiir), dedi. 

— Bu dediginiz, menkibedir. Ustunliigu gostermez. Ciinki Es- 
hab-i kiramdan "radiyallahii teala anhiim ecma'fn" herbirinin bir 
menkibesi vardir ki, baskalannda bulunmaz. Tarih okuyanlar, bu- 
nu iyi bilir. Bundan baska, Kur'an-i azimiissan arabi dil ile indi. 
Mesela, iki asiret arasmda harb baslamak iizere iken, biri (Ben asi- 
retimdeki yigitleri ahp cikacagim. Sen de secilmis, kahramanlanm 
ahp cikmalism) dese, bu soz, ikisinin de asiretinde, meydana cikan- 
lardan baska, yigit adam bulunmadigina delil olamaz. Diiada, ak- 
raba ve yakmlan ile birlikde bulunmak kalbin kinkligi ve diiamn 
cabuk kabul olmasi icindir, dedim. 

— (Bu, sevgisinin coklugunu gosterir), dedi. 

— Bu cibilli, tabi'i, yaratihsda bulunan bir sevgidir. insamn ken- 
di kendini, cocuklanm sevmesi gibidir. Bunda iistiinluk aranmaz, 
dedim. 

— (Baska bir sey daha var. Peygamber "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem " hazret-i Aliyi kendisi ile beraber saymisdir), dedi. 

— Sen daha, iisul ilmini ve belki de arabiyi bilmiyorsun! Delil 
sandigm (enfus) kelimesi, cem'i killetdir. Cem' olan (na) ya bag- 
lanmisdir. Cem'in cem' karsismda bulunmasi ise, birlerin binlere 
boliinmesine sebeb olur. Mesela boliik bindi demek, boliikdeki 
erlerin hepsi atlarma bindi demekdir. Birden cok olana cem' de- 
nir. Nur suresinin yirmialtmci ayeti olan (Bunlar onlarin dedikle- 
ri gibi degildir) kelammda, hazret-i Aise "radiyallahii anha" ile 
Safvan "radiyallahii anh" bildirilmekdedir. Bunun gibi, Tahrim 

-11- 



suresinin dordiincii ayetindeki (kalbleri), cem' oldugu halde, man- 
tik ilmine gore, ikiyi gosteren zamire baglamnca iki kalb olmusdur. 
Bunlar gibi Hasen ve Hiiseyn "radiyallahii anhiima" icin cem' ola- 
rak (cocuklanmiz) ve hazret-i Fatima "radiyallahii anha" yalniz 
bulundugu halde, cem' halinde (kadmlar) denilmesi, mecazdir. Bu 
ayet-i kerime, eger, hazret-i Alfnin birinci halife olacagim goster- 
seydi, Hasen, Hiiseyn ve Fatima "radiyallahii teala anhiim" hazret- 
lerinin de, sira ile halife olmalan lazim olurdu. Halbuki, hazret-i 
Fatima halife olamaz, dedim. 

— (Benim bir delilim daha var. Maide suresinin ellisekizinci 
ayetinde mealen, (Elbet, sizin veliniz, sahibiniz, Allahii teala ve 
Oil u /i Resulii ve iman edenlerdir) buyuruldu. Tefsir alimleri soz- 
birligi ile bildiriyor ki, hazret-i Ali "radiyallahii anh" nemazda 
iken, birfakire yiiziigiinii sadaka verince, bu ayet-i kerime nazil ol- 
du. Ayet-i kerimedeki (inne-ma) yalniz o demekdir. Ya'ni, ona 
mahsusdur. Veli kelimesi de, tesarrufa, idireye en elverisli demek- 
dir, dedi. Ve, siz Sahabe-i kirami nasil bilirsiniz?) dedi. 

— Adil, ozii, sozii dogru biliriz dedim. 

2 — (Kur'an-i kerimdeki pekcok ayetler, Eshabi azarlamakda- 
dir dedi. Miinafik olduklarmi, Resulullaha, elem, aci verdiklerini 
bildiren ayetler cokdur. Mesela, Tevbe suresinin ellidokuzuncu 
ayeti ve Miicadele suresinin sekizinci ayeti ve Miinafikun suresi- 
nin birinci ayeti ve Muhammed suresinin onaltmci ve yirmi ve 
yirmidokuzuncu ve otuzuncu ayetleri bunlardandir, dedi. Bun- 
dan baska, Tevbe suresinin yiizikinci ayeti ve Feth suresinin on- 
birinci ve onikinci ve onbesinci ayetleri ve Hucurat suresinin dor- 
diincii ayeti gosteriyor ki, Medinede ba'zi miinafiklar o kadar 
gizli cahsiyorlardi ki, ehaliye degil, Fahr-i alem efendimize bile 
sezdirmiyorlardi. Enfal suresinde, (Resulullaha karsi gelenler, 
meshur Bedr gazasmdan cayarak, diismam gormeden once geri 
donenler, mWminlerin, canlanna minnet bildikleri o giiniin sere- 
finden kacanlar, hep onlardir) buyuruluyor. Bunun icindirki, giz- 
li seyleri bilen Allahii teala u celle celaliih", Enfal suresinin altm- 
ci ayetinde miinafiklarm kotii niyyetlerini aciga cikarmakdadir. 
Huneyn gazasmda kacanlar ve cok sayida olmalarma giivenerek, 
Al-iimran suresinin onuncu ve yiizonaltmci ayetlerinin inmesine 
sebeb olanlar, yine bu miinafiklar dandir. Bunlar, Uhud faciasm- 
da, Fahr-i kainat hazretlerini diismanlarm eline birakip daga kac- 
dilar. Mubarek yiiziiniin yaralanmasma ve iki disinin sehid ol- 
masma ve kisrakdan diismesine sebeb oldular. Hatta yardim iste- 
diginde, duymamazhkdan geldikleri icin, Al-i Imran suresinin yii- 
zelliiicuncii ayet-i kerimesi ile, Allahii teala tarafmdan azarlandi- 

-12- 



lar. Tebiikdeki meshur hareketlerinden dolayi da, Tevbe suresinin 
otuzdokuzuncu ayet-i kerimesi ile tekdir ve tehdid edildiler. 

Biitiin bunlardan anlasihyor ki, hazret-i Peygamberin Eshabi 
isyan ederler, Ona karsi gelirlerdi. Firar etdiklehni bildiren ayet-i 
kerime, birkacimn degil, hepsinin kacdigim gostermekdedir. 
Giinki, Tevbe suresinin kirkiiciincii ayeti, azablarim ve azarlan- 
diklanni acikca bildirmekdedir. Fahr-i alem "sallallahii aleyhi ve 
sellem", onlann geri donmelerine izin verdigi icin, Tevbe suresi- 
nin kirkdordiincii ayet-i kerimesi He, o Nebiy-yi zisanin da azar- 
lanmasma sebeb oldular. Bunlardan baska, hicretin besinci yih- 
nm onbirinci aymdaki Ahzab ya 'niHendek gazasmda, Ahzab su- 
resinin oniiciincii ve onbesinci ayetleri He ve daha nice ayetlerle 
tekdir edildiler ve kotiilendiler. Boyle kimselere nasil olur da, 
adil denir? Onlann isleri ve sozleri, din islerinde nasil sened olur? 
Onlara inanmak, giivenmek, akla da, ilme de uygun degildir), de- 
di. 

— Eshab-i kirami "aleyhimiirndvan" kotulemek icin, vesika 
olarak bildirdigin ayet-i kerimelerin hepsi, miinafiklar icin gelmis- 
dir. Bunda, kimsenin siibhesi yokdur. Hatta, Sfiler de, boyle oldu- 
gunu sozbirligi ile soylemekdedir. Miinafiklar icin geldikleri bili- 
nen bu ayet-i kerimeleri, ayetler ile medh-u sena edilen Eshab-i ki- 
rama "aleyhimiirndvan" bulasdirmaga kalkismak, boylece, O bii- 
yiikleri lekelemek istemek, adalete ve insafa sigmaz. Onceleri, mii- 
nafiklann sayisi cokdu. Sonra, azalmaga basladi. Fahr-i alem "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" efendimizin, 6mr-i serifinin sonuna dog- 
ru, miinafiklar, dogru olan mii'minlerden ayird edildi. Allahii te- 
ala, Al-i imran suresinin yiizyetmisdokuzuncu ayet-i kerimesi ile, 
tayyibleri habislerden ayird eyledi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem" efendimiz hazretleri, (Ocakdaki ate$, demiri, pislikden 
ayirdigi gibi, Medine de, insanlarin iyisini, kotiisiinden ayinyor) 
buyurdu. [Ya'ni demircilerin kullandigi ocak, yiiksek finnlar, de- 
mirdeki curufu, gang denilen kotii maddeleri ayirdigi gibi, Medine 
sehri de, insanlarin kotiisiinii iyisinden ayirir buyurdu.] Bunun icin 
mtinafiklan bildiren ayet-i kerimeleri Eshab-i kirama yiiklemek, 
nasil dogru olur? Al-i imran suresinin yiizonuncu ayetinde me- 
alen, (Siz iimmetlerin en hayrhsi, en iyisi oldunuz) buyuruldu. Bu 
ayet ile, Allahii tealamn medh-u sena buyurdugu kimseler, nasil 
olur da, miinafiklarla bir tutulur? 

Allahii teala, Eshab-i kirami, bircok ayet-i kerime ile ovdii. 
Tevbe suresinin ellidokuzuncu ayetinin (Havaric) kabilesinin 
reisi (Ibni zil Huvaysira bin Zuheyr) icin geldigini biitiin tefsir- 
ler yaziyor. Bu ayet-i kerimeyi Sahabe-i kirama "ndvanullahi 

-13- 



teala aleyhim ecma'in" yiiklemek, ilm adamma yakismaz. Buhari- 
yi serif kitabinda, bunu aciklayan yazilan burada soylemek yerin- 
de olur. Ebu Sa'id-i Hudri "radiyallahii anh" diyor ki, Resulullah 
"sallallahti aleyhi ve sellem" efendimizin yamnda idim. Mubarek 
nurlu yuziinii gormekle lezzet aliyordum. Kendisi, Huneyn gaza- 
sinda kafirlerden alman ganimet mallanni dagitryordu. Bern Te- 
mim asiretinden Huvaysira kapidan iceri girdi. (Ya Resulallah! 
Adaleti gozet!) dedi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" (Sa- 
na yaziklar olsun! Ben adalet yapmazsam, kim yapar? Adalet iize- 
re olmasaydun, cok zarar ederdin!) buyurdu. O sirada, Eshab-i ki- 
ramdan Omer-iil-Faruk "radiyallahii anh" ayaga kalkip, (Su cahili 
oldiirmege miisaade buyur) dedi. (Birakiniz! Qiinki, bu adamin ar- 
kaclaslan varclir. Sizin gibi nemaz kilarlar. Sizinle birlikde oruc tu- 
tarlar, Kur'an-i kerini okurlar ise de, Allahii tealamn kelami bo- 
gazlarindan asagi inmez. Bunlar, ok yaydan cikdigi gibi, dinden di- 
san cikarlar. Okuna ve hedefe ve $i$eye bakinca, hicbirini gore- 
mez. Halbuki, ok siseye varnus, tlelmis, kani akitmisdir. Bunlann 
icinde bir kimse olacakdir ki, rengi siyahdir. iki kolundan biri hay- 
van memesi gibidir. Durmadan damlar) buyurdu. Ebu Sa'id-i Hud- 
ri diyor ki, hazret-i Ali "radiyallahii anhuma" halife iken, hariciler- 
le muharebe etdi. Esirler arasinda, boyle bir adam gordiik. Tam, 
Resulullah efendimizin bildirdigi gibi idi. Bu ayet-i kerimenin in- 
mesine sebeb, miinafiklardan Ebiilhavat admda birisinin (Ey arka- 
daslar! Sahibinize nicin bakmiyorsunuz! Size mahsus olan esyayi, 
koyun cobanlarma vererek adalet yapdigim gostermek istiyor) de- 
mesidir denildi. 

Miicadele suresinin sekizinci ayeti de, yehudiler ve munafiklar 
icin inmisdir. Ciinki bunlar, mu'minlerden gizli olarak, aralarmda 
toplamr ve goz, kas isaretleri ile, Eshab-i kirami aldatmaga cahsir- 
lardi. Mii'minler, bunlann baslarma agir bir felaket geldigini, aci- 
lanm kimseye duyurmamak icin gizli konusduklanm sanarak bun- 
lara acirlardi. Fekat, boyle gizli konusmalarm uzun zeman surme- 
si, bunlann iclerini ortaya cikardi. Eshab-i kiram "aleyhimiirnd- 
van", kotii niyyet ile yapilan bu gizli toplantilara son verilmesi icin, 
Fahr-i alem "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimize sikayet etdi- 
ler. Boyle toplantilara son verilmesini emr buyurdu. Fekat, miina- 
fiklar dinlemedi, hiyanetlerine devam etdiler. Bunun iizerine, Mii- 
cadele suresinin sekizinci ayetinde, mealen (Gizli toplanti yapma- 
lari yasak edilenleri gormedin mi? Bunlar, yasak edildigi halde, vi- 
ne gizli toplandilar. Giinah, diisiiiaiilik ve Resulullaha karsihk icin 
toplaniyorlar) buyuruldu. Bunlann yasak emrini dinlemeyip, yine 
toplanmalan, Resulullaha karsi gelmekdir. 

-14- 



Miicadele suresinin sekizinci ayetinde mealen, (Sana selam 
verdikleri zeman, Allahii tealamn, seni selamladigi gibi vermiyor- 
lar) buyuruldu. Bu ayet-i kerimede yehudiler azarlanmakdadir. 
Yehudiler, Resulullahin yanma geldikleri zeman, (Size selam ol- 
sun) yerine, (Size sam olsun) derlerdi. Resulullah "sallallahii aley- 
hi ve sellem" de (Size de olsun!) buyururdu. Emin olmak, korku- 
suz olmak demek olan selam yerine, Slum demek olan sam derler- 
di. Boylece, yaratilmislarm, gecmis, gelecek biitiin insanlarm en 
iistiinu olan Fahr-i kainati aldatacaklanm samrlardi. Kendisinden 
aynldikdan sonra, aldatdiklanm, eger gercekden Peygamber ol- 
saydi, bu kotuliiklerinden dolayi, kendilerine azab gelmesi lazim 
oldugunu soylerlerdi. Bunun icindir ki, bu ayetin sonunda, (He- 
sablarimn sonu Cehennem azabidir) buyuruldu. (Buharf) kitabm- 
da diyor ki, yehudiler, Peygamberimiz "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" efendimizin huzuruna geldikleri zeman, kotii adetlerine 
gore, siibheli, bozuk selamlanm soylerlerdi. Aise "radiyallahii an- 
ha" bunu anlayip ofkelendi. Resulullah efendimiz, ofkelenmenin 
yeri olmadigim, (Size de olsun!) dedigini, diiasimn kabul buyurul- 
dugunu soyledi. 

Miinafikun suresinin birinci ayetinde, (Miinafiklar, sana geldi- 
gi zeman) kelami, Abdullah bin Selul ve arkadaslanni gostermek- 
dedir. Eshab-i kiram ile hicbir alakasi yokdur. 

Muhammed suresinin onaltinci ayetinde mealen, (Onlardan, 
seni dinleyenler, yamndan cikdiklari zeman...) buyuruldu. Bu 
ayet-i kerime de, miinafiklar icin gelmisdir. Miinafiklar, Resulul- 
lahin "sallallahii aleyhi ve sellem" yanmda bulunup, sozlerini isi- 
tirler ise de, anlamak istemezlerdi. imam-i Mukatil [Belhlidir. 
150 de Basrada vefat etdi.] tefsirinde diyor ki, Resulullah "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" hutbede, miinafiklara nasihat verirken, 
onlar anlamamazhkdan gelerek, Abdullah ibni Abbasdan sorar- 
lar, (Bu ne demek istiyor) derlerdi. Abdullah ibni Abbas "radiyal- 
lahii anhtima" ba'zan bana sorarlardi diye, bunu haber veriyor. 
Adalet sahibi olan Allahii teala, sadik olan, canla basla hizmet 
eden mii'minleri, miinafiklardan ayirarak, Muhammed suresinin 
onaltinci ayetini gonderdi. Bu ayet-i kerimede mealen, (Onlarin 
kalblerini Allahii teala miihiirledi...) buyuruldu. Eshab-i kirami 
da, bundan sonraki ayet-i kerimede hidayet ve necat ile miijdele- 
di. Sa'id bin Ciibeyr "radiyallahii anh" diyor ki, Muhammed sure- 
sinin yirminci ayetinin, (Kalblerinde hastahk olanlan gordiin) 
meali, miinafiklan acikca gostermekdedir. Ciinki, iic diirlti kalb 
vardir: Biri, mii'minin kalbidir. Temiz ve sevgi ile Allahii teala- 
ya baghdir. ikincisi kasi ve olii kalbdir. Kimseye acimaz... TJcun- 

-15- 



ciisii, hasta olan gontildtir. Hastalik, mtinafikhk hastahgidir. Alla- 
hti teala, bu tie kalbi de, Hac stiresinin ellibirinci ayetinde bildiri- 
yor. Bu ticden, ikisi azabdadir. Biri, kurtulucudur. Mti'minin kalbi 
selfmdir. Allahti teala, kalb-i selimi medh ve sena buyuruyor. 
Sti'ara stiresinin seksensekizinci ayetinde mealen, (O giin, mal ve 
cocuklar faicle vermez. Yalniz, kalb-i selim ile gelen faidelenir) bu- 
yuruldu. 

Beni Anber kabilesi kafir idi. Bunlan, Eshab-i kiram hazretle- 
rinin sirasma koymak, akl ile de, ilm ile de pek yanhsdir. 

Bedr gazasma gelince, sizin de, bizim de, kitablanmizda acikca 
bildirildigi tizere, Enfal stiresinin birinci ayetinde bildirildigi gibi- 
dir. 

Huneyn gazvesindeki dagilmak da, kacmak degildir. Bir tedbir, 
bir harb oyunu idi. Her savasda, ilerleme oldugu gibi, ba'zan cekil- 
me de olur. Bununla beraber, bu dagilanlar, Eshab-i kiramm bti- 
ytikleri degildi. Birkac ay once, Mekkenin fethinde, azad edilmis 
olan esirlerdi. Sonunun zafer olacagi belli idi. Hatta bu cekilmenin 
zafere yol acdigi, Tevbe stiresinin yirmiyedinci ayetinin, (Sonra, 
Resuliine ve mii'minlere sekine indirdi) meal-i serifi ile bildiril- 
mekdedir. Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" bunu bildigi 
igin, o gun dagilanlara, sonra hicbirsey soylemedi. Hicbirine daril- 
madi. Bizim dil uzatmamiz, dogru olur mu? Sfi firkasmin alimle- 
rinden Ebulkasim sfmin (Kitabii$$erayi') risalesinde (Oltim ve he- 
lak tehlukesi oldugu zeman muharebeden kacmak caizdir) denildi- 
gine gore, Huneyn gazasmda cekilen Eshaba "radiyallahti teala 
anhtim ecma'in" dil uzatmamak lazim gelmez mi? 

Uhud gazasmdaki firar ise, yasak edilmeden once idi. Allahti 
tealamn bunlan afv buyurdugu, Al-i imran stiresinin yuzellibesin- 
ci ayetinde bildirilmekdedir. 

Al-i Imran stiresinin yuzelliucuncti ayet-i kerimesinden onceki 
(Allahii teala, sizi afv etdi) mealindeki mujdenin, bu sonraki ayete 
bagli bulundugunu her tefsir bildirmekdedir. 

Tevbe stiresinin otuzdokuzuncu ayetinde mealen, (Ey iman 
edenler! Cihada gidiniz denildigi zeman, size ne oldu?) buyuruldu. 
Bu meal, Eshab-i kirami "radiyallahti teala anhtim ecma'in" kotti- 
lemek, azarlamak degildir. Gevsek davrandiklan, kendilerine ha- 
ber verilmekdedir. Hepsine bildirilmekdedir. Bunlarm arasmdan 
hazret-i Alinin "radiyallahti anh" ayird edilecegi bildirilmemisdir, 
dedim. Molla basi soz ahp: 

3 — (Hilafetinin kabuliinde anlasmazhk olan kimsenin halite 
olmasi dogru olur mu? Beni Hasim, Eshab-i kiramm bilyuklerin- 

-16- 



den idi. Halifeyi, uzun zeman soma zorile kabtil etmislerdi. Boyle 
halite kabtil edilir mi?) 

— Hazret-i Ebu Bekrin "radiyallahii teala anh" halifeligini bii- 
tiin Sahabe "radiyallahii teala anhiim ecma'in", sozbirligi ile kabul 
etdi. Inad etmiyen herkes bunu boyle bilir. Hazret-i Ali "radiyalla- 
hii teala anh" ile yanmda bulunan birkac Sahabinin "radiyallahii 
teala anhiim ecma'in", sonra bi'at etmeleri, kabul etmediklerinden 
degildi. Kendileri cagnlmadigi, secimde bulunmadiklan icindi. Za- 
ten, birkac kisinin ayri kalmasi, cogunlugun secmesini degisdire- 
mezdi. Degisdirseydi, hazret-i Alinin "kerremallahii teala vecheh" 
halife oldugu, halife secildigi zeman degisdirirdi ve onun halifeligi 
dogru olmazdi, dedim. 

4 — (Molla basi, sozii degisdirerek, Ebu Bekr, hazret-i Fatima- 
mn hakkini zorile elinden aldi. (Biz, Peygamberler mtras birakma- 
yiz. lii/im birakdiklanmiz, sadaka olur) hadis-i serifini ileri siire- 
rek, onun hakkini vermedi. Hayber muharebesinde, Cebrail "aley- 
hisselam", Isra stiresinin yirmialtmci ayetinin (Sana yakui olana, 
hakkini ver!) meal-i serifindeki emri getirince, Peygamber efendi- 
miz (Yakm olan kimdir?) buyurdu. Yakm olan, Fatimadir denil- 
misdi. Bunun uzerine, Fatimaya (Fedek) denilen hurma bagcesi- 
nin verildigini Umm-i Eymen ve Esma bint-i Umeys ve Ali ibni 
Ebi Talib haber vermisdir. Bu sahidler varken, kendinin haber ver- 
digi bir hadis ile, elinden almasi, zulm degil de ya nedir? Halleri, is- 
leri boyle olan bir halifeyi kabtil etmek islamiyyete uygun olur 
mu), dedi. 

— Hazret-i Fatimanm Fedek hurmahgim istemesi, iki sebeble 
olabilir: Hurmahk bana miras kaldi, der. Yahud, onceden bana 
verilmisdi. Benim mtilkiim idi, der. Sizin bu soziiniizden, miilkii 
oldugu icin istedigi anlasihyor. Fedek bagcesinin Fatima "radi- 
yallahii anha" hazretlerine onceden verilmis oldugunu, Onun 
miilkii oldugunu, Ehl-i siinnet alimlerinden hicbiri bildirmemis- 
dir. Hicbir islam kitabinda da yazih degildir. Biitiin kitablar, bu 
hurmahgi, babasindan miras kaldigi icin istedigini yazmakdadir. 
(Buhari-yi §erif) kitabinda acikca bildirilen bu vak'a, (elinden zor 
ile ahndi) seklinde, nasil degisdiriliyor? Hadis-i serifler, boyle de- 
gisdirmege meydan birakmiyacak kadar acikdir. Ciinki, Fedek 
hurmahgi, Peygamber efendimizin elinde idi. Vefat edince hali- 
fesi olan Ebu Bekrin idaresine gecdi. Hazret-i Fatima miras ola- 
rak istedi. O da, hadis-i serife uygun cevab verdi. Resulullahin ak- 
rabasmi, kendi akrabasmdan daha iistiin tutdugunu yemin ede- 
rek bildirdi. Bunlar (Buhariy-yi §erif) kitabinda yazihdir. Bu ha- 
dis-i serifi, yalmz Ebu Bekr haber verdi demek, pek yanhsdir. Bu 

— 17 — Hak Soziin Vesikalan: F-2 



hadis-i serifi, Omer, Osman, All, Talha, Ziibeyr, Abdurrahman, 
Abbas ve Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizin 
mubarek zevceleri de haber vermisdir. Buhariy-yi serifde yazih- 
dir. imam-i Muhammed bin Isma'il Buhari buyuruyor ki, Ishak 
bana dedi ki, bu hadis-i serifi, Malik bin Enesden isitdim. O da, Ib- 
ni Sehab-i Ziihriden isitmis. Ona da, Malik bin Evs haber vermis. 
Ben, Malik bin Evse "radiyallahii anh" gidip sordum. Bana dedi 
ki, ogleden evvel evimde oturuyordum. Hazret-i Omerin adami 
geldi. Halife seni istiyor, dedi. Halifenin huzuruna gitdim. Halife 
bir serir [kanepe, sira] iizerinde oturuyordu. Kanepede dosek 
yokdu. Bir yasdiga dayanmisdi. Selam verdim. Oturdum. Bana 
dedi ki, sizin asfretinizden birkac kisi geldi. Kendilerine para ve- 
rilmesini emr etdim. Bu parayi almak ve onlara dagitmak icin, si- 
zi istedim. Ahmz, dagitimz! Halifeye, beni ma'zur buyurmasim, 
bu emri baskasma yapdirmasim istirham etdim. Fekat, israr etdi- 
ler. Red edemedim. O sirada, odaci gelerek, Osman, Abdurrah- 
man, Ziibeyr, Sa'd ibni Ebi Vakkas "radiyallahii anhiim" iceri gir- 
mek icin izn istediklerini soyledi. izn verdi. Girdiler. Oturdular. 
Biraz sonra, hazret-i All ve Abbas "radiyallahii anhuma" da iceri 
girmege izn istiyorlar, denildi. izn verildi. Geldiler. Oturdular. 
Hazret-i Abbas, soze baslayip, All "radiyallahii anh" ile, Allahii 
tealamn Resulullaha ihsan eyledigi (Beni Nadr) mahndan dolayi 
hasil olan anlasmazhgm giderilmesini istiyoruz dedi. Once gelen- 
lerin de rahat etmeleri ve razi olmalan icin, bu isin gortisiilmesini 
istedi. Once halife soze baslayip, yeri ve gokleri yaratan ve her an 
varhkda durmalarma izn veren Allahii tealamn uluhiyyet ve izze- 
ti hakki icin sizden soranm ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem ", (Biz Peygamberler infras birakmayiz! Birakdiklanmiz sacla- 
ka olur) buyurdu mu? Bu hadis-i serifi soylediginden haberiniz 
var mi, dedi. Once gelen Osman ve arkadaslan, evet, haberimiz 
var, soyledi, dediler. Halife sonra, Aliye ve Abbasa donerek, aym 
soruyu tekrarladi. ikisi de, evet biliyoruz, dedi. O halde, bu isde 
verilecek hlikmii dinleyebilirsiniz: Cenab-i Rabbtiralemm "teala 
ve tekaddes" bu mah ganimet olarak vermisdir. Bunu yalmz Ha- 
bib-i ekremine ihsan etdigini ve bu salahiyyeti baskasma bahset- 
medigini, Hasr suresinin altinci ayeti gostermekdedir. Fahr-i ka- 
inat efendimiz, bugiin mevcud olan kismi kalmcaya kadar, hepsi- 
ni sarf etmis ve islamiyyete uygun olarak dagitmisdir. Coluk cocu- 
gunun mesru' ihtiyaclanm o ganimetlerden ayinr, fazla kalam 
beyt-iil-maldan hakki olanlara verirdi. Siz ne dersiniz? Resulullah 
boyle yapmaz mi idi? Halifenin bu siialine, orada bulunanlar, hep 
birden evet oyledir, dediler. 

-18- 



Halife hazretleri soztine devam ederek: Resulullah vefat edin- 
ce, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahil anh" idareyi eline aldi. Resulul- 
lahm yapdigim, o da, oylece yapdi. Oliinceye kadar, oyle idare et- 
di ki, idaresinde hicbir kusur yok idi. Simdi siz ikiniz beni konus- 
durmaga, benden sormaga geldiniz. Siialiniz bir oldugu gibi isiniz 
de birdir. Sen hazret-i Abbas! Kardesinin oglu Alinin hakkini, haz- 
ret-i All de, zevcesinin babasindan kalan hakkini sormaga geldiniz. 
Size, kendinizin, isitdik dediginiz (Biz minis birakmayiz...) hadis-i 
serifini anlatdim. Sonra, Resul-i ekrem efendimizin hakh halifesi 
olan Ebu Bekr-i Siddikin yapdigim bildirdim. Halife oldugum giin, 
bu isin idaresini ikinize birakmisdim ve bu isi onceki gibi idare et- 
menizi size sart eylemisdim. Hazret-i Osmamn ve arkadaslarmm 
yamnda, hazret-i Ali ile Abbasm siialine karsi, bu sart ile verilmis 
oldugunu bildirdi. Simdi siz, buna uymayan bir is yapmaga izn is- 
temek icin gelmis iseniz, yeri ve gokleri yaratamn buyiiklugiine ye- 
min ederim ki, Allahii tealamn ve Onun Resuliiniin nzalarina uy- 
miyan bir isin yapilmasina izn vermem. idaresinden aciz iseniz, ba- 
na geriye veriniz! Sizin ihtiyaclanmzi te'min ederim, dedi. Urve 
Tebn-i Ziibeyrden burasi soruldukda, Malik bin Evs "radiyallahii 
anhiima"den boylece isitmis oldugunu tekrar bildirdi. Sonra, Re- 
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizin mubarek zevce- 
si Aise "radiyallahii anha" hazretlerinden gelen bir haberi de soy- 
le anlatdi: Birgiin, ezvac-i tahirat "radiyallahii anhiinne" ganimet- 
den kendilerine diisen hisse mikdarlarim, o zeman halife olan ba- 
bamdan sorup anlamak icin, beni babama gonderdiler. (Cenab-i 
Hakdan korkmuyor musunuz? Resulullah efendimizin, (Biz Pey- 
gamberlerin mfrasi olmaz) hadis-i serifi, sizin hisseniz olmadigim 
gosteriyor. Bu hadis-i serifi hatirlar mism?) buyurdu. Bu red ceva- 
bim almca, hatirladim ve geri dondiim. 

Meydanda olan bu kadar deliller varken, cahilce inad edenle- 
rin, kotii diisiinceli kimseler olduklanm anlatmak icin, Buhari ki- 
tabmdaki hadis-i serifi, oldugu gibi bildirdim. Bu hadis-i serifi, Re- 
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizden, hazret-i Ebu 
Bekr "radiyallahii anh" isitmisdir. Kendisi icin, en saglam bir delil- 
dir. Ciinki birseyi ogrenmek, tic yol ile olur: Birincisi, his etmek, 
duymak. ikincisi, herkesden isitmek. Ucunciisti, Resulullahdan 
isitmekdir. Hazret-i Fatimamn, bu hadisi isitmemesi, bunun yok 
olmasim gostermez. Hazret-i Ali ile Abbasin tasdik etmesi ve haz- 
ret-i Aisenin ezvac-i Peygamberiyi ikna ederek haklanm istemek- 
den vazgecmeleri, bunda hie siibhe birakmaz. Hazret-i Fatima iki 
kadm sahid getirdi demeniz de dogru degildir. Hazret-i Ali ile 
Umm-i Eymeni "radiyallahii teala anhiim" sahid gostermisdi. Yal- 

-19- 



niz Umm-i Eymen kadindir. Boyle oldugu, Si'i alimlerinden Ibniil- 
Mutahhir Hasen bin Yusiif Hullmin (Nehciilhak) kitabmda da ya- 
zilidir. Bu ise, islamiyyete uygun bir iddia olmaz. Ciinki, hazret-i 
All "radiyallahii anh" bir yehudiye karsi zirh icin da'va acmisdi. 
Hazret-i Hasen ile, kendi kolesi Kanberi sahid gostermisdi. Hakim 
olan kadi Siireyh, oglun babasma sahidligi caiz olmiyacagi icin, bu 
da'vayi red etmisdi. imam-i All "radiyallahii anh" halife oldugu 
halde, islamiyyetin ve akhn emrine uyarak, razi olmusdu. 

[Ibni Mutahhir-i Hulli, 684 de tevellud, 726 [m. 1226] da vefat 
etdi. imamiyye firkasi alimlerindendir. Yiizlerce kitab yazmisdir. 
Kadi Siireyh, hazret-i Omer tarafmdan "radiyallahii teala anhii- 
ma" Kufe kadisi yapilmisdi. Burada, altmis seneye yakm hakimlik 
yapdi. 87 de, yiiz yasinda vefat etdi. Bunu, kadi Siireyk ile kansdir- 
mamah. Kadi Siireyk, imam-i a'zam Ebu Hanifenin arkadasi idi. 
Halife Mensur tarafmdan Kufe kadisi yapilmisdi, 95 de tevellud, 
177 [m. 793] de Kufede vefat etmisdir]. 

Biitiin bu vesikalar hice sayilarak, halife Ebu Bekr-i Siddikm 
"radiyallahii teala anh", Fedek hurmahgim zorla aldigi diisunuliir- 
se, hazret-i Ali "radiyallahii anh" halife olunca, hersey elinde ve 
emrinde iken, bu hurmahgi, nicin hazret-i Hasen ile Hiiseyne teslim 
etmedi? tic halifenin yapdiklanm degisdirmedi. Hazret-i Alinin, 
hurmahgi, iic halifenin yapdigi gibi idare etmesi, Ebu Bekr tarafm- 
dan zulm ile ahnmadigim acikca gostermekdedir, dedim. Molla ba- 
si soz alarak: 

5 — (Resulullahm emrini red etmege kalkisan kimsenin halife 
olmasi sahih olurmu?) 

— Olamaz, dedim. 

— (Resulullah efendimizin gonderdigi Ebu Hiireyreyi "radi- 
yallahii anh" dogen ve aldigi emri yapmasma manV olan Omerin 
hilafeti nasil sahih oldu? Resul-i ekrem "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem " Ebu Hiireyreye mubarek na 'hnlanni verdi. (Bunlarla git! 
Kelime-i sehadete inananlann Cennete gireceklerini mujdele!) 
buyurdu. Ebu Hiireyre, bu emri yapmaga giderken, Omer "radi- 
yallahii anhiima" karsisma cikdi. Nereden geliyorsun? Nereye gi- 
diyorsun, dedi. Ebu Hiireyre yapacagi vazifeyi soyleyince, gogsii- 
ne vurup, yere diisiirdii ve geri dondiirdii. Ebu Hiireyre cok gii- 
cendi. Geri doniip, Resulullaha anlatdi. Hafiz [hadis ilminde derin 
alim olana hafiz denir] Muhammed bin EbiNasr Hamidi Endiilii- 
si Maliki (488 [m. 1095] de vefat etdi)nin (El-Cem'u beynessahi- 
hayn) kitabmda yazih oldugu gibi, Ebu Hiireyre diyor ki, Ebu 
Bekr ve Omer ile, Resulullahm yamnda oturuyorduk. Fahr-i ka- 
inat kalkip gitdi. Gelmedi. Merak etdik. Aramaga cikdik. Ben 6n- 

-20- 



de gidiyordum. Ensirdan Beni Neccarm divanna kadar geldim. 
Dolasarak kapisim anyordum. Rebramn, kiiciik bir kapidan iceri 
girdigini gordiim. Ben de girdim. Resulullahi icerde gordiim. Be- 
ni yanma cagirdi. Mubarek na 'hnlanni verdi. (Bunlarla git! Her 
karsilasdigma, ketime-i sehadete 1111:111 edenlerin Cennete girecek- 
lerini mujdele!) buyurdu. Emrlerini yapmak icin sokaga cikdim. 
Once, Omer karsima geldi. Nereye gidiyorsun, dedi. Mii'minlere 
miijde vermege gitdigimi anlatdim. Bana vurdu. Geri don dedi. 
Aglayarak dondiim. Resulullaha anlatirken, Omer de geldi. Din- 
ledi. Resulullah, Omere ne yapdigmi sordu. O da, anam babam 
sana feda olsun ya Resulallah! Ebu Hiireyreyi, na'hn-i serifinizle 
gonderip (kalbinde, kelime-i sehadete iman bulunanlara Cenneti 
mujdele) dedinizmi, dedi. Resulullah efendimiz de, (Evet) buyur- 
du. Omer (Aman ya Resulallah! Bunu yapmayimz! Bunu isitenle- 
rin, buna giivenerek, farzlan, vacibleri yapmakda gevsek davran- 
malarmdan korkanm. Onlan kendi hallerine birakm!) dedi. Resu- 
lullah da (Pek iyi, birakmiz!) buyurdu. Omerin bu hareketi, dik- 
kat edilirse, Allahm ve Resuliiniin "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" emrlerini red etmek olmuyor mu? Boyle yapmak, emrlere 
karsi gelmek degil midir? Boyle bir adamm halite olmasi, miisli- 
manlann islerinin bunun eline birakilmasi nasil caiz olabilir), de- 
di. 

— Hazret-i Omerin "radryallahu teala anh" boyle yapmasi, Re- 
sulullahm emrini red etmek degildir. ita'atsiz olmagi gostermez. 
Resulullaha dusiincesini, goriisunii bildirmisdir. Diisiincesi, ya ka- 
bul buyurulur veya kabul olunmaz. Resulullahm son emri bekle- 
nir. Resulullaha karsi (Anam babam sana feda olsun ya Resulal- 
lah!) diyerek, pek edeble, cok yumusak, saygi ile soylemesi, emri- 
ni yapmaga hazir oldugunu acikca gostermekdedir. Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem", hazret-i Omeri, bu isinden dolayi hie 
paylamamis, miislimanlar icin iyi oldugunu gorerek kabul buyur- 
mus, Ebu Hureyreye, (Na'linlan birak ve dyle soyleme!) diye emr 
eylemisdir. 

Boyle isleri yalmz hazret-i Omer yapmis degildir. Eshab-i ki- 
ramm cogu da yapmisdi. Peygamber efendimiz de, cogunu kabul 
buyurmusdu. Buhari ve Muslim kitablarmda diyor ki, Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" efendimiz, (Diinyaya gelen her insan 
icin Cennetde veya Cehennemde yer ayrilmisclir) buyurdu. Din- 
leyenlerden biri, ya Resulallah! Oyle ise, ibadet yapmasak da, Al- 
lahii teala bize hangisinde yer ayirmis ise, oraya gitsek olur mu? 
dedi. Resulullah efendimiz bu kimseye (ibadetlerinizi birakma- 
yiniz. Ciinki, Cennete gideceklere, Cennete goturecek i§ler yap- 

-21- 



dii iln . Cehenneme gidecekler de, Cehenneme gotiirecek i$leri ya- 
par) buyurdu. Sonra, Velleyli suresinin besinci ayetini okudu. iste, 
hazret-i Omerin konusmasi, Resulullahm bu cevabma benzemek- 
dedir. Hatta, hazret-i Omer, bu konusmasim, Resulullahm bu ha- 
dis-i senfine dayanarak yapmisdir. Ya'ni, ya Resulallah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem"! Cahillere bu gibi mujdeleri soylemenin uy- 
gun olmadigim sizden ogrendik. Coklari, kelime-i sehadete giive- 
nerek, farzlan, vacibleri yapmagi, islamiyyete yapismagi gevsetme- 
sinler demek istedi. Hazret-i Omerin dusiincesinin ancak bu oldu- 
gu kabul buyurularak iyi karsilanmisdir. 

Hazret-i Ali "radiyallahii anh" da, boyle, saygisizhk samlan 
sozleri cok soylemisdir. Hatta, Nevasib firkasi, bu sozlerini alarak, 
kendisine dil uzatmakdadirlar. Abdiilhamid Naci, bu sozleri vesi- 
kalan ile kitabinda yazarak, imam-i Aliyi kuciiltmege kalkismisdir. 
Endiiliis alimlerinden Ali bin Ahmed ibni Hazm (384-456 [m. 
1064] dortyiize yakin kitab yazmisdir) (Tafsil) kitabinda ve Si'i 
alimlerinden serif Miirtada (Tenzfliiil enbiya) kitabinda bunlara 
cevab verip, Naciyi red etmislerdir. Eger istersen bunlardan, sana 
cok misal veririm dedim. Molla basi, birsey demedi. Baska bir sii- 
ale gecdi: 

6 — (Kendisine Emir-iil-mu'minin adini veren bir kimsenin, Al- 
lahii teilinm ve Onun Resuliiniin halil etdigi birseyi, haram etme- 
si dogru mudur?) 

— Nasil seydir o? dedim. 

— (Omer, Allahm ve Resuliiniin halal etdigi hatta Kitab ve 
Siinnet ile bildirilmis olan (Miit'a nikahi)m haram ve yasak etdi. 
Bu ise, Allahii tealamn emrine karsi gelmekden baska ne olabilir? 
Boyle yapan kimseye miisliman denilebilir mi? Bu, emir-iil-mu'mi- 
nin olabilir mi?) dedi. 

— Molla basiya dedim ki, hadis alimlerinden ibni Macenin 
[Muhammed bin Yezid 209 da Kazvinde dogup, 273 [m. 886] de 
vefat etdi. Alti temel hadis kitabindan birisi, bunun (Siinen) ki- 
tabidir] meshur olan (Miisned) kitabinda bildirildigine gore, 
Omer "radiyallahii anh" halife iken, (Fahr-i alem "sallallahii 
aleyhi ve sellem" miit'a nikahim bize, iic kerre halal, iic kerre de 
haram etdi. Vallahi, evli bulunan kimsenin, miit'a nikahi ile bir 
kadim kapatdigmi isitirsem, onu tas ile recm ederek, ya'ni oldii- 
riinceye kadar tasa tutarak, islamiyyetin emrini yerine getiririm), 
demisdir. Bu soz, miit'a nikahim, hazret-i Omerin yasak etdigini 
gostermiyor. Ciinki, bu sozii, miit'a nikahim, Resulullahm yasak 
etdigini, Onun yasakladigi seyi yapdirmayacagim gosteriyor. Ab- 
dullah ibni Abbas hazretlerinden baska, Eshab-i kiramm hepsi, 

-22- 



halifenin bu soziinii destekledi. Ondan baska hie kimse buna karsi 
birsey soylemedi. Abdullah ibni Abbas da, sonra sozlinden done- 
rek, haram oldugu, Eshab-i kiramm sozbirligi ile anlasilmis oldu. 
Buhari kitabi, hazret-i Aliden gelen haberi bildirirken diyor ki, 
hazret-i All, Abdullah ibni Abbasa, (Sen yamhyorsun. Fahr-i alem 
efendimiz, miit'a nikahim yasak etdi) dedi. imam-i Alinin bu sozii 
iizerine, Abdullah da, soziinden donmiis, miit'a nikahmm sonra- 
dan haram buyuruldugunu soylemisdir. (Miit'a nikahi), nikah ve 
izdivac kelimelerini kullanmadan, para karsihgi, bir kadm ile belli 
bir zeman evli olmakdir. 

Bundan baska, biiyiik hadis alimi, Siileyman bin Ahmed Tabe- 
rani [260 da Taberiyyede tevelliid, 360 [m. 971] da Isfehanda vefat 
etdi] ve Siileyman bin Daviid Tayalisi (202 [m. 817] de vefat etdi) 
kitablannda diyorlar ki, Sa'id bin Ciibeyr bildiriyor: Abdullah ibni 
Abbasa dedim ki, (Ben, hicbir zeman, miit'a nikahma halal diye- 
mem. Siz de, halal dememeli idiniz. Ciinki, boyle demenizden ne gi- 
bi zararlar dogacagim biliyor musunuz? Sizin boyle, caiz demeniz, 
her yere yayihr da, herkes, bu soziiniizii, miit'a halal imis diye, ve- 
sika olarak kullamrlar). Abdullah, bu soziime karsi, (Bu soziimle, 
miit'a nikahmm, her zeman herkese halal olacagmi bildirmek iste- 
medim. Ancak, zaruret olunca, zaran gidermek icin caiz olur, de- 
dim. Allahii teala, zaruret olunca, zaran giderecek kadar les, kan, 
domuz eti yimege izn verdigi kadar, miit'a nikahmm da caiz olaca- 
gmi diisiinerek soyledim) dedi. Bunlardan anlasihyor ki, Abdullah 
ibni Abbas da, miit'a nikahma her zeman, herkese caizdir deme- 
misdir. Her haram olan seyler gibi, zaruret olursa, zaran giderecek 
kadar caiz olur demisdir. Hadis alimi Ebu Bekr Ahmed bin Hiiseyn 
Beyheki (384-458 [m. 1067]) Abdullah ibni Abbasm "radiyallahii 
teala anhuma" bu sozden dondiigiinii acikca bildirmekdedir. Yine 
Taberanf ve Beyheki bildiriyorlar ki, Abdullah ibni Abbas (Miit'a 
nikahi once halal idi. Fekat, (Analarimz, size haramdir) mealinde- 
ki ayet-i kerime geldikden sonra, haram edildi. Mu'minun suresinin 
(Ancak zevceleriniz ve sahib oldugunuz cariyeleriniz halaldir) me- 
alindeki ayet-i kerimesi, miit'a nikahmm haram edildigini kuvvetle 
bildiriyor. Ciinki, bu ayetden yalmz zevcelerin ve cariyelerin halal 
olup, baskalarmm haram oldugu anlasilmakdadir) demisdir. 

Miit'a nikahmm haram oldugunu, hazret-i Ali de icinde olmak 
iizere, bircok Sahabi-yi kiram bildirmisdir. (Buhariyi serif) kitabm- 
da (Hazret-i Ali "radiyallahii anh" Abdullah ibni Abbasa, Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem", Hayber gazasmda, miit'a nikahim 
ve esek eti yimesini yasak etdi, buyurmusdur) yazihdir. Bundan 
baska, (Miislim-i serif) kitabmda ve ibni Macenin kitabmda, Pey- 

-23- 



gamber efendimizin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" (Ey miisli- 
manlar! Kadinlar ile miit'a nikahi yapmaniza izn vermisdim. Fekat, 
simdi bunu, Allahii teala haram etdi. Kimin yamnda boyle kadin 
varsa, onu sahversin ve ona vermis oldugu mah geri almasin!) bu- 

yurdugu yazilidir. Buhari ve Miislimin (Sahih) adindaki kitablarm- 
da da, (Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimiz miit'a ni- 
kahim iic kerre halal etdi. Sonra, iic kerre de haram eyledi) yazilidir. 

Molla basiya dedim ki, miit'a nikahi ile alinan kadm bir erkege 
varis olur mu? Bu kadinin, bu erkekden olan cocugu da, bu adama 
varis olur mu? Molla basi cevab vererek: 

— (Yok varis olmazlar), dedi. 

— Oyle ise, bu kadm zevce degildir. Cariye de degildir. Allahii 
tealanm "celle celaliih" (Mii'minler, zevcelerinden ve cariyelerin- 
den baska olan kadinlardan sakimrlar) mealindeki ayet-i kerimesi- 
ne ne buyuruyorsunuz, dedim. Ya'm, bu ayet-i kerime, yalmz zev- 
ce ile cariyeyi halal ediyor. Bu ikisinden baska hicbir kadmla bir 
araya gelinemiyecegini acikca bildiriyor. Kendisine zevce de, cari- 
ye de denilemiyen, miit'a nikahi yapilmis bir kadmla bulusmamn 
halal oldugunu iddi'a etmek, Kur'an-i kerimin su acik olan emrine 
karsi durmak olmaz mi? Bu ise, dalalet, dogru yoldan aynlmak icin 
inad, bos yere bile bile ugrasmak degil midir? 

Bundan baska, siz akla ve ilme uymiyan, hicbir yoldan kabul 
olunamiyan seyler soyliiyorsunuz. Mesela, alimlerinizden Ali ib- 
nil'al admda bir adam, kadmm bir gecede oniki adamla bulusma- 
simn caiz oldugunu ve hasil olacak cocugun, piyango cekilerek, bu 
adamlardan, hangisine cikarsa onun cocugu sayilacagini yazmisdir. 
Din-i islami yikacak, bundan daha biiyiik kotiiliik, diismanhk olur 
mu? Molla basi, bu soziimiin karsismda dona kaldi. Diisiindii, dii- 
siindii. Yakayi kurtaracagim sanarak, baska bir soruya gecdi. Dedi 
ki: 

7 — (Imama ya'ni halifeye tabi' olmak, her soztine uymak, her- 
kese vacibdir. Uyulmasi vacib olan kimsenin de, giinahsiz, hatasiz 
olmasi lazimdir. Zaten, imamin ma 'sum oldugu iki tarafm sozbirli- 
gi ile soylenmekdedir. Akh olan herkes de, boyle soyler. Qiinki, 
imam demek (Kendisine uyulan kimse) demekdir. Giyilen gbmle- 
ge rida denildigi gibi, kendisine uyulan kimseye imam denilir. Ima- 
mm yanhs birsey soyliyecegi veya yapacagi dusiinuliirse, o zeman, 
buna giivenilemez. Herkesi felakete, ucuruma siiriikliyecek veya 
Allahm emrlerine uymayacak birsey soylemesi, yapmasi umulur. 
Imama uymagi Allahii teala emr etdigi icin, imam sasmaz degilse 
Allahii teala, yanhs olabilecek seye uymagi emr etmis olur. Bu ise, 
akla da, dine de sigmayan birseydir.) 

-24- 



— imamm ma'sum, sasmaz olmasi sozbirligi ile lazimdir, deme- 
niz ve bu da, islamiyyetin emri demek oldugunu iddi'a etmeniz, 
busbiitiin yanhs, bozuk bir davramsdir. Ciinki Sfiler, icma'a, soz- 
birligine zaten kiymet vermiyorsunuz. icma', delil olamaz, isla- 
miyyetin emrini bildiremez diyorsunuz. inandigmiza gore, icma', 
delil-i ser'i degil imis. Bunun icin, yukandaki icma'a dayanan 
da'vamz, i'tikadmiza, imammzin esasina uymamakdadir. Yok 
eger, sozbirligi demeniz, Si'ilerin de, bu soze katildigmi anlatmak 
ise, imamiyye firkasmm ortaya cikmasmdan once olan biitiin ic- 
ma'larm ciiriik, bozuk olmasi lazim gelir. Hatta, hazret-i Alinin 
"kerremallahti teala vecheh" halife secildigi zeman, Sfilik bulun- 
madigi icin, bu secimdeki sozbirliginin batil, bozuk olmasi, haksiz 
halife olmasi lazim gelir. Hatta, daha ince diisiiniirsek, hazret-i 
Muaviyenin "radiyallahii teala anh" hak iizere, dogru halife oldu- 
gu anlasihr. Ciinki, hazret-i Muaviyenin halifeligi Si'i firkasi da 
icinde bulunmak iizere, hazret-i Hasen ve biitiin muslimanlar ta- 
rafmdan tamnmisdi. Evet imam kendisine uyulan kimse demek- 
dir. Fekat, bunun ma'sum, sasmaz olacagmi gosteren hicbir delil 
yokdur. Buna delil gosterilmek istenirse, asagidaki bes yol ile, ko- 
layca red olunur. 

I.: Emirin ve hakimin yalmz sozlerine uymak vacibdir. Soziine 
uyulan kimsenin, islerinde sasmaz olduguna inanmak lazim gelmez. 

II.: Si'i firkasma gore, miifti, ma'sum, ya'ni sasmaz degildir. 
Halbuki, muftinin sozlerini dinlemek herkese vacibdir. 

III.: Adalet iizere oldugu gortilen herkesin sahid olmasim ha- 
kim kabul eder. Sahidlerin sozii ile, hakim karar verdigi icin sahid- 
lerin ma'sum olmasi lazim gelmez. 

IV.: Sahibinin, haram olan seylerden baska olan her emrine, 
kolesinin ita'at etmesi lazimdir. Boyle oldugu icin, efendisinin 
ma'sum olmasi lazim gelmez. 

V.: Nemazin her yerinde, cema'atin imama uymasi vacibdir. 
Imam bu nemazim bir diinya menfe'ati icin veya riiku'u ve secde- 
leri Allahdan baskasi icin yapmis ise de, cema'atin, buna uymasi 
lazimdir. 

Bu bes yerde, uyulan kimsenin ma'sum olmasi lazim degildir. 
Molla basi soz ahp: 

— (TabV olmak, uymak demekle, biz bunlan dilsiinmedik. 
Az ve cok kuvvetli olan seylere soylenebilen tabV olmak ma 'na- 
sini diisundiik. En kuvvetlisi, Resulullah efendimizin (Gadir-i 
Hum) denilen yerde, yaninda bulunanlara, (Ben size, kendi cam- 
nizdan daha evla degil miyim?) buyurdu. Evet ya Resulallah, de- 

-25- 



diler. (Oyle ise, ben kimin mevlasi isem, Alide onun mevlasi olma- 
hdir!) buyurdu. Tabi' olmak demek, iste boyle mevlasi olmakdir. 
Sizin yukarda saydigimz bes ornekde bildirdiginiz gibi, tabf ol- 
mak, genel ma 'naya almirsa, yine, sizin dediginiz gibi olmaz. Qiin- 
ki, amirlere ve hakimlere uymak vacib ise de, yalmz ma 'sum olan 
imamm [ya 'ni halifenin] ta 'yin etdigine vacibdir. Boyle olmiyanla- 
ra uymak vacib olmaz. $i'ilerin, miiftilere uymak lazimdir demesi, 
bunlann sahsma uymak demek degildir. Kendileh, ma'sum olan 
imam tarafmdan ta'yin edilmis oldugu icindir. Onun vekili olduk- 
lanndan, onlann emri, imamm emri demekdir. Yoksa, miiftinin, 
kendi sozlerine uymak lazim gelmez. 

Baskalarma uymak ise, yalmz yapilmasi caiz olan sozlerine uy- 
mak, Allah tarafmdan emr edildigi icin, lazimdir. Halbuki imama 
[ya'ni halifeye] uymak, yukarda bildirilenlerden daha umumidir. 
Bunun icin, bunlara benzetilemez), dedi. 

— Tabi' olmak, uymak deyince, subheli seyler anlasilmaz. Bu 
kelime, miitevati sozlerdendir. [Miitevati sozun ne demek oldugu, 
(Se'adet-i ebediyye) kitabimn, ikinci kism, 4. cii maddesinde uzun 
anlatilmisdir.] Ciinki, uymak demek, tabi' olanm, uydugu kimsenin 
arkasinda gitmesi demekdir. Bir kimse, bir biiyiige uyarsa, o kim- 
seye (tabi') ve O biiyiik zata (metbu') denir. Tabi'in metbu'una uy- 
masinm az ve cok olmasi ve uydugu zemamn da kisa ve uzun olma- 
si, uymagi degisdiriyor ise de, bu degisenler (uymak) isinin oziinii 
degisdirmez. Bunun miitevati olmasini bozmaz. Ciinki, Usui alim- 
leri de, baskalan da, soz birligi ile diyor ki, teskiki hasil eden bas- 
kalik, ancak, isin oziinde olan baskalikdir. Zeman ve azlik, cokluk 
baskahgi degildir [teskik, (Se'adet-i ebediyye) kitabinda, uzun an- 
latilmisdir]. 

Uymak soztinden, eger (iktida) ma'nasim anliyorsamz, bu da 
mtitevatidir. Ciinki, iktida, her isde uymakdir. Kendi kendine bir- 
seyi az veya cok yaparsa, iktida etmis olmaz. Her ne kadar, isin bir 
kismmda uymaga da, iktida etmek denirse de, isin hepsinde iktida 
etmis sayilamaz. Bunlardan anlasiliyor ki, sizin tabi' olmak sozii- 
niiziin en kuvvetli kismlarmdan birisi de (uyulamn, tabi' olan tara- 
fmdan, cok sevilmesi) oldugunu soylemeniz yanhsdir, bos yere kii- 
rek cekmekdir. C un ki, bu ma'na, hicbir bakimdan, tabi' olmak de- 
gildir. Hele, sizin bildirdiginiz ma'na, (Birinizin beni sevmesi, ken- 
dini ve cocugunu ve ana babasmi ve biitiin insanlan sevmesinden 
daha cok olmadikca, bu kimse, tam bir fman etmis olmaz) hadis-i 
serifinde bildirilen Resulullah efendimizi sevmek gibi olan, isla- 
miyyetin emr etdigi, ihtiyari olan muhabbetden degildir. Siz ise, 
bu hadis-i serifdeki sevmegi, halife secmek sandimz ve halifeleri 

-26- 



Resulullah efendimize benzetdiniz ki, boyle benzetmek, her bakim- 
dan bozukdur, dedim. Molla basi susdu. Baska soze gecdi. 

8 — (Resulullah efendimizin iimmetine cok sefkatli oldugu, on- 
lann haklanm, diizenlehni korumaga ugrasdigi, herkesin bildigi 
seydir. Bunu anlatmaga liizum yokdur. Iste bu sefkatinden dolayi, 
Medine sehrinden cikip, baska yere giderken yerine, bihsini kor- 
du. Boyle iken, vefatmdan sonra, milyonlarca iimmetinin islerini 
cevirecek, ihtiyaclanm karsilayacak bir imam ve vekil ayirmayip, 
bunlan kiyamete kadar basi bos birakmasi nasil olabilir? Halbuki, 
sahih kitablanmzda yazih (Gadir-i Hum) hutbesinden ve baska ha- 
berlerden anlasihyor ki, (Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", 
hem acikca, hem de isaret He, yerine hazret-i Aliyi vasiyyet buyur- 
musdur. Hatta, imam ta'yin etmek, Rabbiiralemin iizehne vacib 
oldugundan, vefat edecegi zeman, bu miihim isin yapilmasi icin ve 
inadcilann bu vazifeden kacmmalanm onlemek icin, bir vasiyyet 
yazmak diledi. Kagid, kalem istedi. Yamnda bulunanlardan Omer, 
ayak takimlanmn bile soyliyemiyecegi birkac kmci ve asagilayici 
sozii Resulullaha karsi soyliyerek, bu diisiincesinden vazgecirmis- 
dir)), dedi. [Hum, Mekkenin dismda bir kuyunun ismidir. Gadir-i 
Hum, bu kuyuya yakm, Mekke ile Medme arasmda bir yerin ismi- 
dir.] 

— Imam ta'yin etmenin, Rabbul'alemin iizerine vacib oldugu- 
nu soylemeniz Mu'tezile firkasimn, (yapilmamasi hikmeti bozan 
seyleri, Allahii tealamn yapmasi vacibdir) demelerine benze- 
mekdedir. Bu sozleriniz bozukdur, yanhsdir. Ciinki, biz biliyoruz 
ki, Allahii tealamn biitiin isleri hikmete uygun, hep faideli ise de, 
herhangi bir seyin yapilmasi hikmete uygun ve faideli goriindugii 
icin, Allahii tealamn o seyi yapmasi vacib olamaz. Kur'an-i ke- 
rimde (Ona yapdiklarindan dolayi birscy sorulmaz. Onun kulla- 
n, yapdiklarindan sorulacakdir) mealindeki ayet-i kerime, sozii- 
niiziin bozuk oldugunu acikca gosteriyor. imam ta'yin edilmesi, 
Allahii teala iizerine vacib olsaydi, insanlarm hicbir zeman 
imamsrz kalmamasi lazim gelirdi. Imamm, herkesce tamnmasi, 
kuvvet, iktidar sahibi olmasi, imamhk sartlanni tasimasi, kotii is- 
leri, cirkin adetleri kaldirabilmesi, iyi isleri yapdirabilmesi, miis- 
limanlari zararlardan koruyabilmesi lazimdir. Siz, yeryiizii imam- 
siz kalamaz dediginiz halde, yalmz imam bunlar olabilir dediginiz 
ve bunlarm imam yapilmasi, Allahii tealamn iizerine vacibdir 
sandiginiz o ma'sum imamlarm aralanna hazret-i Aliyi de karis- 
dirdigimz halde, hicbirisinin imamhk sartlanni tasimadigim soy- 
liiyorsunuz. Hepsinin sikmti icinde, zulm gorerek, giicsiiz, kuvvet- 
siz yasadiklarim, birsey yapamayip, te'sirsiz kaldiklanm bildiri- 

-27- 



yorsunuz. Boyle aciz, baskalarimn kuvveti karsismda hareketsiz, 
onlara ita'at etmege mecbur bir kimseyi imam yapmakda nasil bir 
faide ve hangi hikmet diisiiniilebilir? 

Siz bu soziiniizde inad ve israr etmekle, Allahii tealayi, hasa, 
za'if, aciz yaprms oluyorsunuz. Ciinki, kendi iizerine vacib olan bir- 
seyi yapamamis oluyor. Allahii teala, boyle uygunsuz sozlerden 
uzakdir. 

Bu soziiniiz, soyle de red edilebilir: Hikmete uygun ve faideli 
olmak, her zeman lazim midir, degil midir? Hikmete uygun olmak, 
her zeman daha iyi degildir derseniz, bizim soziimiize gelmis olur- 
sunuz. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" vefat edecegi ze- 
man, yukanda saydigmiz hikmetler yok idi diyebiliriz. Ciinki, hik- 
metin olup olmamasi birdir denilince, varhgi, yoklugundan daha 
iyi olamaz. Yok eger, herseyde hikmetin bulunmasi daha iyidir 
derseniz, bu hikmet, ya Allahii tealanm kendisinde bulunur veya 
bulunmaz. Kendisinde bulunmaz ise, Allahii tealadan baska birse- 
yin Allahii tealayi mecbur edecegi anlasihr. Bu ise, olamaz. Hik- 
met, Allahii tealanm kendisinde ise, bu soz, bir mahlukun Allahii 
tealada yerlesecegini gosterir. Bu ise, hie olamaz. 

Goruliiyor ki, imam ta'yin etmek, Allahii teala iizerine vacibdir 
demeniz, biisbiitiin yanhsdir, bos sozdiir. Evet ehl-i hakkm, ya'ni 
Ehl-i siinnetin dedigi gibi, islam dinini korumak, suclularm cezala- 
nm vermek, herkese hakkim ulasdirmak ve emr-i ma'ruf ve nehy-i 
anilmiinker yapmak icin, insanlarm bir imama, baskana ihtiyaclan 
oldugu icin ta'yin etmek, bize vacibdir. Yoksa, Allahii tealaya vacib 
degildir. Bunun icin, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" vefat 
edince, Eshab-i kiram "aleyhimiirndvan" toplanarak, Ebu Bekr-i 
Siddik "radryallahu anh" efendimizi soz birligi ile imam yapdi. Boy- 
lece, islam dininin bir sarsinti gecirmesi onlenmisdir. 

Yetmisiki bid'at firkasimn en kotiisii, sfilerle vehhabilerdir. 
Mu'tezile firkasi, akhn giizel veya cirkin demesini esas tutuyor. Al- 
lahii tealanm yaratdigi seylerin giizel veya cirkin olmasinm secimi- 
ni, sffler gibi akla birakiyor. Giizel oldugu anlasilanlan, Allahii te- 
ala, yaratmaga mecbiirdur, diyor. Allahii tealanm, insan aklmm 
giizel dedigi seyleri yaratmaga mecbur oldugunu soylemek kadar 
cirkin, bozuk soz yokdur. Sizin soziiniiz de, buna benziyor. Birse- 
yin giizel veya cirkin oldugunu akl anhyamaz. Bunu islamiyyet bil- 
dirir. islamiyyetin emr etdigi seyler dogru ve giizeldir. Avrupahlar 
ve amerikahlar, islamiyyete uygun akl ile yapdiklan islerde mu- 
vaffak oluyorlar. Miislimanlar, islamiyyete uymiyan akl ile yap- 
diklan islerde basansiz oluyorlar. islamiyyet deyince, Ehl-i siinnet 
anlasihr. Masonlar, bu hali goriince, islamiyyet terakkiye mani'dir 

-28- 



yaygarasim basiyorlar. Yukanda uzun anlatildigi gibi, Allahii te- 
ala, diledigini yaratir. Birseyi yaratmaga mecbur degildir. Onun di- 
ledigi ve emr etdigi seylerin hepsi hikmete uygundur, faidelidir. 
Hicbirisi cirkin degildir. Mu'tezile firkasma gore, vacib demek, ya- 
pilmadigi zeman, yapmiyana ceza lazim gelen is demekdir. Buna 
gore, yapmadigi icin kotiilenemiyecek olan bir kimseye (yapmasi 
vacibdir) denilemez. Cenab-i Hakkm birseyi yaratmasi vacibdir 
demek, o seyi yaratmazsa, Allahii tealayi kotiilemek, cezalandir- 
mak lazim olur demekdir. Bu ise, Cenab-i Hakkm kusurlu, noksan 
oldugunu, ancak o isi yaratmca temamlanacagmi, cezalanmakdan 
kurtulacagim soylemek olur. Allahii tealaya karsi bundan biiyiik 
bir cesaret, Onun kemal sifatlanna uymiyan bundan daha cirkin 
bir soz olamaz. Bu bozuk soziinuz, daha nice cevablarla da geri 
cevrilebilir. Bu soziintiz, Yaratam, yaratdiklarma benzetmek, on- 
lar gibi olcmek oluyor. Bu ise, hicbir yol ile, olamaz. Allahii teala 
hicbir seye benzemedigi gibi, hicbir sey de hicbir bakimdan Ona 
benzemez. Bundan baska, ma'sum imam bulundurmak, Allahii te- 
ala uzerine vacib olursa, her asrda bir Peygamber gondermesi, her 
sehrde bir ma'sum imam bulundurmasi, her hakimi adil, dogru ey- 
lemesi vacib olmak lazim olur. Evet, iyi kotii herkes, Allahii teala- 
nm, insanlan rehbersiz, imamsiz olarak basi bos birakmasmi, cahil, 
sapik, karanhkda yuvarlanmalanni dogru bulmaz. 

Bunun icin, Allahii teala se'adet, huzur yolunu gosteren bir ki- 
tab ve bunun kiymetini anlayacak kadar, bir akl vermisdir. Allahii 
tealanm, ma'sum imami, zemamn sahibini her zeman gonderdigi- 
ni, kullarmm islerini, Onun eline birakdigim soylerseniz, bu da cok 
bozuk, pek giiliinc olur. Ciinki, bin seneden beri, cocuklan, torun- 
lan, yakinlan oldiigii halde ve Si'iler cogaldigi halde, insanlan ir- 
sad etmek, gafletden uyandirmak icin ve islamiyyeti yaymak icin 
meydana cikmayip da gizli kalan ma'sum bir imam, nasil faideli 
olabilir? Herkese dogru yolu gostermek, haklan, sahiblerine ulas- 
dirmak ve nice isleri yapmak vazifeleri oldugu, nasil soylenebilir? 
Boyle inanmak kadar, saskmhk ve hatta sapikhk olur mu? Allahii 
teala, birini dogru yola kavusdurmazsa, ona kimse dogru yolu gos- 
teremez. 

Biitiin bunlardan anlasihyor ki, Allahii teala hicbirseyi yapma- 
ga veya yapmamaga mecbur degildir. Sizin (Nehciilbelaga) kitabi- 
nizda yazih oldugu gibi, hazret-i Ali "radiyallahu anh" Siffin mu- 
harebesinde, hutbe okurken bunu acikca bildirmisdir. Soyle ki, 
(Sizin islerinizi idare etdigim icin, iizerinizde hakkim vardir. Be- 
nim tizerimde ve birbirinizin iizerlerinizde de haklanmz vardir. 
Bir kimsenin verecegi hak olunca, baskasmdan alacagi hak da 

-29- 



olur. Alacagi hak olup da, verecegi hak olmiyan kimse, ancak Al- 
lahti tealadir. Cunki O, herseyi yapabilir. Her isi, adl iledir. Allahti 
tealamn kullan iizerinde olan hakki, kendisine ibadet, ita'at etme- 
leridir. Ihsan ederek, buna karsihk sevab verir) buyurdu. Bu hut- 
beye dikkat ederseniz, bu sozlerinizin hazret-i Alinin sozlerine uy- 
gun olmadigmi goriirsuniiz. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimiz, hazret-i Ali- 
nin halife yapilmasmi vasiyyet etdi demeniz de yanhsdir. Eshab-i 
kiram farzlan yapmaga me'mur olduklan gibi, Resulullahm emrle- 
rini de yapmaga me'mur idi. Buna uymadiklan, bu emri sakladik- 
lan soylenmis olmakdadir. Boyle cok kimsenin, bozuk bir isde soz- 
birligi yapmasi ise, olacak sey degildir. Hadis-i seriflere de uyma- 
digi icin, dogru bir soz olamaz. 

Si'i alimlerinden ibni Ebi Asim ve Elka'inin, Enes bin Malik- 
den bildirdikleri hadis-i serifde (Allahii teala, benim iimmetimi, 
dalalet iizerinde sozbirligi yapmakdan korudu) buyuruldu. Hadis 
alimi Hakim Uyeynenin "rahmetullahi teala aleyh" [107 de Kufe- 
de tevelliid, 198 [m. 813] de Mekkede vefat etdi] bildirdigi hadis-i 
serifde (Allahii teala, bu iimmeti, dalalet iizerinde toplamaz) bu- 
yuruldu. (Allahin eh, cema'at iledir) hadis-i serifinde el (kudret, 
yardim) demekdir. Bunlar gibi, daha nice hadis-i serifler gosteriyor 
ki, iimmet-i Muhammediyye, hicbir zeman dalalet iizerinde sozbir- 
ligi yapamaz. Boyle olmadigmi soylemek, bu hadis-i seriflere inan- 
mamak olur. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizin, vasiyyet 
yazmak icin, kagid kalem istedigini soyliiyorsunuz. Bu soziiniiz, 
daha once bildirdiginiz (Gadir-i Hum) vasiyyetinin, dogru olma- 
digmi gosteriyor. Boyle bir vasiyyet etmis olsaydi, bir daha vasiy- 
yet yazmaga luzum gormezdi. Bundan da anlasihyor ki, Resulul- 
lahm Gadir-i Hum denilen yerde okudugu hutbesinde, soyledigi- 
ni ileri siirdiigunuz vasiyyetin ash ve esasi yokdur. Dogrusu sudur 
ki, hazret-i Ali ve biitun Hasim ogullan da birlik oldugu halde, 
Eshab-i kiramm hepsi "radiyallahii teala aleyhim ecma'm" haz- 
ret-i Ebti Bekri, sozbirligi ile halife secmisdir. Bu sozbirligi yuka- 
ndaki hadis-i seriflere gore, bunun halifeliginin dogrulugunu, si- 
zin sozlerinizin de, yanhs ve bozuk oldugunu acikca gostermek- 
dedir. Boyle bir vasiyyet olsaydi, hazret-i Ah, kendi hakkim elin- 
den aldiklan icin iic halife zemamnda, bu hakkinin kendisine ge- 
ri verilmesini ister, vermiyenlere karsi harekete gecerdi. Nasil ki, 
halife secildigi zeman, din ve diinya islerini cevirmek icin, isla- 
miyyetin emri ile, kendisine ita'at etmiyenlere karsi kihcini ce- 
kerek, bunlarla bogusdu. Herkesin bildigi gibi, nice sehrlerin yi- 

-30- 



kilmasma, binlerle miisliman kaninin dokiilmesine sebeb olan 
muharebeleri yapmisdi. Kendisine ita'at etmiyenlere karsi boyle 
siddet gosteren, boyle giiclii, serefli bir zatm, islamiyyetin kendi- 
sine vermis oldugu hakkm elinden zorla almdigini goriip de sus- 
masi ve hatta, iistelik bu hakkm kime verilmesi daha iyi olacak- 
dir diye goriisen kurula iiye olarak katilmasi, diisuniilebilir mi? 

Eger, hasa, Si'i kitabmm dedigi gibi, hazret-i All "radiyallahii 
anh" bu hakkim aramakdan adamlan az oldugu icin, istemiyerek 
susmus denilirse, Allahii tealamn ve Resulullahin kendisine vermis 
oldugu vazifenin lcablanm yerine getirmekden korkdugu icin, Al- 
lahii tealamn emrini yapmamis, Ona isyan etmis demek olur. Hal- 
buki, Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" amcasmm og- 
lu ve damadi ve Allahm arslam olan Hazret-i All "kerremallahii 
vecheh" hazretleri, degil yalmz Arabistandan, belki biitiin diinya- 
dan, herkim olursa olsun, boyle utanc verici ve lekeleyici bir kor- 
kakhgi kendine bulasdirmayip, oliimii goze alacagi herkesin bildigi 
bir seydir. Bunun icin siz, emirul-mu'minin hazret-i AK "radiyallahii 
teala anh" efendimize boyle kotii, cirkin bir hali yakisdinyorsunuz. 
Boyle soylemek, onu sevdiginizi bildirmis olmuyor, Ona diisman- 
hk etmis oluyorsunuz. Her diirlii siibheden ve aybdan temiz olan 
O yiice imami boyle bir kusurdan uzak gormegi ve burada bildir- 
megi, iizerime borp bilirim. 

Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" vasiyyet yaz- 
mak icin kagid kalem istedigi zeman, Omer "radiyallahii teala 
anh" bunu onledi demeniz de, bu zatin boyle bir is yapacagma, ke- 
sin bir delil, sened bulunmadigi icin, dogru degildir. Ciinki, Buha- 
ri kitabmm Megazi kismmda, Abdiillah ibni Abbas diyor ki, Resu- 
lullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizin hastahgi persembe 
giinii artdi. (Bana kagid getiriniz! Size kitab yazacagim. Benden 
sonra, yoldan hie ayrilmayasiniz) buyurdu. Orada olanlar, konus- 
maga basladi. (Peygamberin yaninda yiiksek sesle konusmak layik 
degildir) buyurdu. Acaba sayikhyor mu? Kendisinden, bunu soru- 
nuz, denildi. Yine Abdullah dedi ki, Resulullah "sallallahii aleyhi 
ve sellem" hasta idi. Yaninda birkac kisi vardik. (Size kitab yaza- 
cagim. Benden sonra, yoldan cikmayasiniz) buyurdu. Birkacimiz 
dedi ki, agnsi artdi. Yammizda Kur'an-i kerim var. Allahm kitabi 
bize yetisir. Uyusamadik. Birkacimiz, getirelim, yazsm da, bundan 
sonra, yolu sasirmayahm dedi. Kimisi, baska sey soyledi. Sozler co- 
galmca, (kalkimz!) buyurdu. 

Iste yeryiiziinde Kur'an-i kerimden sonra en krymetli ve en gii- 
venilen kitabimiz olan (Buhari)nin bildirdigine gore, sozii yapmak 
istemiyen belli bir kisi degildir. Birkac kisi idi. Ciinki, Buharide 

-31- 



(soylediler) diyor. Bundan, cevab verenlerin cok kisi oldugu anlasi- 
liyor. Burada, yalniz hazret-i Omeri "radiyallahii teala anh" dile 
alrp, onu kotiilemege kalkismak, dogru degildir. Eger dil uzatmak 
denilirse, orada bulunanlarm, hepsini kotiilemek lazim olur. Bunla- 
nn arasmda All ve Abbas "radiyallahii anhiima" da vardir. Bunlar 
da, kotiilenmis olur. Burada, Si'iler hazret-i Ah ile Abbasi nasil sa- 
vunurlarsa, biz de, hazret-i Omeri oyle savunuruz. 

Gadir-i Humda soylenilen hutbeyi, hadfs alimleri baska baska 
bildiriyor. Her ne olursa olsun, bu hutbe, sizi hakh cikarmaz. Bun- 
dan baska, Maide suresinin (Rabbinden sana indirilen emrleri bil- 
dir! Bunu yapinazsan, Peygamberlik vazifesini yapmainis olursun! 
Allahii teala, seni insanlardan korur), mealindeki yetmisinci ayeti 
Gadir-i Humda geldi demeniz de yanhsdir. Ciinki, bu soziiniiz, Re- 
sulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" (hasa) Allahii teala- 
nin emrini eshabma bildirmedigini diisiinduriir. Bu hutbede, bu 
emri bildirmek istemedigi ve bundan dolayi, Allahii tealanm, ken- 
disini afv etmesini, Cebrail "aleyhisselam"dan diledigine gore, bu 
emri yapmakda eshabmdan cekindigi anlasihr. Resulullah "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" efendimizin bu gibi seylerden ma'sum oldu- 
gu siibhesizdir. 

Ikinci olarak deriz ki, Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" vefatma yakm olan bu hutbesine kadar, Allahii tealanm 
Onu, insanlardan korumadigim ortaya koyar. Halbuki, Allahii te- 
alanm Habibini korudugu, bu hutbesinden cok once biliniyordu. 
Bu soziiniiz bilinen bir seye uymadigi icin de, yanhs oluyor. 

Uctincii olarak deriz ki, Resulullahm "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" o giine kadar kafirlerden korkmakda oldugu ve Es- 
hab-i kiramdan da, kafirler gibi korkdugu anlasihr. Halbuki, Es- 
hab-i kiram "aleyhimiirndvan" efendilerimizin kendi canlarmi, 
ana babalanm Resulullahm ugrunda feda etmekden hicbir ze- 
man cekinmedikleri, cesidli haberler ile bilinmekdedir. Bunlarm, 
kafirler gibi Resulullahi korkutmak icin toplanmalan akla da, din 
bilgilerine de uyacak birsey degildir. Resulullah efendimizin, ilk 
zemanlarmda, yalniz oldugu ve karsi gelenlerin ve Kureys kafir- 
lerinin, zulmlerinin pekcok oldugu anlarda, hie korkmadan, ce- 
kinmeden (Emr olunanlan bildir!) ayet-i kerimesine uymakda, 
kahramanca nasil ugrasdigi bilindigi halde, Mekke almdikdan, 
her yerden boliik boliik gelip miisliman olanlar cogaldikdan ve 
Hasim ogullan ile Abdiilmuttalib ogullan gibi pehlivanlarm hepsi 
miisliman oldukdan sonra ve (izacae) suresi ile fethler, zaferler 
miijdelendikden sonra, Gadir vak'asi zemamnda, Muhacirlerin ve 
Ensarm toplulugunda ve Hasim ogullannm cok bulundugu anda, 

-32- 



Allahin emrlerini bildiremiyecek kadar korku gosterdigini soyle- 
mek, tistiin sifatlarla suslenmis olan o Nebiyy-i muhtereme yakis- 
miyacak, cok cirkin, cok igrenc bir iftira olur. Hele Eshab-i ki- 
ramdan korkdugunu soylemek, Al-i Imran suresinin (Siz iimmet- 
lerin en hayrhsi, iiisaiilarin secilmi$isiniz) mealindeki yuzonuncu 
ayetine inanmamak olur. Hicbir bakimdan dogru olamaz. 

Dordtincii olarak deriz ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" efendimiz, Allahii tealaya, emrlerini Eshabina bildirmek- 
de, karsi geldikden sonra Medineye gelip, hasta olunca, birkac 
giin, Allahin imam yapmasim emr etdigini soylediginiz hazret-i 
Aliyi, arkada birakip da, nemaz kildirmak icin, kendi yerine haz- 
ret-i Ebu Bekri imamhga gecirmesi, Allahii tealamn emrini ikinci 
def a yapmamak olur. Hazret-i Aliyi halife yapmalarim, Eshabina 
bildirmesi, Gadir-i Humda gelen ayet-i kerime ile emr edildikden 
sonra, yine Ebu Bekri imam yapmasi karsismda, bu ayetin sandigi- 
mz gibi, orada degil, biiyiik alimlerin sozbirligi ile bildirdikleri gi- 
bi, (Arefe) de indigi ve Eshab-i kiram icin degil, Kureys miisrikle- 
ri icin inmis oldugu anlasilmakdadir. Resulullah "sallallahii aleyhi 
ve sellem" hazret-i Alinin birinci halife olacagim bilseydi, bunu el- 
bette bildirirdi. Bunu bildirmesinde hie korku da yokdu. Ctinki, 
btitiin Mekke halki ve hele Hasim ogullan ve Abdiilmuttalib ogul- 
lan, hazret-i Alinin akrabasi ve yakmlan oldugundan, bu haberden 
sevinecekler, kimseye korku, zarar gelmiyecekdi. 

Btitiin bunlardan baska, teassubu, inadi birakip, tarafsiz ve in- 
safli olarak, bu hutbeye ve icindeki kelimelere ve bayagi ciimlele- 
rine iyi dikkat edilirse, bu sozlerin, fesahat ve belagatda biricik 
olan o Peygamberin mubarek agzindan cikmasi soyle dursun, arab 
edebiyyatim bilen herhangi bir kimsenin bile soylemis olmasi 
miimkin degildir. Bundan da anlasihyor ki, bu sozlerin hepsi, ya- 
bancilann uydurma ve iftiralandir. Bu sozler arasmda bulunan 
(Ben, kimin mevlasi isem, All de onun mevlasidir) hadis-i serif bi- 
le olsa, yine dediginiz gibi, hazret-i Alinin imam olacagim goster- 
mez. Ctinki, mevla soziiniin bircok ma'nasi vardir. Kamusda yirmi 
kadari yazilidir. Boyle kelimelerin, hangi ma'naya kullamldigi da, 
bir delil, bir isaret ile anlasihr. isaretsiz, delilsiz bir ma'na vermek 
dogru olmaz. Biitiin ma'nalan veya birkacmi vermek dogru olur 
mu, olmaz mi belli degil ise de, coklan dogru olmaz demisdir. Biz, 
uyumsar davranarak dogru olur diyelim. Mevla kelimesine sevici ve 
yardim edici ma'nalanm vermekde, biz de, sizinle birlikdeyiz. Fekat, 
baska ma'nalan vermegi dogru gormiiyoruz. Boyle hallerde, ortak- 
ca kabul edilen ma'nalan vermek daha iyidir. Bunun icindir ki, Ab- 
diilgafir bin isma'il Faris (451-529 [m. 1135] Nisapurda) (Mec- 
ma'ul-garaib) kitabmda (veli) kelimesini anlatirken, bu hadis-i 

— 33 — Hak Soziin Vesikalan: F-3 



serifin (Beni seven ve yardimci bilen kimse, Aliyi de, yardimci bil- 
sin!) oldugunu yaziyor. Bunlar ince dusunuliirse, bu hadis (halife) 
olmaga, daha uygun, daha iisttin olmagi gostermemekdedir. Ciin- 
ki, veil kelimesinin (evla) demek olacagi, liigata da, islamiyyete de 
uygun degildir. islamiyyete uygun olmadigi meydandadir. Lugatda 
ise, mef al vezninde olan kelimelerin, ef al vezninde kuilamlmala- 
n hie goriilmemisdir. Molla basi dedi ki: 

— (Liigat alimlerinden Ebu Zeyd, Ebu Ubeydenin tefsirinde 
kullanildigmi bildiriyor. Ya 'ni (Sizin mevlamzdir) soziinii (Size da- 
ha uygundur) demisdir.) 

— Onun boyle demesi, sened olamaz, dedim. Ciinki, butiin arab 
alimleri, Onun boyle demesini begenmemislerdir. Boyle demek 
dogru olsaydi, (Filan sana evladir) yerine (Filan sana mevladir) de- 
mek dogru olurdu. Halbuki, hie dogru degildir, demislerdir. Ebu 
Ubeydenin sozti, baska yollardan da red edilmekdedir. Mevla ye- 
rine evla denilemiyecegini anladik. Eger denilebilir dersek, yine 
malik olmak, kullanmak ma'nalarma kullamlamaz. Belki (evla) 
demek ta'zim ve muhabbete evla, daha uygun demek olur. Kullan- 
mak ma'nasma oldugu kabul edilse bile, ayet-i kerimenin ma'nasi- 
na yine uygun olmaz. Al-i imran suresinin altmissekizinci ayetinin 
(ibrahime insanlarm evla olani) meal-i senfinde, evla demek, Ibra- 
him "aleyhisselam"i (kullanmak)dir denilebilir mi? Burada, evla 
demek, olsa olsa, Onu sevmege daha uygun demekdir. 

Bundan baska bu hadis-i serifin sonundaki (Vali), sevmek de- 
mekdir. Eger, Resulullahm yamnda, (tesarrufa, kullanmaga daha 
uygun olmak) demek olsaydi, o zeman (Onun tesarrufunda olam) 
buyururdu. Boyle buyurmadigi icin tesarrufa uygun olmak degil, 
belki hazret-i Aliyi sevmek ve ona dilsman olmakdan kaemmak 
demek oldugu anlasihr. Hatta Ebu Nu'aym Ahmed bin Abdullah 
"rahime-hullahti teala" [430 da isfehanda vefat etdi] hazret-i Ha- 
senin oglu Hasenden bildiriyor ki, bu Hasenden soruldu. (Ben ki- 
min mevlasi isem...) hadis-i serifi, hazret-i Alinin halife olmasim 
gosteriyor mu, dediler. Hasen buna cevab olarak, eger Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" bu hadis-i serif ile, hazret-i Alinin ha- 
life olmasim bildirmek isteseydi, (Ey insanlar! Bu zat benim isleri- 
min velisidir. Benden sonra, halife olacak budur. isitiniz ve ita'at 
ediniz!) buyururdu. Allahu tealamn ismine yemin ederim ki, Alla- 
hii teala ve Onun Resulii "sallallahii teala aleyhi ve sellem", Alinin 
halife olmasim isteselerdi, Ali, bu emri yerine getirmege kalkisma- 
masi ile boylece Allahu tealamn emrine karsi gelmesi ile, cok bii- 
yiik giinah islemis olurdu, dedi. Dinleyenlerden biri: Oyle ise Pey- 
gamberimiz (Ben kimin velisi isem, All de onun velisidir) buyur- 

-34- 



madi mi? deyince, Hasen, buna hayir, vallahi eger Resulullah, Ali- 
nin halife olmasmi isteseydi, nemaz kilmagi ve oruc tutmagi emr 
eyledigi gibi, bunu da, acikca emr ederdi, dedi. iste, Ehl-i beytin en 
ileri gelenlerinden biri olan ve hazret-i Alinin torunu olan Hasenin 
bu sozleri, senin sozlerinin bozuk ve yalan oldugunu acikca goster- 
mekdedir, dedim. Molla basi susdu. Baska soze basladi. 

9 — (Kiyamet giinti, her mtislimana dtinya ve ahiret islerinden 
sorulacagi gibi, Aliyi ve cocuklanm sevmesinden sorulacagim gos- 
teren hadis-i seriflere ne dersiniz? Ctinki, Ali bin Muhammed ibni 
Sabbag-i maliki (855 [m. 1451] de vefat etdi) (Ftisultil-mtihimme) 
kitabmda, Elmenakib kitabmdan alarak diyor ki, ibnil-Mueyyed- 
den isitdim. Birgiin, Ebti Biireyde, Resulullahm yaninda oturuyor- 
du. Ebu Biireyde diyor ki, Resulullah efendimiz, (Ruhum yed-i ik- 
tidannda bulunan Allahii tealaya yemin ederhn ki, kiyamet giinti, 
insanlardan ilk sorulacak sey, omrtinti ne He gecirdin, bedenini, ne 
yaparak eskitdin, mahni nereden kazandm ve nerelere verdin ve 
Resultimti sevdin mi, sorulan oiacakdir) buyurdu. Yanimda bulu- 
nan hazret-i Omer, sizi sevmenin alameti nedir ya Resulallah, de- 
di. Mubarek elini, yaninda oturan hazret-i Alinin basma koyup, 
(Beni sevmek, benden sonra bunu sevmekdir) buyurdu. Yine bu 
kitabda diyor ki, hazret-i Ali (Vallahi Nebiyy-i iimmi u sallallahii 
aleyhi ve sellem" efendimiz, beni sevenlerin mti'min olduklanni, 
sevmiyenlerin ise, miinafik olduklanni bildirdi) dedi. iste, kiyamet 
giinti, sevgisi herkesden sorulacak, birzat, acaba baskalanndan da- 
ha tisttin ve halifelik, baskalanndan ziyade kendisinin ve cocukla- 
nnm hakki olmaz mi), dedi. 

— Maliki dedigin ibni Sabbag maliki mezhebinde degildir. Ki- 
tablan, yazilan gosteriyor ki, sfi mezhebindedir. (Harezm odunu) 
olarak meshur olan ibni Mueyyedin de, sfi oldugunu butiin alim- 
ler bildirmekdedir. Zaten baska vesika aramaga hacet yok. Sfiler- 
den ba'zisi, hadis-i serifleri degisdirip biiyiik bir hadis aliminin is- 
mini koyuyor. Boyle yalanlarla, muslimanlan aldatmaga cahsiyor. 
Kitablarda, dogrusu yazili olan bir hadis-i serifi, boyle degisdire- 
rek, baska diirlii bildiren kimsenin bir yalanci oldugu meydanda- 
dir. Iste, bu hadis-i serifin dogrusunu, imam-i Muhammed bin Isa 
Tirmtizi (209 da tevelliid, 279 [m. 892] da vefat etdi) soyle bildiri- 
yor: (insana, kiyamet giinii dort seyden sorulacakdir. Oinriinii ne 
ile gecirdigi, ilinini ne yapdigi, mahni nereden kazandigi, cismini 
ne ile eskitdigi sorulacakdir). Taberani de, bu hadisi bildiriyor ise 
de, son cumlesi yerinde, gencligi ne ile gecirdigi yazihdir. iste, ha- 
dis-i serifin dogrusu boyle bildirilmisdir. icinde, Ehl-i beyti sev- 
mek ve hazret-i Omerin adi yokdur. Bundan anlasihyor ki, ibni Sab- 
bag ile ibni Miieyyed yalan soylemislerdir. Bununla beraber, bu- 

-35- 



rada, halifeligi anlatan hicbir sey yokdur. Bu hadis-i serife dogru 
desek bile, olsa olsa, Ehl-i beyti sevmegi gostermekdedir. Ehl-i 
siinnet mezhebi de, Ehl-i beytin hepsini, her birini, bulunduklan 
mevkilerine gore, az veya asm olmiyarak sevmegi emr etmekde- 
dir. Ehl-i siinnet olmak icin, Ehl-i beyti, sanlarma uygun olarak 
sevmek lazimdir. Siz ise, bunlan sevmegi anlatmak icin islamiyye- 
te uymiyan oyle seyler bildiriyorsunuz ki, kalbinde zerre kadar 
iman bulunan kimse, boyle seyler soyliyemez. Mesela (Aliyi seve- 
ne hicbir gtinah zarar vermez) diyorsunuz. Bunun gibi, hadis de 
uydurammz var. Mesela, Peygamber efendimize, (Ahnin si'asina 
kryamet giinii, ne kiiciik giinahdan, ne de biiyiik giinahdan sorul- 
maz. Onlarm kotiiliikleri, iyilige cevrilir) buyurdu diyerek iftira 
eden kimseye inamlir mi? ibni Babeveyh uydurup (ibni Abbas bu- 
yuruyor ki) diyerek, Peygamber efendimizin guya (Allah Aliyi se- 
venleri Cehennemde yakmaz) dedigini soyliiyor. Yine (Aliyi seven 
bir kimse, yehudi veya hiristiyan olsa bile Cennete gireceklerdir) 
sozlerine, hadis diyerek herkesi aldatiyor. Boylece, uydurma soz- 
leri, hadisdir diyerek, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
efendimize iftira etmek haksizhk degil midir? 

[Ebu Ca'fer bin Babeveyhin kendi adi Muhammed bin Alidir. 
Si'ilerin dort meshur fikh ve tefsir adammdan biridir. Bir tefsiri ve 
imamiyyenin cok kiymet verdikleri fikh kitabi vardir. Horasanda 
tevellud, 381 [m. 991] de oldii]. 

Iftira yapmak, islamiyyete de, akla da uymuyor. Allahii teala, 
Nisa suresinin yiizyirmiikinci ayetinde, mealen (Kotiiliik yapan, 
bunun cezasim bulacakdir) buyuruyor. Zilzal suresinin son ayetin- 
de mealen, (Zerre agirhgi kadar kotiiliik yapan, bunun cezasim go- 
recekdir) buyuruldu. Haksiz iftiralar yapmak, bu ayet-i kerimelere 
uymuyor. 

Bunlardan baska Ehl-i beyti sevmek, bir ibadetdir. Bunun 
kiymetli olmasi icin, biitun ibadetlerde oldugu gibi, once iman sa- 
hibi olmak lazimdir. Enbiya suresinin doksandordiincii ayetinde 
mealen, (Mii'min olan kimsenin yapdigi iyi isler..) buyuruldu. 
Yehudi ve hiristiyan gibi, iman serefine kavusmamis kimsele- 
rin, yalmz Ehl-i beyti sevdikleri icin Cennete gireceklerini soyle- 
mek ve kiiciik ve biiyiik giinahlann, bunlann sevgisi ile, iyilik, se- 
vab sekline doneceklerine inanmak, islamiyyete uygun degildir. 
Si'i kitablarmda da yaziyor ki, Ah "kerremallahii vecheh" efen- 
dimiz kendi ehl-i beytine her zeman, (Soyunuza giivenmeyiniz! 
Ibadet ve ta'at yapmaga devam ediniz! Allahii tealanm emrleri- 
ni yapmakdan zerre kadar sapmayimz!) buyururdu. Senin yuka- 
ndaki sozlerin, hazret-i Alinin bu nasihatina ve buna benziyen da- 

-36- 



ha nice haberlere uymadigi icin, hie kiymeti olmaz. Diinya ve 
ahiret se'adetlerinin ele gecmesi icin ve diinya islerinin diizgiin 
gitmesi icin, herkesi giinah ve yasaklan islemekden korkutmak, 
vazgecirmek lazim iken, (giinahlar, sevab haline donecekdir) de- 
mek, taban tabana zid oluyor. Bu soz, kotii kimseleri ve hatta 
si'ileri kotiiliik, giinah ve cirkin isleri yapmaga siiriikler. Boyle- 
ce dini yikar. Biraz akh olan kimsenin, bu sozlere inanmak soy- 
le dursun, doniip bakmayacagi meydandadir, dedim. 

Bu soziimden sonra, toplantida bulunanlar, hazirlanmis olan 
siiallerin sorulup, cevab verilmesini istediler. Fekat, sfilerden bir- 
kaci, molla basiya, farisi dil ile (Bu adamla carpismakdan sakm! 
Ciinki, deniz gibi, derin bir alimdir. Sen ne kadar vesika ileri siir- 
diinse, o da cevabim vererek susdurdu. Sonra olabilir ki, serefin ve 
kiymetin bozulur) dediler. Bunun iizerine, molla basi bana baka- 
rak guldii. Dedi ki: 

— Sen, iistiin bir alimsin. Bunlara ve her seye cevab verebilirsin. 
Fekat, Buharah Bahrul' ilm sozlerime cevab veremez. 

— Soze baslarken, Ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetullahi teala 
aleyhim ecma'm" size cevab veremiyeceklerini soylemisdiniz. Be- 
ni konusdurmaga mecbur eden, bu sozunuzdiir, dedim. 

— Ben Iranh oldugum icin, arabi bilgilerde o kadar sermayem 
yokdur. Uygunsuz kelimeler kullanmis olabilirim. Oyle demek is- 
tememisdim, dedi. 

— Senden iki sey sormak istiyorum. Alimlerinizin hepsi bir ara- 
ya gelerek, buna cevab veriniz, dedim. 

— Nedir o sorular? dedi. 

10 — Birincisi sudur: Sfiler, Eshab-i kiram icin ne dersiniz? 

— (Eshabm yalniz besi haric, otekilerin hepsi, hazret-i Aliyi ha- 
lite secmedikleri icin miirted oldu. Dinden cikdi. O bes sahabi, All, 
Mikdad, Ebu Zer, Selman ve Ammar bin Yaserdir), dedi. 

— Eger, boyle dediginiz gibi ise, hazret-i Ali kizi Umm-i Gtilsu- 
mii, hazret-i Omere nasil nikah eyledi? dedim. 

— (Istemiyerek, zorla verdi), dedi. 

— Allah icin yemin ederim ki, siz hazret-i Aliyi oyle asagih- 
yorsunuz ki, arab cocuklarmdan en alcagi, en kuctigii bile, bu ka- 
dar asagihga razi olmaz. Hazret-i Aliyi bu kadar kotiilemek, cok 
aleak bir plamn uygulanmasi icin oldugu meydandadir. Allah bi- 
lir ki, arablarm en alcagi, en bayagisi bile lrzmi, namusunu koru- 
mak icin camm verir. Nerede kaldi ki, biitiin arab kabileleri ara- 
smda, soyu, sopu, erkekligi, serefi, sam hepsinden yiiksek ve iistiin 
olan Hasim ogullarmdan bir zat ve dolayisi ile biitiin bu kabile 

-37- 



boyle bir lekeyi, alcakhgi kabul edebilir mi? En aleak kimselerin 
bile razi olmadigi bir isi, Allahm arslani diye, adi btitiin dtinyaya 
yayilan sank, sereffi bir kahramana nasil yakisdirabiliyorsun? 

— (Cin kadmlanndan birinin, Omere asik olup da, Umm-i Gill- 
sum seklinde goriinmesi de olabilir), dedi. 

— Bu soz, oncekinden daha alcaklikdir. Boyle seyi, akl nasil uy- 
gun goriir. Bu yola gidilecek olursa, islamiyyetin blittin emrleri al- 
tiist olur. Mesela bir adam evine gelince, zevcesi buna, sen benim 
zevcim degilsin. Sen cinnilerdensin diyerek, adami eve sokmaz. 
Adam iki sahid getirse, sahidleri de, insan degildir, cindir diyerek 
kovar. Boylece, her ev, her yer karmakansik olur. Bir katil, bir hir- 
siz, ben o adam degilim. Sizin dediginiz kimse, cinni olabilir, diye- 
rek, islamiyyetin emrinin yapilmasma karsi gelir. Hatta, mezhebin- 
deyiz dediginiz Ca'fer Sadik da "rahmetullahi teala aleyh", cinni 
olabilir, dedim. Molla basi sasirdi. Susdu. Ben dedim ki, ikinci sii- 
ali soruyorum: 

11 — Zalim olan bir halifenin emrleri si'i mezhebinde, kabul 
edilir mi? 

— Sahih degildir. Kabul edilmez, dedi. 

— Hazret-i Alinin oglu olan Muhammed bin Hanefiyyenin an- 
nesi kimdir? dedim. 

— Ca'fer kizi Hanefiyyedir dedi. 

— Bu Hanefiyyeyi esir alan kimdir? dedim. 

— Ben bilmem, dedi. 

Halbuki, bildigi halde bilmem diye, sozii kesmek istedi. Orada 
bulunanlardan birkaci, Ebu Bekrin "radryallahu teala anh" esir al- 
digim soylediler. 

— Evlenirken dikkatli davranmak lazim oldugunu herkes bilir. 
Hak iizere imam ve mesru olarak halife degildir dediginiz, Ebu 
Bekr gibi bir zatin esir eyledigi bir cariyeyi nikah edip, bundan co- 
cuk yapmagi, hazret-i All "radryallahu teala anh", nasil caiz gor- 
dii? dedim. 

— Belki, hazret-i All "radiyallahii teala anh" bunun kendisine 
hediyye edilmesini, yakmlarmdan istedi. Bunlar da, cariyeyi kendi- 
sine nikah etmis olabilirler, dedi. 

— Bu sozii isbat etmek lazimdir. Molla basi hie birsey diyeme- 
di. Biraz sonra dedim ki: 

Uzun catisma olmasim onlemek icin, ayet-i kerime ve hadis-i se- 
rif okumadim. Ciinki hadisin dogru olduguna inamlmaz, her iki tara- 
fin inandigi vesikalarm soylenmesi lazimdir, denir. Soz uzar gider. 

-38- 



Bu sirada, konusmalarm ceryamm dogru olarak saha bildirdi- 
ler. Bunun iizerine, Iran, Buhara ve Efgan alimleri ile birleserek, 
kiifre sebeb olan seylerin hepsini ortadan kaldirarak, karar yazil- 
masim ve saha vekil olarak bu lie millet alimlerine benim reis ol- 
makhgimi emr eyledi. Cadirlardan cikdik. Efganhlar, ozbekler, 
acemler, parmaklan ile beni gosteriyorlardi. Iran alimlerinden yet- 
mis kisi, imam-i Alinin "kerremallahii teala vecheh" mubarek tiir- 
besi arkasmda toplandi. Iran alimlerinin basinda, molla basi All 
ekber vardi. 

Molla basi, Buhara alimi Bahr-ul'ilm, molla Hadi hocaya beni 
gostererek dedi ki, bu zati bilir misin? Hayir bilmiyorum, dedi. Bu 
zat, Ehl-i siinnet alimlerinin biiyiiklerinden Siiveydi zade seyh Ab- 
dullah efendidir. Bu toplantimizda bulunmasim ve sah tarafindan 
vekil olarak, iizerimize hakim olmak uzere gelmesini sah, Ahmed 
pasadan istemisdi. Eger sozbirligine vanrsak, hepimizin iizerine 
sahid olacak ve bizim icin, oylece hiikm verecekdir. Simdi, kiifre 
sebeb olan seyler ne ise, hepsini ayirahm. Bunlan onun yamnda 
ortadan kaldirahm. Ebu Hanife zaten bize kafir demiyor. Bununla 
beraber, bu yolda derince dusunelim. (Serh-i mevakif) kitabi, ima- 
miyye mezhebinde olanlara kafir demiyor. Ebu Hanife "rahmetul- 
lahi teala aleyh", (Fikh-i ekber) kitabmda, kibleye karsi nemaz ki- 
lanlara kafir demeyiz, buyurdu. (Serh-i hidaye) kitabmda da diyor 
ki, imamiyye firkasi, miisliman firkalarmdandir. Bununla beraber, 
sonra gelenleriniz bize kafir dedi. 

Bizim sonra gelenlerimiz de, size kafir dedi. Yoksa, biz de kafir 
degiliz, siz de degilsiniz. Simdi, sonra gelenlerinizin bize kafir de- 
melerine sebeb olan sozlerimizi bildiriniz de, boyle sozlerden vaz- 
gecelim, dedi. 

Hadi hoca dedi ki, Seyhaym ya'ni Ebu Bekr ile Omeri "radiyal- 
lahii teala anhiima" sogdugiiniiz icin kafir oluyorsunuz. 

Molla basi dedi ki, Seyhaym sogmekden vazgecdik. 

Hadi hoca: 

— Eshab-i kirama "radiyallahii teala anhiim ecma'in", sapik, 
kafir demekle de kafir oluyorsunuz, dedi, Molla basi: 

— Eshab-i kiramm hepsi miislimandir ve adildir "radiyallahii 
anhiim" diyoruz dedi. 

— Miit'a nikahma da halal diyorsunuz. 

— O, haramdir. Onu, ancak, alcaklar yapar. 

— Hazret-i Aliyi, hazret-i Ebu Bekrden iistiin tutarak halife ol- 
mak, Alinin hakki idi diyorsunuz. 

— Peygamberden "sallallahii aleyhi ve sellem" sonra insanla- 

-39- 



nn en ustiinii Ebu Bekr-i Siddikdir. Bundan sonra, hazret-i Omer- 
dir. Bundan sonrasi hazret-i Osmandir. Bundan sonra hazret-i All- 
dir "radiyallahii anhiim ecma'in". Bunlann halife olmalan da, bu 
sira iledir, dedi. Bahr-uF ilm sordu: 

— I'tikadda mezhebiniz nedir? Molla basi: 

— I'tikadimiz Ebiilhasen-i Es'ari mezhebidir. 

— Simdi, halal ve haram olduklanm bilmek lazim olan seylere, 
dogru olarak inanmak, ya'ni halala haram, harama halal dememek 
lazimdrr. 

— Bu sarti kabul etdik, dedi. Bahr-uF ilm dedi ki: 

— Ehl-i siinnetin dort mezhebinin, sozbirligi ile haram dedigi 
seyleri yapmamak lazimdir. 

Molla basi, bunu da kabul etdik, dedi. 

Sonra Have ederek, bunlann hepsini kabul etdik. Simdi, bizim 
Islam firkalarmdan oldugumuzu soylermisiniz dedi. Bahr-uF ilm, 
biraz durdukdan sonra dedi ki: 

— Seyhaym sogen kafir olur. 

— Seyhaym "radiyallahii teala anhiima" sogmekden vazgecdik. 
Baska sartlan da kabul etdik. Artik bizi musliman saymaz misimz? 
Bahr-uF ilm yine: 

— Seyhaym sogmek kiifrdiir, dedi. Bundan maksadi, Seyhaym 
sogenin tevbesi, hanefi mezhebine gore kabul olmaz. Acemler de, 
eskiden, Seyhaym sogiiyorlardi. Kafir olmuslardi. Simdi sogmek- 
den vazgecmeleri, kendilerini kiifrden kurtarmaz demek idi. Efgan 
muftisi molla Hamza dedi ki: 

— Ey Hadi hoca! Acemlerin, bu toplantidan once, sogdiikleri- 
ne sened var midir? 

— Hadi hoca cevab vererek, delil yokdur, dedi. 

Molla Hamza: — iste, bundan sonra da, sogmiyecekleri icin, 
musliman olamaz demeye sebeb nedir? 

Hadi hoca - Eger boyle ise, miislimandirlar. Halal ve haramda, 
iyide kotiide birlesdik demekdir, dedi. Bunun iizerine, hepsi ayaga 
kalkarak, miisafeha etdiler ve bana donerek sahid ol dediler ve da- 
gildik. Sevvalin yirmi dordiincii carsamba giinii aksam iistii idi. Et- 
rafimizda, on bin kadar acem toplanmis, bize bakiyordu. 

Adet iizere, gece saat dortde, i'timadiiddevle, sahm yamndan 
gelip, bana dedi ki: 

— Sah hazretleri, size tesekkiir edip, selam gonderdiler. Yarm 
da toplanarak, vanlan kararm yazilmasmi ve toplantida bulunan 
alimlerce imza edilmesini emr eylediler. Sizin de, yazimn iistiine 

-40- 



imza koyarak sahid olmanizi rica ediyorlar. Peki iyi, dedim. 

Persembe giinii, ogleden once, toplanti yerine gitdim. Merkad-i 
Aliden "radiyallahil teala anh" uzaklara kadar altmisbin kadar 
acem toplanmisdi. Oraya vanp oturunca, uzun bir kagid getirildi. 
Molla basinin emri ile, Mufti aka Huseyn okudu. Farisi idi. Tiirk- 
cesi sudur: 

Allahti tealanm adeti ve hikmeti soyledir ki, emrlerini yasakla- 
nni bildirmek icin, insanlara Peygamberler gondermisdir. Peygam- 
berler arasmda, sira Peygamber-i zisammiz (MUHAMMED 
MUSTAFA) "sallallahii aleyhi ve sellem" hazretlerine geldi. Pey- 
gamberlerin sonuncusu olarak, Allahii tealanm emrlerini ve yasak- 
lanni bildirip, vazifesini yapdikdan sonra, vefat etdi. Bundan son- 
ra Eshab-i guzm, Ebu Bekr-i Siddikm ustiinliigunu, iyiliklerini, is- 
lerinin salih oldugunu diisiinerek, halifelige en hakh oldugunda 
sozbirligi ederek ve birleserek, onu secdiler. Secenler arasmda 
hazret-i All de vardi. Bu da, zorlanmadan, korkutulmadan, istegi 
ile secdi. Boylece, onun hilafeti, Eshab-i kiramm hepsinin birles- 
mesi ile ve sozbirligi ile oldu. Onu secen Eshab-i kiramm hepsi, 
adildir "radiyallahii teala annum". Kur'an-i azim-iis-sanda (Muha- 
cirler ve Ensar, herkesin oniinde, iistiinde olanlar...) ve (Sana agac 
altinda soz veren mii'minlerden Allahii teala, elbette razi oldu) 
mealindeki ayet-i kerimeler ile medh edildiler. Bunlar icin Fahr-i 
alem "sallallahti aleyhi ve sellem" de, (Eshabim gokdeki yildizlar 
gibidir. Hangisine uyarsaniz, hidayete kavusursiiiiuz!) diye ovmiis- 
lerdir. 

Ebu Bekr-i Siddikdan sonra, Onun ta'yin buyurdugu Omer Fa- 
ruk hazretleri halife oldu. Hazret-i All de, bunu secenler arasmda 
idi. Hazret-i Omer, vefat ederken, alti kisiyi gosterdi. Bunlar ken- 
di aralanndan birini secsin buyurdu. Bu alti kisiden biri, hazret-i 
Ali idi. Besi, sozbirligi ile hazret-i Osmani halife secdi. Hazret-i 
Osman, kimseyi gostermiyerek sehid oldukdan sonra, butiin Es- 
hab sozbirligi ile, hazret-i Aliyi halife secdi. Bu dordii bir arada ya- 
sadiklan zeman, aralannda, hie bir gecimsizlik, hicbir catisma ol- 
madi. Hep, birbirlerini severler, medh ve sena ederlerdi. Hatta, 
hazret-i Aliye, Seyhaym sorduklarmda, bu iki zat, adil ve hakh ola- 
rak secilmis imamlardir buyurmusdu. Hazret-i Ebu Bekr-i Siddik 
da, halife olunca, icinizde Ali de bulundugu halde, beni secdiniz 
mi? dedi. 

Ey acemler! Dort halifenin iistiinlukleri ve hilafetleri, iste bu si- 
ra iizeredir. Herkim bunlan sogerse, kotiiler, lekelemege dil uza- 
tirsa, coluk Qocuklan ve kam saha halal olacakdir. Oyle kimseler, 
Allahm ve meleklerin ve kitab ve Peygamberlerin la'netinde ol- 

-41- 



sun! Binyiizkirksekiz (1148) yilmda Megan meydamnda beni sah 
yapdigimz zeman, size sartlar vermisdim. Simdi bu sarti da ekliyo- 
rum ki, ben Seyhaym sogmeyi yasak ediyorum. Siz de, elbette vaz- 
gecmelisiniz! Herkim, bu cirkin, sogme isine bulasirsa, colugu cocu- 
gu esir edilecek, mall ve miilkii elinden alinacakdir. Kendisi de ol- 
diiriilecekdir. Iran memleketinde onceleri, Seyhaym sogmek alcak- 
hgi yokdu. Sah isma'il Safevi ile onun yolunda giden cocuklan, bu 
cirkin isi meydana cikardi. Ucyiiz sene kadar siirdii. 

iste boyle hazirlanan ahdnameyi, ya'ni sozlesmeyi alimlerin 
hepsi imzaladi ve muhrledi. Sonra Nadir sahm biitiin millete karsi 
cikardigi (ferman-i ali) okundu ki, tiirkcesi sudur: 

FERMAN-I SAHI 

Once Allahii tealaya sigminm. Biliniz ki, sah isma'il-i Safevi, 
906 [m. 1500] senesinde zuhur etdi. Cahil halkdan bir kismmi ya- 
mnda topladi. Bu aleak diinyayi ve nefsinin isteklerini ele gecir- 
mek icin, miislimanlar arasma fitne ve fesad sokdu. Eshab-i kira- 
mi sogmegi, si'iligi ortaya cikardi. Boylece miislimanlar arasina 
biiyiik bir diismanhk sokdu. Miinafikhk ve saldirmak bayraklan- 
nin acilmasina sebeb oldu. Oyle oldu ki, kafirler, rahat ve korku- 
suz yasiyor, miislimanlar ise, birbirlerini yiyor. Birbirlerinin kan- 
lanni, namuslarim telef ediyor. iste bunun icin, Megan meyda- 
nmdaki toplantida, biiyiik, kiiciik hepiniz, beni sah yapmak iste- 
diginiz zeman bu isteginizi kabul edersem, siz de, sah isma'il ze- 
manmdan beri, Iranda yerlesmis olan bozuk inanclardan ve bos 
sozlerden vazgececeginizi bildirmisdiniz. Kiymetli dedelerinizin 
mezhebi olan ve mubarek adetlerimiz olan, dort halifenin hak ve 
dogru olduguna kalb ile inanacagmizi ve dil ile de soyliyecegini- 
zi, bunlan, sogmekden, kotiilemekden sakmacaginizi ve dordiinii 
de seveceginizi soz vermisdiniz. iste bu hayrh isi kuvvetlendir- 
mek icin, secilmis alimlerden, dmine bagh yiiksek zatlardan so- 
rusdurdum. Hepsi dedi ki, Peygamberimizin "sallallahu aleyhi ve 
ala alihi ve eshabihi ecma'in" Hak yoluna cagirdigi giinden beri, 
Sahabe-i rasidin olan dort halifenin "radiyallahii anhiim" herbi- 
ri, din-i mtibinin yayilmasi icin, canlanni ve mallanm feda etdiler 
ve bu ugurda, coluk cocuklanndan, amca ve dayilanndan ayrildi- 
lar ve her soze, iftiraya, oka katlandilar. Bundan dolayi, Resiilul- 
lah "sallallahu aleyhi ve sellem" efendimiz hazretlerinin, husu- 
si sohbetleri ile sereflendiler. Boylece (Muhacirlerden ve En- 
sardan, ileri olanlar) mealindeki ayet-i kerime ile medh ve sena- 
ya kavusdular. iyilerin efendisi vefat etdikden sonra, iimmetin 
islerini goren, Eshab-i kiramin biiytiklerinin sozbirligi ile, hilafe- 

-42- 



te, birinci halife, magara arkadasi Ebti Bekr-i Siddik "radiyallahii 
teala anh" getirildi. Bundan sonra, halifenin ta'yin ve Eshab-i ki- 
ramin kabul etmesi ile hazret-i Omer Faruk "radiyallahii anh" ve 
ondan sonra, alti kisi arasmdan ve sozbirligi ile, Zinnureyn Os- 
man bin Affan "radiyallahii anh" ve bundan sonra, Allahm ars- 
lani, arayanlarm aramlam, sasilacak seylerin hazinesi, emir-iil- 
mii'minin All ibni ebi Talib "kerremallahii vecheh" halife oldu. 
Bu dort halifeden herbiri, kendi hilafetleri zemamnda, birbirleri 
ile uygun, her diirlii aynhk lekesinden temiz idi. Kardeslik ve bir- 
lik iizere idiler. Herbiri, islam memleketlerini sirkden ve miisrik- 
lerin kininden korudular. Bu dort halifeden sonra, muslimanlar 
iman ve i'tikadda birlik idi. Her ne kadar, zeman ve asrlar gec- 
mesi ile, islam alimlerinin oruc, hac, zekat ve baska yapilacak is- 
lerde ayrihklan oldu ise de, fekat inamlacak seylerde ve Resulul- 
lahi "sallallahti aleyhi ve sellem" ve Onun Eshabim sevmekde ve 
hepsini halis olarak tammakda hicbir kusvir ve noksan ve bozuk- 
luk ve gevseklik olmadi. Sah isma'ilin ortaya cikmasma kadar 
biitiin islam memleketleri, boyle saf ve temiz idi. Sizler selim ak- 
hnizla ve temiz kalblerinizin irsadi ile, sonradan cikanlan, Es- 
hab-i kirami sogmek ve si'i olmak yolunu, cok stikr birakdimz. 
Din-i islam seraymm dort temel diregi olan dort halifenin sevgi- 
si ile kalblerinizi siislediniz. Bunun icin, ben de, bu soz verdigi- 
miz bes karanmizi, gokler gibi yiiksek, karalann ve denizlerin 
hakam, haremeyn-i serifeynin hizmetcisi, yeryiiziintin ikinci Ziil- 
karneyni, biiyiik islam padisahi, kardesimiz, rum memleketleri- 
nin sultamna bildirmegi soz veriyorum. Bu isi arzumuza uygun 
olarak bitirelim. Bu yazdiklanmiz, Allahu tealamn yardimi ile, 
cabuk meydana ciksm! Simdi bu hayrh isi kuvvetlendirmek icin, 
allame-i ulema (molla All ekber) molla basi ve baska yiiksek 
alimlerimiz bir tezkire yazdilar. Boylece, biitiin stibhe perdeleri- 
ni yirtdilar. iyice anlasildi ki, biitiin bu iftiralar, bid'atler ve ayn- 
hklar, sah isma'ilin cikardigi fitnelerden dogmusdur. Yoksa on- 
dan onceki zemanlarm hicbirinde ve islamin baslangicmda, biitiin 
miislimanlann imanlari, diisiinceleri tek bir yolda idi. Bunun icin, 
Allahii tealamn yardimi ile ve Onun kalblerimize sunmasi ile, bu 
serefli ve yiiksek karari almis bulunuyoruz. islamiyyetin baslan- 
gicmdan, ta sah isma'ilin cikmasma kadar biitiin muslimanlar, 
Hulefa-i rasidini hak, dogru halife bilirdi. Herbirini hakh olarak 
halife oldu bilirlerdi. Bunlan sogmekden, kotiilemekden cekinir- 
lerdi. Hatib efendiler ve biiyiik va'izler, minberlerde ve dersler- 
de, bu halifelerin iyiliklerini, giizel hallerini, iistiinliiklerini soy- 
lerlerdi. Mubarek ismlerini soylerken ve yazarlarken "radiyalla- 

-43- 



hii anhum" derlerdi. Derin alim ve iistiinlerin ozti (Mirza Mu- 
hammed All) hazretlerine emr eyledim ki, bu (Ferman-i hiima- 
yun)umuzu, biitiin Iran sehrlerine yaysm. Milletim de isitsin ve 
kabul eylesin! Buna uymamak, karsi gelmek, Allahti tealamn 
azabma ve sahensahm gazabma sebeb olacakdir. Boyle bileler. 

Bu ferman okunup, anlasildikdan sonra, sahm huzuruna kabul 
olundum. Cok iltifata kavusdum. Nadir sah, bu basandan cok se- 
vindi ve cok tesekkiir etdi. Cum'a nemazmm Kufe cami'inde sahih 
olarak kilinmasim emr buyurdu. i'timadiiddevleye dedim ki, bu 
nemaz sahih olmaz. Ctinki, Hanefi mezhebine gore, sehr halkm- 
dan ilc kisinin, safi'iye gore ise kirk kisinin nemazda bulunmasi la- 
zimdir. I'timad, yalniz hutbeyi dinlemek icin cagnldigmi soyledi. 
Cami'e geldim. Besbin kadar alim, me'mur vardi. Minber iizerin- 
de sahin imami olan (Ali Meded) vardi. O sirada, Molla basi ile 
Kerbela alimleri konusarak, (Ali Meded) minberden indirildi. Ye- 
rine, Kerbela alimlerinden biri cikdi. Hamd ve salevatdan sonra, 
dort halifenin ismini soyleyip, herbirine "radiyallahti anh" dedi ise 
de, hazret-i Omere gelince, arabi iyi bildigi halde, Omer ismini 
miinsarif olarak okudu. (Ya'ni Omere yerine Omeri dedi). Boyle- 
ce, bu ismi gayr-i miinsarif kilan (adl) ve (ma'rifeti) hazret-i Omer- 
den ayirmis oldu. Bunda bir hiyle oldugu anlasihyordu. Nadir sa- 
hin emri ile, once halife-i muslimin olan (Mahmud han bin Musta- 
fa nan) hazretlerinin, bundan sonra Nadir sahm sevket ve se'adet- 
lerine diia edildi. Birinci rek'atda, Cum'a suresi okundu. Nemaz- 
dan sonra, Nadir sahdan izn almarak Bagdada dondiim. Olam, bi- 
teni, vali Ahmed pasaya anlatdim. iki firkamn birbirine verdigi 
i'timadnamenin siireti ile sah tarafmdan acem milletine yayilan 
(Ferman-i sahinin) bir ornegini takdim eyledim. Bunlar ve olan bi- 
tenlerin aciklanmasi, istanbula gonderilerek halifeye arz olundu. 
Bu aciz hakkinda, taraf-i hilafet-i aliyyeden in'amlar, ihsanlar o 
kadar cok oldu ki, iizerime oliinciye kadar farz olan hayr diialan 
edadan aciz bulundugumu i'tiraf ederim. 

[Birinci sultan Mahmud "rahime-hullahti teala", 1108 de tevel- 
lud, 1168 [m. 1754] de vefat etdi. 1143 [m. 1730] de halife oldu. is- 
tanbulda Eminoniinde Yeni Cami' yamndaki valide Turhan Sultan 
tiirbesindedir. Bu tiirbede Turhan Sultan ile oglu dordiincii Meh- 
med, ikinci Mustafa, iiciincii Ahmed, iiciincii Osman ve besinci 
Murad "rahime-hiimullahu teala" vardir]. 

(Hucec-i kat'iyye) kitabimn arabi olan ash istanbulda, 1400 [m. 
1980] senesinde, (En-Nahiye) kitabi ile birlikde ofset yolu ile bas- 
dinlmisdir. 

-44- 



IKINCI RISALE 

REDD-i REVAFID TERCEMESI 

Kendilerine si'i diyenler, yirmi firkadir. Iclerinden birkac firka- 
si cok taskmdir. Bu taskmlarm bir kismi, (Allah, Alinin icindedir. 
Aliye tapmak, Ona tapmakdir) diyor. ikinci kismi, bunlan kotiilu- 
yor ve (All, Allah olur mu? O, insandir. Fekat insanlarm en iistti- 
ntidtir. Allah, Kur'an-i kerimi ona gonderdi. Cebrail de, iltimas 
edip, Muhammede "aleyhisselam" getirdi. Muhammed "aleyhisse- 
lam", Alinin hakkim yedi) diyor. Uciincii kismi, bunlan kotiiliiyor 
ve (Hie boyle olur mu? Bizim Peygamberimiz, Muhammed "aley- 
hisselam"dir. Fekat benden sonra All halife olsun, dedi. Eshab-i 
kiram, dinlemeyip diger uciinii halife yapdi. Aliyi dordiinciiye bi- 
rakdi) diyerek diger tie halifeye, Alinin hakkim aldilar, diye diis- 
man oluyorlar. Eshab-i kiramm coguna da, onun hakkim vermedi- 
ler diye, diisman oluyorlar. Kendi hakkim aramadi diye, Aliye de 
"radiyallahti anh" cok kiziyorlar. Bu tic kismm hepsi kafir oluyor. 
Diger firkalar da, nasslan inkar etmeyip, bunlan te'vilde yamldik- 
lan icin, bid'at firkasi oluyor. Allahti teala hepsine, hidayet versin! 
Dogru yola gelmek nasib eylesin! Amin. 

Bugtin, Iramn bircok koylerinde ve Irakda ve Siiriyede milyon- 
larca insan, yolu sasirmislardir. Miislimanlara (Hiisniyye) isminde- 
ki bir kitabi okutuyorlar. istanbulda da basilan bu kitab, Haruntir- 
residin seraymda, Hiisniyye isminde bir cariyenin, ba'zi kimseler- 
le yapdigi konusmasim yazmakda imis. Bunun, Miirteza admda, 
yehtidi donmesi bir din diismam tarafmdan yazildigi, roman sek- 
linde hazirlandigi anlasihyor. Ayet-i kerimelere ve hadis-i serifle- 
re bozuk ma'nalar vererek, vak'a ve hadiseleri yanhs anlatarak, 
Eshab-i kirama "radiyallahti teala aleyhim ecma'in" ve Ehl-i sun- 
net alimlerine "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" saldirmakda, 
acikh hikayeler uydurarak, cahilleri aldatmakdadir. 

(Hak Soziin Vesikalan) kitabmm ikinci kismmda, Miirtezamn 
bozuk yazilarma uzun cevab verilecekdir. Simdi imam-i Rabbani 
hazretlerinin farisi (Redd-i Revafid) risalesinin tercemesini yazi- 
yoruz. 

-45- 



REDD-I REVAFID TERCEMESI 

Allahu tealaya giizel, verimli ve Onun sevdigi, begendigi gibi 
cok hamd olsun! Biitiin insanlarm en iistiinu, beyazm, siyahm, her- 
kesin Peygamberi, efendimiz Muhammed aleyhisselama, Onun 
yiiksek sanina yakisacak diialar ve selamlar olsun! Muhammed 
aleyhisselamm dogru yolda giden ve dogru yolu gosteren dort ha- 
lifesine ve Onun cocuklarma ve hepsi giizel, hepsi temiz olan Ehl-i 
beytine ve baska sahabilerine; biiyiik mevki'lerine, yiiksek derece- 
lerine uygun selamlar olsun! 

Her var olana, lazim olan herseyi gonderen, Ondan baska sa- 
hib, malik bulunmiyan, bir olan, Allahm merhametine cok muh- 
tac, Ehl-i siinnet alimlerinin hizmetcisi, zevalh bu kul (Abdiile- 
had oglu Ahmed) Faruki bugiinlerde bir risale gordtim. Bu risa- 
le, si'iler Meshed sehrini muhasara ederken, Mavera'iinnehr 
alimlerine cevab olarak yazilmis. Bu alimler, Eshab-i kirami ko- 
ttiliyenlerin kafir oldugunu, yazmislardi. Risaleyi okuyunca, an- 
cak ahmaklann inanacagi on sozlerle, lie halifeye kafir dedikleri- 
ni, Aise-i Siddikayi "radiyallahii anha" kotiilediklerini gordiim. 
Yakimmizda bulunan talebeden zevalh birkacimn bu risaleyi 
okuyarak, ogiindiiklerini ve htikumet adamlanna, hatta sultanla- 
ra gonderdiklerini isitdim. Bu fakir, konusmalarimda ve dersle- 
rimde [ve (Mektubat)daki bircok mektublanmda] o bozuk yazi- 
lara, akla ve ilme dayanarak, cevab vermekde, onlarm yamldik- 
larma, dogru yoldan aynldiklarma herkesi inandirmakda isem 
de, miislimanhk gayretim ve hadis-i serif deki, (Fitneler, bid'atlar 
meydana cikip eshabima dil uzatildigi zeman, dogruyu bilen, bil- 
digini herkese bildirsin. Eger bilclirmezse, Allahu tealamn ve 
meleklerin ve biitiin insanlarm la'neti, onun iizerine olsun! Alla- 
hu teala, bu alimin ne farzlarim, ne de nafile ibadetlerini hie ka- 
bul etmez) emri, bu konusmalanmi [ve yazilarimi] kafi goster- 
medi. Cigerlerimin yanmasma su serpemedim. icimin sizlamasi- 
ni durduramadim. Onlarm maksadlan yazilmadikca, bekledigim 
faidenin hasil olamiyacagim, acizane dusiindiim. Her ihtiyachmn 
yalvardigi, iyiligi bol, insam cirkin, utanc verici seylerden, ancak 
kendisi koruyan Allahu tealaya sigmarak, Onun yardimma giive- 

-46- 



nerek, bu risaleyi yazmaga basladim. Allahii teala sahibimizdir. 
Herkesin yardimcisi ancak Odur. Basan, Onun yardimi ile sagla- 
nir. Dogru yola, Ondan istemekle vanlir. 

[Muhammed bin Ya'kub Firuz-abadinin 729-816 [m. 1413 Ye- 
mende] (Kaniiis) admdaki liigat kitabim, Ahmed Asim efendi 
[1235 (m. 1820) de Uskiidar Nuh Kuyusunda] tiirkceye cevirmis- 
dir. Cok kiymetli liigatdir. Burada, (Sf a ve sfi, bir insani kuvvet- 
lendiren yardimcilarma denir. Rafida ve Rafidi de, terk eden, ay- 
rilip birakan demekdir. Rafiziler Zeyd bin Zeynel'abidin All, 
imamdir, dediler. Bunlar Zeyde, Ebu Bekr ile Omere diisman ol, 
dedi. O da biiyiik dedem olan Resulullahm sevdigi iyi kimselere 
diismanhk edemem, dedi. Bunun iizerine Zeydin yanmdan aynl- 
dilar. Bunun icin, bunlara Rafizi denildi) diyor. Rafiziler Aliyi 
"radiyallahii anh" seviyoruz. Onu sevmek icin, Eshab-i kiramm 
hepsine veya birkacma diisman olmak lazimdir, diyorlar. Bugiin 
Iranda bulunan, ilm adami, aydm sfiler, cok siikr boyle degildir. 
Ehl-i siinnete pek yakmdirlar. Alevi kelimesi, iic yerde kullaml- 
misdir: 

1- Hazret-i Alinin "radiyallahii anh" her asrda bulunan torun- 
lanna denirdi. Eski zemandaki kitablarda, hazret-i Hasen veya 
Hiiseynin cocuklanna Alevi denilmekdedir. Sonralan, hazret-i 
Hasenin cocuklanna, serif, hazret-i Hiiseynin "radiyallahii anhii- 
ma" cocuklarmdan olanlara, seyyid denildi. 

2- Hazret-i Aliyi "radiyallahii anh" sevenlere, Onun yolunu 
dogru ve iyi ogrenip, bu yol, Muhammed aleyhisselamm yolu oldu- 
gu icin, bu yolda gidenlere (Alevi) demek lazimdir. Bu dogru yol- 
da gidenler, Eshab-i kiramm "radiyallahii teala aleyhim ecma'in" 
hepsini sever. Bu yol, Ehl-i siinnetin gitdigi yoldur. Demek ki, asl, 
hakh olarak Alevi, Ehl-i siinnetdir. 

3- Eshab-i kirama diisman olanlar, yurdumuzdaki, temiz, miis- 
liman Alevileri aldatmak icin kendilerine simdi (Alevi) diyorlar. 
Bu gtizel ismi maske olarak kullamyorlar.] 

Adi gecen risalede diyor ki, Peygamber "sallallahii aleyhi ve 
sellem" ahirete tesrif etdikden sonra, mtislimanlarm reisi, 
imam-i Alidir "radiyallahii anh". Her asrda da, baskanhk, Onun 
cocuklanmn hakkidir. Baska kimse hicbir zeman, miislimanlara 
imam [baskan] olamaz. Baskalan ancak zulm ile, bunlarm hak- 
kina saldirmakla, bunlar da, kuvvetsiz olup, birsey diyemedikle- 
ri icin, basa gecer. Sfiler arasinda, zemanla cesidli firkalar tiire- 
di ise de, bashcasi yirmi firkadir. Ba'zilan birbirine kafir demek- 
de, kotiilemekdedir. Biz, maksada baslamadan once, meshur 
olan birkac firkalanm bildirelim ve inanislanni, maksadlarim 

-47- 



acikhyahm. Boylece, ic yiizlerini herkes iyi anlasm ve dogru ile 
yanhs, hak ile batil ayird edilsin: 

Ahmed Faruki diyor ki: Eshab-i kirami kotiiliyenlerin birincisi, 
Abdullah bin Sebe'dir. 

[Miincid ltigat kitabmda ve (Kamusiil a'lam)da (Yehudi oldu- 
gu bildirilen bu donme, Misrda ayaklanmaga sebeb olup, buradan 
yilriiyen capulcular, Osman "radiyallahii anh"i sehid etdi) denil- 
mekdedir.] 

Ah "radiyallahii anh", bunu Medayn sehrine siirdii. (Ibni Miil- 
cem hazret-i Aliyi oldurmedi. Seytan Alinin sekline girmisdi. Sey- 
tam oldiirdii. Ali, bulutlar icindedir. Gok giirlemesi, onun sesidir. 
Simsek, kamcisidir) derdi. Abdullah bin Sebe' yehudisinin sozleri- 
ne aldanan (Sebe'ciler), gok giiriiltiisu isitince, (Ey emirel-mii'mi- 
nin! Sana selam olsun) derler. 

[Iranda Esterabad sehrinde, Fadlullah isminde bir zindik, Se- 
be'cilik yoluna, bircok hurafe, yalan katarak (Hurufilik) ismini 
verdi. 796 [m. 1393] de oldiiriildii. Huriifiler, sfilerin aralanna ka- 
nsdi. Halbuki, si'ilikle bir alakalan yokdur.] 

Kamiliyye firkasi, Eshab-i kirami kotiiliiyor. Aliyi "radiyalla- 
hii anh" imam yapmadiklan icin, Eshab-i kirama kafir diyorlar. 
All de "radiyallahii anh", kendi hakkim aramadigi icin, buna da, 
kafir diyorlar. Tenasiiha inamyorlar. [Tenastih icin bilgi almak is- 
teyen, (Tam ilmihal-Se'adet-i Ebediyye) kitabma miirace'at bu- 
yursun.] 

Benaniyye firkasi, Benan bin Cem'an yolunda gidenlerdir. ila- 
himiz insan seklindedir. Zemanla helak oldu. Yalmz yiizii kaldi. 
Ruhu da, Alidedir, derler. Ondan sonra, oglu Muhammed bin Ha- 
nefiyyede, sonra bunun oglu Ebu Hasimdedir. Bundan sonra Be- 
nandadir, derler. 

Cenahiyye firkasi, Reisleri, Abdullah bin Mu'aviyedir. Ruhun 
tenasiih yolu ile, cesed degisdirdigine inamrlar. Tanrmm ruhu, on- 
ce Adem aleyhisselama, sonra Sit aleyhisselama girdi, derler. Boy- 
lece biitiin Peygamberlerde, dolasip, sonra Aliye ve ogullarma gir- 
di. Simdi Abdiillahdadir, derler. Oldiikden sonra dirilmege inan- 
mazlar. Serab icmek, les yimek, zina yapmak gibi bircok haramla- 
ra, halal derler. 

Mensuriyye firkasi, Ebu Mensur Aclimin yolunda gidenlerdir. 
imam-i Muhammed Bakirm "radiyallahii anh" talebesinden idi. 
Imam bunu tard edince, kendinin imam oldugunu yaydi. (Ebu 
Mensur goke cikdi. Allahti teala, eli ile, bunun basim sigadi ve ey 
oglum! Git, kullanma emrlerimi bildir dedi), derler. Kur'an-i 

-48- 



kerimde, Tur suresi kirkdordtincii ayetindeki (kisfen) kelimesi, is- 
te gokden inen Ebu Mensuru bildiriyor, derler. Peygamberlik bit- 
medi. Daha Peygamber gelecek derler. Cennet, sevmemiz lazim 
gelen imam demekdir. Cehennem de, dusmanlik etmemiz icab 
eden kimselerdir. Mesela Ebu Bekr, Omer "radiyallahii teala an- 
hiima" demekdir, derler. Farzlar da, sevmemiz emr olunan kimse- 
ler demekdir. Haramlar da dusman olmamiz emr edilen kimseler- 
dir, derler. 

Hattabiyye firkasi, Hattab-i Esedinin yolunda gidenlerdir. Bu, 
imam-i Ca'fer Sadikm "rahmetullahi aleyh" talebesi idi. imam, 
bunun, kendine karsi taskmhk etdigini goriince, giicendi ve ya- 
mndan kogdu. Fekat, o, imamin vefatindan sonra kendisinin 
imam oldugunu soyledi. Bunun yolunda olanlar, (imamlar Pey- 
gamberdir. Hatta, Allahm ogullandir. Ca'fer Sadik, ilahdir. Fe- 
kat, Ebiilhattab, ondan ve Aliden daha iistiindur) derler. Diis- 
manlara karsi, dostlan korumak icin, yalanci sahidligi halaldir, 
derler. Cennet, diinyada, iyi, rahat yasamakdir. Cehennem de, 
diinya elemleri, sikintilan demekdir, derler. Diinya boyle gelmis, 
boyle gider. Kryamet kopmaz. Cenneti, Cehennemi goriip, soyli- 
yen, gidip gelen var mi, derler. Bunun icin haramlan isleyip farz- 
lan yapmazlar. 

Gurabiyye firkasi, Muhammed "aleyhisselam" Aliye cok ben- 
ziyordu. Kargamn kargaya, sinegin sinege benzemesinden daha 
cok benziyordu. Allahu teala Kur'an-i kerimi Aliye gotiirmek icin 
emr vermisdi. C°k benzediklerinden, Cebrail, yamlarak, Muham- 
med "aleyhisselanr'a gotiirdii, diyorlar. Bunun icin, Cebrail "aley- 
hisselam"a la'net ediyorlar. 

Zemmiyye firkasi, Muhammed aleyhisselami kotiiliiyor. Ali, 
ilahdir. Muhammed aleyhisselami Peygamber yapmisdi. Muham- 
med aleyhisselam insanlan Aliye baghyacagi yerde, kendisine bag- 
ladi, diyorlar. Bunlardan bir kismi ise, Muhammed aleyhisselam 
ilahdir, diyor. Ya'ni bir kismi, Muhammed aleyhisselami daha iis- 
tiin tutuyor. Bir kismi, Aliyi "radiyallahii anh" iistiin tutuyor. 
Ba'zisi, ehl-i aba [palto altmda bulunan] Muhammed, Ali, Fatima, 
Hasen, Huseyn bir biitiindiir. Aym bir run, besine birlikde hulul 
etmisdir. Birbirlerinden tistiinlukleri yokdur. Fatima da, erkekdir, 
derler. 

Yunusiyye firkasi, Yunus bin Abdiirrahmamn yolunda olanlar- 
dir. Allah, Ars iistiinde oturuyor. Melekler, Onu, Ars iistiine cikar- 
di ise de O, meleklerden daha kuvvetlidir. Turna kusu iki ayagi 
yardimi ile gidiyor ise de, kendisi, ayaklanndan daha biiyiik ve da- 
ha kuvvetli olmasi gibidir, derler. 

- 49 - Hak Soziin Vesikalan: F-4 



Miifevvida firkasi, Allahii teala diinyayi yaratip, biitiin isleri 
Muhammed aleyhisselama birakdi [tefvid etdi], diyorlar. Ba'zilan 
da biitiin diinya islerini Aliye birakdi. Ali "kerremallahii teala vec- 
heh" diledigini yaratiyor, diyor. 

isma'iliyye firkasi, Kur'amn zahiri [gortinmesi] oldugu gibi, ba- 
tini [goriinmiyen ici] de vardir. Batm yamnda zahir, cevizin ici, ozti 
yamnda kabugu gibidir. Zahirde olan emrlere, yasaklara uyan 
kimse, mesekkatlara, sikmtilara katlanarak ne kazamrsa, batina 
uyan kimse, bunlan zahmetsizce kazanir. Ibadet yaparak sikmti 
cekmesine liizum kalmaz, derler. Sozlerine inandirmak icin, Cen- 
netdekiler ile Cehennemdekiler arasindaki divan bildiren, Hadid 
suresinin onticiincii ayetini okurlar. Haram yokdur. Hersey halal- 
dir, derler. Din sahibi Peygamberler yedi olup, Adem, Nuh, Ibra- 
him, Isa, Musa, Muhammed "aleyhimiisselam" ve gelecek olan 
Muhammed Mehdidir, derler. Maksadlan, islamiyyeti yikmakdir. 
Din konusunda hileli siialler sorarak, miislimanlan siibheye diisiir- 
mek isterler. Mesela, hayzh kadma, orucu kaza etmesi emr olunu- 
yor da, nemazim kaza etmesi neden emr edilmiyor. Meni cikmca 
gusl etmek farz oluyor da, daha pis olan bevl cikinca, nicin farz ol- 
muyor. Ba'zi nemazlar dort rek'at farz oluyor da, ba'zisi neden iic 
veya iki rek'at farz oluyor, gibi sorularla genclerin imamni sarsma- 
ga ugrasiyorlar. [Halbuki, Ehl-i siinnet alimleri, boyle sorularm ce- 
vablanni, sebeblerini kitablannda acik ve genis bildirmekdedir.] 
Allahii tealamn emrlerine uydurma ma'nalar veriyorlar. Mesela 
abdest almak demek, imami sevmekdir. Nemaz kilmak, Peygam- 
ber demekdir. Ciinki, Kur'an-i kerimde, Ankebut suresi, kirkbe- 
sinci ayetinde mealen, (Nemaz, insani kotii, cirkin seylerden ah- 
kor) buyuruldu. Bu ayet-i kerime, Peygamberi gostermekdedir, di- 
yorlar. Ciiniib olmak, gizlemek lazim olan seyleri, yabancilara du- 
yurmak demekdir. Gusl, yeniden soz vermekdir. Zekat, din bilgisi 
ile, nefsi temizlemekdir. Ka'be Peygamber demek, Ka'be kapisi 
Ali, Safa tepesi, Muhammed "aleyhisselam", Merve tepesi All, ye- 
di tavaf, yedi imami sevmekdir, Cennet ibadet zahmetlerinden 
kurtulmak, Cehennem de, haramlardan kacmmamn iskence ve 
atesidir gibi akla ve dine sigmryan sacmalar soylerler. Bunlar gibi, 
Allah ne vardir, ne yokdur. Ne alimdir, ne cahildir. Ne kadirdir, ne 
acizdir, derler. 

Nizamiilmiilk ile sair Omer Hayyamin talebelik arkadasi olan 
Hasen bin Muhammed Sabbah 473 [m. 1081] yilmda Rey sehrin- 
de ismailiyye devletini kurunca, kendine zemamn imami deyip, 
Ehl-i siinneti, zorla kendi firkasma sokdu. 518 yilmda oldii. Ken- 
disi ve devletinin sonu olan 654 [m. 1255] senesine kadar gelen 

-50- 



adamlan, inamslarim, devrimlerini kabul etdirmek icin, pek cok 
zulm, iskence yapdilar. Dogru yolu soyliyen hamiyyetli Ehl-i sun- 
net alimlerini zindanlarda curiitdiiler, sehid etdiler. Bunlara gore, 
her zemanda imam bulunmak lazimdir. Cahillere kitab okumagi, 
kiiltiirlii olanlara da, eski kitablan okumagi yasak ederler. Boyle- 
ce bozuk yolda olduklanm, kotiiluklerini ortmek isterler. Eski yu- 
nan felsefesini severler. Din bilgileri ile alay ederler. [Bunlarm bir 
ismi (Karamita)dir. Clinki, Bagdad civarmda, Vasit koyiinden ci- 
kan Hamdan Kurmut isminde biri, 278 [m. 891] yilmda Karamita 
devletini kurdu ve Ehl-i siinnete cok iskence yaparak muslimanla- 
n isma'ili firkasina sokmaga zorladi. Necdde yerlesdiler. 317 [m. 
929] yilmda reisleri olan Ebu Tahir, Mekkeyi basip binlerce haciyi 
kesdi. Hazineyi ve evleri yagma etdi. Hacer-i esvedi yerinden so- 
kiip, bas sehrleri olan Basra civarmdaki Hecr sehrine gotiirdiiler. 
Bu mubarek tas, yirmi iki sene Karamitilerin elinde kaldi. Hiiku- 
metleri 328 yilmda bozularak, miislimanlar biiyiik bir beladan kur- 
tuldu.] 

Zeydiyye firkasi, Zeyd bin Ali Zeynel'abidme baghdirlar. 
[Zeynel'abidm Ali bin Hiiseyn, oniki imamm dordiincusiidiir. 
Onbes yasmda iken Kerbela faci'asmdan kurtuldu. (46-94 [m. 
713]) Medinede vefat etdi. Amcasi imam-i Hasenin yamndadir 
"radiyallahii anhiim".] Zeydiyye firkasi uc kismdir: Carudiyye 
denilen kismi, halifelik Alinin hakki idi, Eshab, onun hakkini ver- 
medikleri icin, kafir oldular diyorlar. ikinci kismi, Siileymaniyye- 
dir. Bunlar, Ebu Bekr ile Omerin "radiyallahii anhiima" hak ha- 
life olduguna inamyor. Eshab yamlarak, Ali dururken bunlan ha- 
life yapdi diyorlar. Fekat, bu yamlmalari, fisk, giinah degildir, di- 
yorlar. Osman, Talha ve Ziibeyr ve Aise "radiyallahii anhiim" 
kafir oldu diyorlar. Uciinciisu Tebiriyye kismidir. Bunlar da, Sii- 
leymaniyye gibidir. Yalmz, Osman "radiyallahii anh" icin kotii 
soylemiyorlar. Zemammizdaki Zeydilerin cogu, bu iic kismdan 
ayri olup, Mu'tezile gibi inamyor ve Hanefi mezhebi gibi ibadet 
ediyorlar. 

imamiyye firkasi, Alinin "radiyallahii anh" halife olmasi, 
acikca emr olunmusdu. Eshab, bu emri yerine getirmedigi icin ka- 
fir oldu, diyor. Halifelik imam-i Ca'fer Sadika kadar, babadan ogu- 
la gecdigi muhakkakdir. Ondan sonra kimde oldugu belli olma- 
di diyorlar. Coguna gore, Ca'fer Sadikdan sonra, yedinci imam, 
oglu Musa Kazim [129-186 [m. 799] Bagdadda, Kazimiyye mahal- 
lesinde medfiindur], bundan sonra, bunun oglu Ali Riza [148-203 
Iramn dogusunda Meshed ya'ni Tus sehrinde], bundan sonra, 
oglu Muhammed Taki [194-220 Kazimiyyede], bundan sonra, 

-51- 



Ebiilhasen All bin Muhammed Hadf Nakf [213-254 Sermen Rey 
sehrinde Asker mahallesinde], bundan sonra, onbirinci imam Ha- 
sen bin All Asker! [232-261 [m. 875] Bagdadda, babasi yamndadir], 
bundan sonra, oniki imamm sonuncusu, Muhammed bin Hasen 
Mehdidir [255 de diinyaya gelip, on veya onyedi yasmda iken, 
evinde bir magaraya girip bir daha cikmamisdir]. Kiyamete yakm 
gelecegi bildirilen Mehdmin bu olduguna inamrlar. 

Bunlardan baska olan firkalar da, asagi yukan, bunlara benze- 
mekdedir. Her biri dogru yoldan aynlmis olup, zemanla degismek- 
de, ba'zilan dogru yola yaklasmakda, bir kismi da busbiitun az- 
makdadir. 

[Bugiin, Iranda, bu bozuk firkalarm hemen hepsi, cahil halk 
arasmda, vardir. Fekat, munevverler dogru kitablan okuyarak, 
giinden giine Ehl-i siinnetin hak soziine yaklasmakda oldugu da 
siikranla gortilmekdedir. Mesela, 1333 hicrigiines yilinda [1954 mi- 
ladi yilda] Tahranda basilan, doktor Muhammed Mukremi, lugat 
kitabinda, (Hulefa-i Rasidin, Ebu Bekr ve Omer ve Osman "radi- 
yallahii anhiim" ve hazret-i All "kerremallahu vecheh") demekde- 
dir.] 

Akh basinda olup, iyiyi kotiiden ayirabilen bir kimse, yukanda- 
ki satirlan okuyunca, si'iler arasma kansmis olan bu firkalarm ne 
kadar uydurma ve bozuk olduklanm baska bir sened aramadan, 
hemen anlar. Akla, dine uymiyan hayali inamslar oldugu, hicbir 
esasa dayanmadigi meydandadir. Bu inamsda olan kimselerin, 
Peygamber "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizin ehl-i beytini 
ve oniki imami seviyoruz demelerinin, ne kadar giilunc oldugu asi- 
kardir. Hayir, bunlarm sozii dogru olamaz. Ciinki, o biiyiikler, asi- 
n taskinca sevgi istemiyor ve laf ile uyulmagi begenmiyorlar. Hu- 
rufilerin Ehl-i beyti seviyoruz demeleri, Nasaranm [hiristiyanlarm] 
Isa "aleyhisselam"i seviyoruz demesine benzer. Taskinca severek, 
Ona, ilah diye tapimyorlar. Halbuki, Isa "aleyhisselam" boyle sev- 
gi istemiyor. Nitekim, Ali "radiyallahii anh" buyurdu ki, Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem" bana soyle buyurdu: (Ya Alt! Se- 
■•iii halin Isa "alcyhissclain"a benzer. Yehudfler, Ona diisman ol- 
du. Anasina cirkin iftira etdiler. Nasara da, asm sevdi. Onu, bulu- 
namiyacagi dereceye cikarddar). 

Simdi, insanlarm biiyiik sahibi, hakimi olan Allahii tealamn 
yardimina sigmarak, o risaledeki ciiriik i'tirazlan cevablandirahm. 

1- Mavera'iinnehr alimleri [Allahii teala, onlarm cahsmasina 
bol bol miikafat versin. Aral goliine dokiilen Seyhun ve Ceyhun 
nehrleri arasmdaki genis yerlere Mavera'iinnehr denir] diyor ki: 

-52- 



(Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" uc halifeye cok 
kiymet verir, cok severdi. Herbirini medh eden sahfh hadisler cok- 
dur. Onun her sozii vahy ile [Cebrail aleyhisselamin bildirmesi ile] 
idi. Nitekim, Vennecmi suresi, iiciincii ayetinde, (O, bo$ $ey soyle- 
mez. Yalniz, vahy edileni soyler) buyuruldu. Bu iic halifeyi kotiile- 
yen kimse, vahye karsi gelmis oluyor. Vahye uymamak ise kiifr- 
diir). 

Risalede, bu yaziya cevab olarak diyor ki: (Bildirdiginiz bu se- 
bebler, iic halifenin sevilmesinin degil, sogiilmelerinin lazim oldu- 
gunu bildirmekdedir. Haksiz yere halife olduklanm gostermekde- 
dir. Cunki, ($erh-i Mevakif) kitabmda, Ehl-i siinnetin biiyiik alim- 
lehnden olan All bin Muhammed Amidi [551 de Diyan Bekrde 
Amid kasabasmda dogmus, 631 [m. 1234] de Bagdidda vefat et- 
misdir] diyor ki, Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem", 
vefati yaklasmca, miislimanlar arasmda aynhklar bas gosterdi. 
Bunlardan birincisi Resul "aleyhisselam", (Bana kagid getiriniz? 
Benden soma yoldan cikmamamz icin, size birseyler yazacagun) 
dedi. Omer u radiyallahii anh", bu emri begenmedi. Bu zati, agn- 
lar, sancilar sardi. Bize Allahii tealanm Kitibi yetisir, dedi. Eshab 
uyusamadi. Sesler yiikseldi. Peygamber "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem ", bu halden incinerek, (Gidiniz, yammda giiriiltu etmekyakis- 
maz) buyurdu. 

Ikinci aynhk soyle oldu: Kagidi isteme aynligmdan sonra, 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Usamenin emri altmda 
bir ordunun, cihada gitmesini emr etdi. Ba'zilan gitmek isteme- 
di. Bu hali bildirdiklerinde, tekrar siki emr ederek (Usame ordu- 
su, haznlansml Bu orduya katdmayanlara, Allah la'net etsin!) 
buyurdu. O kimseler, yine aynldi. Bu emre uymadi. Yukarda bil- 
dirdiginiz ayet-i kerimeye gore, vasiyyet yazmak icin kagid iste- 
mesi, vahy ile idi. Omer "radiyallahii anh" bunu men' etmekle, 
vahyi red etmis oldu. Vahyi red ise, dediginiz gibi, kiifrdiir. Bun- 
dan baska, Maide suresi, 47, 48 ve 50. ci ayetlerinde (Allahii te- 
alanm indirdigi ahkama, emrlere uygun hiikm vermiyenler kafir- 
dir) buyuruluyor. Kafir ise, Peygamber vekili, halife olamaz. Bu- 
nun gibi, Usame ordusuna katilmayan da, kafir olur. Uc halife de 
katilmadi. Siz, Resulullahm herisi vahy iledir, demisdiniz. Bura- 
da da, dyle olmusdur. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
Mervam Medineden cikarmisdi. Bu da elbette vahy ile idi. [Mer- 
van bin Hakem bin Ebil'as bin Umeyye hicretin ikinci yih dogdu. 
Osmanm "radiyallahii anh " amcasi oglu idi. Halife iken 65 de ve- 
fat etdi.] Halife Osmanm "radiyallahii anh" onu tekrar Medine- 
ye almasi ve hilafet islerinde yazici olarak kullanmasi, ona kiymet 

-53- 



vermesi de, kiifr olur. Hem de iki sebeb ile kufrdur. Birincisi, si- 
zin bildirdiginiz sebebledir. Ikinci sebeb, Miicadele suresi, yirmi- 
ikinci ayetidir. Bu ayet-i kerimede mealen, (AHahii tealaya ve ki- 
yamet giiniine iman edenler, babalan, kardesleri ve akrabasi ol- 
sa bile, AHahii tealamn ve Resuliiniin diismamm sevmez) buyu- 
ruldu.) 

AHahii tealamn yardimi ile, bu risaleye cevab olarak deriz ki, 
Resiilullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" her sozii ve her isi vahy 
ile degil idi. Bu risaleyi yazanin bu ayet-i kerimeyi sahid goster- 
mesi yanhsdir. Ciinki, o ayet, Kur'an-i kerimin vahy oldugunu 
haber vermekdedir. Miifessirlerin bastaci olan Beydavi [Abdul- 
lah bin Omer 691 [m. 1291] de Tebrizde vefat etdi] bu ayetin tef- 
sirinde (Kur'an-i kerimden soyledikleri kendinden degildir. Hep- 
si vahy iledir) diyor. Her sozii, her isi vahy ile olsaydi, ba'zi sozii- 
ne ve isine, AHahii teala i'tiraz etmez, itab eylemezdi. Mesela, 
Tahrim suresi, birinci ayetinde mealen, (Ey Peygamberim "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem!" AHahii tealamn halal etdigini, neden 
kendine haram yapiyorsun?) ve Tevbe suresi, kirkdordiincii aye- 
tinde mealen, (Nicin onlara izn verdin? AHahii teala, bu isini afv 
etdi) ve Enfal suresi, altmrsyedinci ayetinde mealen, (Harbde ah- 
nan esirleri mal karsiugi olarak sahvermek, hicbir Peygambere 
yakisinaz. Yer yiiziinde onlann cogunu oldiirmek, za'iflenieleri- 
ne sebeb olur. Siz diinya malini istiyorsunuz. AHahii teala ise, se- 
vab kazanmanizi, Cennete ve ni'metlere kavusmanizi istiyor) bu- 
yurulmusdur. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" bir mtina- 
fikm cenaze nemazim kilmaga hazirlandigi zeman, Tevbe suresi 
seksenbesinci ayetinde mealen, (Ebedi olarak olen kafirlerin hic- 
biri icin nemaz kilma!) buyuruldu. Bunlar gibi ayet-i kerimeler, 
Kur'an-i kerimde cokdur. Bundan anlasihyor ki, ba'zi sozleri ve 
isleri, kendi istegi ve ictihadi ile idi. Beydavi tefsirinde, esirleri 
koyuvermegi bildiren ayet-i kerimenin tefsirinde deniliyor ki, 
(Bu ayet-i kerime, Peygamberlerin ictihad etdikleri ve ictihadla- 
rmda yamlabileceklerini gosteriyor. Fekat, hatalanmn, kendileri- 
ne hemen bildirildigini, yanhslarmm diizeltildigini gostermekde- 
dir). 

Akla bagh diinya islerinde ve ictihad ile anlasilan islerde, Es- 
hab-i kiramin Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" uymama- 
si, aynlmalan caizdir. Ba'zan, Eshabm anladigma uygun vahy gel- 
misdir. Mesela, Bedrde alman esirlere yapilacak mu'amele hak- 
kmda hazret-i Omerin "radiyallahti anh" ictihadi, Resulullaha 
"sallallahii aleyhi ve sellem" uymadi. Vahy, hazret-i Omerin ic- 
tihadimn yapilmasim bildirdi. Ciinki, Resulullah "sallallahii aley- 

-54- 



hi ve sellem" akl ile bulunabilecek seylere mubarek kalbini bagla- 
mazdi. Beydavi diyor ki, (Bedr gazasinda yetmis esir alindi. icle- 
rinde, Resulullahm amcasi Abbas ve Almin biiytik kardesi Ukayl 
[hicretin sekizinci yilmda musliman oldu] de vardi. Bunlan ne ya- 
palim diye Eshabma damsdi. Ebu Bekr "radiyallahu anh" (Bunlar, 
hemsehrilerin ve akrabandir. Bunlara ceza yapma! Allahii teala, 
belki kendilerine tevbe nasfb eder. Bunlan para karsihgmda sah- 
ver. Boylece, Eshabin da kuvvetlenmis olur) dedi. Omer ise, (Bun- 
lar, din diismanlannin ele baslandir. Allahii teala, bizi onlarm pa- 
rasma muhtac birakmadi. Bunlar, seni ve bizi oldiirmek icin geldi- 
ler. Bana emr et falancayi oldiireyim. Aliye ve Hamzaya emr eyle, 
kendi kardeslerini oldursiinler) dedi. Resulullah "sallallahii aleyhi 
ve sellem" buyurdu ki, (Allahii teala, ba'zi kalbleri yuinusak yara- 
tir. O kadar ki, siitden daha yumu^ak olur. Ba'zi kalbleri de, kati 
yaratir. Tasclan daha kati olur. Ya Eba Bekr! Sen, Ibrahim "aley- 
hisselam"a benziyorsun. O buyurmusdur ki: Benim yolumda gi- 
den, benimle beraber olur. Bana uymayan ise, Allahii teala, gafur- 
dur, rahundir... Ya Omer! Sen, Nuh "aleyhisselam"a benziyorsun. 
O, buyurmusdu ki: Ya Rabbi! Kafirlerden kimseyi, yeryiiziinde di- 
ri birakma!) Eshab-i kiramm cogu esirlerin mal karsihgmda bira- 
kilmalarim soyledi. Esirleri birakdilar. Bunun iizerine yukardaki 
ayet-i kerime geldi. Omer "radiyallahu anh" Resulullahm yamna 
geldi. Ebu Bekr ile birlikde agladiklanm gordii. Ya Resulallah 
"sallallahii aleyhi ve sellem"! Nicin aghyorsunuz! Soyleyiniz, ben 
de aghyayim, dedi. (Eshabim icin aghyorum. Mal karsihgmda esir- 
leri birakdiklari icin, onlara gelen azab bana gosterildi. Su agacdan 
da daha yakin oldu) buyurarak, mubarek eli ile, karsidaki bir aga- 
ci gosterdi.) Beydavi sonra diyor ki: Resulullah "sallallahii aleyhi 
ve sellem" buyurdu ki, (Eger azab geri cevrilmeseydi, Omer ile 
Sa'd bin Mu'azdan baska kimse kurtulmazdi). Ciinki, Sa'd, Omer 
gibi olduruhnelerini istemisdi "radiyallahu teala anhiima". [Sa'd 
Evs kabilesinin reisi olup, hicretden bir yil once imana geldi. Em- 
rindekileri imana getirdi. Gazalarda bulunup, Hendekde aldigi ya- 
radan vefat etdi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" nemazini 
kildi ve cok agladi.] 

Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" kagid istemesi ve 
Usame ordusunun hazirlanmasim emr buyurmasi ve Mervam Me- 
dmeden cikarmasi vahy ile olmiyabilir. Kendi dusiince ve ictihadi 
ile idi. Bunlan yapmryanlara kafir denemez. Ciinki, Eshab-i kira- 
mm uymadiklan, baska seyler de biliyoruz. Bunlardan birini yukar- 
da bildirdik. O zeman, vahy gelmekde, yanhs dogrudan aynlmak- 
da iken, emre uymiyanlara suclu denilmemisdi ve azarlamlmadi. 

-55- 



Halbuki bir kimseden Resulullaha karsi ufak bir saygisizlik goriil- 
seydi, Allahu teala, hemen bunu bildirir ve vazgecirirdi ve yapanin 
ceza gorecegini haber verirdi. Hucurat suresi, ikinci ayetindeki, 
(Ey linan etmekle sereflenenler! Sesinizi, Nebiyyullahin sesinden 
yukari cikarmayimz. Ona karsi, birbirinize bagirdigimz gibi seslen- 
meyiniz! Ona saygisizlik gosterenin ibadetleri yok olur) mealinde- 
ki emr, bunlardan biridir. (Mevakif) kitabim acikhyan, Seyyid se- 
rif All bin Muhammed Curcani [740-816 [m. 1413] Sirazda] diyor 
ki, Amidi buyurdu ki, (Miinafiklardan, ya'ni kalbi bozuk oldugu 
halde, inamyor gorunenlerden baska, Eshab-i kiramm hepsi, Re- 
sulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" vefat etdigi giln, birlik ha- 
linde idi. Sonra ictihadlannda aynlik oldu. Bu aynliklan, lman 
iizerinde degildi. Hicbirinin kiifrune sebeb olmadi. Bu aynliklan 
hep, dmi kuvvetlendirmek, islamiyyetin dogru yolunu korumak 
icin idi. Mesela, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", kagid is- 
tedigi zeman, bunun icin aynhk oldu. Bundan sonra, Usame ordu- 
sunun hazirlanmasinda, ictihadlar aynlarak, bir kismi, Resululla- 
hm "sallallahii aleyhi ve sellem" emrine uymak lazimdir, dedi. Bir 
kismi ise, hastahgm artdigim gorerek, simdilik yormiyahm, sonunu 
bekliyelim, dedi). Bir kimse, olmiyacak sey soylerse, mesela (Re- 
sulullahm her ictihadi vahy ile idi. Bunun icin, her sozii ve biitiin 
isleri vahy ile olur) derse, deriz ki, ictihad ile olmiyan sozleri ve is- 
leri vahy ile idi. Uc halifeyi medh eden hadis-i serifler, boyle idi. 
Bunlar, gaybdan, bilinmiyen seylerden haber vermekdir. Bu ise, 
ancak vahy ile bildirilir. ictihad ile soylenecek sey degildir. En'am 
suresi, ellidokuzuncu ayet-i kerimesinde mealen, (Gayblari [ya'ni 
akl ile, hesab ile, islamiyyet ile anlasilmiyan seyleri], ancak Allahu 
teala bilir. Ondan baska, kimse bilemez) ve Cin suresi, yirmialtm- 
ci ayetinde mealen, (Gizlilikleri bilen yalniz Odur. Bildigi gizli sey- 
lerden diledigi kadarim yalniz Peygamberlerinden, begendigine, 
[ya'ni Muhammed "aleyhisselam"a] aciklar) buyuruldu. (O, ken- 
diliginden soylemez) mealindeki ayet-i kerime, Kur'an-i kerimi ve 
gizli vahy edilenleri gostermekdedir. Boyle sozlerine ve islerine 
inanmamak, elbet kiifr olur. tic halifeyi "radryallahu teala anhiim" 
oven hadis-i seriflerin de, Allahu teala tarafindan vahy edildigini 
gosteren hadisler cokdur. Bu hadis-i serifleri haber verenler, o ka- 
dar cokdur ki, meshur olmuslar, hatta miitevatir hadis haline gel- 
mislerdir. Bunlardan birkacim bildirelim: 

I. Ebu Bekre buyurdu ki: (Sen, benim magarada arkadasimsin. 
Kevser havuzu yaninda arkadasimsin!) "Tirmtizi". 

II. Cebrafl "aleyhisselam" bana geldi. Elimden tutdu. Umme- 
timden birinin, Cennet kapisindan iceri girdigini, bana gosterdi. 

-56- 



Ebu Bekr "radiyallahii anh" dedi ki, (Ya Resulallah! Orada, senin- 
le beraber olmak isterim). Ya Eba Bekr! Ummetim icinden Cen- 
nete en once sen gireceksin, buyurdu "Tirmiizi". 

III. Cennete girdim. Bir kosk gordiim. k hide bir hurt [Cennet 
kizi] gordiim. Sen kimin icinsin dedim. Omer ibni Hattab icin ya- 
ratildim! dedi. Koske girip, onu gormek istedim. Fekat, ya Omer! 
Senin gayretini diisiindiim, buyurunca, Omer "radiyallahii anh", 
anam, babam, her seyim sana feda olsun ya Resulallah! dedi "Bu- 
hari ve Muslim". 

IV. Bu zatin, Cennetde derecesi, iimmetimin hepsinden yiik- 
sekdir, diyerek Omeri "radiyallahii anh" gosterdi "ibni Mace". 

V. Ebu Bekr ile Omeri sizin oniiniize ben gecirmedim. Onlari, 
Allahii teala, hepinizin oniine gecirdi "Ebu Ya'la". 

VI. Cebrail "aleyhisselam"a, Omerin iistiinliiklerinden sor- 
dum. Onun kiymetini, Nuh "aleyhisselam"in Peygamberlik zema- 
m kadar [dokuzyiizelli yil] anlatsam, bitiremem. Bununla beraber, 
Omerin biitiin kiymetleri, Ebu Bekrin kiymetlerinden birisidir, bu- 
yurdu "Ebu Ya'la". 

VII. Cennetde, Peygamberlerden "aleyhimiisselam" sonra, bii- 
tiin insanlarin en iistiinii Ebu Bekr ile Omerdir "Tirmiizi ve ibni 
Mace". 

VIII. Ebu Musel'es'an diyor ki, Medinede bir bagcede oturu- 
yorduk. Kapi calmdi. Resulullah, (Kapiyi ac ve gelene, Cennete gi- 
decegini miijdele!) buyurdu. Kapiyi acdim. Ebu Bekr-i Siddik ice- 
ri girdi. Kendisine miijdeledim. Hamd eyledi. Sonra, yine kapi ca- 
hndi. Yine (Ac ve miijdele!) buyurdu. Acdim. Omer Faruk iceri 
girdi. Miijdeledim. Allahii tealaya hamd etdi. Yine calmdi. (Ac ve 
Cennet ile miijdele ve iizerine musibet gelecegini soyle!) buyurdu. 
Acdim, Osman Zinnureyn "radiyallahii teala anh" geldi. Miijdele- 
dim. Hamd eyledi "Buharive Muslim". 

Mervamn Medineden cikanlmasi vahy ile idi desek bile, sonsuz 
olarak cikardi denemez. Belli bir zeman icin cikanlmasi, nicin 
miimkin olmasin? Osman "radiyallahii anh" siirgiinliik zemamm 
bilerek, zemani bitince, tekrar Medineye aldi. 

(Imam olan, Allahii tealamn ve Resuliiniin diismanlarim sev- 
mez) mealindeki ayet-i kerime, kafirleri sevmekden men' etmek- 
dedir. Mervan, kafir degildi ki, onu sevmek, yasak olsun. 

Bu risalede diyor ki, (tic halifeyi medh eden hadisler bizim ki- 
tablanmizda yokdur. Halbuki, onlari kotiileyen, kagid ve Usame 
ordusu hadisleh, sizin kitablannizda da yazih. Bundan baska, 
Ehl-i stinnet alimlerinden birkaci, faideli bir soze hadis demek ca- 

-57- 



iz olur demisdir. Bunun icin, sfi kitablannda bulunmiyan hadisle- 
re giivenilmez.) 

Buna cevab olarak, Allahii tealamn yardimi ile, deriz ki: Haksiz- 
likda, cok asm gidenler uc halifeyi kotiiliiyor. Hatta bunlara kafir di- 
yor. Boyle soylemegi miislimanhk ve ibadet biliyorlar. Bu yiizden 
onlan medh eden sahih hadislere inanmiyorlar. Bu hadisleri atiyor 
veya degisdiriyorlar. Hatta Islamiyyetin temeli olan ve asrlar boyun- 
ca, herkesce dogrulugu soylenerek, zemammiza kadar, el dokunma- 
dan gelen, Allahin kitabi Kur'an-i kenme el ve dil uzatip, ayet-i ke- 
rimelerde degisiklik yapiyorlar. Mesela, Kiyamet suresi, yirmialtmci 
ayet-i kerimesindeki (aleyna cem'a hu ve Kur'aneh) yerine, (Alfyen 
Ceme'a Kur'ane) dediler ki, (Kur'am Ali topladi) demekdir. Sapik- 
liklanndan, akllan giderek, Osman "radiyallahii anh" Ehl-i beyti 
oven ayetleri Kur'andan cikardi demege kalkisiyorlar. Yukanda ce- 
sidli firkalan anlatirken bildirildigi gibi ba'zi firkalan, faideli gor- 
dtikleri yerde, yalanci sahidligi caizdir, diyorlar. Bu yiizden, bunlara 
ne soylense yeri vardir. Bunlara inanmak, dogru bilmek, safhk olur. 
Kitabina giivenilmez. Degisdirilen, bozulan Tevrat ve incil gibi olur. 
Halbuki, Ehl-i siinnet kitablan celik gibi saglamdir. Mesela (Buha- 
rf), Kur'an-i kerimden sonra, din kitablannm en dogrusudur. Bunda 
ve (Muslim) kitabinda ve daha bircok kiymetli kitablarda tie halife- 
yi medh eden hadis-i serifler pek cokdur. Bunlan lekeleyen, kotiile- 
yen birsey yokdur. Ayet-i kerimelerden, hadis-i seriflerden, bunlan 
kticiiltecek ma'na cikarmak, kalblerin bozuk, niyyetlerin kotii oldu- 
gundandir. Anladiklan yanhs, zan etdikleri yersiz ve hayaldir. Boy- 
le aldanmalan, safrasi bozuk olan hastamn sekerin tadim alamama- 
sina, tathyi aci sanmasma benzer. Allahii teala, Al-i imran suresi, ye- 
dinci ayetinde bunlar icin mealen, (Kalbleri bozuk olanlar, hakki 
ortmek, fitne, fesad cikarmak icin Kur'an-i kerimden yanhs ma'na 
cikarir, yanhs yola saparlar) buyuruyor. Ehl-i siinnetden, faideli so- 
ze hadis demegi caiz goren olmus ise de, hadis alimlerimiz bunu red 
etmis, kitablannda, bu hadislerin yalan ve iftira oldugunu bildirmis- 
lerdir. Bunlara kiymet verilmemis, hadis diye yapisan olmamisdir. 
Bunun icin, bu sozii koz olarak kullanmak, biisbiitiin yersiz ve sap- 
ma bir delildir. (Bir kisinin bildirdigi hadise uymamak, kiifr olmaz. 
Ctinki, Ehl-i siinnet miictehidlerinden, boyle hadislere uymiyanlar 
vardir) demek de yersizdir. Ciinki, tic halifeyi medh eden, yiikselten 
hadis-i seriflerin birkacim bir sahabi bildirmis ise de, bunlan cok 
kimseler, cesidli yollardan haber vermis, bu yiizden, tevatiir derece- 
sini bulmusdur. Bunlara da inanmamak, elbette kiifr olur. Miictehid- 
ler arasinda, boyle hadislere uymiyan hie yokdur. Hatta Ehl-i siinne- 

-58- 



tin reisi olan imam-i a'zam Ebu Hanife "radiyallahii anh", bir kisi- 
nin bildirdigi hadis-i serifi ve hatta, Sahabe-i kiramm sozlerini, ken- 
di anladigmdan iistiin tutmus, bunlara uymamak caiz degildir, bu- 
yurmusdur. 

(Lie halifeyi oven hadis-i seriflerin coklugunu gorerek, buna 
karsi duramiyacaklarim anlayip, tic halite medh edilmis ise de, uy- 
gunsuz isleri goriilmeden once medh olunmusdur. Bu ovmeler, 
Onlann oltinciye kadar iyi ve imanh kalacaklanni gostermez. Qtin- 
ki, birini, kotiiltik yapmadan once, kotiilemek dogru olmaz. Bunun 
icin, Emiriilmii'minin AH "radiyallahii anh ", ibni Mtilcemin isliye- 
cegi cinayeti biliyordu. Fekat, islemeden once, cezasim vermedi), 
diyorlar. Halbuki, cesidli hadis-i serifler, tie halifenin "radiyallahii 
teala anhtim" oltinciye kadar, iyi ve tisttin kalacaklanni, imania gi- 
deceklerini acikca bildiriyor. Bunlardan birkacim yukanda bildir- 
dik. Sahih kitablarda bunlar gibi, daha nice hadis-i serifler var. Ya- 
pilacagi onceden bilinse bile, sue islemeden, ceza verilmez sozti 
dogru oldugu gibi, kotti olacagi bilinen, ceza gorecegi belli olan 
kimseyi medh etmek de, dogru degildir. O halde, hadis-i serifler ile 
medh olunan kimse, once de, sonra da, her zeman iyi ve tisttin olur. 
Bunun icin, Emir "radiyallahii anh", ibni Mtilceme ceza vermedi- 
gi gibi onu hicbir seklde ovmedi. Onu kottilemedigi gibi, tisttin tut- 
madi, saymadi. Bu cevabimizi, Feth suresinin onsekizinci ayetini 
aciklarken, daha genisletecegiz. 

2- Mavera'tinnehr alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" buyuruyor ki: tic halife, Feth suresi, onsekizinci ayetinin 
(Sana, aga? altinda ellerini uzatarak soz verenlerden Allahii teala 
razi oldu. Hepsini sevdi) meal-i serifi ile sereflenenler arasinda idi. 
Bunlan kotiilemek, sogmek, bunun icin ktifr olur. 

Eshab-i kiramm dtismanlan, buna, soyle cevab veriyor: (Bu 
ayet-i kerime, Allahii tealamn, soz verenlerden degil, o sozlesmeden 
razi oldugunu gostermekdedir. Buna hepimiz inamyoruz. Bu iicti 
de, birkac iyi, giizel is yapmisdir. Biz bunlann kotti is de yapdiklan- 
m soyliyoruz. Bu kotiiltikleri, o zeman verdikleri sozti bozmusdur. 
Mesela, Peygamber "sallallahti aleyhi ve sellem" Alinin "radiyalla- 
hii anh 7 ' halife olmasim acikca emr etdigi halde, bu emre uymayip, 
kendilerini zorla halife yapdilar. Buharide de bildirildigi gibi, Fati- 
mayi "radiyallahii anha" incitdiler. (Miskat) kitabmda, Fatimattiz- 
Zehrayi anlatirken yazih hadis-i serifde, (Onu inciten, beni incitmis 
olur. Beni inciten de, Allahii tealayi incitir) buyurulmusdur. Ahzab 
suresi, elliyedinci ayetinde mealen, (Allahii tealaya ve Resulune 
eziyyet edenlere, dunyada da, ahiretde de la'net olsun) buyuruldu. 
Bu kotti islerinden ve kagid getirin emrini dinlemediklerinden ve 

-59- 



Usame ordusunu hazirlamaga yanasmadiklanndan, iiciinii de sog- 
mek, kotiilemek lazim gelmekdedir. Son nefesde iman ile gitmek 
icin, omrii sonunda iyi isleryapmak ve Resulullaha ita'at lazimdir.) 
Cevabmda deriz ki, Allahti teala, agac altmda soz verenlerden 
razi oldugu zeman, onlann kalblerini, niyyetlerini biliyordu. 
Kalblerine kuvvet ve siikunet vermisdi. Ayet-i kerimenin sonu 
bunu bildiriyor. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", iic hali- 
fenin Cennete gidecegini miijdeledi. Iman ile oleceklerini acikca 
bildirdi. Sozlerinde duracaklanm, va'dlanm bozmiyacaklanni ha- 
ber verdi. Allahii teala, soz verenlerden degil de, sozlesmeden ra- 
zi oldugunu bildirmisdir dersek, Allahii teala, onlann verdigi so- 
zii begenince, iman ile giderler. Ciinki, Allahii teala, kafirlerin 
hicbir isinden razi olmaz. Son nefesde fmansiz gidecek olanlar, 
giizel is yapsa, yapdiklan is giizel, begenilir islerden olsa da, Alla- 
hii teala bunlarm, boyle islerini de begenmez. Onlann yapdigi gii- 
zel isler icin, Nur siiresi, otuzdokuzuncu ayetinde mealen, (Kafir- 
lerin yapdigi giizel i$ler, colde goriilen seraba benzer. Susuz olan- 
lar, bunu uzakdan su sanir. Yanina gidince, bir§ey bulmaz. Al- 
dandigini anlar) ve Bekara suresi, ikiyiizonyedinci ayetinde me- 
alen, (Biriniz, fniandan aynhr ve kafir olarak oliirse, yapims oldu- 
gu biitiin iyi i§leri yok olur. Diinyada ve ahiretde, ona faidesi ol- 
maz) buyuruldu. Ahiretde ise yaramiyacak olan bir isden, Allahii 
teala razi olur demek, ma'nasiz bir soz olur. Ciinki, razi olmak, 
begenmek, son derece kabtil etmek demekdir. Hazret-i Alinin 
"radiyallahii anh" birinci halife olmasim, Peygamberimiz "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" bildirmedi. Eger bildirseydi, tevatiir ile ya- 
yihr, belli olurdu. Boyle bir emr, hatta isaret olsaydi, Emir "radi- 
yallahii anh" bunu soyler, hakkini isterdi ve Ebu Bekrin halifeli- 
gini kabul etmezdi. Nitekim Ebu Bekr "radiyallahii anh", (Hali- 
feler Kureys kabilesindendir) hadis-i serifini soyliyerek, Ensann 
halife olmasim kabul etmedi. Ensar da, razi olup, halifelik arzu- 
sundan vaz gecdiler. Nasireddin-i Tusinin [allame Muhammed 
bin Muhammed Nasireddin Tusi sfi 672 (m. 1273)] (Tecrid) kita- 
bimn bir serhinde diyor ki, (Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" Eshabi, Onun yolunda, kendi akrabasi ile kavmleri ile harb 
etdi. Her emrini canla, basla yapdi. Onun yolunda ilerlemek icin 
her zorluga goguslerini gerdi. Onun icin herseylerini fedadan ce- 
kinmiyen boyle sadiklarm, daha defn edilmeden once, acikca bil- 
dirdigi emre uymayarak, kendi arzularma gore halife secmeleri- 
ni, hangi akl, hangi diisiince kabul eder. Hazret-i Alinin "radiyal- 
lahii anh" birinci halife olmasi icin, degil bir emr, belki ufak bir isa- 
ret, bir delalet olsaydi, hepsi bunu yapmak icin yansirdi. Halbu- 

-60- 



ki, hadis alimlerinin hicbiri, ya'ni hazret-i Aliyi "radiyallahii anh" 
asm derecede sevmekle meshur olup, onun ustiinluklerini, kahra- 
manliklanm, dine olan hizmetlerini gosteren hadisleri haber ve- 
ren alimler bile, Onun halife olmasi icin, ne bir emr, ne bir isaret 
bildirmedi. All "radiyallahii anh" hicbir soziinde, hicbir hutbesin- 
de, hicbir miicadelesinde ve Ebu Bekrin halife secilmesindeki ge- 
cikmesinde ve Omerden sonra halife namzedi secilen alti kisiden 
biri olarak, oradaki konusmalarmda, hilafete hakki oldugunu 
gosterecek birsey soylemedi. Alti halife adayi toplantismda Ab- 
bas Ahye "radiyallahii anhiima" elini uzatarak: Elini ver! Herkes, 
Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" amcasinin seni halife 
yapdigim gorsiin de, sana uysun, dedi. O ise, kabul etmedi). 

Fatimayi "radiyallahii teala anha" incitmemek icin olan emr, 
her diirlii incitmeyiniz demek degildir. Ciinki, Emir "radiyallahii 
teala anh" da, onu, birkac def a incitdi. incitmesi sue olmadi. Bu- 
nun gibi, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" ba'zi zevceleri- 
ne, (Aiscyi iizerek, beni incitmeyiniz! Biliniz ki, onun yataginda 
iken bana vahy gelmekdedir) buyurmusdu. Aiseyi incitmenin, 
kendisini incitmek oldugunu bildirdi. Halbuki, hazret-i Aise "radi- 
yallahii anha", hazret-i Aliden "radiyallahii anh" elbette incindi. 
Bunun icin diyebiliriz ki, hadis-i seriflerdeki (incitmeyiniz!) emri, 
nefsin isteklerine ve seytana uyarak incitmeyiniz, demekdir. Yok- 
sa, islamiyyetin, hakikatin yerine getirilmesi icin iizmek yasak ol- 
maz. Fatimamn "radiyallahii anha" Ebu Bekrden "radiyallahii 
anh" incinmesi, kendisine Fedekden miras vermedigi icindi. [Fe- 
dek, Hayber kal'asi yakimnda hurmasi bol bir koy idi. Yehudiler- 
le, koyiin yansini Resulullaha vermek iizere sulh yapilmisdi.] Bir 
hadis-i serifde, (Biz Peygamberler, minis birakmayiz. Birakdikla- 
ii 11 1 1/. fakirlere sadaka olur) buyuruldugu icin halife Ebu Bekr 
"radiyallahii anh", Resulullahm hurmahklannin gelirini fakirlere 
dagitdi. Bu hadis-i serife uyarak, Fatimaya "radiyallahii anha" ver- 
medi. Yoksa, nefsine, seytana uyarak yapmadi. Bunun icin, sue ol- 
maz. Eger, sorulursa ki, hadis-i serife uyularak yapilan isden, Fati- 
ma "radiyallahii anha" nicin incindi? Cevabinda deriz ki, Onun in- 
cinmesi, diisiinerek ve istiyerek incinmek olmayrp, insanhgm za'if 
tarafi, yaratihs icabi idi. Elinde olmiyarak incindi. Boyle incitilme- 
si ise, yasak olmaz. 

3- Mavera'iinnehr alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" buyurdu ki: (Allahii teala, Ebu Bekr "radiyallahii anh" icin, 
Tevbe suresi, kirkmci ayetinde, Peygamber "sallallahii aleyhi ve 
sellerrT'in sahibi, ya'ni arkadasi, dedi. Peygamberin sahibini kotii- 
lemek, sogmek, caiz olmaz). 

-61- 



Risalede cevab olarak diyor ki: (Kehf suresi, otuzbesinci aye- 
tinde mealen, (Sahibi He konusurken dediki, seni yaratan Rabbi- 
ne kafir oldun...) buyuruldu. Burada kafire de, Peygamberin sahi- 
bi denilmekdedir. Nitekim, Yusiif suresi, otuzdokuzuncu ayetin- 
de, Yusiif "aleyhisselam" kafirlere, (Ey, zindan arkadaslanm...) 
sahib demekdedir. Yusiif aleyhisselamm, puta tapan iki kafire (sa- 
hibim) demesi gosteriyor ki, bir Peygamberin "sallallahii aleyhi ve 
sellem " bir kimseye sahibim demesi, o kimsenin iyi olmasim gos- 
termez.) 

Cevabinda deriz ki, seviserek olan arkadashk elbette te'sirli- 
dir. Sohbetin te'sirine inanmamaga cahillik alametidir denilmis- 
dir. Miisliman ile kafir sevismiyecegi icin, sohbetlerinin te'sfri, fa- 
idesi olmaz. Sunu da soyliyeyim ki, Yusiif "aleyhisselam"in sohbe- 
tinin bereketi, faidesi sayesinde, o iki putperest, miisliman olmak- 
la sereflendi. O halde, Siddik "radiyallahii anh" her zeman her- 
kesden cok beraber bulundugu ve cok sevdigi halde, Resulullahm 
sohbeti nicin ona te'sir etmesin? Onun olgun ma'rifetlerinden ne- 
den faidelenmesin? Halbuki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" buyurdu ki: (Allahu tealanm, gogsiime akitdigi ma'rifetlerin, 
bilgilerin hepsini, Ebu Bekrin gogsiine akitdim). Sevgi, baghhk, 
cok oldukca, faidelenmek de o kadar cok olur. Bunun icindir ki, 
Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anh" biittin Eshabin en iistiinu ol- 
du. Ciinki, Onun Resulullaha baghhgi, herkesden cok idi. Bir ha- 
dis-i serifde, (Ebu Bekrin ustiinlugii, cok nemaz kildigi, cok oruc 
tutdugu icin degildir. Onun kalbinde bulunan bir sey icindir) bu- 
yurdu. Alimlerimiz "rahmetullahi aleyhim ecma'in" diyor ki, kal- 
binde bulunan o sey, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" 
sevgisi idi. O halde, boyle bir sahibi kotiilemek, sogmek nasil in- 
saf olur? 

4- Mavera'iinnehr alimleri diyor ki: Emir All "radiyallahii anh" 
cok kuvvetli ve Eshab arasmda cok sevilen oldugu halde, iic hali- 
feyi kabul etdi. Hie karsi gelmedi. Bu da, iic halifenin hakh oldu- 
gunu gosteriyor. Haksiz idiler denirse, Ali "radiyallahii anh" da 
kotiilenmis olur. 

Risalede, buna cevab olarak, diyor ki: (Emir "radiyallahii 
anh " cenaze isleri ile ugrasmakda iken, iic halife, Beni Sa 7 ide car- 
dagi altmda, Eshabin cogunu topladi. Ebu Bekri halife yapdilar. 
Ali "radiyallahii anh" bunu haber almca, adamlari az oldugu 
icin ve iyilerin olmesini onlemek icin, veya bilinmiyen baska se- 
bebler icin, harb etmegi yersiz buldu. Bu ise, Ebu Bekrin hakh ol- 
dugunu gostermez. Qiinki, Ali "radiyallahii anh ", o kadar kuvve- 
ti ve cesareti oldugu halde, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 

-62- 



lem " ile ve bircok Eshab ile, Mekkeden Medineye, harb etmeden 
hicret etdi. O zeman, harb etmegi uygun gormediler. Hicretin al- 
tmci yihnda binbesyiiz Sahabi He Mekkeye giderken, Hudeybiye 
denilen yerde sulh yapip geri dondiiler. Resulullahm, Alinin ve di- 
ger Eshabm buralarda harb etmemesi caiz oldugu gibi, Alinin yal- 
niz basma harb etmemesi elbet caiz olur. Oralarda harb edilmeme- 
si, Kureys kafirlerinin hakh oldugunu gostermiyecegi gibi, Alinin 
harb etmemesi de, Ebu Bekrin hakh oldugunu elbette gostermez. 
Bunun gibi, Fir'avn Misrda, dortyiiz sene, tannhk da'va etdi. $ed- 
dad ve Nemrud gibi krallar da, yillarca bu bozuk da \ada bulundu. 
Allahii teala, sonsuz kuvvet, kudret sahibi iken, bunlan oldiirme- 
di. Allahii teala bile, diismanmdan intikam almakda acele etmedi- 
gine gore, bir kulun, diismanma karsi koymamasi, nicin caiz olma- 
sm? Emir, onlarm hilafetinde, istemiyerek, ortahgi idare etmek 
icin susdu. Severek kabul etmedi.) 

Cevabmda deriz ki: Mavera'iinnehr alimlerine gore, Almin 
Ebu Bekr "radryallahu anhiima" ile harb etmemesi ve Ona uyma- 
si, Onun dogru halife oldugunu gosteriyor. Bu ise, Resulullahm 
"sallallahii aleyhi ve sellem", Kureys kafirleri ile harb etmedigi icin 
ve Allahii tealanm Fir'avn, Seddad ve Nemrud gibi dusmanlarim 
oldiirmegi gecikdirdigi icin red ve inkar edilemez. Risalenin bu mi- 
salleri, kendi sozlerini curiitmekdedir. Ciinki, Resulullah "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" ve Allahii teala, bu dusmanlarim hep kotiile- 
di. Hep kotii ve aleak olduklanni bildirdi. Onlar nerede, bu is ne- 
rede? Benzerlik, nerede? Alinin, Ebu Bekri "radiyallahii anhiima" 
kabul edip Ona uydugunu bildiren haberlerin coklugu karsisinda, 
bunu inkar edemedikleri icin, isi baska yola cevirmek zorunda ka- 
hyor ve istemiyerek, idare icin kabul etdi, diyorlar. Ebu Bekrin 
"radiyallahii anh" hilafetini haksiz gostermek icin, baska cevab bu- 
lamiyorlar. Bu isin icinden, baska sozle kurtulamiyorlar. Burada, 
Ebu Bekrin "radiyallahii teala anh" nasil halife secildigini, en sag- 
lam kaynaklardan alarak, acikhyahm. Aliyi "radiyallahii anh" zor 
ile, ortahgi idare icin, yanhs is yapmak kticiiklugiine diisiirmege 
imkan olmadigini bildirelim. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" vefat edince, Eshab-i 
kiram "radiyallahii anhiim ecma'in", defn islerinden once, halife 
secmege basladi. Once, mii'minlere bir baskan bulmagi, kendile- 
rine vazife bildiler. Hatta bu isi, birinci vazife gordiiler. Ciinki, 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", had cezalanmn veril- 
mesini, vatani diismana karsi korumagi, asker hazirlamagi ve 
benzerlerini emr buyurmusdur. Bu isler ise, ancak devlet tarafin- 
dan yapihr. Bunun icin, bir devlet reisi secmek, miislimanlara va- 

-63- 



cib olur. Resulullahm "sallallahu aleyhi ve sellem" vefatim her isi- 
ten uziintuden, ne yapacagmi sasinyor, cok kimsenin akli basmdan 
gidiyordu. Eshabm bu biiyiik yarasmi saracak, acilara care bulacak 
biri lazimdi. Ebu Bekr "radiyallahii anh", tam bir olgunlukla, Es- 
habi topladi. Yiiksek sesle: 

Ey Eshab-i kiram "radiyallahii anhiim ecma'in"! Kim, Muham- 
med "aleyhisselam"a tapiniyorsa, bilsin ki, O olmiisdiir. Kim Alla- 
hii tealaya tapiniyorsa biliniz ki, O hep diridir. Hie olmez! dedi. 
Daha nice te'sirli sozler soyledi. Sonra Ensann toplanarak, arala- 
nndan halife sececeklerini isitdi. Ebu Ubeyde ve Omerle oraya git- 
di. Onlara, Allahii tealanm emrlerini yapmak ve yapdirmak icin, 
bir bas seciyormussunuz. Dusiiniiniiz, arasdinniz! Halifenin Ku- 
reysden olmasi lazimdir. Ebu Ubeyde ile Omeri gostererek, bun- 
lardan birini seciniz, dedi. Omer, soz alrp halife sensin ya Eba 
Bekr, dedi ve elini uzatdi. Ensann hepsi, soz birligi ile halifeyi ka- 
bul etdi. Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anh", ertesi sah giinii, 
mescide geldi. Minbere cikdi. Cema'ate bakdi. Ziibeyr bin Avva- 
mi goremedi. Cagirm gelsin, dedi. Ziibeyr gelince, miislimanlarm 
sozbirliginden ayrilmak ister misin? dedi. Ziibeyr, ey Resuliin ha- 
lifesi! ayrilmam, diye elini uzatdi, kabul etdi. Halife, yine etrafa 
bakdi. Aliyi "radiyallahii anh" goremedi. Cagirtdi. Emir gelince, 
miislimanlarm sozbirliginden ayrilmak ister misin? dedi. All de, ey 
Resuliin halifesi, ayrilmam, deyip elini uzatdi, kabul etdi. Ziibeyr 
ve All, halifeyi kabulde gecikdikleri icin ozr dilediler. Halife seci- 
lirken bize haber verilmedigi icin iiziilmusduk. iyi biliyoruz ki, ha- 
life olmaga, icimizde, Ebii Bekrden daha hakh kimse yokdur. Ciin- 
ki O, magarada arkadas olmakla sereflenmisdir. Onun serefini, iis- 
tunliigiinii iyi biliyoruz. Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" 
nemaz icin, imamhga aramizdan Onu secdi, dediler. [Ziibeyr bin 
Avvam "radiyallahii teala anh", Cennet ile mtijdelenen on kisiden 
biridir. Hadice valdemizin erkek kardesinin ve Resulullahm halasi 
Safiyyenin oglu idi. Onbes yasmda miisliman oldu. islamda ilk ki- 
hng geken, Habese ve Medineye, ilk hicret edendir. Bedr, Uhud, 
Hendek, Hudeybiye, Hayber, Mekke, Huneyn ve Taif gazvelerin- 
de bircok yerinden yaralandi. Misrm fethinde de bulundu. Cok 
zengin idi. Biitiin vanm, Allah yolunda verdi. Deve vak'asinda 
hazret-i Aliye karsi bulunmusdu. Otuzalti senesinde, altmis yedi 
yasmda sehid oldu.] 

imam-i Muhammed Safi'i "rahmetullahi aleyh" [150-204 [m. 
819] Misrda] buyuruyor ki: (Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" vefat edince, Eshab-i kiram "radiyallahii anhiim" diisiindii, 
aradi, yer yiiziinde Ebu Bekrden "radiyallahii anh" daha iistiin 

-64- 



kimseyi bulamadi. Onu soz birligi ile halife yapdi). Eshab-i kiram 
"radiyallahii anhiim" soz birligi ile Ebu Bekr, Ali ve Abbasdan 
"radiyallahii anhiim" birinin halife olmasim istedi. Ali ile Abbas, 
Ebu Bekrin halife olmasina karsi birsey soylemedi. Ikisi de, Ebu 
Bekrin halifeligini kabul etdi. Boylece, Ebu Bekr, soz birligi ile ha- 
life secilmis oldu. Ebu Bekrin halifeligi hakh olmasaydi, Ali ile Ab- 
bas, kabul etmez, haklanm isterdi. Nitekim, Ali "radiyallahii anh" 
Muaviyenin "radiyallahii anh" halifeligini hakh gormedigi icin, ka- 
bul etmedi. Muaviyenin askeri ve kuvveti, kendisinden daha cok 
oldugu halde, hakkim istedi ve cok kimsenin oliimiine sebeb oldu. 
Halbuki, Ebu Bekrden hak istemesi pek kolay idi ve kolay secilir- 
di. Ciinki, o zeman, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" ze- 
mamna daha yakm idi ve hakki meydana cikarmak istegi herkesde 
cok vardi. Bundan baska Abbas, Aliden halife olmasim istedi. O, 
kabul etmedi. Kendini daha hakh gorseydi kabul ederdi. Halbuki 
Ziibeyr, o biiyiik sohreti ve cesareti ile biitiin Hasim ogullan ve 
baska bircok Sahabi, Ali ile "radiyallahii anhiim" beraber idi. Ebu 
Bekrin hak iizere halife oldugunu gostermege, bu icma' [sozbirli- 
gi] yetisir. Bunu bozacak bir emr, hatta bir isaret bile bulunmama- 
si, hakh oldugunu daha kuvvetlendirmekdedir. Hatta, alimlerin 
coguna gore, icma'i iimmet, ya'ni Eshabm soz birligi, meshur olmi- 
yan emrden daha kuvvetlidir. Ciinki, icma' olunan bir is, kesin ola- 
rak dogrudur. Meshur olmiyan emr ise, zan ile dogrudur. Sunu da 
bildirelim ki, Ebu Bekrin halife olmasi icin isaret, hatta emr de var- 
dir. Tefsir ve hadis ilmlerinin derin alimleri, bunlan bildirmekdedir. 
Evet, Ehl-i siinnetin derin alimlerinden coguna gore, boyle bir emr 
yokdur. Fekat bu soz, baskasimn da hakki bulunmadigmi goster- 
mekdedir. Bundan da, Ebu Bekrin, soz birligi ile, hakh halife oldu- 
gu ve Aliye, istemiyerek, idare-i maslahat icin kabul etdi denilemi- 
yecegi meydana cikmakdadir. Sahabe-i kiram, dogruyu kabul etmez 
kimseler olsaydi, o zeman idare-i maslahat diisiiniilebilirdi. (Ze- 
manlann en iyisi benim zemammdir) hadis-i serifi ile sereflenmis 
kimseleri idare etmek icin, hakdan vazgecmek, Aliye "radiyallahii 
anh" yakisdinhr mi? 

Osman bin Abdurrahman ibnissalah [Aks-iil-amel kitabi 
Londrada basilmisdir. 577-643 (m. 1245)] ve Abdul'azim Miinzi- 
ri [581-656] "rahmetullahi teala aleyhima" buyuruyorlar ki, Es- 
hab-i kiramin hepsi adildir. Eshab-i kiramin hepsi, kesin olarak 
Cennete gidecekdir. Hadid suresi, onuncu ayetinde mealen, (Ey 
mii'minler! Sizden, Mekkenin fethinden once Allahii teala icin 
mal veren ve muharebe edenlere, fethden sonra verenlerden ve 
harb edenlerden daha yiiksek derece vardir. Bunlann derecele- 

— 65 — Hak Soziin Vesikalan: F-5 



ri e$it degildir. Hepsi icin Cenneti soz veriyorum) buyuruldu. De- 
mek ki, Eshab-i kiramin hepsi Cennete girecekdir. Bu ayet-i keri- 
mede mal ve can verenlere soz verilmesi, sadaka vermiyen ve ci- 
had etmiyenlerin Cennete girmiyecegini gostermez. [Beydavi ve 
Hiiseym ve Mevakib tefsirlerinde diyor ki, mtifessirlerin coguna 
gore, bu ayet-i kerime, Ebu Bekr-i Siddikin sanimn yiiksekligini 
bildirmek icin geldi. Ciinki ilk once iman etdi ve malini dagitdi ve 
kafirlerle dogiisdii.] 

imam-i All "radiyallahii anh", halifelik hakki oldugunu bildi- 
gi halde, hos gecinmek icin, istemiyerek hazret-i Ebu Bekri kabul 
etdi demek, O Allahm arslamm kiiciiltmek olur. Ciinki, hakki, 
dogruyu soylememek giinahdir. istemiyerek is yapmak ise, en 
asagi bir mii'minin begenmedigi seydir. Allahm arslam ve Resu- 
lullahm damadi, cesaretde ve kahramanhkda esi bulunmiyan 
Emir, boyle begenilmiyen isi yapacak kadar kuciiliir mii? Cahil- 
ler, ne asm taskinhk yapiyor ki, hazret-i Aliyi "radiyallahii anh" 
yiikseltecegiz diye, kotuliiyorlar. Onu asagilamagi, ovmek sani- 
yorlar. 

5- Mavera'iinnehr alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" diyor ki: Uc halifeyi ve Resulullahin temiz olan zevcelerin- 
den birkacim sogmek, bunlara la'net etmek ktifrdiir. Buna caiz di- 
yeni cezalandirmak lazim olur. 

Risalede, buna cevab olarak diyor ki: (Akaid-i Neseff sarihi, 
$eyhaym [Ebu Bekr He Omeri] sogmenin kiifr olacagim kabul et- 
miyor. [(Akaid-i Nesefiyye) kitabim Omer ibni Muhammed Nese- 
ff yazmisdir. 461-537, Semerkanddadir. (Zahire) ismindeki fikh 
kitabi kiymetlidir. (Akaid-i NeseGyye)yi, cok alimler serh etmis- 
dir. En meshur serhi, Mes'ud bin Omer Sa'deddin-i Teftazaninin- 
dir. 722-792 Semerkanddadir.] (Cami'ul-usul) sahibi, Seyhayni so- 
genleri islam firkalanndan saymisdir. (Mevakif) kitabi da, boyle 
demekdedir. [Cami'ul-usul kitabim Mubarek bin Muhammed ib- 
ni Esir yazmisdir. 544-606 Musuldadir. Mevakif kitabim, kadi 
Adud Abdurrahman bin Ahmed yazmisdir. Cok kiymetli akaid 
kitabidir. Serhleri icinde en meshuru, seyyid serif Ali bin Muham- 
med Ciircaninin [740-816, Sirazda] ve Muhammed bin Es'ad Ce- 
laleddin Devanininkidir. Devaninin farisi (Ahlak-i Celali) kitabi 
meshur olup basilmisdir ve Ingilizceye terceme edilmisdir. [829- 
908] Abdulhakim Siyalkiiti Hindinin [1068 [m. 1658] Hindistanda] 
Seyyid serif Ali serhine olan hasiyesi meshur olup basilmisdir.] 
Imam-i Muhammed Gazali [450-505 [m. 1111] Tus sehrinde], Sey- 
hayni sogmek kiifr olmaz, diyor. Ebiil-Hasen Es'ari [Ali bin tsma 11 
266-330 (m. 941 Bagdad)] nemaz kilan kimseye kafir denemez di- 

-66- 



yor. O halde, $eyhayni sogenleri kafir bilmek, din alimlerinin ki- 
tablanna ve Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere uymamakdadir.) 

Cevabmda deriz ki, Seyhayni "radiyallahii teala anhiima" sog- 
mek kiifrdiir. Hadis-i serifler, kiifr oldugunu gostermekdedirler. 
Taberanmin [Siileyman bin Ahmed 260-360 [m. 971] Isfehanda] ve 
Hakimin [Muhammed bin Abdullah 321-405 [m. 1014] Nisapurda] 
bildirdigi hadis-i serifde, (Allahii teala beni secdi. Benim icin, in- 
sanlar arasindan en iyilerini Eshab [arkadas] olarak secdi. Esha- 
bim arasindan bana, vezfrler, yardimcilar ve akraba ayirdi. Onlara 
sogene, Allahii teala ve melekler ve insanlar la'net eylesin! Onlari 
sogenlerin ne farzlarun, ne de siinnetlerini, Allahii teala kabul et- 
mez) buyurdu. Hadis alimi All bin Omer Darekutninin bildirdigi 
hadis-i serifde: (Benden sonra, ba'zi khnseler meydana cikacak. 
Onlara rastlarsaniz, oldiiriiniiz! Ciinki, onlar, miisrikdir [kafirdir]). 
Ali "radiyallahii anh", bunlarm alameti nedir? diye sordu. (Onlar 
sana asm bagkkk gosterecek, sende bulunmiyan seyleri, sana soy- 
liyeceklerdir. Kendilerinden once gelen din biiyiiklerini kotiiliye- 
ceklerdir) buyurdu. [Darekutn, Bagdadda bir koydiir. 306-385 
Bagdadda.] Aym kitabda, (Bunlar, Ebu Bekrle Omeri kotiilerler. 
Bunlara sogerler. Eshabima sogenlere, Allahii teala ve melekler ve 
biitiin insanlar la'net etsin) buyurdu. Buna benzeyen hadis-i serif- 
ler, pek cokdur ve cogu meshur oldugundan, burada yazmaya lii- 
zum yokdur. 

Seyhayni sogmek, onlara dusmanhk etmek demekdir. Onlara 
diismanhk ise, kiifrdiir. Ciinki, hadis-i serifde, (Onlara cliisman- 
hk bana cliisniaiilikclir. Onlari incitmek, beni incitmekdir. Beni 
incitmek de, Allahii tealaya eziyyet etmekdir) buyuruldu. Ali bin 
Hasen ibni Asakirin [499-571 Samda] bildirdigi hadis-i serifde, 
(Ebu Bekr ile Omeri "radiyallahii anhiima" sevmek fmandir. 
Bunlara cliismanlik kiifrdiir) buyuruldu. Bir mii'mine kafir diyen 
kafir olur. Bir hadis-i serifde, (Bir kimse bir mii'mine, onun ka- 
fir oldugunu bildiren bir soz soylerse, [mesela Ey Allahin dtisma- 
m derse] kendisi kafir olur) buyuruldu. O halde, Seyhayne kafir 
diyen, Onlari kafir bilen, kafir olur. Biz iyi biliyoruz ki, Ebu Bekr 
ile Omer "radiyallahii anhiima" mii'mindirler. Allahii tealanm 
diismam degildirler. Cennet ile mujdelenmisdirler. O halde, bun- 
lara kafir diyen, kafir olur. Yukandaki son hadis-i serifi, gerci bir 
kisi bildirmisdir. Fekat, mii'mini kafir yapamn, kafir olacagi, 
bundan anlasilmakdadir. Su kadar var ki, buna inanmiyan kafir 
olmaz. Zemamn biiyiik alimi olan Ebu Ziir'a Razi buyuruyor 
ki: (Resulullahin "sallallahti aleyhi ve sellem" Eshabindan biri- 
sini kotiileyen kimse, zindikdir. Ciinki, Kur'an-i kerim, elbette 

-67- 



dogrudur, Resulullah elbette dogru soyler. Bizlere bunlardan ge- 
len haberler, elbette dogrudur. Bunlarm hepsi, Eshab-i kirami 6v- 
mekde, yiikseltmekdedir. Bunlan kotiilemek, Kur'an-i kerime ve 
hadis-i seriflere inanmamak olur. Bu ise, zindiklik, dalalet, sapik- 
hkdir). Sehl bin Abdullah Tusteri [200-283 [m. 896] Basrada] bu- 
yuruyor ki, (Eshab-i kirami biiyiik bilmeyen kimse, Resulullaha 
iman etmis olmaz). Abdullah bin Mubarekden [116-181 [m. 797] 
Irakda] soruldu ki, Mu'aviye ile Omer bin Abdiil'azizden hangisi 
daha iistiindiir? Cevabmda buyurdu ki, Mu'aviye "radiyallahii 
anh" [79 yasmda iken 60 [m. 680] da Samda vefat] Resulullahm ya- 
ninda giderken, atimn burnuna giren toz, Omer bin Abdiil'azizden 
katkat daha ustundiir. Boylece, Resulullahm sohbetinin ve muba- 
rek yiizunii gormenin sebeb oldugu yiikseklige, hicbir yiikseklik 
yetisemeyecegini bildirdi. [Omer bin Abdiil'aziz, sekizinci Emevi 
halffesi olup alim ve pok dindar idi. Yiizbir senesinde, 41 yasinda 
sehid edildi. Malatyayi Rumlardan, yuz bin esir karsihgi satin al- 
misdir.] Bu iistiinliik, baska bir kiymet kansmadan yalniz sohbetin 
ustunliigudur ve biitiin Eshabda vardir. Buna baska kiymetler de 
ekliyen, mesela Resulullah ile birlikde cihad eden ve sonra gelen 
mii'minlere, Ondan isitdiklerini bildiren veya Onun ugrunda mah- 
m hare eden sahabi elbet daha yiiksek, daha iistiin olur. Hie siibhe 
yok ki, iki halife, Eshabin biiyiiklerindendi. Hatta, en iistiinleri idi. 
O halde, Seyhayne kafir demek, hatta, biraz kiiciiltmek, kiifr olur. 
Zmdikhk olur. Dogru yoldan aynlmak olur. Semsul'eimme Mu- 
hammed bin Ahmed Serahsinin (483 [m. 1090] Tiirkistanda) (Mu- 
hit) kitabmda diyor ki: (Seyhaym kotiiliyen imamm arkasmda ne- 
maz kilmak caiz degildir. Ciinki bu, Ebu Bekrin "radiyallahii anh" 
halife oldugunu kabul etmiyor. Halbuki, Onun hak halife secildigi- 
ni biitiin Eshab sozbirligi ile bildirdi). Tahir bin Ahmed Buharinin 
[542] (Hulasa) admdaki fetva kitabmda diyor ki, (Ebu Bekrin hi- 
lafetine inanmiyan kafir olur. Bid'at sahibi olamn arkasmda nemaz 
kilmak mekruhdur. Bid'ati kiifre vanrsa ona uyanm nemazi sahih 
olmaz. Kiifre sebeb olmazsa, sahih fekat mekriih olur. Hazret-i 
Omerin "radiyallahii anh" hilafetine inanmiyamn da kafir oldugu, 
daha dogrudur). Bunlarm halifeliklerine inanmiyan kafir olunca, 
ya bunlara sogenlerin, la'net edenlerin ne olacagmi diisiinmeli. 
Goriiliiyor ki, bu taskmhklara kiifr demek, hadis-i seriflere ve din 
alimlerinin sozlerine tam uygun olmakdadir. Ehl-i siinnet alimle- 
rinden birkacimn "rahmetullahi teala aleyhim ecma'm" bunlara 
kafir denilmez buyurmasi, taskmhk yapmiyan kimseler icindir. 
Boylece sozleri, hadis-i seriflere ve alimlerin sozbirligine uydurul- 
mus olur. 



Risale, (Aise-i Siddikaya "radiyallahii teala anha" da sogiiyor, 
la'net ediyor. Ayet-i kerimeye ve hadis-i serife uymadigi icin Ona 
la 'net edilir diyorlar. Ona, -hasa- kotii diyorlar. Ahzab suresi, otuzii- 
ciincii ayetinde: (Evlerinizde oturunuz) buyuruldugu halde, bu 
emri dinlemeyip, Deve vak'asmda, All "radiyallahu anh" ile harb 
etdi. Halbuki hadis-i serifde, (Seninle harb eden, benimle harb et- 
mis gibidir) buyuruldu. Demek ki, All He harb, Resulullah "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" He harb etmek demekdir. Peygamber He 
harb eden ise, kafirdir. Onun icin, Aiseye sogmek, la 'net etmek la- 
zim olur), dediler. 

Buna cevab olarak deriz ki, (Evlerinizde oturunuz!) emri, her 
zeman, her halde evde oturun, disanya hie cikmaym demek degil- 
dir. Zevcelerinden ba'zisinm, Resulullah ile birlikde sefere gitme- 
si, boyle olmadigini gostermekdedir. Demek ki, evlerinizde otu- 
runuz emri, belli zeman ve belli haller icindir. Bir seyin butununii 
soyleyip bir parcasim kasd etmege benzer. Boyle sozler ise, kesin 
olmaz. Miictehidin, bu biitiinden, bir baska parcayi anlamasi caiz 
olur. Ciinki, biitiin parcalarda ortak bulunan ozellikler vardir. Ai- 
se "radiyallahii anha", subhe yok ki, alim idi ve miictehid idi. Tir- 
muzinin kitabinda Ebu Musel-es'ari [Resulullahm valilerinden 
idi. Yazilara tarih konmasma sebeb olmusdur. 51 de Kufede vefat 
etdi.] buyuruyor ki, Eshab-i kiram, birsey ogrenmek isteseydi, 
hazret-i Aiseye gidip, sorar, ogrenirdi. Yine Tirmiizi kitabinda, 
Musa bin Talha diyor ki, Aiseden daha fasih, diizgiin konusan 
gormedim. Aise "radiyallahu anha", o derin ilmi sebebi ile ayet-i 
kerimenin oziinii anlamis, ba'zi zemanda, ba'zi isler icin cikmak 
istisnasina uyarak cikmisdir. Ayet-i kerimeden cikan ma'na, ortii- 
siiz, acik olarak cikmaymiz demekdir. Nitekim ayet-i kerimenin 
sonunda mealen, (Onceki cahillik zemamnda, kadinlarin yapdigi 
gibi, zinetlerinizi, siislerinizi erkeklere gostermeyiniz!) buyurul- 
du. Ortiilu olarak, evden cikmanm caiz olacagi buradan anlasil- 
makdadir. Aisenin "radiyallahu anha" Deve vak'asina cikmasi, 
harb etmek icin degildi. islah etmek, fitneyi basdirmak icindi. 
Tarihlerin dedigi gibi harb icin olsa da, yine zaran yokdur. Ciin- 
ki, ictihadi ile hareket etmisdi. Keyfi ile, kendiliginden cikmis de- 
gildi. Nitekim, Serh-i mevakif , Seyfiiddin Ah Amididen "rahme- 
tullahi aleyh" haber veriyor ki, Deve ve Siffin vak'alan, ictihad 
yiiziinden idi. Miictehid yamhrsa, birsey denemez. Enfal suresi, 
altmissekizinci ayetinde mealen, (Allahii tealamn onceden kita- 
bi olmasaydi, yapdiklarimzdan dolayi biiyiik azab cekerdiniz) 
buyuruldu. Beydavi bunu tefsir ederken (Allahii teala acikca ya- 
sak etdigi sey yapilmadikca azab yapmiyacagim, onceden Lev- 

-69- 



hilmahfuzda yazdi. Hata edene, yamlana azab etmiyecegini hiikm 
etmeseydi...) diyor. Sunu da bildirelim ki, mtictehidin yamlmasi, 
Allahii tealadan bir rahmetdir, hidayetdir. Abdiiddar bin Kusey 
ogullarmdan Rezin bin Mu'aviye (524)nin kitabmda, Omer "radi- 
yallahii anh" buyuruyor ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" buyurdu ki: (Benden sonra, Eshabimin ay nligini Rabbimden 
sordum. Rabbim bildirdi ki: Ey sevgili Peygamberim Muhammed 
"aleyhissalatii vesselam"! Senin Eshabin, gokdeki yildizlai gibidir. 
Ba'zisi, ba'zisindan daha parlakdir. Hepsi isd< sacmakdadir. Onlar- 
dan birinin yolunda giden hidayete kavusur). Sonra, su hadfs-i se- 
rifi buyurdu: (Eshabim gokdeki yildizlar gibidir. Herhangi birine 
uyarsaniz, hidayet, selamet bulursunuz!) 

(Ey Alii Seninle harb, benimle harb demekdir) hadis-i serffini, 
Aise "radiyallahii anna" belki isitmemisdir. Yahud, belli bir harb 
icin buyurulmusdur. Veyahud, zeman-i se'adetde yapdigi harbler 
demekdir. 

Bu risalede, bozuk diisiincelerine herkesi inandirmak ve Ehl-i 
siinneti maglub etmek icin diyor ki: (Peygamber "sallallahii aley- 
hi ve sellem ", iki gozii gormiyen Ibni iimm-i Mektum He konusur- 
ken, zevcelerinden bin yanlanna gelince, iiziiliip (O gormiiyorsa 
da, sen goriiyorsun!) buyurdu. Kadmlann, erkeklere goriinme- 
mesi, bu kadar lazim oldugu halde, Ehl-i siinnet kitablannda di- 
yor ki: Aise "radiyallahii anha" Peygamberin omuzuna dayanip 
sokakda calgi calan, oyniyan adamlan seyr etdi. (Seyr etmege 
doymadm mi ya Hiimeyra?) buyurdu. Biz, en asagi adamlann bi- 
le, bbyle yapacagim soyliyemeyiz.) Cevab olarak deriz ki, oyunu 
seyr etmek, belki ortiinmek emri gelmeden once olmusdur. ibni 
iimm-i Mektuma gortinmemek ise, bu ayet-i kerime geldikden 
sonra olmusdur. Belki de, seyr olunan oyun, haram olmiyan, caiz 
olan oyun idi. Nitekim, sahih haberlerden anlasihyor ki, Mescid-i 
Nebevi meydamnda, siingii oyunu oynamrdi. Bu da, ok atmak gi- 
bi, harb oyunu oldugu icin, giinah degildir. Zaten mescidde oy- 
nanmasi, caiz oldugunu gostermekdedir. Oyunu seyr etme, ortiin- 
me ayeti geldikden sonra olsa bile, o zemanda, Aise "radiyallahii 
anna" kiiciik idi. Miikellef degildi. Nitekim, Buhari ve Muslimde 
bildirildigine gore, buyuruyor ki: (Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem" odanm kapismda duruyordu. Habesliler, mescidin mihra- 
bmda oynuyordu. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" muba- 
rek arkasmdaki ortii ile beni ortdii. Mubarek kulagi ile boynu ara- 
smdan, oyunu seyr etdim.) 

Iyi bilinmelidir ki, Eshab-i kiramm islerine kansmak, onlar 
hakkmda, akhna geleni soylemek, bir miisliman icin, son dere- 

-70- 



ce edebsizlik ve zevallilikdir. Miisliman ismini tasiyan kimse, Es- 
hab-i kiram arasmdaki aynhklari, cekismeleri, Allahii tealaya bi- 
rakmali, hepsini iyi bilmelidir. Onlan sevmek Muhammed "aley- 
hisselam"i sevmek demek oldugunu bilmelidir. Ciinki, (Onlan se- 
ven, beni sevdigi icin sever) buyurdu. Bir miisliman icin, kurtulus 
yolu, ancak budur. imam-i Muhammed bin idris Safi'i "rahmetul- 
lahi aleyh" buyuruyor ki: (Eshab-i kiram arasmdaki kanlara, elle- 
rimizin bulasmasindan, Allahii teala, bizleri korudugu gibi, biz de 
dilimizi kansdirmakdan koruyahm). Omer bin Abdul'aziz de boy- 
le soylemisdir. [1340 da Istanbulda basilan, tiirkce (Ahmed Rifai) 
adindaki kitabin yetmissekizinci sahifesinde, Seyyid Ahmed bin 
All Rifai [512-578 [m. 1183] Basra civannda (Umm-i Ubeyd)de- 
dir] buyuruyor ki: (Eshab-i kiram "aleyhimiirndvan" arasmda 
olan olaylar iizerine asm konusmak, fikr yuriitmek, hie caiz degil- 
dir. Her miisliman, Eshab hakkmda, dilini tutmah, o biiyiiklerin 
hep iyiliklerini soyleyip, hepsini sevmeli, ovmelidir). Fekat, ba'zi 
kimseler, Eshab-i kirami kotiiluyor. O islamm goz bebeklerine 
sovmege, la'net etmege cesaret ediyor. islam alimlerinin "rahme- 
tullahi teala aleyhim ecma'm", onlara cevab vermesi, onlan sus- 
durmasi, yanhs, bozuk diisundiiklerini aciklamasi lazimdir. iste 
bunun icin, bu fakir de [ya'ni imam-i Rabbani, miiceddid-i elf-i sa- 
ni, Ahmed Faruki "rahmetullahi aleyh" 971-1034 [m. 1624] Hin- 
distanda Serhend sehrindedir], bu yolda birkac kelime yazdim. Ya 
Rabbi! Unutduklanmiz ve yamldiklanmiz icin bize ceza yapma! 
Okudugum risaleyi yazam red ve rezil etmek icin, bu fakire nasib 
olan cevab burada bitdi. Allahii teala, kalblerimize, kendi dininin 
sevgisini yerlesdirsin! Sevgili Peygamberi Muhammed "aleyhissa- 
latii vesselam" yolunda ilerlemekle, hepimizi sereflendirsin! 
Amin. 

Imam-i Rabbani, miiceddid-i elf-i sani Ahmed Farukinin "rah- 
metullahi aleyh" (Redd-i Revafid) risalesi, burada temam oldu. 

ilahf! Fatima evladi hatinna, 
Son soziim, kelime-i tevhfd ile ola! 
Eger bu diiami edersen red ya kabul! 
Sanldim, Ehl-i beyt-i Nebi etegine. 

Ya Rabbi! Sevgili Peygamberinin hurmeti icin ve Onun Ehl-i 
beyti "radiyallahii anhiim" hatiri icin, imam-i Rabbani Ahmed Fa- 
rukiyi ve anasmi, babasim afv ve magfiret et! Habibinin ahlaki 
htirmetine, onlara iyi, gtizel muamele eyle! "rahmetullahi aley- 
him ecma'm"! Sevgili Peygamberine ve Ehl-i beytine bizden dii- 
alar ve selamlar ulasdir ve mahluklannm sayisinca ve Arsinin agir- 

-71- 



hgmca, begendigin gibi hayr ve bereket ver. Amin. Bu risalenin te- 
mam olmasim nasib etdigi icin, Allahii tealaya hamd olsun ve en 
cok sevdigi, iimmi Peygamber Muhammed aleyhisselama kiyame- 
te kadar, diialar ve selamlar olsun! 

imam-i Rabbani Ahmed Faruki Serhendi hazretlerinin 
(Redd-i revafid) risalesi, Hindistanda ve Pakistanda basilmisdir. 
Pakistanda, Haydarabad iiniversitesi profesorlerinden Gulam 
Mustafa han da, 1385 [m. 1965] senesinde urdu tercemesi ile birlik- 
de, (Te'yid-i ehl-i siinnet) ismini vererek nefis olarak basdirmisdir. 
Bu baskisi, 1397 [m. 1977] senesinde, (Mebde' ve Me'ad) risalesi 
ile birlikde, istanbulda ofset yolu ile tekrar basdinlmisdir. Bu risa- 
leyi Hind alimlerinden sah Veliyyullah Dehlevi arabiye terceme 
etmis ve Hindistanda basilmis ve istanbulda ofset baskisi, (En-Na- 
hiye) kitabmm sonunda nesr edilmisdir. 

Asrlann pek az yetisdirdigi biiyiik alim kayyum-i alem, seyh 
Muhammed Ma'sum bin Ahmed Faruki "kuddise sirruhuma" haz- 
retlerinin [1009-1079 [m. 1667] Serhendde] (Mektubat) kitabmm 
ikinci cildinin, otuzaltmci mektubu, uzun ve cesidli stiallere cevab 
vermekdedir. Bu mektubun, yalmz sekizinci siialinin cevabim, bu- 
raya terceme etmek uygun goriildii. 

Siial: (Serh-i Divan-i kiitiib-i tevarfli)de diyor ki, (Hazret-i 
Emir "kerremallahii teala vecheh" bir kism insanlarm kendisine 
diismanhgim anlaymca, Mu'aviye "radiyallahii teala anh" ve Onun 
gibilerden bes kisiye, bes vakt nemazdan sonra, la'net etmege bas- 
ladi. Onlar da, bunu duyunca, hazret-i Emir, hazret-i Hasen, haz- 
ret-i Hiiseyn, Abdullah ibni Abbas ve Malik-i Ejderden "radiyal- 
lahii annum ecma'in" miitesekkil olan bes kisiye bes vakt nemaz- 
dan sonra la'nete basladilar. Hatta, Beni Umeyye halifeleri, bu al- 
eak isi biisbiitiin ortaya yaydi. Hutbelerde Ehl-i beyte la'net etdi- 
ler. Bu hareket, Omer bin Abdiilazizin, bunu kaldirmasma kadar 
devam etdi. Omer bin Abdiilaziz, bu la'neti kaldinp, yerine, Nahl 
suresi, doksamnci ayet-i kerimesini okutdu). Acaba bu cirkin hadi- 
se olmus mudur, yoksa olmamis midir? 

Cevab: Tepeden tirnaga kadar rahmet olan hazret-i Emir 
"kerremallahii teala vecheh" hasa ve kella, herhangi bir miisli- 
mana bile la'net etmemisdir. Nerde kaldi ki, Peygamber efendi- 
mizin "sallallahu aleyhi ve sellem" eshabina ve hele cok kerre 
hayr dtia etdigi Muaviyeye "radiyallahii anh" la'net etmis olsun. 
Hazret-i Emir, Muaviye ile birlikde olanlar icin, (Kardeslerimiz, 
bize uymadi. Kafir ve fasik degildirler. ictihadlan ile hareket edi- 
yorlar) buyurdu. Bu sozii, bunlardan kiifril ve fiski uzaklasdir- 
makdadir. O halde, nicin la'net etsin? islam dininde hie kimseye, 

-72- 



hatta frenk kafirine bile, la'net etmek ibadet degildir. Bes vakt 
nemazdan sonra diia etmek lazim iken, kendi diismanhgi icin, 
diia yerine, la'neti dile alir mi? Fena derecelerinin en ytiksegine 
ve itminanm sonuna ulasmis ve sahsi arzulanndan gecmis olan 
hazret-i Emirin nefsini kendi nefs-i emmareleri gibi, kin, inad ve 
diismanhkla dolu mu samyorlar? O cok yiiksek zata, boyle bir 
biihtan, boyle aleak bir iftirada bulunuyorlar. Hazret-i Emir, fe- 
na fillah ve muhabbet-i Resulillah makamlannin en son derece- 
sine ulasmis, camni, malini, Onun "sallallahu aleyhi ve sellem" 
yolunda feda etmisdir. Nicin bu diia zemaninda, her iki cihanm 
sultam, Peygamber efendimize "sallallahu aleyhi ve sellem" en- 
va-i eza ve cefa yapan, Allahii tealamn ve Resuliinun "sallallahu 
aleyhi ve ala alihi ve sellem" diismanlanni soyleyip, onlara la'net 
etmedi de kendi diismanlarma la'net etdi? Halbuki (ictihadlan 
ile hareket ediyorlar) sozii, onlara diisman olmadigmi gosteriyor. 
Isin esasi soyledir ki, bu muharebeler ve mtinaze'alar, diismanhk 
ve kin giitmek ile olmamisdir. Hep ictihad ve te'vil ile olmusdur. 
Bunun icin, ayblamamn yeri yokdur. Nerde kaldi ki, la'net edil- 
sin. Bir kimseyi kotiilemek ve ona la'net etmek, bir iyilik ve iba- 
det olsaydi, iblis-i la'ine, Ebu Cehle, Ebu lehebe ve Peygamber 
efendimizi "sallallahu aleyhi ve sellem" inciten, Ona cefa ve eza 
eden ve bu hak dine, kotuliikler, ihanetler yapan Kureysin azih 
kafirlerine la'net etmek, islamin icablarindan olurdu. Diismanla- 
ra la'net etmek emr edilmeyince, dostlara la'net sevab olur mu? 
Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem buyurdu ki: (Bir kimse, 
scytana la'net ederse; ben zaten mel'un oldum. Bu la'netin bana 
zaran olmaz der. Ya Rabbi! Beni seytandan koru derse, eyvah 
belkemigimi kirdin der). Bir baska hadis-i serifde, (Seytana sog- 
meyiniz. Serrinden Allahii tealaya sigininiz!) buyuruldu. Bundan 
anlasihyor ki, bu gibi sozler, hazret-i Emire iftiradir. Onu kotiile- 
mekdir. Bundan baska, Muaviye "radiyallahti anh" hazret-i Emi- 
re, hazret-i Hasen ve Hiiseyne ve digerlerine "radiyallahii anhiim 
ecma'in" la'net etmege basladi demek de, Muaviye "radiyallahii 
anh" hazretlerine iftira olur. (Bu hadise olmus mudur, yoksa ol- 
mamis midir? Eger olmus ise, Mu'aviyeye ve digerlerine nicin 
la'net edilmesin? Olmadi ise, Kessaf tefsirindeki yazmm ma'nasi 
ne olur?) diyorsunuz. Cevabinda, olmadi deriz. Ehl-i siinnet ve 
cema'at mezhebi soyledir ki, Muaviyeye "radiyallahii anh" dil 
uzatmak caiz degildir. Bu soz, ona bir iftiradir. Hem, bu hususda 
dogru bir haber de yokdur. Tarihciler soyliyor ise, bunlann sozii, 
nasil sened olabilir. Dinin esaslan tarihcilerin sozleri iizerine ku- 
rulamaz. Bu mes'elede, imam-i a'zam Ebu Hanifenin ve Onun 

-73- 



eshabinm sozlerine bakilir. Tanhcilerin sozlerine ve Kessafda ya- 
zili haberlere bakilmaz. Kessafdan almdigim bildirdiginiz o yazi- 
larda Emirin ve Muaviyenin ismi gecmiyor. Bu iki din biiyugii- 
niin birbirine la'net etdigini gosteren bir isaret bile yokdur. O ya- 
zilar temamen dogrudur. Bizim bildigimize uymayan birsey yok- 
dur ki, iyi ma'na aransm. Evet, beni Umeyye hahfeleri senelerce 
minberlerde Ehl-i beyte la'net etdirdi. Omer bin Abdiilaziz, bu- 
na son verdi. Allahii teala, Ona bizim tarafimizdan biiyiik miika- 
fatlar versin! Lakin Muaviye "radiyallahii anh" da, Emevf halite - 
lerinden ise de, ona dokunulamaz. Eger Muaviye sogiiliir, kotii- 
lenirse, onunla beraber, bu muhalefetde ve muharebelerde bulu- 
nan cok sayida Eshab-i kiram, hatta asere-i miibessereden [Diin- 
yada iken Cennet ile mujdelenmis on kisiden] birkaci da mel'un 
olur, kotiilenmis olur. Bu din biiyiiklerine dil uzatmak, onlari ko- 
tiilemek, onlardan bize gelmis olan din bilgilerini bozmaga, kotii- 
lemege sebeb olur. Hicbir miisliman, bunu layik gormez ve kabul 
edemez. 

Efendim! Bu mes'elede size iki mezhebi bildireyim. Ehl-i sun- 
net ve cema'atin sozii ve baskalarmm sozii. Ba'zilan, lie halifeyi 
ve Mu'aviyeyi ve ictihadda Ona uyanlan kotiiliiyor. Bunlara so- 
giiyor. Peygamberimizden "sallallahii aleyhi ve sellem" sonra, 
birkaci haric olmak iizere, biitiin Eshab miirted oldu, diyorlar. 
Ehl-i siinnet ve cema'at mezhebine gore, Peygamber efendimizin 
"sallallahii aleyhi ve ala alihi ve sellem" eshabma iyilikden baska 
birsey soylenmez. Hicbiri fena ve kotii degildir. (Onlari seven, 
beni sevdigi icin sever. Onlara diisman olan, bana dusman oldu- 
gu icin diisman olur) hadis-i serifi, hepsini sevmemizi emr ediyor. 
Onlarm kavgalarmm ve muharebelerinin, iyi niyyet ile yapildigi- 
m bilmeliyiz. Nefsin kotii ve cirkin arzularmdan ve inaddan onla- 
ri temamen uzak gormek ve uzak tutmak lazimdir. imam-i Yah- 
ya bin Seref Nevevi [631-676 [m. 1274] Samda] Muslim hadisleri- 
ni aciklarken buyuruyor ki, imam-i Ah "radiyallahii anh" zema- 
nmdaki muharebelerde Eshab-i kiram iice aynlmisdi. Bir kismi- 
nm ictihadi, Emirin "radiyallahii anh" hakh oldugunu gostermis- 
di. Bunlara, kendi ictihadlarma uygun yol tutmak vacib oldu. 
Hepsi hazret-i Emire yardim etdi. Eshabm bir kismi ictihadda 
dogruyu kesdiremedi. Bunlann, kimseye kansmamasi vacib oldu. 
Uciincii kismm ictihadi, Emire karsi gelenlerin hakh oldugunu 
gostermisdi. Bu ictihadda olanlarm diger tarafa yardim etmesi la- 
zim oldu. Demek ki, her biri kendi ictihadma uygun is yapdi. Bu- 
nun icin hicbirini ayblamak, dogru degildir. Bununla beraber, 
hazret-i Emir ve Onun ictihadinda olup, Ona uyanlar, ictihadda 

-74- 



dogruyu bulmuslardi. Karsilarmdakiler, ictihadda hata etmisler- 
di. Fekat, ictihadda yanilma oldugu icin, kotiilenemez ve aybla- 
namaz. Yamlanlar, bir sevab almisdir. Dogruyu bulanlar ise, on 
sevab almisdir. imam-i Safi'i "rahmetullahi aleyh" (Allahu teala, 
o kanlara, ellerimizi bulasdirmakdan korudugu gibi, biz de, dille- 
rimizi bulasdirmakdan koruyalim) buyurdu. Bu kiymetli soz, ha- 
ta bile demenin dogru olmadigmi ve yapilmis olanlan da iyilikle 
anmamiz lazim geldigini gosteriyor. Demek ki, Mu'aviyeyi "radi- 
yallahii anh" sevmiyen, Ona la'net eden bir kimse, butiin Eshabi 
iyi bilse de, Ehl-i siinnet ve cema'atden olmaz. Bunu, si'iler de 
sevmez. Ciinki, uc halifeyi seveni sevmiyorlar. Bunun icin, bu 
kimse, ne Ehl-i siinnetdendir, ne de sf'idir. Uciincii bir yol tutmus 
oluyor. 

Eshab-i kiram arasmda hasil olan aynhklar icin Ehl-i siinnet 
alimlerinin bildirdiklerinde bir siibheniz kahrsa, giivenilen ve her- 
seyi ayn ayn izah eden i'tikad kitablanm okumahsimz. Sonradan 
soylenilen, birbirini tutmaz, ciiriik sozlere inanmamahdir. Otuzal- 
tmci mektubun tercemesi temam oldu. 

Bu yazimizi, giizel sozlerle bitirmek icin, Ehl-i beytin "radiyal- 
lahii anhiim" sanh islerini, medhlerini, ustiinluklerini yaziyoruz: 

Ahzab suresi, otuzuciincii ayetinde mealen, (Ey Habibimiu 
Ehl-i beyti! Allahu teala, sizin giinahsiz olmamzi istiyor) buy urul- 
du. Miifessirlerden cogu, bu ayet-i kerime, Ali, Fatima, Hasen ve 
Hiiseyn "radiyallahii teala anhiim" icin geldi, dedi. Aise "radiyal- 
lahii anha" da, boyle oldugunu bildirdi. Zevceleri "radiyallahii 
anhiinne" icin geldi diyenler de vardir. Ciinki, bundan sonraki 
ayet-i kerime acikca zevcelere hitab etmekdedir. Ahmed bin 
Hanbelin [164-241 [m. 855] Bagdadda], Musned admdaki kita- 
bmda Ebu Sa'id-i Hudri [Uhud gazasinda oniic yasmda idi. 64 de 
vefat etdi. istanbulda, Ayvansarayda, Kariye Cami'i bagcesinde 
denilmekdedir] diyor ki, bu ayet-i kerime, Resulullah, Ali, Fati- 
ma, Hasen ve Hiiseyn icin geldi. Bu besine (Ehl-i aba) ya'ni hir- 
ka ile ortiilii denir. Ahmed bin Muhammed Sa'lebiye gore [427 
[m. 1036] NisapurdaJ bu ayet-i kerimedeki (Ehl-i beyt), Hasim 
ogullan demekdir. Ayet-i kerimedeki (rics), gtinah yapmak ve 
iman edilecek seylerde subtle etmek demekdir. O halde bunlar, 
Cehenneme girmez. Sa'd ibni Ebi Vakkas "radiyallahii anh" 
[Asere-i mubesseredendir, onyedi yasinda, yedinci olarak islama 
geldi. Biitiin gazalarda bulundu. ilk ok atandir. Cok nisanci idi. 
Kadsiyede zafer kazamp, Iran mecusi devletini tarihden silen is- 
lam ordusunun bas kumandamdir. 55, Medinede] buyurdu ki, Al-i 

-75- 



imran suresi, altmisbirinci ayeti, (Geliniz, cocuklarimizi ve co- 
cuklannizi cagirahm) nazil olunca, Resulullah "sallallahii aleyhi 
ve sellem" All, Fatima, Hasen ve Huseyni "radiyallahti teala 
aleyhim ecma'in" caginp (Ya Rabbi! iste bunlar Ehl-i beytimdir) 

buyurdu. 

Miisevvir bin Mahreme "radiyallahil anh" [Nemazda iken, 
mancmik tasi ile sehid oldu. 2-64, Medihede] buyurdu ki, Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Fatima "radiyallahii 
anha" benden bir parcadir. Onu kizdiran, beni incitir). [Hicretde 
13 yasinda idi. 15 yasinda iken Aliye "radiyallahii anh" verildi ki, 
Ali o zeman 25 yasinda idi. Hicretin onbirinci senesinde Medine- 
de, vefat-i Nebiden alti ay sonra vefat etdi.] 

Ebu Hiireyre "radiyallahii anh" [Hayberde Islama gelip he- 
men gazaya basladi. Cok fakir olup, Resulullahdan aynlmazdi. 
Muaviye bunu Medineye vali yapdi. 59 da 79 yasinda vefat etdi. 
Medinede] diyor ki, Resulullahm yanmda idim. Hasen geldi. (Ya 
Rabbi! Bunu seviyorum. Sen de bunu sev ve bunu sevenleri de 
sev!) buyurdu. Enes bin Malik [Resulullaha on yil hizmet etdi. 
100 seneden fazla yasadi] diyor ki, (Resulullaha "sallallahii aley- 
hi ve sellem" Hasenden daha cok benziyen kimse yok idi). Bir 
kerre de (Hiiseyn "radiyallahii anh" Resulullaha cok benziyordu) 
dedi. Zeyd bin Erkam "radiyallahii anh" [Uhud gazasinda kiiciik 
idi. Diger onyedi gazada bulundu. 61, Kufede] diyor ki, Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Benden sonra, size 
iki sev birakiyorum. Bunlara yapisirsaniz, yoldan cikmazsimz. Bi- 
risi, ikincisinden daha buyiikdiir. Biri, Allahii tealamn kitabi olan 
Kur'an-i kerimdir ki, gokden yere kadar uzaniius, saglam bir ip- 
dir. ikincisi, Ehl-i beytimdir. Bunlarm ikisi birbirinden ayrdmaz. 
Bunlara uymiyan, benim yolumdan aynhr). Yine Zeyd bin Erka- 
min bildirdigi hadis-i serifde, (All, Fatima, Hasen ve Hiiseyn ile 
harb, bana karsi harb demekdir. Bunlarla sulh ve selamet iizere 
olmak, bana teslim olmakdn) buyurdu. Cemf bin Omer "radiyal- 
lahii anh" diyor ki: Amcam ile birlikde Aise "radiyallahii anha" 
valdemizden sorduk ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
en cok kimi severdi. Cevabinda, Fatimayi "radiyallahii anha" bu- 
yurdu. Erkeklerden kimi en cok severdi, dedik. Fatimamn zevci- 
ni dedi. Abdullah ibni Omer "radiyallahii anhiima" [ilk Hendek- 
de ve biitiin gazalarda bulundu. 84 yasinda 73 de Mekkede vefat 
etdi] diyor ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu 
ki, (Hasen ile Hiiseyn, diinyada, benim giizel kokularimdir). 
All "radiyallahii anh" buyurdu ki: (Hasenin gogsiinden yukari- 
si, Hiiseynin gogsiinden asagisi, Resulullaha cok benziyordu). 

-76- 



Abdullah ibni Abbas "radiyallahti anhtima" [Cok alim idi. 68 de 
70 yasinda Taifde vefat etdi] buyurdu ki, Resulullahin "sallallahii 
aleyhi ve sellem" mubarek omuzunda Hasen vardi. Birisi, ya Ha- 
sen! Ne iyi yere oturmussun deyince (Omuzumdaki, ne iyi insan- 
dir) buyuruldu. Aise "radiyallahii anha"dan [Ebu Bekr-i Siddi- 
kin kizidir. Resulullah efendimize, Allahii tealamn emri ile, alti 
yasinda nikah edilip, hicretin ilk yilmda, dokuz yasmda diigun ya- 
pildi. Ayet-i kerime ile medh ve sena olundu. Alim, edib, cok akl- 
li ve iistad idi. Binden fazla hadis-i serif bildirdi. Resulullahin ve- 
fatmda onsekiz yasinda idi. Elliyedide, 65 yasinda Medinede ve- 
fat etdi. Abdullah bin Ziibeyrin teyzesi idi.] nakledildi ki Eshab- 
i kiram, hediyyelerini, Resulullaha, Aisenin evinde getirip boyle- 
ce sevgisini kazanmaga yansirlardi. Zevceler, iki grup idi. Aise 
tarafinda Hafsa, Safiyye, Sevde vardi. Ikincisi Umm-i Seleme ve 
otekiler idi. Bunlar, Umm-i Selemeyi Resulullaha gonderip (Es- 
habma emr buyur. Hediyye getirmek isteyen, hangi zevce yanm- 
da iseniz, oraya getirsin!) dediklerinde, Resulullah buyurdu ki, 
(Beni, Aise hakkinda incitmeyiniz! Cebrail "aleyliissclam" bana 
yalmz Aisenin yaninda iken geldi.) Umm-i Seleme, dedigine pis- 
man olup, tevbe ve afv diledi. Fekat zevceler, Fatima "radiyalla- 
hii teala anhiinne" ile de haber gonderdi. Cevabinda (Ey kizim! 
Benim sevdigimi, sen sevmez misin?) buyurdu. Fatima, elbet se- 
verim, dedi. Cevabinda (O halde, Aiseyi sev!) buyurdu. Aise "ra- 
diyallahii anha" buyurdu ki: Resulullahin zevceleri arasmda, Ha- 
diceye "radiyallahii anha" gayret etdigim gibi, baskasma gibta et- 
medim. Halbuki, onu gormemisdim. Cunki, olmiis oldugu halde, 
Onun adim cok soyltiyordu. Ne vakt bir koyun kesip dagitsa mut- 
laka bir parcasim da Hadicenin akrabasina yollardi. Bunu goriin- 
ce, bir def a (Allahii teala, sana, sanki, Hadiceden baska kadin 
vermedi mi, hep onu soyliiyorsun) dedim. (Evet, baska kadinla- 
nm oldu. Fekat, o soyle idi, boyle idi ve ondan cocuklarim oldu) 
buyurdu. Abdullah ibni Abbas buyurdu ki, Resulullah (Abbas 
bendendir ve ben Abbasdamm) buyurdu. [Abbas "radiyallahii 
anh" Bedr gazasmda esir oldu. Sonra musliman oldu. Mekke ve 
Hiineyn gazalannda bulundu. Uzun boylu, beyaz, giizel idi. 32 
de 88 yasinda vefat etdi. Medinede, Bakidedir.] Yine Abdiilla- 
hin haber verdigi hadis-i serifde (Ni'metlerini size bol bol gon- 
deren Allahii tealayi seviniz. Allahii tealayi sevdiginiz icin, beni 
de seviniz. Beni sevdiginiz icin, Ehl-i beytimi seviniz!) buyurdu. 
Ebu Zer Gifari [Besinci islama gelendir. 32 de Medmenin Reb- 
de koyiinde vefat etdi] buyurdu ki, Resulullah "sallallahii aley- 
hi ve sellem" buyurdu ki, (Biliniz ki, icinizde, Ehl-i beytim, Nun 

-77- 



"aleyhisselam"in gemisi gibidir. Gemiye binen kurtuldugu gibi, 
Ehl-i beytimi seven kurtulur. Bunlara uymiyan helak olur). 



Kimseye etmem sikayet, aglarim ben halime, 
tit re rim miicrhn gibi, bakdikca istikbalime! 



Askin ulili benden beni, 
seviyorum Rabbim seni! 
Senin sevgin, pek tatliymis, 
seviyorum Rabbim seni! 

Ne varliga sevinirim, 
ne yokluga yerinirim. 
Ask in He zevklenirim, 
seviyorum Rabbim seni! 

Emretdin ibadetleri, 
medhetdin iyi halleri, 
verdin sonsuz ni'metleri, 
seviyorum Rabbim seni! 

Ne nankor nefsim var aceb, 
zevk kin, bana kiyar hep! 
Ben hakikizevki buldum, 
seviyorum Rabbim seni! 

Ibadeti gtizel yapmak, 
diinya icin de cahsmak, 
gece giindiiz isim, ciinki, 
seviyorum Rabbim seni! 

Sevmek Jaffa oJmaz I HI mi. 
RabbJn, calisimz dedi. 
Halinden de anlasilsm; 
seviyorum Rabbim seni! 

Islam dusmanlan nice, 
catiyor dine sinsice. 
Durursan, dogru mu olur, 
seviyorum Rabbim seni! 

Asik tenbel oturur mu? 
Ma'suka toz kondurur mu? 
Diismam susdur da, soyle: 
Seviyorum Rabbim seni! 

-78- 



UCUNCU RISALE 

TEZKIYE-i EHL-I BEYT (id k. sm ) 

Herseyin Rabbi olan, ya'm herseyi yaratan ve yetisdiren Alla- 
hii tealaya hamd olsun! Bizlere kurtulus yolunu gosteren, sevgili 
Peygamberimiz Muhammed aleyhisselama iyilikler ve selametler 
olsun. Onun yakinlarma ve Ona inanip, gtizel, lsikh yiiziinii gor- 
mekle sereflenen Eshabma da, hayrli diialar olsun! 

Insanlar icin bir imtihan yeri olan ve iyi ile kotiiniin kansdigi 
bir meydan olan bu diinyada, dogru yoldan sapmis, kotiiliige kay- 
mis, yetmis iki cesid firka arasinda, seytana en cok uymus ve nef- 
sine aldanmis olan, hatta seytani bile geride birakmis olan sapik 
firka, Eshab-i kirami sevmiyen kimselerdir. Bunlar, Peygamberi- 
mizin "sallallahii aleyhi ve sellem" akrabasim, evladim asm sevi- 
yor goriinmekde, en biiyiik ibadet, bunlan sevmekdir demekde- 
dirler. (Sizlere ilin-i islaini getirdigim icin, bir karsihk istemiyo- 
runi. Yalniz bana yakin olan Ehl-i beytimi sevinenizi istiyorum) 
mealindeki ayet-i kerimeye yapisiyoruz diyorlar. Halbuki, yapis- 
diklan kotii yolun temeli, Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" Eshabim "radiyallahti anhiim ecma'in" kotiilemek, bu din 
buyuklerine sogmekdir. Bunlardan bircogu taskmhkda daha ileri 
giderek, Resulullah efendimize "sallallahii aleyhi ve sellem" ve 
hatta, Allahii tealadan vahy getiren, emin melek olan Cebrail 
aleyhisselama da dil uzatmakdadir. Bu kotii hareketlerini ibadet 
saymakdadirlar. 

Tiiccar ismi altmda Irana gelen yehudi din adamlan, miisli- 
manlan yoldan cikarmak icin, gece giindiiz cahsmakda, herkesi 
kurtarmaga ugrasiyoruz diye oviinmekdedirler. Cok kurnaz olan- 
lan hoca, seyh sekline girip, koy koy dolasiyor, gitdikleri yerlere 
bozuk zehrli sozler yayiyorlar. Zenginleri de, buttin mallanni, pa- 
ralarmi bu yolda dagitmakdadirlar. Hatta, miislimanlarm halifesi, 
Osmanh Tiirklerinin biiyiik padisahi olan ikinci sultan Abdiilha- 
mid hamn [1258 (1842)-1336 (1918) sultan Mahmud turbesinde] 
"rahmetullahi aleyh" yaveri [mtisir] maresal Muhammed Namik 
pasa hazretleri [1219-1310], bu kitabi yazan fakire dedi ki: (Bag- 
dad valisi bulundugum zemanlarda, yehudi din adamlanmn, 

-79- 



bozuk diisiincelerini yaymak icin, yuzbinlerce kitab basdinp, Iran 
ve Irak koylerine, el altmdan yaydiklarmi gordum. Bunlan topla- 
tip, nehre atdirdim. Boyle yehudi bozuk kitablanmn yazilmasmi, 
yayilmasim onledim). Onlemege cok ugrasildigi halde, ortahgi ka- 
nsdirmakdan, insanlan bozmakdan geri kalmadilar. Bugiine ka- 
dar, bu yolda mal ve can feda etmekden cekinmediler. 

[Miisliman ismi tasiyan islam diismanlarma (Zindik) denir. 
Zmdiklann, binbir yalan ile yazdiklan ve herkesi aldatmak icin, 
her yere yaydiklan zararli kitablarmdan biri ve belki en kotiisu 
(Hiisniyye) admdaki bir risaledir. Miirteda isminde bir yehudi, sfi 
din adami sekline girerek, bu kitabi arabi olarak yazmis, 436 [m. 
1044] da olmiisdiir. Ibrahim Esterabadi isminde bir hurufi arabi- 
den farisiye terceme etmis, 958 [m. 1551] de olmiisdiir. Sonra tiirk- 
ceye cevrilmis olup, istanbulda ve Anadolunun hemen her yerinde 
el altindan, gizlice yayilmakdadir. Tas basmasi ele gecirilip, goz 
gezdirildikde, icinde dogru bir yazi goriilmedi. imkan ve ihtimali 
olmiyan vehm ve hayal ile uydurulmus aslsiz astarsiz diizme bir ri- 
sale oldugu anlasildi. Iranda, hurufi babalannm elinde dolasan bu 
uydurma kitabin 1958 de istanbulda tiirkce basdinlarak, acikca sa- 
tilmakda ve okuyan ba'zi zevalhlan zehrlemekde, dogru yoldan 
kaydirmakda oldugu hayret ile gortilmekdedir. Cok siikr ki, asil ve 
temiz halkimizm bu uydurma yehudi kitabmi almadigim, satilma- 
digim anlamis bulunuyoruz. 

Ehl-i siinnet ve cema'atdan olan temiz muslimanlann ve azi- 
cik akh ve ilmi olanlarm, boyle yazilara aldanmiyacagi meydanda 
ise de, bozuk seylerin dogru, iyi maskesi altma biiriinmeleri, yal- 
dizh, siislii yazilarla ortiilmeleri, okuyanlan her zeman, sasirtabi- 
lir. Bu kitabin bas tarafi da hile ile, yaldizh yazilarla donatilmis- 
dir.] 

Ehl-i siinnete gore, Ehl-i beyt-i Nebeviyi, ya'ni hazret-i Aliyi 
ve Onun evladim "radryallahu annum ecma'in" cok sevmek la- 
zimdir. Bunlan sevmek, son nefesde iman ile gitmege sebeb olur. 
Ehl-i siinnet alimlerinin kitablan, bunlarm sevgisini oven yazilar- 
la doludur. Hiisniyye kitabmi yazan Murteza ismindeki Acem ye- 
hudisi de, bunu bildigi icin, bir kurnazhk yaparak, kitabmm basi- 
na, Ehl-i beytin sevgisini, onlan cok sevdigini yazmis. Cahil halk, 
bu yaldizh yazilan okuyunca, miislimanhk demek, Ehl-i beyti 
sevmek demek imis. Bu ise, elbet giizel bir seydir, diyerek, kita- 
bin hepsini dogru sanir. Kitabin, Eshab-i kirami "radiyallahii te- 
ala anhiim ecma'in" ve Ehl-i siinnet alimlerini kotiilemesini, bu 
din ululanna dil uzatilmasim da dogru sanarak, dogru yoldan ka- 
yar. 

-80- 



Miislimanlan boyle buyiik felaketden, sonsuz ucuruma siiriik- 
lenmekden korumak icin, bu risaledeki ve buna benzer zehrli ki- 
tablardaki yazilari akl ile, ilm ile ciiriitmek icin, Hindistanda farisi 
dil ile yazilmis ve basilmis olan (Tuhfe-i isna aseriyye) kitabi, din-i 
islamm koruyucusu, mii'minlerin imdadlarma kosucu olan padisa- 
himiz, efendimiz sultan ikinci Abdiilhamid han "rahmetullahi teala 
aleyh" hazretlerinin emrleri ile tiirkceye cevrilip yayilmakda ise de 
biz, (Hiisniyye) kitabina aynca bir reddiyye yazmagi uygun gor- 
diik. Bu reddiyemize, (Tezkiye-i Ehl-i beyt) admi verdik. [(Hiisniy- 
ye) kitabmdaki bozuk yazilara, (Eshab-i Kiram) kitabimizda da, 
81. ci sahifeden i'tibaren, genis cevablar vardir.] 

[Tuhfe-i isna aseriyye kitabi farisi olup 1266 [m. 1850] da Hindis- 
tanda basilmisdir. istanbulda, Universite kitabliginda mevcuddur. 
Hindistanda 1239 [m. 1823] da vefat eden, Gulam Halim sah Ab- 
diil'aziz Dehlevi tarafindan yazilmisdir. Si'ileri anlatan bu kitab, 1309 
da bir daha basilmisdir. AbdiiFaziz-i Dehlevi meshur alim, Veliyyul- 
lah Ahmed bin Abdurrahfm-i Dehlevinin (1114-1180) ogludur]. 

Hiisniyye kitabmm tercemesine bakilmca, terceme edenin, 
Acem olmadigi, Ehl-i stinnet evladindan oldugu halde, yolunu sa- 
pitmis, istanbulda, Osmanh katiblerinden biri oldugu anlasilmak- 
dadir. Gerek bunu, gerekse bu kitabi okumak tali'sizligine kapilan 
gencleri sonsuz felakete diismekden kurtarmak icin, bu reddiyye- 
yi, Allahu tealaya sigmarak kaleme ahyoruz. [Bu Tezkiye-i Ehl-i 
beyt reddiyyesi, 1295 [m. 1878] senesinde, istanbulda basilmisdir. 
Bunu, istanbulda Yeni kapi mevlevi hanesi seyhi Salahiiddin Os- 
man bin Nasir Sanduklu efendi yazmisdir. 1301 [m. 1884] de vefat 
etmisdir. Babasi Nasir efendinin 1236 [m. 1821] da vefat etdigi 
(Kamus-iil-a'lam)da yazihdir.] 

1 — Hiisniyye kitabmm basinda diyor ki, (Imam-i CaJer Sadik 
[83-148 Medinede] "radiyallahii anh" hazretlerini cok seven bir 
tiiccann Hiisniyye admda gayet giizel bir cariyesi varmis. Bu ca- 
riye, yirmi yasma gelinciye kadar, Imamm yaninda kalarak butiin 
ilmleri ogrenmis, imamm vefatmdan sonra, tiiccar iflas edip, cari- 
yesini halite Haruniirreside satmak istemis. [Haruniirresid, besin- 
ci Abbasi halifesidir. 148 de tevelliid, 193 de Tus sehrinde vefat 
etmisdir. 1 70 de halite oldu.] Halite, kizm giizelligi karsismda do- 
nakahp, degerini sorar. Elli bin altm denir. Bu cariyenin ne ma ri- 
feti var ki, bu kadar istiyorsun, deyince tiiccar haliteye bunun il- 
mini, ustunliiklerini sayar. Alimler karsismda imtihan edilmis. 
Alimlerden iistiin cikmisdir. Hepsini susdurmusdur. tclerinde, 
Imam-i Ebu Yusiit Ya'kub bin Ibrahim [113-182 Bagdadda] ve 
Imam-i Muhammed bin Idris Satil [150-204 Misrda] oldugu hal- 

— 81 — Hak Soziin Vesikalan: F-6 



de, hazir bulunan alimler ve miictehidler buna cevab verememis. 
Basrada Ibrahim Halid admdaki alim hepimizden iistiindiir, cok ki- 
tab yazmisdir. Buna ancak o cevab verebilir, demisler. Ibrahim ge- 
tirilmis. Uzun konusma sonunda, o da rezil olmus.) diyor. 

Bu cariye, tiiccarm oldugu halde, baska bir erkegin yamnda yil- 
larca yalmz kalmasi, ba'zi mezheblerde caiz degildir. Hanefi mez- 
hebinde de hie caiz olmaz. (ibni Abidin) besinci cild, ikiyiizotuzbe- 
sinci sahifede yazilidir. imam-i Ca'fer Sadik "radiyallahii anh" gi- 
bi vera' ve takvasi meshur olan salih bir zatin, baska bir adamm 
boyle gene ve giizel bir cariyesini yillarca yamnda bulundurdugu- 
nu, ona ders verdigini, boylece haram bir ise devam etdigini soyle- 
mek, O biiyiik imama iftira etmek olur. Kendisi miictehid oldugu 
ipin, caiz olmasim ictihad buyurmus olabilir denilirse, senelerle 
hizmetinde ve terbiyesinde bulunarak, ilm, fadl ve kemal sahibi ol- 
mus bir cariyenin hiirriyyete kavusmakdan mahrum kalmasma ve 
sonunda satisa cikanlmasma mani' olmamak bu biiyiik imama na- 
sil yakisdinlabilir? Biitiin din alimlerine ve miictehidlere, iistiin ge- 
lecek, hepsini susduracak kadar, biitiin ilmleri ogrenmek, derin bir 
akl, zeka ve kabiliyyet bulundugunu gosterir. imam hazretlerinin, 
boyle bir cariyenin kiymetini bilmiyerek, bunun esir, kole olarak 
ellerde dolasmasmi onlememesini yazmak, bu yiice imami lekele- 
mek, murtivvetsiz demek olur. Boyle yazmak, Ehl-i beyti sevmek 
degil, Ehl-i beyte diismanhk etmekdir. Hiisniyye kitabim yazan ye- 
hudinin bu yazisi, Celaleddm-i Ruminin "kaddesallahii sirre- 
huFaziz" Mesnevisinde yazih (almndaki sinegi kogmak icin, ada- 
mm basma koca tas atip onu oldiirmek) gibi ahmakca bir bulusdur. 
Bundan baska, kadinlann seslerini erkeklere duyurmasi haramdir. 
Ba'zi alimler, ihtiyac zemamnda, ihtiyac oldugu kadar ve sert, agir 
konusmalan caiz olup fazlasi yine caiz olmaz, dedi. Nitekim (Diir- 
i ijlmuhliii (I i ve serhinde ikiyiizyetmisikinci sahifede uzun yazili- 
dir. Boyle iken ve yazih anlasmak miimkin iken, bir kadmm yiiz- 
lerce erkek karsisinda yiiksege cikip saatlerce konusmalan, bunun 
iffet ve ismetinde siibhe uyandinr. Bu hal, yiizlerce din aliminin ve 
miictehidlerin fasik olmasim da gosterir. Bu ise, hie bir miislimamn 
inanacagi bir sey degildir. Hiisniyye kitabimn yazarinm islamiyye- 
ti bilmedigini gostermekdedir. 

2 — (Hiisniyye, Kur'an-i kerimden ayetler okuyup, hadis-i se- 
riflerle izah ederek, oyle cevablar verdi ki, huzurundaki alimler 
cevabdan aciz kaldilar, susdular. Bu hal, Haruniirresidi hiddetden 
deliye cevirdi. Hiisniyyenin Bagdad alimlerini susdurusu, sehrde 
giinlerce calkandi) diyor. Kitabin bu yazismda siiallerin, cevabla- 
rm hicbiri bildirilmemis ki, miictehidlerin cevab veremiyecegi, 

-82- 



derin ve giic sorular olup olmadigi anlasilsm. Halbuki, sapiklarm 
nice sozlerine, her iftiralarma Ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetul- 
lahi teala aleyhim ecma'in" yalmz kendileri degil, yetisdirdikleri 
binlerle talebeden herbiri cesidli cevablar vererek, hepsini rezil et- 
dikleri, eldeki sayisiz kitablardan giines gibi meydana cikmakda- 
dir. Bunu herkes gormekdedir. Talebelerinin ustunliigii boyle 
iken, iman ve ibadetler iizerinde temel bilgileri koymus, usuller, 
metodlar kurmus, din problemlerini saglam, sarsilmaz temeller 
iizerine oturtmak kudretini gostermis bulunan derin alimlerin, bir 
cariyenin siiallerine hie cevab veremeyip, rezil, asagi duruma diise- 
ceklerine, akh basmda olan kimsenin inanamiyacagi meydandadir. 
Miictehidlerin usttinde, daha yliksek alimin bulunmadigi ise, her 
firkadaki biitiin mlislimanlarm bildigi bir gercekdir. Basrada Ibra- 
him Halid adinda yiiksek bir alimin bulundugu ise, hicbir kitabda 
gorulmemisdir. Hiisniyye kitabim yazan yehudi, Ebu Sevr Ibrahim 
bin Halidi isiterek bu hikayeyi uydurmusdur. Fekat Ebu Sevr, 
Bagdadda dogup, Bagdadda yasamis, Bagdadda 240 da vefat et- 
misdir. Basrada besyiiz alime ders okutmasi soyle dursun, once 
imam-i a'zamm talebesinden, sonra imam-i Safi'iden Bagdadda 
ders almisdir. 

3 — Cariye guya demis ki, (Resulullahm vefitmdan sonra, Es- 
hab-i kiram, Ebu Bekri halife yapdiklan icin kafir oldular. Bunun 
icin Eshabi sogmek, kotiilemek lazimdir. Resulullah "sallallahii 
aleyhi ve sellem " buyurdu ki, Eshabim, benden sonra, cok hadis 
bildirecekdir. Bu hadislerin cogu uydurma olacakdir. Ehl-i beytim- 
den olmiyan Eshabimm sozlerine giivenmeyiniz!) (Benden sonra 
iimmetim yetmisiic firkaya ayrilacakdir. Bunlardan biri kurtula- 
cakdir. Kalan yetmisikisi Cehenneme gidecekdir. Bu bir firka, be- 
nim ve eshabimin yolunda gidenlerdir) hadis-i serifini degisdire- 
rek, benim ve Ehl-i beytimin yolunda gidenlerdir seklinde bildiri- 
yor. Bu cariye, Mu'tezile bozuk firkasma kayarak: 

(Insanlarm istekli hareketlerinde ve Kur'an-i kerimin mahluk 
olup, sonsuz olmadigmda cesidli seyler sorup, miictehidlerin ce- 
vab veremediklerini, orada bulunan binlerle dinleyici, Ehl-i siin- 
net olduklan halde, bunlann yiiziine tiikiirdiikleri, biitiin Bag- 
dadhlann cariyeyi alkisladiklan ve halife de dinlerken, halife ol- 
mak yalmz Ehl-i beytden oniki imamm hakkidir. Bunlardan bas- 
ka kimsenin halife olmasi dogru degildir. Ehl-i siinnet ise, her fa- 
sik ve kotii kimseyi halife yapiyor diyerek oradaki binlerle Ehl-i 
siinnetden dinleyiciye la'net etdigi ve hazret-i Ebu Bekrin halife 
olmasmi, hazret-i Aliile alti aded Sahabenin kabul etmeyip, bu 
yolda carpisma oldugunu ve All tarafmdakilerin yirmiikiye cik- 

-83- 



digini, bu yirmiiki kisiden baska Eshabm hepsine ve Onlari seven- 
lere ve Onlann yolunda giden miictehidlere ve alimlere ve biitiin 
Ehl-i siinnete, herkesin oniinde kafirdirler ve kafirlerden de daha 
kotiidiirler diyerek bunlara la 'net etmenin en kiymetli ibadet oldu- 
gunu bildirirken, halife Haruniirresidin nes'elendigi, keyflendigi, 
arasira cariyenin iizerine alhn sacarak ona kiymet ver digini boyle- 
ce gosterdigi, aleak ve giiliinc kelimelerle ballandira ballandira ya- 
zihdir.) 

Tevbe suresi, yiizuncii ayetinde mealen, (Allahii teala Onlar- 
dan razidir. Onlar da, Ondan razidirlar) buyuruldu. Burada, Es- 
hab-i kiramm hepsini, ya'ni Muhacirlerin ve Ensarm hepsini sev- 
digini, begendigini bildiriyor. Ahzab suresinin altmci ayetinde me- 
alen, (Onun zevceleri, mii'minlerin analandir) buyuruldu. Bura- 
da, Resulullahm "sallallahli aleyhi ve sellem" mubarek zevceleri- 
ni "radiyallahii teala aleyhinne ecma'in" medh ve sena ediyor. Bu 
ayet-i kerimelere karsi gelerek, bu din biiyiiklerine yalanci de- 
mek, bunlarm bildirdigi hadis-i seriflere giivenilmiyecegini soyle- 
mek, akh olan kimsenin inanacagi bir soz degildir. Bu sozleri, an- 
cak din-i islami lekelemek, yikmak istiyen sinsi diismanlar, yehu- 
diler soyliyebilir. 

Mu'tezile firkasmdan isiterek, Kur'an-i kerimin mahluk oldu- 
gunu, insanlarm islerinin mahluk olmadigim isbat etmek icin sor- 
dugu bildirilen siiallere, miictehidlerin yetisdirdigi talebenin herbi- 
ri tarafindan cok giizel ve siibhe birakmiyan cevablar verilmis, bu 
yolda binlerce kiymetli kitab yazilmis, cogu yabanci dillere cevrile- 
rek, diinya bilginlerini hayran birakmislardir. Boyle olunca, cariye- 
nin bu siiallerine miictehidler cevab veremedi, seklindeki yaldizh 
yuvarlak sozlerle, ancak ahmaklar aldatilabilir. Akh olan, bu yazi- 
lann yalan ve iftira oldugunu, islamiyyeti yikmak icin, din diisma- 
nimn, yehudilerin perde arkasmdan yapdigi hiicumlar oldugunu 
hemen anlar. 

Kur'an-i kerimin mahluk oldugunu ve insanlarm kotii islerini 
Allahii teala yaratmayip, insanlarm her istedigini kendi yaratdigi- 
ni gostermek icin, Mu'tezilenin Ehl-i siinnete karsi olan siialleri- 
ni yazip, Ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetullahi aleyhim" bunla- 
ra verdikleri kesin ve susdurucu cevablan yazmamis, gizlemisdir. 
Halbuki, Ehl-i siinnetin cevablan, kelam kitablanmizda uzun ya- 
zihdir. [Adi gecen (Tuhfe-i isna a§eriyye) kitabinda da yazih ol- 
dugu gibi, (Eshab-i Kiram) ve (Mektubat Tercemesi) kitablarm- 
da da yazilmis oldugundan, burada tekrar etmemegi uygun gor- 
duk.] 

Haruniirresid, Abbasi halifelerinin en alimi, en cesuru ve en 

-84- 



adili idi. Boyle bir halifenin huzurunda ve alimlerin ve devlet 
adamlanmn karsisinda, bir cariyenin halifeye, hak iizere halife 
olmadigmi soylemesi ve orada bulunan binlerle secme kimseye, 
siz bir fasiki, faciri halife yapmissimz, diyerek, halifeyi kotiileme- 
si aklm kabul edecegi birsey degildir. Halifenin bu sozleri gtile- 
rek, seve seve dinledigini ve cariyenin basma altm sacacak kadar 
keyflendigini yazmasi ise, o kadar sacma ve uydurmadir ki, buna 
cocuklar bile inanmaz, ancak giilerler. Cariyenin bu sozlerle 
alimleri susdurduguna, kimsenin cevab veremedigine, orada bu- 
lunanlarm ve biitiin Bagdaddaki Ehl-i siinnet halkin sevindigini 
ve miictehidleri tartakladiklanni yazmasi da, miictehidlerin ve 
halifenin ve biitiin ehalinin Mu'tezile mezhebini kabul etdigini, 
Ehl-i siinnet mezhebini begenmediklerini gostermekdedir. Hal- 
buki Harunurresidin oliinceye kadar Ehl-i siinnet mezhebinde 
bulundugunu, Ehl-i siinnet alimlerine son derece saygi gosterdi- 
gini, her isini onlara damsarak yapdigim biitiin kitablar, tarihler 
sozbirligi ile bildiriyor. Onun zemamnda Bagdad halkimn Mu'te- 
zile mezhebine sapdigmi bildiren hicbir yazi, hicbir alamet orta- 
da yokdur. Evet Harundan cok sonra gelen bir iki halifenin, hal- 
ki Mu'tezile mezhebine sokmak istedigi bildirilmekde ise de, bu 
isi basaramadiklan, biitiin Irak ve Iran halkimn, sah isma'il ze- 
manma kadar, Ehl-i siinnet mezhebinde bulunduklan meydan- 
dadir. Sah isma'il-i Safevinin [892 de tevelltid, 930 [m. 1524] da 
oldii], Osmanh devletine karsi durabilmek icin, miislimanlan 
parcalamak gayesi ile, yeniden meydana cikardigi si'ilik mezhebi 
ise, Haruniirresidden yiizlerce sene sonra ortaya cikmisdir. Go- 
riiliiyor ki, Harunun ve ehalinin, cariyeyi alkislamasi, btisbiittin 
yalan ve iftiradir. 

4- Cariye (Once, miit'a nikahi yapilmakda idi. Sonra hazret-i 
Omer bunu yasak etdi) diyor. Halbuki, Resulullah "sallallahii 
aleyhi ve sellem" Mekkeyi aldigi giin, miit'a nikahim yasak eyledi. 
Miit'a nikahi demek, bir kadmm belli bir zeman icin istedigi bir er- 
kekle bir arada kalmak icin sozlesmesi demekdir. Binlerle erkek 
arasmda, degil faziletli bir kadmm, asagi kadmlann bile iizerinde 
konusamiyacagi boyle bir sozii, imam-i Ca'fer Sadik hazretlerinin 
terbiye etdigi, kamil, iffetli, gene ve cok giizel bir kadmm acik acik 
konusdugunu soylemek, cok cirkin bir iftiradir. [Miit'a nikahmm 
yasak edilmesi hakkmda, (Eshab-i Kiram) kitabimizda ve bu kita- 
bin 5. ci kismmda genis bilgi verilmisdir.] 

5- Cariye demis ki, (Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
efendimiz Mekkeden Medineye hicret buyuracagi gece, Eshab- 
dan hie kimse, bu gece evinden cikmasm demis. Ebu Bekr-i Sid- 

-85- 



dik, Resulullahm emrini dinlemeyip, evinden cikip, Resulullahm 
arkasmdan gitmis. Resulullah, bunun arkadan gelmesini istemiye- 
rek geri dondiirmegi dilsuniirken, Cebrail aleyhisselam gelip, Ebu 
Bekrin, fesad cikarmak icin geldigini, eger geri donerse, Kureys 
kafirlerine haber vermek ihtimali oldugunu bildirerek, Resulullahi 
uyarmis. Tevbe suresinin kirkmci ayetindeki (Korkma! Allah bi- 
zimle beraberdir) denilmesi, Ebu Bekrin [hasa] kafir oldugunu 
gosteriyorm us). 

Su yehudmin sozlerine bakiniz! Halbuki, tarih kitablan sozbir- 
ligi ile diyor ki, Kureys kafirleri Resulullah "sallallahti aleyhi ve 
sellem" efendimize ve Eshab-i kirama "aleyhimiirndvan" karsi 
olan diismanliklanm giinden giine artdirarak miislimanlan muha- 
sara etdiler. Muhasara iic sene siirtince, Eshab-i kiramm ba'zisi, 
Medine-i miinevvereye, kimisi de Habesistana hicret etdi. Mese- 
la Kur'an-i kerimin toplayicisi olan Osman "radiyallahii anh" 
hazretleri [seksen iki yasmda iken otuzbes yilmda Medmede se- 
hid edildi] muhterem zevcesi hazret-i Rukayye [hicretin ikinci yi- 
lmda Medmede vefat etdi] ile Habesistana giderken, Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" bunlan gorerek, (Peygamberlerden 
"aleyhimusselam" zevcesi ile birlikde ilk hicret eden Lut aleyhis- 
selam idi. Benim Eshabim icinde zevcesi ile ilk hicret eden de, 
sensin. Allahii teala, seni Cennetde Lut aleyhisselama arkadas 
edecekdir) buyurmusdu. Rukayye "radiyallahii anha" Resululla- 
hm "sallallahii aleyhi ve sellem" ikinci kizi idi. Boylece, Mekke-i 
miikerremede, hazret-i Ebu Bekr ile hazret-i Aliden baska kimse 
kalmamisdi "radiyallahii anhtima". Ebu Bekr de "radiyallahii 
anh" hicret etmek icin birkac kerre izn istemisdi. Fekat, (Sen be- 
iiimle beraber hicret edersin) buyurularak izn verilmemisdi. Alla- 
hii tealadan, hicret icin, izn bekliyordu. Kureysin reisi ve en azih 
islam diismam olan Ebu Cehlin teklifi iizerine Resulullahi oldiir- 
mege karar verdiler. [Ebu Cehlin asl adi Amr bin Hisam bin Mu- 
giredir. Kureysin, Beni Mahzum kabilesindendir. Mahzum bin 
Yaknata bin Miirrenin soyundandir. Kureys, Resulullahm onbi- 
rinci babasi olan Fihrin ismidir. Miirre, Resulullahm yedinci ba- 
basidir. Ebu Cehl, Hicretin ikinci yilmda Bedr gazasmda oldiiriil- 
dii.] Katilin belli olmamasi icin her kabileden oniki kadar sapik 
tophyarak carsambayi persembeye baghyan gece, Resulullahm evi- 
nin etrafim kusatdilar. Resulullahi oldiirmek icin saldiracaklardi. O 
anda Allahii teala hicret etmesi icin emr verdi. Hazret-i Aliyi "ra- 
diyallahii anh" kendi mubarek yatagma yatinp, kendisi Yasm sure- 
sinin sekizinci ayet-i kerimesini okuyarak, sabah olmadan cikip, ka- 
firlerin arasmdan gecip gitdi. Kafirler, Resulullahm "sallallahii 

-86- 



aleyhi ve sellem" cikip gitdigini goremedi. Ogleye kadar, anlasila- 
miyan bir yerde kalip, ogle vakti, Ebu Bekr-i Siddikin evine gel- 
di. Ebu Bekrin oglu Abdiillaha [bircok gazalarda bulundu. Onbi- 
rinci yilda vefat etdi] tenbih edip, hergun kafirlerin arasmda dola- 
sip topladigi haberleri ve yiyecek icecek alarak, her gece magara- 
ya getirmesini emr buyurdu. O gece, Ebu Bekr-i Siddik ile birlik- 
de evden cikarak, Sevr dagmdaki magaraya gitdiler. Magara icin- 
de, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" mubarek basim Ebu 
Bekrin dizine koyup uyudu. Magaradaki deliklerden zehrli hay- 
van cikip da, Resulullahi incitmemesi icin, Ebu Bekr-i Siddik ar- 
kasmdaki gomlegi cikanp, parcalayarak, her parcasi ile bir deligi 
tikadi. Parca yetismedigi icin, bir delik acik kaldi. Bu delikden bir 
yuan basini cikanp goriindii. Ebu Bekr-i Siddik, yilanin disan ci- 
karak Resulullahi incitmesini onlemek icin, mubarek ayagim de- 
lige koydu. Yilan, mubarek ayagim lsirdi. Ayagmi cekmedi. Fe- 
kat, acisindan mubarek gozlerinden yas akdi ve Resulullahm "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" mubarek parlak yiiziine damlaym- 
ca uyandi. Olanlan anlaymca lsinlan yere mubarek tiikiirugunii 
siirdii. Acisi hemen gecdi. Magarada tic gece kaldikdan sonra, Re- 
bi'ul evvel aymm ilk pazartesi giinii cikip, denize yakm yoldan de- 
ve ile Medineye dogru yolcu oldular. Kudeyd denilen yerde bir 
cadira rastladilar. Cadirdaki Atike admdaki kadmdan birsey satm 
almak istediler. Za'if, stitsuz bir koyundan baska yiyecegi olmadi- 
gim soyledi. (izn verirsen onu sagahm) buyurdu. Mubarek eli ile 
koyunun sirtim oksayip besmele ile sagdi. O kadar cok silt cikdi 
ki, bulunanlarm hepsi bol bol icdi ve kaplan da doldurdu. Sonra 
kadmm zevci gelip bu mu'cizeyi isitince, zevcesi ile birlikde miis- 
liman oldu. 

Btitiin kitablar hicreti boyle anlatiyor. Mekke sehrinde Ebu 
Bekr ile Aliden "radiyallahii anhtima" baska hicbir miisliman 
bulunmadigina gore, Resulullah Eshabina evden cikmaymiz di- 
ye emr etdi soziiniin dogru olmadigi acikca anlasilmakdadir. 
Ebii Bekr-i Siddik "radiyallahii anh", Resulullahdan "sallallahii 
aleyhi ve sellem" iki yas kadar kticiikdu. Gencliklerinde arkadas 
idiler. Cok sevisirlerdi. Bu sevgileri oliinciye kadar surmus ve 
hep artmisdir. Gece giindiiz birbirlerinden aynlmazlardi. Resu- 
lullah "sallallahii aleyhi ve sellem" iki def a Sam tarafina tesrif 
etdigi zemanlarda da birlikde bulunmus idi. Bu kadar sevgiye, 
baghhga, fedakarhga karsi Resulullahm buna giivenmedigini 
yazmak, apacik bir yalan ve igrenc bir iftiradir. Resulullah, hic- 
ret edecegini Ebu Bekre haber vermedi, diyor. Evi kusatan kafir- 
ler, Resulullahm evden cikdigini anhyamadi. Ebu Bekr anlayip 

-87- 



arkasma diisdti ise, bunu kesf ve keramet ile anlamis olmasi la- 
zim gelir. Hiisniyyenin sozii, Ebu Bekrin "radiyallahii teala anh" 
kesf ve keramet sahibi oldugunu gostermekdedir. Boylece kesf 
ve keramet sahibi olan bir zatm, Resulullaha hiyanet ve ihanet 
edecegini soylemek, akla uygun soz olur mu? Eger hiyanet et- 
mek isteseydi, ertesi Cum'a giinii, kafirler magara kapisma gel- 
dikleri, magara agzindaki ortimcek yuvasim goriip diinya yara- 
tildigindan beri buraya adam girmise benzemiyor, diyerek, iceri- 
ye girmek istemedikleri zeman, kafirlere haber vermek firsati 
tam eline gecmemis mi idi ve bu firsati kacinr mi idi? 

(Uziilme, Allahii teala bizimledir) mealindeki ayet-i kerimenin 
ma'nasim degisdirerek, cok aleak bir davranisla, Ebu Bekr-i Siddiki 
"radiyallahii teala anh" kotiilemege alet etmege kalkismak, cahil- 
ligin ve islam diismanhgimn en cirkef seklidir. Buna cevab bile 
vermege degmez. 

6 — (Hiisniyye, Ibrahim Halid ile uzun uzun konusmus. Ona 
bircok ince bilgilerden sormus. O da, oteki muctehidler gibi, hicbi- 
rine cevab verememis. Cok sikmnca, Hiisniyyeye, halite olmak ki- 
min hakki idi demis. O da ilk miisliman olamn hakki idi deyince, 
ilk miisliman olan kimdi demis. Hiisniyye, hazret-i Alidir deyince, 
hazret-i Ali miisliman olurken cocukidi. Cocugun miisliman olmasi 
sahih olmaz. Onun icin ilk miisliman olan Ebu Bekr-i Siddikdir, de- 
mis. Fekat Hiisniyye, hazret-i Isayi ve Musayi ve Ibrahimi anlatan 
ayet-i kerimeleri okuyup, bunlar da cocuk iken miisliman olmus- 
lardi diyerek Ibrahim Halidi ve Ehl-i siinnet alimlerini cirkin keli- 
melerle sogmiis. Orada bulunanlardan imam-i Safi'i hazretleri bu 
cariyenin cezalandinlmasim halifeden istemis. Halite bunun dilegi- 
ne kulak bile asmayip, onu ilm yolu ile maglub etmelerini emr et- 
mis). 

Halbuki (Her cocuk, miisliman olmaga elverisli olarak diinya- 
ya gelir. Bunlari sonra, analari, babalari yehudf veya hiristiyan ve- 
ya kitabsiz kafir olmaga cevirir) hadis-i serifi Ehl-i siinnet arasinda 
yayilmis, hemen herkes isitmisdir. Bu hadis-i serif var iken, Ibra- 
him Halidin veya herhangi bir din adammm (hazret-i All "radiyal- 
lahii teala anh" miisliman iken cocuk idi. Onun icin bunun miisli- 
manhgi dogru olmaz) diyecegine ve bu cilginca sozii yiizlerce ali- 
min isiterek kabul edip susduklarma inanmak, beyaza kara diyene 
inanmak gibi cocuklann bile giilecegi birseydir. Bu yazi da, kitabm 
hadis-i serifden ve islamiyyetden haberi olmiyan bir Acem yehiidi- 
si tarafindan yazildigim gostermekdedir. 

7- Cariye, alimleri rezil ederek demis ki, (Halite olmak haz- 
ret-i Alinin hakki iken, uc halite, Onun hakkmi elinden zorile al- 

-88- 



di. Selman Farisiile Eshab-i kiramdan bes alti kisi hazret-i All ta- 
rafmda kahp, tic halifeye oy vermediler. Bu zalimlerle yirmibes se- 
ne ugrasdilar. Bu ytizden tic halite ve [Cennet He mtijdelenmis 
olan] on kisi ve bunlara oy veren binlerce Sahabi [hasa] kafir oldu- 
lar) demis, bu din biiyiiklerine sogmiis, kaba, cirkin ktifrler soyle- 
mis. 

Hurufiler, hazret-i Aliyi asm sevdiklerini gostermek icin, halife - 
ligi de araya kansdinyor. Burada da, islamiyyetin disina tasarak, 
bozuk diisiincelere saplamyorlar. Dikkat edilirse bunlar, islamiyye- 
tin emr etdigi hilafeti, diinya saltanati samyorlar. Saltanat siirmek, 
devlet reisi olmak icin, babasi oglunu, oglu babasim oldiiren kralla- 
nn kurdugu tuzaklan, cevirdikleri finldaklan tarihlerde okuyup, 
Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" dort halifesini de bunla- 
ra benzetiyorlar. Dort halifenin, insanlara nasil hizmet etdikleri ta- 
rihlerde genis yazilidir. Hilafet de, bu demekdir. 

Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anh" efendimizin halife iken, 
arkasma bir cuval un alarak goturdiigunii, hazret-i Omer goriip 
sebebini sormusdu. Ya Omer! Coluk cocugumun ihtiyaclanm 
kazanmak lazim degil mi buyurdu. Hazret-i Omer, halifenin bu 
cevabim son derece begenmekle beraber hayretle karsiladi. Re- 
sulullahm halifesinin biitiin insanlara hizmet etmesi lazimdir. Bu 
hizmeti yapabilmesi icin beytiilmaldan, ya'ni devlet kasasindan 
halifeye ma'as verelim dedi. Eshab-i kiramm hepsi, bu sozii uy- 
gun goriip halifeye beytiilmaldan lazim olan malm verilmesi ka- 
rarlasdinldi. Ebu Bekr hazretleri, herkes gibi yasayacak kadar 
ahr, artarsa, geri verirdi. ikinci halife Omer "radiyallahii anh" da 
boyle idi. islam ordulan Kudiis-i serifi ve etrafini aldiklan zeman 
Avrupa devletleri tarafmdan, Kudiise gonderilen cok bilgili ve 
tecribeli bir sefir, halife ile konusup, dilekleri kabul edilmemis 
oldugu halde, kendi hiikumetine, hazret-i Omerin ahlakmi, ada- 
letini ovmekden kendini alamamis ve (oyle bir padisah ki, yiik- 
sek ilmi ile ve dehseti ile birlikde, ne bir serayi, ne de sushi elbi- 
seleri yokdur. Elbisesine dikkat etdim. Onsekiz yerinde yama 
vardi. Boyle zinetsiz, gosterissiz, hep harbe, gazaya hazirlanan 
bir kahramana karsi koyulmaz) dedigi, Avrupamn teassub giit- 
meyen tarihlerinde yazilidir. Celaleddin-i ruminin [604 hicri yi- 
hnda Belh sehrinde dogmus, 672 [m. 1273] de Konyada vefat et- 
misdir] kirkyedibinden cok beyti bulunan (Mesnevi) kitabi biitiin 
yabanci dillere cevrilmisdir. Burada diyor ki, Rum imperatorunun 
gonderdigi sefiri, Medineye gelince, halifenin serayim sorar. Bir 
kultibeyi gosterirler. Oraya gidince, halifeyi bagcede, kuru top- 
rak ustiinde, bir tas parcasim yasdik yapmrs yatiyor goriir. Haz- 

-89- 



ret-i Omer Faruk "radiyallahii teala anh" uyanip ilk bakisimn 
dehset ve siddetinden sefir titremege baslamisdir. Kendine gelip, 
konusup, halifeden aynlirken, halifenin muhterem zevcesi, bir 
yerden onsekiz dirhem giimiis para odiinc alip, yapdigi bir hediy- 
yeyi kendi tarafmdan seffre verip imperatorun zevcesine gonder- 
mis, imperatorun zevcesi buna karsilik, kiymetli ve miicevherler- 
le siislii hediyye gondermis. Her isinde hak yoldan aynlmayan 
halife, gelen bu hediyyeden yalmz onsekiz dirhem giimiis dege- 
rindeki parcasmi zevcesine ayirip, geri kalanim beyt-iil-mala 
gondermisdir. 

Omer "radiyallahii anh" her yemegini toprakdan canak iceri- 
sinde yirdi. Birgiin, Eshab-i kiram "aleyhimiirndvan" halifenin 
kizi hazret-i Hafsaya yalvararak, babasma su haberi yolladilar: 
(Ey, mu'minlerin emiri olan babacigim! Birinci halife olan haz- 
ret-i Ebu Bekr, oliinciye kadar miinafiklarla ugrasdi. Rahat bir 
nefes alamadi. Siz ise, sark ve garbda sayisiz memleketler ele ge- 
cirdiniz. Ayagimza, cihan padisahlarmdan sefirler gelerek sofra- 
larmizda doymakdadir. Bunlara karsi, toprak canaklan birakip, 
bakir, metal takimlar kullamlsa uygun olmaz mi?). Eshab-i kira- 
mm boyle diisiindiiklerini arz eyledi. Halife hazretleri buna kar- 
si (Ey kizim Hafsa "radiyallahii anha"! Bu sozii baskasi soylesey- 
di, onu paylardim. Senden isitdigime gore, Resulullah "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" efendimizin ici ot dolu bir yatagi vardi. Mu- 
barek viicudu bu yatakda rahatsiz oldugundan, bir gece yumusak 
bir yatak dosediniz. Resiilullahi bu rahat dosek icinde yatirdmiz. 
O gece kalkip ibadet etmekden mahrum birakdimz. (Bir daha 
boyle yapmayiniz!) diyerek sizlere karsi iiziildiiler. Feth suresi- 
nin ikinci ayetinde mealen, (Senin gecmis ve gelecek kusurlarim 
ortmek icin...) buyuruldu. Afv ve magfiret ile miijdelenmis olan, 
sanh bir Peygamberin hayati boyle olunca, sonunun nasil olaca- 
gi belli olmiyan zevalh bir Omer, Resulullahin yasadigi yoldan 
aynhp bakir kablardan yiyip icerek saltanat siirebilir mi?) buyur- 
du. 

Omer Faruk "radiyallahii anh" Medinede, gundiizleri Asya- 
daki ve Avrupadaki ordulanm idare ve harb ihtiyaclarmi bulup 
gondermekle ugrasip, geceleri de miislimanlarm mahm, camm, 
lrzlarmi korumak icin sabaha kadar gezer, dolasirdi. Bir gece, do- 
lasirken aglayan bir ses isitdi. Oraya gidip sebebini sordu. Bir fa- 
kir kadm (Ben kimsesizim. Buraya geleli iki giin oldu. Cocukla- 
nm achkdan iki giinden beri aghyor. Ates yakdim. Comlege yal- 
niz su koyup, size mama pisiriyorum, diyerek onlan uyutuyorum!) 
dedi. Halife, uziintuden aglamaga basladi ve (Omer helak oldu! 

-90- 



Omer mahv oldu) diyerek kendini aybladi. Gitdi. Et getirdi. Atesi 
alevlendirmek icin iiflerken mubarek sakali tutusdu. Bunlar, masal 
degildir. Tarih kitablarmda yazili olan vak'a ve olaylardir. Simdi 
ba'zi kimseler sinema rejisorlerinin cevirdigi yapma filmleri, tabi'i 
vak'a imis gibi seyr edip, islam tarihlerine mitoloji, hurafe, hikaye 
diyor. 

Dordtincii islam halifesi olan hazret-i All "radiyallahii anh" 
da boyle idi. Vefat ederken, diinya mail olarak, geride Diildiil 
admdaki, Resulullahdan kalan katiri ile, Ziilfikar admdaki kilm- 
ci ve mubarek gomlegi kalmisdi. Bunlar da, bir yehudide rehn, 
ya'nf ipotek idi. Peygamberlerin sonuncusu ve alemlerin efendisi 
olan Muhammed aleyhisselam vefat ederken de, sac agacindan 
bir karyola, bir gomlek ve bir elbise birakmisdi. Yirmi deve, yiiz 
koyun ve yedi kecisinin siitlerini, Eshab-i kiramin fakirlerine ve- 
rirdi. Kendi icin bir evi dahi yok idi. Dort halife, hep Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" gibi yasadi. Onun yolundan hie ay- 
nlmadi. Dordii de, islamiyyetin emri olan halifeligi, yiik altma gi- 
rer gibi kabul eylemisdi ve Iimmet, sozbirligi ile secdigi ve istedi- 
gi icin halife olmuslardi. Ciinki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem" efendimizin hadis-i seriflerinde, (Ummetimin oylari da- 
lalet iizerinde toplanmaz) ve (Mii'minlerin giizel dedigi seyi, Al- 
lahii teala da giizel kabul eder) buyurulmusdur. Ummetin secdi- 
gi dort halifeye, zor ile guc kullanarak halife oldular demek, cok 
biiyiik bir saskinhk, igrenc bir iftiradir. Ebu Bekr-i Siddik hazret- 
lerinin halifelige hevesli olmadigmi, su hadise de acikca gosteri- 
yor. Soyle ki, kafirleri miislimanlara yaklasdirmak, onlarm gon- 
liinii kazanmak icin, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
bunlardan ba'zisina, beytiilmaldan mal verirdi. Kendilerine mal 
verilen kafirlere (Miiellefe-i kulub) denirdi. Ebu Bekr "radiyal- 
lahii anh" halife olunca, miiellefe-i kulubdan birisine, evvelce ve- 
rildigi gibi, beytiilmaldan bir mikdar erazi vermisdi. Bu kimse, 
Eshab-i kiramin Omeri cok sevdigini gorerek, bunu ileride hali- 
fe sececeklerini diisiinerek aldigi tapu senedini buna da imzalat- 
mak ister. Senedi gosterince, hazret-i Omer senedi ahp dogru ha- 
lifeye gelir ve beytiilmaldan buna nicin toprak verdigini sorar. 
Halife beytiilmaldan miiellefe-i kulube Resulullah zemanmda da 
erazi verildigini soyleyince, hazret-i Omer, (O zeman mushman- 
lar za'if oldugu icin veriliyordu. Simdi ise, o za'iflik ve mecburiy- 
yet kalmadi. Simdi boyle birsey lazim olsa bile, Eshabdan alti-ye- 
di kisi ile goriisiip damsdikdan sonra verilebilir) dedi. Halife, bu 
sozii yerinde goriip, (Ya Omer! Halifelige secildigim zeman, bu ise 
layik olmadigimi soylemis ve kacmmisdim ve senin daha uygun 

-91- 



oldugunu bildirmisdim. Fekat, Eshab-i kirama dinletememisdim. 
Bu mes'elede de, benden iisttin oldugun yine meydana cikdi. Ha- 
lifelikden cekilmek istiyorum. Bu hizmeti senin kabul etmeni di- 
liyorum) buyurdu. Omer "radiyallahii anh" kendisinin iisttin ol- 
madigmi, halife olmagi dtisiinmedigini, yalniz bildigini hatirlat- 
mak istemis oldugunu arz eyledi. Halife hazretleri, ondan sonra, 
beytiilmal islerinde damsmadan birsey yapilmamasmi emr bu- 
yurdu. 

Omer "radiyallahii anh" halife iken, Eshab-i kiramdan birkac 
kimse gelip oglu Abdullah bin Omerin, Eshabin alimlerinin ikin- 
cisi oldugunu soylediler ve Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" Onu cok severdi, dediler. Kendinden sonra Onun halife ya- 
pilmasi icin vasiyyet etmesini dilediler. Omer "radiyallahii anh" 
bunlara, (Halifelik agir bir yiikdiir. Oglumu bunun altma soka- 
mam) buyurdu. Omer "radiyallahii anh", hicretin yirmi iiciincii yi- 
hnda, Eshab-i kiramdan Mugirenin kolesi Ebii Lii'lii admdaki bir 
kafir tarafmdan kihncla sehid edildi. Yaralamnca, halife ta'yin et- 
mesi istenildikde, Eshab-i kiramdan Osman, All, Talha, Ziibeyr, 
Abdurrahman bin Avf ve Sa'd ibni Ebi Vakkas "ndvanullahi aley- 
him ecma'in" herkesden daha cok Resulullahin sevgisini kazanmis- 
lardir, buyurdu. Bunlar kendi aralarmdan Osmam "radiyallahii 
anh" halife secdiler. Uciincii halife Osman bin Affan oldu. Bunun 
zemanmda ba'zi miinafiklarm tahrik etmesi ile yer yer fitne ve 
ayaklanmalar oldu. Cahillerden, soysuzlardan bir grup Medineye 
kadar gelince, Eshab-i kiramdan ba'zisi halifeye isti'fa etmesini 
soyledi. (Kur'an-i kerim okurken sehid olacagimi, Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" bana haber vermisdi) buyurarak, kazaya 
nza, belaya sabr gibi meziyyetleri gostermislerdi. Hicretin otuzbe- 
sinci yilinda, ba'zi kotii kimselerin halffenin evine saldirdigmi, 
imam-i All "radiyallahii anhiima" isiterek yardimci olmak ve koru- 
mak icin iki oglu Hasen ve Hiiseyni birer arslan gibi halifenin evi- 
ne gonderdi. Her ikisi kihnclarim cekerek kapidan kus ucurmadi- 
lar ise de eskiyadan bes-alti aleak arka tarafdan merdiven koyup 
iceri girdi. Resulullahin haber verdigi gibi halife sehid edildi. All 
"radiyallahii anh" bu aci haberi isitince, halifeyi iyi koruyamadik- 
lari icin, iki oglunu tekdir ve hatta mubarek eli ile vurmak istedi ise 
de, muhafazada kusur etmediklerini, azginlarm baska tarafdan gir- 
diklerini anhyarak afv buyurdu. 

Yehudi kitabi diyor ki, (Eshab-i kiram, bu aci iizerine toplana- 
rak hazret-i Aliyi "radiyallahii anhiim " sozbirligi ile halife secdiler.) 
Eshab-i kiramm biiyiiklerinden Talha ve Ziibeyr ve daha bircok 
kimse, halifeden katilleri yakalamasmi ve islamiyyetin emr etdigi 

-92- 



cezayi vermesini istedi. Hazret-i All, ortaligm karisik oldugunu, bu 
kansikhkda katillerin bulunamiyacagmi, araninca ikinci bir isyan 
cikacagmi, islamiyyetin bu emrini, ancak ortaligm diizelmesinden 
sonra yapabilecegini bildirdi. Bunlar da, islamiyyetin emrini yap- 
miyan halifeye ita'at olunmaz, dedi. imam-i Alinin ictihadi dogru 
idi. Karsi tarafda olanlann da ictihadlarma gore hareket etmesi la- 
zim geliyordu. Halifenin, kendine uymiyanlan zor ile ita'ate getir- 
mesi lazim idi. Bu yiizden Cemel vak'asi, ya'ni deve muharebesi 
oldu. Cok miisliman kani dokiildii. Bu zeman hazret-i Mu'aviye 
"radiyallahii anhiim", Samda vali idi. Deve vak'asma kansmadi. 
Samhlarm kanmm bu ise bulasmasim onledi. Hazret-i All galib ge- 
lip, Samhlarm da ita'at etmesini isteyince, hazret-i Mu'aviye de ic- 
tihad ederek, katillerin yakalanmasim ve cezalarmm verilmesini is- 
tediginden ikinci olarak Siffm muharebesi yapildi. 

Goriiliiyor ki, dort halifeden hicbiri hatta Eshab-i kiramdan 
hicbiri "radiyallahii anhiim", halife seciminde, asla diinya men- 
fe'ati diisiinmemis, Allahii tealamn emrini yerine getirmek icin ca- 
hsmislardir. Dort halife hie rahatlanm diisiinmeyip, gece giindiiz 
islamiyyete ve miislimanlara hizmet etmege ugrasmislar, bu hiz- 
meti Allah nzasi icin ve mecbur kalarak kabul etmislerdir. 

Hurufiler, halifeligi sultanhga, kralhga benzetiyor. Boyle san- 
diklan ipin, hazret-i Ah, iic halifenin hilafetlerini kabul etmedi. 
Yirmi bes sene, hie durmadan bunlarla carpisdi, diyorlar. Devlet 
baskam olmak icin yillarca ugrasdi. Bunu istemedikleri icin, Es- 
hab-i kirama karsi senelerce kin ve diismanhk besledi samyorlar. 
Bunun ipin iic halifeye ve bunlara oy veren binlerce Eshaba, kiya- 
mete kadar la'net etmelidir, diyorlar. Kendilerini dogru tamtabil- 
mek icin, islamiyyete ve akla uymayan ve hazret-i Alinin yiice sa- 
nma yakismiyan seyler uyduruyorlar. 

8 — Cariye demis ki, (Ebti Bekr-i Siddik "radiyallahii anh" hali- 
fe olunca, hazret-i Fatima-tiizzehramn hurma bagcesini zor ile 
elinden almis, hazret-i Fatima, buna giicenip oliinciye kadar Ebti 
Bekre diisman olmus. Hatta, olecegi zeman Ebti Bekr ile Omerin 
cenazede bulunmamalan icin, kendisinin gece defn edilmesini va- 
siyyet eylemis). 

Bu bagcede sayih birkac agac vardi. Biiyiik bir orman olsaydi 
dahi, boyle birsey icin, diinyamn mahna, miilkiine zerre kadar 
doniip bakmadigi icin, kendisine (Betul) denilen Resulullahm ki- 
zi, kadmlann en sereflisi Fatima-tiiz-zehranm "radiyallahii anha" 
babasinm Cennet ile mujdeledigi tic halifeye diismanhk etmesi, 
afv ve ihsanda bulunmamasi, bunlara [hasa] la'net etmesi ve 
miislimanlara da boyle olmalarmi tavsiye eylemesi cok biiyiik bir 

-93- 



yehudi iftirasi ve pek derin bir gaflet uykusudur. Hazret-i All ile 
hazret-i Fatimamn, biitiin diinyaya yayilmis olan yiice sanlarim kii- 
ciilten boyle iftiralan bu iki din buyiigiine yakisdirmak, bunlari 
sevmek degil, belki diismanhk etmekdir. Ancak yehudilerin yapa- 
cagi seydir. 

1238 senesinde tevelllid ve 1312 [m. 1894] de istanbulda vefat 
edip Fatih cami'i serifi kiblesindeki kabristanda medfun bulunan 
Lofcali Ahmed Cevdet pasamn "rahmetullahi aleyh" biiyiik (Ki- 
sas-i Enbiya) kitabi, 1331 de istanbulda basilmisdir. 369. cu sahi- 
fesinde diyor ki, (Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" Hayber- 
de bulunan (Fedek) admdaki hurma bagcesini vakf edip, ne yapi- 
lacagim da ta'yin buyurmusdu. Bunun varidatimn yabanci elcile- 
re, miisafirlere, yolculara verilmesini vasiyyet eylemisdi. Ebu 
Bekr "radiyallahii anh" halife olunca, bu vasiyyeti yerine getirdi. 
Fatima "radiyallahii anha" mirasim isteyince: Ben Resulullahdan 
isitdim. (Bize [ya'ni peygamberlere] kimse varis olamaz. Bizim bi- 
rakdigimiz §ey sadakadir) buyurdu. Resulullahin yapdigini ben as- 
la degisdirmem. Zira, bir yanhs yola sapmakdan korkanm, dedi. 
Hazret-i Fatima (sana kim varis olur?) dedi. Halife, coluk cocu- 
gum dedi. (Ya ben, nicin babama varis olmuyorum?) dedi. Halife 
de, (Ben senin baban olan Resulullahdan isitdim. (Bize, kimse va- 
ris olamaz) buyurdu. Onun icin, sen de varis olamazsm. Fekat 
ben, Onun halifesiyim, Onun hayatda iken verdigi kimselere ben 
de veririm. Senin her ihtiyacmi vermek, islerini idare ve hizmet et- 
mek, benim vazifemdir) dedi. Bunun uzerine hazret-i Fatima sus- 
du. Bir daha, miras lafi etmedi). (Kisas-i Enbiya)nm yazisi temam 
oldu. 

Yeryiiziinde bulunan Ehl-i siinnetin sayisi, her asrda, mezheb- 
sizlerden katkat cokdur. Hurufiler, kendilerinden katkat cok sayi- 
da olan Ehl-i siinnete la'net ediyor, kafir diyor. Onlann bu cesa- 
retine ve haksiz sozlerine karsi, Ehl-i siinnet de, bunlarm mezheb- 
siz oldugunu soylerse, cok olan tarafm sozii dogru olmak uygun 
olur. 

Hazret-i Afmin tic halifeye "radiyallahii anhiim ecma'm" diis- 
man oldugunu ve bir bagce icin hazret-i Fatimamn Eshab-i kira- 
ma la'net etdigini soylemek, Kur'an-i kerime de hie uymamakda- 
dir. Maide suresinin ikinci ayet-i kerimesinde mealen, (Allahii te- 
ala, kullarim birr ve takvada, birbirlerine yardim etmege, birbir- 
leri ile iyi gecinmege Qaginyor. Giinahda ve dusmanhkda yardim 
etmeyiniz) buyuruldu. Eshab-i kiramin birbirini sevmemesi, mil- 
yonlarla muslimamn birbirine kafir demesi, la'net etmeleri, birr 
ve takva olmayrp giinah olur. Hazret-i Alinin ve hazret-i Fatima- 

-94- 



mn "radiyallahii anhiima" bu ayet-i kerimeye uymadiklan soylen- 
mis olur. Bunlar, hazret-i Ebu Bekrin hilafetini kabul etmemekle 
ve Eshab-i kirama diisman olmakla, sonra gelen miislimanlarm 
birbirlerine kafir diyeceklerine sebeb olacaklanni, boylece bu 
ayet-i kerimeye uymiyan bir cigir acilacagim bilmiyorlardi. Eger 
bilselerdi vazgecerlerdi denirse, bunlarm iistiinlugu kesf ve kera- 
metleri inkar edilmis olur. 

Hazret-i Alinin "radiyallahii anh" evladindan ve Evliyanm bii- 
yiiklerinden olan seyyid Abdiilkadir-i Geylani [471 de tevelliid ve 
561 [m. 1166] de Bagdadda vefat eyledi] "rahmetullahi aleyh", 
(Gunyet-iit-talibih) adindaki kitabinda buyuruyor ki, (Si'ilere go- 
re hilafet oniki imama mahsusdur. Bunlar ma'sumdur. Giinah isle- 
mezler. Kesf ve keramet yalmz kendilerinde goriiliir. Diinyada, ol- 
mus ve olacak herseyi bilirler, derler). Kumlann sayisina vannca- 
ya kadar herseyi bilen hazret-i Alinin, hazret-i Ebu Bekre oy ver- 
medigi icin, milyonlarca iimmetin yoldan cikacagini bilmedigini 
soylemek, bu inamslarma uymaz. Boyle soylemek, zaten dogru da 
degildir. 

Yukanda, Omer "radiyallahii anh" hazretlerinin halifeligini 
anlatirken, halifeligin agir bir yiik oldugu bildirilmisdi. Bir mii'mi- 
nin, baska mii'minler, beni nicin secmediler diye iiztilerek, onlara 
diismanhk etmesi mi, yoksa bu agir yiikii cok siikr bana vermedi- 
ler diye sevinmesi mi dogrudur? Hele, onun diismanhgindan, 
miislimanlar arasmda, kiyamete kadar fitne ve fesad cikacagmi bi- 
liyor ise, elbette, seve seve oy verip halifeyi desteklemesi lazim 
olur. 

Al-i Imran suresi ytizseksenbesinci ayetinde ve Hadid sure- 
sinin yirminci ayetinde mealen, (Diinya hayati, ancak insanlan 
aldatici §eylerdir) buyuruldu. En'am suresinin otuzikinci ayetin- 
de mealen, (Diinya hayati oyun ve bo§ §eylerdir. Allahdan kor- 
kanlar icin, ahiret hayati elbette hayrhdir. Boyle oldugunu nicin 
anlannyorsunuz?) buyuruluyor. Enfal suresinin yirmisekizinci 
ayetinde ve Tegabiin suresinin onbesinci ayetinde mealen, (Bi- 
liniz ki, mallanniz ve cocuklanniz sizi imtihan etmek icin veril- 
di. Allahii teala, iyiliklerinize karsilik, size cok biiyiik ecr vere- 
cekdir) ve Tevbe suresinin otuzsekizinci ayetinde mealen, 
(Diinya hayatini ahiretden daha cok mu begeniyorsunuz? Diinya 
hayatinda ele gecenler, ahiretdekilerden cok azdir) ve Kehf sure- 
sinin kirkaltmci ayetinde mealen, (Mai ve cocuklar, diinya haya- 
tmin siislericlir. Sonsuz kahci olan iyi islerin sevablan, Rabbinin 
yaninda daha iyidir) buyurulmusdur. Daha boyle altmisalti ka- 
dar ayet-i kerimeler, diinya mahna, mevki'ine goniil baglamama- 

-95- 



gi tenbih buyuruyor. Bu yolda sayisiz hadis-i serifler de bildiril- 
misdir. Mesela bir hadis-i kudside, (Ey A clem oglu! Omriinii 
diinyayi toplamakda harcetdin. Cenneti hie istemedin) buy urul- 

musdur. Bu ayet-i kerfmeleri, ilm sehrinin kapisi olan hazret-i 
All ile kadinlann en iistiinii olan Fatimatiiz-Zehra "radiyallahii 
anhiima" elbette herkesden daha iyi biliyorlardi. Bunlarm diin- 
ya mevki'i icin ve hurma bagcesi icin iiziilerek didismeleri, ka- 
kismalan hie dtisuniilebilir mi? 

Siial: Bunlarm iiziilmesi, didismesi diinyaya diiskiin olduklann- 
dan degildi. Hazret-i Ebu Bekrin ve Omerin hilafeti zor ile ele ge- 
cirdiklerini, boylece giinaha girdiklerini goriip, bunlan gunahdan 
kurtarmak icin idi, denilirse: 

Cevab: En'am suresinin yiizaltmis dordiincii ve isra suresinin 
onbesinci ayetinde mealen, (Hie bir giinahkar kimse, baskasinm 
giinahim da yiiklenmiyecekdir) buyuruldu. Hazret-i Ebu Bekr ile 
hazret-i Omer "radiyallahii teala anhiima" ve Resulullahin "aley- 
hisselam" Eshabmm cogu, [hie olmiyacak sey ise de] bu isde bir 
gtinah islemis olsalar bile, bu ayet-i kerimeye gore, bundan haz- 
ret-i Aliye birsey dokunmayacakdir. Yine dogiismesi, kakismasi 
lazim gelmez. Hele yiizmilyonlarla insanin Cehennemde sonsuz 
kalmasma sebeb olacak bir dogusmeyi yapmasi, olacak sey mi- 
dir? 

Bu fakir, [ya'ni Osman efendi], si'i alimlerinden birine sor- 
dum ve Fatima "radiyallahii anha" hazretlerinin, hurma bagcesi- 
ni vermedikleri icin Eshab-i kirama giicenmesi, diinyayi sevmek 
demek olup caiz degildir, dedim. (Onun giicenmesi diinyaya diis- 
kiin olmasmdan degildi. Cirkin bir isin yapilmasim begenmedik- 
leri icin idi) dedi. Bu kacamak cevabi ile, Resulullahin "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" tertemiz kerimesini lekelemis oluyordu. 
Ciinki islamiyyete uygun olarak yapilan bir isi, ancak nefs-i em- 
mare cirkin samr. Bunu hatirlatdim ve asagidaki aciklamayi yap- 
dim. Saskma dondii. Diyecek soz bulamadi. Soyle ki: Tarih oku- 
yan iyi bilir ki, bir gazada tmam-i All "radiyallahii anh" hazretle- 
ri, bir kafiri yere yikip oldtirecegi sirada, camndan ummidini ke- 
sen bu adam, agzmda olan biitiin pislikleri, imamin yiizune piis- 
kiirtmiisdu. Yiizii gozii pislik icinde kalan imam, kafiri oldiirmek- 
den vazgecmisdi. Gozleri donmiis, akh gitmis olan kafir, daha sa- 
sinp; niye durdun, korkdun mu, dedi. Hazret-i All "radiyallahii 
anh" kafiri birakip, (Seni once miisliman olmadigm icin, Allahii 
tealamn emri ile oldiirecekdim. Simdi ise, yapdigin bu pislikden 
dolayi nefsim sana karsi diisman oldu. Simdi olduriirsem, nefsim 
icin oldiirmiis olurum. Allahii tealamn emrini degil, nefsimin is- 

-96- 



tegini yapmis olurum. Boylece, seni oldiirmekle sevab kazanaca- 
gim yerde, gunah islemis olurum) buyurdu. Kafir, bu sozleri isi- 
tince, imam-i Almin vicdanimn dayanmis oldugu islam dminin 
iistunliigune hayran kalarak, btitiin kalbi ile Kelime-i sehadet ge- 
tirdi. Seve seve musliman oldu. Birkac dakika once, can dusman- 
lan iken, simdi kucaklasarak kardes oldular. 

Evliyanm biiyuklerinden olan Ibrahim bin Edhem "rahimehul- 
lahii teala", doksanalti yilmda Belhde dogup, 162 [m. 779] de Sam- 
da vefat etdi. Once Belh padisahi idi. Saltanati birakip, Mekke-i mii- 
kerremeye geldi. Sirtinda odun tasryarak ekmek parasim kazamr- 
di. Oliinciye kadar nefsi ile pencelesdi. 

Osmanh padisahlarmm yedincisi olan Fatih Sultan Muhammed 
nan "rahmetullahi teala aleyh" sekizyiizotuziic hicri yilmda dogdu. 
857 [m. 1453] de istanbulu Bizansdan alarak tarihde yeni bir cag 
acdi. Sekizyiizseksenaltida vefat etdi. Bunun babasi, altmci Os- 
manh padisahi olan Sultan ikinci Murad han sekizyiizalti yilmda 
tevelliid ve sekizyiizellibes 855 [1451] de vefat etmisdir. Bursada 
medfundur. Sekizyiizyirmidortde padisah oldu. Sekizyiizkirkyedi 
yilmda, kendi arzusu ile, saltanati ogluna birakarak kendisi Magni- 
saya cekildi. Bir kosede ibadet ile mesgul oldu. 

Hazret-i Almin ve Fatima-tiiz-Zehramn, diinyamn vefasizhgi- 
m anlamakda ve nefsle miicahedede, adi gecen sultanlardan asagi 
olmadiklan gtin gibi meydanda iken, bunlarm diinya mah ve mev- 
ki'i icin iizulduklerini ve hele kin beslediklerini, bir muslimamn 
soylemesine imkan yokdur. Bu iftiralarm, Abdullah bin Sebe' 
adindaki miinafik bir yehudi tarafmdan cikanldigma siibhe yok- 
dur. Hazret-i Osman "radiyallahii teala anh" zemamnda Yemen- 
den Misra ve oradan Medmeye gelip musliman oldugunu soyledi. 
Islamiyyete, baskalarmm yapamadigi zaran yapdi. 

Al-i Imran suresi yuzotuzuciincii ayetinde mealen, (Rabbiniz- 
den inagfiret istemege ve Cennete girmege kosunuz. Bunun icin 
cahsimz! Cennetin buyiikliigii gokler ve yer kiiresi kadardir. 
Cennet, Allahii tealadan korkanlar icin hazulandi. Bunlar, az bu- 
lunsa da, cok bulunsa da, mallarini Allah yolunda verirler. Ofke- 
lerini belli etmezler. Herkesi afv ederler. Allahii teala, ihsan 
edenleri sever) ve Hucurat suresinin onuncu ayetinde mealen, 
(Mii'minler, birbirleri ile kardesdir. Kardesleriniz arasinda sulh 
yapiniz!) buyuruldu. Bunlar gibi daha otuza yakin ayet-i kerime- 
lerde, mii'minlerin birbirlerine ofkelenmemesi, birbirlerine iyilik 
ve ihsan yapmalan, afv etmeleri emr olunmakdadir. Hadis-i se- 
rifde, (Birbirlerine merhamet edenlere, Allahii teala merhamet 
eder. O, merhamet edicidir. Yer yiiziinde olanlara merhamet edi- 

- 97 - Hak Sozun Vesikalan: F-7 



niz ki, gokde olan melekler de, size merhamet etsin) buyuruldu. 
Buna benzer daha elli kadar hadis-i serifde ofkeyi yenmek, iyilik 
ve ihsan etmek emr edilmekde, insanlik vazifeleri ogretilmekde- 
dir. 

Iste, hazret-i All ve Fatima-tiiz-Zehra "radiyallahii anhuma", 
mevki' icin ve birkac hurma agaci icin ofkelenip, iyilik ve ihsan 
etmeyip, oliinceye kadar Eshab-i kirama "radiyallahii teala an- 
hiim ecma'in" diismanhk etselerdi, Kur'an-i kerime ve hadis-i se- 
riflere uymamis olurlardi. Buna hie ihtimal var midir? Boyle yap- 
diklanm soyliyen bir kimse, her ikisinin yiiksek sanlanm lekele- 
mis olur. 

Ehl-i siinnet alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" Re- 
sulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" bu iki goz bebegine hicbir 
kusur gelmemesi icin, boyle sacma seyler soylememis, bu biiyiikle- 
ri sevmek, son nefesde iman ile gitmege sebeb olur, diyerek cok se- 
vilmelerini tesvik buyurmuslardir. Bu biiyiikleri Ehl-i siinnet mi, 
yoksa sfiler mi dogru sevmekdedir? Akl ve insaf sahibi olan her- 
kes, bunu pek kolay anhyabilir. 

Muhammed aleyhisselamin ummetinin kardesler olduklan, 
birbirlerini ne kadar cok sevdikleri herkesce bilinmekdedir. Me- 
sela Abdullah ibni Omer "radiyallahii anhuma" bir gun Resulul- 
lahm "sallallahii aleyhi ve sellem" huzur-i serifine gelmisdi. Buna 
cok iltif at buyurdu ve (Kiyamet giinii herkesin berati, ya'ni kurtu- 
lus vesfkasi, her isi olciildiikden sonra verilir. Abdiillahin berati 
ise, diinyada verilmisdir) hadis-i serifi ile bunu medh ve sena bu- 
yurdu. Sebebi soruldukda, (Kendisi vera' ve takva sahibi oldugu 
gibi, diia ederken "Ya Rabbi! Benim viicudiimii, kiyamet giinii o 
kadar biiyiik eyle ki, Cehennemi yalinz ben doldurayim. Cehen- 
neini insanla dolduracagim diye verdigin soziin boylece yerine 
gelmis olsun da, Muhammed aleyhisselamin iimmetinden hie kim- 
se Cehennemde yanmasin" diyerek din kardeslerini kendi camn- 
dan daha cok sevdigini gostermisdir) buyurdu. Ebu Bekr-i Siddi- 
km da boyle diia etdigi (Menakib-i cihar yar-i giizin) kitabmda ya- 
zihdir. Hazret-i Alinin, miislimanlari sevmesi, Abdullah ibni 
Omerin "radiyallahii teala annum" sevmesinden katkat fazla ol- 
dugu siibhesizdir. Halife yapilmadigi icin, milyonlarca miislimamn 
Cehennemde sonsuz yanmasma sebeb olacak bir sevgisizlik gos- 
termesi imkansizdir. 

Tebiik gazasinda agir yaralanan Eshab-i kiramdan birkaci 
cok susamisdi. Bir miislimamn getirdigi bir bardak su, hangi ya- 
rahya verildi ise, (once, su istedigini isitdigim din kardesime ver) 
diyerek birbirlerine gonderdikleri ve suyu icmege sira gelme- 

-98- 



den herbirinin sehid oldugu, imam-i Gazalmin (Kimya-yi se'adet) 
kitabinda ve diger kitablarda yazilidir. iste, Resulullahm "sallalla- 
hti aleyhi ve sellem" Eshabi "ndvanullahi aleyhim ecma'm" birbi- 
rini bu kadar cok seviyordu. Biitun gazalarda canini olilme atan 
imam-i All ve Resulullahm sevgilisi olan Fatima-tuz-zehramn "ra- 
diyallahii anhiima" uc halifeyi ve Eshab-i kiramm cogunu sevme- 
mesi hie diisuniilebilir mi? Boyle oldugunu soylemek, Onlar icin 
bir kiymet ve iistunliik olmayip, ayet-i kerimelerin ve hadis-i serif- 
lerin yasak etdigi bir kotiiluk ve alcakhk olur. Kendileri boyle, al- 
eak, kotii isleri yapmakdan uzak ve tertemiz olduklan icin, boyle 
sozlerin, islam diismanlan tarafmdan uyduruldugu, yalan ve iftira 
oldugu anlasilmakdadir. Bu konuda fazla bilgi istiyenlere, (Inian ile 
olmek icin kai desini, Ehl-i beytle Eshabi sevmelisin) kismim oku- 
malanm tavsiye ederiz. 

9 — Cariye demis ki, (Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
efendimizin vefatmda, hazret-i All "kerremallahii vecheh" cena- 
ze isleri ile ugrasirken, Ebu Bekr-i Siddik ile Omer Faruk "radi- 
yallahii anhiima " Ensardan bes alti kisi ile, Sakife ogullannm car- 
dagi altmda toplanarak halifeligi paylasmaga basladi. Sonunda 
hazret-i Omer, hazret-i Ebu Bekrin elini tutup halite sen olacak- 
sin dedi. Oradakiler de kabul etdi: Hazret-i Omer elinde yalm ki- 
lmc Medine sokaklarmda uc gun dolasip rastladigma, Ebu Bek- 
rin halifeligini zorla kabul etdirdi. Hazret-i Ali ikinci giinii top- 
lanti yerine gelip, icinizde bilgisi en cok olammz, en iistiin ve en 
kahramammz benim. Ne hak ile, hilafeti elimden ahyorsunuz. 
Daha nice sozlerle hakkmi istemis, kendisine yirmi kisi uymus. 
Sonra, kendisi, Ebu Bekrin hilafetini kabul etmis ise de, kalbi bu- 
nu istememis). 

Dogrusu ise, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" vefat 
edince, Eshab-i kiramin hepsi bu derin iiziintu ile ne yapacagim 
sasirdi. Uzerlerine coken acidan, dehsetden, kiminin dili tutuldu. 
Kimisi yerinden kalkamaz, sokaga cikamaz oldu. Hazret-i All 
de, aynhk atesinden ne yapacagim sasirmisdi. Hazret-i Omer 
saskinhkdan eline kihnc ahp, (Kim Resulullah oldu derse, boy- 
nunu vururum) diyerek sokak sokak dolasmisdi. Kotii niyyetli 
olan mtinafiklar, bu kargasahkdan faidelenmege kalkmisdi. Bu 
kansik hali goren Ebu Bekr-i Siddik mescide gidip, minbere cika- 
rak, (Ey Resulullahm Eshabi! Biz Allahii tealaya kulluk ediyoruz. 
O hep diridir. Hie olmez. Hicbir zeman yok olmaz. Zumer suresi- 
nin otuzuncu ayetinde mealen, (Ey sevgili Peygamberim! Birgiin 
gelecek, sen elbette oleceksin. Onlar da elbette oleceklerdir) 
buyuruldu. Allahii tealamn haber verdigi gibi, Resulullah "sallal- 

-99- 



lahii aleyhi ve sellem" efendimiz vefat etmisdir), dedi. Boyle 
te'sirli sozlerle nasihat etdi. Eshab-i kiramin saskinhklan gidip, 
akllan baslarma geldi. Hatta dinleyiciler arasinda bulunan haz- 
ret-i Omer, Ebu Bekr-i Siddikdan bu ayet-i kerfmeyi isitince, bu 
ayet-i kerime, oyle hatmmdan cikmisdi ki, yeni nazil oldu sandim 
buyurmusdur. Hazret-i Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala 
anh", miinafiklarin bir fesad cikarmak iizere olduklarim, kendi- 
lerinden birini halife secmek icin bir yere toplandiklanm sezerek, 
cenaze islerini hazret-i Aliye birakip, halife secmegi goriisen Es- 
hab-i kiramin yanlanna gitdi. Goriisme sonunda, oradakilerin 
hepsi, hazret-i Ebu Bekri halife secdi. Resulullahm vefatinm 
ikinci sah giinii, hazret-i Ah de mescide gelerek hazret-i Ebu 
Bekre bi'at eyledi. Hazret-i Ebu Bekr, sozbirligi ile halife yapil- 
di. 

Allahii teala, kullanna gonderdigi kitablarin hepsinde, kibri 
ve gururlanmagi kotiilemis ve yasak etmisdir. Mesela, Kur'an-i 
kerimde, Nahl suresinin yirmiiicuncii ayetinde mealen, (Allahii 
teala, kibrli olanlan elbette sevmez!) buyurmakdadir. incilde bil- 
diriyor ki, havariler, Isa aleyhisselama sordu: Ey Allahm Pey- 
gamberi! icimizde, hangimiz biiyiik, hangimiz kuciikdiir? Bu so- 
rularma karsihk olarak, Isa aleyhisselam: (En biiyiigiiniiz, en kii- 
ciikdiir. En kiiciigiiniiz de, en biiyiikdiir) buyurdu. Boylece, ken- 
dini biiyiik goren kiiciikdiir. Kendini kiiciik goren biiyiikdiir de- 
mis oldu. Peygamberlerin sonuncusu ve hepsinin en iistiinii olan 
Muhammed aleyhisselam da, bircok hadis-i seriflerinde, kibrli 
olanlan kotiilemis, aleak gonuilii olanlan ovmiisdiir. Mesela bir 
hadis-i serifde, (Allah nzasi icin tevazu' edeni, ya'ni kendini miis- 
limanlardan iistiin gormiyeni, Allahii teala yiikseltir) buyurmus- 
dur. Ehl-i stinnet alimleri "rahmetullahi aleyhim ecma'in" buyu- 
ruyor ki, Allahii teala ilm gibi, kudret gibi biitiin sifatlanndan 
kullanna biraz ihsan buyurmusdur. Fekat, yalniz iic sifati kendi- 
ne mahsusdur. Bu iic sifatdan hie bir mahlukuna vermemisdir. 
Bu tic sifati, kibriya, gani olmak ve yaratmak sifatlandir. Kibriya, 
biiyiikltik, iisttinluk demekdir. Gani olmak, baskalarma muhtac 
olmamak, hersey Ona muhtac olmak demekdir. Buna karsihk 
olarak kullanna iic asagi, aleak sifat vermisdir. Bunlar da, ziil ve 
inkisar, ya'ni asagihk, kinkhk ile ihtiyac ve fani olmak, yok ol- 
makdir. Bunun icin kibrlenmek, Allahii tealamn sifatma, hakki- 
na tecaviiz etmek olur. Kullara kibrlenmek yakismaz. En biiyiik 
giinahdir. Hadis-i kudside, (Azamet ve kibriya bana mahsusdur. 
Bu iki sifatda, bana ortak olmak istiyenlere, cok aci azab ederim) 
buyuruldu. Bunun icindir ki, din alimleri, tesavvuf biiytikleri, 

-100- 



her zeman, muslimanlara tevazu', aleak gonullii olmagi emr bu- 
yurmusdur. Muslimanlar egoist olmaz. Egoist olanlan, Allahii te- 
ala sevmez. Evliyanin biiyiiklerinden tesavvufun reislerinden olan 
seyyid Abdiilkadir-i Geylani "kuddise sirruh" hazretleri, dortyiiz- 
yetmisbir yilinda Iranda Geylan sehrinde tevelliid, 561 [m. 1166] 
senesinde Bagdadda vefat etdi. Yanmda Seyyid Ahmed Rifa'i ve 
bircok talebesi oldugu halde, birgiin Dicle nehri kenarmda otur- 
muslardi. Konusurlarken kendisinden hasil olan kerametler, din- 
leyicileri hayran birakiyordu. Bunlardan birisi saskinhkla, medh 
edici bir soz kacirmca, Abdiilkadir-i Geylani hazretleri nefsini kir- 
mak icin, (Diinyada, benden asagi bir miisliman bulunacagmi san- 
mam) buyurarak, oradakileri gaflet uykusundan uyandirmislardir. 
Ahmed Rifa'i hazretleri besyiizoniki yilmda Basra ile Vasit ara- 
smda (Umm-i Ubeyde) koyiinde tevelliid, 578 [m. 1183] senesin- 
de, orada vefat etmisdir. Goriiliiyor ki, kibr, gurur kotii birseydir. 
Tevazu' iyi, giizeldir. Biitiin Peygamberler, her islerinde, tevazu' 
gostermisdir. Eshab-i kiramm hepsi de, elbette boyle idi. Halife 
secerken de, birbirlerini one siirmeleri, sen olmahsin demeleri, te- 
vazu'lanmn pek cok oldugunu gostermekdedir. Boyle olunca, 
hazret-i Afmin cikip da, Eshab-i kirama karsi, benden daha cok 
alim, benden daha iistiin, benden daha kahraman, icinizde var mi- 
dir diyerek, muslimanlara meydan okumasi, kibr ve gururu goste- 
rir. Bu ise, ben Ondan daha hayrhyim diyerek ogiinen iblise yaki- 
san bir soz ve sifatdir. Boyle sozler hazret-i Alinin buyiikliigiine, 
ustiinliigiine asla yakismiyacagmdan, Allahm arslanma karsi cir- 
kin bir iftira, alcakca uydurulmus bir yalan oldugu anlasilmakda- 
dir. Hazret-i Omerin kilmcim cekerek Ebu Bekri halife yapmak 
icin, Eshab-i kirami korkutdu, zorladi demek de, cok yersizdir. 
Cunki, Eshab-i kiram arasmda en kuvvetli olam, Beni Hasim ile 
Beni Umeyye kabileleri idi, ya'ni hazret-i Alinin kabilesi idi. Ebu 
Bekr-i Siddik ile Omer Farukun akrabasi az idi. Hazret-i Omerin 
kilmc cekerek bu iki biiyiik kabileyi secime zorlamasi imkansiz 
birseydir. Hem de hazret-i Ali, Allahm arslam idi. Eshab-i kira- 
mm bunu birakip da istemiyerek, bir Omerin zoru ile, Ebu Bekri 
secmeleri dlistinulemez. 

Gerkiik alimlerinden birinden isitdim: Yolum Iran memleke- 
tine diisdii. Mescidlerine girdim. Alimlerinden biri va'z veriyor- 
du. O sirada dedi ki, birgiin hazret-i Ah, hazret-i Abbasm evine 
gitmisdi. Onu aglamakda goriip, sebebini sordu. Giinesin te'sira- 
tindan kendimi korumak icin kapinin oniine birkac tahta mihla- 
misdim. Halife Omer gorerek yoldan gecenlere sikinti verir diye 
yikdirdi. Bu hakarete aghyorum, dedi. Bu hal, hazret-i Aliye 

-101- 



agir gelerek, halife Omerden intikam almak icin Ziilfikar kilincina 
sanlip, onu aradi ise de, Omer haber alip, kacarak camm zor kur- 
tarmisdi. Bunu soylerken talebesinden biri soz isteyip, hazret-i 
All, bir tahta perde icin, halifeye karsi kilincmi cekip onu kacira- 
biliyor da, Ebu Bekr halife secilirken, kilincmi cekerek, Ona oy 
verenleri neden kacirmadi? O zeman da kilincmi cekip, iizerlerine 
yiiriiseydi, iimmet-i Muhammed, bu yiizden parcalanmaz, coklan 
yoldan cikmakdan kurtulurdu, dedi. Hocasi, bu soz iizerine sasala- 
di, verecek cevab bulamadi. Bagira bagira: Bu adam kafir olmus. 
Vurun, oldiiriin deyip adamcagizi cami'den disari atdilar. Yehudi 
kitabi, hazret-i Alinin halife Omer iizerine kihnc cekdigini uydur- 
dugu gibi, hazret-i Omerin kihnc cekerek Eshab-i kirami zor ile 
hazret-i Ebu Bekri halife yapmalan icin zorladigini da, sikilmadan 
yaziyor. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizin ahireti se- 
reflendirdikleri giin Eshab-i kiram arasmda olan olaylan cok aleak 
ve cirkin iftiralara biiriiyerek anlatan yehudi kitablan, miisliman 
yavrularmi aldatiyorlar. Bunun icin, Resulullah "sallallahii aleyhi 
ve sellem" efendimizin vefatim ve o giin Eshab-i kiramin basina 
gelenleri (Kisas-i Enbiya)dan alarak genis olarak asagida bildirme- 
gi uygun gordiik: 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizin, hicretin 
onbirinci yih. Safer aymm yirmiyedinci giinii, mubarek basi agri- 
maga basladi. Zevce-i miikerremesi hazret-i Aise "radiyallahii an- 
ha" hazretlerinin odasma tesrif buyurdu. Abdurrahman bin Ebi 
Bekri cagirip, kendilerinden sonra, Ebu Bekr-i Siddikm halife se- 
cilmesi icin, vasiyyet yazdiracagini bildirip, hokka ve kalem getir- 
mesini emr buyurdu. Abdurrahman emrlerini yapmaga giderken 
(Sonra getirirsin, simtli dursun!) buyurdu ve mescid-i serife tesrif 
eyledi. Eshab-i kiram "aleyhimiirndvan" haber ahp, mescide top- 
landilar. Fahr-i alem "sallallahii aleyhi ve sellem" minbere cikip 
Eshabma nasihat verdi ve halallasdi. Sonra, Ebu Bekr-i Siddikm 
Eshab arasmdaki ustunlugiinii, kiymetini, kendisinden cok hos- 
nud oldugunu bildirdi. Birkac giin sonra hastahk artdi. Ensar-i ki- 
ram, ya'ni Medinenin yerli ehalisi cok iiziildii. Mescid-i serifin et- 
rafmda pervane gibi dolasmaga basladilar. Hazret-i Abbasm og- 
lu Fadl ile, Ebu Talibin oglu olan hazret-i Ali bu hali Resululla- 
ha haber verdi. Merhamet buyurarak, sikintiya katlamp ve bu 
ikisi birer koltuguna girip tekrar mescid-i serife getirdiler. Es- 
hab-i kiram mescidde toplandi. Hatem-iil-enbiya hazretleri min- 
bere cikdi. Allahti tealaya hamd ve sena etdikden sonra, Ensara 
doniip, (Ey Eshabim! Benim oliiniumu diisiiiiup tela§ ediyor- 

-102- 



mussunuz. Hicbir Peygamber, iimmeti arasinda sonsuz kaldi mi ki, 
ben de sizin aramzda sonsuz kalayim? Biliniz ki, ben Rabbime ka- 
vusacagim. Size nasihatun olsun ki, Muhacirlerin biiyiiklerine say- 
gi gosteriniz) buyurdu. Sonra, (Ey Muhacirler! Size de vasiyyetim 
sudur ki, Ensara iyilik ediniz! Onlar size iyilik etdi. Evlerinde ba- 
rindirdi. Gecinmeleri sikintih oldugu halde, sizi kendilerinden iis- 
tiin tutdular. Mallanna sizi ortak etdiler. Her kini, Ensar iizerine 
hakim olur ise, onlari gozetsin, kusur edenleri olursa afv etsin) bu- 
yurdu. Sonra cok giizel, te'sfrli nasihatlar edip, (Allahii teala, bir 
kulunu diinyada kalmak ile, Rabbine kavusmak arasinda serbest 
birakdi. O kul, Rabbine kavusmak istedi) dedi. Bu sozden yakinda 
vefat edecegi anlasihyordu. Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anh" 
bu soziin ne demek oldugunu anlayip, cammiz sana feda olsun ya 
Resulallah! diyerek agladi. Resul-i ekrem "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" Ona, sabr ve katlanmak lazim geldigini emr etdi. Mubarek 
gozlerinden yas akiyordu. (Ey Eshabun! Din-i islam yolunda sidk 
ve ihlas ile nialini feda eden Ebu Bekrden cok raziyim. Ahiret yo- 
lunda arkadas edinmek elde olsaydi, Onu secerdim) buyurdu. Son- 
ra, Eshab-i kiramdan mescid-i serife kapilan acik olanlarm kapila- 
nni kapatdi. Yalniz, Ebu Bekrin "radiyallahii teala anh" kapisimn 
eskisi gibi acik birakilmasim emr eyledi. Yine lutf ederek soze bas- 
layip: 

(Ey Muhacirler ve ey Ensar! Vakti belli olan bir seye kavus- 
mak icin acele etmenin faidesi yokdur. Allahii teala, hicbir kulu 
icin acele etmez. Bir kimse Allahii tealamn kaza ve kaderini de- 
gisdirmege, iradesinden iistiin olmaga kalkisirsa, Onu kahr ve pe- 
risan eder. Allahii tealaya hile etmek, Onu aldatmak istiyenin is- 
leri bozulup, kendi aldanir. Biliniz ki, ben sizlere karsi rauf ve ra- 
liniiiiii. Siz de bana kavusacaksimz. Kavusacagimz yer, Kevser ha- 
vuzunun basidir. Cennete girmek, bana kavusmak isteyen, bos ye- 
re konusmasin. Ey miislimanlar! Kafir olmak, giinah islemek, 
ni'metin degismesine, nzkin azalmasina sebeb olur. insanlar, Al- 
lahii tealamn emrlerine itaat ederse, hiikumet baskanlari, amirle- 
ri, valileri onlara merhamet ve sefkat eder. Fisk, fiicur, taskinlik 
yapar, giinah islerlerse, merhametli baskanlara kavusamazlar. Be- 
nini hayatim, sizin kin hayrh oldugu gibi, oliimiim de hayrdir ve 
rahmetdir. Eger bir kimseyi haksiz yere dogmiis veya fen a bir soz 
soylemis isem, bana aym seyi yaparak hakkim almasma, biriniz- 
den haksiz birsey aliins isem, geri istemesine raziyim ve halallas- 
maga hazirim. Ciinki, diinya cezasi, ahiret cezasmdan pek hafif- 
dir. Buna katlanmak claha kolaydir) buyurdu. Minberden indi. 
Nemazdan sonra tekrar minbere cikip, vasiyyet ve nasihatdan son- 

-103- 



ra (Sizi Allahii tealaya ismai ladini) diyerek odasina tesrif buyur- 
du. Hastalik zemamnda, ezan okundukca, mescid-i serife cikar ve 
imam olup, cema'at ile nemazi kilardi. Vefatma tic gun kala, has- 
tahgi agirlasdi. Artik mescid-i serife cikamadiklarmdan (Ebu 
Bekre soyleyiniz! Eshabima nemaz kildirsin) buyurdu. Ebu 
Bekr-i Siddik "radiyallahii anh", Resulullahm hayatmda miisli- 
manlara imam olarak, onyedi vakt nemaz kildirdi. Cenaze islerini 
hazret-i Alinin yapmasim emr buyurdu. Hastalikdan once, kendi- 
lerine gelmis olan birkac altim fakirlere verip, birkacim da, Aise- 
ye "radiyallahii anha" vermisdi. Rebful-evvelin onuncu Cumarte- 
si giinii, Allahii teala Cebrail aleyhisselami gondererek hal ve ha- 
tinm sordu. Pazar giinii yine gelip sordu ve Yemende Peygamber 
oldugunu soyleyen yalanci Esved-i Anesmin olduriildiigiinu ha- 
ber verdi. Resul-i ekrem de, Eshabina bildirdi. Pazar giinii, Resu- 
lullahm hastahgi agirlasdi. Ordu kumandam yapdigi Usame haz- 
retleri gelmisdi. Resulullah, dalgm yatiyordu. Usameye birsey 
soylemedi. Fekat, mubarek kollanni kaldinp, Onun iizerine siir- 
dii. Ona diia etdigi anlasildi. Pazartesi giinii Eshab-i kiram mes- 
cid-i serifde saf saf olup Ebu Bekr-i Siddik hazretlerinin arkasm- 
da sabah nemazim kilarlar iken, Fahr-i alem hazretleri mescid-i 
serife geldi. Ummetinin saf saf olup ibadet etdiklerini gordii. Se- 
vinerek tebesstim buyurdu. Kendisi de hazret-i Ebu Bekre uyup, 
arkasmda nemaz kildi. Eshab-i kiram Resulullahi mescidde go- 
rtince, hastalik gecdi sanarak sevindiler. Resul-i ekrem "sallallahii 
aleyhi ve sellem" ise hazret-i Aisenin odasina tesrif buyurup yat- 
di. (Allahii tealamn huzuruna, cliinya mah birakmadan gitmek is- 
teiim, yaninda kalan altinlan da, fakirlere dagit!) buyurdu. Sonra 
atesi artdi. Bir miiddet sonra, tekrar gozlerini acip, hazret-i Aise- 
ye "radiyallahii teala anha ve an Ebiha" altmlan dagitip dagitma- 
digim sordu. Dagitacagim soyledi. Bunlarm hemen dagitilmasim 
tekrar tekrar emr buyurdu. Hemen dagitihp, bildirilince, (Simdi 
rahat etdim) buyurdu. 

Usame "radiyallahii teala anh" tekrar geldi. (Allahii teala yar- 
(Iiiik in olsun! Haydi cenge git!) buyurdu. O da cikip ordusuna git- 
di. Hemen, hareket emrini verdi. 

O saatde hastalik artdi. Muhterem ve cok sevdigi kizi Fatima- 
tiiz-Zehrayi istedi. Kulagma bir sey soyledi. Hazret-i Fatima agla- 
di. Tekrar birsey soyledi. O zeman giildii. Sonra anlasildi ki, once 
(Ben olecegim) buyurmus. O da aglamis. Sonra (Ehl-i beytimden, 
ilk once, benim yanima gelecek sensin!) buyurmus. O da, bu miij- 
deye sevinip giilmiis. 

O giin ogleden once, Cebrail aleyhisselam ve Azrail aleyhis- 

-104- 



selam, birlikde kapiya geldi. Cebrail aleyhisselam iceri girdi. Azra- 
il aleyhisselamin kapiya geldigini, iceri girmege izn bekledigini 
soyledi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" izn verdi. Azrail 
aleyhisselam iceri girdi. Selam verdi. Allahii tealamn emrini bildir- 
di. Resul-i ekrem "sallallahii aleyhi ve sellem" Cebrail aleyhissela- 
min yiiziine bakdi. O da, ya Resulallah! Mele-i a'la sizi bekliyor de- 
di. Bunun iizerine, Fahr-i alem "sallallahii aleyhi ve sellem", (Ya 
Azrail! Gel, vazifeni yap!) buyurdu. O da, Muhammed aleyhisse- 
lamin mubarek ruhunu ahp, a'la-yi llliyyine ulasdirdi. 

Resiil-i ekremde mevt alametleri goriiliince, Umm-i Eymen 
"radiyallahii anha" hazretleri, oglu Usameye haber gonderdi. Usa- 
me ve Omer Faruk ve Ebu Ubeyde bu aci haberi almca, ordudan 
aynlip, Mescid-i Nebeviye geldiler. Aise-i Siddika ve diger hatun- 
lar, aglayinca, mescid-i serifdeki Eshab-i kiram sasirdi. Ne olduk- 
lanni anhyamadilar. Beynlerinden vurulmusa dondiiler. Hazret-i 
Ali olii gibi, hareketsiz kaldi. Hazret-i Osmamn dili tutuldu. Haz- 
ret-i Ebu Bekr, o anda evinde idi. Kosarak geldi. Hemen, hucre-i 
se'adete girdi. Fahr-i alemin yuziinti acdi. Vefat etmis oldugunu 
gordii. Mubarek yiizii ve her yeri latif, nazif olarak, nur gibi parh- 
yordu. Mematm da, hayatm gibi ne giizel ya Resulallah! diyerek, 
opdii. Cok agladi. Mubarek yiiziinii ortdii. Evdekilere teselli verdi. 
Mescid-i serife geldi. Sasirmis olan Eshab-i kirama nasihat verip, 
ortahgi diizene koydu. Boylece hepsi, Resulullahm vefat etmis ol- 
duguna inandi. Bu esnada Usame ordusundaki asker sehre girdi. 
Biireydet ibni Hasib hazretleri, elindeki sancagi Resulullahm kapisi 
oniine dikdi. Hiizn ve keder, Eshab-i kiramm yiiregine bir zehrli 
hancer gibi saplandi. Gozler aglar, goz yaslan caglar, hasret atesi, 
herkesin cigerini daglar idi. 

Hazret-i Abbas ile oglu Fadl ve Ali "radiyallahii teala annum" 
ve evdekiler, goz yasi dokerek, cenaze hizmetine basladilar. Haz- 
ret-i Ebu Bekr de, odanin kapismda durup, yamp yakilmakda, hiz- 
mete nezaret etmekde idi. Lakin yanmakla, aglamakla is bitmeyip, 
iimmetin isini gormek ve islamiyyetin emrlerini yerine getirmek 
icin bir bas, bir halife lazim idi. O vakt, bu vazifeyi yapmaga elve- 
risli Ebu Bekr-i Siddik idi. 

Hazret-i Abbas ve Ah "radiyallahii anhiima", Resulullaha da- 
ha yakmdilar. Fekat, Fahr-i alem "sallallahii aleyhi ve sellem" 
hazretleri, magaradaki arkadasi olan Ebu Bekri Eshabinm hepsi- 
nin iistiinde tutardi. Hasta iken, Eshabina veda' etdigi gun, en 
cok Ebu Bekrden razi oldugunu bildirmisdi. Mescid-i serife acik 
olan kapilan hep kapatip, yalmz Ebu Bekrin kapisim acik birak- 
dirdi. Vefatma lie giin kala, Onu Eshabina imam yapdi. Dinin te- 

-105- 



mel diregi olan nemazda, Onu hepsinin oniine gecirdi. Bunlar hep, 
Ebu Bekrin halife yapilmasina isaretlerdi. Eshab-i kiramm birlesip 
de, Onu secmeleri isi kalmisdi. 

Fekat, Ensardan bir kismi, kendilerinden halife secmege kal- 
kisdi. Beni Saide cardagi altmda toplandilar. Hazrec kabilesinin 
basi olan Sa'd bin Ubade "radiyallahil anh", hasta oldugu halde, 
oraya gelmisdi. Ensara dedi ki: 

Ey Ensar! Sizin ustunluguniiz, hicbir kabilede yokdur. Muham- 
med aleyhisselam, oniic sene Mekkede, kavmini dine cagirdi. Icle- 
rinden pek az kimse inandi. Fekat, cihad edecek kadar olamadilar. 
Allahii teala sizi miisliman yapmakla sereflendirince, Resuli ile Es- 
habmm korunmasini ve dm-i islamin cihad ile kuvvetlenmesini ve 
yayilmasim size nasib etdi. Diismanlan sindiren siz oldunuz. Ara- 
bistan koyliileri, sizin kilmclarmizm korkusu ile musliman oldu. 
Resul-i ekrem, sizden razi olarak vefat etdi. Simdi, basa gecmek, 
sizin hakkmizdir. Onu baskasina vermeyiniz, dedi. Orada bulunan 
Ensarm cogu, dogru soyliiyorsun. Allah yardimcm olsun. Seni ha- 
life secdik, dediler. 

Ensardan Evs kabilesi, bu hali begenmedi. Baslan olan Usey- 
yed bin Hudayrm yanma toplandilar. 

Muhacirler ise, Ensarin iki kabilesini de halife yapmazdi. Ciin- 
ki Kureys kabilesi, Arabistandaki kabilelerin en ustunii, en serefli- 
si idi. Halife seciminde, miislimanlar arasmda biiyiik bir ayrihk 
basgostermek iizere idi. 

Iste, boyle dar ve tehliikeli bir anda, Ebu Bekr ile Omer ve Ebu 
Ubeyde, oraya Hizir gibi yetisdiler. O anda, Ensardan biri kalkip, 
bizler Resulullaha yardim etdik. Muhacirler bize sigindi. Halife, 
bizden olmahdir, diyordu. 

Halbuki, Resul-i ekrem "sallallahii aleyhi ve sellem" her yerde, 
sag yanma Ebu Bekri, sol yamna Omeri ahrdi. Ebu Ubeyde icin de 
(Bu iimmetin eminidir) buyururdu "radiyallahii teala annum". 
Ucii birdenbire, meydana cikmca, sanki Resul-i ekrem kalkmis, 
oraya gelmis gibi oldu. Herkes, bunlann ne soyliyecegini bekliyor- 
du. Hazret-i Ebu Bekr: 

(Bu iimmet, onceden putlara tapardi. Allahii teala kendisine 
ibadet etmeleri icin, onlara Resul gonderdi. Kafirlere, babalan- 
nm dmini birakmak, giic geldi. Allahii teala, Muhacirleri, mii'min 
yapmakla sereflendirdi. Bunlar, Resulullaha arkadas ve derd or- 
tagi oldular. Onun cekdigi sikmtilara ortak oldular. Onunla bir- 
likde, din diismanlarimn iskencelerine sabr etdiler. Yer yiiziinde 
Hakka once tapan ve Resuliine iman eden Onlardir. Bunun icin, 

-106- 



halife Onlardan olmak lazimdir. Bu isde, kimse Onlara ortak ola- 
maz. Ancak zalim olan, ellerinden almak ister. Ey Ensar! Sizin de 
islama olan hizmetiniz inkar olunamaz. Allahii teala, sizi kendi di- 
nine ve Peygamberine yardim icin secdi. Resuliinii sizlere gonder- 
di. Ilk muhacir olanlardan sonra, sizden daha kiymetli kimse yok- 
dur. Resulullahi bagrmiza basdimz. Ona yardimla ogiinmek serefi, 
iistunliigu sizindir. Buna kimsenin bir diyecegi yokdur. Fekat, bii- 
tiin Arabistan halki, halifenin Kureysden olmasim ister. Baskasmi 
halife gormek istemez. Cunki, arabm soyca, irfanca en iistunu Ku- 
reys oldugunu herkes bilir. Memleketleri de Arabistamn ortasin- 
dadir. Biz amir oluruz. Siz de vezirimiz, musavirimizsiniz. Hicbir 
sey, size damsilmadan yapilmaz) dedi. 

Hazret-i Omer de "radiyallahii teala anh", soz alip (Ey Ensar! 
Resul-i ekrem hasta iken, sizi bize vasiyyet etdi. Eger siz, emir ola- 
cak olaydimz, bizi size vasiyyet ederdi) dedi. 

Ensar-i kiram "radiyallahii anhiim", diyecek bir soz bulamayrp, 
diisiinmege daldilar. iplerinden Hubab bin Miinzir kalkdi. Bizden 
bir emir, sizden de bir emir bulunsun, dedi. Hazret-i Omer (iki 
emir, bir arada olamaz. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
hangi kabileden ise, halifesi de, o kabileden olmadikca, arablar ka- 
bul etmez. Ona ita'at etmezler) dedi. Hubab cevab vererek, (Ey 
Ensar! Arablar bu dini, sizin kilmclarimz ile kabul etdi. Hakkmizi 
baskasina kapdirmayiniz!) dedi. 

Ubeyde -tebnil- Cerrah "radiyallahii teala anh" soz ahp (Ey 
Ensar! Baslangicda, bu dine hizmet eden sizler idiniz. Sakm, isi on- 
ce bozan da, sizler olmiyasmiz) dedi. Bu soz iizerine, Ensardan ve 
Hazrec kabilesinden Sa'd bin Nu'man bin Ka'b bin Hazrec oglu 
Besir "radiyallahii anh" ayaga kalkip: 

(Ey miislimanlar! Muhammed aleyhisselam, Kureys kabilesin- 
dendir. Halifenin de, Onun kabilesinden olmasi daha uygundur. 
Yerinde bir isdir. Evet biz once miisliman olduk. Mahmizla, cani- 
mizla, Islama hizmet serefini kazandik. Lakin biz bunlan Allah ve 
Onun Resuliinii "sallallahii aleyhi ve sellem" sevdigimiz icin yap- 
dik. Biz, bu hizmetimiz icin diinyada bir karsihk beklemiyoruz) de- 
di. Hubab, buna karsihk, (Ya Besir! Amcam ogluna hased ve nef- 
saniyyet mi ediyorsun?) dedi. 

Besir "radiyallahii teala anh", (Vallahi oyle degil. Kureysin 
hakkma saldinlmasim istemiyorum) dedi. 

iste o anda hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii teala anh", (Size 
su iki zati aday yapdim. Birini seciniz) dedi. Omer ile Ebu Ubey- 
deyi gosterdi. ikisi de, cekindi ve (Hazret-i Peygamberin ileri ge- 

-107- 



cirdigi kimsenin online kim gecebilir?) dediler. Bu sirada, giiriiltii 
basladi. Her kafadan bir soz cikar oldu. 

Hazret-i Omer "radiyallahti teala anh" soz aldi. Hazret-i Ebu 
Bekre donerek, (Resul-i ekrem, seni, dinin diregi olan nemazda, 
kendisine halife yapdi. Seni hepimizin oniine gecirdi. Elini uzat! 
Ben, seni halife secdim) dedi. Ebu Ubeyde de, Ebu Bekri secmek 
icin elini uzatirken, Besir yerinden firladi. Bunlardan once, Ebu 
Bekrin elini tutup bi'at eyledi. Ya'ni halifemiz sensin, dedi. Omer 
ve Ebu Ubeyde de bi'at etdi. Evs kabilesinin hepsi, reisleri Usey- 
yed bin Hudayr ile birlikde gelip, bi'at etdiler. Bunlan gorunce 
Hazrecliler de bi'at etdi. 

Ebu Bekr, Omer ve Ebu Ubeyde "radiyallahU annum" yetis- 
meseydi, Sa'd bin Ubadeye bi'at olunacak, boylece Evs kabilesi ile 
Hazrec kabilesinin arasi acilacakdi. Kureys ise, bunu hie kabul et- 
meyip, muslimanlar parcalanacakdi. Iste Ebu Bekr-i Siddik, bu bu- 
yuk tehlukeyi onledi. Onun halife secilmesi ile, islamiyyet parca- 
lanmakdan kurtuldu. 

Bu hizmetde buyuk payi bulunan Besir bin Sa'd hazretleri, 
ikinci Akabede, Bedrde, Uhudda ve butun gazalarda bulunmus, 
kahramanca carpismisdir. Hicretin onikinci senesinde, Yemame 
cenginde sehid olmusdur. 

Hazret-i Ebu Bekr "radiyallahU anh" pazartesi gunu halife se- 
cilince, sah gunu, mescid-i serife gelip, Eshabi topladi. Minbere 
cikdi. Hamd ve senadan sonra, (Ey muslimanlar! Sizin uzerinize 
vali ve emir oldum. Halbuki, sizin en iyiniz degilim. Eger iyilik 
yaparsam bana yardim ediniz. Fena is yaparsam, bana dogru yo- 
lu gosteriniz! Dogruluk emanetdir. Yalancihk hiyanetdir. Sizin 
za'ifiniz, bence cok kiymetlidir. Onun hakkim kurtannm. Kuvve- 
tine guveneniniz ise, bence za'ifdir. Cunki, ondan, baskasmm 
hakkim ahnm. InsaallahU teala, hicbiriniz cihadi terk etmesin. Ci- 
hadi terk edenler zelil olur. Ben Allaha ve Resulune itaat etdik- 
pe, siz de bana itaat ediniz. Eger ben Allaha ve Resulune asi olur, 
dogru yoldan saparsam, sizin de bana ita'at etmeniz lazim gel- 
mez. Kalkiniz, nemaz kilahm! Allahu teala hepinize iyilik versin!) 
dedi. 

Sonra, Resulullahm "sallallahU teala aleyhi ve sellem" isini te- 
mamladilar. Erkek, kadm, cocuk, kole, herkes, boluk boluk odaya 
girip, aksama kadar, cema'atsiz olarak, nemazim kildilar. Carsam- 
ba gecesi karanhkda, o odaya defn etdiler. 

(Kisas-i enbiya) kitabi dortyuzonuncu sahifede diyor ki: Resu- 
lullah hayatda iken, vahy geliyor ve ummete teblig olunuyor idi. 

-108- 



Ondan sonra vahy gelmek ihtimali kalmadi. Fekat, Kur'an-i ke- 
rim nice Eshabin ezberinde idi. Kur'an-i kerimde acik bildirilmi- 
yen seyler de, siinnet-i seniyye ile, ya'ni Resulullah ne demis ve 
ne yapmis ise, yahud bir kimseyi bir is yaparken gortip de men' 
etmemis ise, oyle yapihr oldu. Fekat, siinnet-i seniyye ve ehadis-i 
senfler de, biitiin Eshabin ezberinde degildi. Ciinki, bir kismi pa- 
zar yerlerinde alisveris ile, kimi hurmaliklarda, ciftcilikle ugrasir, 
sohbete her zeman gelemezlerdi. Bunun icin, Resulullahin ogret- 
diklerini isitenler, isitmiyenlere bildirirlerdi. isitmedikleri hadis-i 
serifleri, birbirlerinden sorup ogrenirlerdi. Hatta, mesela, Resu- 
lullahi nereye defn edelim diye cok diisundiiler. Ebu Bekr-i Sid- 
dikm isitdigi bir hadis-i serife uyarak, vefat etdigi yere defn etdi- 
ler. Bunun gibi, vefatmdan sonra kalan malm varislerine nasil 
taksim edilecegini arasdirdilar. Yine, Ebu Bekr-i Siddik (Pey- 
gamberlerden miras kalmaz) hadis-i serifini isitdigini soyledi. Oy- 
le yapdilar. 

Mii'minlerin annesi Aise-i Siddika "radiyallahii anha" buyurdu 
ki: (Resul-i ekrem "sallallahii aleyhi ve sellem" vefat edince, mii- 
nafiklar bas kaldirdi. Arablar miirted oldu. Ya'ni dinden cikdi. En- 
sar bir yana cekildi. Eger, babamm iizerine inen belalar, daglarm 
iizerine inseydi, ezerdi. Oyle iken, her nerede uyusmazhk olsaydi, 
babam "radiyallahii teala anh" yetisip, o isi cozer, herkesi bansdi- 
nrdi). 

Eshab-i kiram "radiyallahii teala anhiim ecma'in", onlerine qi- 
kan bir isin nasil yapilacagim siinnet-i seniyyede de bulamazlarsa, 
re'y ve kiyas ederek, ya'ni bilinenlere benzeterek, o isi yaparlardi. 
Boylece, ictihad kapisi acildi. Eshab-i kiramin veya baska miicte- 
hidlerin, bir is iizerindeki ictihadlan birlesirse, stibhe kalmaz. icti- 
hadlarm, boyle birbirine uygun olmasma (icina-i iimmet) denildi. 
Ictihad yapabilmek icin, derin alim olmak lazimdir. Boyle alimlere 
(Miictehid) denir. Bir is iizerinde, miictehidlerin ictihadlan birbiri- 
ne uymazsa, her muctehidin kendi ictihadina gore soylemesi ve 
yapmasi vacibdir. 

Halife sepilmesi de, ictihad isi idi. Gerci Ebu Bekr, Omer, Os- 
man ve Alinin "radiyallahii anhiim" halife olacaklarma, hadis-i se- 
riflerde isaretler vardi. Fekat, hicbirinin vakti, acik bildirilmemis- 
di. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", benden sonra sunu ha- 
life yapmiz, dememisdi. Bu isi, Eshabmm secmesine birakmisdi. 
Halife secmekde, Eshab-i kiramin ictihadlan birbirine uymadi. Uc 
diirlii ictihad oldu: 

Birincisi, Ensarm re'yi [bulusu]dir ki, din-i islama en cok yar- 
dim eden halife olur, dediler. Arablar, bizim kihnclanmizm gol- 

-109- 



gesinde miisliman oldu. Halife, bizden olmahdir, dediler. 

Ikinci ictihad, Eshab-i kiramin "radiyallahti teala aleyhim ec- 
ma'in" cogunun re'yidir ki, halife iimmetin islerini yapdirabilecek 
kudretde olmak lazimdir. Arablarm en sereflisi, en kuvvetlisi Ku- 
reys kabilesidir. Resul-i ekrem de bu kabiledendir. Halife Kureys- 
den olmahdir, dediler. 

Uciincii ictihad, hasiimlerin re'yi olup, halifenin, Resulullahm 
akrabasmdan olmasi lazimdir, dediler. 

Bu uc ictihadin dogrusu, ikincisi idi. Evet, ensarm islamiyye- 
te yardimi cok biiyiik idi. Resul-i ekremin akrabasi da cok seref- 
li idi. Fekat, halifelik, gecmis hizmetlerin karsihgi olan bir istira- 
hat koltugu degildi. Akrabaya verilmesi icab eden bir miras ma- 
il da degildi. ikinci ictihada gore, hilafetin Kureys kabilesine ve- 
rilmesi Resulullahm "sallallahu teala aleyhi ve sellem" da, bu ka- 
bileden oldugu icin degildi. Kureysin serefi, kuvveti, te'siri, i'ti- 
ban, biitiin Arabistanda yayilmis, tanmmis oldugundan idi. Cun- 
ki, halifelik, miislimanlar arasmda baghhk, birlik, topluluk sagla- 
yacak bir makamdir. Bunu yapmak icin de, kuvvetli olmak la- 
zimdir. Halifenin vazifesi fitne ve fesadi onlemek, huzur ve hiir- 
riyyeti saglamak, cihadi idare etmek ve muslimanlann islerini 
kolay ve rahat isletmekdir. Bunlar da, hep kuvvet ile yapilacak 
seylerdir. 

Eshab-i kiram "aleyhimiirndvan" halife secerken, miisliman 
milletlerin birleserek kuvvetli olmasim diisuniiyorlardi. Hilafeti 
Kureysin on kismmdan bir kismi olan Hasimilere vermek, bu bir- 
ligi kolay saghyamazdi. Bir hlikumeti kuranlar ne kadar cok olur- 
sa, kuvveti o kadar cok olur. Bunun icin Kureysin biiyiiklerinden, 
meshurlanndan birinin secilmesi lazim idi. Yalmz kavmin, soyun 
biiyiigu olmak degil, islamca da iistiin olmak lazimdi. O zeman 
Kureysin en biiyiik kabilesi (Beni Umeyye) idi. Bunun en ileri ge- 
len adami da Ebu Siifyan bin Harb idi. Fekat bunun Uhud muha- 
rebesinde mlishmanlara yapdiklan, gonullerden cikmamisdi. Son- 
radan tarn, kuvvetli miisliman oldu ise de, miislimanlar ona giive- 
nemezdi. iste, en once islam olup da, baskalarmi da islama getiren 
ve nemazda imam yapilan, magaradaki yar varken, baskasi bunun 
oniine gecirilemezdi. Herkesin bunu sececegi belli idi. Biitiin Es- 
habm bir araya gelerek, secmesi lazim iken, Ensarm kendi arala- 
rmda toplanip secime kalkismalan, bir kansikhga yol acabilirdi. 
Iste hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" kosarak bunu on- 
ledi ve halife secilerek, miislimanlan biiyiik bir kansikhkdan kur- 
tardi. 

Hazret-i Ali, bu sirada, zevcesi Fatima "radiyallahii anhii- 

-110- 



ma" hazretlerinin evinde idi. Ebu Bekr-i Siddikm damadi olan 
Ziibeyr ve Mikdad ve Selman ve Ebu Zer ve Ammar bin Yaser 
"radiyallahii anhiim" de orada idi. Bunlarm ictihadi, iicuncii 
kismdan oldu. Abbas da gelip, hazret-i Aliye bfat etmek icin eli- 
ni uzatdi. Hazret-i Ebu Bekrin halife oldugunu isitdiginden, Ab- 
basin soziinii kabul etmedi. Ebu Siifyan da, elini uzat, sana bfat 
edeyim. Istersen, her yeri atli ve piyade ile doldurayim, dedi. 
Hazret-i All "radiyallahii teala anh" bunu da kabul etmeyip, (Ya 
Eba Siifyan! Sen millet-i islamiyyeyi parcalamak mi istiyorsun?) 
dedi. 

Goriiliiyor ki, hem Ebu Bekr-i Siddik, hem de Ah "radiyalla- 
hii anhiima" mtislimanlar arasma fitne, aynhk diismesinden saki- 
myordu. Hazret-i Ali, Sakife cardagi altinda, halife secilirken, 
kendisi cagnlmadigi icin, onceden iizulmusdu. Muhyiddin-i Ara- 
binin (Miisamerat) kitabinda ve Sam miiftisi, Hamid bin Ali ima- 
dmin 1171 [m. 1757] (Dav'ussabah) kitabinda bildirildigi gibi, 
Ebu Ubeyde, hazret-i Almin bulundugu eve geldi. Hazret-i Ebu 
Bekrden ve Omerden aldigi sozlerin hepsini Ona soyledi. [Bu 
sozler cok te'sirli ve cok uzun olup, (Kisas-i enbiya)da yazihdir.] 
Hazret-i Ali "radiyallahii teala anh" dinledi. Te'sirleri, ta iligine 
isledi. (Ya Eba Ubeyde! Bu evin bir bucagmda oturusum, halife 
olmak icin veya emr-i ma'rufu inkar icin yahud bir miislimam 
azarlamak icin degildir. Resulullahm aynhgi, beni carpdi, cilgma 
dondiim) buyurdu. Ertesi giin mescid-i serife geldi. Herkesin ara- 
smdan gecip, hazret-i Ebu Bekrin yanma vardi. Bfat eyledi ve 
oturdu. Halife, kendisine, (Sen, bizce aziz ve kerimsin. Ofkelenin- 
ce, Allahdan korkarsm. Sevindigin zeman, Ona siikr edersin. Ne 
mutlu O kisiye ki, Allahm ihsan eyledigi iistiinliikden baska bir- 
sey istemez. Ben, halife olmak istemedim. Fitne cikmasm diye, ca- 
resiz kabul etdim. Bu isde rahatim yok. Sirtima cok agir bir yiik 
vuruldu. Tasimaga giictim yok. Allah kuvvet versin! Bu yiikii, Al- 
lahii teala, senin arkandan indirdi. Biz, sana muhtaciz. Senin iis- 
tiinliigunu biliyoruz) dedi. 

Hazret-i Ali ve Ziibeyr halife olmaga, Ebu Bekrin herkesden 
daha layik oldugunu soylediler. Kendilerine onceden haber ve- 
rilmedigi icin iizuldiiklerini bildirdiler ve bunun icin ozr diledi- 
ler. Halife ozrlerini kabul buyurdu. [Hazret-i Alinin o giin, Ebu 
Bekr-i Siddiki oven sozleri, (Se'adet-i ebediyye) kitabindaki 
ikinci kismm yirmiiictincii maddesinde, doksanaltinci mektub 
tercemesinde, senedleri ile birlikde yazihdir.] Sonra, hazret-i 
Ali izn isteyip kalkdi. Hazret-i Omer, ikram ederek onu ugurla- 
di. Giderken (Simdiye kadar gelmeyisim, halifeyi kabul etmedi- 

-111- 



gimden degildir ve simdi gelisim, korkumdan degildir) dedi. Haz- 
ret-i Aliden sonra, Hasimilerin hepsi de bi'at etdi. Sozbirligi hasil 
oldu. 

Halife seciminde, gerek hazret-i Ebu Bekr, gerekse hazret-i 
All "radiyallahii teala anhiima", cok uyanik, cok aklh davrandi. 
Hazret-i Alinin Sakife cardagma cagnlmamasi da, cok yerinde ol- 
musdu. Belki, o giin, orada bulunsaydi, Ensar ile Muhacirler ara- 
smdaki konusmada bir de Hasimiler araya karisir, is daha sarpa 
sarardi. 

Halife secimindeki ictihadlarm aynlmasim, bizlerin konusma- 
miz, tartismamrz dogru degildir. Miislimanlann en iyisi Onlardir. 
Hepsi, hidayet yildizlandir. Kur'an-i kerimin ma'nasi Onlardan 
ogrenildi. Yiizbinlerle hadis-i serif, Onlardan isitildi. Allahii teala- 
nm emrleri, yasaklan, Onlardan ogrenildi. 

Onlardan ogrendigimiz bilgileri ele alrp da, Onlarm hareketle- 
rini bunlarla olcmege kalkismak, bize yakismaz. 

Evet, hata, insamn samndandir. Miictehidler de yamlir. Fekat, 
miictehid yamlmaz ise, on sevab, yamlirsa, bir sevab kazanir. 

Eshab-i kiramin hepsi, islamiyyetin direkleridir. Aralarmdaki 
aynliklar, hep ictihad aynhgi idi. Birbirlerine sert soyleseler bile, 
birbirinin kiymetini bilirlerdi. Hazret-i Ziibeyr, dmi diisiinmeyip, 
sahsiyyet diisiinseydi, kaym pederi olan hazret-i Ebu Bekrden ay- 
nlmazdi. Halife seciminde hazret-i Ebu Bekri encok destekliyen, 
hazret-i Omer idi. Bununla beraber, hazret-i Alinin kiymetini en- 
cok bilen ve soyliyen, bu idi. Hazret-i Omer, birgiin hazret-i Aliye 
birsey sormusdu. O da, hemen cevab vermisdi. Onun iizerine, 
(Hazret-i Alinin bulunmadigi bir yerde, giic bir soru ile karsilas- 
makdan, Allaha sigimnm) demisdi. Hazret-i Ah de, (Resul-i ek- 
remden sonra, bu iimmetin en hayrhsi, Ebu Bekr ve Omerdir) der- 
di "radiyallahii teala aleyhim ecma'in". 

Bir ay sonra, hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii teala anh", minbe- 
re cikip (Halifelikden cekilmek istiyorum. Beni, tam Resulullahm 
yolunda gormek istiyorsamz, buna imkan olamaz. Ciinki seytan 
Ona yaklasamazdi. Hem de, gokden Ona vahy gelirdi) dedi. Boy- 
le zatlann kalblerinde mevki' hirsi olur mu? Bunlara dil uzatilabi- 
lir mi? 

Gerci, Fatima-tiiz-Zehra "radiyallahii anna" babasimn firaki- 
na dayanamayip, evinden disan cikamadi. Ali "radiyallahii anh" 
da, Ona derd ortagi olmak icin, evde kalarak, halifenin sohbeti- 
ne sik gelemezdi. Fekat, hazret-i Fatimanm vefatindan sonra, 
tekrar bfat etdi. Halifenin huzuruna hep gelir, Ona yardim eder, 

-112- 



fikr verirdi "radiyallahii anhum ecma'in". 

(Kisas-i Enbiya)dan aldigimiz yukandaki yazilar gosteriyor ki, 
sfiler arasmda yayilan kitabda denildigi gibi, hazret-i All ile alti sa- 
habi icin hazret-i Ebu Bekre bf at etmediler demek dogru degildir. 
Hazret-i Ebu Bekri kabul etmeyip, Eshab-i kiramm sozbirligine 
karsi durmak ve asm konusmak, islamiyyete uygun olmadigi gibi, 
Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" birkac giin once, hutbe- 
de (Eshabimn birlik yapmalan, aynliga diismemeleri icin) verdik- 
leri emri de yapmamak olur. Hazret-i Alinin ve alti sahabinin ve 
kadinlann ustiinii olan Fatima-tiiz-Zehranm bu emri yerine getir- 
mediklerini ve islamiyyete uymadiklanm soylemek, bunlan sev- 
mek degil, bu din biiyiiklerine muhalefet etmek, Onlan alcaltmak 
olur. Hem de oyle bir aynlik ki, bu yiizden islamiyyetde derin bir 
yara acilmakda, kiyamete kadar, milyonlarca miislimamn dogru 
yoldan kaymasma cigir acmakdadir. Hurufilerin ve yehudilerin if- 
tiralarmi, yalanlanm okuyarak, Ehl-i siinnetden aynlanlarm isla- 
miyyete yapdiklan zarar ve dokdiikleri milyonlarca miisliman ka- 
ni, islamiyyetin bugiinkii hale diismesine sebeb oldu. Ahmedi, Ka- 
diyani admdaki kimselerin de miislimanlara zararlan meydanda- 
dir. Kalbinde islam nuru, iman sevgisi olan aklh ve insafli bir kim- 
se, bu biiyiik fesadin meydana cikmasma, hazret-i Alinin sebeb ol- 
dugunu soyler mi? 

Evliyamn biiyiiklerinden olan Abdiilkadir-i Geylani "kuddise 
sirruh" (Gunye) adindaki kitabinda buyuruyor ki: (Yetmisiki 
bid'at firkasinin bashcasi dokuzdur. Bu dokuzdan biri olan sfiler 
de, yirmi parcaya aynlmisdir. Her biri otekileri begenmez. Ab- 
dullah ibni Sebe'in firkasi, yehudilere benzemekdedir. Mesela, 
yehudiler, imamhk belli bir zumreye mahsusdur, derler. Bunlar 
da, halifelik yalniz imam-i Alinin soyundan olanlarm hakkidir. 
Baskalarmm muslimanlarm basma gecmesi caiz olmaz, derler. 
Yehudilere gore, Deccal cikincaya kadar, cihad [harb] etmek ca- 
iz degildir. Sebe'cilere gore de, Mehdi cikincaya kadar cihad caiz 
degildir. Onikinci imam, ya'ni hazret-i Alinin onuncu torunu olan 
Muhammed Mehdi, Hasen Askermin oglu idi. ikiyiizellidokuz 
yihnda tevelliid etdi. Onyedi yasmda iken bir magaraya girip bir 
daha cikmadi. Sebe'ciler, ahir zemanda cikacagi bildirilen Meh- 
dinin bu oldugunu samyor. Yehudiler, yildizlar cikincaya kadar 
oruc bozmaz. Sebe'ciler de boyledir. Yehudiler corab iizerine 
mesh eder. Bunlar da mesh eder. Yehudinin, muslimam oldiir- 
mesi halaldir. Sebe'cilerin de Ehl-i siinneti oldiirmesi halaldir. 
Yehudinin bosadigi kadm iddet zemani beklemeden evlenebilir. 
Bunlar da, iddet beklemez. Yehudilerin uc bosanmasi nikaha 

- 1 13 - Hak Sozun Vesikalan: F-8 



mani' olmaz. Bunlar da uc bosadigi kadini yine alir. Yehudiler 
Tevrati degisdirdiler. Bugiin, yer yiiziinde bozulmamis, dogru kal- 
mis bir incil kitabi bulunmadigi gibi, dogru bir Tevrat da yokdur. 
Bunlar da, kendi sapik kitablarma, Kur'an-i kerimin birkac ayeti- 
ni degisdirerek yazdilar. Kur'an-i kerimde, noksan ve katilmis yer 
var sandilar.) 

(Tezkiye-i ehl-i beyt) kitabim yazan mevlevi Osman efendi di- 
yor ki, mearif meclisine gitdigim zemanlarda, Sebe'cilerin birkac 
sandik icinde, bir tefsirleri geldi. Basilmasina izn verilmedi. Sebe- 
bini sordular: Islamiyyete uymiyan bir yeri mi var, dediler. Evet, 
hazret-i Alinin kafir oldugunu yaziyorsunuz, dedim. Hiddetden 
gozleri dondii. Kizma! Dinle dedim: Basmda yazilmis ki, hazret-i 
Talha, hazret-i Aliye sordu ki, hazret-i Osman Kur'an-i kenmden 
yetmis ayeti, hazret-i Omer de, seksen ayeti cikardi deniyor. Bu 
soz dogru mudur? Hazret-i Ah evet dogrudur, dedi. Hazret-i Tal- 
ha yine sordu ki, degismemis olan mishaf sende imis, oyle mi? Haz- 
ret-i Ah, evet bendedir. Hem de, bu Kur'amn iki kati bende var, 
dedi. Sende bulunan Kur'am muslimanlara gostermiyecek misin? 
dediler. Eger Ebu Bekr yerine, beni halite yapsalardi verirdim. Ba- 
na bi'at etmedikleri icin, vermiyecegim ve vasiyyet edip, kiyamete 
kadar evladimm elinde gizli kalsm diyecegim, buyurdu. Tefsiriniz- 
de boyle yaziyor. Senden, Allah nzasi icin soruyorum ki, yehudi- 
ler, Tevratdaki Muhammed aleyhisselami bildiren yirmi ayeti sak- 
ladiklan icin, Allahii teala Kur'an-i kerimde, bunlann kafir olduk- 
lanm bildiriyor: (Ayetlerimi sakhyandan daha zalim, daha cok ka- 
fir olur mu?) mealinde buyuruyor. Hazret-i Ali "radiyallahii anh" 
Kur'an-i kerimin iki mislini sakhyarak iicbinden fazla ayet-i keri- 
meyi saklamis oluyor. Bu yaziniz ile, Allahin arslamm daha zalim, 
daha kafir yapmis olmuyor musunuz? Allah icin buna dogru cevab 
ver, dedim. Sasirip kahp, bir cevab veremedi. Ben ne sfi, ne de 
siinni degilim. Ben masonum, dedi. 

Yehudiler, Cebrail "aleyhisselam"a diismandir. Sebe'ciler de, 
vahy hazret-i Aliye gelecek iken, Cebrail yamlarak Muhammede 
indirdi diyerek, Cebrail "aleyhisselam"a diisman oldu. 

Bunlar da, acikca gosteriyor ki, bu yalanlan ortaya cikaran 
kimse, ne si'idir, ne de siinnidir. Abdullah bin Sebe' denilen bir ye- 
hudidir. 

Otuz, kirk yil seyahat edip islam memleketlerini dolasan, 
Acem alimi Mirza Rizadan sordum ki, si'ilerin her kismim bili- 
yorsun. Suriyede ve Antakya civarmda bulunan Mulhid denilen 
kimseler nasildir? (Onlar, imam-i Aliye tapimyorlar, kafir olu- 
yorlar) dedi. Irakda bulunan, kizilbas admdaki kimseler nasildir, 

-114- 



dedim. (Bunlar da, Allahii tealamn emrlerinden bircoguna inan- 
madiklan icin kafir oluyorlar) dedi. Bektasi ismi altmda gizlenen 
Hurufiler nasildir, dedim. (Bunlar, mezheblerini sakladiklan 
icin, inanclan iyi bilinmiyor ise de, farzlara inanmiyorlar. Haram- 
lara halal diyorlar. Bunun icin bu hurufiler de kafirdir) dedi. 
[Ehl-i siinnet alimlerinden ve evliyadan olan haci Bektas-i veli 
hazretleri, Iranda Nisapurda tevelliid etmisdir. Imam-i Musa Ka- 
zim soyundandir. Anadoluya geldi. Ehl-i siinnet bilgilerini yayi- 
yordu. Ikinci Osmanh padisahi olan Sultan Orhan Gazi [680 de 
tevelliid, 761 [m. 1359] de vefat etdi] bunu ziyaret edip diiasmi al- 
misdi. Yeni Ceri askerlerine de diia etmisdi. Uciincu padisah 
olan sultan Murad-i hiidavendigar [726-791 [m. 1389] de sehid ol- 
du] zemanmda 773 [m. 1371] senesinde vefat etdi. Turbesi, Kir- 
sehrde, Haci Bektas denilen yerdedir. iste, bunun talebesine ve 
gosterdigi dogru yolda gidenlere Bektasi denildi. Yurdumuzdaki 
Bektasiler, bu halis miislimanlarin yolundadirlar. Caldiran mu- 
harebesinde maglub olup kacan sah isma'ilin kizilbas, ya'ni hu- 
rufi askerleri Anadoluya dagildi. Yasiyabilmek icin Bektasi tek- 
kelerine sigindilar. Sonralan bu tekkelere hurufiligi yaydilar. Son 
zemanlarda bu dinsizlerden, serhoslardan, ahlaksizlardan, yur- 
dumuzda hie kalmadi.] O halde, si'ilerden simdi yalmz imamiyye 
firkasi kahyor, dedim. Bunlar da, bes-on milyondur. Bugiin, iic- 
yuzelli milyonu asan Ehl-i siinnet icinde, miislimanlan parcahya- 
cak bir aynhk yokdur. Hepsi, Kur'an-i kerime ve hadis-i serifle- 
re uymakdadir. Hepsinin kalbi, imanlari birdir. Mtislimanlari 
parcalayici btiyiik fesada sebeb olan bir cekismeyi hazret-i Aliye 
yiiklemege lisan ve vicdan nasil razi olur, dedim. (Ehl-i siinnet 
herseyde hakhdir. Sfiler haksizdir) dedi. (Yalmz, Ehl-i siinnet 
birseyde yanihyor. O da, Mu'aviyeyi asin tutmalandir) dedi. Fa- 
kir dedim ki, Yezidi ve Ehl-i beyte eziyyet edenleri ve sogenleri 
biz de hie sevmeyiz, onlann cok kotii olduklarmi soyleriz. Haz- 
ret-i Mu'aviyeye gelince, ictihadinda yamldi. Hazret-i Almin icti- 
hadi hakh idi, deriz. Hazret-i Mu'aviye, hazret-i All ile ictihad yii- 
ziinden aynldi "radiyallahii teala anhiima". Onunla carpisdi. Fe- 
kat imam hazretlerini hie sogmedi ve kotiilemedi. Onunla harb 
ederken bile, Ona saygi gosterdi. Onun iistiinliigiinu soyledi. 
Imam hazretlerini hep medh ve sena eyledi. Hazret-i Mu'aviye- 
nin diismam sandiginiz zat, cok kerimdir. Rabbi de cok rahimdir. 
Bunun icin, biz bunlann muharebelerini konusmayiz. Feth sure- 
sinin sonundaki ayet-i kenmeyi okuyarak, birbirlerine karsi cok 
merhametli idiler, deriz. 

[(Makamat-i Serhendiyye) veya (Ziibde-tiil-niakaniat) adi 

-115- 



da verilen (Berekat) kitabi, Muhammed Hasim-i Kismi tarafindan 
binotuzyedi, 1037 [m. 1627] yilinda Hindistanda farisi dil ile yazil- 
misdir. Bu kitab, istanbulda, Yavuz Sultan Selim civannda bulu- 
nan (Murad molla) kiitiibhanesinde 1317 numarada mevcuddur. 
istanbulda ofset yolu ile 1977 de nesr edilmisdir]. 

Berekat kitabinm ikinci maksadmm sekizinci faslmda imam-i 
Rabbam Ahmed Farukihin kerametleri yazilidir. Bunlardan ye- 
dincisinde Muhammed Hasim diyor ki, seyyidlerden bir gene, 
medresede talebe arkadasim idi. Birgun soluk soluga geldi. Basm- 
dan gecen, sasilacak bir seyi anlatdi. Ahmed Faruki hazretlerinin 
biiyiik bir harikasim gormiisdii. Dedi ki: 

Hazret-i Aliye karsi savasanlan ve hele hazret-i Mu'aviyeyi 
sevmezdim. Bir gece, senin iistadmm [ya'ni imam-i Rabbanmin] 
Mektubatim okuyordum. Buyuruluyor ki, (imam-i Enes bin Ma- 
lik buyurdu ki, hazret-i Mu'aviyeyi sevmemek, Onu kotiilemek, 
hazret-i Ebu Bekri ve hazret-i Omeri sevmemek ve bunlan ko- 
tiilemek gibidir. Ona sogene, bunlara sogene verilen cezayi ver- 
mek lazimdir). Bunu okuyunca camm sikildi ve hie yerinde olmi- 
yan bir yaziyi buraya yazmis, dedim. Mektubati yere atdim. Ya- 
tagima uzandim, uyudum. Rii'yada gordiim ki, senin o yiice sey- 
hin ofkeli olarak yamma geldi. iki mubarek elleri ile kulaklanmi 
cekdi ve ey cahil cocuk! Sen bizim yazdigimizi begenmiyorsun 
ve kitabimizi yere atiyorsun. Benim yazimi okuyunca, sasaladin 
ve inanmadm. Ama, gel seni bir zata gotiireyim de gor! Onun ar- 
kadaslan olan, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" Esha- 
bim sevmedigin icin aldandigini, Ondan isit, buyurdu. Beni ceke- 
rek, bir bagceye gotiirdii. Beni bagcenin kapismda birakip, ken- 
disi yalmzca ilerledi. Uzakda goriinen biiyiik bir odaya girdi. 
Odada nur yiizlii, biiyiik bir zat oturuyordu. Cekinerek ve saygi 
ile, o zata selam verdi. O da, gtilerek karsiladi. Oniinde edeb ile 
diz cokiip oturdu. Ona birseyler soyltiyor. Beni gosteriyordu. 
Uzakdan bana bakislarmdan, beni soyledigi anlasihyordu. Biraz 
sonra, senin o yiice seyhin kalkdi. Beni cagirdi. Bu oturan zat, 
hazret-i Ah "radiyallahii anh"dir. iyi dinle! Bak ne buyuruyor, 
dedi. Iceri girdik. Selam verdim, (Sakm, sakm! Resulullahm "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" Eshabina karsi, kalbinde hicbir dargm- 
hk bulundurma! O biiyiiklerden hicbirini, hie kotiileme! Aramiz- 
da muharebe seklinde goriinen islerimizin, hangi iyi niyyetlerle 
yapildigmi, biz ve O kardeslerimiz biliriz) dedi. Senin O yiice sey- 
hinin serefli admi soyliyerek, (Bunun yazilarma da, sakin karsi 
gelme!) buyurdu. Bu nasihati dinledikden sonra, kalbimi yokla- 
dim. O, harb edenlere karsi bulunan soguklugun, diismanhgm, 

-116- 



kalbimden cikmadigim gordiim. Bu halimi hemen anladi. Ofke- 
lendi. Senin yiice seyhine bakarak (Bunun gonlii daha temizlen- 
medi. Suratma bir tokat indir!) dedi. Seyh hazretleri, ytiztime 
kuvvetli bir tokat indirdi. Tokadi yiyince, kendi kendime dedim 
ki, bunu sevdigim icin, Onlara dusmanlik etmisdim. Halbuki ken- 
disi, Onlara dusmanhgimdan bu kadar cok incinmekdedir. Bu 
halden vazgecmemi istemekdedir. Artik ben de, bu dusmanhk- 
dan vazgecmeliyim! Kalbimi yokladim. Dusmanlik, kirgmlik kal- 
mamis, tertemiz buldum. O anda uyandim. Simdi de kalbim, o 
kinden temizlenmisdir. O rii'yanm, o sozlerin tadi, beni baska 
sekle sokdu. Kalbimde, Allahdan baska hicbirseyin sevgisi kal- 
madi. Senin yiice seyhine ve Onun yazilanndaki ma'rifetlere 
inancim katkat artdi. 

Insanlan sogmemek, kimseye la'net etmeyip susmak, ahiretde 
sue sayilmiyacakdir. 

Fahr-i kainat "aleyhissalevatii vetteslimat" efendimiz ve Es- 
hab-i kirama oniic sene cefa eden, cok sikinti veren kafirlere ve 
hele bunlarm ele basilan olan bes-alti azili zalime bile, sogmek ve 
la'net etmek emr edilmedi. Bu azgmlardan Ebu Cehlden baskasi- 
nm ismleri bile unutuldu. Diinyada hicbir dinde insanlara sogmek, 
la'net etmek emr olunmadi. Bir kimse, Allahii tealamn emrlerini 
yapsa ve yasaklarmdan, haram etdiklerinden kacinsa, fekat 6m- 
riinde bir kerre seytana la'net etmese, bunun icin, bu kimse sorgu- 
ya cekilmiyecekdir. Sen, seytamn dostu idin, denilmiyecekdir. Bir 
kimse de, emrleri yapmayrp, hergun seytana yiizlerce la'net eyle- 
se, ahiretde sorguya cekilecek, seytana la'net etmesi, onu azabdan 
kurtarmryacakdir. Bu kimse, seytamn diismam degil, dostu sayila- 
cakdir. Goriiliiyor ki, Ehl-i beyti sevmis olmak icin, suna buna 
sogmek, la'net etmek akl ile de, din bakimindan da faidesiz, lii- 
zumsuz olup, hie dogru degildir. Iran sultanlarmdan Nadir sah, 
1148 de tahta cikdi. 1152 [m. 1739] de Hindistanda Delhiyi aldi. 
Bagdadi da almak icin ugrasdi. 1160 da lsyan cikarak, olduriildii. 
Iste bu Nadir sah, Bagdad muhasarasmdan aynlmca, Bagdadh bii- 
yiik Safi'i alimlerinden Abdullah bin Hiiseyn Siiveydi [1104 de te- 
velliid, 1174 [m. 1760] de vefat] "rahmetullahi teala aleyh" efendi- 
nin baskanhgmda, Ehl-i siinnet ve sfi alimlerini topladi. Burada, 
siinniler ile si'iler arasmdaki aynhga sebeb olan inamslan kaldir- 
mak icin karar verilip, hepsi imzalamisdi. Fekat, Nadir sah vefat 
ederek, bu hayrh is yapilamamisdi. Bu sirada hatinma gelen bir 
seyi soyliyeyim: 

Nadir sah, si'i alimlerine sordu ki, yehudiler ve hiristiyanlar ve 
mecusiler (ya'ni komtinist ve mason gibi kitabsiz kafirler) Cen- 

-117- 



nete mi, yoksa Cehenneme mi gidecekler? Hepsi Cehenneme gi- 
decek, dediler. Yine sorup, Ehl-i siinnet nereye gidecek, dedi. 
Bunlar da Cehenneme gidecek dediler. Sah, bunlara kizarak, (Ce- 
nab-i Hak, sekiz Cenneti, yalmz Iramn bir kism halki icin mi yarat- 
di?) demisdir. 

Binikiyiizsekseniki 1282 [m. 1866] senesinde, fakir hacca git- 
misdim. Yolda Hasen efendi adinda bir Iran alimi ile karsilasdim. 
Ona dedim ki, Eshab-i kiram "aleyhimiirndvan" bircok hadis-i 
serifler ile medh edildi. Boyle iken, siz nicin onlara diisman olu- 
yor, hepsine sogiiyorsunuz? (Ben Onlara diisman degilim. Fekat, 
si'ilerin coguna gore, Ebu Bekr-i Siddik, halifeligi Alinin elinden 
zor ile almis, Eshab da, bundan yana olmakla irtidad etmisler) 
dedi. Buna karsilik dedim ki, Resiil-i ekrem "sallallahii aleyhi ve 
sellem" efendimiz, bunlarm miirted olacaklanm bilmedi de, onun 
icin mi medh ve sena eyledi? Cevab olarak (sonunda boyle yapa- 
caklanm bilmedi. Bilseydi, hicbirini medh etmezdi. Hepsine 
la'net ederdi) dedi. Allahii teala, Eshab-i kirami cesidli ayet-i ce- 
lile ile medh ediyor. Acaba, Allahu teala da bilmedi mi dedim. 
Sfi, buna bir cevab veremedi. Hazret-i Ali, diinya mevki'i icin ca- 
tisdi demek buna iftira etmek degil midir, dedim. (Hazret-i Ali- 
nin Eshaba catmasi, diinya mevki'i ipin degildi. Fahr-i kainat 
efendimiz, Alinin halife yapilmasmi soylemisdi. Eshab, bu emri 
dinlemedigi icin miirted oldular. Hazret-i Ali de, Resulullahm 
emrinin yapilmasi icin onlarla catisdi) dedi. Buna karsilik si'iler, 
Resulullahm emrini dinlemiyerek, bircok bid'at yapdilar. Bunlar 
arasmda emrleri ve stinnetleri yerine getiren pek az kimsedir. Bu- 
nun icin, onlar da miirted olmuyor mu, dedim. Bir cevab vereme- 
di. Diyelim ki, hazret-i Ali, halife yapilmadigi icin, hazret-i Fati- 
ma da, hurma bagcesi kendisine verilmedigi icin, Eshab-i kirama 
giicenmis olsunlar. Bir mii'minin, din kardeslerine, kinlarak, ki- 
zarak iic giinden cok dargm durmasi haramdir. Bunlar oliinciye 
kadar dargm kaldilar demek, nasil caiz olur, dedim. (Bunlarm da- 
nlmasi, emri yapmadiklan icindi) dedi. Mii'min olanlar islamiy- 
yete uymazsa onlara danlmak, vazifeye cagirmak farzdir. Bunu 
da, amirler, kuvvet kullanarak, alimler de, soyliyerek caginr. Di- 
ger halk ise, yalniz kalbleri ile kinhrlar. Bu da, imanin en asagi 
derecesidir. Hazret-i Ali "radiyallahu anh", Allahm arslam iken, 
acaba neden kuvvet kullanarak emrin yerine getirilmesini sagla- 
madi? Yoksa kuvvetsiz mi idi? Anasini, babasini ve cocuklanm 
oldiiren kimseyi kisas icin oldiirmek caiz iken, Bekara suresinin 
ikiyiizotuzyedinci ayetinde mealen, (Eger afv ederseniz, takvaya 
daha yakin olur) ve Nisa suresinin kirksekizinci ve yuzonaltinci 

-118- 



ayetinde mealen, ( Allahii teala, dilediginin, sirkden [ya'ni kiifr- 
den] gayri giinahlarim afv eder) ve Maide suresinin otuzsekizinci 
ayetinde mealen, (Bir kiinse, zulin ya'ni giinah i§leyip, sonra tev- 
be eder ve salih amel islerse, Allahii teala tevbesini, elbette kabiil 
eder) buyurulmusdur. Bunlar gibi, tevbenin kabul olunacagmi 
bildiren otuz kadar ayet-i kerime vardir. Herhangi bir kul, fisk, 
fiicur, giinah isleyip, sonra tevbe edince, afv-i ilahiye kavusuyor 
da, Resulullahin Eshabi "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" hi- 
lafet isfnde yamlsalar bile, tevbe etmeyip afva kavusmadiklan bi- 
liniyor mu, dedim. Yine hie cevab veremedi. 

Bagdad miiftisi Arus zade efendi, Kerbelada, hazret-i Hiiseyn 
"radiyallahii teala anh" efendimizin tiirbedarmdan isitdigi asagida- 
ki vak'ayi bu fakire bildirmisdi: 

Hazret-i Hiiseyn "radiyallahii anh" bir gece rii'yada tiirbedara 
goriinerek, yarm Irandan bir cenaze getirilecekdir. Onu, sakm ba- 
na yakm defn etdirme, dedi. Ertesi gun Irandan bir cenaze getiril- 
di. Tiirbe yanina defn etmek istediler. Once izn vermemis ise de, 
cok zengin olduklarmdan cok para vermisler. O da, izn vermis, iki 
bin adim kadar uzak bir yere defn etmisler. O gece, imam-i Hii- 
seyn "radiyallahii anh", rii'yada goriinerek, tiirbedara danhr, ba- 
girir. Pisman oldugunu, afv buyurmasim yalvanr. Ertesi gece, yi- 
ne goriinup, yine danhr, paylar. Tiirbedar, ertesi giin, meyyiti ora- 
dan cikaracagim, uzaklasdiracagim soyler. Resulullahin gozbebe- 
gi "radiyallahii anh", (Bizim yammizda iki gece yatan afv olunur. 
O, afv olundu. Lakin, ben cok sikildim) buyurdu. Mevtamn da, 
tiirbedarm da afv olunduguna isaret buyurdular. Tiirbedar, bunla- 
n Arus zadeye anlatmca, kiymetli miifti, tiirbedara karsihk (ima- 
mm kotii dedigi bir fasik, tiirbesinden iki bin adim uzakda, iki ge- 
ce kalmakla afva kavusuyor da, Seyhayn [ya'ni Ebu Bekr ile 
Omer] "radiyallahii anhiima" binikiyuzaltmis seneden beri, hiic- 
re-i mu'attara-i Nebeviyyede yanyana yatdigi halde afva kavusa- 
madilar mi?) diye sorar. Tiirbedar, sasirrp birsey diyemez. Aciz, 
cahil oldugu aciga cikar. Ne giizel bir susdurus, ne biiyiik bir mah- 
cubiyyet!.. 

Seyhaynden Omer "radiyallahii anh" halife iken, Allahin di- 
nini, Resulullahin sanini diinyaya yaymak icin, sehrleri, memle- 
ketleri ele gecirdi. Arabistan yanm adasmda ve dogunun, batimn 
en uzak yerlerinde, ordulan kahramanca yayilarak kiifr, ahlak- 
sizhk karanhklarim yok edip, islamin lsigmi parlatdi. islamiyyete 
bu kadar hizmet etdigi icin, acaba hazret-i Ali onu afv etmez mi? 
Sucu varsa, bagislamaz mi? Hele, kendisi Kudiis-i serifi almaga 
giderken yerine halife olarak hazret-i Aliyi vekil etmis, bu da, 

-119- 



halife geri gelinceye kadar, halife vekilligi yaparak, idareyi eline al- 
mis, donusunde yine, idareyi hazret-i Omere birakmis olmasi, bir- 
birlerini ne kadar cok sevdiklerini gostermiyor mu? Aralarmda 
ufak bir aynhk, catisma olsaydi hazret-i Omer, Onu vekil eder mi 
idi? Hazret-i Ali de, hilafeti eline gecirmis iken, istegi ile, Ona ge- 
ri verir mi idi? Eger denirse ki, sonralan, hilafeti istemekden vaz- 
gecmisdi. Eski arzusu olsaydi, Omere vermezdi. Boyle denirse, ve- 
kili oldugu kimse ile aralarmda aynhk, sogukluk da, kalmamis 
olur. Boyle olunca da, buna dil uzatmak caiz olmaz. 

Hazret-i Omer "radiyallahii anh" halife iken, hazret-i Ali "ker- 
remallahii vecheh" kizi Umm-i Giilsiimii, hicretin onyedinci yilm- 
da, halifeye kirkbin akca giimiis mehr ile nikah etdi. Hazret-i 
Omerin Umm-i Giilsiimden Zeyd admda oglu ile Rukayye adm- 
da kizi oldu. Hazret-i Omer, hazret-i All ile hazret-i Fatimatiiz- 
Zehramn damadi oldu "radiyallahii teala anhiim". Boylece arala- 
rmda eskiden beri bulunan sevgi birkat daha artdi. Gece giindiiz 
bir arada bulunup, muslimanlann islerine yardim yolunu birlikde 
ararlardi. Bu kadar yaklasdilar da, hazret-i Ahnin kini, diismanh- 
gi yine gitmedi mi? Boyle soylemek, yiice imama karsi ne biiyiik 
iftiradir. 

Pasa olmus, vezir olmus bir zat bektasilik ismi altmda gizlenen 
hurufilik yoluna sapmisdi. Sonra, akh basina gelip, tevbe etdi. Ni- 
cin ve nasil tevbe etdigini sordum. Fakire dedi ki, bu sahte Bek- 
tasilerin cok kiymet verdikleri bir kitabda, hazret-i Omere kafir 
deniliyor. Hazret-i Ali, nasil oluyor da, bir kafire kizim veriyor 
diye sorulmasim onlemek icin de diyor ki, birgiin halife Omer, 
hazret-i Abbasi cagmr. Hazret-i Almin kizim almak istedigini 
soyler. Sen yashsm, kiz ise, cok gencdir. Bu is nasil olur derse de 
halife hemen, bu dustincemi Aliye de soyledim. O da senin dedi- 
gin gibi cevab verdi. Git kendisine soyle! Eger, kizim bana ver- 
mezse, iki yalanci sahid bulup, Ona karsi bir da'va acanm. Onun 
hirsiz olduguna karar vererek, elini keserim der. O da, korkusun- 
dan, kizim Omere verir. Kitabda bunu okuyunca, kendi kendime 
sordum. Bir zalim, beni sikisdinp, kizim bir kafire vereceksin. 
Eger, ona vermezsen seni olduriirum dese, oldiirecegini iyi bildi- 
gim halde ve giinahi cok, yiizti kara bir kimse oldugum halde, 
oliimii goze ahr, kizimi kafire veremem, dedim. Hazret-i All 
"kerremallahu vecheh", Allahm arslani, Resulullahm sevgilisi ol- 
dugu ve giinahdan, aybdan tertemiz oldugu halde, boyle stibheli 
bir sikmti cekmek korkusu ile Resulullahm "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" torunu olan sevgili kizim, islamiyyetin yasak etdigi, ha- 
bis, pis yere atamiyacagmi anladim. Akhm basima gelerek, temiz 

-120- 



bir tevbe etdim. Hurufilikden kurtuldum, dedi. 

Bagdad valiliginde bulunmus vezirlerden biri, hazret-i Omerin 
bu evlenme isini, bir acemden sorar. O da, sikilmadan, hazret-i Ali- 
nin "radryallahu teala anh" kerimesi icin, kotii iftira ve kirli sozler 
soyleyip, oradan sivisip gider. 

Yukandaki uzun yazilardan anlasihyor ki, biiyiik veli Abdulka- 
dir-i Geylani "kaddesallahii teala sirrehiiPaziz" hazretlerinin, hu- 
rufilerin onbes isde yehudilere benzediklerini bildirmesi pek yerin- 
dedir. Hurufiligi Abdullah bin Sebe' admda bir yehudinin, islamiy- 
yeti parcalamak icin ortaya cikardigi meydandadir. Bu yehudi, 
muslimanlari birbirlerine diisman etmek icin, yiizyirmidortbin sa- 
habiye, halifeligi hazret-i Almin elinden zor ile aldiklarmi soyliye- 
rek, kafir dedirmisdir. 

[Yehudiler, Ya'kub "aleyhisselam"m oniki oglundan tiiremis- 
lerdir. Ya'kub "aleyhisselam"m adi israil oldugu icin, bunlara 
(Bent israil), ya'ni israil ogullan denildi. israil, Abdullah demek- 
dir. Musa "aleyhisselam" Tur dagma gidince, bunlar dinden cik- 
di. Buzagiya tapdi. Sonra pisman olup tevbe etdikleri icin, yehudi 
denildi. Yehudi, hidayeti, dogru yolu bulucu demekdir. Yehudi- 
ler, Musa "aleyhisselam"a cok eziyyet etdi. Sonra gelenleri, bin 
Peygamberi sehid etdi. Isa "aleyhisselam"i babasiz cocuk diye ko- 
tiilediler. Annesi hazret-i Meryeme kotii kadin dediler. Bunlan 
oldiirmege saldirdilar. Ahir zeman Peygamberi Muhammed 
"aleyhisselam"i zehrlediler. Hazret-i Osman zemanmda, fitne ci- 
kararak, halifenin sehid edilmesine sebeb oldular. Hurufiligi mey- 
dana cikarip, muslimanlari parcaladilar, birbirine diisman etdiler. 
Asrlarca, Allahm gonderdigi dinleri, Peygamberleri yok etmege 
ugrasdilar. Dinleri yok etmek icin masonlugu kurdular. 1336 [m. 
1918] de biten Birinci cihan harbinden sonra, nz, namus ve din 
dusmam olan komiinist devletler kurdular. Bir yandan da, once 
istanbul, sonra Misr hahambasisi olan Hayim Naum, diinyanm bi- 
ricik islam devleti (Osmanh) imperatorlugunu yikmak icin, kapi- 
talist ve emperyalist devletler arasmda finldaklar cevirdi. Netice- 
de, islam aleminin liderligini yapan koca imperatorluk parcalan- 
di. Miislimanlara gerici denildi. islamiyyet kuvvetsiz kaldi. Yok 
olmaga yiiz tutdu.] 

Din kitablan ve tarihler soz birligi ile bildiriyor ki, hazret-i Ebu 
Bekr pazartesi giinii halife secildi. Ertesi sah giinii, hazret-i Ali, 
birkac kisi ile mescide gelip, Ebu Bekre, seve seve bfat etdi. Hali- 
fe vefat edinciye kadar, her emrini yapdi. Din-i islami yiikseltmek 
icin, elinden gelen yardimi esirgemedi. Boyle oldugu halde, haz- 
ret-i Alide, Kur'an-i kerimin yasak etdigi kotii huylarm bulundu- 

-121- 



gunu soyliiyorlar. Bu biiyiik imama cok biiyiik iftira ediyorlar. 
Hazret-i Aliye bu yolda iftira etmek, imam olanlann tiiylerini iir- 
pertmez mi? Hazret-i Ebu Bekr, Omer ve Osman "radiyallahii 
anhiim" halife secilirlerken, kendilerinden daha iistiin bulundugu- 
nu soyleyip, herbiri kendini, halifelige layik gormemisdi. Allahii 
tealamn emr etdigi tevazu' sifatim takmmislardi. Ertesi gun, haz- 
ret-i Alihin gelerek, en biiyiik giinahlardan olan kibr sifati ile or- 
taya cikmasi, icinizde benden daha iistiin, daha kahraman, daha 
alim var mi diye, iistiinliik gostermesi, bir muslimamn soyleyecegi 
soz miidiir? Tesavvuf yollarmm cogu hazret-i Aliden gelmekde- 
dir. Tesavvuf biiyiikleri, talebesini hazret-i Alinin verdigi emre 
gore yetisdiriyor. Bunun icin de, once tevazu' etmegi ogretiyorlar. 
Din kardeslerinin kusurlanm afv ile ihsan etmek, bircok ayet-i ke- 
rime ile bildirildigi halde, birseyi otuz seneye kadar afv etmeyip, 
bunu yapana kiyamete kadar la'net edilmesini vasiyyet etmegi, 
degil hazret-i Aliye, bir fasika bile yakisdirmak, hie caiz olur mu? 
Tesavvuf biiyiikleri, herseyin Hakdan bilinip, kazaya nza lazim 
gelecegini gosteren ayet-i kerimeleri okuyarak, talebeyi terbiye 
ediyorlar. Bunu emr eden zatin, bir talebesi kadar, kazaya razi ol- 
madigma hie inamhr mi? Boyle soylemek, cirkin bir iftira degil 
midir? Belalara sabr etmegi gosteren ayet-i kerimeler varken, 
hazret-i Alinin belaya sabr etmedigi, nasil soylenebilir? Sonu ca- 
buk gelen diinya mevki'ine diiskiin olmagi kotiiliyen ayet-i keri- 
meleri unutarak, hazret-i Ali, mevki' diiskiinlugiinden gecimsizlik 
cikararak, iimmet-i Muhammediyye arasina fesad, aynhk tohumu 
atar mi? Herbir sozii hikmet, fazilet ornegi olarak, miislimanlarm 
dilinden diismiyen o yiiksek imam icin boyle seyler soylemek caiz 
midir? 

tie halife, Resulullahm Eshabimn sozbirligi etmesi ve halifeli- 
gi kendilerine vermeleri iizerine halife olmak kendilerine farz ol- 
dugu icin, istemiyerek kabfil etdiler. Kendilerinden sonra, ogulla- 
rmm da halife olmasim vasiyyet etmemeleri, bu soziimiizun yerin- 
de oldugunu gostermiyor mu? Hele Eshab-i kiram soz birligi ya- 
parak hilafeti hazret-i Aliye verince, istemiyerek kabiil buyurdu- 
gunu ve hazret-i Mu'aviyenin ictihadmda yamlmasi iizerine, isla- 
miyyetin emri ile, hazret-i Mu'aviyeyi ita'ate getirmek icin ne ka- 
dar gok sikmti cekdigini bilmiyen yok gibidir. Bunlardan baska, 
miislimanlara, hatta yer ytiziindeki biitiin mahluklara sefkat ve 
merhamet olunmasim emr eden nice ayet ve hadis-i serifler var- 
ken ve iyi ahlakm kaynagi olan hazret-i Alinin "kerremallahii te- 
ala vecheh" keremi ve merhameti pek fazla oldugunu gosteren 
vak'a ve haberler meshur iken, hatta kiyamet giinii mii'minlere 

-122- 



Kevser serabi dagitacagi icin, Cenab-i Hak, bunun sefkatini ve 
merhametini orada kullarma gosterecegini miijdelemis iken, mil- 
yonlarca mii'minin, onun yiiziinden Cehennemde sonsuz kalacagi- 
ni soylemek, degil hazret-i Aliye, aleak bir fasika bile yakisdinla- 
maz. Ciinki insanlara sefkat, merhamet demek, onlarm ahiretleri- 
ni kurtarmaga cahsmak ve Cehennem atesinden korumak demek- 
dir. Dtinya islerinde yardim etmek, ahiretlerine yardim yaninda 
hie kalir. Yehudilerin yapdigi iftiralara bakilirsa, milyon, belki mil- 
yarlarca mii'minin, hazret-i All yiiziinden Cehennemde sonsuz 
yanmasi lazim gelmekdedir. 

Muslimanlan giybet etmemek, kotiilememek ve alay etmemek 
hakkmda bunca ayet-i kerime ve hadis-i serifler varken, Eshab-i ki- 
ramm hepsini ve hazret-i Peygamberin emrine uyan biitiin Ehl-i 
siinneti "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" gece giindiiz kotiile- 
mek, hatta kafir demek, nasil dogru bir yol olur? Buna sebeb ola- 
rak, Eshab-i kiram, hazret-i Aliye hilafeti uygun gormedikleri icin, 
bu halleri kendisine pek agir gelerek, bu cirkin isi yapmagi emr et- 
digini soylemek bir miislimana yakisir mi? Eshab-i kiram "aleyhi- 
miirndvan" ve bu iimmetin ileride olanlan, kendi nefsleri ile ug- 
rasmagi, birinci vazife bildikleri halde, hazret-i Alinin "kerremal- 
lahii vecheh" kendi mubarek nefsine dokunulsa bile, bu kadar bii- 
yiik bir giinah islemiyecegi siibhesizdir. Hele mubarek nefslerine 
dokunulmaymca, bu giinahi islemiyecegi giinesden daha meydan- 
dadir. 

Insaf etmelidir ki, sonsuz olarak diisman bildikleri Eshab-i ki- 
ramin icinde, hazret-i Alinin teyzesi ve amcasi oglu ve daha nice 
yakin akrabasi da vardir. Akrabaya iyilik ve ihsamn ve ziyaretin 
vacib oldugunu bildiren ayet-i kerimeler varken, o buyiik zatm, 
bunlara diismanhk edilsin diye vasiyyet etmis oldugunu soylemek, 
imam olanm yapacagi bir is midir? Resulullahm zevcelerinin, 
mii'minlerin anneleri oldugu, ayet-i kerime ile bildirilmis iken ve 
analara, babalara ita'at ve saygi gostermek emr edilmis iken, haz- 
ret-i Alinin bu mubarek zevcelere, Ebu Bekre bi'at etdikleri icin, 
diismanhk etdigini ve kafir dedigini, kalbinde iman lsigi parlayan 
kimse nasil kabul edebilir? 

Hadis-i serifler, fitne cikarana la'net etdigine gore, hazret-i Ali- 
nin "kerremallahii teala vecheh" iimmet-i Muhammed icine fitne 
diisurdugii soylenebilir mi? 

Hazret-i Omer "radryallahu anh" (Bana bir bela gelirse, ile diir- 
lii sevinirim. Birincisi, belayi Allahii teala gondermisdir. Sevgili- 
nin gonderdigi hersey tath olur. ikincisi, Allahii tealaya, bundan 
daha biiyiik bela gondermedigi icin siikr ederim. Uciinciisii, Alla- 

-123- 



hti teala, insanlara bos yere, faidesiz birsey gondermez. Belaya kar- 
sihk, ahiretde ni'metler ihsan eder. Diinya belalan az, ahiretin 
ni'metleri ise, sonsuz oldugundan, gelen belalara sevinirim) demis- 
dir. Zemammizda bile, hazret-i Alinin yolunda bulunarak kalbi te- 
mizlenen Ehl-i siinnetden bircogu, derdlerden, belalardan lezzet al- 
makda iken, hazret-i Alinin beladan lezzet almadigma, yillarca si- 
kmtisim cekdigine, oliirken de, bunun icin milyonlarca miislimana 
ve Eshab-i kirama "ndvanullahi teala aleyhim ecma'm" diismanlik 
edilmesini vasiyyet etmis olduguna, inamlabilir mi? 

Hubb-i fillah ve bugd-i fillah icin, ya'ni muslimanlan, miisliman 
olduklan icin sevmek lazim geldigini ve kafirleri, islam diismam 
olanlan da sevmemek lazim geldigini emr eden cesidli ayet-i ke- 
rime ve hadis-i serifler varken ve Eshab-i kiramm hepsi, (Allah 
Onlarin hepsinden razidir. Onlar da, Allahii tealadan razidirlar) 
mealindeki ayet-i kerime ile miijdelenmis iken ve Muhacirin-i ki- 
rami ve Ensar-i izami "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" medh 
ve sena eden sayisiz hadis-i serifler var iken ve bunlardan on dane- 
si Cennet ile miijdelendikleri icin (Asere-i miibessere) adi ile seref- 
lenmis iken ve bunlara diismanlik edilmemesi, cesidli hadis-i serif- 
ler ile bildirilmis iken, Ehl-i beytin en iistiinii ve ilm sehrinin kapi- 
si olan hazret-i Alinin "radiyallahii anh" beni halife yapmadilar di- 
ye bunlara diismanlik etmesi miimkin midir? Boyle cok cirkin bir 
isi yapdigim soylemek, O koca imama dostluk mu olur, yoksa diis- 
manlik mi olur? 

Cum'a nemazma ve bes vakt nemazm cema'atine gitmemenin 
sue oldugu ayet-i kerime ve hadis-i seriflerle bildirilmisdir. Medi- 
ne-i miinevverede farzlarm, Mescid-i Nebevide kilmdigi ve halife- 
nin imam oldugu herkesce bilinmekdedir. Hazret-i All, bu tic hali- 
feye uyarak, nemazlarim kildigi icin, kafir dedigi kimseye uymus 
olur. Kiifrunii bildigi kimsenin arkasmda nemaz kilan kafir olur. 
Bunlarm arkasmda nemaz kilmadi ise, Cum'a ve cema'ati terk et- 
mis olur ki, bu da giinahdir. Hazret-i Alinin boyle suclan yapmasi 
imkansizdir. 

Hazret-i All, hazret-i Omere "radiyallahii anhuma" kerimesini 
vermisdir. Kafir oldugunu bildigi bir adama, kizim veren de kafir 
olur. Bu ise, hazret-i Aliye hie yakisir mi? 

Buraya kadar, si'ilerin ba'zisma yehudilerin uydurdugu huru- 
fi inane ve yalanlanmn bulasmis oldugunu iyice anlatmis oluyo- 
ruz. Biraz da, bunun baslangicini ve sebebini acikhyahm. Hurufi- 
ligi ortaya cikaran, Abdullah bin Sebe' admda, Yemenli bir ye- 
hudidir. Muhammed "aleyhisselam"in timmetini sasirtmak, sap- 
dirmak ve parcalamak icin, bunu yapmrsdir. islam lsiginm kayna- 

-124- 



gi olan Ehl-i beytden intikam almak icin yapmisdir. Maksadmm 
anlasilmamasi icin, hazret-i Aliyi cok seviyor gorunmiis, hilafet bu- 
nun elinden almdi diyerek, iic halifenin ve Eshab-i kiramm kafir 
olduklanni soylemisdir. Hazret-i Aliye diismanhgmi, Onu asm 
sevmek perdesi altmda gizlemisdir. Yalmz islamiyyete degil, akla 
da uymiyan yalanlar, diizmeler ortaya koymusdur. Imandan ve 
ilmden haberi olmiyan, yarasa kusu gibi lsigi goremiyen diisiince- 
sizler, aklsizlar, bu miinafik yehudmin kurdugu tuzaga diiserek, 
hazret-i Ali icin, Onun sanma layik olmiyan iftiralara inanmislar, 
Onu lekelemege ugrasmislardir. [Ehl-i siinnet alimlerinin derin 
ilmlerinden ve kuvvetli kalemlerinden meydana gelen kiymetli ki- 
tablar, her asrda miislimanlan uyandirmis, ibni Sebe'in sapik soz- 
leri unutulmak iizere iken, Fadl-ullahi hurufi ismindeki bir acem 
yehudisi, bu fitneyi alevlendirmis, 796 [m. 1393] senesinde olmtis- 
dtir. (Se'adet-i Ebediyye), ikinci kism yirmiikinci maddeye baki- 
mz!] 

Hurufilerin bu ytice imama bulasdirdiklan kotiiliikler, Tevrat- 
da ve Incilde de yazihdir. Bunun icindir ki, yehudilerden ve hiristi- 
yanlardan bu hakikati anhyanlar, bu iftiralarm, hazret-i Aliye dost- 
luk degil, biiyiik diismanlik oldugunu bildiriyorlar. 

Se'adete kavusmak icin, iic sey lazimdir: 

1- Miisliman olmak lazimdir. Bir kerre (LA ILAHE ILLAL- 
LAH MUHAMMEDUN RESULULLAH) diyen miisliman olur. 

2- Miisliman oldugunu tamdiklara ve meleklere bildirmek icin, 
(Eshedii en la ilahe illallah ve cshcdu enne Muhammeden abdiihii 
ve resuliih) denir. 

3- Kalbi temizlemek ve dtinyada ve ahiretde se'adete kavus- 
mak ve derdlerden, belalardan, hastahkdan, diisman serrinden ve 
sihr, biiyii ve cin carpmasindan kurtulmak, ni'metlere kavusmak 
icin, her muslimamn, her gun kalb ile tevbe etmesi ve bu tevbeyi 
soylemesi lazimdir. Bunu soylemege (istigfar) denir. Cok istigfar 
okumahdir. istigfar, (Estagfirullah min kiilli ma kerihallah) veya 
kisaca (Estagfirullah) demekdir. 400. cii sahifeye bakimz! 

Ahkam-i islamiyyeye uyanm dualan muhakkak kabul olur. is- 
tigfan ve istigfar diiasim biitiin gece okuyup, uykusuz kalmama- 
hdir. Istigfan ve biitiin diialan, ma'nasim dtisiinmeden, temiz 
kalb ile soylemezse, yalmz agiz ile soylerse, hie faidesi olmaz. is- 
tigfan agiz ile iic kerre soyleyince, temiz kalb ile de soylemege 
baslar. Giinah islemekle kararmis olan kalbin soylemesi icin, agiz 
ile cok soylemek lazimdir. Haram lokma yiyenin ve nemaz kilma- 
yamn kalbi simsiyah olur. Boyle kalblerin soylemege baslamasi 

-125- 



icin, istigfar diiasim tic kerre okumak ve sonra 67 kerre istigfar soy- 
lemek, ya'ni (Estagfirullah) demek lazimdir. Allahii teala, (tevbe 
ve istigfar edeni severim ve giinahim afv ederim) buyuruyor. Tev- 
be, giinahi isledigine pisman olmak, giinah islemekden hemen vaz 
gecmek ve bir daha yapmamaga karar vermek ve afv etmesi icin 
Allahii tealaya yalvarmakdir. Bu dort seyden biri noksan olan tev- 
be kabul olmaz ve giinahi afv edilmez. Tevbeden sonra giinahi tek- 
rar yaparsa, tevbesi bozulmaz, yeniden gtinaha girer. Bunun icin, 
aynca tevbe etmesi lazim olur. Hakiki tevbesi yapilan giinah, mu- 
hakkak afv olur. Tevbe yapilmiyan giinah icin, Allahii teala, diler- 
se afv eder, dilerse azab eder. 

UCUNCU RISALE 

TEZKIYE-I EHL-I BEYT 

Kitabimn sonsozii (2.ci kism) 

(Hiisniyye) kitabmdaki kiifre sebeb olan aleak iftiralan, yukan- 
da cevablandirmis, yehudilerin perdelerini yirtarak, islam diisman- 
liklanni ortaya koymus oluyoruz. Yehudilerin arabi dil ile yazmis 
olduklan (Hakayik-ul-hakayik) ve (Elfaz-i kudsiyye) ve (Ayn-iil- 
hayat) admdaki risalelerini ele geciren bir alimin, bunlara kisaca 
vermis oldugu cevabi da, oldugu gibi asagiya yaziyoruz. 

(Ayn-iil-hayat) risalesini okuyan bu zat, kitabm basdan sona 
kadar, tic halifeye ve hazret-i Mu'aviyeye ve hazret-i Aiseye ve 
Ehl-i siinnet alimlerine "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" kar- 
si cirkin iftiralarla dolu oldugunu, hepsine sogiilup la'net olundu- 
gunu gormiis, bunlari fihrist seklinde, soyle siralamisdir: 

Fahr-i alem "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimiz vefat edin- 
ce, Selman ve Ebii Zer ve Mikdaddan "radiyallahii anhiim" baska 
biitiin Eshab kafir olmus. Hazret-i Osmana sogmek, la'net etmek 
ve Ka'b kafirdir, demek lazim imis. Bunlar, dokuzuncu sahifesi so- 
nuna kadar yazihdir. 

Uc halife ile Eshab-i kiramm cogu, Muhammed "aleyhisse- 
lam"in dmine diisman imis ve miisrik imisler. imam-i a'zam Ebii 
Hanife ile Siifyan-i Sevri ve Ehl-i siinnetin hepsi kafir imis. Vah- 
det-i viicud bilgisinde Ehl-i siinnet alimlerine ve tesavvuf biiyiikle- 
rine "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" iftiralar yagdirmasi, yir- 
miyedinci sahifeye kadar siirmekdedir. 

Hazret-i Osman ve zemamnda bulunan Eshab-i kiram "radi- 
yallahii teala anhiim ecma'in" kafir imis. Bunlara la'netler savur- 
makdadir. Irak ehalisinin bir kismi dogru yoldan aynlmis, Alla- 

-126- 



hii teala kullanna nzklarmi oniki imam ile gonderirmis. tie halife- 
yi sogmek, la'net etmek lazim imis, bunlar kafir ve fasik imis. Ehl-i 
siinnet, bunlan sevdigi icin kafir olmus. Cemel vak'asmda, hazret-i 
Ali, Peygamberimizin vekili oldugu icin, hazret-i Aiseyi bosamis. 
Eldeki tefsirler bozuk imis. Ebu Bekr, Omer, Talha ve Ziibeyr "nd- 
vanullahi aleyhim" kafir imis. Osman, Aise, Talha, Ziibeyr ve 
Mu'aviye hazretleri dinsiz, kotii ve zalim imisler. 

Peygamber efendimiz Cebrailden ve Mikailden ve Israfilden, 
bunlar da Levh ve Kalemden anlamrs ki, veli olmak yalmz hazret-i 
Aliye ve oniki imama mahsus imis. Hazret-i Ali, Allahii tealamn 
kal'asi imis. Kryamet giinii, Cennete ve Cehenneme gidecekleri 
hazret-i All ayiracakmrs. Hazret-i Ahnin seytan ile olan vak'a ve 
carpismalan, hazret-i Fatimaya gokden doksan sahife inmis. Her- 
birinde, uc halifenin ve Eshab-i kiramm zalim, sapik ve fasik ol- 
duklan yazih imis. imam-i Ca'fer Sadik hazretleri Musa ve Hizir 
"aleyhimesselam"dan daha iistiin imis. isra suresinin seksenbe- 
sinci ayetinde bildirilen riih, oniki imamm hizmetcisi olan bir me- 
lek imis. imam-i Ali "radiyallahii anh" oliileri diriltirmis. Hazret-i 
Ebu Bekri halife tammasi icin zorlandigi sirada, gordiigii haka- 
retler adi altmda, uzun uzun kotii sozler yazihdir. Meleklerin 
yiiksekleri, oniki imamin emrinde olup, bunlann hizmetcileri 
imis. Fizik, kimya ve biyoloji kanunlan, atomlarm, yildizlann ha- 
reketleri, oniki imamin idaresinde imis. Kryamet giinii Peygam- 
berler sorguya cekilince, Nuh "aleyhisselam" hazret-i Aliye sigi- 
nacak, bunun gonderecegi iki sahid ile kurtulacak imis. Ehl-i siin- 
net, Muhammed "aleyhisselam"in dmini bozmus, halallere ha- 
ram, haramlara halal demisler, bid'at ve gtinahlara sapmislar, ka- 
fir olmuslar. Ehl-i siinneti, hazret-i Omerin meydana cikardigi, 
bunu batil kimselerin ve seytamn yardimi ile yaydigi, bunun iize- 
rine, imam-i Ca'fer Sadik ile Siifyan-i Sevri arasinda cok soz ce- 
kismesi yapildigi ve Siifyan-i Sevrinin ktifr ve bid'at yolunda bu- 
lundugunun ortaya cikdigi yazihdir. 

Ehl-i siinnet alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in", 
Kur'an-i kerimdeki, muhkem, mutesabih ve nasih ve mensuh 
ayetleri ayiramamislar. Emrlere uymamislar, haramlardan kacin- 
mamislar. Boylece cehaletde ve dalaletde kalmislar. Siifyan-i Sev- 
ri ve Iyad-i Basri, din-i islami yikmaga cahsmislar. Ibrahim bin 
Hisam zindik imis. Ehl-i siinnet zikr ve ibadet olarak, sarki soy- 
liiyor ve dans ediyormus. Ma'ruf-i Kerhi yalanci imis. Ehl-i siin- 
net olan, Cehenneme gidecekmis. Livata eden kimse, hazret-i Ali- 
ye gelip soylerse, giinahi afv olurmus. Ehl-i siinnetin teravih ne- 
mazi kilmalan riya, gosteris ve bid'at imis. Kafirlerin tapmmala- 

-127- 



n gibi imis. Devlet, hukumet baskam olmak istiyen, mel'un olur 
imis. Kiyamet giinii, Allahii teala, kardes kardesden ozr diler gi- 
bi sfilerden afv dileyecek imis. Ehl-i stinnet kafirlerle birlikde, 
Cehennemde sonsuz kalacak imis. Bunlar minted ve kafir imis. 
Bunlarm ozrleri, yalvarmalan kabul edilmiyecek, Cehennemden 
cikanlmiyacaklarmis. Cehennem kapilarmdan girecekleri bildiri- 
len Fir'avn, Haman ve Karun ismleri, Ebu Bekri, Omeri ve Os- 
mani ve Umeyye ogullanm gostermekde imis. Cehennem atesi- 
nin siddeti ve azablarm nasil yapilacagi uzun uzun anlatilmakda 
ve Habili oldiiren Kabil ve Nemrudun ve Fir'avnin, yehudileri 
yoldan cikaran yehudinin ve nasarayi yoldan cikaran Bolis, ya'ni 
Paulus adindaki yehudinin ve Allahii tealaya hnan etmiyen Ebu 
Bekrin ve Omerin cekecekleri siddetli azablar ve Fir'avn ile 
Mu'aviyenin azablan uzun uzun anlatilmakdadir. Fahr-i alem 
hazretleri, kizi Fatimayi hergiin opiip koklarmis. Zevce-i mtiker- 
remesi hazret-i Aise bunu goriip, agir gelirmis, Cennetin her ye- 
rinde la ilahe illallah, All resulullah yazih imis. Abdestsiz nemaz 
olur ise de, sevab isteyemezlermis. Kureys kafirleri, melekler Al- 
lahm kizlandir dedikleri icin, ayet nazil olmus. Yalmz si'iler dog- 
ru yolda oldugundan, zemanla cogalacaklan, baska mezheblerin 
gitdikce sonecekleri, ayet ile bildirilmis. Ahzab suresinin biiyiik 
bir kismi Kureyslilerin erkek ve kadmlannm kotiiliiklerini, alcak- 
hklarmi bildirdigi icin bunlar Kur'andan cikanlmis, bir kismi da 
degisdirilmis. Ebu Bekr, Omer ve Osman fuhs, haram, kiifr ve is- 
yan ederlermis. Cemel ya'ni deve muharebesinde hazret-i Aise- 
nin hazret-i Aliye esir diismesi ve yetmis esir ile Medineye gon- 
derilmesi uzun hayaller ile anlatilmakda, hazret-i Aiseye la'net 
edilmekdedir. Sonra, hazret-i Mu'aviyeye cesidli iftiralar, kiifrler, 
la'netler savrulmakdadir. Allahii teala, Cenneti ve Cehennemi, 
bir cariye ile birlikde, hazret-i Aliye dort yiiz dirhem giimiise sat- 
mis imis. Hazret-i Mu'aviye ile hazret-i All "radiyallahii anhiima" 
harb ederken, hazret-i Ali uzun bir nutk soylemis. Bu nutkda 
hazret-i Mu'aviyenin mel'un oldugunu bildirmis. Ehl-i siinnet, sa- 
lih goriinmek icin yiin elbise giyerlermis. Bunun icin, bunlara 
la'net edilmis. Ehl-i siinnetin kafir ve zindik olduklan vahy ile bil- 
dirilmis, Muhammed Gazali ve Ahmed Gazalf ve Celaleddin-i ru- 
mi ve Muhyiddm-i arabi kafir ve mel'un imis. Uc halife icin cok 
cirkin kiifrler, la'netler yagdinlmakda, Hasen-i Basri, Mensur-i 
Devaniki, Me'mun ve Haruniirresidin mel'un olduklan bildiril- 
mekdedir. Hallac-i Mensur ve Ebu Ca'fer Salgamani ve Ehl-i siin- 
net alimleri "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" hep kafir ve 
zmdik imis. 

-128- 



Buraya kadar bildirilen yehudi yalanlan okimunca, (Ayn-iil- 
hayat) kitabmm sacma sapan sozler, ktifre sebeb olan ve ash, asta- 
n bilinmiyen hikayeler oldugu anlasihr. Bunlar, bir miislimamn ya- 
zacagi seyler degildir. Hele Allahu tealamn Cenneti hazret-i Aliye 
satdigim, bunun da diledigini Cennete, istedigini Cehenneme so- 
kacagmi, diinya islerinin de oniki imamm elinde oldugunu yazma- 
si, irade sifatmi inkar etmek olur ki, bundan biiyiik sirk dusiiniile- 
mez. Hazret-i Ebu Bekrin hazret-i Fatimaya Fedek bagcesini ver- 
meyisi de, o kadar sisirilerek anlatilmis ki, hay ale, diisiinceye sig- 
mayan acem masallanni gecmisdir. Bu Fedek denilen yer, bir hur- 
ma bagpesi idi. Hayber yakmmda idi. Resulullahm ev idaresi, bu- 
radan gelen hurmalarla saglanir, artanlan sadaka verilirdi. Resu- 
lullah "sallallahii aleyhi ve sellem" vefatma yakm bunu fakirlere, 
yolculara vakf etmisdi. Hazret-i Ebu Bekr halife iken, hesabmi 
kendisi tutardi. Omer "radiyallahii anh" halife olunca, idaresini 
hazret-i Ah istedi. Hazret-i Aliye havale eyledi. Bu isler dallandi- 
nlarak, sisirilerek bambaska anlatilmis ve hazret-i Ebu Bekri ve 
hazret-i Omeri "radiyallahii teala anhiima" kotiilemege vesile edil- 
mis, sanlanna layik olmiyan ve tevbe ile afv edilemiyecek olan cir- 
kin lekeler surulmiisdiir. 

Yukanda bildirilen lie kitabdan baska daha on kadar yehudi ri- 
salesi vardir. Hepsinde, kiifre sebeb olan cesid cesid hezeyanlar 
doludur. Bu risaleler Irakda, Iranda yayilmakdadir. Anadoludaki 
muslimanlari da aldatmaga pahsiyorlar. Kendilerine (Alevi) adini 
verip, yurdumuzdaki miisliman alevileri aldatmak istiyorlar. Ehl-i 
siinnet alimlerine "rahmetullahi aleyhim ecma'm" diisman olan bir 
nesl yetisdirmek istiyorlar. Boylece islamiyyeti icerden yikmaga 
ugrasiyorlar. 

[Bu felaketi onlemek icin (Tuhfe-i isna a$eriyye) kitabmm cok 
yerlerini farisi dilinden tiirkceye cevirerek, (Iman ile olmek icin) 
kitabi hazirlanmisdir. (Tuhfe) kitabi arabiye de terceme edilmis ve 
bunun (Muhtasar-i Tuhfe) adindaki kisaltilmis sekli Misrda basil- 
misdir. Istanbulda da ofset yolu ile basdinlmisdir. Iranh bir alim, 
bu kitablarm Hindistanda bulunan yehudiler tarafindan yazildigi- 
m, Iranh cahil halki da aldatmaga cahsdiklarim, Iran ilm adamlan- 
nin Imamiyye mezhebinde olup, bu kitablan yazanlann islam diis- 
mam olduklanm soyledi.] 

Iranda, Necefde, Kerbelada ve Ttirkiyede bulunan imamiyye 
mezhebindeki si'ilerin, Ehl-i siinnet ile el ele vererek, azgmlarm, 
cahillerin diizdiigu ve hicbir vesikaya, senede dayanmayan, cir- 
kin hikayelerin yazilmasim, yayilmasim onlemeleri, miislimanhk 
icabi iken, neme lazim demeleri imamiyye mezhebindekilerin 

- 129 - Hak Soziin Vesikalan: F-9 



azalmasina, azginlann artmasma yaramakdadir. Azgm miilhidler, 
Yavuz Sultan Selim hamn Caldiran zaferi olan, dokuzyiizyirmi 920 
[m. 1514] yilindan beri, yakm zemammiza kadar kanun disi birakil- 
mis, yasak edilmis iken, onbes seneden beri [ya'ni 1280 [m. 
1864]den beri] bu yasagm kalkarak, yehudilerin zararli, kotii, aleak 
iftiralanmn birden bire ortaya cikmasma, miislimanlarm gevsekli- 
gi, neme lazimciligi sebeb olmakdadir. (TEZKIYE-I EHL-I 
BEYT) kitabmm yazisi burada temam oldu. 

[Ehl-i siinnet alimleri; masonlara, komiinistlere, hiristiyanlara, 
misyonerlere ve Iranda, Irakda bulunan azgin hurufflere ve vehha- 
bilere cevab vermezse, bunlann icyiizlerini, zararlanm yazarak 
genclerin online koymazsa, analar, babalar, yavrularma, Ehl-i siin- 
netin bu kitablanm okutmaz, asilamazsa, gender elden gider. Kiif- 
riin korkunc pencelerine diiser. Miislimanlar, Semerkand, Buhara, 
Kirim halkmm ugradigi faci'a ve felaketlere siiriiklenir. Allahii te- 
ala, Nahl suresinin, otuziiciincii ayetinde mealen, (Allahii teala on- 
lara zulm etmez. Fekat onlar, kendi kendilerine zulm ediyorlar) 
buyurdu.] 



imam-i Rabbani hazretleri (Mektubat) kitabmm l.ci cild, 275. ci 
mektubunda buyuruyor ki: 

Sizin bu ni'mete kavusmamz, islamiyyet bilgilerini ogretmekle 
ve fikh hiikmlerini yaymakla olmusdur. Oralara cehalet yerlesmis- 
di ve bid'atler yayilmisdi. Allahii teala, sevdiklerinin sevgisini size 
ihsan etdi. islamiyyeti yaymaga sizi vesile eyledi. Oyle ise, din bil- 
gilerini ogretmege ve fikh ahkamini yaymaga elinizden geldigi ka- 
dar cahsimz. Bu ikisi buttin se'adetlerin basi, yiikselmenin vasitasi 
ve kurtulusun sebebidir. Cok ugrasimz! Din adami olarak ortaya 
cikimz! Oradakilere emr-i ma'ruf ve nehy-i miinker yaparak, dog- 
ru yolu gosteriniz! Miizzemmil suresinin ondokuzuncu ayetinde 
mealen, (Rabbinin nzasina kavusniak istiyen kin, bu elbette bir 
nasfhatdir) buyuruldu. 

Ha$a zulm etmez, kuluna Hudasi. 
Herkesin cekdigi kendi cezasi! 



Bi-vefadir ey deni diinya senin her ni'metin. 
Sarsar-i bad-i ecel, mahv eyliyor her riPatin! 



Alem icre, mu'teber bir nesne yok devlet gibi. 
Olmaya devlet cihanda, bir nefes sihhat gibi! 

-130- 



DORDUNCU RISALE 

BIRLESELIM ve SEVISELIM 

islam diismanlan, bindortyiiz seneden beri, kilmcla, topla isla- 
miyyete karsi koyamadilar. Saldinlarmda daima zarar etdiler. is- 
lam dmi her yere yayildi. Miislimanlarm, iman dolu gogtislerine 
hancer sapliyamiyacaklarim anladilar. Miislimanlan ma'nevi ceb- 
heden vurmagi, imanlarini, ahlaklarim bozmagi diisiindtiler. Bu- 
nun icin, islamiyyeti icerden yikmagi planlasdirdilar. Bu hucumu 
yapanlarm basmda yehudiler ve ingilizler gelmekdedir. 

Hazret-i Omer ve hazret-i Osman zemanlarmda, islamiyyet As- 
yada ve Afrikada hizla yayilmca, Abdullah bin Sebe' isminde Ye- 
menli kurnaz bir yehudi, miisliman goriinerek, Misrhlan aldatdi. 
Hazret-i Osmamn sehid edilmesine sebeb oldu. Biiyiik bir fitne ve 
felaket ortaya cikardi. Bu yiizden, milyonlarca miisliman kam ak- 
di. Bu (Sebe'cilik), sekizinci asrda (Hurufilik) ismini aldi. islam 
i'tikadim, islam ahlakim bozan kitablar yazildi. 

Bundan baska, 1150 [m. 1737] senesinde ingilizlerin Hicazda 
meydana cikardiklan vehhabilik sapikhgi, Arabistanda yayildi. Bi- 
rinci cihan harbinde muslimanlara karsi olan ingilizler, 1351 [m. 
1932] de, Hicazda bir vehhabi devlet kurdu. islamm mukaddes iki 
sehri olan Mekkeyi ve Medineyi Osmanlilardan ahp, bunlara ver- 
di. Boylece, islamiyyeti icinden kemiren, bir fitne daha yayilmaga 
basladi. Ancak, (Ehl-i siinnet) alimlerinin kitablanna sanlan miis- 
limanlar, bu fitneden kendilerini kurtarabilmekdedir. 

Son giinlerde, sapik kitablann yurdumuzda yayinlanarak, bolii- 
ciiliik yapmaga basladiklan goriiliiyor. Kuzu postuna biiriinmus 
kurt ve zehrlenmis bal gibi, genclerin imanlarini yok etmek icin ha- 
zirlanmis olan bozuk kitablardan cok tehliikeli kismlan alarak, ve- 
sikalarla ciiriitmegi, yalan ve iftiralarim ortaya koymagi diisiinduk. 
Bunun icin, Allahii tealanm lutfiine ve yardimma siginarak (Birle- 
scliin ve Seviselim) kitabim hazirladik. Baskisinin yapilmasim na- 
sib eden Rabbimize sonsuz hamd ve senalar olsun! Gene kardesle- 
rimizin bu kitabimizi okuyarak, hakki batildan, dogruyu yanhsdan 
ayirabileceklerini, boylece, Ehl-i siinnet alimlerinin bildirdikleri 
dogru yola sanlacaklanni iimmid ediyoruz. Bu se'adete kavusma- 
lan icin, Allahii tealaya diia ediyoruz. 



131 



BIRLESELIM ve SEVISELIM 

1 — islam diismanlan, miisliman yavrularmi aldatmak rein, ce- 
sid cesid kitablar yaziyorlar. Vehhabiler, mezheblere inanmiyor- 
lar. Dinimizde, insanlann ayn ayn mezheblere boliinmesini tecviz 
eden hicbir kutsal emr yokdur, diyorlar. Mezheb ne demek oldu- 
gunu bilmis olsalar, boyle konusmazlardi. Cahillik gibi yiizkarasi 
olamaz. Cahillikle, dine ve Kur'an-i kerfme de dil uzatiyorlar. Veh- 
habilerin bu yazilarma, (Kiyamet ve Ahiret) kitabmm (Miislimana 
Nasihat) kismmda, uzun cevab verilmisdir. 

2 — Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" zemamnda, 
miislimanlar arasinda anlasmazlik yokdu. Feth suresinin son 
ayeti, Eshab-i kiramin devamli ve cok sevisdiklerini bildiriyor. 
Bu sevismelerinin, Resulullahin vefatmdan sonra da devam etdi- 
gini, Allahii teala haber veriyor. Resulullah vefat ederken goz- 
yaslan ile Onun basucunda bekliyen, hazret-i Aise idi. Resulul- 
lah oliince, Eshab-i kiramdan hicbiri post kavgasi yapmadi. ikti- 
dan ele gecirmegi diisiinmediler. islam diismanlan, dort halife- 
nin secimini, kafir krallarmin, diktatorlerin, ihtilalcilerin, htiku- 
metleri ele gecirmelerine benzetiyorlar. Halbuki, dort halifeye 
dil uzatmak soyle dursun, onlarm her hareketi, miislimanlar icin 
bir seneddir, vesikadir. Resulullah, (Dort halifemin yoluna san- 
liniz!) buyurdu. Emevi ve Abbasi halifeleri icinde, zalim, fasik 
olanlar vardi. Fekat hicbiri kafir degildi. Hicbiri islam dtismam 
degildi. Hepsinin halffeligi, islamiyyete uygun idi. Onlar, fransiz 
cumhurbaskam secilmesi kanununa gore degil, Allahii tealamn 
emrine gore secilmislerdi. Bu emrlere inanmiyan, Onlarm secil- 
me tarzini elbet begenmez. Hazret-i Mu'aviyenin "radiyallahii 
teala anh" verdigi hiirriyyet o kadar cok idi ki, simdi demokrasi 
adi ile idare edilen sosyalist memleketlerdeki diktatorlerde, 
Onun hilm ve sabn gorulemiyor. Bir cikan ytiziinden sinirlenen 
sa'ir, halifeye karsi: 

(Ey Mu'aviye! Biz de senin gibi insamz. Adaletden aynlma!) 
demekden cekinmemisdir. Peygamberlerin "aleyhimiisselam" 
valileri, kumandanlan da haksiz yere miisliman kam akitmisdi. 
Valisinin yapdigi yanhs hareketden dolayi hazret-i Mu'aviyeye 

-132- 



"radiyallahii anh" karsi dil uzatilamaz! 

3 — Kur'an-i kerim (Vahy-i metlu)dur. Ya'ni, Cebrail aleyhis- 
selam admdaki bir melek, bildigimiz kelimeleri ve harfleri oku- 
mus, Resulullah da "sallallahti aleyhi ve sellem", bunlan isitdigi gi- 
bi ezberlemis ve Eshabma okumusdur. Boyle oldugunu bildiren 
ayet-i kerimeler cokdur. Bu ayet-i kerfmelere yanhs ma'na veren 
boliiculerin kitablarma aldanmamahdrr. 

4 — Ba'zilan, (Kuranda 6666 ayet vardir. Simdi elde mevcud 
olanlarda ise, 6234 ayet var. 432 ayeti, halife Osman yok etmisdir. 
Osman, Hasimilerin iistunliiklerini bildiren ayetleri, Kur'ana yaz- 
dirmadi. Kur'ani, Hasimi liigatinden, Kureysi liigatine cevirdi) di- 
yorlar. 

Bu sozlerine de kendi kitablanm vesika olarak gosteriyorlar. 
Halbuki, Kur'an-i kerimde, altibinikiyiizotuzalti (6236) ayet oldu- 
gunu, hazret-i Ali haber vermekdedir ve bunu, biiyiik alim Ebiil- 
leys-i Semerkandi hazretleri (Bostan-iil-arifin) kitabinin yilzkirk- 
sekizinci maddesinde yazmakdadir. 

Ba'zi mushaflarda, birkap kisa ayet bir arada, bir uzun ayet ola- 
rak yazilidir. Bunun icin, ayet sayilan baska olmakdadir. Bu degi- 
siklik, ayet-i kerimelerin degismis olmasi demek degildir. 

(Tuhfe-i isna a^eriyye) kitabmda buyuruyor ki; iic halifeye ya- 
pilan bu cirkin iftiraya karsi en giizel cevabi, Allahii teala veriyor. 
Hicr suresinin dokuzuncu ayetinde mealen, (Bu Kur'ani sana biz 
indirdik. Onu biz koruyucuyuz) buyuruldu. Allahii tealanm koru- 
dugunu hicbir insan bozabilir mi? Onlann bu sozii, hazret-i Osma- 
m, Allahii tealadan daha giiclii bildiklerini gosteriyor. Halbuki, on- 
lar her firsatda, tic halifeyi kotiilemekdedir. Burada hazret-i Os- 
mam, Allahii tealaya ortak yapacak kadar yiikseltiyorlar. 

Irandaki din adamlarmdan Kiileyni, Hisam bin Salimin ve 
Muhammed bin Hilalmin, Kur'an degismisdir, dediklerini yazi- 
yor. Ehl-i stinnet alimleri de, Allahii tealanm mealen, (Kimse 
Kur'an-i kerimi degi§diremez) buyurdugunu yaziyor. Fussilet su- 
resinin kirkikinci ayet-i kerimesinde mealen, (O Kur'ana hie bir 
tarafdan degisiklik gelmez. Ciinki Onu, her isi hakim ve mahmud 
olan indirmisdir) buyuruldu. Allahii tealanm korudugu birseyi 
kim degisdirebilir? Peygamberimizin, Kur'an-i kerimi, indigi sekl- 
de bildirmesi vacib idi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
zemamnda, bir kimse musliman olunca, once Kur'an-i kerimi 6g- 
renirdi. Her ogrenen baskalanna ogretirdi. Resulullahm huzurun- 
da, Kur'an-i kerimi ezberlemis binlerce musliman vardi. Ba'zi ga- 
zalarda, yetmisden cok Kur'an hafizimn sehid oldugu, tarih kitab- 

-133- 



larmda yazilidir. Bu gtine kadar, diinyamn her tarafinda, islam 
memleketlerinde, ytizbinlerce hafiz yetisdi. Bunlarm Kur'an oku- 
malan biiyiik ibadet idi. Her miisliman, nemazda ve nemaz disin- 
da, ezberden Kur'an-i kerim okumakdadir. Her miisliman cocugu, 
mektebe baslaymca, ona herseyden once, Kur'an-i kerimden par- 
calar ezberletilir. Kur'an-i kerim, Kiileyninin kitabi ve Ebu Ca'fer 
Tusinin Tezhib kitabi gibi degildir ki, sandiklarda kilidli birakilip, 
tenha zemanlarda birkac kisi gizlice okusun! Halbuki, sf ilerin bii- 
tiin kitablarmda yaziyor ki, Ehl-i beyt-i nebevinin ve oniki imamm 
hepsi, bu Kur'an-i kerimi okurlardi. Dosta, diismana, sened ola- 
rak, bu Kur'am gosterirlerdi. Bunun ayetlerini tefsir ederlerdi. 
imam-i Hasen-i Askerinin tefsiri diyerek sakladiklan tefsir kitabi, 
bu Kur'amn tefsiridir. Oniki imam, cocuklarma, kadmlanna, tale- 
belerine, hep bu Kur'an-i kerimi ogretirlerdi. Nemazda, bu 
Kur'am okumalarim emr ederlerdi. Bunun icindir ki, si'i alimlerin- 
den seyh ibni Babeveyh, (i'tikadat) kitabinda, bu yoldan hazret-i 
Osmana "radiyallahii teala anh" saldirmamn yanhs oldugunu bil- 
dirmisdir. 

5 — Bir zmdik, Kur'an-i kerimi yillarca incelemis, altmisbes- 
den fazla yerde (Salat) kelimesini gormlis. Salat diia demek oldu- 
gu icin, gece gtindiiz her zeman salat yapihr demis. Nemaz demek 
olan salat kelimesi ile dtia kelimesini kansdirmis. Tiirkce, (Diirr-i 
yekta serhi) kitabimn otuzsekizinci sahifesinde diyor ki, (Son ze- 
manlarda, ba'zi zindiklar, tekke seyhi olduklanni soyliyerek, genc- 
leri aldatiyorlar. Kiifre sebeb olan i'tikadlan, islamiyyet olarak ile- 
ri siiriiyorlar. Ayet-i kerimelerde ve hadis-i seriflerde yazih olan 
(Salat) kelimesi, boyle yatip kalkmak demek degildir. Zikr ve Mu- 
rakabe demekdir. Ya'ni, Allahm ismini soylemek ve oturup, goz- 
lerini kapayip, Allahm varhgmi, biiyiiklugunii diisunmekdir, di- 
yorlar. Halbuki, zikr Allahii tealayi kalb ile hatirlamak olup, cok 
zordur. Nemaz kilmak, zikr yapmagi kolaylasdinr. Murakabe, Al- 
lahii tealamn her an insam gormekde ve bilmekde oldugunu dti- 
stinmekdir. Bu da, nemaz kilmak ile hasil olur. Zmdik, nemaz ile 
hasil olacak seyleri ileri siirerek, nemazi inkar etmekdedir. Nema- 
zi inkar eden kafir olur. inanip, tenbellikle kilmayan fasik olur. 
Kilmaga baslaymciya kadar habs olunur. Her muslimanm bes vakt 
nemazin farzlarim, vaciblerini, miifsidlerini herseyden evvel 6g- 
renmeleri lazimdir. Ozrsiiz kilmadigi nemazlan hemen kaza etmek 
de farzdir. Kaza kilmagi gecikdirmek de, nemazi vaktinde kilma- 
makdan daha biiyiik giinahdir. Yedi yasindaki cocuga nemazlan 
yamnda kildirarak ogretmek, on yasinda kilmaz ise, eli ile iic kerre 
hafif vurarak kildirmak lazimdir). Diia her zeman yapihr. Bes vakt 

-134- 



nemaz vaktleri ise, bellidir. Mi'rac gecesini anlatan (Buhari) hadi- 
sinde uzun bildirilmisdir. Bes vakt nemazi emr eden hadis-i serif- 
ler pek cokdur. Sevgili Peygamberimiz, en sikintili zemanlarmda, 
muharebelerde, bes vakt nemazi kilar ve kilmak icin herkese emr 
ederdi. Oliim hastahgmda bile, emekliyerek cami'e gelip, hazret-i 
Ebu Bekri "radryallahii teala anh" imam yapdi. Hazret-i Ebu Bek- 
rin arkasmda nemaz kildi. 

Kur'an-i kerim ve hadis-i serifler, diianm gizli de, acik da yapi- 
labilecegini bildiriyorlar. Fekat, bes vakt nemazin camilerde ce- 
ma'at ile kilmmasi emr edildi. islam diismanlan, dualann gizli ya- 
pilmasim bildiren ayet-i kerimeleri yazarak cami'lerde cema'at ile 
nemaz kilinmasim yok etmek istiyorlar. Biz yalmz Kur'an-i kerime 
uyanz dedikleri halde, incilden, Tevratdan da, nemaz kilmmama- 
si icin vesika cikanyorlar. Bugtin yeryiiziinde bulunan uydurma in- 
cillerdeki yazilan ileri stirerek, bes vakt nemazi ortadan kaldirma- 
ga, yelteniyorlar. Farz nemazlan kilarken, riya, gosteris tehltikesi 
olsa da, yine farzlan cami'de kilmak lazimdir. Cami'ler nemaz kil- 
mak icin yapildi. Miislimanlar, yeni tiireyen sapiklann, din diis- 
manlannm uydurma kitablarma aldanmazlar. Halis miisliman olan 
babalanndan, dedelerinden ogrendikleri gibi dogru ibadet ederler. 
Kafirler, sapiklar, babalanndan gordiikleri bozuk yolda gider. Al- 
lahti teala, Kur'an-i kerimde boyle kafirleri kotiiliyor. Miislimanla- 
ra da, bilmediklerinizi bilenlerden sorup ogreniniz, diye emr edi- 
yor. 

6 — Mezhebsizler, sozbirligi yapmis gibi, hep Ehl-i siinnetin 
dort mezhebine catiyorlar. (Mezheb) nedir, bir diirlii anhyamiyor- 
lar. 

Inamlacak bilgilerde, mezheb ayrihgi olmaz. Diinyamn her ye- 
rindeki muslimanlarm inanclarmm, hep Resulullahin ve Eshab-i 
kiramm inanclan gibi olmalan lazimdir. Baska diirlii inanan, ya 
sapik olur, yahud kafir olur. Dogru inananlara, ibadet yaparken 
ve diinya islerinde, lazim olan bilgilerden ba'zisi, Kur'an-i kerim- 
de ve hadis-i seriflerde acikca bildirilmemisdir. iste boyle, acik bil- 
dirilmiyen seyleri, islam alimlerinin anladiklan gibi kabul etmek 
lazimdir. Boylece, derin bir alimin anladigma uyan kimse, Onun 
mezhebindedir. Miislimanlarm, Kur'an-i kerimde ve hadis-i serif- 
lerde acikca bildirilmemis olan isleri, sapiklann, din diismanlan- 
nm uydurduklan gibi degil, her sozii ve her isi Kur'an-i kerime uy- 
gun olan derin bir islam aliminin anladigi gibi yapmasi elbet uy- 
gundur. 

Mezhebe uyanlar, ibadetlerini dogru yapar. Mezhebsiz olanla- 
rm, inamslan da, isleri de bozuk olur. Cesidli yollara saparlar. 

-135- 



Topluluk icinde nifak cikanrlar. Milleti birbirine kiskirtirlar. Mu- 
hammed aleyhisselamm islamiyyetine degil, kendi kisa goriislerine 
veya sapiklarm, din diismanlarmm, yehudilerin uydurduklan, bo- 
zuk, zararh yollara dagihrlar. 

Miislimanlar, miislimanlari sever. Boluciileri sevmezler. Bunla- 
n sevmemenin biiyiik ibadet oldugunu, Kur'an-i kerim ve hadis-i 
serifler bildirmekdedir. Din, namus, can ve millet diismanlan elbet 
sevilmez. Kafirin cenaze nemazi kilmmaz. 

Miislimanlar, nemaz kilmiyana, oruc tutmiyana kafir demez. 
Hergiin bes vakt nemaz kilmak farz olduguna inanmiyana kafir de- 
nir. Resulullah efendimiz boyle kafirlerin, oliisiine de, dirisine de 
la'net etmekdedir. Miisliman, Peygamberine "sallallahii teala aley- 
hi ve sellem" uymakla oviiniir. Kafirler de islam alimlerine, saldir- 
makla oviiniiyorlar. 

Islam dmine saldiranlara sunu anlatmak isteriz ki, islam alim- 
leri, her islerinde, Allahm nzasim dusiinmiislerdir. Her islerini Al- 
lah nzasi icin yapmislardir. Hiikiimdarlara (Emr-i ma'ruf) ve 
(Nehy-i anilmunker) yapmislardir. Ya'ni, Allah nzasi icin nasihat 
yapmislardir. Dogru yolu gostermek icin kimseden cekinmemis- 
lerdir. islam alimlerinin en biiyiigii olan imam-i a'zam Ebu Hani- 
fe hazretlerinin, bu ugurda sehid oldugunu bilmiyen yokdur. Bu- 
nun gibi islam alimlerinin hepsi, gercekleri bildirmek icin, kimse- 
den cekinmemislerdir. Sidk ve ihlas ile yazdiklan milyonlarca ki- 
tablan, btitiin diinyaya, ilm ve ahlak yaymis, mubarek ismleri her 
yere yayilmisdir. Kur'an-i kerimin nuru ile, her millete lsik tut- 
muslardir. Miisliman din adamlan arasinda bulunan bid'at sahib- 
leri, ya'ni mezhebsizler, Kur'an-i kerimin disma sapmislar, ger- 
cekleri ortmege cahsmislardir. Ciinki, ma'nevi mes'uliyyetden ha- 
berleri yokdur. Ehl-i siinnet alimleri "rahmetullahi teala aleyhim 
ecma'in", dinde, ortiilu, kapakh bir sey birakmamislardir. Fekat, 
sapik yolda olan yetmisiki firkadaki bid'at sahibleri, gencleri bu 
gerceklerden cahil birakmak istiyorlar. Boylece, Ehl-i siinnet 
alimlerinin bildirdikleri gercekleri yok etmege cahsiyorlar. Bu 
mezhebsizlere zmdik denir. 

7 — Hergiin bes kerre nemaz kilmak, Kur'an-i kerimde ve ha- 
dis-i seriflerde emr edilmisdir. Ahzab suresinin yetmisikinci (72) 
ayet-i kerimesinde mealen, (Siibhe yok ki, biz, emaneti goklere ve 
yere ve daglara sunduk. Onlar bunu yiiklenmekden cekindiler. On- 
dan korkup titrediler. Onu insan yiiklenerek, nefslerine zulm etdi- 
ler. Sonunu bilemediler) buyuruldu. Beydavi tefsirinde diyor ki: 
[Bu ayet-i kerime, onceki ayetde va'd edilen se'adetin biiyuklugii- 
nii bildiriyor. Onceki ayetde mealen, (Allahii tealanin emrlerine ve 

-136- 



yasaklarina uyanlar, diinyada ve ahiretde se'adete kavusurlar) bu- 

yuruldu. Bu emrler ve yasaklar, emanete benzetiliyor. Emaneti ye- 
rine vermek lazim oldugundan, ibadetleri yapmamn liizumu bildi- 
rilmis olmakdadir. Alimler arasinda, bu emanet, akldir ve islamiy- 
yetdir, diyenler oldu. Ciinki, akh olan kimse, islamiyyete uyar]. Bu 
emanete ister akl densin, ister run denilsin, ayet-i kerime, ibadet- 
leri yapmamn, bes vakt nemaz kilmamn ehemmiyyetini bildirmek- 
dedir. Nisa suresinin ellisekizinci (58) ayetinde mealen, (Ey linan 
edenler! Allaliii tealaya ve Onun Resuliine ita'at ediniz!) buyurul- 
du. Allahm Resulii, ayet-i kerimedeki emanet kelimesini, ibadet 
olarak anlamis, onun icin, bes vakt nemaz kilmagi emr etmisdir. 
Allahm Resulune ita'at etmek istiyenlerin, her gun bes vakt nemaz 
kilmalan lazimdir. Nemaz kilmak istemiyenler, ne derse desinler, 
miislimanlar bes vakt nemaza cok ehemmiyyet vermelidir. 

En kiymetli tefsir kitablanndan olan Beydavi tefsirinde diyor 
ki: (Abdullah ibni Abbas "radiyallahii teala anhiima" hazretlerine 
sordular: Bes vakt nemazi emr eden ayet-i kerime, Kur'an-i keri- 
min neresindedir? Cevabinda: Rum suresinin onyedinci ve onseki- 
zinci ayetlerini oku, dedi. Bu iki ayet-i kerimede mealen, ( Aksam 
ve sabah vaktlerinde, Allahi tesbfh edin. Goklerde ve yer yiiziinde 
olanlarm yapdiklan ve ikindi ve ogle vaktlerinde yapdan hamdler, 
Allahii teala icindir) buyuruldu. Aksam yapilan tesbih, aksam ve 
yatsi nemazlandir. Sabah yapilan tesbih, sabah nemazidir. ikindi 
ve ogle vaktlerinde yapilan hamdler, ikindi ve ogle nemazlandir. 
Ayet-i kerimeler, bes vakt nemazi emr etmekdedir, dedi). Bes vakt 
nemaza inanmryanlar, bu iki ayet-i kerimeyi isitince, sasinp kah- 
yor. Bu ayetlerde (Salat) kelimesi yokdur, diyorlar. Salati emr 
eden, altmisbesden ziyade ayet-i kerime kendilerine okununca, sa- 
lat diia demekdir. Biz bu ayetlere uyarak, gizlice diia ederiz. Ne- 
maz emr edilmedi, diyorlar. 

Bekara suresinin ikiyiizotuzdokuzuncu (239) ayetinde me- 
alen, (Salatlari ve vusta salatini koruyun! [ya'ni devamh nemaz 
kilin!]. Allaha ita'at ederek salat kdin!) buyuruldu. Salatlari ko- 
rumak demek, bes vakt nemazi vaktlerinde ve sartlarma uygun 
kilmak demekdir. imam-i Ahmedin (Miisned) kitabmda ve 
imam-i Mtinavinin (Kiinuz-uddekaik) kitabmda yazih hadis-i se- 
rifde, (Vusta salati, ikindi nemazidir) buyuruldu. Hazret-i Ah 
"kerremallahii vecheh" buyurdu ki, Hendek muharebesinde Pey- 
gamberimiz, (Diisman bize vusta, [ikindi nemazim] kildirmadi. 
Allahii teala, onlarin kannlanni ve kabrlerini atesle doldursun!) 
buyurdu. Salat, hem diia, hem de nemaz demekdir. Bu ayet-i ke- 
rimede emr edilen salatin bildigimiz nemaz oldugu, buradan anla- 

-137- 



silmakdadir. Ayet-i kerimede, nemazlan ve ikindi nemazim kilm, 
diyor. Arabi gramere gore, nemazlar deyince, en az uc vakt nemaz 
anlasilir. ikindi nemazma (Vusta) ya'ni ortada olan nemaz denildi- 
gine gore, bu nemazlann sayisi uc olamaz. Ikindiden baska en az 
dort nemaz daha olmali ki, ikindi nemazi tarn ortada, ya'ni ikinci 
ile ticuncu arasmda olabilsin. Kemaleddin-i Sirvani "rahmetullahi 
teala aleyh", (Miftah-us-se'ade) kitabinda, hergiin kilmacak ne- 
maz sayismm bes oldugunu, bu ayet-i kerime ile isbat etmekdedir. 
Nur suresinin ellidokuzuncu ayetinde, (Salat-i fecr)ve (Salat-i isa), 
ya'ni sabah ile yatsi nemazlan acikca yazilidir. 

Nisa suresinin yiizikinci (102) ayetinde mealen, (Belli zeman- 
larda nemaz kilmak, mu'minlere farz oldu) buyuruldu. (Riyadun- 
nasihfn) ve (Hulasatiid-delail) kitablarmdaki hadis-i serif de, 
(Ka'be kapisimn yaninda idim. Cebrafl "aleyhisselain" iki kerre 
yanima geldi. Giines tepeden ayrihrken, benimle ogle nemazi kil- 
di) buyuruldu. Siileymaniyye kiitiibhanesi, (Es'ad efendi) kismm- 
da [701] sayili, Ebiilleys-i Semerkandinin (Mukaddime-tus-salat) 
kitabinda ve (Ayasofya) kismmdaki (Feth-ul kadir)de yazili ha- 
dis-i serifde, Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyur- 
du ki, (Cebrafl "aleyhisselain" Ka'be kapisi yaninda, bana iki gun 
nemaz kildirdi. Birinci gun, fecr-i sanf [beyazlik] dogarken sabah 
nemazim ve giines tepeden ayrdirken ogle nemazim ve herseyin 
golgesi kendi boyu kadar uzayinca ikindi nemazim ve giines batar- 
ken aksam nemazim ve safak gayb olunca yatsi nemazim kildik. 
Ikinci giinii de, tan yeri agarinca sabahi ve herseyin golgesi kendi 
kadar uzaymca ogleyi ve her seyin golgesi kendi boyunun iki kati 
uzaymca ikindiyi ve oruc bozarken aksami ve gecenin utile biri 
gecince yatsiyi kildik. Sonra; Ya Muhammed! Senin ve gecmis 
Peygamberlerin ve iimmetinin nemaz vaktleri iste bunlardir, de- 
di). (Muslim) kitabinda, Siileyman bin Beride, babasindan haber 
veriyor ki, biri; Resulullahdan nemaz vaktlerini sordu. (iki gun 
benimle birlikde nemaz kil!) buyurdu. Giines tepeden aynlmca, 
Bilal-i Habesiye ezan okumasim emr etdi. Ogle nemazim kildik. 
Bir hadis-i serifde, (ikindi nemazi, giines batmadan once kihnir) 
buyuruldu. 

(Buhari) ve (Muslim) kitablarmda, Cabir bin Abdiillahm "radi- 
yallahii anh" bildirdigi hadis-i serifde, (Kapimzin oniinden akan 
bir suda her gun bes kerre yikamnca, iizerinizde kir kalmiyacagi gi- 
bi, bes vakt nemaz kilanlarin hatalarim da, Allahii teala afv eder) 
buyuruldu. Bir hadis-i serifde, (Nemaz cliiiiii diregidir. Nemaz ki- 
lan, dfnini saglamlamis olur. Nemaz kilmiyan, dinini yiknns olur) 
buyuruldu. 

-138- 



(Buhari) ve (Muslim) kitablarmda yazili meshur olan hadis-i se- 
rif de, (islamin temeli besdir. Birincisi, sehadet kelimesini soyle- 
mekdir. ikincisi, nemaz kdmakdir) buyuruldu. Ebu Davudiin bil- 
dirdigi ve (Halebf) kitabmda yazili hadis-i serifde, (Allahii teala, 
hergiin bes nemaz kilmagi emr etdi. Giizel abdest alip, bu bes ne- 
mazi vaktlerinde kdan ve riiku' ve secdelerini iyi yapanlari, Allahii 
teala, afv ve magfiret eder) buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Allahii teala, kullarina, her giin bes kerre 
nemaz kilmagi farz etdi. Bir kimse, giizel abdest alip, nemazim 
dogru kilarsa, kiyamet giinii, yiizii, ondordiincii ay gibi parlar ve 
Sirat kopriisiinii simsek gibi gecer) buyurdu. (Riyad-iinnasihfn) ki- 
tabmm sahibi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, hadis kitablan- 
ni inceledim. Yirmiden cok Sahabmin bildirdikleri, cesidli hadis-i 
seriflerde, (§er'i bir ozrii olmadan, bir nemazi terk eden kafir olur) 
buyuruldugunu gordtim. 

(Tarih-i Buhari) ve (Kitab-iil-iman) kitablarmda, hazret-i Ali- 
nin "radiyallahii anh" bildirdigi hadis-i serifde, (Nemazi terk eden 
kafir olur) buyuruldu. Ya'ni nemaz kilmadigi icin iiziilmiyen, bu- 
nun icin Allahdan utanmiyan kimse, son nefesinde imansiz gider, 
demekdir. 

Fazla bilgi almak icin (Se'adet-i Ebediyye) kitabmm altmisii- 
ciincii maddesini okuyunuz! 

(Buhari) kitabmda, Ebu Sa'id-i Hudrinin bildirdigi hadis-i se- 
rifde, (Cema'at ile kihnan nemazin sevabi, yalmz kihnandan yirmi- 
bes kat fazladir) buyuruldu. Abdullah ibni Omerin bildirdigi ha- 
dis-i serifde, (Yirmiyedi kat fazladir) buyuruldu. 

Dar-i Kutninin "rahmetullahi aleyh" bildirdigi ve (Kiiniiz)da 
yazili hadis-i serifde, (Mescid yaninda bulunamn, nemazim mes- 
cidde kilmasi lazimdir) buyuruldu. 

(Firdevs-iil-ahbar) ve (Riyad-un-nasihin) kitablarmdaki hadis-i 
serifde, (Ezam isitip de, cam P tie cema'ate gitmemek, miinafiklik- 
dir) buyuruldu. 

imam-i Ahmedin "rahmetullahi aleyh", (Miisned) kitabmda ve 
(Kiiniiz)da bildirilen hadis-i serifde, (Salatindan bir seyi unutan, 
iki secde daha yapsin!) buyuruldu. 

Bekara suresinin kirkuciincii ayetinde mealen, (Nemazlan 
kihniz ve zekat veriniz ve riiku' edenlerle birhkde riiku' ediniz!) 
buyuruldu. (Beydavi)de ve biitiin tefsirlerde, bu ayet-i kerimede, 
bes vakt nemazin cema'at ile kilmmasi, emr olundugu bildirilmek- 
dedir. Bu ayet-i kerimede, nemaza riiku' denilmesi, yehudi nema- 
zi degil, miisliman nemazi oldugunu bildirmek icindir. Ctinki, 

-139- 



yehudilerin nemazlarmda rtiku' yokdur. (Hulasa-tiil-fetava) kita- 
bmda diyor ki, (Milezzine icabet etmek, agiz ile olmaz, ayak ile 
olur. Ezam isitip soyliyen kimse, cami'e gitmezse, miiezzine icabet 
etmis olmaz). 

8 — Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" zemanmda ve Es- 
hab-i kiram zemanlannda cami'ler vardi. Bu cami'lerde imamlar 
vardi. Cema'at ile nemaz kilimrdi. imamin ma'sum olmasi, giinah- 
siz olmasi sart degildir. Ciinki, Peygamberlerden "aleyhimussale- 
vatii vetteslimat" baska kimse ma'sum degildir. Allahu teala cami' 
yapmagi emr ediyor. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" bu- 
yurdu ki, (Cami' yapan kimseye, Allahu teala Cennetde kosk ihsan 
edecekdir). 

Cum'a suresi son ayetinde mealen, (Ey mii'minler! Cum'a gii- 
nii, salat icin czan okundugu zeinan, alisvcrisi birakip Allahi zikr 
etmege kosunuz! Salat teinaiu oldukdan sonra dagdiniz!) buyurul- 
du. Salatin nemaz demek oldugu, bu ayet-i kerimeden de anlasil- 
makdadir. Nemaza zikr adi da verildi. Cum'a giinii, muslimanlar 
cami'lerde toplandiklan icin, bu giine Cum'a denildi. 

Mezhebsizlerin, (Cami'lerin yapdinlmasi icin ilahi bir emr gel- 
memisdir. Cami'ler yikdmldikdan sonra, ibadetin evlerde yapilma- 
si daha makbul ve daha uygun goriilmtisdur) sozleri, cok cirkin bir 
yalan ve pek kotii bir iftiradir. Miislimanlari bu yalanlarma inan- 
dirmak icin, ayet-i kerimelere yanlis ma'nalar vermeleri ise, ktifr- 
diir, zmdikhkdir. Vesika olarak gosterdikleri tarih kitabim da, Si- 
razh bir hurufi yazmisdir. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" Mekkeden Medineye 
hicret edince, once (Kuba) koyiine geldi. Burada on giinden fazla 
kaldi. Burada (Kuba mescidi) denilen cami' yapdi. Temeline, mih- 
rab altina, kendi mubarek elleri ile biiyiik bir tas getirip koydu. 
Sonra, (Ya Eba Bekr! Sen de bir ta$ getir. Benim tasunin yanina 
koy!) dedi. Sonra, hazret-i Omere ve hazret-i Osmana da, birer tas 
koydurdu. Hazret-i Omer ile hazret-i Osman "radiyallahii teala 
anhuma", Medineye daha once gelmislerdi. Resulullah, nemazlan- 
m burada kildi. Medinede iken, her hafta gelip, burada iki rek'at 
(Tehiyyetiilmescid) nemazi kilardi. 

Mescid-i dirar: Kuba koyiinde bulunan miinafiklardan Hi- 
zam bin Halid ve Ebu Ceybe ile ibni Amirin ogullan Mecma ve 
Zeyd ve aynca Tebtel ve Tecriic ve Becad ve Abad ve Vedia gi- 
bi serseriler, Ebu Amirin kiskirtmasi ile, Tebiik gazvesine hazir- 
hk sirasmda, (Mescid-i dirar) adi verdikleri bir toplanti yeri yap- 
dilar. Ebu Amir, miinafiklann basi olan Abdullah ibni Ebinin 
teyzesi oglu idi. Resulullahdan burada nemaz kilmasim istediler. 

-140- 



Gazadan donusde kilanm, buyurdu. Gazadan donusde de, gelip 
yalvardilar. Allahii teala, bunlarm miinafik olduklanm, mescidle- 
rine gitmemesini, Peygamberine bildirdi. Resulullah da, Malik 
bin Dehsem, Sa'd bin Adi ve kardesi Asim bin Adiyi gondererek 
burayi yikdirdi. Yeri bugiin belli degildir. Bu mescid yapilirken, 
hazret-i Ebu Bekr, Omer ve Osman, Medinede Resulullahm ya- 
mnda idi. Tebiik gazasmm hazirhgmda, Resulullaha hizmet edi- 
yorlardi. 

Mescid-i Cum'a: Medine ile Kuba arasmda (Ranona) vadisin- 
dedir. Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" ilk Cum'a nemazim 
burada kilmisdir. 

Mescid-i Fadih: Kubamn sarkindadir. Resulullah "sallallahu 
aleyhi ve sellem" Bern Nadir gazasmda, cadirlan bu civara kurdur- 
musdu. Bu mescidde alti gece, Eshabi ile nemaz kildi. 

Mescid-i Beni Kureyza: Resulullah efendimiz, bu mescidin mi- 
naresi yamnda nemaz kilmisdir. 

Mescid-i Ummi ibrahim: Beni Kureyza mescidinin sarkindadir. 
Burada da nemaz kilmisdir. 

Mescid-i Beni Zafer: Bakf kabristamnm sarkindadir. Resulul- 
lah bu mescidde nemaz kildikdan sonra, bir kaya uzerine oturup, 
Kur'an-i kerim okutup dinlemisdi. 

Mescid-iil-icabe: Bakfin simalindedir. Resulullah, Eshabi ile 
burada nemaz kildikdan sonra, ummetinin kithkla ve bogulmakla 
helak olmamasi icin diia etdi. 

Mescid-iil-Feth: Tepe iizerinde olup, merdivenle cikihr. Resu- 
lullah, Hendek gazvesinde, pazartesinden parsambaya kadar, bu- 
rada zafer icin cok diia etdi. 

Mescid-iil-kibleteyn: Mescid-iil-fethe yakmdir. Bedr gazasin- 
dan iki ay once, burada ogle veya ikindi nemazim kildinrken, ikin- 
ci rek'ati riiku'unda, Kudiis'den Ka'beye doniildii. 

Mescid-i Ziihabe: Samdan Medineye gelirken, sol tarafda, tepe 
iizerindedir. Burada cadir kurup nemaz kildilar. 

Mescid-i Cebel-i Uhud: Uhud gazvesinden donusde, ogle ve 
ikindi nemazlarim burada kildilar. Din alimlerini oven ayet-i keri- 
me burada nazil oldu. 

Mescid-i Cebel-i Ayniyye: Hazret-i Hamzamn sehid oldugu 
yerdir. Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" burada silahlan 
mubarek bedeninde iken, nemaz kilmisdir. 

Mescid-iil-vadi: Resulullahm, sabah nemazim ve hazret-i Ham- 

-141- 



zamn cenaze nemazim kildigi yerdir. 

Mescid-iil-Baki': Bakf kabristamndan cikarken sag tarafdadir. 
Resulullah burada cok nemaz kilmisdir. 

Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" nemaz kildigi 
bunlardan baska otuzsekiz mescidin ismleri ve yerleri (Mir'at-i Me- 
dine) kitabmda uzun yazilidir. 

Mescid-iin-Nebi: Medme-i miinevverenin en biiyiik mescidi- 
dir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" Medineye hicret etdi- 
gi zeman, devesinin ilk cokdtigu yerdir. Once Halid bin Zeyd Ebu 
Eyyub el-Ensan hazretlerinin evinde yedi ay miisafir kaldi. Haz- 
ret-i Ebu Bekrden aldigi on altm ile arsa satin ahp, tesviye etdiler. 
Ikinci senesinin Safer aymda, mescid temam oldu. Uzeri hurma 
dal ve yapraklan ile orttildii. Uc kapisi vardi. Mihrabi, simdiki 
(Bab-i Tevessiil) yerinde idi. Simdi mihrabin yerinde olan kapism- 
dan cema'at girer cikardi. Temelin derinligi ve divarlann kalmhgi 
tic arsm [birbucuk metre] idi. Temeli tasdan, divarlan kerpicden 
idi. Eni, boyu ytizer arsin idi. Yiiksekligi yedi arsm idi. Temele ilk 
tasi kendi mubarek eli ile koydu. Bu tasm yanma hazret-i Ebu 
Bekrin, sonra Omer, Osman ve Almin sira ile birer tas koymala- 
nm emr eyledi. Sebebini soranlara, (hilafetlerinin sirasina isaret- 
dir!) buyurdu. Mescidin sag ve solunda, mubarek zevceleri icin, 
dokuz oda da yapildi. Mescide en yakm oda, hazret-i Aiseye veril- 
di. 

Safer aymdan, vefat edinceye kadar, Medinede iken, biitiin ne- 
mazlanm hep bu mescidde cema'at ile kildi. Resulullahm, Eshabi 
ile birlikde, bu cami'lerde nemaz kildiklan besbelli iken, komii- 
nistlerin, Salat diia demekdir, islamiyyetde nemaz kilm diye bir 
emr yokdur, demelerine cok sasihr. 

Bekara suresinin yiizyirmibesinci ayetinde mealen, (Mescid-i ha- 
ramdaki Makam-i Ibrahim denilen yerde nemaz kihn! Biz Ibrahf- 
me ve isma'ile emr etdik ki, tavaf edenler ve riiku' edenler ve icin- 
de oturanlar ve secde edenler icin, benim beytimi temizleyin!) bu- 
yuruldu. Bu ayet-i kerimede, Allahii teala, Ka'beye benim evim di- 
yor. Bunun icin Ka'beye Beytullah denir. Allahii teala, Salih aley- 
hisselamm devesine de Hud suresinde (Naka-tullah) dedi. Bu 
ayet-i kerimelerdeki, Allahin evi, Allahm devesi sozlerinden, Alla- 
hii tealamn, Ka'be icinde, devenin yamnda olmasi anlasilmaz. Ca- 
hil olan, ahmak olan bile boyle anlamaz. Ka'be gibi, biitiin cami'le- 
re Beytullah denir. Boyle soylemek, cami'lerin kiymetlerinin, se- 
reflerinin cok oldugunu bildirmek icindir. 

Nur suresinin otuzaltinci ayetinde mealen, (Allahii teala, 

-142- 



ba'zi evlerin kiymetlerinin yiiksek tutulmasim emr etdi. Kiymeti 
yiiksek olan bu ovicide, Onun isinini zikr etmegi emr etdi. Bura- 
larda sabah aksam, Allahii teala tesbfli olunur) buyuruldu. Daha 
yukanda bildirdigimiz ayet-i kerimede, Allahii teala, nemaza zikr 
demisdi. Bu ayet-i kerime de, cami'lerde nemaz kilmacagim goste- 
riyor. Abdullah ibni Abbas hazretleri, [Cami'lere Beytullah denir. 
Bu ayet-i kerimeye (Kendi evleri) diye ma'na vermek, Kur'an-i ke- 
rimi degisdirmek olur] dedi. 

Nisa suresinin yiiziincii ayetinde mealen, (Yer yiiziinde sefere 
cikinca, salati kisaltabilirsiniz!) buyuruldu. Bu ayet-i kerime gel- 
dikden sonra, Resulullah, nemazlarim seferlerde iki rek'at kildi. 
Bu ayet-i kerfmeden sonra, meal-i serifi, (Sen, muharebede Esha- 
binla birlikde salat kdarken, cema'atin bir kisini, seninle birlikde, 
silahh olarak kilsinlar. Bir rek'at kilmca, bunlar diisman karsisina 
gitsinler. Salat yapmiyanlar gelip, salata seninle devam etsinler!) 
olan ayet-i kerime de, salatin nemaz demek oldugunu, diia demek- 
dir diyenlerin yanhs soylediklerini acikca gostermekdedir. 

Taberanide ve Miinavideki hadis-i serifde, (Mescidleri yol yap- 
mayiniz! Mescidlere zikr ve salat icin giriniz!) buyuruldu. 

(Salatin tam olmasi, saflan diizeltmekle olur) hadis-i serifi, sa- 
latin nemaz demek oldugunu ve farzlann cema'at ile kilmacagim 
gostermekdedir. 

Ibni Abidmde, nemazin mekruhlan sonunda bildirilen hadis-i 
serifde, (Evinizdeki salatiniz, benim mescidimdeki salatimzdan 
daha kiymetlidir. Fekat farzlar, boyle degildir) buyuruldu. Bu ha- 
dis-i serif gosteriyor ki, salat nemaz demekdir ve farzlan cami'de, 
siinnet nemazlan evde kilmak iyidir. Bir hadis-i serifde, (Mesci- 
dimde kihnan salat, baska yerlerdeki salatdan bin kat daha sevab- 
dir. Mescid-i haramdaki salat da, benim mescidimdekinden yiiz 
kat daha sevabdir) buyuruldu. 

Mezhebsizlerden bir kismi ve zmdiklar nemaz kilmiyorlar. Sa- 
lat emr olundu. Bu da, diia demekdir. Miislimanhkda yatip kalk- 
mak ve cami' yapmak yokdur. Peygamberler, cami'lere gitmeyin, 
kalb cami'inde Allaha yalvarm, dedi diyorlar. Yukandaki ayet-i ke- 
rimeler ve hadis-i serifler, onlann yalan soylediklerini, miisliman- 
lan aldatmak istediklerini acikca gostermekdedir. 

9 — Mezhebsizlerden bir kismi ezamn da diia demek oldugu- 
nu soyliyor. Halbuki Peygamberimiz, miiezzini olan Bilal-i Habe- 
siye ezan okumasim ogretdi. Yiiksek yere cikanp ezan okutdu. 
Meal-i serifleri, (Salat icin size nida edildigi zeman) ve (Cum'a 
giinii salat icin nida edildigi zeman) olan ayetler, ezan okumagi 

-143- 



gostermekdedir. Hakimin ve Miinavmin bildirdikleri hadis-i serif- 
de, (Nidayi isitip de oraya gelmiyenin nemazi kabul olmaz) buyu- 
ruldu. Nida ezan okumak demekdir. Cami'lerde minareyi ilk ola- 
rak, Eshab-i kiramdan Selmetebni Halef hazretleri Misrda yapdi. 
Kendisi, hazret-i Mu'aviye zemamnda Misr valisi idi. 

Allahii tealayi hafif sesle zikr etmek ibadetdir. Turuk-i aliyye 
mensublan, bunun icin zikr ederler. Bu zikri ezan ile kansdirmak, 
cahillik veya zindiklikdir. Resulullah efendimiz, (Miiezzinlerin, ki- 
yamet giinii, boyunlan uzun olacakdir) hadis-i serifi ile, miiezzin- 
leri sena eyledi. Ya'ni kryamet giinii, almlan acik, gogiisleri kaba- 
rik olacakdir. Deylemmin ve Miinavmin bildirdikleri hadis-i serif- 
de. (Muezzin ezam bitirmeden once, salata tekbfr almayimz!) bu- 
yuruldu. Ebu Daviidiin ve Miinavmin bildirdiklerinde, (Fecr agar- 
madan ezan okuma!) buyuruldu. Hurufiler, miiezzinlerin ezan 
okumasim, esegin amrmasma benzetiyor. Boyle soyliyenler kafir 
oluyorlar. Bundan sonra gelen nesl, bu zindiklan la'net ile yad ede- 
cekdir. 

10 — (Ehl-i siinnet) denilen hakiki miislimanlar, Peygamberi- 
mizin Ehl-i beytinin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" kiymeti- 
ni, iistiinliigunu, iyi bilmekdedir. Oniki mubarek imami, cok sev- 
mekdedir. Ehl-i beytin, nurlu se'adete kavusduran, bereketli yolla- 
nnda bulunmaga cahsmakdadir. Sevmek, kuru laf ile olmaz. Onlar 
gibi olmaga cahsmakla olur. 

Ehl-i siinnet miislimanlannm en btiyiik alimi, yiice imam, 
Ebu Hanife "rahmetullahi teala aleyh" hazretleri, biitiin diinya 
islerini, talebesini, vazifesini birakarak, iki sene, imam-i Ca'fer 
Sadik hazretlerinin sohbetinde bulundu. imam-i Ca'fer Sadik 
hazretlerinin ilm deryasindan doya doya bilgi topladi. Onun, Re- 
sulullahdan gelen nurlan sacan mubarek kalbinden feyzler aldi. 
(Imam-i Ca'fer Sadik hazretlerine iki sene hizmet etmeseydim, 
birseyden haberim olmryacakdi) buyurdu. imam-i a'zam Ebu 
Hanife hazretleri, imam-i Ca'fer Sadikdan aldigi bilgilerle, feyz- 
lerle kemale geldi. Baskalarma nasib olmiyan yiiksekliklere ka- 
vusdu. 

Ehl-i siinnet imamlan, iman ve fikh bilgilerinin ve tesavvuf 
ma'rifetlerinin, hatta tefsir ve hadis bilgilerinin cogunu Ehl-i 
beyt imamlarmdan ogrendiler. Onlarm terbiyeleri ile yetisdiler. 
Onlann tevecciihleri ile yiikseldiler. Onlardan miijdeler aldilar. 
Si'i kitablan da boyle oldugunu bildirmekdedir. Si'i alimlerinden 
ibni Mutahhir-i Hulli (Nehculhak) ve (Minheciilkerame) kitab- 
larmda, imam-i a'zam Ebu Hanife ile imam-i Malikin, imam-i 
Ca'fer Sadikdan "rahmetullahi teala aleyhim" ders aldiklanm, 

-144- 



Onun yaninda yiikseldiklerini yaziyor. Imam-i a'zam Ebu Hanife, 
imam-i Muhammed Bakirdan ve Zeyd-i sehidden de ders aldi. 
Sfiler bu ytice Ehl-i beyt imamlanm gormemis olan dedelere say- 
gi gostermek ibadet olur, diyorlar da, o mubarek imamlara yillar- 
ca hizmet ederek ilm ve feyz almis olan Ehl-i siinnet alimlerine ni- 
cin dil uzatiyorlar? Si'ilerin, O yilce imamlardan fetva vermek ve 
ictihad etmek icin icazet almis olan bu alimlere ita'at etmeleri de 
farz olmaz mi? Imam-i a'zam Ebu Hanifenin, imam-i Bakirdan ve 
Zeyd-i sehidden ve imam-i Ca'fer Sadikdan, fetva vermek icin ica- 
zet aldigmi si'i imamlarmdan seyh-i Hulli bildiriyor. Imam-i a'za- 
mm, ictihad etmek sartlanm tasidigi, ma'sum imamlarm sehadetle- 
ri ile anlasihyor. imam-i a'zama dil uzatmak, ma'sum olan oniki 
imamin sahidligini red etmek olur. Bu ise, biitiin si'ilerce kiifr ol- 
makdadir. Hele ma'sum imamin bulunmadigi bu zemanda, imam-i 
a'zamin mezhebine girmek, ya'ni Ehl-i siinnet olmak, biitiin si'ilere 
farz olmuyor mu? 

Si'i alimlerinden seyh Hulli diyor ki: Ebiilmuhasin Hasen bin 
All, Ebiilbuhtiirden haber veriyor: Ebu Hanife, Ebu Abdullah 
Ca'fer Sadikm yanma geldi. imam-i Ca'fer Sadik, Ebu Hanifeyi 
goriince, (Sen babamm siinnetini her yere yayacaksm. Sasirmisla- 
ra yol gostereceksin. Korkuda olanlarm yardimcisi olacaksm. Kur- 
tulus yolunun rehberi olacaksm. Allahii teala yardimcm olsun!) 
dedi. Si'i kitablarmm hepsi diyor ki: Ebu Hanife, Abbasi halifele- 
rinden Ebu Ca'fer Mensiirun yanma geldi. Orada Isa bin Musa 
vardi. Ebu Hanifeyi goriince, (Ya Halife! Bu gelen, bugiin yeryii- 
ziiniin en biiyiik alimidir!) dedi. Mensur sordu: Ya Nu'man! ilmi 
kimden ogrendin? Alinin talebeleri vasitasi ile Aliden ve Abbasm 
talebeleri vasitasi ile Abbasdan ogrendim, dedi. Halife de cok sag- 
lam vesikalar bildirdin, dedi. Yine, si'i kitablarmda diyor ki, Ebu 
Hanife, Mescid-i haramda oturmusdu. Herkes etrafma toplanmis, 
kendisine herseyden soruyorlardi. Onlara cevab veriyordu. Sanki 
cevablan hazir cebinden cikanyormus gibi saciyordu. imam-i Ebu 
Abdullah Ca'fer Sadik, ansizm yanma geldi, durdu. imami goriin- 
ce, hemen ayaga kalkdi. Ey Resuliin torunu! Burada oldugunu 6n- 
ceden bilseydim, boyle is yapmazdim, dedi. imam-i Ca'fer Sadik 
hazretleri de, otur ya Eba Hanife! Miislimanlarm bilmediklerini 
ogretmege devam et! Babalanmdan ogrendiklerini herkese yay, 
buyurdu. Yukandaki iki haber, ibni Hullinin (Tecrid)i serhinde 
yazihdir. 

Siial: Si 'tier soyle diyebilir ki, Ebu Hanife ve diger Ehl-i siin- 
net imamlan, oniki imamin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" 
talebeleri olduklan halde, nasil oluyor da, onlarm inanclarma uy- 

- 145 - Hak Sozun Vesikalan: F-10 



miyan fetvalar veriyorlar? 

Cevab: Bu siialin cevabi, sfi alimlerinden Kadi Nurullah Sus- 
terinin (Mecalisiilmii'minih) kitabmda yazilidir. Soyle ki, (Ab- 
dullah ibni Abbas, hazret-i Emfrin talebesi idi. Onun huzurunda, 
ictihad derecesine varmisdi. Onun yaninda ictihad yapardi. Bir- 
cok ictihadi, Onun ictihadlanna uymazdi. Emir "kerremallahii 
teala vecheh" hazretleri, Onun boyle ictihadlarim kabul ederdi. 
Bundan anlasihyor ki, miictehidin kendi anlayisma gore cevab 
vermesi lazim imis. Evet, ayet-i kerimelerde ve hadis-i seriflerde 
acik bildirilmis olan seyler icin ictihad yapilmaz. Ya'ni boyle apik 
bilgilerden aynlmak haramdir. Fekat, acik bildirilmemis olan 
seyleri anlamak icin ictihad etmek lazim olur. Su kadar var ki, 
ma'sum olan imam, ictihadinda hie yamlmaz. Baskalan ise yam- 
labilir. Fekat bu yamlmalan sue olmaz. Yamlmalarma bir sevab 
verilir) demekdedir. Sfilerin (Me'alimul-iisul) kitabmda da, bun- 
lar yazilidir. ictihadda yamlarak elde edilen bilginin, Kur'an-i ke- 
rime ve hadis-i senflere ve icma'i iimmete muhalif olmamasi la- 
zimdir. 

Ehl-i beytin ictihadlanna uymiyan fetvayi vermek sue olsaydi, 
hazret-i Hiiseynin de suplu olmasi lazim gelirdi. Ciinki si'i alimle- 
rinden Ebu Muhnel Ezdi bildiriyor ki, hazret-i Hiiseyn kardesi 
hazret-i Hasenin, hazret-i Mu'aviye ile sulh yapmasim begenmedi. 
Yanhs is yapdigim bildirdi. Oniki imamdan birinin ictihadim kabul 
etmemek, hata etdigini soylemek, Ona diismanhk demek olsaydi, 
hazret-i Hasenin hazret-i Huseyne diisman olmasi lazim gelirdi. 
Hazret-i Mu'aviyeye "radiyallahii anh" dil uzatanlann, Ona iftira 
kampanyasi acanlann, kotii yolda olduklan buradan da anlasil- 
makdadir. 

Ehl-i siinnetin hadis alimleri ve miictehidleri "rahmetullahi 
aleyhim", takva ve adalet ve dindarhk ile meshurdurlar. Sfilerin 
Ehl-i siinnet alimlerini begenmemeleri, bu alimlerin imanlarinm, 
kendi inanclarma uymadigi icindir. Giinah islediler, yalancidirlar, 
diinyaya diiskiindiirler diyemiyorlar. Halbuki, onlarm alim dedik- 
leri kimseleri, kendileri de kottilemekdedirler. 

Kendilerine, ilk olarak sfi diyenler, Siffin muharebesinde 
hazret-i Alinin ordusunda birlik kumandanlan idi. Hazret-i Emi- 
rin sozleri, hareketleri, sfi kitablarma, hep bunlardan isitmekle 
yazilmisdi. Halbuki, hain, fasik ve Emire asi ve yalanci oldukla- 
n (Nehciilbelaga) gibi sfi kitablannda yazilidir. Emir "kerre- 
mallahii teala vecheh", bunlarm miinafik olduklanm haber ver- 
di. Kiife sehrindekilerin inanclan ve ibadetleri hep bunlardan 
isitdiklerine gore idi. Bunlara, ma'sum imamlar hep beddiia ve 

-146- 



la'net etmislerdi. Bunlan yanlarma sokmamislardi. Bunlardan 
(Kesai)nin miisliman oldugu belli degildir. Biri de (Zekeriyya bin 
ibrahim)dir. Ebu Ca'fer Muhammed bin Hasen Tusi ve baskalan, 
bundan isitdiklerini yazmislardir. Halbuki bu Zekeriyya, hiristiyan 
idi. 

Abbasi hiikiimdarlan, Ehl-i beyt imamlanni zmdanlara sok- 
muslardi. Yanlarma gitmek, konusmak yasakdi. Kimse, gidip go- 
riisemezdi. Ehl-i siinnet alimleri, tehliikeyi goze alip, ziyaretleri- 
ne giderlerdi. Onlardan ilm, feyz ahrlardi. Biitiin tarihler bildiri- 
yor ki, Musa Kazim "rahmetullahi aleyh" hazretleri zindanda 
iken, Ehl-i siinnet alimlerinden Muhammed bin Hasen Seybani 
ve kadi Ebu Yusiif "rahmetullahi aleyhima" ziyaretine gider, bil- 
mediklerini sorar, ogrenirlerdi. O siki zemanda, imamm huzuru- 
na gidebilmek icin, cok sevgi ve ihlas lazim gelir. Bunlar, sfi ki- 
tablarmda da yazihdir. Si'ilerin imamiyye kolu alimlerinden (Fii- 
sul) kitabinin sahibi, imam-i Musa Kazim hazretlerinin keramet- 
lerini anlatirken, imam-i Muhammedden ve imam-i Ebu Yusiif- 
den isiterek bildiriyor ki, Harun Resid, imam-i Musa Kazim haz- 
retlerini habs etmisdi. ikimiz yanma gitdik. Oturduk. Zindanci- 
lardan biri geldi. Sana birseyler lazim ise, bana soyle! Yarm gelir- 
ken getireyim, dedi. imam hazretleri, birsey lazim degil, buyurdu. 
Adam gidince, imam bize donerek, (Bu adama sasanm ki, ben- 
den birsey soruyor ve yarm getirecegini soyliiyor. Halbuki, bu ge- 
ce ansizm olecekdir) buyurdu. Adamin o gece olduglinti haber al- 
dik. 

(Kamus-iil-a'lam) kitabmda diyor ki, (imam-i Ca'fer Sadik, 
hazret-i Alinin torununun torunudur. Annesi Umm-i Ferve olup, 
hazret-i Ebu Bekrin torunu olan Kasimm kizi idi. imam "rahme- 
tullahi aleyh" bunun icin, hazret-i Aliden gelen Vilayet kemalle- 
rine kavusdugu gibi, hazret-i Ebu Bekrden gelen Niibuvvet ke- 
mallerine de kavusdu. Her iki kemalden imam-i a'zam Ebu Hani- 
feye bol bol ihsan eyledi. imam-i Ca'fer Sadik, cefr, kimya ve di- 
ger fen bilgilerinde de alim idi. Biiyiik islam kimyageri Cabir, 
imam-i Sadikm talebesi idi. Ebu Muslim Horasani, Emevilere 
karsi lsyanmi basarabilmek icin, imam-i Ca'fer Sadigi halife i'lan 
etmek istedi. imam hazretleri bunu kabul etmedi. Hatta, Ebu 
Miislimin mektublanm yakdi. Yedi erkek oglundan en biiyugii is- 
ma'il, babasmdan once oldugu icin, imamdan sonra, ikinci oglu 
Musa Kazim "rahime-hiimullahii teala" imam oldu. Si'i olduklan- 
ni soyliyenlerden bir kismi, ayn yol tutarak, isma'ili ve ogullanm 
imam tamdilar. Bunlara (isma'iliyye) denildi.) (Esma'ulmiielliiin) 
kitabmda diyor ki, imam-i Ca'fer Sadikm (Taksim-i rii'ya), (El- 

-147- 



camiatii fil-cefr) ve (Kitab-iil-cefr) admda uc kitabi vardir. Cefr, 
dort aylik kuzu demekdir. Cefr ilmi, ilerde olacak seyleri onceden 
anliyan bir ilmdir. Eflatunun ve eski Hindlilerin cefr (izerinde ki- 
tablari vardir. Bu ilm iizerinde islamda ilk kitab yazan hazret-i Ali- 
dir. Cami' ve Cefr admdaki iki kitabim kuzu derisi uzerine yazdigi 
icin, bu ilme cefr adi verildigi (Kamus)da bildiriliyor. 

imam-i Ca'fer Sadik, din, ibadet hakkmda hie kitab yazmadi. 
Sfilerin elinde bulunan (Imam-i Ca'fer Buyrugu) admdaki kitabi, 
Ca'fer bin Hiiseyn Kummi yazmisdir. Bu adam 340 [m. 951] sene- 
sinde Kufede olmiisdur. Sfilerin ilk fikh, din bilgilerini bunun yaz- 
digmi, meshur (Miincid) kitabi da bildirmekdedir. Ellerindeki (Ri- 
sale-i Ca'feriyye) kitabim da, Ebu Ca'fer Muhammed Tusinin yaz- 
mis oldugunu (Kamus-iil-a'lam) bildiriyor. Bu da, 460 [m. 1068] da 
olmiisdiir. Tefsiri yirmi cilddir. Si'iler, bu iki Ca'ferin kitablarmi 
ileri siirerek, kendilerine (Ca'feri) diyor. imam-i Ca'fer Sadikm 
yolunda olduklanni, bu yoldan isbata kalkisiyorlar. Ca'fer ve cefr 
kelimeleri birbirine benzedigi icin, bu kitablarm da imam-i Ca'fer 
Sadik hazretleri tarafmdan yazildigmi soyliiyorlar. 

11 — Hurufiler, islamiyyeti icden yikabilmek icin, dmin diregi, 
Ehl-i siinnetin gozbebegi, biiyiik alim imam-i a'zam Ebu Hanife 
"rahmetullahi aleyh" hazretlerine de saldinyorlar. Bu yiice imami 
lekeliyebilmek icin, her cirkin iftirayi, her aleak yalani yazmakdan 
utanmiyorlar. 

Bu yiice imamin hal tercemesi, (Se'adet-i Ebediyye) ve (Faide- 
li Bilgiler) ve (Eshab-i Kiram) kitablannda yazilidir. Biiyiik islam 
alimi ibni Hacer-i Mekki "rahmetullahi teala aleyh" hazretlerinin 
arabi (Hayrat-iil-hisan) kitabindan ve Ferideddin-i Attar hazretle- 
rinin, farisi (Tezkire-tiil-evliya) kitabindan ve Taskoprii zadenin 
(Mevdu'at-iil'ulum) tiirkce kitabindan alarak asagida birkac keli- 
me daha yazmagi uygun gordiik. 

Imam-i a'zamin adi Nu'mandir "rahmetullahi teala aleyh". 
Ebu Hanife, dogru yoldaki miislimanlann babasi demekdir. Yok- 
sa, Hanife adinda bir kizi olmadigi gibi, anasmm adi da Hanife de- 
gildir. Anasmm adi Hanife olsaydi, Nu'man ibni Hanife denirdi. 
Isa aleyhisselama Isebni Meryem denildigi gibi, buna da Nu'man 
ibni Hanife demek lazim olurdu. Hicbir kitabda boyle yazili degil- 
dir. Dost diisman herkes Nu'man bin Sabit demekdedir. Her ki- 
tab, babasmm adim yazmakdadir. Yalmz, Ehl-i siinnet diismam 
olanlar, anasmm adi Hanifedir, diyerek cirkin hikayeler uyduru- 
yorlar. 

Imam-i a'zam Ebu Hanife "rahmetullahi teala aleyh" hazret- 
lerinin dedesinin adi (Zuta)dir. Bunu bircok kitablar, mesela 

-148- 



biiyiik alim Ibni Esir Cezri hazretleri (Cami'ul-iisul) kitabmda 
yazmakdadir. Bu zat kole idi. Fikh alimlerinden cogu kolelerden 
yetismisdir. Imamm babasi Sabit, miisliman ana babadan diinya- 
ya geldi. Sabit, hazret-i Almin sohbetinde bulunurdu. imam haz- 
retlerinden cok feyz aldi. Imam-i All, Sabite ve evladma hayr ve 
bereket ile diia etdi. Zutamn ikinci ismi Nu'man idi. Bu Nu'man, 
Nevruz giinii, hazret-i Aliye, faluzec, ya'ni pelte, jele ikram etmis- 
di. Imam-i a'zam hazretleri Imam-i Sa'biden ve bu, yiizdort tari- 
hinde vefat edince, Hammaddan ders aldi. Hammad, hicretin yiiz- 
yirminci senesinde vefat edince, biitiin islam memleketlerinden, 
ilm asiklan, imam-i a'zam Ebu Hanifenin yanma iisiisdii. Talebe 
yetisdirmege basladi. O zeman, Saddar admda bir alim yokdu. 
Boyle bir kimseden ders aldigi, hicbir islam kitabmda yazih degil- 
dir. 

Imam-i a'zam Ebu Hanife Nu'man bin Sabit hazretlerinin her 
sozii, her isi, Kur'an-i kerim ile ve hadis-i serifler ile idi. (Mizan- 
iil-kiibra) kitabmda diyor ki, (Bir kimse, dort mezheb imammin 
sozlerini, kiskanmadan ve inad etmeden, insaf ile incelerse, her- 
birinin, gokdeki yildizlar gibi olduklanni goriir. Bunlara dil uza- 
tanlari, bu yildizlarm sudaki hayallerini goriip, yildiz sanan ah- 
mak gibi goriir.) imam-i a'zam buyurdu ki, nass [ya'ni ayet, ha- 
dis] olan yerde kiyas yapilmaz. Biz, zaruret olmadikca kiyas yap- 
mayiz. Bir siial karsisinda kahnca, once Kur'an-i kerimde aranz. 
Bulamazsak, hadis-i seriflerde aranz. Yine bulamazsak, Eshab-i 
kiramm herhangi birinin sozlerinde aranz. Bu siialin cevabim 
bunlarda da bulamazsak, kiyas yaparak cevabim buluruz. Bir 
kerre de buyurdu ki, (Bir siialin cevabim, ayetde ve hadis-i serif- 
lerde bulamazsak, Eshab-i kiramm cesidli cevablanm bulursak, 
kiyas yaparak, bu cevablardan birini seceriz). Bir kerre de buyur- 
du ki, (Ayetde ve hadislerde bulamadigimrz bilgilerde, hazret-i 
Ebu Bekrin, Omerin, Osmanm ve Almin "radiyallahii anhtim" 
cevablanm seceriz. Resulullahdan gelen hadis-i seriflerin basimiz 
tisttinde yeri vardir. Onlara uymiyan birsey soylemeyiz). imam-i 
a'zam, hicbir yerde bulamadigi bir bilgi icin, kendi kiyas etdikden 
sonra, hazret-i Ebu Bekrin soziinii isitirse, kendi re'yini birakip, 
o soze uygun cevab verirdi. Biitiin Eshab-i kiram icin de boyle 
yapardi. Ebu Mutf diyor ki, bir Cum'a sabahi Ebu Hanife ile bir- 
likde Kiife Cami'inde idim. Siifyan-i Sevri ve Mukatil ve Ham- 
mad bin Muslim ve Ca'fer Sadik ve daha baskalan iceri girip, 
Ebu Hanifeye sordular, senin, din islerinde hep kiyas yaparak ce- 
vab verdigini isitdik. Senin icin korkduk, dediler. imam-i a'zam 
ogleye kadar, bunlarla miinazara eyledi. Mezhebini uzun anlatdi. 

-149- 



Once Kur'an-i kerimden, sonra hadis-i seriflerden, daha sonra 
Eshab-i kiramm sozbirligi ile bildirdiklerinden cevab verdigini 
anlatdi. Hepsi kalkip, imamm elini opdtiler ve sen alimlerin sey- 
yidisin. Bizi afv et! Bilmeden seni iizdiik, dediler. imam da, Alla- 
hii teala, bizi ve sizi afv ve magfiret eylesin, buyurdu. Hanefi 
mezhebindeki biitiin miictehidler de, mezhebin reisi gibi, zaruret 
olmadikca, kiyas yapmamislardir. Diger mezhebler de, hep boy- 
le idi. Nass olan yerde kiyas yapilmaz, buyururlardi. 

imam-i a'zam Ebu Hanifenin bizlere bildirdigi hadis-i seriflerin 
hepsi, Eshab-i kiramdan kendisine bir cema'at tarafmdan bildiril- 
misdir. Her hadisi, bunu bildirenlerin ismleri ile birlikde yazmisdir. 
Imamm ictihadma i'tiraz edenler, Onun mezhebinin inceligini an- 
hyamiyanlardir. Yahud, Ehl-i siinnete diisman olan sapiklardir. 
Hanefi mezhebi ile Safi'i mezhebi arasmda birbirine uymiyan yir- 
mi kadar mes'ele vardir. Bu da, iki mezhebin Usui ve ka'ideleri ara- 
sindaki farkdan ileri gelmekdedir. imam-i a'zamm "rahmetullahi 
teala aleyh" sened olarak gosterdigi hadis-i seriflerin hepsini ince- 
ledim. Onun ve talebelerinin delillerinin cok saglam, hepsinin dog- 
ru oldugunu gordiim. Bu soziimu, baskalarmm yapdigi gibi ezber- 
den veya hatir icin degil, uzun zeman inceleme sonunda anhyarak 
bildiriyorum. imam-i a'zamm bildirdigi hadis-i seriflerin hepsinin, 
hayrh, iyi olduklan hadis-i serif ile bildirilmis olan Tabi'inin secil- 
mislerinden ahnmis olduklanm gordiim. 

Taceddin-i Siibki "rahmetullahi teala aleyh" hazretleri, (Taba- 
kat-iil-kiibra) kitabmda buyuruyor ki, (Mezheb imamlarma karsi 
edebli olmahdir! Din biiyukleri icin yapilan dedi-kodu ve iftiralara 
kiymet vermemelidir! Din imamlarmm sozlerine karsi dil uzatan, 
felakete gider. Onlarm her sozii bir delile, vesikaya dayanmakda- 
dir. Onlar gibi olmryanlar, bu delilleri anhyamaz. Bizlere diisen, 
Onlan ovmekdir. Birbirine uymiyan sozlerine kansmamakdir. 
Bunlarm aynhklari, Eshab-i kiram arasindaki aynhklar gibidir. 
Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" aynhklari icin, Eshab-i ki- 
rama dil uzatmamizi yasak etdi. Hepsini iyilikle anmamizi emr ey- 
ledi.) 

imam-i a'zamm "rahmetullahi teala aleyh" bildirdigi hadis-i se- 
riflerin ve mezhebinin dogru oldugunu anlamak istiyorsan, Ehlul- 
lahm tarikatine gir. ilmde ve amelde ihlas Iizere olarak ilerle! isla- 
miyyetin hakikatine kavus! Dort mezheb imamimn ve Onlarm yo- 
lunda giden alimlerin, hak yolda olduklanm o zeman iyi anlarsm. 
Sozlerinin, hep islamiyyete uygun olduklanm gortirsiin. 

Sakik-i Belhi hazretleri buyuruyor ki, Ebu Hanife, cok vera' 
sahibi, cok bilgili, abid [cok ibadet edici], cok kerim ve dinde cok 

-150- 



dikkatli idi. Dinde kendi goriisti ile birsey soylemezdi. Kendisine 
birsey sorulunca, talebesini toplar, onlarla miinazara [tartisma] ya- 
par. Sozbirligi olunca, Ebu Yusiife veya baskasma kitabm surasina 
yaz, derdi. Abdullah ibni Mubarek diyor ki, (Ktife sehrine gitdim. 
Alimlerini bulup, hepsine en biiyiik alim kim oldugunu sordum. 
Hepsi, en ustiiniimuz imam-i a'zam Ebu Hanifedir, dediler. Vera'i 
en cok olan kimdir, dedim. Ebu Hanifedir, dediler. En zahid kim- 
dir, dedim. Ebu Hanifedir, dediler. ilm ile en cok ugrasan kimdir, 
dedim. Ebu Hanifedir, dediler). (Mizan-iil-kiibra) kitabindan ter- 
ceme temam oldu. 

En'am suresinin yiizellidokuzuncu (159) ayetinde mealen, (Ey 
Peygamberim! Dinde firka firka ayrilanlarla senin hicbir ilisigin 
olamaz. Onlarin cezalarim Allah verecekdir. Kiyamet giinii, Alla- 
hii teala, diinyada islcdiklerini onlara hatirlatacakdir) buyuruldu. 
Ayetde gecen parca parca firkalar, mezhebsizlerin firkalandir. 
Bunlarm dinden, imandan aynldiklan, bu ayet-i kerimede acikca 
bildiriliyor. Ehl-i siinnetin dort imamimn "rahmetullahi teala aley- 
him" mezhebleri, imanda ayri olmadiklan icin, bu ayetin sapik 
bid'at firkalanm gosterdigi meydandadir. 

12 — Bir mezhebsizin kitabmda, Kurban bayrami, ya'ni haz- 
ret-i Ibrahimin oglunu kurban etmek istedigi giin belli degildir ve 
kurban edilecek olan, isma'il degildi. ishak idi, diyor. 

Ali Zeynel'abidm ve Muhammed Bakir ve Abdullah ibni Ab- 
bas ve Hasen-i Basri, kurban edilecek olan, isma'il idi, dediler. 
Peygamberimiz, (Ben iki kurbanhgin ogluyum) buyurdu. Bu ha- 
dis-i serif de, kurbanhgm, hazret-i isma'il oldugunu gosteriyor. 
Ciinki, Peygamberimiz, hazret-i isma'ilin soyundandir. 

Buhari ve diger hadis kitablarmda, Abdullah ibni Abbasin "ra- 
diyallahii anhiima" haber verdigi hadis-i serifde, (Hicbir ibadetin 
kiymeti, Zilhicce ayinin ilk on giiniinde yapdan ibadetlerin kiyme- 
ti gibi olamaz) buyuruldu. Bir hadis-i serifde de, (Arefe giinii tutu- 
Ian oruc, bir gccinis senenin ve bir gelecek senenin giinahlarina 
keffaret olur) buyuruldu. Ya'ni, Zilhiccenin dokuzuncu giinii tutu- 
Ian oruc, gecmis ve gelecek birer senede yapilan tevbelerin kabul 
olmasma yarar. 

Kurban edilenin hazret-i ishak oldugunu, yehudilerin ellerin- 
de bulunan uydurma Tevrat ile isbat etmege kalkisiyorlar. Halbu- 
ki, eldeki Tevratlarm bozuk, uydurma oldugunu Kur'an-i kerim 
haber vermekdedir. Kur'an-i kerim, kurbanhgm isma'il "aleyhis- 
selam" oldugunu gosteriyor. Saffat suresinin yiiziincii ve sonraki 
ayetlerinde mealen, (Ya Rabbi! Bana iyilerden bir ogul ver. Biz 
de, Ona lialiui [cok uysal] bir oglan miijdeledik. Cocuk, Ibrahim 

-151- 



aleyhisselam ile yiiriiyecek caga gelince, Ibrahim, "Ey ogulcugum! 
Rii'yada, seni bogazladigum goriiyorum. Bir bak, ne dersin?" de- 
di. Babacigun, sana emr edilen ne ise, onu yap! Insaallah beni sabr 
edicilerden bulursun, dedi. ikisi de, Allahin emrine teshm olunca, 
Ibrahim, oglunu aim iizeri yere yatirdi. [Break cocugu kesmedi.] 
Ey Ibrahim! Rii'yaya sadik oldun. iyi hareket edenleri biz boyle 
miikafatlandiririz, dedik. Bu is, acik bir imtihan idi. Oglunun yeri- 
ne [kesilmek iizere] biiyiik bir koc verdik. 

Bundan sonra, Ona iyilerden ishaki Peygamber olarak miijde- 
ledik. Ona ve ishaka bereket verdik. Onlarin sovlai nidaii iyi olan- 
lar da, nefsine zulm edenler de vardir) buyuruldu. 

Bu ayet-i kerimeler, kurban edilenin isma'il "aleyhisselam" ol- 
dugunu acikca gostermekdedir. Ciinki, Ibrahim aleyhisselam, 
Rabbim bana emr etdigi yere giderim diyerek hicret edince, once 
Isma'il "aleyhisselam" ihsan olundu. ishak "aleyhisselam" sonra- 
dan ihsan edildi. Bu gercegi nicin gizliyorlar, anhyamiyoruz. 

(Mir'at-i Mekke) kitabmda diyor ki, Omer bin Abdiil'aziz 
"rahmetullahi teala aleyh" zemamnda yehudi hahamlarmdan bi- 
ri miisliman oldu. Halife Omer bin Abdiil'aziz buna (Kurban olu- 
nacak, isma'il mi, yoksa ishak mi idi?) dedi. Ya halife! Yehudi- 
ler, hazret-i isma'ilin kurban olundugunu bilirler. Fekat isma'il 
"aleyhisselam", Muhammed aleyhisselamin ceddi oldugu icin, 
kendi cedleri olan ishak aleyhisselamin kurban oldugunu soyli- 
yorlar, dedi. Bunlar da, yehudilerin ve hiristiyanlann yolunda git- 
dikleri icin, isma'il "aleyhisselam"in kurban olunmasini inkar 
ediyorlar. 

ibrahim "aleyhisselam"in hangi oglunu kurban etmek istedi- 
gi, dinde inamlmasi lazim olan bilgilerden degildir. Fekat bunlar, 
Ehl-i siinnet alimlerine "rahmetullahi aleyhim" saldirmak icin, 
bunu da miihim [onemli] birseymis gibi ileri siiriiyorlar. Emevf- 
leri, Abbasileri, Osmanh Tiirklerini kotuliiyorlar. Ciinki, Muh- 
tar-i Sekafiyi Emeviler, Karmitilerle Fatimileri Abbasiler, huru- 
fileri Timur han, Safevileri de Osmanh Tiirkleri yok etdi. ibni 
Abidin besinci cild sonunda buyuruyor ki, (Muslimanlarm liizu- 
mu olmiyan din bilgilerini konusmalan uygun degildir. isma'il 
mi daha iistiindur, ishak mi iistundiir? Kurban edilen hangisidir? 
Hazret-i Aise mi daha iistiindur, yoksa hazret-i Fatima mi, sor- 
mamahdir. Bunlan ogrenmek lazim degildir. Allahii teala bu gi- 
bi seyleri ogrenmegi emr etmedi). Mezhebsizlere Allah akl ve hi- 
dayet versin de, islamiyyeti icerden yikmakdan, parcalamakdan 
vazgecsinler. 

13 — Bir kitab, Emevilerin islamiyyeti degisdirdigini yaziyor. 

-152- 



Bu soz, biiyuk iftiradir. Emeviler zemamnda, (Ehl-i siinnet) alim- 
leri vardi. Bu alimlerin gosterdikleri dogru yol, Resulullahm ve Es- 
hab-i kiramm yoludur. Resulullahm yoluna, Emevilerin uydurma- 
si diyerek muslimanlan aldatiyor. 

14 — Mubarek gecelerin birkaci Kur'an-i kerimde acikca bildi- 
rilmisdir. Hepsini Peygamberimiz Eshabma ogretmisdir. Din 
imamlanmiz da, Eshab-i kiramdan ogrenerek kitablarma yazmis- 
lardir. Emevi halifeleri islam dinine saldirmadilar. Bugiinki miisli- 
manhk, Peygamber efendimizin bildirdigi miislimanhkdir. Muba- 
rek gecelere bid'at diyenler, Peygamber efendimizin hadis-i serif- 
lerine bid'at demis oluyorlar. islamiyyet, cahillerin, ahmaklarm 
sozlerine aldanmakla korunmaz. islamiyyet, Ehl-i siinnet alimleri- 
nin, Eshab-i kiramdan ogrenerek yazmis olduklan kitablara uy- 
makla korunur. 

15 — Resulullahm cenazesini ortada birakdilar demek, hazret-i 
Aliye biiyiik iftira olur. Evet, aci haberi isitince, hazret-i All de, bir- 
coklari gibi ne yapacagmi sasirdi. Evine kapamp aglamaga, cigerini 
daglamaga basladi. 

Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" vefat etmeden once, 
hazret-i Ebu Bekri "radiyallahii teala anh", miislimanlara imam 
yapdi. Vefat edince, muslimanlar da, oybirligi ile, hazret-i Ebu 
Bekri imam secdi. Hazret-i Ebu Bekr, hazret-i Ahyi evinden cagi- 
np, Resulullahm hizmetini yapmasmi emr eyledi. Boylece cenaze- 
si kaldinldi. 

Huruffler, Peygamberimizin "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
olumiinden sonra, hazret-i Ahnin uzerine asker cekip muharebe 
etdiler diyerek, Eshab-i kirami kotuliiyorlar. Bu sozleri de yalan- 
dir. iftiradir. tic halife, hazret-i Aliyi bas iistiinde tasidilar. Onun 
mubarek kalbini incitecek birsey yapmadilar. islam tarihlerini 
okuyanlar, bu hakikatleri bilir. Bu yalanlara aldanmaz. 

Birkac zalimin, ahmagm, imam-i Hasenin cenazesine yapdigi 
saygisizhgi behane ederek ve olaylan degisdirerek, Ehl-i siinnet 
olan miislimanlara saldinyorlar. Temiz muslimanlan dogru yol- 
dan sapdirmaga ugrasiyorlar. Asere-i miibessereden, ya'ni Cen- 
nete gidecekleri miijdelenmis on kisiden biri olan Sa'd ibni Ebf 
Vakkas hazretlerinin oglu Omerin, Kerbelada hazret-i Hiiseynle 
harb ederek sehid edilmesine sebeb olmasini, biitiin miislimanla- 
ra sue olarak yaymaga, hatta daha once olmiis olanlara da, bu 
yiizden la'net etmege kalkisan islam diismanlannm, acikh, sisir- 
me hikayelerine aldamp da, muslimanlar arasinda boliiculuk 
yapmamahdir. Bir miislimana kotii gozle bakmak, onu cekisdir- 
mek, ona iftira etmek, kalbini kirmak haramdir. Bunlarm herbi- 

-153- 



ri ayn ayn biiyilk giinahdir. Miislimana kin beslemek de giinahdir. 
Bunlarm herbiri Kur'an-i kerimde yasak edilmisdir. islamin ic diis- 
manlan, yehudf donmeleri, muslimanlan parcalamak, milleti birbi- 
rine diisman etmek icin, ortiilmiis tarih olaylanni, sisirerek ortaya 
koyuyorlar, inanmasi ve ogrenmesi farz olmryan hatta ortiihnesi 
lazim olan acikh olaylan meydana cikarmak, kardesi kardese sal- 
dirtmak istiyorlar. Bu sinsi dusmanlann yalanlarma aldanip parca- 
lanmiyahm. Hadis-i seriflerle oviilmiis olan (Ehl-i siinnet) alimle- 
rinin bildirdikleri dogru yolda birleselim. Birlesmekden kuvvet ha- 
sil olur. Aynlik felakete sebeb olur. 

Bunlar, miislimanlarm arasma Tman aynligi, fikr aynligi soku- 
yorlar. Kardesi kardese diisman ediyorlar. 

Ehl-i siinnetin, dort mezhebe aynlmasi, iman aynligi, fikr ayn- 
ligi degildir. Dort mezhebde olan miislimanlarm imanlan, diisiin- 
celeri birdir. Birbirlerini din kardesi bilirler. Birbirleri ile sevisirler. 
Ibadetlerde ve giinliik islerde, Kur'an-i kerimin ve hadis-i seriflerin 
acikca bildirmedigi ufak tefek seylerden birkacim yapmakda aynl- 
mislardir. Giic durumda kahnca, bu seyleri diger iic mezhebe gore 
de yaparlar. 

Miislimanlarm, imanda firkalara aynlmalan felaketdir. Pey- 
gamber efendimiz, miislimanlarm yetmisiic firkaya ayrilacaklanm, 
yetmisikisinin, bozuk inamslarmdan dolayi, Cehenneme gidecek- 
lerini haber verdi. (Ehl-i siinnet) denilen dogru imanhlarm "rah- 
metullahi teala aleyhim ecma'in" ba'zi islerde dort mezhebe aynl- 
masi ise, rahmetdir. Miislimanlara kolaylikdir. 

Kur'an-i kerimi, atlann ayaklan altmda cignetenler, Ebu Ta- 
hir Karmati ve Hicazdaki mezhebsizlerdir. Ravda-i mutahharayi 
harb meydani yapan, hazine-i Resulti yagma edenlerin kimler ol- 
dugu (Mir'at-iil-haremeyn)de yazihdir. Evet, Emevilerin ve haz- 
ret-i Alinin valileri arasinda zulm yapanlar oldu. Miislimanlara 
iskence etdiler. Fekat, bunlan ileri stirerek, ne hazret-i Aliye ve 
ne de hazret-i Mu'aviyeye dil uzatilamaz. Kotii birsey denilemez. 
Ctinki ikisi de, Sahabidir ve hazret-i All, hazret-i Mu'aviyeden 
daha yiiksekdir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Eshab-i 
kiramdan hicbirinin sonradan kafir olmiyacagim, hepsinin Cen- 
nete gideceklerini haber verdi. Herhangi birisine dil uzatmami- 
zi yasak etdi. Allahii teala, Eshab-i kiramdan razi oldugunu, 
Onlan sevdigini bildiriyor. Allahii tealanm sifatlan ebedidir, 
sonsuzdur. Onlardan razi olmasi sonsuzdur. Eshab, sahibler de- 
mekdir. Arkadaslar demekdir. Resulullahi, iman ederek, bir ker- 
re goren, sahabi olur. ilk iic halife ve hazret-i Mu'aviye ve Amr 
ibni As, Eshabdan idi. Eshabdan hicbiri miirted, mtinafik ol- 

-154- 



maz. Allahii tealamn bunlardan razi olmasi degismez. Eshab-i ki- 
ramdan biri veya birkaci, Resulullah oldiikden sonra minted oldu 
veya fasik oldu diyen kimse, bu sozii, bir subheli nassi yanhs te'vil 
ederek soyliyorsa, (Bid'at ehli) sapik olur. Nassdan ve te'vilden 
haberi olmiyan bir cahil olarak soyliyorsa kafir olur. Miinafiklar, 
Eshabdan degildirler. Miinafiklardan birkacmm, imansizhklarim 
sonradan aciklamalan, Eshab-i kiramm "radiyallahii teala anhiim 
ecma'in" sonradan miirted olmasi demek degildir. 

Abdiil'aziz Dehlevi, (Tuhfe-i isna a$eriyye) kitabinda, si'ilerin 
altmissekizinci sozlerini anlatirken diyor ki, (Eshab-i kiram arasin- 
da miinafiklar vardi. Bunlar onceleri belli degildi. Fekat, Peygam- 
ber efendimizin son senelerinde, mu'minler miinafiklardan ayrildi. 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" vefat etdikden az sonra, bu 
miinafiklardan kimse hayatda kalmadi. Al-i imran siiresinin yiiz- 
yetmisdokuzuncu ayetinde mealen, (Ey miinafiklar! Allahii teala, 
sizi kendi halinize birakmaz. Halis mii'minleri miinafiklardan ayi- 
nr) buyuruldu. Hadis-i serifde de, (Medine sehri, miinafiklari 
mii'minlerden ayirir. Demirci ocagi, demiri pasindan ayirdigi gibi 
ayinr) buyuruldu. Resulullah efendimizin oliinceye kadar ovdiigii 
dort halifenin ve hazret-i Mu'aviyenin "radiyallahii anhiim" sonra- 
dan kafir olmadiklanm, bu ayet-i kerime ve hadis-i serif acikca bil- 
dirmekdedir). 

Miislimanlar, cami'lerde degil, hicbir yerde Resulullahm Ehl-i 
beytine "radiyallahii anhiim" kiifr etmez ve etmemisdir. Miisli- 
manlar bilirler ki, Ehl-i beyti sevmek, Onlan ovmek, son nefesde 
iman ile gitmege sebeb olur. Birkac miinafikm yapdigi kotii hare- 
keti, biitiin muslimanlara yaymak, boylece miislimanlar arasmda 
fitne cikarmak, islam diismanhgidir. Bu hainler, miislimanlan 
Ehl-i beyt diismam diye kotiiluyorlar. Ehl-i beyt yolundaki Ehl-i 
beyt asiklarma, Ehl-i beyt diismam demek, ard fikrli, kotii niyyet- 
li miinafiklarm, miislimanlan parcalamak icin girisdikleri korkunc 
bir saldindir. 

Miislimanlar, Resulullahm Ehl-i beytini "radiyallahii teala an- 
hiim ecma'in" herkesden cok severler ve Ehl-i beyti sevenleri de 
severler. Ehl-i beyti sevenlere, Ehl-i beytin yolunda giden dogru 
muslimanlara (Ehl-i siinnet) denir. 

(Tuhfe) kitabinda yine buyuruyor ki, (Hurtifilerin yirmidor- 
diincii sozleri, Ehl-i siinnet, Ehl-i beyte diismandir, demeleridir. 
Bu sozlerine herkesi inandirmak icin, acikh hikayeler de soyleni- 
yor. Cirkin hikayelerin hepsi yalan ve iftiradir. Ehl-i siinnet alim- 
leri sozbirligi ile bildiriyorlar ki, Ehl-i beytin hepsini sevmek, ka- 
din erkek her miislimana farz ve lazimdir. Onlan sevmek imamn 

-155- 



sartidir. Ehl-i siinnet alimleri, Ehl-i beytin "radiyallahii teala aley- 
him ecma'in" iistunluklerini bildiren cok sayida kitab yazmislar- 
dir. Onlann ugruna Emevi ve Abbasi valilerine karsi gehnisler, 
canlanni feda etmislerdir. Sa'id bin Ciibeyr ve Nesai gibi bircok- 
lan, Ehl-i beyt icin sehid olmuslardir. Coklari da, iskenceler cek- 
misler, omtirlerini zmdanlarda gecirmislerdir. O zemanlarda mez- 
hebsizler (Takiyye), ya'ni ikiyuzliiliik yaparak, kendilerini gizle- 
misler, mala ve mevki'a kavusmak icin, Ehl-i beyte karsi goriin- 
miislerdir. Ehl-i beyte her zeman yardimci olanlar, Ehl-i siinnet 
idi. Ehl-i siinnetin hepsi, her nemazlarmda, Ehl-i beyte hayr diia 
etmekdedir. 

Ehl-i siinnet, Ehl-i beyt arasinda hie ayinm yapmadan hepsini 
cok sevmekdedir. Mezhebsizler boyle degildir. Bir imamlan oliin- 
ce kardesleri ve akrabasi ona kafir demislerdir. Onun ogullarmdan 
birini imam yapmislar, otekilere la'net etmisler, kotiilemislerdir. 
Ehl-i beytin hepsini seven ve hepsinin yardimma kosan, Ehl-i siin- 
netden baskasi olmamisdir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve 
sellem", (Benden sonra, size iki rehber birakiyorum: Allahin ki- 
tabini ve Ehl-i beytimi birakiyorum) buyurdu. Bu hadis-i serif 
gosteriyor ki, Kur'an-i kerimin bir kismma inamp, baska yerleri- 
ne inanmamak faide vermedigi gibi, Ehl-i beytin bir kismina ina- 
mp sevmek, otekilere la'net edip kotiilemek de, ahiretde faide 
vermez. Kur'an-i kerimin hepsine iman etmek lazim oldugu gibi, 
Ehl-i beytin de hepsini sevmek lazimdir. Ehl-i beytin hepsini sev- 
mek de, Allahii tealamn lutfii ile, (Ehl-i siinnet)den baska hie 
kimseye nasib olmamisdir. Ciinki Hariciler, hazret-i Aliye ve 
Onun temiz evladlarma diisman olmak alcakhgma siirtiklendiler. 
Sf flerin ba'zi firkalan, miislimanlarm mubarek anneleri olan Ai- 
se-i Siddikaya ve hazret-i Hafsaya ve Resiilullahm halasmm oglu 
Ziibeyr bin Avvama diisman olmak felaketine yuvarlandilar. Ki- 
ramiyye firkasi, hazret-i Hasenin ve hazret-i Hiiseynin imamligi- 
na inanmadilar. Muhtariyye firkasi da, imam-i Zeynel'abidme 
inanmadilar. imamiyye firkasi, Zeyd-i sehide inanmadi. isma'iliy- 
ye de, imam-i Musa Kazima inanmadi. Bunlar gibi, daha nice fir- 
kalar, Ehl-i beyti sevmekden ve yukandaki hadis-i serife uymak- 
dan mahrum kaldilar. 

Imam-i Ah Riza hazretleri Nisapura gelince, yirmibinden cok 
ilm adami kendisini karsiladi. Dedelerinden gelen bir hadis-i se- 
rif okumasi icin yalvardilar. imam hazretleri, (La ilahe illallah 
signagimdir. Bunu okuyan, kal'ania sigmir. Kal'ania giren de, 
azabimdan kurtulur) hadis-i kudsiyi okudu. Ehl-i siinnet alimle- 
ri, bunu asagidaki gibi, okuyup iizerine iiflenen hastalarm sifa bu- 

-156- 



lacaklarmi bildiriyor. Ehl-i beyti bu kadar asm seven Ehl-i siinne- 
ti, Ehl-i beyte diisman sanmak, ya cahillik ve ahmaklik, yahud da, 
saskmca bir Ehl-i siinnet dusmanhgi degil midir?). (Tuhfe)den 
terceme temam oldu. Asagidaki yazmm islam harfleri ile yazihp, 
dogru okunmasi lazimdir: (Reva Aliyyiil-Rrza, fe-kale, Haddeseni 
ebi Musel-Kazim an ebihi Ca'feris-Sadik an ebihi Muhammede- 
nil-Bakir an ebihi Zeynel'abidm Ali an ebihil-Hiiseyn an ebihi Ali 
bin Ebi talib "radiyallahii anhiim", kale haddeseni habibi ve kur- 
retii ayni Resulullahi "sallallahii aleyhi ve sellem", kale haddese- 
ni Cibrilu, kale semi'tu Rabbel'izzeti yekulii, (La ilahe illallahu 
hisnf, men kale-ha dehale hisnf, ve men dehale hisni emine min 
azabi).) 

16 — Biz miislimanlar, Peygamber efendimizin sevgili Ehl-i 
beytinin ve kiymetli Eshabinm "radiyallahii teala aleyhim ec- 
ma'in" ismlerini soyledigimiz ve yazdigimiz zeman her birine "ra- 
diyallahii anh" diyoruz. Bu soz, Allah ondan razi olsun demekdir. 
Miislimanlarm en kiymetli kitablanndan olan (Diirr-iil-muhtar) 
kitabinm besinci cildinde, feraiz kismmdan once ve bunun serhin- 
de diyor ki, (Eshab-i kirama "radiyallahii anh" demek miistehab- 
dir. Ciinki Onlarm hepsi, Allahii tealamn nzasini kazanmak icin 
cok cahsdilar. Allahii tealadan gelen herseye razi oldular. Allahii 
teala Onlardan razidir. Baskalanmn dag kadar altm sadakasma ve- 
rilen sevab, Onlarin yanm avuc arpa sadakalanna verilen sevab 
kadar olamaz). 

(Mesabih-i §erif)de ve Sah Veliyyullahi Dehlevinin "rahmetul- 
lahi aleyh", (izalet-iil-hafa an hilafet-il-hulefa) kitabmda, Abdul- 
lah ibni Omer "radiyallahii anhiima" diyor ki, Resulullah zema- 
ninda, hazret-i Ebu Bekrin, Omerin ve Osmamn ismlerini soyledi- 
gimiz zeman, hep "radiyallahii anh" derdik. 

Biz miislimanlar, islam dmine kotiiluk yapanlan sevmeyiz. 
Onlarin ismlerini nefret ile ananz. Boylece, Abdullah bin Sebe' 
ve binlerle miislimam sehid eden Hasen Sabbah, Ebu Tahir Kar- 
mati ve sah isma'il Safevi gibi hainlerin ismlerini nefret ile ana- 
nz. Islam dinine sadakat ile goniil vermis, Resulullahi cok sev- 
dikleri icin, canlarim, mallarim ve vatanlarim feda etmis olan 
hazret-i Ebu Bekri, hazret-i Omeri, hazret-i Osmani ve hazret-i 
Aliyi ve hazret-i Mu'aviyeyi cok severiz. Peygamber efendimizin 
Ehl-i beytini ve bu Sahabfleri "radiyallahii teala anhiim ecma'm" 
sevenleri de cok sever ve overiz. Hazret-i Mu'aviye ve Amr ibni 
As hazretleri gibi, islamiyyete cok hizmet eden ve islam diisma- 
ni Bizanshlarla yillarca cihad eden Sahabilere aklm, fikrin kabul 
edemiyecegi aslsiz, uydurma iftira, biihtan yapanlan, bir miisli- 

-157- 



man sevebilir mi? Bu yersiz yalan te'villerle, kuciik ma'sum cocuk- 
larin temiz dimaglanm zehrliyorlar. Bu zehr, kotii bir mirasdir. Bu 
mirasi, gelecek giinahsiz, ma'sum nesllere intikal etdirmek icin sa- 
pik kitablar, bozuk dergiler yaymhyor, her yere dagitryorlar. (Fit- 
ne, yalan yayildigi zeman, dogruyu bilenler, bildirmezlerse, onlara 
la'net olsun!) hadis-i serifi unutuldu mu? 

Sirasi gelmis iken, su vak'ayi arz edelim: Cabir bin Abdullah 
hazretleri diyor ki, bir koylii, hazret-i Almin yanma geldi. Ya 
Emirel-mii'minm! Ebu Bekr Cennetde midir, diyerek sordu. 
Hazret-i All "radiyallahii anh", bu soruya cok tiziildii. (Keski 
diinyaya gelmeseydim. Resulullahdan "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" ve Ondan sonra, hicbir miislimandan boyle bir soz isitilme- 
misdir. Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anh", Resulullahm yanm- 
da veziri, musaviri idi. Vefatmdan sonra, halifesi idi. Buna inan- 
miyan kafir olur. Ey koylii! Ebu Bekr-i Siddik hazretleri, vefat 
edecegi zeman beni cagirdi. Bana ey benim camm! Vefatim yak- 
lasdi. Oldiigiim zeman beni, Resiilullahi yikamis olan o mubarek 
ellerinle yika! Kefene sar ve tabuta koy! Cenazemi, Hucre-i 
se'adetin kapisma gotiir! Ebu Bekr kapidadir, iceri girmege izn 
istiyor diyerek, Resulullaha soyle, dedi. Ey din kardesim! Ebu 
Bekr-i Siddik vefat edince, her soyledigini yapdim. Hucre-i 
se'adetin kapisma koy up izn isteyince, (Sevgiliyi, sevgilinin yani- 
na getirin!) sesini isitdik. Bunun icin, hazret-i Ebu Bekri, Resulul- 
lahm yanma defn etdik!) dedi. 

Hazret-i All "kerremallahu vecheh" ve oniki imamin hepsi, 
hazret-i Ebu Bekrden ve diger halifelerden ve Cabir bin Abdtil- 
lahdan "radiyallahii teala anhiim ecma'in" hadis rivayet etdiler. 
Ya'ni, Onlarm haber verdikleri hadis-i serifleri tasdik etdiler. 
Onlarm adil ve sadik olduklanni bildirdiler. Hazret-i Alinin ve 
Ehl-i beytin yolunda olanm da, hazret-i Ebu Bekri boyle cok sev- 
mesi lazimdir "radiyallahii teala anhiim ecma'in". Ciinki, herkes- 
ce bilinen bir gercekdir ki, dostun dostu sevilir. Dostun diisman- 
lan sevilmez. Eshab-i kiramm hepsinin birbirlerini cok sevdikle- 
rini Kur'an-i kerim haber vermekdedir. Peygamber efendimiz, 
(Beni seven, Eshabuni da sever! Eshabimin hepsini seviniz!) bu- 
yurdu. Simdi ba'zi kimseler, Kur'an-i kerimden ve Muhammed 
aleyhisselamm yolundan aynlmislar. Eshab-i kiram arasinda, 
Ehl-i beyte diisman olanlar vardi. Biz de, Onlara diismamz diyor- 
lar. Hasa, boyle sozler, Abdullah bin Sebe' yehudi donmesinin if- 
tiralandir. Miislimanlar, boyle yalanlara aldanmamahyiz! Ehl-i 
beyti de, Eshab-i kiramin hepsini de cok sevmeliyiz. Ciinki, Pey- 
gamber efendimiz buyurdu ki, (Eshabim, gokdeki yildizlar gibi- 

-158- 



dirler. Eshabundan herhangi birinin izinde giden, hidayete kavu- 
sur!) Ya'ni Cennete gider buyurdu. 

Yehudiler, zmdiklar, islamiyyeti icerden yikmaga cahsiyorlar. 
Bunlar, Ehl-i sunnet alimlerinin "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" Kur'an-i kerimden anliyarak, kitablarma yazdiklan dogru 
bilgilere inanmiyorlar. Muslimanlan aldatmak icin, bu bilgilere 
Kur'an disi bilgiler diyorlar. Kendi uydurduklan yalanlara inandir- 
mak icin, ayet-i kerimelere ve hadis-i seriflere yanhs, bozuk ma'na- 
lar veriyorlar. Bu bozuk sozlere, gercek islam dini diyorlar. Bin- 
dortyiiz seneden beri, her memleketdeki muslimanlarm imanlari 
ve ibadetleri sanki bozuk imis de, simdi bu zmdiklar dogrusunu 
meydana cikanyorlarmis. 

17 — Zmdiklar, yimesi haram olan seyleri de, halal demege, ha- 
lal olanlan haram demege kalkisiyorlar. 

(Muslim) ve (Ebu Daviid) bildiriyorlar ki, Resulullah "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" (Yirtici hayvanlardan kopek disi olanlan 
ve pencesi ile avliyan kuslan yimegi haram etdi). Hasereleri, 
ya'ni toprak icinde yuvasi olan kucuk hayvanlan yimek halal de- 
gildir. Fare, kertenkele, kirpi, yilan, kurbaga, an, pire, bit, sivrisi- 
nek, kara sinek, kene yimek haramdir. Ciinki haseredirler. insan- 
lar arasmda yasiyan ehli merkeb eti de halal degildir. Daglarda 
yasiyan vahsi merkebin eti ve sutii halaldir. Katir eti halal degil- 
dir. Sirtlan, tilki, kaplumbaga, les kargasi, akbaba, kurt, fil, dag 
keleri, tarla faresi, gelincik, kartal, kedi, sincab, samur, sansar gi- 
bi hayvanlar ve kam olmayan bocekler, meyvenin, peynirin ve 
etin kurdlan yinmez. Dag keleri, kertenkele gibidir. Arabide 
(Dab) denir. 

Tarla kargasi halaldir. Ciinki, harman daneleri yir. Tavsan eti- 
ni yimek de halaldir. 

(Multeka) kitabmda diyor ki, tavsan yimek halaldir. Mekruh 
degildir. (Mecma'ul-enhiir) bunu aciklarken, (Tavsan yimek halal- 
dir. Ciinki, Peygamber efendimize tavsan eti kebabi hediyye getir- 
diler. Eshabma, (Bunu yiyiniz!) buyurdu) diyor. (Diirr-iil-munte- 
ka) kitabmda, (Tavsan eti yimek halaldir. Cunki, tavsan yirtici hay- 
van degildir) buyuruyor. 

(Kuduri) kitabimn yazan "rahmetullahi teala aleyh", her cesid 
tavsan eti yimek halaldir, diyor. (Cevhere) bunu serh ederken, 
(Tavsan etini yimek halaldir. Ciinki tavsan yirtici hayvan degildir 
ve les yimez. Tavsan, geyik gibidir) diyor. 

Sam kadisi Mevlana Abdiilhalim efendi "rahmetullahi aleyh", 
(Diirer) hasiyesinde buyuruyor ki, (Erneb, ya'ni tavsan etinin mu- 

-159- 



bah oldugu sozbirligi ile bildirilmisdir. Ciinki tavsan yirtici hayvan 
degildir ve les yimez. Geyik gibidir. Ot yir. Fikh kitablan, tavsamn 
halal oldugunu acikca yaziyorlar. Boylece, haram diyenleri red 
ediyorlar.) 

Goruliiyor ki, tavsan etini yimek, sozbirligi ile halaldir. Hicbir 
islam alimi, tavsan etine haram, hatta mekruh bile dememisdir. 
Peygamber efendimiz, tavsan etini yiyiniz diyerek emr verdikden 
sonra, bir musliman, tavsan eti, yinilmez diyebilir mi? Elbette, hic- 
bir musliman tavsan etine haram diyemez. Tavsan yinilir, tavsan 
yinilmez diye miislimanlar arasinda hie ihtilaf olmamisdir. Bunlar, 
tavsan yinmez diyorlar. Bunlarm bu sozlerine hie bir musliman al- 
danmamisdir. Asrlardan beri biittin mtislimanlar tavsan yimisdir. 
Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" tavsam yiyiniz, bu- 
yurmasi, biitiin miislimanlara lsik tutmusdur. Bunun iizerinde 
durmaga degmez. Peygamber efendimiz bu mes'eleyi Ml etmis- 
dir. Hurufilerin dedikodulan, Peygamberimizin emrini degisdir- 
mez. 

Tevratda tavsan yinilmez, dedigi icin, yinilmezmis. Miisli- 
manlar her islerinde Kur'an-i kerime ve Peygamber efendimizin 
emrine uyar. Tevrata uymaz. Kur'an-i kerim, Tevratm cok emr- 
lerini nesh etmis, yiiriirlukden kaldirmisdir. Hem de bugiin, Al- 
lahii tealamn gonderdigi dogru Tevrat hicbir yerde yokdur. Ye- 
hudilerin uydurdugu Tevratlara bakarak tavsan yinmez demek, 
muslimana yakisir mi? Fekat, Yemenli Abdullah bin Sebe' yehu- 
disinin yolunda olan hurufiler, onun gibi, Tevrata cok onem ve- 
riyorlar. 

Bekara suresinin kirkbirinci ayetinde mealen, (Sizde bulunan 
Tevrati, Allahin birliginde ve azab ve sevab ve imaii bilgilerinde 
dogruhyan Kur'ana inanin!) ve altmisiicuncii ayetinde mealen, (Ey 
Isiail ogullan! Size verdigimiz kitaba hurmetle sarilm, tleinisdik) 
buyurulmusdur. Bunlar, Tevratm Kur'an oldugunu gostermez. 
Doksanbirinci ayetinde mealen, (O Kur'an hakdir. O zemanda bu- 
lunan Tevrati fasclfk eder) buyuruldu. Evet iman edilecek bilgiler, 
Tevratda ve Kur'an-i kerimde ve biitiin semavi kitablarda baska 
baska degildir. Fekat, ibadetler ve halal, haram olanlar, her kitab- 
da baskadir. Doksanyedinci (Kur'an, once gelmis olan kitablan 
tasclfk edicidir) ayeti de, degisdirilmemis kitablarda, iman edilecek 
seylerin hep aym oldugunu bildirmekdedir. 

Maide suresinin kirksekizinci ayetinde mealen, (Sana Kur'ani 
hak olarak indirdik. Once indirilinis olan kitablan tasdik edicidir) 
buyuruyor. Ahkaf suresinin onikinci ayetinde mealen, (Kur'andan 
once, uyulacak yolu gosteren ve uyanlara rahmet olan, Musanin 

-160- 



kitabi Tevrat indirilmisdi. Bu Kur'an da, zalimleri Cehennemle 
korkutmak ve iyilik yapanlara Cenneti miijdelemek icin arabf dil 
ile indii Minis. Tevrati tasdik eden bir kitabdir) buyuruldu. 

Tefsir alimi imam-i Beydavi "rahmetullahi teala aleyh" buyu- 
ruyor ki, [Bu ayet-i kerimelerde bildirilen, Kur'an-i kerimin Tev- 
rati tasdik etmesi demek, Kur'an-i kerimin, Tevratin haber verdi- 
gi kitab oldugunu bildirmekdir. Evet, iman edilecek seyler, kissa- 
lar, haberler, Cehennem azablan, Cennetin ni'metleri ve ibadeti, 
adaleti emr etmek ve cirkin islerden sakinmagi istemek, her iki ki- 
tabda da aynidir. Fekat, halal ve haramlarm cesidleri ve ibadetle- 
rin seklleri aym degildir. Baska zemanlarda yasiyan insanlar icin 
bunlar aym olamaz. Her timmetin kitabinda, onlara uygun faideli 
olan seyler bildirilmisdir. Peygamberimiz, (Musa "aleyhisselam" 
simdi sag olsaydi, bana uymakdan baska birsey yapmazdi) buyur- 
du]. 

Al-i Imran suresinin ellinci ayet-i kerimesi, hurufilere kesin ce- 
vab veriyor. Allahii teala, Isa aleyhisselamin sozlerini bildirerek 
mealen buyuruyor ki, (Benden once Tevratda bildirilmis olanlari 
tasdik edici geldim. Size haram edilmis olanlari halal etmek icin 
geldim.) Bu ayet-i kerime acikca gosteriyor ki, Isa aleyhisselamin 
Incili, Musa aleyhisselamin Tevratim hem tasdik etmekde, hem de, 
ondaki haramlardan ba'zilanm halal yapmakdadir. iste bunun gibi 
Kur'an-i kerim de, hem Tevrati tasdik etmisdir. Hem de, Tevrat- 
daki halal ve haram hukmlerini degisdirmisdir. Bu degisikliklerin 
cogunu, islam alimleri, kitablarmda bildirmekdedir. 

Ibni Sebe' yehudisinin yolunda olanlara hurufi denir. Bunlar, 
ayet-i kerimelere ve hadis-i seriflere yanhs ma'na veriyorlar. 
Kur'an-i kerime yanhs ma'na veren kafir olur. Mesela, Cum'a su- 
resinin besinci ayetinde mealen, (Tevrata inanmiyanlar, sirtina ki- 
tab yiikletilmis esege benzetilir) buyuruldu. Halbuki, tefsir kitab- 
larmda, bu ayet-i kerimeye, (Tevratin ahkamini yiiklenmege emr 
olunmus iken, yalniz okuyup emrlerine ve yasaklarina uymiyanlar, 
[ya'ni yehudiler] ilm kitablarim yiiklenip, bosuna eziyyet ceken 
esege benzer) denilmekdedir. Miislimanlar, Tevratin, Allahdan 
gelen kitab olduguna inamnz. Fekat, simdi yehudilerin ellerinde 
bulunan kitabm, o Tevratin kendisi olduguna inanmayiz. Yehudi- 
ler, o Tevratin cok yerlerini bozdular, degisdirdiler. Maide suresi- 
nin onbesinci ayeti bunu haber vermekde, (Allahin kitabindaki, 
ya'ni Tevratdaki kelimeleri degisdirdiler) buyurmakdadir. Bekara 
suresinin yetmisbesinci ayetinde mealen, (Yehiidilerden bir kismi, 
Tevrati isitirlerdi. Ondaki emrleri, yasaklari anladikdan sonra, de- 
gisdirirlerdi) buyuruldu. 

- 161 - Hak Sozun Vesikalan: F-ll 



Taberanmin "rahime-hullahii teala" bildirdigi ve (Kiinuz)da 
yazili hadis-i serif de, (isiafl ogullari, kendi yazdiklan din kitabina 
uydular. Musa aleyhisselamin Tevratini terk etdiler) buyuruldu. 
Bu hadis-i serif, simdi yehudilerin elinde bulunan (Tehnud) ve 
(Misna) ve (Gamara) adindaki Tevratlarmm, Musa aleyhisselamin 
kitabi olmadigim haber vermekdedir. 

Hangi hayvan yinilir, hangileri yinilmez? Miislimanlar, bunu 
Kur'an-i kertmden ve hadis-i senflerden ogrenir. Yehudiler ve zin- 
diklar da, elde bulunan bozuk Tevratlardan okurlar. islam dini, le- 
si, akici kam, domuz etini ve kopek disi veya pencesi ile avliyan 
hayvanlarm etini ve hasereleri yimegi haram etmisdir. Bunlardan 
baskasi halaldir. Halal olanlar Allahii tealadan baskasmm ismi ile 
kesilirse veya bunlan kitabsiz kafir keserse, bunlan yimek de ha- 
ram olur. 

En'am suresinin yiizkirkbesinci ayetinde mealen, (Soyle ki, 
Kur'anda yimesi haram olanlar, les ve akici kan ve pis hinzir ve Al- 
lahdan haskasiinii adi ile kesihuis olandir) buyuruldu. Bu ayet-i ke- 
rimede dort seyin haram oldugu bildiriliyor. Bundan baska alti se- 
yin haram oldugu da, Peygamber efendimiz tarafindan bildirilmis- 
dir. Resulullahm, kopek disi olan yirtici hayvanlan ve pencesi ile 
avliyan kuslan haram etdigini Abdullah ibni Abbas haber verdi. 
Ayet-i kerimedeki akici kan, canh veya kesilen hayvamn damarla- 
nndan akan kan demekdir. Et, karaciger, dalak, kanh olarak yin- 
meleri halaldir. 

O halde, koyun, sign, tavsan etleri, kanh ise de, yinmesi halal- 
dir. Tavsan biitiin kandir, demek dogru degildir. Kan akdikdan 
sonra, kalan tavsan eti pisirilir veya kebab yapihr. Afiyet ile yinir. 
Nitekim, Peygamber efendimiz "sallallahu teala aleyhi ve sellem", 
Eshabma tavsan eti yidirdi. 

En'am suresinin yiizkirkaltmci ayetinde mealen, (Yehudflere 
her tirnakhyi haram etdik. Koyunun ve sigirin ic yagini da haram 
etdik) buyuruldu. Yehudflere ic yagmm haram oldugunu Kur'an-i 
kerim haber veriyor. Onlara haram oldugu icin miislimanlara da 
haram olur, demek dogru olur mu? Elbet dogru olmaz. islamin ic 
diismanlan olan zmdiklar tirnakh hayvanlar haram oldugu icin, 
tavsan da haramdir, diyerek muslimanlan aldatiyorlar. Tirnakh 
hayvanlan miislimanlara haram imis gibi gosteriyorlar. Halbuki, 
Kur'an-i kerim, tirnakh hayvanlarm yehudilere haram edilmis ol- 
dugunu haber veriyor. Miislimanlara haram oldugunu bildirmiyor. 

(Sekli semailinde kerahet bulunan hayvamn eti yinmez) sozle- 
ri de yalandir. Boyle bir hadis-i serif yokdur. Hurufiler, bu sozle- 
rine dayanarak, tavsamn eti, esek etine benzedigi icin kerihdir, 

-162- 



yinmez, diyorlar. Soranz bu zmdiklara: Hani tavsan butiin kan idi? 
Kani gidince, kemikden baska birsey kalmazdi? Simdi ise, tavsan 
esek eti gibi etli oldu? Goriiliiyor ki, zmdiklann sozleri birbirini 
tutmuyor. 

Bir kimse, tavsan etini sevmiyebilir. Fekat, sevmedigine haram 
demek ve bu yalamni isbatlamak icin ayet-i kerimelere yanlis 
ma'na vermek ve hadis-i serif uydurmak, zmdikhgi, islam dusman- 
hgim gosterir. 

Tavsan etinin halal oldugunu ayet-i kerime ile ve hadis-i serif- 
lerle isbat etmis bulunuyoruz. Kur'an-i kerimi ve hadis-i serifleri 
birakarak, yehudilerin uydurduklan Tevrati ve islam diismanlan- 
nm bozuk kitablanm okumamah, onlara aldanmamahyiz! 

18 — Allahii teala, miislimanlann da Rabbidir, kafirlerin, zin- 
diklarm da Rabbidir. Fekat, miislimanlan sevdigini, kafirleri, zin- 
diklari sevmedigini haber vermisdir. 

Her Peygamberin "salevatullahi teala aleyhim ecma'in" imam 
aymdir. Fekat ahkam-i dmiyyeleri baska baskadir. Bundan baska, 
eski Peygamberlerin kitablanm, sonradan kotii insanlar degisdir- 
misdir. Yalmz, Muhammed aleyhisselamm dini hie degismemis- 
dir. Kiyamete kadar da, kimsenin degisdiremiyecegini Kur'an-i 
kerim haber vermekdedir. islam diismanlan bu dini degisdirmek 
icin ugrasryorlar. Fekat, hie degisdiremiyorlar. Ehl-i stinnet alim- 
lerinin kitablan, bu dini, dogru olarak her yere yaymakda, degis- 
dirilmekden korunmakdadir. 

Miisliman yavrularim aldatmak icin, Kur'an-i kerimin cesidli 
surelerinde bulunan, mesela Ahzab suresinin altmisikinci ayeti 
olan, (Miinafiklar mel'undurlar. Nerede bulunurlarsa, yakalamp 
tildiiriilsiin! Gecmislerden de, boyle yapanlarin oldiiriilmeleri, Al- 
lahii tealanin adetidir. Allahii tealamn adetinde bir degisiklik bul- 
inazsin) mealindeki ayeti ileri siiriiyorlar. Bu ayet-i kerime, biitiin 
Peygamberlerin "salevatullahi teala aleyhim ecma'in" dinlerinin 
bir oldugunu gosteriyor, diyorlar. Halbuki, bu ayet-i kerimeler, 
mti'minlere sevab, kafirlere azab yapmak, Allahii tealanin adeti ol- 
dugunu, bunun hie degismiyecegini bildiriyor. 

Al-i Imran suresinin altmisaltinci ayetinde mealen, (Ibrahim 
aleyhisselam ne yehutli idi, ne de nasrani idi. Dogru inanisli miisli- 
man idi. Miisriklerden de degildi) buyuruldu. Bu ayet-i kerime, ye- 
hudilerle hiristiyanlarm miisliman olmadiklarim gosteriyor. Miisli- 
manhk diye ayri bir din bulundugunu bildiriyor. ibni Abidin, cena- 
ze nemazim anlatirken, islam kelimesinin iki ayri ma'nasi oldugu- 
nu bildiriyor: Muhammed aleyhisselamm getirdigi din ve ita'at et- 
mek. (Kamus) ve (Miincid) kitablannda da, boyle yazihdir. 

-163- 



Hucurat suresinde, me'alen, (golden gelenler, inandik dediler. 
Onlara de ki, siz inaninadiniz. Am ma islama dahil olduk, sana 
ita'at ederiz deyin! Iinan kalblerinize yerlesmedi) buyuruldu. Bu 
ayet-i kerfmedeki islam, ita'at etmek, uymak demekdir. Musliman 
olmak, ya'm, Muhammed aleyhisselama inanmak demek degildir. 
Her ummetin imanlan aymdir. Fekat hepsine musliman denilmez. 
Nahl suresinin seksendokuzuncu ayetinde mealen, (Sana herseyi 
bildiren, herkese hidayet ve rahmet olan ve miislimanlara Cenne- 
ti miijdeleyen Kur'ani, gonderdik) buyuruyor. Al-i Imran suresi- 
nin ondokuzuncu ayetinde mealen, (Allahii tealamn razi oldugu 
din, Islam dfnidir) buyuruldu. Bu surenin seksenbesinci ayetinde 
mealen, (islamdan baska din istiyenin, istedigi din kabul olunmaz. 
O kimse ahiretde, ziyan eder!) buyuruldu. Bu ayet-i kerimelerde- 
ki islam kelimesi, iki ma'nayi birlikde bildirmekde olup, Muham- 
med aleyhisselamm getirdigi dine inanmak ve Ona ita'at etmek de- 
mekdir. Allahii teala, mushmanlan, Cennet ile mujdelemekdedir. 
Her musliman mii'mindir. 

19 — Peygamberimiz Muhammed "aleyhisselam" hicretden el- 
liiic sene evvel, Rebi'ulevvel ayimn onikinci gecesi, ya'ni onbirinci 
giinunu onikisine baghyan pazartesi gecesi sabaha karsi Mekke 
sehrinde diinyaya geldi. Tarihler, Mevlid-i Nebinin, Isa aleyhisse- 
lamm miladmdan besyiizyetmisbir sene sonra ve Nisan ayimn yir- 
misinde oldugunu yaziyorlar. Isa aleyhisselamm diinyaya geldigi 
yil belli olmadigi icin, hicretin, miladin altiyiizyirmiikinci yihnda 
oldugu da, ilmi bir vesikaya dayanmamakdadir. 

Her Peygamberin bildirdigi gibi, Isa aleyhisselam da, Allahii te- 
alamn bir oldugunu soylemisdi. Isa aleyhisselam zemamnda yasi- 
yan, eski yunan feylesoflarmdan Eflatun, tanrmm iic oldugunu or- 
taya koydu. Allahii tealaya mahsus olan iiluhiyyet sifatlarmm, bir 
mahlukda bulunduguna inanmak, ona, bunun icin hurmet etmek, 
onu putlasdirmak, Allaha serik yapmak olur. (Testis) veya (Trini- 
te) denilen iic tanrili din, pek yayilmadi. Roma imperatoru biiyiik 
Kostantin, hiristiyanhgi kabul etdi. Miladin iicyiizyirmi senesinde 
Iznikde iicyiizonsekiz papasi toplayip, firkalara ayrilmis olan nas- 
raniligi birlesdirmek istedi. Papaslarm hazirladigi hiristiyanhk dini- 
ne, puta tapanlarm ayinlerini ve Eflatunun teslisini de sokdu. Uc 
tannhgi Eflatunun uydurmayip, Isa aleyhisselamm soyledigine 
herkesi inandirmak icin, Eflatunun miladdan iicyiiz sene once ya- 
samis oldugunu i'lan etdi. Boylece, miladi senelerin baslangici, iic- 
yiiz sene ileri almmis oldu. 

Peygamberimiz "sallallahti teala aleyhi ve sellem" hicretin 
onbirinci senesi Rebi'ulevvel ayimn onikinci pazartesi giinii 6g- 

-164- 



leden evvel, Medine sehrinde, vefat etdi. 

20 — islamiyyetde matem tutmak yokdur. Peygamber efendi- 
miz matem tutmagi yasak etdi. (Muslim) kitabmda bildirilen ha- 
dis-i serifde, (Matem tutan kimse, olmeden tevbe etmezse, kiya- 
met giinii siddetli azab gorecekdir) buyuruldu. Yine Miislimde 
bildirilen bir hadis-i serifde Peygamberimiz, (iki sey vardir ki, in- 
sam kiifre siiriikler. Birisi, bir kimsenin soyuna sogmek, ikincisi, 
olii icin matem tutmakdir) buyurdu. 

Muharremin onuncu Asure giinii matem yapmak, bagirip cagir- 
mak, ilk olarak [h. 65 de, hazret-i Hiiseynin intikamim almak icin, 
ayaklamp, Kufeyi alarak, bir si'i hiikumeti kuran] Muhtar-i Sekafi 
tarafmdan ortaya cikanldigi (Tuhfe)nin bas sahifelerinde yazilidir. 
Bu bid'at, mezhebsizler arasinda, bir ibadetmis gibi yayildi. Halbu- 
ki Muhtar, bunu Kufe ehalisini aldatip, onlan Emevilerle harbe sii- 
riiklemek, boylece hiikumeti ele gecirmek icin bir hiyle olarak yap- 
misdi. 

Matem yasak olmasaydi, herkesden once Peygamber "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" efendimizin oliimii icin matem tutulur- 
du. Sonra hazret-i Omer ve hazret-i Osman ve hazret-i Ali ve haz- 
ret-i Hiiseyn sehid edildikleri icin matem tutardik. Bunlarm hepsi- 
ni cok seviyoruz. Sehid edildikleri icin cok uziiliiyoruz. Fekat ma- 
tem yapmiyoruz. Matem yapmiyoruz, amma kalbimiz kan aghyor. 
Muslimanlarm matem yapmasi ve baskalarma la'net etmeleri ya- 
sak edildigi icin, matem yapmiyoruz. 

islamiyyetde dogum guniinii kutlamak, Allahii tealaya stikr et- 
mek vardir. Peygamber efendimiz "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem", Pazartesi giinii oruc tutardi. Sebebini sorduklarmda, (Bugiin 
diinyaya geldim. Siikr icin oruc tutuyorum) buyurdu. 

21 — Dogum giinii ve mubarek geceler, hicri sene ile kutlamr. 
Tevbe suresinin otuzyedinci ayetinde mealen, (Allahii teala, gok- 
leri ve yeri yaratdikdan beri, aylarm adedi onikidir. Bunlardan 
dordii, haram olan aylardir. Bu dort ayin liaram oldugu kuvvetli 
dindir, [ya'ni Ibrahim ve Ismail aleyhimesselamdan beri bilinmek- 
dedir.] Bu dort ayda, kendinize zulm etmeyin!) buyuruldu. Haram 
olan dort ay, Receb, Zilka'de, Zilhicce ve Muharrem aylan oldu- 
gunu Peygamber efendimiz bildirdi. Oniki ay da, hicri yillarm he- 
sab edildigi arabi aylardir. 

Tevbe suresinin otuzsekizinci ayetinde mealen, (Bir ayin ha- 
ramhgim baska aya gecikdirmek, ancak kafirligi artdmr. Kafir- 
ler, boylece sapitiyorlar. Onlar, Allahii tealamn haram kddigi ay- 
larin sayilarim denk getirmek icin, haram ayi bir sene halal edip, 
baska sene onu yine haram ederler. Boylece, Allahin haram kil- 
digim halal kdiyorlar) buyuruldu. islamiyyetden once arablar, me- 

-165- 



sela Muharremde harb etmek isteyince, o yil Muharrem ayinin is- 
mini, sonraki aya korlar, sonraki aym ismini, Muharrem ayma ta- 
karlardi. Boylece, haram ay, Muharremden bir sonraki ay olurdu. 
Bu ayet-i kerime, aylarm yerlerini degisdirmegi yasak etdi. Yoksa 
hurmetli aylar, her yil on gun ileri gider, diye bir soz yokdur. So- 
ziin dogrusu sudur ki, Kur'an-i kerimde bildirilen ve dinde kulla- 
nilan arabi aylarm bir yih, bir giines yilmdan onbir gun kisadir. 
Hicri kameri yilbasi, hicri semsi ve miladi yilbasilarmdan onbir 
gun once gelmekdedir. Bundan dolayi muslimanlarm mubarek 
giinleri veya geceleri, semsi senelere nazaran her yil onbir gun on- 
ce gelmekdedir. Cunki, muslimanlarm mubarek giinleri, giines ay- 
larma gore degil, hicri kameri aylara gore yapihr. Dinimiz boyle 
emr etmekdedir. Yilm mubarek giinii demek, arabi aym belli gii- 
nii demekdir. Haftanm belli giinii demek degildir. Mesela Asure 
giinii demek, Muharrem aymin onuncu giinii demekdir. Bu, her 
sene haftanm aym giinii olmaz. Baska giinler olur. Evet haftanm 
giinleri icinde de mubarek olanlan vardir. Mesela pazartesi giinii, 
hep hayrh vak'alarm bu giinde olmasi bakimmdan kiymetli bir 
giindiir. 

Muharremin onuncu giinii muslimanlarm mubarek giiniidiir. O 
giiniin mubarek oldugunu Peygamber efendimiz bildirdi. O gun 
yapilan ibadetlere cok sevab verilecegini miijdeledi. O gun oruc 
tutmak siinnet oldu. 

Islamiyyetde, giines yilmm aylan icinde sayih bir mubarek giin 
yokdur. Mesela, Martin yirminci Neyruz veya Nevruz denilen giin 
ve Mayism altmci Hidirelles giinii ve Eyluliin yirminci Mihrican 
giinii, ba'zi yerlerde mubarek samhr. Bunlar miislimanhkda degil, 
kafirler ya'ni miisliman olmiyanlar arasmda degerli sayihr. Noel 
giinii ve gecesi de boyledir. (Diirr-iil-muhtar) besinci cild sonunda 
cesidli mes'eleleri bildirirken (Neyruz ve Mihrican giinleri serefine 
birsey vermek caiz degildir. Ya'ni, bu giinlerin ismlerini soyliyerek 
veya niyyet ederek birsey hediyye etmek haramdir. Eger bu giin- 
lere kiymet vererek yaparsa, kafir olur. Cunki bu giinlere miisrik- 
ler kiymet vermekdedir. Ebiil Hafs-i kebir diyor ki, bir kimse Al- 
lahii tealaya elli sene ibadet etse, sonra bir miisrike, Neyruz giinii 
serefine yumurta hediyye etse, kafir olur. Yapmis oldugu ibadetle- 
rin sevablan yok olur. Eger bir miislimana hediyye eder ve bu gii- 
ne deger vermezse, adete uyarak verirse, kafir olmaz. Fekat, tehlii- 
keden kurtulmak icin birgiin onceden ve birgiin sonradan da ver- 
mek iyi olur. Baska birgiin almadigi birseyi, o giin satm ahrsa, o gii- 
ne deger vermis ise kafir olur. Deger vermeyip, yalmz yimek icmek 
niyyet etmis ise, kafir olmaz). 

22 — Hurufiler, (Asrlardan beri siire gelen Silnni ve $i'i 

-166- 



catismasmm kokii, Siifyan oglu Mu'aviye la'netullah zemanin- 
da, hazret-i Alt "kerremallahii vecheh" ve Onun Ehl-i beytine 
reva goriilen galiz kiifrler olmusdur) diyorlar. Bu sozleri hem 
yalan, hem de cok cahilce ve ahmakcadir. Tiirkiyedeki Aleviler 
bu yalanlara aldanmamahdirlar. Ciinki, islam tarihinde Alevi, 
Stinni catismasi diye birsey yokdur. Sfi Siinni catismasi da, siya- 
si, emperyalist dtisiincelerle olmusdur. Stinniler, Si'ilerin haksiz 
olduklanm, kitablarmda isbat etmislerdir. Bu kitablarda Alevi- 
lere saygi gostermisler, onlan cok sevmislerdir. Alevi ismini 
baslarinm usttinde tasimislardir. Ciinki Alevi demek, Seyyidler 
ve Serifler demekdir. Ya'ni Peygamber efendimizin soyundan 
olanlara Alevi denirdi. Bu Aleviler sevilmez mi? Elbet, hepimiz 
cok severiz. islam diismanlan, mushmanlarm Alevileri cok sev- 
diklerini goriince, miislimanlari aldatmak icin hurufilere Alevi 
dediler. Hurufiler, dort halifeye ve hazret-i Mu'aviyeye la'net 
ediyorlar. Hazret-i Mu'aviye "radiyallahii anh", Peygamber 
efendimizin Eshabindandir. Hem de kayin biraderidir. Ya'ni 
Peygamber efendimizin Ehl-i beytindendir. Hazret-i Omerin ve 
hazret-i Osmamn ve hazret-i Alinin halifelikleri zemamnda, 
Sam valisi olan ve Rum ordulan ile cihad eden bir islam miica- 
hididir. Hazret-i Hasen, hilafeti kendi arzusu ile hazret-i 
Mu'aviyeye birakdi. Onu halife olmaga layik gormeseydi, hila- 
feti birakmazdi. Onunla harb ederdi. Hazret-i Hasen, layik ol- 
miyan birine hilafeti birakdi, demek, hazret-i Haseni kottilemek 
olur. 

Peygamber efendimiz (Eshabimi seviniz! Eshabima cliisniaiilik 
eden, bana diismanlik etmis olur) buyurdu. iste biz hakiki mlisliman- 
lar, hazret-i Mu'aviyeyi bunun icin pok seviyoruz. Ehl-i beytden ol- 
dugu icin de Onu cok seviyoruz. Ciinki, biz hakiki muslimanlar, 
Muhammed aleyhisselamm Ehl-i beytini cok severiz. Mezhebsizler 
de, hazret-i Alinin Ehl-i beytini sevdiklerini soyliiyorlar. Ehl-i bey- 
ti, hazret-i Ali icin seviyorlar. Biz hakiki muslimanlar ise, Muham- 
med aleyhisselamm Ehl-i beyti diyoruz. Ehl-i beyti, Muhammed 
aleyhisselam icin, seviyoruz. Hazret-i Aliyi de, Ehl-i beytden oldu- 
gu icin, cok seviyoruz. 

Hicbir miisliman, Muhammed aleyhisselamm Ehl-i beytine if- 
tira, biihtan etmemisdir ve etmez. Emevi halifelerinden birkaci ve 
Abbasi halifelerinin cogu, Ehl-i beytin torunlanndan birkacmm 
kiymetini bilemedi. Diinya gecimsizligi icin, O mubarekleri incit- 
diler. Fekat asla galiz kiifr ve biihtan etmediler. Ehl-i beyti incit- 
meleri de, araya kansan zindiklar yiiziinden oldu. Mai, mevki' sa- 
hibi olmak, iktidan ele gecirmek ve islamiyyeti icerden kansdir- 

-167- 



mak, bozmak istiyen politikacilar, kendilerine partizan toplamak, 
giic kazanmak icin, Ehl-i beytin adami sekline biiriindiiler. Ehl-i 
beyt imami adina siyasete atildilar. Fitne ve kansikhk cikardilar. 
Kendileri cezalanm bulurken, Ehl-i beyt imamlarmm "rahmetulla- 
hi teala aleyhim ecma'm" da incinmelerine sebeb oldular. 

Hazret-i Mu'aviye "radiyallahii anh" Ehl-i beyt soyundan olan- 
lara cok saygi gosterirdi. Bunlara hediyye verirdi. 

Ehl-i beyt torunlanndan birkacma saygisizhk yapanlar kotiile- 
nemez. Kafir denemez. Cunki, bu torunlar arasinda da, birbirleri- 
ne saygisizhk, hatta iskence edenler, hatta iftira edenler oldu. Bu- 
nun icin, hicbirine dil uzatamayiz. Dinde bizlerden once olanlarm 
kusurlanm konusmamiz dogru degildir. 

Yurdumuzdaki miisliman aleviler, mezhebsizlerin cirkin sifat- 
lanndan miinezzehdir. Onlann cirkin, kotii sifatlarmi belirtmek 
icin, tarihden bir vesika vermegi uygun buluyoruz: 

Osmanh devletinin seyh-iil-islamlanmn elliyedincisi Yenisehrli 
Abdullah efendinin (Behcetiil-fetava) kitabmdaki fetvasinda diyor 
ki, (Muslimanlann anasi, Aise-i Siddikaya "radiyallahii anha" kazf 
eden, ya'ni zina etdi diyen ve hazret-i Ebu Bekrle, hazret-i Omere 
sogen ve la'net eden ve halife olduklarma inanmiyan ve Eshab-i 
kiramdan coguna kafir diyen ve oniki imam, Peygamberlerden da- 
ha ustiindiir diyen ve Ehl-i siinnet olan miislimanlan oldiirmek 
mubahdir, diyen ve bunlar gibi daha nice kiifre sebeb olan bozuk 
inanclan olan bir kimse, islam milletine, dahil midir, degil midir? 
Bunlarla harb etmek mesru' mudur ve oldiiriilenleri ne olur? 

Cevab: Iranin, Irakm ve Suriyenin ba'zi yerlerinde bulunan hu- 
rufiler, millet-i islamdan haricdirler. Miirted sayihrlar. Onlarla 
harb etmek vacibdir. Liizum ve faide goriilmedikce, kendi halleri- 
ne birakilmalan caiz degildir. Oliileri Cehennemlikdir. Cenaze ne- 
mazlan kilmmaz. Miislimanlarm mezarhklanna gomiilmezler.) 

Iki sahife sonraki fetvasinda buyuruyor ki: 

Cevab: (Seyyid denilmesi, bir insam miirted olmakdan kurtar- 
maz). Ehl-i siinnet diismanligmda asm gidenlere seyyid diyorlar. 
Bu seyyidler, hakiki seyyid degildir. 

Allahii teala, yurdumuzda bulunan siinni ve alevi ismindeki din 
kardeslerimizi, bozuk, boliicii sozlere aldanmakdan korusun. He- 
pimizin, hak yolda, dogru yolda birlesmemizi, sevismemizi nasib 
eylesin! Amin. 

Mill sahib i miilk sfihibi, 
hani bunun ilk sahibi? 



168 



BESINCI RISALE 

Iman ile olmek icin KARDESIM 

EHL-I BEYT ILE ESHABI SEVMELISIN 
ONSOZ 

Allahii tealaya hamd olsun! Resulullaha salat ve selam olsun! 
Onun temiz Ehl-i beytine ve adil, sadik, miicahid Eshabmm herbi- 
rine, hayrli diialar olsun! 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", ummetinin yet- 
misiic firkaya aynlacagim, bunlardan yetmisiki firkadakilerin, 
imanlari bozuk oldugu icin, Cehenneme gideceklerini, geri kalan 
bir firkadakilerin iman sebebi ile Cehenneme girmiyeceklerini bil- 
dirdi. Bu yetmisiki firkamn en kotiisuniin Eshab-i kirama iftira 
edenler, onlan sevmiyenler oldugunu, imam-i Rabbani (Mektu- 
bat) kitabinda bildirmekdedir. Bunlar, Peygamberimizin Eshabi- 
mn "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" coguna diismandirlar. 
Onlan kotiilerler. Bunlann ne olduklan, ne zeman ve nasil meyda- 
na geldikleri, nasil cahsdiklan, islamiyyete yapdiklan zararlar, bu 
kitabimizda bildirilmisdir. 

Islam tarihinde kanh olaylara sebeb olan ve kardesi kardese 
diisman eden bu sapik kimseler, zeman zeman azdi ise de, islam 
sultanlarmdan Timur han ve Yavuz Sultan Selim han, bunlann ce- 
zalanm vermis, kipirdayamryacak bir hale getirmislerdir. Fekat, 
su uyur, diisman uyumaz. Aziz vatammizda, asrlardan beri rahat 
rahat ibadetlerimizi yaparken, son senelerde bunlann ism degisdi- 
rerek otede beride bas kaldirdiklan, konusmalar yapdiklan, ingi- 
liz ve yehudi kafirlerinin tesvik ve yardimi ile, kitab ve mecmu'a 
cikarmaga basladiklan goriilmekdedir. Milleti aldatmak ve genc- 
lerin temiz imanlanm sinsice bozmak icin cahsiyorlar. Boliiciiliik 
yapiyorlar. Vatandaslan birbirine diisman ediyorlar. Halbuki, di- 
nimiz, sevismemizi, biitiin insanlara iyilik etmemizi emr etmekde- 
dir. 

Din kardeslerimizin gonderdikleri kitab ve gazeteler arasin- 

-169- 



da, ikisine sasirdik kaldik. Bunlarda, Abdullah bin Sebe' isminde- 
ki Yemenli bir yehudi donmesinin yolunda olan ve (Hurufi) deni- 
len kimselerin igrenc iftiralanni ve uydurduklan yalanlan gordiik. 
Okuyunca, tiiylerimiz iirperdi. Miislimanlarm ve hele korpe yavru- 
larin, bu aleak iftiralan isiterek, saf kalblerinin lekelenecegini, ha- 
lis imanlarmm sarsilacagmi dusunerek uykumuz kacdi. Bu zararh 
yazilarmi bildirip, herbirini, en kiymetli kitablardan aldigimiz sag- 
lam vesikalarla curiitmek istedik. Boylece, kirkdort maddelik bir 
kitab meydana geldi. Aklli, insafli ve anlayish genclerin, bu kitabi- 
mizi dikkat ile okuyunca, vicdanlarmdan gelen mukaddes sese 
uyarak boluciilere aldanmiyacaklanni kuvvetle iimmid ediyoruz. 
Abdullah bin Sebe' yehudisinin boliicii ve yikici sozlerine aldanan- 
lar, zemanla azalmakda iken, Fadlullah isminde Iranh bir zindik 
tarafmdan, ilaveler yapilarak, (hurufilik) ismi altmda yayilmaya 
basladi ve sah isma'il Safevi tarafmdan desteklendi ise de, sunni ve 
si'i miislimanlan aldatamadilar. 

Allahii teala, hepimizi, Ehl-i sunnet alimlerinin "rahmetullahi 
teala aleyhim ecma'in" bildirdikleri dogru imandan ve bu biiyiik- 
lerin lsikh yolundan ayirmasm! Mukaddes dinimizi diinya kazanc- 
lanna alet eden cahillerin yalanlarma, iftiralarma aldanmakdan 
korusun! Seviserek, elele vererek, dmimizin ve kanunlanmizm 
gosterdigi yolda cahsmamizi, mubarek vatammizda rahat ve huzur 
icinde kardes olarak yasamamizi nasib eylesin! Amin. 

Kafirin topu cok, htlesi cok, azabi cokdur. 
Mii'minin ilmi cok, hayasi cok, rahah cokdur. 



Yeri, gbkii yaratan, agaclan donatan, 
Cicekleri acdiran, bir Allahdir, bir Allah! 
Allah her yerde hazir, ne yaparsan O goriir. 
Ne soylersen isitir, vardir, birdir, biiyukdiir. 
Biz Allahi severiz, her emrini dinleriz, 
Bes vakt nemaz kdar, Ona isyan etmeyiz. 
Bizlere akil verdi, dogru yolu gosterdi, 
islamiyyete uymayan, ntvsdc yanar dedi. 
Kur'ana iman eden, Peygamberi izleyen, 
Dunyada mes'ud olur, Cehennemden kurtulur! 
Mti'min iyi huyludur, herkes ondan memnundur. 



170 



IMAN ILE OLMEK ICES KARDESIM 
EHL-I BEYT ILE ESHABI SEVMELISIN 

Elimize bir mecmu'a ile, bir kitab gecdi. Birisi, 1967 sonbeha- 
nnda basilmis bir mecmu'a idi. Sahifeleri, siyasi ve tarihi yazilar- 
la dolu idi. Bu yazilar sasilacak birsey degildi. Herkes diisuncesin- 
de hiirdiir. Fekat, birkac sahffesi, hazret-i Osman zemanmdaki, 
Yemenli bir yehudf donmesinin sozleri, yalanlan ve iftiralan ile 
dolu idi. Eshab-i kirama "ndvanullahi teala aleyhim ecma'fn" dil 
uzatiyor. Miislimanlann kalblerine zehrli hancer sapliyordu. Bu 
kasdh yazilar, bir diisiince degildi. Yikici, bozguncu propaganda 
idi. Bir sucdu. Koyun postuna biiriinmus, kurt hikayesini andin- 
yordu. Gencler bunlan okuyup dogru sanacaklar, kardesler, bir- 
birlerine diisman olacaklardi. Ahbablarimizm bizi zorlamakda 
hakli olduklarmi anlamis olduk. Sevgili vatandaslanmizi uyandir- 
mak, dogruyu yalandan ayirmak vazifesi karsismda bulundugu- 
muzu anladik. 

Kitaba gelince, beyaz kagida basilmis, bez cildli, altm yaldizli, il- 
gi cekici bir de ism tasimakda idi. 1968 de istanbulda basilmis. On- 
deki fihristi kitab hakkmda bilgi verecek seklde degildi. Sahifeleri- 
ni pevirdik. Bir ilmihal kitabi idi. Hem de, ince mes'elelere dalmis. 
Bunlarm icinden nasil cikabildigi merak edilecek seydi. Bir de ne 
gorelim? Hazret-i Osman zemanmdaki, Abdullah bin Sebe' ismin- 
deki, Yemenli bir yehudf donmesinin sozleri, cok kimsenin anliya- 
miyacagi bir kiliga sokulmus. Sinsice sahneye cikanlmisdi. Ya Rab- 
bi! Bu ne cinayet idi. Genclige, sekerle kaplanmis bir zehr sunul- 
makda idi. Hem de, cok emek verilmis. Meharet ile hazirlanmis. 
Fekat, dozaji pek fazla! Buna da cevab vermek lazim goriindii. Hat- 
ta farz oldu. Ciinki, (Sava'ik-ul-muhrika) kitabmm ilk sahifesinde 
yazili olan hadis-i serifde, Peygamberimiz: (Fitne ve fesad yayildigi, 
miislimanlar aldatildigi zeman, dogruyu bilenler, herkese anlatsui! 
Anlatmazsa, Allahii tealanui ve meleklerin ve biitiin insanlarui 
la'neti onun iizerine olsun!) buyurmakdadir. 

-171- 



Once, sonbehar mecmu'asmda bulunan hurufinin yalanlanna 
cevab vermek icin, Allahii tealaya sigmarak yazmaga bashyoruz: 

1 — (Hazret-i Muhammed, Ebu Siifyanlarla ve diger tarafdan 
inanmamis Mekke esrafi ile miicadele etdi ise, hazret-i Ali de, 
kendi zemamnda, aym inanmamislarla miicadele etdi. Zaten haz- 
ret-i Aliye miinkirlerin kin ve adaveti, ta o zemandan geliyordu) 
diyor. 

Hurufilerin iftiralarma, islam alimleri kiymetli cevablar ver- 
mis, bu konuda sayisiz kitablar yazilmisdir. Bunlardan biri, Hin- 
distanda yetisen islam alimlerinin buyiiklerinden, Sah Veliyyul- 
lah-i Dehlevinin (izale-tiil-hafa an hilafe-til-hulefa) kitabidir. Fa- 
risi ve Urdu tercemesi birlikde iki cilddir. 1382 [m. 1962] de Pa- 
kistanda yeniden basilmisdir. Eshab-i kiramin hepsinin ustunliik- 
lerini cok giizel ve genis bildirmekdedir. Biz burada, (Tuhfe-i is- 
na A§eriyye) kitabmdan terceme ederek cevab verecegiz. (Tuh- 
fe), Abdiil'aziz-i Omeri Dehlevi tarafindan farisi olarak yazilmis- 
dir. Bu alim, Sah Veliyullah Ahmed Dehlevinin ogludur. 1239 
[m. 1824] senesinde Dehlide vefat etmisdir. (Tuhfe) kitabi, Istan- 
bul Universitesi kiitiibhanesinde 82024 numarada vardir. Urdu 
tercemesi Pakistanda basilmisdir. Abdiil'aziz-i Dehlevi buyuru- 
yor ki: 

Ebu Sa'id-i Hudn hazretlerinin rivayet etdigi hadis-i serifde, 
Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" hazret-i Aliye karsi 
buyurdu ki, (Ben Kur'an-i kerimin inmesi iizerinde dovusdiigiim 
gibi, sen de, te'vili iizerinde doviiseceksin). Bu hadis-i serif, Ehl-i 
siinnetin hakh oldugunu gostermekdedir. Ciinki Deve ve Siffin 
muharebelerinde, Kur'an-i kerimin te'vili iizerinde, ya'ni icti- 
hadlarda aynhk oldugunu bildiriyor. Bu hadis-i serifi, Ehl-i siin- 
neti red etmek icin soylemeleri, pek cahil olduklanm gostermek- 
dedir. Ciinki bu hadis-i serif, hazret-i Ali ile harb edenlerin, 
Kur'an-i kerimin te'vilinde hata etdiklerini bildiriyor. Kur'an-i 
kerimi te'vilde hata etmenin kiifr olmiyacagini, si'iler de soyle- 
mekdedir. 

2 — (Kimi ihtiyarhgmdan bahs ederek, hilafet sevdasinda, kimi 
bi'at etdirmek kavgasmda idiler) diyor. 

ihtiyarhgmdan bahs ve hilafet sevdasinda diyerek, hazret-i 
Ebu Bekre tas atmakdadir. Hazret-i Ebu Bekrin, Eshabin soz 
birligi ile halife secildigi ve hazret-i Alinin, (Biliyorum, Ebu Bekr 
hepimizden daha ustiindur) dedigi, biitiin alimlerin kitablarm- 
da uzun yazilidir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", haz- 

-172- 



ret-i Ebu Bekri cok def a emir yapmisdi. Uhud gazasmdan son- 
ra, Ebu Stifyamn Medmeye hilcum edecegi haberi geldi. Resu- 
lullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buna karsi koymak icin, haz- 
ret-i Ebu Bekri gonderdi. Hicretin dordilncii senesinde de, Be- 
ni Nadir gazvesinde, bir gece hazret-i Ebu Bekri kumandan ya- 
pip, kendisi evine tesrif buyurdu. Altinci yilda hazret-i Ebu 
Bekri emir yapip, Kura' kabilesine karsi gonderdi. Tebiik gaza- 
sma gidilecegi zeman da, askerin, once Medine disina toplanma- 
sim emr buyurdu. Baslarma Ebu Bekri emir ta'ym eyledi. Hay- 
ber gazasmda mubarek basi agndigi icin, istirahat buyurdu. 
Kendi yerine Ebu Bekri vekil ederek kal'ayi almaya gonderdi. 
O grin hazret-i Ebu Bekrin cok kahramanhklan goriildii. Yedin- 
ci yilda, hazret-i Ebu Bekrin kumandasmda bir orduyu Beni Ki- 
lab kabilesine gonderdi. Kanh muharebe oldu. Cok kafiri katl 
eyledi ve cok esir aldi. Tebiik gazvesinden sonra, kafirlerin 
Reml vadisinde toplandiklan, Medineye baskin yapacaklan isi- 
tildi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", bayragi hazret-i 
Ebu Bekre vererek, Onu askere emir yapdi. O da gidip diisman- 
lan perisan eyledi. Beni Amr kabilesinde kansikhk oldugu isitil- 
di. Resulullah ogleden sonra oraya tesrif buyurdu. Bilale, (Eger 
nemaza yetiseniezsem, Ebu Bekre soyle, Eshabuua nemaz kil- 
dirsin!) buyurdu. Dokuzuncu yilda, hazret-i Ebu Bekri "radiyal- 
lahii teala anh" emir yaparak, Eshabim hacca gonderdi. Vefat 
edecegi zeman, persembe aksammdan pazartesi sabahma ka- 
dar, hazret-i Ebu Bekri Eshabina imam yapdigini bilmiyen yok- 
dur. 

Hazret-i Ebu Bekri emir yapmadigi zemanlarda, kendisine ve- 
zir ve miisir yapmisdi. Din islerinden hicbirini Onsuz yapmazdi. 
Hadis alimlerinden Hakim, Huzeyfe-tebni-Yeman hazretlerin- 
den haber veriyor ki, bir gun Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" buyurdu ki, (Isa aleyhisselam, havarflerini her yere gonder- 
digi gibi, ben de tlini ve farzlari ogretmek icin Eshabinn uzak 
memleketlere gondermek istiyorum). (Ya Resulallah! Bu isi ba- 
saracak Ebu Bekr ve Omer gibi Sahabilerin var) dedik. (Ben on- 
larsiz olamam. ikisi benim goziim ve kulagim gibidir) buyurdu. 
Bir hadis-i serifde buyurdu ki, ( Allahii teala, bana dort vezir ih- 
san eyledi. ikisi yer yiiziinde, Ebu Bekr ve Omerdir. ikisi de gok- 
de, Cebrail ve Mikaildir.) Sik sik emir yapilmamak, imam olma- 
ga ehliyyetsizlik sayilsaydi, hazret-i Hasen ile Hiiseyn, imamete 
layik olmazlardi. Ciinki hazret-i Ali halife iken, bunlari hicbir har- 
be ve hicbir ise gondermedi. Babadan kardesleri olan Muhammed 
bin Hanefiyyeyi sik sik emir yapardi. Muhammede bunun sebe- 

-173- 



bini sorduklannda, (Onlar babamm iki gozii gibidir. Ben ise, eli 
ve ayagi gibiyim) dedi. 

Muhammed bin Ukayl bin Ebi Talib diyor ki: Amcam hazret-i 
All "radiyallahii teala anh" hutbe okurken, (Ey miislimanlar! Es- 
hab arasinda en cesur olan kimdir?) dedi. (Ya Emirelmii'minm! 
En cesur sensin) dedim. (Hayir, en cesurumuz Ebu Bekr-i Siddik- 
dir. Ciinki, Bedr gazasmda Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
icin bir cardak yapdik. Miisriklerin saldinlarma karsi koymak icin, 
cadir oniinde kim bekleyecek, dedik. Kimse cevab vermeden, he- 
men Ebu Bekr ortaya cikdi. Kilmcim cekip, cardak etrafinda do- 
lasmaga basladi. Diisman en cok cardaga saldinyordu. Ebu Bekr, 
kimini oldiirdii. Kimini yaraladi. Resulullaha bir kafiri yaklasdir- 
madi) dedi. 

Bfat etdirmek kavgasmda diyerek, hazret-i Omere tas atmak- 
dadir. Halbuki hazret-i Omer "radiyallahii anh" kavga ederek de- 
gil, te'sirli sozleri ile, hazret-i Ebu Bekrin halite olmasmda is gor- 
dti. Boylece, miislimanlari biiyiik felaketden kurtardi. Kendisi ise, 
hazret-i Ebu Bekrin vasiyyeti iizerine, milletin istemesiyle hilafeti 
zorla kabul buyurdu. 

3 — (Bin Fedek icin hazret-i Aliyi, hazret-i Haseni, hazret-i 
Hiiseyni ve Selman-i Farisiyi sahid olarak dinliyor. Ehl-i beyte 
inanmiyarak, hazret-i Fatimatiizzehramn elinden ahyor) demek- 
dedir. 

Bu sozleri ile hazret-i Ebu Bekre "radiyallahii teala anh" saldi- 
nyor. Fekat, giines balcikla sivanabilir mi? Bakimz (Tuhfe) kitabi, 
bu iftirayi, bu yalani pek giizel ciiriitmekde, hurufileri rezil etmek- 
dedir: 

Bir Peygamber vefat edince, mah kimseye miras kalmaz. Bu- 
nu sTi kitablan da yazmakdadir. Miras olmiyan mal icin vasiyyet 
etmek de dogru olmaz. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
Fedek denilen bagceyi, hazret-i Fatima icin vasiyyet etdi demek 
yanhsdir. Ciinki Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", dogru 
olmiyan bir sey yapmaz. Hadis-i serifde, (Bizden kalan, sadaka 
olur) buyuruldu. Bu hadis-i serif yanmda, oyle vasiyyet iddi'asi 
hakh olmaz. Eger boyle bir vasiyyet olsa ve hazret-i Ebu Bekr 
isitmemis olsa ve sahid ile de isbat edilemese, o ma'zur olur. Haz- 
ret-i Ali, boyle bir vasiyyet oldugunu madem ki biliyordu, hali- 
te olunca, bunu yerine getirmesi lazim ve caiz olurdu. Halbuki o 
da hazret-i Ebu Bekrin yapdigi gibi, fakirlere, miskinlere ve yol- 
da kalmis olanlara dagitdi. Kendi payim dagitdi, denilirse, haz- 
ret-i Haseni ve Hiiseyni "radiyallahii anhiima" validelerinden ka- 

-174- 



Ian mirasdan nicin mahrum birakdi? Si'iler bu stiale dort dilrlil ce- 
vab veriyor: 

1) Ehl-i beyt, gasb edilen haklarmi geri almaz. Nitekim, Resu- 
lullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Mekkeyi feth edince, vaktile 
gasb edilmis olan evini, onlardan geri almadi diyorlar. 

Bu cevablari saglam degildir. Ciinki, Omer bin Abdiilaziz ha- 
life iken, bu Fedek bagcesini, imam-i Muhammed Bakira verdi. 
O da aldi. Abbasf halifeleri gasb edinciye kadar, hep imamlarm 
elinde kalmisdi. Sonra, hicretin ikiyiiziiciincu senesinde, Me'mun 
halife, kendi me'muru olan Kusem bin Ca'fere yazarak, tekrar 
imam-i Ali Riza'ya ve bunun o sene vefatmda, hazret-i Hiiseynin 
torunu Zeydin torunu Yahyaya verildi. Seyyidet Nefise hazretle- 
rinin dedesi olan Zeyd baskadir. O, hazret-i Hasenin oglu idi. Fe- 
kat, Me'munun torunu halife Miitevekkil yine gasb eyledi. Sonra 
Mu'tedid, geri verdi. Ehl-i beyt geri almaz olsaydi, bu imamlar ni- 
cin aldilar? Bunun gibi, hazret-i Ebu Bekr, hazret-i Alinin "radi- 
yallahii anhiima" hakki olan hilafeti gasb etdi diyorsunuz. Haz- 
ret-i All, bu gasb edilen hakki, sonra nicin kabul etdi? Sonra, Hii- 
seyn "radiyallahii teala anh" gasb edilen hilafeti, Yezidden almak 
icin neden ugrasdi ve sehid oldu? 

2) Hazret-i Ali, hazret-i Fatimaya "radiyallahii anhiima" uya- 
rak Fedekden bir sey almadi, diyorlar. 

Bu cevablari daha ciiriikdiir. Ciinki, Fedeki kabul eden imam- 
lar, neden hazret-i Fatimaya uymadilar? Ona uymak farz ise, bu 
farzi nicin yerine getirmediler? Eger farz degil de nafile ise, haz- 
ret-i Ali nafileyi yapmak icin farzi nicin terk eyledi? Ciinki, her- 
kese hakkim vermek farzdir. Bundan baska, bir kimsenin ihtiyari 
islerine uyulur. Zorla yapdrrilmis olan bir ise uymak olmaz. Haz- 
ret-i Fatima "radiyallahii teala anna", eger birinin zulmii ile, Fe- 
dekden istifade edemedi ise, mecbur ve caresiz kalmis demek 
olur. Buna uymak, ma'nasiz birsey olur. 

3) Hazret-i Ali "radiyallahii teala anh", Fedekin, hazret-i Fati- 
maya verilmesi icin vasiyyet yapildigmda sahid olmusdu. Bu sahid- 
ligin, bir menfe'at icin olmayip, Allah nzasi icin oldugunu goster- 
mek icin, Fedekden birsey almadi, diyorlar. 

Bu cevablari da za'ifdir. Ciinki, hazret-i Alinin sahidlik etdi- 
gini bilenler ve red edenler, kendisi halife oldugu zeman olmtis- 
lerdi. Bundan baska, ba'zi imamlarm Fedeki kabul etmesi, haz- 
ret-i Alinin de cocuklanna menfe'at saglamak icin sahidlik yap- 
mis oldugunu, haricileri dusundurmiisdii. Hatta, tarlada, binada 
ve bag, bagcede, insan kendinden ziyade, cocuklanmn menfe'at- 

-175- 



lerini dusuniir. Belki de, sahidligine leke kondurulmamasi icin, co- 
cuklanna Fedekden istifade etmeyiniz diye vasiyyet etmis olabilir. 
Cocuklan da, hem hazret-i Fatimaya uymak, hem de bu gizli vasry- 
yeti yerine getirmek icin, Fedeki kabul etmemis olabilirler, denil- 
di. 

4) Hazret-i Alinin Fedek bagcesini almamasi, takiyye icindi. 
Sfilerin (Takiyye) yapmasi lazimdir, dediler. Takiyye, sevmedikle- 
ri kimseler ile dost gecinmek demekdir. 

Bu sozleri de, za'ifdir. Ciinki, si'ilere gore, imam meydana ci- 
kip, harb etmege baslaymca, takiyye yapmasi haram olurmus. Bu- 
nun icindir ki, hazret-i Huseyn "radiyallahii teala arm", takiyye 
yapmadi. Hazret-i Ali, halife iken takiyye yapdi demeleri, haram 
isledi demek olur. 

Si'i alimlerinden ibni Mutahhir Hulli, (Menheciilkerame) kita- 
bmda diyor ki, (Fatima, Ebu Bekre, Fedekin kendisi icin vasiyyet 
edilmis oldugunu soyledigi zeman, Ebu Bekr cevab yazarak, sahid 
istedi. Sahid bulunmayinca, da'vayi red eyledi.) Bu haber dogru 
ise, hazret-i Ebu Bekrin "radiyallahii teala anh" iizerinde olan, mi- 
ras, hediyye ve vasiyyet gibi, Fedek da'vasi sakit olur. Hazret-i Ebu 
Bekre dil uzatacak sebeb kalmaz. Burada, akla iki siibhe gelmek- 
dedir: 

A — Hazret-i Fatimamn miras ve hediyye ve vasiyyet gibi 
da'valan, hazret-i Ebu Bekrin yamnda dogru cikmadi ise de, haz- 
ret-i Fatima Fedeki istedigi halde, hazret-i Ebu Bekr, neden Onun 
gonliinii yapmakdan cekindi ve bu hurmahgi Ona bagislamadi? 
Boylece, arada kirikhk olmaz, dedikodulara yol acilmazdi. Bu is 
tathhga baglanmis olurdu. 

Hazret-i Ebu Bekr, bunu cok dustindti ve cok arzu etdi ve cok 
sikildi. Eger, hazret-i Fatimanin mubarek gonliinii, bu yol ile hos 
etmege karar verseydi, dinde iki btiyiik yara acihrdi: Herkes, ha- 
life icin, din islerinde taraf tutuyor, hakki degil de, goniil almagi 
dusiiniiyor, da'va kazamlmadigi halde, dostlannm diledigini ya- 
piyor. Iscilere, koyliilere gelince, senedle, sahidlerle da'vamn ka- 
zamlmasi icin, tas sokdiiriiyor derlerdi. Oyle laflarm yayilmasi 
ise, dinde kiyamete kadar siiriip gidecek kansikhga yol acardi. 
Bundan baska, hakimler, kadilar, halifenin bu isini ornek alarak, 
gevsek davramrlar. Htikmlerinde taraf tutarlardi. ikinci yaraya 
gelince: Halife, Fedek bagcesini hazret-i Fatimaya bagislasaydi, 
Resulullahin, sadakadir buyurarak mulktinden cikarmis oldugu 
seyi, tekrar Onun varisinin miilkiine sokmus olurdu. Halbuki bir 
hadis-i serffde, (Sadakayi geriye alan kimse, kusdugunu yiyen 
kopek gibidir) buyuruldugunu biliyordu. Bu korkunc isi bile bi- 

-176- 



le hie yapamazdi. Dinde hasil olacak bu iki yaradan baska, dlin- 
ya isinde de, biiytik bir sikinti basgosterecekdi. Hazret-i Abbas 
ve Resulullahin mubarek zevceleri de, hak anyacaklar, herbiri, 
boyle bir bagce veya ciftlik istiyeceklerdi. Hazret-i Ebu Bekr 
icin, altindan kalkilamiyacak bir yiik olacakdi. Biitiin bu felaket- 
lere ve sikintilara yol acmamak icin, hazret-i Fatimanm gonliinii 
hos edemedi. Ciinki hadis-i serifde, (Mu'minin basina iki bela 
gelirse, hafffini secsin!) buyurulmusdur. Hazret-i Ebu Bekr de 
boyle yapdi. Ciinki, bu sikinti, giderilebilirdi. Nitekim diizeltildi. 
Halbuki, oteki yaralar kapatilamazdi. Din isleri kansir, bozulur- 
du. 

B — Ikinci siibheye gelince: Hazret-i Ebu Bekrle hazret-i Fati- 
ma "radiyallahii teala anhuma" arasindaki bu anlasmazhk sona er- 
digini, Siinni kitablan da, Si'i kitablan da bildirmekde ise de, Fati- 
matiiz-zehra kendi cenazesinde hazret-i Ebu Bekrin bulunmasmi 
nicin istemedi? Hazret-i Alinin, kendisini gece defn etmesini, nicin 
vasiyyet etdi? 

Bunun cevabmda deriz ki, hazret-i Fatimanm gece defn edil- 
megi vasiyyet etmesi, fazla ortiinmesinden ve asin hayasmdan do- 
layi idi. Nitekim, vefat edecegine yakm (Oliince beni erkekler ara- 
sma perdesiz cikaracaklanm diisiinerek cok utamyorum) buyur- 
musdu. O zeman kadmlan tabutdan kefene sanh olarak perdesiz 
cikarmak adet idi. Esma binti Umeyr buyuruyor ki, (Habesistan- 
da iken hurma dallanm cadir gibi ordiiklerini gormiisdiim, dedim. 
Hazret-i Fatima, (Bunu yammda yap da goreyim) dedi. Yaparak 
gosterdim. Cok hosuna gitdi ve giildii. Resulullah vefat etdikden 
sonra, giildiigii hie gorulmemisdi. (Oldiikden sonra, beni sen yika, 
Ali de bulunsun. Baska kimse iceri girmesin) diye vasiyyet etdi). 
Iste bunun icin hazret-i Ali, cenazesine kimseyi cagirmadi. Bir 
habere gore, hazret-i Abbas, Ehl-i beytden birkac kisi ile cenaze 
nemazini kihp, gece defn etdiler. Baska haberlere gore, ertesi 
gun, Ebu Bekr Siddik, Omer Faruk ve bircok Sahabi hasta ziya- 
reti icin, hazret-i Alinin evine geldiler. Vefat edip defn edildigini 
anlayinca, (Bize nicin haber vermedin? Nemazini kilardik. Hiz- 
metini goriirdtik) diyerek uzuldtiklerini bildirdiler. Hazret-i Ali, 
kendisini erkeklerin gormemesi icin, gece defn olunmasim vasiy- 
yet etdigini, vasiyyeti yerine getirmek icin boyle yapildigim soyli- 
yerek ozr diledi. (Faslulhitab) kitabmda diyor ki: Ebu Bekr-i Sid- 
dik ve Osman-i Zinnureyn ve Abdurrahman bin Avf ve Zubeyr 
bin Avvam, yatsi nemazinda mescidde idiler. Hazret-i Fatima 
ise, Resulullahin vefatmdan alti ay sonra Ramezan-i serifin iictin- 
cii sah gecesi aksami ile yatsi arasinda vefat etmisdi. Yirmi dort 

- 177 - Hak Sozun Vesikalan: F-12 



yasmda idi. Hazret-i Almin teklifi iizerine, hazret-i Ebu Bekr 
imam olup, dort tekbir ile nemazim kildirdi. 

Hazret-i Ebu Bekrin defnde bulunmamasi yukanda bildiri- 
len sebeblerden idi. Aralarmda gecimsizlik olsaydi, cenaze ne- 
mazim hazret-i Ebu Bekr kildirmazdi. Siinni ve si'i kitablarmm 
birlikde bildirdiklerine gore, hazret-i Hiiseyn, imam-i Hasenin 
cenaze nemazim kildirmasi icin, hazret-i Mu'aviyenin Medine-i 
miinevveredeki valisi olan Sa'id bin As hazretlerine isaret eyle- 
di. (Cenaze nemazim emirin kildirmasi, dedemin siinneti olma- 
saydi seni imam yapmazdim) dedi. Bundan anlasihyor ki, haz- 
ret-i Fatima, hazret-i Ebu Bekrin nemazi kildirmamasi icin va- 
siyyet etmemisdir. Eger, cenaze nemazim hazret-i Ebu Bekr kil- 
dirmasin, diye vasiyyet etmis olsaydi, hazret-i Hiiseyn, hazret-i 
Fatimamn vasiyyetine uymiyan bir hareketde bulunmazdi. Sa'id 
bin As'in imam olmak icin hazret-i Ebu Bekrden binlerle dere- 
ce asagi oldugu meydandadir. Daha alti ay once, hazret-i Fati- 
mamn yiiksek babasi Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", 
hazret-i Ebu Bekri biitiin Muhacir ve Ensara imam yapmisdi. 
Hazret-i Fatimamn, alti ay gibi kisa bir zeman icinde bunu unu- 
tacagi diisuniilemez. 

4 — (Bin gene hazret-i Resuliin bu cigerparesinin kaburga ke- 
miklerini ve kolunu kmyor. Bu da yetmiyormuscasma kara yiiziinii 
gormek istemiyen ve iizerine kapiyi kapatmak istiyen hazret-i Fati- 
ma anaya hiicum ederek bi'at etmezseniz evinizi yakacagim, yika- 
cagim, diyor. O mazlum anayi kapi arasmda sikisdirarak, Muhsin 
ismi verilen ma 'sum-i pakin zayi'ine sebeb oluyor) diyor. 

Bu yalanlan Hasen Kusuri (Dislikh Hasen efendi)nin Necm-iil- 
Kulub ve Kumru adh eserlerinden aldigini bildiriyor. 

Bu iftiralarla, muslimanlann gozbebegi olan ve ayet-i keri- 
meler ile medh-ii sena buyurulan ve hadis-i seriflerle Cennete gi- 
decegi miijdelenen ve adaleti, sani ve serefi diinya tarihlerini 
dolduran, muslimanlarm yiice emiri, hazret-i Omer-iil-Faruk 
"radryallahu anh" efendimize karsi kalblerde dolu olan sevgi ve 
saygiyi sarsmaga yelteniyor. Sened olarak gosterdigi kimse, ne 
Ehl-i siinnet ve ne de sfi alimleri arasmda bulunmadigi, iki ese- 
rin de ne olduklan belli olmadigi icin, kalemimizi onlara bulas- 
dirmayacagiz. Bu aleak yalanlann cevabim yine (Tuhfe) kitabin- 
dan dinliyelim: 

Yalmz Ehl-i siinnet degil, si'iler de hurufilerin bu yalanlanni 
siddet ile red ediyorlar. Ancak, ayak tabakalan, soysuz, edebsiz 
birkac sapik tarafmdan yayilmisdir, diyorlar. O sapiklar da (Evi 
yakmak istemisdi. Fekat bu isi yapmaga kalkismadi) seklinde 

-178- 



yaydilar. Halbuki istemek kalbde olur. Bunu, Allahii tealadan 
baska kimse anhyamaz. Eger sapiklar, (Yakacagmi soylememisdi, 
yakanm diye korkutmusdu) demek istiyorsa, hazret-i Omer, bu 
sozii ile birkac kisiyi korkutmusdur. Bunlar, hazret-i Fatimamn 
evinin yamnda toplanmrslardi. (Biz burada oldukca kimse bize bir 
sey yapamaz) demislerdi. Bunlar, halife secimini kansdirmak, fit- 
ne fesad cikarmak istiyorlardi. Hazret-i Fatima, bunlarm guriiltii- 
siinden cok sikilmisdi. Fekat, basim cikanp oradan kovmaga ede- 
bi, hayasi birakmiyordu. Omer-iil-Faruk, oradan gecerken, bunla- 
n gordii ve anladi. Onlan korkutmak icin, (Evi basimza yikanm) 
dedi. Boyle soylemek, korkutmak icin Arabistanda adet halinde 
idi. Nitekim, Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" de nemaza 
gelmiyenleri, imama uymiyanlan irsad icin, (Eger bu hidden vaz- 
gecmezlerse, evlerini ba$larma yikanm) buyurmusdu. Hazret-i 
Ebu Bekr Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" efendimiz tara- 
fmdan nemaz icin imam yapilmisdi. Ba'zi kimseler, Ona uymama- 
gi, cema'ate kansmamagi dlisunmuslerdi. Resulullah "sallallahu 
aleyhi ve sellem" Onlan boyle korkutmusdu. Hazret-i Omerin de 
boyle soylemesinde bir incelik vardir. Bundan baska, Mekke feth 
olundugu gun, ibni Hatal admdaki bir kafirin Peygamber efendi- 
mizi kotiiliyen si'rler soyledigi bildirilmisdi. Kendisinin Ka'be-i 
mu'azzamaya sigmdigi, perdesinin altmda saklandigi haber veril- 
di. (Hie cekinmeyiniz. Hem en orada olduriiniiz!) buyuruldu. Al- 
lahii tealamn dinine karsi gelenlerin, Allahm evine siginmasi caiz 
olmaymca, nasil olur da, hazret-i Fatimamn divarma siginabilir- 
ler? Hazret-i Fatima da, o sapiklarm siginmasindan nasil olur da 
iiziilmez? Ciinki, Resulullahm o temiz kerimesi "radiyallahii teala 
anha", Allahii tealamn ahlaki ile ahlaklanmis idi. Sahih haberler- 
den anlasildigma gore, hazret-i Fatima da, onlann dagilmasim 
emr buyurmusdu. 

Hazret-i Osman "radiyallahii anh" sehid edilince, hazret-i Ali 
halife oldugu zeman, birkac kisi ortahgi kansdirmak icin, Mek- 
keden Medineye gitdiler. MiTminlerin annesi olan hazret-i Aise- 
nin evine sigmarak, hazret-i Osmamn katillerine kisas yapilmasi- 
m istediler. Muharebeye hazir olduklanni bildirdiler. Bunlarm 
icinde Eshab-i kiramdan kimse yokdu. Hazret-i All haber ahnca, 
bunlan orada oldiirtdii. Bu isi yaparken, Resulullahm muhte- 
rem zevcesine saygisizhk olacagmi diisiinmedi. Bu isde, Resu- 
lullahm mubarek zevcesine olan saygisizhk yamnda, hazret-i 
Omerin korkutmak icin soyledigi soz, pek kiictik kalmakdadir. 
Evet hazret-i All, yerinde bir is yapmisdi. Biitiin miislimanlara ya- 
yilacak fitne ve fesadi onlerken, boyle kiiciik ve ince seyleri go- 

-179- 



zetmesi lazim olmazdi. Bunu gozetmek icin fitneyi baslangicda ez- 
meseydi, din ve diinya isleri karmakansik olurdu. Hazret-i Fati- 
manin evine saygi gostermek lazim oldugu gibi, Resulullahm 
muhterem zevcesine de saygi gostermek lazim idi. Hazret-i Omer, 
yalmz korkutmak icin soylemisdi. Bir sey yapmamisdi. Hazret-i 
All ise, islerin en agirim yapdi. Hazret-i Omerin sozii, hazret-i Ali- 
nin yapdigi isden cok hafif oldugu halde, bu sozii icin Onu kottile- 
mek, te'assub ve inaddan baska bir sey olamaz. Halbuki, Ehl-i 
sunnet alimleri, hazret-i Almin halife oldugunu ve milletin sela- 
meti icin, hazret-i Aisenin hatinni ve hurmetini gozetmedigini 
soyliiyor. Ona dil uzatmaga izn vermiyor. Hurufi yalanlarma gore 
ise, hazret-i Ebu Bekrin hilafeti haksiz oldugundan, Onu korumak 
icin hazret-i Fatimamn evine karsi saygiyi gozetmemek pek biiyiik 
giinah imis. Bu sozleri, cok cahilce ve ahmakca bir dusiiniisun ifa- 
desidir. Ciinki, Ehl-i siinnete gore, iki hilafet de hak iizeredir. 
Hem de, hazret-i Omer, hazret-i Ebu Bekrin hilafetini hakh bili- 
yordu ve ortada hilafeti kabul etmiyen yokdu. islamm baslangi- 
cmda, din ve iman fidanimn heniiz siirmege basladigi zemanda, bu 
hakh hilafetin diizenini bozanlarm, fitne ve fesad cikarmak isti- 
yenlerin olduriilmesi lazim iken, hazret-i Omerin soz ile korkut- 
masi nicin kottilenecek birsey olsun? Suna da sasihr ki, sfi alimle- 
rinden birkaci, Resulullahm halasmm oglu Ziibeyr bin Avvam, 
hazret-i Omerin korkutdugu gender arasinda idi diyor. Bunlar hie 
dusiinmiyorlar mi ki, hazret-i Ebu Bekrin hilafetinde, Ziibeyr bin 
Avvamm fesadcilar arasinda bulunmasi, hie kusur olmuyor da, yi- 
ne bu Ziibeyrin hazret-i Osmamn kisasim istedigi zeman sert ko- 
nusmasi, oldiirulmesine sebeb oluyor. Hazret-i Fatimamn evinde 
fesad hazirlamak, fitneye kalkismak hos goriiliiyor da, Resululla- 
hm muhterem zevcesinin yamnda hazret-i Osmamn katillerinden 
sikayet etmek veya kisaslanm istemek nicin biiyiik sue sayihyor? 
"radiyallahii teala aleyhim ecma'm". Bu farklar, hep bozuk ina- 
mslardan ileri gelmekdedir. 

Nemazi cema'at ile kilmamn faidesi, insamn kendinedir. Ce- 
ma'ati terk edenin hicbir miislimana zaran olmaz. Boyle oldugu 
halde, cema'ati terk edenleri, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem", evlerini yikmakla korkutdu. Hazret-i Omerin, zaran biitiin 
miislimanlara, hatta basdan basa, biitiin islamiyyete yayilacak 
olan bir fitne ve fesadi cikaranlarm evlerini yakmakla korkutma- 
si nicin caiz olmasm? Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
efendimiz, hazret-i Fatimamn evindeki perdelerden canh resmleri 
cikanlmcaya kadar iceri tesrif etmedi. Hatta, Ka'be-i mu'azzama 
icindeki hazret-i ibrahimin ve hazret-i isma'ilin oldugu soyleni- 

-180- 



len heykeller cikanlmadikca iceri girmedi. Hazret-i Fatimamn 
muhterem ve mubarek evi yamnda fesad cikanldigim goriince, 
(Evi basmrza yikanm) diye hazret-i Omerin fesadcilan korkutma- 
si neden sue olsun? Edebi gozeterek bu tehdidi yapmamah idi de- 
nilirse, muhim isler ve biiyiik tehliikeler karsisinda, kimse edebi 
gozetemez. Ciinki, hazret-i Ali "radiyallahii anh" da, hurmet edil- 
mesi vacib olan hazret-i Aise-i Siddikaya karsi lazim olan edebi go- 
zetmemisdi. Goriiliiyor ki, hazret-i Omeri, ma'sum olan imamm 
yapdigi ise uygun bir hareketinden dolayi kotiilemek, Ona dil uzat- 
mak, sfi mezhebine gore de uygun olmamakdadir. 

5 — (Zilimler zulmiine devam ediyorlar. Digeri Restilullahm 
yiiziine tiikiiren agzi kopiiklenmis cibilliyetsiz iivey kardesi Ukbe 
bin Velidi valilikle miikafatlandinyor. Bir tarafdan da, Resululla- 
hm siirgiin eyledigi kimseleri hilafetin ikinci adami mesabesine ci- 
kanyor. Biitiin bunlann intikamim hazret-i Hasen-i Miictebamn 
tabutuna ok atmak ve atdirmakla ahyor) diyor. 

Burada da, Osman-i Zinnureyne "radiyallahii anh" saldir- 
makdadir. Fekat, Ehl-i siinnetin bogazina gecirmek istedigi ip, 
ayaklanna takilmakda, helak olmakdadir. Soyle ki, Resulullahin 
yiiziine tiikiiren iivey kardesi Ukbe bin Velidi vali yapdi diye 
ticiincu halifeye saldinrken, cahilligini ortaya koymakdadir. 
Ciinki, Resulullahin mubarek yiiziine murdar salyasim firlatan, 
Ebu Lehebin oglu Uteybedir. Hazret-i Alinin amcasi olan Ebu 
Leheb, Resulullahin azih diismam idi. (Tebbet yeda) suresi gele- 
rek, kendisinin ve Resulullahin kapisina dikenleri yigan kansi 
Ummi Cemilin Cehenneme gidecekleri bildirilince, biisbiitiin 
kudurdu. Ogullan Utbe ve Uteybeyi cagirdi. Resulullahin kizla- 
nm bosamalanni emr eyledi. Bu iki hain, miisrik olduklanndan, 
Resulullahin damadhgi gibi bir serefi ellerinden cikardilar. Utey- 
be, yalmz Umm-i Gulstimii "radiyallahii anha" bosamakla kal- 
madi. Resulullahin huzuruna gelip, (Sana inanmiyorum. Seni 
sevmiyorum. Sen de beni sevmezsin. Onun icin kizini bosadim) 
dedi. Resulullahin iizerine saldirdi. Mubarek yakasmdan tutdu. 
Gomlegini yirtdi. Murdar salyasim akitarak def oldu. Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" de, (Ya Rabbi! Bunun iizerine ca- 
navarlanndan birini gonder!) buyurdu. Cenab-i Hak, Peygambe- 
rinin diiasim kabul buyurdu. Habis, Sama giderken (Zerka) de- 
nilen bir yerde, bir gece, bir arslan gelip, kafile icinde, kokhya- 
rak bunu buldu. Yalmz bunu parcaladi. Bu alcaklar, o iki dilberi 
bosadiklan zeman daha diigiinleri olmamis idi. Boylece Resulul- 
lahi gecim sikintisina sokmak istemislerdi. Fekat, hazret-i Os- 
man "radiyallahii anh", bu firsatdan istifade edip, Utbenin bosa- 

-181- 



digi hazret-i Rukayyeyi kiz olarak nikah etmekle, Resulullahin da- 
madi olmak serefine kavusdu. Hazret-i Osman, cok giizeldi. San- 
sin beyazdi. Ebu Lehebin veledlerinden katkat daha zengin idi. 
Resulullaha cok eziyyet edenlerden biri, Ukbe bin EM Muayt idi. 
Resulullah mescid-i haramda nemaz kilarken, bu habis gelip, mu- 
barek basma iskembeler koymusdu. Bir kerre de hucum ederek 
mubarek gomlegi ile mubarek bogazini sikmrsdi. Oradan gecen 
hazret-i Ebu Bekr, (Benim Rabbim Allah diyeni mi oldiiriiyor- 
sun?) diyerek, Resulullaha yardim eyledi. Resulullah "sallallahii 
aleyhi ve sellem" orada bulunan kafirlerin ismlerini sayarak, (Ya 
Rabbi! Bunlari azab cukui unii doldur) buyurdu. Abdullah ibni 
Mes'ud buyuruyor ki, (Bedr gazasmda, bunlarm hepsi katl edilip, 
bir cukura dolduruldugunu gordiim. Yalmz Ukbe bin Ebi Muayt, 
o gazveden doniisiinde yolda katl edildi). Goriiluyor ki, Resululla- 
ha "sallallahii teala aleyhi ve sellem" cok iskence eden Uteybe ve 
Ukbe kafirleri, halifeler zemanlarma yetismemislerdi. Onceden 
Cehenneme gitmislerdi. Bunlari vali yapdi demek, biiyiik cahilligin 
ifadesidir. 

Evet, hazret-i Mu'aviye "radiyallahii teala anh", kardesi Utbe- 
nin oglunu Medineye vali yapmisdi. Fekat, Onun adi Velid bin Ut- 
be idi. Velid, elliyedi senesinde vali olunca, hazret-i Hiiseyne ve 
baska Sahabiye cok saygi gosterdi. Hatta, Yezid, halife olunca, 
Medmede kendine bi'at edilmesini siki emr etdigi halde, bunu sag- 
hyamadigi ve hazret-i Hiiseyni serbest birakdigi icin, Velidi azl et- 
misdi. 

Sonbehar mecmu'asmdaki bu yazinin, hazret-i Osmana "radi- 
yallahii teala anh" atilan bir tas oldugu meydandadir. Ciinki, haz- 
ret-i Osman, iivey kardesi, ya'ni ana bir kardesi olan Velidi Kufe 
emiri yapmisdi. Fekat bu yazarm dedigi gibi, Ukbe bin Velid degil- 
dir. Velid bin Ukbe idi. Ya'ni Ukbe kafirinin oglu idi. Bunun adi- 
m tersine yazmakdadir. Bu Velid, Mekkenin fethinde imana geldi. 
Aleak isi yapan, bu degildi. Resulullah, dokuzuncu yilda, bunu Be- 
ni Mustahk zekatim toplamaga me'mur etmisdi. Yazarm, ismleri 
kansdirdigmi kabul ederek, buna da cevab verelim. 

Sa'd ibni Ebi Vakkas "radiyallahii anh" Beytiilmal me'muru 
olan Abdullah ibni Mes'iiddan "radiyallahii anh" odiinc mal al- 
misdi. Bunu odiyemedi. Bu is, Kiife sehrinde agizdan agiza yayil- 
di. Halife Osman "radiyallahii anh", bunu isitince, Sa'd hazretle- 
rini emirlikden azl etdi. Yerine, giivendigi Velidi getirdi. Velid, 
iyi bir idareci idi. Kiifedeki dedikodulara son verdi. Kendini hal- 
ka sevdirdi. Azerbaycan halki isyan etdi. Velid, asker topladi. Bir- 
liklere kuvvetli emirler ta'yfn etdi. Askerin icinde, Medayn emi- 

-182- 



ri olan Huzeyfe-i Yemani hazretleri de vardi. Velid, kendisi idare 
ederek isyam basdirdi. Kafirlerle de gaza edip, cok ganimet aldi. 
Biiyuk bir rum ordusunun Sivas ve Malatyaya dogru geldigi isitil- 
di. Velid, Sam askerine Irakdan yardim gonderdi. Anadoluda cok 
yerler feth olundu. Hicretin otuzuncu yilmda, Velidi cekemiyenler, 
serab iciyor diye, Abdullah ibni Mes'ud hazretlerine sikayet etdi- 
ler. O da, (Biz giinahi acik olmiyan kimse ile ugrasmayiz) buyurdu. 
Halifeye de sikayet etdiler. Hazret-i Osman Velidi Medineye ca- 
girdi. Arasdirdi. Serab icdigi anlasildi. Had cezasi vuruldu. Yerine 
Sa'id bin As ta'yin edildi. Velidi, hazret-i Omer de vaktile Cezire- 
de me'mur yapmisdi. Hazret-i Osmanm "radiyallahii teala anh" 
valileri iizerinde asagida genis bilgi verecegiz. Hazret-i Hasenin 
tabutuna ok atdirdilar, iftirasi ise, Ehl-i siinnet diismam olan huru- 
filerin kuyruklu yalanlarmdandir. Bunun dogrusunu, (Kisas-i En- 
biya) kitabi soyle anlatiyor: 

Hazret-i Htiseyn "radiyallahii anh", hicretin kirkdokuzuncu se- 
nesinde, biiyuk kardesi hazret-i Haseni, Hucre-i se'adete defn et- 
mege hazirlamrken, isinden atilmis olup Medinede bulunan Mer- 
van, biz buraya kimseyi defn etdirmeyiz, dedi. Medinede bulunan 
Emevileri topladi. Hasim ogullan da silahlamp, bunlara karsi koy- 
maga hazirlandi. Ebu Hureyre, hazret-i Hiiseyne "radiyallahii an- 
hiima" nasihat verip, O da, kardesini (BakP) kabristanma gotiirdii. 
Boylece, bir kansikhgin onii almmis oldu. Emevilerden, Medine 
valisi olan Sa'id bin As, cenazede bulundu. Adet iizere, cenaze ne- 
mazim bu kildirdi. 

Misrh Seyyid Kutb admdaki bir yazarm da, hazret-i Osmana 
"radiyallahii anh" dil uzatmasi da, kendisinin hurufi kitablarma al- 
danmis oldugunu gosteriyor. Belirli birkac kisi tarafmdan islam ali- 
mi, hatta miictehid olarak tamtilmaga cahsilan ve kitablan tiirkce- 
ye terceme edilip genclerin online suriilen bu adam, 1377 (m. 1958) 
senesinde basilmis olan (El adaletiil ictima'iyyetii fil-islam) kitabi- 
nm yiizseksenaltmci ve sonraki sahifelerinde, miislimanlarin goz- 
bebegi olan bu mubarek halifeye karsi cok cirkin ve saygisizca ke- 
limelerle iftiralar etmekdedir. Hepsini yazmaga islami hayamiz 
mani' oldugu icin, birkac sahifesinden birkac satinm terceme et- 
mekle iktifa ediyoruz: 

(Qok yash olan Osmanm hilafete gecmesi, tali in kotiiliigii ol- 
du. Miislimanlarin islerini idare etmekden adz idi. Mervamn ve 
Emevilerin aldatmalarma karsi zalf idi. Miislimanlarin mallarmi 
gelisigiizel hare ediyordu. Bu hali cok zeman dedikodu konusu 
oluyordu. Akrabasmi milletin basma geciriyordu. Bunlann ara- 
sinda, Resulullahm tard etmis oldugu Hakem de vardi. Bunun 

-183- 



oglu Hirisin kizini kendi ogluna aldigi zeman Beytulmaldan iki- 
yiizbin dirhem ihsanda bulundu. Beytiilmal hazini olan Zeyd bin 
Erkam, ertesi sabah aghyarak geldi. Isinden afv edilmesini diledi. 
Miislimanlann mahni akrabasma dagitdigi icin istita etdigini anla- 
ymca, akrabama iyilik etdigim icin mi aghyorsun, dedi. Hayir, 
onun icin degil. Fekat bu mallan Restilullah hayatda iken, Allah 
yolunda verdigin mallara karsihk olarak aldigim diisiinerek aghyo- 
rum, dedi. Osman, bu soze kizip, Beytiilmilin anahtarlanni birak 
git! Baskasmi bulurum dedi. Osmamn isratlarmi gosteren, boyle 
daha nice misaller vardir. Ziibeyre altiyiizbin, Talhaya ikiyiizbin ve 
Mervana Afrikiyye haracimn besde birini verdi. Eshab ve oncelik- 
le Ali bin ebi Talib bunlari isitince onu azarladilar. 

Mu'aviyenin mulkiinu genisletip Filistini de Ona verdi. Hake- 
mi ve silt kardesi Abdullah bin Sa 'd ve baska akrabasim vali yap- 
di. islamm ruhundan bu aynhgim goren Eshab, Medineye toplan- 
dilar. Halite pek yash ve giicii tiikenmis olup, isler Mervamn elin- 
de kaldi. Halk, Osmana nasihat vermek icin Ali bin ebi Talibi gon- 
derdiler. Uzun konusdular. Bu arada: $imdi vali olan Mugire, 
Omerzemamnda da vali degil mi idi? Evet valiidi, dedi. Osman yi- 
ne sordu: Omer, biitiin hilafeti miiddetince, Mu'aviyeyi vali yap- 
madi mi? Evet yapdi. Fekat Mu'aviye Omerden cok korkardi. 
Simdi o, senin haberin olmadan isler ceviriyor. Millete de, Osman 
boyle emretdi, diyor. Sen bunlari isitiyorsun da Mu'aviyeye birsey 
diyemiyorsun, dedi. Osman zemamnda, hak He batil, hayr He ser 
karisdi. Osman daha once halite olsaydi, gene olurdu. Daha sonra 
halite olsaydi, ya 'ni Ali Onun yerine olsaydi, Emeviler ise karis- 
mazdi. Iyi olurdu) gibi seyler yaziyor. Bundan sonra da, islam ha- 
Kfelerine, en cok hazret-i Mu'aviyeye catiyor... Beytulmah keyfle- 
ri, zevkleri icin hare etdiler. Biitiin bu yolsuzluklara Osman sebeb 
oldu, diyor. 

Seyyid Kutbun bu yazilarmm yalan ve yanlis olduklan, (Tuhfe) 
kitabinda vesikalarla isbat edilmekdedir: Hazret-i Osman "radi- 
yallahii anh", Eshab-i kiramm sozbirligi ile halite secildi. Onu se- 
cenler arasmda hazret-i Ali de vardi. Seyyid Kutb, hazret-i Osma- 
na dil uzatmakla, Eshab-i kiramin sozbirligine ve hatta, (Ummetim 
yanlis bir is iizerinde sozbirligi yapmaz) hadis-i serifine karsi gel- 
mekdedir. 

(Mir'at-i kainat)da diyor ki: Uciincu halife olan hazret-i Os- 
man bin Affan bin Ebil'as bin Umeyye bin Abdi Sems bin Abdi 
Menaf bin Kusey, Resulullaha ilk iman eden erkeklerin dordiin- 
ciisudiir. Amcasi Hakem bin Ebil'as, hazret-i Osmam baglayip, de- 
delerinin dinine donmezsen seni cozmem, dedikde, oliiriim de di- 

-184- 



nimi asla terk etmem, dedi. Amcasi ummidini kesip baglanm coz- 
dii. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" vahy katibi idi. Re- 
sul "aleyhisselam", Allahu tealanm emri ile kizi Rukayyeyi buna 
verdi. Rukayye, Bedr gazasi yapihrken, Medinede vefat edince, 
ikinci kizi Umm-i Gulsiimu verdi. O da, hicretin dokuzuncu sene- 
sinde vefat edince, (Daha kizlarim olsaydi, onlan da Osmana ve- 
rirdim!) buyurdu. Umm-i Gulsiimu verince, (Kizim! Zevcin Os- 
nian, ceddin Ibrahim Peygambere ve baban Muhammede "aley- 
hisselam" herkesden daha cok benzemekdedir) buyurmusdu. Bir 
Peygamberin iki kizim nikahlamak, hazret-i Osmandan baska hic- 
bir insana nasib olmamisdir. Resul aleyhisselamm yamna hazret-i 
Osman gelince, Resul aleyhisselam, etekleri ile mubarek ayaklan- 
m ortdil. Hazret-i Aise bunun sebebini sordukda, (Ondan melek- 
ler haya ediyor. Ben haya etmez miyim?) buyurdu. Bir hadis-i se- 
rifde, (Osman Cennetde benim kardesimdir ve hep yanimdadir) 
buyurdu. Tebiik gazvesinde islam askeri pek cokdu. Gida madde- 
si ve harb vasitasi azdi. Sikmti cekilecekdi. Hazret-i Osman "radi- 
yallahii anh", 6z ticaret malmdan iicbin deve, yetmis at, onbin al- 
tin getirdi. Resulullah, bunlan askere dagitip, (Bugiinden sonra, 
Osmana giinah yazilmaz) buyurdu. imam-i Siiyuti "rahmetullahi 
teala aleyh" hazretlerinin (Cami'ussagir) kitabmdaki hadis-i serif- 
de, (Cehenneme girmesi lazim gelen yetmisbin giinahkar miisli- 
man, Osmamn sefa'ati ile, siialsiz, hesabsiz Cennete girecekdir) bu- 
yuruldu. Hazret-i Osmamn din bilgisi pekcokdu. Din bilgileri iize- 
rinde hazret-i Omer ile oyle konusmalar yapardi ki, isitenler kavga 
ediyorlar, samrlardi. 

(Tuhfe) kitabmda diyor ki, hazret-i Osman "radiyallahii 
anh", halife iken, herkese layik oldugu vazifeyi verirdi. Herkesi 
yapabilecegi isde kullanirdi. Halifenin gaybi bilmesi lazim degil- 
dir. Hazret-i Osman da, giivendiklerini, is adami olarak bildikle- 
rini ve emin, adil olarak tamdiklarim ve emrlerine karsi gelmez 
zan etdiklerini is basma getirmisdir. Bundan dolayi kimsenin 
Ona dil uzatmaga hakki yokdur. Ona karsi olanlar, Onun bu hak- 
h hareketlerini de kotu gosteriyorlar. Hazret-i Osmamn valileri, 
emirleri, Onu sevmekde ve emrlerini yapmakda, askerlikde, 
memleketler feth etmekde ve cahskanhkda, en secme kimselerdi. 
Onun zemamnda, islam memleketlerini garbda ispanyaya kadar, 
sarkda Kabil ve Belhe kadar, bunlar genisletdi. islam ordulanm 
denizde ve karada zaferden zafere ulasdirdilar. ikinci halife ze- 
mamnda, fitne, fesad ocagi olan Irak ve Horasam o kadar temiz- 
lediler ki, kipirdanmalarma meydan birakmadilar. Eger bu vali- 
lerden birkacmda, hazret-i Osmamn umdugu gibi cikmiyan isler 

-185- 



goriildii ise, Ona nicin kusur sayilsm? Boyle isleri goriince, hie 
susmazdi. Yahud cekemiyenlerin iftiralan olunca, isin dogrusu- 
nu arasdinrdi. Ciinki hiikumet adamlarinm diismam ve cekemi- 
yenleri cok olur. Herkesin sikayeti ile me'mur degisdirilirse, 
memleketin idaresi altiist olur. Arasdinrdi. Sikayetler dogru ci- 
karsa, hemen azl ederdi. Boylece, Velidi azl etdi. Hazret-i 
Mu'aviye, Ona lsyan etmedi. Samda, herkese kendini sevdirmis- 
di. Bunun emrinde bulunanlardan hie kimsenin burnu kanami- 
yordu. Muslimanlan adalet ile idare ediyor, kafirlerle de cihad 
ediyordu. Boyle bir kahramam kim azl eder? Misr valisi olan 
Abdullah bin Sa'di de nicin azl etsin? O, hazret-i Osmandan son- 
ra, bir yana cekildi. Kansikhklardan uzak kaldi. Misrdan Medi- 
neye, Onun icin gelen sikayetler, hep ibni Sebe' yehudisinin ba- 
si altindan cikiyordu. Soziin kisasi, hazret-i Osman, vazifesini 
tam yapdi. Fekat, takdir, tedbirine uygun olmadigmdan, yehudi- 
lerin cikardigi fitne atesi sondiiriilemedi. 

Hazret-i Osmamn hali, her bakimdan, hazret-i Aliye benze- 
mekdedir. Hazret-i Alinin de cesidli tedbirleri faidesiz kaldi. Yal- 
nrz, hazret-i Osmamn valileri, kendisini seviyorlar, emrlerini hep 
yapiyorlardi. Ganimetleri halifeye muntazam gonderiyorlardi. Bii- 
tiin miislimanlar, mal sahibi, rahat ve huzur icinde idi. Hatta, fitne 
cikmasma bu zenginlik de yardim etdi. Hazret-i Alinin valileri ise, 
kendisine lsyan etdi. Vazifelerini yapmadilar. Devlet isleri aksadi. 
Hazret-i Alinin akrabasi, amcasimn cocuklan da boyle yapdi. Haz- 
ret-i Osmani lekelemege kalkisanlar, Ehl-i siinnet alimlerine inan- 
mazlarsa, si'i kitablanni okusunlar. O zeman anlarlar. Si'ilerin en 
kiymetli kitablanndan olan (Nehc-iil-belaga) kitabmda, hazret-i 
Alinin amcasimn ogluna yazdigi mektub var. Burada, o miinafika 
olan giivenini bildiriyor. Nehc-iil-belaga, sonra bunun hiyanetleri- 
ni uzun yaziyor. Hazret-i Alinin valilerinden Miinzir bin Carut da 
hain cikdi. Halifenin ona yazdigi tehdid mektubu, si'i kitablarmm 
cogunda vardir. Hazret-i All de, bu valileri icin lekelenemez. Pey- 
gamberler bile munafiklarm tath dillerine aldanmisdi. Fekat, On- 
lara vahy gelerek, miinafiklarm cogunun yiizkarasi meydana Qika- 
nldi. Si'iler, imamlann gaybi bilmesi lazimdir, diyorlar. Hazret-i 
Osmana bunun icin dil uzatiyorlar. Bu inanclan ile, hazret-i Aliyi 
"kerremallahu vecheh" de lekelemis oluyorlar. Bunlara gore haz- 
ret-i All, onceden bildigi halde, hainleri miislimanlann basma ge- 
tirmis oluyor. Meshur Ziyad bin Ebih hainini de hazret-i Ali vali 
yapmisdi. 

Mervamn babasi olan Hakem bin Asi Medineye kabul etdigi 
icin de, hazret-i Osmana catiyorlar. Resulullah "sallallahii aley- 

-186- 



hi ve sellem", Hakemi miinafiklarla dost oldugu icin ve musli- 
manlar arasmda fitne cikardigi icin, Medineden surmiisdu. iki ha- 
life zemanmda kafirler temizlendi. Miinafiklar kalmadi. Hake- 
min siirgiinde kalmasi sebebi ortadan kalkmis oldu. iki halife, 
onun geri gelmesine izn vermemislerdi. Cunki, fitne ve fesad, yi- 
ne cikabilirdi. Hakem, Beni Umeyyeden idi. iki halife, Temim ve 
Adiy kabilelerinden idiler. Cahiliyyet zemanmdaki dusmanhklar 
hatirlara gelebilirdi. Hazret-i Osman ise, Hakemin erkek karde- 
sinin oglu idi. Bu korku aradan kalkmis oldu. Bunun icin, (Onu 
Medhieye getirmek icin Resulullahdan izn almisdim. Halife Ebu 
Bekre soylemisdim, izn aldigima sahid istedi. Sahid olmadigi icin 
susmusdum. Halife Omer, belki benim soziimu kabul eder, de- 
misdim. O da sahid istemisdi. Ben halife olunca, bildigime gore 
izn verdim) buyurdu. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
hasta iken, (Bana salih biri gelse de, ona birsey soylesem) buyur- 
musdu. Ebu Bekri cagirahm, dediler. (Hayir) buyurdu. Omeri ca- 
girahm, dediler. (Olinaz) buyurdu. Aliyi cagirahm, dediler. Yine 
(Olmaz) buyurdu. Osmani cagirahm, dediler. (Evet) buyurdu. 
Hazret-i Osman gelince, Ona birseyler soyledi. Bu arada, belki 
Hakem icin de sefa'at dilemis ve kabul buyurulmusdur. Hakemin 
son zemanlarmda nifak ve fesaddan tevbe etdigi de bilinmekde- 
dir. Zaten, Medineye geldigi zeman cok ihtiyar idi. Birsey yapa- 
cak halde degildi. 

Akrabasina verdigi ihsanlar da, hurufi kitablannm ve Seyyid 
Kutbun iddi'a etdikleri gibi, beytiilmaldan degildi. Kendi 6z ma- 
hndan idi. Abdiilgani Nabliisi hazretleri (Hadfka) kitabinda, 
ikinci cild, yediyiizondokuzuncu sahifesinde diyor ki, (Dort hali- 
feden iicti, beytiilmaldan, ya'ni devlet hazinesinden maas ahrlar- 
di. Yalmz hazret-i Osman maas almazdi. Cunki, cok zengindi. 
Maasa ihtiyaci yokdu). (Berika) kitabinda da, bindortytizotuzbi- 
rinci sahifede, boyle yazdikdan sonra, (Osman "radiyallahii anh" 
sehid oldugu gun hizmetcisinde, kendi mah olarak, yuzellibin di- 
nar altin ve bir milyon dirhem gumus ve ikiytizbin altm degerin- 
de elbise bulundu) diyor. Kendisi kumas tiiccan idi. Ihsanlan, 
yalmz akrabasina degildi. Herkese ikrami boldu. Allah nzasi 
icin, cok hayr yapardi. Her Cum'a giinii, bir kole azad ederdi. 
Hergiin Eshab-i kirama ziyafet verirdi. Allah nzasi icin verilen 
mallara israf diyen kimse yokdur. Akrabaya yapilan sadakaya ise, 
iki kat sevab oldugu hadis-i serifde bildirilmisdir. Hazret-i Osman, 
Eshab-i kirami topladi. iclerinde Ammar bin Yaser de vardi. 
(Sahid olunuz ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", ihsan 
edilecekler arasmda Kureysi ve Beni Hasimi one almisdir. Eger 

-187- 



Cennetin anahtarlanm bana verseler, Bern Umeyyeyi Cennete 
doldururum. Disarda kimseyi birakmam) buyurdu. Hazret-i Os- 
mamn bu soziine karsi, Eshab-i kiram "radiyallahii teala anhiim 
ecma'm" birsey demedi. Biitiin ihsanlanm beytiilmaldan veriyor 
sanmak, te'assub ve inaddir. Ona dvisman olmamn alametidir. 
Kendisine sorduklarmda, (Adalete ve takvaya sigmayan bir hare- 
keti bana yiiklemeyiniz) buyurmusdu. Hazret-i Osman, oglunu 
Mervamn kardesi Harisin kizma nikah ederken, kendi mahndan 
bin dirhem giimiis gonderdi. Kizi Rumam Mervana nikah ederken 
de, bin dirhem verdi. Bunlann hicbiri beytiilmaldan degildi. 

Seyyid Kutbun hurufi kitablarmdan ve Abbasi tarihlerinden 
alarak yazdigi (Afrikiyyeden gelen ganimetin besde birini Merva- 
na bagisladi) sozii de iftiradir. Hazret-i Osman, yirmidokuz tari- 
hinde, Abdullah bin Sa'di, bin suvari ve piyade ile Afrikaya gon- 
dermisdi. O zeman, Tunusun bassehri olan Afrikiyye sehrinde 
kanh muharebeler oldu. Miislimanlar galib geldi. Cok ganimet ele 
gecdi. Abdullah, bunun besde birini Mervan ile halifeye gonderdi. 
Yalmz para olarak bes bin altmdan ziyade idi. Arada birkac ayhk 
yol oldugu icin, bunlan Medineye getirmek cok giic ve tehliikeli 
idi. Bunun bin dirhemini Mervan satdi. Geri kalamni Medineye 
getirdi. Miijde haberlerini de verdi. Cok diialar aldi. Halife onun 
bu zahmetine ve mujdesine karsihk olarak, satilan kismm parasm- 
dan noksan kalam Mervana bagisladi. Bunu yapmak halifenin 
hakki idi. Hem de, Sahabenin "radiyallahii teala anhiim ecma'in" 
yamnda vaki' olmusdu. Bir kimseye bin altm getirseler bunun biri- 
ni veya daha cok mikdanm getirene bahsis olarak verse, buna kim- 
se israf demez. Nitekim, zekat tophyan amile de, ihtiyaci kadar ve- 
rilmesini, Allahii teala emr etmekdedir. Abdullah bin Halid icin 
bin dirhem verdi, sozii de iftiradir. Ona odiinc verilmesini emr ey- 
lemisdi. Abdullah da borcunu odemisdi. Damadi Harisin, Medine- 
deki tacirlerden zekat toplarken haksizhk yapdigmi isitince, Onu 
isden cikardi ve ceza verdi. 

Osman-i Zinnureyn "radiyallahii anh", Hicazdaki ve Irakda- 
ki bakimsiz yerleri, gtivendigi kimselere, yakmlarma verir, zira- 
at aletleri de te'min ederek cahsdinr, millete cok toprak kazan- 
dinrdi. Ziraati gelisdirdi. Baglar, meyve bagceleri yetisdirdi. Ku- 
yular kazdirdi. Kanallar acdirdi. Arabistamn kuru topraklan 
Onun zemaninda en bereketli yerler gibi olmusdu. Emniyyet ve 
huzur da boylece, kendiliginden hasil olmusdu. Hirsizhk ve yir- 
tici hayvanlar tarihe kansmisdi. Bunlann yuvalan yerine, hanlar, 
miisafirhaneler yapilmisdi. Ticaret ve nakliyyatda kolayhk da, 
bunlara bagh olarak, gelismisdi. Bunlar, Arabistan icin, acayip ve 

-188- 



harika sayilacak seylerdi. Simdi, yirminci asrm motorlu vasitalan 
ile bunlar yapilamiyor. (Arabistanda nehrler akmadikca, kiyamet 
kopmaz) hadis-i serifi, sanki hazret-i Osmanm zemamndaki me- 
deniyyeti haber vermekdedir. Adi bin Hatem Taiye soylenen ha- 
dis-i serifde, (Omriin cok olursa, bir kadinin Hire sehrinden 
Ka'beye rahat rahat Allahdan baska kimseclen korkmadan gele- 
cegini goriirsiin) buyurulmusdu. Hazret-i Osman zemanmda ma- 
lm, servetin artacagim, is hayatmm gelisecegini bildiren cok ha- 
dis-i serif vardir. Eshab-i kiram, bu bereketi ve huzuru goriince, 
hazret-i Osmanm idaresini, basansim takdir eylediler. Onlar da, 
halife gibi calismaga basladilar. Hazret-i Ali, Yenbu' ve Fedek ve 
Ziihre denilen yerlerde, Talha, Gabedde, Ziibeyr, Zihasebde, tar- 
lalar ve baglar yapdilar. Hicaz kit'asi, ma'mur oldu. Hazret-i Os- 
manm hilafeti birkac sene daha uzasaydi, Sirazm gill bagcelerini 
ve Hiratm korulanm geride birakacaklardi. Olu topraklan, Hali- 
feden izn alarak, herkesin kendi mail ile isletmesi caizdir. Bunu 
yapmak halifenin kendisi icin de nicin caiz olmasm? Boylece ye- 
tisdirdigi mahsul, kendisine neye halal olmasm? Hazret-i Osman, 
kendi mail ile, cok topraklan ihya etdi. Baglar, bagceler yapdi. 
Kuyular kazdirdi. Sular akitdi. Herkese onayak oldu. Millete is 
imkam sagladi. Yeni bir cigir acdi. (Mai, mah ceker) sozii geregin- 
ce, gelirleri katkat artdi. Onun zemanmda, Medinede tarla siirme- 
yen, bag yetisdirmiyen kimse kalmadi. Hindli Mevdudi ile Misrh 
Seyyid Kutb, islam tarihlerini veya hie olmazsa, Hindistanda ya- 
zilmis olan (Tuhfe) kitabim okumus olsalardi, Resulullahm halife- 
lerini "radiyallahii teala anhiim ecma'fn" lekelemekden belki ha- 
ya ederlerdi. Onlan medh ve sena etmekden de aciz olduklanm 
anlarlar, edebli davramrlardi. 

Beytiilmaldan Zeyd bin Sabite "radiyallahii teala anh" bin dir- 
hem bagisladi, sozii de, hadiselere kotii gozle bakmamn ifadesidir. 
Birgiin beytiilmaldan hakki olanlara dagitim yapilmasini emr eyle- 
misdi. Bin dirhem kadan artmisdi. Bunun, miislimanlann hizme- 
tinde kullamlmasim emr buyurdu. Zeyd, bu para ile mescid-i Ne- 
beviyi ta'mir eyledi. 

Besyuzyetmisaltida vefat eden Safi'i alimlerinden hafiz Ahmed 
bin Muhammed Ebu Tahir Silefinin (Me§ihat) kitabmda ve ay- 
nca Ibni Asakir Ali bin Muhammedin bildirdikleri hadis-i serif- 
de, (Ebu Bekri sevmek ve Ona siikr etmek, iimmetimin hepsine 
vacibdir), buyuruldu. Bu hadis-i serifi, imam-i Miinavi de, Dey- 
lemiden naklen yazmakdadir. Hafiz Omer bin Muhammed Erbi- 
li (Vesfle) kitabindaki hadis-i serifde, ( Allahii teala size nemazi, 
zekati ve orucu farz etdigi gibi, Ebu Bekri, Omeri, Osinani ve Ali- 

-189- 



yi sevmegi de farz eyledi) buyuruldu. Abdullah ibni Admin bildir- 
digi, Mtinavide yazili hadis-i serifde, (Ebu Bekrle Omeri sevmek 
fmandandir. Onlara rlusmanlik miinaf lklikdn ) buyuruldu. imam-i 
Tirmiizi buyuruyor ki, Resulullahm yanina bir cenaze getirildi. Ne- 
mazim kilmadi ve, (Bu aclam Osmana diisman idi. Onun icin, Al- 
lahii teala da, buna diismandir) buyurdu. Tevbe suresinin yuzbirin- 
ci ayetinde mealen, (Muhacirlerin ve Ensarin once fmana gelenle- 
rinden ve Onlarin yolunda gidenlerden Allah razidir. Onlar da Al- 
lahdan razidirlar. Allah, Onlar icin Cennetler hazirladi) buyuru- 
ldu. Ilk uc halife, once fmana gelenlerdendir. Hazret-i Mu'aviye ile 
Amr ibni As da, Onlarin yolunda olanlardandir. Bu din buyiikleri- 
ne dil uzatanlar, ayet-i kerimeye ve hadis-i seriflere karsi gelmis 
oluyorlar. Ayet-i kerimeye ve hadis-i serife karsi gelen, dinden ci- 
kar, kafir olur. Miisliman oldugunu apiklarsa, miinafik veya zindik 
oldugu anlasihr. 

6 — (Digeri acuze kadm Safvan ile yasadigi col askini gerdan- 
hk gaybi behanesi ile ortmege cahsiyor. Diger tarafdan da, bosan- 
ma sebebini hazret-i Aliy e yiikliiy or. Boylece, Cemel vak'asi dogu- 
yor) diyor. 

Mecmu'a, burada mu'minlerin annesi, Resulullahm sevgili zev- 
cesi olan Aise-i Siddfka "radiyallahii teala anna" hazretlerine, haya- 
sizca saldirmakdadir. Hadis alimlerinden Abdiilhak Dehlevi hazret- 
leri, (Medaric-iin-niibiivve) kitabmda bakimz ne buyuruyor: 

Aise-i Siddika "radiyallahii teala anha" hazretlerinin faziletle- 
ri, ustiinliikleri, sayilamiyacak kadar cokdur. Eshab-i kiramm fikh 
alimlerindendi. Cok fasih ve belig konusurdu. Eshab-i kirama fet- 
va verirdi. Alimlerin coguna gore, fikh bilgilerinin dortde birini 
hazret-i Aise haber vermisdir. Hadis-i serifde, (Dininizin iicde bi- 
rini Humeyradan ogreniniz!) buyuruldu. Resulullah "sallallahii 
aleyhi ve sellem", hazret-i Aiseyi cok sevdigi icin, Ona (Humey- 
ra) derdi. Eshab-i kiramdan ve Tabi'inden cok kimse, hazret-i Ai- 
seden isitdikleri hadis-i serifleri haber vermislerdir. Urvetiibni Zii- 
beyr hazretleri buyuruyor ki, Kur'an-i kerimin ma'nalanm ve ha- 
lal ve haramlan ve Arab si'rlerini ve neseb ilmini, hazret-i Aiseden 
daha cok bilen kimse, gormedim. Resulullahi medh eden su iki 
beyt, hazret-i Aisenindir: 

Ve lev semi'u ehl-ii Misre evsafe haddihi, 
Lema bezelu tisevm-i Yusiife inin nakdin. 

Levima Zellha levreeyne cebinehu 
Le aserne bil-kat'il kiiliibi alel eydi. 

-190- 



Misrdakiler, Onun yanaklarmin giizelligini isitmis olsalardi, 
Yusiif aleyhisselamm pazarhginda hie para vermezlerdi. Ya'ni, bii- 
tiin mallanni, Onun yanaklarmi gorebilmek icin saklarlardi. Zeli- 
hayi kotuliyen kadinlar, Onun parlak almni gorselerdi, ellerinin 
yerine kalblerini keserlerdi (de acisini duymazlardi). 

Hazret-i Aisenin san ve sereflerinden birisi de Resulullahin 
sevgilisi olmasidir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Onu 
cok severdi. Resulullaha, en cok kimi seviyorsun denildikde, 
(Aiseyi) buyurdu. Erkeklerden kimi? dediler. (Aisenin babasuu) 
buyurdu. Ya'ni en cok hazret-i Ebu Bekri sevdigini bildirdi. Haz- 
ret-i Aiseye sordular ki, Resulullah en cok kimi severdi? Fatima- 
yi severdi, dedi. Erkeklerden en cok kimi severdi dediler. Fati- 
mamn zevcini buyurdu. Bundan anlasihyor ki, zevceleri arasin- 
da, hazret-i Aiseyi, cocuklan arasmda, hazret-i Fatimayi, Ehl-i 
beyti arasmda, hazret-i Aliyi, Eshabi arasinda ise, hazret-i Ebu 
Bekri en cok severdi "radiyallahii teala anhiim ecma'in". Haz- 
ret-i Aise buyuruyor ki, (Birgiin Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem" mubarek na'hnlarimn kayislarmi cakiyordu. Ben de ip- 
lik igriyordum. Mubarek yiiztine bakdim. Parlak almndan ter 
damhyordu. Ter damlasi, her tarafa nur saciyordu. Gozlerimi ka- 
masdirryordu. Sasakaldim. Bana dogru bakdi. (Sana ne oldu ki, 
boyle dalgin duruyorsun?) buyurdu. Ya Resulallah! Mubarek 
yuziindeki nurlann parlakhgina ve mubarek almndaki ter dane- 
lerinin sacdiklan lsiklara bakarak kendimden gecdim, dedim. 
Resulullah kalkip yanima geldi. Gozlerimin arasmi opdii ve (Ya 
Aise! Allahii teala sana iyilikler versin! Beni sevindirdigin gibi, 
seni sevindiremedim) buyurdu. Ya'ni, senin beni sevindirmen, 
benim seni sevindirmemden cokdur, dedi.) Hazret-i Aisenin mu- 
barek gozlerinin arasmi opmesi, Resulullahi severek, Onun ce- 
malini anhyarak gordiigii icin aferin ve takdir olmakdadir. Misra': 

Aferin gozlerime ki, senin gtizelligini gorebiiiyor! 

Beyt: 

Ne iyi O gozier ki, gtizeie bakmakdadir. 
Ne tali'ii O kalb ki, Onun icin yanmakdadir! 

Tabi'inin biiyiiklerinden olan imam-i Mesruk, hazret-i Aise- 
den gelen bir haberi bildirirken, (Resulullahin sevgilisi ve Ebu 
Bekr-i Siddikin kerimesi olan hazret-i Siddika buyuruyor ki) di- 
yerek soze baslardi. Ba'zan da, (Allahii tealanm ve goklerde 
olanlarm sevdiklerinin sevgilisi diyor ki) derdi. Aise "radiyalla- 

-191- 



hii anha", kendisinin, ezvac-i tahiratm hepsinden daha iistiin oldu- 
gunu soyliyerek, Allahii tealamn ni'metlerini sayar, ogiiniirdii. 
(Resulullah beni istemeden once, Cebrail aleyhisselam, benim res- 
mimi getirip gosterdi ve bu senin zevcendir, dedi!) derdi. O zeman 
canh resmi yapmak haram olmamisdi. Hem de, resmi, insan yap- 
mamisdi ki, Ona giinah olsun. (Buhari) ve (Muslim) kitablarmda- 
ki hadis-i senfde, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" Aise 
"radiyallahii anha" valdemize buyurdu ki, (Seni iiQ gece rii'yada 
gordiim. Melek, beyaz ipek iizerindeki resmini bana gosterdi. Bu 
senin zevcendir, dedi. Rii'yada, melegin gosterdigi resmi unutma- 
dim. Tam sensin). Aise valdemiz buyurdu ki, (Resulullah gece ne- 
mazi kihyordu. Ben yanmda yatmis idim. Bu hal yalniz bana mah- 
susdu [diyerek ogiiniirdii]. Secdede, mubarek elleri ayaklanma de- 
gince, ayaklanmi cekerdim). Hazret-i Aisenin faziletlerinden biri- 
si de, aym kabdan, birlikde gusl abdesti almalanydi. Bu da, Resu- 
lullahm hazret-i Aiseyi ne kadar fazla sevdigini gostermekdedir. 
Resulullaha, Aiseden baska, hicbir zevcesinin yatagmda (vahy) 
gelmedi. Bu da, hazret-i Aisenin Allahii teala indinde kiymetinin 
pekcok oldugunu gostermekdedir. tlmm-i Seleme hazretleri, Re- 
sulullaha, Aise icin birsey soylemisdi. (Aise icin beni incitme. Ba- 
na vahy, yalniz Aisenin yatagmda iken gelmekdedir) buyurulmus- 
du. Umm-i Seleme de, (Seni bir daha incitmem, tevbe ya Resulal- 
lah) demisdi. Birgiin hazret-i Fatimaya (Benim sevdigimi sen de 
sever misin?) buyurdu. Evet dedi, (Oyle ise, Aiseyi sev!) buyurdu 
"radiyallahii teala anhiima". 

Hazret-i Aise, (Bana karsi yapilan iftiramn yalan oldugu Alla- 
hii teala tarafmdan bildirildi) diyerek ogiiniirdii. Allahii teala, Nur 
suresindeki onyedi ayeti gondererek, Aiseye iftira edenlerin Ce- 
henneme gideceklerini bildirdi. Hazret-i Aisenin izzeti ve serefinin 
yiiksekligi bu ayet-i kerimelerle de anlasildi. 

Hazret-i Aiseye iftira, hicretin besinci yihnda (Miireysi') gaz- 
vesinde olmusdu. Bu muharebeye (Beni mustahk) gazvesi de de- 
nir. Resulullah, bu gazaya bin kisi ile gitmisdi. Hazret-i Aise ile 
Ummi Selemeyi de gotiirmiisdii. Ganimete kavusmak icin, cok 
sayida miinafik da gelmisdi. Askerin oniine hazret-i Omeri koy- 
du. Kanh savasdan sonra besbin koyun ile onbin deve ve yediyiiz- 
den ziyade esir ahndi. Ciiveyriyye de bunlar arasmda idi. Resulul- 
lah, bunu satm alarak, tezvic buyurdu. Eshab-i kiram, bunu go- 
riince, Resulullahm akrabasi nasil esirimiz olur diyerek, ellerinde- 
ki esirleri azad etdiler "radiyallahii teala annum ecma'in". Ciivey- 
riyye ne bahtiyar kiz imis ki, kavminin esaretden kurtulmasina se- 
beb oldu. Resul-i ekrem, Selman-i Farisiyi, yehudi olan sahibin- 

-192- 



den bu sene satm ahp azad etmisdir. Selman hazretleri, hicretin bi- 
rinci senesinde miisliman olmusdu. 

Farisi (Me'aricunniibuvve) kitabimn tiirkce tercemesi olan (Al- 
ti-Parmak)da diyor ki, Resulullah gazaya giderken, zevceleri ara- 
sinda kur'a cekerdi. Hangisinin adi cikarsa, Onu birlikde gotiiriir- 
dii. Hazret-i Aise buyuruyor ki, (Kadmlarm ortiinmesi icin ayet 
gelmisdi. Bana bir cadir yapdilar. Cadirla deveye bindirirlerdi. Ga- 
zadan doniisde, Medmeye yakm konmusduk. Seher vakti goc ses- 
leri isitildi. Abdest bozmak icin, askerden uzaklasmisdim. Hemen 
geldim. Gerdanhgimi bulamadim. Geri gitdim. Aradim, buldum. 
Yerime gelince, askeri goremedim. Gitmisler. Beni cadinn icinde 
samp deveye ytikletmisler. O zeman az yirdim. Za'if idim. Ondort 
yasmda idim. Sasirdim, kaldim. Beni bulamayinca ararlar diyerek, 
oturup bekledim. Uyumusum. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem", Safvan bin Mu'attil Siileminin arkadan gelmesini emr eyle- 
misdi. Gelip beni uykuda goriince, bagirmis. Sesden uyandim. Onu 
goriince, yiiziimu ortdum. Devesini cokdiirdii. Uzaklasarak, (De- 
veye bin!) dedi. Bindim, Safvan yulan tutdu. Sicak basmca, askere 
yetisdik. Once miinafiklara rastladik. Cirkin seyler soylesdiler. 
Onlan ibni Ebi Selul kiskirtiyordu. Miislimanlardan Hassan bin 
Sabit ve Mistah da onlara uymusdu. Medineye gelince, hasta ol- 
dum. Iftira soylentileri heryere yayilmis. Benim haberim yokdu. 
Fekat, Resulullah beni eskisi gibi aramiyor, hastahgimi yoklami- 
yordu. Sebebini anhyamiyordum. Bir gece, Mistahm annesi ile ha- 
laya Qikdim. Etekleri ayagma sanlarak diisdii. Ogluna [Mistaha] 
la'net etdi. Nicin sogersin? dedim, soylemedi. Birkac kerre sor- 
dum. Ey Aise! Onun ne soylediklerini isitmedin mi? dedi. Sordum. 
Iftira sozlerini bana anlatdi. Hastahgim hemen artdi. Atesim yiik- 
seldi. Tepemden duman cikdi zan etdim. Akhm gitdi. Diisdiim. 
Akhm basima gelince, evime geldim. Babamin evine gitmek icin, 
Resulullahdan izn istedim. izn verdi. Ne oldugunu ogrenmek isti- 
yordum. Anneme sordum. Yavrum hie uziilme! Senin isin kolay- 
drr. Giizel olan ve zevci tarafmdan cok sevilen her kadin icin boy- 
le seyler soylerler, dedi. Sasirdim. Boyle sozler acaba Resulullahm 
mubarek kulagma da gitmis midir? Babam da duymus mudur diye 
iiziildum. Cok agladim. Babam baska odada Kur'an-i kerim oku- 
yordu. Sesimi duymus. Annemden sormus. Annem de, dillerde do- 
lasan sozleri simdi isitdi, demis. Babam da agladi. Sonra yamma 
gelip, (Yavrum sabr et! Allahii tealadan ne ayet gelecegini bekli- 
yelim) dedi. O gece, sabaha kadar uyumadim. Gozlerimin yasi din- 
medi). 

- 193 - Hak Sozun Vesikalan: F-13 



Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", hazret-i All ile Usa- 
meyi "radiyallahii anhiima" caginp, (Bu isin sonu neye varacak?) 
dedi. Usame, (Ya Resulallah! Biz senin zevcenin yalmz iyi oldu- 
gunu biliriz) dedi. Hazret-i All de, (Yeryiiziinde kadm cok. Alla- 
hii teala sana yeryiiziinu dar eylemedi. Aiseyi, cariyesi olan Bii- 
reydeden sor!) dedi. Ona soruldu. Allaha yemin ederim ki, Onda 
bir ayb gormedim. Arada bir uyurdu. Koyun gelince, un ile ha- 
mur yapip yirdi. Cok zeman Onun yanmda bulundum. Onda hic- 
bir ayb gormedim. Agizlarda dolasanlar dogru olsaydi, Allahii te- 
ala, onu sana bildirirdi) dedi. Resulullah, birgiin evinde iiziintulii 
oturuyordu. Omer-iil-Faruk hazretleri geldi. Resulullah, Onun 
ne diisundiigunii sordu. (Ya Resulallah! iyi biliyorum ki, muna- 
fiklar yalan soyliiyorlar. Allahii teala, senin iizerine sinek kon- 
durmuyor. Bir mirdar yere konup da, sonra senin iistiinii kirlet- 
mesin diye muhafaza ediyor. Seni az bir pislikden sakhyan Allah, 
pisliklerin en kotiisiinden elbet saklar) dedi. Hazret-i Omerin bu 
sozii Resulullahm hosuna gitdi. Mubarek yiizii giildii. Sonra, haz- 
ret-i Osmani cagirdi. Ona da sordu. (Bu sozii munafiklarm yaydi- 
gmdan ve yalan oldugundan siibhem yokdur. Hepsi iftiradir. Al- 
lahii teala, senin golgeni yere diisiirmiyor. Mubarek golgenin bi- 
le pis bir yere dusmesini, yahud habis bir kisinin, O golgeye bas- 
masini onliiyor. Mubarek evine pislik sokmasim hos goriir mii?) 
dedi. Bu sozden de, mubarek kalbi ferahladi. Sonra hazret-i Ali- 
yi caginp sordu. O da, (Bu sozler yalandir, iftiradir. Miinafiklann 
uydurmasidir. Sizinle nemaz kihyorduk. Siz nemaz icinde iken 
mubarek na'hnimzi cikardimz. Size uyarak biz de cikardik. 
(Na'hnlarinizi nicin cikardimz?) dediniz. Size uymak icin dedik. 
Siz de, (Cebrafl aleyhisselam geldi. Na'hnda necaset bulasigi ol- 
dugunu bana haber verdi. Onun icin cikardim) buyurmusdunuz. 
Nemaz icinde bile vahy ederek seni pislikden koruyan Allah, mu- 
barek zevcelerine boyle pislik yapilmasma izn verir mi? Boyle bir 
sey olsaydi, bunu da hemen haber verirdi. Mubarek kalbin iizul- 
mesin. Allahii teala, vahy edip, mubarek zevcenizin pak oldugu- 
nu elbette size bildirir) dedi. Bu soz de, Resulullahi sevindirdi. 
Hemen hazret-i Ebu Bekr-i Siddikin evine tesrif buyurdu "radi- 
yallahii teala anh". 

Hazret-i Aise diyor ki: O gun ben durmadan aghyordum. En- 
sardan bir hanim gelmis, o da aghyordu. Annem ve babam yanim- 
da oturuyorlardi. Ansizm Resulullah gelip selam verdi. Yanimda 
oturdu. O zemandan beri yamma hie gelmemisdi. Bir ay gecmis- 
di. Hie vahy inmemisdi. Resulullah oturunca, Allahii tealaya 
hamd-ii sena eyledi. Sehadet kelimesini okudu. Bana dontip, 

-194- 



(Ey Aise! Senin icin bana soyle soylediler: Eger sen, dedikleri gi- 
bi degil isen, Allahii teala, yakinda senin dogru oldugunu bildirir. 
Eger bir gun ah hasd oldu ise, tevbe istigfar eyle! Allahii teala, gii- 
nahina tevbe edenlerin tevbesini kabul eder) buyurdu. Resululla- 
hm mubarek sesini isitince, aglamakdan vazgecdim. Babama do- 
niip, cevab vermesini soyledim. (Vallahi bilmem ki, Resulullaha 
ne cevab vereyim. Biz cahiliyyet zemanmda putperest idik. insan 
heykellerine tapiniyorduk. ibadet etmesini bilmezdik. Hie kimse 
bizim kadinlanmiza boyle birsey soyliyemezdi. Simdi elhamdiilil- 
lah kalblerimiz islam nuru ile parladi. Evimiz islam lsigi ile aydm- 
landi. Herkes bizim icin boyle soyliyorlar. Ben, Resulullaha ne di- 
yeyim?) dedi. Sonra anneme dondiim. Sen cevab ver, dedim. O 
da, (Ben sasirdim kaldim. Ne soyliyecegimi bilmiyorum. Sen soy- 
le) dedi. Sonra, ben soze basladim. Dedim ki: Allahii tealaya ye- 
min ederim ki, mubarek kulagmiza gelmis olan laflarm hepsi ya- 
landir. Eger onlara inanmis iseniz, temiz oldugumu ne kadar soy- 
lesem, bana inanmazsimz. Allahii teala biliyor ki, benim birsey- 
den haberim yokdur. Yapmadigim birseye evet dersem, kendime 
iftira etmis olurum. Vallahi baska diyecegim yokdur. Yalmz Yu- 
siif aleyhisselamm dedigini derim ki, (Sabr etmek iyidir. Onlarin 
soyledikleri sey icin, Allahii tealadan yardim beklerim). Saskmli- 
gimdan, Ya'kub "aleyhisselam" diyecegim yerde, Yusiif "aleyhis- 
selam" dedim. Sonra yuzumii cevirip dayandim. Rabbimin beni 
temize cikaracagini, Allah hakki icin hep bekliyordum. Ciinki, 
kendimden emmdim. Sucum yokdu. Fekat, Allahii tealanm be- 
nim icin ayet-i kerime gonderecegini sanmiyordum. Kiyamete 
kadar heryerde, benim icin ayet-i kerime okunacagim akhma sig- 
diramiyordum. Allahii tealanm biiyiiklugunu ve kendi asagihgimi 
bildigim icin, benim icin, ayet-i kerime gonderecegini hie iimmid 
etmiyordum. Yalmz gtinahsiz oldugumu, kalbimin temizligini 
Peygamberine rti'yada bildirir veya kalb-i serifine ilham eder, 
diyordum. Allah hakki icin dogru soyliyorum ki, Resulullah, 
oturdugu yerden daha kalkmamisdi ve kimse odadan disan cik- 
mamisdi. Mubarek yiiziinde vahy alametleri goriindii. Oturanla- 
nn hepsi, vahy geldigini anladi. Babam bu hali goriince, deriden 
bir yasdik vardi. Yasdigi Resulullahm mubarek basinm altina 
koydu. Bir yemeni carsaf ile tizerini ortdii. Vahy gelmesi bitin- 
ce, mubarek yiiziinden orttiyii kaldirdi. Giil gibi kirmizi yiiziin- 
den, inci gibi parhyan terleri, mubarek elleri ile sildi. Gulumsi- 
yerek, (Miijdeler olsun sana ey Aise! Allahii teala, seni temize ci- 
kardi. Senin pak olduguna sahid oldu) buyurdu. Babam hemen 
(Kalk ya kizim! Resulullaha cabuk tesekkiir et!) dedi. Ben de, val- 

-195- 



lahi kalkmam, Allahu tealadan baskasina siikr etmem! Ciinki, 
Rabbim benim icin ayet-i kerime indirdi, dedim. Sonra Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem", Nur suresinin onbirinci ayetin- 
den bashyarak, on ayet-i kerime okudu. Babam hemen kalkip ba- 
simi opdii. 

Aise "radiyallahii anha" hakkmda bu ayet-i kerime gelmeden 
once, hazret-i Ebu Eyyub Halidin zevcesi, (Aise icin agizlarda 
dolasan sozlere ne dersin?) diyerek, hazret-i Halidden sormus. 
Hazret-i Halid de, (Allah icin, bu sozler yalandir. Sen bana karsi 
boyle kotiiliik yapar mism?) demis. (Hasa yapmam) deyince, haz- 
ret-i Halid de, (Aise, dini bizden daha biitiin iken, Resulullaha 
karsi boyle sey yapmis olabilir mi? Biz boyle soylemedik. Bu soz- 
ler biiyiik iftiradir) demis. Hak teala da, hazret-i Halidin tam bu 
sozii gibi ayet-i kerime gondermisdir. Resulullah "sallallahii aley- 
hi ve sellem", hemen Eshabim mescide topladi. Gelen ayet-i ke- 
rimeleri okudu. Ayet-i kerimenin bereketi ile, mii'minlerin kalb- 
lerindeki siibheler kalkdi. Mistah, hazret-i Ebu Bekrin akrabasi 
idi. Fakir idi. Hazret-i Ebu Bekr, onun gecinmesine yardim eder- 
di. Mistah, bu iste miinafiklarla bir olunca, ona yardim etmeme- 
ge yemin etdi. Bunun iizerine, Allahu teala, Nur suresinin yirmi- 
ikinci ayetini gonderdi. Ebu Bekr-i Siddik, bu ayet-i kerimeyi isi- 
tince, (Allahu tealamn beni afv etmesini severim) dedi. Mistaha 
eskisi gibi yardim etdi. Hazret-i Aisenin "radiyallahii teala anha" 
temiz oldugunu bildiren ayet-i kerimeler gelince, Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem", bu sozleri soyliyenlere, (Kazf ) haddi vu- 
rulmasini emr buyurdu. Dort kisiye seksen degnek vurdular. Bi- 
risi kadin idi ve Resulullahin baldizi idi. (Me'aric) kitabmm yazi- 
si temam oldu. 

Hazret-i Aise icin gelen onyedi ayet-i kerimeden birincisinin 
tefsirini (Mevakib tefsiri) soyle bildiriyor: (Aise "radiyallahii an- 
ha"ya iftira edenler, sizden birkac kisidir. Siz bu iftirayi kendiniz 
icin kotiiliik sanmayin! Bu sizin icin hayrhdir. [Bu iftira sebebi ile 
cok sevab kazandimz. Onlann yalam meydana cikdigmdan, sizin 
sammz, serefiniz artdi. Ayet-i kerime, sizin temiz oldugunuzu 
bildirdi. ] O iftira edenlerden herbiri icin kazandiklan giinah ka- 
dar cezalan vardir. Biiyiik iftira yaparak, cok cirkin seyi soyli- 
yenlere diinyada ve ahiretde biiyiik azab vardir). Bunlara had 
vuruldukdan sonra, Abdullah bin Ebi, hakir, zelil oldu. Hassan, 
oliinceye kadar kor oldu. Mistahm eli colak oldu. Onikinci ayet-i 
kerimede mealen, (Bu iftirayi isitince, mii'min erkek ve kadinlar, 
kendi ailelerine iyi gozle bakmah. Bu, meydanda bir yalan ve if- 
tiradir, demelidirler) ve ondokuzuncu ayet-i kerimede mealen, 

-196- 



(Mu'minlerin kotii olarak anilmasim sevenlere, diinyada ve ahi- 
retde aci azablar vardir) ve yirmialtmci ayet-i kerimede mealen, 
(Habis soz soylemek, habis adamlara layikdir. Habis adamlara, 
habis kelam yakisir) buyurulmusdur. Resulullah ve hazret-i Aise 
ve Safvan, o alcaklann soylediklerinden uzakdirlar. Onlar icin 
afv, magfiret ve Cennetde ni'metler vardir. Safvan hadis-i serif ile 
medh edilmisdir. Onyedi senesinde, Erzurum fethinde sehfd ol- 
du. 

Hazret-i Aiseye iftira edenlere, Allahii teala, cok aci azablar 
verecegini bildirmekdedir. Allahii teala, bu alcaklann cevabmi 
tam verdigi icin, bizim birsey eklememize liizum kalmamisdir. Yal- 
niz (Mir'at-i kainat) kitabimn ikiyiizdoksanikinci sahifesindeki fet- 
vayi bildirecegiz: 

(Hasais-ul habit)) kitabmda diyor ki, Resulullahm mubarek 
zevcelerinden birini (Kazf) edenin, kotuliyenin kafir olduguna ve 
tevbesinin kabul olmiyacagma, Abdullah ibni Abbas hazretleri fet- 
va vermisdir. Hele, hazret-i Aiseye kotii demek, Kur'an-i kerfmi 
inkar etmek olur. Bunun kiifr oldugu sozbirligi ile bildirilmisdir. 
Eshab-i kiramdan birinin annesine [mesela Hinde] kotii diyenin 
cezasi da, kazf cezasinm iki katidir. Allahii teala, boyle belaya diis- 
mekden alevi ve sfi kardeslerimizi ve biitiin miislimanlari kurtar- 
sin! Amm. 

7 — (Bircok erkegin ask miceralarimn sohretli kadini, Utbenin 
kizi Hind, hazret-i Hamzamn cigerlerini yirken, habesli kolenin 
sevdasim yasamis. Kocasi ibni Mugiyre tarafmdan, fahiseligi sebe- 
biyle bosanmis ve Ebu Siifyan tarafmdan da kan olarak kabul edil- 
misdi. Ebu Siifyanla evliligi Hindin diger erkeklerden vazgecmesi- 
ni saghyamadi. $bhretli hayahna devim etdi. iste bu evlilikden do- 
gan, hangi erkege ogul olarak nisbet edilecegi bilinmiyen, fekatgo- 
riiniirde Ebu Sufyana nisbet kihnan Mu'aviye mel'ununun zulmii 
basladi) diyor. 

Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" en biiyiik dtismam 
olan ve kendisine la'net edilen Ebu Cehle ve iblise karsi bile, in- 
san bu kadar cirkin, bu kadar igrenc kelimeleri kullanmakdan 
haya eder. Fekat, Kur'an-i kerimde, (Habis sozler, habis insanla- 
ra yaki§ir) buyuruldu. Soz, kisinin aynasidir. Kanalizasyondan 
giil kokusu beklenemez ya! Yukanda yazih cirkin yalanlar, kotii 
iftiralar, Allahii tealanin afv buyurdugu, Cenneti ve ni'metleri 
miijdeledigi biiyiik insanlan lekeliyemez. Fekat bu sozlerin sa- 
hiblerinin alcakhgini meydana cikardiklan icin de, bir tarafa ati- 
lamaz. (Inian, gecmis giinahlan temizler, yok eder) hadis-i serifi, 
hazret-i Mu'aviyenin ve mubarek babasi Ebu Siifyan "radiyalla- 

-197- 



hii teala anhiima" hazretlerinin ve iffetini, asaletini, Mekkenin 
feth giiniinde Resulullahin huzurunda isbat eden mubarek Hindin 
"radiyallahii anha" tertemiz olduklanni ortaya koyan sarsilmaz bir 
vesikadir. 

Bu iic sahabinin buyuklugiinii, iistunluklerini yazan kitablar sa- 
yilamiyacak kadar cokdur. Biz, herkesin bulmasi kolay olan (Ki- 
sas-i Enbiya)dan birkac satir alacagiz: 

(Arablar arasmda aile hayati ve akrabahk gayreti pek kuvvet- 
li idi. Herbiri kendi asiret ve akrabasmm serefini fevkal'ade goze- 
tirdi) diyor. (Arablar, si'r soylerler, panayir yerlerinde, toplanti- 
larda, va'z ve nasihat verirlerdi). (Fahr-i alem "sallallahii aleyhi 
ve sellem" hazretleri Safa tepesine cikip oturdu. Omer-ul-Faruk 
hazretleri de, alt yanma oturdu. Once erkekler, sonra kadmlar 
gelip birer birer miisliman oldular. Kadinlann arasmda hazret-i 
Alinin kiz kardesi Umm-i Hani ile, hazret-i Mu'aviyenin annesi 
Hind de vardi. Resul-i ekrem "sallallahii aleyhi ve sellem" kadm- 
lara (Hirsizlik etmiyeceginize soz verin!) buyurunca, Hind ileri 
gelip, (Eger hirsizlik etseydim, Ebu Siifyanm malmdan cok sey 
calardim), dedi. Fahr-i alem "sallallahii aleyhi ve sellem", o vakt 
Hindi tanidi. (Sen Hind misin?) buyurdu. (Ben Hindim. Gecmisi 
afv et! Allah da seni afv eylesin!) dedi. Resul-i ekrem "sallallahii 
aleyhi ve sellem" zina etmemek sartim soyleyince, Hind, (Hur 
olan kadm hie zina eder mi?) dedi. Sonra evladlanm oldurmeme- 
gi sart buyurunca, Hind, (Biz onlan kiiciik iken biiyiitduk. Biiyiik 
iken, sen onlan Bedrde oldiirdiin. Artik ne oldu ise orasim sen ve 
onlar daha iyi bilirsiniz) dedi. Hazret-i Omer cok sert ve ciddi ol- 
dugu halde, Hindin bu soziine dayanamayip giildii. Kadinlann if- 
tira etmemesini teklif buyurunca, Hind, (Vallahi iftira cirkin sey- 
dir. Sen bize giizel ahlaki emr ediyorsun) dedi. Nihayet lsyan et- 
memegi teklif buyurunca, Hind, (Biz bu yiiksek huzura, sonra is- 
yan etmek niyyeti ile gelmedik!) diye soz verdi. Hindin oldiirul- 
mesi emr olunmusken, boylece afva kavusdu ve halis kalb ile 
iman etdi. Hemen evine gelip ne kadar heykel var ise, (Bu kadar 
zeman size aldanmrsrz) diyerek hepsini parcaladi. Resul-i ekrem 
"sallallahii aleyhi ve sellem" oradaki kadinlara hayr diia eyledi). 
Hindin afv ve imana kavusmasi, baska kacanlara cesaret verdi. 
Gelip afv dilediler. Kabul buyuruldu. Hind boylece, cok kimsenin 
oliimden kurtulmasina ve imana gelmesine sebeb olmakla bahti- 
yar oldu. (Ebu Siifyan ile ogullan kuvvetli miisliman oldular. Re- 
sul-i ekrem, onlan katiblikde kullandi) diyor "radiyallahii teala 
anhiim". 

Hurufiler, hazret-i Mu'aviyenin islamiyyete hizmetleri ve ha- 

-198- 



dis-i serifle medh olunmasi karsisinda, ne yazacaklarim sasirarak, 
babasmm aile hayatim kurcaliyorlar. Hazret-i Mu'aviyeyi, bu yol- 
dan lekelemege cahsiyorlar. Babasi ne kadar kotulense, Ebu Le- 
heb kafiri derecesine diisiiremezler ya! Adina ayet nazil olan Ebu 
Leheb kafirinin oglu Utbe, Resulullaha cok eziyyet yapardi. Bun- 
lar yetmiyormus gibi, sikmtisi artsm diye, mubarek kerfmesini 
bosamisdi. (Kisas-i Enbiya)da diyor ki, (iste bu Utbe, Feth giinii 
imana geldi, afv diledi. Resulullah afv buyurup, hayr diia eyledi. 
Utbe, Huneyn gazvesinin en kizgin zemamnda Resulullahm 
oniinden aynlmadi). Ebu Leheb kafirini hie kotiilemiyor. O habi- 
sin oglu oldugu icin ve Resulullaha cok iskence yapmis oldugu 
icin, Utbeye birsey demiyorlar. Ciinki Utbe, birinci halifenin haz- 
ret-i Ali olmasim istiyordu. Bunun icin si'r soyliiyordu. Gorulii- 
yor ki, yazarm kiymet olciisii, islam ve kiifr veya Resulullaha hiz- 
met ve eziyyet etmek gibi, ana da'valar degildir. Hazret-i Ahye 
oy verip vermemek da'vasidir. Din yolunda degil, siyaset yolun- 
dadir. Eshab-i kirami gecimsiz ve adi kimseler gostermek da'va- 
smdadir. 

Yukanda, (Kisas-i Enbiya)nm cesidli sahifelerinden aldigimiz 
yazilar, Sonbehar mecmu'asmdaki iftiralann yalan olduklanni 
acikca gostermekdedir. (Kamusul-a'lam)da diyor ki, (Hind binti 
Utbe bin Rebi'a bin Abd-i Sems, Kureysin asilzadelerinden idi. 
Ebu Siifyanm zevcesi idi. Ebu Siifyandan once, Fakih bin Mugire- 
nin zevcesi idi. islamda sebat ve husn-i hareket etdi. Aklh, ileriyi 
goren, idareci bir hanimdi. Yermiik gazasmda zevci Ebu Siifyan ile 
birlikde bulunup, miislimanlari rumlara karsi cihada tesvik eder- 
di). 

Hindin "radiyallahii anha" imanimn kuvvetini ve iffetinin de- 
recesini biitiin kitablar yazmakdadir. islamiyyetden once Ara- 
bistanda nikah ve aile hayati vardi. Lutfen, otuzaltmci maddeye 
bakimz! Sonbehar mecmu'asim yazan kimse, aile hayatim, ken- 
di milt'a denilen metres hayatma benzetiyor. Kendisi gibi herke- 
sin de haram isledigini zan ediyor. (Me'aric-iin-nubiivve) kita- 
binda diyor ki, (Hind "radiyallahii anha" imana gelip, evindeki 
heykelleri kirdikdan sonra, Resulullaha iki kuzu hediyye gon- 
derdi. Resulullah kabul buyurup, Hinde bereket ile diia eyledi. 
Hak teala, Onun koyunlanna, o kadar bereket verdi ki, sayisi bi- 
linmez oldu. Hind, her zeman, bunlar Resulullahm bereketidir, 
derdi). Abdiilgani Nabliisi, (Hadika)mn yiizyirmialtmci sahifesin- 
de buyuruyor ki, (Resulullaha iman eden herkesin kalbinde, Onun 
biiyukliigu ve sevgisi vardir. Fekat, mikdan muhtelifdir. Kalbleri 
bu sevgi ile dolup tasanlar az degildir. Sozbirligi ile bildirildi ki, 

-199- 



Ebu Siifyamn "radiyallahii anh" zevcesi Hind "radiyallahii anha", 
(Ya Resulallah! Mubarek yiiziiniizii hie sevmezdim. Simdi ise, O 
giizel yiiziin, bana herseyden daha cok sevgilidir) demisdir.) 

Sonbehar mecmu'asi, hazret-i Mu'aviyenin "radiyallahii teala 
anh" zulm etdigini bildiriyor. Halbuki, hazret-i Mu'aviye halife 
olunca, islam memleketlerine sulh, siikun, huztir geldi. Gecimsiz- 
likler sona erdi. Cihad ve futiihat basladi. Adaleti, ihsanlan her ye- 
re yayildi. Tarfh kitablan bunlari uzun uzun anlatiyor. 

8 — (Saltanat gayesiyle hurafeler yaratan, giizelim islam dinini 
koyu te'assub ve iimmetcilige ceviren zihniyyetin tohumu Osman- 
h padisahlannm ba zilannm zihninde ve gonlunde yeserdi. Biitiin 
bu olanlar siller icindi. Giinki, siller, birlik istemislerdi. Vahdaniy- 
yetin (Muhammed-Ali) He basladigim biliyorlardi. Amaclan Ehl-i 
beyti sevmek idi. Ummetcilik tahakkiime baslaymca, siller ve ay- 
dmlar bunun karsismda olmuslardir. Halifelik zemani, secimle ilk 
halife olan hazret-i AH degil miydi?) diyor. 

Allahii teala muslimanlara (Resuliiiniin iimmeti) diyor. Pey- 
gamber efendimiz "sallallahti aleyhi ve sellem", miislimanlarm 
kendi iimmeti oldugunu bildiriyor. Mesela, (Uininetiinin biiyiik 
giinahi olanlarina sefa'at edecegim) ve (Uiiiiiietiiiiin alimleri, Be- 
lli Israflin Peygamberleri gibidir) gibi daha nice hadislerde (Um- 
metim) diyor. Bu yazar ise, Osmanh padisahlan "rahmetullahi te- 
ala aleyhim ecma'in" islam dmini iimmetcilige cevirdiler, diyerek, 
miislimanlarm halifelerini kotiiluyor. Ummetciligi de sonradan 
meydana cikmis gostererek, begenmiyor. Yazarm bu sozii de, 
miislimanhkla taban tabana ziddir. Hurufiligi savunmakdadir. 
Hurufilerin biitiin planlan, miisliman goriinerek islamiyyete sal- 
dirmakdir. Birlik istiyorlarmis. Bu sozleri kasabm kesecegi koyu- 
na, (Ben seni cok seviyorum, canma kiymak istemiyorum) deme- 
sine benziyor. Yazar, hurufi oldugunu, ya'ni islamiyyetde, kardesi 
kardese oldiirtmek fitnesini ortaya cikaran ibni Sebe'in yolunda 
oldugunu ortmege cahsiyor. ibni Sebe'in yolunda olan Hasen 
Sabbahm, kiydigi canlan, akitdigi binlerce miisliman kamm tarih- 
ler uzun uzun yazmakdadir. Yalmz Hasen Sabbahin cinayetlerini, 
hiyanetlerini okuyanlar bu hurufinin yanhs yazdigim pek iyi anlar- 
lar. 

(Kisas-i Enbiya)nm sekizyiizseksenyedinci sahifesinde diyor 
ki, Hasen Sabbah, ibni Sebe'in yolunda bir sapik, bir miilhid idi. 
Haramlara halal diyerek, cok kimseleri yoldan cikardi. (Ele- 
mut) kal'asi ve civan bunun tarafdarlan ile doldu. Yol kesicilik 
yaparlardi. Ehl-i stinnete yezidi diyorlardi. Bir yezidi oldiirmek, 
on kafiri oldiirmekden daha sevabdir biliyorlar. Bunun icin, ha- 

-200- 



cilan, hakimleri, alimleri, askerleri hanger saplayrp oldiiriirlerdi. 
Bunlara, (Batiniyye) veya (isma'iliyye) de denir. Kafir ve azgm 
kimselerdi. Hasen Sabbah, otuzbes sene cok kimselerin dinlerine 
ve canlarma kiydi, 518 [m. 1124] senesinde Cehenneme gitdi. Bes- 
yiizelliyedide (557) reis olan torunu Ahund Hasen, hepsinden da- 
ha aleak zindikdi. Miislimanlan aldatmak icin, kendilerine (Alevi) 
adini takan bu haindir. Hazret-i Alihin sehid edilmis oldugu Ra- 
mezamn onyedisinde, besyiizellidokuzda (559) bir meydanda 
minbere cikip, (Beni Alf gonderdi. Ben biitiin muslimanlarm ima- 
mryim. islamiyyetin ash, fash yokdur. is kalbdedir. Kalbi temiz 
olana giinah zarar vermez. Herseyi halal etdim. Keyfinize baki- 
niz!) dedi. Kadm erkek, karma kansik serab icdiler. O giinii yil 
baslangici yapdilar. Bu zindik besyiizaltmisbirde (561) kaym tara- 
fmdan oldiiriildli. Torunu, Celaleddm Hasen, bu bozuk yolu bi- 
rakdi. Ehl-i siinnet mezhebine girdigini halifeye bildirdi. Hasen 
bin Sabbahm yazdigi zmdikhk kitablanm toplayip yakdirdi. (618) 
de oldii. Yerine gecen oglu Ahund Alaeddm Muhammed, isma- 
iliyye devletinin yedinci hiikiimdan olup, dedelerinin bozuk yolu- 
nu tutdu. Haramlan halal yapdi. Oglu Ahund Riikneddin (652) 
de, bu habisi yatagmda oldiirtdii. Babasmm habs etdigi si'i alimle- 
rinden Nasireddin-i Tusiyi vezir yapdi. Fekat altiyiizellidortde 
(654) Hiilagiinun kardesi, Maveraiinnehrde, bunu i'dam etdi. Hii- 
lagii, ismaih miilhidlerini kilmcdan gecirdi. Miislimanlan bu zm- 
diklardan kurtardi. (Dinsizin hakkindan imansrz gelir) soziiniin 
dogru oldugu bir kerre daha zahir oldu. 

(Kamusul-a'lam)da, isma'iliyye kelimesinde diyor ki: (Si'ilerin 
icine sizan dalalet firkalanndan birisidir. imam-i Ca'fer Sadik haz- 
retlerinin hayatmda olen biiyiik oglu isma'ili son imam tamdikla- 
nndan bu ismi almislardir. ibni Sebe'in yolundadirlar. Tenasiiha 
inamrlar. Haramlara halal derler. Her ahlaksizhgi sikilmadan ya- 
parlar. Cok musliman kam doken (Karamitf) zindiklan ile Hasen 
Sabbah haini ve Misrda islamiyyeti yikmaga cahsan (Fatimi) dev- 
leti hep isma'ili idi. Bid'at ehlinin azgm olanlan ve Diirziler ve hu- 
rufiler de, bunlardan tiiremisdir). Bunlann kendilerine (Alevi) de- 
dikleri (Miincid) kitabmda yazihdir. 

Hurufiler (Muhammed-Ali) birliginde toplamyoruz, diyor. 
Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde medh-ii sena buyurulan Es- 
hab-i kiram, bu birlikden disanda imis. Cennet ile miijdelenen ilk 
iic halife ve bunlar zemamnda islamiyyeti iic kit'aya yayan islam 
miicahidleri, baska birliklerde imis. Fekat, Sonbehar mecmu'asi- 
nm yazan (Muhammed-Ali) soziinde de samimi olmadigini an- 
latmakdadir. Ciinki, hazret-i All, iic halifeyi, hatta, kendileriyle 

-201- 



harb etdigi Eshab-i kiramm hepsini cok severdi. Onlann mil'min 
olduklanni, kiymetli olduklanni hutbelerinde ve her toplulukda 
soylerdi. Onlan medh-ii sena buyuruyordu. Alevi ismi ile serefle- 
nen kimsenin de boyle olmasi lazimdir. Ehl-i beyt yolunda olduk- 
lanni soyliiyorlar. Yurdumuzdaki alevilerin ve siinmlerin birlikde 
sevdikleri miibarek alevi ismini kendilerine maske yapiyorlar. Hal- 
buki, butiin yazilan ve biitiin hareketleri, alevi olmadiklanm gos- 
termekdedir. Bunlann ic yuziinii meydana cikarmak icin, o zeman 
yazilmis olan (Tuhfe) kitabinda diyor ki: 

1) Hurufiler (Muhammed-Ali birligi) sozii altmda, Resulullah 
ile, hazret-i Aliyi bir derecede tutuyorlar. 

2) Ister yehudi, ister hiristiyan, ister miisrik olsun, hazret-i Ali- 
yi seven herkes Cennete girecek, diyorlar. Eshab-i kirami sevenler, 
cok ibadet yapsalar da, Ehl-i beyti de sevseler de, Cehenneme gi- 
receklerdir, diyorlar. 

3) Aliyi sevenlere, giinah zarar vermezmis. 

4) Ummet-i merhume olan Ehl-i siinnete "rahmetullahi teala 
aleyhim ecma'in" iimmet-i mel'une diyorlar. 

5) Kur'an-i kerimi hazret-i Osman "radiyallahii teala anh" de- 
gisdirdi, diyorlar. Bircok ayeti inkar ediyorlar. 

6) Hazret-i Omere la'net etmek, zikrden ve Kur'an okumakdan 
daha sevabdir, diyorlar. 

7) Eshab-i kirama ve Zevcat-i zevil ihtirama la'net etmek iba- 
detdir. Nemaz gibi, onlara hergiin la'net farzdir, diyorlar. 

8) Hazret-i Ebu Bekre, hazret-i Omere bir kerre la'net etmek, 
yetmis ibadet gibidir, diyorlar. 

9) Hazret-i Rukayye ile Umm-i Giilsiim, hazret-i Osman ile ev- 
lendikleri icin, Resulullahm kizi degildirler, diyorlar. 

10) Hazret-i Ebu Bekr, Omer ve Osman "radiyallahii annum" 
miinafik idi, diyorlar. Bu sozleri ile, bu tic halifeyi medh eden ha- 
dis-i serifleri inkar ediyorlar. Bu hadis-i serifler, Sah Veliyyullah-i 
Dehlevinin "rahmetullahi aleyh", (izalet-iil-hafa) kitabinda, vesi- 
kalan ile birlikde yazihdir. 

11) Hazret-i Ebu Bekr, (Temim) kabilesinden ve hazret-i 
Omer (Adi) kabilesinden oldugu icin, Temim ve Adi bir putdur. 
Ebu Bekrle Omer "radiyallahii teala anhuma" gizlice bu putlara 
tapimrlardi, diyorlar. Halbuki hazret-i All, hazret-i Ebu Bekrin 
oglu Muhammede kizmi verdi ve Onu vali yapdi. Bir kizini da 
hazret-i Omere verdi. Bir yandan, hazret-i Ali ma'sumdur, hie ya- 
mlmaz, diyorlar. Bir yandan da, hazret-i Alinin kizlanm verdigi 
din biiyiiklerine ve Resulullahm kaym pederlerine ve damadma 

-202- 



mtinafik diyorlar. 

12) Ehl-i siinnet olan miislimanlan, hazret-i Aliye ve Ehl-i bey- 
te diisman biliyorlar. Halbuki Ehl-i siinnet, hazret-i Aliyi "radiyal- 
lahii teala anh" ve Ehl-i beyti cok sevmekdedir. Bunlan sevmek, 
son nefesde imanla gitmege sebeb olur, demekdedir. Evliya olmak 
icin, bunlan cok sevmek ve izlerinde bulunmak lazim olduguna 
inanmakdadir. 

13) Ehl-i siinnet, hazret-i Alinin "radiyallahii teala anh" katili 
olan Ibni Miilcemi adil tamyor, diyorlar. Buhari ondan hadis haber 
veriyor, diyorlar. Bu sozleri yalandir. Buharide ibni Miilcemden 
hadis yokdur. 

14) Ehl-i siinnete diisman olduklan icin, siinnet kelimesine de 
la'net ediyorlar. 

15) Nemazda (ve teala ceddiik) diyenin nemazi bozulur, diyor- 
lar. 

16) Ehl-i siinnet "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" yehudi- 
den ve hiristiyandan daha fenadir ve daha pisdir, diyorlar. 

17) Kendilerinin muhtelif firkalan, birbirlerine diisman iseler 
de, Aliyi sevdikleri icin, hepsi Cennete girecekmis. 

18) Ehl-i sunnetin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" bildir- 
digi ibadetleri yapmak lazim degildir, diyorlar. 

19) Birseye baslarken, Besmele yerine, tic halifeye la'net edi- 
yorlar. Ilk iki halifeye la'net yazih kagidi tasiyan veya suyunu icen 
hasta iyi olurmus. 

20) Hazret-i Aiseye ve hazret-i Hafsaya "radiyallahii anhiima" 
giinde bes kerre la'net etmek farzdir, diyorlar. 

21) Resulullah, zevcelerini bosamak icin, Aliyi vekil etdi. O da 
Aiseyi bosadi, diyorlar. Halbuki ayet-i kerimede, Resulullaha bile 
bosamak hakki verilmemisdir. 

22) Ali olmasaydi, Peygamberler yaratilmazdi, diyorlar. Pey- 
gamber olmiyanm, Peygamberden daha iistiin oldugunu soyliyenin 
kafir olacagim dusunmiyorlar. 

23) Kiyametde, yalmz Muhammed ile Alinin dedikleri olur, di- 
yorlar. 

24) Omer "radiyallahii teala anh" olduruliince, melekler, tig 
giin kimseye giinah yazmadi, diyorlar. 

25) Her hacda, Minada Ebii Bekrle Omer "radiyallahii anhii- 
ma" taslamyor, diyorlar. 

26) Dabbe-tiil-erd ayeti, hazret-i Alinin tekrar dtinyaya gelece- 
gini bildirmek icinmis. 

-203- 



27) Yanhs inanclanmn yirmiikincisi olarak, miisafir gelen tani- 
dik bir hurufiye ev sahibinin zevcesini ve kizlanni teslim etmesi se- 
vabdir, diyorlar. Iranda, hurufi babalan, istedigi eve gider. Buna is- 
tedigi kadm ikram edilir. Bundan Cum'a gecesi cocuk olurmus. 
Boyle cocuklara (Acem seyyidi) diyorlar. Bunun icin bunlann sey- 
yidleri cokdur. 

28) Zilhiccenin onsekizinci giinii dmi bayramlarimn en biiyiigu- 
dtir. O giin, hazret-i Osmamn sehid edildigi giindiir. 

29) Hazret-i Omerin "radiyallahii teala anh" sehid oldugu Re- 
bi-ul-evvelin dokuzuncu giinii bayramlandir. 

30) Mecusi bayrami olan Nevruz giinii mubarek giinleridir. 

31) Farzdan baska nemazlar, her tarafa dogru kilimrmis. Mes- 
hedde imam-i All Rizanm kabrinin her kosesinde kabre karsi ne- 
maz kiliyorlar. Tuhfe Muhtasan, 300. cii sahifesinde, (imamlarm 
mezanna karsi, kibleye arkalan doniik nemaz kilarlar. Hurufilerin 
bu halleri miisriklere benzemekdedir) diyor. 

32) Ciplak olarak her zeman nemaz kihmr derler. Sev'eteyn- 
den, (Ya'ni on ve arkadaki iki cirkin yerden) baska yerleri avret 
saymadiklan (Minhaciissalihin) adindaki kitabmda acikca yazih- 
dir. Bu kitabin, 1385 [m. 1966] da Necefde onbesinci baskisi yapil- 
misdir. 

33) Yimek ve icmek nemazi bozmazmis. 

34) 218. ci sahifesinde diyor ki, Cum'a nemazi kilmazlar. Ogle, 
ikindi, aksam ve yatsi nemazlarim bir arada kilarlar. 

35) Onyedinci inamslan olarak, ma'sum imamin dokundugu 
seyler, Ka'beden binlerce def a daha krymetlidir, derler. 

36) Suya girince oruc bozulur, derler. 

37) Muharremin onuncu giinii ikindiye kadar oruc tutarlar. 

38) Qhad ibadet degildir, caiz degildir, derler. 

39) Bir kadinla para karsihgi, belli zeman evli yasamaga 
(Miit'a nikahi) diyorlar. Boyle nikah cok sevabmis. (Miit'a-i dev- 
riyye) denilen genel ev hayatma caiz dedikleri de 227. ci sahifede 
yazihdir. 

40) Cariyeyi vakf sureti ile erkeklere teslim etmek sahihdir, 
derler. 

41) Seyyid Mahmud Siikrii Alusinin, (1302) hicriyilmda hazir- 
ladigi ve (1373) yihnda Kahirede basilan (Muhtasar-i Tuhfe-i is- 
na-a§eriyye) adindaki arabi kitabin 325. ci sahifesinde diyor ki: 
Halada taharet icin kullamlmis olan su ile pisen et ve benzeri te- 
miz olur ve yimesi caiz olurmus. istincada kullamlan suyun temiz 

-204- 



oldugu (Minhac) kitablannda da yazilidir. Bunun gibi, cok kimse- 
lerin taharetlendigi ve kopegin bevl yapdigi su temizmis, icmesi ve 
bir seyi pisirmesi caizmis. Yansi kan veya bevl olan su da boyle 
imis. 

42) Ac olanin, ekmegi olup da vermiyeni oldiirmesi caizdir, 
derler. 

43) Ikinci babda, yetmisbesinci keyd, ya'ni hileleri olarak diyor 
ki, nemazda toprakdan yapilmis kerpic ilzerine secde yapmak la- 
zimdir. Ehl-i siinnet toprak iizerine secde etmedikleri icin, seytana 
benziyor, diyorlar. 

44) Tuhfe Muhtasan, ikiyiizdoksandokuzuncu sahifesinde, (Hi- 
ristiyanlar, Isa aleyhisselamm ve hazret-i Meryemin uydurma 
resmlerini yapip kiliselerinde, bu resmlere karsi secde yapdiklan 
gibi, hurufiler de imamlarm uydurma resmlerini yapiyorlar. Bu 
resmlere saygi gosteriyorlar, hatta secde ediyorlar) diyor. Zemam- 
mizda Iranda ve Irakda sankli ve sakalli uydurma resmleri camile- 
re, evlere ve diikkanlara asdiklan, hazret-i Alinin resmidir, diyerek 
bunlara tapindiklan goriilmekdedir. 

45) Tuhfe Muhtasannda, ondorduncii sahifede diyor ki, huru- 
filerin taskm olanlan, hazret-i Aliye ilah diyorlar. Bu taskmlar 
yirmidort firkaya aynlmisdir. Bunlardan yirminci firka, tanri, Ali- 
ye ve cocuklarma hulul etmisdir. Ali ilahdir, diyorlar. Bunlar 
Samda ve Haleb ve Lazkiyyede bulunmakdadir. Tiirkiyede yok- 
dur. 

Yukanda yazih kirkbes maddedeki hurufi inanclarmm cogu- 
nun, hangi kitablarda bulundugu (Tuhfe-i isna-a$eriyye)de yazili- 
dir. Herbirinin yanhs ve bozuk oldugu vesikalarla isbat edilmekde- 
dir. Aleviler, hazret-i Alinin samm, serefini, kiymetini ve islamiy- 
yete hizmetini bilerek, O Allahm arslamm, Peygamber efendimi- 
zin bildirdigi gibi cok seven miislimanlardir. Ehl-i siinnet denilen 
biz miislimanlar, hazret-i Aliyi boyle sevdigimiz icin, Aleviyiz. 
Boyle Alevi olanlan severiz. Onlari kardes biliriz. ibadetlerimizi 
serbestce yapdigimiz ve huzur icinde yasadigimiz Tiirkiyenin mu- 
barek topraklarmda, elele verip cahsmamrz, sevismemiz, vicdan 
borcumuz olmahdir. 

Islamiyyeti icerden yikmaga ugrasan dinde reformculardan bi- 
ri, hatta birincisi hurufiler oldugu yukanda bildirildi. Bunlar sfi 
degildir. Si'ilik, iic halifeyi sevmemekdir. Diismanhk etmek degil- 
dir. (SPa), cema'at, topluluk, firka, parti demekdir. Bu partiden 
olana ($Pf) denir. (Kisas-i Enbiya)da diyor ki: 

Eshab-i kirama diisman olmak fitnesini ilk meydana cikaran 

-205- 



(Abdullah bin Sebe') isminde Yemenli bir yehudidir. Bu yehudi, 
miisliman goriindii. Once Basraya geldi. (Isa "aleyhisselam" tek- 
rar diinyaya gelecek. Muhammed "aleyhisselam" gelmez olur 
mu? O da gelecek, All ile birlikde diinyayi kiifrden kurtaracak. 
Hilafet Almin hakki idi. Uc halife, Onun hakkim elinden zorla al- 
di) diyordu. Basradan koguldu. Kufeye gelip, halki aldatmaga 
basladi. Buradan da koguldu. Sama geldi. Samda, Eshab-i kiram- 
dan yiiz bulamayinca Misra kacdi. Misrda, Halid bin Mulcim, Su- 
dan bin Hamran, Gafiki bin Harb ve Kinane bin Bisr gibi soysuz, 
azili haydutlan etrafma topladi. Kendisini Ehl-i beytin asiki ola- 
rak tamtdi. Herkese, hazret-i Aliye uymak, Ona uymiyanlara diis- 
man olmak lazim oldugunu soyliiyordu. Kendisine inananlara da, 
aynca (Peygamberden sonra, insanlarm en iistiinu hazret-i Alidir. 
O, Peygamberin vasisi, kardesi, damadidir) diyordu. Sozlerine 
inandirmak icin, ayet-i kerimelere yanhs ma'nalar veriyor, hadis 
uydurarak cahilleri aldatiyordu. Boyle yapanlara (Zindik) denir. 
Bu sozlerine de inananlara, (Peygamber kendinden sonra hazret-i 
Alinin halife olmasim emr etdi. Eshab, Peygamberi dinlemediler. 
Alinin hakkim cignediler. Diinya cikarlan icin, dinlerini terk etdi- 
ler) diyordu. Bu sirlan herkese acma, diye siki tenbih ediyordu. 
(Ben san ve sohreti sevmem. Maksadim, yalniz, size dogru yolu 
bildirmekdir) diyordu. Boylece hazret-i Osmanm sehid edilmesi- 
ne sebeb oldu. Sonra, hazret-i Alinin askeri arasma, iic halifenin 
dusmanhgmi yaymaga cahsdi. Burada da basan sagladi. Buna al- 
dananlara (Sebeiyye) denir. [Sonradan hurufi denildi.] Hazret-i 
Ali, bu dedikodulan haber ahnca, minbere cikip, iic halifeye dil 
uzatanlan agir sucladi. Birkacim dogmekle korkutdu. ibni Sebe' 
bu basansim goriince, secdiklerine, gizlice, hazret-i Alinin kera- 
metlerini ileri siirerek, (Bu insan giiciiniin iistiindeki isleri, Onun 
ilah oldugunu anlatiyor) diyor ve hazret-i Alinin (Sekr-i tarfkat) 
halindeki sozlerini de sahid gosteriyordu. Hazret-i Ah, bu sozleri 
de haber aldi. ibni Sebe'i ve ona inananlan, ya'ni huruffleri ates- 
de yakacagim bildirdi. Bunlan Medayn sehrine surdii. Fekat, ora- 
da da rahat durmadi. Adamlanm Iraka ve Azerbaycana gondere- 
rek, Eshab-i kiram diismanligmi yaydi. Hazret-i Ah, Samhlarla 
harb etmekde oldugundan, bunlarla ugrasmaga, hahfelik islerini 
yapmaga vakt bulamadi. 

Siial: Hazret-i Ah, Deve ve Siffin vak'alannda, karsismda bu- 
lunan Eshab-i kiram ile anlassaydi, Onlarla harb etmeseydi, O 
din kardesleri ile birleserek, O sevdikleri ile elele vererek, ibni 
Sebe' kafiri ile ve onun yanma toplanmis olan hurufilerle harb 
etselerdi, islamiyyete yapmis oldugu biiyiik hizmetlere, bir yeni- 

-206- 



sini de katmis olurdu. Tarih boyunca islam alemini kana boyamis 
olan (Sebeiyye) firkasi yok olurdu, denirse: 

Cevab: Oyle ictihad buyurmadi. Kader-i ilahiyi kesf etdi. Ona 
tabi' oldu. Ehl-i siinnet alimleri, hazret-i Alinin ictihadmm dogru 
oldugunu bildiriyor. ikinci Abdiilhamid hamn "rahmetullahi 
aleyh" basma gelen de, bunun gibi idi. Mason planlan ile hazirlan- 
mis olan capulcu ordusu, Sultam hal' icin gelirken, istanbuldaki 
pasalar, karsi koyalim, dedi. istanbuldaki kislalar ta'lfmli asker do- 
lu idi. Fekat, Abdiilhamid nan, hazret-i Alinin "radiyallahii anh" 
ictihadma uydu. Kader-i ilahiyyeye tabi' oldu. Asilere karsi gelme- 
di. Boylece ittihadcilarm, kendisinden ve binlerce miislimandan in- 
tikam almalanm onledi. 

Bozgunculann giinden giine artmasi yiiziinden hazret-i Alinin 
"radiyallahii anh" askeri dorde aynldi: 

1) Ilk sfa firkasi olup, hazret-i Aliye "radiyallahii anh" uydu- 
lar. Eshab-i kiramdan hicbirisine dil uzatmadilar. Hepsini sevgi 
ile, saygi ile andilar. Seytamn vesvesesinden kurtuldular. Harb et- 
diklerini de kardes bildiler. Onlarla savasmakdan vazgecdiler. 
Hazret-i Alibunlarm sozlerini kabul buyurdu. (Sfa) adi ilk olarak 
bunlara verilmisdir. Bunlarm yolunda olanlara, (Ehl-i siinnet ve 
cema'at) denildi. 

2) Hazret-i Aliyi "radiyallahii anh", Eshab-i kiramm hepsinden 
iistiin tutanlara (Tafdiliyye) denildi. Hazret-i Ali bunlari dovmek- 
le korkutdu. Sf i deyince, bu firkadan olanlar anlasihr. 

3) Eshab-i kiramm "radiyallahii teala anhiim ecma'm" hepsine 
fasik, hatta, kafir diyenlerdir. Bunlara (Sebeiyye) ve (Hurufi) de- 
nir. 

4) Encok aldananlardir. Bunlar, (Gulat), ya'm azgin olanlardir. 
Allah, hazret-i Aliye hulul etmisdir, dediler. 

Hazret-i Hiiseynin oglu imam-i Zeynerabidin Ali, hicretin 
(94). cti senesinde, kirksekiz yasinda vefat edince, oglu (Zeyd bin 
Ali) "radiyallahii teala anhiim ecma'in", halife Hisama karsi lsyan 
etdi. Bir ordu ile Kufeye yuriidii. Zeyd hazretleri, askerin Eshab-i 
kirama sovdiiklerini isitince, men' etdi. Nasihat eyledi. Fekat as- 
kerler dagildi. Zeydin yamnda az kimse kaldi ve yuzyirmiiki (122) 
senesinde sehid oldu. Kacanlar kendilerine (imamiyye) adim tak- 
dilar. Zeydin yamnda kalanlara (Zeydiyye) denildi. 

Hazret-i Alinin ilk si'asi olan Ehl-i siinnete gore, hazret-i All, 
zemamnm en ustiinii idi. Hilafet Onun hakki idi. Ona uymryanlar 
hata etdi, bagi oldu. Hazret-i Aise, Talha, Ziibeyr, Mu'aviye ve 
Amr ibni As gibi Eshab-i kiram "radiyallahii teala anhiim ec- 

-207- 



ma'in", hazret-i All ile, halifelik icin harb etmediler. Hazret-i Os- 
mamn katilleri aranip bulunmadigi icin ve bunlara kisas yapilma- 
digi icin karsi koydular. Uyusmak iizere iken (Abdullah bin Se- 
be') ve adamlan savasa basladi ve olan oldu. Hazret-i Ali ile harb 
eden Eshabin hepsi, hilafet Onun hakki oldugunu, Onun kendile- 
rinden daha iistiin oldugunu soyliyorlardi. Onu oviiyorlardi. Haz- 
ret-i Ali de, kendisi ile harb eden Eshab-i kirami seviyordu, ovii- 
yordu. 

10 — Hurufiler, Ehl-i beyt, Eshab-i kirami "radiyallahii teala 
anhiim ecma'in" kotiiledi. Onlarm iskencelerinden feryad etdiler, 
diyorlar. Eshab-i kiramdan cogunun ve hele hazret-i Mu'aviyenin 
ve babasmin ve Amr bin As hazretlerinin minted olduklanm yazi- 
yorlar. Bu miirtedleri seven ve ovenler de, Onlarla birlikde Cehen- 
neme gideceklerdir, diyorlar. Evet, Eshab-i kiramdan sonra, vali- 
ler arasmda, Ehl-i beyte zulm ve iskence edenler oldu. Abbasiler 
zemamnda yapilan iskence, Emeviler zemamnda yapilandan kat- 
kat cok idi. Ehl-i beyt imamlanndan, bu valileri kotiiliyen sozler 
isitildi. Ehl-i beyt imamlarmm o sozlerini Eshab-i kiram icin soy- 
lemis gibi cevirdiler. Boylece, Ehl-i beyte de, Eshab-i kirama da 
hiyanet eylediler. 

Eshab-i kirami kotiiliyen kitablan, Ehl-i siinnet alimlerinin ki- 
tablari gibi gostererek cahilleri aldatdilar. Mesela Kessaf tefsiri- 
nin sahibi, Tafdili ve Mu'tezilidir. (Ahtab harezmi) azgm bir Zey- 
didir. Me'arif kitabmm sahibi (ibni Kuteybe) ve Nehciilbelaga ki- 
tabim serh eden (Ibni Ebilhadid) mu'tezilidir. Tefsir sahibi (Hi- 
sam Kelebi) bid'at ehlidir. Murevviciizzeheb sahibi olan 
(Mes'udi) ve Egani kitabim yazan (Ebulferec isfehani) ve Riya- 
dunnadara kitabim yazan (Ahmed Taberi) gibiler de, azgin Ehl-i 
siinnet diismanlandir. Hurufiler, bunlan, Ehl-i siinnet alimi tam- 
tarak, gencleri aldatiyorlar. Kolay aldatabilmek icin, kendilerinin 
bid'at ehli olduklanm soylemiyorlar. Bircoklan da biisbiitiin giz- 
leniyor. Ehl-i siinnet gortiniiyorlar. Ehl-i siinnet alimlerini ovii- 
yorlar. Fekat Eshab-i kiramin biiyiiklerini kotiiliyorlar. Vesika 
olarak da, yukanda yazdigimiz kitablann ismlerini koyuyorlar. O 
halde, miislimanlar uyamk olmahdir. Bu bozuk kitablardan alm- 
mis yazilarm, tercemelerin bulundugu anlasilan kitablan ve mec- 
mu'alan okumamahdirlar. islamiyyeti ve Ehl-i siinnet alimlerini 
ne kadar overse ovsiin, icinde bu kitablann adi gortilen din kita- 
bim zehr bilmeli, perde arkasmdan islamiyyeti yikmak istiyen hu- 
rufilerin tuzagi oldugunu anlamahdir. 

(Siiddi) isminde iki din adami vardir. Biri, isma'il-i Kufidir. 
Siinnidir. Oteki, sagir diye meshurdur ve azgm bid'at sahibidir. ib- 

-208- 



ni Kuteybe de ikidir. (Ibrahim ibni Kuteybe) bid'at sahibidir. Ab- 
dullah bin Muslim bin Kuteybe ise siinnidir. Her ikisinin de 
(Me'arif) admda kitabi vardir. (Muhammed ibni Cerir Taberi) de 
ikidir. Biri, biiyilk tarih sahibi olan siinnidir. Oteki, bid'at sahibi- 
dir. Taberi tarihini (All Simsatf) admda bir bid'at sahibi ihtisar et- 
misdir. 

Tuhfe kitabmda, hurufilerin hile ve yalanlannm yirmiyedincisi 
olarak diyor ki: 

11 — (Siyah bir cariye kiz, Hariinniirresidin seraymda, si'ayi ov- 
dii. Ehl-i siinneti kotiiledi. Ehl-i siinnet alimleri ve kadi Ebu Yusiif 
orada idi. Hicbiri cevab veremedi) diyorlar. Kizm adi Hiisniyye 
imis. Simdi bu kitab (Hiisniyye) adi ile, Anadolunun her yerinde 
satilmakdadir. Halbuki, bu hikaye bid'at ehli alimlerini kiicult- 
mekdedir. Ciinki, asrlardan beri, hie bir bid'at sahibi, bu cariye ka- 
dar olamadi. Hicbir meclisde, Ehl-i siinnet alimlerini "rahmetulla- 
hi teala aleyhim ecma'm", onun gibi susduramadilar. Hep yenildi- 
ler. Keski o cariyenin yolunu ogrenselerdi, mahcub olmakdan kur- 
tulurlardi. Hiisniyye kitabmdaki hikayeleri (Murteza) admdaki bir 
hurufinin yazdigi anlasilmakdadir. Murtezamn bir yehudi donme- 
si oldugu (Esniaiilniiielliiin) kitabmda yazihdir. 

12 — Hazret-i Alisehid olunca, ibni Sebe' yehudisinin adamla- 
n, ya'ni hurufiler, hazret-i Hasenin yamndaki muslimanlarm arasi- 
na sizdilar. Kirkbin kisi, onu halife yapip, hazret-i Mu'aviye ile 
harb etmege tesvik etdiler. Hazret-i Aliye yapdiklanm hazret-i 
Hasene de yapmak, Onu da sehid etmek istiyorlardi. Ona karsi 
saygisizhk yapiyorlardi. Hatta Muhtar Sekafi, bir kerre, Onun sec- 
cadesini mubarek ayaklarmdan cekdi. Baska bir mel'un, mubarek 
ayagma kazma ile vurdu. iki asker karsilasmca, hazret-i Mu'aviye- 
nin kazanacagini anhyarak, hazret-i Hasenin yanmdan aynldilar. 
Bu hiyanetlerini, kendi adamlan olan Murteza admdaki zmdik 
(Tenzihiil-enbiya) kitabmda sikilmadan yazmakdadir. Hatta (Ki- 
tabiil-fiisul) kitablarmda, hazret-i Hasenin yamnda bulunan ibni 
Sebe' adamlanmn hazret-i Mu'aviyeye mektub yazdiklanm, (Hii- 
cum et! Haseni sana birakacagiz) dediklerini bildirmekdedir. Haz- 
ret-i Hasen, bu hainleri anhyarak sulh istedi. Hazret-i Mu'aviye 
"radiyallahii teala anh" de, Onun mubarek viicudiine bir zarar gel- 
mesini istemedigini, her nasil isterse, oylece sulh yapacagmi bildir- 
di. 

13 — Hazret-i Mu'aviye "radiyallahii teala anh" vefat edince 
de rahat durmadilar. islamiyyeti icerden yikmak icin tam firsat- 
dir, dediler. Hazret-i Hiiseyne "radiyallahii teala anh", seni hali- 
fe yapacagiz, diyerek haber gonderdiler. Mekkeden Kufeye <;a- 

- 209 - Hak Sozun Vesikalan: F-14 



girdilar. (Kisas-i Enbiya) kitabmda diyor ki: 

(Abdullah bin Omer "radiyallahii teala anhiima", nasfhat ede- 
rek, (Kufeye gitme!) dedi ise de, hazret-i Hiiseyn bunu dinlemedi. 
Abdullah, aghyarak, veda' etdi. Abdullah bin Abbas da, (Ey am- 
camm oglu! Kufedekilerin sana zarar vermesinden korkuyorum. 
Onlar kotii kimselerdir. Oraya gitme! Eger gideceksen, Yemene 
git!) dedi. Hazret-i Hiiseyn, cevabmda, (Hakhsin. Fekat niyyet ey- 
ledim, kararhyim) dedi. Abdullah, (Bari coluk cocuklanm gotiir- 
me! Korkanm ki, hazret-i Osman gibi, cocuklarmm gozleri oniin- 
de sehid olursun) dedi ise de, hazret-i Hiiseyn yine dinlemedi). Ki- 
sas-i Enbiyamn bu yazilan gosteriyor ki, hazret-i Hiiseyni Kufe 
sehrine da'vet edenlerin kotii niyyetli hurufi olduklanm ve Onu 
tuzaga diisurmek istediklerini, Mekkedeki Eshab-i kiram anlamis- 
lardi. 

14 — Ehl-i siinnet alimleri buyuruyor ki, hazret-i Ali sehid ol- 
dukdan sonra, hilafet hazret-i Hasenin hakki idi. Kendi istegi ile, 
bu hakkim hazret-i Mu'aviyeye birakdi. Ciinki, o vakt, halifelige o 
layik idi. Halifeligi yalniz kaldigi, korkdugu ipin birakmadi. Miisli- 
man kam dokiilmesin diye, mii'minlere merhamet etdigi icin bi- 
rakdi. Kafirlerle, miirtedlerle, fitneyi onlemek ipin sulh yapmak ca- 
iz degildir. Onlarla harb etmeyip, onlarm galib gelmeleri en biiyiik 
fitnedir. Bagilerle sulh ise, caizdir. O zemana kadar, hazret-i 
Mu'aviye bagi, asl idi. O yil, hak uzere halife oldu. Bagi olana 
la'net edilmez, istigfar edilir. Hayr diia edilir. Muhammed suresin- 
deki ayet-i kerimede mealen, (Mii'minlerin giinahlari icin istigfar 
et!) buyuruldu. istigfan emr, la'neti yasak etmek olur. Bu ayet-i 
kerime, biiyiik giinah isliyenlere istigfar olunmasim emr buyur- 
makdadir. Sifata la'net caiz olsa bile, sifat sahibine la'net caiz ol- 
maz. Hasr suresinin onuncu ayetinin meal-i serifi, (Once gelen 
mii'minlere diismanuk etmemegi, onlara hayr diia etmegi) emr et- 
mekdedir. Hazret-i Alinin Samhlara la'net olunmasim yasak etdi- 
gini, si'i kitablan da yazmakdadir. Bu da, Onlarm musliman olduk- 
lanm gostermekdedir. Hazret-i Ali icin olan hadis-i serifde, (Se- 
ninle harb, bana karsi harbdir) buyuruldu ise de, bu hadis-i serif, 
bu buyiiklere karsi muharebenin dehsetini bildirmek icindir. Bu 
hadis-i serif, kirkbirinci maddede uzun uzun aciklanmisdir. Haz- 
ret-i Mu'aviye "radiyallahii teala anh" ve sonra gelenler, hakikat- 
de melik idi. Sultan idi. Halifenin iic vazifesinin yalniz birini yapi- 
yorlardi. 

15 — Hurufi kitablan diyor ki, hazret-i Mu'aviyenin valileri 
millete zulm etdi. Bunlardan biri Ziyad idi. Siraz valisi idi. Ebu 
Stifyamn, cahiliyyet zemamndaki Haris adindaki bir doktorun Sii- 

-210- 



meyye admdaki cariyesinden olan gayr-i mesru' oglu idi. Biiyii- 
diikde necabeti, belagati, zekasi, dillere destan olmusdu. Arabista- 
nm dahilerinden olan Amr ibni As, (Bu cocuk Kureysli olsaydi, 
biiyiik bir adam olurdu) dedi. Hazret-i All de, orada idi. Ebu Siif- 
yan, (Bu benim oglumdur) dedi. Hazret-i Ali halife olunca, Ziyadi 
Iran valisi yapdi. Cok iyi idare etdi. Memleketler feth eyledi. Haz- 
ret-i Mu'aviye kardesinin bu basanlarim gortince, yanma cagirdi. 
Fekat O, hazret-i Ali sehid oluncaya kadar, vazifesinden aynlma- 
di. Hazret-i Mu'aviye mesru' halife olunca, kirkdort senesinde, Zi- 
yadin, Ebu Siifyamn oglu oldugunu i'lan etdi. Basra valisi yapdi. 
Boylece, hazret-i Osman ile hazret-i Aliye, babasiz birini vali yap- 
diklari icin dil uzatilmasim onlemis oldu. Ziyad, kadi Siireyhin og- 
lu Sa'idden hazret-i Alinin intikamim almak istedi. Evini, mallari- 
m aldi. Sa'id Medineye gelip, bunu hazret-i Hiiseyne sikayet etdi. 
Hazret-i Huseyn "radiyallahii anh", Ziyada mektub yazip, Sa'idin 
mallanni geri vermesini bildirdi. Ziyad cevabinda, (Ey Fatimanm 
oglu! Ismini, benim ismimden once yazmissm. Halbuki sen dilek 
sahibisin. Ben ise sultamm) gibi seyler yazdi. Hazret-i Huseyn, bu 
mektubu Sama halifeye gonderdi ve valiyi sikayet eyledi. Hazret-i 
Mu'aviye, mektublan okuyunca, cok uzilldii. Ziyada sert bir emr 
yolladi: (Ey Ziyad! Bil ki sen, hem Ebu Siifyamn, hem de Siimey- 
yenin oglusun! Ebu Siifyamn oglu yumusak ve tedbirli olur. Sii- 
meyyenin oglu da, onun gibi olur. Mektubunda Hiiseynin babasi- 
na dil uzatmissm. Yemin ederim ki, Ona yazdiklanmn hepsi sende 
vardir. O, bunlarm hepsinden temizdir. Senin isminin, Hiiseynin is- 
minin altinda bulunmasi, senin icin bir kusur degil, bir serefdir. 
Emrimi ahr almaz Sa'idin mallanni hemen geri ver! Ona, eskisin- 
den daha iyi bir ev yap! Bu emrimi Hiiseyne de bildiriyorum ve ozr 
diliyorum ve Sa'ide bildirmesini rica ediyorum. isterse Medinede 
kalsm. Isterse, Kufeye gitsin. Onlara elin ile, dilin ile, asla satasma! 
Hiiseyne "radiyallahii teala anh" anasimn adi ile yazmissm. Sana 
yaziklar olsun! Unutma ki, Onun babasi, Ali ibni Ebu Talibdir. 
Anasi da Resulullahm kizi Fatimadir "radiyallahii teala anha". 
Ondaki bu seref, baska kimsede bulunabilir mi? Nicin diisunmii- 
yorsun?) dedi. 

Ziyadm ve oglu Ubeydiillahm miislimanlara olan zararlanm 
herkes bilir. Fekat, bunu vali yapdigi icin, hazret-i Mu'aviyeye dil 
uzatmak hie dogru degildir. Onu, hazret-i Osman da ve hazret-i 
Ali de "radiyallahii teala annum ecma'in" vali yapmrslardi. Otu- 
zaltmci maddeyi okuyunuz! 

16 — Siial: Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" (Ali- 
ye eziyyet eden, bana eziyyet etmi$ olur) buyurdu. Ba'zilan bu ha- 

-211- 



dfs-i serifi ileri siirerek, (Resulullahi incitmek kiifrdur. Bunun icin 
hazret-i All ile "radiyallahii teala anh" harb edenlerin hepsi kafir- 
dir) diyorlar. 

Cevab: Kufe ve Misrda cogalan miinafiklar, Medineye yiirii- 
diiler ve hazret-i Osmani sehid etdiler. Hazret-i All, halife olun- 
ca, katilleri arayip kisas yapmak icin gecikdirmegi uygun gordii. 
Eskiya ise, bundan yiiz buldu. Taskmhga devam etdiler. Hazret-i 
Osmani sogiip, kendilerini hakli gosteren sozleri her tarafa yay- 
maga basladilar. Eshab-i kiramm biiyuklerinden Talha, Ziibeyr, 
Nu'man bin Besir, Ka'b bin Acre ve baskalan bu hale cok iiziil- 
diiler. (isin sonunun boyle olacagmi bilseydik, hazret-i Osmani, 
eskiyaya karsi korurduk) dediler. Katiller, bunu haber almca, bu 
Sahabileri de sehid etmege karar verdiler. Bunlar da Mekke-i 
miikerremeye gitdiler. Hac etmek icin Mekkeye gelmis olan 
hazret-i Aiseye anlatip Ona sigmdilar. (Halife, fitneyi basdirm- 
caya kadar, eskiyaya yiiz veriyor. Onlar da simararak diisman- 
hklarim, iskencelerini artdinyorlar. Kisas yapilmadikca ve za- 
limlerin cezasi verilmedikce, kan dokmenin online gecilemiye- 
cekdir) dediler. Hazret-i Aise de, (Bu sakiler Medmede kaldik- 
ca ve Emirulmii'mininin etrafmi sardikca, sizin Medineye gitme- 
niz dogru olmaz. Simdilik emin bir yere gidiniz. isin sonunu bek- 
leyiniz. Hazret-i Aliyi bu eskiyamn elinden kurtarmak icin uzak- 
dan yardim ediniz. ilk firsatda, hahfeyi aramza ahp eskiya iizeri- 
ne yiiruyuniiz. Katilleri yakalayip kisas yapmak kolay olur. Boy- 
lece kiyamete kadar, zalimlere ders vermis olursunuz! Bu is sim- 
di kolay degildir. Acele etmeyiniz) buyurdu. Eshab-i kiram, haz- 
ret-i Aisenin sozlerini begendiler. islam askerlerinin toplanma 
yerleri olan Irak ve Basra taraflarma gitmegi uygun gordiiler. 
Hazret-i Aiseye, (Fitne kalkip, ortahk diizelinceye ve halifeye 
kavusuncaya kadar bizi himaye et! Sen muslimanlarm annesisin 
ve Resulullahm muhterem zevcesisin. Ona herkesden daha ya- 
kin ve daha sevgilisin. Seni herkes saydigi icin, eskiya sana yak- 
lasamaz. Bizimle beraber bulun! Bize kuvvet ol!) diye yalvardi- 
lar. Hazret-i Aise, muslimanlarm rahat etmesi icin ve Resululla- 
hm Eshabim korumak icin, Onlarla birlikde Basraya hareket et- 
di. Halifenin etrafini sarmis olan ve bircok islere kansmakda 
olan katiller, bu haberi hazret-i Aliye baska diirlii anlatdilar. Ha- 
lifeyi de Basraya gitmege zorladilar. imam-i Hasen ve imam-i 
Hiiseyn ve Abdullah bin Ca'fer Tayyar ve Abdullah bin Abbas gi- 
bi Sahabiler, halifeye acele etmemesini, miinafiklann soziine al- 
danmamasim soylediler ise de, eskiya agir basarak, Emir hazretle- 
rini Basraya gotiirduler. Once Ka'ka' admda birini gonderip, haz- 

-212- 



ret-i Aisenin yamnda bulunanlarm dusiincelerini sordu. Sulh ve 
fitneyi onlemek istediklerini, bunun icin de, once katillerin yaka- 
lanmasi lazim geldigini soylediler. Halife, bu isteklerini uygun 
buldu. Her iki tarafdaki muslimanlar sevindiler. tic giin sonra 
birlesmek icin anlasdilar. Bulusma saati yaklasinca, katiller ha- 
ber aldi. Saskma dondiiler. Baskanlan olan Abdullah bin Sebe' 
yehudisinin etrafmda toplandilar. Bunun caresini sordular. Son 
caremiz bu gece halifenin askerlerine hticum ediniz ve hemen 
halifeye gidip, (Aisenin yanmdakiler sozlerinde durmadi. Baski- 
na ugradik) deyiniz. Bir siivan birligi ile de, karsi tarafa saldirdi- 
lar. Birkac giin evvel gonderdikleri ajanlar da, karsi tarafdan 
imis gibi, (Halife soziinde durmadi. Baskina ugradik) diye bagir- 
dilar. Boylece harb basladi. Deve vak'asi boyle patlak verdi. 
Kurtubi ve baska Ehl-i siinnet tarihleri isin dogrusunu boyle yaz- 
makdadir. Eshab-i kirama diisman olanlar, katilleri savunmak 
icin, baska diirlii yaziyorlar. Bu yalanlara inanmamalidir. 

Sam valisi olan Mu'aviye "radiyallahii teala anh" da, katilleri 
yakalamayi ve kisas yapmayi istemisdi. Halife, ortalik kansik oldu- 
gundan ve Deve vak'asiyle ugrasdigmdan, bunun dilegini kabul et- 
medi. Bu da, halifeyi kabul etmedi. Siilerin (Nehciilbelaga) kita- 
binda da yazdigi gibi, halife, (Din kardeslerimiz ile harb edecegiz. 
Onlar dogru yoldan aynldi) buyurdu. Goriiliiyor ki, Deve ve Siffin 
muharebelerini yapanlar, hicbir zeman hazret-i Aliyi "kerremalla- 
hii vecheh" incitmegi diisunmemisdir. Her iki tarafda bulunanlar 
da, yalniz Allahii tealamn emrine uymayi ve fitneyi onlemeyi dii- 
siinmuslerdir. Fekat siyonizm, yehudi parmagi, her iki tarafi da ka- 
na boyamisdir. 

(Tezkire-i Kurtubi Muhtasan) yuzyirmiiicuncu sahifesinde 
diyor ki: Mtislimin bildirdigi hadis-i serifde, (Muslimanlar birbir- 
leri ile harb ederse, olen de, olduren de Cehennemdedir) buyu- 
ruldu. Alimler buyuruyor ki, bu hadis-i serif, dtinya kazanci icin 
dogiisenleri bildiriyor. Din icin, kotiiliigu kaldirmak icin, mesela 
bagi, asi olanlarla dogtismegi bildirmiyor. Baska bir hadis-i serif- 
de, (Diinyahk icin dogiisiirseniz, olduren de, oldiiriilen de Ce- 
hennemdedir) buyuruldu. Hazret-i Ali ile hazret-i Mu'aviye "ra- 
diyallahii teala anhuma" arasmdaki harb boyle degildir. Diinya 
icin degildi; Allahin emrinin yerine gelmesi icin idi. Miislimdeki 
bir hadis-i serifde, (Eshabun arasinda fitne olacakdir. O fitnele- 
re karisanlari, Allahii teala, benimle olan sohbetleri hurmetine afv 
ve magitret edecek. Sonra gelenler, bu fitnelere karisan Eshabi- 
ma dil uzatarak Cehenneme gideceklerdir) buyuruldu. Birbirle- 
ri ile harb eden Eshabin hepsinin afv edileceklerini, bu hadis-i se- 

-213- 



rif gostermekdedir. 

17 — Hurufiler, Eshab-i kirama azili diisman olduklan icin, bii- 
tiin Ehl-i siinnete "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" mel'un di- 
yorlar. Al-i imran suresi yiizonuncu ayetinde, (Siz iimmetlerin en 
iyisisiniz) buyuruluyor. Bunlar ise, bu iimmete mel'un diyorlar. 
Her nemazdan sonra, Eshab-i kiramin biiyiiklerine la'net etmegi 
biiyiik ibadet biliyorlar. Allahii tealanin ve Peygamberlerin diis- 
manlan olan Ebu Cehl, Ebu Leheb, Fir'avn, Nemrud ve benzerle- 
rine la'net etmegi hatirlarma bile getirmiyorlar. tic halifeyi ve Es- 
hab-i kirami oven ayet-i kerimelere miitesabihat diyorlar. Bunla- 
nn ma'nasi anlasilmaz, diyorlar. 

18 — Ehl-i siinneti Resulullahin Ehl-i beytine diisman biliyor- 
lar. Halbuki, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablan Ehl-i beytin sevgisi- 
ni ve biiyukliigunu bildiren yazilarla doludur. Ehl-i siinnet alimle- 
rinden Behaiiddin-i Amili, (Keskiil) kitabmda, Ehl-i beyte inanmi- 
yan, mii'min degildir, buyuruyor. Ehl-i siinnetin biitiin tarikatlan 
Ehl-i beytden feyz almakdadir. Ehl-i siinnetin dort mezhebinin 
imamlan Ehl-i beytin talebeleridir. Si'i alimlerinden ibni Mutahhir 
Hull! (Nehciilhak) ve (Minheciilkerame) kitablarmda, Ebu Hanffe- 
nin ve Malik bin Enesin, imam-i Ca'fer-i Sadikdan ilm aldiklanm 
yazmakdadirlar. imam-i Safi'i, imam-i Malikin ve imam-i Muham- 
med Seybaninin talebesidir. imam-i a'zam Ebu Hanife, imam-i 
Muhammed Bakinn da sohbetinde bulundu. Ondan ilm aldi. Bu- 
rnt ibni Mutahhir acikca bildirmekdedir. Bunun icin, si'anm inan- 
cma gore de, imam-i a'zamin ictihad sahibi bir miictehid olmasi la- 
zim gelmekdedir. Yine onlara gore, bunun sehadetini kabul etmi- 
yenin kafir olmasi lazim gelmekdedir. imam-i Musa Kazim, Abba- 
silerin zindamnda iken, imam-i Ebu Yusiif ile imam-i Muhammed 
Seybani zindana gelirler, Ondan ilm ogrenirlerdi. Bunu si'i kitab- 
lan da yazmakdadir. 

Her muslimamn kafirleri sevmemesi farzdir. Bunu emr eden 
ayet-i kerimeler cokdur. Mii'minlerin, giinahh olsalar dahi, birbir- 
lerini sevmeleri lazimdir. Her mii'minin, Allahii tealayi herseyden 
cok sevmesi lazimdir. Muhabbetin ve diismanhgin dereceleri var- 
dir. Mii'minin, Allahdan sonra en cok, Onun Resuliinii sevmesi la- 
zimdir. Sonra Ona yakin olan mu'minleri sevmek lazimdir. Ona 
yakin olmak iic diirliidiir: 

1) Evlad ve akrabasidir "radiyallahii teala anhiim ecma'in". 

2) Mubarek zevceleridir "radiyallahii teala anhiim ecma'in". 
Cenab-i Hak, Kur'an-i kerimde, neseb ile yakinhgi, nikah ile ya- 
kmhkla birlikde zikr etmekdedir. 

-214- 



3) Onun Eshabidir "radiyallahu teala anhiim ecma'm". Ona 
yardima kosmuslar. Ona yardim icin canlanni feda etmislerdir. Bu 
yakinlik, her yakmhkdan daha iistiindiir. 

Bunlardan sonra, biitun mii'minleri "rahmetullahi teala aley- 
him ecma'm" sevmek gelir. Bunlann herhangi birinin imam gider- 
se, o sevilmez. Iman ile kiifr de son nefesde belli olur. Mii'minm 
giinah islemesi sevilmez. Fekat kendisi sevilir. 

Resulullahin vefatmdan sonra, mubarek zevcelerinden ve Es- 
habmdan "radiyallahu teala anhiim ecma'in" hicbirinin kafir olma- 
digi sozbirligi ile bildirilmekdedir. Bunun icin, emire lsyan edenle- 
ri, Onu dinlemiyenleri de sevmek lazimdir. Si'i alimlerinden Nasi- 
reddin-i Tusi, (Imam-i Aliye lsyan edenler, fasik oldu. Onunla mu- 
harebe edenler, kafir oldu) diyor ise de, bu sozti yanhsdir. 

19 — Deve ve Siffm muharebelerinde hazret-i All ile harb et- 
mek dusunlilmedi. Hazret-i Osmamn katillerine kisas yapilmasi 
icin harb edildi. Hazret-i Ali, onlann arasmda bulunmasaydi, yi- 
ne harb yapilacakdi. Harb edenlerin hicbiri, hazret-i Aliye diis- 
man degildi. Yasak edilmis olan bir isi yapana, niyyetine gore 
karsihk verilir. Mesela, bir kimse, (Su bardagi kirana ceza yapa- 
nm) dese, biri gecerken ayagi kayip bardak kirilsa, ona ceza yap- 
mamasi lazimdir. Hazret-i All ile harb edenler de, bunun gibidir. 
Hazret-i Aisenin hazret-i Aliye karsi gelmesi, hazret-i Musamn 
hazret-i Harunu azarlamasi gibidir. Hazret-i Aisenin mii'minlere 
anne oldugunu Kur'an-i kerim bildiriyor. Anne, yanhs olsa da, 
oglunu cezalandinrsa, Ona dil uzatmak lazim gelmez. Hazret-i 
Ali ile harb eden Eshab-i kiram, ayetler ve hadisler ile medh 
olunmusdur. Eshab-i kiramin herbiri icin, hatta mii'minlerin 
hepsi icin sefa'at ve kurtulus timmidi vardir. Eger bir kimse, haz- 
ret-i Aliye diisman olup, Ona la'net eder, sogerse, bu kimse ka- 
fir olur. Fekat, Onlardan hicbirinin boyle yapdigi bildirilmemis- 
dir. Hazret-i Aliye kafir diyen, O, Cennete girmeyecek diyen ve- 
ya ilm, adalet, vera' ve takvasinda kusur oldugu icin halife ola- 
maz diyen kafir olur. Hariciler, ya'ni Yezidiler, boyle inamyor 
iseler de, siibheli delilleri te'vil etdikleri icin boyle soyliyorlar. 
Nefsine uyarak, mal, mevki' kazanmak icin yahud yanhs ictihad 
ederek, Onunla harb eden kafir olmaz. Birinci kismdakiler, fa- 
sik, ikinci seklde yanilan ise bid'at ehli olur. Hadis-i serifde, 
(Mii'mine la'net etmek, onu oldurmek gibidir) buyuruldu. 
La'net etmek, Allahm rahmetinden uzak olmasim istemek de- 
mekdir. Giinah ve bid'at yiiziinden olan sevmemek, onun olii- 
miinden sonra da devam eder. Hadis-i serifde, (Oliileri sovmeyi- 
niz) buyuruldu. 

-215- 



20 — Goriiliiyor ki, Cemel ve Siffm muharebelerinde, hep ye- 
hudi parmagi vardir. Siyonizmin idare etdigi mel'anetlerdir. Kar- 
desi kardese diisman etmek, ic savas acarak islamiyyeti icerden 
yikmak icin dtiziilen aleak yehudi planlandir. Bindortyuz seneden 
beri, bu planlan yiirtitiiyorlar. Hazret-i Osmam "radiyallahii teala 
anh" sehid edenleri hazirhyan ve idare eden yehudiler, sultan ikin- 
ci Abdiilhamid ham "rahmetullahi teala aleyh" hal' eden hareket 
ordusunu da hazirlayip yiiriitduler. 

Miislimanlar, daha hala uyanmiyor. Bu hakfkatleri goremiyor. 
Hazret-i Osmam sehid eden, Eshab-i kirami birbirine kirdiran, it- 
tihadci denilen masonlan muslimanlarm basina bela edip, binlerce 
din adammi dar agaclanna ve zindanlara suriikliyen islam diisma- 
m olan yehudilerin kitablan kapisilmakda, koylere kadar dagitil- 
makdadir. Masonlann, komiinistlerin destekledigi dinde reform- 
cular, hanl hanl cahsiyor. Miislimanlar ise, gaflet icinde su'ursuz 
uyuyorlar. islamiyyeti icerden yikmak icin sinsice yazilmis olan 
zindiklarm kitablanm terceme ediyor, reklamlarim yapiyorlar. 
Miisliman ismini tasiyan islam diismanlarma (Zindik) denir. 

21 — Muslimanlarm okudugu bir gtinliik gazetede, bir din kita- 
binin reklamim gordiik. Gazetenin bu kitabi ovmesi, giinlerden be- 
ri devam ediyormus. Bir miisliman, bu kitabdan bir aded getirdi. 
Bircok yerinde, Ehl-i siinneti oviiyor. Birkac yerinde de yalanlar, 
iftiralar yerlesdirilmis. Bunlan din kardeslerimize duyurmak isti- 
yoruz. Boylece, temiz gencleri ucuruma diismekden kurtarabilir- 
sek dmimize ve milletimize biiyiik hizmet etmis oluruz. 

22 — (Aise-i Siddikamn dahi omriinun sonuna kadar, ictiha- 
dmdaki hatasmdan dolayi nedametde bulundugunu kitablar beyan 
eylemisdir) diyor. 

Halbuki kitablar, hicbir alimin ictihadma nadim oldugunu, 
iiziildugiinu yazmiyor. Cunki, ictihad lazim olan bilgilerde ictihad 
etmek giinah degildir. Hie olmazsa, bir sevab vardir. O biiyiikler 
"rahmetullahi teala aleyhim ecma'in", ictihadlarmda yamldiklan- 
na degil, miisliman kani doktildugiine uziildiiler. 

23 — (Eshabm ictihadda hatasi sabit oldukdan ve senelerce fit- 
ne ve fesad, kital ve tahrib iizerinde lsrann devammdan soma) gi- 
bi seyler yaziyor. Yukanda bildirdigimiz gibi, Eshab-i kiramin "ra- 
diyallahii teala annum ecma'in" ictihadlan, hazret-i Osmamn ka- 
tillerine kisas yapilmasmda ve eskiyamn Medineden hemen cikan- 
larak huzur ve siikunun bir an once saglanmasmda idi. ictihadlarm 
harb ile bir ilgisi yokdu. Muharebelere zindiklar sebeb oldu. Son- 
ra, bu muharebeleri, ictihad aynhgma yiiklediler. Boylece musli- 
manlan ikiye bolmege muvaffak oldular. 

-216- 



24 — Hurufi kitabi, (Eshabimdan ba'zi nas, havzima, yamma 
gelecekler. Ben onlan gortip tamyacagim. O sirada, onlan yanim- 
dan ayiracaklar. Ben "Ya Rabbi! Bunlar benim Eshabimdir" diye- 
cegim. O zeman bana, "bunlar senden sonra neler yapdilar") ha- 
dis-i serifini yaziyor. Bunun dogru hadis oldugunu isbat icin cesid- 
li kitablarm ismini veriyor. 

Bu hadis-i serifden daha uzunu da, Ehl-i slinnetin (Sihah)inda, 
[ya'ni, sahih olduklan sozbirligi ile bildirilmis olan hadis kitabla- 
rmda] mevcuddur. Bu sahih hadis-i seriflerin hepsi, Eshab-i kira- 
mm arasmdaki zmdiklan bildirmekdedir. Eshab arasmda bulunan 
birkac kimsenin Resulullah zemamnda mtirted oldugu, hadis-i se- 
rifle bildirildi. Bunlar Eshablik serefine dahil degildir. Sonradan 
sapitanlar, Beni Hanif ve Bern Sakif gibi kabilelerden elci olarak 
gelip, mtisliman olduklarmi soyleyip gidenlerden idi. Deve ve Sif- 
fin harblerinde hazret-i Almin yaninda bulunup, sonra harici olan 
Harkus bin Ziibeyr de onlardandir. Salih isler yapan ve kafirlerle 
cihad eden Eshabm hepsinin fmanla vefat etdiklerinde, Ehl-i sun- 
net alimleri sozbirligine varmisdir. Deve ve Siffin muharebelerin- 
de her iki tarafda bulunan Sahabiler, hep boyle idi. Birbirlerine 
kafir diyen hie olmadi. ( Aimnar bin Yaseri asfler oldiirecek) ha- 
dis-i serifi ve hazret-i Almin, (Kardeslerimiz bize lsyan etdi) bu- 
yurmasi, hazret-i Mu'aviyenin ve Onunla birlikde olan Eshab-i ki- 
ramm hepsinin musliman olduklarmi isbat etmekdedir. Hazret-i 
Mu'aviyenin ve Amr ibni As hazretlerinin vefat edeceklerine ya- 
kin soylediklerini ve Resulullaha olan asm sevgi ve saygilarim 
(Eshab-i Kiram) kitabimizda uzun yazdik. Okuyanlar, ikisinin de 
imanlarmm cok kuvvetli olduklarmi anlar. Onlara dil uzatamaz. 
Ehl-i siinnet alimleri, miirtedleri savunmuyor. Hazret-i Ebu Bekr 
zemamnda miirtedlerle harb edenlerin ustiinliiklerini anlatiyor. 
Miirtedleri kahr eden, Iran ve Bizans ordulan ile, Allah icin sava- 
sip onlan yere seren kahramanlann sanlanmn cok yiiksek oldugu- 
nu bildiriyor. Bunlar, binlerle insani imana getirdi. Onlara 
Kur'am, nemazi, islamiyyeti ogretdiler. Kur'an-i kerim, bunlarm 
hepsine Cenneti miijdeliyor. Sonsuz ni'metler va'd ediyor. Allahii 
teala, bunlarm hepsinden razi oldugunu bildiriyor. Bu miijdeler, 
va'dler, Eshab-i kiramm hepsinin "radiyallahii teala anhiim ec- 
ma'in" iman ile vefat etdiklerine, hicbirinin miirted olmadigma sa- 
hiddir. 

Hindistanda yetisen biiyiik islam alimlerinden Sah Veliyyul- 
lah-i Dehlevi "rahime-hullah", (Kurret-iil-ayneyn) kitabmin so- 
nunda, bu hadfs-i serifi yazarak aciklamakdadir. Bu kitabi ozet- 
leyip farisiden tiirkceye terceme ederek (Eshab-i Kiram) kitabm- 

-217- 



da nesr eyledik. Liitfen oradan da okuyunuz! 

25 — Hurufi kitabmda, (Sizler, insanlar icin cikanlmis hayrh 
iimmetsiniz! ayetinin tefsirinde, imam ibni Cerir-i Taberi, rivayet-i 
sahiha ile Omer-iil-Farukun, (Bu vasf-i all, evvelimize samil; ahm- 
miza gayri samildir) dedigini rivayet etmisdir. Ahmed bin Hanbel 
ve Ibni Sirine gore Sabikun-i evveliin, kibleteyne nemaz kilanlar- 
dir. Sa 'biye gore, $ecere-i ndvan altmda bi'at edenlerdir) diyor. 

Boylece, hazret-i Mu'aviyeye saldirabilmenin yolunu aciyor 
ise de, pek ciiriik tahtaya basmakdadir. Ayet-i kerimede oviilen 
Sabikunun, once fmana gelenler oldugunu yazmasi ile, hazret-i 
Mu'aviye ile Amr ibni As hazretleri, sonradan fmana geldikleri 
icin, bunlara dahil degildirler, demek istemekdedir. Halbuki, Tev- 
be suresinin yiizbirinci ayetinin yalniz basmdaki (Sabikiinel evve- 
lun) kismini alip, ayetin sonunu saklamakdadir. Bu ayet-i kerime- 
de, sabikunel evvelun buyurdukdan sonra mealen, (Imanda ve ih- 
sanda bunlann izinde gidenlerden Allahii teala razidir. Onlar da, 
Allahii tealadan razidirlar. Allahii teala Onlar icin Cennetler ha- 
zirladi) buyuruyor. Ayet-i kerimenin sonundaki bu mujdeye Es- 
hab-i kiramm hepsinin ve kiyamete kadar, bunlann izinde bulu- 
nanlarm dahil oldugunu biitiin tefsirler sozbirligi ile bildirmekde- 
dir. Tibyan tefsirinde bunu bildirdikden sonra Muhammed bin 
Ka'bin (Eshab-i kiramin hepsi, giinah isliyenleri de Cennetdedir) 
dedigini, sonra bu ayet-i kerimeyi okudugunu bildirmekdedir. Bir 
hurufi babasina, (Nicin nemaz kilmiyorsun?) demisler. O da, (Ne- 
maza yaklasmaymiz!) ayetine uyuyorum, demis. Ayet-i kerimenin 
sonundaki (Serhos iken) sartini okumiyarak, Allahii tealamn em- 
rini tersine cevirmis ve boylece kafir olmus. Kitabm yazan da, 
ayet-i kerimenin bas tarafmi yazip, hazret-i Mu'aviye ile Amr ib- 
ni As hazretlerinin Cennete gidenler arasmda bulunduklarmi sak- 
lamakdadir. 

26 — (Kiifriin imamlan, Mu'aviyenin babasi, Hindin kocasi 
olan Ebu Siifyan ve ahzabidir) diyerek hiicuma gecmekdedir. 
Halbuki o zeman, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" am- 
casi Abbas da kafirler arasmda idi. Bedr gazasmda, Resulullaha 
karsi harb etmek icin gelen diisman ordusunu idare edenlerdendi. 
Esir almmca, hazret-i Aliye karsi, (Mescid-i harami ta'mir ediyo- 
ruz. Ka'beyi ortiiyoruz. Hacilara su veriyoruz) diye oviindii. Al- 
lahii teala, ayet-i kerime gondererek, mealen, (Miisriklerin mes- 
cidleri ta'mir etmesi saluh olmaz. Biz, onlarin oviindiikleri isleri 
yok eder, onlan Cehenneme koyariz) buyurdu. Boylece Abbas, 
cevabmi almis oldu. Fekat, sonra mealen, (linana gelip Mekke- 
den Meduieye hicret edenlere ve Allah yolunda cihad edenlere 

-218- 



yiiksek dereceler vardir. Onlar azabdan kurtulucudur. Onlara rah- 
metimi ve ndvanimi ve Cennetlerimi miijdelerim. Onlar, Cennet- 
lerde, sonsuz olarak ni'metlere kavu$acaklardir) buyurmakdadir. 
Abbas ile Ebu Siifyan "radiyallahii teala anhiima" imana geldiler. 
Feth yilmda Mekkeden Medmeye hicret etdiler. Ebu Siifyanin Ta- 
if gazasmda bir gozii cikdi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem", Ona Cenneti miijdeledi. Ebu Bekr "radiyallahii anh" halife 
iken yapilan Yermiik gazasmda, ikinci gozii cikdi ve o gazada se- 
hid oldu. 

27 — (Siffin harbinde iki tarafdan yetmis bin kisi oldii. Bunla- 
nn yirmibesbini, Aliyyiil Miirteza tarafmda olanlardandir. I$bu 
miidhis kitalin musebbibi kimdir?) diyor. 

Bu muharebeye (Abdullah bin Sebe') yehudisi ile ona baglan- 
mis olan ve (Sebe'iyye) denilen zmdiklann sebeb olduklanni, 
(Tuhfe) kitabmdan terceme ederek, yukanda, onaltmci maddede 
uzun yazmisdik. Fekat, sebe'iyyeciler, yehudilerin bu sucunu Es- 
hab-i kiramin biiyiiklerinden olan hazret-i Mu'aviyeye yiiklemek, 
boylece muslimanlan parcalamak cabasmdadirlar. 

28 — (Cemel harbinde Aise-i siddika tarafmdan olan, Asere-i 
miibessereden, Talha ve Ziibeyr ictihadlanndan, hatalanndan rii- 
cu ' ile harb yerini terk eylediler) diyor. 

Cennetle miijdelenmis olan bu iki Sahabi, hazret-i Ali ile harb 
etmek icin ictihad etmemislerdi. Resulullahm cok sevdigi ve Cen- 
net ile mujdeledigi bu iki zata, boylece leke siirmek istiyorlar. Haz- 
ret-i All, bunlara tesadiif edip, miislimanlarla harb etmek isteme- 
digini soyleyince, yehudilerin tuzagma diisdiiklerini anladilar. Bu- 
nun icin harbden vazgecdiler. 

29 — (Talha oliirken, yamndan gecen Aliyyiil miirtezamn tara- 
fmdan birini taniyip, elini uzat! Ali namma bi'at edeyim demisdir) 
diyor. 

Hazret-i Aise ile yanmdakiler, Basrada, hazret-i All ile harb 
etmek icin degil, Onunla anlasarak, Ona bi'at ederek, fitne ve fe- 
sada son vermek istediklerini bildirmislerdi. Kisas-i Enbiyada, 
dortyiizonsekizinci sahifede diyor ki, (Resulullah vefat edince, 
kimin halife olacagi goriisiiliirken, Ziibeyr bin Avvam kihcini ce- 
kerek, Aliye bi'at olunmadikca kihcimi kinma sokmam, diyerek 
israr ediyordu). iste, Cennetle miijdelenmis on kisiden biri olan 
bu Ziibeyr, Deve vak'asinda, Aise-i Siddikayi, hazret-i Aliye kar- 
si gotiirenlerden biri idi. Kisas-i Enbiyadaki bu yazi, hazret-i All- 
nin ictihadmda olmiyan Eshab-i kiramin hepsinin, Onu, kendile- 
rinden daha yiiksek ve halife olmaga layik bildiklerini ve Onun- 

-219- 



la anlasmak istediklerini isbat etmekdedir. Deve vak'asinm yehu- 
di oyunu ile nasil basladigim, onaltmci maddede bildirmisdik. Ki- 
tabm yazisi da, bu tercememizin dogru oldugunu gosteriyor. Miic- 
tehidlerin ictihadlan sue degildir ki, ictihadlanm degisdirmeleri bir 
fazilet olsun. 

30 — (Ayet-i kerimede, evlehnizde karar kihn, oturun "harice 
cikmaym, harb ile ve darb ile ugrasmaym"... buyuruldu. Hatasim 
bu ayetden anladi) diyor. 

Bu ayet-i kerime evden hie cikmamayi emr etseydi, bundan 
sonra, Resulullah zevcelerini hacca, omreye ve gazalara birlikde 
gotiirmezdi. Ana-babalarim, hastalan, vefat edenlerin ailelerini 
ziyaret etmelerine izn vermezdi. Halbuki boyle yapmadigi mey- 
dandadir. O halde, ayet-i kerime, acik sacik cikmamalanm emr 
etmekdedir. Dini sebeblerle, ortiilii cikmalanm yasak etmemis- 
dir. Hazret-i Aise de, Eshab-i kiramm buyiiklerinden idi "radiyal- 
lahii teala anhiim ecma'in". Eshabm istekleri iizerine, adil olan 
halifenin kisasini istemek icin cikmisdi. Si'i kitablarmm yazdikla- 
rma gore, hazret-i Ebu Bekr halife iken, hazret-i All, hazret-i Fa- 
timayi hayvana bindirip, Medine sokaklarmda dolasdirmisdi. Es- 
hab-i kiram, ikinci halife zemamnda Zevcat-i tahirati hacca gotii- 
riirlerdi. 

31 — (Resul-i ekrem "saUallahii aleyhi ve sellem" Ammar bin 
Yaserin yiiziinii oksiyarak, sen birfie-i bagiyye tarafmdan oldiirii- 
leceksin buyurdu. Bu haber, Mu'aviye ve ahzabimn bagi oldugunu 
bildirmekdedir. Ammar sehid olunca, bu haberi bilenler, Mu'avi- 
yeyi terk ile Aliyyiil Murteza tarafma gecmislerdir. Bagi demek, is- 
yan ve serkeslik eden demekdir) diyor ve bu bilgileri, Kisas-i En- 
biyadan aldigim yaziyor. 

(Kisas-i Enbiya) kitabma bakdik. Ammar hazretleri vefat edin- 
ce, bu haberi isitenlerin hazret-i Ali tarafma gecdigini bildiren ya- 
zi gormedik. Muharebenin daha kizisdigmi, hazret-i Alinin aske- 
rinde ayrihk basladigim yazmakdadir. Bu kitabin da bildirdigi, 
Ammar hazretleri hakkindaki hadis-i serif, hazret-i Mu'aviyenin 
ve yamnda bulunan Amr ibni As hazretleri gibi Eshab-i kiramm 
kafir olmadiklanm isbat etmekdedir. Bunlann hepsi, Resulullahla 
birlikde, kafirlerle cihad etmisdi. 

(Kisas-i Enbiya)da diyor ki: Mekkenin feth yilmda, Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem", Umman hiikiimdari Ceyfere 
mektub yazip, Amr ibni As "radiyallahii anh" hazretleri ile gon- 
derdi. 

Taif halki miisliman olunca, Resul-i ekrem, Ebu Siifyan bin 

-220- 



Harbi Taife gonderip, (Lat) denilen putu yikdirdi. Ebu Sufyan ve 
ogullan Yezid ile Mu'aviye, Resulullahm katibligini yaparlardi. 
Halid ibni Zeyd eba Eyyubel Ensari ile Amr ibni As da katiblik ya- 
pan zevat-i kiramdandir. Amr ibni As, Resulullahm ordu kuman- 
danligim da yapmisdir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", 
Ebu Siifyam Necran valiligine, oglu Yezidi Teymaya hakim ta'yin 
buyurmusdur "radiyallahii teala anhiima". 

Resulullahm vefatmda, Amr ibni As hazretleri Ummanda idi. 
Medmeye gelince, Eshab-i kiram, Onun basina toplamp yolda gor- 
diiklerini sordular: (Ummandan Medmeye kadar arablar miirted 
olmus, bizimle harbe hazirlanmrs gordiim) dedi. Hazret-i Ebu 
Bekr, Eshab-i kirami firka firka, mtirtedler iizerine yolladi. Amr 
ibni As kumandasindaki birligi "radiyallahii teala annum ecma'in" 
Huda'a mtirtedlerine gonderdi. 

Amr ibni As hazretleri, zeman-i se'adetde, Sa'd ve Huzeyfe 
ve Uzre kabilelerinin zekatlarmi toplamaga me'mur iken, Um- 
mana hakim yapilmisdi. Doniisde, eski vazifesinin yine Ona veri- 
lecegi va'd buyurulmusdu. Ummandan gelince, halife hazretleri 
bunu eskisi gibi zekat toplamaga gonderdi. Boylece, Resululla- 
hm va'dini yerine getirdi. Mtirtedler cogahnca, bunu bir firkaya 
emir yapmak istedi. Mektub yazip, (Resulullahm vermis oldugu 
soziin yerine gelmesi icin seni eski vazifene gondermisdim. Sim- 
di sana, diinyaca ve ahiretce daha hayrh baska bir vazife vermek 
istiyorum) buyurdu. Amr ibni As cevabinda, (Ben islamin okla- 
rmdan bir okum. Onlan atacak ve tophyacak, Allahdan sonra 
sensin. Bak, hangisi daha kuvvetli ve te'sirli ise, onu at) dedi. Ha- 
life hazretleri, Onu bir firkaya emir yapdi. (Eyle) yolu ile Filisti- 
ne gonderdi. Ebu Siifyamn oglu Yezidi de, bir firkaya emir edip 
(Belka) yolu ile Sam tarafma gonderdi. Ebu Siifyamn ikinci oglu 
hazret-i Mu'aviyeyi de baska bir firkaya emir yapip, kardesinin 
emrine gonderdi. imperator Herakliyiis, kardesini yiizbin asker- 
le Amr bin As hazretlerine karsi ve Yorgi ismindeki bir generali 
de, btiyiik bir ordu ile Yezide karsi gonderdi. Kendisi Humsda 
kaldi. Islam firkalan, halifeden emr alarak, (Yermiik)de birlesdi. 
Rumlar da, islam askeri karsismda toplandi. Mtislimanlar, mii- 
dafe'a yapip, halifeden yardim istedi. Halifenin emri ile, Allahm 
kilici Halid hazretleri, Irakdan on bin askerle imdada gelip, Amr 
ibni Asm emrine girdi. Ecnadinde yapilan kanh savasda, rum 
ordusu fena bozuldu. Sonra Yermiikde, ikiytizkirkbin rum aske- 
ri ile, kirkaltibin islam askeri cetin savasa girdi. iclerinde bin Sa- 
habi vardi. Yiizii Bedr kahramanlarmdan idi. Halid hazretleri, 
baskumandan secildi. Amr ibni As ile Serhabil sag kanadi, Ye- 

-221- 



zid bin Ebi Siifyan ile Ka'ka' sol kanadi idare etdiler. Ebu Siifyan 
bin Harb askere cesaret veriyordu. Kahramanhklar gosteriyordu. 
Cok kanh savas oldu. imperatoriin kardesi ile birlikde yiizbin rum 
kilicdan gecdi. Ebu Siifyamn mubarek goziine ok gelip kor oldu. 
Rumlar, Urdiinde seksenbin askerle tekrar hiicum etdi. Hand or- 
tada, Amr ibni As ile Ebu Ubeyde iki kanadlarda idi "radiyallahii 
teala anhiim ecma'in". Rumlar bozuldu. Pek azi kurtulabildi. 

Omer-iil-Faruk hazretleri halife iken, miislimanlar, Sami ku- 
satdi. Halid bin Velid bir kapida, Amr ibni As bir kapida, Yezid 
bin Ebi Siifyan bir kapida idiler. Yezid, kardesi Mu'aviyeyi ileri 
kol kumandam yaparak, Sayda ve Beyrut sehrlerini, Amr ibni As 
da Filistini feth eylediler. Amr ibni As hazretleri, Filistindeki as- 
kerin kumandam idi. Emfrul-mii'minin hazretleri, Amr ibni Asa 
sik sik imdad gonderiyordu. Amr ibni As, meshur dahilerden ve 
kurnaz bir idareci idi. Kudiis ve Remleye birer firka gonderdi. 
Mu'aviye de Kaysariye sehrini sardi. Bu sehrde cok asker vardi. 
Disan hiicum ediyorlardi. Hazret-i Mu'aviye, cikanlan bozup ki- 
riyordu. Amr ibni As ise, Rumlarm baskumandam ile harb edip 
dagitdi. Gazze ve Nablus sehrlerini feth eyledi. Hazret-i Omer, 
yerine hazret-i Aliyi vekil birakip Kudiise geldi. Yezid bin Ebi 
Siifyan, Halid, Amr ibni As ve Serhabil karsilayip halife ile ku- 
caklasdilar. Rumlar Kudiisii hazret-i Omere teslim etdiler. Iran- 
dan alman ganimetleri Ziyad bin Ebih Medmeye getirdi. Iran sa- 
vaslan hakkinda halifeye gayet fasih ve belig bilgi verdi. Yezid 
Sam valisi yapildi. Mu'aviye Kaysariye sehrini feth eyledi. Sam 
valisi Yezid, taundan vefat etdi. Yerine kardesi Mu'aviye Sam va- 
lisi ta'ym buyuruldu. Suriye kumandam Ebu Ubeyde ve yerine 
gecen Mu'az bin Cebel de, taundan oldii. Amr ibni As hazretleri, 
baskumandan olunca, herkesi daglara cikardi. Boylece, veba sal- 
gmma nihayet verdi. Amr ibni As hazretleri, Misr seferine ku- 
mandan ta'yin olundu. Bir ay muharebeden sonra, rum askeri da- 
gildi. Misra girdi. Bu muharebede mancimk kullandi. Heraklius 
Istanbulda biiyiik bir ordu hazirlayip, Amr ibni Asa karsi gel- 
mekde iken oldii. Amr ibni As iic ay muharebeden sonra, isken- 
deriyeyi de aldi. Sonra Trablusa gitdi. Bir ay savasdan sonra feth 
eyledi. Hazret-i Omer sehid olunca oglu Ubeydullah, katil zanni 
ile eski acem sahlanndan Hiirmizam oldiirmiisdu. Hazret-i All, 
Ubeydullaha kisas lazimdir, dedi. Medinede iznli olarak bulu- 
nan Misr valisi Amr bin As soz alarak, (Dim Omer, bugiin de 
oglu oldtiriilmek nasil olur?) dedi. Halife olan Osman "radiyal- 
lahii anh", bu sozti begenerek, kisas isini diyete cevirdi ve diyet 
paralanni kendi malmdan verdi. Bu bir ictihad aynhgi idi. Haz- 

-222- 



ret-i Mu'aviye, Anadoluda gazaya baslayrp, (Amuriyye) sehrine 
kadar ilerledi. Halife, Amr ibni Asi Misr valiliginden azl etdi. Ha- 
life Istanbulun feth edilmesini Endiiliis yoluyle diisiiniiyordu. En- 
diiliise asker cikardi. Samda kumandan olan Mu'aviye "radryalla- 
hii teala anh", gemilerle Kibnsa asker gonderdi. Misrdan da yar- 
dim geldi. Cok muharebe ederek ada feth olundu. 

Istanbul kayseri uciincii Kostantin 47 [m. 668] de Bizans impe- 
ratoru olmus, 66 [m. 685] da olmusdiir. Biiyiik bir donanma ile Ak- 
denize cikdi. Hazret-i Mu'aviye "radiyallahii teala anh" ile Misr 
valisi Abdullah da birer donanma ile cikdilar. Biiyiik bir deniz har- 
bi sonunda, Ehl-i islam galib geldi. Hicretin otuzuciincii senesinde 
Sam valisi hazret-i Mu'aviye, rumlarla gaza ederek Istanbul boga- 
zma kadar geldi. Mu'aviye bin Ebi Siifyan "radiyallahii anhiima", 
Resulullahm katibligini yapmis bir sahabi-i zisan idi. 

Hazret-i Ali "radiyallahii anh", islamiyyetin kurulmasi ve kok- 
lesmesi icin camm tehliikelere atip diismanlarla arslan gibi dogiis- 
dii. Nice kafirleri katl eyledi. Hazret-i Mu'aviye de "radiyallahii 
anh", islamiyyetin yayilmasi ve doguya, batiya lsik salmasi icin ca- 
mm tehliikeye koyup, Bizans ordulan ile dogiisdii. Nice memleket- 
ler feth eyledi. 

Abdullah bin Sebe' admda bir yehudi donmesi Misrda pok 
kimseleri aldatdi. Hilafet, Almin hakkidir diyerek, milleti lsyana 
tesvik eyledi. Amr ibni As hazretleri, Misr valiliginde bulunsaydi, 
bu fitneye meydan vermezdi. Kufede valiye giicenen birkac kim- 
se, hazret-i Osmam cekisdirmege basladilar. Halife bunlan Sama 
siirdii. Sam valisi Mu'aviyeye, (Bunlara nasihat et!) diye yazdi. 
Mu'aviye bunlara Kureyslileri ovdii. (Resul-i ekrem, beni islerin- 
de kullandi. Sonra iic halifesi beni vali yapdilar. Benden razi oldu- 
lar) dedi. Cok nasihat verdi. Dinlemediler. Onlan Hums sehrine 
gonderdi. Hums valisi olan Abdurrahman bin Velid, bunlara sert 
davrandi, korkutdu, tevbe etdirdi. Halife; Mu'aviye, Amr bin As 
ve diger iic valiyi Medineye cagirdi. Fikrlerini sordu. Mu'aviye (is- 
leri valilere birak) dedi. Amr bin As ise "radiyallahii teala anhii- 
ma", (Ya halife! Sen, Beni Umeyye ile birlikde nasa giivendin. 
Pek merhametli davrandimz. Siddet veya isti'fa, yahud kuvvetli 
irade ile ileri git!) dedi. 

Misrda bulunan (ibni Sebe') ve baska vilayetlerdeki adamla- 
n, birbirleriyle haberlesiyorlardi. Valiler zulm ediyor, diyerek ve 
bir yalana bin katarak uydurduklan iftiralan her tarafa yayiyor- 
lardi. Bu sikayetleri halife isitdi. Valileri toplayip sikayetlerin se- 
bebini sordu. Mu'aviye dedi ki, (Sen beni valiyapdm. Ben de cok 
kimseyi me'mur yapdim. Onlardan sana hayr gelir. Herkes ken- 

-223- 



di memleketini daha iyi bilir ve idare eder) dedi. Sa'id de, (Bu soz- 
ler uydurmadir. Gizlice ortaya atihyor. Herkes inamyor. Bu yalan- 
lari cikaranlan bulmali ve oldiirmeli) dedi. Amr ibni As, (Sen yu- 
musak davrandin. Yerine gore sertlik gostermelisin) dedi. Halife, 
valilerle Medineye geldi. All ve Talha ve Ziibeyri de cagirdi. 
Mu'aviye, soz alarak, (Siz Eshabm yiikseklerisiniz. Halifeyi secdi- 
niz. Simdi ihtiyar oldu. Ileri atilmayiniz) dedi. Hazret-i All, bu soz- 
lere uziildii. (Sus) dedi. Dagildilar. Mu'aviye, halifeyi Sama cagir- 
di. Kabul eylemedi. (Oyle ise, seni korumak icin asker gondere- 
yim) dedi. Halife, (Resulullahm komsularma baski yapmak iste- 
mem) dedi. Hazret-i Mu'aviye, (Sana kiyacaklarmdan korkuyo- 
rum) deyince, Halife, (Allahm dedigi olur) buyurdu. Bunun iize- 
rine Mu'aviye, yol elbiselerini giyerek, Ali ve Talha ve Ziibeyr ve 
baska Sahabilerle goriisiip, halifeyi onlara emanet ve herbirine 
veda' ile Sama gitdi. Aynhrken, (Ebu Bekr diinyayi istemedi. 
Diinya da Ona yanasmadi. Omere diinya yanasdi. O diinyayi red 
eyledi. Osmana diinyadan az birsey geldi. Biz ise diinyaya daldik) 
dedi. 

Ibni Sebe'in adamlan, Misr ve Kiifede toplanarak birkac bin ki- 
si, hacca gidecegiz, diyerek, Medineye geldiler. Hazret-i Osman 
"radryallahu teala anh" sehid edildi. Samdan ve Kufeden imdada 
gelen askerler yetisemedi. 

Kisas-i Enbiyamn, birinci cihan harbindeki baskisindan aldi- 
gimiz yukandaki yazilar, hazret-i Mu'aviye ile hazret-i Amr ibni 
Asm, ne kadar sadik, halis miisliman olduklanni, Eshab-i kiram 
arasmdaki derecelerinin yiiksekligini, islamiyyete hizmetlerini 
ve kafirlerle cihaddaki gayretlerini acikca gostermekdedir. Ki- 
sas-i Enbiya kitabi, Abbasi tarihcilerinin, Emevileri kotiilemek 
ve kendi hiikumetlerine yaranmak icin, yazdiklan tarihlerindeki 
uydurma hikayelerin te'siri altinda yazilmis oldugu halde, yuka- 
nda bildirdigimiz gercekleri de bizlere haber vermekdedir. Deve 
ve Siffm vak'alanni anlatirken, Abbasi tarihlerindeki bu iki bii- 
yiik Sahabinin ve Ebu Siifyan "radiyallahii teala anh" hazretleri- 
nin sanlanna yakismiyan iftiralan da katmis ise de, secerek yu- 
kanya yazdiklanmizi okuyan keskin goriislii ve anlayish kimse- 
ler, Eshab-i kiramm buyuklugiinii hemen anlarlar. Kisas-i Enbi- 
yadaki onlan lekeliyen yazilann uydurma ve iftira oldugunu kav- 
rarlar. 

32 — (Eshabdan ve Mu 'aviyenin Amr bin As ile beraber Mis- 
ra gonderdigi kumandanlardan Mu'aviye bin Hadic, Aliyyiil 
Miirtezamn elcilerinden Muhammed bin EbiBekri katl etdikden 
sonra, esek lasesinin icine koyarak yakmisdir. Bu faci'aya insan 

-224- 



ne diyecegini bilmez oluyor) diyor. Bunu Ravzatul Ebrar kitabin- 
dan aldigmi soyliiyor. 

Halbuki, (Kisas-i Enbiya) kitabmda diyor ki, (Hazret-i Almin 
Misrdaki valisi Muhammed bin Ebi Bekr, ehaliyi sikisdirmca, halk 
hicretin otuzsekizinci yilinda silaha sanldi. O sirada Misrda bulu- 
nan Eshab-i kiramdan Mu'aviye bin Hadic "radiyallahii anh", 
hazret-i Osmamn kam da'vasina kalkisarak, etrafma cok kimseyi 
toplamisdi. Hazret-i Mu'aviye, Amr ibni As hazretlerini Misn al- 
maga gonderdi. Muhammed bin Ebi Bekr, askerlerle buna karsi 
koydu. Mu'aviye bin Hadic gelip, Amr ibni Asm askerleriyle bir- 
lesdi. Misr askeri bozuldu. Muhammed bin Ebi Bekr saklandi. 
Mu'aviye bin Hadic, onu bulup oldiirdu. Bir esek lasesinin icine 
koyup yakdi. Ciinki, Muhammed bin Ebi Bekr, Misrdan Medine- 
ye gelen eskiya ile bir olarak, halki hazret-i Osmana karsi kiskirt- 
misdi. Hazret-i Osmamn evini saranlardan biri de bu idi. Hazret-i 
Osmam koruyanlar arasinda bulunan hazret-i Hasen bin Ali ok ile 
yaralandi. Muhammed bin Ebi Bekr, Hasenin lizerindeki kam go- 
riince telasa diisdii. (Hasim ogullan bunu goriirlerse, iizerimize 
hiicum ederler, isimiz bozulur. Bir kestirme yol bulahm) dedi. Ya- 
nma bir iki kisi ahp bitisik evin divarmdan asarak, hazret-i Osma- 
mn odasina girdiler. Once Muhammed bin Ebi Bekr girip, (Simdi 
seni Mu'aviye kurtaramaz) dedi ve halifenin sakalmdan tutdu. 
Halite Kur'an okuyordu. Muhammedin ylizune bakip, (Baban bu 
halini gorseydi, ne kadar uziiliirdu) dedi. Muhammed utamp, ci- 
kip gitdi. Arkasindan gelen arkadaslan, halifeyi sehid etdi). iste 
halifenin sehadetine sebeb oldugu icin, bu cezaya ducar oldu. Ki- 
tabm yazari, bunun yakilmasim genclere anlatarak, yamp yakih- 
yor. Halbuki, Abbasilerin, Emevi halifelerinden cogunun ve huru- 
filerin de, Ehl-i siinnet alimlerini, bu arada Sirvansahi ve Bagdad 
valisi Bekir pasayi diri diri ve Beydavi hazretlerinin kemiklerini 
mezarlarmdan cikanp yakdiklanm da yazsa idi, kimlerin daha 
vahsi oldugu iyi anlasihrdi. Hazret-i Mu'aviye, Misn almca, Amr 
ibni Asi oraya vali yapdi. Amr, hazret-i Omerin zemamnda dort 
sene, hazret-i Osmamn zemamnda da dort sene Misrda valilik 
yapmisdi. Amr kirkiic yilinda vefat edince, yerine bunun oglu Ab- 
diillahi vali yapdi. iki sene sonra azl edip, yerine Mu'aviye bin Ha- 
dici vali yapdi. Elli senesinde Mu'aviye bin Hadici azl edip yerine 
kendi adamlarmdan ve Sahabeden Meslemeyi Misr ve Afrikiyye 
valisi yapdi. Mu'aviye bin Hadic hazretleri yetmisiic senesinde ve- 
fat etdi. 

33 — (Mu'aviye, Biisr bin Ertad kumandasmda olan birfirka- 
yi Haremeyne musallat ederek, kadmlan ve ma 'sum cocuklan ki- 

- 225 - Hak Sozun Vesikalan: F-15 



hncdan gecirtmisdir. Bu meyanda Abbasm bes ve alti yaslanndaki 
torunlan olan Abdurrahman ve Kusem de sehid edilmisdir. Busa- 
biler, valdeleri Aisenin gozii oniinde katl olunmuslardir. Bicare 
Aise, bu miidhis cinayete tahammiil edemiyerek, tecenniin eyle- 
mis, hayatimn sonuna kadar mecnun olarak, bas acik, yahn ayak, 
perisan bir halde gezmisdir) diyor. Bunlan El-Kamil ve El-Beyan 
vettebym kitablarmdan aldigim bildirmekdedir. 

Vesika olarak gosterdigi kitablar, kendi yiizkarasmi meydana 
cikarmakdadirlar. Elbeyan vettebym kitabim Ehl-i stinnet diis- 
mani olan bir mu'tezili yazmisdir. Bu isin dogrusu, (Tezkire-i 
Kurtubi Muhtasari), yiizotuzbirinci sahifesinde soyledir: (Ha- 
kemlerin karan ile hazret-i Mu'aviye halite secildikden sonra, iic- 
bin nefer ile Biisr bin Ertad Amiriyi, kendine bfat etdirmek icin 
Hicaza gonderdi. Once Medineye geldi. O gun, Medinede hazret-i 
Halid eba Eyyiibel-ensari, hazret-i Ali tarafmdan vali idi. Vali 
gizlice Kufeye, hazret-i Alinin yanma geldi. Biisr minbere cikip, 
vaktile burada bi'at etmis oldugum halifeyi, [ya'ni hazret-i Osma- 
ni] ne yapdimz? (Eger hazret-i Mu'aviye bana yasak etmeseydi, 
hepinizi kihncdan gecirirdim) dedi. Basda Cabir hazretleri olmak 
iizere, Medineliler bi'at etdi. Sonra Mekkelileri de bi'at etdirdi. 
Biisriin hazret-i Mu'aviyeden (kimseyi oldiirme!) emrini aldim 
demesi, Mekkede ve Medinede kimseyi oldiirmedigini goster- 
mekdedir. Sonra, Yemene gitdi. O zeman Yemen valisi olan 
Ubeydullah bin Abbas, Kufeye hazret-i Alinin yanina kacdi. 
Alimler buyuruyor ki, Ubeydullah kacmca, Biisr bunun iki oglu- 
nu oldiirdii. Hazret-i Ali, Biisre karsi, Harise-tebni Kudameyi iki 
bin kisi ile Yemene gonderdi. [Biisr Eshabdan degil idi.] Harise 
Yemene gelip, hazret-i Ali sehid oluncaya kadar, orada vali kal- 
di. Nice kimseleri oldiirdii. Medineye geldi. Orada imam olan 
Ebu Hiireyre hazretleri kacdi. Harise, (Eger o kedi babasim bu- 
laydim, oldiirurdiim) dedi.) Goriiliiyor ki, hazret-i Alinin kuman- 
dani, Resulullahm cok sevdigi ve ovdiigii sahabisini oldtirmek is- 
temis ve Resulullahm koydugu mubarek isim ile alay etmisdir. 
Hazret-i Alinin ve hazret-i Mu'aviyenin "radiyallahii teala anhii- 
ma" kumandanlannin yapdiklan zulmlerden, O biiyiikleri lekele- 
mege kalkismak ve olaylan, uydurma hikayelerle sisirmek, dog- 
rusu cok insafsizhk olur. 

34 — (Mu'aviye minberlerde Aliyyiil Murtezaya ve evladlan- 
na la'net etdirmek iizere biitiin valilerine emrler gondermisdir. 
Omer bin AbdiiVaziz bu la'netlemeyi kaldirmisdir. Eshabdan 
Hacer bin Adi, Aliye la 'net etmedigi icin, yedi refiki ile birlikde, 
Mu'aviyenin emri ile sehid edilmisdir!) diyor ve Agani, ibni 

-226- 



Ebulhadidin serh etdigi Nehculbelaga ve Akdiil Fend kitablarim 
da sahid gosteriyor. 

Hayasrzhgin bu derecesi ve iftiralann bu kadar alcakcasi goriil- 
memisdir. Once sunu soyliyelim ki, vesika olarak ileri stirulen ki- 
tablar, Tuhfeden terceme ederek, onuncu maddede bildirdigimiz 
gibi, hurufilerin kitablandir. Egani kitabim yazan Ebiil-ferec Alt 
bin Hiiseyn isfehanmin bid'at ehlinden oldugu, (Esiiiaiil-iiiuelli- 
fin)de de yazilidir. Bu adam, (Mukatil-i al-i Ebi Talib) adindaki ki- 
tabmda edebsizce kelimeler kullanarak Eshab-i kiramm biiyiikle- 
rine saldirmakdadir. Ibni Ebulhadidin azih bir Mu'tezili oldugu- 
nu onuncu maddede bildirmisdik. Bu iftiralann Ehl-i siinnet ki- 
tablarma da sizmis olduklan esefle goriilmekdedir. Ehl-i siinnetin 
biiyiik alimlerinden ve Evliya-i kiramm reislerinden olan imam-i 
Muhammed Ma'sum-i Faruki "kaddesallahii teala sirrehiiFaziz" 
hazretleri, iftiralara vesikalarla pek giizel cevab vermekdedir. Bu 
kiymetli cevabi terceme ederek kitabimizm 2. ci kismmda, yetmi- 
sikinci sahifesinden bashyarak bildirmisdik. Oradan okunmasim 
tavsiye ederiz. 

Hazret-i Mu'aviyenin, hazret-i Aliye la'net etdigini soylemek, 
hazret-i Mu'aviyeye iftiradir. Hazret-i Mu'aviyeye dil uzatmak ca- 
iz degildir. Evet Emevi halifelerinden birkaci, birkac kisi icin la'net 
etdirdi. Fekat, Mu'aviye "radiyallahii anh", Emevi halifelerinden 
idi ise de, Ona birsey denemez. Hurufiler, tic halifeyi ve hazret-i 
Mu'aviyeyi ve Ona uyanlan kotiiliyor. Biitiin Eshab, sonradan 
miirted oldu, diyorlar. Hepsini kotiiliyorlar. Ehl-i siinnete gore, 
Eshab-i kiram icin iyilikden baska bir sey soylenemez "radiyallahii 
teala anhiim ecma'in". 

Hazret-i Emir, hazret-i Mu'aviye ile birlikde olanlar icin (Kar- 
deslerimiz bize uymadi. Kafir ve fasik degildirler. ictihadlan ile ha- 
reket ediyorlar) buyurdu. Bu sozii, bunlardan kiifrii ve fiski kaldir- 
makdadir. islam dininde hie kimseye, hatta frenk kafirlerine bile 
la'net etmek ibadet degildir. Eshab-i kiramdan herhangi biri, bes 
vakt nemazdan sonra, diia yerine la'neti dile ahr mi? Boyle cirkin 
bir yalana inamhr mi? 

Bir kimseyi kotiilemek ve ona la'net etmek, bir iyilik ve ibadet 
olsaydi, iblis-i la'ine, Ebu Cehle, Ebu Lehebe ve Peygamber efen- 
dimizi "sallallahii aleyhi ve sellem" inciten, Ona cefa ve eza eden 
ve bu hak dine, kotiiluk, ihanetler yapan Kureysin azih kafirlerine 
la'net etmek, islamm icablanndan olurdu. Diismanlara la'net et- 
mek emr edilmeyince, dostlara la'net sevab olur mu? Daha cok bil- 
gi almak icin (Se'adet-i ebediyye) kitabinda, ikinci kism, yirmiikin- 
ci maddeyi de lutfen okuyunuz! 

-227- 



35 — Hurufi kitabinda, (Mu'aviye, imam-i Haseni, zevcesine 
biiyiik bir mikdarda altmlar vererek, kandmp, zehrletdirmek sure- 
ti ile oldiirmiis, sehid etdirmisdir) diyor. Taberi tarihindeki iftira- 
lari onuncu maddede bildirmisdik. Biiyiik (Taberi tarihi) cok kiy- 
metlidir. Bunu, Ehl-i siinnet alimlerinden Muhammed bin Cerir 
Taberi "rahmetullahi aleyh" yazmis ve hicretin ucyuzonuncu sene- 
sinde vefat etmisdir. Bir hurufi bu ismle ortaya atilarak, bu tarihi 
ihtisar etmis ve (Tarih-i Taberi) adim vermisdir. Bugiin elde bulu- 
nan tiirkce Taberi tarihi, bu kitabdan terceme edilmisdir. Kitabm 
dogrusu, bundan pek daha biiyiikdiir. Miirevviciizzeheb kitabmm 
da, iftiralarla dolu bir tarih kitabi oldugunu, Tuhfe kitabmdan ter- 
ceme ederek onuncu maddede bildirmisdik. Mu'aviye "radiyalla- 
hti anh" hazretlerinin sanma yakismiyan cok cirkin ve pek aleak 
yalanlan, bir din kitabinda yazarak, iki pacavrayi da, vesika olarak 
koymak, bir muslimana yakisir mi? 

Feth suresindeki ayet-i kerimede mealen, (Senin Eshabin, 
birbirine cok ve hep merhametlidir. Kafirlere karsi cok ve hep 
sertdirler) buyuruldu. islam diismanlan ise, Eshab-i kiram birbir- 
lerine diisman idi. Birbirlerini zehrletdiler, diyorlar. Musliman- 
lar, elbet Allahii tealaya inamr. Eshab-i kiramm birbirini cok sev- 
diklerini soyleriz. Eshab-i kiram, hazret-i Osmamn katillerine ki- 
sas yapilmasi isinde ictihad etdiler. Bu bir din isi idi. ictihadlan 
aynldi. Resulullahm zemamnda da ictihadlan ayn olurdu. Hatta, 
Resulullahin ictihadmdan da aynhrlardi. Bu ayrihk, bir sue ol- 
mazdi. Hatta, hepsinin sevab kazandiklan bildirildi. Bir kac ker- 
re ayet-i kerime gelerek, Resulullahin ictihadma uygun olmiyan 
bir ictihadin dogru oldugu, vahy ile bildirildi. Ciinki islamiyyet, 
insanlara diisiinmek ve her dusundiigiinii bildirmek hiirriyyetini 
vermisdir. insan haklari, insan hiirriyyetleri islamiyyetdedir. iste, 
Eshab-i kiram, kisas icin, ictihadda aynldilar. Allahii teala da, 
Onun Resulii de ve akl-i selim sahibi olan herkes, bu aynhgi sue 
saymiyor. insanlara verilmis bir hak tamyorlar. ictihadda ayn- 
lanlar, dogiismegi, hatta birbirlerini incitmegi hatirlarma bile ge- 
tirmediler. Ciinki, bu ilk def 'a olan bir ayrihk degildi. Her zeman 
ictihadda aynhklar olmusdu. Birbirlerini incitmek bile hatirlan- 
na gelmemisdi. Babalan arasmdaki ictihad aynhgini goren ba'zi 
cocuklar, birbirleri ile birkac kerre sert konusmuslar ise de, ba- 
balan buna bile dayanamiyarak, kendi cocuklanm paylamislardi. 
Si'iler de, bunu pek iyi biliyorlar. Fekat, zmdiklar, Eshab-i kira- 
mm birbirlerine diisman olduklanni, bu yiizden de, adi, igrenc is- 
ler yapdiklanm herkese inandirmak icin ugrasryorlar. Boylece Es- 
hab-i kiramm diisiincesiz, bilgisiz ve kotii huylu olduklanni yay- 

-228- 



mak cabasmdadirlar. Bu suretle, islamiyyeti yikmak, yok etmek 
gayretindedirler. Ctinki, islamiyyet demek, Eshab-i kiramm bildir- 
digi haberlerin toplami demekdir. Kur'an-i kerimi ve hadis-i serif- 
leri, bizlere Eshab-i kiram bildirdi. islamiyyetin biitiin bilgileri 
Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden ve Eshab-i kiramdan her- 
hangi biri olursa olsun, Onun sozunden ve hareketlerinden alin- 
misdir. Islam bilgilerinin kaynaklan, vesikalan, Eshab-i kiramm 
sozleridir. Eshab-i kiram kotiilenirse, Onlarm bildirmis oldugu is- 
lamiyyet de bozuk olur. Kiymetsiz olur. Eshab-i kiramm hepsi pey- 
gamberlerden baska, gelmis ve gelecek biitun insanlarm hepsin- 
den, her bakimdan daha iistundiirler. islamiyyetin kiymetini bil- 
mek icin ve hakiki bir miisliman olmak icin, bu inceligi, iyi kavra- 
mak lazimdir. Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" iistunlu- 
giinii, kiymetini, serefini bilen ve Allahm Peygamberi ne demek 
oldugunu diisiinebilen ve kavnyabilen bir kimse, O yiice Peygam- 
berin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" yetisdirmis oldugu ve bii- 
tun islerinde kullanmis oldugu Eshab-i kiramm derecelerinin yiik- 
sekligini kolayca anlar. 

Hazret-i Ali ve hazret-i Mu'aviye ve yanlarmda bulunan Es- 
habdan hicbiri birbirini incitmek diisiincesinde degildi. Deve 
vak'asmda da, Siffin vak'asmda da, birbirleriyle anlasmak icin ve 
muslimanlar arasmda huzuru ve rahati saglamak icin karsilasmis- 
lardi. Her iki tarafda bulunanlar da, boyle dusiindiiklerini soyle- 
misdi. Ehl-i stinnet alimlerinin kelam ve tarih kitablan meydan- 
dadir. Hurufilerin diizme hikayeleri ve tiiredi din adamlarmm ki- 
tablarmm ve mecmu'alannin hie kiymetleri yokdur. Tarihlere 
dikkat edilirse, bu muharebelerde Eshab-i kiram birbirini hie ol- 
diirmemisdir. Birbirlerinin olmelerine hep acimislar ve aglamis- 
lardir. 

(Kisas-i Enbiya)da, yiizyetmisinci sahifede diyor ki: Hazret-i 
Hasenin, zevcesi Ca'de tarafindan zehrlendigi meshurdur. Haz- 
ret-i Hasen "radryallahu teala anh" cok evleniyor ve zevcelerini 
bosuyordu. Hatta pederi, Kufede iken, (Hasene kizlanmzi ver- 
meyiniz! Zfra bosar) dedi. Dinleyiciler, (Biz Ona istedigi kizi ve- 
ririz. ister birlikde yasasm, isterse bosasin) dediler. Hazret-i Ha- 
sen 90k giizeldi. Resulullaha benziyordu. Aldigi kiz, Ona asik 
olurdu. Ca'de de, her ne sebebden ise, Ona kinlarak canina kiy- 
misdir. 

(Mir'at-i kainat) kitabmda diyor ki: Hazret-i Mu'aviye ken- 
dinden sonra, hazret-i Haseni halife yapmaga karar verdi. Bu ka- 
rarmi millete bildirdi. Yezid, babasmdan sonra, halife olmagi 
umuyordu. Hazret-i Hasenin hatunu olan Ca'deye zehr gonderdi. 

-229- 



(Bunu Hasene yidirip oldliriirsen, seni nikahlayrp, tepeden tirnaga 
kadar zinete ve mala gark edecegim) dedi. Kadm, bu yalana alda- 
nip, birkac kerre zehr yidirdi. Fekat, sifa buldu. Zevcesinin bu isi 
yapdigini anladi ise de, bir sey demedi. Baska yerde yatip, yedikle- 
rine, icdiklerine dikkat ederdi. Ca'de, bir gece gizlice giderek bar- 
dagi icine elmas tozu koydu. Hazret-i Hasen, gece bunu icerek 
mi'desi parcalanmaga basladi. Vefat ederken, Hazret-i Huseyn, ki- 
min zehrledigini soyletmege ugrasdi. (Bilirsen kisas yapar misin?) 
dedi. (Elbet, onu oldiirurum) deyince, (Ona kazandigi ceza yetisir) 
buyurdu. Zevcesinin yapdigini soylemedi. Kirk gun sonra vefat et- 
di. Bakf kabristamnda, validesi hazret-i Fatimanm "radiyallahii 
teala anha" yamna defn olundu. Yezidin yapdigi cinayeti babasina 
ytiklemek, ondan daha asagi bir cinayet degildir. Ciinki, bu iftira, 
Nuh aleyhisselamm oglu olan Ken'amn kiifriinii, babasi yiice Pey- 
gambere yiiklemege benzemekdedir. 

36 — (Mu'aviye, babasi Ebu Siifyandan veled-i zina olarak 
dogan, son derece zalim, hain ve katil olan Ziyad bin Ebih 7 mak- 
sad-i hainane ve caniyane-i haliye ve miistakbelesine hizmet icin 
nesebine ilhak etmis. Bu hainin oglu olan, sakilerin sakisi Ubey- 
dullahi, kendi hayatmda vali yapip, vefahndan sonra Kerbela fa- 
cia-i miidhisesini tatbik ve icraya, bile bile ve hesabhya hesabhya 
hazir ve miiheyya kilmisdir. Bu hileler ve hud' alar nasil ictihad 
hatasi olur?) diyor. Bu yazilan, Kisas-i Enbiyadan aldigmi da bil- 
diriyor. 

(Kisas-i Enbiya)da, hazret-i Mu'aviyeye karsi saygi ve edeb di- 
si kelimeler, hatta yorumlar yer almis buhmmakdadir. Fekat, yu- 
kanda yazih kiistahca kelimeler, Cevdet Pasanin "rahmetullahi te- 
ala aleyh" imanh kaleminden gecememis, kitabmm sahifelerini 
kirletmemisdir. Bakimz, (Kisas-i Enbiya) bu olaylan nasil bir ka- 
lemle ifade etmekdedir: 

(Faris ehalisi, hazret-i Ahye karsi lsyan etdi. Usr ve harac ver- 
mek istemediler. Emirleri olan (Sehl)i sehrinden cikardilar. Hic- 
retin otuzdokuzuncu senesinde, hazret-i All, Basrada beytiilmal 
me'muru olan Ziyad bin Ebihi, Faris ve Kerman vilayetlerine va- 
li ta'ym etdi. Basra emiri olan Abdullah bin Abbas, Ziyada asker 
vererek Farise gonderdi. Ziyad bin Ebih, cok kurnaz, iyi idareci, 
uzagi goriisii kuvvetli idi. Emrindeki askere liizum kalmadan gii- 
zel idaresi ile isini gordii. Az vakt icinde, Faris ve Kerman vilayet- 
lerini diizene sokdu. Asileri yola getirdi. Basra emiri Abdullah 
bin Abbas hakkinda hazret-i Aliye sikayetler geldi. Hazret-i Ali, 
Abdiillahdan cizye mallarmm hesab defterlerini istedi. Abdullah 
ibni Abbas buna giicendi. (Sen isine baskasim gonder) diye cevab 

-230- 



yazdi. Basra vilayetinden aynldi. Hazret-i All sehfd olunca, Zi- 
yad, Mu'aviyeye bi'at etmedi. Ziyad, zekflerin basi, hatfblerin en 
giizel konusam idi. Evvelce Basra valisi olan (Ebu-Musel- 
Es'ari)nin katibi idi. Hazret-i Omer, zemanmda, buna vazifeler 
vermisdi. Hazret-i All, deve vak'asmdan sonra, Onu, Basrada 
mal mudfri ve sonra Faris emiri yapdi. O da, iyi bir idareci oldu- 
gundan, o vilayeti pek giizel inzibat altina aldi. Hazret-i Mu'avi- 
ye, Onun bu basanlarim goriince, kendi ozkardesi oldugunu i'lan 
etdi. Hazret-i All "radiyallahii teala anh", Ziyada mektub yazip, 
(Seni bu vilayete ta'yin etdim. Sen bu ise ehlsin! Amma, Ebu Siif- 
yamn agzmdan cikan bir soz ile, sen Onun nesebine ve mirasma 
kavusamazsm. Mu'aviye, kurnazca, kisinin oniinden, arkasmdan, 
sagmdan, solundan gelir. Ondan kendini koru) demisdi. islamiy- 
yetden evvel, Arabistanda diirlii diirlii nikahlar vardi. islamiyyet 
onlan yasak etdi. Ziyad, o zemanm adetlerine gore yapilan nikah 
ile diinyaya gelmisdi. 

Kirkbes senesinde, hazret-i Mu'aviye, Ziyadi Basra, Horasan 
ve Sicistan valisi yapdi. O sene Basrada fisk ve fiicur yayilmisdi. 
Ziyad minbere cikdi. Gayet fasih ve belig hutbe okudu. Halki 
fisk ve fucurdan, kotiiliiklerden men' etdi. Agir cezalarla korkut- 
du. Yatsi nemazini cok uzun okuyarak kildinr, sonra evlerine 
gonderir, gece sokaga cikmayi yasak ederdi. Bu siki yonetim ile 
Basrayi diizene sokdu. Boylece, hazret-i Mu'aviyenin hiikumeti- 
ni kuvvetlendirdi. O kadar disiplin kurdu ki, bir kimsenin sokak- 
da birseyi diisse, cok zeman sonra gelip onu orada bulurdu. Kim- 
se kapisim kilitlemezdi. Onbin kisilik polis teskilati kurdu. Sehr 
haricinde ve yollarda da, emniyyet ve asayisi te'min eyledi. Haz- 
ret-i Omer zemanmda oldugu gibi, herkes emniyyet icinde idi. 
Eshab-i kiramm biiyuklerinden (Enes bin Malik) ve nicelerine 
vazifeler verdi. Onlardan istifade etdi. O sirada, Hariciler, ya'ni 
hazret-i Alinin diismanlan baskaldirdilar. Ziyad bunlara eman 
ve zeman vermeyip, reislerini ve coklanm oldiirdii. ismleri unu- 
tuldu. Hazret-i Mu'aviye, kirkdokuz senesinde istanbula bir or- 
du gonderdi. Oglu Yezidin de gitmesini emr etdi. Yezid, naz ve 
ni'met icinde biiyumtis oldugundan geri kaldi. Hazret-i Mu'avi- 
ye, Yezidi orduya yetismesi icin sikisdirdi. Bu orduda (Abdullah 
ibni Abbas), (Abdullah ibni Omer), (Abdullah ibni Ziibeyr) ve 
(Ebu Eyyub-el Ensari Halid) hazretleri de vardi. Elliuc senesin- 
de, Ziyad Kufede elliuc yasmda vefat etdi. Ziyad vefat edince, og- 
lu Ubeydiillah Sama geldi. Hazret-i Mu'aviye, onu Horasan aske- 
rine emir yapdi. Ubeydiillah, o zeman yirmibes yasmda idi. Ho- 
rasana gitdi. Ceyhun nehrini gecip, Buharada nice memleketler 

-231- 



feth etdi. Pekcok ganimet mallan getirdi. Ellibes senesinde Bas- 
ra valisi oldu. Ellisekiz senesinde Basrada Handler toplandi ise 
de, Basra valisi (Ubeydiillah bin Ziyad) bunlann iizerine yurii- 
yiip mahv-ii perisan etdi. 

Yezid, altmis senesinde halife oldugu zeman, Ubeydiillah bin 
Ziyad Basrada vali idi. Kufeliler halifeye mektub yazip, kudretli 
vali istediler. Ubeydiillah bin Ziyadi Kufeye gonderdi. ibni Ziyad, 
Kufeye gelince karmakansik buldu. Halki ita'ate da'vet etdi. Haz- 
ret-i Hiiseyn "radiyallahii teala anh" Kufelilerin da'veti iizerine, 
amcazadesi Miislimi Kufeye gondermisdi. Kufede otuzbine yakm 
kimse hazret-i Hiiseyni halife yapdi. ibni Ziyadm evini sardilar. 
Ibni Ziyad bunlan dagitdi. Reisleri olan Miislimi i'dam etdi. O 
giin hazret-i Hiiseyn "radiyallahii anh" Mekkeden Kufeye yola 
cikdi. 

Asere-i mubessereden Sa'd ibni Ebi Vakkasin oglu Omer, ib- 
ni Ziyad tarafindan Rey sehrine emir ta'yin edildi. Omer dort 
bin kisi ile yola cikacagi zeman, hazret-i Huseynin, halife olmak 
icin, Kufeye gelmekde oldugu isitildi. ibni Ziyad, Omeri Husey- 
ne karsi gonderdi. Omer gitmek istemedi. Oyle ise, Rey valiligi 
icin verdigim emri geri ver, dedi. Omer bir gun dusuneyim, dedi. 
Sonra kabul etdi. Kerbelada karsilasdilar. Hazret-i Huseyn (Ge- 
ri donerim) dedi. ibni Ziyad, (Yezide bi'at etsin, oyle gitsin. Bfat 
etmezse, Ona su verme) dedi. Hazret-i Huseyn bfat etmedi. 
Omer askerini surdu. Altmisbir senesi, Muharrem aymm onun- 
cu gunu hazret-i Huseyn, yetmis kisi ile sehid oldu. Omer bin 
Sa'd, iki gun sonra, kadmlan ve ZeyneFabidin Aliyi Kufeye ge- 
tirdi. ibn-i Ziyad, halki cami'e topladi. Minbere cikip (Allaha 
hamd ederim ki, hakki izhar eyledi. Emirulmu'minin olan Yezi- 
de yardim eyledi) dedi. Kadmlar ve sehadet haberi Sama gelin- 
ce, Yezidin gozleri yasla doldu. (Allah, ibni Sumeyyeye la'net 
eylesin) dedi. Ubeydullah bin Ziyada, (ibni Sumeyye) ve (ibni 
Mercane) de denirdi. Hazret-i Huseyne rahmet okudu. (Huseyn 
bana gelseydi, Onu afv ederdim) dedi. Haberi getiren Zubeyre 
mujde olarak birsey vermedi. (Allah belasim versin. ibni Ziyad 
acele edip Onu katl eyledi) dedi. Kufeden getirilenleri yanma al- 
di. (Biliyor musunuz, Huseyn nicin oldu? Huseyn, (Babam All, 
Onun babasi Mu'aviyeden daha iyidir, anam Fatima, Onun ana- 
smdan ve ceddim Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem", Onun 
ceddinden daha iyidir. Onun icin ben de Ondan daha iyiyim. Hi- 
lafet benim hakkimdir) dedi. Onun babasi ile benim babam isi 
hakemlere birakmislardi. Hangisinin secildigini herkes bilir. Al- 
lah icin soyliyeyim ki, Onun anasi Fatima, benim anamdan daha 

-232- 



iyidir. Dedesine gelince, Allaha ve ahiret gliniine iman eden kim- 
se, Resulullaha kimseyi esit gormez. Fekat Hiiseyn, fikhi ve ictiha- 
di ile soyledi ve (Allahii teala, her§eyin sahibidir. Miilkii diledigi- 

ne ihsan eder) ayetini hatirlamadi) dedi. Yezidin seraymda, haz- 
ret-i Hiiseyn icin matem tutdular, cok agladilar. Alinan esyalanni 
kat kat odediler. Hatta hazret-i Hiiseynin kizi Siikeyne, (Mu'avi- 
yenin oglu Yezidden daha hayrli kimse gormedim) derdi. [Mez- 
hebsizler de, bu sozii inkar edemiyor. Fekat, kimse yerine kafir 
kelimesini yaziyorlar.] Yezid, Zeynel'abidin hazretlerini, sabah 
aksam sofrasma ahr, birlikde yirdi. Onunla veda' ederken, (Alla- 
hii teala, ibni Mercaneye la'net eylesin! Vallahi ben olsaydim, ba- 
banin her teklifini kabul ederdim. Allahm takdiri boyle imis, ne 
care! Her ne istersen bana yaz. Hemen gonderirim) dedi. Yezid 
altmisdort senesinde, otuzsekiz yasmda oldii. ibni Ziyad da, alt- 
misyedi senesi Muharrem ayinda eskiyanm reisi Muhtar tarafm- 
dan kanh muharebelerde oldiiriildii. Hicazda halifelik yapan Ab- 
dullah bin Ziibeyr "radiyallahii teala anhiima" hazretleri, kardesi 
Mus'abi Basra valisi yapdi. Mus'ab da, Muhalleb ismindeki emiri- 
ni Muhtar iizerine gonderdi. Cetin harbde, altmisyedi senesinde, 
Muhtar oldiiriildii.) 

Kisas-i Enbiyamn bu yazilan insaf ile okunursa, hazret-i Hii- 
seynin "radiyallahii teala anh", kendisine ve mubarek babasina 
karsi diismanhkla olmayip, mevki' ve diinyahk icin sehid edilmis 
oldugu anlasihr. Her ne olursa olsun, bu alcakca yapilan vahse- 
ti, Yezid bile iizerine almamis. ibni Ziyada, bu yiizden la'net et- 
misdir. Yezidin sucu da biiyiik ise de, bundan dolayi, mubarek 
babasim lekelemeye kalkismak, pek haksizhkdir. Habilin katili 
olan Kabilin babasim, ya'ni Adem aleyhisselami kotiilemek gibi 
olur. 

Hazret-i Mu'aviye, Ubeydiillah ibni Ziyadi, hazret-i Hiiseyni 
sehid etmek icin vali yapdi, demek, olaylan inkar etmekdir. Ki- 
sas-i Enbiyamn da bildirdigi gibi, kafirlerle yapdigi cihadda basa- 
nlar sagladigi ve hazret-i Alinin diismam olan Haricileri sindirdi- 
gi icin, Onu vali yapdi. islamiyyete hizmet etdigini gorerek Onu 
Basraya ta'yin etmisdi. O zeman, hazret-i Hiiseyn "radiyallahii 
anh" Medinede idi. Mu'aviyenin hazret-i Hiiseyne karsi kotii niy- 
yeti olsaydi, ibni Ziyadi Hicaz valisi yapardi. Yezidin sucu icin, 
hazret-i Mu'aviyeyi kotiiliyenler, hazret-i Hiiseyni sahvermeyip, 
asl sehid eden, Omerin babasim da kotiileseler ya! Omerin baba- 
si olan Sa'd ibni Ebi Vakkas Cennetle mujdelenenlerdendir. Bu- 
nu kotiilerlerse, yalanlarmm, planlarmm ortaya cikacagim bili- 
yorlar. 

-233- 



(Tezkire-i Kurtubi muhtasari) yiizyirmidokuzuncu sahifesinde, 
Abdiilvehhab-i Sa'rani diyor ki, Yezid hazret-i Hiiseynin mubarek 
basim, esfrlerle birlikde, Samdan Medfneye gonderdi. Medfne va- 
lisi Omer bin Sa'din emri ile, mubarek basi kefenlenip Bakf kab- 
ristamnda, Fatima-tiizzehra hazretlerinin mubarek kabri yamna 
defn olundu. Fatimi meliklerinin onuciinciisu Faiz 549 [m. 1154] da 
bes yasmda tahta cikanhp, (555) de olmusdii. Bunun zemamnda 
devleti idare eden vezir Talayi' bin Ruzeyk, Kahirede (Meshed) 
denilen kabristam yapdigi zeman, hazret-i Hiiseynin mubarek ba- 
sim, kirkbin altm hare ederek, Medineden Kahireye getirdi. Yesil 
atlasa sardinp, abanos agaemdan tabut ile Meshedde imam-i Safi'i 
"rahmetullahi aleyh" tiirbesi ile seyyidet Nefise kabri yamnda defn 
edildi. 

Hurufiler bunu da yanhs anlatiyor. Mubarek basi, kirk giin son- 
ra, Kerbelaya getirilip bedeni yamna defn olundu, diyorlar. 

Pakistanm biiyiik islam alimi mevlana hafiz hakim Abdusse- 
kur Ilahi Mirzapuri Hanefi, (Sehadet-i Hiiseyn) "radiyallahii 
anh" isminde kitab yazmisdir. Karasideki (Medrese-i islamiyye) 
talebesinden mevlevi Gulam Haydar Faruki, bu kitabi urdu di- 
linden, farisiye terceme etmisdir. Karaside Newtawn No. 5 de 
olan bu biiyiik medresede islami ytiksek bilgiler okutulmakda- 
dir. Diinyanm her yerinden gelen talebeler, burada Ehl-i stinnet 
alimi olarak yetismekdedirler. Medresenin kurucusu ve mudfri 
olan biiyiik alim Muhammed Yusiif Benuri, bir takriz yazarak, 
kitabdaki bilgileri ovmekdedir. Yusiif Benuri 1400 [m. 1980] de 
Karaside vefat etmisdir. Kitab ytiziki sahifedir. islam diismanla- 
nmn, islamiyyeti icerden yikmak icin, miisliman ismi altmda or- 
taya cikdiklanm, (Ehl-i beytin dostuyuz) diyerek, Ehl-i beyte 
diismanhk etdiklerini yazmakdadir. Kitabin her yerinde, sf i ki- 
tablarmdan vesikalar vererek, bunu isbat etmekdedir. Onbirinci 
sahifesinde diyor ki: Sfi alimlerinden Muhammed Bakir Horasa- 
nl, molla Muhsin adi ile meshur olup, 1091 [m. 1679] senesinde 
Meshedde olmusdtir. (Cila-ul-uyun) kitabmm 321. ci sahifesinde 
diyor ki, (Mu'aviye "radiyallahii anh" vefat edecegi zeman, oglu 
Yezide soyle vasiyyet etdi: imam-i Hiiseynin Resulullaha "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" yakinhgim, Onun mubarek kamndan ol- 
dugunu biliyorsun. Irak halki Onu kendi yanlarma caginrlar. Sa- 
na yardim edecegiz, derler. Yardim etmezler. Onu yalmz birakir- 
lar. Ona galib olursan, kendisine hurmet et. Sana yapdiklanna kar- 
sihk, Onu hie incitme! Benim Ona olan iyiliklerimi sen de yap!) 
Sfi tarihcilerinden Muhammed Taki nan, 1297 [m. 1879] senesin- 
de vefat etdi. Farisi, (Nasih-iit-tevarih) kitabinda diyor ki, (Na- 

-234- 



sihatinda sunlari da soyledi: Oglum, nefsine uyma! Allahti teala- 
nm huzuruna, Hiiseyn bin Almin kamna bulanmrs olarak cikma! 
Yoksa sonsuz azaba yakalamrsm! (Hiiseyne hurmetde kusuru 
olana, Allahii teala bereket vermez!) hadis-i serifini unutma!). 
Bu si'i tarihinin 38. ci sahifesinde diyor ki, (Imam-i Almin yanin- 
da olanlar, ya'ni si'iler, Sama gelirler, hazret-i Mu'aviyeyi kotii- 
lerlerdi. Mu'aviye "radiyallahii teala anh", boyle soyliyenlere 
birsey yapmaz, kendilerine (Beyt-iil-mal)dan bol ihsanda bulu- 
nurdu). (Cila-iil-uyun) si'i kitabinm 323. cii sahifesinde diyor ki, 
(Imam-i Hasen bin All "radiyallahii anhiima" dedi ki, hazret-i 
Mu'aviye, etrafimdaki yardimcilarimdan, vallahi daha iyidir. 
Ciinki bunlar, bir yandan si'i olduklanni soyliyorlar. Bir yandan 
da, beni oldtirmek, mallanmi almak istiyorlar). 

Yezide gelince, babasimn nasihatlarmi unutmadi. Bunun icin, 
imam-i Hiiseyni "radiyallahii teala anh" Kufeye cagirmadi. Onu 
oldiirmek icin emr vermedi. Oliimiine sevinmedi. Hatta, isitince 
agladi. Matem yapilmasim emr etdi. Ehl-i beyte hurmet etdi. (Ci- 
la-iil-uyun) si'i kitabinm 322. ci sahifesinde diyor ki, (Yezid, Ehl-i 
beyte sevgisi ile meshiir olan Velid bin Akabeyi Medineye vali 
yapdi. Ehl-i beyte diisman olan Mervam valilikden ayirdi. Velid, 
gece, imam-i Hiiseyni cagirip Mu'aviyenin oldiigunii ve Yezide 
bi'at edildigini bildirdi. imam-i Hiiseyn (Benim Ona gizli bi'at et- 
meme razi olmazsm. Herkesin yanmda bi'at etmemi istersin) de- 
di.) Si'i kitabinm bu yazismdan anlasihyor ki, imam-i Hiiseyn Ye- 
zid icin, fasik, facir veya kafir demiyordu. Oyle bilseydi, gizli bi'at 
etmege razi olmazdi. Acikca bi'at etmemesi de, si'ilerin kendisine 
diismanhk etmelerine sebeb olmamak icindi. Nitekim, Mu'aviye 
ile sulh yapdigi icin babasmdan ayrihp harici olmuslardi. Babasi ile 
harb etmislerdi. Hilafeti Mu'aviyeye birakdigi icin de, kardesi haz- 
ret-i Hasene diismanhk yapmislardi. 

Yine bu acem tarihinde diyor ki: (Zecr bin Kays, hazret-i Hii- 
seynin oliim haberini Yezide getirince, basini egip, bir zeman 
durdu. Sonra, (Onu oldiireceginize, Ona ita'at etseydiniz, iyi 
olurdu. Ben orada olsaydim Onu afv ederdim) dedi. Mahdar bin 
Sa'lebe imam-i Hiiseyni kottilemege baslayinca, Yezid yiiziinii 
asip, (Mandarin anasi boyle zalim ve aleak cocuk dogurmasaydi. 
Allah, Mercanenin oglunu [ibni Ziyadi] kahr eylesin) dedi. Sem- 
mer, imam-i Hiiseynin mubarek basini Yezide getirip, (insanlarm 
en iyisinin cocugunu oldiirdiim. Bunun icin, atimm heybelerini al- 
tinla, giimiisle doldurmahsm) deyince, Yezid cok kizdi ve (Allah 
heybelerini atesle doldursun! insanlarm en iyisini nicin oldiir- 
dtin? Def ol. Git karsimdan. Sana hicbirsey verilmez) dedi.) 

-235- 



Si'ilerin (Hulasat-iil-mesaib) kitabimn 393. cii sahifesinde diyor 
ki, (Yezid, herkesin yanmda agladigi gibi, yalniz kaldigi zemanlar- 
da da cok agladi. Kizlari ve hemsireleri de beraber agladilar. 
Imam-i Hiiseynin mubarek basim altm tasa koyup, (Ey Hiiseyn! 
Allah sana rahmet etsin! Ne hos giiliiyorsun) dedi. Sfi kitabimn 
bu yazisindan anlasihyor ki, ba'zi kimselerin, (Yezid, imam-i Hii- 
seynin mubarek dislerine sopa ile vurdu) demeleri temamen ya- 
landir. (Cila-iil-uyun)da diyor ki, (Yezid, imam-i Hiiseynin Ehl-i 
beytini kendi serayina yerlesdirdi. Cok ikram etdi. Sabah, aksam 
yemeklerini imam-i Zeynel'abidin ile beraber yirdi). (Hulasat-iil- 
mesaib)de diyor ki, (Yezid, imam-i Hiiseynin Ehl-i beytine, (Sam- 
da benim miisafirim olarak kalmak mi, yoksa Medineye gitmek 
mi istersiniz?) dedi. Umm-i Giilsiim, tenha bir yerde matem yap- 
mak istiyoruz) dedi. Yezid, seraymda genis bir odayi bunlara ver- 
di. Burada bir hafta matem yapdilar. Yezid, sekizinci gun, Ehl-i 
beyti cagirip, arzulanm sordu. Medineye gitmek istediler. Cok 
mal ve siislti hayvanlar ve ikiyiiz altm verdi. Her ihtiyacmizi her 
zeman bildirin, hemen gonderirim, dedi. Nu'man bin Besiri, bes- 
yiiz suvari ile bunlarm emrine verdi. izzet ve hurmetle Medineye 
gonderdi). 

Yukandaki yazilar ve bunlar gibi, te'assuba kapilmadan yazan 
insafli si'i alimlerinin kitablan acikca gosteriyor ki, hazret-i 
Mu'aviye, imam-i Hiiseyne "radiyallahii teala anhuma" asla diis- 
man degildi. Yezid, imam-i Hiiseynin oldiirulmesini emr etmemis 
ve istememisdir. Ehl-i beytin diismam ve imam-i Hiiseyni sehid 
edenler, bu diismanhklarim gizlemek icin, bu iki halifeye iftira et- 
mislerdir. 

Abdurrahman ibni Miilcem si'i idi. Sonra harici oldu. Sonra 
imam-i Aliyi "radiyallahii teala anh" sehid eyledi. 

Kerbelada imam-i Hiiseyni sehid edenler arasmda Sam askeri 
yokdu. Kufe sehrinden gelmislerdi. Si'i alimlerinden kadi Nurullah 
Siisteri, bunu acikca yazmisdir. imam-i Zeynel'abidinin "radiyalla- 
hii teala anh" Kufe sehrine getirilince, katillerimiz si'ilerdir, dedi- 
gi (Cila-iil-uyun)da da yazihdir. 

Islam diismanlan, islamiyyeti icerden yikmak icin Ehl-i beyt-i 
nebeviyi "radiyallahii teala annum ecma'in" faci'a ve felaketlere 
siiriiklemisler. Bu cinayetlerini Ehl-i siinnete mal ederek, bu beha- 
ne ile islamiyyetin bekcisi olan Eshab-i kirama "radiyallahii teala 
annum ecma'in" ve bunlarm yolunda olan Ehl-i siinnet alimlerine 
saldirmislardir. Miislimanlarm, bu tuzaklara dtismemek icin, 90k 
uyamk olmalan lazimdir. 

37 — (Mu 'aviyenin Misr vilisi Amr bin As, dort sene dort ay 

-236- 



siiren Misr valiliginde, iicyiizonbesbin altm ve Reht erazisini eline 
gecirmisdir) diyor ve bu bilgiyi Miirevviciizzeheb ve El-icaz adin- 
daki si'i kitablarmdan aldigini yaziyor. 

Mezhebsizlerin, cocuklan aldatir gibi, yalanlan din bilgisi di- 
yerek kitablara sokduklarma, bu satirlar, acik bir misal olmakda- 
dir. Amr ibni As hazretlerini, hazret-i Mu'aviyenin valisi diyerek 
lekelemek istiyor. Halbuki, hazret-i Omer zemamnda dort sene 
ve hazret-i Osman zemamnda dort sene Misr valisi idi. Hazret-i 
Mu'aviye, nasil ki, hazret-i Alinin valisi olan Ziyadi, yine vali 
yapmisdi. Bu halifelerin Misr valiligine secmis olduklan Amr 
hazretlerini de, yine vali yapmisdi. Zaten, Suriyede yapdigi gaza- 
larda, Amr ibni As ile askerlik arkadasi idi. Hazret-i Mu'aviye 
icin, sue olarak gosterecek ve kotiiliyecek baska bir sey bulama- 
diklarmdan, tarn yerinde ve basanh olan islerini, evirip cevirip, 
kabahat sekline sokmaga cahsiyorlar. Resulullahin "sallallahii 
aleyhi ve sellem" halifelerinin hazret-i Mu'aviyeyi ve hazret-i 
Amri, en secme islerde kullanmalan, Onlann yiiksekligini gos- 
termege yetisir. imam-i Rabbani "rahmetullahi aleyh", (Mektu- 
bat) kitabmin birinci cildi, yiizyirminci mektubunda, (Hazret-i 
Mu'aviyenin yamlmasi, Resulullahin sohbeti bereketi ile, Veysel 
Karaninin ve Omer bin Abdiil'azizin dogru islerinden daha hayr- 
h oldu. Bunun gibi, Amr ibni Asm yanhs bir isi, o ikisinin su'ur- 
lu isinden daha iistiin oldu) buyurmakdadir. (Mektubat Terce- 
mesi) kitabinda, yiizyirminci mektubu lutfen okuyunuz! Bu iki 
Sahabmin hazret-i Alinin karsismda bulunmalan, Onun ictiha- 
dindan aynlmalan, kotiilemelerinin biricik sebebidir. Bu sebeb- 
den dolayi Onlann her islerini, hatta ibadetlerini bile kotii gos- 
termekdedirler. 

Amr ibni As "radiyallahii anh" hazretleri, Misrda milletin 
hakkim asla eline gecirmedi. Misra ve islam tarihine saheserler bi- 
rakdi. Dostlan ve iftiracilan sasirtacak olan bu hizmetlerden biri- 
sini bildirelim. Bu biiyiik hizmeti (Eiiiiriilinii'iniiiin kanah)m ac- 
masidir. Bu kanal. Nil nehrini Kizil Denizle birlesdirdi. Hicretin 
onsekizinci senesinde Arabistanda kithk oldu. Halife Omer-iil- 
Faruk "radiyallahii anh", vilayetlere emr gonderip erzak istedi. 
Misr ve Sam uzak oldugundan, yardim gecikdi. Halife, Misr vali- 
si Amr ibni As hazretlerini, yardimcilan ile birlikde Medineye 
cagirdi. (Nil nehri ile Kizil Deniz arasina kanal acihrsa, Arabis- 
tanda kithk onlenir) buyurdu. Amr ibni As hazretleri Misra don- 
dii. Kahireden yirmidort kilometre uzakda (Fustat) sehrinden, 
Kizil Denize kanal acdirmaga basladi. Alti ayda yiizotuzsekiz kilo- 
metrelik kanal temam oldu. Bu ( 1 inn ijlmii'miiim kanah) icinden 

-237- 



gecen gemiler, Nilden Kizil Denize geldi. Medmenin (Car) iske- 
lesine yanasdilar. ilk olarak, yirmi biiyiik gemi gelerek, Misrdan 
Medfneye altmisbin (irdeb) zahire getirdiler. Bir irdeb yirmidort 
(Sa') hacmindedir. Bir sa', dort litre ve besdebir (4,2) litredir. Bir 
irdeb, yiiz litredir. Misrdan Medineye, deniz yolu ile, ilk olarak al- 
ti milyon litre, ya'ni altibin metre kiib zahire gelmis oluyor. Bu 
kanal, Omer bin Abdul'azizden sonra bakimsizlikdan tikandi. 
Yiizellibesde halife Mensur temizletdi. Uzun seneler yine kulla- 
nildi. Amr ibni As "radiyallahii anh", Akdenizi de Kizil Denizle 
birlesdirmeyi dusundii. Bunu halifeye bildirdi. Hazret-i Omer 
"radiyallahii teala anh", askeri diisiincelerle izn vermedi. Kanal 
bilgilerini, Hindistan profesorlerinden Sibli Nu'mani, (Faruk) ki- 
tabmda yazmisdir. Biz, yukardaki bilgileri, (1351) de basilan fari- 
si tercemesinden aldik. 

Zmdiklarm, hazret-i Mu'aviyeyi ve Onunla birlikde bulunan 
Eshab-i kirami kotiilemek icin, durmadan cahsmalan, Ehl-i beyti 
sevdikleri icin samlmasin! Onlar, boyle soyliyorlar ise de, onlarin 
maksadi, bu behane ile, ictihadlan hazret-i Alinin ictihadma uymi- 
yan binlerle Eshabi kotiilemek, O din buyiiklerini gozden diisiir- 
mek, boylece islamiyyetin temeline, ana kaynaklarma olan giiveni, 
sevgiyi sarsmak, yok etmekdir. Yehudiler, vaktile hazret-i Isamn 
dinini de oyle icerden yikdilar. incili yok etdiler. Uydurma inciller 
meydana cikardilar. Allahii tealanm gonderdigi (Isevi) dinini, bu- 
giinkii, bozuk, sacma (Hiristiyanlik) haline cevirdiler. 1393 [m. 
1973] senesinde meydana cikan (Barnabas) adindaki hakiki incil 
kitabi, hiristiyanhgm uydurma bir din oldugunu ortaya koymakda- 
dir. Istanbulda basilan ve ingilizce, fransizca ve almancaya terceme- 
leri de yapilan, (Herkese Lazim Olan Iman) ve (Cevab Veremedi) 
kitablannda hiristiyanlik dini iizerinde genis bilgi vardir. Bunun gi- 
bi, miislimanhgi da, bozuk, sacma bir hale cevirmek istediler ise de, 
dogru yolda bulunan miislimanlar, bu aleak yehudi planlanm anla- 
di. Ondort asrdan beri, yiizbinlerce kitab yazarak, Resulullahin di- 
nini diinyaya yaydilar. Bunlarm hiyanetlerini, yalanlanm ortaya ci- 
kardilar. Bunlari vesikalarla curiitdiiler. Bu islam diismanlan ken- 
dilerine (Alevi) derlerse, inanmamahdir. Bu mubarek ism ile yur- 
dumuzdaki alevi kardeslerimizi aldatmaga cahsirlarsa, temiz alevi- 
ler aldanmamahdir. 

(Alevi) demek, hazret-i Aliyi seven halis miisliman demekdir. 
Hazret-i Ali islamm temel diregidir. islamiyyeti yayan miicahid- 
lerin, kahramanlarm onderidir. Resulullahin gazvelerinin en si- 
kisik, en korkunc anlannda, kara gtinlerinde, arslan gibi meyda- 
na cikip, Allahin Peygamberini sevindirmis, islamiyyeti ve miis- 

-238- 



limanlan tehliikelerden kurtarmisdir. Allahm arslani hazret-i Ali- 
yi islam diismam olanlar sevmez. Onu hakiki miislimanlar, ya'ni 
(Ehl-i siinnet) sever. Ehl-i siinnetin her birinin kalbi, hazret-i Ali- 
nin sevgisi ile doludur. Ehl-i beytin sevgisi, son nefesde iman ile 
gitmenin alameti oldugunu, Ehl-i siinnet alimleri sozbirligi ile bil- 
dirmislerdir. O halde (Alevi) ismi, Ehl-i siinnete yakisir. Bu mu- 
barek ism, Ehl-i siinnetin ismidir. Ehl-i siinnetin mahdir. islam 
diismam olan zmdiklar, bu mubarek Alevi ismini Ehl-i siinnetden 
cahyorlar. Kendilerini, bu kiymetli ismin altmda gizlemek istiyor- 
lar. 

Ey Alevi denilen yurddaslanmiz! isminizin kiymetini biliniz. 
Bu ismi samimi seven, bu ismin ne demek oldugunu, serefinin yiik- 
sekligini anhyan, bu ismin hakiki, 6z sahibi olan Ehl-i siinneti de 
sever! Hazret-i Aliyi samimi ve tarn, dogru seven ve ytice imamm 
yolunda giden, yalmz Ehl-i siinnet alimleridir. O halde, Alevi ol- 
mak istiyenin, Ehl-i siinnet kitablanm okuyarak, hazret-i Alinin 
yolunu ogrenmesi lazimdir. Hazret-i Alinin yolunu iyi ogrenen bir 
musliman, Alevi ismi altinda yazilmakda olan ba'zi kitablarm, 
mecmu'alarm sapik ve bozuk olduklanm kolayca goriir. 

38 — (Mu'aviyenin ve evlad ve ahfadimn, akraba ve te'alluka- 
timn, me'mur ve tarafdarlanmn fitne ve fesadi kendi zemanlanna 
miinhasir kalmamis, asrlarca temadi edip gitmislerdir. Ve hele 
Mu'aviye, oglu (Yezid gibi) bir ayyas, sefih ve ahmagi, hayahnda 
(Bu hal ve sifatlanni bile bile) veliahd yaparak miislimanlann ba- 
sma musallat etmisdir) diyor. 

Cevdet Pasa da "rahmetullahi aleyh", bu sozlerin te'siri altinda 
kalarak, (Hazret-i Mu'aviyenin en biiyiik hatalarmdan biri budur) 
demekdedir. Halbuki, kendisi bunu Kisas-i Enbiyada tarafsiz ola- 
rak anlatmakda ve soyle yazmakdadir: 

(Hazret-i Muaviye, Mugireyi Kufe valiliginden azl etmegi dii- 
siiniiyordu. Mugire bunu isitince, Sama geldi. Yezidi goriip, (Es- 
habin ve Kureysin biiyiikleri oldii. Ogullan kaldi. Sen onlarm en 
iistunii ve siinneti, siyaseti bilenisin. Senin halife olmani emiriil- 
mii'minin istemez mi?) dedi. Yezid bunu babasina soyledi. Haz- 
ret-i Mu'aviye, Mugireyi cagirrp sordu. Mugire, Eshab-i kiramm 
biiyiiklerinden agac altinda bfat edenlerden idi. Mugire, (Ya 
Emir-el-mii'minm! Hazret-i Osmandan sonra ne kansikhklar ol- 
dugunu, ne kadar kanlar dokiildiigunii gordiin. Yezidi halife 
yap! insanlann siginagi olur. Hayrh bir is olur. Fitneyi onlemis 
olursun) dedi. Mugire Kufeden on kisiyi secip, oglu ile Sama 
gonderdi. Bunlar, halifeyi ikna' etdiler. Ziyad bunu haber almca, 
Yezide nasihat verdi. Yezid ahvalini ve etvanm dtizeltdi ve lslah 

-239- 



eyledi. Hazret-i Mu'aviye, bircok valilerini Sama topladi. Onlarla 
mesveret etdi. iclerinden Dahhak soz alip, (Ya Emir-el-mu'minm! 
Senden sonra muslimanlan koruyacak bir zat lazimdir. Boylece 
miislimanlarm kani dokulmez. Rahatlan ve huzurlan saglamr. Ye- 
zid cok akllidir. Bilgisi ve yumusakhgi hepimizden cokdur. Onu 
halife yap!) dedi. Samin ileri gelenlerinden birkac kisi dahi boyle 
konusdular. Samlilar ve Iraklilar Yezidi kabul etdiler. Hazret-i 
Mu'aviye, bu sozleri de isitince bu isin hayrli olacagim dusiindii. 
Mekkeye geldi. Hazret-i Hiiseyn ve Abdullah bin Ziibeyr ve Ab- 
dullah bin Omer ile tath sohbetler yapdi. Hacdan sonra, bunlan 
cagirarak, (Sizi ne kadar sevdigimi goruyorsunuz. Yezid sizin kar- 
desinizdir. Amcamzm ogludur. Muslimanlann selameti icin, Onu 
halife yapmanizi istiyorum. Fekat su sartlan da koyacagim: Valile- 
rin ta'yini, azli ve zekat, usr ve benzerlerinin toplanmasi ve gelen 
mallann yerli yerine dagitilmasi hep sizin elinizde olacakdir. Yezid 
bunlardan hicbirine kansmiyacak) dedi. [Boyle bir anayasa yapa- 
cagini soyledi.] Onlar susdular. Tekrar cevab istedi. Yine cevab 
vermediler. Bundan sonra, halife minbere cikip hutbe okudu: 
(Ummetin ileri gelenleri, Yezidi halife kabiil etdiler. Siz de kabul 
ediniz!) dedi. Onlar da kabul etdiler. Hazret-i Mu'aviye, sonra Me- 
dineye geldi. Onlara da teklif etdi. Onlar da kabul eyledi. Sama 
dondii.) 

Goruliiyor ki, hazret-i Mu'aviye, Yezidi halife yapmagi diisun- 
memisdi. Giivendigi kimselerin hatirlatmasi ve ileri gelenlerin 
tavsiye etmesi ve nihayet milletin de kabul etmesi ile buna karar 
verdi. Ciinki, hazret-i Osmandan sonra olan kansikhklari, bu yiiz- 
den dokiilen miisliman kamm gormiisdii. Simdi ise, yehudi emel- 
lerine cahsanlar daha cogalmis ve Ehl-i beytin diismam olan hari- 
ciler kuvvetlenmis ve miislimanlarm basma biiyiik bir derd olmus- 
lardi. Biitiin bu tehliikeleri onlemek icin, bunu diisiindii ve mille- 
tin oyunu aldi. Eger diistindugu anayasayi da destekliyenler olsay- 
di, tarn bir islam demokrasisi meydana gelecekdi. Bu hizmetinden 
dolayi da, kiyamete kadar, biitiin miislimanlarm hayr diialanm 
alacakdi. 

Hazret-i Mu'aviyenin "radiyallahii teala anh" evladi, ahfadi ve 
fitne, fesadi asrlarca devam etdi demek, tarihi inkar etmekdir. 
Ciinki, torunu olan ikinci Mu'aviyenin akh, dindarhgi, islamiyye- 
te baghhgi ve adaleti dillerde destan oldu. Ne yazik ki, iki ay hila- 
fet yapabilmis, vefat etmisdi. Hie cocugu da kalmadi. Kendisin- 
den sonra yerine asker kuvveti ile Mervan bin Hakem halife ol- 
du. Mervan hazret-i Mu'aviyenin amcasi oglu idi ise de, yakim de- 
gildi. Bunun ve bundan sonra Emevi hiikumdarlarimn kabahat- 

-240- 



lerini hazret-i Mu'aviyeye yilklemek gibi sacma bir davrams ola- 
maz. Abbasiler, Ehl-i beyte karsi Emevilerden kat kat cok isken- 
ce ve zulm yapdilar. Tarih okuyanlar, bunu pek iyi bilir. Abbasile- 
rin Ehl-i beyte karsi yapdiklan canavarca cinayetlerden dolayi, 
Onlann biiyiik dedeleri olan hazret-i Abdiillahi ve Onun babasi 
hazret-i Abbasi suclu gostererek, bunlara la'net etmek, nasil aleak 
bir iftira olur ise, Mervan soyundan olan halifelerin, Abbasilerin- 
kinden daha az olan suclarmi hazret-i Mu'aviyeye yiiklemenin, da- 
ha sacma ve pek daha aleak bir iftira olacagi meydandadir. Haz- 
ret-i Mu'aviyenin ogullan, torunlan asrlarca kotuliik yapdi, diyen- 
lere tekrar bildirelim ki, o biiyiik sahabinin adil ve miitteki olan to- 
runundan sonra hicbir yakim isbasma gecmedi. Hazret-i Mu'avi- 
yenin Halid ismindeki oglu saltanati istemedi. Babasi Onu ilm ve 
fen adami olarak yetisdirmisdi. Meshiir kimyager Cabir, bu Hali- 
din talebesi idi. Kimyayi hocasi Halidden ogrenmisdi. Meydani 
bos bularak bu ma'sum halifeye pervasizca saldirdilar. Akla ve il- 
me sigmiyan iftiralarda bulundular. 

Allahii teala, O ma'sum halifeyi miidafe'a etmek icin, korumak 
icin ve dusmanlanm rezil etmek icin, binlerle Ehl-i siinnet alimi 
"rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" yaratdi. Bu biiyiik alimler, 
cesidli kitablarmda, hazret-i Mu'aviyenin hakkim, ustiinlugiinii, 
kiymetini biitiin diinyaya yaydilar. 

39 — (Hazret-i Hiiseyne karsi, havsala-i ukule sigmiyan ava- 
kib-i feci'a ve seni'a ve miidhiseyi, Mu'aviyenin evvelden bilme- 
mesine, hayahnda takdir ve tertib etmemesine, hesablamamis ol- 
masma imkan yokdur) diyor. 

Ziyadm oglu Ubeydullahm meydana getirdigi Kerbela fa- 
ci'asmdan dolayi yiiregi sizlamiyan bir miisliman diisiiniilemez. 
Ehl-i siinnetin her ferdi bu kara giinleri diisiindiikce kan aglamak- 
dadir. Kerbela faci'asi icin muharremin onuncu giinii matem yapi- 
yorlar. Onlar senede bir gun matem yapiyor. Biz ise, senenin her 
giinii matem yapmakdayiz. Onlar hazret-i Hiiseyn icin, yalmz haz- 
ret-i Ahnin oglu oldugundan dolayi matem yapiyorlar. Biz ise, 
Resulullahm, Muhammed aleyhisselamm torunu oldugundan do- 
layi matem yapiyoruz. Biz siinniler, hazret-i Aliyi, Resulullahm 
damadi oldugu icin ve Onun emri ile, kukremis arslan gibi kafir- 
lerle dogiisdiigii icin cok seviyoruz. Hazret-i Mu'aviyeyi de, Re- 
sulullahm kaymbiraderi oldugu icin ve Allah yolunda kafirlerle 
cihad etdigi icin cok seviyoruz. Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem ", (Eshabimi seviniz! Onlari seven, beni sevdigi icin sever. 
Eshabima diismaiilik etmeyiniz! Onlara cliismanlik eden, bana 
diisinanlik etmis olur) buyurdu. Hazret-i Aliyi ve hazret-i Mu'avi- 

- 241 - Hak Sozun Vesikalan: F-16 



yeyi, Eshab olduklan icin cok seviyoruz. Yezid zemamnda hasil 
olan faci'alan, hazret-i Mu'aviyeye yiiklemenin cok cirkin bir if- 
tira oldugunu, bundan onceki maddede bildirmisdik. Bu faci'ala- 
n, hazret-i Mu'aviyenin olmeden once tertib etdigini, hazirladigi- 
ni soylemek ise, daha cirkin ve daha aleak bir iftiradir. Hazret-i 
Mu'aviyenin, hazret-i Hasene ve hazret-i Hiiseyne olan sevgisini 
ve saygisim gosteren hareketleri ve Onlara yapdigi ihsanlan ki- 
tablarda yazihdir. Okuyanlar, iyi bilir. Hazret-i Mu'aviye, Resu- 
lullahm Cennet ile mujdeledigi sevgili torunlanni incitmegi dii- 
siinmus olsaydi, halife iken ve biitun imkanlar elindeyken, bunu 
kolayca yapabilirdi. Yahud hie olmazsa soylerdi. Halbuki Onlara 
hep iyilik yapdi. Hep saygi gosterdi. Heryerde Onlarm kiymetini, 
sereflerini bildirdi. Hazret-i Mu'aviyenin vefatindan sonra olay- 
lann dogurdugu kanh faci'alann, O biiyiik Sahabinin gizli tertibi 
oldugunu soyliyebilmek icin, ya kati kalbli, azih bir diisman ol- 
mak, yahud zir deli olmak lazimdir. Ciinki, hazret-i All "radiyal- 
lahii anh" Misra, Kays bin Sa'di vali ta'yin etdi ve Misrda beni 
kabul etmiyenlerle harb et buyurdu. Halbuki, Misrda hazret-i 
Aliyi kabul etmiyenler arasmda, Yezid bin Haris gibi Eshab-i 
Bedrden ve Mesleme gibi Hazrec kabilesinin ileri gelenlerinden 
Sahabiler de vardi. Kays, hazret-i Aliye cevab yazip, (Sana zara- 
n olmiyanlarla harb etmegi emr ediyorsun. Sessiz oturanlara ka- 
nsmamak daha dogrudur) dedi. Halife, Kaysi Misr valiliginden 
azl edip, Muhammed bin Ebi Bekri ta'yin etdi. Muhammed, bu 
tarafsiz muslimanlara, (Ya ita'at ediniz, yahud bu memleketden 
gidiniz!) dedi. (Bize dokunma! isin sonunu bekliyehm) dediler 
ise de, Muhammed, bu ozrlerini kabul etmedi. Silaha sanldilar. 
Misr memleketine biiyiik bela oldular ve sonunda, Muhammedin 
olduruliip yakilmasma kadar is uzadi. Vaktiyle Misrda, ibni Se- 
be' adamlan ile isbirligi yaprp, halife hazret-i Osmana karsi gelen 
ve komsusunun divarmdan iceri girip elinde yalm kihc halifenin 
tizerine yiiriiyen ve otuzikinci maddede bildirdigimiz sebebler- 
den dolayi geriye cekilerek sehid etmegi arkadaslanna birakan 
bu Muhammedi, hazret-i Alinin, Kays yerine Misr valisi ta'yin et- 
mesini Kisas-i Enbiya yazarken, (Hazret-i Aliyi bu yanhs yola 
kardesi Ca'ferin oglu siiriiklemisdi) diyor. Simdi insaf edilsin. 
Hazret-i Osmamn sehid edilmesinde cok cirkin rol oyniyan bi- 
risini Misra vali yapdi, diye yiice imama, ya'ni Resulullahin sev- 
gilisi olan hazret-i Aliye karsi dil uzatilabilir mi? Hazret-i 
Mu'aviyeyi, vefatindan sonra meydana gelen cirkin olaylardan do- 
layi, mes'ul gostermege kalkisanlara uyarak, hazret-i Aliyi de he- 
saba cekmek, din bilgisi o yiice Sahabilerin bilgilerinden pek az, 

-242- 



giinahlan ise pek cok olan bizlerin uzerine diismez. Bizim vazife- 
miz O biiyiiklerin hesabim gormek degil, Onlan sevmek ve saygi 
gostermekdir. Miisliman olana yakrsan da budur. Fekat, islam dus- 
manlannm tuzaklarma dusmiis olan, islamiyyete diisman kesilmis 
olan zmdiklar, elbette bizim gibi dusiinemez. Onlar Eshab-i kirami 
kotuliyerek, islamiyyeti yikmak yolundadirlar. 

40 — (Miilkii iyi idare etmesi, tevsi' eylemesi, nizam ve intizam 
kurmasi, zikr edilen ve sayilmakla bitmiyen, tiikenmiyen, cinayet- 
lerini tahfif eylemez ve afv etdirmez. Ehl-i beyt-i Nebiye ve Onla- 
nn tarafdan olan miislimanlara karsi me'mur, akraba ve tarafdar- 
lannm reva gordiikleri en kotil, zalimane, seni'ane mu'ameleler 
asrlarca siirmiis, isbu fitne ve fesadlar, ihanet ve cinayetler ve hiya- 
netler yiirekleri sizlatacak, tiiyleri iirpertecek halde devam eyle- 
misdir) diyor. 

Yukanda bildirdigimiz gibi, zmdiklar, hazret-i Mu'aviyenin 
her hareketine zalimane, caniyane damgasini basmakdadir. Ab- 
basiler zemamnda, Ehl-i beyte reva goriilen, bitmiyen, tiikenmi- 
yen cinayetleri bile, O mubarek zata ytiklemekden sikilmamak- 
dadirlar. Yukandaki cirkin yazilan meydana cikaranlarm, su ka- 
tilmamis serab gibi kopiiren ve bulasdiklan yerleri kirleten tim- 
miilhabais olduklan anlasilmakdadir. Zerre kadar haya etmeden, 
fitne, fesad, ihanet, cinayet ve hiyanetler kaynagi damgasini vur- 
duklari, O yiice sahabinin tertemiz hakikatini ortaya koyan olay- 
lari, islam alimlerinin kitablan uzun uzun anlatmakdadir. Misal 
olarak (Mir'at-i kainat) kitabmm yazilanm, oldugu gibi asagiya 
ahyoruz: 

Hazret-i Mu'aviye "radiyallahii anh", Ebii Siifyamn, O da 
Harb'in, O da Umeyyenin, O da Abdii-Semsin ve O da Abdiime- 
nafin ogludur. Abdiimenaf Resulullahin da dordiincti dedesidir. 
Hazret-i Mu'aviye, Resulullah otuzdort yasinda iken, diinyaya 
gelmisdi. Babasi Ebu Siifyan ile birlikde, Mekkenin almdigi gun, 
Resulullahin ontinde ondokuz yasinda iken imana geldiler. 
Imanlan kuvvetli oldu. Uzun boylu, beyaz, giizel yiizlii ve hey- 
betli idi. Resulullahin kayin biraderi idi ve Kur'an-i kerim yazan 
katiblerinden idi. Resulullahin birkac kerre, (Ya Rabbi! Onu 
dogru yolda bulundur ve baskalanm da dogru yola gotiiriicii kd!) 
ve (Ya Rabbi! Mu'aviyeye iyi yazmagi ve hesab yapmagi ogret! 
Onu azabindan koru! Ya Rabbi! Onu memleketlere hakim kil!) 
hayrh dtialarina kavusmusdu. Bundan baska, (Ya Mu'aviye! Me- 
lik oldugun zeman, herkese iyilik et!) buyurarak, sultan olacagi- 
na isaret ve mtijde eylemisdi. Kendisi diyor ki, (Resulullahdan bu 
miijdeyi isitdikden sonra, halife olacagimi iimmid ediyordum). 

-243- 



Birgiin Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" hayvana binip, 
hazret-i Mu'aviyeyi arkasma bindirmisdi. Giderken, (Ya Mu'avi- 
ye! Bana en yakin hangi uzvundur?) buyurdu. Karnim deyince, 
(Ya Rabbi! Bunu ilmle doldur ve yumusak huylu eyle!) diyerek, 
hayr diia buyurdu. Hazret-i All, hazret-i Mu'aviye icin, (Mu'aviye - 
nin hakimligini kotulemeyiniz! O giderse, baslarm kopdugunu go- 
riirsuniiz) buyurmusdur. Hazret-i Muaviye, akl, zeka, afv, ihsan ve 
tedbir sahibi idi. Biiyiik isleri cevirmekde mahir ve kamil idi. Yu- 
musakhgi ve sabn atasozii haline gelmisdi. Afvi ve ihsani hikaye- 
ler teskfl etmisdir. Bunlan iki kitab dolusu yazmislardir. Arabis- 
tanda dort dahi, sohret yapmisdir. Bunlar, hazret-i Mu'aviye ve 
hazret-i Amr ibni As ve Mugire tebni Su'be ve Ziyad bin Ebihdir. 
Biiyiikler buyuruyor ki, hazret-i Mu'aviye heybetli, cesur ve giizel 
idareli, cahskan, comert ve gayretli ve azimli idi. Sanki her bakim- 
dan devlet baskam olmak icin yaratilmisdi. Hatta hazret-i Omer, 
hazret-i Mu'aviyeye her bakisda, (Bu, ne giizel bir Arab sultamdir) 
derdi. ihsani o kadar cok idi ki, birgiin hazret-i Hasen, borclarmm 
cok oldugunu soyleyince, seksen bin altm ihsan etmisdir. Siffm sa- 
vasmdan galib cikdigi icin, Amr ibni Asi Misra vah yapip, Misrm 
alti yilhk gelirlerini Ona bagislamisdi. Giizel atlara biner, kiymetli 
elbiseler giyer, saltanat siirmekden lezzet ahrdi. Fekat, Resululla- 
hin sohbetinin bereketi ile islamiyyetden hie ayrilmazdi. Birgiin Re- 
sulullah, bir is vermek icin hazret-i Mu'aviyeyi cagirdi. Yemek yi- 
yor, dediler. Biraz sonra tekrar cagirdi. Yine yemek yiyor, dediler. 
(Allahii teala Onu doyurmasin!) buyurdu. O zemandan beri cok 
yirdi. Samda, hazret-i Omer zemamnda dort sene, hazret-i Osman 
zemamnda oniki sene, hazret-i Ali zemamnda bes sene ve hazret-i 
Hasen zemamnda "radiyallahii anhiim ecma'in" alti ay vali olup, 
hazret-i Hasen hilafeti birakdikdan sonra, biitiin islam memleket- 
lerine mesru' halife oldu. Ondokuzbucuk sene hilafet ve saltanat 
siirdii. 

Kisas-i Enbiyada diyor ki, hicretin altmismci senesinde haz- 
ret-i Mu'aviye hutbe okudukdan sonra, (Ey insanlar! Uzerinizde 
cok kaldim. Sizi usandirdim. Ben de, sizden usandim. Artik aynl- 
mak istiyorum. Siz de, benden aynlmak ister oldunuz. Fekat, 
benden sonra, size benden daha iyisi gelmez. Nitekim benden ev- 
vel gelenler, benden daha iyi idiler. Kim, Allahii tealaya kavus- 
mak isterse, Allahii teala da, Ona kavusmak ister! Ya Rabbi! Sa- 
na kavusmak istiyorum. Sana kavusmami irade buyur! Beni mu- 
barek ve mes'ud eyle!) dedi. Birkac giin sonra hastalandi. Oglu 
Yezidi cagirarak, (Oglum! Seni harblerde, yollarda yormadim. 
Dusmanlan yumusatdim. Arabian sana ita'at etdirdim. Kimseye 

-244- 



nasib olmiyan mallan topladim. Hicaz halkini gozet! Onlar, senin 
aslmdir. Sana geleceklerin en kiymetlisi Onlardir. Irakdakileri de 
gozet! Me'murlarm azlini isterlerse azl et! Samlilan da gozet ki, 
Onlar senin yardrmcilarmdir. Senin icin kimseden korkum yok. 
Fekat Hiiseyn bin All "radiyallahii anhiima" hafif bir zatdir. Kufe- 
liler Onu senin karsma cikarabilirler. Ona galib geldigin zeman, 
afv eyle. iyi karsila! Onun bize yakinligi ve biiyiik hakki vardir ve 
Resulullahm torunudur) dedi. Hastahgi artmca, (Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" hazretleri bana bir gomlek giydirmisdi. O 
mubarek gomlegi bugiine kadar sakladim. Birgiin kesdigi tirnakla- 
n da bir sise icine koyup saklamisdim. Oldiigiim zeman o gomlegi 
bana giydiriniz! O tirnaklan da, gozlerime ve agzima koyunuz. 
Belki Onlann hurmetine, cenab-i Hak beni afv buyurur) dedi. 
Sonra, (Ben oldlikden sonra, comerdlik ve ihsan da kalmaz. Cok 
kimselerin gelirleri kesilir. istiyenler eli bos doner) dedi. Son ola- 
rak, (Keski Zi-tuva denilen koyde bir Kureysli olsaydim da, emir- 
lik, hakimlik ile ugrasmasaydim) diyerek bundan iiziildiigunu acik- 
ladi. Receb ayinda vefat etdi. Kabr-i serifi Samdadir "radiyallahii 
anh". 

Iste hazret-i Mu'aviye "radiyallahii teala anh" boyle mubarek 
bir sahabi idi. 

41 — (Bu umuru, oldugu gibi bilmek, ders-i ibret almak; aym 
zemanda (Eshabimi kotiilemeyiniz) hadis-i serifi mucibince hare- 
ket eylemek, hermiisliman icin eslem ve ahkem biryoldur. Yukar- 
da me 'hazlan ile gosterilen vakayi '-1 hainane ve caniyanenin haki- 
kiictihadla kabil-i te'lif olamiyacagi asikardir. Bu ve emsali efal ve 
harekatm, mucib-i ukubat-i sedide-i ilahiyye olacagma sekyokdur. 
$eref-i sohbet-i Peygamberiye nailiyyetin, muaheze-i ilahiyyeye 
mini' olacagi diisiiniilemez) diyor. 

Su hezeyanlara bakimz! Bir yanda, (Eshabimi sogmeyiniz!) ha- 
dis-i serifini yaziyor. Ote yanda da, Eshab-i kiramm biiyiiklerine, 
akla sigmiyan kotiiliikleri yiikluyor. Agza almmiyacak kiifrleri sa- 
vuruyor. Bu ne perhiz, bu ne lahana tursusu? Hazret-i Mu'aviye 
gibi, Resulullahm en yakmlarmdan ve pek sevdiklerinden olan 
bir islam miicahidinin, yukanda saydigimiz iyilikleri ve ustiinliik- 
leri karsismda, apisip kahyor. Oglunun hiyanetlerini, cinayetleri- 
ni, O yiice sahabiye mal etmege kalkisiyor. Kendinin bildirdigi 
hadis-i serifi de, hice sayiyor. Hazret-i Ali, Siffin muharebesinde, 
(Kardeslerimiz bize lsyan etdi) buyuruyor. Muharebenin kizisdi- 
gi bir zemanda, karsi taraf saflanm yararak, arslan gibi, elinde ki- 
lmc, hazret-i Mu'aviyenin cadirma girip, konusduklanm, Kisas-i 
Enbiya yaziyor. Hazret-i Ah ile bir ictihad ayrihgim behane ede- 

-245- 



rek, bu yiice sahabiye saldirmak, bir muslimamn yapacagi sey de- 
gildir. Bu davranism altmda baska kotii niyyetlerin bulundugu an- 
lasilmakdadir. Yezidin, Ibni Ziyadm ve Sa'd ibni Ebi Vakkas haz- 
retlerinin oglu Omerin cinayetlerini, acikh acikh anlatip, gonulleri 
dagladikdan sonra, vur abaliya diyerek bir yiice sahabiye saldir- 
mak, olmiis gitmis, bunlarla hie ilgisi olmiyan bir ma'sumu lekele- 
mek, ancak ve ancak gizli bir plamn uygulanmasmdan baska ne 
olabilir? Oyle bir plan ki, akh gideriyor, gozleri dondiiriiyor da Re- 
sulullahm hadis-i serifini goremiyor. Yanhs anlasilmasm! Biz, haz- 
ret-i Mu'aviyenin hie kusursuz, Peygamberler gibi ma'sum oldugu- 
nu soylemiyoruz. Evet, her sahabmin ve hazret-i Alinin de kusur- 
lan, hatalan oldugu gibi, hazret-i Mu'aviyenin de kusurlan yok, 
denilemez. Fekat, Allahii teala, (Eshab-i kiramdan, amel-i salih i$- 
liyenlerin, Allah yolunda kafirlerle cihad edenlerin, gecmis ve ge- 
lecek biitiin kusurlarimn afv edildigini ve o secilinis, sevilmislerin 
kafir olmiyacaklarmi, Cennete gideceklerini) bildirmekdedir. Bu 
gozii donmiisler, ayet-i kerimelere de karsi geliyor. Sohbet-i Pey- 
gamberi Onu kurtaramaz, diyorlar. Sohbet-i Peygamberiye kavu- 
sanlar icin, Allahii tealanm gonderdigi ayet-i kerimelerden ba'zila- 
nnda mealen; 

(Allahii teala Onlardan razidir. Onlar da, Allahii tealadan razi- 
dirlar). 

(Onlara Cennetleri hazirladim. Onlar Cennetlerde sonsuz ola- 
rak kalacaklardir). 

(Benim yolumda sikinti cekenlerin ve kafirlerle cihad edip 
olenlerin ve oldiiriilenlerin giinahlari afv olunacakdir. Elbette 
Cennetlere sokulacaklardir) buyurulmusdur. Onaltmci madde 
sonundaki hadis-i serifde, sohbet-i Peygambermin, hazret-i 
Mu'aviyeyi muaheze-i ilahiyyeden kurtaracagi mujdelenmekde- 
dir. 

Bu ayet-i kerimelere ve hadis-i seriflere birsey diyemedikleri 
icin, hazret-i Mu'aviyenin "radiyallahii teala anh" bu miijdelerin 
dismda kaldigim soyliiyorlar. O hazret-i Aliye eziyyet etdigi icin, 
kafir oldu, diyorlar. Ciinki, (Aliye eziyyet eden, bana eziyyet et- 
mi§ olur) ve (Onu kizdiran, beni kizdirmis olur) hadis-i serifleri 
meydandadir, diyorlar. (Tuhfe) kitabi, bu sozleri soyle curiitmek- 
dedir: 

Deve ve Siffm vak'alan, asla hazret-i Aliye diismanhk ile ol- 
madi. Onu incitmegi asla dusiinmediler. Bu muharebelerin hakiki 
sebebleri, kelam kitablarmda ve islam tarihlerinde dogru olarak 
yazihdir. [Bunlarm oziinii, onaltmci maddede kisaca bildirmis- 
dik.] Si'i alimlerinden Nasireddin-i Tusi, Tecrid kitabinda, (Ali- 

-246- 



ye uymamak fiskdir. Onunla harb etmek kufrdiir) dedi. (imameti- 
ni inkar eden kafir olmaz) dedi. Ciinki, hazret-i Alinin torunlan da 
birbirlerini inkar etdiler. Bir oglu olan Muhammed bin Hanefiyye, 
imam-i Hiiseynin oglu olan Zeynel'abidinin imamligmi red eyledi. 
Muhtarm gonderdigi ganimetlerden Ona birsey vermedi. imamli- 
gmi i'lan eden Zeyd-i sehid, Muhammed Baku hazretlerinin 
imamligmi kabul etmedi. Sehid olunca, cocuklan Yahya ile Miite- 
vekkil de, imam-i Ca'fer Sadikm cocuklan ile gecinemediler. Sey- 
yidet Nefise hazretlerinin amcasi olan bu Yahya, yiizyirmibesde 
[125], Velidin askerleri ile harb ederken sehid edildi. Imam-i 
Ca'fer hazretlerinin cocuklan da, kendi aralannda imamhk icin ce- 
kisdiler. Abdullah Eftah ile ishak bin Ca'fer arasinda uzucu olay- 
lar oldu. Imam-i Hasenin ogullan arasinda olan imamet da'valan- 
m da yazarsak, ayn bir kitab hasil olur. (Nefs-i Zekiyye) adi ile am- 
lan Muhammed Mehdi bin Abdullah bin Hasen Miisenna, yiiz- 
kirkbes senesinde Medinede imametini i'lan etdi. Baska imamlan 
inkar eyledi. Mensurun askeri ile harbde sehid oldu. imamligi inkar 
etmek, Peygamberligi inkar etmek gibi kiifr olsaydi, bu imamlara da 
kafir demek lazim olurdu. Hazret-i Alinin torunlan, birbirlerinin 
imamligmi inkar edince, kafir olmuyor. Baskalan inkar edince, ka- 
fir olur, diyemediler. Fekat inkar etmek, muharebeye sebeb olur. 
Muharebe inkarm neticesidir. Qmki, imam-i mesru', haklanm kul- 
lamnca, inkar edenler, bunu begenmez. Harbe sebeb olur. Buna 
cevab veremediler. inkar edilen kimse ile harb etmek de, kiifr ol- 
maz demek zorunda kaldilar. Fekat hazret-i Ali ile harb edenler 
boyle degildi, dediler. (Seninle harb, benimle harbdir) hadis-i seri- 
fini ileri siirdiiler. Halbuki bu hadis-i serif, (Seninle harb, benimle 
harb gibidir) demekdir. Cunki, Emir hazretleri ile harb, Resulullah 
ile harb olmadigi meydandadir. Bu hadis-i serif, hazret-i Ali ile 
"kerremallahii teala vecheh" harb etmenin cirkin ve kotii oldugu- 
nu gosterir. Kafir olmagi gostermiyor. Birbirlerine benzetilen iki 
seyin, her bakimdan birbirlerine benzemeleri lazim gelmez. Nite- 
kim, bu hadis-i serifi, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" bas- 
ka Sahabiler icin de, hatta Eslem ve Gifar kabileleri icin de soyle- 
misdir. Halbuki Onlarla muharebe etmek, soz birligi ile kiifr degil- 
dir. 

Bu hadis-i serif, (Hicbir sebeb olmadan, yalmz sana diismanhk 
ile harb etmek, benimle harbdir) demek olmakdadir. Hazret-i Os- 
mamn katilleri ile harb etmek, onlarm arasinda, hazret-i Ali bu- 
lundugu icin, elbette Resulullah ile harb etmek olmaz. Bir kim- 
se, sevdigine, senin dtismamn, benim diismammdir, dese, onun 
sevdiginin bulundugu bir topluluga, ortak olduklan bir isden 

-247- 



dolayi karsi koyan birisi, o kimsenin diismam olmaz. Deve ve Sif- 
fin vak'alannda, hazret-i Alinin karsismda bulunan Eshab-i ki- 
ramdan hicbiri, hazret-i All ile harb etmek niyyetinde degildi. 
Hazret-i Osmamn katillerine kisas yapilmasim istiyorlardi. Katil- 
ler hazret-i Alinin "kerremallahii vecheh" etrafmda toplandiklan 
icin, Onunla da harb edildi. 

(Seninle harb, benimle harbdir) hadis-i serifi, (Sana diismanhk, 
bana diismanlikdir) demekdir. Deve ve Siffm vak'asinda bulunan- 
lann, hazret-i Aliye diisman olmadiklan meydandadir. Diisman- 
hkla harb etmediler. Miislimanlar arasma giren fesadi kaldirmak 
ve kisas vazifesini yapdirmak istediler. Sonu harbe siiruklendi. Ih- 
tiyari isler, kasd ile, irade ile yapihr. isin iyi veya kotii olmasi bu 
iradenin iyi veya kotii olmasma baghdir. Mesela bir kimse, su ca- 
nagi kiram doverim dese, biri gecerken, ayagi kayip kinlsa bunu 
dovmesi uygun olmaz. Hazret-i Emir ile "kerremallahii vecheh" 
harb edenlerin halleri de, bunun gibidir. 

Hazret-i Ah ile harb, Resulullah ile harb olacagim kabul et- 
sek bile, resul ile harb etmek, her zeman ktifr olmaz. Peygamber- 
ligini inkar ederek yapihrsa, kiifr olur. Diinyahk ve mal ele gecir- 
mek icin yapihrsa, kiifr olmaz. Ciinki, Kur'an-i kerimde, yol ke- 
siciler icin, (Allah ile Resulullah ile harb ediyorlar ve yer yiiziin- 
de fesad cikarmaga ugra§iyorlar) mealinde ayet-i kerime vardir. 
Halbuki, yol kesenlerin kafir olmadigi sozbirligi ile bildirilmisdir. 
Faiz yiyenler icin de, boyle ayet-i kerime vardir. Halbuki, faiz yi- 
yenlerin de kafir olmadiginda sozbirligi vardir. Ayet-i kerimede, 
Allahti tealaya ve Resule karsi harb denilmekdedir. Bu hadis-i 
serifde ise, yalmz Resuliine karsi harb oldugu bildiriliyor. Allaha 
ve Resuliine birlikde olan harb, kiifr demek olmaymca, yalmz 
Resule karsi harbdir demek nasil kiifr olur? Evet, dini inkar ve 
islami tahkir sebebi ile Resul ile harb, elbet kiifrdiir. Fekat, boy- 
le olmryan harbler kiifr olmaz. Hazret-i Musamn, hazret-i Haru- 
na ofkelenerek, sacmi ve sakalmi tutmasi da, harb demekdir. 
Harbde de boyle seyler olur. (Sen bana, Musamn yaninda Harun 
gibisin) hadis-i serffini bu harbe benzetene ne denecek? Resulul- 
lahm sevgilisi ve mubarek zevcesi, hazret-i Alinin, katilleri hima- 
ye etdigini, kisasin yapilmasinda gevsek davrandigini anladi. 
Ona giicendi. Hazret-i Musa da, hazret-i Harunun, buzagiya ta- 
panlan korudugunu, onlara ceza vermekde gevsek davrandigini 
anhyarak, Peygamber olan bu kardesini incitdi. Peygambere kar- 
si her durlti harb, kiifr olsaydi, hazret-i Musa, o anda, hasa kafir 
olurdu. Yustif aleyhisselamm kardesleri de Ona yapdiklan isle, 
Ya'kub aleyhisselami incitdiler. Bu da, muharebeden asagi bir 

-248- 



sey degildir. Bunun icin, bilyiiklerin islerini insafli diisiinmelidir. 

Hazret-i Aise "radiyallahii anha" mii'minlerin annesidir ve Re- 
sulullahm zevcesidir. Hazret-i Almin de annesi makammda oldu- 
gu, Kur'an-i kerimde bildirilmekdedir. Bir anne, ogluna bagmr, 
camm yakarsa, cocuk sucsuz olsa bile, annesine dil uzatmasi dogru 
olur mu? Nitekim, hazret-i Musaya ve Yusiif aleyhisselamin kar- 
deslerine kimse birsey dememisdir. Hem de, kardeslik bagi, ana 
ogul bagi gibi degildir. Misra': 

Degerleri gozetmiyen zmdik olur! 

Goriiliiyor ki, (Seninle harb, benimle harbdir) hadis-i serffi- 
ni ileri siirerek, hazret-i All ile harb etmis olan Eshab-i kirama 
kafir denilemez. Akl, mantik ve islamiyyete uygun olmaz. 
Onunla harb edenlerin imanlari ve iyi amelleri yok olmaz. On- 
lann imanlari, salih amelleri, Sahabi olmalan ve ayet-i kerime- 
lerle ve hadis-i senflerle medh ve sena edilmis olmalan, onlara 
diismanhk etmege, sogmege, kotiilemege mani' olmakdadir. Sfi 
alimlerinden kadi Nurullah-i Siisteri, bu incelikleri anladigi icin, 
(Mecalisiilmii'minfn) kitabmda, (Sfiler lie halifeye la'net etmez. 
Si'ilerin cahilleri la'net ediyorlar ise de, bunlann kiymeti yok- 
dur) diyor. 

Sunu da bildirehm ki, sfi alimlerinden, molla Abdullah Mes- 
hedi ve benzerleri, siinni ve sfi kitablanm cok inceliyerek ve in- 
safli diisiinerek, (hazret-i Ah ile harb edenler, kafir olmaz. Fasik 
olur, giinah islemis olurlar) dediler. Ciinki onlar, hadis-i serifi in- 
kar etmiyorlar. Bu hadis-i serifi te'vil ediyorlar, dediler. Sfiler, 
Nasireddm-i Tusiyi cok biiyiik bildikleri icin, bu alimlerin soziinii 
aciklamak zorunda kahyorlar. (Seninle harb, benimle harbdir) ha- 
dis-i serifine gore, hazret-i All ile harb etmekden kiifr lazim olur. 
Fekat, Onunla harb edenler bunu istemedikleri icin kafir olmadi, 
dediler. Halbuki, zemamn imamma isyan etmek kiifr degildir. Gu- 
nahdir. Siibhe ve te'vil olursa, giinah da olmaz, ictihad hatasi olur, 
dediler. 

Buraya kadar, sfi alimlerinin yazdiklanm bildirdik. Simdi, Ehl-i 
siinnet alimlerinin yazdiklanm bildirelim: 

Fikh bilgilerinde, hazret-i Almin ictihadmdan aynlmak, hie 
kiifr olmaz. Fisk, ya'ni giinah da degildir. Ciinki, hazret-i Ah de, 
Eshab-i kiramm hepsi gibi, bir miictehid idi. ictihad bilgilerinde 
miictehidlerin birbirlerinden aynlmalan caizdir ve her miictehid 
sevab kazanir. Hazret-i All ile diismanhk ederek harb eden, el- 
bet kafir olur. Nitekim bunun icin; Ehl-i siinnet alimlerinden 
ba'zilan, Haricilere kafir demisdir. (Seninle harb, benimle harb- 

-249- 



dir) hadis-i serifi, Hariciler icindir. Onlann bile, kafir olmalan kat'i 
degildir. Ciinki, kafir olmagi kabul ederek harb etmediler. Bunun 
icin, onlara miirted denilemez. Fekat, bunlann siibheleri ahmakca- 
dir ve ma'nalan acik olup, te'villeri caiz olmiyan ayet-i kerimelere 
ve hadis-i seriflere de karsi gelmis olduklan icin, ozrleri kabul 
olunmaz. Ehl-i siinnete gore, Hariciler, ahiretde kafirlerle olacak- 
dir. Onlann afv edilmeleri icin diia olunmaz. Cenaze nemazlan ki- 
linmaz. Halbuki, Deve ve Siffin muharebelerinde, hazret-i Aliye 
karsi olanlar, boyle degildir. Siibhe ve te'villerinden dolayi Ona 
karsi harb etmislerdir. Ictihadda yanildiklan icin kafir olmazlar. 
Bunun icin kotulenemezler. Ciinki, ayet-i kerimeler ve hadis-i se- 
rifler, bunlan medh etmekdedir. Bunlar, nefslerine uyarak degil, 
Allah icin ugrasdilar. Boyle oldugunu kabul etmiyen bir kimsenin 
de, susmasi, dilini tutmasi lazimdir. Bunlann Eshab-i kiram ve Mii- 
cahidin-i islam olduklanm diisiinerek saygisizhk yapmamasi lazim- 
dir. Hatta, ayet-i kerimeler ve hadis-i senfler, biitiin mti'minleri 
ovmekdedir. Her mii'minin sefa'ate kavusmasi ve Allahii tealamn 
afvi ile kurtulmasi iimmid olunur. Deve ve Siffin harblerinde bulu- 
nan Samhlardan birinin, hazret-i Aliye diisman oldugu, Ona kafir 
dedigi veya la'net etdigi kesin olarak bilinirse, ona kafir deriz. Fe- 
kat, bugiine kadar boyle bir sey bilinmemisdir. Cahillerin uydur- 
malan, bir ilm, bir vesika degeri tasiyamaz. O Sahabilerin onceki 
imanlan muhakkak oldugundan, yine oyle bilmemiz icab eder. 
Dort halifenin Cennete gideceklerine inanmiyan, bunlardan biri 
icin, halife olmaga layik degildir diyen veya ilmini, adaletini, tak- 
vasim inkar eden kafir olur. Fekat, nefse uyarak, mala ve diinyah- 
ga kavusmagi diisiinerek veya ma'nalan acik ve kat'i olmiyan nass- 
lan te'vil ile, siibhe ile bunlarla harb eden kafir olmaz. Fasik olur. 
Ya'ni giinah islemis olur. 

Hazret-i Mu'aviye ve hazret-i Amr ibni As "radiyallahii teala 
anhiima", hicbir bozuk diisiince ve sebeb ile, hazret-i Ali ile "ker- 
remallahii vecheh" harb etmediler. Hazret-i Osmamn katillerinin 
yakalanmasim ve bunlara kisas yapilmasim istediklerini soylemis- 
ler ve hazret-i Alinin kendilerinden daha yiiksek ve daha iistiin ol- 
dugunu bildirmislerdir. Oliinciye kadar her yapdiklan, her soyle- 
dikleri, imanlarmm varhgim ve kuvvetli oldugunu gostermisdir. 
Biitiin diisiinceleri, biitiin cahsmalan, hep Allah icin, hep islamiy- 
yet icin olmusdur. Her iki tarafm da aym da'va, aym maksad icin 
dogiisdiikleri (izale-tiil-hafa)mn dortyiizdoksandordiincu sahife- 
sindeki hadis-i serifde acikca bildirilmekdedir. 

42 — imam-i Muhammed Birgivinin "rahmetullahi teala 
aleyh" (Tarikat-i Muhammediyye) kitabmda ve bu kitabm serh- 

-250- 



leri olan (Berika) ve (Hatlfka) kitablarmda diyor ki: (imam-i Bu- 
harinin ve imam-i Miislimin bildirdikleri hadis-i serifde, (Elbet bir 
zeman gelecek ki, benim iimmetim, israil ogullari, [ya'ni yehudiler 
ve hiristiyanlar] gibi olurlar. Bir cift ayakkabinin birbirine benze- 
dikleri gibi, onlara cok benzerler. Oyle olur ki, onlardan biri, ana- 
si ile zina etse, iimmetimden de oyle yapanlar olur. israil ogullari 
yetmisiki firkaya ayrildi. Benim iimmetim de yctinisiic firkaya ay- 
rilir. Bunlarin yetmisikisi bozuk inamslarindan dolayi Cehenneme 
girecekdir. Yalniz bir firkasi, girmeyecekdir). (O firka, hangisi- 
dir?) denildikde, (Benim ve Eshabimin yolunda olanlardir) buyu- 
ruldu. Israil ogullanmn, Musa aleyhisselamdan sonra yetmisbir, 
Isa aleyhisselamdan sonra yetmisiki firkaya ayrilmis olduklan, 
(Milel ve Nihal) ve (Berika) kitablarmda yazihdir. inamslarindan 
dolayi Cehenneme girmekden kurtulacak olan bu bir firkaya, 
(Ehl-i siinnet velcema'at) mezhebi denir. Yetmisiki firkadan her- 
biri, kendisinin Ehl-i siinnet oldugunu soyliyor. Kendisinin Cenne- 
te gidecegine inamyor. Bu is, soylemekle, sanmakla anlasilmaz. 
Sozlerin ve islerin, ayet-i kerimelere ve sahih hadislere uygun ol- 
masi ile anlasihr. 

Ehl-i siinnet mezhebi de, (Ma-tiiridf) ve (Es'ari) olarak ikiye 
ayrilmis ise de, ikisinin ash bir oldugundan ve birbirlerini kotiile- 
mediklerinden ikisi bir sayihr. Ehl-i siinnet firkasi, ibadetde ve bii- 
tiin islerde dort mezhebe aynlmisdir. Dordiiniin imam hep bir ol- 
dugundan, hepsi bir firkadir. Bu dort mezheb, ayet-i kerimelerde 
ve hadis-i seriflerde acikca bildirilmemis olan hiikmlerde, birbirle- 
rinden aynlmislardir. Hepsi, bu hiikmleri anlamak icin ictihad et- 
mis, cok ugrasmis, baska baska anlamislardir. Kur'an-i kerimde ve 
hadis-i seriflerde acikca bildirilmis olan hiikmlerde aynhklari yok- 
dur. Boyle, ma'nalan acik ve kat'i olan nasslarda ictihad yapilmaz. 
Acikca bildirilmiyen, inamlacak seylerde ictihad ederken, yamlan 
afv olmaz. Boyle yamlarak, i'tikadi bozulmus olan yetmisiki firka- 
ya (Bid'at sahibi) veya (Dalalet ehli), yani (Sapik) denir. Fekat, 
bunlara kafir denilmez. Dinde acikca bildirilmis olan seylerden bir 
danesine bile inanmiyamn imam gider. Kafir olur. Yanhs ictihad 
ederek imam gidenlere (Miilhid) denir. Yetmisiki sapik firkadan 
Batini, Miicessime, Miisebbihe ve Vehhabilerden bir kismmm ve 
ibahilerin miilhid olduklan, (Reddiilmuhtar)da ve (Ni'met-i islam) 
kitabmda yazihdir. 

Yukandaki hadis-i serif gosteriyor ki, bir insan, ya mtisliman- 
dir, yahud kafirdir. Miisliman da, ya Ehl-i siinnet mezhebindedir, 
yahud, bid'at ehli, ya'ni sapikdir. Bundan anlasihyor ki, Ehl-i 
siinnet mezhebinde olmiyan, ya'ni mezhebsiz olan kimse, ya sa- 

-251- 



pikdir, yahud kafirdir. 

iman, korkusuz olmak, islam ise, teslim olmak ve kurtulmak 
demekdir. Fekat, islamiyyetde, iman ve islam birdir. Muhammed 
"aleyhisselam"m Allahu tealadan vahy olunarak getirdigi haber- 
lerin hepsine kalb ile inanmaga (Iman) ve (islam) denir. Bu ha- 
berler, kisaltilarak alti seyin icine yerlesdirilmisdir. Bu alti seye 
inanan, hepsine inanmis olur. Bu alti sey, (Amentii)de bildirilmis- 
dir. Her muslimamn Amentiiyii ezberlemesi ve cocuklarma ezber- 
letip, ma'nasim ogretmesi farzdir. Bunun icin, cocuklanm, hiiku- 
metin izn verdigi Kur'an-i kerim kurslarma gondermek lazimdir. 
(Herkese Lazim Olan Iman) adindaki kitabda, Amentiiniin 
ma'nasi uzun yazilidir. Bunlara inanan insana (Mii'min) veya 
(Miisliman) denir. ibadetleri yapmaga, haramlardan kacmmaga, 
(Islamiyjete uymak) denir. islamiyyete uyan miislimanlara (Sa- 
lih) ve (Adil) denir. Eshab-i kiramm hepsi, adil, salih mii'min idi- 
ler. Tenbellik ederek islamiyyete uymiyan miislimana (Fasik) de- 
nir. Fasik da miislimandir. Ya'ni giinah isliyenin ve ibadet yapmi- 
yamn imam gitmez. Fekat, ibadete ve giinaha ehemmiyyet vermi- 
yenin, ya'ni islamiyyete kiymet vermiyenin, islamiyyetin hiikmle- 
rinden bir danesini bile begenmiyenin imam gider. Imam olmaya- 
na, ya'ni miisliman olmiyana (Kafir) denir. Ehl-i siinnet mezhe- 
binden olmiyana (Mezhebsiz) denir. Mezhebsiz de, ya sapik veya 
kafir olur. 

Kadi-zade Ahmed efendi "rahmetullahi teala aleyh", (Birgivi 
vasiyyetnamesi) kitabim serh ederken, kirkdordiincii sahifeden 
bashyarak diyor ki, Allahu tealanm yer yiiziinde insandan Pey- 
gamberleri olduguna inaninz. Peygamberlerin hepsi, Allahu teala- 
nm onlara (Vahy) etdigi, ya'ni melekle bildirdigi (Ahkam)i, ya'ni 
emrleri ve yasaklan, kendi zemamnda bulunan insanlara bildirmis- 
lerdir. Bu insanlar, O Peygamberin (Ummet)idirler. Peygambere 
inananlanna, (Ummet-i icabet) denir. inanmiyanlarina (Ummet-i 
da'vet) denir. Peygamberlerin en sonra geleni (Muhammed) aley- 
hisselamdir. Ondan sonra Peygamber gelmiyecekdir. Diinyamn 
her yerinde, her zemanda bulunan insanlarm hepsinin ve cinnile- 
rin Peygamberidir. Hepsinin, Ona inanmalan lazimdir. 

Yeni bir din getiren Peygambere (Resul) denir. Daha once 
gonderilmis bir Resulun dmine uymaga cagiran Peygambere ise, 
(Nebf) denir. Her resul, nebidir. Her nebi, resul degildir. Resul- 
lerin sayisi ucyiizoniic diyenler oldu. Peygamberlerin hepsinin 
sayisi kesin delil ile belli degildir. Ytizyirmidort bin olduklanm 
bildiren hadis-i serif (Haber-i vahid)dir. Bir kisinin bildirdigi 
hadis, sahih olsa bile, zan ifade eder. Bunun icin sayilanni soyle- 

-252- 



memek daha iyidir. Muhammed Ma'sum-i Faruki, ikinci cildin 
otuzaltmci mektubu sonunda ve (Email) kasidesinde ve (Berfka) 
ve (Akaid-i Nesefiyye) ve (Hadika) kitablarmda diyor ki: Peygam- 
berlerin sayisim soylemek, Peygamber olmiyam Peygamber yap- 
mak veya Peygamberi Peygamber tanimamak olabilir. Bu ise kiifr- 
dilr. Ciinki, Peygamberlerden birini tanimamak, hicbirine inanma- 
mak demek oldugu, biitiin kitablarda yazihdir. Bundan baska 
(Email) kasidesinin serhinde ve (Berika)nin iicyiizdokuzuncu sa- 
hifelerinde, (Hicbir Veil, Peygamber derecesine varamaz. Pey- 
gamberi tahkfr, kiifr ve dalaldir) diyor. 

1399 [m. 1979] da olen Pakistanli Mevdudf (islam medeniyye- 
ti) kitabmda, Fatir suresinin yirmidordiincii ayetine: 

(Hicbir iimmet miistesna olmamak iizere, icinde bir korkutucu 
Peygamber gelmisdir) ma 'nasmi vererek, (Her iimmete bir Pey- 
gam ber gelmisdir. " Yiizyirmidortbin Peygam ber gelmisdir " hadisi, 
bunu te'yid etmekdedir. Gecmis Peygamberlerden nisbeten bili- 
nenleri vardir. Hazret-i Ibrahim, hazret-i Musi, Konfucyus, Zer- 
diist, Krisna gibilerinin vatanlanm bile bilmek miimkindir. Herbi- 
ri kendi kavmlerine gonderilmislerdir. Bunlardan hicbiri, benim ri- 
saletim biitiin alem icindir, dememisdir) yaziyor. 

Bu ayet-i kerimedeki (korkutucu)nun, yalmz Peygamber olma- 
yip, Peygamber veya alimler oldugu Beydavide ve Mevakibde ve 
bircok tefsirlerde yazihdir. Ayet-i kerimeye verdigi yanlis ma'nayi 
da, za'if bir hadis ile saglamlamaga cahsmakdadir. Bu za'if hadisi, 
Islam alimlerinin hicbiri sened olarak almamisdir. Guya kurnazhk 
yaparak, Konfucyus, Zerdiist ve Krisna gibi kafirlerin de Peygam- 
ber olduklanm genclere inandirmaga cahsmakdadir. Biitiin batil 
dinler, Allahii tealamn Peygamberler ile bildirdigi hak dinlerin bo- 
zulmasmdan hasil olduklan gibi, miladdan dortyiizyetmisdokuz 
(479) sene once olen Konfucyus de Cinde eski hak dinlerden kal- 
mis olan tapmmak fikrlerini ve iyi huylari ovdiigiinden, oliimun- 
den sonra, felsefesi mezheb halini almisdir. Mezhebini bildiren, pe- 
sidli dillerde, kitablar vardir. Bunlardan biri Almanca (Worte des 
Konfuzius)dir. Ya'ni (Konfiicyiisiin sozleri) kitabidir. Bu kitabda, 
semavi dinlerin hepsinde bulunan, imamn alti sarti goriilmedigi gi- 
bi, kufriinti gosteren sozleri de cokdur. Kiifrii acikda olan birisine, 
musliman denemez. Nerde kaldi ki, Peygamber denilebilsin. Kris- 
na da, Hind Berehmen kafirlerinin eski tannlarmdandir. Once, bu 
ismdeki bir irmaga tapimrlardi. Sonra, uzun hikayeleri olan bu 
adama da tapmdilar. 

(Berfka) kitabmda diyor ki, (Peygamberlerin "salevatullahi te- 
ala aleyhim ecma'in" adedi kesin olarak belli degildir. Ciinki, ytiz- 

-253- 



yirmidortbin veya ikiyiizyirmidortbin oldugunu bildiren hadfs-i se- 
rifi bir kisi haber vermisdir. Bu hadisin sahih olup olmadigi da bi- 
linmiyor. Peygamberlerin sayisi kesin olarak soylenirse, Peygam- 
ber ohmyanlar Peygamber yapihms olur. Yahud, Peygamberler- 
den birkaci inkar edilmis olur. Bunun ikisi de kiifr olur. Bu hadis 
sahih olsa bile, zan hasil eder. Iman edilecek seylerde, zan ile ko- 
nusulmaz. Hele, boyle iki diirlii bildirilmis ise, hie kiymet veril- 
mez). 

Kafirler [ya'ni Allaha diisman olanlar] ikiye aynlir: Kitabli ka- 
fir, Kitabsiz kafir. Bir Peygambere ve buna gokden inen kitaba 
inanan kafirlere (Ehl-i kitab), ya'ni (Kitabli kafir) denir. Kitablan 
ve imanlari degismis, bozulmus olsa da, bunlarm, kendi dinlerine 
gore Besmele okuyarak bicakla kesdikleri hayvanlar yinir. Fekat 
domuz hie yinmez. Bunlarm kizlan ile evlenilir. Fekat, bunlara 
musliman kizi verilmez. Simdiki yehudiler ile hiristiyanlarm kendi 
bozuk dinlerine bagh olanlan kitabli kafirdir. 

Hicbir Peygambere ve semavi bir kitaba inanmiyan kafirlere 
(Kitabsiz kafir) denir. Bunlarm kesdikleri yinmez. Kizlan alm- 
maz ve kiz verilmez. Miisrikler, Allahsizlar, Putperest, Mecusiler, 
Berehmenler, Budistler, Muihidler, Zmdiklar, Miinafiklar ve 
murtedler, hep kitabsiz kafirdirler. Allahu tealadan baska seyle- 
re tapmanlara (Miisrik) denir. Miisrikler ikiye aynlir: Uluhiyyet- 
de miisrik ve ibadetde miisrik, Uluhiyyetde miisriklerden biri, 
(Mecusi)lerdir. Bunlar, atese tapar. (Hahk ikidir: Biri, Yezdan 
olup, iyilikleri yaratir. Oteki ise, Ehrimen olup kotiiliikleri yara- 
tir) dediler. Eski tabi'iyyeciler, herseyi tabfat yaratiyor dediler. 
ibadetde miisrik olanlar, (Putperestler)dir. Bunlar kendi elleri ile 
yapdiklan heykellere tapimrlar. Putlar, kiyametde Allaha bizim 
icin sefa'at edecek derler. Hiristiyanlarm cogu (Trinite), ya'ni 
(Teslis) yapiyor. Ya'ni iic tann olduguna inamyorlar. Cogu da, 
Isa aleyhisselama tann diyor. Yehudilerin bir firkasi da, Uzeyr 
Allahin ogludur, diyor. Hepsi miisrik oluyorlar. Fekat, ellerinde- 
ki kitabm gokden indigine inanmakdadirlar. Komiinistlerle ma- 
sonlar ve son asrm cahilleri, Allahsiz kafirdirler. Anasi babasi 
musliman olup da, kendisi musliman olmiyana (Miirted) denir. 
Muhammed aleyhisselamin Peygamber olduguna inanmiyan, fe- 
kat diinya menfe'ati icin, muslimanlara karsi musliman goriinene, 
(Miinafik) denir. Miinafik, baska dindedir. Muslimanlann arasm- 
da, onlar gibi ibadet yapar. Allah ismini dilinden diisiirmez. Fekat 
bozuk inanclanm saklar. Hicbir dinde olmadigi, Allahu tealaya 
inanmadigi halde, musliman goriinup, miislimanhgi degisdirme- 
ge, dinsizligi muslimanhk olarak yaymaga ugrasana (Zindik) de- 

-254- 



nir. Zmdik, Allaha ve Muhammed aleyhisselamm Peygamber 
olduguna inandigim, Kur'ana ve hadislere uydugunu soyler. Fe- 
kat, Kur'an-i kerimi ve hadis-i serifleri kendi cahil kafasma ve 
kisa goriisiine gore ma'nalandinr. Bu bozuk anladiklanni, sapik 
diistincelerini muslimanhk olarak yaymaga ugrasir. Ehl-i siinnet 
alimlerinin dogru sozlerini begenmez. islam alimlerine cahil der. 
Boyle zindiklara da, simdi ay din din adami, (Miiceddid) ve 
(Dinde reformcu) deniliyor. Boyle cahil, zindik, sahte din adam- 
lanna aldanmamah, bunlann kitablarini, mecmu'alarim okuma- 
mahdir. 

Miisliman oldugunu soyliyen, (Kelime-i sehadet) okuyan kim- 
seye, stibhe ile kiifr damgasi basilamaz. Ibni Abidin, iicuncii cild- 
de, miirtedleri anlatirken diyor ki, (Hiilasa) ve baska kitablarda, 
(Miisliman oldugunu soyliyen bir kimsenin bir isinde veya soziin- 
de bircok kiifr alametleri ile bir iman alameti veya kiifr olmasi siib- 
heli olan bir alamet bulunsa, buna kafir dememelidir. Ciinki miis- 
limana iyi zan olunur). (Bezzaziyye) fetvasmda sunu da ekliyor ki, 
(Kiifr alametini diledigi acikca anlasilmca, kafir olur. Te'vil etme- 
miz faide vermez). 

Din kelimesi, liigatda yol, is ve miikafat demekdir. Millet, yazi 
yazmak demekdir. Bir Peygamberin Allahii tealadan getirdigi ina- 
mlacak seylere (Din) veya (Millet) yahud (Usul-i din) denir. Pey- 
gamberlerin "aleyhimussalevatii vetteslimat", bu ma'nada olan 
dinleri, milletleri hep birdir. Din, su kaynagi demekdir. Bir Pey- 
gamberin yapilmasim emr veya yasak etdigi seylere (Ahkam-i di- 
niyye) ve (Fiiru'i din) denilmisdir. Peygamberlerin dinleri baska 
baskadir. Bugiin, din deyince iman edilecek bilgiler ve islam birlik- 
de anlasilmakdadir. Muhammed aleyhisselamm dinine (islam di- 
ni) veya (islamiyyet) denir. 

Her mu'minin, Ehl-i siinnet alimlerinin bildirdikleri iman edile- 
cek seyleri ogrenmesi ve bunlara gore inanmasi vacibdir. Bunlara 
kisaca inanan, dogru mu'min olur. Fekat sebeblerini ogrenmedigi 
icin giinaha girer. Yapilmasi ve sakimlmasi lazim olan ahkamm de- 
lillerini, sebeblerini ogrenmek emr olunmadi. Bunlann sebeblerini 
bilmemek giinah olmaz. 

Biiyiik giinah isliyenin imam gitmez. Harama halal derse, 
imam gider. Gtinahlar ikiye ayrihr: (Kebair), biiyiik gtinahlardir. 
En btiyiikleri yedidir. 1) Birseyi Allahii tealaya ortak yapmak. 
Buna sirk denir. Sirk, ktifriin cesidlerinden en kotustidiir. 2) Bir 
insani veya kendini oldiirmek. 3) Sihr, ya'ni biiyii yapmak. 4) Ye- 
tim mah yimek. 5) Faiz ahp vermek. 6) Muharebede diisman 
karsismdan kacmak. 7) Temiz kadinlan kazf etmek, ya'ni na- 

-255- 



mtissuz demek. Her giinahm biiyiik olmak ihtimali vardir. Hepsin- 
den kacmmak lazimdir. Kiiciik giinahi cok yapmak, biiyiik giinah 
olur. Biiyiik giinah, tevbe edince afv olur. Tevbe etmeden oliirse, 
Allahii teala dilerse, sefa'at ile veya sefa'atsiz afv eder. Afv olun- 
mazsa, Cehenneme girer. 

Ziinnar denilen papaz kusagim ve benzeri seyleri kullanmak, 
putlara saygi gostermek, din kitablarim asagilamak, din alimleri ile 
alay etmek, kiifre sebeb olan bir sey soylemek, kisacasi, dinde say- 
gi duymak lazim olan seyi asagilamak ve asagilanmasi lazim olan 
seye saygi gostermek kiifrdiir. Bunlar, islam dmine inanmamak, 
inkar etmek alametidir. Kiifrtin isaretleridir. 

Allahii teala, tevbe edenleri sever. Afv eder. Sonra, o giinahi 
tekrar yaparsa, tevbesi bozulmaz. Ikinci bir tevbe lazim olur. Tev- 
be etdigi bir giinahi hatirlayinca, giinahi isledigine sevinirse, tek- 
rar tevbe lazim olur. Hak sahiblerine haklanm odemek veya halal 
etdirmek, gibet etdigi kimseden afv dilemek ve nzasim almak, 
yapmamis oldugu farzlan kaza etmek farzdir. Bunlar tevbenin 
kendisi degil, sartidirlar. Bir lirayi sahibine geri vermek, bin sene 
nafile ibadet yapmakdan ve yetmis nafile hacdan daha iyidir. Gii- 
nahi bir daha yaparsam tevbem bozulur diyerek, tevbe yapmamak 
dogru degildir. Cahillikdir. Seytamn aldatmasidir. Her giinahdan 
sonra, hemen tevbe etmek farzdir. Tevbeyi bir saat gecikdirince, 
giinah iki kat olur. Buradan anlasihyor ki, kaza nemazlarim kilmi- 
yamn giinahlan, her nemaz kilacak kadar zeman katkat artmak- 
dadir. 

Tevbe etdim demek, tevbe olmaz. Ciinki, tevbenin sahih olma- 
si icin iic sart lazimdir: 

1 — Hemen giinahi birakmahdir. 

2 — Giinah isledigine, Allahii tealadan korkdugu icin, utanmak 
ve pisman olmak lazimdir. 

3 — Bu giinahi bir daha hie yapmamagi goniilden soz vermek- 
dir. Allahii teala sartlarma uygun olan tevbeyi kabul edecegine soz 
vermisdir. 

Ahlak degisir. iyi huylu olmaga cahsmahdir. 

Bir insanin ahiretde mii'min olup olmiyacagi, son nefesde belli 
olur. Altmis senelik bir kafir, oliimiinden az once, miisliman olsa, 
ahiretde mii'min olarak dirilir. Peygamberlerden "aleyhimiissale- 
vatii vetteslimat" baska ve Cennete gidecekleri bildirilmis olanlar- 
dan baska, kimse icin (Cennetlikdir) denilemez. Ciinki, son nefe- 
sin nasil olacagi bilinemez. 

Bir mii'min ahirete gitdikden sonra, diinyada hayrati ve hase- 

-256- 



nati kalsa, yahud faideli kitablan, salih cocuklan kalip, Ona diia et- 
se, bu mii'mine sevab yazilir. insan oliince, hayr ve ser defteri ka- 
panmaz. Eshab-i kiramdan Sa'd bin Ubade "radiyallahii anh" (Ya 
Resulallah! Annem oldii. Ona ne iyilik yapabilirim?) dedi. (Su sa- 
dakasi iyidir) buyuruldu. Dua ederken, mii'minlerin hepsinin ru- 
huna demelidir. Hepsine vasil olur. DM, belayi giderir. Sadaka 
vermek, Allahii tealamn gadabim yumusatir. insam azabdan kur- 
tanr. Eceli gelmemis olan hastamn sifa bulmasma sebeb olur. Al- 
lahii teala dM etmiyeni sevmez. 

Her mu'minin (i'tikad)da ve (Amel)de mezhebini ogrenmesi 
vacibdir. (Mezheb), yol demekdir. Kur'an-i kerimde ve hadis-i se- 
riflerde kapali bulunan bilgileri, miictehid denilen derin Slimier, ic- 
tihad ederek bulur. i'tikadda mezhebimiz (Ehl-i siinnet ve ce- 
ma'at) mezhebidir. Ehl-i siinnet ve cema'at mezhebi demek, Resu- 
lullahm Eshabinm ve cema'atinin i'tikadi ve imanlan demekdir. 
Eshab-i kiramm herbiri "radiyallahii teala annum ecma'in" miicte- 
hiddir. islam dininin nurudur, lsigidir. Miislimanlarm imamlan, 
onderleri ve senedleridir. Onlann yolundan aynlan, Cehenneme 
gider. Ehl-i siinnet firkasimn imami, onderi ikidir: Birisi (Ebu 
Mensur Ma-Tiiridi) "rahmetullahi teala aleyh"dir. imam-i a'zam 
Ebu Hanife "rahmetullahi teala aleyh" hazretlerinin mezhebinde 
yetisen derin bir alimdir. Hanefi alimleri, bunun mezhebindedir- 
ler. Ikincisi, (Ebiil Hasen-i E$'an) "rahmetullahi teala aleyh"dir. 
Safi'i mezhebindeki alimlerin biiyiiklerindendir. Cok derin alim- 
dir. Bu iki mezheb arasmda cok az fark vardir. 

Bugiin ictihad edebilecek kadar derin alim hie yokdur. Her 
miislimamn dort mezhebden birinin (ilmihal) kitabim okuyup 
ogrenmesi, imanini ve biittin islerini buna uydurmasi lazimdir. 
Boylece, bu mezhebe girmis olur. Dort mezhebden birine girmi- 
yen kimse, Ehl-i siinnet olmaz. Mezhebsiz olur. Mezhebsiz olan 
da, ya yetmisiki bozuk firkadan birindedir, yahud kafir olmus- 
dur. (Es-Savi) tefsirinde, Kehf suresinin yirmidordiincii ayetinin 
tefsiri hasiyesinde buyuruyor ki, (Dort mezhebden olmiyan kim- 
senin sozii, Sahabmin soziine veya sahih olan hadis-i senfe, ya- 
hud ayet-i kenmeye uygun olsa da, buna uymak caiz degildir. 
Dort mezhebden birinde olmiyan kimse sapikdir. Baskalarmi da, 
hak yoldan ayirmakdadir. Dort mezhebden aynlmak kiifre ka- 
dar gider. Miitesabih ayetlere zahirleri gibi ma'na vermek, kafir- 
lerin adetleridir.) Bir din adami, Ehl-i siinnet mezhebinde oldu- 
gunu bildiriyorsa ve mezhebinin bilgilerini yayiyorsa, Onun soz- 
leri ve kitabi kiymetli olur. Okuyanlar faidelenir. Mezhebsizlerin 
din kitablan zararhdir. Okuyanlann dinini, imanini bozar. Dost- 

- 257 - Hak Sozun Vesikalan: F-17 



lanmiza, din kardeslerimize vasiyyetimiz sudur ki, Ehl-i siinnet 
mezhebini ogrenmege ve cocuklarma ogretmege cahssinlar! Ba'zi 
kitablarimrzin sonunda yazili olan kitablardan herbiri, Ehl-i siinnet 
alimlerinin kitablanndan terceme edilmisdir. Bu kitablardan alma- 
h, okumali, ogrenmeli ve tamdiklara ve hatta biitiin miislimanlara 
yaymaga, dagitmaga ugrasmahdir. Boylece, cihad sevabi kazanil- 
mis olur. 

Cihad demek, ihtilal yapmak, amirlere karsi gelmek ve hiiku- 
mete lsyan etmek, dovmek, yikmak, kirmak, sogmek demek degil- 
dir. Boyle seyler yapmak, fitne cikarmak olur. Ya'ni boluciiliik 
olur. Muslimanlarm ezilmesine, habse girmesine ve din, iman bil- 
gilerinin yasak edilmesine yol acar. Boyle fitne cikaranlara Pey- 
gamber efendimiz "sallallahu teala aleyhi ve sellem" la'net etmis- 
dir. Habse girmegi istemek, bir miisliman icin seref degildir. Miis- 
liman icin seref; islamm giizel ahlakim edinmek, herkese iyilik et- 
mek, islamiyyete uymak, her mahluka faideli olmakdir. Habse gi- 
ren, bu sereflerden mahrum kahr. Kendini tehliikeye atmak ah- 
makhkdir, giinahdir. Allahii teala, (Kendinizi tehliikeye atmayi- 
niz!) buyuruyor. 

Cihad etmek, Allahii tealamn dinini, Onun kullanna ulasdir- 
mak icin, cahsmak demekdir. Cihad tic diirlii yapihr. Birincisi, mil- 
letlerin basina gecmis olup, onlan kole gibi kullanan, islam dinini 
isitmelerine mani' olan, emrindeki insanlara zulm, iskence yapan 
zalimlerle harb edip, onlan kahr ve yok ederek, islam dinini insan- 
lara duyurmakdir. Islam dinini isitenler, miisliman olup olmamak- 
da serbestdirler. isterlerse miisliman olurlar. isterlerse, islamm 
ahkamina, kanunlarma tabi' olarak yasar, kendi ibadetlerini ya- 
parlar. Bu silahh cihadi, yalmz hiikumet yapar. Devletin ordusu 
yapar. Biitiin muslimanlar, hukumetin verdigi vazifeleri yapmak 
sureti ile bu cihada istirak ederek, cihad sevabma kavusurlar. Di- 
nimizi, milletimizi yok etmek icin saldiran kafirlere karsi da mii- 
dafe'a icin cihad yapar. Aynca islam dinini bozmak, yikmak icin, 
tuzaklar hazirhyan bid'at ehli, sapik, bolucii kuvvetlerle de harb 
eder. Biitiin millet, hiikumete yardimci olarak, cihad sevabma ka- 
vusurlar. 

Cihadm ikinci nev'i, va'zlar, kitablar, radyo, televizyonlar ve in- 
ternet ile, islam ilmlerini, giizel ahlakim, adaletini ve insanlara ver- 
digi hak ve hiirriyyetleri biitiin insanlara duyurmakdir. 

Cihadm iictincti nev'i, birinci ve ikinci cihadlan yapanlara diia 
ile yardim etmekdir. islamiyyeti yaymak icin silahh cihad yap- 
mak farz-i kifayedir. Dusman hticum etdigi zeman, her erkege, 
bunlar kafi gelmezse, kadinlara ve cocuklara da farz-i ayn olur. 

-258- 



Bunlar da kafi gelmezse, biitiin diinyadaki miislimanlann, bunla- 
ra yardim etmeleri farz olur. Cihadm ikinci nev'i, gticti yetenlere, 
ticuncii nev'i ise, herkese, her zeman farz-i ayndir. Cihadm ikinci 
nev'ini yapabilmek icin, kanunlara uyarak, Ehl-i siinnet kitablan- 
ni yaymaga cahsmahdir. Diinya icin durmadan cahsihyor. Musli- 
man olan, ahiret icin de durmadan cahsmahdir. islam diismanla- 
n ve zindiklar, islamiyyeti yok etmek icin hep cahsryor. Miisli- 
manlann buna karsi koymak icin, iki sey yapmasi lazimdir: Birin- 
cisi, cocuklarim Kur'an-i kerim kursuna gondermelidir. Ikincisi, 
Ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetullahi aleyhim ecma'in" kitabla- 
nm yaymaga cahsmahdir. (Fetava-i Hindiyye)de Vakf kismimn 
ondorduncii babmda diyor ki, (Hayrat, hasenat yapmak istiyen 
kimsenin, [hastahane gibi] umuma yarayan bina yapmasi, kole 
azad etmesinden daha efdaldir, daha iyidir. [Din, fen, ahlak gibi] 
faideli kitablar nesr etmek, herseyden daha efdaldir. Fikh kitab- 
lan hazirlamak, nesr etmek, nafile ibadetler yapmakdan daha se- 
vabdir). 

43 — Muhammed Kutb admda bir Misrh da, kitablarmda, isla- 
miyyetin temeline sinsice saldirmakda, miisliman yavrularmi al- 
datmaga, dogru yoldan sapdirmaga cahsmakdadir. (inhiraf cizgisi) 
dedigi bir yazismda bakimz neler sacmahyor: 

(islamiyyetin temelinde ilk catlak, Erne viler devrinde idari ve 
mali siyasetde kendini gosterdi. Qiinki "Melik-i adud" veraset ni- 
zamini (Padisahhk sistemini) ihdas ve mezalime basladi. Sultan ve 
valilerin yakmlan adeta derebey haline geldiler. 

Sonra Abbasiler devri basladi. Hilafet ve vilayet konaklannda, 
gayret ve cahsma soyle dursun, isret ve fuhs yaygm hale gelmisdi. 
Dansozlii, musikili eglenceler tertib ediyorlar, haksizhk ve bencil- 
ligi son haddine vardmyorlardi) diyor. 

(Tuhfe) kitabi, mezhebsizlerin yetmisinci yalanlanna cevab ve- 
rirken buyuruyor ki, (Bir kimsenin halife olacagi, Nass ile, ya'ni ayet 
veya hadis-i seriflerde acikca bildirilmis ise, buna (Hilafet-i Raside) 
denir. Dort halifeye bunun icin (Hulefa-i rasidm) denilmekdedir. 
Halife olacagi akl ile Nassm isaret etmesi ile anlasihyorsa, buna (Hi- 
lafet-i adile) denir. Halife olacagi acikca veya isaret ile bildirilmemis 
olan bir kimsenin, kuvvet zoru ile hiikumeti ele gecirmesine (Hila- 
fet-i caire) denir. Bu kimse de (Melik-i adud) olur). 

Sah Veliyullah-i Dehlevinin (izalet-iil-hafa) kitabimn bes- 
yiizyirmisekizinci [528] sahifesindeki hadis-i serffde, (Biz bu ise 
peygamberlikle ve Allahin rahmeti ile basladik. Bundan sonra, 
hilafet ve rahmet olur. Ondan sonra, melik-i adud olur. Ondan 
sonra da, iimmetimde zulm, iskence ve fesad olur. ipekli giy- 

-259- 



nick, icki icmek ve zina halal yapilu ve yarduncilan cok olur. Ki- 
yamete kadar boyle gider) buyuruldu. Bu hadis-i serifde, hazret-i 
Mu'aviyenin giicle, zorla hiikumeti ele gecirecegi, fekat zulmiln, 
fesadm Onun zemamnda degil, daha sonra bashyacagi acikca bil- 
dirilmekdedir. Sah Veliyyullah, hadis-i serifde bildirilen zulmiin, 
fesadm, Abbasi devletinin kurulmasi ile basladigim yazarak, Mu- 
hammed Kutbun iftira etdigini ortaya koymakdadir. 

Hazret-i Mu'aviyenin Melik olacagina hadis-i seriflerde isaret 
vardir. Bunun icin, hazret-i Mu'aviye, hazret-i Hasen hilafeti ken- 
disine teslim etdikden ve Eshab-i kiram oy verdikden sonra, (Ha- 
life-i adil) olmusdur. Bu yiice Sahabiye (Melik-i adiul) demek ve 
bu kelimeye zalim, kafir gibi yanhs ma'nalar vermek biiyiik iftira- 
dir. Bunu azgm kral diye terceme edenin ise, islamiyyetden nasib 
alamamis oldugu anlasilmakdadir. 

Kafirlerin devlet baskanlanna kral denir. Vaktiyle Fransa kra- 
h, Ingiliz krah, Bulgar krallan boyle idi. Bir islam melikine, musli- 
manlann halife diyerek, saydiklan ve sevdikleri mubarek bir zata 
kral demek, o melikin ve onun milletinin hepsinin kafir olduklan- 
ni soylemek demekdir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
efendimiz, hazret-i Mu'aviyeye (Melik) diyor. Milyarlarca miisli- 
man da, melik ve halife diyor. Hadis-i seriflerde medh ve diia bu- 
yurulan ve afv olunduklari ve Cennete gidecekleri ayet-i kerime- 
lerle miijdelenmis olanlardan biri bulunan hazret-i Mu'aviye gibi 
bir islam mucahidine, bu sanh ve serefli sahabiye zalim damgasim 
basacak bir kimse meydana cikmamisdi. islam mucahidlerini, ha- 
dis-i serifle oviilen, hayrh zemanm arslanlanm, Avrupadaki zalim 
ve kafir derebeylerine benzetmek, islamiyyetin sahdamanna han- 
ger saplamak demekdir. (Kiyamet giinii azab melekleri, kafirler- 
den once, ilmi faideli olmiyan din adamlarina azab yapacaklardir) 
ve (Kiyametde azablann en siddetlisi, ilmi faidesiz olan din adann- 
na olacakdir) hadis-i serifleri meshurdur. Bu hadis-i serifler, genc- 
leri uyandinyor. Sahte din dergilerinin, din alimi olarak tamtdikla- 
n kisilerin, Cehennemde siddetli azab gorecek birer miicrim, birer 
iman hirsizi olduklanm bildiriyor. 

Yukandaki yazi, birinci cihan harbindeki Lawrens casusunu 
hatirlatiyor. iyi arabi bilen, sarikh, sakalh, ciibbeli bu ingiliz ka- 
firi, islam alimi goriinerek, Ehl-i siinnetin biiyiiklerini kotiilemis- 
di. Eshab-i kirama, islam halifelerine ve Osmanh Tiirklerine leke 
siirerek, yiizbinlerle miislimam yoldan cikarmisdi. Boylece, isla- 
miyyeti degisdirmege, bozmaga ugrasanlarm Tiirklerden ayrila- 
rak, bir devlet kurmalanm saglamisdi. Vehhabi kitablan, halis 
miislimanlara miisrik diyor. Bize, ya'ni Ehl-i siinnete kafir dam- 

-260- 



gasini basiyorlar. Lawrens casusu oldii. Cehenneme gitdi. Onun 
yerine simdi yerli mail casuslarim cahsdirryorlar. Binlerle altm da- 
gitarak, her memleketde kendilerini oven mecmu'a ve kitablar ci- 
kartiyorlar. Bu kitablannda Ehl-i siinnet alimlerini "rahmetullahi 
teala aleyhim ecma'fn" kotiiliyorlar. Halbuki, o biiyiiklerin yiik- 
seklikleri, islam alimlerinin sozbirligi ile bildirilmis, bu konu, kara- 
ra baglanmis, sonra gelenlere tartisilacak bir nokta bile birakilma- 
mrsdir. Olmus bitmis, tarihi ve dim hiikmiinii almis birseyi kurca- 
lamaga kalkismak, yapiciligi degil, yikiciligi gosterir. Kotii niyyetli 
olmak alametidir. 

Emevi ve Abbasi ve Osmanh halifelerinin hepsi, imanli, ah- 
lakh, adil, mubarek insanlardi. Evet, iclerinde tektiik nefslerine 
maglub olanlar, seytana aldananlar cikdi. Fekat, bunlarm da, isla- 
miyyete asla zararlan olmadi. Nefslerine zulm etdiler. En kotiisu, 
Ehl-i siinnetden aynlmis, mu'tezili olmusdu. Buna da, sapik din 
adamlan sebeb olmusdu. Onlan aldatan seytan, iblisin soyundan 
olanlardan ziyade soysuzlasmis insan seytanlan idi. imam-i Rab- 
bani "rahmetullahi teala aleyh", (Mektubat) kitabmda buyuru- 
yor ki, (Miislimanlarin ve devlet adamlarmm dogru yoldan cik- 
malarma, hep kotii din adamlan, ya'ni zmdiklar sebeb olmusdur). 
Islam halifelerinin harem dairelerindeki mesru' ve mahrem ha- 
yatlanni kitab ve gazete siitunlarma dokerek, Onlara ahlaksiz, 
dinsiz etiketi yapisdirmaga kalkismak, ondan daha btiytik ahlak- 
sizhkdir. Namuslu kimselerin vicdanlanm titretecek ve tiiylerini 
iirpertecek bir isdir. Evet, bir kimse, Avrupa tarihlerindeki ve pa- 
paslarm, masonlarm kitablarmdaki yalanlan, iftiralan okuyarak, 
bunlara aldanmis olabilir. Bunlara biraz da, islam tarihlerini, Ehl-i 
siinnet alimlerinin kitablanm okumalanm tavsiye ederiz. Boyle- 
ce, isin dogrusu ogrenilmis olur. Zaten, bir yazmm, hicbir hadise 
ve hicbir vesika gostermeden, miicerred htikmler halinde olmasi, 
din ve islam ve iman bilgilerinde salahiyyetli olmiyan kalemden 
cikdigini gosterir. Emeviler, Abbasiler ve Osmanhlar zemanla- 
rmda milletde mtislimanhk bulundugunu yaziyorlar. Bu da, dev- 
let adamlarmm imanli ve adil olduklarim bildirmekdedir. Ciinki, 
Peygamber efendimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (insanlann 
dinleri, hiikumet baskanlannin dinleri gibidir) buyurdu. Biz 
miislimanlar, tarih boyunca, yalanci din adamlarmdan, iftiraci- 
lardan, cok ibret dersi aldik. Bir zemanlar, ibni Teymiyye, orta 
sarkm imanini yikmaga kalkismisdi. Ehl-i siinnet alimleri, onun 
haddini bildirdi. Binlerce ilm kitabi, onun ciiriik fikrlerini red 
ederek, rezil eylediler. Sonra Misrda Abduh isminde biri, ma- 
sonlarla isbirligi yapdi. Hiristiyanhkda protestanhk admda melez 

-261- 



bir ziimre cikanldigi gibi, bu sapik da, Ehl-i siinneti begenmeyip, is- 
lamiyyete garbm dinsiz felsefesini sokusdurmaga kalkisdi. Bu da, 
cevabim aldi. Fekat ne yazik ki, Kahire mason locasi baskam olan 
Abduhun zehrli fikrleri, bir yandan Misrda Cami'ul-ezhere yayildi. 
Boylece Misrda, Resid Riza ve Ezher medresesi Rektorii Mustafa 
Meragi ve Kahire miiftisi Abdiilmecid Selim ve Mahmud Seltiit ve 
Tentavf Cevheri ve Abdiirrazik pasa ve Zeki Mubarek ve Fend 
Vecdi ve Abbas Akkad ve Ahmed Emm ve Doktor Taha Hiiseyn 
pasa ve Kasim Emm gibi (Dinde reformcular) tiiredi. Bir yandan 
da, iistadlan Abduha yapildigi gibi, bunlara da ilerici islam alimi 
denilerek, kitablan tiirkceye terceme edildi. Bircok din adamimn 
dogru yoldan kaymasma sebeb oldular. 

Biiyiik islam alimi, ondordiincii asnn muceddidi olan seyyid 
Abdiilhakim Efendi "rahmetullahi aleyh", (Kahire miiftisi Abduh, 
islam alimlerinin buyuklugiinii anhyamamis, islam diismanlarma 
satilmis, sonunda mason olarak, islamiyyeti icerden yikan azih ka- 
firlerden olmusdur. izmirli isma'il Hakki, Omer Riza Dogrul, 
Hamdi Akseki ve Serafeddin Yaltkaya ve Semseddin Giinaltay ve 
Mustafa Fevzi ve Konyah Vehbi ve Muhammed Akif ve daha nice 
din adamlan, onun kitablanni okuyarak te'siri altmda kalmislar, 
cesidli yollar tutmuslardir) buyurdu. 

Abduh gibi kiifre veya dalalete stiriiklenenler, kendilerinden 
sonra gelen gene din adamlanm da dogru yoldan cikarmak icin, 
adeta birbirleri ile yaris etmisler, (Ummetimin felaketi, facir [sa- 
pik] olan din adamlarmdan olacakdir) hadis-i serifinin haber ver- 
digi felaketlere onayak olmuslardir. 

Abduhun Misrda yetisen comezleri de, bos durmamis, kahr ve 
gadab-i ilahmin tecellisine sebeb olan cok sayida zararh kitablan 
nesr etmislerdir. Bunlardan biri, Resid Rizanm (Muhaverat) ki- 
tabi olup, Hamdi Akseki tarafmdan tiirkceye terceme edilerek, 
(islamda birlik) gibi bir ism takilmis ve 1332 [m. 1914] de istan- 
bulda basilmisdir. Bu kitabinda, iistadi gibi, Ehl-i siinnetin dort 
mezhebine saldirmis, mezhebleri fikr aynhgi sanarak ve ictihad 
usul ve sartlanm, te'assub ve miinakasa seklinde gostererek, (is- 
lam birligini bozmuslardir) diyecek kadar dalalete dusmlisdiir. 
Dort mezhebden birini taklid eden, bindortyiiz seneden beri gel- 
mis, milyonlarla halis miisliman ile adeta alay etmisdir. Asnn ih- 
tiyaclanm karsilamagi, dini, imam degisdirmekde anyacak kadar 
islamiyyetden uzaklasmisdir. Dinde reformculann birlesdikleri tek 
nokta, kendilerini gercek miislimanhgi ve asnn ihtiyaclanni kav- 
ramis genis kiiltiir sahibi bir islam alimi olarak tanitmalan, islam 
kitablanni okuyup, anlayip, Resulullahm varisi olduklan miijde- 

-262- 



lenmis ve (Zemanlann en hayrhsi, Onlarin zemamdir) hadis-i seri- 
fi ile oviilmiis olan Ehl-i silnnet alimlerinin yolunda giden hakiki 
salih muslimanlara da, avam gibi diisiinen taklidciler demeleridir. 
Bu (Dinde reformcular)m, zindiklann, islam ahkammdan, fikh bil- 
gilerinden haberleri olmadigini, ya'ni din bilgilerinden yoksun, ka- 
ra cahil olduklanm kendi konusmalan ve yazilan acikca gosteri- 
yor. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" (insanlarin en 
iistiinii imam olan alimlerdir) ve (Din alimleri, Peygamberlerin va- 
risleridir) ve (Kalb bilgileri, Allahin esrarindan bir sirdir) ve 
(Alimlerin uykusu ibadetdir)ve (Ummetimin alimlerine saygdi 
olunuz! Onlar, yer yiiziiniin yddizlaridir) ve (Alimler kiyamet gii- 
nii sefa'at edeceklerdir) ve (Fikh alimleri kiymetlidir. Onlarla be- 
raber bulunmak ibadetdir) ve (Talebesi arasinda alim, iimmeti 
arasinda olan Peygamber gibidir) hadis-i serifleri ile, bindortyiiz 
seneden beri gelmis olan Ehl-i siinnet alimlerini mi medh buyuru- 
yor? Yoksa, bunlardan sonra tiiremis olan Abduhu ve comezleri 
gibi zindiklan mi oviiyor? Bu siiale, yine Resulullah "sallallahii 
aleyhi ve sellem" efendimiz cevab vermekde, (Her asr, onceki asr- 
dan daha kotii olacakdir. Boylece, kiyamete kadar bozulacakdir) 
ve (Kiyamet yaklasdikca, din adamlan esek lesincleii daha bozuk, 
daha kokinus olacaklardir) buyurmakdadir. Bu hadis-i serifler, 
(Tezkire-i Kurtubi muhtasan)nda yazihdir. Resulullahm "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" medh ve sena buyurdugu islam alimlerinin 
hepsi ve binlerle Evliyamn hepsi, sozbirligi ile bildiriyorlar ki, Ce- 
hennemden kurtulacagi miijdelenen tek bir firka (Ehl-i siinnet vel- 
cema'at) denilen alimlerin mezhebidir. Ehl-i siinnet olmryanlar, 
Cehenneme gideceklerdir. Yine bildiriyorlar ki, mezheblerin telfi- 
ki batildir. Ya'ni, dort mezhebin kolayhklarmi toplayip uydurma 
tek bir mezheb yapmamn, batil, sacma birsey olacagim da sozbirli- 
gi ile bildirmislerdir. 

(Faideli Bilgiler) kitabinda bu hususda genis bilgi vardir. Lut- 
fen oradan da okuyunuz! 

Akh olan kimse, bin seneden beri gelmis olan islam alimleri- 
nin sozbirligi ile ovdiikleri, Ehl-i siinnet mezhebine mi uyar, yok- 
sa, yiiz seneden beri tiiremis olan kiilturlu(!), ilerici din cahili 
olan zmdiklara mi inamr? Cehenneme gidecekleri hadis-i serif- 
lerle bildirilmis olan yetmisiki firkamn ileri gelenleri, cenesi kuv- 
vetli olanlan, her zeman, Ehl-i siinnet alimlerine "rahmetullahi 
teala aleyhim ecma'in" saldirmislar, bu mubarek mtislimanlari 
lekelemege yeltenmisler ise de, kendilerine ayet-i kerimelerle ve 
hadis-i seriflerle cevab verilerek rezil edilmislerdir. ilm ile basan 
saghyamiyacaklarim goriince, eskiyahga, zorbahga baslamislar, 

-263- 



her asrda binlerce miisliman kani dokulmesine sebeb olmuslardir. 
Ehl-i siinnetin dort mezhebi ise, hep birbirlerini sevmisler, kardes 
olarak yasamislardir. 

Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem", is hayatmda da, (Miis- 
limanlarm mezheblere ayrilmasi, Allahii tealamn rahmetidir) bu- 
yuruyor. 1282 [m. 1865] senesinde dogmus ve 1354 [m. 1935] de 
Kahirede fiic'eten olmiis olan Resid Riza gibi dinde reformcu zin- 
diklar ise, mezhebleri birlesdirerek islam birligi kuracaklanm soy- 
liyorlar. Halbuki Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem" yer- 
yiiziindeki biitiin miislimanlarm tek bir iman yolunda, dort Halife- 
sinin dogru yolunda birlesmelerini emr buyurdu. islam alimleri, 
elele vererek cahsip, dort Hahfenin i'tikad yolunu buldular. Kitab- 
lara gecirdiler. Peygamberimizin emr etdigi bu yola, (Ehl-i siinnet 
vel-cema'at) ismini verdiler. Yer yilziindeki biitiin miislimanlarm 
bu tek (Ehl-i siinnet) yolunda birlesmeleri lazimdir. islamda birlik 
istiyenler, sozlerinde samimi iseler, mevcud olan bu birlige katil- 
mahdirlar. 

Fekat, ne yazikdir ki, miislimanlar arasmda boliictiliik yapma- 
ga, islamiyyeti icerden yikmaga cahsan Resid Riza ismindeki zin- 
digm bu kitabi, (islamda birlik ve fikh mezhebleri) ismi altmda, 
Diyanet isleri Baskanhgina sizmis olan sapik particiler tarafmdan 
1394 [m. 1974] senesinde, 157 nesriyyat numarasi ile basdinlarak, 
gene din adamlan aldatilmaga cahsilmisdir. Cok siikr ki, Diyanet 
Isleri bu mezhebsizlerden temizlendi. Onlarm yerini alan, insafli, 
temiz, bilgili alimler "rahmetullahi teala aleyhim ecma'm", boyle 
sapik nesriyyata karsi gencleri uyanci kitablar yazmakdadirlar. Bu 
cesidli kiymetli kitablardan biri, Konya Y. islam Enstitiisu hocala- 
nndan Durmus Ali Kayapmarm, (islam dfnini tehdfd eden en kor- 
kunc fitne Mezhebsizlikdir) kitabidir. 1976 da Konyada basdinl- 
misdir. Zmdiklar, hep yaldizh sozlerle miislimanlan aldatmislar, 
(isbirligi saghyacagiz) maskesi altmda (iman birligi)ni parcalamis- 
lardir. Daha cok bilgi almak icin, (Faideli Bilgiler) kitabim okuyu- 
nuz! Muhtelif miisliman ismleri altma saklanan zmdiklar, islamiy- 
yeti parcalamaga, bozmaga cahsiyor. ilmleri, akllan verimsiz ise 
de, paralan cok oldugundan, kirahk din adamlan ile sahneye cik- 
makdadirlar. 

44 — Kitabimizm sonunu, imam-i Rabbani, miiceddid-i elf-i sa- 
ni Ahmed Faruki Serhendinin "rahmetullahi teala aleyh" bir mek- 
tubunu yazmakla siisliyelim. islam alimlerinin gozbebegi, Evliya- 
nin ve tesavvuf yolculannm onderi ve secilmislerin secilmisi, ikin- 
ci bin yilin miiceddidi olan bu yiice imamin mubarek ruhundan 
boylece bereketlenelim: 

-264- 



UCUNCU CILD, YiRMIDORDUNCU MEKTUB 

Bu mektub, inolla Murad-i Kesmiye yazilmisdir. Eshab-i kira- 
min buyiiklugunu vc birbirleri ile sevisdiklerini bildirmekdedir. 

Allahii teala, Feth suresinin sonunda, (Muhammed "aleyhisse- 
lam", Allahii tealamn insanlara gonderdigi peygamberidir. Onuii- 
la birlikde olanlar, kafirlere karsi cok sidclctliclirler. Birbirlerine 
karsi pek merhametlidirler) buyuruyor. Bu ayet-i kerime uzun 
olup, sonunda, (Kafirlerin onlara gayz etmeleri icin...) buyurul- 
makdadir. Allahii teala, Eshab-i kirami, birbirlerini cok sevdikleri- 
ni bildirmekle ovmekdedir. Ayet-i kerfmede bulunan (Rahfm) ke- 
limesi, sevismenin cok oldugunu gosteriyor. Boyle kelimelere ara- 
bi gramerinde (Sifat-i mii^ebbehe) denir. Hem cokluk, hem de de- 
vam bildirir. Eshab-i kiramin sevismelerinin devamh, siirekli oldu- 
gunu gostermekdedir. Resulullah hayatda iken de, ahirete tesrif 
eyledikden sonra da, hep sevisdiklerini bildirmekdedir. Eshab-i ki- 
ramin birbirleri arasmda, sevismege uymiyan hicbir seyin, hie bir 
zeman bulunmadigi, bu ayet-i kerimeden anlasilmakdadir. Birbiri- 
ne karsi, kin beslemek, dusmanhk, cekememek gibi cirkin seylerin 
hicbir zeman hatirlarma bile gelmiyecegini, Allahii teala, bu ayet-i 
kerimede acikca bildiriyor. Eshab-i kiramin herbiri boyle idi. Ciin- 
ki, ayet-i kenmedeki (Vellezine) hepsi demekdir. Hepsi boyle 
olunca, Onlann en iistiinleri icin ne soylenebilir? Bu biiyiiklerde, 
iyilikler, elbette daha cok ve daha iistiindiir. Bunun icindir ki, O 
Server "sallallahii aleyhi ve sellem" (Ummetimin en merhametlisi 
Ebu Bekrdir!) buyurdu "radiyallahii anh". Baska bir hadis-i serif- 
de, (Benden sonra Peygamber gelmiyecekdir. Benden sonra Pey- 
gamber gelseydi, Omer elbette Peygamber olurdu) buyurdu "radi- 
yallahii anh". Bu hadis-i serif Deylemide ve (Kiinuziiddekaik)da da 
yazihdir. Peygamberlerde bulunan her iistiinliigun hazret-i Omerde 
de bulundugunu, bu hadis-i serif gostermekdedir. Resulullahdan 
sonra Peygamber gelmiyecegi icin, yalmz bu makam kendisine ve- 
rilmemisdir. Peygamberlerde bulunan iistiinliiklerden biri, musli- 
manlan cok sevmek ve onlara acimakdir. Acimaga ve sevmege ya- 
kismiyan hased, kin, diismanhk, igrenmek gibi seyler, kotii huylar- 
dir. insanlarm en iyisi, en iistiinii olan Muhammed aleyhisselamm 
terbiye etmesi ile yetismis ve iimmetlerin en iyisi olan bu iimmetin 
en iistiinleri olmus bulunan kimselerde, ya'ni Eshab-i kiramda bu 
kotii huylarm bulunabilecegi hie diisiiniilebilir mi? Biitiin milletle- 
rin yerini tutmus olan bu milletin en ileride olanlan Eshab-i kiram- 
dir "aleyhimiirndvan". Onlann yasadiklan asr, zemanlarm en iyi- 

-265- 



sidir. Onlarm yetisdiricisi, Peygamberlerin, en ustiiniidiir "sallalla- 
hti teala aleyhi ve sellem". Bu islam iimmetinin en asagisi bile, bu 
kotii huylardan igrenir. Eshab-i kiramda bu kotii huylar bulunsay- 
di, bu iimmetin en iyileri olabilirler mi ve bu iimmete de ummetle- 
rin en iyisi denilebilir mi idi? ilk imana gelmek ve once sadaka ver- 
mek ve Allah yolunda cihad ve can feda etmek seref ve iistiinliik 
olarak soylenilebilir mi idi? Onlarin zemani, asrlarm en iyisi nasil 
olurdu? Resulullahin terbiye etmesinin, yetisdirmesinin ne kiyme- 
ti olurdu? Bu iimmetin bir aliminin, bir Velisinin yetisdirdigi bir 
kimse, bu kotii huylardan kurtuluyor, tertemiz oluyor da, biitiin 
omru Resulullahin yanmda ve hizmetinde gecen ve Ona ve Onun 
dinine yardim icin, Onu kuvvetlendirmek icin mahm, camm feda 
eden, Onun bir isareti ile olume atilan kimselerde, bu kotii huyla- 
nn bulunabilecegi hie diisiinulebilir mi? Bunu hatira getirebilmek 
icin, Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" buyiiklugiine [Al- 
lah gostermesin] inanmamak lazim gelir. Onun yetisdirmesinin, bir 
Velinin, herhangi bir terbiyecinin yetisdirmesi kadar iyi olamiya- 
cagim sanmak gerekir. Halbuki, alimler, sozbirligi ile bildiriyor ki, 
iimmetin hicbir Velisi, o iimmetin bir Sahabisinin yiiksekligine va- 
ramaz. Nerde kaldi ki, O iimmetin Peygamberinin derecesine cika- 
bilsin! Ebu Bekr-i Sibli diyor ki, bir Peygamberin "sallallahii aley- 
hi ve sellem" Eshabma saygi gostermiyen, O Peygambere inanmis 
olmaz. 

Ba'zilan, Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" Eshabmm 
ikiye aynldiklarim sanmakdadir. Bir yandakilerin, hazret-i Aliye 
karsi geldiklerini, ote yandakilerin de, Onunla isbirligi yapdikla- 
nm soyliyorlar. Bu iki yanda bulunanlar, birbirlerine diisman 
imis. Birbirlerine kin besliyorlarmis. Bunlann bircogu da, diinya 
cikarlan icin, bu diismanhklarmi aciklamiyorlarmis. (Takiyye), 
ya'ni iki yiizluliik yapiyorlarmis. Eshab-i kiram arasindaki bu ko- 
tiiliikler, yiiz seneye kadar stirmiis. Boyle soyliyen kimseler, bu 
sapik, bozuk diisiincelerinden dolayi, hazret-i Aliye karsi olduk- 
lanni zan etdikleri Eshab-i kirami kotiiliyorlar. Onlarin, sanlan- 
na yakismiyan seyleri yapdiklarmi yaziyorlar. insaf edilirse, biraz 
diisiiniilurse boyle zan edenlerin, boyle soyliyenlerin, her iki ta- 
rafda bulunan Eshab-i kirami da kotiilemis olduklan, hepsini ko- 
tii huylu yapdiklan hemen anlasihr. Boyle soyliyen zindiklar, bu 
iimmetin iyilerinin hepsini, en kotiileri olarak, hatta biitiin insan- 
lann en kotiileri olarak tamtmak cabasmdadirlar. Hadis-i serifde 
(en iyi zeman) diye oviilen bir asn, en kotii zemana cevirmek is- 
temekdedirler. Hangi akl, hangi insaf, hazret-i Ebu Bekre ve haz- 
ret-i Omere dil uzatmaga izn verebilir ve dmin bu iki diregine, 

-266- 



muslimanlarin bu iki gozbebegine leke siirdiirebilir? Hazret-i 
Ebu Bekrin, bu iimmetin en kiymetlisi, en iistiinii oldugunu, 
Kur'an-i kerim haber veriyor. (Velleyl) suresinde, (Cehennem 
atesinden cok korkan, Allahin soz verdigi ni'metlere kavusmak 
icin, mahni Allah yolunda verir) meal-i serifindeki ayet-i kerime- 
nin, hazret-i Ebu Bekri gosterdigini, Abdullah ibni Abbas ve bas- 
ka Sahabiler ve biitiin tefsir alimleri soz birligi ile bildirmekdedir- 
ler. Ummetlerin en iyisi olan bu iimmetin en miittekisi, en kiy- 
metlisi oldugu Allahii teala tarafmdan bildirilen bir kimseye ka- 
fir demenin, kotii demenin, sapik demenin, ne kadar alcakhk ola- 
cagim artik diisiinmelidir. Tefsir alimlerinin biiyiiklerinden, 
imam-i Fahreddin Razi hazretleri, (Bu ayet-i kerime, hazret-i 
Ebu Bekrin bu iimmetin en iistiinii oldugunu gostermekdedir) 
demisdir. Ciinki, "Hiicurat" suresinin oniiciincii ayetinde mealen, 
(En iistuniimiz, Allahdan korkusu cok olammzdir) buyuruldu. 
Birinci ayet-i kerimede, bu iimmet icinde Allahii tealadan en cok 
korkamn, hazret-i Ebu Bekr oldugu bildirildigi icin, bu iimmetin 
en ustiiniinun, O olacagi, ikinci ayet-i kerimeden anlasilmakda- 
dir. Hazret-i Ebu Bekr ile hazret-i Omerin bu iimmetin en iistii- 
nii olduklarim, Eshab-i kiram ve Tabi'in, sozbirligi ile bildirmis- 
lerdir. Bu sozbirligini, din imamlanmizm btiyiikleri bize haber 
vermekdedir. Bu haber verenlerden biri, imam-i Safi'i hazretleri- 
dir. Hazret-i Ebu Bekr ile hazret-i Omerin, bu iimmetin en iistii- 
nii olduklarim, hazret-i All de soylemisdir. Hadis alimlerinin bii- 
yiiklerinden imam-i Zehebi, kitabinda diyor ki, (Hazret-i Alinin 
boyle soyledigini seksenden ziyade kimse bize haber verdi). Si'i 
alimlerinin biiyiiklerinden olan Abdiirrezzak da, bunun icin haz- 
ret-i Ebu Bekr ile hazret-i Omerin, bu iimmetin en iistiinii olduk- 
larim soylemisdir. Soyle ki, (Hazret-i All, hazret-i Ebu Bekr ile 
hazret-i Omerin, kendisinden daha iistiin olduklarim bildirdigi 
icin ben de oyle soylerim. Yoksa, boyle soylemezdim. Hazret-i 
Aliyi sevip de Onun soyledigi gibi soylemezsem, benim icin bii- 
yiik giinah olur) demisdir. Ummetlerin en iyisi olan bu iimmetin 
en iisttinleri oldugu, (Kitab) ile, ya'niKur'an-i kerim ile, (Siinnet) 
ile, ya'ni hadis-i serifler ile ve (icma), ya'ni Eshab-i kiramm "ra- 
diyallahii teala anhiim ecma'in" sozbirligi ile ve hazret-i Alinin 
soylemesi ile de bildirilmis olan kimseleri, kusurlu gostermek, 
asagilamak, bir miislimanm, bir insafli kimsenin yapacagi sey de- 
gildir. Boyle soylenirse, bu iimmetin neresinde hayr ve iyilik ka- 
hr? Bir kimseyi sovmek, kotiilemek, iyilik olsaydi, ibadet olsay- 
di, Kur'an-i kerimde mel'un olduklan, kotii olduklan bildirilen, 
Ebu Cehle ve Ebu Lehebe sovmek emr olunurdu. Bunlan sov- 

-267- 



mek, cok sevab olurdu. Herhangi bir kimseyi sovmek, cirkin bir 
seydir. Ondan uzaklasmak, demekdir. Bunun neresinde iyilik var- 
dir? Hele haksiz olarak sovmek, iyi bir kimseye sovmek, birseyi 
yanlis yere koymak olur. Bu da zulmdiir. Hersey ve heryer de bir- 
birine benzemez. Her zulm de birbirine benzemez. 

Hazret-i Osman-i zinnureyn de, Eshab-i kiramin "radiyallahii 
teala anhiim ecma'in" soz birligi ile, halife secilmisdir. Erkek ka- 
dm, o zemanda bulunanlarm hepsi, Onun halife olmasim istemis- 
dir. Bunun icindir ki, islam alimleri "rahmetullahi teala aleyhim 
ecma'in", (Hazret-i Osmanm halife secilmesindeki soz birligi gibi 
birlik, diger uc halifenin secilmesinde hasil olmamisdir) dedi. Ciln- 
ki o zeman, cesidli soylentiler oldugu icin, herkes secim isine cok 
onem vermisdi. Eshab-i kiramin hepsi secime katilmisdi. [Seyyid 
Kutb admdaki zindik, bu hakikati anlamis olsaydi, (Osmanm hali- 
fe olmasi, miislimanlar icin ugursuz oldu) diyemezdi. Eshab-i kira- 
min sozbirligine dil uzatamazdi.] 

Kitabi ve Siinneti, ya'ni Kur'an-i kerimi ve hadis-i senfleri, biz- 
lere Eshab-i kiram bildirdi. Din bilgilerinin dort temel kaynagm- 
dan biri olan (icma'i iimmet), Eshab-i kiramin sozbirligi demek- 
dir. Bunlann hepsi veya birkaci kotiilenirse, yoldan aynldi, bozul- 
du denirse, islam dininin hepsine veya bir kismina giiven kalmaz. 
Allahu tealamn, Peygamberlerin sonuncusu ve Resullerin en ustii- 
niinii gondermesindeki faide yok olur. Kur'an-i kerimi hazret-i 
Osman topladi. Daha dogrusu, hazret-i Ebu Bekr-i Siddik ile haz- 
ret-i Omer Faruk topladi "radiyallahii teala anhiim". Eger bunla- 
ra dil uzatihrsa, adil olmadiklan soylenirse, Kur'an-i kerime giiven 
kahr mi? Ortada miislimanhk diye birsey kahr mi? Bu isin cirkin- 
ligini, kotiilugiinu anlamahdir. Eshab-i kiramin hepsi adildirler. 
Onlann Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden bize bildirdikle- 
rinin hepsi dogrudur. 

Hazret-i Ahnin "radiyallahii teala anh" zemaninda Eshab-i 
kiram arasindaki aynhklar ve cekismeler, nefsin istekleri ile keyf 
icin, mevki' ve makam ele gecirmek icin degildi. Bunlar ictihad 
aynhgi idi. Anlayisda ayrilmak idi. Bir tarafin ictihadi, yanlis idi. 
Bunlar, dogruyu anhyamamisdi. Ehl-i siinnet ve cema'at alimle- 
ri bu muharebelerde hazret-i Almin hakh oldugunu ve karsism- 
da bulunanlarm yamldiklarmi bildirmislerdir. Fekat, bunlann 
yamlmasi, ictihaddan dolayi oldugu icin, hicbirine dil uzatila- 
maz. Hicbiri kotiilenemez. Hazret-i Almin hakh oldugunu, kar- 
sismdakilerin yanildigini soyleriz. Ctinki Ehl-i siinnet alimleri, 
boyle soylediler. Fekat, karsismdakilere la'net etmek, Onlan ko- 
tiilemek, taskmhk olur. Hie faidesi olmaz. Belki, soyleyince za- 

-268- 



ran olur. Cunki Onlar da, Resulullahm Eshabidir. iclerinde, Cen- 
netle mujdelenmis olanlar ve Bedr gazasinda bulunanlar vardir. 
Bu gazada bulunanlarm giinahlan afv edilmisdir. Ahiretde azab 
gormiyecekleri bildirilmisdir. Hadis-i serifde, ( Allahii teala, Bedr 
gazasinda bulunanlara "istediginizi yapin! Sizin her isinizi afv ey- 
ledim" buyurdu) bildirilmekdedir. Onlarin icinde, (BPat-i rid- 
van) denilen sozlesmede bulunanlar da vardi. Peygamberimiz 
"sallallahu aleyhi ve sellem", bu sozlesmede bulunanlardan hicbi- 
rinin Cehenneme gitmiyecegini bildirmisdir. islam alimleri bildi- 
riyor ki, Eshab-i kiramin "radiyallahii teala annum ecma'in" hep- 
sinin Cennete gidecekleri, Kur'an-i kerimden anlasilmakdadir. 
Hadid suresinin onuncu ayetinde mealen, (Mekke feth edilme- 
den once, Allah yolunda mallanni verenler ve cihad edenler, 
fethden sonra boyle yapanlar gibi degildir. Bunlann derecesi da- 
ha yiiksekdir. Allahii teala, fethden once ve sonra, boyle yapan- 
larin hepsine Hiisnayi soz verdi) buyuruldu. (Hiisna), Cennet de- 
mekdir. Goriiliyor ki, Mekke sehri feth edilmeden once ve edil- 
dikden sonra, Allah yolunda mallanni verenlerin ve cihad eden- 
lerin Cennete gidecekleri mujdelenmisdir. Bu ayet-i kerfmede 
mal vermek ve cihad etmek, Cennete girmek icin sart olarak bil- 
dirilmemisdir. Onlari ovmek icin bildirilmisdir. C un ki, Eshab-i 
kiramin hepsi boyle idi. Hepsi, Allah yolunda mallanni vermis ve 
cihad etmislerdir. Eshab-i kiramin hepsi Cennet ile mujdelenmis 
oluyor. Boyle din buyiiklerine dil uzatmamn ve kotii gozle bak- 
mamn, insafdan ve mushmanhkdan cok uzak olacagini diisiinmek 
lazimdir. 

Siial: Resulullahm "sallallahu aleyhi ve sellem" vefatmdan 
sonra, Eshab-i kiramdan birkacmm dogru yoldan aynldiklarmi, 
bozulduklanm ve halife olmak icin makam ve mevki' elde etmek 
icin, kotii yollara sapdiklanm ve hazret-i Alinin "kerremallahii 
teala vecheh" hakki olan hilafetini Ondan kapdiklanm soyliyen- 
ler ve yazanlar oluyor. Hatta, iclerinde kafir olanlar da varmis. 
Bu sozlere ve yazilara gore, Eshab-i kiramdan bircogunun, Cen- 
netden mahrum kalacagi anlasihyor. Ciinki, Sahabilik serefine 
kavusmak icin, miisliman olmak lazimdir. Miislimanhkdan cikdi- 
gi, dogru yoldan aynldigi soylenen kimsede, Sahabilik serefi ka- 
hr mi? 

Cevab: Uc halifenin "radiyallahii teala annum" Cennete gi- 
decekleri, sahih hadislerle bildirilmisdir. Bu hadis-i serifler kar- 
sismda, kimse birsey soyliyemez. Bunlann kiifre kaymasi, kafir 
olmasi, dogru yoldan sapmalan diisiinulemez. Bundan baska 
hazret-i Ebu Bekr ile hazret-i Omer "radiyallahii anhtima" Bedr 

-269- 



gazasinda bulunmakla sereflenmislerdir. Bedr gazasinda bulu- 
nanlarm gecmis ve gelecek butiin giinahlarimn afv edilecegi ha- 
dis-i senflerde bildirilmisdir. Bu iki halife, Bfat-i ndvan sozles- 
mesinde bulunmakla da sereflenmislerdir. Bu sozlesmede bulu- 
nanlarm hepsinin Cennete gidecekleri de, sahih hadislerle bildi- 
rilmisdir. Hazret-i Osman, Bedr gazasinda bulunmadi ise de, Re- 
sulullah Ona Medinede kalarak zevcesi olan, [Resulullahm kizi] 
hazret-i Rukayyenin hastahgmm tedavisine calismasim emr bu- 
yurmusdu. Bedrde bulunanlarm kavusacaklarma kendisinin de 
kavusacagini bildirmisdi. Bfat-i ndvan sozlesmesinde de, Onu 
Mekkelilere vazife ile gondermisdi. Onun yerine kendisi bfat 
buyurmusdu. Bunu herkes bilmekdedir. Bu iic halifenin biiytik- 
liigiinu Kur'an-i kerim de bildiriyor. Derecelerinin yiiksekligini 
ayet-i kerimeler haber veriyor. Kur'an-i kerimden ve hadis-i se- 
riflerden anlamiyan zmdiklann kuru inadlarinin hicbir degeri 
yokdur. Seyh Sa'di hazretleri, (Giilistan) kitabinda buyuruyor ki, 
nazm: 

Bir kimse ki, Kur'andan, hadtsden anlamaz, 
Cevab vermemek gibi, ona cevab olmaz! 

Hazret-i Ebu Bekre dil uzatan zmdiklara yaziklar olsun! O 
biiytik Sahabide kiifr ve dalalet siibhesi olsaydi, Resulullahm bin- 
lerce Sahabisi, ilmleri ve adaletleri ile sozbirligi yaparak, Onu 
Resulullahm makamma gecirmezlerdi. Hazret-i Ebu Bekrin hali- 
feligini kabul etmemek, zemanlarm en iyisi oldugu hadis-i serifde 
bildirilmis olan, o zemanki, otuzticbin kisiye inanmamak olur. 
Azicik diisiinebilen kimse, boyle yanhs bir soz soyliyemez. Otu- 
ziicbin miislimamn yanhs bir isde sozbirligi yapdigi ve sapik, bo- 
zuk birisini Resulullahm yerine koydugu bir zeman, zemanlarm 
en iyisi olmak soyle dursun, iyi bir zeman bile olamaz. Boyle ol- 
dugunu bildiren hadis-i serif, [hasa] sacma bir soz yapilmis olur. 
Boyle soyliyen, boyle yazan zmdiklara Allahii teala akl versin, in- 
saf versin de, din biiyiiklerine dil uzatmakdan vaz gecsinler! Re- 
sulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" sohbetinin, terbiye- 
sinin kiymetini anlasmlar! Hadis-i serifde, (Eshabimi soylerken, 
Allahdan korkunuz. Eshabun soylenirken, Onlara saygisizlik 
yapmamak icin, Allahdan korkunuz! Benden sonra, Onlara kotii 
gozle bakmayimz. Onlari seven, beni sevdigi icin sever. Onlara 
dusman olan, bana diismanhk etmis olur) buyuruldu. Daha ne 
yazayim? Acikda olan bir seyi bildirmek icin, ne anlatayim? 
Kur'an-i kerim hazret-i Ebu Bekrin medhleri ile doludur. (Velleyl) 
suresi, basdan basa, Onun ustiinliiklerini bildirmek icin gonderil- 

-270- 



di. Onun yiiksekliklerini, ustunliiklerini bildiren sahih hadisler, sa- 
yilamiyacak kadar cokdur. Onun guzel huylan, kiymetli halleri, 
hatta Eshab-i kiramm hepsinin iyilikleri, gecmis Peygamberlerin 
kitablannda da bildirilmisdi. Allahii teala, bunu anlatmak icin 
(Feth) suresinin sonunda mealen, (Senin Eshabinin iyilikleri Tev- 
ratda ve incflde de bildirildi) buyuruyor. Ummetlerin en iyisi olan 
ve Allahii tealamn merhametine kavusmus olan bu iimmetin en 
iyisi ve en basda geleni hazret-i Ebu Bekrdir "radiyallahii anh". 
Ona kafir ve sapik denilirse, baskalan icin ne denilmez? Onlar 
iizerinde hangi yoldan soz acilabilir? Ey, yerleri ve gokleri yokdan 
var eden ve gizli ve acik herseyi bilen Allahim! Kullannm arasm- 
daki aynhklarda, hakh olam sen bilirsin! Dogru yolda olanlara biz- 
den selam olsun. 



TENBIH: Muhammed Ma'sum hazretleri, (Mektubat)in ikinci 
cildi, 80. ci mektubunda buyuruyor ki, (Belalan, sikmtilan def 
etmek icin, (istigfar diiasi) okumak, cok faidelidir ve tecribe 
edilmisdir. Bunu, hadis-i serifler de bildirmekdedir. Bu fakir, her 
farz nemazdan sonra, iic kerre (Estagfirullaherazim ellezi la ilahe 
ilia huv elhayyel kayyume ve etubii ileyh) okuyorum. Sonra, 67 
def a yalniz (Estagfirullah) okuyorum.) 



Mal-ii miilkc olmu magrur, deme var mi ben gibi? 
Bir muhalifyel eser, savurur barman gibi! 



Zabida! Ac goziin, sahraya bak da ibret all 
su direksiz kubbe-i semaya bak da ibret all 

Gormek istersen, Cenab-i kibriyamn kudretin, 
her sabah, seher vakti, diinyaya bak da ibret all 

Padisah olsan da, derler, "er kisi niyyetine", 
var, musallada yatan mevtaya bak da, ibret all 

Bir kefendir akibet, sermaye-i beg ve fakir, 
varhga magrur olan, mecnun degil de, ya nedir? 



271 



ALTINCI RISALE 

PEYGAMBERLIK NEDIR? 

MUHAMMED "aleyhisselam" SON 

PEYGAMBERDIR 

ONSOZ 

Allahii teala, diinyada biitiin insanlara aciyarak, faideli seyleri 
yaratip gondermekdedir. Ahiretde, Cehenneme gitmesi gereken 
asi mii'minlerden diledigini afv edecek, dogruca Cennete kavus- 
duracakdir. Her canliyi yaratan, her van, her an varlikda durdu- 
ran, hepsini korku ve dehsetden koruyan yalmz Odur. Boyle bir 
Allahm serefli ismine sigmarak, bu kitabi terceme etmege bashyo- 
ruz. 

Allahii tealaya hamd olsun! Onun cok sevdigi Resulii Muham- 
med aleyhisselama salat ve selam olsun! Bu yiice Peygamberin te- 
miz Ehl-i beytine ve adil, sadik Eshabimn hepsine hayrh diialar ol- 
sun! 

Allahii teala, kullanna cok acimakda, onlarm diinyada rahat 
ve huzur icinde yasamalarmi, ahiretde de sonsuz se'adete kavus- 
malarmi istemekdedir. Bunun icin, insanlar arasmdan secdigi en 
iisttin, en iyi kimseleri Peygamber yapmis, bunlara kitablar gon- 
dererek huzur, se'adet yolunu gostermisdir. Se'adete kavusmak 
icin, once kendisine ve Peygamberlerine inanmak lazim oldugu- 
nu bildirmis, sonra kitablanndaki tekhflere uymagi emr etmisdir. 
Boyle inanan ve teklifleri begenen insana (Mii'min) ve (Miisli- 
man) denir. 

Allahii tealanm var ve bir oldugunu ve Peygamberlere nasil 
inamlacagim bildirmek icin, islam alimleri bircok dilde cok kitab 
yazdilar. Kisa, acik, kolay anlasihr, siibheleri, vesveseleri giderir 
olarak yazilmis olanlardan arabca (isbat-iin-nubuvve) kitabi cok 
faidelidir. Bu kitabi, biiyiik islam alimi, imam-i Rabbani Ahmed 
Faruki, onsekiz yasmda iken yazmisdir. (Serh-i Mevakif) kitabi- 

-272- 



mn son kismmdan secdigi yazilan almis ve bunlari aciklamisdir. ilk 
olarak, urdu tercemesi ile birlikde Pakistanda basilmisdir. imam-i 
Rabbam, 971 [m. 1564] senesinde, Hindistanda Serhend sehrinde 
tevelliid etmis, 1034 [m. 1624] de, orada vefat etmisdir. 

Biitiin insanlann, somuriicii ve aldatici yayinlann sasirtici 
te'sirlerinden kurtularak, bu kitabi dikkat ile ve insaf ile okuyup, 
diinyada rahata ve huzura, ahiretde de sonsuz se'adete kavusmala- 
n icin acizane diialar ederiz. 

Ctin a$k denizi dalgalandi, 
Ol durr-iyettm zahir oldu. 
Sfmmdii buyurdu, Hfiliki pak, 
(Levlake levlak lema halaktul effak). 

Mahmudu Muhammedii miibeccel, 
Mahbub-i Hiida, Nebiyyi mtirsel. 
Dogdukda o semsin ziyasi, 
Doldurdu biitiin kainati. 

Gordii onu basir olanlar, 
Gormiyor, yalniz kor olanlar. 

gonca, Mekkede acildi, 
Kokusu diinyaya sacildi. 

Zerredir o guucsdcu el'an, 
Alemdeki dm He irfan. 
Bugiin dolduran, ruy-i zemini, 
ilmlci. o giiliin Glizi. 

01 giinesin olmasa berki, 
Kim parlatirdi, $arki-garbi? 
Olmasa Endiiliis okulu acik, 
Kim Avrupaya tutardi isik. 

Ilm merkezi Semerkand, Bagdad, 
Etdi, yeryiiziinii cehlden azad. 
Boylece kapladi her yeri, 
Hizla envar-i Muhammedi. 

Insaf et, ey inadci insaf, 
Meydanda degilmi ilmi eslaf? 
Kim eyledi Mustafa gibi, 
Tevhtd-i Cenab-i ezeli? 



273 - Hak Sozun Vesikalan: F-18 



PEYGAMBERLIK NEDIR KITABININ ONSOZU 

Kullanna kurtulus yolunu gostermek icin Peygamberlerini gon- 
deren ve Onlardan dordtine biiyiik kitab indiren ve kitablarmda 
carpik, sapik birsey bulunmiyan, Allahii tealaya hamd ederim. 
Onun son Peygamberi Muhammed aleyhisselama indirdigi kitabi, 
(Kur'an-i kerim)dir. Kur'an-i kerimde, kullara lazim olan hersey 
bildirilmis, inanmiyanlar azab ile korkutulmus, islamin sartlanm 
yapan mii'minler Cennet ile miijdelenmisdir. Allahii teala kullan- 
mn dinlerini, Muhammed aleyhisselami gondermekle temamladi. 
Muhammed aleyhisselamm getirdigi dme (islamiyyet) denir. islam 
dininde olanlardan razi olacagim bildirdi. Gecmis zemanlarda da, 
acik ayetleri ve biiyiik mu'cizeleri bulunan Peygamberleri kullanna 
gonderdi. Muhammed aleyhisselamdan sonra hie Peygamber gel- 
miyecegini Kur'an-i kerimde bildirdi. Kor olamn yol gosterenlere 
teslim olmasi gibi ve caresizlikden sasirmis olan hastamn merha- 
metli tabiblere kendini teslim etmesi gibi, insanlarm da, akhn ere- 
miyecegi faidelere kavusabilmeleri ve zararh seylerden, felaketler- 
den kurtulabilmeleri icin, gonderdigi Peygamberlere teslim olmala- 
nm emr etdi. Muhammed aleyhisselami, Peygamberlerinin en iistii- 
nii, en merhametlisi yapdi. Onun milletini, en adil iimmet eyledi. 
Onun dinini, hepsinden olgun eyledi. Onun halinde asinhk ve nok- 
sanhk olmadigim ve derecesinin ustunliigunii ve biitiin mahluklarm 
Peygamberi oldugunu kitabmda ayetlerle bildirdi. Birligini ve hic- 
birseye benzemedigini anlatmak icin ve kullarmm bilgilerinin ve is- 
lerinin diizenlenmesi ve hasta kalblerinin tedavisi icin, Onu kullan- 
na son Peygamber olarak gonderdi. Ona ve Aline ve Eshabma, biz- 
den gece, gundiiz, cok cok salat ve selamlar olsun! Onlar, dogru yo- 
lu gosteren yildizlar ve karanhklan aydmlatan lsik kaynaklandir. 

Biliniz ki, Allahii tealamn merhametine cok muhtac olan bu 
kul, ya'ni Abdiil'ehad oglu Ahmed [imam-i Rabbani miiceddid-i 
elf-i sani], Allahii tealadan, kendisini ve dedelerini ve hocalanm 
ve talebelerini, kiyamet giiniiniin azablarmdan korunmasim dile- 
dikden sonra, derim ki, Peygamber gonderilmesi lazim olduguna 
ve Kur'an-i kerimde ismleri bildirilen yirmibes Peygambere inan- 
makda ve son Peygamberin getirdigi dine uymakda, zemammiz in- 
sanlannm gevsekliklerini ve bunun yaygmlasdigmi iiziilerek gor- 
diim. Hatta, Hindistanda oyle oldu ki, mevki' sahibi, giiclii kim- 

-274- 



selerden ba'zisi, islamiyyete tarn uyan salih miislimanlara iskence 
ediyorlar. Peygamberlerin sonuncusunun mubarek ismini alaya 
alanlar ve analannin, babalarmm koyduklan mubarek ismleri uy- 
durma ismlerle degisdirenler tiiredi. Kurban bayrammda, miisli- 
mamn kesmesi vacib olan siginn kesilmesi Hindistanda yasak 
edildi. Cami'ler yikiliyor veya miize, depo yapihyor. islam mezar- 
liklari, oyun yeri, copliik yapihyor. Kafirlerin kiliseleri, eski eser 
diyerek onanhyor. Onlarm ibadetleri, bayram giinleri, musliman- 
larca da kutlamyor. Soziin kisasi, islam dminin fcablari, adetleri 
tahkfr ediliyor. Yahud, biisbutiin terk ediliyor. Bunlara gericilik 
deniyor. Kafirlerin, dinsizlerin adetleri, bozuk dinleri, ahlaksrzhk- 
lan, hayasizliklan oviiliiyor. Bunlarm yayilmasma calisihyor. 
Hind kafirlerinin bozuk, igrenc kitablan, romanlan, sarkilan miis- 
limanlarm diline cevrilerek piyasaya siiriiliiyor. Boylece, islam di- 
ninin, islamm giizel ahlakimn yok edilmesine calisihyor. Bunun 
sonucu olarak, miislimanlarm imanlan gevsemekde, inanmiyan- 
lar, inkar edenler tiiremekdedir. Hatta, kiifr hastaligmm tabibleri 
olan din adamlan da, bu afete yakalanmakda, felakete siiriiklen- 
mekdedirler. 

Miisliman cocuklannm imanlannm boyle bozulmasma sebeb 
olan seyleri arasdirdim. Siibhelerinin nereden geldigini tedkik et- 
dim. Imanlarindaki gevsekligin yalmz bir sebebi oldugunu anla- 
dim. Bu sebeb de, Resulullahdan bugiine kadar, cok zeman gecmis 
olmasi ve geri kafali, kisa goriislii ve din cahili birkac siyaset ada- 
mi ile fen adami gecinen birkac cahilin din iizerindeki sozlerinin 
dogru samlmasidir. Bu fen yobazlarmm yazilanm okuyup inanan 
ve bunun icin kendilerine aydm, ilerici admi veren birkac kimse ile 
konusdum. Bunlarm daha cok, Peygamberlik makamim anlamak- 
da yanildiklanm gordiim. (Peygamberler, insanlarm birbirleri ile 
iyi gecinmeleri, iyi huylu olmalan icin calismislardir. Bunun, ahiret 
hayati ile bir ilgisi yokdur. iyi gecinme yollanm ve giizel huylari 
felsefe kitablan da bildirmekdedir. imam-i Muhammed Gazali 
(Ihya-iil-ulum) kitabim dorde ayirmis. Birisinde giizel huylari bil- 
dirmis. Bunlara (Miinciyyat) demis. Uciinde de nemazi, orucu ve 
diger ibadetleri yazmisdir. Bu kitabi, felsefe kitablan gibidir. Bu 
da, ibadetlerin miinci olmadigim, kurtulusun giizel huylarla olaca- 
gmi gosteriyor) diyenleri cok gordiim. Cogu da, (Peygamberi, 
ayetlerini ve mu'cizelerini isitip de, aradan asrlar gecmis oldugu 
icin, bu habere inanmiyan kimse, dagda, colde yasayip da, Pey- 
gamberi hie isitmiyen kimse gibidir. Bunun iman etmesi lazim ol- 
madigi gibi, birincisine de lazim olmaz) dediler. 

Bunlara karsihk deriz ki, Allahii teala, insanlan olgunlasdir- 

-275- 



mak ve kalblerindeki hastaliklanm tedavi etmek icin, ezelde mer- 
hamet ederek, Peygamberler gondermegi dilemisdir. Peygamber- 
lerin, bu vazifelerini yapabilmeleri icin, ita'at etmiyenleri korkut- 
malan, ita'at edenlere miijde bildirmeleri lazimdir. Ahiretde, bi- 
rinciler icin azab, ikinciler icin sevab bulundugunu haber verme- 
leri lazimdir. Ciinki insan, kendine tatli gelen seylere kavusmak is- 
ter. Bunlara kavusabilmek icin, dogru yoldan sapar, giinah isler. 
Baskalarma kotiiliik yapar. insanlan kotiiliik yapmakdan koru- 
mak, diinyada ve ahiretde rahat ve huzur icinde yasamalanm sag- 
lamak icin, Peygamberlerin gonderilmesi lazimdir. Dunya hayati 
kisadir. Ahiret hayati sonsuzdur. Bunun icin, ahiret hayatmdaki 
se'adeti kazanmak once gelmekdedir. Eski felsefecilerden ba'zila- 
n, kendi goriis ve hayalleri ile hazirladiklan kitablarm stiriimleri- 
ni artdirmak icin, Peygambere inen kitablarda okuduklan ve bun- 
lara inananlardan isitdikleri, ahlaki giizellesdirmek ve faideli isler 
yapmak yollanm bunlara kansdirdilar. Hiiccet-iil-islam imam-i 
Muhammed Gazalinin, kitabmda ibadetlere de yer vermesine ge- 
lince, fikh alimleri ibadetlerin nasil yapilacaklarmi bildirdiler. In- 
celiklerini anlatmadilar. Ciinki, onlann maksadi, ibadetlerin dog- 
ru yapilmasmm sartlanm ve sekllerini bildirmekdi. insanlarm icle- 
rine, kalblerine bakmadilar. Bunlan bildirmek, tesavvuf alimleri- 
nin vazifesi idi. imam-i Gazali, bedenlerin ve goriinen islerin iyi- 
lesmesini saghyan din ile, ic alemin temizligine kavusduran tesav- 
vuf bilgilerini birlesdirdi. Kitabmda bu ikisine de yer verdi. ikinci- 
sine (Munciyyat), ya'ni felaketden kurtanci bilgiler ismini verdi 
ise de, ibadetlerin de miinci olduklarmi bildirdi. ibadetlerin kurta- 
nci olmalarim saglamak, fikh kitablarmdan ogrenilir. Kurtanci 
olan kalb bilgileri, fikh kitablarmdan ogrenilmez. Bunu daha iyi 
anlamak icin, bu kitabda bildirdigim, O yiice imamin sozlerini 
okumahdir. 

Tib adami Calinosu ve nahv alimi Amr Sibeveyhi gormedik. 
Bunlarm o ilmlerde miitehassis olduklarmi nerden anladik? Tib 
ilminin ne demek oldugunu biliyoruz. Calinosun kitablanm oku- 
yor, sozlerini isitiyoruz. Hastalara ilac verdigini, derdlerden kur- 
tardigim ogreniyoruz. Buradan, onun tabib olduguna inamyoruz 
degil mi? Bunun gibi, nahv ilmini bilen bir kimse, Sibeveyhin ki- 
tablanm okuyup, sozlerini isitince, onun nahv alimi oldugunu an- 
lar ve inamr. Bunlar gibi, bir kimse peygamberligin ne oldugunu 
iyi anlar ve Kur'an-i kerimi ve hadis-i serifleri incelerse, Muham- 
med aleyhisselamm, peygamberligin en yiiksek derecesinde oldu- 
gunu iyi anlar. O iki alime olan iman hie sarsilmadigi gibi, cahil- 
lerin, sapiklann iftiralan, lekelemeleri, onun Muhammed aley- 

-276- 



hisselama olan bu lmamm hie sarsmaz. Ciinki, Muhammed aley- 
hisselamm butiin sozleri ve biitiin hareketleri, insanlann olgunlas- 
malanna rehberlik etmekde, fmanlarmm ve islerinin dogru ve fa- 
ideli olmalanm saglamakda ve kalblerindeki hastaliklarm tedavisi- 
ne ve kotii ahlaklarmm giderilmesine, medeniyyete lsik tutmakda- 
dir. Peygamberlik de, bu demekdir. 

Dagda, colde [ve komiinist memleketlerde] yasayip da, Pey- 
gamberleri isitmemis olana (Sahik-ul-cebel) denir. Bunlarm Pey- 
gamberlige ve Peygamberlerin gonderilmis olmasina inanmalan 
miimkin degildir. Bunlara Peygamber gelmemis gibidir. Bunlar 
ma'zur goriildii. Peygambere inanmalan emr olunmadi. Bunlar 
icin Kur'an-i kerimde, isra suresinin onbesinci ayetinde, (Peygam- 
ber gondermeden once, azab yapmayiz!) buyuruldu. [Bunlar hay- 
vanlar gibi, hesabdan sonra, olecekler, Cehennem azabi ve Cennet 
ni'meti gormeden, ebedi olarak yok edileceklerdir. Kafirlerin ba- 
lig olmiyan cocuklan icin de boyledir.] 

Din bilgilerini din cahillerinin kitablanndan ve din diismanlari- 
nin zehrli kalemlerinden edinenlerin siibhelerini, vesveselerini gi- 
dermek icin, bildiklerimi aciklamagi diisiindum. Hatta, bunun ken- 
dime bir vazife, insanliga borcum oldugunu gordiim. Bu kitabi ya- 
zarak, peygamberlik ne demek oldugunu ve Muhammed aleyhis- 
selamin, peygamberligin tarn sahibi oldugunu bildirmege ve buna 
inanmiyanlann siibhelerini gidermege ve kendi akllarma ve gorus- 
lerine dayanarak bu hakikati ortbas etmege kalkisan birkac fen yo- 
bazimn hiyanetlerini, zararlarim ortaya koymaga cahsdim. islam 
alimlerinin kitablanndan vesikalar vererek ve aciz dusiincelerimi 
de ekleyerek onlarm iftiralanm ciirtitmege ugrasdim. Kitabimi bir 
mukaddeme ile iki makale (ana soz) olarak hazirladim. Baslangici 
da iki bahse ayirdim. Allahii tealamn yardimma giivenerek yazma- 
ga bashyorum. 

Miladi 1581 H.Kameri 989 

AHMED BIN ABDUL-EHAD 
SERHENDI 



Bismillahirrahmanirrahim. Bismillahillezi la yedurru ma'asmi- 
hi §ey'iin fil-ardi vela fissema-i ve hiivessemi'ul alim. Bu diiayi, ilc 
kerre sabah nemazindan sonra, iic kerre de, aksam nemazmdan 
sonra okumahdir. 



277- 



Tefekkeru fi alaillahi ve la tetefekkeru fi zatillahi. 

[Tefekkeru fi acaibi mahlukatihi ve la tetefekkeru fi kemalati 
zatihi.] 

[Allahii tealamn zatim diisunmeyiniz. Mahluklarmdaki nizami 
diisiinerek tefekkiir ediniz.] 



Mukaddemenin Birinci Bahsi 

PEYGAMBERLIK NE DEMEKDIR? 

Seyyid Serif-i Curcanfnin (§erh-i Mevakif) kitabimn son kis- 
mmda diyor ki, kelam ilminin alimlerine gore, Allahii tealamn, 
(Seni su yerlerdeki insanlara veya biitiin insanlara gonderdim), ya- 
hud, (Benden kullanma bildir!) veya bunlar gibi dedigi kimseye 
(Nebi), ya'ni (Peygamber) denir. Peygamber olmak icin, insanda 
riyazet ve mticahede gibi, ba'zi sartlarm bulunmasi veya buna elve- 
risli olarak dogmus olmak lazim degildir. Allahii teala, diledigini 
secerek, bunu ihsan eder. O, herseyi bilir ve en iyisini yapar. irade 
etdigini yapar. Herseyi yapmaga kadirdir. Kelam alimlerine gore, 
Peygamberin (Mu'cize) gostermesi de sart degildir. Baskalannm, 
Onun Peygamber oldugunu anlamalari ipin, mu'cize gostermesi 
sartdir dediler. Yoksa, Peygamber olmasi icin sart degildir. Eski 
yunan felsefecilerine gore, Peygamber olmak icin, iic sart lazimdir: 
Gaybdan haber vermek. Ya'ni gecmisde olmus ve gelecekde ola- 
cak seylerden kendisine sorulanlan bildirmek. Harika isler, ya'ni 
akhn, fennin yapamiyacagi seyleri yapmak. Uciinciisii, melegi cism 
ve sekllenmis olarak gormek ve Allahii tealamn (Vahy) etdigi so- 
zii melekden isitmek sartdir, dediler. 

Peygamberin biitiin gayblan bilmesi, bizce de, onlarca da la- 
zim degildir. Ba'zilanm bilmek ise, yalniz Peygambere mahsus 
degildir. Riyazet cekenlerin, ya'ni yalniz olarak bir odaya kapa- 
mp, olmiyecek kadar az yiyip icenlerin ve su'uru giden ba'zi has- 
talann, uyuyanlarm, ba'zi gayblan haber verdiklerini felsefeciler 
de kabul etmekdedir. Peygamberle bunlar, bu bakimdan birbirle- 
rine benzer. Onlarm gayb dedikleri, belki (Harik-ul'ade) olan, 
ya'ni adet olmiyan, sik rastlanmiyan seyler demekdir. Bunlar ise, 
hakiki gayb degildir. Bunlan bilmek ve bir iki kerre haber ver- 
mek, adetin disma cikmak olmaz. Peygamber ile baskalan, bu- 
nunla birbirlerinden ayird edilirler. Allahii tealamn bildirdigi ha- 
kiki gayblan Peygamberlerin bileceklerini, kelam alimleri de bil- 
diriyorlar. Fekat gaybi bilmek Peygamber icin sart degildir, diyor- 

-278- 



lar. Felsefecilerin gaybi bilmek icin ileri siirdiikleri, yukanda yazi- 
h sebebler de dogru degildir. islam dihinin esaslarma uymamakda- 
dir. Bundan baska, bu sebeblerle gaybi bilmek, ayn bir mes'eledir. 
Adet dismda sasilacak seylerdendir. Bunlar iizerinde ayrica dur- 
mamn faidesi yokdur. 

Adet disi (Harik-ul'ade) seyler, mesela cismlere, maddelere, di- 
ledigi gibi te'sir etmek, istedigi zeman, riizgar, zelzele, yangin hash 
etmek, diledigi zeman geminin batmasi, insamn olmesi, zalimlerin 
belaya yakalanmasi gibi seyler, insan ruhunun cismlere te'sir etme- 
sidir. Hakikatde, cismlere te'sir eden yalmz Allahii tealadir. Alla- 
hli teala, diledigi zeman, diledigi kimsede bu te'siri hasil eder. Bu- 
nun icin, adet disi, sasirtici seyler, yalmz Peygamber icindir, deni- 
lemez. Bunu felsefeciler de kabul etmekdedir. O halde, Peygam- 
ber, baskalanndan, bu suretle nasil tefrik edilebilir? 

Eski yunan felsefecileri, Peygamber olmiyanlardan da sasilacak 
seyler hasil olabilir, diyorlar ise de, bunlarm sik sik olmasim ve ha- 
rik-ul'adenin (i'caz) derecesine ulasacagim kabul etmiyorlar. Pey- 
gamberlerden boyle harik-ul'ade seyler hasil oldugu icin, Peygam- 
ber ile baskalan birbirlerinden aynlir, diyorlar. 

Felsefecilerin, Peygamberlere melek goriinmesi ve Allahm 
(Vahy) etdigi sozleri onlara bildirmesi sartdir, demeleri, kendi fel- 
sefelerine uygun degildir. Iman sahiblerini aldatmak icin boyle 
soyltiyorlar. Ciinki onlara gore, melek, madde degildir. Soylemez. 
Ses vermek icin madde olmak lazimdir demekdedirler. Ses, hava 
dalgalanndan hasil olmakdadir. Felsefecilerin bu sartlan, belki, 
melekler sekl ahr, cism haline girerek gortiniir, konusur demek 
olabilir de deriz. 

Ikinci Bahs 

MU'CIZE NE DEMEKDIR? 

Bize gore, (Mu'cize), Peygamber oldugunu soyliyen kimsenin, 
dogru soyledigini bildiren seydir. Mu'cizenin sartlan vardir: 

1 — Allahm, mu'tad sebebler olmadan yapmasidir. Ciinki, 
Onun Peygamberini tasdik etdirecekdir. 

2 — Harik-ul'ade olmahdir. Adet olan seyler, mesela gunesin 
hergiin sarkdan dogmasi, ilkbeharda piceklerin acmasi, mu'cize ol- 
maz. 

3 — Bunu, baskalannm yapamamasi lazimdir. 

4 — Peygamber oldugunu bildiren kimsenin istedigi zeman ha- 
sil olmahdir. 

5 — Istedigine uygun olmahdir. Mesela su oliiyii diriltece- 
gim, deyince, baska harika hasil olursa, mesela dag ikiye aynhr- 

-279- 



sa, mu'cize olmaz. 

6 — Isteyip de hasil olan mu'cize, kendisini yalanlamamahdir. 
Mesela, su hayvan ile konusacagmi, deyince, hayvan (Bu yalanci- 
dir) derse, mu'cize olmaz. 

7 — Mu'cize, peygamber oldugunu soylemeden once hasil ol- 
mamahdir. Isa aleyhisselamm besikde konusmasi, kuru agacdan 
taze hurma isteyince, eline hurma gelmesi, Muhammed aleyhisse- 
lam cocuk iken, gogsiinun yanlip, kalbinin yikanip temizlenmesi, 
basinm ustiinde bulut bulunmasi, agaclarm, taslarm kendisine se- 
lam vermeleri gibi, onceden hasil olan harikalar, mu'cize degildi. 
Keramet idiler. Bunlara (irhas) denir. Peygamberligi kuvvetlen- 
dirmek icindirler. Bu kerametlerin Evliyada da hasil olmalan caiz- 
dir. Peygamberler, peygamberlikleri kendilerine bildirilmeden on- 
ce, Evliya derecesinden asagida degildirler. Kerametleri goriiliir. 
Mu'cize, peygamber oldugunu bildirdikden az zeman sonra hasil 
olabilir. Mesela, bir ay sonra soyle olur deyince, hasil oldugu ze- 
man mu'cize olur. Fekat, hasil olmadan once, onun peygamber ol- 
duguna inanmak lazim olmaz. 

Mu'cizenin, Peygamberin dogru soyledigini gostermesi, yalmz 
aklm icabi degildir. Ya'ni bir isin, bunu bir yapamn bulundugunu 
belli etmesi gibi degildir. Ciinki, akhn birseyi, baska seyin delili, 
alameti oldugunu anlamasi icin, o iki sey arasmda bir baglanti bu- 
lunmasi lazimdir. Delil goriiliince, baglantisi bulunan seyin varhgi 
anlasihr. Baska seyin varhgi anlasilmaz. Mu'cize boyle degildir. 
Mesela, goklerin parcalanmasi, yildizlann dagilmalan, daglarm da- 
gihp toz olmalan, diinyamn sonu geldigi, kiyamet kopacagi zeman 
olacakdir. O zeman Peygamber gonderilmek zemam degildir. Bun- 
lar, her Peygamberin haber vermis olduklan mu'cizelerdir. Fekat, 
isitenlerin, bunlann mu'cize olduklanm bilmeleri lazim gelmez. Bir 
veliden hasil olan kerametin, Peygamber oldugunu soyliyen diger 
kimse ile baghhgi olmadigi halde, o Peygamber icin mu'cize olmasi 
da boyledir. Buraya kadar bildirdiklerimizi, Seyyid Serif Ciircani 
hazretleri (Serh-i mevakif) kitabmda uzun uzun yazmakdadir. 

Alimlerin coguna gore, mu'cize gosterirken, acikca (Tehaddi) 
etmek, ya'ni, (Siz de yapimz! Yapamazsiniz!) demek sart degil ise 
de, mu'cizenin ma'nasmda tehaddi vardir. Kiyamet hallerinden 
ve ileride olacak seylerden haber vermekde tehaddi olamiyacagi 
icin, bunlar kafirlere karsi mu'cize degildir. Mti'minler bu haber- 
lerin mu'cize olduklanna inamrlar. Evliyamn kerametleri de, 
peygamberlik iddi'a etmedikleri icin ve tehaddi bulunmadigi 
icin, mu'cize olmazlar. Tehaddi bulunmiyan boyle harika islerin, 
peygamberlik iddi'a eden kimsenin dogrulugunu gostermemele- 

-280- 



ri, mu'cizelerin de gostermemesini icab etdirmez. Mu'cizeden bek- 
lenen de budur. 

Siial: Mu'cizelerin, peygamberlik iddi'a eden kimsenin dogru 
soyledigini isbat etmesi, harika seyler olduklan icindir. Bunu isbat 
etmekde mu'cizenin hususi bir te'siri var midir? 

Cevab: isin icyiizii boyle degildir. Mu'cizenin peygamberlik id- 
di'asmm dogru oldugunu isbat etmesi, baskalanmn bunu yapama- 
diklan icindir. Bu da, mu'cizenin hususi te'siri var demekdir. Hat- 
ta asl isbat eden budur. 

Siial: Seyyid Serif Ciircani hazretleri, (Mevakif) kitabim serh 
ederken, (Nakl, yalmz basma delil olmaz. Ciinki, Peygamber oldu- 
gunu soyliyenin dogru olmasina inanmak da lazimdir. Bu da, aklm 
kabul etmesi ile olur. Akl, mu'cizeyi goriince, Peygamberin dogru 
soyledigine inamr) diyor. Ciircaninin bu sozii, mu'cizenin, Pey- 
gamberin dogru sozlii oldugunu gostermesinin akl ile anlasildigim 
bildiriyor. Halbuki, biraz once, akl ile anlasilmaz demisdi. Bu iki 
sozii birbirini ciirutmuyor mu? 

Cevab: Yukandaki soz, dogru sozlii oldugunu gosteren mu'ci- 
zeyi aklm inceledigini bildiriyor. Mu'cizenin, dogru sozlii olmamn 
anlasilmasim gostermesinde aklin te'siri olup olmadigim bildirmi- 
yor. Aklin te'siri oldugunu soyledigini kabul etsek bile, bu is yalmz 
akl ile anlasihr demiyor. Aklm bu isde hie te'siri olmaz diyen kim- 
se yokdur ki, sozlerin birbirlerini ciiriitmesi dusuniilsiin. Seyyid 
hazretleri nakli mu'cizeyi anlatirken oyle soylemisdir ki, orada 
boyle soylemek yakisir. 

Mu'cizenin, Peygamberin dogru sozlii olduguna delalet etme- 
si, ya'ni gostermesi, isitmekle hasil olan inanmak da degildir. Ta- 
bi'i olan bir delaletdir. Ya'ni mu'eize goriiltince, Allahti teala, bu- 
nu gorende, Peygamber oldugunu soyliyenin dogru sozlii oldugu- 
na bilgi yaratmakdadir. Allahu tealanm adeti boyledir. Ciinki, 
yalancimn mu'eize gostermesi miimkin ise de, vaki' degildir. Pey- 
gamber oldugunu bildiren kimse, bir dagi havaya kaldirsa, (Bana 
inamrsamz, bu dag yerine gider. inanmazsamz, basiniza iner) de- 
se, inanmak istediklerinde, dagm yerine dogru gitdigini, inanma- 
magi niyyet etdiklerinde, iizerlerine dogru geldigini gorseler, bu- 
nun dogru sozlii oldugu adet-i ilahiyye olarak anlasihr. Evet, 
boyle kesin mu'cizenin yalancidan zuhuru aklen miimkin ise de, 
Allahu tealanm adeti degildir. Ya'ni hie gorulmemisdir. [Yalan- 
cimn mu'eize gostermesini akl kabul eder. (Allah herseye kadir- 
dir. Bunu da yapabilir) der. Aklin adete uygun olmiyan bu hiik- 
mii, hatta bu hukme uygun olaylann nadiren goriilmesi, Allahu 
tealanm adeti olan olaylara olan bilgimize zarar vermez. Mese- 

-281- 



la Deccalin oldiirmesi, diriltmesi, onun yalanci olduguna olan bil- 
gimizi degisdirmez. Nemrudun atesinin Ibrahim aleyhisselami yak- 
mamasi, Allahii tealamn atese yakicilik vermesi adetini degisdir- 
mez. Halbuki, aklm delil ile edindigi bilgiye uymiyan olaym goriil- 
mesi, bu bilgiye zarar verir.] Buna misal olarak demisler ki, adamm 
biri, bir Padisahm elcisi oldugunu soylemis. Bana inanmiyorsamz, 
bu mektubumu sultana gotiirun demis. Mektubda, (Senin elcin ol- 
dugum dogru ise, tahtmdan in, yerde otur!) demis. Mektubu sulta- 
na gotiirmiisler. Okuyunca, inip yere oturmus. Gorenler, bunun 
dogru soyledigine kesin olarak inamrlar. Bu inams, bir seyi goriip, 
bundan gormedigi baska seyi anlamak ya'ni (Gaibi sahide kiyas et- 
mek) gibi degildir. Ciinki mu'cize, dogru sozlii olmagi kesinlikle 
bildirmekdedir. Mu'tezile mezhebine gore, yalancimn mu'cize gos- 
termesi miimkin degildir. 

Sihr ve benzeri seyler, ba'zi seylerin sebeblerini yaparak, o sey- 
lerin meydana gelmelerini saglamakdir. Ba'zan da mevcud olmi- 
yan seyi, varmis gibi gostermekdir ki, disarda yok oldugu halde, 
vehmde ve hayalde var goriiniir. Bunlar, harika degildir. 

[Hiicre, canhlarm, canhlik ozelligini tasiyan en kiiciik parcasi- 
dir ve cansizlardan ayrilan bashca karakterdir. insan viicudu, orta- 
lama 30 trilyon hiicreden meydana gelmis muazzam bir fabrikadir. 
Hiicre, lsik dalgalarmdan aldigi elektrikle calisir. 

Molekiil, bir kimyasal maddenin ozelligini tasiyan en kiiciik 
parcasidir ve bir veya cok atomdan meydana gelmisdir. Maddenin 
en kiiciik yapi tasi da atomdur. Molekullerin biiyiiklugii 3.3 x 10" 20 
gramdir. 10 milyar atom yan yana konsa, bir milimetre uzunlugun- 
da olur. Atomun yan capi 10 s cm'dir. Cekirdegin yan capi da 10 "° 
cm'dir. insamn biiyiikliigu ise 10 28 atom, giines de 10 2S insan kadar- 
dir. 

Atom cekirdegi, notron ve proton parcalanndan meydana gel- 
misdir. Protonlar 1.67 x 10 24 gr., notronlar ise 1.675 x 10 24 gram ka- 
dardir. 

Elektronlar, atom cekirdegi etrafinda saniyede 100.000 km hiz 
civarmda donerler. Bu hizla giden bir ucak, saniyede diinyayi 2 
def a rahat rahat dolasir. 

Bu bilgiler, Allahii tealamn var oldugunu, bir oldugunu ve kud- 
retinin sonsuz oldugunu ve Muhammed aleyhisselamm peygamber 
oldugunu acikca gostermekdedir. Akh ve insafi olan, bunu hemen 
anlar. Nefsine, zevkme diiskiin olan anlamak istemez. Anhyan, 
diinyada ve ahiretde rahat eder. Sonsuz se'adete kavusur. Anlami- 
yan, diinyada rezil ve sefil olur. Ahiretde de Cehennem atesinde 
sonsuz olarak yanar.] 

-282- 



BIRINCI MAKALE 

Burada (Bi'set)i, ya'ni Peygamber gonderilmesini ve bunun 
lazim oldugunu bildirecegiz. insan, yaratihsinda herseyden ha- 
bersizdir. Halbuki, insamn dismdaki mahluklar o kadar cokdur 
ki, Allahdan baska kimse bilmez. Boyle oldugunu, (Miiclclcssir) 
suresinin otuzbirinci ayeti bildirmekdedir. Cocuk, (idrak) aletle- 
ri ile alemleri anlamaga baslar. Mahluklarm her cinsine bir 
(Alem) diyoruz. insanda ilk yaratilan idrak aleti (Lems), dokun- 
ma hassasidir. insan, bu hassasi ile, sogugu, sicagi, yasi, kuruyu, 
yumusagi, katiyi ve benzerlerini idrak eder, anlar. Lems hassasi 
renkleri, sesleri anhyamaz. Bunlan yok sanir. Sonra gorme has- 
sasi yaratihr. Bununla, renkler, sekller anlasihr. Bu alem, ya'ni 
gormekle anlasilan seyler, lems aleminden, daha genis, daha cok- 
dur. Sonra, isitme hassasi acihr. Bu his orgam ile sesler, nagme- 
ler anlasihr. Sonra (Zevk), ya'ni tat duyma hassasi yaratihr. Son- 
ra, koku alma hassasi yaratihr. Boylece (His alemi)ni tanitan bes 
duygu kuvveti temamlamr. Yedi yasina dogru (Temyiz) kuvveti 
yaratihr. Bununla, his kuvvetleri ile anlasilamryan seyler anlasi- 
hr. Bu kuvvet, his kuvvetleri ile idrak olunan, anlasilan seyleri 
birbirlerinden ayinr. Daha sonra akl yaratihr. Akl, temyiz kuvve- 
ti ile ayrihms, baska baska olduklan, faideli, zararh, iyi, fena ol- 
duklan anlasilan seylerden, lazim, caiz, mumkin, muhal ya'ni im- 
kansiz olanlan ayinr. Akl, temyiz ve his kuvvetlerinin anhyama- 
digi seyleri anlar. Allahu teala, ba'zi secdigi kullarmda, akldan 
sonra baska bir kuvvet daha yaratir. Bununla, akhn bilemedigi, 
bulamadigi seyler ve ilerde olacak seyler anlasihr. Buna (Niibiiv- 
vet) ya'ni peygamberlik kuvveti denir. Temyiz kuvveti, akl ile an- 
lasilan seyleri anhyamadigi icin, bunlara inanmiyor. Akl da, pey- 
gamberlik kuvveti ile anlasilan seyleri anhyamadigi icin, bunlarm 
var olduklanna inanmiyor, inkar ediyor. Anlamadigmi inkar et- 
mek, anlamamamn, bilmemenin ifadesi oluyor. Bunun gibi, kor 
olarak diinyaya gelen kimse, renkleri, seklleri hie isitmese, bun- 
lan bilmez. Varhklanna inanmaz. Allahu teala, Nubiivvet kuvve- 
tinin de bulundugunu kullarma bildirmek icin, bu kuvvetin ben- 
zeri olarak, insanlarda rii'yayi yaratdi. insan ilerde olacak seyi, 

-283- 



acikca veya (Alem-i misal)deki sekli ile ba'zi ru'yada gormekdedir. 
Rii'yayi bilmeyen birine, (insan olii gibi baygm dusup, diisiince ve 
hislerinin hepsi gidince, aklm ermedigi, gayb olan seyleri goriiyor) 
denilse, inanmaz. Boyle seyin olamiyacagim isbata kalkisarak, (in- 
san etrafim his kuvvetleri ile anhyor. Bu kuvvetler bozulursa, bir- 
sey idrak edemiyor. Hele hie islemedikleri zeman, hicbirseyi anh- 
yamaz) der. Boyle bozuk mantik yiiriitiir. Akl ile bilinen seyleri his 
kuvvetleri anhyamadiklan gibi, Niibiivvet kuvveti ile bilinen seyle- 
ri akl anhyamiyor. 

Peygamberlik kuvvetinin bulundugunda siibhesi olanlar, bu- 
nun miimkin olmasmda veya miimkin ise de, vaki' olmasmda 
subhe ediyorlar. Bunun mevcud ve vaki' olmasi, miimkin oldugu- 
nu gostermekdedir. Bunun mevcud oldugunu da, Peygamberle- 
rin, aklm ermedigi bilgileri haber vermeleri gostermekdedir. Akl 
ile, hesab ile, tecribe ile anlasilamryan bu bilgiler, ancak Allahii 
tealamn (ilhani) etmesi ile, ya'ni Peygamberlik kuvveti ile anla- 
silmisdir. Peygamberlik kuvvetinin bundan baska ozellikleri de 
vardir. Bir ozelliginin benzeri olan rii'ya, insanlarda bulundugu 
icin, biz de, misal olarak bunu bildirdik. Baska ozellikleri, tesav- 
vuf yolunda cahsanlarda zevk yolu ile hasil olur. Bildirdigimiz bu 
ozellik de, peygamberlige inandirmak icin vesika olarak yetisir. 
imam-i Muhammed Gazali de, (El-niiinkiz-ii anid-dalal) kitabin- 
da peygamberlige inandirmak icin, vesika olarak bu ozelligi yaz- 
misdir. 

Eski yunan felsefecilerine gore, peygamberlige inanmak faide- 
lidir. (Ciinki, akla yardimcidir. Allamn varhgim ve kuvvetini, ilmi- 
ni diisiinmek boyledir. Aklm ermedigi, nice faideli seyler de, Pey- 
gamberden ogrenilir. Tekrar dirilmek ve ahiret bilgileri ve ba'zi is- 
lerin iyi olduklarmm bilinmesi ve ba'zilarimn fena olarak bilinme- 
si, ba'zi gidalarm, ilaclann zararh olup olmadiklanmn bilinmesi 
boyledir) derler. 

Peygamberlige inanmiyanlar diyorlar ki: 

1 — Peygamber olarak gonderilen kimsenin, (Seni Peygamber 
olarak gonderdim. Benim tarafimdan kullanma soyle!) diyenin 
Allah oldugunu bilmesi lazimdir. Allahi tammak, bilmek icin ise, 
bir yol yokdur. Bu sozii soyliyen cin olabilir. Din sahiblerinin hep- 
si, cinnin varhgina inanmakdadir. 

Cevab: Gonderilen kimse, gonderilmis oldugunu mu'eize ile is- 
bat etmekdedir. Mu'cizeyi yapan Allahdir. Cin yapamaz. Hicbir 
mahluk da yapamaz. 

2 — Peygambere (Vahy) getiren melek, cism ise, orada bulu- 

-284- 



nanlann hepsine goriinmesi lazimdir. Goriilmedigini siz de soylii- 
yorsunuz. Cism degilse, ruh ise, bunun soylemesi ve isitilmesi ola- 
maz. Eger cevab olarak, (Peygambere Allahii tealadan vahy geti- 
ren melek cismdir. Allahii teala, bunun goriinmemesini istemekde- 
dir. Gostermemege de kadirdir) derseniz, oniimuzdeki dagi gor- 
mememiz ve yammizda calan davulun sesini isitmememiz lazim 
gelir. Bu ise, safsatadir. 

Cevab: Vahyi getiren melekdir. Melek, latif, seffaf cismdir. 
Renksiz olan seffaf cismlerin gortilmesi Allahii tealamn adeti de- 
gildir. Hava, cismdir. Fekat, seffaf ve renksiz oldugu icin goriilme- 
mekdedir. Kati cismler goriilmez deseydik, o zeman safsata olur- 
du. Ruhlarm, gortiniir cism halini alarak soylemesi ve bunun isitil- 
mesi mumkindir ve cok vaki' olmusdur. 

3 — Peygambere inanmak icin, Onun peygamber oldugunu an- 
lamak lazimdir. Bu da, uzun zeman incelemekle olabilir. Peygam- 
beri hemen tasdik etmek mecburiyyeti abes olur. 

Cevab: Peygamberin harikalanm, mu'cizelerini goriip de, dog- 
ru soyledigini anlamamak olamaz. Bunlan gorenlerin ve isitenle- 
rin, hemen anlayip inanmalan lazimdir. 

4 — Peygamberin, faideli seyleri emr etmesi, zararh seyleri ya- 
sak etmesi vazifesidir. Bu ise, dogru birsey degildir. Ciinki, bu is, 
kullari cebr etmek, zorlamak olur. (Kulun isini Allah yaratir. Ku- 
lun bu isde te'siri olmaz) diyorsunuz. Kulu, elinde olmiyan bir isi 
yapmaga zorlamak olur. 

Cevab: Kulun kudreti, isin yaratilmasma te'sir etmez ise de, ya- 
pilmasim istemek ve isin sebeblerini hazirlamak kulun elindedir. 
Buna (Kesb) denir. Kula, kesb etmesi icin emr olundu. Boyle emr 
olunmasi dogrudur. 

5 — Kul, emri yapmak icin yorulacakdir. Yapmazsa, kendisine 
azab yapilacakdir. Bunun ikisi de kula zararhdir. Allahii teala, ha- 
kimdir. Zararh is yapmaz. 

Cevab: Buna karsihk deriz ki, emrlerin hepsi diinya icin ve ahi- 
ret icin faidelidirler. Faideleri, yapilmalarmdaki yorgunlukdan kat- 
kat cokdur. Az bir yorgunlukdan kurtulmak icin, bu faideleri elden 
kacirmak akla uygun degildir. 

6 — Emrin yapilmasmdaki yorgunluk karsihgi bir faide olmaz- 
sa, bu emri vermek abes olur. Faidesi varsa, fekat hepsi Allaha ya- 
rarsa, Allahii teala, kullanna muhtac demek olur. Bu da dogru de- 
gildir. Faidesi insana ise, faideli seyi emr edip, bunu yapmiyana 
azab etmek de, akla uygun degildir. Ciinki, bu emr, kendine faideli 
olan seyi yap! Yapmazsan, sonsuz olarak camm yakanm demekdir. 

-285- 



Cevab: Aklm gilzel, cirkin, abes demesi, her zeman dogru ol- 
maz. Allahii tealamn her isinin faideli olmasi lazimdir, demek de 
dogru degildir. Bunu ileride isbat edecegiz. Sonsuz azab yapilmasi, 
faide elde edilmedigi icin degildir. Sahibinin, yaraticismin emrini 
yapmadigi icindir. Emrini yapmamak, ona ihanet, horlamak, kiy- 
met vermemek olur. 

7 — Allahii teala, kulunun yapamryacagini, kendine faideli 
olan seyi yapmak istemiyecegini bildigi halde, nicin bunu yapmasi- 
m emr ediyor? Bu emr, kuluna zararh, cirkin olmaz mi? 

Cevab: Bu emr kuluna zarar olur desek bile, cok faidelere ka- 
vusmak icin, ufak zarara katlanmak lazim oldugunu yukanda bil- 
dirdik. Muslimanlann, yetmisiki sapik firkasmdan (Mu'tezile) is- 
mindeki firkada olanlara gore, kafire yapilan teklifde, ya'ni emr ve 
yasaklan bildirmekde de faide vardir. Bu faide, onu sevab kazan- 
maga sevkdir. Ciinki sevab, teklif olunan kimsenin emrleri yapma- 
sindan hasil olan faidedir. Teklifin faidesi degildir. Bir kimse, gel- 
miyecegini iyi bildigi halde, birini yemege da'vet eder. Boylece co- 
merd ve iyilik sever oldugunu gostermek ister. Cagirmasa, bu ar- 
zusunu gosterememis olur. Burada, musliman fikr adamlarmm 
sozlerini bildirmegi faideli goriiyorum: 

Allahii teala, insanlan za'if ve muhtac yaratdi. Giyecek, yiye- 
cek, barmacak, diismandan korunmak gibi ve daha nice seylere 
muhtacdirlar. Bir kimse, kendi ihtiyaclanni yalmzca hazirhyamaz. 
Buna omrii yetismez. insanlarm ortaklasa cahsmalan, birlikde ya- 
samalan lazimdir. Biri yapdigi aleti baskasma verir. Ondan, kendi- 
ne lazim olan baska birsey ahr. Bu ortakhk ihtiyacma, (insan me- 
deni olarak yaratilmisdir) denir. Medeni, ya'ni birlikde yasayabil- 
mek icin, adalet lazimdir. Ciinki herkes muhtac olduguna kavus- 
mak ister. Bu arztiya, (Sehvet) denir. Arzu etdigini baskasi ahrsa, 
alana kizar. Aralarmda cekisme, zulm, iskence baslar. Topluluk 
parcalamr. Toplulukda, ahsverisi diizenlemek, adaleti saglamak 
igin, cok sey bilmek lazimdir. Bu bilgiler, birer kanundur. Bunla- 
nn en adil olarak bildirilmesi lazimdir. Bunlan hazirlamakda da 
anlasamazlarsa, yine kansikhk olur. Bunun icin, insanlarm tistiin- 
de bir adil varhgin hazirlamasi lazimdir. Bunun tekliflerine uyul- 
masi icin, giiclii kuvvetli olmasi ve tekliflerin ondan geldiginin an- 
lasilmasi lazimdir. Bunu anlatan, inandiran da, ancak mu'cizeler- 
dir. Kendi zevklerine, sehvetlerine diiskiin olanlar ve kendilerini 
baskalanndan iistiin gorenler, islamiyyetin ahkamim begenmez- 
ler. Bu ahkama uymak istemezler. Baskalarmin haklarma saldinr, 
giinah islerler. islamiyyete uyana sevab, uymiyana azab olacagi bil- 
dirilince, islamiyyetin diizeni kuvvetli olur. Bunun icin, ahkami ko- 

-286- 



yanm, cezayi verecek olanm tanmmasi lazimdir. Bunun icin de, iba- 
det yapilmasi emr olundu. Hergiin ibadet yaparak, O hatirlamr. iba- 
det, Onun varligini ve Peygamberini ve ahiretdeki ni'metleri ve 
azablan tasdik etmekle, inanmakla baslar. 

Bunlara inanmakla ve ibadetleri yapmakla, uc sey hasil olur: 
Birincisi, insan, sehvetine uymakdan kurtulur. Kalb, ruh temizle- 
nir. Gazab edilmez, ya'ni ofkelenilmez. Sehvet ve gazab, yaratam 
hatirlamaga mani' olurlar. Ikincisi, insanda, maddeler iizerinde ya- 
pilan tecribeler ile ve his organlan ile hasil olan bilgilerle ilgisi ol- 
miyan baska bilgiler, zevkler hasil olur. Uciinciisii, iyilere ni'met- 
ler, kotuliik yapanlara azab yapilacagi diisiinuliince, insanlar ara- 
sinda adalet hasil olur. Buraya kadar bildirdigimiz, miisliman fikr 
adamlanmn bu sozleri, Mu'tezilenin (Teklif yapilmasmin lazim ol- 
dugu akla uygundur) sozlerine benzemekdedir. 

8 — Allahii teala, teklif etdigi isin yapilmasim ezelde takdir et- 
di ise, bu teklif, cirkin, abes olur. Akla uygun degildir. Yapilmasi 
mukadder, muhakkak olan isin yapilmasim teklif etmek, faidesiz 
bir teklif olur. Yapilmasi ezelde takdir edilmemis isi yapmagi tek- 
lif etmek ise, iskence olur. Olmiyacak seyi yap demek olur. 

Cevab: insanda isi yapmak giicii bulundugu icin, bunu emr et- 
mek iskence olmaz. Allahii tealamn biitiin teklifleri, insamn giicii- 
niin yetdigi seylerdir. Bu siial, Allahii tealamn yaratmasi icin sorul- 
saydi, Ona verilecek cevab ne ise, insanlara yapilan teklif icin ve- 
recegimiz cevab da oyledir. Ya'ni, Allahii teala, ezelde yaratilmasi 
takdir edilen isi yaratmaga mecburdur denilemez. Yaratilmasi tak- 
dir edilmemis isi yaratmakdan acizdir de denilemez. 

9 — Bedene giic gelen seylerin teklif edilmesi, insamn Allahii 
tealamn varligini diisiinmesine, anlamasma mani' olur. Bircok sey- 
lerin yapilmasma da vakt birakmaz. 

Cevab: Tekliflerin faidesi, Allahii tealamn varligini diisiinmegi, 
bunu anlamagi saglamak ve hayati diizene koymakdir. Bunu ye- 
dinci cevabda uzun bildirdik. 

[Tekliflere inanmak, ya'ni emrlerin yapilmasi lazim geldigine 
ve yasaklardan sakinmak lazim geldigine inanmak, imamn sarti- 
dir. Tekliflerin coguna inanip da, yalniz birine inanmiyan, buna 
uymak istemiyen, Muhammed aleyhisselama inanmamis olur. 
Kafir olur. Miisliman olmak icin, tekliflerin hepsine inanmak la- 
zimdir. Bir miisliman, tekliflere inandigi halde, bunlara uymaz- 
sa, mesela, tenbellik ederek, nemaz kilmazsa; kotii arkadasa ve 
nefsine uyarak, alkollii icki icerse, kadm ve kiz, kolu, basi acik so- 
kaga cikarsa, imam gitmez, kafir olmaz. Giinah islemis, asi miis- 

-287- 



limandir. Tekhflerden birine bile uymak istemezse, ya'ni begen- 
mez, vazife olduguna ehemmiyyet vermez ise, hafif gorurse, imam 
gider. (Miirted) olur. (Nemaz kilmiyorsam, acik geziyorsam ne ci- 
kar? Sen kalbe bak. Kalbim temizdir) demek. Yahud, (once ek- 
mek parasi kazanmak, herkese iyilik etmek. Sonra nemaz) gibi 
sozler, tekhflerin bir kismim begenip bir kismim begenmemekdir. 
Her miislimamn bu incelige dikkat etmesi, tekhflere uymiyanlarm, 
lmanlarmm gitmemesi icin uyamk olmalan lazimdir. Teklife uy- 
mamak baskadir. Uymak istememek baskadir. Bu ikisini kansdir- 
mamahdir!] 

10 — Akl, faideli oldugunu anladigi seyi yapar. Zararh bildigi 
seyi yapmaz. Faideli veya zararh oldugunu anliyamadigim da, ihti- 
yac olunca yapar. Akhn bu hizmeti varken, Peygamber gonderil- 
mesine liizum olmaz. 

Cevab: Akhn anhyamadigi veya yanhs anladigi cok sey vardir 
ki, bunlan Peygamber bildirir. Peygamber, miitehassis bir tabib gi- 
bidir. ilaclarin te'sirlerini iyi bilir. Halk arasmda, akla dayanarak, 
uzun tecribelerle ba'zi ilaclarin te'siri bilinirse de, akl sahibi kimse- 
ler, bunu bilinceye kadar tehliike ve zararlara diiser. Bunlan bil- 
meleri icin, yorucu, uzun zeman lazim olur. Akhm, baska liizumlu 
isleri yapmak icin kullanmaga vakt kalmaz. Tabibe az birsey ver- 
mekle ilaclarin faidelerine kavusurlar. Hastahkdan kurtulurlar. 
Peygambere liizum yokdur demek, tabibe liizum yokdur, demege 
benzer. Peygamberin bildirdikleri teklifler, Allahii tealadan vahy 
oldugu icin, hepsi dogrudur. Hepsi faidelidir. Tabibin bilgileri, dii- 
siince ve tecribe ile oldugu icin, hepsinin dogru oldugu soylenile- 
mez. 

11 — Mu'cizenin varhgi kabul edilemez. Adetin disinda sasila- 
cak sey oldugu icin, akhn kabul edecegi birsey degildir. Bunun icin, 
peygamberlik de, akla uygun birsey degildir. 

Cevab: Yerlerin, goklerin yokdan var edilmesi, mu'cizeden da- 
ha cok sasilacak seydir. Ba'zi seylerin tabfat kanunlarmm dismda 
hasil olamamasi, bu kanunlarm disinda, harika seylerin hasil ola- 
miyacagim bildirmez. Peygamberlerden ve Evliyadan, asrlar bo- 
yunca harikalar hasil olmusdur. Akh olan, bu olaylan inkar ede- 
mez. Mu'cize, Peygamberin dogru soyledigini gostermek icindir. 
Mu'cizenin harika olmasi lazimdir. Tabfat kanunlanna uygun ola- 
rak yapilan sey, mu'cize olmaz. 

12 — Mu'cize, Peygamberin dogru soyledigini gosteremez. 
Ciinki, mu'cizeyi Allah mi yaratiyor, yoksa Peygamber kendisi mi 
yapiyor, belli degildir. Sihr de, harika isdir. Sihre, tilsima siz de ina- 
myorsunuz. 

-288- 



Cevab: Aklm cesidli ihtimaller ileri siirmesi, ya'ni hipotez [Fa- 
raziyye] ve teori [Nazariyye]ler, his organlan ile veya tecribe ile 
hasil olan bilgiyi ciirutmez. Belli bir cismin hasil olmasi, bunun 
yoklugunu diisunmemize mani' olmaz. Herseyin var olmasina 
te'sfr eden yalmz Allahii tealadir. Bunu yukanda bildirdik. Ya'ni 
mu'cizeyi yaratan Allahii tealadir. Peygamber degildir. Sihr, tilsim, 
baskalan yapamasa da, denizin yanlmasi, oliiniin dirilmesi, koriin 
gozlerinin acilmasi, tabibin iimmid kalmadi dedigi hastamn iyi ol- 
masi gibi, harika seyler degildirler. Bunun icin, harika olan mu'ci- 
ze ile kansdinlmazlar. 

13 — Mu'cizenin varhgi, ya gormekle veya tevatiir halindeki 
haberleri, ya'ni goren cok kimsenin soylediklerini isitmekle olur. 
Haber tevatiir olsa da, ilm olamaz. Bunun icin, mu'cizeyi gormi- 
yenler, Peygamberi bilmezler. Ciinki, tevatiirle ya'ni cogunlukla 
haber verenler arasmda yalanci bulunabilir. 

Cevab: Diinya islerinin cogunda, tevatiir ile [ya'ni cok kimsenin 
haber vermesi ile] gelen haberlere inamlmakdadir. Mesela, herkes 
Delhi sehrinin bulunduguna, yer kiiresinin aydan biiyiik, giinesden 
kiiciik olduguna ve mesela Fatih sultan Muhammedin Istanbulu 
rumlardan aldigina, isitmekle inanmakdadirlar. 

14 — Dinleri inceledik. Akla ve fenne uymiyan seyler bulduk. 
Bundan da, Allah tarafmdan gonderilmis olmadiklanm anladik. 
Mesela hayvan kesmek, yimek icin, onun camm yakmanm caiz 
olmasi boyledir. Belli zemanlarda oruc tutmak, ya'ni yimenin ic- 
menin yasak edilmesi, ba'zi lezzetli gidalan yimenin, icmenin ya- 
sak edilmesi, ba'zi yerleri ziyaret icin, sikmtih yolculuklarm emr 
edilmesi, deliler ve cocuklar gibi sa'y ve tavaf yapilmasi, hedefsiz 
tas atilmasi, kiymetsiz bir tasm opiilmesi, hiir cirkin kadma bak- 
mamn haram, gtizel cariyelere bakmamn caiz olmasi bunlardan- 
dir. 

Cevab: Akl, iyiyi, kotiiyii anhyabilirse de ve Allahii tealamn, 
kullarma faideli olan seyleri emr etmesi lazimdir desek bile, aklm 
siialde bildirilen seylerin faidelerini anhyamadigi meydandadir. 
Aklm anhyamamasi, faidesiz oldugunu gostermez. Bu faideleri, 
Allahii teala bildigi icin emr etmisdir. Aklm anhyamadigi cok sey 
vardir ki, bunlarm Peygamberlik kuvveti ile anlasildigi yukanda 
bildirildi. ikinci makalenin bas tarafmda, bunu daha acikhyaca- 
giz. 

Hak tecelli eyleyince, her isi asm eder. 
Halk eder esbabmi, bir lahzada ihsan eder. 



289 - Hak Sozun Vesikalan: F-19 



IKINCI MAKALE 

MUHAMMED ALEYHISSELAMIN PEYGAMBER 

OLDUGU ISBAT EDILMEKDEDIR 

Yapilmasi emr olunan islerde, hadiselerde bircok faideler olur 
ki, akl bunu anhyamaz. Hatta, bu faidelerin var olduklarma inan- 
maz. Bunlarm varliklanm gosteren alametleri bildirecegiz. Ba'zi 
ilaclarm az mikdarlan, ba'zi insanlan oldiirdiikleri halde, daha 
cok mikdarlan, baskalarma zarar vermiyor. [Bunun misalleri 
(Se'adet-i Ebediyye) kitabinda bildirilmis ve buna (idiyosenkra- 
zi) ve (Allerji) ismleri verilmisdir.] Tecribe ile anlasilmis olan bu 
hale cok kimse inanmaz. Aksini isbat etmege kalkisir. Peygam- 
berlerin varhgma inanmiyan ve bunun icin bir takim sebebler ile- 
ri siiren eski yunan felsefecileri ve maddeye tapanlar da boyledir. 
Onlar, Allah ve Peygamber ve cin, melek, Cennet, Cehennem 
hakkindaki bilgileri, akllannin erebildigi seyler gibi saniyor ve bu 
tasarladiklan seyleri inkar ediyorlar. Hie rii'ya gormemis olana, 
rii'ya anlatilsa ve biitiin hislerin, akhn ve diisiincenin durdugu bir 
hal vardir ki, insan bu halde iken akhn eremedigi seyleri goriiyor 
denilse, inanmaz. Boyle sey olamaz der. Eger denilse ki, diinyada 
kiiciik birsey vardir. Bir sehre konulsa, sehrin hepsini yir. Sonra, 
kendini de yir denilse, hemen, boyle sey olamaz cevabini verir. 
Halbuki bu sozler, atesi, yangim ta'rif etmekdedir. Dinlere ve ahi- 
ret hayatma inanmiyanlar da bunun gibidir. Dogru sozlii olup ol- 
madigi bilinmiyen bir fen adami, kendi zan ve siibhesi ile, belli ze- 
manda, bir felaket olacagim haber verince, buna inamyor ve ge- 
rekli tedbirleri ahyorlar da, dogrulugu ile meshur olan ve mu'ei- 
zeler gosteren bir Peygamberin haber verdigi diinya ve ahiret teh- 
liikelerine inanmiyorlar. Cok aci ve sonsuz azablara yakalanma- 
mak icin, tedbir almiyorlar. Peygamber tarafmdan, faideleri bildi- 
rilmis olan ibadetleri, cocuk oyununa, deli hareketlerine benzeti- 
yorlar. 

Siial: Felsefecilerin, maddecilerin ve tabiblerin haber verdikle- 
ri faideli seyler, tecribe ederek anlasildigi icin, bunlara inanihr. Bu 
ibadetlerin faideleri tecribe edilmedigi icin, inamlmiyor. 

-290- 



Cevab: Fen adamlannm tecribelerine, isitilerek inamlmakda- 
dir. Evliyamn bildirdikleri ve tecribe etdikleri seyler de, boyle isi- 
tilmekdedir. islamiyyetin bildirdigi cok seylerin faideleri de goriil- 
mekde, tecribe edilmekdedir. 

[Halbuki fen adamlannm, doktorlarm tecribe ederek faideli 
olduklanm anladiklan ve herkesin, bunlara inanarak kapisdik- 
lan, cok para vererek satm aldiklan ba'zi teknik ve tibbf Mcla- 
nn zararh olduklan sonradan anlasihyor. Bu ilaclarm ismleri lis- 
teler halinde saghk miidirliklerinden eczahanelere bildirilerek, 
satislan yasak ediliyor. Boyle ilaclarm fabrikalan hiikumetler 
tarafmdan kapatiliyor. Cok kiymet verilen ba'zi ilaclarm zararh 
olduklanmn sonradan anlasilchgi, giinliik gazete haberleri hali- 
ne geldigini goriiyoruz. Antibiyotik denilen ve son senelerin en 
krymetli ilaclan olan, yiizlerce cesid ilacm kalb hastahgma ve 
kansere sebeb olduklanm ve deterjanli ba'zi temizlik maddele- 
rinin sihhate zararh olduklanm giinliik gazetelerde yine oku- 
duk]. 

islamiyyetin ahkamimn faideleri tecribe ile anlasilmasa da, 
bunlara inanmak ve gereklerini yapmak akla uygundur. ilaclan ta- 
mmiyan aklh bir gencin babasi tabib olsa ve babasinm basanlanni 
cok kimseden isitmis, hatta gazetelerde okumus olsa, bu gene has- 
ta olsa, babasinm kendisini cok sevdigini de bilse, babasi kendisine 
ilac verse ve bunu icince hastaliginm hemen gepecegini, bunu cok 
tecribe etmis oldugunu bildirse, ilac, igne yapilacak, cam yanacak 
oldugunu bilse bile, cocugun babasma nasil cevab vermesi akla uy- 
gun olur? Eger, bu ilaci ben tecribe etmedim. Hastahgima iyi gele- 
cegini bilmiyorum. Senin soziiniin dogru olduguna inanamiyorum 
derse, bu cevabi akla uygun olur mu? Cocugun boyle cevab verme- 
sini begenen bir kimse var midir? 

Siial: Bir babamn oglunu sevdigi kadar, Peygamberin de iim- 
metini sevdigi ve emrlerinde ve yasaklarmda faideler bulundugu, 
kesin olarak nasil anlasilir? 

Cevab: Babamn ogluna olan sevgisi nasil anlasilir? Bu sevgi, 
goriintir, tutulur birsey degildir. Ancak, ogluna karsi olan 
mu'amelesinden, hallerinden, sozlerinden anlasilir. Akh basinda 
olan insafli bir kimse, Resulullahm "sallallahti aleyhi ve sellem" 
sozlerine dikkat ederse ve insanlan irsad icin ugrasmalanm ve her- 
kesin hakkim korumakdaki titizligini ve giizel ahlaki yerlesdirmek 
icin lutf ile, merhamet ile cahsmalarim bildiren haberleri inceler- 
se, Onun iimmetine olan merhametinin, sevgisinin, babamn oglu- 
na olandan katkat fazla oldugunu acikca goriir, iyi anlar. Onun 
sasilacak islerini ve Onun mubarek agzmdan cikan, Kur'an-i ke- 

-291- 



rimdeki sasilacak haberleri ve diinyanm sonunda olacak sasilacak 
seyleri bildiren sozlerini anliyan kimse, Onun, akhn iistlinde bulu- 
nan yiiksek derecelere erismis oldugunu ve akhn erisemiyecegi, 
anliyamayacagi seyleri anlamis oldugunu hemen goriir. Boylece, 
Onun soylediklerinin hep dogru oldugu meydana cikar. Kur'an-i 
kerimde bulunan bilgileri ogrenip dustmen ve Onun hayatim ince- 
liyen insafh bir kimse, bu hakikati acikca goriir. imam-i Muham- 
med Gazali buyuruyor ki: (Bir sahsm Peygamber olup olmadigm- 
da stibhesi olan kimse, onun yasayisim gormeli veya yasayisim bil- 
diren haberleri, insafla incelemelidir. Tib veya fikh ilmini iyi bilen 
kimse, tib veya fikh aliminin hayatim bildiren haberleri incele- 
mekle, onun hakkinda bilgi edinir. Mesela, imam-i Safi'inin fikh 
alimi veya Calinosun tabib olup olmadigim anlamak icin, bu ilm- 
leri iyi ogrenmek, sonra bunlarm bu ilmler iizerindeki kitablanm 
incelemek lazimdir. Bunun gibi, Peygamberlik iizerinde bilgi edi- 
nen ve sonra Kur'an-i kerimi ve hadis-i serifleri inceliyen kimse, 
Muhammed aleyhisselamin Peygamber oldugunu ve Peygamber- 
lik derecelerinin en iisttinde bulundugunu iyi anlar. Hele, Onun 
sozlerinin kalbi temizlemekde olan te'sirlerini ogrenince ve hele 
Onun bildirdiklerini yaparak kendi kalb gozii acilmca, Onun Pey- 
gamber olduguna imam, yakin halini ahr. (Bildiklerine uygun ha- 
reket edene, Allahii teala, bilmediklerini bildirir!) ve (Zalime yar- 
clim eden, ondan zarar goriir) ve (Sabahlari, yalniz Allahii teala- 
nin rizasim kazanmagi diisiinen kimsevi, Allahii teala, cliinya ve 
ahiret arzularina kavusdiirur) hadis-i seriflerinin dogru oldugunu 
her zeman goriir. Boylece, bilgisi ve imam kuvvetlenir. Imamn 
zevki olmasi, ya'ni gormiis gibi olmasi, tesavvuf yolunda cahsmak- 
la olur). 

Islam alimleri, Muhammed aleyhisselamin Allahm Peygambe- 
ri oldugunu cesidli yollarla isbat etmislerdir. Bunlardan birkacim 
bildirelim: 

Muhammed aleyhisselam Peygamber oldugunu soylemis ve so- 
ziiniin dogru oldugunu bildirmek icin mu'cizeler gostermisdir. 
Boyle oldugu, tevatiir ile, ya'ni sozbirligi ile bizlere kadar, haber 
verilmisdir. Mu'cizelerinin en buyiigii Kur'an-i kerimdir. 

Kur'an-i kerim mu'cizdir. Ya'ni, Onun gibi soz kimse soyliye- 
mez. (Buna benzer siz de soyleyiniz!) diyerek, meydan okumus- 
dur. Arabistanm meshur sa'irleri ugrasmislar, benzerini soyliye- 
memislerdir. (Tur) suresinin otuzdordiincti ayetinde mealen, 
(Oyle ise, bir benzerini soyleyiniz!) ve (Hud) suresinin oniicuncii 
ayetinde, mealen, (Onlara soyle ki, kendimden soyledigimi san- 
diginiz bu Kur'amn sureleri gibi, on sure de siz soyleyiniz!) ve 

-292- 



(Bekara) suresinin yirmiucuncii ayetinde, mealen, (Kulumuza 
[ya'ni Muhammed aleyhisselama] gonderdigimiz Kur'anda, 
[ya'ni bizim gonderdigimizde] siibhe ediyorsaniz, siz de Ona ben- 
zer bir sure soyleyiniz! Bunu yapabilmek kin biitiin giivendikle- 
rinizden yardim isteyiniz. Buna benzer bir sure soyleyemezsiniz!) 
buyurulmusdur. O zeman, Arablar si're cok kiymet verirdi. Ara- 
lannda cesidli sa'irler yetisdi. Birbirleri ile si'r yansi yaparlardi. 
Kazananlarla ogimiirlerdi. Kur'an-i kerfme benzer kisa bir sure 
soyliyebilmek icin, elele verdiler. Cok ugrasdilar. Hazirladiklan 
si'rleri, Muhammed aleyhisselama gotiirecekleri zeman, Kur'an-i 
kerimden bir sure ile karsilasdirdilar. Suredeki belagati iyi anla- 
diklan icin, kendi sozlerinden kendileri utandilar. Resulullaha 
gotiiremediler. Bu zevalhhklan karsismda, ilm ile karsi koymak- 
dan vazgecip, kaba kuvvete basvurmakdan baska care bulamadi- 
lar. Kilmca sanldilar. Mtislimanlara saldirmaga basladilar. Resu- 
lullahi oldiirmege karar verdiler. Bunun icin hazirladiklan plam 
gerceklesdirmege kalkisdilar ise de, tarihde herkesin okudugu gi- 
bi, maglub ve rezil oldular. Muhammed aleyhisselamm boyle 
meydan okumasi karsisinda ve boyle elele vererek ugrasmalan 
sonunda, bir sure gibi veciz, belig bir soz soyliyebilselerdi, Resu- 
lullaha gelir, okurlar, giiriiltu, patirti kopanrlardi. Bu taskinhkla- 
n dillere yayihr, tarihlere gecerdi. Bir konferanscmm kiirsiide ol- 
diirulmesi gibi, meshur olurdu. Bu basansizliklan, Kur'an-i keri- 
min mu'ciz oldugunu, insan sozii olmadigim acikca gostermekde- 
dir. 

Siial: Meal-i serifleri, (Bir benzerini siz de soyleyiniz) gibi ayet- 
leri ve Muhammed aleyhisselamm bu yolda meydan okumasim, 
Mekke sehrinin disinda bulunan sa'irler isitmemis olabilirler. Bel- 
ki de, menfe'at karsihgi, yahud baska diirlii bir anlasma veya bizim 
bilmedigimiz bir niyyet ile bu ise kansmamis olabilirler. Mesela, 
Onun kuracagi devletde koltuk sahibi yapilmakla aldatilmis olabi- 
lirler. Yahud, onceleri Onun sozlerini kiiciik gordiiler, cevab ver- 
mege kalkismadilar. Sonradan kuvvetlendigini, Ona inananlarm 
cogaldigmi gorerek, cevab vermekden korkdular. Yahud da, de- 
gerli sa'irler ma'iset derdine, gecim sikintisma diismiis olduklarm- 
dan, cevab vermege vakt bulamamis olabilirler. Belki de, cevab ve- 
rilmisdir. Ba'zi sebeblerle, bu basanlan unutulmus, sonraki ze- 
manlara ulasamamisdir. Mesela, miislimanlar cogahp, kuvvetlenip, 
tig kit'a iizerine yayihnca, bu basari haberlerini yok etmislerdir. 
Yahud da, bu haberler, uzun zemanlar kendiliginden unutulup yok 
olmuslardir. 

Cevab: Bu cesidli siibhelerin cevablanni onceki makalede 

-293- 



kisaca bildirmisdim. Allahii tealamn adeti olarak yaratdigi seyle- 
rin, ya'ni his organlanmiz ile ve tecribe ile edindigimiz bilgilerden 
ba'zilannin, akla uygun olmamasi, bunlan bilgi olmakdan cikar- 
maz demisdim. His organlan ile hasil olan bilgilerin boyle oldugu- 
nu bildirmisdim. Simdi, yukanda yazili siibhelerin herbirine ayn 
ayri cevab verelim. Evvela, Peygamber oldugunu soyliyen bir kim- 
se, Peygamber oldugunu gosteren mu'cize getirir ve (Bunun gibi, 
siz de yapmiz) diyerek meydan okur ve karsisma cikilamazsa, 
Onun dogru soyledigi anlasihr. Ya'ni, boyle seylere inanmak la- 
zimdir. Buna karsi, sonradan soylenecek seyler safsata, batil, de- 
gersiz olur. Onceden, ehemmiyyet vermemis, sonradan da korku- 
dan, cevab verememis olabilir demek de yersizdir. Ciinki, kiymet- 
li birsey yapip, bunu baskasi yapamaz diyen kimseye karsi o seyi 
yapmak, herkesin arasmda buyiik seref, ogiiniilecek iistunliik olur. 
Herkes onu over, sever, arkasmdan gider. Bunu kim istemez? Bu- 
nu yapabilecek kimsenin yapmak istememesi, karsismdakinin hak- 
h oldugunu, dogru soyledigini gosterir. Uciincii zanmn cevabma 
gelince, kudreti olamn cevab vermesi lazim oldugu bilindigi gibi, 
bunu gostermesi de lazim olur. Ciinki, bunu ancak gostermekle 
maksad temam olur. Ba'zi zemanda, ba'zi yerde, ba'zi kimseler 
icin mani' bulunmasi, her zeman, heryerde mani' bulunmasim gos- 
termez. Hatta, boyle olmadigi acikca bilinmekdedir. Yazilmis olan 
cevabin gizli kalmasi miimkin degildir. Boylece, sualdeki siibhele- 
rin hepsi aslsizdir. 

Din adamlan, Kur'an-i kerimin i'cazim baska baska bildirdiler. 
Cok kimse, Kur'an-i kerimin nazmi garib, iislubu acibdir. Arab 
sa'irlerinin nazmlarma, iislublarma benzemedigi icin mu'cizdir de- 
diler. Surelerin basmdaki ve sonundaki ve kissalarmdaki nesr 
kismlar da boyledir. Ayetlerin arahklan, onlann Sec'leri gibidir. 
[Sec', kumru kusunun devamh otiisiine denir. Nesrde, cumle son- 
larmm kafiye seklinde birbirlerine uygun olmalanna denir.] Bun- 
larm Kur'an-i kerimde mevcud olmalan, onlann sozlerinde olan- 
lar gibi degildir. Bunlan Kur'an-i kerimdeki gibi yapamadilar. 
Arabcayi iyi bilen kimse, Kur'an-i kerimin i'cazim acikca anlar. 
Kadi Bakillani dedi ki, i'caz, hem belagatinin yiiksek olmasin- 
dan, hem de nazminm garib olmasmdandir' 11 . Ya'ni, hie goriilme- 
mis nazmi oldugu icindir. Ba'zilan, i'caz, gaybdan haber verme- 
sidir, dedi. Mesela, (Rum) suresinin uciincii ayetinde mealen, 
(Onlar galib geldiler ise de, on seneye varmadan maglub olacak- 



[1] Ebu Bekr Bakillani h. 403 de vefat etdi. 

-294- 



lardir) buyuruldu. Bu ayet-i kerfme, rum kayseri Herakliusun m 
on seneden az zemanda, Iran sahi Husrev Perviz ordusuna galib 
gelecegini onceden haber vermekdedir. Haber verdigi gibi de 
olmusdur. Ba'zi alimlere gore, Kur'an-i kerimin i'cazi, cok uzun 
ve tekrarli oldugu halde, hicbir yerinde ihtilaf, uygunsuzluk bu- 
lunmamasidir. Bunun icindir ki, (Nisa) suresinin seksenikinci 
ayetinde mealen, (Bu Kur'an, Allahdan baskasinm sozii olsay- 
di, icinde cok uygunsuzluklar bulurlardi) buyuruldu. Ba'zilanna 
gore, Kur'an-i kerimin i'cazi, ma'nasindan olmakdadir. Pey- 
gamberimizden evvel, arablar Kur'an-i kerim gibi soz soyliyebi- 
lirlerdi. Allahii teala, Kur'an-i kerim gibi soylemekden onlan 
men' eyledi. Nasil men' eyledigini de cesidli sekllerde aciklamis- 
lardir. Ehl-i siinnetden iistad Ebu ishak Ibrahim isferaini 121 ve 
Mu'tezileden Ebu ishak Nizam-i Basri, diinya menfe'atlerinden 
aynlmak korkusu buna mani' oldu, dediler. Si'i alimlerinden 
[(Hiisniyye) kitabimn yazan] Ali Mtirteda, Kur'an-i kerim gibi 
soyliyebilmek icin lazim olan bilgilerini, Allahii teala unutdurdu 
dedi. 

Kur'an-i kerimin mu'ciz olduguna karsi olanlar diyor ki, i'ca- 
zin acik, meydanda olmasi lazimdir. i'cazm ne oldugunda cesidli 
sozler bulunmasi, acikca bilinmedigini gostermekdedir. Buna ce- 
vab olarak dediler ki, ba'zi bakimlardan sozlerin aynlmasi, bil- 
tiin Kur'amn mu'ciz olmadigini gosteremez. Ciinki, Kur'an-i ke- 
rimin belagati ve hie benzeri gortilmemis nazmi ve gaybden ha- 
ber vermesi ile ilm ve amel bakimmdan hikmetlerle dolu olmasi 
ve daha bildirdigimiz i'caz sebebleri meydandadir. insanlann go- 
riis ve anlayislanndaki aynhklardan dolayi, sozlerde hasil olan 
aynhklar, mu'ciz olmadigini gostermez. Bildirdiklerimizden biri- 
ne bakan bir kimsenin bunu mu'ciz gormemesi, hepsinin mu'ciz 
olmadigini gostermez. Cok sa'ir vardir ki, gayet behg nazm ve 
nesr soyler de, baska zemanda bunlann benzerini soyliyemez. 
Ya'ni, bir defa soylemeleri her zeman soyliyebileceklerini bildir- 
mez. Bir toplulugu meydana getiren birliklerin herbirinin ozellik- 
lerinin toplumda da bulunmasi lazim degildir. Bu cevab, Kur'an-i 
kerimin butiiniiniin mu'ciz oldugunu, fekat kisa surelerinin boyle 
olmadigini gosteriyor. Dogrusu boyle degildir. Ciinki, en kisa sure- 
sinin de, mu'ciz oldugunu yukanda bildirdik. Evet, cevabm, 
Kur'an-i kerimin hepsi, her bakimindan mu'eizdir. Sureler ise, 
ba'zi bakimlardan mu'eizdir demek oldugu soylenebilir ise de, 



[1] Heraklius h. 20 de oldu. 

[2] Ibrahim Nisapuri 400 h. de vefat etdi. 

-295- 



boyle olursa, siialin cevabi verilmis olmaz. Siialde, i'cazin sebebi- 
nin acikca ortaya konulmasi istenilmekdedir. Cevabm boyle yo- 
rumlanmasi, i'cazin sebebinin ortiisunii kaldirmiyor. 

Ikinci olarak diyorlar ki, Eshab-i kiram, Kur'an-i kerimin ba'zi 
yerlerinde subheye diisdiiler. Abdullah ibni Mes'ud "radiyallahii 
anh" Fatiha ve Mu'avvizeteyn, [ya'ni, iki Kul-e'uzii] surelerinin 
Kur'andan olmadigim soyledi. Halbuki, bu uc sure Kur'anm en 
meshur sureleridir. Bunlardaki belagat, i'caz derecesinde olsaydi, 
Kur'andan baska sozlere acikca benzemezler, Kur'an-i kerimden 
oldugunda kimsenin siibhesi olmazdi. 

Cevab: Buna cevab olarak denildi ki, Eshab-i kiramm ba'zi su- 
relerin Kur'an-i kerimden olduklarmda siibhe etdikleri, bunlarm 
belagatleri ve i'cazlan bakimmdan degildir. Birer kisinin haber 
verdikleri icindir. Hadis iisulu esaslanna gore, birer kisinin haber 
verdigi bilgi, kesin olmaz. Siibheli olur. Tevatiir ile bildirilen sey, 
kesin bilgi olur. Kur'an-i kerimin hepsi tevatiir ile, ya'ni sozbirligi 
ile haber verildi. Bunun icin, Kur'an-i kerimin Allah kelami oldu- 
gu kesin olarak bilinmekdedir. Birer kisinin haber verdigi surele- 
rin de, Allahii teala tarafmdan Muhammed aleyhisselama indiril- 
mis olduklan ve belagat bakimmdan i'caz derecesinde olduklan, 
kesin olarak bilinmekdedir. Yalmz, Kur'an-i kerimden olup olma- 
digmi bildiren sozlerde aynhk olmusdur. Bunun da, da'vamiza za- 
ran yokdur. 

Uciincii olarak diyorlar ki, Kur'an-i kerim [Resulullahin "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" vefatmdan sonra, hazret-i Ebu Bekr-i Sid- 
dik halife iken] cem' edilirken, tamnmiyan biri bir ayet getirince, 
adalet sahibi oldugu bilinmedigi icin, bundan yemin veya iki sahid 
istenir, ancak ondan sonra, Kur'andan oldugu anlasilarak, Misha- 
fa korlardi. Ayetlerin belagati i'caz derecesinde olsaydi, ayet olup 
olmadiklan, belagatlarmdan anlasihr, Mishafa konulabilmeleri 
icin, getirenin adil olmasi veya yemin, iki sahid gibi sartlara basvu- 
rulmazdi. 

Cevab: Bu sartlan aramalan, ayet-i kerimelerin Mishafdaki 
yerlerini anlamakda, birbirlerinden once veya sonra olduklanni 
bilmekde idi. Kur'an-i kerimden olup olmadiklanni anlamak 
icin degildi. Ciinki, Resulullah "sallallahti aleyhi ve sellem", 
Kur'an-i kerimi okur ve okuyanlan dinlerdi. Her getirilen aye- 
tin Kur'an-i kerimden oldugu kesin olarak belli idi. Yemin veya 
sahid istenmesi, ayetlerin siralanni anlamamn kesin olmasi icin 
idi. Bundan baska, belagatlerinin i'caz derecesinde olmasi da, 
ayet-i kerime olduklanni gostermekdedir. Bir-iki ayetin belagati- 
nin i'caz derecesinde olmamasmm zaran yokdur. En kisa bir su- 

-296- 



re, en az tic ayet oldugu icin, Kur'an-i kerimin biitiin sureleri 
mu'cizedir. 

Dordiincii olarak diyorlar ki, her san'atin bir haddi, bir sinin 
vardir. Bu simrda durulur. Asilmaz. Her zeman, san'atinde, ben- 
zerlerinden ustiin olan bir ustad bulunur. Muhammed aleyhisse- 
lam da, zemanmdaki sa'irlerinin en fasihi, en beligi olabilir. Zema- 
nmdaki sa'irlerin soyliyemiyecegi seyleri soyliyebilir. Buna mu'ciz 
denirse, her zeman, her san'atda benzerlerinden iistiin olan san'at 
sahibinin, benzeri san'atkarlarm yapamiyacaklan birseyi yapmasi- 
na da mu'ciz demek lazim olur. Bu ise, sacma bir soz olur. 

Cevab: Mu'ciz demek, bir zemanda bulunan ve o zeman in- 
sanlarmm cogunun yapamadiklan icin cok deger tasiyan ve yapa- 
bilenlerce de, en yiiksek dereceye ulasdinlmis olup, insan gucii 
ile bunun iistiinii yapilamiyacagmda sozbirligine vanlmis olan ve 
bu derecenin iistunde bir yapan bulunursa, bunun ancak Allahii 
teala tarafmdan olduguna inanilan seydir. Boyle olmiyan seye 
mu'cize denmez. Musa aleyhisselam zemamnda sihr boyle idi. O 
zeman, sihr yapanlar, ash ve viicudii olmiyan seyleri, vehmde ve 
hayalde, var imis gibi gostermenin, sihrin en yiiksek derecesi ol- 
dugunu biliyorlardi. Musa aleyhisselamm asasmm [Bastonunun] 
biiyiik yilan olup, kendi sihrleri olan yilanlan yutdugunu goriin- 
ce, bunun sihrin sinirmm dismda ve insan giicuniin iistiinde oldu- 
gunu anladilar. Musa aleyhisselama iman etdiler. Fir'avn, bu 
san'atdan habersiz oldugu icin, Musa aleyhisselamm, sihr yapan- 
larm basi oldugunu, onlara sihr ogreten oldugunu zan etdi. Isa 
aleyhisselamm zemamnda, tib ilmi de boyle idi. Cok ilerlemisdi. 
Tabibler, basanlan ile ogiiniirlerdi. Unlii mutehassislan, kendi 
tib bilgileri ile oliilerin diriltilemiyecegini, anadan kor doganlarm 
gozlerinin acilamiyacagini soylerlerdi. Bunlarm, ancak Allahii te- 
ala tarafmdan iyi edileceklerine inamrlardi. Muhammed aleyhis- 
selam zemamnda, Arabistan yanm adasmda, sa'irlik ve belagat 
san'ati en yiiksek derecesine varmisdi. Yapdiklan si'rlerin bela- 
gatlan ile birbirlerine ogiiniirlerdi. Hatta, yedi kasidenin belagat- 
daki tistunliigu, sa'irlerin takdirlerini kazanarak, bunlar Ka'be- 
nin kapisina asilmislardi. Bunlarm benzerlerini soyliyen bulun- 
mamisdi. Tarih kitablari, bunu uzun uzun yazmakdadir. Resulul- 
lah "sallallahu aleyhi ve sellem", Kur'an-i kerimi getirince, arala- 
nnda cok cekismeler oldu. Bir kismi, bunun Allah kelami oldu- 
gunu inkar etdi. Kafir olarak oldtiler. Bir kism sa'irler, Kur'an-i 
kerimin belagatinin i'cazi karsismda, bunun Allah kelami oldu- 
gunu anhyarak, mtisliman oldu. Bir kismi da, bunlan gorerek, is- 
temiyerek mtisliman oldu. Bunlara (miinafik) denildi. Bir kismi 

-297- 



da, karsi koymaga kalkisdi. igri biigrii karsihklar getirerek, akli 
basmda olanlar yaninda, gtiliinc duruma dtisdiiler. Mesela, (Vez- 
zariyat-i zer'an) ayet-i kerimesine karsihk olarak (Fel hasilat-i 
hasden vettahinat-i tahnen vettabihat-i tabhan felakilat-i eklen) 
dediler. [Bunu kendileri de begenmedikleri icin, Muhammed 
aleyhisselamm karsismda okuyamadilar.] Bir kismi da dogtisdti- 
ler. Muhammed aleyhisselamdan intikam almak, Onu oldtirmek 
icin, mallanmn, canlarmm, ehl ve evladlarimn yok olmasim goze 
aldilar. Boylece, Kur'an-i kerimin Allah tarafmdan gonderilmis 
oldugu kat'i olarak [kesinlikle] anlasildi. 

[Yukanda bildirilenlerden anlasihyor ki, mu'cizeyi Allahti te- 
ala yaratmakdadir. Herseyi Allahii teala yaratmakdadir. Allahti 
tealadan baska yaratici yokdur. Su kadar ki, bu diinyanm ve diin- 
ya islerinin diizgiin olmasi icin, Allahii teala, herseyin yaratilma- 
sini sebeblere baglamisdir. Birseyin yaratilmasim istiyen kimse, 
o seyin sebebini kullamr. Sebeblerin cogu, diisiinmekle, tecribe 
ile, hesabla bulunacak seylerdir. Birseyin sebebi yapilmca, Alla- 
hti teala, o seyi, dilerse yaratir. Mu'cize ve keramet boyle degil- 
dir. Allahii teala bunlan sebebsiz olarak, harika olarak yaratir. 
Sebebe yapismak, Allahti tealamn adetine uymakdir. Allahii te- 
alanin sebebsiz yaratmasi, adetin haricine cikmak olur, harika 
olur. Mu'cize, yalmz Peygamberde hasil olur. Baskasinda hasil 
olmaz. Herhangi bir kimseyi ovmek icin (Mu'cize yapdi) demek, 
(Mu'cize olarak kurtuldu) demek, Onun Peygamber oldugunu 
soylemek olur. Bunda niyyete bakilmaz, soze bakihr. Herhangi 
bir kimseye peygamber demek kiifr olur. Soyliyenin imam gider. 
Allahii tealadan baskasma yaratici demek, (falanca yaratdi) de- 
mek de boyledir. Miislimanlar, boyle tehliikeli seyler soyleme- 
melidir]. 

Besinci olarak diyorlar ki, Kur'an-i kerimin, okunmasmda da, 
ma'nasinda da, islam alimleri arasmda aynhk oldu. Halbuki, Al- 
lahii teala, Kur'an-i kerimde hie aynhk bulunmadigim haber ve- 
riyor. (Nisa) suresinin, seksenbirinci ayetinde mealen, (Bu 
Kur'ani Allahdan baskasi gondermis olsaydi, bunda elbette cok 
ayrdiklar bulurlardi) buyuruluyor. (El-Kari'a) suresinin besinci 
ayeti, (Kel'ihnil menfus)dur. Ba'zilan, bunu (Kessafil menftis) 
okumusdur. (Cum'a) suresinin dokuzuncu ayeti, (Fes'av ila zik- 
rillah)dir. Ba'zilan, buna (Femdu ila zikrillah) dedi. (Bekara) su- 
resinin yetmisdordiincii ayeti, (Fe-hiye kelhicareti)dir. Buna (fe- 
kanet kelhicareti) diyenler oldu. (Bekara) suresinin altmisbirin- 
ci ayeti, (aleyhimuzzilletii velmeskenetii)dir. Bunu ((aleyhimtil- 
meskenetii vezzilletii) okuyanlar oldu. Kur'an-i kerimin ma'na- 

-298- 



sindaki aynhklara misal olarak denir ki, (Sebe') suresinin ondo- 
kuzuncu ayeti, (Rabbena ba'id beyne esfarina)dir. Ey Rabbimiz! 
Kitablanmizi bizden uzaklasdir demekdir. Allaha dtia etmekde- 
dir. Ba'zilan, bunu (Rabbiina ba'ade beyne esfarina) okumus- 
dur. Rabbimiz kitablanmizi bizden uzaklasdirdi, demekdir. (Ma- 
ide) suresinin yiizonbesinci ayeti, (Hel yestetPu Rabbiike) Rab- 
bin diiani kabul eder mi, demekdir. Ba'zilan bu ayeti, (Helteste- 
ti'u Rabbeke) okumuslardir ki, Rabbine diia eder misin? demek- 
dir. 

Cevab: Bildirilen aynliklan yapan birer kisidir. Tefsir ve Ki- 
ra'et alimleri bu aynliklan yapanlann okumasim red etmislerdir. 
Sozbirligi ile olan okumagi almislardir. Peygamberimiz "sallallahu 
aleyhi ve sellem ", (Kur'an-i kerim yedi harf iizerine indirildi. Bun- 
lann hepsi sifa ve kafidir) buyurdu. Bunun icin Kur'an-i kerimin 
okunmasmda ve ma'nasmda hasil olan aynhklar, Onun mu'ciz ol- 
masina leke diisiirmez. 

[Hadis-i serifdeki harf, lugat, kira'et demekdir. Hazret-i Ebu 
Bekrin topladigi Mishafda, yedi cesid okumamn hepsi vardi. 
Hazret-i Osman halife iken, Eshab-i kirami topladi. Yeni yazila- 
cak Mishaflarm Resulullahin son senesinde okudugu seklde ol- 
malan sozbirligi ile kabul edildi. Kur'an-i kerimi bu seklde oku- 
mak vacibdir. Diger alti seklde okumak da caizdir. (Riyad-un- 
nasihin)]. 

Altmci olarak diyorlar ki, Kur'an-i kerimde faidesiz teganni ve 
tekrarlamalar vardir. Mesela, (inne hazani le-sahirani) boyle te- 
gannidir. Okumadaki tekrara misal, (Rahman) suresidir. Ma'nada- 
ki tekrara misal, Musa ve Isa aleyhimesselamm kissalandir. 

Cevab: [(Hazani ile sahirani) ayet-i kerimesinin, belagat ilmine 
gore, i'caz derecesinde oldugunu bildirmek icin, imam-i Rabbani 
"kuddise sirruh", (§erh-i mevakif) kitabmdan alarak, burada uzun 
yazmisdir. Bunlan terceme etmedik.] Tekrarlara gelince, ma'nayi 
zihnlere iyi yerlesdirmek icin, bunun faidesi inkar edilemez. Bir 
ma'nayi cesidli ifadelerle anlatmak san'atinin kiymeti, belagat il- 
mini bilenlerce ma'lumdur. Tek bir kissada cesidli olaylar bulunur. 
Tek kissa cesidli yerlerde tekrarlamrken, baska baska olaylara 
agirlik verilir. 

Resulullahin "sallallahu aleyhi ve sellem" mubarek parmagi 
ile isaret edince, aym ikiye boliinmesi, taslarm, agaclarm kendisi 
ile konusmalan ve kendisi ile beraber gitmeleri, hayvanlann ko- 
nusmalan, az yemekle cok kimselerin doyurulmasi, mubarek par- 
maklan arasmdan devamh su akmasi, gecmisde ve gelecekde, 
kimsenin bilmedigi seyleri haber vermesi ve bunlara benziyen da- 

-299- 



ha nice mu'cizeleri vardir. Bu mu'cizelerinin herbiri sozbirligi ile 
bildirilmis degil ise de, sozbirligi ile bildirilmis olan mu'cizeleri 
cokdur. Hazret-i Alinin kahramanligi, Hatem-i Tafnin comerdligi 
[ve Roma imperatorlerinin besincisi olan Neronun zulmleri, isken- 
celeri] gibi dillerde destan olmuslardir. Peygamberligini isbat icin, 
bize bu kadan da yetisir. 

Muhammed aleyhisselamm Peygamber oldugunu isbat eden 
yollardan ikincisi, peygamber oldugu bildirilmeden onceki ve 
Peygamberligini bildirirken ve Peygamber oldugu anlasildikdan 
sonraki hallerini, giizel ahlakim, hikmet dolu sozlerini incelemek- 
dir. Mesela, ne diinya isleri icin, ne de ahiret islerinde hicbir ze- 
man yalan soylememisdir. Omriinde bir yalan soylemis olsaydi, 
azili diismanlan, bunu her yere yaymak icin, yansirlardi. Peygam- 
berliginden once ve sonra cirkin bir sey yapdigi hie goriilmedi. 
Ummi oldugu halde [ya'ni kimseden birsey ogrenmedigi halde], 
pek fasih, ya'ni acik ve tath konusurdu. Bunun icin, (Bana ceva- 
mi'ul kelim) verildi, buyurdu. [Cevami'ul kelim, az kelime kulla- 
narak, cok sey anlatmak demekdir.] Allahii tealamn, dinini bil- 
dirmek icin, mesakkatlere katlandi. Hatta, oyle oldu ki, (Hicbir 
Peygamber, benim cekdigim iskenceleri cekmemi§dir) buyurdu. 
Bunlarm hepsine katlandi. Vazifesinde hie gevseklik gostermedi. 
Diismanlarma galib gelip, insanlarm hepsi emrine girince, giizel 
ahlakinda, merhametinde, tevazu'unda hie degisiklik olmadi. 
Omriintin her zemamnda, herkesin gonliinii ahrdi. Kendini kim- 
seden iisttin gormezdi. Ummetinin hepsine baba gibi cok sefkatli 
idi. Asin merhametinden dolayi, kendine (Fatir) suresinin, (On- 
larin yanhs hareketlerinden dolayi iiziilme!) mealinde olan seki- 
zinci ayet-i kerimesi ve (Kehf) suresinin, (Onlarin yanhs islerine 
iiziiliip kendini helak mi edeceksin?) mealinde olan altmci ayet-i 
kerimesi geldi. Comerdligi hadden asmis idi. Bunu frenlemesi 
icin, (isra) suresinin, (Mahnin hepsini verecek kadar eli acik ol- 
ma!) mealinde olan yirmidokuzuncu ayet-i kerimesi geldi. Dun- 
yamn gecici ve aldatici giizelliklerine hie bakmazdi. Peygamberli- 
gini bildirmege basladigi zemanlarda, Kureysin ileri gelenleri, ya- 
nma gelip, (Sana istedigin kadar mal verelim. istedigin kizi vere- 
lim. istedigin yere baskan yapahm. Bu isden vazgec!) dediler. 
Yiizlerine bile bakmadi. Fakirlere ve kimsesizlere karsi merha- 
metli, mutevazi', mal ve miilk sahiblerine karsi ise, agir bash ve 
ciddi idi. (Uhud gazvesi) ve (Hendek ya'ni Ehzab gazvesi) ve 
(Huneyn gazvesi) gibi en timmidsiz muharebelerin en korkunc 
zemanlarmda bile, hie geri donmedi. Bu da, mubarek kalbinin 
kuvvetini ve cesaretinin derecesini gostermekdedir. Allahii teala- 

-300- 



mn koruyacagma, mesela, (Maide) suresinin yetmisinci ayetinde- 
ki (Allahii teala, seni insanlarin zararlarindan korur!) meal-i seri- 
fi ile va'de tam inanrms olmasaydi, boyle harika kahramanlik gos- 
termesi imkansrz olurdu. Hallerin, sartlarm degismesi, Onun gii- 
zel ahlakmda, herkese karsi olan davramslarmda, ufak bir degis- 
me yapmadi. insafh ellerin yazdiklan dogru, tarafsiz tarihleri 
okuyanlar, bu yazdiklanmizi daha iyi anlar. Bunlardan biri, pey- 
gamberlik icin vesika degil ise de, ya'ni bir kimsenin, bu iistiin- 
liiklerden biri ile baskalarmdan aynlmasi, onun peygamber ola- 
cagini gostermez ise de, bu iistiinluklerin hepsi, ancak peygam- 
berlerde toplamr. Bu ustiinluklerin hepsinin Muhammed aleyhis- 
selamda toplanmasi, Onun, Allahin peygamberi oldugunu goste- 
ren vesikalarm kuvvetlilerindendir. 

[Muhammed aleyhisselamm giizel hayatim okuyup anlamak is- 
teyenlere, latin harfleri ile yazilmis tiirkce (Kisas-i Enbiya) ve 
(Mevahib-i lediinniyye) kitablanm okumalanm tavsiye ederiz. 
(Se'adet-i Ebediyye) kitabinin tiirkce ve ingilizce birinci kismlann- 
da da (Hilye-i se'adet) basligi altmda uzun yazilidir.] 

Muhammed aleyhisselamm Allahin Peygamberi oldugunu or- 
taya koyan vesikalardan iicunciisu, imam-i Fahriiddin-i Razinin 
secdigi yoldur. Muhammed aleyhisselam, ilahi kitablardan habe- 
ri olmiyan, ilmde, fende geri kalmis bir topluluk arasinda Pey- 
gamber oldu. Oyle bir topluluk ki, hak yoldan uzaklasmis, miis- 
rikleri putlara, [ya'ni tasdan, metalden yapdiklan heykellere, in- 
san sekllerine] tapimyor, bir kismi yehudilere aldanarak onlann 
yalan ve hurafe olan hikayelerini kendilerine din edinmisler, az 
bir kismi da, mecusi olup, iki tannya tapimyor ve kizlan ve yakin 
akrabalan ile kan-koca oluyorlar, bir kismi da, hiristiyanlardan 
ogrenip, hazret-i Isaya Allahin oglu diyor veya lie tannya tapim- 
yorlardi. Muhammed aleyhisselam, boyle saskm insanlar arasin- 
da Peygamber oldu. Allah tarafindan, kendisine (Kur'an-i ke- 
rim) isminde bir kitab gonderildi. Giizel huylan, cirkinlerinden, 
se'adete gotiiren iyi isleri, felakete gotiiren kotii islerden ayirdi. 
Hak olan imam ve ibadetleri bildirdi. Buna inananlar, bu iman ve 
ibadetlerle nurlandilar. insanlan bozuk ve uydurma dinlerden 
kurtardi. Allahii tealanm va'd etdigi zafere kavusdu. Dusmanla- 
nnin hepsi az zemanda yok oldu. Bozuk, boliicii, kiskirtici sozler, 
cahsmalar sona erdi. insanlar, diktatorlerden, somiiriiculerden, 
zalimlerin iskencelerinden kurtuldu. Tevhid gtinesinin ve tenzih 
bedrinin nurlan ile her yer aydmlandi. Peygamberlik de, bu de- 
mekdir. Ciinki Peygamber, insanlarin ahlakim giizellesdiren, 
kalb, ruh hastahklarmm ilacmi sunan iistiin insan demekdir. in- 

-301- 



sanlann cogu, nefslerinin esfridir. Ruhlari hastadir. Bunlan teda- 
vi edecek bir ruh ve ahlak miitehassisi lazimdir. Muhammed 
aleyhisselamm getirdigi din, bu hastaliklara ilac oldu. Kalblerde- 
ki kotiiliikleri, bozukluklan kokiinden temizledi. Bu hal, Onun 
Allahin Peygamberi oldugunu ve Peygamberlerin en iistiinti ol- 
dugunu kesinlikle gostermekdedir (sallallahii teala aleyhi ve 
aleyhim ve ali ve eshabi ktillin ecma'in). Bu halin, Onun Pey- 
gamber oldugunu gosteren vesikalardan, en acik biri oldugunu 
imam-i Fahriiddin-i Razi hazretleri, (El-Metalib-uF-aliyye) kita- 
bmda bildiriyor. 

Kitabimm basmda, Peygamberligin ne demek oldugunu bil- 
dirdim. Bunun, Muhammed aleyhisselamda, hasil oldugu gibi, 
baska hicbir kimsede goriilmedigini ortaya koydum. Boylece 
Onun, baskalarmdan iisttin oldugu anlasildi. Bu iistiinliik, mu'ci- 
zelerinin incelenmesi ile de isbat edilir. Fekat bu yol, peygamber- 
ligi isbat icin hiikemamn, [ya'ni fikr adamlarimn] tutduklan yola 
yakindir. Yollannin ozeti, insanlarm diinyada ve ahiretde rahata, 
huzura kavusabilmeleri icin, Allah tarafindan bildirilmis olan ka- 
nun lazimdir. 

Kitabimm ikinci makalesi burada temam oldu. Boylece, eski 
yunan felsefecilerinin yanlis yolda olduklan, bunlarm, din ve Pey- 
gamberlik iizerinde, kendi goriislerine gore, yazmis olduklan za- 
rarli kitablan okuyanlarm din bilgilerinin bozuk olacagi, felakete 
siiriiklenecekleri anlasildi. 



989 Hicri AHMED bin ABDUL-EHAD 

1581 Miladi 

TENBIH: Bir cocuk ve bir hayvan yavrusu diinyaya gelir gel- 
mez, biitiin a'zalan ve his organlan cahsmaga bashyor. Bunlarm 
ahenkli, muntazam cahsmalanyla yasamaga devam ediyor. Bu hal, 
biitiin akl sahiblerini, biitiin ilm adamlanm hayretde birakiyor. Bu 
organlan var eden ve boyle cahsdiran sonsuz kuvvet sahibinin ismi 
(Allah)dir. Allahin var oldugunu anlamayan kimse yokdur. insan- 
larm goziinde kuvvet olsaydi, kendisini goriirlerdi. Her insana, her 
iyiligi, her rahathgi gonderen ve her derdi, her sikmtiyi gonderen 
Allahdir. Ni'met gelince siikr, derd gelince, istigfar ve sabr etmeli- 
dir. Derdler, ni'metin kiymetinin anlasilmasina sebeb olmakdadir. 
istigfarm ve sabrm sevabi pek cokdur. Diinyadaki derdler, ahiret- 
de cok sevab verilmesine sebeb olmakdadir. istigfar diiasi, 400. cii 
sahifede yazihdir. 

-302- 



YEDINCI RISALE 

IMAM-I AHMED RABBAMMN 

"kuddise sirruh" 
HAL TERCEMESI 

Ahmed Sa'fd Farukmin "kuddise sirruh" oglu Muhammed 
Mazherin "kuddise sirruh" (Menakib ve Makamat-i Ahmediyye-i 

Sa'idiyye) kitabmdan terceme edilmisdir: 

Ariflerin kutbu, hakikat sahiblerinin rehberi, Evliya-i kira- 
mm kidvesi, Allahii tealanm sevgilisi, ikinci binin yenileyici ve 
nurlandincisi, Allahii tealaya yaklasanlann kalblerinin kiblesi, 
silsile-i zehebin essiz halkasi, Ahmed-i Farukf Serhendinin 
"kuddise sirruh" babasi Abdiilehaddir. Onun babasi Zey- 
nerabidin, onun babasi Abdiilhayy, onun babasi Muhammed, 
onun babasi Habibullah, onun babasi imam-i Reffuddin, onun 
babasi hace Nur, onun babasi Nasireddin, onun babasi Siiley- 
man, onun babasi Yusiif, onun babasi Su'ayb, onun babasi Ah- 
med, onun babasi Yusiif, onun babasi Sihabuddm (Ferruh Sah 
ismi ile meshurdur), onun babasi Nasireddin, onun babasi Mah- 
mud, onun babasi Siileyman, onun babasi Mes'ud, onun babasi 
Abdullah va'iz-i esgar, onun babasi Abdullah va'iz-i ekber, 
onun babasi Nasir, onun babasi Abdullah ibni Omer, onun da 
babasi hazret-i Omer-ul-Farukdur "radiyallahii anhiim ec- 
ma'in". 

Imam-i Rabbanmin "kuddise sirruh" baba ve dedelerinin hep- 
si ilm ve Mas sahibi olup, zemanlarimn mesayihmdan, ekabirinden 
idi. Hepsi cok muhterem ve Evliya-i kiramdan idi. 

Mevlana Ahmed-i Namiki Cami ve Halilullah-i Bedahsi gibi 
biiyiik Veliler, imam-i Rabbanmin "kuddise sirruh" gelecegini 6n- 
ceden haber vermislerdi. Hatta, Resulullah "sallallahu aleyhi ve 
sellem" efendimiz, onun gelecegini mujdelemisdi. imam-i Siiyu- 
ti (Cem'ul cevami') kitabmda, bu hadis-i serifi, ibni Mes'ud Ab- 
durrahman ibni Yezidden, O da hazret-i Cabirden "radiyallahii 
anhiim" rivayet ederek bildiriyor. Hadis-i serif budur: (Ummetim- 

-303- 



den Sila isminde biri gelir. Onun sefa'ati He, cok cok kimseler Cen- 
nete girer.) (Sila), birlesdirici demekdir. Tesavvufu fikh bilgileri ile 
birlesdirdigi icin bu ism, imam-i Rabbaniye "kuddise sirruh" veril- 
di. Zemamn alimleri, Ona bu ism ile hitab eylediler. Kendisi de, 
oglu Muhammed Ma'suma "kuddise sirruh" yazdigi bir mektubda, 
(Beni iki derya arasmda sila yapan Rabbime hamd ederim) diye 
buyurmakdadir. 

Dokuzyiizyetmisbir 971 hicri kameri senesinde diinyaya tesrif 
eyledi. Binotuzdort 1034 [m. 1624] senesinin Safer aymm yirmido- 
kuzuncu sail giinii vefat eyledi. Daha cocuk iken, mubarek, temiz 
almnda, olgunluk, vilayet ve hidayet nurlari parhyordu. Cok kiiciik 
iken, sah Kemal Kihteli-yi kadirinin "rahmetullahi aleyh" bereket- 
li nazarlanna kavusmusdu. O anda nisbet-i kadiriyyeyi Ona ilka 
eylemisdi. 

Kisa zemanda Kur'an-i kerimi ezberledi. Sonra babasmdan ve 
zemamn en biiyiik alimlerinden ilm tahsil eyleyip, biiyiik alim ol- 
du. Yiiksek babasmdan cok istifade eyleyip, huzurunda tevhid 
ma'rifetlerine kavusdu. Cestiyye ve Kadiriyye silsilelerinde irsad 
icazeti aldi. Babasinm kaim-i makami oldu. Onyedi yasmda, zahi- 
ri ve batmi (kalbe aid) ilmlerin iistadi oldu. Bunlan nesr etmege ve 
biiyiik iki yolda talebe yetisdirmege basladi. Naksibendiyye bii- 
yuklerinin kitablanm seve seve okur, bu yolun biiyiiklerinden biri- 
ne kavusmagi candan arzu ederdi. Bu arzii ve istiyakim bu yolun 
biiyiiklerinden, irsad ve hidayet sahibi, islamiyyetin kuvvetlendiri- 
cisi, hakikatlar sahibi, hace Muhammed Bakinin "kuddise sirruhti- 
ma" essiz sohbet ve huzuruna kavusuncaya kadar kalbinde sakla- 
di. 

Talibleri, Allahii tealaya yaklasdinci, gizli bir kuvvet ile cok 
yiiksek makamlara ceken bu huzura kavusunca, bu biiyiiklerin 
yoluna girdi. Hizmetlerine sanhp, sohbetin edeblerini titizlikle 
gozeterek, iki ay ve birkac giin icinde, Naksibendiyye nisbetine 
kavusdu. ilmler ve ma'rifetler, nisan yagmuru gibi, mubarek kal- 
bine akmaga basladi. Ustadi, hace Baki-billah "kaddesallahii sir- 
rehiiraziz", cok def a: (Ahmed, muradlardan ve mahbublardan- 
dir) buyururdu. Cabuk ilerlemelerinin sebebi de, bu idi. Ciham 
aydmlatan bir giines gibi oldu. Hocasi kendisine en yiiksek ma- 
kamlara cikdigim ve herkesi de cikarabilecegini ve Allahii teala- 
ya yakmhklarmi miijdeledi ve kendisine buyurdu ki: (Hocam Em- 
kengiden "kuddise sirruh" icazet ahp Hindistana doniiyordum. 
Sizin bulundugunuz Serhend sehrine gelmisdim. Rii'yada bana, 
sen bir kutbun civanndasin, dediler ve kutb olan zatm semailini 
gosterdiler. iste siz, o zatsimz. Yine Serhendden gecerken, gor- 

-304- 



diim ki, goklere kadar yiikselen bir mes'ale yanmis, sarkdan garba 
kadar biitiin diinya, bu mes'alenin lsigmdan aydmlamyordu. Bu 
mes'alenin ziyasimn gitdikce artdigmi, bircok insanlann bundan 
kendi mumlanm yakdiklanm miisahede etdim. Bu rii'yayi, sizin 
diinyaya geleceginize bir mujdeci, bir isaret biliyorum). 

Hace Baki-billah "kuddise sirruh", imam-i Rabbaniyi "kadde- 
sallahii sirrehiil'aziz" mutlak icazet ile Serhend sehrine gonderir- 
ken, kendisi makammdan cekilip, biitiin talebesinin, hatta kendi 
ogullarmm terbiyesini ve yetismesini Ona havale eyledi ve (Ah- 
med, bizim gibi binlerce yildizi orten bir giinesdir. Bu ummetde 
onun gibi ancak iki tic dane vardir. Simdi ise, gok kubbe altmda, 
onun gibisi yokdur. Kendimi onun tufeylisi [talebesi] biliyorum. 
Onun ma'rifetinin hepsi dogru ve Peygamberlerin "aleyhimiisse- 
lam" begendigi sekldedir) buyurdu. Hatta, diger talebeleri gibi, 
hocasi da, feyzlenmek ve nurlanmak icin, onun sohbetine devam 
ederdi. 

Imam-i Rabbani, yiiksek derecelere ve essiz makamlara kavus- 
mus olarak Serhende gelip, Allahii tealamn sevgisine kavusmak is- 
teyenleri yetisdirmekle mesgul oldu. irsad sesleri diinyaya yayildi. 
Hidayet avazlan, kalbleri behar gibi yapip, nice yenilikler, yesillik- 
ler, zuhura geldi. Kutb-iil-aktab davulu, onun ismiyle calindi. Vila- 
yet derecelerine kavusmak, onun bir iltifati ile nasib oluyordu. Eb- 
daller ve Evtadler, onun huzuruna kosdu. Vilayet nurlan, keramet 
bereketleri, dil ile anlatilacak, yazi ile bildirilecek cinsden degildir. 
Dalalet ve saskmlik sahrasmda kalanlar, onun sohbetinde hidaye- 
te kavusdu. 

Uzaklik denizinde bogulmak tizere olanlar, yakmlik sahiline, 
onun bir iltifati ile erisdi. Hakikat ve ma'rifet talibleri, karmca gi- 
bi etrafma usiisdii. Sultanlar, kumandanlar ve valiler, pervane gi- 
bi bu hidayet kaynagmm lsigi ile aydmlandi. Huzurunda, talebe- 
ye nisan yagmuru gibi gelen feyzlere, yedi kat gokdeki melekler 
gibta eder oldu. Her tarafda, alimler ve fadillar, onun buyiiklii- 
giinii, kerametlerini isiterek, vilayet sacan kapisimn esigine yiiz 
siirmek icin acele etdiler. insam Allahii tealaya yaklasdiran te- 
vecciihleri ve nazarlari bereketi ile, huzura, nura ve hie ugrasma- 
dan miisahedeye ve cile cikarmadan, tevhide kavusdular. Vah- 
det denizine dalmadan, ehadiyyet deryasinda yok olmalan, hie 
zahmetsiz hasil oldu. Kesretde vahdetin mtisahedesi, muhabbet 
cezbeleri ile gontil ma'rifetleri, kiiciik bir iltifatlarmm semeresi ol- 
du. Ahrariyye nisbeti yeniden kuvvetlendi. Hatta onun bereketli 
gayretleri ile biitiin diinyaya yayildi. O zemana kadar bilinen sii- 
luk ve cezbenin otesinde, baska nisbetler ele gecdi. Ondan once 

- 305 - Hak Sozun Vesikalan: F-20 



gelenlerin, iftar etmeden oruc tutmalan, kirk gun cile cekmeleri, ac 
ve susuz durmalan, insanlardan uzaklasmalan, onun huzurunda 
yetisenler icin, ozenilecek birsey olmakdan cikdi. Amellerde ve 
ibadetlerde i'tidal iizere olmak, diia ve ta'atlerde siinnete tarn ya- 
pismak, onlann yerini aldi. Yillarca riyazet cekmekle ele gecebi- 
lenler, onun bereket ve tevecctihu ile, hemen hasil oluyordu. Mu- 
barek zati "rahmetullahi teala aleyh", Allahii tealamn biiyiik 
ni'meti ve Resuliiniin "sallallahii aleyhi ve sellem" vekili oldu. Ni- 
hayetsiz yollarm rehberligi, onderligi ona verildi. Ikinci bin yillari- 
nm mticeddidi oldu. Boylece, kiyamete kadar, her kime feyz ve be- 
reket gelse, onun vasitasi ile gelir. Yeni yeni ilmleri, duyulmayan 
ma'rifetleri, kimsenin haber vermedigi sirlan ve kimsenin kavusa- 
madigi garib kesfleri ile, yeni bir yol acdigi giines gibi meydanda- 
dir. 

Her yiiz sene basinda bir (Miiceddid), [dini kuvvetlendirici] ge- 
lir. Amma, yiiz senede gelen miiceddid ile, bin senede bir gelen 
miiceddid arasinda cok fark vardir. Yiizle bin arasmda ne kadar 
fark var ise, bu iki miiceddid arasinda da o kadar, hatta daha cok 
fark vardir. 

Miiceddid, o miiddet icinde herkese onun vasitasi ile feyz ve 
bereket gelen zatdir. Kutblar, Evtad, Biidela ve Niiceba "kadde- 
sallahii teala esrarehiimiiraziz" dahi ondan feyz alirlar. 

imam-i Ahmed Rabbaninin "kuddise sirruh" vakti soyledir 
ki, eski ummetler zemanmda diinyamn zulmet ile doldugu yillar- 
da, iiliirazm bir Peygamber gelir ve yeni bir din getirirdi. Um- 
metlerin en hayrhsi, Muhammed aleyhisselamm ummetidir. Bu 
timmetin Peygamberi de, Peygamberlerin sonuncusudur "aley- 
himtissalevatii vetteslimat". Bu timmetin alimleri, Beni-israilin 
Peygamberleri gibidir. Hadis-i serifde, boyle oldugu bildiriliyor. 
Bu iimmetde alimlerin varhgi kafi goriildii. Boyle bir vaktde, 
ya'ni Peygamber efendimizden "sallallahii aleyhi ve sellem" bin 
sene sonra, ma'rifeti tam, alim ve arif bir zat lazimdir ki, eski iim- 
metlerdeki iiliirazm bir Peygamberin yerini tutsun. Zira, bu iim- 
metin ahiri, Peygamber efendimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" 
vefatmdan bin sene sonradir. Ciinki, bin sene gecmesinde biiyiik 
bir hususiyyet ve islerin degismesinde kuvvetli te'sirler vardir. 
Bu iimmetde ve bu dinde degisiklik olmiyacagma gore, siibhesiz 
gecmislerdeki nisbetin ve o saglam yolun, sonra gelenlerde yeni- 
den kuvvetlenmesi zaruridir. Boylece, imam-i Ahmed Rabbani- 
nin "kuddise sirruh" mubarek zatim, niibiivvet ve risaletin btitiin 
kemalatini cami' kilip, bu yiiksek makam ile digerlerinden ayir- 
dilar. Onun sasilacak ilmlerine, Zat-i ilahiyyeye aid ma'rifetleri- 

-306- 



ne, temiz ahlakma ve halleri, mevacid ve tecellileri ve zuhurlan 
bildiren sozlerine ve yazilarma bakanlar, bunu gayet iyi anlar. 
Ciinki, bunlar islamiyyetin ozii, dinin esasi ve Allahti tealanm za- 
tina, sifatlanna aid ilmlerin hiilasasidir. Ka'be-i mu'azzamanin 
hakikati, Kur'an-i kerimin hakikati, nemazm hakikati, ma'biidiy- 
yet-i sirfa, muhabbetin; hillet, muhibbiyyet ve mahbubiyyet gibi 
dereceleri, te'ayyiin-i viicudi, te'ayyiin-i hubbi, la-te'ayyiin mer- 
tebesi, mahlukatm mebde-i te'ayyiinlerinin zuhuru, Peygamber- 
lerin ve meleklerin mebde-i te'ayyiinleri, talebenin isti'dadlarmm 
hangi sifat ve ism-i ilahi ile miinasebeti oldugu, Evliyanm mes- 
rebleri, hangisi Muhammedi-iil mesreb, hangisi Ibrahim-til mes- 
reb... muhibbiyyet ve mahbubiyyet-i zatiyye ile olan kendi vila- 
yetleri, bunlarm hususiyyetlerinin hakiki hiiviyyetleri, kayytimlu- 
gun hakikati, sabahat ve melahatin esran ve bu iki giizelligin ka- 
nsmasi ve daha nice esrar ve ma'nalar, Allahii teala tarafmdan 
ona ihsan edildi. Daha once gelen Evliyadan "rahmetullahi teala 
aleyhim ecma'in" hicbirisi bunlardan bahs etmedi. Bunlarm taf- 
sili, iic cild (Mektubat) kitablannda ve diger yedi risalelerinde 
yazihdir. 

imamm "kuddise sirruh" kesf ve kerametleri sayisizdir. Teber- 
rtiken birkacmi yazahm: 

1 — Birgiin taliblerden biri, imama bir mektub yazip, (Sizin bu 
beyan etdiginiz makamlar, Eshab-i kiramda hasil olmus mu idi, 
yoksa olmamis mi idi? Eger hasil olmussa, bir def ada mi hasil ol- 
du, yoksa tedricen mi?) diye sordu. imam buyurdu ki, bu stialin ce- 
vabi ancak sohbetde verilir. Soran kimse, huzuruna ve sohbetine 
geldi. Imam "kuddise sirruh" onun haline tevecciih edip, kendin- 
deki btitiin nisbetleri ona ihsan eyledi ve (Ne gordtin?) buyurdu. 
Hazret-i imamm ayaklarma kapandi ve (Resulullahm "sallallahii 
aleyhi ve sellem" bir sohbeti ile, Eshab-i kiram "aleyhimiirndvan" 
vilayetin biittin makamlarma kavusmuslardir) simdi anladim, diye 
arz etdi. 

2 — Mevlana Yusiif hasta idi. Olumii yaklasmisdi. imam-i Rab- 
bani, onu ziyarete geldi. Mevlana Yusiif tevecciih ve himmet iste- 
di. imam "kuddise sirruh", murakabe ile mesgul olup, onu Fena ve 
Beka makamlarma kavusdurdu. O, bu hasta halinde, kalbindeki 
bu ilerlemeleri goriip, haber verdi. Yolu temam eyledi ve aym an- 
da Allaha kavusdu. 

3 — Talebesinden ba'zisi, Gavs-iil-a'zami, ya'ni Abdiilkadir-i 
Geylaniyi "kuddise sirruh" ziyaret etmegi, imama, arz etdiler. Sus- 
du ve Gavs-ul-a'zamm "radiyallahii anhtima" ruhuna tevecciih ey- 
ledi. Mubarek ruhu goriindii ve talebelerinin biiyiikleri ile tesrif 

-307- 



eyledi. imamm orada bulunan talebesi, gelenleri ziyaret edip, isti- 
fade etdiler. 

4 — Ciizzam (Miskin) hastahgma yakalanan bir kimse, imam- 
dan, sifa icin dua istedi. Tevecciih eyledi. Ciizzam hastahgmdan 
kurtulup, tam bir sifa buldu. 

5 — Halkada daima Kur'an-i kerim okuyan bir hafiz, agir sekl- 
de hastalandi. Herkes iimmidi kesmisdi. imam-i Rabbani, onu hi- 
mayem altma aldim, buyurdu. Hemen iyi oldu. 

6 — Seferde iken arkadaslan ve talebesi havamn bogucu sicak- 
ligmdan cok sikildi. Ondan, merhamet istediler. imam "kuddise 
sirruh", Allahii tealaya iltica etdi. O anda bir parca bulut gortindii 
ve hafifce yagmur yagdi. Sicaklik gecdi. Toz kalmadi. 

7 — Muhlislerinden birkaci, uzak bir yerde Hindulara aid bir 
puthaneyi bos bulup, putlan kirdilar. Putperestler, her tarafdan el- 
lerinde silah ve kilmclar oldugu halde, etraflarim cevirdiler. Bu 
muhlisler, imama sigimp, yardim istediler. imam-i Rabbani "kad- 
desallahii teala sirrehiiFaziz" orada goriindii ve buyurdu ki, (Hie 
iizulmeyin! Size gaibden yardim geliyor). Bircok siivari gorimiip, 
bu azizleri kafirlerden korudular. 

8 — Talebesinden biri, sahrada arslanla karsilasdi. Kacacak yer 
yokdu. imama sigimp, imdad diledi. imam, elinde baston ile go- 
riindii ve o kiikremis arslana siddet ile vurdu. Arslan kacdi. Tale- 
be kurtuldu. 

9 — Cok uzak bir memleketde bulunan bir aziz imamm med- 
hini duyup, Serhend sehrine geldi. Geceleyin bir kimsenin evinde 
musafir kaldi. imamdan istifade etmek icin geldigini, ona talebe 
olmak serefine kavusmak istedigini ve bunun icin cok nes'eli ol- 
dugunu soyleyince, ev sahibi, hazret-i Imami kotiilemege ve hak- 
kmda agza alinmayan seyler soylemege basladi. O aziz, cok uziil- 
dii. Mahcub oldu. imama sigimp kalbinden yalvardi: (Ben, yalmz 
Allah nzasi icin, size hizmet niyyeti ile gelmisdim. Su sahs, beni 
bu se'adetden mahrum etmek istiyor) dedi. imam-i Rabbani, tam 
bir kizgmhkla, yalm kilmc zahir olup, hallerini inkar eden, o sah- 
si parca parca eyledi ve evden cikdi. O aziz sabahleyin mubarek 
huzurlarma kavusunca, geceki hadiseyi arz etmek istedi. Fekat 
imam, (Gece olam, giindiiz anlatma) buyurup, setr-i keramet ey- 
ledi. 

10 — imami "kuddise sirruh" inkar edenlerden biri, imamm 
talebesinden birini evine goturdti. Online yemek koyup, kendisi 
de imam-i Rabbaniyi "rahmetullahi teala aleyh" kotiilemege 
basladi. O talebenin cam sikildi. imamin yanina donmek istedi. 

-308- 



Gayret-i ilahiyyeden miinkirin birdenbire biitiin a'zasi, birbirinden 
aynldi ve bedeni parca parca oldu. Talebe korkdu. Evden disan 
cikdi. imamm yanma geldi. Adetleri iizere kapinin oniinde duru- 
yordu. Talebesinin elini tutup, o miinkirin evine goturdu. Iceri gir- 
diler. Oliiniin dirilmesi icin Allahii tealaya diia eyledi. Miinacatda 
bulundu. Allahii teala kabul buyurdu. Bir miiddet sonra kalkdilar. 
Talebesine, (Ben hayatda kaldikca, bu olam kimseye soyleme!) 
buyurdu. 

11 — Birgtin talebesinden on kisi aym aksam Imami iftara 
da'vet etdiler. Kabul buyurdu. Aym aksam, aym anda, hepsinin 
evinde hazir bulunup, iftar etdiler. 

12 — Birgiin buyurdu ki, Ka'be-i mu'azzamayi tavaf arzum o 
kadar ziyadelesdi ki, yerimde duramaz oldum. Allahii tealamn lut- 
fii ile, bu sevk ve istiyak cazibesinde, Ka'be-i serifeyi yammda gor- 
diim ve tavaf ile sereflendim. 

imam-i Ahmed Rabbanmin "kaddesallahii teala sirrehiil'aziz" 
mubarek kalemlerinin dilinden ve dil kalemlerinden cikan sozle- 
rinden de, birkac dane yazahm: 

Buyurdu ki: Goriilen ve bilinen hersey, mukayyeddir. [Baska 
seylere baghhgi vardir.] Maksud ve matlub [olmaga layik] degildir- 
ler. Matlub [olmaga layik] olan, biitiin kaydlardan, baglardan mii- 
nezzeh ve miiberra olandir. O halde, Onu, gormenin ve bilmenin 
otesinde aramak lazimdir. 

Buyurdu ki: Seyr ve Siiluk, ilmde hareketden ibaretdir. 

Buyurdu: Evliya-ullahi "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" 
baskalannm tammasmdan orten perde, insanhk sifatlandir. Diger 
insanlarm muhtac olduklarma bunlar da muhtacdir. Evliyahk, bu 
ihtiyaci bunlardan kaldirmaz. 

Buyurdu: Allahii teala, Evliya kullarim oyle saklamisdir ki, 
kendi zahirleri bile kalblerindeki kemalatdan habersizdir. Nerde 
kaldi ki, baskalan onlann halini bilsin. 

Buyurdu: Ya Rabbi! Bu nasil isdir ki, kendin icin Evliya yap- 
din. Onlann batmlan, (ya'ni kalbleri) ab-i hayatdir. Bir katre ta- 
dan, ebedihayati bulmus, se'adet-i ebediyyeye kavusmus olur. Za- 
hirleri, ya'ni dis gortiniisleri ise, oldiiriicii zehrdir. Yalmz zahirleri- 
ne bakan, ebedi oliime ducar olmusdur. 

Buyurdu: insamn yaratilmasindan maksad, kulluk vazifelerini 
yerine getirmekdir. Vilayet makamlannm sonu, abdiyyet (kulluk) 
makamidir. Bunun iistiinde makam yokdur. 

Buyurdu: Binlerce kimseden bir danesini ihlas devleti ve nza 
makami ile sereflendirirler. Maksad olan ihlas ve nza, bu fakire, 

-309- 



bu yolda tam on sene sonra verildi. Bunlarm ozti, hakikati, Pey- 
gamber efendimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" sadakasi olarak, 
temamen aciklandi. Bunun icin, Allahii tealaya hamdii senalar ol- 
sun! 

Buyurdu: Bu biiyiiklerin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" 
yolu cok kiymetli, pek azizdir. Stinnete uymak esasi iizerine kurul- 
musdur. Simdi Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" siinnetle- 
rinden bir siinneti ihya etmekden (diriltmekden) baska bir arzum 
yokdur. Haller, mevacid ve zevkler, isteyenlerin olsun. Kalbi, bii- 
yiiklerin nisbeti [yoluna girmek] ile ma'mur etmeli, zahiri tema- 
men ahkam-i islamiyye ile siislemelidir. [Ahkam-i islamiyye, emr- 
ler ve yasaklar demekdir.] 

Buyurdu: Hindistana Peygamberler "aleyhimtissalevatii vettes- 
limat" gonderilmisdir. Onlarm mezarlarmm iizerinde parlak nur- 
lar goriiyorum. istesem hepsinin mezarim gosteririm! Fekat insan- 
lar, boyle sozlere pek inanmazlar. 

Buyurdu: insanlar, riyazet cekmek deyince, achk cekmegi ve 
oruc tutmagi anladilar. Halbuki, dinimizin emr etdigi kadar yimek 
icin dikkat etmek, binlerce sene nafile oruc tutmakdan daha giic ve 
daha faidelidir. 

Bir kimsenin oniine lezzetli, tatli yemekler konsa, istihasi oldu- 
gu halde ve hepsini yimek istedigi halde, dinimizin emr etdigi ka- 
dar yiyip, fazlasmi birakmasi, siddetli bir riyazetdir ve diger riya- 
zetlerden cok iistiindiir. 

Buyurdu: Server-i kainati "sallallahii aleyhi ve sellem" gordtim. 
Benim icin bir icazet yazdi ve buyurdu ki, (Eshabimdan sonra "nd- 
vanullahi teala aleyhim ecma'in", bu giine kadar, hie kimseye boy- 
le bir icazet yazmadim.) Bana miijde verdi ki, yarm kiyamet giinii, 
binlerce insan, senin sefa'atinle Cennete girer. Beni ilm-i kelamda 
miictehid eylediler. 

Buyurdu: islamiyyeti gordiim. Bir kervamn kervanseraya in- 
mesi gibi, bizim yammiza indi, deyip, mescidlerine ve dergahlarma 
isaret eylediler. 

Buyurdu: Bir sabah imam-i a'zamin "rahmetullahi aleyh", 
hocalan ve talebesi ile geldiklerini gordiim. Kendimi onlarm 
nurlan icine dalmis buldum. Bu biiyiiklerin nisbetinde hususi bir 
fena buldum. Bunun gibi, daha sonra, imam-i Safi'inin "rahme- 
tullahi aleyh", hocalan ve talebesi ile geldiklerini gordiim. Bu 
def a, beni onlarm nviru kusatdi. Bunlarm nisbetinde de fani ol- 
dum. 

Buyurdu: Gavs-iil-a'zam "kuddise sirruh", Kadiri mesayihi 

-310- 



"rahmetullahi aleyhim" ile yamma geldiler. Bu biiyuklerin gel- 
mesi bereketi ile, kendimi Kadiri nisbetinin (yolunun) nurlan 
icinde buldum. Kalbimden: (Beni Naksibendi biiyiikleri yetisdir- 
di. Simdi nasil oluyor da, Kadiri yolunun te'siri bende daha fazla 
goriiliiyor?) diye diisiindum. Bu anda, hazret-i hace-i cihan Beha- 
iiddin-i Buhari "kuddise sirruh" talebeleri ile birlikde se'adet ile 
tesrif eylediklerini ve Gavs-iis-sekaleynin karsismda oturduklan- 
m gordiim. Onlara hitaben buyurdu ki: (Ahmed bizdendir. Ke- 
mal ve tekmil mertebesine bizim terbiyemizle kavusdu.) Bu ko- 
nusma esnasmda, Cestiyye ve Kiibreviyye biiyiikleri de geldiler. 
Kendi nisbetlerini kalbime akitdilar. Yeniden icazet verdiler. Es- 
kiden bende olan bu biiyuklerin nisbeti kuvvetlendi ve daha par- 
lak oldu. istersem biitiin bu yollardan talebeyi kemale erdirebili- 
rim. 

Buyurdu: Bir giin amellerimdeki kusuru gorme hali beni kapla- 
di. Biiyiik bir pismanhk ve kinkhk ipinde iken, (Allahii teala i^in 
iilcalani, Allahii teala yiikseltir) hadis-i serif i geregince, soyle bir 
nida geldi: (Seni ve kryamete kadar seninle vasitah ve vasitasrz ola- 
rak tevessiil edenleri magfiret eyledim.) 

Buyurdu: Erkeklerden ve kadmlardan bizim yolumuza girmis 
olanlarm ve kryamete kadar, vasitah ve vasitasrz girecek olanlarm 
hepsini bana gosterdiler. ismlerini, soylanm ve memleketlerini bil- 
dirdiler. istersem, hepsini bir bir sayanm. Hepsini bana bagisladi- 
lar. 

Buyurdu: Bana, (Sen kimin cenazesinde bulunursan, Allahii te- 
ala onu afv etmisdir) diye miijdelediler. Ve yine ilham olundu ki, 
(Hangi oluntin afvini istersen, ondan azabi kaldinrlar). Yine ilham 
buyuruldu ki, (Senin kabrinin topragmdan bir mezara bir avuc top- 
rak atsalar, o kimse magfiret-i ilahiyyeye kavusur). [Ya o mezarda 
yatamn hali nasil olur?] 

Buyurdu: Allahii tealamn bu fakiri miimtaz eyledigi yolun esa- 
si, temeli, sonda kavusulan hallerin baslangica yerlesdirildigi Ah- 
rariyye yoludur. Bu esas iizerine binalar ve koskler kuruldu. Bu te- 
mel, bu kadar saglam olmasaydi, simdiki durum boyle olamazdi. 
Bu kiymetli tohmu, Buhara ve Semerkanddan getirip, ash Medi- 
ne-i mtinevvere ve Mekke-i miikerreme topragmdan olan, Hindis- 
tana ekdiler. Fazilet ve ikram suyu ile senelerce suladilar. ihsan ile 
biiyiitdiiler. Olgunlasip, kemale gelince, simdiki ilm ve ma'rifet 
meyveleri hasil oldu. 

Buyurdu: Bize bildirildi ki, hazret-i Mehdi "aleyhirrahme", bi- 
zim bu nisbetimizde bulunacak, bizim ma'rifet ve hakikatden yaz- 
diklanmizi okuyacak ve kabul edecekdir. 

-311- 



Buyurdu: Allahii teala, fadl ve keremi ile, bir kulda bulunabi- 
len biitiin kemalati, [Niibiivvet makammdan baska hepsini] bize 
ihsan eyledi. 

imam-i Ahmed Rabbanmin "kaddesallahii teala sirrehiil'aziz" 
faziletleri ve hususiyyetleri anlatilmakla bitmez. Allahii teala, hu- 
susi ihsam ile, onu Peygamber efendimize "sallallahii aleyhi ve 
sellem" yedi derecede de mutabe'at (uymak) ile sereflendirdi. 
[Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimize tabi' olmanm 
yedi derecesi (Se'adet-i Ebediyye) kitabinin otuzuncu [30] mad- 
desinde uzun olarak bildirilmekdedir.] Kur'an-i kerimin miitesa- 
bihat ve mukattaatmdaki esrara mahrem eyledi. Sabiklar kemala- 
tma ulasdirdi. [Sabiklar Peygamberlere "aleyhimiisselam" ve Es- 
hablarmm yiikseklerine denir.] Kayyum-i alem kilindi. Ona tufey- 
li olarak, talebesinden ba'zisi kutbluk makamma ulasdi. Cezbe ve 
siiluktin, seyr-i afaki ve enfusinin otesinde, yeni bir yol meydana 
geldi. 

Onun tesarruflannm bereketi ile islam dini, bilhassa Hindistan- 
da, cok kuvvetlendi. Ekber sah zemamnda yikilan, ihmal edilen is- 
lam eserleri yenilendi. Cok kafirler, onun elinde miisliman oldu. 
Binlerce fasik tevbe eyledi. Muhlislerinden ve talebesinden olan 
Han-i Hanan ismi ile meshur Abdiirrahim han, Nevvab Ferid Miir- 
teda han, Muhammed a'zam han ve daha bircok kuvvetli, kudretli 
vali ve kumandanlan te'sirli mektublan ile islamiyyeti kuvvetlen- 
dirmege, yaymaga, ehl-i siinnet vel-cema'at i'tikadim beyan etmege 
tesvik ve muvaffak eyledi. Bu cema'at de, emr-i seriflerine uyarak, 
bu yolda cok gayret sarf edip, dinin kuvvetlenmesine hizmet etdi- 
ler. Oyle oldu ki, bid'at ve kiifr zulmeti iman ve siinnet nuru ha- 
lini aldi. Yiiksek talebelerini, insanlara zahiri ilmleri ve batmi 
ma'rifetleri ogretmek icin her tarafa dagitdi. Mesela mevlana Ha- 
mid-i Bengali, mevlana Muhammed Siddik-i Bedahsi, seyh Mii- 
zemmil, mevlana Tahir-i Bedahsi, mevlana Ahmed-i Rivenbi, Ke- 
rimeddin-i Hasen-i Ebdali, Hasen-i Berki, mevlana Abdiilhayy-i 
Belhi, mevlana Hasim-i Kismi, mevlana Bedreddin-i Serhendi, 
Yusiif-i Berki, haci Hidir-i Efgani, hace Muhammed Sadik-i Kabi- 
li, mevlana Yar Muhammed Kadim-i Talkani ve digerleri gibi "rah- 
metullahi teala aleyhim ecma'in". 

Bunlar, imamm sepkin talebelerindendir. Bunlarm sohbetin- 
den milyonlarca insan feyz alarak. Vilayet makamma kavusmus- 
lardir. Bu yiiksek talebesine cok ulvimiijdeler vermis ve insanlarm 
bu seckin zatlarm sohbetlerine kavusmalanm tesvik eylemisdir. 
Talebesinden ba'zilanm vilayet ve kutbluk mansabi ile miijdele- 
misdir. 

-312- 



Nur Muhammed Piinti "rahmetullahi aleyh": Talebesinin bu- 
yiiklerindendir. Bunun hakkmda, o rical-iil-gaybdendir. Ya Nuka- 
badan, yahud Niicebadandir, buyurdu. 

Bedfuddin-i Seharenpuri "kuddise sirruh": Rii'yada Peygam- 
ber efendimizden "sallallahu aleyhi ve sellem" cok inayet ve iltifat- 
lara kavusdu. Kendisine, (Sen Hindistamn siracism, kandilisin) bu- 
yurdu. Zemanin kutbu olmak se'adetine de kavusdu. 

Mevlana Ahmed-i Berki "kuddise sirruh": Bir hafta icinde bii- 
tiin siiluk konaklanm gecmisdir. Bu da memleketinin kutbu olma 
serefine nail olmusdur. 

Mevlana Muhammed Tahir-i Lahori "kuddise sirruh": Kendi 
memleketinin kutbu olmakla sereflendi. Allahii teala kendisine: 
(Senin tevecciih etdiklerinin hepsini Cehennem atesinden halas et- 
dim ve sana bf at edeni bagisladim) diye ilham eyledi. 

Seyyid Adem-i Bennuri "kuddise sirruh": Daha ilk tevecctih- 
de ve hatta telkin aninda, talebeyi Fena-i kalbi makamma ve Nis- 
bet-i hassaya ulasdinrdi. Allahii teala tarafindan kendisine husu- 
si bir tarz ve yol ihsan edildi. Bu yola (Ahseniyye) diyorlar. iste 
bu kendi yolu ile insanlan Allahii tealaya yaklasdinyordu. Bu 
besareti, imam-i Rabbani "kuddise sirruh", su sozleri ile kendisi- 
ne verdiler: (Size bizden istifade etdiginizden daha cogu gaybi 
olarak verilecekdir. Sizin yolunuza tevessiil eden, magfiret olun- 
musdur. Kiyametde size yesil bir sancak verilir. Size tevessiil 
edenler, sizin yolunuzda gidenler, kiyamet gtiniinde o sancagin 
altmda rahat ve golgede olurlar). Dortyiizbinden ziyade kimse 
ellerinde tevbe etdi. Bin dane kamil talebesi vardi. Medme-i mii- 
nevvereye gidince, Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" sela- 
mim almis ve pekaz kimseye bile nasib olmiyan miisafeha etmek 
serefine kavusmusdu. O sirada bir ses duyuldu: (Ey oglum! Sen 
benim yammda kal!) Hakikaten, Medine-i mtinevverede vefat 
etdi. 

Seyyid Muhammed Nu'man-i Bedahsi "kuddise sirruh": 
Imam-i Rabbani, bir mektubunda buna: (Sizin kemal hilaliniz, 
giinesin karsisinda ondordiincii ay gibi oldu. Gunese verilenlerin 
hepsi, ona aks etdi) yazdi. Kutb olduklanm da kendilerine muj- 
deledi. irsadlan cok fazla oldu. Yiizbinlerce insam Allahii teala- 
ya yaklasdirdi. Zemanin padisahi, talebesinin coklugundan kork- 
du. Onu Dekkenden caginp yamnda muhafaza eyledi. Buyurdu 
ki: Peygamber efendimizi "sallallahu aleyhi ve sellem" rii'yada 
gordiim. Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anh", O Serverin yamn- 
da idi. Buyurdu ki, (Ya Eba Bekr! Oglum Muhammed Nu'mana 
soyle, Ahmedin makbulu, benim makbuliimdiir ve Allahii te- 

-313- 



alamn makbuludiir. Ahmedin merdudiinii ben ve Allahu teala 
sevmeyiz). imam-i Ahmed Rabbanmin makbullerinden oldugum 
icin, bu miijdeyi duyunca, biiyiik bir siirura kapildim. Bu huzur ice- 
risinde iken, tekrar buyurdular: (Oglum Muhammed Nu'mana de 
ki, senin makbuliin, Ahmedin makbuliidiir. Onun makbulii, benim 
ve Allahu tealanm makbuliimiizdur. Senin merdudiin, Ahmedin, 
benim ve Allahu tealanm merdudiidur). 

IMAM-I RABBANIMN YUKSEK OGULLARI 

"Kaddesallahii teala ervahehiim" 

Imam-i Rabbanmin sekiz oglu ve iki kizi vardir: 

Muhammed Sadik "kuddise sirruh": imamm "kuddise sirruh" 
biiyiik ogludur. Hicri bin senesinde diinyaya geldi. imam-i Rabba- 
ninin, Hace Bakibillahm sohbetine kavusdugu zeman, heniiz sekiz 
yasmda idi. Bunu da beraber gotiirmiisdii. Daha o zeman, Hace 
Baki billahm nazarlanna kavusmusdu. Tevecciihlerinin bereketi 
ile, bu kiiciik yasda hallere, kendinden gecmelere, inamlamiyacak 
varidata erisdi. Kesf, zevk, kendinden gecme, niirlarm icine dal- 
mak, o kadar oldu ki, (Muhammed Sadika, pazardan yiyecek aim 
[biraz siibheli oldugu icin]. Boylece, hallerin istilasi biraz azalsin!) 
buyurdu. 

Akli ve nakli ilmlerin cogunu, babasinm huzurunda tahsil eyle- 
di. Onsekiz yasmda zahiri ilmleri bitirip, dikkat ve metanet ile ders 
okutmaga basladi. 

Babasi "kuddise sirruh", kendisine gonderdigi bir mektubda 
soyle yazdilar: (Mektubunuzdan, Vilayet-i hassa-i Muhammediyye 
"sallallahii aleyhi ve sellem" ile miinasebetiniz oldugu anlasildi. 
Bunun icin, Allahu tealaya siikr etdim. Ciinki, bir miiddetden be- 
ri, arzum bu se'adete kavusmamzdi. Birgiin, bu devlete yukselme- 
niz icin, size tevecciih eyledim. Tesadiifen sizi Vilayet-i Musevide 
buldum. Oradan ilerletildiniz. Vilayet-i Muhammediyyeye dahil 
oldunuz. Bunun icin, Allahu tealaya hamd ederim.) 

Mubarek babasi, bu oglu hakkmda buyurdu ki: (Aziz oglum 
Muhammed Sadik "rahmetullahi aleyh", bu fakirin ma'rifetlerinin 
mecmu'asi oldu. Cezbe ve Siiluk makamlanm geride birakdi. Og- 
lum, ince, yiiksek, gizli ma'rifetlerimin mahremlerindendir. Hata- 
dan, yamlmakdan mahfuzdur). 

Yirmidort yasma gelince, bulundugu yere veba hastahgi yayil- 
di. Bircok insanlar, ta'un (veba) hastahgmdan oldii. Mubarek ba- 
basi, bu belamn kaldinlmasi icin, tevecciih eyledi. Anlasildi ki, 
yagh bir lokma istiyor. Bu oglu, kazaya nza gosterip kendini Al- 

-314- 



lahm kullan olan insanlar icin, feda eyledi. 1025 [m. 1615] senesi, 
Rebfulevvelin dokuzuncu giinii vefat eyledi. Veba hastahgi da 
gecdi. Biiyiiklerden biri, rii'yada gordii ki, bir ses, (Muhammed Sa- 
dik ismini bir kagida yazip, suda eritip yahud su ile lslatip icen bir 
hasta, vebadan kurtulur) diyordu. Bu haber memlekete yayildi. 
Ta'una yakalananlar boyle yapdi, sifa buldular. Hatta, mezarmm 
topragi bile, bu hastahga faideli oldu. Imam-i Rabbani, bu oglunun 
vefatina cok tiziildii. Bir mektubunda soyle buyurdu: (Merhum og- 
lumun vefati cok biiyiik bir musibet oldu. O, Allahii tealamn ayet- 
lerinden, isaretlerinden bir ayet, bir isaret idi. Alemlerin Rabbinin 
rahmetlerinden bir rahmet idi. Onun bu yirmidort sene icinde za- 
hir ve batin ilmlerinden elde etdigini, pekaz kimseler bulabilmis- 
dir). Daima hudu' ve husu' iizere olup, kendini asagi ve kusurlu 
goriirdii. Allahii tealaya inleyerek yalvanrdi. (Evliyadan herbiri, 
Allahii tealadan birsey istemisdir. Ben tazarru' ve ilticayi istedim) 
buyurdu. 

Hace Muhammed Sa'id "kuddise sirruh": Hicri binbes sene- 
sinde tevelliid etdi. Binyetmis 1070 [m. 1659] senesi Cemazilahir 
aymm yirmiyedinci giinii vefat eyledi. Hace Muhammed Bakibil- 
lah "kuddise sirruh" zemamnda yasi kiiciik idi. Goriiniisde, huzur- 
larma kavusmadi. Fekat, Hace: (Muhammed Sa'id oyle bir kimse- 
dir ki, benden gaibane bir yolla nisbet almisdir) buyurdu. Zahiri 
ve batini kemalata yiiksek babalanmn huzurunda kavusdu. Onye- 
di yasmda, akli ve nakli ilmleri ikmal eyledi. Yiiksek babasi gibi, 
tarn amil, takva ile siislii, siinnete tam tabi' olup azimet ile amel 
ederdi. Tath sozlii ve aleak goniiilu idi. Diinyaya hie kiymet ver- 
mezdi. Hadis ilminde sened olup, cok yiiksek riitbe sahibi idi. 
Fikhda ise, tam bir mesned idi. Imam-i Rabbani, fikh bilgileri iize- 
rinde bir mes'eleyi arasdirmak isteyince, bu oglundan sorardi. 
Verdigi dogru ve saglam cevablardan cok hoslamrdi. Ona diia 
ederlerdi. Babasimn yiiksek huzurunda, kemal ve tekmil merte- 
belerine ulasdi. icazet ahp, talibleri irsad etmesi emr olundu. Ahi- 
ret islerinde oldugu gibi, diinya islerinde de, tedbirli ve ileri goriis- 
lii idi. Soyle ki, imam-i Rabbani "kuddise sirruh", bircok islerde, 
onunla mesveret ederdi. Batini ilmlerde yiiksek babasimn enisi 
idi. Kendisine bildirilen esrardan, pekaz kimseye bahs edilirdi. 
Viicudii hasta olanlar, ondan sifa arar, kalbi hasta olanlar, onun 
tasarrufu ile cem'iyyet ve huzura kavusurdu. Peygamber efendi- 
mizin "aleyhisselam" varislerinden olan Behaiiddm-i Buharmin 
"kuddise sirruh", (Biz Allahii tealamn fadlma, ihsamna kavus- 
duk) sozii, onun haline uygun idi. 

Imam-i Rabbani "kaddesallahti teala sirrehiil'aziz" buyurdu 

-315- 



ki: (Muhammed Sa'id, ulema-i rasihindendir. Muhammed Sa'id, 
sabikundandir. Muhammed Sa'id, Allahu tealamn halilidir. Ben- 
den alman Hullet makami ona verildi. Muhammed Sa'id, Allahu 
tealamn rahmet hazinesidir. Yarm kryamet giinii, rahmet hazinele- 
rinin taksimi ona verilir. Sefa'at makamindan bilyiik payi vardir. 
Muhammed Sa'id, nefy dairesini Ibrahim "aleyhisselam" gibi gec- 
di. Simdi isbatda benimle miisterekdir. Birgiin, Muhammed 
Sa'idin Cennete girmek icin, Sirat kopriisii uzerinde stir'atle kos- 
dugunu gordiim). 

Biiyiiklugune; (Bugiin, benim nisbetim, Miiceddidin nisbeti gi- 
bidir) sozii yetisir. (Mektubat) isminde bir cild kitabi vardir. Bu 
kitab, mubarek kalbine akitilmis olan ince ve gizli ilmlerle dolu- 
dur. 

Bir kadm yaslanmisdi. Cocugu olmuyordu. Gelip, bana bir co- 
cuk vermesi icin Allahu tealaya diia edin, sizin diiamz makbuldiir, 
dedi. Tevecciih eyledi. Sonra, (Allahu teala, sana bir erkek cocuk 
verecek) buyurdu. Hakikaten oyle oldu. 

Bir kimsenin oglu olmek iizere idi. Aghyarak, inleyerek, huzu- 
runa gelip: (Hazret-i Isa "aleyhisselam" oliileri diriltirdi. Siz de 
Peygamberlerin varisisiniz. Oglumun haline bir tevecciih buyurun) 
diye yalvardi. Hie cevab vermedi. Biraz sonra: (Oglunun cikmis ea- 
rn geri geldi, dirildi ve saglamlasdi) buyurdu. Adam evine gelince, 
oglunu saglam ve nes'eli buldu. 

Hace Muhammed Ma'sum "kuddise sirruh": imam-i 
Ma'sum, Urve-tul-vtiska ve Dinin kuvvetlendiricisi ismleri ile 
meshurdur. imamin iiciincii ogludur. Binyedi [1007] senesinde 
diinyaya geldi ve binyetmisdokuz 1079 [m. 1668] senesi Rebiul- 
evvel ayimn dokuzuncu giinii vefat eyledi. imam-i Rabbanl "rah- 
metullahi teala aleyh" buyurdu ki, Muhammed Ma'sumun dogu- 
mu cok bereketli oldu. Onun dogdugu sene yiiksek hocamm ka- 
pisinin esigini opmek serefine nail oldum ve bu ilm ve ma'rifet- 
ler zuhura geldi. 

Daha iic yasmda iken, tevhid kelimeleri soyledi ve derdi ki, 
ben topragim, ben gokiim, ben suyum, ben buyum, su divar Hak- 
dir, su agac Hakdir. Kur'an-i kerimi iic ayda ezberledi. Onalti ya- 
smda akli ve nakh ilmleri bitirdi. Talebeye ilm ogretmekle mes- 
gul oldu. Ilm tahsil ederken, onbir yasmda zikr ve murakabe yo- 
lunu yiiksek babasmdan aldi. Bundan sonra, nelere ve nelere ka- 
vusdu. Imam-i Rabbani bunun hakkmda; (Bu oglumun bizzat Vi- 
layet-i Muhammediyyeye "aleyhisselam" isti'dadi vardir. Muham- 
med-iil-mesrebdir ve mahbublardandir. Bizim nisbetimizi elde et- 
mekde, oglum Ma'sumun hali, dedesinin yazdigi btitiin kitabla- 

-316- 



n ezberliyen (Serh-i Vikaye) kitabi sahibinin haline benzer) bu- 
yurdu. Seyr ve siiluklerindeki ve makamlan asmalanndaki siir'ati 
ve vasil oldugu makamlar, eger anlatihrsa, korkanm ki, kendini ya- 
km bilenler uzaga kacar. Vasil oldum sananlar, aynlik yolunda ko- 
sarlar. Hallere, ytiksek makamlara, essiz varidata ve kemallere ka- 
vusunca, mubarek babasi kendisine mutlak icazet verdi. Bu oglu 
da, zahir ve batm ilmlerinde, adim adim ytiksek babasmi ta'kib ey- 
ledi. Kesfleri cok dogru ve cok kuvvetli olup, uzak memleketlerde- 
ki talebesinin vilayetin hangi mertebesinde oldugunu ve mesrebi- 
nin nasil oldugunu haber verirdi. 

Birgtin, ytiksek babasinm "kuddise sirruh" huztirunda: (Ben, 
kendimi cihani aydmlatan bir nur goriiyorum) buyurdu. imam-i 
Rabbam "kaddesallahti teala sirrehtil'aziz": (Ey oglum, Sen kendi 
zemamnm kutbu olacaksm. Su soziimii unutma!) buyurdu. Daha 
sonra, yiiksek babalanndan, vefatma yakm alman (Kayyumluk) 
makami bu ogluna verildi. Boylece, (Kayyum-i zeman) ve (Kutb-i 
devran) oldu. imam-i Rabbam, bu ogluna: (Benim bu diinya ile il- 
gim, kayyumluk sebebi ile idi. Simdi bunu, sana verdiler. Butiin 
kainat, tam bir sevk ile, yiiziinii sana cevirdi. Benim ahirete intika- 
lim yaklasdi) buyurdu. Yine buyurdu ki: (Sende asaletden bir pay 
goriiniiyor. Senin yaratilis hamurunun mayasma, Peygamber efen- 
dimizin "aleyhisselam" hamuru yogurulurken artan kismmdan bir 
parca koydular). Bir kerre de: (Bu oglum sabikundandir) buyurdu. 

Velhasil, mubarek viicudu, yiiksek babasi gibi, Allahii tealamn 
ayetlerinden, isaretlerinden biiyiik bir ayet ve isaret idi. Karanlik 
cihan, onlarm bereketi ile aydinlandi. 

Derin esrari ve ma'rifetleri bildiren mektublan tic cild halinde 
toplandi. Ytiksek babasinm mektublarmdan anlasilamiyan yerleri, 
yine farisi olarak, izah etdi. Gizli birsey birakmadi. Mekttibati 1340 
[m. 1922] de yeniden yazilip, 1395 [m. 1985] de Pakistanda nefis 
olarak basdinlmisdir. 

Kerametleri sayilamiyacak kadar cokdur. Vefatlarma bir gtin 
kala, Serhendde ve yakm sehrlerde, her evin kapismda gizli bir ses 
duyuldu: (Yarm Kayyum-i zeman Muhammed Ma'stim vefat ede- 
cek, gormek isteyenler acele etsin!) diyordu. 

1068 [m. 1658] senesinde, Ka'be-i mu'azzamayi ve Ravdat-iil- 
miitahherayi ziyaretleri esnasmda hasil olan varidat ve halleri (El- 
yevakit) isminde bir kitab halinde basilmisdir. Ka'be-i mu'azzama- 
nm hakikatinin, kendisine iltifat eylemesi, Resulullah efendimizle 
"aleyhisselam" olan konusmalan, cesid cesid ikramlara, yeni yeni 
makamlara, o huzurda kavusmalan, ne tath haller, ne gtizel sozler- 
dir. 

-317- 



Talebeleri ve Onlardan istifade edenler, sayilamiyacak kadar 
cokdur. Te'sirli tevecciihiinden hasil olan feyz ve kemaller, yiik- 
sekligini gosteren, en giizel delildir. Dokuzyiizbin kimsenin ona ta- 
lebe olmak se'adetine kavusdugu soylenir. Yedibin talebesine ica- 
zet verdi. Huzurunda bir talib bir haftada Fena-i kalbi makamina 
ve bir ayda vilayetin kemalatma kavusurdu. Ba'zilanni, bir tevec- 
ciihde butiin makamlara kavusdururdu. Ogullarimn altisi da kutb- 
luk mertebesi ile sereflendiler. Qham nur ile doldurdular. Zaten 
yiiksek babalan, kendisine: (Senin ogullarm, benim gibi olurlar) 
buyurmusdu. 

Muhammed Ma'sum "rahmetullahi teala aleyh" hazretlerinin 
alti oglu, bes kizi vardir. 

imam-i Rabbaninin ogullanndan Muhammed Ferruh ve Mu- 
hammed Isa, onbir ve yedi yaslannda iken, biiyiik agabegleri Mu- 
hammed Sadik ile "kuddise sirruhiim" aym giinde veba hastahgin- 
dan vefat eylediler "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in". 

En kiiciik oglu, Muhammed Yahyadir "kuddise sirruh": 1025 
senesinde tevelliid etdi. Daha dokuz yasinda iken Kur'an-i kerimi 
ezberledi. O sene de hazret-i imam "rahmetullahi teala aleyh" ve- 
fat eyledi. Bu ogluna da, cok merhametli ve sefkatli idi. Kur'an-i 
kerimi ezberledikden sonra, arabi ilmler okudu. Akli ve nakli ilm- 
lerin cogunu agabeglerinden tahsil etdi. Yirmi yasinda, akli ve nak- 
li ilmleri bitirdi. Hadis ilminde sened oldu. Fikh ilminde de tarn bir 
mesned idi. Dtinyaya gelmeden once, yiiksek babasina, (Biz seni, 
ismi Yahya olan bir ogul ile mujdeleriz) ayet-i kerimesi ilham edil- 
di. Bunun icin, bu oglunun ismini Yahya koydu. Tarikat-i Ahme- 
diyye makamlanm, agabeglerinden aldi. Zemamn hiikumdan olan 
Muhammed Alemgir Evreng-i Zib, huzuruna gelir, istifade ederdi. 
Iki defa hacca gitdi. 1098 senesinde vefat etdi. 

Oniiciincu asrm miiceddidi, makamat-i Ahmediyyeye kavus- 
mus, asnmn teki, essiz kamil ve miikemmil mevlana Halid-i Bag- 
dad! "kuddise sirruh" buyuruyor ki: (Bu ummetde, siinnet-i se- 
niyyeye yapismakda, ism, sifat ve Zat-i ilahide keskin goriis ve 
hepsi hakikate uygun olan cok yiiksek, cok dogru ve Qok ince 
ma'rifetler sahibi olmakda, Eshab-i kiramdan sonra tmam-i Rab- 
bani "rahmetullahi aleyh" gibi, bir baska kimse goremiyorum. 
Onun hakikatini ancak Peygamberler anlar "aleyhimiisselam". 
Evliya, bundan ne anhyabilir?) Biiyiiklerden biri "rahmetullahi 
aleyh" ru'yada Resulullah efendimizden "aleyhisselam" (Miiced- 
did hakkmda ne buyuruyorsunuz?) diye sordu. Cevabmda: (Be- 
nim dort halifem vardir. Besincisi Ahmeddir) buyurdu. Mazher-i 
Can-i Canan "kuddise sirruh" da, Peygamber efendimizden 

-318- 



"aleyhisselam" ru'yada sordu. Cevabmda: (Onun gibi bir baskasi 
iimmetimde var midir?) buyurdu. 

Abdullah Dehlevi "rahmetullahi aleyh", (Mekatib-i serife)nin 
ytlzdokuzuncu mektubunda buyuruyor ki, (Butiin islam memle- 
ketleri, imam-i Rabbani miiceddid-i elf-i sani Ahmed Farukinin 
feyzleri, nurlari ile doldu. Biitiin miishmanlara, Onun feyzlerinin 
sukriinii yapmak vacibdir. Onun bildirdigi yeni ma'rifetleri, feyzle- 
ri, Evliyadan hicbiri bildirmedi. Mevlana Halid-i Bagdadi ve Mev- 
levi Hirati ve Mevlevi Kameriiddin Pisveri, onceden anlayamamis- 
lar. Bu fakirin yanma gelip, miiceddidi feyzlerine kavusunca, bu 
yolun yiiksek derecelerini, makamlanm anlamislardir. Seyyid Mu- 
hammed Abdiirresul Berzenci, 1103 [m. 1690] de, hac doniisiinde 
denizde boguldu. Bunun (Serhend cahillerini red) kitabi, muhalif- 
lere sened olamaz. Arif isminde birisi, (Mektubat)m ince bilgileri- 
ni, anlamayip, degisdirerek, farisiden arabiye terceme etmis. Bu 
bozuk yazilar, tesavvufdan haberi olmiyan Berzencmin Medine-i 
miinevverede eline gepince, saskina donerek, anlamadan, sorma- 
dan bu reddiyyesini yazmisdir. Zahir ve batm ilmlerinde derin alim 
olan mirza Muhammed Burhanpuri, bu reddiyeyi goriince, Mektu- 
batm yazilanm arabiye dogru terceme ederek, bunlann islamiyye- 
te uygun oldugunu isbat etmis, bunu (Atiyet-iil-ahbab firredd-i 
alel-mu'tend-i alesseyh Ahmed Faruki) kitabinda yazip, Mekke 
alimlerine de tasdik etdirmisdir.) 

iKiYUZONUCUNCU MEKTUB 

Bu mektub, nakib seyyid seyh Fend hazretlerine yazilmisdir. 
Va'z ve nasihat vermekde, Ehl-i siinnet alimlerine uymagi ovmek- 
dedir: 

Allahii teala, sizi, zatmiza yakismiyan herseyden korusun. Yiice 
ceddiniz "aleyhi ve ala alihissalevatii vetteslimat" hurmetine dii- 
ami kabul buyursun! Errahman suresinde, altmisinci ayetinde me- 
alen (iyiligin karsikgi, ancak iyilik olur) buyuruldu. Sizin ihsanlan- 
mza, hangi ihsanla karsihk yapacagimi bilemiyorum. Ancak, mu- 
barek zemanlarda, din ve diinya selametiniz icin diia etmege caba- 
hyorum. Elhamdiilillah, elimde olmiyarak, bu vazife nasib olmak- 
dadir. Mtikafat olabilecek baska bir ihsan da va'z ve nasihatdir. 
Eger kabul buyurulursa, bizim icin ne biiyiik ni'met olur. 

Ey, asil ve serefli efendim! Va'zlarm ozii ve nasihatlarm kiymet- 
lisi, Allah adamlan ile bulusmak, onlarla birlikde bulunmakdir. 
Allah adami olmak ve islamiyyete yapismak da, miislimanlarm ce- 
sidli firkalan arasinda, kurtulus firkasi oldugu mujdelenmis olan, 

-319- 



Ehl-i siinnet vel-cema'atin dogru yoluna sanlmaga baghdir. Bu bii- 
yiiklerin yolunda gitmedikce, kurtulus olamaz. Bunlarm anladikla- 
nna tabi' olmadikca, se'adete kavusulamaz. Akl sahibleri, ilm 
adamlan ve Evliyanm kesfleri, bu soziimuziin dogru oldugunu bil- 
dirmekdedirler. Yanhslik olamaz. Bu biiyuklerin dogru yolundan 
hardal danesi kadar, pekaz aynlmis olan bir kimse ile arkadaslik 
etmegi, olduriicii zehir bilmelidir. Onunla konusmagi, yilan sok- 
masi gibi korkunc gormelidir. Allahdan korkmayan ilm adamlan, 
hangi firkadan olursa olsun din hirsizlandir [zmdikdirlar]. Bunlar- 
la konusmakdan, arkadaslik etmekden [kitablanm okumakdan da] 
sakmmahdir. Dinde hasil olan butiin fitneler, azili din diismanhgi, 
hep boyle zmdiklann birakdiklan kotiilukdtir. Diinyalik ele gecir- 
mek icin, dmin yikilmasina yardim etdiler. Bekara suresinin onal- 
tmci ayet-i kerimesinde mealen, (Hidayeti vererek, dalaleti satin 
aid liar. Bu ahs-verislerinde birsey kazanmadilar. Dogru yolu bula- 
maddar) buyuruldu. Bu ayet-i kerime, bunlan bildirmekdedir. ib- 
lisin rahat, sevincli oturdugunu, kimseyi aldatmakla ugrasmadigim 
goren bir zat, (Nicin insanlan aldatmiyorsun, bos oturuyorsun?) 
dedikde, (Bu zemamn kotii din adamlan, benim isimi cok giizel ya- 
piyorlar, insanlan aldatmak icin bana is birakmiyorlar) demisdi. 
[Kryamet yaklasmca, ingiliz masonlarma satilmis olan sahte din 
adamlan, islam memleketlerinde cogalacak, tath, yaldizh sozlerle 
ve yazilarla miislimanlan aldatacaklardir. Kafirlerin kitablanm, 
gazetelerini ve televizyonlanni eve sokmamah, tuzaklanna diisme- 
melidir.] Oradaki talebeden, mevlana Omer, iyi yaratilishdir. Yal- 
nrz, kendisine arka olmak, dogruyu soylemesi icin kuvvetlendir- 
mek lazimdir. Hafiz imam da, aklim fikrini dinin yayilmasina ver- 
misdir. Zaten her miislimamn boyle olmasi lazimdir. Hadis-i serif- 
de, (Kendisine deli denilmiyen khnsenin imam temam olmaz) bu- 
yuruldu. Biliyorsunuz ki, bu fakir, soyliyerek ve yazarak, iyi kim- 
selerle konusmamn ehemmiyyetini anlatmaga ugrasiyorum. Kotii 
kimselerle arkadashkdan kacmmasim tekrar tekrar bildirmekden 
usanmiyorum. Ciinki, isin temeli bu ikisidir. Soylemek bizden, ka- 
bul etmek sizden. Daha dogrusu, hepsi Allahii tealadandir. Allahii 
tealamn hayrli islerde kullandigi kimselere miijdeler olsun! 

ihsanlanmzin coklugu, bu yazilara sebeb oldu. Basmizi agnt- 
mak ve usandirmak diisuncesini unutdurdu. Vesselam. 

Bu mektub, (Faideli Bilgiler) sonunda da yazihdir. 

Yiizbin ok ve Inline yapamaz asla, 
Goz yasmui seher vakti yapdigim. 
Diismam kaciran, sungiileri, cok dePa, 
Toz haline getirir, bir mii'miniii diifisi. 

-320- 



IKIYUZYIRMIALTINCI MEKTUB 

Bu mektub, kardesi meyan seyh Mevduda yazilmisdir. Diinya- 
nin kisa siirdiigii, buna karsihk olan azabin sonsuz oldugu bildiril- 
mekdedir: 

Kardesimin kiymetli mektubu geldi. Bizleri sevindirdi. Karde- 
sim! Allahii teala, bize ve size basanlar versin! Diinya hayati cok 
kisadir. Sonsuz azablar, buna karsilikdir. Bu zemam, liizumsuz, bos 
seyleri ele gecirmekde kullanan ve boylece sonsuz acilara yakala- 
nan kimseye yaziklar olsun! 

Kardesim, insanlar, diinya kazanclanm birakip, her yerden, 
kanncalar gibi, cekirge siiriileri gibi yammiza usiisiiyor. Siz ise, 
bir evden olmak serefinin kiymetini de diisiinmiyerek, diinyanm 
aleak kazanclanna, seve seve dalmakdasimz. Onlara kavusmak 
icin cabahyorsunuz. (Haya, imandan bir parcadir) hadis-i serif- 
dir. 

Kardesim! Allah adamlannin boyle toplanmasi ve bugiin Ser- 
hendde nasib olan Allah icin toplanmalar, butiin diinya dolasilsa, 
bu ni'metin yiizdebiri bulunmaz. Buradaki kazanclar ele gecmez. 
Siz, bu ni'meti, bos yere elden kacirdimz. Cocuklar gibi, kiymetli 
cevherleri, cam parcalan ile degisdirdiniz. Farisi misra' terceme- 
si: 

Utanmah, binlerle utanmah! 

Kardesim! Bu firsat, bir daha ele gecmez. Firsat bulunsa da, 
boyle toplantilar bulunamaz. O zeman, bu ni'meti, nasil ele gecirir- 
sin? Elden kacinlam nerden bulabilirsin? Zararlan, ne ile yerine 
koyabilirsin? Yamhyorsunuz! Yanhs anhyorsunuz. Tath, yagh lok- 
malara gonial kapdirmayimz! Siislii, renkli elbiselere aldanmayi- 
mz! Bunlara diiskiin olmanin sonu, diinyada da, ahiretde de pis- 
man olmakdir, inlemekdir. Esin, dostlann goniillerini yapmak icin, 
kendini belaya sokmak ve ahiretin sonsuz azablanna atilmak, akh 
olanm yapacagi is degildir. Allahii teala, akl versin ve gafletden 
uyandirsin! 

Kardesim! Diinyanm vefasizhgi dillerde dolasmakdadir. Diin- 
yaya diiskiin olanlarm alcakhklan, cimrilikleri herkesce bilin- 
mekdedir. Kiymetli omriinii, boyle faidesiz, yalanci icin elden ka- 
cirana yaziklar olsun! Haberciye ancak haber vermek diiser. Ves- 
selam. 

Kamis bosum dedi, sekerlendi. 
Ague yiikscldi, baltayiyedi. 

- 321 - Hak Sozun Vesikalan: F-21 



Urvetiilviiska Muhammed Ma'sum Farukinin (Mektubat) kita- 
bi farisi olup, iic cilddir. Birinci cildde 239, ikincide 158, iiciincii 
cildde 255 mektub vardir. Bu 652 mektubdan otuziic adedi, terce- 
me edilerek, asagida yazilmisdir. 

BIRINCi CILD, 21. ci MEKTUB 

Ehl-i siinnet i'tikadmda olup, ahkam-i islamiyyeye uyan bir 
miisliman, Allahii tealamn dostlanm severse, onlardan olur. Alla- 
hti teala, hepimize bunlan sevmek nasib eylesin! Bu muhabbet se- 
bebi ile, bizleri onlann kalblerindeki feyzlere, ntirlara kavusdur- 
sun! Kalblerimizi bu nurlarla doldursun! Seven, daima sevgiliye 
kavusur. Onun gibi olur. Talib iken, matlub olur. Muhabbeti art- 
dikca, insanlik sifatlarmdan siynlir. Nefsin zararh isteklerinden ha- 
las olur. Allahii tealamn rrzasma, muhabbetine kavusur. (Veil) 
olur. Muhabbet, kainatin yaratilmasma sebeb oldu. Kapah olan 
hazmeyi [Mahluklan] meydana cikardi. 

[(islamiyyet), Muhammed aleyhisselamm Peygamber oldugu- 
na inanmak ve Onun dinine uymak demekdir. Allahii tealamn, 
Kur'an-i kerimde bildirdigi emrlere (Farz) denir. Yasak etdigi 
seylere (Haram) denir. ikisine birden ( Ahkam-i islamiyye) denir. 
Ahkam-i islamiyyeye uymak, Kur'an-i kerime uymak demekdir. 
Muhammed aleyhisselamm her soztintin Allahii teala tarafindan 
bildirildigine, hepsinin dogru olduguna inanan kimseye (Miisli- 
inan) denir. Onun sozleri iki kismdir: 1- Ma'nalan, miibarek kal- 
bine, Allahii teala tarafindan bildirilmis, kendi konusdugu keli- 
melerle soylemisdir. Boyle sozlerine (Haclfs-i kutlsi) denir. 2- Ke- 
limeleri de, ma'nalan da, kendisindendir. Boyle sozlerine (Ha- 
dis-i §erif) denir. Allahii teala, Kur'an-i kerimi, sevgili Peygam- 
berine, Cebrail ismindeki melek ile, yirmiiic senede gonderdi. 
Vefatindan sonra, halife Ebu Bekr-i Siddikin emri ile, bir araya 
toplandi. Meydana gelen kitaba (Kur'an-i kerini) ve (Mushaf) 
denildi. Kur'an-i kerimin hepsi, arabidir. Ma'nasim herkes anh- 
yamaz. Kelam-i ilahiden, murad-i ilahiyi, yalniz Muhammed 
aleyhisselam anlamis ve Eshabina bildirmisdir. Muhammed aley- 
hisselamm giizel cemalini bir kerre goren miislimana (Sahabf) 
denir. Hepsine (Eshab-i kirain) denir. Eshab-i kiram, Restilullah- 
dan ogrendiklerinin hepsini, talebelerine bildirdi. Bunlar da, 
acikhyarak, binlerce kitablarmda yazdilar. Bunlara (Ehl-i siinnet 
alimleri) denir. Dort mezheb imamlan ve imam-i Ahmed Rabbani 
ile oglu Muhammed Ma'sum, Ehl-i siinnet alimleridirler. Goriilii- 
yor ki, Kur'an-i kerimin ma'nasim dogru olarak ogrenmek istiye- 
nin, Ehl-i siinnet alimlerinin (Fikh) ve (Iman) kitablanm ve Hin- 

-322- 



distandaki islam alimlerinden, imam-i Ahmed Rabbaninin (1034 
[m. 1624]) ve oglu Muhammed Ma'sumun "rahimehiimullah" iicer 
cild (Mektubat) kitablanm okumasi lazimdir. Iman kitablannda, 
kalb ile inamlacak bilgiler yazilidir. Fikh kitablannda, beden ile ya- 
pilacak isler, ya'ni, ahkam-i islamiyye bilgileri yazilidir. Tiirkce, 
(Ni'met-i islam) kitabinda iman ve islam ve ahkam bilgileri birlik- 
de yazilidir. Bu kitab cok kiymetlidir. (Kalb), gogsiimiizun sol ta- 
rafmdaki et parcasi degildir. Buna, yiirek denir. Yiirek, hayvanlar- 
da da bulunur. Kalb, yiirekde bulunan bir kuvvetdir. Gortilmez. 
Ampulde bulunan elektrik ceryani gibidir. Buna, goniil diyoruz. 
Goniil, insanlarda bulunur. Hayvanlarda bulunmaz. Bedendeki 
biitiin a'za, kalbin emrindedir. His uzvlanmizm duyduklan biitiin 
bilgiler kalbde toplamr. Inanmak, sevmek, korkmak, insamn kal- 
bindedir. I'tikad eden, ya'ni iman eden ve kafir olan, kalbdir. Kal- 
bi temiz olan, ahkam-i islamiyyeye uyar. Kalbi kotii olan, ahkam-i 
islamiyyeden kacar. Giizel, iyi ahlakm ve kotii huylarm yeri kalb- 
dir. Allahii teala, dinleri, Peygamberleri, kalbi temizlemek icin 
gonderdi. Kalbi temiz olan, herkese iyilik eder. Devletine, milleti- 
ne faideli olur. Diinyada, rahat, huzur icinde yasarlar. Ahiretde de, 
ebedi, sonsuz se'adete kavusurlar. Ehl-i sunnet alimlerinin kitabla- 
nm okuyup, ogrenip de, ogretmege calisan ana, baba, evladi icin 
biiyiik ni'metdir. Boyle olan mu'allim, talebesi icin biiyiik ni'met- 
dir. Boyle olan kitablar,mecmu'a ve gazeteler, okuyuculan icin bii- 
yiik ni'metdir. Boyle olan, radyo, televizyon ve internet, biitiin mil- 
let icin biiyiik ni'metdir. Etiketi, mevki'i ne olursa olsun, Ehl-i sun- 
net alimlerinin kitablanm okumamis, okusa da anhyamamis olan 
bir cahil, ahmak kimsenin, islamiyyet hakkmda, bos kafasmdan ci- 
kan sozleri, yazilan, hie kiymetsizdir. Mechule tas atmak gibidir. 
Islamiyyete ve biitiin insanlara zararhdir. Ehl-i sunnet alimlerin- 
den sonra, ba'zi cahiller, sapiklar ve bunlann arasina kansan yehu- 
diler, ingiliz casuslan, yunan felesoflarmm fikrlerini ve kendi ze- 
manlanndaki fen bilgilerini ve kendi sapik ve hain diisiincelerini 
kansdirarak, bozuk din kitablan yazdilar. islam dminde, boylece 
yetmisiki bozuk (Bid'at) firkasi meydana geldi. Bunlann cogu ze- 
manla gayb oldu. Yalmz, (SiT) firkasi kaldi. Simdi, islamiyyeti bil- 
diren kitab olarak, diinyaya, Ehl-i siinnetin dogru kitablan ile, 
si'ilerin ve islamiyyeti icerden yikmak icin, ingilizlerin 1150 hicri ve 
1737 miladi senesinde, Stiudi Arabistanda kurduklan (vehhabi) 
firkasmm, kitablan yayilmakdadir. Mezhebsiz bir din adami olan 
Ahmed ibni Teymiyyenin kitablarmdaki sapik fikrler ile ingiliz ca- 
susu Hempherin yalan ve hilelerinin kansimma (Vehhabilik) de- 
nilmisdir.] 

-323- 



BiRINCi CILD, 22. ci MEKTUB 

Allahii teala, size islamiyyetin dogru yolunda ilerlemek nasib 
eylesin! Kryamet yaklasdi. Kiifr, bid'at ve giinah zulmetleri her ta- 
rafi kapladi. Herkes, bu zulmetlerin firtmalanna yakalaniyor. Boy- 
le bir zemanda, bir siinneti ortaya cikaracak, bid'atlan yok edecek 
bir kahraman anyoruz. Peygamberimizin sunnetlerinin lsiklan ol- 
madan, dogru yol bulunamaz. Resulullaha tabi' olmadan, kurtulus 
olamaz. Tesavvuf yolunda ilerleyerek, Allahii tealamn sevgisine 
kavusmak icin, Allahii tealamn Habibine tabi' olmak lazimdir. 
(Allahii tealayi seviyorsaniz, bana tabi' olunuz! Allahii teala, bana 
tabi' olanlan sever) mealindeki, Al-i Imran suresinin otuzbirinci 
ayet-i kerimesi, bu sozumiiziin sahididir. insamn se'adete kavus- 
masi icin,adetlerinde, ibadetlerinde, kisacasi her isinde din ve diin- 
ya buyiiklerinin reisine benzemesi lazimdir. Bu diinyada, herkesin, 
sevdigine benzeyenleri cok sevdigini gortiyoruz. Sevgilinin sevdik- 
leri sevilir. Dtismanlan sevilmez. Beden ile ve kalb ile erisilebile- 
cek biitiin kemaller, yiiksek dereceler, Resulullahi sevmege bagh- 
dir. Insamn kemali, bu terazi ile olciiliir. Bunun icin, ta'atlarm, iba- 
detlerin en kiymetlisi, Allahii tealamn Evliyasmi, Dostlanni sev- 
mek ve Diismanlarim sevmemekdir. Ciinki, Allahii tealayi sevme- 
nin en biiyiik alameti budur. Dostun sevdiklerini sevmek, diisman- 
larim sevmemek, insanda kendiliginden hasil olur. Seven kimse, 
bu hususda deli gibidir. (Bir kimseye deli denilmedikce, imam ka- 
mil olmaz) buyuruldu. Boyle olmiyan kimsenin muhabbetden na- 
sibi olmaz. Bu isde, (Uzak olmadikca, yakmhk olamaz) soziine uy- 
mak lazimdir. Bir takim cahiller, hazret-i Aliyi sevenin, Eshab-i ki- 
ramin biiyiiklerini sevmemesi lazimdir diyorlar. Bu sozleri dogru 
degildir. Ciinki, birini sevenin, onun diismanlarim sevmemesi la- 
zimdir. Dostlanni degil. Allahii teala, Feth suresinin yirmidoku- 
zuncu ayetinde, Eshab-i kiram icin, mealen, (Birbirlerine cok mer- 
hametlidirler) buyurdu. Birbirlerine (rahim) olduklarim bildirdi. 
Bu ayet-i kerime, Eshab-i kiramm, birbirlerine cok ve devamh 
merhametli olduklarim gosteriyor. Merhamete uymiyan, bugz, 
kin, hased ve adavetin, aralannda hie bulunmadigim haber veri- 
yor. Hadis-i serif de, (Ummetimin en merhametlisi Ebu Bekrdir) 
buyuruldu. Merhameti en cok olamn, bu iimmete kin ve adavet et- 
mesi hie diisiiniilebilir mi? 

Allahii teala, Musa aleyhisselama (Benim icin, bir amel yapdin 
mi?) dedi. Ya Rabbi! Senin icin nemaz kildim. Oruc tutdum. Ze- 
kat verdim. ismini zikr etdim dedi. Allahii teala, (Nemazin sana 
burhandir [Mii'min olduguna alametdir]. Oruc [seni Cehennem 

-324- 



atesinden koruyan] perdedir. Zekat, zddir. Zikr, nurdur. Benim 
icin ne yapdin?) buyurdu. Ya Rabbi! Senin icin olan amel nedir de- 
di. Allahii teala, (Sevdiklerimi sevdin mi? Diismanlaruna diisman 

oldun mu?) buyurdu. Musa aleyhisselam, Allahii tealanm en cok 
sevdigi amelin, (Hubb-i fillah ve Bugd-i fillah) oldugunu anladi. 

Herhangi bir Veil zuhur ve imdad ederse, onu kendi iistadin- 
dan bilmelidir. Tevecciih bir yere olmalidir. 

Da'vet edilen ziyafete gitmek siinnetdir. Fekat, bunun sartlan 
vardir. Mesela, ta'am riya ve sohret icin olmamah. Halal maldan 
olmali. Lehv [calgi] ve lu'b [oyun, kadm] bulunmamah ve da'vet 
umuma samil olmamahdir. Bu sartlara uygun olan da'vete, siinnet 
oldugunu diisiinerek gitmeli, kann doyurmagi ve baska seyleri dii- 
sunmemelidir. Siifyan-i Sevri 1 ' 1 buyuruyor ki, (Bir kimse, Allah n- 
zasi icin, niyyet etmeden yemege da'vet ederse, buna bir gunah ya- 
zilrr. Niyyet etmeden gidene, iki gunah yazilir). Sartlardan biri 
noksan olan ziyafete gitmek siinnet degildir. 

Ciger pare oglunuzun vefat etdigini yaziyorsunuz. ( lima lillah 
ve inna ileyhi raci'un). Hak teala, ni'mel-bedel ihsan eylesin! Ka- 
za-i ilahiye sabr ve nza sevabi versin! Hakikizarar, sevabdan, mah- 
rum kalmakdir. Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Mii'mine gelen ka- 
zaya sa^dir. Hayr gelince, hamd ve siikr eder. Musibet gelirse, 
hamd ve sabr eder. Mii'mine hersey icin, hatta zevcesinin agzina 
bir lokma uzatmasina da, sevab verilir.) 

BiRINCi CILD, 23. cu MEKTUB 

Tevhid, ya'ni Allahii tealanm bir olduguna inanmak, iki diirlii- 
diir. Avam tevhidi ve Havas tevhidi. Avam tevhidi, cahil miisli- 
manlann tevhididir. Avam tevhidi, (La ilahe illallah) demek ve bu- 
nun ma'nasim bilip, inanmakdir. Kafirlerin batil, bozuk ma'budla- 
nni red etmek, bu bozuk tannlarda uluhiyyet sifati bulunduguna 
inanmamakdir. Birseyde uluhiyyet sifati bulunduguna inanmak, 
onu tann yapmak olur. Hicbir insana tann dememelidir. [Uluhiy- 
yet sifati, Allahii tealaya mahsus olan sifatlar demekdir.] Yalmz 
Allahii tealanm ma'bud olduguna inanmahdir. Avam boyle iman 
ederken, ba'zi mahluklan da, cok severler ve nefs-i emmareleri, 
Allahii tealayi inkar etmekde, Ona karsi gelmekdedir. Havas ya'ni 
Arifler de, boyle iman etmekle beraber, aynca iki dereceleri de 
vardir: 



[1] Siifyan-i Sevri 161 [m. 778] de Bagdadda vefat etdi. 

-325- 



Birinci derecede, Allahti tealadan baska hicbir seyi sevmezler. 
Kalbleri, Ondan baska hicbirseyi gormez ve bilmez. Ya'ni, zeki, 
uyanik olan kimse, bu fikre devam edince ve calgi, oyun gibi, nef- 
se hos gelen ve Allahii tealayi devamli diisiinmege, ya'ni Ona te- 
vecciih etmege mani' olan seylerden uzaklasmca ve Allahii teala, 
ona ezelde inayet, ihsan etmis ise, ilmin te'siri yavas yavas kalbini 
kaplar. Kalbi, Allahii tealayi, devamli yad etmege baslar. Zahiri- 
nin, ya'ni aklimn ve his organlanmn, diinya isleri ile mesgul olma- 
si, kalbine te'sir etmez. Zahiri gafil de olsa, hazir da olsa, uyanik da 
olsa, uykuda da olsa, kalbi, hep Onu yad eder. Yalniz iken de, her- 
kesin yamnda iken de, hep huziir-i ilahidedir. Beyt: 

Bedenim, aklim, pazardadir, 
Kalbim, hep Allahim iledir. 

Kalb, hep huzur ile, cem'iyyet ile olunca, ma-siva ya'ni mahluk- 
lann sevgisi, kalbden yavas yavas gider. Herseyi unutmaga baslar. 
Oyle olur ki, istese ve ugrassa da, hicbirseyi hatirhyamaz. Herke- 
sin sevinmesi, herkesin iizulmesi ona te'sir etmez. Bu hale (Fena- 
yi kalb) denir ki, vilayet mertebelerinin evvelidir. Bu mertebede 
batm, ya'ni kalb, devamli huzurda ve ma-sivayi tam unutmus ise 
de, nefs hazir olup, herseyi bilmekde ve Allahii tealaya isyam de- 
vam etmekdedir. 

Ikinci derecede, Havasm nefsi, kendini ve herseyi unutmaga 
baslar. Arzulan ve kalbe emrleri azahr. Oyle olur ki, kendine ben 
[ene] diyemez olur. Bu zeman, Arifin nami ve nisam kalmaz. Hu- 
ztiru, simdi kendine olur. Bu soziimiiz, Arif, Hak olur. Allahii te- 
ala ile birlesir demek degildir. Hallac-i Mensurunl^J (Enel- 
Hak=Ben Rabbimle birlesdim) sozti, bu makama vasil olmadan 
oncedir. Ciinki, bu makamda, nefs ene diyemez. (Stibhani=Ben 
mahluklardan degilim) sozii de boyledir. Bu hale, (Fena-yi nefs) 
denir. Kalbin fenasmda, kalb aynasinda, ma-sivamn suretleri, ha- 
yalleri yok olur. Enfiisdeki [insandaki] ve afakdaki mevcudlarm 
nakslan yok olur. (Tecelli-yi ePal) hasil olur. ikinci fenada, (Tecel- 
li-yi sifat) hasil olarak, nefsin ilm-i hudurisi yok olup, Arif kendini 
unutur. Seyr ve siiluk denilen yolculugun sonu budur. 

Dostun firaki, az stirse de az degildir, 
Gozde bir kilm bulunmasM, cok agir gelir! 



[1] Hiiseyn Mensiir 306 [m. 919] da Bagdadda sehid edildi. 

-326- 



BiRINCi CILD, 49. cu MEKTUB 

Hak siibhanehu ve teala, din ve diinya muradlarmiza kavusdur- 
sun! Diinya lezzetlerinin, fani [gecici] ni'metlerin zararlanndan 
kurtulmak icin ilac, bunlan ahkam-i islamiyyeye uygun kullan- 
makdir. Ya'ni, Allahu tealanm emrlerine ve yasaklarma uymakdir. 
Ahkam-i islamiyyeye uygun kullamlmazsa, bu lezzetler zararli 
olur. Allahu tealanm gadabma, azabma sebeb olurlar. Hakiki, tam 
kurtulmak icin, bu lezzetleri, miimkin oldugu kadar, terk etmeli- 
dir. Terk edemiyenlerin, ilacim kullanmalan lazimdir. Boylece, za- 
rarlanndan kurtulurlar. Bu lezzetleri terk edemeyip, ilacim da yap- 
mayanlara, boylece felaketlere, derdlere siiriiklenip, se'adetden 
mahrum kalanlara yaziklar olsun! [islamiyyet, diinya lezzetlerini, 
zevklerini men' etmiyor. Bunlarm hayvanlar gibi, azgm, zararli 
kullamlmasim men' ediyor.] Nefslerinin arzularma tabi' olup, diin- 
ya lezzetlerini ahkam-i islamiyyeye uygun kullanmiyanlar, boyle- 
ce, faideli ve daimi olan Cennet lezzetlerinden kacanlar cok zeval- 
lidir. Allahii tealanm herseyi gordiigtinii bilmiyorlar mi? Zararlar- 
dan kurtulmak icin, diinya lezzetlerini ahkam-i islamiyyeye uygun 
kullanmak lazim oldugunu isitmemisler mi? Sorgu, siial giinii elbet 
gelecek, herkesin, diinyada yapdiklan, onlerine serilecekdir. [Diin- 
ya zevkleri, lezzetleri pesinde kosanlarm, oldiikden sonra dirilmek 
olduguna, ahkam-i islamiyyeye uyanlann, Cennet zevklerine ka- 
vusacaklanna, ahkam-i islamiyyeye uymiyanlarm, Cehennem ate- 
sinde yanacaklarma inanmadiklan anlasihyor. Halbuki, bunlarm 
ilerici, biiyiik adam dedikleri Avrupahlar, Amerikalilar, Cennete, 
Cehenneme inamyor. Kiliseleri dolup tasiyor. Avrupahlarm ahlak- 
sizliklarma, namussuzluklanna ilericilik diyerek sanlan, onlar gibi 
ahirete inanan vatandaslara gerici, yobaz diyerek saldiranlarm ic- 
yiizleri meydandadir. Akllari olmiyan, nefslerinin, zevklerinin esi- 
ri olan bu zevallilara aldanmamahdir.] Diinyada Rabbinin nzasim 
kazanmis, Onun haram etdigi seylerden sakinmis olanlara, o gun 
mujdeler olsun! Diinyamn yaldizli hayatma aldanmayanlara. Rab- 
bin azabindan korkarak, nefslerine hakim olanlara, evinde ve em- 
rinde olanlara nemaz kilmalanni emr edenlere [ve kadmlanna, 
kizlarma, sokaga cikarken ortiinmelerini ogretenlere] mujdeler ol- 
sun, mujdeler olsun! Allahu tealanm gosterdigi se'adet yolunda 
olanlara ve Muhammed aleyhisselama tabi' olanlara selamlar ol- 
sun! 

Her ne varsa giizel, Onu anmakdan baska, 
Hepsi can a zehrdir, $eker da hi olsa! 



327- 



BIRINCI CILD 50. ci MEKTUB 

Mearif-i ilahf, ya'ni Allahii tealayi ve sifatlanni tanimak, hari- 
kalar gostermekden ve gizli seyleri bulmakdan daha kiymetlidir. 
Ma'rifetler ile harikalar arasindaki fark, hahk ile mahluk arasin- 
daki fark gibidir. Sahih olan ma'rifetler, imanin kamil oldugunu 
gosterir ve daha kemal bulmasma sebeb olur. insanin hicbir ke- 
mali, harikalara bagh degildir. Ancak, kamillerin ba'zismda hari- 
ka hasil olmakdadir. Evliyamn birbirlerinden ustiinltikleri, ma'ri- 
fetleri ile olciiliir ve zat-i ilahinin ve sifat-i ilahmin sirlanni kesf 
etmeleri ile anlasihr. Mahliiklann esranni kesf etmekle ve kera- 
met gostermekle anlasilmaz. Harikalar, mearif-i ilahiden efdal 
olsaydi, Cukiyye ve Berehmen denilen hind papazlan, riyazet ce- 
kerek, [nefslerini ezerek], harikalar gosterdikleri icin, harika gos- 
termekden kacinan ve mearif derecelerinde cok yiiksekde bulu- 
nan Evliyadan iistiin olurlardi. Harika ve keramet, achk, riyazet 
ceken kafirlerde de hasil olur. Allahii tealamn sevmesini goster- 
mez. Kesf ve kerametler sahibi olmak istiyen kimse, mahluklan 
istemekdedir. Allahii tealamn nzasim kazanmak arzusunda de- 
gildir. 

Iblis mcTiin oldugu halde, 
Harika gosterir her yerde, 
Kapidan da girer, damdan da, 
Oturur kaibde ve endamda. 

Hikayeiere hie aldanma! 
Harikalar bahsine datum! 
Keramet, dogru ibadetdir, 
Digerleri, hep Maketdir. 

Insanin kemali, fani oldugunu anlamasidir. islamiyyetden 
maksad, insanin, hie oldugunu anlamasidir. Daimi, sonsuz var 
olmak, (iiluhiyyet) sifatlarmdandir. Allahii tealaya mahsusdur. 
Harika, keramet gostererek, meshur olmak, kibre sebeb olur. 
Islamiyyetin faidelerinden mahrum kahr. Boyle kimse, ma'rife- 
te kavusamaz. Evliyamn biiyiiklerinden Ebu Sa'id Ebiilhayre 
sordular: Falan kimse, su iistiinde yiiriiyor dediler. Bu is kolay- 
dir. Marti kuslan da, su iistiinde yiiriiyor buyurdu. Filan kimse, 
havada ucuyor dediler. Kus ve sinek de ucuyor buyurdu. Filan 
kimse, bir anda, bir sehrden bir sehre gidiyor dediler. Seytan 
da, bir nefesde sarkdan garba gidiyor. Boyle seylerin kiymeti 
yokdur. Merd odur ki, herkes gibi yasar. Ahs-veris yapar. Evle- 

-328- 



nir. Bir an, Allahii tealadan gafil olmaz buyurdu.' 11 

Btiyiik veil Sihabiiddin-i Siihreverdi p! , (Avarif) kitabmda, hari- 
kalan ve kerametleri anlatdikdan sonra diyor ki, (Biitiin bu hava- 
rik ve keramat, kalbin Allahii tealayi hatirlamasi yanmda, hie gibi- 
dir). 

Seyh-ul-islam Hirevi Abdiillah Ensarf 31 buyuruyor ki, (Ma'ri- 
fet ehlinin firaseti, gordiigii kimsenin salih veya fasik oldugunu 
anlamakdir. Achk ve riyazet cekenlerin firaseti, suretleri, cismle- 
rin nerde olduklarim anlamak ve gayb olan seyleri haber vermek- 
dir. Bunlar, mahluklan haber verirler. Ciinki, Allahii tealadan ha- 
berleri yokdur. Ma'rifet ehli ise, Allahii tealadan kalblerine gelen 
bilgileri, halleri, ma'rifetleri anladiklan icin, hep Allahii tealadan 
haber verirler. Insanlann cogu, Allahii tealadan gafil olduklan ve 
kalblerinde diinya diisiinceleri bulundugu icin, maddi seylerden 
haber almagi ve gayb olan seyleri ogrenmegi isterler. Bundan ha- 
ber verenleri, Ehlullah, ya'ni Evliya, Allahii tealamn sevgili kulu 
zan ederler. Hakikat ehlinin, Evliyanm kesflerine kiymet vermez- 
ler. Bunlarm, Allahii tealadan verdikleri haberlere inanmazlar. 
Bunlar, Allah adami olsalardi, mahluklarm hallerini bilir, haber 
verirlerdi. Mahluklarm hallerini bilmiyen, daha yiiksek seyleri na- 
sil bilir, Allahii tealaya nasil arif olur derler. Boyle fasid kiyas ile 
[yanhs diisiinerek], Ehlullahi tekzib eder, Evliyaya inanmazlar. 
Allahii teala, Evliyasim cok sevdigi icin, mahluklar ile vakt gecir- 
melerini, kendinden baskalanni diisiinmelerini istemez. Mahluk- 
larm halleri ile ugrassalardi, Evliyahk mertebelerine yiikselemez- 
lerdi. Mahluklarm halleri ile ugrasanlar, Allahii tealamn ma'rife- 
tinden mahrum kalacaklari gibi, Ehlullah da, mahluklarm halleri- 
ni diisiinmezler. Ehlullah, mahluklarm hallerini diisiinselerdi, on- 
lardan daha iyi anlarlardi. Allahii teala, achk ve riyazet cekerek, 
nefslerinin aynasma cila verenlerin firasetlerini begenmedigi icin, 
bu firaset miislimanlarda da, yehudilerde de, hiristiyanlarda [ve 
sfi ve vehhabilerde] de hasil olmakdadir. Yalmz Ehlullaha mah- 
sus degildir). 

Ba'zi sebebler, faideler olunca, ba'zi Evliyanm harikalar gos- 
termesine izn verilir. Ehli olmayan kimselerin me'arif-i ilahiden 
konusmalan, ma'rifetlerin kiymetlerini azaltmaz. Bu konusma- 
lar, krymetli bir cevherin, bir copcii eline diismesine benzer. Bu 



[1] Ebu Sa'id Ebulhayr 400 [m. 1008] de vefat etdi. 

[2] Sihabiiddin Omer Siihreverdi, safi'i, Siddiki, 632 [m. 1234] de Bag- 

dadda vefat etdi. 
[3] Abdullah Ensari, 481 [m. 1088] de Hiratda vefat etdi. 

-329- 



cevherin kiymeti azalmaz. Bozuk kimselerin, Evliyadan isitdikleri 
ma'rifetleri soylemelerinin hie kiymeti yokdur. Bunlan isiterek de- 
gil, kendi kesflerimiz, hallerimiz ile soyliiyoruz derlerse, seytan on- 
lara bozuk seyler gosterip, bunlan hak olarak tamtir. Bu gayb yo- 
lunda, her zerre kendini Hak olarak tamtmakdadir. 

imam-i Rabbani buyuruyor ki, (Cok def a, insana alem-i er- 
vah goriiniir. Bu alem, cok latif ve maddesiz oldugu icin, Allahii 
teala goriindii sanir. Ruhun, bu aleme olan ihatasim, sereyamm, 
Allahii tealanin ihatasi, sereyam zan eder). Ariflerden biri buyu- 
ruyor ki, (Otuz seneden beri, ruhumu Hak teala zan ederek ta- 
pmdim). imam-i Rabbani, bir mektubunda buyuruyor ki, (Arif- 
lerden biri, gonderdigi mektubda, fena makammda, o dereceye 
vardim ki, yer yiiziine baksam, yer yuzunu goremiyorum. Sema- 
ya baksam, onu da bulamiyorum. Arsi, kiirsiyi, Cenneti, Cehen- 
nemi de bilemiyorum. Kendimi de bulamiyorum. Birinin yanma 
gitsem, onu da bulamiyorum. Allahii tealanin varhgi sonsuzdur. 
Onun sonunu kimse bulamamisdir.... Ben, bu halimi, tesavvuf yo- 
lunun son makami biliyorum. Evliya-i kiram da, bu yolu buraya 
kadar bildirdiler. Siz de, bu hali son mertebe olarak biliyorsamz, 
ne giizel. Yok, eger, bundan yukan baska mertebeler daha var di- 
yorsaniz, bana yazimz da, yammza gelip, Hak tealayi bulayim de- 
di. Imam-i Rabbani, cevabmda buyurdu ki, bu mertebeye varan 
kimse, kalb mertebesinin dortde birine varabilmisdir. Bu hal, 
anasir-i erbaadan hava unsurunda fani olmakdir. Hava herseyi 
ihata etdigi icin, her bakdigi yerde havayi gormekdedir. Bu gor- 
diiklerini, Hak teala zan etmekdedir.) Coklan, bu tevhidi kesf ve 
hal zan etmis. Halbuki, kalblerinde hasil olan kesf ve hal degildir. 
Bir hayaldir. Bu hali cok dusiinenlerin hayallerinde hasil olur. Ni- 
tekim imam-i Rabbani, tevhid-i siihudi ve tevhid-i viicudiyi anlat- 
digi mektubda buyuruyor ki, (Tevhid-i vucudi, cok kimsede, tev- 
hidi cok miirakabe edince [cok diisiinunce] ve (La ilahe illallah) 
kelimesine, (Allahii tealadan baska mevcud yokdur) ma'nasim 
verince hasil olur. Boyle cok zikr edenlerin hayallerinde hasil 
olur. Kalbe gelen kesf ve hal degildir. Bunun kalb makammdan 
haberi yokdur. Hak yolda olan tesavvuf ehli, boyle yamlmca, sey- 
tamn tuzagma diismiis olan bozuk kimselerin neler soyleyecekle- 
rini diisiinmelidir). 

Evliya, feyz gelmesine vasitadir [Menba'dan, kaynakdan gelen 
suyu veren musluk gibidir]. Vasita sahih olmazsa [menba'a bagh 
olmazsa], aramlana nasil kavusulur. O halde, (fena fillah) merte- 
besine kavusmak icin, menba'a bagh olan Velide fani olmak, 
[onun sevgisine kavusup, herseyi unutmak] lazimdir. Sevmek, 

-330- 



ona tabi' olmakdir. Vasitamn kalbinden gelen feyzler, ma'rifetler, 
muhabbet mikdannca alimr. Sohbet nasib olursa, alinan feyz cok 
olur. Feyz, ma'rifet gelince, ma-sivamn [mahluklarm] sevgisi kalb- 
den cikar. Allahii tealanm ismleri tecelli [zuhur] etmege baslar. Bu 
ismlerle beka hasil olur. Kemalat ve esma-i ilahi, nihayetsizdir. 
Kalbdeki tecellileri sonsuzdur. Rabita kuvvetli olup, Arifin sureti 
devamli zahir olursa, feyz almak cok ve kolay olur. Allahii tealayi 
diisiinmekle, boyle feyz almamaz. Ya'ni ma'rifete kavusulamaz. 
Hizmet, huzur ve sohbet nasib olursa, feyz almak daha cok olur. 
Eshab-i kiram, huzur ve sohbet ni'meti sayesinde eshab oldular. 
Veyselkarani, ma'nevi miinasebet [muhabbet bagi] ile, cok feyz al- 
di ise de, Eshab-i kiram derecesine yiikselemedi. Hayalde goriinen 
sekl, suret, Velinin kendisi degildir. Onun kendinde oyle seyler 
vardir ki, suretinde bulunmazlar. 

Cok ibadet yapmak ve faidesiz sozler soylememek ve namah- 
remleri gormemek icin halvet, inziva lazimdir. Fekat, halkm hakla- 
nm zayi' etmemek, eda etmek sartdir. 

Riihlan gormek, kalb ile, basiret ile olur. Gozler acik iken gor- 
mek de boyledir. Ruhlan gormek, kemal alameti degildir. 

BiRINCi CILD, 78. ci MEKTUB 

Dinde yiiksek derecelere kavusmak icin, [Ehl-i siinnet alimleri- 
nin bildirdikleri gibi irnan etmek ve ahkam-i islamiyyeye uymak ve 
sonra] Ehl-i siinnet alimlerine muhabbet bagi ile baglanmak lazim- 
dir. [Imamn dogru olmasi icin, ahkam-i islamiyyeye uymak lazim 
olduguna inanmak lazimdir. Ehl-i siinnet imam boyledir.] Sadik 
olan talib, alime muhabbeti sebebi ile, onun batinmdan [kalbin- 
den] gelen feyzleri [ya'ni Allah sevgisini] ahr. Yavas yavas onun gi- 
bi olur. (Fena-yi kalb), [Allahdan baska birsey hatirlamamak], fe- 
na-yi hakikmin baslangicidir demislerdir. Sevmeden ve fena hasil 
olmadan, yalmz ibadet etmekle, hakikate kavusulmaz. ibadet, Al- 
lahii tealanm nzasma, sevgisine kavusduran sebeblerden biri ise 
de, fena, ya'ni asm muhabbet de sartdir. Alim de, tevecciih eder- 
se, onu severse, yalniz muhabbet, maksada kavusdurur. Riyazetler 
cekmek, ya'ni nefse sikinti veren seyleri yapmak ve erbainler cek- 
mek, ya'ni kirk gun bir yerde kapanmak sart degildir. 

Bu yazdiklanmiz, Eshab-i kiramin yoludur. Bu yolda ifade ve 
istifade [Feyz almak, ya'ni ma'rifet-i ilahiyyeye kavusmak, kalb- 
den kalbe] aks etmekle olur. Edebe riayet ederek, sohbetde bu- 
lunmak kafidir. Iman ve teslim ve itaat sarti ile, Resulullahm soh- 
betinde bulunmak, Eshab-i kiramin kemale gelmesi icin kafi idi. 

-331- 



Bunun icin, Eshab-i kiramin yolu, cabuk kavusdurmakdadir. Feyz 
almakda, gene, ihtiyar, sabi, diri ve olii miisavidirler. Nihayetde ih- 
san edilenler, bu yolda, baslangicda da verilir. Bu yolun riyazeti, 
siinnet-i seniyyeye yapismak, bid'atlerden sakinmak ve miirsid-i 
kamili sevmekdir. Hace Ubeydullah-i Ahrar 895 [m. 1490] de Se- 
merkandda vefat etdi. Buyurdu ki, (Bu yoldaki saliklerin i'tikadla- 
n, Ehl-i siinnet ve cema'at i'tikadidir. Riyazetleri, ahkam-i islamiy- 
yeye uymakdir. ibadet etmiyenlere feyz gelmez. Bunlar terakki 
edemez. Bu yolun nihayeti, mahluklan unutup, devamli huzur-i 
ilahidir. Asm muhabbet ve cezbe olmadan, bu se'adete kavusula- 
maz. Kavusduran en kuvvetli vasita, sohbetdir). Bicare insan, diin- 
ya zevkleri, nefsin arzulan batakhgindadir. Kalbin, ruhun zevkle- 
rinden haberi yokdur. Miinasebet [baglanti] olmadikca, Hak teala- 
dan feyz almak miimkin degildir. Allahii teala, feyzlerini, Resulul- 
lah vasitasi ile gondermekdedir. Resulullahm miibarek kalbinden 
her an fiskiran feyzleri, alabilip, etrafa sacabilen alim lazimdir. in- 
samn kalbini onun kalbine baglayan vasita, ona muhabbetdir, onu 
cok sevmekdir. Muhabbet, edeblere riayet ve ibadetlerde, adetler- 
de ve edeblerde ona tabi' olmakdir. Bunlarm en te'sirlisi, Rabita 
yapmakdir. [Rabita, Ehl-i siinnet aliminin seklini, suretini hatirla- 
makdir.] Rabita kuvvetli olunca her bakdigi yerde, onu goriir. Al- 
lahii tealanm nzasma [sevgisine] kavusmak istiyenin, niyyetinin, 
maksadmin halis olmasi lazimdir. Yalmz Onun nzasim istemesi, 
Ona kavusduran vasitayi bulup, yalmz Ona baglanmasi lazimdir. 
Tealluk etdigi, [baglandigi] kimseler, artdikca, talebde ve ilmde ve 
muhabbetde vahdetden aynldikca, hakiki vahidden mahrum kahr. 
Kesretden [mahluklardan] uzaklasdikca, hakiki vahdete yaklasir. 
[Mahluklardan] uzaklasmaga cahsan, heniiz yoldadir. Kesretden 
kurtulan, ya'ni ma-sivayi [mahluklan] gormekden, bilmekden ve 
sevmekden halas olan, hakikate vasil olur. Kalbin ma-sivayi nisya- 
m oyle olur ki, hatirlamak icin, kendini senelerce zorlasa, miiyes- 
ser olmaz. Buna (Fena-yi kalb) denir. Bu fanilik, kemalat-i vilaye- 
tin birinci derecesidir. 

[Ihsan eden, iyilik eden sevilir. Hadis-i serifde, (ihsan sahibini 
sevmek, insanlann yaratilismda vardir) buyuruldu. Biitiin iyilik- 
leri yaratan, insana, can, mal, sihhat veren, zararlardan, korkular- 
dan koruyan, Allahii tealayi sevmek insanhk icabidir. Sevmenin 
iic alameti vardir: 1- Onu sevenleri sevmek, 2- Ona ita'at etmek, 
3- Onu, dil ile, beden ile ovmek. Bunlardan ikincisine (Siikr), 
uciinciisune (Hamd) etmek denir. Onu sevenleri, O da sever, 
ihsanlanni artdinr. Allahii tealanm sevgisini kazanmaga cahsa- 
na (Salih kul) denir. Bu sevgiyi kazanmis olana (Veil) denir. 

-332- 



Baskalannm da kazanmasi icin cahsan Veliye (Vesfle) ve (Miirsid) 
denir. Allahii teala, Kur'an-i kerimin Maide suresinde, (Vesfle ara- 
yiniz!) buyuruyor. Vesileyi bulmak ni'meti, diinya ve ahiret 
ni'metlerinin en kiymetlisidir. O halde, onu sevmek, hem bu ihsa- 
nin vesflesi oldugu icin, hem de, Allahii tealamn sevgili kulu oldu- 
gu icin, cok lazimdir ve insamn birinci vazifesidir. Hakiki vesileye 
kavusmak, en biiyiik se'adetdir. Onu aramak birinci vazifedir. Ha- 
kiki Miirsid, kiyamete kadar mevcuddur. Halis olan taliblere ken- 
disini tamtir. Diismanlardan, ahmaklardan saklamr. Adi, aleak 
kimseler, kiymetli seylerin sahtelerini, taklidlerini piyasaya siire- 
rek, insanlan aldatir. Boylece, kotii yoldan, menfe'at saglarlar. 
Cok kiymetli olan vesilenin de sahteleri vardir. Bu aleak kimseler, 
yalanlarla, hileli kerametlerle, cahilleri aldatirlar. Miislimanlar icin 
en biiyiik felaket, bunlarm tuzaklarma diismekdir. Kendilerinin, 
dinden, imandan, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablarmdan haberleri 
yokdur. Sozleri ile kiifr yayarlar. Hareketleri ile hep haram isler- 
ler. Cahilleri ve yeni miisliman olanlan avlamakla gecinirler. 
Kur'an-i kerim, bunlara (Miinafik) diyor. Bunlarm, Cehennemin 
dibinde, kafirlerden daha cok azab cekeceklerini haber veriyor. 
Sozleri, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablarma, isleri bu alimlerin fikh 
bilgilerine uygun olmiyan, bu miinafiklarm tuzaklarma diismeme- 
leri icin evladlanmizi uyarmahyiz! 

Bir kimseyi dil ile, beden ile ovmek icin, ismi severek soylenir, 
yazihr. Sadik olan kimselere haber verilir. Resmi varsa, kiymetli 
yerde muhafaza olunur. Kendi goruliince, ayaga kalkihr. ismi ve 
ismini oven si'rler, kasideler divara asihr. islam dininde, her ne 
niyyet ile olursa olsun, insan resmi, heykeli yapmak ve bunlara 
hurmet etmek, haramdir, biiyiik giinahdir. Evvelki dinlerde ha- 
ram degil idi. Bunun icin, Isa ve idrfs aleyhimesselam semaya ci- 
kanldikdan sonra, mii'minler Peygamberlerin ve Evliyamn resm- 
lerini, heykellerini yapip, yiikseklere koydular. Karsilarmda egil- 
diler, secde etdiler. Allahii tealamn afv etmesi icin, resmlerden, 
heykellerden sefa'at istediler. Isa aleyhisselamdan ikiyiiz sene 
sonra Isevi dinine Eflatun felsefesi ve Romahlarm putperestligi 
kansarak, resmlerde, heykellerde, iiluhiyyet sifatlan bulunduguna 
inandilar. Allahii tealaya mahsus olan sifatlara (iiluhiyyet sifat- 
lar)i denir. Ebedi var olmak, her istedigini yapabilmek, oldiirmek, 
diriltmek, sifa vermek, gaybleri bilmek boyledir. Boyle olduklan- 
na inamlan resmlere, heykellere (Sanem=put) denir. Bunlar Al- 
lahii tealaya (serik =ortak) yapilmis olurlar. Bunlara hurmet et- 
mege (ibadet etmek=tapinmak) ve (Sirk) denir. Tapanlara (Miis- 
rik) denir. Simdi, hiristiyanlann cogu miisrikdir. Muhammed 

-333- 



aleyhisselama inanmiyana (Kafir) denir. Musrik, kafirlerin en ko- 
tusiidiir. Musrik olmiyan hiristiyanlara (Ehl-i kitab) denir.] 

BIRiNCi CILD, 80. ci MEKTUB 

Allahii teala, muradlanmza kavusdursun! Belki, muradlarmiz- 
dan halas edip, irade-i ilahiyyesine tabi' eylesin! Abdiyyet maka- 
mi, ademiyyetdir. Abdiyyetde mevcudiyyet yokdur. irade ise, hie 
olamaz. irade, varlikdan, benlikden hasil olur. Allah asiklarmm 
kalbinde, nokta kadar varhk, dag gibidir. Allahii tealamn ihsani ol- 
madikca, bundan kurtulmak imkansizdir. Kalb cezb edilmedikce, 
yalniz bedenle yapilan ibadetler, kalbi bu baglardan kurtaramaz. 
Kalbde ask atesi parlamadikca ve sirketi yakan ask atesi ihsan edil- 
medikce, bu agir yiikden necat ve halas mumkin degildir. insan, 
irade [arzu] sahibi oldukca, (Talib) denir. iradeden, muraddan ha- 
las ve irade-i ilahiyeye tabi' olunca, (Vilayet) makamma layik olur. 
Kemalat-i vilayetin evveli olan bu ni'met ve sair kemalat-i vilayet, 
simdi imam-i Rabbani Ahmed Faruki Serhendmin, nurlarmm 
menba'i olan mezarmdan sacilmakdadir. Bu Ravda-i miinevvere- 
nin etrafma toplanmis olanlar, hatta baska yerlerden gelen sadik 
talibler, baslanni bu kapimn topragma siiriince, feyzlere, ma'rifet- 
lere kavusmakdadirlar. Bugiin Hindistamn Serhend sehri, feyzle- 
rin, nurlarm coklugundan ve esrarm zuhurundan dolayi, Hindista- 
mn diger sehrlerinin ve biitiin memleketlerin gibtasma mazhar ol- 
musdur. Bu mubarek sehri Hindistamn bir parcasi zan etmemeli- 
dir. Burasi, vilayet kapisidir. Hind topragi, vilayet ab-i hayati ile 
hamur olmus, hidayet merkezi olmusdur. Bu atesin kivilcimlan ile 
yamp kiil olanlar, bu topragm letafetini beyandan acizdirler. Feyz- 
lerini, esranm ve ihsanlarmi izhardan kasirdirlar. Ziyarete gelenler 
ve kalblerini rabt edenler, bu feyzleri almakdadirlar. Halis ve mun- 
sif olanlar, bunu anlamakdadirlar. Nur menba'inm esrarmdan hail 
olan cevherler, baska Velilerin bulunduklan memleketlerde pek 
nadir ele gecmekdedir. Bu vilayet menba'mm ask serabmdan bir 
yuduma nail olanlar, afak ve enfiis alakalarmdan halas olmakda- 
dirlar. 

BIRiNCi CILD, 128. ci MEKTUB 

Fena ve bekaya vasil olmadan evvel, hasil olan ahvalin bir kiy- 
meti yokdur. Hak tealaya talib olamn, Onun ma-sivasmdan 
[mahluklardan] uzaklasmasi lazimdir. Ahvale ve mevacide talib 
olan, ma-sivaya talibdir. Fena ve beka lazimdir. Bu ikisini elde et- 
mege cahsmahdir. Vilayet, bu ikisi ile hasil olur. Icadimizin sebe- 
bi olan ma'rifet, bu ikisi ile hasil olur. Sevkin ve askm hasil etdigi 

-334- 



kalbdeki haller lazim degildir. Nasil oldugu anlasilamiyan giizele 
olan muhabbet de, anlasilamaz. Ba'zi haller hasil olabilir. Bagir- 
mak, aglamak da olur. Herkes kendi nefsini cok sevmekdedir. Mai, 
zevce, evlad gibi, herseyi kendi nefsi icin sevmekdedir. Nefsini sev- 
mesinde, hie sevk, bagirmak yokdur. Mahbub-i hakiki, nefsden da- 
ha cok sevilir. Fena, bu muhabbetin neticesidir. Resulullahi sev- 
mek de boyledir "sallallahii teala aleyhi ve sellem". Hadis-i serif- 
de, (Bir kimse, beni kendi nefsinden ve ehlinden ve biiliin insan- 
lardan daha cok sevmedikce, bana iniaii etmis olmaz) buyuruldu. 
Veli, Resulullahm vekilidir. Allahii tealadan feyzlerin, ma'rifetle- 
rin gelmesine, sifat-i ilahiyyenin tecellisine vasitadir. Ona muhab- 
betin de, boyle olmasi lazimdir. 

BiRINCi CILD, 130. cu MEKTUB 

Gortinen ve gortinmiyen biitiin kemalat, bu parlak dininin 
icindedir ve Peygamberlerin sonuncusuna tabi' olmakdadir "aley- 
hi ve aleyhimiissalevat vel-berekat". Cezbe, Onun yolunda olan- 
lara nasib olur. Fena ve Beka, Onun halleridir. (Vilayet-i sugra), 
(Vilayet-i kiibra) ve (Vilayet-i ulya), Onun vilayet deryasmdan hi- 
rer damladirlar. Niibiivvet ve risalet, Onun nurlarmdan hasil ol- 
musdur. Kur'an-i kerimdeki rumuz ve isaretler, Onun esrandir 
"sallallahii aleyhi ve ala Alihi ve ensarihi ve sellem". 

BiRINCi CILD, 195. ci MEKTUB 

Peygamberimize, Ibrahim aleyhisselamm milletine tabi' olma- 
si ve ona verilen salevatm ve berekatin benzerlerini taleb etmesi 
icin emr olunmasmm sebebi, Ibrahim aleyhisselamm makamm- 
dan gecdikden sonra vanlacak, daha yiiksek makama kavusmasi 
icindir. Ibrahim aleyhisselamm makammdan gecmek icin, onun 
milletine tabi' olmak lazimdir. Onun makamma yiikselmek icin, 
onun milletine tabi' olmakdan baska yol yokdur. Bu iki makamin 
birbirinden farki, mihrab ile mescidin birbirlerinden farki gibidir. 
imamin, makami olan mihraba vasil olmasi icin, mescidden gec- 
mesi lazimdir. Mihrab, bir dairenin merkezi gibidir. Mescid, da- 
irenin muhiti gibidir. Makam-i ibrahime vasil ve sonra mahbub 
halvetine dahil olunca, hazret-i Ebu Bekr-i Siddiki da yamna cek- 
di. 

Diinyada, cok $ey gelir, cana frith, 
Dostdan konusmak amma, daha tath. 



335 



BiRINCi CILD, 202. ci MEKTUB 

Bu kisa omrde, en muhim isleri yapmiz! Geceleri ibadet yap- 
magi ve seher vaktlerinde aglamagi, biiyuk ni'met biliniz! Karan- 
lik geceleri, Allahii tealayi hatirlamak ile aydmlatimz! Ticaretde 
sadik ve emm olunuz! Hadis-i serif de, (Allahii teala, sadik olan ta- 
ciri sever) buyuruldu. Fasid ve faizli olan sozlesmeler yapmayimz! 
Alimlerin diisdiikleri tehliikelerden biri budur. Alim olmiyanlarm 
halini siz dusiiniiniiz! Bu zemanda, boyle bozuk sozlesmelerden 
kurtulabilen kimse acaba var midir? islamiyyete uygun sozlesme- 
leri, hakiki din adamlarmdan [ve onlarm kitablarmdan, mesela 
Hakikat kitabevinin nesr etdigi kitablardan] ogreniniz! Buna cok 
dikkat ediniz! Bu tehliikeli isden muhafaza etmesi icin, Allahii te- 
alaya diia ediniz! Dogru yolda olanlara, bizden selam olsun! 

IKINCi CILD, 36. ci MEKTUB 

Peygamberimizden bildirilmis olan ve Onun yapdigi ve Ona 
mahsus olmiyan isleri, sevab kazanmak niyyeti ile yapmak icin, 
kimseden izn almaga ihtiyac yokdur. Resulullahm yapmasi izndir 
ve caiz olduguna seneddir. Hacetlere kavusmak ve miiskillerden 
halas olmak icin, ba'zi islerin ve diialarm ve muskalarm te'sirleri 
iistadin izn vermesine baghdir. 

Resulullahm vefatindan sonra, kendisi ile uyamk iken goriisen- 
ler, konusanlar olmusdur. Miibarek bedeni kabrinden aynlmaz. 
Miibarek kabri bos kalmaz. Bu iimmetin biiyiikleri de, bir anda, 
muhtelif memleketlerde goriinmuslerdir. Muhammed Behaiiddi- 
nin [11 iftar vaktinde yedi yerde hazir oldugu ve her birinde iftar et- 
digi haber verilmisdir. Bu goriinmeler, ruhanidir. Ruh, cesed sek- 
linde goriinmekdedir. Peygamberler kabrlerinde diridirler. Fekat, 
hayatlan, diinya hayati degildir. Diinyadan aynlmislar, ahirete git- 
mislerdir. Kabrlerinde nemaz kilarlar. Diinya hayatmdan ahiret 
hayatma gecmege (Mevt) denilmisdir. Sehidlerin halleri daha ile- 
ridir. Ahiret hayatlan daha kuvvetlidir. Kur'an-i kerimde, Pey- 
gamberler icin (emvat) denildi. Sehidler icin, (Allah yolunda oldii- 
riilenlere emvat demeyiniz! Onlar diridirler. Lakin siz anlamazsi- 
niz) buyuruldu. 

Sadaka [ve Kur'an-i kerim okumamn] sevabim evvela Pey- 
gamberimizin miibarek ruhuna hediyye etmeli, sonra meyyitlerin 
ruhlanna gondermelidir. Boylece, kabul iimmidi ziyade olur. Fe- 



[1] Sah-i Naksibend, 791 [m. 1389] de Buharada vefat etdi. 

-336- 



kat boyle yapmak, sadakamn kabul olmasi icin sart degildir. Seva- 
bmi biitiln mu'minlerin ruhlarma da hediyye etmek iyi olur. Her 
birine sevabm hepsi vasil olur. Niyyet edilen meyyitin sevabi hie 
azalmaz. 

Peygamberimizden baska, hie kimse, uyamk iken mi'raca cika- 
nlmadi. Uyamk ve gozleri acik olarak, yalmz ruhu cikanlanlar ol- 
musdur. Uykuda olanlarm kiymeti yokdur. 

Hazret-i All kerremallahii vecheh, temamen rahmet idi. Hasa 
ve kella, kimseye la'net etmez. [36. ci mektubun bu kismi uzundur. 
Kitabimizm 72. ci sahifesinde terceme edilmisdir.] 

Hatime [son nefes] bilinemez. Vefat etmis olanlarm hatimesi 
icin tam hiikm verilemez. Din buyiikleri icin [vefat ederken gorii- 
len iyi hallerinden] zann-i galib ile hiisn-i zan etmek caizdir. ilham 
ile hiikm olunamaz. Enbiyanm adedi malum degildir. Resullerin 
iicyiizoniic oldugu meshurdur. 

IKINCi CILD, 37. ci MEKTUB 

Bir gunltik yiyecegi olmiyamn, bunu istemesi caiz olduguna fet- 
va verilmisdir. Takva ve azimet ise, hie istememekdir. Oliim ve 
hastahk tehliikesi gibi zaruret halinde, mubah olur. Elbisesi olmi- 
yamn, bu sartlarda, giyecek istemesi mubah olur. Calisip kazanabi- 
len kimsenin dilenmesi caiz degildir. Din bilgilerine calisip da, ka- 
zanmaga vakt bulamiyanm, istemesi caiz olur. Yazi yazarak kaza- 
nabilenin istemesi caiz degildir. (Miskiit) serhinde' 11 diyor ki, (cah- 
samiyan hastanm, bir giinliik yiyecek dilenmesi caizdir. Fazlasi ca- 
iz degildir. Nafile nemaz ve nafile oruc sebebi ile cahsmaga vakt 
bulamiyanm zekat ve sadaka istemesi caiz degildir. Bu kimse icin, 
baskasimn sadaka istemesi caiz olur.) 

Sadaka istemekde ile zarar vardir. Allahii tealamn, ni'meti az 
gonderdigini haber vermekdir ki, haramdir. Kendini zelil etmek- 
dir. Mii'minin Allahdan baskasina boyun bukmesi caiz degildir. 
Istenilen kimseye de eziyyet etmekdir. Zaruret olmadikca, bu da 
haramdir. Bunun icin, takva sahibleri, kimseden birsey istememis- 
lerdir. Bisr-i Hafi 12 ', Sirr-i Sekatiden baska kimseden birsey iste- 
mezdi. (Onun mal verince, sevinecegini biliyorum, onu sevindir- 



[1] Miskat, Mesabihin serhidir. Mesabih hadis kitabim yazan Hiiseyn Be- 
gavi, 516 [m. 1122]de, Miskat sahibi Muhammed Veliyytiddin 749 [m. 
1348] de vefat etdi. Miskatin arabi ve farisi serhleri vardir. 

[2] Bisr-i Hafi 227 [m. 841] de, Sim 251 [m. 865] de Bagdadda vefat et- 
diler. 

- 337 - Hak Sozun Vesikalan: F-22 



mek icin istiyorum) derdi. Bisr buyurdu ki, (Uc nev' fakir vardir: 
istemez, verince de almaz. Bunlar, illiyymde melekler iledirler. is- 
temez, verince alir. Bunlar, Cennetlerde mukarreblerledir. Ihtiya- 
ci olunca ister. Bunlar, sadiklar olup, Eshab-i yemm iledirler.) Ne- 
tice olarak deriz ki, zaruret olmadan dilenmek haramdir ve cirkin- 
dir. Zaruret ve ihtiyac halinde mubah olur. Lakin, derecenin azal- 
masma sebeb olur. Oliim halinde vacib olur. istemeyip oliirse, gii- 
naha girerek oliir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", haz- 
ret-i Omere hediyye gonderdi. Omer "radiyallahii anh", almayip 
geri gonderdi. Karsilasdiklan vakt, (Nicin almadin?) buyurdu. Ya 
Resulallah, (En hayrhniz, kimseden bir§ey almiyandir) buyurmus- 
dunuz. (O soziiin, isteyip de almak icintli. Isteineden gelen scy, 
Allahii tealamn gonderdigi rizkdir) buyurdu. Omer, cevab vere- 
rek, (Allahii tealaya yemin ederim ki, kimseden birsey istemiye- 
cegim ve istemeden gelen herseyi alacagim) dedi. Bir hadis-i serif- 
de, (Ac olan veya bir§eye muhtac olan, kimseden istemeyip, Alla- 
hii tealadan beklerse, Allahii teala, ona bir senelik rizk kapilari 
acar) buyuruldu. 

IKINCi CILD, 38. ci MEKTUB 

Insan ile Allahii teala arasmda en biiyiik perde, insamn nefsi- 
dir. (Nefsini birak da, bana gel! Aradigin giinesi orten bulut, sen- 
sin! Kendini bil!) buyuruldu. Nefsin aradan kalkmasi, vicdani [Kal- 
be aid] ve zevki bir isdir. Soz ve yazi ile bildirilemez. Kitab oku- 
makla anlasilmaz. Ezelde ihsan edilmis olmasi ve Allahii tealamn 
cezb etmesi [cekmesi] lazimdir. Sebebler alemi olan bu diinyada, 
muhabbet sarti ile, bir Velinin sohbeti kafidir. Muhabbet cok oldu- 
gu kadar, Onun kalbinden yayihp, kendine gelen feyzlerden, 
ma'rifetlerden cogunu ahp, kemalata kavusur. (Kisi sevdigi ile be- 
raberdir) hadis-i serifi, bunu haber vermekdedir. 

IKiNCi CILD, 39. cu MEKTUB 

Ehl-ullahm [Evliyamn] viicudlan, hayatda iken de, vefatlann- 
dan sonra da rahmetdir. Diri iken verdikleri feyzleri ve bereketle- 
ri, oldiiklerinden sonra da devam eder. Feyzleri ve bereketleri, yol- 
lanndan aynlmiyanlara akmaga devam eder. Dinde ortaya cikan- 
lan bid'atin, siinnetlerin nurlanm yok etmesine benzer. Hayrh isler 
yapmaga cahsimz! Taat ve ibadet yapmakda yans ediniz! Merhu- 
mun evladina hizmet etmegi se'adet [kazanc] biliniz! Onlan ah- 
kam-i islamiyyeye uygun olarak sevindiriniz! 



338- 



IKINCi CILD, 42. ci MEKTUB 

Allahii teala, zalimlerin serrinden [zararlarmdan] muhafaza ey- 
lesin! Bela Ondan gelir. Beladan kurtaran da, Odur. Her birinin 
belli vakti vardir. Vaktlerini degisdirmek miimkin degildir. Izdirab 
[sikayet], faide vermez. Ona iltica [dua] edilirse, hie gam kalmaz. 
Dua etmemek, gamlarm en biiyiigiidiir. [Dua edenleri sever. Dii- 
aya, ya'ni Onun sevmesine sebeb olan derdleri, belalan, ni'met bil- 
melidir.] 

IKINCi CILD, 45. ci MEKTUB 

Sevgili oglum! Dunyamn goriiniisti tatlidir, lezzetlidir. Halbuki, 
hakikatde zehrdir. Kiymetsizdir. Onun tuzagma diisen, hie kurtu- 
lamaz. Bu zehr ile olen, les olur. Buna goniil vermek delilikdir. 
Yaldizlanmis necaset, seker kaplanmis zehr gibidir. Akh olan, boy- 
le sahte, yalanci giizellige aldanmaz. Bozuk, zararh zevklere goniil 
baglamaz. Bu kisa hayatmda, sahibinin nzasim kazanmaga calisir. 
Ahiretde ise yarayacak seyleri kazanir. Kulluk vazifelerini yapar. 
Allahii tealamn emrlerine sanhr. Haram, yasak etdigi seylerden 
sakimr. Boyle yapmayip, zararh seyler pesinde kosanlara yaziklar 
olsun! 

Hakiki dostu uzmekden korkuyorum, 
Bu korkudan, gece giindiiz yamyorum! 

[Diinya, Allahii tealamn sevmedigi, haram etdigi, zararh seyler 
demekdir. Haramlardan sakman, diinyaya aldanmamis olur. Alla- 
hii teala, diinyada hicbir zevki, hicbir lezzeti yasak etmedi. Bunla- 
n, azgin, taskm, zararh olarak kullanmagi haram etdi. Gosterdigi, 
faideli, edebli seklde kullamlmasim emr etdi.] 

IKiNCi CILD, 59. cu MEKTUB 

Sun [zahiri, gozle goriinen] kemalatm [yiiksekliklerin, men- 
fe'atlerin] ve ma'nevi [goriinmiyen] makamlann hepsi Muham- 
med aleyhisselamdan gelmekdedir. Bedenle yapilacak ve sakini- 
lacak isler, ibadetler, Ondan bizlere alimler yolu ile geldi. Bati- 
mn [kalbin] ilmleri, esran, sofiyye-i kiram vasitasi ile geldi. Ebu 
Hiireyre "radiyallahii teala anh" buyurdu ki, (Resulullahdan 
"sallallahii teala aleyhi ve alihi ve sellem" iki diirlii ilm aldim. 
Bunlardan birini sizlere bildirdim. ikincisini bildirmis olsam, be- 
ni olduriirdiiniiz.) Omer "radiyallahii anh" vefat edince, oglu 
Abdullah, (ilmin onda dokuzu oldii) dedi. Ba'zilannin bu sozde 
stibhe etdiklerini goriince, (ilm dedigim, Allahii tealayi tani- 

-339- 



makdir. Hayz ve nifas bilgisi degildir) dedi. Allahii tealamn nza- 
sma, sevmesine kavusduran yollarm hepsi, Resulullahdan gelmis- 
dir. Verfler, iistadlan vasitasi ile aldilar. Hicbiri, yollanni kendile- 
ri acmadi. (Nefehat)da, molla Carm diyor ki, (Fena ve Beka keli- 
melerini ilk soyleyen, Ebu Sa'idilharrazdir 1 ' 1 .) Feyzler, Resululla- 
hm mubarek kalbinden almmisdir. Ismleri sonradan konmusdur. 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" Bi'setden [kirk yasmdan] 
evvel, mubarek kalbi ile tefekkur ederdi. Allahii tealaya tevecciih 
etmek ve nefy ve isbat [Kelime-i tevhid] yapmak ve miirakabe 
yapmak, zeman-i se'adetde ve Eshab-i kiram zemamnda yokdu 
demek dogru degildir. Meshur olan slikutu zemanlarmda, bunlar- 
la mesgul idi. Bu ismler, o zemanda yok idi ise de, kendileri vardi. 
Mubarek kelamlan ilm, siikutlan fikr idi. Tevecciih ve murakabe, 
bu fikr kelimesine dahildir. Tefekkur, fikrin [diisiincenin] batildan 
hakka gitmesidir. (Bir mikdar tefekkur, bir sene ibadetden hayrh- 
dir) hadis-i serifi meshurdur. O zeman bunlar yokdu diyenlerin 
delil, vesika gostermeleri lazimdir. 

Nefy ve isbat ismini Abdiilhahk Goncduvaniye PI Hizir aleyhis- 
selam ogretdi. Hizir aleyhisselam, elbet, bid'at olan, nur ve ziya 
bulunmiyan, derdlere deva olmiyan seyi ogretmez. (Allahii teala- 
mn nzasma kavusduran yollarm hepsi, Resulullahin nurlarmdan 
almmis, Onun esrarmdan damla olduguna gore, nicin yollar fark- 
h olmus, sahvlar, sekrler, telvmler, temkinler ve islamiyyete uy- 
muyor goriinen [sath] sozler birbirlerine benzemiyor) denilirse, 
cevabmda deriz ki, bu aynhklar, isti'dadlarm farkindan, insanlarm 
yaratihslarmdaki farklardan hasil olmusdur. Aym gidamn, aym 
devamn insanlara te'sirlerinin baska baska olmalan gibidir. Aym 
insamn muhtelif aynalarda, farkli goriinmesi de boyledir. Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem", ma'nalan ve esran, Eshabi- 
mn, isti'dadlarma, kabiliyyetlerine gore, muhtelif seklde bildirirdi. 
Su, konuldugu kabm seklini ahr. Aym su, muhtelif sekllerdeki 
kaplarda, o kabm seklinde goriiniir. Hadis-i serifde, (Herkese, 
akllari alacak kadar soyleyiniz!) buyuruldu. Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" birgiin Ebu Bekre "radiyallahii teala anh" 
esrardan anlatiyordu. Omer "radiyallahii teala anh" yanlarma ge- 
lince, sozii degisdirdi. Osman "radiyallahii teala anh" gelince, da- 
ha da degisdirdi. Ali "radiyallahii teala anh" gelince, baska seyler 
anlatmaga basladi. isti'dadlan, fitratlan baska oldugu icin, boyle 
yapdi. 



[1] Ebu Sa'idi Harraz 277 [m. 890] de Bagdadda vefat etdi. 

[2] Abdiilhahk Goncdiivani 575 [m. 1180] de Buharada vefat etdi. 

-340- 



ikinci siialin cevabma gelince, silsilelerin [yollarm] hepsi, 
imam-i Ca'fer Sadikdan gelmekdedir "radiyallahii teala anh" [1] . Bu 
imam, iki yola baghdir. Birincisi, dedelerinin yolu olup, Aliden 
"radiyallahii teala anh" gelmekdedir. ikincisi, anasindan gelen, de- 
delerinin yolu olup, Siddik-i ekberden "radiyallahii teala anh" gel- 
mekdedir. Bu iki zahiri ve ma'nevi viladetden dolayi, bu biiyiik 
imam, (Ebu Bekr beni iki kerre hasil eyledi) buyurdu. imamdaki 
bu iki yol, birbirinden ayndir. Ba'zi Evliyaya, imamdan, Siddik-i 
ekberin yolu, diger silsilelerin Evliyasma, Ah kerremallahii vecheh 
yolu verildi. 

IKINCi CILD, 61. ci MEKTUB 

Bu dunyaya getirilmemizden maksad, Allahii tealamn ma'ri- 
fetini elde etmekdir. Ma'rifet iki nev'dir. Birincisi, fen yolu ile, 
ya'ni nazar ve istidlal [diisiinmek] ile hasil olur. Bunu, islam alim- 
leri bildirdi. ikincisi, kesf ve siihud ile, [kalbde] hasil olur. Bu, te- 
savvuf erbabmdan [Evliyadan] gelir. Birincisi, ilm olup, akl ve 
fikr ile hasil olur. ikincisi, hal olup kendindedir. Birincisi, Arifi 
yok etmez. ikincisi, yok eder. Ciinki, bu ma'rifet, ma'rufda yok 
olmakdir. 

Kurb, bilinen hareket degildir, 
Kurb-i Hak, varhkdan kurtulmakdir! 

Birincisi, ilm-i husulidir. Etrafli anlamakdir. ikincisi, idraki ba- 
sit olup, etrafi yokdur. Ciinki, burada hazir olan Hakdir. insan, fa- 
ni [yok] olmusdur. Birincide nefs, inkar etmekdedir. Ciinki nefs ve 
kotii sifatlan mevcuddur. Onun inadi ve arzulan yok olmamisdir. 
Taskinhkdan ve azginhkdan kurtulamamisdir. Iman varsa, gorii- 
niisdedir. Ameller, ibadetler sekldedir. Nefs, kiifriinde devam et- 
mekde, Mevlasma [Sahibine] diismanhkdadir. Hadis-i kudside, 
(Nefsini, diismamn bil! Ciinki o, bana diismandir) buyuruldu. Bu 
ma'rifete (Iman-i mecazf) denildi. Bu iman yok olabilir. ikinci 
ma'rifetde, insan yok oldugu icin, nefs imana gelmisdir. Bu ma'ri- 
fet [iman] yok olmaz. Buna (Iman-i hakiki) denir. Ameller de, ha- 
kiki olur. Hadis-i serifde, (Ya Rabbi! Senden, sonu kiifr olmiyan 
iman istiyorum) buyuruldu. Nisa suresinin 136. ci (Ey iman eden- 
ler! Allaha ve Resuliine iman ediniz!) ayetinde, bu imana isaret 



[1] Ca'fer Sadik, oniki imamin altmcisidir. Hazret-i Alinin torununun 
torunu, Miisa Kazimm babasidir. 148 [m. 765] de Medinede vefat et- 
di. 

-341- 



edilmekdedir. Imam-i Ahmed ibni Hanbel m , ilmde ve ictihadda 
en yiiksek derecede oldugu halde, Bisr-i Hafinin kapisina gide- 
rek, bu ma'rifete talib oldu. Sebebi soruldukda, o Hak tealaya 
benden daha cok arifdir dedi. Ebu Hanife Nu'man-i Kufi "rah- 
metullahi aleyh" pl , omriintin son iki senesinde, ictihadi birakarak, 
uzlet eyledi. Vefatindan sonra, rii'yada, (Son iki sene olmasaydi, 
Nu'man helak olurdu) dedi. Uzletinin sebebi, bu ma'rifeti te- 
mamlamak idi. Bu ma'rifetin neticesi olan, imanin kemaline ka- 
vusmak idi. Yoksa, ilmde ve amelde, derecesi cok yiiksek idi. 
Hicbir amel, ictihad derecesine ulasamaz. Hicbir ibadet, ders ver- 
mek makamina varamaz. Amellerin kemali, imanin kemaline 
baglidir. ibadetlerin nuraniyyeti, ihlasm mikdarma baghdir. Ima- 
nin kemali ve ihlasm mikdan da, ma'rifete baghdir. Bu ma'rifet 
ve iman-i hakiki fenaya ve olmeden evvel nefsin olmesine bagh 
oldugu icin, fenasi cok olamn, imam kamil olur. Bunun icin, Sid- 
dik-i ekberin imam, bu ummetin imanlari toplamindan fazla oldu. 
Hadis-i serifde, (Ebu Bekrin imam, ummetimin imam ile clartilsa, 
Ebu Bekrin imam fazla gelir) buyuruldu. Ciinki, fenada, benzeri 
yok idi. Hadis-i serifde, (Yiiriiyen olii gormek isterseniz, Ebu Ku- 
hafenin oglunu goriiniiz!) buyuruldu. Ebu Bekrin fenaya misal 
gosterilmesi, fenadaki kemaline delildir. Ciinki, Eshab-i kiramm 
hepsinde fena hasil olmusdur. Bu ma'rifet kimde hasil olursa, 
miijdeler olsun! Nerde bulunursa, oraya kosmahdir. Ne yazik ki, 
aramlmasi lazim olan terk ediliyor. Tahribi emr olunan, ta'mir 
ediliyor. Kryamet giinii, hangi yiiz ve hangi ozr ile hesab verile- 
cek? 

IKINCi CILD, 62. ci MEKTUB 

insanm serefi, iman ile ve ma'rifet iledir. Mai ile ve mevki' ile 
degildir. Imanin kuvvetlenmesine cahsmiz! Ma'rifet derecelerin- 
de yiikselmege gayret ediniz! Hadis-i serifde, (Ahiret icin calisa- 
m, Allahii teala, her arzusuna kavu§durur. Yalniz cliinya i§leri ar- 
dinda kosanlan helak eder) buyuruldu. Gecim sikmtisi olamn, 
bir isde cahsmasi caizdir. Kazamrsa, iyi olur. Kazanamazsa, bu 
isin iizerine diismemelidir. Ugrasmasinm sonu gelmez. Zaran ar- 
tar. 



[1] Ahmed ibni Hanbel, 241 [m. 855] de Bagdadda vefat etdi. 
[2] Ebu Hanife, 150 [m. 767] de Bagdadda vefat etdi. 

-342- 



IKiNCI CILD, 63. cu MEKTUB 

Hastahkda nemazlanni kaciran, adedlerini bilmeyip, tahmin 
ederek, bes vakt nemazm siinnetlerinden baska, tehecciid, israk 
gibi nafileler yerine, kacirdigi nemazlan kaza ederse, borclan 
bitdikden sonra kildigi kazalar, nafile olurlar. Bunlarla, nafilele- 
rin sevablan hasil olur. Ciinki, belli vaktlerde kilinan nafilelere, 
belli niyyet sart degildir. Kaza nemazlan, o vaktin nafileleri 
olur. 

[Ibni Abidinde, (Diirr-iil-miinteka), (Merakil-felah) serhinde 
ve (Cevhere)de diyor ki, (Bes vakt nemazi terk etmek, ya'ni ozr- 
siiz kilmamak, biiyiik giinahdir. Hastahkla veya baska ozr ile fevt 
etmek [kacirmak] giinah degildir.) Bunun icin, sabah siinnetinden 
baska nemazlarm siinnetleri yerine de, terk edilmis nemazlan ka- 
za etmelidir. Bu kazalarm nafile sevabi da hasil etdikleri, (Cevhe- 
re), (Futuh-ul-gayb) ve Kudus kadisi Muhammed Sadik efendinin 
(Nevadir-i-fikhiyye) kitabmda ve (Esbah) ve (Se'adet-i Ebediyye) 
kitablannda yazilidir.] 

IKiNCi CILD, 67. ci MEKTUB 

Nemaz mii'minin mi'racidir. (Allahii teala, en cok, secdede 
olan kulunu sever), (Cema'at ile nemaz kibp diia edene, Allahii te- 
ala diledigini verir), (Evde kdinan nemaza bir sevab, mahalle mes- 
cidinde yirmibes sevab, biiyiik cami'de besyiiz sevab, Mescid-i Ak- 
sacla besbin sevab, beniin Medinedeki bu mescidimde ellibin se- 
vab, Mescid-i haramda yiizbin sevab vardir), (Bu bes vakt farz ne- 
mazi cema'at ile kilmaga devam eden, sirat kopriisiinii simsek gi- 
bi gececekdir. Allahii teala, onu sabiklarla hasr edecekdir. Allahii 
teala, onu derdlerden, belalardan muhafaza eder. Ona, Allah yo- 
lunda olen bin sehid sevabi verir), (Kur'an ehli, Allah ehlidii ). ha- 
dis-i serifleri meshurdur. Diinyaya diiskiin olan hafiz, Kur'an ehli 
olamaz. Evvelce okuduklan ebrar amelidir. Kelime-i tevhidi tek- 
rar etmek cok faidelidir ve terakkiye sebeb olur. Bu mubarek ke- 
limenin bereketi ile kalb [mahluklarm sevgisinden] temizlenir. 
Kur'an-i kerim okumaga ehl olur. El-vaki'a suresindeki (Onu an- 
cak temiz olanlar tutar) ayet-i kerimesi, kalb temizligine de samil- 
dir. (Allahii tealaya asik olanlar, Allah kelamim dinlesinler!), (Al- 
lahii teala ile konusmak isteyen, Kur'an-i kerim okusun!), (Alla- 
hii teala, hafizlari sever. Onlara diisman olan, Allahii tealaya diis- 
man olur. Onlari seven, Allahii tealayi sevmis olur) hadis-i serif- 
dirler. 

-343- 



IKINCi CILD, 68. ci MEKTUB 

Alimlerin sonra gelenleri, Allahii tealamn diinyada miisahede 
edilecegini bildirdiler. Miisahede, kalb ile gormek demekdir. (Te- 
arriif) kitabimn sahibi [Ebu Ishak Muhammed Giilabadi 111 ] diyor 
ki, (Allahii tealamn, diinyada goz ile de, kalb ile de goriilemiyece- 
gi sozbirligi ile bildirildi). Gortiliiyor ki, alimlerin once gelenleri, 
kalb ile de goriilemez dediler. Imam-i Rabbani de boyle buyurdu. 
Ya'ni, diinyada zillerden bir zil miisahede olunur. Zil ise, zat-i ila- 
hi degildir. Sah-i Naksibendin, (Her soylenen, isitilen ve goriilen 
ve her bilinen, O degildir. Bunlann hepsini, La derken yok etmeli- 
dir) sozii de bunu bildiriyor. Molla Camf, (Nefehat)da diyor ki, 
(Peygamberimize, rii'yada (Tevhid) nedir denildikde, (Kalbine ve 
hav aline gelen hersey, o degildir) buyurdu.) Ba'zi biiyiiklerden, bu 
miisahedeyi nakl edenler, bunlann bu makamdan terakki etmiye- 
rek, bu miisahedenin zail olmadigim nerden biliyorlar? 

IKINCi CILD, 80. ci MEKTUB 

Hiikumet adamlanndan ve baskalarmdan gelen zulmler, elem- 
ler, yalmz zahire [bedene ve dimaga]dir. Batma [kalbe] sirayet et- 
mez. Ahiretde sevab verilmesine, diinyada batinm nurunun artma- 
sina sebeb olurlar. insandan insanhk sifatlan zail olmaz. Batin, Al- 
lahdan gelen seylerden razi iken, zahir tiziiliir. 

Derdlerin, belalarin gitmesi icin, kalb ile istigfar okumak cok fa- 
idelidir. Cok tecribe edilmisdir. Oliimden baska her derdden kurta- 
nr. [Eceli gelenin de, agnsiz, sikintisiz olmesine yardim eder.] Ciin- 
ki, hadis-i serifde, (istigfara devam edeni, cok okuyani, Allahii te- 
ala, derdlerden, sikintdardan kurtanr. Onu, hie ummadigi yerden 
nzklandinr) buyuruldu. [(Merakil-felah)daki hadis-i serifde, (Her 
nemazdan sonra, iic kerre Estagfirullaherazim ellezf la ilahe ilia 
huv el-hayyel-kayyume ve etubii ileyh okuyamn biitiin giinahlan 
afv olur) buyuruldu.] Bu fakir [Muhammed Ma'sum] farz nemaz- 
lardan sonra, yetmis kerre istigfar okuyorum. Hadis-i serife uyarak, 
iic def a (Estagfirullaherazim ellezf la ilahe ilia huv el-hayyelkay- 
yume ve etubii ileyh) okudukdan sonra, gerisinde yalmz (Estagfi- 
rullah) diyorum. Bunun ma'nasi, (Beni afv et Allahim!) demekdir. 
125. ci sahifeye bakiniz! Ali bin Ebi Bekr, pl (Meariciilhidaye)de 
diyor ki, (istigfarlardan meshfir olani, Peygamberimizden haber 
verilen, (Bir kimse, Estagfirullaherazim ellezf la ilahe ilia hii- 



[1] Gulabadi hanefi 384 [m. 994] de vefat etdi. 

[2] Bu ism, arabi (Misbah-iil-enam) da cok yazihdir. 

-344- 



verrahnianiirrahim el-hayy-iil-kayyumiillezi la-yemutii ve etubii 
ileyh Rabbigfir If) istigfar chiasmi yirmibes kerre okursa, odasinda, 
ailesinde, evinde ve sehrinde hie kaza, bela olmaz)dir. Bunu ayn- 
ca her sabah ve aksam da tic kerre okumahdir. (Tergfb-iis-salat) 
123. cti sahifesinde yazih hadis-i serifde (Cum'a giinii sabah neina- 
zindan once, tie kerre istigfar diiasim, ya'ni (EstagfirullahiTaziiii 
ellezi la ilahe ilia huv el-hayyel kayyum ve etubii ileyh) okuyan 
kimsenin ve anasinm ve babasinin giinahlari afv olur) buyuruldu. 
Her gtin yatmca, (Ya Allah, ya Allah, estagfirullah min ktilli ma 
kerihallah) cok okuyup, sonunda bir kelime-i tevhid okumahdir. 

iKiNCi CILD, 83. cii MEKTUB 

(Ehl-i siinnet vel-cema'at) mezhebinin alimleri, (Kaza) ve (Ka- 

der) bilgisini soyle anlatdilar: insanlann hayrdan ve serden yapdik- 
lan btittin isleri, Allahti tealamn ezeldeki takdiri ve iradesi ile hasil 
olmakdadir. (Takdir), halk, icad etmek, yaratmakdir. Allahti teala- 
dan baska, halik, mucid, yaratici yokdur. Allahti teala, (Saffat) sti- 
resinin 96. ci ayetinde mealen, (Sizi ve biitiin yapdiklarinizi, Allah 
yaratiyor) buyurdu. (Mu'tezile) firkasi, cahil ve ahmak olduklan 
icin, kaza ve kaderi inkar etdiler. insan isini, kendi kudreti ve ihti- 
yari [secmesi] ile yapar dediler. insan, kendi isini yaratir zan etdiler. 
[Bunlara (Kaderiyye) firkasi da denir.] Ehl-i siinnet alimleri, (Me- 
ctisiler [atese tapanlar], Kaderiyye kadar aleak degildir. Bunlar bir 
serike inamyor. Kaderiyye ise, sayisiz seriklere inanmakdadir) dedi. 

Hayn ve serri, Hak teala yaratiyor ise de, yapilan islerde, kul- 
lann irade ve ihtiyarlarmm da te'siri vardir. Evvela, insan iradesi- 
ni kullamr. Sonra, buna uygun olarak, Hak teala da irade ederse 
[isterse], bu isi halk eder, yaratir. Kulun irade etmesine (Kesb) de- 
nir. insanm yapdigi isi yaratan, Allahti tealadir, kesb eden, kuldur. 
(Onun izni olmadan, hicbirsey hareket edemez!) sozti halk etmek 
bakimmdandir. 

Katili oldtirmek ve fasiklara azab yapilmasi, kesb etdikleri icin- 
dir. (Cebriyye) firkasi, kulda irade ve ihtiyar [secmek] yokdur dedi. 
Insan, isini yapmaga mecburdur dedi. insanlann is yapmalan, rtiz- 
gardan yapraklarm sallanmasi gibidir dedi. Hatta, isi insan yapdi 
demedi. isleri yapan Allahdir dedi. Bu sozleri (kiifr) olur. Kur'an-i 
kerime inanmamakdir. (Allahti tealamn emrlerini yapana sevab ve- 
rilir. Fekat, haram isleyenlere azab yapilmaz. Kafirler ve asiler 
ma'ztirdur. Bunlara stial ve azab yokdur. Ctinki, isleri yapan Alla- 
hti tealadir. Bunlar, mecburdurlar) diyorlar. Bu sozleri ktifrdtir. 
Allahti teala, Saffat suresinin 24. cti ayetinde, (Onlan hesab inahal- 
linde durdurun! Hesab olunacaklardir) ve Hicr suresinin 93. cti 

-345- 



ayetinde, (Rabbin hakki icin, onlann hepsine islcdiklcrini siial ede- 
riz) buyuruldu. Mel'un olduklan bildirilen (Miirciye) firkasi bun- 
lardir. Bunlara yetmis Peygamber la'net etmisdir. Bu habislerin i'ti- 
kadlan akla da uygun degildir. Elin titremesi baskadir. Istiyerek oy- 
natmasi baskadir. Nusus-i kat'iyye [ayet ve hadisler], bunlan red et- 
mekdedir. Ahkaf suresinin 14. cii ayetinde, (yapdiklarimn cezasi- 
dir) ve Kehf suresinin 29. cu ayetinde mealen, (Isteyen liiian etsin. 
isteyen inkar etsin. Zalimlere Cehennem atesini hazirladik) buyu- 
ruldu. Kulda irade, ihtiyar olmasaydi, Allahii teala, bunlara zalim 
demezdi. Al-i imran suresinin 117. ci ve Nahl suresinin 33. cii ayet- 
lerinde mealen, (Allahii teala onlara zulm etmez. Onlar, kendileri- 
ne zulm etdiler) buyuruldu. Mulhidlerin [kiifr ile imam kansdiran- 
larm] cogu (insanda ihtiyar yokdur) diyerek, islamiyyete uymuyor- 
lar. Haram isliyenler icin va'd edilmis olan siialden ve azabdan kur- 
tulmak istiyorlar. Ma'zur ve mecbur olduklanm soyliiyorlar. 

Insanlara, islamiyyete uyacak kadar ihtiyar ve kudret verildi. 
Titremek ile oynatmak arasmdaki fark meydandadir. Allahii teala- 
mn merhameti pekcokdur. Kullanna, yapamiyacaklan seyleri emr 
etmedi, yapabileceklerini emr etdi. Bekara suresinin son ayetinde, 
(Allahii teala, kullanna yapabilecekleri seyleri emr etdi) dedi. Bu 
kimseler, kendilerine sikmti verenlere diisman oluyor. Ogullanm, 
hizmetcilerini dogerek terbiye ediyorlar. Zevcelerini yabanci er- 
kekle goriince kiziyorlar. Bunlar, ma'zurdur, mecburdur demiyor- 
lar da, ayetlerde ve hadislerde acikca bildirilmis olan Cehennem 
azabmdan, bu behane ile kurtulmak istiyorlar. Her istediklerini, 
her kotiiliikleri yapsmlar, hie siial olunmasinlar diyorlar. Allahii te- 
ala, Tur suresinin yedinci ayetinde, mealen (Rabbinin azabi elbette 
vardir. Ondan kurtulmak yokdur) buyuruldu. Bunlar, evlerinde ya- 
banci bir deliyi gorseler, bu mecnundur, akh ve ihtiyan yokdur di- 
yerek kizmiyorlar. Bir aklhyi goriince, buna kiziyorlar. Bu da, 
ma'zurdur demiyorlar. Diinya islerinde, ihtiyan olan ile olmiyam 
ayinyorlar da, islamiyyete uymakda, ihtiyan inkar ediyorlar. 

Kaderiyye firkasi, kaza ve kaderi inkar etdigi icin, cebriyye fir- 
kasi da, insanda ihtiyar [secmek] yokdur dedigi icin, hakdan [dog- 
ru yoldan] aynldilar. Bid'at ve dalalet sahibi oldular. Taskm ve 
saskin olmiyan orta yol, (Ehl-i siinnet ve cema'at) mezhebidir. 
imam-i a'zam Ebii hanife, imam-i Ca'fer Sadikdan sordu: (Ey Re- 
suliin torununun torunu! Allahii teala, insanlann islerini, kendi ar- 
zularma birakdi mi?) deyince, (Allahii teala, Rab olmakda, kulla- 
nni ortak etmez) buyurdu. (Kullanna cebr eder mi?) dedikde, 
(Kullanm cebr edip de azab etmek, Onun adaletine uygun degildir) 
dedi. (O halde, nasil inanmah?) dedikde, (ikisi arasi. isleri cebr 
ile yapdirmaz. Onlann keyflerine de birakmaz) dedi. Hayr ve ser- 

-346- 



lerin hepsi, Allahii tealanm takdiri ve iradesi iledir. Cebriyye kafir- 
leri, kotii isleri yapmaga mecburuz demekle kalmiyorlar. Kiifrleri- 
ni, isyanlanm kotii bilmiyorlar. Allahii teala, diledigi seylerden ra- 
zidir. Razi olmasaydi, irade etmezdi diyorlar. Miisrik olmak bile, 
Allahm razi oldugu seydir. Razi oldugu seyi yapana azab yapmaz 
diyorlar. Allahii teala, En'am suresinin 148. ci ayetinde ve diger su- 
relerde, mealen (Once gelenler de, boyle iiiaiimamiscli) buyurarak, 
bunlarm yalan soylediklerini bildiriyor. Allahii teala Kur'an-i ke- 
rimde ve diger Peygamberlerin kitablarmda, kiifrden razi olmadi- 
gini, kiifriin kotii oldugunu bildirdi. Kafirlerin meriin olduklanm, 
afvdan, rahmetden uzak olduklanm ve cezalanmn ebedi azab ol- 
dugunu bildirdi. Cebriyyenin sozlerine cehalet dedi. Ciinki irade 
baskadir, nza baskadir. irade edilen seyden razi olmak lazim gel- 
mez. Allahii teala kiifrii ve giinah olan seyleri irade eder, ister, ya- 
ratir. Fekat, bunlardan razi degildir, begenmez. [insanm da, irade 
etdigi seyden razi olmasi icab etmez. Mesela, dogiilmege, oldiiriil- 
mege, habs edilmege gotiiriilen kimse, adimlanm iradesi ile atar. 
Fekat, bu gidisinden razi degildir.] Cebriyyenin sozleri, inandikla- 
nm anlatmak degildir. Alay etmek icin soyliiyorlar. (insanlann is- 
leri, Allahii tealanm iradesi ile oldugu icin ve hayr ile ser, ezelde 
takdir edildigi icin, insanm ihtiyan kalmiyor, bunlari yapmak lazim 
oluyor) sozleri de yanhsdir. Ciinki, ezelde, abdin kendi ihtiyan 
[secmesi] ile yapacagi takdir edildi. [Kader, cebr-i miitehakkim de- 
gildir. Ilm-i miitekaddimdir.] Bu takdir, insanda ihtiyar bulundu- 
gunu gosteriyor. Ezeldeki takdir, ihtiyan yok etseydi, Allahii teala, 
islerinde ve herseyi halk ve icad etmesinde, ihtiyar sahibi olmazdi. 
Ezeldeki takdirine, iradesine uygun olarak yaratmaga mecbur 
olurdu. Halbuki, hie de boyle degildir. 

UCUNCU CILD, 6. ci MEKTUB 

Bu mektub, sultana 1 ' 1 nasihatdir. Mu'az bin Cebel diyor ki, Re- 
sulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" elimden tutdu. Birkac 
adim yiiriidiikden sonra, (Ya Mu'az! Takva iizere ol. Hep dogru 
soyle. Ahdina saclik ol. Emanete hiyanet etme. Yetimlere merha- 
met et. Komsunun hakkini gozet. Kimseye kizma. Hep tatk ko- 
niis. Her iiiiislimana selani ver. imaniiii lazim oldugunu bil. 
Kur'an-i kerfmin yolu olan fikh bilgilerini ogren ve bu bilgilerden 
ayrilma. Her isinde ahireti diisiin. Hesab giiniine hazirlan. Diin- 



[1] Hindistamn altinci sultam, Alemgir Muhammed Evrengzib 1118 [m. 
1707] de vefat etdi. Hindistam elli sene adaletle idare etdi ve islamiy- 
yete hizmet etdi. 

-347- 



yaya goniil baglama. Hep giizel, faideli isler yap! Hicbir miislima- 
ni kotiileme. Yalanci sahitllik yapma. Dogru sozii kabul eyle. 
iniain-i adile [ya'ni hiikumete], isyan etme. Yeryiiziinde fesad ci- 
karma. Her zcinan Allahi zikr et [ya'ni hatirla]. Gizli giinahlara 
gizli tevbe et. Asikar giinahlara asikar tevbe et!) buyurdu. Abdul- 
lah ibni Omer diyor ki, bir kimse, Resulullahdan sordu: Hizmetci- 
mi kac kerre afv edeyim dedi. Cevab vermedi. Tekrar sordu. (Her- 
giin, yetmis kerre afv et!) buyurdu. Ey Emirul-mu'mimn! Size hiir- 
metlerimi ve sevgilerimizi arz ediyorum. Siikr ediyorum. Emniyyet 
ve huzur icinde oldugumuza ve islamiyyete yapdiginiz hizmetlere, 
islamiyyete kuvvet vermenize cok tesekkiir ediyorum. Omriinuzun 
uzun olmasina, kuvvetinizin artmasma, diismanlara galib gelmeni- 
ze, talebelerim ile birlikde, gece giindiiz, can-ii goniilden diia edi- 
yoruz. Kalbden ve uzakdan yapilan diianin kabul olacagma giive- 
nerek, diiamiza devam ediyoruz. Devlet ve saltanat gunesiniz, yilk- 
sek iifklarda, daim parlasm! Amin. 

tJCUNCt) CILD, 34. cu MEKTUB 

Biiyiiklerin yolundan aynlmaymiz! Talebeye ve miisafirlere 
cok iyi hizmet ediniz! islamiyyete siki sanliniz! Resulullahm siin- 
netine yapismiz! Bid'atlerden sakimmz! Bid'at sahibleri ile sohbet 
etmeyiniz. Onlardan kaciniz! Hadis-i serif de, (Bid'at sahibleri, Ce- 
hennemde azab cekenlerin kopekleri olacaklardir) buyuruldu. Bu 
hadis-i serifi unutmayiniz! Buyiiklerimizin yolunda bid'at [degisik- 
lik] yapmayimz! Bid'at yapilmadikca, biiyiiklerin feyzleri, bereket- 
leri devam eder. Allahu tealanm nzasim her an arayimz. Onun 
ma'rifetine kavusmaga cahsimz! Bu ni'metin kokusu gelen yere 
kosunuz! Diinyaya gelmekden murad, bu ni'mete kavusmakdir. 
Yaziklar olsun ki, istenilen terk olunuyor. Baska seyler arkasmda 
kosuluyor. Allahu teala, sizi ve bizi, mahluklarla ugrasmakdan 
kurtarsin. Kendini aramak nasib etsin! Mahluklarm yaldizh, sahte 
giizelliklerine aldanmakdan korusun! Basimiza gelen zulmler, be- 
lalar, kotii amellerimizin neticeleridir. (Amirleriniz, amelleriniz- 
dir) hadis-i serif dir. Kendinizi islah etmege cahsimz! Vera' ve tak- 
vaya sanliniz! Talak suresinin ikinci ayetinde mealen, (Takva sa- 
hiblerini sikintidan kurtaririz) buyuruldu. 

UCUNCt) CILD, 55. ci MEKTUB 

Al-i Imran suresinin 28. ci ayetinde mealen, (Mu'minler 
mu'minlerden baska, kafirleri sevmesinler. Onlari seven, Allahu 
tealayi sevmis olmaz. Dariilharbde, zaruret olunca, onlara dost- 

-348- 



luk gostermek caiz olur) buyuruldu. Tefsir-i kebir sahibi' 11 bu 
ayet-i kenmeyi giizel aciklamisdir. (Bu ayet, kafirleri sevmegi ha- 
ram etdi) demisdir. Al-i Imran suresinin 118. ci ayet-i kerimesi 
mealen, (Ey mii'minler! Mii'min olmiyan kafirlerlc dost, arkadas 
olmayiniz!) ve Miicadele suresinin 2. ci ayet-i kerimesi mealen, 
(Allahii tealaya ve ahiret giiniine inanan, Allahin ve Resuliiniin 
diismanlanm sevmez) ve Maide suresinin 54. cii ayet-i kerimesi 
mealen, (Ey finan edenler! Yehudileri ve hiristiyanlan sevmeyi- 
niz!) ve Miimtehine suresinin birinci ayeti mealen, (Ey finan 
edenler! Benim ve sizin diismanlarimizi sevmeyiniz) ve Tevbe su- 
resinin 72. ci ayeti mealen, (Mii'minlerin erkekleri ve kadinlan 
birbirlerini severler)dir. Bu ayet-i kerimeler de, kafirleri sevmegi 
haram etmekdedir. 

Mii'minin kafiri sevmesi tic diirlii olur. Birincisi, onun kiifrunii 
begenir. Bunun icin sever. Bu muhabbet yasakdir. Ciinki, onun di- 
ninden razi olmusdur. Kiifru begenen kafir olur. Boyle muhabbet, 
imam giderir. ikincisi, herkesle iyi gecinmek icin, kafire dost go- 
riinmekdedir. Bu muhabbet memnu' degildir. Uciincusu, ikisi or- 
tasidir. Onlara meyl eder, yardim eder. Dininin batil oldugunu bi- 
lerek, akrabalik, is arkadashgi sebebi ile dostluk yapar. Bu muhab- 
bet kiifre sebeb olmaz ise de, caiz degildir. Ciinki bu muhabbet, 
zemanla dinini begenmege sebeb olur. Yukandaki ayet-i kerime, 
bu muhabbeti men' etmekdedir. (Bu ayet-i kerime, mii'minleri 
sevmeyip, kafirleri sevmegi men' etmiyor mu? Mii'minleri de se- 
verse caiz olmaz mi?) denirse, diger ayet-i kerimeler, bunu da 
men' etmekdedir. Miiseylemetul-kezzabm adamlan iki sahabiyi 
yakaladi. Birisine, (Muhammedin peygamber olduguna inamyor 
musun?) dedi. Evet dedi. (Benim de peygamber olduguma inam- 
yor musun?) dedi. Buna da evet dedi. Miiseyleme, kendisinin Be- 
ni Hanife kabilesine peygamber olduguna, Muhammed aleyhisse- 
lamin Kureys kabilesine peygamber olduguna inamyordu. Bunu 
serbest birakdi. Digerini getirdiler. Buna da sordu. Birinci siiale 
evet, ikincisine, ben saginm dedi. Bunu oldiirdii. Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" haber ahnca, (ikincisi, imam iizere 
sehid oldu. Birincisi, Allahii tealamn verdigi izne tabi' oldu) buyur- 
du. Nahl suresinin 106. ci ayet-i kerimesi mealen, (ikrah ile [korku- 
tularak] kalbi iinan ile dolu iken kiifr soy ley en afv olur) olup, ikrah 
olunca, kiifre izn vermekdedir. 

(Takiyye), kalbinde olanin aksini soylemekdir. Buna (Miida- 



[1] Tefsir-i kebirin ismi (Mefatihulgayb)dir. Yazan Muhammed Fahrud- 
din Razi, safi'i 606 [m. 1209] da Hiratda vefat etdi. 

-349- 



ra) da denir. I'tikadini, mezhebini saklamak demekdir. Muhtelif 
seklleri vardir: Birincisi, kafirler arasinda olup, malindan, canin- 
dan korkamn, kalbi razi olmadigi halde muhabbet izhar etmesi- 
dir. Bu, caizdir. Ikincisi, kalbinde olam acikca soylemesidir. Bu, 
efdaldir. Miiseylemenin sehid etdigi Sahabi boyledir. Uciinctisti, 
oldiirmek, zina, malini gasb, yalanci sahidlik, namuslu kadmi 
kazf etmek [fahise demek], miisliman kadmlan kafirlere haber 
vermek gibi zararli seyleri yapmak caiz degildir. Dordiinciisti, ta- 
kiyye, kafirlerin galib oldugu yerde caizdir. Safi'i mezhebinde, 
zalim muslimanlar arasinda da caiz olur. Besincisi, malini muha- 
faza icin de, takiyye caiz olur. (Mii'minin mail, cam gibi kiymet- 
lidir) hadis-i serifi buna sahiddir. (Malini muhafaza ederken 61- 
diiriilen, sehid olur) hadis-i serifi de boyledir. Ciinki, insanin ma- 
la ihtiyaci pekcokdur. Mesela, su gaben-i fahis ile, pahali satildi- 
gi zeman, abdest almak, farz olmaz. Teyemmum etmek caiz olur. 
Altincisi, imam-i Miicahid 1 ' 1 diyor ki, islamiyyetin baslangicinda 
boyle idi. Ciinki, o zeman, muslimanlar garib idi, za'if idi. islam 
devleti tesekkiil edince, bu hiikm degisdi. Takiyye, kiyamete ka- 
dar caizdir diyenler de vardir. Bunlann kavlleri, evladir. Ciinki, 
mii'minin kendinden zaran, miimkin oldugu kadar def etmesi 
lazimdrr. 

Cahil tesavvufcular ve i'tikadlan kiifre varan (Miilhid)ler, ka- 
firlerle dost olmakdan cekinmiyorlar. (Tesavvuf, herkesle iyi ge- 
cinmekdir) diyorlar. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Evli- 
yamn reisi iken (Fakirlikle ogiiniiriim) demisken, Allahii teala, 
Tevbe suresinin 74. cii ayetinde mealen, (Ey Peygamberim! Kafir- 
lerle, miinafiklarla cihad et! Onlara diismanlik yap!) buyurdu. Re- 
sulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" yolu, kafirlere diismanlik, 
onlarla cihad idi. Bunlar nasil tesavvuf ehlidir? Resulullahm yolun- 
dan aynlmislar, baska yol tutmuslar. Tutduklan yol, dalalet yolu- 
dur. Dogru yoldan cikmakdir. Kur'an-i kerim ve hadis-i serifler, 
Allahii tealanm kafirlere diisman oldugunu, acikca bildiriyor. 
Onun diismanlanm seven, Onu sevmis olur mu? Kafirler ve fasik- 
lar, Allahii tealanm diismam olmasalardi, (Bugz-i fillah) vacib ol- 
mazdi. insam Allahii tealanm nzasina kavusduracaklarm en iistiinii 
olmaz ve imamn kemaline sebeb olmazdi. Hadis-i serifde, (Bir kim- 
se, Allahii tealanm diisiiianhirini diisman bilmezse, hakiki imaii et- 
mis olmaz. Mii'minleri Allah icin sever ve kafirleri diisman bilirse, 
Allahii tealanm sevgisine kavusur) buyuruldu. Bir hadis-i serifde, 



[1] Miicahid, 104 [m. 723] de Mekkede vefat etdi. 

-350- 



(Bir kimse, Allahin dostlarim sever, diismanlarim diisman bilirse 
ve Allah icin verir ve Allah icin vermezse, imam kamil olur) ve 
(isyan edenlere diismanlik ederek, Allah a yaklasrmz!) buyurul- 
du. Bir hadis-i serifde, (Allahii teala, bir Peygambere vahy etdi 
ki, falan abide soyle: Diinyada ziihcl ederek, nefsini rahata kavus- 
durdun ve kendini kiymetlendirdin. Benini icin ne yapdin?) Abicl 
sordu: Ya Rabbi! Senin icin ne yapihr? Allahii teala buyurdu: 
(Diismamma, beniin icin diismanlik etdin mi ve sevdigimi benim 
icin sevdin mi?) buyuruldu. Sevenin, sevgilinin sevdiklerini sev- 
mesi ve sevmediklerini sevmemesi lazimdir. Bu sevgi ve diisman- 
lik, insamn elinde degildir. Sevginin icabidir. Burada, diger isler- 
de lazim olan iradeye ve kesbe ihtiyac yokdur. Kendiliginden ha- 
sil olur. Dostun dostlan, insana sevimli goriinur. Diismanlan, cok 
cirkin goriiniir. Bir kimse, birisini seviyorum derse, onun diis- 
manlarmdan uzaklasmadikca, soziine inamlmaz. Ona munafik 
denir. Seyh-ul-islam Abdiillah-i Ensari diyor ki, ben Ebiil-Hasen 
Sem'unu sevmiyorum. Ciinki, iistadim Hidriyi iizmiisdii. Bir kim- 
se, hocam uzer, sen de ondan iiziilmezsen, kopekden asagi olur- 
sun. Allahii teala, Miimtehine suresinin dordiincii ayetinde me- 
alen, (Ibrahim aleyhisselamin ve Onunla beraber olan mu'minle- 
rin sozlerinden ibret ahmz! Onlar, kafirlere dediler ki, biz sizden 
ve putlanmzdan uzagiz. Dininizi begenmiyoruz. Allahii tealaya 
inamncaya kadar, aramizda diismanlik vardir) buyurdu. Bundan 
sonraki ayet-i kerfmede mealen, (Bu sozlerinde sizin icin ve Al- 
lahii tealamn nzasim ve ahiret giiniiniin ni'metlerini istiyenler 
icin, ibret vardir) buyurdu. Buradan anlasihyor ki, Allahii teala- 
mn nzasim kazanmak istiyenlere, bu teberri [uzaklasmak] lazim- 
dir. Allahii teala mealen buyuruyor ki, (Kafirleri sevmek, Allahii 
tealayi sevmemekdir. iki zid sey, birlikde sevilemez). iki diisman, 
birlikde sevilemez. Bir kimse, seviyorum dese, fekat onun diis- 
manlarmdan teberri etmese, bu soziine inamlmaz. Al-i imran su- 
resinin 28. ci ayetinde mealen, (Kafirleri sevenleri, Allahii teala, 
azabi ile korkutuyor) buyurdu. Bu biiyiik tehdid, cirkinligin cok 
biiyiik oldugunu gosteriyor. Halife Omere "radiyallahii teala 
anh", burada Hire halkmdan bir nasrani [hiristiyan] var. Hafizasi 
cok kuvvetli, yazisi da cok guzel, bunu kendine katib yaparsan 
cok iyi olur, dediler. Kabul etmedi. (Mii'min olmiyan birini dost 
edemem) dedi ve bu ayet-i kerimeyi okudu. Ebu Musel es'ari, ha- 
life Omere, (Yammda nasrani bir katibim var. Cok ise yanyor) 
deyince, (Allah seni kahr etmesin! Nicin, bir miisliman katib kul- 
lanmiyorsun? Maide siiresindeki, Ey mii'minler! Yehudi ve hnis- 
tiyanlan sevmeyiniz! ayetini isitmedin mi?) dedi. (Dini onun, ka- 

-351- 



tibligi benim) dedim. (Allahti tealanm hakfr etdigine ikram etme! 
Onun zelil etdigini aziz eyleme! Allahm uzaklasdirdigma yaklas- 
ma!) dedi. (Basrayi onun yardimi ile idare edebiliyorum) dedim. 
(Hiristiyan oliirse ne yapacaksan, simdi onu yap! Hemen onu de- 
gisdir!) dedi. Miirsidimiz, sebeb-i se'adetimiz imam-i Rabbani "ra- 
diyallahii teala anh" 266. ci mektubda buyuruyor ki, (Halilullah 
olan Ibrahim aleyhisselamm o biiyiik makami bulmasi, Peygam- 
berlerin agaci olmasi, Allahii tealanm diismanlanndan teberri et- 
digi icindi. Miimtehine suresinin dordiincii ayetinde mealen, (Ibra- 
him aleyhisselamda, sizin icin ibret vardir) buyuruldu. Bu fakire 
gore, insam Allahii tealanm rrzasina kavusduracak seylerden hic- 
biri, bu teberri gibi degildir. Allahii tealanm, kiifre ve kafirlere 
diismanhgi, zatmdandir. Lat ve Uzza gibi putlara ve bunlara tapan- 
lara kendisi diismandir. Cehennemde sonsuz yanmak, bu cirkin 
isin cezasidir. Nefsin istedigi seyler ve diger biitiin giinahlar, boyle 
degildir. Ciinki, Allahii tealanm bunlara adaveti ve gadabi, ken- 
dinden degildir. Gadabi, sifatlarmdan, azabi ef alindendir. Bunun 
icin, giinahlarm cezasi, sonsuz yanmak olmadi. Hem de, dilerse, bu 
giinahlan afv edecekdir.) 

UCUNCU CILD, 153. cu MEKTUB 

Ezelde takdir edilmis olan sey, elbet vaki' olacakdir. Ra'd sure- 
sinin kirkinci ayetinde mealen, (Her vakt icin, bir liiikm vardir) bu- 
yuruldu. Hak tealayi aramaga devam ediniz! Kokusunu duydugu- 
nuz yere kosunuz. Firsat giinleri ganimetdir. Diinyaya iki kerre gel- 
mek yokdur. Yolumuzun esasi sohbetdir. Yamndaki ile uzakdaki 
miisavi olur mu? Veyselkarani, Resulullahi goremedigi icin, hicbir 
Sahabinin derecesine ulasamadi. Biitiin tariklerde, yakmda olan ile 
uzakda olan miisavi degil ise de, bizim yolumuzun esasi sohbetdir, 
beraber olmakdir. Akh basinda olan talib, iistadina olan muhabbe- 
ti mikdarmca, onun kalbinden sacilip kendisine gelen feyzlerden ve 
bereketlerden, uzakda iken de, ahr. Ma'nevi bagi [muhabbeti] se- 
bebi ile, uzakdan gelen feyzlerden ahrsa da, ma'rifete ve vilayet de- 
recelerine kavusmak icin, sohbet sartdir. Allahii teala, biiyiiklerin 
kalblerinden yayilan feyzlerden almamizi nasib eder. [Resulullah- 
dan gelen din bilgileri ikiye ayrihr: Beden bilgileri ve kalb bilgileri. 
Beden bilgilerine (Ahkam-i islamiyye) denir. Bu bilgiler (Kelam), 
(Fikh) ve (Ahlak) kitablarmdan ogrenilir. Kalb bilgilerine (Ma'ri- 
fet) ve (Feyz) denir. Ma'rifet, feyz, insamn kalbine, Evliyanm kalb- 
lerinden akar.] 

Gecdi genclik, tath bir rii'ya gibi, ey ccsinhn zar! 
beni mecnun etdi girye, liieskeiiini olsun mezar! 

-352- 



UCUNCU CILD, 154. cu MEKTUB 

Allahii teala, yiiksek derecelere kavusdursun! Bunun icin, par- 
lak dine uymak, Muhammed aleyhisselamin yolunda bulunmak la- 
zimdir. Bu yolu gosteren ustadi sevmeli, ona tabi' olmahdir. Elem, 
derd geldigi zemanlarda da, Allahii tealamn iradesine ve ezeldeki 
takdfrine teslim ve razi olmahyiz! Mevtalara diia, sadaka ve hayr 
yad ile imdad ediniz! Rahmetlinin feyzlerini, bereketlerini bekleyi- 
niz! Kabrini ziyaret ederek, feyz taleb ediniz! Sevdiklerimizden, o 
mubarek sehri ma'mur etmelerini ve merhumun yolunda bulun- 
malanni, vazifelere devam etmelerini bekliyoruz. Miisafirlere hiz- 
met ediniz! Merhumun evladma hizmet etmege ve onlann gontil- 
lerini almaga cahsimz! Cocuklara dinlerini ogretmekde, edeb ve 
terbiye vermekde kusur etmeyiniz! Bes vakt nemazi, vaktlerinde 
ve cema'at ile kihmz! Vazifeleri [Zikri ve ezam] ve Kur'an-i keri- 
mi, teganni yapmadan ve mizmar [ses veren alet] kullanmadan 
okumaga devam ediniz! [(Diirriil-mearif) onsoziinde diyor ki, 
(Musiki aletleri ile okumak giinahdir. icma' [ya'ni sozbirligi] ile 
haramdir.).] 

Dostlarimm ayrihgindan, kalbim kan aghyor. 
Onlan hatirladikca, iliklerim yaniyor. 

UCUNCU CILD, 156. ci MEKTUB 

Yaziklar olsun, omr gecdi. Bir hayrh is yapmadim. Diinyamn 
vefasiz, yalanci oldugu, simdi anlasildi. Hayati, hayal oldu. Fitnele- 
ri, derdleri bitmedi. Ahbab, arkadaslar, oldiiler, gitdiler. Bu halle- 
ri goriip de, gafletden uyanmiyor, ibret almiyoruz. Pisman olmuyo- 
ruz. Tevbe etmiyoruz. Gaflet devam ediyor, giinahlanmiz artiyor. 
Allahii teala, Tevbe suresinin 127. ci ayetinde mealen, (Gormiyor- 
lar mi ki, her sene, bir iki kerre, derdlere, belalara yakalamyorlar. 
Yine tevbe etmiyor, pisman olmuyorlar) buyurdu. Bu nasil iman- 
dir? Nasil miislimanlikdir? Ne kitabdan, ne siinnetden nasihat ah- 
myor. Ne de, basa gelen derdlerden, hadiselerden ibret ahmyor. 
Uzun seneler, beraber yasadiklan,birlikde gezip dolasdiklan, yiyip 
icdikleri, yatip kalkdiklan ahbablarmi, arkadaslanm diisiinsiinler. 
Sevdiklerinin, birlikde eglendiklerinin, yardimcilanmn ne oldukla- 
nm gormiyorlar mi? Hicbirinden birsey kaldi mi? Onlardan haber 
verenler var mi? Omrlerinin harmanim riizgar gotiirdii. 

Vefasizdir, ey dent diinya senin her ni'metin! 
Ecel hrtinalan, mahv eyliyor her riPatm. 

Ya Rabbi! Onlann ecrinden, feyzinden bizi mahrum eyle- 

- 353 - Hak Sozun Vesikalan: F-23 



me! Onlardan sonra, bizi fitnelere diisiirme! Biz garibler, birkac 
giinliik omriimuzu gaflet ile gecirmemege gayret edelim. Tavsan 
uykusu ile yasamiyahm! Kalblerimizi gecici, yaldizh, sahte lezzet- 
lere kapdirmiyalim! Bu zehrli tathliklara aldanmiyalim! Allahii te- 
alamn emr etdigi ibadetleri, razi oldugu iyi isleri yapalim! Nefs ve 
seytanm ve kotii kimselerin yalanlarma, fitnelerine inanmiyahm! 
Kabr ve kryamet azablanni dtisiinerek, kendimizi simdiden koru- 
yalim! Bu kisa hayat ve ash olmiyan goruniisii birakip, olmeden ol- 
mekle sereflenelim! Ashmizm hie oldugunu dusunelim! Emanet 
edilen zinetleri takarak oviinen ahmak kimse ile herkes alay eder. 
Bozuk, hileli mal satani kimse sevmez. Varhk ve var olana yakisan 
hersey, hakiki var olamndir. Onii ve sonu yokluk olamn, kemali, 
kendi yoklugunu anlamasidir. 

Kisi noksanim bilmek gibi, irfan olmaz! 

UCUNCU CILD, 168, ci MEKTUB 

Allahii tealanm feyz gondermesinde, kesinti, durmak yokdur. 
Feyzleri, bereketleri, nurlan, devamh olarak gondermekdedir. 
[Maddi hayat icin lazim olan kudreti, enerjiyi, giinesden gonderi- 
yor. Ma'nevi hayata lazim olan feyzleri, Muhammed aleyhissela- 
mm mubarek kalbinden gondermekdedir. Feyzler, Allah adamla- 
rinin kalblerine gelmekde, bunlardan yayilmakdadir. Bunlarm 
kalbleri, fosforessan hassasi bulunan cism gibidir.] Kalblerinden 
yayilan feyzler, her miislimana isti'dadi, kabiliyyeti kadar gelir. 
Ba'zilanna da hie gelmez. Mesela, insamn aynalarda goriinmesi, 
aynalarm parlakhgma gore degisir. Saf olmiyan aynada hie goriin- 
mez. Zuhurun tam ve noksan olmasma sebeb aynadir. Goriinen in- 
samn te'siri yokdur. [insan, gelen feyzlerden, iistadma olan ihlasi 
ve sevgisi kadar ahr. Hepsini almak, nadirdir.] 

UCUNCU CILD, 252. ci MEKTUB 

Vehden her an yayilan feyz, nur, herkese isti'dadi kadar gelir. 
Isti'dad, Ehl-i siinnet i'tikadmda olmak, bid'atlardan sakmmak ve 
ahkam-i islamiyyeye uymakdir. isti'dadi cok olana cok feyz gelir. 
Gelen feyzlerden, ihlasi ve muhabbeti kadar feyz ahr. 

[Dort mezheb imamina ve bunlarm yetisdirdikleri, ictihad 
derecesindeki yiiksek alimlere (Ehl-i siinnet alimi) ve bu alimle- 
rin bildirdikleri iman bilgilerine (Ehl-i siinnet i'tikadi) denir. 
Ehl-i siinnet i'tikadmda olan diger mezhebler de vardi. Fekat, 
bunlarm fikh kitablan, simdi mevcud degildir. Uc diirlii imam var- 
dir: Cami' imami, mezheb imami, biittin miislimanlarm imami. Bu- 

-354- 



na Emir-m-mu'minm de denir. Bugiin bu imam yokdur. Bugiin 
miislimanlarm cesidli devletleri, hiikumetleri vardir. Miislimanm, 
bulundugu memleketin hiikumetine, devletine, Almanya, Fransa 
gibi, kafir hiikumet olsalar da, isyan etmemesi, kanunlara karsi 
gelmemesi, boliictiliik yapmamasi, vergilerini vermesi lazimdir. 
Kafir memleketinde dahi, kimsenin mahna, canma saldirmamasi, 
herkese iyilik etmesi lazimdir. Rahati, huzuru bozmak, fitne cikar- 
mak haramdir. Yalan, iftira, hile, hiyanet yapanlara kansmamah- 
dir. Allahii teala, (ihsan sahiblerini severim) buyuruyor. Kimseye 
zarar vermeyeni, hep iyilik yapam, Allah da sever, herkes de se- 
ver.] 

Seyyid Abdiilhakim-i Arvasinin 1931 de Menemende askeri 
mahkemede beraetinden sonra yazilan bir si'r: 

iki iydin bugiin idrakini bans etdi Hilda, 
birisi cisme devadir, digeri ruha gida. 

Birisi magfiret-i hazret-i Hakdir, bi-sek, 
digeri hasta diie hem devadir, hem de si fa. 

Ruz-i Grkat, bizi etmisdi helake ma'ruz, 
kerem-ii rahmet-i Hak etdi, yeniden ihya. 

Gitme sen, dime sen, oldiirme bizi, hep var ol, 
degeriyok, bu hayatm, bize sensiz zira. 

Dahna gamla, kederle, o gecen giinlerimi, 
bir lisan anlatamaz, bir kalem etmez hula. 

Neydi o felaket zemam, elemli giinler! 
nur-i rahmet kesihp, oldu karanhk d tiny a. 

Ne dimagunda dtistince, ne kalbimde huzur, 
ah idi her nefesim, zikrim idi va-esefa. 

Rahm edtip, defter-i a'male gecirmez samrim, 
O ctinun icre olan demleri lutf-i Mevla. 

Iki iydi bize bahs ve inayet eyledi, 

Hakim-i mutlak olan Hakka bugiin hamd ve sena. 

Vasfiye Hanim 



355 



islam dininin temeli iicdiir: ilm, amel ve Mas. ilm, iman, fikh 
ve ahlak bilgileridir. Fikh bilgilerine (ahkam-i islamiyye), ahlak 
bilgilerine (Tesavvuf) denir ki, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablann- 
da yazili olan bilgilerdir. Amel, bu bilgilere uygun olan islerdir. ih- 
las, ilmin ve amelin Allah rizasi icin, ya'ni, Allahti tealamn sevgisi- 
ni kazanmak icin elde edilmesidir. Bu tic temel seye malik olan 
mtislimana (islam alimi) ve (Hakiki miisliman) denir. Bu iic temel 
seyden biri noksan olup da, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablanna uy- 
miyan yazilar ve konusmalar yaymhyarak, kendisini, islam alimi 
tamtan kimse (Kotii din adami) ve (Zindik)dir. Mesela, din bilgisi 
cokdur ve her ibadeti yapar, fekat, ihlas yok ise, ya'ni bunlan, mal, 
mevki', sohret kazanmak gibi diinyahk elde etmek icin yapan kim- 
se, hakiki miisliman degildir, zindikdir. 



SEKiZINCi RISALE 

HUCCET-UL-iSLAM IMAM-I GAZALIMN 

EYYUHELVELED (Ey Ogul) 

Kitabimn Tercemesi 

Allahii tealamn lutf-u ihsam ile latin harfleri ile basilmasi nasib 
olan (Ey Ogul) ismi ile meshtir ilmihal kitabi ilk olarak Siileyman 
bin Ceza' hazretleri tarafmdan 960 [m. 1552] senesinde tiirkce te'lif 
edilmisdir. [(islam ahlaki) kitabimn iiciincii kismina bakimz!] Hiic- 
cet-til-islam imam-i Muhammed Gazali hazretlerinin (ihya-iil- 
Ulum) kitabmdan ve diger mu'teber kitablanndan istifade edile- 
rek hazirlanan bu kitaba yanhs olarak (Hiiccet-iil-islam) ismi veri- 
lerek, Hiiccet-iil-islam imam-i Gazalinin (Eyyiihel Veled) kitabi- 
mn tercemesi zan olunmusdur. 

Eyyiihel Veled kitabi, arabf olup, bircok kiitiibhanelerimizde, 
mesela Bayezidde Belediye kiitiibhanesinde 812 ve 941 numaralar 
ile mevcuddur. Tiirkce tercemesi de, mesela Nuriosmaniyye Kii- 
tiibhanesinde vardir. Biz, Bursa Umumi Kiitiibhanesi Eminiyye 
kismmda 97-1437 numarada kaydh f arisi tercemesinden bir mikdar 
tiirkceye cevirdik. 

Herhangi bir kimse, herhangi bir yerde, herhangi bir zeman- 
da, herhangi bir kimseye, herhangi bir seyden dolayi, herhangi bir 
suretde hamd eder, onu medhederse, bu hamdlerin hepsi, Alla- 
hii tealaya mahstisdur. Ciinki, herseyi yaratan, terbiye eden, ye- 

-356- 



tisdiren, her iyiligi yapdiran, gonderen hep Odur. Kuvvet, kudret 
sahibi yalmz Odur. 

Biitiin diialar ve iyilikler, Onun Peygamberi ve sevgilisi olan 
Muhammed aleyhisselama ve Ona yakin ve sevgili olanlann ve Es- 
habmm hepsine olsun. 

Biiyiik imam, insanhgm biiyiik onderi, muslimanlarm hakh ve 
dogru olduklarim gosteren senedleri, Muhammed Gazali (Allahli 
teala ona bol bol rahmet eylesin) hazretleri hicretin 450. ci yilmda 
Tus sehrinde tevelliid ve 505 [m. 1111] de orada vefat etdi. Kendi- 
sine senelerce hizmet edip tarn ilm ogrenen talebesinden birisi, 
kendi kendine dusuniip; senelerce zahmet cekip cok sey ogren- 
dim. Bu kadar cok ilmden bana en llizumlu ve faidelisi acaba han- 
gisidir? Ahiretde imdadima yetisecek, mezarda diinya dostlanm 
beni yalmz birakip gitdikleri zeman, bana arkadas olacak, mezar- 
dan kalkmca, anamn evladmdan, kardesin kardesinden, diinyada- 
ki dostlarm birbirlerinden kacip, herkes basmm caresini aradigi 
vakt beni kurtaracak olan acaba hangisidir? Diinyada, ahiretde 
faidesi olmiyan acaba hangileridir? Bilsem de bunlardan uzaklas- 
sam. Ciinki, Peygamberimiz "sallallahli aleyhi ve sellem" (Faide- 
siz ilmi ogrenmekden ve Allahii tealadan korkmiyan kalbden ve 
diinyaya doynuyan nefsden ve Allah kin aglamayan gozden ve 
kabule layik olmiyan diiadan Allahii teala bizi korusun) buyur- 
musdur, diye uzun zeman dtisundiikden sonra, anlamak icin hoca- 
si olan Hiiccet-ul-islam imam-i Gazaliye (Allahii teala, onun kab- 
rini nur ile doldursun) mektub yazdi ve bununla beraber birkac 
zeman hayrh diia etmesini yalvardi ve bu siialin cevabi, her ne ka- 
dar (ihya-iil-ulum), (Kimya-yi se'adet), (Tefsirler), (Hadis-i Er- 
ba'in) ve (Minhac) gibi kitablarmizda yazih ise de, bana kisa, acik 
ve faideli cevab veriniz de, her sabah okuyup, ona gore hareket 
edeyim, dedi. 

Huccet-iil-islam imam-i Gazali, su cevabi yazip gonderdi: 

FASL 

1 — Ey sevgili oglum ve sadik dostum! Allahii teala, sana uzun 
uzun omiirler verip, omriinii ibadet ile ve Onun gosterdigi yolda 
gitmek ile gecirmek nasib eylesin! Butiin nasihatlar Peygamberi- 
miz Muhammed sallallahu aleyhi ve sellemden ahnmisdir. Ondan 
gelmiyen nasihatlar faide vermez. Diinyaya yayilmis olan bu nasi- 
hatlardan, birisini bile almadm ise, senelerce yammda nicin kaldm 
ve nicin okudun? 

-357- 



2 — Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" diinyaya 
yayilan nasihatlarmdan biri sudur: 

(Allahii tealamn, bir kuluna rahmet etmeyecegine, ona gadab 
ve azab edecegine alamet, diinyaya ve ahirete faidesi olmiyan sey- 
lerle inesgul obnasi, zemanlarim liizumsuz seylerle oldiirmesidir. 
Bir kimsenin omriinden bir saati, Allahii tealamn begenmedigi bir 
seyde gecerse, ne kadar cok pisman olsa, iiziilse yeridir. Bir kimse 
kirk yasim gecdigi halde onun hayrh isleri, ya'ni sevablari, kotii is- 
lerinden, ya'nf giinahlarindan ziyade olmadi ise, Cehenneme hazir- 
lansin). 

3 — Bu hadis-i serifin ma'nasim iyi anlayanlara, bu nasihat ye- 
tisir. 

4 — Nasihat vermek kolaydir. Nasihat kabul etmek giicdiir. 
Ciinki, nefslerine uyanlara, dtinya zevklerinin pesinde kosanlara, 
nasihat aci gelir, haramlar ise tath gelir. Bunun icin, Allahii teala, 
Kur'an-i kerimde, mealen (Kafirlerle harbediniz! Harb, size, aci 
ve sikml ih gelir. Size zor gelen seyler, ya'ni Allahii tealamn emr- 
leri, sizin icin hayrhdir, iyidir. Size iyi gelen, sevdiginiz seyler, 
ya'ni haramlar, size zararhdir, fenadir. Hayrh olanlari Allahii te- 
ala biliyor, siz bilmiyorsunuz) buyurdu. Hele senin gibi, ilm ismi 
verilen ve ilm sekline sokulan, ltizumsuz seyleri ogrenenlere ve 
ilmi, diinyada ve ahiretde kendine ve insanlara faideli olmak icin 
degil, herkese biiyiikliik satmak icin ve yalniz diinyahk kazan- 
mak icin okuyup, ahiretlerini diisiinmiyenlere nasihat te'sir et- 
mez. Amelsiz ilm, insani kurtanr zannediyorsun ve ilm sahibi 
olunca, amel etmeden kurtuluruz samyorsun. Bu halinize cok sa- 
sihr. Ciinki ilmi olan kimsenin, amelsiz kuru ilmin kiyametde 
kendine zarar verecegini, bilmiyordum, diye ozr ve behane yapa- 
miyacagmi bilmesi lazimdir. Peygamberimizin "sallallahii aleyhi 
ve sellem" su hadis-i serifini de isitmediniz mi? Buyuruyor ki, 
(Kiyamet giinii azablann en siddetlisi, elbette, ilminin faidesini 
gormiyen alime olacakdir). Biiyiiklerden biri "rahmetullahi 
aleyh", Ctineyd-i Bagdadiyi "kaddesallahii ruhah", rii'yada go- 
riip ne halde oldugunu sorunca, Ciineyd buyurdu ki, o kadar soz- 
lerim, kesf ve isaretlerim, ya'ni zahiri ve batini bilgilerim hep ha- 
rab oldu, tiikendi; yalniz bir gece kildigim iki rek'at nemaz imda- 
dima yetisdi. 

5 — Ameli, ibadeti elden birakma! Kalbe aid halleri ve bilgile- 
ri unutma! Ya'ni hareketlerin ilme, hallerin de, tesavvufa uygun 
olsun! 

-358- 



iyi bil ki, amelsiz ilm, insam kurtaramaz. Bunu sana bir misal ile 
anlatayim: Bir kimse, dagda bir arslana rastlasa, yamnda tiifegi ve 
kilici bulunsa ve bunlan kullanmasim iyi bilse ve ne kadar cesur 
olursa olsun, bu aletleri kullanmadikca, arslandan kurtulabilir mi? 
Sen de bilirsin ki, kurtulamaz. iste bunun gibi, bir kimse ne kadar 
ilm sahibi olursa olsun, bildigine gore hareket etmezse, ilminin fa- 
idesi olmaz. Diger bir misal, bir tabib hastalansa, hastahgim teshis 
edip ilacim da bilse ve bu ilac hakikaten o hastaliga cok iyi gelse, 
ilaci kullanmadikca, yalmz bilgisinin onu iyi edemiyecegini pekala 
bilirsin. Sa'irin dedigi gibi: 

Binlerce litre ilac yapsan, 
Faidesi olmaz icmedikce. 

Bir insan ne kadar ilm edinse, ne kadar kitab okusa, bildikleri- 
ni yapmadikca faidesi olmaz. 

6 — Allahii tealamn emr etdigi, begendigi iyi seyleri yaparak 
onun merhametini kazanmaz isen, rahmetine kavusamazsm. Bir 
ayet-i kerimede mealen, (insan yalmz cahsmakla ve ibadet yap- 
makla se'adete kavu§ur) buyuruldu. Bu ayet-i kerime, sonra bas- 
ka ayet ile degisdirildi, diyen olursa; boyle soyliyen degissin, yi- 
kilsm. Eger bu ayet degisdirildi dersen, diger ayetlere ne diyecek- 
sin? Bir ayet-i kerimede mealen, (Allahin rahmetine kavusmak 
istiyenler, emrlerini yapsinlar) buyuruldu. Bir ayet-i kerimede 
mealen, (Dunyada yapilanlann karsiliklarini goreceklerdir) ve 
bir ayet-i kerimede mealen, (Iman edip, ibadet yapanlar ve ha- 
ramlardan kacanlar, elbette Cennetlere girecek, ni'metlere kavu- 
sacaklardir) ve bir ayet-i kerimede mealen, (Cennet yalmz iman 
edip, ibadet edenler icindir) ve bir ayet-i kerimede mealen, (Al- 
lahii tealaya ve Onun Peygamberlerine ita'at edenler, aluretde 
Peygamberlere ve siddiklara ve sehidlere ve salihlere verilen 
ni'metlere ortak olacaklardir) buyuruldu. Peygamberimiz "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" hadis-i serifde, (Muslimanhk bes sey 
iizerine kurulinusdur: Birincisi, Allahii tealaya ve Muhaiiimed 
aleyhisselamin Onun Peygamberi olduguna inanmak, ikincisi 
her giin bes vakt nemaz kdmak, iiciinciisii, senede bir kerre ma- 
limn kirkda birini musliman olan fakfrlere zekat vermek, do- 
rdiinciisii, Ramezan-i §erif ayinda her giin oruc tutmak, besinci- 
si, Mekke-i miikerremeye giderek, omriinde bir kerre hac etmek) 
ve bir hadis-i serifde, (Iman, alti seye kalb ile inanmak ve inandi- 
gim dili ile soylemek ve Allahii tealamn emrlerini begenmekdir) 
buyurdu. inanmakla ve soylemekle iman hasil oluyor, ibadet et- 
mekle kemale gelip cilalamyor. Ehl-i siinnetin refsi, din-i isla- 

-359- 



mm en biiyiik alimi imam-i a'zam Ebu Hanife "rahmetullahi 
aleyh" [80-150 Bagdadda] vasiyyetnamesinde buyuruyor ki: 
(Iman, dil ile soylemek ve kalb ile inanmakdir). Amelin lazim 
oldugunu gosteren daha sayabildigin kadar vesfkalar vardir. Fe- 
kat ne yapayim ki sen uykudasm! Eger bu soztimden, (Su halde 
insanlar amelleri icin Cennete girecek, Allahii tealamn rahme- 
tiyle, ihsaniyle girmeyecekmis) dersen, sozlerimi anlamamis 
olursun. Demek istiyorum ki, insan Allahin lutfii, ihsani ile 
Cennete girecekdir. Fekat ita'at ve ibadet yaparak rahmete ka- 
vusmaya hazirlanmaz ve layik olmazsa Allahin lutfii ve rahme- 
ti ona gelmez. Nitekim bir ayet-i kerimede mealen, (Rahmetim, 
muhsinler icin, ya'ni emrlerimi kabul edip yapanlar icindir) bu- 
yuruldu. Allahii tealamn rahmeti yetismezse, kimse Cennete gi- 
remez. Cennete yalniz iman ile girilecekdir, denilirse, evet oyle- 
dir, lakin bircok tehliikeleri atlatdikdan sonra girilecekdir. 
Iman ile gitmiyen, Cennete girmiyecekdir. Cennete girmek icin 
ahirete iman ile gitmek ve diger tehliikeleri de atlatmak lazim- 
dir. Fekat bu zeman da Cennetin en asagi derecesine kavusabi- 
lir. 

7 — Iyi bil ki, cahsmaymca, din yolunda yurumedikce sevab ka- 
zanamazsm! Beni israilden birisi cok sender ibadet etmisdi. Alla- 
hii teala, bunun ibadetlerini meleklere gostermek istedi. Yamna 
bir melek gonderip soyle sordurdu: Daha ne kadar ibadet edecek- 
sin? Cennetlik olmadm mi? Cevabmda dedi ki: Benim vazifem, 
kulluk yapmakdir. Emr sahibi Odur. Melek bu cevabi isitince: (Ya 
Rabbi! Sen her seyi bilirsin. O kulunun cevabmi da duydun) dedi. 
Bir hadis-i kudside mealen, (O kulum, alcakhgi ile, asagihgi ile be- 
raber bizden yiiziinii cevirmiyor, biz de ihsan ve merhamet sahibi 
oldugumuzdan, elbette onu birakmayiz. Ey meleklerim! Sahid olu- 
nuz, onu afv etdim) buyuruldu. 

8 — Peygamberimiz Muhammed "aleyhisselam" bak ne buyu- 
ruyor: (Ahiretde hesaba cekilmeden once, diinyada iken hesabi- 
nizi goriiniiz ve tartilmadan once, kendinizi tartiniz!) Ah Murte- 
za "radiyallahii anh" buyurdu ki: Ugrasmadan, cahsmadan Cen- 
nete kavusacagmi zanneden kimse, hayale kapihyor. Cahsarak 
kavusacagim diyenin de kendini yormasi, ibadet mesakkatlerini 
yiiklenmesi lazimdir. Hazret-i Alinin "radiyallahii anh" talebesin- 
den Hasen-i Basri "rahmetullahi aleyh" diyor ki: ibadet etmeden 
Allahii tealadan Cennet istemek, biiyiik giinahdir. Biiyiiklerden 
biri buyuruyor ki, (ilmi faideli olan kimse, ibadeti birakmaz, iba- 
detin sevabmi diisiinmegi birakir). Peygamber efendimiz "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Akl sahibi, nefsini ezip, ahi- 

-360- 



retde laziin olan seyler icin calisir. Ahinak, abdal olan da net sinin 
arzulan pesinde kosup, Cennete gotiirmesi icin de, Allaha diia 
eder). 

9 — ilm ogrenmek ve kitab okumak icin cok gecelerini feda 
etdin ve cok tath uykulanni kendine haram eyledin. Bilmem ki, 
nicin kendini bu kadar harab etdin? ilm ogrenmekden maksadin 
eger diinya menfe'atlerini toplamak, sohret, mevki' sahibi olmak 
ve miislimanlara btiyukltik gostermek idi ise, sana yaziklar ol- 
sun! Cok aldanmissin, kendini azaba siirtiklemissin! Yok eger 
maksadin islamiyyete ve Muhammed aleyhisselamin dinine yar- 
dim etmek ve ahlakim temizlemek ve nefsini kirmak idi ise, sana 
miijdeler olsun! Kendine ne giizel ve ebedi istikbal hazirlamissin. 
Istikbal, se'adet-i ebediyyeye kavusmakdir. Beyt: 

Senin kin olmiyan uykusuzluklar bosunadir, 
Bnskiiliirinin Grakma aglamak bosunadir. 

10 — Keyfine gore yasa! Fekat bu yasaman uzun siirmiyecek, 
birgiin elbette oleceksin. Gece giindiiz diisiindugiin, simsiki sanl- 
digin lezzetlerden elbette aynlacaksm. Diinyanm nesini seversen 
sev, hepsine veda' edeceksin! Elinden geleni yap! Fekat unutma 
ki, her yapdigmin hesabim vereceksin! 

11 — Iman edilecek seyleri akla uydurmaga, begendirmege ug- 
rasmak, dinsizlerle, cahillerle, miinakasa edip, onlann bozuk dii- 
siinceleri ile ugrasmak ve Kur'an-i kerimi ogrenmeden ve nemazi, 
abdesti, orucu, farzlan, haramlan okumadan, bilmeden para ka- 
zanmaga kalkismak, herkesden fazla zengin olmak icin doktorluk, 
miihendislik, edebiyyat, hukuk ilmleriyle ugrasmak, omrii bos ye- 
re harcamak olur. 

Allahii tealaya yemin ederim ki, Isa aleyhisselamin incilinde 
okudum; bir kimseyi tabuta koydukdan mezara birakmcaya kadar; 
Allahii teala ona kirk siial soracakdir. Birincisi, (Ey kulum! Ya$a- 
digin kadar hep diinya icin siislendin, herkesin begenmesi, hiirmct 
etmesi icin bircok scyler ogrendin. Benim emretdigim seyleri de 
ogrendin mi, istediklerimi yapip, haram etdiklerimden kacindm 
mi?) 

12 — Allahii teala sana her gun soruyor: (Baskalari icin neye 
bu kadar ugrasiyorsun? Gormiiyor musun ki, tepeden tirnaga ka- 
dar benim iyiliklerim ile, ihsanlarim ile ortuliisiin?) Fekat sen bu- 
nu duymuyorsun. Cocuk oyuna dahp etrafim gormedigi gibi, diin- 
ya zevkleri, nefsin arzulan seni sagir ve kor eylemis! 

-361- 



13 — Ilm ogrenip de, bunu kullanmamak delilikdir. ilmsiz amel 
de yanhs olur, kabtil edilmez. Misra': 

Ilm edin ve ibadetde kusur etme! 

Atesde sonsuz yanmakdan bu ikisi kurtanr. 

Bugun seni giinahdan korumiyan ve ibadete sevketmiyen ilm, 
yarm Cehennem atesinden de korumaz. 

Ibadet ederek gecmis giinahlarmi afv etdiremezsen, kryametde 
elin ve dilin aciz kaldigi zeman, (Ya Rabbi, bizi geri diinyaya gon- 
der, biitiin omrumiizii ibadetle gecirecegiz) diyenlerden olursun. 
Fekat (Ey ahmak! Oradan geldin ya!) cevabim alip kalirsm! 

14 — Can-ii goniilden cahsmak, Allahii tealamn diismam olan 
nefse siddetle karsi koyup, onu ezmek lazimdir ve her an kendini 
mezarda bilip, ona gore hazirlanmahdir. Senden evvel gidenler, 
hep sana, onlara ne zeman ve ne halde kavusacagma bakiyorlar. 
Akhm basina topla da, oraya sermayesiz gitme! Ebu Bekr-i Siddik 
"radiyallahii anh" buyurdu ki: insamn viicudu, ya kus kafesine 
benzer ki, acilmca kus ucup kurtulur veya hayvanm ahirma ben- 
zer ki, acilmca hayvan yiik cekmege, zahmete sokulur. Dlisiin! 
Bakahm sen bunlardan hangisisin? Kus kafesi isen, (Rabbine ka- 
vu§) sesini isitince ucup yiikselirsin. Nitekim hadis-i serifde, (Sa'd 
bin Muazin "radiyallahii anh" oliimii sebebiyle ars titredi) buyu- 
ruldu. Eger Allah korusun, ahira benziyorsan, ya'ni Allahii teala- 
nm, (Baslarina gelecekleri dusiinmediklerinden, hayvanlara ben- 
zerler, hatta daha a§agidirlar) buyurdugu kimselerden isen, hie 
siibhe etme ki, haneden haviyeye, ya'ni dogru Cehenneme gider- 
sin. Hasen-i Basri "rahmetullahi aleyh" hazretleri, birgiin eline bir 
bardak soguk serbet almisdi. Birdenbire bayilarak bardak elinden 
diisdii. Kendisine gelince, sebebini sordular. Cehennemde yanan- 
lann, Cennetdeki arkadaslarma seslenerek: (icdiginiz Cennet su- 
lanndan bize biraz veriniz) dedikleri hatinma geldi, korkudan ak- 
hm kacdi, dedi. 

15 — Yalmz ilm kafi olup, ibadete liizum olmasaydi, her gece 
sabaha karsi, (Diia eden, istiyen yok mu? Vereyim. Tevbe eden 
yok mu? Afv edeyim) buyurulmaz idi. Birgiin Peygamberimizin 
"sallallahii aleyhi ve sellem" huzurunda sahabeden Abdullah ibni 
Omeri medh etdiler. (iyi insandir, tehecciid nemazi, [ya'ni gece ne- 
mazi] kdsaydi, daha iyi olurdu) buyurdu. Yine birgiin Eshabdan 
birine: (Ey... Qok uvuina!.. Geceleri (ok uyumak, insain kiyamet- 
de muhtac eder) buyurdu. 

-362- 



16 — (Gece tehecciid kil) ayet-i kerimesi, emrdir. (Seher vakt- 
leri istigfar eder) ayeti, siikrdiir. Ya'ni Allahii teala, istigfar eden- 
leri medh buyuruyor. Seher vaktleri istigfar edenler zikr sevabma 
da nail olur. Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem" buyuru- 
yor ki, (lie sesi Allahii teala sever: Hurmet ile, tecvid ile Kur'an-i 
kerim okuyanlarin sesini, seher vaktleri istigfar edenlerin sesini ve 
Allahii tealayi zikr edenlerin sesini). Sufyan-i Sevri "rahmetullahi 
aleyh" [95-161 Basra'da] diyor ki, Allahii teala, seher vaktleri bir 
riizgar esdirir ki, istigfar ve zikr sesleri ile kansarak eser. Yine de- 
di ki, her gece, (Allahii ibadet edenler yok mu, kalksinlar) diyen 
bir ses ciham kaplar. Abidler kalkip sehere kadar ibadet ederler. 
Seher vakti olunca, (istigfar edenler yok mu?) denir. Bunlar kal- 
kip istigfar ederler. Fecr dogup sabah nemazi olunca, (Gafillerden 
kalkan yok mu?) denir. Bunlar, mevtalar mezardan kalkar gibi 
kalkarlar. 

17 — Lokman Hakim "rahmetullahi teala aleyh", ogluna soyle 
nasihat ederdi: Oglum, horoz senden daha aklh olmasm! Halbuki 
o, her sabah zikr ve tesbih ediyor, sen ise uyuyorsun. Su iki beyti 
burada soylemek cok giizel olur: 

Gece karanhginda giivercin, dallar iizerinde, 
Feryad ile zikrediyor, ben ise uykudayim. 
Bu hal, beni utandirsm! Eger asik olsaydim. 
Giivercinden evrei, gece ben agiardim. 

18 — Nasihatlann hiilasasi, ozu, Allahii tealaya kulluk ve 
ita'at etmenin ne demek oldugunu bildirmekdir. Taat demek ve 
ibadet demek, Peygamberimiz Muhammed aleyhisselama tabi' 
olmak demekdir. Ya'ni, butiin sozlerini ve hareketlerini Onun 
emrlerine ve nehylerine uydurmak demekdir. Ya'ni her soyledi- 
gin ve her yapdigin ve soylememen ve yapmaman, hep Onun em- 
ri ile olmakdir. Sunu iyi bil ki, ibadet seklinde yapdigm isler, eger 
Onun emri ile olmadi ise, ibadet olmaz, belki giinah olur. Eger 
nemaz ve oruc iseler de boyledir. Nitekim biliyorsun ki, Rame- 
zan Bayraminm birinci gunii ve Kurban Bayramimn her dort gii- 
nii oruc tutmak giinahdir, isyan etmekdir. Halbuki, oruc bir iba- 
detdir. Fekat, emr ile olmadigmdan giinah oldu. Bunun gibi, bas- 
kasmdan zor ile ahnan elbise icinde veya boyle bir yerde nemaz 
kilmak da giinahdir. Halbuki nemaz bir ibadetdir. Fekat, emr ile 
olmayinca isyan oluyor. Bunlar gibi, bir kimsenin, nikahh ailesi 
olan bir kiz ile her diirlii oyun ve latifeler yapmasi ibadetdir, 
ya'ni sevabdir. Bunun sevabi hadis-i serif ile bildirilmekdedir. Hal- 

-363- 



buki yapilan sey oyun ve eglencedir. Fekat emr ile oldugundan se- 
vabdir. Gortiliiyor ki, ibadet demek, yalmz nemaz kilmak, oruc 
tutmak degildir. ibadet demek, islamiyyetin emrlerine uymak de- 
mekdir. Ciinki, nemaz ve oruc, islamiyyete uygun olunca, ibadet 
olurlar. 

19 — O halde, biitiin sozlerini ve biitun hareketlerini islamiy- 
yete uydur! Ciinki, kim olursa olsun, islamiyyete uymiyan ilmler 
ve cahsmalar, dogru yoldan sapmakdir ve Allahii tealadan uzak- 
lasmaga sebeb olurlar. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" iste bunun icin, eskiden kalma ilmleri ve adetleri neshetdi, 
degisdirdi. O halde, islamiyyetin miisaadesi olmadan agzim acma- 
mak lazimdir ve iyi bil ki, senin ogrendigin ilmlerle Allah yolunda 
gidilemez. Sunu da bil ki, bu yol, kendilerine sofi, ya'ni tarikatci 
ismini vererek, tarikat buyiiklerinin yolunda olduklanm iddia 
eden cahillerin, ma'nalanm anlamadiklan, islamiyyete uymiyan 
sozleri ile de gidilemez. Bu yolda ancak, nefs ile miicadele eden- 
ler gidebilir. Nefsin arzulanm, sehvetlerini islamiyyetin disma ta- 
sirmamak lazimdir. Laf ile gidilmez. islamiyyetde yeri olmiyan 
sozler ve ilmler ve sehvet ile kansmis gafil kalb, sekavet ve felaket 
alametleridir. 

20 — Oyle seyler soruyorsun ki, bunlardan ba'zilan ne soyle- 
mekle, ne de yazmakla anlatilamaz. Ancak oralara yetisenler, ele 
gecirenler bilirler. Ele geciremiyenlerin anlamasina imkan yokdur. 
Ciinki bunlar, tadim almca anlasilacak seylerdir. Tadarak anlasila- 
bilecek seyler, soylemekle ve yazmakla anlatilamaz. Tatlihk, eksi- 
lik, acihk ve tuzluluk soz ve yazi ile anlatilmaz. 

21 — Innin bir adam, coluk cocuk sahibi birisine miicameat lez- 
zetini sorarsa, ona verilecek cevab ancak su olur: (Bundan evvel 
senin innin oldugunu biliyordum, simdi ahmak oldugunu anladim. 
Bu lezzet, tadilmca anlasihr, bilmiyenlere soylemekle ve yazmakla 
anlatilamaz). 

22 — Siiallerinden birkaci boyle idi. Soylemekle ve yazmakla 
anlatilacak olanlann cevablan ise, (ihya-iil-ulum) ve (Kimya-yi 
se'adet) ve (Minhac) ve diger kitablanmda uzun uzadiya yazilidir. 
Bu kitablanmdan oku! Bununla beraber, simdi de kisaca yaziyo- 
rum. 

Allahii tealamn yolunda yiiriimek istiyen bir kimseye evvela 
ne yapmak lazimdir? diyorsun. Evvela Ehl-i siinnet alimlerinin 
"rahmetullahi teala aleyhim ecma'fn" bildirdiklerine uygun, te- 
miz bir i'tikad ve iman lazimdir. Bundan sonra, tevbe-i nasuh, 

-364- 



ya'ni daha islememek iizere, giinahlara tevbe etmek, iicunciisii, 
herkes ile halallasmak, iizerinde hicbir mahlukun hakki kalma- 
mak, dordiinciisii, Allahii tealanm emrlerini yapacak kadar, isla- 
miyyeti ogrenmekdir. Islamiyyeti bundan fazla ogrenmek, herkese 
vacib degildir. Diger ilmleri liizumu kadar okumahdir. Bu liizum, 
herkesin san'atma, meslegine, ihtisasma gore degisir. Bunu, bir hi- 
kaye ile daha iyi anlayabilirsin. 

Hikaye: Sibli hazretleri "rahmetullahi aleyh" [247-334 Bag- 
dadda] diyor ki, dortyiiz hocadan ders okudum. Bunlardan dort- 
bin hadis-i serif ogrendim. Biitiin bu hadislerden bir danesini se- 
cip kendimi ona uydurdum, digerlerini birakdim. Ciinki, kurtulu- 
su ve se'adet-i ebediyyeye kavusmagi bunda buldum ve biitiin na- 
sihatleri hep bunun icinde gordiim. Secdigim hadis-i serif sudur: 
Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" bir Sahabiye buyu- 
ruyor ki: (Diinya icin, diinyada kalacagin kadar cahs! Ahiret icin, 
orada sonsuz kalacagina gore talis! Allahii tealaya, muhtac oldu- 
gun kadar ita'at et! Cehenneme dayanabilecegin kadar giinah is- 
le!). 

23 — Bu hadis-i serif gosteriyor ki, sana liizumundan daha cok 
ilm lazim degildir. Ciinki, ilmi cok ogrenmek farz-i kifayedir. 
Farz-i ayn degildir. Bu isi, baskalan yaparak senin yiikiinu almis- 
lardir. Asagidaki hikayeyi okursan, bunu iyi anlarsm: 

Hikaye: Hatim-i Esam [Belhde tevellud, 237 [m. 852] de Tir- 
miizde vefat etdi] Sakik-i Belhinin [174 de vefat etdi] talebesin- 
den idi. Birgiin Sakik-i Belhi kendisine sordu: Ne kadar zemandir 
buraya geliyor, beni dinliyorsun? Otuziic sene. Bu kadar zeman 
icinde benden ne ogrendin, neler istifade etdin? Sekiz sey istifa- 
de etdim, dedi. Sakik, bunu duyunca yaziklar olsun sana ey Ha- 
tim! Biitiin zemanimi sana harcadim, senin ise, sekiz seyden faz- 
la istifaden olmamis, diye cok iiziildii. Hatim dedi ki: Ey hocam, 
dogrusunu istiyorsan, boyledir. Bundan fazlasim da zaten iste- 
mem. Bana bu kadar yetisir. Ciinki, iyi biliyorum ki, diinyada, 
ahiretde felaketlerden kurtulup se'adet-i ebediyyeye kavusmak, 
bu sekiz bilgi ile olacakdir, dedi. Hocasi, soyle! Bunlan ben de 
anhyayim! dedi. 

Hatim dedi ki: Birincisi, insanlara bakdim, herkes, bir seyi sep- 
mis gordiim ve bu sevgililerin cogu, onlara oliim yatagma kadar, 
ba'zilan oldugti vakte kadar, ba'zilan da, mezara girinceye ka- 
dar, arkadashk ediyor ve sonra onlan yalniz ve zevalh olarak bi- 
rakip aynhyorlar, gordiim. Onunla beraber kimse mezara girmi- 

-365- 



yor, derd ortagi olmuyor. Bu hali goriince, diisundiim ve kendi- 
me dedim ki, diinyada oyle bir dost secmeliyim ki, mezara be- 
nimle gelsin, bana orada arkadashk etsin. Aradim, taradim, Al- 
lahii tealaya yapilan ibadetlerden baska boyle sadik bir sevgili 
bulunmadigmi gordiim. Dost olarak onlan secdim ve onlara sa- 
nldim. 

Sakik, bunu duyunca, cok giizel yapmissm ya Hatim, cok dog- 
ru soyliiyorsun, ikinci faideyi de soyle, anlryayim, dedi. 

Hatim dedi ki: Ey Hocam! ikinci faidem: insanlara bakdim, 
herkesi, arzulan, keyfleri pesinde kosuyor, nefsin sehvetleri ar- 
kasinda yiiruyor gordiim ve bir ayet-i kerimenin su meal-i alisi- 
ni diisundiim: (Allahii tealadan korkarak nefslerine uymiyanlar, 
elbette Cennete gideceklerdir). Cok diisiindiim. Kur'an-i keri- 
min basdan basa dogru oldugunu, bilgilerimle, tecribelerimle, 
aklimla, vicdammla anladim ve tarn inandim. Nefsimi diisman 
bilerek, ona aldanmamaga karar verdim ve arzulanni, sehvetle- 
rini yapmadim. Nihayet teslim olarak, ibadetlerden kacan o nef- 
sin, simdi Allahii tealaya ita'ate kosdugunu, sehvetlerden vaz- 
gecdigini gordiim. Sakik bunlan isitince, Allah sana iyilikler 
versin, ne giizel yapmissm, iiciincti faideyi de soyle dinliyeyim, 
dedi. 

Hatim dedi ki, iicuncii faidem, herkes dtinyada bir sikintrya gir- 
mis, diinyahk toplamaga ugrasiyorlar, gordiim, sonra bir ayet-i ke- 
rimenin su meal-i serifini diisiindiim: (Diinya mahndan, sarddigi- 
niz, sakladiginiz her scv, yanimzda kalmiyacak, sizden ayrdacak- 
dir! Ancak Allah rizasi icin yapdiginiz iyilikler ve ibadetler sizinle 
beraber kalacakdir!) Diinya icin topladiklanmi, Allah yolunda 
harcadim, fukaraya dagitdim! Ya'ni baki kalmalan icin, Allahii te- 
alaya odiinc verdim! Sakik-i Belhi "kaddesallahii teala sirre- 
hiiFaziz" ne giizel yapmissm ve ne giizel soyliiyorsun ya Hatim, 
dordiincii faideyi de soyle dinliyeyim, dedi. 

Hatim "rahmetullahi teala aleyh" dedi ki, dordiincii faidem, 
insanlara bakdim, herkesin baskalanni begenmedigini gordiim. 
Buna sebeb, birbirlerine hased etmeleri oldugunu, birbirlerinin 
mevki'lerine, mallara ve ilmlere goz dikmeleri oldugunu anladim 
ve bir ayet-i kerimenin su meal-i alisine dikkat etdim: (Diinyada- 
ki maddf, ma'nevf biitiin rizklarim aralarinda taksim etdik.) Her- 
kesin ilm, mal, riitbe, evlad gibi nzklarinm diinya yaratilmadan 
evvel, ezelde taksim edildigini, kimsenin elinde bir sey olmadigi- 
m ve cahsmagi, sebeblere yaprsmagi emr etdiginden, Ona ita'at 
etmis olmak icin cahsmak lazim geldigini ve hased etmenin bii- 

-366- 



yiik zararlarmdan baska, zaten liizumsuz oldugunu anladim ve Al- 
lahii tealamn ezelde yapdrgi taksime ve cahsinca Rabbimin gon- 
derdigine razi oldum ve biitiin miislimanlarla sulh iizere olup, her- 
kesi sevdim ve sevildim. Sakik bunlan duyunca, ne iyi yapmissm ve 
ne iyi soyliiyorsun; besinci faideyi de soyle dinleyeyim ya Hatim! 
dedi. 

Hatim dedi ki, besinci faidem: insanlara bakdim, bircoklan- 
mn insanlik serefini, kiymetini, amir, mtidir olmakda, insanlarm 
kendilerine muhtac olduklanm ve karsilarmda egildiklerini gor- 
mekde zannetdiklerini ve bununla iftihar etdiklerini, ogtindtikle- 
rini gordiim. Ba'zilan da, kiymet ve seref, cok mal ve evlad ile 
olur sanarak, bunlarla iftihar ediyorlar. Bir kismi da, insanlik se- 
refi, mail, parayi insanlarm hosuna gidecek, herkesi eglendirecek 
yerlere sarfetmekdir, sanarak, Allahii tealamn emretdigi yerlere 
ve emretdigi seklde hare edemiyorlar ve bununla ogiiniiyorlar 
gordiim ve bir ayet-i kerimenin su meal-i alisini diisiindiim: (En 
serefliniz ve en kiymetliniz, Allahii tealadan cok korkammzdir). 
Insanlarm yamldiklarim, aldandiklanm anladim ve takvaya sanl- 
dim. Rabbimin afvina ve ihsanlanna kavusmak icin, Ondan kor- 
karak islamiyyetin disma cikmadim, haramlardan kacdim. Sakik 
bunlan isitince, ne gtizel soyliiyorsun, altmci faideni de soyle, de- 
di. 

Hatim dedi ki, altinci faidem: insanlara bakdim. Birbirlerinin 
mallanna, mevki'lerine ve ilmlerine goz dikerek, firka firka, par- 
ti parti aynlarak, birbirlerine diismanhk etdiklerini gordiim ve 
bir ayet-i kerimenin su meal-i alisini dustindiim: (Sizin diisiiiaiii- 
niz seytandir. Ya'ni, sizi, Allah yolundan, miislimanlikdan ayir- 
mak icin ugrasanlardir. Bunlan cliisniaii biliniz). Kur'an-i keri- 
min dogru soyledigini bildim ve seytam ve onun gibi miisliman- 
larla ugrasanlan diisman bilip, sozlerine aldanmadim, onlara uy- 
madim. Onlarm tapmdiklanna tapmadim. Allahii tealamn emr- 
lerine ita'at etdim. Ehl-i siinnet alimlerinin gosterdigi yoldan ay- 
nlmadim. Kurtulus yolunun, dogru yolun, yalmz Ehl-i siinnet yo- 
lu olduguna inandim. Nitekim, bir ayet-i kerimenin meal-i alisi: 
(Ey Aclcin ogullan! Seytana tapmayiniz, o sizin en belli cliisma- 
nimzdir, diye, sizden soz almadim mi idi, bana ita'at, ibadet edi- 
niz! Kurtulus yolu, ancak budur)dir. Onun icin, muslimanlan al- 
datmaga ugrasanlan dinlemedim. Muhammed aleyhisselamin 
yolunu gosteren Ehl-i siinnet alimlerinin kitablarmdan aynlma- 
dim deyince, Sakik; ne giizel yapmissm, yedinci faideyi de soyle, 
dedi. 

-367- 



Hatim dedi ki, yedinci faidem: Herkes yiyip icmek, para ka- 
zanmak icin ugrasryor. Bu yilzden haram ve siibheli seyleri de ah- 
yorlar ve zillete, hakaretlere katlamyorlar. Bir ayet-i kerimenin 
su meal-i alisini dusiindum. ( Allahii teala tarafindan nzki gonde- 
rilmiyen yer yiiziinde bir canh yokdur.) Kur'an-i kerimin elbette 
dogru oldugunu ve o canlilardan biri oldugumu bildim. Rizkimi 
gonderecegine soz verdigine, elbette gonderecegine giivenerek 
Onun emretdigi gibi calisdim deyince, Sakik, ne iyi yapmissm ve 
ne iyi soyliiyorsun, sekizinci faideyi de soyle, dedi. 

Hatim dedi ki, sekizinci faidem: Herkesin, bir kimseye veya bir 
seye giivendigini gordiim. Ba'zilan altinlarma, mal ve miilkiine, 
ba'zilan san'atma ve kazancina, ba'zilan mevki' ve riitbelerine, 
ba'zilan da kendi gibi bir insana giiveniyor. Bir ayet-i kerimenin su 
meal-i alisini diisiindiim: (Allahii teala, yalniz kendisine giivenen- 
lerin her zenian imdadina yeti$ir.) Her zeman ve her isimde yalniz 
Allahii tealaya giivendim. O emr etdigi icin calisdim, sebeblere ya- 
pisdim. Fekat yalniz Ondan istedim. 

Sakik, bu sozleri isitince, ya Hatim! Allahii teala, her isinde im- 
dadina yetissin! Hazret-i Musamn Tevratma, hazret-i Isanm incili- 
ne, hazret-i Daviidiin Zeburuna ve hazret-i Muhammed aleyhi- 
miissalevatii vesselamm Fiirkanma bakdim. Bu dort kitabm bu se- 
kiz temel iizerinde bulundugunu gordiim. Bunlara uyanlar, bu dort 
kitaba uymus, emrlerini yapmis olurlar, dedi. 

Veliyy-i kainil 

Zahirde muhtac gorunur hizmete, 
bill mi iindfid ediyor herkese. 

Zahirine bakan aldanir elbet, 
Oziinii gorene hep gelir himmet. 

Hak teala dostlanni gizledi, 
batini zahirle mestur eyledi. 

Zahirleri islamiyyet mir'ahdir, 
but nihil i Hakkm nazargahidn. 

Asika derdlerin verdigi safa, 
dediler ki, ni'metlerde yok asla. 

Gatiller buna inanmazlar amma, 

-368- 



Kur'anda bildiriyor Hak teala. 

Veli sohbetinde bulunsa kisi, 
kalb gbzti acdir, nur dolar ici. 

Nefsin arzulari hos gelmez olur, 
bu sunn perdesi hemen coztiitir. 

Islamiyyete yupis, bir Veli ara! 
bulmazsan, sevmek de yetisir sana! 

Bu iki ni'mete ermis olanlar, 
Veliyy-i kamilden feyz ahrlar. 

Resulun kalbinden hskirau nurlar, 
muhabbet yolundan bunlara akar. 

Abdiilhakim Arvasi, Veliidi, 
sozleri, isleri, buna delil idi. 

Seyyid Fehimden, ulnusdi icazet, 
her halinde gorunurdu keramet. 

Arifi tammak zor olur sanma! 
Her isi uygundur Resulullaha! 

Sozii, isi, Peygambere uymiyan, 

her ne derse desin, durma kac ondan! 

Amel, yapdan isler demekdir. 
Amei ve unan Isiamiyyetdir. 

Imiin inanmakdir, amel yapmak, 
ikisi iledir niiisiinian olmak! 

Inananlar yetmis tic hrka oidu, 

hak yolu yalmz, (Ehi-i stinnet) buldu. 



EstagGrullah, estagfirullah, estagfirullah! 

Gel kardesim, sen de sbyle, kurtarici yol budur. 

Akhna uy, seytana uyma, cok istigfar etl 
Cehennemden kurtaran Hac, ancak budur. 



369 - Hak Sozun Vesikalan: F-24 



DOKUZUNCU RISALE 

BIR DIN CAHiLINE CEVAB 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyuruyor ki, 
(Her cocuk, diinyaya, miisliinaii olacak seklclc temiz rulilii gelir. 
Sonra, bunlan analari, babalari dinsiz yapar). Bundan anlasihyor 
ki, cocuklara miislimanhgi ogretmek lazimdir. Onlarm temiz ruh- 
lan miislimanhga elverislidir. Miislimanhgi ogrenmiyen cocuk, din 
diismanlarmm yalanlarma, iftiralarma aldanarak, miislimanhgi 
yanhs anlar. Onu gericilik, kotiiliik samr. Hie din bilgisi almamis, 
miislimanhgi anlamamis bir din cahili, islam diismanlarmm tuzak- 
lanna diiserse, islamiyyeti bambaska, biisbiitiin tersine birsey ola- 
rak ogrenir. Aldigi zehrli asilarm, kiistahca uydurulan yalanlarm 
kurbam olur. Dunyada huzura kavusamaz. Ahiretde de, sonsuz fe- 
laketlere, azablara yakalamr. 

Islam diismanlarmm, gencleri aldatmak icin, ne kadar adi, ne 
kadar aleak iftiralar uydurduklarmi, her mtislimanm, hatta her in- 
samn bilmesi lazimdir. Bu yalanlara aldamp, felakete siiriiklenme- 
mek icin de, islamiyyetin iistiinliigiinii, ilme, fenne, ahlaka, sihhate 
hizmet etdigini, cahsmagi, ilerlemegi, birlesmegi, sevismegi emr 
eyledigini anlamak lazimdir. islamiyyeti dogru ve iyi anlamis olan 
aklh, uyamk, kiiltiirlii bir kimse, islam diismanlarmm yalanlarma 
aldanmaz. Onlarin, din cahili, bilgisiz, aldatilmis bir zevalh kimse 
olduklanni gorerek, kendilerine acir. Onlarin, bu felaketden kur- 
tulmalanm, dogru yola gelmelerini diler. [(ingiliz Casusiiniin t'ti- 
i ;il hi i) kitabimizi okuyunuz!] 

Boyle aldatilmis bir din cahilinin, almis oldugu zehrli iftirala- 
n etrafina sacmak, kendini sonsuz felakete siirtikliyen ruh hasta- 
hgini, saglam ruhlara da asilayarak, iyi insanlan bozmak, dejene- 
re etmek icin, hayasizca karaladigi birkac yaprak elimize gecdi. 
Dogruyu, iyiligi, fazileti kotiiliyen bu yazilan gorenler, yazarmm 
etiketine aldanarak, bunlann bir incelemeye, bir bilgiye dayan- 
digim, bir deger tasidigini sanabilir. Bu dtisiincenin uziinttisiinu 
gidermek icin, o igrenc iftiralardan birkacim ahp karsisina dog- 
rusunu yazmak uygun goriildii. Asagida oniki maddede yazih 

-370- 



alcakca diizulmus iftiralan ve bunlann dogrusunu okuyan temiz 
ruhlu gender, islam dusmanlarmm taktiklerini, oyunlanni acikca 
anliyacak, kendilerine ilerici diyen, o kara kafali, habis ruhlu kafir- 
leri yakmdan tamyacakdir: 

1 — (Cem'iyyet hayahna kansmis dini diisiince ve metod, 
cem 'iyyetin gelismesini onliyen zincir gibi imis.) 

Cevab: Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem", (Hie olmiye- 
cekmis gibi cliiiiva islerinize calisiniz!) buyuruyor. Imam-i Miinavi- 
nin bildirdigi hadis-i serifde, (Elhikmetii dalletiil-mu'min) buyuru- 
yor. Ya'm, (Hikmet, fen bilgileri, mii'minin gayb etdigi mahdir. 
Nerde bulursa alsin!) buyuruyor. islam dminin, cem'iyyetlerin kal- 
kinmasini destekledigini, medeniyyete lsik tutdugunu, dost diis- 
man biitiin ilm adamlan, sozbirligi ile soylemekdedir. Mesela, in- 
giliz lordlarmdan Lord Davenport, Londrada basilan, ingilizce 
(Hazret-i Muhammed ve Kur'an-i kerun) ismindeki kitabmda, 
ikinci kismi ikinci fash, birinci sahffesinde, (lime ve irfana, miisli- 
manlardan daha derin saygi gosteren bir millet gehnemisdir) sozii 
ile bashyarak, islamiyyetin cem'iyyetlerin ilerlemesine, yiikselme- 
sine onderlik etdigini, misallerle, vesikalarla uzun anlatmakdadir. 

Amerikada, Teksas Teknik Universitesi profesorlerinden, 
Amerikan tarihcisi Dr. Kiris Traglor, [m. 1972] senesinde biiyiik 
bir topluluga yapdigi konusmasmda, Avrupa ronesansimn ilham 
ve gelisme kaynagmm islamiyyet oldugunu, miislimanlarin, ispan- 
yaya ve Sicilyaya gelerek, bugiinkti modern teknik ve gelismenin 
temellerini atdiklanm soylemis ve fende ilerlemenin, kimyada, tib- 
da, astronomide, denizcilikde, cografyada, kartografya ve matema- 
tikde terakki etmekle mumkin oldugunu ve bu bilgileri, Avrupaya, 
Kuzey Afrika ve ispanya yolu ile, miislimanlarin getirdiklerini bil- 
dirmisdir. Eger milslimanlar, bilgilerini kiymetli tirse kagidlara ve 
papiriislere yazmasalardi, bugiinkii modern basm nasil meydana 
gelirdi ve faideli olabilirdi, demisdir. Yukandaki yaziyi, Pakistan- 
da cikan, haftahk (islam tliinyasi) gazetesinin, 26 Agustos 1972 sa- 
yisindan aldik. ilmde, kuru bir etiketden baska nasibi olmiyan bir 
ahlaksizin, cahil bir islam dusmanmm yalanlan, bu hakikati elbet- 
te ortemez. Giines balcikla sivanamaz. 

2 — (Devleti din zincirinden, din kosteginden kurtarmak ge- 
rekmis. Muasir bah medeniyyetine ulasabilmek icin, gercek bir la- 
yikhk sistemine kavusmak lazimmis.) 

Cevab: islamiyyetde, ilm, ahlak, dogruluk, adalet iizerine daya- 
nan ve tarn liberal olan demokratik devletler kurulmusdur. Devle- 
ti, siyaset canbazlarmm elinde oyuncak olmakdan korumakdadir. 
Kapitalistler, diktatorler ve komiinist usaklan, boyle bir serbest 

-371- 



sistemi, kendi zulm, iskence ve ahlaksizhklan icin, bir zincir, bir 
kostek gibi goriirler. Katiller, hirsizlar, namussuzlar, adaleti, ceza 
kanunlarmi, kendileri icin bir zincir olarak gorur. Layikhgi din 
diismanhgi olarak kullanan ve bu kelimenin golgesi altinda isla- 
miyyeti yikmaga cahsan bir kafirin, cahilligini, ahmakhgim anlat- 
maga luzum yokdur. Bu adam, din ile devleti birbirinden ayirmagi 
degil, dini yok etmegi istemekdedir. Devletin, milletin, gelismesi- 
ni, ilmden, fenden, cahsmakdan, ahlakdan beklemeyip de, butiin 
bu faziletleri temsil eden islamiyyeti yok etmekde arayan ve bati- 
nm ahlaksrzhgina, pisligine ve egoistligine imrenen bir kara kafa- 
da, akl ve ilm bulunmadigi gibi, ahlak yoksunu oldugu da anlasil- 
makdadir. 

3 — (Halki, Mia, islamm kana'atkarhk felsefesi ile uyutup, 
ferdleri, haklanni istemez hale getirmekden iimmidleniyorlar. 
Bunlar, komiinizmi onlemek behanesi ile, millet deki kolelik ve 
ahiret fikrini savunuyorlar. Kana'atkarhk ise, bir istismar bezir- 
ganhginin ifadesidir. islamcilar bu bezirganhgm propagandasim 
yapiyorlar), diyor. 

Cevab: (islamm kana'atkarhk felsefesi) demek gibi sacma soz 
az bulunur. Felsefenin ne demek oldugunu (Herkese Lazim Olan 
Inian) kitabimn (islam dini ve diger dinler) kismmda anlatmis- 
dik. islamiyyetde felsefe olamryacagmi aciklamisdik. Boyle yan- 
lis sozler, sahibinin, islamiyyetden ve felsefeden haberi olmadigi- 
m, kelime kaliblarim ezberleyip, islamiyyete karsi olan diisman- 
hgim yaymak icin, ma'nalarmdan gafil oldugu kelimelerin yigini- 
m yapdigim gostermekdedir. islam diismanlan, asrlardan beri, 
din adami sekline girip, tahribatim din adami maskesi altinda ya- 
piyorlardi. Bugiin ise, meslek, san'at adi verilen kiliklara giriyor- 
lar, gecer akca olan bir etiket elde ederek saldinyorlar. Miisli- 
manlan aldatmak icin, fen adami sekline girerek, fenne uymiyan 
sozlerini, fen bilgisi olarak soyliyen yalancilara (Fen yobazi) de- 
nir. Kana'atkarhgi, yalmz islamiyyet degil, her milletin ahlak ki- 
tablan ovmekdedir. Kana'at demek, bu fen yobazmm uydurdu- 
gu gibi, hakkindan vaz gecmek, uyusuk olmak degildir. Kana'at, 
hakkma, kazandigina razi olup, baskasmm hakkma saldirma- 
mak demekdir. Bu ise, insanlan uyusdurmaz. Cahsmaga, ilerle- 
mege tesvik eder. islam dini, bu yobazm uydurdugu gibi, koleli- 
gi savunmaz. Kole azad etmegi emr eder. Kolelik, islamiyyetde 
degil, dikta rejiminde ve komiinistlerde vardir. Ahiretin varhgi- 
m, ilahi kitablar, mu'cizeleri goriilen Peygamberler haber ver- 
mekde ve akl-i selfm, ilm ve fen, bunu red edememekdedir. Bu 
sapik cahilin sozii ise, yalmz hissi, inadibir sacmalamadir. Hicbir 

-372- 



habercisi olmadigi gibi, ilmi, fenni bir dayanagi da yokdur. Ahire- 
tin varhgina inanmak, cem'iyyetlerde, memleketlerde; nizama, 
adalete, sevismege, birlesmege sebeb olmakdadir. inanmamak ise, 
serserilige, basi bosluga, mes'uliyyet hissinin gitmesine, menfe'at 
duskunliigune, ayrihga, diismanhga yol acmakdadir. Faideli seye 
inanmak elbette iyidir. Senedsiz, dayanaksiz ve faidesiz seyden ka- 
cmmak ise, akla uygun ve lazimdir. islamiyyet, istismar edilmegi, 
hakkim aramamagi red eder. istismarcilik giinah oldugu gibi, ken- 
disine zarar verilmesine razi olmak da, caiz degildir. islamiyyetde, 
cahillik, tenbellik, hakkim aramamak, aldanmak ozr degildir, suc- 
dur. (Zararina razi olana acinmaz) sozii meshurdur. islamiyyetde 
istismarcilik nasil olur? ilmi ve vicdani olan, bunu nasil soyliyebilir? 
Bunu soyliyen cahil, kul hakkim bildiren ayet-i kerimeleri ve cesid- 
li hadis-i serifleri acaba hip duymamis mi? Bilmemesi, duymamasi 
kendisine ozr olmaz! 

4 — (Dogu, dine gomiiliip afyonlasmis, uyusuk olmus, iman sa- 
hibi olmak, esirlik imis.) 

Cevab: islamiyyetin, aktif, caliskan, Mil, kahraman milletler 
meydana getirdigini ve Eshab-i kiramm iistiinliiklerini, her tarih 
okuyan acikca goriir. Bunu gosteren binlerle misal, milyonlarla ki- 
tab meydandadrr. Ne yazik ki, kor olan, giinesi gormez. Koriin gor- 
memesi, giines icin bir kusur olur mu? Dost, diisman buttin akl ve 
kultiir sahiblerinin hayran kaldigi bu yiice dine, se'adet ve mede- 
niyyet kaynagina, bir cahilin, bir aldanmisin dil uzatmasmm ne kiy- 
meti vardir? Soz ve yazi, sahibinin aynasidir. Cok kimse, diismam- 
na kizdigi zeman, onda kendindeki kotuliiklerin bulundugunu soy- 
ler. Her kabdan, icinde bulunan sizar. Aleak olamn sozleri ve keli- 
meleri de, kendi gibi olur. O cirkin sozlerin karsisinda kalanlar, 
pislige diisen pirlantaya benzer. Bir kotii kimsenin islamiyyete sal- 
dirmasma sasilmaz. Bu yersiz ve sacma iftiralan dogru samp, alda- 
narak felakete diisenlere sasihr. Bu iftiralara cevab vermege deg- 
mez. Kor olana, giinesin varhgim anlatmaga ugrasilmaz. Safrasi, 
karacigeri bozuk olana, sekerin tath oldugunu anlatmak faide ver- 
mez. Bozuk, habis ruhlara kemalat, iistiinliikler anlatilamaz. Bun- 
lara cevab vermek, baskalarmm bunlara aldanmasim onlemek 
icindir. ilac, hastalan oliimden korumak icindir. Oliileri diriltmek 
icin degildir. 

islamiyyetin, medeniyyete lsik tutdugunu oven milyonlarca ya- 
zidan ikisini bildirelim. Hem de kotiiledigi, begenmedigi dogudan 
degil, imrendigi batililardan secerek yazahm. Mocheim diyor ki, 
(Onuncu asrdan beri, Avrupada yayilan fen bilgilerinin, fizik, kim- 
ya, astronomi ve matematigin, islam mekteblerinden alindigi ve 

-373- 



hele Endiiliis muslimanlanmn Avrupanm iistadi olduklan muhak- 
kakdir. Romahlar, Gotlar, ispanyaya hakim olmak icin ikiyiiz sene 
ugrasmislardi. Halbuki miislimanlar, bu yanmadayi yirmi senede 
ele gecirdi. Pirene daglarmi gecerek Fransaya kadar yayildilar. 
Miislimanlarm ilm, irfan, ahlak bakimmdan iistiinlukleri, silahlan- 
nin te'sfrinden daha az degildi). Davenport diyor ki, (Avrupa, bu- 
giin de muslimanlara medyundur. Hazret-i Muhammed "aleyhis- 
selam", (San, seref ve iistiinliik, mal ile degil, ilm ve irfan ile ol^ii- 
liir) demisdir. islam devletleri, asrlarca, en muktedir ellerle idare 
edilmisdir. Miislimanlarm iic kit'a iizerine yayilmasi, tarihin en se- 
refli zaferleri olmusdur). Jean Mocheim alman din adami ve tarih- 
cisi olup 1169 [m. 1755] de vefat etmisdir. 

Bu cahil, ruh hastasi, yazilarmda, dogu dine gomulerek afyon- 
landi, diyor. ingiliz lordu Davenport gibi miisliman olmiyan taraf- 
siz yazarlar ise, vicdanlan ile diyor ki, (Batida Endiiliis musliman- 
lan, ilm, fen tohumlarmi sacarken, doguda Mahmud-i Gaznevi ilm 
ve irfani yayiyordu. Memleketi, fen adamlarimn kaynagi olmusdu. 
Islam hukiimdan, iiretimi artdinyor, kaynaklardan topladigi serve- 
ti, iyi yerlerde memleketin ilerlemesinde kullamyordu. Doguda 
huzur, medeniyyet boyle ilerlerken, Fransamn (yedinci Louis)si, 
Vitri sehrini ele gecirince yakdirdi. Biniicyiiz insan da beraber yan- 
misdi. O zeman ingilterede ip savaslar oliim sapiyordu. Toprak 
ekilmemis, hersey tahrib edilmisdi. Ondordiincii asrda, ingiliz, 
Fransiz muharebeleri, o kadar feci', o kadar yikici idi ki, tarihde 
benzeri goriilmemisdi. Doguda, islam memleketlerinde ise 752 [m. 
1351] de Delhi hukiimdan olan iiciincu Firtiz Sah Tugluk "rahme- 
tullahi teala aleyh", oliim tarihi olan 790 senesine kadar, nehrler 
iizerinde elli sed ve aynca kirk cami', otuz mekteb, yiiz nan, yiiz 
hastahane, yiiz hamam, yiizelli koprii yapdi. Kanal acdi. Hindistan- 
da sah Cihamn biitiin memleketi huzur ve se'adet icinde idi. Mti- 
hendis All Murad nana, Delhi kanahm yapdirdi. Sehrin her yerine 
mermer fiskiyeler, sadirvanlar, hamamlar yapildi. Her evde sular 
akiyordu. Memleket emniyyet icinde idi). 

5 — (Din, bir kaderciligin, bir kana'atkarhgm ifadesi imis. Ezi- 
lenleri, a$lan uyusduran bir ahiret fikri imis. Ahiret nimetlerine 
kavusmak icin, bunlan diinyada fazla istememek lazim imis. Yasa- 
mak sevinci ve ihtiyaci, kana'atcihgi ve kaderciligi parcalamis ve 
daha iyi, daha cok kazanmak icin miicadeleyi dogurmus. Dinler, 
donmus, kahplasmis adetlere bagh sistemlere karsi olanlardan 
korkarlar diyor. Din afyonu, insam silik, lsyansiz, yasamasiz kilar- 
mis.) 

Cevab: Boyle yalan sozlere, igrenc iftiralara cevab vermege 

-374- 



degmez. Ciinki, dogrusunu bilen aklh kimse, bunlara aldanmaz. 
Fekat islam dusmanlan, akllan yok ise de, kurnaz olduklarmdan, 
gencleri aldatabilmek icin, onlan liizumsuz, faidesiz seylerle mes- 
gul ederek, nefse hos gelen, sehvete uygun afyon yutdurarak, din 
bilgileri ogrenmelerine mani' oluyorlar. Boyle oyalanarak, uyus- 
durularak cahil birakilan ma'sum zevalhlann, yukandaki yalanla- 
ra aldanmamalan, felakete diismemeleri icin, hakikati kisaca yaz- 
mak yerinde olur. (Se'adet-i Ebediyye) kitabimizi iyi okuyan, bah- 
tiyar bir gene, islamiyyeti dogru olarak, iyice ogrenir. Hicbir iftira- 
ya aldanmaz. Bunun icindir ki, Peygamberimiz "sallallahii aleyhi 
ve sellem" efendimiz, (ilm sahibi olan, iiiiislimaii olur. Cahil olan, 
din diismanlarina aldanir) buyurarak, bilgili olmagi tavsiye buyur- 
makdadir. 

Evet din, kadere inanmak ve kana'at etmekdir. Fekat kader, bu 
zevalli cahilin zan etdigi gibi cahsmamak, fazla istememek degildir. 
Kader, insanlann ne yapacagmi, Allahii tealamn onceden bilmesi 
demekdir. Allahii teala, cahsmagi emr ediyor. Cahsanlan oviiyor. 
Nisa suresi, doksandordiincii ayetinde mealen, (Cihad edenler, ca- 
hsanlar, ugrasanlar, oturdugu yerde ibadet edip cihad etmiyenler- 
den daha iistiindiirler, daha kiymethdirler) buyuruldu. Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem", (Calisip kazananlari Allahii teala se- 
ver) buyuruyor. (Se'adet -i Ebediyye) kitabimizm fihristinde, 
(Kesb ve ticaret) maddesi bulunup okunursa ve tarih gozden geci- 
rilirse, islamiyyetin, cahsmak, kazanmak dini oldugu iyice anlasihr. 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (iki gun bir derecede bu- 
lunan, ilerlemeyen aldandi) buyurarak, hergiin ilerlemegi, yiiksel- 
megi emr ediyor. (islerinizi yarina birakmayiniz. Sonra yok olursu- 
nuz!) ve (Yabanci dil ogrenin. Diismamn serrinden boylece kurtu- 
lursunuz!) buyuruyor. 

Ahiret ni'metlerini diisiinmek cahsmagi onler demek, cok in- 
safsizhk, cok alcakhkdir. (Cahsip kazanan kimse, ahiret gunii 
ayin ondordii gibi parlak olacak) ve (Alimlerin uykusu ibadetdir) 
ve (Halal kazanin ve hayrh yerlere hare edin) ve (Din kardesine 
odiinc verenin, giinahlari afv olur) ve (Her§eye ulascliran yol var- 
dir. Cennete kavusduran yol ilmdir) hadis-i serifleri, cahsip ka- 
zanmagi ve diinyada iyi yoldan kazanip, iyi yere verenlerin, ahi- 
reti kazanacagim bildirmekdedir. Din, insanlan, lsyan etmekden 
men' edermis. Bunun icin afyon imis. Yazarm din ve medeniyyet 
anlayisim, bu sacmalamalan, pek iyi aciklamakdadir. Boyle soz- 
lerin, bir ilmin, bir fikrin ifadesi olmadigi meydandadir. Korti ko- 
riine, bir din dtismanhgi yaparak, komiinist diisiinceli seflerin go- 
ziine girip, bir kose kapmak icin olan bezirganhkdan baska bir- 

-375- 



sey degildir. Diinyahk ele gecirmek icin, dinlerini verenlere (Din 
yobazi) denir. Yobazlar, daima aldanmrs, felakete siiriiklenmisler- 
dir. Yaranmak istedikleri sefleri, her fani gibi, koltukdan diismiis, 
inanmadiklan, kafa tutduklan, yiice Allahm adaleti katma cika- 
rak, sonsuz azablara yuvarlanmislardir. Yaltakcilan, bunlan unut- 
mus, baska partilere gecmisler. Qkarlan icin, baska famlere tapin- 
maga baslamislardir. 

6 — (Col kanunlanmn hakim kihndigi arab iilkelerinde, mad- 
diyata, materyalist felsefeye hiicum etmekdedirler), diyor. 

Cevab: Eskiden din diismanlan, tesavvuf biiyiiklerinin kiymet- 
li sozlerinden birkacmi ezberleyip, ma'nalanni anlamadan, bunla- 
n ulu orta yazar, soyler, tarikatcilik yaparlar, gencleri tuzaklanna 
dusiiriirlerdi. Simdi ise, islam diismanlan, batili fen, fikr adamlan- 
nm sozlerinden birkacmi ezberleyip, palto tutarak, kadeh doldura- 
rak, canak yahyarak, bir etiket aliyor, bir kose kapiyorlar. Kendi- 
lerine ilm adami, kiilturlii pozu vererek ezberledikleri kelimeler 
icine, islam diismanhgim kusuyor, gencligin oniine siiriiyor ve bun- 
lan masonlann, komiinistlerin cici mamasi gibi gostererek, miisli- 
man yavrulanm aldatmaga yelteniyorlar. 

Kendisinde fen bilgisi olmayip, gayri mesru' yollarla bir etiket, 
bir diploma ele gecirerek, fen adami maskesi altinda, islamiyyete 
saldiran soysuzlara (Fen yobazi) denir. Bir vakt, fen yobazlarm- 
dan biri, eline gecirebildigi etiket sayesinde, bir koltuk sahibi ol- 
mus. Milletin, kendisini adam yerine almadiklarmi goriince, bir 
toplanti yapmis, koyliileri ve din adamlanm toplayip, (materya- 
list felsefe), (ilerici ay dm kisi), gibi kelimeleri savurmaga basla- 
mis. Herkesin din adamlanm saydigmi, kendisine aldiris edilme- 
digini goriince, kopiirmege baslamis. Pis huylanm, kotu diisiince- 
lerini ortaya koyan, asagi kelimeler kullanmis. Bu arada, din 
adamlarma isaret ederek, (Avrupa gormiyen esekdir) demis. 
Miifti efendinin sabn tiikenerek: (Peder-i aliniz Avrupaya tesrif 
etdiler mi beyefendi?) demis. Kaba bir sesle tenezziilen (Hayir) 
cevabim lutf eyleyince, miifti efendi, (O halde zat-i aliniz de, esek 
oglu eseksiniz) diyerek, miidir beyi kazdigi cukura diisiirmiisdiir. 
Islam alimlerinin yiiksekligini, islam medeniyyetinin biitiin diin- 
ya kiitiibhanelerini dolduran sanh, serefli iistunliigunii bilmiyen 
kara kafali, ilerici, aydm(!) cahiller, islamm celik kal'asina boyle 
mantar tabancalan ile saldirmakda, hepsi rezil ve perisan olmak- 
dadir. 

7 — (Iktisadi cokiintiilere sebeb olanlar, dinin afyon etkisini 
gosteren bir kaderci lokmaya, bir hirkaya nzayi telkin eden soz- 
lerden istifade etmisler. Medeniyyet, daha fazla iktisadi refah is- 

-376- 



temek, bunun icin ugrasmak demekdir. Din ise kadere nza, ahiret 
ve ma'neviyyat telkinleri ile, toplumun bu kalkmma hareketlerini 
kirmis, uyutmus.) 

Cevab: Yukandaki maddede bildirdigimiz canak yalayicihgm 
canli bir tablosu daha! Oyle bir yalan ki, otuz sene icinde tie 
kit'aya yayilmis ve zemanm en btiyiik iki imperatorltigti olan Iran 
ve Roma ordulanni yere sermis ve hele Iran devletini tarihden 
btisbtittin silmis ve adaleti ile, giizel ahlaki ile, her milletin gonlti- 
nii kazanmis olan islam mticahidleri, afyonlu, miskin, uyusuk has- 
talarmis. Biraz tarih bilen kimse, bu serefsiz, aleak iftiraya, ancak 
giiler ve igrenir. islam dmi calismagi, ilerlemegi emr etmekde, ka- 
zamp fakirlere yardim edenlere Cenneti mujdelemekdedir. Bu 
yazar, Avrupahlarm, Amerikahlarm hayretden parmaklanm lsir- 
digi islamm san'at eserlerini ve muslimanlarm ilmdeki ve teknik- 
deki basanlanni oven yazilanm gorseydi, bu satirlan karalamaga 
belki sikilirdi. Belki diyoruz. Ciinki, haya duygusunu tasimak da, 
bir faziletdir. Faziletsiz kimseden, sikilmak beklemek, yersiz bir 
istek olur. 

Muslimanlik, calisip kazanmagi emr ediyor. Kana'at demek, bir 
hirkaya razi olup tenbel oturmak demek degildir. Miislimanlar, as- 
la boyle degildir. Kana'at demek, kendi kazandigma razi olup, bas- 
kasmm kazancma goz dikmemek demekdir. Avrupaya medeniyye- 
ti islamiyyet getirdi. Ciinki islamiyyet, iktisadi refahi saghyan yol- 
lan gostermekdedir. Buna kavusmak icin, calismagi istemekdedir. 
(insanlarin hayrhsi, en iistiinii, insanlara daha faideh olanlaridir) 
ve (Iyiliklerin en iyisi sadaka vermekdir) ve (En hayrliniz, insanla- 
n cok doyurammzdir) ve (Sizin en hayrliniz, haskasindan bekle- 
meyip, calisan, kazanammzdir) gibi, daha pekcok hadis-i serifler, 
yukandaki yazilarm alcakca duziilmus iftira olduklarim goster- 
mekdedir. 

8 — (Musterek medeniyyete erismek cabalanm tarih icinde en- 
gelliyen, dinin emr edici kudreti imis. Devrimlerin amaclanni en- 
gelliyen dinin emr edici otoritesini yok etmeli imis.) 

Cevab: Bu fen yobazi, medeniyyeti diline dolamakda, gencle- 
ri bu efsunlu kelime ile uyusdurmaga cahsmakdadir. Biiyuk ve 
agir sanayi' kurup, elektronik makinalar ve atom gucii ile calisan 
fabrikalar yapip, bunlann arkasinda, fuhsu, kadim eglence vasi- 
tasi sekline sokmagi, doviz kacakcihgi ile, yalan ve hile ile, vur- 
gun ile patron olmagi, iscinin sirtmdan gecinerek, her cesid hay- 
vani arzulara kavusmagi medeniyyet sanmakdadir. islam alimle- 
rinin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" ta'rif etdigi ve ulasil- 
masini emr etdigi medeniyyet; (Ta'mir-i bilad ve terfih-i ibad)dir. 

-377- 



Ya'ni medeniyyet, binalar, makinalar, fabrikalar yaparak memle- 
ketleri kalkmdirmak ve fenni ve her cesid gelirleri, milletlerin hiir- 
riyyetleri, rahat ve huzur icinde yasamalan icin kullanmak demek- 
dir. Yirminci asrda, medeniyyetin bu iki sartmdan, yalniz birincisi 
vardir. Fen, goz kamasdirarak ilerlemekde ise de, ekonomik ve 
teknik buluslar, insanlan kole yapmak, zulm ve iskence icin kulla- 
mlmakdadir. Komiinist devletler ve dikta rejimleri bunun misali- 
dir. Yirminci asr, fen asndir. Medeniyyet asn olmakdan cok uzak- 
dir. 

Bu sosyalist yazar, dini yok etmek arzusunda cok kararhdir. 
Ciinki, islamiyyet, ahlaksizhgi, namussuzlugu, somuruciilugii, iki 
yuzliilugii, diktatorlugii, jurnalciligi, kisaca, insanhgi kemiren her 
kotii davranisi yasak etmekdedir. Kotii ruhlu, bozuk karakterli 
kimse, elbette iyilik yapilmasim istemez. Bozguncu olan alcaklar, 
yapici olan islamiyyetden elbette iirker. Bu yalanci kafir, miisli- 
manligm medeniyyeti engelledigine inandirmak icin, tarihi yalanci 
sahid gosteriyor. Biraz tarih bilgisi olsaydi, kendini belki biraz 
frenliyebilirdi. islamiyyetin, medeniyyete hizmetini ve bugiinkii 
Avrupanm, Amerikamn kalkinmasina lsik tutdugunu, musliman 
olmiyan tarihciler de i'tiraf ediyor. 

Bu cahil fen yobazmm, bu yalanlan kendisi uyduracak kadar 
kafa ve kalem sahibi olmadigi da anlasihyor. Avrupada hiristi- 
yanhga karsi olarak yapilan saldinlan, islam dinine de bulasdir- 
mak cabasmdadir. Fekat, haksiz oldugundan ve bilgisi gibi, go- 
riisu, anlayisi da kit oldugundan, yiiziine goztine bulasdirmakda- 
dir. 

Sirasi gelmisken, Avrupada hiristiyanhk diismanhgim kimlerin 
ve nicin yapdiklanm ve bu hiicumlarm islam dinine karsi cevrile- 
miyecegini aciklamak uygun olacakdir. Soyle ki: 

Btiyiik Kostantin zemaninda, ilahi kiymetini biisbiitun gayb 
eden hiristiyanhk, siyasi bir kazanc vasitasi olmusdu. Ruhaniler, 
hiristiyan olmiyanlara karsi, kanh savas aciyorlardi. Herkesi, ko- 
rii koriine hiristiyan olmak icin zorluyorlardi. Luther, bu cilgmca 
saldinda pek ileri gitmisdi. Protestan olmiyan her dine, her mil- 
lete ates puskiiriiyordu. Katoliklerin kurduklan misyoner teski- 
lati da, aynca fikrleri kansdirmaga, vicdanlan sasirtmaga ugrasi- 
yor, hergiin yeni yeni yazilarla, hiristiyanhk propagandasi yapi- 
yordu. Hiristiyanlarm ilme, fenne uymiyan ve ba'zan kan doke- 
rek, bir yandan da aldatarak yapdiklan saldinlara karsi, Avrupa- 
da, onsekizinci asrda hiristiyan diismanhgi basladi. Papaslarm, in- 
sanlan aldatdiklan, hurafelere inanmak icin zorladiklan, herkesi 
fikr esaretine almak icin ugrasdiklan yazildi. Fekat, bu diisman- 

-378- 



lik, hiristiyanlik dfnine karsi olmakla kalmadi. Her dine saldiranlar 
tiiredi. Bunlar, papaslarm fenahgmi, dmin bozulmasmda, dmin de- 
gisdirilmis olmasmda gormuyor, dinden geldigini samyorlardi. 
Dinleri incelemeden, hiristiyanlarm yapdiklan zulmleri, kotiiliikle- 
ri, din olarak ele alip, dinlere saldmyorlardi. Din diismanligmda en 
ileri gidenlerden biri Volter oldu. O da, Luther gibi islamiyyete if- 
tira ediyor, Resulullah efendimizi, Lutherin dedigi gibi sanarak, 
(Hasa) kotiiliiyordu. Bunlar da, hiristiyanlar gibi, islam dinini ince- 
lemeden, butiin dinlere catiyordu. 

Ilk olarak ondokuzuncu asrda, Alman Von Herder, korii ko- 
riine hiristiyan olmaga zorlanmak gibi, korii koriine din diisman- 
hgi yapmamn da, yanhs oldugunu soyledi. Dinleri, oncelikle is- 
lam dinini incelemek liizumunu ortaya koydu. Boylece, Avrupa- 
da, Muhammed aleyhisselamm hayati ve islamiyyetin, ferdleri, 
aile ve cem'iyyeti idare icin gosterdigi lsikli yolun sasilacak iistiin- 
liikleri goriilmege, anlasilmaga basladi. ingiliz fikr adamlarmdan 
Carlyle (Karlayl), 1257 [m. 1841] de yazdigi (Kahramanlar) kita- 
bmda, (Peygamber olan bir kahraman) basligi altinda, Muham- 
med aleyhisselamm hayatim, ahlakim ve basarilanm ovmekde- 
dir. Bir yerinde (Oniki asr boyunca, yuzmilyonlarca insani idare 
etmis, doguda, batida medem devletler kurulmasina sebeb olmus 
bir zat, Lutherin ve Volterin yazdigi gibi, bir sahtekar olamaz. 
Asagi bir kimse, hazret-i Muhammedin "aleyhisselam" basanla- 
rma kavusamaz. Ancak, iman ve ahlak sahibi, olgun bir kimse, 
baskalarma faideli olur. Muhammed "aleyhisselam", insanlan 
yiikseltmek icin dogmusdur. Boyle olmasaydi, kimse ona uymaz- 
di. Muhammed aleyhisselamm sozleri dogrudur. Ciinki yalanci 
olan bir kimse, bir din degil, bir ev bile kuramaz) diyor. Karlayl 
zemamnda, Avrupada dogru islam kitablan yok gibi idi. Fekat o, 
uzun senelerin incelemeleri ve keskin goriisii ile, hiristiyanlarm 
ve din diismanlarmm yalanlarma aldanmadi. Tarihin hakikatleri- 
ni gorebildi. Bugiin islam kitablan, Avrupa, Amerika dillerine 
bol bol cevrilmekde, Karlayl zemamnda bulunan, yanhs ve nok- 
sanlar da aydmlatilmakdadir. 

Lutherin, Kur'an-i kerime karsi yazdigi cirkin yazilan ve Vol- 
terin Muhammed "aleyhisselam" icin uydurdugu korkunc fa- 
ci'alar olan fikrleri ile Karlayhn (Peygamber olan kahraman) ki- 
tabi yan yana getirilirse, miite'assib hiristiyanlar ve cahil din diis- 
manlan ile ilm, inceleme adamlarmm, islamiyyeti goriisleri arasm- 
daki fark iyi anlasihr. Karlayldan sonra, ingiliz ilm adami Lord 
Davenport da, Muhammed aleyhisselamm hayatimn, ahlakmm 
giizelligini, Kur'an-i kerimin insanhgi se'adete kavusduran bir ilm 

-379- 



kaynagi oldugunu uzun uzun anlatmis, Kur'an-i kerime ve Muham- 
med aleyhisselama dil uzatanlara, susdurucu cevablar vermisdir. 

Goriiltiyor ki, islam diismanlan, bugiin, yalan ve iftira atesini 
koriikliyebilmek icin, iic kaynakdan zehr almakdadir: Hiristiyan 
misyonerlerinden, Volter gibi korii koriine dinlere saldiranlar- 
dan ve her dogruyu, her iyiligi yok edip, insanlan bir hayvan ve 
bir makina adam gibi somiiren komiinistlerden zehrlenmekde- 
dirler. 

9 — (Din, mevcud olan He yetinmek, kana'atkarhk, aci cek- 
mek, miisavatsizhklan benimsemek imis. Bir cem'iyyetdeki mev- 
cud fikrleri kahplasdirmak imis. Simf farklannm azaltilmasi, istis- 
mann onlenmesi icin daha iyi bir hayata kavusmagi onlermis. Bu 
baskilar, Cehennem korkusu He yapilmis. Aci cekenler, Cennetle 
avutuluyormus. Fertlerin kisiliklerini oldurmus imis.) 

Cevab: Yukandaki maddenin sonunda bildirdigimiz iic kay- 
nakdan aldigi zehrleri, musliman yavrulanna asilamak istiyor. Fe- 
kat, becerememis. Bugiin gencler, islam kitablanm okuyor. Dinini 
dogru olarak ogreniyor. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", 
(Iki giiniin kazanci esit olan, zi van etinis demekdir. Musliman her- 
giin ilerlemelidir) buyuruyor. Bu emri isiten ve Resulullahin hali- 
fesi hazret-i Omerin (ileri) emrini uzun uzun okuyan aklh bir gene, 
ilerici gecinen bu cahilin yalanlarma elbette aldanmaz. islamiyyet, 
miisavatsizhklan benimsemegi degil, miisavatsizhklan yok etmegi, 
adaleti emr ediyor. (Ben, adil olan bir hiikiimdar zemanuida gel- 
dim) hadis-i serifi, kitabsiz kafirlerin adaletini bile ovmekdedir. 
(Miinavi) de ve (Deylemi) de yazih olan hadis-i serifde, (Cennete 
once girenler, adil olan hakimler ve adil olan hiikumet adamlari- 
dn) buyuruluyor. Bu hadis-i serif, aci cekdirmegi ve miisavatsizhgi 
mi, yoksa aci cekdirmemegi ve miisavati mi emr ve tesvik buyuru- 
yor? Okuyucularimrzin vicdani, buna elbette dogru cevab verecek 
ve kafir yazarm sapikhgi ve kimlere hizmet etmek gayretinde oldu- 
gu iyi anlasilacakdir. 

islamiyyet, zekat vermegi, odtinc vermegi, yardimlasmagi 
emr etmekdedir. Simf farklanm kaldiran bu emrleri yapanlarm 
Cennete gidecegini bildirmekdedir. Cennete aci cekenler degil, 
aciyi verenden, yaratandan razi olanlar girecekdir. islamiyyet, en 
iyi hayata kavusduran, ilerici, dinamik bir dindir. islamiyyet, 
mevcud simrlan kahplasdirmamis, ticaret, sanayi', zira'at ve harb 
tekniginde giiniin sartlanna uyulmasmda, yiikselmek icin her il- 
mi bulusun tatbik edilmesinde, devleti idare edenleri serbest bi- 
rakmisdir. Allahii teala, insanlann her bakimdan en iistiinii, en 
aklhsi olan sevgili Peygamberine bile (Eshabin ile miisavere et! 

-380- 



Onlara dams!) buyuruyor. islam hahfelerinin hepsinin miisavirle- 
ri, meclisleri, ilm adamlan vardi. Damsmadan birsey yapmalan ca- 
iz degildi. Ibadetlerde hie degisiklik, reform olamaz. Fekat, teknik- 
de, dunya islerinde ilerlemek, yiikselmek emr edilmisdir. Bunun 
icindir ki, islam devletleri, doguda, batida, her yerde, her konuda 
ilerledi. Biitiin diinyaya onder oldu. islamiyyet, sahsiyyet sahibi ol- 
magi, fikr hiirriyyetini saghyan bir dindir. Herbir miisliman, biitiin 
diinyadan daha kiymetlidir. 

10 — (Din, ic ve dis istisman saglamis. Kana'at etmek ve kade- 
re nza, uyusukluga ve istismar edilmege sebeb olmus. istihsal kuv- 
vetleri, belirli ellerde toplanmis. Genis kitle, dunya se'adetlerine 
layik goriilmemis. Bir lokma, bir hirka felsefesi, yasama ve miica- 
deleci kuvveti yok etmis. Ahiret iimmidi, aci ve sikmti cekmege se- 
beb olmus.) 

Cevab: Din iizerinde konusabilmek icin, az da olsa, bir din bil- 
gisine sahib olmak lazimdir. islamiyyeti, bugiinkii kapitalistlere, 
komunist somuriiculere benzetip, dine boyle saldirmak, gozii don- 
diiriicu, akh ortiicii azih bir islam diismanhgmi gostermekdedir. 
istihsal kuvvetlerini belirli ellerde tophyan ve milleti somiiren ba- 
tih kapitalistlere ve zalim komiinistlere karsi birsey demeyip de, 
sosyal adaleti emr eden islamiyyete saldirmak, diipediiz islam diis- 
manhgi ve acik bir moskof usakhgi olsa gerekdir. islami bilgisi hie 
olmadigi icin, doniip dolasip, kana'at etmege, kadere inanmaga 
catiyor. Medeniyyet namma yalmz iktisaddan, para birikdirmek- 
den soz ediyor. Anlamiyor ki, kana'at, sinir hastahklarmi onliyen, 
gecimsizligi, diismanhgi gideren, cem'iyyetlerin diizenlerini sagh- 
yan bir faktordiir. Kana'at, islamiyyetin diinyaya yayilmasim, ilm 
ve fen abideleri kurmagi saglamisdir. (Calisan kazanir) ve (Her- 
kes yapdigini bulur) meal-i alisinde olan ayet-i kerimeler ile (Al- 
lahii teala calisip kazananlari sever) ve (Miinavi)deki ( Allahii te- 
ala cahsmiyan gencleri elbette sevmez) gibi, nice hadis-i serifler, 
calisip ilerlemegi mi, yoksa uyusuklugu mu emr ediyor? Miisli- 
manlarm kurdugu Emevi, Abbasi, Gaznevi, Hind Timurlan ve 
Endiilus ve Osmanh medeniyyetleri, cahskanhgi mi, yoksa uyu- 
suklugu mu gosteriyor? islam diismanlan tarafmdan uydurulmus, 
(bir lokma, bir hirka) sozii, Kur'an-i kerimin ve hadis-i seriflerin 
emrlerini degisdirebilir mi? Bu soz, muslimanhk demek degildir. 
Ahirete inanmak, aci cekmege degil, ferdlerin, ailenin ve cem'iy- 
yetin diizenli, huzurlu olmasma sebebdir. Tarih, boyle oldugunu 
acikca gostermekdedir. islam dini, aci cekmegi degil, maddi, 
ma'nevi acilan gidermegi, acilara, sikintilara sebeb olmamagi emr 
etmekdedir. 

-381- 



11 — (Bu memleketler, hala col kanunlan ile idare edilmekde 
imis.) 

Cevab: Allahii tealanin gonderdigi Kur'an-i kerimin ve yiiz- 
binlerce hadis-i serifin bildirdigi emrler, ilmler, dtinyamn her ye- 
rindeki ilm ve akl sahiblerini hayran birakmakdadir. Bu ilmlerin, 
emrlerin ustunliiklerini, kiymetlerini aciklayabilmek icin, islam 
alimleri binlerle kitab yazmisdir. Bunlardan birkacim, (Se'adet-i 
Ebediyye) kitabimizin muhtelif yerlerinde bildirdik. Musliman 
olmiyan ilm adamlan da, bu dogru sozii, insaf ederek aciklamak- 
dadir. Gote diyor ki, (Kur'an-i kerimi ilk okuyan, bir zevk duy- 
maz ise de, sonra, okuyam kendisine ceker. Daha sonra, giizelli- 
gi ile onu cezb eder). Kibon diyor ki, (Kur'an-i kerim yalmz Al- 
laha, ahirete inanmagi degil, medeni ve ceza kanunlanni da bil- 
dirmekdedir. insanlarm biitiin islerini, hallerini diizenliyen ka- 
nunlan ve Allahii tealanin degisdirilmiyen emrlerini getirmis- 
dir). 

Davenport diyorki, (Kur'an-i kerim, dini vazifeleri ve giinluk 
isleri, ruhun temizligini, bedenin sihhatini, insanlarm birbirlerine 
ve cem'iyyete ve devlete karsi olan vazifelerini, haklanni, insanla- 
ra, cem'iyyetlere faideli olan seyleri, ahlak, ceza bilgilerini diizen- 
lemekdedir. Kur'an-i kerim, insanlara faideli bir sistemdir. Canh- 
lann ve esyamn her hali, onun ile diizenlenir. Ahlak iizerinde cok 
titiz, cok kuvvetlidir. Kur'an-i kerim, hep iyilik etmegi emr ediyor. 
Sosyal adaleti kuvvetlendiriyor. Medeniyyete krymetli te'sir yapi- 
yor. insanlara iyilik, se'adet icin, Allah tarafindan gonderilen en 
kiymetli kitaba, inad ve diismanhk ederek, cahilce saldirmak kadar 
haksiz ve guliinc bir is olamaz). 

Goriiliiyor ki, akl ve vicdan sahibi herkes, Kur'an-i kerimi anh- 
yabildigi kadar, ona baglanmakda, saygi gostermekdedir. Bu mu- 
kaddes kitaba, col kanunu demekden daha kotii bir ahlaksizhk, al- 
cakhk ve ahmakhk olamaz. 

12 — (Diger dogu ulkeleri de, col kanunlanni atip milli ve ba- 
tih bir ideolojiye yonelmekde, din afyonunu atmakla uyanmakda 
imisler.) 

Cevab: Bu cahil ve sapik yazarm afyon dedigi islam dinine, 
musliman olmiyanlar bile hayranhklarmi bildirmekdedir. Moche- 
im diyor ki, (Miladin onuncu asrmda, Avrupayi kaplamis olan 
mudhis kara giinlerden daha kotiisii diisiinulemez. Bu devrin en 
ileride bulunan latinlerinde bile, ilm ve fen adma, mantikdan ile- 
ri birseyleri yokdu. Mantik, biitiin ilmlerin ustuniidiir samhyordu. 
O zeman miislimanlar, ispanyada ve italyada mektebler kurdu. 
Avrupah gencler, ilm ogrenmek icin buralara toplandi. islam 

-382- 



alimlerinin okutma metodlanm ogrenerek, hiristiyan mektebleri 
acildi). 

Diinya tanhlerinin sozbirligi ile overek yazdigi gozleri kamas- 
diran islam medeniyyetini, Kur'an-i kerime uyanlar meydana ge- 
tirdi. Bugiin Avrupa, Amerika ve Rusyada fen ilerledi, dev sana- 
yi' kuruldu. Ay yolculuguna baslandi. Fekat, hicbirinde huzur sag- 
lanamadi. Patronlarm israfi ve sefaheti, iscilerin sefaleti giderile- 
medi. Komunistlerde devlet, milleti somiirdu. Milyonlarca insan, 
bugaz tokluguna, ac, ciplak cahsdinldi. Zalim, kan dokiicii bir 
azmlik, bunlarm sirtmdan yasadi. Seraylarda zevk ve safa siirilp, 
her kotiilugu yapdilar. Kur'an-i kerime uymadiklan icin rahata, 
huzura kavusamadilar. Medeni olmak icin, fende, teknikde onla- 
ra benzemek, onlar gibi cahsmak, basarmak lazimdir. Ciinki, 
Kur'an-i kerim ve hadis-i serifler, fende, san'atda ilerlemegi emr 
ediyor. Mesela, ibni Adi ve Munavinin "rahmetullahi teala aleyhi- 
ma" bildirdikleri hadis-i serifde, (Allahii teala, fende ilerliyen, 
san'at sahibi olan kulunu elbette sever) ve (Hakhn-i Tirmiizi) ve 
(Miinavi)deki hadis-i serifde, (Allahii teala, kulunun san'at sahibi 
oldugunu gormegi elbette sever) buyuruluyor. Fekat, medeni ol- 
mak icin, yalmz bunu basarmak yetismez. Kazamlan ni'metlerin, 
adaletle paylasilmasi, cahsamn emegine kavusmasi lazimdir. Bu 
adalet de, ancak Kur'an-i kerime uymakla elde edilir. Bugiin Av- 
rupa, Amerika ve Rusya, islamiyyete uygun olarak cahsdiklan is- 
lerinde, kazamyorlar. Fekat, kazanclanm Kur'an-i kerimdeki ada- 
let esaslanna gore paylasmadiklarmdan rahata, huzura kavusami- 
yorlar. Simf miicadelesinden kurtulamiyorlar. islamiyyete uymi- 
yanlar, asla mes'ud olamaz. Uyanlar, miisliman olsa da, olmasa 
da, inansa da, inanmasa da, uyduklan kadar, diinyada faidesini 
goriir. inanarak uyanlar ise, hem diinyada, hem ahiretde faidesini 
goriirler. Diinyada, rahat, huzur icinde yasarlar. Ahiretde de, 
se'adet-i ebediyyeye, sonsuz ni'metlere kavusurlar. Bu soziin dog- 
ru oldugunu tarih de, gunliik olaylar da, acikca gostermekdedir. 
Bundan anlasihyor ki, miisliman olsun olmasm, islam dininin gos- 
terdigi yolda ilerlemiyenler, aynldiklan kadar, zarara, felakete sii- 
riiklenirler. 

Allaha iman, Allah korkusu ve islam dini, maddi mes'eleler- 
de aciz kalan insanlara iimmid ve cahsma azmi verecek sebebler- 
dir. 

Ekonomik ve teknik terakkilerin faideli olabilmesi icin, ma'ne- 
vi kuvvete de ihtiyac oldugu goriilmekdedir. 

Din ve fen, insanlara cok liiziimlu, cok faideli olan iki yardim- 
cidir. Fen bilgileri, rahat icin, huzur icin, medeniyyet icin lazim 

-383- 



olan vasitalan, sebebleri hazirlar. Din bilgileri de, fennin hazirla- 
digi aletlerin, rahat icin, huzur icin ve medeniyyet icin kullamlabil- 
melerini saglar. Komiinistler, Almanlardan, Amerikahlardan cal- 
diklari fen bilgileri ile, dev sanayi', mu'azzam fabrikalar kurdular. 
Gozleri kamasdiran fiizeler, peykler yapdilar. Fekat, bunlarda 
yalmz fen vardi. Din yokdu. Bundan dolayi, fen ile yapdiklan alet- 
leri, kendi milletine iskence yapmak icin ve baska milletlere sal- 
dirmak icin ve diinyada isyanlar, ihtilaller cikarmak icin kullandi- 
lar. Her yeri zindana cevirdiler. Fende ilerlemeleri, medeniyyete 
degil, vahsete sebeb oldu. Rahat, huzur, insan haklan yok edildi. 
Bir azinhgin zevk ve safasi icin, milyonlarca insan sefil oldu. Onun 
icin, hakiki dini ogrenmege ve hakikf miisliman olmaga gayret 
edelim. 

Hakiki muslimanlar hakkmda, bakiniz, Kur'an-i kerim ne bu- 
yuruyor: 

(Iyi biliniz! Allahin dostlarina korku yokdur. Onlar uzulmiye- 
ceklerdir!) "Yuniis Suresi, 62. ci ayet-i kerime meali". 

islamm ahkamma, ya'ni Allahii tealamn emrlerine ve yasakla- 
nna inanahm. Bu ahkama uyarak, birbirimize ve devletimize yar- 
dimci olahm. Rahata, huzura, se'adete kavusahm, sevgili okuyucu- 
lanmiz. 

Hulasa: Yukanda 12 madde halinde siraladigimiz yazilar, ya- 
zarlarmm hem cahil, hem ahmak bir din dusmam olduklanni gos- 
teriyor. islam alimlerinden hicbirinin hicbir kitabmi okumamis, 
isitdiklerini de anlamamis olduklan goriiliiyor. Bunlara cevab ver- 
mege degmez. Ciinki (ve ma cevabiil ahmaki illessiikut) meshur- 
dur. Etiketlerine aldanan genclerin ilmi yazilar oldugunu zan ede- 
rek, senedleri, vesikalan olmiyan bu hayali hezeyanlara aldanma- 
malan icin kisaca cevab yazarak uyarmagi uygun gordiik. 



Soysuz olana, kiymet mi verir hie diploma? 
Altm paian vursan, e$ek yine e$ekdir! 



Allaha tevekkul edenin yaveri Hakdir. 
Na-$ad olan bu kalbim, birgiin sad olacakdir. 



384- 



ONUNCU RISALE 

KOMUNiSTLIK VE KOMUMSTLERDE 

DIN DUSMANLIGI 

Sosyal adalet, cok eskiden beri diistinulen ve biitun dinler, re- 
jimler, ictima'i mezheblerce ileri siiriilen ve gerceklesdirilmesi va'd 
edilen bir hususdur. Bir toplulugun diizenli ve ahenkli olmasi ve 
ferdler, zumreler arasmda nefret ve dtismanlik bulunmamasi, an- 
cak sosyal adaletin varhgi ile miimkindir. 

(Sosyal adalet), herkesin, cahsmasi, bilgi ve kabiliyyeti ve gor- 
dtigu is nisbetinde ve derecesinde hakkmi almasi; hie kimsenin ezi- 
lip somiirulmemesi demekdir. Sosyal adalet, en kiiciik bir is gore- 
ne de, hayat hakki tanimakdadir. Cahsan herkesin asgari bir gecim 
sartma erismesi, sosyal adaletin ilk sartidir. 

Sosyal adalet, sosyal esitlik demek degildir. Herkesin ayni ge- 
lire sahib olmasi adalet degil, adaletsizlik olur. Bir sinifda, cah- 
san cahsmayan, bilen bilmeyen btitiin ogrencilerin sinif gecmesi 
gibi. Mutlak esitlik, ne tabiatda, ne toplulukda, hicbir yerde yok- 
dur. 

Hukukdaki esitlik, ayni durum ve sartlar icinde bulunan herke- 
sin ayni muameleye tabi' tutulmasi ma'nasmdadir. Sosyal bakim- 
dan, ya'm iktisad cihetinden tarn bir esitlik aramak ve istemek, 
hem gereksiz, hem imkansizdir. Cunki, adalet kavrami ile bagdas- 
dmlamaz. Mes'ele, cahsmak ve kazanmak imkanim herkese ayni 
seklde vermekdir. Mevcudu kelle hesabi, esit seklde paylasdirmak 
demek degildir. Herkesin cahsmasinm karsihgini gormesi, hakkmi 
elde edebilmesi da'vasidir. 

Sosyal adalet, milli gelirin en uygun seklde taksimini saglar, is- 
tisman, somiiriiciilugu ortadan kaldinr. Sermayenin pok kiiciik ve 
belirli bir ziimre elinde toplanmasim onler. Herkese kendi olcii- 
siinde hayat hakki verir. Simf ve ziimreleri arasinda diismanhk bu- 
lunmiyan bir topluluk meydana getirir. Boyle bir toplulukda va- 
tandaslar, hal ve istikbal bakimmdan kendilerini emniyyetde hisse- 
derler. 

- 385 - Hak Sozun Vesikalan: F-25 



Sosyal adalet, milliyetci goriisle ve liberalist tarafi biraz daha 
fazla olan karma bir ekonomi ile gerceklesdirilebilir. 

(Milliyetcilik), bir milleti yiikseltmek arzusudur. Milliyetcilik 
demek, mensub oldugu milleti sevmek, onun ilerlemesi icin, cahs- 
mak, milli degerleri, kurumlan, dini ve gelenekleri korumak ve de- 
vam etdirmek demekdir. Sosyal adaleti en iyi, en verimli olarak 
saglayan kuvvet, islam dinidir. Miislimanlar birbirlerinin kardes ol- 
duklarma inamrlar. Kardes gibi sevisirler. Musliman olmayanlarm 
dahi mallarma, canlarma, nzlarma saldirmazlar. islam dini, insan- 
lann sevismelerini, yardimlasmalanm saglar. Boluculugii onler. 
Cahsmagi, halal para kazanmagi emr eder. Her cahsan insana hak- 
kini verir. Herkesin miilkunii korur. Her musliman, kazancma ra- 
zi olmakda, rahat ve huzur ile yasamakdadir. Kimse kimsenin ma- 
lma, miilkiine dokunmaz. Sosyal adaleti anhyanlann ve bu da'va- 
lannda samimi olanlarm, islam dinine saygi gostermeleri ve yardim 
etmeleri icab eder. 

(Sosyalizm), sosyal adalet demek degildir. ismleri benziyorsa 
da, birbirinden baska, biisbutiin ayndirlar. Iman ile kiifr gibidirler. 
Ya'ni, birinin bulundugu yerde, oteki bulunamaz. 

(Sosyalizm), ferdi miilkiyyet diismanhgi, biitiin istihsal vasitala- 
nnm ve ticaretin devletlesdirilmesi, diktator idarenin kurulmasi, 
din diismanhgi, biitiin cahsanlarm isci, lrgad haline sokulmasi, din, 
tarih, millet, vatan ve devlet dusiincelerinin yok edilmesidir. Fer- 
din olmiyecek kadar kabul edilen, pok az yiyecek, giyecek ve ev es- 
yasmdan ve bir iki odadan baska, biitiin gelir ve kazanclan elinden 
alinir. Boylece, insanlar, her cesid tesebbiis, rekabet, bulus, inams 
ve inkisafdan mahrum birakihr. Biitiin kabiliyyetleri ve sahsiyyet- 
leri sondiiriilur. Zalim, merhametsiz olan tek bir merkezden, siki 
bir baski ve iskence ile idare edilen bir esir, bir robot halinde, gii- 
cii gidinceye kadar cahsdinhr. 

Sosyalizm, kizil (Rus) ve sari (Cin) emperyalizminin diktator- 
liiklerine maske ve alet olmusdur. Sosyalizmi belirten yukandaki 
islerden bir veya birkaci gevsek yapihr veya hie yapilmazsa, buna 
(Nasyonal sosyalizm) denir. Hepsi, iskence ile, kiyasiya yapilmca 
(Ihtilalci sosyalizm) veya (Komiinizm) denir. Sosyalizm ve komii- 
nizm kelimeleri, inkar felsefesinin adi ve soy adi gibidirler. Her iki- 
si de, insam madde ile nefsin arzulanna tapdirmakdadir. Allahii te- 
aladan ve kendi ruhlarmdan, vicdanlarmdan habersiz birakarak, 
hayvan gibi bogaz tokluguna yasatmakdadir. idareci, diktaci azin- 
hk ise, kudurmus kopekler gibi, millete ve birbirlerine saldirmak- 
da, kendilerini ve milleti sinsice, kahbece oldtirmekdedirler. Rus- 
yada ve Cinde, milyonlarca insan oldiirdiiler. 

-386- 



Komunizm gaddar ve barbar oldugu kadar, sinsi, aldatici ve bu- 
lasicidir. Kurnaz metodlarla usanmadan, yilmadan seytan inadi ile 
cahsir. Muhtelif kihklara biirimdugii gibi, hedef tutdugu muhftin- 
de, za'if ve kopmasi kolay olan cihetlerinden de istifade etmesini 
bilir. Izdirab ve sefaletleri istismar ederek, kiskirtici iislubu ile icti- 
ma'i nizami bozarak simf kavgasma yol acar. Orumcek agi gibi ca- 
susluk ve propaganda sebekeleri kurar. Asagi karakterli, diisiik 
kaliteli soysuz insanlan para ile kolayca kizil agma dusurtir. Sonra, 
oliim ile tehdid ederek bunlara her kotuliigu yapdinr. Onlardan 
son derece istifade etmesiyle, hedefini icinden curiitiip, yikmakda 
seytani ince san'ata vakifdir. 

Bir kerre onun korkunc pencesinin altma dusmtis bir memleket 
icin kurtulus caresi yokdur. Kanser hastahgi ferd hayati icin ne ka- 
dar korkunc ve tehliikeli ise, komunizm de, bir memleket, bir mil- 
let icin, o kadar tehliikeli siyasi bir felaketdir. 

Komiinizmi, hurriyyet catisi altmda demokrasi temeline daya- 
nan, istikbali ve mukadderati temamen halk iradesine bagh, onun 
reyi ile is basma gelip giden, hiir diinyaca ahsilmis, ehli ve huma- 
niter istikametli, siyasi partiler gibi zan edip aldanmamahdir. Gii- 
zel ve parlak sozlerine kamp, kocaman yilamn zehrli dislerine 
kendisini kapdirmis, zavalh bir kurbagamn akibetine diismemeli- 
dir. 

Saf zumreye "Cennet Bagpesi" olarak uzakdan parlak goster- 
mek istedikleri sey, propaganda kihfi ile ortiilmiis, milyonlarca 
ma'sum insanlarm kemikleriyle dolu, cinayet kuyusudur. 

Hiir diinya sathinda kizil sihirbazlarm dokmekde olduklan, 
propaganda esrar dozlanni tadayim derken, fazla kacirip serhos 
olanlar ve serhosluk illiizyonunun, hayallerinin te'siri altmda, ko- 
miinizme ask i'lan edenler, ayildikdan sonra, nedamet ve pisman- 
hkla geri donmuslerdir. 

1952 yihnda tanmmis italyan komunist liderlerinden Masent- 
so, yikici fe'aliyyetinden dolayi italyan mahkemeleri tarafmdan 
uc yil agir habs cezasma mahkum edilmisdi. Masentso mevkuf bu- 
lundugu habshanesinden "komunizm Cenneti"ne kavusmus olan 
Cekoslovakyaya kacmaga muvaffak olmusdu. Kisa bir zeman 
oralarda kaldikdan sonra, Masentso, icerisinde bulundugu rii'ya- 
sinin ortasinda cabucak ayihverdi. Aci ve sert hakikatleri, biitiin 
ciplakhgi ile farketdi. Bundan duymus oldugu nedamet ve pis- 
manhgim bir miiddet saklamak istemis ise de, hiir Avusturyaya 
kacip oradan da, hakh olarak carpdinlmis oldugu iic yil agir habs 
cezasim cekebilmek icin, italyaya gonderilmesini istemis ve demis- 
dir ki, Cennet zan etdigimiz komunist memleketlerde yasamakdan 

-387- 



ise, Italyan habshaneleri daha rahat, daha iyidir. Buna benzer, ay- 
ni nedamet ve pismanhk ile o kizil cinayet kuyusundan kacan, hiir 
diinyada ismleri tamnmis Kravcenkolar, Zaharovlar, Kasyanova- 
lann sayisi cokdur. ikinci cihan harbinin yirtip acmis oldugu demir 
perde kismindan istifade ederek batiya kacan ve muhtelif hiir 
memleketlere sigman, ekseriyyeti koylii ve isci zevalhlarm sayisi 
birbucuk milyona yakm oldugu, bilinen bir hakikatdir. O zeman ki 
solcular, "Cennet" olarak gostermek istedikleri kizil diyarmdan 
kacan bu bahtsiz insanlarm inlemelerini izah edemediler. 

Yutmaga hedef tutdugu memleketlerin, iscilerine fabrikalar 
ve diger sanayi' isletmeleri, koyltiye bol bol arazi, memleketde 
ise, sulh, hiirriyyet ve refah va'd eden maskeli koca kizil yilan, 
bakm Rus halkina, Kafkasyaya, Tiirkistana, Ukraynaya, Leton- 
yaya, Litvanyaya, Estonyaya ve diger peyklerine neler bahs et- 
misdi? Iscilere ve koyliilere va'd edilen fabrikalann, arazinin 
yerine, devamli karlar ile ortulii, sifinn altinda elli derece sogu- 
gu ile siislenmis biitiin bos Sibiryayi, ahsilmamis bu derece so- 
gugun altinda ac karni ile oradaki vahsi ormanlarda agac kese- 
rek serbest olme sansini, va'd edilen hiirriyyetlerin yerine de, 
elleri kelepceli, agizlan muhiirlii esaret; refahin yerine ise, agli- 
yan sefalet, perisanlik ve achk. Memleketleri ise, utanc divarla- 
n ile cevrilmis, demir perdeler ile kapatilmis birer esaret kam- 
pi yapmisdi. 1927 yilmdan 1939 yilina kadar, hiirriyyet, sulh ve 
refahlar va'd edilen, sadece Rusyada onyedi milyon ma'sum in- 
san yok edilmisdir. Bunlar hikaye degildir. Hakikatm ta kendi- 
sidir. 

ihtilal ve ic harb baslamadan once, RUSYA'da hemen he- 
men ani denecek seklde bir siirii Sosyalist parti peyda oldu. isci 
Demokrat, Koylii Demokrat, Bolsevik, Mensevik, Sag ve Sol Li- 
beraller, Kadet Partisi bu meyandaydi. Her biri ayn ayn fikrler 
ile propagandalan ile ortaya cikmislardi. Kiiciik, biiytik toplu- 
luklardan faydalanarak, konusuyorlar, nutklar cekiyorlardi. 
Koylerde, fabrikalarda, kiiciik tezgahlarda, meydanlarda, hatta 
sokaklarda, bu fe'aliyyet eksik olmuyordu. Bu partiler, binbir 
va'd ile siisledikleri programlarini, parlak sozlerle halka sunu- 
yorlar, issiz insanlarla beraber, halleri iyi olanlan da kandinp 
peslerine takiyorlardi. Bu kaynasma aylarca devam etdi. Devam- 
li yapilan konusmalar ve gtiriiltii, halki sasirtmrsdi. insanlarm ka- 
falan, egriyi dogruyu anhyamaz hale geldi. Adeta, halk su'ursuz, 
serhos olmusdu. 

Partilerin en kuvvetlisi, en cok va'dde bulunam, Bolsevik Ko- 
miinist Partisi idi. Bunlar yalniz iscilere ve koyliilere hitab edi- 

-388- 



yorlardi. Cahsdiklan yerlerin sahiblerinin yerlerine gececekleri- 
ni, isletmelere, topraklara miisavi sartlarla hissedar olacaklarmi, 
zenginlere kul olmanm kalkacagmi, zenginlerin oturduklan 
apartmanlarda oturacaklanm, caddeleri o zenginlerin siipiirup 
temizliyeceklerini, koyliilerin toprak sahibi yapilacagmi, ciftlik 
sahiblerinin topraklarmm ngad koyliiye dagitilacagmi soyliiyor- 
lardi. 

Bolsevik ve isci partilerinin miisterek olan propagandalan, 
zenginlere kul olmanin, hizmet etmenin kalkacagi seklindeki ko- 
nusmalardi. Kurtulus giiniinun gelmekde oldugu haber veriliyor- 
du. 

Bu sosyalist, komiinist partiler, isci ve koyliiniin hakkim koru- 
mak, onlan yiiksek hayata ulasdirmak icin cahsdiklarmi durmadan 
tekrarhyorlardi. Eger isci ve koyliiler peslerinden gelirlerse, kurta- 
nci olmanin serefini paylasacaklardi. 

— Ey isciler ve koyliiler! Burjuvalann, kapitalistlerin, agalarm, 
biitiin somiiriiculerin pencelerinden kurtulmak istiyorsaniz, oylan- 
nizi komiinist partisine veriniz ve onun etrafmda toplamniz, diyor- 
lardi. 

Bilhassa, cahil koylii ve isciler, kendileri icin iyi ve kotii olan ta- 
raflan secemiyorlar. Daha ziyade yalanlara kapihyorlardi. Komii- 
nist yonetim zemamndaki Rus emekcisinin sefalet ve felaketi, ma- 
alesef, o devredeki gafletin, aklsizhgm neticesi olmusdur. 

Ihtilalin baslangicinda, komiinist idarecileri, bir kism karak- 
tersiz insanlan, kudurmus kopek gibi etrafa saldirtarak, herseyi 
kinp yikdirdi. Sucsuz insanlan, sorgusuz siialsiz bogazlatdi. Ko- 
miinistlerin basmdakilerin ekserisi yehudi idi. Bunlar, intikam 
hirsi ile RUS halkim birbirine diisiirmekde biiyiik gayret goster- 
diler. LENIN (1342 [m. 1924] de oldii) ve Trocki, (Stalin tarafin- 
dan kovuldu. 1358 [m. 1940] de Meksikada olduruldu), Karl Mar- 
xin (1300 [m. 1883] de oldii) izinde, komiinizm idealinin bayragi 
altmda, katliam politikasim yiiriitdiiler. Yapdiklan cinayetler, 
vicdanli insanlarm kabul edemiyecegi, hatta inanamiyacagi miid- 
his bir manzara gosteriyordu. Once, simflar birbirlerine diisman 
yapildi. Sonra, Rusyamn her tarafmda dost-diisman kansdi. Ki- 
min kiminle oldugu anlasilmaz hale geldi. Bu suretle, kardes kav- 
gasi ve ic harb basladi. Bu harb, babayi ogula, kardesi kardese 
karsi savasdirdi. Rusyamn her tarafi, kana bulandi. ic harb, sene- 
lerce devam etdi. Milyonlarca insan oldii. Memleketin her tarafi 
yakihp yikildi. Biitiin isler durdu. issizlik, sefalet, hastahk, mille- 
ti kinp gecirdi. 

-389- 



Halbuki ihtilalden once, komiinistler biitun Rusyamn patro- 
nu olmak, zalim idareyi kurmak, diktatorliigii yerlesdirmek mak- 
sadi ile koyliiye ve iscilere o kadar cok sey va'd etdiler ki, onlar 
cahil kafalanyla Cennet hayatina kavusacaklanm sanmislardi. 
Sender gecdikden sonra, isci ve koyliiler, hicbir sey elde edeme- 
diklerini, aldatildiklanni, tuzaga dusdiiklerini, tepeden tirnaga 
kadar soyulduklanni anlamakda gecikmediler. Fekat, is isden 
gecmisdi. Artik diktator idare, bunlan birbirleriyle derdlesmek- 
den bile men' etdi. Arada bir kitleler halinde katliamlar tertib et- 
diler. 

Sovyet Rusya Cumhurbaskani K.Vocoshilov, 1934 de Rusya- 
da verilen bir ziyafetde Amerikan Sefiri William C. Bulitte su 
hadiseyi anlatmisdi: (1919 yilmda, teslim olduklan takdirde hic- 
bir zarar vermemegi va'd ederek, Kievde on bin Car subayim es- 
leri ile birlikde teslim olmaga ikna etmisdim. Soziime inanarak 
teslim oldular. On bin subayin hepsini erkek cocuklanyla birlik- 
de i'dam etdirdim. Kanlan ile kizlanni ise, Rus ordusu tarafm- 
dan kullamlmak iizere, umumhanelere gonderdim). Sonra da, 
zevalli kadinlann, ma'ruz kaldiklan korkunc muameleye iic ay- 
dan fazla dayanamiyarak can verdiklerini sozlerine ilave etmis- 
dir. 

1335 [m. 1917] ihtilalinin hemen akabinde, Car Nikola ve besik- 
deki cocuklan ile beraber, biitiin aile efradi, Bracki Ormanlannda 
katledilmislerdir. 1917 yilmdan 1947 yilma kadar komiinist Rusya- 
da hiikm siiren kanli ihtilalin neticesi katl edilen, aclikdan ve sefa- 
letden olen insanlann sayisi 63 milyon 301 bin kisidir. Asagida bu- 
na dair verecegimiz rakamlar, vesikalar, kan ve kemik iizerine ku- 
rulan dinsiz bir rejimin girdigi iilkelere neler getirebilecegini acik- 
ca ortaya koymakdadir. Bu vesikalar, cok esasli kaynaklardandir. 
Veyl uyanmiyanlara.... 

YIKILAN IBADET YERLERI 

Tiirkistanda 14 bin cami' ve mescid, Kafkasya ve Kinmda 8 bin, 
Tataristanda ve Bas Kurdistanda 4 bin cami', mescid yikilmrs ve 
tahrib edilmisdir. Yalmz Buhara vilayetinde 360 cami', mescid yik- 
dinlmisdir. Bir medrese birakilmisdir ki, o da, din aleyhdarhgi mii- 
zesi olarak kullamlmisdir. Semerkand vilayetinde de, aym seklde 
birakilan Ulug Beg medresesi, din aleyhdarhgi miizesi olarak kul- 
lamlmisdir. Semerkanddaki iki kilise de, basketbol, voleybol salo- 
nu olarak kullamlmisdir. 

-390- 



KATL EDILEN DIN ADAMLARI 

Miisliman din alimleri olarak katl edilenlerin mikdari 270 binin 
iizerindedir. Bir kismi da, Sibiryada sifirm altmda 65 derece sogu- 
gun hiikm siirdugii kamplara siirgiin edilmislerdir. Dindar olanlar- 
dan ise, yalniz Turkistanda uc milyonun iistiinde bir kitle, dint 
inanclanndan dolayi, sehid edilmislerdir. 

Ruslar, 1979 senesinin son ayinda, Efganistana girince, hemen 
koylere saldirdilar. Yiyecekleri, giyecekleri, ev ve zfnet esyalanni 
yagma etdiler. Kadin, cocuk ayirmaksrzm, rastladiklan musliman- 
lan oldiirdiiler. Tanklarla Kunday sehrine girince, biiyiik cami'i 
top atesine tutarak, yiizlerce muslimam, nemaz kilarken sehid et- 
diler. 

Komtinistlerin feci' bir seklde yuriitdiikleri dinsizlesdirme siya- 
setine, devrimlere muhalefet edenlerin imhasma veyahud Sibirya 
kamplanna suriilmesine dair verdigimiz su rakamlar, beseriyyet 
icin ibret dersi alinmasi gereken vahset sahnesidir. 

DIM KITABLAR ve ABIDELERiN IMHASI 

Tiirk milletinin islami kabuliinden sonra, dmi abidelerle siisle- 
yip, islam mi'marisi ile sarkm birer pirlantasi haline getirdigi Bu- 
hara, Semerkand, Kakant, Kazan, Hayve, Ufa, Baku, Taskent, 
Bahceseray, Derbend, Timirhan, Kasgar, Almasta, Tirmi v.s. sehr- 
lerinde mevcud milyonlarca Kur'an-i kerim ve Hadis kitablan bas- 
da olmak iizere, biitiin dmi eserleri toplayip, komiinistler, bunlan 
vicdansizca ve hayasizca yakmislar, sokaklarda yirtarak, ayaklar 
altmda cignemislerdir. Diger tarafdan halkin elinde bulunan dmi, 
milli ve tarihi kitablarm hiikumete teslim edilmesini emr etmisler 
ve miisadere etdikleri bu kiymetli eserleri de aym seklde imha et- 
mislerdir. Bu arada, ba'zi muslimanlar, oliimii goze alarak, ellerin- 
de bulunan kitablan bu katil suriisiine, sapiklara teslim etmeyip, 
sandiklara doldurarak yere gommiislerdir. Bu hareketler esnasin- 
da, kitablan teslim etmek istemiyen binlerce dindar, sehid edilmis- 
dir. 

DIN ALEYHINDE YAPILAN BASKI 
VE PROPAGANDALAR 

Dine indirilen bu agir darbe ve din adamlarmm katl edilmele- 
ri neticesinde milyonlarca ma'sum insan cesedlerinin tizerine ku- 

-391- 



rulan Allahsiz komiinizm devletinin din aleyhindeki belli bash bas- 
ki ve propagandalan sunlardir: 

1 — Mekteblerde din dersi okutulmasi men' edilmisdir. 

2 — Butiin ibadethanelerde ibadetler yasak edilmisdir. 

3 — Devlet islerinde din adamlan yok edilmisdir. 

4 — Evlerde dim terbiye verilmesi kat'iyyetle men' edilmis- 
dir. 

5 — Gazete, mecmu'a ve radyolar ile din aleyhinde nesriyyat 
yapilmis, uydurma temsiller verilmisdir. 

6 — Allahii tealamn (hasa) yok oldugu, mukaddes kitablarm, 
uydurma, hurafe oldugu telkin edilmisdir. 

7 — Komiinist partisinin kollan olan Allahsizlar Cemiyyeti ve 
gene Allahsizlar dernegi nami altmda tesekkiillerle, sehr ve koyler- 
de konferanslar verilip, din ile, Allah ile, Peygamberler ile alay 
edilmis, din diismanhgi asilamak icin, gece kurslan tertib edilmis- 
dir. 

8 — Tiyatro, sinema v.s. eglence yerlerinde, Allah, Din, Kur'an 
ve Peygamberler, din adamlan, daima alay mevzu'u edilmis, boy- 
lelikle, gene ve korpe dimaglan zehrlenmislerdir. 

9 — Miislimanlarm bashca dini farizelerinden olan nemaz, 
oruc, hac, zekat, kat'iyyetle men' edilmis olup, kelime-i sehadet 
getirmek, Allah kelamim soylemek dahi biiyiik bir sue teskil et- 
misdir. Ve bu seklde asilane hareketlerinden dolayi daima gizli 
polisin takibatma ugrayan dindarlar, ekseriya "Batil inanclan yay- 
mak", "Devlet aleyhdarhgi yapmak", "Rejime, devrimlere karsi 
gelmek" gibi ithamlara maruz kalmis, oliim kamplarma goturtil- 
miislerdir. 

OLULERE SAYGISIZLIK 

1 — Cenaze nemazi kilmak, oliileri yikamak, temamen yasak 
edilmisdir. 

2 — Olen insan, dogrudan dogruya bir cukura atihr, iizerine ki- 
rec serpilerek topragi ortiiliirdu. 

3 — Sehrlerdeki mezarlardan cikanlan insan kemikleri ve yiki- 
lan ibadet yerlerinin molozlan ile sehrin cukur yerleri dolduru- 
lmusdur. 

4 — Koylerdeki mezarlardan cikanlan insan kemikleri ise, tar- 
lalarda giibre olarak kullamlmisdir. 

Muhterem okuyucu! Komiinistler, btitiin bu iskence, katli- 
am, siirgiin ve baskilara ragmen, insan denilen varhkdaki, o M- 

-392- 



hi sevgiyi korletememislerdir. O mukaddes bagi koparamamrs- 
lardir. Komiinist rejimin altmda bulunan 140 milyon miisliman 
din kardeslerimizden, bu sistemli cahsmalara, iskencelere ragmen 
kendi emellerine alet edebildikleri, dinsiz yapdiklari soysuzlann 
mikdan yiizde 5'i gecemez. Demek ki, fitri olan dini, imam hicbir 
maddi kuvvet ezemiyecekdir. Mahkum edilebilir, fekat yok edile- 
mez. Miisliman, camm verir. Fekat, dinini, namusunu, asla ver- 
mez. Bunu 1986 Efgan faci'asmda ruslar da iyi anladi. Yiizbinler- 
ce kizil askerlerle, fuze ve tayyarelerle saldirarak, koyliileri, ka- 
dmlan oldiirdtiler. Miisliman cocuklanm dinsiz yapmak icin Mos- 
kovaya gotiirdtiler. Cami'leri, mektebleri, evleri, gida maddeleri- 
ni yakdilar. 1979 dan 1986 ya kadar akitdiklan miisliman kam bir 
milyonu gecmisdir. Fekat miisliman miicahidler, binlerle sehid 
verip, dinsizlere esir olmadi. Ruslar, bu vahsetlerini islam millet- 
lerinden saklamak icin, Rusyada din hiirriyyeti oldugunu, islam 
ilmlerinin ve ibadetlerin serbest oldugunu anlatan kitablar hazir- 
layip, islam memleketlerinde parasiz dagitdilar. Bu kitablardan, 
Rusyadaki miislimanlann haberleri bile olmadi. Ciinki bunlar, 
yalmz dis memleketlere gonderildi. Rusyada dagitilmasi yasakdi. 
Komiinizme hiyanet etmek olurdu. Bu kitablardan 1986 da, Ce- 
zairde halka dagitilanlardan bir kismi elimize gecdi. Ekstra kagi- 
da basilmis, parlak cildli. Devlet tarafindan ofsetle basilmis, ara- 
bi kitablar. Uzerlerinde 1400 hicri tarihi ve Taskend yazili. icle- 
rinde, sank ve ciibbe giydirilmis, dinsiz birkac komiinistin resm- 
leri, miifti, imam ve din idaresi reisi gibi ismlerle teshir ediliyor- 
du. Efganistanda, miislimanlara yapilan rus zulmii ile zid bir ko- 
miinist propagandasi. Oyle kurnazca hazirlanmis ki, islam dinini 
ve komiinizmin ic yiiziinii bilmeyen, bu hileye ve yalanlara cabuk 
aldamr. Azih islam diismamm dost sanarak, sonsuz felakete sii- 
riiklenir. 

Ister sosyalizm, ister cumhuriyyet densin, ister demokrat ismi 
verilsin, hatta isterse kralcilik kiirktine btiriinsiin, istedigi kadar 
yaldizli, yalan propagandalar yapsin, komiinizm her yerde ve 
her anda kendisini belli eden hiirriyyet diismam bir rejimdir. 
Dinsiz, merhametsiz, zalim bir azinlik diktatorliigiidiir. Bunun 
icin islamiyyetin amansiz diismamdir. Rusyamn adi, "Sovyet 
Sosyalist Cumhuriyyetleri" idi. Bu ismde komiinizmin bir harfi 
dahi gecmiyor. Komiinist Dogu Almanyanm adi: "Demokratik 
Almanya Cumhuriyeti" idi. Yugoslavyamn adi: "Federal Halk 
Cumhuriyyeti", Kizil Cin, Bulgaristamn, Macaristamn, Polonyamn, 
hulasa komiinist her devletin adi, bir baska cumhuriyyet idi. Cok 
siikr, komiinizm, Kizil Cinin dismdaki iilkelerde yikildi. Komii- 

-393- 



nizm, dunya insanhgi icin o kadar tehliikeli bir ma'na ifade etmek- 
de ve icine diisenler bu rejimden oylesine nefret duymakda idiler 
ki, bizzat komiinistler dahi, bu ismden kacmmakda ve kendi dev- 
let (invanlanna, hiir devletlerin adlanm takisdirarak, kamufle, setr 
etmek ihtiyacim duymakda idiler. 

Komiinizm, iizerine hangi kiirkii giyerse giysin, bir parca arala- 
ninca altmdan kizilhgi, vahseti derhal beliren bir rejimdir. Komu- 
nizmi, boyle ilk bakisda belirten damgasi nedir? ismi, demokrat 
da, kralci da, cumhuriyyetci de, halkci da olsa, komiinizm ilk bakis- 
da nasil anlasihr? isaret edelim: Komunizmin tek ve miimeyyiz 
vasfi "Devletcilik" ve "Din diismanhgY'dir. Her seyin ve her isin 
devletlesdirildigi, miislimanlara gerici, yobaz denildigi, komiinist 
olmiyanlara fasist damgasi basildigi bir tilke, ismi ne olursa olsun, 
komiinist bir iilkedir. Bir memleket devletcilikden ne kadar uzak- 
lasir, Allaha ve Peygambere saygi gosterirse, o memleket komii- 
nizmden o kadar uzaklasmis demekdir. Devletcilik ve din diisman- 
hgi komunizmin gercek ismidir. 

Asm devletciligi getirmek ve mekteblerden din derslerini kal- 
dirmak istiyenlerin gayeleri memlekete komiinizmi yerlesdirmek- 
dir. Komunizmin ilmi adi: Her seyin devletlesdirilmesi, kollektivi- 
te ve din diismanhgidir. Her sey devletlesdirildikden sonra "Allah- 
sizlar Cemiyyeti" kurulur ki, boyle bir cemiyyeti kurmak, birkac 
saatlik isdir. 

Diinya komiinist teskilati, hiir memleketlere komiinizmi soka- 
bilmek ve yerlesdirebilmek icin, onceden satm almis olduklan yol- 
daslanna 18 direktif vermekdedirler. Bunlardan on madde aynen 
soyledir: 

1 — Memleketinizde komiinist veya sosyalist partilerin kurul- 
masini tesvik ediniz. Bunlar mevcud ise, kendileri ile isbirligi yapi- 
mz. 

2 — Halkimzi miimkin oldugu kadar cok simf ve ziimrelere bo- 
liiniiz. 

3 — Isci ve isverenler arasmda daimi anlasmazhk cikanniz. 

4 — Komiinist rejimi kuruncaya kadar miicadele ediniz ve ug- 
rasimz. Komiinist rejim koklesinceye kadar yurdunuzda boyle bir 
tehliikenin olmadigma herkesi inandirimz. Sizin niyyet ve maksa- 
dmizi fark edip yiiziiniize vurmak istiyenleri vehimli ve jurnalci ol- 
makla suclandinmz. 

5 — Mezheb ve tarikat kavgalanm koriikleyiniz. Gizli, acik din 
diismanhgi yapiniz. 

6 — Halkm cok sevdigi kahramanlan, kendinize bayrak yapip, 

-394- 



onlan tarafimzdanmis gibi gosteriniz. 

7 — Roman, sfr, yazi ve karikatur ile de, sistemli olarak, isci ve 
koyliiniin sefalet icinde olduklanni, miibalagah olarak yayimz. 

8 — Hiir memleketlere karsi muhalif tavir alip, Bati diismanli- 
gim yayimz. 

9 — Sendikalan, genclik derneklerini ve san'at kuruluslanni el- 
de ediniz. 

10 — Surekli huzursuzluk kaynaklan arayip bularak, bunlan 
devam etdirmege cahsacaksiniz. 

Komiinizm felaketine yakalanmamak icin, onun bu on tohumu- 
nu en kiiciik firsatlardan faidelenerek, zararsiz hale getirmelidir. 

Komiinizme karsi elele birlesmek, teskilatlanmak, parcalamasi- 
na goz yummamak lazimdir. Komiinistlere selam vermekle, yiizle- 
rine giilmekle, kitab, gazete ve dergilerini almakla, vitrinlerde tes- 
Mr etmekle, satmakla, dergi ve gazetelerini i'lanlarla beslemekle, 
onun satin bilenmekdedir. 

Car da, sinsi Rus komiinistlerini serayma da'vet eder, iltifatlar- 
da bulunur, sofrasina ahr, fikrlerini dinlerdi. Amma ihtilal olunca, 
o dostlar, Can, Cariceyi, cocuklanm, torunlanm, kundakdakilere 
kadar bogazladilar. 

Komiinizmde anlayis, vefa, insanlik, merhamet, iman ve insaf 
yokdur. Ruslarm 1980 senesinde Efganistan koylerine havadan 
yapdiklan hiicumlar, komiinist vahsetinin, barbarligmm yeni ve 
korkunc bir vesikasidir. 

Komiinist, Allahla, vicdanla, ahlakla beraber olanlann diisma- 
nidir. O, bu gibi insani duygulan, hastalik, budalalik, rejimine ve 
prensiplerine hiyanet sayar! Parolasi, (Parcala, sonra yut)dur. 

Komilnizmin serrinden korunmak icin formtil tekdir: 

Ona kendi usulleriyle, ya'ni kuvvetle saldirmak, suratma tiiktir- 
mek, yumrugu tepesinden eksiltmemek ve onu boylece, namuslu 
insanlardan ayirmak, kizil lekeli suratiyle yalmz ve ortada birak- 
makdir. 

Rus ihtilali elliiki milyon insan bogazlamisdir ki, bunun kirk 
milyonu tanm ve fabrika emekcileridir. (Toprak dagitacagim, is- 
letmelere ortak edecegim) diye gelmis, fakir koyliiniin birkac do- 
niim tarlasim, yoksul iscinin kuliibesini de ellerinden almis, dini, 
imam olanlan, Allah diyenleri oldurmiisdiir. 

Kizil ihtilal, isci iktidan nami altmda, iscileri yiyen doymaz bir 
canavardir! O, oyle bir katliam ve yagmadir ki, bu katliami ve yag- 
mayi yapanlar dahi, katliam ve yagmadan kurtulamazlar. 

-395- 



Cana, mala, lrza, dine, imana karsi bashyan kin, insanliga karsi 
beslenen sadizme cevrildi ve baslarmdaki bir avuc zalimin planlan 
hesabina calismaga basladi. O zeman nasil aldatildiklan anlasildi. 
Amma is isden gecmis oldu. 

Gizli komiinist partisi tiizuguniin dordiincii maddesi aynen soy- 
ledir: 

(Komiinist Partisi, Emperyalizmin yerli usaklanmn, toprak, 
fabrika, bina sahiblerinin, esnaf ve tuccar burjuvalarmm, biitiin 
dindarlann, onlarm ruhban ve iilemasimn, calisan ve emekliye ay- 
nlmis biitiin subay, polis ve memurun, hiilasa ihtilal saflan disinda 
kalanlarm bansmaz diismamdir.) 

Leninin ihtilal parolasi da sudur: 

(Aktif elemanlan, en kisa zemanda miimkin oldugu kadar cok 
oldiiriin ki, bize az is kalsm). 

Goriiliiyor ki, bogazlanmasi gerekenler disinda, yiizde yiiz sela- 
metde kalanlar, sadece kendileridir, kizil yoneticilerdir. 

Lenine gore, (Kizil iktidarm yasamasi icin, kizil ihtilalin deva- 
mi sartdir). Sonu gelmez isci katliamlanmn, rejim temizliklerinin 
sebebi budur. Kizil Cinde, komiinist diktator Maonun emri ile, be- 
her temizlemede iicyiizbin emekci kursunlandi. Bu cinayetler, din 
diismam, Allaha, kiyamet giiniine inanmiyan bir ziimre tarafmdan 
yapildi. 

Rusya komiinizm sayesinde ne seviyeye gelmisdir? Halkmm 
mutluluk derecesi nedir? gibi miihim sorularm cevablan verilme- 
den (Adamlar fezada geziyor) diye kesip atmak ve zalim bir azm- 
hgm liiks, sahane, zevkli, safali hayatlarma imrenmek, dar goriislii- 
luk olurdu. Bir zemanlar, Misrdaki ehramlar da, devrinin sahese- 
riydi. Mustebid bir azinligm, kaprislerini tatmin icin, milyonlarca 
insanm kan ve cesedleri iizerine kurulan, ac ve perisan birakilan is- 
Qinin, emekcinin elinden alman paralarla yapilan eserleri, fabrika- 
lari, fiizeleri, toplum se'adetinin hedefi olarak gosterebilir miyiz? 
Vasitalan, hayatin gayesi gibi gostermek, hayatm kendisine ihanet 
olur. 1990 senesi baslannda, Sovyetler Birligi dagildi. Dogu Al- 
manya, Bati Almanya ile birlesdi. Kizil Cinde de, komiinist yone- 
tim gevsedi. 

Ba'zi yazarlar ve ba'zi kimseler, acaba yazdiklarmm veya soy- 
lediklerinin yiizde birini, hasretini cekdikleri komiinistlikde agizla- 
nna alabilirler mi? 

Gencler! Saf goniilleriniz, temiz ruhlanmz, bu yaslanmzda, 
boyle hayali yarmlarm biiyiisiine kapilmaga gayet miisaiddir. Fe- 
kat, sonra pisman olursunuzL 

-396- 



insanlan komiinizm felaketinden korumak icin tek care, onun 
serbetli zehrlerine, yaldizh pisliklerine aldanmamakdir. Bunun icin 
de, insanlann kuvvetli bir iman, saglam bir tevekkiil ve goniil ra- 
hatligi, adalet ve hiirriyyet icinde bulunmalan lazimdir. Bu da, in- 
samn, ilahi, sarsilmaz, degismez, giivenilir bir kitaba uyarak, ahla- 
kim ve niyyetlerini temizlemesi ile hasil olur. Bu temizlik, her diir- 
lii, kayinci veya ezici dusiincelerden uzak olan islamiyyetle sagla- 
nabilir. insanlan, komiinist canavannm pencesine diismekden ko- 
ruyacak kuvvetli kalkan olan sosyal adalet, islamiyyetde tarn ola- 
rak mevcuddur. Komiinistligi yikmak, islama hizmet etmekle olur. 
Miislimanlik ile komiinistlik bir arada bulunamaz. Devletin idare- 
sini gasb ederek, musliman bir milletin basma gecen ba'zi diktator- 
lerin, devletlerine (Sosyalist islam Cumhuriyyeti) gibi ismler koy- 
duklan goriilmekdedir. Bu ismlerdeki (Sosyalist) kelimesi, musli- 
man olmiyanlann, ya'ni komunistlerin ismidir. Bu kelimenin yam- 
na islam kelimesini Have etmeleri, miislimanlan aldatmak icin uy- 
durulmus tuzaklardan biridir. Ciinki, islamiyyet ve sosyalizm bir- 
likde bulunamaz. Musliman, sosyalist olamaz. Bunun icindir ki, 
komiinist barbarian, ele gecirdikleri islam memleketlerindeki in- 
sanlan komiinist yapabilmek icin, herseyden once, biiyiik bir 
onemle islamiyyete saldmyor. Komiinistlerdeki din diismanhgi 
bundan ileri geliyor. 

Her milletde bulunabilen tektiik soysuz, dinsiz, ahlaksiz, aleak 
kimseler aldamr, kandinhr, komiinist olabilir. Bunlar, kizil ve sari 
merkezlerin cevirdigi finldaklarla, bir komiinist ihtilali hazirlaya- 
bilir. Boyle bir karanlik ve kanh ihtilalin patlamasindan ve yayil- 
masindan milleti korumak, genclere din bilgisi, islam ahlaki ver- 
mekle olur. Her baba, cocuklarma Kur'an-i kerim okutmah, din 
dersine gondermeli, abdest, gusl abdesti almasim, nemaz kilmasi- 
m, oruc tutmasim, halal ve haramlan ogretmeli ve yapdirmahdir. 
Boyle musliman olarak yetisen bir kimseyi, komiinistler aldata- 
maz. iste komiinist Rus ve Cin engizisyonu, vahseti altmda inliyen 
milyonlarla musliman meydanda! Her cesid baskiya, iskenceye, 
azaba ve oliime katlandilar, fekat komiinist olmadilar. Oldiiriildu- 
ler veya kacip kurtuldular. 

Miislimanlan aldatamiyacaklanm, islam memleketlerinde ihti- 
lal yapamiyacaklanm anliyan komiinist zalimleri, islam memleket- 
lerini ele gecirmek icin, agir sanayi', harb giicii iizerinde cahsiyor- 
lar. Atom silahlan, roket, fuze, yeni tayyareler, jetler, kimya mad- 
deleri ile saldirmaga, miislimanlan diinyadan kaldirmaga ugrasi- 
yorlar. O halde, yer yiiziindeki biitiin miislimanlar, el ele vermeli, 
i'tikaddaki mezheb ayriliklanm ortadan kaldirmah, tek kurtulus yo- 

-397- 



lu olan Ehl-i siinnet mezhebinde birlesmelidir. Biitiin giicleri ile, ye- 
ni silahlan yapmaga, komlinistlerden iistiin olmaga calismalidirlar. 

Imanda birlik, ahlakda birlik, adaletde birlik hasil olunca ve ye- 
ni silahlar yapilinca, komiinist baskim korkusu olmaz. 

Avrupanm meshur fikr adami Roger Garaudynin 1982 senesin- 
de, acdigi yoldan, denizlerin kaptam Cousteau rotasim Islamdan ya- 
na cevirdi. Bale diinyasmm meshur ismi Bejart da adimlarmi islam 
diinyasma dogru atdi. 8 Nisan 1983 giinii Bingazinin Karyiines Uni- 
versitesinin konferans salonunda bir biiyiik ilm adami, bir biiyiik ya- 
zar Roger Garaudy, "Evet, bugiin ben miislimamm. Nicin islaini sec- 
diniz, diyorsunuz. islaim secmekle cagi secdim" diyordu. 

70 yasindaki Roger Garaudy ki, yillarca Fransada komiinist sis- 
temin atesli savunucusu olmusdu. Universiteden siyaset kiirsileri- 
ne kadar Fransizlara ve Bati diinyasma hep Marksizmi anlatmis, 
insanlarm kurtulusunu yalniz bu sistemde bulmusdu. Cagimizda 
Fransiz komiinistlerinin en biiyiik "Ruh miman" durumunda idi. 
Nerede komiinistlerin diizenledigi bir miting, konferans ve semi- 
ner var, orada Garaudy vardi. Hiristiyanhga karsi, dtisiincesiyle, 
kalemiyle, hitabetiyle biiyiik bir miicadele veriyordu. 

Bir giin, Batimn sanat, edebiyyat ve siyaset cevrelerinde bir 
bomba patladi. "Roger Garaudy Islanu secdi!" Haber ajanslanmn 
telekslerinde diinyaya ulasan bu haberle, o zemanki Kremlin miid- 
his sarsildi. Ciinki Kremlin, Fransadaki komiinistlerin en biiyiik akl 
hocasim gayb etmisdi. Garaudy yakindan taninan bir bilim adami 
idi. Son yillarda Marksizm onun kaleminden yayihyordu. 

O biiyiik adam, hakikati anladi ve biitiin diinyaya sunlan soyle- 
di: "Islam, caglari arkasinda siiriikleyen bir dindir. Diger dinler ise, 
caglarrn arkasinda siiriiklendi. Ya'ni, islam disindaki biitiin dinler 
zemana uyduruldu. Reforma tabi' tutuldu. Mukaddes kitablar ze- 
inana gore tahrif edildi. Kur'an-i kerim ise, indirildigi giinden beri 
hep zemana liiikm etdi. O, zemam degil, zeman onu izledi. Zeman 
yaslandikca o genclesdi. Bu, caglar iistii bir olaydir. Bugiine kadar, 
bunca savaslarin birakdigi korkunc, sosyal, siyasf ve ekonomik sar- 
sintilardan daha biiyiik bir olaydir. islam, materyalizme de, poziti- 
vistlerin goriisiine de, ekzistansiyalistlere de hakimdir. Fekat, hie 
bir sey islama hakim degildir. 

islamin biiyiik Peygamberi, "Yann olecekmis gibi ahirete, 
hie oliiieyecekinis gibi, diinyaya calisin!" derken, her seyi an- 
latmisdir. islam hem maddeye, hem de ma'naya hiikm etmis- 
dir. Oyle ise, bunlann ikisi birbirinden kopanlamaz. Nasil ko- 
panlabilir ki, islam, "ilm Cinde de olsa gidip bulunuz. ilm ve 

-398- 



fen in ii'iniiiiii gayb oliiius mahdir, ara ve bul" diyor. Iliiiin ve cabs- 
manin burada sinin yokdur. islam, diinyayi sarsan bu iki olaya si- 
nir koymadigma gore, diinyayi sarsmisdir. 

insani, nialilfiklarin efdali ve en sereflisi olarak bildirirken, 
onun sdmiiriilemeyecegini anlatmisdir. israfi, gosterisi ve liiksii ya- 
saklayan, kazanci aim terindeki damlaciklarda arayan, biriken ser- 
mayeyi fakire olciilii ve ahlak hiikmleri icinde aktaran, faizi, tem- 
bellige sebeb oldugu icin yasaklayan ve gayrimesru' serveti boyle- 
ce imha eden bir sistemler niaiiziiiiiesidir. Islam, halite ile kolenin 
aym hakka sahib olmasim inecbur kilmisdir. Deve olayi vardir ki, 
bu, krallarm kiliclai liidan daha keskin bir olaydir. Hazret-i Onier 
ile kolesi bir sehrden bir sehre giderken deveye sira ile binerler. 
Zeman zeman, devenin yularim halife ceker, zeman zeman da ko- 
le... Iste adalet ve hukukda islamin devrimidir bu. 

Marksizm ile kapitalizmin ikisi de, insani somiiren sistemlerdir. 
Islam bunlara karsi, insana prestijini iade eden bir scmavf dindir". 

(isbat-iin niibiivve) arabi kitabin sonuna bakiniz! 

Cok miihim ilave: Peygamberler vasitasi ile, Allah tarafindan 
bildirilmis olan yasamak yoluna (Din) denir. insanlann yapdigi ya- 
samak yoluna (Kanun) denir. Din, anadan, babadan ve kitabdan 
ogrenilir. Dinsiz insan olamaz. Her insan, dininin emrlerine uygun 
olarak yasar. Dinine uyamn, diinyada rahat yasayacagina ve ahiret- 
de Cennete giderek, sonsuz se'adete kavusacagma, baska dinde 
olanlarm, diinyada sikinti cekeceklerine ve ahiretde Cehennem 
atesinde sonsuz yasayacaklarma inamr. Herkes, dmini ovmekdedir. 
Propagandalarla, reklamlarla herkesi kendi dinine cagirmakda, 
boylece kendi dininin dogru olduguna inanmakda ve herkesi inan- 
dirmakdadir. insamn diinya ve ahiret se'adeti, dinine bagh oldugu 
icin, insan, anasindan, babasmdan ogrendigi dinine bagh kalmama- 
h ve propagandalara ve reklamlara aldanmamah, mevcud dinlerin 
hepsini incelemeli, dogru oldugunu anladigi dine sanlmahdir. 

Hakikat Kitabevinin cikardigi kitablar, butiin dinleri tarafsiz 
olarak bildiriyor. Uzun senelerin tedkiki neticesinde, biitiin dinle- 
ri okuyucularma haber veriyor. islam dininin ise, hie degisdirilme- 
mis hak din oldugunu, biitiin insanlara se'adet yolunu gosterdigini, 
inanilacak dinin yalniz islamiyyet oldugunu bildiriyor. Tahsilli, akl- 
h her gencin, Hakikat Kitabevinin kitablanni muhakkak okumala- 
nni tavsiye ederiz. Akh ile, ilmi ile, vicdani ile karar vererek, 
se'adete kavusmalan, yalan ve hileli yazilar ile okuyuculanm alda- 
tanlarm tuzaklarma diismemeleri, diinyada ve ahiretde felaketlere, 
sonsuz azablara ugramamalan icin diia ederiz. 

-399- 



ISTIGFAR DUASI 

Muhammed Ma'sum hazretlerinin 2.ci cildi, 80. ci mektubunda- 
ki hadfs-i serifde buyuruldu ki, (istigfar diiasina devam edeni, Al- 
lahii teala derdlerden kurtarir ve ummadigi yerden rizklandirir). 
Bu fakir, her gun, farz nemazlardan sonra, uc kerre istigfar diiasi 
okuyorum. istigfar diiasi, (Estagfirullaherazim, ellezi la ilahe ilia 
huv, elhayyel kayyume ve etubii ileyh.)dir. 

Bu diiayi okudukdan sonra, yalniz istigfar (Estagfirullah) oku- 
yarak yetmise temamlryorum. Oliimden baska, her derdden kurta- 
rir. Eceli gelenin de, agnsiz, sikmtisiz olmesine yardim eder. 344. cii 
sahifeye bakmrz! 

istigfar diiasmdan sonra, La ilahe ilia ente siibhaneke inni kiin- 
tii iiiinezzaliiiiin ve ene abdin zalimin li nefsihi la yemlikii li nelsi- 
hi mevten vela hayaten vela niisura. Hasbiinallah ve ni'mel vckfl, 
ni'mel mevla ve ni'men nasir. Vela havle vela kuvvete ilia billahil 
aliyyil azim! okunur. 3. cii ve 125. ci, 271 ve 344. cii sahifelere baki- 
mz! 



TEVHID DUASI 



Ya Allah, ya Allah. La ilahe illallah Muhammediin Resulullah. 
Ya Rahman, ya Rahfin, ya afiivvii ya Kerim, fa'fii anni verhamni 
ya erhamerrahimin! Teveffeni miislimen ve elhikni bissalihin. Al- 
lahiimmagfirlf ve li-aba-i ve iimmehati ve li aba-i ve iimmehat-i 
zevceti ve li-ecdadi ve ceddati ve li-ebnaf ve benati ve li-ihveti ve 
li-ehavati ve li-a'mami ve ammatf ve li-ahvali ve halatf ve li iistazi 
Abdiilhakim-i Arvasf ve li kallatil mii'minine vel-mu'minat. 
"Rahinetullahi teala aleyhim ecma'in." 



400