Hakikat Kitabevi Yayinlari No: 4
ISLAM
AHLAKI
Alt bin Emrullah Muhammed Hadinii
Yetmi^dokuzuncu Baski
Hakikat Kitabevi
Dariissefeka Cad. No: 53 P.K.: 35 34083
Tel: 0212 523 45 56-532 58 43 Fax: 0212 523 36 93
http://www.hakikatkitabevi.com.tr
e-mail: bilgi@hakikatkitabevi.com.tr
Fatih-ISTANBUL
MAYIS-2009
KELIME-I TENZIH
(Siibhanallahi vc bi-hamdihi siibhanallahil-azim). Bu ke-
lime-i tenzih, (Mektubat Tercemesi) kitabmm 307 ve 308. ci
mektublannda yazihdir. Bunu, sabah ve aksam ytiz kerre
okuyanm gunahlan afv olur. Derdlerden kurtulur. Bir daha
giinah islemekden muhafaza olunur.
imam-i Rabbani hazretleri (Mektubat) kitabmm l.ci cild,
275. ci mektubunda buyuruyor ki:
Sizin bu ni'mete kavusmamz, islamiyyet bilgilerini ogret-
mekle ve fikh hiikmlerini yaymakla olmusdur. Oralara ceha-
let yerlesmisdi ve bid'atler yayilmisdi. Allahii teala, sevdikle-
rinin sevgisini size ihsan etdi. islamiyyeti yaymaga sizi vesile
eyledi. Oyle ise, din bilgilerini ogretmege ve fikh ahkamini
yaymaga elinizden geldigi kadar calismrz. Bu ikisi biitiin
se'adetlerin basi, yiikselmenin vasitasi ve kurtulusun sebebi-
dir. [Cok siikr Tiirkiyede dogru din kitabi yazmak ve nesr et-
mek serbestdir. Muslimanlara bu hiirriyeti veren devlete yar-
dim etmek, her miislimana lazimdir.]
TENBIH: Misyonerler, hiristiyanligi yaymaga, yehudiler,
Talmutu yaymaga, istanbuldaki Hakikat Kitabevi, islamiy-
yeti yaymaga, masonlar ise, dinleri yok etmege cahsiyorlar.
Akli, ilmi ve insafi olan, bunlardan dogrusunu iz'an, idrak
eder, anlar. Bunun yayilmasma yardim ederek, biitiin insan-
lann dtinyada ve ahiretde se'adete kavusmalanna sebeb
olur. Insanlara bundan daha kiymetli ve daha faideli bir hiz-
met olamaz. Bugiin hiristiyanlarm ve yehudilerin ellerindeki
Tevrat ve incil denilen din kitablarmm, insanlar tarafmdan
yazilmis olduklanm kendi adamlan da soyliyor. Kur'an-i ke-
rim ise, Allahii teala tarafmdan gonderildigi gibi tertemizdir.
Biitiin papazlann ve hahamlarm, Hakikat Kitabevinin nesr
etdigi kitablan dikkat ile ve insaf ile okuyup anlamaga cahs-
malan lazimdir.
Baski: ihlas Gazetecilik A.S.
29 Ekim Cad. No. 23 Yenibosna-ISTANBUL
Tel: 0.212.454 30 00
ISBN: 975-92119-5-5
ICINDEKILER
Sahife No:
I. Islam Ahlaki [All bin Emrullah-Muhammed Hadimi] 7
Birinci kism: Kotii ahlak ve bunlardan kurtulmak careleri 11
Kotii ahlak ve ilaclan 13
Kiifr 18
Cehalet 26
Mai, mevki' hirsi 26
Ayblanmak korkusu 28
Oviilmeyi sevmek 29
Bid'at i'tikadi 29
Hevay-i nefs 30
Taklid ile iman 34, 553
Riya 36
Tul-i emel 41
Tama' 42
Kibr 48
Ilmin ve alimlerin kiymeti 64
Tezelliil 67
Ucb 70
Hased 71
Hikd 78
Sematet 82
Hicr 82
Cttbn 84
Tehevviir 84
Gadr 89
Hiyanet 90
Va'dini bozmak 90
Su-i zan 92
Malamuhabbet 94
Tesvlf 97
Fasiklan sevmek 97
Alimlere diismanlik 99
Fitne 100
Miidahene ve miidara 103
Inad ve milkabere 104
Nifak 105
Tefekkiir etmemek 105
Mtislimana beddtia 107
Miislimana kotii ism takmak 107
Ozrii red etmek 108
Kur'an-i kerimi yanlis tefsir etmek 109
Haram islemekde israr Ill
Gibet etmek 112
-3-
Tevbe etmemek 115
Ikinci kism [Mukaddeme] 123
Islam ahlaki iice aynhr 123
Ahlak ilminin faideleri ve neye yaradigi 124
Kalb ve Ruh nedir? 129
Insan oliince ruh ne olur? 130
Kalb ve Ruhun kuvvetleri 133
Mukaddemenin birinci ilavesi 136
Mukaddemenin ikinci ilavesi 142
ilm-i ahlak ve islamiyyetde ahlak terbiyesi 146
Hikmetden meydana gelen iyi huylar 148
Seca'atden hasil olan iyi huylar 149
Iffetden meydana gelen iyi huylar 150
Adaletden dogan iyi huylar 152
Kotii huylarm basi dortdiir 155
Hikmete benziyen kotii ahlak 158
Iffete benziyen kotii huy 158
Sehaya benziyen kotii huy 159
Seca'ate benziyen kotii huy 159
II. Cennet Yolu Ilmihali [Muhammed bin Kudbiiddin Izniki] 169
jslamiyyet, Allah vardir ve birdir 171
Imanm sifatlan 177, 553
Sifat-i zatiyye 178
Sifat-i siibutiyye 179
Imanm gitmesine sebeb olan seyler 184
Resulullahin zevceleri ve gazveleri 195
Imanm tafsiline dair 196
Kiifre sebeb olan seyler 199
Ahkam-i islamiyye 205
islamm binasi 209
Nemazbabi 210
Guslbabi 212
Hayz ve nifas bahsi 220
Abdest bahsi, sulara dair 230
Abdestin siinnetleri 231
Misvak kullanma bahsi 232
Abdestin miistehablan 232
Abdestin mekruhlan, abdesti bozan seyler 233
Abdest diialan 235
Teyemmiim babi 236
Istinca, istibra, istinka 240
Nemaz nasil kihmr? Malikiyi taklid 241
Ezan-i Muhammedf 244
Nemazm vacibleri 249
Nemazm siinnetleri 249
Nemazm miistehablan 250
Nemazm adabi 250
-4-
Nemazm mekruhlan 252
Nemazi bozan seyler 254
Cema'at ile nemazm fazileti 258
Nemazda imamet, 258
Nemazda ta'dfl-i erkan 259
Yolculukda nemaz 260
Iftitah tekbirinin fezaili 262
Cennat-i aliyyat hakkinda 264
Kaza nemazlan 266
Meyyit icin nemaz iskati 271
Cum'aya dair 274
Nemaz kilmak, Ozr sahibi olmak 279
Hastalikda nemaz 281
Nemazm ehemmiyyeti 284
Zekat vermek 292
Orucbabi 300
Kurbamn sarti iicdiir 306
Haccin riiknii iicdiir 307
Ellidortfarz .' 308
Giinah-i kebair hakkinda 311
Avret mahalli ve kadmlarm ortiinmesi 315
Mii'minin evsafi 321
Ahlak-i hamidenin beyam 323
Fezail-i eshab bahsi 325
Ta'am bahsi 327
Evlenmege dair 331
Cenazenin techiz, tekfin ve defnine dair 337
Oliim hallerine dair 339
Ma'sumlann oliimiine dair 343
Miisliman kadmlarm oliimiine dair 344
Mazlum, sabrh ve garib olanlann oliimiine dair, sehidler 347
Kafirlerin oliimiine dair 348
Kabr ziyareti ve Kur'an-i kerim okumak 352
Uciincii cild, 9. cu mektub 355
Uciincii cild, 84. cii mektub 356
Abdiillah-i Dehlevfnin (Mekatib-i serife) kitabimn 114. cii
mektubu 357
Cennet Yolu Ilmihali kitabimn son sozii 360
III. Ey Ogul Ilmihali [Siileyman bin Ceza'] 363
Birinci bab: Nemaz 364
Abdest bahsi 365
Abdestin farzlan, siinnetleri, 366
Abdestin miistehablan, adabi, nafileleri 367
Abdestin mekruhlan, abdesti bozan seyler 368
Gusl bahsi, 368
Gusliin farzlan, siinnetleri, sebebleri 369
Siinnet olan gusller 369
Mest iizerine mesh bahsi 370
-5-
Teyemmilm bahsi 370
Nemazm sartlan 380
Nemaz vaktleri 381
Nemazm edasi 400
Sabah nemazi 400
Cami' adabi bahsi 403
Ayetel-kiirsinin fazileti 405
Miisafeha (el sikmak) 406
Cema'atin fazileti 407
Kur'an-i kerim okurken edebler 416
Ezan bahsi 423
Yolculukda nemaz 429
Receb-i serifin fazileti. Sa'ban-i serifin fazileti 430
Ramezan-i serifin fazileti 431
Teravihin fazileti 433
Iman bahsi 438
Tevhfdfash 441
Allah nzasi 443
Hamd etmek fazileti 444
Iman diiasi 445
Tecdid-i iman diiasi 447
Ihlas suresini okumamn fazileti 448
Salevatfash 449
Ahs-verisde yalan soylemek fash 454
Viicud emanetinin fash 455
Ni'metlere siikr fash 459
Bayram fazileti 460
Ziihd ve takva fash 466
Ana-babaya ita'at fash 470
Sila-i rahm bahsi 476
Nikahfash 477
Silt kardeslik 484
Komsu fash 486
Mahalle adabi hakkinda fasl 487
Cum'amn adabi hakkindadir 487
Alimler ile sohbet adabi 491
Hakim ve da'vacilar fash 492
Arkadashk ve dostluk 492
Yemek yime fash 493
Su icmek adabi 496
Kadinlann hayz ve nifas halleri 501
Sabrfash 529
Kabr ziyareti fash 529
Zekat vermek 534
Yardim dernekleri, kumar, sigorta 538
Hakiki miisliman nasil olur 551
Muhammed Ma'sum Farukinin onbir mektubu 557
ISLAM AHLAKI
ONSOZ
Besmeleyle bashyahm kit aba!
Allah adi, en iyi bir signakdir.
Ni'metleri sigmaz olcii, hisaba,
Cok aciyan, afvi seven bir Rabdir'.
Allahii teala, diinyada biitiin insanlara aciyor. Muhtac olduklan
ni'metleri yaratip, herkese gonderiyor. Diinyada ve ahiretde se'adete
kavusmak icin, bu ni'metlerin nasil kullamlacagim da bildiriyor. Isla-
miyyeti hie isitmemis olan kafirierin Cehenneme sokulmiyacaklarmi,
bunlarm hesabdan sonra, hayvanlar gibi yok olacaklarmi, Imam-i
Rabbani, 259. cu mektubunda bildirmekdedir. Isitdikden sonra, diisii-
niip iman edenleri Cennete sokacakdir. Diisiinmek icin omtir boyu ze-
man vermisdir. Nefslerine, kotii arkadaslara, zararli kitablara ve ya-
banci radyolara aldanarak kiifr ve dalalet yoluna sapanlardan imana
gelenleri afv ediyor. Bunlan ebedi felaketden kurtanyor. Azgm, zalim
olanlara hidayetini ihsan etmiyor. Onlan, bejjendikleri, istedikleri, ici-
ne dtisdiikleri inkar batakhginda birakiyor. Ahiretde, Cehenneme git-
mesi gereken mii'minlerden, dilediklerini, Cehennemde, gtinahlan bi-
tinciye kadar yakdikdan sonra Cennete kavusduracakdir. Her canhyi
yaratan, her van, her an varhkda durduran, hepsini korku ve dehset-
den koruyan yalmz Odur.
Herhangi bir kimse, herhangi bir zemanda, herhangi bir yerde, her-
hangi bir kimseye, herhangi bir seyden dolayi, herhangi bir suretle
hamd ve stikr ederse, bu medh-ii senalarm ve tesekkiirlerin hepsi, Al-
lahii tealaya mahsusdur. Cunki, her ni'meti [iyiligi] yaratan, gonderen,
hep Odur. O hatirlatmazsa ve kuvvet ve kolayhk vermezse, kimse kim-
seye iyilik ve kotiiliik yapamaz. Hep Onun diledigi olur. Onun dileme-
digini kimse yapamaz. [Hadis-i kudside, (Insanlari, beni tunimakla se-
reflenmeleri icin yaratdim) buyuruldu. Bunu isitince, (kafirler, diinya-
da Allahii tealaya inanmiyorlar. Bu hadis-i serif hasil olmuyor) demek
dogru degildir. C un ki, alimler, veliler, belli bir dereceye yiikselince,
belli bir yasa gelince, Allahii tealayi tammaga bashyorlar. Kafirler de,
ahirete gidince tamyacaklardir. Tammiyan kalmiyacakdir.]
Hamd, biitun ni'metleri Allahii tealamn yaratdigma ve gonderdi-
gine inanmak ve soylemek demekdir. Siikr, biitiin ni'metleri ahkam-i
islamiyyeye uygun kullanmak demekdir. Ni'met, faideli sey demek-
dir. Ni'metler, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablannda yazilidir. Ehl-i
siinnet alimleri, meshur dort mezhebin alimleridir.
-7-
Onun sevgili Peygamberi, insanlarm her bakimdan en giizeli, en
iistiinu olan Muhammed aleyhisselama ve Onun iyi ahlak ve ilm sa-
can, Aline, ya'ni akrabasma ve Eshabmm hepsine "ndvanullahi teala
aleyhim ecma'fn" bizden diialar ve selamlar olsun!
Miislimanlann ogrenmeleri lazim olan bilgilere (Islam ilmleri) de-
nir. Islam ilmleri ikiye aynlir: (Din bilgileri) ve (Fen bilgileri). Fen bil-
gilerine (Hikinet) denir. Dinde reformcular, fen bilgilerine (Rasyonel
bilgiler), din bilgilerine (Skolastik bilgiler) diyor. Peygamberimiz "sal-
lallahii aleyhi ve sellem" (Hikmet, miislimaniii gayb olmiis mail gibi-
dir. Onu nerede bulursa alsin!) buyurdu. Bu hadis-i serif, fen bilgileri-
ni ogrenmegi emr etmekdedir. Din bilgilerinin esasi yirmi ilmdir. Bun-
lardan sekizi, yiiksek ilmler, onikisi de, yardimci ilmlerdir. Yiiksek
ilmlerden birisi, (Ahlak ilmleri)dir.
[Giizel ahlak sahibi olan ve zemammn fen bilgilerinde yiikselmis
olan miislimana (Medeni), ya'ni ilerici denir. Fende ilerlemis agir sa-
nayi' kurmus, fekat ahlaki bozuk olan kimseye (Zalini). ya'ni (gerici),
eskiya ve diktator denir. Fen ve san'atda geri ve ahlaki bozuk olanlara
(Vahsi), ya'ni adi denir. (Medeniyyet), ta'mfr-i bilad ve terfih-i ibaddir.
Ya'ni, sehrler yapmak ve insanlara hizmetdir. Bu da, fen ve san'at ve
giizel ahlak ile olur. Kisacasi, fen ve san'atin giizel ahlak ile birlikde ol-
masma (Medeniyyet) denir. Medeni insan, fen ve san'ati, insanlarm
hizmetinde kullamr. Zalimler ise, insanlara iskence yapmakda kulla-
nir. Goriiliiyor ki, hakiki miisliman, ilerici bir insandir. Hiristiyan, ye-
hudi ve komiinist [ya'ni dinsiz], gerici, saki ve zevalh bir kimsedir. Go-
riiliiyor ki, medeniyyet, sehrler, binalar yapmakdir. Bu da, fen ve
san'at ile olur. Tekmil-i sma'at, telahuk-i efkar iledir. Insanlarm refah
icinde yasamalan da, islam ahlaki ile olur.]
Her miislimamn islam bilgilerini liizumu kadar ogrenmesi farzdir.
Bunun icin, islam alimleri, bircok kitab yazmislardir. Ahlak kitablarm-
dan Nasiriiddm-i Muhammed Tusmin yazdigi (Ahlak-i nasirf) ve Cela-
liiddm-i Muhammed Devaninin yazdigi (Ahlak-i Celalf) ve Hirath Hii-
seyn Vaiz-i Kasifmin yazdigi (Ahlak-i muhsini) kitablan meshurdur.
Kitabimizin birinci kismi, Muhammed Hadimmin "rahimehullahii tea-
la" (Berika) kitabindan terceme edilmisdir. Bu kismda, islamiyyetin be-
genmedigi ahlaki ve bunlardan korunma ve kurtulma carelerini bildire-
cegiz. Bu kotii ahlak, kalbin hastahklandir. Kalbi ve ruhu ebedi oliime
siiriiklerler. Baska kitablardan alarak yapilan ilaveler, koseli parantez [
] icine yazilmisdir. Kitabimizin ikinci kismmda, 979 [m. 1572] senesinde
Edirnede vefat etmis olan, All bin Emrullahin "rahime-hullahii teala"
yazmis oldugu, tiirkce (Ahlak-i alai) kitabmm bas kismim yazarak, ah-
lakin ta'rifini ve cesidlerini acikhyacagiz.
Bu kitabimizi okuyan temiz gencler, dedelerinin, saglam bedenli, iyi
ahlakh, cahskan, medeni, ilerici olduklanm anhyacak, islam diismanlan-
mn yalanlarma, iftiralarma aldanmakdan kurtulacakdir.
Nasiriiddin-i Tusmin ismi Muhammed bin Fahreddmdir. Hicri 597
senesinde Tusda ya'm Meshed sehrinde tevelliid, 672 [m. 1273] de
Bagdadda vefat etdi. Si'i idi. Hiilagiinun Bagdadi yakip yikmasma,
yiizbinlerle muslimam oldiirmesine sebeb olanlardan biridir. Hillagu-
niin veziri oldu. Dortytizbin kitab bulunan bir kiltiibhane ve Rasadha-
ne, bir akademi yapdi. Cok kitab yazdi. (Faideli Bilgiler) kitabmm
95. ci sahifesine bakmiz!
Muhammed Celaliiddin-i Devam "rahime-hullahii teala" 829 se-
nesinde tevelliid, 908 [m. 1503] de, Sfrazda vefat etdi. Islam alimleri-
nin en biiyiiklerindendir. Cok kitab yazdi. (Ahlak-i Celali) kitabi fari-
si olup, 1304 [m. 1882] senesinde Hindistanda sekizinci baskisi yapil-
misdir. Ingilizceye de terceme edilmisdir.
Hiiseyn bin All Vaiz-i Kasifi "rahime-hullahii teala", Hiratda vaiz
idi. Hicri 910 [m. 1505] senesinde orada vefat etdi.
Ey temiz gencler! Ey, omrlerini islam dininin giizel ahlakim ogren-
mekde ve yaymakda tiiketen ve canlarim Allahm dinini insanlara yay-
makda feda eden sehidlerin asil ve kiymetli cocuklan! Serefli ecdadi-
mizin sizlere tarn ve dogru olarak getirdigi ve emanet birakdigi, muba-
rek islam dinini ve bunun bildirdigi giizel ahlaki iyi ogreniniz! Giizel
yurdumuza goz diken, can, mal, din ve ahlak diismanlarmm saldinla-
rma karsi, bu mukaddes emaneti biitiin giiciiniizle savununuz! Her ye-
re yayarak, insanlan se'adete kavusdurmaga cahsmiz! Biliniz ki, dini-
miz, giizel huylu olmamizi, sevismemizi, biiyiiklere hurmet, kiiciiklere
sefkat etmegi, dinli dinsiz, herkese iyilik etmegi emr etmekdedir. Her-
kesin hakkmi, ticretini veriniz! Kanunlara, hiikumetin emrlerine karsi
gelmeyiniz! Vergilerinizi vaktinde odeyiniz! Allahin, dogrularm yar-
dimcisi oldugunu hie unutmayimz! Seviselim, yardimlasahm ki, Alla-
hti teala yardimcimiz olsun!
Islam alimleri buyuruyorlar ki, (Allahii teala insanda iic sey yarat-
di: Akl, kalb ve nefs. Bunlann hicbiri goriilmez. Varhklarim eserleri
ile, yapdiklan islerle ve dinimizin bildirmesi ile anhyoruz. Akl ve nefs
dimagimizda, kalb gogsumiiziin sol tarafmdaki yiiregimizdedir. Bun-
lar, madde degildir. Yer kaplamazlar. Buralarda bulunmalan, elek-
trigin ampulde, miknatisin endiiksiyon bobininde bulunmasi gibidir.
Akl, fen bilgilerini anlamaga cahsir. Bunlan anlar. Islamiyyete uygun
olanlanm, fenalanndan, zararh olanlarmdan ayinr. Iyileri, fenalan,
islamiyyet ayirmakdadir. Islamiyyeti bilen ve uymak istiyen akla
(Akl-i selim) denir. Akh az olan, hep sasiran kimseye (Ahmak), akli
hie olmiyana (Mecnun) denir. Selim olan akl, islamiyyetin bildirdigi
iyi seyleri kalbe bildirir. Kalb de, bunlan yapmagi irade ederek, di-
magdan cikan hareket sinirleri vasitasi ile, a'zalara, organlara yapdi-
nr. Iyi veya fena seyleri yapmak arzusunun kalbe yerlesmesine (Ah-
lak), (Huy) denir. Nefs, bedene tath gelen seylere diiskiindiir. Bunla-
nn iyi, fena, faideli, zararh olduklanm diisiinmez. Arzulan, islamiy-
yetin emrlerine uygun olmaz. islamiyyetin yasak etdigi seyleri yapmak,
nefsi kuvvetlendirir. Daha beterini yapdirmak ister. Fena, zararh
-9-
seyleri, iyi gosterip, kalbi aldatir. Kalbe bunlan yapdirarak, zevklerine
kavusmak icin calisir. Kalbin nefse aldanarak, fena huylu olmamasi
icin, ahkam-i islamiyyeye uyarak kalbi kuvvetlendirmek ve nefsi za'if-
letmek lazimdir. Akli kuvvetlendirmek, islam bilgilerini okuyup, 6g-
renmekle oldugu gibi, kalbin kuvvetlenmesi, ya'ni temizlenmesi de, ah-
kam-i islamiyyeye uymakla olur. islamiyyete uymak icin, ihlas lazimdir.
(ihlas). isleri, ibadetleri, Allahii teala emr etdigi icin yapmak, baska
hicbir menfe'at dusunmemekdir. Kalbde ihlas hasil olmasi, kalbin zikr
etmesi ile, ya'ni Allah ismini cok soylemesi ile olur. Zikrin ehemmiyye-
ti, (Kryamet ve Ahiret) kitabi 284. cii sahifesinden bashyarak, uzun bil-
dirilmekdedir. Zikrin nasil yapilacagmi, Miirsid-i kamilden ogrenmek
ve aklda bulunan ve his organlanndan gelen diinya diisiincelerini kalb-
den cikarmak sartdir. Diinya diisiincesi hie kalmazsa, kalb kendiligin-
den zikr etmege baslar. Zikrin nasil yapilacagi (Tarn ilmihal)in 921. ci
sahifesinde yazihdir. Sisedeki su bosahnca, havanm siseye kendiligin-
den, hemen girmesi gibidir. Kalbi diinya dusiincelerinden korumak,
kalbin Miirsid-i kamilin kalbinden feyz [Nur] almasi ile olur. Kalbden
kalbe (feyz), muhabbet yolu ile akar. Miirsidin baska memleketde bu-
lunmasi veya vefat etmis olmasi, feyz gelmesine mani' olmaz. (Miir^id),
islam bilgilerini iyi bilen ve islamiyyete tarn uyan, ihlas sahibi, Ehl-i
siinnet alimidir. islamiyyete uymak, kalbi kuvvetlendirdigi gibi, nefsi
za'ifletir. Bu sebeb ile (nefs), kalbin islamiyyete uymasim, Miirsid-i ka-
milin sohbetinde bulunmagi, kitablarim okumagi istemez. Dinsiz,
imansrz olmasim ister. Akllanna uymayrp, nefslerine uyan kimseler,
bunun icin, dinsiz olmakdadir. Nefs olmez. Fekat, gucii kuvveti kalma-
ymca, kalbi aldatamaz.)
Bugiin, yer yiiziinde bulunan muslimanlar iic firkaya ayrilmisdir.
Birinci firka, Eshab-i kiramin yolunda olan, hakiki mtislimanlardir.
Bunlara (Ehl-i siinnet) ve (Siinni) ve (Firka-i naciyye), Cehennem-
den kurtulan firka denir. Ikinci firka, Eshab-i kirama dtisman olanlar-
dir. Bunlara (SPi) veya (Firka-i dalle) sapik firka denir. Ucuncusii,
siinnilere ve si'ilere diisman olanlardir. Bunlara (Vehhabi) ve (Nec-
di) denir. Ciinki bunlar, ilk olarak Arabistamn Need sehrinde meyda-
na cikmisdir. Bunlara (Firka-i mel'une) de denir. Ciinki, bunlarm
muslimanlara miisrik dedikleri (Kiyamet ve Ahiret) ve (Se'adet-i
Ebediyye) kitablanmizda yazihdir. Muslimanlara kafir diyene Pey-
gamberimiz la'net etmisdir. Si'i firkasim yehudiler, vehhabi firkasmi
ingilizler kurdu. Ehl-i siinnet firkasim tiirkler korudu.
Hangi firkadan olursa olsun, nefsine uyan ve kalbi bozuk olan, Ce-
henneme gidecekdir. Her mti'min, nefsini tezkiye icin, her zeman cok
(La ilahe illallah) ve kalbini tasfiye icin (Estagfirullah) okumahdir.
Ahkam-i islamiyyeye uyamn dtiasi muhakkak kabul olur. Nemaz kil-
miyanm, acik kadmlara bakanm ve haram yiyip icenin, ahkam-i isla-
miyyeye uymadigi anlasihr. Bunlarm diialan kabul olmaz.
Mfladi sene Hicri semsi Hicri kameri
2001 1380 1422
-10-
ISLAM AHLAKI
Birinci Kism
Kitabimizm birinci kisminda, kotii ahlakdan miihim olan kirk
adedi ve bunlann ilaclan aciklanacakdir. Asagidaki yazilarm hep-
si, Ebu Sa'id Muhammed Hadiminin "rahime-hullahu teala" (Be-
rika) kitabmm birinci cildinden terceme edilmisdir. Bu kitabi iki
cild olup arabidir. 1284 [m. 1868] senesinde istanbulda basdirilmrs,
1411 [m. 1991] de, (Hakikat Kitabevi) tarafmdan, tekrar tab' edil-
misdir. Hadimi hazretleri, 1176 hicri kameri [m. 1762] senesinde
Konyanm Hadim kasabasmda vefat etmisdir.
KOTU AHLAK VE BUNLARDAN
KURTULMAK CARELERI
Insana diinyada ve ahiretde zarar veren hersey, kotii ahlakdan
meydana gelmekdedir. Ya'ni, zararlann, kotiiliiklerin basi, kotii
huylu olmakdir. Haramlardan [kotuliiklerden] sakmmaga (Takva)
denir. Takva, ibadetlerin en kiymetlisidir. Ciinki, birseyi tezyin et-
mek, siislemek icin, once pislikleri, kotiiliikleri yok etmek lazimdir.
Bunun icin, giinahlardan temizlenmedikce, ta'atlarm, ibadetlerin
faidesi olmaz. Hicbirine sevab verilmez. Kotiiliiklerin en kotiisii,
(kiifr)diir. Kafirin [Allaha diisman olanm] hicbir iyiligi, hayrati, ha-
senati, ahiretde faideli olmaz. [Zulm ile oldiiriilen kafir,sehid ol-
maz. Cennete girmez.] Imam olmiyamn hicbir iyiligine sevab veril-
mez. Biitiin iyiliklerin temeli takvadir. Herseyden once, takva sahi-
bi olmaga cahsmak lazimdir. Herkese, takva sahibi olmalanm emr
ve nasihat etmelidir. Diinyada rahata, huzura kavusmak, sevismek,
kardesce yasayabilmek, ahiretde de, sonsuz azabdan halas olarak,
ebedi ni'metlere, se'adetlere kavusmak, ancak takva ile nasib olur.
Kotii huylar, kalbi hasta eder. Bu hastahgm artmasi, kalbin olii-
miine [ya'ni kiifre] sebeb olur. Kotii huylarm en kotiisii olan sirk,
ya'ni kiifr ise, kalbin en biiyiik zehridir. Imam olmiyamn, (Kalbim
temizdir. Sen kalbe bak) gibi sozleri, bos laflardir. Olmtis olan kalb
temiz olmaz.
Kiifriin enva'i vardir. Hepsinin de en kotiisii, en biiyiigii (§irk)dir.
Bir kotiiliigiin her cesidini bildirmek icin, cok kerre, bunlann en ko-
-11-
tiisii soylenir. Bunun icin, ayet-i kerimelerde ve hadis-i seriflerde bu-
lunan sirk kelimesinden, her nev' klifr ma'nasi anlasihr. Nisa suresi-
nin kirksekiz ve ytizonaltinci ayet-i kerimelerinde, miisrikin hie afv
edilmiyecegi bildirildi. Bu ayet-i kerimeler, kafirlerin Cehennem ate-
sinde sonsuz yanacaklanni bildirmekdedir.
[(Sirk), Allahii tealaya ortak yapmak, benzetmek demekdir.
Benzeten kimseye (Miisrik), benzetilen seye (Serik) denir. Bir kim-
sede, birseyde, iiluhiyyet sifatlarindan birisinin bulunduguna inan-
mak, onu serik yapmak olur. Allahii tealaya mahsus olan sifatlara,
ya'ni (Sifat-i zatiyye) ve (Sifat-i siibutiyye)lere (iiluhiyyet sifatlari)
denir. Sonsuz var olmak, yaratmak, herseyi bilmek, hastalara sifa
vermek, iiluhiyyet sifatlanndandir. Bir insanda, giinesde, inekde,
herhangi bir mahlukda, iiluhiyyet sifati bulunduguna inanarak, ona
ta'zim, hurmet etmege, ona yalvarmaga, ona (ibadet etmek), tapm-
mak denir. O seyler (Sanem=put) olur. Boyle zan olunan insanm ve
kafirlerin heykelleri, resmleri ve mezarlan oniinde de, ta'zim edici
seyler soylemek, yapmak da, ibadet etmek, sirk olur. Bir insanda
iiluhiyyet sifatlarindan birinin bulunduguna inanmayip, Allahm sev-
gili kulu olduguna veya vatana, millete hizmetleri olduguna inana-
rak, bunun resmine, heykeline, ta'zim etmek sirk olmaz, kiifr olmaz.
Fekat, herhangi bir insanm resmine hurmet etmek haram oldugu
icin, ta'zim, hurmet eden bir mtisliman fasik olur. Haram olduguna
ehemmiyyet vermezse, diger bir harami, ehemmiyyet vermiyerek
yapanlar gibi (Miirted) olur. Miisrik olmiyan yehudi ve hiristiyanlar
da, Muhammed aleyhisselama inanmadiklan icin kafirdirler. [Alla-
ha diismandirlar.] Bunlara (Kitabli kafir) denir. Simdi, hiristiyanla-
rin cogu, Isa aleyhisselama iiluhiyyet sifati isnad etdikleri icin, miis-
rikdir. Barnabas ve Aryus mezhebinde olanlan, kitabli kafir iseler
de, bunlar bugiin yokdur.]
Kalb hastahklarmm sirkden sonra en kotiisii, (Bid'at)lara
inanmak ve bid'at islemekdir. Bid'atlardan sonra, giinahlardan
sakinmamak gelir. Kiiciik olsun, biiyiik olsun, sirkden ya'ni kiifr-
den baska giinah isleyip, tevbe etmeden olen bir mii'min, sefa'at
olunmakla, yahud hicbir sebeb olmadan, yalniz Allahii tealanm
merhamet etmesi ile, afv olunabilir. Kiiciik giinah, afv edilmezse,
Cehennemde azab cekilecekdir. Kul hakki da bulunan giinahla-
rm afvi giicdiir ve azablan daha siddetli olacakdir. Zevcesinin
mehrini vermemek ve insanlarm hak dfni ogrenmelerine mani' ol-
mak, kul haklarmm en biiyiigiidiir. Hadis-i seriflerde buyuruldu
ki, (Bir zeinan gelir ki, insan kazancinm halaldan mi, haramdan mi
oldugunu tliisiinmez) ve (Bir zcinaii gelir ki, islamiyyete yapis-
mak, elinde ate§ tutmak gibi giic olur.) Bunun icin, haramlarm
-12-
hepsinden ve tahrimi mekruhlardan sakmmak takva olur. Farzlan
ve vacibleri terk etmek haramdir. Miiekked siinnetleri ozrsiiz terk
etmek tahrimen mekruh olur denildi. i'tikadda ve ahlakda ve
amelde emr olunanlan terk edene, kryametde azab yapilacakdir.
Azaba sebeb olan seyleri terk etmek lazimdir. Mesela nemaz kil-
mamak ve kadmlarm, kizlarm acik gezmeleri biiyiik giinahlardan-
dir. Bir giinahi terk etmek, mesela bes vakt nemazi hergiin kilmak
cok lazimdir. Fekat, bu kitabimrzda, terk edilmemesi lazim olanla-
n degil, terk edilmesi lazim olanlan bildirecegiz.
Yapilmamasi lazim olan seyler, ya belli bir uzv ile yapilir, yahud
biitiin beden ile yapilir. Giinah islenen uzvlardan sekiz uzv meshur-
dur. Bu uzvlar, kalb, kulak, goz, dil, el, mi'de, fere ve ayaklardir.
Kalb, insamn gogsiinde, sol tarafinda bulunan yiirek denilen et par-
casma nefh olunmus [iifuriilmus] ruhani bir latifedir. Ruh gibi,
madde olmryan [miicerred olan] bir varlikdir. Giinah isliyen, bu
uzvlarm kendileri degildir. Bunlarda bulunan his kuvvetleridir.
Diinyada ve ahiretde se'adete kavusmak, rahat etmek istiyen kim-
se, bu uzvlarm giinah islemelerine mani' olmahdir. Giinah isleme-
mek, kalbinde meleke, tabi'at, halini almahdir. Nemaz kilan, haram
islemiyen siinni bir kimseye (Miitteki) ve (Salih) [iyi insan] denir.
Allahii tealamn nzasma, sevmesine kavusarak, (Veli)si olur. Kalb-
de tabi'at halini almadan, kendini zorhyarak gtinahlardan sakm-
mak da, takva olur ise de, veil olmak icin, giinah islememek tabi'at,
huy halini almahdir. Bunun icin de, kalbin temizlenmesi lazimdir.
(Kalbin temizlenmesi, islamiyyete uymakla olur.) (islamiyyet) iic
kismdir: ilm, amel, Mas. Ya'ni, emrleri ve yasaklan ogrenmek, 6g-
rendiklerine tabi' olmak, bunlan yalmz Allah nzasi icin yapmak la-
zimdir. Kur'an-i kerim, bu iiciinii emr ve medh etmekdedir. 449. cu
sahifeye bakmiz! Bu (islam ahlaki) kitabinda, kalbin temizlenmesi
icin, yalmz, terk edilmesi lazim olan giinahlar bildirilecekdir. Bun-
lara (Kotii ahlak) denir.
KOTU AHLAK VE ILACLARI
Mtislimamn herseyden evvel kalbini temizlemesi lazimdir. Ciin-
ki, kalb, butiin bedenin reisidir. Biitiin uzvlar kalbin emrindedir.
Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (insamn bedeninde
bir et parcasi vardir. Bu iyi olursa, biitiin uzvlar iyi olur. Bu kotii
olursa, biitiin organlar bozuk olur. Bu, kalbdir) buyurdu. Ya'ni bu,
yiirek denilen et parcasmdaki goniildiir. Bunun iyi olmasi, kotii ah-
lakdan temizlenmesi ve iyi ahlak ile tezyin edilmesidir. insamn
suretine, sekline (Beden), (Halk) denir. insamn kalbindeki kuvve-
te, hale, huya (Hulk) denir. (Ahlak-i zemfme), kalbin hastahklan-
-13-
dir. Bunlarm tedavileri giicdiir. Ilaclanm iyi bilmek ve iyi kullanmak
lazimdir. Hulk, ya'ni huy, kalbdeki meleke ve kalbdeki arzti, hal de-
mekdir. insanin i'tikadi, sozleri, hareketleri, hep bu kuvvetden hasil
olmakdadir. Ihtiyari hareketleri, huyunun eserleridir.
Ahlaki tebdil etmek, kotiisunii yok edip, yerine iyisini getirmek
miimkindir. Hadis-i serifde, (ahlakimzi iyilesdiriniz!) buyuruldu.
Islamiyyet miimkin olmiyan seyi emr etmez. Tecribeler de, boyle
oldugunu gostermekdedir. [Tecribe, kat'i bilgi elde etmege yanyan
uc vasitadan biridir. Bu vasitalardan ikincisi, Muhbir-i Sadikin ha-
ber vermesidir. Uciincusii, hesab ile anlamakdir.] insanlann, ah-
laklanm tebdil etmek isti'dadlan aym degildir.
Ahlakm mensei, sebebi, insam ruhun iic kuvvetidir. Bunlardan
birincisi, ruhun (idrak) kuvvetidir. Buna (Nutk) ve (Akl) denir.
Nutkun nazari kuvvetinin mu'tedil, orta mikdanna (Hikmet) de-
nir. Hikmet, iyiyi kotiiden, hakki batildan ayiran kuvvetdir. Bu
kuvvetin liizumundan fazla olmasma (Cerbeze), ya'ni ukalalik de-
nir. Cerbeze insan, miimkin olmayan seyleri anlamaga kalkisir.
Mtitesabih ayetlere ma'na verir. Kaza kader iizerinde konusur.
Mekr, hiyle, sihr gibi zararh seyler yapar. Bu kuvvetin liizumun-
dan az olmasma (Beladet), ya'ni ahmaklik denir. Boyle kimse,
hayn, serri birbirinden ayiramaz. Nutkun ameli kuvvetinin orta
olmasma (Adalet) denir. Adaletin azi cogu olmaz.
Ahlakm kaynagi olan kuvvetlerden ikincisi (Gadab)dir. Hay-
vani ruhun kuvvetidir. Begenmedigi, istemedigi birsey karsisinda,
kani harekete gelir. Bu kuvvetin insani run tarafmdan te'min edi-
len orta mikdanna (Seca'at), cesaret denir. Liizumlu, faideli islere
atilmakdir. Miislimanlarm, iki mislinden fazla olmiyan kafirlerle
harb etmeleri, mazlumu zalimden kurtarmalan boyledir. Bu kuv-
vetin fazla olmasi (Tehevviir), atilgan, saldirgan olmakdir. Cabuk
hiddetlenir. Bu kuvvetin az olmasi (Ciibn), korkaklikdir. Liizumlu
olan seyi yapmakdan cekinir.
Ruhun kuvvetlerinden iiciincusii (Sehvet)dir. Hayvani ruhun,
kendine tath gelen seyleri istemesidir. Bunun insani ruh tarafmdan
te'min edilen orta mikdanna (iffet), namus denir. insan, tabi'ati-
nin muhtac oldugu seyleri, islamiyyete ve insanhga uygun olarak
yapar. Liizumundan fazla olmasma ($ereh), hirs ve fiicur denir.
Halaldan olsun, haramdan olsun, her istedigini elde etmege cahsir.
Baskalannm zaranna da olsa, begendigi seyleri toplar. Sehvetin lii-
zumundan az olmasma (Hiimiid), uyusukluk denir ki, hasta oldu-
gundan veya hayasmdan, yahud korkusundan, kibrinden, muhtac
oldugu seylere kavusmakda gevsek davramr.
Yukanda bildirilen dort orta derece, ya'ni hikmet, adalet ve if-
-14-
fet ve seca'at, iyi huylarm esasidir. insan, ruhun iic kuvvetinden hik-
mete tabi' olunca, diger ikisine, ya'ni gadaba ve sehvete hakim olur.
Bu ikisini, orta dereceli olan iffete ve seca'ate kavusdurarak se'ade-
te erer. Eger, aklm nazari kuvveti; orta derecesi olan hikmeti bula-
mayip, iki kotii uca meyl ederse, kotii huylar hasil olur. Asm olan al-
ti huy, her zeman kotiidiir. Orta derecede olan dort huy da, kotii niy-
yet ile yapihnca, kotii olur. Mala, mevki'e kavusmak icin, din adami
olmak, riya ile, gosteris olarak nemaz kilmak ve cihad yapmak, hik-
meti kotiiye kullanmak olur. Bir zevke veya mevki'e kavusmak icin,
ba'zi zevklerini terk etmek, iffeti kotiiye kullanmakdir.
Esas olan dort iyi huydan herbirinin, eserleri, alametleri vardir.
Hikmetin yedi eseri vardir. Seca'atin ve iffetin onbirer eserleri var-
dir.
Kotii huylarm ilaci - Kotii huylarm hepsi icin miisterek ilac,
hastahgi ve zararim ve sebebini ve ziddim ve ilacm faidesini bil-
mekdir. Sonra, bu hastahgi kendinde teshis etmek, aramak, bul-
mak gelir. Bu teshisi kendi yapar. Yahud bir alimin, rehberin bil-
dirmesi ile anlar. Mii'min, mii'minin aynasidir. insan kendi kusur-
larini zor anlar. Gtivendigi arkadasina sorarak da, kusurunu ogre-
nir. Sadik olan dost, onu tehliikelerden, korkulardan muhafaza
eden kimsedir. Boyle bir arkadas bulmak cok miiskildir. Bunun
icindir ki, imam-i Safi'i:
Sadik dost ve halis Kimya
az bulunur, hie arama! buyurdu.
Hazret-i Omer "radiyallahii anh" de,
Arkadasun aybima uyardi beni,
kardeslik sunnetinin budur temeli! buyurdu.
Diismanlarmm kendisine karsi kullandiklan kelimeler de, in-
sana ayblanm tamtmaga yarar. Ciinki diisman, insamn ayblanm
arayip, yiiziine Qarpar. iyi arkadaslar ise, insamn ayblanm pek
gormezler. Birisi ibrahim Edhem hazretlerine, aybim, kusurunu
bildirmesi icin yalvarmca, seni dost edindim. Her halin, hareketle-
rin, bana giizel goriiniiyor. Aybim baskalanna sor dedi. Baskasm-
da bir ayb goriince, bunu kendinde aramak, kendinde bulursa,
bundan kurtulmaga cahsmak da, kotii huylarm ilaclarmdandir.
(Mii'min mii'minin aynasidir) hadis-i serifinin ma'nasi budur.
Ya'ni, baskasmm ayblarmda, kendi ayblanm goriir. Isa aleyhisse-
lama, bu giizel ahlakim kimden ogrendin dediklerinde, (Bir kim-
seden ogrenmedim. insanlara bakdim. Hosuma gitmiyen huyla-
rmdan ictinab etdim. Begendiklerimi ben de yapdim) buyurdu.
Lokman hakime, (Edebi kimden ogrendin) dediklerinde, (Edeb-
-15-
sizden!) dedi. Selef-i salihmin, Eshab-i kiramm, Velilerin "rahme-
tullahi teala aleyhim ecma'm" hayat hikayelerini okumak da, iyi
huylu olmaga sebeb olur.
Kendinde kotii huy bulunan kimse, buna yakalanmanm sebebi-
ni arasdirmah, bu sebebi yok etmege, bunun ziddini yapmaga ca-
hsmahdir. Kotii huydan kurtulmak, bunun ziddini yapmak icin cok
ugrasmak lazimdir. Ciinki, insanm alisdigi seyden kurtulmasi miis-
kildir. Kotii seyler nefse tatli gelir.
Insanm, kotii sey yapmca, arkasmdan riyazet cekmegi, nefse giic
gelen sey yapmagi adet edinmesi de, faideli ilacdir. Mesela, bir ko-
tiiliik yaparsam, su kadar sadaka verecegim veya oruc tutacagim,
gece nemazlan kilacagim diye yemin etmelidir. Nefs, bu giic seyleri
yapmamak icin, onlara sebeb olan kotii adetini yapmaz. Kotii ahla-
km zararlanm okumak, isitmek de, faideli ilacdir. Bu zararlan bildi-
ren hadis-i serifler cokdur. Bunlardan birkaci sunlardir:
1 - (Allah katinda kotii huydan biiyiik giinah yokdur.) Ciinki,
bunun giinah oldugunu bilmez. Tevbe etmez. isledikce, giinahi
katkat artar.
2 - (insanlarin hie cekinmeden, sikdmadan yapdiklan giinah,
kotii huylu olmakdir.)
3 - (Her giinahin tevbesi vardir. Kotii ahlakin tevbesi olmaz. in-
san, kotii huyunun tevbesini yapmayip, daha kotiisiinii yapar.)
4 - (Sicak su buzu eritdigi gibi, iyi ahlak da, hatalan eritir. Sir-
ke bah bozdugu gibi, kotii ahlak, hayrati, hasenati inahv eder.)
Kotii niyyet ile olmiyan hikmet, adalet, iffet ve seca'at, iyi ahla-
kin kaynagidir. iyi huylu olmak icin ve iyi ahlakim muhafaza ede-
bilmek icin, salih kimselerle, iyi huylularla arkadashk etmelidir. in-
sanm ahlaki, arkadasinm huyu gibi olur. Ahlak, hastahk gibi sari-
dir. Kotii huylu ile arkadashk etmemelidir. Hadis-i serifde, (insa-
nm dini, arkadasinm dini gibi olur) buyuruldu. Faidesiz seylerden,
oyunlardan, zararh sakalasmakdan ve miinakasa etmekden ictinab
etmelidir. ilm ogrenmeli ve faideli isler yapmahdir. Ahlaki bozan,
sehveti harekete getiren seks, fuhs kitablan okumamah, boyle
radyo ve televizyondan sakmmahdir. iyi huylarm faideleri ve ha-
ramlarm zararlan ve Cehennemdeki azablan, hep hatirlanmahdir.
Mai, mevki' arkasinda kosanlardan hicbiri muradma kavusamamis-
dir. Mali, mevki'i hayr icin anyan ve hayr islerde kullanan, raha-
ta, huziira kavusmusdur. Mai, mevki' gaye olmamah, hayra vasi-
ta olmahdir. Mai, mevki' ,bir deryaya benzer. Cok kimse, bu deniz-
de bogulmusdur. Allahii tealadan korkmak, bu deryamn gemisidir.
Hadis-i serifde, (Diinyada, kahci degil, yolcu gibi ya^amah! die-
-16-
cegini hie unutmamah!) buyuruldu. Insan, diinyada baki degildir.
Diinya zevklerine daldikca, derdler, iiziintiiler, giicliikler artar. Asa-
gidaki hadis-i serifleri hie unutmamalidir:
1 - (ibadetleri az olan bir kul, iyi huyu ile, kryametde yiiksek
derecelere kavusur.)
2 - (Ibadetlerin en kolayi ve cok faidelisi, az konusmak ve iyi
huylu olmakdir.)
3 - (Bir kulun ibadetleri cok olsa da, kotii huyu, onu Cehenne-
min dibine gotiiriir. Ba'zan kiifre gotiiriir.)
4 - Birinin giindtizleri oruc tutdugu, geceleri nemaz kildigi, fe-
kat kotii huylu oldugu, dili ile komsulanna, arkadaslanna eziyyet
etdigi soylendikde, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" ceva-
bmda, (Boyle olmak iyi degildir. Gidecegi yer, Cehennem atesidir)
buyurdu.
5 - (Giizel ahlaki temamlamak, ycrlcsdirmck icin gonderildim).
Semavi dinlerin hepsinde iyi huylar vardi. Bu din, bunlan temam-
lamak icin gonderildi. Bu din varken, iyi huy bildirecek baska kay-
naga, baska kimseye liizum yokdur. Bunun icin, Muhammed aley-
hisselamdan sonra, Peygamber gelmiyecekdir.
6 - (Iyi huylu olan, diinya ve ahiret se'adetlerine kavusur.) Ciin-
ki iyi huylu kimse, Allahii tealaya ve kullara karsi olan haklan, va-
zifeleri lfa eder.
7 - (Sureti ve huyu giizel olani Cehennem ate$i yakmaz.)
8 - (Kendinden uzaklasanlara yaklasmak, zulm edenleri afv et-
mek, kendini mahriini edenlere insan etmek, giizel huylu olmak-
dir). Iyi huylu kimse, kendisine danlana iyilik yapar. ihsanda bulu-
nur. Malma, haysiyyetine, bedenine zarar vereni afv eder.
9 - (Kizdigi zeman, yumusak davranamn kalbini Allahii teala
emniyyet ve hnan ile doldurur.) Korkusuz ve emin olur. Kotiiliik
edene iyilik yapmak, iyi huylarm en iistiinudiir. Kamil insan olma-
nm alametidir. Diismanlan dost yapar. imam-i Gazali "rahime-
hullahii teala" diyor ki, (incil)de gordiim: Isa aleyhisselam, (Kotii-
liik yapana kotiiliikle cevab vermeyiniz! Sag yanagmiza vurana, sol
yanagmizi ceviriniz! Paltonuzu alana, salvanmzi da veriniz!) bu-
yurdu. Hiristiyanlann simdi ellerinde mevcud uydurma (incil) ki-
tablarmda da boyle yazih oldugunu (Cevab veremedi) kitabimiz
bildirmekdedir. Hiristiyanlann, ispanyada, Kudiisde, Hindistanda
ve (Bosna Hersek)de muslimanlara ve yehudilere yapdiklan kor-
kunc zulmler ve engizisyon mahkemelerinde, birbirlerine yapdik-
lan iskenceler, kitablarda mevcuddur. Bu vahsi hareketleri, hakiki
Incile tabi' olmadiklanm gostermekdedir.
- 17 - Islam Ahlaki - F:2
Her miisliman, kalbinden btitiin kotii huylan cikarip, iyi ahlaki
yerlesdirmelidir. Birkacim cikarip, birkacim yerlesdirmekle, insan
giizel huylu olmaz. Tesavvuf, insani bu kemale kavusduran yoldur.
[Boyle olmiyan yola, tesavvuf denmez. Her ilmin, her san'atm sah-
teleri, bozuklan oldugu gibi, dinden, islamiyyetden, islamiyyetin
giizel ahlakindan haberleri olmiyan sahtekarlar, yalancilar, kendi-
lerine tarfkatci, seyh diyorlar. Bunlara aldanmamah, cahillerin, ah-
laksizlarm kitablarim okumamali, radyolarini dinlememeli, tuzak-
larina dtismemelidir.]
Kotii ahlakm meshurlan altmis adeddir. Bunlardan kirk adedi
terceme edilerek, kirk madde halinde asagida bildirilmisdir. Bun-
lardan sakman ve zidlanm yapan kimse, giizel ahlakh olur.
KUFR
1 - Kotiiliiklerin en kotiisii, Allahii tealaya inanmamak, ateist
olmakdir. Muhammed aleyhisselama inanmamak (kiifr) [Allaha
diismanlik] olur. Meleklerin, insanlann ve cinnin iman etmeleri,
inanmalan emr olundu. Muhammed aleyhisselamm, Allahii te-
aladan getirip bildirdigi seylerin hepsine kalb ile inanip, dil ile de
ikrar etmege, soylemege (Iman) denir. Imamn yeri (Kalb)dir.
Kalb, yiirek dedigimiz et parcasinda bulunan bir kuvvetdir. Bu
kuvvete (goniil) de denir. Imam soylemege mani' bulundugu ze-
man, soylememek afv olur. Mesela korkutuldugu, hasta, dilsiz
oldugu, soyleyecek vakt bulamadan oldiigii zeman, soylemek
icab etmez. Anlamadan, taklid ederek inanmak da, iman olur.
Allahii tealamn var oldugunu anlamamak, diisunmemek giinah
olur. Bildirilenlerden birine inanmamak, hepsine inanmamak
olur. Herbirini bilmeden, hepsine inandim demek de, iman olur.
Iman hasil olmak icin, islamiyyetin kiifr alameti dedigi seylerden
sakinmak da lazimdir. islamiyyetin ahkamindan ya'ni emr ve ya-
saklanndan birini hafif gormek, Kur'an-i kerim ile, melek ile,
Peygamberlerden biri ile "aleyhimiissalevatii vetteslimat" alay
etmek, kiifr alametlerindendir. inkar etmek, ya'ni isitdikden
sonra inanmamak, tasdik etmemek demekdir. Siibhe etmek de,
inkar olur.
Kiifr iic nev'dir: Cehh, ciihudi [inadi] ve hiikmi.
1-) Kiifr oldugunu herkesin bildigi bir seyi, isitmedigi, diisiin-
medigi icin kafir olanlarm kiifrii (Kufr-i cehli)dir. Cehl de iki diir-
liidiir: Birincisi basitdir. Boyle kimse, cahil oldugunu bilir. Bunlar-
da, yanhs i'tikad olmaz. Hayvan gibidirler. Ciinki, insani hayvan-
dan ayiran, ilm ve idrakdir. Bunlar, hayvandan da asagidirlar.
-18-
Ciinki hayvanlar, yaratildiklan seyde ileridedirler. Kendilerine fa-
ideli seyleri anlar ve onlara yaklasirlar. Zararh olanlan da anlayip,
onlardan uzaklasirlar. Halbuki bunlar, bilmez olduklanni bildikle-
ri halde, bu cirkin halden uzaklasmaz, ilme yaklasmazlar.
[Imam-i Rabbani "rahime-hullahii teala", (Mektubat) kitabi-
nm birinci cildinin ikiyuzellidokuzuncu mektubunda buyuruyor ki,
(Bu fakire gore, dagda yetisip, hicbir din duymayip, puta tapan
miisrikler, ne Cennete, ne de Cehenneme girmiyeceklerdir. Ahi-
retde dirildikden sonra, hesaba cekilip, zulmleri, kabahatleri ka-
dar, mahser yerinde azab cekeceklerdir. Herkesin hakki verildik-
den sonra, biitiin hayvanlar gibi, bunlar da, yok edileceklerdir. Bir
yerde sonsuz kalmryacaklardir. Herkesin akh, diinya islerinde bile,
sasirip yamhrken, Allahii tealanm, akllari ile bulamadiklan icin,
kullanni atesde sonsuz olarak yakacagmi soylemek, bu fakire cok
agir gelmekdedir. Kuciik iken olen kafir cocuklari da, boyle yok
olacaklardir.
Bir Peygamberin "aleyhimussalevatii vetteslimat" vefatmdan
sonra, cok vakt gecip, zalimler tarafmdan din bozularak, unutuldu-
gu yerlerde yasayip, Peygamberlerden ve islamiyyetden haberi ol-
miyan insanlar da, Cennete ve Cehenneme sokulmiyacak, boyle
tekrar yok edileceklerdir). Kafir memleketlerinde yasayip, isla-
miyyeti isitmeyenler de boyledir.]
Iman edilecek seyleri ve farzlardan, haramlardan meshur olan-
lan, ltizumu kadar ogrenmek farzdir. Bunlan ogrenmemek haram-
dir. Isitip de, ogrenmege ehemmiyyet vermemek kiifr olur. Cehlin
ilaci, cahsip ogrenmekdir. Cehlin ikincisi, (Cehl-i miirekkeb)dir.
Yanhs, sapik i'tikad etmekdir. Yunan felsefecilerinden ve musli-
manlardan yetmisiki bid'at firkasmdan imam gidenler boyledir. Bu
cehalet, birincisinden daha fenadir. ilaci bilinemiyen bir hastahk-
dir. Isa aleyhisselam, (Sagiri, dilsizi tedavi etdim. Oliiyii diriltdim.
Fekat, cehl-i miirekkebin ilacini bulamadim) demisdir. C un ki,
boyle kimse, cehlini ilm ve kemal sanmakdadir. Cahil ve ruh has-
tasi oldugunu bilmez ki, ilacini arasm! Ancak, Allahii tealanm hi-
dayeti ile hastahgini anhyan, bu derdden kurtulabilir.
2-) (Kiifr-i ciihudi)ye, kiifr-i inadi de denir. Kiifr oldugunu bi-
lerek, inad ederek, kafir olmakdir. Kibr sebebi ile ve mala, zevke
ve mevki' sahibi olmayi sevmekden veya ayblanmakdan kork-
mak sebebi ile hasil olur. Fir'avmn ve yoldaslanmn kiifrleri boy-
le idi. Musa aleyhisselamm mu'cizelerini gordiikleri halde, iman
etmediler. Bizim gibi bir insana inanmayiz dediler. Kendileri gi-
bi bir insamn Peygamber olacagini kabul etmediler. Peygamber
-19-
melekden olur sandilar. Halbuki, kendileri gibi insan olan Fir'av-
na ilah dediler. Ona tapmdilar. Rum imperatorii Herakliyiis da,
tahtmdan, saltanatmdan aynlmak korkusu ile iman etmedi. Rum
padisahlarma Kayser denir. Acem padisahlarma Kisra, Habes
krallarma Necasi ve Turk sultanlarma Hakan, Kibti padisahlarma
Fir'avn, Misr sultanlarma Aziz, Himyer sultanlarma Tubba' denir-
di. Eshab-i kiramdan Dihye "radiyallahli teala anh", Resulullahm
"sallallahii aleyhi ve sellem" islama da'vet eden mektubunu Medi-
neden Sama, Herakliyiisa getirdi. Herakliyiis, bir gun evvel, Mek-
keden Sama gelmis olan Kureys kafirlerinin ticaret kervanmm rei-
si, Ebu Siifyam serayina cagirrp:
Medinede birisinin peygamberlik iddi'a etdigini isitdim. Kendi-
si, tamnmis kimselerden midir? Yoksa, asagi tabakadan midir? On-
dan evvel, baskasi da boyle iddi'ada bulundu mu? Dedeleri arasm-
da, melik ve emir olanlar var midir. Kendisine tabi' olanlar zengin
midir, fakir ve aciz kimseler midir? Cahsmalan ilerliyor mu, gerili-
yor mu? Dinine girip de, sonra aynlanlar oluyor mu? Soziinde dur-
madigi, yalan soyledigi goruldii mii? Harblerinde galib midir, mag-
lub mudur? Ebu Siifyan bunlann cevablanm bildirince, bu sozleri-
nin hepsi, Onun peygamber oldugunu gosteriyor dedi. Ebu Siifyan
[o zeman heniiz iman etmedigi icin], kiifriinden ve hasedinden do-
layi, yalan soyledigi de oldu. Bir gece icinde, Mekkeden, Kudiisde-
ki Mescid-i aksaya gotiiriildugunii soyledi, dedi. Herakliyiisiin ya-
mnda olup, bunu isitenlerden biri lafa kansip:
Ben, o gece Mescid-i aksada idim dedi. O gece gordiiklerini an-
latdi. Ertesi giin, Herakliyiis, mektubu okutdu. Mektuba inandi-
gini, Muhammed aleyhisselama iman etdigini Dihyeye bildirdi.
Fekat, iman etdigimi millete bildirmekden korkuyorum. Bu mek-
tubu falanca rahibe gottir. O, cok sey bilir. Onun da iman edece-
gini samyorum dedi. Rahib, Resulullahdan gelen mektubu oku-
yunca, hemen iman etdi. Oradakilere de iman etmelerini soyle-
di. Kendisini oldiirduler. Dihye, Herakliyiisa gelip, olanlan bil-
dirdi. Boyle yapilacagim bildigim icin, iman etdigimi kimseye
soylemedim dedi. Resulullaha mektub gonderip iman etdigini bil-
dirdi. Bassehri olan Humsa gitdi. Orada kendisine, bir adamin-
dan gelen mektubda, Muhammed aleyhisselamin peygamberligi
ve muvaffakiyyetleri bildirildi. ileri gelenleri toplayip, mektubu
okutarak, kendisinin iman etdigini acikladi. Hepsi karsi cikdilar.
Iman etmiyeceklerini ve red etdiklerini anlayinca, onlardan ozr
diledi. Maksadim, dinimize olan baghhginizin kuvvetini anla-
mak idi dedi. Bu sozii isitince, hepsi kendisine secde etdiler, ra-
zi olduklanm bildirdiler. Saltanatim kacirmamak icin, kiifrii ima-
-20-
na tercih etdi. Miislimanlarla harb etmek icin, Mute denilen yere
ordu gonderdi. Burada cok miisliman sehid edildi. Resulullaha
"sallallahii aleyhi ve sellem" Herakliyiisiin mektubu gelince, (Ya-
lan soyliyor. Nasrani dininden ayrilmadi!) buyurdu. Herakliyiisa
gonderilen mektub-i nebevmin sureti, (Buhari)de ve (Mevahib) ve
(Benka)da yazilidir.
3-) Kiifriin uciincii nev'i, (Kiifr-i hiikmi)dir. islamiyyetin miansiz-
lik alameti dedigi sozleri soyliyen ve isleri yapan, kalbinde tasdik ol-
sa ve inandigmi soylese de, kafir olur. islamiyyetin ta'zimini emr et-
digi seyi tahkir etmek, kotiilemek boyledir. Bunun icin, Allahii teala-
ya layik olmiyan sey soyliyen kafir olur. Mesela, Allah, Arsdan veya
gokden bize bakiyor demek, sen bana zulm etdigin gibi, Allah da Sa-
na zulm ediyor demek, filan miisliman benim goziimde yehudi gibi-
dir demek, yalan bir soze, Allah biliyor ki, dogrudur demek ve me-
lekleri kiiciiltucu seyler soylemek ve Kur'an-i kerimi, hatta bir harfi-
ni kiiciiltucu soz soylemek, bir harfine bile inanmamak, calgi calarak
Kur'an okumak, hakikf olan Tevrata ve incile inanmamak, bunlan
kotiilemek, Kur'an-i kerimi saz olan harflerle okuyup Kur'an budur
demek, kiifr olur. Peygamberleri kiiciiltucu seyler soylemek, Kur'an-
1 kerimde ismleri bildirilen yirmibes Peygamberden "aleyhimtissale-
vatii vetteslimat" birine inanmamak, meshur siinnetlerden birini be-
genmemek, cok iyilik yapan birisi icin, Peygamberden daha iyidir de-
mek ktifrdiir. Peygamberler "aleyhimiissalevatii vetteslimat" muhtac
idi demek kiifr olur. Ciinki, onlann fakirlikleri kendi istekleri ile idi.
Birisi, peygamber oldugunu soylese, buna inananlar da kafir olur.
(Kabrim ile minberim arasi, Cennet bagcelerinden bir bagcedir) ha-
dis-i serifini isitince, ben minber, hasir ve kabrden baska birsey gor-
miyorum demek kiifr olur. Ahiretde olacak seylerle alay etmek kiifr-
diir. Kabrdeki ve kiyametdeki azablara [akla, fenne uygun degildir
diyerek] inanmamak, Cennetde Allahii tealayi gormege inanma-
mak, ben Cenneti istemem, Allahi gormegi isterim demek kiifr
olur. Islamiyyete inanmamak alameti olan sozler, fen bilgileri, din
bilgilerinden daha hayrhdir demek, nemaz kilsam da, kilmasam da,
beraberdir demek, zekat vermem demek, faiz halal olsaydi, zulm
etmek halal olsaydi demek, haramdan olan mah fakire verip sevab
beklemek, fakir, verilen paramn haram oldugunu bilerek, verene
hayr diia etmek, imam-i a'zam Ebu Hanifenin "rahime-hullahii tea-
la" kiyasi hak degildir demek kiifrdiir. (A'raf) suresinin ellialtmci
ayet-i kerimesinde mealen, (Allahii teala, riizgan, rahmeti olan
yagmurdan once, miijdeci gonderir. Riizgarlar, agir olan bulutlan
siiriikler. Bulutlardan olii olan topraga su yagdirinz. O yagmurla
-21-
yerden meyvalar cikarmz. Oliileri de mezarlanndan boyle cikaraca-
giz) buyuruldu. Bu ayet-i kerime, kiyasin hak oldugunu isbat etmek-
dedir. Bu ayet-i kerimede, ihtilafh olan bir seyi, sozbirligi ile anlasil-
mis olana benzetmek bildirilmekdedir. Ciinki, Allahii tealamn yag-
mur yagdirdigmi ve yerden ot cikardigim, hepsi biliyordu. Oldtikden
sonra dirilmenin hak oldugunu, yer yuziiniin kurudukdan sonra tek-
rar yesillenmesine benzeterek isbat etmekdedir.
Islam bilgilerine inanmamak, bunlan ve din alimlerini asagila-
mak da, kiifr-i ciihudi olur.
Kafir olmagi isteyen kimse, buna niyyet etdigi anda kafir olur.
Baskasinm kafir olmasmi istiyen kimse, kiifrii begendigi icin isti-
yorsa, kafir olur. Kotii, zalim oldugundan, zulmiiniin cezasim Ce-
hennem atesinde cekmesi icin istiyorsa, kafir olmaz. Kiifre sebeb
olduklarim bilerek ve arzusu ile kiifr kelimelerini soyliyen kafir
olur. Bilmiyerek soyliyorsa, alimlerin coguna gore yine kafir olur.
Kiifre sebeb olmiyan kelime soylemek isterken, sasirarak, kiifre
sebeb olani soylerse kafir olmaz.
Kiifre sebeb olan bir isi, bilerek yapmak kiifr olur. Bilmiyerek
yapmca da kiifr olur diyen alimler cokdur. Beline, ziinnar denilen
papas kusagmi baglamak ve kiifre mahsus sey giymek de boyledir.
[lOO.cii sahifeye bakimz! (Nuhbe) 100. cii sahffesinde diyor ki, (Kiifr
alameti bir sey yapan, mesela puta secde eden kafir olur)]. Bunlan
harbde diismana karsi, sulhda zalime karsi, hile olarak kullanmak
kiifr olmaz. Tuccarm dar-iil-harbde de kullanmasi kiifr olur. Bunla-
n mizah icin, baskalanm giildiirmek icin, saka icin kullanmak da
kiifre sebeb olur. i'tikadmm dogru olmasi faide vermez.' 11 Kafirle-
rin bayram giinlerinde, o giine mahsus seylerini, onlar gibi kullan-
mak, bunlan kafire hediyye etmek kiifr olur. Miisliman olmak icin,
nefsin de iman etmesi lazim degildir. Nefsinden kalbine kiifre se-
beb olan seyler gelen kimse, bunlan soylemese, imamnm kuvvetine
alamet olur. Kiifre sebeb olan seyi kullanan kimseye kafir dememe-
lidir. Bir miislimamn bir isinde veya soziinde doksandokuz kiifr ih-
timali olsa, bir iman ihtimali olsa, bu kimseye kafir denilmez. Miis-
limana hiisn-i zan etmek lazimdir.
Aklh, bilgili, edebiyyatci oldugunu gostermek icin veya ya-
nmdakileri hayrete diisiirmek, giildiirmek, sevindirmek veya alay
etmek icin soylenen sozlerde (kiifr-i hiikmi)den korkulur. Ga-
dab, kizginhk ve hirs ile soylenen sozler de boyledir. Bunun icin
insan, soziiniin ve islerinin neye varacagmi diisiinmelidir. Hersey-
[1] Ibni Hacerin (El-i'lam bi-kavali'il-islam) kitabi 363.cii sahifeye baki-
mz!
-22-
de dmini kayirmahdir. Hicbir giinahi, kiiciik gormemelidir. Bir
kimse, kiiciik giinah islese, buna tevbe et denildikde, tevbe edecek
bir sey yapmadim ki dese, yahud nicin tevbe edeyim dese, kiifr
olur. Cocuk iken nikah edilmis olan kiz, akil ve balig oldugu ze-
man, imam, islami bilmese ve sorulunca anlatamasa, zevcinden
bos olur. Ctinki, nikahm sahih olmasi icin ve devam etmesi icin
imanli olmak lazimdir. Kiiciik iken, anasma babasma tabi' olarak
imam var idi. Balig olunca, onlara tabi' olmasi devam etmez. Er-
kek cocuk da, boyledir. Bir mii'mini oldiiren veya oldiiriilmesini
emr eden kimseye, iyi yapdin diyen kafir olur. Katli vacib olmiyan
kimse icin, oldtirtilmesi lazimdir demek kiifr olur. Bir kimseyi hak-
siz olarak doven veya oldiiren zalime, iyi yapdin, bunu hak etmis-
di demek kiifr olur. Yalan olarak, Allah biliyor ki, seni cocugum-
dan cok seviyorum demek kiifr olur. Mevki' sahibi bir miisliman
aksirmca, buna (yerhamiikallah) diyen kimseye, biiytiklere karsi
boyle soylenmez demek kiifr olur. Vazife olduguna inanmiyarak,
ehemmiyyet vermiyerek, hafif gorerek nemaz kilmamak, oruc tut-
mamak, zekat vermemek, kiifr olur. Allahin rahmetinden iimmi-
dini kesmek kiifrdiir. Kendisi haram olmayip, sonradan hasil olan
bir sebebden dolayi haram olan mala, paraya, (haram-i ligayrihi)
denir. Caiman ve haram yollardan gelen mal boyledir. Bunlara ha-
lal demek kiifr olmaz. Les, domuz, serab gibi, kendileri haram
olan seylere (haram-i li-aynihi) denir. Bunlara halal demek kiifr
olur. Kat'i olarak bilinen haramlardan birine halal demek de, kiifr
olur. Ezan, cami', fikh kitablan gibi islamiyyetin kiymet verdigi
seyleri asagilamak, kiifr olur. Radyodan, ho-parlorden isitilen
ezan, hakiki ezan degildir. Ezamn benzeridir. Bir seyin benzeri
kendisi degildir. Abdestsiz oldugunu veya nemaz vaktinin gelmedi-
gini bildigi halde, nemaz kilmak, bildigi halde kibleden baska tara-
fa donerek kilmak kiifr olur. Bir miislimam kotiilemek icin, kafir
demek kiifr olmaz. Kafir olmasim isteyerek soylemenin kiifr olaca-
gi yukanda bildirilmisdi. Allahii tealamn emrlerine (Farz) denir.
Yasak etdigi seylere (Haram) denir. Farzlara ve haramlara (isla-
miyyet) ve (Ahkam-i islamiyye) denir. islamiyyete uymiyan seyi
yapmaga (Giinah islemek) denir. Giinah islemek kiifr olmaz. Gii-
nah olduguna ehemmiyyet verilmezse, kiifr olur. ibadet yapmamn
lazim olduguna ve giinahdan sakinmak lazim olduguna inanmamak
kiifr olur. Toplanan vergiler sultamn miilkii olduguna inanmak
kiifr olur. Bir Velinin, aym giin ve aym saatde, cesidli memleketler-
de goriildiigiinu soylemenin caiz oldugunu Sadr-til-islam bildirmis-
dir. Sarkda bulunan bir kadmla garbda bulunan bir erkegin cocuk-
lan olabilecegi fikh kitablannda yazihdir. Biiyiik alim Omer Nese-
-23-
fi "rahime-hullahii teala", (Allahii tealamn, Evliyasma, adetini, ka-
nunlarim bozarak (keramet) vermesi caizdir) demisdir. Bu soz dog-
rudur. Cahile (Iman nedir, islam nedir?) gibi sorulmamali. Bunla-
rm cevablan soylenip, boyle midir, demelidir. Nikah yapilacak er-
kege ve kiza onceden boyle sorarak, miisliman olduklanm anlamak
lazimdir. Kiifre sebeb olan sozler ve hareketler goriiliince, kafir de-
memeli, kiifrii irade etdigi, ahkam-i islamiyyeye ehemmiyyet ver-
medigi anlasilmadikca, su-i zan etmemelidir.
Miisliman, imamn yok olmasina sebeb olacagi sozbirligi ile bil-
dirilmis olan seyleri amden [istekle] soyler veya yaparsa, kafir olur.
Buna (Miirted) denir. Miirtedin, minted olmadan onceki ibadetle-
ri ve sevablan yok olur. Tekrar imana gelirse, zengin ise, yeniden
hac etmesi lazim olur. Nemazlarim, oruclanm, zekatlanni kaza et-
mesi lazim olmaz. Miirted olmadan once, kazaya birakmis olduk-
lanm kaza etmesi lazimdir. Ciinki, miirted olunca, onceki giinahlar
yok olmaz. Miirted olamn nikahi fesh olur, gider. Imana gelerek,
tecdid-i nikah etmeden onceki cocuklan veled-i zina [pic] olur.
Kesdigi, les olur, yinmez. Imammn gitmesine sebeb olan seyden
tevbe etmedikce, yalmz (Kelime-i §ehadet) soylemekle veya ne-
maz kilmakla, miisliman olmaz. Miirted olacak seyi yapdigmi inkar
etmesi de tevbe olur. Tevbe etmeden oliirse, Cehennem atesinde
ebedi olarak azab goriir. Bunun icin, kiifrden cok korkmah, az ko-
nusmahdir. Hadis-i serifde, (Hep hayrh, faideli konusiinuz. Yahud
susunuz!) buyuruldu. Ciddi olmali, latifeci, oyuncu olmamahdir.
Dine, kanunlara, akla, insanliga uygun olmiyan seyler yapmamah-
dir. Kendisini kiifrden muhafaza etmesi icin, Allahii tealaya 90k
diia etmelidir. Hadis-i serifde, (Sirkdcn sakinimz. Sirit, karincamn
ayak sesinden daha gizlidir) buyuruldu. Bu hadis-i serifdeki sirk,
kiifr demekdir. Bu kadar gizli olan seyden korunmak nasil olur de-
nildikde, (Allahiimme inna ne'uzii bike en-nii§rike-bike §ey'en
na'lemiihu ve nes-tagfiriike lima la-na'lemiihu diiasim okuyunuz!)
buyuruldu. Bu diiayi sabah ve aksam cok okumahdir. Kafirlerin,
Cehennem atesinde sonsuz azab gorecekleri, Cennete hie girmiye-
cekleri soz birligi ile bildirilmisdir. Kafir, diinyada sonsuz yasasay-
di, sonsuz kafir kalmak niyyetinde oldugu icin, cezasi da sonsuz
azabdir. Allahii teala, herseyin haliki, sahibidir. Miilkiinde diledi-
gini yapmasi hakkidir. Ona, nicin boyle yapdm demege kimsenin
hakki yokdur. Bir seyin sahibinin, o seyi diledigi gibi kullanmasma
zulm denmez. Allahii teala, Kur'an-i kerimde, zalim olmadigim,
hicbir mahlukuna zulm yapmadigini bildirmekdedir.
[Allahii tealamn (Esma-i husna)si vardir. Bu ismleri de, kendi
varhgi gibi ezelidir. Herseyin yokdan var oldugunu, biitiin varhk-
-24-
lann yok oldugunu goriiyoruz. Bu Ml sonsuzdan boyle gelmis
olamaz. Herseyi yokdan var eden ve hie yok olmiyan bir yaratici
yaratmisdir. Bu yaratici, varligini bildirmek icin, Peygamberler ve
kitablar gondermisdir. Peygamberler ve kitablar, meshurdur.
Ismleri, dunyamn her yerindeki kiitiibhanelerde yazihdir. Mey-
danda olan sey, inkar olunamaz. Allahii tealamn, varhgma inan-
mamak, meydanda olan seyi inkar etmek olur. Allahii tealamn
varhgma ve birligine inanmamak, giinliik hadiseleri, kitabda oku-
yup, inanmamak gibidir. Bu da, aklh bir kimsenin yapacagi birsey
degildir. Bu doksandokuz isminin arasmda bulunan (Miintekim)
ve (Sedid-iil-ikab) gibi ismlerinden dolayi yedi Cehennemi yarat-
di. (Rahman) ve (Rahmi) ve (Gaffar) ve (Latif) ve (Raid) gibi
ismlerinden dolayi, sekiz Cenneti yaratdi. Cehenneme ve Cenne-
te gitmege sebeb olacak seyleri ezelde ayird etdi. Cok merhamet-
li oldugu icin, bunlan kullarma bildirdi. (Cehenneme girmege se-
beb olan seyleri yapmaymrz! Onun atesi cok siddetlidir. Dayana-
mazsimz!) diyerek, kullarma tekrar tekrar haber verdi. Sonsuz
olan Cennet ni'metlerine kavusduracak seyleri yaparak, [ahkam-i
islamiyyeye uyarak] diinyada ve ahiretde rahat ve mes'ud yasama-
ga da'vet etdi. Bu da'veti begenip secmeleri icin, insanlara akl ve
irade, ihtiyar ni'metlerini de verdi. Allahii teala, hicbir kimsenin
Cehenneme girmesini, Cehenneme gotiirecek seyleri yapmasim
ezelde emr etmedi, dilemedi. Fekat diinyada, kimlerin Cennet yo-
lunu, kimlerin de Cehennem yolunu tutacaklanm ezelde biliyor-
du. (Kaza) ve (kader)i, ya'ni, ilmi de ezelidir. Ebu Lehebin Ce-
henneme gidecegini haber vermesi, onun Cehenneme gitmesini
ezelde, istedigi icin degildir. Cehennem yolunu dileyecegini, bildi-
gi icindir.
Imana gelmek cok kolaydir. Mahluklardaki hesabh nizama,
diizene bakmak ve bunlardaki incelikleri diisiinmek, herkese va-
cibdir. Atomdan gtinese kadar biitiin varhklardaki diizen, birbirle-
rine baghhklan, bunlarm kendiliklerinden tesadiifen var olmadik-
lanm, bilgili, hikmetli ve sonsuz kuvvetli bir varhk tarafindan ya-
ratildiklanm acikca gostermekdedir. Akh basinda olan bir kimse,
liselerde ve tiniversitede, astronomi, fen, biyoloji ve tib bilgilerini
ogrenince, bu varhklarm bir yaraticisi oldugunu ve her diirlii ayb-
dan uzak oldugunu ve Muhammed aleyhisselamm Onun Peygam-
beri oldugunu ve bildirdiklerinin hepsinin Ondan gelmis oldugunu
hemen anlar. Bu yaratana hemen inamr. Kafirlerin, ya'ni kafir ola-
rak olenlerin sonsuz Cehennemde kalacaklanni, mii'minlerin de
sonsuz olarak Cennet ni'metleri icinde yasiyacaklarmi ogrenince,
seve seve miisliman olur. Erzurumlu Ibrahim Hakki hazretleri,
1195 [m. 1781] de Si'ridde vefat etmisdir. (Ma'rifetname) kitabimn
-25-
9.cu faslmda, tiirkce buyuruyor ki, (Fen ve astronomi bilgileri ve ma-
kineler, fabrikalar, akl ile, tecribe ile hasil olduklan icin, zemanla ye-
nileri bulunmus, bircok eski bilgilerin yanlis oldugu anlasilmisdir.
Eski ve yeni, yanlis ve dogru biitiin fen bilgileri, bu alemin yokdan
var edildigini, sonsuz ilm ve kudret sahibi bir yaraticimn varligma
inanmak lazim oldugunu gostermekdedir.) Muhammed aleyhissela-
min giizel ahlakmi ve mu'cizelerini okuyan da, Onun peygamber ol-
dugunu anlar. Birinci cild, 46.ci mektubu okuyunuz!]
Hergiin bir kerre nemaz kilmak kolaydir. Hergiin bes kerre ne-
maz kilmak giicdiir ve cok kimselere usanc verir. Merhameti son-
suz bol olan Allahm kolay seyi emr etmeyip, zor seyi emr etmesi
akla uygun mudur? [Miisliman olmus bir ingiliz kadinm bu siiale
verdigi cok giizel cevab, (Herkese Lazim Olan Iman) kitabimrzm
210. cu sahifesinin son satirmda yazilidir.]
CEHALET
2 - Kalb hastaliklarmm, ikincisi, (Cehalet)dir. Cahilligin cesid-
leri ve zararlan birinci maddenin bas tarafmda bildirilmisdir.
MAL, MEVKI' HIRSI
3 - Kalb hastaliklarmm, ya'ni kotii huylarm uciincusii, mal ve
mevki' hirsidir. Asagidaki hadis-i serifler (Hubbiirriyaset) denilen,
bu hastaligm teshis ve tedavisine lsik tutmakdadir:
1) (Iki ac kurd, bir koyun suriisiine girdigi zeman, yapdiklan za-
rardan, mal ve siihret hirsinin yapacagi zarar daha cokdur.)
2) (Insana zarar olarak, din ve tliinya islerintle parmakla goste-
rilmesi yeti^ir.) Ya'ni, insamn din veya diinya islerinde sohret sahi-
bi olmasi, dmine de, diinyasma da cok zarar verir.
3) (Medh olunmagi sevmek, insani kor eder ve sagir eder. Ka-
bahatlerini, knsiirlarini gormez olur. Dogru sozleri, kendisine ya-
pdan nasihatlari isitmez olur.)
Mevki' ve sohret sahibi olmak arzusu, insanlarda iic seyden ha-
sil olur: Birinci sebeb, nefsin arzularma kavusmakdir. Nefs, arzula-
nnm, haram yollardan elde edilmesini ister. ikincisi, kendinin ve
baskalannm haklanni zalimlerden kurtarmak ve miistehab olan
mesela, sadaka vermek icin ve hayrat, hasenat yapmak icin yahud
mubah olan isler yapmak icin, mesela, iyi yimek, iyi giyinmek,
iyi evlerde oturmak ve coluk cocuk sahibi olup, rahat ve mes'ud
yasamak icin veya ibadetlerine mani' olacak seylerden kurtul-
mak icin ve islam dinine ve miislimanlara hizmet icin mevki' sa-
hibi olmak istenir. Bu niyyet ile mevki'a kavusurken, riya gibi ve
hakki batil ile kansdirmak gibi, islamiyyetin yasak etdigi seyleri
-26-
yapmazsa ve vacibleri, siinnetleri terk etmezse, bunun mevki' sahi-
bi olmasi caizdir, hatta miistehabdir. Ciinki, caiz ve lazim olan sey-
lere kavusdurucu sebebleri, vasitalari yapmak da, caiz ve lazim
olur. Allahii teala, Kur'an-i kerimde, iyi insanlarin nasil olacagmi
bildirirken, bunlann (Miislimanlara imam olmak istediklerini) de
bildirmekdedir. Siileyman aleyhisselam, (Ya Rabbi! Benden sonra
kimseye nasib etmiyecegin bir miilkii bana ihsan eyle!) diyerek
melik ve emir olmak istemisdir. Onceki dinlerden bildirilen ve red
edilmiyen haberler bizim dmimizde de mu'teberdir. Hadis-i serif-
de, (Hak ve adalet iizere bir gun hakimlik yapmagi, bir sene de-
vainli gaza etmekden daha cok severim) buyuruldu. Bir hadis-i se-
rifde, (Bir saat adalet ile idarecilik yapmak, altmis sene nafile iba-
det yapmakdan daha iyidir) buyuruldu. Riya ile ve hakki batil ile
kansdirarak mevki' sahibi olmak caiz degildir. iyi niyyet ile olsa
da, caiz degildir. Ciinki, haramlan ve mekruhlan, iyi niyyet ile de
yapmak caiz degildir. Hatta, ba'zi haramlarm iyi niyyet ile yapil-
masi, daha biiyiik giinah olur. Niyyetin iyi olmasi, ta'atlarda, iba-
detlerde faideli olur. Mubah, hatta farz olan bir amel, niyyete gore
giinah olabilir. Giinah isliyenin, (Sen kalbime bak! Kalbim temiz-
dir. Allah kalbe bakar) soziiniin yanhs, hatta zararh oldugu bura-
dan da anlasilmakdadir.
Mevki' sahibi olmagi istemenin sebeblerinden iiciincusu, nefsi-
ni eglendirmekdir. Nefsi, maldan oldugu gibi, mevki'den de lezzet
almakdadir. Arada islamiyyete uymayan isler bulunmazsa, nefsi
lezzet aldigi seye kavusdurmak haram olmaz ise de, takvamn, him-
metin az oldugunu gosterir. Mevki' elde etdikden sonra, insanlarin
gonullerini kazanmak icin, riya ve miidahane ve gosteris yapma-
sindan korkulur. Hatta, miinafikhk ve hakki batil ile kansdirmak
ve hatta hiyle ve yalan gibi tehliikeli haller de olabilir. Halal ile ha-
ram kansik olan seyi yapmamak lazimdir. Mevki' sahibi olmanm
bu iiciincii sebebi, haram degil ise de, iyi olmadigi icin, ilacim bil-
mek ve yapmak lazimdir. Once mevki'in gecici oldugunu ve zarar-
larini, tehliikelerini diisiinmelidir. Sohretden ve hurmet tophyarak
kibrli olmakdan kurtulmak icin, islamiyyetde mubah olup, caiz
olup, halkm begenmedigi isleri yapmahdir. Bir zeman, bir emir, bir
zahidi ziyarete gitmis. Zahid, emirin ve etrafmdakilerin kendisine
yaklasmak istediklerini anlaymca, ziyafet vermis. Kendisi, iri lok-
malan hirs ile cabuk cabuk, yimege baslamis. Emir, bu hali goriin-
ce, zahidi begenmiyerek, oradan aynlmis. Zahid, arkasmdan, El-
hamdii lillah! Rabbim beni kurtardi demis. Mevki' sahibi olmak
arzusunu gideren en kuvvetli ilac, insanlardan uzlet etmekdir. Din
ve diinya icin zaruri vazifelerden baska, insanlar arasma kansma-
mahdir. Hadis-i serifde, bu ilac tavsiye edilmekdedir.
-27-
AYBLANMAK KORKUSU
4 - Kalb hastaliklannm dordiinciisu, insanlarm kotulemelerine,
cekisdirmelerine, ayblamalanna (iziilmekdir. Kiifr-i ciihudfye se-
beb olan seylerin iiciincusii, insanlardan utanmak ve baskalarmm
kotiilemelerinden, ayblamalarmdan korkmakdir. Ebu Talibin ka-
fir olmasmm sebebi budur. Ebu Talib, hazret-i Almin "radiyallahii
teala anh" babasidir. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem"
amcasidir. Resulullahm Peygamber oldugunu biliyordu. insanlarm
kotiiliyeceklerinden korkarak ve aybliyacaklanm diisiinerek, iman
etmedi. Ebu Talib oliim doseginde iken, Resulullah "sallallahii
teala aleyhi ve sellem" onun yanma gelerek, (Ey amcam! Sana se-
fa'at edebilmekligim icin, la ilahe illallah soyle!) buyurdu. Ceva-
bmda, (Ey kardesimin oglu, dogru soyledigini biliyorum. Lakin
oliim korkusu ile imana geldi denilmesini istemem) dedi. Beydavf
tefsirinde, Kasas suresinin (Sevdiklerini hidayete getirmek senin
elinde degildir) mealindeki, ellialtinci ayet-i kerimesinin bu zeman
indigi bildirilmisdir. Bir rivayete gore, Kureys kafirlerinin ileri ge-
lenleri, Ebu Talibin yanina geldiler. Sen, bizim emirimizsin, sozle-
rin basimizm iizerindedir. Fekat, senden sonra, Muhammed ile
"aleyhissalatii vesselam" aramizda diismanhgm devam edecegin-
den korkuyoruz. Ona soyle! Dmimizi kotiilemesin, dediler. Ebu
Talib, Resulullahi "sallallahii aleyhi ve sellem" yanina cagirdi. isit-
diklerini soyledi. Resulullahm, onlar ile sulh yapmiyacagim anla-
ymca, miisliman olacagi anlasilacak ba'zi seyler soyledi. Bunlan
isitince, amcasmm iman etmesini istedi. (isitenler bana dil uzata-
caklarmdan korkmasaydim, iman ederdim. Seni sevindirirdim) de-
di. Olecegi zeman, bir seyler soyledi. Bunlan isitebilmek icin, Ab-
dullah ibni Abbas "radiyallahii teala anhiima" yanina yaklasdi.
Iman etdigini bildiriyor dedi. Ebu Talibin iman etdigi siibhelidir.
Ehl-i siinnet alimlerine gore, iman etmedi. imam-i a'zam Ebu Ha-
nife "rahime-hullahii teala", Ebu Talib kafir olarak oldii demisdir.
Hazret-i All "radiyallahii anh", Resulullaha gelerek "sallallahii
aleyhi ve sellem", dalaletde olan amcan oldii dedikde, (Yika, ke-
fen icine sar ve defn et! Men' olununcaya kadar onun icin diia ede-
riz) buyurdu. Birkac giin evinden cikmiyarak, onun icin cok diia
etdi. Eshab-i kiramdan ba'zilan bunu isitince, onlar da, kafir ola-
rak olmiis olan akrabalan icin diia etmege basladilar. Bunun iize-
rine, Tevbe suresinin, (Peygamber ve iman edenler, akrabalan ol-
salar da, mii^rikler icin istigfar etmemelidirler) mealindeki yiizon-
dordiincii ayet-i kerimesi nazil oldu. Bir hadis-i serifde, (Kiyamet
giinii, kafirlerden azabi en hafif olam, Ebu Talibdir. Ayaklannda
-28-
atcsdcn na'hn olacak, bunlann sicakhgindan dimagi kaynayacak-
dir) buyuruldu.
insanlarm kotulemelerinden ve ayblamalarmdan korkmaga
karsi ilac olarak soyle dusiinmelidir: Kotulemeleri dogru ise, ayb-
larimi bana bildirmis oluyorlar. Bunlan yapmamaga karar verdim
demeli, boyle kotiilemelerden ferahlik duymahdir. Onlara tesek-
ktir etmelidir. Hasen-i Basnye "rahime-hullahii teala", birisinin
kendisini gibet etdigini haber verdiler. Ona bir tabak helva gonde-
rip, (Sevablanm bana hediyye etdigini isitdim. Karsihk olarak bu
tatliyi gonderiyorum) dedi. Imam-i a'zam Ebu Hamfeye "rahime-
hullahii teala", birisinin kendisini gibet etdigini soylediler. Ona bir
kese altm gonderip, (Bize verdigi sevablari artdinrsa, biz de karsi-
hgim artdirinz) dedi. Yapilan kotiileme yalan ise, iftira ise, zarari
soyliyene olur. Onun sevablari bana verilir. Benim gunahlanm,
ona yiiklenir demelidir. iftira etmek, nemmamhk yapmak, gibet
etmekden daha fenadirlar. Nemime, miislimanlar arasinda soz ta-
simakdir. [(Mektubat-i Ma'sumiyye) ikinci cild, 123. cti mektubu-
na bakmiz!]
OVULMEYI SEVMEK
5 - Kalb hastahklarmm besincisi, (Medh ve Sena) olunmagi sev-
mekdir. Bunun sebebi, insamn kendini begenmesi, yiiksek, iyi san-
masidir. Medh olunmak, boyle kimseye tath gelir. Bunun iistunliik,
iyilik olmadigmi, olsa da, gecici oldugunu diisunmelidir. Kibr has-
tahgi anlatihrken, bu konuda bilgi verilecekdir.
BID'AT i'TIKADI
6 - (Bid'at i'tikadi), yanhs, sapik inanmakdir. Imanin bozuk ve
sapik olmasidir. Miislimanlarm cogu, bu kotii hastahga yakalan-
mislardir. His organlan ile anlasilamiyan, hesab ile ulasilamiyan
seylerde akl yiiriitmek ve akhn yamldigi seylere inanmak, insani
bu hastahga slirukler. Her miislimanin (i'tikadda mezheb)in iki
imamindan birine, ya'ni (Matiiridi) veya (Es'ari) mezhebine tabi'
olmasi lazimdir. Bu iki imamdan birini taklid etmek, insani bu
hastahkdan kurtanr. Ciinki, (Ehl-i siinnct) alimleri "rahime-hii-
mullahii teala", akhn ermedigi bilgilerde, yalmz Kur'an-i kerime
ve hadis-i seriflere uymuslar, akllanni yalmz bu ikisinin ma'nala-
nm arayip bulmakda ve anlamakda kullanmislardir. Bu ma'nala-
n, Eshab-i kiramdan, Onlar da, Resulullahdan ogrenmisler ve 6g-
rendiklerini kitablarma yazmislardir.
[Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde acikca bildirilmis olan
-29-
birseye inanmiyan veya siibhe eden (Kafir) [Allahm diismam] olur.
Acik olarak bildirilmemis, siibheli olan emrlere yanlis ma'na ver-
mek (Bid'at) olur. Kur'andan, hadisden yanlis ma'na cikarana
(Bid'at sahibi) denir. Kendi anladiklanna, dusiincelerine Kur'an,
hadis diyene (Zindik) denir. Bu yanlis anladigma inanan, bid'at sa-
hibi olur. Boyle sey olmaz, aklim kabul etmez derse, kafir olur. Bir
harama mubah diyen kimse, bir ayete veya hadis-i serife dayanarak
soyliyorsa, kafir olmaz, bid'at sahibi olur. Ebu Bekr ile Omerin hi-
lafete secilmeleri hakh degildi demek bid'atdir. Hilafete haklan yok
idi demek kiifrdur. Muhammed Sihristam "rahime-hullahu teala",
(Milel ve Nihal)da diyor ki, Haneff mezhebinin alimleri, i'tikadda,
Ebu Mansur Matiiridi "rahime-hullahu teala" hazretlerine tabi' ol-
muslardir. Ciinki, Ebu Mansur hazretleri, iisul ve furu'da, imam-i
a'zam Ebu Hanffenin mezhebindedir. (Usui), i'tikad demekdir. (Fii-
ru'), ahkam-i islamiyye demekdir. Maliki, safi'i ve hanbeli mezheb-
lerinin alimleri, i'tikadda, Ebiil-Hasen Es'an "rahime-hullahu tea-
la" hazretlerine tabi' olmuslardir. Ebiil-Hasen Es'arf hazretleri, sa-
fi'i mezhebinde idi. Safi'i alimlerinden Ebiil-Hasen Ali Siibkinin og-
lu Abdiilvehhab Tac-iiddin-i Siibki "rahime-hullahu teala" diyor ki,
hanefi alimlerinin kitablanm inceledim, oniic mes'elede, safi'i i'tika-
dmdan ayrildiklanm gordtim. Fekat bu ayrihklan, kendilerini dogru
yoldan cikarmamakdadir. Esasda ayrihklan yokdur. Her ikisi de,
hak yoldadir. Muhammed Hadimi "rahime-hullahu teala" (Berika)
kitabimn iicyiizonyedinci sahifesinde, Matiiridi ve Es'ari mezheble-
ri arasmdaki en kticiik farklan da hesaba katarak, hepsinin yetmisiic
aded oldugunu bildirmisdir. Bid'at sahiblerinin muhakkak Cehen-
neme gidecekleri (Hadika) ve (Berika) kitablarmda uzun yazihdir.]
HEVAY-i NEFS
7 - Kalb hastahklarmm, ya'm kotii huylarm yedincisi, (nefsin
hevasi)na, sehvetlerine, isteklerine, lezzetlerine tabi' olmakdir.
Bunun kotii oldugu, ayet-i kerimelerde acikca bildirilmisdir. Nef-
sin arzularmm, insam Allah yolundan sapdinci olduklan, Kur'an-i
kerimde haber verilmisdir. Ciinki nefs, daima Allahii tealayi in-
kar, Ona inad, isyan etmek ister. Her isde, nefsin arzularma uy-
mak, nefse tapmmak olur. Nefsine uyan, kiifre veya bid'at sahibi
olmaga yahud fiska ya'ni haram islemege baslar. Ebu Bekr Ta-
mistani "rahime-hullahu teala" diyor ki, (Nefse uymakdan kur-
tulmak, diinya ni'metlerinin en biiyugiidiir. Ciinki nefs, Allahii
teala ile kul arasmdaki perdelerin en biiyugiidiir). Sehl bin Ab-
dullah Tiisteri [283 h. Basrada] diyor ki, (ibadetlerin en kiymetli-
si, nefse uymamakdir). islam bin Yusiif Belhi, Hatem-iil-esam'a
[237 h.] bir sey hediyye etdi. Hatem bunu kabul edince, bunu ka-
-30-
bul etmek nefsin arzusuna uymak olmaz mi dediler. Kabul etmek-
le kendimi zelil, onu aziz eyledim. Red etseydim, kendim aziz, o
zelil olurdu. Nefsimin hosuna giderdi dedi. Resulullah "sallallahii
aleyhi ve sellem", uzun bir hadis-i serifin sonunda buyurdu ki, (in-
sani felakete siiriikleyen seyler iicdiir: Hasislik, nefse uymak, ken-
dini begenmek.) imam-i Gazali "rahime-hullahii teala" buyurdu
ki, Allahii tealamn insana yardimina mani' olan perdelerin en ko-
tiisii, (Ucb)dur. Ya'ni ayblanm gormeyip, ibadetlerini begenmek-
dir. Isa aleyhisselam buyurdu ki, (Ey havariler! Riizgar, cok rsikla-
n sondurmusdiir. Ucb da, cok ibadetleri sondiirmus, sevablanm
yok etmisdir.)
Hadis-i serif de, (Ummetimin iki kotii huya yakalanmalarmdan
cok korkuyorum. Bunlar, nefse uymak ve oliimii unutup, diinya
arkasinda kosmakdir) buyuruldu. Nefse uymak, islamiyyete uyma-
ga mani' olur. Oliimii unutmak, nefse uymaga sebeb olur.
Hadis-i serifde, (Aklin alameti, nefse galib ve hakim olmak ve
oldiikden sonra lazim olanlan hazirlamakdir. Ahmakhk alameti,
nefse uyup, Allahdan afv,merhamet beklemekdir) buyuruldu.
Nefse uyup da, tevbe ve istigfar etmeden, afv ve Cennet beklemek
ahmakhk olmakdadir. Sebebine yapismadan birsey beklemege
(Temenni) denir. Sebebine yapisdikdan sonra, beklemege (Reca)
denir. Temenni, insam tembellige gotiiriir. Reca ise, cahsmaga se-
beb olur. Nefsin sevdigi, istedigi seylere (Heva) denir. Nefs, yara-
tihsmda kotiiliikleri, zararh seyleri sevici ve isteyicidir. (Nefsinden
sakm daim. Ona giivenme asla. Yetmis seytandan daha, fazla diis-
mandir sana) beyti, tam yerinde soylenmisdir. Nefsin, insam ha-
ramlara ve mekruhlara stiriiklemesinin zararlan meydandadir. is-
tekleri hep hayvani arzulardir. Hayvani arzular ise, hep diinyada-
ki ihtiyaclardir. insan bu arzulan pesinde oldugu kadar, ahiret ih-
tiyaclanm hazirlamakda geri kahr. Cok muhim olan bir sey de,
nefs mubahlarla doymaz. Mubahlan kullanmagi artdirdikca, is-
teklerini artdinr. Yine de, doymaz. insam haramlara siiriikler.
Bundan baska, mubahlan asm kullanmak, elemlere, dertlere, has-
tahklara sebeb olur. Boyle insan, hep mi'desini, zevkini diisiinur.
Hasis ve rezil olur.
[Imam-i Rabbani "rahime-hullahii teala" buyuruyor ki, (Biitiin
varhklarm ash, (Adem)dir, yoklukdur. Hersey yok iken, Allahii tea-
la, bunlari yoklukda biliyordu. ilmindeki bu ademlere, kendi sifat-
larmdan aks etdirdi, yansitdi. Varhklarm asllan hasil oldu. ilmde-
ki bu asllan, harice cikardi. Varhklar hasil oldu. Elma cekirdegi-
nin, elma agacma asl olmasi gibi. insamn yapisim anlamak icin,
birseyin aynadaki hayalini diisiinelim. Aynadaki bu goriintii, o
-31-
seyden gelen lsmlarm, aynadaki yansimalandir. Ayna adem gibidir.
insamn kalbi ve ruhu bu mnlara benzer. Ayna, insanm bedenine,
camin parlakhgi ise, nefse benzer. Ya'ni, nefsin ash, ademdir. Kalb
ile run ile ilgisi yokdur). Nefse uyan kimse, hep islamiyyetin disma
cikar. Hayvanlarda akl ve nefs olmadigi icin, ihtiyaclanm bulunca
kullamrlar. Yalniz bedenlerine zarar veren, kendilerini inciten sey-
lerden kacarlar. islam dini, rahat ve huzur icinde yasamak icin lazim
olan seylerden ve diinya lezzetlerinden faideli olanlan yasak etmi-
yor. Bunlarm elde edilmesinde ve kullamlmasmda, akla ve dine uy-
magi emr ediyor. islam dini insanlann diinyada da, ahiretde de ra-
hat ve huzur icinde yasamasim istiyor. Bunun icin, akla uymagi emr
ediyor. Nefse uymagi yasak ediyor. Akl yaratilmasaydi, insan hep
nefsine uyar, felaketlere siiriiklenirdi. Nefs olmasaydi, insan, yasa-
masi ve iiremesi icin ve medeni hayat icin lazim olan seyleri kazan-
mak icin cahsmasmda kusur ederdi ve Nefs ile cihad sevabindan
mahrum kahrdi. Meleklerden daha iistiin olmak yolu kapah kahrdi.
Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Ahiretde olacaklardan, sizin bildikle-
rinizi hayvanlar bilsclcrdi, yimek icin et bulamazdiniz!) Ya'ni, hay-
vanlar ahiretdeki azablarm korkusundan dolayi, yimekden, icmek-
den kesilirlerdi. Bir deri, bir kemik kahrlardi. insanlarda nefs olma-
saydi, hayvanlar gibi, korkudan, yiyemez, icemez, yasryamazlardi.
insanlann yasiyabilmeleri, nefslerinin gafleti ve diinya lezzetlerine
diiskiin olmasi iledir. Nefs, iki tarafi keskin bicak gibidir. Hem de,
zehrli ilac gibidir. Tabibin tavsiyesine gore kullanan, bundan faide
kazamr. Asm kullanan helak olur. islamiyyet, nefsin helak edilme-
sini, yok edilmesini degil, terbiye edilmesini, ondan istifade edilme-
sini emr etmekdedir.]
Nefsin islamiyyetin disina tasmasim onlemek icin, onunla iki ci-
had vardir: Birincisi, ona uymamak, onun arzulanm yapmamakdir.
Buna, (Riyazet) cekmek denir. Riyazet, vera' ve takva ile olur.
(Takva), haramlardan sakmmakdir. (Vera') haramlardan ve mu-
bahlan ihtiyacdan fazla kullanmakdan da sakmmakdir. Cihadm
ikincisi, nefsin istemedigi seyleri yapmakdir. Buna (Miicahede) de-
nir. Butiin ibadetler miicahededir. Bu iki cihad, nefsi terbiye eder.
insani olgunlasdinr. Ruhlan kuvvetlendirir. Siddiklarm, sehidlerin
ve salihlerin yoluna kavusdurur. Allahii teala kullarmm ta'atlarma,
ibadetlerine muhtac degildir. Kullarmm giinah islemesi Ona hie
zarar vermez. Kullarmm nefslerini terbiye etmek, nefsle cihad et-
mek icin bunlan emr etmisdir.
insanlarda nefs olmasaydi, insanhk kalmaz, meleklik hasil
olurdu. Halbuki, beden bircok seylere muhtacdir. Yimek, icmek,
uyumak, istirahat etmek lazimdir. Siivariye hayvan lazim oldugu
-32-
gibi, insana da beden lazimdir. Hayvana bakmak lazim oldugu gi-
bi, bedene hizmet etmek de lazimdir. ibadetler beden ile yapilmak-
dadir. Birisinin geceleri uyumayip, hep nemaz kildigi soylendikde,
(Ibadetlerin kiymetlisi, az olsa da devamh yapdanlardir) buyurul-
du. ibadetin devamh yapilmasmda, kulluga ahsmak vardir.
Niyyet ederek islamiyyete uymaga (ibadet) etmek denir. Alla-
hii tealamn emrlerine ve yasaklarma (Ahkam-i islamiyye) ve (Ah-
kam-i ilahiyye) denir. Emr edilenlere (Farz), yasak edilenlere (Ha-
ram) denir. Hadis-i senfde, (ibadetleri takat getireceginiz kadar
yapiniz. Ne$'e ile yapdan ibadetin kiymeti cok olur) buyuruldu. Be-
den istirahat edince, ibadetler zevk ile yapihr. Beden ve zihn yor-
gun iken yapilan isden usanc hash olur. Yorgunlugu gidermek icin,
arasira mubah olan seylerle, bedene nes'e getirmelidir. imam-i Ga-
zali "rahime-hullahii teala" buyuruyor ki, (Cok ibadet yapmca, be-
den yorulur. Hareket etmek istemez. Bu zeman uyumakla veya sa-
lihlerin hayat hikayelerini okumakla yahud mubah olan eglence-
lerle bedeni nes'elendirmeli. Boyle yapmak, usanarak ibadet yap-
makdan efdaldir.) ibadet yapmakdan maksad, hem miicahede ya-
parak, nefsi terbiye etmek, hem de, kalbe ferahhk getirmek, kalbi
Allaha baglamak icindir. (Nemaz, insani kotii ve cirkin i§ler yap-
makdan korur) buyuruldu. Severek, nes'e ile kilman nemaz boyle
olur. Bu nes'eyi hasil etmek icin, nefsin mubahlardaki arzulanm,
ihtiyac oldugu kadar, yerine getirmek lazim olur. Boyle yapmak, is-
lamiyyete uymak olur. ibadetlere sebeb olan mubahlar da ibadet
olur. (Alimin uykusu, cahilin ibadetinden hayrhdir) hadis-i serifi,
bu soziimuzun sahididir. Uyukhyarak, teravih nemazi kilmak mek-
ruhdur. Uykulu hal gidince, nes'e ile kilmahdir. Uyukhyarak kih-
nan nemazda gevseklik ve gaflet olur.
[Yukandaki yazilan yanhs anlamamahdir. Yorgunluk ve usanc
hasil oldugu zeman ibadet te'hir edilir, terk edilmez. Farzlari ozr-
siiz terk etmek biiyiik giinahdir. Kaza etmek farz olur. Vacibleri de
kaza etmek vacib olur. Siinnetleri terk eden, bunlarm sevabindan
mahrum kahr. Ozrsiiz terk etmegi adet ederse, bu siinnetlere mah-
sus olan sefa'atdan mahrum kahr. Yorgun, halsiz, nes'esiz olmak,
farzlari vaktinden sonraya birakmak icin ozr olmaz. Vaktinden
sonraya birakmak giinahmdan ve azabindan insan kurtulamaz.
Ahkam-i islamiyyeye, ya'ni farzlara ve haramlara ehemmiyyet ver-
memenin kiifr oldugu akaid kitablarmda bildirilmisdir. islam diis-
manlan bu noktadan da gencleri aldatmaga, islamiyyeti icerden
yikmaga cahsiyorlar. Bunlara aldanmamak icin, Ehl-i siinnet alim-
lerinin yazdiklan fikh ve ilmihal kitablanni okuyup, farzlari, ha-
ramlan iyi ogrenmekden baska care yokdur.]
- 33 - Islam Ahlaki - F:3
TAKLID ILE IMAN
8 - Kalb hastaliklarmm sekizincisi, tammadigi kimseleri (taklid)
etmekdir. Ehl-i siinnet alimi oldugu anlasilmayan kimsenin sozle-
rinin, kitablannm ve kendisinin medh olunmasina, yaldizli, atesli
propagandalara aldanarak, buna tabi' olmak caiz degildir. Nasil
kimse oldugunu arasdirmadan, onu giivendigi kimselere sorma-
dan, i'tikadinda, sozlerinde ve ibadetlerinde ona uymak, insani fe-
lakete gotiiriir. Miisliman olmak icin, ya'ni Allahii tealamn varhgi-
ni, bir oldugunu, kudretini, sifatlanni anlamak icin, zaten kimseyi
taklide ihtiyac yokdur. Fen bilgilerini iyi ogrenen, akh basmda bir
kimse, yalmz diisiinmekle, Onun var oldugunu anlar. Imana kavu-
sur. Eseri gorerek miiessirin, ya'ni eseri yapamn varhgini anlama-
mak, ahmaklik olur. Her insamn boyle diisiinerek imana gelmesi-
ni dinimiz emr etmekdedir. Selef-i salihin, bu emri soz birligi ile
bildirmislerdir. Hicretin dortyiiz senesinden sonra meydana cikan
ba'zi sapik firkadakiler, nazar [incelemek] ve istidlal etmege [eseri
goriince, miiessirini anlamaga] liizum yokdur dediler ise de, bunla-
nn sozlerinin kiymeti yokdur. Ciinki, sonra gelenlerin hilafi, sabik-
lann icma'im men' etmez. Bunun icin, anasim, babasim, hocalanm
taklid ederek, dogru i'tikada kavusan kimsenin imam sahih ise de,
nazan ve istidlali terk etdigi icin, ya'ni fen bilgilerini kisaca ogre-
nip, Allahii tealamn varhgini dusiinmedigi icin, giinah islemisdir.
Fen derslerini ogrenmemis bir kimse, anadan babadan, kitabdan
ogrenerek iman etdigi, diisiinerek kabul etdigi, aklim kullanarak
inandigi icin, istidlali terk etmis sayilmaz diyenler vardir.
Amellerde, ibadetlerde, ictihad derecesine yiikselmis olan alim-
lerden birini secerek, her isinde bunu taklid etmesi lazimdir. Dort
mezheb alimlerinden birini taklid eder. Boyle hakiki Ehl-i siinnet
alimi bulamazsa, kitablanm taklid eder. (ictihad), nasslarda acik bil-
dirilmemis, kapah bildirilmis olan bilgileri anlamak, aciklamak de-
mekdir. Ayet-i kerimelere ve hadfs-i seriflere (Nass) denir. ictihad
yapmak sartlanna malik olan derin alimlere (Miictehid) denir. Hic-
retden dortyiiz sene sonra, miictehid yetismedi. Miictehide ihtiyac
da kalmadi. Ciinki, Allahii teala ve Onun resulii Muhammed aley-
hisselam, kiyamete kadar, hayat sekllerinde ve fen vasitalarmda ya-
pilacak degisikliklerin, yeniliklerin hepsine samil olan ahkamin
hepsini bildirdiler. Miictehidler de, bunlann hepsini anlayip, acikla-
dilar. Sonra gelen alimler, bu ahkamin, yeni hadiselere nasil tatbik
edileceklerini, tefsir ve fikh kitablarmda bildirirler. (Miiceddid) de-
nen bu alimler kiyamete kadar mevciiddur. (Fen vasitalan degisdi.
Yeni hadiselerle karsilasiyoruz. Din adamlan toplanarak yeni tef-
sirler yazilmah, yeni ictihadlar yapilmahdir) diyerek, nasslara ilave-
ler, degisiklikler yapmak lazim oldugunu savunanlarm (Zindik) ve
-34-
islam diismam olduklan anlasihr. islam diismanlanmn en zararlisi,
ingilizlerdir. (ingiliz Casusunun i'tiraflan) kitabimiza bakimz!
Dogru olan dort mezhebden birini taklide baslaymca, ihtiyac ol-
madikca, baska mezheb taklid edilmez. Fekat, bir isi yapmakda
kendi mezhebini taklid giic olursa, o isi dort mezhebden birini tak-
lid ederek yapmasi caiz olur. Dort mezhebi (telfik) etmek, ya'ni bir
isi yapmak icin, dort mezhebin kolayhklarim topliyarak, bu isi bu
kolayliklara uygun yapmak caiz degildir. Boyle yapilan is ve ibadet
sahih olmaz. Hicretden dort yiiz sene gecdikden sonra, kiyas yapa-
bilecek, ictihad derecesine yiikselmis mutlak miictehid yetismedi-
gi icin, bu tarihden sonra gelen alimleri taklid etmek caiz degildir.
Bu tarihden evvel yetismis olan bir miictehidin mezhebini ogren-
mek icin, bu mezheb alimlerinin sozbirligi ile kabul etdikleri fikh
kitablanm okumak lazimdir. Ehl-i siinnet alimi olan hakiki din
adamlarimn kabul ve tasdik etmedigi kitablardan ve sozlerden din
bilgisi ogrenmege kalkismamahdir. Her din kitabina uyarak ibadet
yapmak caiz degildir. Ehl-i siinnet olmayan din adamlarimn kitab-
lanna ve sozlerine uymamahdir. (Kadfhan), (Haniyye), (Hiilasa),
(Bezzaziyye) ve (Zahiriyye), (ibni Abidin) fetva kitablan, hanefi
mezhebinde, (Muhtasar-i Halil) malikide ve (El-Envar li-a'mali
ebrar) ve (Tuhfet-iil-muhtac) safi ide ve (El-fikh-u alel-mezahib-il-
erbe'a) dort mezhebde saglam ve sahihdirler. ibadet ve ahkam bil-
gileri hadis kitablarmdan kolay anlasilmaz. (Ahkam), halal, haram
olan seyler demekdir. Hadis kitablarmm en saglami (Buharf) ve
(Muslim) ve (Kiitiib-i sitte) denilen diger dort hadis kitabidir.
Tesavvufu anlatan kitablarm en krymetlisi (Mesnevi)dir. Tesav-
vufu ve islamiyyeti birlikde anlatan en kiymetli kitab, imam-i Rab-
banmin (Mektubat)idir.
Alim goriinen ve din adami denilen herkesin soziine veya ki-
tabina uyarak amel etmek caiz degildir. Yukanda bildirilen kiy-
metli kitablardan toplanmis, terceme edilmis Ehl-i siinnet alim-
lerinin yazdiklan (ilmihal kitablan)m okumahdir. Boyle terceme
edilmemis, kafadan yazilmis ilmihal kitablanm ve uydurma tef-
sirleri okumak, insam diinya ve ahiret felaketlerine siiriikler.
[Kazanh koca moskof Musa Beykiyef kafiri, kendisine miisliman
demekde, Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere inanmayip, yeni
bir din uydurup, buna islamiyyet demekdedir. Yaldizh kelime-
lerle, muslimanlara gerici, Ehl-i siinnet alimlerine yobaz demek-
dedir. Kur'an ve hadisler, bugiinkii fen bilgileri ile yetismis olan
genclerin uyacaklan bir din degildir diyerek, uydurdugu diisiin-
celerine din demekde, kitablan ile gencleri aldatmakdadir. Buna
aldananlar, cikardiklan ayhk tiirkce (Haber biilteni) mec-
mu'asinda bozuk, aleak yalanlarla Ehl-i siinnet alimlerine saldir-
-35-
makdadirlar. Bunlarm Ehl-i siinnet kitablarini okuyarak, dogru
yola kavusmalan icin diia ediyoruz.]
Sirkden ya'ni kiifrden, ya'ni imansizhkdan sonra, en biiyiik gii-
nah, bid'at i'tikadmda olmakdir. Bu sapik ve bozuk i'tikadm aksi-
ne, (Ehl-i siinnet vel-cema'at) i'tikadi denir. Allaha imandan son-
ra, ibadetlerin, iistiinliiklerin en kiymetlisi, Ehl-i siinnet i'tikadm-
da olmakdir. Ehl-i siinnet demek, i'tikadda ve soylemekde ve her
isde ve ibadetlerde ve insanlara karsi yapilan islerde, Muhammed
aleyhisselamm siinnetine, ya'ni yoluna ve Eshab-i kirama ve Ta-
bi'min ve daha sonra gelen Ehl-i siinnet alimlerinin "radiyallahii
teala anhiim ecma'in" icma'ma, ya'ni soz birligine uymakdir. Bun-
larin yolunu, fikh ve ilmihal kitablarmdan okuyup ogrenmek la-
zimdir. Ytizonbirinci sahifeye bakimz! Hakiki miisliman, bu yolda
olanlardir. Miislimanlarm cogu nefslerine ve kisa akllarina, kendi
goriislerine ve zemanlarmdaki fen bilgilerine uyarak, Ehl-i siinnet
alimlerinin yolundan aynlmislar, (bid'at ehli) olmuslardir.
[Kotii kimse [Fasik] ile arkadas olmamn sonu felaketdir. Kotti
insan, islamiyyeti begenmiyen kimse demekdir. Muhammed aley-
hisselamm emrlerine ve yasaklanna (islamiyyet) ve (Ahkam-i ila-
hiyye) denir. insanlarin en kotiisii (Zindik)lardir. Bunlar, miisli-
man ismini tasir, biiyiik sank, eski ciibbe icinde gizlenirler. Pey-
gamberimizi ve islamiyyeti medh ederler. Fekat Kur'an-i kerime
ve hadis-i seriflere yanhs ma'na vererek, islamiyyeti istedikleri sek-
le sokarlar. Bunlar, ingiliz usaklandir. Londradaki mason merke-
zinden aldiklan bol para, sahte diploma, sohret ile, kafirlere satil-
mis ahmaklardir. Akh olan, Ehl-i siinnet kitablarini okumus olan,
bunlara aldanmaz. Peygamberimiz, bu miinafiklarm gelecegini ve
Cehennemin dibinde cok aci azabda sonsuz yanacaklanni haber
verdi. Gene kardeslerimizi bu sinsi diismanlara aldanmakdan ko-
rumak icin, bu satirlan yaziyoruz. Bu nasihatimiz, akh olana cok
faideli olacakdir. (Akh olana nasihat dinlemek saz, akh olmiyana
davul, zurna az) sozii meshurdur. Bu bilgiler, (Kiyamet ve Ahiret)
kitabimizin 18.ci ve sonraki maddelerinde uzun yazihdir.]
RIYA
9 - Kalb hastahklanmn, ya'ni kotii huylann miihimlerinin alt-
mis aded oldugunu bildirmisdik. Bunlardan dokuzuncusu riyadir.
Riya, birseyi oldugunun tersine gostermekdir. Kisaca, gosteris
demekdir. Ahiret amellerini yaparak ahiret yolunda oldugunu
gostererek, diinya arzularma kavusmak demekdir. Kisaca, diinya
kazancma dini alet etmekdir. ibadetlerini gostererek, insanlarin
sevgisini kazanmakdir. [Sozleri veya ibadetleri riya ile olan kim-
senin, din bilgisi varsa, buna (Miinafik) denir. Din bilgisi yoksa,
-36-
buna (Din yobazi) denir. Fen bilgisi olmayip da, kendisini fen ada-
mi tanitip, kendi goriislerini, fen bilgisi olarak soyleyip, miisliman-
lari aldatmaga, bunlann dinlerini, imanlarini bozmaga cahsan islam
diismanlanna (Zindik) veya (Fen yobazi) denir. Din yobazlanna
ve fen yobazlanna aldanmamalidir.] Riya, ancak miilci' olan ikrah
yapilmca caiz olur. (ikrah), bir kimseyi istemedigi seyi yapmaga
zorlamak demekdir. Olumle veya bir uzvunu yok etmekle zorlama-
ga (Miilci' ikrah) denir. [Zalimlerin, eskiyamn iskence yapmalan
da, miilci' ikrah olur.] Bu zeman, zorlanan isi yapmak zaruret olur.
Habs etmekle ve dovmekle zorlamaga hafif ikrah denir. Hafif ik-
rah karsismda kalan kimsenin riya yapmasi caiz degildir. Riyamn
ziddi, aksi (ihlas)dir. (ihlas, diinya faidelerini diisiinmeyip ibadet-
lerini yalniz Allahii tealamn rizasi icin yapmakdir.) ihlas sahibi,
ibadet yaparken baskalarma gostermegi hie diisiinmez. Bunun iba-
detlerini baskalanmn gormesi ihlasma zarar vermez. Hadis-i serif-
de, (Allahii tealayi goriir gibi ibadet et! Sen gormiiyor isen de, O,
seni gormekdedir) buyuruldu.
Baskalanmn sevgisine ve medh etmelerine kavusmak icin, diin-
ya isleri ile, onlara iyilik yapmak, riya olur. ibadet ile olan riya bun-
dan daha fenadir. Allahii tealamn nzasim hie diisiinmeden yapilan
riya, hepsinden daha fenadir. ibadet yaparak Allahii tealadan diin-
ya menfe'atlerini istemek, riya olmaz. Yagmur diiasma cikmak
boyledir. istihare yapmak da, boyledir. Ucret ile imamhk, hatiblik,
mu'allimlik yapmak, sikmtidan, hastahkdan ve fakirlikden kurtul-
mak icin ayet-i kerimeler okumak da, boyledir denildi. Bunlarda
hem ibadet, hem de menfe'at niyyetleri bulunmakdadir. Ticaret
maksadi ile hacca gitmek de boyledir. ibadet niyyeti hie bulunmaz-
sa riya olurlar. ibadet niyyeti cok olursa, sevab hasil olur. ibadetle-
rini baskalarma gostermek, onlara ogretmek ve tesvik etmek niyye-
ti ile olursa, yine riya olmaz ve cok sevab olur. Ramezan orucunu
tutmakda riya olmaz. Allahii tealamn rizasi icin nemaza baslayip,
sonradan hasil olan riyamn zarari olmaz. Riya ile yapilan farzlar sa-
hfh olur. ibadet borcu odenmis olur ise de, sevabi olmaz. Et ihtiya-
cim karsilamak niyyeti ile, kurban kesmek caiz olmaz. Allahii teala
icin ve bir insan icin birlikde niyyet ederek kurban kesmek caiz de-
gildir. Allahii tealamn rizasi icin olmayip, yalniz hacdan, gazadan
gelen icin ve gelen emiri, reisi karsilamak icin kesilen hayvan les
olur. Kesmesi ve yimesi haram olur. Riyadan korkarak ibadeti terk
etmek caiz degildir. Allahii tealamn rizasi icin nemaza dump, ne-
mazi bitirinceye kadar hep diinya islerini diisiiniirse, nemazi sahih
olur. Sohrete sebeb olacak seklde giyinmek de riya olur. Din adam-
larmm, temiz, kiymetli elbise giymeleri lazimdir. Bunun icin, imam-
larm, Cum'a ve bayram giinleri zinetli elbise giymeleri siinnetdir.
-37-
Sohret icin va'z vermek, nasihat etmek, kitab yazmak da riya
olur. (Va'z), emr-i ma'ruf ve nehy-i munker demekdir. Miinakasa
etmek, baskalarmdan iistun goriinmek ve oviinmek icin ilm ogren-
mek de, riya olur. Diinyahk elde etmek, ya'ni mal, mevki' elde et-
mek icin ilm ogrenmek de, riya olur. Riya haramdir. Allahii teala
icin olan ilm, Allahii tealadan korkmagi artdinr. Kendi ayblanm
gormege sebeb olur. Seytamn aldatmasma mani' olur. ilmini diin-
ya kazancma, mala ve mevki'e kavusmaga vasita eden din adamla-
nna (ulema-i su'), ya'ni kotii din adamlan denir. Bunlarm gidece-
gi yer, Cehennemdir. Herkesin yamnda siinnetlere uygun olarak,
yalmz iken ise, edeblere uymiyarak yapilan ibadetler, riya olur.
Onbirinci maddenin sonuna bakimz!
Yapilan ibadetin sevabim, olii veya diri baskasma hediyye etmek
caizdir. Hac, nemaz, oruc, sadaka, Kur'an-i kerim, mevlid okumak,
zikr ve diia okumak sevablanm baskasma hediyye etmek, haneff
mezhebinde caizdir. Bu ibadetleri iicret karsihgi, pazarhk ederek
yapmak caiz degildir. Allahii teala icin Kur'an okuyup, verilen he-
diyye kabul edilir. Maliki ve safi'i mezheblerinde, sadaka, zekat ve
hac gibi mal ile yapilan ibadetlerin sevabim hediyye etmek caiz olup,
nemaz, oruc ve Kur'an-i kerim okumak gibi beden ile yapilanlan ca-
iz degildir. Hadis-i serifde, (Kabristandan ge^en kimse onbir ihlas
suresi okuyup, sevabim kabrdekilere hediyye ederse, meyyitler ade-
dince sevab verilir) buyuruldu. Hanefi olan, sevabim hediyye eder.
Maliki ve Safi'i ise, meyyitin afvi icin diia eder.
ibadetlerin sahih olmasi icin, Allahii tealanm nzasi icin yapma-
ga niyyet etmek lazimdir. Niyyet, kalb ile olur. Yalmz soylemek ile
niyyet edilmis olmaz. Kalb ile birlikde olmak sarti ile soyliyerek
niyyet etmek caiz olur denildi. Kalb ile niyyet, soz ile niyyete ben-
zemezse, kalbdeki niyyete bakihr. Yalmz yemin etmek boyle degil-
dir. Yemin etmekde, soz esasdir. ibadetlerde niyyetin soz ile yapi-
lacagim bildiren hicbir hadis-i serif ve haber mevcud degildir. Dort
mezhebin imamlan da bildirmemisdir. Niyyet, ibadet yapmagi kal-
be getirmek, hatirlamak degildir. Allahii teala icin yapmagi irade
etmek, istemek demekdir. Niyyet, ibadete baslarken yapihr. Daha
once, mesela bir gun once yapihrsa, niyyet olmaz. Buna emel, ar-
zu, va'd denir. Mesela, hanefi mezhebinde oruca niyyet etmek ze-
mam, bir gun evvel, giinesin batmasindan baslayarak, ertesi giin,
(Dahve-i kiibra) vaktine kadardir.
Baskalarmm giinaha girmemeleri icin, bir kimsenin mubahla-
n terk etmesi iyi olur. Fekat siinnetleri, hatta miistehablan terk
etmesi caiz olmaz. Mesela gibet yapmamalan icin, misvak kullan-
magi, sank sarmagi, basi acik gezmegi, merkebe binmegi terk et-
-38-
mek iyi olmaz. Misvak, misvak agacimn veya zeytin, dut agaclan-
nm dalmdan kesilen bir cubukdur. Bir parmak kalmhgmda, bir ka-
ns uzunlugundadir. Kadinlarm misvak yerine sakiz cignemeleri de
caizdir. Misvak bulamayan, bas ve sehadet parmaklanni dislerine
siirer. Bisr-i Hafi, sokakda basi acik yururdii.
Giinah isleyecek kimsenin, bu giinahdan vaz gecmesi, Allahii
tealadan korkdugu icin veya insanlardan haya etdigi icin, yahud
baskalannm yapmasma sebeb olmamak icin olur. Allahii tealadan
korkarak terk etmenin alameti, o giinahi gizli olarak da isleme-
mekdir. insanlardan haya etmek, onlann kotiilemelerinden kork-
mak demekdir. Baskalannm giinah islemelerine sebeb olmak, yal-
mz yapmakdan daha cok giinahdir. Baskalannm bu giinahi isleme-
lerinin giinahlan da, kiyamete kadar bunlara sebeb olana yazihr.
Bir hadis-i serifde, (Insaii giinahim diinyada gizlerse, Allahii teala
da, kiyamet giinii, bu giinahi kullarmdan saklar) buyuruldu. Her-
kese vera' sahibi oldugunu bildirmek icin, giinahim saklamak ve
gizli olarak devam etmek, riya olur.
Ibadetlerini baskalarma gostermekden haya etmek caiz degil-
dir. (Haya), giinahlanm, kabahatlerini gostermemege denir. Bunun
icin, va'z vermekden ve emr-i ma'ruf ve nehy-i miinker yapmakdan
[din kitabi, ilmihal kitabi yazmakdan ve satmakdan] ve imamhk,
miiezzinlik yapmakdan, Kur'an-i kerim ve mevlid okumakdan ha-
ya etmek caiz degildir. (Haya fmandandir) hadis-i serifinde haya,
kotii, giinah seyleri gostermekden utanmak demekdir. Mii'minin,
once Allahii tealadan haya etmesi lazimdir. Bunun icin, ibadetleri-
ni sidk ile, Mas ile yapmahdir. Buhara alimlerinden birisi, sultamn
ogullannin sokakda abes oyun oynadiklanm gordii. Elindeki asa ile
bunlan dovdii. Kacdilar. Babalarma sikayet etdiler. Sultan, bunu
cagirip, sultana karsi cikamn habs olacagim bilmiyor musun dedi.
Alim, cevab olarak, Rahmana karsi cikamn Cehenneme gidecegini
bilmiyor musun dedi. Sultan, emr-i ma'ruf yapmak vazifesini sana
kim verdi dedi. Alim, seni kim sultan yapdi cevabim verince, beni
halife sultan yapdi dedi. Beni de, halifenin Rabbi vazifelendirdi de-
di. Sultan, sana Semerkand sehrinde emr-i ma'ruf yapmak vazifesi-
ni veriyorum dedikde, ben de kendimi bu vazifeden azl etdim ceva-
bim verdi. Bu cevabma hayret etdim, emr olunmadan, izn verilme-
den vazffe yapdigim soyledin. izn verilince de, azl olunmam isti-
yorsun dedi. Sen izn verince, sonra azl edersin. Rabbimin verdigi
vazifeden beni kimse azl edemez dedi. Bu soz iizerine sultan, dile
benden istedigini vereyim dedi. Genclik halimi bana getir dedi. Bu
is elimden gelmez deyince, bana bir ferman yaz da, Cehennem-
deki meleklerin reisi olan Malik, beni atesde yakmasin dedi. Bu-
-39-
nu da yapamam deyince, benim oyle bir sultamm var ki, herseyimi
Ondan istiyorum. Her diledigimi ihsan etdi. Bunu yapamam hie de-
medi, dedi. Sultan, beni diiadan unutma diyerek serbest birakdi.
Hadis-i serifde, (Baskalarina gosteris icin nemazim giizel kilan,
yalniz oldugu zeman boyle kilmiyan, Allahii teala vi tahkir etmis
olur) ve (Sizde bulunmasindan en cok korkdugum sey, sirk-i asga-
ra yakalanmamzdir. Sirk-i asgar, riya demekdir) ve (Diinyada riya
ile ibadet edene, kiyamet giinii, ey kotii insan! Bugiin sana sevab
yokdur. Diinyada kimler kin ibadet etdin ise, sevablarim onlardan
iste denir) ve (Allahii teala buyuruyor ki, benim sei lkim yokdur.
Baskasim bana serik eden, sevablarim ondan istesin. ibadetlerini-
zi ihlas ile yapimz! Allahii teala, ihlas ile yapdan isleri kabid eder)
buyuruldu. ibadet, Allahii tealamn rrzasma kavusmak icin yapihr.
Baskasinm muhabbetine, ihsamna kavusmak icin yapilan ibadet,
ona tapinmak olur. Allahii tealaya ihlas ile ibadet etmemiz emr
olundu. Hadis-i serifde, (Allahii tealamn birligine imaii edenden
ve nemazi ve zekati ihlas ile yapandan Allahii teala razi olur) bu-
yuruldu. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" Mu'az bin Cebe-
li "radiyallahii teala anh", Yemene vali olarak gonderirken, (iba-
detlerini ihlas ile yap. ihlas ile yapdan az amel kiyamet giinii sana
yetisir) ve (ibadetlerini ihlas ile yapanlara miijdeler olsun. Bunlar
hidayet yddizlaridir. Fitnelerin karanhklarim yok ederler) ve
(Diinyada haram edilmis olan seyler mel'iindur. Ancak Allah icin
yapdan seyler kiymetlidir) buyuruldu. Dtinya ni'metleri gecicidir.
Omrleri pek kisadir. Bunlan ele gecirmek icin dinini vermek ah-
makhkdir. insanlann hepsi acizdir. Allahii teala dilemedikce, kim-
se kimseye faide ve zarar yapamaz. insana Allahii teala kafidir.
Allahii tealadan korkmah, Onun rahmetinden iimmidi kesme-
melidir. Ummid, reca, korkudan cok olmahdir. Boyle olanm iba-
detleri zevkli olur. Genclerde korkunun daha fazla olmasi, ihtiyar-
larda recanm daha fazla olmasi lazimdir denildi. Hastalarda reca
fazla olmahdir. Korkusuz reca ve recasiz korku caiz degildir. Birin-
cisi emin olmak, ikincisi iimmidsiz olmakdir. Hadis-i kudside, (Ku-
lumu, beni zan etdigi gibi karsdanm) buyuruldu. Ziimer suresinin
elliuciincii ayet-i kerimesinde mealen, (Allah biitiin giinahlari afv
eder. O gafurdur, rahimdir) buyuruldu. Bunlardan, recanm fazla
olmasi lazim geldigi anlasilmakdadir. (Allah korkusundan agla-
yan, Cehenneme girmez) ve (Benim bildigimi bilseydiniz, az giiler
cok aglardimz) hadis-i serifleri de, havfm, korkunun fazla olmasi
lazim geldigini gostermekdedir.
Kimseye etmem sikayet, aglanm ben halime,
titrerim mticrim gibi, bakdikca istikbalime!
-40-
TUL-I EMEL
10 - Kalb hastahklarmm onuncusu (Tul-i emel)dir. Tul-i emel,
zevk ve safa siirmek icin cok yasamagi istemekdir. Ibadet yapmak
icin, cok yasamagi istemek, tul-i emel olmaz. Tul-i emel sahibleri,
ibadetleri vaktinde yapmazlar. Tevbe etmegi terk ederler. Kalble-
ri kati olur. Olumii hatirlamazlar. Va'z ve nasihatdan ibret almaz-
lar. Hadis-i serifde, (Lezzetlere son veren seyi cok hatirlayiniz) bu-
yuruldu. Hadis-i serifde, (Oliimden sonra olacak seyleri bildiginiz
gibi, hayvanlar da bilselerdi, yimek icin semiz hayvan bulamazdi-
niz) ve (Gece ve giindiiz oliimii hatirlayan kimse, kiyamet giinii se-
hidler yaninda olacakdir) buyuruldu. Tul-i emel sahibi, hep diinya
malma ve mevki'ine kavusmak icin omriinu harcar. Ahireti unu-
tur. Yalmz zevk ve safasim diisuntir. Coluk cocugunun bir senelik
gidasim hazirlamak, uzun emel olmaz. Bir senelik nafakaya (Hava-
yic-i ashyye) denir. Liizumlu esyadan sayilir. Nisab hesabma katil-
maz. Buna malik olan, zengin sayilmaz. Buna malik olmiyan bekar
kimsenin kirk giinliik gida maddesi saklamasi caizdir. Dana fazla
saklamalan tevekkiilii bozar. Hadis-i serifde, (insanlarin en iyisi
omrii uzun ve ameli giizel olan kimsedir) ve (insanlarin en kotiisii,
omrii uzun, ameli kotii olandir) ve (Olmck istemeyiniz. Kabr aza-
bi cok acidir. Omrii uzun olup islamiyyete uymak, biiyiik se'adet-
dir) ve (Miislimanhkda beyazlasan killar, kiyamet giinii nur ola-
cakdir) buyuruldu.
Tul-i emelin sebebleri, diinya zevklerine diisktin olmak ve olii-
mii unutmak ve sihhatine, gencligine aldanmakdir. Tul-i emel has-
taligmdan kurtulmak icin, bu sebebleri yok etmek lazimdir. Olii-
mtin her an gelecegini diisiinmelidir. Sihhatin, gencligin oliime
mani' olmadiklanm unutmamahdir. Cocuklardaki ve genclerdeki
oliim sayismm yashlardaki oliim sayismdan cok oldugunu istatis-
tikler gostermekdedir. Cok hastalann iyi olup yasadiklan, cok
saglam kisilerin cabuk oldiikleri her zeman goriilmekdedir. Tul-i
emel sahibi olmanm zararlanm ve oliimii hatirlamamn faideleri-
ni ogrenmelidir. Hadis-i serifde, (Oliimii cok hatirlayiniz. Onu
hatirlamak, insam giinah islemckdcn korur ve ahirete zararh
olan §eylerden sakinmaga sebeb olur) buyuruldu. Eshab-i ki-
ramdan Bera' bin Azib "radiyallahii teala anh" diyor ki, bir ce-
nazeyi gotiirdiik. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", kabr
basina oturdu. Aglamaga basladi. Mubarek gozyaslan topraga
damladi. Sonra, (Ey kardeslerim! Hepiniz buna hazirlammz) bu-
yurdu. Omer bin Abdiil'aziz "rahime-hullahii teala", bir alimi
goriince, nasihat istedi. O da, simdi halifesin, istedigin gibi emr
-41-
edersin. Yarm oleceksin, dedi. Biraz daha soyle deyince, Adem
aleyhisselama kadar, biitiin dedelerin oliimu tatdi. Simdi sira sana
geldi, dedi. Halife, uzun zeman agladi. Hadis-i serifde, (insanlara
vaiz olarak oliiin yetisir. Zenginlik isteyene, kaza ve kadere lman
etmek yetisir) buyurdu ve (insanlarin en aklhsi, oliimii cok hatirla-
yandir. Oliimii cok hatn lavan insana, diinyada seref, ahiretde yiik-
sek dereceler nasib olur) ve (Allahii tealadan haya ediniz. Baska-
larina kalacak olan seyleri toplamakla vaktinizi gayb etmeyiniz.
Kavusamiyacaginiz seyleri ele gecirmek icin ugrasmayiniz. ihtiya-
cimzdan fazla binalar yapmakla hayatimzi harcamayimz) ve (Evle-
rinizi haram malzeme ile yapmayimz. Dininizin ve diinyamzin ha-
rab olmasina sebeb olur) ve cok sevdigi Usame bin Zeydin "radi-
yallahii teala anhiima" bir ay sonra odemek iizere yiiz altma bir
kole satin aldigim isitince, (Siz buna hayret etmediniz mi? Usame
tul-i emel sahibi olmus) buyurdu. ihtiyac maddelerinin veresiye de
alinmalan caizdir. Bir hadis-i serifde, (Cennete gitmek istiyen,
uzun emel sahibi olmasin. Diinya isleri ile ugrasmasi oliimii unut-
durmasin. Haram islemekde Allahdan haya etsin) buyurdu. Ha-
ram olan lezzetlerin icinde yasamak icin uzun emel sahibi olmak
haramdir. Mubahlarla lezzetlenmek icin tul-i emel sahibi olmak,
haram degil ise de, iyi degildir. Cok yasamagi degil, sihhat ve afi-
yet ile yasamagi istemelidir.
T AM A '
11 - Kalb hastahklarmm onbirincisi (Tama')dir. Diinya lezzet-
lerini haram yollardan aramaga (Tama') denir. Tama'm en kotiisii,
insanlardan beklemekdir. Kibre, ucba sebeb olan (Nafile) ibadet-
leri ve ahireti unutduran (Mubah)lan yapmak da Tama' olur. Ta-
ma'in ziddma, aksine (Tefviz) denir. Tefviz, halal ve faideli seyleri
kazanmaga cahsip da, bunlara kavusmagi Allahii tealadan bekle-
mekdir.
Seytan, riyayi ihlas olarak ve tama'i tefviz olarak gostererek,
insam aldatmaga cahsir. Allahii teala, herkesin kalbine bir melek
vazifelendirmisdir. Bu melek, insana iyi diisiinceler (ilham) eder.
Seytan da, insanin kalbine kotii diisiinceler, (vesvese)ler getirir.
Halal yiyen kimse, ilham ile vesveseyi birbirinden ayinr. Haram
yiyenler ayiramaz. insanin nefsi de, kalbine kotii diisiinceler geti-
rir. Bu diisuncelere ve arzulara (Heva) denir. ilham ve vesvese
devamh olmaz. Nefsin hevasi ise, devamhdir ve gitdikce artar.
Vesvese, diia ederek, zikr ederek azahr ve yok olur. Heva ise, an-
cak kuvvetli (miicahede) ile azahr, yok olur. Seytan, kopek gibi-
dir. Kopek kovalaymca kacar ise de, baska tarafdan yine gelir.
-42-
Nefs, kaplan gibidir. Saldirmasi, ancak oldiirmekle biter, insan-
lara vesvese veren seytana bunun icin (hannas) denilmisdir. in-
san, seytamn bir vesvesesine uymazsa, bundan vazgecer. Baska
vesveseye baslar. Nefs-i emmare, daima zararli seyler ister. Sey-
tan ise, cok hayrli ise mani' olmak icin, az hayrli olan seyi de ves-
vese yapar. Biiyiik giinaha siiriiklemek icin, kiiciik hayr yapmagi
da vesvese eder. Seytamn vesvesesi olan hayrli is, insana tath ge-
lir ve acele ile yapmak ister. Bunun icin, hadis-i serifde, (Acele
etmek, seytandandir. Be§ sey bundan miistesnadir: Kizun evlen-
dirmek, borcunu odemek, cenaze hizmetlerini cabuk yapmak,
miisafiri doyurmak, giinah yapinca hemen tevbe etmek) buyurul-
du. (EsTat-iil-lemeat)de, nemazi gecikdirmemeli babindaki ha-
dis-i serifde, (Ya All! tic §eyi gecikdirme! Nemazi evvel vaktin-
de kil! Hazirlanmis cenaze nemazim hemen kil! Dul veya kizi,
kiifvii isteyince, hemen ver!) Ya'ni, nemazim kilan ve giinah isle-
miyen ve nafakasim halalden kazanan birini bulunca, hemen ona
ver buyuruldu. ilham olunan hayr, Allahii tealamn korkusu ile ve
yavas yavas yapihr ve sonu dusunuliir. Bir hadisde, (Melekden
gelen ilham, islamiyyete uygun olur. Seytandan gelen vesvese is-
lamiyyetden aynlmaga sebeb olur) buyuruldu. insan, ilham olu-
nan seyleri yapmah. Vesveseyi yapmamak icin cihad etmeli, ca-
lismahdir. Nefse uyan kimse vesveselere tabi' olur. Nefsin heva-
sina uymayamn, ilhama uymasi kolay olur. Bir hadis-i serifde,
(Seytan, kalbe vesvese verir. Allahin ismi zikr edilince, soylenin-
ce kacar. Soylenmezse vesveselerine devam eder) buyuruldu.
[Zikr etmek lazim oldugu, bu hadis-i serifden de anlasilmakda-
dir.] Kalbe gelen hatiranm cinsini anlamak icin, islamiyyete uy-
gun olup olmadigma bakihr. Boyle anlasilamazsa, salin olan bir
alime sorulur. Salih olmiyan, dini diinya kazanclanna alet eden
kotii din adamina sorulmaz. Yahud, Resiilullaha "sallallahii aley-
hi ve sellem" kadar iistadlannm hepsi ma'lum olan hakiki bir
rehbere sorulur. (Kutb-i medar) denilen Evliya, az olsa da, kiya-
mete kadar mevcuddur. (Kutb-i irsad) denilen Ehl-i siinnet alimi
her zeman ve her yerde bulunmaz. Uzun zeman arahklan ile ve
nadir olarak bulunur. Her yerde cok bulunan cahil tarikatcilan
ve yalanci seyhleri, hakiki rehber sanmamahdir. Boylelerin tu-
zaklarma diiserek diinyada ve ahiretde se'adetden mahrum kal-
mamak icin cok uyamk olmahdir. Kalbe gelen hatira, nefse aci
gelirse, hayr oldugu anlasihr. Tath gelir, hemen yapmak isterse,
ser oldugu anlasihr.
Seytamn hileleri cokdur. Bunlardan onu miihimdir: Birincisi,
Allahii tealamn senin ibadetine ihtiyaci yokdur, der. Buna karsi
-43-
Bekara suresi, altmisikinci ayetinin (Amel-i salihin faidesi, bunu
yapanadir) meal-i serifini hatirlamahdir.
Seytanm ikinci hilesi, Allahii teala rahimdir, kerfmdir, seni de
afv eder, Cennete kor, der. Buna karsi, Lokman suresi, otuziicun-
cii ayetinin (Allahin kcrfin olmasi, sizi aldatmasin) ve Meryem su-
resi, altmisuciincu ayetinin, (Cennete kullanmizdan miitteki olan-
lan varis kdanz) meal-i seriflerini hatirlamahdir.
Uciincii hilesi, senin ibadetlerin hep kusurludur. Riya kansik-
dir. Boyle ibadetlerle miitteki olamazsm. Allahii teala, Maide su-
resinde, (Allah, yalniz miittekilerin ibadetlerini kabul eder) buyu-
ruyor. Senin ibadetlerin kabul olmaz. Bosuna ugrasiyorsun. Bos
yere, sopa yiyen hayvan gibi, eziyyet cekiyorsun, der. Buna karsi-
hk, ben, Allahii tealanm azabindan kurtulmak ve emrine uymak
icin ibadet ediyorum. Benim vazifem, emri yerine getirmekdir. Ka-
bul olup olmiyacagi, Onun bilecegi seydir. Sartlarma uygun olan
ve farzlan yapilan ibadetin sahih olmasi muhakkakdir, demelidir.
Farzlan terk etmek biiyiik giinahdir. Bu giinahlardan kurtulmak
icin ibadetleri yapmak lazimdir. ibadet yapmadan Cennete girmek
icin diia etmek giinahdir. Hadis-i serifde, (Akh olan kimse, nefsine
uymaz ve ibadet yapar. Ahmak olan, nefsine uyar, sonra Allahin
rahmetini bekler) buyuruldu. Ahiret icin lazim olan seyleri, bu fa-
ni diinyada hazirlamak lazimdir.
Seytanm hilelerinden dordiinciisii, simdi diinyayi kazanmak
icin cahs da, rahata kavus, o zeman, rahat rahat, huzur icinde iba-
det edersin, diyerek ibadet yapmaga mani' olur. Buna cevab ola-
rak, ecel benim elimde degildir. Herkesin omriinii Allahii teala
ezelde takdir etmisdir. Belki yakmda oliiriim. ibadet vazifelerini
vaktinde yapmahyim, demelidir. Hadis-i serifde, (Helekel-miisev-
vifiin) buyuruldu ki, bugiinkii vazifelerini yarma birakanlar zarar
etdiler, demekdir.
Seytanm hilelerinden besincisi, ibadetleri terk etdiremeyince,
cabuk kil, vaktini kacirma, diyerek sartlanm, farzlanni temam yap-
dirmamak ister. Buna karsihk, farzlar cok azdir. Bunlari, yavas ya-
vas ve sartlarma uygun olarak yapmak lazimdir. Farz olmiyanlan
da, sartlarma uygun olarak az yapmak, sartlari noksan olarak cok
yapmakdan iyidir, demelidir.
Altmci hile olarak riyayi tavsiye eder. Herkes gorstin de, be-
gensin, der. Buna cevab olarak, kendine faide ve zarar vermek,
kimsenin elinde degildir. Baskalarma ise, hie veremezler. Boyle
olan kimselerden birsey beklemek abes olur, batil olur. Faide ve
zarar veren ancak Allahii tealadir. Yalniz onun gormesi, bana ye-
tisir, demelidir.
-44-
Yedinci hile olarak, ibadetlere mani' olamiyacagmi anlaymca,
insana ucb, ya'ni ibadetlerini begenmek vesvesesi verir. Senin gibi
aklli, uyamk kimse var mi? Bu zemanda, herkes gaflet uykusunda
iken, sen ibadet yapiyorsun, der. Buna karsilik, bu akl ve intibah
benden degildir. Rabbimin ihsamdir. Onun ihsam olmasa, ibadet
yapamam demelidir.
Sekizinci hile olarak, ibadetlerini gizli yap. Allahu teala, senin
sevgini ve serefini insanlann kalbine yerlesdirir, diyerek gizli riya-
ya dusiirmek ister. Buna karsilik, ben Allahu tealanm kuluyum. O,
benim sahibimdir. ibadetimi isterse begenir, isterse red eder. in-
sanlara bildirip bildirmemesine kansamam, demelidir.
Dokuzuncu hile olarak da, ibadet yapmaga ne liizum var? in-
sanlann sa'id ve saki olacaklan ezelde takdir edilmisdir. Sa'id olan,
ibadeti terk edince, afv edilir, Cennete gider. Ezelde saki olan, ne
kadar ibadet yaparsa yapsm, faidesi olmaz, muhakkak Cehenneme
gider. O halde, kendini bosuna yorma! Rahatma bak, der. Buna
cevab olarak, ben kulum, kulun vazifesi, sahibinin emrini yapmak-
dir, demelidir. Buna karsilik, (Emri yapmaymca, azab korkusu
olursa, emri yapmak lazim olur. Ezelde sa'id olan icin bu korku
yokdur) derse, buna cevab olarak da, Rabbim herseyi bilir ve dile-
digini yapar. Diledigine hayr, diledigine ser verir. Kimsede, Ona
siial sormak hakki yokdur demelidir. iblis, Isa aleyhisselama gorii-
nerek, (Ezelde Allahu tealanm takdir etdikleri hasil olur) diyor-
sun, oyle mi? dedi. Evet, oyledir buyurdu. Oyle ise, kendini su da-
gm tepesinden asagi at. Eger ezelde selametin takdir edilmis ise,
sana birsey olmaz dedi. Cevabmda, ey mel'un! Allahu teala kulla-
nm imtihan eder. Kulun, sahibini imtihan etmege hakki yokdur,
buyurdu. Seytanm bu hilesine karsi, (ibadet yapmak faidelidir.
Ciinki, ezelde sa'id isem, sevablarm artmasi, derecelerin yiiksel-
mesi icin ibadetleri yapmak lazimdir. Saki isem, ibadet yapmamak
azabmdan kurtulmak icin, ibadet yapacagim) demelidir. ibadet
yapmamn bana hicbir zaran da olmaz. Ciinki, Allahu teala hakim-
dir. ibadet yapanlara azab etmesi, Onun hikmetine yakismaz. iba-
deti terk etmenin, ezelde sa'id olana zaran olmasa bile, faidesi
yokdur. Boyle olunca, terk etmek nasil tercih edilir? Akh olan
kimse, faideli olam yapar. Faidesiz olam terk eder. Ezelde saki
isem, Rabbime ita'at etmis olarak Cehenneme girmegi, asi olarak
girmege tercih ederim. Bundan baska, Allahu teala, ibadet edenle-
ri Cennete sokacagini, ibadet etmiyenlere Cehennemde azab ya-
pacagim va'd etmisdir. Allahu teala va'dinde sadikdir. Va'dinden
donmiyecegi, soz birligi ile bildirilmisdir.
Allahu teala herseyi sebeb ile yaratmakdadir. Adet-i ilahiyye-
-45-
si boyledir. Ancak mu'cize ve keramet olarak adetini bozmakda-
dir. Ibadetleri, Cennete girmek icin sebeb yapdigini bildiriyor.
Ya'ni, Cennet ni'metlerini ibadetlere karsilik olarak yaratmisdir.
Hadis-i serifde, (Hie kimse Cennete, ibadeti sebebi ile girmez) bu-
yuruldu. Karsilik baskadir, sebeb olmak baskadir.
Seytan hilelerinin onuncusu olarak, ibadet yapmak ezelde tak-
dfr edilmis ise, mumkin olur. Allahii tealamn takdfri degismez.
Ibadet yapmakda ve terk etmekde insanlar mecbur olmakdadir,
der. Seytamn bu sozii bir evvelkinin aynidir. Ezelde sa'id denilen-
lere ibadet yapmak nasib olur. Saki denilenlerin de terk etmeleri
lazim olur. Seytamn bu hilesine karsi, herseyi ve insanlann iyi, ko-
tii her isini Allahii teala yaratiyor ise de, insanlara ve hayvanlara
(irade-i ciiz'iyye) vermisdir. irade-i ciiz'iyye insandan meydana ge-
lir. Fekat, insan bunu yaratdi denilemez. Ciinki irade haricde mev-
cud birsey degildir. insanm kalbinde hasil olmakdadir. Haricde
mevcud olan seyin meydana gelmesine (Halk etmek), yaratmak
denir. Allahii tealamn (irade-i kiilliye)si ise haricde viicudii var
olan bir kuvvetdir. Allahii teala, insanm ihtiyari hareketini yarat-
mak icin, insanm iradesini sebeb kilmisdir. Bu sart olmasa da yara-
tir. Fekat bu sart ile, bu sebeb ile yaratmasi adetidir. Peygamberle-
rinde "aleyhimtissalevatu vetteslimat" ve Evliyasinda "kaddesalla-
hii teala esrarehiimiiraziz" bu adetini bozarak sebebsiz de yaratdi-
gi cok goriilmiisdiir. Buna (Keramet) denir.
Insanlann isleri yalmz irade-i ciiz'iyye ile meydana gelmez.
Ya'ni insanm her istedigi viicude gelmez. Yalmz Allahii tealamn
iradesi ile de yaratmak adeti degildir. Bunun icin, insanlar islerin-
de mecbur degildirler. insan irade eder. Hareket etmesini ister,
kudretini kullamr, Allahii teala da, irade ederse, is meydana ge-
lir. Seytan, (insan, Allahii teala isterse ibadet yapar, istemezse
yapmaz. O halde insan, isleri yapip yapmamakda cebr olunmak-
dadir. insan cahssa da, cahsmasa da, ezeldeki kaza ve kader hasil
olacakdir) diyerek aldatmakdadir. insanm isleri ezeldeki takdir
ile meydana geliyor ise de, meydana gelmeleri icin, once kul ira-
de-i ciiz'iyyesini kullanmakdadir. isin yapilmasim veya yapilma-
masini istemekdedir. insanm islerini Allahii tealamn ezelde tak-
dir etmesi demek, insanm neleri irade edecegini bilmesi ve dile-
mesi demekdir. Bunlan Levh-iil-mahfuzda yazmisdir. Boyle ol-
dugu icin, kulun mecbur olmasi lazim gelmez. Biiyiik islam alimi
seyyid Abdiilhakim efendi, (Ezeldeki kaza ve kader, Allahii te-
alamn kullarimn neleri yapmak istedigini ezelde bilmesidir. Ne-
leri yapmasim ezelde emr etmesi degildir) buyurdu. Ya'ni kaza
ve kader, emr-i ezeli degildir, ilm-i ezelidir. Ya'ni bir cebr-i mii-
-46-
tehakkim degil, ilm-i miitekaddimdir. Bir kimse, birisinin bir giin-
de yapacagi seyleri bilse ve bunlan yapmasim irade etse ve hepsi-
ni bir kagida yazsa, bunlan yapacak olan kimse, o kimsenin mec-
buru olmaz. Yapacaklanmi biliyordun ve yapilmasim istedin ve
kagida yazdm. O halde, bunlan sen yapdm da diyemez. Ciinki,
bunlan kendi iradesi ile ve kendisi yapmrsdir. O kimsenin bildigi
ve diledigi ve yazdigi icin yapmamrsdir. Allahii tealanm ezelde bil-
mesi ve dilemesi ve levh-ul-mahfuza yazmasi da, insanlan mecbur
etmek olmaz. Allahii teala ezelde diledigi icin, levh-iil-mahfuza
yazmisdir. Kulun yapacagmi bildigi icin, yapilmasim irade etmis-
dir. Allahii tealanm ezeldeki bilgisi, kulun kendi iradesi ile yapaca-
gi ise baghdir. Kulun isi de, Allahii tealanm bu ilmi ve iradesi ile ve
yaratmasi ile meydana gelmekdedir. Kul, iradesini kullanmazsa,
Allahii teala, kulun iradesini kullanrmyacagmi ezelde bilir ve bildi-
gi icin irade etmez ve yaratmaz. Demek ki, ilm ma'luma tabi'dir.
insanlarm iradesi olmasaydi da, insanlarm isleri yalmz Allahii te-
alanm iradesi ile yaratilsaydi, insanlar mecburdur denilirdi. Ehl-i
siinnet mezhebine gore, insanlarm isleri, insamn kudreti ile Allahii
tealanm kudretinin birlikde te'siri ile meydana gelmekdedir.
[Insamn kalbi ya'ni gonlii madde degildir. Elektrik ve miknatis
dalgalan gibidir. Yer kaplamaz. Fekat, gogsiimiiziin sol tarafinda
bulunan, yiirek dedigimiz et parcasinda, kuvveti, te'sirleri hasil ol-
makdadir. Akl, nefs ve run da, kalb gibi birer varhkdirlar. Bu iicii-
niin de, kalb ile baglantisi, irtibati vardir. insamn, gozii, kulagi,
burnu, agzi ve cildi ile his etdigi renk, ses, koku, zevk [tad] ve si-
cakhk, sertlik gibi seyler, duygu sinirleri ile dimaga gelir. Beyin de
bunlan hemen kalbe bildirir. Akhn, nefsin, ruhun ve seytamn ar-
zulan, istekleri de, kalbe gelir. Kalb, ne yapilacagma karar verir,
irade eder, secer. Bu seyleri ya red eder, yok eder. Yahud dimaga
bildirir. Dimag da, bunlan hareket sinirleri ile uzvlara, organlara
bildirir. Organlar da, Allahii teala isterse ve kuvvet verirse, hare-
ket ederek, kalbin irade ve ihtiyar etdigi sey yapihr.]
Kotii huylardan sefer etse kisi,
hiisnii ahlak sehrine girse kisi!
Zikr-i Hakdan bir nefes dur olmasa,
zat-i Hakki hie feramus kilmasa.
Nefs-i asi, akibet mutV olur,
ruh-M mii'min Sidreden eyier ubur.
Kiifr-ii inkardan gecip nefs-i deni,
burda olur, halisiyyet ma' deni.
-47-
KIBR
12 - Kalb hastaliklannm onikincisi (Kibr)dir. Kibr, kendisini
baskasmdan tistiin gormekdir. Kendini ondan iistiin gormekle,
kalbi rahat eder. (Ucb) da kendini ondan iistiin bilmekdir. Bura-
da baskasim diisunmez. Kendini ve ibadetlerini begenir. Kibr; ko-
tii huydur. Haramdir. Hahkim, Rabbini unutmamn alametidir.
Cok din adami, bu kotii hastahga yakalanmisdir. Hadis-i serifde,
(Kalbinde zerre kadar kibr bulunan kimse Cennete girmez) buyu-
ruldu. Kibrin aksine (Tevadu') denir. Tevadu' kendini baskalan
ile bir gormekdir. Baskalarmdan daha iistiin ve daha asagi gorme-
mekdir. Tevadu', insan icin cok iyi bir huydur. Hadis-i serifde,
(Tevadu' edene miijdeler olsun) buyuruldu. Tevadu' sahibi, ken-
dini baskalarmdan asagi gormez. Zelil ve miskm olmaz. Malim ha-
laldan kazanip cok hediyye verir. Alimlerle ve fen adamlan ile ta-
msir. Fakirlere merhamet eder. Hadis-i serifde, (Tevadu' eden,
halal kazanan, huyu giizel olan, herkese karsi yuinusak olan ve
kimseye kotiiliik yapmayan, cok iyi bir insandir) ve (Allah icin te-
vadu' edeni, Allahu teala yiikseltir) buyuruldu. Tekebbiir edene,
ya'ni kibr sahibi olana karsi tekebbiir etmek caizdir. Allahu teala,
kullarma karsi miitekebbirdir. Allahu teala, kibriya sahibidir.
Kibr sahibine tekebbiir etmek, sadaka vermek gibi sevabdir. Kibr
sahibine karsi tevadu' eden kimse, kendisine zulm etmis olur.
Bid'at sahiblerine ve zenginlere karsi da tekebbiir etmek caizdir.
Bu tekebbiir kendini yiiksek gostermek icin degildir. Onlara ders
vermek, gafletden uyandirmak icindir. Harbde diismana karsi te-
kebbiir etmek sevabdir. Bu tekebbiire (Huyela) denir. Sadaka ve-
rirken, nes'e ve sevinc ile kansik tekebbiir etmek lazimdir. Sada-
ka verenin tekebbiir etmesi, fakire karsi degildir. Verdigi mail kii-
ciiltmekdir. Mala kiymet vermedigini gosterir. Hadis-i serifde,
(Veren el, alandan yuksekdir) buyuruldu. Riya, gosteris yapanla-
ra karsi da tekebbiir etmek caizdir. Kendinden asagi olanlara kar-
si tevadu' gostermek iyi ise de, bunun ifrata kacmamasi, ya'ni asi-
n olmamasi lazimdir. Asm olan tevadu'a (Temelluk) denir. Te-
melluk, ancak iistada ve alime karsi caizdir. Baskalarma karsi ca-
iz degildir. Hadis-i serifde, (Temelluk, musliinan ahlakindan de-
gildir) buyuruldu. Si'r:
Mu'allim ile tabibe
temelluk etmek lazimdir.
Bin batm, biri zahir,
tedavisine hadimdir.
Kibr cesidlerinin en kotiisu Allahu tealaya karsi kibrli ol-
-48-
makdir. Nemrud boyle idi. Tann oldugunu i'lan etdi. Allahii teala-
nm nasihat vermek icin gonderdigi Peygamberi "aleyhissalatii ves-
selam" atese atdi. Fir'avn da boyle ahmaklardan biri idi. Misirda
iiluhiyyetini i'lan etdi. Ben sizin giiclii tannnizim dedi. Allahii tea-
la, nasihat vermek icin, Musa aleyhisselami gonderdi. Buna inan-
madi. Allahii teala, onu Siiveys denizinde bogdu. Bunlar gibi, bu
diinyamn yaraticisma inanmayanlara (Dehri), ateist denir. [Her
asrda boyle ahmaklar gelmisdir. Mao gibi, Stalin gibi zalimler, mil-
yonlarca insam oldiirerek ve iskence yaparak ve din, islam adam-
larini ve kitablanm yok ederek, milletlerini sindirmisler, korkut-
muslardir. Her istediklerini zorla yapdirarak simarmislardir. ilaha,
ma'buda mahsus iistiinliiklere malik olduklarim sanmislar ve soy-
lemislerdir. islam kitablarmm yurdlarma sokulmasim, okunmasim
yasak etmisler, dinden, Allahii tealadan bahs edenleri oldiirmiis-
lerdir. Allahii tealamn kahrmdan, gadabmdan kurtulamayip yok
olmuslar. Tarihde gecen biitiin zalimler gibi, la'net ve nefret ile
amlmislardir. ihtilal ve hile yolu ile, ba'zi arab memleketlerinin ba-
sina gecen, zehrli propagandalarla beyinleri yikanmis, zalimler,
diktatorler de, o ateistleri taklid ediyor, islam diismanhgi yapiyor-
lar. Tarih kitablarmda okuduklan zalimlerin feci' akibetlerinden
ibret almiyorlar. Diinyada, ahiretde baslarma gelecek olan azabla-
n, felaketleri hie diisiinmiyorlar.]
Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" karsi da tekebbiir
edenler cok isitildi. Allahin gonderdigi Peygamber "aleyhissalatii
vesselam" bu mudur? dediler. Bu Kur'an, Mekke sehrinin ileri
gelenlerine indirilseydi iyi olurdu dediler. Tarih boyunca, islamin
biiyiiklerine karsi da, boyle tekebbiir edenler, alay edenler, hie
eksik olmadi. Bu tekebbiirler, aciz, za'if, elinden birsey gelmeyen,
hatta kendinden ve bedeninin yapismdan haberi olmiyan kulun,
kendi malikine, sahibine, kuvveti, giicii sonsuz olan Rabbine kar-
si bir savas idi. Vaktiyle ibhs de, boyle tekebbiir etdi. Meleklere,
Adem aleyhisselama karsi secde etmeleri emr olununca, topraga
karsi nicin secde edeyim? Ben ondan daha iistiiniim. Beni ates-
den, onu camurdan yaratdin diyerek, Rabbine karsi geldi. Ate-
sin alevini, latifligini ve lsik yaydigini goriince, onu sudan ve top-
rakdan iistiin sandi. Halbuki iistiinliik, kendini iistiin gormekde
degil, tevadu' gostermekdedir. Cennetde toprak vardir ve misk
gibi kokacakdir. Cennetde ates yokdur. Ates, Cehennemde azab
vasitasidir. Ates, harab etmege, toprak, bina yapmaga yarar.
Mahluklar toprak iistiinde yasamakdadir. Hazmeler, defineler
toprakda bulunur. Ka'be toprakdan yapilmisdir. Atesin lsigi ge-
celere son verir, gundiizii getirir ise de, toprakdan cicekler,
- 49 - Islam Ahlaki - F:4
meyveler hasil olmakdadir. Kainatm, varhklarin en tistiinii olan
Muhammed aleyhisselamin yeri toprakdir.
Hadis-i seriflerde, (Allahii teala buyuruyor ki, kibriya, iistiin-
liik ve azamet bana mahsusdur. Bu ikisinde bana ortak olani Ce-
henneme atarim, hie acimam) ve (Kalbinde zerre kadar kibr olan
Cennete girmeyecekdir) buyurdukda, giizel elbise giymegi ve te-
miz na'lin kullanmagi seven kimse, boyle midir? denildi. Ceva-
bmda, (Allahii teala cemildir. Cemal sahiblerini sever) buyurdu.
[Cirkin, igrenc olmamak icin, cirkinlikle meshur olmamak icin ya-
pilan temizlige, giizellige, cemal sahibi olmak denir. ihtiyac esya-
sim, hos ve sevimli goriinecek seklde kullanmak, cemal olur. Siis-
lenmek, giizel goriinerek, baskasma ustiinliik saglamak icin, be-
deninde, elbisesinde, esyasinda yapilan degisikliklere zinet denir.
Bedenini, sihhatini, serefini, degerini korumak icin ihtiyac olu-
nandan fazla seylerdir. Erkeklerin her yerde, kadinlarm ise, ya-
banci erkeklerin yamnda, zinet esyasi kullanmalan caiz degildir.]
Allahii tealamn her isi giizeldir. Ahlaki giizel olanlan sever. Bu
hadis-i serif, kibr sahiblerinin, diger giinah isliyenler gibi, azabsiz
hemen Cennete giremiyeceklerini bildirmekdedir. Cennete gir-
meyenlerin gidecekleri yer Cehennemdir. Cvmki, ahiretde bu iki-
sinden baska gidecek yer yokdur. Zerre kadar imam olan, Cehen-
nemde sonsuz kalmayacak, Cennete gidecekdir. Biiyiik giinah is-
leyip de tevbe etmeyen, sefa'ate, afva kavusmayan mii'min, Ce-
hennemde, giinahlarmm karsihgi olan azablan cekdikden sonra,
cikanlacak, Cennete sokulacakdir. Cennete giren, Cennetden hie
cikmayacakdir. Hadis-i serifde, (Kibri ve hiyaneti ve kul borcu
olmayan mii'min, hesabsiz Cennete girecekdir) ve (Kul hakki,
mii ' m i 11 i 11 aybi, kusurudur) buyuruldu. Nafaka icin odiinc almak
ve mah olunca, hemen odemek lazimdir. Yukardaki hadis-i se-
rifde, ihtiyac olmadan ahnan ve mah olunca odenmeyen ve ha-
ram yollarla ahnan bore ve zevcesine olan mehr borcu ve din
bilgisi ogretmek borcu bildirilmekdedir. Resulullah "sallallahii
teala aleyhi ve sellem" vefat edecegi zeman, (Ya All! Filan ye-
hudiye borcum vardir. Onu ode!) buyurdu. Yehudiden odiinc
arpa almisdi. Odenmesi icin vasiyyet buyurdu. Yehudi alimleri-
nin btiyiiklerinden iken, Resulullah ile "sallallahii aleyhi ve sel-
lem" bir kerre konusmakla, hak Peygamber oldugunu anlayarak
imana gelen Abdullah bin Selam "radiyallahii teala anh", sirtm-
da odun demeti tasiyordu. Bunu gorenler, o kadar cok malm, pa-
ran var iken, nicin bu zahmeti cekiyorsun dediklerinde, nefsimi
kibrden kurtarmak icin dedi. Zenginin, hammal ticreti verme-
mek icin, mahm kendi gotiirmesi, tezelliildiir, asagihkdir. Siinne-
-50-
te uymak ve nefsini kirmak icin goturmesi iyidir ve sevabdir. Ha-
dis-i serifde, (Allahii teala kiyamet giinii, iic kimse ile konusmiya-
cak, hepsine cok aci azab yapacakdir: Zina eden ihtiyar, yalan soy-
liyen hiikumet reisi ve kibrli olan fakir) buyuruldu. Omer "radi-
yallahii anh", Sama gelince, Ebu Ubeyde bin Cerrah "radiyallahii
teala anh", emrinde olanlarla birlikde karsiladi. Halife devesinden
indi. Yerine kolesini bindirdi. Ciinki, kolesi ile nevbet ile biniyor-
lardi. O saat, binme sirasi koleye gelmisdi. Kendisi yulan tutdu, su
kenarmdan gecerken mestlerini cikardi. Ayaklarmi suya sokdu.
Sam ordusunun kumandam olan Ebu Ubeyde "radiyallahii teala
anh", ya halife! Boyle ne yapiyorsun? Biitiin Samhlar, bilhassa
rumlar, muslimanlann halifesini gormek icin toplandilar. Sana ba-
kiyorlar. Bu yapdigim begenmiyecekler deyince, ya Eba Ubeyde!
Senin bu soziin, burada toplananlar icin cok zararhdir. isitenler
insanin serefini, vasitaya binerek gitmekde ve suslii elbise giymek-
de sanacaklar. Serefin, miisliman olmakda ve ibadet yapmakda ol-
dugunu anlamiyacaklar. Biz asagi, bayagi insanlardik. [Acem sah-
larmm elinde esir idik.] Allahii teala miisliman yapmakla bizleri
sereflendirdi. Allahii tealamn verdigi bu izzetden, bu serefden
baska seref ararsak, Allahii teala bizi yine zelil eder. Herseyden
asagi eder buyurdu. izzet, islamdadir. islamm ahkamma uyan,
aziz olur. Bu ahkami begenmeyip, izzeti, huzuru, se'adeti baska
seylerde arayan zelil olur dedi. islamin emrlerinden biri teva-
du'dur. Tevadu' gosteren aziz olur. Yiikselir. Tekebbiir eden zelil
olur.
Bir hadis-i serifde, (Kiyamet giinii, diinyadaki kibr sahibleri kii-
ciik karinca gibi zelil ve hakir olarak kabrden cikanlacakdir. Ka-
rinca gibi, fekat insan seklinde olacaklardir. Herkes bunlari hakir
goreceklerdir. Cehennemin en derin ve azabi en sitltletli olan Bo-
lis cukuruna sokulacaklardir. Buraya girenler kurtulmakdan
nie'yus olduklan icin Bolis denilmisdir. Ates icinde gayb olacaklar-
dir. Su istediklerinde kendilerine Cehennemdekilerin irinleri veri-
lecekdir) buyuruldu. Medine valisi olan Ebu Hiireyre "radiyallahii
teala anh", odun demeti tasiyordu. Muhammed bin Ziyad "rahi-
me-hullahii teala", bunu tamyarak, yamndakilere, yol verin, emir
geliyor dedi. Gencler valfnin boyle tevadu'una hayret etdiler. Ha-
dis-i serifde, (Onceki iimmetlerde kibr sahibi birisi, eteklerini yer-
de siiriiyerek yiiriirdii. Gayret-i ilahiyyeye dokunarak, yer bunu
yutdu) ve (Merkebe binmek, yiin elbise giymek ve koyunun siitii-
nii sagmak, kibrsizlik alametidir) buyuruldu.
Kibrin bashca yedi sebebi vardir: ilm, ya'ni din bilgileri, iba-
det, neseb, cemal, kuvvet, mal, mevki'. Bu sifatlar cahillerde bu-
-51-
lununca kibre sebeb olurlar.
Ilm kibre sebeb oldugu gibi, kibrin ilaci da ilmdir. Kibre sebeb
olan ilmin ilaci cok zordur. Cunki ilm, cok kiymetli bir seydir. Bu-
nun icin, ilm sahibi kendini iistiin ve serefli samr. Boyle kimsenin
ilmine cehl demek daha dogru olur. Hakiki ilm, insana aczini, ku-
surunu ve Rabbinin buyiiklugunu, iistunlugunii bildirir. Hahkina
karsi korkusunu ve mahluklara karsi tevadu'unu artdinr. Kul hak-
larina ehemmiyyet verir. Boyle ilmi ogretmek ve ogrenmek farz-
dir. Buna (ilin-i nafi') denir. ihlas ile ibadet etmege sebeb olur.
Kibre sebeb olan ilmin ilaci iki seyi bilmekle olur. Birincisi, ilmin
kiymetli, serefli olmasi, salih niyyete baghdir. Cehaletden ve nefsi-
nin hevasmdan kurtulmak icin ogrenmek lazimdir. imam olmak,
mufti olmak, din adami tamnmak icin ogrenmemek lazimdir. ikin-
cisi, ilmi ile amel etmek ve baskalarma ogretmek ve bunlan ihlas
ile yapmak lazimdir. Amel ve ihlas ile olmayan ilm zararhdir. Ha-
dis-i serifde, (Allah i^in olmayan ilmin sahibi Cehennemde atesler
iizerine oturtulacakdir) buyuruldu. Mai, mevki' ve sohret icin ilm
sahibi olmak boyledir. Dunyahk ele gecirmek icin ilm ogrenmek,
ya'ni dini diinyaya vesile etmek, altm kasikla necaset yimege ben-
zer. Dini diinya kazancma alet edenler, din hirsizlandir. Hadis-i se-
rifde, (Din bilgilerini diinyahk ele gecirmek icin edinenler, Cenne-
tin kokusunu duymayacaklardir) buyuruldu. Fen bilgilerini diinya
menfe'ati icin ogrenmek caizdir. Hatta lazimdir. Hadis-i serifde,
(Bu iimmetin alimleri iki diirlii olacakdir: Birincileri, ilmleri ile in-
sanlara faideli olacakdir. Onlardan bir karsilik beklemiyeceklerdir.
Boyle olan insana denizdeki bahklar ve yeryiiziindeki hayvanlar ve
havadaki kuslar diia edeceklerdir. ilmi baskalarma faideli olma-
yan, ilmini diinyahk ele gecirmek icin kullananlara kiyametde Ce-
hennem atesinden yular vurulacakdir) buyuruldu. Yerde ve gokde
bulunan mahluklarm hepsinin tesbih etdiklerini Kur'an-i kerim ha-
ber veriyor. (Alimler, Peygamberlerin varisleridir) hadis-i serifin-
deki alim, Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" yolunda
olan, Onun yoluna uyan din alimi demekdir. islamiyyete uyan
alim, etrafma ziya sacan lsik kaynagi gibidir. (Kiyamet giinii bir din
adami getirilip Cehenneme atihr. Cehennemdeki tamdiklari etra-
fma toplamp, sen diinyada Allahin emrlerini bildirirdin. Nicin bu
azaba diisdiin derler. Evet, giinahdir yapmayin derdim, kendim ya-
pardim. Yapiniz dediklerimi de yapmazdim. Bunun icin, cezasim
cekiyorum der) ve (Mi'rac gecesi goge gotiiriiliirken insanlar gor-
diim. Atesden makaslarla dudaklarim kesiyorlar. Bunlarm kim ol-
duklarim Cebrafle sordum. Ummetinin hatiblerinden, vaizlerinden,
-52-
kendilerinin yapmadiklarim yapiniz diyenlerdir dedi) ve (Cehen-
nem zebanfleri, giinah isliyen hafizlara, puta tapanlardan daha on-
ce azab yapacaklardir. Ciinki bilerek yapilan giinah, bilmiyerek ya-
pdandan daha kotiidiir) hadis-i serifleri meshurdur. Eshab-i kiram
cok alim olduklan icin kiiciik giinahlardan da, biiyiik giinahlar gi-
bi korkarlardi. Buradaki hafizlar, Tevrat hafizlan olsa gerekdir.
Ciinki giinah isleyen miislimanlara kafirlerden daha siddetli azab
yapilmayacakdir. Yahud, bu timmetden olup da, giinahlardan, ha-
ramlardan sakmmaga ehemmiyyet vermeyip, kafir olan hafizlar-
dir. Hadis-i serif de, (Alimler devlet adamlanna kansmadikca ve
diinyahk toplamak pesinde olmadikca, Peygamberlerin eminleri-
dir. Diinyahk toplamaga baslayinca ve hiikumet adamlarinin ara-
sina kansinca, bu emanete hiyanet etmi§ olurlar) buyuruldu. Ema-
netcinin kendisine birakilan mallan muhafaza etmekde emfn ol-
masi lazim geldigi gibi, din aliminin de, islam bilgilerini bozulmak-
dan muhafaza etmekde emfn olmasi lazimdir. Resulullah "sallalla-
hii aleyhi ve sellem", Ka'beyi tavaf ediyorken, hangi insan daha
kotiidiir? diye soruldu. (Kotii olani sorma! iyi olanlan sor. Alimle-
rin kotiisii, insanlann en kotiisiidiir) buyurdu. Ciinki alimler, bile-
rek giinah islemekdedir. Isa aleyhisselam, (Kotii alimler, su yolu-
nu kapayan kaya gibidir. Su, kayadan sizip gecemez. Akmasina da
mani' olur) dedi. Kotii din adami, kanalizasyona benzer. Goriiniis-
de, saglam, san'at eseridir. ici ise, pislik doludur. Hadis-i serifde,
(Kiyamet giinii azablarm en sidikllisi. ilmi kendisine faideli olini-
yan din adaminadir) buyuruldu. Bunun icin, miinafiklar, ya'ni
miisliman goriinen kafirler, Cehennemin dibine gideceklerdir.
Ciinki, bunlar isitdikleri, bildikleri halde, inad ederek, kafir olmus-
lardir. ilm sahibi, ya'ni din bilgilerini ogrenen kimse, ya sonsuz
se'adete kavusur, yahud nihayetsiz felakete ducar olur. Hadis-i se-
rifde, (Cehennemde azab cekenlerden ba'zdan, kotii kokular ya-
yar. Bu koku digerlerine atesden daha fazla azab verir. Sen ne gii-
nah isledin ki, boyle pis koku cikanyorsun denildikde, ben din ada-
mi itlim. Bildiklerimi yapmazdim der) buyuruldu. Ebiidderda "ra-
diyallahii teala anh" diyor ki, (ilmi ile amil olmiyan din adamma
alim denilmez.) iblis, biitiin dinleri biliyordu. Fekat ilmi ile amel
etmedi. C°lde kalan kimsenin yanmda on aded kilmc ve cesidli si-
lahlar bulunsa, bunlan kullanmasim iyi bilse ve cok cesur olsa,
kendisine hiicum eden arslana karsi kullanmadikca, bu silahlarm
faidesi olur mu? Elbette olmaz. Bunun gibi, din bilgilerinden yiiz-
bin mes'ele ogrense, bunlan kullanmadikca, faidelerini gormez.
Hasta olan kimse de, derdinin en faideli ilaci bulunsa, kullanmadik-
-53-
ca, faidesini gormez.
(Ahir zemanda ibadet edenlerin cogu din cahili olacakdir. Din
adamlarimn cogu da fasik olacakdir) hadis-i serifinde bildirilen
fasik din adamlan, diinyahk ele gecirmek icin, hiikumet adamlan
arasma kansacaklardir. Siifyan-i Sevri "rahime-hullahii teala" di-
yor ki, Cehennemde atesden bir vadi vardir. Bu vadide, hiikumet
adamlan arasma kansan riyakar hafizlar azab goreceklerdir. Yi-
ne Siifyan diyor ki, ilmde o kadar ilerledim ki, bir ayet-i kerime-
ye otuziic diirlii ma'na veriyordum. Sultamn ziyafetine gitdim.
Yidigim lokmalann te'siri ile bildiklerimin hepsini unutdum.
Muhammed bin Seleme "rahime-hullahii teala" diyor ki, diinya
menfe'ati icin hiikumet adamlarimn kapisinda bekliyen bir hafi-
zin hali, pislik iizerine konmus olan sinegin halinden daha kotii-
diir.
(Allahii tealamn ihsan etdigi ilmi, insanlara ogretmiyen kiinsc-
ye, kiyamet giinii atesden yular baglanacakdir) hadis-i serifi, yuka-
nda bildirilmisdi. ilmi, ehlinden saklayan din adamlan boyle ola-
cakdir. Nisa suresinin, (Mallarmizi sefihlere vermeyiniz!) mealin-
deki besinci ayet-i kerimesi, alcaklara, miinafiklara ilm ogretmeyi
men' etmekdedir.
(Islamiyyet her tarafa yaydacakdir. Hatta, islam tacirleri, tica-
ret icin biiyiik denizlerde serbest yolculuk yapacaklar ve gazilerin
atlari baska memleketlere yayilacaklardir. Sonra, hafizlar tiireye-
cek, benden daha iyi okuyan var mi? Benden daha cok bilen var
mi? diyeceklerdir. Cehennemin odunlari bunlardir) hadis-i serifin-
den anlasihyor ki, riya ile okumalan ve tekebbiir etmeleri kendile-
rini Cehenneme siiriikleyecekdir.
Hadis-i serifde, (Alim oldugunu soyliyen kimse, cahildir) bu-
yuruldu. Her sorulana cevab veren, her gordiigiinden ma'na ci-
karan ve her yerde bilgi satan kimse, cahilligini ortaya koyar. Bil-
miyorum, ogrenip de soylerim diyen kimsenin, derin alim oldugu
anlasihr. Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem", en krymetli
yer neresidir, denildikde, (Bilmiyorum, Rabbim bildirirse soyle-
rim) demisdir. Bunu Cebrail aleyhisselama sormus, ondan da, ay-
m cevabi almisdir. O da, Allahii tealaya sormus, (Mescidler)dir
cevabini almisdir. A'raf suresinin (Afv et ve ma'rufu emr et)
mealindeki yiizdoksansekizinci ayet-i kerimesi gelince, Cebrail
aleyhisselamdan bunu aciklamasini istemis, o da, Rabbimden og-
reneyim, diyerek gitmisdir. Tekrar geldiginde, Allahii teala,
(Senden uzaklasana yaklas! Senden esirgeyene ihsan et! Sana
zulm edenleri afv et!) emrini verdi dedi. Sa'bi "rahime-hullahii
teala", kendisine sorulanlardan birine bilmiyorum deyince, sen
-54-
Irak memleketinin miiftisisin. Bilmiyorum demek, sana yakisir mi?
dediklerinde, meleklerin iistiinleri bilmiyoruz dediler. Benim soy-
lememden ne cikar, buyurdu. imam-i Ebu Yusiif "rahime-hullahii
teala", bir sii'ale bilmiyorum deyince, hem Beyt-iil-maldan ma'as
aliyorsun, hem de cevab vermiyorsun, dediler. (Beyt-iil-maldan,
bildiklerim kadar iicret aliyorum. Bilmediklerim icin alsaydim,
Beyt-iil-malda bulunanlarm hepsi yetismezdi) dedi. Nefsine uyma-
yan cahil ile arkadashk etmek, nefsinin esiri olan din adami ile ar-
kadashk etmekden iyidir. Din adami oldugu icin tekebbiir etmek,
cahil olmamn alametidir. Ciinki, ilm, tevadu'a sebeb olur, kibrden
men' eder.
Tekebbiir etmek haramdir. Tekebbiir, Allahii tealamn bir sifa-
tidir. Kibr ve Kibriya sifati, ona mahsusdur. insan, nefsini ne kadar
asagilarsa, Allahii teala indinde kiymeti o kadar yiikselir. Kendine
kiymet verenin, Allahii teala katmda kiymeti olmaz. Kibrin zaran-
m bilmeyen kimse icin alim demek, yalan olur. insamn ilmi artdik-
ca, Allahii tealadan korkmasi artar. Giinah islemege cesaret ede-
mez. Bunun icin, Peygamberler "aleyhimiisselam", tevadu' sahibi
idiler. Allahii tealadan cok korkarlardi. Kendilerinde kibr ve ucb
gibi kotii huylar hie yokdu. Kiiciiklere, fasiklara ve facirlere karsi
da kibrli olmamahdir. Yalmz, tekebbiir sahibine karsi tekebbiir et-
mek lazimdir. Bir alim, cahili goriince, bu, bilmedigi icin giinah is-
liyor. Ben ise, bilerek isliyorum, demelidir. Bir alimi goriince, bu
benden daha cok biliyor ve ilminin hakkim veriyor. ihlas ile amel
yapiyor. Ben boyle degilim, demelidir. Kendinden daha yash bir
kimseyi goriince, bu benden daha cok ibadet etdi, demelidir.
Gencleri goriince, bunlann giinahi az, benim gunahlanm cok de-
melidir. Kendi yasmdakileri goriince, giinahlanmi biliyorum, onun
ne yapdigini bilmiyorum. Bilinen kotiiliikleri tahkir etmek lazim-
dir, demelidir. Bir bid'at sahibini veya kafiri goriince, insamn hali
son nefesde belli olur. Acaba benim halim ne olacak, demeli, bun-
lara da tekebbiir etmemelidir. Fekat, bunlan sevmemelidir. Hele,
ktifrii, bid'ati yaymaga ugrasan (Dinde Reformcular), Resululla-
hin "sallallahii aleyhi ve sellem" siinnetine diismandirlar. Siinnetin
nurlarim sondiirmege ve bid'ati, dalaleti yaymaga ve Ehl-i siinnet
alimlerini "rahime-htimullahii teala" kotiilemege ve ayet-i kerime-
lere ve hadis-i seriflere yanhs ma'nalar vererek, islamiyyeti icerden
yikmaga cahsmakdadirlar.
[Kitabevimizin biitiin yayinlan, Ehl-i siinnet alimlerinin "rahi-
me-hiimullahii teala" kitablarmdan terceme edilmisdir. Kendi
diisiincelerimiz degildir. Kitablanmizm hepsinde, Ehl-i siinnet
alimlerinin "rahime-humullahii teala" biiyiikluklerini, iistiinluk-
-55-
lerini genclere duyurmaga cahsiyoruz. Diinyada ve ahiretde
se'adete kavusmak icin, tek carenin, Ehl-i siinnet alimlerinin "ra-
hime-hiimullahu teala" kitablarmda gosterilen yol oldugunu bildi-
riyoruz. Bu se'adeti, kurtulus yolunu insanhga tamtmaga ugrasryo-
ruz. Buna karsihk, hicbir diinya menfe'ati diisiinmiyoruz. Kimse-
den birsey beklemiyoruz. Bid'at sahibleri, mezhebsizler, her cesid
islam diismanlan, kitablanmizm okunmasini, yayilmasmi istemiye-
bilir. Kitablanmiza karsi seytanca iftiralar yapabilirler. ilm sahibi
olmadiklan icin, ilmi bir kusur bulamiyorlar. Kitablardan para ka-
zamyor. Menfe'at saghyor da diyemezler. Bu kitablar bozukdur.
Bunlan okumayiniz diyenler oluyor. Neresi bozuk? Gosterin de-
nildikde, oyle isitdik, oyle imis diyorlar. Elhamdiilillah! Uyamk
gender, bu boluciilere aldanmiyor. Okuyanlar, hep artiyor.]
Bu yikicilan, boliiciileri de sevmemelidir. Fekat, insamn kendi
giinahlarini unutmamasi ve ezelde kendi hakkmda nasil takdir
olundugunu ve son nefesinin nasil olacagmi diisiinmesi lazimdir.
Ahiretde kimin kimden iistiin olacagi, diinyada kesin olarak bili-
nemez. Cok din adami, kafir olarak can vermisdir. Cok kafirlere de
iman ile can vermek nasib olmusdur. Simdi, kafire Cehennemlik,
kendine Cennetlik diyen kimse, gaybi bildigini iddia etmis olur. Bu
ise, kiifrdiir. Ciinki, Cennetlik ve Cehennemlik olmak son nefesde
belli olur. Son nefesin nasil olacagmi soylemek, gaybi bilmek olur.
Onun icin, kimseye tekebbiir etmek caiz degildir.
Siial: (Kafire ve bid'at sahibine nehy-i miinker yapmak, nasihat
vermek lazimdir. Kendini bunlardan asagi goren kimse, onlara na-
sil nasihat verebilir? Bundan baska, adet-i ilahiyye soyledir ki, in-
san nasil yasadi ise, oyle can verir. Bunun aksi olmus ise de, nadir-
dir. Hem de, Allahii teala, mii'minleri medh etmekde, imansizlar-
dan iistiin olduklanni bildirmekdedir) denirse, buna (cevab) ola-
rak deriz ki, onlari sevmemek lazim olmasi, Allahii teala (Sevme-
yiniz!) dedigi icindir. Onlardan daha iistiin oldugumuz icin degil-
dir. Sultan, kiiciik oglunu, hizmetcisi ile bir yere gonderirken, qo-
cuk kabahat yaparsa, danlmasini, hatta dovmesini emr eder. Bu
da, cocuk kabahat yapmca, onu dover. Fekat doverken, kendisinin
cocukdan daha kiymetli olmadigim bilmekdedir. Ona tekebbiir
edemez. Mu'minin kafiri sevmemesi, buna benzemekdedir. Allahii
teala mii'minlerin, kendilerinin degil, lmanlarmm iistiin oldugunu
bildirdi. Iman kimde bulunursa, o iistiin olur. Sonsuz iisttinliik, son
nefesde belli olur.
Ibadetin kiymetli olmasi da, sartlara baghdir. Miisliman, (ma-
la-ya'ni) ile, ya'ni faidesiz seyler ile vakt gecirmez. Hazret-i Ebu
Bekr buyurdu ki, biz, bir harama diismek korkusundan dolayi,
-56-
yetmis halali islemekden sakimrdik. Bunun icin, kimse ibadetine
giivenmemelidir. Cok ibadet yapdigi icin tekebbiir etmemelidir.
Ibadetin kabul olmasi icin, niyyetin halis olmasi, ya'ni yalmz Alla-
hii tealamn nzasi icin yapilmasi lazimdir. Bu ihlasi elde etmek ko-
lay degildir. Nefsi temizlemek takva ile olur. Takva, haramlardan
sakmmak demekdir. Nefsi temizlenmeyen kimsenin ibadetlerini
Mas ile yapmasi cok giicdiir.
Babalan ile, dedeleri ile oviinmek ve tekebbiir etmek, cahillik
ve ahmaklikdir. Kabil, Adem aleyhisselamm oglu idi. Ken'an,
(Nuh aleyhisselamm tic oglundan biridir. Diger ismi Yamdir. Kar-
desi Yafes din alimi idi. Bu ise kiifrden kurtulamadi.) Babasmm
Peygamber olmasi, bunu kiifrden kurtarmadi. insanin ovundiigii
dedeleri, bir avuc toprak oldu. Toprak ile oviinmek akla uygun
olur mu? Onlarm salih olmalari ile oviinmemeli. Onlar gibi salih
olmaga, onlarin yolunda bulunmaga calismahdir.
Kadmlarin cogu, giizellikleri ile tekebbiir eder. Halbuki gtizel-
lik, insanda kalici degildir, cabuk gider. insana miilk olmaz. Ariy-
yet olan seyle tekebbiir etmek, ahmaklikdir. Zahirin giizelligi, kal-
bin giizelligi ile, ya'ni iyi huyla birlikde olunca kiymetlidir. Kalbin
temizligi de, Resulullahm siinnetine uymakla belli olur. insanin
kalbine, ruhuna, ahlakina kiymet verilmezse, insanin hayvandan
farki olmaz. Hatta hayvanlardan asagi olur. Pislikle dolu, bozulan,
parcalanan bir makina olur. Her zeman beslenmesi, temizlenmesi,
ta'mir edilmesi lazim gelen harab bir makinaya benzer. Boyle kim-
seye tekebbiir etmek yakisir mi? Bunun ancak tevadu' gostermesi
lazim olur.
Gene ve kuvvetli olmakla tekebbiir etmek de, cahillikdir. Hay-
vanlarm mekanik ve his organlarmdaki kuvvetleri, insanlardan
katkat fazladir. Hayvanlarm insanlara tekebbiir etmesi lazim olur.
Hep kuvvetli kalacagim, hastahga, tehliikeye, kazaya yakalanmi-
yacagmi kim iddia edebilir? Gencliginden, guciinden, kuvvetin-
den, hatta hareketinden, solumasmdan aynlmayan kimse goriil-
miis miidiir? Boyle gecici olan, devami cok kisa olan ve hayvan-
larla ortaklasa bulunan seylerle tekebbiir etmek akla uygun olur
mu?
Mai ile, evlad ile, mevki' ile ve riitbe ile tekebbiir etmek, in-
sana hie yakismaz. Ciinki bunlar, kendinde bulunan iistiinliikler
degildir. Gelip gecen, kendinde kalmiyan, insandan cabuk ayn-
lan seylerdir. Bunlar ahlaksizlarda, kotii kimselerde de bulunur.
Hem de onlarda daha cokdur. Bunlar iistiinliik olsalardi, bunla-
ra kavusmayanlarm ve kavusup da aynlanlarm, cok asagi kimse-
ler olmalari lazim gelirdi. Mai, seref vesilesi olsaydi, hirsizlarm,
-57-
az zemanda bile olsa, serefli kimseler olmalan lazim gelirdi.
(Hikd) da, tekebbtire sebeb olmamalidir. Hikd, liigatda kin
tutmak, kin beslemek demekdir. Kalbinden diismanhk beslemek-
dir. Kendisi ile aym derecede olan veya daha iistiin olan kimseye
kizar. Birsey yapmak elinden gelmedigi icin, ona tekebbiir eder.
Tevadu' gosterilmesi lazim olan kimseye tevadu' edemez. Onun
hakh sozlerini, nasihatlerini kabul etmez. Herkese karsi ondan da-
ha iistiin oldugunu gostermek ister. Ona eziyyet verirse, ozr dile-
mez.
(Hased) de, tekebbiire sebeb olur. Onda bulunan ni'metlerin on-
dan ayrilarak kendisine gelmesini ister. Onun hakh olan sozlerini ve
nasihatlerini red eder. Ondan birsey sorup ogrenmek istemez. Ken-
dinden yiiksek oldugunu bildigi halde, ona tekebbiir eder.
(Riya) da, tekebbiir etmege sebeb olmakdadir. Riya ile, goste-
ris yaparak, tammadigi kimseye, baskalanmn yamnda tekebbiir
eder. Yalmz olduklan zeman etmez. Boyle kimselerin tekebbii-
riinden kurtulmak icin, alimlerin vekar sahibi olmalan, serefleri-
ne uygun elbise giymeleri lazimdir. Bunun icin, imam-i a'zam Ebu
Hanife "rahime-hullahii teala", sangimz biiyiik olsun ve ciibbeni-
zin kol agzi genis olsun, buyururdu. insanlara va'z ve nasihat ede-
cek kimselerin yeni, temiz elbise giyerek kendilerine cemal ver-
meleri ibadet olur. Hurmet edilmezlerse, sozleri dinlenmez. Ciin-
ki, cahiller, insamn zahirine bakar. ilminden, ahlakmdan anlamaz-
lar.
Cok kimse, kibrli oldugunun farkmda degildir. Bunun icin, kib-
rin alametlerini bilmek lazimdir. iceri girince, herkesin kendi icin
ayaga kalkmalanm sever. Kendisine hurmet edildigini anhyarak,
onlara nasihat vermek istiyen alimin, kendisi icin ayaga kalkildigi-
m arzu etmesi kibr olmaz. Kendi oturup, baskalanmn kendine kar-
si ayakda durmalanm istemek, tekebbiirdiir. Hazret-i All "radiyal-
lahii anh", buyurdu ki, (Cehennemlik bir kimse gormek isteyen,
kendi oturup baskalanm ayakda durduran kimseye baksm!) Es-
hab-i kiram "aleyhimtirndvan", Resulullahi "sallallahii aleyhi ve
sellem" her seyden cok severlerdi. Geldigi zeman ayaga kalkmaz-
lardi. Ciinki, ayaga kalkilmasim istemedigini bilirlerdi. Bununla
beraber, alimler gelince, ilmin serefini gostermek icin, ayaga
kalkmak lazimdir. Yahya bin Kattan "rahime-hullahii teala",
ikindi nemazim kildikdan sonra, cami'in minaresine dayanarak
oturmusdu. Yanina zemanm meshur alimlerinden birkaci geldi.
Iclerinde Ahmed bin Hanbel "rahime-hullahii teala" de vardi.
Hepsi, ayakda olarak hadis ilminden sordular. Yahya, her birinin
cevabim verdi. Hicbirine otur demedi. Hie biri de, oturmaga cesaret
-58-
edemedi. Konusmalan aksam nemazina kadar devam etdi. Gene
olan alim, yasli olan cahilin iist tarafina oturur. Talebe, hocasindan
evvel soze baslamaz. Hocasi yok iken, onun yerine oturmaz. Sokak-
da oniinde yiiriimez. Bir kimse, kendisi icin ayaga kalkilmasim se-
ver, fekat bu sevgiden kurtulmak isterse, sevgisi (Meyl-i tabPi), ya'ni
tabfat icabi olur. Yahud seytamn vesvesesinden olur. Her ikisi de,
giinah degildir. Elinde degildir, iradesinin dismdadirlar.
Yalmz olarak yiiriimeyip, arkasindan baskalannin da gelmesini
istemek, yahud kendisi hayvan iistiinde, talebelerinin yerde gitme-
lerini sevmek de kibr alametidir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve
sellem", Medmenin Bakf kabristanma gidiyordu. Birkac kisi go-
riip, arkasindan geldiler. Durarak one gecmelerini emr buyurdu.
Arkalanndan yurtidu. Sebebi soruldukda, (Ayak sesini isittlim.
Kalbime kibrden bir zerre gelmemesi i^in boyle yapdim) buyurdu.
Kendisine kibr gelmez. Eshabma ders vermek icin boyle yapdi.
Ebii'dderda "radiyallahii teala anh" diyor ki, kibrli kimsenin arka-
sinda yiiriiyenlerin sayisi artdikca, bunun Allahii tealadan uzaklas-
masi da artar.
Uzerinde hakki bulunanlan, ya'ni tanidiklanni ziyaret etme-
mek de kibr alametidir. Kendinden asagi olanlan ziyaret etmek te-
vadu' alametidir.
Yanina baskasimn oturmasim istememek ve hastalarla birlikte
oturmamak, evinin isini yapmamak, evine lazim olan seyleri satm
alip evine getirmemek ve kullamlmis elbisesini tekrar giymek iste-
memek, hep kibr alametidir. is basmda is elbisesi giymek isteme-
mek de, boyledir. Fakirlerin da'vetine gitmeyip, zenginlerin da've-
tine gitmek de tekebburdiir. Akrabasimn ve cocuklarmm muhtac
olduklari seyleri te'min etmemek ve dogru sozii kabul etmeyip
miinakasa etmek, kusurunu, kabahatini bildirenlere tesekkiir et-
memek, herkesin yanmda olursa riya olur. Hem yalmz iken, hem
de baskalannin yanmda yaparsa, kibr olur.
Tevadu' sahibi olabilmek icin, diinyaya nerden geldigini, ne-
reye gidecegini bilmek lazimdir. Hie yok idi. Once bir sey yapa-
miyan, hareket edemiyen bebek oldu. Simdi de, her an hasta ol-
mak, olmek korkusundadir. Nihayet olecek, ciiriiyecek ve toprak
olacakdir. Hayvanlara, boceklere gida olacakdir. i'dam odasma
sokulmus olup, i'dam olunacagi zemam bekleyen kimsenin, oliim
odasmda cekdigi sikintilar gibi diinya zindamnda, her an ne ze-
man azaba gotiirtilecegini beklemekdedir. Olecek, les olacak,
boceklere yem olacak, kabr azabi cekecek, sonra diriltilip kiya-
met sikintilanni cekecekdir. Cehennemde sonsuz yanmak korku-
su icinde yasiyan kimseye tekebbiir mii yakisir, tevadu' mu? in-
-59-
sanlarm yaraticisi, yetisdiricisi, her an tehliikelerden koruyucusu
olan ve kiyametde hesaba cekecek, sonsuz azab yapacak olan,
sonsuz kuvvet, kudret sahibi, benzeri, ortagi olmayan tek hakim
ve kadir olan Allahii teala, (Tekebbur edenleri sevmem, tevadu'
edenleri severim) buyuruyor. Aciz, elinden hicbir sey gelmiyen
zevalh insana bunlardan hangisini yapmak yakisir? Akh basmda
olan, kendini ve Rabbini taniyan kimse, hie tekebbur edebilir mi?
Insan, asagihgmi, acizligini, Rabbine karsi her an izhar etmek
mecburiyetindedir. Bunun icin, her an, her yerde aczini gosterme-
si, tevadu' iizere bulunmasi lazimdir. Ebu Siileyman Daram "rahi-
me-hullahti teala" diyor ki, (Biitiin insanlar, beni oldugumdan da-
ha asagilamak, hakaret etmek isteseler, bunu yapamazlar. Ciinki,
herkesin, hakaret derecelerinin en asagisi olarak diisiinebilecekle-
rinden daha asagi oldugumu biliyorum). insan, kendini herkes-
den, hatta iblisden, Fir'avndan daha asagi diisunebilir mi? Ciinki,
bu ikisi [ve Stalin, Mao ve comezleri gibi islam ve insanhk diisma-
m olan zalimler] kafirlerin en kotiileridir. Tannhk da'vasi eden,
diledigini yapmalan icin milyonlarca insam oldiiren ve iskence al-
tmda inletenlerin, kafirlerin en asagisi olduklan muhakkakdir. Al-
lahii teala, bunlara gadab etmis, kiifriin en kotiisiine dusiirmiis-
diir. Bana ise, merhamet etmis, iman ve hidayet ihsan etmisdir.
Dileseydi, bunun aksini yapardi. Elhamdulillah, yapmadi. Bunun-
la beraber, bu yasa gelinceye kadar, cok giinah isledim. Kimsenin
yapmadigi kotiiliikleri yapdim. Son nefesimin nasil olacagini da
bilmiyorum, diyerek tevadu' yapmasi lazim geldigini, kendi ken-
dine anlatmahdir.
Hadis-i seriflerde buyuruldu ki: (Allahii teala, tevadu' iizere ol-
magi bana emr eyledi. Hicbiriniz, hicbir kimseye tekebbur etmeyi-
niz!) Zimmi denilen gayr-i miislim vatandaslara ve izn ile [pasa-
port ile] gelmis olan yabanci tiiccarlara, ecnebi is adamlanna ve tu-
ristlere de, tekebbur etmemek lazim oldugu, bu hadis-i serifden
anlasilmakdadir. Her insana tevadu' yapmak lazim olunca, onlara
hiyanet yapmak, incitmek hie caiz degildir.
[Dar-iil-harbde bulunan kafirlerin mallanna, canlanna, lrzla-
nna, namuslanna saldirmak, orada da hirsizhk, capulculuk yap-
mak, can yakmak, kafirlerin de kanunlanna karsi koymak, ida-
recilerine hakaret etmek, huzursuzluk, kansikhk cikarmak, ver-
gi kacakcihgi yapmak, nakl vasitalarimn iicretlerini odememek
ve islamin serefine ve giizel ahlakina yakismayan herhangi bir
cirkin hareketde bulunmak caiz olmadigi, bu hadis-i serifden ve
yukarda yazih aciklamasindan da anlasilmakdadir. Kafir memle-
ketlerindeki hiristiyan kanunlanna karsi gelmemek, onlan iiliil-
-60-
emr olarak tammak demek degildir. Allahu tealaya isyana sebeb
olacak emrlere karsi gelinmez. Uliil-emrin de, kafirlerin de, boyle
emrlerine karsi isyan edilmez. Hiikumete, kanunlara karsi gelmek,
nerde olursa olsun, fitne cikmasma sebeb olur. Fitneye sebeb ol-
mak haramdir. Fikh kitablarmda, ikrah kismmda ve Muhammed
Ma'sum "rahmetullahi aleyh"in uciincii cild, 55. ci mektubunda,
bunun aciklamasi mevcuddur. Bir kimse, islam memleketinde ve-
ya Dar-iil-harbde, ya'ni kafir memleketinde, Peygamberimizin
"sallallahii aleyhi ve sellem" bu emrine uymiyarak, kafirlere karsi
da edebsizlik, taskmhk yaparsa, onlarm idarelerine karsi gelerek
sue islerse, giinah islemis olacagi gibi, islamiyyeti ve muslimanlan
biitiin diinyaya karsi barbar olarak tamtmis olur. Islamiyyete bii-
yiik hiyanet yapmis olur.
Cihad, (Emr-i ma'ruf ve nehy-i anil-miinker) demekdir. Bu ci-
had ikiye aynlir: Birincisi, kafirlere islamiyyeti tamtmak, onlan
kiifr felaketinden kurtarmak demekdir. ikincisi, miislimanlara
ilm-i hallerini ogretmek, onlarin haram islemelerine mani' olmak-
dir. Bunlarm her ikisi de, iic diirlii yapilir. Birincisi, beden ile yap-
makdir. Beden ile ya'ni her diirlii harb vasitalan ile cihad yapmak,
islamiyyetden haberleri olmayarak, baskalarmdan gormekle veya
zalimlerin, somuruciilerin baskilan ve iskenceleri ve aldatmalan
ile kiifre siiriiklenmis olan zevalhlara islamiyyeti bildirmege engel
olan diktatorlere, emperyalist giiclere karsi olur. En modern harb
vasitalan ile doviiserek, bu zalim diktatorlerin, emperyalistlerin
giicleri, kuvvetleri yok edilerek, bunlarm penceleri, baskilan altm-
da inleyen zevalh milletler esaretden, kolelikden kurtanhr. Bun-
lara islamiyyet ogretilerek, seve seve mtisliman olmalan teklif olu-
nur. Kabul etmezlerse, miislimanlarla birlikde islam dininin adil,
hiirriyyetci ve esitlik emr eden emrleri altinda, miislimanlarla ay-
m haklara malik olarak ve kendi dinlerinin icablarini ve ibadetle-
rini serbestce yapmak suretiyle yasamalarma izn verilir. Bu silah-
h cihadi, muharebeyi yalmz devlet yapar. Ya'ni devletin ordusu,
savunma kuvvetleri yapar. Devletin emri, bilgisi, izni olmadan
hicbir muslimamn kafirlere saldirmasi, eskiyahk yapmasi caiz de-
gildir. Devletin sulh yapdigi kafirlerden birini oldiiren miislimam,
islam dini en agir cezaya carpdirmakdadir. Goriiliiyor ki, islam
dininde, cihad demek, memleketleri yikmak, insanlan oldiir-
mek demek degildir. insanlara islamiyyeti tamtarak, kendilikle-
rinden seve seve miisliman olmalarma cahsmak demekdir. Pey-
gamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" ve Eshab-i kiram "radi-
yallahii teala anhiim ecma'in" ve hakiki miisliman olan islam dev-
letleri, mesela Osmanhlar, hep boyle cihad etdiler. Giicsiiz, sa-
-61-
vunmasiz insanlara saldirmadilar. Bu insanlara islamiyyetin ulasdi-
nlmasina, tamtilmasma mani' olan, islam diismam, kafir diktator-
lerle, emperyalistlerle ve miisliman ismini tasryan bid'at sahibi bo-
liiciilerle harb ederek, bunlann somuriicii, ezici giiclerini yok etdi-
ler. Bu iskence giiclerinin altmda inleyen insanlari kurtararak hiir-
riyyete kavusdurdular. Onlara islamiyyeti ogretip, kendiliklerinden
seve seve hakikf miisliman olmalarma, ebedi se'adete kavusmalan-
na sebeb oldular.
Islam devletinin, islam ordusunun, ikinci vazifesi miislimanlan
ve islam dmini yok etmek icin, islam memleketlerine saldiran ka-
firlere ve sapik inanch boliiciilere karsi cihad ederek, miislimanla-
n ve islam dmini korumakdir. Allahii teala, Enfal suresinde, islam
devletinin, kafir memleketlerinde yapilan harb silahlanm arasdi-
rip, ogrenip, bunlann hepsini, sulh zemanmda yapmalanm emr
ediyor. Bunlan yapmiyan bir hiikumet, islamiyyete uymamis olur.
Diismanlarm hiicumlarma cevab veremeyip, binlerce miislimamn
sehid olmasma ve islamiyyetin za'iflemesine sebeb olur.
Islam cihadmin ikinci sekli, her durlii nesr vasitasi ile islamiy-
yeti insanlara yaymak, duyurmakdir. Bu cihadi, islam alimleri ya-
par ve islam devletinin yardimi ve kontrolii ile yapihr. Asrimizda
islam diismam olan kafirler, misyonerler, masonlar, komiinistler
ve mezhebsizler, her diirlii nesr organlan ile islamiyyete saldin-
yorlar. Yalanlarla, iftiralarla insanlari, hatta cahil miislimanlan al-
datarak, islam dmini yok etmege cahsiyorlar. Simdi, hiristiyanla-
nn, onbir siial uydurarak, biitiin islam memleketlerine gotiirdiik-
lerini 1992 senesinde haber aldik. Bengladesdeki islam alimleri,
bunlara cevab yazarak, papazlan rezil etmislerdir. istanbuldaki
(Hakikat Kitabevi), bu cevablan, (El-Ekazib-iil-cedide-tul-hiristi-
yaniyye) ismi altmda, (Essirat-ul-miistekim) kitabma ilave ede-
rek, biitiin diinyaya gondermekdedir. (Kadiyam), ya'ni ahmediler
ve (Behailer) ve (Mevdudiciler) ve (Teblig-i cema'atcilar) ve (Se-
leficiler), (Mezhebsizler) ve (Vehhabiler), Kur'an-i kerimden ve
hadis-i seriflerden yanhs ve bozuk ma'nalar cikararak, islamm
dogru yolundan aynhyorlar. Bu sapiklann taskmhk yapanlan ka-
fir [Allaha diisman] oluyorlar. Bunlann hepsi basm yolu ile, kitab-
lar, mecmu'alar, risaleler cikararak ve radyolarla bozuk inamsla-
nm yayiyorlar. Bunu yapmak icin milyonlar sarf ediyorlar. Bir
yandan, (Ehl-i siinnet) veya (Siinni) denilen hakikf miislimanlan
aldatarak islamiyyeti icerden yikiyorlar. Diger tarafdan da, islamiy-
yeti biitiin diinyaya yanhs olarak tamtiyorlar. Miisliman olmak is-
teyen yabancilar, bu cesidli propagandalar karsismda ne yapacak-
lanni sasmyorlar. Ya, miisliman olmakdan vazgeciyorlar, yahud
-62-
yanhs, bozuk bir yola girerek, miisliman olduklanni samyorlar.
islamm ic ve dis diismanlanmn yikici, aldatici propagandalan-
na karsi Ehl-i siinnet alimlerinin, hakiki miislimanhgi ya'ni Mu-
hammed aleyhisselamin ve Eshab-i kiramm "radiyallahii teala an-
hiim ecma'in" yolunu, nesr vasitalan ile biitiin diinyaya yaymalan,
gunumiiziin en kiymetli cihadidir.
Cihadm iiciincii kismi, diia ile yapilan cihaddir. Biitiin miisli-
manlann bu cihadi yapmalan farz-i ayndir. Bu cihadi yapmamak,
biiyiik giinah olur. Bu cihadi yapmak, cihadm birinci ve ikinci
kismlarim yapanlara diia etmekle olur. Lesker-i gaza, lesker-i diia-
nm yardimma muhtacdir. ihlas ile yapilan diia muhakkak kabul
olur.
Cihadm yukarda yazih tic kismini da, Allahii tealamn yardimi-
na giivenerek ve dinine uyarak yapanlara, Allahii teala muhakkak
yardim eder. Cihada hazirlanmayip, lazim olan en yeni silahlan,
kuvvetleri onceden te'mm etmeyip, cahsmadan, birbirimizle sevis-
meden, oturdugumuz yerde yapilan diialan Allahii teala kabul et-
mez. Diiamn kabul olmasi icin, once sebeblerine yapismak lazim-
dir. Tevekkiil de boyledir. Cihadda muvaffak olmak icin, islamiy-
yete uymak lazim oldugunu bildirdik. islamiyyet, cihada onceden
hazirlanmagi emr ediyor. Cihadm birinci kismini yapabilmek icin,
en modern harb vasitalarmm her cesidini onceden hazirlamak ve
bunlarm kullamlmasim ogrenmek ve kumandana, hiikumete tabi'
olmak, bolticiiliik yapmamak lazimdir. Kuvvet komutanhklarmm
vakflarma her miislimamn elinden geldigi kadar cok para hediyye
etmeleri lazimdir. Cihadm ikinci kismini yapan Ehl-i siinnet alim-
lerine ve bunlan besleyen vakflara, kuruluslara da yardim etmek,
mal ile cihad etmek olur. Beden ile ve mal ile, para ile cihad eden-
lere, Allahii teala kiyametde Cenneti va'd ediyor. Ah Muhammed
Belhi, h.1411 baskih, farisi (Miiftiy-yi miicahid) kitabmda cihadi
uzun anlatmakdadir.]
Hadis-i serifde, (Ni'mete kavu$mu$ olanlardan, tevadu' goste-
renlere ve kendilerini kusurlu bilenlere ve halaldan kazanip, hayr-
h yerde sarf edenlere ve fikh bilgileri ile hikmeti ya'ni tesavvufu
birle^direnlere ve halala haraina dikkat edenlere ve fakfrlere mer-
hamet edenlere ve i$lerini Allah nzasi icin yapanlara ve huyu gii-
zel olanlara ve kimseye kotiiliik yapmayanlara ve ilini ile amel
edenlere ve mahnin fazlasini dagitip, lafinin iazlasini saklayanlara
miijdeler olsun) buyuruldu.
Alay etmek icin ve miinafikhk yaparak, riya yaparak, mala,
mevki'e kavusmak icin yahud korkdugu icin yapilan tevadu' da,
kotii huydur. Bu kotii huydan kurtulmak icin, buna sebeb olan ko-
-63-
tiiliiklerden kurtulmak lazimdir. Boyle kotii sebeblerden kurtulan
kimsenin tevadu'u, giizel huy olur.
ILMIN VE ALiMLERIN KIYMETI
Farisi (RiYAD-UN-NASIHIN) 356.ci sahifesinden bashyarak
diyor ki m :
(Mirsad-iil-ibad minel-mebde-i ilel-me'ad) [ 2] de yazih hadis-i se-
rif de, (Alimler arasinda kiymet bulmak kin ve cahiller ile miicade-
le icin ve heryerde meshur olmak icin din bilgisi ogrenen ilm ada-
mi, Cennetin kokusunu bile duymayacakdir) buyuruldu. Bu hadis-i
serifden anlasihyor ki, mal toplamak ve bir mevki' elde etmek ve
hayvani arzularma kavusmak icin ilm ogrenen ve ilmi ile amel et-
meyen kimse, islam alimi degildir. Diger bir hadis-i serifde, (Diin-
yahk ele gecirmek icin, ilm ogrenen, diinyada mal ve mevki' elde
eder. Ahiretdeki kazanci ancak Cehennem atesi olur). Boyle ilmin
faidesi yokdur. Boyle ilmden kacmak lazimdir. Nitekim hadis-i se-
rifde, (Ya Rabbi! Beni faidesiz ilmden koru!) buyuruldu. Bir miis-
limamn ogrenmesi lazim olan bilgilere (islam ilmleri) denir. islam
ilmleri iki nev'dir. (Din bilgileri) ve (Fen bilgileri). Dinde reform-
cular, din bilgilerine (Skolastik bilgiler), fen bilgilerine (Rasyonel
bilgiler) diyorlar. Faidesiz ilm iki durliidiir: Birincisi, yukanda bil-
dirilen Cehennemlik olanlarm ogrendikleri din bilgileridir. ikincisi,
din bilgileri ile birlikde olmiyan fen bilgileridir. [Eski Romalilarm
yehudilere yapdiklan arslanlar mezalimi ve orta cagda hiristiyanla-
nn Filistinde miislimanlara yapdiklan korkunc saldinlar ve Hitlerin
Avrupadaki ve Rus, Cin komiinistlerinin Asyada milyonlarca insa-
nm canlanna kiydiklan niikleer silahlan ve ingilizlerin, milletleri al-
datarak, kardesi kardese bogdurduklan saldinlar, hep bu fen bilgi-
leri ile yapildi.] Allahii teala, fen bilgilerinde ilerlemis olan bu ca-
navar insan diismanlanm eseklere benzetmekde, (Tevrati [ve inci-
li] yiiklenmis esek gibidirler) demekdedir. islam ahlakmdan haber-
leri olmiyan bu zalim fen adamlan, Hak yolunda degildir. Hak tea-
la bunlardan razi degildir. [(Kiinuz-iid-dekaik)daki hadis-i serifde
(En iyiniz, Kur'ani ogrenen ve ogretendir) buyuruldu.] (Miskat)
kitabmda diyor ki, (Her miisliman erkegin ve kadinin, islam bil-
[1] (Riyad-un-nasihin) farisi kitabmi Muhammed Rebhami 835 h.de yaz-
misdir. 1313 de Bombayda basilmis, 1994 de Hakikat Kitabevi tarafm-
dan ikinci baskisi yapilmisdir.
[2] (Mirsad-ul-ibad) miiellifi Necmiiddm Ebu Bekr Razi, 654 de vefat et-
misdir.
-64-
gilerini ogrenmeleri farzdir) hadis-i serifi, Allahii tealamn rrzasina
uygun ilmleri ogrenmegi emr etmekdedir. Uygun olmiyan kimse-
lere ilm ogretmek, domuzlara altm ve inci tasma takmak gibidir.
[Tiirkiye gazetesi 12 Haziran 1995 tarihli takvim yapragmda yazili
olan hadis-i serif de, (Kryamete yakin hakiki din bilgileri azahr. Ca-
hil din adamlan, kendi goriisleri ile fetva vererek, insanlan dogru
yoldan sapdinrlar) buyuruldu.] Bir hadis-i serifde buyuruldu ki,
(Bir zcman gelir ki, insanlar din adannndan, sokakda rastladiklari
esek oliisiinden kacar gibi kacarlar). Bu hal, insanlann hallerinin
bozuk, pis olacaklarini haber vermekdedir. Cunki, ilme Allahii
teala kiymet vermekdedir. Fekat diinyaya tapman ahmaklar, co-
cuk iken ana-baba terbiyesi almamis, mektebe gitmemis, biiytik
yasmda iken de, hakiki din aliminin sohbetinde bulunmakla veya
bunlarm kitablarmi okumakla sereflenememislerdir. Dinlerinin
noksan olmasi tehliikesinden korkmazlar ve hakiki din alimlerinin
kitablanndan okuyup ogrenmezler. Bunlarm tek diisiinceleri, pa-
ra, mal toplamak ve mevki' elde etmekdir. Halalden mi, haramdan
mi geldigini hie ayird etmezler. Hakki batildan ayirmazlar. ilmin
ve hakiki din alimlerinin kiymetini bilmezler. Hakiki din adamla-
nnm va'zlan, kitablan, bunlarm nazarinda, hayvan pazarmda gii-
zel kokular satan attar ve korlere ayna satan kimse gibidir. Ebu
Leheb gibi kimseye (Tana) suresini okumak ve sokak serserisinin
cebine inci, mercan doldurmak ve bir kore siirme hediyye etmek,
aklh kimsenin yapacagi sey degildir. Allahii teala, boyle bos kafah
kimseye (Bunlar hayvan gibidir, hatta daha a^agidirlar) buyurdu.
Enes bin Malikin haber verdigi hadis-i serifde, (Alime haksiz ola-
rak hakaret eden kimseyi, Allahii teala, biitiin insanlar arasinda
hakir, rezil eder. Alime hurmet eden kimseyi, Allahii teala, Pey-
gamberler gibi aziz eder, sereflendirir) buyuruldu. Bir hadis-i serif-
de, (Bir kimse, alimin sesinden yiiksek sesle konusursa, Allahii
teala, onu diinyada ve ahiretde hakir eder. Eger pisman olur, tev-
be ederse afv olur.) Goriiluyor ki, hakiki alimlere hurmet etmek
lazimdir. Si'r:
Bir damla sudan yaratildm unutma!
Salun kendini alimlerle bir tutma!
Bak, ne buyurdu Mustafa:
(Alime yapilan hurmet, hurmet etmek olur banal)
Iyi bil ki, insam dalaletden, kotii yoldan ilm ve alimler kurta-
nr. Rehber olmadan dogru yola kavusulamaz. Bunun icin, Ehl-i
siinnet alimlerini ve bunlarm yazdigi dogru din kitablarmi arayip,
bulmak lazimdir. Yiice Peygamber Musa aleyhisselam, ilmin en
yiiksek derecesinde oldugu ve Allahii teala ile konusmak serefi-
- 65 - Islam Ahlaki - F:5
ne kavusdugu ve Allahii tealamn muhabbet serbetinden icdigi hal-
de, ilm edinmek icin, Hizir aleyhisselamin talebesi olan Yusa' aley-
hisselama geldigi, (Kehf) suresinde bildirilmekdedir. Musa aley-
hisselam mantik ilminin iistadi iken, Hizir aleyhisselamdan ilm og-
renmege geldi. Buhari tefsfri, bunu uzun anlatmakdadir. O halde,
ey kardesim! Kiymetli omriinli ilmden ve alimden daha kiymetli
olan birsey buldun da, ona mi sarf ediyorsun? Bilmiyormusun ki,
dfnimiz ilme kiymet vermegi ve alimlere hurmet etmegi ve Allah
yolunda olanlarla beraber bulunmagi emr etmekdedir. Bunun icin,
kiymetli omriinii faidesiz seylerle gecirme! Hadis-i serifde, (Dogru
ilm sahibi olan ve ilmi ile amel eden bir alim ile Peygamberler ara-
sinda bir derece fark vardir. Bu bir derece, peygamberlik makami-
dir) buyuruldu. Bu se'adete kavusmak icin, ilm ogrenmege calis-
mak lazimdir. Si'r:
Ey ilm ogrenmekde olan mes'ud kimse!
Omrunun bir dakikasmi bos gefirme!
Bu lmsilmtmun kiymetini bil!
Pisman oiur kiymet biimiyen kimse!
Hikaye: imam-i Ebu Yusiif Kadinm onbes yasmda oglu vardi.
Oglunu cok seviyordu. Ansizm vefat etdi. Talebesine (Defn isini
size birakdim. Ben ustadimin dersine gidiyorum. Bugiinki dersi ka-
cirmiyayim) dedi. imami vefatmdan sonra rii'yada gordiiler. Cen-
netde, biiyiik bir koskiin karsismda duruyordu. Koskiin yiiksekligi
Arsa varmisdi. Bu kosk kimindir denildikde, benimdir buyurdu.
Buna nasil kavusdun denilince, (ilme ve ilm ogrenmege ve ogret-
mege olan muhabbetim ile) buyurdu. Ey kardesim! Diinyada ve
ahiretde aziz olmak icin, ilm ogren! Si'r:
Hep neseli oimak icin,
her yerde hurmet buimak icin,
Urn sahibi olmaga cahs,
ilm tacmi tasimaga ahsl
Hikaye: Bu fakirin hocasmm cocuklarmm en buyiigii takva sa-
hibi idi ve cok alim idi. m Vefat ederken, babasi yasdigi basmda idi.
Vefat edince, iistiinii ortdti. Medreseye gelip, bir ciiz hadis dersi
verdi. Sonra medreseden cikip defn isine basladi. Daglardan,
her yerden gelen bir ses, (Oglumun eceli geldi. Vefat etdi. Bu is,
[1] (Riyad-un-nasihfn) kitabmm milellffi, Mevlana Muhammed Rebha-
midir. Bunun iistadi Allame Muhammed Celal Kayini Siimme Hire-
vidir.
-66-
Allahii tealamn rrzasi ile oldugu icin, ben de razi oldum. Baska bir
care bilmiyorum. Allahii tealamn kazasi ve emri boyle oldu) diyor-
du. Hassan bin Atiyyenin "radiyallahii anh" rivayet etdigi hadis-i
serifde, (Alimin oliimiine iiziilmiyen, miinaiikdir. insanlar icin, bir
alimin oliimiinden daha biiyiik miisibct yokdur. Bir alim oliince,
gokler ve goklerde olanlar, yetmi$ giin aglar) buyuruldu. Hakiki
alim vefat edince dinde bir yara acilir ki, kiyamete kadar kapan-
maz. Diger bir hadis-i serifde, (Bir insan, ya alimdir, yahud ilm 6g-
renmekde olan talebedir. Yahud bunlari sevmekdedir. Bu iiciin-
den baskalari ahirlarda ucan sinekler gibidir) buyuruldu. Bu dor-
diincii dereceden olmamaga cahsiniz! Si'r:
Imam Cehennemden kurtaran ilmdir.
Kimsenin senden alamiyacagi mal ilmdir.
ilmden baska birsey isteme ki,
diinyada ve ahiretde maksada kavusduran ilmdir!
Beldeci fetvalarmda diyor ki, imam-i Sadr-iis-sehid [11 diyor ki,
(Hakiki alim ile alay edenin zevcesi bo$ olur). Bir alime ahmak, ca-
hil, domuz, esek diyen ta'zir olunur. Hakaret ederek soylerse, ka-
fir olur, zevcesi bos olur. imam-i Muhammed buyuruyor ki, kiifre
sebeb olan her kelimeyi soylemek de boyledir. lime ve alimlere ha-
karet eden kafir olur. Allahii teala hepimize faideli ilm nasib eyle-
sin. Faidesi olmiyandan muhafaza eylesin. Faidesi olan ilm, Resu-
lullahdan gelen ilmdir. Bu ilmler, Ehl-i siinnet alimlerinin kitabla-
nnda yazihdir.
TEZELLUL
13 - Tevadu'un asm mikdarma (Tezelliil), bayagihk, kendini
asagi tutmak denir. Tezelliil haramdir. Baska haramlarda oldugu
gibi, bu da zaruret ile caiz olur. Dinini, canini, mahm, lrzim koru-
mak, zalimden kurtulmak, (Zaruret)dir. Mesakkat, harac bulu-
nunca, kolayhk aramak, caiz olur.
Tezelliil, kotii huylardan biridir. Bir alimin yanma bir kundu-
raci geldigi zeman, alimin ayaga kalkip, yerine bunu oturtmasi ve
gidecegi zeman kapiya kadar yamnda yiiriimesi ve kunduralanm
oniine koymasi tezelliile bir misaldir. Yalmz ayaga kalkip otur-
saydi, ona yer gosterseydi ve isini, halini ve nicin geldigini sorsay-
di ve siiallerine giiler yiizle cevab verseydi ve da'vetini kabul et-
seydi ve sikintisim giderecek sey yapsaydi, tevadu' gostermis
olurdu. Hadis-i serifde, (Din kardesini sikintidan kurtarana [na-
[1] Sadr-iis-sehid Hiisameddin Omer, 536 da Semerkandda sehid oldu.
-67-
file] hac ve umre sevabi verilir) buyuruldu. Hazret-i Hasen "radi-
yallahii teala anh", Sabit Benaniye "rahime-hullahti teala" bir ha-
cetini yapmasmi diledi. Cami'de i'tikaf ediyorum, baska zeman
yaparim deyince, din kardesinin ihtiyacim gidermek icin gitme-
nin, [nafile] hac sevabindan daha hayrli oldugunu bilmiyor mu-
sun dedi. Mevki' sahiblerinin, muhtac olanlara ve hocalann tale-
belerine, makamlan ile ve mallan ile yardim etmelerinin cok se-
vab olmasi, bu hadis-i serife dayanmakdadir. Nafakasi, ya'ni bir
giinliik yiyecegi, icecegi olan kimsenin dilenmesi, tezellul olur,
haram olur. Bunun, bir giinliik nafakasi olmayan, baska bir kim-
se icin veya borclu icin yardim toplamasi tezellul olmaz. Fazla he-
diyye almak icin, az bir seyi hediyye vermek de, tezellul olur.
Ayet-i kerime boyle hediyye vermeyi men' etmekdedir. Alman
hediyyenin karsihgmi bundan fazla vermek efdaldir. Fekat fazla
karsihk icin hediyye vermek caiz degildir. Da'vet olunmadan zi-
yafete gitmek de tezelliildiir. Hadis-i serifde, (Da'vet edilen yere
gitmemek gunahdir. Da'vet olunmadigi yere gitmek lin si/hk et-
mek olur) buyuruldu. Nikah sahibinin da'vet etdigi yerde haram
seyler yoksa, bu da'vete gitmek vacib olur. Baska da'vetlere git-
mek siinnetdir. Riya ve iftihar icin ya'ni gosteris ve oviinmek icin
yapilan da'vetlere gitmek caiz degildir. Bir menfe'ate kavusmak
diisuncesiyle, devlet adamlan ile, hakimlerle, zenginlerle arka-
dashk yapmak tezellul olur. Zaruretin miistesna oldugu yukanda
bildirilmisdi. Boyle kimselerle karsilasmca ve bunlara selam ve-
rirken egilmek ve secde etmek de tezelliildiir. Biiyiik gunahdir.
Ibadet icin egilmek kiifr olur. Yehudilerin selam vermelerine
benzemek olur. [Fakir, muhtac demekdir. islamiyyetde, havayic-
i asliyyesinden ma'ada, kurban nisabi mikdan mah olmiyana (Fa-
kir) denir. Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" Allahii
tealadan istedigi ve oviindiigu fakirlik, her zeman, her isde, Alla-
hii tealaya muhtac oldugunu bilmekdir. Abdullah Dehlevi "rahi-
me-hullahii teala", (Diirr-iil-me'arif) kitabinda buyuruyor ki,
(Tesavvufda fakir, muradi olmiyan, ya'ni Allahii tealamn nzasin-
dan baska dilegi olmiyan demekdir). Boyle olan kimse nafaka
olmayinca, sabr ve kana'at eder. Allahii tealamn fi'linden ve ira-
desinden razi olur. Allahii teala emr etdigi icin nzk kazanmaga
cahsir. Cahsirken, ibadetlerini terk etmez ve haram islemez. Ka-
zamrken de, kazandigim sarf ederken de, islamiyyete uyar. Boy-
le kimseye zenginlik de, fakirlik de faideli olur. Diinya ve ahiret
se'adetine kavusmasina sebeb olur. Fekat, nefsine uyarak, sabr
ve kana'at etmiyen kimse, Allahii tealamn kaza ve kaderine ra-
zi olmaz. Fakir olunca, az verdin diye, i'tiraz eder. Zengin olur-
-68-
sa, doymaz, daha ister. Kazandigmi haramlara sarf eder. Zenginli-
gi de, fakirligi de, diinyada ve ahiretde felaketine sebeb olur.]
Her san'ati ve ticareti yapmak, ma'as, iicret karsihgmda mubah
olan isleri yapmak, mesela cobanlik, bagcevanhk yapmak, insaat-
da ve hafriyatda calismak ve sirtinda yiik tasimak tezelliil degildir.
Peygamberler "aleyhimussalevatii vetteslimat" ve Veliler "rahi-
me-hiimullahii teala" bunlan yapmislardir. Kendinin ve coluk co-
cugunun nafakasim te'min icin calismak farzdir. Baskalanna yar-
dim icin her diirlii kazanc yolunda calisarak daha fazla kazanmak
mubahdir. idris aleyhisselam terzilik yapardi. Daviid aleyhisselam
demircilik yapardi. Ibrahim aleyhisselam zira'at ve kumas ticareti
yapardi. ilk olarak kumas dokuyan Adem aleyhisselamdir. [Din
dtismanlan, ilk insanlann ot ile orttinduklerini, magaradayasadik-
lanni yaziyorlar. Bu yazilannin hicbir vesikasi yokdur.] Isa aley-
hisselam kunduracihk yapardi. Nuh aleyhisselam marangozluk,
Salih aleyhisselam cantacihk yapardi. Peygamberlerin cogu "aley-
himiissalevatu vetteslimat" cobanlik yapmisdir. Hadis-i serifde,
(Evinin ihtiyaclarim ahp getirmek kibrsizlik alametidir) buyurul-
du. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" mal satmis ve sa-
tin almisdir. Satm almasi daha cok olmusdur. Ucret ile cahsmis ve
cahsdirmisdir. Mudarebe sirketi ve ortakhk yapmisdir. Baskasma
vekil olmus ve vekil yapmisdir. Hediyye vermis ve almisdir. Odiinc
ve ariyyet mal almisdir. Vakf yapmisdir. Diinya isi icin kimseye
krzmamis, incitecek sey kimseye soylememisdir. Yemin etmis ve
etdirmisdir. Yemin etdigi seyleri yapmis, yapmayip keffaret verdi-
gi de olmusdur. Latife yapmis ve soylemis, latifeleri hep hak iize-
re ve faideli olmusdur. Yukanda sayilanlan yapmakdan cekin-
mek, utanmak, kibr olur. Cok kimseler burada yamhrlar. Tevadu'
ile tezelltilu birbiri ile kansdinrlar. Nefs, burada cok kimseleri al-
datir.
Gel ey gurbet diyannda, esir olup kalan insan.
Gel, ey diinya harabmda, yatip, gafd olan insan!
Goziin ac, etrafa bir bak, nice begler gelip gecdi.
Ne mecnundur bu faniye, goniil verip, duran insan!
Kafesde biilbiile seker verirler, fekat hie durmaz.
Aceb nicin karar eder, bu zindana giren insan!
Aklmi basma topla, elinde var iken fnsat.
Sonsuz azab cekecekdir, (Adam sen de) diyen insan!
69
U C B
14 - Kotii huylarm ondordiinciisii ucbdur. Ucb, yapdigi ibadet-
leri, iyilikleri begenerek, bunlarla oviinmekdir. Yapdigi ibadetle-
rin, iyiliklerin kiymetini bilerek, bunlarm elden gitmesini diisiine-
rek korkmak, iiziilmek ucb olmaz. Yahud, bunlarm Allahii teala-
dan gelen ni'metler oldugunu diisiinerek, sevinmek de, ucb olmaz.
Bunlarm Allahii tealadan gelen ni'metler oldugunu diisiinmiyerek
kendi yapdigmi, kazandigim sanarak sevinmek, kendini begen-
mek, ucb olur. Ucbun ziddma (Minnet) denir. Minnet, ni'mete
kendi eliyle, kendi cahsmasryla kavusmadigmi, Allahii tealamn
lutfti ve ihsam oldugunu diisiinmekdir. Boyle diisiinmek, ucb teh-
liikesi oldugu zeman farz olur. Diger zemanlarda ise miistehabdir.
Insani ucba stiriikliyen sebeblerin basmda cehalet ve gaflet gel-
mekdedir. Bu ucbdan kurtulmak icin, her seyin Allahii tealamn di-
lemesi ile ve yaratmasi ile meydana geldigini ve akl, ilm, ibadet et-
mek, mal ve mevki' gibi kiymetli ni'metlerin, Allahii tealamn lut-
fii ve ihsam olduklanm diisiinmek lazimdir. (Ni'met), insana fa-
ideli olan, tath gelen sey demekdir. Biitiin ni'metleri gonderen Al-
lahii tealadir. Ondan baska yaratici ve gonderici yokdur. Eshab-i
kiramdan ba'zilan "radiyallahii teala anhiim ecma'm", Huneyn
gazasmda, askerin coklugunu gorerek, artik biz hie maglub olma-
yiz dedi. Bu sozler Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" mu-
barek kulagma gelince, iiziildii. Bunun icin, harbin baslangicmda
nusret-i ilahiyetismeyip, magltibiyyet basladi. Sonra, Cenab-i Hak
merhamet ederek, zafer nasib eyledi. Daviid aleyhisselam, diia
ederken, (Ya Rabbi! Evladlanmdan birkaemm nemaz kilmadigi
hicbir gece yokdur ve oruc tutmadigi hicbir giin gecmemisdir) de-
misdi. Buna karsihk Allahii teala, (Ben dilemeseydim, kuvvet ve
iinkan vermeseydim, bunlarm hicbiri yapilamazdi) buyurdu. Da-
viid aleyhisselamm bu sozii gayret-i ilahiyyeye dokundu, tarih ki-
tablarmda yazih olan sikintilarm basma gelmesine sebeb oldu.
Kibre sebeb olan seyleri yukarda bildirmisdik. Bunlar ucba da se-
beb olurlar. Allahii tealamn ni'metlerine stikr etmek de, biiyiik bir
ni'metdir.
Ucbun zararlan, afetleri cokdur: Kibre sebeb olur. Gtinahlan
unutmaga sebeb olur. Giinah kalbi karartir. Gtinahlarim diisiinen
kimse, ibadetlerini biiyiik gormez. ibadet yapmanm da, Allahii te-
alamn lutfu, ihsam oldugunu diistintir. Ucb sahibi, Allahii tealamn
mekrini ve azabini da unutur. Baskalarmdan istifade etmekden
mahriim kahr. Kimse ile mesveret etmez, damsmaz.
Hadis-i serifde, (tic §ey, insani felakete siiriikler: Buhl, heva
-70-
ve ucb). Buhl sahibi, ya'ni hasis kimse, Allaha karsi ve kullara kar-
si olan haklan ve vazifeleri odemekden mahrum olur. Hevasma,
ya'ni nefsinin arzulanna uyan ve ucb sahibi olan, ya'ni nefsini be-
genen kimse, muhakkak helaka, felakete ducar olur. Imam-i Mu-
hammed Gazali "rahime-hullahii teala" buyurdu ki, (Butiin kotii-
liiklerin basi, kaynagi iicdiir: Hased, riya, ucb. Kalbini bunlardan
temizlemege cahs!) Ucb sahibi, hep ben, ben der. Toplantilarda
bas tarafda bulunmak ister. Her diirlii soziiniin kabul olunmasmi
ister.
Hadis-i serifde, (Giinah islemezseniz, daha biiyiik giinaha ya-
kalanmamzdan korkanm. O da, ucbdur) buyuruldu. Giinah isliye-
nin boynu biikiik olur. Tevbe edebilir. Ucb sahibi, ilmi ile, ameli ile
magrur olur. Egoist olur. Tevbe etmesi giic olur. Giinah isliyenle-
rin iniltileri, Allahii tealaya, tesbih cekenlerin oviinmesinden iyi
gelir. Ucbun en kotiisii, hatalanni, nefsinin hevasmi begenmekdir.
Hep nefsine uyar. Nasihat kabul etmez. Baskalanni cahil sanir.
Halbuki, kendisi cok cahildir. Bid'at sahibleri, mezhebsizler boyle-
dirler. Bozuk, sapik i'tikadlanm ve amellerini, dogru ve iyi bilip,
bunlara sanlmislardir. Boyle ucbun ilaci cok giicdiir. Maide suresi-
nin, (Kendinize bakiniz. Kendiniz dogru yolda oldukca, baskalan-
nin sapitmasi size zarar vermez!) mealindeki yiizsekizinci ayet-i
kerimesinin ma'nasim Resulullahdan sordular. Cevabmda, (isla-
miyyetin emrlerini bildiriniz ve yasak etdiklerini anlatiniz! Bir
kimse ucb eder, sizi dinlemezse, kendi halinizi islah ediniz) buyur-
du. Ucb hastalannm ilacim hazirhyan alimler, Ehl-i siinnet alimle-
ridir. Fekat bu hastalar hastahklarim bilmedikleri, kendilerini sih-
hatli sandiklan icin, bu tabiblerin nasihatlerini, ilmlerini kabul et-
mezler, felaketde kahrlar. Halbuki bu alimler, Resulullahdan "sal-
lallahti aleyhi ve sellem" aldiklan ilaclan, hie degisdirmeden, boz-
madan sunmakdadirlar. Cahiller, ahmaklar, bu ilaclan, onlarm
yapdiklanm samr. Hak yolda bulunduklanni zan ederek, kendile-
rini begenirler.
HASED
15 - Kotii huylarm onbesincisi haseddir. Hased, kiskanmak,
cekememekdir. Allahii tealamn ihsan etdigi ni'metin ondan cik-
masini istemekdir. Faideli olmiyan, zararh olan birseyin ondan
aynlmasmi istemek, hased olmaz, (Gayret) olur. ilmini, mal,
mevki' ele gecirmek, giinah islemek icin kullanan din adammdan
ilmin gitmesini istemek gayret olur. Mahm haramda, zulmde, is-
lamiyyeti yikmakda, bid'atlan ve giinahlan yaymakda kullanamn
mahnin yok olmasim istemek de, hased olmaz, din gayreti olur.
-71-
Bir kimsenin kalbinde hased bulunur, kendisi buna iiziiliir, bunu
istemezse, bu giinah olmaz. Kalbde bulunan hatira, diisiince, gii-
nah sayilmaz. Hatiramn kalbe gelmesi insanm elinde degildir. Kal-
binde hased bulunmasmdan iiziilmezse veya arzusu ile hased eder-
se, giinah olur, haram olur. Bu hasedini sozleri ile, hareketleri ile
belli ederse, giinahi daha cok olur. Hadis-i serifde, (insan, iiQ sey-
den kurtulamaz: Su-i zan, tayere, hased. Su-i zan edince, buna uy-
gun hareketde bulunmayimz. Ugursuz zan etdiginiz seyi, Allaha
tcvckkiil ederek yapiniz. Hased etdiginiz kimseyi hie incitmeyi-
niz!) buyuruldu. Tayere, ugursuzluga inanmakdir. Su-i zan, bir
kimseyi kotii zan etmekdir. Bu hadis-i serffden anlasihyor ki, kalb-
de hased hasil olmasi, haram degildir. Bundan razi olmak, devami-
m istemek, haram olur. (Hadika)da diyor ki, (Kalbe gelen diisiin-
ce bes derecedir: Birincisi, kalbde durmaz, def edilir. Buna (Ha-
cis) denir. ikincisi kalbde bir zeman kahr. Buna (Hatir) denir.
Uciinciisii, yapmak ile yapmamak arasmda tereddiid olunur. Buna
(Hadis-iin-nefs) denir. Dordiincii derece, yapmasi tercih edilir.
Buna (Hemm) denir. Besinci derecede bu tercih kuvvetlenip, ka-
rar verir. Buna (azm) ve (cezm) denir. ilk iic dereceyi melekler
yazmaz. Hemm, hasene ise yazihr. Seyyie ise, terk edilirse, sevab
yazihr. Azm olursa, bir giinah yazihr). islemezse, bu da afv olur.
Hadis-i serifde, (Kalbe gelen kotii sey soylenmedikce ve buna uy-
gun hareket edilmedikce afv olur) buyuruldu. Insanin kalbine,
kiifr veya bid'at i'tikadi olan bir diisiince gelince, bundan iiztilur ve
hemen red ederse, bu kisa diisiince, kiifr olmaz. Fekat, senelerce
sonra kafir olmaga karar verirse, hatta bunu bir sarta baglarsa da-
hi, karar verdigi anda kafir olur. Senelerce sonra bir kafir ile evlen-
mege niyyet eden kadm da boyledir.
[Harami islemenin giinahi, islemege karar vermekden daha
biiyiikdiir. (Haram), Allahii tealamn yasak etdigi sey demekdir.
Giinah, (ism) demekdir. Ya'ni, haram isleyene karsihk verilecek
ceza demekdir. Giinah islemek demek, ceza ve azab yapilmasma
sebeb olacak bir sey yapmak, ya'ni haram islemek demekdir. (Se-
vab), iyilik ve ibadet yapana ahiretde verilecek iyi karsihk, miika-
fat demekdir. Allahii teala, diinyada iyilik ve ibadet yapanlara
ahiretde sevab verecegini va'd etmisdir. iyilik ve ibadet yapana
ahiretde sevab verilmesi, vacib ve lazim degildir. Allahii teala,
lutf ederek, merhamet ederek, bunlara ahiretde sevab verecegini
va'd etmisdir. Allahii teala, va'dinden donmez, muhakkak ya-
par.]
Hadis-i serifde, (insan, haram islemegi kalbinden gecirir, Al-
lahdan korkarak yapmazsa, hie giinah yazilmaz. Harami islcyin-
-72-
ce, bir giinah yazihr) buyuruldu.
Kafir [Allaha diisman] olmaga ve bid'at sahibi olmaga niyyet
etmek haramdir. O anda, oyle olur. Ciinki, bu iki niyyetin kendile-
ri kotudur. Kendileri haramdir. Haram islemek diisiincesi ise, ha-
rama sebeb oldugu icin kotudur. Diisuncenin kendisi kotii degildir,
bunu islemek, yapmak kotudur. Kotiilugii islemeyince, haramhgm
ve giinahm kalkmasi, Allahii tealanin merhametindendir ve Mu-
hammed aleyhisselam hurmetine, bu rahmet-i ilahiyye onun tim-
metine mahsusdur.
Insan bir kimsede bulunan ni'metin ondan gitmesini istemeyip,
kendisinde de bulunmasini isterse, hased olmaz. Buna (Gibta) im-
renmek denir. Gibta giizel bir huydur. islamiyyetin ahkamma,
ya'ni farzlan yapmaga ve haramlardan sakinmaga ri'ayet eden, go-
zeten salih kimseye gibta edilmesi vacibdir. Diinya ni'metleri icin
gibta etmek tenzihen mekruh olur.
Hadis-i serif de, (Allahii teala, mii'min kuluna gayret eder.
Mii'min de mii'mine gayret eder) buyuruldu. Allahii teala, gayre-
tinden dolayi, fuhsu haram etmisdir. Allahii teala, (Ey Adem
ogullari! Sizi kendim icin yaratdim. Herscyi de sizin icin yaratdim.
Senin icin yaratdiklarim, seni, kendim icin yaratilmis oldugundan
men' ve gafil ve incsgiil etmesin) buyurmusdur. Baska bir hadis-i
kudside, (Seni kendim icin yaratdim. Baska seylerle oyalanma!
Rizkina keftlim, kendini iizme!) buyurmusdur. Yusiif aleyhissela-
min, (Sultamn yamnda benim ismimi soyle!) demesi gayret-i ila-
hiyyeye dokunarak, senelerce zindanda kalmasma sebeb oldu. Ib-
rahim aleyhisselamin, oglu isma'ilin diinyaya gelmesine sevinme-
si, gayret-i ilahiyyeye dokunarak, bunu kurban etmesi emr olun-
du. Allahii tealanin cok sevdiklerine, ba'zi Evliyaya boyle gayret
etmesi cok vaki' olmusdur. (Gayret), bir kimsede olan hakkina,
onun baskasim ortak etmesini istememekdir. Allahii tealanin gay-
ret etmesi, kulunun kotii, cirkin sey yapmasina razi olmamasidir.
Kulun vazifesi, diledigini yapmak degildir. Ona kulluk etmekdir.
Onun emrlerine ve yasaklarma uymakdir. Her diledigini yapmak,
Allahii tealaya mahsusdur. Yalniz Onun hakkidir. Kulun kendi
diledigini yapmasi, giinah islemesi, Allahii tealanin hakkma or-
tak olmak olur. Mii'minin, giinah islemekde, kendisine gayret et-
mesi lazimdir. Bu da, giinah islerken heyecanlanmasi, kalbinin
carpintisi, sikilmasi ile olur. Mii'minin kalbi, Allahii tealanin evi-
dir ve giizel huylann yeridir. Kalbinde kotii, cirkin diisiincelere
yer vermek, cirkinleri giizellere ortak etmek olur. Kalbin buna
razi olmamasi, cirpinarak mani' olmasi, gayret olur. Ensarm reisi
olan Sa'd bin Ubade "radiyallahii teala anh", Ya Resulallah "sal-
-73-
lallahii teala aleyhi ve sellem" ! Zevcemi yabanci erkekle bir yatak-
da gorsem, dort sahid gormeden oldiiremez miyim? dedikde,
(Evet, oldiiremezsin) buyurdu. Sa'd buna cevaben, dort sahid la-
zim ise de, buna tahammiil edemem. Hemen olduriirum, deyince,
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Reisinizin soziinii isiti-
niz! O cok gayurdur. Ben ondan daha cok gayurum. Allahii teala,
benden daha cok gayretlidir) buyurdu. Ya'ni boyle gayret olmaz.
Ben ondan daha gayretli oldugum halde, islamiyyetin disma cik-
mam. Allahii teala, en cok gayretli oldugu halde, bu fuhsun ceza-
sini hemen vermez, demek istedi. Sa'dm hakh olan cezayi vermek-
de acele etmesinin dogru olmadigma isaret buyurdu. Haram isler-
ken goren her miislimamn ta'zir cezasi yapmasi lazimdir. Gorenle-
rin, islendikden sonra yapmalan caiz degildir. Bu zeman, ancak
hiikumetin ve hakimin ta'zir etmesi lazim olur. Zina yaparken go-
riip oldiirenin, mahkemede dort sahid gostermesi lazimdir. Yalniz
yemm etmesi kabul olunmaz. Dort sahid getiremezse, katil, hakim
tarafmdan mahkum edilir.
Kadimn ortagma gayret gostermesi caiz degildir. Resulullah
"sallallahii aleyhi ve sellem", bir gece hazret-i Aisenin odasmdan
cikdi. Hazret-i Aise "radiyallahii teala anha", zevcelerinden biri-
nin yamna gitdigini zan ederek gayret eyledi. Resulullah "sallalla-
hii aleyhi ve sellem" gelince, iiziildugunu anlayip, (Gayret mi eyle-
din?) buyurdu. Benim gibi bir zevalh, senin gibi, varhklarm en se-
reflisi, mahluklarm en merhametlisi bir zat icin gayret etmez mi,
dedi. Buna cevab olarak, (Seytaninin vesvesesine uymu^sun) bu-
yurdu. Benim yammda seytan mi var? Ya Resulallah! deyince,
(Evet var) buyurdu. Ey Allahm Resulii! Senin yamnda da var mi?
deyince, (Evet benim yammda da var. Fekat, Allahii teala, beni
onun vesveselerinden muhafaza etmekdedir) buyurdu. Ya'ni, be-
nim seytamm miisliman olmusdur. Bana hayrh seyleri hatirlatir.
Bir hadis-i serifde, (Allahii teala, kimseye ihsan etmedigi iki ni'me-
tini bana ihsan eyledi: Seytamm katir idi. Onu miisliman yapdi. is-
lamiyyeti yaymakda, biitiin zevcelerimi bana yardimci eyledi) bu-
yuruldu. Adem aleyhisselamm seytam kafir idi. Zevcesi hazret-i
Havva, Cennetde seytanm yemm etmesine aldanarak, Adem aley-
hisselamm hata etmesine sebeb oldu.
insanlarm Allahii tealaya gayret etmeleri, haram islenmesini is-
tememekle olur.
Hasedin ziddi (Nasihat) etmekdir. Allahii tealamn bir kimse-
ye verdigi ni'metin onda kalarak, dinine ve diinyasma faideli ol-
masim istemek demekdir. Nasihat etmek, biitiin miislimanlara va-
cibdir. Hadis-i serifde, (Hayra sebeb olana, bunu yapanin ecri ka-
-74-
dar sevab verilir) ve (Kendi kin istedigini din kardcsi icin de iste-
miyen kimse, finan ctinis olmaz) ve (Dinin temeli nasfhatdir) bu-
yuruldu. Nasihat vermek demek, Allahti tealanin var oldugunu,
bir oldugunu, biitiin kemal ve cemal sifatlannin Onda bulundugu-
nu, Ona layik olmiyan sifatlann, ayblann, kusurlarm Onda bulun-
madigmi, halis niyyet ile Ona ibadet etmek lazim oldugunu, giicii
yetdigi kadar Onun rizasim almaga cahsilmasim, Ona isyan edil-
memesini, Onun dostlanna muhabbet, diismanlarma muhalefet
edilmesini, Ona ita'at edenleri sevmegi ve isyan edenleri sevme-
megi, ni'metlerini saymayi ve bunlara siikr etmegi, biitiin mahluk-
lanna sefkat ve merhamet etmegi, Onda bulunmiyan sifatlan Ona
soylememeyi bildirmek, Allahii teala icin nasihat etmek olur. Siikr
etmek, Allahii tealanin gonderdigi ni'metleri islamiyyete uygun
kullanmak demekdir. Kur'an-i kerimde bildirilenlere inanmagi,
emr edilenleri yapmagi, kendi akh ile, goriisii ile uydurma terce-
meler yapmamagi, Onu cok ve dogru olarak okumagi, Ona ab-
destsiz el siirmek caiz olmadigim, insanlara bildirmek, Kur'an-i
kerim icin nasihat etmek olur. Muhammed aleyhisselamin bildir-
diklerinin hepsine inanmak lazim oldugunu, Ona ve ismine hur-
met etmegi, Onun siinnetlerini yapmagi ve yaymagi, Onun giizel
ahlaki ile huylanmagi, Alini ve Eshabmi ve iimmetini sevmegi bil-
dirmek, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" icin nasihat
etmek olur. Ona saygi gosteren, Onun dinini muhafaza eden,
Onun dinine uymakda, ibadet yapmakda kendilerine hiirriyyet ve-
ren hiikumetlere yardim etmek, onlara dogruyu bildirmek, miisli-
manlarm hakkim gozetmelerini bildirmek, onlara isyan etmemek,
kanunlarma karsi gelmemek, onlann islamiyyete ve insanlara hiz-
met etmeleri icin diia etmek, arkalarmda nemaz kilmak, kafirlerle
cihadlannda mal ile, can ile ve diia ile yardimlanna kosmak, zekat
ve vergileri odemek, silah ile kimseye saldirmamak, zulm ve hak-
sizhk yapdiklannda da isyan etmeyip, tathhkla onlan dogru yola,
adalete getirmek, onlara yaltakcihk yapmamak, dogru yoldan ay-
nlmalanna sebeb olmamak, hiikumet adamlarma karsi gelmemek
lazim oldugunu herkese bildirmek ve Ehl-i siinnet alimlerinin
"rahmetullahi teala aleyhim ecma'fn" fikh kitablarma, ilmihal ki-
tablanna ve ahlak kitablarma uymak lazim oldugunu bildirmek,
devlet icin nasihat yapmak olur. insanlara diinyada ve ahiretde
faideli olan seyleri yapmak ve zararh olan seyleri yapmamak la-
zim oldugunu ve kimseye eziyyet etmemegi, kalb kirmamagi, bil-
mediklerini ogretmegi, kusurlarmi ortmegi, farzlan emr etmegi,
haramlardan nehy etmegi, bunlann hepsini tathhkla, aciyarak bil-
dirmegi, kiiciiklere merhamet, biiyiiklere hurmet edilmesini, ken-
dilerine yapilmasim istediklerini baskalarma da yapmalanni, ken-
-75-
dilerine yapilmasim istemediklerini baskalarma da yapmamalan-
ni, onlara bedenleri ile, mallari ile, yardim edilmesini bildirmek
de, butiin insanlar icin nasihat etmek olur.
Hadis-i serifde, (Miislimanlara yardim etmiyen, onlarin iyilikle-
ri ve rahatlari icin cahsmryan, onlardan degildir. Gece ve giindiiz,
Allah icin ve Kur'an-i kcrim icin ve Resulullah icin ve devlet reisi
icin ve biitiin miislimanlar icin nasihat etmiyen kimse de, bunlar-
dan degildir) buyuruldu.
Hased, ibadetlerin sevabim giderir. Hadis-i serifde, (Hased et-
mekden sakininiz. Biliniz ki, ates odunu yok etdigi gibi, hased de
hasenati yok eder!) buyuruldu. Hased eden, onu gibet eder, cekis-
dirir. Onun malina, canina saldinr. Kiyamet giinii, bu zulmlerinin
karsiligi olarak, hasenati alinarak ona verilir. Hased edilendeki
ni'metleri goriince, diinyasi azab icinde gecer. Uykulan kacar.
Hayr, hasenat isliyenlere, on kat sevab verilir. Hased bunlarm do-
kuzunu yok eder, birisi kalir. Kiifrden [Allaha diisman olmakdan]
baska hicbir giinah, hasenatm sevablarmm hepsini yok etmez. Gii-
nah olduguna inanmiyarak veya islamiyyete ehemmiyyet vermiye-
rek haram islemek ve kiifre, irtidada sebeb olan isleri yapmak, se-
vablann hepsini yok eder. Ciinki, boyle yapanlar minted olurlar.
Hadis-i serifde, (Gecmis iimmetlerden iki kotiiliik sizlere bulasdi:
Hased ve kazimak. Bu soziimle onlarin baslarim kazidiklarim an-
latmak istemiyorum. Dinlerinin kokiinii kaziyip yok etdiklerini
soyliyorum. Yemin ederim ki, imam olmiyan Cennete girmiyecek-
dir. Birbiriniz ile sevismedikce, finana kavusamazsimz. Sevismek
icin, cok selamlasimz!) buyuruldu.
[Selamlasmanm cok miihim oldugunu bu hadis-i serif acikca
gosteriyor. Selamlasmayi emr ediyor. iki miisliman karsilasmca,
birisinin (Selamiin aleykiim) demesi siinnetdir. Digerinin cevab
olarak, (ve aleykiim selam) demesi farzdir. Kafirlere mahsus keli-
melerle selamlasmak ve el, beden hareketleri ile selamlasmak caiz
degildir. Karsilasan iki miisliman, birbirinden uzak olarak yurii-
yorlarsa, sesini isitemiyecegini anladigi zeman, soylemekle birlik-
de, sag eli kasinin kenarma kaldirmanm da caiz oldugu bildirilmis-
dir. Kafirlere karsi baska kelimelerle selamlasarak, fitne cikmasina
mani' olmahdir. Fitneyi uyandirmak haramdir. Bu harama mani'
olmak cok sevabdir.]
(Miislimanlar hayrh olur. Hased edince hayr kalmaz) buyurul-
du. Diger bir hadis-i serifde, (Hased, nemime ve kehanet sahible-
ri benden degildir) buyuruldu. Nemime, fitne cikarmak icin, ara
acmak icin, insanlar arasmda soz tasimakdir. Kehanet, bilmedigi-
ni soyliyerek bundan hiikm, ma'na cikarmakdir. [Bilinmiyen sey-
-76-
leri haber veren, falcilara (Kahin) denir. Kahine inanmamalidir.]
Bu hadis-i serifden, hased edenin sefa'atden mahrum kalacagi an-
lasilmakdadir. Ya'ni sefa'at istemege hakki olmayacakdir.
Hadis-i serifde, (Alti kimse, alti seyden hesaba cekilip, mahser
yerinde azab gordiikden sonra, Cehenneme gireceklerdir: Devlet
rcfslcri zulmden, arablar kavmiyyet gayretinden, koy muhtarlan
kibrden, tiiccar hiyanetden, koyliiler cehaletden, alimler hased-
den) buyuruldu. Ticaret ile mesgul olanin, yalan soylemek, faiz, hi-
le ve fasid bey' ile baskasinin mahni asirmak ne demek olduklan-
ni ve bu haramlardan kurtulmamn carelerini ogrenmesi lazimdir.
Koyliilerin, ya'ni her muslimamn, Ehl-i siinnet i'tikadim ve ilm-i
halini bilmesi lazimdir. Bu hadis-i serif, hasedin din adamlannda
daha cok bulundugunu haber vermekdedir. (Tefsir-i kebir)de di-
yor ki, (Hased on kismdir. Bunlarm dokuzu din adamlannda bu-
lunur. Diinya sikintilan on cesiddir. Bunlarm dokuzu salihlerde
bulunur. Zillet on kismdir. Dokuzu yehudilerdedir. Tevadu' on
kismdir. Dokuzu nasaradadir. Sehvet on kismdir. Dokuzu kadin-
larda, biri erkeklerdedir. ilm on kismdir. Biri Irakdadir. Iman on
kismdir. Dokuzu Yemendedir. Akl on kismdir. Dokuzu erkekler-
dedir. Yer yuziiniin bereketi on kismdir. Dokuzu Samdadir). Fah-
reddin-i Razi hazretleri, bu tefsirinde kendi zemamnda olanlan
bildirmisdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" diinya-
ya tesrif etmeden evvel, yehudiler harb edecekleri zeman, (Ya
Rabbi! Gonderecegini va'd etdigin ve en cok sevdigini bildirdigin,
o serefli Peygamber hurmetine) diyerek diia ederlerdi. Diialan ka-
bul olup, Allahii teala kendilerine yardim ederdi. Resulullah "sal-
lallahii aleyhi ve sellem", insanlan miisliman olmaga da'vet edin-
ce, kendisinin va'd edilen Peygamber oldugunu anladilar. Fekat
hased ederek, kiskanarak inkar etdiler. Hasedleri kendilerinin ve
gelecek olan nesllerinin ebedi olarak felakete, azablara siiriiklen-
melerine sebeb oldu.
Allahii teala, seytamn serrinden korunmamizi emr etdigi gibi,
hased edenin serrinden de, sakmmamizi emr etdi.
Hadis-i serifde, (Ni'met sahiblerinden ihtiyaclannizi, gizli
olarak isteyiniz. Ciinki, ni'met sahiblerme hased edilir) buyurul-
du. ihtiyaclannizin karsilandigi meydana cikinca, hased olunur-
sunuz. Sirnni sakhyan kimse, isterse, aciga cikanr, isterse cikar-
maz. Sirnni acikhyan kimse, cok def'a soyledigine pisman olur,
iiziilur. insan, soylemedigi soziine hakimdir. isterse soyler, iste-
mezse soylemez. Soylediginin ise, mahkumudur. Keski soyleme-
seydim, der. Mala, esyaya emin olan kimselerin cogu, esrara
emin olmazlar. (Zehebini ve zihabim ve mezhebini gizli tut!) so-
-77-
zti meshurdur. [Zeheb, altm, zihab, i'tikad, mezheb de, islerde tu-
tulan yol demekdir.]
Hased etmek, Allahii tealamn takdirini degisdirmez. Bosuna
iizulmus, yorulmus olur. Kazandigi giinahlar da, cabasi olur.
Mu'aviye "radiyallahii anh", ogluna nasihat olarak, (Hasedden
cok sakin! Hasedin zararlan sende, diismammnkinden daha on-
ce ve daha cok hasil olur) dedi. Siifyan-i Sevri "rahmetullahi tea-
la aleyh" hased etmeyenin zihni acik olur, demisdir. Hicbir ha-
sedci muradma kavusmamisdir. Kimseden hurmet gormemisdir.
Hased, sinirleri bozar. Omriinun azalmasina sebeb olur. Esma'i
diyor ki, bir koyliiye rastladim. Yiizyirmi yasinda idi. Cok yasa-
masinm sirnni sordum. (Ciinki, hie hased etmedim) dedi. Ebiil-
leys-i Semerkandi "rahmetullahi teala aleyh" diyor ki, (Uc kim-
senin diiasi kabul olmaz: Haram yiyenin, gibet edenin, hased
edenin).
Hased olunamn, diinyada ve ahiretde, bundan hie zaran olmaz.
Hatta faidesi olur. Hased edenin omrii tizuntii ile gecer. Hased et-
digi kimsede ni'metlerin azalmadigim, hatta artdigini gorerek, sinir
buhranlan gecirir. Hasedden kurtulmak icin, ona hediyye gonder-
meli, nasihat vermeli, onu medh etmelidir. Ona karsi tevadu' gos-
termelidir. Onun ni'metinin artmasma diia etmelidir.
HIKD
16 - Hikd, kalb hastaliklanmn onaltmcisidir. Hikd, baskasindan
nefret etmek, kalbinde ona karsi kin, diismanhk beslemekdir.
Kendine nasihat verenlere boyle kin beslemek haramdir. Ona hikd
degil, ita'at etmek lazimdir. O, Allahm emrini yerine getirmisdir.
Onu sevmek, hurmet etmek lazimdir. Zulm edene karsi hikd ha-
ram degildir. Bir alacakh olse, bunun hakki varislerine odenmese,
kiyametde odetilir. Zalimi afv etmek efdaldir. Uhud gazasmda Re-
sulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" mubarek yiizii yaralamp,
mubarek disi kinhnca, Eshab-i kiram "radiyallahii teala annum ec-
ma'in" cok iizuldiiler. Diia et, Allahii teala, cezalanm versin dedi-
ler. (La'net etmek icin gonderilmedim. Hayr diia etmek icin, her
mahluka merhamet etmek icin gonderildim) ve (Ya Rabbi! Bunla-
ra hidayet et. Tanimiyorlar, bilmiyorlar) buyurdu. Diismanlarim
afv etdi. La'net etmedi.
Hadis-i serifde, (Sadaka vermekle mal azalmaz. Allahii teala,
afv edenleri aziz eder. Allah nzasi icin afv edeni, Allahii teala yiik-
seltir) buyuruldu. Giilabadi diyor ki, bu hadis-i serifde bildirilen
sadaka, farz olan sadaka demekdir. Ya'ni zekat demekdir. Teva-
-78-
du' edenin ta'atlarma, ibadetlerine, daha cok sevab verilir. Giinah-
lan, daha cabuk afv olunur. insamn yaratihsinda, hayvani ruhun ve
nefsin arzulan bulunmakdadir. Mali, parayi sever. Gadab, intikam,
kibr sifatlan goriinmege baslar. Bu hadis-i serif, bu kotii huylarm
ilacim bildiriyor. Sadakayi, zekati emr ediyor. Afv ederek, gadabi,
intikami temizliyor. Hadis-i serifde, afv etmek, mutlak olarak, sart-
siz olarak bildiriliyor. Mutlak olan emr, mukayyedi gostermez.
Ya'ni, bir sarta baglamaz. Mutlak olan emr, umurmdir. Birkac se-
ye mahsus degildir. Hakkim almak miimkin degilse de, afv etmek
iyidir. Miimkin ise, daha iyidir. Ciinki, hakkim geri almaga kudre-
ti var iken afv etmek, nefse daha giic gelir. Zulm edeni afv etmek,
hilmin, merhametin ve seca'atin en iistiin derecesidir. Kendisine
iyilik etmiyene hediyye vermek de, ihsanm en iistiin derecesidir.
Kotiiliik edene ihsanda bulunmak, insanhgm en yiiksek derecesi-
dir. Bu sifatlar, diismam dost yapar. Isa aleyhisselam buyurdu ki,
(Dis kiramn disi kinhr. Burnu, kulagi kesenin, burnu kulagi kesilir
demisdim. Simdi ise, kotiiliik yapana karsi, kotiiliik yapmayimz.
Sag yanagmrza vurana sol yanaginizi ceviriniz diyorum). Seyh ibn-
til Arabi "kaddesallahii teala sirre-hul'aziz"' 11 diyor ki, (Kotiiliik
edene iyilik yapan kimse, ni'metlerin siikriinii yapmis olur. iyilik
edene kotiiliik yapan kimse, kiifran-i ni'met etmis olur). Hakkim
alandan, yalniz hakkim geri almak, fazlasim almamak, (intisar)
olur. Afv etmek, adaletin yiiksek derecesi, intisar ise, asagi derece-
sidir. Adalet, salihlerin en yiiksek derecesidir. Afv etmek, ba'zan
zalimlere karsi aczi gosterebilir. Zulmiin artmasma sebeb olabilir.
Intisar, her zeman zulmiin azalmasma, hatta yok olmasma sebeb
olur. Boyle zemanlarda, intisar etmek, afv etmekden daha efdal,
daha sevab olur. Hakkindan fazlasim geri almak (Cevr), zulm olur.
Cevr edenlere azab yapilacagi bildirilmisdir. Zalimi afv eden, Al-
lahii tealamn sevgisine kavusur. Zalimden hakki kadar geri almak,
adalet olur. Kafirlere karsi adalet yapihr. Fekat giicii yetdigi halde
afv etmek, giizel ahlakdir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel-
lem", bir kimsenin zalime beddiia etdigini gortince, (intisar eyle-
din!) buyurdu. Afv eyleseydi, daha iyi olurdu. (Berika) birinci cil-
din sonundaki hadis-i serifde, (tic sey kendisinde bulunan kimse,
Cennete diledigi kapidan girecekdir: Kul hakkim odeyen, her ne-
mazdan sonra onbir def a ihlas suresini okuyan, katilini afv ede-
rek olen) buyurulmusdur. Ziilkarneyn, Peygamber degildi, diyen
alimler dedi ki, fekat ona Peygamberlerde bulunan sifatlardan
[1] Muhyiddin ibni Arabi 638 [m. 1240]da Samda vefat etdi.
-79-
dordti verilmisdi. Bunlar, giicii var iken afv ederdi. Va'd etdigini
yapardi. Hep dogru soylerdi. Rizkmi bir gun evvelden hazirlamaz-
di. Zulmun coklugu kadar afvm sevabi cok olur.
Hikddan hasil olan kotiiliikler, onbirdir: Hased, sematet, hicr,
istisgar [asagi gormek], yalan, gibet, sirn ifsa, alay etmek, eziyyet
vermek, hakki odememek ve magfirete mani' olmak.
Hikd eden kimse, iftira, yalan ve yalanci sahidlik ve gibet ve sir
ifsa etmek ve alay etmek ve haksiz olarak incitmek ve hakkim yi-
mek ve ziyareti kesmek giinahlarma yakalamr. (tic sey bulunmi-
yan kimsenin biitiin giinahlarimn afv ve magfiret olunmasi umulur:
Sirke, kiifre yakalanmadan olmek, sihr yapmamak ve din kardesi-
ne hikd etmemek) hadis-i serifi, sihr yapmamn islamiyyetde yeri
olmadigim gostermekdedir.
Sihr, biiyii [Efsun] yapmak olup haramdir. Sihr yapana fariside
(Cadu) denir. Sihr vasitasiyle her diledigini yapacagma inamrsa,
kafir olur. Sihrin te'sirine inanmayan da kafir olur. Sihrin, diger
ilaclar gibi, Allahii teala dilerse te'sir edebilecegine inanmahdir.
Her diledigini, Allahii tealanm yaratacagma inanmak kiifr olmaz
ise de, btiyiik giinahdir. Sihrin tedavisi (Se'adet-i Ebediyye)de
uzun yazihdir.
Hadis-i serif de, (Allahii teala, Sa'bamn onbesinci gecesi biitiin
kullarina merhamet eder. Yalniz miisriki ve miisahini afv etmez)
buyuruldu. Miisahin, bid'at sahibi, mezhebsiz demekdir.
[Ehl-i siinnet vel cema'at i'tikadinda olmiyan kimseye (Bid'at
sahibi) denir. Dort mezhebden birinde bulunmiyan kimse, ehl-i
siinnet firkasindan aynlmis olur. Ehl-i siinnet i'tikadinda olmiyan
da, ya kafir olur, yahud bid'at sahibi olur. Kafirlerin cesidleri
cokdur. Bunlann en kotiisii, miisrikdir. Miisrik, Allahii tealaya
ve ahiret giiniine inanmiyan kimse demekdir. Ateist, mason, ko-
miinist de, miisrik demekdir. Bid'at sahibleri, kafir degildir. Fe-
kat sapik i'tikadlarmda taskinhk yapanlarm, Kur'an-i kerimde ve
hadis-i seriflerde acikca bildirilmis olan birseyi inkar edince, ka-
fir olduklarmi islam alimleri bildirmislerdir. Kur'an-i kerimde ve
hadis-i seriflerde miisrik kelimesi, kafir kelimesi yerine kullaml-
misdir. Mesela, miisriki afv etmem, buyurulmusdur ki, kafirlerin
hicbir cesidini afv etmem demekdir. Bid'at sahiblerinden taskin-
hk etmeyip, kafir olmryanlan miislimandir. (Ehl-i kible)dirler.
Fekat, bunlann islam dinine zararlan, kafirlerin zararlanndan
daha cokdur. Mezhebsiz din adamlan, Mevdudiciler, selefi deni-
len Ibni Teymiyyeciler, Seyyid Kutbcular boyledirler. Hindistan
alimlerinden miifti Mahmud bin Abdiilgayyur pisaviiri "rahime-
hullahii teala" 1264 [m. 1848] senesinde basdirdigi (Huccet-iil-is-
-80-
lam) ismindeki kitabmda, (Tuhfet-iil-arab-i vel-acem) risalesin-
den alarak, farisi dil ile diyor ki, muslimanlarm miictehidleri tak-
lid etmeleri vacibdir. Ciinki, Nahl suresinin kirkiiciincii ve Enbi-
ya suresinin yedinci ayetlerinde mealen, (Alimlere sorup ogreni-
niz!) ve Tevbe suresinin yuziincii ayetinde mealen, (ilk Muhacir-
lerden ve Ensardan ve bunlara tabi' olanlardan Allah razidir) bu-
yurulmusdur. Bu ayetler taklid etmegi emr buyurmakdadir.
Mu'az bin Cebel "radiyallahii teala anh" Yemene hakim olunca,
(Kitabda ve hadis-i seriflerde bulamadigim zeman, ictihad eder,
anladigima gore emr ederim) dedi. Resulullah "sallallahii teala
aleyhi ve sellem" da, bu cevabi begenerek, Allahii tealaya hamd
eyledi. Misrdaki maliki alimlerinden Ahmed Sihabiiddm Karafi
"rahime-hullahii teala", 684 [m. 1285] de vefat etmisdir. Bu biiyiik
alimin (Yeni miisliman olamn, diledigi bir alimi taklid etmesi la-
zim oldugunda icma' hasil olmusdur) dedigini, Celaliiddin-i Siiyu-
ti "rahime-hullahii teala" (Cezil-ul-mevahib) kitabmda bildir-
mekdedir. Hadis imaminin sahih dedigi bir hadise miislimanlarm
sahih demeleri caiz oldugu gibi, fikh imammm sahih dedigi bir
hukme sahih demeleri de caiz olur. Nisa suresinin ellisekizinci
ayetinde mealen, (Uyusainadigmiz din islerinde kitaba ve siiiine-
te miiraceat edin!) buyurulmusdur. Bu emr, miictehid olan alime
emrdir. ibni Hazmin ve dinde reformculann (Diri veya olii, hig
kimseyi taklid halal degildir. Herkesin ictihad etmesi lazimdir)
sozlerinin kiymeti yokdur. Ciinki, bunlar Ehl-i siinnet degildir.
[Ibni Hazmin mezhebsiz oldugu, sapik oldugu (Escdd-iil-dhad)
kitabimizm sonunda yazihdir.] Miiftmin miictehid olmasi vacib-
dir. Mutlak miictehid olmiyan miiftmin fetva vermesi haramdir.
Bunun, miictehidlerin fetvalanm nakl etmesi caizdir. Miictehid
olmiyan miiftiden yeni bir fetva istemek caiz degildir. (Kifaye)de
oruc bahsinde diyor ki, (Miictehid olmiyamn, isitdigi bir hadise
uymasi caiz degildir. Bu hadis, mensuh veya te'villi olabilir. Fetva
boyle degildir. (Takrir)de de boyle yazihdir.) (Tuhfe)den terceme
temam oldu.]
Hikdm sebeblerinden biri, gadabdir. Gadab eden, kizan kimse,
intikam alamayinca, gadabi, hikd halini ahr. Gadab, kanin hareke-
tinin artmasmdan [tansiyonun artmasmdan], meydana gelir. Allah
icin gadaba gelmek, iyidir. Dine olan gayretindendir.
Resulullah, giindiiz olurdu saint,
Gece de, nemaza olurdu kaim.
Ummet isen, ol Muctebaya,
Siinnete, mekruha dikkat et daim.
- 81 - Islam Ahlaki - F:6
SEMATET
17 - Sematet, baskasina gelen belaya, zarara sevinmekdir. Ha-
dis-i serifde, (Din kardesinize sematet etmeyiniz! Sematet ederse-
niz, Allahii teala belayi ondan ahr size verir) buyuruldu. Zalimin
zulmiinden, serrinden kurtulmak icin, onun olumune sevinmek,
sematet olmaz. Diismamn basma gelen oliimden baska belalara se-
vinmek, sematet olur. Hele belalarm gelmesine kendisinin sebeb
oldugunu dusunerek sevinmek, mesela diiasimn kabul olduguna
sevinmek daha fenadir. Ucb kotii huyuna yakalanmasina sebeb
olur. Ona gelen belanm, kendisi icin mekr ve istidrac olabilecegini
dusimmelidir. Ondan belanm giderilmesi icin diia etmelidir. Ha-
dis-i serifde, (Mii'minin din kardesi icin, arkasindan yapdigi hayr
diia kabul olur. Bir melek, Allah bu iyiligi sana da versin. Amin,
der. Melegin tliiasi red edilmez) buyuruldu. Diisman, zalim olup
da, kendisine gelen bela, baskalarma zulm etmesine mani' olursa,
belanm gelmesine sevinmek, sematet olmaz, giinah olmaz. Din
gayreti olur. Din gayreti, imamn kuvvetli oldugunu gosterir. Allah
icin gayret etmek iyidir. Hayvani arzular icin gayret etmek iyi de-
gildir. Zalime de bela gelmesine sevinmek, yine iyi degildir. Fekat,
baskalarma zulm etmesine mani' oldugu icin ve diger zalimlerin de
ibret almalan icin, caiz olmakdadir.
HI C R
18 - Hicr, dostlugu birakmak, dargin olmak demekdir. Hadis-i
serifde, (Mii'minin mii'mine iic giinden fazla hicr etmesi halal ol-
maz. tic geceden sonra ona gidip selam vermesi vacib olur. Selami-
na cevab verirse, sevabda ortak olurlar. Vermezse giinah, ona olur)
buyuruldu. Erkek olsun, kadin olsun, diinya isleri icin, mii'minin
mii'mine danlmasi, ya'ni onu terk etmesi, aradaki baglihgi kesmesi
caiz degildir. Zimmi, ya'ni gayr-i muslim, mu'amelatda miisliman gi-
bidir. ibadetlerden ve nikahdan baska olan islere (Mu'amelat) de-
nir.
[Gayr-i muslim vatandaslara da, diinya isleri icin, dargin olmak
caiz degildir. Onlarm da, giiler yiizle, tath dille goniillerini almak,
incitmemek, haklanni odemek lazimdir. Miisliman olsun, kafir ol-
sun, islam memleketinde olsun, dar-iil-harbde olsun, nerde olursa
olsun, hie bir insamn malma, canina ve lrzma, namusuna dokun-
mak, caiz degildir. islam memleketinde yasiyan kafirler ve baska
memleketlerden gelen kafir turistler, kafir tiiccarlar, mu'ame-
latda, muslimanlann hak ve hiirriyyetlerine malikdirler. Kendi
dinlerinin icablanni yapmakda, ibadetlerini yapmakda serbest-
-82-
dirler. Islamiyyet, kafirlere de, bu hiirriyyeti vermisdir. Miisliman,
Allahm emrlerine uymali, giinah islememelidir. Hiikumetin ka-
nunlarma karsi gelmemeli, sue islememelidir. Fitne cikmasma se-
beb olmamahdir. Miislimanlara ve kafirlere her yerde iyilik yap-
mali, herkesin hakkim gozetmelidir. Hie kimseye zulm, iskence
yapmamahdir. Miislimanhgm giizel ahlakim, serefini, her yerde
herkese gostermeli, her milletin islam dinine sevgili ve saygih ol-
masina sebeb olmahdir].
Dargm olana, uc giinden once gidip bansmak, daha iyidir.
Giicliik olmamasi icin, iic giin miisa'ade edilmisdir. Daha sonra
giinah baslar ve giin gecdikce artar. Giinahm artmasi, bansmcaya
kadar devam eder. Hadis-i serifde, (Sana danlana git, bans! Zulm
yapani afv et. Kotiiliik yapana iyilik et!) buyuruldu. (Esselamii
aleykiim) diyene on sevab verilir. Esselamii aleykiim ve rahmetul-
lah diyene yirmi sevab verilir. Esselamii aleykiim ve rahmetullah
ve berekattih diyene otuz sevab verilir. Cevab vermekde de boy-
ledir. Uc giinden fazla dargin duran kimse, sefa'at olunmazsa, afv
olunmazsa, Cehennemde azab gorecekdir. Giinah isleyene, ona
nasihat olmak niyyeti ile hicr eylemek, caizdir, hatta miistehabdir.
Allahii teala icin danlmak olur. Hadis-i serifde, (Amellerin, iba-
detlerin en kiymetlisi, hubb-i tillah ve bugd-i fillahdir) buyuruldu.
Hubb-i fillah, Allahii teala icin sevmek demekdir. Bugd-i fillah,
Allahii teala icin sevmemek, dargin olmak demekdir. Allahii tea-
la, Musa aleyhisselama sordu: Benim icin ne yapdm? dedi. Senin
icin nemaz kildim, oruc tutdum, zekat verdim, ismini cok zikr ey-
ledim, deyince, Allahii teala, nemaz, sana burhandir. Kotii is yap-
makdan korur. Oruc, kalkandir. Cehennem atesinden korur. Ze-
kat da, mahser yerinde golge verir, sana rahathk verir. Zikr, mah-
serde karanhkdan kurtanr, lsik verir. Benim icin ne yapdm? bu-
yurdu. Ya Rabbi! Senin icin olan isin ne oldugunu bana bildir, di-
ye yalvarmca, Ya Musa! Dostlanmi sevdin mi? Diismanlanmdan
kesildin mi? buyurdu. Musa aleyhisselam, Allahii tealanm en cok
sevdigi ibadetin, hubb-i fillah ve bugd-i fillah oldugunu anladi.
Giinah isliyeni, kabahat yapani uzun zeman hicr eylemek caizdir.
Ahmed bin Hanbelin "rahime-hullahii teala" haramdan geldigi
bilinen hediyyeyi kabul etdikleri icin amcasim ve ogullanm hicr
eyledigi meshurdur. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Te-
biik gazasina gelemiyen iic kisiyi ve zevcelerini hicr eylemisdir.
Allalm tevekkul edenin yaveri Hakdir.
Na-$ad goniil, bir gun olur, sad olacakdir.
83
C UB N
19 - Ciibn, korkaklik demekdir. Gadabin, sert davranmamn lii-
zumlu mikdarma ($eca'at) denir. Liizumundan az olmasma, za'if
olmasma (Ciibn) denir. Ciibn, kotii huydur. Imam-i Muhammed
bin Idris Safi'i "rahime-hullahii teala" buyuruyor ki, (Seca'at gos-
termek lazim olan yerde, korkaklik yapan kimse, esege benzer.
Tarziye verilen kimse razi olmazsa, seytana benzer). Korkak olan
kimse, zevcesine ve akrabasma karsi gayretsizlik ve hamiyyetsizlik
gosterir. Onlan koruyamaz. Zillete ve zulme boyun eger. Haram
isliyeni goriince susar. Baskalarinm malina tama' eder. Isinde se-
bat etmez. Verilen vazifenin ehemmiyyetini anlamaz. Allahii tea-
la, Tevbe suresinde seca'ati, kahramanligi oviiyor. Nur suresinde,
zina edenlere, had cezasi verilmesinde merhamet olunmamasim
emr ediyor.
Hadis-i serifde, (Sevgili kizim Fatima hirsizhk ederse, elini ke-
serim!) buyuruldu. Allahii teala, Feth suresinde, Eshab-i kirama
"radiyallahti teala anhiim ecma'm", (Kafirlere gadab ederler),
harbde sert davramrlar diyerek ovmekdedir. Tevbe suresi, yetmis-
dordiincii ayet-i kerimesinin meal-i alisi, (Kafirlere karsi sert ol!).
Ya'ni saldirdiklan zeman korkmadir. Bir hadis-i serifde, (Umme-
timin hayrhsi, demir gibi dayanikh olamdir) buyuruldu. islama ve
miislimanlara diismanhk edenlere, saldiranlara karsi sert olmak la-
zimdir. Bunlara karsi korkak olmak, caiz degildir. Korkarak kac-
mak, Allahii tealamn takdirini degisdirmez. Ecel gelince, Azrail
aleyhisselam, insani nerde olursa olsun bulur. Kendini tehliikeye
atmak da, caiz degildir. Tehliikeli yerde yalmz kalmak, yalniz yii-
riimek, giinahdir.
TEHEVVUR 11
20 - Gadabin, sertligin asm ve zararh olmasma (Tehevviir),
atilganhk denir. Tehevviir sahibi hiddetli, sert olur. Bunun aksine
kazm, hilm, yumusakhk denir. Halim kimse, gadaba sebeb olan
seyler karsismda kizmaz, heyecana gelmez. Korkak olan, kendi-
ne zarar verir. Gadabh kimse ise, hem kendine, hem de baskala-
rma zarar verir. Tehevviir, insamn akhni giderir, kiifre kadar go-
tiiriir. Hadis-i serifde, (Gadab, imam bozar) buyuruldu. Resulul-
lahm "sallallahii aleyhi ve sellem" diinya icin gadaba geldigi go-
riilmedi. Allah icin gadaba gelirdi. Gadab sahibi, karsismdakinin
de kendisine karsihk yapacagini onceden diisiinmelidir. Gadaba
gelen kimsenin sinirleri bozulur, kalb hastasi olur. Bu bozukluk,
[1] Gadab=gayz=kizmak. Kazm=kizmamak.
-84-
disma da sirayet ederek, cirkin ve korkunc bir hal alir.
Gadabi yenmege (Kazm) denir. Kazm etmek cok sevabdir.
Kazm sahibine, ya'ni gadabmi yenene, Cennet miijdelendi. Allah
nzasi icin kazim olan kimse, karsisindakini afv edip, ona karsihk
yapmaz ise, Allahii teala onu cok sever, Cennetin, bunlar icin ha-
zirlanmis oldugunu bildirmisdir. Hadis-i serifde, (Bir kimse, Alla-
hii tealanin nzasi icin gadabmi def ederse, Allah da, ondan aza-
bini deP eder) buyuruldu. Hadis-i serifde, (Bir miisliinanda iic sey
bulunursa Allahii teala onu muhafaza ve himaye eder, onu sever,
merhamet eder. Ni'mete siikr etmek, zalimi afv etmek, gadaba
gelince, gadabmi yenmek) buyuruldu. Ni'mete siikr etmek, onu
islamiyyete uygun olarak kullanmak demekdir. Hadis-i serifde,
(Gadaba gelen bir kimse, diledigini yapmaga kadir oldugu halde,
yumusak davramrsa, Allahii teala, onun kalbini, emniyyet ve
iman ile doldurur) ve (Bir kimse gadabmi orterse, Allahii teala
onun ayblarim, kabahatlarim orter) buyuruldu. imam-i Gazali
"rahime-hullahii teala", (hilm sahibi olmak, gadabmi yenmekden
daha kiymetlidir) buyurdu. Hadis-i serifde, (Ya Rabbi! Bana ilm
ver, hilm ile zinetlendir, takva ihsan eyle! Afiyet ile beni giizelles-
dir) buyuruldu. Abdullah ibni Abbasa "radiyallahii teala anhii-
ma" bir kimse sogdii. Buna karsihk olarak, bir ihtiyacm varsa, Sa-
na yardim edeyim, buyurdu. Adamcagiz basim one egerek ve uta-
narak ozr diledi. Hazret-i Hiiseynin oglu Zeynel Abidin Aliye
"radiyallahii teala anhiima" bir kimse sogdii. Elbisesini cikanp
ona hediyye eyledi. Isa aleyhisselam, yehudilerin yamndan gecer-
ken, kendisine cok kotii seyler soylediler. Onlara iyi ve tatli ce-
vablar verdi. Onlar, sana kotiiliik yapiyor, sen onlara iyi soyliyor-
sun dediklerinde, (herkes, baskasina, yamnda bulunandan verir)
buyurdu. Halim, selim kimse, daima nes'eli, rahat olur. Onu, her-
kes medh eder.
Hadis-i serifde, (Gadab, seytanin vesvesesinden hasil olur.
$eytan, atcsden yaratilmisdir. Ate§, su ile sondiiriiliir. Gadaba ge-
lince, abdest aliniz!) buyuruldu. Bunun icin, gadaba gelince,
e'uzii besmele ve iki kul e'uzuyii okumalidir. insan, gadaba gelin-
ce, akli ortiiliir. islamiyyetin disma cikar. Gadaba gelen kimse,
ayakda ise oturmahdir. Hadis-i serifde, (Gadaba gelen kimse,
ayakda ise otursun. Gadabi devam ederse, yan yatsin!) buyurul-
du. Ayakda olamn intikam almasi kolaydir. Oturunca, azalir. Ya-
tinca, daha azalir. Gadab, kibrden dogar. Yatmak, kibrin azalma-
sma sebeb olur. Gadab edince, (Allahummagfir li-zenbi ve ezhib
gayza kalbi ve ecirni minesscytan) okumak, hadis-i serifde emr
olundu. Ma'nasi, (Ya Rabbi! Gunahmu afv eyle. Beni kalbimde-
-85-
ki gadabdan ve seytamn vesvesesinden kurtar) demekdir. Gadaba
sebeb olan insana yumusak davranamiyan kimse, onun yamndan
aynlmali, onunla bulusmamalidir.
Ne diinya icin, ne de ahiret icin, hie kimseye kizmamahdir. (La
tagdab) hadis-i serffi, kizmayi yasak etmekdedir. Bir kimse, gadab
ederse, ya'ni kizarsa, biitiin sinirleri bozulur. Ba'zi uzvlan hasta
olur. Doktorlar buna ilac bulamazlar. Bunun yegane ilaci, (La tag-
dab) hadis-i serifidir. Kizan kimse, sozleri ile, hareketleri ile, ya-
nmdakileri incitir. Onlar da, sinir hastahgma yakalamr. Evde, ra-
hat, huzur kalmaz. Yuvamn dagilmasina, cana kiyilmasma bile se-
beb olur. Bir evde gadab eden kimse yok ise, orada se'adet, rahat
ve huzur, nes'e vardir. Kizan kimse varsa, orada, rahat, huzur ve
nes'e bulunmaz. Erkek ile zevcesi arasmda ve ana ile evladi arasm-
da gecimsizlik, hatta, diismanhk eksik olmaz. Ahkam-i islamiyye-
ye uymanm, se'adet ve rahatlik ve nes'e getirecegi buradan da an-
lasilmakdadir. Ahkam-i islamiyyeye uyan kafirler de diinyada
se'adete kavusurlar.
Cahiller, ahmaklar, gadaba ve tehevviire seca'at ve erkeklik ve
izzet-i nefs ve gayret ve hamiyyet diyorlar. Bu, giizel ismlerle ga-
dab kotii huyunu siisliiyorlar, giizellesdiriyorlar. Gadab etmenin
iyi oldugunu anlatiyorlar. Bunu medh etmek icin, biiyiiklerin ga-
dab etdiklerini gosteren hikayeler de, anlatiyorlar. Boyle yapmak,
cahillikdir. Akhn noksan oldugunu gosterir. Bunun icindir ki, has-
ta, saglam olandan, kadm, erkekden, ihtiyar da, gencden daha ca-
buk kizmakdadir. Otuz yasmdan kiiciik olana gene, otuz ile elli
arasmda olana yetiskin adam, elli yasmdan yukan olana seyh, ya'ni
ihtiyar [yetmisden sonra pir-i fani] denir.
Islamiyyetden, kitabdan almayip da, kendi kafasmdan cika-
np, sert, hiddetli va'z vereni dinlememek de, bunun gadabma se-
beb olur. Bunun ilaci, dogruyu, yumusak ve tath soylemekdir.
Hazret-i Hasen ve Hiiseyn "radiyallahii teala anhiima" colde gi-
diyorlardi. Bir ihtiyann abdest aldigini gordtiler. Abdesti dogru
almiyor, sartlarma uymuyordu. Yash oldugu icin, boyle abdest
sahih olmaz demege sikildilar. Yanma giderek, mubarek efen-
dim! Birbirimizden daha iyi abdest aldigimizi soyliiyoruz. Bir ab-
dest alahm. Hangimizin hakh oldugunu bize bildir, dediler. On-
ce Hasen, sonra Hiiseyn giizel bir abdest aldilar. ihtiyar, dikkat-
le bakdi. Evladlanm! Abdest almasim simdi sizden ogrendim,
dedi. Ibrahim aleyhisselam, ikiyiiz mecusiye ziyafet verdi. Bize
ne emr edersen yapahm dediler. Sizden bir dilegim var, buyurdu.
O nedir? dediklerinde, benim Rabbime bir kerre secde etmenizi
istiyorum dedi. Aralannda konusdular. Bu ihtiyann ihsanlan, zi-
-86-
yafetleri meshurdur. Bunu kirmayip, bir secde eder, sonra gidip
yine tannlanmiza tapimnz. Bir zaran olmaz dediler. Bunlar sec-
dede iken, Ibrahim aleyhisselam, (Ya Rabbi! Giicumiin yetdigi bu
kadar! Daha fazlasim yapdirmak elimden gelmiyor. Bunlan hida-
yete, se'adete kavusdurmak, ancak senin kudretindedir. Bunlara
muslimanlik nasib eyle!) dedi. Diiasi kabul olup, hepsi miisliman
oldu. Haram isleyecek kimseye gizlice nasihat edilir. Haram isle-
mekde olana, tathlikla orada soylenir. Herkese once gizli, tenha-
da nasihat vermek, daha te'sirli olur.
Birinin soziinii yanhs anlamak da, gadabma sebeb olur. Boy-
le zemanlarda az ve acik soylemek, siibheli kelimeler kullanma-
mak lazimdir. Birseyi kapah anlatmak, dinliyene sikmti verir.
Onu incitir. Emr-i ma'ruf yapmamn tic sarti vardir: Birincisi, Al-
lahii tealamn emrini ve yasagmi bildirmege niyyet etmekdir.
Ikincisi, soylediginin vesikasmi, kaynagini bilmekdir. Uciinctisti,
hasil olacak sikintilara sabr etmekdir. Yumusak soylemek, sert-
lik yapmamak lazimdir. Sert soyliyen ve mtinakasa eden fitne
cikmasina sebeb olur. Hazret-i Omer halife iken, Abdullah ibni
Mes'ud ile "radiyallahii anhtim" bir gece Medine icinde dolasi-
yorlardi. Bir kapidan teganni, sarki soyliyen kadm sesi duydu.
Kapi deliginden icerisini gozetledi. Oniinde serab sisesi, karsisin-
da sarkici bir kiz bulunan ihtiyar gordti. Hemen pencereden ice-
ri girdi. Ya Emirelmu'minin! Allahii tealamn nzasi icin beni din-
ler misin? deyince, soyle bakahm, buyurdu. Ben, Allahii tealaya
bir isyanda bulundum. Fekat sen, onun iic emrine isyan etdin, de-
di. Nedir onlar? deyince, Allahii teala, baskasimn evini gozetle-
meyiniz buyuruyor. Sen, kapidan icerisini gozetledin. Allahii tea-
la, baskasimn evine izn almadan girmeyiniz buyurdu. Sen iznsiz
girdin. Allahii teala, evlere kapilarmdan giriniz ve selam veriniz
buyurdu, sen ise, pencereden girdin ve selam vermedin, dedi.
Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" buna adalet ile ve insaf ile
cevab vererek, dogru soyledin dedi ve ondan afv diledi. Aglaya-
rak disan cikdi.
Nasihat verene ve biitiin miislimanlara hiisn-i zan etmek, iyi
karsilamak lazimdir. Sozlerini, miimkin oldugu kadar iyiye yor-
mahdir. Miislimamn hayrh ve salih olduguna inanmak, ibadet olur.
Bir miislimana su-i zan ederek ona inanmamak, kotii huylu olma-
yi gosterir. isitilen sozii, anlamaya cahsmah, anhyamadigim sor-
mahdir. Soz sahibine hemen su-i zan etmemelidir. Seytamn kal-
be getirdigi vesveselerden en cok basardigi, su-i zan vesvesesidir.
Su-i zan etmek haramdir. Bir sozden iyi ma'na cikarmaga imkan
bulunamazsa, bunun hata ile, yanhshkla veya unutarak soylene-
-87-
bilecegi diisiiniilmelidir.
Bir fakir, bir zenginden birsey isteyip, zengin vermeyince, her
ikisi de gadaba gelebilir.
Bir isle mesgul olana, diisiinceli olana, iiziintiilii olana, sikin-
tida olana bir sey soylemek, birsey sormak, onu gadaba getirme-
ge sebeb olabilir. Cocugun aglamasi, bagirmasi, hayvamn bagir-
masi da boyledir. Boyle gadaba gelmek cok cirkindir. Cansizlann
hareketinden gadaba gelenler goriilmiisdiir. Bu, daha kotiidiir.
Koydugu yerden kayarsa, keseri vurunca kinlmazsa, kizarak so-
ven, vuran, helak eden, yakan kimseler goriilmusdiir. Kendi yap-
digina kizan, bunun icin kendine soven, kendine vuran da yok
degildir. Ibadetde kusur etdigi icin, kendine kizmak iyidir. Dmin-
de gayret olur, sevab olur. Emrleri ve yasaklan sebebi ile hiiku-
mete, hiikumet reisine, Resulullaha "sallallahii teala aleyhi ve
sellem" ve hatta Allahii tealaya karsi gadaba gelmek, hepsinden
fenadir. Kiifre sebeb olur. (Gadab, imam bozar) hadis-i serifi, Al-
lahii tealaya, Resulullaha karsi gadabin kiifr oldugunu goster-
mekdedir.
Haram isliyeni gortince, gadaba gelmek, iyidir. Din gayretin-
den ileri gelir. Fekat, kizinca akhn ve islamiyyetin disma tasma-
mak lazimdir. Ona, kafir, miinafik, deyyus ve diger fuhs, cirkin
seyler soylemek, haram olur. Soyliyenin ta'zir edilmesi, cezalandi-
nlmasi lazim olur. Haram isliyeni gorenin, buna cahil veya ahmak
demesine izn verilmis ise de, yumusak, tath soyliyerek nasihat ver-
mek, iyi olur. Hadis-i serifde, (Allahii teala, her zcinan yumusak
soylemegi sever) buyuruldu. Haram isliyeni, kanunlara karsi gele-
ni, hiikumet me'murunun, polisin giic kullanarak men' etmesi la-
zimdir. Fekat, liizumundan fazla dovmesi, iskence yapmasi, zulm
olur, giinah olur. Devlet me'muru yoksa, giicii yetenin de men' et-
mesi, ta'zir etmesi lazim olur. Oliim, evini yikmak cezalan, ancak
hiikumet ve hakim tarafmdan yapihr. Liizumundan fazla ceza
yapmak, zulm olur. Muhtesiblerin ya'ni emr-i ma'ruf ve nehy-i
miinker yapan hiikumet me'murlannm iskence yapmalan haram-
dir.
Gadabin mukabili, karsihgi hilmdir. Hilm, gadabim yenmek-
den daha efdaldir. Hilm, gadaba gelmemek demekdir. Akhn cok-
luguna alametdir. Hadis-i serifde, (Gadaba sebeb olan sey kar-
sisinda hilm gostereni, Allahii teala sever) ve (Allahii teala, ha-
ya ve hilm ve iffet sahiblerini sever. Fuhs soyliyenleri ve sarkin-
tdik yaparak dilenenleri sevmez) buyuruldu. iffet, baskasmm
malma goz dikmemekdir. Fuhs, cirkin, ayb seylerdir. Resulullah
"sallallahii aleyhi ve sellem", (Ya Rabbi! Bana ilm ve hilm ve tak-
va ve afiyet ihsan eyle!) diiasim cok soylerdi. Ilm-i nafi', kelam,
fikh ve ahlak ilmleridir. Afiyet, dinin ve i'tikadin bid'atlerden,
amelin ve ibadetin afetlerden, nefsin sehvetlerden, kalbin heva ve
vesveseden ve bedenin hastahklardan selamet bulmasi, kurtulma-
si demekdir. Resulullahdan "sallallahii teala aleyhi ve sellem" dii-
alarm efdali hangisidir diye soruldukda, (Allahii tealadan afiyet is-
teyiniz. Imandan sonra, afiyetden daha biiyiik ni'met yokdur) bu-
yurdu. [Afiyete kavusmak icin, cok istigfar etmelidir.] Hadis-i se-
rifde, (Ilm ve sekine sahibi olunuz! Ogrenirken ve ogretirken yu-
inusak soyleyiniz! ilm ile tekebbiir etmeyiniz!) buyuruldu. Sekine,
agir bash, vekar sahibi olmakdir. Hadis-i serifde, (islamiyyete uyan
ve yuimisak olan kimseyi, Cehennem ate§i yakmaz) ve (Yumusak
olmak, bereket getirir. isinde taskinhk ve gcvscklik yapmak, gafle-
te sebeb olur) buyuruldu. Hadis-i serifde, (Rifk sahibi olmiyan
kimseden hayr gelmez!) ve (Rifk, insana zfnet verir, kusurlarim gi-
derir) buyuruldu.
Diismana kizmamah, hafif sesle (Allah cezani versin) demeli-
dir. Allahii teala, haksiz olana, cok aci ceza verir.
Hadis-i serifde, (ilm, ogrenmekle, hilm de gayret ile hasil olur.
Allahii teala, hayrh sey icin cahsam, maksadina kavusdurur. Kotii-
liikden sakinam, ondan korur) buyuruldu.
G AD R
21 - Gadabi meydana getiren sebeblerden birisi de (Gadr),
ya'ni ahdinde ve misakinda durmamakdir. Bir tarafm soz vermesi-
ne (Va'd) denir. iki kimsenin sozlesmelerine (Ahd) denir. Yemm
ile kuvvetlendirilen va'de (Misak) denir. Karsihkh sozlesilene, 6n-
ceden haber vermeden sozunii bozmak gadr olur. Devlet reisi, ka-
firlerle yapmis oldugu mu'ahedeyi bozmak lazim geldigini anlarsa,
onlara haber vermesi vacibdir. Haber vermeden evvel bozmasi ca-
iz degildir. Hadis-i serifde, (Gadr eden kimse, kiyamet giinii kotii
seklde cezasim gorecekdir) buyuruldu. Gadr etmek, haramdir. Ka-
firlere verilen ahdi dahi korumak vacibdir.
Hadis-i serifde, (Emm olmiyan kimsede inian yokdur. Ahdini
bozan kimsede din yokdur) buyuruldu. Bu hadis-i serif emanete
hiyanet edenin imam kamil olmaz, buna ehemmiyyet vermezse,
imam kalmaz, demekdir.
Allahiimme inneke Afiivviin, Kenmiin tiihibbiil afve fa'fii an-
nH
89-
HIYANET
22 - Kalb hastaliklannm yirmiikincisi, hryanetdir. Hiyanet et-
mek de, gadaba sebeb olur. Hiyanet de haramdir. Miinafikhk ala-
metidir. Hryanetin ziddi emanetdir, emin olmakdir. Hiyanet, biri-
ne kendini emin tamtdikdan sonra, o emniyyeti bozacak is yapmak
demekdir. Mu'min, herkesin malini, camni emniyyet etdigi kimse-
dir. Emanet ve hiyanet, malda oldugu gibi, sozde de olur. Hadis-i
serifde, (Mesveret edilen kimse emfndir) buyuruldu. Ya'ni onun
dogruyu soyliyecegine ve sorulam baskalarmdan gizliyecegine
emanet olunur, giivenilir. Onun, dogru soylemesi vacibdir. Insan,
malini, emniyyet etdigi kimseye birakdigi gibi, dogru soyliyecegine
emin oldugu kimse ile istisare eder, danisir. Al-i Imran suresi, yii-
zellidokuzuncu ayetinde mealen, (Yapacagin i§i once me^veret et)
buyuruldu. Mesveret, ya'ni damsmak, insani pisman olmakdan ko-
ruyan bir kal'a gibidir. Mesveret olunacak kimsenin, insanlarm ha-
lini, zemanin ve memleketin sartlanm bilmesi lazimdir. Buna siya-
set bilgisi denir. Bundan baska, akli, fikri kuvvetli, ileriyi goren,
hatta sihhati yerinde olmasi, lazimdir. Mesveret olunan kimsenin,
bilmedigini veya bildiginin aksini soylemesi giinahdir. Hata ile soy-
lemesi giinah olmaz. Yukardaki sartlan tasimiyan biri ile mesveret
edilirse, her iki tarafa giinah olur. Din ve diinya islerinde bilmiye-
rek fetva verene, melekler la'net eder. Bir kimse zararh oldugunu
bilerek bir emr verse, hiyanet etmis olur.
[(Hadika)da diyor ki, Abdullah bin Mes'ud "radryallahu teala
anh" buyurdu ki, (Dininizden ilk olarak, aynlacagmiz, elinizden ka-
ciracagimz sey, emanet olacakdir. Son olarak elinizden kacacak sey
nemazdir. Dim olmadigi halde, nemaz kilan kimseler olacakdir).
Hadis-i serifde, (Arkadashk etdigi kimseyi oldiiren benim uiiiinc-
timden degildir. Oldiiriilen kafir de olsa, yine boyledir) buyuruldu.]
VA'DINI BOZMAK
23 - Va'dinde durmamak da, gadaba sebeb olur. Bir tarafdan
verilen soze (Va'd), iki tarafdan yapilan sozlesmege (Ahd) denil-
digi yukanda bildirilmisdi. Zarar, azab yapacagini soz vermege
(Va'id) denir. Va'idinde durmamak (kerem) olur, ihsan olur. Ya-
lan olarak va'd etmek haramdir. Boyle va'di bozmak da aynca gii-
nah olur. Yerine getirmek ise, yalancihk giinahim yok eder. Fasid
bey' de boyledir. Bu bey'i fesh etmeleri, bu satisdan vazgecmeleri,
vacib olur. Fesh edip, tevbe yapmca, giinahlan kalmaz. Bu satisi
fesh etmezlerse, giinah iki kat olur. Va'di incaz etmek, ya'ni va'di-
ne vefa etmek, yerine getirmek lazimdir.
-90-
Hadis-i serifde, (Miinafiklik alameti ii^diir: Yalan soylemek,
va'dini ifa etmemek, emanete hiyanet etmek) buyuruldu. Va'din-
de durmaga gticii yetmezse, miinafiklik alameti olmaz. Kendisine
mal veya soz yahud sir emanet olunan kimsenin bunlara hiyanet
etmesi, miinafiklik olur.
Buharide yazili, Amr ibni Asm "radiyallahii teala anh" oglu-
nun bildirdigi hadis-i serifde, (Dort sey miinafiklik alametidir:
Emanet olunana hiyanet etmek, yalan soylemek, va'dini bozmak
ve ahdine gadr etmek ve mahkemede dogruyu soylememek) buyu-
ruldu. Ibni Hacer buyurdu ki, nifak ya'ni miinafiklik, zahirin bati-
na uymamasi demekdir. Sozii, oziine uymaz. i'tikad edilecek sey-
lerde miinafiklik yapmak, kiifrdtir. islerinde ve sozlerinde miina-
fiklik yapmak, haram olur. i'tikadda, imanda miinafiklik, diger
kiifrlerden daha fenadir. Ifa etmek, yerine getirmek niyyeti ile va'd
yapmak caizdir, hatta sevabdir. Boyle va'di ifa etmek vacib degil-
dir, miistehabdir. ifa etmemek tenzihen mekruh olur. Hadis-i se-
rifde, (Bir kimse, yapmak niyyeti ile verdigi sozii tutamazsa giinah
olmaz) buyuruldu. Hanefi ve Safi'i mezheblerinde, ahdi bozmak
da, ozrsiiz mekruh, ozrlii caizdir. Fekat bozacagini onceden haber
vermek vacibdir. Hanbeli mezhebinde va'de vefa vacibdir. Yerine
getirmemek haram olur. Yapmasi dort mezhebde de sahih olan bir
seyi yapmak takva olur.
Her miislimamn, dort mezhebde olanlarm hepsini sevmesi,
hepsine hayr diia etmesi, mezhebde te'assub etmemesi vacibdir.
Dort mezhebi (Telfik) etmesi, soz birligi ile caiz degildir. Telfik,
bir isi, bir ibadeti yaparken, dort mezhebin ruhsatlanm, kolayhkla-
nm secip toplamak demekdir. Yapilan bu is, dort mezhebin hie bi-
rinde sahih olmamakdadir. Bir mezhebin ruhsatlanm tophyarak
amel etmek, caizdir.
[Bir ibadeti, bir isi yapmak icin, dort mezhebden birini taklid
etmege niyyet etmek, o mezhebe uyarak yapmak lazimdir. Dort
mezhebin her birinde, bir isin yapilmasi icin, bir kolay yol, bir de
giic yol vardir. Birinci yola (Ruhsat), ikincisine (Azimet) yolu de-
nir. Kuvvetli, hali elverisli olamn, azimet ile amel etmesi efdaldir.
Giic olan isi yapmak, nefse daha agir gelir. Nefsi daha cok ezer,
za'ifletir. ibadetler, nefsi za'ifletmek icin, kirmak icin emr olundu.
Ciinki nefs, insanm da, Allahm da diismamdir. Onu za'ifleterek az-
masini onlemek lazimdir. Fekat, biisbiitiin oldiiriilmez. Ciinki, be-
denin hizmetcisidir. Ahmak ve cahil hizmetcidir. Za'if, hasta, siki-
sik halde olan kimsenin, ibadetlerinde, islerinde azimet yolunu
terk etmesi, ruhsat yolu ile yapmasi lazimdir. Kendi mezhebinin
ruhsat yolu ile yapmasi da giic olursa, diger iic mezhebden birini
taklid ederek yapmasi caiz olur.]
-91-
SU-I ZAN
24 - Giinahimn afv olunrmyacagim zan etmek, Allahii tealaya
su-i zan olur. Mii'minleri haram isleyici, ya'ni fasik zan etmek, su-i
zan olur. Su-i zan haramdir. Haram isledigini ogrenerek, bilerek
onu sevmemek, su-i zan olmaz. Bugd-i fillah olur, sevab olur. Din
kardesinin aybim goriince, ona hiisn-i zan etmeli, te'viline cahsma-
lidir. Onu lslah etmelidir. Kalbe gelen hatira, diisiince, su-i zan ol-
maz. Zan etmek, ya'ni kalbin o tarafa kaymasi, su-i zan olur. Hu-
curat suresinin onikinci ayetinde mealen, (Ey finan edenler! Su-i
zan etmekden kendinizi koruyunuz! Zan etmenin ba'zisi giinah-
dir) buyuruldu. Hadis-i serifde, (Su-i zan etmeyiniz. Su-i zan, yan-
lis karar vermege sebeb olur. Insanlarin gizli seylerini arasdirma-
yiniz, kusurlarim gormeyiniz, miinakasa etmeyiniz, hased etmeyi-
niz, birbirinize diisinanlik etmeyiniz, birbirinizi cekisdirmeyiniz,
kartles gibi scvisiniz. Miisliinan iniisliinaiiin kardcsidir. Ona zulm
etmez, yardim eder. Onu, kendinden a§agi gormez) buyuruldu.
Miislimamn miislimani oldiirmesi haramdir. Bir hadis-i serifde,
(Miisliinan miislimamn camna, mahna ve irzina saldirmaz. Allahii
teala, bedenlerinizin kuvvetine, giizelligine bakmaz. Amellerinize
de bakmaz. Kalblerinize bakar) buyuruldu. Allahii teala kalblerde
olan ihlasa ve Allah korkusuna bakar. Amellerin, ibadetlerin ka-
bul edilmesi icin, ya'ni sevab verilmesi icin, hem sartlanna uygun
olmasi, hem de ihlas ile niyyet edilmesi lazimdir. (ibadet, sahih
olursa, kabul edilir. Niyyete bakilmaz) demek, ilhad olur, zmdik-
hk olur. Allah nzasi icin yapilmiyan hayrat ve hasenat ve ibadet-
ler, kabul edilmez. (Allahii teala, kalbe bakar. iyi niyyetle yapilan
herseyi kabul eder) demek de, cahil seyhlerin, tarikatcilarm sozle-
ridir.
[Kalbimiz temizdir diyerek haramlan, cirkin ve kotii seyleri ya-
piyorlar. iyi niyyet ile yapilan her sey hasenat ve ibadet olur diyor-
lar. Boyle acikca giinah isliyenleri ve miislimanlan aldatarak ken-
dilerine miirid toplayanlan sevmemek, bunlara uymamak lazim-
dir. Bunlarm fasik olduklanm soylemek, su-i zan olmaz.]
Hadis-i serifde, (Allahii tealaya hiisn-i zan ediniz) buyuruldu.
Ziimer suresi, elliticuncii ayetinde mealen, (Ey giinahi cok olan
kullarim! Allalnn rahmetinden iimmidinizi kesmeyiniz. Allah, gii-
nahlarm hepsini afv eder. O, sonsuz magfiret ve nihayetsiz merha-
met sahibidir) buyuruldu. Sartlanna uygun tevbe yapilmca, her
diirlti kiifrii ve her diirlii giinahi muhakkak afv eder. Dilerse,
kiifrden baska giinahlan tevbesiz de, afv eder. Hadis-i kudside,
(Kulum beni nasil zan ederse, ona zan etdigi gibi mu'amele ede-
-92-
rim) buyuruldu. Kabul edecegini zan ederek tevbe edeni afv eder.
[Allahti tealanm, Peygamberlerine "salevatullahi teala ve tes-
limatiihu aleyhim ecma'in" haber vermesine, bildirmesine
(Vahy) denir. Vahy, iki diirludiir: Cebrail ismindeki bir melek,
Allahti tealadan aldigi haberleri getirerek Peygambere okur. Bu-
na, (Vahy-i metlii') denir. Bu vahyin kelimeleri de, ma'nalan da
Allahdan gelmisdir. Kur'an-i kerim, vahy-i metlu'diir. Vahyin
ikinci kismi, (Vahy-i gayr-i metlu')diir. Bu vahy, Allahii teala ta-
rafmdan Peygamberin "aleyhissalatti vesselam" kalbine bildirilir.
Peygamber, bu vahyi, kendi buldugu kelimelerle yamndakilere
soyler. Bu sozlere, (Hadis-i kudsi) denir. Hadis-i kudsfnin kelime-
leri, Peygamberdendir. Peygamberin "aleyhissalatti vesselam"
kelimeleri de, ma'nalan da kendinden olan sozlerine, (Hadis-i se-
rif) denir.]
Hadis-i serifde, (Allahii tealaya hiisn-i zan etmek, ibadetdir) ve
(Kendisinden baska ilah olmiyan Allahii tealaya yemin ederim ki,
Allahii teala kendisine hiisn-i zan ederek yapdan diiayi, elbette ka-
bfll eder) ve (Kiyamet giinii, Allahii teala bir kulunun Cehenneme
atdmasmi emr eder. Cehenneme gotiiriiliirken arkasina donerek,
ya Rabbi! Diinyada sana hep hiisn-i zan etdim deyince, onu Ce-
henneme gotiirmeyiniz! Kulumu, bana olan zanm gibi karsilarim
buyurur) buyuruldu.
Salih veya fasik oldugu bilinmiyen mii'mine hiisn-i zan etmeli-
dir. Fasik ve salih olmasmm ihtimali mtisavi ise (Sek), stibhe denir.
Mtisavi degilse fazla olana (Zan), az olana (Vehm) denir.
Bu yasa crisdin nc amel kildm?
Omriin gelip gecdi, pisman mi oldun?
Simdi Iniziiruma ne yiizle geldin,
derse Allah, sen ne cevab verirsin?
Iki yol gosterdim, hem akd verdim,
biryolu secmekde serbest birakdim.
Islamiyyeti terk edip, nefsine uydun,
derse Allah, sen ne cevab verirsin?
Soguk, SMcak dedin abdest almadm,
dunyaya daldm, nemaz kilniadm.
Cenabet gezip, gusl etmedin,
derse Allah, sen ne cevab verirsin?
93
MALA MUHABBET
25 - Haram yoldan kazamlan mal, miilk olmaz. Kullanmasi ha-
ram olur.
Halal mail, ihtiyacdan fazla toplamak mekruhdur. Zekatim
vermezse, azaba sebeb olur. Hadis-i serifde, (Altina ve giimii§e
kole olana la'net olsun!) buyuruldu. Kole, daima efendisinin kal-
bini kazanmagi dusunur. Diinya mail pesinde kosmak, nefsinin
sehvetleri [arzulan] pesinden kosmakdan daha fenadir. Mal, pa-
ra pesinde kosmak, Allahu tealamn emrlerini unutdurursa, (diin-
ya muhabbeti) denir. Allah zikri [dustincesi] bulunmiyan kalbe
seytan yerlesir. Seytanm en buyiik hflesi, insana hayrli isler yap-
dirarak kendisini salih, iyi zan etdirmesidir. Boyle kimse, kendi-
sinin kulu olur. Hadis-i serifde, (Ge^en iimmctlcriii herbirine fit-
neler verildi. Bcnim iimmetimin fitnesi, mal, para toplamak ola-
cakdir) buyuruldu. Diinyahk pesine dtiserek, ahireti unutacak-
lardir.
Hadis-i serifde, (Allahu teala, insanlan yaratirken, ecellerini,
omrlerini ve nzklanni takdir etmisdir) buyuruldu. insamn nzki de-
gismez, azalmaz ve cogalmaz ve zemamndan geri kalmaz. insan,
nzkim aradigi gibi, nzk da, sahibini arar. Cok fakirler vardir ki,
zenginlerden daha iyi, daha mes'ud yasar. Allahu teala kendisin-
den korkanlara, dinine sanlanlara, ummadiklan yerden nzk gon-
derir. Hadis-i kudside, (Ey diinya! Bana hizmet edene hizmetci ol!
Sana hizmet edene giicliik goster!) buyuruldu. Bir hadis-i serifde,
(Ya Rabbi! Beni sevenlere, hayrli mal ver. Bana diismanhk eden-
lere, cok mal ve cok evlad ver!) buyuruldu. Bir yehudi oldii. Bir
kosk ile iki oglu kaldi. Koskii taksimde anlasamadilar. Divardan
bir ses geldi. Benim icin birbirinize diisman olmayimz. Ben bir pa-
disah idim. Cok yasadim. Mezarda yiiz otuz sene kaldim. Sonra,
topragimla canak comlek yapdilar. Kirk sene evlerde kullandilar.
Kinldim. Sokaga atildim. Sonra, benimle kerpic yapdilar. Bu diva-
nn insasinda kullandilar. Birbirinizle doviismeyiniz. Siz de, benim
gibi olacaksimz, dedi.
Hasen Celebi "rahime-hullahu teala", (Mevakif) kitabimn ha-
siyesinde diyor ki, Hazret-i Hasen ve Hazret-i Hiiseyn hasta ol-
dular. Hazret-i All ve hazret-i Fatima "radiyallahii teala aleyhim
ecma'in" ve hizmetcileri kiz, cocuklar iyi olursa, iic gun oruc tu-
tacaklarmi adadilar. iyi oldular. iftarda yiyecekleri yokdu. Bir ye-
hudiden iic sa' arpa odiinc aldilar. Hazret-i Fatima, bir sa' arpayi
un yapdi. Bununla bes ekmek pisirdi. Bir fakir gelip, (Bana bir yi-
yecek veriniz) dedi. Ekmekleri buna verip, ac yatdilar. Ertesi
-94-
gun, bir yetfm geldi. Bunlan da ona verip, yine ac yatdilar. Uciin-
cii giin de, bir esfr gelip yiyecek istedi. Bunlan da, ona verdiler. Al-
lahii teala, Resulullaha "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ayet-i
kerime gondererek, bunlann nezrlerini ve isarlarini medh ve sena
buyurdu. Rizki [ya'ni parayi, mall] zaruret mikdan bulundurup,
fazlasim dagitmaga (Ziihd) denir.
[Bir kimsenin hakkim geri vermek, ona olan borcu odemek,
(Adalet) yapmak olur. Hakkmdan fazlasim vermek, (ihsan) etmek
olur. Rrzkimn, ya'ni muhtac oldugu malm hepsini baskasma ver-
mek, (Isar) olur.]
Zahid olan alimin iki rek'at nemazi, zahid olmiyamn omr bo-
yunca kildigi nemazdan hayrhdir. Eshab-i kiramdan ba'zilan "ra-
diyallahii teala anhiim ecma'in", tabi'mden ba'zilarma, siz Resu-
lullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" Eshabmdan daha cok
amel [ibadet] yapiyorsunuz. Fekat, onlann ziihdleri sizden cok ol-
dugu icin, sizden daha hayrh idiler, demislerdir. Diinya muhabbe-
ti, ya'ni dtinyaya diiskiin olmak demek, nefsin arzulanm, tath ge-
len seyleri ve bunlara kavusmamn sebebi olan parayi, haram yol-
lardan aramak demekdir. Diinyaya diiskiin olmak, hayal pesinde
kosmakdir. Ciinki, diinya lezzetlerinin zararlan, faidelerinden da-
ha cokdur. Elde kalmaz, cabuk giderler. Bunlara kavusmak ise,
cok giicdiir. Faidesi hie olmryanlara (La'b), ya'ni oyun ve (Lehv),
ya'ni eglence denir.
[insam olmekden, bir uzvunu yok olmakdan ve siddetli agridan
kurtaracak seye (Zaruret) denir. Ruhi ve bedeni rahathgi icin ve
sadaka vermek, hayrat ve hasenat yapmak, zekat, hac, kurban,
odiinc vermek icin lazim olan seylere (ihtiyac) denir. ihtiyacdan
fazla olup, tath gelen, hosa giden seylere (Zinet) denir. ihtiyacdan
fazla olan mail, (tekebbiir) icin, gosteris icin kullanmak, zinet ol-
maz, haram olur. Zaruret mikdarmda kazanmak icin gahsmak
farzdir. ihtiyac mikdarmda kazanmak, siinnetdir. Buna (Kana'at)
denir. Zinet olan seyleri kazanmak, mubahdir. ihtiyac ve zinet es-
yasim islamiyyete uygun olarak kazanmak ibadet olur. Bunlan ka-
zanmak icin, islamiyyetin disina cikmak, haram olur. Boyle ele ge-
cirilenler, diinyahk olur. (Ahkam-i islamiyye), Allahii tealamn
emrleri ve yasaklan demekdir.]
Hadis-i serifde, (Diinyahk olan $eyler, mePundur. Allah icin
olan scylcr, Allahii tealamn razi oldugu seyler, mel'un degildir)
buyuruldu. Diinyahk olan seylerin, Allahii teala indinde hie kiy-
meti yokdur. Ahkam-i islamiyyeye uyarak kazanilan ve kullani-
lan nzk, diinyahk olmaz. Diinya ni'meti olur. Diinya ni'metleri-
nin en krymetlisi, saliha olan kadmdir. Imam olan ve islamiyye-
-95-
te uyan kimseye (Salih) [iyi insan] denir. Saliha kadm, zevcini ha-
ram islemekden korur. Hasenat ve ibadet yapmasma yardimci
olur. Saliha olmiyan kadm, zararli olur. Diinyalik olur. Hadis-i se-
rifde, (Diinya ni'metlerinden bana, kadinlarim ve giizel koku sev-
dirildi) buyuruldu. Hadis-i serifde, (Diinyalik olan seylerin Allah
indinde sivri sinek kanadi kadar kiymeti olsaydi, kafire bir yiithmi
su vermezdi) buyuruldu. Kafirlere, diinyahgi cok vererek, onlari
felakete suriiklemekdedir. Hadis-i serifde, (Mii'minin Allah indin-
de kiymeti, topladigi diinyalik kadar azahr) ve (Diinya sevgisi art-
dikca, ahirete olan zaran da artar. Ahiret sevgisi artdikca, diinya-
nin ona zaran azahr) buyuruldu. Hazret-i All "radryallahu teala
arm" diyor ki, diinya ile ahiret, sark ile garb gibidir. Birine yakla-
san, digerinden uzaklasir. Hadis-i serifde, (Diinyalik pesinde kos-
mak, su iizerinde yiiriimege benzer. Bunun ayaklarimn lslanma-
masi miimkin midir? islamiyyete uymaga mani' olan seylere diin-
ya denir) ve (Allahii teala bir kulunu severse, onu diinyada zahid
ve ahirete ragib yapar. Ayblarim ona bildirir) ve (Diinyada zahid
olani, Allah sever. Insanlarda bulunanlarda zahid olani insanlar se-
ver) ve (Diinyalik arayamn buna kavusmasi giicdiir. Ahireti araya-
nin buna kavusmasi kolaydir) ve (Diinyahga diiskiin olmak, hata-
lann basidir) buyuruldu. Ya'ni her diirlii hataya, giinaha sebeb
olur. Diinya pesinde kosan kimse, siibheli seylere, sonra mekruh-
lara, sonra haramlara, hatta kiifre dalar. Gecmis iimmetlerin, Pey-
gamberlerine "aleyhimiissalevatii vetteslimat" inanmamalarma se-
beb, diinyaya diiskiin olmalan idi. Diinya muhabbeti, seraba ben-
zer. Bundan icen, ancak oliim zemanmda ayilir. Musa aleyhisse-
lam, Tur dagma giderken, birinin cok agladigim gordii. Ya Rabbi!
Kulun, senin korkundan agliyor dedi. Kan aglasa dahi, onu afv et-
mem. Ciinki o, diinyaya diiskiindur, buyurdu. Hadis-i serifde,
(Diinyayi halaldan kazanana, ahiretde hesab vardir. Haramdan
kazanana, azab vardir) ve (Allahii teala, bir kulunu sevmezse, ma-
hni haramlara sarf etdirir) buyuruldu. Tekebbiir icin bina yapmak
boyledir. Bir hadis-i serifde, (Bir kimse, halal para ile bina yapar-
sa, insanlar, bundan faidelendigi miiddetce, kendisine sevab veri-
lir) buyuruldu. Rutubetden kurtulmak, temiz hava almak niyyeti
ile yiiksek bina yapmak caizdir. Tekebbiir icin, oviinmek icin, yiik-
sek bina yapmak haramdir. imam-i a'zam Ebu Hanife buyuruyor
ki, (Cahillerin hakaret etmemeleri ve diismanlara azametli, kuv-
vetli goriinmek icin, alimlerin, amirlerin libas ve binalarmm zmet-
li olmasi lazimdir.)
insanui $erefi, ilm ve edebledir.
Sanma ki $eref, mal ve nesebledir!
-96-
TE S VIF
26 - Tesvif, hayrli is yapmagi sonraya birakmakdir. Ibadetleri
ve hayrli isleri yapmakda acele etmek, (Musare'at) olur. Hadis-i
serifde, (Olmeden evvel tevbe ediniz. Hayrli isleri yapmaga mani'
cikmadan once acele ediniz. Allahii tealayi cok hatn laviniz. Zekat
ve sadaka vermekde acele ediniz. Boylece Rabbinizin nzklanna ve
yardimina kavusunuz!) ve (Bes sey gelmeden evvel bes seyin kiy-
metini biliniz: Olmeden once hayatin kiymetini, hastahkdan once
sihhatin kiymetini, diinyada ahireti kazanmamn kiymetini, ihtiyar-
lamadan gencligin kiymetini, fakirlikden evvel zenginligin kiyme-
tini) buyuruldu. Zekatim vermiyen ve mahm ahiret yolunda sarf
etmiyen kimse, fakir olunca, cok pisman olur. Hadis-i serifde,
(Tesvif eden helak olur) buyuruldu.
[imam-i Rabbani "rahmetullahi aleyh", halaya girdikden bir
miiddet sonra, kapiyi vurarak hizmetcisini caginr. Hizmetci, taha-
ret suyunu veya bezini hazirlamadigini samp, kosarak gelir. Kapi
arasmdan gomlegini uzatarak, (Al, bunu, falanca fakire hediyye
olarak gotiir) deyince, efendim, bunu haladan cikmca emr etseydi-
niz olmaz mi idi? Kendinize nicin boyle sikmti verdiniz? der. Gom-
legimi o fakire hediyye etmek, halada hatinma geldi. Disari cikin-
caya kadar tesvif etseydim, seytamn vesvese ederek, bu hayrli isi
yapmakdan beni vazgecirmesinden korkdum, dedi.]
FASIKLARI SEVMEK
27 - Haram isliyen kimseye (fasik) [kotii kimse] denir. Fiskin
en kotiisii, zulm yapmakdir. Ciinki, acikca yapilmakda ve kul
hakki da kansmakdadir. Al-i imran suresi, elliyedinci ve yiizkir-
kmci ayetlerinde mealen, (Allahii teala, zalimleri sevmez) buyu-
ruldu. Hadis-i serifde, (Zalimin cok yasamasina diia etmek, Alla-
hii tealaya isyan olunmasim istemekdir) buyuruldu. Siifyan-i Sev-
riye "rahime-hullahii teala", (Colde bir zalim susuzlukdan helak
oluyor. Ona su verelim mi?) denildikde, hayir vermeyin, buyur-
du. Zalim, oturdugu evi gasb yolu ile almis ise, o eve girmek ha-
ram olur. Fasik kimseye tevadu' edenin dininin iicde ikisi gider.
Zalime tevadu' edenin halinin nasil olacagim buradan anlamah-
dir. Zalimin elini opmek, karsismda egilmek, giinahdir. Adilin
ise, caiz olur. Ebu Ubeyde bin Cerrah, Hazret-i Omerin elini op-
musdiir "radiyallahii anhiima". Kazancmm cogu haramdan olan
kimsenin evine gidip oturmak, caiz degildir. Onu, soz ile veya bir
hareket ile medh etmek, haramdir. Ancak, kendini veya baskasi-
ni, onun zulmiinden kurtarmak icin, yanma gitmek caiz olur. Ya-
- 97 - Islam Ahlaki - F:7
nmda iken, yalan soylememek ve kendisini medh ve sena etme-
mek lazimdir. Kabul etmesi zan olunursa, nasihat verilir. Zalim,
sana gelirse kalkmak, ayakda karsilamak caiz olur. Dmin izzetini
ve zulmiin kotulugunii bildirmek icin kalkmamak iyi olur. Miimkin
ise, nasihat yapilir. Zalimden her zeman uzak kalmak daha iyidir.
Hadis-i serifde, (Miinafik ile konusurken, efendim, demeyiniz!)
buyuruldu. Zalime, kafire hurmet etmek, saygi ile selam vermek,
iistadim demek, kiifr olur.
Allahii tealaya isyan edene (Fasik) [kotii kimse] denir. Baska-
larmm isyan etmesine, fiskm yayilmasma sebeb olana (Facir) denir.
Haram isledigi bilinen fasik sevilmez. Bid'ati, ya'ni bozuk inamsla-
n yayanlan ve dini ogrenmege mani' olanlan sevmek, giinahdir.
Hadis-i serifde, (Fasikin fiskina mani' olmaga kudret varken, kim-
se mani' olmazsa, Allahii teala, bunlarin hepsine, diinyada ve ahi-
retde azab yapar) buyuruldu. Omer bin Abdiil'aziz "rahime-hulla-
hii teala" diyor ki, (Allahii teala, bir kimse giinah isledigi icin, bas-
kalanna da azab yapmaz ise de, acikca giinah isliyenler goriiliip de,
gorebilenler mani' olmadigi zeman, hepsine azab yapar). Allahii
teala, Yusa' Peygambere "aleyhissalatti vesselam" vahy eyledi ki,
(Kavminden kirkbin salih kimseye ve altmis bin fasik kimseye azab
yapacagim!). Ya Rabbi! Fasiklar, azabi hak etmisdir. Salihlere
azab yapmamn sebebi nedir? dedikde, (Benim gadab etdiklerime,
onlar gadab etmedi. Birlikde yidiler, icdiler) buyurdu. Mahna, ca-
nina, evladma ve miislimanlara zarar gelecegi, ya'ni fitneye sebeb
olacagi zeman, bid'at sahiblerine ve zalimlere emr-i ma'ruf yapmak
lazim olmaz. Acikca giinah isliyen fasiklan, yalmz kalb ile sevme-
mek kafidir. Tath ve yumusak sozlerle nasihat vermek lazim olur.
Bir kimse, hem ibadet yapar, hem de fisk yaparsa, daha cok
yapdiginm ismi verilir. ikisi miisavi ise, ibadeti bakimmdan sevilir.
Fiski bakimmdan sevilmez. Baskalanmn da fiskina sebeb olan
kimse, hiikumet memurlan tarafmdan men' edilir.
[Allahii tealamn sevgisini kazanmak icin, islamiyyete uyana ve
bir miirsidi sevene (Salih) [iyi insan] denir. Bu sevgiyi kazanmis ola-
na (Veil) denir. Baskalanmn da kazanmalan icin cahsan Veliye
(Miirsid) denir. (islamiyyetin ash, temeli iicdiir: ilm, amel, ihlas.) Is-
lam ilmleri ikiye aynhr. Din bilgileri, fen bilgileri. Dinde reformcu-
lar, din bilgilerine (Skolastik bilgiler), fen bilgilerine (Rasyonel bil-
giler) diyorlar. Din bilgileri, agacdan armud diiser gibi, insamn ka-
fasina bir yerden gelmez. Bir hakiki miirsidin sozlerinden ve halle-
rinden, hareketlerinden ve Ehl-i siinnet alimlerinin (ilm-i hal) kitab-
larmdan ogrenilir. Kiyamet yaklasinca, hicbir yerde hakiki miirsid
goriilmiyecek, cahil, yalanci, fasik din adamlan cogalacakdir. Bun-
-98-
lar Allahii tealamn sevgisini kazanmak icin degil, para, mevki' ve
sohret kazanmak icin cahsacaklar. Zenginlere, makam sahiblerine
yanasacaklardir. Bu din hirsizlarma aldanmamak, se'adete kavus-
mak icin, meshur Ehl-i siinnet alimlerinin kitablarmi okumalidir.
Zemammizda ve her zeman giinahlann en zararlisi, din bilgilerini
ogrenmege mani' olmakdir. Zararli oyunlan seyr etmek, din kitabi
okumaga mani' oluyor. Gender, din kitabi okumaymca, din cahili
oluyorlar. Dinsiz ve imansiz yetisiyorlar. Musliman ana-babalann,
evladlarim bu felaketden kurtarmalan lazimdir. Bunun icin, Haki-
kat Kitabevinin nesr etdigi kitablan evine getirip, evladlarma okut-
malari lazimdir. Ana-babalar, bu vazifelerini yapmazlarsa, evladla-
n kafir olur, Cehenneme gider.]
ALIMLERE DUSMANLIK
28 - Islam ilmleri ile ve islam alimleri ile "rahime-humullahu
teala" alay etmek kufr olur. islam alimine soven, kotiiliyen kafir
olur, miirted olur. Fisk ve bid'at sebebi ile sevmemek, lazim olur.
Diinya isleri sebebi ile sevmemek, giinah olur. Salihleri sevmemek
de, boyledir. Hadis-i serifde, (Uq §ey finanin lezzetini artdinr: Al-
lahii tealayi ve Rcsuliinii hcrscydcn cok sevmek, kendisini sevmi-
yen miislimani Allah nzasi icin sevmek, Allahii tealamn diisman-
larim sevmemek) ve (ibadetlerin en kiymetlisi, hubb-i tillah ve
bugd-i fillahdir) buyuruldu. ibadeti cok olan mii'mini, az olandan
daha cok sevmek lazimdir. isyam daha cok olan, kiifrii ve fuhsu ya-
yan kafirleri daha cok sevmemek lazimdir. Allah icin diismanhk
edilmesi lazim gelenlerin basinda, insamn kendi nefsi gelir. Sev-
mek demek, onlarm yolunda bulunmak demekdir. Imanm alameti
de, (hubb-i tillah ve bugd-i fillah)dir. Bir hadis-i serifde, (Allahii
tealamn ba'zi kullan vardir. Bunlar, Peygamber degildir. Peygam-
berler ve sehfdler, kiyamet giinii bunlara imrenirler. Bunlar, birbi-
rini tammiyan, uzak yerlerde yasiyan, Allah icin birbirini seven
mii'minlerdir) buyuruldu.
Bir hadis-i serifde, (insan, diinyada kimi seviyorsa, ahiretde
onun yamnda olacakdir) buyuruldu. Onun yolunda bulunmazsa,
sevgisi sahih olmaz. insan, dinine ve emanetine giivendigi salih
kimselerle arkadashk etmelidir. Yehudiler ve nasraniler, Pey-
gamberlerini "aleyhimiissalevatu vetteslimat" sevdiklerini soyli-
yorlar. Fekat, onlarm yolunda olmadiklan icin, hahamlann, pa-
paslann uydurduklan yanlis yolda olduklan icin, ahiretde Pey-
gamberlerinin yamnda olmiyacaklardir. Hatta, Cehenneme gi-
deceklerdir. (Cevab Veremedi) kitabimizda, yehudiler ve hiristi-
-99-
yanlar hakkmda genis bilgi vardir. Yiiksek ruhlar, sevdikleri ruh-
lan yukan cekerler. Aleak ruhlar da, asagi ceker. insan, oldiikden
sonra, ruhunun nereye gidecegini, diinyada sevdiklerinin halinden
anlamahdir. insan, baskasim tabfat icabi veya akl icabi veya ken-
disine yapdigi iyilikler icabi veya Allahii tealamn nzasi icin sever.
Diinyada sevisen kimselerin ruhlan birbirlerini cezb etdigi gibi, ki-
yametde de birbirlerini cezb ederler. Enes bin Malik "radiyallahii
anh" diyor ki, miislimanlan yukardaki hadis-i serif sevindirdigi ka-
dar, hicbir sey sevindirmemisdir. Kafirleri seven onlarla birlikde
Cehenneme gidecekdir. Sevgilisine tabi' olmamak, insamn elinde
degildir. Sevmenin en kuvvetli alameti, sevgilinin sevdiklerini sev-
mek, sevmediklerini sevmemekdir.
FITN E
29 - Insanlan sikintiya, belaya diisiirmek, ihtilale sebeb olmak,
fitne cikarmakdir. Hadis-i serifde, (Fitne, uykudadir. Bunu uyan-
dirana Allah la'net etsin!) buyuruldu. insanlan, hiikumete karsi,
kanunlara karsi isyana tesvik etmek, fitne olur. Fitne cikarmak ha-
ramdir. Haksiz yere adam oldiirmekden daha biiyiik giinahdir. Za-
lim olan hiikumete karsi isyan etmek de haramdir. Mazlumlar is-
yan ederse, bunlara yardim etmek de haramdir. isyan etmenin za-
ran, giinahi, zulmiin zararmdan ve giinahindan daha cokdur.
imamm, siinnet olan mikdardan fazla okuyarak nemazi uzat-
masi da, fitne cikarmakdir. Cema'atin hepsi razi olursa, fitne ol-
maz, caiz olur. Vaizlerin, din adamlanmn, cema'atin anhyamiya-
caklari seyleri soylemeleri ve yazmalan da, fitne olur. Herkese, an-
hyabilecegi kadar soylemelidir. Mtislimanlara yapamiyacaklan
ibadetleri emr etmemelidir. Za'if kavl olsa bile, yapabileceklerini
soylemelidir. Emr-i ma'riif yaparken de fitne cikarmamaga dikkat
etmek lazimdir. Emr-i ma'ruf yaparken, kendini tehliikeye sok-
mak, emr olunmadi. Dine ve baskalarma zarar vererek, diinya fit-
nesine de, sebeb olmamahdir. Kendine diinyevi zaran dokunacak
emr-i ma'rufu yapmak caiz olur, cihad olur. Sabr edemiyecekse,
bunu da, yapmamahdir. Fitne zemanmda evinden cikmamah, kim-
se ile goriismemelidir. Fitneye yakalamnca, sabr etmelidir.
imam-i Rabbani "rahime-hullahii teala", ikinci cildin altmisse-
kizinci mektiibunda buyuruyor ki: Sevgili yavrum! Tekrar tekrar
yaziyorum ki, simdi, giinahlanmiza tevbe edecek, Allahimizdan
afv dileyecek zemandayiz. Fitnelerin cogaldigi bu zemanda, eve
kapamp, kimse ile goriismemelidir. Fitneler, nerdeyse yagmur gi-
bi yagarak, heryeri kaphyacak. Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Ki-
yamet kopmadan evvel, her yeri fitneler kaphyacak. Fitnelerin
-100-
zulmeti, ortahgi karanhk gece gibi yapacak. O zeman, evinden
mii'min olarak cikan kimse, aksam kafir olarak evine donecek.
Aksam mii'min olarak evine gelen, sabah kafir olarak kalkacak. O
zeman oturmak, ayakda kalmakdan hayrhdir. Yiiriiyen, kosantlan
daha iyidir. O zeman oklarimzi kirimz! Yaylarimzi kesiniz. Kilinc-
larimzi tasa calimz! O zeman, evinize birisi gelince, Adem nebinin
iki oglundan iyisi gibi olsun!) Eshab-i kiram "radiyallahii teala an-
htim ecma'm", bunu isitince, o zemanda bulunacak muslimanlara
ne yapmagi emr edersiniz dediler. Cevabmda, (Evinizin esyasi olu-
nuz!) Bir rivayetde, (Oyle fitne zemamnda, evinizden tlisan cikma-
yiniz!) buyurdu. [Bu hadis-i serif, Ebu Daviidda ve Tirmiizide
mevcuddur.] Bu giinlerde, Dar-til-harb kafirlerinin Negrekut seh-
rinde, muslimanlara, islam memleketlerinde yapdiklan zulmleri,
iskenceleri isitmissinizdir. Muslimanlara, goriilmedik hakaretler
yapdilar. Boyle alcakca isler, ahir zemanda cok olacakdir. Altmis-
sekizinci mektubdan terceme temam oldu.
(Tezkire-i Kurtubf) muhtasarmda diyor ki: Hadis-i serifde,
(Fitne cikarmayimz! Soz ile cikarilan fitne, kihnc ile olan fitne gi-
bidir. Zalimlere, facirlere milleti ceki^dirmekden, yalan ve iftira
soylemekden hasil olan fitne, kdinc ile yapdan fitneden daha zarar-
hdir) buyuruldu. Alimlerin hemen hemen hepsi, sozbirligi ile bildi-
riyorlar ki, malini, camm kurtarmak zorunda kalanm da, lsyan et-
memesi, hiikumete, kanunlara karsi gelmemesi lazimdir. Ciinki,
zalim olan hiikumete karsi sabr etmegi hadis-i serifler emr etmek-
dedir. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem", (Allahiimme in-
ni es'elii-ke fi'lel hayrat ve terkelmiinkerat ve hubbel-mesakin ve
iza eredte fitneten fi kavmi fe-teveffeni gayre meftun) diiasim oku-
dugunu imam-i Muhammed "rahime-hullahii teala" bildiriyor. Bu
diia, (Ya Rabbi! Bana hayrh isler yapmak, cirkin seyleri terk et-
mek ve fakirleri sevmek nasib eyle! Kavmim arasinda fitne cikar-
mak istedigin zeman, fitneye kansmadan canimi al!) demekdir.
Imam-i Kurtubf "rahime-hullahii teala" diyor ki, bu hadis-i serif,
fitneden sakmmak, ona kansmamak lazim oldugunu, fitneye kans-
makdansa, olmenin hayrh olacagim acikca gostermekdedir.
(Miskat)daki hadis-i seriflerde buyuruyor ki, (Fitne zemamnda,
muslimanlara ve onlarin reislerinc tabi' olunuz. Hak yolda olan yok-
sa, fitneciler, isyancilar arasma karismayiniz! Oliinceye kadar, fitne-
ye katilmayimz!). (Fitne zemamnda, hiikumetinize tabi' olunuz. Si-
ze zulm etse, mallarinizi alsa da, ona ita'at ediniz!). (Fitne zemamn-
da, islamiyyete sarihniz. Kendinizi kurtarimz. Baskalarina akl ver-
meyiniz! Evinizden disari cikmayimz. Dilinizi tutunuz!). (Fitne
zemamnda, cok kimse oldurulur. Onlarin arasina karisnuyan kur-
-101-
tulur). (Fitnecilere kansmiyan, se'adete kavusur. Fitneye yakala-
nip, sabr eden de, se'adete kavusur). (Allahii teala, Kiyamet giinii,
bir kuluna soracak: Giinah isliyeni gordiigiin zcinan, nicin maiii'
olmadin diyecek. O kul, onun zaranndan, diismanhk yapmasindan
korkdum ve senin afv ve magfiretine giivendim diyecek). Bu ha-
dis-i serif, dusmamn kuvvetli oldugu zemanlarda, emr-i ma'rufu ve
nehy-i miinkeri terk etmek caiz olacagim gostermekdedir.
(Sir'atiil-islam) serhinde diyor ki, farzin yapilmasim, haramdan
sakimlmasim emr etmek, farz-i kifayedir. Siinnetin yapilmasim
emr, mekruhdan nehy, men' etmek, siinnetdir. Haram islemekde
olan, el ile men' edilmez. Soz ile men' edilir. Ya'ni, kotuliigti, za-
ran anlatilir. Haram islemege hazirlanan, el ile men' edilir. Soz ile,
el ile nehy ederken, fitne, zarar cikarmamak lazimdir. Nehyin fa-
ideli olacagim onceden bilmek lazimdir. Zann-i galib, ya'ni cok
zan etmek de, bilmek demekdir. Hubb-u fillah, bugd-u fillah olma-
ymca, yapilan ibadetlerin faidesi olmaz. Emr-i ma'ruf ozrsiiz terk
edilirse, diialar kabul olmaz. Hayr ve bereket kalmaz. Cihadda ve
miiskil islerde zafer nasib olmaz. Gizli islenen giinah, bunu isleye-
ne zarar verir. Acikca islenirse, herkese zaran dokunur. Bir kim-
senin kottilemesi ile, bir insam kotii bilmemelidir. Bir kimsenin
kotiilemesi gibet olur. Bunu dinlemek de haram olur. Bir insamn
fasik oldugu, iki adil sahidin, bunun bir miinker isledigini gordiik-
lerini bildirmeleri ile veya kendi tecribesi ile anlasihr. Giinah isli-
yeni gortip de, giicii, kudreti oldugu halde, nehy etmemek, (Miida-
hene) olur. Miidahene edenlerin, kabrden maymun ve hmzir sek-
linde kalkacaklan, hadis-i serifde bildirilmisdir. Emr-i ma'ruf ya-
pani, arkadaslan sevmez. Miidahene yapani severler. Zalim olan
htikumet adamlarma soz ile emr-i ma'ruf yapmak, cihadin en kiy-
metlisidir. Nasihat vermege giicii yetmezse, kalbi ile red etmek de
cihad olur. Devlet adamlari el ile, alimler soz ile, diger miisliman-
lar kalb ile emr-i ma'ruf yapar. Emr-i ma'rufu Allah rizasi icin yap-
mak ve soylediginin kitabdan vesikasmi bilmek ve fitneye sebeb
olmamak lazimdir. Soziintin faidesi olmiyacagini ve fitne cikmasi-
na sebeb olacagim bilen kimsenin emr-i ma'ruf yapmasi vacib ol-
maz. Hatta, ba'zan haram olur. Boyle zemanda, fitneye sebeb ol-
mamak icin, evinden cikmamahdir. [Ya'ni, fitnecilerin arasina ka-
nsmamahdir.] Fitne cikarsa veya hiikumet zulm yapar, fesad cika-
nrsa, o sehrden, beldeden hicret etmek lazim olur. Hicret mtimkin
iken, hiikumetin ikrah etmesi, zorlamasi, giinah islemek icin ozr
olmaz. Hicret miimkin olmazsa, bir kenara cekilmeli, kimseye ka-
nsmamahdir. Soziiniin faidesi olmiyacagini ve fitne cikacagini bi-
lirse, emr-i ma'ruf yapmak vacib olmaz, miistehab olur. Soziiniin
faideli olacagim, fekat fitneye sebeb olacagim da bilirse, yine vacib
-102-
olmaz. Fitne, dogiilmek gibi kuciik ise, miistehab olur. Fitne biiyiik
ve tehliikeli ise, emr-i ma'ruf yapmasi haram olur. Emr-i ma'rufu
yumusak yapmak vacibdir. Sertlik, fitneye sebeb olur. Miislimana
ve zimmi kafire karsi, silah ile isaret etmemeli, bunlara da, zulm,
iskence yapmamalidir. (Sir'a)dan terceme temam oldu.
MUDAHENE VE MUDARA
30 - Kudreti oldugu, giicii yetdigi halde, haram isliyene mani'
olmamak miidahene olur. Harami isliyene veya yanmda bulunan-
lara olan saygisi yahud dine olan baghhgmin gevsekligi, mudahe-
neye sebeb olmakdadir. Fitne olmadigi, ya'ni dinine veya diinyasi-
na veya baskalarma zarar olmadigi zeman, haram ve mekruh isli-
yene mani' olmak lazimdir. Mani' olmamak, susmak haram olur.
Miidahene etmek, haram islemege razi olmagi gosterir. Susmak
cok yerde iyidir. Fekat, hakki, hayn soyliyecek yerde susulmaz. Ya
Resulallah! Gecmis iimmetlerden bir kismma zelzele ile azab ya-
pildi. Toprak altmda kaldilar. Bunlarm arasmda salihler [iyi insan-
lar] de vardi, denildikde, (Evet, salihler de birlikde helak oldular.
Ciinki, Allaha isyan olunurken susmuslartli. Onlardan ayrilmamis-
lardi) buyuruldu. Hadis-i serifde, (Ummetimden bir kismi, kabrle-
rinden maymun ve hinzir seklinde kalkacaklardir. Bunlar Allahii
tealaya isyan edenlerin arasina kansanlar, onlarla beraber yiyip
icenlerdir) ve (Allahii teala, bir alime ilm ihsan edince, Peygam-
berlerden aldigi gibi, bundan da mfsak ahr) buyuruldu. ilmini, la-
zim oldugu zeman soylemekden cekinmiyecegine soz verir. (Bir
kimse, Allahii tealamn ihsan etdigi ilmi, lazim oldugu zeman soy-
lemezse, kiyamet giinii boynuna atesden tasma takdacakdir) ha-
dis-i serifi ve Nisa suresinin, (Kendilerine ilm ve hidayet verdigi-
miz kimseler, ilmlerini insanlardan saklarlarsa, Allahin ve la'net
edenlerin la'netleri, bunlarin iizerine olsun!) mealindeki otuzaltin-
ci ayet-i kerimesi, miidahene etmenin haram oldugunu gostermek-
dedir. Miidahenenin ziddi, karsihgi, (Gayret) ve salabetdir. Maide
suresinde ellidordiincii ayet-i kerimesinde mealen, (Allah yolunda
cihad ederler, kotiilenmekden korkmazlar) buyuruldu. Dinde, gay-
ret ve salabeti olanlann mallan ile, canlan ile ve sozleri ile ve ka-
lemleri ile, Allah rizasi icin cihad etmeleri lazim oldugu, bu ayet-i
kerimede bildirilmekdedir. Hadis-i serifde, (Cok aci olsa da, hakki
soyleyiniz!) buyuruldu. Bir zahid, Emevi halifelerinin dordunciisii,
Mervamn yanmda calgi calanlan goriince, calgi aletlerini kirdi. Mer-
van, bunun, arslanlarm arasina birakilmasim emr etdi. Arslanlann
yanmda, hemen nemaza durdu. Arslanlar, bunu, yalamaga basladi-
lar. Bunu arslanlarm yamndan alrp halifeye getirdiler. Arslanlar-
-103-
dan korkmadm mi? dedi. Hayir, onlardan korku, hatinma gelme-
di. Biitiin geceyi diisiinceli gecirdim, dedi. Ne dusiindiin? dedi.
Arslanlar beni yalayinca, tiikiiriikleri necs midir? Allahii teala, ne-
mazimi kabul etdi mi, etmedi mi? diye dusiindum dedi 1 ' 1 .
Kendisine veya baskalarma zarar gelmek korkusundan dolayi
iyiligi emr etmek ve harami men' etmek miimkin olmazsa, boyle
fitneye mani' olmak icin susmaga, (Miidara) etmek denir. Kalbi,
harami men' etmek istedigi halde, miidara yapmak caizdir. Hatta,
sadaka sevabi hasil olur. Miidara ederken tath dilli ve giiler yiizlii
olmak lazimdir. Talebeye ders verirken de, miidara yapilir.
imam-i Gazali "rahime-hullahu teala" buyurdu ki, (insanlar, uc
kismdir: Bir kismi, gida gibidir. Herkese, her zeman lazimdir.
Ikinci kismi, ilac gibidirler. ihtiyac zemamnda lazim olurlar.
Uciincii kismi, hastahk gibidir. Bunlara ihtiyac olmaz. Fekat, ken-
dileri insanlara miisallat olurlar, bulasirlar. Bunlardan kurtulmak
icin, miidara etmek lazimdir.) Miidara, caizdir. Ba'zan da miiste-
hab olur. Evinde, zevceye miidara etmiyen kimsenin rahati, huzu-
ru kalmaz. Resulullaha "sallallahu teala aleyhi ve sellem", bir mii-
safir geldi, (i^eri almiz! O, kotii bir insandir) buyurdu. iceri girin-
ce, onunla tath ve nes'eli konusdu. Gidince, yumusak konusmasi-
nin sebebi soruldukda, (Kiyametde, en kotii yerde bulunacak
kimse, diinyada zaranndan korunmak icin ikram olunandir) bu-
yurdu. Hadis-i serifde, (Sikilmadan acikca haram igliyen kimseyi
gibet etmek caiz oldugu gibi, scrlerindcn korunmak icin bunlara
miidara etmek de caizdir. Fekat miidara, miidahene §eklini alma-
mahdir) buyuruldu. Miidara, dini veya diinyayi zarardan kurtar-
mak icin, diinya menfe'atinden vermekdir. Miidahene, diinya ele
gecirmek icin, dinden vermekdir. Zalime miidara ederken kendi-
si ve zulmleri medh olunmaz.
INAD VE MUKABERE
31 - Inad ve miikabere, hakki, dogruyu isitince, kabul etme-
mekdir. Ebu Cehl ve Ebu Talib, inad ederek, Resulullahm "sallal-
lahii aleyhi ve sellem" Peygamber olduguna inanmadilar, inkar et-
diler. inad, riyadan, hikddan, hasedden yahud tama'dan hasil olur.
Hadis-i serifde, (Allahii tealamn en sevmedigi kimse, hakki kabul
etmekde inad edendir) buyuruldu. Hadis-i serifde, (Mii'min vekar
sahibi olur, yumusak olur) buyuruldu. Vekar sahibi diinya islerin-
de kolayhk gosterir. Din islerinde, sarp kaya gibi olur. Bir dag, ze-
manla asinabilir. Mii'minin dini hie asmmaz.
[1] Mervan bin Hakem 65 [m. 683] de oldiiriildii.
-104-
NIF A K
32 - Nifak, miinafikhk, icinin disina uymamasidir. Kalbinde
kiifr olan kimsenin mii'min oldugunu soylemesi, dinde nifak olur.
Kalbinde diismanlik olup, dostluk gostermek diinya nifaki olur.
Kiifriin en kotiisii, dinde nifak yapmakdir. Medine sehrindeki mti-
nafiklann reisi, Abdullah bin Ubey bin Selul idi. Miislimanlarm
Bedr gazasindaki zaferlerini goriince, miisliman olduklarmi soyle-
diler. Fekat, kalbleri ile inanmadilar. Hadis-i serifde, (Miislimanla-
ra, sozleriyle dostluk gosterip, davramslanyla diismanlik edenlere,
Allahii teala ve melekler la'net eylesin) ve (Miinafikin uq alameti
vardir: Yalan soyler, soziinde durmaz ve emanete hiyanet eder)
buyuruldu. Boyle kimse, miisliman oldugunu soylese, nemaz kilsa
da, miinafikdir.
TEFEKKUR ETMEMEK
33 - insanm, giinahlarim diisiinmesi ve bunlara tevbe etmesi,
ta'atlanm, ibadetlerini diisiiniip, bunlara da, siikr etmesi lazimdir.
Mahluklardaki ve kendi bedenindeki ince san'atlan, diizenleri, bir-
birlerine olan bagliliklanni dtisiinerek de, Allahii tealamn varligi-
m ve buyukliigiinu anlamasi lazimdir. Mahluklarm, varhklarm
hepsine (Alem) denir.
[Alem, iic kismdir: (Alem-i ecsad), (Alem-i ervah) ve (Alem-i
misal). Alem-i misal, varhk alemi degildir. Goriiniis alemidir.
Her varhgm, bu alemde bir goruntiisii bulunur. Alem-i ervah,
Arsin haricindeki seylerdir. Bunlar maddi degildir. Bunlara
(Alem-i emr) de denir. Alem-i ecsad, madde alemidir. Buna
(Alem-i halk) da denir. Bu da ikiye aynhr: insana (Alem-i sagir)
denir. insandan baska varhklarm hepsine (Alem-i kebir) denir.
Alem-i kebirde olan herseyin, alem-i sagirde, bir niimunesi, ben-
zeri vardir. insanm kalbi, run alemine acilan bir kapidir. Kafir-
lerde bu kapi kapanmis, harab olmusdur. Bunun icin, kafirlerin
ruh aleminden haberleri yokdur ve olamaz. Kalbin hayat bulma-
si, ruh alemine acilmasi icin tek care, tek ilac, iman etmesidir,
miisliman olmasidir. Mii'minin kalb kapisindan Alem-i emre gir-
mesi ve bu alemde sonsuza, ebedi hayata ilerlemesi icin, cahsma-
si lazimdir. islamiyyetin sekiz ana ilminden biri olan (Tesavvuf)
ilmi, bu cahsmalari ogreten, mu'azzam bir ilmdir. Bu ilmin mii-
tehassislarma (Veil) ve (Miirsid) denir. Miirsidlerin en meshuru,
imam-i Rabbani Ahmed Farukidir. 1034 hicri ve 1624 miladi se-
nesinde Hindistanda vefat etmisdir.
Tib ve fen fakiiltelerinde okuyup da, mahluklardaki san'at in-
-105-
celiklerini, aralanndaki hesabh baglantilan goren ve anhyabilen
akh basmda bir kimsenin, Allahii tealanm varhgma, birligine, bti-
ytikltigtine, ilmine, kudretine inanmamasi mtimktin degildir. Inan-
miyanin, anormal, geri kafali, cahil olmasi, yahud inadci, sehvetle-
rine dtisktin bir budala olmasi veya nefsine esfr olmus, iskence yap-
makdan zevk alan, zalim bir sadist olmasi lazim gelir. Kafirlerin
hayat hikayeleri incelenirse, bu tic kismdan biri oldugu hemen
meydana cikar.]
Hadis-i serif de, (Varhklardaki nizaini diisiinerek Allahii teala-
ya iinan ediniz!) buyuruldu. Astronomi okuyup da, yer ktiresinin,
ayin, gtinesin ve btittin yildizlarm boslukda donmelerinde ve bir-
birlerinden uzakhklannda bulunan dtizeni, hesablan anhyan kim-
senin, imam artar. Daglann, ma'denlerin, nehrlerin, denizlerin,
hayvanlarm, nebatlarm, hatta mikroplann yaratilmasinda, cesidli
faideler vardir. Hicbiri bos yere, ltizumsuz yaratilmamisdir. Bu-
lutlar, yagmurlar, simsekler ve yildinmlar, yer altmdaki sular ve
enerji maddeleri ve hava, kisaca her varhk belirli hizmetler, belli
vazifeler yapmakdadir. insanlar, bu sayisiz mahluklarm, sayilami-
yacak hizmetlerinden bugtine kadar pek azim anhyabilmisdir.
Mahluklan kavnyamiyan insan akh, bunlarm hahkim, yaratamm
nasil kavnyabilir? Onun btiytikltigtinti, sifatlanm biraz anhyabi-
len islam alimleri, saskina donmtisler. (Onu anlamak, anlasilami-
yacagim anlamakdir) demislerdir. Musa aleyhisselamm timmetin-
den biri, otuz sene ibadet etmis. Bir bulut kendisine golge yapa-
rak, gtinesden korumusdu. Birgtin bulut gelmemis, gtinesde kal-
misdi. Annesine sebebini sormus. Herhalde bir gtinah yapmissin,
demisdi. Hayir, gtinah islemedim deyince, goklere, ciceklere bak-
madm mi? Onlan gortince, yaratanm azametini dtistinmedin mi?
demis. Evet, bakdim. Fekat, tefekktirde kusur etdim deyince,
bundan btiytik gtinah olur mu? Hemen tevbe et, demisdi. Akh ba-
smda olan kimsenin, tefekktir vazifesini hie ihmal etmemesi la-
zimdir. Yann olmiyeceginden emin olan kimse var midir? Allahii
teala, hicbir seyi batil, faidesiz yaratmamisdir. insanlann anhya-
madiklan, goremedikleri faideler, anhyabildiklerinden katkat da-
ha cokdur. Tefekktir, dort dtirlti olur, demislerdir. Allahii teala-
nm mahluklarmdaki gtizel san'atlan, faideleri dtistinmek, Ona
inanmaga ve sevmege sebeb olur. Onun va'd etdigi sevablan dti-
stinmek, ibadet yapmaga sebeb olur. Onun haber verdigi azabla-
n dtistinmek, Ondan korkmaga, kimseye kottiltik yapmamaga se-
beb olur. Onun ni'metlerine, ihsanlanna karsihk, nefsine uyarak
gtinah isledigini, gaflet icinde yasadigmi dtistinmek, Allahdan ha-
ya etmege, utanmaga sebeb olur. Allahii teala, yerlerde ve gokler-
-106-
de bulunan mahluklan diisiinerek ibret alanlan sever. Hadis-i se-
rif de, (Tefekkiir gibi kiymetli ibadet yokdur) ve (Bir an tefekkiir,
;il(mis sene ibadetden daha hayrhdir) buyuruldu. Imam-i Gazali-
nin farisi (Kimya-i Se'adet) kitabinda tefekkiir uzun yazilidir.
MUSLIMANA BEDDUA
34 - Hadis-i serifde, (Kendinize, evladuuza, kotii diia etmeyiniz.
Allahin kaderine razi olunuz. Ni'metlerini artdirmasi kin diia edi-
niz) ve (Ananin, babanin cocuguna olan ve mazluniun, zalime olan
beddiialan, red olunmaz) buyuruldu. Bir miislimamn kafir olmasi
icin diia edenin kendisi kafir olur. Bir zalimin, kafir olarak olerek,
sonsuz azab cekmesini istemek, kiifr olmaz. Musa aleyhisselamm
boyle diia etdigi, Kur'an-i kerimde bildirilmisdir. imam-i a'zam
Ebu Hanife "rahime-hullahii teala", baskasmin kafir olmasim iste-
mek, kiifr olur buyurdu. Zalimden baskasina beddiia etmek ha-
ramdir. Zalime, zulmii kadar beddiia etmek caiz olur. Caiz olan
birseyin mikdari, ozriin mikdan kadar olur. Zalime de beddiia et-
memek, sabr etmek ve hatta, afv etmek daha iyidir. Zimmiye ve
herhangi bir kafire, Allah omr versin demek, caiz degildir. Miisli-
man olmasi icin veya cizye vererek miislimanlarm kuvvetlenmesi
icin, boyle diia etmek, caiz olur. Kafire saygi ile selam veren, kafir
olur. Kafire saygi bildiren bir soz soylemek, mesela iistadim de-
mek, kiifr olur.
MUSLIMANA KOTU ISM TAKMAK
35 - Miislimana kotii ism takmak veya baskasmm takdigi kotii
ismi soylemek caiz degildir. Soy adi ve nam-i miistear koymak ca-
izdir. Siddik Giimiis, Hiiseyn Hilmi Isikm "rahmetullahi aleyh"
nam-i mtisteandir. Hadis-i serifde, (Kotii ismi olan, bunu giizel is-
me cevirsin!) buyuruldu. Mesela, Asiye ismini, Cemile yapmahdir.
Miislimana giizel ism takmak caizdir. Cocuguna, oviicii ism koy-
mamahdir. Mesela Resid, Emin ismini vermemelidir. Muhyiddin,
Nurtiddin gibi ismler de, yalan ve bid'at olur. Fasiklan, cahilleri,
miirtedleri boyle ismlerle cagirmak mekruhdur. Ciinki, bunlar,
medh edici, oviicii ismlerdir. Mecaz olarak da, soylenemezler.
Kendi cocuklarma, bu ismleri tefe'iil ederek, ugurlu olmak icin
koymak, caiz olur denilmisdir. Salih olduklan meshur olan alimle-
ri bu ismler ile zikr etmek caiz ve faidelidir.
[Ibni Abidin "rahime-hullahii teala", besinci cildde buyuruyor
ki, cocuga konulacak ismler arasinda en efdal olam, Abdullah,
sonra Abdurrahman, sonra Muhammed, sonra Ahmed, daha
sonra ibrahimdir. Allahii tealamn ismlerinden olan Ali, Resid,
Aziz gibi ismleri de koymak caizdir. Fekat, bu ismleri soylerken
-107-
hurmet etmek lazimdir. Bilerek hurmetsizlik eden kafir olur. Me-
sela, ismi Abdiilkadir olana, Abdiilkoydur demek, Hasen yerine
Hasso, Ibrahim yerine Ibo demek, bu ismlerle alay etmek olur. Bu
ismlerle alay etmek niyyet edilmezse, kiifr olmaz ise de, kiifre ben-
ziyen seyi soylemekden sakmmak lazimdir. Cocuk, diinyaya gelip,
hemen olse, ism koymadan defn edilmez. Abdiinnebi ismi caiz ise
de, koymamak ihtiyath olur. Seyyid Abdiilhakim Arvasf hazretle-
ri hicn kameri 1362 [m. 1943] senesinde vefat edinciye kadar, Is-
tanbulda, Bayezid cami'inde, Sail, Persembe ve Cumartesi giinleri,
ikindi nemazmdan sonra, yirmibes sene va'z ve irsad eyledi. Bir
va'zmda, (Veledin, valideyni iizerinde tic hakki vardir: Dogdukda
miisliman ismi koymak. Akil oldukda, kitabet, ilm ve san'at ogret-
mek. Balig oldukda, dini ve ahlaki giizel bir miisliman bulup, bu-
nunla hemen evlendirmekdir) buyurdu. Kizlari boyle evlendiren
ana-baba, hatta her akraba ve ahbablar ve hatta komsular cok se-
vab kazamrlar. Avrupada, Amerikada, din, edeb diismam olarak
yetisdirilen soysuzlara, uydurma diploma vererek, profesor ism ve
etiketi ile islam memleketlerine gonderiyorlar. Bu cahil kafirleri li-
selere, iiniversitelere muallim ve profesor yapiyorlar. Bunlar, tu-
zaklarma diisen miisliman evladlanni dinsiz, mezhebsiz yapiyorlar.
Bunlar kolayca, hain, katil oluyorlar.]
OZRt) RED ETMEK
36 - Miislimanm ozriinii red etmek mekruhdur. Hadis-i serifde,
(Miisliman kardesinin ozriinii kabiil etmemek giinah olur) buyu-
ruldu. Ozrii kabul etmek ve kusurlan afv etmek, Allahii tealamn
sifatlarmdandir. Boyle olmiyan kimseye, Allahii teala gadab ve
azab eder. Ozrde bulunmak iic diirlii olur: Nicin yapdim? Veya su-
nun icin yapdim. Keski yapmasaydim demek veya yapdim, bir da-
ha yapmam demek. Yahud yapmadim diyerek inkar etmekdir.
Yapdim, bir daha yapmam demek, tevbe olur. Mii'min, afv etmesi
icin ozr dilemesini bekler. Miinafik, ayblarm ortaya cikmasim ister.
Hadis-i serifde, (iffet sahibi olunuz. Qirkin seyler yapmayiniz. Ka-
diiihii im/i da, aftf yapiniz) ve (iffet sahibi olursaniz, kadinlariniz
da afif olur. Ananiza babaniza ihsan ederseniz, cocuklanniz da si-
ze ihsan eder. Din kardesinin ozriinii kabiil etmiyen, kevser hav-
zindan icmiyecekdir) buyuruldu. Bu hadis-i serif, din kardesinin
kotiiliik yapdigini ve ozriiniin yalan oldugunu bilmiyen kimse icin-
dir. Ciinki, bunun ozriinii red etmek miislimana su-i zan etmek
olur. Yalan soyledigini bilerek ozriinii kabul etmek, afv olur. Afv
etmek, vacib degil, miistehabdir.
-108-
KUR'AN-I KERIMI YANLIS TEFSIR ETMEK
37 - Tefsir, bey an etmek ve kesf etmek demekdir. Bildirmek
ve aciklamakdir. (Te'vil), riicu' etmekdir. Tefsir, bir ma'na ver-
mekdir. Te'vil, cesidli ma'nalar arasmdan birisini secmekdir.
Kendi re'yi, goriisii ile tefsir, caiz degildir. Tefsir, rivayet ile yapi-
lir. Te'vil, dirayet ile yapilir. Hadis-i serifde, (Kur'an-i kerimi,
kendi goriisu ile aciklayan, dogru olsa dahi, hata etmisdir) buyu-
ruldu. Resulullahdan "sallallahii aleyhi ve sellem" ve Eshab-i ki-
ramdan "radiyallahii anhiim" gelen haberlere ve alimlerin tefsir -
lerine ve tefsir ilminin usuliine bakmadan ve Kureys liigatini bil-
meden ve hakikat ile mecazi dusiinmeden, miicmel, mufassal ve
umumi ve hususi olanlan birbirinden ayirmadan ve ayet-i keri-
melerin indirilme sebeblerini ve nasih, mensuh olduklanm aras-
dirmadan verilen ma'nayi, Allahii tealanm kelami olarak soyle-
mek dogru degildir. (Tefsir), kelam-i ilahiden murad-i ilahiyi an-
lamak demekdir. Kendiliginden verdigi ma'na dogru olsa bile,
mesru' yoldan cikarmadigi icin, hata olur. Verdigi ma'na yanlis
ise, kafir olur. Hadis-i serifleri de, sahih veya bozuk oldugunu bil-
meden soylemek, sahih olsa bile, giinah olur. Boyle kimsenin ha-
dis-i serif okumasi caiz olmaz. Hadis kitablarmdan, hadis nakl et-
mek icin, hadis alimlerinden icazet almis olmak lazimdir. Hadis-i
serifde, (Uydurdugu bir sozii, hadis olarak soyliyen kimse, Ce-
hennemde azab gorecekdir) buyuruldu. Kur'an-i kerimi, tefsir
alimlerinden, icazeti olmiyamn da, tefsir kitablarmdan alarak
soylemesi ve yazmasi, caizdir. Yukanda bildirilen, tefsir etmek
sartlanm haiz olan kimse, yazih icazeti olmadan tefsir ve hadis
nakl edebilir. icazet vermek icin para almak caiz degildir. Ehliy-
yeti olana icazet vermek vacibdir. Ehliyyeti olmiyana icazet ver-
mek haramdir.
Hadis-i serifde, (Kur'an-i kerime, ehliyyeti olmadan ma'na
veren, Cehennemde azab gorecekdir) ve (Bilmedigini hadis ola-
rak soyleyen, Cehennemde azab gorecekdir) ve (Kur'an-i kerime
kendi gorusune gore ma'na veren Cehennemde azab gorecekdir)
buyuruldu. Bid'at sahiblerinin, kendi bozuk i'tikadlanni isbat et-
mek icin, ayet-i kerime ve hadis-i serif okumalan, boyledir.
[Sfiler, Vehhabiler, Teblig-i Cema'atcilar, Mevdudiciler ve Sey-
yid Kutubcular boyledir. Yusiif-i Nebhani "rahmetullahi aleyh"
boyle bozuk tefsirleri ($evahid-ul hak) kitabinda uzun anlatmak-
dadir. Kur'an-i kerimin dis ma'nasi oldugu gibi, ic ma'nasi da var-
dir diyerek, kendilerine gore ma'na veren [zindiklar] da, boyle-
dir. Kelimelerin, kendi zemanlarmda, kendi aralannda kullandikla-
-109-
n ma'nalarma gore tefsir yapanlar da boyledir.
Osmanli devletindeki alimlerden Nuh bin Mustafa Konevi
"rahime-hullahii teala", 1070 [m. 1660] de Kahirede vefat etmis-
dir. Muhammed Sihristanmin "rahime-hullahii teala" (Milel ve
Nihal) kitabina yapdigi tercemede diyor ki, (isma'iliyye) firkasm-
da olanlar, imam-i Ca'fer Sadikm biiyiik oglu isma'ilin yolunda-
yiz dedikleri icin, bu ismi almislardir. Bunlara (Batiniyye) firkasi
da denir. Ciinki Kur'amn zahir ma'nasi oldugu gibi, batm ma'na-
si da vardir. Zahir ma'nasi, fikhcilann kalrplasdirdigi belli ve sinir-
h seylerdir. Batm ma'nasi ise, Kur'amn ic ma'nasi olup ucsuz de-
nizdir dediler. Zahir ma'nayi birakip, batin dedikleri, kendi uy-
durduklan seylere inandilar. Halbuki, Peygamberimiz "sallallahu
aleyhi ve sellem", Kur'an-i kerimin zahir, acik ma'nasmi bildirdi.
Zahir ma'nayi birakip, ic ma'na uydurmak, kiifr olur. Zmdikhk
olur. Bu hile ile, islamiyyeti yok etmege cahsdilar. Ciinki, (mecu-
siler) ya'ni atese tapanlar, islamin yayilmasim onliyebilmek icin,
reisleri Hamdan Kurmut, bu boliiciilugu ortaya cikarip, (Karami-
ta) devletini kurdu. Hacilan katl ve Hacer-i esvedi Ka'beden ci-
karip Basraya getirdi. (Cennet, diinya lezzetleri, Cehennem de,
dinin ahkamma uymakdir) dediler. Haramlara, giizel san'at ismi-
ni verdiler. islam dminin kotii huy, fuhs dedigi ahlaksizhklara mo-
ral egitimi diyerek gencleri sefalete siiriiklediler. Devletleri isla-
miyyete cok zarar verdi. 372 [m. 983] de gadab-i ilahiye yakalamp
mahv oldular.]
Tefsiri, nakl suretiyle yapmak lazimdir. Tefsir yapabilmek
icin, su onbes ilmi bilmek lazimdir: Lugat, nahv, sarf, istikak,
me'ani, beyan, bed!', kira'et, iisul-i din, fikh, esbab-i niizul, nasih
ve mensuh, iisul-i fikh, hadis, ilm-i kalb. Bu ilmleri bilmiyen kim-
senin tefsir yapmasi caiz degildir. islam ahkamma uyan, rasih
ilmli alimlere Allahii tealanm vasitasiz olarak ihsan etdigi ilme
(Mevhibe) veya (Kalb ilmi) denir. Hadis-i serifde, (ilmi ile amel
edene, Allahii teala bilmediklerini bildirir) buyuruldu. Yukan-
daki on bes ilme malik olmiyan kimsenin, tefsir yapmasi caiz de-
gildir. Yaparsa, kendi goriisii ile yapmis olur. Cehennemde yan-
maya miistehak olur. Hadis-i serifde, (Kirk gun ihlas ile islamiy-
yete uyan kimsenin kalbini, Allahii teala hikmet ile doldurur.
Bunlan soyler) buyuruldu. Miitesabih ayetlere ma'na veren,
kendi goriisii ile tefsir yapmis olur. Bid'at sahiblerinin tefsiri
boyledir.
Kur'an-i kerimde bulunan bilgiler uc kismdir: Bir kismini, hie
bir kuluna bildirmemisdir. Zatinin ve sifatlannm hakikati ve
gaybdan haber vermek boyledir. Ikinci kism, yalniz Peygamberi-
-110-
ne bildirdigi esrardir. Bunlan, Peygamberi "aleyhisselam", yalniz
Allahii tealamn izn verdigi kimselere bildirir. Uciincii kism bilgile-
ri, Peygamberine "aleyhissalatii vesselam" bildirmis ve biitiin iim-
metine bildirmesini emr etmisdir. Bu uciincii kism da, ikiye ayrilir:
Birincisi, ancak isitmekle ogrenilir. Kiyamet halleri boyledir. Ikin-
cisi, goriip incelemekle ve okuyup ma'nasim anlamakla ogrenilir.
Iman ve islam bilgileri boyledir. Miictehid imamlar bile, Nasslarda
acik bildirilmemis olan islamiyyet bilgilerini kesin olarak anhya-
mamislar, ihtilafa diismiislerdir. Boylece amelde cesidli mezhebler
meydana gelmisdir. Yukanda bildirilen onbes ilme sahib olanm ci-
karacagi ma'nalara tefsir denmez, (te'vil) denir. Ciinki, bu ma'na-
larda kendi re'yi bulunur. Ya'ni anladigi cesidli ma'nalardan birini
secmekde kendi re'yini kullamr. Secdigi ma'na, ayet-i kerimelerin
ve hadis-i seriflerin acik ma'nalanna yahud icma'a uygun olmazsa,
fasid olur. (Berfka) sonunda, raksm haram oldugunu anlatirken di-
yor ki, (Bize, tefsir kitablarma gore amel etmek emr olunmadi.
Fikh kitablarma tabi' olmamiz emr edildi.)
HARAM ISLEMEKDE ISRAR
38 - Giinah islemegi kasd etmek, az islese dahi, israr etmek
olur. Kasd etmek, niyyet etmekle, irade etmekle ve karar vermek-
le olur. Karar verip bir kerre de yaparsa, israr olur. Hie yapmazsa,
devamli yapmaga kasd etmesi, karar vermesi israr olmaz. Devam-
h yapmaga karar verip ve isleyip de pisman olur, terk ederse israr
olmaz. Tekrar yapip yine tevbe ederse, israr olmaz. Giinde cok
kerre yapip, her birinden sonra tevbe etmek, israr olmaz. Tevbe
ederken, giinah isledigine pisman olup iiziilmek ve giinahdan he-
men vaz gecmek ve bir daha yapmamaga karar vermek sartdir. Bu
iic sarti yapmadan, yalniz dil ile tevbe etmek, yalancihk olur. Ku-
ciik giinahlara israr etmek, biiyiik giinah olur. Bir biiyiik giinahi bir
kerre yapmakdan daha biiyiik olur. Tevbe edince, biiyiik giinah da
afv olur. Kiiciik giinahi kiiciik gormek, biiyiik giinahdir. Kiiciik gii-
nah isledigini soyliyerek oviinmek, biiyiik giinah olur. Kiiciik gii-
nah isliyeni, alim ve salih sanmak da, biiyiik giinah olur. Kiiciik gii-
nah isleyince de, Allahii tealadan ve azabindan korkmak lazimdir.
Allahii tealadan utanmazsa ve azab yapilacagim dtisiinmezse bii-
yiik giinah olur.
Kalbi bozuk olaua, kiymet mi verir, mal ile mevki'?
aitm paian vursan, merkeb yine merkebdir!
Ill
GIBET ETMEK
39 - Belli bir mti'minin veya zimmmin [gayr-i miislim vatanda-
sin] aybini, onu kotiilemek icin arkasmdan soylemek, gibet olur.
[Kotuleyen sozler dogru ise, (gibet) olur. Yalan ise, (iftira) olur.
Gibet ve iftira soylemek, biiyiik giinah oldugu gibi, bunlari dinle-
mek de haramdir. Soyleyen ve dinleyen, Cehennem atesinde yana-
cakdir. Soyleyeni susdurmah, susduramaz ise, oradan kalkip git-
melidir. Ve bunlar icin, hayr dua etmelidir. Dostlarm, ahbablann
ismlerini yazip, divara asmali, bu ismleri her goriisde, sahiblerine
hayr dua etmelidir. Mezarlarm iizerine taslar dikip, iizerlerine
meyyitin ismi yazihr, gecenler, gorenler, bu meyyite rahmet ve is-
tigfar okurlar. Senelerce bu dualara kavusan meyyitler kabr aza-
bmdan kurtulur.] Gibet, haramdir. Dinleyen, o kimseyi tammiyor-
sa, gibet olmaz. Gibet olunan kimse bunu isitirse, uziiliir. Bedenin-
de, nesebinde, ahlakmda, isinde, soziinde, dininde, diinyasinda,
hatta elbisesinde, evinde, hayvamnda bulunan bir kusur, arkasm-
dan soylendigi zeman, bunu isitince iiziilurse, gibet olur. Kapah
soylemek, isaret ile, hareket ile bildirmek, yazi ile bildirmek de,
hep soylemek gibi gibetdir. Bir muslimamn giinahi ve kusuru soy-
lendikde, hafizlarm, din adamlarmm, elhamdiilillah biz boyle degi-
liz demeleri, gibetin en kotiisii olur. Birisinden bahs edilirken, el-
hamdiilillah, Allah, bizi hayasiz yapmadi gibi, onu kotiilemek, cok
cirkin gibet olur. Falanca kimse cok iyidir, ibadetde su kusuru ol-
masa, daha iyi olurdu demek, gibet olur. Hucurat suresinde, oni-
kinci ayetinde mealen, (Birbirinizi gibet etmeyiniz!) buyuruldu.
Gibet, adam cekisdirmek demekdir. Birisini gibet etmek, olmus in-
samn etini yimek gibi olur buyuruldu. Hadis-i serifde, (Kiyamet gii-
nii, bir kimsenin sevab defteri acilir. Ya Rabbi! Diinyada iken, su
ibadetleri yapinisdim. Sahifede bunlar yazdi degil, der. Onlar, defte-
rinden silindi, gibet etdiklerinin defterlerine yazddi denir) ve (Kiya-
met giinii bir kimsenin hasenat defteri acdir. Yapmamis oldugu iba-
detleri orada goriir. Bunlar seni gibet edenlerin sevablaridir, denir)
buyuruldu. Ebu Hiireyre "radiyallahii anh" diyor ki, Resulullah
"sallallahii aleyhi ve sellem" ile oturuyorduk. icimizden birisi kalkip
gitdi. Ya Resulallah! Rahatsiz olup gitdi, denildi. (Arkadasmizi gi-
bet etdiniz, etini yidiniz) buyurdu. Aise "radiyallahii anha" diyor ki,
Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" yamnda, bir kadmm uzun
oldugunu soyledim, (Agzinda olani cikar!) buyurdu. Tiikiirdiim.
Agzimdan et parcasi cikdi. Allahii teala sifatlan, ozellikleri, cism
seklinde gostermege kadirdir. Gibet, din kardesinin, bir zimminin
isitince iiziilecegi bir kusurunu arkasmdan soylemekdir. Allahii tea-
-112-
la, Musa aleyhisselama vahy eyledi ki, (Gibet edip tevbe eden
kimse, Cennete en son gidecekdir. Gibet edip, tevbe etmiyen kim-
se, Cehenneme en once girecekdir.) Ibrahim Edhem "rahime-hul-
lahii teala", bir yemege da'vet edilmisdi. Sofrada, cagnlanlardan
birinin bulunmadigi soylenince, o agir kimsedir, denildi. Ibrahim
bin Edhem "rahime-hullahii teala", gibet edildi, buyurdu ve cikip
gitdi. Hadis-i serifde, (Bir kimse icin soylenen kusiii. onda varsa,
bu soz gibet olur. Yoksa biihtan, ya'ni iftira olur) buyuruldu. Din-
deki kusurlan soylemek, mesela nemaz kilmaz veya serab icer ve-
ya sirkat eder veya soz tasiyicidir demek ve diinyadaki kusurlan-
m soylemek, mesela sagirdir, sasidir demek, gibet olur. Dindeki
kusurlan, onu kotulemek icin soylenirse, gibet olur. Onun islahim
diisiinerek soylerse, gibet olmaz. Aciyarak soylemek de, gibet ol-
maz denildi. Bu koyde, nemaz kilmiyan var veya komiinist var,
hirsiz var demek, gibet olmaz. Ciinki, belli bir sahs soylenmemis-
dir.
Bir kimse, nemaz kilar, oruc tutar, hem de insanlara eli ile zarar
verir. Mesela dover, mallanm gasb eder, sirkat eder. Yahud dili ile
zarar verir. Mesela sover, iftira eder, gibet eder, soz tasir. Asikare
yapilan fisk ve haramlan ve bid'atlan soylemek, gibet olmaz. Bun-
lan men' etmesi icin hukumete haber vermesi, gunah olmaz. Bir
kimse, babasmdan gizli haram isleyince, babasmm mani' olacagim
bilenin, babasina soylemesi veya yazarak bildirmesi lazimdir. Mani'
olacagi bilinmiyorsa haber vermek caiz olmaz. Ciinki, diismanhga
sebeb olur. Birinin zararlanm, ona acidigi icin veya baskalarmm on-
dan sakmmasi icin soylerse, gibet olmaz. Onu kotulemek icin soy-
lerse, gibet olur. Alti kisinin kusurlanm, ayblanm arkasmdan soyle-
mek, gibet olmaz: Ona acidigi icin soylemek, ona mani' olunmasi
icin soylemek, fetva almak icin soylemek, muslimanlan onun serrin-
den korumak icin soylemek. O kusur, ona ism olmus ise, onu bu ism
ile tamtmak mecburiyyetinde olmak. Asikare, herkesce bilinen fis-
ki, bid'ati ve zulmu soylemek. Kizarak, onu kotulemek niyyeti ile
soylenen, gibet olur. Satilmakda olan malm kusurunu musteriye
soylemek, saticiyi gibet etmek olmaz. Evlenecek erkege, nikah
edecegi kizm aybini, kusurunu haber vermek, gibet olmaz, nasihat
olur. Birseyi bilmeyene nasihat vermek, vacibdir. Acikca haram is-
liyenin ve zulm edenin, acik olmiyan baska ayblanm bildirmek, gi-
bet olur. Hadis-i serifde, (Haya cilbabmi cikaran kimseyi soyle-
mek gibet olmaz) buyuruldu. Cilbab, kadmlann genis bas ortiisii-
diir. Burada, haya cilbabmi cikarmak, acikca haram islemek demek-
dir. Hadis-i serif, boyle kimsenin hayasi olmadigim isaret etmekde-
-113- Islam Ahlaki - F:8
dir. Imam-i Gazali ve ba'zi alimler "rahime-humullahu teala", acik
giinah isliyenin ve baskalarmm kusurunu soylemenin gibet olma-
sinda, onu kotiilemek, sart degildir, dediler. Bunun icin gibet et-
mekden cok sakmmak lazim gelir.
Insam gibet etmege siiriikliyen sebebler cokdur. Burada onbiri
bildirilecekdir: Ona karsi diismanhk, yanmda olanlann fikrlerine
uymak diisiincesi, sevilmiyen bir kimseyi kotiilemek, kendisinin o
giinahda bulunmadigmi bildirmek, kendinin ondan tistiin oldugu-
nu bildirmek, hased etmek, yanmda bulunanlan giildiirmek, saka-
lasmak, onunla alay etmek, ummadigi kimsenin haram islemesine
hayretini bildirmek, buna uzuldugiinii, ona acidigmi bildirmek, ha-
ram isledigi icin onu sevmedigini bildirmek.
Gibet, insamn sevablarmm azalmasina, baskasmm giinahlan-
nm kendisine verilmesine sebeb olur. Bunlan, her zeman diisiin-
mek, insamn gibet etmesine mani' olur.
Gibet, iic diirliidiir: Birincisinde, ben gibet etmedim, onda bu-
lunan seyi soyledim, der. Boyle soylemek, kiifr olur. Ciinki, hara-
ma, halal demis olur. ikincisinde, gibet olunana duyurmakdir. Bii-
yiik haram olur. Tevbe etmekle afv edilmez. Onunla halallasmak
da lazim olur. Ucunciisiinde, gibet olunanm bundan haberi olmaz.
Tevbe ve istigfar etmekle ve ona hayr diia etmekle afv olur.
Yanmda gibet yapildigmi isiten kimse, buna hemen mani' ol-
mahdir. Hadis-i serifde, (Din kardesinc, onun haberi olmadan yar-
dim eden kimseye, Allahii teala diinyada ve ahiretde yardim eder)
ve (Yanmda, din kardesinc gibet edilince, giicii yetdigi halde ona
yardim etmiyen kimsenin giinahi, diinyada ve ahiretde kendisine
yetisir) ve (Bir kimse, diinyada din kardesinin lrzini korursa, Alla-
hii teala, bir melek gondererek, onu Cehennem azabindan korur)
ve (Bir kimse, din kardesinin uzindan bir seyi korursa, Allahii tea-
la, onu Cehennem azabindan korur) buyuruldu. Gibet yapilirken,
orada bulunan kimse, korkmazsa, soz ile, korkunca, kalbi ile red
etmezse, gibet giinahma ortak olur. Soziinii kesmesi veyahud kal-
kip gitmesi miimkin ise, bunlan yapmali. Eliyle, basiyle, goziiyle
men' etmesi kafi gelmez. Acikca, sus, demesi lazimdir.
Gibet etmenin keffareti, iiziilmek, tevbe etmek ve onunla ha-
lallasmakdir. Pisman olmadan halallasmak, riya olur, ayri bir gii-
nah olur. [Oliiyii ve zimmi olan kafiri gibet haram oldugu ibni Abi-
din 5. ci cild, 263. cii sahifede yazilidir.]
Hak hade eyleyince, yol verir herkes sana,
Halk eder sebeblerini, bol verir her$ey sana.
114-
TEVBE ETMEMEK
40 - Tevbe, haram isledikden sonra, pisman olup, Allahii teala-
dan korkmak, bir daha yapmamaga azm etmek, karar vermekdir.
Dunyada zarar hasil olmasmdan korkarak pisman olmak, tevbe ol-
maz. Cesidli giinah isliyenin bunlardan ba'zismda israr ederken,
ba'zisma tevbe etmesi, sahih olur. Tevbeden sonra, giinahi tekrar
isliyenin, tekrar tevbe etmesi sahih olur. Boylece, cok kerre tevbe
etmesi, sahih olur. Biiyiik giinahm afv olmasi icin, tevbe etmek
sartdir. Bes vakt nemaz ve Cum'a nemazi, Ramezan-i serif orucu,
hac etmek, istigfar etmek, biiyiik giinah islemekden sakmmak gibi
ibadetler, kiiciik giinahlarm afv edilmesine sebeb olur. Sartlarma
uygun olarak tevbe edince, kiifr ve giinahlar muhakkak afv olunur.
Sartlarma uygun olarak ve Mas ile yapilan hacca, (Hacc-i mebrur)
denir. Hacc-i mebrur, kazaya kalmis olan farzlardan ve kul hakla-
nndan baska giinahlarm afvma sebeb olur. Bu ikisinin afv olmasi
icin, kazalarm ve kul haklarmm odenmesi de lazimdir. Hac ile, far-
zi yapmamamn giinahi afv edilmez ise de, vaktinde yapmamamn,
vaktinden sonraya birakmamn giinahi afv edilir. Hacdan sonra,
farzlan kaza etmege hemen baslamazsa, gecikdirme giinahi tekrar
baslar ve zemanla katkat artar. Gecikdirmek, biiyiik giinahdir. Bu-
nu iyi anlamak lazimdir. (Hacc-i mebrur yapanin giinahlari afv
olur. Diinyaya yeni gelmis gibi olur) hadis-i serifi, kaza ve kul hak-
kmdan baska giinahlarm afv olacagim gostermekdedir. Resiilulla-
hm "sallallahii aleyhi ve sellem" arefe gecesinde ve Miizdelifede,
hacilarm giinahlarinm afv edilmesi icin yapdigi dtialarm da, boyle
oldugu bildirilmisdir. Kaza ve kul haklarmm da, afva dahil oldugu-
nu bildiren alimler var ise de, bunlar, tevbe edip de kazadan ve
odemekden aciz olanlar icindir. Hud suresinin yiizonbesinci ayet-i
kerimesinde mealen, (Hasenat, giinahlari yok eder) buyuruldu. Bu
ayet-i kerimeye, kazasi yapilmca, afv olurlar ma'nasi verilmisdir.
Gibet olunan kimsenin isitmesinden sonra iiziilmesi de, bu gibeti
yapan icin, aynca biiyiik giinah olur. Bu giinahm afvina sebeb ola-
cak hasene, onunla halallasmakdir.
Giinahdan sonra hemen tevbe etmek farzdir. Tevbeyi gecikdir-
mek de, bu giinahi islemekden daha biiyiik giinahdir. Bu giinah,
her gun bir misli artar. Bunun icin de aynca tevbe etmek lazimdir.
Bir giinahm tevbesi yapilmca, bunun tevbesini gecikdirme giinah-
larinm hepsi afv olur. Farzi yapmamamn tevbesi, ancak kaza et-
mekle sahih olur. Her giinahm afvi icin, kalb ile tevbe etmek ve dil
ile istigfar etmek ve beden ile kaza etmek lazimdir. Yiiz kerre tes-
bih etmek, ya'ni (Siibhanallahi ve bi-hamdihi siibhanallahirazun)
demek ve sadaka vermek ve bir gun oruc tutmak, cok iyi olur.
-115-
Nur suresinin otuzbirinci ayetinde mealen, (Ey mii'minler! Al-
laha tevbe ediniz!) buyuruldu. Tahrim suresinde, sekizinci ayet-i
kerfmesinde mealen, (Allaha tevbe-i nasuh yapiniz!) buyuruldu.
Nasuh kelimesine yirmiiic ma'na verilmisdir. Bunlardan en meshu-
ru, pisman olup, dili ile istigfar etmek ve bir daha islememege ka-
rar vermekdir. Bekara suresinde ikiyuzyirmiikinci ayetinde mea-
len, (Allahii teala, tevbe edenleri sever) buyuruldu.
Hadis-i serifde, (En iyiniz, giinahdan sonra hemen tevbe edeni-
nizdir) buyuruldu. Giinahlarm en biiyugii, kiifrdiir ve miinafikhk-
dir ve irtidaddir.
[Miisliman olmamis ve olmiyan kimseye, (Kafir) denir. Miisli-
manlan aldatmak icin miisliman goriinen kafire, (Miinafik) ve
(Zindik) denir. Miisliman iken kafir olan kimseye, irtidad etdi de-
nir. Irtidad edene (Miirted) denir. Bu iicii, kalbinden inanarak ha-
lis iman ederse, muhakkak miisliman olur.
(Berfka) ve (Hadfka)da, dil afetlerinde ve (Mecma'ul-enhiir)de
diyor ki, (Erkek veya kadm, bir miisliman, alimlerin sozbirligi ile
kiifre sebeb olacagim bildirdikleri bir soziin veya isin kiifre sebeb
oldugunu bilerek, amden [ya'ni tehdid edilmeden, istekle] veya
baskalanni giildiirmek icin soyler, yaparsa, ma'nasim diisiinmese
dahi, imam gider. (Miirted) olur. Buna (Kiifr-i inadi) denir. Eger
bunun kiifre sebeb oldugunu bilmeyip, amden soyler, yaparsa, yi-
ne miirted olur. Buna (Kiifr-i cehli) denir. Ciinki, her miislimanm,
bilmesi lazim olan seyleri ogrenmesi farzdir. Bilmemesi ozr degil,
biiyiik giinahdir. Kiifr-i inadi ve kiifr-i cehli ile miirted olanin, ni-
kahi bozulur. Zevcesinden vekalet alarak, iki sahid yamnda veya
cami'de cema'at ile (Tecdid-i nikah) yapmasi lazim olur. ikiden
fazla tecdid icin (Hulle) lazim olmaz. Kiifre sebeb olan sozii, hata
ederek [ya'ni amden olmayip, yamlarak] veya te'villi olarak veya
ikrah [tehdid] edilerek soylerse, miirted olmaz ve nikahi bozulmaz.
Kiifre sebeb olmasi, alimler arasmda ihtilafli olan bir sozii amden
soyleyen miirted olmaz ise de, bunun tevbe ve istigfar etmesi ve
tecdid-i nikah yapmasi ihtiyath olur.) Cami'lere giden miislimanm,
kiifr-i inadi ve kiifr-i cehli ile miirted olmasi dusiiniilemez. Yalniz
bu son seklde, miirted olmasi diisiiniilebileceginden, imam efendi-
ler cema'ate, (Tecdid-i iman) dtiasim, ya'ni (Allahiimme inni iiri-
dii en iiceddidel-tmane vennikaha tecdiden bi-kavli la ilahe illal-
lah Muhammediin resulullah) okutarak tevbe ve tecdid-i nikah ya-
pihyor. Boylece, (La ilahe illallah diyerek, tecdid-i iman yapiniz!)
hadis-i serifindeki emr yapilmis olmakdadir. [Her zeman, her zev-
ce, zevcine "aramrzdaki nikahi tecdid etmek icin seni vekil etdim"
-116-
demeli, zevci de "bu vekaleti kabul etdim" demeli. imam efendi,
her Cum'a nemazmda, diiadan sonra, tecdid-i iman diiasim oku-
mali, cema'at de beraber soylemelidir. Hepsinin imanlari ve ni-
kahlan tazelenmis olur.]
Ehl-i siinnet alimlerinin "rahime-hiimullahti teala" sozbirligi ile
olmiyan bildirdiklerine uymayan inamsa (Bid'at) ve (Dalalet) de-
nir. Kiifrden sonra en biiyiik giinah bid'at sahibi olmakdir. Bunlar-
dan, bid'atini yaymak icin, muslimanlara bulasdirmak icin calisan
zindiklarm giinahi katkat daha cokdur. Hiikumetin bunlari agir ce-
zaya carpdirmasi, alimlerin sozle ve yazi ile nasihat vermeleri, cahil-
lerin de, bunlarla goriismemeleri, kitablanm ve mecmu'alanm oku-
mamalan lazimdir. Bunlarm yalanlanna, iftiralarma, heyecanh ve
atesli sozlerine aldanmamak icin cok uyamk olmahdir. Simdi mez-
hebsizler, Mevdudiciler, Seyyid Kutbcular ve (Cema'at-i tebligiy-
ye) denilen cahiller ve Vehhabiler, Sfiler, Nusayriler ve cesidli ism-
ler altmda ortaya cikmakda olan sahte tarikatcilar, yalanci seyhler,
bozuk i'tikadlanm, sapik inamslarim yaymak icin, her diirlii vasita-
ya basvuruyorlar. Miislimanlan aldatmak ve ehl-i siinneti ezmek,
yok etmek icin, nefslerinin ve seytamn ve ingilizlerin yardimi ile ak-
la ve hayale gelmiyecek tuzaklar, oyunlar hazirhyorlar. Mallarim,
milyonlanm sarf ederek, ehl-i siinnete karsi soguk harblerini siirdii-
riiyorlar. Genclerin, islam dinini, hak yolunu, Ehl-i siinnet alimleri-
nin kitablarmdan okuyup ogrenmeleri lazimdir. Ogrenmiyen, kiifr,
bid'at ve dalalet sellerine yakalamp bogulur. Diinya ve ahiret fela-
ketlerine suriiklenir. [Hakikat Kitabevi, yalmz Ehl-i siinnet kitabla-
nm nesr etmekdedir. Bu kitablan ahp okuyanlara miijdeler olsun!]
Bid'at sahiblerinin liderleri, Kur'an-i kerime yanlis, bozuk ma'nalar
veriyorlar. Bu ma'nalan ileri siirerek, sapik diisuncelerini ayet ile,
hadis ile isbat etdiklerini ileri siiriiyorlar. Ancak, ehl-i siinnet kitab-
lanm okuyarak, hakki anhyanlar, bunlara aldanmakdan kurtulur.
Hakki bilmiyenlerin, bunlarm dalalet girdablanna, tuzaklarma diis-
memeleri imkansiz gibidir. Bunlarm sapik inamslan, Kur'an-i ke-
rfmde ve hadis-i seriflerde acikca bildirilmis olan ve miictehid
imamlarm sozbirligi ile bildirdikleri ve miislimanlar arasma yayil-
mis iman bilgilerine uygun olmazsa, kafir olurlar. Kiifriin bu diirlii-
siine (ilhad) ve kendilerine (Miilhid) denir. Miilhidlerin miisrik ol-
duklan, ya'ni kitabsiz kafir sayildiklan akaid kitablarmda yazihdir.]
Bid'at sahiblerinin, murtedlerin de, tevbeleri kabul olur. Bun-
larm tevbe etmeleri icin, Ehl-i siinnet i'tikadim kisaca ogrenip
inanmalan, sapik i'tikadlarma pisman olmalari lazimdir.
Farzlara ehemmiyyet verip, tembellikle yapmiyan kimse,
miirted olmaz. Imam gitmez. Fekat, bir farzi yapmiyan miisliman,
-117-
iki btiyiik gtinaha girer. Birincisi, o farzin vaktini ibadetsiz gecir-
mek ya'ni farzi gecikdirmek giinahidir. Bunun afv olmasi icin (tev-
be etmek), ya'ni pisman olmak, tiztilmek, bir daha gecikdirmiyece-
gine karar vermek ile olur. Ikincisi, bu farzi terk etmek, yapmamak
giinahidir. Bu btiyiik gtinahm afv olmasi icin, bu farzi hemen kaza
etmek, ya'ni vaktinden sonra hemen yapmak lazimdir. Kazayi ge-
cikdirmek de, aynca btiyiik gtinah olur.
[Btiyiik islam alimi, ondordtincti asnn muceddidi, zahiri ve batmi
ilmlerin mtitehassisi, medreset-til-mtitehassisin mtiderrislerinden, te-
savvuf ktirsisi profesorti Seyyid Abdiilhakim Efendi "rahime-hullahu
teala", derslerinde, cami'lerde va'zlannda ve sohbetlerinde sik sik
buyururdu ki, (Bir farzi, ozrstiz olarak vaktinde yapmamak btiyiik
gunahdir). Vaktinden sonra hemen kaza etmemenin de, daha btiyiik
gtinah oldugu, kitablarda yazihdir. (Farzin vakti gecdikden sonra, bu
farzi yapacak kadar zeman irinde bu farz ozrstiz olarak kaza edilmez-
se, gecikdirme giinahi [6 dakikada] bir misli artar. Bundan sonra, vi-
ne bu kadar zeman idnde kaza etmezse, bir misli daha artar. Btiyle-
ce, farzi yapacak kadar zemanlann herbiri [ya'ni 6 dakika] gecdikce,
giinahlar, katkat artarak, sayilamiyacak ve diisiiniilemiyecek kadar
cogalir.) Bir farzin kazasi ozrstiz olarak yapilmaymca, giinahi boyle
artiyor. Bes vakt nemazm herbiri, hergtin farz oldugu icin, her ka-
zamn giinahi hergtin yeniden bashyor. Bes vakt nemaz icin, bir gtin-
de, yukanda bir farz icin bildirilenin bes misli cogahyor. Aylarca,
senelerce kilmmiyan nemazlarm gtinahlanmn ne kadar cok olaca-
gi, buradan anlasilabilir. Bu mtidhis, bu korkunc gtinahlarm altm-
dan kurtulabilmek icin, her careye basvurmak lazimdir. Imam olan
ve akh basinda olan kimsenin, gece gtindtiz kaza nemazi kilarak,
Cehennemdeki nemaz kilmamak azabmdan kurtulmasi icin cahs-
masi lazimdir. Ctinki, ozrstiz olarak, tembellikle, tisenerek kihnmi-
yan bir nemaz icin, yetmisbin sene, Cehennemde azab cekilecegi
bildirildi. Yukarda aciklanan sayisiz nemaz gtinahlan icin Cehen-
nemde ne kadar cok azab cekilecegini dtistinen bir mtislimamn uy-
kusu kacar, yemekden icmekden kesilir. Dtinyasi zindan olur. Evet,
nemaza ehemmiyyet vermiyen, vazife kabul etmiyen kafir olur,
mtirted olur. Miirted, Cehennemde sonsuz azab cekecekdir. O, za-
ten Cehenneme de, azaba da, nemazm ehemmiyyetine de inanma-
makdadir. Dtinyada, hayvan gibi yasamakda, zevkmden ve zevkme
vasita olan parayi, mah toplamakdan baska birsey dtistinmemekde-
dir. (Her ne olursa olsun, her kime ne zarar, ziyan olursa olsun,
yalniz bana gelsin), onun prensibidir. Onun zevk ve safasi icin her-
seyin, herkesin feda olmasi, umiiru bile degildir. Imam ve akh yok-
dur. Boyle kimsede, merhamet olmaz. Canavardan, en korkunc
hayvandan daha zararh olur. Onun insanhkdan, merhametden,
-118-
iyilikden soylemesi, havaya yazi yazmak gibidir. Kendi menfe'ati,
hayvam, sehvani arzulanna kavusmasi icin birer tuzakdir.
Senelerce kilmmamis nemazlan kaza etmek, imkansrz gibi ol-
musdur. Insanlar, islamiyyeti terk etdikleri icin, ya'ni Allahii teala-
nm emrlerine ve yasaklarma uymadiklan icin ve islam dininin gos-
terdigi rahat ve huzur yolundan aynldiklan icin, diinyada bereket
kalmadi. Rizklar azaldi. Taha suresinde yuzyirmidordiincii ayet-i
kerimesinde mealen, (Beni unutursaniz 1 lzklai mizi kisarim) buyu-
ruldu. Bunun icin, iman rizki, sihhat nzki, gida rizki, insanlik ve
merhamet rizki ve daha nice rizklar azaldi. (Hasa, zulm etmez ku-
luna hiidasi, herkesin cekdigi kendi cezasi) sozii Nahl suresinin
otuziiciincii ayetinden almmrsdir. Bugiinkii kiifr karanhklan ve
Allahii tealayi, Peygamberi "sallallahu teala aleyhi ve sellem", is-
lamiyyeti unutmamn bereketsizlikleri ve sikmtilan icinde, insan
gece giindiiz, kadinli erkekli calisip, bir ailenin nafakasim, rahat
yasamasim te'min edemez hale gelmisdir. Allahii tealaya inanma-
dikca, Onun bildirdigi islam dmine uymadikca, Onun Peygamberi-
nin giizel ahlaki ile bezenilmedikce, bes vakt nemazi vaktinde kil-
madikca, dalalet, felaket akmtisim durdurmak imkansizdir.
Nemazlann kazalarmi odeyebilmek icin, hergiin, sabah nema-
zmdan baska, dort vakt nemazin siinnetlerini kilarken, ilk kazaya
kalmis nemazi kaza etmegi de niyyet etmelidir. Boylece hergiin,
bir giinluk nemaz kazasi odenmis olur. Hem de, siinnet kihnmis
olur. 412. ci sahifeye bakimz! Kazalann bu niyyet ile nasil kilma-
cagi ve kilmmasi lazim oldugu, (Se'adet-i Ebediyye) kitabmda
uzun bildirilmisdir. Gunahlara bir kerre tevbe etmekle, bunlarm
hepsinin afv olacagi bildirilmisdir. Nemaz tevbesinin sahih olma-
si icin, terk edilmis olan her nemazin kaza edilmeleri lazimdir.
Kazalarmi kilarak, tevbe etmege bashyan, omiir boyunca, ya'ni
kazalan bitirinceye kadar, kazalarmi kilmaga niyyet etmis de-
mekdir. Allahii teala bu meyyitin, bu niyyetine gore, biitiin kaza-
larmi afv etmekdedir. Bunun gibi, istigfar okumaga devam ede-
nin biitiin giinahlan ve kafirler imana gelince, biitiin gecmis gii-
nahlan afv olacak ve iman etmiyenlere, Cehennemde ebedi azab
yapilacakdir.
Bundan yiizlerce sene once, fikh kitablannin yazildiklan ze-
manlarda, miislimanlarm imanlannm kuvveti ve Allahii tealadan
ve Cehennem azabmdan korkulan cokdu. Nemazi ozrsiiz terk et-
mek, hatira gelmezdi. Nemazi terk edenin bulunabilecegi diisii-
niilemezdi. O zemanlar, ozr ile ve pek az sayida nemaz, (Fevt)
edilir, kacinhrdi. Bu da, bir miisliman icin, biiyiik matem, iiziintii
olurdu. Nemazin kazaya kalmasi icin ozr, uykuya dalmak, unut-
-119-
mak, muharebede ve yolculukda, oturarak da kilmaga imkan bu-
lamamakdir. Bu ozrlerden birisinden dolayi nemazin fevt edilme-
si, giinah olmaz. Fekat, ozr bitince, bu nemazi kaza etmek hemen
farz olur. Ozr ile fevt edilen nemazlann kazalanni, coluk cocugu-
nun ihtiyacini kazanacak kadar, gecikdirmek caiz olur. Ozr ile ka-
cirilan nemazlann kazalanni, mtiekked siinnetler yerine kilmak la-
zim olmaz. Fikh kitablannin (miiekked siinnetler yerine kilmamak
daha iyi olur) demesi, ozr ile kilmamiyan nemazlar icindir. Ozrsiiz
terk edilen farzlan, hemen kaza etmek farzdir. Bunlan, siinnet ye-
rine de kilmak lazimdir. Imam-i Rabbani 123. cii mektubda buyu-
ruyor ki, (Nafile ibadet, bir farzi terk etmege sebeb olursa, ibadet
olmaz. Ma-la-ya'ni, zararh olur.)]
[Biiyiik alim, ibni Abidin "rahmetullahi aleyh" buyuruyor ki,
(Camiye girince, iki rek'at nemaz kilmak siinnetdir. Buna (Tehiy-
yetiil-mescid) denir. Camiye girince, farz, siinnet, kaza gibi her-
hangi bir nemaz kilmak, tehiyyetiil-mescid yerine gecer. Bunlara,
aynca tehiyyetiil-mescid diye niyyet etmek lazim degildir. Halbu-
ki, bir vaktin farzi ve siinneti diye iki niyyet edilen bir nemaz boy-
le degildir. Burada yalmz farz nemaz sahih olur. Bir mescide girin-
ce, herhangi bir nemaz kilarken, aynca niyyet etmeden, bunlarla
tehiyyetiil-mescid nemazi da kilmmis olur. Fekat, sevab hasil ol-
masi icin, buna da niyyet edilir. Ctinki, niyyet edilmiyen ibadete se-
vab verilmez). Abdiilhakim efendi "rahmetullahi aleyh" buyurdu
ki, (Siinnet nemaz demek, farzdan baska kilman nemaz demekdir.
Farzdan evvel veya sonra olan siinnet yerine kaza kilan, bu kaza
nemazi ile, siinnet nemazin ta'rifine uydugu icin, siinneti de kilmis
olmakdadir.) Goriiliiyor ki, siinnet yerine kaza kilmca, siinnet terk
edilmis olmuyor. Hem kaza, hem de siinnet niyyet edilince, siinne-
tin sevabi da hasil olmakdadir.]
Kazalan, yukanda bildirilen seklde odemege niyyet eden ve
bashyan kimse, agir hasta olursa, oldiikden sonra nemaz keffareti
yapilmasi icin (vasiyyet) etmesi, Velisinin de bu vasiyyeti yerine
getirmesi lazimdir. Veil, vasiyyet olunan kimse veya varislerden bi-
risi demekdir. Nemaz kilarken, vaciblerinden biri terk edilmis ve-
ya mekruh islenmis ise, vaktinin icinde i'ade edilmesi vacib olur.
Nafile nemazi dahi kilarken, fasid olursa, ya'ni bozulacak bir sey
olursa, i'ade etmesi vacib olur. Zekati, sadaka-i fitn, nezri ve kur-
bani da, her zeman kaza etmek lazim olur. Sonradan fakir olamn,
(Hile-i §er'iyye) denilen kolayhkla, bunlan kaza etmeleri lazimdir.
Fakir olmazlarsa, hile-i ser'iyye yapmalan mekruh olur.
Allahii teala ile kul arasmda olan, ya'ni kul hakki bulunmiyan
giinahlarm afv olmasi icin, gizlice tevbe etmek kafidir. Baskala-
-120-
nna haber vermek, imam efendiye bildirmek lazim degildir. Para
vererek, papasa giinah afv etdirmek, hiristiyanlikda yapihyor. isla-
miyyetde boyle sey yokdur. Cunub iken Kur'an-i kerim okumak
ve cami'de oturmak ve cami'de diinya islerini konusmak, yimek,
icmek ve uyumak ve Kur'an-i kerimi abdestsiz tutmak, calgi cal-
mak, serab icmek, zina etmek, kadmlann baslari, kollan, baldirla-
n, saclari acik sokaga cikmalan, kul hakki bulunmiyan giinahlar-
dir. Hayvan hakki bulunan gunahlan afv etdirmek, cok giicdiir.
Hayvam haksiz olarak oldiirmek, dovmek, yiiziine vurmak, taka-
tmdan fazla yiiriitmek, agir yiik vurmak, otunu, suyunu zemamnda
vermemek, giinahdir. Bu giinaha hem tevbe etmek, hem de, istig-
far ederek yalvarmak lazimdir.
Kul hakki bes diirliidur: Mali, nefsi, lrzi, mahremi ve dini. Sir-
kat, gasb, aldatmak ile ve yalan soylemekle mal satmak, kalp akca
vermek, baskasmm mahna ziyan vermek, yalanci sahidlikle veya
zalime haber vermekle veya riisvet vermekle, mahna zarar ver-
mek, mali olan kul haklandir. Bir kurus, bir habbe mal icin tevbe
etmek ve sahibi ile halallasmak lazimdir. Mali haklar icin, cocukla-
nn da halallasmasi, odemeleri lazimdir. Diinyada halallasmazsa,
ahiretde sevablan ona verilerek halallasdinlacakdir. Mal sahibi ol-
miis ise, varisine odenir. Varisi yoksa veya mal sahibi bilinmiyorsa,
fakire hediyye olarak verilip, sevabi sahibine gonderilir. Salih olan
miisliman fakir yoksa, islamiyyete ve miislimanlara hizmet eden
hayr cem'iyyetlerine, vakflara verilir. Kendi salih akrabasma, fakir
olan analanna, babalanna, cocuklarma hediyye olarak vermesi de,
caiz olur. Fakire, hediyye diyerek verilen sey, sadaka olur. Sadaka
sevabi hasil olur. Bunlan yapmak imkanim bulamazsa, mal sahibi-
nin ve kendisinin afv olunmalan icin diia eder. Kafirin hakki icin
de, onunla halallasmak lazimdir. Gonlii ahnmazsa, ahiretde afv
olunmasi, cok giic olacakdir.
Nefsi, ya'ni hayati giinah, adam oldiirmek, bir uzvunu telef et-
mekdir. Once tevbe etmek, sonra kendini onun Vehsine teslim et-
mek lazimdir. Vehsi isterse afv eder. isterse mal karsihgi sulh ya-
par. Isterse, mahkemeye verip, hakimden cezalandinlmasim ister.
Kendisinin karsihk yapmasi, caiz degildir. [islamiyyetde kan da'va-
si yokdur.] Irza dokunan kul hakki, gibet, iftira, alay, sovmek gibi
seylerdir. Tevbe etmek ve halallasmak lazimdir. Bunlarda varisle
halallasmak olmaz.
Mahremi olan hak, baskasmm zevcesine, cocuguna, hiyanet
etmekdir. Tevbe ve istigfar eder. Fitne cikmak ihtimali yoksa, sa-
hibi ile halallasir. ihtimali varsa halallasmak yerine, ona diia eder
ve onun icin sadaka verir. Dini hak, akrabasma ve emri altinda
-121-
olanlara din bilgisi vermegi terk etmekdir. Bunlann ve biitiin in-
sanlarm din bilgisi ogrenmelerine ve ibadet yapmalanna mani' ol-
makdir ve baskasma kafir, fasik demekdir. Halallasirken gunahi
bildirmeyip, bendeki haklarmi afv et demek, caizdir.
Fakir olan borcluyu afv etmek cok sevabdir.
Hadis-i serifde, (Tevbe eden, giinah islememis gibi olur) ve
(Giinahina pisnian olmayip, dili ile istigfar eden, giinahinda devam
edicidir. Rabbi ile alay etmekdedir) buyuruldu. istigfar etmek, (es-
tagfirullah) demekdir. Bunun ma'nasi, (Beni afv et Allahim) de-
mekdir. Muhammed Osman Hindi "kuddise sirrah"' 11 (Fevaid-i
Osmaniyye) kitabinda, farisi olarak diyor ki, (Sifa icin okunacak
diia yazmami istiyorsunuz. Sifa icin, [Tevbe ediniz ve] istigfar du-
asim cok okuyunuz.) [Ya'ni, Estagfirullaherazim ellezi la ilahe ilia
hiiv el hayyel kayyume ve etubii ileyh deyiniz!] Oliimden baska
btitiin derdlere, hastahklara karsi faidelidir. Oliim hastasmm agn-
lanni, sancilanm yok eder, rahat olmesini saglar. Bu diia, (Hak S6-
ziin Vesfltalari) kitabinda sahife 344 de uzun yazilidir. Hud sure-
sinde elliikinci ayetinde mealen, (istigfar okuyunuz! imdadiniza
yetisirim) buyuruldu. Hadis-i serifde (Istigfara devam edeni Alla-
hii teala derdlerden kurtanr) buyuruldu. Her zeman ve her yerde
ve nemazlardan sonra ve yatarken, ma'nalanm dusunerek, cok
(Estagfirullah min kiilli ma kerihallah) veya kisaca (Estagfirullah)
demelidir. Allahu teala, sifa ve halas ve dileklerini ihsan eder. Mu-
hammed Ma'sum hazretlerinin 6.cild, 121. ci mektubundaki hadis-i
serifde, (Kalbim iizerinde perde hasil oluyor. Hergiin yetmis kerre
istigfar ediyorum!) buyuruldu. Halid bin Zeyd cami'inin mUezzin-
leri her nemazdan sonra su duayi okurlardi: (Rabbena amentia bi
ma enzelte vetteba' ncrresfilc fektiibna ma'assahidin).
Her erkek, her zeman su magfiret duasim okumahdir: (Alla-
hiimmagfir li ve li-abai ve iimmehati ve li-ebnai ve benati ve li-ih-
veti ve ehavati ve li-ecdadi ve ceddatf ve li-a'mami ve ammati ve li-
ahvali ve halati ve li-zevceti ve ebeveyha ve li-esatizeti ve lil-mii'mi-
nine vel-mii'minat vel hamdii-lillahi Rabbil'alemfn!). Kadm okur-
sa, zevceti yerine zevci ve ebeveyha yerine, ebeveyhi demelidir.
Hadis-i serifde, (Allahu teala, giinah isleyip sonra pismaii olan
kulunu, istigfar etmeden once afv eder) ve (Giinahimz cok olup
goklere kadar ulassa, tevbe edince, Allahu teala, tevbenizi kabul
eder) buyuruldu. Bu hadis-i serifler, kul hakki bulunmiyan gu-
nahlar icindir. Hadis-i serifde, (Giinah, iic diirliidiir: Kiyametde
magfiret olunmiyan, terk edilmiyen ve Allahu teala dilerse afv
edecegi giinah). Kiyamet gunu muhakkak afv olunmiyacak gunah,
[1] Muhammed Osman 1314 [m. 1896] da vefat etdi.
-122-
sirkdir. Sirk, burada her diirlii kiifr demekdir. Tevbesiz, ya'ni ha-
lallasmadan afv edilmiyecek olan giinah, kul hakki bulunan giinah-
dir ve nemaz borcudur. Allahti tealanm dilerse afv edecegi giinah,
kul hakki bulunmryan giinahlardir.
COK MUHIM TENBIH
Erkek olsun, kadm olsun, her muslimanm, her soziinde, her
isinde, Allahii tealanm emrlerine, ya'ni farzlara ve yasak etdikleri-
ne [haramlara] uymasi lazimdir. Bir farzin yapilmasma, bir haram-
dan sakmmaga ehemmiyyet vermiyenin imam gider, kafir [Allahm
diismani] olur. Kafir olarak olen kimse, kabrde azab ceker. Ahiret-
de Cehenneme gider. Cehennemde sonsuz yanar. Afv edilmesine,
Cehennemden cikmasina imkan ve ihtimal yokdur. Kafir olmak
cok kolaydir. Her sozde, her isde kafir olmak ihtimali cokdur.
Kiifrden kurtulmak da cok kolaydir. Kiifriin sebebi bilinmese da-
hi, hergiin bir kerre, (Ya Rabbi! Bilerek veya bilmiyerek kiifre se-
beb olan bir soz soyledim veya bir is yapdim ise, nadim oldum, pis-
man oldum. Beni afv et) diyerek tevbe etse, Allahii tealaya yalvar-
sa, muhakkak afv olur. Cehenneme gitmekden kurtulur. Cehen-
nemde sonsuz yanmamak icin, hergiin muhakkak tevbe etmelidir.
Bu tevbeden daha mtihim bir vazife yokdur. Tekrar bildirelim ki,
kul hakki bulunan giinahlara tevbe ederken, bu haklan odemek ve
terk edilmis nemazlar icin tevbe ederken, bunlari kaza etmek la-
zimdir. (Se'adet-i Ebediyye) 276 dan 287 ortasma kadar okuyu-
nuz!
ISLAM AHLAKI
ikinci Kism
Islam ahlaki iic fasla aynlarak incelenir. Fekat, bu iiciinii anh-
yabilmek icin, once yardimci bilgileri ogrenmek lazimdir. Bunun
igin, yazilarimrzi bir baslangic ve iic fasl olarak sirahyacagiz. Biz,
bu kitabimizda yalmz birinci fash bildirecegiz:
MUKADDEME
Ahlak bilgilerini ogrenmek, istekle olur. Zor ile olmaz. Her ih-
tiyari is de, iki seyi ogrenmekle yapilabilir. Once, o isin ne oldugu-
nu iyice anlamak lazimdir. Sonra, o isin kazandiracagi faideleri bil-
mek icab eder. Bir de, her ilmi kolay anhyabilmek icin, ba'zi yar-
dimci bilgileri evvelden ogrenmek, Usui halini almisdir. Biz de, bas-
langicda, bu iic maksadi, iic bahs icinde aciklayacagiz. Baslangica
aynca iki Have de yapacagiz.
BiRINCi BAHS: islam ahlaki iice aynhr:
-123-
1 - insan yalmz iken, baskasmi dusiinmeden, islerinin iyi veya
kotii oldugunu anlatan ilme (ilm-i ahlak) denir. insan yalniz ol-
dugu zeman da, bu isleri, bildigi gibi yapar. Mesela yumusak huy-
lu, comerd, hayali insan, yalmzken de, baskalan yamnda da, hep
oyledir. (ilm-i ahlak), insanin boyle hie degismiyen islerini ogre-
tir.
2 - Ikincisi, insanin ev icinde, coluk cocuguna karsi hareketle-
rini tedkik eder. Buna (Tedbir-i menzil) ve (Ev idaresi adabi) de-
nir.
3 - Ucuncusii, insanin cem'iyyetdeki vazifelerini, hareketlerini,
herkese faideli olmasim ogretir. Buna (Siyaset-i medine), ya'ni (ic-
tima'i) veya (sosyal) terbiye denir.
(Ahlak-i Nasiri) kitabinda diyor ki, insan, iyi, kotii her isini bir
sebeb ile yapar. Bu sebeb, ya tabi'idir. Yahud bir emrdir, bir ka-
nundur. Tabi'ati icabi olan seyler, akh ve diisiincesi ve tecribeleri
neticesinde yapdigi islerdir. Boyle isleri, zemanla ve cem'iyyetin
te'siri ile degismez. ikinci sebeb olan emr, kanun ise, ya bir ce-
ma'atin, bir milletin miisterek diisiincesinden dogar. Buna (Rii-
sum) ve (Adet) denir. Yahud bir tamnmis alim, tecribeli, otorite
sahibi kimse tarafmdan ortaya konur. Peygamberler, Evliya ve
krallar, diktatorler boyledir. Peygamberler "aleyhimussalevatii
vetteslimat", Evliya ve alimler tarafmdan bildirilen, Allahii teala-
nm emrleri de iice aynhr: Birincisi, herkesin ayri ayn, yalniz ola-
rak uymasi lazim olanlardir. Bunlara (Ahkam) veya (ibadetler)
denir. ikincisi, insanlar arasmda karsihkh uymalan lazim olan
emrlerdir. (Miinakehat), ya'ni evlenme isleri ve (Mu'amelat),
ya'ni ahs veris isleri, boyledir. Ucuncusii, memleketleri, cem'iy-
yetleri icine alan emrlerdir. Bunlar, (Hudud), ya'ni (hukuki) ve
(siyasi) islerdir. Bu tic ilmin hepsine (Fikh) bilgisi denir. Fikh bil-
gileri ve bu isleri diizenliyen emrler veya tatbik edilmeleri, yapil-
malan, memleketlere, milletlere gore ve zemanla degisir. Bu te-
beddiilat da ancak Allahii tealamn bildirmesi ile olur. iste, Allahii
tealamn dinlerde yapdigi neshler, degisdirmeler, boyle emrlerde
olmusdur. Mesela, Adem aleyhisselam zemamnda insanlarm co-
galmasi lazimdi. Bunun icin, bir erkegin kendi kiz kardesi ile ev-
lenmesi halal idi, caiz idi. insanlar cogahnca, buna liizum kalmadi.
Haram oldu.
IKINCi BAHS: Ahlak ilminin faidelerini bildirelim:
insan, etrafim, mesela yerleri, gokleri ve yildizlar dedigimiz,
milyarlarca gok kiiresinin boslukda dondiiklerini, asrlar boyun-
ca carpismadiklanni, yeryiiziinde, sicakhk, basmc, hava, su mik-
-124-
darlarmm, yapilarmm, hareketlerinin tam hayata uygun olarak
ayarlanmis oldugunu, insanlarm, hayvanlarm, nebatlarm, cansiz
maddelerin, atomlarm, hiicrelerin, kisaca Use ve iiniversitelerde
okunan, tedkik edilen sayisiz varliklarm yapilarmdaki ve hareket-
lerindeki nizami, diizeni, uygunlugu gorerek, bunlan yapan, yara-
tan, kudretli, bilgili bir sahibin bulundugunu, ister istemez kabul
etmek, inanmak zorunda kalir. Akli olan kimse, kainatdaki ve be-
denindeki bu azameti, bu intizami gorerek, hemen Allahii tealanm
varhgma inamr, (Miisliman) olur. Nitekim, 1966 senesinde miisli-
man olan isvicreli felsefe profesorii, gazetecilerin siiallerine karsi-
lik olarak (islam kitablanm tedkik ederek, hak yolu anladim. is-
lam alimlerinin buyiiklugiinii kavrayabildim. islam dini, oldugu gi-
bi anlatilsa, biitiin diinyada akli olan herkes seve seve miisliman
olur) demisdir.
Bir insan, tabfati ve kendini tedkik ederek, hemen miisliman
oldukdan sonra, Ehl-i siinnet alimlerinin "rahime-hiimullahii tea-
la" kitablarmdan, Muhammed aleyhisselamm hayatim ve giizel
ahlakim da ogrenirse, imam kuvvetlenir. Ahlak bilgisi ogrenerek,
iyi ve fena huylan, faideli ve zararh isleri anlar. iyi isleri yapip,
diinyada kamil, kiymetli bir insan olur. isleri muntazam ve kolay-
likla hasil olur. Diinyada rahat, huzur icinde yasar. Kendisini her-
kes sever. Allahii teala ondan razi olur. Ahiretde de, Allahii te-
alanm merhametine, miikafatlarma nail olur. Tekrar bildirelim ki,
se'adete kavusmak icin, iki sey lazimdir: Mes'ud ve bahtiyar kim-
se, bu iki seye kavusan kimsedir. Bu iki seyden birincisi, dogru ilm
ve fman sahibi olmakdir. Bu da, fen derslerini ve Muhammed
aleyhisselamm hayatim, ahlakim ogrenmek ile ele gecer. ikincisi,
iyi huylu, iyi hareketli insan olmakdir. Bu ise, fikh ve ahlak ilmle-
rini ogrenmek ve bunlara uymakla olur. Bu ikisini elde eden kim-
se, Allahii tealanm nzasina, sevgisine kavusur. Ciinki Allahii tea-
la, sonsuz ilmi ile herseye alimdir. Meleklere ve Peygamberlere
cok ilm vermisdir. Onlarda hie ayb ve kusur ve cirkin hicbirsey
yokdur. insanlarm ilmi ise, pek az ve fmanlari, ya bozuk veya ko-
tii huylar ile bulasmis ve kotii isler ile kirlenmisdir. Bunun icin in-
sanlar, Allahii tealadan ve meleklerden ve Peygamberlerden pek
uzak, onlara kavusmak serefinden cok mahrumdur. insan, fen bil-
gilerinde, tabi'ati incelemekde tenbel ve cahil kalarak, hakiki
imana, i'tikada kavusmazsa ve Muhammed aleyhisselami dogru
tamyarak lmamm kuvvetlendirmezse, sonsuz felaketde ve sikmti-
da kalanlardan olur. Eger, hakiki imana kavusursa ve nefsine ta-
bi' olmayip, ahkam-i islamiyyeye, ya'ni Allahii tealanm emr ve
yasaklarma uyarsa, se'adete kavusmakdan ve Allahii tealanm
-125-
rahmetinden, afvindan mahrum kalmaz. Fekat, yapdigi kotiiliikler
kadar azab goriir, yanar ve Allahii tealamn rahmetine kavusmasi
giic olur. Imam oldugu icin, sonunda yine rahmete kavusur. Ce-
hennem atesi, kotiiliiklerinin kirlerini temizleyip, onu Cennete gir-
mege layik temiz sekle sokar.
Goriiliiyor ki, biitiin se'adetlerin, rahathklarm basi, kamil iman
sahibi olmakdir. Herkesin, kalbini yanhs i'tikadlardan, siibheler-
den kurtarmaga cahsmasi lazimdir. Bir kimse, dogru imana kavu-
sur ve ahlaki giizel ve isleri iyi olursa, yiiksek ruhlara, ya'ni Pey-
gamberlere ve Evliyaya ve meleklere benzer ve onlara yaklasir.
Maddenin cekimi kanunu gibi, onlar tarafmdan cekilir. Dag kadar
biiyiik miknatisin veya yiiksek gerilimli elektro-magnetik alamn
bir igneyi cekmesi gibi, onu yiiksekliklere cekerler. Sirat kopriisii-
nii simsek gibi, siir'at ile gecer. Cennet bagcelerinde, kendine mii-
nasib olan, kalbine ve ruhuna layik olan ni'metler icinde, sonsuz
rahat edenlerden olur. Beyt:
Alim-ti fmiil olanlar, (ekmez azab-i elim,
Cennete hem kavu$urlar, zalikel fevziil'aztm!
Ahlak ilmi, kalb ve run temizligi bilgisi demekdir. Tib ilminin,
beden sagligi bilgisi olmasina benzer. Ciinki, fena huylar, kalbin ve
ruhun hastahklan ve zararli isler, bu hastahklarm alametleri, anza-
landir. Ahlak ilmi, cok serefli, pek kiymetli, en liizumlu bir ilmdir.
Ciinki, kalbin ve ruhun kotiiltikleri bu ilm ile temizlenebilir. Kal-
bin ve ruhun, iyi huylarla sihhatli ve kuvvetli olmalan, bununla
miiyesser olur. Kuvvetli kalbler ve ruhlar da, bu ilm yardimi ile, te-
mizlenir, iyi ahlaka kavusur. iyi, temiz kalbler ve ruhlar da, bu ilm
bereketi ile temizligini artdirir, yerlesdirir.
[Kalb ve ruh, iki ayri seydir. Birbirlerine cok benzemekdedir-
ler. Bu kitabda, ruh deyince, ikisi birlikde anlasilmahdir.]
Huy degisir mi? insamn huyunu birakip, baska huylu olmasi
miimkin midir? Bu mes'ele iizerinde muhtelif sozler, birbirine mu-
halif fikrler varsa da, hepsi iic merkezde toplanabilir:
1 - Insamn ahlaki hie degismez. Ciinki huy, insan giiciiniin de-
gisdiremiyecegi bir varhkdir.
2 - Huy iki dtirliidiir: Birisi insanla birlikde yaratilmisdir. Bu
huy degisdirilemez. ikincisi, sonradan hasil olan ahskanhkdir. Bu-
na, adet denilir. Bu huy degisebilir.
3 - Ahlakm hepsi sonradan elde edilir ve degisdirilebilir. Hari-
ci te'sirlerle degisebilirler.
islam alimlerinin cogu bu iicuncii fikr iizerinde birlesmekde-
dir. Peygamberlerin "aleyhimiisselam" dinleri, bu soziin dogru-
-126-
luguna dayanmakdadir. Tesavvuf biiyiiklerinin, din alimlerinin, ta-
lebesine terbiye icin koyduklan usuller, bu soziin lsigi altmda isle-
mekdedir.
Insanlar hangi huya elverisli olarak diinyaya gelmekdedir? Bu
da, icinden cikilamamis bir stialdir. Alimlerin coguna gore, insan-
lar iyilige, ytikselmege elverisli olarak dogar. Sonra, nefsin kotii ar-
zulan ve giizel ahlaki ogrenmemek ve kotii arkadaslarla dtistip
kalkmak, kotii huylan meydana getirir. Hadis-i serifde, (Herkes,
miislimanhga elverisli olarak diinyaya gelir. Bunlari sonra analari
babalan, yehudi, hiristiyan ve fmansiz yapar) buyuruldu.
Kcndi clinic bozuyorsun kendini!
Yoksa, Halik giizel yaratmisdi seni!
Ba'zilarma gore, insamn ruhu pis olarak diinyaya geldi. Ruhun
kendisi temiz idi ise de, bedenle kansmca, bedenin ihtiyaclan onu
yoldan sapdirmisdir. Allahii tealanm hidayet, iyilik nasib etdigi
kimseler, dogduklari gibi pis kalmayip, iyilige donerler.
Ba'zilan da, ruh, yaratilisda ne iyi, ne de kotii degildir. Son-
radan her iki sekle de donebilecek haldedir dedi. iyi huylan, gii-
zel isleri ogrenen kimse, se'adete, kemale kavusur. Kotiiler ara-
sinda kahp, kotii huy, cirkin isler ogrenen de, saki, kotii olur de-
diler.
Eski Yunan tabiblerinden Calinusa gore, insan ruhu iic cesid-
dir: Bir kismi iyi, ikincisi, kotii yaratilmisdir. Uciinciisii, her ikisi de
degildir. Fekat, sonradan her ikisi de olabilir. Yaratihsi iyi olan in-
san azdir. Yaratilisda kotii olup, hep kotiiliik yapmak istiyenler,
daha cokdur. Kotiiler arasmda kotii, iyiler arasmda iyi olabilen
kimselerin sayisi, iki oncekiler arasmdadir dedi. Buna gore, ba'zi
kimsenin huyu degisebilir. Cok kimsenin ise degisemez. [Yunan
feylesoflannm, insamn kalbinden haberleri olmadigmdan, yalniz
ruhu anlatmislar, ahlak kitablarmi yazan miislimanlarm bir kismi
da, bunlara tabi' olmuslardir.]
Alimlerin coguna gore, herkesin ahlaki degisebilir. Hicbir
kimsenin huyu, yaratihsdaki gibi kalmaz. Sonradan degisebilir.
Ahlak degismeseydi, Peygamberlerin "aleyhimiisselam" getir-
dikleri dinler faidesiz, liizumsuz olurdu. Alimlerin sozbirligi ile
koymus olduklan terbiye ve ceza usulleri abes olurdu. Biitiin ilm
adamlan, cocuklanna ilm ve edeb vermis ve terbiyenin faide sag-
ladigi her zeman goriilmiisdiir. O halde, ahlakin degisdigi giines
gibi meydandadir. Su kadar var ki, ba'zi huylar pek yerlesmis,
ruhun hassasi gibi olmusdur. Boyle huylan degisdirmek, yok et-
mek pek miiskil olur. Boyle ahlak, en cok, cahil, kotii kimseler-
-127-
de bulunur. Bunu degisdirmek icin, agir riyazet ve cok miicahede
lazimdir. Nefsin zararli, kotii isteklerini yapmamak icin cahsmaga
(Riyazet) denir. Nefsin istemedigi faideli, giizel seyleri yapmaga
(Miicahede) denir. Cahiller, ahmaklar, huy degismez diyerek, nefs
ile miicahede ve riyazet etmiyorlar. Kotii huylanm temizlemiyor-
lar. Boyle kabul edip de, herkes kendi hevasma [arzusuna] biraki-
lirsa, kabahatli olanlara ceza verilmezse, insanlik kotiiliige gider.
Bunun icin, Allahii teala, kullarma merhamet ederek, onlan terbi-
ye etmek, iyi ve kotii huylan ogretmek icin Peygamberler "aleyhi-
miisselam" gonderdi. Bu mu'allimlerin en yiiksegi olarak, habibi
olan Muhammed "aleyhisselam"i secdi. Onun dini ile, once gon-
dermis oldugu biitiin dinleri degisdirdi. Onun dini, biitiin dinlerin
sonuncusu oldu. Boylece, iyiliklerin hepsi, terbiye tisuilerinin ciim-
lesi, Onun parlak dminde yer aldi. Akli olanlann, iyiyi kotiiden tef-
rik edebilenlerin, bu dinden elde edilmis olan ahlak kitablarim
okuyarak, ogrenerek ve islerini buna gore tanzim ederek, diinyada
ve ahiretde rahata ve huzura, se'adete, kurtulusa kavusmasi ve
boylece aile ve cem'iyyet hayatimn diizenine yardim etmis olmasi
lazimdir. insamn birinci vazifesi de budur. (islam ahlaki) ismini
verdigimiz bu kitabi, Allahii tealamn liitfii ile, buna yardimci bilgi-
leri topladigi icin, herkesin ehemmiyyet ile okumasi, ogrenmesi la-
zimdir.
Akli olan islamiyyete baglamr!
islamiyyetin ash, Hadtsle Kur'andir!
UCUNCU BAHS: islam ahlakim vice ayirmrsdik. Bunlan iyi
anlamak icin, yardimci olan seyleri acikhyahm. Her ilmin, her fen-
nin su'beleri vardir. Su'belerin birlesdikleri noktalan bulunur ki,
bu noktalarda, o ilmin biitiin kollan tek birsey olur. iste bu tek
nokta, o ilmin mevzu'udur. Mesela, tib ilminin muhtelif su'beleri
vardir. Fekat her kolu, insan cesedinin hastahk ve saghginda bir-
lesir. Bu da, bu ilmin mevzu'u demekdir. Bir ilmi kolay ogrenmek
icin, mevzu'unu anlamak lazimdir. Ahlak ilminin mevzu'u, insa-
mn ruhudur. Ruhu [ve kalbi], kotii huylardan temizlemegi ve iyi
huylar ile siislemegi ogretir. Bunun icin, evvela ruhu, sonra iyi ve
kotii huylan ogrenmek lazimdir. Su beyti imam-i Safi'i soylemis-
dir:
KotUlugu ogrendim, kotii olmak kin degil,
kotiiliigii bilmiyen, diiser icinc, iyi bill
Kalbi ve ruhu, miimkin oldugu kadar tamtabilmek, gorunen
ve gorulemiyen kuvvetlerini aciklamak ve se'adetinin ve felake-
-128-
tinin nelerde oldugunu anlatmak icin, uc makam yaziyoruz:
Birinci makam: Kalb [goniil] ve ruh nedir? Bu iki varhga eski
yunan feylesoflan ve onlarm taklidcileri, (Nefs-i natika) veya kisa-
ca Nefs de demislerdir. [Halbuki, tesavvuf ve ahlak bilgilerinin
miitehassisi, Imam-i Rabbani "rahime-hullahu teala", nefsin, kal-
bin ve ruhun birbirinden farkli varhklar olduklarim ve (Nefs-i na-
tika), nefsin ismi oldugunu bildirmekdedir.] Isra suresinin seksen-
besinci ayetinde mealen, (Sana ruhdan soruyorlar. Ruh, Rabbimin
yaratdigi varbklardan biridir diye cevab ver) buyuruldu. Bu ayet-i
kerime, ruhun ne oldugunu anlatmagi men' etmekdedir. Bunun
icindir ki, turuk-i aliyye mesayihmdan ve islam alimlerinden cogu,
ruhun ne oldugunu konusmakdan ictinab etmislerdir. Fekat,
Kur'an-i kerimden anlasihyor ki, ruhun yalniz hakikatini, ne oldu-
gunu konusmak yasakdir. Yoksa hassalarim, ozelliklerini anlat-
mak yasak degildir. Bunun icin, alimlerin cogu, talebeye ve siial
edenlere, kalbin ve ruhun cism olmadiklanm, bir (Cevher-i basit)
olduklarim soylediler. Akhn erdigi bilgileri anhyan, his organlarm-
dan beyne gelen duygulan alan, bedendeki biitiin kuvvetleri, hare-
ketleri idare eden, kullanan hep bu ikisidir. Tesavvuf biiyiikleri ve
kelam alimleri boyle soylemislerdir. [Kalb ve ruh hakkmda genis
bilgi almak istiyenin, safi'i mezhebi alimlerinden seyh Sihabiiddm
Omer Siihreverdinin (Avarif-iil me'arif) kitabim ve tmam-i Rab-
bani Ahmed Faruki Serhendinin (Mektubat) kitabim okumasi tav-
siye olunur. Siihreverdi, hicri kameri 539 [m. 1145] senesinde tevel-
liid, 632 [m. 1234] de Bagdadda vefat etmisdir. Abdiilkadir-i Gey-
laniden feyz almisdir. imam-i Rabbani hicri kameri 971 [m. 1563]
senesinde Hindistanda Serhend sehrinde tevelliid ve 1034 [m.
1624] senesinde, orada vefat etdi. Abdiilkadir Geylani hicri kame-
ri 561 de Bagdadda vefat etdi.]
Kalbin ve ruhun ta'rifini, alti madde icinde izah edecegiz:
1 - Evvela kalbin ve ruhun mevcud olduklarim bildirelim. Ru-
hun varhgi meydandadir. Belli olan seyi isbat etmege liizum yok-
dur. Insana en ma'lum olan sey, kendi varhgidir. insan bir an ken-
dini unutmaz. Uykuda iken, serhos iken de, ruh kendisini unut-
maz. insamn kendi kendini tammasi icin, birsey isbat etmege lii-
zum yokdur. Fekat, ruh madde midir, madde degil midir. Kendi
kendine var midir, yoksa baska sey ile mi bulunur gibi ve daha bas-
ka sifatlanm isbat etmek caizdir. Cogu meydanda ise de, hatirlat-
mak lazimdir. Bunun icindir ki, asagidaki bes madde zikr edilmek-
dedir.
2 - Kalb ve ruh, cevherdir. Ya'ni kendileri vardir. Ruha farisi
dilinde (Can) denir. Hayvan oliince, cam cikdi denir. Ruhu bede-
- 129 - Islam Ahlaki - F:9
ninden aynldi demekdir. Her mahluk, ya cevherdir, yahud arazdir.
Varlikda kalabilmesi icin, baska bir mahluka muhtac degilse, ken-
di kendine var ise, buna (Cevher) denir. Varlikda baska bir seye
muhtac ise, (Araz) veya (Sifat) denir. Madde ve cism, birer cevher-
dir. Bir cismin rengi, kokusu, sekli ise arazdir, ozellikdir. Renk,
cism ile vardir. Cism olmazsa, renk olamaz. Cevher, iki durludiir.
Biri (Miicerred), ya'ni maddi olmiyan varhkdir. Agirhgi, sekli, ren-
gi ve his organlanna te'siri yokdur. Ikincisi maddedir. Miicerred
olan cevher, his organlan ile duyulmaz, parcalanamaz. Akl ve ruh
boyledir. Madde ise, his olunur ve parcalanabilir. Cism, maddenin
sekl almis halidir. Ruhun cevher oldugu bircok seklde isbat edil-
misdir. En basit yol soyledir ki, araz ya'ni hassa, bir cevher iizerin-
de bulunur. Cevher, arazi tasimakdadir. His olunan, dusiiniilen
herseyi ruh almakda, tasimakdadir. Bunun icin kalb ve ruh, cev-
herdir, araz degildir. Araz, araz iizerinde de bulunabilir diyerek,
mesela siir'at, ya'ni hiz, hareketde bulunur diyerek, bu isbati kabul
etmiyenler de vardir.
3 - Kalb ve ruh, basitdir. (Basit) demek, parcalanamaz, aynla-
maz demekdir. Bunun karsihgi, bilesik ya'ni (Miirekkeb) olmak-
dir. Kimyanm basit dedigi elementler, bu ta'rife gore bilesik olu-
yor. Ciinki, atomlarma veya gaz molekullerine ayrilabilmekdedir-
ler. Ruhun basit oldugu soyle anlasihr ki, basit oldugu bilinen seyi,
ruh kavramakdadir. Kalb ve ruh, miirekkeb ya'ni bilesik olsaydi,
parcalanabilseydi, basit olan birsey bunda yerlesemezdi. Cirnki,
ruh parcalamrsa, bunda yerlesen basit sey de parcalanmak lazim
gelir. Basit olan sey ise, parcalanamaz.
4 - Kalb ve ruh, cism degildir. Eni, boyu ve yiiksekligi olan cev-
here, ya'ni sekl almis maddeye (Cism) denir. Cismde yerlesen sey-
lere cismani denir. Araz, ya'ni ozellikler, cismlerde bulunduklan
icin, cismanidirler.
5 - Kalb ve ruh, anlayici ve idare edicidir. Kendilerini bilirler.
Kendisini bildigini de bilirler. Goz vasitasi ile renkleri, kulak ile,
sesleri kavrar. Sinirleri, cahsdinr. Adaleleri hareket etdirir. Boyle-
ce, bedene is yapdinrlar. Boyle islere (iradi), ya'ni istekli isler de-
nir.
6 - Ruh, his organlan ile duyulmaz. Cism ve cismani olan seyler
his olunur. Ruh, cism ve cismani olmadigi icin his olunamaz.
ikinci makam: insan oliince, ruhu ne olur? insan oliince, ce-
sed ciiriiyunce, kalb ve ruh yok olmaz. Olmek, bunlarm beden-
den aynlmasi demekdir. Bedenden aynhnca, miicerred ya'ni
maddi olmiyan aleme kansirlar. [Kiyamete kadar] yok olmaz. Din
alimleri ve felsefeciler ve miiteassib [yobaz] olmiyan fen adam-
-130-
Ian boyle soylemisdir. Tabiatcilardan az bir kismi, bu sozbirligin-
den aynlmis, dogru yoldan kaymisdir. Bunlar, insam, coldeki otla-
ra benzetdiler. insan ot gibi biter, biiytir, yok olur. Ruhu kalmaz
dediler. Boyle soyledikleri icin (Ha$ha$i)ler, ya'ni (Otcular) adi ile
amldilar. Din alimleri ve felsefeciler, bu otcularm diisuncelerini
muhtelif delillerle red etdi.
[Allahu teala, bugiin bilinen 105 elementi yaratmis, bunlardan
herbirine baska baska hassalar vermisdir. Her element atomlardan
yapilmisdir. Her atomu, bir mikro-dinamo gibi, biiyiik bir enerji
deposu yapmisdir. Atomlann birbirleri ile birlesmesinden mole-
kiilleri veya iyon sebekelerini, boylece organik ve anorganik mii-
rekkeb cismleri ve hiicreleri, cesidli dokulan ve sistemleri yarat-
mrsdir. Bunlann herbirinde, akllara hayret veren, incelikler, ka-
nunlar, diizenler vardir. Mesela, ancak mikroskopla goriilebilen
bir hiicre, cesidli atolyeleri bulunan mu'azzam bir fabrika gibidir.
Insan akli, bugiine kadar, bu fabrikamn ancak birkac makinasmi
gorebilmisdir. insandaki milyonlarca hiicrenin cahsabilmesi, gerek
insanda, gerekse dis alemde binlerce, uygun sartlann bulunmasina
baglidir. Bu binlerle sart ve nizamdan biri bozulursa, insanm bede-
ni cahsamaz, durur. O biiyiik kadir, alim olan Allahu teala, bu ni-
hayetsiz nizami yaratarak, beden makinasmi otomatik olarak calis-
dirmakdadir. Kalb ve run, bu makinamn elektrik kuvveti gibidir.
Bir motorda ufak bir anza olunca, ceryan kesildigi gibi, insan vu-
cudunun ic ve dismdaki yapi ve diizenlerde hasil olacak bir anza
da, kalbin ve ruhun bedenden aynlmasma sebeb olur ve insan olur.
Diinyada hicbir makina, hicbir motor nihayetsiz calrsamiyor. Asi-
narak, yipranarak, curtige ayrihyor. Bu, bir umumi kanundur. Vu-
cud makinasi da yipramyor, curiiyor. insan kabrde curiiyiince, hic-
bir zerresi, hicbir elementi yok olmuyor. Curiimek, bedeni meyda-
na getiren organik molekiillerin anaerobik mikroblar ve toprak
te'siri ile parcalanarak, karbon dioksid, amonyak, su gibi ufak mo-
lekiillere ve serbest azota kadar aynlmasi demekdir. Bu parcalan-
ma, fizik ve kimya hadiseleridir. Fizik ve kimya reaksiyonlannda
maddenin yok olmadigi bugiin kesin olarak bilinmekdedir. Lavo-
isier adindaki Fransiz kimyageri, (Kimya tepkimelerinde, madde
gayb olmaz ve yokdan meydana gelmez) hakikatini tecribe ile isbat
etmis ise de, herseyin kimya tepkimesi, kimya kanunu ile yapildigi-
m zan ederek, (tabi'atda birsey yaratilmaz ve hicbirsey yok edile-
mez) demisdir. Bugiin, yeni kesf edilen cekirdek olaylan, niikleer
reaksiyonlar, maddenin enerjiye dondiigtinu, yok oldugunu, Lavo-
isiernin aldanmis oldugunu gostermekdedir. Bugiin ilm adamlan,
-131-
acik olarak goriiyor ki, fennin ilerlemesi, fen bilgisindeki her ileri
bir adim, islam dfnini kuvvetlendirmekde, islam dtismanlannm if-
tiralanm curiitmekde, maddeye tapan ateistleri rezil etmekde, ye-
re sermekdedir. Fekat ne yazik ki, fen adami sekline giren, iiniver-
sitede okumus, ba'zi din cahilleri, fende geri kalmagi behane ede-
rek, islam diismanligi yapiyorlar. Bu diplomali kafirler, temiz genc-
leri aldatmak icin, (Islamiyyet gericilikdir. Terakkiye mani' olmak-
dadir. Hiristiyanlar ilerliyor. Her nevi' fen vasitasi yapiyorlar. Ta-
babetde, harblerde, haberlesmelerde kullandiklan fen aletleri,
gozlerimizi kamasdinyor. Fendeki tekamiilden muslimanlarm ha-
berleri bile yok. Biz, hiristiyanlara uymahyiz) gibi yalanlar soyliye-
rek, islamiyyetdeki giizel ahlaki, kardesligi birakmaga ve Avrupa-
lilara, Amerikahlara benzemege ilericilik diyorlar. Gencleri, ken-
dileri gibi islam diismam yapmaga, felakete suriiklemege cahsiyor-
lar. Halbuki islamiyyet, fende, san'atda ilerlemegi emr ediyor. Hi-
ristiyanlar ve biitiin kafirler, babalanndan, ustalarmdan ogrendik-
lerini yapiyorlar. Evvelki neslin yapdiklarim, ufak tefek ilaveler
ile, tekrar yapiyorlar. Evvelkiler yapmasalardi, bunlar hicbirini ya-
pamazdi. (Tekmil-i sina'at telahuk-i efkar iledir) sozii asrlarca ev-
vel soylenmisdir. Tarih gosteriyor ki, fendeki yenilikleri, hep miis-
limanlar yapdi. Fen bilgilerini, fen aletlerini yiiz sene evvelki hale
kadar yiikseltdiler. Bu terakkilere, hep islam dini ve bu dim takbik
eden, islam devletleri sebeb oldu. Hiristiyanlar, hach seferleri ile,
islam devletlerini yikamadiklan icin, siyasi oyunlarla, yalanlarla,
hilelerle, dahilden yikdilar. Bunlann topraklarmda, muhtelif, ilma-
ni [layik], mason [dinsiz] kimselerle hiikumetler kurdular. Fekat,
islamiyyeti yok edemezler. Miislimanlardan kalan, fendeki kesfle-
re, ilaveler yaparak, bugiinkii terakkiyi kendilerine mal ediyorlar.
Yalmz kendi keyflerini, zevklerini, menfe'atlanm diisiinenler, ko-
tuliiklerini ortaya koydugu icin, fen ve san'ati emr eden islamiyye-
te gericilik diyorlar. Biitiin yehudiler, hiristiyanlar, hatta putpe-
restler, biitiin diinya, Cennete, Cehenneme inamyor, kiliseler, hav-
ralar dolup tasiyor. Bu inananlara gerici demediklerine gore, fen-
ne, san'ata degil, zevk ve safaya, ahlaksizhklara ilericilik dedikleri
anlasihyor. Boyle aslsiz ve haksiz yalanlarla, islamiyyete kiistahca,
ilk saldiran ingilizlerdir. (ingiliz Casiisunun i'tiraflan) kitabimizi
okuyunuz! Simdi, miislimanlarm birleserek, dedeleri gibi islamiy-
yetin emr etdigi, din ve fen bilgilerine sanlmalan, yine biiyiik sana-
yi' kurarak yeni aletler yapmalan, hiristiyanlardan iistiin olarak,
biitiin beseriyyeti se'adete kavusdurmalan lazimdir.
Insan bedeninde bulunan maddeler, toprakdan, sudan ve ha-
-132-
vadan gelmekdedir. Canhlarm ihtiyac maddeleri, bu iic kaynakdan
hasil olmakdadir. Insan ciiriiyiince, hasil olan maddeler, yine bu iic
yere dagihyor. Kiyametde tekrar dirilmek, bu maddelerin veya
benzerlerinin tekrar bir araya gelmeleri ile olacakdir.
Kalb, ruh ve melekler de, yalmz olduklan zeman, terakki et-
mez, yiikselmez. Yaratildigi mertebede kalir. Kalb ve ruh, bu be-
den ile birlesince, terakki etmek, yiikselebilmek hassasim kazam-
yor. Yahud, kafir olmak, giinah islemek sebebleri ile, alcaklasryor,
harab oluyor.
Bu diinyada her cism kendine mahsus sifatlan ile tanmmakda-
dir. Her cism, elementlerin ve bilesiklerin birer yigimdir. Element-
ler, bilesikden bilesige gecerek yer degisdirmekde, her cismin ter-
kibi bozularak, sifatlan yok olmakda, baska sifath, baska cism ha-
line donmekdedir. Bu devamh degismelerde, madde yok olmuyor
ise de, cismler zemanla degismekde, yok olup baska cism hasil ol-
makdadir. Eskiden maddeye (Heyula) diyorlardi. Cisme, ya'ni
maddenin sekl almasma (Suret) diyorlardi.
Kalb ve ruh, parcalanmadigi ve parcalardan meydana gelme-
dikleri, ya'ni miicerred olduklan icin, hie degismez, bozulmaz, yok
olmaz. Fizik hadiselerinde cismlerin sekli ve hali degisiyor. Mese-
la su, isi enerjisi almca, buhar oluyor. Sivi halde iken gaz haline do-
niiyor. Su cismi yok oluyor, buhar cismi var oluyor. Kimya tepki-
melerinde ise, cismin yapisi bozuluyor. O cismin maddesi yok olup,
baska madde var oluyor. Fizik olaymda cism degisiyor. Madde de-
gismiyor. Kimya degismesinde, cism yok oluyor. Madde degisiyor.
Hicbirinde madde yok olmuyor. Niikleer degismelerde ise, madde
de yok olup, enerji haline doniiyor.]
Uciincii makam: Kalb ve ruhun kuvvetleri vardir. Bu kuvvetler,
bitki ve hayvanlann kuvvetleri gibi degildir. Nebatlarm ve hayvan-
lann da, kendilerine gore ruhlan vardir. Kalb, yalmz insanda var-
dir. Her canhda (Nebati ruh) vardir. Dogma, biiyiime, tegaddi
[beslenme], zararh maddeleri disan atma, iireme ve olme gibi can-
hhk islerini (Nebati ruh) yapar. Bu isler, insanlarda ve hayvanlar-
da ve nebatlarda da yapilmakdadir. Nasil yapildigi tabi'at bilgisi
derslerinde ogrenilmekdedir. Bunlarda buyume, biitiin hayat bo-
yunca yapilmaz. Mu'ayyen bir mikdara vardikdan sonra, bu is du-
rur. Bu mikdar, insanlarda ortalama yirmi dort yasma geldigi ze-
mandaki mikdardir. Yaglanmak, sismanlamak, biiyiimek degildir.
Beslenme oliinciye kadar devam eder. Ciinki, gida almadan yasa-
namaz.
Hayvanlarda ve insanlarda, (Hayvani ruh) da vardir. Bunun
yeri gogiisdiir. istekli hareketleri yapdiran bu ruhdur. insanlar-
-133-
da, kalbin emri ile yapar.
Insanlarda aynca bir ruh daha vardir ki, Ruh deyince kalb ile
beraber, bu ruh anlasihr. Akh kullanmak, diisiinmek ve giilmek gi-
bi seyleri yapan bu ruhdur. Hayvani ruhda iki kuvvet vardir. Biri-
si, Mudrike kuvveti, ikincisi hareket kuvvetidir. Mudrike kuvveti,
idrak edici, anlayici kuvvetdir. Bu anlamak da, iki yol ile olur: Za-
hiri, goriinen his organlan ile olan anlama. Batim, ya'ni gorunmi-
yen, his organlarla olan anlama. Goriinen his organlan besdir. Bi-
rinci his organi, deridir. Deri ile sicakhk, sogukluk, yashk, kuruluk,
yumusakhk, sertlik gibi seyler anlasihr. Bir cism deriye degince,
hayvani ruhu, bu seyin sicak olup olmadigim anlar. Bu duygu avuc
icinde fazladir. ikincisi, koku alma duygusudur. Burun ile olur.
Uciincusu, tat alma duygusudur. Dildeki sinirlerle duyulur. Dor-
dunciisii isitmekdir. Kulakdaki sinirlerle duyulur. Besincisi gor-
mekdir. Gozdeki sinirlerle goriiliir.
Gorunmiyen his organlan da besdir: Birincisi, (Hiss-i mii$te-
rek)dir. Bu duygunun yeri, beynin oniindedir. His organlarmdan
beyindeki duygu merkezlerine gelen harici te'sirlerin hepsi, bura-
da toplamr. ikincisi, (Hayal)dir. Bunun yeri, beynin birinci boslu-
gunun oniindedir. Hiss-i miisterekde toplamp anlasilan, his edilen-
ler burada saklamr. Bir cisme bakinca, bu cism, hiss-i miisterekde
duyulur. Bu cism, goz oniinden cekilince, hiss-i miisterekde his
edilmesi kalmaz. Fekat, hayale gelen te'siri uzun zeman kahr. Ha-
yal olmasaydi, herkes birbirini unutur, kimse kimseyi tammazdi.
Uciinciisii, (Vahime)dir. His organlan ile duyulamiyan, fekat du-
yulanlardan cikanlabilen ma'nalan anlar. Mesela diismanhk, dog-
ruluk bir organla his edilmez. Fekat dost, diisman olan kimse go-
riiliir, his edilir. Bu kimselerdeki dostlugu, diismanhgi anhyan ic
kuvvete Vahime denir. Vahime kuvveti olmasaydi, koyun, kurdun
diisman oldugunu anlamaz, ondan kacmazdi. Yavrusunu da koru-
mazdi. Dordiincii kuvvet, (Hafiza)dir. Vahimenin anladigi ma'na-
lan saklar. Besinci kuvvete (Miitasarnfa) denir. Anlasilan duygu-
lan ve ma'nalan karsilasdinp, yeni ma'nalar elde eder. Mesela
ztimriidden bir dag diisiintir. Sairlerde bu kuvvet fazladir.
Hayvan ruhunun ikinci kuvveti olan, hareket kuvveti de, iki
diirltidtir: Birincisi, ($ehevi) kuvvetdir. insanlar ve hayvanlar, seh-
vet kuvvetleri ile, kendilerine tath gelen ve muhtac olduklan sey-
leri isterler. Bunlara (Behimf) [ya'ni hayvani] kuvvet de denir.
ikincisi (Gadabf) kuvvetdir. Bu kuvvet ile, kendilerine cirkin, za-
rarh olan seyleri def ederler, kovarlar. Bunlara (Canavar) kuvvet-
ler de denir.
Hareket kuvvetleri, mudrike kuvvetlerine muhtacdirlar. Ciin-
-134-
ki, once duygu organlan ile, iyi veya kotu oldugu anlasilmahdir ki,
istenebilsin veya atilsm. Biitiin bu duygularm ve hareketlerin hep-
si sinirlerle yapilmakdadir. Insan kalbi ve ruhu, yalmz insanlarda
bulunur. Bu ruhun da iki kuvveti vardir. insan, bu iki kuvvet ile,
hayvanlardan aynlmakdadir. Bu iki kuvvetden birisi, idrak edici
olan (Kuvve-i alime) ve (Miidrike) denilen bilici kuvvetdir. ikinci-
si, (Kuvve-i amile) yapici kuvvetdir. Bilici kuvvete (Nutk) ve (Akl)
denir. Bu kuvvet ikiye aynlir: Biri, (Hikmet-i nazarf) olup, (Tecri-
bi) ilmleri, ya'ni fen bilgilerini elde etmege yariyan kuvvetdir. Ikin-
cisi, (Hikmet-i ameli) olup, (Ahlak) ilmleri ile alim olan kuvvetdir.
Tecribi ya'ni fen bilgileri edinen kuvvet, maddenin hakikatini an-
lamagi saglar. Ahlak bilgileri edinen kuvvet, iyi huylan ve yararh
isleri, kotii huylardan ve cirkin islerden aymr.
Ruhun yapici kuvveti, faideli, basanh islerin yapilmasim saglar.
Bilici kuvvetler ile edinilen bilgilere gore is yapar. Hayvan ruhun-
daki hareket kuvvetleri, vahime kuvvetinin iyi bulduklanni cezb
eder. Cirkin bulduklanni def eder. insan ruhunun yapici kuvveti,
akla dayamr. Bir isde iyilik, faide oldugunu (Akl) ile anlarsa, onu
yapar. Sonu noksan, zarar olacagini anlarsa, o isi yapmaz veya def
eder. Bunlan ve hayvani ruhun sehevi ve gadabi kuvvetlerini kalb
vasitasi ile idare eder.
Cok kimse vardir ki, cok islerini nefsin veya hayvani ruhun
kuvvetlerine tabi' olarak yapar. Ya'ni vehm ve hayal ile yaparlar.
imam-i Muhammed Gazali ve tesavvuf buyiiklerinden bir kis-
mi buyurdu ki, (Ruhun bu kuvvetleri, meleklerdir. Allahii teala,
lutf ve merhamet ederek, melekleri ruhun emrine vermisdir. Kii-
ciik kiyamet kopunciya kadar, ya'ni ruh bedenden aynhncaya ka-
dar, ruhun emrinde kahrlar. Hadis-i seriflerde de buna isaretler
vardir. Ba'zi kimselerden, dump dururken, tecribeli kimselere par-
mak lsirtan hiinerlerin meydana gelmesi de, bunu gostermekde-
dir). insanm kemale gelmesi, ruhun iki kuvveti ile olur.
TENBIH: Muhammed Ma'sum hazretleri, (Mektubat)in ikinci
cildi, 80. ci mektubunda buyuruyor ki, (Belalan, sikmtilan def et-
mek icin, (istigfar) okumak cok faidelidir ve tecribe edilmisdir.
Bunu hadis-i serifler de bildirmekdedir. Bu fakir, her farz nemaz-
dan sonra, iic kerre istigfar diiasi, ya'ni (Estagfirullaherazfm ellezi
la ilahe ilia hiiv elhayyel kayyume ve etubii ileyh) okuyorum. Son-
ra, 67 defa yalmz (Estagfirullah) okuyorum).
Binlerce top ve tiifek, yapamaz asla,
Giizyasuun seher vakti yapdigim.
Dtisman kaciran siinguleri, cok defa,
Toz gibi yapar, bir mii'minin diiasi.
-135-
MUKADDEMENIN BIRINCI ILAVESI
Bu ilavede, insamn mahluklar icinde, en iistiinleri ve en serefli-
leri oldugu bildirilecekdir:
Blitiin cismler madde olmalan bakimmdan birbirlerinden fark-
sizdir. Hepsinin agirhgi ve hacmi vardir. Insan ve hayvan da, bu ba-
kimdan, cansizlarla musavfdir. Fekat cismler, ozel hassalan ile bir-
birinden ayrilir.
[Her cism (Atom)dan yapilmisdir. Bir toz, milyonlarla atom
kiimesidir. Az ve mu'ayyen mikdarda atom, birbiri ile birlesince
bir (Molekiil) meydana gelir. Cismler baslica ikiye ayrilir: Saf cism
ve karisim. Mu'ayyen ozellikleri bulunan cisme (Saf cism) denir.
Mesela, bakir elektrik teli ve yagmur suyu safdir. Ciinki diinyamn
her yerinde her zeman aym hassalan tasirlar. Kaynama, ergime si-
cakhk dereceleri bellidir ve hie degismez. Mu'ayyen hassalan bu-
lunmiyan cismlere (Karisim) denir. Silt, tahta, benzin, deniz suyu
gibi. Ciinki, bunlar muhtelif sifatlarda bulunurlar. Belli bir kayna-
ma, ergime sicakhk dereceleri yokdur. inek siitii baskadir. Koyun
siitii baskadir. Karadenizin suyu az tuzludur. Akdenizin suyu 90k
tuzludur.
Saf cismler de iki kismdir. Baska evsafdaki parcalara aynla-
mazsa (Basit cism) veya (Element) denir. Altm, kiikiirt, iyod ve
oksijen gazi birer elementdir. Bugiin yiizbes element tamyoruz.
Baska baska evsaf tasiyan parcalara aynlabilen saf cismlere (Mii-
rekkeb) veya (Bilesik cism) denir. Mesela seker, yagmur suyu, al-
kol, bilesik cismdir. Ciinki, seker atese konursa karbon ve suya ve
baska parcalara ayrilir. Su ise, elektrik enerjisi yardimi ile oksijen
ve hidrojen denen iki muhtelif gaza ayrilir. Bugiin milyonlarca bi-
lesik cism tamyoruz. Bilesik cism, iki veya daha fazla elementin
atomlarimn birbiri ile birlesmesinden hasil olur.
Aym bir cism, kati, sivi ve yahud gaz halinde bulunabilir. Me-
sela su, buz halinde iken katidir, su halinde iken mayi'dir, ya'ni si-
vidir. Buhar halinde iken gazdir. Gaz demek, hava gibi, ucan de-
mekdir. Belli bir hacmi ve sekli yokdur.
Basit cism, ya'ni element iice ayrilir:
1 - Hakiki ma'den. Buna metal de denir.
2 - Ma'den olmryanlar. Bunlara ametal de denir.
3 - Yan ma'denlerdir.
-136-
Hakiki ma'denler 78 adeddir. 77 adedi normal sartlarda kati-
dir. Yalmz civa sividir. 357,3 derecede kaynar. -39,4 derecede do-
nar. Kati ma'denler cekicle dogiiliince, levha olur. Dagihp toz ol-
maz. Metal atomu, baska atomla birlesdigi zeman, arti [+] elek-
trik tasir. Eksi elektrik tasryamaz. O halde iki metal, birbiri ile
birlesemez. Ciinki, arti elektrik yiiklii iki atom birbirini cekmez,
iter.
Ametaller on yedi danedir. Biri sivi, besi kati, onbir danesi gaz
halindedir. Kati olanlar havanda dogiiliince, toz olur. Levha haline
gelmez. Saf odun komiirii ametaldir. Buna kimya dilinde karbon
denir. Ametal atomlan bilesik hale gecince, arti da olur, eksi de
olabilir. O halde, birkac ametal atomu birbiri ile birleserek bir mo-
lekiil meydana getirirler.
Bilesik cismler ikiye aynhr. icinde Karbon ve Hidrojen atomu
birlikde bulunan bilesiklere (Organik) veya (Uzvi) cism denir.
Bunlar yanabilir ve canhlarda hasil olurlar. Simdi fabrikalarda da
ba'zilannm sentezleri yapilmakdadir. Yag, seker, aseton, kinin or-
ganik cismdir. Bilesiminde hem Karbon, hem de Hidrojen atomu
birlikde bulunmiyan bilesik cismlere (Anorganik) veya (Uzvi ol-
miyan) cismler denir. Bunlar, yer kabugunda ve erimis olarak de-
nizlerde bulunur. Yemek tuzu, su, kirec tasi, sap, kum boyledir.
Biitiin bu cansiz cismler uygun bir seklde birleserek ve kansa-
rak canh mahluklarm yapi tasi olan (Hiicre) meydana gelir. Hiicre
canhdir. Nebat hiicresi, hayvan hiicresine benzemez. insan hiicre-
si, hayvan hiicresine benzer. Hiicreler, birbirleri ile karisarak,
(Nesc) veya doku meydana gelir. Cesidli cinsden nescler karismca,
Uzvlar (organlar) olur. Organlarm bir araya gelmesinden (Ci-
haz)lar, ya'ni (sistemler) olur. Hiicre, nesc, organ ve sistem toplu-
lugu da bir bitki (nebat) veya (hayvan) veya (insan) meydana ge-
tirmekdedir.]
Biitiin mevcudat, cansizlar, neb at at ve hayvanat olmak iizere
iic cinse aynhr. Hayvan cinsinin en krymetlisi, en sereflisi insan
nev'idir. Her cinsin nev'leri arasmda iistunluk sirasi vardir. Ya'ni,
bir nev', baska nev'den daha iistiindiir. Bir cinsin en iistiin nev'i,
daha iistiin olan cinsin en asagi nev'ine yakm ozellikler gosterir.
Hatta, bircok sifatlan miisterek olur. Mesela mercan, cansizlardan
tasa benzer. Fekat, canhlar gibi iirer, btiyiir. Hurma agaci ve sinek
kapan otu, hayvan gibi his ve hareket etmekdedir. Hurma agacla-
rmdan bir kismi erkek, bir kismi disidir. Erkek agac, disi tarafma
egilmekdedir. Erkek agacdan, bir madde disiye gelmeyince, disi-
de meyve hasil olmaz. Gerci biitiin nebatlarda bu iki organ vardir
ve fekondasion [Telkih] olmakdadir. Fekat, hurma agacmda, hay-
-137-
vanlar gibi goriinmekdedir. Hatta, hurma agacimn basmda beyaz
birsey vardir. Hayvanlarin yiiregi gibi is goriir. Bu sey yaralamrsa
veya suda kalirsa, agac kurur. Hadis-i serifde, (Halaniz olan hurma
agacina saygi gosteriniz! Qiinki, ilk hurma agaci, Adem aleyhisse-
lamin caiuuru artiklarindan yaratildi) buyuruldu. Belki, bu agacm,
bitkilerin en iistiinii olduguna isaret buyurulmus olabilir.
Hayvan cinsinin en asagi nev'i siingerlerdir. Beyazdirlar. De-
nizlerde yasarlar. Iradeli, istekli hareketleri vardir. Sularda yasiyan
binlerle ibtidai hayvan vardir. Her nev'den daha olgun, daha iistiin
baska bir nev' yaratilmisdir. Tabi'iyye kitablannda ustunliik sirala-
n bildirilmekdedir. Her sinifda, baska baska tegaddi ve miidafea
uzvlari vardir. Kimisine ok, kimisine dis, kimisine pence, kimisine
boynuz, kimisine kanat, kimisine siir'at, tilki gibi olanlara da hiyle
verilmisdir. Her sinifin sahsinin ve nev'inin korunmasi saglanmis-
dir. Yasamalan icin, insan aklim sasirtan seyler ilham olunmusdur.
Bal ansi mtihendis gibi, alti kose petek yapar. Silindir yapsaydi
aralarmda bosluk kalirdi. Altigen prismalar arasmda yer ziyan ol-
muyor. Dortgen olsaydi, hacmlan daha az olurdu. Bunu insanlar
okumakla, ogrenmekle anlar. Ogrenmiyen anlamaz. Anya bunu
bildiren kimdir? Allahii teala (ilham) etmekdedir. ilhama simdi (i(
giidii) deniyor.
Hayvanlarin derece derece iistiinleri diisiinultirse, en iistiinle-
ri, insana en yakm olanlan at, maymun, fil ve kuslardan tuti ya'ni
papagandir. Maymunun ve filin zekasi, cok insandan asagi degil-
dir. Darwin admdaki bir doktor, hayvanlarin iistiinluk sirasmi yaz-
mis, en ustiinii maymun oldugunu bildirmis. Bunu okuyan islam
dusmanlan, kendilerine ilerici diyen, kahn kafah birkac fen yoba-
zi, Darwinin, (hayvanlarin birbirine dondugiinii, yiiksele yiiksele,
sonunda insan oldugunu) yaziyor diyorlar. Bunu ileri siirerek,
Adem aleyhisselamm toprakdan yaratildigim inkar ediyor ve
miisliman cocuklanm aldatiyorlar. Halbuki Darwin, kitabmda,
hayvanlar birbirine doner demiyor. (Yaratihslarmda bir tekamiil,
bir iistiinluk sirasi vardir) diyor. Asagi derecedekilerin iistiindeki-
lere gida, yem olduklanni yaziyor. Bu hali islam alimleri daha on-
ce gormiisler, anlamislar ve yazmis, bildirmislerdir. Nitekim, Dar-
win 1224 [m. 1809] senesinde teveilud, 1299 [m. 1882] da vefat et-
di. Hayvanlarin ustunliik sirasmi ve en iistunlerini, yukanda yaz-
digimrz seklde bildiren All bin Emrullah "rahime-hullahii teala",
bundan cok once, ya'ni 916 da tevelliid ve 979 [m. 1570] da vefat
etmisdir. Darwinin, bu yazilanm islam kitablarmdan aldigi anlasil-
makdadir.
Hayvanlarin iistiinde, insan nev'inin en asagisi gelir. Collerde,
-138-
ormanlarda, kutublarda yasryanlar boyledir. insanlarm en iistiinii,
orta iklimlerde, ya'ni 23 derece ile 66 derece arz daireleri arasinda,
sehrlerde yasiyanlardir.
Yaratihs bakimmdan olan bu iisttinliik farklanndan baska, in-
sanlar arasmda, cahsarak maddede ve ahlakda yiikselmek farklan
da vardir. Ba'zi insanlar, zekalan ile cahsarak bircok alet yapmis,
ba'zilan ise, bununla birlikde, akl ilmlerinde, fende, teknikde iler-
lemislerdir. En iistiinlerine gelince, bunlar teknikde, ilmde, fende
yiikselmekle birlikde, ahlakda da ilerlemis, vilayet ve Allahii teala-
ya yakinhk denen, insanhgm en yiiksek derecesine varmislardir.
Bunlar, asagilarmdaki insanlan irsad ederek yiikseltirler. Bunlarm
en yiiksegi Peygamberlerdir "aleyhimussalevatii vetteslimat".
Bunlar, Cebrail aleyhisselam denilen bir melek ile, Allahii teala-
dan emr ve haber almakla sereflenmislerdir. Bu melegin getirdigi
emr ve haberlere (Vahy) denir. Peygamberler "aleyhimussalevatii
vetteslimat", kendilerine gelen Vahyleri insanlara bildirmisler, in-
sanlara yiikselme yolunu gostermislerdir. Peygamberlerin goster-
digi bu yiikselme ve ilerleme yoluna (Din) denir. insanlarm yiikse-
lerek vardiklan dereceler, meleklerin derecesinden daha yukan-
dir. Peygamberlik makami da, dort derecedir. Birincisi Nebfler,
ikincisi Resiiller, uciinciisii UliiPazm Peygamberlerdir. Adem,
Nuh, Ibrahim, Musa, Isa ve Muhammed "aleyhimiisselam" bu de-
recededirler. Dordiincii derece hatem-til enbiya olmak, ya'ni son
olarak gelmek derecesidir. Bu en yiiksek derece, Muhammed aley-
hisselama mahsusdur. (Sen olmasaydin, sen olmasaydin, hicbir se-
yi yaratmazdim!) iltifati ile, insanlarm, meleklerden daha iistiin ol-
duguna vesika olmusdur.
Insanlarm dereceleri, biitiin mahluklann tarn ortasmdadir. isla-
miyyete uyanlar, yiikselirler, meleklerden iistiin olurlar. Nefslerine
ve kotii arkadaslara uyarak, islamiyyetden uzaklasanlar, alcahrlar.
Ciinki, ruhun miicerred oldugunu, bedenin ise, ozellikleri birbirle-
rine benzemiyen maddelerin yigim oldugunu bildirmisdik. insan,
ruhu tarafindan meleklere, bedenin yapisi bakimmdan hayvanlara
benzemekdedir. Run tarafini kuvvetlendiren kimse, meleklerden
de iistiin olur. Ciinki beden, insam meleklikden uzaklasdirmakda,
hayvanlara yaklasdirmakda iken, bu alcalmaga karsi koymus ve
yiikselmisdir. Melekde, hayvanlasdinci bir beden yokdur. iyilikle-
ri, meleklik ile birlikde yaratilmisdir.
Bir kimse, bedeni kayinr, nefsi kuvvetlendirirse, hayvanlardan
asagi olur. Allahii teala, A'raf suresinin yiizyetmissekizinci aye-
tinde ve Fiirkan suresinin kirkdordiincii ayetinde, (Haifa onlar,
hayvanlardan daha asagidirlar) buyurarak, boyle kimselerin ko-
-139-
tuliiklerini bildirmekdedir. Ciinki, hayvanda akl yokdur. Melekle-
re benziyen ruhlan da yokdur. Sehvetlerine uymalan sue olmaz.
Insanlara akl lsigi verilmis oldugundan, nefslerine uymalan, dogru
yoldan sapmalan cok cirkin olur.
Karisundir, Adem oglu,
meleklikle hayvanhkdan.
Kim ki, melegine uydu,
tisttin oldu, hem de ondan.
Kim ki olur hayvan huylu,
kotii olur her mahlukdan!
Hayvanlann yasayabilmeleri icin, kendilerine lazim olan tenef-
fus edecek hava, yiyecek, icecek, giyecek, barmacak, es olacak sey-
lerin hepsi hazir olarak yaratilmisdir.
[Bunlar arasmda, yasamalan icin, encok lazim olam havadir.
Havasizliga birkac dakikadan fazla dayanamazlar. Hemen oliirler.
Hava, aramakla, bulmakla, zahmet cekmekle ele gececek birsey
olsaydi, bunu arayacak kadar zeman bile yasiyamazlardi. Bu dere-
ce acele lazim olan, bu cok liizumlu maddeyi, Allahii teala, her yer-
de bulunacak ve mahluklarmm cigerlerine kadar, kendiliginden,
kolayca girecek seklde yaratmisdir. Yasiyabilmek icin su, bu kadar
acele lazim degildir. insan ve hayvanlar, suyu arayip bulacak ze-
man kadar yasiyabilirler. Bunun icin, suyu bulmak icab etmekde-
dir. Hayvanlarda akl bulunmadigi ve birbirlerine yardimci olma-
diklan icin, yiyeceklerini ve giyeceklerini hazirhyamazlar. Bundan
dolayi, yiyeceklerini pisirmeleri, hazirlamalan lazim degildir. Ot,
les yirler. Tiiy, yiin, kil ile lsimrlar. Korunma aletleri, kendilerinde
yaratilmisdir. Birbirlerine muhtac degildirler.
Insanlar ise, butiin bunlan hazirlamaga, diisiinmege mecbur-
dur. Ekip bicmedikce, ekmek yapmadikca doyamazlar. iplik ve
dokuma ve dikicilik yapmadikca giyinemezler. Korunmalan icin
de, akllarmi, zekalanm isletmeleri, fen bilgisi ogrenmeleri, sana-
yi' kurmalan lazimdir. Her hayvanda bulunan bir cesid iistiinliik,
insanda bir araya getirilmisdir. insamn, kendisinde yaratilan bu
iistunlukleri meydana cikarmasi icin, akhm kullanmasi, fikrini
yormasi, cahsmasi lazimdir. Se'adet ve felaket kapilarmm anahta-
n, insamn eline verilmisdir. Yiikselmesi veya alcalmasi, kuvvetini
sarf etmesine ve cahsmasma birakilmisdir. Akhm, fikrini islete-
rek, se'adet yolunu goriip, bu yolda yiiriimege cahsirsa, icinde ya-
ratilmis olan yiikseklikler, kiymetler eline gecer. Ufkdan ufka
yiikselerek, meleklere kansir. Allahii tealamn nzasina, sevgisine
-140-
kavusur. Yok eger, nefsin zararh arzularma uyarak, yaratildigi gi-
bi, hayvanlik derecesinde kalirsa, isi tersine donerek, alcala alcala,
esfel-iis-safilme diiser. Felaketden felakete, Cehenneme kadar sii-
rliklenir.
Insan, yaratihsda iki taraflidir. Ona hidayet, ustilnluk tarafini
tamtabilmek ve bunu kuvvetlendirmege cahsmasini saglamak icin,
bir mu'allim, bir iistad lazimdir. Ba'zi cocuklar, nasfhatla, yumusak
sozle ve miikafat verilerek yola gelir. Ba'zisi ise, sert ve aci sozle ve
ceza vererek terbiye kabul eder. Ustad mahir olup cocugun yarati-
lismin nasil oldugunu anlamah, onu sefkat ile, tatli veya aci te'sir
ederek terbiye etmeli, ya'm yetisdirmelidir. Boyle mahir ve miisfik
bir rehber olmadikca, cocuk ilm ve ahlak edinemez, yiikselemez.
Rehber, ya'ni ilm ve ahlak sunan zat, cocugu felaketden kurtanp,
se'adete kavusdurur.]
Hak teala, ilmi Qok yerde ovdii, Kur'anda,
Resuluu, ilmi emr eden sozleri, meydanda.
islamin en biiyiik diismanidir, bil, cehalet,
ciinki, cehi mikrobunun hastabgi: Feiaket!
Cehalet olan yerden, din gider dedi, Nebi.
Dini seven, o haide ilmi, fenni sevmeli!
Cennet, kilmc golgesinde, demedi mi hadis,
atom giicii,jet ucusuna bu emr, pek reciz!
Islamin zilletine cehldir, btittin Hlet!
ey derd-i cehalet, sana diismekle, bu millet!
Bir hale getirdin ki, ne din kaldi, ne namus,
ey sine-i islama coken, kapkara kabus.
Ey Min diisman, seni oldiirmeli evvel,
sensin, bize kafirleri, iistiin cikaran el!
Ey millet, uyan, cehline kurban gidiyorsun!
Islam gerilikdir, diye bir damga yiyorsun!
Allahdan utan, bari birak, dini elinden,
gir, les gibi, topraklara kendin, gireceksen!
Lakin bu soziim de, te'sir etmez ki cahile,
Allahdan utanmak da, olur elbet, ilm ile. [1]
[1] Sadr-i a'zam Mustafa Resid pasa mason idi. Ingilizlerden aldigi emr
ile, mekteblerden fen derslerini kaldirdi. Fen adami yetismez oldu.
Modern harb silahlan yapilamadi. Sonraki harblerde hep maglub ol-
duk. Ingilizlerin islama yapdiklan en biiyiik diismanlik bu oldu.
-141-
MUKADDEMENIN IKINCI ILAVESI
Burada, ruhun yiikselmesi ve alcalmasi ne demek oldugu bildi-
rilecekdir:
Ruhun yiikselmesine ve felakete diismesine sebeb olan seyleri
yukanda bildirmisdik. Burada, daha izah edecegiz. Her maddede
agirlik ve hacm gibi ortak ozellik oldugu gibi, o maddeye mahsus
olup, onu tamtan ozellikleri de vardir. Mesela, her maddenin belli
ozgiil agirhgi vardir. Her mayi'in kaynama ve donma sicakhklan,
kati cismlerin belli ergime sicakligi, su'alarm [ismlarin] belli dalga
boylan vardir. Bunun gibi, canhlann da, belli hususi sifatlan, has-
salan, ozellikleri vardir. Mesela, Dijital denilen yiiksiik otu, kalbe
te'sfri ile tammr. Atm, binicisine ita'ati, kosma ozelligi meshurdur.
Atda bu hassa olmasa, ona esek gibi yiik vurulurdu.
insan, bircok bakimdan baska hayvanlara, hatta ba'zi sifatlan
nebatlara ve cansiz maddelere benzer ise de, insam hayvandan
ayiran, belli hususi insanhk sifatlan da vardir. Ona insanhk serefi,
bu evsafmdan gelmekdedir. Bu ozellik (Nutk), ya'ni ruhun idrak
[kavrama, dusiinme] kuvvetidir. Soz soylemege de (nutk vermek)
denir ise de, burada, bu ma'nayi diisiinmiyoruz. Dilsiz kimse, soy-
lemez. Fekat yine insandir. Ciinki nutk sahibidir. Ya'ni anlayish-
dir ve diisiiniir. Tuti kusu, ya'ni papagan, soyler. Fekat, insan de-
gildir. Ciinki nutku, anlayisi, akh, fikri, diisiinmesi yokdur. iste, iyi
huylan kotiilerinden, iyi isleri, fenalarmdan ayiran, bu nutkdur.
Allahii teala, bu hassayi insana verdi ki, bununla yaratamm anla-
sm. Kalb ve ruh, bu kuvveti ile, ya'ni nutk, akl ni'meti ile yerleri,
gokleri [Madde alemini, fizik, kimya kanunlanni, hayati fe'aliy-
yetleri] inceliyerek, Allahii tealamn varhgim ve yiiksek sifatlanni
anlar. Sonra, emrlerine ve yasaklanna, ya'ni islamiyyete uyarak
diinya ve ahiret se'adetine kavusur. Felaketlerden kurtulur. Zari-
yat suresinin ellialtmci ayetinde mealen, (insanlan ve cinni, bana
ibadet etmeleri icin yaratdun) buyuruldu. Bu ayet-i kerimedeki
(ibadet etmeleri icin) ifadesi, (beni tammalari icin) demekdir.
Ya'ni, Allahii tealayi tanimak, inanmak icin yaratildik. insanlann
hayvanlara benziyen taraflan, hayvani ruhdan ileri gelen sehvani
ve gadab kuvvetleridir. Bunun ikisi de, insan ruhu icin kiymetli
degildir. Bu kuvvetler, hayvanlarda da vardir. Hatta hayvanlar-
da, insandan daha kuvvetlidir. Mesela, okiiz ve esek insandan da-
ha fazla yir ve icer. Domuz ve kuslar, insandan daha fazla sehvet-
lidir. Arslan, manda ve fil, insandan daha kuvvetlidir. Kurt ve
-142-
kaplan, insandan daha cok dogiisiir, parcalar. Fare, kedi, kopek,
karanlikda da gorur. Uzakdan, cabuk koku alirlar. Biitiin bu kuv-
vetler, insan icin seref olamaz. Bunlar, seref sayilsaydi, ismleri ge-
cen hayvanlar, insandan daha serefli, daha iistiin olurlardi. Insamn
serefi, ruhunun iki kuvvetinden gelmekdedir. Kalb ve ruh, ilm,
nutk kuvveti ile, faziletleri, iistunliikleri anhyacak, ameli kuvveti
ile, bunlara sarilacak, kotuliiklerden sakinacakdir.
Allahii tealaya ma'rifet hasil etmek, inanmak, yalniz lafla ol-
maz. Imamn alti sarti olan (Amentii)nun ma'nasma kalb ile inan-
makla olur. Bu alti sartdan besincisi (Kiyamet) giiniine, ya'ni ol-
diikden sonra dirilmege inanmakdir.
Islam diismanlari diyor ki, (Cennet ni'metlerinin, kus etleri,
meyvalar, siit, saf bal, koskler, hun kizlan gibi, bedene tath gelen
seyler olduklan bildirilmisdir. Bunlar ise, sehveti, hayvani arzulan
yerine getirecek seylerdir. Ruhun se'adeti, insanin yiiksekligi,
ma'rifet ve akhn begendigi seyler olduguna gore, Cennetde bunlar
unutulacak, hayvani zevkler, ruhun zevklerini ortecekdir. Bu hal,
diinyadaki yiiksek insanlarin, Peygamberlerin "aleyhimiissalevatii
vetteslimat", Velilerin, Alimlerin "rahime-hiimullahii teala", Cen-
netde, en asagi insan, hatta hayvan derecesine diiseceklerini gos-
termez mi? Bundan baska, bedenin zevk, lezzet alabilmesi icin, on-
ce elem, aci duymasi lazimdir. Beden sikilmayinca, birsey istemez.
Mesela, achk acisi olmaymca, yimek, icmek lezzeti anlasilmaz.
Yorgunluk, uykusuzluk sikmtisi olmadan, rahathk ve uyku lezzeti
anlasilmaz. Cennetde hicbir sikmti olmiyacagi icin, bedenin bu lez-
zetleri duymasma da imkan yok demekdir) dediler. Hatta ibni Si-
na, (Sifa) ve (Necat) kitablarmda, Kiyamet giiniinii anlatdi ise de,
(Muad) ismindeki kitabinda, inanmadigim aciklamakdadir. Nasi-
riiddm-i Tusi de, (Tecrid) kitabmm ba'zi yerlerinde tekrar dirilme-
gi anlatiyor ise de, baska yerlerde de, aksini bildiriyor.
Ehl-i siinnet alimleri sozbirligi ile bildiriyor ki, Kiyamet giinii,
bu beden tekrar var olacakdir. Fekat, Cennet ni'metlerini, lezzet-
lerini yalniz bedenin lezzeti zan etmek yanhsdir. Diinyada yiiksel-
mege bashyan bir ruh, bedenden aynlmca, kiyamete kadar, her
an, yiikselmege devam eder. Cennetde beden, sonsuz kalabilecek
evsafda diinyadakinden bambaska ozellikde var olacakdir. Yiik-
selmis olan ruh, bu cesed ile birleserek kiyamet hayati baslaya-
cakdir. Cennetde, bedenin ve ruhun ayn ayn ni'metleri, lezzetle-
ri olacakdir. Yiiksek olanlar, Cennetde de ruhun lezzetlerine
ehemmiyyet vereceklerdir. Ruhun lezzeti, bedenin lezzetlerinden
farkh ve katkat ziyade olacakdir. Ruhun lezzetlerinin en tathsi, en
yiiksegi de, Allahii tealayi gormek olacakdir. Yiiksek insanlarm,
ariflerin, diinyada iken, ruh Cennetine girmeleri, ahiretdeki ruh lez-
-143-
zetlerinden bir kismina kavusmalan caizdir denildi. Bedenin
Cennetine diinyada kavusulamaz. Cennet lezzetleri, diinya lez-
zetleri gibi degildir. Hatta, diinya lezzetlerine hie benzemezler.
Allahii teala, Cennetdeki lezzetleri, diinyada isiterek anhyabil-
memiz icin, diinyada onlara benziyen lezzetler yaratdi. Boylece,
o lezzetlere kavusmak icin calismamizi emr etdi. Cennet lezzet-
lerinin tadini alabilmek icin, once aci, sikmti cekmek lazim degil-
dir. Ciinki, Cennetdeki bedenin yapisi, diinyadaki gibi degildir.
Diinyadaki beden, yok olacak bir halde yaratildi. Takriben yiiz
sene dayanacak kadar saglamdir. Cennetdeki beden ise, sonsuz
kalacak, hie yrpranmiyacak saglamhkdadir. Aralanndaki ben-
zerlik, insan ile, aynadaki hayali arasindaki miisabehet gibidir.
Insan akh, kiyametdeki varhklan anhyamaz. Akl, his organlan
ile duyulanlan ve bunlara benziyenleri anhyabilir. Cennet
ni'metlerini, lezzetlerini, diinyadakilere benzetmek, onlar iize-
rinde mantik, fikr yiiriitmek insani, ciiriik, yanhs neticelere gotii-
riir. Bilinmiyen seyleri, bilinen seylere benzeterek, fikr yiiriit-
mek, batildir.
Tesavvuf buyiiklerine ve bircok alimlere gore "rahime-hiimulla-
hii teala", diinyada (Alem-i misal) denilen iiciincii bir alem vardir.
Bu alem; gordiigiimiiz (Cism alemi) gibi, maddeden yapilmamisdir.
(Ruh alemi) gibi miicerred de degildir. Ya'ni maddesiz de degildir,
ikisi arasmdadir. Oradaki mahluklar parcalanabildikleri icin, mad-
de alemine benzer. Agirhgi olmadigi, yer kaplamadigi icin ise, ben-
zemez. Diinyadaki her maddenin ve her ma'namn, o alemde bir mi-
sali, sekli vardir. Suyun misali, orada yine sudur. ilmin misali, ora-
da siitdiir. iyi huylarm ve iyi islerin orada goriiniisii, bostan, cicek,
meyva gibi lezzetli seylerdir. Kotii huylarm ve cirkin islerin, o alem-
de goriiniisii, karanhk, yilan, akreb gibi sikmti verici seylerdir. Her-
kesin gordiigii rii'yalar, hep o alemdendir. Tesavvuf biiyiiklerine
gore, alem-i misal de, ikiye aynlmakdadir. Tesavvufcular, bu aleme
hayal kuvveti ile girerse, (Hayale bagh) olan alem-i misal denir.
Hayalin ve baska ic his organlarmm ilgisi olmadan hasil olursa,
(Mutlak) olan alem-i misal denir. [(Mektubat) kitabimn ikinci cil-
dinin ellisekizinci mektubunda, Alem-i misal hakkinda genis bilgi
vardir. Bu uzun mektubun tercemesi, (Se'adet-i Ebediyye) kitabi,
birinci kism, 39. cu maddesinde mevcuddur.] Tesavvufculardan
ba'zisi, (Riyazet) cekerek ve (Miicahede) yaparak, alem-i misale
girdiklerini ve orada gordiikleri seyleri haber vermislerdir. Din
alimleri de, bu alemin varhgim ve ba'zi sirlanm bildirmislerdir. Ab-
dullah ibni Abbas "radiyallahii anhiima" buyurdu ki, (Bu gordiigii-
-144-
muz alemden baska bir alem daha vardir. Bu alemde bulunan her-
seyin, orada bir benzeri vardir. Hatta, orada benim gibi bir ibni Ab-
bas vardir).
Tesavvuf miitehassislari "rahime-humullahu teala" diyor ki, in-
san oliince, ruhu bedenden aynlir. insanm diinyada iken yapdigi
iyi isleri, imam ve giizel ahlaki, nurlar, lsiklar, bostanlar, cicekler,
huriler, koskler, inciler seklini alirlar. Cahilligi, sapikhgi, kotii huy-
lan da, atesler, karanhklar, akrebler, yilanlar seklinde goriiniirler.
Imanh ve iyi huylu run, ni'metleri Cennetlere kendi gotiirmekde-
dir. Kafir ve fasik ruhlar da, atesleri, azablan, kendisi birlikde go-
tiiriir. Ruh, bu cism aleminde kaldikca, yiiklendigi bu seyleri anli-
yamaz. Bedene baglihgi ve cism alemine dalmis olmasi, onlan an-
lamasina mani' olur. Ruh, bedenden aynlmca, bu engeller kalmaz.
O zeman, kendinde bulunan iyi ve kotii yiikleri, onlara uygun sekl-
lerde gormege baslar. insanm diinyadaki hali, bir serhosa benzer.
Olmek, serhosun ayilmasi demekdir. Serhosun yanma sevdigi kim-
seler toplamr, sevdigi hediyyeler gelirse, yahud, koynuna akrebler,
yilanlar girerse, hicbirini duymaz. Ayilmca, bunlari goriir, anlar.
Bu (Ahiret halleri), alem-i misal halleri gibidir. Sa'deddm-i Tefta-
zani "rahime-hullahti teala", (Serh-i mekasid) kitabmda, alem-i
misali anlatdikdan sonra, bunlari isbat edecek delil, sened olmadi-
gmdan, hakiki alimler, buna ehemmiyyet vermediler diyor. Hakiki
alim diyerek, aklm anlayabilecegi herseyi akla kabul etdirmege ca-
lisan alimlere isaret etmekdedir. Halbuki, akla uyan kimsenin,
kendisi bu aleme kavusamasa da, bunu, hie olmazsa, olmiyacak sey
degildir diyerek, red etmemesi lazimdir. Nitekim, akla uyanlarm
onderlerinden olan ibni Sina, (Olamiyacagi isbat edilemiyen birse-
ye, olamaz dememelidir. Ciinki, isbat etmeden olamaz demek, an-
lamadigina inanmamak gibi, ayb ve kusurdur) demisdir.
Sihabiiddm-i Siihreverdi "rahmetullahi aleyh" buyuruyor ki,
(Milyonlarca yildizin bir araya gelip bir sistem kurdugunu ve her sis-
temin boslukda bozulmadan hareket etdigini soyliyen astronomi
adamlannin sozlerine, gormeden inamldigi gibi, tesavvufcularm kesf
etdikleri, bildirdikleri alem-i misal ve ruh alemine de inanmak lazim
gelir). inkar edenlere degil, haber verenlere inanmak dogru olur.
[Akh olan, fen bilgisinden haberi olan, Allahii tealanm varhgim ve
birligini hemen anlar ve isbat eder. Ahirete inanmak, boyle degildir.
Buna, Allahii teala haber verdigi icin inamhr.]
insanlar dort kismdir:
1- Peygambere inamr ve buna uyar. Bunlar diinyada rahat ve
huzur icinde yasar. Ahiretde, dogru Cennete gider. Nefsine uya-
- 145 - Islam Ahlaki - F:10
rak hasil olan giinahlan, kalb ile tevbe, dil ile istigiar ederek ve
diinyada sikmtilar cekerek, afv edilecek, dogru Cennete giderek,
ni'metler icinde sonsuz yasayacakdir. Bunlara (Salih kul) denir.
2- Peygambere inanir ve buna uyar. Diinyada dert, sikmti ve
hastalik icinde yasar. Derdlere sabr ve siikr eder. Sabrlan, derece-
lerinin, sonsuz ni'metlerinin artmasma sebeb olur. Bunlar, nefsle-
rine uymaz. Bunlara (Veil) denir. Boyle kimseler azdir.
3- Peygambere inanir. Peygambere degil, nefsine uyar. Diinya-
da sikinti ceker. Bunlar, nefslerine uyarak hasil olan giinahlar ka-
dar Cehennemde yandikdan sonra, Cennete gireceklerdir. Bunla-
ra (Fasik kul) denir. Cok habis kimselerin daha cok azmalan icin,
islerinde basan, kolaylik ve rahathk da verilir. islamiyyetin bir em-
rini begenmiyen kafir olur. Kafirler, Cennete girmeyecek, Cehen-
nemde sonsuz yanacaklardir.
4- Peygambere inanmaz. Ahkam-i islamiyyenin emr ve yasak
etdigi seyleri akl ile bulup, bunlara ve miislimanlara uyan kafirler,
diinyada se'adete kavusur.
ILM-i AHLAK VE iSLAMIYYETDE
AHLAK TERBIYESi
Kalb ile ruhun hallerini ve islerini bildiren ilme (Ahlak ilmi) de-
nir. Insan yalmz basina iken, bu nailer ve isler dokuz bab olarak bil-
dirilmisdir. [Biz, kitabimiza, bunlardan yalmz alti babi aldik.]
BiRINCi BAB
Burada huylarm nev'leri, iyi ve fena seyler bildirilecekdir. Huy,
kalb ile ruhun melekesi, ya'ni ahskanhgi demekdir. Bu ahskanhk
ile, diisiinmege liizum kalmadan is yaparlar. Yerlesmis olan huya
(Meleke) denir. Gecici olan huya (Hal) denir. Mesela giilmek,
utanmak, birer haldir. Comerdlik, cesaret, birer melekedir. Ahlak,
ya'ni huy deyince, meleke anlasihr. Ba'zan hayr islemek huy degil-
dir. Her zeman hayr islerse, comerd huylu denir. Her zeman, fekat
kendini zorhyarak yaparsa, yine comerd huylu olmaz. Kolayhkla,
seve seve yaparsa, huy denir.
Huy, iyi veya kotii is yapmaga sebeb olur. Yahud da, iyi ve ko-
tii olmiyan seye sebeb olur. Birincisine (Fazflet) veya iyi ahlak de-
nir. Comerdlik, seca'at ya'ni yigitlik, yumusakhk boyledir. ikincisi-
ne (Rezalet) veya kotii ahlak denir. Hasislik ve erkekler icin kor-
kakhk boyledir. Uciincusiine fazilet de, rezalet de denmez.
(San'at) deniliyor. Terzilik, ciftcilik boyledir. Bu kitabda birincisi
ve ikincisi zikr edilecekdir.
-146-
Kalbin ve ruhun iki kuvveti oldugunu mukaddemenin son sahi-
fesinde bildirmisdik. Birincisi, (Kuvve-i alime) ve (Miidrike) deni-
len (anlama kuvveti) idi. Bu kuvvete, (Nutk) ve (Akl) demisdik.
Bu kuvvet ile, aklin erdigi seyleri anlarlar. ikincisi, hareket etdiren
(Kuvve-i amile), (yapici kuvveti) idi. Her iki kuvvet de ikiye ayn-
lir. Aklin birinci kismma (Hikmet-i nazari), ikinci kisrmna (Hik-
met-i ameli) denir. Yapici kuvvetin birinci kismina ($ehvet) denir
ki, zevkli, tath seylere kavusmak istiyen kuvvetdir. ikinci kismma
(Gadab) denir ki, begenmedigi seylerden uzaklasdirmak istiyen
kuvvetdir. Bu dort kuvvetden muhtelif isler meydana gelir. Bu is-
ler akla uygun, giizel, noksan olmakdan ve asm olmakdan kurtul-
mus olursa, bunlari yapan huy fazilet olur. Noksan veya asm olan
isleri yapan huy, rezalet olur. Aklm nazari kuvveti iyi olursa, o hu-
ya (Hikmet) denir. ikinci kuvveti olan (Hikmet-i ameli) kuvveti iyi
olursa, o huya (Adalet) denir. Kalbin ve ruhun, yapici kuvvetleri-
nin sehvani kuvveti iyi olursa, o huya (iffet) denir. Gadabi kismi iyi
olursa, o huya ($eca'at) denir. iyiliklerin basi, bu dort huydur.
Adaletin azi cogu olmaz. Diger iicuniin asin ve noksan olmalan,
rezalet olur. Hikmetin asirisi (Cerbeze) ya'ni, ukalahkdir. Noksan
olmasi ise; (Beladet), ya'ni kalm kafahhkdir. Adaletin asirisi ve
noksani olmaz. Yalniz ziddi, tersi olur ki, bu da (Zulm)diir. iffetin
asirisi (Fiicur) ya'ni (Sefahet)dir. Noksan olmasi ise (Humud)
ya'ni durgunlukdur. Seca'atin asirisi (Tehevviir) ya'ni saldirmak-
dir. Noksani, korkakhkdir. Ahlakm bu nev'leri, imam-i Gazali
hazretlerinin (ihya) kitabinda boyle ta'rif edilmisdir. Abdiilgani
Nabliisinin' 11 (Hadikat-iin-Nediyye) kitabinda da yazihdir. Bu ki-
tab, arabi olup, istanbulda, (Hakikat Kitabevi) tarafmdan, ofset
yolu ile basdinlmisdir. Ba'zilarma gore hikmet, iffet ve seca'at bir
araya gelince (adalet) olur.
Cerbeze huylu kimse, ruhun kuvveti olan akhm, hiyle, dediko-
du, maskarahk yapmak icin kullamr. Beladet huylu kimse, haki-
katlan anhyamaz. Iyi, kotii seyleri birbirinden ayiramaz. Tehevviir
huylu kimse, kendini tehliikelere atar. Kuvvetli diismanla dogiis-
mege kalkar. Korkak olan adam, sabr edemez. Dayanamaz. Hak-
kim arayamaz. Fiicur huylu olan kimse, yimekde, icmekde ve ev-
lenmekde mekruhlara ve haramlara sapar. Cirkin, kotii islerden
zevk ahr. Humud huylu olan kimse de, halal olan zevkleri, mesru'
olan arzulan terk eder. Ya kendi helak olur, yahud nesli kesilir.
insanlarda bulunan biitiin giizel ahlak, yukanda bildirilen dort
iyi ana huydan dogar. Herkes bu dort huy ile ogiiniir. Hatta, soyu
ile, yakmlan ile iftihar eden kimseler, onlarda bu huylar bulundu-
gu icin ogiiniirler.
[1] Abdiilgani Nablusi, 1143 [m. 1731]de Samda vefat etdi.
-147-
IKINCI BAB
Burada dort esas iyi huyun kismlan bildirilecekdir. Bu dort ana
huydan tiireyen iyi huylar, sayisiz denilecek kadar cokdur. Bunla-
nn herbirini anlatmaga insan giicii yetismez. Burada, islam ahlak-
cilanmn iizerinde durduklan, meshurlanm bildirecegiz.
Hikmetden, yedi iyi huy meydana gelmekdedir:
1 - Birincisi (Zeka)dir. Bir melekedir. Bir ahskanhkdir. Bunun
yardimi ile, insan, bilinen seylerden, bilinmiyenleri cikarir. Delille-
ri bir araya tophyarak, aramlan seyleri bulur. Bunu kazanmak icin,
malum seyler yardimi ile mechul olan seyleri bulmaga cahsmak,
hesab [matematik] ve hendese [geometri] problemleri cozmek la-
zimdir.
insanlarm zekalan muhtelif mikdardadir. Zekanm en iistiin de-
recesine (Deha) denir. Zeka (Test) iisulu ile olculiir. Yirminci as-
nn tamnmis ruhiyyatcilarmdan [psikologlarmdan] Amerikali Ter-
man m diyor ki, test iisulii ile zeka olcmesi, ilk olarak Osmanlilarda
yapildi. Osmanh ordulan Avrupada ilerliyor. Viyana elden gidi-
yordu. Viyana gidince, butiin Avrupamn miislimanlarm eline gec-
mesi cok kolay olacakdi. Osmanhlar, Avrupaya islam medeniyeti-
ni getiriyor. ilm, fen, ahlak nurlari, hiristiyanligm karartdigi, uyus-
durdugu yerlere, zindelik, insanlik, huzur, se'adet saciyordu. Asr-
larca, diktatorlerin, kapitalistlerin, papaslarm zulmleri altinda inle-
yen, barbarlasan Avrupa, islam adaleti ile, islam ilmleri ile, islam
ahlaki ile, insan haklarma kavusuyordu. Avrupa diktatorleri ve 6n-
celikle hiristiyan kiliseleri, Osmanh ordulanna karsi son gayretle-
rini harciyorlardi. Bir gece, istanbuldaki, ingiliz sefiri, Londraya
tarihi mektubunu yolladi. BULDUM... BULDUM!... Osmanh or-
dularmm ilerleme sebebini buldum. Onlari durdurmanm yolunu
buldum diyor. Soyle yaziyordu:
(Osmanhlar ele gecirdikleri her yerde din, irk farki gozetmek-
sizin, secdikleri cocuklarm zekalanni olciiyor, ileri zekahlan ayi-
rarak, medreselerde okutup, islam terbiyesi ile yetisdiriyorlar.
Bunlar arasmdan da secdiklerine, seraydaki ENDERUN denilen
yiiksek okulda, o zemamn en ileri bilgilerini veriyorlar. iste, Os-
manh siyaset adamlan, baskumandanlan, boyle secilen, yetisdiri-
len keskin zekah sahsiyyetlerdir. Sokullular, Kopriiliiler, boyle
yetismisdir. Osmanh akmlarim durdurmak, hiristiyanhgi kurtar-
mak icin biricik care, enderun mekteblerini ve medreseleri dagit-
mak, onlari icerden yikmakdir). Bu mektubdan sonra, ingiltere-
de (Miistemlekeler nezareti) kuruldu. Burada yetisdirilen casus-
[1] Terman 1380 [m. 1960] de sag idi.
-148-
lar ve hiristiyan misyonerleri ve masonlar, yalan propaganda ve
yaldizh va'dlerle avladiklan cahilleri Osmanh devletinin kilid
noktalarma yerlesdirmege ve bu kuklalarm eli ile; medreselerden
fen, ahlak derslerini, hatta, yiiksek din bilgilerini kaldirmaga,
miislimanlan cahil birakmaga ugrasdilar. Bu sinsi kampanyalarm-
da, tanzfmatdan sonra tarn basan sagladilar. islam devleti yikildi.
Islamiyyetin dunyaya nesr etdigi se'adet, huzur nurlan sondii.
2 - Siir'at-i fehmdir. Buna (Siir'at-i intikal) de denir. ihtiyac
olunca, lazim olan seyi hemen anhyan melekeye denir. Birsey isi-
tince, onun aksini, tersini de hemen anlar. Zeka, dusiinmede ve in-
celemede, ya'ni fikrde ve nazarda olur. Ya'ni bilinen seyleri ince-
leyip, bunlardan bilinmeyen bir netice elde eder. Siir'at-i fehm ise,
fikrden ve nazardan baska seylerde olur.
3 - Zihn acikligidir. istedigi seyleri cabuk anlamak, elde etmek-
dir.
4 - Dikkat etmekdir. Dustinceler mani' olmayip, istedigi seye
tevecciih etmekdir.
5 - Te'akkuldiir. Liizumlu seyleri ogrenirken, herseyin, haddini,
sininm asmamakdir. Ya'ni liizumlu olam terk etmez, luzumsuz
olanla da mesgul olmaz, vakt oldiirmez.
6 - Tehaffuz, ya'ni unutmamakdir. Ruhun, akl erdirdigi, anladi-
gi bilgileri unutmamasidir.
7 - Tezekkiirdiir. Hafizadaki bilgileri, her istenilen zemanda ha-
tirlamakdir.
Seca'atden hasil olan iyi huylar onbirdir:
1 - Agir bash olmakdir. Medh olunmakdan sevinmez, zem
olunmakdan iiziilmez olmakdir. Fakirle zenginleri miisavi tutar.
Tathyi, aciyi tefrik etmez. Hadiselerin degismesi ile ve korkulu, si-
kmtih haller karsismda cahsmasi sarsilmaz.
2 - Necdet, ya'ni yigitlikdir. Korkulu hallerde, sikmtih islerde,
sabr ve sebat etmekdir. Bu zemanda, bagirip cagirmaz. Uygunsuz
is yapmaz.
3 - Himmet sahibi olmak, gayretli olmakdir. Bu diinyamn mev-
ki'i, riitbesi, ytikselmesi, alcalmasi, serveti goziinde olmaz.
4 - Sebatdir. Maksada kavusmak icin cahsirken, karsilasilan si-
kmtilara katlanmak, dayanabilmekdir.
5 - Hilmdir. Ruhun sakin olmasi, kizmamasidir. Yumusak huy-
lu olmakdir.
6 - Stikundiir. Vatani, dmi ve milleti korumak icin yapilan ci-
hadlarda, muharebelerde gayret ve mukavemet gosterip, diisma-
-149-
nma alay etdirmemekdir.
7 - Sehametdir. iyi isler yapmak, yiiksek mertebeler ele gecir-
mek istemekdir. Hayr ile amlmak, sevab kazanmak ister.
8 - Tehammiildiir. Gtizel huylar, iyi isler edinmek icin cahsmak-
dan yilmamakdir.
9 - Tevadu'dur. Diinya riitbelerinde kendinden asagi olanlara
biiyukliik gostermemekdir. Ciinki, eline gecenler, Allahii tealamn
lutfii ve ihsanidir. Kendi elinde birsey yokdur. Mevki' ve servet sa-
hiblerinin tevadu' gostermeleri iyi olur. Sevab olur. Bir menfe'ate
kavusmak veya bir zarardan korunmak icin tevadu' gostermege
(tebasbus), ya'ni yaltaklanma denir. Dilencilerin tevadu'lan boyle-
dir. Gtinahdir.
10 - Hamiyyetdir. Dini, milleti himaye etmekde, korumakda,
serefini savunmakda, tenbellik etmeyip, biitun kuvveti ile gayret
etmekdir.
11 - Rikkatdir. insanlardan gelen zararlara uzulmemekdir.
Bundan dolayi islerinde ve hareketlerinde degisiklik olmamahdir.
Iyilik yapmasim durdurmamahdir.
Iffetden on iki iyi huy meydana gelir:
1 - Hayadir. Haya, kotu is yapmca utanmakdir.
2 - Rifkdir. Rifk, islamiyyete uymakdir. Kelimenin ma'nasi, aci-
mak, iyilik etmek demekdir.
3 - Hidayetdir. iyi huylu olmaga cahsmakdir.
4 - Miisalemetdir. Fikrler aynldigi, sozler cogaldigi zeman, mii-
nakasa etmemek, sertligi, boluculiigii, ayinciligi istemeyip, uyus-
mak, bansmak istemekdir.
5 - Nefse hakim olmakdir. Sehvet zemamnda nefse uymamak,
iradesine hakim olmakdir.
6 - Sabrdir. Kisi haramdan sakimp, nefsin kotii arzularim yap-
mamakdir. Boylece, sonu pismanlik olan lezzetlerden yiiz cevirir.
Sabr ikiye aynhr: Biri, giinah islememek icin sabr etmekdir. Sey-
tan ve insamn kendi nefsi ve kotii arkadaslar, insana giinah islet-
mek isterler. Bunlan dinlemeyip sabr etmek cok sevabdir. Burada
bildirilen sabr, iste bu sabrdir. ikincisi, derdlerin, belalarm acilan-
na sabr edip, baginp cagirmamakdir. Cok kimse, sabr deyince, yal-
mz bu sabn anlar. Bu sabr da sevabdir. Ya'ni sabrm ikisi de farz-
dir.
7 - Kana'atdir. Nafakada, ya'ni yime, icme, giyinme ve barma-
cak yerde zaruret mikdarma razi olup, daha cok aramamakdir.
-150-
Yoksa, verileni almamak demek degildir. Bu huya taktfr derler ki,
kotii huydur. Akhn da, islamiyyetin de begenmedigi birseydir. Ka-
na'at ise, iyi ahlakdir. [Olmemek, bir uzvu telef olmamak icin la-
zim olan seye (Zaruret) denir. Nafaka icin ve bedeni sikmtidan ko-
rumak icin, lazim olan seye (ihtiyac) denir. ihtiyacdan fazla olup,
hosa giden, tatli olan ve insamn kiymetini, serefini korumaya yara-
yan seylere (Zinet e$yasi) denir. Zinet esyasini, oviinmek, baskala-
nna gosteris, iistiinluk saglamak icin kullanmaga (Tefahur) denir.
Zaruret ve nafaka esyasini te'min etmek farzdir. Nafakadan fazla
olan ihtiyac esyasini, mesela ilac ve tabib iicretini te'min etmek
siinnetdir. Zmet caizdir. Tefahur haramdir.]
8 - Vekardir. ihtiyaclan ve kiymetli seyleri elde ederken siir'at
ve acele etmeyip, yavas hareket etmekdir. Vekar, agir bash olmak-
dir. Yoksa, firsati kaciracak, menfe'atini kapdiracak seklde uyusuk
olmak degildir.
9 - Vera'dir. islamiyyetin haram etdigi ve haram siibhesi olan
seylerden sakmmak ve emr etdigi seyleri, herkese yarar isleri yap-
makdir. Kusurlu ve gevsek olmakdan sakmmakdir.
10 - intizamdir. isleri bir siraya, diizene koyarak yapmakdir.
11 - Hiirriyyetdir. Mali, parayi halaldan kazanmak ve iyi yerle-
re vermek, herkesin hakkini gozetmekdir. Hiirriyyet, basi bos
olup, her istedigini yapmak demek degildir.
12 - Sehavetdir. Parayi, mail, hayrh, iyi yerlere dagitmakdan
lezzet almakdir. islamiyyetin emr etdigi yerlere seve seve vermek-
dir. Sehavet, comerd olmak demekdir. iyi huylann en yiiksekle-
rindendir. Ayet-i kerimelerle ve hadis-i seriflerle medh olunmus-
dur. Sehadan bircok iyi huylar dogar. Bunlardan sekizi meshur-
dur:
1 - Keremdir. Herkese faideli isleri, para yardimi yapmasim
sevmekdir.
2 - Isardir. Kendi muhtac oldugu mah, muhtac olan baskasina
verip, yokluguna kendisi sabr etmekdir. iyi huylann cok kiymetli-
sidir. Ayet-i kerimeler ile medh olunmusdur.
3 - Afvdir. Diismandan veya sucludan intikam almaga, karsih-
gmi yapmaga giicii yeter iken, yapmamakdir. Kotiiltige iyilikle kar-
sihk etmek, afvdan daha iyi olur. Beyt:
KotUluklere karsi, kolay olur kotuliik,
KotUluk yapanlara, iyilik yapmak merdlik!
4 - Mliruvvetdir. Muhtac olanlara, lazim olan seyleri vermek-
-151-
dir. Baskalanna iyilik etmesini sevmekdir.
5 - Vefa'dir. Tamdiklara, arkadaslara gecim islerinde yardimci
olmakdir.
6 - Miivasatdir. Tamdiklan, arkadaslan ni'metlerine ortak kil-
mak, iyi gecinmekdir.
7 - Semahatdir. Vermesi lazim ve vacib olmiyan seyleri, seve se-
ve vermekdir.
8 - Miisameha etmekdir. Terk etmesi lazim olmiyan seyleri,
baskasina faideli olmak icin terk etmekdir. Baskasimn kabahatini
gormemezlik demekdir.
Adaletden on iki huy dogmakdadir:
I - Sadakatdir. Arkadasim sevmekdir. Onun iyiligini, rahatim
istemekdir. Onu zarardan korumakdir. Onu sevindirmege calis-
makdir.
2- Ulfetdir. Bir toplulugun, din ve diinya dusiincelerinde, inanc-
lannda birbirlerine uygun olmalandir.
3 - Vefadir. iyi gecinmek, yardimlasmakdir. Soziinde durmak,
hakkim gozetmekdir de dediler.
4 - Sefkatdir. Baskalanna derd, felaket gelmesinden uziilmek-
dir. Herkesin sikmtidan kurtulmasma cahsmakdir.
5 - Sila-i rahmdir. Akrabayi, yakmlanm gozetmek, ziyaret et-
mek ve yardim etmekdir. Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem"
bir hadis-i serifde, (Putlan, tapimlan heykelleri kirmak i^in ve ak-
rabaya iyilik etmek icin gonderildim) buyurdu.
6 - Miikafatdir. iyilige karsi iyilik etmekdir.
7 - Hiisn-i sirketdir. Hakki gozetip adalet eylemekdir.
8 - Hiisn-i kazadir. Herkesin, herseyde hakkim gozetip, basa
kakmamak ve pisman olacak is yapmamakdir.
9 - Teveddiiddiir. Teveddiid, muhabbet demekdir. Arkadasla-
nm sevip, hediyye vermek, kendini sevdirmekdir.
10 - Teslimdir. islamiyyetin emrlerini ve yasaklanm ve islam
ahlakim, tatli gelmese dahi, kabul edip razi olmakdir.
II - Tevekkiildiir. insan giiciiniin dismda olan ve degisdirilemi-
yecek olan iiziicu hadiseleri, olaylan, ezelde takdir edilmis, yazil-
mis bilip, uziilmemek, Allahii tealadan geldigini diisiinerek, seve
seve karsilamakdir.
12 - Ibadetdir. ibadet, herseyi yokdan var eden ve her canh-
yi, her an goriinur goriinmez kazalardan, belalardan koruyan ve
her an cesidli ni'metler, iyilikler vererek yetisdiren Allahii teala-
-152-
nin emr ve yasaklarim yerine getirmekdir. Ona hizmetde kusur et-
memege cahsmakdir. Allahii tealanm sevgisine kavusmus olan Re-
sullere, Nebilere "aleyhimussalevatii vetteslimat", Velilere, Alim-
lere "rahime-hiimullahii teala", benzemege ozenmekdir.
[Miislimanlar iki kismdir: Havas [alimler] ve avam [cahiller].
Tiirkce (Diirr-i yekta)da diyor ki, (Avam, sarf ve nahv ve edebiy-
yat ilmlerinin iisullerini, ka'idelerini bilmiyen kimselerdir. Bunlar
fetva kitablanm anhyamaz. Bunlann, (iman) ve (ibadet) bilgilerini
arayip, sorup, ogrenmeleri farzdir. Alimlerin de, sozleri, va'zlan ve
yazilan ile, once iman, sonra dinin temeli olan bes ibadeti ogretme-
leri farzdir. (Zahire) ve (Tatarhaniyye) kitablarmda, lmanin sartla-
nni ve (Ehl-i siinnet i'tikadi)m ogretmenin herseyden evvel lazim
oldugu bildirilmekdedir). Bunun icindir ki, biiyuk alim, zahir ve
batm ilmlerinin miitehassisi seyyid Abdiilhakim-i Arvasi "rahme-
tullahi aleyh", vefatma yakm, (Istanbul cami'lerinde, otuz sene,
yalmz Ehl-i siinnet alimlerinin kitablarmda yazili olan imam, ya'ni
Ehl-i siinnet i'tikadim ve islamm giizel ahlakim anlatmaga cahs-
dim. Ehl-i siinnet alimleri, bu bilgileri, Eshab-i kiramdan, Onlar
da, Resulullahdan ogrendiler.) demisdir. Iman bilgilerine (Akaid)
ve (I'tikad) denir. Bunun icin biz de, biitiin kitablanmizda, Ehl-i
siinnet i'tikadim, islamm giizel ahlakim, herkese iyilik ve hiikume-
te yardim etmek lazim oldugunu bildiriyoruz. Seyyid kutb ve Mev-
dudi gibi din cahillerinin ve (Teblig-i cema'atci) gibi bid'at sahib-
lerinin, ya'ni mezhebsizlerin hiikumete karsi kiskirtici, kardesi kar-
dese dtisman yapici, boliicii yazilanm tasvib etmiyoruz. Peygambe-
rimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (Din, kdinclarm golgeleri altin-
dadir) buyurarak, miislimanlarm hukumet ve kanun himayesinde
rahat yasayabileceklerini bildirdi. Hukumet, kuvvetli oldukca, ra-
hat, huzur artar. Avrupa, Amerika gibi kafir memleketlerde rahat
yasayan, dmi vazifelerini serbestce yapan miislimanlar da, kendile-
rine hiirriyyet veren hiikumete, kanunlara karsi gelmemeli, fitne-
ye, anarsiye alet olmamahdir. Ehl-i siinnet alimleri "rahime-hu-
mullahii teala" boyle olmamizi emr etmekdedir. ibadetin en iistii-
nii, en krymetlisi, fitne fesad atesi ile oynamamak ve isyan edenle-
re, fitne, anarsi cikaranlara alet olmamak, (Ehl-i siinnet i'tikadi)m
ogrenip, imanmm buna uygun olmasina cahsmakdir. Imamni boy-
le dtizelterek, (Bid'at ehli) denilen yetmisiki cesid boliicii, bozuk
inamsdan kurtuldukdan sonra, ibadetlerde de bid'at islemekden
sakmmahdir. islamiyyetin emr etmedigi seyleri ibadet zan ederek
yapmaga (ibadetde bid'at) denir. Allahii tealanm emrlerine ve ya-
-153-
saklarma (Ahkam-i islamiyye) denir. Ahkam-i islamiyyeye uyma-
ga (Ibadet etmek) denir. Ibadetlerin dogru olarak yapilmasim bil-
diren (Dort mezheb) vardir. Bunlann dordii de hakdir, dogrudur.
Bu dort mezheb, Hanefi, Safi'i, Maliki, Hanbeli mezhebidir. Her
muslimamn bu dort mezhebden birisinin (Ilm-i hal) kitabmi oku-
yup, ibadetlerini bu kitaba uygun yapmasi lazimdir. Boylece, bu
mezhebe girmis olur. Bu dort mezhebden birine girmiyen kimseye
(Mezhebsiz) denir. Mezhebsiz olan, Ehl-i siinnet degildir. Ehl-i
siinnet olmiyan da, ya (Bid'at ehli)dir, yahud kafirdir.
Hazret-i All "kerremallahii vecheh" buyuruyor ki, (Oldiikden
sonra tekrar dirilmege inanmiyan birini goriirsen, ona de ki: Ben
inamyorum. Senin dedigin dogru cikarsa, benim hie zaranm olmaz.
Benim dedigim dogru olunca, sen sonsuz olarak atesde yanacak-
sin!). Avrupada, Amerikada butlin fen adamlan, devlet adamlan,
profesorler, kumandanlar, ahiret hayatma inamyorlar. Hepsi, kili-
selere gidip tapimyorlar. Yehudiler, Budistler, Berehmenler, atese
tapanlar, putperestler, medeni, vahsi herkes inamyor. Yalmz, bir-
kac komiinist memleketini idare eden, yalanci, zalim, azgm dikta-
torler ve bunlann etrafmdaki ve baska memleketlerdeki parah
usaklan inanmiyor. Gecinebilmeleri ve zevkleri icin, din diismanh-
gi yapan birkac cahilin, ahmagin, diinya niifusunun yiizde doksam-
m teskil eden, inananlar karsisinda, hakh olacaklan diisiinulebilir
mi? inanmiyan bir kimse oliince, kendi inancma gore, yok olacak.
Inanana gore ise, Cehennemde sonsuz azab gorecekdir. inanan bir
kimse oliince, inanmiyana gore, yine yok olacak. Kendi inancma
gore, sonsuz zevkler, ni'metler icinde yasayacakdir. Akh, bilgisi
olan bir insan, bu ikisinden hangisini secer? Elbet, ikincisini degil
mi? Diinya islerindeki, madde alemindeki intizam, Allahii tealamn
varhgim akl sahiblerine haber veriyor. Ahiretin var oldugunu da
Allahii teala haber veriyor. O halde, Akh, ilmi olamn, Allahm var-
hgina ve birligine inanmasi lazimdir. inanmamak, ahmakhk, cahil-
lik olur. Allahii tealaya iman etmek, Onun (Uluhiyyet sifatlan)na
ya'ni Onun (Sifat-i zatiyye)sine ve (Sifat-i siibutiyye)sine ve verdi-
gi haberlere inanmakdir ve Onun dinine uymakdir. islamiyyete
uyan bir kimse, diinyada da rahat ve mes'ud yasar. Herkese iyilik
eder. Allahii teala, kullarma cok acidigi icin, faideli seyleri yapma-
larini emr etmisdir. Bu emrlere (Farz) denir. Zararh seyleri yasak
etmisdir. Bunlara (Haram) denir. Farzlarm ve haramlarm hepsine
(Ahkam-i islamiyye) denir. Dinler, Allahii tealamn kullarma rah-
metidir, ihsamdir. Dinlere inanan ve uyan, diinyada ve ahiretde
-154-
Allahii tealamn ihsanma kavusur, mes'ud olur. inanmryan, akli ile
faideli oldugunu anlayarak, diinya islerinde uyarsa, yalniz diinyada
mes'ud, rahat yasar. Simdi Avrupahlarm bir kismi, bunun icin, ra-
hat ve mes'ud yasamakda, islamiyyete uymiyan miislimanlar zelfl,
hakir yasamakdadir.]
UQUNCU BAB
Burada kotii ahlak bildirilecekdir. iyi huylarm anasi, temeli
dort iyi huy idi. Kotii huylarm basi da dortdtir:
1 - Rezalet, hikmetin ziddidir.
2 - Ciibn, korkmak, yiireksiz olmak, seca'atin ziddidir.
3 - Fiicur, nefse uymak, giinah islemek, iffetin ziddidir.
4 - Cevr, zulmdiir. Adaletin ziddidir.
Her iyi huyun ziddi, karsiligi olan sayisiz kotii huy vardir. Ciin-
ki iyilik demek, tam orta yol demekdir. Ortamn sagmda, solunda
olmak, iyilikden aynlmak olur. Ortadan uzakligi kadar, iyiligi aza-
lir. Hak yol birdir. Sapik, bozuk yollar ise, cokdur. Hatta sonsuz-
dur. Dogru yola kavusdukdan sonra, orada kalmak, oradan hie
cikmamak cok zordur. Hud suresinin yiizoniicuncu ayetinde mea-
len, (Emr olundugun dogru yolda bulun!) buyuruldu. Bu ayet-i ke-
rime indigi zeman, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Hud
suresi, sakahma ak tliisiirdii) buyurdu. Ayet-i kerimede emr olu-
nan istikameti yerine getirebilmek icin, Peygamberler "aleyhimiis-
salevatii vetteslimat", Veliler, Siddiklar "rahime-hiimullahii teala"
saskma donmiislerdir. Bu korkudandir ki, Efdal-i kainatm "sallal-
lahii aleyhi ve sellem" mubarek sakahna ak diismiisdiir. Dogru
yolda bulunabilmek cok giic oldugu icin, (Sirat kopriisii, kddan in-
ce, kdincdan keskindir) buyuruldu. Fatiha-i serife suresindeki
ayet-i kerimenin meal-i serifi, (Dogru yola kavusdurmasini Allahii
tealadan dileyiniz!)dir. Mii'mine bu diinyada, dogru yola yapismak
lazimdir. Kiyamet giinii, Sirat kopriisiinden gecebilmek icin, diin-
yada, dogru yolda bulunmak gerekdir.
Evliyamn biiyiikleri "rahime-hiimullahii teala" buyuruyor ki,
Muhbir-i sadik, [ya'ni hep dogru soyleyici] "sallallahii aleyhi ve
sellem", kryametdeki ni'metlerden ve azablardan her ne haber
verdi ise, onlarm hepsi, insamn bu diinyada kazandigi huylarm,
ahlakm ve amellerin suretleridir. Oradaki goriiniisleridir. Ahlak-
da ve amelde dogru yolda bulunmamn, oradaki sureti, gortiniisii
de, sirat kopriisiidiir denildi. Diinyada dogru yolda bulunanlar, is-
lamiyyetden ayrilmiyanlar, orada sirat kopriisunii, cabuk gececek,
-155-
ma'rifetler ve olgunluklar Cennetlerine ve iyi amellerin bagceleri-
ne kavusacaklardir. Burada, din yoluna uymakda gevsek davra-
nanlar, orada sirat kopriisiinu diise kalka gececeklerdir. Islamiy-
yetin gosterdigi dogru i'tikaddan ve amellerden aynlanlar, saga,
sola sapanlar, siratdan gecemeyip Cehennem atesine diisecekler-
dir.
Zuhruf suresinin otuzaltmci ayetinde mealen, (Nefsine uyarak,
Allahii tealamn dininden yiiz cevirenlere, diinyada bir seytan nin-
sallat ederiz) buyuruldu. Bu ayet-i kerimeye bakarak, ba'zi alimler
dedi ki, hayr ve kemal isleri yapdiran melekeyi, bir melek hasil
eder. Ortadan sapdiran, kotiiliik yapdiran melekeyi de bir seytan
hasil eder. Ikisinden biri, kiyametde o insana arkadas olur. O hal-
de herkes, kendi huyuna ve ameline bakarak, ahiretdeki arkadasi-
nin nasil olacagim anliyabilir.
Orta yol deyince, iki sey anlasihr: Birisi, herkesin anladigi gibi,
birseyin tarn ortasidir. Dairenin merkezi, kutru boyledir. ikincisi,
izafi, takdiri orta olmakdir. Ya'ni belli birseyin ortasidir. O seyin
ortasi oldugu icin, herseyin ortasi olmak lazim gelmez. Ahlak bil-
gisinde kullanilan, bu ikinci ortadir. Bunun icin, iyi huy, herkese
gore farkli olur. Hatta, zemana ve mahalle gore de degisir. Birinde
giizel olan bir huy, baskasmda iyi olmiyabilir. Bir zemanda iyi de-
nilen bir huy, baska zemanda iyi olmiyabilir. O halde iyi huy, tam
ortada olmak degil, ortalamada olmakdir. Kotii huy da, bu ortala-
mamn iki tarafma aynlmakdir. (islerin en iyisi, onlarin ortasidir)
hadis-i serifi de bunu bildirmekdedir. Bundan dolayi, her iyi huya
karsi, iki kotii huy bulunur. Dort esas iyi huya karsihk da, sekiz ana
kotii huy olur:
1 - Cerbeze olup, hikmetin asm olmasina denir. Ahlaki ve isle-
ri incelemek, anlamak kuvvetini, liizumsuz yerlerde kullanmakdir.
Hiyle yapmak, aldatmak, haram isleri nesr etmek gibi. Rtihun fen
kuvvetini [ya'ni akh], asm kullanmak cerbeze olmaz. Kotii olmaz.
Din bilgilerini, fen bilgilerini ve matematigi ilerletmek icin, ne ka-
dar cok inceler, arasdmrsa, o kadar cok iyi olur.
2 - Beladet, eblehlikdir. Akh kullanmamakdir. Ahmakhk da
denir. Kalm kafahhkdir. Ogrenmesi ve islemesi kusurlu olur. iyiyi
kotiiden ayiramaz. Ayet-i kerimeler ve hadis-i serifler, ilmi cok ov-
miisdiir. Sayilmakla bitmez.
3 - Tehevviirdiir. Cabuk kizmak demekdir. Seca'at iyi huyunun
asm olmasidir. Aklh tamnan kimselerin begenmiyecegi isler yap-
maga kalkismakdir. Ruhunu veya bedenini bos yere yorar.
-156-
4 - Ciibndiir. Korkaklik demekdir. Seca'atin liizumundan az ol-
masidir. Korkmak caiz olmiyan yerde korkaklik gosterir.
5 - Fiicurdur. iffetin asm olmasidir. Diinya lezzetlerine diiskiin
olur. islamiyyetin ve akhn begenmedigi taskmhklan yapar.
6 - Iffetin az olmasi Humud, ya'ni miskinlikdir. islamiyyetin ve
aklm izn verdigi arzulanm birakmakdir. Bedeni, kuvveti gider.
Hasta olur. Nesli tiikenir.
7 - Zulmdur. Adaletin simrim asmakdir. Baskasimn hakkma
tecaviiz etmekdir. Baskasimn malma, canina, namusuna zarar ve-
rir.
8 - Haysiyyetsizlikdir. Kendisine karsi yapilan zulm, iskence
ve hakaretleri kabul eder. Adaletin noksan olmasidir. Adaletde
biitiin iyilikler toplandigi gibi, zulmde de, kotiiliikler toplanmis-
dir. Bunun icindir ki, ba'zi alimler, goniil incitmiyen seyler giinah
olmaz dedi. Mesela, Abdiillah-i Ensari "kuddise sirruh" buyurdu
ki:
Hak yolculan A/p goniil kirmaz,
bunun gibi biiyiik giinah olmaz!
Abdiillah-i Ensari, sofiyye-i aliyyenin biiyiiklerindendir. Seyh-
ul-islam idi. 396 da Hiratda tevelliid, 481 [m. 1088] de orada vefat
etdi. Ba'zi sapiklar, bu biiyiik zatin soziinii iyi anliyamadi. Baska-
sina kotiiliik yapma da, kendine ne yaparsan yap sandi. Boylece,
ibadetleri birakip, her giinahi isleyip, kimseye zaranmiz yok diye
de oviindiiler. Hatta:
Ister kafir ol, ister Ka'beyi yak,
istersen scrub if, yalmz kirma kalbl
diyerek islamiyyetden aynldilar. Halbuki, dinin haram etdigi her-
sey zulmdur. ister baskasma, isterse kendi kendine yapilmasi ha-
ram olan hersey zulmdur. Zalimler, ekseriya mall, miilkii, mevki'i
cok olanlardir. Mazlumlarm cogu da, fakirlerdir. Orta halli olanla-
nn cogu, adaleti gozetenlerdir.
iyi huylarm hepsi vasati [ortalama] mikdarlardir. Herbirinin
asm veya az olmasi, birer kotii huy olur. Bu muhtelif kotii huylar
igin, belki her lisanda, ism bile bulunmaz. Fekat, diisiinulurse,
ma'nalan [ne demek olduklan] kolay anlasihr.
insanda bulunmasi lazim olan giizel ahlakdan, ba'zisi vardir
ki, ne kadar cok olursa, iyiligi de o kadar artar zan olunur. Hal-
buki oyle degildir. Her iyi huyun bir simn vardir. O sinin asin-
ca, iyilik gider, kotiiliik olur. iyi huyun az olmasi kotiiliik olaca-
-157-
gi ise, kolay anlasihr. Seca'at ve sehavet bunlara misaldir. Bu iki
iyi huyun asm, fazla olanlan tehevviir ve israfdir. Cahiller, hele,
Islam ahlakim bilmiyenler, israf edeni, cok comerd sanir ve
overler. Tehevviir edenlere de, cok cestir, kahraman derler. Hal-
buki, korkak ve hasfs olana hie kimse, kahraman ve comerd de-
mez.
Insanda bulunmasi lazim olan giizel ahlakdan ba'zisi da var-
dir ki, az olunca iyi zan olunur. Asm, cok olunca, kotuliigii belli
olur. Tevadu' boyledir. insanda kibrin bulunmamasi demekdir.
Bunun noksan olmasi tezelliildiir. Tezelliilii, tevadu'dan ayirmak
gucdiir. Hatta cok kimse, dilencinin zilletini, alimin tevadu'u ile
kansdmr. Ciinki, kibrsizlik onda da cokdur. Onu da cok iyi sa-
nir.
DORDUNCU BAB
Giizel ahlaka benziyen kotii ahlaki ve bunlann iyi huylardan
nasil aynlacagmi bildirecegiz.
Cok kimse, halis altim, pirinc denilen sari ma'denden ayiramaz.
Mavi boncugu miicevher samr. Bunun gibi, kotii huyu iyi samr.
Bunun icin ahlak ilmini iyi ogrenmek, islerdeki sakh ayblan, ku-
surlan gorebilmek, iyiyi kotiiden ayirmakda usta olmak lazimdir.
1 - Hikmete benzeyen kotii ahlaki bildirelim: Akl olciilerinden,
fen bilgilerinden veya tesavvuf ma'rifetlerinden birkacim agizlar-
dan kaparak veya gazeteden, mecmu'a ve radyodan duyarak, bun-
lari otede beride soyliyen, miinakasalara karisan kimseleri, aklh,
bilgili, fen adami, miitehassis ve miirsid zan edenler az degildir.
Halbuki bu kimse, soyledigi mes'elelerden birinin coziimiinii,
ma'rifetlerden hicbirinin ma'nasim bilmez. Bunun alimlere, miir-
sidlere ve fen adamlarma benzemesi, papagamn insan gibi konus-
masindan fazla degildir. Ciinki, hikmet denilen huy, insamn kafa-
sinda, ruhunda olur. Eserleri, nurlan, his organlan ile duyulmaz.
Bircok ilerici denilen kimseler vardir ki, hikmetden ve kiymetden
haberleri yokdur. Bilgisiz ve kotii huyludurlar. ilm ve ahlak ile bir
munasebetleri de yokdur. Agizlarmdan iyi huylu bir soz cikmaz.
Fekat arkalarmda sik elbise tasirlar. Mevki' sahiblerinin karsilarm-
da egilmesini iyi bilirler. Balolarda, kokteyl partilerinde dansa gi-
derler. icki masalarmda hizmet ederler. Bir sef veya meclis a'zasi,
yahud miisavir adi ile ortaya cikarlar.
2 - iffete benziyen kotii huy da vardir: Kotii is yapmazlar.
Sehvetlerinin arkasinda kosmazlar. Agir bash, faziletli, ilm ve gii-
-158-
zel ahlak sahibi goriiniirler. Dillerde medh olunur, her yerde hur-
met gosterilir. Mali cok olanlar arasinda ve mevki' sahibleri ya-
mnda sozleri kinlmaz. Kendilerine gelen hediyyelerin ardi kesil-
mez. Adak, zekat paralan onlerine yigilir. Farz ve siinnetleri yap-
makda gevsekdirler. Baskalarmm yaninda, nafile ibadetleri yap-
makdan, bedenleri za'if olmusdur. Nefs-i emmareleri ise, pek
kuvvetlenmisdir. insanlar arasinda emfn, Allah nazannda hain-
dirler. Sahte tarikatcilar ve diinyaya duskiin din adamlan boyle-
dir.
Ba'zi koyliiler, sehrdeki yemekleri yimez. Ba'zilan da, parasina
kiyamayip kiymetli gida almaz. Bunlan goren, kendilerini dervis
sanir. Kana'at ve iffet sahibi goriiniirler. Bunlar, kana'atsrz ve iffet-
sizdir. Yapdiklan, hep gosterisdir, yalandir, riyadir.
3 - Sehaya benziyen kotii huy da soyle olur: Mali almteri ile ka-
zanmamis, mirasa konmus veya kacakcilik, istifcilik yapmis, yahud
piyango, toto vurmusdur. Malm kiymetini bilmez. Haramlara, lii-
zumsuz yerlere dagitir. Akhn ve islamiyyetin begenmedigi kotii
yerlere sacar. Ahmaklar, bunu comerd sanir. Halbuki, bunda seha
denilen iyi huy yokdur. Mai kazanmak, daga yiik cikarmak gibidir.
Mai dagitmak, yuvarlak tasi, dagdan asagi birakmaga benzer. Fa-
kirlik, cok kimsenin iyi adam olmasma mani' olur. Cok kimse, fa-
kirlik sikmtisi ile imamm elden kacirmis, miirted olmusdur. (Ra-
muz-iil-ehadis)deki hadis-i serifde, (Eshabun i^in fakirlik se'adet-
dir. Ahir zemandaki iimmetim icin, zengin olmak se'adetdir) buyu-
ruldu.
Iyi anladun, iizun tecribe ile:
Adam ilmle dlciiliir, ilm de mal ile!
Mali halaldan, sahih bey' ile kazanmak giicdiir. Halal yoldan,
islamiyyete uyarak kazanan az olur. Halal mal damla damla, ha-
ram mal ise, sel gibi akarak gelir. Mal dagitmakda sehavet iyidir.
Israf ise, kotiidiir, haramdir. Seha demek, seha huyunu kazanmak,
cimrilik denilen kotii huydan kurtulmak icin vermek demekdir.
Diinyadan birsey ele gecirmek icin ve nefsin kotii arzusuna kavus-
mak icin vermege seha denilmez.
4 - Seca'ate benziyen kotii huy da soyledir: Seca'at gosterme-
si, seca'at huyunu kazamp, tehevviir ve korkakhk kotii huylann-
dan kurtulmasi icin degildir. Diinya mahni, mevki'ini ele gecir-
mek icin tehliikeye atihr. Yahud sohret kazanmak ister. Mal
toplamak icin, mtislimanlann yolunu keser, hayvanlarmi ka-
-159-
par, evlere girer. Bunlan yapabilmek icin tehltikelere atilir.
Bunlar arasinda yakalananlar, iskencelere katlanarak, hatta
mallanni, canlanm vermegi goze alarak, sue ortaklarmi ele ver-
memegi seca'at sayarlar. Halbuki, bu alcaklarda seca'atin koku-
su bile yokdur. Seca'at sahibi kimse, aklin ve dinin begendigi se-
yi yapmak icin ortaya atilir. Millete, hiikumete hizmet etmek,
sevab kazanmak ister. Seca'at giizel huyuna kavusarak, Allahii
tealamn nzasina ulasmagi sever. Kurdun, kaplanin saldirmalan
da bir kahramamn hiicumuna benzer ise de, seca'atla alakalan
yokdur. Kuvvetleri ve yaratilislan icabi saldirarak zarar yapar-
lar. Iyi dusiince ile ve hayr yapmak, sevab kazanmak icin ileri
atilmazlar. Kendilerine dayanamiyan za'iflere hiicum ederler.
Silahli ve kuvvetli bir kimsenin, silahsiz, ciplak, ac bir kimseye
saldirmasi da boyledir. Bu ise, seca'at olmaz. Seca'at demek, ak-
li, fikri ve bilgisi ile saldirmayi uygun gormek, diinya kazancini
dustinmeyip, ruhunda seca'at iyi huyu bulundurmagi, tehevviir
ve korkaklik kotti huylarmdan kurtulmagi istemek demekdir.
Boyle kimse, zararli, cirkin is islemekden ise, olmegi tercih eder.
Serefle olmegi, serefsiz yasamakdan iistiin tutar. Hayr ile anil-
magi, yiiz karasi ile yasamaga degisir. Seca'atde, yaralanmak ve
olmek tehliikeleri oldugu icin, onceden tatli olmiyabilir. Fekat
sonunda, diinya ve ahiret kazanclanmn ve zaferin lezzeti ile
sonsuz tatli olur. Hele islamiyyeti korumak, Resulullahm parlak
dinini yaymak icin can vererek (Seine! olmak) lezzeti, diinya ve
ahiret lezzetlerinin hie birinde bulunmaz. Nitekim Al-i imran
stiresinin yuzaltmisdokuzuncu ayetinde mealen, (Allah yolunda
canlanm verenleri olii sanmayiniz! Onlar diridir. Rablerinin
ni'metlerine kavu§mu§lardir) buyurulmusdur. S ec ^' at i medh
eden hadis-i serifler sayilamiyacak kadar cokdur. Cihaddan kac-
mak, insam oliimden kurtarmaz. Omrii uzatmaz. Diisman karsi-
smda kalmak da, insam oldiirmez, yok etmez. Ecel, ileri ve geri
gitmez. Insanin omrii degismez. Cok olur ki, kacmak oliime se-
beb olur. Diismana karsi dayanmak da, zafere ve selamete ka-
vusdurur. Hazret-i Mu'aviye "radiyallahii anh" diyor ki, Siffin
muharebesinde kacmaga niyyet etmisdim. (Sabr eyliyen, bela-
dan kurtulur) hadis-i serifi hatinma geldi. Sabr etdim, dayan-
dim. Allaha siikr, kacmakdan kurtuldum. Bu sabnm sayesinde
hilafete kavusdum.
Seca'atin temeli, Allahii tealamn takdirine razi olmak, Ona
tevekkiil etmek, Ona guvenmekdir. Allahm arslam, seca'at nehr-
lerinin kaynagi, vilayet bagcesinin giilii olan hazret-i All "radiyal-
-160-
lahii anh", Siffin muharebesinde, hiicum sirasmda, basi acik, kolla-
n sivali kosar ve su beytleri okurdu:
Oliimden kacmak, $u iki giin dogru olmaz:
ecel geidigi giin ve geimedigi giin.
Ecei geidtse kacmak (aide vermez,
gelmedi ise, tedbir olmaz hie uygun!
Mahni, mevki'ini gayb etdigi icin veya diisman eline esfr diisdii-
gii icin intihar eden, ya'ni kendini olduren ahmaklarda seca'at de-
gil, korkaklik vardir. Seca'at sahibi olan derdlere, belalara gogiis
gerer, dayamr, sabr eder. Bu ahmaklar ise, olmekle sikmtidan kur-
tulacaklanni samrlar. Bunlar cok cahildir. Oliince daha cok sikm-
tilara, acilara diiseceklerini bilmiyorlar. intihar etmek, baskasim
oldiirmekden daha biiyiik giinahdir. Siddetli azab cekecekdir. Ak-
h gitdikden sonra intihar eden boyle degildir. Olmegi degil, Alla-
hii tealadan sihhat ve afiyet istemelidir.
5 - Adalete benziyen kotii huy da vardir. Bu, iffete benzeyen
kotu huya yakmdir. Adalet iyi huyundan mahrum, kotti bir kimse,
bulundugu yerlere adaleti oven levhalar asar. Adalet iizerinde ko-
nusur. Fikralar yazar. Daha kotiisti, adaleti temsil eden vazifeleri,
ktirsileri tutar. Gosteris olarak, adillerle diiser kalkar. icleri zulm,
kin, intikam ile doludur. Adalet ise, huylan ve hareketleri dine ve
akla uygun olmak demekdir. Goruniisii, ici gibi olmakdir. Herke-
sin yaninda, yalniz iken oldugu gibi bulunmakdir. iki yiizliiluk,
adalet degil, miinafiklikdir. Beyt:
Ibadet, temiz niyyetii oimak gerek,
bir$eye yaramaz, ici bo$ cekirdek.
BESINCI BAB
Simdi, adaletin ne oldugunu bildirelim: Adalet, iyi huylann en
sereflisidir. Adil kimse, insanlarm en iyisidir. Adalet; ittifak, mii-
savat demekdir. iki seyin ya kendileri veya sifatlan miisavi olur.
Benziyen yerlerinde birlesmisler demekdir. Demek ki adalet,
birlikden, vahdetden dogmakdadir. Vahdet ise, en serefli bir si-
fat, en iistiin bir haldir. Ciinki, biitiin varhklar bir varlikdan mey-
dana gelmisdir. Alemde rastlanan her birlik, hakiki biricik varh-
ga benzemekdedir. Her varlik, o bir olan varlikdan oldugu gibi,
her birlik, o birdendir. Olcme, karsilasdirma islerinde, miisavat
ya'ni esitlik gibi sereflisi, kiymetlisi yokdur. Musikide bu mes'ele
daha mufassal tedkik edilmekdedir. iste bunun icin, iyiliklerin en
- 161 - Islam Ahlaki - F:ll
sereflisi adaletdir. Adalet, ortada olmakdir. Ortadan aynlanda
adalet olmaz. tie yerde adaletin bulunmasi lazimdir:
1 - Bir mail, bir ni'meti bolerken adalet ile bolmek lazimdir.
2 - Mu'amelatda, ahs verisde adalet lazimdir.
3 - Ukubatda, ceza vermekde adalet lazimdir. Bir kimse, birisi-
ne korku verse, saldirsa, bu kimseye de, oyle yapilmasi lazimdir.
[Fekat, bu karsihgi ancak hiikumet yapar. Kendisine saldinlan
kimse, buna karsihk yapmamah, bunu emniyete, mahkemeye ha-
ber vermelidir. Musliman, hem islamiyyete uyar, gunah islemez.
Hem de kanuna uyar, sue islemez.] Adalet olunca, herkes korku-
suz yasar. Adalet, korkusuzluk demekdir.
Adalet nedir? Bunu insan akh ile bulmak cok giic oldugu icin,
Allahii teala, kullarma aciyarak, memleketleri korumak icin, bir
olcii aleti gonderdi. Bu ilahi olcii ile, adaleti olemek kolay oldu. Bu
olcii, Peygamberlerin "aleyhimiissalevatii vetteslimat" getirdikleri
dinlerdir. islamiyyete namus-i ilahi de denir. Bugiin ve kiyamete
kadar kullamlmasi emr olunan ilahi olcii, Muhammed aleyhissela-
ma gonderilen dindir. Bu olciiden sonra, bir de ikinci olcii verilmis-
dir. Bu da, sozii gecen hakimdir. insan, medeni olarak yaratilmis-
dir. Ya'ni, oyle yaratilmisdir ki, birbirleri ile kansmak, bir arada
yasamak, yardimlasmak zorundadirlar. Hayvanlar, medeni yaratil-
madi. Medinede, sehrde birlikde yasamaga mecbur degildirler. in-
san nazik, za'if yaratildigi icin, pismemis yemek yiyemez. Gida, el-
bise ve binamn, hazirlanmasi lazimdir. Ya'ni, san'atlara ihtiyac
vardir. Bunun icin de, arasdirmak, diisiinmek ve tecribe yapmak,
cahsmak lazimdir.
[islamiyyet fenni, teknigi, cahsmagi, giizel ahlaki tesvik et-
mekde, emr eylemekdedir. ingilizler ve komiinistler, islamiyyete
alcakca iftira ediyor. islamiyyet, insanlan uyusdurmakda, cahs-
magi frenlemekdedir diyerek, kiistahca yalan soyluyorlar. islam
memleketlerinde avladiklan, aldatdiklan, cahil, soysuz kimsele-
re, bol para ve mevki' saghyarak, onlan da, boyle konusduruyor-
lar. Fenni, ilmi, cahsmagi emr eden, cahsanlan oven ayet-i keri-
meler ve hadis-i serifler meydanda dururken, bu aleak, hayasiz-
ca iftiralar, giinesi balcikla sivamaga benziyor. ingilizler, islamiy-
yete sinsice saldinyor. islamiyyeti icerden yikiyorlar. Yalanlan-
na genclerin kolay aldanmalanni saghyabilmek icin, islam bilgi-
lerini, din kitablanni yok ediyorlar. islamiyyete hiicum etmek
icin, Londrada (Miistemlekeler nezareti) kurdular. Burada hain
planlar hazirladilar. Binlerce casus yetisdirdiler. Tuzaklarma dii-
-162-
sen cahil, soysuz din adamlarmdan, Necdli Abdulvehhab oglu Mu-
hammed ve Der'iyye emfri Sii'ud oglu Muhammed ile isbirligi ya-
parak ve milyonlarca lira ve silah kuvvetleri ile (Vehhabilik) bid'at
firkasim kurdular. Miislimanlarm hamisi, bekcisi olan Osmanh
devletini icerden yikdilar. (ingiliz Casusunun i'tiraflan) kitabina
bakimz!
Abdiirresid Ibrahim efendi, 1328 [m. 1910] da istanbulda ba-
silan tiirkce (Alem-i islam) kitabmm ikinci cildinde, (ingilizlerin
islam dusmanhgi) yazisimn bir yerinde diyor ki: (Hilafet-i isla-
miyyenin bir an evvel kaldmlmasi, ingilizlerin birinci diisuncele-
ridir. Kinm muharebesine sebeb olmalan ve burada tiirklere yar-
dim etmeleri, hilafeti mahv etmek icin bir hile idi. Paris muahe-
desi, bu hileyi ortaya koymakdadir. [1923 de yapilan Lozan sul-
hunun gizli maddelerinde, bu dusmanhklarim acikca bildirmisler-
dir.] Her zeman miislimanlarin basma gelen felaketler, hangi per-
de ile ortiiliirse ortiilsiin, hep ingilizlerden gelmisdir. ingiliz siya-
setinin temeli, islamiyyeti yok etmekdir. Ciinki, islamiyyetden
korkmakdadirlar. Miislimanlan aldatmak icin, satilmis vicdanlan
kullanmakdadirlar. Bunlan islam alimi, kahraman olarak tanitir-
lar. Sozumiiziin hiilasasi, islamiyyetin en biiyiik diismam ingiliz-
lerdir.) Abdiirresid efendi, 1363 [m. 1944] de Japonyada vefat et-
di.
Islamiyyet, fenne, teknige, cahsmaga mani' olur mu? insan, her
ihtiyacmi hazirlamaga mecburdur. Bunu hazirhyan da, fen ve
san'atdir ve cahsmakdir. Bir insamn her san'ati ogrenmesi, miim-
kin degildir. Herbir san'ati mu'ayyen kimseler ogrenir, yapar. Her-
kes, kendine lazim olan seyi, bu san'at sahibinden alir. Bu san'at
sahibi de, kendine lazim olan baska birseyi, onu yapan diger san'at
sahibinden alir. Boylece, insanlar birbirlerinin ihtiyaclanm te'mm
eder. Bunun icin, insan yalniz yasiyamaz. Bir arada yasamaga mec-
burdurlar. Medeniyyet demek, (Ta'mir-i bilad ve terfih-i ibad) icin,
bir arada yasamak demekdir.]
insanlar bir araya gelince, acikgozler, baskasimn hakkina sal-
dinr. Zulm edenler olur. Ciinki, her nefs, istedigine kavusmak is-
ter. Tath olani almaga ugrasir. Bu seyleri istiyen birkac kisi ce-
kismege baslar. Bir lese toplanan kopeklerin birbirlerine hirla-
malan gibi, aralannda dogiisme baslar. Bunlan ayirmak icin,
kuvvetli bir hakim lazim olur. Ahs verisde, herkes kendi yapdi-
ginin daha kiymetli oldugunu soyler. Yapilan seylerin karsilikh
degerlerini adalet ile olcmek lazim olur. Esyamn degerlerini kar-
silikh olcen sey, altm ile gumtisdur. Ya'ni paradir. Altin ile gumii-
-163-
se (Nakdeyn) denir. Her milletin kullandigi kagid liralar, simdi hep
altm karsihgidir. Ya'ni, altim cok olan hiikumetler, cok kagid para
basabilir. Altim az olan, kagid parayi cok basarsa, bunlarm kiyme-
ti olmaz. Cunki, Allahii teala, altm ile gumiisu para olarak yarat-
mrsdir. Baska hicbirsey, altimn yerini tutamaz. Bunun icindir ki,
zekatin altm veya giimiis olarak hesab edilmesi ve verilmesi emr
olunmusdur. Esyanm kiymetlerini altin ve giimtisle, adaleti goze-
terek olcecek adil bir hakim lazimdir. Sozii gecer olan bu hakim
de, hiikumetdir. Adil bir hiikumet, zulmii, iskenceyi onler. Allahii
tealamn emr etdigi adaleti te'mm eder. Esyanm kiymetlerini, ada-
let ile tesbit eder.
Demek ki, insanlar arasmda adaleti te'mm etmek icin iic sey
lazimdir: Namus-i rabbani, hakim-i insani ve dinar-i mizani. Bun-
lardan en kuvvetlisi, en biiyiigu, namus-i rabbani olan islamiyyet-
dir. Dinler, Allahii tealamn adaleti saglamak icin gonderdigi ka-
nunlardir. Hakimlerin adaleti saglamalan icin, bu ilahi kanunlan
gonderdi. Hadid suresi yirmibesinci ayetinde mealen, (Onlara ki-
tab ve terazi gonderdik ki, bunlarla adaleti yerine getirsinler) bu-
yuruldu. Burada, kitab, din demekdir. Ciinki din, Kur'an-i kerim-
deki emr ve yasaklarm ismidir. Terazi de, altina isaretdir. Ciinki
altm, agirhkla olciilur. Kur'an-i kerimin emr ve yasaklanm begen-
miyen kafirdir ve miinafikdir. Hakimi, hiikumeti dinlemiyen asi-
dir. [Musliman, Dar-iil-harbdeki kafirlerin kanunlarma da karsi
gelmez. Sue islemez.] Altimn degerini kabul etmiyen de, hain ve
hirsiz olur.
TENBIH - insamn evvela kendine, hareketlerine, a'zasma
adalet etmesi lazimdir. ikinci olarak, coluk cocuguna, komsulan-
na, arkadaslarma adalet yapmasi lazimdir. Adliyecilerin ve hiiku-
met adamlarmm da, millete adalet yapmasi lazimdir. Demek ki,
bir insanda adalet huyunun bulunabilmesi icin, once kendi hare-
ketlerinde, a'zasinda adalet bulunmahdir. Her kuvvetini, her
a'zasim, ne icin yaratildi ise, o yolda kullanmahdir. Allahii teala-
mn adetini degisdirip, onlari akhn ve islamiyyetin begenmedigi
yerlerde kullanmamahdir. Coluk cocugu varsa, onlara karsi da,
akla ve dine uygun hareket etmeli, dinin gosterdigi giizel ahlak-
dan sapmamahdir. Giizel ahlak ile huylanmahdir. Hakim, vali,
kumandan ve herhangi bir amir ise, yine ibadetleri yapdirmah ve
yapmahdir. Boyle olan kimse, bu diinyada, Allahii tealamn hali-
fesi olmusdur. Kiyametde de adiller icin va'd edilen ni'metlere
kavusur. Boyle bir hayrh kimsenin hayr ve bereketi, onun bulun-
dugu tali'li zemana, mubarek yere ve orada bulunmakla bahtiyar
-164-
olan insanlara, hayvanlara, hatta nebatlara ve nzklara sirayet eder,
yayilir. Fekat, Allah korusun, bir yerdeki hiikumet adamlan, sef-
katli, iyi huylu, adaletli olmazsa, insan haklarma saldinrlar, zulm,
yagma, iskence yaparlarsa, bunlar adalet erbabi degil, iblislerin ah-
babi, seytanlarm yoldaslandirlar. Beyt:
Aldatmasm seni, diktatoriin seraylan, kinnasi,
seray bagcesini, sular claim, mazlumlann gozya$il
Emri altmda olanlara merhamet etmeyenler, kryamet giinii Al-
lahii tealamn merhametinden uzak kalacaklardir.
Men, la yerham, la yurham!
buyurulmusdur ki, acimiyana acinmaz demekdir. Boyle zalimle-
rin topluluguna hiikumet degil, eskiya denir. Bunlar, birkac se-
nelik, muvakkat diinya zevkleri icin, milyonlara eziyyet ederler.
Fekat, zulmlerinin cezasim cekmedikce, bu diinyadan gitmezler.
O kadar refah ve lezzetler icinde olduklan halde, elbette siddet-
li sikintilar, biiyiik derdler yakalanm birakmaz. O saltanat hicbi-
rinin elinde kalmaz. Cok olur ki, saltanatlan diismanlannin eli-
ne gecer. Bu hali goriir. Cigerleri yanar. Meryem suresinin sek-
senbirinci ayetinde mealen, (Malik, hakim oldugunu soyledigi
seylerin hepsini elinden ahnz. Yalniz basina huzurumuza gelir)
buyuruldu. Burada buyuruldugu gibi, Allahii tealamn mahke-
mesine, yiizii kara, siiriinerek getirilir. Yapdigi kotiiliikleri inkar
edemez. Hepsinin cezasim cok aci olarak ceker. Yapdigi zulmle-
rin, iskencelerin karanhgi, etrafim kaplar. Oniinii goremez.
Azab meleklerinin pencesinde, kendi yapdiklarmm katkat kotii-
siinii cekmek icin, Cehennem azabina atihr. Allahii tealamn di-
nini begenmedigi, ona col kaniinu dedigi icin, orada rahmete ka-
vusamaz.
ALTINCI BAB
(Ahlak-i alai) kitabinm altmci babmda giizel ahlakm nev'leri
bildirilmekdedir. Biz, bunlardan yalniz adaleti bildirecegiz. Adalet
tice aynhr:
Birincisi, Allahii tealaya kulluk etmekdir. Allahii tealamn
merhameti, ni'metleri, ihsanlan, her mahluka yayilmisdir. Ni'met-
lerinin en biiyiigii, kullarma se'adet yolunu gostermesidir. Hakla-
n yok iken, hepsini en giizel seklde yaratmisdir. Ebedi, sayisiz
ni'metler, iyilikler vermisdir. Boyle bir sahibe, yaratana ibadet et-
mek, Onun ihsan etdigi ni'metlere siikr etmek elbette lazimdir.
-165-
Adalet icin sahibinin hakkmi gozetmek icab eder. Her insanm ya-
ratamna karsi borclu oldugu bu kulluk hakkmi eda etmesi vacib-
dir.
Adaletin ikinci kismi, insanlann hakkmi eda etmekdir. Hiiku-
mete, amirlere, kanunlara karsi gelmemek, alimlere hurmet,
emanetlere vefa, ahs veris haklarmi eda, va'dlerini ffa etmek la-
zimdir.
Uciinciisii, gecmislerin haklarmi eda etmekdir. Bu da, onlarm
borclanni odemek, vasiyyetlerini ffa etmek, vakflanm muhafaza
ve birakdigi hayrat ve hasenati devam etdirmekle olur.
Iyilik edene, mal ile, hizmet ile karsihgi yapihr. Bunu yapami-
yan, hamd ve sena, tesekkiir ve diia eder. Karsihk yapmiyamn ba-
sma kakihr. Kottilenir. incitilir. Ctinki, iyilige karsi, iyilik yap-
mak, insanhk vazifesidir. Boyle olunca, her iyiligi yapan, en bil-
yiik iyilik olarak, yok iken var eden, en giizel sekli veren, luzum-
lu uzvlan, kuvvetleri ihsan eden, herbirini bir ahenk ile isleterek
sihhat veren, akl ve zeka bahs eden, coluk cocuk, ev, ihtiyac esya-
si, gida, icecek, elbiselerimizi yaratan yiice bir sahibe, bu ni'met-
leri sebebsiz, karsihksiz ihsan eden ve her an yok olmakdan, diis-
mandan, hastahkdan muhafaza eden ve bize hie ihtiyaci olmiyan,
sonsuz kuvvet, kudret sahibi olan, Allahii tealaya siikr etmemek,
kulluk hakkmi odememek ne biiyiik kabahat, ne cok zulm ve ne
aleak bir vaz'iyyet olur? Hele, Ona ve ni'metlerin Ondan geldigi-
ne inanmamak veya bunlan baskasindan bilmek en biiyiik zulm,
en cirkin yiiz karasi olur. Bir kimseye her ihtiyaci verilse, her ay
yetecek para, gida hediyye olunsa, bu kimse, o ihsan sahibini her
yerde herkese nasil over. Gece giindiiz onun sevgisini, tevecciihii-
nii, onun kalbini kazanmaga ugrasmaz mi? Onu derdlerden, si-
kmtilardan muhafaza etmege cahsmaz mi? Ona hizmet edebil-
mek icin, kendini tehliikelere atmaz mi? Bunlan yapmasa, o ih-
san sahibine hie kiymet vermese, herkes onu ayblamaz mi? Hat-
ta, insanhk vazifesini yapmryor diye cezalandinlmaz mi? iyilik
eden bir insanm hakkina boyle riayet ediliyor da, her ni'metin,
her iyiligin hakiki sahibi olan, hepsini yaratan, gonderen, Allahii
tealaya siikr etmek, Onun begendigi, istedigi seyleri yapmak, ni-
cin lazim olmasm? Elbette, en cok Ona siikr etmek, en cok Ona
ita'at etmek, ibadet etmek lazimdir. Ciinki, Onun ni'metleri ya-
mnda baskalarmm iyilikleri, deniz yamnda damla kadar bile de-
gildir. Hatta, digerlerinden gelen iyilikleri de, yine O gondermek-
dedir.
-166-
Alliiliii tcalanm ni'metlerini kim sayabilir?
ni'metlerinin milyonda birine kim siikr edebilir?
Insan, Allahii tealaya karsi lazim olan siikr borcunu nasil yap-
malidir? Ba'zilanna gore, birinci vazife, Allahii tealamn varligim
diisiinmekdir. Mesnevf:
Hamd olsun, ni'metleri bol Allaha,
once, varhk ni'mcti verdi banal
ihsanlanm saymaga giicyetmez,
giic de, her Ustunluk de, layik Ona!
Ba'zilanna gore, ni'metlerin Ondan geldigini anlamah ve dil ile
hamd ve sena etmelidir.
Ba'zilanna gore, birinci vazife, Onun emrlerini yapmak, ha-
ramlanndan sakmmakdir.
Bir kismi da, insan once kendini temizlemeli. Boylece, Allahii
tealaya yaklasmahdir, dedi.
Ba'zilan, insanlan irsad etmeli, dogru, salih olmalanna cahsma-
hdir, dedi.
Ba'zilan da, insamn belli bir vazifesi olmaz. Her insamn kendi-
ne gore, baska baska vazifeleri olur, dedi.
Sonra gelenlere gore, insamn Allahii tealaya karsi vazifesi lice
aynhr: Birincisi, bedeni ile yapacagi islerdir. Nemaz, oruc gibi.
Ikincisi, rtihu ile yapacagi vazifedir. Dogru i'tikad etmek [Ehl-i
stinnet alimlerinin bildirdikleri gibi iman etmek, inanmak]. Uciin-
ciisii, insanlara adalet yapmakla, Allahii tealaya yaklasmakdir. Bu
da, emaneti muhafaza, insanlara nasihat etmek, evvela islamiyye-
ti ogretmekle olur.
Blitiin bunlardan anlasihyor ki, ibadet iice aynhr: Dogru i'ti-
kad, dogru soz ve dogru is. Bunlardan son ikisinde, acik olarak emr
edilmemis olanlar, zemana ve sartlara gore degisir. Allahii teala,
Peygamberleri "aleyhimtissalavatii vetteslimat" vasitasi ile degis-
dirir. ibadetleri, insanlar degisdiremez. Peygamberler "aleyhimiis-
selam" ve bu biiyliklerin varisleri olan, Ehl-i stinnet mezhebinin
alimleri "rahime-hiimullahii teala", ibadetlerin cesidlerini ve nasil
yapilacaklanm ayn ayn bildirmislerdir. Herkesin bunlan ogren-
mesi ve ona gore hareket etmesi lazimdir.
Bu fakire gore, soziin hulasasi, yukanda bildirildigi iizere, dog-
ru i'tikad, dogru soz ve amel-i salih, birinci vazifedir.
Islam alimleri ve tesavvuf biiyiikleri "rahime-hiimullahti teala"
-167-
buyurdular ki, insana vacib olan birinci vazife, iman ve amel ve ih-
las sahibi olmakdir. Diinya ve ahiret se'adetleri, ancak bu iiciine
kavusmakla elde edilir. Amel, kalb ile ve dil ile, ya'ni soz ile ve be-
den ile yapilacak isler demekdir. Kalbin isleri, ahlakdir. ihlas, ame-
lini ya'ni biitiin islerini, ibadetlerini, yalniz Allahii tealamn nzasi-
na, sevgisine kavusmak icin yapmak demekdir.
Askm aldi benden beni,
seviyorum Rabbim seni!
Senin sevgin, pek tathynus,
seviyorum Rabbim seni!
Ne varbga sevinirim,
ne yokiuga yerinirim.
Askm He zevklenirim,
seviyorum Rabbim seni!
Emretdin ibadetleri,
medhetdin iyi halleri,
verdin sonsuz ni'metieri,
seviyorum Rabbim seni!
Ne nankor nefsim var aceb,
zevk icin, bana kiyar hep!
Ben hakiki zevki buldum,
seviyorum Rabbim seni!
Ibadeti gtizel yapmak,
diinya icin de cahsmak,
gece giindiiz isim, ciinki,
seviyorum Rabbim seni!
Sevmek latia oimaz Hiimi,
Rabbin, cabsmiz dedi.
Haiinden de aniasilsm;
seviyorum Rabbim seni!
Islam dusmanlari nice,
catiyor dine sinsice.
Durursan, dogru mu olur,
seviyorum Rabbim seni!
Asik tenbei oturur mu?
Ma'suka toz kondurur mu?
Diismam susdur da, soyle:
Seviyorum Rabbim seni!
-168-
CENNET YOLU ILMIHALI
ONSOZ
Allahti teala, insanlarm diinyada ve ahiretde mes'ud olmalan,
rahat ve huzur icinde bulunmalan ve gonullerini birlesdirip, kar-
desce yasamalan ve kendine kulluk vazifelerini nasil yapacaklan-
ni bildirmek icin, onlara Peygamberler gonderdi "aleyhimusse-
lam". Insanlarm, her bakimdan en iistunleri olan bu secilmis zat-
lar vasitasi ile kullarma en iyi yasama yollanm bildirdi. Peygam-
berlerinin "aleyhimtissalevatu vetteslimat" en ustiinii ve sonun-
cusu olan Muhammed aleyhisselamm, diinyamn her yerinde, ki-
yamete kadar gelecek olan biitun insanlarm Peygamberi oldugu-
nu bildirdi. Allahii teala, cok sevdigi bu Peygamberine melek ile,
yirmilic senede gonderdigi (Kur'an-i kerim) admdaki biiyiik kita-
bmda, emrlerini ve yasaklanm bildirdi. Kur'an-i kerim, arabca ol-
dugu icin ve cok ince bilgileri ve akhn eremiyecegi seyleri anlat-
digi icin, Muhammed aleyhisselam, bu kitabm hepsini, basmdan
sonuna kadar, Eshabma "aleyhimiirndvan" acikladi. (Kur'an-i
kerimi bcnim anlatdigimdan baska diirlii aciklayan kafir olur) de-
di. Islam alimleri "rahime-hiimullahu teala" , Peygamberimizin
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" yapdigi aciklamalan, Eshab-i
kiramdan isitip, herkesin anhyabilecegi gibi genisletdiler ve Tef-
sir kitablarma yazdilar. Bu alimlere, Ehl-i siinnet alimleri denir.
Ehl-i siinnet alimlerinin "rahime-hiimullahu teala", Kur'an-i ke-
rimin aciklamalanndan ve aynca Peygamberimizin "sallallahu
teala aleyhi ve sellem" (Hadis-i §enf) denilen sozlerinden derliye-
rek yazdiklan din kitablarma (ilm-i hal) kitablan denir. Allahti
tealamn, Kur'an-i kerimde bildirdigi (islam dini)ni dogru, saglam
ogrenmek istiyenlerin, bu ilmihal kitablanm okumalan lazimdir.
Simdi sundugumuz (Cennet Yolu) ilmihalinin asl ismi (Miftah-
ul Cennet), ya'ni, Cennet kapismm anahtandir. Hicri kameri 885
[m. 1480] senesinde Edirnede vefat etmis olan Muhammed bin
Kutbiiddm-i izniki "rahime-hullahii teala" yazmisdir.
Derin islam alimi, seyyid Abdiilhakim Efendi "rahime-hulla-
hii teala", ((Miftah-ul Cennet) ilm-i halinin yazan salih bir zat
imis. Okuyanlara faideli olur) buyurmusdur. Bunun icin, bu ki-
-169-
tabi nesr ediyoruz. Birkac yerine yapilan aciklamalar bir koseli pa-
rantez [ ] icine konuldu. Bu aciklamalar, baska kitablardan secerek
eklenmisdir. Bunlann hicbiri sahsi dtisiinceler degildir. Allahii tea-
la, hepimizi, pusuda bekliyen islam diismanlarmin ve miisliman is-
mini tasiyan, hatta din adami gecinen sapiklarm, mezhebsizlerin,
dinde reformcularm tuzaklarma diiserek, boliinmekden, parcalan-
makdan korusun! Hepimizi, sevgili Peygamberinin "sallallahii tea-
la aleyhi ve sellem" yolunda, izinde bulunan (Ehl-i siinnct) mezhe-
binde birlesdirsin! Birbirlerimiz ile sevismemizi, yardimlasmamrzi
nasib eylesin! Amin.
[Insan, bir is yapacagi zeman, evvela kalbine bir hatara [fikr,
diisunce] gelir. Bunu yapmak ister. Bu istegine (Niyyet) denir. Bu
isi yapmalan icin uzvlanna [organlarma] emr eder. Emr vermesi-
ne (Kasd, te^ebbiis) denir. Uzvlarm is yapmalarma (Kesb) denir.
Kalbin yapdigi islere (ahlak) [huy] denir. Kalbe hatara alti yerden
gelir: Allahii tealadan gelen hataralara (Vahy) denir. Vahy, yal-
mz Peygamberlerin kalblerine gelir. Meleklerin getirdikleri hata-
ralara (ilham) denir. ilham Peygamberlerin "aleyhimiissalevatii
vetteslimat" ve salih miislimanlann kalblerine gelir. Salih miisli-
manlarm verdikleri hataralara (Nasihat) denir. Vahy, ilham ve
nasihat, daima iyi ve faidelidir. Seytandan gelen hataralara (Ves-
vese), insanm kendi nefsinden gelen hataralara (Heva), kotii ar-
kadasm telkm etdigi [asiladigi] hataralara (igfal) denir. Nasihat
her insana verilir. Vesvese ve heva, kafirlerin ve fasik miisliman-
lann kalblerine gelir. ikisi de, fena [kotii] ve zararhdir. Allahii te-
alamn razi oldugu, begendigi seylere (iyi) denir. Begenmedikle-
rine (Fena) denir. Allahii teala, cok merhametli oldugu icin, iyi ve
fena seyleri (Kur'an-i kerim)de bildirmisdir. iyileri yapmagi emr
etmis, fenalan yasaklamisdir. Bu emr ve yasaklara (Ahkam-i isla-
miyye) denir. Bir kalb, iyi arkadaslarm nasihatlarma ve akla tabi'
olup, ahkam-i islamiyyeye uyarsa, nurlamr, temiz olur. Diinyada
ve ahiretde se'adete, huzura kavusur. Fena kimselerin, zindikla-
rm igfal edici, aldatici sozlerine, yazilanna ve nefse, seytana uyup,
ahkam-i islamiyyeye uymayan kalb, karanr, bozulur. Nurlu, te-
miz kalb, ahkam-i islamiyyeye uymagi sever. Kararmis kalb, ko-
tii arkadasa, nefse, seytana uymagi sever. Allahii teala, cok mer-
hametli oldugu icin, diinyamn her yerinde yeni dogan cocuklann
kalblerini temiz olarak yaratmakdadir. Bunlan, sonra analan, ba-
balan ve fena arkadaslan karartmakda, kendileri gibi yapmakda-
dir.]
170-
CENNET YOLU ILMIHALI
El-hamdii lillahillezi cealena minet-talibine ve lil-ilmi minerra-
gibfne ves-salatii ves-selamii ala Muhammedinil lezf erselehii rah-
meten lil-alemine ve ala Alihi ve Eshabihi ecma'fn.
ISLAMiYYET
ALLAH VARDIR VE BIRDIR
[Allahii teala, biitiin varhklan yaratdi. Hersey yok idi. Yalmz
Allahii teala var idi. O hep vardir. Sonradan var olmus degildir.
Onceden yok olsaydi, Onu var eden bir kuvvetin bulunmasi lazim
olurdu. Ciinki, var olmayan bir seyi yaratacak kuvvet olmazsa, o
sey hep yok olur, var olamaz. Onu yaratan kuvvet sahibi hep var
idi ise, iste Allahii teala bu kuvvet sahibi olan sonsuz varhkdir.
Yok eger, bu yaratici kuvvet sahibi de, sonradan var olmusdur de-
nirse, bunu da var edenin bulunmasi lazim olur. Boylece, sonsuz
sayida var edicilerin bulunmasi lazim olur. Bu ise, var edicilerin bir
baslangicimn bulunmamasi demekdir. ilk var edicinin bulunma-
masi, bunun var edeceklerinin de bulunmamasi demek olur. Var
edici var olmaymca, yokdan var edilmis olan bu gordugiimuz veya
isitdigimiz madde ve ruh aleminin de bulunmamasi lazim olur.
Maddeler ve ruhlar var olduklan icin, bunlarm yalmz bir yaratici-
lannm da bulunmasi ve hep var olmasi lazimdir.
Allahii teala, herseyin yapi maddesi olan basit cismleri ve ruh-
lan ve melekleri once yaratdi. Basit cismlere simdi element deni-
yor. Bugiin, yiizbes cesid elementin var oldugu biliniyor. Allahii
teala, her maddeyi, her cismi bu yiizbes elementden yaratmrs ve
hep yaratmakdadir. Demir, kiikurt, karbon, oksigen gazi, klor ga-
zi birer elementdir. Allahii teala bu elementleri kac milyon sene
once yaratmrs oldugunu bildirmedi. Bunlardan meydana gelen,
yerleri, gokleri ve canhlan da, ne zeman yaratmaga basladigini bil-
dirmedi. Canh, cansiz herseyin belli bir omrti vardir. Zemam gelin-
ce yaratmakda, omrii bitince yok etmekdedir. Birseyi yokdan var
etdigi gibi, birseyden, yavas yavas veya birden bire baska birseyi
yapmakda, birincisi yok olmakda, yenisi var olmakdadir.
Allahii teala, ilk insani, cansiz maddelerden ve ruhdan mey-
-171-
dana getirdi. Bundan once, hie insan yokdu. Hayvanlar, otlar, cin
ve melekler, bu ilk insandan daha once yaratildi. Bu ilk insamn is-
mi, Adem "aleyhissalatii vesselam" idi. Bundan, Havva isminde
bir kadm da yaratdi. Biitiin insanlar, bu ikisinden iiredi. Her hay-
vandan da kendi cinsleri tiiredi. Canli ve cansiz herseyin her zeman
degisdigini gortiyoruz. Kadim olan sey ise, hie degismez. Fizik
olaylannda, maddelerin halleri, seklleri degisiyor. Kimya reaksi-
yonlarmda ozii, yapilan degisiyor. Cismler yok olup, baska cismler
hasil oluyor. Cekirdek olaylannda, element de yok oluyor, enerji-
ye doniiyor. Herseyin birbirinden hasil olmalan, sonsuzdan gele-
mez. Yokdan var edilmis olan ilk maddelerden hasil olmalan la-
zimdir. Ciinki sonsuz, baslangici yok demekdir.
Islam diismanlan, muslimanlann cocuklanm aldatmak icin,
fen adami sekline giriyorlar. insanlar maymundan yaratildi di-
yorlar. Darwin ismindeki ingiliz doktoru boyle soyledi diyorlar.
Bunlar yalan soyliiyorlar. Darwin boyle birsey soylemedi. Canh-
lar arasmda hayat miicadelesini anlatdi. (Nev'lerin mensci) is-
mindeki kitabmda, canhlarm muhite uyduklanm, bunun icin,
ufak degisikliklere ugradiklarini yazdi. Bir cins, baska cinse do-
ner demedi. ingiliz ilm birliginin 1980 senesinde Salfordda dii-
zenledigi toplantida Swansea Universitesi ogretim iiyesi Prof.
John Durant: "Darwinin insamn mensei ile ilgili goriisleri, mo-
dern bir efsane oldu. Bu efsane ilmi ve ictimai gelismemize zarar-
dan baska birsey vermedi. Tekamiil masallan, ilmi arastirmalar
iizerinde tahrib edici te'sir yapdi. Tahrifata, liizumsuz miinakasa-
lara ve ilmin biiyiik olciide suistimallerine yol acdi. Simdi Darwi-
nin teorisi, dikis yerlerinden patlamis, geriye perisan ve bozuk bir
diisiince yigim birakmisdir" dedi. Prof. Durantin vatandasi hak-
kinda soyledigi bu sozler, Darwincilere ilm adina verilen en en-
teresan cevablardan biridir. Guniimiizde tekamiil teorisinin degi-
sik kiiltur seviyesindeki insanlara anlatilmak istenmesinin asil se-
bebi ideolojikdir. ilmi degildir. Bu teori materyalist felsefenin
telkini icin bir vasita olarak kullamlmakdadir. insan, maymun-
dan oldu sozii, ilmi bir soz degildir. Fenni bir soz de hie degildir.
Darwinin sozii de degildir. Ihnden, fenden haberi olmiyan cahil
islam diismanlarmm yalanlandir. ilm adami, fen adami, boyle ca-
hilce, sacma soz soyliyemez. Universiteden diploma alan bir kim-
se, sefahete ya'ni zevk ve eglenceye baslayip, bulundugu ilm da-
hnda cahsmaz, okuduklanm da unutursa, bu kimse ilm adami, fen
adami olamaz. islam diismanhgi da yaparak, yalan ve yanhs soz-
lerini, yazilarim, ilm ve fen olarak sacmaga kalkisirsa, cem'iyyet
icin zararli, aleak, hain bir mikrop olur. Onun diplomasi, etike-
-172-
ti, mevki'i, bir gosteris, gencleri avliyan bir tuzak olur. Yalanla-
rim, iftiralanni, ilm ve fen olarak sacan fen taklidcilerine, (Fen
yobazi) denir. Bu fen yobazlanna aldanmamalidir.
Allahii teala, insanlann diinyada rahat, huzur icinde yasamala-
nm, ahiretde de sonsuz se'adete kavusmalanm istiyor. Bunun icin,
se'adete sebeb olan faideli seyleri emr etdi. Felakete sebeb olan,
zararli seyleri yasak etdi. Dinli olsun, dinsiz olsun, inansm, inanma-
sin, herhangi bir kimse, bilerek veya bilmiyerek, ahkam-i islamiy-
yeye, ya'ni Allahii tealamn emrlerine ve yasaklarma uydugu ka-
dar, diinyada rahat ve huztir icinde yasar. Faideli ilaci kullanan
herkesin, derdden, sikmtidan kurtulmasi gibidir. Simdi, dinsiz,
imansiz, cok kimsenin ve milletlerin, bircok islerinde muvaffak ol-
malari, Kur'an-i kerimin ahkamma uygun olarak cahsdiklari icin-
dir. Kur'an-i kerime uyarak, ahiretde sonsuz se'adete kavusabil-
mek icin ise, buna, inanarak, uymak lazimdir.
Allahii tealamn birinci emri (Inian) etmekdir. Birinci yasak et-
digi sey de (Kiifr)diir. Iman demek, Muhammed aleyhisselamm,
Allahii tealamn son Peygamberi olduguna inanmakdir. Allahii tea-
la, Ona emrlerini ve yasaklarim arabi olarak (Vahy) etmisdir.
Ya'ni bir melek vasitasi ile bildirmis, O da bunlann hepsini insan-
lara anlatmisdir. Allahii tealamn arabi olarak, bir melek ile bildir-
diklerine (Kur'an-i kerim) denir. Kur'an-i kerimin hepsi yazih ki-
taba (Mishaf) denir. Kur'an-i kerim, Muhammed aleyhisselamm
sozii degildir. Allah kelamidir. Hie bir insan oyle diizgiin soyliye-
mez. Kur'an-i kerimde bildirilenlerin hepsine (islamiyyet) denir.
Hepsine kalb ile inanan insana (Mii'min) ve (Miisliman) denir. Bi-
rini bile begenmemege, imansizhk, ya'ni (Kiifr) [Allaha diisman
olmak] denir. Kiyamete, cinnin, meleklerin var olduklarma, Adem
Peygamberin "aleyhissalatii vesselam", biitiin insanlann babasi ol-
duguna ve ilk Peygamber olduguna inanmak, yalmz kalb ile olur.
Bunlara, (Iman), (i'tikad) ve (Akaid) bilgileri denir. Beden ile ve
kalb ile yapilacak ve sakimlacak seylere ise, hem inanmak, hem de
yapmak veya sakmmak lazimdir. Bunlara (Ahkam-i islamiyye) bil-
gileri denir. Bunlara inanmak da, iman olur. Bunlan yapmak ve sa-
kmmak, (Ibadet) olur. Niyyet ederek ahkam-i islamiyyeye uymaga
(Ibadet) yapmak denir. Allahii tealamn emrlerine ve yasaklarma
(Ahkam-i islamiyye) ve (Ahkam-i ilahiyye) denir. Emr edilenlere
(Farz), yasak edilenlere (Haram) denir. Goriiliiyor ki, ibadetlerin,
vazife olduguna inanmiyan, ehemmiyyet vermiyen (Kafir) [Al-
laha diisman] olur. Bunlara inanip da, yapmryan kafir olmaz.
Buna (Fasik) denir. islam bilgilerine iman edip de, elinden geldi-
gi kadar yapan mii'mine, (Salih miisliman) [iyi insan] denir. Alla-
-173-
hti tealamn nzasini, sevgisini kazanmak icin, islamiyyete uyan ve
bir mtirsidi seven mtislimana (Salih) [iyi insan] denir. Allahii teala-
mn nzasini, sevgisini kazanmis olana (Arif) veya (Veil) denir. Bas-
kalannm da, bu sevgiyi kazanmalarma vasita olan Veliye (Miir$id)
denir. Bu mubarek, secilmis insanlann hepsine (Sadik) denir. Bun-
lann hepsi salihdir. Salih mii'min Cehenneme hie gitmiyecekdir.
Kafir, muhakkak Cehenneme gidecekdir. Cehennemden hie cik-
miyacak, sonsuz azab gorecekdir. Kafir fman ederse, biitiin giinah-
lan hemen afv olur. Fasik, tevbe edip, ibadetleri yapmaga baslar-
sa, Cehenneme girmiyecek, salih mii'min gibi, dogru Cennete gi-
decekdir. Tevbe etmezse, ya sefa'at ile veya sebebsiz afv olup, dog-
ru Cennete gidecek, yahud Cehennemde giinahlan kadar yandik-
dan sonra, Cennete girecekdir.
Kur'an-i kerim, o zemanki insanlann konusdugu arabi grame-
re uygun olarak gelmisdir ve nazm halindedir. Ya'ni, si'r gibi, diiz-
giindiir. Arabi lisamnm incelikleri ile doludur. Bedi', Beyan,
Me'ani ve Belagat ilmlerinin biitiin inceliklerine uygundur. Bunun
icin anlamasi 90k giicdiir. Arabi lisamnm inceliklerini bilmiyen
kimse, arabi okuyup yazsa bile, Kur'an-i kerimi iyi anhyamaz. Bu
incelikleri bilenler bile anhyamamis, cok yerlerini, Peygamber
efendimiz aciklamisdir. Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem"
bu aciklamalanna (Hatlis-i §erif) denir. Eshab-i kiram "ndvanulla-
hi teala aleyhim ecma'in, Peygamberimizden "sallallahii teala
aleyhi ve sellem" isitip ogrendiklerini, genclere bildirmislerdir. Ze-
man gecdikce kalbler kararmis, hele yeni mtisliman olanlar,
Kur'an-i kerimden, kendi noksan akllan ve kisa goriisleri ile ma'na
cikarmaga kalkismislar, Peygamber efendimizin bildirdiklerine uy-
miyan seyler anlamislardir. islam dtismanlan da, bu boliinmeyi,
parcalanmagi koriiklemis, boylece, yetmisiki diirlii bozuk, sapik
inams meydana gelmisdir. Boyle sapik inanan miislimanlara
(Bid'at ehli) veya (Dalalet ehli) denir. Yetmisiki bid'at firkasindan
olanlarm hepsi, muhakkak Cehenneme girecek, fekat mii'min ol-
duklan icin, Cehennemde sonsuz kalmryacaklar, cikip Cennete gi-
receklerdir. inanisi, Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde acik ola-
rak bildirilmis bir bilgiye uymaz ise, bunun imam gider. Buna
(Miilhid) denir. Miilhid, kendini miisliman samr.
I'tikad bilgilerini, ya'ni inamlmasi lazim olan din bilgilerini,
Eshab-i kiramdan "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" dogru
olarak ogrenip, kitablara yazan islam alimlerine, (Ehl-i siinnet)
alimleri denir "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in". Bunlar,
dort mezhebin birinde ictihad derecesine yiikselmis olan alimler-
dir. Bu alimler, Kur'an-i kerimin ma'nasim, kendi akllan ile,
-174-
kendi gorusleri ile anlamaga kalkismamis, yalniz Eshab-i kiram-
dan ogrendiklerine inanmislardir. Kendi anladiklanna uymamis-
lar, Peygamberimizin bildirdigi dogru yolu yaymislardir. Osmanh
devleti miisliman idi ve Ehl-i siinnet i'tikadmda idi.
Yukanda bildirilenlerden anlasihyor ve bircok kiymetli kitab-
lar yaziyor ki, diinyada ve ahiretde felaketlerden kurtulmak ve
rahat, mes'ud yasamak icin once Ehl-i siinnet alimlerinin "rah-
metullahi teala aleyhim ecma'fn" bildirdikleri gibi iman etmek,
ya'ni ogrenmek ve hepsine inanmak lazimdir. Ehl-i siinnet i'tika-
dmda olmiyan kimse, ya (Bid'at ehli), ya'ni sapik miisliman olur.
Yahud (Miilhid), ya'ni kafir olur. Imam, ya'ni i'tikadi dogru olan
mu'minin ikinci vazifesi, salih olmakdir. Ya'ni, Allahii tealamn n-
zasim, sevgisini kazanmakdir. Bunun icin, kalb ile ve beden ile
yapilmasi ve sakimlmasi emr olunan islam bilgilerini ogrenip,
bunlara uygun yasamak lazimdir. Ya'ni ibadet yapmakdir. Ehl-i
siinnet alimleri "rahime-hiimullahii teala", ibadet bilgilerini anla-
tirken dorde aynldilar. Dort (Mezheb) meydana geldi. Aynhkla-
n az ve miihim olmiyan islerde oldugu icin ve fmanlarmda birles-
dikleri icin, birbirlerini sever ve sayarlar. Her muslimamn bu dort
mezhebden birine gore ibadet yapmasi lazimdir. Bu dort mez-
hebden birine uymiyan kimsenin Ehl-i siinnetden aynlmis olaca-
gi Tahtavinin (Diirr-iil-inuhtar) hasiyesi Zebayih kismmda yazili-
dir.
Harbde esir ahnan herhangi bir kafir veya sulh zemamnda,
bir kafir, ben miisliman oldum deyince, buna inanihr. Fekat, bu-
nun (Imanin alti §arti)m hemen ogrenmesi ve inanmasi lazimdir.
Sonra farzlan ve haramlan, sirasi gelince ve imkan bulunca, he-
men ogrenmesi ve ogrendiklerine uymasi lazimdir. Ogrenmezse
veya ogrendiklerinden birine dahi ehemmiyyet vermeyip, jap-
mazsa, Allahii tealamn dinine ehemmiyyet vermemis olur. Ima-
m yok olur. Boyle imam giden kimseye (Miirted) denir. Miirted-
lerden din adami sekline girip, miislimanlari aldatanlara (Zin-
dik) denir. Zmdiklara, bunlarm yalanlarma aldanmamahdir. Bir
kimse, diinya cikarlarmda aldanmayip, lakin islami vasf ve te'ak-
kul etmiyerek, muslimanhgi bilmiyerek balig olmus ise, bunun
miirted hiikmiinde olacagi, (Siyer-i Kebir serhi) tercemesinin
yiizonaltmci sahifesinde ve (Diirr-iil-muhtar)da, kafirin nikahi
sonunda yazihdir. (Diirr-iil-muhtar)da, kafirin nikahi sonunda
diyor ki, nikahh miisliman bir kiz, baliga oldugu zeman, miisli-
manhgi bilmezse, nikahi bozulur. [Ya'ni miirted olur.] Allahii te-
alamn sifatlarmi ona bildirmelidir. O da, tekrar etmeli ve bunla-
ra inandim demelidir. ibni Abidin "rahime-hullahu teala", bunu
-175-
aciklarken diyor ki, (Kiz kiiciik iken, anasma babasma tabi' ola-
rak miislimandir. Baliga olunca, anasimn babasmm dinine tabi'
olmasi devam etmez. islamiyyeti bilmeyerek baliga olunca, miir-
ted olur. Iman edilecek seyleri isitip de, inanmamis kimse, keli-
me-i tevhid soylese, ya'ni (La ilahe illallah Muhammediin resulul-
lah) dese, miisliman olmaz. (Amentii billahi...) de bulunan alti se-
ye inanan ve Allahii tealanm emrlerini ve yasaklanni kabul etdim
diyen kimse, miisliman olur). Buradan anlasihyor ki, her miisli-
mamn, cocuklarma (Amentii billahi ve Melaiketihi ve Kiitubihi
ve Riisiilihi vel Yevmil-ahiri ve bil Kaderi hayrihi ve serrihi mi-
nallahi teala vel-ba'sii ba'delmevti hakkun Eshedii en La ilahe il-
lallah ve Eshedii enne Muhammeden abdiihu ve resuliihu) ezber-
letmeli, ma'nasmi iyice ogretmelidir. Cocuk bu alti seyi ve isla-
miyyetin emrlerinden ve yasaklarmdan birisini ogrenmez ve inan-
digmi soylemezse, balig oldugu zeman miisliman olmaz, miirted
olur. Bu alti sey iizerinde, (Herkese Lazim Olan Iman) kitabinda
genis bilgi vardir. Her muslimamn bu kitabi okuyup ve cocuklan-
na okutup, imanlanm kuvvetlendirmeleri ve biitiin tamdiklarmm
okumalan icin cok gayret etmesi lazimdir. Bunun icin, cocuklan-
mizm miirted yetismemesi icin cok dikkat etmeliyiz. Onlara, daha
kiiciik yasda, imam, islami, abdesti, guslii, nemazi ogretmeliyiz!
Ananin babamn birinci vazifesi, evladmi miisliman olarak yetis-
dirmekdir.
(Diirer ve Gurer)de diyor ki, (Miirted olan erkege miisliman
ol denir. Siibhe etdigi sey anlatihr. Zeman isterse, iic gun habs
olunur. Tevbe ederse kabul edilir. Tevbe etmezse, hakim tarafin-
dan oldiiriiliir. Miirted olan kadm oldiiriilmez. Miisliman olunca-
ya kadar habs olunur. Dar-iil-harbe kacarsa, Dar-iil-harbde cari-
ye olmaz. Esir ahmrsa cariye olur. Miirted olunca, nikah fesh
olur. Biitiin mallan miilkiinden cikar. Tekrar miisliman olursa,
tekrar miilkii olurlar. Oliince veya Dar-iil-harbe kacmca [veya
Dar-iil-harbde miirted olunca] miisliman varisine kahr. [Varisi
yoksa, Beyt-iil-maldan hakki olanlarm olur.] Miirted miirtede va-
ris olamaz. Miirted iken kazandiklan miilkii olmaz. Miislimanla-
ra fey olur. Ahs veris ve kira sozlesmeleri ve hediyye vermesi ba-
til olur. Tekrar miisliman olursa, sahih hale donerler. Evvelki iba-
detlerini kaza etmez. Yalniz, tekrar hac yapmasi lazim olur).
Imandan sonra, ilk ogrenilecek sey, abdest almak, gusl abdesti ve
nemazdir.
Imamn alti sarti: Allahii tealanm var olduguna ve bir oldugu-
na ve sifatlarma inanmak, Meleklere, Peygamberlere, Kitablara,
Ahiretde olan seylere, Kaza ve Kadere imandir. ileride bunlan
-176-
ayn ayri acikhyacagiz.
Soziin kisasi, kalb ile ve beden ile, islamiyyetin emrlerine ve ya-
saklanna uymali ve kalb, gafletden uyanik olmalidir. Kalbi uyamk
olmayan [ya'ni Allahii tealamn varhgmi, biiyukliigiinii ve Cermet
ni'metlerini ve Cehennem atesinin siddetini hatirlamayan, diisiin-
miyen] kimsenin bedeninin islamiyyete uymasi giic olur. Fikh
alimleri fetvalan bildirirler. Bunlann yapilmasini kolaylasdirmak,
Allah adamlannm isidir. Bedenin islamiyyete severek ve kolay uy-
masi icin, kalbin temiz olmasi lazimdir. Fekat yalmz kalbin temiz
olmasma, ahlakin giizel olmasma ehemmiyyet verip, bedenin isla-
miyyete uymasma ehemmiyyet vermiyen kimse, (Miilhid)dir. Bu-
nun nefsinin parlamasi ile hasil olan [gaybdan haber vermek, has-
talan okuyup iifleyip iyi etmek] gibi adet disi basanlan (istidrac)
olup, kendisini ve buna uyanlan Cehenneme siiriikler. Kalbin te-
miz ve nefsin mutmainne [uysal] oldugunun alameti, bedenin isla-
miyyete seve seve uymasidir. His organlarim ve bedenini islamiy-
yete uydurmiyanlarm (Kalbim temizdir. Sen kalbe bak!) demeleri
bos lafdir. Boyle soylemekle kendilerini ve etrafmdakileri aldat-
makdadirlar.]
IMANIN SIFATLARI
Ehl-i siinnet alimleri diyor ki, imanm sifatlan altidir:
AMENTU BILLAHi: Ben Allahii azim-iis-samn varhgina ve
birligine inandim, iman etdim.
Allahii azim-us-san, vardir ve birdir.
Seriki ve naziri yokdur. (Ortagi ve benzeri yokdur).
Mekandan miinezzehdir. (Bir yerde degildir).
Kemal sifatlariyle muttasifdir. Kemal sifatlan vardir.
Ve noksan sifatlardan beridir. Onda bulunmaz.
Kemal sifatlar, Allahii azim-iis-sanda bulunur. Noksan sifatlar,
bizlerde bulunur.
Bizlerde bulunan noksan sifatlar, elsizlik ve ayaksizhk ve goz-
siizliik ve hastahk ve saghk, yimek ve icmek ve bunlara benzeyen
bir cok seylerdir.
Allahii azim-iis-sanda bulunan sifatlar, yer ve gokleri ve -ha-
vada, sularda, yer yiiziinde ve toprak altmda yasamakda olan- diir-
lii mahlukati yaratmasi ve akhmizin erdigi ve -aczimiz sebebiy-
le- bircoklarma ermedigi, pek cok mahluklan [yaratiklan] her an
varhkda durdurmasi ve ciimle mahlukatm nzkim vermesi ve di-
ger kemal sifatlardir. Kadir-i mutlakdir. Her varhk, Allahii azim-
- 177 - Islam Ahlaki - F:12
iis-samn kemal sifatlanndan bir eserdir.
Allahii azim-iis-san hakkmda, bizlere bilmesi vacib olan srfat-
lar, yirmiikidir. Ve yirmiiki de, muhal sifatlan vardir.
Vacib, lazim demekdir. Bu sifatlar, Allahii azim-iis-sanda bulu-
nur. Muhal olanlar bulunmaz. Muhal, vacibin ziddidir. Var olamaz
demekdir.
Allahii azim-iis-san hakkmda bizlere bilmesi vacib olan sifat-i
nefsiyye birdir: Viicud, ya'ni var olmakdir.
Allahii azim-iis-samn var olmasinm, naklen delili, Allahii teala-
nm, (inncnf enellahii) kavl-i serifidir. Aklen delil ise, bu alemleri
halk eden [yokdan var eden], bir hahk [yaratici], elbet mevcuddur,
elbette vardir. Mevcud olmamak muhaldir.
Sifat-i nefsiyye demek; zat, Onsuz ve O, zatsiz tasavvur olun-
maz, dusiiniilemez demekdir.
SIFAT-I ZATIYYE
Allahii azim-iis-san hakkmda, bizlere bilmesi vacib olan sifat-
1 zatiyye besdir: Bunlara (Uluhiyyet sifatlan) denir.
1- Kidem, Allahii azim-tis-sanm varhgmm evveli olmamak.
2- Beka, Allahii azim-iis-samn varhginin ahin olmamak, buna
vacib-iil-viicud derler. Naklen delil, Allahii tealamn Hadid sure-
sinde, iiciincii ayet-i kerimesidir. Aklen delil varhginin evveli ve
ahin olsa, sonradan var olmus olup, aciz ve nakis olurdu. Aciz ve
nakis olan, baskasim yaratamaz. Allahii azim-iis-san hakkmda
muhaldir.
3- Kiyam bi-nefsihi, Allahii azim-iis-san, zatmda ve sifatlannda
ve ef alinde, kimseye muhtac olmamak. Naklen delil, Muhammed
"aleyhisselam" suresinin son ayet-i kerimesidir. Aklen delil, bu si-
fatlar, Onda olmamis olsa, aciz ve nakis olurdu. Aciz ve nakis ol-
mak, Allahii azim-iis-san hakkmda muhaldir.
4- Muhalefetiin lil-havadis, Allahii azim-iis-san zatmda ve sifa-
tmda, kimseye benzememek. Naklen delil, Allahii tealamn Sura
suresindeki onbirinci ayet-i kerimesidir. Aklen delil bu sifatlar,
Onda olmamis olsa, aciz ve nakis olurdu. Aciz ve nakis olmak, Al-
lahii azim-iis-san hakkmda muhaldir.
5- Vahdaniyyet, Allahii azim-iis-samn, zatmda ve sifatinda ve
ef'alinde seriki ve naziri yokdur. Naklen delil, Allahii tealamn ih-
las suresindeki birinci ayet-i kerimesidir. Aklen delil, eger ortagi
olsa, alem fena bulur, yok olurdu. Biri, birseyin yaratmasim ve di-
geri yaratmamasim dilerdi.
-178-
[Alimlerin coguna gore, (Viicud) ya'ni var olmak da, aynca bir
sifatdir. Boylece, (Sifat-i zatiyye) alti olmakdadir].
SIFAT-I SUBUTIYYE
Allahii azim-iis-san hakkinda bizlere bilmesi vacib olan sifat-i
siibutiyye sekizdir: Hayat, ilm, sem', basar, irade, kudret, kelam,
tekvin.
Bu sifatlann ma'nalari budur ki:
1- Hayat, Allahii azim-iis-san, diri olmak. Naklen delil, Allahii
tealamn Bekara suresindeki ikiyiizellibesinci ayet-i kerfmesinin
bas kismidir. Aklen delil, Allahii azim-iis-san, diri olmasa, bu mah-
lukat viicuda gelmezdi.
2- Ilm, Allahii azim-iis-samn bilmesi olmak. Naklen delil, Alla-
hii tealamn Hasr suresindeki yirmiikinci ayet-i kerimesidir. Aklen
delil, Allahii azim-iis-samn bilmesi olmasa, aciz ve nakis olurdu.
Aciz ve nakis olmak, Onun hakkinda muhaldir.
3- Sem', Allahii azim-iis-samn isitmesi olmak. Naklen delil, Al-
lahii tealamn isra suresindeki birinci ayet-i kerimesidir. Aklen de-
lil, isitmesi olmasa, aciz ve nakis olurdu. Aciz ve nakis olmak, Al-
lahii azim-iis-san hakkinda muhaldir.
4- Basar, Allahii azim-tis-sanin gormesi olmak. Naklen delil,
Allahii tealamn yine isra suresindeki birinci ayet-i kerimesidir.
Aklen delil, gormesi olmasa, aciz ve nakis olurdu. Aciz ve nakis ol-
mak, Allahii azim-iis-san hakkinda muhaldir.
5- Irade, Allahii azim-iis-samn dilemesi olmak. Onun diledigi
olur. O dilemezse, hicbir sey olmaz. Varhklan dilemis, yaratmisdir.
Naklen delil, Allahii tealamn Ibrahim suresindeki yirmiyedinci
ayet-i kerimesidir. Aklen delil, eger dilemesi olmasa, aciz ve nakis
olurdu. Aciz ve nakis olmak, Allahii azim-iis-san hakkinda muhal-
dir.
6- Kudret, Allahii azim-iis-samn herseye gticiintin yetmesi ol-
mak. Naklen delil, Allahii tealamn Al-i imran suresindeki yiizalt-
misbesinci ayet-i kerimesidir. Aklen delil, eger giicii yetmese, aciz
ve nakis olurdu. Aciz ve nakis olmak, Allahii azim-iis-san hakkin-
da muhaldir.
7- Kelam, Allahii azim-iis-samn soylemesi olmak. Naklen delil,
Allahii tealamn Nisa suresindeki yiizaltmisdordiincii ayet-i keri-
mesidir. Aklen delil, eger soylemesi olmasa aciz ve nakis olurdu.
Aciz ve nakis olmak, Allahii azim-iis-san hakkinda muhaldir.
8- Tekvin, Allahii azim-iis-san hahkdir, yaraticidir. Her seyi ya-
ratan, yokdan var eden Odur. Ondan gayri yaratici yokdur. Nak-
-179-
len delil, Allahu tealamn Zlimer suresindeki altmisikinci ayet-i ke-
rimesidir. Aklen delil, yerlerde ve goklerde acaib-i mahlukati var-
dir ve ciimlesini yaratan Odur. Ondan baskasi icin (yaratdi) demek
klifr olur. insan birsey yaratamaz.
Allahu azim-iis-san hakkmda bize bilmesi vacib olan sifat-i
ma'neviyye, sekizdir. Hayyiin, Alimiin, Semfun, Basiriin, Miiri-
diin, Kadiriin, Miitekellimiin, Mukevviniin.
Bu sifat-i seriflerin ma'nalan budur ki:
1- Hayyiin, Allahu azim-iis-san, diri olucudur.
2- SemPun, Allahu azim-iis-san, sem'i kadimi ile isiticidir.
3- Basiriin, Allahu azim-iis-san, goriiciidiir.
4- Miiridiin, Allahu azim-iis-san, irade-i kadimi ile dileyicidir.
5- Alimiin, Allahu azim-iis-san, ilm-i kadimi ile bilicidir.
6- Kadiriin, Allahu azim-iis-san, kudret-i kadimesi ile giicii ye-
ticidir.
7- Miitekellimiin, Allahu azim-iis-san, kelam-i kadimi ile soyle-
yicidir.
8- Miikevviniin, Allahu teala, herseyi halk edicidir.
Allahii teala hakkmda, muhal olan sifatlar, bunlarm ziddidir.
VE MELAiKETIHi: Dahi ben, Allahu azim-iis-samn melekle-
rine inandim, iman eyledim. Allahu azim-iis-samn melekleri var-
dir. Onlari nurdan halk etmisdir. Cismdirler. [Burada cism demek,
fizik kitablarmda bildirilen cism degildir.] Yimezler ve icmezler.
Onlarda erkeklik, disilik olmaz. Gokden yere inerler ve yerden go-
ge cikarlar. Ve bir halden bir hale girerler. Goz acip yumacak ka-
dar, Allahu azim-iis-sana asi olmazlar ve bizim gibi giinah islemez-
ler. Onlarm icinde mukarrebler ve Peygamberler vardir.
Ve ciimlesinin efdali, Cebrail, Mikail, israfil, Azrail "aleyhi-
miisselam"dir. Bu dordii ciimle meleklerin Peygamberleridir. Ve
onlarm her birisini, Allahu azim-iis-san, bir hizmete koymusdur.
Kryamete kadar, baska bir hizmete nevbet gelmez.
VE KUTUBIHi: Dahi, Allahu azim-iis-samn kitablarma inan-
dim, iman eyledim.
Allahu azim-iis-samn kitablan vardir. Kur'an-i kerimde bil-
dirilen, yiizdort kitabdir. Yiizii kiiciik kitabdir. Bunlara (suhuf)
denir. Ve dordii biiyiik kitabdir. Tevrat, hazret-i Musa "aleyhis-
selam"a, Zebur, hazret-i Daviid "aleyhisselam"a, incfl, hazret-i
Isa "aleyhisselam"a, Kur'an-i kerim, bizim Peygamberimiz Mu-
hammed "aleyhisselam"a nazil olmusdur. Bugiin yehudilerin ve
-180-
hiristiyanlarm okuduklan (Tevrat) ve (Incil) hakkinda (Cevab Ve-
remedi) kitabirmzda genis bilgi vardir.
Yiiz suhufdan, on suhufu, hazret-i Adem "aleyhisselam"a, el-
li suhufu, Sit "aleyhisselam"a, otuz suhufu, Idris "aleyhisse-
lam"a, on suhufu, Ibrahim "aleyhisselam"a inmisdir. Bunlarm
ctimlesini, Cebrail "aleyhisselam" indirmisdir. Cumlesinden son-
ra, Kur'an-i azim-iis-san nazil olmusdur. Kur'an-i azim-iis-sanm
niizulii -az az, ayet ayet- yirmiiic senede temam olmusdur. Ve
hiikmii, kiyamete degin bakidir. Nesh olmakdan [gecersiz ol-
makdan] ve tebdil ile tahrifden [insanlann degisdirmelerinden]
mahfuzdur.
VE RUSULIHi: Dahi ben, Allahii azfm-us-sanm Peygamber-
lerine "aleyhimiissalevatu vetteslimat" fman eyledim.
Allahii tealanm Peygamberleri "aleyhimiissalevatii vettesli-
mat" vardir. Peygamberlerin hepsi insandir. Evveli Adem "aley-
hisselam" ve ahin, bizim Peygamberimiz hazret-i Muhammed
Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sellem"dir. Bu ikisinin arasin-
da, cok Peygamber "aleyhimiissalevatii vetteslimat" gelmis ve gec-
misdir. Onlann sayisim Allahii azim-iis-san bilir.
Peygamberler "aleyhimiissalevatii vetteslimat" hakkinda bizle-
re bilmesi vacib olan sifatlar besdir: Sidk, Emanet, Teblig, ismet,
Fetanet.
1- Sidk, ciimle Peygamberler "aleyhimiissalevatii vetteslimat",
sozlerinde sadik olurlar. Her sozleri dogrudur.
2- Emanet, Onlar emanete hiyanet etmezler.
3- Teblig, Onlar, Allahii azim-tis-samn emrinin ve nehyinin
hepsini bilip, iimmetlerine bildirir ve ulasdinrlar.
4- Ismet, biiyiik ve kiiciik biitiin giinahlardan beri olmakdir.
Hie giinah islemezler. insanlardan ma'sum olan, yalmz Peygam-
berlerdir "aleyhimtisselam" [Bunlardan baskasina ma'sum diyen-
ler, Sfilerdir].
5- Fetanet, Ciimle Peygamberler "aleyhimiissalevatii vettesli-
mat", sair insanlardan daha aklh olmakdir.
Peygamberler "aleyhimiissalevatii vetteslimat" icin caiz olan si-
fatlar besdir: Onlar, yirler, icerler, hasta olurlar, oliir, diinyalanm
degisdirirler. Diinyaya muhabbet etmezler.
Kur'an-i azim-iis-sanda, ism-i serifleri bildirilen yirmisekiz Pey-
gamberdir. Bunlan bilmek, herkese vacibdir dediler.
Peygamberlerin ismleri "aleyhimtissalatii vesselam":
Adem, idris, Nuh, Sis [Sit], Hud, Salih, Lut, Ibrahim, isma'il,
-181-
ishak, Ya'kub, Yusiif, Suayb, Musa, Harun, Daviid, Siileyman,
Yuniis, ilyas, Elyesa', Ziil-kifl, Eyyub, Zekeriyya, Yahya, Isa, Mu-
hammed "salevatullahi ala nebiyyina ve aleyhim"dir. Uzeyr ve
Lokman ve Ziilkarneyn icin, ihtilaf olundu. Bunlara ve Hidir aley-
hisselama alimlerden kimisi nebidir, kimisi velidir, dediler. Mektu-
bat-i Ma'sumiyye C.2, 36. ci mektubda, Hidinn Peygamber oldugu-
nu bildiren haberin kuvvetli oldugu yazilidir. 182. ci mektubda, Hi-
dir aleyhisselamm, insan seklinde goriilmesi ve ba'zi isler yapmasi,
Onun hayatda oldugunu gostermez. Allahii teala, Onun ve bircok
peygamberin ve velmin ruhlannm insan seklinde goriilmesine izin
vermisdir. Onlari gormek hayatda olduklarmi gostermez demek-
dedir.
Ve dahi, sana gereken, ilk Peygamber olan hazret-i Adem
"aleyhisselam" ziirriyyetindenim ve ahir zeman Peygamberi Mu-
hammed "aleyhissalatii vesselam" dminden ve iimmetindenim, el-
hamdiilillah, demekdir. Vehhabiler, Adem aleyhisselamm pey-
gamber olduguna inanmiyorlar. Bunun icin ve miislimanlara miis-
rik dedikleri icin, kafir oluyorlar.
VEL-YEVMIL-AHIRI: Dahi ben, kiyamet gunune inandim.
Iman etdim. Ciinki, Allahii teala haber vermisdir. Kiyamet giinii,
kabrden kalkmca baslar. Cennete veya Cehenneme gidinceye ka-
dar devam eder. Ciimlemiz oliip yine dirilsek gerekdir. Cennet ve
Cehennem ve mizan [Terazi] ve sirat kopriisii, hasr [toplanmak] ve
nesr [Cennete ve Cehenneme dagilmak], kabr azabi, miinker ve
nekir admdaki iki melegin kabrde siiali hakdir. Ve olacakdir.
VE BIL-KADER-i HAYRIHI VE SERRIHI MINALLAHI
TEALA: Dahi hayr ve ser, olmus ve olacak seylerin ciimlesi, Alla-
hii azim-iis-samn takdiriyle, ya'ni ezelde bilmesi ve dilemesi ve vakt-
leri gelince yaratmasi ile ve levh-il mahfuza yazmasiyle olduguna
inandim, iman eyledim. Kalbimde, asla sek ve siibhe yokdur.
Eshetlii en la ilahe illallah ve eshedii enne Muhammeden abdii-
hii ve resuliih.
Ve dahi, i'tikadda [ya'ni inamlacak seylerde] mezhebim, (Ehl-i
siinnet ve cema'at) mezhebidir. Ben bu mezhebdenim. Diger yet-
misiki firkamn inanclan yanhsdir, bozukdur. Cehenneme gidecek-
lerdir.
[Eshab-i kiramm "aleyhimiirndvan" hepsini sevenlere (Ehl-i
siinnet) denir. Eshab-i kiramin hepsi alim ve adil idi. insanlarm
efendisinin "sallallahii aleyhi ve sellem" sohbetinde, hizmetinde
bulunmuslar ve Ona yardimci olmuslardir. En az sohbetde bulu-
nam bile, Eshab-i kiramdan olmiyan en yiiksek Veliden daha
yiiksekdir. O islam giinesinin, O Allahii tealamn habibinin bir soh-
-182-
betinde, bir tevecciihiinde hasil olan haller, o mubarek nefesleri
ve nazarlan te'sfri ile zuhur eden kemaller, o huzura, o yakmlik
se'adetine kavusamryanlara nasib olmamisdir. Eshab-i kiramm
hepsi "ridvanullahi teala aleyhim ecma'm" daha ilk sohbetde,
nefslerine uymakdan kurtulmuslardir. Hepsini sevmekle emr
olunduk. (Sir'atiil islam) serhinin ilk sahifelerinde: (Eshab-i kira-
min "aleyhimiirndvan" hepsinin hakkmda, miimkin oldugu ka-
dar, iyi soyleyiniz, onlarm hie birine sakm dil uzatmaymiz) diye
yaziyor. Yetmisiki firkaya gelince: Kimi ifrata vararak, taskmhk
yapdi, kimi tefrite diiserek haklanni vermedi, kimi akla giivendi,
kimi felsefeye ve eski yunan felsefecilerine aldandi. Boylece din-i
islamda olmiyan, hatta yasak olan seyleri yapdilar. Bid'ate sanldi-
lar. Siinneti, ya'ni islamiyyeti birakdilar. Ebu Bekr-i Siddik, Haz-
ret-i Omer "radiyallahii anhiima" gibi, Eshab-i kiramm "aleyhi-
miirndvan" icma' ile en iistiinu olanlanm, hatta Peygamber efen-
dimizi "aleyhisselam" cekemiyenler zuhur etdi. Peygamber efen-
dimizin mi'raca, cesedi ve ruhu birlikde olarak goturiildiigiinu in-
kar edenler tiiredi.
Cok sasihr ki, zemammizda da islam alimi olarak tanman, fe-
kat yetmisiki firkanin en zararhsi (isma'iliyye) agzi ile konusan
zevalhlar gortilmekdedir. Peygamber efendimizin "aleyhisse-
lam" annelerinin ve babalannin kafir oldugunu ve Peygamber
efendimizin "aleyhisselam" niibiivveti tebligden once putlara
kurban kesdigini soyleyerek, vesika olarak da ba'zi si'i kitablan-
m gostererek ve bunlar gibi nice yikici yazilarla temiz gencleri al-
datmaga, zehrlemege cahsmakdadirlar. Boylece bozguncularm
maksadi; islam dinini baltalamak, genclerin lmamm calmak, on-
lara kiifrii bulasdirmak oldugu acikca anlasilmakdadir. Hadis-i
serifde: (Kur'an-i kerime kendi akh ile ma'na veren kafir olur),
buyuruldu. Din alimleri edebli idi. Dikkatli konusurlardi ve ya-
zarlardi. Yanhs bir sey soylemiyeyim diye, cok diisiiniirlerdi. Ulu
orta konusmak, islamiyyeti (Edillc-i ser'ryye)den, ya'ni dort ana
kaynakdan alarak degil de, kendi yanhs goriisleri ile ve bozuk
diisiinceleri ile anlatmaga kalkismak, degil bir islam aliminin,
herhangi bir miislimanm bile yapacagi sey degildir. Peygamberi-
mizin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ve Eshab-i kiramm "nd-
vanullahi teala aleyhim ecma'in" biiyuklugiinu anlamayan cahil-
lerin, i'tikadi zedeliyen yikici sozlerini ve yazilanm olduriicii zehr
bilmeliyiz.
Farisi misra' tercemesi:
Imamma saldnacaklarmdan sogtit yapragi gibi titriyorum.
Allahii teala, kalblerimizde, sevdiklerinin sevgisini artdirsm.
-183-
Dusmanlarim sevmek felaketine diisiirmesin! Bir kalbde iman bu-
lunduguna alamet, Allahii tealamn sevdiklerini sevmek, sevmedik-
lerini sevmemekdir.]
Amelde mezheb dortdiir: imam-i a'zam, imam-i Safi'i, imam-i
Malik, imam-i Ahmed bin Hanbelin "rahmetullahi aleyhim" mez-
hebleri.
Bu dort mezhebden, her hangi birini taklid etmek lazimdir.
Dordiiniin mezhebi de hakdir, dogrudur. Dordii de Ehl-i sunnet-
dir. Biz, imam-i a'zam mezhebindeniz. Bu mezhebde olanlara
(Hanefi) denir. imam-i a'zam mezhebi savabdir, dogrudur. Hata
olmak ihtimali de vardir. Diger uc mezheb hatadir. Savab olmak
ihtimali de vardir deriz.
Ve dahi, imanm, bizde baki kahp cikmamasimn sarti ve sebebi
altidir:
1- Biz gaibe iman eyledik. Bizim imammiz gaibedir, zahire de-
gildir. Zira biz, Allahii azim-us-sam, goziimiizle goremedik. Lakin
gormiis gibi inandik, iman etdik. Bundan asla siibhemiz yokdur.
2- Yerde ve gokde, insanda ve cinde ve meleklerde ve Peygam-
berlerde "aleyhimiissalevatii vetteslimat", gaibi bilen yokdur. Gai-
bi ancak Allahii azim-iis-san bilir ve dilediklerini dilediklerine bil-
dirir. [Gaib demek, duygu organlan ile veya hesab, tecribe ile an-
lasilmiyan demekdir. Gaibi ancak Onun bildirdikleri bilir.]
3- Harami haram bilip, i'tikad etmek.
4- Halah halal bilip, boyle i'tikad etmek.
5- Allahii azim-iis-samn azabindan emin olmayip, daima kork-
mak.
6- Her ne kadar giinahkar olsa da, Allahii azim-iis-samn rahme-
tinden iimmid kesmemek.
Bu alti seyden birisi, bir kimsede bulunmasa da, besi bulunsa,
yahud birisi bulunsa da, besi bulunmasa, o kimsenin imam ve isla-
mi sahih degildir.
Simdi imam oldugu halde, ileride imamnm gitmesine sebeb
olan seyler kirk [40] kadardir:
1- Bid'at sahibi olmak. Ya'ni i'tikadi bozuk olmak. [Ehl-i siin-
net alimlerinin bildirdigi dogru i'tikaddan cok az da olsa aynlan,
sapik veya kafir olur. inanmasi zaruri olan seye inanmazsa, hemen
kafir olur. inanmasi zaruri olmayan seyi inkar etmek (Bid'at) veya
(Dalalet) olur. Son nefesde imansiz gitmege sebeb olur.]
2- Za'if iman, ya'ni amelsiz iman.
-184-
3- Dokuz a'zasim dogru yoldan cikarmak.
4- Btiyiik giinah islemege devam etmek. [Bunun icin, icki icme-
meli, miisliman hanimlan ve kizlan, bas, sac, baldir ve bileklerini
yabanci erkeklere gostermemelidir.]
5- Ni'met-i islama sukriinii kesmek.
6- Ahirete fmansiz gitmekden korkmamak.
7- Zulm etmek.
8- Siinnet iizere okunan ezan-i Muhammediyi dinlememek.
[Boyle okunan ezana kiymet vermezse hemen kafir olur.]
9- Anaya babaya asi olmak. Onlann islamiyyete uygun olan,
mubah olan emrlerini sert sozle red etmek.
10- Dogru olsa bile, cok yemin etmek.
11- Nemazda, riiku'da, kavmede, iki secdede ve celsede, ta'dfl-i
erkam terk etmek. Ta'dil-i erkan, tumanmet ile, ya'ni hie hareket
etmeden siibhanallah diyecek kadar durmakdir.
12- Nemazi ehemmiyyetsiz samp, ogrenmesine ve coluk cocu-
guna ogretmege ehemmiyyet [onem] vermemek ve nemaz kilanla-
ra mani' olmak.
13- Hamr [serab] ve fazlasi serhos eden her ickiyi, az da olsa, ic-
mek. [Bira icmek de haramdir.]
14- Mii'minlere eziyyet etmek.
15- Yalan yere evliyahk ve din bilgisi satmak. Ehl-i siinnet bil-
gilerini ogrenmeyip, kendini din adami, vaiz olarak tamtmak.
[Boyle yalancilarm yazdiklan uydurma din kitablanni okumamah-
dir. Va'z ve nutklanm dinlememelidir.]
16- Giinahim unutmak, kiiciik gormek.
17- Kibrli olmak, ya'ni kendisini begenmek.
18- Ucb, ya'ni ilm ve amelim cokdur demek.
19- Munafikhk, iki yuzliiliik.
20- Hased etmek, din kardesini cekememek.
21- Hiikumetin ve iistadinm islamiyyete muhalif olmayan sozii-
nii yapmamak. Muhalif olan emrlerine karsi gelmek.
22- Bir kimseyi tecribe etmeden, iyi demek.
23- Yalanda israr etmek.
24- Ulemadan kacmak. [Ehl-i siinnet alimlerinin kitablanni
okumamak.]
25- Biyiklanm siinnet mikdarmdan ziyade fazla uzatmak.
26- Erkekler ipek giymek. Sun'i ipek ve atkisi ipek, cozgiisii pa-
muk olan caizdir.
-185-
27- Gibet etmekde israr etmek.
28- Kafir de olsa, komsusuna eziyyet etmek.
29- Diinya umuru icin, cok gazaba gelmek, sinirlenmek.
30- Riba, faiz almak ve vermek.
31- Ogunmek icin elbisesinin kollanm ve eteklerini fazla uzat-
mak.
32- Sihrbazlik, biiyii yapmak.
33- Miisliman ve salih olan mahrem akrabayi ziyareti terk et-
mek.
34- Allahii tealanm sevdigi kimseyi sevmemek ve islamiyyeti
bozmak icin ugrasanlan sevmek.
35- Mii'min kardesine tic giinden fazla kin tutmak.
36- Zinaya devam etmek.
37- Livatada bulunup, tevbe etmemek. Livata, zekeri baskasi-
nm dubiiriine sokmakdir. Erkeklerin idrar cikan yerine zeker, ka-
dmlarm yerine fere denir.
38- Ezam fikh kitablarimn bildirdikleri vaktlerde ve siinnete
uygun okumamak ve siinnete uygun okunan ezam isitince saygi
gostermemek.
39- Miinkeri (haram) isliyeni goriip de, giicii yetdigi halde, tat-
h dil ile nehy [ya'ni men'] etmemek.
40- Karisinm, kizmm ve nasihat vermek hakkma sahib oldugu
kadinlann basi, kollan, bacaklan acik, siislii, kokulu sokaga cikma-
sina ve kotiilerle goriismesine razi olmak.
Peygamberlerin Allahii azim-iis-sandan getirdigi seyleri, dil ile
ikrar ve kalb ile tasdik etmege (lman) denir. Muhammed aleyhis-
selama iman etmege ve bildirdikleri ile amel etmege (islamiyyet)
denir.
Ve dahi, Din ve Millet, ikisi birdir. Peygamberlerin Allahii
azim-iis-sandan i'tikada, ya'ni inanmaga miiteallik getirdigi seyle-
re din ve millet denir.
Peygamberimizin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" Hak teala-
dan amele, ise miiteallik getirdigi seylere, (islamiyyet) veya (ah-
kam-i islamiyye) denir.
Ve dahi, iman-i icmali, ya'ni kisaca inanmak kafidir. Tafsil et-
mek, imam uzun bilmek lazim degildir. Mukallidin, anlamadan
inananm imam sahihdir. Ve ba'zi yerlerde, tafsil dahi gereklidir.
Iman iic kismdir: Iman-i taklidi, iman-i istidlali, iman-i hakiki.
Iinan-i taklidi, farzi, vacibi, siinneti, miistehabi bilmez. Ana-
smdan, babasmdan isitdigi gibi, inanir ve gordiigii gibi ibadet
-186-
yapar. Bu gibilerin imamndan korkulur.
Iman-i istidlalf, farzi, vacibi, siinneti, miistehabi ve harami hem
bilir ve hem islamiyyete uyar. inamlacak seyleri hem bilir, hem bil-
dirir. Ustaddan, ilmihal kitabmdan ogrenmis, bu gibilerin imam
kuvvetlidir.
Iman-i hakiki, ciimle alem bir yere gelse, hepsi Rabbi inkar et-
seler, o etmez. Ve kalbine asla sek ve siibhe gelmez. Onun imam,
enbiya imam gibidir. Boyle iman, diger iki imandan a'ladir.
Ve dahi, islamiyyet ahkami, amele miiteallikdir. Imana miiteal-
lik degildir. Yalmz iman ile Cennete girilir. Fekat, yalmz amel ile,
Cennete girilmez. Amelsiz iman makbuldiir. Amma, imansiz amel
makbul degildir. Imam olmiyanlarin yapdiklan ibadetler, hayrh is-
ler, sadakalar, kiyametde hie bir ise yaramaz. Iman baskasina he-
diyye verilmez, amma amelin sevabi verilir. Iman vasiyyet edilmez.
Amma, kendi icin amel yapilmasi, vasiyyet edilir. Ameli terk eden,
kafir olmaz, lakin imam terk eden ve amele kiymet vermiyen kafir
olur. Ozrii olandan, aciz olandan amel afv olunur. Iman, kimseden
afv olunmaz.
Cemf Nebilerin iimmetlerine bildirdikleri iman birdir. Ancak,
ahkamlarmda, dinlerinde, amellerinde ihtilaf, ayrihk vardir.
Ve dahi, iman iki nev'dir. Biri, iman-i hilki ve biri de, iman-i
kesbi.
Iman-i hilki, ahd-i misak vaktinde, kullann BELA (Evet) de-
meleridir.
Iman-i kesbi, bulugdan sonra edilen imandir. Cemf mii'minle-
rin imam birdir. Amelleri bir degildir.
Iman, farz-i daimdir. Amel, vakti gelince farz olur.
Iman, kafire ve miislime farzdir. Amel yalmz muslime farzdir.
Ve dahi, iman sekiz nev'dir:
Iman-i metbu, melekler imamdir.
Iman-i ma'sum, Nebiler imamdir.
Iman-i makbul, mii'minler imamdir.
Iman-i mevkuf, ehl-i bid'atin bozuk imamdir.
Iman-i merdud, miinafiklarm izhar etdikleri yalan imandir.
Iman-i taklidi, anasmdan ve babasmdan isitip, ustaddan ogren-
memis olan kimsenin imamdir. Bu gibilerin imamndan korkulur.
Iman-i istidlalf, Mevla-i miitealiyi, delil ile anlayarak bilendir.
Onun imam kuvvetlidir.
Iman-i hakiki, ciimle alem bir yere gelse ve Rabbini inkar etse-
ler, o inkar etmez ve kalbine asla sek ve siibhe gelmez. iste bunun,
ciimleden a'la oldugunu yukanda bildirmisdik.
-187-
imanin hiikmii iicdiir:
Evvelkisi, boynu kilmcdan kurtulur.
Ikincisi, mall cizyeden ve haracdan kurtulur.
Uciinciisii, cesedi Cehennemde -muhalled- (devamli olarak)
yanmakdan kurtulur.
(Amentii billahi...) buna, sifat-i iman ve mii'meniin bih ve zat-i
iman ve asl-i iman da denilir. Ululuguna binaen ve serefine bina-
en.
Ve dahi, fmanm medan, ya'ni iman etmenin lazim oldugu ze-
man ikidir: Akil olmak ve balig olmak.
Ve imanin sebebi ikidir: Alemin yaratilmasi ve Kur'an-i azim-
iis-samn inmesi.
Ve dahi, delil ikidir: Delil-i akli ve delil-i nakli.
Ve dahi, imanin i iiknii. ash ikidir: ikrariin bil-lisan ve tasdikun
bil-cenandir. Bunlarm da sarti ikidir:
Kalbin sarti, sek olmamak, dilin sarti, ne soyledigini bilmek-
dir.
Ve dahi, iman mahluk mudur? Allahii azim-iis-samn hidayeti
olmasi haysiyyetinden, gayr-i mahlukdur. Amma, kulun tasdik ve
ikrar etmesi ciheti ile mahlukdur.
Iman; cemf midir, bir biitiin miidiir, tefrik, dagimk midir?
Kalbde cemfdir ve a'zada tefrikdir.
Yakin, Allahii azim-iis-sanm zatim, kemaliyle bilmekdir.
Havf, Allahii azim-iis-sandan korkmakdir.
Reca, Allahii azim-iis-sanm rahmetinden iimmidini kesmemek-
dir.
Muhabbetullah, Allaha ve Resuliine "sallallahii teala aleyhi ve
sellem" ve dm-i islama ve mii'minlere muhabbet etmekdir.
Haya, Allahdan ve Resuliinden "sallallahii teala aleyhi ve sel-
lem" utanmakdir.
Tevekkiil, cemf islerini Allahii tealaya ismarlamakdir. Bir ise
baslarken Ona giivenmekdir.
Ve dahi, iman ve islam ve ihsan neye derler?
Iman, Muhammed aleyhisselamin bildirdiklerine inanmaga
derler.
Islam, Allahii azim-iis-sanm emrlerini tutmaga ve nehyinden
ictinab etmege, sakmmaga derler.
Ihsan, Allahii azim-iis-sam goriir gibi, ibadet etmege derler.
Iman, liigatda mutlak tasdik etmege derler. islamiyyetde al-
-188-
ti seyi tasdik etmege, inanmaga derler.
Ma'rifet, Allahii azim-iis-sani, kemal sifatlariyle muttasif ve
noksan sifatlardan ben bilmekdir.
Tevhid, Allahii azim-iis-sam birlemekdir. Ona kimseyi ortak
etmemekdir.
islamiyyet, (Ahkam-i islamiyye), ya'ni Allahii azim-iis-samn
emrleri ve nehyleri [yasaklan] demekdir.
Din ve millet, inanilmasi lazim olan seylerde oliinceye kadar se-
bat etmekdir.
Ve dahi, iman bes kal'anin icinde hifz olunur.
1- Yakin.
2- Ihlas.
3- Farzlan eda ve haramlardan ictinab.
4- Siinnete yapismak.
5- Edebi hifz etmek, gozetmekdir.
Her kim, bu bes seyi hifz ederse, fmanim hifz etmis olur. Bun-
lardan, velev birini terk ederse, diisman galib olur. Imamn diisma-
m dortdiir: Sagda kotii arkadas, solda nefsin hevasi [istekleri], 6n-
de diinyaya diiskiin olmak ve arkada seytan, imam almak dilerler.
Kotii arkadas, yalmz insamn mahm, parasim calmak, diinyasini al-
mak icin aldatanlar degildir. Arkadaslann en kotiisti, en zararhsi
insamn dinini, fmanim, edebini, hayasim, ahlakim bozmaga ugra-
sanlar, boylece diinyasma ve ahiretine, ebedi se'adetine saldiran-
lardir. Imammizi, Allahii teala bu diismanlarm serrinden ve islam
diismanlannm aldatmalarmdan emin eyleye.
(Kelime-i Tevhid)in, ya'ni La ilahe illallah demenin ma'nay-i
serifi, ibadete layik ve miistehak, Allahii azim-tis-sandan gayri, bir
zat yokdur. Ancak, Allahii azim-iis-sandir. O, hep vardir ve birdir.
Seriki [ortagi] ve naziri [benzeri] yokdur. Zemansiz ve mekansiz-
dir.
Muhammediin resulullah, demenin ma'nasi, hazret-i Muham-
med Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sellem" Allahii azim-iis-sa-
mn kulu ve hak resuliidiir. Biz dahi Onun timmetiyiz, elhamdiilil-
lah.
Ve dahi, kelime-i tevhidin sekiz ismi vardir.
1- Kelime-i sehadetdir.
2- Kelime-i tevhid.
3- Kelime-i ihlasdir.
4- Kelime-i takva.
-189-
5- Kelime-i tayyibe.
6- Da'vetiil-hak.
7- Urvetiilviiska.
8- Kelime-i semeret-iil-Cennetdir.
Ve dahi, ihlasin sarti, niyyet etmek ve ma'nasim bilmek ve
ta'zim ile okumakdir.
Ve zikr eden kimsenin dort seye ihtiyaci vardir: Tasdik, ta'zim,
halavet, hurmet.
Tasdiki terk eden, miinafikdir. Ta'zimi terk eden, bid'at sahibi-
dir. Halaveti terk eden, miiraidir, gosteris yapar. Hurmeti terk
eden fasikdir. Eger, inkar ederse, kafir olur.
Ve dahi, zikr tic nev'dir:
1- Zikr-i avam.
2- Zikr-i havas.
3- Zikr-i ehasdir.
Zikr-i avam, cahillerin zikri. Zikr-i havas alimlerin zikri ve
zikr-i ehas, enbiya zikridir.
Ve dahi, zikr edecek a'za iicdiir:
1- Lisan ile zikr ki, kelime-i sehadet soylemekdir.
2- Tevhid ve tesbih ve Kur'an-i kerim okumakdir.
3- Kalb ile zikrdir.
Kalbin zikri iic nev'dir:
1- Allahii azim-iis-samn sifatlarma delalet eden delilleri, ala-
metleri tefekkiir etmek.
2- Ahkam-i islamiyyenin delillerini tefekkiir etmek.
3- Mahluklarm sirnm tefekkiir etmek.
Tefsir alimleri, Bekara suresinin yiizelliikinci ayet-i kerimesini
tefsir ederek, Allahii azim-iis-san, (Kullarim! Siz beni ta'at ile zikr
ederseniz, ben de sizi rahmet ile zikr ederim. Ve eger siz beni tliia
ile zikr ederseniz, ben de sizi icabet ile zikr ederim. Ve eger siz be-
ni ta'at ile zikr ederseniz, ben de sizi na'fmim [Cennetim] ile zikr
ederim. Ve eger siz beni, tenhalarda zikr ederseniz, ben de sizi
Cem'iyyet-i kiibrada [mahserde] zikr ederim. Ve eger siz beni,
yoklukda zikr ederseniz, ben de sizi yardimim ile zikr ederim. Ve
eger siz beni icabetle zikr ederseniz, ben de sizi hidayetle zikr ede-
rim. Ve eger siz beni, sidk ve ihlas ile zikr ederseniz, ben de sizi ha-
las ve necat [kurtulmak] ile zikr ederim. Ve eger siz beni, fatiha-i
serife ile ve fatiha-i serifenin icindeki riibubiyyet ile zikr ederseniz,
ben de sizi rahmetim ile zikr ederim) buyurur dediler.
-190-
Ve dahi, zikr etmenin yiiz kadar faidesini, ulema beyan etmis-
dir. Biz ba'zisim bildirelim:
Zikr edenden, Allahu azim-iis-san razi olur. Melekler razi olur.
Seytan, gamlanir. Kalbi rakik ve yumusak olur. Ibadete istekli ve
gayretli olur. Kalbinden gami giderir. Kalbini ferahlandinr. Yiizii-
nii nurlandinr. Seca'at sahibi olur. Muhabbetullaha vasil olur. Ona
ma'rifetullahdan bir kapi acilir. Evliyadan feyz alir. Seksen kadar
ahlak-i hamideyi cem' etmis olur.
(Eshctlii enne Muhammeden abdiihii ve Resuliih) demenin
ma'nay-i serifi dahi budur ki, ahir zeman Peygamberi Muhammed
Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri Allahu azim-
iis-samn hem kulu, hem Resuliidiir.
Yidi ve icdi ve hatunlan nikahladi. Ogullan ve kizlari oldu.
Ciimlesi hazret-i Hadiceden "radiyallahii anha" olmusdur. Yalniz
Ibrahim, Mariye adh cariyeden olmusdur. Ve memeden kesilme-
den vefat etmisdir. Fatima "radiyallahii anha"dan gayri ciimle ev-
ladlan kendinden evvel vefat etmisdir. Onu hazret-i Aliye "kerre-
mallahii vecheh" tezvic etmisdir. Hazret-i Hasen ve hazret-i Hii-
seyn, hazret-i Alinin ve hazret-i Fatimamn "radiyallahii anhiim"
cocuklandir. Ve ciimle kizlarmm icinde, hazret-i Fatima efdaldir.
Ve Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin sev-
gilisidir.
Resul-i ekremin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" onbir natu-
ral vardir: Hazret-i Hadice, Sevde, Aise, Hafsa, Umm-i Seleme,
Umm-i Habibe, Zeyneb bint-i Cahs, Zeyneb bint-i Huzeyme,
Meymune, Ciiveyriyye, Safiyye "radiyallahii anhiinne".
Insanla cinne, hak ile batih ve haram ile halali, diinyamn fani ve
ahiretin baki oldugunu, dinin ilmihalini ta'lim icin gelmis, hak Pey-
gamberdir "sallallahii teala aleyhi ve sellem".
(Edille-i $er'iyye) dortdiir: Kitab, Siinnet, icma-i iimmet, Ki-
yas-i miictehid. Alimler din bilgilerini bu dort kaynakdan almisdir.
Kitab, Allahu azim-iis-samn kelamma denir. Siinnet, kavl-i Resul,
fi'l-i Resul, takrir-i Resuldiir. icma-i Ummet, bir asrda bulunan
miictehidlerin, mesela Eshab-i kiramm "radiyallahii teala anhiim"
veya dort mezhebin bir konuda sozbirligi yapmasidir. Kiyas, Miic-
tehidlerin, bir seyi, baska bir seye benzetmesine denir.
Ve dahi, mezheb, liigatda yola derler. Bizim iki yolumuz vardir:
Biri, i'tikad yolu ve biri de, amel (is) yolu.
I'tikad yolunda imamimiz, ya'ni kilavuzumuz, Ebu Mansur
-191-
Maturididir "rahime-hullahii teala". Bunun yoluna (Ehl-i siinnet)
denir. Amel yolunda, kilavuzumuz, imam-i a'zam Ebu Hanifedir
"rahime-hullahii teala". Bunun yoluna (Hanefi Mezhebi) denir.
Ebu Mansur-i Matiiridmin adi, Muhammed ve babasinm adi,
Muhammed ve dedesinin adi Muhammed ve hocasinm adi, Ebu
Nasr-i Iyadidir "rahime-hiimullahii teala".
Ebu Nasr-i Iyadinin hocasinm ismi, Ebu Bekr-i Ciircani ve
onun hocasinm ismi, Ebu Siileyman Ciircani ve Ebu Siileyman
Ciircanmin hocasinm ismi, Ebu Yusiif ve imam-i Muhammed Sey-
banidir. Bu ikisinin hocasi da imam-i a'zam Ebu Hanifedir "rahi-
me-hiimullahii teala". Goriiliiyor ki, i'tikadda mezhebimizin basi
da, amelde mezhebimizin basi da, hep Imam-i a'zamdir.
Ciimle nasm, tic imami vardir ki, bunlan bilmek farzdir. Emrle-
ri ve nehyleri veren imamimiz, Kur'an-i azim-tis-sandir. Bunlan,
ya'ni islamiyyeti bildiren imamimiz, Resulullah "sallallahii aleyhi
ve sellem" nazretleridir. Bunlan zor ile yapdiran imamimiz, Resti-
lullahi temsil etmekde olan, mtisliman devlet reisidir.
Imam-i a'zamm hocasinm ismi, Hammad ve Hammadm hoca-
sinm ismi, Ibrahim-i Neha'i ve onun hocasinm ismi Alkama bin
Kaysdir ve dayisidir. Onun hocasinm ismi, Abdullah ibni Mes'ud-
dur "rahime-hiimullahii teala". Bu dahi, Resulullahdan "sallallahii
aleyhi ve sellem" ahz eylemisdir, almisdir.
Resulullah "aleyhisselam" dahi, Cebrail "aleyhisselam"dan ahz
etmisdir. Ve Cebrail "aleyhisselam"a, Allahii siibhanehii ve teala
hazretleri emr eylemisdir.
Allahii azim-tis-san, Adem ogluna dort cevher vermisdir: Akl,
Iman, Haya ve fi'l, ya'ni amel-i salih.
Ve dahi, diialarm ve herhangi bir amelin kabul olunmasmm
sarti ve sebebi besdir: Iman, ilm, Niyyet, Hulus ya'ni Mas ve Kul
hakki bulunmamakdir. Once, Ehl-i siinnet i'tikadmda olmak, son-
ra yapilacak ibadetin sihhatinin sartlanni bilmek lazimdir.
[Bir amelin, ibadetin sahih olmasi baskadir, kabul olmasi bas-
kadir. ibadetlerin sahih olmalan icin, kendilerine mahsus sartla-
n, farzlan vardir. Bunlardan biri noksan olursa, o ibadet sahih ol-
maz. O ibadet yapilmamis olur. Cezasmdan, azabmdan kurtula-
maz. Sahih olup da, kabul olmiyan ibadet icin azab yapilmaz ise
de, o ibadetin sevabina kavusamaz. ibadetin kabul olmasi icin,
once sahih olmasi, sonra yukanda yazih bes sartin bulunmasi da
lazimdir. Kul hakki da bu sartlara dahildir]. imam-i Rabbani
"rahime-hullahii teala", ikinci cildin seksenyedinci mektubunda
diyor ki, (Bir kimse, Peygamberin ameli gibi amel yapsa, fekat
-192-
tizerinde yarim dank [ya'ni cok az] kul borcu olsa, bunu odeme-
dikce Cennete giremez). [Dualan da kabul olmaz.]
Ibni Hacer-i Mekki "rahime-hullahii teala", (Zevacir) kitabin-
da, yiizseksenyedinci giinahi anlatirken diyor ki: Bekara suresi
ytizseksensekizinci ayetinde mealen, (Ey mii'minlcr! Birbirinizin
mallarim batil yoldan yimeyiniz!) buyuruldu. Batil yol, faiz, ku-
mar, gasb, sirkat, bile, hiyanet, yalanci sahidlik, yalan yemin ede-
rek aldatmakdir. Hadis-i seriflerde, (Halal yiyen, farzlan yapip,
haramlardan sakinan ve insanlara zarar vermiyen bir miisliman
Cennete gidecekdir) ve (Haram ile beslenen beden, atcsdc ya-
nar) ve (Scrrindcn, zaranndan emin olunmayan kimsenin, dihi,
nemazlari, zekatlari, kendisine faide vermez) ve (Uzerindeki cil-
babi haramdan gelinis olan adamin nemazlari kabul olmaz) bu-
yuruldu. [Cilbab, kadinlann genis bas ortiisii demekdir. Erkekle-
rin uzun gomlegine de denir. Cilbab, kadinlann iki parcadan giy-
dikleri carsaf demekdir diyenlere gore, hadis-i serifde, erkeklerin
de bu carsafi giydikleri bildirilmis oluyor. Boyle soylemenin dog-
ru olmadigi, cahilce ve guliinc bir inams oldugu meydandadir.]
ikiyiiziincu giinahi anlatirken bildirdigi hadis-i serifde, (Hileli
mal satan, bizden degildir. Gidecegi yer Cehennemdir) buyurul-
du. Ikiyiizonuncu giinahdaki hadisde, (C«>k nemaz kdan, oruc tu-
tan, sadaka veren, fekat dili ile koinsularim incitenin gidecegi yer
Cehennemdir) buyuruldu. Kafir olan komsuyu da incitmemek,
ona da iyilik yapmak, ihsan etmek lazimdir. Ucyiizoniicuncu gii-
nahdaki hadisde, (Sulh zemamnda bir kafiri haksiz oldiiren, Cen-
nete girmiyecekdir) ve (iki miisliman, diinya cikarlari icin dogii-
§iince, olen de oldiiren de Cehenneme gidecekdir) ve iicyuzonye-
dinci giinahdaki hadisde, (insanlara zulm eden, Kiyametde bu-
nun azabini cekecekdir) buyuruldu. Gayr-i muslimlere zulm yap-
mak da boyledir. Ucyiizellinci giinahdaki hadisde, (tic kimsenin
diiasi muhakkak kabul olur: Mazlumun, miisaflrin ve ana baba-
mn) ve (Kafir olsa da, mazlumun bed diiasi red edilmez) ve dort-
yiizikinci giinahdaki hadisde, (Kafir olan arkadasini oldiiren de
bizden degildir) ve dortyiizdokuzuncu giinahdaki hadisde, (Gii-
nahlar icinde, azabi en cabuk verilecek olani, hiikumetine isyan
etmekdir) buyuruldu. (Zevacir) den terceme temam oldu. Ey
miisliman! Allahii tealamn nzasma kavusmagi ve amellerinin ka-
bul olmasim istiyorsan, yukanda bildirilen hadis-i serifleri kalbi-
ne yaz! Miisliman olsun, kafir olsun, kimsenin malma, camna,
nzina saldirma! Kimseyi incitme! Herkesin hakkim ode! Bosadi-
gi kadina mehr parasim odemesi de kul hakkidir. Odemezse,
dtinyada ve ahiretde cezasi cok siddetlidir. Kul hakkimn en mii-
- 193 - Islam Ahlaki - F:13
himmi ve azabi en cok olani akrabasma ve emri altinda olanlara
din bilgisi ogretmegi terk etmekdir. Onlann ve biittin insanlann
din bilgisi ogrenmelerine ve ibadetlerini yapmalarma, iskence
ederek veya aldatarak mani' olanin kafir oldugu, islam diismam
oldugu anlasihr. Bid'at sahiblerinin, mezhebsizlerin, sozleri ile,
yazilan ile Ehl-i siinnet bilgilerini degisdirmeleri, dini, imam boz-
malan da boyledir. Hiikumete, kanunlara karsi gelme. Vergileri-
ni ode. Hiikumet zalim, fasik olsa bile, hiikumete isyan etmenin
giinah oldugu, (Benka)da yazilidir. Dar-iil-harbde, ya'ni kafir
memleketlerinde de, kanunlara, emrlere karsi gelme! Fitne cikar-
ma! Islama saldiranlarla ve bid'at sahibleri ile ve mezhebsizlerle
arkadashk etme! Onlann kitablanni, gazetelerini okuma! Radyo-
lanni, televizyonlanni evine sokma! Soziinu dinleyenlere, (Emr-i
ma'ruf) yap! Ya'ni, guler yiizle, tatli dil ile nasihat eyle! Kimse ile
munakasa etme! Giizel ahlakm ile, islam dminin samni, serefini
herkese goster!
Ibni Abidin "rahime-hullahii teala", birinci cildde diyor ki,
(Sev'eteyn, ya'ni kubul ve diibiir, dort mezhebde de galiz ya'ni
kaba avretdir. Bunlan ortmek sozbirligi ile farzdir. Ortmege
ehemmiyyet vermiyen kafir olur. Dizi acik olan erkege, bunu ort-
mesi icin, Emr-i ma'ruf yapihr. Ya'ni, tatli sozle nasihat edilir.
Inad ederse, susulur. Uyluklan acik olan inad ederse, sert soyle-
nir. Sev'eteyni acik olan, inad ederse, hakime soyleyerek, zor ile
[dogerek, habs ederek] ortduriilur. Baska erkegin avret yerine
bakmanin giinahi da bu sira ile artar.) Kadmlarm, ellerinden ve
yiizlerinden baska, biitiin viicudlarim, bacaklanm, kollanm, sap-
larini yabanci erkeklere ve kafir kadmlara gostermemeleri dort
mezhebde de farzdir. Safi'ide, yiizlerini de gostermemeleri farz-
dir. Kendileri ve babalan veya kocalan buna ehemmiyyet ver-
mezse, kafir olurlar. Oglanlarm, baldirlan, bacaklan acik, kizlarm
da, baslan, kollan acik oyun oynamalan ve bunlan seyr etmek,
biiyiik gunahdir. Miisliman, serbest zemanlanni oyun ile, faidesiz
seylerle ziyan etmemeli, ilm ogrenmekle, nemaz kilmakla kiy-
metlendirmelidir. (Kimya-i se'adet)de diyor ki, (Kadmlarm, kiz-
lann, basi, saci, kollan, bacaklan acik sokaga cikmalan haram ol-
dugu gibi, ince, siislu, dar, hos kokulu elbise ile ortulii cikmalan
da haramdir. Boyle cikmalarma izn veren, razi olan, begenen
anasi, babasi, zevci ve kardesi de, onun giinahina ve azabma or-
tak olurlar.) Ya'ni, Cehennemde birlikde yanacaklardir. Eger
tevbe ederlerse, afv olunur, yakilmazlar. Allahii teala tevbe eden-
leri sever. Kadmlarm ortiinmeleri, (Faideli Bilgiler)de 284 de
uzun yazilidir.
-194-
ZEVCAT VE GAZEVAT-I PEYGAMBERI
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" kirk yasmda iken Ceb-
rail ismindeki melek gelerek, Peygamber oldugunu kendisine bil-
dirdi. Bu da, Peygamber oldugunu, tie sene sonra, Mekke sehrinde
i'lan eyledi. Bu seneye (Bi'set) senesi denir. Yirmiyedi kerre cihad
yapdi. Dokuzunda er olarak htictim etdi. Onsekizinde baskuman-
dan oldu. Dort erkek, dort kiz evladi, onbir zevcesi, oniki amcasi,
alti halasi vardi. Yirmibes yasmda Hadicettil-ktibrayi nikah eyledi.
Elli yasmda iken, Hadicettil-ktibramn vefatindan bir sene sonra,
Allahti tealamn emri ile, Ebu Bekrin "radiyallahti anh" kizi Aise-
yi nikah etdi. 63 yasmda iken, Medmede, onun, mescide bitisik
olan odasmda vefat etdi. Bu odaya defn edildi. Ebti Bekr ile Omer
"radiyallahti anhtima" de bu odadadir. Mescid genisletilirken, oda
mescidin icine alindi. Mekkedeki Kureys kafirlerinin reisi olan
Ebu Stifyan bin Harbin kizi Umm-i Habibeyi, yedinci senede ni-
kah etdi. Ebu Stifyan, Mu'aviyenin "radiyallahti anh" babasidir.
Mekkenin fethinde iman etdi. Uctincti senede Omerin "radiyalla-
hti anh" kizi Hafsayi nikah etdi. Hicretin besinci senesinde Beni
Mustalak kabilesinden esirler arasmdaki ve reislerinin kizi Ctivey-
riyeyi satin alrp, azad ederek, nikah etdi. Umm-i Seleme, Sevde,
Zeyneb bint-i Huzeyme, Meymtine ve Safiyyeyi "radiyallahti teala
anhtinne" dini sebebler ile nikah etdi. Halasmin kizi Zeyneb ile ni-
kahim Allahti teala yapdi.
Cebrail aleyhisselam yirmidortbin kerre gelmisdir. Elliiki ya-
smda mi'raca cikanldi. Ellitic yasmda, Mekkeden Medmeye hicret
eyledi. Sevr dagmdaki magarada Ebti Bekrle tic gece kalrp, pazar-
tesi gecesi yola cikdilar. Bir hafta yolculukla, Eyltiltin yirminci pa-
zartesi gtinti Medinenin Kuba koytine geldiler. Cum'a gtinti Medi-
neye girdiler.
Hicretin ikinci senesinde, Ramezan aymda Cum'a gtinti Bedr
gazasi oldu. islam ordusu ticytizontic nefer olup, bunlardan sekizi
baska yerlerde vazifeli idi. Kureysliler bin kisi idi. Ontic sahabi se-
hid oldu. Ebu Cehl ve yetmis kafir oldtirtildti.
Hicretin Uctincti senesinde, sevval aymda Uhud gazasi oldu.
Islam askeri yediytiz kisi, kafir ordusu ticbin kisi idi. Eshab-i ki-
ramdan yetmis kisi sehid oldu. Uhud gazasmdan dort ay sonra,
Need halkma, islama da'vet icin yetmis gene gonderildi. (Bi'ri
Me'une) denilen yerde htictim edip, iki sahabi haric hepsini sehid
etdiler.
-195-
Hicretin besinci senesinde Hendek gazasi oldu. Kafirler onbin
kisi, muslimanlar ucbin kisi idi. Medmeyi muhasara etdiler. Musli-
manlar Medme cevresine hendek kazmis idi. Yedinci senedeki
Hayber gazasmdan bir sene evvel Hudeybiyede (BPat-iirndvan)
yapildi. (Mute gazasi) Rum kayseri Herakliyiis ile yapilan cihad-
dir. Muslimanlar ucbin kisi idi. Rum ordusu yuz bin kisi idi. Ca'fer
Tayyar "radiyallahu anh" bu muharebede sehid oldu. Halid bin
Velid muharebeyi kazandi. Sekizinci senede Mekke feth edildi.
Huneyn, meshur buyuk gazadir. Zafer ile neticelendi. Hayber, ye-
hudilerin meshur kal'asidir. Resulullah, hazret-i Aliyi gondererek
feth olundu. Resulullaha, burada zehrli yemek ikram etdiler, yime-
di. Bir gazadan donusde hazret-i Aiseye cirkin iftira yapildi. Resu-
lullah cok uzuldu. Ayet-i kerime gelerek, iftiramn yalan oldugu an-
lasildi. Taif zaferi de meshurdur.
Se'adet istersen eger, ey civan,
sanl islamiyyete, yavrum her zeman.
Farz ve vacib, sunnetu mendubunu,
emr-i bilma'rufunu, mecmu'unu.
Dahna icra edip, terk eyleme,
bu kiiciikdiir, bu buyiikdiir soyleme.
Hem mekruh ve haramdan kacmmak gerek,
hele kul hakkma cok dikkat gerek.
Ehl-i siinnet olandan ogren hcnian,
amil ol ilminle, fevtetme zeman.
IMANIN TAFSILINE DAIR
Imamn tafsili onikidir: Rabbim, Allahu tealadir. Delilim Beka-
ra suresindeki yuzaltmisucuncu ayet-i kerimedir. Nebim, hazret-i
Muhammed "aleyhisselam"dir. Delilim, Feth suresindeki yirmise-
kiz ve yirmidokuzuncu ayet-i kerimelerdir. Dmim, din-i islamdir.
Delilim, Allahu tealanm Al-i imran suresindeki ondokuzuncu
ayet-i kerimesidir. Kitabim, Kur'an-i azim-us-sandir. Delilim, Be-
kara suresinin ikinci ayet-i kerimesidir. Kiblem, Kabe-i serifdir.
Delilim, Bekara suresinin yuzkirkdorduncu ayetidir.
I'tikadda mezhebim, (Ehl-i siinnet vel-cema'at)dir. Delilim,
En'am suresinin yuzelliucuncu ayet-i kerimesidir.
Zurriyyetim, hazret-i Adem zurriyyetindenim. Delilim A'raf
suresindeki yuzyetmisikinci ayet-i kerimesidir.
-196-
Milletim, millet-i islamdir. Delilim, Allahii tealanm Hac sure-
sindeki yetmissekizinci ayet-i kerimesidir.
Ummet-i Muhammeddenim. Delilim, Allahii tealanm Al-i im-
ran suresindeki yiizonuncu ayet-i kerimesidir.
Mii'minim hakkan. Delilim, Enfal suresindeki dordiincii ayet-i
kerimesidir. El-hamdiilillahi alet-tevfikihi vestagfirullahe min kiil-
li taksirin.
Bes sebeb ile, ilm amelden efdaldir. Zira ilm metbudur, amel
ise ona tabidir. ilm, lazimdir, amel ise, melzumdur. ilm, yalmz ol-
dugu halde nef verebilir, amel ise, ilmsiz nef veremez.
ilm akldan efdaldir. Zira, kadimdir, akl ise hadisdir.
insamn zineti, ihlas iledir. Ihlasin zineti, iman iledir. Imamn zi-
neti, Cennet iledir. Cennetin zineti, huriler ve gilmanlar iledir. Ve
cemalullahi miisahede iledir.
Ve dahi, amel imandan ciiz' olsaydi, adetli kadinlara vakt ne-
mazi bagislanmazdi. Zira, iman bagislanmaz.
Omriinde bir kerre sehadet getirmek, farzdir. Bunun delili,
Muhammed suresindeki ondokuzuncu ayet-i kerimedir.
Kelime-i sehadet getirmenin dort sarti vardir: Dil ile soylerken,
kalb hazir olmak. Ma'nasim bilmek. Hulus-i kalb ile soylemek.
Ta'zim ile soylemek.
Sehadet getirmenin yiizotuz kadar faidesi vardir. Amma dort
seyden biri bulunursa, faidesi yokdur. O dort sey: Sirk, sek, tesbih,
ta'tildir. Sirk, Allahii azim-us-samn zatmda birseyi ortak kosmaga
denir. Sek, dinde meks etmege (durmaga, tevakkuf etmege), tes-
bih -vehmen- Allahii tealayi bir mahluka benzetmege, ta'til, (Allah
aleme karrsmaz, her sey vakti geldikde, kendi tabiatiyle olur) de-
mege denir.
Ve dahi, yiizotuz faidenin, otuzu bu mahalde zikr olunmusdur:
Otuzdan besi, diinyada ve besi, oliirken ve besi, kabrde ve besi,
arasatda ve besi, Cehennemde ve besi, Cennetdedir. Amma diin-
yada olan bes faide:
1- Adi gtizel cagnhr.
2- Ahkam-i islamiyye kendisine farz olur.
3- Boynu kilmcdan kurtulur.
4- Allahii azim-tis-san, ondan razi olur.
5- Cumle mii'minler, ona muhabbet eder.
Oliirken olan bes faide:
1- Azrail "aleyhisselam" ona giizel suretde gelir.
2- Yagdan kil ceker gibi, ruhunu ahr.
-197-
3- Cennet kokulan gelir.
4- Illiyyine cikar, mujdeci melekler gelir.
5- Merhaba ya mii'min! Sen Cennetliksin denir.
Kabrde olan bes faide:
1- Kabri genis olur.
2- Miinker ve nekir giizel suretde gelir.
3- Bir melek ona bilmedigini ta'lim eder.
4- Allahii azfm-iis-san bilmedigini hatirma getirir.
5- Cennetdeki makamim goriir.
Arasatda olan bes faide:
1- Siial ve hisabi asan olur.
2- Kitabi sagmdan verilir.
3- Mizanda sevabi agir gelir.
4- Ars-i rahman altinda golgelenir.
5- Sirati yildinm gibi gecer.
Cehennemde olan bes faide:
1- Cehenneme girerse, Cehennem ehli gibi, gozleri gok olmaz.
2- Seytam ile catismaz.
3- Ellerine atesden kelepce, bogazina zincir vurulmaz.
4- Hamim suyundan icirilmez.
5- Ebedi Cehennemde kalmaz.
Cennetde olan bes faide:
1- Ciimle melekler ona selam verir.
2- Siddiklar ile refik olur.
3- Ebedi Cennetde kalir.
4- Allahii teala ondan razi olur.
5- Allahii tealamn didanni goriir.
[Kadi-zade Ahmed efendi (Feraid-iil-fevaid) ismindeki
(Ainentii §erhi) kitabinda diyor ki: Cehennem yedi tabakadir. Bir-
birinin altmdadirlar. Her tabakamn atesi, iistiindekilerden daha
siddetlidir. Giinahi afv edilmemis olan mii'minler birinci tabaka-
da, gunahlan mikdan yamp, sonra Cehennemden cikanlarak,
Cennete gotiiriileceklerdir. Diger alti tabakada cesidli kafirler
sonsuz yanacaklardir. Azabi en siddetli olan yedinci tabakasmda
miinafiklar yanacakdir. Bunlar, dilleri ile islamiyyeti medh edip,
oviip, kalbleri ile inanmiyan iki yiizlii kafirlerdir. Kafirler yamp
kill olunca, tekrar yaratilarak, tekrar yanacaklar, sonsuz olarak
boyle yanacaklardir. Cennet ve Cehennem simdi mevcuddur.
-198-
Ba'zi alimlere gore, Cehennemin nerde oldugu ma'lum degildir.
Ba'zilarma gore, yedi kat yerin altindadir. Bu sozleri, Erd ktiresi-
nin icinde olmadigini gostermekdedir. Erd kiiresi, gtines ve btittin
yildizlar birinci sema [gok] icinde olduklarma gore, yerytiztintin
neresinde olursak olalim, yedi kat yerin altmda sema vardir. Ce-
hennemin, yedi kat semadan birisinde bulundugu anlasilmakda-
dir.]
KUFRE SEBEB OLAN SEYLER
Kiifr [Allaha dtisman olmak] tic nev'dir: Ktifr-i inadi, ktifr-i
cehli, ktifr-i htikmi.
Ktifr-i inadi, Ebti Cehl ve Fir'avn ve Nemrud ve Seddad ktifrti
gibi, dmi, imam bilerek, inanmamak olup, bunlar Cehennemlikdir
demek caizdir.
Ktifr-i cehli, kafirlerin avamma, bu dinin hak oldugunu bilir ve
ezan-i Muhammedi okunur iken, isitirler de, gel mtisliman ol, de-
sen, biz atamizdan ve anamizdan boyle bulduk, boyle gideriz, der-
ler.
Ktifr-i htikmi, ta'zim olunacak yerde tahkir ve tahkir olunacak
yerde, ta'zim etmekdir.
Allahti azim-tis-samn Evliyasim ve Enbiyasim ve Ulemasim,
bunlarm sozlerini ve fikh kitablarim ve fetvalan ta'zim edecek
iken tahkir ederse, o dahi ktifrdtir. Kafirlerin dini ayinlerini begen-
mek ve zaruret yok iken ztinnar kusanmak ve papaslara mahstis
olan bashk, salib [birbirine dik cakilmis iki cubuk, hac] gibi ktifr
alametlerini kullanmak. Ve bunlara, muhabbet, ktifrdtir.
Ktifrtin yedi zarari vardir: Dmi ve nikahi giderir. O kimsenin
bogazladigi yinmez. Halali ile etdigi, zina olur. O kimseyi oldtir-
mek vacib olur. Cennet ondan uzaklasir. Cehennem ona yakmdir.
O halinde oltirse nemazi kilmmaz.
Rizasi ile, filan sey, filan kimsededir, yahud yokdur, kafir ola-
yim, ctihud [ya'ni yehudi] olayim diye, yemin eylemis olsa, o sey, o
kimsede olsun veya olmasm, o kimse, kendi rizasi ile ktifre varmis-
dir. Imammn ve nikahinm tecdidi lazimdir.
Zina, faiz, yalan gibi her dinde haram olan bir sey icin, halal olay-
di da, ben dahi, isleseydim, diye temenni eder ise, bu dahi ktifrdtir.
Peygamberlere "aleyhimtissalevatti vetteslimat" inandim, am-
ma Adem "aleyhisselam" Peygamber midir, bilmiyorum dese, ka-
fir olur. Hazret-i Muhammed "aleyhisselam"m ahir zeman Pey-
gamberi oldugunu bilmeyen kafir olur.
Bir kimse, Peygamberlerin "aleyhimtissalevatti vetteslimat"
-199-
dedigi dogru ise, biz kurtulduk demis olsa, kafir olur, demislerdir.
Birgivi merhum buyurur ki: (Bu sozii siibhe yolu ile soylerse kiifr-
diir. Eger ilzam tarikiyle soylerse kiifr degildir.)
Bir kimseye, gel nemaz kil deseler, o dahi, kilmam dese, kafir
olur, demisler. Amma muradi, senin soziinle kilmam, Allah emri
ile kilanm dese kafir olmaz.
Bir kimseye, sakahm bir tutamdan kisa yapma veya bir tutam-
dan fazlasmi kes ve tirnaklanm kes, zira, Resulullahm "sallallahii
teala aleyhi ve sellem" siinnetidir deseler, o da kesmem dese, kafir
olur. Sair siinnetler dahi boyledir. Hususiyle, sunnet oldugu ma'ruf
ve siibutii, tevatiir ile sabit ola. Misvak gibi. Birgivi merhum buyu-
rur ki: Bu sozii, siinnetligini inkar tarikiyle dese, kiifrdiir. Muradi,
senin emrinle islemem, Resulullahm siinneti oldugu icin islerim
dese, kiifr degildir.
[Yusiif Kardavi (El-halal-u vel-haram-ii fil-islam) kitabinm,
dordiincii baskisinin, seksenbirinci sahifesinde diyor ki: (Buha-
ri)deki hadis-i serifde, (Mii^riklere muhalefet ediniz! Sakahnizi
uzatimz! Biyiginizi kisaltimz!) buyuruldu. Bu hadis-i serif, saka-
h kazimagi ve bir tutamdan kisa yapmagi men' etmekdedir. Ate-
se tapanlar, sakallanm kesiyor. Kaziyanlan da oluyordu. Hadis-i
serifde, bunlara muhalefet etmemiz emr olundu. Fikh alimleri-
nin ba'zisi bu hadis-i serif, sakal uzatmanin vacib oldugunu, sa-
kal kazimanin haram oldugunu gosteriyor dedi. Bunlar arasinda
Ibni Teymiyye, sakah kesmege karsi pek siddetli yazmakdadir.
Ba'zi alimler ise, sakal uzatmanin adet oldugunu, ibadet olmadi-
gmi bildirdi. Feth kitabi, Iyaddan alarak, [ozrsiiz] sakal kazima-
nin mekruh oldugunu yazmakdadir. Dogrusu da budur. Bu ha-
dis-i serif, sakal uzatmanin vacib oldugunu gosteriyor denile-
mez. Ciinki, (Buhari)de yazih hadis-i serifde, (Yehudiler ve hi-
ristiyanlar [saclanni, sakallanm] boyamiyorlar. Siz onlara muha-
lefet ediniz!). Ya'ni, siz boyayimz buyuruldu. Bu hadis-i serif,
sac sakal boyamanm vacib oldugunu gostermiyor. Miistehab ol-
dugunu gosteriyor. Ciinki, Eshab-i kiramin bir kismi boyadi. Co-
gu boyamadi. Vacib olsaydi hepsi boyardi. Sakal uzatmagi emr
eden hadis-i serif de boyle olup, sakal uzatmanin vacib oldugunu
degil, miistehab oldugunu bildirmekdedir. islam alimlerinden
hie birinin sakahm kazidigi haber verilmedi. Ciinki, onlarin ze-
manlannda sakal birakmak adet idi. [Muslimanlann adetine uy-
mamak, sohret olur. Mekruh olur. Fitneye sebeb olursa, haram
olur.] Kardaviden terceme temam oldu. Kardavi, kitabmm onso-
ztinde, dort mezhebin fikh bilgilerini birbirlerine karisdirdigmi,
tek bir mezhebi taklid etmenin uygun olmadigini yaziyor. Boy-
-200-
lece, Ehl-i siinnet alimlerinin yolundan ayrihyor. Ehl-i siinnet
alimleri "rahime-hiimullahii teala", her miislimanm dort mezheb-
den birini takhd etmesi lazim oldugunu, mezhebleri kansdiramn
mezhebsiz hatta zmdik olacagini bildiriyorlar. Bununla beraber,
Kardavinin sakal hakkmdaki yazisi, hanefl mezhebinin reyini acik-
ladigi icin, vesika olarak almmasi uygun goriildii. Abdiilhak-i Deh-
levi hazretleri, (E$i'at-ul-leme'at)m iiciincii cildinde diyor ki: (is-
lam alimleri, sac, sakal boyamakda, bulunduklan yerin adetine uy-
muslardir. Ciinki, [caiz olan, mubah olan islerde], bulundugu yerin
adetine uymamak, sohrete sebeb olur. Bu ise, mekruhdur). Mu-
hammed Hadimi "rahime-hullahii teala" (Bcrika) kitabmda diyor
ki, (Hadis-i serifde, (Biyigi kisa, sakah uzun yapiniz!) buyuruldu.
Bunun icin, sakah kazimak, kesmek ve siinnet mikdarmdan kisa
yapmak men' olundu. Sakah bir kabza, bir tutam uzatmak siinnet-
dir. Sakah bir kabzadan kisa yapmak caiz degildir. Bir kabzadan
fazlasim kesmek de siinnetdir). Bir kabza, dudak kenanndan, dort
parmak eni kadar uzun olmak demekdir. Siinnet olan, hatta mu-
bah olan seyi sultan emr edince, bunu yapmak vacib olur. Sultamn
ve biitiin muslimanlarm yapmasi, emr demekdir. Boyle yerlerde
sakah bir tutam uzatmak vacib olur. Bir tutamdan kisa yapmak ve-
ya kazimak, vacibi terk etmek olur. Tahrimen mekruh olur. Bu-
nun, cami'de imam olmasi caiz olmaz. Fekat, Dar-iil-harbde bulu-
nan veya zulm gormemek, nafakadan olmamak yahud emr-i
ma'ruf yapabilmek, miislimanlara ve islamiyyete hizmet edebil-
mek, dinini, namusunu koruyabilmek icin sakahm kazimak caiz
hatta lazim olur. Ozrsiiz olarak kisaltmak ve kazimak mekruh olur.
Bir tutamdan kisa sakal birakarak, boylece siinneti yapdigma inan-
mak, bid'at olur. Siinneti degisdirmek olur. Boyle bid'at islemek,
adam oldtirmekden daha biiyiik giinah olur.]
Bir kiz ile bir oglan, akil ve balig olsalar ve onlan nikah etseler
ve onlara, imanm sifatlarim sorduklarmda, bilmeseler, onlar miis-
liman degildir. Onlara iman edilecek seyleri ogretip, sonra nikah-
larini yeniden kiyarlar ise, nikahlan sahih olur. Ellidort farz bolii-
miine bakimz!
Bir kimse biyiklanm kirkdikda, yamndaki, bir seye yaramadi
dese, o diyenin kiifriinden korkulur. Zira, biyiklan kisaltmak siin-
netdir. Siinneti hafif gormiis olur.
Bir kimse, -basdan ayaga- harir giyinse, baska birisi bu haline,
mubarek olsun dese, kiifriinden korkulur.
Bir kimse, kibleye karsi ayagim uzatip yatmak veya tiikiirmek
veya kibleye karsi bevl etmek gibi bir mekruhu islese, o kimse-
-201-
ye bu yapdiklann mekruhdur, isleme deseler, o adem, ona, her gii-
nahimiz bu kadar olsa dese, ktifrunden korkulur. Ya'ni, mekruhu
onemsiz bir sey saydigi icin.
Ve dahi, bir kimsenin hizmetkan, kapidan iceriye girse, efendi-
sine selam verse, efendisinin yanmda bir kimse olsa da, sus edeb-
siz, efendisine selam vermek olur mu? dese, o diyen kimse, kafir
olur. Amma muradi, muaseret adabim ogretmek ise ve selami kal-
ben vermek gerekdi, demek ise, kiifr olmamasi zahirdir.
Bir kimse, birinin giyabmda bir sey soylese, yamndaki de, gi-
bet etme dese, buna karsi o kimse de, bu bir sey midir dese, kafir
olur demisler. Bu hareketiyle, harami istihsan etdigi, kotiilemedi-
gi icin.
Bir kimse, Allahu teala, bana Cennet verirse sensiz Cennete
girmem dese, yahud filan ile Cennete girmege emr olunsam, gir-
mem, yahud Allahu teala bana, Cennet verse, istemem, lakin di-
danm gormek dilerim dese, bu sozler, kiifrdiir demisler. Bir kim-
se, iman artar ve eksilir dese, kiifrdiir, demisler. Birgivi buyuruyor
ki: (Mii'meniin bih) i'tibariyle, artar ve eksilir dese, kiifrdiir. Am-
ma, yakin ve kuvvet-i sidk i'tibariyle olursa, kiifr degildir. Zira
miictehidlerden bir cok kimseler, imanin ziyade ve noksanma ka-
illerdir.
Bir kimse, kible ikidir, biri Ka'be ve biri Kudiisdiir, dese, kiifr-
diir, demisler. Birgivi buyurur ki: Simdiki halde ikidir dese kiifr-
diir. Amma Beyt-i mukaddes kible idi. Sonra, kible Ka'be oldu de-
se, kiifr degildir.
Bir kimse, bir alime bugz etse veya sogse, bu yapdigi sebebsiz
ise, o kimsenin kiifrtinden korkulur.
Bir kimse, kafirlerin ibadetleri, islamiyyete uymiyan isleri gii-
zeldir dese ve boyle i'tikad etse kiifrdiir.
Bir kimse, ta'am yirken konusmamak mecusilerin iyi adetlerin-
dendir dese, yahud adetli ve lohusa halinde, avretle yatmamak,
mecusilerin iyi seylerindendir, dese, o kisi kafir olur, demisler.
Bir kimse, bir kisiye, sen mii'min misin? dese, o dahi, insaallah
dese ve te'vile kadir olmasa, kiifrdiir.
Bir kimse, evladi olen kimseye, Allahu tealaya senin oglun ge-
rek idi, dese, kafir olur, demisler.
Bir avret, beline bir kara ip baglasa, bu nedir? deseler, ziinnar-
dir dese, kafir olur, erine haram olur.
Bir kisi, haram ta'am yidikde, Bismillah dese, kafir olur demis-
ler. Birgivi hazretleri buyurur ki: (Bu fakirin anladigi, haram li-
aynihi olursa [hamr gibi, murdar, olmiis hayvan eti gibi ve o hay-
-202-
vamn yagi gibi] kafir olur. Amma haram li-aynihi oldugunu bilmek
gerekdir. Boylece, ismullahi hafifletmis olur. Zira, bunlann kendi-
leri haramdir. imamlarimizdan mervidir ki, bir kimse, ta'am gasbe-
dip yirken; Bismillah dese, kafir olmaz. Ctinki, ta'amin kendisi ha-
ram degildir. Gasb haramdir). Bir kisi, bir gayriye, beddiia ederek,
Allahii teala, senin camni kiifrle alsm dese, kafir olmasmda ulema
ihtilaf etdiler. Ash budur ki, kendinin kiifriine razi olmak, -ittifak-
la- ktifrdiir. Amma, gayrin kiifriine nza, ba'zilan indinde, o dahi
kiifr ise de, ba'zilar indinde, -istihsanen nza ise- kiifrdiir. Amma,
zulm ve fiskdan otiirii, -azabi daim ve sedid olsun- diye, nza ise,
kiifr degildir. Birgivi "rahime-hullahti teala" buyurur ki: (Bu kavli
esah anlanz. Zira, Kur'an-i azimde, hazret-i Musa "aleyhisse-
lam"in kissasmda, buna delil vardir).
Bir kimse, -Allahii teala bilir- filan isi islemedim dese, halbuki,
o isi isledigini bilse, kafir olur. Hak teala hazretlerine cehl-i miirek-
keb isnad etmis olur.
Bir kimse, bir avreti [sahidsiz] nikah etse, o er ile avret, Allahii
teala ve Peygamber sahidimizdir deseler, her ikisi kafir olur. Zira,
Peygamberimiz "sallallahii teala aleyhi ve sellem" diri iken gaybi
bilmezdi. Gaybi bilir demek, kiifr olur.
Ben calmanlan ve gayb olanlan bilirim dese, soyleyen ve ina-
nan kafir olur. Bana cin haber veriyor dese, yine kafir olur. Pey-
gamberler ve cinniler dahi gaybi bilmezler. Gaybi, ancak Allahii
teala bilir ve Onun bildirdikleri bilir.
Bir kimse, Allahii tealaya and icmek dilese, bir ahar kimse da-
hi, ben senin, Allahii tealaya and icdigini istemem. Talaka ve itaka
veya serefe, namusa and etmeni dilerim dese, kafir olur, demisler-
dir.
Bir kimse, bir kisiye, senin didarm bana can ahci gibidir dese,
kafir olur demisler. Zira, can ahci, bir ulu melekdir.
Bir kimse, nemaz kilmamak hos isdir dese, kafir olur. Bir kim-
se, bir kisiye gel nemaz kil dese, o dahi bana nemaz kilmak zor is-
dir dese, kafir olur demisler.
Allahii teala, gokde benim sahidimdir dese, kafir olur. Zira Al-
lahii tealaya, mekan isnad etmis olur. Allahii teala, mekandan be-
ridir. [Allah baba diyen de kafir olur.]
Bir kimse; Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" yemek
yidikden sonra mubarek parmagmi yalardi dese, bir baskasi, bu is
terbiyesizlikdir dese, kafir olur.
Rizk Allahdandir. Lakin kuldan da hareket gerekdir dese, bu
soz sirkdir. Zira kulun hareketi de Allahdandir.
-203-
Nasrani olmak, yehudi olmakdan, [Amerikan kafiri olmak, ko-
miinist olmakdan] hayrlidir dese, kafir olur. Yehudi, nasraniden
[komiinist] hiristiyandan serlidir, daha fenadir demelidir.
Kafir olmak, hryanet etmekden yegdir dese, kafir olur.
Haramdan sadaka verse ve sevab umsa, alan fakir dahi, haram-
dan oldugunu bilerek, Allah kabul etsin dese ve veren dahi, amin
dese, ikisi de kafir olur.
Ilm meclisinde ne isim var, yahud alimlerin dedigini islemege
kim kadir olur dese veya fetvayi, yere atsa ve din adamlarmm so-
zii neye yarar dese, kafir olur.
Hasmma ser'a gidelim dese, polis gotiirmeyince gitmem yahud
islamiyyeti ben ne bileyim dese, kafir olur.
Bir kimse, kiifr soylese, bir kisi dahi guise, giilen dahi kafir olur.
Giilmesi, zaruri olursa, kiifr degildir.
Bir kimse Allahdan hali [bos] yer yok dese veya Allahu teala
gokdedir dese, kafir olur demisler.
Bir kimse, mesayihin ervahi hep hazirdir, bilirler dese kafir
olur. Hazir olur dese, kiifr olmaz.
islamiyyeti bilmem veya istemem dese, kafir olur.
Bir kimse, Adem "aleyhisselam" bugday yimese idi, biz saki ol-
mazdik dese, kafir olur. Amma biz diinyada olmazdik dese, kiif-
riinde ihtilaf etmislerdir.
Adem "aleyhisselam" bez dokurdu dese, birisi dahi, oyle ise,
biz, culhaci oglanlan imisiz dese, kafir olur.
Bir kisi, kiiciik giinah islese, birisi ona tevbe et dese, o dahi, ne
isledim ki tevbe edeyim dese, kafir olur.
Biri digerine, gel islam alimine gidelim veya fikh, ilmi-hal kita-
bim okuyup ogrenelim dese, o dahi, ben ilmi ne yapayim dese, ka-
fir olur. Zira, ilmi istihfafdir. Tefsir ve fikh kitablanna hakaret
eden, bunlan begenmiyen, kotiiliyen kimse kafir olur. Dort mez-
hebden birinin alimlerinin yazmis olduklan bu kiymetli kitablara
saldiran azgm kafirlere (fen yobazi) ve (zindik) denir.
Bir kimseye, kimin ziirriyyetindensin? Kimin milletindensin?
I'tikadda mezhebinin imami kimdir? Amelde mezhebinin imami
kimdir diye siial etseler, bilmese, kafir olur.
Bir haram-i kat'iyye -hamr, hinzir eti gibi- halaldir dese veya
halal-i kat'iyye, haramdir dese, kafir olur demisler. [Tiitiine haram
demek tehliikelidir.]
Cemf edyanda haram olan, halal edilmesi hikmete muhalif
olan birseyin halal olmasim arzu etmek kiifrdiir. Zina ve livata ve
-204-
karni doydukdan sonra ta'am yimek ve faiz almak veya faiz ver-
mek gibi. Serabm halal olmasim temenm kiifr degildir. Ctinki se-
rab her dinde haram degildi. Kur'an-i azfm-tis-sani, laf ve latife
arasmda isti'mal etmek kiifrdiir. Yahya adh kimseye, (Ya Yahya!
huz-il-kitabe) dese kafir olur. Kur'an-i kerimle alay etmis olur.
Calgi, oyun, sarki arasmda Kur'an okumak da boyledir.
Simdi geldim Bismillahi dese, afatdir. Birseyi cok gorse (Ma
halakallah) dese, ma'nasim bilmese kafir olur.
Bir kimse, simdi sana sovmem, sovmenin adim giinah koymus-
lar, dese, afatdir.
Bir kimse, Cebrafl buzagisi gibi cinlciplak olmussun dese, afat-
dir. Melekle alay etmek olur.
Bir kimse, Allahii tebareke ve tealadan gayri esyaya yemin et-
se, haramdir. Harami isliyen, miirted ve kafir olmaz. Meger (Man-
susun aleyh) olan harama halal dese, kafir olur.
Ve dahi, oglunun basi icin veya basim icin kelimelerine, yemin
billahi atf etse, mesela, vallahi oglumun basi icin dese, kiifr olma-
sindan korkulur.
AHKAM-I ISLAMiYYE
Islam dininin bildirdigi emrlere ve yasaklara (Ahkam-i islamiy-
ye) veya (islamiyyet) denir. Ahkam-i islamiyye sekizdir: Farz, va-
cib, siinnet, miistehab, miibah, haram, mtki iih. miifsitl.
Farz odur ki, onu Allahii azim-us-san buyurmus ola. Ve buyur-
dugu siibhesiz delil ile, belli olmus ola. Ya'ni ayet-i kerimeden
acikca anlasilmis ola. inanmiyan, ehemmiyyet vermiyen kafir ola.
Iman, Kur'an, abdest almak, nemaz kilmak, oruc tutmak, zekat
vermek, hacca gitmek, cunubliikden gusl etmek [ya'ni boy abdesti
almak] gibi.
Farz dahi tie nev'dir: Farz-i daim, farz-i muvakkat, farz-i alel-ki-
faye. Farz-i daim (amentii billahi)yi sonuna kadar ezberleyip ve
ma'nasim bilip ve inamp, daimi i'tikad etmege derler. Farz-i mu-
vakkat, amelin vakti geldikde, isledigimiz farz olan amellere der-
ler. Bes vakt nemaz kilmak ve Ramezan-i serif aymda oruc tutmak
ve san'atine ve ticaretine lazim olan din ve fen bilgilerini ogrenmek
gibi. Farz-i alel-kifaye, onu, elli kisiden veya ytiz kisiden biri islese,
sairlerden sakit olur. Verilen selamm cevabim soylemek gibi. Ve
cenaze nemazi kilmak ve cenazeyi gasl etmek gibi, sarf ve nahv
okumak ve hafiz olmak ve vticuh ilmini ogrenmek ve san'atine, ti-
caretine lazim olandan ziyade din ve fen bilgilerini ogrenmek gibi.
Ve dahi, bir farz icinde, bes farz vardir. Bu farzlar, ilm-i farz,
-205-
amel-i farz, mikdar-i farz, i'tikad-i farz, ihlas-i farz, inkar-i farzdir.
Inkar-i farz kiifrdiir.
Vacib odur ki, onu Allahu azim-iis-san buyurmus ola. Buyur-
dugu, siibheli delil ile belli olmus ola. Vacib olduguna inanmayan,
kafir olmaz. Lakin, islemeyen, Cehennem azabma layik olur. Me-
sela, vitr nemazmda, kunut diiasini okumak ve haci bayraminda
kurban kesmek ve Ramezan-i serif bayraminda fitra vermek ve
secde ayeti okununca, (Secde-i tilavet) yapmak gibi. Vacib icinde,
dort vacib ve bir farz vardir. ilmi vacib, ameli vacib, mikdari vacib,
i'tikadi vacib, ihlasi farz. Farzin ve vacibin riyasi haramdir.
Ve dahf siinnet, onu, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem"
hazretleri, bir kerre veya iki kerre terk etmis ola. Terk edene, azab
olmaz. Lakin, ozrsiiz ve devamli terk eden, itaba ve sevabindan
mahrum olmaga layik olur. Mesela, misvak isti'mal etmek ve ezan
ve ikamet ve cema'at ile nemaz kilmak ve evlendigi gece ta'am yi-
dirmek ve cocugunu siinnet etdirmek gibi. Siinnet dahi iic nev'dir:
Siinnet-i miiekkede, siinnet-i gayr-i miiekkede, siinnet-i alel-kifaye.
Siinnet-i miiekkede olanlar, sabah nemazimn siinneti ve ogle
nemazinm evvel ve son siinnetleri ve aksam nemazimn siinneti ve
yatsi nemazimn son siinneti gibi. Bunlar, siinnet-i miiekkededir.
Sabah nemazimn siinnetine vacib diyen alimler de vardir. Bu siin-
netler asla ozrsiiz terk olunmaz. Begenmiyen kafir olur.
Siinnet-i gayr-i miiekkede olanlar, ikindinin siinneti ve yatsi ne-
mazimn evvel siinneti. Bunlar cok kerre terk olunursa, bir sey la-
zim gelmez. Ozrsiiz olarak biisbiitiin terk olunursa, itaba ve se-
fa'atden mahrum olmaga sebeb olur.
[(Halebi)de ve (Kuduri)de diyor ki, ibadetler, (Feraiz) ve (Fe-
dail) olmak iizere ikiye ayrihr. Farz ve vacib olmayan ibadetlere
(Fedail) veya (Nafile ibadet) denir. Bes vakt nemazm siinnetleri,
nafile ibadetdir ve farzlardaki noksanlan temamlar. Ya'ni yapilan
farzdaki kusurlan temamlar. Yoksa, kilmmayan farz nemaz yerine
siinnet gecmez. Siinnet kilmak, farzi terk edeni Cehennemden kur-
tarmaz. Farzi ozrsiiz terk edenin, kildigi siinnet sahih olmaz. Sahih
olan [kusursuz kilman] siinnete niyyet etmek lazimdir. Niyyet edil-
mezse siinnet sevabma kavusmaz. Bunun icin, senelerce nemaz kil-
mamis olanlar, dort vakt nemazm siinnetlerini kilarken, hem, o
vaktin ilk kazaya kalmis farzim kaza etmege, hem de, o vaktin siin-
netini eda etmege niyyet etmelidir. Boyle niyyet edince, hem kaza,
hem de siinnet kilmis olur. Siinneti terk etmis olmaz.]
Siinnet-i alel kifaye, bes on kimseden birisi islese, sairlerinden
sakit olur. Selam vermek ve i'tikafa girmek ve mesru' olan isleri-
nin evvelinde Besmele-i serifeyi soylemek gibi.
-206-
Eger, ta'amin evvelinde, Besmele-i serifeyi demezse, uc zaran
vardir: 1- Seytan kendisiyle birlikde, ta'am yir. 2- Yidigi ta'am be-
denine maraz olur. 3- Ta'amda bereket olmaz.
Besmele soylerse, iic faidesi vardir: 1- Seytan ta'ama ortak ol-
maz. 2- Ta'am bedenine sifa olur. 3- Ta'amda bereket olur. [Yime-
ge baslarken Besmele soylemegi unutursa, hatirladigi zeman soy-
lemelidir.]
Miistehab demek, Resulullah "sallallahti aleyhi ve sellem" om-
riinde bir iki kerre islemis ola. Islemeyene azab ve itab olmaz. Se-
fa'atden mahrum kalmak dahi yokdur. Lakin, isleyene sevab cok-
dur. Mesela, nafile nemaz kilmak ve nafile oruc tutmak ve omre-
ye, nafile hacca gitmek ve nafile sadaka vermek gibi.
Ve dahi, mubah odur ki, onun iyi niyyetle islenmesinde sevab,
kotii niyyetle islenmesinde azab vardir. Terkinde azab olmaz. Yii-
riimek, oturmak, ev almak, halalinden diirlii ta'am yimek, halal ol-
mak sartiyle, diirlii elbise giymek gibi.
Haram odur ki, onu Allahii azim-us-san, Kur'an-i kerimde acik
nehy etmis ola. Ya'ni, islemeyiniz, demis ola. Harama, ehemmiy-
yet vermiyen, inanmiyan kafir olur. inandigi halde isliyen kafir ol-
maz, fasik olur. [ibni Abidm "rahime-hullahii teala" imamligi an-
latirken buyuruyor ki, (Fasik imamin arkasmda nemaz kilmamali-
dir. Fasik demek, serab icmek, zina etmek, faiz yimek gibi biiyiik
giinah isliyen demekdir. [Kiiciik giinaha devam etmek de biiyiik
giinah olur.] Birden cok cami'de Cum'a nemazi kilman yerlerde,
fasik hatibin arkasmda Cum'a nemazi kilmamah, imami salih olan
cami'de kilmahdir. Fasika ihanet etmek, hakaret etmek vacibdir.
Cok alim olsa da, onu imam yapmamalidir. imam yapmak, ona
ta'zim etmek, saygi gostermek olur. Fasikm da, mezhebsizin de,
imam yapilmalan, her zeman tahrimen mekruhdur. Haramlardan
sakmmaga (Takva) denir. Halal veya haram oldugu stibheli olan
seylerden de sakmmaga (Vera') denir. Siibheli sey islememek icin
bir halah terk etmege (Ziihd) denir. Dar-iil-harbde imana gelenin,
Dar-iil-islama hicret etmesi vacib olur)].
Haram iki nev'dir: Biri, (Haram li-aynihf) ve biri, (Haram li-
gayrihi). Evvelkisi, kendisi haram olup, her zeman haramdir.
Adam oldiirmek, zina ve livata etmek, hamr ve alkollii ickiler ic-
mek, kumar oynamak, hinzir eti yimek ve kadmlann, kizlarm basi,
kollan, bacaklan acik sokaga cikmalan boyledir. Bir kimse bu gii-
nahlan islerken, Besmele-i serife dese veya halal i'tikad etse, ya'ni
Allahii tealamn haram etmesine ehemmiyyet vermese, kafir olur.
Amma, bunlarm haram olduguna inamp, Allahdan, azabindan
korkarak yapsa, kafir olmaz. Fekat, Cehennem azabina layik olur.
-207-
Haram li-gayrihi, kendisi haram degil ise de, haram yoldan el-
de edildigi icin, haram olur. Bir kimse, bir kisinin bagina girip, sa-
hibinin izni yokken, meyvesini kopanp yimek, ev esyasim ve akca-
sini calip harcamak gibi. Bunlari yapan kimse, yaparken Besmele
dese yahud halaldir soylese, kafir olmaz. Bir kimsede, bir arpa
agirhginda haksiz olan mal varsa, yarm kiyamet giiniinde, cema'at
ile kilinmis yediyiiz rek'at, -kabul olunmus- nemazimn sevabim,
hazret-i Mevla bu kimseden aliverse gerekdir. Haramin her iki kis-
mmdan kacmmak, ibadet yapmakdan daha cok sevabdir.
Ve dahi mekruh, amelin sevabim gideren seye derler. Mekruh
dahi, iki nev'dir: Kerahet-i tahrimiyye ve kerahet-i tenzihiyye.
Kerahet-i tahrimiyye, vacibin terkidir. Harama karibdir [yakin-
dir]. Kerahet-i tenzihiyye, siinnetin terkidir. Halala karibdir. Kera-
het-i tahrimiyye isleyen, eger kasd ile islerse, asi ve giinahkar olur.
Cehennem azabma layik olur. Nemazda ise, o nemazm iadesi va-
cib olur. Eger sehv ile islerse secde-i sehv yapar. iadesi sakit olur.
Kerahet-i tenzihiyyeyi isleyene azab olmaz. Lakin, israr ederse,
itaba ve sevabdan mahrum kalmaga miistehak olur. At etini ve ke-
di ve fare artigim yimek, serab yapana iiziim satmak gibi.
Miifsid, amelleri, temelinden giderene denir. Imam ve nemazi,
nikahi ve hacci ve zekati, ahs ve satisi bozmak gibi.
[Farzlan, vacibleri ve siinnetleri yapan ve haramdan, mekruh-
dan sakinan miislimana, ahiretde (Ecr) ya'ni (Sevab) ya'ni karsihk
verilir. Haramlan, mekruhlan yapana ve farzlan, vacibleri yapmi-
yan miislimana (Giinah) yazihr. Haramdan sakmmamn sevabi, far-
zi yapmamn sevabmdan katkat cokdur. Bir farzm sevabi, bir mek-
ruhdan sakmmamn sevabmdan, bu da, bir siinnetin sevabmdan
cokdur. Mubahlar icinde, Allahii tealamn sevdiklerine (Hayrat) ve
(Hasenat) denir. Bunlari yapana da sevab verilir ise de, bu sevab,
siinnet sevabmdan azdir. Sevab verilecegini bilerek yapmaga
(Kurbet) denir.
Allahii teala, kullanna cok acidigi icin, rahat ve se'adet men-
ba'i olan, dinleri gonderdi. Dinlerin sonuncusu, Muhammed aley-
hisselamin dmidir. Diger dinler, kotii insanlar tarafmdan, degisdi-
rildi. Miisliman olsun, kafir olsun, herhangi bir insan, bilerek veya
bilmiyerek, bu dine uygun yasarsa, diinyada hie sikmti cekmez.
Rahat ve nes'e icinde yasar. Simdi, Avrupada ve Amerikada, bu
dine uygun cahsan kafirler, boyledir. Fekat, kafirlere ahiretde hie
sevab ve miikafat verilmez. Boyle cahsan, eger miisliman ise ve is-
lamiyyete uymaga niyyet ederse, ahiretde de, sonsuz se'adete ka-
vusacakdir.]
-208-
ISLAMIN BINASI
islamm binasi besdir. Ya'ni, islam bes sey iizerine bina kilmmis-
dir. Evvelkisi, kelime-i sehadet getirmek ve ma'nasim ogrenip
inanmak. Ikincisi, hergiin bes vakt nemazi vakti gecmeden kilmak.
Ucunciisii, Ramezan-i serifde her giin oruc tutmak. Dordunciisii,
eger farz olduysa, yilda bir kerre, zekat ve usr vermek. Besincisi,
kudreti var ise, omrunde bir kerre, hacca gitmek. [Allahii tealamn
bu bes emrini yapmaga ve haramlardan sakinmaga (ibadet etmek)
denir. Viicub ve eda sartlarma malik olmiyanin ve hacca gitmis
olanm tekrar gitmesi, nafile ibadet olur. Bid'at ve haram islemege
sebeb olan nafile ibadeti yapmak caiz degildir. imam-i Rabbani
"kuddise sirruh", 29 ve 123 ve 124. cii mektublarinda ve (Maka-
mat-i Mazheriyye) 26. ci mektubunda, nafile hacca ve omreye git-
mege izn vermemislerdir. (Ne$r-iil-mehasin)de, makamat-i asere-
den ziihd makammi bildirirken diyor ki, (Biiytik alim ve Veil,
imam-i Neveviye, her siinnete ri'ayet ediyorsun. Fekat, buyiik siin-
net olan nikahi terk ediyorsun dediklerinde, bir siinneti yaparken,
bircok haram islemekden korkuyorum buyurdu). imam-i Yahya
Nevevi 676 da Samda vefat etdi. Pakistanda (Cami'a-i habibiyye)
iiniversitesi dekam, miiderris Habib-iir-rahman, 1401 [m. 1981] de
hacca gidince, vehhabi imamm ho-parlor ile nemaz kildigim goriip,
nemazlarim ayn kildigi icin, ellerine kelepce takilarak habs edil-
mis, sebebi soruldukda, imamin ho-parlor ile kildirmasi caiz degil-
dir demisdir. Hac yapmasma mani' olunarak, geri gonderilmisdir.
Diinyanin neresinde olursa olsun, her insana once lazim olan
sey, dmini, imamm ogrenmekdir. Din, eskiden islam alimlerinden
kolayca ogrenilirdi. Simdi, ahir zeman oldugu icin, hie bir yerde
hakiki din alimi kalmadi. Cahiller, ingilizlere satilmis olan ahmak-
lar, din adami olarak her tarafa yayildi. Simdi dmi, imam dogru
olarak ogrenmek icin tek care, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablan-
m okumakdir. Bu kitablan bulmak, Allahii tealamn biiyiik bir ih-
sanidir. islam diismanlan, gencleri aldatmak icin, bozuk din ki-
tablan yayiyorlar. Hakiki din kitabi bulup okumak, cok giic oldu.
Gencler, muhtelif oyunlara baglamp, hakiki kitab bulmakdan ve
okumakdan mahrum edilmekdedir. Bircok gencin, oyundan bas-
ka birsey dusiinmediklerini goriiyoruz. Bu hastahk, gencler ara-
smda yayilmakdadir. Miisliman ana-babalann, cocuklanm bu
hastahkdan korumalan cok lazimdir. Bunun icin, cocuklarma di-
nini haber vermeleri ve din kitabi okumaga ahsdirmalan lazimdir.
Bunun icin, cocuklannin zararh oyunlara dadanmalarmi onle-
melidirler. Ba'zi ahbablanmizin cocuklannin zararh oyunlan oy-
- 209 - Islam Ahlaki - F:14
namakdan yemek yimeyi bile unutduklanm gormekdeyiz. Boyle
cocuklarm, mekteb kitablanm bile okuyup sinif gecmeleri imkan-
siz olmakdadir. Analann, babalann cocuklarma hakim olmalan,
kitab okumaga ahsdirmalan lazimdir. Bunun icin, (islam Ahlaki)
kitabim okumahdir. Bu kitabi okuyan, dinini, imanini ogrenecegi
gibi, islam dusmanlarimn nasil cahsdiklarim da anhyacakdir. Ana-
lar, babalar bu vazifelerini yapmazlarsa, dinsiz, imansiz bir genclik
hasil olacak, vatammiza, milletimize cok zarar verecekdir.
Mtisliman analann, babalann dikkat edecekleri cok miihim bir
mes'ele de (Setr-i avret) mes'elesidir. Zararh oyunlari oynayanlar
arasmda dizlerinden kasiklarma kadar acik gencleri goriiyoruz. is-
lam dininde avret mahallini ortmek mtihim farzdir. Buna ehem-
miyyet vermiyen imanini kaybedebilir. Miislimanlar, nemazlanna
cok sevab kazanmalari icin ve va'z dinlemek icin, cami'lere gider.
Cami'e gitmek bu sebeble olmasa dahi cok sevabdir. Avret mahal-
li acik olanlarm gitdigi yer, cami' olmaz, fisk meclisi olur. Fisk mec-
lisine gitmenin haram oldugu biittin kitablarda yazilidir. Boyle ca-
mi'lere giden fisk meclisine gitmis olur, giinaha girer. Sevab kazan-
mak ve va'z dinlemek icin, boyle cami'lere giden kimse, sevab de-
gil, giinah kazanmakdadir. Avret mahalli acik olanlar cami'e gidin-
ce, miislimanlarm giinaha girmelerine sebeb oluyorlar. Avret ma-
hallini acmak, biiyiik giinah oldugu gibi, boyle aciklara bakmak da
biiyiik giinahdir. Bunun icin, boyle cami'lere giden miislimanlar
sevab degil, giinah kazanmakda, gadab-i ilahiye sebeb olmakdadir-
lar.]
NEMAZ BABI
Nemazm farzlari onikidir: Yedisi dismda, besi icinde.
Dismda olanlar: Hadesden taharet, necasetden taharet, setr-i
avret, istikbal-i kible, vakt, niyyet, iftitah tekbiri. icinde olanlar:
Kiyam; kiraet, her rek'atde bir riiku', iki siicud, ka'de-i ahirede te-
sehhiid mikdan oturmak. Nemazm icindeki farzlara (Riikn) denir.
Secdede aim ve ayak parmaklarim yere koymak farzdir.
Hadesden taharet, abdesti yok ise, abdest almaga, ciintib ise
gusl etmege ve abdest ve gusl iktiza etdikde, su bulunmazsa, te-
yemmtim etmege derler. Hadesden taharet, tic sey ile temam olur:
istincasina ve istibrasma dikkat etmekle ve yikamada ve basina
meshde farz olan yerlerde, bir yer birakmamakla.
Necasetden taharet, iic seyle temam olur: Nemaz kilarken giy-
digi esvabim, necasetden pak etmekle. Nemaz kilarken bedenini
pak etmekle. Nemaz kildigi mekam pak etmekle. [ispirtolu sivilar
icin, ellidort farzm sonuna bakimz!]
-210-
Setr-i avret, tic seyle temam olur: Hanefi mezhebinde, erkekler
gobegi altmdan dizi altma vanncaya dek olan a'zalarim ortmekle.
Erkeklerin nemazda ayaklanm ortmesinin siinnet oldugu sahife
419 da yazilidir.
Hurre olan hatunlar, yiiz ve el ve bir rivayete gore ayakdan bas-
ka, ciimle bedenlerini ortmek ve gostermemekle.
Cariye olan kadmlar, sirt ve gogtisden diz altina kadar ortmek-
le. [Basi, kollan, bacaklan acik gezen veya dar, ince seyle orttinen
kadmlar ve bunlara bakan erkekler, haram islemis olurlar. Haram
olduguna aldins etmiyen fmansiz olur, mtirted olur.]
Istikbal-i kible tic seyle temam olur: Kibleye donmekle.
Nemazm tekmiline kadar, kibleden gogstinti ayirmamakla.
Allahii azim-tis-samn divan-i ma'nevisinde, zelil olmakla.
Vakt iic seyle temam olur: Nemazin evvel ve ahir vaktini bil-
mekle. Nemazi mekruh olan vakte vardirmamakla.
Niyyet, kildigi nemaz farz midir, vacib midir, stlnnet midir,
miistehab midir, bilmekle ve kalbinden gecirmekle ve diinya umu-
runu, kalbinden cikarmakla temam olur. Salat-i vitr kilmak,
imam-i a'zama gore vacib, iki imama gore ve maliki ve safi'i mez-
heblerinde siinnetdir. [Malikiyi taklid edenin, harac olunca, vitr
nemazim terk etmesi caiz olur.]
Iftitah tekbiri, erkekler ellerini kulagma kaldirmakla ve kalben
uyamk ve hazir olmakla temam olur.
Kryam, tic seyle temam olur: Kibleye karsi, ayakda durmakla,
secde yerine bakmakla, kryamda iken, iki tarafma sallanmamakla.
Kiraet iic seyle temam olur: Cehren okunursa, sadasim cikar-
mak, gizli okunursa kendi isitecek kadar, hiirufati sihhatli olarak
okumakla. Kur'an-i kerimin ma'nasim diisiinmekle. Tecvid iizere
okumakla. [Nemaza dururken soylenen tekbiri ve nemaz icinde
okunan herseyi ve ezam arabca okumak lazimdir. Bunlarm arab-
casmi, dmini bilen ve mezhebinin ilmihal kitabina uyan hafizdan
ogrenmelidir. Latin harfleri ile yazili Kur'an-i kerim dogru okuna-
maz. Noksan ve yanlis olur. Kur'an-i kerimin tefsiri yapilir. Tercii-
mesi yapilamaz. Dinsizlerin, mezhebsizlerin tiirkce Kur'an dedik-
leri kitablar, dogru degildir. Yanlis ve bozukdurlar. Her miisliman,
Kur'an-i kerim kursuna gidip, islam harflerini ogrenerek, Kur'an-i
kerimi ve diialan dogru okumalidir. Boyle dogru okuyarak kilinan
nemaz kabul olur. (Tergib-us-salat)da diyor ki, (Bir kimsenin ne-
mazda okudugu, dokuz alime gore yanlis olsa, bir alime gore dog-
ru olsa, bunun nemazi fasid oldu dememelidir.)]
Riiku' iic seyle temam olur: Riiku'a kibleye karsi tam egilmek-
-211-
le. Beli ile basi beraber olmakla. Tumanmet iizere [kalben emm
olarak] durmakla.
Secde iic seyle temam olur: Secdeye siinnet iizere varmakla.
Aim ile burnu, bir hizada kibleye karsi yere konmus olmakla. Tu-
maninet iizere olmakla. [Saglam kimsenin yirmibes santimetreye
kadar yiiksege secde etmesi caiz ise de mekruhdur. Ciinki Peygam-
berimiz ve Eshab-i kiramdan hicbiri, yiiksek yere secde etmedi.
Daha yiiksege secde ederse, nemazi fasid olur.]
Ka'de-i ahire iic seyle temam olur: 1- Erkekler sag ayagim dikip
sol ayagi iizerine oturmakla, kadinlar, teverriik etmekle ya'ni kaba
etlerini yere koyup, ayaklanm sag tarafindan cikarmakla. 2- Tehiy-
yati ta'zim iizere okumakla. 3- Ka'de-i ahfrede, salevat ve diia oku-
makla. Nemazdan sonra okunacak seyler 251. ci sahffede yazilidir.
GUSL BABI
Gusliin farzlan hanefide iic, malikide bes, safi'ide iki, hanbeli-
de birdir. Hanefide:
1- Bir kerre agzma su vermek. Dislerin arasmi ve dis cukuru-
nun icini lslatmak farzdir. [Hanefi mezhebinde olan kimse, zaruret
olmadan dis dolduramaz ve kaplatamaz. Takma dis yapdinr ve
gusl abdesti alirken, bunlan cikarip altmi yikar. Zaruret olursa,
dolgu veya kaplama yapdirmasi caiz olur. Fekat, gusl ve abdest
alirken ve nemaza dururken (Safi'i veya maliki mezhebini taklid
ediyorum) diye niyyet etmesi lazimdir.]
2- Bir kerre burnuna su vermek.
3- Bir kerre cemi'i bedenini yikamakdir. Bedenin, lslatmasinda
harac olmiyan yerlerini yikamak farzdir. Bedenin bir yeri, zaruri
olan, ya'ni insanm yapmadigi, yaratihsda bulunan bir sebeb ile is-
latilmazsa afv olur, gusl sahih olur.
(Diirr-iil-muhtar)da diyor ki, disler arasmda veya dis cukurun-
da kalan yemek, gusliin sahih olmasina mani' olmaz. Fetva boyle-
dir. Ciinki, bunlarm alti lslamr. Kalan sey, kati ise, mani' olur denil-
di. Dogrusu da budur. (ibni Abidin) "rahime-hullahu teala", bunu
aciklarken buyuruyor ki, (Hiilasa) kitabmda da, mani' olmaz. Ciin-
ki su, akici oldugu icin, yemegin altma sizar demekdedir. Suyun siz-
madigi anlasihrsa, bu alimlere gore de, gusl sahih olmamakdadir.
(Hilye) kitabi bunu acik bildirmekdedir. Kalan sey, agizda ezilerek
katilasmis ise, suyu sizdirmiyacagi icin, gusl sahih olmaz. Ciinki, bu-
rada zaruret yokdur. [Ya'ni, kendiliginden hasil olan birsey degil-
dir. Bunlan temizlemekde] harac, ya'ni giicliik de yokdur.
(Halebi-i sagir)de diyor ki, bir kimsenin disleri arasmda ekmek
-212-
ve yemek ve baska sey artiklan varken gusl abdesti alsa, fetvalara
gore, altma su gecmedigini zan etse bile, guslii sahih olur. Ciinki su,
akici oldugu icin, altma gecer. Boyle fetva verildigi (Hulasa)da ya-
zilidir. Ba'zi alimlere gore, kalan sey kati ise, guslii caiz olmaz. (Za-
hire) kitabmda da boyle yazilidir. Esah olan da budur. Ciinki, alti-
na su gecmez. Zaruret ve harac da yokdur.
(Diirr-ul-munteka)da diyor ki, dis cukurunda yemek artigi var-
ken, gusl eden kimsenin guslii sahih olur ve olmaz diyenler vardir.
Ihtiyat olarak, yemek artiklarim onceden cikarmahdir. (Merak-il-
felah)m (Tahtavi) hasiyesinde diyor ki, dis cukurunda veya disleri
arasmda yemek artigi kalmis ise, gusl sahih olur. Ciinki su, akici ol-
dugu icin, her yere sizar. Artiklar cignenerek sertlesmis ise, gusle
mani' olur. (Feth-iil-kadir)de de boyle yazilidir.
(Bahr-iir-raik)da diyor ki, dis cukurunda veya dislerin arasinda
yemek kalmis ise, gusl sahih olur. Ciinki su latif oldugu icin, her ye-
re sizar. (Tecnis)de de boyle yazilidir. Sadr-iis-sehid Hiisameddin,
guslii sahih olmaz. Bunu cikarip disin icinden suyu akitmasi lazim-
dir dedi. Cikarip altini yikamak ihtiyath olur.
(Fetava-i Hindiyye)de diyor ki, dis cukurunda veya disleri ara-
sinda yemek artigi kalanm guslii sahih olur sozti daha dogrudur.
(Zahidi)de de boyle yazilidir. Fekat, artigi cikarip, cukura su akit-
mak ihtiyath olur. (Kadihan)da diyor ki, dislerinde yemek artigi
kalanm guslii temam olmiyacagi (Natifi)de yazilidir, bunu cikarip,
altini yikamasi lazimdir.
(El-mecmu'at-iiz-ziihdiyye)de diyor ki, gerek kalil, gerek kesir
olsun dislerin arasinda kalan ta'am kirmtisi, kati hamur gibi olup
da, suyun niifuzuna mani' olursa, gusle dahi mani'dir. (Halebi)de
de boyle yazilidir. (Yemek artiklarim cikarmakda harac, zorluk
yokdur. Dolgu ve kaplama ise, cikanlamaz. Cikanlmasmda harac
vardir) denilemez. Evet harac vardir. Fekat, insamn yapdigi birsey
haraca sebeb olunca, baska mezhebi taklid etmek icin ozr olur.
Farzi terk etmek icin ozr olmaz. Farzin sakit olmasi icin, baska
mezhebin taklid edilememesi ve bu halde, zaruret ile haracin bir-
likde bulunmalan lazimdir. (Dis doldurmasi veya kaplatmasi, dis
agrisim onlemek ve disi telef olmakdan kurtarmak icindir. Bunun
icin zaruret olmaz mi?) denilirse, cevabmda deriz ki, zaruret olmak
icin, baska mezheb taklid edememek sartdir.
(Gusl abdesti ahrken, dislerin yikanmasi hiikmii, kaplamamn
ve dolgunun zahirine intikal eder) demek, islamiyyete uygun bir
soz degildir. Tahtavi, (imdad) hasiyesinde diyor ki, (Abdest aldik-
dan sonra mestlerini giymis olamn abdesti bozulunca, abdestin bo-
zulmasi ayaklara degil, mestlere intikal eder). Fikh kitablarinm,
-213-
yalmz abdest almakda ve yalmz mest icin soylemis olduklan bu so-
zii, dis kaplatmak icin, hem de gusl abdesti icin soylemek, kendi ta-
rafmdan uydurma fetva vermek olur. Dolgu veya kaplama olan di-
si, sik olan sakala benzetmek de dogru degildir. Ciinki, abdest alir-
ken, sik olan sakalm dibini yikamak mecburi degil ise de, guslde
bunun altindaki deriyi de yikamak farzdir. (Abdest alirken sik sa-
kal altindaki deriyi yikamak farz olmadigi icin, guslde de sik saka-
lm altini yikamak farz olmaz) diyen kimse, gusl abdesti alirken, sik
sakalm altim yikamaz. Boylece bunun ve buna inananlann gusl ab-
destleri ve dolayisiyle nemazlan sahih olmaz.
Kaplamayi ve dolguyu, ayakdaki yank icine konan merheme
yahud yara ve kink iizerine konan cebire denen tahtalara, alcidan
kaliplara ve sargilara benzetmek de, fikh kitablarma uygun degil-
dir. Ciinki, bunlan yara ve kink iizerinden cikarmakda harac veya
zarar olunca, baska mezhebi taklid imkam yokdur. Bu uc sebeb-
den dolayi, altlarim yikamak sakit oluyor.
Siddetli agn yapan ciiriik disi cikarmak, bunun yerine, cikanla-
bilen miiteharrik sun'i dis, yahud yanm veya biitiin damakh disler
yapdirmak istemeyip de, dolgu veya kron denilen kaplama yapdir-
makda insan serbest oldugu icin, dolgu, kaplama veya koprii deni-
len sabit dis yapdirmak, zaruret olmaz. Zaruret oldugunu soyle-
mek, zaten altlarmm lslanmasinm sakit olmasma sebeb olamaz.
Ciinki, baska mezhebi taklid etmeleri mumkindir. Zaruret var di-
yerek, fikh kitablarma uyup, Safi'iyi veya Malikiyi taklid edenlere
dil uzatmaga kimsenin hakki yokdur.
Insani birsey yapmaga zorhyan semavi sebebe, ya'ni insamn
elinde olmiyan sebebe (Zaruret) denir. islamiyyetin emr ve yasak
etmesi ve siddetli agn ve bir uzvun yahud hayatin telef olmak teh-
liikesi ve baska birsey yapamamak mecburiyyeti, hep zaruretdir.
Yapilan birseyin, bir farza mani' olmasim veya haram islemege
sebeb olmasim onlemenin mesakkatli, giic olmasma (Harac) de-
nir. Allahii tealamn emrlerine ve yasaklanna, (Ahkam-i islamiy-
ye) denir. Ahkam-i islamiyyeden bir hiikm yapilacagi zeman,
ya'ni bir emri yaparken veya bir yasak isi yapmakdan sakimrken,
kendi mezhebinin alimlerinin meshur olan, secilmis olan sozleri-
ne uyulur. insamn yapdigi birseyden dolayi, alimlerin bu sozleri-
ne uymakda harac olursa, secilmemis, za'if sozlerine uyulur. Bu-
na uymakda da harac olursa, bu hiikm, baska mezhebi taklid ede-
rek yapihr. Baska mezhebi taklid etmekde de harac olursa, hara-
ca sebeb olan seyin yapilmasmda zaruret bulunup bulunmadigma
bakihr:
1- Haraca sebeb olan seyin yapilmasmda zaruret bulundugu
-214-
zeman, o farzi yapmak sakit olur.
2- Haraca sebeb olan seyin yapilmasmda zaruret yoksa [oje gi-
bi] veya zaruret oldugu zeman, birkac sey yapilabilir ve bunlar-
dan harac bulunan seyi yapmak isterse, o ibadeti sahih olmaz.
Harac bulunmryan seyi yaparak, o farzi ifa etmesi lazim olur. Za-
ruret olsa da, olmasa da, yalniz harac, mesakkat bulundugu icin,
baska mezhebin taklid edilecegi, (Fetavel-hadisiyye)de ve (Hula-
sat-iit-tahkik)de ve Tahtavmin "rahime-hullahii teala" (Merak-il-
felah) hasiyesinde ve molla Halil Es'irdinin "rahime-hullahii tea-
la" (Ma'fuvat) kitabmda yazilidir. Molla Halil, 1259 [m. 1843] da
vefat etdi. Agnyan, ciiriiyen disini cikararak, takma protez veya
damakli dis yapdirmak istemeyip de, dolgu veya kaplama ya'ni
kron yapdiran bir hanefi, gusl abdesti alirken, Safi'i veya Maliki
mezhebini taklid eder. Ciinki, bu iki mezhebde, gusl abdesti alir-
ken, agiz ve burnu yikamak farz degildir. Safi'i veya Maliki mez-
hebini taklid etmek de pek kolaydir. Guslde ve abdestde ve ne-
maza baslarken veya unutursa, nemazdan sonra, hatirladigi ze-
man, Safi'i veya Maliki mezhebini taklid etdigine niyyet etmeli,
ya'ni kalbinden gecirmelidir. Bu kimsenin abdestinin, gusliiniin
ve nemazmm Safi'i veya Maliki mezhebine gore sahih olmalan
lazimdir. Safi'i mezhebine gore sahih olmasi icin, nikah etmesi
ebedi haram olan onsekiz kadindan baska bir kadmm derisine
kendi derisi ve kendi kaba avret yerine elinin ici degince, abdest
almah ve imam arkasinda, icinden Fatiha okumahdir. Maliki
mezhebini taklid etmek icin 525. ci sahifeye bakiniz! Baska mez-
hebi taklid etmek, mezheb degisdirmek demek degildir. Taklid
eden bir hanefi, hanefi mezhebinden cikmis degildir. Yalniz, o
ibadetin, o mezhebdeki farzlarma ve mufsidlerine tabi' olur. Va-
ciblerde, mekruhlarmda ve siinnetlerinde kendi mezhebine tabi'
olur.
Fikh alimlerinin, gusl abdesti hakkmdaki beyanlan ortada du-
rurken, dis mes'elesini, salahiyyetsiz, hatta mezhebsiz kimselerin
yazilan ile halletmege kalkisanlar isitilmekdedir. Dis doldurtma-
nin caiz oldugu, Sebil-iir-resad mecmu'asmm 1332 [m. 1913] se-
nesindeki niishasmda yazih olan fetvada bildirilmisdir diyorlar.
Evvela sunu bildirelim ki, bu mecmu'a, reformcularm, mezheb-
sizlerin yazilan ile doludur. Muharrirlerinden Manastirh isma'il
Hakki, sinsi bir masondur. Bunlardan izmirli isma'il Hakki ise,
mason olan Kahire miiftisi, reformcu, Mehmed Abduha aldanan-
lann basmda gelmekdedir. Lise tahsilini izmirde yapmis, istan-
bulda ogretmen okulunu bitirmisdir. Din tahsili, din kulturii za'if-
dir. ittihadcilann gozlerine girerek medreselerde hoca olmus,
-215-
derslerinde ve kitablarmda, Abduhun reformcu, boliicii fikrlerini
yaymaga cahsmisdir. Zehrledigi, sapdirdigi talebesinden Ahmed
Hamdi Aksekinin (Telffk-i mezahib) ismindeki, mezhebsiz Misrh
Resid Rizadan terceme kitabma yazdigi medhiyyesi, isma'il Hak-
kmin ic yuziinu ortaya sermekdedir.
Iste bu isma'il Hakki, adi gecen mecmu'ada, disleri altin tel ile
baglamamn caiz olup olmamasi hakkmda, fikh alimlerinin ihtilaf-
larim uzun uzun yazmis, dislerin giimiis yerine, altm tel ile bag-
lanmasmm zaruret oldugundaki alimlerin sozbirligini bildiren ki-
tablan, mesela (Siyer-i kebir) serhini ileri siirerek, dis mes'elesi
bir zaruretdir demisdir. Halbuki, kendisine sorulan sey; dislerin
altin ile mi, giimiis ile mi baglanmasi mes'elesi degil, dolgu veya
kaplamasi olan kimsenin gusl abdesti sahih olur mu? sualidir. Iz-
mirli isma'il Hakki, kendisine sorulmiyan, herkesce bilinen seyi
uzun uzun yazip, bunun neticesini, soruya cevab olarak bildirmis-
dir. Bu hareketi, ilmde sahtekarlikdir. Kendi goriislerini, islam
alimlerinin fetvasi olarak yazmaga yeltenmisdir. Bu kadari yetmi-
yormus gibi, fikh alimlerinin gusl abdestindeki yazilarim yazarak,
kendi goriisiinu bunlara benzetmekdedir. Mesela, (Bahrde acik-
landigma gore, ulasdirmak giic olan yere suyu temas etdirmek
sart degildir) diyor. Halbuki, (Bahr) kitabinda, (Bedenin, suyu
ulasdirmak giic olan yerlerine) yazilidir. insamn zaruri olarak
yapdigi seyi, insanda zaruri bulunan seye benzetmekdir. (Diirr-
iil-muhtar)in, (Kadma basini yikamak zarar verir ise, yikamaz)
yazisim, dis dolgusu olamn gusliiniin caiz olacagma delil goster-
mesinde de hakli degildir. Su degmesinin basa zarar vermesi, be-
dende bulunan bir hastahkdir. Disdeki kaplama, dolgu ise, insa-
mn yapdigi bir seydir. Bunun icindir ki, (Diirr-iil-muhtar)da, dis
cukurunda yemek artigi kalamn gusliiniin caiz olup olmamasi, ay-
nca yazilmisdir.
izmirli isma'il Hakki, bu hiyle ve hatalan ile de iktifa etmemis,
islam alimlerini kendine yalanci sahidi gostermekden cekinmiye-
rek, (Suyu, altin veya giimiis kaplamamn, dolgunun altma ulasdir-
mak, buralan yikamak sart degildir. Dis mes'elesinde zaruret bu-
lundugu ve zaruret bulunan yerlere suyun ulasdinlmasmm sart ol-
madigi, fikh alimleri tarafmdan ittifakla bildiriliyor) demisdir. Dis
kaplatmamn ve doldurtmamn zaruret oldugunu, Hanefi fikh
alimlerinden hicbiri bildirmedi. Zaten fikh alimleri zemamnda
dis kaplatmak, dolgu yapdirmak yokdu. Vesika olarak ileri siir-
diigii (Siyer-i kebir scrhi) tercemesinin altmisdorduncu sahife-
sinde, imam-i Muhammed Seybaninin "rahime-hullahii teala",
disi diisen kimsenin, bunun yerine altmdan dis koymasma yahud
-216-
altmdan tel ile disleri baglamasma caiz dedigi yazilidir. Dis kaplat-
mak yazili degildir. Bunu, izmirli isma'il Hakki eklemisdir. Sonra-
dan ortaya cikan mason din adamlan, mezhebsizler, sapiklar, mtis-
limanlan aldatmak, boliiciiluk yapmak icin, her hileye basvurdu-
lar. Yanlis, bozuk seyler yazdilar.
imam-i Muhammed "rahime-hullahii teala", sallanan disin gii-
miisle baglanacagi gibi, altm tel ile de baglanabilecegini bildirmis-
dir. Altm ile kaplamak, doldurmak caiz olur dememisdir. Bunlan
Isma'il Hakki gibiler, kendileri eklemislerdir.
Izmirli isma'il Hakkmm yukandaki yanlis ve hiyleli yazisina, o
zemanki miiftiler ve kiymetli din adamlan cevab vermisler, haki-
kati ortaya koymuslardir. Bu degerli alimlerden birisi, Bolvadinli
miiderris Yuniis-zade Ahmed Vehbi efendidir "rahime-hullahii
teala". Genis din bilgisi olan bu zat, dis oyugunu doldurtmus da-
mn gusl abdestinin sahih olmiyacagmda, alimlerin sozbirligi oldu-
gunu isbat etmisdir.
(Sebil-iir-re$ad) mecmu'asi, izmirlinin yazisimn derme-catma,
hiyleli oldugunu anlamis olacak ki, (Mecmu'a-i Cedide) ismindeki
fetva kitabmm 1329 [m. 1911] tarihli ikinci baskismdaki (Gusl caiz
olur) fetvasim da vesika olarak eklemegi llizum gormusdiir. Hal-
buki, bu fetva, bu kitabm 1299 tarihli birinci baskismda yokdur.
ikinci baskiya, ittihadcilarm seyh-ul-islami Musa Kazim tarafmdan
sokulmusdur. Sebil-iir-resad mecmu'asi, bir reformcunun yazisim
bir masonun yazisi ile isbata kalkismisdir. Hicbir fikh alimi, dis
kaplatmaga, dolgu yapdirmaga zaruret dememisdir. Bunu yalniz
mason olan din adamlan ve dinde reformcular, mezhebsizler ve
vehhabi sapiklanna satilmis veya aldanmis olan din cahilleri soyle-
mekde ve yazmakdadirlar.
Ahmed Tahtavi "rahime-hullahii teala", (Merak-il-felah) ha-
siyesinde diyor ki, (Baska mezheblerdeki bir imama uymanm sa-
hih olmasi icin, uyamn mezhebine gore, nemazi bozan birseyin
imamda bulunmamasi, eger varsa, uyamn bunu bilmemesi lazim-
dir. Giivenilen kavl budur. ikinci kavle gore, imamm kendi mez-
hebine gore, nemazi sahih olursa, uyamn mezhebine gore sahih
olmadigi goriilse bile, buna uymasi sahih olur). Ibni Abidinde de
boyle yazilidir. Tahtavinin ve ibni Abidinin "rahime-humullahii
teala" bu sozlerinden anlasihyor ki, kaplamasi veya dolgusu ol-
miyan hanefinin, kaplamasi veya dolgusu olan imama uymasmm
sahih olup olmamasi iizerinde, alimlerin iki ayn kavlleri vardir:
Birinci kavle gore, kaplamasi, dolgusu olmryan hanefinin, kapla-
masi, dolgusu olan imama uymasi sahih olmaz. Ciinki, bu ima-
mm nemazi Hanefi mezhebine gore sahih degildir. ikinci kavle go-
-217-
re, bu imam, Safi'i veya Maliki mezhebini taklid ediyorsa, kapla-
masi veya dolgusu olmayan hanefinin, buna uymasi sahih olur.
imam-i Hinduvani "rahmetullahi aleyh" boyle ictihad etmisdir.
Maliki mezhebi de boyledir. Kaplamasi veya dolgusu olan salih bir
imamin maliki veya safi'i mezhebini taklid etmedigi bilinmedikce,
kaplamasi, dolgusu olmiyan hanefiler de, bu imama uymalidir. Bu-
na, maliki veya safi'iyi taklid edip etmedigini sormak, tecessiis et-
mek caiz degildir. Bu ikinci kavl, her ne kadar za'if ise de, harac ol-
dugu zeman, za'if kavl ile amel etmek lazim oldugu, yukarda bildi-
rilmisdi. Fitneye mani' olmak icin de, za'if kavl ile amel edilecegi,
(Hadflta)da da yazihdir. Mezheblere kiymet vermeyip, fikh kitab-
lanna uygun ibadet etmiyen kimsenin, Ehl-i siinnet olmadigi anla-
sihr. Ehl-i siinnet olmiyan da, ya bid'at sahibi, sapikdir, yahud,
imam gitmis, miirted olmusdur. Biz, dolgu, kaplama yapmayiniz
demiyoruz. Yapdirmis olan kardeslerimizin ibadetlerinin kabul ol-
masi icin yol gosteriyoruz. Bunlara kolayhk gosteriyoruz.
Gusl abdesti, onbes nev'dir: Besi farz, besi vacib, dordii siinnet,
biri miistehab. Farz olan gusl, hatunun hayz ve nifasdan kesildik-
de, erkegin cima' yapinca, ya'ni avrete mukarenetinde, sehvetle
meni akdikda, ihtilam olup, doseginde veya donunda meni goriin-
ce, kilmadigi nemazm vakti cikmadan evvel, gusl farzdir.
Vacib olanlar: Meyyiti yikamak, bir sabi balig olunca gusl et-
mek ve bir arada yatan er ve avretin arasmda bulunmus olan me-
ninin hangisinden oldugu bilinmese, ikisi dahi gusl etmek ve bir
kimsenin iizerine bulasmis olup da, bunun ne zemandan oldugunu
bilmese, gusl etmek. Ve bir hatun cocuk getirdiginde, kan gelme-
mis olsa bile, gusl etmek. (Kan gelmisse, gusl farz olur).
Siinnet olanlar: Cum'a giinii icin ve bayram giinleri icin ve ih-
ram vaktinde -ne niyyetle olursa olsun- ve Arafata cikmadan evvel
gusl etmek. Miistehab olan gusl, bir kafir imana geldiginde -kiifr
halinde iken, ciiniib ise, gusl farz olur- ve ciiniib degil ise, miiste-
hab olur.
Gusliin hararm iicdiir:
1- Erlerin erlere ve avretlerin avretlere, gusl vaktinde, gobegi
altmdan dizinin altina kadar olan yerlerini birbirine gostermek.
2- Ala kavlin- miisliman hatunlar, kafir avretlerine, gusl eder-
ken, goriinmek (sair vaktlerde dahi hiikm yine boyledir).
3- Suyu israf eylemek.
Gusliin siinnetleri, hanefide oniicdtir:
1- Su ile istinca etmek. Ya'ni mak'adi ve zekeri yikamak.
2- Ellerini bileklerine kadar yikamak.
-218-
3- Bedeninde hakiki necaset var ise gidermek.
4- Mazmaza ve istinsakda miibalaga etmek. Agizda ve burunda
lslanmadik igne ucu kadar kuru yer kalsa, gusl sahih olmaz. Evve-
linde nemaz abdesti almak.
5- Gusl abdesti icin, niyyet etmekdir.
6- Her a'zasim, suyu dokiiniirken ogusdurmak.
7- Evvela basma, sonra sag, sonra sol omuzlarina iicer kerre su
dokmek.
8- El ve ayak parmaklarim hilallamak. Ya'ni parmak aralanm
lslatmak.
9- Ardini ve onunu kibleye dondtirmemek.
10- Gusl ederken, diinya kelami soylememek.
11- Mazmaza ve istinsaki iicer kerre etmek.
12- Her a'zada, sagdan baslamak.
13- Gusl etdigi yerde bevl birikiyorsa, bevl etmemek. Bu say-
diklanmizdan baska siinnetler de vardir.
(El-fikh-ii alel-mezahib-il-erbe'a)da diyor ki, (Ciiniib olan er-
kegin ve kadinm, gusl abdesti almadan evvel, abdestsiz yapilmasi
caiz olmiyan, a'mal-i ser'iyyeden birini yapmasi, dort mezhebde de
haramdir. Mesela, ciiniib iken, farz veya nafile nemaz kilmasi ha-
lal degildir. Su bulamaz ise veya hastalik gibi bir sebeb ile, suyu
kullanamaz ise, teyemmiim etmesi lazim olur. Ciiniib iken, farz ve-
ya nafile oruc tutmasi sahih olur. Kur'an-i kerimi tutmasi ve oku-
masi haramdir. Kur'an-i kerimi abdestsiz tutmak da halal degildir.
Mescide girmesi de haramdir. Diismandan korunmak icin veya bir
hiikm cikarmak icin, bir-iki kisa ayet okumasi, mescidden koga, ip,
su almak icin veya baska yol bulamadigi icin, girip hemen cikmasi
caiz olur. Diia niyyeti ile bir kisa ayet, mesela Besmele okuyabilir.
Mescide girmeden teyemmiim eder.)
TEVHID DUASI
Ya Allah, ya Allah. La ilahe illallah Muhammediin Resulullah.
Ya Rahman, ya Rahfm, ya afiivvii ya Kerim, fa'fii anni verhamni
ya erhamerrahimin! Teveffeni miislimen ve elhikni bissalihin. Al-
lahiimmagfirir ve li-abai ve iimmehatf ve li aba-i ve iimmehat-i
zevceti ve li-ecdadi ve ceddati ve li-ebnai ve benati ve li-ihveti ve
ehavati ve li-a'mami ve ammati ve li-ahvali ve halati ve li-iistazi
Abdiilhakim-i Arvasi ve li kaffetil mii'minine vel-mii'minat.
"Rahmctiillahi teala aleyhim ecma'in."
-219-
HAYZ VE NIFAS BAHSI
Hayz muddetinin en azi uc gundur, en cogu on giindiir. Nifasm
ekalline hudud yokdur, ne vakt kesilirse, gusl edip, nemaz kilmak
gerek ve oruc tutmak gerek. En cogu kirk gundur. Eger, hayz ka-
m tic giinden eksikde kesilse, hayz samp, nemazmi kilmadiysa, ka-
za eder. Gusl lazim degildir. Ve eger tic giin temam oldukda kesil-
se, gusl edip, vakt nemazmi kilar. On giin temam oldukda, kesilse
de kesilmese de gusl edip nemazmi kilar. Nifasm kirk giinii temam
olunca, gusl etdikde, kesilse de, kesilmese de, kilar. Hayz ve nifas
gtinlerinde, her durlii akinti, kan hiikmiindedir. (San olsun, bula-
mk olsun).
Hayzin on giinii icinde veya nifasm kirk gunii icinde, bir iki giin
kan gelmese, kesildi samp, gusl ederek oruc tutsa, sonra yine miid-
deti icinde kan gelse, o oruclan kaza etmek gerekdir. Kesildikde
yine gusl etmek gerekir. Eger adetinden evvel kesilse, lakin tic
giinden sonra olsa, gusl edip nemazmi kila. Lakin adeti gecmeyin-
ce eri ile cima' etmeye. Nifas dahi boyledir. Eger adetden ziyade
kesilse, lakin on giinde veya daha eksikde kesilse, hep hayzdir.
Eger, on gun temam oldukda kesilmeyip aksa, adetinden ilerisi
hayz olmaz, o gtinlerin nemazlanm kaza eder. Nifasm kirk giinii
dahi hayzin on giinii gibidir.
Ramezanda tan yeri agardikdan sonra, hayz ve nifas kesilse, o
giinii yimeyip ve icmeyip imsak ede. Lakin, oruc olmaz. Kazasi la-
zimdir. Ve eger, tan yeri agardikdan sonra kan gelse, ikindiden
sonra goriirse de, o giinii, gizli yiye ve ice. Umumiyyetle, bir avret
kan gorse, nemazdan ve orucdan vaz gece. Ve eger, iic giin olma-
dan kesilse, nemazm son vaktine dek, sabr ede, kan gortilse, nemaz
kilmaya ve eger gelmezse, abdest ahp nemazmi kila, eger yine kan
gelse, yine nemazdan farig ola. Eger ki, yine kesilse, nemazm son
vaktine dek eglene, gelmezse, abdest ala ve nemazmi kila. Uc gti-
ne dek boyle eyleye, gusl lazim degildir. Yalmz abdest kifayet
eder. Uc giinden sonra kesilse, yine nemazm ahirma dek bekliye,
gelmezse gusl ede ve nemazmi kila, gelirse, nemazdan vaz gece.
Kiyas tizere on giine varmca, ondan sonra gusl ede ve nemazmi ki-
la, kan akarsa da. Nifasda dahi, boyledir. Lakin, her kesildikce gusl
lazimdir. Bir giinde kesilir ise de. Ramezanda, eger tan yeri agar-
madan kesilse niyyet edip, orucunu tuta. Eger kusluk vakti veya
ikindiden sonra, yine kan gelse, o oruc oruc olmaz. O giinii dahi,
sonra kaza eder.
Eger diisiik diiserse, parmagi, ya saci, ya agzi veya burnu bel-
li olursa, biitiin cocuk dogurmus gibi olur. Eger hie bir yeri belli
-220-
degilse, nifas olmaz. Lakin, uc gun ya daha ziyade akarsa, hayz
olur. Eger hayzdan kesileli onbes giin veya daha ziyade olup da
diismiis, eger iic giinden eksik kesilir ise veya daha hayz kesileli
onbes giin olmamis ise, hayz degildir. Burun kam gibidir. Nemazi-
m kilmasi lazimdir. Ve orucunu dahi tuta. Eri ile yatmadan once
gusl lazim degildir.
[Biiyiik islam alimi Muhammed Birgivi "rahmetullahi aleyh",
kadinlann hayz ve nifas hallerini hanefi mezhebine gore bildiren
(Zuhr-ul-miiteehhilin) isminde cok kiymetli bir kitab yazmisdir.
Kitab arabidir. Allame-i Sami seyyid Muhammed Emm ibni Abi-
dm "rahime-hullahii teala", bu kitabi genisleterek, (Menhel-ul-
varidin) ismini vermisdir. Imam-i Birgivi, 981 [m. 1573] de ta'un-
dan vefat etdi. Anadoluda, Odemisin Birgi kasabasmdadir. ibni
Abidin, 1252 [m. 1836] de Samda vefat etdi. (Menhel)de diyor ki,
her musliman erkegin ve kadimn ilmihal ogrenmesi farz oldugu-
nu fikh alimleri sozbirligi ile bildirdi. Bunun icin, kadinlann ve
zevclerinin hayz ve nifas bilgilerini ogrenmeleri lazimdir. Zevcle-
ri, kadinlara ogretmeli, kendileri bilmiyorsa, bilen kadmlardan
ogrenmesi icin izn vermelidir. Zevci izn vermiyen kadinin, zev-
cinden iznsiz gidip ogrenmesi lazimdir. Kadinlara mahsus olan bu
bilgi, simdi unutulmus, bilen din adami kalmamis gibidir. Zema-
mn din adamlan, hayz, nifas ve istihaza kanlarmi ayiramiyorlar.
Bunlan uzun bildiren kitablan yokdur. Kitabi olan da, okumak-
dan ve anlamakdan acizdir. Ciinki, bu bilgiyi anlamak gucdiir.
Halbuki, abdest, nemaz, Kur'an-i kerim, oruc, i'tikaf, hac, balig
olmak, evlenmek, bosanmak, kadinin iddet zemam ve istibra ve
daha nice din isleri icin, kan bilgilerini ogrenmek lazimdir. Bu bil-
giyi iyi anhyabilmek icin, omriimun yansim hare etdim. Ogren-
diklerimi, din kardeslerime kisa ve acik olarak anlatmaga cahsa-
cagim:
(Hayz), sekiz yasim doldurmus sihhatli bir kizm veya adet ze-
mam son dakikasindan tarn temizlik gecmis olan kadinin oniin-
den cikan ve en az iic giin devam eden kana denir. Buna (Sahih
kan) da denir. Adet zemamndan sonra bashyan onbes veya daha
ziyade giin icinde hie kan goriilmezse ve oncesi ve sonrasi hayz
giinleri olursa, bu temiz giinlere (Sahih temizlik) denir. Onbes ve-
ya daha ziyade temiz giinden once veya sonra veya iki sahih te-
mizlik arasmda fasid kan giinleri bulunursa, bu giinlerin hepsine
(Hiikinf temizlik) veya (Fasid temizlik) denir. Kan goriilmiyen on-
bes giinden az giinlere de (Fasid temizlik) denir. Sahih temizlige
ve hiikmi temizlige (Tam temizlik) denir. Tam temizlikden once
ve sonra goriiliip iic giin devam eden kanlar iki ayn hayz olurlar.
-221-
Beyazdan baska her renge ve bulanik olana hayz kam denir.
Bir kiz, hayz gormeye baslaymca (baliga) olur. Ya'ni kadm
olur. Kan goruldugu andan, kesildigi gline kadar olan giinlerin sa-
yisina (Adet zemani) denir. Adet zemani en cok on giindiir. En az
uc giindiir. Safi'i ve Hanbeli mezheblerinde, en cogu onbes, en azi
bir giindiir.
Hayz kanmm durmadan hep akmasi lazim degildir. ilk gortilen
kan kesilip, birkac giin sonra tekrar goriiliirse, aradaki uc giinden
az olan temizlik, sozbirligi ile hep akdi kabul edilir. Uc giin ve da-
ha cok siiren temizlik, hayzm onuncu giiniinden once biterse,
imam-i Muhammedin "rahime-hullahii teala" imam-i a'zam Ebu
Hanifeden "rahime-hullahii teala" rivayet etdigine gore, on giin
icinde hep akdi kabul edilir. Imam-i Muhammedin bildirdigi baska
bir rivayet de vardir. Imam-i Ebu Yusiife "rahime-hullahii teala"
gore ise, onbesinci giinden once biten biitiin temizlik giinlerinde
hep akdi kabul edilir. Bir kiz, bir giin kan, sonra ondort giin temiz-
lik, sonra bir giin kan gorse ve bir kadin, bir giin kan, on giin temiz-
lik ve bir giin kan gorse, veya iic giin kan, bes giin temizlik ve bir
giin kan gorse, imam-i Ebu Yusiife gore, kizm ilk on giinii hayz
olur. Birinci kadimn adet giinii kadan hayz olup sonraki giinlerin
hepsi istihaza olur. ikinci kadinda, dokuz giiniin hepsi hayz olur.
Imam-i Muhammedin "rahime-hullahii teala" birinci rivayetine
gore, yalmz ikinci kadmm dokuz giinii hayz olur. imam-i Muham-
medin ikinci rivayetine gore, yalmz ikinci kadimn ilk iic giinii hayz
olup, digerleri hayz olmazlar. Biz, kitabimizi (Miilteka)dan terce-
me ederek, asagidaki bilgilerin hepsini, imam-i Muhammedin bi-
rinci rivayetine gore yazdik. Bir giin, tam yirmidort saat demekdir.
Evlenmemis (Bakire) kadmlarm, yalmz hayz zemamnda, evli olan-
lann ise her zeman, fercin agzma (Kiirsiif) denilen bez veya pamuk
koymalan ve buna koku siirmeleri miistehabdir. Kiirsiifiin hepsini
fercin icine sokmalan mekruhdur. Kiirsiif iizerinde, aylarca, her-
giin kan lekesi goren kiz, ilk on giin hayzh, sonra yirmi giin istiha-
zah kabul edilir. (istimrar) denilen bu kan kesilinceye kadar, hep
boyle devam eder. Bir kiz, iic giin kan gortip, bir giin gormese, son-
ra bir giin gorse, iki giin gormese, bir giin daha goriip bir giin gor-
mese, yine bir giin gorse, bu on giiniin hepsi hayz olur. Her ay, bir
giin kan gorse, bir giin gormese, boyle on giin birer giin goriip gor-
mese, gordiigii giinlerde nemazi ve orucu terk eder. Ertesi giinler-
de gusl abdesti ahp nemazlanm kilar [Mesail-i serh-i vikaye]. tic
giinden, ya'ni yetmisiki saatden, bes dakika bile az olan ve yeni bas-
hyan icin on giinden cok siiriince, onuncu giinden sonra ve yeni
-222-
olmiyanlarda adetden cok olup, on giinii de asmca, adetden son-
raki giinlerde gelmis olan ve hamile ve ayise [ihtiyar] kadmlardan
ve dokuz yasmdan kiiciik kizlardan gelen kanlar, hayz olmaz. Bu-
na (istihaza) veya (Fasid kan) denir. Kadm ellibes yaslarmda
(Ayise) olur. Adeti bes giin olan, giinesin yansi dogunca kan go-
rtlp, onbirinci sabahi giinesin iicde ikisi dogarken kan kesilse,
ya'ni on giinii birkac dakika asmis olsa, adet zemam olan bes giin-
den sonra gelenler, istihaza olur. Ciinki, giinesin dogma zemam-
nm altida biri kadar, on giinii ve on geceyi asmrsdir. On giin te-
mam olunca gusl edip, adetden sonraki giinlerde kilmadigi ne-
mazlan kaza eder.
istihaza giinlerindeki kadm, idranm tutamiyan veya devamh
burnu kanayan kimse gibi, ozr sahibi olur. Nemaz kilmasi ve oruc
tutmasi lazim olur ve kan gelirken darn vaty caiz olur.
imam-i Muhammedin bir kavline gore, bir kiz, omriinde ilk
olarak, bir giin kan gorse, sonra sekiz giin gormese ve onuncu giin
yine gorse, on giiniin hepsi hayz olur. Fekat, birgiin gorse, dokuz
giin gormese, onbirinci giinii yine gorse, hicbiri hayz olmaz. Kan
goriilen iki giin istihaza olur. Ciinki, onuncu giinden sonra goriilen
kandan once temizlik giinlerinin, hayz sayilmryacagi yukanda bil-
dirilmisdi. Onuncu ve onbirinci giinleri kan goriirse, aradaki te-
mizlikler de hayz sayilarak, on giinii hayz, onbirinci giinii istihaza
olur.
istihaza kam hastahk alametidir. Uzun zeman akmasi, tehliike-
li olur. Tabibe miiraceat etmek lazim olur. Kardes kam (Sangdra-
gon) denilen kirmizi sakizi top edip sabah, aksam birer gram su ile
yutulursa, kam keser. Giinde bes gram ahnabilir. Bir kadinm hayz
ve temizlik zemam cok def a, her ay aym giin sayisinda olur. Bura-
da bir ay demek, bir hayz basmdan, ikinci hayz basma kadar gecen
zeman demekdir. Her kadinm kendi hayz ve temizlik giin sayilan-
m ve saatlerini, ya'ni adetlerini ezberlemesi lazimdir. Adetleri cok
sene degismez. Degisirse, yeni adetlerini, ya'ni yeni hayz ve temiz-
lik giinlerini ezberlemelidir.
Adetin degismesini (Menhel) kitabi soyle bildirmekdedir:
Kadin bir onceki adetinin zemamna ve sayisina uygun kan goriir-
se, hayzm degismedigi anlasihr. Uygun olmazsa adetin degisdigi
anlasilir ki, bunun cesidleri, asagida bildirilmisdir. Bir kerre uy-
gun olmaymca, adet degisdi kabul edilir. Fetva da boyledir. Ade-
ti bes giin olan, sahih temizlikden sonra alti giin kan goriirse, bu
alti giin yeni hayz olur ve yeni adeti olur. Temizlik giin sayisi da
bir def'ada degisir. Bu degisince, adetin zemam degismis olur.
Adeti bes giin kan ve yirmibes giin temizlik iken, zemanmda iic
-223-
gun kan ve yirmibes gun temizlik olsa yahud bes giin kan ve yirmi-
iic giin temizlik olsa, birincisinde kan, ikincisinde temizlik sayisi
degismis olur. Bunun gibi, on giinii asarak fasid olan kan olursa ve
bunun sondan uc veya daha cok giinii onceki adeti olan gtinlerine
rastlar ve onceki adetinin kalan son kismi yeni sahih temizlige rast-
larsa, adeti olan giinlere rasthyan giinler, yeni adeti olur. Adeti de-
gismis olur. Adeti bes giin iken temizlik sayisi bitmeden yedi giin
once kan baslasa ve onbir giin devam etse, bu kan, on giinii asdigi
icin, fasid kandir. Bunun tic giinden fazlasi, ya'ni dort giinii, once-
ki adet giinleri icinde bulunmakda, onceki adetin artan bir giinii,
yeni sahih temizlik icinde bulunmakdadir. Adet zemam degisme-
mis, sayisi dort olmusdur. Bu iki seklde adetin degismesini daha
acikhyahm:
Evvelki sayismdan farkh olan sonraki kan giinleri, on giinden
fazla olur ve bunun iic veya daha fazla giinii, onceki adet giinleri
icinde bulunmazsa, adetin zemam degisir. Sayisi degismeyip ilk
goriildiigii giinden baslar. Adeti bes giin olan kadm, sonraki ayda
bu bes giinde hie kan gormeyip veya basdan iic giiniinde gorme-
yip, sonra onbir giin gorse, ilk goriilen giinden bashyarak hayzi
bes giin olup, zemam degismis olur. tic veya daha fazla kan giin-
leri, onceki adet giinleri icinde bulunursa, yalmz bu giinleri hayz
olup, kalam istihaza olur. Adetinden bes giin once kan gorse, ade-
ti zemamnda gormese ve adetinden sonra bir giin gorse, aradaki
bes temiz giin, imam-i Ebu Yusiife gore, hayz olup adeti degis-
mez. Adetinin son iic giinii ve sonra sekiz giin kan gorse, bunun
ilk iic giinii hayz olup, sayisi degismis olur. Sonraki kan giinleri on
giinii gecmezse ve sonra sahih temizlik olursa hepsi hayz olur.
Sonraki temizlik fasid ise, adeti degismez. Adeti bes giin iken, al-
ti giin kan, sonra ondort giin temizlik ve bir giin kan gorse, adeti
degismez. Yukanda bildirilenlerin iyi anlasilmasi icin, adeti bes
giin hayz ve ellibes giin temizlik olan kadm iizerinde onbir misal
verelim:
1- Bu kadin bes giin hayz ve onbes giin temizlik ve onbir giin
kan goriirse, adet kam ellibes giin sonra oldugu icin, onceki adeti
icine kan rastlamaz. Adetin zemam degisip, sayisi degismez. Onbir
giiniin ilk besi de hayz olur.
2- Bes kan, kirkalti temizlik ve onbir kan olursa, onbir giiniin
son ikisi, onceki adet zemam icinde ise de, iicden az oldugundan,
adetin sayisi degismez. Yalmz zemam degisir.
3- Bes kan, kirksekiz temizlik, oniki kan olsa, oniki giiniin ye-
disi temizlik ve besi adet icinde olup, hie degisiklik olmaz.
-224-
4- Bes kan, ellidort temizlik, bir kan, ondort temizlik, bir kan
olsa, ortadaki bir kan giinii, temizligin son giinii olur. Ondort gun,
nakis temizlik oldugundan, kan giinleri olur, bunun basdan bes gii-
nii hayz olur. Adetin zemani ve sayisi degismez.
5- Bes kan, elliyedi temizlik, iic kan, ondort temizlik, bir kan ol-
sa, tie kan, adet zemamndadir. Bundan sonraki ondort gun, kan sa-
yihp onbir giinii asdigi icin, adetin yalmz sayisi degisir.
6- Bes kan, ellibes temizlik, dokuz kan olsa, dokuz giinden son-
ra sahih temizlik olursa, dokuz gun hayz olur. Yalmz sayi degisir.
Adet zemamnda da, sonra da iic giinden fazla vardir.
7- Bes kan, elli temizlik, on kan olsa, on gun hayzdir. Temiz-
lik adeti elli olmusdur. Kan giinleri, adeti zemamnda ve sayism-
dadir.
8- Bes kan, ellidort temizlik, sekiz kan olsa, sekiz gun hayz
olup, iic giinden fazlasi adet icindedir. Hayz ve temizlik sayilan bir
gun degismisdir.
9- Bes kan, elli temizlik, yedi kan olsa, yedi gun hayz olup, bun-
dan nisab mikdari adetden once, iic giinden azi adetin icindedir.
Hayzin zemani ve adedi, temizligin yalmz adedi degismisdir.
10- Bes kan, ellisekiz temizlik, iic kan olsa, iic gun yine hayz
olup, bundan iki gun, adet giinleri icinde, birisi ise sonradir. Hay-
zin adedi ve zemani, temizligin adedi degismisdir.
11- Bes kan, altmrsdort temizlik, yedi veya onbir kan olsa, bi-
rincisinde yedi gun hayz olup, aded ve zeman degismisdir. Ikinci
halde, onbir giiniin basmdan bes giinii hayz olup, alti giinii istiha-
za olur. Adetin yalmz zemani degisir. Adedi, on giinii asdigi icin
degismez. Temizlik adetinin sayisi degisir.
imam-i Fahruddm Osman Zeyla'i "rahime-hullahii teala"
(Tebyin-iil-hakaik) kitabinda ve Ahmed Silbmin "rahime-hullahii
teala" hasiyesinde diyor ki, (Adetinden bir gun once kan, on gun
temizlik, bir giin kan gorse, imam-i Ebu Yusiife gore "rahime-hul-
lahii teala", kan gormedigi on giin ile hayz baslayip adeti kadar de-
vam eder. Yeni hayzin ilk ve son giinleri kansiz olmakdadir. Ciin-
ki adetden once ve on giinden sonra kan goriilmiis olup, aradaki
fasid temizlik kan sayilmakdadir. imam-i Muhammede gore "rahi-
me-hullahii teala", bunun hicbir giinii hayz olmaz. Adeti bes giin
kan ve yirmibes giin temizlik olan kadm:
1- Bir giin evvel kanh, bir giin temiz olsa, sonra kan istimrar
etse ve on giinii assa, Ebu Yusiife gore, bes giin adeti hayz olur.
Onceki ve sonraki giinler istihaza olur. imam-i Muhammede go-
- 225 - Islam Ahlaki - F:15
re, adetine rastliyan iic kanh gun hayz olur. Bunlar da, adetinin
ikinci, iiciincii ve dordiincii giinleridir. Ciinki, adetinin birinci gii-
nii kan gormemisdir. Gordiigii giinlerin besinci giinii ise, adetin di-
sindadir.
2- Adetinin birinci giinii kan gorse, sonra bir giin temizlik, son-
ra kan istimrar ederek on giinii assa, sozbirligi ile, bes giin adeti
hayz olur. Ciinki ilk ve son giinleri kanlidir.
3- Adetinin ilk iic giinii kan gorse, diger iki giinii temiz olsa,
sonra istimrar ederek on giinii assa, Ebu Yusiife gore, adeti olan
bes giin hayzdir. imam-i Muhammede gore, adetinin ilk iic giinii
hayzdir. Ciinki, imam-i Muhammede gore, hayzin ilk ve son giin-
lerinin kanh olmasi lazimdir).
(Bahr)de ve (Durr-iil-munteka)da diyor ki, (Kan, adet zemam-
m asip, on giinden once kesilince, kesildikden sonra, onbes giin
icinde hie gelmezse, asm geldigi giinlerin hayz olacagi sozbirligi ile
bildirildi. Bu takdirde adet giinii degismis olur. Onbes giin ve gece
icinde bir kerre kan gelirse, adetini asmis olanlar hayz olmaz, isti-
haza olur. istihaza olduklan anlasilmca, o giinlerde kilmadigi ne-
mazlan kaza eder). Adetden sonra ve on giinden once kesildigi ne-
maz vaktinin sonu yaklasincaya kadar beklemesi miistehab olur.
Sonra gusl edip, o vaktin nemazmi kilar. Sonra vaty caiz olur. Bek-
lerken, guslii ve nemazi kacinrsa, nemaz vakti cikmca, guslsiiz vaty
caiz olur.
Kizda ilk olarak ve kadmda adetinden onbes giin sonra goriilen
kan iic giinden once kesilince, nemaz vaktinin sonu yaklasmciya
kadar bekler. Sonra, gusl etmeden yalniz abdest ahp, o nemazi ki-
lar ve once kilmadiklarim kaza eder. O nemazi kildikdan sonra
kan yine gelirse, nemaz kilmaz. Yine kesilirse, vakt sonuna dogru
yalniz abdest ahp, o nemazi kilar ve kilmadiklan varsa kaza eder.
lie giin temam olunciya kadar boyle yapar. Fekat gusl etse bile,
vaty halal olmaz.
Kan gelmesi iic giinii gecdi ise, adetden once kesilince, adet ze-
mani gecinciye kadar, gusl etse bile, vaty halal olmaz. Fekat ne-
maz vakti sonuna kadar kan lekesi gormezse, gusl edip o nemazi
kilar. Kilmadiklarim kaza etmez. Oruc tutar. Kan kesildigi giin-
den sonra, onbes giin hie gelmezse, kesildigi giin, yeni adetinin so-
nu olur. Fekat, kan yine baslarsa, nemazi birakir. Tutmus oldugu
orucu Ramezandan sonra kaza eder. Kan durursa yine nemaz
vaktinin sonuna yakin gusl edip, nemazim kilar. Oruc tutar. On
giine kadar boyle devam eder. On giinden sonra, kan gorse de
tekrar gusl etmeden kilar ve guslden once vaty halal olur. Fekat
-226-
vatyden once gusl abdesti almak miistehab olur. Fecr dogmadan
once kan kesilse, fecrin dogmasma, yalniz gusl abdesti alip elbise-
sini giyecek kadar zeman olur da, Allahii ekber diyecek kadar faz-
la zeman kalmazsa, o giinun orucunu tutar. Fekat, yatsiyi kaza et-
mesi lazim olmaz. Tekbiri soyliyecek kadar da zeman olursa, yat-
siyi kaza etmesi de lazim olur. Iftardan once hayz baslarsa, orucu
bozulur. Ramezandan sonra kaza eder. Nemaz icinde hayz baslar-
sa, nemazi bozulur. Temizlenince farz nemazi kaza etmez. Nafile-
yi kaza eder. Fecr dogdukdan sonra, uyamnca kiirsiifiinde kan gor-
se, o anda hayzli olur. Uyamnca ktirsiifunii temiz goren, yatarken
hayzdan kurtulmusdur. Ikisine de yatsiyi kilmak farzdir. Ciinki,
nemazin farz olmasi, vaktinin son dakikasmda temiz olmaga bagli-
dir. Vakt nemazim kilmadan once hayz goren, bu nemazi kaza et-
mez.
Iki hayz arasmda (Tam temizlik) bulunmasi lazimdir. Bu tarn
temizlik, (Sahih temizlik) ise, onceki ve sonraki kanlarm baska iki
hayz olacaklan, sozbirligi ile bildirildi. On giinliik hayz miiddeti
icinde, kan goriilen giinler arasmda bulunan temizlik giinleri hayz
kabul edilmekde, on giinden sonraki istihazah giinler ise, temiz
kabul edilmekdedir. Bir kiz iic gun kan goriip, sonra onbes gun
kesilse, sonra bir gun kan, sonra bir gun temizlik, sonra iic gun
kan gorse, kan goriilen ilk ve son iic giinler, iki ayn hayz olurlar.
Ciinki, adeti iic gun olacagmdan, ikinci hayz, aradaki bir giinliik
kandan bashyamaz. Bu bir gun, oniindeki tam temizligi fasid ya-
par. Molla Husrev "rahime-hullahii teala", (Gurer)inin serhinde
diyor ki, (Bir kiz, bir gun kan, ondort gun temizlik, bir gun kan,
sekiz gun temizlik, bir gun kan, yedi gun temizlik, iki gun kan, iic
gun temizlik, bir gun kan, iic gun temizlik, bir gun kan, iki gun te-
mizlik, bir gun kan gorse, imam-i Muhammede gore "rahime-hul-
lahii teala", bu kirkbes giinden yalniz, ondort giinden sonra olan,
on gun hayz olup, digerleri istihaza olur). Ciinki, bu on giinden
sonra tam temizlik olmadigi icin, yeni hayz baslamaz. Sonraki te-
miz giinler, hayz zemamnda olmadiklan icin, hep akdi kabul edil-
mez. (Imam-i Ebu Yusiife gore "rahime-hullahii teala" ise, ilk on
gun ve iki tarafi temizlik olan dordiincii on gun hayz olurlar).
Ciinki, sonraki fasid temizlik giinleri, imam-i Ebu Yusiife gore,
hep akdi kabul edilir. Asagidaki birinci maddeye gore, on giin
hayzdan sonra, yirmi giin temizlik, sonra on giin [dordiincii on
giin] hayz olur.
Onbes giin icinde hie temiz giin olmadan, kan (istimrar) eder-
se, adetine gore hesab olunur. Ya'ni, adetinden sonra bashyarak
bir evvelki ay icindeki temizlik giinii kadar temizlik ve sonra
-227-
adeti kadar hayz kabul edilir.
istimrar kizda olursa (Menhel-iil-varidin) risalesinde, bunun
dort diirlii oldugu bildirilmekdedir:
1- Goriilen kan istimrar ederse, ilk on gun hayz, sonra yirmi
gun temiz kabul edilir.
2- Kiz, sahih kan ve sahih temizlik gordiikden sonra istimrar
ederse, bu kiz, adeti belli olan kadm olur. Mesela bes giin kan gor-
se, sonra kirk giin temiz olsa, istimrar basmdan bes giin hayz, son-
ra kirk giin temiz kabul edilir. Kan kesilinceye kadar boyle devam
eder.
3- Fasid kan ve fasid temizlik goriirse, ikisi de adet kabul edil-
mez. Temizlik, onbes giinden az oldugu icin fasid ise, ilk goriilen
kan istimrar etmis gibi kabul edilir. Onbir giin kan ve ondort giin
temiz olsa, sonra istimrar etse, birinci kan, on giinii asdigi icin fa-
siddir. Onbirinci ve istimrarm ilk bes kan giinleri temizlik giinleri
olup, bu besinci giinden sonra, on giin hayz, yirmi giin temizlik ol-
mak iizere devam eder. Temizlik tam olup, kanh giin kansdigi icin
fasid ise, boyle fasid temizlik ile kan giinleri toplami otuzu gecmez-
se, yine ilk kan istimrar etmis gibi kabul edilir. Onbir giin kan ve
onbes giin temizlikden sonra istimrar etmesi boyledir. Onalti gii-
niin ilk giinii kanh oldugu icin, fasid temizlikdir. Istimrarm ilk dort
giinleri temizlik olur. Toplamlan otuzu asar ise, ilk on giin hayz
olup, sonra istimrara kadar olan gunlerin hepsi temiz kabul edilip,
istimrardan sonra on giin hayz, yirmi giin temiz olarak devam eder.
Onbir giin kan, sonra yirmi giin temizlikden sonra istimrar etmek
boyledir.
4- Sahih kan ve fasid temizlik goriirse, sahih kan giinleri adet
olur. Sonra otuz giine kadar temizlik kabul edilir. Mesela, bes giin
kan ve ondort giin temizlikden sonra istimrar etse, ilk bes giin
kan ve bundan sonra yirmibes giin temiz olur. Bu yirmibes giinii
temamlamak icin, istimrarm ilk onbir giinii temiz kabul edilir.
Bundan sonra, bes giinii hayz, yirmibes giinii temiz olarak devam
edilir. Bunun gibi, iic giin kan, onbes giin temizlik, bir giin kan ve
sonra onbes giin temizlikden sonra istimrar etse, ilk iic giin sahih
kan ve sonra istimrara kadar olan gunlerin hepsi fasid temizlik
olup, iic giin hayz, sonra otuzbir giin temiz olur. istimrar zema-
mnda ise; iic giin hayz, sonra yirmiyedi giin temiz olarak devam
eder. ikinci temizlik ondort giin olsaydi, imam-i Ebu Yusiife go-
re hep akdi kabul edileceginden, bunun ilk iki giinii de hayz, son-
ra onbes giin temizlik olmak iizere devam edilir. Ciinki ilk iic giin
kan ve onbes giin temizlik sahih olduklarmdan adet kabul olu-
nurlar.
-228-
Adet zemanini unutan kadma (Muhayyire) veya (Dalle) de-
nir.
(Nifas), lohusa demekdir. Elleri, ayaklari, basi belli olan dii-
siikde gelen kan da nifasdir. Nifas zemanmm azi yokdur. Kan ke-
sildigi zeman, gusl edip nemaza baslar. Fekat, adeti kadar giin gec-
meden, cima' edemez. En cok zemam kirk giindiir. Kirk giin te-
mam olunca, kan kesilmese de, gusl edip, nemaza baslar. Kirk
giinden sonra gelen kan, istihaza olur. Birinci cocugunda, yirmi-
bes giinde temizlenen kadinm adeti, yirmibes giin olur. Bu kadi-
nm ikinci cocugunda kan, kirkbes giin gelse, nifasi yirmibes giin
sayilip, yirmi giinii istihaza olur. Yirmi giinluk nemazlarim kaza
eder. O halde nifas giiniinii de ezberlemek lazimdir. ikinci cocuk-
da kan, kirk giinden once, mesela otuzbes giinde kesilirse, bunun
hepsi nifas olur ve adeti yirmibes giinden, otuzbes giine degismis
olur.
Ramezanda, sahurdan [ya'ni fecrden] sonra, hayzdan veya ni-
fasdan kesilen o giin yimez, icmez. Fekat, o giinii kaza eder. Hayz
ve nifas sahurdan sonra baslarsa ikindiden sonra da olsa, o giin yi-
yip, icer.
Hayz ve nifas giinlerinde nemaz, oruc, cami' icine girmek,
Kur'an-i kerimi okumak ve tutmak, tavaf, cima', dort mezhebde de
haram olur. Oruclan kaza eder. Nemazlan kaza etmez. Nemazlan
afv olur. Her nemaz vaktinde abdest ahp, seccadesi iizerinde, o ne-
mazi kilacak kadar zeman oturup zikr, tesbih ederse, en iyi kilmis
oldugu bir nemazm sevabim kazanir.
(Cevhere) kitabinda buyuruyor ki, (Kadinm, hayz basladigim
kocasma bildirmesi lazimdir. Kocasi sorunca bildirmezse, biiyiik
giinah olur. Temiz iken, hayz basladi demesi de, biiyiik giinahdir.
Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (Hayzin basladigim
ve bitdigini kocasindan saklayan kadin mel'undur) buyurdu. Hayz
halinde de, temiz iken de kadma diibiiriinden yaklasmak haram-
dir. Biiyiik giinahdir). Zevcesine boyle yapan, mel'undur. Pustluk,
ya'ni oglan kirletmek daha biiyiik giinahdir. Buna (Livata) denir.
Enbiya suresinde livataya (Habis isdir) buyuruyor. Kadi-zadenin,
(Birgivi) serhinde, Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem"
(Lut kavmi gibi livata yapanlan, sue iistii yakalarsaniz, ikisini de
oldiiriiniiz!) buyurdu. Ba'zi alimler, ikisini de yakmahdir dedi. Li-
vata yapinca, ikisi de ciiniib olur. ihtikan yapmca, ciiniib olmaz ise
de, orucu bozulur (Feyziyye).]
Vakt icinde, nemaz kilmadan evvel, kadm hayzini gorse, o vak-
tin nemazim kaza etmek lazim degildir. [(Se'adet-i Ebediyye) kita-
binda gusl bahsini okuyunuz!]
-229-
ABDEST BAHSI
Abdestin farzlan hanefide dort, malikide yedi, safi'ide ve han-
belide altidir. Hanefide:
1- Yiizunii yikamak.
2- Kollan dirsekleri ile birlikde yikamak.
3- Basinm dort boliikden bir boliimiine mesh etmek.
4- Ayaklanm topuk kemikleri ile birlikde yikamak.
Ve dahi, abdest dort nev'dir: Biri farz, biri vacib, biri siinnet, bi-
ri mendubdur.
Farz olam, dortdiir: Mushaf-i serifi tutabilmek icin ve bes vakt
nemaz kilmak icin ve cenaze nemazi kilmak icin ve tilavet secdesi
etmek icin abdest almak.
Vacib olam: Ziyaret tavafi etmek icin abdest almak.
Siinnet olan: Ezberden Kur'an okumak icin ve kabristan ziya-
reti icin ve guslden evvel abdest almak.
Mendub olam, uykuya yatdikda ve uykudan kalkdikda, yalan
ve gibet soyledikde ve sehveti tahrik edici calgi dinledikde bu sey-
lere tevbe ve istigfar edip, abdest almak mendubdur.
Ve dahi, ilm meclisine giderken abdestli gitmek ve abdest al-
dikdan sonra, abdestsiz caiz olmayan bir isi islediyse [Mesela ne-
maz kildiysa] abdestli iken, tekrar abdest almak mendubdur. Eger
islemediyse, abdestli iken abdest almak mekruhdur.
SULARA DAIR
Sular dort nev'dir: Ma-i mutlak, ma-i mukayyed, ma-i meskiik,
ma-i musta'mel.
1- Ma-i mutlak, yagmur suyu, deniz suyu, akar pinar suyu ve
kuyu suyu. Bu sular, murdar olam pak eder. Ne islesen olur.
2- Ma-i mukayyed, kavun suyu, karpuz suyu, asma suyu, cicek
suyu ve bunlann benzerleri.
Bu sular, murdan pak eder, amma abdest ve gusl icin kullaml-
maz.
3- Ma-i meskiik, himann ve anasi himar olan katirm icdigi su-
yun artigina derler.
Bu su ile, hem abdest ve hem gusl caiz olur. Her hangisini ev-
vel ederse, eder, muhayyerdir.
4- Ma-i musta'mel, yere diisen midir, yoksa bedenden aynlan
midir? Bunda ihtilaf vardir. Esah olam bedenden aynlandir. Ve
bunda dahi, iic kavl vardir. imam-i a'zama gore "rahime-hullahu
-230-
teala" necaset-i galizadir. imam-i Ebu Yusiife gore "rahime-hulla-
hii teala", necaset-i hafifedir. imam-i Muhammede gore "rahime-
hullahii teala", pakdir. Esah olan da budur.
Abdestin vucubiiniin sarti dokuzdur:
1- Miisliman ola.
2- Balig ola.
3- Akh ola.
4- Abdestsiz ola.
5- Abdest suyu pak ola.
6- Abdest almaga kudreti ola.
7- Hayzli olmaya.
8- Nifas iizere olmaya.
9- Her nemazm vakti -icinde- ola. [Bu dokuzuncu, ozr sahibine
goredir.]
ABDESTIN SUNNETLERI: Yirmibes kadar beyan olunur.
1- E'uzii okumak.
2- Besmele okumak.
3- Ellerini yikamak.
4- Parmaklarm arasim hilallamak.
5- Agzina su vermek.
6- Burnuna su vermek.
7- Niyyet etmek. Hanefide yiizii yikarken niyyet etmek farz de-
gildir, siinnetdir. Safi'ide farzdir. Malikide elleri yikarken farzdir.
8- Kibleye donmek.
9- Sakalim hilallamak, [eger sik ise].
10- Sakalim mesh etmek.
11- Sag yamndan baslamak.
12- Sol elinin kiiciik parmagi ile, sag ayagmm kiiciik parmagi-
nm altindan bashyarak, sirayla parmaklarmm arasim hilallamak.
13- Basma -kaphyarak- mesh etmek.
14- Basindan artan su ile, kulaklarma ve boynuna mesh etmek.
15- Tertibe riayet etmek.
16- Arasim kesmeyip, birbirine ulasdirmak.
17- Basma mesh verdigi vakt, oniinden baslamak.
18- Misvak kullanmak.
19- Goziinim kenarma ve kasma suyu ulasdirmak.
20- Delk, yikanan yerleri ogmak.
-231-
21- Abdestini yuksecik bir yerde durarak almak.
22- Abdest a'zalarini uc kerre yikamak.
23- Abdest aldikdan sonra ibrigi doldurmak.
24- Abdest alirken, diinya kelami soylememek.
25- Daima bu niyyet iizerine olmak.
MISVAK KULLANMA BAHSI
Ve dahi, misvak kullanmamn onbes faidesi vardir. Bunlar, (Si-
raciil-vehhac)dan almarak, asagida bildirilmisdir.
1- Oliirken, sehadet kelimesini soylemege sebeb olur.
2- Dislerin etlerini pekisdirir.
3- Balgami giderir.
4- Safrayi keser.
5- Agiz agnsim giderir.
6- Agiz kokusunu giderir.
7- Allahii teala ondan razi olur.
8- Bas damarlanni kuvvetlendirir.
9- Seytan gamlamr.
10- Gozleri nurlanir.
11- Hayn ve hasenati cok olur.
12- Siinnet ile amel etmis olur.
13- Agzi pak olur.
14- Fasih-ul-lisan olur.
15- Misvakli kilman iki rek'at nemazm sevabi, misvaksiz olarak
kilman yetmis rek'at nemazm sevabmdan daha cok olur.
ABDESTIN MUSTEHABLARI: Altisi sunlardir:
1- Kalble yapilan niyyeti dil ile soylememek.
2- Kulagmdan artan su ile boynuna mesh etmek.
3- Ayaklanm kibleye karsi yikamamak.
4- Miimkin olursa, abdestden artan suyu, kibleye karsi ayak
tizere icmek.
5- Abdestden sonra salvanna biraz su serpmek.
6- Pak ve temiz bir peskirle silinmek.
Ibni Abidin abdesti bozanlarda diyor ki, (Kendi mezhebinde
mekruh olmryan birsey, baska mezhebde farz ise, bunu yapmak
mustehabdir). imam-i Rabbani, 286. ci mektubda diyor ki, (Mali-
ki mezhebinde, abdest a'zasim ugmak farz oldugu icin, muhak-
kak ugmahyiz). ibni Abidin, ric'i talaki anlatirken diyor ki, (Ha-
-232-
nefi mezhebinde olanin, maliki mezhebini taklid etmesi evladir.
Ciinki, imam-i Malik, imam-i a'zamm talebesi gibidir. Bir mes'ele-
de, hanefi mezhebinde, bir kavl bulunmadigi zeman, hanefi alim-
leri, maliki mezhebine gore fetva vermislerdir. Mezhebler icinde,
hanefiye en yakm olam, maliki mezhebidir.)
ABDESTIN MEKRUHLARI: Onsekizi sunlardir:
1- Yiiziine -suyu- pek vurmak.
2- Abdest aldigi suya iiflemek.
3- Ucden eksik yikamak.
4- Ucden ziyade yikamak.
5- Abdest aldigi suya tiikiirmek.
6- Suyun icine sumkiirmek.
7- Gargara yaparken bugazma su kacirmak.
8- Arkasim kibleye donmek.
9- Goziinii yummak.
10- Goziinii pek acmak.
11- Soldan baslamak.
12- Sag eliyle siimkiirmek.
13- Sol eliyle agzma su vermek.
14- Sol eli ile burnuna su vermek.
15- Ayagim yere vurmak.
16- Giinesde lsmmis su ile abdest almak.
17- Ma-i musta'melden sakmmamak.
18- Diinya kelami soylemek.
ABDESTI BOZAN SEYLER: Bu makamda yirmidort kadar
beyan olunur:
1- Ardindan cikanlar.
2- Oniinden cikanlar.
3- Kurd ve ufak tas gibiler onden veya arkadan ciksa.
4- Ihtikan etdirmek.
5- Kadmlar, dogum yerine akitdigi ilac, geri gelse.
6- Bir kimse, kulagma akitdigi ilac, agzmdan ciksa bozar. [Ku-
lagmdan veya burnundan ciksa bozmaz (Hindiyye).]
7- Bir adam, bevl yoluna tikadigi pamuk, lslamp diismiis olsa,
[Pamugun bir kismi disarda kalip dis kismi kuru ise, diismedikce
bozmaz.]
8- Pamuk dtisse ve disarda kalan kismi rslanmis olsa.
9- Agiz dolusu kusmak. Balgam kusmak, cok olsa da, bozmaz.
-233-
Uyuyan kimsenin agzindan gelen su, sari da olsa temizdir.
10- Hastalik sebebi ile, goziinden yas akmak bozar. Aglamakla,
sogan gibi seylerin te'sfri ile akmca bozmaz.
11- Burnundan gelen kan, cerahat, sari su, delikden disan cik-
masa da bozar. Sumiik necs degildir. Bozmaz.
12- Tukurdiigii tiikriikde gorulen kan fazla olursa.
13- Bir seyi rsirdigmda, lsirdigi yerde kan olursa ve kan, agzina,
disine bulasmis ise, abdesti bozulur. Bulasmadi ise, bozulmaz.
14- Bir yerinde, kan cikmis ve az da olsa dagilmis gormek, ha-
nefide bozar. Malikide ve safi'ide bozmaz.
15- Ciplak hayvan iizerinde, dalgin uyuyup, yokus asagi inse.
16- Abdest aldim mi, almadim mi diye sek edip, zann-i galibi,
abdestsizlikde olsa.
17- Erler, avreti ile ciplak iken kucaklassa.
18- Abdest a'zalarmdan birini yikamagi unutmus, hangisini bi-
lememis olsa.
19- Bir yerinde bulunan kabarcikdan, kendiliginden veya sikin-
ca cerahat, kan ve sari su disan ciksa.
20- Bir yerinde yarasi var imis, orta yerine sari su, kan, cerahat
gibi necs sivi birikmis, saglam yerine veya iistundeki pamuga, sar-
giya bulasmissa bozulur. Yaradan, cibandan cikan renksiz su ab-
desti bozmaz denildi. Uyuz, cicek [ve ekzema]li olanlarm bu kavle
uymalan caiz olur.
21- Bir yere dayanmis uyumus, dayandigi sey ahnsa, diisecek
gibi olursa.
22- Riiku' ve siicudii olan nemazlarda, kendi ve yanmdaki isite-
cek kadar giilmek. Eger yalniz kendi isitecek kadar giilerse, yalniz
nemazi fasid olur, abdesti bozulmaz.
23- Sar'asi tutsa, yahud bayilsa.
24- Kulakdan, cerahat, sari su, kan gelse ve guslde yikamasi la-
zim gelen yere dek inerse.
Hamamda yikanmagi, Avrupah bizden ogrendi.
Bundan once, pis kokudan, evlerine girilemezdi.
Temizligi dunyaya muslimanlar yaydi.
insanlan, boylece, biiyiik dusmandan kurtardi.
■234-
ABDEST DUALARI
Abdest almaga baslarken, (Bismillahil-azim velhamdii lil-lahi
ala dinil-islami vc ala tevffkd-imani clhaindii lillahillezi ce'alel-
mae tahuren ve ce'alel-islame niiien) denir.
Agzina su verdikde, (Allahiimmeskinf min havtli nebiyyike
ke'sen la azmeii ba'dehii ebeden).
Burnuna su verdikde, (Allahiimme erihni rayihatel-Cenneti
verzukni min naimiha vela tiirihnf rayihaten-nari).
Yiizunu yikadikda, (Allahiimme beyyid vechi binurike yevme
tebyaddu viicuhii evliyaike vela tiisevvid vechi biziinubi yevme tes-
veddii viicuhii a'daike).
Sag kolunu yikadikda, (Allahiimme a'tini kitabi bi-yemini ve
hasibni hisaben yesiren).
Sol kolunu yikadikda, (Allahiimme la tii'tini kitabi bisimalf ve-
la min veraf zahrf vela tuhasibnf hisaben sedfden).
Basini mesh etdikde, (Allahiimme harrim sa'ri ve beseri alen-
nari ve ezilleni tahte zdli Arsike yevme la zdle ilia zilliike).
Kulaklanna mesh verdikde, (Allahiimme-c'alnf minelle-zine
yestemi'unel-kavle fe-yettebi'une ahseneh).
Boynuna mesh verdikde, (Allahiimme a'tik rekabetf minenna-
ri vahfaz mines-selasili vel-aglal).
Sag ayagini yikadikda, (Allahiimme sebbit kademeyye alessira-
ti yevme tezillii IThil-akdani).
Sol ayagini yikadikda, (Allahiimme la tatrud kademeyye ales-
sirati yevme tatrudii kiillii akdami a'daike. Allahiimmec'al sa'yi
meskuren ve zenbi magfuren ve ameli makbulen ve ticareti len'te-
bure).
Abdesti tekmil oldukdan sonra, (Allahummec'alnf minettev-
vabine vec'alnf minel-miitetahhinne vec'alni min ibadikes-sali-
hine vec'alnf minellezfne la havfiin aleyhim vela hiim yahze-
nun).
Ba'dehii semaya bakarak, (Siibhanekellahiimme ve bihamdike
eshedii en la ilahe ilia ente vahdeke la serfke leke ve enne Miiham-
meden abdiike ve resuliike) okuya.
Bundan sonra, bir veya iki, yahud tic def a, evvelinde (Besme-
le) okumak iizere (inna enzelna) suresini okuya.
Ve dahi, ehl ve iyaline ve cocuklanna lazim olan din bilgileri-
ni ogrene ve ogrete ki, kiyametde, avretler erlerinden siial olu-
nurlar.
-235-
TEYEMMUM BABI
Hanefi mezhebinde, teyemmiim, vakt girmeden de sahih olur.
Diger tie mezhebde olmaz. Teyemmtimtin farzlan tiedtir: Abdest
almak icin lazim olan teyemmtim ile, gusl etmek icin lazim olan te-
yemmtim birbirinin aynidir. Yalniz niyyetleri farkhdir. Bunun icin,
bu iki teyemmtimden birisi digeri yerine kullamlamaz.
1- Niyyet etmek olup, bu sartdir.
2- Ellerini pak topraga vurup, ytiztine kaphyarak mesh etmek.
3- Ellerini bir daha topraga vurup, once sol eliyle sag kolunun
ve sonra, sag eliyle sol kolunun her tarafini mesh etmek, bunlar da-
hi, rtikndtir.
Teyemmumtin farz olduguna delil, Nisa suresinin kirktictincti
ve Maide suresinin altmci ayet-i kerimeleridir. Malikide ve safi'ide
teyemmtim, nemaz vaktinden evvel caiz degildir ve bir teyemmtim
ile birden fazla farz kihnamaz.
Alti seyle teyemmtim yapmak caiz degildir. Meger, o seylerin
tistlerinde toprak tozu buluna. O seyler sunlardir: Demir, bakir,
tunc, kalay, altin, gtimtis ve btittin ma'denler. Sicakda eriyen bu
metallerden ve sicakda yumusayan camdan ve tizeri sirlanmis por-
selenden ma'da her seyle, teyemmtim caizdir. Lakin, toprak cinsin-
den olmak sartdir.
Bir topraga bevl edilmis, sonra kurumus olsa, orada nemaz ki-
hmr. Amma o yerden teyemmtim olunmaz.
Teyemmtim yapabilmek icin, suyu aramak ve arayip bulama-
mak ve bir musliman ve adil kimseye sormak ve o adil dahi, salih
olmak sartmdandir.
Teyemmtimtin sartlan besdir:
1- Niyyet etmek. 2- Mesh etmek. 3- Teyemmtim etdigi sey, top-
rak cinsinden olmak. Toprak cinsinden olmazsa, tizerinde toprak
tozu bulunmak lazimdir. 4- Kullandigi yer cinsi seyin veya tozun,
pak olmasi lazimdir. 5- Suyun isti'maline, hakikaten veya htikmen
kudreti olmamak. [Hastahkdan sonra, kollardaki ve ayaklardaki
halsizlik de ozrdtir. ihtiyarlardaki halsizlik de boyledir. Bunlar, ne-
mazlanm oturarak kilar.]
Ve dahi, teyemmtimtin stinnetleri yedidir:
1- Besmele okumak. 2- Ellerini pak topraga vurmak. 3- Elleri-
ni, vurdugu sey tizerinde, bir kerre ileriye ve geriye cekmek. 4-
Parmaklanm acmak. 5- iki elini birbirlerine carparak silkmek. 6-
Evvela ytiztine mesh etmek. 7- Kollarm dirsekleri ile beraber her
yerini mesh etmek.
-236-
Su aramamn sarti dortdiir:
1- Bulundugu mahal ma'murluk ola.
2- Suyun bulundugu haber verilse.
3- Suyun bulunduguna, zann-i galibi var ise.
4- Korkulacak mahal degil ise.
Bir kimse suyu bulsa, amma suyun bulundugu mahal, bir mil-
den ziyade ise, teyemmiim caizdir. Bir milden eksik ise ve vakt
gecmiyecek ise, teyemmiim etmek caiz degildir. [Bir mil, dort-
bin zra', ya'ni Hanefi mezhebinde 0,48 x 4000 = 1920 metre yol-
dur.]
Ve eger, bir kimse suyu arasa ve bulamaymca teyemmiim edip
nemazi kildikdan sonra, suyu gorse, nemazmi iade eder mi, veya
etmez mi? Bu, ihtilafhdir. Esah olan, kilmis oldugu nemazi iade et-
mez.
Bir kimse, lslansa, amma abdest alacak su bulamasa ve te-
yemmiim edecek yer dahi bulamasa, bir parca camuru kurutup,
onunla teyemmiim eder. Birkac kimse teyemmiim etmis olsa,
bunlardan yalniz birisi suyu gorse, hepsinin teyemmiimii bozu-
lur.
Ve dahi, bir kimse bir mikdar su getirse, icinizden biriniz abdest
alsin dese, ciimlesinin teyemmiimii fasid olur. Amma ciimleniz ab-
dest ahmz dese, halbuki getirilen su, yalniz bir kisiye kifayet etse,
hepsinin dahi, teyemmiimii sahih olur.
Bir kimse ciiniib olsa, bir yerde su bulamayip, ancak cami'de
bulsa, gusl icin, teyemmiim eder ve sonra suyu almak icin cami'e
girer. Amma cami'e girdiginde, su bulamazsa, nemaz icin, baska
teyemmiim lazim gelir.
Bir kimse, cami' icinde otururken, ihtilam olsa, teyemmiim
eder ve sonra cami'den cikar.
Bir kimsenin elleri kesik olsa, teyemmiim edebilir. Lakin, o
kimsenin istinca edecek kimsesi var ise, ondan istinca sakit olmaz.
Eger yok ise sakit olur.
Ve eger, hem elleri ve hem ayaklan kesik olsa, Tarafeyne gore,
nemazi sakit olur. imam-i Ebu Yustife gore, nemazmi kilmasi la-
zimdir.
Ve dahi, Cum'a nemazmda teyemmiim caiz degildir. Ya'ni, ab-
dest almak icin vakt az olup, Cum'a fevt olur diye, acele teyem-
miim etse, caiz degildir. [Cum'a nemazinm bedeli ogle nemazi ol-
dugundan otiirii.] Nebiz denilen hurma suyu ile abdest almak caiz
olmadigi (Durr-iil-muhtar)da yazihdir.
Bir kimse, yolda ihtilam olsa, teyemmiim eder, sabah nemazi-
m kilar. Ve ogleye dek gider. ikindinin vakti yaklasip, oglenin
-237-
vakti cikacak zemanda, teyemmiim ederek ogleyi kilar. Bu kim-
se, ikindiden sonra su bulsa, sabah ve ogle nemazlanm iade eder
mi? Bunda, ulema ihtilaf etdiler. Bir kavlde, iade eder, diger kav-
le gore iade etmez. Bu mesele sahib-i tertibe gore olmak muhte-
meldir.
Bir kimsenin merkebinde su olsa, merkebini gayb etse, teyem-
miim eder ve nemazini kilar. Nemazini kilarken, merkebin sesini
isitse, abdesti bozulur.
Bir kimse binekli olsa, inerse yoldaslan onu beklemese, atinin
iizerinde iken teyemmiim eder ve ima ile nemazini kilar.
Yol korkulu veya hava soguk olur ve gusl ederse, hasta olmasi
muhtemel bulunursa, teyemmiim ile nemazini kilar.
Yola gidenin heybesinde bir kiremit veya bir tugla bulundur-
masi lazimdir. Zfra, teyemmiim edecek olsa, ortalik yas ise o ze-
man tugla ile teyemmiim eder. Nemazini kilar.
Bir kimse bayram nemazma dursa, abdesti bozulsa, eger tekrar
abdest alirsa bayram nemazma yetisemiyecegini bilse, yahud fazla
izdiham olmak korkusu olunca, teyemmiim eder, nemaza durur.
Bu kavl, imam-i a'zama goredir. imameyn kavline gore ise, abdest
alir.
[(Merak-il-felah)m Tahtavi hasiyesinde diyor ki, (Hastalik, te-
yemmiim etmek icin ozrdiir. Saglam kimsenin, abdest alirsa, has-
ta olacagmdan korkmasi ozr olmaz. Saglam kimse oruc tutunca,
hasta olacagmdan korkarsa, kazaya birakmasi caiz olur diyen
alimler, hasta olmakdan korkamn teyemmiim etmesi caiz olur
dediler. Hastalik dort cesiddir: Su zarar verir. Hareket etmek za-
rar verir. Kendisi suyu kullanamaz. Teyemmiim de edemez. Za-
rar vermek, kendinin cok zan etmesi ile veya miisliman, adil ve
miitehassis bir doktorun haber vermesi ile anlasihr. Adil bulun-
mazsa, fiski zahir olmryan tabibin sozii de kabul edilir. Kendisi
suyu kullanamayan, abdest aldiracak kimse bulamazsa teyem-
miim eder. Cocugu ve hizmetcisi veya hatir icin abdest aldiracak
kimsesi varsa, bunlar abdest aldirir. Bunlar yoksa, teyemmiim
eder. imam-i a'zama gore iicretli adam tutmasi lazim degildir. Te-
yemmiim de yapamiyan nemazi kazaya birakir. Zevc ve zevce bir-
birlerinin abdest ve nemazlarma yardim etmege mecbur degil ise-
ler de, zevcesinden yardim istemesi lazimdir. S enr , koy haricinde
olup sicak su bulamayan kimse, soguk su ile gusl ederse, hasta
olacagmdan korkunca teyemmiim eder. Sehr icinde de boyle ol-
duguna fetva verildi. Abdest ve gusl a'zasinin yandan fazlasi yara
ise, teyemmiim eder. Yansi yara ise, saglam yerleri yikar. Yara-
-238-
Ian mesh eder, yaraya mesh zarar verirse, sargi tizerine mesh
eder. Bu da zarar verirse, hie mesh etmez. Basinda hastahk olup,
mesh zarar verirse, mesh sakit olur. iki elinin ve iki ayagmm yi-
kamasi farz olan yerleri kesik olamn yiizii de yara ise, teyemmiim
edemeyeceginden abdestsiz kilar ve i'ade etmez. Yiizii saglam
ise, yiiziinii yikatir. Yardimcrsi yoksa, yiiziinii topraga siirer. Sag-
lam kimsenin bir eli nuziillii, yarali, kesik, colak ise, diger eli ile
abdest ahr. iki eli de boyle ise, elini, yiiziinii topraga siirer. Yara-
nin, cibamn, kingin iistiine, bunlan tedavi ve zarardan korumak
icin zaruri olarak sanlan sargi veya tahta, merhem, alci acihp ya-
ra yikanamaz ve mesh edilemezse, bunlann yiizeylerinin ekserisi-
ne ve arada kalan saglam cild iizerine mesh edilir. imkan olursa,
bunlar cikanhp yara iizerine mesh etmek ve saglam cildi yikamak
lazim olur. Bunlann abdestli olarak sanlmasi ve belli miiddeti
yokdur. Saglam ayagi yikayip digerindeki sargiya mesh caizdir.
Yara iyi olmadan, iizerindeki sey diiserse, abdest bozulmaz.
Mesh etdikden sonra, mesh olunan sey degisdirilirse de bozul-
maz. Tirnak kinhr veya yara olursa, iizerine veya ayakdaki catla-
ga konan merhemi kaldirmak zarar verirse, zaruret olacagmdan,
merhemin iistii yikamr. Yikamak zarar verirse mesh eder. Bu da
zarar verirse mesh de etmez. [Diger uc mezhebde, boyle oldugu
icin baska mezhebi taklide imkan yokdur.] Bu merhemin, cebire
gibi oldugu, Ibni Abidinde yazihdir. Fekat, dis dolgusu ve kapla-
masi boyle degildir. Ciinki, malikiyi veya safi'iyi taklid miimkin-
dir. Kendi sebeb olmiyarak akh giden veya bayilan iizerinden al-
ti nemaz vakti gecerse, akh gelinciye kadar kilamadigi nemazlan
kaza etmez. Hasta, ima ile de kilamadigi nemazlann sayisi ne
olursa olsun, bunlann iskati icin vasiyyet etmez. iyi olursa, hepsi-
ni kaza eder.)
ibni Abidin "rahmetullahi aleyh" diyor ki, (Saglam insamn ab-
dest uzvlanni baskasmm yikamasi, mesh etmesi mekruhdur. Buna
baskasinm abdest suyu getirmesi ve kendisi yikarken baskasmm su
dokmesi caizdir. Hasta, elbisesini ve yatagini hep kirletiyorsa ya-
hud bunlan degisdirmek mesakkatli oluyorsa, necs olduklan halde
kilar. Cebire denilen tahtalar, flasterler, merhemler, altlarmdaki
yara iyi oldukdan sonra diiserlerse, abdest bozulur. Yara iyi olur,
fekat ustiindekiler diismezse, zararsiz kaldmlabilirlerse, abdest ve
gusl yine bozulur.)
Allahii teala, sevdiklerine, giinahlanm afv etmek icin veya
Cennetdeki ni'metlerini artdirmak icin, derdler, hastahklar veri-
yor. ibadetleri zahmetli, sikintih oluyor. Buna karsihk, diinya is-
lerinde, rahathk, kolayhk ve nzklarma bereket veriyor. Ibadet
-239-
yapmiyanlara, rahathk, bereket vermiyor. Bunlar, zahmet ceke-
rek, hile ve hiyanet yaparak, cok kazanip, zevk ve safa icinde ya-
sarlar ise de, bu zevkleri uzun surmez. Az zeman sonra, hastahane-
lerde, habshanelerde siiruniirler. Ahiretdeki azablan da, cok sid-
detli olur.]
ISTiNCA, ISTiBRA, iSTINKA
istinca, su ile, malum yeri yikamak. Istibra, bevl yapdikdan
sonra mesanenin yashgi gidinceye kadar gerek gezinerek ve gerek
diger suretle vakt gecirmege denir. Istinka, pak olduguna, kalbinin
mutmain olmasma derler.
Istinca dahi, alti nev'dir:
Farz olam, esvabmda ve bedeninde ve nemaz kilacak mekanda,
bir dirhemden ziyade necaset olsa, su ile gidermek farzdir. Keza-
lik, gusl ederken dahi, istinca farzdir. [Burada bir dirhem, bir mis-
kal demekdir ki, dort gram ve seksen santigramdir.]
Vacib olam, esvabmda ve nemaz kilacak mekanda, bir dirhem
mikdari necaset olsa, gidermek vacibdir.
Bir dirhemden az olsa, gidermek siinnetdir.
Miistehab olam, pek ciiz'i olan necaseti gidermek dahi, miiste-
habdir. Mendub olam, bir kimsenin oturak yeri yas iken yellense,
yikamak mendubdur.
Bir kimse, o yeri kuru iken, yellense, yikamasi bid'atdir.
istincamn siinnetleri: Tas ile veya toprak ile temizlenmek ve
bundan sonra su ile yikamak dahi siinnetdir.
Eger, tas ve toprak ile necaset giderilemeyip, dirhemden ziya-
de kahrsa yahud dirhemden ziyade olarak, mak'adm etrafina bu-
lasmis ise, su ile yikamak farz olur. Bundan sonra, pak bir bezle sil-
meli, eger bez yok ise, eliyle kurulamahdir.
Ve istincamn mustehabi birdir: Tasi tek tutmak. Ya'ni, ya iic, ya
bes veya yedi olmakdir.
[Idrar kaciran adam, camasirma idrar bulasmamasi icin, (12 x
12) cm buyiiklugiindeki bezin bir kosesini biraz biikiip, buraya
yanm metre kadar sicimin bir ucu baglamr. Bez zekerin ucuna
kaplanir. Sicim bezin uclanmn ya'ni zekerin iizerine bir kerre sa-
nhr. Sargiya yakm yeri iki kat yapihp, kath yeri sargmin altina ge-
cirilerek cekilip sikisdinhr. Serbest ucuna, bir dugiimle halka ya-
pihp, cengelli igne ile dona rabt edilir. idrar yapilacagi zeman ig-
ne acihp, ipin halkasi cikanlarak, ip cekilince, hemen coziiliip,
bezi cikar. ipin halkasi igneden kolay aynlamazsa, igneye bir
-240-
rabtiye teli ve buna halka takilir. Ba'zi ihtiyarlarda zeker kuciilii-
yor. Uzerine bez sanlamiyor. Bunlar, zekeri ve husyeleri, kiiciik
bir naylon torbaya koyup, torbanm agzim baglamahdir. Idrar kaci-
ran, fekat ozr sahibi olamiyan, hanefi mezhebindeki kimse, abdest
almaga, gusle ve nemaza baslarken, maliki mezhebini taklid etme-
ge niyyet eder. Cami'ul-ezher medresesi miiderrislerinden, 1384
h.de vefat eden, Abdurrahman Ceziri "rahmetullahi aleyh" in riya-
setindeki Misr alimlerinin hazirladiklan (Kitab-iil-fikh alel-meza-
hibil-erbe'a)da diyor ki, (Maliki mezhebinde, ikinci kavle gore,
hastada, ihtiyarda, abdesti bozan birsey hasil olursa, hemen ozr sa-
hibi olarak abdesti bozulmaz. Harac halinde olan, hanefiler ve sa-
fi'fler, bu kavli taklid eder) demekdedir. Nemaz icinde idrar kaci-
ran hanefi, hali miisaid olmadigi zeman, malikinin bu kavlini tak-
lid eder. Niyyet ederek, nemazma, ozrlti olarak devam eder.]
NEMAZ NASIL KILINIR
Nemaza dort sey ile girilir: Farz ile, vacib ile, siinnet ile, miiste-
hab ile. Hanefi mezhebinde, ellerini kulagmm hizasma kaldirmak,
siinnet. Ellerinin ayasim, kibleye yoneltmek siinnet. Er kisilerin
bas parmagmi kulagi yumusagma degdirmek ve hatun kisilerin,
omuzu hizasma kaldirmak miistehab, (Allahii ekber) demek farz.
Tekbir aldikdan sonra, el baglamak siinnet. Sag elini, sol elinin iis-
tiine koymak, siinnet. Er kisinin, ellerini gobeginden asagi koymak
ve hatun kisi, gogsiine koymak siinnet. Er kisi, sol elin bilegini pek-
ce kavramak miistehab.
Nemazda -imam olsun, muktedi olsun ve yalmz olsun- Siibhane-
ke okumak siinnet. Eger imam veyahud yalmz olursa, E'uzii oku-
mak siinnet. Besmele okumak siinnet. Fatiha-i serife okumak vacib
ve Fatihadan sonra, iic ayet, yahud, tic ayet kadar uzun bir ayet oku-
mak vacib, siinnetlerin ve vitrin her rek'atinde, yalmz kilarken farz-
larm iki rek'atinde, ayakda Kur'an-i kerimden bir ayet okumak farz.
Riiku'da belini egmek farz. tic kerre (Siibhanallah) diyecek
kadar eglenmek vacib. Uc kerre (Siibhane rabbiyelazim) demek
siinnet. Bes kerre veya yedi kerre demek miistehab. Riiku'dan ki-
yama dogruldukda ve iki secde arasmda dogrulup oturdukda, bir
kerre (Siibhanallah) diyecek kadar eglenmek, imam-i Ebu Yusiife
gore farz. Ve tarafeyn kavline gore, vacib olup, ba'zilan siinnet de-
misler ise de, esah olan vacibdir.
Secdede, basim secdeye koymak farz. Uc kerre (Siibhanallah)
diyecek kadar eglenmek vacib. Uc kerre (Siibhane rabbiyel-a'la)
demek siinnet. Bes kerre veya yedi kerre demek miistehab.
Ibni Abidin "rahime-hullahu teala" diyor ki, (Secde yapar-
- 241 - Islam Ahlaki - F:16
ken,6nce iki diz, sonra iki el, sonra burun ve sonra aim yere konur.
Bas parmaklan, kulaklan hizasmda olur. Safi'ide, eller omuz hiza-
sina konur. Ayaklarm, en az birer parmagmi yere koymak farzdir.
Yerin sertce olup, basm icine girmemesi lazimdir. Yere serili hah,
hasir, bugday ve arpa boyledir. Yerde duran masa, kanape, araba
da, yer demekdir. Hayvan iizeri ve hayvan iistiinde bulunan semer
ve benzerleri, yer sayilmaz. Sahncak ve agaclara, direklere bagla-
narak havada gerilmis duran bez, hah, hasir yer sayilmaz. Pirinc,
dan, keten tohumu gibi kaygan seyler iizerine secde sahih olmaz.
Cuval icinde iseler sahih olur. Secde yeri, dizlerini koydugu yerden
yanm zra', ya'ni oniki parmak eni [yirmibes santimetre] yiiksek
olunca nemaz sahih olur ise de, mekruhdur. Secdede dirsekler be-
denden, karm da uyluklardan acik tutulur. Ayak parmaklanmn uc-
lan kibleye karsi tutulur. Riiku'a egilirken topuk kemiklerini bir-
birine yapisdirmak siinnet oldugu gibi, secdede dahi bitisik tutulur.
Kadm, nemaza dururken, ellerini omuzlarma kadar kaldinr.
Ellerini kol agzindan disan cikarmaz. Sag avucu sol uzerinde ola-
rak gogiis iistiine kor. Riiku'da az egilir. Belini kafasi ile diiz tut-
maz. Riiku'da ve secdede parmaklanm acmaz. Birbirlerine yapis-
dirir. Ellerini dizleri iizerine kor. Dizlerini biiker. Dizlerini tutmaz.
Secdede kollarmi, karnina yakin olarak yere serer. Karmni uyluk-
larma yapisdinr. Tesehhiidde, ayaklanm saga cikararak yere otu-
rur. El parmaklanmn ucu dizlerine uzamr. [Erkekler de dizi kav-
ramaz.] Parmaklan birbirlerine yapisik olur. Kendi aralannda ve-
ya erkeklerin cema'ati arasinda imam ile kilmalan mekruhdur.
Cum'a ve bayram nemazi kilmasi farz degildir. Kurban bayramin-
da farz nemazlardan sonra (Tekbir-i te§rflc) sessiz okur. Sabah ne-
mazim gee kilmasi miistehab degildir. Nemazlarda yiiksek sesle
okumaz. ibni Abidinden terceme temam oldu.) Hamevi "rahime-
hullahii teala", (Esbah) serhinde diyor ki: Kadmlann baslarmdaki
saclanni, kazimakla veya kesmekle yahud ilac ile izale, ya'ni yok
etmeleri tahrimen mekruhdur. [Erkeklere benzetmemek sarti ile
saclanni kulaklara kadar kisaltmalarmin caiz oldugu anlasilmak-
dadir.] Kadinin ezan ve ikamet okumasi mekruhdur. Zevci veya
mahremi yamnda olmadan sefere cikamaz. Hacda basim acmaz.
Sara ile Merve arasinda, ozrlii iken de, sa'y yapar. Tavafi Ka'be-
den uzak olarak yapar. Hutbe okumaz. Ctinki, sesinin avret olma-
si sahihdir. Hacda mest giyer. Kadm, cenaze tasimaz. Miirted
olunca oldiiriilmez. Had ve kisas da'valannda sahidligi kabul edil-
mez. Cami'de i'tikaf yapmaz. Ellerini, ayaklanm, kma ile boyama-
si caizdir. [Oje kullanmaz.] Mirasda ve sahidlikde ve fakir akraba-
ya nafaka vermekde erkegin yansidir. Muhsine kadm mahkeme-
ye cagnlmaz. Hakim veya vekili, onun evine gider. Gene kadin,
-242-
yabanci erkege selam ve bassaghgi ve aksirana birsey soylemez ve
kendine soylenince cevab vermez. Yabanci erkekle bir odada yal-
niz kalmaz. Hameviden terceme temam oldu.
Ka'de-i ulada oturmak, vacib. Ka'de-i ahirede oturmak farz.
Son ka'dede tehiyyat okumak vacib.
Farzlann ve vaciblerin ve oglenin ve Cum'amn evvel siinnetle-
rinin ve Cum'amn son sunnetinin -yalmz ka'de-i ahfrelerinde- ve
sair nemazlarm [Ikindi ve yatsmm dort rek'at siinnetleri gibi] her
ka'delerinde, salevat diialarim okumak siinnet. Selam lafzi, vacib.
Ve selamda, iki omuzuna bakmak siinnet. Dikkatle bakmak miis-
tehab.
Ve dahf, nemazin kemal-i mertebe kabul olmasimn sarti, [ha-
ramlardan sakinmak ve] husu' ve takva ve malaya'myi terk ve
terk-i kesel ve ibdaddir. Husu', Allahii azim-iis-sandan korkmaga,
takva, dokuz a'zasmi haramdan ve mekruhdan hifz etmege; mala-
ya'niyi terk demek, diinyasina ve ahiretine yaramiyan sohbeti ve
isi terk etmege; terk-i kesel, nemazmm efalini edada iisenmekligi
terk etmege; ve ibdad, ezan-i Muhammedi okundugu vakt, her isi
terk edip, cema'ate miidavemet etmege derler.
Nemazin icinde, riayeti ehem olan alti sey bunlardir: ihlas, te-
fekkiir, havf, reca, rii'yet-i taksir, mticahede.
Ihlas, amelinde hulus iizere bulunmaga; [yalmz Allah rizasi icin
yapmaga] tefekkiir, nemaz icinde olan mes'eleleri diisunmege;
havf, Allahii azim-iis-sandan korkmaga; reca, Allahii azim-iis-sa-
nm rahmetini ummaga; rii'yet-i taksir, kendisini kusurlu bilmege;
miicahede, nefsle ve seytanla cenk etmege derler.
Ezan-i Muhammedi okundukda, israfil "aleyhisselam" suru
iifiiriiyor diye, abdeste kalkarken, kabrimden kalkiyorum diye,
cami'e giderken, mahser yerine gidiyorum diye, muezzin ikamet
edip, cema'at safsaf olurlarken, bu insan mahser yerinde yiizyir-
mi saf olup, seksen safi, bizim Peygamberimizin ve kirk safi, sair
Peygamberlerin iimmetleri olsa gerekdir diye, imama uydukdan
sonra, imam, Fatiha-i serifeyi okurken, sagimda Cennet ve so-
lumda Cehennem ve ensemde Azrail "aleyhisselam" ve karsim-
da Beytullah ve oniimde kabr ve ayagimin altmda sirat. Acaba,
benim siialim asan olur mu? Ve etdigim ibadet, ahiretde basima
tac ve yamma yoldas ve kabrimde cirag olur mu? Yoksa kabul ol-
mayip, eski bez gibi yuziime vurulur mu diye tefekkiir etmek ge-
rek.
Vefasizdn, ey dent diinya sarin her ni'metin!
Ecel tirtnmlari, mahv eyliyor her riFatin.
-243-
EZAN-I MUHAMMEDI
Asagidaki yazi (Durr-iil-muhtar)dan ve bunun serhi olan (ibni
Abidin)den terceme edilmisdir:
Ilmihal kitablarmda bildirilmis olan belli kelimeleri, aklli bir
muslimamn belli seklde okumasma, (Ezan-i Muhammedi) denir.
Ya'ni minareye cikip, arabi kelimeleri ayakda okumak lazimdir.
Baska dillerde tercemelerini okumak, ma'nasim anlasa bile ezan
olmaz. Ezan, bes vakt nemaz vaktlerinin geldigini bildirmek icin
okunur. Erkeklerin, mescidin disinda yiiksek yere cikip okumala-
n miiekked siinnetdir. Kadmlarm ezan ve ikamet okumalan
mekruhdur. Kadmlarm seslerini erkeklere duyurmalan haram-
dir.
Muezzin efendinin, mescidin dismda yiiksekde ve yiiksek sesle
okuyarak, komsulara duyurmasi lazimdir. Fazla bagirmasi caiz de-
gildir. Ekber derken son harfi cezm ederek durulur veya ustiin oku-
narak vasl edilir. Otre okumaz. Kelimelerin basma veya sonuna ha-
reke, harf, med ekleyecek seklde fazla teganni ile okumak ve bunu
dinlemek halal olmaz. Salat ve felah derken yiiziinu saga ve sola ce-
virmesi siinnetdir. Ayaklan ve gogsii kibleden ayirmaz. Yahud mi-
narede donerek okur. ilk minareyi hazret-i Mu'aviye yapdirmisdir.
Resulullahm mescidi uzerine yiiksek birsey yapilmisdi. Bilal-i Ha-
besi buraya cikip ezan okurdu. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel-
lem" Bilale, parmaklanm kulaklarma koymasim emr eyledi. Arada
konusursa tekrar okumasi lazimdir. Birkac kisinin birlikde okuma-
lan caizdir. Bir kismmm okudugunu digerleri okumazsa sahih ol-
maz. Ezam oturarak okumasi tahrimen mekruhdur. Miiezzinin sa-
lih olmasi, ezamn siinnetlerini ve vaktlerini bilmesi, her giin devam-
h okumasi, Allah rizasi icin iicretsiz okumasi siinnetdir. Ucret ile
okumasi da caizdir. Akil olmamis cocugun ezam sahih olmaz. Ciin-
ki bunun sesi kus ve alet sesi gibidir. [Bunun icin, ezam, kameti ho-
parlor ile okumak sahih olmaz. Fasikm ezanma ve imamm tekbir-
lerini nakl etmesine guvenilmez. Bunun okumasi mekruh olur. Mii-
ezzinin, ezam vaktinde okudugunu, baskalarmm da nemazi vaktin-
de kildigmi bilmeleri sartdir. Vaktin geldiginde siibhe ederek ne-
maza duran kimsenin vaktinde kilmis oldugu sonradan anlasilsa bi-
le, nemazi sahih olmaz. Kafirin, fasikm hazirlamis oldugu takvime
uyarak kihnan nemaz sahih olmaz. Dar-iil-harbde kullamlan tak-
vimin dogru oldugunu, salih ve alim olduguna giivendigi bir miis-
limandan sorup ogrenmek lazimdir.] Siinnete uygun okunan ce-
sidli ezanlardan yalmz birincisini isitenlerin isitdigini soylemele-
-244-
ri ve kendi mescidinin ezam ise, cema'ate gitmeleri lazimdir.
Kur'an-i kerim okuyanlarm da soylemeleri lazimdir. Cenaze ne-
mazi kilanm, halada, yimekde, mescidde olanm, din bilgisi ogret-
mekde ve ogrenmekde olanm, ezam tekrar etmeleri lazim degildir.
Arabi olmiyan ve fazla teganni ile okunan ezan siinnete uygun de-
gildir. Ezam isitenin oturuyorsa kalkmasi, yiiriiyorsa durmasi miis-
tehabdir. Yemin bahsinde nezri anlatirken diyor ki, (Her beldede,
her mahallede mescid yapmak, hiikumet iizerine vacibdir. Beyt-iil-
mal parasmdan yapdinlir. Hiikumet yapdirmazsa, miislimanlarm
yapdirmalan vacib olur.)
[Goriiliiyor ki islamiyyete uyarak, her mahallede mescid yapi-
hrsa, her mahallede ezan okunacak, herkes mahallesinin ezamm
isitecekdir. Miiezzinin cok bagirmasma, ho-parlor kullanmasina
liizum kalmiyacakdir. Ho-parlor, ezamn siinnetlerinin terk edil-
mesine sebeb olan bir bid'atdir. Ezan okurken ve nemaz kilarken
bu bid'ati kullanmak biiyiik giinahdir. Bu ibadetlerin bozulmasi-
na da sebeb olmakdadir. Bunun icindir ki, Diyanet isleri reisligi-
nin miisavere ve dmi eserleri inceleme heyetinin 1.12.1954 tarih
ve 737 sayih karanmn onbesinci maddesinde, (Ho-parloriin mih-
raba konulmasi, suret-i kat'iyyede memnu'dur. Sayed imamin
tekbir ve tesmi'i duyulamayacak derecede cema'at kesretli olur-
sa, miiezzinlerden biri veya daha uzakda digeri de iblag vazifesi-
ni goriirler) denilmekdedir. Radyoda, teypde ve ho-parlorde
okunan Kur'an-i kerimin ve ezamn insan sesi olmadigim, bunla-
n okuyan insanlarm seslerinin hasil etdikleri miknatis ve elektrik
tarafindan meydana getirilen calgi sesleri olduklanni ve meyda-
na gelmelerine sebeb olan insan seslerinin kendileri degil iseler
de, onlara cok benzedikleri icin okuyanlarm sesleri zan edildigi
(El-fikh-u alel-mezahib-il-erbe'a)nm secde-i tilavet bahsinde ve
(Se'adet-i Ebediyye) kitabinm (teganni ve miizik) kismmda uzun
bildirilmisdir. islamiyyetin emr etdigi (Ezan-i Muhaminedi). sa-
lih muslimamn sesine denir. Borudan cikan ses ezan degildir. As-
rimizin hakiki din alimlerinden Elmahh Hamdi efendi "rahime-
hullahii teala", tefsirinin ticuncii cildi, 2361. ci sahifesinde diyor
ki, (Goriiliiyor ki bu "istima' ve insat" emrleri kiraete terettiib et-
dirilmisdir. Kiraet ise bir lisan fi'l-i ihtiyarisidir ki, akil ve natik
bir insanm agzindan meharic-i mahsusaya i'timad ile cikan ve
kasd-ii fehmine iktiran eden savti ile yapihr. Ve nitekim, Cibrilin
fi'li bile kiraet degil bir ikra ya'ni kiraet etdirmekdir. Fi'l-i ilahi
de tenzil ve halk-i kiraetdir. Binaenaleyh gayr-i akilden ve cima-
datdan sadir olan savtlara kiraet denilemiyecegi gibi, sadadan
-245-
ya'ni savtm aksinden hasil olan fi'le de kiraet denilmez. Bunun
icindir ki, fukaha bir kiraetin aksinde hasil olan saday-i miin'akise
kiraet ve tilavet hiikmii terettiib etmiyecegini ve mesela: Secde-i
tilavet lazim gelmiyecegini beyan etmislerdir. Bir kitabi sessiz mu-
talea etmek kiraet etmek demek olmadigi gibi, calan veya cmla-
yan miin'akis bir sadayi dinlemek de bir kiraet dinlemek degil, bir
calma ve cmlama dinlemekdir. Su halde, Kur'an-i kerim okuyan
bir kariin sadasim aks etdiren gramofondan veya radyodan gelen
savt veya sada, bir kiraet degil, bir kiraetin aksi ve tayfidir ve bun-
lara istima' ve insat emrinin hiikmii terettiib etmez. Ya'ni dinlen-
mesi, susulmasi vacib olan Kur'an-i kerim, caiman Kur'an degil,
kiraet olunan Kur'andir. Ma'amafih istimai vacib veya miistehab
olmamakdan, istimai gayr-i caiz, adem-i istima'i vacib olmak la-
zim gelir zan edilmemelidir. Zira Kur'am calmak, baska bir fi'il,
caiman Kur'am dinlemek de baska bir fi'ildir. Kur'an-i kerimi cal-
mak, calgilar miyanma koymak sayan-i tecviz olmiyan bir fi'il ol-
dugu zahirdir. Nitekim Kur'an-i kerim okumak bir kurbet oldugu
halde, muhill-i ta'zim olan yerlerde okumak bir kabahatdir. Fe-
kat, okunmus bulunursa, istimai kabahat degil, adem-i istimai ka-
bahat olur. Mesela, hamamda Kur'an-i kerim kiraet eden giinaha
girer. Bununla beraber, okundugu takdirde, dinlememek de sevab
degildir. Bunun gibi, bir aks-i sada ile cinlayan, kezalik bir gramo-
fon veya radyoda caiman bir Kur'an-i kerim in'ikasim dinlemek
bir vazife degildir diye dinlememek vazifedir gibi de zan edilme-
melidir. Zira, bir kiraet degilse de, kiraete musabihdir. Ciinki, ke-
lam-i nefsiye daldir. Binaenaleyh istimai kiraet gibi, vacib veya
miistehab degilse de, la-ekal caizdir, evladir ve hatta ona da hur-
metsizlik etmek gayr-i caizdir. Oyle bir hal karsismda bulunan bir
miisliman, layik olmiyan yere konmus bir Kur'an-i kerim sahifesi
karsismda bulunuyormus gibidir ki, ona karsi laubalilik etmemesi
ve elinden geldigi kadar onu oradan aim layik oldugu bir yere kal-
dirmasi vazife-i diyaneti iktizasindandir.)]
Fikh ve fetva kitablarmm cogunda, mesela (Kadihan)da diyor
ki, (Ezan okumak siinnetdir. islam dininin si'armdan, alametle-
rinden oldugu icin, bir sehrde, bir mahallede ezan terk edilirse,
hiikumetin oradaki muslimanlara zorla okutmasi lazimdir. Muez-
zinin Kible cihetini ve nemaz vaktlerini bilmesi lazimdir. Ciinki,
ezam basindan sonuna kadar Kibleye karsi okumak siinnetdir.
Ezan, nemaz vaktlerinin ve iftar zemanmm basladigini bildirmek
icin okunur. Bu vaktleri bilmiyenin ve fasikin okumasi, fitne cik-
masina sebeb olur. Akh olmiyan cocugun, serhosun, delinin, cti-
niib olamn ve kadmm ezan okumalan mekruhdur. Miiezzinin
-246-
tekrar okumasi lazim olur. [Mevlid okumak, okutmak ve dinle-
mege gitmek cok sevabdir. Fekat, kadinin, mevlid, ezan okuya-
rak, sarki soyliyerek, liizumundan fazla konusarak, sesini yaban-
ci erkeklere duyurmasi ve bunlann dinlemeleri haramdir. Kadm,
yalniz kadinlara okumali, sesini, teybe, radyoya, televizyona ver-
memelidir.] Oturarak, abdestsiz, sehrde hayvan iistiinde okumak
da mekruh ise de, bunlann ezam iade edilmez. Ezan minarede
veya mescidin dismda okunur. Mescidin icinde okunmaz. Telhin
ile, ya'ni kelimeleri bozacak seklde uzatarak teganni yapmak
mekruhdur. Arabiden baska dil ile ezan okunmaz). (Hindiyye)de
diyor ki, (Miiezzinin, sesini takatinden fazla yiikseltmesi mekruh-
dur). (ibni Abidin) "rahime-hullahii teala" diyor ki, (Ezamn
uzaklardan isitilmesi icin, miiezzinin yiiksek yere cikip okumasi
siinnetdir. Birkac miiezzinin, bir ezam birlikde okumalan caiz-
dir.) Alimlerin bu yazilarmdan anlasiliyor ki, ho-parlorle ezan,
kamet okumak ve nemaz kildirmak bid'atdir. Bid'at islemek bii-
yiik giinahdir. Hadis-i serifde, (Bid'at isliyenin hicbir ibadeti ka-
bul olmaz!) buyuruldu. Ho-parloriin sesi, insamn sesine cok ben-
ziyor ise de, insan sesinin kendisi degildir. Miknatisin hareket et-
dirdigi parcalardan hasil olan sesdir. Yiiksek yere cikip ayakda
duran insamn sesi degildir. Ho-parlorleri minarenin, catmm sagi-
na, soluna, arka tarafma koyarak, sesin Kibleye dogru cikmama-
si da, aynca giinah olmakdadir. Sesin uzaklara ulasmasma ve ho-
parloriin tirmalayici, metalik sesine ihtiyac da yokdur. Ciinki, her
mahallede mescid yapmak vacibdir. Her mahallede ezan okuna-
cak, her evden, mahallesinin ezam isitilecekdir. Bundan baska,
(Ezan-i cavk) da caizdir. Birkac miiezzinin, bir ezam birlikde
okumalarma, (Ezan-i cavk) denir. Hazm olan insan sesleri uzak-
lardan isitilmekde, kalblere ve ruhlara te'sir etmekde, fmanlari
tazelemekdedir. [Muezzin ezam ve imam efendi kiraeti, cami' ci-
varmda bulunan ve cami'deki cema'ate isitdirecek kadar tabi'i
sesleri ile okur. Uzaklardan isitilmesi icin, kendilerini zorlamala-
n mekruhdur. Ho-parlor kullanmaga liizum olmadigi buradan da
anlasilmakdadir.] Hulasa, ho-parlor denilen borudan cikan ses,
ezan degildir. Muezzin efendinin agzmdan cikan ses, (Ezan-i Mu-
hammedi)dir. Biiyiik islam alimi Ebu Nuaym isfehanmin (Hilyet-
iil-Evliya) kitabmdaki hadis-i serifde, (Calgidan cikan ezan sesi,
seytan ezamdir. Bunu okuyanlar, seytamn miiezzinleridir) buyu-
ruldu.
Hadis-i seriflerde buyuruldu ki, (Kiyamet yakla^inca,
Kur'an-i kerim mizmardan okunur) ve (Bir zemaii gelir ki,
Kur'an-i kerim mizmarlardan okunur. Allah icin degil, keyf
-247-
kin okunur) ve (Kur'an-i kerim okuyan cok kimseler vardir ki,
Kur'an-i kerim onlara la'net eder) ve (Bir zeman gelecekdir ki,
miislimanlarin en sefilleri, miiezzinlerdir) ve (Bir zeman gelir ki,
Kur'an-i kerim mizmarlardan okunur. Allahii teala bunlara
la'net eder). Mizmar, her nev'i calgi, diidiik demekdir. Ho-par-
lor de, mizmardir. Miiezzinlerin, bu hadis-i seriflerden korkma-
lan, ezani, ho-parlor ile okumamalan lazimdir. Ba'zi din cahille-
ri ho-parloriin faideli oldugunu, sesi uzaklara goturdiigiinu soy-
liyorlar. Peygamberimiz, (ibadetleri benden ve eshabimdan gor-
diigiiiiiiz gibi yapiniz! ibadetlerde dcgisiklik yapanlara (bid'at
ehli) denir. Bid'at sahibleri, muhakkak Cehenneme gidecekdir.
Bunlann hicbir ibadetleri kabiil olmaz) buyurdu. ibadetlere fa-
ideli seyler ilave ediyoruz demek dogru degildir. Boyle sozler,
din diismanlarinm yalanlandir. Bir degisikligin faideli olup olmi-
yacagmi yalniz islam alimleri anlar. Bu derin alimlere (Miicte-
hid) denir. Miictehidler kendiliklerinden bir degisiklik yapmaz-
lar. Bir ilavenin, degisikligin bid'at olup olmiyacagini anlarlar.
Ezani (Mizmar) ile okumaga soz birligi ile bid'at denildi. insan-
lan Allahii tealamn nzasma, sevgisine kavusduran yol insanm
kalbidir. Kalb, yaratihsinda temiz bir ayna gibidir. ibadetler, kal-
bin temizligini, cilasim artdinr. Bid'atlar, giinahlar kalbi karartir.
Muhabbet yolu ile gelen feyzleri, nurlan alamaz olur. Salihler bu
hali anlar, iiziilur. Giinah islemek istemezler. ibadetlerin cok ol-
masmi isterler. Her gun bes kerre nemaz kihnmasi yerine, daha
cok kilmak isterler. Giinah islemek nefse tath, faideli gelir. Bii-
tiin bid'atler, giinahlar, Allahii tealamn diismani olan nefsi bes-
ler, kuvvetlendirir. Ho-parlor ile ezan okumak boyledir. Abdiil-
lah-i Dehlevinin halifelerinden Rauf Ahmed, (Diirr-ul me'arif)
onsoziinde diyor ki, (Kur'an-i kerimi ve diger vazifeleri (Miz-
mar) calgi aleti ile okumak haramdir). Ezani ho-parlor ile oku-
mak boyledir.
[Safi'i (El-mukaddimet-ul-hadreniiyye) ve (Envar) kitabla-
rmda diyor ki, (Cami'in haricinde olamn camideki imama uyma-
smm safi'i mezhebinde sahih olmasi icin, imami gormesi ve sesi-
ni isitmesi ve son safdan takriben iicyuz zra' (300 x 0,42 = 126
metre) uzak olmamasi lazimdir). Televizyonda goriilen ve sesi
isitilen uzakdaki imama uyarak kihnan nemaz, hanefi mezhebin-
de de, safi'i mezhebinde de sahih degildir. Selef-i salihm zema-
mnda, ibadetlerde bulunmayan seyleri, sonradan ibadetlere kans-
dirmak (Bid'at) islemek olur. Ezana ve nemaza, radyo, televizyon
ve ho-parlor karrsdirmak bid'atini isliyenlerin Cehenneme gide-
cekleri, Nisa suresinin yiizondordiincii ayetinden de anlasilmak-
-248-
dadir. Ho-parlorden, radyodan isitilen ses, ezamn kendisi degildir,
benzeridir. Aynada, kagidda goriilen de, insana tarn benziyor ise
de, kendisi degil, benzeridir.]
NEMAZIN VACIBLERi: Hanefi mezhebinde, nemazin va-
cibleri: imamm arkasmda, Siibhanekeden gayri bir sey okuma-
mak. Imam ve yalniz kilan, farzlann iki rek'atinde ve sair nemaz-
lann her rek'atinde birer kerre Fatiha-i serife okumak. Dort ve lie
rek'atli farzlann, iki evvelki rek'atlerinde ve sair nemazlarm her
rek'atinde, zamm-i sure okumak. tic ve dort rek'atli farzlarda, Fa-
tiha-i serifeyi, iki evvelki rek'atlerde tahsis etmek. Bir farzdan bir
farza intikal etmek. Fatiha-i serifeyi, sureden evvel okumak.
Ka'de-i ulada oturmak. Secdeleri birbiri arkasindan yapmak.
Ka'de-i ahirede tehiyyat okumak. Selam lafzi ile nemazdan cik-
mak. Salat-i vitrde kunut diiasim okumak. Bayram nemazim kilar-
ken, zaid olan tekbirleri almak. ihfa ile okunacak yerde ihfa ile
okumak. Cehr ile okunacak yerde, cehr ile okumak. Ta'dil-i erkan
ile kilmak. [185. ci sahifeye bakimz!] Nemazda okursa, yahud ima-
mmdan isitirse, tilavet secdesini etmek. Secde-i sehv etmek. Dort
rek'at olan farzlarda, ka'de-i ulada tehiyyat okudukdan sonra, eg-
lenmeyip kalkmak. Her halde imama tabi' olmak. Ozrii yok ise, bir
kavle gore, farzlan cema'at ile kilmak. Kurban bayrammm arefe-
sinin sabah nemazmdan, dordiincii giiniin ikindi nemazma kadar,
yirmiiic farz nemazin akabinde, (tekbir-i te$rik) okumak.
NEMAZIN SUNNETLERI: Hanefi mezhebinde, nemazin
siinnetleri:
Iftitah tekbirinde ve vitrin kunut tekbirinde, erkekler ellerini
kulaklarimn yumusagina, kadinlar omuz beraberine kaldirmak.
Iftitah ve kunut tekbirlerinde, avuclanm kibleye tevecciih etdir-
mek. Kryamda sag elin bas ve ince parmaklanm sol elin bilegine
baglamak. Kadinlar, sag elini sol elinin iizerine koymak. Erler go-
beginin altina ve avretler gogsii beraberinde baglamak. Her ne-
mazin evvelki rek'atinde -imam olsun, cema'at olsun, yalniz ol-
sun- (Subhaneke) okumak. imam ve yalniz kilan, her evvelki
rek'atde, Siibhanekeden sonra, E'uzii ve Besmele okumak. Keza-
lik imam ve yalniz kilan, cumle rek'atlerde, Fatiha-i serifenin ev-
velinde, Besmele-i serife okumak. imam (Veled- dallin) dedikde,
imam ve cema'at ve yalniz kilan, kendisi Fatiha-i serifeyi bitirdik-
de, -yavasca- [amin] demek. Kiyamdan riiku'a inerken tekbir al-
mak. Riiku'da ellerini dizlerinin iizerine koyup, parmaklanm ac-
mak. Riiku'da iic kerre (Subhane rabbiyel'azim) demek. Rii-
ku'da beli ile basi bir hizada olmak. imam ve yalniz kilan, rii-
-249-
ku'dan kalkarken, (Semi'allahii limen hamideh) demek. Cema'at
ile ve yalmz kilan, riiku'dan kalkdikdan sonra, (Rabbena lekel-
hamd) demek. Kiyamdan secdeye inerken, (Allahii ekber) demek.
Secdede iic kerre (Siibhane rabbiyel-a'la) demek. Birinci secdeden
kalkarken, (Allahii ekber) demek. inerken, (Allahii ekber) de-
mek. Secdede, el parmaklanm bitisdirmek. Erler secdede dizlerini
yere koyup, uyluklanni karmndan ayirmak ve hatunlar uyluklanm
karnma yaprsdrrmak. ikinci secdeden kalkarken, (Allahii ekber)
demek. Erkekler, sag ayagini dikip, sol ayagmm iizerine oturmak.
Ka'de-i ahirede, salevat diiasim okumak. Sagina ve soluna selam
verirken, bas cevirmek. Tehiyyatda, elleri dizlerinin ucuna beraber
tutup, parmaklanm kendi haline birakmak. Secdede ellerini ve
ayak parmaklanm kibleye cevirmek. Secdeye vardikda, ellerini
kulaklanmn hizasmda tutmak. Yedi a'za iizerine, secde kilmak.
Dort rek'at olan farzlarm son iki rek'atlerinde yalmz Fatiha-i seri-
fe okumak. Siinnet-i serife iizere, ezan-i Muhammedi okumak. Ce-
ma'at ile olsun veya yalmz olsun, farzlarda erkekler ikamet eyle-
mek.
NEMAZIN MUSTEHABLARI: Hanefi mezhebinde, nema-
zin miistehablan:
Muezzin ikametinde (Hayye alessalah) dedigi zeman, cema'at
eglenmeyip kalkmak. iftitah ve vitrin kunut tekbirlerinde, erkek-
ler bas parmagmi kulaklanmn yumusagma dokundurmak. Kiyam-
da, ellerini bagladikda, bilegini pekce tutmak. Kiyamda, secde ye-
rine bakmak. Riiku'da ve secdede, ya bes, ya yedi kerre tesbih et-
mek. Riiku'da ayaklan iizerine bakmak. Riiku'da ayaklan bitisdir-
mek. Kryama kalkinca, sol ayagi sag ayakdan tekrar acmak. Almn-
dan once, burnunu yere koymak. Secdede burnunun iki yamna
bakmak. Selam verirken, omuz basma nazar etmek. imamin solun-
da bulunan kimse, selam verirken, imama ve hafaza meleklerine
ve cema'ate niyyet etmek. imamin sagmda olan kimse, hafaza me-
leklerine ve cema'ate niyyet etmek. Sagmda ve solunda kimse yok
ise, ancak hafaza meleklerine niyyet etmek. Nemaz icinde terini
silmemek. Oksiiriigu terk etmek. Esnemegi terk etmek. Tehiyyat-
da oturdukda uyluklan iizerine bakmak. imam nemazdan sonra
yiiziinii cema'ate dondiirmek.
NEMAZIN ADABI:
1- Yalmz kilmis olan veya imamla kilan kimse, selamin aka-
binde, (Allahiimme entesselamii ve minkes-selamu tebarekte ya
zel-celali vel-ikram) demek. Bundan sonra, iic kerre (Estagfirul-
lahel'azfm ellezf la ilahe ilia hiiv elhayyelkayyume ve etubii
-250-
ileyh) demek. Buna (Istigfar tliiasi) denir. Abdestsiz okumak da
caizdir.
2- Bundan sonra, (Ayetel-kiirsi) okumak.
3- Otuziic kerre (Siibhanallah) demek.
4- Otuziic kerre (Elhamdiilillah) demek.
5- Otuziic kerre (Allahii ekber) demek.
6- Bir kerre (La ilahe illallahii vahtlehii la senkeleh lehiil miil-
kii ve lehiilhamdii ve hiive ala kiilli sey'in kadfr) demek.
7- Kollan ileri uzatip, ellerini diiamn kiblesi olan Arsa acrp, hu-
lus iizere diia etmek.
8- Cema'at ile ise, dtiayi beklemek.
9- Diia sonunda (amin) demek.
10- Diiamn hitaminda elini yiiziine sigamak.
11- Sonra, her birinde Besmele cekerek, onbir (ihlas-i serif)
okumagi emr eden hadis-i serif, (Berika) birinci cild, son sahifesin-
de yazilidir. Sonra birer (KuFe'uzii) okumak ve 67 (Estagfirullah)
diyerek yetmise temamlamak, on kerre (Siibhanallah ve bi-hamdi-
hi subhanallahirazfm) demek. Sonra (Siibhane Rabbike) ayetini
okumakdir. Bunlar, (Merak-d-felah) kitabmda yazilidir. Hadis-i
serifde, (Bes vakt farz nemazdan sonra yapilan diia kabiil olur) bu-
yuruldu. Fekat diia, uyamk kalb ile ve sessiz yapilmahdir. Diiayi
yalmz nemazlardan sonra veya belli zemanlarda yapmak ve belli
seyleri ezberleyip, si'r okur gibi diia etmek mekruhdur. Diia bitin-
ce, elleri yiize siirmek stinnetdir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve
sellem", tavafda, yemekden sonra ve yatarken de diia ederdi. Bu
diialarmda kollan ileri uzatmaz ve ellerini yiiziine siirmezdi. Diia-
mn ve her zikrin sessiz olmasi efdaldir. Diialan ve istigfan, abdest-
li okumak miistehabdir. Tarikatcilarm yapdiklan gibi, raks etmek,
donmek, el cirpmak, def, diimbelek, ney, saz calmak sozbirligi ile
haramdir. Goriiliiyor ki, cema'atin imam ile birlikde, sessizce diia
etmeleri efdaldir. Ayn ayri diia yapmalan ve diia etmeden kalkip
gitmeleri de caizdir. (Hindiyye) fetvasinda diyor ki, (Son siinneti
olan nemazlarda, selam verince imamm oturmasi mekruhdur. Sa-
ga, sola veya biraz geriye cekilip hemen son siinneti kilmasi lazim-
dir. Yahud, hemen gidip evinde kilar. Cema'at ve yalmz kilan,
oturdugu yerde kahp diialarim okuyabilir. Yahud oturdugu yerde,
sagda, solda veya geriye cekilerek son siinneti kilmasi da caizdir.
Son siinneti olmiyan nemazlarda, imamm, oturdugu yerde kibleye
karsi kalmasi mekruhdur, bid'atdir. Kalkip gitmesi veya cema'ate
donmesi yahud saga, sola doniip oturmasi lazimdir.)
-251-
NEMAZDAN SONRA DUA: Elhamdulillahi Rabbil'alemm.
Essalatii vesselamii ala resulina Muhammedin ve Alihi ve Sahbihi
ecma'm. Ya Rabbi! Kildigim nemazi kabul eyle! Ahir ve akibetimi
hayr eyle. Son nefesimde Kelime-i tevhid soylememi nasib eyle.
Olmuslerimi afv ve magfiret eyle. Allahiimmagfir verham ve ente
hayrtirrahimm. Teveffem miislimen ve elhikni bissalihin. Allahum-
magfir-li ve li-valideyye ve li-iistaziyye ve lilmii'minme vel mti'mi-
nat yevme yekumul hisab. Ya Rabbi! Beni seytan serrinden ve
diisman serrinden ve nefs-i emmarem serrinden muhafaza eyle!
Evimize iyilikler, halal ve hayrli nzklar ihsan eyle! Ehl-i islama se-
lamet ihsan eyle! A'day-i miislimini kahr ve perisan eyle! Kafirler-
le cihad etmekde olan miislimanlara imdad-i ilahiyyen ile imdad
eyle! Allahumme inneke afiivviin kerimiin tuhibbiil afve fa'fu an-
ni. Ya Rabbi! Hastalanmiza sifa, dertli olanlanmiza deva ihsan ey-
le! Allahumme inni es'eliikessihhate vel-afiyete vel-emanete ve
hiisnelhulki verndae bilkaderi bi-rahmetike ya erhamerrahimm.
Anama, babama ve evladlanma ve akraba ve ahbabima ve butiin
din kardeslerime hayrh omiirler ve hiisn-i hulk, akl-i selim ve sih-
hat ve afiyet, riisdii hidayet ve istikamet ihsan eyle ya Rabbi!
Amin. Velhamdii-lillahi rabbil'alemm. Allahumme salli ala..., Al-
lahumme barik ala..., Allahumme Rabbena atina... Velhamdii lil-
lahi Rabbil'alemm. Estagfirullah, estagfirullah, estagfirullah, es-
tagfirullahel'azim elkerim ellezi la ilahe ilia huv el-hayyel-kayyu-
me ve etubii ileyh.
NEMAZIN MEKRUHLARI:
1- Boynunu egerek iki yamna bakmak.
2- Uzerindeki bir seyle oynamak.
3- Ozrsiiz, elleri ile, secde yerini supiirmek.
4- Erkekler, ellerini ayakda gogsii iistiinde, secdede gogsii hiza-
sinda tutmak.
5- Parmaklarim citlatmak.
6- Ozrsiiz bagdas kurup oturmak.
7- Secdede bir ayagini kaldirmak.
8- Biiyiiklerden birinin yamna varamiyacagi kirli esvab ile ne-
maz kilmak.
9- Kisinin yiiziine karsi nemaz kilmak.
10- Atese karsi kilmak.
11- Bedeninde ve libasmda resm -suret- bulunmak.
12- Ozrsiiz esnemek.
13- Ellerini yenlerinden cikarmadan kilmak.
-252-
14- Kelbler gibi, inciklerini dikerek oturmak.
15- Gozlerini yummak.
16- Ellerini kibleden cevirmek.
17- Cema'at ile kilarken, oniinde bos saf var iken, geri safda kil-
mak. Eger yamnda kimse var ise, tenzihen kerahet, yalmz ise, tah-
rimen kerahet olur. Bu takdfrde, vacibi terk etmis olur, -noksamn
cebri icin- o nemazm iadesi lazim gelir.
18- Oniinde hail yok iken, kabre karsi kilmak.
19- Necasete karsi kilmak.
20- Bir er ile, bir avret -yan yana dump- baska nemaz kilmak.
21- Ayak yolu haceti var iken, -sikintih- nemaz kilmak.
22- Riiku'dan kalkip dikildikden sonra, secdeye vanrken, ozr-
siiz olarak, once ellerini yere koymak.
23- Bir riiknde iki kerre bir yerini kasimak, (Eger bir riiknde,
elini kaldirarak, iic def a kasirsa, nemaz fasid olur.)
24- imamdan once, riiku'a varmak.
25- Imamdan evvel riiku'dan kalkmak.
26- Imamdan evvel secdeye varmak.
27- imamdan once secdeden kalkmak.
28- Ozrsiiz bir seye dayamp kalkmak.
29- Secdeden kalkarken, ellerinden evvel dizlerini kaldir-
mak.
30- Yiiziinde ve goziinde bulunan tozlan siipiirmek.
31- ikinci rek'atde evvelki rek'atde okudugu sureden sonraki
sureyi atlamak.
32- Birinci ve ikinci rek'atlerde, aym sureyi okumak veya bir
rek'atde, aym sureyi, iki kerre okumak. (Nafile nemazda caizdir.)
33- ikinci rek'atde, birinci rek'atde okudugu surenin evvelinde-
ki sureyi okumak.
34- ikinci rek'atde, birinci rek'atde okudugu zamm-i sureden,
iic ayet mikdan, ziyade okumak.
35- Ozrii olmadigi halde, bir yere dayanarak, egilmek veya
kalkmak.
36- Sinek kovmak.
37- Kollan sivah, omuzlan, ayaklan acik olarak nemaz kilmak.
38- Sahrada siitreyi terk etmek.
39- Gecit yerinde nemaza durmak.
40- Riiku'da ve secdede, parmaklari ile tesbihleri saymak.
-253-
41- Imam mihrabm icinde olup, bir perde cekilse, busbiltun ice-
ride kalacak mertebede, mihrabda olmak.
42- Imam, yalniz olarak, cema'atden, bir zra'dan fazla asagida
veya yiiksekde bulunmak. (Bir zra', takriben yanm metredir.)
43- imam mihrabdan baska yere durmak.
44- Nemaz arasinda, ammi cehr ile soylemek.
45- Kryamda okudugunu, riiku'da temamlamak.
46- Riiku'da okudugunu kryamda temamlamak.
47- Ozrsiiz, bir ayagi iizerine durmak.
48- Nemazda sallanmak.
49- Isirmayan kehle ve benzerini oldiirmek.
50- Nemaz icinde bir seyi koklamak.
51- Basi acik kilmak. Hacilar ihramda bas acik kilar.
52- Kollari acik nemaza durmak.
53- Ayaklan ciplak olarak nemaza durmak. (Hatunlann, ayagi
acik nemaz kilmasi, bir kavle gore mekruhdur. ikinci kavle gore
nemazi bozar.) Cami'de ayakkabi ve benzerlerini arkada birak-
mak mekruh oldugu ibni Abidmde 439. cu sahifede yazilidir. One
ve saga degil, sol tarafa koymamn siinnet oldugu (Berika) sonun-
da yazilidir.
Farz ile son siinnet arasinda diia ve evrad okumamn mekruh ol-
dugu (Tergib-iis-salat)da yazilidir.
NEMAZI BOZAN SEYLER: Amden veya sehven yapilinca,
nemazi bozanlar, hanefi mezhebinde ellibes kadar beyan olunur:
1- Dtinya kelami soylemek.
2- Kendisi isitecek kadar giilmek.
3- Amel-i kesir denecek seyi islemek.
4- Farzm birini -ozrsiiz olarak- terk etmek.
5- ihtiyarsiz, farzm birini terk etmek.
6- Dtinya isi icin yiiksek sesle aglamak.
7- Ozrsiiz, bugazim ayiklamak, oksiirmek.
8- Sakiz cignemek.
9- Bir riiknde, iic kerre bir yerini kasimak, yahud elini kaldira-
rak birbirine vurmak.
10- Miisafeha etmek.
11- Kendi isitecek kadar sesle iftitah tekbirini almamak.
12- Kendi isitecek kadar okumamak.
-254-
13- Birisi cagirdikda, (La havle vela kuvvete ilia billahil-aliyyi-
lazim) yahud (Siibhanallah), (La ilahe illallah) demek. Nemaz icin-
de bulundugunu bildirmek kasdi ile soylenmis ise, nemaz fasid ol-
maz. Sorana cevab ise bozulur.
14- Kasd ile selam almak.
15- Agzmda bulunan seker gibi seylerin lezzetini duyup, suyu-
nun bugazma kacmasi.
16- Acikda nemaz kilarken, agzini havaya acmasi iizerine, ya-
gan yagmur veya dolu gibisinin bugazma kacmasi.
17- Hayvamn yularim uc kerre cekmek.
18- Uc kerre elini kaldirmak yahud iic kerre ezerek kehle ve pi-
re ve emsalini oldiirmek.
19- Bir riiknde iic kil koparmak.
20- Uc harf olarak, yuf, piif, demek.
21- At iistiinde, islamiyyete miitabik olarak nemaz kilarken, bir
ayagi ile iic kerre ozengisini tepmek.
22- Iki ayagi ile, bir kerre ozengiyi tepmek.
23- imamdan ileri durmak.
24- Ozrsiiz bir saf kadar yuriimek.
25- Sacini ve sakalim taramak.
26- Imam, er ve avret icin imamete niyyet etmekle, er ve avret
-bir safda bulunarak- imama uyarak yan yana kilmak. (Aym safda,
ya'ni yan yana olmazsa veya aralarmda perde varsa caizdir. Kadin-
lann ve kizlarm cami'e gitmek icin veya herhangibir sebeble, bas-
lan, kollan, kisaca avret mahalleri acik olarak sokaga cikmalan ha-
ramdir. Bu halde yapdiklan ibadetleri sevab degil, biiyiik giinah
olur.)
27- Kendi imamindan gayriye, feth etmek. (Ya'ni, imam kiraet-
de duraklarsa, okumasma yardim etmek.)
28- Bir avret, hali yerde, imama iktida etse, sonradan gelen ce-
ma'atin teskil etdikleri saflar, o avretin bulundugu yere kadar ya-
yilsa, onun sagmda ve solunda ve arkasina tesadiif eden mahalde
nemazda bulunan iic kisinin nemazi fasid olur.
29- Cocugunu kucaklamak.
30- Bir sey yimek veya icmek.
31- Disinin arasmda kalan nohut kadar seyi yutmak.
32- Iki eliyle yakasim kavusdurmak, basindaki kisvesini eliyle
cikarmak, yahud cikanp giymek. 33- Bir musibet isitmekle, (inna
lillah ve inna ileyhi raci'un) demek.
34- Bir siirur isitmekle (Elhamdiilillah) demek.
-255-
35- Bir kavle gore, bir kimse, nemaz icinde aksinp, (Elhamdii-
lillah) demek.
36- Yanindakinin aksirmasma (Yerhamiikellah) demek.
37- Baskasi aksirmca (Yehtlikiimiillah) demek.
38- Er gelip, nemaz kilan avreti opmek.
39- Nemaz icinde diia ederken, altin ve gumiis ve sair diinya
metama miiteallik birsey istemek.
40- Gogsiinii, kibleden dondiirmek. Kible cihetini bulmak iki
yol ile olur. 1- Kible acisi ile. 2- Kible saati ile. 1- Harita iizerinde,
bir sehr ile Mekke arasma bir dogru cizilirse, bunun istikameti,
(Kible hatti) olur. Bunun cenubdan farki, (Kible acisi) olur. 2- Tak-
vimde yazili, (kible saati) vaktinde, giinese donen, kibleye donmiis
olur. Kedusi hasiyesinde diyor ki, (Rub'-i dairede, miiri ayarlandik-
dan sonra, kible kavsine getirilince, haytm kavs-i irtifa' iizerinde
gosterdigi derecenin temamisi, istanbulda kible vaktinin H fadl-i
dair derecesi olur). Bir saat makinesi yiizii semaya dogru ve akrebi
giinese dogru tutulunca, akreb ile 12 arasmdaki zaviyenin orta hat-
ti cenubu gosterir. 568. ci sahifeye bakimz!
41- Secdede iki ayagini yerden kaldirmak.
42- Kur'ani, ma'nasi bozulacak kadar yanlis okumak.
43- Kadin, cocugunu emzirmek.
44- Baskasmm sozii ile yerini degisdirmek.
45- Hayvana iic kamci vurmak.
46- Kapali kapiyi acmak.
47- tie harfe kadar yazi yazmak.
48- Kaftamm giymek.
49- Kaza nemazlan altidan az ise, bunlan hatirlamak.
50- [Gemide, trende] ve hayvan iizerinde -ozrlii olarak- farz ne-
maz kilarken, kibleden gayri yere cevrilmek.
51- Hayvamn iizerinde yiik yapmak.
52- Kalbinden minted olmak.
53- Ctiniib olmak veya kadin adetli olmak.
54- Imam, abdestim bozuldu zanniyle, yerine digerini gecirmek.
55- Ma'nayi bozacak derecede harfleri degisdirmek suretiyle
Kur'an-i kerim okumak. [ibni Abidin "rahime-hullahu teala",
nemazm siinnetlerini anlatmaga baslarken diyor ki, (Nemaz hari-
cindekine uyarak kilman nemaz sahih olmaz. imamm ve miiezzi-
nin cema'ate duyuracak mikdardan fazla ses cikarmalan mekruh-
dur. Imamm ve muezzinin, nemaza durmak icin tekbir alirlarken,
nemaza baslamagi niyyet etmeleri lazimdir. Yalmz cema'ate du-
-256-
yurmagi niyyet ederlerse, nemazlan sahih olmaz. Bunlara uyanla-
nn da nemazlan sahih olmaz. imamin sesi yetisirken, miiezzinin de
nemaz icindeki tekbfrleri soylemesi mekruhdur ve cirkin bid'atdir.
Ihtiyac olunca soylemesi miistehab olur ise de, teganni etmegi dii-
siiniirse, nemazi fasid olur). Buradan da anlasihyor ki, imamin ve
miiezzinin cema'ate ho-parlor ile seslerini duyurmalari, hem ce-
ma'atin nemazim ifsad eder. Nemazlan sahih olmaz. Hem de, cir-
kin bid'at olur. Bid'at islemek biiyuk glinahdir. Baska yerde nemaz
kildmrken televizyonda goriilen ve sesi de isitilen imama uymamn
sahih olmadigi, Hindistan alimlerinin Malappuram sehrinde cikar-
diklan (El-mu'allim) mecmu'asmm Rebful-evvel 1406 ve Des-
sembr [arahk] 1985 tarih ve oniki sayih niishasmda, vesikalan ile
yazihdir.]
Ve dahi, nemazi bozmayanlar: Oniinde, bos saf oldugunda, bir
veya iki adim yiiriiyerek vanrsa veya amin dese ve bu deyis, eger
bir baskasma cevab degilse, kasiyla veya gozii ile bir kimsenin se-
lamim alsa, birisi gelip, kac rek'at kildimz dese ve ona parmakla-
riyle isaret etse, bu suretlerin hie birisi nemazi bozmaz.
Salat, liigatda Allahii azim-iis-sandan rahmet ve meleklerden
istigfar, mii'minlerden diia etmege derler. Istilah ma'nasi, ef al-i
ma'lume ve erkan-i mahsusaya derler ki, tiirkcede nemaz kilmak
denir. Ef al-i ma'lume, nemazin haricinde isledigimiz fi'llere, er-
kan-i mahsusa, nemazin icinde olan riiknlere derler ki, ancak ne-
maza mahsusdur.
Ve dahi birgiin Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" Haz-
ret-i Ali "kerremallahu vechehii ve radiyallahii anh" hazretleri-
ne se'adetle, (Ya All! Senin nemazin farzina, vacibine, siinneti-
ne, miistehabina riayet etmen gerekdir) buyurduklannda, en-
sardan bir zat dedi ki, (Ya Resulallah! Hazret-i All bunlann
ciimlesini bilir. Bize, bir nemazin farzina, vacibine, siinnetine,
miistehabina riayet etmenin fazfletini beyan buyur. Biz dahi,
ona gore amel edelim.) Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem"
hazretleri buyurdu ki: (Ey benim iimmetim ve Eshabim! Ne-
maz, Allahii azim-iis-saiim hosnud oldugudur. Feristehlerin sev-
digidir. Peygamberlerin siinnetidir. Ma'rifetin nurudur. A'malin
efdalidir. Bedenin kuvvetidir. Rizkin berekatidir. Camn nuru-
dur. Diiamn kabuliidiir. Melek-iil-mevte sefa'atcidir. Kabrde ci-
ragdir. Miinker ve Nekfr hazeratina cevabdir. Kiyamet giiniin-
de, iizerinize sayebandir. Cehennem ile aramzda perdedir. Stra-
ti yildirim gibi geciricidir. Cennetde basmiza tacdir. Cennetin
anahtaridir.)
- 257 - Islam Ahlaki - F:17
CEMA'AT ILE NEMAZIN FAZILETI
Bir kimse, cema'at ile iki rek'at nemaz kilsa, yalniz yirmiyedi
rek'at nemaz kilsa, yine cema'at ile kildigi iki rek'atm sevabi on-
dan ziyadedir.
Bir rivayetde, yalmz bin rek'at nemaz kilsa, yine cema'at ile ki-
lman iki rek'atin sevabi daha ziyadedir. Cema'at ile nemaz kilma-
nin sevabi cokdur. Bunlardan birkaci beyan edilmisdir:
1- Mii'minler bir araya geldikde, birbirlerine muhabbet hasil
olur.
2- Cahiller alimlerden nemazm mes'elelerini ogrenirler.
3- Ba'zisimn nemazi kabul olur ve ba'zisimn olmazsa, kabul
olanlarm hurmetine, kabul olmiyanlann nemazi dahi kabul olur.
Hadis-i serifde, (Ey ummetini ve Eshabim! Sizin icin iki yol
koydmn: Biri Kur'an-i azim-iis-san, digeri siinnetimdir. Bunlardan
gayri yol tutan kimse, ummetini degildir!) buyuruldu. [Abdiilgani
Nabliisi "rahime-hullahii teala", (Hadika)mn doksandokuzuncu
sahifesinde diyor ki, (Allahu teala, islamiyyetin bir kismmi
Kur'an-i kerim ile bildirdigi gibi, bir kismmi da, Peygamberinin
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" siinneti ile bildirmisdir. Resu-
lullahm siinneti, Onun inandiklan, soyledikleri, yapdiklan, ahlaki
ve birinin sozii veya isi karsisinda susmasi [boylece kabul etdiginin
anlasilmasi]dir.) Bu hadis-i serif, (Edille-i ser'iyye)den ikincisini
gostermekdedir.]
NEMAZDA iMAMET
Ve dahi, imama uyanlar dort nev'dir. Bunlar, Miidrik, Mukte-
di, Mesbuk, Lahik diye anihrlar.
1- Miidrik, iftitah tekbirini imam ile birlikde alana denir.
2- Muktedi, iftitah tekbirine yetisemiyene denir.
3- Mesbuk, imam rek'atlerin birini veya ikisini kildikdan sonra
uymus olana denir.
4- Lahik, iftitah tekbirini imam ile beraber almis, fekat sonra,
kendisine hades vaki' oldugundan, abdest alrp, tekrar imama uya-
na denir. Bu kimse, yine evvelce oldugu gibi, kiraetsiz, riiku' ve su-
cud tesbihlerini ederek nemazim kilar. O kisi, eger diinya kelami
soylememis ise, imamm ardmda gibidir. Lakin, cami'den cikdik-
dan sonra, pek yakm yerden abdestini almahdir. Cok ileriye gider-
se, nemazi fasid olur diyen vardir.
Bir kimse, mescide geldiginde, imami, riiku'da bulsa ve riiku'a
yetiseyim diye acele edip, iftitah tekbirini riiku'a inerken alsa, ima-
-258-
ma uymus olmaz. imami, riiku'da buldukda, imama uymaga niyyet
edip, tekbiri ayakda tekmil edip, sonra riiku'a gider ve imamin be-
li ile beraber olup, tesbih ederse, o rek'ate uymus olur. Amma rii-
ku'a inerken, imamin beli dogrulsa, o rek'ate yetismis olmaz.
NEMAZDA TA'DIL-i ERKAN
Nemazin bes yerinde, ta'dil-i erkani, unutmadigi halde, bile-
rek terk etse, imam-i Ebu Yusiife gore "rahime-hullahti teala",
nemazi fasid olur. Tarafeyne gore, fasid olmaz. Lakin vacibin kas-
den terki dolayisi ile, noksanm cebri icin iade lazim gelir. Unuta-
rak terk edince (Secde-i sehv) lazim olur. [185. ci sahifeye baki-
mz!]
Ta'dil-i erkanin terkinden, yirmialti kadar zarar vardir:
1- Fakirlige sebeb olur.
2- Ahiret ulemasi, ona bugz eder.
3- Adaletden diiser, sehadeti makbul olmaz.
4- Nemaz kildigi mekan, kryamet giiniinde aleyhine sehadet
eder.
5- Bir kimse, ta'dil-i erkansiz nemaz kilarken biri goriip soyle-
mese giinahkar olur.
6- O nemazin tekrar kilmmasi vacib olur.
7- Imansiz oliimiine sebeb olur.
8- Nemazin hirsizi olur.
9- Kildigi nemazi, eski bez gibi -yevm-i cezada- yiiziine vurulur.
10- Allahii tealamn merhametinden mahrum olur.
11- Allahii tealaya mtinacatda, su-i edeb etmis olur.
12- Nemazin fazla olan sevabmdan mahrum olur.
13- Sair ibadetlerin sevabinm verilmemesine sebeb olur.
14- Cehenneme miistehak olur.
15- Cahiller onu goriip, ta'dil-i erkani terk etmelerine sebeb
olur. Bunun icindir ki, din adaminm giinah islemesi, daha cok azab
cekmesine sebeb olur.
16- imamma muhalefet etmis olur.
17- Intikalatda olan siinnetleri terk etmis olur.
18- Allahii azim-iis-samn gazabma ducar olur.
19- Seytam sevindirmis olur.
20- Cennetden uzak olur.
21- Cehenneme yakm olur.
-259-
22- Kendi nefsine zulm etmis olur.
23- Nefsini mtilevves etmis olur.
24- Sagmda ve solunda olan meleklere eziyyet etmis olur.
25- Resulullahi "sallallahii aleyhi ve sellem" mahzun etmis
olur.
26- Biitiin mahlukata zaran dokunur. Zira o kimsenin giinahi
sebebine, yagmurlar yagmaz, yerde ekinler bitmez ve vaktsiz ola-
rak yagmur yagmis olup, faide yerine zarar vermis olur.
YOLCULUKDA NEMAZ
(Ni'met-i islam)da diyor ki: Nafile nemazlan ayakda kilmaga
giicii yeterken, oturarak kilmak, her zeman ve her yerde caizdir.
Oturarak kilarken, riiku' icin bedeni ile egilir. Secde icin, basini
yere kor. Lakin, ozrii yok iken nafileleri oturarak kilana, ayakda
kilamn yansi kadar sevab verilir. Bes vakt nemazin siinnetleri ve
teravih nemazi da, nafile nemazdir. Yolda, ya'ni sehr, koy haricin-
de, nafile nemazlan hay van iizerinde kilmak caizdir. Kibleye don-
mek ve riiku' ve secde yapmak lazim degildir. Ima ile kilar. Ya'ni,
riiku' icin, bedeni ile biraz egilir. Secde icin bundan daha cok egi-
lir. Hayvan iizerinde fazla necaset bulunmasi, nemaza mani' degil-
dir. Yerde nafile kilarken yorulamn, bastona, insana, divara daya-
mp kilmasi caiz olur. Kendi yiiriirken nemaz kilmak sahih degil-
dir. Farz ve vacib nemazlan, sehr haricinde, ancak ozr olunca,
hayvan iistiinde kilabilir. Ozr, inince arkadaslannm gidip yalmz
kalmasi, cam, mah, hayvam icin, hirsiz korkusu olmasi, yerin ca-
mur olmasi, hayvana binmekden aciz olmak gibi seylerdir. Miim-
kin ise, hayvam kibleye karsi durdurup kilar. Miimkin degil ise,
hareket cihetlerinde kilar. Hayvan iizerindeki mahmil denilen
sandik gibi seylerin icinde kilmak da boyledir. Hayvan durduru-
lup, mahmilin altma direk konursa, (Serir), ya'ni masa, kanape gi-
bi olup, yerde kilmak demekdir. Kibleye karsi ayakda kilmasi la-
zim olur.
Gemide nemaz kilmak, Ca'fer Tayyar hazretleri Habesistana
giderken, Resulullahm ona ogretdigi gibi soyledir: Hareket eden
gemide, ozrii olmadan farz ve vacib de kilinir. Gemide cema'at ile
kilmabilir. Hareket eden gemide de, ima ile kilmak caiz olmayip,
riiku' ve secde yapar. Kibleye donmesi de lazimdir. Nemaza bas-
larken kibleye karsi durur. Gemi dondiikce, kendisi kibleye doner.
Gemide necasetden taharet de lazimdir. Hanefide, giden gemide
farzlan da ozrsiiz iken; yerde oturarak kilmak caiz olur.
Deniz ortasinda demirlemis gemi, cok sallamyor ise, giden ge-
-260-
mi gibidir. Az sallamyorsa, sahilde duran gemi gibidir. Sahilde
duran gemide farzlar oturarak kilmmaz. Sahile cikmak miimkin
ise, ayakda kilmak da sahih olmayip, karaya cikip kilmak lazim-
dir. Mali, cam veya geminin hareket etmek tehliikesi varsa, gemi-
de ayakda kilmasi caiz olur. (Ni'met-i islam)in yazisi temam ol-
du.
(ibni Abitlin) diyor ki, (Iki tekerlekli olup da, hayvana bag-
lanmadan yerde diiz duramiyan arabada dururken de, giderken
de nemaz kilmak, hayvan iizerinde kilmak gibidir. Dort tekerlek-
li araba dururken serfr gibidir. Hareket ederken ise, hayvan icin
yukanda yazih ozrlerle icinde farz kilinabilir ve arabayi durdurup
kibleye karsi kilar. Durduramazsa, giden gemideki gibi kilar.) Se-
feri olup da, nakl vasitasinda yerde oturamiyan veya kibleye do-
nemiyen vasitadan inince, safi'i veya maliki mezhebini taklid
ederek, iki nemazi cem' eder. Yerde oturabilen hastamn sandal-
yada, koltukda oturarak, ima ile nemaz kilmasi caiz degildir.
Otobiisde, tayyarede nemaz kilmak, arabada kilmak gibidir. Se-
fere ^lkacagi zeman, sehrin veya koyiin kenanndan i'tibaren uc
giinliik ya'ni onsekiz fersah = Elli dort mil [54 x 0,48 x 4 = 104 ki-
lometre] uzaga gitmege niyyet eden kimse, sehrin kenanndan ay-
nhnca, seferi olur. ibni Abidin, bir mil 4000 zra' ve bir zra' 24
parmakdir dedi. [Bir parmak, iki santimetredir. Safi'ide ve mali-
kide, 16 fersah = 48 mil = 48 x 0,42 x 4000 = 80 km.dir.]
Gelin nemaz kihilim. kalbden pasi silelhn,
Allaha yaklaswnaz, nemaz kilinmadikca!
Nerde nemaz kilinir. giinahlar hep dokiiliir,
Insan, kamil olamaz, nemazi kihnadikca!
Kur'an-M kerimde Hak, nemazi cok medh etdi,
dedi sevmem ki$iyi, nemazi kihnadikca'.
Bir hadis-i $erifde: Imamn alameti,
insanda belli olmaz, nemazm kihnadikca'.
Bir nemazi kilmamak, ekber-i kebairdir,
tevbe ile afv olmaz, kazasm kihnadikca'.
Nemazi hafifgbren, imandan cikar heman,
musliman olamaz o, nemazm kihnadikca'.
Nemaz kalbi temizler, kotiiliikden men'eder,
munevver olamazsm, nemazm kihnadikca'.
-261-
IFTITAH TEKBIRININ FEZAILI
Ve dahi, bir kimse iftitah tekbfrini imam ile beraber alsa, son-
behar giinlerinde agaclarin yapraklan, rtizgar estikce ne seklde do-
kiiliirse o kisinin giinahlan da oylece dokiiliir.
Birgiin, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" nemaz kilar-
ken, bir kimse sabah nemazmda, iftitah tekbirine yetisemedi. Bir
kul azad etdi. Ba'dehu, gelip Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sel-
lem" etdi: (Ya Resulallah! Ben bugiin, iftitah tekbirine yetiseme-
dim. Bir kul azad etdim. Acaba iftitah tekbirinin sevabina nail
olabildim mi?) Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem", haz-
ret-i Ebu Bekre "radiyallahii teala anh" (Sen ne dersin bu iftitah
tekbirinin hakkinda?) diye sordu. Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii
anh" buyurdu ki, (Ya Resulallah "sallallahii teala aleyhi ve sel-
lem"! Kirk deveye malik olsam, kirkmm da yiikii cevahir olsa,
ciimlesini fakirlere tasadduk etsem, yine imam ile beraber alman
iftitah tekbirinin sevabina nail olamam.) Ondan sonra, (Ya
Omer! Sen ne dersin bu iftitah tekbirinin hakkinda?) dedikde,
hazret-i Omer "radiyallahii anh", (Ya Resulallah "sallallahii tea-
la aleyhi ve sellem"! Mekke ve Medine arasi dolu devem olsa ve
bunlarm yiikleri cevahir olsa, ciimlesini fakirlere tasadduk etsem,
yine imam ile beraber alman iftitah tekbirinin sevabina nail ola-
mam) dedi. Ondan sonra, (Ya Osman sen ne dersin bu iftitah tek-
biri hakkinda?) dedikde, hazret-i Osman zin-nureyn "radiyallahii
anh" (Ya Resulallah "sallallahii teala aleyhi ve sellem"! Gece iki
rek'at nemaz kilsam, her birinde Kur'an-i azim-iis-sam hatm eyle-
sem, yine imam ile beraber alman iftitah tekbirinin sevabina nail
olamam) dedi. Ondan sonra, (Ya All! Sen ne dersin bu iftitah tek-
biri hakkinda?) dedikde, hazret-i All "kerremallahu vecheh": (Ya
Resulallah "sallallahii teala aleyhi ve sellem"! Magrib ile mesrik
arasmdaki kafirlerin hepsi, muslimanlan yok etmek icin saldirsa-
lar, Rabbim bana kuvvet verse, bunlarla cihad edip, ciimlesini
katl eylesem, yine imam ile alman iftitah tekbirinin sevabina nail
olamam) dedi.
Sonra Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem", (Ey benim
iimmet ve Eshabim! Yedi kat yerler ve yedi kat gokler kagid olsa
ve deryalar miirekkeb olsa ve biitiin agaclar kalem olsa ve ciimle
melaike katib olsalar ve kiyamete kadar yazsalar, yine imam ile ah-
nan iftitah tekbirinin sevabim yazamazlar) buyurdu.
Ve eger, Allahii azim-iis-sanm yaratdigi melekler bu kadar mi-
dir? dersen, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem", mi'ra-
-262-
ca cikdigi gece, Cenneti ve Cehennemi ve beyt-i ma'muru, melai-
ke tavaf edip giderlerdi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem"
etdi: (Ya karindasmi Cebrail! Bu beyt-i mamuru tavaf edip giden
melaike geri donmiiyor. Onlar nereye giderler?) Cebrail "aleyhis-
selam" etdi: (Ya Habiballah! Ben halk olundugum giinden bugti-
ne kadar, bu beyt-i ma'muru tavaf edip giden melaikenin geri don-
dtigtinti gormedim. Bir kere tavaf edene, -kryamete degin- bir da-
ha nevbet gelmez) dedi.
Bir kimse nemazda, E'uzti Besmele okudukda, Allahii azim-
tis-san, o kula, bedenindeki killann sayismca sevab verir. Ve bir
Fatiha-i serife okudukda, Allahii teala hazretleri, o kula kabul ol-
mus hac sevabi verir. Ve riiku'a vardikda, Allahii azim-iis-san, o
kula nice bin altin sadaka vermis sevabi ve riiku'da siinnet iizere
tic kerre tesbih etdikde, o kula, Allahii azim-iis-san hazretleri,
gokden inen dort kitabi ve ytiz suhufu okumus kadar sevab verir.
(Semi'allahu limen hamideh) dedikde, o kulu, Allahii azim-iis-
san, rahmet deryasina gark eder. Secdeye vardikda, o kula, Alla-
hii azim-tis-san, insanlar ve cinniler adedince, sevab verir. Secde-
de siinnet tizere tic kerre tesbih etdikde, o kula, Allahii azim-tis-
samn bahs etdigi fezail cokdur. Amma, birkacim beyan etmisler-
dir:
Evvelki fazileti, Ars ve Ktirsi agirhginca sevab verse gerek-
dir. Ikincisi, Allahii azim-tis-san o kulunu magfiret etse gerek-
dir. Uctincti fazileti, o kul oldtikde, Mikail "aleyhisselam" o
kulun kabrine kryamete degin devam etse gerekdir. Dordtincti-
sti, kiyamet gtintinde, Mikail "aleyhisselam" o kulu mubarek
kanadi tizerine ahp, sefa'at etse ve Cennet-i a'laya gottirse ge-
rekdir.
Ve ka'de-i ahireye oturdukda, Allahii azim-tis-san, o kula fuka-
ray-i sabirm sevabi verir.
Fukaray-i sabirin, agniyay-i sakirinden besytiz yil evvel Cenne-
te girse gerekdir. Agniyay-i sakirin, onlan gortince, ne olaydi da
dtinyada iken, fukaray-i sabirmden olsaydik diye temennide bu-
lunsalar gerekdir.
Stial melekleri kabre geleler,
nemazM dogru kiMm mi diyeler.
Hemen kurtuldun mu sandui oliince?
senin kin azab hazir diyeler.
263
CENNAT-I ALIYYAT HAKKINDA
Sekiz Cennetin, sekiz kapisi vardir ve sekiz de miftahi vardir.
Evveli, bes vakt nemaz kilan mii'minlerin imamdir. ikincisi, Bes-
mele-i serifedir. Altisi dahi, Fatiha-i senfenin icindedir. Sekiz Cen-
net:
1- Dar-i celal. 2- Dar-i karar. 3- Dar-i selam. 4- Cennetiil-huld.
5- Cennetiil-Me'va. 6- Cennetiil-Adn. 7- Cennetiil-Firdevs. 8- Cen-
netiil-Na'im.
Dar-i celal, beyaz nurdandir.
Dar-i karar, kirmizi yakutdandir.
Dar-i selam, yesil zeberceddendir.
Cennet-iil-Huld, mercandandir.
Cennetiil-Me'va, giimiisdendir.
Cennetiil-Adn, altmdandir.
Cennetiil-Firdevs, hem altindan ve hem giimiisdendir.
Cennetiil-Na'im, kirmizi yakutdandir.
Cennete giren mti'minler, ebedi orada kahrlar, hie cikmazlar.
Orada olan hurilerin, adetleri ve lohusahklan ve yaramaz huylari
yokdur. istedikleri her diirlti yiyecek ve icecek hazir olarak onleri-
ne gelir. Pisirmek ve koparmak gibi seylerden uzakdirlar. Baslan
iizerinde, kuslar ucar. Mii'minler, kosklerinde oturur iken, bunlan
goriir. Eger sen diinyada iken bana boyle yakm gelseydin, ben se-
ni kebab ederdim, diye kalbine geldigi anda, nurdan tabak icinde
heniiz pismis olarak, gelip onu yimege baslar. Kemiklerini bir yere
yigar ve kalbine gelir ki, simdi bu, yine kus olsaydi. Kalbine geldi-
gi anda, o evvelki gibi, kus olup, ucar gider.
Cennetin topragi miskden ve binasmm bir kerpici giimiisden,
bir kerpici altmdandir.
Cennet ehlinin her birine, yiiz er kuvveti verilse gerekdir. Ve
Cennet ehlinin her birine, en az yetmis huri ve iki diinya hatunu
verilse gerekdir.
Ve dahi, Cennetde dort irmak akar. Bunlarm menba'i bir, aki-
si ayn ayri olup, bunlarm her birinin lezzeti, birbirine uymaz. On-
lann birisi, safi su ve birisi, halis siit ve birisi Cennet serabi ve biri-
si de saf baldir.
Cennetde yiiksek koskler vardir. Egilince, mii'minler onlara bi-
nerler ve istedikleri yere gotiiriirler. (Bunlarm diinyada misali,
simdiki halde, yiiriiyen merdivenler ve tayyarelerdir.)
-264-
Cennetde Tuba agaci vardir. Bu agacm, kokleri yukanda, dal
ve budaklan, asagrya dogru sarkmakdadir. Bunun, dunyada misa-
li, ay ve giinesdir.
Ve dahi, Cennet ehli, yimek ve icmek tadini ve zevkini duyar-
lar ve lakin ifrazat hacetini hissetmediklerinden bu gibi beseri ihti-
yac ve rzdirablarmdan beridirler.
Allahii teala, Cennetde mii'min kullanna hitab edip: (Kulla-
rim! Benden daha ne istersiniz ki vereyiin. Siz zevk ve saiada
olun!) buyura. Kullar dahi, ya Rabbi! Bizi Cehennemden azad ey-
ledin ve Cennetine idhal edip, bu kadar huri ve gilman ve vildan
verdin. Bunlardan ma'da, akla gelmedik ve gozler gormedik ve
kulaklar isitmedik, bu kadar ni'metler verdin. Daha bir sey iste-
mege haya ederiz dedikde, Rabbul-alemfn yine hitab edip: (Kul-
larim! Sizin benden, bunlardan baska isteyeceginiz var) dedikde,
kullar dahi, ya Rabbi, daha istemege yiizumuz yokdur. Ve hem de
ne isteyecegimizi bilmiyoruz, dediklerinde, Rabbiil-alemin buyur-
sa gerek, (Kullarim! Dunyada size bir mes'ele iktiza edince ne ya-
pardiniz?) Onlar dahi, ulemaya basvururduk ve o mes'eleyi ogre-
nip, muskilimiz hal edilirdi dedikde, Hak subhanehii ve teala haz-
retleri, (Siindi dahi, oyle yapiniz ve ulemaya daiiisiniz, haber ah-
niz! Ve her ne haber verirlerse, size vereyim) diye buyurdukda,
ulema da: Sizler Cemalullahi unutdunuz mu? Dunyada iken, der-
diniz ki, Rabbimiz Cennetde, mekandan miinezzeh oldugu halde
cemalini bize gosterse gerek, diye arzu ederdiniz. iste onu isteyi-
niz deyip, onlar dahi rii'yet-i cemalullahi istediklerinde, Allahii
azim-iis-san, mekandan miinezzeh oldugu halde, cemal-i bakema-
lini gosterse gerek. Hak tealamn cemal-i pakini gordiikde, nice
bin yillar, hayran kalsalar gerekdir.
Ve dahi, Cennetde kisi, koskiinde otururken, etrafinda, pen-
cereler onlerinde meyveler vardir. Kullar, o meyveleri gordiikde,
uzanayim, o dah cekeyim de, meyveyi kopanp, yiyeyim diye, ha-
tirma geldikde, oturdugu yerden, kalkmaga ve dah cekmege ha-
cet kalmaz. Hemen oturdugu yere istedigi dal oniine gelir, mey-
veyi koparir, agzina koyar ve cigneyip, heniiz lezzeti bugazina
ulasmadan, kopardigi yerden, bir dahasi biter. Agzina koydugun-
da, olgun ve lezizdir. Boylece (Rabbiil-izze), taze bitirse gerek-
dir.
Akilisen kilnemazi, (tin se'adet tacidir.
Sen neniazi oyle bil ki, mti'minin mi'racidir.
265
KAZA NEMAZLARI
Ve dahi, vaktinde eda edilen [kilman] nemazm fazileti pek cok-
dur. Bunlardan birkacini beyan etmislerdir:
1. ci fazileti budur ki, yiizii nurlu olur.
2- Omriiniin berekati olur.
3- Diiasi kabul olur.
4- insanlann hayrlisi olur.
5- Cilmle mii'minler ona muhabbet eder.
Ve dahi, nemazi terk etmenin, ya'ni ozrsiiz olarak, vaktin-
den sonra kilmanin onbes zaran vardir. isbu zararlann besi
diinyada, iicii vefat ederken, iicu kabrde, dordii arasat meyda-
nindadir.
Diinyadaki bes zaran:
1- Yiiziinde nur olmaz.
2- Omriinde berekat olmaz.
3- Diiasi kabul olmaz.
4- Bir mii'min kardesine yapacagi diiasi kabul olmaz.
5- Etdigi sair ibadetlerin sevabi eline girmez.
Sekerat-i mevtde olan iic zaran:
1- Ac olarak oliir.
2- Susuz olarak oliir.
3- Hor oliir. Ne kadar ta'am yise doymaz ve ne kadar su icse
kanmaz.
Kabrde olan iic zaran:
1- Kabri onu sikar ve kemikleri birbirine gecer.
2- Kabri ates dolar.
3- Onun iizerine bir ejderha musallat olur. O ejderhanm adina
Akra' denir. Onun elinde bir kamci ola. O kamci ile, bir kerre vu-
runca, yerin dibine gecirir, yine cikar, bir daha vurur. Bu hal, kiya-
mete degin, boylece devam eder. O kimse, bu azabi kiyamete ka-
dar ceker.
Arasat meydamndaki dort zaran:
1- Hisabi sedid olur.
2- Allahii azim-iis-sanm gazabina miistehak olur.
3- Cehenneme dahil olur.
4- Onun almna iic satir yazi yazilir ki, sunlardir:
Evvelkisi, bu kimse, Allahm gazabina miistehakdir.
-266-
ikincisi, bu kimse, Allahii tealanm hakkmi zayi' edicidir.
Uciincii satir, sen, Allahii azim-iis-samn hakkmi zayi' etdinse,
bugiinkii giinde, Allahii tealanm rahmetinden uzaksin.
Nemaz dinin diregidir. Bir kimse, nemaz kilarsa, dinin diregini
dikmis olur. Bu siiretle, iizerine golgelik kurar. Ve onun altmda se-
lametde olur.
Bir kimse, bir vakt nemazi bile bile terk eylese ve sonra kaza et-
mese o kisinin, iic mezheb iizere, katline fetva verilir. Hanefi mez-
hebine gore, katli lazim gelmez. Amma ekber-i kebairden olarak,
bir biiyiik giinah islemis olur. Nemaza baslaymcaya kadar hapsi la-
zim gelir. Nemaza ehemmiyyet vermedigi icin, birinci vazife oldu-
guna inanmadigi icin kilmayan kafir olur.
Bir kisi, bir vakt nemazi bile bile terk eylese ve sonra kaza et-
se, Cehennemde bir Hukbe mikdan, ya'ni, seksen sene yansa ge-
rekdir. Bu azabdan kurtulmasi icin aynca tevbe edip yalvarmasi,
afv dilemesi de lazimdir.
(Ahiretin bir giinti, bu diinyamn bin senesi kadardir. Ahiretin
yillan, ona gore hesab olunur.)
[Muhammed Emin ibni Abidin "rahmetullahi aleyh" (Redd-iil-
muhtar) kitabmda buyuruyor ki, semavi dinlerin hepsinde, nemaz
kilmak emr edilmisdir. Adem aleyhisselam ikindi, Ya'kub aleyhis-
selam aksam, Yuniis aleyhisselam yatsi nemazlanm kilarlardi de-
nildi. Biitiin farzlara ve haramlara inanmak imamn sarti oldugu gi-
bi, nemaz kilmamn da, vazife, bore olduguna inanmak, imamn sar-
tidir. Fekat, nemaz kilmak, imamn sarti degildir.
Akil ve balig olan her miisliman erkegin ve kadmm, ozrii yok
ise, hergiin bes kerre nemaz kilmasi farzdir. Bes vakt nemaz,
mi'rac gecesinde farz oldu. (Mukaddimet-iis-salat), (Tefsir-i
Mazheri) ve (Halebi-yi kebir)deki hadis-i serifde buyuruldu ki:
(Cebrafl aleyhisselam Ka'be kapisi yaninda iki gun bana imam
oldu. Ikimiz, fecr dogarken sabah nemazmi, giines tepeden ayri-
hrken ogleyi, herseyin golgesi kendi boyu uzayinca ikindiyi, gii-
nes batarken [iist kenan gayb olunca] aksaini ve safak karannca
yatsiyi kildik. Ikinci giinii de, sabah nemazmi, hava aydinlamnca,
ogleyi, herseyin golgesi kendi boyunun iki kati uzayinca, ikindiyi
bundan hemen sonra, aksami oruc bozuldugu zeman, yatsiyi ge-
cenin iicde biri olunca kildik. Sonra ya Muhammed, senin ve gee-
mis Peygamberlerin nemaz vaktleri budur. Ummetin, bes vakt
nemazin herbirini, bu kildiginuz iki vaktin arasinda kilsinlar de-
di). Her giin bes kerre nemaz kihnmasi emr olundu. Yedi yasin-
daki cocuguna nemaz kilmasini emr etmek, on yasinda kilmaz-
-267-
sa eli ile dogmek, anaya, babaya lazimdir. Talebeye tic def'adan
fazla vurmak ve sopa ile vurmak caiz degildir. Oruc tutmasi ve ic-
ki icmemesi icin de, cocuk boyle doviiltir. Nemazm farz oldugu-
na, ya'ni birinci vazife olduguna inanmiyan kafir olur. Farz oldu-
guna inanip da, tenbellikle kilmiyan, kafir olmaz. (Fasik) olur.
Nemaz kilmaga baslaymcaya kadar habs olunur. Hie mtisamaha,
merhamet edilmez. Nemaza baslamazsa, oltinceye kadar habsde
birakilir. Kan akmcaya kadar doviiltir diyenler de vardir. Safi'i ve
Maliki mezhebinde de, bir nemazi tenbellikle kilmiyan kafir ol-
maz ise de, ceza olarak oldtirtiltir. Hanbeli mezhebinde, kafir olur
ve oldtirtiltir, denildi. Safi'i mezhebinde de boyle ictihad eden
alimler vardir. Bir nemazi, vaktinde cema'at ile kilan kimsenin
mtisliman oldugu anlasihr. Ctinki, baska dinlerde nemaz yalmz
kihmr, cema'at ile kihnmaz idi. Hac da ederlerdi. Nemaz, yalmz
beden ile yapilan ibadet oldugu icin, baskasi yerine nemaz kihn-
maz. Zekat, yalmz mal ile yapilan ibadet oldugu icin, ozrti olmi-
yan kimse icin, baskasi, onun mah ile ve emri ile zekat verebilir.
Hac, hem beden ile ve hem mal ile yapildigi icin, ozrti olamn ye-
rine, bunun parasi ile ve emri ile, baskasi hacca gidebilir. Oliince-
ye kadar, hicbir zeman oruc tutamiyan cok ihtiyar kimse, oruc ye-
rine her gtintin orucu icin, fakire fidye denilen mah verebilir. Ne-
maz icin fidye vermek de caiz degildir. Nemaz kilamiyan kimse,
vasiyyet ederse, oldtikden sonra, bunun nemaz borclannin iskati
icin, birakdigi maldan fidye verilmesi iyi olur. Birakdigi mal, iskat
icin kifayet etmezse, (Devr) yapmak caiz olur. Oruc icin iskat
yapmak ise vacibdir.
Yaz mevsiminde, simal memleketlerinde, safak yeri kararma-
dan, fecr agardigi yerlerde, yatsi ve sabah nemazlarmm vaktleri
baslamadigi icin, hanefide, bu iki nemazi kilmak lazim degildir.
Btiytik mtictehid imam-i Safi'i "rahime-hullahti teala" lazim oldu-
guna ictihad buyurmusdur. Fekat alimlerin coguna gore, bunlara
sabah ve yatsi nemazlarim kilmak farz olmaz. Kaza etmeleri de la-
zim gelmez. Ctinki, her iki nemazin da vakti baslamamrsdir. Vak-
ti gelmeden once kilmak farz degildir. Fekat oruc boyle degildir.
Bir memleketde hilal gortiltince, her memleketde Ramezan bas-
lar.
Kendi mezhebine gore, bir farzi yaparken veya bir haramdan
sakimrken, (Harac) hasil olursa, harac bulunmiyan, baska bir
mezheb taklid edilerek, bu haracdan kurtulmahdir. Harac, bir isi
zahmet ile yapmak veya hie yapamamak demekdir. Harac bulun-
miyan baska mezheb yoksa, haraca sebeb olan sey, zaruret ile
mevcud ise, bu farzi yapmak ve haramdan sakmmak afv olur. Za-
-268-
ruret ile mevcud degilse, bu sey terk edilerek, haracdan kurtulma-
lidir. 511. ci sahifeye bakimz!
Sabah nemazma gee gelen, cema'ati kacirmamak icin, siinneti
terk eder. Vakti kacirmamak icin siinneti terk etmesi daha lazim-
dir. Cema'ate yetisebilecek ise, siinneti cami'in haricinde veya di-
rek arkasmda kilar. Boyle yer yoksa, cema'atin yamnda kilmaz.
Siinneti terk eder. Ciinki mekruh islememek icin siinnet terk edi-
lir.
Ozr ile kilmamiyan farzlara (Fevait) denir ki, kacinlan nemaz-
lar demekdir. Ozrsiiz, tenbellikle kilmmiyan nemazlara (Metrukat)
denir ki, ozrsiiz terk edilen demekdir. Fikh alimleri, kazaya kalan
nemazlara faiteler demisler, terk edilen nemazlar dememislerdir.
Ciinki, ozrsiiz, nemazi vaktinde kilmamak biiyiik giinahdir. Kaza
etmekle bu giinah afv olmaz. Aynca tevbe etmek veya hacc-i meb-
rur yapmak lazimdir. Kaza edince, yalmz terk etmek, kilmamak
giinahi afv olur. Kaza etmeden yapilan tevbe sahih olmaz. Ciinki,
giinahi birakmak, tevbenin sartidir.
Nemazi vaktinden sonraya birakmak icin ozr besdir: Diisman
karsisinda oturarak ve kibleden baska tarafa donerek ve hayvan
iistiinde giderek de kilmaga imkan olmazsa, miisafir, yolda hirsiz,
eskiya, yirtici hayvana yakalanacaksa, anamn veya cocugun telef
olacagi zeman ebenin nemazi gecikdirmesi ozr olur. Dordiincii
ozr, unutmak, besincisi uyumakdir. Vakt cikmadan iftitah tekbi-
ri alabilmek Hanefide, bir rek'at kilabilmek ise, Safi'ide (Eda)
olur.
Farzlan kaza etmek farzdir. Vacibleri kaza etmek vacibdir.
Siinneti kaza ederse, siinnet sevabi kazamr. Bes vaktin farzi ile vit-
rin edalan ve kazalarmda sirayi gozetmek lazimdir. Fekat vaktin
sonunda lazim olmaz. Ya'ni kaza kilabilmek icin vaktin farzi kaza-
ya birakilmaz. Faitesi oldugunu unutursa veya faite adedi alti olur-
sa tertib yine sakit olur. Faitelerin adedi altidan asagi diiserse, ter-
tib avdet etmez. Tertibsiz kilinan farzlar, fasid olurlar ise de, aded-
leri, alti olursa, besinci vakt cikinca hepsi sahih olurlar. Mesela, sa-
bah nemazim kilmiyan kimse, bunu hatirladigi halde, ogleyi, asn,
aksami, yatsiyi ve vitri kilsa, hicbiri sahih olmaz ise de, giines do-
gunca hepsi sahih olur.
Faite nemazlan fevren, ya'ni acele kaza etmek lazimdir. An-
cak, coluk cocugunun nafakasim kazanacak kadar ve bes vakt ne-
mazin siinnetlerini ve duha, tesbih ve tehiyyet-iil-mescid nemaz-
lanni kilacak kadar gecikdirmek caiz olur. Ibni Abidin, abdestin
siinnetlerinde diyor ki, (Caiz demek, memnu' degildir demekdir.
Tenzihen mekruh olan seye de caiz denir.) O halde, caiz denilen
-269-
seyi yapmamak, bu siinnet nemazlar icin, bu kazalan da gecikdir-
memek lazimdir. Ramezan orucunun kazasi acele degildir.
Dar-iil-harbde miisliman olan, farz olduklanni bilmedigi icin
terk etdigi nemazlan, oruclan ve zekatlan kaza etmez. Fekat, Dar-
iil-islamda olanlarm, farzlan, haramlan bilmemesi ozr olmaz. Miir-
ted, imana gelirse, irtidad zemamnda kilmadigi nemazlanni kaza
etmez. Ciinki kafirler islamiyyetle muhatab degildirler. Bir sabi,
yatsiyi kildikdan sonra ciiniib olsa ve fecrden sonra uyansa, yatsiyi
kaza etmesi lazim olur. Ciinki, kilmis oldugu nafile idi. Uykuda
farz oldu. Sihhatde iken kilmmiyan nemazlan, hasta olunca, te-
yemmtim ile, ima ile kaza etmek caiz olur. Kazaya kalan, dort
rek'at farz, seferi iken de dort rek'at kaza olunur. Seferde kazaya
kalan iki rek'at ogle farzi mukim iken de iki rek'at kaza olunur.
Oglenin farzini kilarken, bugiiniin ogle nemazmm farzma veya 6g-
lenin farzma denir. Faite nemaz sayisi birden fazla olan, (Evvel ka-
zaya kalmis olan) veya (Son kazaya kalmis olan) ogle farzini kaza
edebilir. Fekat, bir Ramezan ayimn birkac gunimu kaza ederken,
giinlerin sirasim ta'ym lazim degildir.
Metriik nemazlan kaza ederken baskalarma belli etmemelidir.
Ciinki, nemazi vaktinde kilmamak giinahdir. Giinahmi izhar et-
mek de aynca giinah olur. Gece gizli yapilan giinahi, giindiiz bas-
kalarma anlatmak da giinahdir. ibni Abidinden terceme burada
temam oldu.
Goriiliiyor ki, Hanefi mezhebinde, faite nemazlan acele kaza
etmek lazimdir. Safi'i mezhebinde de boyledir. Safi'i alimlerin-
den Semsiiddin Muhammed Remli "rahmetullahi aleyh", fetva-
smda buyuruyor ki, (Ozr ile fevt edilmis nemazlan olanm, Rame-
zanda teravih kihp, faiteleri Ramezandan sonra kaza etmesi gii-
nah olmaz. Fekat, ozrsiiz terk edilmis nemazlan olanm boyle yap-
masi giinah olur. Ciinki terk edilmis nemazlann fevren kaza edil-
meleri lazimdir.) Ozrsiiz terk edilmis olan nemazlan once kilma-
yip da siinnetleri mesela teravihi once kilmamn giinah oldugunu,
siinnetler yerine bu nemazlan kaza etmek lazim oldugunu, Safi'i
mezhebinin alimleri acik olarak bildiriyor. Hanefi mezhebi de
boyledir. Ffanefide, ozr ile kilmamamis olan faitelerin kazalanni
siinnet kilacak kadar gecikdirmek caizdir denilmesi, bunlann ka-
zalanni gecikdirmemenin daha iyi olacagim gostermekdedir.
Ciinki caiz, islamiyyetde yasak edilmemisdir demekdir. ibni Abi-
dm "rahime-hullahii teala", akar suyu israf etmek caizdir soziinu,
ya'ni tenzihen mekruhdur diye aciklamakdadir. Ozr ile fevt edi-
len nemazlann kaza edilmeleri acele olunca, ozrsiiz terk edilmis
nemazlan siinnetler yerine kilmak lazim olur. ibni Abidin "rahi-
-270-
me-hullahii teala", (Abdestde uc kerre yikamak miiekked siinnet-
dir. Suyun kiymetinin yiiksek olmasi, soguk olmasi, suya muhtac
olmak gibi ozrlerle bu siinneti terk etmek mekruh olmaz) demek-
dedir. Terk edilmis nemazi bir an once kaza edip, biiyiik giinahdan
kurtulmak icin, sabah nemazmdan baska siinnetler yerine de, bun-
larm kazasim kilmak lazim oldugu buradan da anlasilmakdadir.
Siinnetler yerine kaza kilmak, 291. ci sahifede yazilidir.]
MEYYIT ICIN NEMAZ ISKATI
[Nemaz iskati, meyyiti nemaz borclanndan kurtarmak demek-
dir. Bunun icin nemazlannm keffareti verilir. Keffaret verilmesi
icin, olmeden once, vasiyyet etmesi ve keffarete yetisecek kadar
mal birakmasi vacibdir. Ya'ni, birakdigi malm suliisii [iicde biri]
keffaret mikdarmdan az olmamalidir. Keffareti velisi verir. Meyyi-
tin velisi, vasiyyet etdigi kimsedir. Yahud varislerinden biridir. is-
lamiyyetde dort cesid veli vardir. Meyyitin velisi, yetimin velisi, ni-
kahi yapilacak kadmm velisi, kole ve cariyenin velisi. Bu sonuncu-
suna (Mevla) da denir. Bunlardan baska, Allahu tealamn da velile-
ri vardir. Bunlara (Evliya) da denir. Allahu tealamn cok sevdigi
kimselerdir. Bu sevgiye kavusmak icin, biitiin sozlerin, islerin ve
ahlakin, Muhammed aleyhisselamm bildirdigi gibi olmalan lazim-
dir. Bunlar, hakiki alimden kolayca ogrenilir. Hakiki alim bulami-
yan, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablarmdan ogrenmelidir. (ibni
Abidin) "rahime-hullahu teala" buyuruyor ki, (Fait, ya'ni ozr ile
kilmmamis nemazlan olan kimse, bunlarm keffaretlerinin yapilma-
sim vasiyyet etse, her bir farz ve vacib icin, birakdigi malm siiliisun-
den, yanm sa' [2,1 litre], ya'ni besyiizyirmi dirhem [1750 gram]
bugday veya bugday unu fakirlere verilir. Hepsini bir fakire ver-
mek de olur. Kiymetini [altm veya giimiis olarak] vermek daha iyi-
dir. Vasiyyet eden kimse mal birakmamis veya birakdigi malm iic-
de biri, keffaret icin kafi degil ise, yahud hie vasiyyet etmemis olup
da, velisi az bir para teberru' ederek keffaretini yapacaksa, bir giin-
liik 1750 x 6 = 10500 gram, ya'ni 10 bucuk kilo ve senelik 3780 kilo
bugdayi [veya 10 kilo bugdayin kiymeti, daima takriben bir gram al-
tin oldugu icin, kiymeti kadar 52,5 veya ihtiyaten 60 aded altm lira-
yi yahud bu liralarm agirhgi kadar [432 gr] bileyzik, yiiziik veya bas-
ka altm parcalan] odiinc ahr. Kilmis oldugu nemazlarm da kusurlu
oldugunu diisiinerek meyyitin omriinden, erkek icin oniki, kadm
icin dokuz sene diisiip, miikellef oldugu zemam bulur. Hanefi mez-
hebinde, hergiin alti nemazm keffareti lazim oldugundan, bir giines
senesi nemaz keffareti icin lazim olan [3780 kilo] bugday veya da-
-271-
ha iyisi, bunun kiymeti olan [altmis aded bir liralik] altm odiinc
alir. Bunu, nemazmm keffaretinin iskati icin niyyet ederek bir fa-
kire verir. Fakfrin, akil, balig, salih, erkek olmasi lazimdir. Fakir
kabul etdim deyip alir. Sonra varise hediyye eder. Varis teslim al-
dikdan sonra, ona veya baska fakire verir. Boylece miikellef oldu-
gu sene kadar tekrarlamr. Daha fazla altm odiinc almis ise, devr
adedi o nisbetde az yapilir. Altm lira yok ise, veil, bileyzik, yiiziik
gibi altm esya, bir hammdan odiinc alir. Bundan (Nemaz kilmadi-
gi sene adedi x 7,2) gram dartilip, bir mendile konur. Mendilde, ne-
maz kilmadigi sene adedi kadar altm lira vardir. 60 adedine darb
ve fakir adedine boluntince, devr adedi olur. Altm az ise, birinci-
dekinin yansi kadar dartilir. Devr adedi birincinin iki misli olur. 60
yasmda vefat eden erkek icin, bir fakire 60x48 x 7,2 = 20736 gram
altm verilir. Cunki, bir yillik nemaz iskati 60 altmdir. 7 fakir ve 100
gram altm ile 30 devr yapilir. Veya 7 fakir ve 70 gram altm ile 43
devr yapilir. Devr bitince, sondaki fakir, elindeki altinlan vehye
hediyye eder. Bu da, borcunu oder. Sonra oruc, kurban ve yemin
icin devrler yapar. Fekat, bir yemin keffareti icin, en az on fakire
vermek lazimdir ve bir fakire bir gun icin yanm sa'dan fazla veri-
lemez. Halbuki, bir fakire bir giinde hatta bir def'ada, bircok ne-
maz keffareti verilebilir. Zekat iskati vasiyyetsiz yapilamaz. Mey-
yitin vasiyyeti lazimdir. Fekat, oruc icin vasiyyet sart olmadigmdan
zekati icin de, velinin teberru' ederek devr yapmasi iyi olur. Devr-
lerin hepsi temam oldukdan sonra, varis, fakirlere bir mikdar mal,
para hediyye eder.
Keffaret icin vasiyyet eden meyyitin birakdigi malm suliisii, bii-
tiin keffaretleri icin yetismezse veil, varislerin izni olmadan, siilus-
den fazla mal ile keffaret yapamaz. Stilus keffaretlere yetisiyor, fe-
kat borcu varsa, alacakh iskati icin verse de, keffaretden once bor-
cu odenir. Hakkim aldikdan sonra, keffaret icin hediyye etmesi ca-
iz olmaz. Ciinki, keffaret yalmz varisin hibe etdigi mal ile olur. Bii-
tiin omriiniin nemazlarimn keffareti icin vasiyyet edenin omrii bi-
linmiyorsa, vasiyyet batil olur. Fekat stilus, omriiniin nemazlan
icin tahmin edilenden az ise, sulusim hepsini vasiyyet etmis olaca-
gmdan, belli mikdar malm vasiyyeti olur ve sahih olur.
Meyyit vasiyyet etmis olsa dahi, velinin [ya'ni varisinin veya
vasinin] keffaret yapmak icin teberru' yapmasi vacib degildir.
Meyyitin siiltisii keffaretlerine yetisecek kadar mal birakmasi ve
bu siilus ile keffaret yapilmasim vasiyyet etmesi vacibdir. Siilii-
siin bir kismi ile devr yapilmasim, geri kalanimn varislere veya
baskalanna teberru' edilmesini vasiyyet ederse, vacibi terk et-
mis olur. Bu ise, giinahdir. Bunun icin, siiltisun bir kismi ile devr
-272-
yapilmasim, geri kalani ile Kur'an-i kerim ve tehlil hatmleri yapil-
masim vasiyyet etmek sahih olmaz. Bundan baska ilcret ile
Kur'an-i kerim okumak caiz degildir. Ucreti alan da, veren de gu-
nah islemis olur. Ucret ile, Kur'an-i kerim ogretmek caiz olur de-
nildi ise de, okumak caiz olur diyen olmamisdir.
Nemazlanmi varisim kilsm diye vasiyyet eden meyyitin varisi-
nin, bunun nemazlarim kaza etmesi sahih olmaz. Fekat bir kimse,
nemaz kilar veya oruc tutar ve sevabim bir meyyite hediyye ederse,
sahih olur. Oliim hastasmm, kendi nemazlarmm fidyelerini verme-
si caiz degildir.) Ibni Abidmden terceme temam oldu.
Ahmed Tahtavi "rahmetullahi aleyh" (Merak-il-felah) hasiye-
sinde diyor ki, tutulamryan oruclarm fidyelerini vererek iskat edil-
meleri nass ile bildirilmisdir. Nemaz, orucdan daha miihim oldugu
icin, nemazin da oruc gibi olacagim alimlerimiz sozbirligi ile bildir-
mislerdir. Nemaz iskatmm ash yokdur diyen din adami, kendi ca-
hilligini bildirmis olur. Bu sozii ile alimlerin sozbirligine karsi gel-
mekdedir.
Bir hasta, yatarken basi ile ima ederek de nemaz kilamaz ise, ki-
lamadigi bu nemazlan bes vaktden az olsa bile, bunlar icin vasiyyet
etmesi lazim olmaz. Bunun gibi, seferde ve hastahkda oruc tutami-
yan da, bunlan kaza edecek kadar ikamet ve sihhat zemam bula-
mazsa, vasiyyet etmez. Sadaka-i fitr, zevcesinin nafakasi, hac ihra-
mindaki cinayetleri, hacci, adak sadakalan icin de vasiyyet edilir.
Vasiyyet etmemis olan meyyit icin varisinin veya herhangi birinin
teberru' etmesi insaallah caiz olur. Hac icin vasiyyet edenin vekili,
meyyitin sehrinden veya birakdigi malm siiliisunun kifayet etdigi
yerden; teberru' eden ise, diledigi yerden hacca gider. Meyyit icin
hie kimsenin iicretli veya iicretsiz oruc tutmasi ve nemaz kilmasi sa-
hih olmaz. Bu hususdaki hadis-i serif mensuhdur. Keffaret olarak
verilen sadaka vasitasi ile, Allahii teala, meyyitin borclanni afv
eder. Safi'i (Envar) kitabmda, (Meyyitin kilmadigi nemazlar icin
fidye vermesi vacib degildir. Verilirse, iskat olmaz) diyor. Maliki ve
safi'iler, hanefiyi taklid ederek devr yaparlar.
Meyyitin vasiyyet etdigi mal mikdan, keffaret icin kafi gel-
mezse veya birakdigi malm suliisii kafi gelmezse yahud hie vasiy-
yet etmemis ise, bir kimsenin teberru' etdigi az bir mal ile borcla-
rimn hepsini iskat edebilmek icin devr yapihr. iskat niyyeti ile bir
fakire verilir. Fakir aldikdan sonra, bunu veliye veya bir baskasi-
na hediyye eder. Bunun kabz etmesi, ya'ni eline almasi lazimdir.
Bu da meyyitin borcunun iskati icin diyerek, bunu teberru' ede-
rek bir fakire verir. Tahtavi hasiyesinden terceme burada temam
oldu.]
- 273 - Islam Ahlaki - F:18
CUM'AYA DAIR
Ve dahi, Cum'a nemazinm sahih olmasi sartlan yedidir:
1- Nemaz kilacak yer, misr olmak, ya'm sehr denecek kadar bti-
yiik olmakdir.
2- Hutbe okumakdir.
3- Hutbeyi nemazdan once okumakdir.
4- Orada imam veyahud devlet reisi tarafindan me'zun naibi ol-
makdir.
5- Ogle vaktinde kilmmakdir.
6- Cema'at bulunmakdir. Imam-i a'zama ve imam-i Muhamme-
de gore "rahime-humallahu teala", balig ve akil ve erkek imamdan
gayn, tic adem ve imam-i Ebu Yustife gore "rahime-hullahti tea-
la", imamdan gayri iki adem olmakdir. Esah olan, Tarafeyn kavli-
dir.
7- Nemaza herkesin gelmesi serbest olmakdir.
(Hindiyye) fetvasmda diyor ki, (Htir, saglam ve seferi olmiyan
erkeklerin Cum'a nemazi kilmalan farz-i ayndir. Seferde olana ve
hastaya ve kadmlara Cum'a nemazi kilmak farz degildir. Siddetli
yagmur ve htikumet adamimn zulmtinden korkanlara da farz ol-
maz. Amir, kumandan ve is veren, emrinde olam Cum'a nemazin-
dan men' etmez. O kadar zemamn ticretini kesebilir. Fasik olan
imam Cum'a kildinrsa, buna mani' olamiyamn buna uymasi, bu-
nun icin Cum'a nemazim terk etmemesi lazimdir denildi. Baska
nemazlarda, salih imamin kildirdigi cami'e gitmeli, fasik imam ar-
kasmda kilmamahdir. Her kadinm, herhangi bir nemazi cema'at
ile kilmak icin cami'e gitmeleri mekruhdur.)
Bir kimse, imama, Cum'a nemazimn ikinci rek'atimn rtiku'un-
da yetisse, imam-i Muhammede gore "rahime-hullahti teala", ogle
nemazim kilar. imam-i a'zama ve imam-i Ebu Yustife gore "rahi-
me-humallahu teala", tesehhtidde dahi yetisse, Cum'ayi kilar. Ve
hatib efendi hutbe okurken, bir kimse nafile kilsa, iki rek'at kilar,
ziyade kilmaz. Ve eger, Cum'a stinneti ise, iki rek'at kilar da mi se-
lam verir, yoksa dort rek'ati tekmil eder mi? Bu husus, ihtilaflidir.
Esah olan, dort rek'ati temamlar.
Cum'anm vacibi besdir:
1- Ezan vaktinde her seyi terk etmekdir.
2- Cami'e sa'y ederek gitmek.
3- Hatib efendi hutbedeyken nafile kilmamak.
4- Dtinya kelami soylememek.
-274-
5- Siikut eylemek.
Cum'anm miistehabi altidir:
1- Rayiha-i tayyibe,
2- Misvak,
3- Pak libas,
4- Tebkir, [Tebkir, Cum'a nemazi icin, cami'e erken gitmege
derler. Zeman-i se'adetde, Eshab-i kiram "radiyallahii teala an-
htim ecma'm", sabah nemazmdan sonra, dagilmayip, Cum'adan
sonra dagihrlardi. Bu iimmetden ilk terk olunan sey, tebkir siinne-
tidir.]
5- Gusl etmekdir.
6- Salevat okumakdir.
Cum'anm mekruhlan besdir:
1- Hatib efendi hutbede iken selam vermekdir.
2- Kur'an-i kerim okumak.
3- Aksiran kimseye (Yerhamiikellah) demek.
4- Yimek ve icmek.
5- Mekruh olan her ameli islemek. [Hatib efendinin hutbeyi
uzatmasi da mekruhdur.]
Minarede okunan birinci Cum'a ezanmdan sonra, hatib efendi,
minberin yamnda, Cum'anm ilk sunnetini kilar. Sonra minber onii-
ne gelip, ayakda, kibleye karsi, kisa diia edip, minbere cikar ve ce-
ma'ate karsi oturup, ikinci ezam dinler. Sonra ayakda hutbeye bas-
lar.
[Vehhabi denilen kimseler, Ehl-i siinnet mezhebinde degildir.
Mezhebsizdir. Bunlara (Vehhabi) veya (Necdi) denir. Vehhabili-
gi ingilizler kurdu. Abdiilvehhab oglu Muhammed adindaki
Necdli soysuz, cahil bir din adami vasitasi ile kurdular. Kitabla-
nnda, vehhabi olmiyan miislimanlara miisrik, kafir diyorlar.
Bunlan oldiirmek, kadinlanm, kizlanm, mallanm ganimet olarak
almak caizdir yaziyorlar. Bol para vererek, topladiklan mezheb-
siz, cahil din adamlarim vehhabi yaparak, her memleketde acdik-
lan, (Rabita-tiil'alcm-il-islami) ismindeki vehhabi merkezlerine
gonderiyorlar. Bunlarm islamiyyete uymiyan yazilarmi, [Diinya
islam alimleri birliginin fetvasi diyerek] biitiin islam memleketle-
rine yayiyorlar. Her sene, hacilara parasiz dagitiyorlar. Bu yazi-
lardan birinde, (Kadmlarm Cum'a nemazi kilmalan farzdir) di-
yor. Kadmlan, kizlan zor ile Cum'a nemazina gonderiyorlar. Ka-
din, erkek kansik nemaz kihyorlar. Bir yazilannda da, (Cum'a
ve bayram hutbeleri, cema'atin anladigi dil ile okunur. Arabi
-275-
okumamalidir) diyor. Boyle fetvalarma islam memleketlerindeki
hakiki din alimleri vesikalarla cevab vermekdedirler. Bu dogru
cevablardan biri, Hindistamn cesidli yerlerindeki ehl-i siinnet
alimlerinin fetvalandir. Mesela, Madras miiftisi allame hibriinnih-
rir vel-fehhame sahibiit-takrir vettahrfr mevlana Muhammed Te-
mim bin Muhammed Madras! "nevverallahii merkadehu" buyu-
ruyor ki:
Hutbenin hepsini arabiden baska dil ile okumak veya hem ara-
bi, hem de tercemesi ile birlikde okumak mekruhdur. Hutbenin
hepsini arabi okumak vacibdir. Ciinki, Resulullah "sallallahii aley-
hi ve sellem", her hutbesini yalniz arabi okumusdur. (Bahriir-raik)
kitabinda, bayram nemazlanni anlatirken diyor ki, (Teravih ve
Kiistif nemazlarmdan baska nafile nemazlar cema'at ile kihnmaz.
Bayram nemazlan hep cema'at ile kihndigi icin, nafile olmadikla-
n, vacib olduklan anlasihr). Goriiliiyor ki, Resulullahm "sallallahii
aleyhi ve sellem" devamh olarak yapdigi ibadetin vacib oldugu an-
lasilmakdadir. Allame Zebidi "rahime-hullahii teala", (ihya) ser-
hmde diyor ki, (Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" devam-
h yapdigi ibadet vacib olur. Farz oldugunu gostermez.) Allame
miifti Ebussii'ud efendi "rahime-hullahii teala", (Feth-ullah-il-
mu'in) kitabinda diyor ki, (Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sel-
lem" devamh olarak yapmasi, bunun vacib oldugunu gosterir.) [ib-
ni Abidin "rahime-hullahii teala", abdestin siinnetlerinde buyuru-
yor ki, (Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" devamh
yapdigi ibadet, hie terk etmemis ise, siinnet-i miiekkede olur. Terk
etmemekle beraber, terk edeni inkar etmis ise, vacib olur. Ciinki,
inkar etmemek, hiikmen terk etmek olur. Bunun icindir ki, Ebiis-
sii'ud efendi, hie terk etmeden devam etdigi sey, vacib olur demis-
dir.) Her ikisini de ozrsiiz terk etmenin tahrimen mekruh oldugu-
nu, nemazm mekruhlannm sonunda bildirmekdedir.] Resulullahm
"sallallahii aleyhi ve sellem" hutbeleri devamh olarak yalniz arabi
okumasi, arabi okumamn vacib oldugunu gostermekdedir. Bunun
icin, hutbeleri arabiden baska lisan ile okumak veya hem arabi,
hem de tercemesini okumak tahrimen mekruh olur. Ciinki, birin-
cisinde, arabi okumak terk edilmis olur. ikincisinde ise, hutbenin
yalniz arabi olmasi terk edilmis olur. Her ikisinde de, Resulullahm
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" devamh yapdigi sey terk edilmis
olur. Bunun gibi, nemaza baslarken tekbiri arabi soylemek ve bun-
lar arasinda (Allahii ekber) demek ayn ayri iki seydir. ikisinden
birini terk etmek, tahrimen mekruh olmakdadir. C un ki, Resulul-
lah "sallallahii aleyhi ve sellem", hep Allahii ekber dedigi icin, bu-
-276-
nu soylemek vacib olmus, terk etmek de, tahrimen mekruh olmus-
dur. Ibni Abidin "rahime-hullahii teala" (Redd-iil-muhtar)da bu-
yuruyor ki, (Mekruh, vacibin veya stinnetin terk edilmesidir. Bi-
rincisi tahrimen, ikincisi ise tenzihen mekruh olur.) (Halebi-yi ke-
bir)de diyor ki, (Siinneti terk etmek, tenzihen mekruh olur. Vaci-
bi terk etmek, tahrimen mekruh olur.) (Fetava-yi Siraciyye)de
(Hutbeyi farisi okumak caizdir) diyor. Bu sozii ele alarak, hutbeyi
arabiden baska lisan ile okumak caiz olup, tahrimen ve tenzihen
mekruh degildir diye fetva vermek batildir. Ciinki, Siraciyyenin
sozii (sahih olur) demekdir. Bu da, mekruh olmadigini bildirmez.
Ibni Abidin "rahime-hullahii teala", (Redd-iil muhtar)da buyuru-
yor ki, (Sahihdir demesi, mekruh olmadigini gostermez.) Muham-
med Abdiilhayy Luknevi "rahime-hullahii teala", (Umdet-iir-
ri'aye) kitabmda diyor ki, (Hutbenin arabi okunmasi sart degildir.
Farisi veya baska lisan ile okumak caiz olur sozii, nemazm caiz ola-
cagim bildirmekdedir. Ya'ni, Cum'a nemazimn sahih olmasi icin,
hutbe okumak sarti yerine getirilmis olur demekdir. Yoksa, hutbe
kerahetsiz olur demek degildir. Ciinki, Resulullah "sallallahti
aleyhi ve sellem" ve Eshab-i kiramm hepsi "radiyallahii anhiim"
hutbeyi her zeman yalniz arabi olarak okumuslardir. Bunlara mu-
halefet, tahrimen mekruh olur.) Tabi'in ve Tebe'i tabi'in "rahime-
humullahii teala" de, hutbeyi, her zeman, her yerde yalniz arabi
okudular. Arabiden baska lisan ile okumadiklan gibi, arabi ve ter-
cemesini birlikde okuyan da hie olmadi. [Halbuki, bunlann Asya-
da ve Afrikada, hutbelerini dinliyenlerin hicbiri arabi bilmiyorlar,
hutbede soylenilenleri anlamiyorlardi. Onlarm anlamalan icin ter-
cemelerini de soylemeleri, yeni miisliman olanlara, islamiyyeti 6g-
retmeleri lazim oldugu halde, hutbelerde arabiden baska dil ile
okumagi caiz gormediler. islamiyyeti onlara hutbelerin disinda an-
latdilar. Hutbeleri de anlamalan icin ve islamiyyeti iyi ogrenmele-
ri icin, onlarm arabi ogrenmelerini emr etdiler. Biz de, bu alimler
gibi yapmahyiz.]
Bunlara muhalefet ederek, hutbeleri arabiden baska dil ile
okumak, (Bid'at) olur. Tahrimen mekruh olur. Birincisine tah-
rimen demek ve ikincisine tenzihen demek batildir. Ciinki, ten-
zihen mekruh, siinneti terk etmege denir. Resulullah "sallallahti
aleyhi ve sellem" hutbenin hepsini her zeman yalniz arabi oku-
dugu icin, hutbenin hepsini yalniz arabi okumak vacibdir. Bu
vacibi terk etmek, nasil tenzihi olur? Tahrimen mekruh olan se-
yi terk etmek vacibdir. Mevlana Bahr-ul-ulum "rahime-hullahii
teala", (Erkan-ul-erbe'a)da diyor ki, (Tahrimen mekruh olan
-277-
seyi terk etmek vacibdir. Bu mekruhu yapmak, bu vacibi terk et-
mek olur.)
Tahrimen mekruh olan seyi her zeman yapan kimse adil degil-
dir. Ibni Abidin "rahime-hullahii teala", (Rcdd-iil-inuhtar)da ne-
mazm vaciblerine baslarken, ibni Niiceymden "rahime-hullahii
teala" alarak diyor ki, (Tahrimen mekruh islemek kiiciik giinah-
dir. Kiiciik giinaha devam etmek, adaleti giderir.) Hutbelerin ter-
cemelerini de okuyan hatiblerin adaletleri yok olarak fasik olur-
lar. Arkalannda nemaz kilmak tahrimen mekruh olur. (Nur-ul-
izah)da ve (ibni Abidin)de diyor ki, (Kole, koylii ve veled-i zina
cahil iseler, bunlarm ve fasik ile bid'at ehlinin ise, alim olsalar da,
imam olmalan mekriihdur. Bunlan imam yapmak giinah olur.)
Allame Ibrahim Halebi "rahime-hullahii teala", (Halebi-yi Ke-
bir)de diyor ki, (Fasiki imam yapanlar, giinah islemis olurlar. Ciin-
ki, fasiklan imam yapmak tahrimen mekriihdur.) (Merak-il-fe-
lah)da diyor ki, (Fasik kimse, alim olsa da, imam yapilmasi mek-
ruh olur. Ciinki, islamiyyete uymakda gevsek davramr. Buna iha-
net etmek vacibdir. imam yapmak, ona saygi gostermek olur.
imam olmasma mani' olunamazsa, Cum'ayi ve her nemazi baska
cami'de kilmahdir.) Allame Tahtavi "rahime-hullahii teala", bu-
rayi aciklarken, (Fasikm imam yapilmasi, tahrimen mekriihdur)
demekdedir.
Hatibin hutbeleri arabiden baska lisan ile okumasma sebeb ol-
mamahdir. Buna sebeb olmak giinahdir. Ciinki giinah islemege
yardim etmek de giinahdir. ibni Abidin "rahimehullahii teala",
(Redd-iil-muhtar)da diyor ki, (Fasik imam arkasinda nemaz kilm-
maz. Fasik olmiyan imami aramak lazimdir. Cum'a nemazi boyle
degildir. Sehrde birkac cami'de Cum'a nemazi kihmyorsa, Cum'a
nemazim da, fasik imam arkasinda kilmak mekruh olur. Ciinki,
baska imam arkasinda kilmasi miimkin olur. (Feth-ul-kadir)de de
boyle yazihdir.) Bunun icin, arabiden baska lisanda tercemeyi de
okuyan imam arkasinda kilmamah, hutbeyi yalmz arabi okuyan
imami aramah, Cum'ayi bunun arkasinda kilmahdir. Fazla bilgi al-
mak icin, (Et-tahkikat-iis seniyye ft kerahet-il-hutbet-i bi-gayrd'
arabiyye ve kiraetiha bil arabiyyeti ma'a tercemetiha bi-gayr-il'
arabiyyeti) kitabim okuyunuz! Allame Muhammed Temimi Mad-
rasinin yazismm tercemesi burada temam oldu.
Yukandaki yazi 1349 [m. 1931] senesinde, Hindistanda arabi
olarak yazilmis, Hindistamn en biiyiik oniic alimi tarafmdan tas-
dik ve alti imza edilmisdir. Bu tarihi fetva ile birlikde, Hindistan-
daki (Diyobend) ve (Bakiyat-iis-salihat) ve (Madras) ve (Haydar-
abad) alimlerinin arabi fetvalan, 1396 [m. 1976] senesinde, istan-
-278-
bulda basdirilrmsdir. Osmanh devletindeki, diinyaca sohret sahibi
olmus binlerce derin alim ve Seyh-ul-islamlar "rahime-hiimullahii
teala", milletin hutbeleri anlamasi icin care ararmslar. Hutbelerde
tiirkce tercemelerin de okunmasi icin cevaz bulamayip, buna izn
verememislerdir. Cema'ate hutbenin ma'nasim anlatmak icin, her
cami'de, nemazlardan sonra Cum'a va'zlan yapdirilrms, altiyiiz se-
ne hutbeler, millete bu suretle ogretilmis, boylece islamiyyetin di-
sina cikmagi onlemislerdir.]
Bayram nemazinin (Zevaid tekbirleri) dokuzdur: Biri farz. Bi-
risi siinnet. Yedisi vacibdir: iftitah tekbiri farz. Evvelki rtiku' tek-
biri siinnet. Zevaid tekbirleri vacibdir. Ve ikinci rek'atin riiku' tek-
biri, vacibe mukarenet ile vacib olur.
NEMAZ KILMAK
(Ni'met-i islam)da diyor ki, akil ve balig olan her miislimanm
hergiin bes vaktde nemaz kilmasi farzdir. Kimse, kimsenin yerine
nemaz kilamaz. Bir kimse kildigi nemazm ve baska ibadetlerinin
sevabim [diri veya olii] baskalarma hediyye edebilir. [Kendine ve-
rilen sevab kadar onlann herbirine de sevab verilir. Kendi sevabi
hie azalmaz.] Hasminm ya'ni alacaklisinin hakkini afv etmesi icin,
nemaz kilip sevabim ona bagislamak caiz degildir. Nemazm farz
olduguna inamp da, ozrii olmadigi halde tenbellik ederek kilmiyan
kafir olmaz. Fasik olur. [Bir nemaz icin, Cehennemde yetmisbin
sene yanacagi bildirildi.] Nemaz kilmaga baslaymciya kadar habs
olunur. Cocuk, yedi yasma gelince nemaz kilmasi emr olunur. On
yasma gelince, nemaz kilmazsa, el ile doguliir. Ucden ziyade vurul-
maz. Degnek ile vurulmaz. Degnek ile vurmak, ancak cinayet isli-
yen biiyiik insana hakim karari ile vurulur. Zevc de, zevcesini so-
pa ile dogemez. [Hicbir canhnm basma, yiiziine, gogsiine ve onli-
ne, karmna vurmak caiz degildir.] Hastamn da kudreti, giicii yetdi-
gi kadar nemaz kilmasi farzdir.
OZR SAHIBi OLMAK
Abdesti bozan seyin bedenden cikmasi, devamh olursa, (Ozr)
denir. idrar, ic siirmesi, yel kacirmak, burun kanamasi ve yara-
dan kan, sari su akmasi, agndan, sisden dolayi gozyasi akmasi de-
vamh olunca, bu kimse ve istihaza kani akan kadin, (Ozr sahibi)
olurlar. Tikamakla, ilac ile veya nemazi oturarak yahud ima ile
kilarak, bunlan durdurmalan lazimdir. [idrar kaciran erkek, id-
rar yoluna arpa kadar nebati pamuk sokar. Sun'i pamuk kullam-
hrsa, elyafi bobreklere gidip, iltihab yapabilir. idrar yaparken, fitil
kendiliginden disan cikar, gider. idrar cok kaciyorsa, fazlasi fitil-
-279-
den gecerek, disari sizar ve abdesti bozulur. Sizan idrarm camasin
kirletmemesi lazimdir. Bunun icin de, idrar cikan yere bez sanp,
kosesine bagh ipi ile, sanlip baglamr. ipin serbest ucundaki halka,
cengelli igne ile dona rabt edilir. idrar cok kacarsa, bezin icine pa-
muk da konabilir. ip ucundaki halka, igneden zor cikarsa, igneye
rabtiye teli takilip, halka buna gecirilir. Halka bundan kolay cika-
nlarak, bez tic def a muslukda yikanir. idrar kaciran kimse, cebin-
de tic, bes bez bulundurmahdir. ipli bez hazirlamak icin, (12x15)
cm. eb'admda bir bezin, bir kosesi btikultip buraya 50 cm. kadar si-
cim baglamr. ihtiyarlarda ve bazi hastalarda, zeker kticultip, tizeri-
ne sanh bez cikryor. Boyle kimseler, ktictik naylon torbaya, men-
dil kadar bez yerlesdirip, zeker ve husyeleri torbaya koyar. Torba-
nm agzim baglar. Bezde dirhemden fazla idrar birikir ise, abdest
alirken, bez degisdirilir. Nemaz vakti cikmca , ozr sahibinin abdes-
ti bozulur. Vakt cikmadan once de, ozre sebeb olan seyden baska
bir sebeb ile abdesti yine bozulur. Mesela, burnu deliklerinin birin-
den kan gelmekde iken abdest ahp, sonra diger delikden de akma-
ga baslasa, abdesti bozulur. Hanefide ve safi'ide, (ozr sahibi) ol-
mak icin, abdesti bozan seyin, bir nemaz vaktinde devamh akmasi
lazimdir. Abdest ahp, o vaktin farzim kilacak kadar bir zemanda
akmazsa, ozr sahibi olmaz. Bir kimse ozr sahibi olunca, sonraki ne-
maz vaktlerinde, bir kerre, bir damla bile gelse, ozr sahibi olmasi,
o vaktlerde de devam eder. Bir nemaz vaktinde hie gelmezse, ozr
sahibi olmak biter. Ozre sebeb olan necaset elbiseye dirhem mik-
darmdan fazla bulasmca, tekrar bulasmasina mani' olmak miimkin
ise, bulasmis yeri yikamak lazim olur. (El-fikh-u alel-mezahib-il-
erbe'a)da diyor ki, (Bir hastamn maliki mezhebine gore ozr sahibi
olmasi icin, iki kavl vardir: Birinci kavle gore, abdesti bozan seyin,
bir nemaz vaktinin yansmdan fazla devam etmesi ve basladigi ve
durdugu vaktlerinin belli olmamasi lazimdir. ikinci kavle gore, bi-
rinci kavldeki iki sart olmasa dahi, bu akintilar baslaymca, hasta
ozr sahibi olur. Abdesti bozulmaz. Kesildigi vakt malum olursa
nemaza duracagi zeman, abdest almasi miistehab olur. Hanefide
ve safi'ide ozr sahibi olamiyan hasta ve ihtiyar, maliki mezhebinin
ikinci kavlini taklid eder.)]
Gusl abdesti almca, hasta olmakdan veya hastahgmm siddet-
lenmesinden yahud uzamasmdan korkan teyemmiim eder. Bu kor-
ku, kendi tecribeleri ile yahud miisliman, adil tabibin soylemesi ile
malum olur. Fiski, giinah islemesi dillere diismiis olmiyan tabibin
sozii de kabul edilir. Soguk olup barmacak yer, suyu lsitacak sey,
sehrde hamam parasi bulamamak, hastahga sebeb olabilir. Hane-
fide, bir teyemmiim ile, diledigi kadar farz kilabilir. Safi'ide ve ma-
likide her farz icin yeniden teyemmiim eder.
-280-
Abdest a'zasimn yansinda yara olan teyemmiim eder. Yara ya-
ndan azinda ise, saglamini yikayip, yarayi mesh eder. Guslde, bii-
tiin beden bir uzv sayildigi icin, btitiin bedenin yansi yara ise te-
yemmiim eder. Yarali yer, yandan az ise, saglamini yikayip yarala-
n mesh eder. Yaraya mesh zarar verirse, sargiya mesh eder. Buna
da zarar verirse, meshi terk eder. Abdestde ve guslde, basa mesh
zarar verirse, basi mesh etmez. Eli colak [ekzema, yara] olup, su
kullanamryan teyemmiim eder. Yiiziinii, kollarim yere, [kirecli,
toprakh, tash divara] stirer. Elleri ve ayaklan kesik olamn yiizii de
yara ise, nemazi abdestsiz kilar. Abdest aldiracak kimse bulami-
yan, teyemmiim eder. Cocugu, kolesi, iicret ile tutdugu kimse, yar-
dima mecburdurlar. Baskalanndan da yardim ister. Fekat, onlar
yardima mecbur degildir. Zevc ve zevce de, birbirlerine abdest al-
dirmaga mecbur degildirler.
Kan aldirarak, siiliik tutunarak, yara, ciban olarak, kemigi kin-
larak veya incinerek sargi [pamuk, gaz bezi iizerine flaster, mer-
hem] koyan, orasim soguk, sicak su ile yikamaga veya mesh etme-
ge kadir olamazsa, abdestde ve guslde, bunlarm yandan fazlasi iis-
tiine bir kerre mesh eder. Sargiyi cozmek zarar verirse, altindaki
saglam yerler yikanmaz. Sargi aralarmda goriinen saglam deri
kismlan mesh edilir. Sargiyi abdestli olarak sarmak lazim degildir.
Meshden sonra, sargi degisdirilirse, tistiine baskasi da sanhrsa, ye-
nisine mesh lazim olmaz.
HASTALIKDA NEMAZ
(Ni'met-i islam) da diyor ki:
Ayakda duramiyan veya ayakda durunca, hastaligmm uzayaca-
gmi cok zan eden hasta, nemazim oturarak kilip, riiku' icin bede-
nini biraz eger. Sonra dikilip, sonra yere secde yapar. Kolayma gel-
digi gibi oturur. Diz cokmesi, bagdas kurmasi, ihtiba etmesi, ya'ni
kaba etleri iizerine oturup kollarim dizlerinin etrafma halka yap-
masi caizdir. Bas, dis, goz agnsi hastalik sayihr. Diismana goriin-
mek korkusu da, ozrdiir. Ayakda olunca, abdesti bozulan da otu-
rarak kilar. Bir seye dayanarak ayakda durabilen, dayanarak kilar.
Ayakda fazla duramiyan, iftitah tekbirini ayakda alip, agri hasil
olunca oturarak devam eder.
Yere secde yapmakdan aciz olan, ayakda okuyup, riiku' ve
secde icin oturarak una eder. Oturup riiku' icin biraz, secde icin
daha cok egilir. Bedenini egemiyen, basim eger. Birsey iizerine
secde etmesi lazim degildir. Birsey iizerine secde ederse, secde
icin, riiku'dan fazla egilmis ise, nemazi sahih olursa da, mekruh-
dur. Dayanarak oturmak miimkin iken, yatarak una caiz olmaz.
-281-
Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", bir hastamn, online
yasdik koyup, yasdik iizerine secde etdigini gorerek, yasdigi alip
atmis. Hasta, online tahta koymus. Onu da atmis ve (Muktedir
isen, erd iizerinde [ya'ni almni topraga koyarak] kd! Buna giiciin
yetmezse, una et ve secde icin, riiku'dan daha cok egil!) buyur-
musdur. (Bahr-iir-raik)da bildirildigi iizere, Ali Imran suresinin
yiizdoksanbirinci ayet-i kerimesi, (Nemazi, giicii yeten ayakda
kilar. Aciz olan oturarak kilar. Bundan da aciz olan, yatarak ki-
lar) demekdedir. imran bin Husayn hasta olunca, Resulullah
"sallallahii aleyhi ve sellem" buna, (Ayakda kd! Giiciin yetmez-
se, oturarak kd! Buna da kudretin olmazsa, yan veya sirt iistii ya-
tarak kd!) buyurdu. [Goriiliiyor ki, ayakda duramiyan hasta, otu-
rarak kilar. Oturamiyan, yatarak kilar. Herhangi bir seklde otu-
ramiyan, yatarak kilar. Yerde oturabilen hastamn ve otobiisde,
tayyarede gidenin, koltukda, sandalyada ayaklan sarkitarak kil-
masi caiz degildir. Cema'ate gidince ayakda kilamiyan, evinde
ayakda kilar. Yirmi seyden birinin bulunmasi, cema'ate gitme-
mek icin ozr olur: Yagmur, siddetli sicak ve soguk, canma veya
malma saldiracak diisman korkusu, arkadaslarmm gidip yolda
yalmz kalmakdan korkmak, havanm cok karanhk olmasi, fakir
borclunun yakalamp habs olunmakdan korkmasi, kor olmak, yii-
riiyemiyecek felci olmasi, bir ayagi kesik olmak, hasta, kotiiriim
olmak, camur, yiiriiyememek, yiiriiyemiyen ihtiyar, nadir bulu-
nan fikh dersini kacirmak, sevdigi yemegi kacirmak korkusu, yol-
culuga hareket halinde olmak, yerine birakacak kimse bulunmi-
yan hasta bakici, gece siddetli riizgar, halaya gitmek icin sikis-
mak. Hastahgimn artmasmdan veya uzamasindan korkan hasta
ve hastasi bakimsrz kalacak olan hasta bakici ve cok ihtiyarhkdan
yuriimesi giic olmak, Cum'a nemazma gitmemek icin ozrdiir. Ce-
ma'ate ytiriiyerek gidip gelmek, vasitaya binerek gitmekden ef-
daldir. Cami'de sandalyada, koltukda oturarak, ima ile kilmak
caiz degildir. islamiyyetin bildirmedigi seklde ibadet yapmak
(Bid'at) olur. Bid'at islemenin biiyiik giinah oldugu fikh kitabla-
nnda yazihdir.]
Kibleye donemiyen hasta, kolayma gelen cihete dogru kilar.
Sirt iistii yatamn basi altina birsey konarak, yiizii kibleye karsi ya-
pihr. Dizlerini dikmesi iyi olur. Basi ile ima edemiyenin nemazi ka-
zaya birakmasi caiz olur. Nemaz arasmda hasta olan, giicii yetdigi
seklde devam eder. Yerde oturarak kilan hasta, nemazda iyi olur-
sa, ayakda kilarak devam eder. Akh, su'uru giden nemaz kilmaz.
Bes vakt gecmeden iyi olursa, bes vakti kaza eder. Alti nemaz ge-
cerse, hie kaza etmez.
-282-
Ima ile de olsa, kilinmiyan nemazi acele kaza etmek farzdir.
Kaza etmege vakt bulmadan oliim haline gelirse, kilmadigi nemaz-
larin iskati icin, birakdigi maldan fidye verilmesini vasiyyet etmek
vacib olmaz. Kaza edecek zeman sihhat bulursa, vasiyyet vacib
olur. Vasiyyet etmezse, velisinin hatta yabancinin kendi mahndan
iskat yapmasi caiz olur denilmisdir. (Ni'met-i islam)in yazisi te-
mam oldu.
Ve dahf, hadis-i serifde soyle gelmisdir: (insana yoksulluk, yir-
midort §eyden gelir:
1- Zaruret olmadan ayakda bevl etmek.
2- Ciiniib olarak ta'am yimek.
3- Ekmek ufagini, hor goriip basmak.
4- Sogan ve sarmisak kabuklarim atese atmak.
5- Biiyiiklerin oniinde yiiriimek.
6- Babasim ve anasini adiyle cagirmak.
7- Agac ve siipiirge copii ile disini karisdirmak.
8- Elini balcikla yikamak.
9- E$ik iizerine oturmak.
10- Bevl etdigi yerde, abdest almak.
11- Qanagi ve comlegi, yikamadan ta'am koymak.
12- Esvabim iistiinde dikmek.
13- Ac iken sogan yimek.
14- Yiiziinii etegi ile silmek.
15- Evinde oriimcek birakmak.
16- Sabah nemazim kilinca mescidden acele cikmak.
17- Pazara, erken gidip, gee donmek.
18- Yoksul kimseden ekmek satin almak.
19- Babaya ve anaya, kotii diiada bulunmak.
20- Qiplak yatmak.
21- Kap kacagi, ortiisiiz birakmak.
22- Qiragi, mumu iifleyerek sondiirmek.
23- Her seyi, bismillah demeden islemek.
24- Salvarmi ayakda giymek.)
Bir kimse yatacagi vakt, (inna a'tayna) suresini okusa ve sonra,
(Ya Rabbi! Beni sabah nemazma vaktiyle uyandir) derse, Biiznil-
lahi teala, o kimse, sabah nemazma, vaktiyle uyamr.
283
NEMAZIN EHEMMIYYETI
(Esi'at-iil-leme'at) kitabinda, nemazin ehemmiyyetini bildiren
cesidli hadis-i serifler vardir. Bu kitab (Miskat-iil Mesabfli) hadis
kitabinm farisi serhidir. Hindistandaki islam alimlerinin biiyiikle-
rinden Abdiilhak bin Seyfiiddm Dehlevi "rahime-hullahii teala"
yazmisdir. 1384 [m. 1964] senesinde, Liiknov sehrinde dokuzuncu
baskisi yapilmisdir. Dort cilddir. (Mesabfli) kitabim, Muhyissiinne
Hiiseyn Begavi "rahime-hullahii teala" yazmisdir. Muhammed
Veliyyiiddm "rahime-hullahii teala", bunu serh ederek (Miskat-iil-
Mesabfli) ismini vermisdir. Abdiilhak-i Dehlevi, 1052 [m. 1642] de
Delhide vefat etmisdir.
Arabide nemaza (Salat) denir. Salat, ashnda dtia, rahmet ve is-
tigfar demekdir. Nemazda bu iic ma'nanm hepsi bulundugu icin,
nemaza salat denilmisdir.
1 - Ebu Hiireyre "radiyallahti anh" bildiriyor. Resulullah "sal-
lallahti aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Bes vakt nemaz ve Cum'a
nemazi, gelecek Cum'aya kadar ve Ramezan orucu, gelecek Ra-
mezana kadar yapilan giinahlara keffaretdirler. Biiyiik giinah isle-
mekden sakinanlarin kiiciik giinahlarinin afvina sebeb olurlar.)
Arada islenilmis olan kiiciik giinahlardan kul hakki bulunmiyanla-
n yok ederler. Kiiciik giinahlan afv edilerek bitmis olanlarm, bii-
yiik giinahlan icin olan azablarinm hafiflemesine sebeb olurlar.
Biiyiik giinahlarm afv edilmesi icin tevbe etmek de lazimdir. Bii-
yiik giinahi yok ise, derecesinin yiikselmesine sebeb olurlar. Bu ha-
dis-i serif, (Muslim) de yazilidir. Bes vakt nemazi kusurlu olanlarm
afv olmasina, Cum'a nemazlan sebeb olur. Cum'a nemazlari da
kusurlu ise, Ramezan oruclan sebeb olur.
2 - Yine Ebu Hiireyre "radiyallahii anh" bildiriyor. Resulullah
"sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Kapisimn oniinde akar
su olan bir kimse, bu suda her gun bes kerre yikansa, bedeninde kir
kahr mi?) Eshab-i kiram, cevab vererek, hayir hie kir kalmaz ya
Resulallah dediler. (Bes vakt nemaz da boyledir. Bes vakt nemaz
kilanlarin kiiciik giinahlarim Allahii teala yok eder) buyurdu. Bu
hadis-i serif, (Buhari)de ve (Miislim)de yazilidir.
3 - Abdullah ibni Mes'ud "radiyallahii anh" diyor ki, birisi, ya-
banci bir kadini opmiisdii. Ya'ni, Ensardan biri, hurma satiyordu.
Bir kadm, hurma almak icin geldi. Kadma karsi hayvani hisleri ha-
reket etdi. Evde daha iyisi var. Gel ondan vereyim dedi. Eve gelin-
ce, kadini kucakladi, opdii. Kadin, (Ne yapiyorsun Allahdan
kork!) dedi. O da, pisman oldu. Resulullaha gelip, yapdigim soyle-
-284-
di. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buna cevab vermedi.
Allahii tealadan vahy bekledi. Sonra, bu zat nemaz kildi. Allahii
teala Hud suresinin yiizonbesinci ayetini gonderdi. Bu ayet-i keri-
mede mealen, (Giiniin iki tarafinda ve giines batinca nemaz kil!
Iyilikler, kotiiliikleri elbette yok eder) buyuruldu. Giiniin iki tara-
fi, ogleden evvel ve ogleden sonra demekdir. Ya'ni sabah, ogle ve
ikindi nemazlandir. Giindiize yakm olan gece nemazi da, aksam ve
yatsi nemazlandir. Bu ayet-i kerimede, hergiin bes vakt nemazm,
giinahlarin afv edilmelerine sebeb olduklan bildirilmekdedir. Bu
zat, ya Resulallah! Bu miijde yalmz benim icin midir? Yoksa bti-
tiin iimmet icin midir, dedi. (Biitiin iimmetim icindir) buyurdu. Bu
hadis-i serif, iki Sahihde de yazilidir.
4 - Enes bin Malik "radiyallahii anh" diyor ki, bir kimse Resu-
lullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" gelip, (Had cezasi verilecek
bir giinah isledim. Bana had cezasi vur!) dedi. Resulullah, ne gii-
nah islemis oldugunu buna sormadi. Nemaz vakti geldi. Beraber
kildik. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" nemazi bitirince,
bu zat kalkdi ve (Ya Resulallah "sallallahii aleyhi ve sellem"! Ben,
had cezasi yapilacak bir giinah isledim. Allahii tealanm kitabmda
emr olunan cezayi bana yap!) dedi. (Sen bizimle beraber nemaz
kdmadin mi?) buyurdu. Evet kildim dedi. (Uziilme, Allahii teala
giinahim afv eyledi!) buyurdu. Bu hadis-i serif, iki temel kitabda
yazilidir. Bu zat, had lazim olan biiyiik giinah isledigini zan etmis-
di. Nemaz kilmca afv olmasi, bunun kiiciik giinah oldugunu goster-
mekdedir. Yahud had demesi, kiiciik giinahlarin karsihgi olan
(Ta'zir) cezasi idi. ikinci sorusunda, (Had cezasi yap!) dememesi
de, boyle oldugunu gosteriyor.
5 - Abdullah ibni Mes'ud "radiyallahii anh" diyor ki, Allahii te-
alanm en cok hangi ameli sevdigini Resulullahdan "sallallahii tea-
la aleyhi ve sellem" sordum: (Vaktinde kdinan nemaz) buyurdu.
Ba'zi hadis-i seriflerde ise, (Evvel vaktinde kihnan nemazi cok se-
ver) buyurulmusdur. Ondan sonra hangisini cok sever dedim.
(Anaya-babaya iyilik yapmayi) buyurdu. Bundan sonra da hangi-
sini cok sever dedim. (Allah yolunda cihad etmeyi) buyurdu. Bu
hadis-i serif de, iki Sahih kitabda yazilidir. Baska bir hadis-i serif-
de, (Amellerin en iyisi, yemek yidirmekdir) buyuruldu. Bir baska-
sinda, (Selam vermeyi yaymakdir.) Bir baskasmda ise, (Gece, her-
kes uykuda iken nemaz kilmakdir) buyurulmusdur. Baska bir ha-
dis-i serif de, (En kiymetli amel, elinden ve dilinden kimsenin in-
cinmemesidir.) Bir hadis-i serifde de, (En kiymetli amel, cihaddir)
buyuruldu. Bir hadis-i serifde, (En kiymetli amel, hacc-i mebrur-
dur.) Ya'ni, hie giinah islemeden yapilan hacdir buyuruldu. (Alia-
-285-
hii tealayi zikr etmekdir) ve (Devamh olan ameldir) hadis-i serif-
leri de vardir. Stiali soranlarm hallerine uygun, cesidli cevablar ve-
rilmisdir. Yahud, zemana uygun cevab verilmisdir. Mesela, isla-
miyyetin baslangicmda, amellerin en efdali, en kiymetlisi cihad idi.
[Zemammrzda, amellerin en efdali, yazi ile, nesriyyat ile, kafirlere,
mezhebsizlere cevab vermek, Ehl-i siinnet i'tikadim yaymakdir.
Boyle cihad edenlere, para ile, mal ile, beden ile yardim edenler de
bunlarm kazandiklan sevablara ortak olurlar. Ayet-i kerimeler,
hadis-i serifler, nemazm, zekatdan, sadakadan daha kiymetli oldu-
gunu gosteriyor. Fekat, oliim halinde bulunana birsey verip, oliim-
den kurtarmak, nemaz kilmakdan daha kiymetli olur.]
6 - Cabir bin Abdullah haber veriyor: Resulullah "sallallahii
aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Insan ile kiifr arasindaki sinir, ncma-
zi terk etmekdir.) Ciinki nemaz, insam kiifre varmakdan koruyan
perdedir. Bu perde aradan kalkmca kul kiifre kayar. Bu hadis-i se-
rif, (Miislim)de yazihdir. Bu hadis-i serif, nemazi terk etmenin cok
fena oldugunu gosteriyor. Eshab-i kiramdan cok kimse, nemazi
ozrsiiz terk eden kafir olur dediler. Safi'i ve maliki mezheblerinde
kafir olmaz ise de olduruhnesi vacibdir. Hanefi mezhebinde, ne-
maz kilmcaya kadar habs olunur ve doviilur.
7 - Ubade bin Samit "radiyallahii anh" haber veriyor. Resulul-
lah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Allahii teala bes vakt
nemaz kilmagi emr etdi. Bir kimse, giizel abdest ahp, bunlari vak-
tinde kdarsa ve riiku'larim, husu'larim temam yaparsa, Allahii tea-
la, onu afv edecegini soz vermisdir. Bunlari yapmiyan icin soz ver-
memisdir. Bunu, isterse afv eder, isterse azab yapar.) Bu hadis-i se-
rifi, imam-i Ahmed, Ebu Daviid ve Nesai bildirmislerdir. Goriilu-
yor ki, nemazin sartlarma, riiku' ve secdelerine dikkat etmek la-
zimdir. Allahii teala soziinden donmez. Dogru diiriist nemaz kilan-
lan muhakkak afv eder.
8 - Ebu Emame-i Bahili "radiyallahii anh" bildiriyor. Resulul-
lah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Bes vakt nemazimzi
kiliniz! Bir ayimzda oruc tutunuz! Mallarimzin zekatim veriniz!
Basimzda olan amirlere ita'at ediniz. Rabbinizin Cennetine giri-
niz.) Goriiliiyor ki, hergiin bes vakt nemaz kilan ve Ramezan ayin-
da oruc tutan ve malmm zekatim veren ve Allahii tealamn yeryti-
ziinde halifesi olan amirlerin islamiyyete uygun emrlerine ita'at
eden bir miisliman, Cennete gidecekdir. Bu hadis-i serifi, imam-i
Ahmed ve Tirmiizi bildirmislerdir.
9 - Eshab-i kiramm meshurlanndan Biireyde-i Eslemi "radi-
yallahii anh" haber veriyor. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel-
-286-
lem" buyurdu ki, (Sizinle aramizda olan ahd, nemazdir. Nemazi
terk eden kafir olur.) Goriiliiyor ki, nemaz kilanm miisliman oldu-
gu anlasihr. Nemaza ehemmiyyet vermiyen, nemazi birinci vazife
kabul etmedigi icin kilmiyan kafir olur. Bu hadis-i serifi imam-i
Ahmed ve Tirmiizi ve Nesai ve ibni Mace bildirdi.
10 - Ebu Zer-i Gifari "radiyallahii teala anh" diyor ki, sonbehar
giinlerinden birinde, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" ile
beraber sokaga cikdik. Yapraklar dokiiliiyordu. Bir agacdan iki
dal kopardi. Bunlarm yapraklari hemen dokiildii. (Ya Eba Zer!
Bir miisliman Allah nzasi icin nemaz kihnca, bu dallarin yaprakla-
ri dokiildiigii gibi, giinahlari dokiiliir) buyurdu. Bu hadis-i serifi
imam-i Ahmed haber verdi.
11 - Zeyd bin Halid Ciihemi haber veriyor. Resulullah "sallal-
lahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Bir miisliman, dogru olarak ve
husu' ile iki rek'at nemaz kihnca, gecmis giinahlari afv olur.) Ya'ni
kiiciik giinahlanmn hepsi afv olur. Bu hadis-i serifi Imam-i Ah-
med "rahime-hullahu teala" bildirdi.
12 - Abdullah bin Amr ibni As "radiyallahii teala anhiima" ha-
ber veriyor. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki,
(Bir kimse, nemazi eda ederse, bu nemaz kiyamet giinii nfir ve
burhan olur ve Cehennemden kurtulmasina sebeb olur. Nemazi
muhafaza etmezse, nur ve burhan olmaz ve necat bulmaz. Karun
ile, Fir'avn ile, Hainan ile ve Ubey bin Halef ile birlikde bulunur.)
Goriiliiyor ki, bir kimse, nemazi farzlanna, vaciblerine, siinnetle-
rine ve edeblerine uygun olarak kilarsa, bu nemaz, kiyametde nur
icinde olmasina sebeb olur. Boyle nemaz kilmaga devam etmezse,
kiyamet giinii adi gecen kafirlerle beraber olur. Ya'ni, Cehennem-
de siddetli azab ceker. Ubey bin Halef, Mekke kafirlerinin azgm-
larmdan idi. Uhud Gazasinda, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel-
lem" mubarek eli ile onu Cehenneme gonderdi. Bu hadis-i serifi,
imam-i Ahmed ile Beyheki ve Darimi bildirmislerdir.
13 - Tabi'inin biiyiiklerinden Abdullah bin Sakik "rahime-hul-
lahii teala" diyor ki, (Eshab-i kiram "radiyallahii anhiim", ibadet-
ler icinde, yalmz nemazi terk etmenin kiifr olacagim soylediler.)
Bunu, Tirmiizi bildirdi. Abdullah bin Sakik, Omerden, Aliden, Os-
mandan ve Aiseden "radiyallahii anhiim" hadis-i serifler rivayet
etmisdir. Hicretin yiizsekiz senesinde vefat etdi.
14 - Ebiidderda "radiyallahii anh" diyor ki, cok sevdigim ba-
na dedi ki, (Parca parca parcalansan, atcsde yakilsan bile, Allahii
tealaya hicbir seyi serik yapma! Farz nemazlan terk etme! Farz
-287-
lie in ;i/ hiii bile bile terk eden miislimanhkdan cikar. Serab icme!
Serab, biitiin kotiiliiklerin anahtandir.) Goriiliiyor ki, farz nemaz-
lara aldins etmeyip terk eden kafir olur. Tenbellikle terk eden ka-
fir olmaz ise de biiyiik giinah olur. Islamiyyetin bildirdigi bes ozr-
den biri ile fevt etmek giinah degildir. Serab ve alkollii ickilerin
hepsi akh giderir. Akh olmiyan her kotiiliigii yapabilir.
15 - All "radiyallahii anh" haber veriyor. Resulullah "sallallahii
aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Ya Ali! Uc $eyi yapmagi gecikdir-
me: Yakti gelince, nemazi hemen kd! Cenaze hazirlamnca, nema-
zini hemen kil! Bir kizin kiifviinii bulunca, hemen evlendir!) Bu
hadis-i serifi Tirmiizi "rahime-hullahii teala" bildirdi. Cenaze ne-
mazini gecikdirmemek icin, mekruh olan iic vaktde de kilmah.
[Goriiliiyor ki, kadini, kizi kiifviine, ya'ni dengine vermek la-
zimdir. Kiifv demek, zengin olmak, ma'asi cok olmak demek degil-
dir. Ktifv olmak, erkegin salih miisliman olmasi, Ehl-i siinnet i'ti-
kadmda olmasi, nemaz kilmasi, icki icmemesi, ya'ni islamiyyete
uymasi ve nafaka kazanacak kadar is sahibi olmasi demekdir. Er-
kegin, yalmz zengin olmasim, apartman sahibi olmasim isteyenler,
kizlarim felakete siiriiklemis, Cehenneme atmis olurlar. Kizin da
nemaz kilmasi, basi, kolu acik sokaga cikmamasi, mahrem olmiyan
akrabasi ile dahi yalmz kalmamasi lazimdir.]
16 - Abdullah ibni Omer "radiyallahii anhtima" haber veriyor.
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Nemazlanni
vaktleri gelince hemen kdanlardan Allahii teala razi olur. Yaktle-
rinin sonunda kilanlan da afv eder.) Bu hadis-i serifi Tirmiizi "ra-
hime-hullahii teala" bildirdi.
Safi'i ve hanbelide, her nemazi, vaktinin evvelinde kilmak ef-
daldir. Maliki mezhebi de buna yakmdir. Ancak, cok sicakda, yal-
mz kilamn, ogleyi gecikdirmesi efdal olur. Hanefi mezhebinde, sa-
bah ve yatsi nemazlanni gecikdirmek ve sicak zemanlarda ogleyi,
hava serinleyince kilmak efdaldir. [Fekat ogleyi, imameyn kavline
gore, ikindi vakti girmeden ve ikindiyi ve yatsiyi da, imam-i a'za-
ma gore, vakti girince kilmak iyi olur, ihtiyath olur. Takva ehli
olanlar, her islerinde ihtiyath olurlar.]
17 - Umm-i Ferve "radiyallahii anha" haber veriyor. Resululla-
ha "sallallahii aleyhi ve sellem" hangi amelin efdal oldugu soruldu.
(Amellerin efdali, vaktinin evvelinde kdinan nemazdir) buyurdu.
Bu hadis-i serifi, imam-i Ahmed, Tirmiizi ve Ebu Daviid "rahime-
hiimullahii teala" bildirdiler. Nemaz, ibadetlerin en iistiimidiir.
Vakti girer girmez kihnca, daha iistiin olmakdadir.
-288-
18 - Aise "radiyallahii anha" diyor ki, (Resulullahm "sallallahii
teala aleyhi ve sellem" nemazim ahir vaktinde kildigmi, iki def a
gormedim.)
19 - Umm-i Habibe "radiyallahii anha" haber veriyor. Resulul-
lah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Bir miisliman kul, her
gun, farz nemazlardan baska, on iki rek'at, tetavvu' olarak nemaz
kilarsa, Allahii teala ona Cennetde bir ko$k yapar.) Bu hadis-i se-
rif (Miislim)de yazihdir. Goriiliiyor ki, hergiin bes vakt farz ile ki-
lman siinnet nemazlara Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" te-
tavvu', ya'ni nafile nemaz demekdedir.
20 - Tabi'inin biiyiiklerinden Abdullah bin Sakik "rahime-hul-
lahii teala" diyor ki, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" te-
tavvu' nemazlanm, ya'ni nafile nemazlanm, hazret-i Aiseden "ra-
diyallahii anha" sordum. (Ogle farzmdan evvel dort, sonra iki, ak-
samin ve yatsinm farzlanndan sonra iki, sabah nemazlarmm farzm-
dan evvel iki rek'at kilardi) dedi. Bu haberi, Muslim ve Ebu Da-
viid "rahime-hiimallahii teala" bildirdiler.
21 - Aise "radiyallahii anha" dedi ki, (Resulullahm "sallallahii
aleyhi ve sellem" nafile ibadetlerden en cok devam etdigi, sabah
nemazinm siinneti idi.) Bu haber, (Buhari)de ve (Miislim)de yazi-
hdir. Aise "radiyallahii anha", bes vakt nemazda kihnan siinnet
nemazlara, nafile nemaz demekdedir.
[Biiyiik islam alimi, sapiklara, mezhebsizlere karsi Ehl-i siinne-
tin en kuvvetli hamisi, Allahii tealamn secdigi dini yayan, bid'atle-
ri yikan biiyiik miicahid, tmam-i Rabbani miiceddid-i elf-i sani Ah-
med bin Abdiil-ehad Faruki Serhendi "rahmetullahi aleyh", islam
dininde bir benzeri yazilmamis olan, (Mektubat) kitabimn birinci
cildi, yirmidokuzuncu mektubunda buyuruyor ki:
Allahii tealamn razi oldugu isler, farzlar ve nafilelerdir. Farz-
larin yanmda nafilelerin hie kiymetleri yokdur. Bir farzi vaktinde
kilmak, bin sene, durmadan nafile ibadet yapmakdan daha kiy-
metlidir. Her cesid nafile, mesela nemaz, zekat, oruc, omre, hac,
zikr, fikr, hep boyledir. Hatta bir farzi yaparken, bunun siinnetle-
rinden bir siinneti ve edeblerinden bir edebi yapmak da, baska
nafileleri yapmakdan kat kat daha kiymetlidirler. Emir-iil-
mii'minin Omer-iil-Faruk "radiyallahii anh", birgiin sabah nema-
zim kildirmca, cema'at arasmda birisini goremeyip sebebini sor-
dukda, o her gece nafile ibadet yapiyor. Belki uyumus, cema'ate
gelememisdir dediler. (Biitiin gece uyusaydi da, sabah nemazim
cema'at ile kilsaydi, daha iyi olurdu) buyurdu. Goriiliiyor ki bir
farzi yaparken, edeblerinden bir edebi yapmak ve bir mekruhun-
- 289 - Islam Ahlaki - F:19
dan sakmmak, zikr, fikr ve murakabadan katkat daha kiymetlidir.
Evet bunlar, o edebleri yapmakla ve mekruhlardan sakmmakla
beraber yapilirsa, elbet cok faideli olurlar. Fekat onlarsiz olunca,
birseye yaramazlar. Bunun gibi, bir lira zekat vermek, binlerce li-
ra nafile sadaka vermekden daha iyidir. O bir lirayi verirken bir
edebini gozetmek, mesela, yakin akrabaya vermek de o nafile sa-
dakadan katkat daha iyidir. [Gece nemazi kilmak istiyenlerin ka-
za kilmalan lazim oldugu buradan anlasilmakdadir. Allahii teala-
mn emrlerine (Farz), yasaklanna (Haram). Peygamberimizin
emrlerine (Siinnet), yasaklanna (Mekruh), bunlarm hepsine
(Ahkam-i islamiyye) denir. Giizel ahlak sahibi olmak, insanlara
iyilik etmek farzdir. Ahkam-i islamiyyenin bir hiikmune inanmi-
yan, begenmiyen (Kafir), (Miirted) olur. Hepsine inanana (Miis-
liman) denir. Tenbellikle ahkam-i islamiyyeye uymiyan muslima-
na (Fasik) denir. Bir farza, bir harama uymiyan fasik, Cehenne-
me gidecekdir. Bunun yapdiklanmn hicbiri ve siinnetleri kabul
olmaz, sevab verilmez. Bir lira zekat vermiyenin milyonlar vere-
rek yapdigi hayratlann ve hasenatlarm hicbiri kabul olmaz. Yap-
digi cami'lere, mekteblere, hastahanelere, hayr cem'iyyetlerine
yapdigi yardimlara sevab verilmez. Yatsi nemazmi kilmiyamn te-
ravih nemazi kabul olmaz. Farzlardan ve vaciblerden baska yapi-
lan ibadetlere (Nafile) denir. Siinnetler nafile ibadetdir. Bu ta'ri-
fe gore, kaza nemazlan kilan, siinnet de kilmis olur. Bir farzi yap-
mamn, bir haramdan sakinmanm sevabi, milyonlarca nafile seva-
bmdan cokdur. Bir farzi yapmiyan, bir haram isleyen, Cehen-
nemde yanacakdir. Nafile ibadetleri, onu Cehennemden kurtara-
maz. Ibadetlerde yapilan degisikliklere (Bid'at) denir. ibadet ya-
parken bid'at islemek haramdir ve ibadetin bozulmasma sebeb
olur. [245. ci sahifeye bakmiz!] Ffadis-i serifde (Bid'at isleyenin
hicbir ibadeti kabul olmaz) buyuruldu. Fasikm, mesela karisi, ki-
zi tesettiir yapmiyan kimsenin ve bid'at sahibinin, mesela ibadet-
lerde ho-parlor kullanan kimsenin arkasmda nemaz kilmamah,
va'zlanm, din iizerindeki uydurma nutklanm dinlememeli, kitab-
lanni okumamahdir. Dosta da, diismana da giiler yiiz, tath dil
gostermeli, hie kimse ile miinakasa etmemelidir. Ffadis-i serifde
(Ahmaka cevab verilmez) buyuruldu. ibadetler, kalbin temizligi-
ni artdinr. Giinahlar kalbi karartir, feyzleri alamaz olur. Her
muslimamn, imanin sartlarim ve farzlan ve haramlan ogrenmesi
farzdir. Bilmemesi ozr degildir. Ya'm bilip de inanmamak gibi-
dir.] (Mektubat) kitabi farisidir. Tercemesi burada temam oldu.
imam-i Rabbani hazretleri, 1034 [m. 1624] senesinde, Hindistan-
da, Serhend sehrinde vefat etdi.
-290-
Yukanda yazilanlardan anlasihyor ki, bes vakt nemazm siin-
netleri de, nafile nemazdir. Bunlar, farzlarla beraber kilindiklan
icin ve kilman farzlardaki noksanlan temamladiklan icin, diger na-
file nemazlardan daha efdal oldular. Nemazlara kiymet verdigi,
bunlan birinci vazife bildigi halde, bir farz nemazi ozrsiiz vaktinde
kilmiyan bir miisliman biiyiik giinah islemis olur. Cehennemde
Fir'avnlar ile, Haman ile beraber olur. Nafile nemazlar, ya'ni siin-
netler, insani bu biiyiik giinahdan, bu siddetli azabdan kurtaramaz.
Bunun icin, terk edilmis farz nemazlan kaza etmek farzdir. Bunla-
nn kazalanm gecikdirmek de biiyiik giinahdir. Bu artan, cogalan
giinahlara son vermek lazimdir. Kaza kilmak farz oldugu icin, se-
vabi, stinnetleri kilmak sevabindan binlerce kat fazladir. Buna go-
re ve siinnetleri ozr ile terk etmek caiz olduguna gore, her miisli-
man, ozrsiiz terk etdigi farz nemazlarm kazalanm, hergiin dort
vakt nemazm siinnetleri yerine de kilmahdir. Sabah nemazmm
siinnetine vacib diyen alimler oldugu icin, sabah nemazmm siinne-
ti yerine kaza kilmamahdir. Boylece kazalanm her zeman kilarak,
biiyiik giinahdan bir an once kurtulmahdir. Kazalar bitdikden son-
ra, bes vakt nemazm siinnetlerini devamh kilmahdir. Ciinki, siin-
netleri ozrsiiz olarak kilmamakda israr etmek, kiiciik giinah olur.
Siinnete ehemmiyyet vermiyen ise kafir olur.
Ozr ile fevt edilmis, kilmamamis nemazlan acele kaza etmek de
farz ise de, ozr ile fevt etmek giinah olmadigi icin, bunlarm kazala-
nm, siinnetleri kilacak kadar gecikdirmege, Hanefi alimleri caiz
olur dediler. Fekat bu sozleri, ozrsiiz terk edilmis nemazlarm kaza-
lan icin de caiz olur demek degildir. Bundan baska, caiz demek,
vacibdir, iyidir demek degildir. Caiz denilen cok sey vardir ki,
mekruh olduklan bildirilmisdir. Mesela, zimmi olan kafirlere (Sa-
daka-i fitr) vermek caizdir, fekat mekruhdur.]
Kil nemazi, din harama salma,
cok yasarim, diinya hep kahr sanma!
Bes nemaza sanl, genclik cagmdal
Ekdigini bicersin, Cennet bagmda.
Iki kisi dltiniu hatnlamaz,
haram isler, bin de nemaz kilmaz!
Birgtin gelir, tutmaz olur bu eller,
soyliyemez, Allah demeyen diller!
291
ZEKAT VERMEK
Ve dahi, zekatm farz olmasma delil, Bekara suresinin kirku-
ciincu ve yiizonuncu ayet-i kerimeleridir.
Ve dahi, oniki kimseye zekat verilmesi caiz degildir:
Mecnun olana, Meyyitin kefenine, Kafire, Zenginlere, Usui ve
furuuna, Zevcesine, Kolesine, Miikatebesine, [Efendisine belirli
bir mikdar para vermekle azad olacak kole.] Mtidebberesine,
[Efendisi oliince azad olacak kole.] Kadinm, kocasma zekat ver-
mesi ihtilafh olup, esah olan vermemekdir.
Ve dahi bir kimseyi yabanci sanarak, evladi ciksa ve musliman
sanarak, kafir ciksa, bunlara zekat verilmez ise de, bilmiyerek ve-
rilmis oldugu takdirde, -esah olan- iade etmez.
Zekati sekiz kimseye vermek lazimdir:
1- Istilah-i din iizere miskin olana,
2- Kurban nisabma malik olmiyan fakirlere,
3- Borclu olan miislimana,
4- Zekat mah ve usr toplamaga me'mur olan kimseye (iicret
mikdarmda),
5- Memleketinde zengin olsa bile, bulundugu yerde fakir ola-
na,
6- Cihad ve hac yolunda muhtac kalana,
7- Azad olmasi icin efendisine belli para odemesi lazim olan ko-
leye,
8- Miiellefe-i kulub denilen kafirlere, ki bunlar simdi yokdur.
Nafakadan fazla, fekat kurban nisabmdan az mah olana (fakir)
denir. Ma'asi kac lira olursa olsun, evini idarede giicliik ceken her
memur, zekat alabilir ve kurban kesmesi, fitra vermesi vacib ol-
maz. Din bilgilerini ogretmekde ve ogrenmekde olan, kirk senelik
nafakasi olsa da, zekat alabilir. Zekat parasi ile cami', cihad, hac
yapilmaz. Meyyite kefen almmaz. Zenginin kiiciik cocuguna, ken-
di analarma, babalarina, cocuklarma, zevceye verilmez. Kardesle-
re, geline, damada, kaym valde, kaym pedere, hala, amca, dayi,
teyzeye vermek daha sevabdir. Fakire nisabdan az verilir. Fekat,
coluk, cocugu da varsa, herbirine nisab mikdari diismiyecek kadar
cok verilebilir. Malini israf edene, haramda kullanana verilmez.
Seyyidler, simdi ganimetden haklarim alamadiklan icin bunlara da
verilir.
Zekatm farz olmasimn sarti altidir:
1- Musliman ola,
-292-
2- Balig ola,
3- Aklh ola,
4- Hiir ola,
5- (Zekat nisabi) mikdan halal zekat malma malik ola,
6- Elindeki mail ihtiyacmdan ve borcundan fazla ola.
[Zekat farz oldukdan sonra musliman fakire vermiyenin veya
baska borcu olamn, hayrat, hasenat yapmasi ve sadaka vermesi se-
vab olmaz, giinah olur. Bunun zekatim vermesi ve borcunu ode-
mesi farzdir. (Hadika) cild II, 635. ci ve (Berika) 1369. cu sahifeler-
de diyor ki, parasmi haram yerlere sarf eden veya israf eden kim-
selere [zekat ve] sadaka vermek caiz degildir. Ciinki, harama yar-
dim etmek haramdir.]
Verene hie menfe'ati kalmamasi lazimdir. Zevc ve zevce, bir-
birine zekat verirse, verene menfe'ati tam olarak kesilmez. Her
ibadetde oldugu gibi, zekat vermekde de niyyet etmek lazimdir.
Zekat malimn borcundan fazla olmasi ve (Hacet-i asliyye)sinden
fazla olmasi ve bu fazla malm (Nisab mikdan) olmasi lazimdir.
Altmm nisabi 20 miskal [96 gram, 13,3 altm lira]dir. Gumusiin ni-
sabi 200 dirhem [672 gram]dir. Zekati vermenin, farz olmasi icin,
zekat malinin, nisab mikdan oldukdan i'tibaren, bir hicri sene
sonra da miilkunde bulunmasi lazimdir. Zekatm farz olmasma
mani' olmak icin, bir sene temam olmadan, hile-i ser'iyye yap-
mak, imam-i Muhammede gore mekruhdur. imam-i Ebu Yusiif
mekruh degildir. Ciinki, farz olunca, ita'at etmemek giinah olur.
Giinahdan sakinmak (Ta'at) olur dedi. Fetva imam-i Muhammed
kavli iledir.
(Zekat mah), artan, cogalan mal demekdir. Bu da dort nev'dir:
Senenin yaridan fazlasmda, cayirda othyan dort ayakh, disi erkek
kansik, yahud yalmz disi, (saime) hayvanlar, ticaret icin satm ah-
nan mallar, altm ve giimiis esya, toprakdan cikan gida maddeleri-
dir. Cayirda, yalmz erkek hayvam olanlara ve katiri, esegi olanla-
ra, bunlann zekatlanm vermek farz degildir. Devenin, siginn ve
koyunun yavrulan, biiyiikleri ile birlikde olunca, zekat hesabina
katihrlar. Zekat, usr, keffaret ve sadaka-i fitr olarak verilecek mal
yerine, bunlann kiymetlerini de vermek caizdir. Safi'ide caiz degil-
dir. Zekat farz oldukdan sonra, mal helak olursa, sakit olur. Sahi-
bi telef ederse sakit olmaz.
Akil ve balig olan muslimanm, tam miilkii olan ve halal yol-
dan gelmis olan zekat malmm mikdan, nisab mikdan oldukdan
bir sene sonra, bu malin belli mikdarim sekiz simf miislimandan
bir veya birkacina vermesine zekat denir. Verilen kimsenin miis-
-293-
liman olmasi lazimdir. Tam mtilkti demek, kullanmasi miimkin ve
caiz olan mail demekdir. Satin alman mal, soz kesilince miilk olur
ise de, teslim almmadan once, kullamlmasi miimkin olmadigi icin,
tam miilk olmaz. Gasb edilen, ya'ni zulm ile, zor ile alman ve sir-
kat edilen, ya'ni caiman ve faiz, riisvet, kumar ile almam ve calgi
calmak, sarki soylemek ticreti ve alkollti icki satrsi bedeli olarak
alman ve fasid bey' ile satm alman mallara (Mal-i habis) denir.
Habis mallarm zekatlan verilmez. Ciinki bunlar, alamn miilkii ol-
maz. Sahiblerine, sahibleri olmiis ise varislerine, varisleri de yok-
sa, fakir miislimanlara verilmeleri lazimdir. Habis mallan, birbir-
leri ile veya kendi halal mail ile kansdinrsa, bu kansim, miilkii
olur ise de, buna (Miilk-i habis) denir. Miilk-i habisi de, baskasma
vermek ve kullanmak haramdir ve tam miilk olmadigi icin, zekati
verilmez. Buna kansmis bulunan habis malm mislini, misli yoksa
kiymetini kendi halal, zekat mahndan, sahiblerine tazmin etdik-
den [odedikden] sonra, miilk-i habisi kullanmasi halal olur ve ze-
kat nisabma katmasi lazim olur. Bu borclanm odemek icin, halal
mah yoksa, odiinc alip oder. Borcunu odemeden evvel miilk-i ha-
bisi kullanmak, baskasma vermek haram ise de, satarsa, hediyye
ederse, alana haram olmaz. Sahibleri ve varisleri bilinmiyorsa ve-
ya cesidli kimselerden toplanan haram mallar birbirleri ile kans-
dinhp miilk-i habis olurlarsa, hepsinin miisliman fakirlere sadaka
verilmesi lazim olur.
Fakir, aldigim geri hediyye ederse, verenin geri almasi caiz
olur.
Altm ve giimtis, halis olarak kullamlmaz. Halisi yandan fazla
ise, zekatlan her halde verilir ve agirhklan ile hesab edilir. Bunlar-
dan carsida semen olarak kullamlan iki nev' bulunursa, halisi daha
cok olana (Ceyyid) denir. Halisi az olanma (Ziiyuf) denir. Halisle-
ri yandan az ise, ticaretde kullanihnca ve kiymetleri altm veya gii-
miis nisabi kadar olunca, zekatlanm vermek lazim olur.
Yagmur veya nehr suyu ile sulanan usrlu toprak mahsulu,
mikdan az olsa da ve cabuk ciiriiyen, bozulan sebze, meyve olsa
da, onda biri usr olarak usr memuruna verilir. Memur, bunlan sa-
tarak, parasim (Beyt-ul-mal) denilen hazineye kor. Meyve gorii-
niince veya olunca, yahud toplandigi zeman vermek farz olur de-
nildi. Hayvan ile veya dolab ile, makina, motor ile sulananm yir-
mide biri verilir. Hicbir masraf cikmadan once vermek lazimdir.
Hukumetin usru, mal sahibine bagislamasi, afv, lagv etmesi caiz
degildir. Dagdan ve usrlu toprakdan elde edilen balm da usru ve-
rilir.
Zimmiye zekat verilmez. Fekat fitre, keffaret, nezr ve sada-
-294-
ka verilir. (Bahr)de diyor ki, (Zimmi olmiyan kafire, ister miis-
te'min olsun, ister harbi olsun, farz, vacib ve nafile sadaka ve-
rilmez.) Borcu olmiyan bir fakire nisab mikdan veya daha cok
zekat vermek mekruhdur. Fakirin lyali, ya'ni coluk cocugu var-
sa, herbirine nisabdan az noksan olacak kadar vermek caiz
olur.
Rayic olan, ya'ni gecer akca olan fiilus ile mal satmak caizdir.
Fiilus, altmdan ve giimiisden baska metalden veya kagiddan para
demek olup, adete gore semen oldugu icin, ta'yin edilmesi, ya'ni
isaret edilmesi, gosterilmesi lazim degildir. Fiilus kasid olursa,
ya'ni carsida pazarda gecmez olursa, imam-i a'zama "rahime-hul-
lahii teala" gore, bey' batil olur. imameyne, ya'ni imam-i Ebu Yu-
siif ile Imam-i Muhammede "rahime-hiimallahii teala" gore, batil
olmaz. Kiymeti kadar gecer akca verilir. Odiinc aldikdan sonra,
fiilus kasid olursa, Imam-i a'zama gore, mislini, ya'ni aldigi kadar
fiilus oder. imameyne gore, kiymeti kadar gecer akca oder. Rayic
olmayan fiilus ile alisveris yapabilmek icin, fiilusu ta'ym etmek,
gostermek lazimdir. Ta'ym edilen mal, te'ayyiin eder. Ya'ni onu
vermek lazim olur. Benzerini veremez. Sarrafa bir dirhem agirli-
gmda giimiis verip, bunun yansi ile fiilus ve yarisi ile de yanm dir-
hemden bir habbe noksan giimiis ver dese, bu bey' fasid olur.
Ctinki, yanm dirhem giimiisii, daha az agirlikda giimiise satmak
faiz olur. Eger, bunun yarisi ile fiilus ver ve yarisi ile de yanm dir-
hemden bir habbe noksan giimiis ver derse, fulustin bey'i sahih
olur. Eger, bu bir dirhem giimiis ile bana yanm dirhem agirhgm-
da fiilus ve yanm dirhemden bir habbe noksan giimiis ver derse,
bey'in ikisi de sahih olur. Bir habbe noksan giimiis aym agirhkda-
ki giimiis karsihgi ve yanm dirhem fiilus da, yanm dirhemden bir
habbe fazla agirhkdaki giimiis karsihgi satilmis olur. Fiilus ile, bu-
nun karsihgi olan giimiisun agirhklan farkh ise de, cinsleri baska
oldugundan caiz olur.
(Bedayi'us-sanayi')da diyor ki, (Zekat olarak verilecek mal,
zekati lazim olan malm cinsinden veya baska cinsden zekat mah
olmahdir. [Altin yerine, fakire elbise, ayakkabi, bugday, yag gibi
seyler vermek caiz degildir.] Zekat mail, ayn veya deyn olur. Ayn
olan zekat mah, vezn ile veya hacm ile olciiliir veya olciilmez. Ol-
ciilmez ise, ya saime hayvan olur. Yahud, ticaret uruzu olur. Sai-
me ise, nass ile bildirilen hayvamn kendi verilince, orta hallisi ve-
rilir. Asagi halde olam verilirse, orta halliden farki kadar altm ve-
ya giimiis de verilir. Hayvamn kiymeti verilince, yine orta halli-
nin kiymeti verilir. Asagi halde olamn kiymeti verilirse, altin ve-
ya giimiis ile temamlamr. iki orta koyun yerine krymetleri topla-
-295-
mmda bir semiz vermek caiz olur. Ciinki, faiz mall olmiyanlarda,
kiymete i'tibar olunur. Ticaret uruzundan nass ile bildirilenin
kirkda biri verilir. Kendi cinsinden olan baska mal verilirse, iyi ye-
rine orta veya asagi mal verilince, aradaki farki temamlamak la-
zim olur. Ciinki uruz, agirhkla veya hacm ile olciilmiyen esya de-
mekdir. Bunlarda mikdar farki faiz olmaz. Mesela, bir iyi elbise
yerine, iki adi elbise vermek caiz olur. Kendi cinsinden olmryan
baska mal verilirse, farz olan mikdardan az verirse, aradaki farki
temamlamasi lazim olur. Zekat mah, vezn veya hacm ile olciiliir
ise, malm kendinin kirkda biri verilir. Kendi cinsinden olmayan
baska zekat mail verirse, kendi kiymeti kadar vermesi lazim olur.
Kendi cinsinden baska mal verirse, Seyhayne gore "rahime-hii-
mallahii teala", kiymeti kadar degil, mikdan kadar verilir. Mese-
la, ikiyiiz kilo ticaret mah iyi cins bugdaym kiymeti ikiyiiz dirhem
giimiis olsa, bunun zekati olarak bes kilo adi bugday vermek caiz
olur. Bunun gibi, ikiyiiz dirhem ceyyid gumuslin zekati olan bes
dirhem ceyyid giimiis yerine, bes dirhem ziiyuf verilebilir. Nezr
vermek de boyledir.
Altm ile giimiis mutlak (Semen)dirler. Semen olarak yaratil-
mislardir. Insamn herhangi bir ihtiyacini gidermek icin kendileri
kullamlmaz. ihtiyac esyasim satin almak icin vasitadirlar. Baska
esya ise, hem semen olarak, hem de kendileri kullamlmak icin ya-
ratilmislardir.) (Bedayi')dan terceme temam oldu.
Insamn rahat ve islamiyyete uygun olarak yasayabilmesi icin
kullamlmasi lazim olan seylere, (ihtiyac e^yasi) denir. 41. ci sahife-
ye bakimz! ihtiyac esyasi, insamn haline ve zemana gore degisir.
Rahat yasayabilmek icin lazim olmayip, zevk icin, stis icin, saygi
toplamak icin kullamlan fazla seylere, (Zinet esyasi) denir. Altm
ile giimiis, ihtiyac esyasi degil, zinet esyasidirlar. Erkeklerin evde
ve sokakda, kadmlann yalniz evde, mubah seylerle zinetlenmeleri
caizdir.
Goriiliiyor ki, rayic olan fiilus, her zeman ticaret mahdir. Kiy-
meti, carsida kullamlan altm liralardan degeri en az olana gore ni-
sab mikdan olur ise, zekatim vermek farz olur. Ciinki ticaret ma-
lmm nisabi, imameyne "rahime-humailahii teala" gore, altm ile
giimiis liradan, ticaretde daha cok kullamlam ile hesab edilir. Ze-
kati da, kiymeti hesab edilen para ile veya malm kendinin kirkda
biri verilir. Fakir bunu ihtiyac esyasi olarak kullamr. Fiilus, altm
ile gtimiisden baska olan para demekdir. Bakir, tunc ve baska
alasimlardan oldugu gibi, kagiddan da yapilmakdadir. Ya'ni,
kagid liralar fiilusdur. Bunlann zekatim vermek lazimdir. Fe-
kat, bunlann kiymetleri, altin ile giimiistin kiymetleri gibi, (Ha-
-296-
kiki kiymet) degildir. (i'tibari krymet)dir. Hiikumetlerin verdikle-
ri kiymetdir. Verdikleri gibi, geri de alirlar. i'tibari kiymetleri gi-
dince, (Semen) olamazlar. Zekat mall olmakdan cikarlar. ibni
Abidin buyuruyor ki, (Ticaret malimn kiymeti, ticaretde cok kul-
lamlan, para olarak basilmis altm veya giimiis ile hesab edilir. Gu-
miis ile hesab edilince, ikiytizkirk dirhem giimiis kiymetinde olsa,
altm ile hesab edilince, yirmi miskal altin kiymetinde olsa, iki kiy-
meti de nisab mikdari ise de, bu mail giimiis ile krymetlendirmek
lazim olur. Ciinki, zekat olarak alti dirhem giimiis veya yanm mis-
kal altm vermesi lazim olur. Bu ise, bes dirhem giimiis kiymetin-
de oldugu icin, fakire faidesi az olur. [Ciinki, yirmi miskal altm ve
ikiyiiz dirhem giimiis, aym nisabi gosterdikleri icin, kiymetleri ay-
mdir.] Bir miskal agirhgmdaki altm liraya, bir (Dinar) denir.
[Tiirk altm liralanmn hepsi birbucuk miskal, ya'ni 7,2 gr. agirhgm-
dadir.] Rayic olan fiilusun zekatim, nisabi hesab edilmis olan [al-
tm veya giimiis] ile vermek vacibdir.) Bundan anlasihyor ki, kagid
liralarm nisabim, ticaretde kullamlan altm liralarm, en asagi de-
gerlisi ile hesab etmek ve zekatlanm altin olarak vermek lazimdir.
Ciinki giimiis, para olarak, simdi hie kullamlmamakdadir. Kagid
liralarm zekati, nisablanm hesab etmekde kullamlan metal ile,
ya'ni altin ile verilir. Kendilerinin kirkda biri, kagid lira olarak ve-
rilemez. Ciinki kagid liralarm kendileri, ihtiyac esyasi olarak kul-
lamlamaz. Adi kagid var iken, kagid liralan kagid olarak kullan-
mak israf olur. israf da, haramdir. Kagid para zekatim, para ola-
rak kullanmasi icin, kagid olarak vermek de caiz degildir. Ciinki,
para olarak kullanmasi icin, kiymeti hakiki ve daimi olan altm ve-
rilir.
Altm, lira halinde ve baska her seklde verilebilir. Her zeman,
her yerde bulunur. Kendi sehrinde altin bulamryan, altin esya
satilan yerdeki arkadasina kagid lira gonderip, bununla altm ala-
rak zekatim vermesini ona yazar. Kagid liralan sonradan da
odemesi caizdir. Kagid liralarm zekatlanm vermek, bu kadar
kolay iken, fikh kitablannin bu emrlerine uymak istemeyip, al-
tin yerine, kiymeti i'tibari ve muvakkat olan kagid liralar ver-
mek dogru degildir. Fikh kitablanna uymak istemeyip de, iba-
detleri ayet-i kerimelerden, kendi anladigma gore yapmaya kal-
kisanlara (Mezhebsiz) veya (Sapik) denir. Boyle sapiklara karsi,
(Ben, ibadetlerimi, Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden se-
nin anladigma gore degil, mezheb imamlannin anlayip bildirdik-
lerine gore yaparim) demelidir. Mezheb imamlannin "rahime-
hiimullahii teala" anladiklanni bildiren kitablara, (Fikh kitabla-
n) denir.
-297-
(Cami'ul ezher) medresesi miiderrislerinden Abdurrahman
Cezfrmin riyaset etdigi alimler hey'etinin hazirladigi (Kitab-iil
fikh alel-mezahib-il-erbe'a) kitabmda, biitiin fikh bilgileri dort
mezhebe gore ayn ayn yazilidir. Bu kitab bes ciiz olup, hepsi
1392 hicri ve 1972 miladi senede, Kahirede basilmisdir. (Evrak-i
maliyye "Banknot" zekati) bashgi altinda diyor ki, (Fikh alimle-
ri, evrak-i maliyye, ya'ni kagid liralar icin zekat vermek lazimdir
dediler. Ciinki bunlar, ticaretde altm ve giimiis yerine kullanil-
makdadir. Bunlar, her zeman, altin veya giimiis ile kolayhkla de-
gisdirilebilmekdedir. Cok kagid lirasi olanin bunlan altin ve gii-
miis zekati nisabina katmamasi ve bunlann zekatlanm verme-
mesi, akhn kabul edecegi sey degildir. Bunun icin, iic mezhebin
fikh alimleri, kagid paralann zekatlanm vermek lazim oldugunu
sozbirligi ile bildirdiler. Yalmz Hanbeli mezhebi, bundan ayrildi.
Hanefi mezhebinin alimleri, kagid paralann, (Deyn-i kavi) sene-
di oldugunu, her istenildiginde, altmla ve giimiisle hemen degis-
dirilebileceklerini soylediler. Bunun icin, zekatlanmn hemen ve-
rilmesi lazimdir dediler. Ctinki, ahnacak borcun zekatim ver-
mek, altin, giimiis ele gecince farz olur. Ele gecmeden once ze-
kat farz olursa da, vermek farz olmaz.) isterse, alabilinceye ka-
dar bekleyip, almca gecmis senelerin zekatlanm verir. isterse,
beklemeyip, elinde bulunan (Ayn) olan altin ve giimiisden onla-
nn da zekatlanm her sene verir. Alacagi altinlann zekati olarak
elindeki senedleri veremez, senedde yazih altin ve giimiisleri,
borclusundan almca, bunlann kirkda birini ayirarak, gecmis se-
nelerden herbiri icin ayn ayn, fakirlere vermesi farz olur. Bunun
gibi, zekat olarak kagid para verilemez. Bunlann kirkda biri ile,
sarrafdan degeri en diisiik olan altm liralar alrp, bu liralan veya
bunlann agirhklan kadar altin yiiziik, bileyzigi fakirlere vermek
lazimdir.
Borclusuna zekat vererek onu borcdan kurtarmak icin, (Sana
zekat verecegim. Fekat, senden alacagimi, verecegim zekatima
karsihk sayiyorum. Sen de kabul et!) demek caiz olmaz. Zekati
fakire vermesi, fakirin de aldigim zengine geri vererek borcunu
odemesi lazimdir. Fakirin geri vermesine giivenemiyen alacakh
icin, (Fetava-yi Hindiyye)nin altmci cildi sonunda diyor ki, (Ala-
cakh, giivendigi bir kimseyi borclusuna gostererek, sana verece-
gim zekati teslim almak ve sonra senin bana olan borcunu ode-
mek icin, bunu vekil yap der. Fakir de o kimseyi boylece vekil ya-
par. O kimse zekati almca, aldigi mal, fakirin miilkii olur. Sonra,
bunu zengine geri vererek, fakirin borcunu odemis olur. iki kim-
senin bir fakirden alacaklan olsa, bunlardan biri, fakire alacagi
-298-
kadar zekat verip, onu kendine olan borcundan kurtarmak istese,
fakire o kadar zekat verir. Sonra, alacagmi fakire sadaka eder.
Ya'ni halal eder, bagislar. Sonra fakir, elindeki zekati bu zengine
hediyye eder. Yahud fakir, borcu kadar altim birisinden odiinc
ahp zengine hediyye eder. Zengin bunu zekat niyyeti ile bu fakire
geri verir. Sonra, fakiri borcundan ibra eder. Ya'ni, ona bagislar.
Fakir, zekat olarak aldigi altmlan, evvelce odiinc almis oldugu
kimseye geri verir. Zekat ile [ve nezr edilen mal ile] hayrat ve ha-
senat yapilamaz. Yapmak icin, bunlari tamdigi bir fakire verir. Fa-
kir de, bunlar ile o hayrli isleri yapar.) Bunlardan anlasihyor ki,
kagid para ile zekat verebilmek icin, verecegi kagid paramn dege-
ri kadar altm lira agirligmdaki altm zinet esyasim zevceden veya
bir tamdigmdan odiinc alir. Altinlan, tamdigi veya akrabasmdan
bir fakire zekat niyyeti ile verir. Boylece kagid paralarm zekati ve-
rilmis olur. Sonra, fakir bu altmlan bu zengine hediyye eder. Zen-
gin de ahp, sahibine geri vererek borcunu oder. Zekati verilmis ol-
dugundan, zengin zekat vermek icin ayirmis oldugu elindeki kagid
paralarm bir kismmi bu fakire verir. Geri kalani her diirlu hayra-
ta ve hasenata verir. Fakir de bu hayratm sevablanna kavusmak
isterse, zekat olarak aldigi altmlan bu zengine satar. Sonra, hayrli
isler yapmasi icin zengini vekil edip, kagid paralan zengine geri
verir.
Dort mezheb ilmlerinde miitehassis, biiyiik alim, seyyid Abdiil-
hakim Arvasi "rahmetullahi aleyh" buyurdu ki, (Kagid paralarm
kiymeti, kiymet-i i'tibariyyedir. i'tibardan diisiince, kiymeti kal-
maz. Bu sebebden, fitra ve zekati, kagid para ile vermek caiz ol-
maz. Kagid ile, evvelce verilmis zekatlar, altm ile devr edilerek, ka-
za edilmelidir. Hacdan baska, diger mali ibadetlerin kazasi, devr
tariki ile yapihr.)
(Diirr-iil-muhtar)da diyor ki, (Bagiler, ya'ni hiikumete isyan
ederek memleketi ellerine gecirmis olan miislimanlar ve zalim
olan miisliman sultanlar, hayvan ve usr denilen toprak mahsulle-
rinin zekatlarmi ahrlarsa ve bunlari Allahii tealanin emr etdigi
yerlere verirlerse, bu aldiklan mallar zekat olur. Aldiklanm bas-
ka yerlere verirlerse, aldiklan zekat sayilmaz. Mal sahiblerinin
zekatlarmi tekrar miisliman fakirlere vermeleri lazim olur. Tica-
ret mallannin zekatlarmi ve para zekatlarmi toplarlarsa, alimlerin
coguna gore zekat yerine gecmez. Fetva da boyledir. Ba'zi alim-
lere gore ise, zalim sultanlar, miisliman olduklan icin ve ellerin-
deki mallar milletin haklan oldugundan fakir sayilacaklan icin,
bunlara zekat niyyet edilerek verilenler zekat yerine gecer.) ibni
Abidin de diyor ki, (Vergi olarak, gumriik diyerek ve baska ism-
-299-
ler ile aldiklan mallar, paralar da boyledir. Niyyet edilse dahi, ze-
kat yerine gecmez diyenlerin sozleri sahihdir. Ya'ni, zalim olan
muslimanlarm bu mallarm zekatlarim toplamaga haklari yokdur.)
Fetvamn da boyle oldugu (Tahtavi) hasiyesinde yazilidir. Goriilii-
yor ki, hayvan zekatim ve usru vermenin sahih olmasi icin, bunla-
n tophyan hiikumetin miisliman olmasi ve topladiklarim (Beyt-iil-
mal) denilen devlet hazinesinin dort kismmdan alacakh olanlara
dagitmasi lazimdir. Hiikumete verilen her cesid vergi, alimlerin co-
guna gore, ticaret malmm ve paranm zekatlan olmaz. Ba'zi alim-
ler, tophyan hiikumetin miisliman oldugunu bilmek ve verilen
mallan ve paralan zekat niyyeti ile vermek sarti ile caiz olur dedi-
ler ise de, bu soz za'ifdir.
Gel kardesim, inkar etme, kil insaf!
Kiymctli oinriiuu, eyleme israf!
Kalbini nefsin arzusundan koru!
Dism gibi icin dahi olsun sat!
Bakir He kansmca bir alhn,
abrsa, begenir mi onu sarrat?
Liseyi bitirdim diye oviinme!
Sakm hem, diisiinmeden soyieme iaf!
Me'arif ehlini bul, onu dinie!
Boyiece Hakdan ire sana eitaf!
Hakikat denizine vanp dal, ve,
cikar bir cevheri ki, oia seffaf!
Diploma]] din cahiiine kanma,
dogru yolu sana gosterdi eslaf!
ORUC BABI
Orucun farzi iictliir:
1- Niyyet etmek.
2- Niyyeti evvel ve ahir vaktleri arasmda yapmak.
3- Nehar-i ser'ide, ya'ni imsak vaktinden, giinesin batmasma
kadar olan zemanda orucu bozan seylerden sakmmakdir. imsak
vakti, Fecr-i sadik denilen beyazhgm, iifk-i zahiri hatti iizerinde go-
riildiigii vaktdir. Oruca niyyet etmeyip aksama kadar orucu bozan
seylerden sakinan kimse, oruc tutmus olmaz. O giinii yalniz kaza
etmesi lazim olur.
-300-
Kisinin iizerinde oruc farz olmasinin sarti yedidir:
1- Miisliman olmak. 2- Balig olmak. Cocugun orucu sahih olur.
3- Aklh olmak. 4- Dar-ul-harbde olanm orucun farz oldugunu isit-
mesi. 5- Mukim olmak. 6- Hayz (adetli) olmamak. 7- Nifas iizere
(lohusa) olmamak.
Alti sey orucu bozar: Ta'am yimek, icilecek seylerden birini ic-
mek, cima' etmek, hayz, nifas, agiz dolusu kusmak. Yalan, gibet,
nemime, ya'ni miislimanlar arasmda soz tasimak, yalan yere yemin
gibi seyler, orucu bozmazlar. Fekat, sevabim giderirler.
Ve dahi, yedi kimse, orucu yir:
1- Hasta, 2- Miisafir [ertesi gun], 3- Hayz, 4- Nifas iizere olan
hatun, 5- Hamile hatunun kudreti yetmezse, 6- Emzikli olan hatun,
cocuguna zarar olursa, 7- Pir-i fani olmak.
Ve dahi, oruca, hergiin icin ayn niyyet lazimdir. (Hindiyye)de
diyor ki, (Niyyet kalb ile olur. Sahura kalkmak, niyyet demekdir.)
Orucda niyyet iki nev'dir: Evvelki nev', Ramezan ayimn her gunii
icin ve nafile ve muayyen nezr icin niyyetin evvel vakti, onceki
gun giinesin batmasi ve ahir vakti (Dahve-i kiibra) vaktidir. Dah-
ve-i kiibra vakti, ser'i gtindiiz miiddetinin, ya'ni oruc tutma zema-
nmin yansidir ki, ezani saat ile,
24 - Fccr Fccr Fccr
Fecr h veya Fecr + 12 = 12 + dir. Ya'ni
2 y 2 2
Dahve-i kiibra vakti,ezani saat ile, fecr vaktini gosteren adedin ya-
nsidir. Miisterek saate gore, ser'i giindiiz zemamnm ve semsi giin-
diiz zemamnm yanlarmm farki, ya'ni hisse-i fecrin yansi kadar, ze-
valden oncedir. Hisse-i fecr, giinesin tulu' vakti ile fecr, ya'ni imsak
vakti arasmdaki zemandir. Dahve vaktine kadar -yimemis ve icme-
mis ise- niyyet eder ve orucu tutar. Dahve vaktinde niyyet caiz de-
gildir. Fecrden evvel niyyet ederken, (Niyyet etdim, yarm oruc tut-
maga) denir. Fecrden sonra niyyet ederken, (Niyyet etdim, bugiin
oruc tutmaga) denir.
Ikinci nev', kaza, keffaret, nezr-i mutlak. Bu iicuniin niyyet ze-
mani birdir. Evvel vakti, bir evvelki gun giinesin batmasi ve ahir
vakti fecr-i sadik, ya'ni tan yeri agarmazdan evveldir. Tan yeri
agardikdan sonra -bu iiciine- niyyet caiz olmaz. Bir senenin Ra-
mezan ayimn cesidli giinlerini kaza ederken, giinlerin ismlerini ve-
ya siralarmi ta'ym etmek lazim olmadigi, ibni Abidinde, kaza ne-
mazi sonunda yazihdir. Oruc tutanlar iic nev'dir: Cahiller orucu,
Alimler orucu ve Enbiya ve Evliya orucu. Cahillerin orucu, yi-
mezler ve icmezler ve cima' etmezler. Amma, baska ma'siyyeti is-
lerler. Alimler orucu, bunlar baska ma'siyyeti de islemezler. Enbi-
-301-
ya ve Evliya orucunda, siibheli olan her seyden kacarlar.
Oruc tutanlarm bayrami, uc nev'dir: Cahiller bayrami, alimler
bayrami, Enbiya ve Evliya bayrami. Cahiller bayrami, aksam ol-
dukda, iftar ederler. Ve istediklerini yirler ve icerler ve bizim bay-
ramimiz budur derler. Alimler bayrami, aksam oldukda, iftar
ederler. Eger, Allahu azfm-iis-san tutdugumuz orucdan razi ol-
duysa, bizim bayramimiz budur derler. Eger razi olmadi ise, bizim
halimiz nice olur, diye tefekkiir ederler. Amma Enbiya ve Evliya
bayrami, rii'yetullahdir. Onlar Allahu azfm-iis-samn rrzasma miis-
takdirlar.
Ve dahi, ciimle mii'minlerin bayrami bes nev'dir:
1. ci odur ki, bir mu'minin sol yamndaki melek, kotii amel ola-
rak yazmaga bir sey bulamazsa.
2. ci, sekerat-iil-mevtde, miijdeci melekleri gelip, merhaba ya
mii'min! Sen Cennetliksin diyerek miijde ederlerse.
3. cii, kabre vardikda, kabrini Cennet bagcelerinden bir bagce
bulursa.
4. cii, Kryamet giiniinde, Ars-iir-rahman altmda, Enbiya ve Ev-
liya ve ulema ve suleha ile birlikde golgelenir ise.
5. ci, kildan ince ve kihcdan keskin ve gecenin karanhgindan
daha karanhk, bin yil inis ve bin yil yokus ve bin yil diiz olan sirat
kopriisii iizerinde, yedi yerde olan suale cevab verir gecerse. Eger
veremezse, her birinde, bin yil azab olunsa, gerekdir. O yedi siial:
Evvelki, imandan. ikinci, nemazdan. Uciincii, orucdan. Dordiincii,
hacdan. Besinci, zekatdan. Altinci, kul hakkindan. Yedinci, gusl-
den ve istincadan ve abdestden.
Ve dahi, bir kimse, Ramezan-i serifde, imsak vaktinden evvel
niyyet etmis oldugu orucunu kasd ile bozsa, hem keffaret, hem de
kaza lazim gelir. Nafile ve kaza oruclarinda keffaret yokdur.
Keffaret icin bir kole azad edilir. Ona giicii yetmezse, Ramezan
giinlerinden ve oruc tutulmasi haram olan bes giinden gayri giin-
lerde, arasim kesmeksizin altmis giin oruc tutar. Bundan sonra da,
bozdugu oruclann giin sayisi kadar, ayrica kaza orucu tutar. [Ra-
mezan Bayramimn birinci giinii ve Kurban Bayraminm dort gtinii,
oruc tutmak haramdir.] Ona da giicii yetmezse, altmis fakiri bir
giin veya bir fakiri altmis giin iki kerre doyurur. Yahud her birine
fitra mikdan mal verir.
Bir giin kaza orucu icin, bir giin oruc tutar.
Bes kimseye, keffaret lazim gelmez. Evvelki, mariz. ikinci,
miisafir. Uciincii, emzikli hatun cocuguna zarar verir diye tutma-
diysa. Dordiincii, pir-i fani. Besinci achkdan veya susuzlukdan he-
-302-
lak olmak korkusu olan kimse.
Bunlar, ozrleri zail oldukdan sonra, ancak giinune, giin olarak
kaza etmek lazim gelir.
Ve dahi, yevm-i sekde niyyet, birkac nev'dir: Yevm-i sekde,
Ramezana niyyet etmek yahud baska vacibe niyyet eylemek, ya-
hud Ramezan ise, Ramezan orucu diye, Ramezan degil ise, nafile-
ye veya gayr-i vacibe niyyet etmek kerahet ile caizdir. Diger bir
nev' kerahetsiz caizdir. O da mutlak oruca niyyet etmek, yahud
Sa'bana, ya'ni nafile oruca diye niyyet etmek.
Bir kimse Ramezan ise, niyyet etdim, degil ise, niyyetsizim de-
se, boyle niyyet ederek oruc tutmak, hie caiz degildir.
Ve dahi bir kimse, Ramezanda, fecre, ya'ni tan yerinin agar-
masma kadar oruca niyyet etmese ve ogleden once yise, Imam-i
a'zama gore keffaret lazim gelmez. Imameyn katinda, keffaret la-
zim gelir. Ciinki, niyyet edip, oruc tutmasi miimkin oldugu halde
yimisdir. Ve eger, ogleden sonra yise, -ittifakla- keffaret lazim gel-
mez.
Ve dahi, bir kimse, iki veya uc Ramezandan, birer giin oruc yi-
se, her birinden otiirii, birer keffaret mi eder, yoksa iicii icin bir
keffaret mi eder? Bu mes'ele ihtilaflidir. ihtiyat olarak her birin-
den otiirii, birer keffaret eder. Bir kimsenin Ramezandan borcu ol-
sa, o kimse, borcunu tutmasa ve iizerinden yil geese, ba'zi ulema-
nm beyanma gore, o kimse, giinahkar olur.
Ve dahi, bir kimse, keffaret tutmakda iken Ramezan-i serif
veya Kurban bayrami gelse, Ramezandan ve bayramdan sonra,
tekrar basdan baslamak iizere tutmak lazimdir. Evvelkiler sayil-
maz.
Ve dahi, bir kimse, sefere niyyet etmeksizin orucunu yise ve
ba'dehu sefere niyyet etse ve gitse, hem kaza, hem keffaret lazim
gelir. Yolculuk, orucu bozmagi mubah yapmaz. Sefere cikan kim-
senin o giin orucu bozmamasi vacibdir. Gece veya giindiiz Dahve
vaktine kadar niyyet eden miisafirin o giin orucunu bozmasi halal
olmaz. Eger bozarsa, yalmz kaza eder. Yolculuk, oruca baslama-
magi mubah yapar.
Ve dahi, bir kimseye Ramezanda delilik ariz olup oruc tutama-
sa, sonradan ifakat bulmasi halinde, tutamadigi giinleri kaza eder.
Eger Ramezanm evvelinden ahirma kadar, hie ifakat bulmayip,
deliligi devamh olur ise, o Ramezanm orucu, sakit olur.
Ve dahi, bir kimse, oruclu oldugunu unutarak orucunu bozsa,
orucu fasid olmaz. Eger, oruclu oldugunu hatirlayip savmi fasid
oldu zannederek yimege devam etse, kaza lazim olur. Keffaret la-
-303-
zim olmaz. Eger, orucunun bozulmadigmi bildigi halde, yise, hem
kaza ve hem keffaret lazim olur.
Ve dahi, oruclu bir kimse terini yutsa, yahud bir kimse boyah
ipligi cignese ve boyasim yutsa, veyahud, bir kimsenin tukriigtinti
yutsa, veyahud, kendi tiikrugunii, disarrya cikardikdan sonra yutsa
yahud, disinin arasmdaki ta'ami yutsa ve yutdugu sey, nohutdan
biiyiik olsa, yahud cild altma igne ile ilac zerk etse, orucu bozulur
ve yalmz kaza lazim olur.
Ve dahi, bir kimse, kagid parcasi veya avuc dolusu mikdan tuz
yise, cig bugday, pirinc danesi yutsa, orucu bozulur. Lakin yalmz
kaza lazim olur. Ctinki bir avuc dolusu tuzu ne gida olarak ve ne
ilac olarak yimek adet degildir. Bir avuc toprak gibidir. Amma yi-
digi tuz az mikdarda olsa, keffaret de lazim olur. (E$bah)da zikr
olunmusdur. Ctinki tuz, az mikdarda ilac olarak da, gida olarak da
kullamlmakdadir.
Ekmek parasi kazanmak icin cahsirken hasta olacagini bilen is-
cinin, hasta olmadan once orucu bozmasi caiz degildir. Orucu yir-
se, hem kaza ve hem keffaret lazim olur. Keffaretden kurtulmak
icin, once kagid yutmahdir. Bir hamile kadm veya siit veren kadm
bunalsa da yise, yalmz kaza lazim olur. Ozrii yok iken, Ramezan
giinii asikare yiyen, icen, miirted olur. (Feyziyye).
Ve dahi, bir kimse, susam danesini yalmz cignese, orucu fasid
olmaz. Amma, yutmus olsa, cignemis olsun olmasin herhalde, sav-
mi fasid olur. Ve kazasi lazim olur.
Ve dahi oruc, onbes nev'dir: Ucii farz, iicii vacib, besi haram,
dordii siinnet. Farz olan oruclar, ramezan ve kaza ve keffaret olan-
lardir.
Vacib olan oruclar, nezr-i muayyen, nezr-i mutlak, baslamlmis
olan nafile oruca guruba kadar devam etmek.
Haram olan oruclar, ramezan bayraminm ilk giinii ve kurban
bayrammm dort giinii olup, bu bes giinde oruc tutmak haramdir.
Siinnet olan oruclar, her aym eyyam-i beyzi, savm-i Daviid, pa-
zartesi ve persembe giinleri, asure giinii, arefe giinii ve emsali mu-
barek giinlerde tutulanlardir. Arabi aylarm 13, 14 ve 15. ci gtinleri-
ne (Eyyam-i beyz) denir. Senede birer gun oruc, ertesi giinleri if-
tar etmege (Savm-i Davud) denir.
Ve dahi, oruc tutmamn onbir faidesi vardir:
1- Cehenneme kalkan olur.
2- Sair ibadetlerin kabuliine sebeb olur.
-304-
3- Bedenin zikri olur.
4- Kibri kirar.
5- Ucbii kirar.
6- Husu'u ziyade eder.
7- Sevabi mizanda olur.
8- Allahii teala o kulundan razi olur.
9- Iman ile vefat ederse, Cennete erken girmege sebeb olur.
10- Kalbi nurlanir.
11- Akli nurlanir.
Sa'banm yirmidokuzuncu giinii, giines gurub edince, garb ta-
rafmdaki zahiri iifuk hatti iizerinde, Ramezan hilalini aramak va-
cibdir. Adil olan, ya'ni btiyiik giinah islemiyen, ehl-i siinnet bir
miisliman, hilali kapali havada goriince, hakime, valiye haber ve-
rir. Kabul ederse, her yerde Ramezan baslar. Hakim, vali olmi-
yan yerde, bir miisliman hilali goriince, o yerde Ramezan baslar.
Bid'at ehlinin, fasikm sozii kabiil edilmez. Acik havada cok kim-
senin haber vermesi lazimdir. Hilal goriilmezse, Sa'ban ayi otuz
gun kabul edilip, ertesi gun Ramezan olur. Takvfm ile, astrono-
mik hesablarla Ramezan baslamaz. (Bahr) ve (Hindiyye)de ve
(Kadihan) da diyor ki, (Dar-iil-harbdeki esir, Ramezan basim bil-
meden takvime bakarak, bir ay oruc tutsa, Ramezandan bir gun
evvel veya Ramezamn ikinci giinii yahud tarn Ramezan basmda
oruca baslamis olabilir. Birinci halde, Ramezandan birgiin evvel
tutmus ve Ramezamn son giinii bayram yapmisdir. ikinci halde,
Ramezamn birinci giinii tutmamis, son giinii de bayramda tut-
musdur. Her iki halde de, Ramezamn yirmisekiz giiniinde oruc
tutmus olup bayramdan sonra, iki gun kaza tutmasi lazim olur.
Uciincii halde, oruc tutdugu bir aym ilk ve son giinlerinin Rame-
zana tesadiif etdigi siibhelidir. Ramezan oldugu siibheli giinlerde-
ki oruc sahih olmadigi icin, yine iki giin kaza eder.) Bundan anla-
siliyor ki, Ramezana, gokde hilali gormekle degil de, onceden ha-
zirlanmis takvimlere gore bashyanlarm, bayramdan sonra iki giin
kaza niyyeti ile oruc tutmalan lazimdir. Ramezan-i serifin basla-
digi giiniin hesab edilmesi (Se'adet-i Ebediyye) kitabmda uzun
yazihdir.
[Ibni Abidin "rahime-hullahii teala" diyor ki, (Kapah hava-
larda, ezan okunsa bile, giinesin batdigina kanaat getirmedikce,
iftar etmemelidir. istibak-iin-niicumdan evvel, ya'ni yildizlann
cogu goriiniinciye kadar iftar edince, miistehab olan ta'cil yapil-
mis olur. Bir yerde, giinesin gurubunu gorerek, iftar edilince,
yiiksekde, mesela minarede olan giinesin gurubunu anlamadik-
- 305 - Islam Ahlaki - F:20
ca, iftar etmez. Sabah nemazi ve sahur da boyledir.) Astronomi ki-
tablarmda (Temkin) cedvellerinde de, temkin zemammn mikdan,
yiikseklige gore degismekdedir. Biitlin nemaz vaktleri hesab edi-
lirken, bir yerdeki en yiiksek tepeye gore olan tek bir temkin kul-
lanilmakdadir. Temkin zemam hesaba katilmadan hazirlanan tak-
vimlerde, gurub zemam birkac dakika evvel yazilidir. Gurub vak-
tinde giines batmamis goriilmekdedir. Temkinsiz takvime gore if-
tar edenlerin oruclan fasid olmakdadir.]
KURBANIN SARTI UCDUR:
1- Miisliman ola ve akil ve balig ola.
2- Mukim ola.
3- Kurban nisabi mikdan gam ola.
Riiknii, koyun ve keci, deve ve sigir olmak iizere, bir deve ve-
ya bir sigir, yedi kurban yerine gecer ki, bir sigin yedi kisinin kur-
ban etmesi caizdir. Bir baska kimse, ben de dahil olayim dese, se-
kizinin kurbam da fasid olur. Kurban nisabi, fitra nisabimn aym-
dir.
[Ibni Abidfn "rahime-hullahii teala" buyuruyor ki, herhangi
birinin hissesi yedide birden az olursa, hicbirinin kurbam caiz ol-
maz. Bunun icin, yediden az kimsenin ortak olmasi caiz olur. Sa-
tin alirken ortak olmak sahihdir. Satin almdikdan sonra ortak ol-
mak da sahih ise de, satm alinmadan once, ortak olmak daha iyi-
dir. Bir kimse, birinin sigirma, yedide birden yedide altisma kadar
ortak olabilir. Etini bu nisbetde taksim ederler. Ortaklardan biri
oliirse, varisleri, onun icin ve kendileriniz icin kesin derse, sahih
olur. Ciinki, meyyit icin kurban kesmek Kurbetdir. Boyle demez-
lerse, seriklerden oliiniinki Kurbet olmaz ve hicbiri sahih olmaz.
Seriklerden birisi kafir ise veya eti icin ortak olmus ise, hicbirinin
kurbam caiz olmaz. Ciinki, seriklerden herbirinin Kurbet olarak
niyyet etmesi sartdir. Kafirin niyyeti batildir. Yimek icin niyyet
etmek ise, Kurbet degildir. Bunun gibi, seriklerden biri, bu sene-
nin kurbamna, digerleri gecmis senenin kurbamna niyyet etseler,
digerlerinin niyyetleri batil olup, etleri tetavvu' [Sadaka] olur. Et-
lerini fakirlere sadaka vermeleri lazim olur. Birinin niyyeti sahih
olur ise de, bu da etinden yiyemez. Ciinki, sadaka verilmesi hiik-
mii, etin hepsine sirayet etmisdir. Niyyet edilen kurbetin, vacib
olan kurbet olmasi sart degildir. Siinnet ve nafile kurbet de ola-
bilir. Cesidli cins vacibler de olabilir. C ocu k veya biiytik kimse
icin Akika olmasi da caizdir. C un ki, Akika, cocuk ni'metine
karsi yapilan siikr olup Kurbetdir. Nikah yemegi de, siikr et-
-306-
mek olup, siinnet olan kurbetdir. Seriklerin hepsinin bayram kur-
bani niyyetinde olmalan efdaldir. Akika kesmek, hanefi mezhe-
binde siinnet degildir. Miistehab veya mubahdir. Miistehablar,
Kurbetdirler. Mubah da, siikr niyyeti ile yapilinca Kurbet olur.
Cok adetler vardir ki, niyyet edince ibadet olur. Mubahlar da, niy-
yet edince, ta'at olur. Akika kesmek hakkmda arabi (Ukud-iid-
diirriyye) ve (Diirr-iil-muhtar) kitablarmda genis bilgi vardir.]
HACCIN RUKNU UCDUR:
1- Ihrama girerken hacca niyyet etmek.
2- Arafatda vakfeye durmak.
3- Ziyaret tavafi etmek.
Arafatda vakfeye durmamn evvelki vakti, Zilhiccenin dokuzun-
cu giinii zeval vaktinden, ertesi giinii, sabah olunciya dekdir. [Bir
giin once veya bir gun sonra Arafatda vakfeye durunca, hac batil
olur. Vehhabiler, hilali gormedikleri halde, bir giin once bayram ya-
piyorlar. Vaktinde vakfeye durmiyanlann haclan sahih olmuyor.]
Tavaf yedi nev'dir:
Evvelki, ziyaret tavafi.
Ikincisi, omre tavafi, (bu ikisi farzdir).
Uciinciisii, siinnet olan tavaf-i kudiimdiir.
Dordiinciisii, veda tavafi.
Besincisi, vacib olan, nezr tavafidir.
Altmcisi, tavaf-i nafile.
Yedincisi, miistehab olan tetavvu' tavafidir.
Hac icin, ihrama niyyet etmek farzdir. ihram bezi tutunmak,
siinnetdir. Dikilmis esvabdan ari bulunmak vacibdir.
Ve dahi, haccm farz olmasmm sarti sekizdir:
1- Miisliman ola.
2- Balig ola.
3- Aklh ola.
4- Sihhatli ola.
5- Kole olmaya.
6- Mevcud mail, ash ihtiyaclarmdan fazla ola.
7- Hac vakti gelmis olmak. Hac vakti, arefe ve dort bayram gii-
niidiir. Yol miiddeti de hesaba katihr.
8- Sefer miiddeti uzakda olan kadimn yamnda zevci veya ni-
kahi ebedi caiz olmiyan mahremi buluna. [Bu sekiz sarta malik
olan kimsenin, omriinde bir defa hacca gitmesi farz olur. Birden
-307-
fazla giderse, sonraki senelerde gitdikleri, nafile hac olur. (Nafile
ibadet) demek, farz veya stinnet olmayip da, kendi arzusu ile ya-
pilan ibadet demekdir. Nafile ibadetin sevabi, farz ibadetin seva-
bi yaninda, bir derya yamndaki bir damla su kadar azdir. islam
alimleri, Mekkeye uzak memleketlerde olanlann tekrar hacca git-
melerine izn vermemislerdir. Abdullah Dehlevi "kuddise sirruh"
altmisiicuncii mektubda buyuruyor ki, (Hac yolunda, ekseriya,
ibadetler tam yapilamaz. Bunun icin, imam-i Rabbani "rahmetul-
lahi aleyh", 123 ve 124. cii mektublannda, omreye ve nafile hacca
gitmekden razi olmadigim bildirdi.) Bir farzm yapilmasma, kadm-
lann ortiinmelerine mani' olan nafile hac, haram olur. Boyle nafi-
le hacca gitmek, sevab degil, giinah olur. Omreye gitmek de boy-
ledir.
Zekati, nisaba malik oldukdan bir hicri sene sonra, vermek farz
olur. Zekat vermek farz oldugu bu zeman, herkes icin baskadir. Bu
zeman hac zemamndan evvel ise, malm, paranm hepsi icin zekat
verilip, geri kalan para ile hacca gidilir. Zekat vermek zemam, hac
zemamna rastlarsa, once hacca gidilir. Hacdan sonra, elde kalan
paranm zekati verilir.]
ELLIDORT FARZ
Bir cocuk balig oldugu zeman ve bir kafir (Kelime-i tevhid)
soyleyince, ya'ni, (La ilahe illallah Muhammediin resulullah) de-
yince ve bunun ma'nasim bilip inamnca (Miisliman) olur. Kafirin
giinahlarinm hepsi hemen afv olur. Fekat, bunlarm her miisliman
gibi, imkan bulunca, imanin alti sartim, ya'ni Amentiiyii ezberle-
meleri ve ma'nasim ogrenerek bunlara inanmalan ve (islamiyyetin
hepsini, ya'ni Muhammed aleyhisselamm soyledigi emrlerin ve ya-
saklarm hepsini Allahii tealamn bildirmis olduguna inandim) de-
meleri lazimdir. Daha sonra imkan buldukca, biitiin huylardan ve
karsilasdigi islerden farz olanlan, ya'ni emr olunanlan ve haram
olanlan, ya'ni yasak edilmis olanlan ogrenmesi de farzdir. Bunlan
ogrenmenin ve herhangi bir farzi yapmanm ve herhangi bir haram-
dan sakmmamn farz oldugunu inkar ederse, ya'ni inanmazsa,
ehemmiyyet vermezse, imam gider. (Miirted) olur. Ya'ni bu og-
rendiklerinden birini, mesela kadmlarm ortunmelerini begenmez-
se miirted olur. Miirted, irtidadma sebeb olan seyden tevbe etme-
dikce, (La ilahe illallah) demekle ve islamiyyetin ba'zi emrlerini
yapmakla, mesela nemaz kilmakla, oruc tutmakla, hacca gitmekle,
hayrat ve hasenat yapmakla miisliman olmaz. Bu iyiliklerinin ahi-
retde hie faidesini gormez. inkarindan, ya'ni inanmadigi seyden
tevbe etmesi, pisman olmasi lazimdir.
-308-
islam alimleri, her muslimamn ogrenmesi, inanmasi ve tabi' ol-
masi lazim olan farzlardan elli dort adedini secmislerdir.
Ellidort farz sunlardir:
1- Allahu tealayi bir bilip, Onu hie unutmamak.
2- Halalden yimek ve icmek.
3- Abdest almak.
4- Her gun vakti gelince, bes vakt nemaz kilmak.
5- Nemaz kilacagi zeman hayzdan ve cunublukden gusl etmek.
6- Kisinin nzkina, Allahu tealamn kefil oldugunu hak bilmek,
inanmak.
7- Halalden pak libas giymek.
8- Hakka tevekkiil ederek cahsmak.
9- Kanaat etmek.
10- Ni'metlerin mukabilinde, Rabb-i tealaya siikr etmek. Ya'ni
onlari emr olunan yerlerde kullanmak.
11- Cenab-i Barfden gelen kazaya razi olmak.
12- Belalara sabr etmek. Ya'ni isyan etmemek.
13- Giinahlardan tevbe etmek. [Her giin istigfar okumak.]
14- Ihlas iizere ibadet etmek.
15- Insan ve cin seytanlanm diisman bilmek.
16- Kur'an-i azim-iis-sam huccet, sened tutmak. Onun hukmii-
ne razi olmak.
17- Oliimii hak bilmek ve oliime hazirlanmak.
18- Allahu azim-iis-samn sevdigini sevip, sevmediginden kac-
mak. [Buna Hubb-i fillah ve bugd-i fillah denir.]
19- Babaya ve anaya iyilik etmek.
20- Ma'rufu emr ve miinkeri nehy etmek.
21- Mahrem olan akrabayi ziyaret etmek.
22- Emanete hiyanet etmemek.
23- Daima, Allahu tealadan havf edip, [korkarak], haram isle-
mekden sakmmak.
24- Allahu azim-iis-sana ve Resuliine ita'at etmek. Ya'ni farzla-
n yapip, haramlardan sakmmak.
25- Giinahdan kacip, ibadet ile mesgul olmak.
26- Uliil-emre, kanunlara karsi gelmemek.
27- Aleme ibret nazan ile bakmak.
28- Allahu tealamn varhgim, ya'ni sifatlarim, mahluklanm te-
fekkiir etmek.
-309-
29- Dilini haram, fuhs olan sozlerden korumak.
30- Kalbini ma-sivadan [diinya sevgisinden] pak etmek.
31- Hie bir kimseyi, maskarahga almamak.
32- Harama bakmamak.
33- Her halde soziine sadik olmak.
34- Kulagim fuhs ve calgi gibi munkerat dinlemekden koru-
mak.
35- Farzlan ve haramlan ogrenmek.
36- Tarti, olcii aletlerini, hak tizere kullanmak.
37- Allahii azim-iis-samn azabindan emfn olmayip daima kork-
mak.
38- Musliman fakirlerine zekat vermek ve yardim etmek.
39- Allahii azim-iis-samn rahmetinden, iimmidini kesmemek.
40- Nefsinin hevasma, ya'ni haram olan isteklerine tabi' olma-
mak.
41- Ac olam Allah nzasi icin doyurmak.
42- Kifayet mikdan rizk [ya'ni yiyecek, giyecek ve mesken] ka-
zanmak icin cahsmak.
43- Malinin zekatim, tarladaki mahsuliiniin usrunu vermek.
44- Adetli ve lohusa halinde bulunan ehline yakm olmamak.
45- Kalbini giinahlardan pak etmek.
46- Kibrli olmakdan sakmmak.
47- Balig olmamis yetimin mahm hifz etmek.
48- Gene oglanlara yakm olmamak.
49- Bes vakt nemazi vaktinde kihp, kazaya birakmamak.
50- Zulmle, kimsenin mahm almamak.
[Bosadigi kadma mehr parasim odemek de kul hakkidir. Ode-
mezse, diinyada cezasi ve ahiretde azabi cok siddetlidir. Kul hak-
larmdan en muhimmi ve azabi en cok olam, akrabasma ve emri
altmda olanlara emr-i ma'ruf yapmamakdir. Bunlara din bilgisi
ogretmegi terk etmekdir. Onlann ve biitiin miislimanlarm dinle-
rini ogrenmelerine ve ibadetlerini yapmalarma, iskence ederek
veya aldatarak mani' olanm kafir oldugu, islam diismam oldugu
anlasihr. Bid'at sahiblerinin, mezhebsizlerin, sozleri ile, yazilan
ile, Ehl-i siinnet i'tikadmi degisdirmeleri, dmi, imam bozmalan da
boyledir.]
51- Allahii azim-iis-sana sirk kosmamak.
-310-
52- Zinadan kacmmak.
53- Serabi ve alkollii ickileri icmemek.
54- Yalan yere yemin etmemek.
[Serab, ispirto ve alkollii ickilerin hepsi kaba necasetdir. Su ile
toprak kansdirildigi zeman, bu ikisinden biri temiz ise, meydana
gelen camurun temiz olacagi ve bu kavlin sahih oldugu ve fetvanm
da boyle oldugu, (Bahr) kitabmda ve (ibni Abidin)de yazilidir. Bu
fetvanm za'if oldugunu bildiren alimler de varsa da, harac oldugu
zeman, za'if kavl ile amel olunacagi, (ibni Abidin)de ve (Hadi-
ka)da yazilidir. Buna gore, bir ihtiyaci karsilamak icin hazirlanan
kolonya, vernik ve ispirtolu ilaclarm ve boyalann, alkol ile karisdi-
nlan maddeleri temiz ise, kansimlarm da temiz olacaklan anlasil-
makdadir. Safi'i mezhebinde de boyle oldugu (Ma'fiivat) serhinde
yazilidir. Temizlemelerinde harac olunca, nemaza mani' olmazlar.
Harac oldugu icin temiz kabul edilen boyle sivilarm, zaruret olma-
dikca, icilmeleri caiz degildir. Alkollii ickiler, hicbir zeman temiz
olmaz. Ciinki, bu ickilerdeki alkol, diger maddelerle, ihtiyac icin,
faideli olmak icin degil, keyf icin kansmisdir. Bulasdiklan hersey
de necs olur. Zaruretsiz icilmeleri daima haramdir.]
GUNAH-I KEBAIR HAKKINDA
Ve dahi, giinah-i kebairin, ya'ni biiyiik gtinahlarm nev'i pek
cokdur. Bu mahalde, yetmisikisi beyan olunmusdur:
1- Haksiz yere adam oldiirmek.
2- Zina etmek.
3- Livata etmek, her dinde haramdir.
4- Serab ve her diirlii alkollii ickileri icmek.
5- Hirsizhk etmek.
6- Keyf icin, uyusturucu madde yimek, icmek.
7- Baskasimn mahni cebren almak. Ya'ni gasb etmek.
8- Yalan yere sehadet etmek.
9- Ramezan orucunu, ozrsiiz, miislimanlarm oniinde yimek.
10- Riba, ya'ni faiz ile mal, para almak, vermek.
11- Cok yemin etmek.
12- Valideynine asi olmak, karsi gelmek.
13- Mahrem ve salih akrabaya sila-i rahmi terk etmek.
14- Muharebede, harbi terk edip diismandan kacmak.
15- Rizasi olmadan yetimin mahni yimek. [(Se'adet-i Ebe-
diyye)nin 1029. cu sahifesinde diyor ki (Yetimin vasisinin, bu-
-311-
nun mahndan yimesi ve kullanmasi caizdir. Baskasma yidirmesi ve
fitrasim vermesi ve kurbamm kesdirmesi caiz degildir.)]
16- Terazisini ve olcegini, hak iizere kullanmamak.
17- Nemazi vaktinden once ve sonra kilmak.
18- Mii'min kardesinin gonliinii kirmak.
19- Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" soylemedigi sozii
soylemek ve ona isnad eylemek.
20- Rusvet almak.
21- Hak sehadetden kacmmak.
22- Malmm zekatim ve usrunu vermemek.
23- Gucii yeten kimse, miinkeri, gunah isliyeni gorunce, men'
etmemek.
24- Canli hayvam atesde yakmak.
25- Kur'an-i azim-tis-sam ogrendikden sonra, okumasim unut-
mak.
26- Allahii azim-iis-sanm rahmetinden (immidini kesmek.
27- Musliman olsun, kafir olsun, insanlara hiyanet etmek.
28- Hmzir (domuz) eti yimek haramdir.
29- Resulullahm Eshabmdan "ndvanullahi teala aleyhim ec-
ma'm" her hangi birisini sevmemek ve sogmek.
30- Kami doydukdan sonra yimege devam etmek haramdir.
31- Avretler, erinin doseginden kacmak.
32- Avretler, erinden iznsiz ziyarete gitmek.
33- Bir namuslu kadma, fahise demek.
34- Nemime, ya'ni miislimanlar arasmda soz tasimak.
35- Avret mahallini baskasma gostermek. [Erkegin gobekle diz
arasi, kadmm saci, kolu, bacagi avretdir.] Baskasmm avret yerine
bakmak.
36- Olmiis hayvan eti (les) yimek ve baskasma yidirmek. Dmi-
mizin bildirdigine uymiyarak oldiiriilen hayvanlar da les olur.
37- Emanete hiyanet etmek.
38- Miislimam gibet etmek.
39- Hased etmek.
40- Allahii azim-us-sana sirk [ortak] kosmak.
41- Yalan soylemek.
42- Kibrlilik, kendini iistiin gormek.
43- Oliim hastasimn varisden mal kacirmasi.
44- Bahil, cok hasis olmak.
45- Diinyaya [haramlara] muhabbet etmek.
-312-
46- Allahii tealamn azabmdan korkmamak.
47- Haram olam, haram i'tikad etmemek.
48- Halal olam, halal i'tikad etmemek.
49- Falcilann falma, gaybdan haber vermesine inanmak.
50- Dminden donmek, miirted olmak.
51- Ozrsiiz, baskasmm kadmma, kizma bakmak.
52- Avretler, er libasi giymek.
53- Erler, avret libasi giymek.
54- Harem-i Ka'bede giinah islemek.
55- Vakti gelmeden ezan okumak ve nemaz kilmak.
56- Devlet adamlanmn emrlerine, kanunlara asi olmak, karsi
gelmek.
57- Ehlinin mahrem yerlerini, anasmm mahrem yerine benzet-
mek.
58- Ehlinin anasma sovmek.
59- Birbirine silah ile nisan almak.
60- Kopegin artigim yimek, icmek.
61- Etdigi iyiligi basa kakmak.
62- Erkeklerin harir [ipek] giymesi.
63- Cahillik iizerinde israr etmek. [Ehl-i siinnet i'tikadim, farz-
lan, haramlan ve liizumlu olan her bilgiyi ogrenmemek.]
64- Allahii tealadan ve islamiyyetin bildirdigi ismlerden baska
sey soyliyerek yemm etmek.
65- Ilmden kacmak.
66- Cahilligin musibet oldugunu anlamamak.
67- Kiiciik giinahi, tekrar islemekde israr etmek.
68- Zaruri olmayarak, kahkaha ile cok giilmek.
69- Bir nemaz vaktini kaciracak zeman kadar ciiniib gezmek.
70- Adetli ve lohusa halinde, avretine yakin olmak.
71- Teganni eylemek. Ahlaksiz sarkilan soylemek. Muzik, cal-
gi aletleri kullanmak.
Hindistanm biiyiik alimlerinden mirza Mazher-i Can-i Canan
"rahime-hullahii teala", (Kelimat-i tayyibat) kitabmda, farisi ola-
rak diyor ki, (Her calgiyi calmak ve dinlemek, sozbirligi ile ha-
ramdir. Yalniz, ney calmak icin mekruh ve diigiinlerde def, [da-
vul] calmak icin mubah denildi. [Kur'an-i kerimi ve ezam tegan-
ni ile okurken, ma'na degisir veya harf tekerriir ederse, haram
olur. (El-fikhu alel mezahib)de diyor ki, (Teganni ile ezan oku-
mak haramdir. Bunu dinlemek caiz degildir.) Mevzun sozii mev-
-313-
zun ses ile okumaga ve dinlemege (Teganni) veya (Sima') denir.
Teganni, giizel, hosa gidecek sesle okumakdir. Kur'an-i kerimi,
ezani, mevlidi, ilahileri teganni ile okumak iki diirlii olur:
1- Siinnet olan, sevab olan teganni. Tecvid ilmine uygun oku-
makdir. Boyle teganni, kalblere, ruhlara kuvvet vermekdedir.
2- Memnu' olan, haram olan teganni, musiki perdelerine, nota-
larina uyarak, elhan ile okumakdir. Boyle teganni, harfleri, keli-
meleri bozuyor. Ma'nayi degisdiriyor. Boyle okuyanlarm nagmele-
ri, nefs-i emmareye hos, tath geliyor. Nefslerine maglub kimseleri
aglatryor, ziplatiyor. Ma'nalardan haberleri olmuyor. Kalbleri,
ruhlan, gafletden, hastalikdan kurtulamiyor.
(Tergib-us-salat) 162. ci sahifede ve (Bcrika) C.2 S.1342 ve (Ha-
tlika) C.2 S.589 da diyor ki, (Lehv, eglence icin, cers ya'ni cmgirak
takili hayvana binmemelidir, mekruhdur. Ciinki cers, seytamn
mizmaridir, calgisidir. Cers bulunan kervana rahmet melekleri gel-
mez.) Bir maslahat, menfe'at icin binmek, caizdir.
Dine ve ahlaka uymiyan si'rleri okumaga, uygun olanlarim da,
calgili, ickili, kadm erkek kansik fisk yerlerinde okumaga veya
baska yerde okunmus olam, boyle yerlerde, radyodan, teypden
dinlemege ve kadinlarm, oglanlarm okumalarma sozbirligi ile ha-
ram denildi.] Uygun si'rleri, uygun yerlerde okumak caiz olur. Kal-
be rikkat getirince, Allahii tealamn merhametine de sebeb olur.
Ba'zi alimler, mubah olan sima'a da ragbet etmemislerdir. Bunlar,
tabi'atlerine hos gelmedigi, zevk almadiklan icin sima'i arzu etme-
misler ise de, mubah olan sima'i arzu edenleri de red ve inkar et-
memislerdir.) Kur'an-i kerimi, mevlidi, ilahileri, salevat-i seriileri
fisk meclislerinde hurmet ile okumak haram olur. Eglence, keyf
icin okumak kiifr olur. (Diirriil-mearif) 6.ci sahifede diyor ki, (C a l-
gi, kadin ve oglan sesi gmadir. Haramdir. Boyle olmiyan seslerle
faideli si'rler okumak, sima'dir, mubahdir.)
72- Intihar etmek, ya'ni kendini oldiirmek, baskalarim oldiir-
mekden daha biiyiik giinahdir. Kabrde Cehennem azabi ceker.
Hemen olmeyip tevbe ederse, biitiin giinahlan afv olur. Kabr aza-
bi cekmez. [Terk edilmis nemazlann tevbelerinin sahih olmasi icin,
bunlari kaza etmek lazimdir. Kazalara bashyan, oliinciye kadar,
kaza kilmaga niyyet etmis demekdir. Bu niyyetine karsihk olarak,
biitiin kaza borclan afv olmakdadir. Bunun gibi, imana gelen bir
kafir ve bid'at inamsmda olan bir sapik da, kiifriine ve bozuk ina-
mslarma tevbe edince, kiifr ve bid'at inamslarma ve bu zemandaki
bozuk islerini yapmamaga niyyet etmis demekdir. Bu niyyetine
karsihk olarak, bunlarm hepsi afv olur.]
-314-
AVRET MAHALLI VE
KADINLARIN ORTUNMELERI
(Esi'at-iil-leme'at) kitabinda, Nikah kismi basmda diyor ki:
1 - Ebu Hiireyre "radiyallahii anh" haber veriyor. Resulullahm
"sallallahii aleyhi ve sellem" yanma biri geldi. (Ensardan bir kiz
ile evlenmek istiyorum) dedi. (Kizi [bir kerre] gor! Qinki, Ensar
kabilesinin gozlerinde birsey vardir) buyurdu. Bu hadis-i serif,
(Muslim) kitabinda yazilidir. Evlenilecek kizi onceden bir kerre
gormek siinnetdir.
2 - Abdullah ibni Mes'ud "radiyallahii anh" haber veriyor. Re-
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Kadinlar goriis-
diikleri kadinlarm giizelliklerini, iyiliklerini, zevclerine anlatmasin-
lar. Zevcleri, o kadinlan gdrmiis gibi olurlar.) Bu hadis-i serif, (Bu-
hari)de ve (Muslim) de yazilidir.
3 - Ebu Sa'id-i Hudri "radiyallahii anh" haber veriyor. Resulul-
lah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Erkek erkegin ve ka-
din kadimn avret yerlerine bakmasin!) Goriiliiyor ki, erkeklerin
kadmlara ve kadinlarm erkeklerin avret yerlerine bakmalan ha-
ram oldugu gibi, erkeklerin erkegin avret yerine ve kadinlarm ka-
dimn avret yerine bakmalan da haramdir. Erkegin erkek icin ve
kadm icin avret mahalli, diz ile gobek arasidir. Kadimn kadm icin
avret mahalli de boyledir. Kadimn yabanci erkek icin avret mahal-
li ise, ellerinden ve yiiziinden baska biitiin bedenidir. Bunun icin,
kadmlara avret denir. Miisliman olsun, kafir olsun, yabanci kadi-
mn yiizlerine sehvet ile bakmak, avret yerine ise, sehvetsiz de bak-
mak haramdir.
4 - Cabir bin Abdullah "radiyallahii anh" haber veriyor. Resu-
lullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Yabanci kadimn
evinde gecelemeyiniz!)
5 - Akabe bin Amir "radiyallahii anh" haber veriyor. Resulul-
lah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Yabanci kadm ile bir
odada yalmz kalmayimz! Kadm, zevcinin biraderi veya bunun og-
lu ile yalmz kahrsa, oliime kadar siiriiklenir.) Ya'ni fitnelere sebeb
olur. Bundan pek cok sakinmahdir. Bu hadis-i serif, (Buharf)de ve
(Muslim) de yazilidir.
6 - Abdullah ibni Mes'ud "radiyallahii anh" haber veriyor. Re-
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Kadimn bedeni
avretdir.) Ya'ni ortiilmesi lazimdir. (Kadm sokaga cikinca seytan
hep ona bakar.) (Ya'ni, erkekleri aldatmak, onlan giinaha sokmak
icin onu tuzak yapar.)
-315-
7 - Biireyde "radiyallahii anh" haber veriyor. Resulullah "sal-
lallahii aleyhi ve sellem" hazret-i Aliye dedi ki, (Ya All! Bir kadi-
m goriirsen, yiiziinii ondan ayir. Ona tekrar bakma! Ansizin gor-
mek, giinah olmaz ise de, tekrar bakmak giinah olur.) Ebu Daviid
ve Darimi bildirdiler.
8 - All "radiyallahii anh" haber veriyor. Resulullah "sallallahii
aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Ya Ali! Uylugunu acma ve olii veya
diri, hie kimsenin uyluk yerine bakma!). Bu hadis-i serifi, Ebu Da-
viid ve Ibni Mace haber verdiler. Bundan anlasihyor ki, oliinun av-
ret yerine bakmak, dirininkine bakmak gibidir. [Sporculann ve de-
nizde yiizenlerin avret yerine bakmakdan cok sakinmahdir.]
9 - Abdullah ibni Omer "radiyallahii anhiima" haber veriyor.
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Avret yerini-
zi acmayuuz! [Ya'ni, yalmz iken de acmayimz.] Ciinki, yanimzdan
hie ayrilmayan kimseler vardir. Onlardan utaniniz ve onlara saygi-
h olunuz!) Bunlar, Hafaza denilen meleklerdir ki, insam cinnin za-
rarmdan korurlar ve insandan yalmz halada ve cima'da aynhrlar.
10 - Umm-i Seleme "radiyallahii anha" diyor ki, Meymune "ra-
diyallahii anha" ile birlikde Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sel-
lem" yanmda idik. ibn-i Umm-i Mektum "radiyallahii anh" izn is-
teyip iceri girdi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" bunu go-
riince bize, (Perde arkasina cekiliniz!) buyurdu. (O a'ma degil mi-
dir? Bizi gormez) dedim. (Siz de mi korsiiniiz? Onu gormez misi-
niz?) buyurdu. Ya'ni, o kor ise de, siz kor degilsiniz ya, buyurdu.
Bu hadis-i serifi, imam-i Ahmed ve Tirmiizi ve Ebu Daviid "rahi-
me-hiimullahii teala" bildirdiler. Bu hadis-i serife gore, erkegin ya-
banci kadma bakmasi haram oldugu gibi, kadimn da yabanci erke-
ge bakmasi caiz degildir. Mezheb imamlanmiz "rahime-hiimullahii
teala", diger hadis-i serifleri de diisiinerek, kadmm yabanci erkek-
lerin baslarma, saclarma bakmamasi giicdiir. Yapmasi giic olan
emrler (Azimet) olur. Erkegin kadm icin avret yeri, diz ile gobek
arasidir. Buraya bakmamak kolaydir. Kolay olan emrlere (Ruh-
sat)dir, dediler.
[Goriiliiyor ki, Ezvac-i tahirat "radiyallahii teala anhiinne" ve
Eshab-i kiram "radiyallahii anhiim" azimet ile amel ederler, ruh-
satlardan da sakimrlardi. islamiyyeti icerden yikmaga cahsan in-
gilizlerin ve (Zindik)larm, (Peygamber zemamnda kadmlar 6r-
tiinmezlerdi. Simdi gordiigiimuz kadinlann umaci gibi ortiinme-
leri, o zeman yokdu. Hazret-i Aise basi acik gezerdi. Simdiki or-
tiinmegi sonradan yobazlar, fikhcilar uydurdu) gibi sozleri cirkin
iftiradir. Evet, onceleri, ortiinmek emr edilmemisdi. Fekat, hicre-
tin iiciincii ve besinci senelerinde kadinlann ortiinmeleri emr
-316-
olundu. Baban-zade Ahmed Na'im beg, hicab ayetlerinin uc
def ada nazil oldugunu (Tecrid-i sarin tercemesi) 118. ci sahifesin-
de yazmakdadir.]
11 - Tabi'min biiyiiklerinden Behz bin Hakim, babasmdan ve
dedesinden haber veriyor. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem"
buyurdu ki, (Avret yerlerini ort! Zevcenden ve cariyenden baska-
sina gosterme! Yalniz iken de, Allahii tealadan haya ediniz!) Bu
hadis-i serifi Tirmiizi, Ebu Davud ve Ibni Mace "rahime-humulla-
hii teala" bildirdiler. Cariyeye (Miilk-i yemfn) denir ki, sag elin
miilkii demekdir. Cunki satm alirken, sag el ile mu'ayene edilir ve
sag el ile parasi odenir.
12 - Omer-iil-Faruk "radiyallahii ami" haber veriyor. Resulul-
lah "sallallahU aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Bir erkek, yabanci
bir kadin ile halvet ederse, iiciinciileri seytan olur.) Bu hadis-i se-
rifi Tirmuzi bildirdi. [Yabanci bir veya cok kadmla (Halvet) et-
mek, ya'ni kapah bir yerde yalniz kalmak haramdir. ibni Abidm
imamhgi anlatirken diyor ki, (Baska bir erkek daha varsa veya zi-
rahm mahremi bir kadm da varsa halvet olmaz.)]
13- Cabir bin Abdullah "radiyallahu anh" haber veriyor. Resu-
lullah "sallallahu aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Zevci uzakda olan
kadinlarm yanlarma gitmeyiniz! Ciinki seytan, kan gibi damarlan-
nizda dolasir.) Sizin de dolasir mi dediklerinde, (Benim de dolasir.
Fekat Allahii teala, ona karsi, bana yardim etdi. Onu niiisliman
yapdi. Bana teslim oldu) buyurdu. Bu hadis-i serifi Tirmuzi "rahi-
me-hullahu teala" bildirdi.
14 -Umm-i Seleme "radiyallahu anha" diyor ki, Resulullah
"sallallahU aleyhi ve sellem" yammda idi. Kardesim Abdullah bin
ebi Umeyyenin kolesi de odada idi. Bu kole muhannes idi. Resu-
lullah "sallallahu aleyhi ve sellem", bu muhannesi gorunce ve sesi-
ni isitince, (Bunun gibileri evinize almayiniz!) buyurdu. Bu hadis-i
serif, (Buhari)de ve (Miislim)de yazihdir. (Muhannes), ahlakim,
hareketlerini, sozlerini ve seklini kadmlara benzeten kimse de-
mekdir. Boyle yapanlar mePundur. Bunlar icin, hadis-i serifde,
(Kendilerini kadmlara benzeten erkeklere ve erkeklere benzeten
kadmlara, Allah la'net eylesin!) buyuruldu. Zaruret olmadan er-
kekler gibi giyinen ve onlar gibi tras olan ve erkeklere mahsus is-
leri yapan kadmlar ve kadm gibi saclanm uzatan ve suslenen er-
kekler, bu hadis-i serife dahil olmakdadirlar.
15 - Misver bin Mahreme "radiyallahu anh" hicretin ikinci se-
nesinde tevellud etdi. Abdurrahman bin Avfm hemsirezadesidir
"radiyallahu anhuma". Diyor ki, buyuk bir tas goturuyordum. Yol-
da, elbisem asagi dusdu. Yukan kaldiramadim. Resulullah "sal-
-317-
lallahii aleyhi ve sellem" beni bu halde gordii. (Elbiseni yukan kal-
dir! Ciplak olarak sokaga cikmayiniz!) buyurdu. Bu hadis-i serifi
(Muslim) bildirmekdedir. Bu hadis-i serif, sokaklarda, plajlarda ve
spor sahalarmda, erkeklerin de, kizlarm da, acik bulunmalarmi ya-
sak etmekdedir.
16 - Ebu Umame "radiyallahii anha" haber veriyor: Resulullah
"sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Bir kizin giizelligini go-
ren kimse, goziinii ondan hemen ayinrsa, Allahii teala, ona yeni
bir ibadet sevabi ihsan eder ki, bu ibadetin lezzetini hemen duyar.)
Bu hadis-i senfi, imam-i Ahmed bin Hanbel "rahime-hullahii tea-
la" bildirdi.
17 - Hasen-i Basri "rahmetullahi aleyh", miirsel olarak haber
veriyor. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Av-
ret yerlerini acana ve baskasimn avret mahalline bakana, Allah
la'net eylesin!). Bu hadis-i serif, imam-i Beyhekmin "rahime-hul-
lahii teala" (Su'abiil-iman) kitabinda yazihdir.
18 - Abdullah ibni Omer "radiyallahii anhtima" haber veriyor.
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Kendini bir
kavme benzeten, onlardan olur!). Bu hadis-i serifi, imam-i Ahmed
ve Ebu Daviid "rahime-humallahii teala" bildirdiler. Demek ki,
ahlakim, islerini veya elbisesini islam diismanlarina benzeten, on-
lardan olur. [Modaya, kafirlerin kotii adetlerine uyanlar, haramla-
ra giizel san'at ismini takanlar ve haram isliyenlere san'atkar, ileri-
ci diyenler, bu hadis-i serifden ibret almahdirlar.]
19 - Amr Su'ayb, babasindan ve dedesinden haber veriyor. Re-
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Allahii teala,
kuluna verdigi ni'metleri gormesini sever.) Bu hadis-i serifi, Tir-
miizi "rahime-hullahii teala" bildirdi. Goriiliiyor ki, Allahii teala
elbisenin yeni, giizel ve temiz olmasim sever. Bunlan, ni'meti gos-
termek icin yapam sever. Kibr ile yapam sevmez. Allahii tealamn
verdigi ni'metleri gizlemek caiz degildir. ilm ni'meti de boyledir.
20 - Cabir bin Abdullah "radiyallahii anh" diyor ki, Resulullah
"sallallahii aleyhi ve sellem" bize geldi. Evde, saclan daginik biri
vardi. Bunu goriince: (Bu, saclarim diizeltecek birsey bulamamis
mi?) buyurdu. Elbisesi kirli birini de goriince, (Elbisesini yikaya-
cak birseyi yok mu?) buyurdu.
21 - Tabi'fnden Ebiilahves, babasindan haber veriyor. Resu-
lullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" yanma gitdim. Elbisem eski-
mis idi. (Malm yok mu?) buyurdu. Mahm var dedim. (Ne cinsden
malm var?) buyurdu. Her cinsden var dedim. (Allahii teala, mal
verince, ni'metlerin eserini uzerinde gormelidir!) buyurdu. Bu
hadis-i serifi, imam-i Ahmed ve Nesai "rahime-humallahu tea-
-318-
la" bildirdiler. (Esi'at-iil-leme'at) kitabinm iiciincii cildinden terce-
me burada temam oldu.
22 - Yusiif Kardavinin (El-halal-ii vel-haram-ii fil-islam) kita-
bmda diyor ki: islam dmi, miisliman kadimn, alti goriinecek kadar
ince ortii ile ortiinmesini haram etmisdir. (Muslim) ve (Muvatta)
kitablarmdaki hadis-i serifde, (Ortiilii ciplak ve baslari deve horgii-
cii gibi yiikseltilmis kadinlar, Cennete girmiyecek. Kokusunu bile
duymiyacaklardir. Halbuki, Cennetin kokusu, cok uzaklardan du-
yulacakdir) buyuruldu. Bu hadis-i serif, kadmlann ince, seffaf ve-
ya cilde yapisik dar elbise, corap, bas ortiisii ile ortiinmelerini ve
saclanm, baslannm iistiinde kurne yapmalarim yasak etmekdedir.
Boyle ortiinmek, ciplak gezmek gibidir. Miisliman hammlan, kiz-
lan, ince, dar seylerle ortiinmemeli, saclanm veya (peruk) takarak,
bunlarm killanm, deve horgiicii gibi baslannm iistiinde toplama-
mali, saclanm topuz yapmamalidir. Bunlarm Cehenneme gotiiren
giinah olduklanm bilmelidir.
[Kardavinin mezhebsiz bir din adami oldugu, ikiyiiziincii sahi-
fede bildirilmisdi. islam dmi, kadmlann ortunmelerinin farz oldu-
gunu ve ortiiniin evsafim bildirmisdir. Bu evsafi tasiyan carsaf ve
genis ve uzun entari ve manto ile ortiinmeleri arasmda fark oldu-
gu hie bildirilmemisdir. Ortiinmenin farz oldugu, ortii, elbise sekl-
lerinin ise, (Siinnet-i zevaid) oldugu, fikh kitablannda yazilidir.
Siinnet-i zevaid, ibadet olmiyan, adet olan siinnetler demekdir.
Bunun icin, ortiilerden, adet halini almis olam kullanmak lazimdir.
ibadet olmiyan seylerde adete uymamak, mekruh olur. Fitneye se-
beb olursa, haram olur. (Hindiyye)de diyor ki, (Kahn ve genis ku-
mas ile ortiilii kadma bakmak caizdir. ince, dar ortiilmtis kadma
bakmak caiz degildir. Ortiilii kadimn da yiiziine sehvet ile bakmak
haramdir. Sehvetsiz olarak liizumsuz bakmak mekruhdur. Miisli-
man olmiyan kadmlara da bakmak boyledir. Bunlarm yalmz sacla-
nna bakmak caiz olur, denildi.)
Kahn, genis ve topuk kemiklerine kadar uzun ve kollan bilek-
lerini orten, koyu renkli manto ile ortiinmek, iki parca carsafla 6r-
tiinmekden daha iyidir. (Halebi-yi kebir)de diyor ki, (Hiir kadi-
mn kulaklarma kadar sarkan saci sozbirligi ile avretdir. Kulakdan
asagi sarkan kismi, alimlerin coguna gore yine boyledir. Ba'zilan-
na gore, sarkan kism nemazda avret olmaz. Fekat yabancimn bu-
na bakmasi da caiz degildir.) Saclarmm hepsini, kahn bas ortiisii
ile ortmelidir. Bu ortiiniin ortasinm on kismi, alma yapismah ve
kaslara yakm inmeli, iki kenan, iki kasin kenanndan, ceneye in-
dirilerek, cene iistiinde, igne ile bitisdirilip, gogse sarkmah, orta-
sinin arka kismi, sirti ortmelidir. Fitne ihtimali olunca, yanakla-
-319-
n da ortmelidir. Koyu renkli, kalin corap da giymelidir. Kadinm
sarkan sacmm dortde biri, bir riikn kadar acik olursa, nemazi sahih
olmaz. Daha azi acik olursa mekruh olur. Burada kadinm ihtiyar
veya gene olmasmi hicbir kitab ayirmamisdir. ihtiyar kadinm sela-
mma cevab vermek ve onunla musafeha ve halvet caiz olur demis-
ler ise de, ihtiyar kadmm sacini acmasi, bunun sacma bakmak caiz
olur diyen olmamisdir. Musliman olmiyan kadmin sacma bakmak
caiz olur diyen oldu. Fekat ihtiyar olan musliman kadmin sacina
bakmak caiz olur diyen hie yokdur. ihtiyar kadmin mescide ve
kabr ziyaretine gitmesi caiz diyenler de, saci, basi ortiilii olmak sar-
tim bildirmislerdir.
(Ahzab suresi ellidokuzuncu ayetinde, musliman kadmlar (cil-
bab) ile ortiinsiinler diyor. Bu ayet, ayn iki parca olan carsafla or-
ttinmegi emr etmekdedir) demek dogru degildir. Bu ayet, carsaf
giymegi emr etseydi, Resulullahm "sallallahu teala aleyhi ve sel-
lem" ve Eshab-i kiramin "radiyallahii teala annum ecma'fn" zev-
celeri carsaf giyerlerdi. Halbuki hicbirinin carsaf giydigi, hicbir
kitabda bildirilmedi. Tiirkce (Tibyan) tefsiri bunu, (Baslanni ort-
siinler) diye tefsir etmekdedir. (Celaleyn) tefsirinde, (Kadinlann
yiizlerine sarkitdiklan bas ortiisudiir) diyor. Savi bunu aciklar-
ken, (Bas ortiisii ve Dir', ya'ni gomlek iistiine ortiilen bezdir) di-
yor. (Ruhulbeyan) ve (Ebiissii'ud) tefsirlerinde, (Cilbab, saclann
dagilmamasi icin basa sarilan ve Himar denilen tiilbendin iistiine
ortiilen, daha genis ve gogse kadar inerek gomlegin ceybini [ya'ni
yakasim, boyun kismim] orten bas ortiisiidiir. Bu ayetde, kadin-
lann baslanni ve biitiin bedenlerini ortmeleri emr olunmakda-
dir) diyor. (Zevacir) ve (El-Fikh-ii alel-mezahibil erbe'a) kitab-
lan, erkeklerin de cilbab giydiklerini gosteren hadis-i serifi yaz-
makda ve erkekler icin, cilbabin, kamis ya'ni, entari denilen
uzun gomlek oldugunu bildirmekdedirler. Genis manto ile kalin
bas ortiisii yahud iki parcadan yapilmis carsaf, bu ayet-i kenme-
deki hicab emrini yerine getirmekde beraberdirler. Kadinlann,
bulunduklan yerin adetine uygun seklde ortiinerek, fitneye se-
beb olmamalan lazimdir. Hicab ayetinin bir kisminin Zeyneb
"radiyallahii anha"nin nikah giiniinde nazil oldugu, (Buhari) al-
tinci ciiz 26. ci sahifesinde yazihdir. Bu nikah iiciincii senede ya-
pildi.]
Musliman oldugunu soyliyen bir kimsenin, yapacagi her isin,
islamiyyete uygun olup olmadigim bilmesi lazimdir. Bilmiyorsa,
bir Ehl-i siinnet aliminden sorarak veya bu alimlerin kitablann-
dan okuyarak ogrenmesi lazimdir. is, islamiyyete uygun degil
ise, giinah veya kiifrden kurtulamaz. Hergiin hakiki tevbe et-
-320-
mesi lazimdir. Tevbe edilen giinah ve kiifr, muhakkak afv olur.
Tevbe etmezse, diinyada ve Cehennemde, azabim, ya'ni cezasmi
ceker. Bu cezalar, kitabimizm muhtelif yerlerinde yazilidir.
Erkeklerin ve kadmlann nemazda ve heryerde ortmesi lazim
olan yerlerine (Avret mahalli) denir. (Avret mahallini acmak ve
baskasinin avret mahalline bakmak haramdir.) Erkeklerin nemaz-
da ayaklarmi ortmelerinin siinnet oldugu 419 da yazilidir. Islamiy-
yetde avret mahalli yokdur diyen, kafir olur. Avret mahallini ort-
megi dinimiz emr etmekdedir. Avret mahalli acik olan bir erkegin
veya kadmm bulundugu yere ve calgi, kumar ve alkollii icki ve ka-
din sesi bulunan bir yere (Fisk meclisi) denir. Fisk meclisine git-
mek haramdir. Kalbin temiz olmasi da lazimdir. Kalbin temiz ol-
masi, giizel ahlakh olmasidir. Kalb, islamiyyete uyarak temizlenir.
islamiyyete uymiyamn kalbi temiz olamaz. icma' ile, ya'ni dort
mezhebde de avret olan bir yerini acmaga ve baskalarmm boyle
avret mahalline bakmaga halal diyen, ehemmiyyet vermiyen, ya'ni
azabmdan korkmiyan kafir olur. Kadmlann avret yerini acmalan
ve erkekler yanmda sarki soylemeleri ve mevlid okumalan boyle-
dir. Erkeklerin diz ile kasiklan arasi, yalniz Hanbeli mezhebinde
avret degildir.
(Ben muslimamm) diyen kimsenin, imamn ve islamin sartlanm
ve dort mezhebin icma'i, ya'ni soz birligi ile bildirdigi farzlan ve ha-
ramlan ogrenmesi ve ehemmiyyet vermesi lazimdir. Bilmemesi ozr
degildir. Ya'ni, bilip de inanmamak gibidir. (Kadmlann yiizlerin-
den ve ellerinden baska yerleri, dort mezhebde de avretdir.) icma'
ile olmiyan, ya'ni diger tic mezhebden birine gore avret olmiyan bir
yerini, ehemmiyyet vermiyerek acan kafir olmaz ise de, kendi mez-
hebine gore, biiyiik giinah olur. Erkeklerin diz ile kasik arasim,
ya'ni uylugunu acmalan boyledir. Bilmedigini ogrenmesi farzdir.
Ogrenince hemen tevbe etmeli ve ortmelidir.
MU'MiNiN EVSAFI
Mii'minin mii'minde yedi hakki vardir:
Da'vetine gitmek,
Iyadetine [Hasta olunca ziyaretine] gitmek,
Cenazesine gitmek,
Nasihat etmek,
Selam vermek,
Bir zalimin elinden kurtarmak.
Aksirdikda (Elhamdiilillah) deyince, (Yerhamiikellah) demek.
- 321 - Islam Ahlaki - F:21
Mii'minin hayrlisi, alti haslet bulunandir:
Ibadet eder. Ilm ogrenir. Fenalik yapmaz. Haramlardan saki-
nir. Kimsenin malma goz dikmez. Olumu hie unutmaz.
Tenbfli: Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Herkes, kendisine ihsan
edeni sever. Bu sevgi, insanin cibilletinde [yaratihsmda] mevcud-
dur.) Nefsine duskiin olan, nefsinin arzularma kavusmak icin, yar-
dim edenleri sever. Akl ve ilm sahibi ise, medeni insan olmasina
yardim edenleri sever. Kisacasi, tayyibler [iyiler], tayyibleri sever.
Habisler, serirler [fena kimseler], kotiileri severler. Bir kimsenin
sevdiklerine, arkadaslanna bakarak, onun nasil adam oldugu anla-
sihr. Dosta, diismana, miislimana ve kafire, bid'at sahiblerinden
baska, herkese, tath dil ve giiler yiiz gostermelidir. insanlara yapi-
lacak en faideli ihsan, en kiymetli hediyye, tath dil ve giiler yiizdiir.
Inege tapan kafirleri goriince, inegin agzma saman vererek, diis-
man olmalarma mani' olmahdir. Kimse ile miinakasa etmemelidir.
Miinakasa, dostlugu azaltir, diismanhgi artdirir. Kimseye kizma-
mahdir. Kizmak, sinir ve kalb hastahgi yapar. Hadis-i serifde, (Ga-
dab etme!), kizma buyuruldu.
Bir kimse, dort seyi gizlese, nasin hayrlisi olur:
1- Fakirligini,
2- Sadakasim,
3- Musibetini,
4- Belasim.
Ve dahi Cennet dort kimseye miistakdir:
1- Dili zikr edici ola.
2- Hafiz-i kelamullah ola.
3- Ta'am yidirici ola.
4- Ramezan aymda saim [oruclu] ola.
Her kisi, asagida yazih yedi seyi dillerinden kesmeyeler:
Her isinde (Besmele-i serifeyi) diyeler.
Her isi temam edince, (Elhamdiilillah) diyeler.
Filan yere gidecegim dedikde, (insaallah) diyeler.
Bir musibet isitdikde, (iiina lillah ve inna ileyhi raci'un) diye-
ler.
Bir hata soylemis ise, tevbe ve istigfar eyleyeler.
(La ilahe illallahii vahdehu la serike leh, lehiil-miilkii ve lehiil-
hamdii ve hiive ala kiilli sey'in kadfr) kelime-i tayyibesine devam
edeler.
-322-
(Eshedii en la ilahe illallah ve eshedii enne Muhammeden ab-
tliihii ve resuliih) kelime-i serifesini cok soyliyeler.
Bu ikisini dahi, gece ve giindiiz cok okumalidir:
1- (Estagfirullah.)
2- (Siibhanellahi vel-hamdiilillahi vela ilahe illallahii vallahii
ekber vela havle vela kuvvete ilia billahil'aliyyil'azim.)
AHLAK-I HAMIDENIN BEYANI
Ve dahi, kisinin yetmisiki kadar giizel huylari vardir:
Iman, Ehl-i siinnet i'tikadi, ihlas, Ihsan, Tevazu', Zikr-i min-
net, Nasihat, Tasfiye, Gayret, Gibta, Seha, Isar, Mtiriivvet, Fiitiiv-
vet, Hikmet, Siikr, Riza, Sabr, Havf, Reca, Bugd-i fillah, Hubb-i
fillah, Hamul, Istiva-i zem ve medh, Miicahede, Sa'y, Kasd,
Amel, Zikr-i mevt, Tefviz, Teslim, Taleb-iil-ilm, Selamet, Sadr,
Secaat, Hilm, Rifk, inabet, Vefa-i ahd, incaz-i va'd, Hiisn-i hulk,
Ziihd, Kanaat, Riisd, Sa'y-i fil-hayrat, Rikkat, Sevk, Haya, Sebat
fi emrillah, Unsii billah, Sevku ila likaillah, Vekar, Zekavet, isti-
kamet, Edeb, Firaset, Tevekkiil, Sidk, Murabata, Miisarata, Mu-
rakabe, Muhasebe, Muatebe, Kezm-i gayz, Hubb-i tul-i hayati li-
ibadetihi, Tevbe, Husu', Yakin, Ubudiyyet, Miikafat, Ri'ayet-i
hukuk-i ibad.
Tevadu', goniil alcakhgma ve zikr-i minnet, her taati Allahti
azim-iis-samn tevfiki ve liitfu oldugunu bilip, siikr etmege ve na-
sihat, mu'min kardesine nasihat etmege ve tasfiye, kalbinden ah-
lak-i zemimeyi cikanp, ahlak-i hamide ile muttasif olmaga ve gay-
ret, dminde gayret etmege ve gibta, baskasmdaki ni'metin ken-
dinde de olmasim istemege ve seha ile fiitiivvet, comerdlige ve
isar, mu'min kardeslerinin islerini bitirmege ve miiruvvet, insan-
hk vazifelerini yapici olmaga ve hikmet, ilm-i halini bilip amel et-
mege ve stikr, ni'metleri emr olunan yerlerde kullanmaga ve riza,
Allahu tealadan kendisine gelen takdirata razi olmaga ve sabr,
belalara sabr etmege denir.
[Hukuk-i ibad, kul hakkini gozetmekdir. Kul hakkmin en
miihimmi ana-baba hakkidir. Tath dil ile, giiler yiizle, yardimla-
nna kosmakla, onlann goniillerini kazanmaga cahsmahdir. Son-
ra komsu hakki, hoca hakki, kan-koca hakki, arkadas hakki,
sonra htikumetin hakki gelir. Kimseye yalan soylememeli, hile
yapmamah, olcii aletlerini dogru kullanmah, iscinin iicretini, aim
teri kurumadan odemelidir. Bore odememek, otobiis ve benzer-
lerinin iicretlerini vermemek hiyanet olur. Hiikumete vergi ode-
-323-
memek, binlerle kimsenin hakkini cignemek olur. Hiikumet zulm
ederse, zulm edilenler, devlete karsi isyan ederlerse, bu lsyancilara
yardim etmenin caiz olmadigi, (Benka)da, fitne bahsinde ve (Hin-
diyye)de ve (Diirr-iil-muhtar)da yazilidir. Hadis-i serifde, (Hiiku-
mete ihanet edene, Allah ihanet eder) buyuruldu. Ya'ni isyan ede-
ni zelil, hakir eder [Nibras]. Bunun icin, Seyyid Kutb ve Mevdudi
gibi mezhebsizlerin, muslimanlan hiikumete karsi lsyana tesvik
eden, boliicii, yikici yazilanna aldanmamahdir. Zalim olan hiiku-
mete de isyan edilmez ve isyan edenlere yardim edilmez. ibni Abi-
din "rahime-hullahii teala" ipek elbise giymenin erkeklere haram
oldugunu bildirirken diyor ki, (Dugun ve bayramlarda ipekli ku-
mas sermek ve altm, giimiis esyayi kullanmadan sergilemek, goste-
ris icin olmaz, yalmz hiikumetin emrini yerine getirmek icin olur-
sa, caizdir. Fekat, giindiizleri, lsik, kandil yakilmasi, lsikli reklam-
lar yapilmasi, mail zayi' etmek, liizumsuz yerde kullanmak oldu-
gundan, caiz degildir. Hiikumetin emri ile olursa, bunlari yapmak
ve cocuklanm kiz, oglan kansik mekteblere gondermek caiz olur.
479. cu sahifeye bakiniz! Kadm-erkek kansik olan, avret yerleri
acik kimseler bulunan toplantilara gitmek de caiz degildir.) Kafir-
lerin kanunlarina da isyan etmek caiz olmadigi da (ibni Abidin)in
(Cum'a nemazi) ve (Kadilik) kismlannda yazilidir. Uzerinde kul
hakki bulunamn ibadetlerinin kabul olmiyacagi, Cennete gireme-
yecegi bildirildi. Kafirin hakkindan kurtulmak, miislimanm hak-
kmdan kurtulmakdan daha zordur denildi. Herkese iyilik yapmali,
kotiiliik edenlere, kottiliikle karsilik vermemelidir. Hakiki miisli-
man, Allahii tealamn emrlerine, hiikumetin kanunlarina itaat
eder.]
Erenlerin sohbeti, ele giresi degil.
Sohbete kavusanlar, nmhrum kalasi degil.
Gezmek gerek her yeri, bulmak icin, bir eri,
sarraftamr cevheri, magbun bilesi degil.
Akar suyun basma, kapali desti konsa,
kirk yd, orda dursa da, abi alasi degil.
Sohbet, kalbi ederpak, ona imrenir etlak,
ademi, arifeden, tacu hirkasi degil.
Once tman etmeli, haramdan, el cekmeli,
ruh gidasm bilmeli: Badem helvasi degil!
■324-
FEZAIL-I ESHAB BAHSI
Biitiin Sahabenin icinde, Resulullahm dort hahfesi "radiyalla-
hii teala anhiim ecma'm" digerlerinden iistiindiir. Ciimlesinin hila-
fet miiddeti, otuz senedir. [Eshab-i kiramm "radiyallahii teala an-
hiim ecma'in" hepsinin Cennete gidecekleri bildirildi. Hie birine
dil uzatmak caiz degildir.]
Ve dahi, Evliyanm kerameti hakdir, dogrudur.
Ciimle Velilerin efdali, en iistiinii, hazret-i Ebii Bekr-i Siddfk-
dir "radiyallahii teala anh". Hilafeti hakdir. Onun birinci halife ol-
dugu, iimmetin icma'i ile sabitdir. Resulullahm "sallallahii aleyhi
ve sellem" kaym babasidir. Kizi Aise "radiyallahii anha" anamizi,
Resulullaha "sallallahii teala aleyhi ve sellem" tezvic eylemisdir.
Hakikat ilminde mahirdir. Ciimle mahni hak yoluna sarf etdi. Ta
ki, bir habbesi kalmadi. Beline, hurma lifinden ortii giydi. Cebra-
il "aleyhisselam" dahi onun giydigi gibi giyerek, Resulullaha gel-
di. Resul, onu bu halde goriince, (Ya karindasun Cebrail! Ben se-
ni, bu halde hie gormemi^dim. Bu hal ne acebdir) diye buyurduk-
da, Cebrail "aleyhisselam": (Ya Resulallah! Simdi sen beni bu
halde gordiin, ne kadar melekler var ise, ciimlesi bu haldedir. Bu-
nun sebebi odur ki, Allahii azim-iis-san, hitab etdi ki, (Ebu Bekr
kulum ciimle emlakini, bcniin nzam icin, bcniin yoluma sarf eyle-
di. Simdi hurma lifinden ortii giyindi. Ey benim meleklerim, sizler
dahi, onun gibi giyininiz) diye emr eyledi. Ciimle melekler, simdi
bu haldedirler) diye buyurdu. Ve kendisine, onun icin, Siddik de-
nildi.
Onun ardinca, Evliyanm efdali, hazret-i Omer "radiyallahii
anh"dir. Hilafeti, iimmetin icma'i ile sabitdir. islam ilmlerinde
mahirdir. Birgiin, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" haz-
retlerine, bir mtinafik ile bir yehfidi, da'va ile geldiler. Resulullah
"sallallahii aleyhi ve sellem" hazretleri, da'valanm dinledi. Hak,
yehudinin lehinde cikdi. O miinafik razi olmaymca, Resulullah
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" o vakt, onlara: (Ey kisiler!
Omere vann, sizin da'vanizi gorsiin!) diye buyurdu. Onlar, haz-
ret-i Omere "radiyallahii teala anh" geldiler. Neye geldiniz? de-
di. Miinafik, bu yehudi ile, da'vam vardir, dedi. Hazret-i Omer
"radiyallahii teala anh" buyurdu ki, sahib-i islamiyyet var iken,
ben bu da'vayi, nasil goreyim? Miinafik dedi ki: Biz Resulullah
"sallallahii aleyhi ve sellem"e vardik, da'vayi yehudiye hiikm ey-
ledi. Ben razi olmadim! Hemen Omer "radiyallahii anh" onlara
siz bekleyin, ben da'vanizi, simdi hal edeyim dedi ve iceriye git-
-325-
di. Biraz sonra, eteginin altmda, bir satirla, bunlarm yamna geldi,
satin cekdigi gibi o mtinafikm kellesini ucurdu ve (Resulullahm
hiikmiine razi olmayanm hali budur) dedi. Iste bundan dolayi,
kendisine Omer-iil-Faruk "radiyallahii teala anh" denildi.
Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" hazretleri, (Hak ile ba-
tih ayird edici, Omerdir) buyurdu.
Onun ardmca, Evliyamn efdali hazret-i Osman-i Zinnureyn
"radiyallahii anh"dir. Hilafeti hakdir, dogrudur. Ummetin icma'i
ile sabitdir. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem", ona bir-
biri ardmca, iki kizini vermisdir. ikinci kizi vefat etdikde, (Bir ki-
zim daha olsaydi, ona verirdim!) buyurmusdur.
Ikinci kizim verdikde, hazret-i Osmani "radiyallahii teala anh"
gayet medh etmisdi. Tezvic etdikden sonra kizi: (Ey benim gozii-
miin nuru babam! Hazret-i Osmani gayet medh eylediniz. Buyur-
dugunuz kadar degil!) dedikde, Resulullah "sallallahu aleyhi ve
sellem" hazretleri kizina: (Ey benim kizim! Hazret-i Osmandan
gokdeki melekler haya ederler!) buyurdu.
Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" ona iki kizim verdigin-
den otiirii, Osman-i Zinnureyn denildi. Zinnureyn, iki nur sahibi
demekdir. Ma'rifet ilminde mahirdir.
Onun ardmca, Evliyamn efdali, Ali "kerremallahii vecheh ve
radiyallahii anh"dir. Hilafeti, ummetin icma'i ile sabitdir. Resulul-
lahm damadidir. Kizi hazret-i Fatima "radiyallahii anha" anamizi,
ona tezvic etmisdir. Tarikat ilminde mahirdir. Bir gulami var idi.
Birgiin, gulami murad eyledi ki, su efendimi tecribe edeyim. Vak-
ta ki, hazret-i Ali "radiyallahii teala anh", disanda idi. Gulamm ya-
mna gelip bir hizmet buyurdu. Gulam siikut eyledi. Ondan sonra,
hazret-i Ali "kerremallahii vecheh" gulama, ya gulam! Ben sana
ne yapdim ve hatinn neden miinkesir oldu ve benim neyimden in-
cindin, dedikde, gulam, sen bana bir sey yapmadm. Ben senin ku-
lunum. Muradim seni tecribe etmekdi. Hakkiyle Velisin, dedi.
[Eshab-i kiramin hepsini sevenlere ve onlarm yolunda olanlara
(Ehl-i siinnet) denir. Bir kismim severiz deyip cogunu sevmiyene
(SPf) denir. Eshab-i kiramin hepsine diisman olanlara (Rafizi) de-
nir. Eshab-i kiramin hepsini severiz diyen, fekat ba'zi seylerde hie
birine uymiyan kimseye (Vehhabi) denir. Sapik din adami Ahmed
ibni Teymiyyenin fikrleri ile, ingiliz casusu Hempherin yalanlan-
nm kansimma (Vehhabilik) denir. Bu inamslarma uymiyan, Ehl-i
siinnet olan miislimanlara kafir diyorlar. [Bu sozleri ile, kendileri
kafir oluyorlar.]
-326-
Vehhabilik diisiinceleri, 1150 [m. 1737] senesinde Arabistan ya-
nm adasmda ingilizler tarafmdan ortaya cikanldi. Ingiliz planlan-
ni yaymak icin, cok musliman kam akitdilar. Simdi de, her memle-
ketde (Rabitatiil-alemil islami) dedikleri merkezler kurarak ve sa-
yisiz altm sacarak, cahil din adamlanni avliyor. Bunlar vasitasi ile
muslimanlari sasirtiyorlar. Bindortyiiz senedir islamiyyeti savun-
mus olan Ehl-i siinnet alimlerini ve bunlarm hamileri olan Osman-
lilari kotiiliiyor. Bu alimlerin naslardan cikardiklan dogru bilgilere
yanhs diyorlar.
Vehhabilerden ba'zisi, (Biz de Ehli siinnet mezhebindeyiz,
Hanbeli mezhebindeyiz) diyorlar. Bu sozleri, Mu'tezile sapik fir-
kasmda olanlarm, (Biz de, Ehl-i siinnetiz. Hanefi mezhebindeyiz)
demelerine benzemekdedir. Ehl-i siinnet olmiyanlann Cehenne-
me gideceklerini bildikleri icin, boyle soyliiyorlar. Halbuki, yalniz
amellerinin, yalniz islerinin bir mezhebe uygun olmasi, o mezheb-
den olmak degildir. Bir mezhebe tabi' olmak icin, hem i'tikadm,
hem de amelin, o mezhebe uygun olmasi lazimdir. Dort mezhebin
i'tikadi, birbirlerinin aymdir. Dordii de, Ehl-i siinnet i'tikadmda-
dir. Bir kimsenin hanefi veya hanbeli mezhebinde olabilmesi icin,
evvela Ehl-i siinnet i'tikadmda olmasi lazimdir. Vehhabiler Ehl-i
siinnet i'tikadmda degildirler.]
TA'AM BAHSI
Ta'amdan evvel, siinnet oldugunu dtisiinerek, el yikamamn on
faidesi vardir:
Bir kimse, ta'am yimek icin ellerini yikadikda, lslak olan par-
maklannm ucunu gozlerinin pmarma koyup geriye dogru silse, o
kimse, Allahii tealamn izniyle, goz agnsi gormez. On faide:
1- Ars-i rahman altmda, bir melek nida eder. Elini pak etdigin
gibi, senin [kiiciik] gtinahlarm pak oldu, der.
2- Nafile nemaz kilmis gibi sevabma nail olur.
3- Fakirlikden emin olur.
4- Siddiklar sevabma nail olur.
5- Melaike, onun icin istigfar ederler.
6- Her bir lokmamn mukabelesine, onlari sadaka vermis gibi
sevaba nail olur.
7- Besmele ile yimede giinahindan temiz olur.
8- Yimekden sonra yapdigi duasi kabul olur.
-327-
9- O gece oliirse, sehid mertebesine erisir.
10- Giindiiz oliirse, siiheda ziimresine yazilir.
Once elleri yikamak ve kurulamamak siinnetdir.
Ta'amdan sonra, sunneti yerine getirmek niyyeti ile, el yikama-
nm alti faidesi vardir:
1- Ars-i rahman altmda bir melek nida eder ki, (Ya mii'min!
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" senden razi oldu.)
2- Bu ni'mete mahsus sevaba nail olur.
3- Bedenindeki kil sayismca, sevabi olur.
4- Rahmet deryasmdan nasfbi olur.
5- Elinden akan damlalarm adedince sevab kazamr.
6- Vefat etdikde, sehid olur.
[Allahii tealamn emrleri iki diirliidur: Emr-i tekvim ve Emr-i
teklifi veya Emr-i tesrfi.
Emr-i tekvini, Yaratmasmi diledigi seylere (Ol) demesidir. Ol
deyince, hemen var olur. Hicbir kimse, bu seyin var olmasma ma-
ni' olamaz. Herseyin yaratilmasi icin, belli seyleri sebeb yapmis-
dir. Belli maddeleri, belli maddelerin yaratilmalarma sebeb yap-
digi gibi, insanm maddi ve ma'nevi giicii, cesidli enerjiler de, bir-
cok seylerin yaratilmalarma sebebdirler. Bir kuluna birsey ihsan
etmek, iyilik vermek isterse, o kimseyi o seyin sebebine kavusdu-
rur. Sebeb te'sir etdigi zeman, O da dilerse, (Ol!) derse, o sey var
olur. O dilemezse, hicbirsey var olmaz. Hikmetini, yaratmasmi
sebeblerle ortmiis, gizlemisdir. Cok kimse, yalmz sebebleri gor-
mekde, sebebler arkasmdaki hikmeti, Onun yaratmasmi anliya-
mamakdadir. Bu anlayissizligi da, onun felaketine sebeb olmak-
dadir.
Emr-i teklifi, insanlara, yapmalan veya sakinmalan icin ver-
digi emrlerdir. Bu emrlerin yapilmasi, insanm iradesine, dileme-
sine baglidir. insam iradesinde, dilemesinde serbest birakmisdir.
Fekat, insanm dilemis oldugu seyi yaratan, yine Odur. insan di-
ledikden sonra, O da dilerse, yaratir. Dilemezse yaratmaz. Her-
seyi yaratan, maddelere cesidli te'sirler, ozellikler veren, yalmz
Odur. Ondan baska yaratici yokdur. Ondan baskasmda iiluhiy-
yet sifati bulunduguna inanmak, baskasini Ona serik, ortak yap-
mak olur. Baskasini kendisine ortak yapani, Kiyametde hie afv
etmiyecegini, ona sonsuz ve cok aci azablar yapacagmi bildirmis-
-328-
dir. Insan, Onun emrini yapmak, iyilik yapmak dileyince, O da
merhamet ederek diliyor ve yaratiyor. Kendisine inanmiyanlar,
karsi gelenler bir kotiiliik yapmak isteyince O da diliyor ve yarati-
yor. Kendisine inananlar, yalvaranlar, bir kotiiliik yapmak isteyin-
ce, O merhamet ederek dilemiyor ve yaratmiyor. Bunun icin diis-
manlannm her istedikleri hasil oldugu icin, daha da azip kuduru-
yorlar.
Allahii tealanm emr-i teklifileri, ehemmiyyetlerine gore, dere-
celere aynlmisdir:
1- Btitiin insanlara, iman etmelerini, miisliman olmalanm emr
etmisdir.
2- Iman etmis olanlara, haram islememelerini, kotiiliik yapma-
malarim emr etmisdir.
3- Iman etmis olanlara farzlan yapmalarmi emr etmisdir.
4- Haramlardan sakman ve farzlan yapan mtislimanlara, mek-
ruhlardan sakmmagi, siinnetleri, nafile ibadetleri yapmagi emr et-
misdir.
Yukandaki sirada, once olan emri yapmayip, ondan sonra ola-
ni yapmak, makbul degildir, begenilmez. Faidesi olmaz. Mesela,
imam olmiyamn kotiiliikden sakmmasmi veya kotiiliiklerden, ha-
ramlardan sakinmayamn farzlan yapmasmi yahud farzlan yapmi-
yamn, siinnetleri, nafile ibadetleri yapmasmi, Allahii teala begen-
mez, kabul etmez. Bunun icin, nemaz kilmiyan, zekat vermiyen ve
anamn, babamn, zevcenin ve evladmm haklanm ifa etmiyen miis-
limamn sadakalanm, hayratim, hasenatim, cami' yapdirmasim, pa-
ra yardimlan ve yemekden once ve sonra ellerini yikamalanm ve
omreye gitmesini begenmez, kabul etmez. Goriiliiyor ki, her insa-
nin evamir-i teklifiyyeyi yukardaki siraya gore yapmasi lazimdir.
Bununla beraber, onceki siradakini yapmiyan, asagidakini yapar
ve bunu yapmasi, farzi terk etmesine, haram islemesine sebeb ol-
mazsa, sevab kazanamaz ise de, bunu yapmagi da elden kacirma-
mahdir. Bunu her zeman yapmamn bereketi ile, Allahii tealanm,
merhamet ederek, onceki emrleri yapmagi nasib etmesinin umula-
cagi, (Ruh-ul-beyan) tefsirinde, altmci ciiz'iin sonunda yazihdir.]
Ve dahi, ta'am yimenin farzi dortdiir:
1- Yidigi zeman, doymagi ve icdigi zeman kanmagi, Allahii
azim-iis-sandan bilmek.
2- Halalinden yimek.
-329-
3- O ta'amdan kuvveti gecinceye dek, Allahii tealaya kulluk et-
mek.
4- Eline gecene kanaat etmek.
Yimege baslarken, Allahii tealaya ibadet etmek icin, Allahii te-
alamn kullanna faideli isler gormek icin, Allahii tealanm dinini,
ebedi se'adet ve huzur yolunu biitiin insanlara yaymak icin kuvvet
elde etmege niyyet etmelidir. Basi acik yimek caizdir.
Ve dahi, ta'am yimenin miistehablari: Sofrayi yere kurmak, el-
bisesi temiz olarak sofraya oturmak, diz cokiip yimek, ta'am evve-
linde elini ve agzini yikamis olmak, yemege baslarken Besmele de-
mek, evvelinde tuz tadmak, arpa ekmegi yimek, ekmegi eli ile par-
calamak, ekmek ufaklanm zayi' etmemek, oniinden yimek, sirke
yimek, lokmayi kiictik almak, ta'ami iyice cignemek, iic parmagi ile
yimek, kabi parmagi ile sryirmak, iic kerre parmaklanm yalamak,
ta'am sonunda hamd etmek, kiirdan kullanmak.
Ve dahi ta'am yimenin mekruhlan: Sol eliyle yimek, yiyecegi
ta'ami koklamak, Besmeleyi terk etmek. [Yemek arasmda da olsa
hatirlaymca Besmele cekmelidir.]
Ta'am yimenin harami: Doydugu halde yimege devam etmek
[Miisafiri var ise, onun yimesine mani' olmamak icin, yer gibi dav-
ranmak lazimdir], yemekde israf etmek, ba'zilarmca baskasmm
malmi [haksiz olarak] yirken Besmele demek, ziyafete davetsiz
gitmek, baskasmm mahm iznsiz yimek, bedenine hastahk verecek
seyi yimek, riya ile hazirlanan ta'ami yimek, nezr etdigi seyi yi-
mek.
Sicak ta'am yimenin su zararlan vardir: Kulagi sagir olmaga se-
beb olur. Benzi sari olur. Gozlerinin feri olmaz. Disleri sararir. Ag-
zmm lezzeti olmaz. Kami doymaz. Fehmi az olur. Akh az olur. Be-
denine maraz ariz olur.
Ve dahi, ta'ami az yimenin faideleri snnlartlir: Bedeni kavi olur.
Kalbi nurlu olur. Hafizasi kavi olur. Gecinmesi asan olur. islerin-
de lezzet bulur. Allahii azim-tis-sani, cok cok zikr etmis olur. Ahi-
reti tefekktir eder. ibadetinde lezzeti ziyade olur. Her seyde isabet
ve irsadi cok olur. Hisabi asan olur.
Muslimanun diyenlere,
be$ vakt nemaz, gerek olur.
Yarm, kiyamet giiniinde,
Imllc ve tac, burak olur.
-330-
EVLENMEGE DAIR
Ve dahi, evlenmekde cok faide vardir.
Evvelkisi, dmini hifz etmis olur. Ve huyu guzel olur. Ve kazan-
cmda bereket olur. Ve hem de, sunnet ile amel etmis olur. Nite-
kim, Peygamberimiz "aleyhissalatii vesselam" buyurur: (Nikahla-
ii ■■■ ix. cok evladiniz olsun. Zira ben kiyametde iimmctimiii coklu-
gu ile sair iimmetlere iftihar ederim.)
Ve dahi zevcin ve zevcenin birbirlerine karsi olan haklarma ria-
yet etmeleri lazimdir.
Ve dahi, bir kimse evlenecegi zeman, arasdirarak, saliha ya'ni
dmine kavi ve mahrem olmiyan bir hamm bulup almahdir. Zina-
dan handle kadim nikah etmek caizdir. Zani baskasi ise, cocuk ol-
madan evvel vaty caiz olmaz. (Feyziyye).
Ve dahi, bir kizi, malmdan ve hiisniinden dolayi almaya. Zira,
sonra zelil olur. Peygamberimiz "sallallahii teala aleyhi ve sellem"
buyurdu ki: (Bir kimse, malmdan veya giizelliginden otiirii bir ha-
tun alsa, onun malmdan ve hiisniinden mahrimi olur.)
Ve bir kimse, dininden, ahlakindan otiirii bir hatun alsa, Hak
teala, onun mahm ve hiisniinu ziyade eyler.
Avret, erinden, dort mertebe asagi olmak gereklidir. Yasi ve
boyu ve hisimi ve akrabasi. Dort seyde, avret erinden ziyade ol-
mak gerek. Biri, giizel ola ve biri edebli ola ve biri, huyu iyi ola ve
biri, haramdan ve siibheli seylerden sakmici ola ve saci, basi, kol-
lan, bacaklan acik olarak yabanci erkeklere goriinmiye.
Gene kizlan, koca kimselere vermeyeler. Fesada sebeb olur.
Ve dahi, nikah icin soz kesilmeden evvel, dtiniir olacak aileler
hakkmda ve evlenecek olan gencler hakkinda iyice tahkikat yapil-
masi, hem siinnetdir ve hem de aralarmdaki gecimin devamina se-
beb olur. Bunda iic faide oldugu beyan olunmakdadir: Biri, ikisi-
nin arasmda, ta olunceye dek, muhabbet kesilmez. ikincisi, nzkla-
nnda bereket olur. Ucunciisii, sunnet ile amel etmis olur.
Bundan sonra, once belediyede evlenme isini yapdiralar. Sun-
nete uygun nikah yapmamak biiyiik giinah olur. Evlenme islemi
yapdirmamak da sue olur.
Siinnete uygun nikahdan sonra, erkek tarafi avret tarafma gii-
zel ve krymetli seyler gondere, muhabbete sebebdir.
Ve dahi, eri karsismda, zevcenin her diirlii siis ve diizgun is-
ti'mali caiz ve ziyade sevabdir.
Gerdek [zifaf] gecesi, ziyafet etmek siinnetdir. [Aksam nema-
-331-
zmdan sonra yimeli, yatsiyi kilmca, damadi kiz evine gotiiriip, diia-
dan sonra hemen dagilmahdir.]
Ibtidaki gece, giivey, gelinin ayagmi yikamak ve o suyu, evin
dort bucagma sacmak, siinnetdir. iki rek'at nafile nemaz kilip diia
eyleye. O gece, her ne diia ederse, makbul olur. Giiveyi gorenler,
kendisine bunu hatirlatirlar. Ve (Barekellahii lek ve barekellahii
aleyha ve ceme'a beynekiima bilhayri) diyeler. Ya'ni, Allahii tea-
la, sana mubarek eylesin ve zevcene mubarek olsun ve ikinizin ara-
sini, hayrla cem' eylesin!
Ba'zilarmm yapdiklan gibi, (Bir hosca gecinin, ogullu usakh
olasimz) demek, cahiller hitabidir, faidesi yokdur. O vakte mahsus
diialan okumak siinnetdir.
Liizumlu olan umiir-i diniyyeyi bilip ve avretine dahi ogrete.
Zira, ahiretde siial olunur. Bilemedim demek ozr olmaz. [Farzlan
ve haramlan ve Ehl-i siinnet i'tikadmi ogrenmek ve zevcesine, co-
cuklanna ogretmek farzdir. Siinnetleri ogrenmek ve ogretmek
siinnetdir.]
Avretini islamiyyetin cevaz vermedigi yere gotiirmeye ve gon-
dermeye! Sokaga acik cikarmaya. Zira Peygamberimiz "aleyhisse-
lam", (Bir avret giizel kokular ile, nemaz kilmak icin mescide gel-
se, o avretin nemazi kabul olmaz, ta ki evine varip, ciiniibliikden
gusl eder gibi, gusl etmeyince) buyurdu. Onlara, giizel rayiha ile,
cami'e ve mescide gitmek caiz olmaymca, baska yerlere gidip hal-
ka goriinmek giinahi, ne mertebe olmak gerek? Ona gore, kiyas
oluna! Ve cekilecek azabi teemmiil edile!
Ve dahi, Peygamberimiz "aleyhisselam" bir hadis-i serifinde
buyurmusdur: (Cennet ehlinin cogu, fukara ve Cehennem ehlinin
cogu avretlerdir.) Bunun iizerine, hazret-i Aise "radiyallahii anha"
siial eylediler ki: (Avretlerin cogu Cehennemde olmaga sebeb ne-
dir?) Resul-i ekrem "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki,
(Bunlar belaya sabr eylemezler ve on iyilik gordiikleri kimseden,
bir kemlik gordiikde, o on iyiligi -hemen- unutup, bir kemligi dai-
ma soyler. Ve diinya zinetlerini, cok ziyade severler ve ahirete ca-
hsinazlar ve gibeti cok ederler.)
Erlerden ve avretlerden her kim bu sifatlar ile muttasif olursa,
ehl-i Cehennemdir.
Ve dahi, hazret-i Ah "kerremallahii teala vecheh"den rivayet
olunur ki, birgiin, Resul-i ekremin "sallallahii teala aleyhi ve sel-
lem" huzuruna bir avret gelip, (Ya Resvilallah! Bir ere varmak is-
terim, ne buyurursunuz) dedi. Se'adet ile buyurdu ki, (Erin hak-
ki, avretin iizerinde cokdur. Hakkindan gelebilir misin?) O av-
-332-
ret, (Ya Resulallah! Erin hakki nedir.) dedi. Buyurdu ki, (Sen onu
incitir isen, Allaha asi olursun ve nemazin kabul olmaz.) O avret,
etdi, daha var mi? Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyur-
du ki, (Hangi avret, erinden iznsiz, evinden disarrya ciksa, her
atlim basina giinah yazihr.) Avret etdi, daha var mi? Resul-i ek-
rem buyurdu ki, (Erine kotii soz soylerse, kiyametde dilini ense-
sinden cikarirlar.) O avret etdi, daha var mi? Resul-i ekrem bu-
yurdu: (Hangi avret ki, mah ola da, erinin hacetini bitirmeye, ahi-
retde o avretin yiizii kara ola.) Ve o avret etdi, daha var mi? Re-
sul-i ekrem buyurdu: (Hangi avret, erinin mahndan ugrularsa ve
bir baskasina verirse, ve eri ile halallasmazsa, Allahii azini-iis-san,
o avretin zekat ve sadakasim kabul eylemez.) Avret etdi, daha var
mi? Resul-i ekrem buyurdu: (Hangi avret, erine sovse veya karsi
gelse, tamu icinde, di linden asalar ve hangi avret cengi ve calgi
dinlemege varsa ve bir akca verse, kiiciik yasindan beri kazannus
oldugu sevab mahv ola ve iizerindeki libaslari da da'vaci olup, bi-
zi mubarek giinlerde giymedi ve halaline karsi giymedi, harain
yerlere gitdi, dedikde, Hak teala buyurur, boyle olan avretleri, bin
yil yaksam gerekdir.) [Sinemamn, radyo ve televizyonun kotii ta-
raflanm buradan da anlamahdir.] O avret, bu cevablan isitince,
(Ya Resulallah! Bu zemana gelince, ere varmadim, yine varmam)
dedi.
Bir kerre, Resul-i ekrem "sallallahii teala aleyhi ve sellem",
se'adet ile buyurdu ki, (Ya hatun! Ere varmanin sevabim dahiha-
ber vereyim de dinle! Hangi avret ki, eri, ona, Allah senden razi ol-
sun dese, altmis yil ibadet etmekden yegdir. Ve erine, bir icim su
verse, bir yd oruc tutmakdan efdaldir. Erinin doseginden kalkdigi
zeman gusl eylese, bir kurban kesmiscesine sevab bula. Ve halali-
ne hile etmezse, onun icin, goklerde melekler tesbfli ederler. Ve
halali ile oynasa, altmis kul azad etmekden hayrhdir. Erinin rizki-
ni muhafaza etse ve halalinin akrabasina merhamet eylese ve bes
vakt nemazim kihp, orucunu tutsa, bin kerre Ka'beye varmakdan
efdaldir.) Fatima-i Zehra "radiyallahii anha", bir avret halalini in-
citse, hali nice olur, dedikde, (Bir avret, erine asi olsa, Allahin
la'neti onun iizerinde kahr, ta ki eri ile halallasmayinca, kurtula-
maz ve erinin doseginden kacsa, cemi' sevabi gider ve erine karsi,
biiyiiklense, Hak teala, ona hism eyler ve sen benim kahyam mi-
sin, dese ve senden ne gordiim dese, Allahii teala, ona ni'metini
harain eyler. Erinin kanini dili ile yalasa, heniiz erinin hakkini ye-
rine getirmis olmaz. Ve erinin izni ile acik sacik sokaga ciksa, eri-
nin defter-i a'maline, bin giinah yazihr, izn verdigi icin) buyurdu.
Iznsiz cikip giden avretlerin hali nice olur, bundan kiyas eyle!
-333-
Resul-i ekrem "sallallahu teala aleyhi ve sellem" buyurur:
(Ya Fatima! Allahii teala, bir ehadin, bir ehade secde etmesini
emr buyursa idi, ben de, avretin erine secde etmesini buyurur
idim.)
Hazret-i Aise "radiyallahii anha", (Resulallaha, bana vasiyyet
eyle!) dedim. Resul-i ekrem buyurdu ki, (Ya Aise! Ben sana vasiy-
yet ederim, sen de iimmetimin hatunlarina vasiyyet eyle! Yann ki-
yamet giiniinde: Once fmandan. ikincisi, abdestden ve nemazdan.
Uciinciisii, eri hakkinda, siial olunur. Hangi erkek ki, avretinin ya-
vuzluguna sabr eylese, Hak teala, ona Eyyub Peygamber sevabim
vere. Bir avret dahi erinin yavuzluguna sabr eylese, Aise-i Siddika
mertebesini bula.)
Ve dahi, (Bir erkek, avretini dovse, kiyametde, ben onun
da'vacisi olurum) buyurdu.
Kisi, iic yerde, hatununu acik avueu veya dugumsiiz bez ile dov-
mek caizdir. Nemazi ve guslii terk etdiginden ve dosegine gelme-
diginden ve iznsiz disanya cikdigmdan otiirii. Sopa ile, yumruk ile,
tekme ile, dugiimlu bez ile dogmek ve basma, govdesine vurmak
hie bir zeman caiz degildir. Sair kabahatlerde, hie dogiilmez. Bir-
kac tenbih etmek gerekdir. Eger islah olmazsa birakmak gerek, ta
ki, azabda olmamak icin.
[(Sir'at-iil-islam)da diyor ki, (Zevcesi huysuzluk edince, kaba-
hati kendinde aramali. Ben iyi olsaydim, boyle yapmazdi demeli-
dir. Saliha olan zevce iistiine tekrar evlenmemelidir. Nafakalann-
da adalet yapamiyacak olamn ikinci zevce almasi caiz degildir.
Adalet yapacagim bilenin almasi caiz ise de, almamasi efdaldir.
Caiz olan yerlere giderken bas ortiisii ortmesi ve bedenini iyi ort-
mesi lazimdir. Kadinm koku siiriinerek, zinetlerini gostererek so-
kaga cikmasi haramdir. Saliha kadm, diinya ni'metlerinin en kiy-
metlisidir. Miislimana sefkat gostermek, iizmemek, nafile ibadet-
lerden daha sevabdir.) (Riyad-un-nasihin)de diyor ki, (Nisa suresi-
nin onsekizinci ayetinde mealen, (Zevcelerinize iyi, yumusak dav-
raniniz!) buyuruldu. Hadis-i seriflerde, (Ya Eba Bekr! Zevcesine
giilerek, yumusak soyleyene, kole azad etmek sevabi verilir) ve
(Fasik erkekle evlenen kadina, Allah merhamet etmiyecekdir) ve
(Sefa'atime kavusmak istiyen, kizim fasika vermesin!) ve (insanla-
rin en iyisi, insanlara iyilik edendir. insanlarin en kotiisii, insanla-
ra zarar veren [onlan inciten]dir) ve (Bir miislimam haksiz olarak
incitmek, Ka'beyi yetmis kerre yikmakdan daha giinahdir) buyu-
ruldu.)
-334-
(Diirr-ul-muhtar)da diyor ki, (Miisliman erkegin, sahih nikah
ile evlenmis oldugu zevcesinin nafakasmi te'mfn etmesi farzdir.
(Nafaka), yiyecek ve giyecek ve barmacak ev demekdir. Zevcesi-
ni, kendi miilkti olan veya kira ile tutdugu evde oturtmasi lazimdir.
Zevce, evde erkegin akrabasindan hicbirinin bulunmamasini isti-
yebilir. Zevc de, kadmin yakinlanndan hicbirinin bulunmamasini
istiyebilir. ikisi de bu hakka malikdir. Evin, salih miisliman kom-
sular arasmda olmasi [miiezzinin kendi sesinin evden isitilmesi] la-
zimdir. Haftada bir kerre anasma babasina gitmesine mani' ola-
maz. Onlarm haftada, bir kerre kizlarma gelmeleri de, iyi olur. iki-
sinden biri hasta olursa ve bakacak kimseleri olmazsa, zevc razi ol-
masa bile, zevcenin gidip hizmet etmesi lazimdir. Diger mahrem
akrabasmm senede bir gelmelerine veya zevcenin onlara gitmesi-
ne mani' olamaz. Bunlardan baskalanna ve giinah olan yere git-
melerine izn verirse, ikisi de giinaha girer. Evinde veya disarda,
baskalan icin iicret ile veya hayr icin is yapmasma ve mektebe,
va'za gitmesine mani' olur. Kadinin evde ev isleri ile mesgul olma-
si, bos kalmamasi lazimdir. Avret yeri acik olanlarm bulundugu
hamamlara, [plajlara ve sporcularm oyunlanm seyr etmege gon-
dermez. Bunlan gosteren televizyonlan evine sokmaz.] Siislene-
rek ve yeni giyinerek sokaga cikamaz.) Zevcesini, mahrem olan,
ya'ni evlenmesi haram olan akrabasindan baskasma, haramdan sa-
kinan muslimanlarm evine kendi gotiirebilirse de, kadin erkek ay-
n oturmahdir. Kadmm (Mahrem akraba)si, onsekiz erkek olup
sunlardir: Babasi ve dedeleri, oglu ve torunlan, yalmz anadan ve-
ya yalniz babadan olsa bile kardesi, erkek ve kiz kardesinin ogul-
lan, amcasi, dayisidir. Bu yedi erkek, silt emmek sebebi ile ve zina
sebebi ile de mahrem akraba olur. Dort erkek de, nikah sebebi ile
mahrem akraba olur. Bunlar: Kaympeder ve bunun babalan, da-
mad, iivey baba ve iivey oguldur. Bir adama cocuklarmin gelinleri
ve bir kadina cocuklarinm damadlan mahremdir. Mahrem demek,
nikahla almasi haram demekdir. Mesela, kizkardes mahremdir.
Herkese kardeslerinin cocuklan mahremdir. Kardeslerin zevcele-
ri, amca ve dayi ve hala ve teyze cocuklan ve zevceleri mahrem de-
gildir. Teyzenin cocuklan ve zevci na-mahremdir. Zevcin, zevce-
nin kardesleri na-mahremdir. Enistenin ve kaym biraderin mah-
rem akraba olmadiklan, yabanci olduklan, (Ni'met-i islam)da,
haccm sartlannda yazilidir. Zevcenin bu ikisine de acik goriinme-
si, yiiziinden baska yerleri ortiilii olsa bile, yalniz bir odada kalma-
si, birlikde sefere gitmeleri haramdir. Damada kaym valdesinin
anadan ve babadan olan analan da mahremdirler. Bir kiz, mahrem
akrabasi ile evlenemez. Yamnda ortiinmemeleri caiz olur. Yalniz
-335-
bir odada bulunabilir, birlikde sefere gidebilir. Mahrem olmiyan
akrabasi eve gelince, zevcinin veya akraba kadinlann yamnda, yii-
ziinden baska her yeri ortiilii olarak hos geldiniz der. Kahve, cay
gibi seyler getirir. Fekat, yanlarma oturmaz. Muslimanlarm, adet-
lere, geleneklere degil, islamiyyete, ilmihal kitablarma uymalan
lazimdir. Her miisliman, zevcesine ilmihal ogretmeli, kendi bilmi-
yorsa, saliha hamm hocaya gondermelidir. Islamiyyete uyan, ha-
ramlardan sakinan hamm bulamazsa, Ehl-i sunnet alimlerinin "ra-
hime-humullahu teala" yazdigi dogru ilmihal kitabim zevcesi ile
birlikde okuyup, ikisi de, dmini, imanini, haramlan, farzlan iyi 6g-
renmelidir. Mezhebsiz olan din adamlannin, sapiklarin yazdiklan
bozuk tefsir ve din kitablanm eve sokmamah, bunlan okumamah-
dir. Dini, ahlaki bozucu yaymlar yapan radyolan, televizyonlari da
eve sokmamahdir. Bunlar kotii arkadasdan daha fenadirlar. Zev-
cenin ve cocuklarm dinlerini, ahlaklanm bozarlar. Zevcesi ve kiz-
lari, ev isleri ile ugrasmah, tarlada, fabrikada, bankada, ticaretha-
nelerde ve memurluklarda cahsdirilmamahdir. Kadinm ve kizlari-
nin para kazanmasi, babasmin, kocasmm san'atina, ticaretine yar-
dim etmesi lazim degildir. Bunlan yapmak ve ev ihtiyaclarim car-
sidan, pazardan ahp getirmek erkegin vazifesidir. Kadin bunlan
yapmaga zorlamrsa, dini, ahlaki ve sihhati bozulur. Her ikisinin
diinyalan da, ahiretleri de harab olur. Sonra, dizlerini dogerlerse
de, faidesi olmaz. Giinahdan, beladan kurtulamazlar. islamiyyete
uyan, diinyada da, ahiretde de, rahata kavusur. Kotii arkadaslarm,
miinafiklarm giiler yiizlerine, tath dillerine aldanmamah, ilmihal
kitablarma uymahdir. Kizlanm, cocuklanm da haramlardan koru-
mahdir. Ogullanm miisliman ogretmenlerin bulundugu okullara
gondermelidir. Kadinm magazalarda, diikkanlarda, fabrikalarda,
hiikumet islerinde, erkekler arasmda cahsmasina ihtiyaci yokdur.
Zevci yoksa veya hasta ise, kadmm her ihtiyacini mahrem akraba-
si temm etmege mecburdur. Bu akrabalan fakir ise, devletin bol
ma'as baglamasi lazimdir. Allahii teala, islam kadmimn her ihtiya-
cini ayagina gondermekdedir. Gecim sikmtisim erkeklere yiikle-
mekdedir. Cahsip kazanmaga hie ihtiyaci olmadigi halde, miras-
dan erkegin aldiginm yansmi da kadina vermekdedir. Kadmm va-
zifesi, ev icindeki isleri yapmakdir. Bu islerin birincisi, cocuklanm
terbiye etmesidir. Cocugun ilk miirsidi anasidir. Anasmdan din ve
ahlak ilmlerini ogrenen cocuk, dinsiz ogretmenlere, kotii arkadas-
lara ve islam diismam olan zmdiklarm yalanlarma aldanmaz. Ana-
si, babasi gibi, halis bir miisliman olur. (Tam ilmihal Se'adet-i Ebe-
diyye) 84.cii ve sonraki baskilarmm, 579. cu sahifesine bakiniz! is-
lam diismanhgi yapan miinafiklara (Zindik) denir.]
-336-
CENAZENIN, TECHIZ, TEKFIN VE
TEDFIMNE DAIR
Ve dahi, cenaze nemazi, defn etmek, yikamak, kefenlemek
bunlarm ciimlesi, farz-i kifayedir.
Meyyiti yikamak icin, tenha bir yere konmus olan mermer ve-
ya tahta tenesir iizerine sirt tistii yatinhr. Gomlegi cikanhr. Abdest
aldinhr. Basmdan gobegine kadar lhk su ile yikamr. Sonra gobegi
ile dizleri arasi ortiiliip yikamr. Yikayici, sag eline eldiven giyer.
Bu elini ortunun altma sokup, su dokerek yikar. Ortliniin altina
bakmaz. Sonra sol tarafma cevirip, sag tarafim, sonra sag tarafina
cevirip, sol tarafim eldivenli eli ile yikar. Kefenin tic parcasindan
biri, tenesirin iizerine meyyitin altma serilir. Bu sergi, meyyit ile
birlikde tabuta konur.
Kefen vie nev'dir: Kefen-i farz, [Buna kefen-i zaruret de denir],
kefen-i siinnet, kefen-i kifaye.
Kefen-i siinnet, erlere tic ve avretlere besdir.
Kefen-i kifaye, erlere iki ve avretlere iicdiir.
(Bahr)de diyor ki, (Kadmlarm kefen-i kifayesi, izar, lifafe ve
himar ya'ni bas orttisiidur. Ciinki, kadinlar hayatda iken bu iicii
ile ortiiniirler.) izar, o zemanda omuzdan veya tepeden ayakla-
ra kadar bedene sanlan kumas idi. Lifafenin kamis [antari] ol-
dugu Ibni Abidinde yazilidir. Goriiliiyor ki, miisliman kadinlan
onceleri genis manto ve bas ortiisii ile sokaga cikardi. (Bahr)de
ve (Durr-ul-munteka)da diyor ki, (Zevcin zevcesine vermesi va-
cib olan nafaka, ta'am, kisve ve meskendir. Kisve, himar ve mil-
hafedir.) Milhafe, dis ortiidiir. [Buna simdi ferace, manto veya
saya denilmekdedir. Goriiliiyor ki, kadin elbisesi iic parcadir.
Bunlarm arasmda carsaf yokdur. Carsaf ile orttinmek sonradan
adet olmusdur. Carsaf ile ortiinmek orf ve adet olan yerlerde,
carsaf ile, manto adet olan yerlerde genis manto ve kalin basor-
tiisii ile ortiinmeleri caizdir. Orf ve adetin disina cikmak, ce-
ma'atden aynlmak olur. Fitneye sebeb olur. Fitneye sebeb ol-
mak haramdir.]
Kefen-i farz, erlere ve avretlere bir parcadir.
Kefen bezi bulunmayip da, harir ya'ni ipek bulunsa, erlere bir
kat ve avretlere iki kat kifayet eder.
Ve dahi, cenaze nemazinda, imamete evla olan, evvela, miis-
liman ise, devlet reisi, ondan sonra beldenin hakimi, ondan son-
ra, Cum'aya me'ztin olan hatib efendi ve ondan sonra imam-i
haydir.
- 337 - Islam Ahlaki - F:22
imam-i hay denilen kimse, meyyitin hayatmda, kendisine
hiisn-i zan etdigi, alim miisliman kimsedir. Ve ondan sonra, mey-
yitin velisidir. Velisi gelmeyince, zikr olunanlardan gayri bir kim-
se kilmis olsa, velisi muhayyerdir. Dilerse, iade eder veya etmez.
[Bunun tafsili, (Se'adet-i Ebediyye) admdaki ilmihal kitabmda
vardir.]
Ve dahi, bir kimsenin cesedi ortasmdan bicilmis olup, yalniz
msfi bulunsa, o yarimm nemazi kilinmaz.
Bir olu bulsalar ki, parca parca olmus ve her parcasi baska bir
yerde olsa, onun dahi nemazi kilmmaz. Fekat, o parcalan bir ara-
ya getirseler, nemazi kihnir.
Bir cenazeyi yikasalar, bir yeri kuru kaldi deseler, eger kefen-
lenmedi ise, onu yikarlar. Amma, kabrin yanma vardikdan sonra,
bunun abdest a'zalarmdan bir yeri kuru kaldi deseler, o yerini yi-
karlar ve nemazim kilarlar. Kabre koyup, iizerini ortdiikden sonra,
haber verseler, o vakt onu kabrden cikarmazlar. Yikanmadan go-
miilen, iizerine toprak atilmamis ise, cikanlrp yikamr.
Ve dahi, bir cenazeye teyemmum etdirseler, goturiiliirken su
bulunsa, muhayyerdir.
Bir beldede, bircok kimseler olmiis olsa, hepsi icin tek bir ne-
maz kilmak caizdir. Tabii, islamiyyetin hiikmii tatbik olunarak. La-
kin, evla olan, teker teker kilmakdir.
Ve dahi, cenaze nemazma, (Allahii tealamn nzasi i^in nemaza,
er [veya hatun] ki§i i^in diiaya, uydum §u hazir olan iniania) diye
niyyet eyleye.
Ve dahi, bir kimseyi, yol kesip soygunculuk ederken tutsalar,
hakimin ve velinin re'yi ile oldiirseler yahud bir kimseyi devlete
olan isyam sebebiyle, dogiisiirken oldiirseler veyahud, bir kimse,
kendi anasim veya babasim oldiirse, bunlarm nemazlan kilmmaz.
Kendi kendisini oldiirse ya'ni intihar etse, onun nemazi kihmr
(Diirr-iil-muhtar).
Ve dahi, Ehl-i siinnet olanlarm, on alameti vardir:
1- O kimse cema'ate miidavemet eder.
2- [I'tikadi veya fiski, kiifre varmayan] imama uyar.
3- Mest iizerine meshi caiz goriir.
4- Eshab-i kiramdan "radiyallahii teala anhiim ecma'in" hie bi-
rine kotii soz soylemez.
5- Devlete isyan etmez.
6- Dinde [bigayr-i hakkm] miicadele, miinakasa etmez.
-338-
7- Dinde, sek etmez.
8- Hayn ve serri, Allahii tealadan bilir.
9- [Ilhadi belli olmadikca] ehl-i kibleyi tekfir etmez.
10- Dort halifeyi sair Eshab iizerine tercih eder.
OLUM HALLERINE DAIR
Ey bicareler, siz oliimden kacarsimz. Filan oldii, ben dahi onun
yamnda bulunacak olursam, bana dahi, bulasir dersiniz. Ve taun,
bulasici hastalik filan mahalleye geldi diyerek, baska yere kacarsi-
mz. Bu i'tikad dahi, haramdir. Hastalik, Allahii teala isterse bula-
sir.
Ey bicareler, nereye kacarsimz! Oltim size va'd olunmusdu.
Ecel ileri gitmez! Hallak-i alem size, eceliniz geldikde, goz acip yu-
muncaya kadar vakt vermez. Mukadderden ne ziyade ve ne eksik
olur.
Hak teala, emrini, her nerede hiikm etdiyse, o kisi, mahni ve
evladim ve ayalini, ciimleten birakip, o mahalle gider. Ve topragi
olan memlekete varmaymca, canim almaga emr olunmaz.
Herkes, eceli geldikde oliir. A'raf suresi otuzuciincii ayetinde
mealen, (Ecelleri geldigi zeman, onu az zeman ileri ve geri alamaz-
lar) buyuruldu.
Kisi dogmadan once, ne kadar yasayacagi takdir edilmisdir. Ve
kisi, ne yerde oliir ve tevbe ile mi ve tevbesiz mi ve hangi hastahk-
lardan ve iman ile mi, yoksa imansrz mi gider, ciimlesi levh-i mah-
fuza yazilmisdir. Nitekim, Lokman suresi son ayetinde buna isaret
vardir.
Hallak-i alem oliimu yaratdi. Sonra diriligi yaratdi. Sonra nzki-
mizi yaratdi ve levh'e yazdi.
Imdi, Hak teala, sizin giinde ne kadar nefes ahp verdiginizi bi-
licidir. Ve levh'e yazmrsdir. Melekler, gozetirler, vakti gelince, me-
lek-iil-mevte haber verirler.
Ve eger hayatinda, Kur'an-i kerim ile sabit olan sozleri, inamp
tutmus isen, se'adet ile gidersin! Cumle seyleri, Allahii tealadan bil!
Vefat edenin ardinca, feryad etme! Bunlar gibi seyler, imansiz git-
mege sebebdir. Neuziibillah. Giinah ve hata vaki' olursa, tevbe-i
nasiih etmelidir.
Hak siibhanehii ve teala, Azrail "aleyhisselam"a buyurur: (Dost-
la 1 1 in i n canim, asan al, diisnianlaniiiin canim giic al!) El-iyaz-ii bil-
lah, eger asi olursa!
Kiyametin bir giiniinun mikdan bin yilca ola veya ellibin yil-
-339-
ca ola. Bu hususda, tefsfr cokdur. Secde suresinin besinci ve
Me'aric suresinin dordiincii ayetlerinden anlasilmakdadir.
Ba'dehu, melekler, asmin canim azab ile alirlar. Dil ile vasf
olunamaz. Bizi yokdan var eden Allaha sigmdik. Ba'zi meyyit, do-
seginde, yay gibi, o yana bu yana doner. Nitekim, Allahii teala
Vennaziati suresinde buyurur. O melekler azablar edip, birbirine
soylesirler. Cebrail "aleyhisselam" o meleklere der ki, (Merhamet
etmeyin!) Miinafiklarm cam, burnunun ucuna gelir. Yine koyuve-
rirler. Her a'zasim,6yle sikarlar ki, gozlerinin nuru dokiiliir. Me-
lekler, diyeler ki: (Sen Cennetlik degilsin! Hallak-i Cihan, sana ga-
dab etdi! Sana inayet yokdur! Sen diri iken islediklerini unutdun
mu? Ey yaramaz kisi! Sana sol azab hazirlandi ki, miinafiklar ve
kafirler azabidir. Zira, sende nemaz yok, zekat yok, sadaka yok,
fakirlere merhamet yok idi. Haramdan sakmmazdm, biitiin islerin
fesad idi. Gibet ederdin, yine de Allah kerimdir derdin, iste azab
dahi, elimdir.) Pes, Hak siibhanehii ve teala hazretlerinden hitab
gele ki: (Sol miinafiklar, bir gun dahi oliimlerini hatirlamadilar.
Miitekebbir olurlardi. Farz, siinnet, vacibi tutucu degillerdi. Sim-
di benim azabinn gorsiinler!) Yine zebaniler, tirnaklannm dibin-
den yapisip, camni gogsiiniin damarlarmdan cikanrlar ve hulku-
ma gotiiriip, yine koyuverirler. Yine hitab gele ki, (Alimler size
bildirmedi mi? Kitabimizi okumadiniz mi? Gafil olmayin, seytana
uymayin, demedi mi? Her seyi, Allahdan bilin demedi mi?) Diin-
ya cifesine haris olmayin! Allahii tealamn verdigine kana'at edin,
fakir kullanna merhamet edin, miskinleri ta'amlandirm! Allahii
teala, sol padisahdir ki, sizi yaratdi ve iizerine aldi ki, besleye ve
sana Ondan bir bela gelse yine Ona cagirasm, yalvarasin ve der-
mani Ondan dileyesin. Ben hekimlere akca verdim ve iyi oldum
deme! Allahii tealamn inayetinden bil! O senin malim dedigin, sa-
na emanetdir. Ondan, sizin derdinize derman yokdur. Halal ise,
hesabmi vermege memursunuz. Dahi, Hak siibhanehii ve teala, ne
kadar takdir etdiyse, alirsm, ne maldan ve ne evladdan ve ne dost-
dan, her ne kadar feryad etsen ve hangi sahraya kacsan, kurtula-
mazsm. Ancak, topragm nerede ise, o yere defn olunursun. Ecelin
gelmedikce, sana kimseden ziyan gelmez. Yalniz tehliikeden ko-
runmakla ve derdlere deva olan sebeblere yapismakla emr ohm-
dun.
Ve ne zeman Hak teala, size saghk gibi, mal gibi, evlad gibi
ni'met verse, sevinip Elhamdii-lillah, bizim Rabbimiz bize ikram
eyledi dersiniz. Ne vakt Allahii teala size musibet verse, ya'ni size
bir bela verse, gam cekersiniz, sabr etmezsiniz, siikr etmegi unutur-
sunuz.
-340-
Hak tealadan hitab gele ki: (Ya meleklerim! Onu tutun!)
Melekler, onun camni cemf killan dibinden alip, yine koyuve-
rirler. Hak tealamn azab etdigini, kimse halas etmege kadir de-
gildir.
O oliim doseginde yatan kimse, bu azabi goriip, ah, ah, keski
diinyada iken amelimi ffa ve eda edeydim de, bugiin, bu siyaseti
cekmeseydim der. Yine, o hastayi bekleyen kisilere, hitab gele ki:
(Ey benim miitekebbir kullarim! iste bu dostunuzu, mal harcayip
kurtariniz! Diinyada benden gelen belaya sabr etmezsiniz, benden
sikayet edersiniz. iste bu kul, azabda ve cam hulkuma geldi. Benim
kudretimden!) Melekler bu nidayi isitip, (Ey Rabbimiz! Senin aza-
bm hakdir) deyip secdeye kapanalar. Hak teala bunlan, Kur'an-i
kerimde haber vermekdedir. Sonra, yine meleklere, tutun diye ni-
da gelir. Oyle tutalar ki, her yerinin, bir kihnm dibi dahi bos kal-
maya. Melekler bir ugurdan haykinp: (Ey Allahin asi kulunun ea-
rn, gel cik teninden. Bugiin o giindiir ki, sana azab ola. Allahii te-
aladan gayriye muhabbet eylediginden otiirii, miitekebbir olup, fa-
kirlere selam vermezdin, haram olan seyleri yapardm, batih hak
goriirdiin ve hakki batil goriirdtin) diyeler. Bunlar Kur'an-i kerim-
de haber verilmekdedir.
Sonra o kisi, meleklere diye ki, bir dem aman verin, akhmi ba-
sima devsireyim, deyince, gore ki, melek-iil-mevt basi ucunda dur-
makda. Onu goriince, bu azablari unutup, titremege baslaya. Me-
lek-iil-mevti gordiikde, deye ki, bunca melekler azab ederken, sen
kimsin ve neye geldin? Ondan sonra oliim, bir heybetli avaz ile, ca-
ginp deye ki: Ben, sol oliimiim ki, seni diinya yiiziinden cikarsam
gerek. Ve evladlanni yetim kilsam gerek ve diinyada sevmedigin
akrabana mahni miras etsem gerek.
Oliimden bu sozleri isitince titreyip, yiiziinii ote beri cevire. Zi-
ra, alameti budur ve hadis-i Buharide, Resul-i ekrem "sallallahii
teala aleyhi ve sellem", (Melekleri isitince, yiiziinii duvara cevirir,
oniinde oliimii ayakda goriir) buyurur.
Her ne tarafa donerse, oliimii o tarafda gore ve yine arkasi iize-
rine done.
Melek-iil-mevt bir siddetli avaz ile caginp, deye ki, ben o ulu
melegim ki, babanm ve anamn canlanm aldim, sen o vakt, orada
hazir idin ne faiden oldu? iste, ctimle dostlann bakarlar, ne faide?
Dahi, ben sol ulu melegim ki, oldurdiigiim senden evvelkilerin
kuvvetleri senden ziyade idi.
Bu yatan kisi, meleklerle bu kadar soylesdikde, azab melek-
leri cekilip giderler. Azrail "aleyhisselam"i heybet ile gordiikde,
-341-
o saat akh zail olur.
Azrail "aleyhisselam" siial ede ki, diinyayi nice gordun? Deye
ki, diinyamn mekrine aldandim da, bu hale geldim.
Ve Hallak-i cihan, diinyayi bir kadm sekline koya, gozleri gok
ve disleri okiiz boynuzu gibi, bir kabih kokuyla gelip, gogsiiniin
iizerine otura.
Sonra, o kisinin malmi karsisma getirirler. Kahr ile, haram ve
halal demeyip kazandigi mall, goziiniin oniinde varislerine verir-
ler.
Ve ondan sonra o mal kendi sahibine, (Ey asi! Beni kazandin,
nahak yere harcadin, sadaka, zekat vermedin. Simdi ise, senden
cikdim, senin istemedigin kimselerin eline girdim, senden minnet-
siz alddar) der.
Bu hal icindeyken, susayarak ve yiiregi yanip tutusarak, dort
yamna bakar.
Sonra, bu haldeyken, seytan firsat bulup, imamm almak icin,
basinm ucuna gelir. O merdud elinde bir kadeh tutar. icinde, buz-
lu su, hastamn basmm ucunda o kadehi calkalar. Onu goriir ve isi-
tir. O mahalde ve o anda, fakir ve zenginin hali belli olur.
Eger se'adetsiz ise, getir su sudan iceyim der. O mel'unun ca-
nma minnet olur. Der ki, -hasa- alemlerin yaraticisi yokdur, de!
Eger saki ise, dedigi gibi soyler ve -el-iyaz-ii billah- imam gider.
Lakin, her seyde, yine hikmet Hiidamndir ki, o halde olan hasta-
mn yanmda su bulundurmak gerek. Ve sikca agzi acip, su vermek
lazimdir.
Eger, hidayet erisir ise, seytana la'net edip red eder.
Va'desi temam oldukda -Eger mii'min ise- emr olunur. Azrail
"aleyhisselam" canim ahr. Ucyuzaltmis melek, o cam Azrail "aley-
hisselam"in elinden ahp, ciimle yaram ve dostlan suretine girip,
Cennet hullelerini giydirip, ruhunu Cennet serayina ileteler ve yi-
ne -derhal- meyyitin yamna getireler.
Ve eger, imansiz gitdiyse, ucyuzaltmis siccin melekleri, Cehen-
nemden, katrandan daha kara zakkum yapragi getirip, o imansiz
cikan ruhunu, ona sanp, derhal Cehenneme iletip ve yerini goste-
rip, yine yamna getirirler.
Ve dahi, bir kisi balig olup, diinyada ne kadar yasarsa ve isyan-
da bulunup, tevbesiz giderse -neuzii billah- bu ukubetleri goriir ve
kryametde riisva olur ve onun gidecegi yer dahi, Cehennemdir.
Meger Allahii tealadan hidayet erise yahud sefa'at-i Muhammedi
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" yetise.
-342-
MA'SUMLARIN OLUMUNE DAIR
Bir miislimamn cocugu ki, hasta ola ve oliim dosegine gire,
Makam-i illiyym, ya'ni Cennet, onun makamidir. Oradan, iicyii-
zaltmis melek gele, saf saf olup, o ma'sumun karsisinda duralar
ve (Ya ma'sum! Miijdeler olsun sana, bugiin o giindiir ki, gecmis
olan, analarmi ve dedelerini ve ciimle komsulanni, Hak tealadan
dileyesin) deyip, yiiz melek, basma bir sefa'at taci giydirip ve yiiz
melek dahi ask taci giydirip ve yiiz melek dahi, gayret ve kuvvet
gomlegini giydirip, altmis melek dahi, goziiniin perdesini ve hica-
bini kaldiralar. Ciimle hicablar kalkdigi gibi, ta hazret-i Adem-
den beri, gecmis mii'minlerin aba ve ecdadlanm gore. Onlarin
ba'zisi icin azab hazirlanmis. Bunlarm, isbu hallerini goriince ag-
laya ve haykira ve titreye. Ve bunu bilmeyenler can cekisir samr-
lar.
Sonra, can ahci melekler gelip, goreler ki, sefa'at tacim ve
gomlegini giymis ve goziiniin perdesi kalkmis, camni almaga kuv-
vetleri yetmeye ve (Ya ma'sum! Hallak-i alem sana selam soyle-
di ve buyurdu ki, ben onu yaratdim, yine bana gelsin. Zira o ruh
emanetini ben verdim, yine bana versin. Onun mukabelesinde
ona Cennet ve didar vereyim. Eger inanmazsan yiiziinii cevirip,
goklerden tarafa nazar eyle, goriirsiin) dediklerinde, o ma'sum
dahi, nazar edip, melekleri ve Allahii tealamn cemalini miisahe-
de eyleye. Sevincden cusa gelip titreye ve kiikreye ve kizara. Sic-
rayip, doseginde can vermeye atila. Yine o azab icindeki ecdadla-
n goziine erise, yine camm vermeye. Ve melekler diyeler ki, (Ya
ma'sum! Nicin camm vermezsin?) O ma'sum diye ki, (Ey melek-
ler! Allahii tealaya rica edin, akraba ve ecdadimi bana bagisla-
sm.) Melekler diyeler ki, (Ya Rabbi! Bu ma'sum ile bizim halimiz
sana ma'lumdur.) Hazret-i Allah "celle saniihu" hitab ede ki, (iz-
zim hakki icin bagisladim.) Yine melekler, (Ya ma'sum! Mustu-
luk olsun sana! Hak teala, imam olanlarm giinahlanni bagisladi
ve ciimle ricalanm kabul eyledi) dediklerinde, ma'sum dahi sad
olup, bu halde iken, Hak teala, Cennetden iki huri gonderip,
onun anasi ve babasi suretinde gelip, kollanm acarak diyeler ki,
(Ey bizim oglumuz, yahud kizimiz! Bizimle gel, biz Cennetde
sensiz olamayiz.) Cennet elmalanndan bir elma cikanp, ma'su-
mun eline vereler, al diyeler. O ma'sum, elmayi koklarken haz-
ret-i Azrail "aleyhisselam", kendi gibi, bir giizel ma'sum olup, fil-
hal camm [ruhunu] ala.
Bir rivayetde, elmayi koklarken, cam elmaya yapisa ve melek-
-343-
iil-mevt, ma'sumun camm elmadan ala. Bu rivayetlerin ikisi de ca-
izdir.
Sonra melek-iil-mevt, o cam alip, gokleri seyr etdirip, Cennete
gotiiriirler. Orada, yesil zebercedden bir sahra vardir. Ma'sum ora-
ya geldikde, (Beni buraya neden getirdiniz) der. Melekler: (Ya
ma'sum! Kiyamet yeri vardir. Cok sicakdir. isbu sahrada, yetmis-
bin rahmet pinan vardir. Hazret-i Resul-i ekremin "aleyhisselam"
havzmm basmda durup, nurdan bardaklan goruniiz! Atamz ve
anamz kiyamet yerine geldiklerinde, bu bardaklan su ile doldurup,
onlara verirsiniz ve onlan tutup salivermeyesiniz ki, Cehennem yo-
luna gitmeyeler ve azab ve ikab gormeyeler. Zira, sizin diiamz,
Hak teala katmda makbuldiir. Ve Cum'a geceleri, yer yiiziine ine-
siniz. O vakt Allahii tealamn selamini, iimmet-i Muhammed "sal-
lallahii teala aleyhi ve sellem" iizerine ulasdirasimz. Ve onlarm
iizerine nur veresiniz ve onlarm siikrleri beratini Hak tealaya go-
tiiresiniz) diye tenbih ederler.
Ma'sumlarm canlarma, bu makamlari seyr etdirip, tezce yine
getirip meyyitin basimn ucuna koyarlar. Ta nemazi kilimp, kabre
girip, soru ve hisabi oluncaya kadar, o can, kabr iizere durur. Eger,
babasi ve anasi tevbesiz oliirlerse, kiyametde oglu ile onlarm ara-
sinda bir perde ola. O ma'sum onlan arayip bulmaya, birbirlerine
hasret kalalar. iste mii'minlerin balig olmayan cocuklanmn hali
boylecedir.
MUSLIMAN KADINLARIN
OLUMUNE DAIR
Simdi, o avret ki, lohusa veya hamile veya taun yahud ic agn-
sindan veya bunlardan hie birisi olmasa, ancak yabanci erkekle-
re acik sacik goriinmese ve kendisinden zevci hosnud olsa, o ha-
tuna, oliirken Cennet melekleri gelip, karsismda, saf saf dururlar
ve ona izzet ve ikram ile selam verirler ve (Allahii tealamn sev-
gili, sehid cariyesi gel cik, ne eylersin diinya seraymda? Senden
Allahii teala razi oldu ve senin bu hastahgim behane edip, giina-
hmi bagisladi, sana Cennet ihsan etdi, gel emanetini teslim et!)
derler. O hatun, bu mertebeyi goriip, ruhunu vermek istedikde,
etrafina bakip (Benim ile dostluk edenleri, yargilayip rahmet et-
sin, sonra teslim edeyim) dedikde, melekler dahi, ricasim ce-
nab-i Hakka arz edeler. Bunun iizerine, hitab-i izzet gelip, (izze-
tim hakki icin, kulumun cumle diiasim miistecab kildim) buyu-
rulur. Melekler dahi, mustuluk eyleyeler. Sonra, melek-iil-mevt,
-344-
yiizyirmi rahmet melekleriyle geleler. Ytizlerinin nuru Arsa cik-
mis, baslari tach ve arkalannda, nurdan hulleler ve ayaklannda al-
tin na'lmlar ve yesil kanadlan bulunur. Ellerinde, Cennet yemisle-
ri, kokulan misk gibi gelip, izzet ve ikram ile selam verirler ve
(Hallak-i alem, sana selam eyler ve Cennet verip, habibi Muham-
med "aleyhisselam"a komsu eyler ve hazret-i Aiseye musahib ey-
ler) derler.
Bu imanli kadm, bu kelamlan isitip ve goziiniin perdesi acilrp,
ehl-i fman hatunlanni gore ve giinahkar olup, azab olunanlan go-
re ve (Onlarm gtinahlarim bagisla Rabbim!) diye, niyazda buluna.
Cenab-i izzetden, bir hitab gele ki, (Ya cariyem! Ctimle muradim
hasil eyledim, ver emanetini, Habibimin hatunu ve kizi sana mun-
tazirdirlar.) Hemen bu hitabi isitince, cam titreye ve ayaklan atila
ve terler doke ve can vermek iizere iken, iki melek gele. Ellerinde
atesden bir comak, sag yamnda biri, sol yamnda biri dura ve sey-
tan aleyhil-la'ne kosup gele ve gerci bundan bize faide yok amma,
hele bir goreyim deyip eline bir cevahir canak icinde buzlu su, bu
suretle gelip, suyu gostere. O melekler, o habisi goriince, ellerin-
deki comaklarla vurarak, elindeki canagi kirip, kendisini kovalar.
O miisliman hatun bunu goriip giile. Sonra, o huri kizlari, ona ce-
vahir kase ile kevser serabi vereler, ice. Cennet serabmm lezzetin-
den cam sicrayip kadehe yapisa ve melek-iil-mevt camni o kadeh-
den ala. Melekler, caginsip, (iiina lillahi ve inna ileyhi raci'un) di-
yeler. Ve cam alrp gokleri seyr etdirip, Cennete gotiireler ve ora-
daki makamim gosterip, derhal yine, meyyitin basi ucuna getire-
ler.
Ne zeman ki, esvabmi cikaralar ve sacim cozeler, ruhu hemen
cesedinin basi ucuna gelip, der ki: (Ey yikayici ! Aheste aheste tut!
Zira, Azrail pencesinden can yarasi yemisdir. Ve tenim gayet zah-
met cekmisdir ve sarsilmisdir.) Tenesire geldikde, yine gelip diye
ki: (Suyu cok sicak etme! Tenim pek za'ifdir. Tez beni elinizden
halas eyleyin ki, rahat olayim.) Yikayrp kefene sanhnca, bir mik-
dar dura, yine cagira ve diye ki: (Bu ciham son gorusiimdur. Hism
ve akrabalanmi goreyim ve onlar da beni gorsiinler ve ibret alsm-
lar. Onlar da yakmda benim gibi oleceklerinden, ardimdan feryad
etmesinler. Beni unutmayip, Kur'an-i kerim okuyarak, daima an-
sinlar. Benim mirasim icin, aralarmda cekismesinler. Ta ki, kabrde
azab gormiyeyim. Cum'alarda ve bayramlarda da beni hatirlasin-
lar.)
Sonra, musalla iizerine konuldukda, can yine cagirarak, (Ra-
-345-
hat kalin, ey benim oglum ve kizim, anam ve babam! Bunun gibi
firak giinii yokdur. Hasretlik, goriismemiz kryamete kaldi. Elveda
olsun sizlere, ey ardimca goz yasi dokenler!) der.
Nemazi kilimp, omuza almdikda, yine cagira ve diye ki, (Beni
yavas yavas goturun! Eger kasdiniz sevab ise, bana zahmet verme-
yin! Sizden Allahii tealaya hosnudluk gotiireyim!)
Kabr kenanna konuldukda, yine caginr ve der ki: (Goriin be-
nim halimi de, ibret aim! Simdi beni, karanlik yere koyup gidersi-
niz. Ben amelimle kalinm. Bu demleri goriip, vefasrz, yalanci diin-
yamn mekrine aldanmayimz!)
Kabrine koyduklari zeman, can, basimn ucuna gelir. Zinhar,
bir meyyiti, telkinsiz birakmayalar. [Defnden sonra salih bir kim-
senin (Telkin) vermesi siinnetdir. Vehhabiler, telkin vermenin
siinnet olduguna inanmiyorlar. Bid'atdir diyorlar. Olii isitmez, du-
yamaz, diyorlar. Ehl-i siinnet alimleri "rahime-humullahii teala"
cesidli kitablar yazarak telkin vermenin siinnet oldugunu isbat et-
diler. Bu kiymetli kitablardan biri Mustafa bin Ibrahim Siyami
"rahime-hullahii teala" hazretlerinin (Nur-ul-yakin fT-mebhas-it-
telkin) kitabidir. Burada, Taberanmin ve ibni Mendenin haber
verdikleri hadis-i serif yazihdir. Bu hadis-i serifde telkin verilmesi
emr olunmakdadir. (Nur-ul-yakin) kitabi, biniicyiizkirkbes (1345)
senesinde Siyamda, Bankong sehrinde yazilmis, 1396 [m. 1976] se-
nesinde, istanbulda, ikinci baskisi yapilmisdir.] Allahii tealanm
emriyle, meyyit, kabrde uykudan uyamr gibi, uyana ve gore ki, bir
karanlik yerdedir. Hizmetcisine ve cariyesine veya kendisine dai-
ma yardimda bulunan kimseye seslenip, (Bana mum getirin!) der.
Asia ses ve sada gelmez. Kabr yanhp, iki siial melegi [Miinker ve
Nekir] zuhur eder. Bunlann agizlanndan yahn atesler ve burunla-
rmdan, siyah dumanlar cikmakda ola. Bu halde, ona yakm gelip
diyeler: (Men rabbiike ve ma diniike, ve men nebiyyuke), ya'nf
Rabbin kimdir ve dinin hangi dindir ve Peygamberin kimdir?
Bunlara dogru cevab verirse, o melekler, onu Hak tealanm, ona
rahmetiyle tebsir edip giderler. Hemen o anda kabrin sag tarafm-
dan bir pencere acihr ve bir ay yiizlii kisi cikip, yanma gelir. Bu
imanh hatun ona bakip sad olur. (Sen kimsin?) diye siial eder.
(Ben senin, diinyada, sabnndan ve siikriinden yaratildim. Kiya-
mete degin, sana yoldas olurum) diye cevab verir.
Haramlan istemekden kesilmedikce nets,
Kalb, ilahi nurlara ayna olamaz hie'.
346
MAZLUM, SABRLI VE GARIB
OLANLARIN OLUMUNE DAIR, SEHIDLER
Bunlann oliimleri birdir. Birini diyelim, digeri dahi ona benzer.
Garib dahi, iki durliidiir: Biri, uzak iklimde kalip yanmda akra-
basi ve asinasi bulunmaya. Biri dahi, mekamnda fakir ola. Kimse,
tenezzul edip, onun yanma varmaz ola. Boyle mii'minler dahi, ga-
ribdir ve oliirse sehiddir. Birisi, altmis yasim gece ve bes vakt ne-
mazim terk etmeye. Bu dahi sehiddir. [Haram islemesi oliimune
sebeb olan, mesela, icki icerek zehrlenen, sehid olmaz. Fekat, ha-
ram islerken baska sebeb ile oliirse, mesela, bina cokerek oliirse,
sehid olur. Kadinlarm, kizlarm yiizlerinden ve avuc iclerinden bas-
ka her yerleri avret mahallidir. Ortiinmeleri farzdir. Ehemmiyyet
vermiyen kafir olur. Basi, saci, kolu, bacagi acik olarak sokaga cik-
mayan kadmlar, kizlar da sehiddir. Allahii tealanm emrlerine ve
yasaklarma (Ahkam-i islamiyye) denir. Ahkam-i islamiyyeyi ogre-
nen ve cocuklarma ogreten ana, baba da sehiddir.] Imam ve nema-
zi olmazsa, sehid olmazlar. Ve kafir elinde esir oldugu halde olen
miisliman dahi sehiddir. Zulm, iskence yapilarak oldiiriilen kafir
sehid olmaz. Kafir olarak olen, asla Cennete girmez.
Bu kisiler, ne zeman oliim yasdigma baslanm koyalar, gokler
kapisi acihr ve yere o kadar melaike iner ki, hesabim, ancak Mev-
la bilir. Bunlann ellerinde, nurdan tac ve hulleler ola. O kisinin ca-
nini, izzet ile da'vet edeler. Nitekim Hak teala, bu hali, Fecr sure-
sinin sonunda beyan buyuruyor.
Bir sehid dahi budur ki, yiizunii dergah-i izzete tutup, (Ey be-
nim ma'budum! Ne ki, omriim olsa, bir seye iimmid baglamadim,
ilia hazretine. Ve dahi, kimseye boyun egmedim. Diinya mekrine,
din diismanlarma aldanmadim. Ya Rabbi! Simdiki halde, senden
timmidim budur ki, cemf iimmet-i Muhammedi "sallallahii teala
aleyhi ve sellem" afv ve magfiret edesin) diye diia ve niyaz ede. Bu
dahi sehiddir.
O has melekler, o hullelere saralar. O anda Hakdan nida gele
ki: (Cennete gotiirun! Zira, diinyada, ciimleden ziyade nemaz ki-
lardi ve miisafiri sever, suclan bagislar idi ve istigfar eder idi. Ve
beni cok zikr ederdi. Avret mahalli acik olarak sokaga cikmazdi.
Kendini haramlardan pak ederdi. Ve Peygamberlere ve islamiyye-
te muti' idi.)
Simdi, o iki melekler ki, insanm iki omuzunda, diinyada, hayr
ve ser olarak, islediklerini yazarlar, onlar diye ki: (Ya Rabbi! Bi-
zi diinyada bu kuluna miivekkel eyledin. Simdiki demde, izn ver
-347-
bu kulunun cam ile goklere cikahm.) Hitab-i izzet varid ola ki: (Siz
onun kabrinin yanmda durun, tesbih ve tekbfr edip, bana secdede
bulunun ve sevabmi o kuluma bagislaym.) Onlar dahi, kryamete
degin, zikr ve tesbih edip, sevabmi, o kulun defterine yazarlar.
[TENBIH: Misrdaki miinafiklar, lsyan ederek, halife Osman
"radryallahii anh"i oldurmek icin, Medmeye geldiler. Medmedeki-
ler de yalan ve iftiralarla bunlari destekledi. Medinedeki miisli-
manlar, halifeye yardim etmedi diyerek, Eshab-i kirami kotiiledi-
ler. Halbuki, halife Cennetdeki sehidlerin yiiksek derecelerine de
kavusmak istiyordu ve bunun icin dua ediyordu. Kendisine yardi-
ma gelenlere mani' oldu. Bunlari geri cevirdi. Bundan istifade
eden asfler, halifeyi kolayca sehid etdi. Boylece, duasi kabul oldu.
Muradma kavusdu. Sehidler oliirken hie aci duymaz. Cennetde ve-
rilecek olan ni'metler, lezzetler kendilerine gosterilip, bunlarm
zevkleri icinde, ruhlanni meleklere seve seve teslim ederler.]
KAFiRLERIN OLUMUNE DAIR
Bir kafir, bir miirted, islamiyyeti begenmiyen, Kur'an-i kerime
col kanunu diyen, insanlarm en iistiinu, en sereflisi, Peygamberle-
rin efendisi Muhammed "aleyhisselam"a (hasa) deve cobam diye-
cek kadar ilm ve ahlak yoksunu olan, beseriyyete huzur, se'adet
saglayici, ilm, ahlak, temizlik, sihhat, adalet kaynagi, medeniyyete
lsik sacan islamiyyeti, ruhsuz, bir les kutusu olan habis kafasi ile
bagdasdiramiyarak, dinlere liizum yokdur diyecek kadar asagila-
san, yulanm nefsinin eline kapdirmis bir ahmak olecegi zeman, go-
ziinden perde kaldmhr. Cennet kendisine gosterilir. Giizel bir me-
lek ona: (Ey kafir! Miislimanlara gerici, sehvetleri pesinde kosanla-
ra, ahlak prensiblerini cigneyenlere, aydm, ilerici diyen aleak! Yan-
hs yolda idin. Hak olan islam dinini begenmezdin. Muhammed
"aleyhisselam"in Allahii tealadan getirdigi bilgilere inanan, saygi
gosteren bu Cennete gidecekdir) der. Cennetdeki ni'metleri goriir.
Cennet hurileri de: (Iman edenler, Allahii tealamn azabmdan kur-
tulurlar) derler. Biraz sonra seytan, bir papas seklinde goriiniir. (Ey
filan oglu filan! O gelenler yalan soyledi. O gordiigiin ni'metler hep
senin olacakdir) der. Sonra Cehennem gosterilir. Atesden daglan,
katirlar gibi akrepleri, ciyanlan vardir. Hadis-i seriflerde bildirilen
azablan goriir. Cehennemdeki Zebani denilen azab melekleri,
atesden comakla vururlar. Agizlarmdan alevler cikar. Boylan mi-
nare gibi, disleri okiiz boynuzu gibidir. Gok giiriiltusu gibi seslenir-
ler. Kafir bunlarm sesinden titreyip, yuziinii seytana cevirir. Seytan
korkusundan dayanamayip, kacar. Melekler yakalayip seytam ye-
re vururlar. Bu kafire gelip: (Ey islam diismam! Diinyada Resulul-
-348-
laha "sallallahii teala aleyhi ve sellem" inanmadin. Simdi de me-
leklere inanmadin, mel'un seytana yine aldandin) derler. Boynuna
atesden zincirler takip, ayaklanm basmdan asirrp, sag elini sol bog-
rune, sol elini sagma sokup, arkadan cikanrlar. Ayet-i kerime, bu
hali haber vermekdedir. Bagirir, diinyadaki yaltakcilarmi cagirir.
Zebaniler cevab verip: (Ey kafir, ey muslimanlarla alay eden ah-
mak! Yalvarmak zemani gecdi. Artik iman kabul olmaz, dua kabul
olmaz. Kiifrunun cezasmi cekmek zemani geldi) derler. Dilini en-
sesinden cekerler. Gozlerini cikanrlar. Diirlii diirlii cok aci azablar
yaparak, habis ruhunu ahr, Cehenneme atarlar. Allahii teala, Mu-
hammed "aleyhisselam"m dininde ve yiice Peygamberin dinini
dogru olarak bizlere ulasdiran Ehl-i siinnet alimlerinin kitablarm-
da yazili i'tikadda olarak can vermemizi nasib eylesin! Amin.
Ne kadar yasasan, nihayet oleceksin. Peygamberimiz "aleyhis-
selam" buyurdu ki, (Bir insanin ruhu viicudiinden aynhnca, bir ni-
tla gelir ki, ey insan oglu, sen mi diinyayi terk eyledin, yoksa tliin-
ya mi seni terk eyledi? Sen mi diinyayi topladin, yoksa diinya mi
seni topladi? Sen mi diinyayi oldiirdiin, yoksa diinya mi seni oldiir-
dii? Cenazeyi yikamaga baslayinca iic nitla gelir:
1- Hani senin kuvvetli viiciidiin? Seni hangi sey za'ifletdi?
2- Hani senin giizel konusman, seni hangi sey susdurdu?
3- Hani senin sevgili dostlarin, seni neye birakip gitdiler?
Cenaze kefene sarilmca bir nida daha gelir: Aziksiz yola cikma!
Bu yolculugun geriye donmesi yokdur, ebedi olarak geri gelemez-
sin. Yaracagin yer azab melekleriyle doludur. Tabut icine konunca,
bir nida daha gelir. Eger Hak tealamn rizasim kazandinsa ne mut-
lu sana, biiyiikliik ve se'adet senindir. Eger cenab-i Hakkin gazabi-
ni kazandinsa yaziklar olsun sana! Cenaze, mezarimn yamna varin-
ca bir nida daha gelir. Ey insan oglu! Diinyada kabr kin ne hazir-
ladin? Bu karanhk mezar icin ne nur getirdin? Zenginlik ve sohre-
tinden ne getirdin? Bu ciplak kabri dosemek ve zinetlendirmek icin
ne getirdin? Cenazeyi mezara koyduklari zeman, kabr bir nida
eder ve der ki: Arkamda soylerdin, simdi karmmda siikut edersin.
Nihayet cenazenin defni bitip oralarda hizmet goren insanlar da
ayrihp gidince, Hak teala hazretleri tarafindan bir nida gelir: Ey
benim kulum, yalmz kaldin; su karanhk mezarda, seni birakip git-
diler. Bunlar, senin dostlarin, kardeslerin, evladlarin ve candan
adamlarin idi. Halbuki hicbirinin sana faidesi olmadi. Ey kulum,
sen bana asf oldun, emrimi tutmadin, hie bu halini diisiinmedin. Sa-
ved, olen kimse iman ile olmiisse umulur ki, cenab-i Hak o kimseyi
afvina mazhar kilar ve der ki, ey mii'min kulum! Seni kabrde garib
birakmak samma yakismaz. izzet-ii celalim hakki icin, sana bir mer-
-349-
hamet edeyim ki, dostlann sassin, sana bir sefkat edeyim ki, ana-ba-
banin ogluna olan sefkatinden ziyade olsun. Lutf-ii kereminden ol
kulun biitiin giinahim afv edip, kabri Cennet bagcesi olur ve Cennet
hurileri ve ni'metleri ile dolar. Allahii teala oyle merhametlidir ki,
giinahkar kullarim afv eder. O kadar merhametlidir ki, giinde kac
kerre kullannin ayblarim goriip orter, yiizlerine vurmaz. O halde,
boyle bir halikin emrlerini yapip, yasaklanndan kacinmali, her giin
amel-i salih isleyip, yannin azabindan kurtulmahdir.)
Mii'minlerin giinahh ve giinahsrz hepsine, kabr siiali vardir.
Yalniz giinahlan afv edilmiyenlerine ve ciimle kafirlere kabr azabi
da vardir. Miislimanlar arasinda laf tasiyanlara ve halada iizerine
bevl sicratanlara kabrde azab olacakdir. [Kabr azabi yalniz ruha
degil, hem ruha ve hem de cesede olacakdir. Akhn ermedigi seyle-
ri akl ile cozmege kalkismamahdir.]
Sayed o kimse imansiz olmiisse, siddetli azablarla mahser giinii-
ne kadar [sonra da, Cehennemde ebedi] azab goriir.
Ey zair-i sahib-nefes, hubb-i sivadan meyli kes.
Dunyada kalmaz hiQ kes, Allahii bes, bakiheves.
Her ten biter bir derd ile, geh germ ile geh serd ile,
Ugrasmaga bir ferd ile, degmez bu dunya-yi ehas.
Ben de ferid-i asr idim, fass-i nigin-i sadr idim,
Naks-i humayun-1 satr idim, gosterdi carh ru-yi abes.
Dil-haste oldum bir zeman, tedrtc ile bitdi tiivan,
Ucdu nihayet murg-i can, ciinki harab oldu kafes.
Sondii cerag-i afryet, zulmetde kaldi ses cihet,
Acddi subh-M ahiret, envar-i Hak'dan muktebes.
li u khi in o dem Siiblmnmu, arz eyledim isyammi,
Matlub idiip, guframmi, rahmetle oldu dad-res.
Ya Rab! Bu abd-i ru'siyah, etdimse de yiizbin giinah,
Dergalnm kddim penah, afvindir ancak miiltemes.
Tarihdir ism-i Gafur, labiidd ider sirri zuhur,
Afv olunur her bir kusur, Allahii bes bakiheves.
Abdurrahman Sami Pa$a
[Ey ziyarete gelen diri insan! Allahdan baska hicbir seye goniil
verme!
Dunyada kimse kalmaz. Allahdan baskasi birsey yapamaz. On-
dan baska kimse kalmaz!
-350-
Herkesin bir derdi olur. Tath, aci giinler olur. Bu aleak diinya,
kimse ile ugrasmaga degmez.
Ben de zemamn bir danesi idim. Hiikumet reisinin yuziik tasi
[pirlanta] gibi idim. Sultanin fermamndaki imzasi gibi idim.Felek
[kader] bana da ters yiiz gosterdi.
Kalbim hasta oldu bir zeman. Guciim kuvvetim gitdi her an.
Nihayet can kusum [ruhum] ucdu. Cunki kafes [bedenim] harab
oldu heman.
Saglamligim mum gibi sondii. Her tarafim karardi. Ahiret gii-
nesi dogdu. Allahm nurlan ile aydmlandi.
O anda Rabbime kavusdum. Giinahlanm meydana cikdi. Afv
edilmemi dileyince, beni sonsuz rahmeti ile karsiladi.
Ya Rabbi! Yiizbin giinah isledim ise de, bu kara yiiziim ile, yii-
ce kapma sigmiyorum. Senden, afvimi diliyorum.
Gafur ismini bu yazima tarih [1286] yapdim. Ma'nasi elbet ha-
sil olur. Kusurlarim afv olunur. Allahdan baskasi birsey yapamaz.
Ondan baska kimse kalmaz!]
[A.Sami pa§a a'yan [Senato] a'zasi iken 1295 [m. 1878] de ve-
fat etmisdir.J
lzdirab dolu, rii'yadir bu hayat,
dogmiisuz olmek mere, degil mi?
Zevk ile gecerse de, birkac saat,
derd kovalar, zevkierin herbirini!
Gideriz her an, cehi ve gaOetle,
olihn denizi dibine hasretie.
Diiriii mihnetle ve bin mesakkatlc,
mahvu perisan eder diinya bizi.
Biz ise seyr eyieyip, bu biinyadi,
ararrz halki kin, nedir badi.
Hahki, halki ve sirr-i icadi,
biimek isteriz Hakkm hikmetini,
Fekat, Hakkm koydugu sirrin haiii,
kulun akh He olamaz, bes belli.
Insana acz ve gatlet ve cehii,
etdiririer sehv icinde sehvi.
351
KABR ZIYARETI VE
KUR'AN-I KERIM OKUMAK
Kabr ziyareti siinnetdir. Haftada bir, hie olmazsa, bayramlarda
ziyaret edilir. Persembe veya Cum'a veya Cumartesi giinii ziyaret
daha sevabdir. ($ir'at-iil-islam) sonunda diyor ki, Kabr ziyareti
siinnetdir. Ziyaret eden, meyyitin ciiriidugtinu diisiinerek ibret
ahr. Osman "radiyallahii anh" kabr yamndan gecerken cok aglar,
sakallan lslamrdi. Meyyit de, edilen diiadan faidelenir. Resulullah
"sallallahii aleyhi ve sellem" akrabasimn ve Eshabimn "radiyalla-
hii teala annum" kabrlerini ziyaret ederdi. Selam ve diiadan son-
ra, kibleye arka verip, kabre karsi oturulur. Kabre elini yiiziinii
siirmek, topragi opmek hiristiyanlarm adetidir. Hadis-i serifde,
(Bir kiinse, tamdigmin kabrine gidip selam verince, onu tanir ve
selamina cevab verir) buyuruldu. Ahmed ibni Hanbel "rahime-
hullahii teala" diyor ki, (Kabristandan gecerken ihlas, iki Kul
e'uziileri ve Fatiha okuyup, sevabi meyyitlere hediyye edilmelidir.
Sevabi onlara gider.) Enes bin Malikin "radiyallahii teala anh"
bildirdigi hadis-i serifde buyuruldu ki, (Ayet-el-kiirsi okuyup, se-
vabi meyyitlere gonderilince, Allahii teala, bunu biitiin meyyitle-
re ulasdinr.)
(Hazanet-iir-rivayat)da diyor ki: (Diri iken ziyaret edilen alim-
leri, vefatmdan sonra ziyaret etmek icin uzak yerlere gitmek de ca-
izdir. Istifade etmek bakimindan, Peygamberlerin "aleyhimiissale-
vatii vetteslimat" ve Evliyamn ve Alimlerin "rahime-hiimullahii
teala" ziyareti arasmda fark yokdur. Yalmz dereceleri arasinda
fark vardir.)
[Bir miisliman, oturdugu odamn divanna bir levha asar ve lev-
ha tizerine, bir sevdiginin ismini yazarsa veya onun kabri tizerine
tas dikip, tasm iizerine yazarsa, odaya giren ve bu kabri ziyaret
eden muslimanlar, levha ve tas iizerindeki ism sahibinin ruhuna
Fatiha ve diia okuyunca, Allahii teala ism sahibine rahmet eder,
giinahlarim afv eder. Odamn divanna ve mezar tasma ism yazmak,
onu hatirlamak icin degildir. ism sahibine Fatiha ve diia okunma-
si icindir. Bunun icin islam memleketlerinde, odamn divarlarma ve
mezarlar iizerine ism yazmak adet olmusdur. Bir velinin ismi yazi-
hrsa, bu ismi okuyup, sahibinden sefa'at, diia istenince, veli isitip,
istiyen kimsenin diinya ve ahiret muradlan icin, diia eder ve diiasi
kabul olur.]
Kadmlann ziyaret etmesi de caiz ise de, Resulullahdan bas-
-352-
kasinin kabrini ziyaret etmemeleri daha iyidir. Haid ve ciiniib
iken de ziyaret caiz ise de abdestli olmak siinnetdir. Hadis-i se-
rifde buyuruldu ki, (Bir mii'minin kabrini ziyaret edip, Allahiim-
mc imii es'elii-ke bi-hakki Muhammediii ve ali Muhammcdin en
la-tii'azzibe hazelmeyyit deyince, meyyitin azabi reF olunur.)
(Ana-babasimn veya bunlardan birinin kabrini her Cum'a ziya-
ret eden bir kimse afv olunur) buyuruldu. Yalniz ana-babanm
kabr topragim opmek caizdir. (Kifaye) kitabinda diyor ki, bir
kimse, Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem", Cennet kapisi-
nin esigini opmege yemin etdim, ne yapayim dedikde, (Ananin
ayagini op!) buyurdu. Anam babam yok deyince, (Kabrlerini op!
Kabrlerini bilmiyorsan, iki cizgi cizip onlarin kabri olarak niyyet
ederek, bu cizgileri op! Yeminini yerine getirmi§ olursun!) bu-
yurdu.
Biiyiik zatlann kabrini ziyaret icin uzak memleketlere gitme-
mek, baska bir isi icin gidilince ziyaret etmek iyi olur. Yalniz, Pey-
gamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizi ziyarete git-
mek sevabdir. Peygamberleri "aleyhimiisselam" ve Evliyayi "aley-
himiirrahme" ziyaret eden bunlarm mubarek ruhlanndan istifade
eder. Bunlara olan sevgisi, baghhgi kadar, kalbi temizlenir. Tiirbe-
lerde giinah isliyen olursa, mesela acik kadmlar da gelirse, ziyareti
terk etmemeli, bunlara mani' olamazsa, kalbi nefret etmelidir. Ni-
tekim kadm bulunan, sarki, ilahi, nutk soylenen mii'minin cenaze-
sine gitmek lazimdir.
Kadmlarin kabr ziyareti, iiziilmek, aglamak, bagirmak icin ise
ve erkekler arasma kansip fesad cikarmak icin olursa haramdir.
Boyle kadmlara la'net yagar. ihtiyar kadmlarm, erkekler arasina
kansmadan akrabasmm ve Evliyamn kabrlerini ziyaret etmesi ca-
iz ise de, gene kizlara, boyle ziyaret de mekruhdur. Kadmlarm ce-
nazede bulunmalan da boyledir.
(Cila-iil-kulub)da diyor ki: Kabristana gelen bir kimse, ayakda,
(Esselamii aleykiim, ya ehle dar-il kavm-ilmii'minin! iiina insaalla-
hii an karibin bikiim lahikun) der. Sonra, Besmele ile onbir ihlas
ve bir Fatiha okur. Sonra, (Allahiimme rabbel-ecsadilbaliyeh, vel-
lzamin nahire-tilletiharecet mineddiinya ve hiye bike mii'minetiin,
edhil aleyha revhan min indike ve selamen mimii ) diiasim okuma-
hdir. Kabrin yanma gelince, meyyitin sag [kabrin kible] ve ayak ta-
rafmdan yaklasir. Selam verir. Ayakda veya comelip veya oturup,
Bekara suresinin basim ve sonunu, Yasin-i serif suresini, Tebare-
ke, Tekasiir, ihlas-i serif ve Fatiha surelerini okuyup, meyyite he-
diyye eder.
- 353 - Islam Ahlaki - F:23
Tenbfli: Baskasi yerine hac etmegi bildirirken, alimlerimiz bu-
yuruyor ki, nemaz, oruc, sadaka ve Kur'an-i kerim okumak, zikr
etmek, tavaf yapmak, hac, omre yapmak, Peygamberlerin, Evliya-
nm kabrlerini ziyaret etmek, mevta kefenlemek gibi farz veya na-
file ibadetlerin ve hayrat ve hasenatm sevabim, baskalarmm ruhu-
na hediyye etmek caizdir. Ibadeti yapana da ve onlann ruhlanna
da sevab verilir. Bunun igin, kabr basmda veya baska yerde
Kur'an-i kerim okuyup, sevabi mevtalara hediyye edilmeli ve on-
lar icin hemen diia etmelidir. Cunki, Kur'an-i kerim okunan yere,
rahmet ve bereket iner. Burada edilen diia kabul olur. Kabr yamn-
da okununca, kabre, rahmet, bereket dolar. Hanefi mezhebine go-
re, bir kimse, nafile oruc, nemaz, sadaka, okumak sevabim olti ve-
ya diri baskasina hediyye ederse bunlara da sevabi gider. Farzlarm
sevabi hediyye edilince de gider diyenler vardir. Sevablar, meyyit-
lere taksim edilmez. Herbirine hepsi verilir. Maliki ve safi'iye go-
re, okumak gibi yalmz beden ile yapilan ibadetler, hediyye edil-
mez. Bunlar vasitasi ile diia edilir.
(Kitab-iil-fikh alel-mezahib-il-erbe'a)da diyor ki, (Oliiden ibret
almak ve ahireti diisiinmek icin kabr ziyaret etmek, erkeklere siin-
netdir. Hanefi ve Maliki mezheblerinde, Persembe, Cum'a ve Cu-
martesi giinleri ziyaret etmek miiekked siinnet olur. Safi'i mezhe-
binde, Persembe gunii ikindiden Cumartesi giinii giines dogunca-
ya kadar miiekked siinnet olur. Ziyaret edenin, meyyit icin
Kur'an-i kerim okumasi, ona diia etmesi lazimdir. Bunlarm meyyi-
te faidesi olur. Kabristana girince, (Esselamii aleykiim ya Ehle
dar-il kavmilmii'minfn! inna insaallahii an karibin bikiim lahikun)
demek siinnetdir. Yakm ve uzak her kabr ziyaret edilir. Hele Sa-
lihleri, Velileri "rahime-humullahii teala" ziyaret icin uzak yere
gitmek siinnetdir. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" muba-
rek kabrini ziyaret etmek, ibadetlerin en krymetlilerindendir. Yas-
h kadmlarm da ortiilii ziyaret etmeleri caizdir. Fitneye fesada se-
beb olunca, yash kadmlarm da ziyaret etmeleri haram olur. Ziya-
ret ederken, kabr etrafmda tavaf etmek, tasi, topragi opmek, olii-
den bir sey istemek caiz degildir.) Evliyadan "rahime-hiimullahii
teala" sefa'at etmeleri, Allahii tealamn vermesine vesile olmalan
istenir.
Iki $ey vardir ki, bunlarm hasreti,
kimler olursa olsun, yakar herkesi.
Goz kan aglasa, haklarim odeyemez,
birisi gcnclik, biri de din kardcsi!
354-
UCUNCU CILD, 9. cu MEKTUB
imam-i Rabbani Miiceddid-i elf-i sani Ahmed Farukinin "rahi-
me-hullahii teala" (Mektubat)indan iiciincii cildinin dokuzuncu
mektubu, Mir Muhammed Nu'man icin yazihmsdir. (Resulullahin
getirdiklerini ahniz!) ayet-i kerimesini aciklamakdadir. Bu mcktiib
arabi olup tercemesi asagidadir:
Bismillahirrahmanirrahfm! Hasr suresinde, yedinci ayet-i keri-
mesinde mealen, (Resulullahin size getirdiklerini ahniz. Yasak et-
diklerinden sakimniz ve Allahdan korkunuz!) buyuruldu. [Emrle-
ri yapmaga ve haramlardan sakinmaga, (islamiyyet)e uymak de-
nir.] Allahii tealanm, yasaklardan kacmrz, dedikden sonra, Allahii
tealadan korkunuz buyurmasi, yasaklardan sakinmamn daha mti-
him oldugunu gostermekdedir. Cilnki, Allahii tealadan korkmak,
ya'ni (Takva), haramlardan sakmmakdir. Takva, dmin temelidir.
Siibhelilerden de sakinmaga (Vera') denir. Resulullah " sallallahii
aleyhi ve sellem" (Dininizin diregi vera'dir) buyurdu. Baska bir
hadis-i serifde, (Hicbir sey, vera' gibi olamaz) buyurdu. Dmimizin
haramlardan sakinmaga boyle ehemmiyyet vermesi, sakimlacak
seylerin daha cok olmasmdan ve faidesinin daha fazla olmasmdan-
dir. Ciinki, emrleri yapmakda da, sakinmak bulunmakdadir. Bir
emri yapmak, bunu yapmamakdan sakinmak demekdir. Faidesi-
nin daha cok olmasi, nefse hie uymamak oldugu icindir. Emri ya-
parken, nefs de lezzet ahr. Bir isde, nefse uymak ne kadar az olur-
sa, faidesi o kadar daha cok olur. Ya'ni, Allahii tealanm nzasina
daha cabuk kavusdurur. Ciinki ahkam-i islamiyye, ya'ni islamiyye-
tin emrleri ve yasaklan, nefsi kahr etmek, yipratmak icindir. Nefs,
Allahii tealanm dusmamdir. Hadis-i kudside, (Nefsine diismanhk
et! Ciinki, o benim diismammdir) buyuruldu. Bunun icin turuk-i
aliyye icinde, islamiyyeti gozetmesi daha cok olani, Allahii tealaya
daha yakin yol olur. Ciinki, burada nefse uymamak, daha cokdur.
Ehlinin bildigi gibi, bu da, bizim bulundugumuz yoldur. Bunun
icindir ki, biiyugumuz, onderimiz, derin alim Behaiiddm-i Buhari,
(Allahii tealaya kavusduran yollarm en kisasim buldum) buyurdu.
Ciinki, bu yolda, nefse karsi gelmek daha cokdur. Bu yolda, isla-
miyyeti gozetmenin cokluguna gelince, kitablanm inceliyen zekf
ve insafli bir kimse icin, bunu anlamak pek kolaydir. Boyle oldu-
gunu acikca goriir. Boyle acik olmakla beraber, bircok mektubum-
da bunu etrafli bildirdim. Herseyin dogrusunu Allahii teala bilir.
O, bize yardimci olarak yetisir. Cok iyi bir vekildir. Efendimiz Mu-
hammed aleyhisselama ve Aline ve Eshabma "radiyallahti teala
anhiim ecma'm" ve dogru yolda olanlara salat ve selam olsun!
-355-
UCUNCU CILD, 84. cii MEKTUB
Allahii tealaya hamd olsun ve Onun secdigi, sevdigi kullanna
selam olsun! Bu yolda cahsmak [Allahii tealamn sevgisine kavus-
mak] istiyenin, once i'tikadim, hak yoldaki alimlerin [ya'ni Ehl-i
siinnet alimlerinin] bildirdiklerine gore diizeltmesi lazimdir. [Bu
derin alimler, biitiin bilgilerini, Eshab-i kiramdan aldilar. Kendi
diisiincelerini ve felsefecilerin fikrlerini, bunlara kansdirmadhar.]
Allahii teala, onlarm cahsmalarma bol bol miikafat [karsihk] ver-
sin! Sonra, herkese lazim olan fikh bilgilerini ogrenmelidir. Bun-
dan sonra, bu ogrendiklerini yapmahdir. Ondan sonra, her zema-
mnda, Allahii tealayi zikr etmelidir. [Ya'ni kalb hep Onun ismini
ve sifat-i zatiyyesini diisiinmelidir.] Fekat, zikr yapmasim kamil ve
miikemmil olan bir zatdan ogrenmesi sartdir. Nakis olandan [he-
le cahil ve sapik seyhlerden] ogrenirse, kemale eremez. Baslangic-
da o kadar cok zikr etmelidir ki, farz nemazlan ve bunlann siin-
netlerini kildikdan sonra, zikrden baska bir ibadet yapmamah,
Kur'an-i kerim okumagi ve nafile ibadetleri baska zemana birak-
mahdir. Abdestli de, abdestsiz de zikr etmelidir. Ayakda iken,
otururken, yiiriirken, yatarken, hep bu vazifeyi yapmahdir. So-
kakda giderken, yirken ve uyuyacagi zeman, zikrsiz olmamahdir.
Farisi beyt tercemesi:
Zikr et hep zikr, oidukca canui!
Kaibin pakhgi, zikrtiedir Cananm.
Zikri o kadar cok yapmahdir ki, zikr olunandan [Allahii teala-
dan] baska, kalbinde hicbir arzu, diisiince kalmamahdir. Ondan
baska seylerin ismleri ve nisanlan kalbine gelmemelidir. Baska
seyleri diisiinmek icin kendini zorlasa da, kalbine getirememelidir.
Kaibin, Allahii tealadan baska herseyi boyle unutmasi, Ona kavus-
mamn baslangicidir. Bu nisyan, matlubun nzasina, sevgisine ka-
vusmamn miijdecisidir. Arabi beyt tercemesi:
Nasil Sii'ada kavusuiur acaba!
Daglar ve ucurumlar var arada.
[Sii'ad, bir ma'sukamn ismidir.] insam herseye kavusduran,
yalmz Allahii tealadir. Dogru yolda olanlara selam olsun! [Uciin-
cii cild, 17. ci mektubda buyuruyor ki, (Kalb ile zikr etmek, onu
Allahii tealadan baska seylere diiskiin olmakdan kurtanr. Bu
diiskiinliik, kaibin hastahgidir. Kalb bu hastahkdan kurtulmadik-
ca, hakiki imana kavusamaz ve ahkam-i islamiyyeye, ya'ni Alla-
hii tealamn emrlerine, yasaklanna uymasi giic olur. Bunlara
uyarken niyyet etmek ve mubahlan yaparken, nefsin lezzet alma-
-356-
sini diisiinmemek de zikr olur.) Kalbin hastahgma sebeb, nefse uy-
masidir. Nefs, Allahii tealamn diismamdir. Ona ita'at etmek iste-
mez. Kendine de diismandir. Kalbin her uzva, haramlan, kotii, za-
rarli seyleri yapdirmasindan zevk alir. Bu zevklerine kavusmak
icin, dinsiz, imansrz olmak ister. Kafirlerle, mezhebsizlerle arka-
dashk etmek, onlann kitablarini, gazetelerini okumak, radyolann-
daki, televizyonlanndaki zararh yaymlari da, kalbi hasta yapar. is-
lamiyyete uymak, kalbi hastalikdan kurtanr. Nefsi ise, hasta yapar.
Zevklerini, arzularini, kalbe te'sir kuvvetini azaltir.]
Kim bulur, zor He, maksuda her zeman zafer?
Gelir elbet zuhura, ne ise hiikm-i kader.
114. cii MEKTUB
Hintlistanin biiyiik alimlerinden Abdiillah-i Dehlevi "rahiine-
hullahii teala"nm (Mekatib-i serifc) kitabinda yiizyirmibcs mek-
tflb vardir. Yiizondordiinciisii, Haci Abdullah Buhanye yazilnus
olup, farisiden tiirkceye tercemesi asagidadir:
Allahii tealada hicbir noksanhk yokdur. O, hep dogru soyler,
kullanna dogru yolu gosterir. Yiice onderimiz, sevgili Peygamberi-
miz Muhammed Mustafaya "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ve
Onun Aline ve Eshabina "radiyallahii teala anhiim ecma'in" biz-
den selamlar ve diialar olsun! Buradaki [ya'ni Delhi sehrindeki] ta-
rikatcilar, dileklere kavusmak icin Esma okuyorlar. Miska yaziyor-
lar. Boylece herkesi kendilerine cekiyorlar. Emir-iil mii'minin All
"kerremallahii vecheh ve radiyallahii teala anh" hazretlerini diger
iic halifeden "radiyallahii anhiim" daha iistiin tutuyorlar. Bunlara
(SiT) denir. tie halifeye ve Eshab-i kirama diisman olanlara (Rali-
zi) denir.
[Hazret-i Ebu Bekrin ve hazret-i Omerin ve hazret-i Osman
Zinnureynin hazret-i Aliden "radiyallahii teala anhiim ecma'in"
daha iistiin olduklanni (Ehl-i sunnet vel cema'at) alimleri "rahi-
me-hiimullahu teala" cesidli kitablannda bildirmisler ve bunu
ayet-i kerimelerle, hadis-i seriflerle ve Eshab-i kiramin "radiyal-
lahii teala anhiim ecma'in" icma'i, ya'ni, sozbirligi ile isbat etmis-
lerdir. Bu kiymetli kitablardan ikisi, Hindistandaki biiyiik alim-
lerden sah Veliyyullah Muhaddis Dehlevinin "rahime-hullahii
teala" (izalct-iil-hat'a) ve (Kurret-iil-ayneyn) kitablandir. Arabi
ve farisi karisik olup, birincisi, Urdu diline tercemesi ile birlikde
1382 [m. 1962] de Pakistanda basilmisdir. ikincisi tiirkceye terce-
me edilerek, (Eshab-i Kiram) kitabimn icinde nesredilmisdir.
Ayrica (Hak Soziin Vesikalari) kitabinda vardir. Biiyiik alim tb-
-357-
ni Hacer-i Mekkmin "rahime-hullahu teala" (Es-savaik-ul-muhri-
ka) arabi kitabi, Istanbulda, Hakikat Kitabevi tarafmdan ofset yo-
lu ile basdinlmisdir. Bu kitabi okuyan insafh bir miisliman, mez-
hebsizlerin yanhs yolda olduklanni iyice anlar. Bunlardan bir kis-
mi, bugiin kendilerine (Ca'feri) diyorlar. (Biz oniki imamm yolun-
dayiz) diyerek gencleri aldatiyorlar. Halbuki Oniki imamm yolun-
da olan miislimanlara (Ehl-i siinnet) denir. Ehl-i siinnet alimleri
"rahime-humullahii teala", (Oniki imami sevmek, son nefesde
iman ile olmege sebeb olur) buyurmuslardir.]
Cenaze alaylan, devr yapmak icin ziyafetler yapdinyorlar.
[Cema'at ile nemaz kilmiyorlar. Cami'lerde] Mevlid cem'ryyetle-
ri, ilahiler, mersiyeler okutuyorlar. Tekkelerde calgi, tambur din-
liyorlar. Bunlar gibi daha nice bid'atleri tarikat olarak yapiyorlar.
Hatta, Hindistandaki Cukiyye ve Berehmen kafirlerinin ibadet-
lerini de tarikate mal ediyorlar. Diinyaya diiskiin olanlarla, fasik-
larla birlikde bulunuyorlar. Nemazda Kavmeye, Celseye ve ce-
ma'ate, hatta Cum'a nemazina ehemmiyyet vermiyorlar. Selef-i
salihinin zemanlannda boyle seyler hie yokdu. Bunlarm hicbiri
islamiyyetde yokdur. (Ehl-i Siinnet vel-cema'at) alimleri "rahi-
me-humullahii teala" boyle bid'atlerden kacimrlardi. Allahii te-
alaya siikrler olsun ki, Eshab-i kiramda "radiyallahii teala an-
num" bu cirkin bid'atlerin hicbiri yokdu. Miisliman olmak istiyen
ve Selef-i salihinin "rahime-humullahii teala" yolunda bulunmak
isteyen kimsenin boyle tarikatcilardan kacmasi lazimdir. Bunlar,
din hirsizlandir. Allahii tealanm kullarmm dinlerini, imanlarini
yikiyorlar. Zikr ve diger yapdiklan seyler kalbi, nefsi harekete
getiriyor. [Bunlarda, haller hareketler hasil olmasi degil, ma-siva-
dan temizlenmeleri lazimdir.] Kesfin [kerametin, gayb olan sey-
lerden haber vermenin ve cin ile konusmamn] zaten islamiyyet-
de kiymeti yokdur. Cukiyye kafirleri de, kesf ve keramet goster-
mekdedir. Akh olanlann goziinii acmasi, dogruyu igriden ayir-
masi lazimdir. Hem dine sanlmak, hem de diinyaya diiskiin ol-
mak, bir insanda birlikde bulunamaz. Diinyahk ele gecirmek icin
dinini vermek, akh olamn yapacagi sey degildir. Buhara sehrinin
alimleri, seyhleri tevekkiil sahibi idiler. Diinyaya diiskiin degildi-
ler. Ziyafetler vermek, diinyaya diiskiin olanlan toplamak, kalbi
karartir. O biiyiikler boyle seylerden kacimrlardi. Onlar, Selef-i
salihinin "rahime-humullahii teala" dogru olan i'tikadina, Resu-
lullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" siinnetine sanlmislar-
di. Her islerinde (Azimet) yolunu tutmuslardi. Bid'atlerden saki-
mrlardi. Haram ve mekruh yollardan gelen seylerden kacimrlar-
di. Harama sebeb olan mubahlar da haram olur. (Zikr-i hafi).
-358-
ya'ni sessiz zikr etmek, (Zikr-i cehri)den, ya'ni sesle zikr etmekden
daha efdaldir. Boyle zikr ederlerdi. Hadis-i serifde bildirilen (ih-
san) mertebesinde idiler. Kalbleri hep feyz kaynagma [ya'ni Alla-
hii tealaya] karsi idi. Boyle olan tesavvuf buyiigiiniin tevecciihiine
kavusan sadik, halis bir kimsenin kalbi, hatta biitiin latifeleri he-
men zikr etmege baslar. Huzura, ya'ni Allahii tealadan baska hic-
bir seyin kalbde bulunmamasina ki, buna (Miisahede) de denir ve
cezbelere, (varidat) denilen feyzlere, ya'ni zahirini ve batinim nur-
larin kaplamasi gibi ni'metlere kavusur. Miirsidinin kalbinden feyz
alamn kalbine Allahii tealadan baska hicbir seyin diisiincesi gel-
mez. Biitiin a'zasi siinnete uygun ve azimet ile hareket eder. Bu
ni'metler ne biiyiik se'adetdir. Ya Rabbi! Sevgili Peygamberin
Muhammed Mustafa "sallallahii aleyhi ve alihi ve sellem" hurme-
tine ve O yiice Peygamberin yolunda bulunan mesayih-i kiram
"rahmetullahi aleyhim ecma'in" hurmetine, bu cok kiymetli ni'met
ile bizleri nzklandir. imam-i Rabbani, miiceddid-i elf-i saninin
"rahmetullahi aleyh" feyzleri, insamn biitiin latifelerini bu ni'mete
kavusdurmakdadir.
Camm, kurlmn olsun scnin yoluna,
Adi giizel, kencli gtizel Muhammed!
Gel $efa'at eyle kemter kuluna,
Adi giizel, kendi giizel Muhammed!
Mii'min olanlann cokdur cefasi,
Ahiretde olur zevk-u safasi.
Onsekizbin alemin Mustafasi,
Adi giizel, kendi giizel Muhammed!
Yedi kat gokleri seyran eyleyen,
Kursinin iistiinde cevlan eyleyen,
Mi'racda, iimmetin Hakdan dileyen,
Adi giizel, kendi giizel Muhammed!
(Yuniis) neyler iki ciham sensiz,
Sen hak Peygambersin $eksiz siibhcsiz!
Sana uymiyanlar, gider imansiz,
Adi giizel, kendi giizel Muhammed!
359-
CENNET YOLU ILMIHALI
KITABININ SON SOZU
Canh cansiz biitiin varliklann bir diizen icinde olduklanni go-
riiyoruz. Her maddenin yapisinda, her olayda, her reaksiyonda,
hie degismiyen nizam, matematik baglantilar oldugunu ogreniyo-
ruz. Bu diizenleri, baglantilan, fizik, kimya, astronomi ve biyolo-
ji kanunlan diye ismlendiriyoruz. Bu degismez diizenden faidele-
nerek, sanayi', fabrikalar kuruyor, ilaclar yapiyor, aya gidiyor, yil-
dizlarla, atomlarla baglanti kuruyoruz. Radyolar, televizyonlar,
elektronik beyinler ve Internetler yapiyoruz. Mahluklarda, bu
diizen olmasaydi, hersey rastgele olsaydi, bunlarm hicbirini yapa-
mazdik. Hersey carpisir, bozulur, felaketler olurdu. Hersey yok
olurdu.
Varliklann diizenli, baglantih, kanunlu olmalan, bunlarm ken-
diliklerinden, rastgele var olmadiklarmi, herseyin bilgili, kudretli,
goren, isiten, diledigini yapan bir varlik tarafmdan var edildikleri-
ni gostermekdedir. O, dilediklerini var etmekde ve yok etmekde-
dir. Herseyi var etmege ve yok etmege, baska seyleri sebeb yap-
misdir. Sebebsiz yaratsaydi, varliklann birbiri arasmda bu diizen
olmazdi. Hersey karma-kansik olurdu. Onun varligi da belli ol-
mazdi. Hem de, fen, medeniyyet hasil olamazdi.
O, varhgini bu diizen ile belli etdigi gibi, kullarma cok aciya-
rak, var oldugunu aynca da bildirmisdir. Adem aleyhisselamdan
bashyarak, her asrda, diinyanin her yerindeki insanlar arasmdan
en iyi, en iistiin olarak yaratdigi birisine melek ile haber gonde-
rerek, kendini ve kendi ismlerini bildirmis ve insanlann diinyada
ve ahiretde rahat etmeleri, iyi yasamalan icin, ne yapmalan ve
nelerden sakmmalan lazim oldugunu aciklamisdir. Boyle, secil-
mis, iistiin insanlara (Peygamber) denir. Bunlarm bildirdikleri
emrlere ve yasaklara (Din) ve (Ahkam-i diniyye) denir. insanlar
eski seyleri unutduklan icin ve her zeman bulunan kotii kimse-
ler, Peygamberlerin "aleyhimiissalevatii vetteslimat" kitablanm
ve sozlerini degisdirdiklerinden, eski dinler unutulmus, bozul-
musdur. Kotii insanlar, uydurma dinler de meydana getirmisler-
dir.
Herseyi yaratan yiice Allah, insanlara cok acidigi icin, kullarma
son bir Peygamber ve yeni bir din gondermisdir. Bu dini, kiyame-
te kadar koruyacagini, kotii insanlar saldiracaklar, degisdirmege,
bozmaga kalkisacaklar ise de, kendisi bunu, bozulmamis olarak
her yere yayacagini miijdelemisdir.
-360-
Allahii tealaya siikrler olsun ki, daha kiiciik iken, bir olan ya-
raticiya inanmis bulunuyoruz. Onun isminin (Allah) oldugunu
ve son Peygamberinin (Muhammcd) aleyhisselam oldugunu ve
bunun bildirdigi dinin (islamiyyet) oldugunu ogrenmek se'ade-
tine kavusduk. Bu islam dinini dogru olarak anlamak istedik. Li-
sede, tiniversitede okurken, onu ogretecek bir kaynak aradik.
Fekat, masonlara, komiinistlere satilmis fen taklidcileri ile, veh-
habilere satilmis, mezhebsiz olmus kimseler, gencligin etrafini
sarmis idi. Dinlerini, diinyaya satmis olan bu miirtedler ve sapik-
lar, oyle kurnaz calismislar ki, dogru yolu secip ayirabilmek im-
kansiz olmusdu. Allahii tealaya yalvarmakdan baska care yok-
du. Yiice Allahimiz, Ehl-i siinnet alimlerinin "rahime-hiimulla-
hii teala" kitablanm okumak nasib eyledi. Fekat, ilerici gecinen
(Fen yobazlari)nm, fen bilgisi diyerek ve dini diinya cikarlanna
alet eden (Din yobazlan)mn Kur'an tercemesi diyerek asilamis
olduklan bozuk fikrler, ruhumuza islemisdi. Allahii tealaya son-
suz siikrler olsun ki, hakiki din adamlarimn uyarmasi ile, iyiyi
kotiiden ayirmaga basladik. Kafamiza yerlesdirilmis olanlann
ilm degil, yaldizlanmis zehr olduklanm, bunlann te'siri ile kalbi-
mizin kararmis oldugunu anhyabildik. Ehl-i siinnet alimlerinin
kitablanm gormeseydik, dostu diismandan ayiramryacak, nefs-
lerimizin ve din diismanlannin hilelerine, yalanlanna aldanacak-
dik. Dinsizligi, ahlaksizhgi ilericilik olarak tamtan, sinsi diisman-
larin tuzaklarmdan kurtulamiyacakdik. Halis, temiz miisliman
olan anamizla, babamizla ve onlardan edindigimiz islam bilgile-
ri ile alay edecekdik. Sevgili Peygamberimiz "sallallahti teala
aleyhi ve sellem", islam diismanlannin tuzaklanna dtismememiz
icin, bizi lkaz ediyor: (Dininizi ricalin agizlanndan ogreniniz!)
buyuruyor. Rical, ya'ni hakiki din alimi bulamayinca, bunlann
kitablanndan ogrenecegiz. Bid'at sahiblerinin, mezhebsiz, cahil
din adamlarimn din kitablan, kafirlerin kitablan gibi cok zarar-
hdir.
Kadmlarm, kizlann baslan, saclari, kollan, bacaklan acik, er-
keklerin de dizleri ile gobek arasi acik olarak baskasmm yanina
cikmalan haramdir. Ya'ni, Allahii teala, bunlan yasak etmisdir.
Allahii tealamn emrlerini ve yasaklanm bildiren dort hak mez-
heb, erkeklerin avret yerlerini, ya'ni bakmasi ve baskasma gos-
termesi yasak edilmis olan uzvlanm farkh olarak bildirmislerdir.
Her muslimamn, bulundugu mezhebin bildirdigi avret yerini ort-
mesi farzdir. Buralan acik olanlara, baskalarmm bakmalan ha-
ramdir. (Kimya-i se'adet)de diyor ki, (Kadmlarm, kizlann, basi,
saci, kollan, bacaklan acik sokaga cikmalan haram oldugu gibi,
-361-
ince, siislii, dar, hos kokulu elbise ile ortiinerek cikmalan da ha-
ramdir. Boyle cikmalanna izn veren, razi olan, begenen anasi, ba-
basi, zevci ve kardesi de, onun giinahma ve azabma ortak olurlar).
Ya'ni, Cehennemde birlikde yanacaklardir. Eger tevbe ederlerse,
afv olunur, yakilmazlar. Allahii teala, tevbe edenleri sever. Akil,
balig olan kizlann ve kadmlann, yabanci erkeklere goriinmemele-
ri, hicretin uciincii senesinde emr olundu. Ingiliz casuslarinm ve
bunlarm tuzaklanna dusmiis olan cahillerin, Hicab ayeti gelmeden
ewel olan ortunmemegi ileri siirerek, ortiinmegi sonradan fikhci-
lar uydurdu demelerine aldanmamahdir.
Tekrar bildirelim ki, bir cocuk akil ve balig olunca, ya'ni iyiyi
fenadan ayiracak ve evlenecek yasa gelince, hemen lmanin alti sar-
tini ogrenmesi, sonra (Ahkam-i islamiyye)yi, ya'ni farzlan, halal ve
haram olan seyleri ogrenmesi ve bunlara uymasi, buna farz olur.
Bir kiz dokuz yasma, bir oglan oniki yasma gelince (Akil ve balig)
olur. Bunlan, anasina, babasma, akrabasma, ahbabma sorup og-
renmesi farz olur. Miisliman olan bir kafirin de, hemen bir din ada-
mina, miiftiye gidip, bunlan ogrenmesi, bunlarm da ogretmeleri
veya hakiki bir din kitabi hediyye edip buradan okuyup ogrenme-
sini tenbih etmeleri farz olur. Aferin, aferin deyip, ogretmezlerse
veya kitab vermezlerse, farzi yapmamis olurlar. Farzi yapmiyan,
Cehennemde yanacakdir. Din adamini ve kitabi arayip da, bulun-
ciya kadar ogrenmemesi ozr olur.
Okudugumuz dogru islam bilgilerini genclere duyurmak icin ve
herkesin diinyada rahata, huzura ve ahiretde sonsuz ni'metlere ka-
vusmalarma hizmet etmek icin, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablarm-
dan secme, kiymetli yazilan nesr eylemege insaallah devam edece-
giz.
Muradlara nail olmak icin, (Salaten tiincina) okumahdir: (Alla-
hiimme salli ala seyyidina Muhammedin ve ala al-i seyyidina Mu-
hammedin salaten tiincina biha min cemi'il ehval-i vel-afat ve tak-
di lena biha cemi'al hacat ve tutahhiriina biha min cemi'isseyyiat
ve terfe'una biha a'ledderecat ve tiibelliguna biha aksalgayat min
cemi'il hayrat-i fil hayati ve ba'del-memat).
Her diirlii sikmtidan ve tehliikeden korunmak ve seytanlarm ve
diismanlarm zarar ve hiicumlarmdan kurtulmak icin, (istigfar)
okumamn cok faideli oldugu hadis-i seriflerde bildirilmisdir.
Gelip gecdi omrtim cabuk, biryel esip geQmi$ gibi,
hele, bana $oyle gelir, goziim yumup, acnus gibi.
I$bu soze Hak tamkdir, canlar govdeye konukdur.
birgtin ola, cika, gide, kafesden kus ucimis gibi.
-362-
EY OGUL ILMIHALI
ONSOZ
Zemammrzda her eline kalem alan, kendini islam alimi samp,
din kitabi yazmaga kalkisiyor. islam bilgilerinden haberi olmadigi
icin, akhna geleni yaziyor. Cenesi kuvvetli olanlar, kiirsilerde zan
ve hayal ile konusuyor. Bugiin genclik, kahraman ecdadmdan ken-
disine miras kalan mukaddes dinini ogrenmek isteyince, uydurma
tefsirleri, islam dusmanlarmm kin ve garez ile ingilizce, yehudice
veya diger dillerde yazdiklan kitablardan cevrilmis islam tarihleri-
ni ve cahiller veya din satarak para kazanmak isteyen munafiklar
tarafmdan hazirlanmis kitab ve mecmu'alan okumak, yahud din
ile alakasi olmayan gazetelerden dmi bilgi edinmek mecburiyye-
tinde kaliyor. Halbuki, dinimizde, Beni israilin Peygamberleri gi-
bi, cok mikdarda ve cok yiiksek alimler yetismis ve bunlann yaz-
diklan binlerle kitab, islamiyyeti biitiin diinyaya anlatmis ve tanit-
misdir. Dogru olan islam bilgilerine (Ehl-i siinnct) yolu denir. Bu
hususda etrafli bilgi almak isteyenlere tiirkce (Se'adet-i Ebediyye)
kitabim okumalanni tavsiye ederiz. Birbiri ardmca piyasaya cika-
nlan ve yaldizh kelimeleri ile revac bulan zehrli kitab ve mec-
mu'alan okuyarak, muslimanhgi yanlis ve bambaska anlamakdan
din kardeslerimizi ve musliman yavrulanm korumak icin, Stiley-
man bin Ceza'in, Hanefi mezhebindeki bliyiik islam alimlerinin ki-
tablarmdan derlemis oldugu ve (Ey Ogul) ismini verdigi ilmihalin
yeniden tab' ve nesrini liizumlu gordlik. Huccet-lil-islam imam-i
Gazali "rahime-hullahii teala"nin (Eyyiihel veled) ismindeki (Ey
Ogul) kitabi baskadir. Onu ulemadan Mustafa All efendi "rahime-
hullahii teala" terceme etmis ve (Tuhfetiissuleha) ismini vermisdir.
Aynca Hadimi merhum da "rahime-hullahii teala" serh etmisdir.
imam-i Gazalinin (Eyyiihel-veled) kitabmm tercemesi, (Hak S6-
ziin Vesfltalari) kitabimizm sonunda basilmisdir.
Stileyman bin Ceza' hazretlerinin hicri kameri 960 [m. 1552] se-
nesinde te'lif etdigi bu kitabi simdi basihrken, ba'zi yerlerinin ay-
dmlatilmasi icin, baska kitablardan yapdigimiz ilaveler koseli bir
parantez [ ] icine yazilmis veya (Tenbih)ler Have edilmisdir. Bu ki-
tabi okumak nasib olan bahtiyarlarm, icinde ismi gecen biiyiiklerin
ruhaniyyetlerinden miistefid olmalan icin diia eyleriz.
-363-
EY OGUL ILMIHALI
Elhamtlii lillahi Rabbil alemin. Vessalatii vesselamii ala Resii-
lina Muhammedin ve alihi vc sahbihi ecma'in.
1 - Ey Ogul! Senin icin, ucyiizaltmis hadis-i serif, kirkdort haber
ve dinimizin diregi olan nemazm yedi sarti, bes riiknu, yedi vacibi
ve ondort siinneti, yirmibes miistehabi ve ondort mufsidini, hanefi
mezhebi alimlerinin kitablanndan toplayip, sana beyan etdim.
Bunlarla amel edip, feyz-ii necata dahil olasm!
2 - Bil ki, bindoksan adabi sen ve senin gibi miisliman evladla-
n icin topladim. Bunlar ile amel edersen, sana yeter. Eger tenbel-
lik eder de Allahii tealaya asi olur, bunlan terk edersen, diinyada
esaret ve rezalete, ahiretde azaba ducar olursun.
Bunlarla amel edip, din kardeslerine de tavsiye edersen, senin
icin faidesi olur. Sana hayr diia ederler. Hak teala, diialarmi kabul
eder. Zira kul, kulun diiasi ile afv olunur.
BiRINCi BAB
3 - Ey Ogul! [Nemazm ve] biitiin ibadetlerin kabul olmalan icin,
once insamn Ehl-i siinnet i'tikadmda olmasi ve ibadetlerin sahfh ol-
malan, sonra, ihlas ile yapilmalan ve insamn iizerinde kul hakki bu-
lunmamasi sartdir. ibni Hacer-i Mekkinin "rahime-hullahii teala"
(Zevacir) kitabinda 231. ci sahifede yazili hadis-i seriflerde, (Ya
Sa'd! Diiamn kabul olmasi icin halaldan yi! Bir lokma haram yiye-
nin, kirk giin ibadetleri kabul olmaz) [Ya'ni sevab verilmez] ve (Ha-
ram cilbab ile, ya'nf gomlek ile kihnan nemaz kabul olmaz) ve
(Uzerinde haramdan cilbab bulunan kimsenin ibadetlerini Allahii
teala kabul etmez) [Cilbab, kadmlann giydigi carsaf olmadigim, bu
hadis-i serifler de gostermekdedir.] (Yalniz bir lirasi haramdan olan
on lira ile alliums elbise ile kihnan nemaz kabul olmaz) ve (Gayr-i
miislime zulm edenden, Kiyamet giinii, onun hakkini ben istiyece-
gim) ve (Kafir dahi olsa, mazliimuii diiasi red olmaz) buyuruldu. [O
halde, ey miisliman! ibadetlerinin kabul olmasim istiyorsan, hirsiz-
lik etme! Hile ve hiyanet yapma! iscinin iicretini, teri kurumadan
once ver! Kiraladigin mail, umumiyerleri tahrip etme! Borcunu ca-
buk ve temam ode! Nakl vasitalarimn iicretlerini noksansiz ode! Hii-
kumete, kanunlara, amirlere karsi gelme! Vergi kacakcihgi yapma!
-364-
Dar-iil-harbde, ya'ni kafir memleketlerinde de ve kafirlere karsi
da, bu haklara riayet eyle! Fitneyi uyandirma! Fitne cikarmak,
ortahgi kansdirmak, felakete sebeb olmakdir, haramdir. Miisli-
manhgm giizel ahlakini herkes senden ogrensin. Hakiki mush-
man hem islamiyyete uyar, gunah islemez, hem de, kanunlara
uyar, sue islemez. Fitne cikarmaz. Hicbir mahluka zarar vermez.
(insanlarin en iyisi, insanlara faideli olamdir) ve (Imam iistiin
ohm 1 11 1/. ahlaki giizel olammzdir!) hadis-i seriflerini hie unut-
maz.] Si'r:
Fitneye mani' olan biryalan,
iyidir, sebeb olan dogrudan!
ABDEST BAHSI
4 - Ey Ogul! Nemazm oniki farzmdan birincisi (Hadesden taha-
ret)dir. Ya'ni abdest almak ve gusl etmekdir. Abdesti temiz yerde
almak lazimdir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem": (Abdest
almak istediginiz vakt, abdest bozdugunuz yerde abdest almayimz!
Ciinki, abdest suyunun herbir damlasina bir yillik nafile nemaz se-
vabi veriliyor) ve (Abdest bozdugunuz yerde, ya'ni halada abdest
ahrsamz cok vesveseli olursunuz) ve (Abdeste Besmele ile basla-
yan kimse kin kiramen katibin melekleri, abdest bitinceye kadar
sevab yazarlar) buyurdu.
Sultan-i Enbiyaya Eshab-i kiramdan biri sordu:
- Ya Resulallah "sallallahii teala aleyhi ve sellem"! Abdestin
hassasindan bana bir sey izah eder misiniz?
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Her ne
zeman bir ummetim abdest ahrken Bismillah deyip elini yikar-
sa, eliyle yapdigi [kiiciik] giinahlarin hepsi afv olur. Agzina, yii-
ziine ve sair a'zalarina su verdikce, biitiin [kiiciik] giinahlari do-
kiiliir.)
Diger a'zalan yikadikca, [kiiciik] giinahlari afv olunur. [Biiyiik]
giinahlar ve insan ve hayvan haklan bu afvdan miistesnadir. Hak
sahibi, [ister miisliman, ister kafir, ister hayvan olsun], hak [kendi-
sine veya varislerine] odenmedikce, giinah afv olunmaz.
Hazret-i Musa Kelimullah, Tur'a giderken, yolda, nemaz kihp
Hakka aglayip diia eden bir zata rastlamis. Musa aleyhisselam,
miinacatmda mezkur zatin afvi icin Cenab-i Hakka niyaz etdigin-
de, Cenab-i Hakdan nida gelip, (Ya Musa! Ben o zatin nemazim ve
diiasim kabid etmem. Zfra, iistiine giymis oldugu elbisenin bede-
linde haram para vardir!) buyurmusdur.
-365-
5 - Ey Ogul! Musliman, anasma, babasma, komsulanna, arka-
daslarma, hocalarma, hiikumet adamlarma, kanunlara hiirmet e-
der. Kiiciiklerine ve hayvanlara sefkat eder. Din, mezheb ve irk
ayirimi yapmadan hicbir mahluka zarar vermez. Dar-iil-harbdeki
kafirlerin bile mallanna, canlanna, namuslarma dokunmaz. Ken-
dine kotiiliik yapanlara da iyilik eder. Dmi vazifelerini, kanuni
borclarim oder. Hile, hiyanet yapmaz. Dinine de, dunyasma da ca-
hsir. Fitne cikarmamaga cok dikkat eder. Boyle islam ahlakma ma-
lik olan bir millet kuvvetlenir, yiikselir. Biitiin diinyanm sevgisini,
giivenini kazamr. Dunya ve ahiret se'adetine kavusur.
ABDESTIN FARZLARI
6 - Abdestin farzlan, hanefi mezhebinde dort, malikide yedi,
safi'ide ve hanbelide altidir. Hanefide:
1) Yuziinii bir kere yikamakdir.
2) Iki kollarim dirseklerle birlikde bir kerre yikamakdir.
3) Basimn dort kismmdan bir kismma mesh etmekdir. Ya'ni
yas elini siirmekdir.
4) Ayaklarmi topuklanyle birlikde bir kerre yikamakdir.
Bunlardan birini terk eden kimsenin abdesti sahih olmaz. Ge-
rek kasd ve gerek sehv ile olsun abdesti sahih olmaz.
ABDESTIN SUNNETLERI
7 - Abdestin siinnetlerinden onu asagidadir:
1) Abdeste baslarken, evvela kalbi ile niyyet etmek, sonra Bis-
millahirrahmanirrahim demekdir.
2) Musluk yok ise, abdest almak icin, ayn bir kaba su koymak-
dir.
3) Misvak kullanmakdir.
4) Agzma su vermekdir.
5) Burnuna su vermekdir.
6) Basmm hepsini kaplama mesh etmekdir.
7) El ve ayak parmaklarim ve sakahm hilallamakdir. Ya'ni, ara-
lanna el parmagim sokup cikarmakdir.
8) Tekrar sakahm yikamakdir.
9) Biiyiik abdestden taharetlendikden sonra, bir bezle kendisi-
ni kurulamakdir.
10) Necaseti, sol eldeki su veya tasla silmekdir.
-366-
ABDESTIN MUSTEHABLARI
8 - Abdestin miistehablarmdan altisi asagidadir:
1) Niyyetdir.
2) A'zalan birbiri ardmca cabuk yikamakdir.
3) Sagindan baslamakdir.
4) Enseyi mesh etmekdir.
5) Basim, kulaklanm ve enseyi birlikde mesh etmekdir.
6) Hak teala hazretlerini abdestin evvelinde ve ahirmda zikr et-
mekdir. Ya'ni diia okumakdir.
ABDESTIN ADABI
9 - Abdestin adabmdan altisi asagidadir:
1) Her uzvu yikarken, abdest dualanni veya Kelime-i sehadet
okumakdir.
2) Agzina ve burnuna suyu sag elinle vermekdir.
3) Sol elinle stimkurmekdir.
4) Halada konusmamak, cok oturmamak ve istincadan, ya'ni
taharetlendikden sonra hemen ortunmekdir.
5) Abdest bozarken, kibleye, aya ve giinese arkam ve oniinti
doniip oturmamakdir.
6) Halaya girerken Besmele okumak, sonra sol ayakla girmek,
sag ayakla cikmakdir.
ABDESTIN NAFILELERi
10 - Abdestin nafilelerinden altisi asagidadir:
1) Enseyi iki elin arkasi ile mesh etmekdir.
2) Ayak parmaklanm sol elin kliciik parmagi ile, alt taraflarin-
dan hilallamakdir.
3) Her uzvu yikarken diialarim okumakdir.
4) Halada (istinca)dan, ya'ni temizlendikden sonra ic donuna
bir mikdar su sacmakdir.
5) Halada temizlendikden sonra, aletini tasa veya topraga sil-
rlip veya parmaklarla sikarak bevli gidermekdir. Buna (istibra)
denir.
6) Halada temizlendikden sonra, elini yikamakdir.
Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Her kim abdest aldikdan son-
ra "Inna enzelnahii" suresini bir kerre okursa, Hak teala hazret-
leri, o kimseyi siddfklardan yazar. iki kerre okursa, sehidlerden
-367-
yazar. Uc kerre okursa, Peygamberlerle ha$r olur.) Peygamberi-
miz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdular ki, (Her kim abdest
aldikdan sonra, benim iizerime on kerre salatii selam getirse, Hak
teala hazretleri, o kisinin hiiziiiinii giderip mesrur eder, diiasim ka-
bul eder.)
ABDESTIN MEKRUHLARI
Abdestin kerahetlerinden altisi sunlardir:
1- Suyu yiiziine carparak vurmakdir.
2- Suya siimkurmekdir.
3- Ozrsuz olarak agrza ve buruna sol eliyle su vermekdir.
4- Abdest alirken avret yerini acmakdir.
5- Sag eliyle ozrsuz olarak taharet etmekdir.
6- Su icine, su ve yol kenarma, agac altma abdest bozmakdir.
ABDESTI BOZAN SEYLER
11 - Abdesti bozan seyler, hanefi mezhebine gore altidir:
1) Viicuddan cikan hersey abdesti bozar. Fekat tiikurmek, siim-
kiirmek, terlemek, agnsiz goz yasi, kulakdan cikan su [eger cera-
hat degilse], abdesti bozmazlar.
2) Agiz dolusu kusmakdir.
3) Arkasmi bir seye dayayrp uyumakdir.
4) Nemaz icinde ses ile giilmekdir.
5) Bayilmak, deli olmak, sarhos olmakdir.
6) insamn imanim gideren, kiifre sebeb olan bir is yapmak ve-
ya bir soz soylemekdir. Allah korusun!
Bunlarm hepsi abdesti bozar. imam-i Safi'i "rahmetullahi
aleyh" buyurdu ki, (Bir kimsenin arka veya on tarafmdan gelen
hersey, ya'ni kan, pislik abdesti bozar. Deriden cikan kan, cerahat
ve gozyasi ise bozmaz.) Fekat, imam-i a'zam Ebu Hanife "rahme-
tullahi aleyh" indinde arka veya oniinden gelen necaset ve kan ve
bedenden akan kan ve cerahatin hepsi ve gozde olan hastahk se-
bebi ile akan gozyasi abdesti bozar. Bir kimsenin viicudiinden kan
ve cerahat cikarak saglam yerine bulassa yine abdesti bozar.
GUSL BAHSI
12 - Ey Ogul! Hadesden taharetin ikincisi, gusl abdestidir. Gusl
abdesti almasim ogrenmek her muslimana farzdir.
-368-
GUSLUN FARZLARI
13 - Gusliin farzlan iicdiir:
1) Agzina su vermekdir. Agzm icinde igne ucu kadar lslanma-
dik yer kalirsa ve dislerin iizeri ve dis cukuru lslanmazsa, Hanefi
mezhebinde olanlarm gusl abdestleri sahih olmaz. [Dis kaplata-
nin, dis doldurtamn gusl abdesti icin 197. ci maddede bilgi veril-
misdir.]
2) Burnuna su vermekdir.
3) Islatmasmda harac olmiyan, her yerini yikamakdir.
GUSLUN SUNNETLERI
Gusliin siinnetlerinden altisi asagidadir:
1) Once elleri yikamakdir.
2) Edeb yerlerini, ya'ni tenastil uzvlanm yikamakdir.
3) Biitiin bedenini pislikden temizlemekdir.
4) Guslden evvel abdest almakdir.
5) Biitiin viictidii iic kerre yikamakdir.
6) Biitiin viicudiinii yikadikdan sonra, iki ayagim yikamakdir.
[Abdest almakda ve guslde kullamlmis suyun temiz oldugu, temiz-
leyici olmadigi Hamevmin Esbah hasiyesinde yazilidir.]
GUSLUN SEBEBLERI
14 - Gusl abdesti almagi farz kilan sebeb ikidir:
1) Hakikidir. Erkek veya kadmdan cima' ile veya baska bir se-
beble, uykuda veya uyamk iken, sehvet ile meni gelmesidir.
2) Hiikmidir. Uykudan uyanan bir kimse, donunda bir yaslik
bulsa, bunun mem olup olmadigim bilmese, ihtiyat olarak yikan-
masina hiikm olunur.
SUNNET OLAN GUSLLER
15 - Mezheb sahibimiz imam-i a'zam Ebu Hanife "rahime-hul-
lahii teala" indinde, dort diirlii gusl siinnetdir:
1) Cum'a nemazi icin,
2) Bayram nemazlan icin,
3) Arefe giinii Arafatda,
4) Hacda, ihrama girerken gusl etmek.
- 369 - Islam Ahlaki - F:24
MEST UZERINE MESH BAHSI
16 - Ey Ogul! Abdest ahrken, mestlerin iizerine mesh etmek
icin, iki elini su ile lslatip, ayagimn parmaklan ucundan ellerin par-
maklanni acarak baslar, topuguna kadar mesh edersin. Ayaklan
yikayarak abdest ahp mestleri giydikden sonra, abdest bozuldugu
andan baslayarak, yirmidort saat icinde, mest iizerine mesh edile-
bilir. Seferi olan icin bu miiddet, lie gun uc gecedir. 376. ci sahifeye
bakimz!
TEYEMMUM BAHSI
17 - Ey Ogul! Abdest veya gusl icin su bulamazsan veya suyu
kullanamazsan, teyemmiim edersin. Abdest ve gusl icin, teyem-
miim aynidir ve soyle olur:
Iki kolunu dirseklerinin list tarafma kadar sivarsm. (Nemaz kil-
mak icin, teyemmiim etmeye) niyyet edersin. (Bismillahirrahma-
nirrahfm) deyip, iki avueunu temiz bir toprak veya sokakdan gelen
toprak tozlan ile tozlanmis ev esyasi iizerine vurursun. Ellerini bir-
birine siirtiip yiiziiniin her tarafmi tarn olarak mesh edersin. Toz
toprak varsa siirterken ellerden yere diiser. iki el ayasi acik, dort
parmak yapisik, bas parmaklan ayri olarak avue icleri yiize karsi,
parmaklan yatay vaziyetde, iki elin uzun parmaklan birbirine do-
kundurulur. Uzun parmaklann iist kenan sac kesimine gelmek
iizere yiize konup, eller yiize yapisik kalmak iizere yukardan asagi
9ene ucuna kadar indirilir. Boylece yiiz, bir kerre mesh edilmis
olur. Yiizde igne ucu kadar el dokunmamis yer kalmamahdir. ikin-
ci bir def'a, iki el ayasim aym suretle topraga vurup, sol elin ayasi-
nm yansi ya'ni dort parmak ici ile, sag elinin bes parmagi bitisik
olarak, tirnagi ucundan baslayarak, dirsege kadar, dis kismim
mesh et! Yine sol elinin ic kismi avue ve basparmak ici ile sag ko-
lun ic kismim dirsekden bilegine kadar mesh edersin. Bu esnada
bas parmak ici, sag elin bas parmak disim mesh eder. Gevsek yii-
ziik oynatihr. Sag elinle de, sol kolunu aynen boyle yaparsin. Par-
maklann yanlanm, diger elin parmaklarmm icleri ile mesh lazim
degildir. iste teyemmiimun tertibi budur.
Teyemmiimiin farzlan iicdiir:
1) Niyyet etmek, niyyetin kalbden olmasi lazimdir.
2) Ellerini pak topraga vurup, yiiziinii tarn olarak mesh etmek,
ya'ni sivamakdir.
3) Yine ellerini temiz topraga vurup, kollanm dirseklerinle be-
raber mesh etmekdir. Aym toprakdan, cok kimse, teyemmiim ede-
-370-
bilir. Su bulunca, teyemmiim bozulur. Safi'ide ve malikide her ne-
maz vakti girince, yeniden teyemmiim etmek lazimdir.
Ciiniib kimse, abdest alacak kadar su bulsa, abdest ve gusl icin
bir (Teyemmiim) ederek nemazlanm kilar. Sonra, abdesti bozu-
lunca, bu su ile abdest ahr. Teyemmtime baslarken, niyyet etmek
farzdir. Hadesden, ciiniibliikden temizlenmek icin veya nemaz
kilmak icin yahud belli bir ibadeti yapmak icin niyyet ederek ya-
pilan teyemmiim ile nemaz kilmabilir. Yalmz teyemmume niyyet
edilirse, kilmamaz. Sehr icinde dahi sudan bir mil uzak olan te-
yemmiim eder. Bir mil dortbin zra'dir. Bir zra' hanefide yirmidort,
diger iic mezhebde ise yirmibir parmak, bir parmak alti arpa ge-
nisliginde olup, iki santimetredir. Bir mil hanefide 1920, diger iic
mezhebde 1680 metredir. Sicak yer, hamam parasi olmiyan, hasta
olmakdan korkarsa, teyemmiim eder. Icmek icin olan su, yok de-
mekdir. Zemzem suyu varken teyemmiim edilmez. Teyemmiim,
tas ve toprakdan ve kirec, kiikurt, kaya tuzundan yapihr. Yamp
kill olabilen seylerden ve sicakdan eriyen, ma'den, yagh boya,
camdan ve iizeri sirh porselenden, kar ve buzdan, undan yapil-
maz. Uzerinde toprak tozlan bulunan herseyden yapihr. Ele bula-
sacak kadar tozlu olmalan lazimdir. Yas camur ile yapilmaz. Ma-
likide kardan, buzdan teyemmiim caizdir. Sakal basi ile kulak ara-
si, kas ile goz arasi ve burun delikleri yiize dahildir. Yiiziin ve kol-
lann tozlanmasi lazim degildir. Abdestde iki parmagi gezdirerek
basm dortde biri mesh olunabilir. Teyemmiimde iic parmakdan az
ile, mesh olmaz. iki el ile mesh sart degildir. Bir el ile de olur. Bas-
kasma da, ozrsiiz yapdirabilir. Bir yerden cok kimsenin teyem-
miim etmesi caizdir. Abdestsizin mescide girerken teyemmiim et-
mesi miistehabdir. Suyun bulundugunu sormak, suyu olandan is-
temek, piyasa degerinde olunca, satm almak lazimdir. Hanefide,
vakt girmeden evvel teyemmiim caizdir. Diger iic mezhebde caiz
degildir.
Abdest a'zasimn cogunda veya yansinda yara bulunan kim-
se, teyemmiim eder. Cogu saglam ise, saglamim yikayip yarala-
ra mesh eder. Guslde, bedenin hepsi, bir uzv sayihr. Bedenin ya-
nsi yarah ise, teyemmiim eder. Deriye mesh zarar verirse, sargi-
ya mesh eder. Bu da zarar verirse, bunu da terk eder. [Ciinki,
her mezhebde boyle oldugundan, baska mezhebi taklid miimkin
degildir.] Eli colak olan, teyemmiimde yiiziinii ve kollanni yere
siirer. Nemazi terk etmez. Kollan dirsekden yukan kesik olan
da boyledir. Elleri ve ayaklan kesik olanm, yiiziinde yara varsa,
nemazi abdestsiz kilar. Nemaz kilmaz da, denildi. Abdest aldira-
cak kimse bulamiyan hasta, teyemmiim eder. Kolesi, cocugu, hiz-
-371-
metcisi varsa, teyemmiim etmez. Bunlardan baskasmdan yardim
istemesi miimkin olursa, yine etmez. Temiz yer, su ve toprak bula-
miyan mahbus, okumadan, nemaz kilar gibi yapar. Kurtulunca,
hepsini Fade eder. Yakmda su oldugunu bilmiyerek, teyemmiim
sahih olur.
Tenbfli: (Ni'met-i islam) kitabmda diyor ki: Efal-i mtikellefm,
ya'ni miislimanm yapmasi lazim olan seyler, sekizdir: Farz, vacib,
siinnet, miistehab, mubah, haram, mekruh, miifsid. Farzlar ve ha-
ramlar, Allahii teala tarafmdan, Kur'an-i kerimde acikca bildiril-
mislerdir.
Bir ibadetin farzlarmdan biri terk edilirse, o ibadet sahih ol-
maz. Bilmiyerek terk edilince de, sahih olmaz. Bilerek terk edin-
ce, giinah da olur. Siinneti yapmamn sevabi, farzm sevabindan az-
dir. Siinneti bilerek terk etmek giinah olmaz. Azab yapilmaz.
Azarlamr. Gayr-i miiekked siinnete, miistehab ve mendub da de-
nir. Bunu yapmak, sevab olur. Ya'ni, Cennet ni'metine kavusur.
Bilerek yapmamak, giinah olmaz. Nafile ibadet, ya'ni emr olun-
mamis bir ibadeti yapmak, miistehabdir. Mubah, yapmasi veya
yapmamasi, sevab veya giinah olmiyan seydir. Yimesi haram ol-
miyan seyleri, doyuncaya kadar yimek, icmek mubahdir. Doyduk-
dan sonra yimek, icmek haramdir. Haramdan kacmmak sevabdir.
[Farzi yapmakdan da cok sevabdir.] Mekruh islemek de giinahdir.
Harama halal diyen kafir olur. Alkollii icki [mesela bira] icmek,
kumar oynamak, anaya, babaya asi olmak, [ya'ni, haram olmiyan
emrlerini yapmamak, miislimanlann kalbini kirmak, nzasi olma-
dan mahm almak] haramdir. Mekruha halal diyen kafir olmaz.
Midye, istridye, istakoz yimek, abdestde ve guslde suyu israf et-
mek mekruhdur. Siinnet deyince, miiekked siinnet anlasihr. Mek-
ruh deyince, tahrimi olan mekruh anlasihr. Odiinc istemek, mu-
bahdir. Odiinc vermek, miistehabdir. Bore odemek farzdir. Borc-
lu fakiri sikisdirmamak vacibdir. Lazim olan din bilgilerini ogren-
mek, kadmlara da farzdir. Baskalarma ogretecek kadar fazla 6g-
renmek, farz-i kifayedir. Daha cok ogrenmek mendubdur. ilmi ile
ogiinmek, mekruhdur. Bey'm sartlarmdan olmayip da, ahci ve sa-
ticidan birine faidesi olan bir seyi sart ederek yapilan satis fasid
olur, haram olur. Her insana ilk farz olan sey, iman etmesidir.
[Imam olmiyana, (kafir) denir. Imam olana, (miisliman) denir.
Ba'zi sozler, ba'zi isler, imamn gitmesine sebeb olur. Miisliman
iken, sonradan imansiz olana, (iniirtcd) denir. Bir miisliman, miir-
ted olunca, nikahi gider.]
Allahii tealamn, insanlara olan ni'metlerinin, ihsanlarimn en
-372-
bliyugii, Peygamberler "aleyhimiissalevatii vetteslfmat" gonder-
mesidir. [Peygamberler gondererek, razi oldugu ve razi olmadigi
seyleri bildirmisdir. Peygamberler, fen bilgilerini ogretmediler.
Bunlari akl ile arasdinniz, bulunuz, faideli islerde kullanimz dedi-
ler. Kendileri de, kendi zemanlarmda bilinen fen vasitalanm yap-
dilar ve kullandilar. Dana fazlasim ve yenilerini yapmakla ugras-
madilar. Bunlari yapmagi baskalarma birakdilar. Kendileri, Alla-
hii tealamn bildirdigi dinleri yaymaga, ogretmege ugrasdilar.]
(Din), inamlacak seyleri, beden ve kalb temizligini, Allahii tealaya
kulluk vazifesini, kullarm birbirlerine karsi haklanm ve vazifeleri-
ni bildirir. inamlacak seylere (Akaid) denir. ibadetlere ve
mu'amelat ve hukuk bilgilerine (Fikh) denir. Ibadetler, nemaz,
oruc, zekat, hac ve cihad olmak iizere besdir. [Bunlara Ahkam-i is-
lamiyyenin (ibadat) kismi denir. Cihad, ordunun harb etmesi ile ve
ilm yayarak yapilir. Beden ile olan cihadi hiikumet, ya'ni ordu ya-
par. Ilm yayarak cihadi, alimler yapar. ikisi de farz-i kifayedir. is-
lam alimleri "rahime-hiimullahii teala", fikh ilminde bircok kism-
lara aynldi. Simdi, bunlardan dordii kalmisdir. Bunlar, Hanefi, Sa-
fi'i, Maliki ve Hanbeli mezhebleridir. Her miislimamn, bunlardan
birini secerek, bunun fikh kitablanna uymasi lazimdir. Biz, hanefi
mezhebindeyiz.]
(Taharet), temizlik demekdir. Bedenin, elbisenin ve nemaz ki-
lmacak yerin temiz olmasi farzdir. Hades, abdestsiz olmak de-
mekdir. Yikamasi farz olan yerde igne ucu kadar lslanmamrs yer
kahrsa, abdest sahih olmaz. Derideki mum, ic yagi, hamur, ca-
mur, bahk pulu [oje, yagh boya] ve burnun dismda, goziin kena-
nnda kalan kir, capak altma su gecmez ise, abdest ve gusl sahih
olmaz. Gasl, yikamak, su dokerek, iizerinden akitmak demekdir.
Hie olmazsa, iki damla yere damlamahdir. Suyu yag gibi siirmek
kafi degildir. Kar ve yas bez, siinger siirmek, yikamak olmaz. Ab-
dest ahrken, gozlerin, agzin, burnun icini ve sik sakal ve pire, si-
nek tersi, kas, biyik altmdaki deriyi yikamak farz degildir. Bunla-
rm iistii yikanir. Dirsekleri ve ayagm iki tarafmdaki tiimsek topuk
kemiklerini yikamak farzdir. Ciplak ayagi yikamayip, mesh et-
mek caiz degildir. Mesh, baska yerde kullamlmadik yashgi deg-
dirmekdir. Yas bez, yagmur, kar siiriinmesi ile de olur. Sarkan sa-
ci degil, basi mesh etmek lazimdir. Basi nezleli olup da, mesh za-
rar verirse mesh etmez. Abdest aldigmi bilip, bozdugunda siibhe
eden, abdestlidir. Abdesti bozuldugunu bilip, sonra abdest aldi-
gmda siibhe eden, abdestsizdir. Ba'zi uzvunu yikayip yikamadi-
gmda siibhe eden, vesvese edici degil ise, bu uzvu yikar. Her ze-
man siibhe ediyor ise, yikamaz. Abdest bitince siibhe ederse, yi-
-373-
kamaz. Sik sakalin iistiinii yikamak farzdir. Ceneden sarkan sa-
kali ve sarkan saci yikamak farz degildir. Dudagin goriinen kis-
mim yikamak lazimdir. Kabuk altindaki ciban yikanmaz. Tirnak
tizerinde kalan kina da boyledir. [Kollodyum ve ojenin altim yi-
kamak farzdir.] Dar yiiziigu oynatmak lazimdir. Tabandaki ya-
nga su zarar verirse, merhemin tistii yikanir. Buna da zarar ve-
rirse, yara mesh edilir. Bu da zarar verirse, sargi mesh edilir. Bu
da zarar verirse, [Baska mezheb takhd edilemez. Ciinki, diger
iic mezhebde de afv edilmemisdir. Zaruret olup], hepsi terk edi-
lir. Guslde de boyledir. Zaran olmryani yapmak lazimdir. Soguk
su zarar verip, sicak su vermezse, sicak su ile yikamak lazim
olur. Ilac yaranin, yangin kenanndaki saglam deriye asmis ise,
bunun altim yikamak lazim olur. Goz kapaklan iistiinii yikamak
da, goz agrisi yaparsa, boyledir. Abdestden, guslden sonra tras
olunca, tras yerlerini yikamak lazim olmaz. Tirnak kesmek de
boyledir.
Siinneti terk giinah degildir. Ozrsiiz terk etmegi adet etmek gii-
nah olur. Eldeki, cok az necaseti yikamak farzdir. Temiz suya pis
eli sokmak icab ediyorsa, nemazi teyemmum ile kilar ve iade et-
mez. Biiyiik kabi kaldiramaz ve suyu agzi ile, bez ile alamazsa, sol
eli temiz ise, bunun parmaklanm bitisdirip sokar. Bununla sag eli-
ni yikar. Sonra, sag avcu ile su alrp yikanir. Kurnada tasi almak icin,
ciiniibiin temiz olan kolunu sokmasi caiz olur. Abdest almaga bas-
larken besmeleyi unutunca, abdest arasinda cekerse, siinnet hasil
olmaz. Yimede ise, hasil olur. (Besmelesiz abdest, abdest olmaz)
hadis-i serifi, farzi degil, siinnet oldugunu bildirmekdedir. Abdeste
baslarken besmele ve kalb ile niyyet, ya'ni Allah nzasi icin yapdi-
gim diisiinmek siinnetdir. Misvak, Erak agaemm dahdir. Sag elin
kiiciik ve bas parmaklan altda, diger iic parmak iistde olarak tutu-
lur. Misvak bulamiyan, bas parmak sag, sehadet parmak sol taraf-
dan agza sokularak, disler ogalamr. Misvaki baska zemanlarda kul-
lanmak miistehabdir. Kadmlar, misvak kullanmaz. Sakiz cigneme-
leri miistehabdir. Erkeklerin cignemeleri mekruhdur. Mazmaza,
agzi su ile doldurup veya calkalayip, bosaltmakdir. Gargara sart
degildir. Agiz dolusu su icmek, mazmaza olur. Emerek icmek ol-
maz. Istinsak, burun deliklerini lslatmakdir. Kemiklerine cekmek
lazim degildir. Uc kerre yikadiginda siibhe edenin dordiinciiyii yi-
kamasi caiz olur. El ve ayak parmaklanm tahlil etmek, ya'ni el par-
maklanm birbirlerine ve kiiciik parmagi alt tarafdan ayak parmak-
larmm aralarma sokmak siinnetdir. Aralarma suyu akitmak, tahlil
yerine gecer. Sik sakali tahlil, ya'ni, altmdan parmaklan sakal ara-
-374-
sma sokmak siinnetdir. Basm her tarafim, onden arkaya dogru
mesh mtistehabdir. Kulaklann disi bas parmakla, ici sehadet par-
magi ile mesh edilip, kiiciik parmaklar delige sokulup tahrik edi-
lir. Yikanan yerleri bir kerre ugalamak ve acele etmek mtistehab-
dir.
Abdestde tizerine su sicratmamak, kibleye karsi almak, kimse-
den yardim istememek, kalan sudan icmek, abdestden sonra, kuru-
lanmak ve kelime-i sehadet ve tic kerre (stire-i Kadr) okumak ve
iki rek'at nemaz kilmak mtistehabdir.
Nemaz kilmak ve Kur'an-i kerimi tutmak icin ve para, perde,
divar gibi bir sey tizerinde yazih ayet-i kerimeye ve tefsirine, terce-
mesine dokunmak icin, abdest almak farzdir. Tavaf icin, abdest al-
mak vacibdir. Diger tic mezhebde abdesti bozacak seyi yapinca,
abdest almak miistehabdir.
Onden ve arkadan cikan her yashk, yayilmasa bile, baska yer-
den cikan kan ve hastahkla cikan sivi, yikamasi lazim olan yere ya-
yilmca, abdesti bozar. Burun kemiklerine kan inince bozulur. Ciin-
ki, buraya suyu ulasdirmak siinnetdir. Kulak deligi de boyledir.
Derd ile, agn ile goz yasi bozar. Aglamak, cok gtilmek ile [ve so-
gan gibi tahris edici gazlar, tozlar te'siri ile] akan gozyasi ve nezle
ile akan burun suyu bozmaz. Mayasil, parmak arasi pisinti, kabar-
cik, uyuz, cicek sulan ve yaki konulan yerden cikan sular bozmaz
diyen alimler vardir. Zaruret halinde bu soze gore amel olunacagi,
Ibni Abidinde yazihdir. Stiltik, kene, biiyiik tahta biti fazla emerek
ve hacamat ile kan ahnca bozulur. Bunun icin, sinnga ignesi ile kan
ahnca da abdest bozulur. Kene, tahta biti, sivri sinek az emerlerse
bozulmaz. Yaki altma cikan kan, irin, iistundeki bezde ve etrafin-
da goriinmedikce bozmaz. Yaki, sargi cikanhnca, tizerinde gorti-
ltirse, o anda bozulur. Agiz dolusu kay, ttikrtige mtisavi kan bozar.
Ttikrtik kandan sararmis ise, bozmaz. Kizarmis ise, bozar. Ayva,
elmamn lsinlan yerinde kan gortiltirse, bozmaz. Maliki ve safi'ide
cildden akan seyler abdesti bozmaz. Mak'adm gevsek olacagi bir
halde, mesela yan veya sirt iistii yatarak veya dirsegine yahud bir-
seye dayamp veya bir dizini dikip diger uylugu tizerine oturarak
uyumak abdesti bozar. Dayandigi sey cekilince dtismezse bozul-
maz. Nemazda uyumak, dizlerini dikip, basini dizleri tizerine koya-
rak, bagdas kurarak, diz cokerek, teverrtik ederek uyumak boz-
maz. Teverriik, kadmlarm nemazda oturduklan gibi oturmakdir.
Bayilmak, serhos olmak, nemazda sesli gtilmek bozar. Yaradan
kati kan, et dtismek, yaradan, burundan, kulakdan kurd dtismek,
abdest uzvuna el siirmek, yabanci kadina dokunmak, balgam kus-
-375-
mak, giilmek, aglamak bozmaz. Yabanci kadma dokunmak sa-
fi'ide mutlaka bozar. Malikide ve hanbelide sehvet ile olunca bo-
zar.
Gasl, birseyi yikamak, gusl, yikanmak, boy abdesti demekdir.
Mazmaza, suyu agizda calkalamak olup, abdestde siinnet, guslde
farzdir. Gargara, suyu bugazda calkalamak olup, guslde de farz de-
gildir. Kapanmamis kiipe deligini guslde yikamak farzdir. Cop sok-
maga ltizum yokdur. Kadinin sac diplerini yikamasi farzdir. Sac 6r-
gtistinti coztip aralanm yikamasi lazim degildir. Sakal sik dahi olsa,
altmdaki deriyi ve biyigin ve kaslarm altmdaki deriyi yikamak
farzdir.
Uykuda veya uyamk iken mem cikmca ve cima' olunca, erkek
ve kadin (Ciiniib) oldu denir. Ciiniib olanm ve (Hayz) ve (Nifas)
dan kurtulan kadinin, nemaz kilacagi zeman, (Gusl) abdesti alma-
si farz olur. Guslde niyyet etmek, besmele ile baslamak, necaset
bulasik olmasa dahi, avret yerini yikayip, sonra bir abdest almak,
sonra bedenin her yerini tic kerre yikamak, yahud denize, nehre,
btiytik havza dalip cikmak, once basa, sonra sag omuza su dokmek,
bedeni ugalamak stinnetdir. Guslde abdest dtialan okunmaz. Er-
kek erkekler arasmda, kadin kadmlar arasmda pestamal bulamaz-
sa, comelerek ve arkasim donerek oyle yikamr. Bakan gtinaha gi-
rer. Kadm, erkek kansik ise, teyemmtim ederler. Sonra kaza eder-
ler. Kimsenin gormedigi yer ktictik ise, ciplak gusl caiz, btiytik ise,
mekruhdur.
18 - MEST UZERINE MESH: Topuklar ile ayaklan orten,
ayakkabiya ve aba terlige mest denir. Mestlerin ikisi tizerine, ab-
dest ahrken mesh edebilmek icin, bunlan abdestli iken giymis ol-
mak lazimdir. Ayaklarm parmaklan ucundan bashyarak, yanlar-
daki topuk kemiklerini asmak tizere, lslak tic el parmagi ile 0ze-
rek tizerleri siganir. icinde ayak olmiyan kisma yapilan mesh sa-
hih olmaz. Mukim olan, yirmidort saat, mtisafirin ise, tic gtin tic
gece sonra, mestleri cikanp, ayaklanm yikayarak bir kerre abdest
almasi lazimdir. Bu muddetden once, mestin birisi ayakdan cikm-
ca, abdestli ise, yalniz ayaklanm yikar. Malikide mesh mtiddeti,
ciiniib olunciya kadardir. Ayaklan yikamak, mest tizerine mesh-
den daha cok sevabdir. Abdest ahrken, mest tizerine mesh, kadm
ve erkek icin, her yerde, bir ozr olmadan caizdir. Guslde, mest
tizerine mesh, caiz degildir. Mestin bir saat ytirtiyebilecek seyden
yapilmis olmasi lazimdir. Tahta, cam veya bezden yapilmis mest
tizerine mesh edilmez. Bir mestde, tic ayak parmagi kadar delik
olmamasi lazimdir. Ytirtir iken acilmiyan uzun yank zarar vermez.
-376-
iki mestdeki delikler toplu hesab edilmez. Necaset ve avret ma-
halli hesabmda ise, toplamrlar. Mestin su sizdirmamasi lazimdir.
Ayak parmaklan olmiyan kimse, mesh edemez. Bir ayagi kesik
olan, diger ayagmdaki mest ilzerine mesh edemez(Feyziyye).
Mesh muddeti, yirmidort saatdir. Mesti abdestli olarak giyip, ab-
dest bozuldugu zeman baslar. Mestli olarak sefere cikamn miid-
deti iic gtin ve iic gece olur. Bir gun bir gece mesh etmis olan mii-
safir, mukim olunca, bunlara mesh edemez. Bir mestin iizerinde
iic el parmagi kadar yeri bir kerre mesh etmek sartdir. Yas bez,
siinger siirerek, su dokerek de mesh olur ise de, siinnet sevabi ha-
sil olmaz. tic parmagi, koncdan parmaklara veya sagdan sola ve-
ya bir parmak ile iic kerre mesh sahih ise de, siinnete muhalifdir.
Mestin biri ayakdan cikmca, iki ayagi da yikamak lazim olur.
Mest iizerine giyilen cizme, lastik bot iistiine mesh edilebilir. Ciz-
me cikanhnca, altmdaki mestin mesh zemam degismez. Bir mes-
te su girip, ayagin cogu lslamrsa, ayaklan yikamak lazim olur.
Bashk, eldiven, [parmakdaki oje], pece, [kaplama dis] iizerine
mesh yapilmaz.
Malikide mestin altim ve iistiinii temamen mesh etmek lazim-
dir. Bunun icin, yas sag el ayasi, sag mestin ucuna konup topuga
dogru cekilir. Sol el ayasi da, altma konup, cekilerek, topugun iki
tarafi bas ve kiiciik parmaklar ile kavramr. Sonra, sol el ayasi sol
mestin iistiinden ve sag el ayasi altindan cekilip, kavramr. Mestin
tahir olmasi, malikide de farzdir.
Kink kemik iizerine baglanan tahtaya [alciya], cebire denir.
Yaraya sanlan beze [Flastere] Isabe denir. Kan aldirmak, siiliik
tutunmak, igne yapdirmak, diismek gibi bir sebeb ile yaralana-
rak, ciban cikararak, kemigi kinlarak, sargi sardiran kimse, yara-
yi sicak su ile de yikayamaz, mesh edemezse, uzerindeki seyin co-
gunu bir kerre mesh eder. Sargi arasmda kalan deri de mesh edi-
lir. Bu mesh icin bir miiddet yokdur. Yara iyi olunciya kadar
mesh olunur. Onceden abdestli sanlmis olmalan sart degildir. Bir
ayagi yikayip, diger yarah ayaga mesh caizdir. Yara iyi olsa bile,
sargiyi cozmek, kanamaya, agnya sebeb olursa, mesh zemam bit-
mez. Yara lslamrsa, sargmm meshi batil olmaz. Sargi degisdirilir-
se, yenisine mesh lazim olmaz. Bunlara ve basa ve mestlere mesh
icin niyyete luzum yokdur. Yara, yank gibi seyler iizerine konan
ilac, merhem, pomat gibi seylerin cikanlmasi zarar verirse, bun-
lann iistii yikamr. Su zarar verirse, uzerleri mesh olunur. Mesh
dahi zarar verirse, mesh de terk edilir. Diger iic mezhebde de
boyle oldugu icin, baska bir mezhebi taklid etmege imkan yok-
dur.
-377-
Istihaza kani, idrar, ishal, yel, devamli burnu kanamasi ve ya-
ranin akmasi, hanefi mezhebinde, bir nemaz vakti icinde, durma-
dan devam ederse, (Ozr sahibi) olur. Gozu agnyanm goziiniin de-
vamli sulanmasi, kulagmdan, memesinden, gobeginden devamli
birsey akmasi da boyledir. Ilac ile, pamuk koymak, sarmak ile,
nemazi oturarak kilarak akmtiyi durdurmak vacibdir. Durdura-
mazsa, her nemaz vakti girdikden sonra abdest alip, nemazlan
oylece kilar. Ozrsiiz iken kilmadigi nemazlan, ozrlii olarak kaza
edebilir. Nemaz vaktlerinin cikmasi ile abdestleri bozulur. Hane-
fide, ozr sahibi olmak icin, ozriin, bir nemaz vakti icinde, abdest
ahp, o vaktin farzim kilacak kadar bir zeman durmayip, hep ak-
masi lazimdir. Ozr sahibi oldukdan sonra, bir nemaz vaktinde, bir
kerre akip, durunca, ozr sahibi olmak devam eder. Bir nemaz
vaktinde hie akmaz ise, ozr sahibi olmak nihayet bulur. Safi'ide
de boyle oldugu (El-ma'fuvat) serhinde yazihdir. Safi'ide, aynca
dort sart daha vardir. Ozr sahibinden akan seyler, bu iki mezheb-
de, (Necaset-i galiza) olduklarmdan, nemaz kilacagi zeman, ca-
masirma bulasmis olam, hanefide bir dirhemden fazla ise, bunu
yikamasi farzdir. Nemaz kilacak zeman kadar durmayip bulasir-
sa, yikamadan kilar. [Dirhem mikdari, kati necaset icin, bir mis-
kaldir ki, dort gram ve seksen santigramdir. Sivilar icin, acik avu-
cun icini dolduran suyun yiizeyi kadar yer demekdir]. Abdesti
bozan sey, bir nemaz vaktinde ve nemaz icinde cikip, devam et-
mese bile, (maliki mezhebinde) ozr sahibi olur. Abdesti ve nema-
zi bozulmaz. Hanefi mezhebinde olan kimse, maliki mezhebini
taklid eder.
Nemazm oniki farzmdan ikincisi (Necasetden taharet)dir. Hin-
zirdan baska her hayvan diri iken temizdir. Oliince, necs olurlar.
Hmzirin derisi ve her parcasi necsdir. Diger hayvanlar oliince, necs
olurlar. Hanefide, kopek de temiz oldugundan, bey' ve icar ve hibe
olunur. Baskasmm kopegini oldiirenin tazmm etmesi lazim olur.
Cildi, dabaglandikdan sonra temiz olur. fjzerinde necaset bulunmi-
yan kedi, kopek, kuyuya, havuza diisiip, diri cikanlsa, agzi suya deg-
memis ise, su necs olmaz. Kopegin eti ve salyasi necsdir. Killari te-
mizdir. [Safi'i mezhebinde kopek, domuz gibi necsdir. Malikide, iki-
si de temizdir.] Suya girerek veya yagmurdan lslanan kopek silkinin-
ce, iizerine sicrayan seyler, hanefide necs olmaz. [Safi'ide necs olur
ve sicrayan yerleri su ile yedi kerre yikamak lazim olur. Bunlardan
birisinde, suya toprak kansdirihr. Sicramis yerlere toprak serper.
Sonra iizerine su serper. Ugalar ve su ile topragi giderir. Yahud yas
yere toprak serperek ugalar. Yahud, once topragi su ile kansdi-
-378-
nr. Bu camuru siirer ugalar. Necs olan sivi, mesela ispirto, ilac, ko-
ku [su veya toprak] gibi seylere [bir menfe'at icin] karisdinhnca, ka-
risim temiz olur. [Lakin ilac icin olmiyanlan icmek haramdir.] Bu-
nun icin, tentiirdiyot ve kolonya, hanefide temizdir. Safi'ide, kulak,
burun, goz gibi tabi'i deliklerden cikan kan, az ise, ya'ni, adete go-
re, cok denilemezse, afv edilmisdir. Qban, yara ve hacamatdan ise
ve baska yere bulasmamis ise, cogu da, afv edilmisdir.] Balik ve su-
da yasayan biitiin hayvanlar, kam olmiyan bocekler, oliince les ol-
mazlar. Dinimize uygun kesilen veya avlanan hayvan, yimesi halal
ise, hem eti, hem derisi temiz olur. Yimesi haram ise, yalmz derisi
temiz olur. Lesin derisi dabaglamnca temiz olur. Domuzdan baska
hayvanlarm derisinin ve lesinin tiiyii, tirnagi, boynuzu, kemigi, ga-
gasi gibi kan bulunmiyan yerleri temizdir. Sinirleri pisdir. insan di-
ri iken de, olii iken de temizdir. Fekat, oliirken, her canh gibi, o da
necasetlenir. Bunun icin, yikamr. Temizlenir. Kuyuya diisiip oliirse,
suyu necs yapar. Bir suya, disi, tirnagi, kill diiserse necs yapmaz.
Tirnak kadar derisi diiserse, kam damlarsa pis yapar. Yimesi halal
olan hayvanlardan ve insandan, diri iken kopanlan parca necs olur,
yinmez. Hayvanlarm temiz yerlerini kullanmak mubahdir. Satm ah-
mr, satihr. Insamn parcalarim,[sacim, bobregini, sutiinii zaruretsiz]
kullanmak, satmak haramdir. [Organ nakli yapmamn caiz oldugu
buradan anlasilmakdadir.] Olii tavukdan cikan yumurta tahirdir, yi-
nir. Safi'ide, kabugu sertlesmemis ise, necsdir, yinmez. Olii koyun-
dan gelen siit de temizdir, icilir. Safi'ide necsdir. Olii koyundan ci-
kan olii kuzu necsdir. Bunun iskembesinden yapilan peynir mayasi
temizdir. Et kokunca, yemek eksiyince, necs olmaz. Fekat, zararh
olduklan icin, yinilmeleri halal olmaz. Yag acimakla, yimesi haram
olmaz. Et, peynir, kokup kurtlanmakla necs olmaz. Bir temiz ciger,
kuyuya diisiip, kokup, kurdlansa, ciger ve kuyudaki su pis olmaz.
Yagmur, kar ve dolu suyu, deniz, nehr, kuyu, gol, menba' sula-
nna, (Mutlak su) denir. Bunlarla, hem hades, hem de necaset te-
mizlenir. Cicek suyu, asma suyu, uziim suyu, et suyu gibi, hususi
ismlerle soylenen sulara (Mukayyed su) denir. Bunlann akici olan-
lari ile, yalmz necaset temizlenir. Siit, zeytin yagi gibi akici olmiyan
mayi'ler ile ve bevl gibi necs olan sivi ile hicbirsey temizlenmez.
198. ci maddeye bakimz! (Ni'met-i islam) kitabindan alman yazilar
temam oldu.
Nitfn kilmazsm sen, farz-u suuucti,
Degilmisin Muhammedin timmeti "aleyhisselam"
Anmaz mmn, Cehennemi, Cenneti,
Iman sahibi kul, boyle mi olur?
-379-
NEMAZIN SARTLARI
19 - Nemazin dismda olan, ya'ni nemaza baslamadan once yap-
masi farz olan sartlan yedidir:
1) (Hadesten taharet), ya'ni abdest almakdir. Eger su bulun-
mazsa teyemmiim etmekdir.
2) (Necasetden taharet), ya'ni elbisesini, vucudunii ve nemaz
kilacagi yeri pislikden temizlemekdir. Gerek agir, gerekse hafif ol-
sun, az veya cok olsun pisligi temizlemek iyi olur. Peygamberimiz
aleyhisselam buyurdu ki, (Kan ve cerahat pisdir. Nemaz kdinan
yeri de pislikden temizlemek lazimdir. Bedenini de, bevlden ve
menfden ve biitiin pisliklerden temizlemek lazimdir.)
[Hanefi mezhebinde kan, idrar, ispirto kaba necasetdir. Kiiciik
havza damlaymca, suyun hepsi kaba necaset olur. Bulasdiklan yer,
avuc icindeki suyun yiizeyinden az ise, nemaz sahih olur. Cebde bu-
lunan kapdaki ispirto, kan ve alkollii ickiler, bir miskalden [bes
gramdan] az ise, nemaz sahih olur. Bu mikdarlardan cok ise, nemaz
sahih olmaz. (Diirr-iil-muhtar)da, istinca bahsi sonunda diyor ki,
(Su ile toprakdan biri temiz ise, kansimlan olan camur temiz kabul
edilir. Fetva da boyledir.) (ibni Abidin), (Bahr), (Esbah), (Feth) ve
(Bezzaziyye)de de boyle yazihdir. Bu soze za'if diyenler de var ise
de, harac, mesakkat olunca, za'if kavl ile amel olunur. Fikh alimle-
rinin bu sozlerinden, ihtiyaci karsilamak icin yapilan kolonya, ilac,
vernik ve boya gibi ispirtolu kansimlarm temiz kabul edilecekleri
anlasilmakdadir. Nemaz kilarken necasetden korunmakda harac,
mesakkat oldugu zeman, bu kavl ile amel edilir. Safi'i ve maliki
mezhebinde de boyle oldugu, (Ma'fiivat) kitabinda yazihdir. ispir-
tolu ilaclarm temiz kabul edilmeleri, bunlari icmenin caiz olacagim
gostermez. Zaruret olmadikca, yinmeleri ve icilmeleri yine caiz ol-
maz. Alkollii ickiler, ihtiyac esyasi degildirler. Necaset olmalan, bu
kavle gore de, afv edilmez.]
3) Avret yeri acik olarak kilman nemaz sahih olmaz.
4) Kible cihetine donmekdir. Kible, Mekke sehrinde bulunan
Ka'bedir. Nemaz Ka'beye karsi kihmr. Ka'beye karsi secde edilir.
Ka'be icin secde edilmez. Allahu teala icin secde edilir. Vapurda,
trende de, nemaz kilarken, kibleye donmek farzdir. Bunlarda kib-
leye donemiyen hanefiler, maliki veya safi'i mezhebini taklid ede-
rek, iki nemazi cem' eder. Takvimde yazih (Kible saati) vaktinde,
giinese donen, kibleye donmiis olur.
5) Her nemazi vaktinde kildigim bilmekdir. ibni Abidin, diyor
ki, (Ezan, vaktinde okununca, islam ezam olur. Vaktinden evvel
okunursa, konusmak olur. Din ile alay etmek olur.)
-380-
NEMAZ VAKTLERI
Akil ve balig olan, ya'ni akh olup, evlenme yasma gelmis olan
her musliman erkegin ve kadinm, hergiin bes vakt nemazi, zeman-
larinda kilmalan farzdir. Bir nemaz zemamnin basladigi vakte, o
nemazin vakti denir. Bir nemaz, vakti gelmeden once kilimrsa, sa-
Mh olmaz. Hem de biiyiik giinah olur. Nemazin sahih olmasi icin,
zemamnda kilmak lazim oldugu gibi, zemamnda kildigim bilmek,
siibhe etmemek de farzdir.
Hadis-i serifde, (Nemaz zemamnin bir evveli vardir. Bir de so-
nu vardir) buyuruldu. Bir mahalde, bir nemaz zemanmm evvel
vakti, giinesin o mahallin zahiri iifk hattmdan belli bir irtifa'a gel-
digi vaktdir. Uzerinde yasadigimrz (Erd kiiresi), mihveri (ekseni)
etrafmda, boslukda donmekdedir. Bu mihver, Erdm merkezinden
gecen ve Erdm sathim [yiizeyini] iki noktada delen bir dogrudur.
Bu iki noktaya (Erdin kutublari) denir. Giinesin ve yildizlann,
uzerinde hareket etdikleri zan olunan kiireye (Sema kiiresi) de-
nir. Giines hareket etmez. Fekat, Erd kiiresi dondiigii icin, giines
hareket ediyor zan ediyoruz. Etrafimiza bakmca yer ile gok, bii-
yiik bir dairenin kavsi uzerinde birlesmis gibi goriiniiyor. Bu da-
ireye (tifk-i zahiri hatti) denir. Giines, sabahlan, bu hattm sark ta-
rafindan doguyor. Semamn ortasma dogru yiikseliyor. Ogle vak-
ti, tepeye kadar ytikselip, tekrar alcalmaga bashyor. Sonra, iifk-i
zahiri hattinin garb tarafinda, bir noktadan batiyor. Ufk-i zahiri
hattmdan i'tibaren en yiiksek oldugu vakt (Zeval vakti)dir. Bu
vaktde, giinesin (Ufk-i zahiri hattmdan) olan yiiksekligine, giine-
sin (Gaye-i irtifa')i denir. Semaya bakan insana (Rasid) denir. Ra-
sidin ayaklarmdan gecen Erdin yan capi istikametine rasidm (§a-
kul)u denir. Rasid, yer kiiresinin haricinde herhangi bir yiiksek-
likdeki bir M noktasmdadir. ME hatti, rasidm sakuliidiir. Bu sa-
kule dik olan diizlemlere rasidm (iifk diizlemleri) denir. Alti iifk
diizlemi vardir: 383. cii sahifedeki resmde 3 numarah, Rasidm
ayaklarmdan gecen MF (Riyadi iifk) diizlemi. Yer kiiresine temas
eden BN (Hissi iifk) diizlemi. 3- Rasidm etrafmi ceviren (Zahiri
iifk hatti) dairesinin [LK dairesinin] cizildigi LK diizlemi (Mer'i
iifk) diizlemi. 4- Erdin merkezinden gecen (Hakiki iifk) diizlemi.
5- Rasidm bulundugu yerin en yiiksek noktasimn Pq zahiri iifk
hattmdan gecen ser'i iifk diizlemidir ki, bu diizlemin yer ktiresini
kesdigi daireye, bu rasidm ($er'i iifk hatti) denir. Bu bes diizlem,
birbirlerine paraleldir. 6- Bunlara paralel olmiyan (Sathf iifk diiz-
lemi) vardir. Rasidm bulundugu yer yiikseldikce, (Zahiri iifk hat-
ti) biiyiir ve hakiki iifk hattma yaklasir. Bundan dolayi, bir sehr-
de, muhtelif yiikseklikler icin, bir nemazin muhtelif vaktleri olur.
-381-
Halbuki, bir sehrde, bir nemazm tek bir vakti vardir. Bundan do-
layi, nemaz vaktleri icin, zahiri iifk hatlan kullanilmaz. Yiikseklik
ile degismiyen (Ser'i iifk) hattmdan olan Pq ser'i irtifa' kullamlir.
Her iifk diizleminin sema kiiresini kesdigi dairelere, bu iifkun
(hatti) denir. Rasidm bulundugu yer yiikseldikce, (Zahiri iifk hat-
ti) dairesi biiyiir. Her mahallin alti iifkundan iicii icin, bir nema-
zin birer vakti vardir: Hakiki, zahiri ve ser'i vaktler. Bunlardan
herbirinin Riyadi ve Mer'i kismlan vardir. Riyadi vaktler, giine-
sin irtifa'mdan hesab ile bulunur. Mer'i vaktler, riyadi vaktlere 8
dakika 20 saniye ekliyerek hasil olur. Ciinki ziya, giinesden Erda
8 dakika 20 saniyede gelmekdedir. Giinesi gorerek de anlasihr.
Riyadi ve hakiki vaktlerde nemaz kihnmaz. Nemazlar mer'i vakt-
lerde kihmr. Riyadi vaktler, mer'i vaktlerin bulunmalanna vasita
olurlar. Giinesi gorenler icin, bir nemazm zahiri mer'i vakti, gor-
miyenler icin hesab ile bulunan ser'i mer'i vakti kullamlir. Zahiri
mer'i vakt, giinesin on kenanmn, bu mahaldeki zahiri iifuk hatti-
na nazaran, bu nemaz vaktine mahsus olan irtifa'a geldigi gorii-
liince baslar. Bu irtifa'a (Zahiri irtifa') ve bu vakte (Zahiri vakt)
denir. Ser'i vakt, giinesin on kenanmn, ser'i iifuk hattma nazaran,
bu nemazm irtifa'ma geldigi hesab ederek anlasihr. Zahiri iifkla-
ra nazaran olan irtifa' dereceleri, giindiiz, giines dogarken baslar.
Gece, giinesin gurub etdigi zahiri iifkdan baslar. Ser'i iifk, ogle-
den evvel, hakiki iifkdan evveldir. Tulu' ve gurub vaktlerinde gii-
nesin irtifa'i sifirdir. Fecr-i sadik vaktinin baslamasi irtifa'i, dort
mezhebde de, iifk-i zahiri hattmin sark tarafindan -19 derecedir.
Yatsi nemazi vaktinin baslamasi irtifa'i, tmam-i a'zama gore, iifk-i
zahiri hattmm garb tarafindan -19 derece, iki imama ve diger ile
mezhebe gore -17 derecedir. Giinesin merkezinin, iifk-i hakiki-
den, gaye irtifa'ma yiikseldigi goriiliince, mer'i hakiki (Zeval vak-
ti) olur. Giinesin on ve arka kenarlarmm gaye irtifa'larma geldik-
lerindeki golge uzunluklan aym olup, vaktleri farkhdir. Bu iki
vaktin ortalamasmda, zevali saat makinalanmn ayarlan 12 yapi-
hr. Bu vakt, hesab ile bulunan riyadi zeval vaktinden 8 dakika 20
saniye sonradir ve yere dik cubugun golgesinin en kisa oldugu
vaktdir. Ogle ve ikindi vaktlerinin irtifa'lan hergiin degismekde-
dir. Bu iki irtifa' hergiin yeniden ta'yin edilir. Bir beldede, giinesin
hakiki gaye irtifa' derecesi , o beldenin arz derecesinin temamisi
ile, o giinkii meyl-i semsin cebri toplamidir. Giinesin kenanmn, za-
hiri iifuk hattmdan, nemazm irtifa'ma geldigi vakt goriilemiyecegi
icin, fikh kitablari bu mer'i vaktin alametlerini, isaretlerini bildir-
mekdedir. Semada bu alametleri gorebilenler, nemazlanm bu mer'i
(Zahiri vaktler) de kilar. Giinesi veya zahiri vaktlerin alametleri-
-382-
ni goremiyenler ve takvfm hazirlryanlar, giinesin kenarmm, ser'i
iifuklara gore olan (riyadi ser'i) irtifa'lara geldigi vaktleri hesab e-
der. Nemazlanm, saate bakarak bu (Riyadi $er'i vaktler) de kilarlar.
Saat makinelerinin bu riyadi ser'i vaktleri gosterdigi vakt, (mer'i
§er'i) vakt olur. Nemazlar, bu mer'i vaktlerinde kilmmis olur.
Tenbfli: Hesab ile, giinesin, ser'i iifka nazaran irtifa' noktasina
geldigi, riyadi vaktler bulunmakdadir. Giinesin, bu riyadi vakte gel-
digi, bu riyadi vaktden 8 dakfka 20 saniye sonra goriiliir ki, bu vakt,
mer'i vaktdir. Ya'ni, mer'i vakt, riyadi vaktden 8 dakika 20 saniye
sonradir. Saat makinelerinin baslangiclan, ya'ni hakiki zeval ve ser'i
gurub vaktlerinin sifir oldugu vaktler, mer'i vaktler oldugu icin, sa-
at makinelerinin ayarlan, riyadi vakt sifir oldukdan 8 dakika 20 sa-
M
H r ^ '
B^ i
L^-J*^ 7 ^
*LK
K = Giinesin merkezinden gecen
Semt dtizleminin LK zahiri
iifuk hattini kesdigi nokta.
MS = Erd ktiresine K noktasmda
miimas olan [degen] iifk-i
hissi dtizlemine Rasidin
(iifk-i sathi)si denir.
HK=Giinesin kenarmm iifk-i za-
hiri hatti iizerindeki K nok-
tasindan irtifa'idir. Bu irti-
fa', giinesin sathi iifka naza-
ran olan ZS irtifa'ina musa-
vidir.
D = C = C = Inhitat-i iifuk zaviye-
si.
M = Mahallin herhangi bir yiik-
sek yeri.
ZS = Giinesin, sathi iifka nazaran
irtifa'im gosteren, semadaki
semt dairesi kavsidir. Bu
kavsin derecesi, HK kavsi-
nin derecesine miisavidir.
O = Ufk-i hakiki ile iifk-i sathi-
nin kesisdigi dogru noktala-
rmdan biri.
1- Ufk-i hakiki, 2- Ufk-i hissi,
3- Ufk-i riyadi, 4- Ufk-i
sathi diizlemleri, 5- Ufk-i
zahiri hatti. 6- Ufk-i ser'i
hatti.
G = Giinesin merkezinin gorii-
niisii.
GA= Giinesin hakiki irtifa'i kavsi.
B= Mahallin en aleak yeri.
ZMF= Giinesin riyadi irtifa' zavi-
yesi.
383
niye sonra sifir yapildiklan icin, saat makinelerinin gosterdikleri
riyadi vaktler, mer'i vaktler olmakdadir. Ser'i vaktler, hesab ile
bulundugu ve takvimlerde riyadi vaktler yazili oldugu halde, saat
makinelerinde mer'i vaktler haline donmekdedirler. Hesab ile,
once giines merkezinin, hakiki iifk hattma gore, nemazm irtifa'ma
geldigi (Riyadi hakiki vaktler) bulunmakdadir. Bunlar, sonra tem-
kin ile mu'amele olunarak, (riyadi ser'i) vaktlere cevrilir. Saat ma-
kinelerinde, riyadi vaktlere 8 dakika 20 saniye ilave etmek lazim
olmaz.
Herhangi bir yiikseklikde bulunan Rasidin, o mahallin, ova ve
deniz gibi en asagi noktalan ile semamn birlesmis gibi gordiigii da-
ireye rasidin (Zahiri iifuk hatti) denir. Bu daireden gecen iifuk
diizlemine bu yiiksekligin (Ufk-i mer'i)si denir. Rasidm bulundu-
gu mahallin en asagi yerine, ya'ni Erd kiiresinin sathina [yiiziine]
temas eden BN iifuk diizlemine rasidm (Ufk-i hissf)si denir. Rasi-
dm bulundugu M noktasmdan gecen ve Erd kiiresine K noktasin-
da temas eden [degen] MS diizlemine rasidm, (Sathi iifuk) u denir
ki, rasidm goziinden cikan su'a' istikametidir. Bir mahaldeki muh-
telif yiikseklikler icin, muhtelif sathi iifuklar vardir. Herbiri icin,
giinesin ayn irtifa'lan vardir. Belli bir yiikseklige mahsus olan bir
sathi iifuk, rasidm sakulii etrafmda devr ederse Erd kiiresine temas
eden K noktalan, zahiri iifuk hattim meydana getirirler. Rasid,
mahallin en yiiksek noktasmda iken, zahiri iifk hattma ($er'i iifuk)
denir. Erd kiiresinin merkezinden gecen AE iifuk diizlemine rasi-
dm (Ufk-i hakiki) si denir. Merkezinde Erd kiiresi bulunan ve iize-
rinde giines ile yildizlann bulunduklan diisiiniilen biiyiik ktireye
(Sema kiiresi), sakuliin sema kiiresini deldigi noktaya, bu mahallin
(Semt noktasi) denir. Sakulden gecen sonsuz mikdardaki diizlem-
lere (Semt diizlemi) denir. Giinesden gecen ZMS semt diizlemi,
sathi iifuklardan birini keser. Semt diizlemleri ve sathi iifk diizlem-
leri M den gecdikleri icin, semt diizlemleri ile sathi iifk diizlemleri
birbirlerini bir dogru iizerinde keserler. Bu MS dogrusuna, (Sathi
iifuk hatti) denir. Bu hat, K noktasmda, EK yan capina amuddur,
[dik]dir ve rasidin goziinden gecer. Semt duzlemlerinin sema kiire-
sini kesdiklerini diisiiniirsek, kiire sathmda hasil olan bu dairelere,
bu mahallin (Semt daireleri) veya (irtifa' daireleri) denir. Bu daire-
ler, bu mahallin iifuk diizlemlerinden besini dik olarak keserler. Gii-
nesin merkezinden gecen semt dairesinin, hakiki iifuk diizlemini
kesdigi A noktasi ile giinesin merkezi arasmda kalan AG kavsinin
derecesine, giinesin o mahalde ve o andaki (Hakiki irtifa'i) denir.
Sems, her an, baska semt dairelerinden gecmekdedir. Semsin bir Z
kenanndan gecen semt dairesinin, bu kenan kesdigi Z noktasi ile
-384-
hissi, mer'i, sathi ve riyadi ve hakiki iifuk diizlemlerini kesdigi iki
nokta arasmda kalan semt kavsinin derecesine, giinesin bu iifukla-
ra gore (irtifa')lan denir. Semsin bu iifuklardan aym irtifa'da ol-
dugu vaktler farkhdir. Giines bir mahallin sathi iifkunun altina gi-
rince, ya'ni bu iifka nazaran irtifa'i sifir olunca, bu iifkun her ye-
rindeki Rasidlar, giinesin bu iifukdan gurub etdigini goriirler.
Yiiksekde bulunan Rasid, LK kendi iifk-i zahirisi hattmin bir K
noktasmdan gecen, iifk-i sathiden gurubunu goriir. LK, Ufk-i za-
hiri dairesinin her noktasmdan gecen birer sathi iifuk diizlemleri
vardir. Gtinesden gecen ZS semt dairesi, bu iifuklardan birini S
noktasmda dik olarak keser. K noktasmdaki MKO sathi iifku, Ra-
sidm (Sathi iifk)udur. Sathi iifuk ve MF riyadi iifku, Rasidm bu-
lundugu aym diizlem icinde, aym yiikseklikden geciyorlar. Fekat,
aralarmda bir C zaviyesi [aci] vardir. Bu aciya (inhitat-i iifuk zavi-
yesi) denir. Ahmed Ziya beg diyor ki, (rasidin bulundugu mahal-
lin, iifk-i hissiden, metre olarak, irtifa'imn kare kokii 106,92 ile
carpilmca, bu mahallin inhitat-i iifuk aci saniyesi olur). Yiiksekde-
ki Rasida nazaran giinesin gurub etmesi, iifk-i sathiye nazaran ir-
tifa'imn sifir olmasidir. Diger nemazlar zevalden sonra olduklan
icin, bunlarm ser'i vaktleri de, bunun gibidir. Ya'ni, giinesin sathi
iifka nazaran irtifa'lan ile hesab edilir. Giinesin sathi iifka nazaran
(ZS) irtifa'i, Rasidm bulundugu mahallin sakultinden gecen semt
dairelerinden, giinesin kenarmdan gecen dairenin kavsidir. Bu
kavs, Rasidm goziinden cikip, bu kavsin iki ucundan gecen iki ya-
nm dogru arasindaki zaviyenin derecesini gostermekdedir. Bu
kavse muvazi [paralel] olarak, zaviyenin iki kenan arasmda cizilen
sayisiz mikdardaki kavslerin hepsi de, giinesin bu irtifa' derecesi-
ni gostermekdedirler. Rasid, bu kavslerden, sathi iifkun, iifk-i za-
hiri hattim kesdigi K noktasmdan gecen HK kavsini, giinesin sathi
iifk hattina nazaran irtifa'i olarak gormekdedir. Bunun icin, sathi
iifka nazaran irtifa' olan, ZS kavsi yerine, zahiri iifuk hattina na-
zaran olan, HK (zahiri irtifa'i) kullamlmakdadir. Bu irtifa', hakiki
iifka gore olan ZA irtifa'i ile C inhitat-i iifk zaviyesi toplami kadar
olmakdadir. Mer'i ser'i vaktler, bu irtifa' ile hesab edilmekdedir.
Semsin zahiri irtifa'i, Sekstant ve Rub'-i daire tahtasi ile bulun-
makdadir.
Erd mihverinin [ekseninin] sema kiiresini kesdigi iki noktaya
(Sema kutbu) denir. Mihverden gecen duzlemlerin sema kiiresin-
de hasil etdikleri dairelere (Meyl daireleri) denir. Erd merkezin-
den gecen ve mihverine amud [dik] olan diizleme (Ekvator) sathi
denir. Giinesin merkezi ile Ekvator sathi arasmda kalan meyl da-
iresi kavsinin derecesine (Giinesin meyli) denir.
- 385 - Islam Ahlaki - F:25
Bir mahalde, bir meyl diizlemi ve bircok semt diizlemleri var-
dir. Bir mahallin sakulii ile Erdm mihveri, Erdm merkezinde birle-
sirler. Hasil etdikleri zaviyenin diizlemine (Nisf-iin-nehar diizlemi)
denir. Bu diizlemin sema kliresini kesdigi daireye (Nisf-iin-nehar
dairesi=Meridiyen), hakiki iifku kesdigi dogruya (Nisf-iin-nehar
hatti) denir. Giinesin gtinluk mahrekleri, birbirlerine ve Ekvator
diizlemine paralel olan dairelerdir. Bu dairelerin bulunduklan
diizlemler, Erdin mihverine ve Nrfs-iin-nehar diizlemine dikdirler.
Ufuk diizlemlerini egik [mail] olarak keserler. Giines bir mahallin
iifk-i zahiri hatti iizerinde kaldigi zeman, o mahalde semsi giindiiz
olur. Giinesden gecen semt dairesi, iifk-i zahiri hattim dik olarak
keser. Giines, bir mahallin Nisf-iin-nehar dairesi iizerine gelince,
ya'ni merkezi hakiki iifukdan gaye irtifa'mda iken, merkezinden
gecen meyl dairesi ile, o mahallin semt dairesi aym olur. Bu daire-
nin, giines merkezi ile Ekvator arasmdaki kavsi (Meyl), iifk-i haki-
ki arasindaki kavsi, (Hakiki gaye irtifa'i) derecesi olur. Rasid Ek-
vatorda ise, hakiki iifku, Erdin mihverinden gecer. Her zeman, ge-
ce ve giindiiz oniki saat olurlar. Rasid Kutubda ise, hakiki iifuk
diizlemi, Ekvator diizlemi ile aym olur ve giines, Rasidm bulundu-
gu yanm kiirede iken, alti ay giindiiz, diger yanm kiirede olunca,
alti ay gece olur. Giinesin senelik hareketini yapdigi (Hiisiif diizle-
mi), Ekvator diizlemini Erdm bir kutru [capi] istikametinde keser.
Aralarinda daima 23 derece 27 dakikahk zaviye vardir. Giines Ek-
vatorun bir tarafmda iken, bu mahallerde yaz, diger yanm kiirede
kis olur.
Sabah nemazimn zemam, dort mezhebde de, (leyl-i ser'f) so-
nunda, ya'ni (Fecr-i sadik) denilen beyazhgin sarkdaki iifk-i zahi-
ri hattmm bir noktasmda goriilmesinden, (leyl-i semsi)nin sonuna,
ya'ni giinesin iist kenannm, o mahaldeki iifk-i zahiri hattindan
doguncaya kadardir. Beyazhk, iist kenari bir mahallin iifk-i zahiri
hattma 19 derece yaklasmca, bir noktada goriiliir. Oruc da bu vakt
baslar. islam alimleri, -19 derece irtifa' ile hesab etdikleri imsak
vaktlerinin, bulutsuz ve berrak havada, tifk-i zahiri hattina ve sa-
ate bakarak, beyazhgm, iifk-i zahiri hattinm bir noktasmda basla-
digi vakt ile aym olduklanm gormiislerdir. Biz de boyle gordiik.
Simdi, oruc tutmaga bu vaktlerden sonra bashyanlarm oruclan sa-
hih olmamakdadir. Daha sonra, irtifa' -18 olunca, beyazhk bu
iifuk hatti iizerine yayihr. Sabah nemazim bu vakt kilmak ihtiyat-
h olur. Avrupahlar, bu vakte fecr diyorlar. Miislimanlarm, din is-
lerinde, hiristiyanlara degil, islam alimlerine uymasi lazimdir. Be-
yazhk, iifuk hatti iizerinde kirmizihgm baslamasmdan iki derece
evvel baslar. -20 derece yaklasmca beyazhgin basladigmi bildiren-
lerin de bulundugu, ibni Abidinde ve M. Arif begin takviminde ya-
-386-
zili ise de, islam alimleri, -19 derece oldugunda ittifak etmislerdir.
Kirmiziligm yayilmasi, giinesin iist kenan, iifk-i zahiri hattma 16
derece yaklasmcadir. Fecr ve imsak vakti icin -16 derece irtifa'i
kabiil etmek, islam alimlerine uymamak olur.
Zahiri zuhr mahalli ile hakiki zuhr mahalli aym degildir. Giine-
si gorenler icin, ogle nemazinm evvel mer'i vakti, giinesin arka ke-
nan zahiri zeval mahallinden aynlinca baslar. Bu vakt, giinesin ar-
ka kenanmn, iifk-i ser'i hattindan gaye irtifa'ina yiikseldigi vakt-
dir ve feyyi zevalden, ya'ni dik bir cubuk golgesinin, en kisa iken,
uzamaga basladigmi gormekle anlasihr. Bu vakt, giines merkezi-
nin, o mahaldeki gundiiz miiddetinin ortasmdan [semadaki Nisf-
iin-nehar dairesinden] ya'ni hakiki iifk hattina gore, hakiki gaye
irtifa'ina yiikseldikden, ya'ni (Hakiki zeval vakti)nden sonra, arka
kenanmn, Erd iizerindeki iifk-i ser'i hattimn garb tarafindan, za-
hiri gaye irtifa'ina indigi goriilunce baslar. Giinesi gorenler icin,
nemaz vaktlerinin, [giinesin merkezinin] ufk-i hakikiye nazaran
olan, hakiki irtifa'lan ile degil, arka kenanmn iifk-i ser'i hattindan
zahiri irtifa'ina geldigi, ya'ni nemaz vaktinin, hakiki irtifa'ina gel-
mesinden sonra temkin zemani gecdigi goriiliince bashyacagi,
Tahtavinin (imdad ha§iyesi)nde yazihdir. Zahiri zuhr vaktinin,
giinesin, ser'i gaye-i irtifa'dan alcaldigi goriildiigii vakt basladigi
(Mecma'ul enhiir)de de yazihdir. Etrafimizda, bir daire seklinde
gordiigiimuz (zahiri iifuk hatti) dairesinin mahalli, Rasid, en asagi
yerde iken, iifk-i hissi iizerinde bir B noktasidir. Semada zahiri ga-
ye irtifa'mdaki (Zahiri zeval mahalli) de, semadaki zahiri zeval
noktasi olur. Rasid, insan boyu kadar bile yiikseldikce, iifk-i zahi-
ri hatti, iifk-i hissideki B noktasmin etrafmda, msf kutru, inhitat-i
iifuk derecesi kadar bir kavs olan, bir daire seklini ahr ve iifk-i ha-
kikiye dogru alcahr. Semadaki, zahiri zeval mahalleri de, iifk-i za-
hiri hattindan gaye irtifa'mda olan noktalann, zahiri zeval nokta-
si etrafmda husule getirdikleri bir dairenin, giinesin mahrekini
kesdigi iki nokta arasmdaki mahrek kavsi olur. Bu zeval daireleri,
Nisf-iin-nehar diizlemine dikdir ve msf kutrlan olan kavsler, inhi-
tat-i ufuklar kadardir. Zahiri zeval kavsinin basi ve sonu, giinesin
giinliik mahrekinin, zahiri zeval dairesini kesdigi iki noktadir. Gii-
nesin on kenan, birinci noktaya gelince, golgenin kisalmasi fark
edilmez, zahiri zeval vakti baslar. Arka kenan, ikinci noktadan ci-
kmca, temam olur. Bu vakt, golgenin uzamaga basladigmi gor-
mekle anlasihr. (Zeval mahalli daireleri)nden her biri, Erd iizerin-
deki, rasidm bulundugu mahalle mahsus olan zahiri iifuk hatti da-
iresinin noktalanndan aym gaye irtifa'mda bulunan noktalardan
meydana gelmisdir. (Ser'i zeval vakti), giinesin on kenanmn, bu da-
irelerin en disindaki, en biiyiigii iizerindeki iki noktadan birincisi-
-387-
ne geldigi vakt baslar. Arka kenar, bu daireden aynhrken, ser'i ze-
val vakti temam olarak (ser'i zuhr vakti) baslar. Riyadi ser'i vakt-
ler hesab ile bulunarak takvimlere yazilir. Zuhr vakti, asr-i evvele
kadar, ya'ni bir seyin golgesi, zeval vaktindeki boyundan, bu seyin
boyu mikdan uzaymcaya veya asr-i saniye, ya'ni boyunun iki misli
uzaymcaya kadar devam eder. Birincisi, iki imama ve diger iic mez-
hebe gore, ikinci vakt ise, Imam-i a'zama goredir.
Ikindi nemazimn vakti, ogle vakti bitince bashyarak, giinesin
arka kenan iifk-i zahiri hattmdan batip, gayb oldugu goriiliinciye
kadar ise de, giines sarardikdan sonra, ya'ni alt [on] kenan iifk-i za-
hiri hattma bir mizrak boyu yaklasmca, her nemazi kilmak ve ikin-
diyi bu vakte gecikdirmek haramdir. Giinesin veya ziyasmm geldi-
gi yerlerin sararmasi, merkezinin ufk-i hakikiye bes derece irtifa'a
geldigi vakt baslar. Bu vakte (isfirar vakti) veya (Kerahet vakti)
denir. [Giinesin on kenannm iifk-i ser'iden aynldigi zeman baslar.]
Bu vakt, iic kerahet vaktinin uciinciisiidur. Tiirkiyede sehrlerde
ikindi ezanlan, iki imama gore okundugundan, ikindi nemazim, bu
ezandan, kism 36 dakika, yazin ise 72 dakika sonra kilmahdir ki,
boylece imam-i a'zama da uyulmus olur. Arz derecesi 40 ile 42 ara-
smdaki mahallerde, ocak ayindan bashyarak, her ay icin 6 dakika,
36 ya have, kisa dogru temmuz ayindan bashyarak, 72 den tarh edi-
lince, bu aydaki iki asr vakti arasmdaki zeman farki olur.
Aksam nemazi, semsi ve ser'i gecenin baslamasi ile birlikde
baslar. Giines zahiri gurub edince, ya'ni iist kenannin Rasidm bu-
lundugu mahallin tlfk-i zahiri hattmdan gayb oldugu goriiliince
baslar. Hadis-i serifde, (Gece baslayinca, orucu bozunuz! Gece-
nin baslamasi, giines ziyasmiii, §ark tarafinda, en yiiksek tepeden
gayb olmasi ile olur) buyuruldu. Bu hadis-i serif ve (ibni Abidin)
ile (Tahtavi)nin "rahmetullahi aleyhima" aciklamalan gosteriyor
ki, giinesin zahiri iifuk hattmdan gurub etmesinin gorulmedigi
yerlerde ve hesab yapihrken, gurub, giines ziyasmm en yiiksek te-
peden cekildigi mer'i ser'i gurub vaktidir. Ezani saat makineleri,
bu vakt 12 yapihr. Aksam nemazimn vakti, safak kararmcaya,
ya'ni garbda, iki imama ve diger iic mezhebe gore, kirmizihk gayb
oluncaya veya Imam-i a'zama gore, bundan iki derece sonra, be-
yazhk gayb oluncaya kadar devam eder. Aksam nemazim, vak-
tin evvelinde kilmak siinnetdir. (istibak-i niicum) vaktinden,
ya'ni yildizlar cogaldikdan, ya'ni giinesin arka kenannin iifk-i
zahiri hatti altma on derece irtifa'a indikden sonraya birakmak
haramdir. Bu vakt ile gurub vakti arasmdaki zeman, Istanbul gi-
bi, arzi 41 derece olan mahaller icin, bir senede, 53 ile 67 daki-
ka arasmda degismekdedir. Hastahk, seferi olmak, hazir ta'ami
-388-
yimek icin, yildizlar cok goriiliinceye kadar gecikdirilebilir.
Yatsi nemazinin vakti, imameyne gore, isa-i evvelden, ya'ni
garbdaki zahiri iifuk hatti tizerinde kirmizilik gayb oldukdan son-
ra baslar. Diger iic mezhebde de boyledir. imam-i a'zama gore,
isa-i saniden, ya'ni beyazlik gayb oldukdan sonra baslar. Ser'i ge-
cenin sonuna, ya'ni Fecr-i sadikm agarmasina kadardir. [Giinesin
iist kenari, zahiri iifukdan 17 derece irtifa'a inince kirmizilik, 19
derece inince, beyazlik gayb olur.] Safi'i mezhebinde yatsi nema-
zinin ahir vakti, ser'i gecenin, ya'ni gurub ile fecr-i sadik arasinda-
ki zemamn yansma kadar diyenler vardir. Yatsiyi, ser'i gecenin ya-
nsmdan sonra kilmak, bunlara gore caiz degildir. Hanefide ise,
mekruhdur. Malikide de fecre kadar kilmak sahih ise de, ser'i ge-
cenin iicde birinden sonra kilmak giinahdir. Ogle ve aksam ne-
mazlanni iki imamm bildirdigi vaktlerde kilamiyan, kazaya birak-
mayip, imam-i a'zamm kavline gore eda etmeli, bu takdirde, o gun
ikindi ve yatsi nemazlanni da, Imam-i a'zama gore kilmahdir.
Bes vakt nemazin ve bilhassa sabah ve yatsi nemaz vaktlerinin
baslangici, her memleketin arz [Enlem] derecesine, ya'ni Hatt-i is-
tivadan uzakhgma ve giinesin meyline, ya'ni ay ve giinlere gore
baskadir. Kutba yaklasdikca, fecr ve safak vaktleri giinesin tulu'
[dogma] ve gurub [batma] vaktlerinden uzaklasir. Ya'ni sabah ve
yatsi nemazlarmm ilk vaktleri, birbirlerine yaklasir. Tenvir sathi
ile Erdm mihveri arasmdaki (Tenvir zaviyesi), giinesin meyline
miisavi oldugu icin, 90 - arz < meyl +19 ya'ni arz dereceleri ile
meyl-i semsin toplami, yetmisbir [90-19=71] veya daha ziyade olan
yerlerde ve zemanlarda, mesela Parisde giinesin meyli, cok oldu-
gu Haziramn 12 ile 30 u arasmda, safak kirmizihgi gayb olmadan,
fecrin beyazhgi baslar. Bunun icin, yatsi ve sabah nemazlarmm
vaktleri baslamaz. (Se'adet-i Ebediyye) sahife 175 'e bakmiz! Ha-
nefi mezhebinde vakt, nemazin sebebidir. Sebeb bulunmazsa, ne-
maz farz olmaz. O halde, hanefi mezhebi alimlerinin cogu, boyle
memleketlerde, bu iki nemaz farz olmaz, dedi. Ba'zi alimlere go-
re ise, arz dereceleri bunlara yakm yerlerdeki veya boyle bir yer-
de, boyle zemanlarm baslamadan evvelki gunlerdeki vaktlerinde
kilmahdir.
Nehar-i ser'inin, ya'ni oruc zemammn dortde birine, ilm-i nti-
cum alimleri, ya'ni astronomi alimleri, (Diiha) vakti diyor. Bu
vakt, kerahet zemammn sonudur. Din alimleri, bu vakte (israk
vakti) ya'ni kusluk zemammn basladigi vaktdir, diyorlar. Diiha
vaktinde giines merkezinin ufk-i hakikiden irtifa'i bes derecedir.
Alt kenari, ufk-i mer'iden bir mizrak boyu irtifa'mdadir. Diiha
vakti, giinesin tulu'undan takriben 40 dakika sonradir. Bu iki vakt
-389-
arasindaki zeman, (Kerahet zemani)dir. Diiha vakti olunca, her-
giin iki rek'at (israk nemazi) kilmak stinnetdir. Bu nemaza (Ku§-
luk nemazi) da denir. Bayram nemazi da, bu vaktde kilimr. Ne-
har-i ser'min yansi, (Dahve-i kiibra) vaktidir. Ezani Fecr vaktinin
yansi, Dahve-i kiibra vaktidir. Vasati saate gore, gece yansmdan
i'tibaren imsak ve iftar vaktleri toplamimn yansidir.
Ogle ve ikindi nemazlanmn vaktlerini kolayca anlamak icin,
Muhammed Ma'sum-i Faruki Serhendinin talebesinden Abdiilhak
Sticadilin "rahmetullahi aleyhima" yazmis oldugu, farisi (Mesail-i
serh-i Vikaye) kitabmm Hindistanda Hayderi matbaasmda 1294
[m. 1877] senesi baskismda ve (Mecma'ul-enhiir)de soyle yaziyor:
Giines goren diiz bir yere, bir daire cizilir. Bu daireye (Daire-i
hindiyye) denir. Dairenin ortasina, daire kutrunun [capinm] yan-
si kadar uzun, diiz bir cubuk dikilir. Cubugun tepesi dairenin tie
muhtelif noktasmdan aym uzaklikda olmahdir ki, tam dik olsun!
Bu dik cubuga (Mikyas) denir. Bu mikyasm golgesi, sabahlan, da-
irenin disina kadar uzundur ve garb tarafindadir. Giines yiiksel-
dikce, ya'ni irtifa'i artdikca golge kisalir. Golgenin daireye girdigi
noktaya isaret konur. Ogleden sonra sark tarafmda, daireden di-
san cikar. Cikdigi noktaya da bir isaret konur. Daire cenberi iize-
rindeki bu iki isaret arasmda kalan kavsin [yaym] ortasi ile, daire-
nin merkezi arasma diiz bir hat cizilir. Bu hat, o mahallin (Nisf-un-
nchar hatti) olur. Nisf-iin-nehar hattmin istikameti, simal ve ce-
nub cihetlerini gosterir. Giinesin dogdugu tarafa donen kimsenin
sol omuzu, simal cihetidir. Giinesin on kenan, iifk-i zahiri hattm-
dan, gaye irtifa'ma yukselince, (Zahiri zeval vakti) baslar. Bundan
sonra golgenin uzayip kisaldigi his edilmez. Golgenin en kisa
uzunluguna (Fey-i zeval ) denir. Arka kenar, alcalmaga bashya-
rak, sathiiifka [zahiri iifuk hattina] nazaran gaye irtifa'ma gelince,
(Zahiri zeval vakti)nin sonu ve (Zahiri zuhr vakti) olur. Golgenin
uzamaga basladigi goriiliir. Zahiri zeval zemammn, ya'ni golgenin
kisalmasimn sonu ile uzamaga baslamasi arasindaki zemamn orta-
smda, giinesin merkezi, semadaki Nisf-iin-nehar dairesi iizerine
geldigi mer'i vakt olup, hakiki iifukdan gaye irtifa'mda olur. Bu an
giindiiz ortasi, ya'ni (Mer'i hakiki zeval vakti)dir. Bu mer'i hakiki
zeval vaktinde, hakiki zevali saat 12 dir. 12 ile ta'dil-i zemamn ceb-
ri toplami, giindiiziin baslangici yapilmakdadir. Bu vakt, mahalli,
vasati zevali saat 12 yapihr. Zevali saat makinelerinin baslangici-
dir. (Hakiki mer'i zeval vakti), giinesin zevale geldigi (riyadi ze-
val vakti)nden 8 dakika 20 saniye sonradir. Ciinki, giinesin ziyasi,
Erda 8 dakika 20 saniyede gelmekdedir. Hesab ile bulunan riya-
di nemaz vaktlerine 8 dakika 20 saniye eklenerek, mer'i vaktle-
-390-
re cevrilir. Bu cevirmeyi saat makineleri yapmakdadir. Riyadi
vaktlerin ve saat makinelerindeki mer'i vaktlerin, birbirlerinin ay-
m olduklan anlasilmakdadir.
1193 [m. 1779] senesinde Erzurumda hazirlanmis olan
(Mi'yar-i evkat) ceb takviminde diyor ki, (Golgenin en kisa goriil-
diigii (mer'i) zeval vaktinde, ezani saat makinesi, takvimde yazili
zuhr vaktinden temkin zemani geri getirilerek ay an tashih edilir.)
Ctinki, zeval vakti, zuhr vaktinden temkin kadar oncedir. Ezani sa-
at makinesini ayarlamak icin, vasati saat makinesi herhangi bir ne-
maz vaktini gosterince, ezani saat makinesi de, bu nemazin ezani
vaktine getirilir. Fey-i zeval, arz ve meyl derecelerine gore, ya'ni
her arz derecesinde ve her gun baska boydadir.
Ikindi nemazi vaktindeki giines irtifa'im bulmak icin, (Irtifa'-
golge uzunlugu) cedveli kullamhr. Bu cedveli, 1924 (Takvim-i sal)
sonunda gorerek, kitabimrzin 572. ci sahifesine koyduk. Mesela, 13
Agustosda, Istanbulda, giinesin gaye irtifa'i 64 derece oldugundan,
bir metre, dik cubugun golgesinin en kisa uzunlugu, cedvelde, 0,49
m. bulunur. Asr-i evvelde, golge 1,49 m. ve giinesin irtifa'i cedvel-
de 34 derece olur.
Pergel, fey-i zeval boyu kadar acihp, bir ayagi, Nisf-iin-nehar
hattimn daireyi kesdigi noktaya konur. Diger ayagmm Nisf-iin-ne-
har hattimn daire dismdaki kismim kesdigi nokta ile merkez ara-
sindaki mesafe msf kutr olmak tizere ikinci bir daire cizilir. Mikya-
sin golgesi bu ikinci daireye geldigi vakt, (Hakiki asr-i evvel) vak-
ti olur. Ikinci daireyi her gun yeniden cizmek lazimdir.
Ser'i nemaz vaktlerini, giinesin kenarinm ser'i iifukdan olan ir-
tifa'ma gore hesab etmek lazimdir. Nemaz vaktlerinin irtifa'lan,
hakiki iifukdan olamaz. Hakiki iifka gore olan irtifa' ile hesab edi-
len hakiki gurub vaktinde, giines yiiksek yerlerin zahiri iifuk hatla-
nndan batmamis olarak gorulmekdedir.
Giines merkezinin, Nisf-iin-nehardan iki giindeki gecisleri,
ya'ni iki giindeki hakiki zeval vaktleri arasmdaki zemana (Hakiki
giine$ giinii) denir. Bunlann uzunluklan birbirlerine miisavi olma-
digi icin (Vasati gun) kullamhr. Vasati gun uzunlugu, bir giines se-
nesindeki 365,24 giiniin 360 da biri zemandir. Vasati giinler, birbir-
lerine miisavidir. Bunlann hakiki giines giinlerinden farkma, bir
giinliik (Ta'dfl-i zeman) denir. Vasati giin fazla ise, ta'dil-i zeman
(-), noksan ise (+) dir. Ta'dil-i zeman, her giin degiserek, bir sene-
de +16 ile -14 dakika arasmda degismekde, senede dort defa sifir
olmakdadir.
Giinesin merkezinin hakiki iifukdan gurub etdigi (Riyadi gu-
rub) vaktinden sonra, arka kenarmm, iifk-i ser'iye inerek, ziya-
-391-
sinin en yiiksek tepeden gayb olmasi icin gecen zemana (Temkin
Zemani) denir. Bir beldenin [sehr veya koyiin] temkini, yiikseklik
ile ve arz derecesi ile degisir, artar. Gtinliik degismesi birkac sani-
yedir. Biitiin nemaz vaktleri ve iftar vakti hesab edilirken, her bel-
dede, en yiiksek yerin temkini kullamhr. Mesela istanbulda, Cam-
lica tepesinin 267 metre yiiksekligi icin hesab edilen 8 dakika tem-
kin kullamhr. Temkinlerin hergiin degismeleri ve muhtelif saat bi-
rimlerinin birbirlerinden farklan diisiiniilerek, Istanbulun temkini
10 dakika kabul edilmisdir. Giinesin ta'dil-i zemani ve meyli ise,
hergiin takriben yanm dakika degismekdedir. Fekat, giinliik mik-
dan her beldede aymdir.
Saat makineleri, bir vasati giinde 24 saati gosterir. Vasati veya
ezani zemanlan olcerler. Bir beldenin vasati saati, hakiki mer'i ze-
val vaktinden ta'dil-i zeman kadar farkh olarak 12 yapihr. Ezani
saat makinesi, giinesin iifk-i ser'iden, ya'ni en yiiksek tepeden gu-
rub etdigi goriiliince, 12 yapihr. Bu saat makineleri gurubi vaktle-
ri gostermez. Ezani vaktleri gosterir. Sarka dogru gidildikce, ya'ni
tul derecesi artdikca, mahalli saat makinelerinin ayarlan ileri alm-
makda, bunun icin, tul dereceleri degisince, saat makinelerindeki
nemaz vaktleri degismemekdedir. Gurubi ve ezani gun uzunlukla-
n, birbirlerine takriben miisavidir. Mebde'leri, temkin mikdan
farkhdir. Hakiki [zevali] giin uzunlugundan 1-2 dakika farkhdir-
lar. Hesab ile, nemazlarm zevali veya gurubi riyadi vaktleri bulu-
nur. Bu riyadi vaktler, saat makinelerinin gosterdikleri mer'i vakt-
lerin aymdir. Arz derecesi artdikca, [yatsi haric] dort nemazm
vakti once olur. Tul derecesi artdikca mahalli saatlerdeki vaktler
degismez ise de, miisterek saate gore, tul derecesi artdikca ileri
[once] olur.
Ibni Abidin, oruclunun yapmasi miistehab olan seyleri bildirir-
ken ve Tahtavi (Merakil-felah) hasiyesinde, nemaz vaktlerinde di-
yorlar ki, (Bir kimse, giinesin iist kenarmm, zahiri iifuk hattindan
gurub etdigini gormedikce iftar yapamaz. Alcakda bulunan kimse,
gurubu daha once goriince, yiiksekdekinden once iftar yapar. Gii-
nesin iifk-i zahiri hattindan gurubunu goremiyenler icin gurub,
sarkdaki tepelerin kararmasidir.) Ya'ni ser'i iifukdan olan gurub-
dur. Nemaz vaktleri ve iftar yapmak hesab edilirken, (Temkin)
kullanmak, ya'ni irtifa'lan ser'i iifuklara gore diistinmek lazim ol-
dugu, buradan anlasilmakdadir. Hesab yaparken, her yiikseklik
icin ayn olan zahiri iifuk hatlarmdan olan zahiri irtifa'lar kullamla-
maz. Ciinki muhtelif zahiri iifuk hatlan ve bunlarm her birine go-
re muhtelif irtifa'lar ve bir mahalde, bir nemazm muhtelif riyadi
vaktleri olur.
-392-
Gunesin kenarmm ser'i iifukdan, nemaz vaktinin irtifa'ina
geldigi, riyadi ser'i vaktini hesab etmek icin, evvela bu nemaza
mahsus olan (Fadl-i dair = Zeman farki) hesab edilir. Fadl-i dair,
gunesin bulundugu yer ile, giinduz veya gece yarilan arasmdaki
zeman farkidir. Fadl-i dairi bulmak icin, muhtelif diisturlar [for-
muller], logaritme ile veya hesab makineleri ile cozulurler. Ogle
(zuhr), ikindi (asr), isfirar, aksam (gurub), istibak ve isa (yatsi)
vaktlerinin Fadl-i dairleri, [saat makinelerinin gosterdigi mer'i]
hakiki zeval vaktine eklenerek, ba'zi makinelerde, bulunan yatsi
nemazimn Fadl-i dairi gece yansmdan cikanlarak, fecr ve tulu'
icin gece yansina eklenerek, israk icin hakiki zeval vaktinden ci-
kanlarak, hakiki veya gurubi zemanlara nazaran riyadi (hakiki
vaktler) bulunur. Zuhr, asr, gurub, istibak ve isanin hakiki vakt-
lerine temkin Have ve fecr ile tulu' riyadi hakiki vaktlerinden tarh
edilince, ($er'i vaktler) olur. Ciinki, bir nemazm hakiki vakti ile
ser'i vakti arasmdaki zeman farki, hakiki iifuk ile ser'i iifuk ara-
smdaki zeman farki kadardir. Bu da, (Temkin zemani)dir. Her
sehr icin tek bir temkin vardir. Bu da, ser'i vaktleri bulmak icin
kullamhr. Bunlar da, (Ezani) veya (Vasatf) zemanlara cevrilerek
takvfmlere yazihr.' 11 Hakiki vakti vasatiye tahvil icin, (Ta'dil-i ze-
man) ile muamele edilir. Gurubi vakti ezaniye tahvil icin, daima
bir (temkin) cikanhr. Goriiliiyor ki, zuhr, asr, gurub ve isa ne-
mazlarimn gurubi vaktleri ile ezani vaktleri, birbirinin aymdirlar.
Islam alimleri, asrlarca evvel, (Rub'-i daire) aleti veya Ustiirlab
[Oktant] denilen alet yaparak, bununla gunesin riyadi iifka gore
veya Sekstant ile zahiri iifuk hattma gore irtifa'im olcmiisler, bun-
dan her nemaz vaktinin hakiki irtifa'im hesab etmislerdir. Zeval-
den evvelki vaktler, ser'i tulu' iifkuna, zevalden sonraki vaktler,
ser'i gurub iifkuna olan irtifa'lan ile hesab edilir. Zuhr vakti, giin-
diiz ortasmdan sonra oldugu icin, (§er'i zeval vakti), hakiki zeval
vaktinden temkin zemam sonra olmasi lazim olur. Hiisameddin
efendinin (Scmail-i §erife) tercemesine bakiniz! Ahmed Ziya
beg 1339 [m. 1921] tarihli (Rub'-i dairenin suret-i isti'mali) kita-
bmda diyor ki, (Hakiki mer'i zeval vaktindeki 12 saata tevafuk
eden vakt-i vasatiye o mevkie aid temkin mikdari cem' olun-
dukda, mahalli vasati saat ile ser'i zuhr vakti olur.) (Kedusi)nin
(irtifa' risalesi)ni terceme eden, Fatih medresesi ders-i amlann-
dan, ya'ni islam ilmleri ordinaryiis profesorii Hezargradh Hasen
Sevki efendi, dokuzuncu babinda, imsak vaktini bulmagi bildirin-
[1] Nemaz vaktlerini hesab etmek icin, (Se'adet-i Ebediyye) kitabinda
misaller verilmisdir.
-393-
ce diyor ki, (Buldugumuz imsak vaktleri temkinsizdir. [Ya'm gii-
nesin merkezinin gurubi saate gore, hakiki tifka -19 derece irti-
fa'a yaklasdigi [riyadi] vaktdir.] Oruc tutacak kimsenin, bundan
iki temkin mikdari [onbes dakika] evvel imsak etmesi lazimdir.
Boylece, [oruca giinesin on kenannm ser'i iifka ve ezani saate go-
re olan imsak vaktinde basliyarak] orucu fasid olmakdan kurtu-
lur.) Goriiliiyor ki, bu biiyiik alim de, ser'i ezam vakti bulmak
icin hakiki vaktden temkin zemanimn iki mislini cikarmakda,
temkin cikanlmaz ise, orucun fasid olacagini bildirmekdedir.
Ciinki, Istanbulda temkin sekiz dakika hesab edilmekde, ihtiya-
ten on dakika kabul olunmakdadir. Ahmed Ziya beg de, (Rub'-i
daire ile bulunan hakiki fecr vaktinden temkinin iki misli cikaril-
dikdan sonra, ezam ser'i imsak vakti baslar) diyor. iki temkinden
birisi, hakiki vakti ser'i vakte cevirmek icindir. ikincisi, gurubi sa-
ati, ezaniye cevirmek icindir. Hesab ile veya Rub'-i daire ile bu-
lunan hakiki fecr vaktinden, ezam saat icin temkin zemanimn iki
mislini cikarmak lazim olmasi, mahalli vasati saat icin, bir temkin
cikarmak lazim oldugunu gostermekdedir. Vasat! zeman icin bir
temkin cikanlmazsa, oruc fasid olur. Kedusinin irtifa' risalesinin
onsoziinde, (Mearif nezaretinin 1310 [m. 1892] senesi 230 numa-
rah ruhsati ile basildi) yazihdir. Bunun icin, Osmanh alimlerinin
zemaninda, mesela Osmanh alimlerinin en yiiksek makami olan
(Me§ihat-i islamiyye)nin hazirladigi 1334 [m. 1916] senesinin (II-
miyye salnamcsi) ismindeki takvimde ve 1982 ye kadar hazirla-
nan takvimlerin hepsinde ve Istanbul iiniversitesi Kandilli rasad-
hanesinin 1958 tarih ve 14 sayih (Evkat-i §er'iyye) kitabinda im-
sak vaktleri, hakiki vaktlerinden iki temkin zemani evvel basla-
makdadir. Oruca, bu takvfmlerdeki ser'i imsak vaktinden bes da-
kika bile sonra baslayamn orucu sahih olmaz. Ser'i zeval vaktin-
de golgenin boyu, hakiki zeval vaktindeki fey-i zevalden daha
uzundur. ikisi arasindaki fark, temkin zemaninda hasil olan
uzunlukdur.
Martin 21. ci ve Eyliilun 23.cii giinleri gece ve giindiiz uzun-
luklan 12 saat olup, giines daima hakiki zevalden alti saat evvel
tulu' ve alti saat sonra gurub eder. Diger giinlerde, Gece ile giin-
diiz miiddetleri miisavi olmadigi icin, yaz aylarmda, hakiki zeval
vakti ile hakiki tulu' ve hakiki gurub vaktleri arasinda 6 saatdan
bir mikdar fazla zeman vardir. Kis aylarmda, bu vaktler arasinda,
bir mikdar az zeman bulunur. Alti saatden olan bu zeman farkina
(Nisf fadla) zemani denir. Yaz aylarmda, hakiki tulu' ve gurub
vaktleri, zeval vaktinden, 6 ile Nisf fadlamn toplami kadar farkh
olmakdadir. Gurub vakti, zeval vaktinden uzaklasinca, gurubi
-394-
saatm sabah mebdei, zeval vaktine yaklasir. Gurubi saate gore ze-
val vakti, yaz aylannda, Nisf fadlamn 6 saatden farki olur. Herhan-
gi bir mahalde:
sin Nisf fadla = tan arz-i belde x tan meyl
miisavatindan (Nisf fadla = Yan fark) derecesi bulunur. Bunun
dort misli, zeman dakikasi olur. Meyl ile arz derecelerinin isaret-
leri aym ise, ya'ni aym nisf kiirede iseler, Nisf fadla zemanmm
mutlak kiymeti 6 ya ilave edilince, hakiki zemana gore, riyadi ha-
kiki gurub vakti ve gece yansi 12 den, sabah gurubi 12 ye kadar
olan zeman olur. Semsin hakiki tulu' vakti ile zevali vakti arasm-
da da bu kadar zeman vardir. 6 dan cikanhrsa, gurubi zemana go-
re riyadi hakiki zeval vakti ya'ni sabah 12 den zeval kadar zeman
olur ki, aym zemanda, ezani zemana gore ser'i zuhr vakti ve ha-
kiki zemana gore, hakiki tulu' vaktidir. Bulunulan mahal ile gri-
lles baska nisf kiirelerde ise, nisf fadlamn mutlak kiymeti 6 ya Ha-
ve edilince, o mahallin gurubi zemana gore hakiki zeval vakti ve
hakiki zemana gore, hakiki tulu' vakti olur. 6 dan cikanlmca, ha-
kiki zemana gore o mahaldeki riyadi hakiki gurub vakti olur. 1
Mayisda, mesela Privileg hesab makinesinin 14.55 [q??? — »1 tan x 41
tan = arc sin x 4 = I— >°?"1 diigmelerine basihnca, makinenin levha-
smda, Nisf fadla 53 dakika 33 saniye gortiniir. Hakiki zemana go-
re, riyadi hakiki gurub vakti 6 saat 54 dakika, mahalli vasati ze-
mana gore 6 saat 51 dakika ve miisterek zemana gore 18 saat 55
dakikadir. Ser'i gurub vakti 19 saat 5 dakika olur. Gurubi zema-
na gore hakiki zeval vakti 5 saat 6 dakika olur. Bundan, Istanbul
icin gurub vaktindeki 10 dakika temkin zemam daima cikanhp 4
saat 56 dakika, ezani zemana gore zeval vakti olur. Buna zuhr
vaktindeki, yine 10 dakika temkin zemam ilave edince, ezani sa-
ate gore zuhr vakti, yine 5 saat 6 dakika olur. Zuhr vaktindeki
temkin, gurub vaktindeki temkinin aym oldugu icin, gurubi ze-
mana gore hakiki zeval vakti ile ezani zuhr vakti aym olmakda-
dirlar. ikindi ve yatsmm ezani vaktleri de boyledir. Miisterek sa-
at ile ser'i tulu' vakti 4 saat 57 dakika olur. 5 saat 6 dakika, haki-
ki gece miiddetinin yansidir. Hakiki gece muddeti olan 10 saat 12
dakikadan 2 temkin zemam cikanlmca, ezani zemana gore ser'i
tulu' vakti 9 saat 52 dakika olur. Turkiyenin her yerinde, imsak
vaktinden onbes dakika sonra sabah nemazi kihmr. Yuksek bir
yerin D inhitat-i iifuk zaviyesi:
^ Erdm nisf kutru (metre) csxfn^A
cos D = — = — ojo/eut — veya
Nisf kutr + Yiikseklik 6367654 + Y
D = 0,03 x V Y ile de, derece olarak bulunur.
-395-
Y = metre olarak yiikseklikdir.
(Fadl-i dair saati), H, her yerde, asagidaki diistur ile bulunur
ki, aramlan vakt ile nisf-iin-nehar arasindaki zemandir. Ezam
imsak vakti: [12 + zuhr - H - (1 -f 3) = Saat] ve isa vakti: [H - (12
- zuhr)] Saat olur. Ziya te'siri ile isliyen Privileg hesab makine-
sinde, H:
h sin - cp sin x 8 sin= -r <p cos -r 8 cos = arc cos -f 15 = I— >q»V
h = irtifa', <p = arz, 8 = meyl,
h irtifa'i, geceleri ve <p ile 8 da cenub msf kiirede (-) olacakdir.
Nemaz vaktleri de, Casio hesab makinesi ile, su seklde miiste-
rek saat olarak bulunur:
H+ S-T = -hl5 + 12-E + N = INV ^
S = saat basi tul, T = tul, E = ta'dil, N = temkin,
H, S, T degerleri derece; E, N degerleri saat olarak almacak-
dir.
H ve N ogleden once ( - ), ogleden sonra ( + ) dir.
Temkin miiddeti N, arz derecesi 44 dereceden asagi ve en yiik-
sek yeri 500 metreden az olan yerler icin, asagidaki diigmeler ile
saat olarak bulunur. Ya'ni, aletin levhasmda goriilen saat ile da-
kika ve saniye rakamlan temkin olur:
0,03 xYf+ 1.05 = sin -f <p cos -r 8 cos x 3,82 = INV 1°^]
Pil ile isliyen CASIO fx 3600 P hesab makinesinde H Fadl-i
dairi bulmak icin, makine, tertib edildikden sonra, P^ irtifa' RUN
meyl RUN arz RUN diigmelerine basihr. Mesela, meyl 21°. 47'.
43.5" ise, meyl icin, 21 \°->ii\ Al \°i->i\ 43,5 \°-m\ diigmelerine basihr.
Makinenin levhasmda hakiki saat goriilur. Mikdarlar (-) ise son-
ra l+^J diigmelerine de basihr. Makineyi tertib etmek icin, MODE
W Pi ENT sin - ENT Kin 1 sin x ENT Kin 3 sin = -=- Kout 1 cos t-
Kout 3 cos = INV cos ■=- 15 = INV [°?nJ MODE H diigmelerine ba-
sihr.
Tertib edilmis hesab makineleri ile, tul ve arz dereceleri verilen
herhangi bir mahaldeki, biitiin nemaz vaktlerini, bir giinliik veya
bir senelik olarak, hemen, cedvel halinde vermekdedir. Bu cedvel,
telefona merbut (Faks) ile hemen, diinyanm her yerindeki bir te-
lefon faksma gonderilmekdedir. (Se'adet-i Ebediyye) 200. cii sahi-
feye bakimz!
-396-
Herhangi bir giinde, gunesin meyli ve ta'dil-i zeman malum ve
arz derecesi 41 olan yerlerde msf fadla ve fadl-i dair ve nemaz
vaktleri, hicbir hesaba ve diistura ve hesab makinesi kullanmaga
luzum olmadan, (Rub'-i daire) ile kolayca ve siir'at ile anlasilmak-
dadir. Rub'-i daire ve bunun isti'malini bildiren ta'rifesi, Hakfkat
Kitabevi tarafmdan i'mal ve tevzf' edilmekdedir.
ibadetlerin vaktlerini ta'yfn ve tesbft etmek, ya'm anlayip an-
latmak, din bilgisi ile olur. ibadetlerin vaktlerini, din alimleri,
ya'm muctehidler anlamis ve bildirmislerdir. Fikh alimleri, miicte-
hidlerin bildirdiklerini (Fikh) kitablarmda yazmislardir. Bildiril-
mis olan vaktleri, hesab etmek ise, astronomi bilen miislimanlarm
vazifesidir. Hesab edilmesi caiz olan vaktleri, astronomi alimleri
bulur. Bunlarm buldugunu, din alimlerinin tasdik etmeleri sartdir.
Nemaz vaktlerini saat ile ve kibleyi pusula ile anlamamn caiz ol-
dugu (Ibni Abidin)de (Nemazda kibleye donmek) bahsinde ve
(Fetava-i Semsiiddin Remli)de yazilidir. (Mevdu'at-ul-ulum)da
diyor ki, (Zemammizda nemaz vaktlerini hesab etmek, farz-i kifa-
yedir. Miislimanlarm gunesin hareketinden veya takvimlerden an-
lamalan farzdir.)
Ibni Abidin ve Safi'i (El-envar) ve maliki (El-mukaddemet-iil-
izziyye) serhinde diyor ki, (Nemazm sahih olmasi icin, vakti girdik-
den sonra kilinmasi ve vaktinde kilmdigini bilmek sartdir. Vaktin
girdiginde siibheli olarak kihp, sonra vaktinde kilmis oldugunu an-
larsa, bu nemazi sahih olmaz. Vaktin bilinmesi, vaktleri bilen adil
bir muslimamn okudugu ser'i ezam isitmekle olur. Ezam okuyan
adil degil ise, [veya adil muslimamn hazirladigi takvim yoksa], ken-
disi vaktin girdigini arasdinp, kuvvetli zan edince kilmahdir. Fasi-
kin veya adil oldugu bilinmeyen kimsenin, kibleyi gostermesi, te-
miz, necs, halal, haram demesi gibi dinden olan haberleri de, ezan
okumasi gibi olup, ona degil, kendi arasdinp anladigma uymasi la-
zimdir.) Yalmz kilanlarm, hastalarm, yolcularm, ise dalip nemazi
kacirmak korkusu olanlarm, her nemazi, vaktinin evvelinde kilma-
lari lazimdir. Sabah nemazim vaktinin sonunda kilmak, hanefi
mezhebinde efdaldir.
Sabah nemazimn ve orucun evvel vakti, fecr-i sadik vakti ile
baslar. Bu vakt, gurub vaktinde 12 den baslayan ezani saatin fecr
vaktine gelmesinden anlasihr. Yahud gece yansi 12 den baslayan
vasati saatin fecr vaktine gelmesinden anlasihr.
Semsin tulu'u, gece yansi 12 den, gece muddetinin yansi sonra
veya gurub vaktindeki 12 den, gece miiddeti kadar sonra veya ze-
valden giindiiz muddetinin yansi kadar evvel baslar. Sabah guru-
bi saatin 12 vakti, gurub vaktindeki 12 den, 12 saat sonra veya ge-
ce yansi 12 den giindiiz muddetinin yansi kadar sonra veya haki-
-397-
ki zeval vaktinden gece yansi miiddetinin yansi kadar evveldir.
Tulu' vakti ile sabahm 12 vakti arasmda, gece ve giindiiz uzun-
luklarmm yanlari arasmdaki fark kadar zeman vardir.
Cema'at ile ogle nemazim, yazm sicakda gee, kis giinleri ise, er-
ken kilmak miistehabdir. Aksam nemazim her zeman erken kil-
mak miistehabdir. Yatsiyi, ser'i gecenin iicde biri oluncaya kadar
gee kilmak miistehabdir. Gecenin yansmdan sonraya birakmak
tahrimen mekruhdur. Bu gecikdirmeler, hep cema'at ile kilanlar
icindir. Evinde yalniz kilan, her nemazi vakti girer girmez kilmah-
dir. (Kunuz-iid-dekaik)da yazih ve Hakimin ve Tirmiizinin bildir-
dikleri hadis-i serifde, (ibadctlcrin en kiymetlisi, evvel vaktinde ki-
linan nemazdir) buyuruldu. (izalet-iil hafa)nm besyiizotuzyedinci
sahifesinde yazih, (Muslim) kitabmdaki hadis-i serifde, (Bir zeman
gelecek, amirler, imamlar, nemazi oldiirecekler, [nemazin edasim]
vaktinden sonraya birakacaklardir. Sen, nemazim vaktinde kil!
Senden sonra, cema'at olurlarsa, onlarla da, tekrar kil! ikinci kildi-
gin natile olur) buyuruldu. ikindiyi ve yatsiyi, imam-i a'zamm kav-
line gore kilmak ihtiyath olur. Uyanamayan, vitri yatsidan hemen
sonra kilmahdir. Yatsidan evvel kilarsa, sonra tekrar kilar. Uyana-
bilen ise, gecenin sonunda kilmahdir.
Bir beldede, bir nemaz vakti, mahalh veya miisterek vasati ze-
mana gore ma'lum iken, bu nemazin ezani zemana gore vaktini
bulmak icin, su iki diistur kullamlmakdadir:
Miisterek zemana gore vakt = Ezani zemana gore vakt + Miis-
terek zemana gore ser'i gurub vakti.
Ezani zemana gore vakt = Miisterek zemana gore vakt - Miiste-
rek zemana gore ser'i gurub vakti. Gurubdan evvelki zemanlarda,
cikarma yapabilmek icin, once 12 ilave edilir. Ahmed Ziya begin ki-
tabinda, gurub vakti yerine, zeval vakti diisturu kullamlmakdadir.
Bu ikinci diistur, herhangi bir vaktde, ezani saati ayarlamak icin
de kullanihr.
Maliki ve safi'i mezheblerinde, ogle ile ikindi ve aksam ile yat-
si nemazlan cem' edilebilir. Bu iki nemazdan biri, ikincisinin vak-
tinde kilmabilir.
KERAHET ZEMANLARI
Nemaz kilmasi tahrimen mekruh, ya'nf haram olan vaktler iic-
diir: Bu iic vakte (Kerahet zemani) denir. Bu tic zemanda baslanan
farzlar sahih olmaz. Nafileler sahih olursa da, tahrimen mekruh olur.
Bu nafileleri bozmah, baska zemanda kaza etmelidir. Bu iic zema-
mn birincisi, sabahlan giines dogarken baslayip, 40 dakika devam
eden zemandir. Bu zemamn sonuna (Diiha vakti) ve (israk vakti)
-398-
denir. Kerahet zemamnm ikincisi, giines zevalde ikendir. Giinesin
gurubundan 40 dakika evvel iiciincii kerahet zemani baslamakdadir.
Giinesin dogmasi, tulu' vaktinden, ya'm iist kenarinin mer'f iifuk hat-
tmdan goriinmege baslayip, bakamiyacak kadar yiikselmesine, ya'ni
(Diiha vakti)ne kadar olan zemandir. Ya'ni" kerahet zemamnm sonu-
na kadardir. Giinesin zevalde olmasi, semadaki ser'f zeval mahalli
olan dairenin icinde bulunmasidir. Ya'ni hakiki zeval vaktinden tem-
kin zemani evvel ve sonra olan iki vakt arasindaki zemandir. Bu ze-
man, ogle nemazi vaktinden Istanbul icin, 20 dakika evvel baslamak-
dadir. Giinesin batmasi da, bakacak kadar sararmaga basladigi vakt-
den batincaya kadar olan zeman demekdir. Bu zemamn mikdari, Is-
tanbul gibi 41 derece olan mahaller icin, 37 dakika ile 42 dakika ara-
sinda degismekdedir. Ortalama olarak 40 dakikadir. Bu zemamn ev-
vel vaktine (isfirar-i sems) veya (Kerahet vakti) denir. Giines batar-
ken, yalmz o giiniin ikindisi kilimr. Fekat, ikindiyi isfirar vaktine ge-
cikdirmek tahrimen mekruhdur. imam-i Ebii Yusiife gore, yalniz
Cum'a giinii giines tepede iken, nafile kilmak mekruh olmaz. Bu kavl
za'ifdir. Onceden hazirlanmis cenazenin nemazi, secde-i tilavet ve
secde-i sehv de caiz degildir. Bu vaktlerde hazirlanan cenazenin ne-
mazim, bu vaktlerde kilmak sahih olur.
Yalniz nafile kilmak mekruh olan iki vakt vardir. Sabah Fecr-i
sadik [tan yeri] agardikdan, giines doguncaya kadar, sabah nema-
zmm siinnetinden baska nafile kihnmaz. ikindiyi kildikdan sonra,
aksam nemazmdan once nafile kilmak tahrimen mekruhdur.
Cum'a giinii imam minbere cikinca ve mii'ezzin ikamet okurken,
diger nemazlarda imam nemazda iken nafileye, ya'ni siinnete bas-
lamak mekruhdur. Yalniz sabah siinnetine baslamak mekruh de-
gildir. Bunu da safdan uzak veya direk arkasinda kilmahdir. Min-
bere cikmadan baslanan siinneti temamlamah denildi.
Sabah nemazi kilarken, giines dogmaga baslarsa, bu nemaz sa-
hih olmaz. ikindiyi kilarken giines batarsa, bu nemaz sahih olur.
Aksami kildikdan sonra, tayyare ile batiya gidince, giinesi gorse,
giines batmca aksami tekrar kilar. Orucunu bozmus ise, bayram-
dan sonra kaza eder.
Hanefi mezhebinde, yalniz Arafat meydamnda ve Miizdelifede
hacilarm iki nemazi cem' etmeleri lazimdir. Hanbeh mezhebinde,
seferde ve hastahkda, kadmin emzikli veya miistehaza olmasmda,
abdesti bozan ozrlerde, abdest ve teyemmiim icin mesakkat ge-
kenlerde ve a'ma ve yer altinda cahsan gibi, nemaz vaktini anla-
makda aciz olanm ve camndan, mahndan ve namusundan korka-
nin ve ma'isetine zarar gelecek olanm, iki nemazi cem' etmeleri ca-
iz olur. Nemazi kilmak icin islerinden aynlmalan mumkin olmiyan-
lann, bu nemazlanni kazaya birakmalan, hanefi mezhebinde ca-
-399-
iz degildir. Bunlann, yalniz boyle gunlerde, (Hanbeli mezhebi)ni
taklid ederek, ogle ile ikindiyi veya aksam ile yatsiyi takdim yahud
te'hir ederek, cem' etmeleri, ya'ni birlikde kilmalan caiz olur.
Cem' ederken, ogleyi ikindiden ve aksami yatsidan once kilmak,
birinci nemaza dururken, cem' etmegi niyyet etmek, ikisini ard ar-
da kilmak ve abdestin, gusliin ve nemazin hanbeli mezhebindeki
farzlanm ve miifsidlerini ogrenmek ve bunlara uymak lazimdir.
6) Nemazin sartlarmdan altmcisi, nemaza niyyet etmekdir. Niy-
yet kalb ile olur.
7) Nemazin sartlarmdan yedincisi, (ii'titah tekbiri)dir. Ya'ni,
nemazin evvelinde, (Allahii ekber) demekdir. Bu yedi sartm biri-
ni, sehven veya kasden, terk eden kimsenin nemazi sahih olmaz.
Islamiyyete uyan kisi, hayrh olur her isi,
bilmeden uymak olamaz, once lazun hkh bilgisi.
NEMAZIN EDASI
20 - Peygamberimiz "aleyhissalatii vesselam" buyurdu ki:
(Evinizi kilise gibi eylemeyiniz! Nemaz ile zinetleyiniz.) Diger
bir hadis-i serifde buyurdu ki: (Benim cami'imde [Medinedeki] iki
rek'at nemaz kilmak, baska cami'lerde bin rek'at nemazdan daha
hayrhdir.) Yine buyurdu ki: (Her kim sabah nemazimn siinnetini
evinde kdsa, benim cami'imde kilmakdan efdaldir.)
SABAH NEMAZI
21 - Nemaza basladigm zeman, Hak teala hazretlerinin gordii-
giinii ve Peygamber efendimizi karsinda goriir gibi, kemal-i edeb-
le nemaza basla ki, nemazin hakiki nemaz olsun. Eger viicudiin ne-
mazda, kalbin baska yerde olursa, o nemaz makbul nemaz degil-
dir. Boyle olunca, once (Kelime-i temcid) oku. Ya'ni "La havle ve-
la kuvvete ilia billahil aliyyil azim" de. Sonra nemaza basla.
(Niyyet etdim bugiiniin sabah nemazimn siinnetini kilmaga)
diye kalbinden gecirip, iki ellerini yukan kaldinp, bas parmakla-
nm kulaklarmm yumusagma degdirirsin. (Kadin, niyyet ederken,
avuc iclerini kibleye karsi olarak omuz hizasma kaldinp, tekbir
getirerek, gogsii iizerine koyar.) Niyyeti kalbinden gecirmek
farzdir. Eger imama uyuyorsan, (Niyyet eyledim bugiiniin sabah
nemazimn farzini kilmaga, uydum imama) diye niyyet eyle! (Al-
lahii ekber) diyerek ellerini kulaklarmdan gobek altina indir. Sag
eli sol bilek iizerine bagla! (Kadin gogsii uzerinde, sag eli sol el
iizerine koyar.) Tekbir ahp nemaza girdikden sonra, ayakda
iken, gozlerini secde yerinden ayirma. iki ayagini da birbirinden
-400-
fazla ayirma. Aralannda dort parmak kadar bir mesafe kalsm.
Siibhanekeyi okumaga basla. Siibhaneke bitdikden, E'uzii Besme-
le ve Fatiha suresini tam olarak okudukdan sonra, Besmele oku-
mayarak bir sure veya lie ayet kadar bir ayet veyahud uc ayet oku!
Bunlan bitirdikden sonra, (Allahii ekber) diyerek riiku'a egilirsin.
Dizlerinin kapaklanm avuclannm ici ile kaplarsm. Bu esnada sir-
tin tam olarak diiz ve basinla arkan aym seviyede, diiz bir seklde
olacakdir.
Hazret-i Aise "radiyallahii anha" buyurdu ki: (Resulullah "sal-
lallahii aleyhi ve sellem" nemaz kilarken, riiku'a egildigi zeman, o
kadar diiz dururlardi ki, eger arkasmda bir dolu kase su olsa, im-
kani yok doktilmezdi.) Yalmz kadmlann riiku'da arkalannm tam
olarak diiz olmamasi lazimdir. Diiz olmaga yakm, fekat erkekler
gibi tam diiz olmayacakdir. Bu ayriligm dim oldugu kadar, sihhi
onemi de vardir. Zaten yapdigimiz biitiin ibadetlerde [dmimizin
emretdigi gibi yapilan ibadetlerde] bircok sihhi ve ictimai faide ve
hikmetler mevcuddur.
Riiku'da gozler, iki ayak arasina bakacakdir.
Riiku'da iic def a "Siibhane rabbiyel azim" dedikden sonra,
"Semi'allahii limen hamideh" diyerek dogrul ve dimdik olarak
dururken: "Rabbena lekel hamd" de ve ondan sonra "Allahii ek-
ber" diyerek secdeye git. (Ta'dil-i crkaii), riiku'dan dogrulunca,
dik olarak rahat durmakdir. Yine bunun gibi, secdeden kalkmca,
rahatca oturup, ondan sonra, ikinci secdeye gitmekdir. Boyle dik
durmaga ve oturmaga (ta'dil-i erkan) denir. Secdeye giderken ev-
vela iki dizini, sonra ellerini yere koy. Burun ile almn ikisi de ye-
re konmasi lazimdir. Sayed, burnun yere degip almn degmezse,
veyahud almn degip burnun degmezse, imam-i Ebu Yusiif ve Mu-
hammede "rahime-hiimallahu teala" gore nemaz sahih olmaz.
Ikisi de yere degmesi lazimdir. Dirseklerini yere doseme, (kadm-
lann dosemesi lazimdir). Karmni uyluklarmdan ayir, (kadmlar
ayirmaz). Yere tahta, tas koyup, iizerine ozrsiiz secde etmek caiz
degildir. [Bunlann yiiksekligi, yirmibes santimetreden cok iseler,
nemaz sahih olmaz. Az ise mekruh olur.] Secdede de iic kerre
"Siibhane rabbiyel-a'la" soyle ve "Allahii ekber" deyip basini
kaldir, sag ayagim dikip, uyluklann iizerine otur. Burada sag aya-
gin parmaklan kibleye karsi olsun. Rahatca oturdukdan sonra,
tekrar secdeye git ve evvelki secdede oldugu gibi, iic kerre tesbih
soyle. Ondan sonra "Allahii ekber" diyerek evvela basim, sonra
ellerini, daha sonra da dizlerini yerden kaldir. (ihtiyar veya ozr
sahibleri miistesnadir.) iki ellerini eskisi gibi, gobeginin altma bag-
la. [Kadmlar gogiis iistiine kor.] Yalmz Besmele ile Fatiha sure-
- 401 - Islam Ahlaki - F:26
sini ve zamm-i stireyi [Fatihadan sonra okunan tic ayete veya tie
ayet mikdarmda uygun bir ayete zamm-i sure denir] tarn olarak
okuyup, ellerini coz, "Allahii ekber" diyerek rtiku'a, ondan sonra
secdeye var ve aynen birinci rek'at gibi tesbihlerini yap. Secdeye
iki def a gidecegini unutma. Rtiku'a egilirken, secdeye giderken,
secdeden kalkip otururken ve ikinci def a olarak, secdeye giderken
"Allahii ekber" demegi de unutma. Son olarak secdeden kalkmca
iki ellerini iki dizlerinin tizerine koy ve parmaklanni dizlerinin tize-
rine kendi haline kibleye karsi uzat ve hicbirini oynatma. Kollan-
ni karnma dogru yapisdirma. Gozlerini iki ellerinin tizerinden ayir-
ma. Tehiyyat ve salevati okudukdan sonra, istersen kisa bir dtia
daha okuyup, evvela sag, sonra sol tarafma basmi cevirip, gozleri-
ni omuzunun ucuna dikip, birer kerre, ( Esse lam ii aleykiim ve rah-
metullah) de. Ondan sonra, bu dtiayi oku: "Allahiimme entesse-
lam ve minkesselam tebarekte ya zelcelali vel ikram." Daha sonra
okunacak seyler, 251. ci sahifede yazilidir. Her zeman, dtia eder-
ken, "Ya Allah ya Allah ya hayyii ya kayyumii ya zelcelali vel ik-
ram, es'eliike en tuhyiye kalbi bi nur-i ma'rifetike ebeden ya Allah
ya Allah" okumalidir.
Tenbih: Boyle dtialan, sabah nemazmm stinnetinden evvel ve-
ya farzdan sonra okumak daha iyi olur. Ctinki, ibni Abidmin
Misrda Bulak matbaasi baskismm ticytizellialtmci ve dortyuzelli-
yedinci sahifelerinde diyor ki, stinnet ile farz arasmda konusursa
veya dtia, zikr okursa, stinnet sakit olmaz. Fekat, sunnetin sevabi
azahr. Stinnetden sonra yalniz, (Allahiimme entesselam...... ik-
ram) denir. Fazla birsey okunursa, stinnet nemazi, stinnet olan ye-
rinde kilinmamis olur. Ba'zi alimler, stinnet sakit olur, tekrar ki-
hnmasi lazim olur dedi. Farzdan sonra olan [son] stinneti (Alla-
hiimme entesselam....) dedikden sonra gecikdirmek mekruh olur.
Mtislimin ve Tirmuzinin, Aiseden "radiyallahti anha" haber ver-
diklerine gore, Restilullah "sallallahti aleyhi ve sellem" farzdan
sonra, (Allahiimme entesselam...) diyecek kadar oturup, hemen
son stinnete baslardi. Hadis-i seriflerde, nemazlardan sonra okun-
malan bildirilen (Evrad)m son stinnetlerinden evvel okunacakla-
rmi gosteren bir isaret yokdur. Hatta, bunlarm son sunnetlerden
sonra okunmalan anlasilmakdadir. Ctinki stinnet nemazlar, farz-
larin devamidir. Bunun icin son sunnetlerden sonra okumaya,
farzdan sonra okumak denilir. Bunun icin, (Restilullah "sallalla-
hti aleyhi ve sellem" her farz nemazdan sonra Tesbfli, Tahmid,
Tekbir ve Tehhl okurdu) haberinden, son sunnetlerden sonra
okurdu anlasilmisdir. Sems-ul-eimme Halvani farz ile stinnet ara-
sinda kisa birseyler okursa, zaran olmaz ise de, son stinnetden son-
-402-
ra okumak iyi olur dedi. ibni Abidinden terceme temam oldu.
22 - Tenbih: Abdest almakda, necaset temizlemekde, niyyet et-
mekde ve nemaz kilmakda (Vesvese) etmemelidir. Vesvese, zarar-
h olan siibhe, kuruntu demekdir. (Hadika) ve (Bcrika) kitablarmm
sonunda, vesvesenin zararlan uzun yazilidir. Hulasalan sudur: Ha-
dis-i serifde, (Vesvese seytandandir. Abdest ahrken, gusl ederken
ve necaset temizlerken, seytanin vesvesesinden sakininiz!) buyurul-
du. Vesvese etmek giinahdir. Vesvese eden imamm arkasinda ne-
maz kilmak mekruhdur. Onu imamhkdan ayirmak vacibdir. Vesve-
se, suyu israf etmege sebeb olur. israf ise haramdir. Vesvese, nema-
zi gecikdirmege, cema'ati, hatta nemaz vaktini kacirmaga sebeb
olur. Vakti, omrii zayi' etmege sebeb olur. Hususi onliik, ibrik, sec-
cade kullanmak gibi, bid 'at islemege sebeb olur. Baskalarmm elbi-
sesinin, yemeginin necs olmasmdan siibhe eder ki, muslimanlara
su-i zan haramdir. Kendini ihtiyath zan ederek, kibrli olur. Birseye
sebeb olam yapmak da, o seyi yapmak gibidir.
Abdestin, taharetin ve nemazm sartlanm, siinnetlerini, mek-
ruhlanm bilmiyen, vesvese hastahgma yakalamr. Bunlan bilip, ye-
rine getirince, stibheye diismemeli, iyi ve temam yapdigma inan-
mahdir. Boyle inanmak, ihtiyat olur. Siibheye dtismek vesvese
olur. Vesvese sahibi, ruhsat ile amel etmelidir. Sokaklar, topraklar
temizdir. Uzerinde necaset goriilmiyen hersey temizdir. Siibhe et-
mekle necs olmaz. Cok zan edilirse, kullanmak sahih, caiz ise de,
tenzihen mekruh olur. Kafirin, fasikm kullanmis oldugu donu, ta-
baklan ve pis sokak boyledir. Ehl-i kitabm kesdiklerini, inceleme-
den yimek halaldir. Kalbi, kotii ahlakdan temizlemekde, kul hak-
larini gozetmekde ve haramlardan sakmmakda, cok dikkat etmek,
vesvese olmaz. Vera' ve takva olur.
CAMi' ADABI BAHSI
23 - (Diirer)de diyor ki, (Hayzh ve ciiniib olanm cami'e girme-
si haramdir. Abdestsiz olanm girmesi mekruhdur.)
Cami'ye evvela sag ayagm ile gir! Su diiayi oku: "ilahi bize rah-
met kapisim ac" iceri gir. icerde sayet adam varsa, selam ver, adam
yoksa, yine su seklde selam ver: (Esselamii aleyna ve ala ibadilla-
hissalihin) ve Lie kerre, (Siibhanellahi velhamdiilillahi ve lailahe il-
lallahii vallahii ekber vela havle vela kuvvete ilia billahil aliyyil
azfin) diyerek otur, tesbih ve tehlil eyle. [Tesbih ve tehlil okumak
tehiyyet-iil-mescid nemazi kilmak olur.]
Muezzin ezani bitirince, su diiayi oku: (Allahumme rabbe
hazihidda'vetit tammeti vessalatil kaimeti ati Muhammcdcnil
-403-
vesflete vel fadflete veddereceterrefPate veb'ashii mekamen mah-
mudenillezi ve'adtehu inneke la tuhlifiil infad. La havlc vela kuv-
vete ilia billahil'aliyyil'azim). Nemaz baslaymca imama uymaga
niyyet etdikden sonra uy ve arkasmda dur.
Aleyhissalatii vesselam buyurdular ki: (Hak teala rahmetini
imama indirir, imamm arka, sag ve sol tarafina da indirir.) Bunun
icin, imamin arkasma, sag veya soluna durmaga gayret eyle!
Her nemazda imamin, ilk, ya'ni iftitah tekbirine yetismege cok
cehd eyle! Resulullah buyurdu ki: (Cebrail "aleyhisselam" bana
gelip dedi ki: Ya Muhammed "aleyhisselam"! Hak teala buyurdu
ki, Habfbime miijde eyle, eger denizler miirekkeb olsa, biitiin
agaclar kalem olsa ve yer gok ehli katib olsalar ve kiyamet giiniine
kadar yazsalar, imam ile beraber ahnan iftitah tekbirinin sevabimn
onda birini yazmaga kudretleri kail gelmez!)
24- Cema'at ile nemaza safdan ayn yerde durma! Ciinki nema-
zin mekruh olur. Sayed safda durulacak yer yoksa, o zeman ima-
mm arkasma yakin bir yerde durursun. imam tekbir alinca, sen de
hemen tekbirini al, daha evvel niyyetini yaparsin.
Iki ellerini kulagina kaldinp bas parmaklarim kulaklannin yu-
musagindan ayinrken tekbirini al. Ya'ni, "Allahii ekber" diyerek
ellerini bagla! Sag elini sol elinin iizerine koy ve gobeginin altina
bagla. Gozlerini secde yerinden ayirma! Adab ve erkan iizere, hu-
du' ve husu' ile Allah huzurunda durur gibi dur. Kendin cami'de,
kalbin baska yerde olmasin. imamm okudugu Kur'ani dinle, imam
Fatihayi bitirince, yavasca Amin de. Yamndaki duymasm. imam
riiku'a gidince, sen de "Allahii ekber" diyerek onunla beraber rii-
ku'a git. Fekat, burada cok ehemmiyyetle iizerinde durulacak bir
nokta vardir. O da sudur: imamdan evvel, riiku'a gitme, imamdan
evvel riiku'dan kalkma! imamdan evvel secdeye gitme! imamdan
evvel secdeden kalkma! Secdede tesbihleri oku! Habib-i kibriya
"sallallahii aleyhi ve sellem" bir hadislerinde buyurdu ki: (Her kim
imamdan evvel riiku' veya siicuda gitse veya imamdan evvel kalk-
sa, kiyamet giiniinde onun basi merkep basi gibi olur.) imam rii-
ku'a gidince sen de, "Allahii ekber" diyerek riiku'a git ve tesbih-
lerini yap [ya'ni oku]! imam "Semi'allahii limen hamideh" deyin-
ce sen de "Rabbena lekel hamd" diyerek dogrul! Ayakda dikil-
meden evvel secdeye gitme! imam secdeye gidince, sen de "Alla-
hii ekber" deyip imamin arkasindan secdeye git! Secdede tesbih-
leri oku! imam secdeden basini kaldirmca, sen de "Allahii ekber"
deyip basini kaldir. iki ellerini dizlerinin iizerine koy. imam ikin-
ci def'a olarak secdeye gidince, sen de ikinci olarak "Allahii ek-
ber" deyip secdeye git. Temam oturmadan hemen ikinci secdeye
-404-
gitme. Secdede yine tesbMerini oku! imam secdeden kalkmca, sen
de arkasindan "Allahii ekber" deyip kalk. ikinci rek'ati da aynen
bu seklde ifa eyle. imam tehryyata oturunca sen de otur! Tehryyat,
salevat ve bildigin diialardan oku. imam efendi, selam verirken sen
de beraber "Esselamii aleykiim ve rahmetullah" deyip selam ver
ve (Allahiimme entesselam ve min kesselam tebarekte ya zelcela-
li vel ikram) de ve hemen Ayet-el-kiirsiyi oku!
AYETELKURSININ FAZILETI
Bekara suresindeki (Allahii la ilahe ilia hu...) ayetinin temami-
na (Ayet-el kiirsi) denir. Bu ayet-i kerimeyi ihlas ile okuyamn, in-
san ve hayvan haklarmdan ma'ada ve farz borclarmdan baska gii-
nahlan afv olunur. Ya'ni tevbeleri kabul olur.
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimiz buyurdu ki:
(Her kim farz nemazi bitirir bitirmez yerinden kalkmadan bir ker-
re Ayetelkiirsiyi okuyup, otuziic kerre Siibhanallah, otuziic kerre
Elhamdiilillah, otuziic kerre Allahii ekber derse, hepsi doksando-
kuz olur. Bir kerre de Lailahe illallahii vahdehu la serike leh lehiil-
miilkii ve lehiil hamdii ve hiive ala kiilli sey'in kadfr dese, Hak te-
ala o kisinin giinahlarim afv eder.) Allahii teala hazretlerinin afv
etdigi giinahlar, yalmz kendisi ile o kulu arasmda olan, tevbe etmis
oldugu giinahlardir. insanlarm ve hayvanlarm haklanna tevbe et-
dikden sonra halallasmak da lazimdir.
Habib-i kibriya "sallallahii aleyhi ve sellem" diger bir hadis-i
seriflerinde buyurdu ki: (Hak teala hazretlerinin zatina mahsus
olarak iicbin ismi vardir. Bunlarin icinden terazide en agir geleni
"Subhanallahi ve bi hamdihi siibhanallahirazimi ve bi-hamdi-
hi"dir. Her kim, bunu nemazdan ve tesbihlerden sonra, on kerre
okursa her harfine on sevab verilir.) Sonra, imam ve cema'at ile
beraber kollarim, bir mikdar ileriye uzatip ve gogiis hizasma kaldi-
rip, avuclan tarn acik olarak semaya cevirip dtia et ve amin de. Diia
bitince ellerini yiiziine siiriip, "Velhamdii lillahi rabbil alemin" de
ve salevat ile Fatiha-i serife oku. Ibni Abidin "rahime-hullahii te-
ala", iicyiizkirkbir [341]. ci sahifede diyor ki, (Nemazdan sonra,
diia ederken, eller gogiis hizasmda ileri uzatihr. Avuclar semaya
karsi acihr. Ciinki sema, diiamn kiblesidir.iki el birbirinden arahk
tutulur. Diiadan sonra, iki eli ytize stirmek siinnetdir.)
(Fetava-yi Hindiyye) besinci cildinde diyor ki, (Nemazdan son-
ra diia ederken kollari cesidli sekllerde tutmak bildirildi. Bunlar
arasmda efdal olam, avuclan semaya karsi acmak ve birbirinden
uzak tutmakdir. Kollari gogiis hizasma kaldirmak miistehabdir.
Diiadan sonra iki eli yiize siirmek siinnetdir.)
-405-
MUSAFEHA (EL SIKMAK)
25 - [Miisafeha her zeman yapilir. Yalmz nemazlardan sonra
miisafehayi adet mekruhdur. Muhammed Hadimi "rahime-hullahii
teala" (Berika) kitabmm 1220. ci sahifesinde diyor ki, (Hadis-iil-ca-
mi'de (iki erkek veya iki kadin miisliman karsilasdiklari zeman,
miisafeha ederlerse, ayrilmadan once, giinahlari magfiret olunur)
buyuruldu. Miisafeha etmek, siinnet-i miiekkededir. Miisafeha
ederken birbirine sanlmak, opiismek caiz degildir.) Kadmlann bir-
birleri ile, yabanci erkeklerin goremiyecekleri yerlerde, miisafeha
etmeleri caizdir.]
Ey Ogul! Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki,
(Her kim bir mii'min kardesini ziyaret eylese, bunlarm her birerle-
rine Cennetde birer derece verilir.) [Yalmz bu ziyaret Allah rrzasi
icin olacak, baska maddi ve sahsi bir menfe'at mukabili olmamak
sarti ile.] Ve yine Resul-i ekrem "sallallahii aleyhi ve sellem" bu-
yurdular ki: (Her kim bir mii'min kardesini ziyaret eyleyip miisa-
feha ederek iic kerre elini sallasa, ellerini ayirmadan her ikisinden
Hak teala razi olur. Agacdan yapraklar dokiildiigii gibi, o sahslar-
dan giinahlar oylece dokiiliir.)
Miisafeha etdikden sonra, oltilerin, hocalann ve sair gecmisle-
rinin ve biitiin ehl-i imamn afvi icin diia etmek lazimdir. Bu arada,
Peygamber "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimize salatii selam
getirmek sartdir.
26 - Ey Ogul! Cami'den disan cikarken, "ilahi bana fazhnla
rahmet kapisim ac!" deyip sol ayagmla disan cik. Cikarken insaal-
lah bundan sonraki nemaza da gelecegim diye niyyet eyle!
Ciinki Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (iyi
ameller ancak niyyete baghdirlar.) Niyyetsiz ibadet olamaz. Bir in-
san iyi bir amel islemeye niyyet etse, fekat o isi islemek nasib ol-
masa, o kimseye niyyetinin sevabi yazihr.
Yine buyurdu ki: (Nemaz, din in diregidir, kim nemazim kilar-
sa, dinini yapdi, kim nemaz kilmazsa, dfnini yikmisdir.) Zira nemaz
biitiin ibadetlerin en faziletlisidir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve
sellem" buyurdu ki: (Nemazi cema'at ile kilmak, yalmz kilmakdan
yirmiyedi derece efdaldir.)
Diger bir hadislerinde: (Ozrsiiz, evinde [yalmz] nemaz kilan ki-
sinin borcu odenir, nemazimn sevabi noksan kahr) buyurmuslar-
dir. Nemaz kilacagm vakt, vaktin evvelinde veya hie olmazsa orta-
sinda kilmak gerekdir. Daha sonra kilarsan bore odenirse de, seva-
bi olmaz. Vakt cikdikdan sonra kihnan nemaz, kaza niyyetiyle ki-
hmr. Resul-i ekrem "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki,
(Mi'rac gecesinde bir kism insanlarin haline vakif oldum. Bakdim
-406-
ki onlar siddetli bir azabla muazzeb oluyorlar. Cebrail aleyhissela-
ma sordum, bu taife kimlerdendir? [Ya'ni ne icin azab goriiyor-
lar?] Cebrail aleyhisselam cevaben: "Bunlar nemazlarmi vaktinde
kilmayanlardir" buyurdu.)
Bir kisi nemaz kilmayip farziyyetine de inanmaz ise, ya'ni borcu-
nu odemeye niyyet etmezse, ittifaken kafirdir. Bir kimse bir vakt ki-
lip bir vakt kilmazsa (ozrsiiz olarak) hie kilmayan ile birdir. Zfra o,
nemazi maskaraliga almis olur. Nemazi maskaraliga almak -hasa
siimme hasa- Allahii tealayi maskaraliga almakdir. Binaenaleyh, bii-
tiin ibadetler gibi, nemazi da daima ve muntazeman eda eylemelidir!
CEMA'ATIN FAZILETI
27 - Hazret-i Resul-i ekrem "sallallahii aleyhi ve sellem" buyur-
du ki: (Her kim sabah nemazinin farzim cema'at ile kdarsa, kiyamet
giiniinde yiizii ayin ondordii gibi parlar. Ogle ve ikindi nemazlarinin
farzlarim cema'at ile kilsa Hak teala, o kula bin saf melek miivek-
kel kihp, kiyamet guniine kadar onun icin tesbfh ederler. Her kim
aksam nemazim cema'at ile kilsa, Hak teala hazretleri o kisiyi Pey-
gamberlerle hasr eder. Her kim yatsi nemazim cema'at ile kilsa, o
kimse ile Hak teala arasinda hicab kalmaz.) Bu faziletler, fasik ol-
miyan ve bid'at ehli olmiyan imamm cema'ati icindir.
Her kim cema'ati ozrsiiz terk eylese, Cermet kokusu duyamaz.
Bu kimse, dort kitabda meFun diye vasflanmisdir. Nemazi terk
eden kimse, Hak tealamn gazabmdan kurtulamaz. Her kim sabah
nemazlanni kilmasa, imam za'ifler, ogle nemazlarmi kilmaz ise,
Peygamberler "aleyhimussalevatu vetteslimat" ona giicenir, ikindi
nemazlarmi kilmaz ise, melekler onu sevmez. Aksam ve yatsi ne-
mazlarmi kilmaz ise, Allahii teala onu sevmez.
28 - Her seyin bir nuru, bir ozti vardir. Dmin nuru ve ozti bes
vakt nemazdir. Nemaz aym zemanda dmin diregi ve ortiisudur.
Her seyin fesadi vardir. Dinin fesadi, nemazi terk etmekdir. Nema-
zim terk eden, dinini terk etmis demek olur.
29 - Her kim cema'at ile nemaz kilmagi severse, Hak teala haz-
retleri o kulunu sever, melekler de sever.
30 - Bes vakt nemazim cema'at ile kil! Gafil olma!
Tenbih: Cema'at ile kihnan nemazm sevabi, yalniz kilman ne-
maz sevabindan cok oldugu anlasildi. Cema'atin bu kadar biiyiik
fazileti, imamm nemazinin sahih oldugu takdirdedir. Eskiden is-
lamiyyet kuvvetli oldugu zemanlarda, imamlara ve her miislima-
na hiisn-i zan edilirdi. Fekat, simdi, miislimamm diyenlerin ve
imam olmak istiyenlerin ba'zisi, dinden, imandan haberi olmiyan
-407-
cahiller oldugu sozlerinden, hallerinden ve hareketlerinden anlasi-
liyor. O halde, bugiin Ehl-i siinnet i'tikadma karsi oldugu belli ol-
miyan ve gusliinii, abdestini ve nemazim dogru yapabilen ve ha-
ram islemekden sakman imam bulup ona uymak lazimdir. Aksi
takdirde cema'at sevabi degil, nemazimiz da elden kacar. Zira, za-
ruri ma'lum olan, ya'ni cahillerin de isitdikleri ahkami ogrenme-
mek, bilmemek ozr olamaz. Fasik imamm arkasinda kilinan nema-
zin malikide sahih olmadigi (Halebi-i kebir)de yazilidir. Salih bir
imamin agzinda kaplamah, dolgulu dis goriiliirse, maliki veya safi'i
mezhebini taklid edip etmedigi kendisine sorulmamahdir.
31 - Resul-i ekrem buyurdular ki: (Sabah neniazi ile yatsi nema-
zini cema'at ile kilmak cok sevabdir. Bu iki vakt neniazi cema'at ile
kilmamn, ne derece bir fazilet ve ne biiyiik bir sevab oldugunu la-
iki ile bilseler, bunu kimse terk edemezdi.)
Hak teala, hadis-i kudside, buyurdu ki: (Kulum bana farz ne-
mazda oldugu kadar, hicbir amel ile yakin olamaz.) Farz nemazla-
n kilip, hicbir nemazi kazaya kalmayanlarm, nafile nemazlan da
boyle olur. Yine hadis-i kudside, Allahu teala buyurdu ki: (Kulla-
rim nemaz kilmakla gozleri, kulaklari, elleri, ayaklari ve biitiin
a'zalari benim emrimde olmu§ olur.) Resulullah buyurdular ki:
(Hak teala Cennet-i a'lada huriler yaratnnsdir. O hurilere, sizler
kimler icin yaratildimz, diye soruldugu zeman, bizler bes vakt ne-
mazini cema'at ile kilanlar icin yaratildik derler.)
32 - Ibn-i Mes'ud [Otuzikide Medinede vefat etdi] buyurdu ki:
Peygamberimize sordum. Allahu teala indinde hangi amel sevgili-
dir? Cevaben buyurdular ki, (Nemazi vaktinde kilmak, ana-baba-
ya iyilik etmek ve hak yolunda cihad etmek.)
33 - Bir gun bir a'ma, Efendimize sordu: Ya Resulallah "sallal-
lahii aleyhi ve sellem"! Benim gozlerim gormiiyor, elimden tutup
cami'e gotiirecek bir kimsem de yokdur. Evimde nemazirm kila-
yim mi? Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" sordular: (Ezan
sesini i^itiyor musun?) Evet isitiyorum, dedi.
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem", (Sana evde ne-
mazi kilmaga izn veremem) dedi. Yine bir kisi sordu:
Sehrin yilan, akreb ve vahsi hayvanlan vardir. Bana bir care var
midir? Nemazimi evde kilsam? (Ezan-i Muhammediyi i$itir misin?)
buyurdu. Evet isitirim, dedim. (Su halde, nemaza, ya'ni cema'ate
gitmelisin), cevabim verdi. Boyle olunca, nerede kaldi ki gozlerin,
ayaklarm yerinde, bir korkun yokdur. Ser'i bir mani'in de yok! Ni-
ye evde kilip cema'ate gitmiyesin? Ancak yiiruyemiyecek kadar
hasta olana ve siddetli soguk ve yagmurda izn vardir.
34 - Peygamberimiz, (Hak teala hazretlerinin rahmeti o kul
-408-
iizerinde olsun ki, ikindi nemazimn siinnetini terk etmez) ve (ikin-
di ncmazinin siinnetini kihp terk etmeyen kimsenin Cennete gir-
mesine kefflim) buyurdu. [Bu miijde, farz nemazim kazaya birak-
miyanlar ve haramdan sakmanlar icindir.]
35 - Aksam nemazindan sonra alti rek'at (Evvabin nemazi) ni
kilmayi da ihmal etme!
Tenbfli: Yukandan beri, nemazlar hakkinda bircok faziletler
sayilmrsdir. Insam bu fazfletlere kavusduracak olan nemaz, biitiin
farzlanni, siinnetlerini, miistehab, vacib ve biitiin erkan ve seraiti-
ni haiz olan nemazlardir. Ayrica, nemazin sevablarma da kavus-
mak icin, Allah rrzasi icin kilmaga niyyet etmek ve terk edilmis ne-
maz borcu olmamak lazimdir. Abdestli oldugunu zan ederek kildi-
gi nemaz sahih olmaz ise de, niyyet etdigi icin, sevab verilecegi (Es-
bah)m otuzuncu sahifesinde uzun yazilidir.
36 - Sevabi en cok ve birinci vazife olan nemaz, farzlardir. Siin-
netler ve nafile nemazlar, farzlarm yamnda biiyiik bir denize naza-
ran, bir damla kadar bile degildirler. Bir vakt farz nemazi ozrsiiz
kazaya kalan kimsenin hicbir siinnet ve nafilesi kabul olmaz, ya'ni
sahih olsa ve niyyet etse bile, sevab verilmez. Abdiilkadir-i Geyla-
nf "kaddesallahii teala sirrehiil'aziz" (Fiituhiilgayb) kitabinda,
(Farz nemazi terk etmis olan kimsenin, bunu kaza etmeden once,
siinneti kilmasi ahmaklikdir ve cahillikdir. Zira bunun siinnetleri
kabul olmaz) diyor. Hanefi mezhebi alimlerinden Abdiilhak Deh-
levi "rahime-hullahii teala", bu kitabi serh ederken, bunu bildiren
hadis-i serifi de uzun uzadiya yaziyor. Bu hadis-i serif (Se'adet-i
Ebediyye) ilmihal kitabinda ve (Zahire-i Fikh)da da vardir. O hal-
de, her seyden evvel kaza nemazlarim kilmah, nemaz borclarim
odemelidir ve sabah nemazmm siinnetinden baska dort vakt nema-
zin siinnetleri yerine de, tenbellikle kilmmamis nemazlar bitinciye
kadar kazalarim kilmahdir. Alimlerin sozlerine asina olmayan ve
ilmden nasibleri az olan ba'zi kimseler, siinnet yerine kaza kilmmaz
diyor ve kisa akllan ile sozlerini isbata kalkisiyorlarsa da, iddi'ala-
rmm temamen indi oldugu ve hicbir esasa dayanmadigi, kitablanm
okuyan erbab-i vukiifa pek asikardir. Dort mezhebin inceliklerine
vakif olan, derin alim seyyid Abdiilhakim Efendi "rahime-hullahii
teala" (1281-1362 [m. 1943]) hazretleri bu hususu Istanbul cami'le-
rinde miislimanlara tekrar tekrar beyan buyurmuslar ve yazmislar-
dir. 118. ci sahffeye bakimz! Derin alim, biiyiik veil Muhammed
Ma'sum Serhendi, ikinci cildin 63. cii mektiibunda buyuruyor ki,
(Siinnetler yerine kaza kilmahdir. Siinnet sevabi da hasil olur.)
(Se'adet-i Ebediyye) 276.ci sahifede diyor ki, (Bir farz nema-
zi ozrsiiz kazaya birakmak, ekber-i kebairdir. Bu giinah, her ne-
-409-
mazi kilacak kadar bos zeman gecince, bir misli artmakdadir. Ctin-
ki, nemazi hemen kaza etmek de farzdir. Bu miidhis giinahdan ve
azabmdan kurtulmak icin, dort vakt nemazm siinnetlerini ve
Cum'amn ilk ve son siinnetlerini kilarken, kilmmamis farz nemaz-
lanni da ve yatsmm son siinnetini kilarken, uc rek'at vitr nemazmi
da kaza etmege niyyet etmelidir. Kazayi gecikdirmek biiyiik gii-
nahdir. Bu biiyiik giinah, her kaza kilacak kadar zeman [ya'ni 6 da-
kika] gecince bir misli artar. Kazaya kalan her nemazm ilk kazasi
kilimnca, bu nemazm kazalanm gecikdirmek giinahlarimn hepsi
afv olur. (Tergib-us-salat)da diyor ki, hadis-i serifde buyuruldu ki,
(Bir nemazi vaktinden sonra kilan, 80 hukbe yanacakdir). Bir huk-
be 80 senedir. Kaza nemazlarmm cezalan, ilk giinii 80 hukbe iken,
sonraki giinlerde, her alti dakikada bir misli artar.)
Ibni Abidin "rahime-hullahii teala" Nafile nemazlan anlatir-
ken diyor ki, (Siinnetler, farzlar ile ve vacibler ile beraber aynca
kilman baska nemazlar demekdir. Miiekked olan ve miiekked ol-
mayan siinnetlerin hepsine nafile nemaz denir. Ciinki, farz ve va-
cib olmiyan nemazlar, nafiledir. Nafile denilen nemazlann hepsi,
siinnet degildir. Siinnet nemazi ozrsiiz ve devamh olarak terk
eden, eger siinnet olduguna inamyor, saygi gosteriyorsa kiiciik gii-
naha girer. inanmadigi, saygi gostermedigi icin kilmryan ise, kafir
olur. Dinden oldugu zaruri bilinen, ya'ni cahillerin de bildigi birse-
yi inkar eden de kafir olur. Hanefi mezhebine gore, icma' hasil ol-
mus, ya'ni dort mezhebde de aym olan bir hiikmii inkar eden de
kafir olur. Miiekked siinneti ozrsiiz devamh terk etmek giinahi, va-
cibi terk giinahina yakindir. Devamh terk etmek dalalet olur. Terk
eden levm edilir, azarlamr. Farzlardan sonra kilman siinnet ne-
mazlar, farzlarin icindeki siinnetlerden ozr ile, mesela unutarak
terk edilen siinnetlerin yerine gececek, boylece farzlan temamhya-
cakdir. Yoksa, siinnet nemazlar, hie kilmmamis farzin yerine gec-
mez, terk edilmis farzi temamlamaz. Hadis-i serifde, (Temam ki-
lmmamis olan bir nemaz siibhasi Have edilerek temamlamr) buyu-
ruldu. Siibha, nafile nemaz demekdir. [Gortiliiyor ki, farzlardan
ewel ve sonra kilman siinnetlere nafile ismi verildi.] Sabah nema-
zmm siinneti, diger siinnet nemazlardan daha kuvvetlidir. Buna
vacib diyen alimler de vardir. Aise "radiyallahii anha" diyor ki,
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" nafile nemazlar icinde en
cok sabah nemazimn iki rek'atma cok ehemmiyyet verirdi. [Gorii-
liiyor ki, hazret-i Aise de, siinnet nemazlara nafile demekdedir.]
(Ogle nemazimn farzindan once olan dort rek'at siinneti terk eden,
sefa'atime kavusamaz!) hadis-i serifi, Cennet derecesinin yiiksel-
mesi icin olan hususi sefa'atime kavusamaz demekdir. Ciinki, umu-
mi sefa'atine biitiin miislimanlar kavusacaklardir. Bir alime siial
-410-
soranlar cok olup hie bos vakti kalmazsa, sabah nemazmdan baska
nemazlann siinnetlerini terk edebilir. Dersi kacirmamak icin tale-
benin terk etmesi de caiz olur. [Bunlarm farz nemazlan kazaya bi-
rakmalan hie caiz olmaz.]
Mescide girince, oturmadan once, mescidin sahibi icin, ya'm Al-
lahii teala icin, iki rek'at nemaz kilmak siinnetdir. Buna (Tehiyyet-
iil-mescid) nemazi denir. Mescide girince, farz veya baska nemaz
kilmak veya bunlari kilmak niyyeti ile girip oturmak, Tehryyet-iil-
mescid nemazi kilmak olur. Baska nemaz kilarken Tehiyyet-iil-mes-
cid icin de aynca niyyet etmek lazim degildir. Sabah ve ikindi ne-
mazlanm kilmis olan, cami'e girince, Tehiyyet-iil-mescid kilmaz.
Bir kimse, oglenin farzim kilarken, oglenin farzma ve siinneti-
ne birlikde niyyet etse, iki imama gore yalniz farz kilmis olur.
imam-i Muhammede gore "rahime-hullahii teala" ise, farz nemazi
da sahih olmaz. Bes vakt nemazm siinnetleri, farzdan gayn kilman,
baska bir nemaz demek oldugu icin, farz kilarken siinnet de kilm-
mis olmiyor. Farz kilarken, Tehiyyet-iil-mescid nemazi da kilmmis
oluyor. Terk edilmis olmiyor. Fekat, Tehiyyet sevabma da kavusa-
bilmek icin, buna da aynca niyyet etmek lazimdir. Ciinki, hadis-i
serifde, (ibadetler, niyyetlerine goredir) buyuruldu. Amelin seva-
bma kavusmak icin, niyyet edilmesi sart olmakdadir.) ibni Abidin-
den terceme burada temam oldu.
Kaza nemazlan, farzdan gayn nemaz olduklan icin, siinnet ne-
mazm ta'rifine uymakdadir. Bundan dolayi, kaza nemazi kilarken,
aynca niyyet etmege liizum olmadan siinnet de kilmmis olmakda-
dir. Aynca siinnet kilmaga niyyet lazim olmamakdadir. Siinnet ye-
rine kaza kilan, siinneti terk etmis olmiyor. Fekat siinnet nemazlar
icin va'd edilmis olan sevablara kavusabilmek icin, kaza nemazina
niyyet ederken, vaktin siinneti icin de niyyet etmek, ya'ni kalbin-
den gecirmek lazim olmakdadir. Boyle iki niyyet edince, hem ka-
za, hem siinnet, iic imama gore de sahih olmakda, hem de siinnet
sevabi da hasil olmakdadir. 119.cu sahifeye bakimz!
Bu mes'eleyi boyle uzatmamiz, hem siinnetler yerine kaza kil-
mak lazim oldugunu anlatmak icin, hem de Oflu Muhammed
Emm efendi merhumun (Necat-iil-mii'minin) kitabmm son sahi-
fesindeki yazismm dogru oldugunu bildirmek icindir. Bu sahife-
sinde, (Sabahdan baska nemazlann siinnetlerini kilarken, hem
evvel kazaya kalmis olan nemazin kazasma, hem de vaktin siinne-
tine birlikde niyyet edilir. Boylece hem kaza borcu odenilmis,
hem de siinnet sevabma kavusulmus olur) diyor. Din bilgisi az
olan kimseler, Oflu Emm efendinin bu yazismm dogru olmadigim
soyliiyorlar ise de, ibni Abidinin yukanda bildirilen tahkikati, on-
-411-
larin sozlerinin yanhs oldugunu ortaya cikarmakdadir.
Biiyiik alim Ahmed Tahtavi "rahime-hullahu teala", (Merak-
ll-felah) hasiyesinde, kaza nemazlanni aciklarken, sonunda diyor
ki, (Fevt edilmis olan, ya'ni insanin elinde olmiyarak, ser'i bir ozr
ile kacinlmis olan nemazm farzmm kazasim kilmak, siinnet ne-
mazlan kilmakdan daha miihim ve daha evladir. Fekat, miiekked
siinnetleri ve duha, tesbih ve ismleri hadis-i senflerde bildirilmis
olan nafileleri, siinnet niyyeti ile kilmak, boyle olmiyanlan farzm
kazasi niyyeti ile kilmak daha iyidir.) Miiekked siinnetleri, siinnet
niyyeti ile kilmak, diger nafileleri kaza niyyeti ile kilmak daha iyi-
dir demesi, siinnetler kaza niyyeti ile kilmamaz demek degildir.
(Diirr-ul-muhtar)da diyor ki, (Fevt edilmis olan nemazlarm kaza-
larini gecikdirmeden kilmak lazimdir. Ancak, ozr ile gecikdirile-
bilir. Nafaka te'mm etmek icin cahsmak ozrdiir.) Fevt edilmis
olan nemazlarm kazalanm miiekked siinnetleri kilacak kadar ge-
cikdirmek de ozr sayildi. Farz nemazlan ozrsiiz terk etmek ise,
biiyiik giinahdir. Bu biiyiik giinahdan kurtulmak icin, acele kaza
etmek farzdir. Nemazlarm miiekked stinnetlerini kilmak icin, bu
farzi gecikdirmek ozr sayilmamisdir. Vacibi gecikdirmemek icin
bile, miiekked siinneti terk etmek lazim oldugu vitr nemazinda
yazihdir.
Konyah Muhammed Hadimi "rahime-hullahu teala" (Berika)
kitabmda, kotii huylarm altmismcisi olan (Giinah islcmekde is-
rar)i anlatirken diyor ki: Farz nemazi ozrsiiz vaktinde kilmamak
biiyiik giinahdir. Vazife olduguna ehemmiyyet, kiymet vermezse
kafir olur. (Fetava-yi Zeyniyye)de diyor ki, (Giinaha hemen, ace-
le tevbe etmek farzdir. Tevbeyi gecikdirmege de tevbe etmek la-
zimdir.) [Goriiliiyor ki, tevbeyi gecikdirmek de giinahdir.] Farz
nemazi ozrsiiz terk etmekde iki biiyiik giinah vardir: Birincisi, ne-
mazi vaktinden sonraya birakmakdir. Bunun tevbesi, pisman ol-
mak, bir daha kacirmamaga karar vermekdir. ikinci giinah, ne-
mazi terk etmekdir. Bunun tevbesi, hemen, acele kaza etmekdir.
Kaza etmegi gecikdirmek de biiyiik giinahdir. Bunun icin de ay-
nca tevbe etmek lazimdir. Ciinki, giinah islemekde israr etmek,
aynca biiyiik giinahdir. Kiiciik giinahi islemekde israr etmenin
biiyiik giinah oldugu hadis-i serifde bildirilmisdir. Farz nemazlan
ozrsiiz terk etmek haram oldugundan, bunlann kazalanm gecik-
dirmek icin ozr, bes vakt nemazm farzlanni gecikdirmege ozr
olan seylerdir. Bu ozrler, ima ile de kilamiyacak kadar agir hasta
olmak, harbde diismamn, yolculukda hirsizlann ve yirtici hayvan-
lann hiicum etmeleri, unutmak ve uykudur. Oliim hastahgi hasil
olursa, oldiikden sonra, fidye verilmesi icin vasiyyet etmek ve mal
-412-
birakmak vacib olur. (Berika)dan terceme temam oldu. Vaktin so-
nunda, miiekked siinneti kilmak, farzi vaktinde kilmaga mani'
olursa, bu siinneti kilmamn haram olacagi fikh kitablarmda yazili-
dir. Bunun gibi, siinnet nemazi kilmak, kaza kilmamn gecikmesine
sebeb olacagi icin, haram olur. Ciinki, ozrsiiz terk edilmis nemazi
kaza edecek kadar gecen her zemanda, [ya'ni 6 dakikada] bu bii-
yiik giinah katkat artmakdadir. Miislimanlan bu biiyiik felaketden
korumak icin, biitiin fikh kitablan, kaza nemazlarim gecikdirme-
den acele kilmak lazim oldugunu yazmakdadirlar. Farz nemazi fevt
etmek, ya'ni ozr ile vaktinde kilamamak haram olmadigi icin, bun-
larm kazalarmm miiekked siinnetleri kilacak kadar gecikdirilmele-
ri ozr sayilrms, bundan fazla gecikdirilmelerine izn verilmemisdir.
37 - (Israk nemazi)nm fazileti de cok biiyiikdiir. Bunun hakkm-
da bircok asar vardir. Sultan-i Enbiya buyurdu ki: (Sabah ncinazi-
m kildikdan sonra diinya kelami soylemeden kibleye karsi durup,
giines bir mizrak yiikseldikden sonra iki rek'at israk nemazi kilan
kimse, siibhesiz Cennetlikdir.) [Giinesin alt kenarmm iifk-i zahiri
hattmdan bir mizrak yiikselmesi, merkezinin iifk-i hakikiden bes
derece yiikselmesidir. Bu da, giinesin dogmasmdan 40 dakika son-
radir.]
38 - (Tehecciid nemazi) ya'ni gece nemazi da kil, diian kabul ol-
sun. Hasen-i Basri rahmetullahilbari hazretleri (21-110 Basrada)
rivayet ederler ki: Allahii teala Tur-i Sinada, Musa aleyhisselama
buyurdu ki, (Ya Musa, benim icin ibadet yap!) Musa aleyhisselam
ise, ya Rabbi! Sana ne zeman ibadet yapayim ki, huzurunda kabul
olunsun? diye arz edince, gecenin yansmda gece nemazi kilmasi
emr olundu. Nitekim, Miizzemmil suresinin ikinci ayetinde me-
alen, (Gecenin yansmda gece nemazi kil!) buyuruldu. [Boyle ol-
makla beraber, (Diirr-iil-muhtar) besinci cildde buyuruyor ki, bir
saat ilm ogrenmek [ve ogretmek] geceyi ibadetle gecirmekden da-
ha cok sevabdir.]
39 - Diianm makbul olmasi icin, bes sart lazimdir:
1- Miisliman olmak.
2- Ehl-i siinnet i'tikadmda olmak. Bunun icin, dort mezhebden
birini taklid etmek lazimdir.
3- Farzlan yapmak. Kazaya kalmis nemazlan, geceleri de ve
siinnetler yerine de kaza ederek, bir an once odemelidir.
Farz nemazi kazaya kalan kimsenin, siinnet ve nafile nemaz-
lan ve diialan kabul olmaz. Ya'ni, sahih olsa da sevab verilmez.
Seytan, miislimanlan aldatmak icin, farzlan ehemmiyyetsiz gos-
terip, siinnet ve nafileleri yapmaga sevk eder. Nemazi, vaktin gel-
-413-
digini bilerek ve evvel vaktinde kilmahdir.
4- Haramdan sakmmahdir. Halal yiyenin diiasi makbuldtir.
5- Evliya-yi kiramdan birini vesile ederek, diia etmelidir.
Hindistan alimlerinden Muhammed bin Ahmed Zahid, (Ter-
gib-iis-salat) kitabmm elh-dorduncii faslmda, farisi olarak diyor ki,
(hadis-i serifde (Diianin kabiil olmasi icin, iki sey lazimdir: Birinci-
si, diiayi ihlas ile yapmahdir. ikincisi, yidigi ve giydigi halaldan ol-
mahdir. Mii'minin odasinda, haramdan bir iplik varsa, bu odada
yapdigi diiasi, hie kabul olmaz) buyuruldu.) ihlas, Allahii tealadan
baska, hicbirsey dusiinmeyip, yalniz Allahii tealadan istemekdir.
Bunun icin, Ehl-i siinnet alimlerinin bildirdikleri gibi iman etmek
ve ahkam-i islamiyyeye uymak, bilhassa iizerinde kul hakki bulun-
mamak ve bes vakt nemazi kilmak lazimdir.
40 - Tesbih nemazim kilabildigin zeman kil! Bu nemaz dort
rek'atdir. Fekat iki rek'atda bir selam verilir. Evvela niyyet edip
tekbir aldikdan sonra siibhanekeyi oku! Ondan sonra onbes ker-
re "Siibhanallahi vel haindii lillahi ve lailahe illallahii vallahii ek-
ber" de! Onbes temam olunca "Vela havle vela kuvvete ilia billa-
hil aliyyil azim" deyip, E'uzii Besmele ile Fatihayi ve zamm-i su-
re okudukdan sonra, riiku'a varmadan once on kerre aym tesbihi
oku. Temaminda "Vela havle vela kuvvete ilia billahil' aliyyil
azim" de. Riiku'a git. Riiku'da riiku' tesbihini yapdikdan sonra,
on kerre yine aym tesbihi yap, riiku'dan kalk, "Semi'allahu limen
hamideh" deyip dogruldukdan sonra, ayakda iken aym tesbihi on
kerre daha oku. Tesbih bitip "Rabbena lekel hamd" dedikden
sonra Allahii ekber diyerek secdeye var. Secdede, secde tesbihle-
rini yapdikdan sonra, aym tesbihleri on kerre daha oku. Secdeden
basim kaldinp oturunca, ikinci secdeye varmadan, aym tesbihi on
kerre daha oku. Ondan sonra ikinci secdeye vanp, secde tesbihle-
rini okudukdan sonra, secdeden basmi kaldirmadan once, on ker-
re daha aym tesbihi okuyup basim kaldir. Tarn olarak ayaga kal-
kip, Fatiha-i serifeyi okumadan, onbes kerre aym tesbihi okuyup,
ondan sonra Besmele ile Fatiha-i serifeyi oku, zamm-i sureyi da-
hi okudukdan sonra aym tesbihi on kerre okuyup riiku'a git. On-
dan sonra ayaga kalk ve sonra secdeye git. Birinci rek'atdaki ta'rif
iizere tesbihlerini yap. Tehiyyata otur. Tehiyyat ve salevatlan
okuyup selam ver. Bu ta'rif iizere aynen iki rek'at daha kil!
Iste tesbih nemazmm kilmmasi boyledir. Bu nemaz icin muay-
yen bir vakt yokdur. Hangi zemanda istersen, gece de kilmabilir.
Bu dort rek'at tesbih nemazim kilan kimsenin btitiin giinahlarim
Allahii teala afv eder ve tevbesini kabul eder.
-414-
41 - Resul-i ekrem "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdular ki:
(Her kim aksam nemazindan sonra, yatsi vakti girmeden iki rek'at
nemaz kilarsa, evvelki rek'atinda bir Fatiha ve bir Ayetel-kiirsi ve
bes kerre Ihlas-i serifi okuyup, ikinci rek'atda bir Fatiha ve bir
def a "lillahi ma fissemavati ve ma fll erdi ve in tiibdu ma ft enfii-
sikiim ev tuhfuhii yuhasibkiim bihillah fe yagfirii limen yesaii ve
yuazzibii men yesaii vallahii ala kiilli sey'in kadir" okuyup, sonra
amenerresulii'yii sonuna kadar okuyup ve boylece bu nemazi ffa
ederse, Hak teala hazretleri Cennetde bir mevki' lutf eder ve her
rek'ati kin bir sehfd sevabi ve her ayet icin de bir kul azatl etmis
sevabi verir.) [Kaza nemazi borcu olanlara bu sevablar verilmez.
Bunlar, borclarim odemedikce, Cehennemden kurtulamaz.]
42 - Nemaz kilmaga muhabbet eyle! Bes vakt farz nemazlanm
ffa eyle! Bes vakt nemaz, biitiin ibadetlerden daha faziletlidir. Ne-
maz, cema'at ile kilimrsa, cok daha faziletli olur. Ozrsiiz sakin ce-
ma'at ile nemaz kilmagi terk etme. Ozrsiiz olarak cema'at ile ne-
maz kilmagi terk etmek miinafiklik alametidir. Ve dort kitabda
la'netle yad edilmisdir. Nemazi ozrsiiz yalmz kilanm hali boyle
olursa, hie kilmayanm halinin ne olacagim sen diisiin! [I'tikadi,
Ehl-i siinnet i'tikadma uymayan kimse, ya sapikdir, yahud kafir,
miirteddir. Boyle imam arkasinda nemaz kilmamah, kavga ve mii-
nakasa da etmemelidir. Herkesle iyi gecinmelidir.]
43 - Nemazm riiku' ve siicudiinde ve sair erkamnda ta'dil-i er-
kan ile, hudu' ve husu' ile, diiriist olarak nemazim kil. Bir kisi ne-
maz kilarken, riiku' ve siicudii ile ta'dil-i erkam temam yapmiyor
idi. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" gordii. Buyurdu
ki: (Su kisinin hali boyle giderse, amelinin faidesini bulmaz!) Ne-
mazm riiknlerinde ta'dil-i erkan olmazsa, nemaz temam olmaz. Ne-
mazi maskaraliga almis olur. Bir kimsenin nemazi nemaz olmazsa,
dini dahi tekmil olmaz. Resul-i ekrem "sallallahii aleyhi ve sellem"
buyurdu ki, (Nemaz dinin diregidir, direksiz din olmaz.) Nemaz kil-
miyamn dini yikihr. Yine (Nemaz mii'minin mi'racidir) buyurdu.
44 - Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Her
kim bes vakt farz nemazda Kur'an-i kerim okursa, Hak teala her
harfine yiiz sevab verir. Her kim nemazdan baska vaktlerde
Kur'an okursa, her harfine on sevab verir. Her kim, [tegannisiz ve
hurmetle okunan] Kur'am ayakda veya oturarak hurmet ile dinler-
se, her harfine bir sevab verir. Her kim Kur'an-i kerfmi hatm eyle-
se, o kulun diiasi Allah indinde kabul edilir.)
45 - Tenbih: imam-i Gazali "rahime-hullahii teala" 450 [m.
1058] senesinde Tus sehrinde tevellud ve 505 [m. 1111] de orada
vefat etmisdir. Bu yiice alim yiizlerce kitabmm sonuncusu olan fa-
-415-
risi dilde yazdigi (Kimya-i se'adet) kitabmda buyuruyor ki:
Kur'an-i kerim okumasmi ogrenen kimseler, Kur'ana hurmet et-
mesini de ogrenmelidir. Evvela giinahlardan ve cirkin soz ve hare-
ketlerden kacmmah, her halinde edebli olmahdir. Boyle olmazsa,
Kur'an-i kerim ondan da'vaci olur. Peygamberimiz "sallallahii
aleyhi ve sellem" buyuruyor ki: (Miinafiklarm cogu hafizlardan
olacakdir.) Ebu Suleyman-i Darani "rahime-hullahii teala" 205 [m.
820 Samda] buyuruyor ki: Cehennem zebanileri ozii ve sozii bozuk
olan hafrzlara, puta tapan kafirlerden daha evvel azab edecekler-
dir. Hasen-i Basri "rahime-hullahii teala" 110 [m. 727 Basrada],
buyuruyor ki, (Bizlerden evvel gelenler, Kur'an-i kerimi Allahii te-
alamn emrlerini bildiren bir kitab olarak okuyup, geceleri emrleri-
ni diisiiniirler, giindiizleri bunlan yapmaga ugrasirlardi. Sizler ise,
yalmz ezberlemek ve nagme ile, musiki perdelerine uydurarak
okumaga ugrasrp, emrlerini akhmza bile getirmiyorsunuz. Halbu-
ki maksad, emrlerini yerine getirmekdir.)
Kur'an-i kerime uygun hareket etmeyen hafizlar, efendisinden
mektub alan bir hizmetciye benzer ki, mektubu ahp musiki ile, ya-
mk sesle okur, fekat mektubdaki emrleri yapmaz.
Kur'an-i kerim okurken on edeb lazimdir:
1- Abdestli ve kibleye karsi [basim orterek] hurmetle okumah.
2- Agir agir ve ma'nasmi diisiinerek okumah. Ma'nasmi bilme-
yen de agir okumahdir.
3- Aghyarak okumahdir.
4- Her ayetin hakkim vermeli, ya'ni azab ayetini okurken, kor-
karak, rahmet ayetlerini heveslenerek, tenzih ayetlerini tesbih
ederek okumah. Kur'an-i kerim okumaga baslarken E'uzii ve Bes-
mele cekmelidir.
5- Kendisinde riya, ya'ni gosteris uyamrsa veya nemaz kilana
mani' oluyorsa, yavas sesle okumahdir. Hafizlann mushafa baka-
rak okumalan, ezber okumakdan daha cok sevabdir. Ciinki, gozler
de ibadet etmis olur.
6- Kur'an-i kerimi giizel sesle ve tecvid iizere okumahdir. Harf-
leri, kelimeleri bozarak teganni etmek haramdir. Harrier bozul-
mazsa, mekruh olur. [Halebide diyor ki, teganni ile okuyan bir
imam arkasmda kilman nemazm iadesi lazimdir.]
7- Kur'an-i kerim Allahii tealanm kelamidir, sifatidir, kadimdir.
Agizdan cikan harrier, ates demege benzer. Ates demek kolaydir.
Fekat atese kimse dayanamaz. Bu harflerin ma'nalan da boyledir.
Bu harrier, baska harflere benzemez. Bu harflerin ma'nalan
meydana ciksa, yedi kat yer ve yedi kat gok dayanamaz. Allahii
-416-
teala kendi soziiniin buyukliigiinu, giizelligini bu harflerin icine
saklayarak insanlara gondermisdir. Nitekim hayvanlara soylemek-
le is yapdinlamaz. Hayvan seslerine benziyen ba'zi sesler cikararak
idare edilirler. Mesela okiiz ahsdigi bir sesle tarlayi surer. Fekat
yapdigi isin sebebini ve faidesini bilmez. Iste insanlarm cogu da,
boyle, Kur'an-i kerimden yalmz ses duyarlar ve Kur'an, harf ve ses-
den baska bir sey degildir zan ederler. Bunlar, ates, birkac harfden
baska bir sey degildir, zan eden kimseye benzer. Bu zevalli bilmez
ki, kagid atese dayanamayip yanar. Ates harfleri ise, kagid iizerin-
de durur ve kagida bir sey yapmaz. Nasil her insanin bir ruhu var-
dir ve ruhu, insanin sekline benzemez ise, bu harfler de, insan gibi
sekldir. Harflerin ma'nalan ise, insanin ruhu gibidir. insanin serefi,
kiymeti, ruh ile oldugu gibi, harflerin serefi de ma'nalan iledir.
8- Kur'an-i kerimi okumadan evvel, bunu soyleyen Allahu te-
alamn buyiikliigunu dusiinmelidir. Kimin sozii soyleniyor, ne teh-
liikeli is yapihyor diisiinmelidir. Kur'an-i kerime dokunmak icin,
temiz el lazim oldugu gibi, onu okumak icin de, temiz kalb lazim-
dir. Bunun icindir ki, ikrime "radiyallahii anh", mushafi acmca
kendinden gecerdi. Allahu tealamn biiyuklugiinii bilmeyen,
Kur'an-i kerimin buyuklugiinii anlayamaz. Allahu tealamn buyiik-
lugunii anlamak icin de, Onun sifatlanm ve yaratdiklanm diisiin-
mek lazimdir. Biitiin mahlukatm sahibi, hakimi olan bir zatin kela-
mi oldugunu diisiinerek okumahdir.
9- Okurken baska seyler dusunmemelidir. Bir kimse, bir bagce-
yi dolasirken, gordiiklerini diisiinmezse, o bagceyi dolasmis olmaz.
Kur'an-i kerim de, mii'minlerin kalblerinin dolasacagi yerdir. Onu
okuyan, ondaki aca'iblikleri ve hikmetleri diisiinmelidir.
10- Her kelimeyi okurken ma'nasim diisunmeli ve anlaymcaya
kadar tekrar etmelidir. Lezzet bulunca da, tekrar etmelidir. Pey-
gamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem", bir gece sabaha kadar
"in-tiiazzibhiim" ayetinin temamim tekrar buyurmusdur. Kur'an-i
kerimin ma'nasim anlamak cok giicdiir. Kur'an-i kerimin ma'nasi-
ni iic kimse anlayamaz:
1- Arabi ilmleri iyi bilmeyen ve zahiri tefsiri okumayan.
2- Biiyiik bir giinahi yapmaga devam edenler veya Ehl-i siinnet
alimlerinin "rahime-hiimullahu teala" iman ve i'tikadlarma uyma-
yip kalbi kararmis olanlar.
3- Ehl-i siinnet i'tikadim zahir ve goriiniis ma'nasma gore kabul
edip, bundan baska kalbe gelen seyden nefret eden kimse, bu za-
hir ma'nadan ileri gecemez.
[Kur'an-i kerimdeki ayetler, altibinikiyiiz ile altibinucytiz
- 417 - Islam Ahlaki - F:27
arasmdadir. Halk arasmda, altibinaltiyuzaltmisalti diye meshur-
dur. Uzun ayetleri, birkac kisa ayete ayiranlar, ayet sayisimn cok
oldugunu bildirdiler.]
(Kimya-i se'adet) kitabmdan terceme temam oldu.
46 - [Radyo ile, ho-parlor ile Kur'an-i kerim okumak, ezan
okumak caiz degildir. Boyle okunan ezam ve Kur'an-i kerimi isi-
tenler, bunlara benziyen baska sesi isitmis olurlar. Cema'at ile ne-
maz kilarken, imam efendiyi veya imami gorerek, yahud sesini isi-
terek kilam gormiyenlerin veya imamm yahud muezzinin sesini
isitmiyenlerin, yalmz radyonun, ho-parloriin sesine uyarak kildik-
lan nemaz sahih olmaz. Ciinki bunlardan isitilen ses, imamm, mii-
ezzinin kendi sesleri degildir. Elektrik, miknatis hareketi ile ihti-
zaz eden ya'm titreyen ma'den levhasmm hasil etdigi sesdir. imam
efendinin sesine cok benziyor ve onun iradesi ile, sesi ile hasil olu-
yor ise de, onun sesi degildir. ibni Abidin "rahmetullahi aleyh",
nikah bahsinde, muharrem olan, ya'ni evlenmesi haram olan ka-
dmlan anlatirken buyuruyor ki, (Cam arkasmda veya su icinde
bulunan birseyi gormek, onu gormek olur. Birseyin sudaki, ayna-
daki hayalini gormek, onu gormek olmaz. Misalini, benzerini gor-
mek olur. Bir kimsenin yiiziine bakmamak icin yemin eden, o
kimsenin aynadaki yahud sudaki hayaline bakarsa, yemmi bozul-
maz. Gozliikle birseye bakan kimsenin goziine, o seyden cikip,
camdan gecerek gelen su'a, gormege sebeb olmakdadir. Aynada-
ki, sudaki hayalden gelen su'a'm sebeb oldugu seyi gormek, o se-
yin kendini gormek degil, benzerini gormekdir.) Bu ifade, acikca
gosteriyor ki, radyodan, ho-parlorden cikan ses, imam efendinin
sesi degildir. Bu sesin benzeridir. Bunu isitenler, imam efendinin
sesini degil, bu sese benziyen baska bir sesi isitmekdedirler. ima-
mm, muezzinin seslerine uymayrp, baska sese tabi' olanin ve
imamdan baskasmin okudugu Fatihaya (amm) diyenin nemazi sa-
hih olmaz.]
47 - Eger imamhk yapmak istersen, evvela [Ehl-i siinnet alim-
lerinin "rahime-hiimullahu teala" bildirdiklerine gore, i'tikadim
diizelt!] Nemazm farzi, vacibi, siinneti ve adabini giizelce ogren!
Bunlan bildikden sonra imamhk eyle ve Kur'an-i kerimi giizel
oku. imamhk edenin akil ve balig olmasi sartdir. Eger hane sahi-
bi, miisafire imamhk eyle derse, o vakt eder. Nemazi hicbir sey-
den dolayi te'hir etmemelisin. Karmn ac olup yemek de hazir ol-
dugu zeman yemegini yidikden sonra nemazim kil. Fekat nemaz
vakti geciyorsa, evvela nemazim kil, ondan sonra yemegini yi!
Nemaz kilacagin zeman, Allahii tealamn huzuruna cikabilecek
bir seklde temiz elbiseni giy ve kollanni gecirmis olarak giy.
-418-
Giydigin ceket, palto ve pardesiiniin iliklerini diigmele. Kollanni,
bacaklarmi ve basim ort. ihram icinde nemaz kilarken, bas ortiil-
mez. Nemazim, iizerinde yazi, her cins resm bulunmiyan, temiz bir
bez veya tek renkde seccade iizerinde kilarsan sevabi daha fazla
olur. Nemaz icin kullamlacak seccadelerin en fazfletlisi, yerden bi-
ten bir mahsulden i'mal edilmis olamdir. Ot iizerinde kilmak da se-
vabdir.
(Halebf)de diyor ki, basi acik nemaz kilmak mekruhdur. Ne-
mazda bashgi diiserse, az hareketle, hemen basa koymalidir. Kol-
lan dirseklere kadar veya daha az sivah olarak nemaza durmak
mekruhdur. Nemazda sivarsa, nemazi bozulur. [Kisa kollu gom-
lekle nemaza durmak mekruh olmakdadir.] (Durr-iil-muhtar)da,
nemazin mekruhlan sonunda diyor ki, (Nemazi, ayaklan temiz
mest ve ayakkabi ile ortiilti olarak kilmak, ciplak ayakla kilmak-
dan katkat efdaldir. Hadis-i serifde ortiilii ayakla kilmak emr edil-
di.) [Ayakkabi, mest kirli iseler, ayaklan temiz corap ile ortmek
siinnet olur. Nemazin vacibini, siinnetini terk etmek mekruh olur.
Mekruh olan nemaz sahih ise de, sevabi olmaz. Cami'de ayakkabi
ve benzerlerini arkada birakmanm mekruh oldugu, (Berflta)da ve
Ibni Abidinde, nemazin mekruhlarimn ve Hacda seytan taslama-
nm sonlarmda yazihdir.]
48 - Miisaadesiz imamhk etme! Sayed teklif ederlerse eyle.
Nemazdan sonra diia okunur. imam ve cema'atin diiada birbir-
lerine diia etmeleri lazimdir. Diiada anaya, babaya da diia etme-
gi unutmamak lazimdir. Cema'at ile nemaz kilarken imam onde
durur. Sen miimkin oldugu kadar imamin arkasmda durmaga
gayret eyle. Sayed imamin arkasmda bos yer yoksa saginda, yok-
sa solunda durursun. Birinci safda yer varken ikinci safda durul-
maz. Mekruhdur. ilerki saflarda yer olup arka taraflar dolu ise,
insanlarm iistiine basa basa on tarafa gecmege kalkisma. insan-
lan rahatsiz etme! Safda diizgiin bir seklde durmak lazimdir.
Saflarm diizgiin olmasi, nemazin ikamesindendir. Safdan aynhp
ileri geri ve yamndakinden ayn durma. Zira mii'minlerin birbir-
lerine muhabbeti saflarda diizgiin ve sik olarak durmakla kaim-
dir.
49 - imamdan evvel riiku' ve siicuda gitme. imamdan evvel hic-
bir rtikne gitmege kalkismamak lazimdir. imam oturarak kilarsa
sen ayakda kil!
50 - Nemazlanm ozrsiiz terk etme ki, miinafiklardan olmaya-
sm. Resul-i ekrem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki:
(Eger kadinlarla, memede olan cocuklar olmasa, yerime bir
imam koyup, schri gezer, nemaza gelmiyenlerin evlerinin yakil-
-419-
masini te'min ederdim.) Yine Resulullah buyurdu ki: (Nemazlan-
nizi ihlas iizerine kiliniz! Ciinki yanimzda bulunan melekler, sizin
amel, iicmaz ve taatinizi ahp goklere giderler, goklere giderken,
muhtelif melekler, bu ibadetleri goriirler:
1. ci kat gokdeki melekler, yalancilarin ibadetini gecirmezler.
2. ci katdaki melekler, nemaz kdarken diinya isi ile kalbi mes-
gul olan kimsenin nemazim gecirmezler.
3. cii katdaki melekler, nemazim begenenlerin nemazim gecir-
mezler.
4. cii katdaki melekler, kibredenlerin, ya'nf kendini begenenle-
rin nemazim gecirmezler.
5. ci katdaki melekler, hasudliik edenlerin nemazim gecirmez-
ler.
6. ci katdaki melekler, kalbinde sefkat ve merhameti olmiyamn
nemazim gecirmezler.
7. ci katdaki melekler ise, hirs ve tama'i olanlarin nemazim ge-
cirmeyip geri dondiiriirler.) Bu hali Habib-i kibriya beyan buyur-
duklan zeman, biitiin Eshab-i giizin "radiyallahli teala anhiim ec-
ma'm" agladilar.
Resul-i ekrem "sallallahii aleyhi ve sellem" biiyiik eshabdan
Mu'az hazretlerine buyurdular ki: (Ya Mu'az! Ayblan gizle, kim-
senin aybim yiiziine viirma! Farzlardan baska kildigin nemazlari ve
ibadetleri kimseye soyleme! Diinya isini ahiret isinden biiyiik go-
riip, evvel yapma! Hie kimseye hor bakma! Kimsenin gonliinii kir-
ma, herkesle hos gecin. Eger bu seklde hareket etmezseniz elem
verici azaba ugrarsimz.)
51 - Gecenin en karanlik zemanmda, ya'ni seher vaktinde iba-
det eyle ki, yann siratdan gecerken her tarafm aydinhk olsun. [iba-
detlerin en kiymetlisi ilmihal kitabi okumak, ogrenmek ve ogret-
mekdir.] Kudretin yetdigi kadar cami'lere salih imam ve muezzin
gelmesine calls! [Salih, giinah islemiyen, calgi dinlemiyen, kansim,
kizlarmi haramlardan koruyandir.]
52 - Cami'e girince, diinya kelami soyleme! Resulullah buyur-
dular ki: (Cami'de diinya kelami soyleyen kimsenin agzindan fena
bir koku cikar. Melekler derler ki, ya Rabbi, bu kulun cami'de
diinya kelami soylemesinden dolayi, agzindan cikan koku bizleri
rahatsiz ediyor. Hak teala hazretleri buyurur ki, "izzim, celalim
hakki icin, onlara yakinda biiyiik bir bela veririm.")
[Once (Tehiyyetiil mescid) denilen iki rek'at kihp, veya baska
ibadet edip, sonra diinya kelami konusmak caizdir.]
-420-
Cami' temizligine elinden geldigi kadar yardim et! Cok biiyiik
sevab sahibi olursun. Resul aleyhisselam buyurdu ki: (Bir iimme-
tim cami' temizlese, benimle beraber dortyiiz gaza, dortyiiz kerre
hac etmis gibi, benimle dortyiiz rek'at nemaz kilmis gibi, dortyiiz
kerre oruc tutmiis gibi ve dortyiiz kul azatl etmis gibi, Hak teala
hazretleri o kula sevab ihsan eder.)
53 - Allame Ahmed Tahtavf "rahmetullahi aleyh" (Merak-d-fe-
lah) hasiyesinde diyor ki, (Istiska, yagmur diiasi icin sahraya cik-
mak demekdir. Hamd ederek, istigfar okuyarak diia edilir. Resu-
lullah "sallallahii aleyhi ve sellem" ve Eshab-i kiram ve islam alim-
leri, yagmur diiasi yapdilar. Cikilan yerde imam, evvela yalmzca
veya cema'at ile iki rek'at nemaz kilar veya kilmayip yerde asaya
dayamp bir hutbe okur. Sonra kibleye doniip, avuclan semaya kar-
si acik olarak omuzlan hizasma kaldinp ayakda diia eder. Hazir
olanlar, arkasmda oturarak dinleyip amm der. Yalmz yagmur dii-
asmda kollar omuzdan yukan kaldinlir. Birsey istemek icin yapilan
diialarda, avuclan semaya karsi acmak siinnetdir. Hadis-i serifde,
(Kul ellerini kaldinp diia edince, Allahii teala onun diiasim kabul
etmemekden haya eder) buyuruldu. Hastalik, kahtlik ve diisman-
dan kurtulmak icin yapilan diialarda avuc icleri yere cevrilir. Kol-
larini kaldiramiyan, sag elinin sehadet parmagim uzatarak isaret
eder. Yagmur diiasma, fasila vermeden, tic gun cikmak, eski, yama-
li giymek, cikmadan sadaka vermek, iic gun oruc tutmak, cok tev-
be ve istigfar etmek, kul haklanm odemek, hayvanlan da cikanp,
yavrularmdan ayri bulundurmak, ihtiyarlan ve cocuklan da cikar-
mak siinnetdir. Elbiseler ters cevrilmez. Kafirler getirilmez. Onla-
nn cema'ate kansmalan mekruhdur.) Kadmlar erkeklerden uzak,
sabiler analarmdan ayri bulunur.
54 - Ramezan-i serifin her gecesinde iki rek'at nemaz kilmagi
terketme! Resulullah buyurdu ki: (Her kim Ramezan-i serifin her
gecesinde iki rek'at nemaz kdarsa, her rek'atinda sekiz ihlas-i se-
rif okursa, Hak teala hazretleri, o kulun her rek'atinda sekizyiiz
melek halk eder. Bu melekler, o kul icin ibadet ederler ve seva-
bi o kulun amel defterine yazdir. Derecesi yukselir, gelecek Ra-
mezan-i scrife kadar bu melekler Cennetde bu kul icin cesidli de-
receler hazirlarlar.) [Teravih nemazimn sevabi, bundan daha
cokdur. Kaza nemazlarmi kilmak ise, hepsinden daha cok sevab-
dir.]
55 - Resul-i ekrem efendimiz buyuruyorlar ki: (Her kim Ra-
mezan-i serif gecesi seher vaktinde kalkip nemaz kdmakla mes-
gul olsa ve ibadet etmege niyyet eylese, kiramen katibin melek-
leri derler ki, Hak teala hazretleri sana rahmet eylesin, omriiiiu
-421-
bereketli kilsin! Doscgi dahf der ki, Hak teala hazretleri senin
ayagmi sirat iizerinde muhkem eylesin ve selamet ihsan buyursun.
Abdest alinca, su dahf der ki, Hak teala hazretleri, senin kalbini
temiz eylesin! Nihayet bu kul nemaz kilmaga baslayinca, Hak te-
ala hazretleri azamet-i saniyle buyurur ki: "Ey beniin kulum, ne
istersen iste! Dilegini yerine getirecegim.") [Geceleri ilmihal 6g-
renmeli, kaza nemazlanni kilip, bitirmeli, sonra bu nemazi kilma-
hdir.]
56 - Yagmur yagdigi zemanlarda nemaz kil! Resulullah "sallal-
lahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Ya Eba Hiireyre! Yagmur ya-
garken nemaz kd! Her ne kadar yagmur yagarsa, her bir damlasi
mikdarinca Hak teala hazretleri sevab ihsan buyurur.)
57 - Kudretin kafi gelirse, muezzin veya imam ol! [Boylece, fa-
sik kimsenin imam olmasina mani' olursun.] Arkanda nemaz ki-
lanlar sayisinca sevab alirsin. Nemazdan sonra, diia edince yalniz
kendine diia etme! Ana babana ve biitiin ehl-i imana diia eyle!
Yoksa, hain olursun. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" bu-
yurdular ki: (Ya Eba Hiireyre! Nafile nemaz kilmagi terk etme ve
nafile nemazlanni evinde kd, gokdeki yddizlar gibi nfirun artar.)
Nemaz kilmaga durdugun zeman, elbisenle oynama, ctinki seytam
sevindirmis olursun. Bu halinden de melekler mahzun olur. Ab-
destin olmadigi halde iizerine giin dogmasin!
58 - Imam olursan nemazi uzatma! Ciinki, cema'at icinde ihti-
yar oldugu gibi, hasta da vardir.
59 - Kusluk [DuhaJ nemazim terk etme! Resul-i ekrem buyur-
du ki: (Ya Eba Hiireyre! Kusluk nemazim terk etme! Cennetin bir
kapisi vardir ki, ona "Duha kapisi" derler. Bu kapidan yalniz kus-
luk nemazi kilanlar girer.) Her kim kusluk nemazim iki veya dort
rek'at kilarsa, zakirler ziimresine yazilir. Alti veya sekiz rek'at kil-
sa, siddiklar ziimresine yazilir. [Bu vaktlerde kaza nemazi kilan,
hem borcundan kurtulur, hem de bu sevablara kavusur.]
60 - Kendini haramdan cok sakin! Resulullah buyurdu ki: (Bir
kimsenin iizerindeki elbisesinde haramdan bir tel iplik olsa, o elbi-
se ile kihnan nemaz ve yapilan diialar kabid olmaz.) Bir kimsenin
viicudii haram ile biiyiirse, hali acaba ne olur? Biitiin ibadetlerin
basi, halal lokma kazanmak, coluk cocuguna halal yidirmekdir.
Halali, harami ogrenmek lazimdir.
61 - Resul-i ekrem buyurdu ki: (Ey benim iimmet-ii eshabim!
Sizler nemaz kdarken gozlerinizi yummayimz ve yiiriirken ellerini-
zi kalcalarimza tutup yiiriimeyiniz. Zira bu hareket, yehudilerin
yapdigi bir hareket ve pek aleak bir isdir.)
-422-
62 - Mu'min-i sarin olanlann cenazelerine istirak eyle ki, senin
cenaze nemazina da istirak etsinler. Cenaze arkasmdan gitmege
gayret eyle! Her bir adimma bin sevab yazilir. Her kim bid'at sa-
hiblerinin, mezhebsizlerin cenazelerinin arkasindan gitmezse, Hak
teala, o kimseye kiyamet giinii merhamet edecekdir.
Tenbfli: Cenazeyi omuzda tasimak siinnetdir. Kafirlerin adeti
uzere tasimak veya cenazeyi goriince, tasimayrp ayakda durmak
haramdir ve mevtaya eziyyet verir. Matem isaretleri ve celenk ta-
simak ve bunlan kabr iistiine koymak, muslimanlikda yokdur.
63 - Yukanki satirlarda, nafile, siinnet ve mendub ibadetleri de
topladim ki, bununla da amel ederek cok sevab kazanasm.
Tenbfli: Farzlan terk edenler, ya'ni tenbellikle kilmamis olan-
lar, siinnetleri, nafileleri kilarken, kaza nemazlanna da niyyet et-
melidir. Farz borcu olanlann, siinnet ve nafileleri kabul olmaz.
Ya'ni bunlara sevab verilmez. Fekat, kaza kilarken, o vaktin siin-
netini kilmaga da niyyet edince, o siinnetin sevabi da verilmekde-
dir. Ibni Niiceym "rahime-hullahii teala" (926-970 Misrda) buyu-
ruyor ki, (Siinnet ve nafile nemazlar, kaza borcu olam Cehennem-
den kurtarmaz.) Kazalarimn mikdanni hesab edip, siinnetler yeri-
ne de kaza nemazlan kilarak, Cehennemden kurtulmaga calisma-
lidir. Sabahdan baska nemazlarm ilk siinnetlerini kilarken, bu ne-
mazlarm ilk kazaya kalmis farzlan ve oglenin son siinneti yerine,
sabahin farzim ve aksamm siinneti yerine, iic rek'at farzim ve yat-
sinm son siinneti yerine, iic rek'at salat-i vitri kaza etmege niyyet
etmek lazimdir ve cok miihimdir. Teravih nemazim evde yalniz ki-
larak bir giinliik kazalan kilmaga niyyet etmelidir. Fitne cikarma-
mak icin, teravihi cema'at ile kilmak icab ederse, yine kaza nema-
zi kilmahdir. imam efendi iki rek'atde selam veriyorsa, sabah ne-
mazi farzlanm, dort rek'atde selam veriyorsa, diger farzlan kaza
etmege niyyet etmelidir.
EZAN BAHSI
64 - Ey Ogul! Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu
ki: (Ezan okunurken su tliia okunsun: "Ve ene cshcdii en la ilahe
illallahii vahdehu la scrikclch ve eshetlii enne Muhammeden ab-
diihii ve resuliih ve raditii billahi rabben ve bil islaini dinen ve bi
Muhammedin sallallahii aleyhi ve selleme resulen nebiyya.") Di-
nimize uygun okunan ezan-i Muhammediyi isitince, kemal-i hur-
metle dinleyip ezandan sonra bu diiayi okuyan kimsenin gtinahla-
n her ne kadar cok olsa yine afv olunur. Yine buyurdular ki: (Ey
benim iimmet-ii eshabim! Ezan bitince bu diiayi dahi okuyunuz:
-423-
"Allahiiiiime rabbe hazihidda'vetittammeti vessalatil kaimeti ati
Muhammedenil vesflete vel fadflete veddereceterreffate veb'ashu
mekamen mahmudenillezi vaadtehu inneke la tuhlifiil miad.") Bu
duayi giizelce okuyan kimseye verilecek sevab buyiikdiir.
65 - Dmimize uygun okunan ezana karsi ta'zim ve hurmetde
bulun! Ezan, yer yuziinde soylenen sozlerin en dogrusudur.
Hazret-i Aise "radiyallahii anha" [Elliyedi senesinde, Medme-
de, altmisbes yasinda vefat etdi.] Her zeman ezani dinlerdi. Sordu-
lar: "Ey mii'minlerin anasi, nicin ezan okunurken isini terk ediyor-
sun?" (Ben Resulullahdan "sallallahii aleyhi ve sellem" isitdim,
"Ezan okunurken is islemek dinde noksanukdir" buyurdu. Onun
icin ezan okunurken isimi terk ederim) dedi.
Ebu Hafs Haddad "rahime-hullahii teala", [264 de Nisapurda
vefat etdi] demircilik yapardi. Her ne zeman ezani isitse, cekici yu-
kan kaldirmis ise, asagiya indirmez, eger cekic asagida ise, yukan
kaldirmazdi. Bir kisi ile konusuyor idiyse, hemen sozunu keser,
ezani dinlerdi. Nihayet bu zat merhum oldu. Dostlan, cenazesini
gotiirtirlerken, muezzin minareden "Allahii ekber" diyerek ezan
okumaga basladi. Cenazeyi gotiirenlerin ayaklan yiiriiyemez oldu.
Cehd ve gayretlerine ragmen, cenazeyi gotiirmek miimkin olmadi.
Nihayet ezan bitdikden sonra, cenazeyi gotiirmek miimkin oldu.
Ezan-i Muhammediye ta'zim ve hurmet edenler ve onun, harfleri-
ni, kelimelerini degisdirmeden, bozmadan ve teganni etmeden, mi-
nareye cikip siinnete uygun okuyanlar, yiiksek derecelere vasil
olacaklardir. ibni Abidin, nemaz bahsinin basinda diyor ki, (Otu-
rarak, teganni ederek, cami' icinde, vaktinden evvel [ve ho-parlor
ile] okunan ezan, islam ezani degildir.) Bunlar, siinnete uygun ola-
rak tekrar okunur.
66 - Bir hadis-i serifde, (Her kim ezan-i Muhammedi sesini i§it-
digi zeman muezzin ile beraber hafifce okusa, her harfine bin se-
vab verilir, bin giinahi afv olur) buyuruldu.
67 - Ezan-i Muhammedi, ya'ni siinnete uygun okunan ezan bii-
yiik bir ni'metdir. Ta'zim edilmesi lazim gelen biiyiik lutf-i ilahi-
dir. Ezan, islam dininin dogusunda yokdu. Eshab-i Giizin "radi-
yallahii annum ecma'in" dediler ki, ya Resulallah "sallallahii te-
ala aleyhi ve sellem"! Nemaz vaktlerini bize bildirmek icin bir sey
olsa. O gece Eshabdan Bilal Habesi "radiyallahii teala anh" riiya-
smda gordii ki, gokden iki kisi inip abdest aldilar. Biri ezan oku-
du ve kamet getirdi ve biri de imam oldu. Nemaz kildilar. Ondan
sonra da, goklere dogru yiikselip gitdiler. Bu rii'yayi gelip Resu-
lullaha "sallallahii teala aleyhi ve sellem" soyledi. Resul-i ekrem
de, Eshab-i kiram toplu bir halde iken, bu rii'yayi nakl eylediler
-424-
ve buyurdular ki, (O gordiigiin melek ne dedi?) Bilal "radiyallahii
teala anh" cevaben, (O melek, iki elini kulagina koyup Allahii ek-
ber, Allahii ekber, Allahii ekber, Allahii ekber, eshedii en la ilahe
illallah, eshedii en la ilahe illallah, eshedii enne Muhammeden re-
siilullah, eshedii enne Muhammeden resulullah, hayyealessalah,
hayyealessalah, hayyealelfelah, hayyealelfelah, Allahii ekber, Al-
lahii ekber, la ilahe illallah) dedi. Hazret-i Omer "radiyallahii teala
anh" de: (Ben de, bu gece rii'yamda boyle gordiim) dedi. Eshab-
dan bu rti'yayi goriip haber verenler oldu. Resul-i ekrem "sallalla-
hii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (O gordiigiiniiz kardesim
Cebrafldir. Nemazin vaktlerini ogretdi. Digeri de, Mikafldir. imam
olup nemaz kildilar.)
Tenbih: Ta'zfmin birinci derecesi, ezamn seklini ve kelimeleri-
ni degisdirmemek, onu bozmamakdir. ibni Abidin "rahime-hulla-
hii teala [1198-1252 Samdadir] buyuruyor ki, (Ezan, belli kelimele-
ri, belli seklde okumakdir.) Ezam calgi calarken veya calgi aletleri
ile okumak da caiz degildir.
Radyoda ve ho-parlor ile ezan okumanm caiz olmadigi,
(Se'adet-i Ebediyye) kitabmda, teganni bahsinde ve (Cennet Yo-
lu Ilmihali)nde uzun bildirilmisdi. ibni Abidin "rahime-hullahii
teala", nemaz vaktlerini anlatirken diyor ki, (Nemazin sahih ol-
masi icin, nemaz vaktinin girmis oldugunu iyi bilmek lazimdir.
Vaktin girdiginde siibhe ederek kilsa, sonra vakt girdikden sonra
kilmis oldugu anlasilsa, kilmis oldugu nemaz sahih olmaz. Vaktin
girdigi, adil bir miislimamn okudugu ezan ile anlasihr. Ezam oku-
yan adil degilse, vaktin girip girmedigini kendi arasdinr. Girdigini
cok zan edince, kilar. Din islerinde adil bir miislimamn soziine
inamhr. Mesela, kibleyi, birseyin temiz ve necs olmasim, halal, ha-
ram olmasim haber verince inamhr. Haber veren fasik ise yahud
adil, fasik oldugu belli degil ise, dogru soyleyip soylemedigini ken-
di arasdirip, zan etdigine gore hareket eder. Ciinki cok zan etmek,
iyi bilmek demekdir. Nemaz vaktinin girdigini haber vermek iba-
detdir. Burada da, nemaz vaktini bilen, akil balig, adil bir erkegin
ezanma inamhr. Fasik olan muezzinin, imamin haber vermesine
inamlmaz. Vaktinden evvel okunan ezan sahih olmaz. Biiyiik gii-
nah olur. Ezan, belli kelimeleri, belli seklde okuyarak, nemaz vak-
tinin girdigini bildirmekdir. Yiiksek yere cikip okumak siinnet-
dir.)
Dordiincii cildde sahidligi kabul edilmiyenleri soyle bildiri-
yor: (A'manm, miirtedin, cocugun, yiiksek sesle okuyup sesini
yabanci erkeklere duyuran kadmlarm, cok yemin edenin, diinya
cikan icin mezheb degisdirenin [mezhebsizin], serab icenin, diger
-425-
alkollii ickilere devam edenin, eglence icin calgi calanlarm, baska-
larini eglendirmek icin cirkin sarki soyliyenin ve bunu dinliyenin,
fisk, gunah islenen yerde oturanm, avret yeri acik gezenin, [karisi-
m, kizini, emrinde olanlan ciplak gezdirenin], tavla, kagid oyniya-
nin, her cesid kumar oymyanm, nemaz kilacak vakt birakmiyan
oyuna, ise dalanm, faiz yimekle meshur olamn, sokakda bevl yapa-
nin, sokakda yiyerek gidenin, miislimam acikca kotuliyenin sahid-
likleri kabul olmaz. Cunki bunlar, adil degildirler.)
[Mezhebsizlerin bir kismi, ehl-i sunnet olan muslimanlan, mus-
rik diyerek kotuledikleri icin, diger bir kismi da Eshab-i kiramm
"radiyallahii teala anhiim ecma'in" cogunu ve ilc halifeyi ve haz-
ret-i Aiseyi "radiyallahii teala anha" acikca kotiiledikleri icin, sa-
hidlikleri kabul olmaz.] Acikca bir biiyiik giinah isliyen veya kiiciik
giinah islemekde israr eden, adil olmaz. Bunun sahidligi kabul
edilmez. Gunahi gizli olamn adaleti gitmez. Yetmisiki bid'at firka-
sinm birinde olmak buyuk gunahdir. (Diirr-iil-muhtar)m Tahtavi
hasiyesinde diyor ki, (Yetmisiki bid'at firkasmdan, kafir olmayan-
lan, ehl-i kibledir. Bu buyuk gunahlari kalblerinde gizli oldugu
icin, sehadetleri kabul olunur. Fekat, bunlardan macin olamn,
ya'ni sapik i'tikadim baskalarma bulasdirmak cabasmda olamn se-
hadeti kabul olmaz.)
Bir buyuk gunahi bir kerre isliyen veya kucuklerini islemekde
israr, devam eden bir muezzinin okudugu ezana guvenilmez.
Vehhabilerin, sfilerin, dinde reformcularm, mezhebsizlerin bil-
dirmeleri, nemaz vaktlerinin ve Ramezamn baslamasina delil ol-
maz.
Ezamn, kametin ve nemaz tekbirlerinin radyo [mizya'] ile ve
ho-parlor [mukebbirussavt] ile bildirilmesi de, fikh kitablarma uy-
gun degildir. Cunki, bunlardan cikan ses, insan sesi degildir. insan
sesine cok benziyen ve insamn iradesine tabi' olan, baska seslerdir.
Elektrigin, miknatisin hasil etdigi seslerdir. insan sesi, mikrofon
icinde yok oluyor. Bunun yerine, endUksiyon akimi ve bundan
magnetik dalgalar ve bundan ses dalgalan hasil oluyor. ibni Abi-
din "rahime-hullahu teala" Tilavet secdesini anlatirken diyor ki,
Okumanm sahih olmasi icin, okuyamn okudugunu temyiz etmesi,
anlamasi lazimdir. Bunun icin, delinin, uyuyamn, okudugunun ne
oldugunu temyiz edemiyen kucuk cocugun, kusun, aks-i sadamn
sesleri, okumak degildir. Okumak, nemaz kilmak gibidir. [Ya'ni
nemaz kilmasi sahih olan kimsenin soyledigine okumak denir.]
Secde ayetini isitince secde etmesi lazim olan insan, secde ayeti
okursa, bunu isitenlerin secde etmeleri lazim olur. Ya'ni, bundan
baska seslere okumak denmez.
-426-
Tahtavi "rahime-hullahii teala" (Merak-il-felah) hasiyesinde
diyor ki, (Kusun ve ogretilmis maymunun soyledikleri seyler ve
yiiksek kubbelerde ve daglardan aks eden sesler, insan okumasi
degildir. Okumak degil, okumaga benzeyen seslerdir. Ciinki, bu
sesleri cikaranlarda temyiz yokdur.) Goriiliiyor ki, insan okumasi-
nm aksleri, insamn iradesine tabi' oldugu ve insamn sesine tam
benzedigi halde, buna okumak denilmiyor. Radyodan, ho-parlor-
den cikan Kur'an ve ezan sesleri de, insamn iradesi ile soylendigi
ve soyliyenin sesine tam benzedigi halde, insan sesi degildirler.
Bunlar, Kur'an okumak ve ezan okumak olmuyorlar. Kur'an-i ke-
rimi ve ezam radyoda okumak, ho-parlorle okumak, siinnetin terk
edilmesine sebeb oluyor. Bid'at oluyor.
Radyodan, ho-parlorden cikan sesler, insamn aynada goriilen
hayali gibidirler. Aynadaki hayal, insana tam benzedigi halde ve in-
samn iradesi ile hareket etdigi halde, insamn kendisi degildir. Ya-
banci kadmm, ellerinden ve yiiziinden baska yerlerine bakmak ha-
ram oldugu halde, aynadaki goriintusiine sehvetsiz bakmak haram
degildir. ibni Abidm "rahime-hullahii teala" besinci cildde (Nazar
ve lems) faslmm sonundaki tenbihlerin ikincisinde diyor ki, (Bir in-
samn aynadaki, sudaki goriintiisii, kendisi degildir, benzeridir.
Cam arkasmdaki ve su icindeki insamn ise, kendisi goriilmekdedir.
Bunun icin, yabanci kadinm aynadaki, sudaki goriintusiine sehvet-
siz bakmak haram degildir.) Samdaki Ehl-i siinnet alimlerinden,
Suriye bas kadisi, Ahmed Mehdi Hidir "rahime-hullahii teala",
1382 [m. 1962] baskih (Fihrist-i ibni Abidin) kitabimn 127 ve 284.
cii sahifelerinde, (Kadmlarm sinema perdelerinde goriinen hayal-
lerine bakmamn hiikmiinii, ibni Abidinin bu yazismda bulmakda-
yiz) demekdedir. Radyodan, ho-parlorden cikan ses, okuyan insa-
mn sesinin kendisi olmadigi gibi, aksi de, goriintiisii de degildir.
Baska ve metalik bir sesdir. Bu sesleri isiten kimse, imami ve eza-
m duymus olmaz. Bu seslerin kendilerini degil, benzerlerini isit-
mekdedir. Minareden, ho-parloriin sesini isitince, (ezan okunuyor)
dememeli, (nemaz vakti gelmis) demelidir. imamin veya cema'atin
hareketlerini gormeden, yalmz bu seslere uyarak nemaz kihnsa,
imama uyulmus olmaz. imam ile kildigi nemazi sahih olmaz. Sagir
olan ve sagir olmayan kimsenin kulakhk takarak isitmesi, ho-par-
lorden isitmesi gibidir. Sagir olanm, zaruret oldugu icin imamin se-
sini kulakhkla isiterek kildigi nemaz sahih olur. imamin veya ce-
ma'atin hareketlerini gorerek kildigi icin de, nemazi sahih olmak-
dadir. Nemazi ho-parlor ile kildirmak ise, hicbir zeman zaruret de-
gildir. Kur'an-i kerimin ve ezamn benzerlerine de hurmet etmek,
-427-
saygi gostermek lazimdir.
Fikh ve fetva kitablarmm cogunda, mesela (Kadihan)da diyor
ki, (Ezan okumak siinnetdir. Islamm si'anndan, alametlerinden
oldugu icin, bir sehrde, bir mahallede ezan terk edilirse, hiikume-
tin oradaki muslimanlara zorla okutmasi lazimdir. Miiezzinin Kib-
le cihetini ve nemaz vaktlerini bilmesi lazimdir. Ciinki, ezam ba-
sindan sonuna kadar Kibleye karsi okumak siinnetdir. Ezan, ne-
maz vaktlerinin ve iftar zemanmm basladigim bildirmek icin oku-
nur. Bu vaktleri bilmiyenin okumasi fitne cikmasma sebeb olur.
Akh olmiyan cocugun, serhosun, delinin, ciiniib olanin ve fasikm
ve kadimn ezan okumalan mekruh olur. Miiezzinin tekrar okuma-
si lazim olur. Oturarak, abdestsiz, sehrde hayvan iistiinde okumak
da mekruh ise de, bunlarm ezam iade edilmez. Ezan minarede ve-
ya mescidin dismda okunur. Mescidin icinde okunmaz. Telhin,
ya'nikelimeleri bozacak seklde uzatarak teganni yapmak mekruh-
dur. Arabiden baska dil ile ezan okunmaz.) (Hindiyye)de diyor ki,
QVIiiezzinin, sesini takatinden fazla yiikseltmesi mekruhdur.) (ibni
Abidin) "rahime-hullahii teala" diyor ki, (Ezamn uzaklardan isitil-
mesi icin, miiezzinin yiiksek yere cikip okumasi siinnetdir. Birkac
miiezzinin, bir ezam birlikde okumalan caizdir.) Alimlerin bu ya-
zilanndan anlasihyor ki, ho-parlorle ezan, kamet okumak ve ne-
maz kildirmak bid'atdir. Biiyiik giinahdir. Hadis-i serifde, (Bid'at
isliyenin hi^bir ibadeti kabul olmaz!) buyuruldu. Ho-parloriin se-
si, insamn sesine cok benziyor ise de, insan sesinin kendisi degil-
dir. Miknatisin hareket etdirdigi levhalardan hasil olan sesdir.
Yiiksek yere cikip ayakda duran insamn sesi degildir. Ho-parlor-
leri minarenin, catimn sagma, soluna, arka tarafina koyarak, sesin
kibleye dogru cikamamasi da, ayrica gtinah olmakdadir. Sesin
uzaklara ulasmasina ve ho-parloriin tirmalayici, metalik sesine ih-
tiyac da yokdur. Ciinki, her mahallede mescid yapmak vacibdir.
Her mahallede ezan okunacak, her evden, mahallesinin ezam isi-
tilecekdir. Bundan baska, (Ezan-i Cavk) da caizdir. Birkac miiez-
zinin, bir ezam birlikde okumalarma, (Ezan-i Cavk) denir. Bir ara-
da cikan yamk, hazin insan sesleri, uzaklardan isitilmekde, kalble-
re ve ruhlara te'sir etmekde, insanlan vecde getirmekde, imanlan-
m tazelemekdedir. (ibni Abidin) "rahime-hullahii teala", nemazin
siinnetleri basmda diyor ki, (imamm sesini, ihtiyacdan fazla yiik-
seltmesi mekruh oldugu gibi, muezzin icin de mekruhdur. imamin
sesi yetisdigi zeman, tekbirleri miiezzinin de bildirmesinin mek-
ruh oldugunu ve cirkin bid'at oldugunu, dort mezheb alimleri
sozbirligi ile bildirmislerdir.) Bundan da anlasihyor ki, imamin
ve miiezzinin ho-parlor kullanmalan tahrimen mekruh, ya'ni
-428-
haram ve cirkin bid'atdir. Bid'at islemek biiyiik giinah olup, hicbir
ibadetin kabul olmamasma sebebdir. [Bronzdan, ya'ni bakir alasi-
mmdan yapilan liralarm renkleri ve seklleri altm liralara benzedi-
gi ve altin yerine kullamldiklan halde, bunlarla zekat verilemez.
Ciinki, zekat vermek ibadetdir. Altm olarak verilmesi lazimdir.
Ciinki, ibadet degisdirilemez. Insanm vekili, bunun namma her isi
yapar. Fekat, bunun nemazlanni vekili kilamaz. Ciinki, ibadetler
degisdirilemez. Bir fasik, ya'ni hergiin biiyiik giinah isleyen kimse-
nin temiz olarak ve edeb ile ezan okumasi caiz degildir. Ho-parlor
de fisk olan sarkilan, kadm seslerini yaymakda kullamldigi icin, bu
fisk aleti ile ezan okumak caiz olmaz. Ciinki, ibadet degisdirilemez.
Calgiyi hie kullanmayip evinde bulundurmak bile caiz degildir.
Ho-parlor ile ezan okumak caiz olmadigi, bu misallerden de anla-
silmakdadir.]
YOLCULUKDA NEMAZ
68 - (Merak-il-felah) hasiyesinde diyor ki, (Bir kimse, bulun-
dugu sehrin veya koyiin kenarmdaki evlerden ve tarla, kabristan
gibi (fina) denilen yerlerinden aynhrken, bu kenar yerlerden, se-
nenin kisa gunlerinden iic giin veya daha cok uzakda bulunan bir
yere gitmege niyyet ederse, aynhnca musafir [yolcu] olur. Bir
giinde yedi saat yiiriir. Arada devamh evler bulunan koyden de
ayrilmasi lazimdir. Arada fina bulunan koylerden aynlmasi sart
degildir. Ba'zi alimlere gore, (miiddct-i sefer) iic merhaledir.) Bir
merhale, alti fersahdir. Bir fersah iic mildir. Bir mil dort bin
zra'dir. Bir zra' hanefide yirmidort, diger iic mezhebde yirmibir
parmagm genisliginde, ya'ni hanefide kirksekiz, diger iic mez-
hebde kirkiki santimetredir. Buna gore, bir mil hanefide 1920
metre, bir fersah ya'ni bir saatlik yol 5 kilometre ve 750 metre,
bir merhale ya'ni bir giinliik yol 34 kilometre 560 metredir. Miid-
det-i sefer, hanefi mezhebinde 103 kilometre ve 680 metre ol-
makdadir. Diger iic mezhebde, muddet-i sefer onalti fersah, 80
kilometredir. Sehrin kenarmdan muddet-i sefer uzak bir yere git-
mege niyyet ederek ayrilan seferi olur. Musafir gitdigi yerde, gi-
ris ve cikis gunlerinden baska, hanefide onbes giin, maliki ve sa-
fi'ide ise dort giin kalmaga niyyet ederse veya kendi mahalline
girerse, mukim olur. [Hanefide onbes giinden az kalmaga niyyet
ederse, burada oldugu giinler, musafir olur. Onbes giinden evvel
veya sonra, iic giinliik uzakda bir yere gitmek icin, yola cikarsa,
yolda ve bu ikinci yerde, onbes giinden az kahrsa, burada da se-
feri olur.]
Musafir, dort rek'at olan farz nemazlan iki rek'at kilar. Dort
-429-
rek'at kilmasi giinah olur. Orucu kazaya birakmasi, mest iizerine
iic gun mesh etmesi caiz olur. Cum'a ve bayram nemazlanm kilma-
si ve kurban kesmesi lazim olmaz. Kadmm mahremsiz olarak sefe-
re gitmesi, iic mezhebde haramdir. Safi'ide, mahremsiz olarak iki
kadm ile farz olan hacca gitmesi caizdir. Dis icin safi'i veya maliki
mezhebini taklid eden bir hanefi, gitdigi yerde, iic giinden fazla ve
onbes giinden az kahrsa, farzlan dort rek'at kilar. Ciinki bunun ne-
mazlarmm safi'i veya maliki mezhebine gore sahih olmasi lazimdir.
Safi'i ve maliki mezheblerinde, seferde veya seferi oldugu yerde,
ikindiyi ogle nemazimn vaktinde ve yatsiyi aksam nemazimn vak-
tinde takdim ederek veya ogleyi ikindinin vaktinde ve aksami yat-
sinm vaktinde tehir ederek cem' etmek, ya'ni birlikde kilmak caiz-
dir. Yola cikmadan, nemaz kasr ve cem' edilmez. Hanbeli mezhe-
binde, islerinden aynlmalan miimkin olmiyanlarin da, cem' etme-
leri caizdir.
RECEB-i SERIFIN FAZILETI
69 - Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Re-
ceb-i serifln bir giin evvelinden, bir gun ortasindan ve bir gun de
sonundan oruc tutana, Receb-i serifin hepsini tutmuscasina,
Hak teala hazretleri lutf-ii ihsanda bulunur.) Regaib gecesi, Re-
ceb ayinin ilk Cum'a gecesidir. Cok kiymethdir. Fekat, Resiilul-
lahm "sallallahii aleyhi ve sellem" babasinm evlendigi gece de-
gildir. Boyle soylemek yanhsdir. (Tam ilmihal) 355. ci sahifeye
bakimz!
Mala miilke olma magrur, deme var mi ben gibi,
Bir muhalif riizgar eser, savurur barman gibi.
SA'BAN-I SERIFIN FAZILETI
70 - Sa'ban-i serifde oruc tutmamn da sevabi cokdur. Resul-i
ekrem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Sa'ban-i
serif, bcnim kendime inahsus bir aydir. Hak teala hazretleri
Ars-i a'lanin meleklerine azamet-i saniylc buyurur ki, ey benim
meleklerim, gordiiniiz inii, benim kullarim sevgilimin ayina na-
sil ta'zim ve hurmet ediyorlar. izzim, celalim hakki icin ben de
kullarimi afv-ii magfiretime nail eyledim.) Diger bir hadis-i se-
rifde buyurdu ki, (Her kim Sa'ban-i §erifde iic giin oruc tutarsa,
Hak teala, Cennet-i a'lada ona bir yer hazirlar.) Bir hadis-i se-
rifde, (Sa'ban ayinin onbcsinci gecesini ihya edenleri, Allahii
teala afv eder. Yalniz, miisriklcri, sihr yapanlari ve anaya baba-
ya eziyyet edenleri ve bid'at ehlini ve zina edenleri ve §erab ic-
-430-
mege devam edenleri afv etmez) buyurdu. Bu geceye (Berat ge-
cesi) denir. Once, yalniz nemaz kilarken serhos olmak haram idi.
Bu hadis-i serif, bu zemanlarda soylenmis idi. Sonra, her zeman
icmek haram olunca, (Fazlasi serho$ edenin damlasim icmek de
haramdir) buyurularak, bir damla dahi icki icenin tevbe etmedik-
ce afv edilmiyecegi anlasildi.
RAMEZAN-I SERIFIN FAZILETI
71 - Ramezan-i serif aymda oruc tutdugun zeman biitiin a'zala-
rmla tut ki, orucun oruc olsun ve orucun faziletine ve derecesine
nail olasm. Habib-i kibriya "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimiz
buyurdular ki, (Ya Eba Hiireyre! Oruc tutdugun vakt, orucunu er-
ken ac! [Ya'ni aksam oldugu anlasilmca, hemen iftar eyle.] Benim
iimmetimden hayrh o kimsedir ki, aksam ezam okundugu gibi, oru-
cunu acar ve sahur yemegini gee yer. Zira sahurda cok rahmet ve
bereket vardir. Ve benim ummetim Ramezan-i §erifln orucunu gii-
zel ve tarn olarak tutsa, Hak teala hazretlerinin bayram gecesi ve-
recegi ecr-ii mesubati, in'am ve ihsam, kendi zat-i pakinden baska-
si bilmez. Hak teala hazretleri, azamet-i saniyle buyurur ki: "Oruc
benim rizam icindir, verecegim ecri de kendim bilirim.") Bunun
icindir ki, kafirler biitiin ibadetlerle puta tapdilar. Fekat, oruc ile
tapmadilar. Ramezan orucu, nemaz kilmakdan sonra, biitiin iba-
detlerden ve baska aylarda tutulan oruclardan daha cok faziletlidir.
[Oruc, insani hasta yapmaz. Kuvvetlendirir ve zihnini acar. Din
dusmanlannm yalanlanna aldanmamahdir.]
Tenbih: ibni Abidin "rahime-hullahii teala" (Redd-iil-muhtar)
kitabmda buyuruyor ki: (Ramezan aymm basmda, gokde hilali,
ya'ni yeni ayi aramak, akil ve balig olan her musliman iizerine va-
cib-i kifayedir. Goriince, kadiya, ya'ni hakime haber vermesi de
vacibdir. Fasikm haberini kabul eden kadi, giinaha girer. Sozii ka-
di tarafmdan red edilen kimsenin, yalniz kendisi oruc tutar. Kadi
kabul ve i'lan edince, [her memleketde] biitiin muslimanlann o
gun oruc tutmalan farz olur. Fasik otuz giin tutdukdan sonra, bay-
ram yapamaz. Herkesle beraber bir giin daha tutar. Bulutlu hava-
da, adil olan bir miislimamn haberi kabul edilir. Bulutsuz havada,
cok kimsenin haber vermesi lazimdir. Kadisi veya musliman vali-
si bulunmiyan yerlerde, adil bir miislimamn gordiim demesi ile,
bunu isitenlerin oruc tutmalan lazim olur. Topu ve kandili kulla-
nanlar adil musliman iseler, kadmm hiikmiine alamet olurlar.
Ramezan ayimn takvim ile, hesab ile baslamasi caiz degildir.
Adil olsalar bile, Ramezan ayimn baslamasi icin, bunlann hesab-
-431-
lannin kiymeti yokdur. Bunlann, Ramezan hilalinin dogacagi gii-
nii onceden haber vermeleri ile, Ramezan orucu baslamaz. Safi'i
alimlerinden imam-i Siibki "rahime-hullahii teala", (Sa'banm otu-
zuncu gecesi hilali gordugiinii soyliyen olsa, hesab ise, hilalin bir
gece sonra dogacagi bildirilse, burada hesaba inamlir. Ciinki, he-
sabla anlasilan kat'idir. Dogmadan bir gece evvel goriilmesi im-
kansizdir) diyor. Sems-iil-eimme Halvani "rahime-hullahii teala"
buyuruyor ki, (Ramezan ayinm baslamasi, hilalin goriilmesi ile
olur. Hilalin dogmasi ile baslamaz. Hesab, hilalin dogdugu geceyi
bildirdigi icin, Ramezan-i serif aymin baslamasi hesab ile anlasila-
maz. Iki adil muslimamn, (hilali gordiik) demeleri ile veya kadimn
hiikm etmesi ile, bir yerde Ramezan baslaymca, diinyamn her ye-
rinde oruca baslamak lazim olur. Hac, kurban ve nemaz vaktleri
boyle degildir. Bunlar vaktlerinin bir yerde ma'lum olmasi ile, bas-
ka yerlerde de boyle olmalan lazim gelmez.)) Yine ibni Abidin "
rahime-hullahii teala" nemazin sartlanm bildirirken, kible ta'yi-
ninde diyor ki, (Nemaz vaktlerini ve kible cihetini anlamak icin,
[adil miislimanlarm tasdik etdikleri] takvimlere ve astronomik he-
sablara inamlir. Bunlann bildirdikleri kesin olmasa bile, kuvvetli
zan hasil eder. [Fekat, takvfmlerin, vaktleri anhyan salih bir miisli-
man tarafmdan hazirlanmis oldugunu bilmek lazimdir.] Burada
kuvvetli zan etmek kafi ise de, siibhe ve ihtimal kafi degildir. Ra-
mezamn basladigim anlamak icin ise, astronomik hesablara uyul-
maz. Ciinki, Ramezan-i serifin baslamasi, gokde hilali gormekle
olur. Hadis-i serifde, (Hilali goriince, oruca baslayiniz!) buyuruldu.
Hilalin dogmasi, gormekle degil, hesabla anlasihr. Hesabm bildir-
digi kesin dogru olur. Fekat, hilal dogdugu gece goriilebilecegi gibi,
o gece goriilemeyip, ikinci gecesi goriilebilir. Ramezamn baslamasi,
hilalin dogmasi ile degil, hilalin goriinmesi ile olacagi emr olundu.)
Takvimler, hilalin goriilmesini degil, dogmasim bildirdikleri icin,
Ramezan aymm baslamasi, takvimle anlasilamaz. Takvim ile veya
adil olmiyan kimselerin, ya'ni kafirlerin, mezhebsizlerin, fasiklarm
sozleri ile baslayan Ramezan aylarmm ilk ve son giinlerinin Rame-
zan olup olmadiklan siibhelidir. Ya'ni, Ramezan ayi, hakiki zema-
nmdan bir gun evvel baslamis ise, birinci giinii tutulan oruc, Sa'ban
aymda tutulmus olur. Bayram da, bir gun evvel yapilmis olacagi
icin, hakiki Ramezan aymm, son giinii oruc tutulmamis olur. Rame-
zan ayi, hakiki Ramezandan bir gun sonra baslamis ise, Rameza-
mn birinci giinii oruc tutulmamis, sonunda da, bayram giinii oruc
tutulmus olup, bu oruc sahih olmaz. Boyle baslatilan Ramezan ayi,
hakiki Ramezan aymm baslamasma uygun da olabilecegi gibi, Ra-
-432-
mezan olup olmamasi, stibheli olmakdadir. Bu siibheli iki giinde
Ramezan orucu tutmamn tahrimen mekruh oldugu ve miisli-
man memleketinde olup da, ibadetleri bilmemenin ozr olmadi-
gi Ibni Abidfnde yazilidir. Bunun icin, btiyiik islam alimi, ondor-
diincii asnn mticeddidi seyyid Abdiilhakim Efendi "rahime-hul-
lahii teala", (Boyle yerlerde bulunan muslimanlarm bayramdan
sonra, diledigi zeman, kaza niyyeti ile, iki gun daha oruc tutma-
lan lazimdir) buyurdu. Takvimlerde bildirilen geceden onceki
gecede (Hilali gordiik) demek yanhsdir. [Boyle yanhs soze uya-
rak Arafata cikmis olanlann haclan sahih olmaz. Bunlar haci ol-
mazlar.]
Ya Hannan, ya Mennan, ya Deyyan, ya Burhan. Ya Zel-fadh
vel-ihsan! Nerciil-afve vel gufran. Vec'alna min utekai sehr-i Ra-
mezan, bi hurmetil Kur'an! (Ramezan duasidir.)
TERAVIHIN FAZILETI
72 - Teravih nemazi kilmanm faziletini, emirulmii'mimn haz-
ret-i Aliden "radiyallahii teala anh" sordular. Cevabinda buyur-
du ki, (Her kim Ramezan-i serifin birinci gecesinde teravih ne-
mazi kilsa, Hak teala, o kimsenin biitiin [tevbelerini kabul ede-
rek], giinahlarmi bagislar, ikinci gecesini kilan kimsenin ana ba-
basinin giinahlan afv olunur. Uciincii gece kilsa, melekler, o ku-
la derler ki: "Sana miijdeler olsun, Hak teala hazretleri senin iba-
detini kabul buyurdu, istedigin serefe kavusdun, giinahlarmi afv
etdi." Dordiincii gece teravih nemazini kilinca, Kur'an-i kerimi
hatmetmis gibi sevab kendisine ihsan edilir. Besinci gece kilinca,
Mescid-i aksada, Mekkede ve Medinede kilmis gibi, Hak teala
hazretleri sevab ihsan eder. Altmci gecesi kilsa, Beyt-iil ma'mu-
ru tavaf etmis gibi, yedinci gecesi kilsa, Fir'avn ile yapilan gaza-
da bulunmus gibi, sekizinci gece kilsa, Bedr muharebesinde Re-
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" ile bulunmus gibi, dokuzun-
cu gecesi icin hazret-i Daviid aleyhisselam ile beraber ibadet et-
mis gibi, onuncu gecesi icin, diinya selamet ve se'adeti ihsan edi-
lir.)
Ramezan-i serifin sonuna kadar olan biitiin gecelerin boylece
ayn ayn birer fazileti ve yiiksek derece ve sevablan vardir. Boyle-
ce adab ve erkanma riayet ederek, orucu tam olarak, biitiin a'za-
lan ile tutup, teravih nemazlarim kilarak ve haramlardan sakma-
rak otuzuncu gecesini ikmal edince, Hak teala hazretlerinin emri
ile, Ars-i a'lamn altmdan bir sozcii hitab ederek der ki: Her gece
teravih kilan kullar Cehennemden kurtulmus kullardir. Kork-
- 433 - Islam Ahlaki - F:28
duklari Cehennemden kurtulup arzu etdikleri ni'mete, Cennet ve
cemal-i ilahiye nail oldular. Hak teala hazretleri, azamet-i saniyle
buyurur ki, izzim ve celalim hakki icin, bu kullanma afv ile mu-
amele eyledim. Bundan sonra, Hak teala hazretleri emr eder, o
kullara birer berat yazilir. Biitiin kadm ve erkeklerden, bu sartlar
dahilinde ibadetini ifa ederek, cenab-i Hakkin bu lutfuna muhatab
olanlara, Cehennem azabindan kurtulup, sirati kolayhkla gecmek
icin, ellerine birer berat verilir.
Oyle ise, hulus ve i'tikad iizre Ramezan-i serif orucunu tutup,
kaza nemazlanni ve sonra teravihleri eda ederek ve haramlardan
kacmarak, cenab-i Hakkin rahmetine kavusahm.
73 - Kadr gecesinde gafil olma! Zira Kadr gecesinin hurmeti,
bin ay ibadet etmekden hayrlidir. Halbuki, bu bin ay ibadet de, ge-
celeri nafile ibadet ile, gtinduzleri ise, nafile orucla gecmisdir.
74 - Ramezan-i serifin orucunu ta'zim ve vakar ile tut. Her kim
Ramezan-i serifi Allahii teala emr etdigi icin ve giizelce tutsa, ha-
ramlardan sakmsa, kaza nemazlanni kilsa, Hak teala hazretleri her
gun icin, bin gun nafile oruc tutmus gibi sevab ihsan eyler ve o kim-
se ile Cehennem arasma bircok perdeler konur. [Nemaz kilmayan-
lar da, oruc tutmahdir. Bunlar, oruc tutmamamn giinahindan kur-
tulur. Bu giinah, pek btlyukdur.]
75 - Zilhicce aymm da fazileti cok biiyukdiir. Rivayet edildigi-
ne gore, hazret-i Ademin tevbesi Muharrem veya Zilhicce aymda
kabul buyurulmusdur. ibni Abbasm "radiyallahii anhiima" rivayet
etdigi bir hadise gore Zilhiccenin onuna kadar olan giinler de, Ra-
mezan-i serifin giinleri gibi ayri ayn fazilet ve kiymetleriyle tavsif
edilmis ve onuncu giin icin de soyle beyan buyurulmusdur: (Zilhic-
cenin onuncu giinii Kurban bayrami giinudiir. Her kim, o giin bay-
ram nemazindan gelip kurbamm bogazlayincaya kadar birsey yi-
meyip, kurbanimn bobreklerini yirse ve iki rek'at nemaz kilsa, o
kimsenin kurbanimn kam yere diismeden, kendi giinahi ve ana-ba-
basimn giinahlari, ehl-ii lyal, evlad ve akrabalarimn giinahlari se-
vaba cevrilir.)
Kurban, Zilhicce ayimn onuncu giinii bayram nemazindan
sonra baslayip, onikinci giinii giines batmcaya kadar devam eden
iic giin ve aralanndaki iki gecede kesilen deve, sigir, koyun veya
kecidir. Yukanda bildirilen iic giinden once veya sonra kesilen
hayvan kurban olmaz. Bir deveyi veya sigin yedi kisiye kadar
birkac kimse ortaklasa kesebilir. Kadin da, kendi kurbamm ve
vekil olarak baskasimn kurbamm kesebilir. Kurbam bayramdan
once satin almak caizdir. Satin ahrken, (Bayram icin veya yapdi-
gim adak icin kurban satin almaga) niyyet etmesi lazimdir. Bu iki
-434-
niyyetden hangisini niyyet ederse,o kurban kesilmis olur. Satm ali-
nan kurbani diri olarak veya satm almayip, parasini fakfrlere, yar-
dim kurumlanna vermek caiz degildir. Boyle veren, kurban kesmis
olmaz. Sadaka vermis olur. Bu sadakamn sevabi, onu kurban kes-
memek azabmdan kurtaramaz.
Her kim kurbanmdan, havayic-i asliyyeden ma'ada nisab mik-
dan mail olmayan ve nemazlarim kilan fukaraya verirse, kiyamet
giinii verdiginin cok fazlasiyle ikram ve ihsan edilecekdir. Kirkbi-
rinci sahifeye bakimz!
Her kim Zilhicce-i serifin son giinii ve Muharremin birinci gii-
nii oruc tutarsa, o senenin temamini oruc tutmus gibi fazilete maz-
har olur. Her kim, Zilhiccenin on giinii icinde fukaraya yardim et-
se, Peygamberlere "aleyhimiissalevatii vetteslimat" ta'zim etmis
olur. Bu on gun icinde, her kim bir hasta ziyaret eylese, Hak teala
hazretlerinin dostlan olan kullarm hatinm sormus ve ziyaret eyle-
mis gibi olur. Bu on gun icinde yapilan her ibadet, sair giinlerde
eda edilen ibadetlerden cok daha tistiin ve pek fazla sevaba vesfle
olur.
Bu on giin icinde din ilmi meclisinde bulunan kimse, Peygam-
berler "aleyhimiissalevatii vetteslimat" toplantismda bulunmus gi-
bi olur. [Din ilmini ogrenmek kadin, erkek herkese farzdir. Cocuk-
larina ogretmek, birinci vazifedir.]
76 - Diger aylarda da oruc tutmagi kendine adet edin! Resulul-
lah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdular ki, (Her kim her ayin
Per^embe ve Pazartesi giinleri oruc tutsa, Hak teala hazretleri, o
kula, yediyiiz sene oruc tutmus gibi sevab i'ta buyurur.)
77 - Eyyam-i beyd giinlerinde kudretin kafi gelirse oruc tut.
[Eyyam-i beyd, arabi aylann 13, 14, 15.nci giinleridir.] Eshab-i ki-
ram "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" her ayda tutarlardi. Haz-
ret-i Ali "kerremallahii vecheh" rivayet buyurdu ki, birgiin Resii-
lullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" yanma gitdim, buyurdular ki:
(Ya Ali! Cebrail aleyhisselam gelip bana dedi ki, ya Resulallah
"sallallahii aleyhi ve sellem"! Her ayda oruc tut! Ben dedim ki, ya
Cebrail kardesim, hangi giinlerde tutayim?
Cebrail aleyhisselam cevaben buyurdular ki: Her kim beyd
giinii oruc tutarsa, Hak teala hazretleri, o tutdugu orucun birinci
gunune on yil, ikinci gumine otuz yil, iiciincii gunune yiiz yil oruc
tutmus gibi sevab lutfeder.) [Saymakda oldugumuz ibadetlere
mukabil va'dedilen bu sayisiz eerier, bu ibadetlerin kudsiyyetleri-
ne ve sereflerine inanarak, ta'zim ve i'tikadla yapanlara verile-
cekdir. Gayet basit goriinen bu ibadetler hadd-i zatmda cenab-i
-435-
Hakkin emrlerini ifa ve bu vesile ile cenab-i Hakka yaklasmak ve
Ona hakiki kul olmak serefine miistenid olduklarmdan biiyiik bir
kiymet tasirlar. Insanlarm bir ibadetine mukabil, bire on, bire ye-
diyiiz, bire sonsuz ecr verilecegi Kur'an-i kerimde sabitdir.]
Hazret-i All sordu, ya Resulallah "sallallahii aleyhi ve sellem"!
Bu giinlere nicin Eyyam-i beyd dediler? Cevaben buyurdular ki:
(Hazret-i Atlem Cennetden cikdiklari zeman, viicudii birdenbire
karardi. Hazret-i Cebrafl gelerek, Atlem aleyhisselama dedi ki, ya
Atlem! Viicudiiniin eskisi gibi beyaz olmasini istersen, her ayin 13,
14 ve 15 inci giinlerinde oruc tut. Hazret-i Adem, bu tavsiyeyi ye-
rine getirmekle viicudii tarn olarak, eskisi gibi beyaz olmusdur.)
Bu uc giine (Eyyam-i beyd) denildi.
78 - Giiciin, kuvvetin yerinde iken oruc tut! Zira kiyamet gii-
niinde oruc, bir giizel suret alarak, Hak tealamn hitabina mazhar
olacak ve Hak teala hazretleri, oruca diyecek ki, ya oruc, sen
memnun oldugun sahslan alarak Cennete gir! Daha sonra, Hak
teala soracak, ya oruc, benden baska ne arzun varsa iste. Oruc ise,
razi oldugu kimseler icin muhtelif seref ve meziyyetleri Hak teala-
dan isteyip almaya da muvaffak olacak ve boylece oruc tutanlar,
kiyamet giiniinde yiiksek bir serefe nail olacaklardir. Bu meyan-
da, oruc tutanlar, bircok Cehennem ehli miislimana sefa'at edebil-
me imkanina da kavusacaklardir. Biitiin bunlann ma-fevkinde
olarak, oruc tutanlar Peygamberimize "sallallahii teala aleyhi ve
sellem" komsu ve cenab-i Hakkin cemalini gormege de nail ola-
caklardir.
79 - Asure giinlerinde de oruc tut! Muharremin dokuzuncu,
onuncu ve onbirinci giinleri oruc tutmak da cok faziletlidir. Mu-
harremin onuncu giinii, yalmz olarak oruc tutulmaz. Zira, yalniz
bugiin oruc tutulmasim, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem"
nehy eylemisdir. Ctinki yehudiler, o giine hurmet ederler. Yehudi-
lere benzememek icin, yalniz onuncu giinii tutmayip, dokuzuncu
ve onuncu ve onbirinci giinlerini beraber tutmak lazimdir.
Tenbih: Goriiliiyor ki, ibadetleri, yehudilerin ve hiristiyanlarm
ibadetlerine benzetmemek lazimdir. O halde, ibadetlerimizi, ca-
mi'lerimizi ve ezammizi, Peygamber "sallallahii aleyhi ve sellem"
efendimizden ve halis ve temiz miisliman olan ecdadimizdan gor-
diigumtiz ve buldugumuz gibi muhafaza etmege cahsmahyiz ve
bunlarda ufak bir degisiklige ve din diismanlarimn, yenilesdirme,
kolaylasdirma ve guzellesdirme ismleri takarak yapacaklan boz-
gunculuga ve dinde reform yapmaga asla goz yummamah ve al-
danmamahyiz. Dostu, diismam tammahyiz!
Her kim bu gibi kiymetli giinlere hurmeten bir yetimin basi-
-436-
m oksasa, Hak teala hazretleri, o yetimin basmdaki kil sayismca, o
kimseye ni'met lutf eder. O giinlerde, bir fakir kimseye yemek ver-
se, biitiin miislimanlara yemek vermis gibi ihsan ve sevaba mazhar
olur. Bir adam oliince veya zevcesini bosaymca, oglu yedi yasina,
kizi dokuz yasina kadar, bunlan (Hidane) ya'ni terbiye hakki, ana-
larina aid olur. Analan oliirse veya evlenirse, bunun kadm akraba-
larina aid olur. Nafakalan, daima babalannm iizerine olur. (Fey-
ziyye), Seyhul-islam Feyzullah efendinin fetvalandir. 1115 de Edir-
nede sehid edildi.
Tenbfli: Asure giinii, onuncu giin demekdir. Bugiin ibadet ola-
rak yalmz meshur asure tathsim pisirmek ve dagitmak bid'atdir,
giinahdir. O giin, matem tutmak da giinahdir.
80 - Birkac sey orucu bozar. Resul-i ekrem "sallallahii aleyhi ve
sellem" efendimiz buyurdu ki: (Gibet etmek, nemime, ya'ni soz
gezdirmek, yalan yere yemin etmek, na mahremlere §ehvetle bak-
mak gibi §eyler [nafile] orucu bozarlar.) [Farz orucun da sevablan-
m giderirler.] Gibet, hem Allahu tealamn ve hem de insanlarm
hakki olmasi bakimmdan cok biiyiik mes'uliyyeti mucib bir hata ve
biiyiik bir giinahdir. Gibet edenlerin dili, kryamet giinii feci' bir
manzara arz ederek biitiin mahlukat arasinda mahcub ve rezil ola-
cakdir. Gibet, Kur'an-i kerimde sarahaten men' edilmekde ve ol-
miis kardesinin etini yimek gibidir, denilmekdedir.
Tenbfli: Imam-i Gazali "rahmetullahi aleyh" (Kimya-i se'adet)
kitabmda, oruc bahsinde buyuruyor ki: tic diirlii oruc vardir: Bi-
rincisi avamm, ya'ni ictihad makamma yiikselmiyenlerin orucudur.
Zemammizdaki biitiin hocalarin, imamlarm, hafizlann, miiftilerin,
vaizlerin ve biitiin miislimanlarm oruclan bu birinci derecededir.
Bunlarm oruclan, viicuda bir sey girmekle, ya'ni gida veya deva
sokmakla ve cinsi miibaseretle bozulur. igne ile ilac sirmga edince,
hanefide de, safi'ide de bozulur. Cahillerin fetvalarma aldanma-
mahdir.
Ikinci derece, havasm ya'ni mtictehidlerin orucudur. Bunlarm
orucu, herhangi bir a'zamn giinah islemesiyle bozulur. Mesela, gi-
bet, yalan, soz tasimak, na mahreme bakmak ile bozulur. Ba'zi
alimler, bunlarm avam orucunu da bozacagim bildirmis ise de, Ha-
nefi mezhebinde, bunlar avam icin yalmz mekruhdur. imam-i
a'zam Ebu Hanife "rahmetullahi aleyh" [80 senesinde tevelfud ve
150 de vefat etdi. Bagdaddadir.] yukandaki hadis-i serifi, (Orucun
sevabim yok eder) ma'nasma almisdir. Ya'ni bunlar, orucun sihha-
tini degil, kemalini giderir. Uciincii derece de, Ehassiilhavas oru-
cudur ki, bunlarm orucu, Allahu tealadan baska bir seyin kalbe
girmesi ile bozulur.
-437-
81 - Ma'lumun olsun ki, Hak teala her seyden evvel akli yarat-
mrsdir. Ve ona ilm, zeka, hulus, dogruluk, comerdlik, tevekkiil,
korku, iimmid hasletleri vermisdir. Iste, bu aklla miiserref olan
kimseler, yaratihslanndaki gayeyi, ya'ni cenab-i Hakkm iiluhiyyet
ve vahdaniyyetini tasdik ederek, Onun rrzasma kavusurlar. En-Na-
zi'at suresi kirkinci ayet-i kerimesinde mealen, (Cenab-i Hakkin
huzurundan korkup, nefsini [gayn mesru] ncfsanf arzulardan
men' eden kimselerin varacaklan yer muhakkak Cennetdir) buyu-
ruldu.
Cenab-i Hak akldan sonra, nefsi yaratmisdir. Buna, cehl, seh-
vet, tama'karhk, yalan, hanslik, gadab, zulm, murdarlik, fesadlik
ve sirk gibi asagi duygular vermisdir.
Bundan evvelki iki ayet-i kerimede mealen, (Her kim benim
emrimi tutrnayip nefsine uyarsa, varacagi mahal Cehennemdir)
ve (Zulm edip, yalmz diinya hayatim secen kimsenin varacagi
yer, Cehennemdir) buyurulmusdur. Su hale gore herkesin, akhna
danism is yapmasi icab eder. Sayed akhna damsmadan is yapar-
sa, nefsine uymus olur ve nihayet varacagi ebedi mevki', Cehen-
nem olmus olur. Akh elden birakmayip, nefs ve sehveti terk et-
mek icab eder. Ciinki, nefs ve sehvet, insanlar icin en biiyiik diis-
mandir. Akllan erip tam olarak diisiinenler, Allahii tealaya iman
eder. Akl ile hareket etmeyip, nefsine uyanlar, her zeman dala-
letdedirler ve cenab-i Hakka varan yolu hicbir zeman bulamaz-
lar.
Akh olup diisiinmeyen ve gozii olup Hakki gormiyenler ve ku-
lagi olup hakikati isitmiyenler icin cenab-i Hak Kur'an-i kerimin
A'raf suresi, yiizyetmisdokuzuncu ayetinde mealen, (Onlar ancak
dort ayakh hayvanlar gibidir, belki de hayvanlardan daha fenadir)
buyurmakdadir. Miisliman evladi olup da, daima nefsinin arzusu-
na kosanlar da boyledir. Bunlarm yalmz ismi mushmandir.
IMAN BAHSI
82 - Ey Ogul! Iman, kalb ile inanmak demekdir. Cebrail aley-
hisselam, akh, hayayi ve imam Adem aleyhisselama getirdi. Ve de-
di ki, (Ya Adem! Allahii teala hazretleri selam eder, sana getirdi-
gim su iic hediyyenin birini kabul etsin dedi.) Adem aleyhisselam
akh kabul eyledi ve Cebrail aleyhisselam, iman ile hayaya, (siz gi-
din) deyince, iman dedi ki, (Allahii teala hazretleri bana emr eyle-
di ki, akl nerede ise, sen de orada ol!) Ondan sonra haya da aym
seklde, Allahii teala tarafindan emr olundugunu beyan ederek, her
ikisi, akl ile beraber Adem aleyhisselamda kaldilar.
-438-
Binaenaleyh Allahii teala kime akl verirse, haya ile iman da
onunla beraberdir. Akh olmiyanm ne hayasi ve ne de imam bulun-
maz.
Birgiin Hasen-i Basriye "rahime-huilahu teala" bir kadm gele-
rek sordu: (Ya imam! Din temizligi nedir? Din cevheri nedir. Din
hazinesi nedir?)
Hasen-i Basri "rahmetullahi aleyh" cevaben, (Siz soyleyin biz
dinleyelim) dedi. Kadin, (Din temizligi abdest almakdir. Din cev-
heri, Allahii tealadan korkmak ve haya etmekdir. Din kuvveti ise,
nemazdir. Ciinki, Hak teala hazretleri, haya eden kulunu medh ey-
lemisdir. Din hazinesi ilmdir. Ciinki, her kimin abdesti olmazsa, di-
ni temiz olmaz. Her kimin hayasi olmazsa ve Allahii tealamn kor-
kusu olmazsa, onda dinin cevheri olmaz. Her kimin ilmi olmazsa,
dinin hazinesi olmaz) dedi.
Hasen-i Basri "rahime-hullahu teala" bu kadmm soziine hay-
ran olarak, hak soyledigini tasdik eyledi.
Imam bes durlti temsil ederler: Iman bes kath bir kaleye ben-
zer. Birinci kati altmdan, ikinci kati gumiisden, iicuncii kati demir-
den, dordiincii kati tuncdan ve besinci kati ise bakirdandir.
Bakir dedigimiz kat, edebdir. Bir kimsenin edebi olmazsa, her-
halde o katdan seytan gecer. Sayet edebi olup, seytam o katdan ge-
cirmezse, o kimsenin imam kurtulur.
Demir dedigimiz siinnetdir. Tunc tabakasi dedigimiz, farzdir.
Gumiis tabakasi dedigimiz, ihlasdir. Altin tabakasi dedigimiz Alla-
hii teala hazretlerine yakinhkdir. Her kimin edebi varsa, stinnete
yol bulur, ihlasi varsa Allahii tealamn sevgisine kavusmaga yol bul-
mus olur.
Bir kimse adabi gozetmezse, ya'ni edebi olmazsa, siinnete yol
bulamaz. Sunneti tutmayan kimse, farza yol bulamaz. Farzi tutma-
yan da, ihlasa yol bulamaz.
Her kim verdigini Allahii teala hazretlerinin rizasi icin verirse
ve sevdigini de, Allah icin severse ve dtismanhgmi da, Allah icin
yaparsa, o kimsenin imam temam olur. Ahlaki giizel olanm da,
imam kamil olur. Imamn alameti, kafirleri kafir olduklan icin sev-
memekdir. [Imam olan kimse, islam diismanlarim, komiinistleri,
masonlan, bid'at sahiblerini sevmez.]
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimiz buyururlar
ki, (Sizin imanen mukcmmcl olamniz, ahlaken giizel olup, insan-
lara iyilik yapanlardir.) Zira, Hak teala hazretleri Kur'an-i ke-
rimde buyurur ki: (Muhakkak sen yiiksek bir ahlak iizerindesin.)
Ya'ni, Allahii teala hazretleri Habibinin "sallallahii aleyhi ve
-439-
sellem" ahlakim medh eylemisdir. Bir kimsenin ahlaki gtizel olsa,
Resulullahm "sailailahu teala aleyhi ve sellem" ahlaki ile ahlak-
lanmis olur ve Onun yolunu tutmus olur. Korkdugundan kurtu-
lup, istek ve arzularma kavusur ve hakiki mii'min olmus olur. Bir
kimsenin aklma gayri mesru' bir sey gelse, onun haram oldugunu
bilmek de imandandir. Eshab-i kiram "radiyallahii teala annum
ecma'm" sordular: (Ya Resulallah! Kalbimize fena seyler gelirse
ne yapalim?) Buyurdu ki: (Kalbe iyi sey de gelir; fena sey de ge-
lir. Fena scvlerin fena oldugunu bilmek ve anlamak da imandan-
dir.)
83 - Eger imanin kamil olmasim istersen, kendini musliman-
lardan yiiksek gorme! Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sel-
lem" buyurdular ki: (Bir ki§i lmanimn kemalini isterse, kendine
insaf versin [ya'ni tevazu' iizere hareket eylesin] ve fakir oldugu
halde sadaka versin! Bu iki huy, imam kamil derecesine yiiksel-
tir.)
84 - Alkollii ickiler haramdir. Serab ile iman birlikde durmaz.
Hazret-i Osman "radiyallahii anh" buyurdu ki, (Allahii tealaya ye-
min ederim ki, hamri eline ahp icerken, iman o hamre der ki, ey
mel'un dur! Ben cikayim da, ondan sonra sen gir.) insandan iman
cikmadan serab girmez. Meger, Sidk ile, tevbe-i nasuh ederse,
iman yine kalbine girer.
85 - Ehl-i siinnet alimleri "rahime-hiimullahu teala" bildiriyor
ki, biiyiik giinah islemek kiifr degildir. Biiyiik giinah islemek fma-
m yok etmez. Hadis-i serif, giinah olduguna inanmiyamn veya gii-
nahi kotii bilmiyenin imammn gidecegini haber veriyor. Yahud,
biiyiik giinaha devam eden tevbe etmezse, son nefesinde imam gi-
der dediler.
86 - Imanin za'if olmamasim istersen, ya'ni daim kendinde ka-
hp, onunla beraber Allahii tealanm huzuruna cikmak istersen, su
diiayi giinde kirk def'a oku: (Ya hayyii ya kayyum ya zelcelali vel
ikram, ya la ilahe ilia ente.)
Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" buyurdular ki: (Dort
sey imam giderir: 1. ve 2. Bildigi ile amel etmeyip, bilmedigi ile
amel etmek. 3. ve 4. Bilmedigini ogrenmeye utamp, ogreneni de
men' etmek.) [Dinini, ilmihalini ogrenmiyenin imam saglam kal-
maz. Boyle cahil kalan kimse, masonlarm, komunistlerin ve dinde
reformculann yalanlarma aldanarak imanim kapdirir.]
Muslimanun, gece-giindiiz, tapdigim dergah bir,
bir dakika tevhidden ayrdmadim, Allah bir!
440-
TEVHID FASLI
[Osmanh devleti alimlerinden Kadi-zade Ahmed bin Muham-
med Emin efendi "rahime-hullahii teala", lmanin alti sartim bil-
diren (Amentii billahi...)yi tiirkce olarak serh etmis, boylece iki-
ytizelli sahifelik bir kitab meydana gelmisdir. Bu kitaba (Feraid-
iil-fevaid) ismini vermisdir. Biiyiik veil, derin alim, Seyyid Abdiil-
hakim Efendi "rahime-hullahii teala" bu kitabin ve diger eseri
olan (Birgivf vasiyyetnamesi §erhi)nin cok kiymetli olduklanm
soyler, genclere tavsiye buyururdu. Kadi-zade Ahmed efendi
1197 [m. 1783] de istanbulda vefat etmisdir. Bu kitabinda diyor
ki, Allahii tealamn (Sifat-i zatiyye)si altidir. Bunlara, (Sifat-i vii-
cudiyye) ve (Uluhiyyet sifatlan) da denir. Bu sifatlar, Viicud (var
olmak), Kidem (varhgimn evveli, baslangici olmamak), Beka
(varhgimn ahin, sonu olmamak), Vahdaniyyet (naziri ve seriki
olmamak), Kiyam-i binefsihi (mekana muhtac olmamak. Madde,
mekan yok iken o vardi), Muhalefetun lilhavadis (mahluklara,
hicbirseye benzememek)dir. Allahii tealamn (Sifat-i siibutiyye)si
sekizdir. Bunlara, (Sifat-i hakikiyye) de denir. Bu sifatlar, Hayat
(diri olmakdir), ilm (bilici olmakdir), Sem' (isitici olmakdir), Ba-
sar (Goriicii olmakdir), Kudret (giiclii olmakdir), iradet (dileme-
si olmakdir), Kelam (soylemesi olmakdir), Tekvin (yaratici ol-
makdir.) Adet-i ilahiyyesi soyledir ki; herseyi bir sebeb ile yarat-
makdadir. Fekat, sebeblerin, vasitalann, Onun yaratmasma hie
te'sirleri yokdur. Vasitasrz malikdir. Ondan baska yaratici yok-
dur. Biitiin varhklan yokdan var etdi. insanlarm ve hayvanlarm
hareketlerini, siikunlarim, diisiincelerini, hastahklarim, sifalanm,
hayrlarim, serlerini, faidelerini, zararlarim yaratan yalmz Odur.
Insan, kendi hareketlerini, diisiincelerini, hicbirseyi yaratamaz.
Insanin diisiincelerini, hareketlerini, kesflerini, buluslanm hep o
icad etmekde, yaratmakdadir. Ondan baskasma yaratici demek,
cahilce, batil bir sozdiir. Allahii tealamn sifat-i subutiyyesi de, si-
fat-i zatiyyesi gibi kadimdirler. Bu sifatlan da, zatmdan ayrilmaz-
lar. Ya'ni sifatlan zatinin, kendinin aym da degildirler, gayn da
degildirler.]
Tevhid, (La ilahe illallah Muhammediin resuliillah) demek-
dir. Ma'nasi sudur: (Hak teala hazretleri birdir, seriki ve benze-
ri yokdur ve Muhammed aleyhisselam sevgili kulu ve hak Pey-
gamberidir.) Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" bu-
yurdu ki: (Bir kimse, kelime-i tevhfdi dese, Hak teala hazretleri
ile o kelime arasindan perdeler kalkar ve kelime, dogrudan dog-
ruya Allahii teala hazretlerine gider. Allahii teala buyurur ki, ey
-441-
kelime, dur! Kelime der ki, beni soyleyen kulu afvetmeyince du-
ramam. Hak teala hazretleri, o zeman buyurur ki, izzetim, cela-
lim, kudretim, kemalim hakki kin beni zikreden kulumu afv et-
dini.)
87 - Bu kelime-i tevhidi soyleyen kulu kiyamet giiniinde melek-
ler ziyaret ederler. Hak teala hazretleri Musa aleyhisselama me-
alen, (Ya Musa! Kiyamet giiniinde meleklerin seni ziyaret etmesi-
ni istersen, kelime-i tevhidi cok soyle) buyurdu. Bu kelime-i tevhi-
di dilinle soyleyip kalbinle siibhe etme! Aksi takdirde, ebedi ola-
rak Cehennemde kahrsin.
Musa aleyhisselam dedi ki, ya Rabbi, bir kulun, dili ile kelime-i
tevhidi soyleyip, kalbi ile siibhe etse, sen ona nasil bir ceza verirsin?
Allahii teala mealen buyurdu ki, (Ya Musa! Ben onu daimf olarak
Cehennemlik yaparim. O kimseye ne Peygamber, ne Veil, ne $ehid
ve ne de Meleklerden sefa'at eden olmaz.)
88 - Bu kelime-i tevhidi cok zikreyle! Zira Musa aleyhisselam
cenab-i Hakka sordu. Ya Rabbi! Bir kulun kelime-i tevhidi soyle-
se, sen o kula ne ecr verirsin? Allahii teala hazretleri cevabinda
mealen, (Ben o kulumdan razi olup, Cennet ve cemalimle onu
mesriir eylerim) buyurdu.
Iste bu kelime-i tevhid soyleyen kimseye, Hak tealamn verece-
gi in'am ve ihsam Allahii tealadan baska kimse bilmez. Kelime-i
tevhid soyleyince, Ars-i a'la titrer. Resulullah "sallallahu aleyhi ve
sellem" buyurdu ki: (Hak teala hazretleri bir direk yaratmisdir.
Kelime-i tevhidden bu direk de titrer ve Arsi titretir. Ars titreyin-
ce, Hak teala hazretleri Arsa, sakin ol emrini verir ve Arsin mu-
kabelesiyle yine o kelime-i tevhidi soyliyen kimse afv-i ilahiye
mazhar olur.)
Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Her kim
can-ii goniilden, halisen, muhlisen bir kerre kelime-i tevhid soyle-
se, Hak teala hazretleri, o kimseye Cennet-i a'lada dortbin derece
ihsan eder ve dortbin giinahim bagislar.) Eshab-i kiram "aleyhi-
miirndvan" sordular, ya Resulallah "sallallahu aleyhi ve sellem"!
O kimsenin dortbin giinahi olmazsa? Resulullah "sallallahu aleyhi
ve sellem" buyurdu ki, (Ehlinin, evladimn ve akraba ve teallukati-
mn giinahlarindan bagislamr.)
89 - Kelime-i tevhidi dilinle cok soyle! Sevabi, biitiin giinah-
lardan agir gelir. Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" buyur-
du ki: (Manser giinii bir kisi gelecek, doksandokuz defteri olup,
her bir defterin sathi goz gordiigii kadar genisdir. Hie birinde iyi-
ligi olmayip, yalniz bir parmak kadar, o kimsenin dunyada soyle-
digi bir kelime-i tevhid bulunur. O doksandokuz defter terazinin
-442-
bir kefesine ve bir kelime-i tevhidi diger kefesine koyarlar. Keli-
me-i tevhid tarafi agir gelir.)
90 - Kelime-i tevhidin sevab hassasi cokdur.
Tenbfli: imam-i Rabbani miiceddid-i elf-i sani Ahmed Faruki
Serhendi "kuddise sirruh" hazretleri [971-1034 Hindistandadir]
(Mektubat) kitabmm ikinci cildinin otuzyedinci mektubunda Keli-
me-i tevhidin faziletini uzun bildirmekdedir. Bu mektubun farisi-
den tiirkceye tercemesi (Se'adet-i Ebediyye) ilmihal kitabinda
mevcuddur.
ALLAH RIZASI
91 - Ey Ogul! Eger Hak teala hazretlerinin rrzasim bulmak is-
tersen bununla amel eyle! Hak teala hazretleri Musa aleyhissela-
ma mealen buyurdu ki, (Ya Musa! Benim icin ne amel isledin?)
Musa aleyhisselam: Ya Rabbi, senin icin nemaz kildim, oruc tut-
dum, tesbih okudum, sadaka verdim, dedi. Hak teala buyurdu ki,
(Bunlann hepsi senin icindir. Nemaz kdarsan Cennet veririin, oruc
tutarsan sana kabr ve siratda nflr olur. Tesbih okursan Cennet-i
a'lada senin icin agac dikilir, sadaka verirsen, iizerine gelecek kaza
ve bela deP ve reP olur. Ya Musa, benim icin ne amel yapdin?)
Musa aleyhisselam, ya Rabbi, senin icin ne amel yapmak gerekir?
dedi. Hak teala hazretleri buyurdu ki, (Benim icin amel, dostumu
dost ve dusmammi diisman tammakdir.) Allahu tealanm en begen-
digi ibadet, muslimanlan sevmek, kafirlere diisman olmakdir. Bu-
na, (Hubb-i fillah ve bugd-i fillah) denir.
92 - Sultan-i Enbiya "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki,
(Bir kimse, bir giinah yapmak istese ve sonra Allahdan korkup
onu terk eylese, Hak teala hazretleri, o kula iki Cennet ihsan e-
der.) Oyle giinahlar ki, haram yimek, faiz yimek, [karisim, kizim
acik gezdirmek, sinema ve televizyonda, miislimanhkla alay eden,
ahlaki bozan oyunlan seyr etmek], harama bakmak, zina, livata, ic-
ki icmek, adam oldiirmek, Allahu tealaya sirk eylemek gibi... Bun-
lann hepsi giinah-i kebairdir.
93 - Bir kisinin sa'id olmasmm nisam sudur: Hak teala hazret-
lerinin kaza ve kaderine razi olur. Saki [fena adam] olmamn da ni-
sam sudur: Kaza ve kadere razi olmayip, bir musibet geldigi ze-
man, cagirir, bagirir, cok aglar, sizlar.
94 - Allahu teala hazretlerinin huzurunda muti'lerden olmagi
istersen, her isde insaallah de! Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel-
lem" buyurdu ki, (insanlar icin bundan daha fazfletli mutPlik yok-
dur.)
-443-
Bir kimse ile bir sey kararlasdmrken insaallah deyip, sonradan
o isi yerine getiremezsen yalanci olmamis olursun.
95 - Uc yerde gonlunti hazirla ki, iizerine rahmet kapisi acilsm:
1- Kur'an-i kerim okunurken,
2- Allahii tealanm ismini soylerken,
3- Nemaz kilarken.
Arif olan kimsenin nisam, siikut etmesi fikr ola. Bakdigi ibret
ola ve diledigi taat oladir.
96 - Seyh Ziinnun-i Misri "rahmetullahi teala aleyh" [245 de
Misrda vefat etdi.] der ki, karm yemekle dolu olanm gonliinde hik-
met tutunamaz. Giinahdan sakman kimseye ne mutlu! Bu da vu-
cudun fazla beslenmemesiyle olur. Hak tealayi zikr etmek, insani
Allahii tealaya yaklasdinr.
Hak teala hazretlerinden korkmamanm alametleri sunlardir:
1- Niyyet za'ifligi.
2- Kibrli olmak.
3- Oliimii yakm bilmeyip, tul-i emele saplanmak.
4- Hak teala hazretlerinin nzasini terk edip, halkm istegini yap-
mak.
5- Siinneti birakip, bid'at islemek.
6- Gtinahmi az gormekdir. Ne mutlu o kimseye ki, bu alti sey-
den hicbiri kendisinde bulunmaz. Si'r:
Mihaeti zevk etmekdedir alemde hiiner,
gam-u ^adiyyi kader, boyle gelir, boyle gider.
HAMD ETMEK FAZILETi
97 - Birgiin Ibrahim aleyhisselam buyurdu ki: (Elhamdii lillahi
kable kiilli ehad, vel hamdii lillahi ba'de kiilli ehad, el haindii lilla-
hi ala kiilli hal.)
Hak teala hazretleri buyurdu: (Ya Cebrail! Benim dostuma
benden selain soyle! O iic kelami iic dePa soyledi, ben azimiissan
da, kirk def a kabul olunmus nafile hac scvabim kendisine vcrdiin.
Her kim bu diiayi okursa, ayni sevabi kendisine ihsan ederim.)
Hazret-i Enesin dtiasi: (Bismillahillezi la yedurru ma'asmihi sey'iin
fil Erdi ve la fissema' ve hiivessemi'ul alim.) Bu diia sabah ve ak-
sam iic kerre, Besmele ile okunur. Bununla bircok belalardan ken-
disini muhafaza etmis olur.
-444-
98 - Aksirdigin zeman, (Elhamdiilillah) de! Resulullah "sallalla-
hii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Bir insan aksirdigi zeman "El
hamdiilillah" derse, Hak teala o kimseyi yetmis diirlii beladan mu-
hafaza eyler. Bir kimse, doit kelimeyi yiiz kerre sabah ve yiiz kerre
de aksam okursa, o kimseden sevgili bir zat Hak huzurunda ola-
maz.) Bunu Sultan-i Enbiya "sallallahii aleyhi ve sellem" boyle bu-
yurmuslardi. O dort kelime sudur: (Siibhanellahi velhamdii lillahi ve
lailahe illallahii vallahii ekber.) Hamd, biitiin ni'metleri yaratan ve
gonderen Allahii teala olduguna inanmak ve soylemekdir.
Yine cok biiyiik fazilet ve derecelere vesile olan ve cenab-i Hak
huzurunda cok kiymetli bir tesbih (Siibhanellahi ve bi hamdihi
siibhanellahil azim)dir. Bunu giinde yiiz kerre okumahdir.
IMAN DUASI
Muhammed Tirmiiziden "rahime-hullahii teala" [209-279] riva-
yet olunur ki, her kim sabah nemazmm, stinneti ile farzi arasmda
su diiayi sessizce okursa, imanla ruhunu teslim eder: (Ya hayyii ya
kayyum ya zel celal-i vel ikrain. Allahiimme inni es'eliike en tiih-
yiye kalbi bi nflri ma'rifetike ebeden ya Allah, ya Allah, ya Allah
celle celaliih.) 402. ci sahifeye bakiniz!
99 - Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki:
(Ey iimmet-ii eshabim, sizler sabahlari kalkarken su diiayi okuyun:
Siibhanellahi ve bihamdihi siibhanellahil azim.) Bu diia, okuyamn
o giinkii giinahlanna keffaret olur.
Yine buyurdu ki, (Her kim bu diiayi giinde on kerre okursa,
Hak teala o kimseye kirkbin sevab ihsan eder: Eshedii en lailahe
illallahii vahdehii la serike lehu ilahen vahiden sameden lem yette-
hiz sahibeten vela veleden velem yekiin lehii kiifiiven ehad.)
100 - Sultan-i Enbiya "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyur-
du ki, (Bulundugunuz toplantidan kalkdiginiz zeman, bu diiayi
okuyun: "Siibhanekallahiimme ve bi hamdike, eshedii en lailahe
ilia ente vahdeke la serike leke ve estagfiriike ve etubii ileyke." O
meclisdeki giinahlar afv olunur.)
Kalbini oldiirmemek icin su diiayi oku! Ciinki, bu diia, Resulul-
lahin "sallallahii aleyhi ve sellem" tavsiye eyledigi bir diiadir. (Ya
hayyii ya kayyum ya bediassemavati vel erdi ya zel celali vel ikram,
ya lailahe ilia ente-es'eliike en tuhyiye kalbi bi-niiri ma'rifetike ya
Allahii ya Allahii ya Allah celle celaliih.)
Sultan-i Enbiyamn "sallallahii aleyhi ve sellem" oltim zemanm-
da dahi okudugu diia:
-445-
"Siibhanellahi ve bi hamdihi estagfirullahe ve etubii ileyh."
Sokaga ve pazara cikmca okunacak dua: (La ilahe illallahii vah-
dehii la serike leh lehiilmiilkii ve lehiilhamdii yiihyi ve yiimitii ve
hiive hayyiin la yemutii biyedihil hayr ve hiive ala kiilli sey'in ka-
dir.)
101 - Yimek adabi:
(Fetavayi Hindiyye)de, besinci cildde diyor ki, yimege baslar-
ken ve bitdikden sonra elleri yikamak siinnetdir. Baslarken (Bis-
millahirralmianirrahim) demek ve sonunda (Elhamdiilillah) de-
mek siinnetdir. Sag el ile yimek, sag el ile icmek siinnetdir. Ciiniib
olan erkek ve kadmm ellerini ve agzim yikamadan evvel yimesi ve
icmesi mekruhdur. Hayzli kadin icin mekruh degildir. Kaynar sey
yimemeli, yemegi koklamamah ve icine iiflememelidir. Yolda yii-
riirken yimek ve icmek mekruhdur. Basi acik yimek caizdir. Aclik-
dan olecek kimsenin les yimesi caizdir. Les bulamazsa ve birisi,
(Elimi kes yi!) veya (Benden bir parca kes yi!) dese kesmesi, yime-
si caiz olmaz. Kendi uzvundan et kesip yimesi de caiz olmaz. Bir
kimseye birseyi kaca aldm deseler, bes liraya dese, halbuki on lira-
ya almis olsa, yalan soylemis olmaz. Kokmus et yimek haramdir.
Kokmus yag, sut yimek haram degildir. Yemek eksise, koksa necs
olmaz. Fekat yimesi haram olur. Agac altma dusmiis meyvalan,
yerden ahp yimek sahibinin halal etdigi bilinirse halal olur. Nehr
uzerinde suruklenen meyvalan ahp yimek halal olur. Fakir, zengi-
nin verdigi sadakadan, zengine hediyye etse, almasi caiz olur.
Habib-i kibriya "sallallahu aleyhi ve sellem" buyurdular ki:
(Yemekden sonra bu diiayi okuyan kimsenin giinahlan afv olunur:
"El hanidiilillahillezi et'amena hazet-ta'ame ve rezekana min
gayr-i havlin niinna ve la kuvvete".)
istigfarlann buyugu:
Habib-i kibriya "sallallahu aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Bu
diiayi okuyan kimse, diiayi sabahleyin okursa ve aksama kadar
oliirse, sehfd derecesine vasil olarak oliir. Aksamleyin okursa, yine
sabaha kadar oliirse, ayni seklde ayni dereceye ulasir. Diia sudur:
Allahiimme ente rabbi lailahe ilia ente halaktenf ve ene abdiike ve
ene ala ahdike ve va'dike mesteta'tii euzii bike min serri ma sa-
na'tii ebuti leke bi-ni'metike aleyye ve ebiiii bi zenbi fagfirli ziinu-
bf fcinnehu la yagtiriizziinube ilia ente. La ilahe ilia ente siibhane-
ke iimi kiintii minezzalimin.)
Peygamberimiz aleyhisselam buyurdu ki, (Ya Eba Hiireyre!
Her kim, giinde yirmibes dePa bu diiayi okursa, Hak teala, o sah-
si abidler ziimresinden yazar.) Dua sudur: "Allahiimmagfir If ve
-446-
li- valideyye ve li-iistaziyye ve lil mii'minine vel mii'minat vel miis-
liniine vel miislimat el ahya-i minhiiin vel emvat bi-rahmetike ya
erhamerrahimin." Bu diia (Se'adet-i Ebediyye) 1037. ci sahifesinde
de yazilidir.
TECDID-i IMAN DUASI
Ya Rabbi! Hin-i biilugumdan bu ana gelinceye kadar, islam
diismanlanna ve bid'at ehline aldanarak, edindigim yanlis, bozuk
i'tikadlarima ve bid'at, fisk olan soylediklerime, dinlediklerime,
gordiiklerime ve islediklerime nadim oldum, pisman oldum, bir
daha boyle yanlis inanmamaga ve yapmamaga azm, cezm ve kasd
eyledim. Peygamberlerin evveli Adem aleyhisselam ve ahiri bizim
sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselamdir. Bu iki Pey-
gambere ve ikisi arasmda gelmis gecmis Peygamberlerin ciimlesi-
ne iman etdim. Hepsi hakdir, sadikdir. Bildirdikleri dogrudur.
(Amentii billah ve bi-ma cae min indillah, ala muradillah, ve
amentii bi-Resulillah ve bi-ma cae min indi Resulillah ala murad-i
Resulillah, amentii billahi ve Melaiketihi ve kiitiibihi ve Riisiilihi
velyevmil-ahiri ve bilkaderi hayrihi ve $errihi minallahi teala vel-
ba'sii ba'delmevti hakkun eshedii en la ilahe illallah ve eshedii en-
ne Muhammeden abdiihu ve resuliih.)
Tecdid-i iman diiasi: (Allahiimme inni iirfdii en iiceddidel-ima-
ne vennikaha tecdfden bi-kavli la-ilahe illallah Muhammediin re-
sulullah).
102 - Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" her yeni elbise
giydigi zeman bu diiayi okurdu: (Elhamdii lillahillczf kesani ma
uriye bihi avreti.)
[Biiyiik islam alimi, 14. cii hicri asnn miiceddidi, Seyyid Abdiil-
hakim Efendi "rahmetullahi aleyh" istanbulun cesidli cami'lerin-
deki va'zlarmda ve Medreset-iil-miitehassismdeki ve Vefa lisesin-
deki derslerinde ve hususi sohbetlerinde, (Temiz ve yeni elbise gi-
yiniz! Mevki' ve hiirmet sahibi olan kimseler gibi giyininiz! Halal
olan elbiseleri ve yemekleri ve serbetleri liizumu kadar kullammz!
Gitdiginiz yerlerde ahlakimzla, sozlerinizle islamm vekarmi, kiy-
metini gosterdiginiz gibi, giyinmenizle de saygi ve ilgi toplayimz!
Cesidli, lezzetli yemeklerle ve tath, soguk serbetlerle bedeninizi,
nefslerinizi rahat ve hos tutunuz!) buyururdu. Seyyid Abdiilhakim
efendinin bu tavsiyeleri, Muhammed bin Siileyman-i Bagdadmin
"rahime-hiimallahii teala" (Hadikat-iin-nediyye) kitabmda da
uzun yazilidir. Bu kitab, arabi olup, 1397 [m. 1977] senesinde, is-
tanbulda ofset yolu ile Hakikat Kitabevi tarafindan basdinlmisdir.]
-447-
IHLAS SURESINI OKUMANIN FAZILETI
103 - Ey Ogul! Sure-i ihlasi cok oku! Peygamberimiz "sallallahii
aleyhi ve sellem" buyurdu ki,(Kryamet giiniinde, bir cagmci cagmr
ve der ki, Hak teala hazretlerini zikr edenler ve ihlas suresini cok
okuyanlar gelsinler. Cennetdeki makamlarina vasil olsunlar.)
Bu sure-i serifeyi Besmele ile bin kerre okuyan dis agrisi gor-
mez olur.
Tenbfli: Hazret-i All "radiyallahii anh" diyor ki: Peygamberi-
miz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Bir meclisin, ya'ni
bir dersin, bir kitabin, Kur'an-i kcrfin okumamn sonunda Siibhane
Rabbike Rabbil izzeti amma yasiiun ayetini, sonuna kadar okuya-
na kiyametde cok sevab verilir.) Dinde derinlesmemis birkac kisi-
nin, terceme suretiyle yazdigi kitaba, akllan ile de ilaveler yaparak
miislimanlari sasirtdiklan ve cok giinaha girdikleri goriilmekdedir.
Mesela, (Siibhane Rabbike) yerine (Siibhane Rabbina) demek da-
ha iyidir diyorlar. Zira diia olarak okundugu icin (Bizim Rabbi-
miz) diyerek cema'ati de kansdirmahdir, diyorlar. Bunlar cok al-
daniyor. Ciinki, (Siibhane Rabbike) ayet-i kerimesi diia degildir,
tesbihdir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" bu ayeti
okuyunuz diyor, degisdiriniz demiyor. Ebu Bekr-i Siddik "radiyal-
lahii teala anh" diyor ki, (Peygamberimizin "sallallahii teala aley-
hi ve sellem" bir hatasim biitiin ibadetlerime degisirim.) Mukar-
reblerin, ya'ni Allahii tealanm sevdigi insanlarm hatasi, ebrarm,
ya'ni iyi insanlarm hasenatmdan kiymetlidir. Bunlar, hasa, ayet-i
kerimeyi diizeltmek, daha iyi yapmak mi istiyorlar? Kur'an-i ke-
rimdeki bir kef harfi, biitiin ibadetlerden daha kiymetlidir. Bunu
degisdirmek ktifre bile sebeb olur.
Bu ayet-i kerimeyi degisdirerek okuyanlara, din alimlerimizin
verdikleri cevablar (Se'adet-i Ebediyye) kitabimizda yazihdir.
104 - Her sabah Hasr suresinin sonunda olan ve (Hiivellahiille-
zi) ile baslayan ile ayeti okumak da biiyiik sevab kazandinr ve eger
aksama kadar oltirse, sehid derecesi ile olur.
105 - Amme suresini giines dogarken okuyan kimse, biitiin
afetlerden emm olur.
[Hakiki islam alimi, biiyiik veil, Abdiillah-i Dehlevi "kadde-
sallahii sirrehiil'aziz", doksaninci mektubunun sonunda buyuru-
yor ki, (Peygamberimizin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bil-
dirdigi ayet-i kerimeleri ve diialan, belli vaktlerinde okumahdir.
Bunlar ve nafile nemazlar, ihlas ile, huzur-i kalb ile okunmazsa,
sahih olmazlar, faideleri olmaz. Bunun icin, bizler, farzlardan
ve miiekked siinnetlerden baska hicbirsey okumayip, nafile iba-
-448-
det yapmayip, once her an Allahimizi zikr ederek ve haramlardan
ictinab ederek, kalblerimizi ve ahlakimizi temizlemege cahsmah-
yiz!) Yetmisbirinci mektubda diyor ki, (Zemammizda, her yeri
kiifr, fisk ve bid'at kapladi. Bu zemanda, Allahii tealamn, her an
hazir ve nazir oldugunu kalbe yerlesdirmek cok giiclesdi. Fekat,
kalb hastahgindan kurtulmaga yine cahsmak lazimdir. Bir kus, se-
maya cikmak icin ucar da, semaya kavusamazsa da, digerlerinden
yiiksek olur ve kedilerin serrinden azad olur.) Onikinci sahifeye
bakimz! Abdiillah-i Dehlevi, Halid-i Bagdadmin miirsididir. 1240
[m. 1824] de Delhide vefat etdi. ismi silsile-i aliyyede Sibgatullah-i
Hizaniden once yazihdir. Sibgatullah-i Arvasi, Gavs-i Hizani ismi
ile meshurdur. Seyyid Tahanin halifesi, Seyyid Fehimin miirsidle-
rindendir. Hizanda medfundur. Abdiirrahman-i Tagmin miirsidi-
dir. Abdiirrahman-i Tagmin kabri Nursindedir.]
SALEVAT FASLI
106 - Bir kimse Cum'a giinleri cok salevat-i serife getirirse, Hak
teala o kimsenin yiiz hacetini reva kilar, bunun otuzu diinya, yet-
misi ahiret hacetidir.
Peygamberimiz "aleyhisselam" buyurdu ki, (Her kim giinde
yiiz dePa, [ma'nasim diisiinerek,] salevat-i serife okursa, kryamet
giiniinde giinesin sicakhgindan kurtulup, Arsin golgesi altinda be-
nimle beraberdir. Ve her kim benim icin bir salevat-i serife getirir-
se, rahmet melekleri onun giinahlarimn afv olmasi icin diia ve is-
tigfar ederler.)
107 - Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" iizerine cok sa-
levat-i serife getir! Zira bir hadis-i serifde buyurdu ki: (Yaninda is-
mim amhp da, iizerime salevat-i serife getirmeyenlere yaziklar ol-
sun. Bir de, Ramezan-i serife kavusup, onu kemal-i ta'zim ile kar-
silayip razi etmeyen ve ana-babasimn birine veya ikisine kavusup
da, onlarin rizalarim almayanlara da yaziklar olsun.)
108 - Bil ki, her kim bir fakire, onun gonliiniin diledigi seyi yi-
dirse, Hak teala hazretleri, o kimseye Cennet-i a'lada bin derece
verir ve Cennetde kendisine bircok ni'metler ihsan eder.
109 - Fakirlere tasadduk etmegi unutma! Ehline ve coluk cocu-
guna ve akrabana verdigin seyler de, sadaka yerine gececekler. Ebu
Emamenin "radiyallahii teala anh", Resulullahdan "sallallahii aley-
hi ve sellem" rivayet etdigi hadis-i serifde, (Ehline ve akrabasina ih-
san etmekden biiyiik derece ne olabilir?) buyuruldu. Once, ehline,
evladina halal yidirmeli, halal giydirmeli, sonra artan paramn zeka-
tini vermeli, ondan sonra da sadaka vermelidir.
- 449 - Islam Ahlaki - F:29
110 - Sana nasihat sudur ki, bu dort huy ile huylan. Zira muh-
sinler [ya'ni iyiler] ziimresinden olursun.
1- Genislikde [zenginlikde] zekat, darlikda sadaka vermek.
2- Gazab zemanmda gazabini ve hirsim yenmek.
3- Baskasimn aybim gortince, onu acmayrp, kapatmaga cahsmak.
4- Hizmetciye, ehline, evlad ve akrabaya ihsan ederek onlan
hos tutmak.
111 - Susamis kimseye su vermek de cok sevabdir. Peygambe-
rimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Allahii teala, Ceb-
rail aleyhisselama sordu: Yer yiiziine insen ne is yapardin?
Ccbrail aleyhisselam buyurdu ki: Ya Rabbi! Yapacagim amel,
sence ma'lumdur. Dort sey yapardim:
1- Susamis kimselere su verirdim.
2- Coluk cocugu fazla olana yardun ederdim.
3- Iki dargin arasini bulurdum.
4- Miislimanlarin ayblarmi kapatirdim.)
Yine Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Susa-
mis bir kimseye su icirenlerin amel defterine yetmis senelik sevab ya-
zdir. Eger su bulunmadigi yerde icirirse, isma'il aleyhisselam evladin-
dan birini kafir elinden kurtanp azad etmis gibi sevab verilir.)
112 - Her zeman cok iyilik yap! Hak teala hazretleri hayrli is ya-
pan kullanm cok sever. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem"
buyurdu ki, (Bir kimse bir fakfrc bir lokma ta'am verse, lokma o
kimseye bes sey ile miijde eder:
1- Bir dane idim, beni cogaltdin.
2- Ben kiiciik iken, beni biiyiitdiin.
3- Diisman iken, beni dost eyledin.
4- Fani, yok olmak iizere iken, beni baki, sonsuz kahci eyledin.
5- Simdiye kadar sen beni muhafaza ederdin. Bundan sonra
ben seni muhafaza ederim.)
113 - Sadaka ve zekat vermekle mal eksilmez, artar. Abdurrah-
man ibni Avf "radiyallahii anh", Peygamberimiz aleyhisselamdan
isiterek buyurdu ki, tic seye yemin ederim:
1- Zekat vermekle mal eksilmez, cogahr.
2- Zulm edilen kimse, zalime hakkim bagislarsa, Hak teala, ki-
yamet giiniinde bu kulun derecesini yiikseltir.
3- Daima isteyici olan kimseyi, Hak teala fakirlikden kurtarmaz.
114 - Ebu Hiireyre "radiyallahii anh", Peygamberimizden "aley-
hisselam" soyle isitdim, diyor: (insanlar tasadduk etdigi seyi, Allah
-450-
rizasi irin verirse, Hak teala hazretlerine verilmis gibi sayilir ki, mu-
kabilinde bin sevab, [diger bir rivayete gore ikibin sevab] alir.) Bir
kimseye odiinc verir isen, iyilikle ver ve iyilikle al! Odiinc verilen
adam fakir ise ve nemaz kihyor, haramlardan sakiniyorsa, veren kim-
se, verdigini ona bagislarsa kiyamet giinii ars-i a'lanm golgesinde gol-
gelenecek ve Cennetde biiyiik bir dereceye nail olacakdir.
Tenbih: Sadaka vermek nafile ibadetdir. Zekat vermek ve bore
odemek, birinin hakkim iade etmek ise, farzdirlar. Uzerinde farz
borcu olanlann siinnetleri ve nafileleri kabul olmaz. O halde, bir
kurus zekati veya bir kurus borcu olan kimsenin sadakalan kabul
olunmaz. Milyonlarca sadaka verse, binlerce hayr yapsa, zekatim
vermedikce veya borcunu odemedikce, hicbiri kabul olmaz, ya'ni
hie sevab kazanamadigi gibi, zekat ve bore gunahmdan da kurtula-
maz. Zekat hakkmda, 212. ci maddede genis bilgi verilmisdir.
115 - Bir kimseye odiinc vermek, tasadduk etmekden daha
hayrlidir. Zira, Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem" bu-
yurdu ki: (Odiinc vermek, tasadduk etmekden onsekiz derece da-
ha fazilctlidir.)
Bir kisiye bir is yapdirdigin vakt, hemen iicretini ver! Sayed
vermeyip, hakki kiyamet guniine kalacak olursa, kiyamet giinii, o
sahsm da'vacisi, Allahii teala hazretleri olacakdir. Birbirinize is
gordiigtiniiz zeman, odiinc ahp verdiginiz vakt, giizel muamele ya-
pm! Birbirinizin gonliinii kirmayimz. Zira iyilik yapacaginiz yerde,
giinah islemis olursunuz. Odiinc alan, odemek niyyetiyle almahdir.
lie sebeble odiinc ahmr:
1- Cok fakir olup cahsmaga kudreti olmayamn nafakasma sarf
edecek kadar odiinc almasi.
2- Bulundugu yerin adetine gore, kira ile veya miilk olarak, ko-
runacak bir mesken te'min etmek icin.
3- Evlenmek icin.
Bu seyler icin Allahii tealaya tevekkiil ederek ve odemege niy-
yet etmek sarti ile bore alanlara, Allahii teala cabuk odemek nasib
eder. Cok bore almayimz ki, rahat olasimz. Zira, borcu alan, kble
gibi olur, gece giindiiz iiziintulii olur.
116 - Ahs veris yaparken ve odiinc verirken ribadan, ya'ni (Fa-
iz) ahp vermekden sakm! Odiinc verdigin kimseden menfe'at bek-
leme! Zira, azicik aldigm veya verdigin faizin giinahi Allahii teala
indinde, annesiyle yetmis defa zina etmis gibidir. Ya'ni, faizin azi
da, cogu da, almasi da, vermesi de haramdir. Faize sahid olan, ka-
tib olan ve vekil olan da, Allahii teala indinde mel'un ve sorumlu-
dur. Cok sakinmak lazimdir.
-451-
Tenbih: Imam-i Rabbani Miiceddid-i elf-i sani Ahmed Faruki-yi
Serhendi "kaddesallahii sirreh" hazretleri (Mektubat)in birinci cil-
di, yiizikinci mektubunda buyuruyor ki: Bir miislimana bir mikdar
fazla odemesi sarti ile bore verildikde, odenilen paranm fazlasi faiz
olmakla kalmiyor. Evvelce yapilan (akd), ya'ni mukavele, sozlesme
faiz oluyor. Boyle bir mukavelenin kendisi haramdir ve haram sebe-
bi ile alinan hersey de haramdir. O halde, yiiz lira bore verip, karsi-
hgmda, yiizon lira almak sarti ile yapilan akd, ya'ni pazarlik haram
olup, alinan yiizon liramn hepsi faiz olur, haram olur. (Cami'ur-ru-
niuz) fikh kitabmda ve Ibrahim Sahmin kitabmda da bu, giizel anla-
tilmakdadir. Faiz ile para almaga ihtiyaci olanlara gelince, ribanm
haram oldugu Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde acikca yazihdir
ve umumidir. Ya'ni ihtiyaci olana da, olmiyana da haramdir. ihtiya-
ci olanlan ayirmak, Allahii tealamn ve Peygamberimizin "sallallahii
aleyhi ve sellem" emrlerini degisdirmek olur. (Kinye) kitabmm, bu
emrleri degisdirmege haddi ve salahiyyeti yokdur. Lahor sehrinde-
ki alimlerin en biiyiigii olan Mevlana Cemal "rahime-hullahii teala"
Kmye kitabmm bircok sozlerine giivenilmez ve krymetli kitablara
muhalifdir, buyuruyor. Kmyedeki, ihtiyaci olanlann faiz ile bore al-
masi caiz olur, soziinii dogru kabiil etsek bile, eger her ihtiyaci ola-
na caiz dersek, faizin haram edilmesine sebeb kalmazdi. Ciinki, her-
kesi, faiz ile para almaga gotiiren, elbette bir ihtiyacdir. Kimse ihti-
yaci yokken, kendi zararma is gormez ve hakim olan, hamid olan
Allahii tealamn bu emri faidesiz ve liizumsuz olurdu. Allahii teala-
mn kitabi olan Kur'an-i kerime boyle iftirada bulunmak, cok cirkin
bir cesaretdir. Farz-i muhal olarak her ihtiyaci da ozr kabul edersek,
ihtiyac, liizum demekdir. Liizumun da bir mikdari ve derecesi var-
dir. Ziyafet vermek icin faiz ile odiinc almak ihtiyac degildir ve bu-
na zaruret yokdur. Mesela bir cenaze icin yalmz kefen ihtiyacdir,
buyurmuslardir. Onun ruhu icin helva pisirmek ihtiyac degildir, bu-
yurmuslardir. Halbuki onun sadakaya ihtiyaci her ihtiyacin iistiinde-
dir. Boyle olunca, faiz ile para alanlarm ihtiyaclan, ihtiyac olur mu,
olmaz mi ve boyle para ile hazirlanan yemekleri yimek halal olur
mu? Ailenin cok kisi olmasim ve askerligi ihtiyaca behane etmek
ise, miislimanhga yakisacak bir sey degildir. Eger denirse ki, bugiin
halal lokma bulmak miimkin olmuyor. Evet bu soz dogrudur. Fekat,
miimkin oldugu kadar haramdan kacmak lazimdir. Mahsuliin bere-
ketsiz olmamasi icin tarlayi abdestsiz ekmemelidir, buyurmuslardir.
Halbuki bugiin bundan kurtulmak imkansizdir. Fekat, faiz ile para
almamak cok kolaydir. Kur'an-i kerimde ve hadfs-i seriflerde haram
oldugu bildirilen seyleri haram bilmek, halal oldugu bildirilen sey-
-452-
leri de halal bilmek lazimdir. Bunlara inanmayan, kafir olur. Acik-
ca bildirilmeyen halal ve haram ise, boyle degildir. Mesela, bircok
seyler Hanefi mezhebinde haram iken, Safi'ide halaldir. O halde,
ihtiyaci olamn faiz ile para almasi caiz degildir, diyene, (Sus! Hala-
le haram deme! Kafir olursun) denemez. Ciinki onun sozii hakfka-
te yakindir, belki de tam hakikatdir ve ona verilen cevab, tehliike-
lidir. Haram siibhesi olan seyleri terk etmek evladir. Tekrar edelim
ki, ihtiyac dairesi cok genisdir. Eger genis tutulursa faiz almiyacak
kimse kalmaz ve Allahii tealanm faizi haram etmesi, hasa, abes ve
bosuna olmus olur. Kinye kitabi da nihayet ihtiyaci olanm faiz ile
para almasina cevaz vermekdedir. Yoksa herkese degil. ihtiyaci
boyle siibheli yoldan ise, halal yoldan aramahdir ve takva bereke-
ti ile ve ufak bir tesebbiis ile, ihtiyac ortadan kalkar. Mektubatdan
terceme temam oldu.
Ibni Niiceym Zeyn-ul-Abidin Misri "rahime-hullahii teala"
(Esbah) kitabmda, besinci kaidenin sonunda, (Ba'zi ihtiyaclar za-
ruret kabul edilir. Mesela muhtac olanm faiz odeyerek odiinc al-
masi caiz olur) diyor. Seyyid Ahmed Hamevi "rahime-hullahii te-
ala" burayi aciklarken, (Mesela on altin odiinc ahp, her gun belli
mikdar bir seyi faiz olarak oder) diyor. Bundan anlasihyor ki, na-
fakaya muhtac olup, cahsamiyan ve karz-i hasen bulamryan aciz
kimsenin nafaka icin, faiz ile odiinc almasi caiz olur. Fekat, bu hal-
de de (Mu'amele sati$i) yolu ile almahdir. Mesela, on altin ahp,
oniki altm odemekde uyusulunca, on altim ahrken, kalem, defter,
kitab gibi herhangi bir seyi de iki altma satm ahp, oniki altin borc-
lamr. Boyle, fesad ile, bid'at ile karsilasildigi zeman, islamiyyete
uymak icin, ihtiyath yol aramaga, (Hile-i §er'iyye) denir. Aciz ola-
nm, zarurete diisenin, ibadetini kacirmamasi veya haram isleme-
mesi icin (Hile-i ser'iyye) yapmasi lazim olur. islamiyyete uymak-
dan kacmak icin care aramaga (Hile-i batila) denir ki, haramdir.
Tenbih 2: Dar-iil-harbde ya'ni Fransa, italya gibi putlara tapi-
nan kafir hukumetlerin topragmda, kafirlerden, kendi nzalari ile
mal cekmek, mesela onlara faizle odiinc vermek caizdir. Fekat faiz-
le odiinc para almak orada da caiz degildir. Dar-iil-harbdeki bir
bankaya para yatirip, faiz almak, faiz ile odiinc vermek icin banka
ile ortak olmak demekdir. Bu bankadan para cekenlerin hepsi ka-
fir ise, bankaya yatinlan paramn faizini almak halal olur. Bankadan
faiz ile para alanlarm hepsi miisliman ise, bankaya yatinlan paramn
faizini almak haramdir. Bankadan odiinc para alan musteriler,
miisliman ile kafir kansik ise, alman faiz mekruhdur, ya'ni tahri-
men mekruhdur. Kafir mikdan fazla ise, halale yakm tenzihen
mekruh olur. Mekruhdan da sakmmah, faize bulasmamahdir. Ban-
-453-
kaya yatinlan paramn faizini (Mu'amele sati$i) semeni olarak al-
malidir. Peygamberimiz "aleyhisselam": (Faiz yiyenin sahidligini
kabul etmeyin! Eger kabul ederseniz, Allahii teala ibadetlerinizi
kabul etmez. Cema'at ile nemazi terk edenin de, kabul etmeyiniz)
buyurdu. Muhtac oldugu mail satm almak icin, bankadan faiz ile
odiinc para almamali, banka bu mail satm alip, iizerine kar koyarak
bu kimseye taksid ile odemek iizere veresiye satmahdir. (Riyad-un-
nasihin) kitabmda, kirk nev' faiz oldugu misaller ile yazilidir.
ALIS-VERISDE YALAN SOYLEMEK FASLI
117 - Bir kimse, ahs verisinde yalan soylerse, Allahii tealanm
rahmetinden mahrum kalir. Peygamberimiz "aleyhisselam" buyur-
du ki: (Kiyamet giinii Allahii teala hazretleri iic kism insanlara rah-
met nazari ile bakmaz:
1- Ah$ verisinde yalan soyleyerek fahi? tiyatla mal satana.
2- Gelisi giizel her $eye yemin edene.
3- Kendisinde su oldugu halde, baskasina vermeyene.)
118 - Susuz olana su vermeyen insanlara kiyamet giinii, Allahii
teala buyuracak ki, siz benim suyumu kullarimdan esirgediniz.
Simdi, sizden rahmetimi uzak eyledim.
119 - Bir seyi satm alan pisman olup geri getirse, o mah geri al!
Zira, geri almakdan ziyan olmaz. Allahii teala bereketini ihsan bu-
yurur, on mislini verir.
120 - Ey Ogul! Kile, terazi ve arsini yanhs ve hileli kullananlar
hakkmda, Allahii teala, "Miitaffifin suresinde" mealen, (Alip sa-
tarken noksan olcenlere siddetli azab vardir) buyurdu.
121 - Kul hakkmdan kork! Borcun varsa onu odemege cahs.
Bir kurus borcu olamn cenaze nemazim Habibullah kilmamisdir.
O borcu odemedikce, insan Cennete giremez. [Zevce istedigi ze-
man, erkegin (Mu'accel mehri)ni hemen vermesi, onu bosadigi
zeman da, (Miieccel mehr)i ona hemen odemesi lazimdir. Zevc,
zevcesine olan miieccel mehr borcunu ayirmah, oldiikden sonra
zevcesine verilmesi icin vasiyyet etmelidir. Vasiyyet etmedi ise,
oliince miras taksim edilmeden evvel mehrin hepsinin mirasdan
zevcesine hemen odenmesi lazimdir. Zevcesini bosayinca, meh-
rini odemiyen, diinyada habs, ahiretde azab olunur. Zevc mehr
borcunu zekat, fitra ve kurban nisabma katmaz. Zevce nisab hi-
sabina katar. Fekat, nisab mikdari teslim aldikdan bir sene son-
ra elinde kahrsa, yalniz o senenin zekatim verir. Akrabasina ve
emri altinda olanlara din bilgilerini ogretmek de kul borcudur.]
Hadis-i serifde, (Bir ki§i borclu olsa ve vermek azminde olsa, Al-
-454-
lahii tealanm yardinu onunla beraberdir) buyuruldu.
[(Hadika)da, ayak afetlerini anlatirken diyor ki, (Hayvamn ve
kafirin hakki icin de, kryametde azab yapilacakdir. Diinyada halal-
lasilmadi ise, ahiretde kafirin hakkindan kurtulmak daha zor olur.
Hayvan hakkindan kurtulmak ise, bundan da zor olur.) Bunun
icin, Dar-iil-harbde de, kafirlerin mallarina, canlanna, nzlarina do-
kunmakdan cok sakinmahdir. Onlann kanunlarma da uymali, fit-
ne, fesad cikarmamahdir.]
VUCUD EMANETI [NI'METI]
122 - Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem" buyurdu ki:
(£1, insana bir emanetdir, onunla haram olan seyi tutma! Ayagin
sana bir emanetdir. Onun ile haram yere gitme! Tenasiil aleti sana
bir emanetdir, onunla zina etme!) Bunun gibi bedendeki biitiin
a'zalar birer emanetdir. Bu ni'metleri mesru' seklde ve mesru' yer-
lerde kullamrsan, emin kimselerden olur, Cenab-i Hakka karsi tarn
siikr yapmis olursun. Bu emanetleri gayr-i mesru' yerlerde kullanan
insan, Allahii tealaya isyan etmis ve hiyanet etmis olur.
Tenbih: Hastayi tedavi etmek siinnetdir. Tedavmin, ilac ile, sa-
daka vermekle ve diia ile yapilacagi bildirildi. Tecribe edilip,
te'sirlerinin kat'i oldugu anlasilan asilan, serumlan ve rnikrop 61-
diiren ve benzerleri ilaclan kullanmak farz oldugu (ibni Abidin)in
"rahime-hullahti teala", (Hazar ve ibaha) kismmdan anlasilmak-
dadir. (Sular babi)nm sonunda da diyor ki, (Haram olan ilacm
te'siri kat'i ise ve sifa verecek halal ilac yoksa, domuz etinden bas-
ka haram ilacin kullamlmasi caiz olur. Sifa te'siri zanni ise, caiz ol-
maz.) Oruc bahsinin sonunda diyor ki, (Musliman hasta, musliman
tabib bulamadigi zeman, kafir tabibe gidip tedavi olmasi caizdir.
Kafir tabibin sozii ile, ibadetini terk ve tehir etmesi [ve haram olan
ilac kullanmasi] caiz degildir.) (Fetavayi Hindiyye)nin Kerahiyyet
kismmm onsekizinci babmda diyor ki, (Sifamn Allahii tealadan
geldigine inanan hastamn ilac kullanmasi caizdir. ilacdan sifa bek-
lemek caiz degildir. Allahii tealanm sifayi yaratmasi icin, ilaci se-
beb yapdigma inanmak lazimdir. Domuz habis oldugu icin ve insan
muhterem oldugu icin, ikisinin organlarim ilac olarak kullanmak
caiz degildir. Diger hayvanlarm caizdir. ilac kullanmayip olmek gii-
nah degildir. Gida almayip olmek giinahdir. [Te'siri kat'i olan ilac,
gida gibidir.] Faidesi kat'i olan seyleri kullanmamak haramdir. Ka-
dm siitiinii ilac olarak kullanmak caizdir. Kadmm sakiz cignemesi,
sozbirligi ile caizdir. Erkegin cignemesi ihtilafhdir. Hastaya ve
hayvan sokana, sifa icin Kur'an-i kerim okumak veya kagida ya-
zip muska olarak tasimasi yahud tas icinde lslatip, bu suyu icme-
-455-
si, bu su ile, agriyan yeri yikamasi caiz diyen alimlerin sozleri
mu'teberdir. Meshur diialar ile muska ve ilac caizdir. Nazar icin
tiitsii yapmak, kursun dokmek caiz diyenler vardir. Baga, bagceye,
tarlaya, nazar degmemek icin, ba'zi seyler asmak caizdir. Cocuk
olmamasi icin erkegin tedbir almasi caiz olur. Dort ayhk cocugu-
nu aldiran kadm cezalandinhr. Daha once aldirmasi caizdir.)
Siial: Ser'i nikahi bulunan bir ailenin cocugu olmaz ise, (Sun'i
ilkah) ve (Tiib bebek) denilen Usui ile, cocuk olmasma tesebbiis et-
mek caiz midir?
Cevab: Bir erkekle kizin ser'i nikah yaparak, Allahii tealadan
cocuk taleb etmelerini tergib ve tesvik buyuran hadis-i serifler cok-
dur. Cocugu olmiyan zevceynin, Silsile-i aliyyeyi vasita yaparak,
diia etmeleri ve mesru' sebeblere tesebbiis etmeleri lazimdir. Zev-
ceynin menileri alinip, bir tiipe konuluyor. Tiipde ilkah vaki' ol-
dukdan sonra, zevcenin rahmine konuyor. Buna (Sun'i ilkah) ve
(tiib bebek) deniyor. Bunun caiz olacagi anlasilmakdadir. Ancak,
buna zaruret olmadigi icin, bu isi zevceynin kendilerinin yapmala-
n, tabib, hemsfre, ebe gibi yabancilarin, bunlarm avret mahallerini
gormemeleri ve sun'i ilkahm, nikahsiz olan erkekle kiz arasinda
yapilmamasi lazimdir.
Abdiil'Aziz Dehlevi "rahime-hullahu teala" 1386 [m. 1966]
senesinde, Efganistamn Kabil sehrinde basilan farisi tefsirinde,
Bekara suresinin faziletlerini bildirirken diyor ki, Abdullah bin
Ahmed bin Hanbel "rahime-hullahu teala", (Zevaid-i Mus-
ned)inde ve Hakim ile Beyheki "rahime-hiimallahu teala"
(De'avat) kitablarmda, Ubeyyiibni Ka'b "radiyallahii teala anh"
diyor ki, Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" yamnda otu-
ruyordum. Bir koylii geldi. Kardesinin agir hasta oldugunu soyle-
di. (Hastahgi nedir?) buyuruldukda, cin carpmasi dedi. (Kardcsi-
ni buraya getir) buyuruldu. Kardesi gelip oturdu. Resulullah "sal-
lallahii aleyhi ve sellem", su ayetleri okuyup, hastaya iifledi. He-
men iyi olup, kalkdi: Fatiha, Bekara suresi basmdan dort ayet,
(Ve ilahiikum)den bashyarak, (Ya'kdun)e kadar, iki 163 ve 164.
cii ayetleri, Ayetel-kiirsi, (Halidun)e kadar, Bekara suresi sonun-
daki (Lillahi)den bashyan iic ayet, (AM imran) suresinin ($ehi-
dallahii) ile bashyan tek onsekizinci ayeti, (A'raf) suresinin (in-
ne-Rabbekiim) ile bashyan tek ellidordiincii ayeti, (Miiminiin)
suresinin (Fe-tealallahii) ile bashyan tek yiizonaltinci ayeti, Cin
suresinin (Ve ennehu teala) ile bashyan tek uciincii ayeti, Saffat
suresinin basindan on ayet, Hasr suresinin sonunda (Hiivallahii)
ile bashyan iic ayet, (ihlas) ve (Mu'avvizeteyn) sureleri. [Seyyid
Ahmed "rahime-hullahu teala" bu ayetleri tophyarak (Ayat-i
-456-
hirz) risalesi yazmisdir. Ayat-i hirz, (muhafaza edici ayetler) de-
mek olup, arabi (Teshfl-iil-menafi') tedavi kitabimn 1982 ve sonra-
ki tarihlerdeki Istanbul baskisi sonuna, ilaveli olarak yazilmisdir.
Abdest alip, yedi istigfar ve onbir salevat okuyup hastanm sihhati-
na niyyet ederek, giines dogdukdan ve ikindi nemazmdan sonra,
giinde iki def a hasta iizerine okuyup, isaret bulunan yerlerde, has-
taya iifiirmeli, sifa bulunciya kadar [kirk giin kadar] devam etme-
li. Her def asi sonunda, bir Fatiha okuyarak, sevabim Peygamber
efendimizin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ve Behauddm-i Bu-
hari, Ahmed Rifa-i ve imam-i Rabbanmin ruhlanna hediyye etme-
lidir. Bir niisha [Muska] yazip, yamnda tasirsa, sihrden, biiyiiden,
nazar degmesinden korur. Muradi hasil olur. 138. ci maddeye ba-
kmiz!
(Hizb-iil-bahr) okumak da, derdlerden kurtulmak icin pek fa-
idelidir. Bunu Ebiil-Hasen Sazili hazirlamisdir.]
Dariminin (Miisned)inde, Abdullah ibni Mes'ud "radiyallahii
anh" diyor ki, (Evde, Bekara suresi basmdan (Miiflihun)a kadar
bes ayet okundugu gece, seytan o eve giremez.)
Meyyit defn edilince, bas tarafmda, Bekara suresinin basini,
ayak tarafmda sonunu okumak emr olundu.
Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Bir evde, $u otuziic ayet okundu-
gu gece, yirtici hayvan ve e§kiya, diisman, sabaha kadar canina,
mahna zarar yapamaz: Bekara basindan bes ayet, Ayetelkiirsi ba-
smdan (Halidun)e kadar tie ayet, Bekara sonunda (Lillahi)den su-
re sonuna kadar tic ayet, (A'raf) suresinde (inne Rabbekiim)den
(Muhsinin)e kadar, ellibesden i'tibaren iic ayet, (isra) suresi so-
nundaki (Kul)den iki ayet, Saffat suresi basindan (Lazib)e kadar
onbir ayet, Rahman suresinde (Ya ma'$erelcin)den (Fe iza)ya ka-
dar iki ayet, Hasr suresi sonunda (Lev enzelna)dan sure sonuna
kadar, Cin suresinde basindan ($atata)ya kadar dort ayet.)
Yedi kerre Fatiha okuyup, derd, agn olan uzva iiflenirse, sifa
hasil olur. (Tefsir-i Azizi)den terceme temam oldu.
Abdullah-i Dehlevi "rahmetullahi aleyh", yiizonyedinci mektu-
bunda buyuruyor ki, (Her isde, Piran-i kibarm ervah-i tayyibesini
vasita yaparak, Allahii tealaya iltica ve diia etmelidir. [Bunun icin
(Silsile-i aliyye)yi okumahdir.] Bunlarm vasitasi ile, dini ve diinye-
vl muradlan ihsan eder.) (Silsile-i aliyye), (Se'adet-i Ebediyye) ve
(Eshab-i Kiram) kitablarmda yazihdir. Ayet-i kerimenin ve dtiamn
te'sir etmesi icin, okuyamn Ehl-i siinnet i'tikadmda olmasi, kul
hakkmdan sakmmasi, haram ve habis sey yimemesi ve okunan
kimseden karsihk istememesi sartdir.
[Ilac almak, ayet-i kerime ve diia okumak, iiflemek ve yamnda
-457-
tasimak, insamn omriinii uzatmaz, oliime mani' olmaz. Eceli gecik-
dirmez. Omrii olanm dertlerini, agnlarmi giderip, sihhatli, rahat ve
neseli yasamasma sebeb olurlar. Kalb nakli ve beyin, bobrek, ciger
gibi ameliyatlar, asilar, serumlar, oliime mani' olmaz. Omrii olan-
lara faideli olur. Eceli gelen cok kimsenin ameliyat esnasinda 61-
diiklerini bilmiyen yokdur. Diiamn kabul olmasi icin, istenilen se-
yin sebebine yapismak lazimdir. Allahii teala, herseyi sebeb ile ya-
ratir. Tedbir almak, sebebi aramak lazimdir. Diia edince, Allahii
teala sebebe kavusdurur ve sebebde te'sir, kuvvet yaratir. Evliya-
ya, sevdiklerine sebebsiz de verir. Buna (keramet) denir. Sebebe
yapismadan diia etmek, Allahii tealamn adetine uymamak olur.
Diia, Allahii tealadan birsey istemek demekdir. Diia, iki dtirlii-
diir: 1- Lafzi diia, 2- Fill diia.
1- Lafzi diia, Allahii tealadan lafz ile, soz ile istemekdir. Bu dii-
amn kabul olmasi icin sartlar vardir. Bu sartlar, diia edenin miisli-
man olmasi, ihlas sahibi olmasi, nemazlarma devam etmesi, fasik
olmamasi, ya'ni haram islememesi, iizerinde kul hakki bulunma-
masi gibi seylerdir. Bu sartlar bulunmryanlarm diialan kabul olmi-
yor. Sikmti icinde yasiyorlar.
2- Fill diia, istenilen seyin sebebine yapismakdir. Allahii teala,
herseyi, bir sebeb ile yaratmakdadir. Allahii tealadan birsey iste-
yenin, bu seyin yaratilmasina sebeb olan seyi yapmasi lazimdir.
Mesela, bir yeri agnyanm, agri kesici bir ilac kullanmasi lazimdir.
Bu ilaci kullanmasi, fi'li diia etmek olur. Fill diiamn kabul olma-
si icin, sebebin te'sirinin kat'i olmasi, iyi bilinmesi lazimdir. Lafzi
diia ile fill diia birbirine uygun degilse, fi'li diia kabul olur. Miis-
limamn, iyi ve caiz olan seylerin sebeblerini bilip, diia icin, bu se-
bebleri yapmasi lazimdir. Bu sebebler yapihnca, Allahii teala, is-
tenilen seyi yaratir. Ciinki, sebebleri yapilan seyi yaratmasi, adeti-
dir. Ac olanm birsey yimesi, fill sebebe yapismak, fill diia etmek
olur. (Diia ediniz, kabul ederim) buyurulmasi, fill diia etmegi emr
etmekdedir.]
123 - Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki,
(Bir kisi geldi, Lokman hakim hazretlerine sordu:
- Ya Lokman! Sen bu mertebeye nasil eri$din?
Lokman hazretleri buyurdu ki: Ben bu mertebeye iic $eyle eri$-
dim:
1- Emaneti yerine vermekle,
2- Dogru soylemekle.
3- Malaya'niyi [ya'ni faidesiz sozii] terk etmekle.)
124 - Mti'minun suresinin sekizinci ayetinde mealen, (Emanet-
-458-
leri giizelce kullamp, yerli yerine ffa edeni, korkdugundan em in ki-
hp, Cennetime koyanm) buyuruldu.
Tenbfli: Kitabm cesidli yerlerinde, insani Allahii tealamn rah-
metine kavusduracak diialar, iyi isler yazilidir. Bunlar oviilmekde,
yapilmalan tesvfk edilmekdedir. Unutmamah ki, Ahiretde Allahii
tealamn rahmetine kavusabilmek icin, iman ile olmek lazimdir.
Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde acik bildirilenlere uygun
imam olmiyan ve haramlardan sakmmaga ve islamm bes sartim
yapmaga ehemmiyyet vermiyen kimse rahmete kavusamaz. Ehl-i
siinnet i'tikadmda olmiyana (Bid'at ehli) denir. Bunun yapdigi iba-
detleri sahih olup da, borcdan, azabindan kurtulur ise de, va'd edil-
mis olan sevablarma kavusamaz. Ahiretde, diinyada yapmis oldu-
gu iyiliklerin, hayrat ve hasenatimn karsihgma kavusamiyacakdir.
Diinyadaki iyiliklerinin karsiliklarma kavusmak istiyenin, hemen
tevbe etmesi, imanini diizeltmesi lazimdir.
125 - Hak teala buyurur ki, ey kulum, ben acikdim, beni doyur-
madin. Kul cevaben der ki: Ya Rabbi! Biitiin alemleri doyuran
sensin! Ben seni nasil doyurabilirim? O zeman cenab-i Hak buyu-
rur ki, falan fakir kulum ac idi, sen ise bol bol rizklar icinde yiizii-
yordun. O fakir kulumu doyursaydm, benim nzami kazanmis ola-
cakdm. Yine Allahii teala buyurur ki, ey kulum, ben susamisdim.
Bana nicin su vermedin? Kul aym seklde: Ya Rabbi! Biitiin alem-
lere su veren sensin, benim seni sulamaga kudretim var midir? Al-
lahii teala buyurur ki, falan kulum susamisdi, eger onu sulamis ol-
saydin, benim sevgi ve muhabbetimi kazanmis olacakdm. Yine bu-
nun gibi, ciplak olam giydirmek icin bu siial-cevab varid olur. Yine
bunun gibi, ben hasta idim de, benim hal ve hatinmi gelip sorma-
dm. Ya Rabbi, seni nasil ziyaret edebilirdim? Allahii teala buyurur
ki, falan kulum hasta idi, onu ziyaret edeydin, orada benim nzami
bulacakdm.
Ni'METLERE SUKR FASLI
126 - Hak teala hazretleri buyurdu ki: (Ya Musa! Bir kimse
kendine verdigim ni'meti benden bilip kendinden bilmezse,
ni'metlerimin siiki liiiii eda etinis olur. Bir kulum rizkmi kendi ca-
hsmasi ile bilip, benden bilmez ise, ni'metin siiki iinii eda etmemis
olur.) Insanlara layik olan, her zeman kendisine verilen nzklari
Allahii tealadan bilmekdir. Buna, (Hamd etmek) denir. Ve bun-
lara mukabil gece giindiiz siikr ve tesbih ile tahmid eylemekdir.
Musa aleyhisselam bu kelamlan isitince, (Ya Rabbi! Biitiin ke-
lamlarm hakikatdir) dedi.
-459-
BAYRAM FAZILETI
127 - Bayram giinii aile, coluk cocuk ve yakm akrabana giizel
ve giiler yiizliiliikle muamele eyle! Ramezan aymda ayirmis oldu-
gun zekatim, bayram giinlerinde fakirlere ver! Oruc tutamiyan, fit-
rasmi verir (Feyziyye). [Sadaka-i fitrim bir kisi icin yarim sa' bug-
day olarak hesab edip, kendinin ve fitra nisabma malik olmiyan
kiiciik cocuklarimn fitralanni bugday olarak veya kiymeti kadar
altm, giimiis, musliman fakirlere bayramm birinci giinii bayram ne-
mazmdan evvel ver. Nemazdan sonra ve Ramezanda vermek de
caizdir. [(Tergibiissalat) da ve (Ni'met-i islam) da diyor ki, (Zekat
nisabi mikdari kadar her nev' mall bulunan kimseye zengin denir.
Bayramm birinci giinii, fecr tulu' ederken zengin olan miislimamn
fitra vermesi vacib olur. Bu vaktden once vefat eden veya fakir
olan kimsenin ve sonra iman eden veya dogan ve zengin olanm
vermesi vacib olmaz. Once iman edenin ve sonra fakir olanm fitra
vermesi lazimdir. Bayram nemazmdan evvel vermek efdaldir. Ni-
saba malik oldukdan sonra, sene dolmadan fakir olanm, zekat ver-
mesi ise, afv olunmakdadir. Sadaka-i fitr vermek, safi'ide, Rame-
zamn son giinii, giines gurub ederken vacib olur.)] Sa' (8) ntl mer-
cimek alan bir hacm olciisiidiir. Bir ntl 130 dirhem veya 91 miskal-
dir. Bir miskal hanefide 4,8 ve safi'ide 3,45 gramdir. Yarim sa' bug-
day hanefide 1748 gramdir. Safi'ide bir sa' 694 dirhem veya 1680
gramdir. Bir dirhem-i ser'i, hanefide 14 kirat veya 3,36 gramdir. Sa-
fi'ide, 16,8 kirat veya 2,42 gramdir. Bir kirat, hanefide 0,24 gram,
safi'ide 0,144 gramdir. Bir Osmanh altim 1,5 miskal, 7,2 gramdir.
Kurban nisabi, fitra nisabimn aynidir. Bu nisaba, her nev' mal da-
hil olur.]
128 - Ilm meclisine gitmenin fazilet ve derecesi cok biiyiikdiir.
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Bir kimse din
alimlerinin ve salihlerin [ya'ni islamin bes sartim devam iizere ya-
panlarm] yanina gitse, her bir adimina Hak teala, kabul olmiis na-
file bir hac sevabi ihsan eder. Zira, alimleri ve salihleri Hak teala
sever. Allahii tealamn evi olsaydi, bu kimse o evi ziyaret eylesey-
di, ancak bu sevabi kazamrdi.)
129 - Peygamber "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimiz buyur-
du ki: (Ya alim, ya miiteallim [ya'ni talebe] veyahud bunlari dinle-
yici ol! [Kitablarim oku!] Bu iiciinden olmayip dordiincusiinden
olursan, [ya'ni hicbirinden olmazsan] helak olursun.) [ilmihal kita-
bi okumayan dinini ogrenemez. Dinini ogrenmiyenin dini, imam
gider. Din diismanlannm yalanlarma aldamp kafir olur.]
130 - Birbirine dargin olanlan bansdirmaga cahs! Hazret-i Mu-
-460-
sa aleyhisselam, Allahii tealaya sordu: Ya Rabbi! Birbiri ile dar-
gm olan iki kisiyi bansdiran ve Senin rrzam bulmak icin zulm et-
meyen kimseye ne ecr verirsin? Hak teala buyurdu ki, (Kiyamet
giiniinde onlara selamet verir, korkdugu seylerden cmin eder,
umdugu §eylerle §ereflendiririm.) Rivayet edilir ki, Musa aleyhis-
selama cenab-i Hak sordu: (Ya Musa, sana Peygamberlik verme-
me sebeb olan §eyi biliyor musun?) Musa aleyhisselam hayir de-
di. Hak teala buyurdu ki, (Sen birgiin koyun bekliyordun. Bir ko-
yun siiriiden aynlarak kacdi. Sen onu siiriiye katmak icin arka-
sindan yiiriidiin. Bir hayli yol gitdin. Hem sen ve hem de koyun
yoruldu. Nihayet koyunu yakaladigm zeman, koyunu tutup §6y-
lece hitab eyledin: Ya koyun, ne zorun vardi da, boylece hem
kendini ve hem de beni zahmete sokdun ve her ikimizi de yor-
dun? Halbuki, o amiida son derece yorgun ve hiddetli idin. Iste,
o hiddetli ve gazabh zemamnda hirsim yenip rifk ile [ya'ni giizel-
likle] muamele etdigin icin, sana Peygamberlik derecesini ihsan
eyledim.)
131 - Fakirlere merhamet ile muamele eyle! Zenginlere ise zen-
ginlikleri icin tevazu' gosterme! Din diismanlarim, islamiyyeti be-
genmeyenleri, nemaz kilmayanlan sevme ki, kiyamet giiniinde se-
lamet ve se'adet bulasin.
Bir cocuk gordiigiin zeman, bunun giinahi yokdur, benim giina-
him vardir. Binaenaleyh bu cocuk benden daha faziletlidir. Bir
yasli miisliman gordiigiin zeman, bu benden daha fazla ibadet ey-
lemisdir, binaenaleyh benden daha faziletlidir. Bir islam alimi go-
rtince, ben cahilim, bu benden ziyade alimdir, oyle ise, benden da-
ha faziletlidir. Bir cahil goriince, bu bilmeden giinah isler. Fekat
ben bilerek islerim, oyle ise, bu benden efdaldir. Bir kafir gorsen,
olur ki, diinyadan iman ile gider. Benim imanla gidip gitmeyece-
gim ise, belli degildir. Su halde, benden daha faziletlidir diye dii-
stinmelisin! Miislimanlara karsi kibr yapmazsan, Hak teala indin-
de yiiksek derecelere vasil olursun.
132 - Peygamberimiz "aleyhisselam": (O kimseye bakma ki,
dinde senden asagidir, zfra kendini begenip, helak olursun. Dinde
senden yukarisina bak ki, senden hayrhdir. Mali cok olana bakma
ki, Allalun kismetine gazab edersin. Su kimseye bak ki, yiyecegini
zahmet cekerek aim teri ile hazirlar, o zeman da, Hak tealamn sa-
na verdigi ni'mete siikredersin) buyurdu.
133 - Peygamberimiz "aleyhisselam" buyurdu ki, (Bir kimse-
nin diinyasi selametli olursa, dini eksik olur.) [Ya'ni, dtinya lez-
zetlerine kavusmak icin, islamiyyetin disma tasan kimse, ahiret
lezzetlerine kavusamaz.] Yine buyurdular ki, (Ya Eba Hiireyre!
-461-
Islamiyyetden cikana dogru yolu goster, cahile ilm ogret ki, sana
sehidlik mertebesi verilir.) [Cocuklarma Ehl-i siinnet i'tikadim,
farzlan, haramlan ogretmeli, tamdiklara din kitabi vermelidir.]
134 - Cok mal ve mevki' sahibi olunca, kalbini karartip Allahii
tealayi unutma ve malma, riitbene giivenip de, ibadetden geri kal-
ma! Mali az olan, daha fazla Allahii tealayi hatirlar ve Ona daha
fazla baglanir.
Tenbfli: Miislimanlikda cok mal ve mevki' sahibi olmak fena
degildir. Alkollii ickileri satmakla ve calgi, sarki iicreti ile ele gecen
ve sirkat, yalan, gasb, riisvet ve faiz ile toplamlan mallar, paralar,
az olsalar da, habisdir. Bunlan kullanmak haramdir. Halaldan ka-
zamlan ve zekati verilen mal, para, ne kadar cok olursa olsun,
makbuldiir. Cenab-i Hak, Kur'an-i kerimde, halal olan mah hayr
diye ismlendirmisdir.
imam-i Gazali "rahime-hullahii teala" (Kimya-i se'adet) kitabi,
iiciincii fashnda buyuruyor ki: Kendini ve ailesini ve cocuklanm
kimseye muhtac etdirmeyecek kadar calisip halalden kazananlara
cihad sevabi verilir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem"
bir sabah oturmusdu. Sahabeden, kuvvetli bir gene, erkenden diik-
kanma dogru gecdi. Birisi, (Yaziklar olsun buna ki, Allah icin bi-
raz burada sizi dinlemeyip gecdi) deyince, (Boyle soyleme! Eger
kendini, ana-babasim ve ehl ve evladim muhtac etmemek icin git-
di ise, Allah yolundadir. Eger zfnet icin, zengin olup muslimanlara
gosteri? niyyetinde ise, Cehennem yolundadir) buyurdu. Bir hadis-
i serifde, (Dogru olan tiiccar, kiyametde siddiklarla ve sehidlerle
beraberdir) ve bir kerre de, (Allahii teala, san'at sahibi mii'mini se-
ver) buyurdu.
Bir kimse, Ehl-i siinnet alimlerinin "rahime-humullahu teala"
meclisine kirk gun devam eylese, kalbi nurlamr. Ciinki, islamiyye-
tin emr etdigi ilmler kalbin lsigidir. [ilmi olmiyan kimse, seytana ve
islam diismam olan kimselere ve gazetelerine aldamr. Ehl-i siinnet
i'tikadmda olmiyan din adamlanmn yazilanm okuyamn kalbi ka-
ranr.] Allahii teala, sana fazla mal verirse bahil olma! Din ugruna
sarf et! Halis miislimanlarm yazdigi dogru ilmihal kitablanni al,
dagit! Cihad sevabma kavusursun. Peygamberimiz "aleyhisselam"
birgiin, (Ya Eba Hiireyre! Mii'minlerin biiyiigii, benden sonra o
kimsedir ki, Allahii teala ona mal verir, o da gizli ve asikare Hak
yoluna harcar ve yapdigi iyilikleri kimsenin basina kakmaz) buyur-
du.
135 - Mahlukatin hepsine merhamet eyle! Peygamberimiz
"sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Yer yiiziindeki mevcu-
data merhamet eyleyin ki, goklerdeki mahlukat size merhamet ey-
-462-
lesin. Sitltliklarin nisam odur ki, sadaka vcrirkcn gizli verir, bir be-
laya ugradigi zeman, bagirip cagirmaz, kimseye sikayet eylemez ve
o belayi herkesden gizler ve bir giinah isletligi zeman ardindan he-
men sadaka verir ki, giinahina keffaret olsun.)
136 - Fazla konusma, kimse ile miinakasa etme! Her zeman su-
kut etmege devam eyle ki, iki cihanda selamet bulasin. Hak teala
hazretlerini cok zikr edersen, kalbin olmez ve seytana da galib gel-
mis olursun. Hak teala hazretlerini cok zikreyleyenlerin kalblerine
hikmet akar.
137 - Peygamberimiz "aleyhisselam" Ebu Hiireyreye "radiyal-
lahii teala anh" buyurdu ki, (Bir kimse Hak teala hazretlerine Nuh
aleyhisselamin omriince ibadet eylese, kendisinde iic haslet bulun-
mayinca yapdigi ibadetden bir faide edinemez.)
1- Ilmi ile amel etmek.
2- Yidigi yemegin halal olmasi ve halali da israf etmemesi.
[Besmelesiz kesilen hayvanlar ve kitabsiz kafirlerin [miisriklerin]
kesdikleri necsdir. Bunlan yimek haramdir. Bunlan Besmele ile
kesen de bulundugu takdirde, satm alinan etin Besmelesiz kesildi-
gi kat'i bilinmedikce, yimesi halal olur. Bahk tutanm musliman ol-
masi ve Besmele ile tutmasi sart degildir.]
3- Allaha asi olmakdan kacmmak. [Ehl-i siinnet i'tikadmi og-
renmiyen, imam bunlara uygun olmiyan ve haramlan ve farzlan
bilmiyen ve bunlara uymayan kimse, Allahii tealaya asi olur.]
Tenbih: Allahii tealaya asi olmak, ya'ni haram islemek insani
diinyada ve ahiretde felakete gotiiriir. Haramlardan en buyiigii
Ehl-i siinnet i'tikadmi bilmemekdir. ikincisi nemaz kilmamakdir.
Ucunciisii icki icmekdir. (Enisiil-vaizin) kitabi onuncu meclisin-
de diyor ki: Serab ve serhos eden her icki haramdir. Peygambe-
rimiz "sallallahu aleyhi ve sellem": (§erab icmek, biiyiik giinah-
larin en biiyiigii ve biitiin f'eiiahklarm ve giinahlarin anasidir) ve
(Biitiin f'enahklar bir yere toplanmisdir. Bu yerin kilidi zina,
anahtari scrabdir ve biitiin iyilikler bir yerde toplanmisdir. Bu
yerin kilidi nemaz, anahtari abdest almakdir) ve (Allahii tealayi
seven ve Kiyamete inanan kimse, icki icilen yerde oturmasin) ve
(Serabi yapmak, iizumiinu sikmak, tasimak, dagitmak, satmak ve
icmek, giinahda beraberdir ve bunlarin nemazlarina, oruclarina,
haclarina, zekatlarina ve sadakalarina sevab verilmez. Meger ki
tevbe ederler) ve (Hurma §erabi da haramdir) ve (Uziim §irasi
taze olup degi§memi§ ise halaldir) buyurdu. (Buhari-yi §erif) ve
(Miislim)de Ebu Musa "rahime-hullahii teala" buyurdu ki, (Bal-
dan ve arpadan yapilan ickiler ve serhos eden her icki haramdir.)
-463-
imam-i Muhammed "rahime-hullahu teala", (Cok icilince serhos
eden ickinin azi da haramdir) buyurdu. Fetva da bunun iizerinedir.
Baska ilac varken, bunlan ilac olarak icmek de haramdir. Haric-
den kullanmak caiz ise de, necsdirler, ucmakla temizlenemez, yika-
mak lazimdir. [(El-fikhii alel mezahibil-erbe'a) kitabmda diyor ki,
(Serhos eden sivilann hepsi, dort mezhebde de serab gibi galiz, fe-
na necasetdir. Hanefide avuc ici yiizeyinden fazlasi ile, diger uc
mezhebde gorlilebilen az mikdan ile kilman nemaz sahih olmaz.
Safi'ide ve hanefinin bir rivayetinde, ilac ve kolonya yapmakda
kullamlan mikdan, cok olsa da afv edilmis olup, nemazm sihhatine
mani' olmaz.)] Esrar, afyon, eroin gibi uyusdurucu seyleri keyf icin
yimek, icmek haram olup, tedaviicin caizdir. Enis-iil-vaizinin kela-
mi temam oldu. 380. ci sahifeye bakimz!
Sigaraya gelince, ibni Abidin "rahime-hullahu teala" (Diirr-iil-
muhtar) serhinde buyuruyor ki, (Tiitiine halal ve haram diyenler
oldu. Allahii teala, her seyi halal edip sonra, haramlan bunlardan
ayirmisdir. islamiyyetin haram demedigine, kimse haram diyemez.
Tutiin zatinda mubah ise de, sogan gibi tabi'aten mekruhdur.) Sa-
fi'i ulemasi tutunil nafakadan addetmisdir. O halde, az mikdarda
tiitiin icmege haram diyen yanihyor. israf baskadir. O zeman gaze-
te parasi da israf ve haram olur. Doydukdan sonra yimek de ha-
ramdir.
Ibni Abidin (El-ukud-ud-diirriyye) kitabmm sonunda, tiitiin ic-
mek haramdir diyenlerin soziinii red etmekde, tutiiniin mubah ol-
dugunu vesikalarla isbat etmekdedir. Bu fetva kitabmm son kismi,
1977 senesinde istanbulda, Hakikat Kitabevi tarafindan (El-habl-
iil-metin) kitabmm sonunda basdinlmisdir.
Muamelatda, kafir, fasik soziine inanmak caizdir. ibadetlerde,
yalmz adil olan miislimana inanihr. Adil mi, fasik mi belli degilse,
zann-i galib ile amel olunur. islam diismanlarmm yaldizh, oksayici
yalanlanna aldanarak, ibadetleri degisdirmemelidir.
Radyoya gelince: Radyo, sinema, televizyon ve kitab ve gaze-
teler nesr aletleridir ve propaganda vasitalandir. Mesela tabanca
da bir aletdir. Bir kimse, tabancasini bir gaziye verirse, gazi cihad
ederken, o kimse de sevaba girer. Yok eger bir sakiye, yol kesi-
ciye verirse, bu saki cinayeti islerken, o kimse de giinaha girer.
Aym tabanca, insam hem sevaba, hem giinaha sokdugu gibi, rad-
yo, sinema ve gazeteler, miislimanlar tarafindan idare edilip, yal-
mz iman, ibadet, ilm, ahlak, san'at, ticaret gibi Allahii tealamn
emr ve miisaade etdigi seyleri bildirirlerse, caiz ve sevabdirlar.
Yok eger bunlar kafirlerin, miirtedlerin elinde olup da, dinsiz-
lik nesriyyati yapar, muslimanhkla alay eder ve bunlarda bid'at
-464-
veya haram seyler bulunursa, bunlan almak, dinlemek, bakmak ve
okumak, bunlara gitmek, para vermek haramdir. Bir musliman,
evladini da bu haramlardan muhafaza etmelidir. Sikmti gidermek
icin kendi kendine teganni gunah degildir. Peygamberimiz "sallal-
lahti aleyhi ve sellem" Kur'an-i kerim okurken, cenaze goturur-
ken, harb ederken, va'z ederken bagirmagi kerih gortirdii.
Tekkelerde bagrrmak cagirmak haramdir. Evvel zemanda boy-
le bagirmazlardi. Celaleddm-i Rumi "rahime-hullahli teala" ney
calmadi, raks etmedi, donmedi. Bunlan, sonradan cahiller uydur-
du. Hikmet [ya'ni fen ve san'at ve faideli seyler] ve nasihat bildiren
si'rler yazmak ve sesle okumak halaldir. Sehvete aid si'rler oku-
mak haramdir. Bunlan okumak kalbde nifak yapar. Uflemekle,
vurmakla, temas veya tel ile caiman biitiin calgilan calmak, dinle-
mek ve dinlemege gitmek haramdir. Peygamberimiz "sallallahii te-
ala aleyhi ve sellem" calgi caiman bir yere tesadiif etdiginde, mii-
barek parmaklanm kulaklarma tikadilar. [Kur'an-i kerimi, mevli-
di, ezam ve ilahileri calgi calarken okumak veya calgi aletleri ile
okumak kiifrdur.] Haram bulunan si'rleri okumak mekruh, tegan-
ni ile okumak ve fuhs olanlan okumak haramdir. Hamam borusu,
sahur davulu calmak halaldir.
138 - Ibadetleri, mesela Kur'an-i kerimi, mevlid, ezan okumagi,
imamhgi, diiayi para karsihgi yapmak, bunlarda pazarhk etmek ala-
na da, verene de haramdir. Bunlan Allahii tealamn nzasi icin yap-
mah, hediyye verilirse, kabul etmelidir. Hediyye veren hasis olma-
mah, cok vermelidir. Ne kadar cok verirse, o kadar sevabi cok olur.
Diinya isleri icin cok verip, Allahii tealamn nzasi icin az vermekden
daha fena bahillik, hasislik olmaz. imam, muezzin ve diger ilmiyye-
nin ihtiyaci Beyt-iil-malden te'min edilir. Nisaba malik olsalar bile,
ilm ogrenen ve ogretenlere zekat ve usr vermek efdaldir.
[(Mektubat-i Ma'sumiyye) ikinci cild, 36. ci mektubunda diyor
ki, (Farz ve siinnet olan amelleri, zikri, hayrati, hasenati ve diia,
ayet-i kerime okumagi sevab kazanmak icin yaparken, kimseden
izn almaga liizum yokdur. Bunlan, sifa icin, bir ihtiyacm hasil ol-
masi, bir miiskiilun hal olmasi icin okurken, te'sfr etmeleri, miirsi-
din, tistadm izn vermesine baghdir.) [Miirsidlerin kitablarmdan og-
renip okumak, izn almak olur.] imam-i Rabbani, iiciincii cild 25. ci
ve 34. cii mektublarmda buyuruyor ki, (Zikr etmek cok sevabdir.
Fekat, kalbi tathir etmesi icin, zikri izn ile yapmak lazimdir.) izn
alan, izn verenin vekili olur. Bunun okumasi, vekil edenin okuma-
si gibi te'sirli, faideli olur.]
ibni Abidm buyuruyor ki: (Biiyiiklerin giymeleri ve icmeleri
ve yimeleri haram olan seyleri cocuklara giydirmek, yidirmek ve
- 465 - Islam Ahlaki - F:30
icirmek de haramdir. Abdest havlusu ve burun mendili kullanmak
giinah degildir. Kur'an-i kerim ile ve diia ile olan miskalan yapmak
ve kullanmak caizdir ve insani korurlar. Kur'an-i kerim, maddi ve
ma'nevi her derde sifadir ve her harfi mubarekdir ve muhteremdir.
Insanlara, hayvanlara ve esyaya nazar deger.)
139 - Takvamn en yiiksek mertebesi Allahii tealanm farz eyle-
digini isleyip, haram kildigim terk etmekdir.
140 - Mii'min kardeslerini sevindirmege cahs! Zira Peygambe-
rimiz, (Bir kimse, bir mii'min kartlcsini sevindirirse, Hak teala o
kimsenin kalbini kiyamet giiniinde ferahlandinr) buyurdu. Yine,
(Bir kimse, bir ma'sum cocugu sevindirirse, Hak teala o kimsenin
sirkden baska gecmis giinahlarim afv eder) ve (Her kim diinyada
bir mii'min kardesinin isini goriirse, Hak teala, o kimsenin yetmis
isine kolayhk ihsan buyurur. O yetmis isin on danesi diinyada, alt-
mis danesi kiyamet giiniindedir. Bir kimse, bir mii'min kardesinin
aybim kapatirsa, Allahii teala o kimsenin biitiin ayblarim kiyamet
giinii kapatir!) buyurdu.
141 - Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (in-
samn isledigi hayrh amel daimi olmah, daimf olarak islenen amel,
insani maksadina ulasdinr.)
ZUHD VE TAKVA FASLI
142 - Daima ziihd ve takva iizere bulun! Yahya ibni Muaz "ra-
hime-hullahu teala" [258 de Nisapurda vefat etdi] buyurdu ki,
ziihd demek, diinya zinetini terk etmekdir. Zira Peygamberimiz
buyurdu ki, (Diinyayi sevmek, biitiin hatalarin baslangic noktasi-
dir. Diinyadan kendini sakinan kimseler, zahitl olanlardir.)
143 - Habibullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki,
(Ummetim iic seyi sever, fekat o iic sey onlarin degildir:
1- Viicuddaki cam sevmek,
2- Mali sevmek,
3- Diinyayi sevmek.) [Diinya, arabibir kelimedir. Fen ilminde
(en yakin sey) demekdir. Erd kiiresi, giinesden, aydan, yildizlar-
dan daha yakin oldugu icin, Erd kiiresine diinya denir. Kryamet-
den onceki zeman, kiyametden sonraki zemandan daha yakin ol-
dugu icin, birincisine (Diinya hayati), ikincisine (Ahiret hayati)
denir. Diinya kelimesinin din bilgisindeki ma'nasi, (En zararh,
fena sey) demekdir. Kiifre sebeb olan seyler, haramlar, mekruh-
lar, diinya demekdir. Mubahlar, ahkam-i islamiyyeye uymaga
mani' olunca, diinya olurlar. Muhabbet, sevmek, hep beraber ol-
magi istemek, beraber olmakdan zevk, lezzet duymak demekdir.
-466-
insan sevdigini hie unutmaz. Muhabbetin yeri kalbdir. Kalb, yiirek
dedigimiz et parcasmda bulunan bir kuvvetdir. Bu kuvvete goniil
diyoruz. Birseyi ogrenmek, akl ile olur. Akl, dimag, beyin dedigi-
miz et parcasmda bulunur. Kiifrii, haramlan, mekruhlan sevmek,
begenmek kiifr olur. Farzlan, siinnetleri, begenmemek de kiifr
olur, diinya olur. Miisliman olmak icin, diinya sevgisini kalbden ci-
karmak lazimdir. Diinyayi hatirlamagi da kalbinden cikarana (Sa-
lih) miisliman denir. Diinya olsun, mubah olsun, ma-sivamn, ya'ni
Allahii tealadan baska herseyi hatirlamagi kalbinden cikarmaga
(Fena-fillah) denir. Buna kavusan miislimana (Veil) denir. (Evli-
ya) denir. Evliya, herseyi ogrenir, bilir. Ahkam-i islamiyyeye uy-
makda, diinya islerinde akhm kullamr. Hesabim yapmakda,
san'atmda, ticaretinde hie hata yapmaz. Fekat, akhndaki diisiince-
ler, kalbine sirayet etmez, bulasmaz. Diinyayi hatirlayan kalb has-
tadir. Kalbin temiz olmasi, diinya dedigimiz seyleri sevmekden, ha-
tirlamakdan kurtulmasi demekdir. Kalb hastahgimn ilaci, islamiy-
yete uymak ve Allahii tealayi cok zikr etmek, ya'ni ismini ve sifat-
larini hatirlamak, kalbe yerlesdirmekdir. Miirsid-i kamilin sohbeti
veya kitablanm okumak, bu tedaviyi kolaylasdinr. Bu sohbete, bu
kitablara kavusmak, diinya ve ahiret se'adetlerine kavusmaga se-
bebdir. Bu tedaviye faidesi olmiyan sohbetin ve kitablarm, taklid,
sahte, zararh oldugu, felakete sebeb olacagi anlasihr.] Halal yoldan
gelen ve zekati verilen seyler ve israf edilmeyen mubahlar diinya
sayilmaz. Mai kendinin degil, sen oldiikden sonra veresenindir. Sen
de giinahlarla beraber gidersin.
144 - Insanm omriintin uzun, rizkmm bol olusu, Allahii teala ta-
rafmdan bir imtihandir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sel-
lem" buyurdu ki, (Ya Eba Hiireyre! Allahdan baska hie bir seye
iimmitl baglama! Allaha tevekkiil eyle! Bir arzun varsa, Allahii te-
ala hazretlerinden iste! Allahii tealamn adet-i ilahiyyesi soyle cart
olmusdur ki, her seyi bir sebeb altinda yaratir. Bir is icin sebebine
yapismak ve sonra Allahii tealamn yaratmasim beklemek lazimdir.
Tevekkiil de bundan ibaretdir.)
Biitiin yer gok varhklan bir araya gelseler, Allahii teala hazret-
leri murad etmedikce sana zerre kadar bir fenahk yapamazlar.
(Fetava-yi Hindiyye)de besinci cild, 379. cu sahifede diyor ki,
zelzele olunca evden cikmah, acik yere gitmelidir. Resulullah "sal-
lallahii aleyhi ve sellem", yolda egri divarin oniinden kosarak gec-
di. Allahii tealamn kaza ve kaderinden mi kaciyorsun dediklerin-
de, (Allahii tealamn kazasindan, yine onun kazasina kaciyorum)
buyurdu.
145 - Kabrde siial meleklerine soyle cevab vereceksin:
-467-
Rabbim Allahii teala, Peygamberim hazret-i Muhammed aley-
hissalatu vesselam, dfnim, din-i islam, kitabim Kur'an-i azfm-iis-san,
kiblem Ka'be-i serif, i'tikadda mezhebim Ehl-i siinnet vel-cema'at,
amelde mezhebim, imam-i a'zam Ebu Hanife mezhebidir. [Kryamet
giinii insanlarm, tabi' olduklan mezheb imaminm ismleri ile cagn-
lacaklan, mesela (Hanefiler geliniz! Siinniler geliniz!) denilecegi
(Ruhiil beyan) tefsfrinde isra suresinin 71. ci ayetinde yazilidir.]
Bunlan simdiden ezberle ve cocuklanna da ogret!
Halal lokma yimekle ve haramdan sakmmakla viicudunii te-
mizle! Kalbinde miislimanlara diismanlik beslememekle ve kimse
icin fenahk dusiinmemekle kalbini, Ramezan-i serif aymda da oruc
tutmakla ve nefsine muhalefet ve mukavemet etmekle ve yalan, gi-
ber, iftira ve mala-ya'ni soylememekle ruhunu temizle! Yalan, gi-
bet, iftira ve mala-ya'ni soylemek haramdir. Kadinlarm, kizlarm,
baslan, kollan, bacaklan acik olarak sokaga cikmalan haramdir.
Bunlara ve acik gezmelerine izn veren erkeklerine cok giinah ya-
zihr. Kadmlann carsafla ortiinmeleri sart degildir. Bas ortiisii ve
manto ile de ortiinmeleri iyi olur.
Sunu da bilmelisin ki, mala-ya'myi terk etmekle, ya'ni faidesiz
soz konusmamakla insamn imam nurlamr.
Elin haram tutmamah, kulak haram olan seyi dinlememeli,
ayak da, haram olan yere gitmemeli, mide ise haram olan seyi yi-
memeli, goz ise haram olan seye bakmamah, dil de haram soyle-
memeli. Bunun gibi insanda bulunan a'zalann haramla alakalan-
nm kesilmesi lazimdir ki, fevz-ti felah bulasm. Aksi takdirde ken-
dini helak etmis olursun. Goz kazara veya gafletle haram bir sey
goriirse, giinah olmaz. Fekat, tekrar bakmak giinahdir. Tesadiifen
goriince, basi baska tarafa cevirmek lazimdir.
146 - Su yapdigim nasihatlan tutar ve onlarla amel edersen, Al-
lah huzurunda, Peygamberler "aleyhimiissalevatii vetteslimat" mii-
vacehesinde, melekler ve butiin insanlar nazannda yiiziin ak olur.
Ce$idli bilgiler: (Fetava-yi Hindiyye), besinci cild, 350. ci sahi-
feden bashyarak diyor ki, (Yash kadmlann ve erkeklerin kabr zi-
yareti siinnetdir. Evde ve kabr basmda Kur'an-i kerim okuyup, se-
vabini ruhlanna hediyye etmeli ve onlara dtia etmelidir. Kabri el-
leri ile mesh etmek, kabri opmek, hiristiyanhk adetidir. 122. ci sahi-
feye bakiniz! Anamn, babanm kabrini opmek caizdir. Kabristanda
tiirbe yapmak mekruhdur. [Vehhabilerin dedigi gibi sirk degildir.
Kabrin iistii bahk sirti gibi kabank olmah, diiz olmamahdir. Kabr
icinde kirec ve cimento kullanmamah, kerpic, tas ile divar yapilma-
hdir. Miilkii olan yerde tiirbe yapmak, mekruh da degildir.] Kabr
-468-
iizerine gill, cicek dikmek iyidir. Hiristiyanlann yapdigi gibi, kesilmis
gill, cicek demeti [celenk] koymak mekruhdur. Tarikatcilarm oku-
duklari ilahiler ve raks etmeleri, donmeleri haramdir. Onlan seyr et-
mek de haramdir. Her cesid calgi calmak haramdir. Yalmz diigiinde,
bayramda, hac yolunda ve harbde def, davul calmak caizdir.
[(Hadflta) ve (Berflta)da acikca bildiriliyor ki, yabanci kadinm,
kizm soyledigi her cesid sarkryi, hikayeleri dinlemek, herkesin isla-
miyyeti bozucu, yok edici, din ile alay edici, haramlan oviicti, iba-
detleri kuciiltiicii, sehveti, zinayi, hayasizhgi, namussuzlugu, hiiku-
mete isyan etmegi, kanunlara karsi gelmegi tesvik edici, kardesi
kardese diisman edici sozlerini ve her cesid calgiyi, kendilerinden,
radyolardan ve televizyonlardan dinlemek haramdir. Kendi dinle-
mese dahi, bunlan evinde bulundurmamn da haram oldugu bu iki
kitabda uzun yazilidir. Hem halal, faideli, hem de haram, zararh
olan seyi, ya'ni halala da, harama da birlikde sebeb olan seyi eve
sokmak caiz degildir.]
Olmiyecek kadar yimek, icmek farzdir. Olmiyecek kadar ve te-
davi icin ilac kullanmak siinnetdir. insamn ve domuzun etini hicbir
sebeble yimek caiz degildir, haramdir. Erkegin kadin sutiinii ilac
olarak icmesi caizdir. Tabib-i miislim sifa bundandir, baska ilaci
yokdur derse, serab, bevl, kan ve lesin ilac olarak almmasi caizdir.
Fekat kirpi, yilan eti, caiz degildir. Kadmm ve erkegin sakiz cigne-
mesi caizdir. Hastaya Kur'an-i kerimi okuyup iiflemek, miska yazip
tasimasi, tasa yazip suyunu icmesi caizdir. Yoldan toplanan cer-co-
pii yakip nazar degen cocugun etrafinda dondiirmek ve korkmus
cocuga mum, kursun dokmek ve sifayi Allahii tealadan beklemek
caizdir. Nazar degmemek icin tarlaya hayvan kafa kemigi ve ben-
zerlerini asmak caizdir. Uzvlan hasil olmamis cocugu diisiirmek
icin ilac kullanmak caizdir. Cocugun siinnet yasi yedi ile oniki ara-
sidir. Daha kiiciik ve daha biiyiik de olur. Za'if olan ihtiyar miisli-
man, siinnete dayanamazsa terk edilir. Ozr ile vacibin terki caiz
olunca, siinnetin terki evla olur. Kizlann, kadmlarin kulaklarim
delmek caizdir. Evin, ihtiyac oldugu kadar biiyiik olmasi caizdir.
Odamn divarlarma hah asmak, soguga karsi caizdir. Zinet niyyeti
ile mekruhdur. Uzerinde canh resmi olursa haram olur.) 322. ci sa-
hifede diyor ki, Kur'an-i kerimi okumak icin degil, bereketlenmek,
faidelenmek icin evinde bulundurmak caizdir, hatta sevabdir. Yiik-
sekde okunan ezam mahalle halkimn hepsi isitmezse, hepsine isit-
dirmek icin vakf gelirinden minare yapdirmak caizdir. Minaresiz
hepsi isitirse, vakf parasindan yapdirmak caiz olmaz. [Minareden
ve hicbir yerden ho-parlorle ezan okumak caiz degildir. (Cennet
Yolu ilmihali)ne bakimz!]
-469-
ANA-BABA Y A ITA'AT FASLI
147 - Hak teala hazretleri Musa aleyhisselama buyurdu ki, (Ya
Musa! Bir kimse, ana-babasina karsi gelirse, onun dilini kes ve her-
hangi bir a'zasiyle ana-babasim giicendirirse, o a'zasuu kes!) Ana-
babasim razi eden kimse icin, Cennetde iki kapi acilir. Ana-babasi
razi olmiyan kimse icin de Cehennemde iki kapi acilir. Bir kimse-
nin ana-babasi zalim dahi olsalar, onlara karsi gelmek, onlarla sert
konusmak caiz degildir.
Hak teala buyurdu ki: (Ya Musa! Giinahlar icinde bir giinah
vardir ki benim indimde cok agir ve biiyiiktliir. O da, ana-baba ev-
ladini cagirdigi zeman, emrine muvafakat etmemesidir.) Ana-baba
cagirdigi zeman herhangi bir isle ugrasirsan, hemen onu terk edip,
derhal ana-babamn emrine kosacaksm! Anan-baban sana kizip
baginrsa, onlara sen bir sey soyleme! Anamn-babamn diiasim al-
mak istersen, sana emr etdikleri isleri cabuk ve giizel yapmaga ca-
lls! Bu isini begenmeyip sana giicenmelerinden ve bed-diia etme-
lerinden kork! Sana danlir iseler, onlara karsi sert soyleme! He-
men ellerini operek gazablanni teskin eyle! Ananm-babanm kalb-
lerine geleni gozet! Zira senin se'adetin ve felaketin, onlarm kalb-
lerinden dogan sozdedir. Anan-baban hasta ise, ihtiyar ise, onlara
yardim et! Se'adetini onlardan alacagm hayr diiada bil! Eger onla-
n incitip, bed-diialarim alirsan, diinya ve ahiretin harab olur. Ati-
lan ok tekrar geri yaya gelmez. Onlar hayatda iken, kiymetini bil!
Allahii tealamn nzasi, dinine bagh olan ana-babamn nzasmda,
Allahii tealamn gazabi, dinine bagh olan ana-babamn gazabmda-
dir. Habib-i kibriya "sallallahii aleyhi ve sellem" bir hadis-i serifle-
rinde buyurdu ki: (Cennet analarin ayagi altindadir.) Ya'ni, sana
dinini, imanim ogreten anamn-babamn nzasmdadir. Hak teala
hazretleri Musa aleyhisselama dedi ki: (Ya Musa! Ana-babasini
razi eden, beni razi etmis olur. Ana-babasini razi edip bana asi olan
kimseyi dahi iyilerden sayarim. Ana-babasina asi olan, bana niiitf
olsa bile, onu fenalar tarafina ilhak ederim.)
Imam olanlardan Cehennemden en sonra cikacak olanlar, Al-
lahii tealamn yolunda olan anasmm, babasinm islamiyyete uygun
olan emrlerine asi olanlardir.
148 - Peygamberimiz "aleyhisselam" buyurdu ki: (Ana-babaya
iyilik etmek, nafile nemaz, oruc ve hac [ve omreye gitmek] fazflet-
lerinden tlaha fazfletlidir. Ana-babasina hizmet edenlerin omrii
bereketli ve uzun olur. Ana-babasina karsi gelip, onlara asi olanla-
rin omrleri bereketsiz ve kisa olur. Anasina-babasina asi olan
mel'undur.)
-470-
Hasen-i Basri "rahime-hullahii teala" Ka'beyi ziyaret ve tavaf
ederken bir zat gordii ki, arkasinda bir zenbil ile tavaf eder. O za-
ta doniip dedi ki: Arkadas, arkandaki yiikii koyup oylece tavaf et-
sen daha iyi olmaz mi? O zat cevaben dedi ki, bu arkamdaki yiik
degil, babamdir. Bunu Samdan yedi kerre buraya getirip tavaf ey-
ledim. Ciinki, bana dinimi, imanimi bu ogretdi. Beni islam ahlaki
ile yetistirdi, dedi. Hasen-i Basri hazretleri ona dedi ki, kiyamet
giinune kadar boylece arkanda getirip tavaf eylesen, bir kerre kal-
bini kirmakla bu yapdigin hizmet havaya gider ve yine bir def'a
gonlunu yapsan, bu kadar hizmete mukabil olur.
149 - Peygamberimize "aleyhisselam" bir kisi geldi ve dedi ki,
ya Resulallah "sallallahii aleyhi ve sellem"! Benim anam-babam
olmiisdur. Onlar icin ne yapmam lazimdir? Peygamberimiz "sallal-
lahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Onlara tlaima diia eyle! Onlar
icin Kur'an-i kcrfin oku ve istigfar et!)
Eshab-i kiramdan biri "radiyallahii teala anh" dedi ki, ya Resu-
lallah "sallallahii aleyhi ve sellem", bundan fazla yapilacak bir sey
var mi? Buyurdular ki, (Onlar icin sadaka verin ve hac eyleyin!) Bi-
ri cikip dedi ki, anam-babam cok sefkatsizdirlar, onlara nasil ita'at
eyleyeyim? Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki:
(Anan seni dokuz ay karmnda gezdirdi. iki sene emzirdi. Seni bii-
yiitiinceye kadar koynunda besledi ve sakladi, kucaginda gezdirdi.
Baban da seni biiyiitiinceye kadar bircok zahmetlere katlanarak se-
ni besledi. idare ve ma'isetini te'mfn eyledi. Sana dfnini, lmamm
ogretdiler. Seni islam terbiyesi ile biiyiitdiiler. Simtli nasil olur da,
setkatsiz olurlar? Bundan daha biiyiik ve kiymetli scfkat olur mu?)
150 - Ana-baba hakkmda hikaye olunur ki, hazret-i Musa aley-
hisselam, Tur-i smada Hak teala hazretleri ile miikaleme ederken,
(Ya Rabbi! Ahiretde benim komsum kimdir?) diye sordu. Hak te-
ala buyurdu ki, (Ya Musa! Senin komsun, falan yerde, falan kasab-
dir!) Musa aleyhisselam kasabm yanma giderek beni miisafir eder
misin dedi. Yamnda miisafir oldu. Yemek zemam gelince, kasab,
bir parca et pisirdi. Divardaki asih zenbili asagi alarak, orada bulu-
nan ve sadece kemiklerden ibaret bir kadma et verdi ve suyunu da
verdi. Ustiinii basini temizleyip, zenbile koydu. Musa 'aleyhisse-
lam" sordu, bu senin neyindir? Kasab, annemdir. ihtiyar olup bu
hale girdi; iste her sabah, aksam kendisine boyle bakanm dedi. Ka-
sab annesine yemek verirken, o za'if ve aciz annesi, ogluna diia
ederek, ya Rabbi! Oglumu Cennetde Musa aleyhisselama komsu
eyle dedigini Musa aleyhisselam dahi isitmis. Bunun iizerine kasa-
ba, Musa aleyhisselam miijde ederek, seni Allahii teala afv ederek,
Musa aleyhisselama komsu etmis, demisdir.
-471-
151 - Gaflet ve saskmhga kapilarak ana-babanm kalbini kirar-
san, derhal onlann nzasini almaga calis, yalvar, minnet eyle ve her
ne yaparsan yap, onlann gonlunu al! Ana-babanm evlad iizerinde
haklan cok biiyiikdiir. Bunu daima goz onunde tutarak, ona gore
hareket eyle!
Tenbfli: Anaya, babaya ve hocaya ve htikumete isyan etmek,
karsi gelmek caiz degildir. islamiyyetin yasak etdigi birseyi emr
ederlerse, isyan etmemeli, sue ve giinah islememelidir.
Semsiil-eimme-i Serahsmin "rahime-hullahii teala" [483 de ve-
fat etdi] (Siyer-i Kebir) serhi tercemesi 83. cii sahifesinde diyor ki:
Ana-babaya iyilik etmek, onlan zarardan ve sikmtidan korumak
farz-i ayndir. Cihada gitmek ise, farz-i kifaye oldugundan, ana-ba-
badan izn olmadikca harbe gitmek halal olmaz. Ana-baba kafir de
olsalar, onlara iyilik etmek, hizmet etmek farzdir. Ticaret, hac ve
omre icin ana-babadan iznsiz sefere gitmek caizdir. ilm ogrenmek
icin gitmek de oyledir. Zira bunlarda, harb gibi, oliim tehliikesi ol-
madigmdan, aynlik hiiznleri, kavusmak iimmidi ile zail olur. Ana-
babanm ve hocamn giinaha sokacak olan emrlerine ita'at lazim de-
gildir. Mesela, hirsizlik icin veya birini oldiirmek icin veya yol kesi-
cilik icin veya zina icin bir kadmi bir yere gonderirlerken, orada bu-
na mani' olabilecek bir adam bulunsa, fekat bu adamin mani' olma-
sina anasi-babasi miisa'ade etmese, bunlan dinlemeyip mani' olma-
si lazimdir. Zira, giinaha mani' olmak farz-i ayndir. Ana-babaya
ita'at ise, giinah olmiyan emrleri icin, farzdir. Ana-babanm farzi
terk etdirmesi giinah oldugundan bu emrleri yapilmaz. Nisa siiresi
ellidokuzuncu ayetinde mealen, (Ey mii'minler! Peygamberime
"sallallahii aleyhi ve sellem" ve sizden olan, amirlerinize ita'at edi-
niz!) buyuruldu. Giinah olmiyan emrlere ita'at lazimdir. Peygam-
berimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" bir yere ufak bir askeri birlik
gondermisdi. Baslarma da bir kumandan ta'yin etmisdi. Amirleri,
bunlara kizip, biiyiik bir ates yakdirdi ve bu atese giriniz, bana ita'at
farzdir dedi. Askerlerin ba'zisi girelim, dedi. Bir kismi da biz ates-
den kurtulmak icin miisliman olduk, girmeyelim, dedi ve girmedi-
ler. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" bunu haber almca:
(Eger ita'at edip girselerdi, Cehennemde ebedi kahrlardi) buyurdu.
Hadis-i serffde buyuruldu ki: (Uzerinize amir ta'yin edilen miisli-
man, her kim olursa olsun, haram ile emr etmedikce, ona ita'at edi-
niz! Haram olan emrlerine ita'at etmeyiniz!) ita'at etmemek baska-
dir. Isyan etmek, karsi gelmek baskadir. Bu iki seyi birbirine kans-
dirmamahdir.
[Siyer-i kebirden, buraya kadar yazilanlardan anlasihyor ki,
anamn babanm, hocamn ve hiikumetin haram olan seyleri emr et-
-472-
meleri halinde, bunlara isyan edilmez. Karsi gelinmez. Bu emrleri,
dinde giinah olmiyacak ve devletin kanununda sue olmiyacak sekl-
de yapilir. Mesela bir adama anasi evlenme derse veya falanca ki-
zi almiyacaksin veya aileni birakacaksm derse veya falanca alime
gidip dinini ogrenmiyeceksin derse, bu sozleri islamiyyetin icab et-
dirdigi bir sebeb ile degil ise, ita'at icab etmez. Fekat, yine sert soy-
lemek, karsihk vermek caiz degildir.
Kafir olan amirlerin, din diismanlarinm islamiyyete uygun olan
emrleri, islamiyyete uymak niyyeti ile yapilir. islamiyyete uymiyan
emrleri karsismda miiskil vaziyete diiserse, kanuni yollardan hak-
kmi arar.
Anamn, babamn, hocanm, ita'at lazim olmiyan emrleri yapil-
madigi zeman ozr, behane anlatmah ve hafif ve yumusak soyleme-
lidir. Ya'ni, emri yapmamak, isyan ve hakaret seklinde olmayip,
kusur ve kabahat sekli verilerek fitneye sebeb olmamalidir. Misrh
Hasen Benna ve bunun yetisdirmelerinden Seyyid Kutb gibi mez-
hebsiz, cahil din adamlan, [yobazlar], (Cihad, zulm edenlere ve za-
limlere kar^idir) ayet-i kerimesini ileri siirerek, hiikumete isyan et-
diler. Hasen 1368 [m. 1949] de, Seyyid Kutb da 1386 [m. 1966] is-
yamnda i'dam edildi. Aldatdiklari binlerce gene de, zmdanlarda
senelerce iskence cekdikden sonra olduruldiiler. (ihvan-i miisli-
min), ya'ni miisliman kardesler denilen bu gencler, 1982 de Suriye-
deki zalim Es'ad hukumetine de isyan ederek, Hama sehrinin ya-
kilip yikilmasma ve on binlerce muslimamn feci' sekilde oldiiriil-
mesine sebeb oldular. Halbuki, zalim, hatta kafir hiikumetlere kar-
si isyan etmegi, fitne cikarmagi, dinimiz yasak etmekdedir. Boyle
fitne cikarmak, cihad degil, ahmakhkdir. Biiyiik giinahdir. Yukan-
daki ayet-i kerime, Hac suresinde olup, Medinede yeni kurulan is-
lam devletinin, Mekkedeki kafirlerle cihad yapmasma izn vermek-
dedir. Bu ayet-i kerime, islam devletinin, zalim, kafir diktatorlerle
cihad etmesine izn vermekdedir. Ya'ni cihadi, devlet yapar. Dev-
letin ordusu yapar. insamn oteye, beriye saldirmasma, hiikumete
karsi gelmesine cihad denmez. Eskiyahk denir ki, biiyiik giinahdir.
Ehl-i siinnet alimleri "rahime-hiimullahii teala", kafir, zalim hiiku-
mete bile isyan etmegi yasak etmisdir. Mezhebsiz, cahil din adam-
lan [ya'ni zindiklar], Ehl-i siinnet alimlerinin yiiksekliklerini bil-
medikleri icin ve tefsir, fikh kitablarimn ma'nalarim anlamadiklan
icin, kendilerini alim samyorlar. Ayet-i kerimelerden ve hadis-i se-
riflerden yanlis, bozuk ma'nalar cikararak, islam dinine ve musli-
manlara cok zarar yapiyorlar.
En biiyiik islam devleti olan Osmanhlara karsi son ihtilali ingi-
lizler hazirladi. Merkezi Selanikde bulunan iiciincii ordunun ba'zi
-473-
gene subaylan, ingiliz casuslan tarafmdan bol para ve makam
va'dleri ile aldatildi. 7 temmuzda Semsi pasa, tegmen Atif tarafm-
dan vuruldu. 23 temmuz 1908 de ikinci mesrutiyyet i'lan edildi.
Devletin idaresi cahillerin eline gecdi. Ehliyyetli kimseler zmdan-
lara atildi. Cogu i'dam edildi. 1915 ocak aymda Enver pasa, rus hu-
duduna asker gonderilmesi icin emr verdi. Tecribeli subaylar, yol-
larda kar var, martdan sonra gonderelim dediler. Hayir, ben emr
ediyorum, simdi gidilecek dedi, bu subaylan cezalandirdi. 86.000
asker Sankamrsda donarak oldii. Her tarafda verilen, boyle ah-
makca emrler ve i'damlar, milleti bikdirdi. Pasalar bu hali anlaym-
ca, canlanni kurtarmak icin Avrupaya kacdilar. Talat pasa Berlin-
de, Enver pasa 1922 de Rusyada, Cemal pasa Tiflisde olduriildii.
Enver pasamn kemikleri 1996 da Istanbula nakl edildi. 1908 isyam-
nin milletimize verdigi nice biiyiik zararlar ve felaketler (Eshab-i
Kiram) kitabimizda yazilidir.]
152 - Sana dmini ogreten hocana hurmet, saygi ve ta'zim eyle!
Hoca hakki ana-baba hakkmdan daha ustiindiir. Ciinki, ana-baba
evladi btlyutiir, bakar. Kotiiliikden, haramlardan korur. ibadete
alisdinr. Muallim ise, evlada hem diinya ve hem de ahiret hayatim
kazandinr, din ve diyanetini, Ehl-i siinnet i'tikadim, farzlan, ha-
ramlan sana ogretir. Dinini, imanini ogreten ana-babamn hakki,
hocamn hakkmdan da ustiindiir.
Hocani gordiigiin zeman hurmet ve saygi ile karsila.
153 - Tenbih 1: Hadis-i serifde buyuruldu ki, (insanlar, kentli-
lerine ihsan, iyilik edenleri sever. Bu sevgi, insanin yaratihsinda
vardir.) Yapilan ihsan, ne kadar kiymetli ve ne kadar cok olursa,
sevgi de o kadar fazla olur. Bunun icin, herkes anasini, babasmi,
hocasim, ustasmi, hiikumetini, vatanim, din kardeslerini cok se-
ver. Bir muslimanin miirsidi, ya'ni hocasi, kendisine, din ve diin-
ya bilgilerini, imanini, Allahim, Peygamberini, giizel ahlaki ogret-
digi icin, onu herkesden, cok sever. Bu sevgi, cibillidir. insanm do-
gusunda vardir. Bu sevgiden mahrum olan kimse, hakiki insan de-
gildir. Hayvan gibidir. Cok sevilen kimse, insanin kalbinden, hati-
rmdan cikmaz. Onun sekli, kalbine yerlesir. Bu hale (Rabita) de-
nir. Bir insanin kalbinde, bir Miirsidin, bir Velinin rabitasi hasil
olursa, onun kalbine, kendi mtirsidlerinden gelmis olan (Feyz)ler,
bunun kalbine de akar. Feyz, kalbden kalbe gelen, insana Allahii
tealanm razi oldugu seyleri yapdiran nurdur, bir kuvvetdir. Feyz-
ler, Resulullahm mubarek kalbinden yayilmakda, Evliyamn kalb-
leri vasitasi ile, Evliyayi cok seven kalblere gelmekdedir. Evliya-
mn kalbleri ayna gibidir. Bir aynadan fiskiran lsiklar, karsismda-
-474-
ki aynaya ve bundan da, bunun karsisindaki aynaya gelir. Boylece,
Resulullahm kalbinden fiskiran feyzler bizim zemammizdaki Evli-
yamn kalblerine gelir. [Bir ayna gibidir. Aynaya gelen lsiklar ve
karsismda bulunan cismler, karsi aynada goriiliir. Aynanm karsi-
smda bulunan ikinci bir ayna ve bunun karsisindaki uciincii ayna-
da da goriiniirler. Resulullahm mubarek kalbinden yayilan feyzler,
ma'rifet nurlan da, bu kalbe bagh olan kalblere gelir. Kalbleri bag-
hyan bag, muhabbetdir. Eshab-i kiram, Resulullahi cok sevdikleri
icin, bu nurlara kavusdular. Sevgi ne kadar cok olursa, gelen feyz
de cok olur. Sevmek, inamp ve isleri ve ahlaki Onun gibi olmak de-
mekdir. Eshab-i kiramm kalblerine gelen feyzler, sonraki asrdaki
genclerin kalblerine de geldi. Bunlarm da islamiyyete uymalan ko-
lay ve tath oldu. Her biri, birer Veil oldu. Uzak memleketde ve me-
zarda olan Veliden de feyzler yayilmakda, asiklarmin kalblerine
gelmekde, kalbleri nurlanmakdadir. Resulullahm mubarek kalbin-
den yayilan feyzlere sonraki asrdaki asiklarm kalbleri de kavusa-
rak, zemammizdaki Evliyamn kalblerine geliyor ve bunlarm kalb-
lerinden, kendilerini sevenlerin kalblerine ve bu arada bizlere de
geliyor.] Islamiyyet ve fen bilgileri, dlisunmek, hesab yapmak, akl
ile olur. Akl dimagda bulunur. Iman, muhabbet ve ma'rifet ve bir-
seyi hatirlamak yeri kalbdir. Feyze kavusan bir insamn kalbi, ilm-
ler, ma'rifetler, kerametler hazinesi olur. Bu insana (Veil) ve (Miir-
sid) denir. Bu se'adete kavusmak icin, Ehl-i siinnet i'tikadmda ol-
mak ve islamiyyete tabi' olmak ve Miirsidi sevmek sartdir. Bedeni
besliyen rizklar ve kalbi temizliyen feyzler, ezelde takdir ve taksim
edilmisdir. Fekat, bunlara kavusmak icin, adet-i ilahiyyeye uymak,
sebeblerini aramak, bulmak icin cahsmak lazimdir. Sartlarma uya-
rak cahsana, elbet verilir. Diledigine, cahsmadan da, ihsan eder.
Tenbih 2: Hocan oldiikden sonra, onun ruhuna, Kur'an-i kerim
oku! Onun icin sadaka ver, ona diia et! Bunlarm sevablan onun ru-
huna gider. Faidesini goriir. Eshab-i kiram "aleyhimiirndvan", bii-
tiin muslimanlarm hocasidir. Onlann da haklanm unutma! Resu-
lullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizin, o beyaz, nurlu yii-
ziinii gormekle sereflenen muslimanlara Eshab denir. Eshab-i kira-
mm hepsi "radiyallahii teala anhiim ecma'm", Onun mubarek kal-
binden fiskiran nurlarla tertemiz oldu. Ruhlara sifa olan sozlerini
dinleyerek, giizel ahlaki ile ahlaklanarak, Onun ilm deryasmdan
nasib ahp, alim olarak zahiri ve batmi kemalata kavusdular. Diin-
yamn her yerinde, her zeman gelmis ve gelecek insanlarm hepsin-
den daha iistiin ve daha kiymetli oldular. Din-i islami sonra gelen-
lere anlatdilar. Allahii tealamn dinini, yeryiiziine bunlar yaydi.
Biitiin miislimanlarm ilk iistadlan, muallimleri oldular. Her miis-
-475-
limanin Eshab-i kirami "radiyallahii teala anhum ecma'in" sevme-
si, onlarm hocalik haklanm gozetmesi lazimdir. Eshab-i kiramm
hepsini sevenlere, herbirine saygi gosterenlere, (Ehl-i siinnet) de-
nir. Bir kismim begenip, bir kismim sevmiyenlere (SiT) denir. Es-
hab-i kiramm hepsine diisman olana (Rafizi) denir. Bunlar, Ab-
dullah bin Sebe' yehudisinin yolundadirlar. islam diismamdirlar.
Ehl-i siinnet alimleri buyuruyor ki, (Eshab-i kirami cok sev-
mek, ta'zim ve hurmet etmek lazimdir. Bunun icin, ismlerini yazar-
ken, okurken ye isitince, "radiyallahii anh" demek miistehabdir).
Bunlar, (ibni Abidin) besinci cild, 480. ci sahifesinde ve (Birgivi va-
siyyetnamesi)nin Kadi-zade serhinde ve (Se'adet-i Ebediyye) kita-
bimizda yazihdir.
Rafiziler, miislimanlan aldatmak icin, (Eshab cok yiiksekdir.
Yiiksekliklerini bildirecek bir kelime yokdur. ismlerinin yanma
"radiyallahii anh" demek, onlara hakaret olur. Boyle seyler soyle-
memelidir) diyorlar. Rafizilere aldanmamahyiz!
154 - Kiiciik kardesin varsa ona islam harfleri ile Kur'an-i ke-
rim okumasim ve ilm ogret ve ona imam ve Ehl-i siinnet i'tikadim,
Allahii tealanm emrlerini ve haramlan ogret. Kotii kimselerle go-
riisdiirme. Fena arkadas cok zararhdir. Tath sozle nasihat eyle.
Ona sefkat ile muamele eyle ve himaye ederek koru! Sayed karde-
sin senden biiyiik ise, ona ta'zim ederek emrlerini tut!
Ahiret kardesi ittihaz eyle! Peygamberimiz "aleyhisselam" bu-
yurdu ki, (Allah i^in ahiret karde^ligi yapan adam, ahiret giiniinde
ana-baba karde^inden daha faideli yardimlan, o ahiret kardesin-
den goriir. Bir kimse, ahiret kardesini ne kadar cok severse, Alla-
hii teala da, o kimseyi o kadar cok sever.) [Bir erkegin yabanci ka-
dmla ahiret kardesi olmasi caiz ise de, ahiret kardesi, kendi karde-
si gibi mahrem olmaz. Yabancilar gibidir. islamiyyetde, erkegin kiz
ile arkadas olmasi, konusmasi caiz degildir.]
SILA-I RAHM BAHSI
155 - Musliman olan ve dinini kayiran akrabasim ziyaret eden
bir kimseye, yetmis nafile hac sevabi verilir. Goniil almak ziyareti
cok sevabdir. i'tikadi bozuk olan, mezhebsiz olan akrabayi ziyaret
etmek sevab degildir.
156 - Ogluna ve kizma edeb ve islam harfleri ile Kur'an-i kerim
okumasim ve ilm ogret! Komsu, akraba ve mahremlerini ziyaret
eyle! Mektubla hal ve hatirlarim sor! Mahrem olmiyan, ya'ni ya-
banci kadinlarla goriisme!
157 - Cocuklarmi kiiciik iken okut! Herseyden evvel, Allahii
tealanm razi oldugu, emr etdigi seyleri ogret! iyi bir mii'min ol-
-476-
malan icin gayret et! Biiyiidukden sonra, edeb zor olur. Onlarin ve
ehlinin, ya'ni zevcenin suclanni afv eyle. Peygamberimiz "aleyhis-
selam" buyurdu ki, (Sadakanm en faziletlisi, coluk cocuguna yidi-
rip giydirdigindir.) Oglunu, kizini ve ehlini, haramdan, giinahdan
ve fena arkadaslardan koru!
Kizm, ilk mektebi bitirdikden sonra, para kazanmasi icin, onu
bir ise verme. Zevcenin ve kizlannm ihtiyaclarmi te'mm etmek
icin, babanm cahsrp kazanmasi farzdir. Kiz cahsirken, basi, kollan
acilmca, babasi da giinaha girer. Onu hemen evlendir. Allahii te-
ala, onun nzkmi kocasma gonderir. Ister zengin, ister fakir olsun,
Allahii tealamn emrini tutan, ash belli kimseye ver! Damadmi cok
mehr ve cok ceyiz [esya] vermege mecbur kilma! Kizmi ihtiyar
adama verme ve din ile alakasi olmiyana, ilm-i halini bilmiyenlere,
haramlardan sakinmiyanlara verme!
Tenbfli: Oglunu, kizmi on bes yasini gecince evlendir ki, haram-
dan korunsunlar. Bu zemanda evlenmiyen genclerin haramdan
kurtulmasi imkansizdir. Evladim Cehennemden korumak istersen,
cabuk evlendir! Fakirlikden korkma! Allahii teala, onlara da mal
verir. Hemen sen tevekkiil iizere ol! Ogluna kiz al, dul alma! Zira
insanm muhabbeti, ilk gordiigiinde olur.
NIKAH FASLI
Tenbih: (El-ihtiyar) kitabinda diyor ki, (Nikah), evlenmek icin
yapilan akd ya'ni sozlesme demekdir. Kur'an-i kerfm, nikah yapma-
gi emr etmekdedir. (Nisa) suresinin iiciincii ayetinde mealen, (Halal
olan kadinlardan nikah ediniz!) ve yirmiiiciincu ayetinde mealen,
(Onlan sahiblerinin izni ile nikah ediniz!) ve Nur suresinin otuzikin-
ci ayetinde mealen, (Zevci olmiyanlan nikah edin!) buyuruldu. Ha-
dis-i serifde de, (Nikah, ancak sahidlerle olur) ve (Nikahlamn, coga-
hn! Kiyamet giinii, iimmetlere karsi sizinle oviinecegim) ve (Nikah
yapmak, benim siinnetimdir. Siinnetimi terk eden benden degildir)
buyuruldu. Ayet-i kerimeler, hadis-i serifler ve icma'i iimmet, nika-
hin mesru' oldugunu, ibadet oldugunu bildiriyorlar. Nikahsiz evlen-
mek haramdir. Nikah lazim olduguna ehemmiyyet vermiyen kafir
olur. Evlenmek siinnet-i miiekkededir. Ba'zan farz olur. Zulm, is-
kence yapmak korkusu olunca, mekrtih olur. Nikah, iki muslimamn,
madi olan [gecmis zeman bildiren] kelime soylemesi ile yapihr. Me-
sela, beni zevcelige al deyince, seni zevcelige aldim demekle olur. Ni-
kah kelimesi ile ve hediyye, sadaka olarak, miilk, satm ahs, satis ke-
limeleri ile de sahfh olur. Miisrikin, miirtedin nikahi sahih olmaz.
Hanefi mezhebine gore miislimanlann nikahmda iki miisliman erke-
-477-
gin veya bir erkekle iki kadmin sahid olarak bulunmalan lazimdir.
Miislimanm, kitabli kafir olan zimmi kadini nikah ederken, iki sa-
hidin de zimmi olmalan caizdir. Mehr parasim konusmak nikahm
sahih olmasi icin sart degil ise de, Mehr-i misil verilir. Ya'ni kadi-
nm akrabasma, mesela halasma verilmis olan kadar mehr verilir.
islamiyyete uygun yapilan nikahdan sonra zevcin zevcesi isteyince
mu'accel mehri hemen odemesi lazim olur. Bunun icin, nikah ya-
pihrken, mu'accel [hemen verilecek] ve miieccel [aynldiklan ze-
man verilecek] mehrlerin mikdarlan ayn ayn tesbit edilir ve evlen-
me ciizdanma yazihr. Damad ve mevcud iki sahid imzalayip zevce-
ye teslim edilir. Bu iki mehrin mikdarlarmm toplami on dirhem
ya'ni yedi miskal giimiis kiymetinden az olmamahdir. Simdi gii-
mus, ser'i kiymetinden diisiik oldugu icin, mehr bir miskal altm-
dan, ya'ni bir altm liramn iicde ikisinden [5,5 gramdan] az olmama-
hdir. Zemammizda, on ile elli altm lira arasinda olmakdadir. isla-
miyyet erkege zevcesini bosamak hakkini vermis ise de, bu hakki
kullanmak imkansiz gibidir. Ciinki, bosaymca mehr parasim kadi-
na hemen odemesini ve ogullan yedi yasma, kizlan biilug zemam-
na gelinceye kadar, cocuklarmm nafakasim da analarma devamh
vermesini emr etmekde, odemezse diinyada habse, ahiretde de Ce-
henneme girecegini bildirmekdedir.
Bir erkegin, annelerini, kizlarmi, kiz kardeslerini, halalanni,
teyzelerini, kardesinin kizlarmi, ne kadar uzak olursa olsunlar ni-
kah etmesi ebedi haramdir. Bunlara, (Mahrem akraba) denir. Ne-
sebden haram olan bu yedi kadin, siit ve zina sebebi ile de haram-
dirlar. Kaym valideyi ve bunun annelerini ve gelini ve cocuklarmm
gelinlerini ve iivey kizi ve iivey anneyi nikah etmek de ebedi ha-
ramdir. Dortden fazla evlenmek ve baskasinm zevcesi ile evlen-
mek caiz degildir. Musliman erkegin, ehl-i kitab kadin ile ya'ni ye-
hudi ve hiristiyan dininde olup, bir mahluka iiluhiyyet sifati isnad
etmiyen kadini nikah etmesi caizdir. (Ni'met-i islam)da diyor ki,
(Ehl-i kitabm nikahinda sahidlerin musliman olmalan sart degil-
dir. Bir musliman, kitabli olan zevcesini kiliseye gitmekden ve ev-
de serab yapmakdan men' edebilir. Hayz ve nifas sonunda da di-
yor ki: gusl abdesti almaga cebr edemez. Tesettiir etmesi iyi olur.
Muslime iizerine kitabiyye tezevviic etmek caiz olur.) Kitabsiz ka-
fir kadmla ve miirted olmus kadinla evlenmesi caiz degildir. Mus-
liman kadmm hicbir kafirle evlenmesi caiz degildir. Sfilerin, acem-
lerin yapdiklan (Miit'a nikahi) [ya'ni metres tutmak] ve (Muvak-
kat nikah) haramdir. Miit'a nikahi, bir kadma para verip, belli ze-
man, beraber yasamaga sozlesmekdir.
Nikahda kadinlann da sozii mu'teberdir. Ya'ni, akil, balig ka-
-478-
dmin, kendini nikah etmesi ve baskasimn velisi, vekili olunca, onu
nikah etmesi veya kendini nikah etmesi icin birini vekil etmesi ya-
hud baskasimn kendisini bir kimseye nikah etmis oldugunu anla-
ymca, izn vermesi, hep caizdir. [Kadinin kendisini tezvic icin, vekil
etdigi kimse, kendisine nikah edemez. Kadinin, kendisini ve bas-
kasim bosamaga hakki yokdur.] Baliga olan bakire kizi nikahla-
mak icin zorlamak caiz degildir. Velisi, baliga kiza nikah yapilma-
si icin, bundan izn istemelidir. Cevab vermez veya giilerse, yahud
sessiz aglarsa, izn sayihr. Dul kadindan izn isteyince ve veliden
gayrisi izn isteyince, sozle izn vermeleri lazimdir. Velinin balig ol-
mayan cocuklanm, kendilerinden izn almadan nikah etmesi caiz-
dir. Veil, baba ve ced degil ise, cocuk balig olunca, nikahi fesh ede-
bilir. Veil, mirasi diisen asebelerden en yakm olamdir. [Erkek ve-
il yok ise], ana ve kadm asebeler de, kizm velisi olurlar. Bu veliler
yoksa, kadi [hakim] veil olur. Cocuk ve kafir, muslimana veli ola-
maz. Bir kimse, iki tarafm da velileri veya vekilleri yahud birisinin
vekili, digerinin velisi veyahud kendine asil, digerine vekil veya ve-
il olabilir. Bu sonuncusu, amcasmm kiiciik kizim kendine nikah et-
mek gibidir ki, (Sahid olunuz! Filancayi kendime nikah etdim) de-
mesi ile nikah sahih olur. Kabul edilmesine liizum olmaz. Kiz ile
erkegin din bilgileri, takva, neseb ve mevki' ve servet bakimmdan
kiifv [denk] olmalan lazimdir. Salih kimsenin kizi bir fasik ile ev-
lenirse, velileri bu nikahlan red edebilirler. (ihtiyar)dan terceme
temam oldu. Zevc, sonradan fasik olursa, [mesela ickiye, uyusdu-
rucuya baslar, top oyununa, yiizmege dadanip, avret mahallini
acarsa, nemazi terk ederse] zevcesi bosanmak isteyemez (Feyziy-
ye)^
Adem aleyhisselamdan beri yalmz nikah ibadeti devam et-
mis, kaldinlmamisdir. Her ibadet gibi, nikahin da, sahih olmasi
icin, nikah yaparken niyyet etmek lazimdir. Ya'ni, nikahlanacak-
lann, Allahii tealamn emri ile sevgili Peygamberimizin siinnetine
uyarak nikah yapryorum, diyerek kalbinden gecirmeleri lazim-
dir. Islam nikahi ile, evlenme memurunun yapdigi evlenme isle-
rini birbirine kansdirmamahdir. islam nikahi yapmak, Allahii te-
alamn emridir. Evlenme islemini yapdirmak da, kanunun emri-
dir. ikisinin ismi de, sartlan da baskadir. islam nikahi yapmamak
biiyiik giinahdir. Evlenme islemini yapdirmamak da sucdur. Bu
sucu yapan habs olunur. Miislimamn giinah islememesi ve kanu-
nun sue saydigi seyden sakinmasi lazimdir. Kanuna uymamak,
cezaya, zarara sebeb olur ve fitneye yol acar. Bunlar ise haram-
dir. Evlenme islemi yapdirmak, dinimizde yasak degildir. Kanun
da, islam nikahim yasak etmemisdir. Osmanhlar zemaninda da,
-479-
her ikisi yapilirdi. 1298 [m. 1880] senesinde cikanlan kararname-
de, (Miinakehat ve tevelliidat ve vefiyyat, Belediyeye kayd etdi-
rilecekdir) yazilidir. Evlenmek icin ser'i mahkemelerden izn al-
miyanlann nikahim kiyan imamlara verilecek cezalan bildiren
Surayi devlet mazbatasi, (Ceride-i muhakim)in 2434. cii sahife-
sinde yazilidir. Bunun icin, simdi de, evlenmek istiyen musliman,
once belediyeye giderek kanunun emr etdigi evlenme islemini
yapdirmali, sonra islam nikahim yapmahdir. islam nikahim ima-
min, din gorevlisinin yapmasi sart degildir. Din bilgisi olan, ne-
maz kilan, salih kimseler yapar. Dinsizler, mezhebsizler, islam
nikahma; imam nikahi diyerek alay ediyorlar. Belediye nikahi
yapihnca imam nikahma liizum yok diyorlar. imam nikahi yap-
mak yasakdir, sucdur diyerek muslimanlan aldatiyorlar. Halbu-
ki, islam nikahi yapmak yasak degildir, sue degildir. Belediyede
evlenme islemi yapdirmamak sucdur. (islam nikahma liizum
yokdur. Kur'anda yazih degildir) gibi sozlerle nikahi inkar eden,
inanmadigi icin yapmiyan ve yapdirmayan kafir olur, imam gi-
der. islamm bes sartindan birini inkar etmis gibi olur. Evlenecek
erkegin ve kizin miisliman olmalan lazimdir. Bu sart, islam nika-
hinm sahih olabilmesi icin lazim olan sartlann en miihimmidir.
Bunun icin, nikah yapmadan once, siibhe olunan erkege ve kiza
imanin alti sartim ve islamin bes sartim sormah, bilmiyorlarsa
ogretmeli, ezberden okutmah ve (Kelimc-i schadet) okumahdir-
lar. (Tecdid-i iman) etdirmeli, bundan sonra nikah yapmahdir.
Sahidlerin de, boyle siibhesiz imanli olmalan lazimdir. islam ni-
kahi zevc ile zevce arasinda muhabbete, mes'iid yasamalanna se-
beb olur. Evladlannin ve torunlannm da miisliman ve salih ol-
malanni ve diinyada ve ahiretde mes'iid olmalanni, rahat etme-
lerini istiyen her muslimanm, nikaha cok ehemmiyyet vermesi
lazimdir.
(Diirr-ul-muhtar)da, ikinci cildde, kafirin nikahi sonunda di-
yor ki, kadm, bosanmak icin veya boyle diistinmeden miirted
olursa, tecdid-i iman etmesi ve nikahmin tazelenmesi icin, hakim
tarafindan, ebedi habs edilerek cebr olunur. Buhara alimleri boy-
le dedi. Fetva da boyledir. Belh alimleri, kadmm miirted olmasi
ve sonra tevbe etmesi ile nikahi bozulmaz dediler. (Nevadir) bil-
gilerine gore ise, miirted olan kadm, Dar-iil-islamda da, cariye
olur ve Fey denilen mal olur. Zevci bunu imam-ul-muslimfnden
satin alir veya Beyt-iil-maldan hakki var ise, imam bunu zevcine
verir. Boylece, zevcinin cariyesi olur. Omer "radiyallahii anh",
erkeklere sarki soyliyen kadim kamci ile dogdii. Basortiisii acil-
di dediklerinde, onun hurmeti, izzeti kalmamisdir dedi. Fikh
-480-
alimlerinden kadi Ebu Bekr bin Omer Belhi 111 , basi ve kollan acik
olarak nehrde camasir yikayan kadmlarm yanlarmdan gecdi. (isla-
miyyetin tesettiir emrine ehemmiyyet vermedikleri icin), hurmet-
leri kalmarmsdir. Imanlan oldugu siibhelidir. Dar-iil-harbden esir
alinan kafir kadinlari gibidirler demisdir. Ya'ni, Nevadir haberleri-
ne gore, cariye olmuslardir. Fekat, murted olan zevce icin, nevadir
haberlerine gore degil, Belh alimlerinin sozlerine gore fetva ver-
mek iyi olur. Boylece, cariye degil, zevce olur.
Ibni Abidin "rahime-hullahu teala" diyor ki, Buhara alimleri-
ne gore hareket etmekde mesakkat oldugundan, Belh alimlerine
gore fetva verilir. Zevcin, zevcesini emirden satm alarak veya hak-
ki varsa isteyerek, zevcesine malik olabilmesi icin, Nevadir haber-
lerine gore fetva vermek de iyi olur. Kadinin tekrar musliman ol-
masi, kendisini esirlikden kurtarmaz. Zevc, zevcesini, Dar-iil-
harbde, ya'm kafir memleketlerinde yakalarsa, zahir haberlerine
gore, ona malik olur. Ya'm cariyesi olur. Satm almasi icab etmez.
Cengizin ele gecirdigi islam memleketleri Dar-iil-harb olmusdu.
Dar-iil-harbde murted olan kadinin, zevcinin mulkii olabilmesi
icin, Nevadir haberlerine gore, fetva vermege hacet yokdur. Haz-
ret-i Omerin "radiyallahii teala anh" ve Ebu Bekr bin Omer Bel-
hinin "rahime-hullahu teala", murted olarak Nevadir haberlerine
gore, cariye olduklanni bildirdikleri kadinlar, Dar-iil-islamda,
kimsenin miilkii, ya'ni cariyesi olmazlar. Fey olurlar ve Emirden
satin alamn veya Beyt-iil-maldan hakki varsa, parasiz istiyenin
miilkii, ya'ni cariyesi olurlar. Fekat, Nevadir haberlerine gore fet-
va, yalmz zevcin, murted olan zevcesinden aynlmamasi icin veril-
melidir. Baskalan icin, bu fetvaya zariiret yokdur. Nevadir haber-
leri za'ifdirler. Zaruret olmadikca, bunlarla fetva verilmez. Bun-
dan baska murted kadm, Nevadir haberlerine gore, Dar-iil-islam-
da cariye olacagi icin, bunun kollanna, basma bakmamn caiz ol-
masi, bunun mtilk edilerek vaty edilmesine sebeb olmaz. Dar-iil-
islamdaki genel ev kadinlari da, boyle hurmetsiz iseler de, miilk ol-
mazlar. Vatyleri zina olur.
Musliman erkegin, zevcesinden ve kendi cariyesinden baska,
musliman olsun veya kafir olsun, bir kadm ile, Dar-iil-islamda da,
Dar-iil-harbde de, ya'ni diinyamn her yerinde, zina yapmasi ha-
ramdir, biiyiik giinahdir. Baskasimn cariyesinin basma, kollanna,
ayaklanna bakmak caiz ise de, bunlarla da zina yapmak haram-
dir. Bugiin, diinyamn hicbir yerinde, dine uygun cariye de yokdur.
Bunun icin, (Ebcdf inahrein) olan, ya'ni nikah ile almasi ebedi ha-
[1] Ebu Bekr Omer Belhi 559 [m. 1165]de vefat etdi.
- 481 - Islam Ahlaki - F:31
ram olan (Mahrem akraba), ya'm onsekiz kadmdan baska, miisli-
man olsun kafir olsun her kadinin, hicbir yerde, ellerinden ve yiiz-
lerinden baska yerlerine, sehvetsiz de bakmak haramdir. Kadmla-
nn yabanci erkeklere goriinmeleri, bir arada oturmalan, arkadashk
etmeleri de haramdir. Kansmm, kizinin zina yapacagim anlayip da,
mani' olmiyan erkege, (Deyyus) ve (Pezevenk) denir.
(Durr-iil-muhtar)da, uciincii cildde, muste'min babmda diyor
ki, (Dar-iil-harbde bulunan miisliman esfrin ve muste'minin kafir
kadmlarmin lrzlarma saldirmalan, onlarla zina yapmalan caiz de-
gildir.) Zevcesinden ve Dar-iil-islamda malik oldugu cariyesinden
baska kadmla cima' halal degildir. Dar-iil-islamda bulunan hie bir
kadm cariye yapilamaz. Dar-iil-harbdeki kafir kadmlan da, Dar-
til-islama getirilmedikce, cariye olamazlar.
(Diirr-iil-muhtar), kadim bosamagi anlatirken diyor ki, dort
mezhebe gore de, sahih olan nikahdan sonra, bir araya gelmemis
olsalar bile, uc defa bosayan veya bir def'a (iic kerre bosadim) di-
yen kimse, bu kadim tekrar nikah yapabilmesi icin, bu kadinin bas-
ka erkekle nikahlanarak vaty edilmesi ve bu erkekden bosanmasi
lazimdir. Buna (Hulle) yapmak denir. Bu ikinci erkegin, bosan-
mak sarti ile, bu kadim nikah etmesi haramdir. Bu erkek, bu kadi-
ni bosamaga zorlanamaz. Bu erkegin, bu kadim bosamak niyyeti
ile nikah etmesi, haram olmaz. Hatta sevab olur. Kadm, erkegin
bosamasmdan emin olmaz ise, nikah yapihrken evvela kadmm
(beni zevcelige al!) demesi, sonra erkegin (Seni zevcelige aldim.
Mesela, iicden fazla cima' yaparsam, bain olarak bos ol!) demesi
iyi olur. Yahud kadinin cevab olarak, (Emrim, elimde olmak iize-
re, kendimi sana tezvic etdim) diyerek, nikahdan ve cima'dan son-
ra kendini bosamasi caiz olur. Birinci kimsenin ilk nikahi, dort
mezhebe gore de sahih ise, Hulle yapmak sart olur. Fekat mesela,
nikahda veil bulunmamis ise veya nikah yerine hibe denilmis ise
yahud nikahm iki sahidi fasik iseler, iic kerre bosadikdan sonra,
hulle yapmadan tekrar nikahlanabilmek icin, safi'i miiftiye miira-
ce'at olunur. Safi'i mufti, safi'i mezhebine gore, sartlan temam ol-
madigi icin, nikahm simdi ve simdiden sonrasi icin batil olacagim,
gecmis zeman icin batil olmadigini, bu kadin ile safi'i mezhebine
gore yeniden nikah yapmagi bildirir.
Ibni Abidin "rahime-hullahii teala" buyuruyor ki, fiski zahir
olan sahid ile yapilan nikah ve velmin izn vermedigi nikah, safi'i
mezhebinde sahih olmaz. Safi'i alimlerinden ibni Hacer-i Mek-
ki "rahime-hullahii teala" (Tuhfct-iil-muhtac) kitabmda diyor
ki, (Hakim, hulleyi iskat etmek icin, evvelki nikahm batil olaca-
gina karar vermez. ikisinin arasim ayinr. Fekat, miiftiye, hakime
-482-
gitmeyip, kendileri, safi'iyi taklid ederek, yeniden nikah yapma-
lan caiz olur.) Ibni Kasim "rahime-hullahti teala" Tuhfenin hasi-
yesinde diyor ki, (Safi'iyi taklid ederek yeniden nikah yapar. Hul-
le lazim olmaz.) Birinci nikahm gecmisde sahih olmasi, bir hane-
finin niyyet etmiyerek abdest alip, ogleyi kilmasi ve ikindiden
sonra, safi'i olmasina benzemekdedir. Bunun ogle nemazi sahih-
dir. Ikindi nemazi icin ise, niyyet ederek yeniden abdest almasi
lazimdir. Talak sayisinin en cogu ticdtir. Ucden fazla soylenen sa-
yi, tie demekdir. Mesela, dokuz kerre bos ol demek, tic kerre bos
ol demekdir.
(Email kasidesi) serhlerinde diyor ki, (Serhos iken, bilmiyerek
ktifre sebeb olan birsey soyleyenin imam gitmez. Mtirted olmaz.
Serhos iken, zevcesini bosamasi, bey' ve sira yapmasi sahih olur.)
Zevcesine, seni tic kerre bosadim diyen kimse, mtirted iken soyle-
mis veya yazmis ise, tecdid-i iman ve tecdid-i nikah yapar. Ctinki,
mtirted olurken nikahi da bozulur. Nikahi olmiyamn talaki sahih
olmaz. Zevcesine tic talak veren mtislimamn, nikahi vaktfle kendi
mezhebinin sartlanna uygun yapilmamis ise, bu talaki sahih olmaz.
Yeniden, sartlanna uygun nikah yapmasi ve tevbe etmeleri lazim
olur. Nikahi kendi mezhebine uygun, fekat diger tic mezhebden bi-
rine uygun olmamis ise, yine o mezhebe uymiyarak yeniden nikah
yapar. Hulle yapdirmakdan kurtulmak icin, bu tic careden birine
bas vurmaga (Hile-i §er'iyye) yapmak denir.
Allahti teala, talak kelimesini soylemege izn verdigi halde, soy-
lenmesini hie begenmez. Sonu pismanhk olan bu sozti saka ile soy-
lemek, keskin kilmc ile oynamaga benzer. Evlilik se'adetini yikan
bu zararh sozti dillerine almamalan icin, Allahti teala, erkeklere
hulle yapdirmak belasim, sikmtisim verdi. Erkek, hulle yapdirmak
azabim dtistinerek, talak lafini agzma alamaz.
[Bosanan kadma babasinm, babasi yoksa, ebedi mahrem akra-
basmdan zengin olamn bakmasi lazimdir. Bakmazlarsa, hukumet
bunlardan zor ile alip, kadma verir. Akrabasi yoksa, kadma her ay
Beyt-til-maldan maas verilir. islamiyyetde hicbir kadm cahsip ka-
zanmaga mecbur birakilmamisdir. Btittin ihtiyaclan onun ayagina
gelmekdedir.]
(Ni'met-i islam) kitabi sonunda diyor ki, efendisinden cocugu
olan cariyeye (Umm-i veled) denir. Umm-i veled satilamaz ve hi-
be olunamaz. Efendisi vefat edince azad olur ise de, zevce gibi va-
ris olamaz. Oglu ise varis ve htir olur. Bu cariye, efendisinin izni
ile nikah olunabilir. Zevcinden hasil olan cocuk, efendisinin mul-
kti olur. Fekat, efendi bunu satamaz. Efendi vefat edince, anasi
ile birlikde azad olurlar. Evladhk yapilan cocuk, o kimsenin 6z
-483-
veledi olmaz. Mahremi, akrabasi olmaz. Nafakasi ona aid olmaz.
Cocuk erkek ise, birakdigi zevcesini, kiz ise, kendisini nikah ile ala-
bilir. Evladhklan, o kimseye varis olamazlar. Silt cocuklari da, va-
ris olamazlar ise de, mahrem olurlar.
SUT KARDESLIK
Tiirkce (Ni'met-i islam) kitabinda diyor ki: iki veya ikibucuk
yasmdan kiiciik cocugun, bir kadmdan, bir kerre, silt emmesine
(Rida') denir. Bu kadm, cocugun siit annesi ve bu kadinm zevci de,
bu cocugun siit babasi olurlar. Bu cocuk, bunlar ile ve bunlarm ne-
seb ve rida'dan olan mahremleri ile ebedi evlenemez. Kendinin ne-
sebden [soydan] mahremlerine bakdigi gibi, bunlara da bakabilir.
Fekat, birbirlerine varis olamazlar. Siitiinii emzikden emerse de,
rida' olur. Kasik ile, agizdan, burnundan akitilmca da, siitiin sahibi
olan kadin, yine siit annesi olur. Maksad, siitiin mi'deye inmesidir.
Iki yasmdan kiiciik iki cocuk, aym kadmdan siit emince, siit karde-
si olurlar. Birbirleri ile evlenemezler. Bir cocuk, bir kadmm sutii-
nii emince, bu siitiin hasil olmasina sebeb olan adam, bu cocugun
siit babasi oldugu gibi, bu adamm babasi da, siit dedesi, anasi da,
siit ninesi, kardesleri de siit amca ve siit halasi olurlar. Siit annenin,
bu rida'dan evvel veya sonra, baska erkekden de, nesebden veya
rida'dan hasil olan cocuklari ve siit babamn, baska kadmlardan ha-
sil olmus ve olacak, nesebden ve rida'dan cocuklarmm hepsi, bu
cocugun siit kardesleri olurlar. Bu cocuk, bu siit kardeslerinin hic-
biri ile evlenemez. Fekat, bunlardan herbiri, bunun nesebden kar-
desi ile evlenebilirler. Bir adamin iki zevcesi olup, ikisi de, bundan
cocuk getirmis iken, birer cocuk emzirseler, emzirdikleri cocuklar,
babadan siit kardes olup, birbiri ile evlenemezler. ikisi de kiz ise,
bir kimse, ikisi ile birlikde evli olamaz. Rida'da (Hurmet-i miisahe-
re) dahi olur. Bunun icin, kisiye siit oglunun bosadigi zevcesi ile ve-
ya siit anaya, siit kizimn zevci ile nikahlanmasi ebedi haram olur.
Bir kimse, zevcesinin siit kizma da, sehvet ile dokunsa, hurmet ha-
sil olup, zevcesi bos olur. Zinadan olan rida' da, nikahdan olan ri-
da' gibidir. (Siit asagi akar, yukari akmaz) sozii, islamiyyete uy-
gun degildir. Aym kadmdan emmemis olan oglan ile kiz, birbiri
ile evlenebilir. Buna misal olarak, bir kimsenin, kendi anasindan
emen siit kardesinin hemsiresi ile evlenmenin caiz oldugu yukari-
da bildirilmisdi. Yabanci iki kadm birbirinin cocuklarim emzir-
dikden sonra, bu kadmlardan birinin oglu, digerinin kizi hasil ol-
sa, bunlar tek bir memeden emmez ise, ikisi birbiri ile evlenebilir.
Oglan, kendi anasindan emen siit kardeslerinin hemsiresini almrs
-484-
olur. Silt annenin ve zevcenin, nesebden ve nda'dan olan akraba-
sinin hepsinin, stit cocugunun akrabasi olduklanni yukanda bildir-
misdik. Silt cocugun akrabasi, stit annesinin ve zevcinin akrabasi
degildirler. Stit annenin erkek kardesi, stit cocugunun nesebden
hemsiresi ile evlenebilir.
Bir kimsenin, kendi anasmdan emen siit kardesinin anasi ile ya-
hud siit cocugunun nesebden kardesi ile evlenmesi halaldir. Hal-
buki, bir kimsenin, nesebden olan babadan kardesinin anasi ile,
ya'ni iivey annesi ile veya cocugunun babadan kardesi ile, ya'ni
iivey cocugu ile evlenmesi ebedi haramdir.
Iki kimse arasmda nda' bulundugunu isbat etmek, birisinde
alacagi mal oldugunu isbat etmek gibidir. Ya'ni, (ikrar) etmekle
veya (Beyyine) ile anlasihr. ikrar, erkegin (Sen benim stit karde-
simsin!) diye haber vermesidir. Erkek ikrar edince, nikahlan bozu-
lur. Zevcesi ikrar edince, zevcin tasdik etmesi lazimdir. Bir kadm,
bu ikisi, benim stit cocuklarimdir dese, ikrar olmaz. Zevc tasdik et-
mezse, evlenmeleri caiz olur. Beyyine adil olan iki erkek veya bir
erkek ile iki kadm sahid demekdir. iki kadimn veya bir erkek ile
bir kadmm sahid olmalan, beyyine olmaz. Rida' bulundugunu bil-
diren beyyineyi kabul etmezlerse, mahkemede isbat edilmesi ve
hakimin karan ile ayrilmalan lazim olur.
Kadmlar, zartiret olmadikca, baskasimn cocugunu emzirmeme-
lidir. Emzirdigi cocugu ezberlemeli, ismini yazmahdir.
iki kadimn stitleri kansdirilip, bir cocuga verilirse, ikisi de stit
annesi olur. Suya ve ilaca veya hayvan stittine kansdirilmca, yan-
dan az ise, stit annesi olmaz. Yemek ile kansik ise, hicbir zeman stit
annesi olmaz. Kadm siitii, yogurt, peynir yapilsa, bunu yiyen, stit
cocugu olmaz. Agiz ve burundan baska yoldan verilen siit ile, siit
annesi olmaz. [Cocugu, mama yiyecek hale gelinciye kadar, emzir-
mek vacib, bundan sonra, iki yasma kadar mtistehab, ikibucuk ya-
sina kadar ise, caizdir (ibni Abidm).] iki bucuk yasindan btiytik co-
cugu zartiret olmadan emzirmek haramdir.
Zinadan cocugu olan kadim, nda' icin kiralamamn ve miisli-
man olmiyan kadim kiralamamn zarari yokdur. (Zarari yokdur)
denilen seyi yapmamak daha iyidir.
Dokuz yasma gelmis bekar kizda stit hasil olursa, emzirdigi co-
cuk, stit cocugu olur.
Bir kadm, tic yasmdaki oglani ve bir yasindaki kizi emzirse, bu
iki cocuk birbiri ile evlenebilir. Bir kimse, siit hemsiresinin kizim
alamadigi gibi, siit hemsiresinin stit kizim da alamaz.
Kendi anasmdan olan stit kardesinin anasini almak caizdir.
-485-
Anasinm siit kardesini almak caiz degildir.
Oglunun siit anasini almak caizdir. Amca kizini almak caiz ol-
dugu gibi, amcasinin siit kizini almak da caizdir.
Nesebden kardesinin siit anasini ve siit hemsiresini alabilir.
Bir kimse, anasimn anasini emzirmis olan kadim alamaz.
Hemsiresinin kizini emziren kadmm kizini alabilir.
Siit anamn hemsiresini almak caiz degildir.
Oglunun siit anasimn kizim almak caizdir.
Siit kardesinin siit kizim almak caiz degildir.
Biraderinin veya hemsiresinin siit kizim alamaz.
Siit oglunun veya siit kizinm hemsiresini alabilir.
Bir kadim, siit babasmm diger zevcesinden olan oglu alamaz.
Bir kadim, siit anasimn, siit kendinden olmiyan diger zevcinin
biraderi alabilir.
Anasimn veya hemsiresinin emzirmis oldugu cocugun hemsire-
sini ve siit hemsiresini alabilir. Hanefide, bir yudum emen iki co-
cuk siit kardes olurlar. Safi'ide, siit kardes olmak icin, doyunciya
kadar bes kerre emmeleri lazimdir.
158 - Kafirin, mtirtedin yemmi mu'teber degildir.
Ey miisliman! Oglun dinini ogrendikden ve nemaza basladik-
dan sonra, onu bir san'ata ver veya ticarete ahsdir! San'at ve ticaret
ogrenmesi icin, miisliman, nemazim kilan, edebli, ahlakh bir usta
yamna gonder! Oglunun cok zengin olmasim degil, edebli, iyi huy-
lu, nemazim kilar ve haramdan kacar olmasim diisiin ve temenni et!
Dinimiz san'at ve ticareti emr etdigi gibi, simdi biitiin diinya millet-
leri de, bu ikisine cok ehemmiyyet veriyor ve bu yolda cocuklanm
cekirdekden yetisdiriyorlar. Avukathk, eczacihk, her nev' ihtiyac
esyasim yapmak, birer san'atdir. Sen de, san'at ve ticaret hakkinda-
ki, islamiyyetin emrlerini ogluna ogret ki, harama diismesin!
KOMSU FASLI
159 - Ey Ogul! Komsunu gordiigiin zeman, hal ve hatinm sor!
Hasta olunca ziyaretine git. Komsunun evine gidince, izn almadan
iceriye girme! Elinden gelirse, komsunun ihtiyacina yardim eyle!
Komsularm hakki cok miihimdir. Zira Peygamberimiz "aleyhisse-
lam" buyurdu ki, (Komsunun mfras gibi hakki vardir, o da komsu-
luk hakkidir. Eger miisliman ise, sende iki hakki vardir: Biri kom-
su hakki, biri de miisliman hakki.)
Komsunun yiyecegi yok iken, sen elindeki yemegi yiyemezsin.
-486-
Zfra onun, senin elindeki yemekde dahi hakki vardir. Her yemek
yidigin zeman, dusiinmen lazimdir ki, acaba komsularimdan yiye-
cek yemegi olmiyan var midir?
Her muslimanm, bilhassa yeni evlilerin, musliman mahallesin-
de, ehl-i sunnet olan ve haramlardan sakman, ibadetlerini yapan
salih muslimanlar arasmda ev aramasi lazimdir. Hadis-i serifde bu-
yuruldu ki: (Ev satin almadan evvcl, komsularin nasil olduklarim
arasdirimz! Yola cikmadan evvel, yol arkadasimzi seciniz!) Bir ha-
dis-i serifde, (Komsuya hurmet ctmck, ana-babaya hurmet etmek
gibi lazimdir) buyuruldu. Komsuya hurmet onunla iyi gecinmek-
dir. Onu incitecek soz ve hareketlerde bulunmamakdir. Her taraf-
dan birer, ikiser ve nihayet kirk ev, komsuluk hakkina malik olur.
Komsunun mal, miilk haklan, (Mecelle)nin 1192.ci ve sonraki
maddelerinde yazilidir.
MAHALLE ADABI HAKKINDA FASL
160 - Zaruri bir isin olmadikca, toplantilar arasina girme! icki,
kumar, calgi bulunan, kadin erkek beraber oturulan yerlere gitme
ve zevceni, cocuklanm gonderme! Boyle yerlere (Fisk meclisi) de-
nir. Ister kapali olsun, ister acik sacik olsun, yabanci kadinlara ve
kizlara bakma! Bir kizi goriip de, haram oldugu icin ona bakmi-
yanlara sehid sevabi verilir. Mahallede yiiriirken pencerelere bak-
ma! Gordiigiin kadina yakin yiiriime! ilk goriince senin bir seyin
olmadigim anlarsm, artik ondan sonra bir def'a daha bakma! ilk
gormege giinah yazilmaz. Bakmaga devam edince veya tekrar ba-
kmca yazilir. Hazret-i Ali "kerremallahu vecheh" buyurdu ki, 6m-
riimde bir kerre dahi kadinlara sehvet ile bakmadim. Sehvet naza-
n ile kadinlara bakmak, goz zinasidir. Tevbe etmelidir. Her yere
burnunu sokma, ya bir kazaya ugrar, yahud bir biihtana, iftiraya
ducar olursun.
CUM'ANIN ADABI HAKKINDADIR
161 - Tenbih: Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem"
efendimiz buyurdu ki, (Cum'a, fakirlerin haccidir ve mii'minlerin
bayramidir ve gok ehlinin bayraimdir ve Cennetde de bayram gii-
niidiir. Giinlerin en iyisi, en sereflisi Cum'adir) ve bir hadis-i se-
rifde, (Cum'a giinii iyiliklerin hazinesidir ve giizel seylerin men-
baidir) buyuruldu. Ve bir hadis-i serifde buyurdu ki: (Musa aley-
hisselam dedi ki: Ya Rabbi! Bana cumartesi giiniinii verdin, Mu-
hammed aleyhisselamin iimmetine hangi giinii vereceksin? Onla-
ra Cum'a giiniinii verecegim, buyuruldu. ilahi! Cum'a giiniiniin
-487-
kiymeti ve sevabi ne kadardir diye sordu. Ey Musa! Cum'a giinii
yapdan bir ibadete, cumartesi giinii yapdan yiizbin ibadet sevabi
vardir, buyuruldu. Bunun iizerine Musa aleyhisselam, ya Rabbi!
Beni Muhammed aleyhisselamin iimmetinden eyle diye diia eyle-
di.) Kur'an-i kerimde Cum'a guniinii bildiren ayet-i kerimeyi geti-
rince, Cebrail aleyhisselam dedi ki, ya Muhammed "aleyhissalatii
vesselam"! Musa aleyhisselamin timmeti eger Cum'a guniiniin kiy-
metini bilselerdi buzagiya tapmakdan, yehudi olmakdan kurtulur-
lardi. Isa aleyhisselamin iimmeti de bilselerdi hiristiyan olmakdan
korunurlardi. Cum'a giiniiniin faziletini bildiren hadis-i serifler
(Se'adet-i Ebediyye) kitabmm birinci kism, 71. ci madde sonunda
genis olarak aciklanmisdir.
Bir hadis-i serifde buyuruldu ki: (Cum'a giinii geldigi icin sevi-
nen bir mii'mine, kiyamete kadar her gun, o kadar sevab verilir ki,
adedini Allahii teala bilir.) Bir hadis-i serifde, (Cum'a giinii vefat
eden mii'minlere sehid sevabi verilir ve kabr azabindan onu korur-
lar) buyuruldu. (Tergib-iis-salat)m 123. cii sahifesindeki Hadis-i se-
rifde (Cum'a giinii sabah nemazindan evvel iic kerre (Estagfirulla-
hel'azim ellezi la ilahe ilia huv el-hayyel-kayyiime ve etiibii ileyh)
okuyamn ve anasimn ve babasimn biitiin giinahlari afv olur) buyu-
ruldu.
Cum'a giiniiniin yirmi siinneti ve edebi vardir. Muhammed Re-
sulullahi "sallallahii aleyhi ve sellem" sevenlerin, bunlan yapmasi
lazimdir:
1- Cum'ayi persembeden karsilamahdir. Mesela, yeni ve temiz
elbiseyi hazirlamah, isleri bitirip Cum'ayi ibadetle gecirmege gay-
ret etmeli. Persembe ikindiden sonra tesbih ve istigfar eylemeli.
Cum'a gecesi ehli ile gusl abdesti almah. Her ikisine kole azad et-
mis gibi sevab verilir.
2- Cum'a giinii, Cum'a nemazi icin gusl abdesti almahdir. Bu
gusl hakkmda cok hadis-i serif oldugundan, farz diyenler de var-
dir.
3- Basi tras etmeli. Sakahn bir tutamdan fazlasim ve tirnaklan
kesmeli ve beyaz giymeli. [Sakahn bir tutamdan kisa olmasi bid'at
olup biiyiik giinah oldugu (Berflta)da yazihdir.]
Alimlerin coguna gore, sakal birakmak siinnetdir. (Sahi-
hayn) denilen iki kiymetli hadis kitabmdan biri olan (Muslim)
kitabinda yazih, hazret-i Aisenin "radiyallahii anha" bildirdigi
hadis-i serifde, (On sey fitratdandir: Biyik kesmek, sakah uzat-
mak, misvak, mazmaza, istinsak, tirnak kesmek, parmak bogum-
larim yikamak, koltuk ve kasik temizlemek, bevlden istibra etmek)
-488-
buyuruldu. Bu hadis-i serifi, ibni Niiceym "rahime-hullahii teala"
(Bahr-iir-raik) kitabmda ve imam-i Zeyla'i "rahime-hullahii teala"
(Tebyin-iil-hakayik) kitabmda, gusliin farzlanm anlatirken yaz-
makda ve buradaki fitratin sunnet demek oldugunu bildirmekde-
dir. Bu hadis-i serif, sakal birakmamn diger peygamberlerin de
siinneti oldugunu, Muhammed aleyhisselamin dininin si'an olma-
digmi, bunun icin, (siinnet-i zevaid) oldugunu acikca bildiriyor. Bu
siinnetler (Sir'at-iil-islam)da da yazihdir. Cesidli sakal seklleri var-
dir. Yehudi sakah, hiristiyan sakah, sfi sakah, vehhabi sakah, ko-
miinist sakah ve islam sakah. Yalmz islam sakahm birakmak siin-
netdir. Bu da, uzunlugu bir tutam olan ve yiiziin her tarafinda bu-
lunan sakaldir. Boyle olmiyan sakal, sunnet degil, bid'at olur. Mu-
hammed Hadimi "rahime-hullahii teala" (Bcrika) kitabmda diyor
ki, (Hadis-i serifde, (Biyigi kisa, sakah uzun yapiniz!) buyuruldu.
Bunun icin, sakah kazimak, kesmek ve sunnet mikdarmdan kisa
yapmak men' olundu. Sakah bir kabza, bir tutam uzatmak siinnet-
dir. Sakah bir kabzadan kisa yapmak caiz degildir. Bir kabzadan
fazlasim kesmek de siinnetdir.) Bir kabza, cenede sakalm basladi-
gi yerden dort parmak eni kadar uzun olmak demekdir. Sunnet
olan, hatta mubah olan seyi sultan emr edince, bunu yapmak vacib
olur. Sultamn ve biitiin miislimanlarm yapmasi emr demekdir.
Boyle yerlerde sakah bir tutam uzatmak vacib olur. Bir tutamdan
kisa yapmak veya kazimak, vacibi terk etmek olur. Tahrimen mek-
ruh olur. Bunun cami'de imam olmasi caiz olmaz. Boyle olmiyan
yerlerde ve Dar-iil-harbde zulm gormemek, nafakadan olmamak,
yahud emr-i ma'ruf yapabilmek, miislimanlara ve islamiyyete hiz-
met edebilmek, dinini, namusunu koruyabilmek icin sakahm ki-
saltmak yine caiz olmaz ise de, kazimak caiz, hatta lazim olur. Ozr-
siiz olarak kazimak mekruh olur. Bir tutamdan kisa sakal biraka-
rak, boylece siinneti yapdigma inanmak bid'at olur. Siinneti degis-
dirmek olur. Bid'at islemek, adam oldiirmekden daha biiyiik gii-
nah olur. Boyle kisa olan sakah bir tutama kadar uzatmak vacib
olur. ibni Abidm "rahime-hullahii teala", nemazm mekruhlarim
anlatirken diyor ki, (Bir miiekked siinneti yapmak, bir mekruh is-
lemege sebeb olursa, bu sunnet terk edilir, yapilmaz. Birseyin ya-
pilmasimn sunnet mi, bid'at mi oldugunda siibhe edilirse, o sey
terk edilir, yapilmaz.) Adete uyarak, sakal kisaltmak mekruhdur.
Fitne cikarmamak icin, sakah kazimak caiz olur. Kisa sakal ile siin-
neti lfa etdigine inanmak ise, bid'atdir. Her iki halde de, sakahm
kazimasi lazim olur.
4- Cum'a nemazma miimkin oldugu kadar erken gitmeli. ilk
miislimanlar, cok sevab kazanmak icin Cum'a nemazma, karan-
-489-
hkda cami'e giderlerdi.
5- On safa gecmek icin, cema'atin omuzlarmdan asmamahdir.
6- Cami'de nemaz kilamn oniinden gecmemeli. Divar veya di-
rek arkasindan dolasmahdir.
7- Erken gidip birinci safda yer almalidir.
8- Hatib efendi minbere cikdikdan sonra hicbir sey soylememe-
li, ezam da tekrarlamamahdir. Konusana isaretle bile cevab ver-
memelidir. Hatib efendinin de konusmasi ve hutbeden baska sey-
ler soylemesi haram oldugu gibi, hutbe de, fasid olur. Hutbe bozul-
dugu icin Cum'a nemazi da kabul olmaz. Peygamberimiz "sallalla-
hii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Hutbe, iki rek'at nemaz demek-
dir.) Hutbeyi, kisa kesmek sunnetdir. Uzatmak mekruhdur. Hut-
bede dort halifenin ismlerini yiiksek sesle okumak Ehl-i siinnet
alametidir, okumak istemiyenden kacmahdir.
9- Nemazdan sonra, Fatiha, Kafirun, ihlas, Felak ve Nas sure-
lerini yedi kerre okumahdir.
10- Ikindiye kadar cami'de kalip, ibadet etmelidir.
11- Dindar olan ve Ehl-i siinnet alimlerinin "rahime-humullahii
teala" kitablarmdan anlatan alimlerin dersinde bulunmahdir. Boy-
le salih bir hocamn dersinde bir saat bulunmak, bin rek'at nafile
nemazdan efdaldir.
12- Cum'a giinu diianm kabul oldugu vakti aramali, bunun icin
hep ibadet etmelidir.
13- Cum'a gunii cok salevat-i serife getirmelidir.
14- Kur'an-i kerim ve Kehf suresini okumahdir.
15- Az veya cok sadaka vermelidir.
16- Ana-babayi veya bunlarm ve salih muslimanlarm ve Evliya-
nm kabrlerini ziyaret etmelidir. Evliyanm ruhlarmdan feyz almali-
dir.
17- Ehl ve evladm yemeklerini bol ve tath yapmahdir.
18- C°k nemaz kilmah, nemaz borcu olanlar kaza nemazlanm
kilmah, nemaz borcu olmiyanlar nafile niyyeti ile kilmahdir.
19- Cum'a guniinii, hep ibadet isleriyle gecirmelidir.
20- Ikindiden sonra, seccade iizerinde elinden geldigi kadar (ya
Allah, ya Rahman, ya Rahim, ya Kavi, ya Kadir) deyip, sonra diia
etmelidir.
162- Cum'a giinu giizel ve yeni elbiseni giy! Yeni elbisen yoksa
temiz elbise giy ve basmin sangmi otururken sarma, ayakda sar!
Giizel koku siiriinerek Cum'aya git. Zira melekler giizel kokudan
hoslamrlar. Giizel koku, erkekler icin siinnet, kadinlarm sokaga
-490-
cikarken suriinmeleri ve baslanm, kollarmi acmalan haramdir.
Ciinki kadinlann koku siirmesi ve sokaga acik sacik cikmalan er-
kekleri cezbeder. Yalmz ev icinde siislenebilir ve koku siiriinebilir.
Cum'aya giderken tesbih ve zikr eyle! Her adimma on sevab yazi-
hr.
163- Cum'a giinii miimkinse boy abdesti [gusl] alarak cami'e git,
nemaza erken git, hutbeyi isitebilecek bir yerde otur! Hutbe oku-
nurken, kimse ile konusma! Saga sola bakma ve donme! Zira, hut-
be okunurken konusmak giinahdir ve Cum'amn faziletini kaybeder.
Cami'e girince, bos yer nerede bulursan, orada otur! Cema'ate zah-
met vererek ileriye gecmege calisma! On saflarda yerini al! Gee ge-
lirsen, kimseyi rahatsiz etme, cema'ati saga sola yanlatip ilerlemege
calisma! ileriye gitmek icin kardeslerine zahmet verme. Yuriiyemi-
yen ihtiyarm ve hastamn, Cum'a nemazim kilmasi farz degildir.
ALIMLER ILE SOHBET ADABI
164 - Ehl-i siinnet i'tikadmda olan ve haramlardan sakman
alimleri ziyaret et ve sohbetlerinde bulun! i'tikadlan, inanclan bo-
zuk ve miirai ve din cahili olanlardan veya islamiyyete uymiyanlar-
dan sakin, yanlarma ugrama! Zira [mezhebsizler ve] miirailer din
hainleridir. Hak teala, hadis-i kudside buyurur ki, (Dostlarimi in-
sanlar kintlc gizlerim, onlari kimse bilmez.) Sayed bu sahislarm
sozleri, hareketleri ve ibadetleri Ehl-i siinnet alimlerinin "rahime-
hiimullahu teala" kitablarmda yazih olanlara uygun ise, o zeman
sohbetlerine devam eyle ve nasihatlerini ve dualarim almaga cahs!
165 - Dinini bilen, nemaz kilan, haramlardan sakman, zevcesi-
ni, kizlarim acik gezdirmiyen ve erkek, kadm birlikde toplanma-
yan alimlere (islam alimi) denir. Onlarm yanlarmda adab iizere
otur, onlardan istifade fazladir. Onlardan ibret ve nasihat ve feyz
almaga cahs! Feyz ahnca, kalbin nurlamr. Etrafa nur sacarsm. On-
larin yanmda oturunca, fazla konusma, konusunca da hesabh ko-
nus! Onlarin din bilgisi fazla olanlan, biiyiik bir hazmedir. Bunla-
nn kalbini kirma, diiasim almaga cahs ve yanlarmdan aynhrken se-
lamla aynl, hal ve hatirlanm sor! iki kisi konusurlarken sozlerine
karisma! Birisi aksirip (Elhamdiilillah) derse, ona (Yerhamiikel-
lah) demek cok sevabdir. Yolda giderken biiyiiklerin ve alimlerin
oniinden yiiriime!
[(Fetava-yi Hindiyye), besinci cild, 379. cu sahifede diyor ki,
(Herkesle miidara ederek sohbet etmelidir. Ya'ni, hep tath dilli
ve giiler yiizlii olmahdir. iyi ve kotii, siinni ve sapik herkes ile kar-
silasinca, boyle olmahdir. Fekat, kotiilere ve mezhebsizlere mu-
-491-
dahene etmemeli, onun sapik yolundan razi oldugunu zan etdir-
memelidir.) Mudara, islamiyyetin disma cikmadan, goniil almak-
dir. Miidahene, birinin gonliinii alirken, islamiyyetin disma cik-
mak, giinaha girmekdir.]
HAKIM VE DA'VACILAR FASLI
166 - Mahkemeye bir isin dusunce, hakim karsismda da'vaci ile
veya da'vah ile kavga etmege kalkisma! Ne sorulursa o kadar ce-
vab ver! Sayed sahid olarak gidersen, hie kimsenin te'siri altinda
kalmadan ve kimseden korkmadan Allah rrzasi icin dogru konus!
Zalimlere dogru soyleyip de, muslimamn mahni, camni, namusunu
yikmakdan sakin! Olur olmaz bir is icin hemen mahkemeye kos-
ma! Daima uzlasmak ve uyusmak tarafmi tercih eyle! Hem kendin
ugrasmazsm ve hem de miislimam afv etmek sevabim kazamrsm.
Zaten sulh, hiikmlerin en buyiigiidur.
Herkesin sahsiyyet ve makamina gore konusmak lazimdir. Bir
koylii ile konusdugun gibi, bir ilm adami ile de aym seklde konus-
ma! Herkesin anhyabilecegi gibi konus ve her sahsin yasina, ilmi-
ne ve salahiyyetine gore konus! Konusurken dikkatli bulun, gelisi
giizel konusma! Mahkeme ve hiikumet me'murlan ile konusmaga
mecbur kahrsan, daha evvel miislimanlara dams! Mesveret stin-
netdir ve cok sevab ve cok faidelidir. Onlarla mudara ile ve giile
giile konus, sert soyleme ve sana geldikleri zeman, onlara yemek
veya bir sey ikram et! Me'murlarla latife etme, kendine hiirmet et-
dir!
ARKADASLIK VE DOSTLUK
167 - Din kardesini ziyarete gidecegin zeman, onun miisaid bir
zemamm ogren, kendisinden bir va'd, ya'ni bir soz al ve o zeman-
da ziyarete git! Gee kalma! Evine girecegin zeman, kapi acik olsa
bile, ondan izn iste ve izn verdikden sonra iceriye gir, iceri girince,
saga sola bakma. icerde calgi, icki, kumar varsa ve hele kadm er-
kek kansik oturuluyorsa, bir behane ile oradan aynl! Salih bir
kimse yemek ikram ederse, yavas ve adabi vechile yi! Fazla ko-
nusma, dostunda fazla eglenme, giderken, tevazu' ile, selam ile ay-
nl l'
Tamdigm bir miisliman, sana gelince, elinden geldigi kadar iyi
ve tath karsila, yemek ikram eyle! Kapiya cik, kendisini karsila!
Selam verince, selamini al ve kendisine giizelce iltifatda bulunup:
Efendim safa geldiniz, hos geldiniz, diyerek odamn bas tarafina
oturmasim teklif eyle! Sen asagi tarafda otur! Dinden, ibadetden,
-492-
haramlarm zararlanndan ve Evliyamn "kaddesallahii teala esrare-
hiimul aziz" hayatlarmdan anlat! Birseyler ogret! Yemek yirken
onu utandirmamak icin, sen de cok yi! Giderken, onu ugurla ve se-
lam soyle ve dtia eyle!
168 - Evine gelip gecici salih bir miisafir gelirse, onun hizmetini
iyice yap! Hemen yemegini ver, belki acikmisdir. Yamnda fazla da
oturma. Belki yorgundur. Yatmadan once, kibleyi, halayi, seccade-
yi ona goster. Abdest suyunu, abdest havlusunu ve diger ihtiyacla-
nm te'min eyle! Sabah olunca, sabah nemazina kaldir. Ve cema'at
halinde beraber kiliniz! Erkence yemegini hazirla, gidecegi yol bel-
ki uzundur. Giderken kendisine bir din kitabi hediyye eyle! islamiy-
yetde, kiz ile oglamn arkadas olmalan, konusmalan caiz degildir.
Kimseye su-i zan etme, varsa akl-u $u'urun
Diinya var imis, ya kiyok imis, ne iiimininl
YEMEK YIME FASLI
169 - Yemek yiyecegin zeman, ellerini yikamak siinnetdir. Pey-
gamberimiz "aleyhisselam", yemek yirken sag ayagim diker, sol di-
zi iizerine otururdu. Masa etrafmda sandalyede oturmak da caiz-
dir. Yemekden evvel Besmele-i serif soylemek siinnetdir. Resulul-
laha "sallallahii teala aleyhi ve sellem" yimek adabi sorulunca:
(Biz kuluz, kul gibi yimeliyiz!) buyurdu.
Yemekde dort dane farz vardir:
1- Yemegi, nzki Allahdan bilmek.
2- Yidigin yemek halal ve tayyib olmak.
3- Yemek hazm oluncaya kadar Allahm emrinden cikmamak.
Yabanci kadmlarla birlikde yimemek.
4- Yemek hazm oluncaya kadar ondan hasil olan kuvvetle Al-
lahm nehyini islememek.
Yemekde iki dane haram vardir:
1- Kami doydukdan sonra, yine tika basa yimek.
2- Sofrada calgi, yabanci kadm, icki, kumar ve sair haram sey-
ler bulundurmak.
Yemekde lie dane siinnet vardir:
1- Yidigin kapda yemek artigi birakmayip tarn olarak yimek ve
yemek yidigin kabi tam olarak silmek.
Peygamberimiz "aleyhisselam" yemek yidigi kabi mubarek
parmagi ile siyirip parmagmi yaladigi vaki'dir. Sen ise, kibr ile ye-
megin yarisim kablara bulasdirip terk etme! Sonra yemeklere has-
ret cekersin.
-493-
2- Yemek sofrasmda, oniindeki ufaltilan yimek, yemegin sifa-
sindandir. Oniinde kiiciik lokma varken buyiigiine baslama ve
ufaltilan yimekden cekinme!
3- Bedenin rahatim seversen az yemek yi! Yemegin adabi ve
siinnetleri cokdur. Fekat baslarken Besmele ile baslamagi, sonun-
da da Elhamdiilillah demegi unutma! Evvel ve sonunda tuzla bas-
la ve bitir!
LUZUMLU BiLGILER
(Fetava-yi Hindiyye) besinci cildde diyor ki, her diirlti tegan-
ni, ya'ni calgi ile, kadin ve oglan sesi ile sarki soylemek ve dinle-
mek haramdir. Ansizin isitir ve oradan kacarsa giinah olmaz.
Giinah olmiyan seyleri boyle olmiyan seslerle dinlemek caiz
olur. Ilm, ahlak bulunan si'r yazmak, soylemek caizdir. Diri ve
belli bir kadim anlatan soz, yazi mekruhdur. Kur'an-i kerim oku-
maga, nemaz kilmaga vakt birakmryan her mubah is mekruhdur.
Tekkelerde ilahiler okuyarak raks etmek, oynamak, donmek ha-
ramdir. Bu tekkelere gitmek, oturmak da haramdir. Simdi, din-
den haberi olmayan fasiklar, boyle tarikatcihk yapiyorlar. Dii-
giinlerde ve kiiciik cocugu eglendirmek icin kadinm def calmasi
caizdir. Halal sarkilarla, calgi ile birlikde calmasi caiz degildir.
Erkeklerin bayramlarda def, davul calmalan da boyledir. Giinah
sey soylemeden ve baskalanni guldurmek icin olmiyan mizah, la-
tife soylemek caizdir. Kuvvetlenmek icin giiresmek caizdir.
Oyun ve eglence icin mekruhdur. Tavla, onalti tas, iskambil, brie
ve bilardo, bezik, futbol, voleybol gibi oyunlar, kumarsiz da olsa-
lar, mala-ya'ni olduklan icin haramdir. ilm ogrenmege, nemaz
kilmaga mani' olan hersey haramdir. Satranc, kumar ile olursa
haram, kumarsiz mekruhdur. Yalan soylemek haramdir. Yalmz,
harbde diismana ve iki miislimam bansdirmak icin ve zalimden
mazlumu kurtarmak icin caiz olur. Giinah islemegi diisiinmek,
islemege niyyet etmek, karar vermek giinah olmaz, yapmak gii-
nah olur.
Giinah isleyene tath sozle Emr-i ma'ruf, ya'ni nasihat edilir.
Dinlemezse, fitne cikacak ise edilmez, susulur. Sozii dinlenecek ise,
sert soylenir. Sogmek, kotii soylemekle Emr-i ma'ruf yapmamah-
dir. Karsihk verecek kimseye, Emr-i ma'ruf ve nehy-i miinker ya-
pilmaz. Karsiliga sabr edebilirse yapmasi efdal olur. Amirler el ile,
Slimier dil ile, cahiller kalb ile Emr-i ma'ruf yapar. insan evvela
kendine Emr-i ma'ruf yapmahdir. Cahil, alime Emr-i ma'ruf yap-
mamahdir. Bir giinahi yapmak adeti olan, o giinahi isliyeni goriin-
ce, Emr-i ma'ruf yapar. Giinah isliyene Emr-i ma'ruf yapamiyan
-494-
kimse, onun babasma soyler veya yazar. Babasi Emr-i ma'ruf
yapmaz veya yapamiyacak ise, babasma bildirmez. Zevcine, hu-
kumete bildirmek de boyledir. Tevbe edenin giinah isledigi bas-
kasina bildirilmez. Hirsizi goren, zaranndan korkmazsa haber ve-
rir.
Giinah isliyen zevce, nasfhat vermekle tevbe etmezse, bunu bo-
samak vacib olmaz. Calgi aletlerini evinde muhafaza etmek, kendi
kullanmazsa da, mekruh olur. Alimin cahil iizerine hakki, hocamn
talebesi iizerine olan hakki gibidir. Zevcin zevcesine hakki, bunlar-
dan daha cokdur. Mubah olan emrlerine ita'at etmesi ve malim ko-
rumasi da lazimdir. Baska yol yok ise, baskasmin tarlasindan gec-
mek caiz olur. Izn vermezse gecemez.
Ibadet ve kazanc ilmlerini ogrenmek farzdir. Daha fazlasmi
ogrenmek efdaldir. Fikh ogrenmeyip, hadis, tefsir ogrenmek iflas
alametidir. Kible ve nemaz vaktleri icin ve cihad icin astronomi
ogrenmek caizdir. Falcihk bilgileri ogrenmek haramdir. Miicade-
le, miinakasa icin kelam ilmi ogrenmek mekruhdur. Cahillerin,
bid'at firkalan iizerinde, mezhebler iizerinde konusmalan caiz de-
gildir. Eski yunan felsefecilerinin ve bid'at ehlinin, mezhebsizlerin
din kitablanm okumak, evinde bulundurmak caiz degildir. Boyle
kitablar, insamn i'tikadim, lmamm bozar. Din bilgilerini, iman bil-
gilerini (Ehl-i siinnet) alimlerinin kitablarmdan ogrenmeden ev-
vel, fen bilgilerini, felsefe bilgilerini ogrenmek caiz degildir. Her
miisliman, cocuklarma, once, islam harflerini, Kur'an-i kerim oku-
masim, nemaz kilmasim, din ve islam ahlakim ogretmeli, ondan
sonra oglunu mektebe gonderip, fen ve san'at ve sair liizumlu, fa-
ideli seyleri ogretmelidir. Her nev' oyun, mesela top oynamasi,
(Ma-la-ya'ni) olur, ilm ogrenilmesine mani' olur. ibni Abidin, be-
sinci cildde diyor ki: (Arabi, lisan-i Cennetdir. Diger lisanlardan
efdaldir). Arabca ogrenmek ve ogretmek, ibadetdir. ilmi, Allah n-
zasi icin, islam dinine ve miishmanlara hizmet icin ogrenmelidir.
Mai, mevki' kazanmak icin, kibr ve sohret icin ogrenmemelidir.
Hoca hakki, ana- baba hakkindan oncedir. ilmi, Ehl-i siinnet alim-
lerinden veya onlarin yazdiklan kitablardan ogrenmeli ve salih in-
sanlara ogretmelidir. ilmi iyi insanlardan esirgememelidir. [Salih
insan, iyi insan demekdir. Ehl-i siinnet i'tikadmda olan ve haram
islemekden sakinan miislimana (salih) [iyi insan] denir. Ehl-i siin-
net i'tikadmda olmryan miishmanlara bid'at sahibi veya mezheb-
siz denir.] Ehl-i siinnet i'tikadim ve haramlan ogrenmek, binler-
ce ihlas suresi okumakdan daha sevabdir. Fikh ogrenmek, hafiz
olmakdan efdaldir. Hafiz olmak da, nafile ibadetden efdaldir.
Va'z verirken, Allahii teala demelidir. Yalniz, Allah demek hur-
-495-
metsizlikdir. Fisk meclisinde tesbih, tahmid ve Kur'an-i kerim, ha-
dis-i serif ve fikh okumak giinahdir. Fiska mani' olmak icin tesbih
okumak caiz olur. [Goriiliiyor ki, kaval ile, zurna ile, calgi ile birlik-
de veya bunlann fasilasinda, tekbfr, salevat okumak giinahdir.]
Diia ederken avuclan acmak, iki el arasi acik olmak, kollan gogiis
hizasina kaldirmak, diiadan sonra elleri yiize siirmek miistehabdir.
Koy halki, imam icin tohum ekseler, mahsul imama teslim edilme-
mis ise, mahsul tohum sahiblerinin olur. [Yardim icin toplanan pa-
ra, mal da boyledir.]
Ayakda bevl yapmak caizdir veya mekruhdur. Ozr varsa, mek-
ruh olmaz. Fekat, iistiine sicratmamak ve bevl cikan yeri yikamak
veya kurulamak lazimdir. [idrar kaciran, idrar cikan yere bez sar-
mah, bunu naylon torbaciga koyup agzim baglamah, idrar bezi is-
latmca, torbadan cikanp, yikayip, kurutup tekrar kullanmahdir.
Boylece, iki, uc bez senelerce kullamlabilir.] Diinya sikintilarmdan
kurtulmak icin, oliimii istemek mekruhdur. Zemamn fitnesinden
kurtulmak, giinaha diismemek icin istemek caiz olur. Zelzele olun-
ca, evden disan kacmak caizdir. insanlara miidara etmek miiste-
habdir. Ya'm, herkese karsi tath dilli, giiler ytizlii olmahdir. Fekat
miidahane etmemelidir. Ya'ni hatir icin, giinah islememelidir. Mal
sahibinin, kiradaki mahna girerek incelemege hakki vardir. Ze-
manda ve yildizlarda ugursuzluk yokdur. Cocuklan salih olan kim-
senin, mahni, bunlardan birine vermesi giinah olur. Fasik olanlan
varsa, bunlara vermemesi caiz olur. Buibulu kafesde habs caiz de-
gildir. [Kanarya gibi, kafese ahsik olanlan kafesde beslemek caiz-
dir.] Dar-iil-islamda Hakimin, sihrbazi, biiyuciiyti oldiirtmesi la-
zimdir. Zmdik icin de boyledir. Zmdik, Allahii tealayi ve ahireti in-
kar eden ve baskalanm da, inkar etmeleri icin, aldatan kimsedir.
[Fen yobazlan, masonlar ve komiinistler boyledir.] (Hindiyye)den
terceme temam oldu.
SU ICMEK ADABI
170 - Su iperken bir solukda icme, ile def'ada ic! Terli iken so-
guk su icme, uyku arasmda su icme, cok su icme! Bunlann hepsi-
nin viicuda zararlan vardir. Bir toplantida su istendigi zeman, bas
tarafdan su vermege basla, sagdan dolas! Peygamberimiz "sallalla-
hti aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Su i^eceginiz vakt, ayakda i<;me-
yiniz! Viicudiiniize zararhdir. Yalniz abdestden artan su ve zem-
zem-i serif ayakda icilebilir.)
171 - Pazar yerinde gezerken kimseyi rahatsiz etme! Sokaklar-
da siimkiirme, kimse ile alay etme! Yiiriirken ve insanlara karsi
yemek yime! Kimse ile kavga eyleme, dostla da, diismanla da mii-
-496-
nakasa etme! Satdigm esyayi geri getirirlerse red etme! Yalan soy-
leme! Haram yime, kimseyi aldatmaga kalkisma!
Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Bir
kimse carsiya girince "La ilahe illallahii vahdehu la serike leh, le-
hiil miilkii ve lehiil hamdii yuhyi ve yiimit ve hiive hayyiin la yemu-
tii biyedihil hayr ve hiive ala kiilli sey'in kadir" okusun, bin giina-
hi afv olur.)
Diikkamm Besmele ile ac ve kapa! Yinecek bir sey aldigin ze-
man, acik olarak tutup eve getirme, bir seye sar ve ortiilii seklde yi-
yecegini eve gotiir! Eve gidince, cocuklan herhangi bir seyle sevin-
dir! Dukkanina gee git ve erken kapa! [Diger zemanlannda ilmihal
ogren ve ogret!]
172 - Bir kimse ile yolda arkadas olursan, onun yurudiigii kadar
yiiru. Onunla konusurken, saga sola bakma! Ondan aynhrsan er-
kence yamna don, onu bekletme! Arkadasm hakkim gozet, onu
giicendirme! Nemazlan onunla cema'at yaparak kil. Aynhrken
onunla halallas!
173 - Bir hastamn ziyaretine gitdigin zeman, kapiya varmca,
iceri girmege miisaade iste! Besmele ile gir, sag tarafma otur, iceri
girince selam ver, hal ve hatirim sor! Hastaligma bir ilac biliyorsan
soyle. Kelime-i sehadet getirerek ona duyur ve acil sifalar dile!
Hastamn yanmda fazla oturma! Bir ihtiyaci varsa yap! Aynhrken
kendisine acele sihhat bulmasi icin diia eyle!
174 - Cenazeye yalmz gitme! Mecburiyet hasil olursa, yalmz gi-
dersin. Cenaze sahibine selam vererek, Allahii teala sabr versin di-
yerek teselli eyle! Cenazenin defni icin yardim eyle! Cenazeyi mev-
tamn sag omuzundan basliyarak tasi ve yiiriiyerek git. Cenazeyi ta-
simak adabi (Se'adet-i Ebediyye) kitabmda uzun yazilidir. Pey-
gamberimiz, cenazeye yiiriiyerek gidip, binerek dondiiler. Bunun
sebebini sordular, cevaben, (Cenaze giderken melekler de beraber
gider, onun icin yuriimelidir ve bir vasitaya binmekden haya etme-
lidir) buyurdu. [Cenazeyi kafirler gibi tasimak, celenk koymak, res-
mini ve matem isaretleri takmak giinahdir.]
175 - Aileni giizelce idare eyle! Tath nasihat ederek, Allahii te-
alamn emrlerini ona ogret! Gusl abdesti almasma, nemaza devam
etmesine cok dikkat et! Her ihtiyacim, idaresini halalden te'min
eyle! Ona haram lokma yidirme! Onu tarlada, fabrikada cahsdir-
ma! Onun kazandigi, onun miilkii olur. Rizasi olmadan elinden al-
mak, sana haramdir. Ailene kizmca, dogiip seni bosanm gibi keli-
meler kullanma ve kahbe dahi deme; agzma ve goziine sogme, ka-
fir olursun. Ona nfk ile muamele eyle. Onu dogme! Sopa ile hie
kimseyi dogmek caiz degildir. Evine calgi, icki sokma! Her kadi-
- 497 - Islam Ahlaki - F:32
ni evine kabul edip, ailenin zihnlerini tahrib eyleme! Ailenin sirri-
m baskasma acma, ondan odiinc para alma!
176 - Evine Besmele ile gir! Eger zemamn musaid ise, ihlas su-
resini oku! Peygamberimiz "aleyhisselam" buyurdu ki: (Eve girer-
ken Ihlas-i serifi okuyan, yoksulluk gormez!) Eshabdan Siiheyl
"radiyallahii anh", Peygamberimizin "aleyhisselam" bu tavsiyesi
iizerine zengin olmusdur. Eve girerken sag ayaginla iceriye gir ve
selam ver! Evde kimse yoksa, su seklde selam verebilirsin: "Esse-
lamii aleyna ve ala ibadillahissalihin." Bununla beraber, bir kerre
(Kulhuvallahu) suresini ve bir kerre de (Ayetelkiirsi)yi okursan
evine seytan giremez. Her neye baslarsan Besmele ile basla! ise ve
yemege sag dime basla! Yemege hep beraber otur. Yemekden
sonra, diia ve (Kulhuvallahu) suresini oku! Yemekden sonra bir
saat gecmeyince su icme, viicuda iyi degildir.
177 - Yataga yatacagm zeman Tebareke suresini oku! Peygam-
berimiz "aleyhisselam" buyurdu ki: (Yatarken Tebareke suresini
okumadan yatma! Zira oliirsen kabrde sana yoldas olur. Her gece
Tebareke suresini okuyan kimse, Kadr gecesini ihya etmis gibi se-
vaba nail olur.)
Bir gece Sultan-i Enbiya, hazret-i Aiseye "radiyallahii anha"
dedi ki, (Ya Aise! Kur'an-i kerfini hatm eyle, biitiin Peygamberle-
ri kendine sefaatci ve biitiin mii'minleri kendinden hosnud eder-
sin.) Hazret-i Aise "radiyallahii anha": Anam-babam sana feda ol-
sun! Az bir zeman icinde bunlan nasil yapabilirim? Sultan-i Enbi-
ya buyurdu ki, (Ya Aise, iic kerre "Kulhuvallahu" suresini oku.
Kur'an-i kerfini hatmetmis gibi olursun. Bir kerre "Allahiimme
salli ala Muhammedin ve ala ceinf il Enbiyai veliniirselin" de, bii-
tiin peygamberler senden razi olsun. Bir kerre de "Allahiimmag-
firli ve li valideyye [ve li-mesayihiyye] ve lil mii'minine vel mii'mi-
nat vel miislimine vel miislimati el ahyai lninhiim vel einvat" de,
biitiin mii'minler senden razi olur. Bir kerre de "Siibhanellahi vel
hamdii lillahi ve lailahe illallahii vellahii ekber vela havle vela kuv-
vete ilia billahil aliyyil azim" de ki, Allahii teala hazretleri senden
razi olsun.)
(Tam Ilmihal) 1010. cu sahifesinde diyor ki, (Cesidli kimseler,
cesidli ciiz'leri okuyunca, hatm sevabi hasil olmaz. Hatmi tek bir
kimsenin okumasi lazimdir.) Bunlara, Kur'an-i kerim okumak se-
vabi verilir. Bunlar da istedigine hediyye eder.
178 - Su sureleri aksam, sabah iicer kerre Besmele ile oku ve
zevcene, cocuklarma da okut!
1- Ihlas, (Kulhuvallahu suresi.) 2- Muavvizeteyn (ya'ni Kul
-498-
e'uzii birabbil felak ile Kul e'uzii birabbhmasi.) 3- Fatiha-i serife
(ya'ni Elhamdiilillahi suresi.)
Bu dort sureyi aksam, sabah iicer kerre okuyan, malini, canini,
coluk cocugunu, biitiin belalardan muhafaza etmis olur.
Bunlardan baska (Kulyaeyyiihelkafirun) suresini aksam, sabah
okuyan kimse, kendisini sirkden korumus olur.
Aksam, sabah bu diiayi okuyan kimse, sihr ve zalimlerin serrin-
den ve belalardan emm olur. DM sudur:
" Hismi Ihihi 1 1 ;ih nniii i 1 1 ;ih im. bismillahillezi la yedurru ma'asmi-
hi $ey'iin fil erdi vela fissemai ve hiivessemiuFalim."
Sultan-i Enbiya "sallallahii aleyhi ve sellem" hazretleri buyur-
du ki, (Hak teala hazretlerinin iic ismi vardir ki, dilde hafif, terazi-
de ise cok agirdir. "Siibhanallahi vel hamdiilillahi ve la ilahe illal-
lahii vallahii ekber vela havle vela kuvvete illabillahil aliyyil azim."
Bunun her bir kelimesine yiiz sevab verilir.)
Yataga yatarken ve yatakdan kalkmca ve her nemazda, [dii-
adan ve salevatdan sonra], istigfarlann en buyiigii olan su diiayi
oku ki, giinahlar afv olur. "Estagfirullahel azim el kerim ellezi la
ilahe ilia hiivel hayyel kayyume ve etubii ileyh."
[Dort mezhebin fikh bilgilerinin inceliklerine vakif, derin alim,
Seyyid Abdiilhakim Efendi "rahmetullahi teala aleyh" buyurdu
ki: Yatagina E'uzii ve besmele okuyarak gir. Sag yan iizerine kib-
leye karsi yat. Sag avucunu sag yanagin altma dose. E'uzii besme-
le ile bir Ayet-el-kiirsi oku. Sonra herbiri icin besmele okuyarak,
iic Ihlas, sonra bir Fatiha, sonra birer def a iki Kul e'uziiyii oku.
Sonra iic def a istigfar diiasi, ya'ni (Estagflrullaherazim ellezi la
ilahe ilia hu) oku! Ucuncusiine (el-hayyel-kayyume ve etubii
ileyh) ilave et! Sonra on kerre (tevekkeltii alellah ve la havle ve-
la kuvvete ilia billah) oku! Buna (Kelime-i temcid) denir. Onun-
cusuna (hil aliyyil azim ellezi la ilahe ilia hu) ilave et! Sonra, (Al-
lahummagilr If ve li valideyye ve lil-mii'minine vel-mii'minat) ve
bir salevat-i serife ve bir (Allahumme Rabbena ati-na fiddiinya
haseneten ve fil'ahircti haseneten ve kina azabennar bi-rahmeti-
ke ya Erhamerrahimin) ve iic veya on veya kirk yahud yetmis is-
tigfar, ya'ni (Estagfirullahel'azini) ve bir kelime-i tevhid ya'ni
(La ilahe illallah Muhammediin resulullah) oku. Sonra, istedigin
tarafa donerek uyu!] tmam-i Rabbani 174. cii mektubunda buyu-
ruyor ki, kelime-i temcid okumak cin carpmasma karsi korur.
Buyuklerimiz, cinleri def etmek icin bunu okurlardi. 174. cii
mektuba bakmiz! Ey buyiiklerin buyiigii Allahim! Muhammed
aleyhisselamin haber verdigi gibi, sana inamyorum. Beni kabul
-499-
et! Beni afv et! Muhammed aleyhisselam, seni bize haber verme-
seydi, bu noksan akhmizla, kendimiz bulmak, seni tanimak serefi-
ne kavusamazdik. Hayvanlardan asagi olurduk. Cehennem atesin-
de yanmak cezarmz olurdu. Ey biiyiik Peygamber! Senin bizim
iizerimizdeki hakkm sonsuzdur. Bizi, Allahimizi tammakla seref-
lendirdin. Miisliman olmak se'adetine kavusdurdun. Sonsuz yan-
mak azabmdan kurtardm. Bunun icin, benden sana sonsuz selam-
lar, sonsuz diialar olsun. Ey biiyiiklerin biiyugii Allahim! Bu biiyiik
Peygamberi bize tanitan analanmiza, babalanmiza, hocalanmiza
ve Ehl-i siinnet kitablanni yazanlara ve yayanlara rahmet eyle!
Amin.
179 - Hak tealayi cok zikr eyle ki, hakiki kul olasm.
Gece yansmdan sonra kilman tehecciid nemazi, giindiiz kilman
bin rek'atden daha faziletlidir. iki rek'at kaza nemazi kilmak da,
tehecciid kilmakdan daha efdaldir. Peygamberimiz "sallallahii
aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Gece uyamnca, su diiayi okuyan,
her istedigine nail olur: "La ilahe illallahii vahdehii la strike leh,
lehiil miilkii ve lehiil hamdii ve hiive ala kiilli sey'in kadir siibha-
nellahi velhamdiilillahi ve la ilahe illallahii vallahii ekber vela hav-
le vela kuvvete ilia billahil aliyyil azim.)
180 - Evinden cikarken (Ayetelkiirsi)yi oku! Zira, her isinde
muvaffak olur ve hayrh isler basanrsin. Resulullah "aleyhisselam"
buyurdu ki, (Bir kimse, evinden cikarken Ayetelkiirsiyi okursa,
Hak teala, yetmis melege emr eder, o kimse evine gelinceye kadar,
ona diia ile istigfar ederler.) Evine gelince de okursan, iki Ayetel-
kiirsi arasmdaki islerin hayrh olur ve fakirligin onlenir. Once sag
ayakkabim giy! Sonra sol ayak ile evden, cami'den cik!
181 - Besmelesiz cima' etme! Araya seytan kansir. Kurban bay-
rami gecesinde, giinese karsi, yildizlara karsi, yemis agaci altinda,
cocuk yanmda, kibleye karsi ve hayz zemanmda etme ve horoz gi-
bi cabuk etme ve uzun zeman fasila verme! Sonra, bevl etmeden
once, gusl abdesti alma! Ac ve susuz iken etme ve tok karmna et-
me ve sol yanin iizerine yatarken etme! Evla olan iki diz iizere iken
etmekdir ve sonra hemen gusl abdesti almakdir.
Evlada din bilgisi ve islam ahlaki ogretirsen, diinyaya ve ahire-
te hayrh olurlar. imam-i Gazali "rahmetullahi aleyh" buyuruyor
ki, (Bir kimse ciiniib olsa da, gusl abdesti almadan bir nemaz vak-
ti geese, o kimseye atesden gomlek giydirilecekdir.)
Hamamda cok oturma! Hamamda gobegin ile dizlerinin arasi-
m acma! Erkeklerin ve kadmlarm, hamamda da, avret mahallerini
acmalan haramdir ve acan da, bakan da mel'undur.
-500-
KADINLARIN HAYZ VE NIFAS HALLERI
Tenbfli: ibni Abidfn "rahime-hullahii teala" (Menhel-iil-vari-
din)de diyor ki: Her erkek, evlenecegi zeman, kadinlarm hayz ve
nifas hallerini ogrenmeli, zevcesine ogretmelidir. Her miisliman
kadimn hayz ve nifas bilgilerini ogrenmesi farzdir.
Osmanh devletinin yetisdirmis oldugu biiyiik islam alimlerin-
den Aksehrli Mustafa Fehfm bin Osman "rahmetullahi aleyh"
(Miirsid-iin-nisa) kitabmda diyor ki:
(Hayz), sekiz yasini doldurmus sihhatli bir kizm veya adet ze-
mani son giiniinden onbes giin gecmis olan kadimn oniinden cikan
kana denir. Beyazdan baska her renge ve bulanik olana hayz kani
denir. Bir kiz, hayz gormege baslaymca (baliga) olur. Ya'ni kadm
olur. Kan goriildiigii andan, kesildigi giine kadar olan giinlerin sa-
yisina (Adet zemani) denir. Adet zemani en cok on giindiir. En az
iic giindiir. Safi'i ve Hanbeli mezheblerinde, en cogu onbes, en azi
bir giindiir.
Hayz kaninin durmadan hep akmasi lazim degildir. ilk gorii-
len kan kesilip, birkac giin sonra tekrar goriiliirse, aradaki iic
giinden az olan temizlik, sozbirligi ile hep akdi kabul edilir. tip
giin ve daha cok siiren temizlik, imam-i Muhammede gore, hay-
zin onuncu giiniinden once biterse, yine kan akdi kabul edilir.
Kan akdi kabul edilen bu temizlik giinlerine (Fasid temizlik) de-
nir. Bir giin, tam yirmidort saat demekdir. (Kiirsiif) denilen bez
veya pamuk iizerinde, aylarca hergiin kan lekesi goren kiz her ay
on giin hayzh, sonra yirmi giin istihazah kabul edilir. Eskiden
adeti olan boyle bir kadm ise, adetine gore hareket eder. Bir kiz,
iic giin kan goriip, bir giin gormese, sonra bir giin gorse, iki giin
gormese birgiin daha goriip bir giin gormese yine bir giin gorse,
bu on giiniin hepsi hayz olur. Her ay, bir giin kan gorse, bir giin
gormese, boyle on giin birer giin goriip gormese, gordiigii giinler-
de nemazi ve orucu terk eder. Ertesi giinlerde gusl abdesti ahp
nemazlanm kilar. (Mesail-i §erhi vikaye.) Uc giinden, ya'ni yet-
misiki saatden, bes dakika bile az olan ve yeni bashyan icin on
giinden cok siiren ve yeni olmiyanlarda adetden cok olup, on gii-
nii de asan ve hamile ve ayise [ihtiyar] kadinlardan ve dokuz ya-
smdan kiiciik kizlardan gelen kanlar, hayz olmaz. Buna (istihaza)
denir. Kadm ellibes yaslarmda (Ayise) olur. Adeti bes giin olan,
giinesin yansi dogunca kan goriip, onbirinci sabahi, giinesin iicde
ikisi dogarken kan kesilse, ya'ni on giinii birkac dakika asmis olsa,
adet zemani olan bes giinden sonra gelenler, istihaza olur. Ciin-
ki, giinesin dogma zemaninm altida biri kadar, on giinii ve on ge-
-501-
ceyi asmisdir. On gun temam olunca gusl edip, adetden sonraki
giinlerde kilmadigi nemazlan kaza eder.
istihaza giinlerinde bulunan bir kadm, idranni tutamiyan veya
sik sik burnu kanayan kimse gibi, ozr sahibi olur. Nemaz kilmasi ve
oruc tutmasi lazim olur ve kan gelirken dahi vaty caiz olur.
imam-i Muhammede "rahime-hullahii teala" gore, bir kiz, om-
riinde ilk olarak, bir gun kan gorse, sonra sekiz gun gormese ve
onuncu giin yine gorse, on giiniin hepsi hayz olur. Fekat, birgiin
gorse, dokuz giin gormese, onbirinci giinii yine gorse, hicbiri hayz
olmaz. Kan goriilen iki giin istihaza olur. Ciinki, onuncu giinden
sonra goriilen kandan onceki temizlik giinlerinin hayz sayilmiyaca-
gi yukanda bildirilmisdi. Onuncu ve onbirinci giinleri kan gortirse,
aradaki temizlikler de hayz sayilarak, on giinii hayz, onbirinci gii-
nii istihaza olur.
istihaza kam, hastahk alametidir. Uzun zeman akmasi, tehliike-
li olur. Tabibe miirace'at etmek lazim olur. Kardes kam (sang-dra-
gon) denilen kirmizi sakizi veya damla sakizi toz edip, sabah-ak-
sam birer grami su ile yutulursa, kam keser. Giinde bes gram ah-
nabilir.
Bir kadmm hayzi, cok def a her ay aym giin sayismda olur. Bu-
rada bir ay, bir hayz basmdan, ikinci hayz basma kadar gecen ze-
mandir. Her kadmm kendi giin sayismi ve saatini (Adetini) ezber-
lemesi lazimdir. Adet cok sene degismez. Degisirse, yeni adetini
ezberlemelidir.
(Bahr) ve (Diirr-ul-munteka)da diyor ki, (Kan adet zemanim
asip, on giinden once kesilince, kesildikden sonra, onbes giin ve ge-
ce icinde hie gelmezse, asm geldigi giinlerin hayz olacagi, sozbirli-
gi ile bildirildi. Adet giinii degismis olur. Onbes giin ve gece icinde
bir kerre kan gelirse, adetini asmis olanlar hayz olmaz, istihaza
olur. istihaza olduklan anlasilmca, o giinlerde kilmadigi nemazlan
kaza eder.) Kesildigi nemaz vaktinin sonu yaklasincaya kadar bek-
lemesi miistehab olur. Sonra gusl edip, o vaktin nemazim kilar.
Sonra vaty caiz olur. Beklerken, guslii ve nemazi kacinrsa, nemaz
vakti cikinca, guslsiiz vaty caiz olur.
(Menhel)de diyor ki: tic giinden once kesilince nemaz vaktinin
sonu yaklasincaya kadar bekler. Sonra, gusl etmeden yalmz abdest
ahp, o nemazi kilar ve once kilmadiklarim kaza eder. O nemazi kil-
dikdan sonra kan yine gelirse, nemaz kilmaz. Yine kesilirse, vakt
sonuna dogru yalmz abdest ahp, o nemazi kilar ve kilmadiklan
varsa kaza eder. tic giin temam olunciya kadar boyle yapar. Fekat
gusl etse bile vaty halal olmaz.
-502-
Kan gelmesi iic giinii gecdi ise, adetden once kesilince, adet
zemam gecinceye kadar, gusl etse bile, vaty halal olmaz. Fekat
nemaz vakti sonuna kadar kan lekesi gormezse, gusl edip o nema-
zi kilar. Kilmadiklarmi kaza etmez. Oruc tutar. Kan lekesi gorme-
digi giin, yeni adetinin sonu olur. Fekat, kan yine baslarsa, nema-
zi birakir. Tutmus oldugu orucu Ramezandan sonra kaza eder.
Kan durursa, yine nemaz vaktinin sonuna yakm gusl edip, nema-
zmi kilar. Oruc tutar. On gtine kadar boyle devam eder. On giin-
den sonra, kan gorse de kilar ve guslden once vaty halal olur. Fe-
kat vatydan once gusl abdesti almak miistehab olur. Fecr dogma-
dan once kan kesilse fecrin dogmasma, yalmz gusl abdesti ahp el-
bisesini giyecek kadar zeman olur da, Ailahii ekber diyecek ka-
dar fazla zeman kalmazsa, o giiniin orucunu tutar. Fekat, yatsiyi
kaza etmesi lazim olmaz. Tekbiri soyliyecek kadar da zeman
olursa, yatsiyi kaza etmesi de lazim olur. iftardan once hayz bas-
larsa, orucu bozulur. Ramezandan sonra kaza eder. Nemaz icin-
de hayz baslarsa, nemazi bozulur. Temizlenince farz nemazi kaza
etmez. Nafileyi kaza eder. Fecr dogdukdan sonra, uyamnca kiir-
siifiinde kan lekesi goren, o anda hayzh olur. Uyamnca, kursiifii-
nii temiz goren, yatarken hayzdan kurtulmusdur. ikisine de yatsi-
yi kilmak farzdir. (Feth). [idrar kaciran da boyledir.] Ciinki, ne-
mazin farz olmasi, vaktinin son dakikasmda temiz olmaga bagh-
dir. Vakt nemazim kilmadan once hayz goren, bu nemazi kaza et-
mez.
Iki hayz arasinda en az onbes giin temizlik bulunmasi lazim-
dir. Onbes veya daha cok giin ve gecede hie kan gelmezse, once-
ki ve sonraki kanlarm baska iki hayz olacaklan soz birligi ile bil-
dirildi. Kan on giinden once kesilip, adet zemanimn degisip degis-
medigi anlasildikdan sonra, bu adet zemamndan sonra onbes giin
gecmeden goriilen kanlar, (istihaza) olurlar, hayz olmazlar. On-
bes giin sayihrken, arada bulunan istihazah giinler de temiz sayi-
hrlar. Bu istihazah giinlere, (Hiikmi temizlik) giinleri denir. G6-
riiliiyor ki, on giinliik hayz miiddeti icinde, kan goriilen giinler
arasinda bulunan temizlik giinleri hayz kabul edilmekde, on giin-
den sonraki istihazah giinler ise, temiz kabul edilmekdedir. Adet
zemam belli oldukdan sonra bashyan onbes giin icinde, hie kan
goriilmezse veya kan goriilmeyen bir veya birkac giin varsa, bu
onbes giinden sonra devam eden veya bashyan kan, yeni hayzin
baslangici olur.
Onbes giin icinde hie temiz giin olmadan, kan her giin gorii-
liirse, adetine gore hesab olunur. Ya'ni, bir evvelki ay icindeki te-
mizlik giinii kadar temizlik ve adeti kadar hayz kabul edilir. Kan
-503-
devam etdigi mtiddetce, boylece senelerce, hesab ile hareket edi-
lir. Bu arada bir def a kan kesilirse, tekrar goriildiigii giin, yeni
hayzm baslangici olur. Bir kiz bes giin kan gorse, sonra kirk giin hie
gormese, sonra her giin devamh gorse, bu son gordiigti, yeni hay-
zm baslangici olur. Adet zemani bes giin, temizligi kirk giin olan
kadm olur. Yeni hayzi devamh oldugu icin, bunun ilk bes giinii
hayz olur. Bundan sonra kirk giin temiz, ya'ni istihazah kabul edi-
lir. Adet zemanmi unutan kadma, (Muhayyire) denir.
(Nifas), lohusa demekdir. Nifas zemamnm azi yokdur. Kan
kesildigi zeman, gusl edip nemaza baslar. Fekat, adeti kadar giin
gecmeden cima' edemez. En cok zemani kirk giindiir. Kirk giin
temam olunca kan kesilmese de, gusl edip, nemaza baslar. Kirk
giinden sonra gelen kan, istihaza olur. Birinci cocugunda, yirmi-
bes giinde temizlenen kadmm adeti, yirmibes giin olur. Bu kadi-
mn ikinci cocugunda kan, kirkbes giin gelse, nifasi yirmibes giin
sayihp, yirmi giinii istihaza olur. Yirmi giinliik nemazlarmi kaza e-
der. O halde nifas giiniinii de ezberlemek lazimdir. ikinci cocuk-
da kan, kirk giinden once, mesela otuz bes giinde kesilirse, bunun
hepsi nifas olur ve adeti yirmibes giinden, otuzbes giine degismis
olur.
Ramezanda, sahurdan [ya'ni fecrden] sonra, hayzdan veya ni-
fasdan kesilen, o giin yimez icmez. Fekat, o giinii kaza eder. Hayz
ve nifas sahurdan sonra baslarsa, ikindiden sonra da olsa, o giin yi-
yip icer.
Hayz giinlerinde nemaz, oruc, cami' icine girmek, Kur'an-i ke-
rim okumak ve tutmak, tavaf, cima', dort mezhebde de haram
olur. Oruclan kaza eder. Nemazlan kaza etmez. Nemazlan afv
olur. Her nemaz vaktinde abdest ahp, seccadesi iizerinde, o nema-
zi kilacak kadar zeman oturup tesbih okursa, en iyi kilmis oldugu
bir nemazm sevabim kazanir.
(Cevhere) kitabmda buyuruyor ki, (Kadinin, hayz basladigini
kocasina bildirmesi lazimdir. Kocasi sorunca bildirmezse, biiyiik
giinah olur. Temiz iken, hayz basladi demesi de biiyiik gunahdir.
Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (Hayzin basladigini
ve bitdigini kocasindan sakhyan kadin mel'undur) buyurdu. Hayz
halinde de, temiz iken de kadma diiburiinden yaklasmak haram-
dir. biiyiik gunahdir. Buna (Livata) denir.) Zevcesine boyle ya-
pan mel'undur. Pustluk, ya'ni oglan ile livata yapmak daha biiyiik
gunahdir. Livata yapanda, cok tehliikeli olan it uru ve Aids has-
tahgi hasil olmakdadir. Enbiya suresinde, livataya, (Habis isdir)
buyuruyor. Kadi-zadenin, (Birgivi) serhinde, Peygamberimiz
"sallallahii aleyhi ve sellem", (Lut kavmi gibi livata yapanlan, sue
-504-
iistii yakalarsaniz, ikisini de oldiiriiniiz!) buyurdu. Ba'zi alimler,
yapam da, yapilam da atesde yakmahdir, dedi.
182 - Aksam, sabah Amentiiyii okuyarak miamni yeniden taze-
le! Amentii, lmamn alti sartim bildirmekdedir. Amentunun ma'na-
sini da ezberle ve coluk cocuguna da ezberlet! Ciinki, ne zeman
oleceginiz belli degildir. Daima kelime-i tevhfd oku ve inamlmasi
lazim gelen alti seyi iyi ogren ve tasdik ve ikrar eyle ve onlara da
ogret! Bunlan bilmiyenlerin imam gider.
Peygamberimiz "aleyhisselam" buyurdu ki: (Bir kimse, bir
muslimani islamiyyete muhalif isden dogru yola tesvflt ederek ikaz
eylerse, kiyamet giiniinde Hak teala hazretleri, o kimseyi Peygam-
berlerle beraber ha^reder.)
Tenbfli: Bir muslimani islamiyyete muhalif isden vazgecirmege,
(Nehy-i anil iniinkcr) denir.
Bir miislimana Allahii tealamn emrini ogretmege ve yapdirma-
ga, (Emr-i bil ma'ruf) denir. Emr-i ma'ruf ve nehy-i miinker 90k
sevabdir. (Vicdanlara tecaviiz etmemeli, Evliyalar kimseye kans-
mazdi) diyenler var. imam-i Rabbanmin mahdum-i miikerremi
olan kayyum-i Rabbam, Hahfe-i ilahi allame-i na miitenahi Mu-
hammed Ma'sum "kaddesallahii sirrehiil'aziz" 1079 [m. 1667] se-
nesinde vefat etmisdir. Bu biiyiik alim, iic cild (Mektubat)mm bi-
rinci cildi yirmidokuzuncu mektubunda boyle soyliyenlere cok gii-
zel cevab vermekdedir. Bu mektubun tercemesi, (Se'adet-i Ebe-
diyye) ilmihal kitabmda mevcuddur.
183 - Ey Ogul! Hasta ziyaretinden yuzyetmisiicuncii maddede
bahs etmisdik. Yalmz sunu da hatirlatmak lazimdir ki, bir hastamn
iic hali vardir:
1- Bir melek gelerek agzinm tadim ahr.
2- Bir melek de kuvvetini ahr.
3- Bir melek de gelip giinahlarim ahr.
Hasta iyi olunca, agzmm tadim alan melek, yavas yavas geriye
verir. Kuvvetini alan melek de, geriye verir. Giinahlarim alan me-
lege gelince, bu, Allahii tealaya sorar. Bu giinahi ne yapayim? Al-
lahii teala, hadis-i kudside buyurur ki: (Benim rahmetim gazabima
sebkat etmisdir. Binaenaleyh, hasta kulumun giinahim afv eyle-
dim!) Hastahk, derd, keder, giinahlan gotiirmez. Bu acilara sabr
etmek, giinahlan gotiiriir.
Sana iyilik yapana iyilik yap, fenahk yapam, zulm edeni afv ey-
le, onlara nasihat et! Sapik inanch, fena huylu kimselerden kac!
Onunla arkadashk yapma!
184 - Ey Ogul! Sultan-i Enbiya "sallallahii aleyhi ve sellem",
-505-
Ebu Hiireyreye buyurdu ki: (Hastamn halini sormak icin iki kilo-
metre git, kiis olan kimseleri barisdirmak icin dort kilometre yiirii,
alti kilometre de, bir din kardesini ziyaret etmek icin git, bu kadar
da, ilm adamindan bir mes'ele ogrenmek icin git!) [Bir mil iki kilo-
metredir.]
185 - Her insana elinden geldigi kadar iyilik et! Muslimanla-
rm ilm ogrenmelerine ve ibadetlerine yardim et! En bllyiik yar-
dim, onlara Ehl-i siinnet i'tikadim, halallan, haramlan, farzlan
ogretmek ve hatirlatmakdir. Bunlan Allah rizasi icin yap! Resu-
lullah "sallallahu aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Allahii tealaya
Cebrail aleyhisselam gibi ibadet etseniz, mii'minleri, Allah icin
sevmedikce ve katirleri ve miirtedleri, Allah icin kotii bilmedik-
ce, hie bir ibadetiniz, hayrat ve hasenatimz kabul olmaz!) Allahii
tealamn en cok sevdigi ibadet, hubb-i fillah ve bugd-i fillahdir.
Ya'ni, miislimanlari sevip, onlara yardim ve hayr diia etmek ve
din-i islami begenmeyenleri, islamiyyete ve miislimanlara diis-
manhk edenleri sevmemek ve imana, hidayete kavusmalan icin
diia etmekdir.
Peygamberimiz "aleyhisselam" buyurdu ki: (Ya Eba Hiireyre!
Benim ile Ar§ golgesinde golgelenmek istersen, her giin yiiz kerre
salevat-i serife getir! Mahserde benim havzimdan icmek istersen,
mii'min kardesinle iic giinden fazla dargin durma! Fekat, serab
[veya diger alkollli ickileri] icen ve haram yiyenler ile konusma,
kendini onlardan cek!)
186 - Islam bilgilerinin [ya'ni din ve fen bilgilerinin] tahsiline
cok ehemmiyyet ver! Peygamberimiz "aleyhisselam" bir hadis-i
seriflerinde, (ilmi besikden mezara kadar tahsil ediniz), diger bir
hadis-i serifde, (ilmi arayimz, velev ki, Qinde olsa) buyurdu.
[Ya'ni diinyamn bir kenarmda ve kafirlerde olsa dahi arayimz de-
mekdir.]
Islam bilgileri ikiye ayrilmisdir: Din bilgileri ve fen bilgileridir.
Once din, sonra fen bilgilerini ogrenmek lazimdir.
Rivayet olunur ki, imam-i Ahmed ibni Hanbelin "rahime-hul-
lahii teala" [164-242 Bagdaddadir] yanma gelip, ondan nasihat is-
teyen bir kimseye soyle nasihat etmisdir:
(Hak teala hazretleri senin ve biitiin alemin nzkma kefildir.
Rizk icin [elinden geldigi kadar cahsdikdan sonra] dusiinmege hie
liizum yokdur. Ciinki, Hak teala tarafmdan biitiin rizklar taksim
edilmisdir. Cahsarak, hissene diisen nzki arayip bulursun. Bir sa-
dakamn yerine on misli ile mukabele edildikden sonra, cahsana
karsihgi verilecegine hie siibhe yokdur. Cehennem azabi hak ol-
-506-
dukdan sonra, giinah islemege cesaret edilir mi? Biitiin isler, Hak
tealanm takdiri iledir. Sen fakir olup, baskalarmm zenginligine ca-
nimn sikilmasinm ne faidesi olur?)
Bunlan dinleyip kabul eden kimseye, nasihat olarak bu kadar
yeter. Dinlemiyenlere bunun gibi bin diirlii nasihat eylesen faidesi
olmaz. Ciinki nasihatlarm hemen hepsi bunlarm icinde toplanmis-
dir.
187 - Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Hak
teala, cahsan bir kuluna nzki az verse, o kul aglayip bagirmasa ve
boylelikle fakirligine sabr eylese, Hak teala hazretleri, meleklerine
karsi, bu kul ile iftihar eyler ve buyurur ki, ey bcniin meleklerim!
Sizler sahitl olun, bu kulumun her bir lokmasina Cennet-i a'lada
bir kosk ve bir derece ihsan eylerim.)
188 - Insanlara daima iyi muamelede bulun! Gordiigiin kii-
ciik, biiyiik her muslimana miisliman selami ver! insanlarla iyi
gecin ki, oldiikden sonra seni yad etsinler ve hayr dua ile ansm-
lar. Bir kimse, bir mii'min kardesine, (Selamun-aleykum) diye-
rek miisliman selami verse, on sevab yazihr. (Esselamu-aleykum
ve rahmetullah) derse, yirmi sevab yazihr. (Ve aleykiim selam)
diye cevab verene, on sevab yazihr. Selam verene, cevab vermek
farzdir.
(Merak-il-felah)da, nemazm miifsidlerine baslamadan diyor ki:
(Basi veya bedeni egerek selam vermek mekruhdur. Yalniz el ile
selam vermek ve eli basina kaldirarak vermek de mekruhdur. Agiz
ile ve el ile birlikde vermek mekruh degildir. Gelen biiyiige karsi
ayaga kalkmak, gelen boyle yapilmasim sevmezse, mekruh degil-
dir. Severse, kendisine mekruh olur. Serrinden korkup kalkana
mekruh olmaz. Giderken kalkmak da boyledir. Alimin ve adil sul-
tanin [salih olan hiikumet adamlarmm], ananm, babamn elleri
opiiliir.)
189 - Islerinde acele etme ve hemen karar verme! Acele ile ve-
rilen kararlara seytan karisir. Hadis-i serifde, (Acele seytandandir.
Teenni Rahmandandir) buyuruldu. Nefsin istedigi birsey hatinna
gelince, seytan, (firsati kacirma, hemen yap) der. O da, yapar. Kal-
be gelen seyi yapmakdan Allahii teala razi olur mu dusiinmeli, se-
vab mi, giinah mi olacagmi anlamah. Giinah degil ise, yapmahdir.
Boylece, teenni etmis, ya'ni acele etmemis olur. Yalniz bes yerde
acele etmek lazimdir:
1- Miisafirin gelince, online yiyecek getir!
2- Hasbel beser bir giinah isleyince, hemen tevbe, istigfar ey-
le!
-507-
3- Her bes vakt nemazim, vakt gecmeden, acele, ya'ni erken
kil!
4- Kiz veya oglan cocuklanna, din bilgilerini ve nemaz kilmasi-
ni ogret! Buluga erisince, gecikdirmeden evlendir!
5- Olen sahsin defn edilmesinde acele eyle! [Fekat bunun icin,
bes vakt nemazm sonundaki, ayetel kiirsi ve tesbihleri terk et-
me!]
190 - Hicbir giinahi isleme! Allahti tealamn gadabi hangi gii-
nahda oldugu belli degildir. Sevab olan islerin hepsini islemege ca-
lls! Zira, Hak tealamn nzasimn hangi amelde oldugu belli degil-
dir.
191 - Iki giinahdan cok kork! Birisi, emrinde olan insanlara
zulm etme! En biiyiik zulm, onlarm islam bilgilerini ogrenmeleri-
ne, ibadet yapmalarma mani' olmakdir. ikincisi, din ve diinya yo-
lunda hain olma! Her giinahdan kork! Bir kimse, bir giinah isle-
mek istese, fekat Allahii tealadan korkarak ondan vazgecse, Hak
teala o kimseye Cennet-i a'lada bir kosk ihsan eder. Bir miisliman,
sana zarar verirse, sen ona iyilik et! Hie kimsenin ayblarim yiizle-
rine vurma!
192 - Elinden geldigi kadar yollan ve sokaklan, cami'leri ta'mir
et ve diizen icinde sakla, temizliklerine dikkat eyle!
193 - Ibadetlerine sevab verilmesi ve diialarm kabul olmasi icin
halal nafaka kazanmak sartdir. Rizkimn halal olmasi icin her isin-
de, her hareketinde, dogrulukdan aynlma! islamiyyetin emrlerini
eksiksiz ve tam olarak yap, san'atinda, vazifende ve me'muriyetin-
de istikametden aynlma, hile ve hiyanet yollarma sapma ki, aldigm
para, iicret ve ayhk sana halal olsun!
Sabahleyin yemegi erken yimenin dort faidesi vardir:
1- Agiz kokusunu giderir.
2- Sonra su icilse, viicuda ziyan etmez.
3- Bir yere gidecek olursa, karm tok olur.
4- Kimsenin lokmasmda ve yemeginde gozii kalmaz.
Az yimek, cok faidelidir. Mesela, suyu az icirir, uykuyu az uyu-
tur. Cok yimek ise, insam tenbellesdirir, viicudii yorar, fazla su ici-
rir ve mala-ya'mye sebeb olur. [Mala-ya'ni liizumsuz, faidesiz is ve
soz demekdir.]
Yemege, icmege baslarken (Bismillahirrahmanirrahim) oku!
Ramezanda iftar ederken, Besmeleden sonra, (Zehebezzama'
vebtelletil-uruk ve sebetel ecr insaallahu teala) oku! Yemek yi-
dikden sonra, (Elhamdiilillah) soyle. Sonra, olur olmaz seylerle
-508-
dislerini kansdirma! [En iyi dis temizleme vasitasi misvakdir.]
194 - Gibet giinahmdan kendini cok koru! [Gibet, bir muslima-
nm gizli gunahlanm ve acik kusurlanm arkasmdan soylemek de-
mekdir. Pervasizca ve asikare yapilan giinahlan ve bilhassa dini
bozmak, miislimanhgi degisdirmek isteyen dinde reformculan
meydana cikarmak gibet degildir. Bunlari miislimanlara haber ver-
mek lazimdir.] Gibet yapmakla, giinahlarm artdigi gibi, sevablarm
mahv olur. Peygamberimiz "aleyhisselam" buyurdu ki, (Gibet yap-
mak, zinadan daha agir bir giinahdir.)
195 - Sakin, yalan soyleme ve yalan yere yemm etme! Zira, ya-
lan yere yemin edenlerin nesli kesilir. [Yemm hakkinda, arabca
(Fetava-yi Hindiyye) ve tiirkce (Se'adet-i Ebediyye) kitablannda
genis bilgi verilmis, hangi sozlerin yemm etmek oldugu ve hangi
sozlerin yemin olmadigi uzun bildirilmisdir.] Riya, gosteris yapma!
Yalan yere sofuluk satma! Nasil isen, oyle goriin! Sende olmayan
bir seyi var gibi gosterip, kendine biihtan eyleme! Peygamberimiz
"sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Kendini alim gosteren
cahiller, Cehenneme gideceklerdir.)
Bir muslimamn aybim meydana cikarmaga calisma, kimsenin
gizli hallerini arasdirma! Peygamberimiz "aleyhisselam" buyurdu
ki: (Mi'rac gecesi bir takim insanlar gordiim ki, cok fecP ve elim bir
seklde kendi kendilerine azab ederler. Cebrafl aleyhisselama sor-
tlum ki, ya Cebrafl, bunlann giinahi nedir? Nicin boyle kendi ken-
dilerine azab ederler? Cebrafl aleyhisselam dedi ki, bunlar baska-
larinin ayblarmi meydana cikaranlardir.)
Musa aleyhisselam, Tur-i Sina'da Hak tealaya sordu ki, (Ya
Rabbi! Baskalanmn ayblarmi meydana cikaranlarm cezasi nedir?)
Hak teala buyurdu ki, (Tevbesiz giderlerse, yerleri Cehennemdir.)
imam-i Gazali "rahmetullahi aleyhi bari" buyuruyor ki, giinahla-
rm buyiigii iic danedir. Bunlar:
1- Bahillikdir.
2- Hased yapmakdir.
3- Riyadir.
Bahil, hasis, cimri demekdir. Bahillik sudur ki, bir kimse bir is
icin sana muhtac olur da sen kiskamp, o seyi ona ogretmezsin. [Ba-
hillerin en fenasi miislimanlara emr-i ma'ruf ve nehy-i miinker
yapmiyanlardir. Onlara dinlerini ogretmiyenlerdir. Veya yanhs og-
retenlerdir.] Peygamberimiz "aleyhisselam" buyurur ki: (Bahil
olanlar, her ne kadar zahid olsalar da Cennete giremezler.)
Hased ise, bir kimsenin hayrh bir isi veya evi, mah, mulkii, il-
mi olsa, o kimseden bunlann gitmesini, onda olmayip, kendinde
-509-
olmasmi istemekdir. [Onda oldugu gibi kendisinde de olmasim is-
temek hased olmaz. Buna gibta etmek, imrenmek denir. Gunah
degildir.]
Sultan-i Enbiya "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Ha-
sed, atesin odunu yidigi gibi, hasenati [ya'ni iyilikleri] yir.)
Riya ise, nemaz, oruc, sadaka ve yol, cami'i serif yapdirmak gi-
bi hayrli amelleri, insanlar gorsiin de begensinler diye yapmakdir.
Iste boyle bir maksadla yapilan islerin hepsi riya faslina dahildir.
Riya, kiiciik sirkdir. Tevbe etmedikce, kat'iyyen afv olunmaz. Ilmi
ile amel etmemek, amelinde salah ve ihlas olmamak ve din alimle-
rine, ibadet edenlere, ezana, mubarek giinlere kiymet vermemek
de sakavet alametidir.
196 - Ey Ogul! Sakilerin alameti sende bulunmasm! Bu alamet-
lerin evveli, zulm etmekdir. Zulm iic kismdir:
1- Allahii tealaya asi olmak.
2- Zulm eden kimselere yardim etmek.
3- Kendi emri altmda bulunanlara, eza, cefa etmek. Onlarm
ibadet yapmalarma mani' olmak.
Bu iic fi'li isliyenlerin varacagi yer, nihayet Cehennemdir.
Tenbfli: Allahii tealaya asi olmak iki diirliidiir:
1- Allahii tealanm emrlerini, ya'm farzlan yapmamakdir. Farz-
lari, vazife kabul etmiyenler kafir olur. Vazife bilip, tenbellikle
yapmiyanlar, ya'ni kaza etmek, odemek fikrinde olanlar, Hanefi
mezhebinde, kafir olmaz. Fekat en biiyiik giinah olur.
2- Hak tealanm men' etdigini, ya'ni haramlan yapmakdir. Ha-
ramdan kacmagi vazife bildigi halde, nefsine uyarak yapan ve son-
ra iiziilenler kafir olmaz. Haram isliyen miislimanlara (fasik), asi
denir. Haram islemiyenlere ve farzlan yapanlara (salih) [iyi insan],
miitteki denir. ittikanin, ya'ni haramdan kacmanm sevabi, farzlan
yapmanm sevabmdan daha fazladir. Farzlan yapmamamn giinahi,
haram islemek giinahmdan daha cokdur. Haramlarm mikdan cok
degildir. Mesela, adam oldiirmek, gibet [arkadan cekisdirmek], zi-
na etmek, kadmlann, kizlarm baslan, kollan, bacaklan acik soka-
ga cikmalan, hirsizhk, yalan, icki icmek, kumar oynamak, altin, gii-
miis kullanmak, erkeklere de kadmlara da haramdir. Yalniz ev
icinde siis icin takmak kadmlara caizdir. Erkeklere yalmz giimus
yiiziik caizdir. Giimiisden baskasi haramdir.
Ge$di genclik, tath bir rii'ya gibi, ey ccsmim zar!
Beni mecnun etdi girye, meskenim oisun mezar!
510-
DIS DOLDURMAK, KAPLATMAK
197 - Sallanan disleri altm tel ile baglamak, Imam-i Muhamme-
de gore caizdir. Imam-i a'zam ise, altm ile baglamak caiz olmadigi-
m ictihad buyurmusdur. Imam-i Ebu Yusiif, bir rivayetde imam-i
Muhammed iledir ve ulema, sallanan disi altmla baglamaga cevaz
vermisdir. Eshab-i kiramdan Arfece bin Sa'da "radiyallahii teala
anh" altm burun takmasma izn-i nebevi siidurunu, Imam-i a'zam
yalmz Arfeceye mahsusdur demisdir. Nitekim Ziibeyr ve Abdur-
rahman "radiyallahii teala anhiima" icin, ipek giymelerine izn sa-
dir olmusdu ve yalmz bunlara mahsusdur, demisdir. Fekat fetva,
Imam-i Muhammed kavli iledir.
Sallanan disleri baglayan altin teller ve protez denilen mutehar-
rik disler, gusl abdesti alirken cikanlabilmekdedir. Imamlann bu
ayrihgi, baglayan telin altmdan olup olmamasmdadir. Yoksa gusl
abdesti bahsinde biitiin imamlanmiz miittefikdir. Ya'ni, altm, gii-
miis ve baska dolgularm altlarma su gecmeyince, Hanefi mezhe-
binde, gusl abdesti sahih olmaz. Ya'ni insan cenabetlikden kurtul-
maz. Ciinki, Hanefi mezhebinin alimleri; (Agzm ici sair derimiz gi-
bi viicudiin haricidir. Biitiin deriyi yikamak farz oldugu gibi, agzm
icini ve disleri ve dis cukurlarim yikamak da farzdir) diyor. Bunun
icin, tirnaklannda oje bulunanlarm ve Hanefi mezhebinde olup da
zaruretsiz dis dolduranlarm ve kaplatanlann gusl abdesti sahih ol-
maz. Gusl abdesti sahih olmayamn nemaz abdestleri ve nemazlan
da sahih olmaz. (Mecmu'a-i cedide) admdaki fetva kitabimn 1329
[m. 1911] yilmdaki ikinci baskismda, Hasen Hayrullah Efendinin
"rahime-hullahu teala", (Dis dolgusu, gusl abdestine zarar ver-
mez) fetvasi yazihdir. Ba'zi kimseler bu fetvaya dayanarak, dis
kaplatanlann ve dolduranlarm gusl abdesti sahih olur demekdedir.
Halbuki bu fetva, bu kitabm 1299 senesinde yapilan birinci baski-
sinda yokdur. ittihatcilar zemanmdaki cahiller, dinini kayirmiyan-
lar tarafmdan uydurulmus ve kitaba sonradan sokusdurulmusdur.
Ciinki, Hayrullah efendi 1294 de seyh-ul-islamhkdan aynlmisdir.
Boyle uydurma fetvalara aldanmamahdir. (Misbahul-felah)da di-
yor ki: (Mum, sakiz, kati hamur gibi birsey, viicudiin bir kismim
ortmiis veya herhangi birsey, dis kovugunu doldurmus bulunup da,
yikandigi zeman, altina su gecmezse, gusl temam olmaz.) (Mec-
mu'a-i Ziihdiyye)de diyor ki: (Gerek az, gerek cok, dislerin arasm-
da kalan yemek kirmtisi, kati hamur gibi olup da, suyu gecirmez-
se, gusle mani'dir. (Halebi)de de boyle yazihdir.) (ibni Abidih)
"rahime-hullahu teala" diyor ki: (Dislerin arasmda veya cukurun-
da kalan yemekler, kati olup altma su gecmezse, gusl abdesti caiz
-511-
olmaz.) Goriiliiyor ki, Hanefi mezhebinde guslun sahih olmasi
icin, dislere ve dis cukuruna suyun ulasmasi lazimdir.
Insani birsey yapmaga zorhyan semavi sebebe, ya'ni insamn
elinde olmiyan sebebe (Zaruret) denir. islamiyyetin emr ve yasak
etmesi ve siddetli agn ve bir uzvun yahud hayatm telef olmak teh-
lukesi ve baska birsey yapamamak mecburiyyeti hep zaruretdir.
Bir farzi yapmamn veya bir haramdan sakmmanm imkansiz veya
mesakkatli, giic olmasina (Harac) denir. Allahii tealamn emrlerine
ve yasaklanna, (Ahkam-i islamiyye) denir. Ahkam-i islamiyyeden
bir hiikm yapilacagi zeman, ya'ni bir emri yaparken veya bir yasak
isi yapmakdan sakinirken, kendi mezhebinin alimlerinin meshur
olan, secilmis olan sozlerine uyulur. Bu sozlerine uymakda harac
olursa, secilmemis, za'if sozlerine uyulur. Buna uymakda da harac
olursa, bu hiikm, harac bulunmiyan, baska mezhebi taklid ederek
yapihr. Baska mezhebi taklid etmekde de, harac olursa, haraca se-
beb olan seyin hasil olmasinda zaruret bulunup bulunmadigma ba-
kihr. Zaruret de bulunursa, o farzi terk etmesi veya hararm zaruret
mikdari islemesi caiz olur. Zaruret yoksa veya zaruret ile birkac
sey yapilabilir ve bunlardan birini yapmagi secmek miimkin olur
ve harac bulunam secerse, farzi terk etmesi veya hararm islemesi
caiz olmaz. Haraca sebeb olan seyi yapmamasi lazim olur.
Kaplama, dolgu bulunan disin altini lslatmakda harac oldugu
meydandadir. Bu haracdan kurtulmak icin, hanefi mezhebinde
ikinci bir yol da yokdur. Bunun icin, maliki veya safi'i mezhebi-
ni taklid etmek icab etmekdedir. Ciinki, gusl abdesti ahrken, bu
iki mezhebde, agzin icini yikamak, farz degil, siinnetdir. Taklid
etmek miimkin oldugu icin zaruret bulunup bulunmadigini aras-
dirmaga liizum yokdur. Maliki veya safi'i mezhebini taklid miim-
kin olmasaydi, zaruret bulunmasi, o zeman arasdinhrdi. Bunun
icin, dolgu veya kaplama yapdirmak istiyenin, (Mezhebler, Alla-
hii tealamn rahmetidir) hadis-i serifine dayanarak, maliki veya
safi'i mezhebini taklid etmesi lazim olur. Baska mezhebi taklid
etmege sebeb olacak bir ozrii bulunmiyan biitiin hanefilerin,
baska mezheblerde farz olanlan yapmalan ve miifsid olanlardan
sakinmalan da miistehab oldugu, ibni Abidinde ve imam-i Rab-
baninin ikiyiizseksenaltmci mektubunda yazihdir. Ozrii olmi-
yanlann, baska mezhebleri taklid etmeleri de miistehab olunca,
ozrii olanin taklid etmesine karsi cikmak dogru olmaz. Maliki
veya safi'i mezhebini taklid icin, gusl ederken ve abdest ahrken
ve nemaza dururken veya unutulursa, nemazdan sonra, niyyetin
farz oldugunu bilerek, maliki veya safi'i mezhebini taklid ediyo-
rum diye kalbinden niyyet edilir. Bu mezhebleri taklid eden kim-
-512-
senin guslii, abdesti ve nemazi bu mezheblere gore sahih olmahdir.
Safi'ide derisi, mahrem olan onsekiz kadmdan baska bir kadmm
derisine degince ve elinin ici, kendi kaba avret yerine degince, tek-
rar nemaz abdesti almahdir. imam arkasmda Fatiha okumasi, Fa-
tiha ve zamm-i sureden evvel besmele okumasi lazimdir. Ustiinde,
bedeninde, ayaklanm ve basim koydugu yerde cok az necaset bu-
lunmamasi da lazimdir. 380. ci sahifeye bakimz!
Bu satirlan, kaplama ve dolgusu olan Hanefilerin gusllerinin
sahih olmasi icin yaziyoruz. Bunlara kolaylik gostermek istiyoruz.
Kaplama veya dolgulu disi bulunan imama uymayimz da demiyo-
ruz. Zaruret olunca veya zaruretsiz yapilan bir seyden dolayi, ken-
di mezhebine gore yapilmasinda harac bulunan bir ibadeti, baska
mezhebi taklid ederek yapmak lazim oldugu, (ibni Abidin)de,
Tahtavinin (Merak-il-felah serhi)nde ve tiirkce (Ni'met-i islam) ki-
tabmda ve molla Halil Es'irdmin "rahime-hullahu teala" (Ma'fii-
vat) kitabmda yazilidir. (ibni A bid in) "rahime-hullahu teala" ric'i
talaki anlatirken buyuruyor ki, (Hanefi alimleri, harac olunca, ma-
liki mezhebi taklid olunur dedi. Bir isin nasil yapilacagi hanefide
bildirilmemis ise, bu is, maliki mezhebi taklid edilerek yapihr.
Ctinki maliki mezhebi, hanefiye daha yakmdir.) imamhgi anlatir-
ken diyor ki, (Baska mezhebdeki imama uymanm sahih olmasi icin
imamin, uyan kimsenin mezhebinin farzlarim da yapmasi ve uyan
kimsenin bunu bilmesi lazimdir. Kuvvetli kavl budur. imam bu
farzlan terk ederse, uymak sahih olmaz. Kendi mezhebindeki ce-
ma'at varken, baska mezhebdeki imama uymak mekruh olur.
Yoksa, yalmz kilmakdan efdal olur. Ba'zi alimler "rahime-humul-
lahii teala" diyor ki, imamin kendi mezhebine gore nemazi sahih
ise, baska mezhebdekinin buna uymasi sahih olur.) Tahtavinin
(Merak-il-felah) hasiyesinde de boyle yazilidir. Kaplamasi veya
dolgusu olmiyan hanefmin, kaplamasi veya dolgusu olan imama
uymasimn sahih olup olmamasi iizerinde iki kavl vardir: Birinci
kavle gore, sahih olmamakdadir. ikinci kavle gore, imam salih ise
ve maliki veya safi'i mezhebini taklid ediyorsa, buna uymasi sahih
olur. Taklid etmedigi bilinmedikce, kaplamasi, dolgusu olmiyan
hanefiler de, bu imama uymahdir. Buna, taklid edip etmedigini
sormak, tecessiis etmek caiz degildir. Hanefi imamin, kaplama ve-
ya dolgusu olmasa da, maliki veya safi'i mezhebine de uymasimn
mustehab oldugu, (Durr-iil-muhtar)da ve (Merak-il-felah)da yazi-
lidir. Harac oldugu zeman za'if olan kavl ile amel etmenin evla ol-
dugu (Hadika)da, fitne bahsinde de yazilidir. Mezheblere kiymet
vermiyen, dort mezhebden birine uymiyan kimsenin (Bid'at sahi-
bi) sapik veya minted [Allaha diisman] oldugu anlasihr. Nemazla-
- 513 - Islam Ahlaki - F:33
n sahih olmaz. Buna uymak sahih olmaz.
Vaizm biri, kaplama dis (izerinde tedkikler yapdigim soyliye-
rek, elde etdigi vesfkalan soyle siralamis:
1- (Gusl edecek kimsenin agzmdaki disler kaplatilmis veya dol-
durulmussa, hiikm bunun iizerine intikal eder. Bunlann yikanma-
si ile gusl temam olur. Yara ve sargi iizerine, mesh caiz olup, hiikm
bunlann iizerine intikal etmekle, sadece iizerlerinin mesh edilme-
sinin kafi gelmesine benzemekdedir. Yaramn iizerindeki sargiyi
sokiip altim yikamak mecburiyyeti olmadigi gibidir) diyor.
Bu yazi, bu hiikm, temamen yanhsdir. ilmi degil, indidir, uydur-
madir. Bunun dogrusu fikh kitablannda, mesela Ibni Abidinde soy-
ledir: (Yara, kink, cikik, sisik, agn bulunan yeri veya buralara ko-
nan ilaci veya sanlmis olan sargiyi cikanp altmdaki deriyi yikamak
farzdir. Soguk su ile yikamak zarar verirse, sicak su ile yikar. Bu da
zarar verirse, yara iizerini mesh eder. Etrafmdaki saglam deriyi yi-
kar. Etrafim yikamak yaraya zarar verirse, etrafim da mesh eder.
Bu da zarar verirse, ancak o zeman sargi iizerine mesh etmek caiz
olur. Ya'ni, ancak o zeman, hiikm sargi iizerine intikal eder. Hiikm
sargi iizerine intikal edince, sargi iizerine mesh eder. Saglam derisi
iizerindeki sargilarm ve aradaki sargisiz olan saglam deri kismlan-
nm cogu iizerine mesh eder. Boyle yapmak, abdestde ve guslde ay-
mdir. Sargiyi cozmek, cikarmak, yara iyi oldukdan sonra bile, yara-
ya veya etrafma zarar verirse, ya'ni yaramn kanamasma, akmasma,
yaramn artmasma veya dayanamiyacak kadar agn, sizi husuliine se-
beb olursa yahud tekrar baghyamaz ve baghyacak kimse bulamaz-
sa, sargiyi cozmez. Uzerini mesh eder. Ayak catlagma konan mer-
hem [ve yara iizerine konulan flaster, kollodyum gibi seyler ve ya-
ra iizerinde hasil olan kabuk] de sargi gibidirler. Mesh de zarar ve-
rirse, terk edilir. Sargi, merhem, yaramn iyi olmasmdan sonra dii-
serlerse, iizerlerine yapilmis olan mesh batil olur. Yara iizerini yi-
kamak lazim olur.)
Goriiliiyor ki, disdeki dolgunun, kaplamamn iizerlerini yika-
mak, sargi gibi degildir. Ciinki, sargi ve benzerleri, yara iizerine ih-
tiyac ile konulmus ve baska mezhebi taklid miimkin olmadigi icin,
zaruret halini almisdir. Agn yapan disi cikarmagi, protez yapdir-
magi ise, kendisi istememis, dolgu veya kaplama yapilmasim iste-
mis, baska mezhebi taklid miimkin oldugu icin, dolgu veya kapla-
ma yapilmasmda, zaruret olmamisdir. Zaruret olmayan seyi zaru-
ret olan seye benzetmek dogru degildir.
2- (Abdestde yiizii yikamak farz oldugu halde, sakah sik olan
kimsenin, sakahmn iizerini yikamasimn kafi geldigi ve sakalmm
diplerini yikamak mecburiyyeti olmadigi gibi, kaplanmis disin al-
-514-
tini yikamak icab etmez) imis.
Bu sozii de, fikh kitablarmm beyanlanm yanhs anladigmi goste-
riyor. Bakmiz (Mecma'ul-enhiir)de ne diyor: (Sahih olan rivayete
gore, abdestde sakalin iizerini yikamak farzdir. Ciinki, vechi yika-
mak emr olundu. Sakali sik olanda, yiiziin derisi vech olmakdan
cikmisdir. Vech karsidaki insan bakinca, insamn yiiziinden gordii-
gii yer demekdir. Sakali sik olamn, derisi degil, bu deri iizerindeki
sakal goriiniir. Bunun icin, abdest alirken, deri iizerini degil, sakal
iizerini yikamak farzdir.) (Diirr-ul-miinteka)da diyor ki, (imam-i
a'zamdan gelen zahir rivayete gore, yiiz hizasmda olan sik sakalin
iizerini yikamak farzdir. Fetva da boyledir. Ceneden sarkan sakali
yikamak ve mesh etmek farz degildir. Yiizii tic kerre yikadikdan
sonra parmaklan, asagidan yukan dogru sokarak, sarkan sakali hi-
lallamak stinnetdir. Seyrek sakalin altmdaki goriinen deriyi yika-
mak farzdir.) Yukandaki soz sahibinin bu sakat kiyasma gore, ab-
dest alirken sik olan sakalm yalmz iizerini yikamak kafi oldugu icin,
guslde de, sakalm yalmz iizerini yikamak kafi olup, sakal diplerini
ve sik sakal altmdaki deriyi yikamak lazim olmryacakdir. Halbuki,
hakikat boyle degildir. Guslde sik sakalin da altmdaki derinin yi-
kanmasimn farz oldugu fikh kitablannda acikca yazihdir. Mesela,
(Merak-il-felah)da ve bunun tiirkce tercemesi olan (Ni'met-i is-
lam)da, guslii anlatirken diyor ki, (Sakali sik olsa da, sakalin arala-
nm ve altmdaki deriyi yikamak farzdir.) Guslde sakali yikamak, ab-
destde sakali yikamaga benzetilemeyince, guslde disleri yikamak
abdestde sakali yikamaga nasil benzetilebilir? Yukandaki soz, soz
sahibinin ilmi degil, hissi konusdugunu gosteriyor. Bu sapik manti-
gma uyarak, guslde sakalmm altim yikamamis ise, hem kendisinin,
hem de buna inanan muslimanlarm gusl abdestleri ve nemazlan sa-
hih olmamisdir.
3- (Dis de viicuddan bir uzvdur. Bu uzvun telef olmamasi icin,
zarurete binaen disi doldurtmak ve kaplatmak caizdir) demis. San-
ki baskalan, ciiriik disi doldurtmak ve kaplatmak caiz degildir di-
yormus gibi, boyle soylemis. Evet biz de, ciiriik disi doldurtmak ve
kaplatmak caizdir diyoruz. Fekat, Hanefi mezhebi alimlerinin fikh
kitablannda bildirdiklerine uymak da lazim oldugunu ve bunun
kolay yolunu kitablardan bularak acikhyoruz.
4- (Imam-i Muhammede gore, sallanan disleri altm tel ile bag-
latmak, diisen ve cikanlan dis yerine altin dis takmak caizdir. Fet-
va da boyledir. Disleri altm ile kaplamada imam-i Muhammedin
ictihadi ile amel edilebilir) demis.
Vesika denilen bu soz, hakikaten sahibinin sayan-i i'timad ola-
miyacagmm bir vesikasidir. Soranz bu soziin sahibine: tmam-i
-515-
Muhammedin "rahime-hullahii teala" diisen ve cikanlan dis yeri-
ne altin dis takmak caizdir dedigini hangi kitabda okumus? Tabi'i
hicbir kitabda! Imam-i Muhammed "rahime-hullahii teala", salla-
nan veya diistip de tekrar yerine konan disi altm tel ile de bagla-
mak caiz olur demisdir. (Tatarhaniyye) fetvasmda, disi diisen,
imam-i Muhammede gore altmdan dis kor demesi, imam-i Mu-
hammedin altm tel ile baglamak caiz olur dedigi icindir. Bu fetva-
da bildirilen altin dis, kaplama ve dolgu degildir. Tel ile yamndaki
dislere baglanmakdadir. Sokiiliip cikanlan disin yerine altin veya
baska maddeden konulmus protez denilen sun'i miiteharrik dis gi-
bi, guslde cikanlabilmekdedir. Altma su sizacagi icin cikarmaga bi-
le liizum yokdur. Bu yiice imamm soylemedigi sozii, soyledi demek
bir din adamma yakisir mi? Soylenmemis bir soze uyarak amel edi-
lir demek, havanda hava dovmek gibi olmaz mi?
5- (Kaplama ve dolgusu olanlarm abdestde ve guslde maliki ve-
ya safi'i mezhebini taklid etmelerine liizum yokdur. Zira, imam-i
Muhammedin cevazi vardir) demis.
Kaplama ve dolgusu olamn, Hanefi mezhebinde guslii sahih ol-
madigi icin, abdestde ve guslde (Maliki veya safi'i mezhebini takli-
de niyyet etmesi) lazimdir diyoruz. Ciinki, Hanefi mezhebi alimle-
ri, (Zaruret olsa da, olmasa da, farza mani' olan seyi yapan kimse,
baska mezhebe uyarak, bu farzi terk edebilir) demislerdir. Bu fet-
vamn muhtar oldugu, ibni Abidinde, nemaz vaktleri sonunda ya-
zihdir. Buna uyarak, bircok isin yapilmasma izn vermislerdir. Bu
fetva, Hanefi mezhebinde olanlarm dis kaplatmalanna ve doldurt-
malarina da izn vermekdedir. imam-i Muhammed "rahime-hulla-
hii teala", dis kaplatanlann gusl abdestleri sahih olur demedi. Sal-
lanan disleri giimiis tel ile baglamak caiz oldugu gibi, altm tel ile de
baglamak caiz olur dedi. Ciinki, baglanan dis agzi yikarken cikan-
labilir. Altma su sizacagi icin cikarmaga liizum da olmaz. imam-i
Muhammed, kaplama disi olanm gusl abdesti caiz olur dedi de-
mek, bu yiice imama iftira olur ve muslimanlan aldatmak olur.
6- Kaplama ve dolgusu olanlarm gusl abdesti ahrken (Maliki
veya safi'i mezhebine uyuyorum) diye niyyet etmelerine liizum
olmadigini isbat edebilmek icin, Peygamberimizin "sallallahii
aleyhi ve sellem", (Kolaylasdinmz, zorluk cikarmayiniz!) hadis-i
serifini ileri siirmek, sasilacak bir seydir. Bu hadis-i serif, caiz ol-
masa da, kolaymiza gelen seyleri yapiniz demek degildir. Bir
mes'ele iizerinde cesidli ictihadlar varsa veya mubah olan birse-
yi yapmakda cesidli yollar bildirilmis ise, bunlar arasmdan kola-
ymi seciniz demekdir. Ya'ni islamiyyetin izn verdigi kolayhkla-
n yapmiz demekdir. Bu hadis-i serifi, Abdiilgani Nabliisi "rahi-
-516-
me-hullahii teala", (Hadika) kitabinm ikiyiiziki (202) ve (207). ci
sahifelerinde ve Muhammed Hadimi "rahime-hullahu teala", (Be-
rflca) kitabinm yiizseksen [180]. ci sahifesinde aciklamislardir. Mu-
nafiklar ve mezhebsizler, bu hadis-i serifi ileri siirerek, islamiyye-
tin disina tasmakda, miislimanlan aldatmak icin, tuzak olarak kul-
lanmakdadirlar.
7- (Dis doldurtmak icin son zemanlarda Musa Kazim efendi de
fetva vermisdir) sozii, vesika olamaz. Fetvamn fikh kitablanndan
ahnmis olmasi ve ahnmis oldugu kitabdaki mehaz olan yazmin fet-
va altmda bildirilmesi lazimdir. Musa Kazim efendi boyle yapma-
mis, kendi mantigi ve diisiincesi ile bircok yanlis fetvalar vermisdir.
Mesrutiyyetin i'lanmdan sonra, ittihadcilarm is basma getirdikleri
cahil, hatta mason din adamlan boyle bozuk fetvalar vermekden
cekinmemislerdir. Muslimanm uyanik olmasi, masonlarm ve mez-
hebsizlerin, miinafiklarm ve bid'at sahiblerinin, boliiciilerin giiler
yiizlerine ve tatli sozlerine aldanmamasi, onlarm yazilanna degil,
(Ehl-i siinnct) alimlerinin "rahime-hiimullahu teala" kitablarina
uymasi ve bu kitablara uyan hakiki din adamlarma tabi' olmasi la-
zimdir.
8- imam-i Ahmed Rabbani hazretlerinin (Mektubat) kitabinm
iiciincu cild, yirmiikinci mektubunun sonunda yazili, (Miislimanla-
n sikisdirmak, onlan incitmek haramdir. Safi'i alimleri, kendi mez-
heblerinde yapilmasi giiclesen seylerin Hanefi mezhebine gore ya-
pilmasma fetva vermis, muslimanlarm isini kolaylasdirmislardir)
sozleri, (Maliki veya safi'i mezhebini taklid etdirmek, muslimanla-
ra giicliik cikarmakdir) diyenlerin hakli oldugunu gostermek soyle
dursun, bu yaziyi dikkat ile okuyan kimse, dis kaplatmak ve dol-
durtmak icin maliki veya safi'i mezhebine gore gusl etmege niyyet
etmenin lazim oldugunu ve boyle yapmamn miislimanlara kolayhk
oldugunu iyi anlar. [(Se'adet-i Ebediyye) 70. ci sahifeye bakimz!]
9- (Kaplama ve dolgusu olanlarm bu mes'elede baska mezhe-
be gecmelerine fetva verenler oldugunu ve bu mevzu'da yazilar
nesr etdiklerini miisahede ediyoruz) sozii de iftiradir. Biz hicbir ki-
tabimizda, dis kaplatamn ve dolduramn Hanefi mezhebinden ci-
karak, maliki veya safi'i mezhebine gecmesi lazim oldugunu bildir-
medik. Bunlann yalniz gusl ve abdest ve nemaz icin niyyet eder-
ken, veya unutursa, nemazdan sonra hatirladigi zeman, (Maliki
veya safi'i mezhebini taklid etmege) niyyet etmeleri lazim geldigi-
ni yazdik. Bu ise, Hanefi mezhebinden cikarak maliki veya safi'i
mezhebine gecmek degildir. Dis kaplatmak veya doldurtmak, Ha-
nefi mezhebinde gusliin sahih olmasma mani' oluyor. Maliki ve-
ya safi'i mezhebinde ise mani' olmuyor. Hanefi mezhebinde olan
-517-
bir kimsenin, dis kaplatinca veya doldurunca gusle, abdeste ve ne-
maza niyyet ederken, maliki veya safi'i mezhebine gore de niyyet
etmesinin lazim oldugunu, imam-i Rabbani hazretlerinin yukanda-
ki mektubu gosterdigi gibi, fikh kitablan da yazmakdadir. Mesela,
(Merak-il-felah) hasiyesinde, nemaz vaktlerini anlatirken diyor ki,
(Zaruret olmasa da, baska mezheb taklid edilir. Fekat, o mezhebin
sartlarmi yerine getirmek lazimdir. Ciinki, hiikm-i miileffak, soz-
birligi ile batildir. Safi'i mezhebini taklid edenin, imam arkasmda
Fatiha okumasi ve zi-rahm mahrem olmiyan kadmm cildine doku-
nunca abdestini tazelemesi ve cok az necasetden sakinmasi lazim-
dir.) (Diirr-ul-muhtar)da nemaz vaktlerinin sommda diyor ki, (Za-
ruret oldugu zeman baska mezheb taklid edilir. Fekat, o mezhebin
sartlarmi yerine getirmek de lazimdir. Mezhebleri telfik etmenin
batil oldugu soz birligi ile bildirildi.) Ibni Abidin "rahime-hullahii
teala" bunu aciklarken, (Zaruret yok iken de, hatta, amelden son-
ra da taklid edilir) diyor. (Fetavel-hadisiyye)de 113. sahffede diyor
ki, (Imam-i Siibki buyurdu ki, ser'i bir ihtiyaci gidermek icin baska
mezheb taklid edilir.) Abdiilgam Nabliisi "rahime-hullahii teala",
(Hiilasat-iit-tahkik) kitabinda diyor ki, (Seyh Abdurrahman imadi
"rahime-hullahii teala" buyurdu ki, Hanefi mezhebinde olan kim-
se, zaruret oldugu zeman, diger ile mezhebden birini taklid ederek
bir farzi terk edebilir. Fekat, o mezhebin o isdeki sartlarma uyma-
si lazimdir. Zaruret olmadan da, taklid etmesi caiz olur diyen alim-
ler cokdur.)
Fikh alimlerinin "rahime-hiimullahu teala" yukandaki be-
yanlarmdan anlasihyor ki, zaruret ile veya zaruret olmadan yapi-
lan birsey, farzin yapilmasina mani' olursa veya haram islemege
sebeb olursa ve bunu onlemekde harac bulunursa, insan, kendi
mezhebinin bildirdigi kolayhklardan istifade ederek o farzi ya-
par. Mezhebin kolayhklan ile de o farz yapilamazsa, o isin farz
olmadigi baska bir mezhebe uyarak o ibadet yapihr. O is, dort
mezhebde de farz ise veya baska mezhebin sartlarma uymak
miimkin olmazsa, o sey zaruret ile yapilmis ise, ibadetdeki o far-
zi yapmak sakit olur. Ya'ni yapilmamasi caiz olur. Fekat, zaruret
ile yapilmamis ise veya zaruret ile, harac bulunan ve harac bu-
lunmiyan birkac sey yapilabilip, insan bu seylerden diledigini
yapmakda serbest olup, harac bulunani yaparsa, yine baska mez-
hebi taklid eder. Taklid etmesine imkan olmazsa, o farzin yapil-
masi sakit olmaz. Harac bulunmiyan seyi yaparak, o ibadeti lfa
etmesi lazim olur. Zaruret olmayip, yalmz harac bulunmasinda
da boyledir. Haraca ya'ni zahmete, zorluga sebeb olan seyi yap-
mamak lazim olur. Dis curumege baslayinca, siddetli agn yapar.
-518-
Buna mani' olmak zaruret olur. Bunun icin de, kaplama, dolgu
yapmak veya protez yapmak lazimdir. Protez yapmak, sihhat icin
daha iyidir. Bugiin Amerikahlar, ciiriimege baslryan disi hemen ci-
kanp, yerine protez veya yanm yahud butiin damakh disler yapi-
yorlar. Ya'ni sun'i dis takiyorlar. Sun'i disler, agzi yikarken cikan-
labiliyor. Altlan yikamyor. Bunun icin, gusl abdestinin sahih olma-
sina mani' degildirler. Kaplama ve dolgu ve protez yapilan yerler-
de, kaplama ve dolgu zaruret olmakdan cikmakda, yalmz harac
kalmakdadir. Protez yapdirmak istemeyip, kaplama ve dolgu yap-
diranlarm gusl abdesti alirken maliki veya safi'i mezhebini taklid
etmeleri lazimdir. Bu iki mezhebi taklid miimkin olmasaydi, kap-
lama ve dolgu yapdirmamalari, agn yapan disi cikarmalan, protez
yapdirmalan lazim olurdu.
Harac ya'ni zorluk oldugu zeman, baska mezhebi taklid etmek
mezheb degisdirmek demek degildir. Baska mezhebi taklid eden
bir hanefi, hanefi mezhebinden cikmis degildir. Mesela, derisinden
kan cikmca da, abdest almakda ve vitr nemazim vacib olarak kil-
makdadir. Gusl abdesti icin taklid edilince, yalmz guslde, abdestde
ve nemazda maliki veya safi'i mezhebini taklid etmekdedir. Taklid
etdigi mezhebin bir sartim, zaruret yok iken yapmazsa, bu ibadet-
leri sahih olmaz. iki mezhebi zaruretsiz kansdirmis, (Telfik) etmis
olur. Guslii ve nemazi iki mezhebe gore de sahih olmaz. Tekrar
edelim ki, mezheb taklidi, yalmz niyyet etmekle, laf ile olmaz. ikin-
ci mezhebin farzlanm, miifsidlerini ogrenmek ve bunlann hepsine
uymak sartdir.
Dislerinde kaplama veya dolgusu oldugu icin maliki veya safi'i
mezhebini taklid edenin nemazlarimn bu mezhebe de uygun ol-
masi lazim oldugundan, nemazm bu mezhebe gore farzlanm bil-
mek lazimdir. Asagidaki yazilar, (El-fikh-ii alel-mezahib-iil-er-
be'a) kitabmdan terceme edildi: Nemaz, islam dininin temellerin-
den en muhimmidir. Allahii teala, kendisine ibadet ve ni'metleri-
ne siikr etmek istiyenlere nemaz kilmalanm emr etmisdir. Her
giin, bes vaktde, nemaz kilmagi farz etmisdir. Hadis-i serifde, (Al-
lahii teala, kullanna hergiin bes kerre nemaz kilmalarini emr etdi.
Bu emri, birinci vazife bilerek yapam Cennete sokacagim soz ver-
di) buyuruldu. Nemazm samm, yiiksekligini bildiren ve nemaz kil-
maga tesvik eden, cok hadis-i serif vardir. Bu emre ehemmiyyet
vermiyene ve nemaz kilmakda tenbellik edene cok aci azablar ya-
pilacagi bildirilmisdir. Nemaz kilmak, kalbleri temizler. Giinahla-
rm afv edilmelerine sebeb olur. Fekat, kulluk vazifesi oldugunu
diisiinmeden, sehvetlerini, diinya cikarlarim diisiinerek kilman
nemaz, sartlarma uygun olup, sahih olsa bile, diinyada ve ahiretde
-519-
faidesi olmaz. Nemaz kilarken, Allahii tealanm buyuklugiinii,
Onun emrini yapmagi diisiinmek lazimdir. Ancak, boyle kilinan
nemaz, kalbi temizler. Insam kotiiliik yapmakdan korur. Allahii
teala, insamn kalbine bakar. Goriiniisiine, hareketlerine bak-
maz. Ya'ni temiz niyyet ile, Allah korkusu ile yapilan iyilikleri
kabul eder. Nemaz kilarken, once niyyeti diizeltmek, sonra farz-
lanna, sartlarma uygun ve avret mahalli ortiilii kilmak lazimdir.
Bedeni, ruhu ile birlikde olarak nemaz kilmahdir. Nemaz kilar-
ken, Allahii tealanm, kendisini gordiigiinii, okuduklanm isitdigi-
ni, diisiindiiklerini bildigini unutmamahdir. Boyle kuldan, kim-
seye zarar gelmez. Herkese iyilik yapar. Vatanma, milletine fa-
ideli olur.
Nemaz, lugatda, iyilik istemek, birinin iyiligi icin diia etmek de-
mekdir. Islamiyyetde nemaz, emr edilen hareketleri yaparak, emr
edilen seyleri okumakdir. Nemaza (iftitah tekbfri) ile baslamr. Se-
lam vermekle biter.
Hanefi mezhebinde, dort diirlii nemaz vardir: Farz-i ayn olan,
farz-i kifaye olan, vacib olan ve nafile olan nemazlar. Siinnetlerin
hepsine nafile nemaz denir.
198 - Safi'i mezhebinde, nemazm sartlan iki kismdir: Viictib
sartlan ve sihhatinin sartlan. Nemazin vucubiiniin sartlan, safi'ide
altidir: Bu alti sart kimde varsa, onun nemaz kilmasi lazimdir. Miis-
liman olmak, nemazin emr oldugunu isitmek, akil ve balig olmak.
Hayzdan ve nifasdan temiz olmak, isitir ve gortir olmak. Nemazin
sahih olmasi icin, safi'i mezhebinde yedi sart vardir: Hadesden ta-
haret [ya'ni, abdest almak ve gusl etmek], necasetden taharet [ya'ni
bedenin, elbisenin ve nemaz kilacagi yerin temiz olmasi], setr-i av-
ret [ya'ni, avret yerini ortmek], istikbal-i kible, nemaz vaktinin gel-
digini bilmek, nemazin farzlanm, miifsidlerini [ya'ni, nemazi bozan
seyleri] bilmek ve miifsidlerden sakmmakdir.
Safi'i mezhebinde abdestin farzlan altidir: Birincisi, yiizii yi-
kamaga baslarken niyyet etmekdir. Elleri, agzi, burnu yikarken
yapilan niyyet sahih olmaz. ikinci farz, yiizii yikamakdir. Safi'ide
cenenin altim ve sarkan sakali yikamak da farzdir. Seyrek olup,
altindaki deri goriinen sakah tahlil ederek, altindaki deriyi lslat-
mak da farzdir. Sik sakahn tahlili siinnetdir. Uciincii farz, kollan,
dirsekleri ile birlikde yikamakdir. Tirnak altindaki kirleri temiz-
leyip, altlarmdaki deriyi lslatmak lazimdir. Dordtincii farz, basin,
az olsa da, bir kismim mesh etmekdir. El ile mesh sart degildir.
Bir kismma su serpmekle de olur. Sarkan saci mesh, sahih ol-
maz. Besinci farz, ayaklan, hanefide oldugu gibi yikamakdir. Al-
tinci farz, tertib, yukanda bildirilen dort uzvu, sirayi bozmadan
-520-
yikamakdir. Sirayi bozunca, abdest sahih olmaz. Sira ile yikamak,
hanbelide de farzdir. Malikide ve hanefide ise, siinnetdir.
Bevl, mezi ve vediden biri cikinca, dort mezhebde de abdest
bozulur. Nikahlan ebedi haram olan 18 kisiden baska ihtiyar er-
kek, ihtiyar kadm dahi derileri birbirlerine dokununca, biri olii ol-
sa dahi safi'ide ikisinin de abdesti bozulur. Mesti acik olarak giyip,
sonra bag veya baska seyle kapamak, dort mezhebde de caizdir.
Ortdiikden sonra hie delik bulunmamasi safi'ide sartdir.
Safi'ide guslun farzi ikidir: Birincisi, niyyet etmekdir. ikincisi,
biitiin bedeni yikamakdir. ilk yikamaga baslarken niyyet etmek la-
zimdir. Daha once edilirse, gusl sahih olmaz. Kadimn da, orgiilii
saci coziip, arasini lslatmasi farzdir. Siinnet derisinin altmi yika-
mak farz oldugu icin, safi'ide siinnet olmak vacibdir.
Safi'ide, lesin biitiin a'zasi, kemigi, derisi, kill, kanadi, yiinii
necsdir. Hanefide, kemigi, tirnagi, gagasi, pencesi, boynuzu, kill
temizdir. Safi'ide, kopegin her yeri necsdir. Her cesid kan ve sari
su kiyh ya'ni cerahat necsdir. Renksiz su, ter, temizdir. Hanefide
renksiz su, hastahkla akarsa, necsdir. Kabarciklardan cikan su,
hastahkla olmadigi icin, tahirdir. insamn ve eti yinmiyen hayvan-
larm hatta silt emen sabinin pislikleri, idrarlan ve kusmuklan her
mezhebde necsdir. Merkeb ve katir boyledir. Hanefide, bunlar-
dan kuslann necasetleri, hafifdir. Safi'ide, eti yinen hayvanlarm
pislikleri, bevlleri de necsdir. Hanefide ise, hafife olup havada pis-
liyen, eti yinen kuslarmki tahirdir. Safi'ide, insamn ve hayvanlarm
menisi tahirdir. Diger iic mezhebde, meni, mezi ve vedi necsdir.
Mezi, zevk zemamnda cikan, renksiz sividir. Vedi, idrardan sonra
gelen beyaz sividir. Mi'deden gelmiyen kusmuklar, iki mezhebde
de temizdir. Kafirin ve fasikm ve ciinubiin ve eti yinen hayvanla-
rm ve atin artiklan temizdir. Hinzirdan baska, eti yinmiyen hay-
vanlarm siitleri, hanefide tahirdir. Diger iic mezhebde necsdir.
Necaset ates ile yakilmca, kiilii ve dumani ve zeman ile toprak
olunca, hanefide tahir olur. Diger tic mezhebde tahir olmaz.
Uzumden, hurmadan ve herseyden elde edilen serhos edici ma-
yi'lerin [sivilarm] hepsi dort mezhebde de necsdir. [Biramn ve is-
pirtonun kaba necaset olduklan, buradan anlasilmakdadir. Ciinki,
hanefiden baska, iic mezhebde, necasetlerin her cesidi kabadir.
Hafif necaset yokdur.]
[Abdestde ve guslde kullamlmis olan (Ma-i miista'mel) denilen
su, iic mezhebde, yalniz tahirdir. Fekat, mutahhir degildir. Ya'ni
temizdir. Fekat, temizleyici degildir. Malikide, hem tahirdir, hem
de mutahhirdir. (Mizan).]
Malikide, nemaz kilamn, necaseti temizlemesi farz veya vacib
-521-
degil, siinnetdir, dediler. Unutarak veya temizlemekden aciz ola-
rak kilman nemazi, iki kavle gore de sahih olur. Necaset bulundu-
gunu bilmiyerek veya bilip de ehemmiyyet vermiyerek kilmis ise,
birinci kavle gore nemazi sahih olmaz. ikinci kavle gore sahihdir.
Diger tic mezhebde, temizlenmesi farzdir.
Hanefide, kedi ve fare idrarmm elbiseden temizlenmesinde,
harac [mesakkat] ve zaruret oldugu bildirilerek, dirhemden fazlasi
da afv olundu. Necasetden kalkip, elbiseye konan sinegin birakdi-
gi leke afv edildi. Olti yikayanm, iisttine sicrayan musta'mel su ve
necaset kansmis sokak camuru ve hafif necasetin, elbisenin veya
bedenin dortde birinden az kismma bulasmasi afv edildi. Necaset-
lerin bir mayi'a kansmasinda, hafife veya galiza olmalanna ve mik-
darlarma bakilmaz. Mayi' hemen necs olur.
Safi'ide, gortilmiyecek kadar az necaset ve necasetden ates
te'siri ile cikan buharm azi ve ates ile lsitmadan cikanm cogu afv
edilmisdir. Tas ile taharetlenince kalan necaset eseri, nemazma
mani' olmaz. Sokakda, necaset kansik camurun elbiseye, bedene
sicramasi, meyvede ve peynirde hasil olan kurtcagizlar, peynir ya-
pilan kuzu mi'desindeki madde, ilaclan ve kokulan islah icin, icle-
rine konulan necs mayi'ler afv edilmisdir. Sinek tersleri [pislikleri],
havzdaki balik pisligi, uyuyanm agzmdan gelen sari su, abdest ali-
nan havzlarda az fare tersi, necs yara iisttine konan yakiya bulasan,
cocugun agzmdan memeye bulasan necaset, akici kani olmryan
hayvanm oldugu su, vesm [ve sirmga ignesi] yerinden cikan kana
kansan ilac, burundan, kulakdan, gozden cikan kamn az mikdari,
kabarcik, ciban veya yaradan cikan kamn, kendi sikip cikarmamis
ise ve uzva yayilmamis ise, elbiseye bulasan fazla mikdari da, ken-
di cikarmis ise az mikdari ve hacamat, igne yerinden cikan 90k
mikdari, safi'ide afv edilmislerdir.
[Safi'i mezhebine gore, (ozr sahibi) olamn, her nemaz vakti gi-
rince, once istinca etmesi, sonra akmtiyi durdurmak icin, pamuk
koymasi veya bez ile sarmasi, sonra hemen abdest ahp, nemaz kil-
masi lazimdir. Nemaz kilarken, akmti pamukdan disari tasarsa, ne-
mazi fasid olmaz. Abdest ahrken, (nemaz kilmak icin abdest alma-
ga) niyyet etmesi lazimdir. Nemaz vakti cikmca, yeniden istinca ve
abdest almak lazim olur. Safi'ide, dokuz yasmdan kiiciik kizdan
gelen ve biiyiik olanlarda 24 saatdan az ve onbes giinden cok de-
vam eden kana, (istihaza) kani denir.]
Hanefide, iftitah tekbirini, vakt cikmadan alirsa, nemaz vak-
tinde kihnmis olur. Nemazin hepsi, vakt cikmadan temam ol-
mazsa, kiiciik giinah olur. Malikide ve safi'ide, bir rek'atin hep-
si vakt icinde olmazsa, o nemaz eda olmaz, kaza olur. Safi'i mez-
-522-
hebinde de, bes vakt nemazi, vaktlerinin evvelinde kilmak efdal-
dir. Kadinm sarkan saclan, safi'ide de avretdir. Avretini acarsa, ne-
mazi hemen bozulur. Ince kumas altmdaki cildin rengi belli olursa,
nemaz batil olur. Ortii cilde yapisrp, uzvun sekli belli olursa, batil
olmaz. Qplak olan, ortii bulmak iimmidi varsa, vaktin sonuna ka-
dar beklemesi vacib olur.
Nemaz dismda da, avret mahallini, kendinden ve baskasindan
ortmek farzdir. Zaruret olunca, zaruret mikdan acilir. Miisliman
kadmm, yabanci erkekler ve kafir, miirted ve fasik kadmlar yamn-
da ortiinmeleri farzdir. [tic mezhebde, yalmz yiizlerinin ve elleri-
nin, hanefide ise ayaklarimn da avret olmadigi (Mizan-iil-kiibra)da
yazilidir.] Hanbelide, kafir kadmlarma da ortiinmez. Safi'ide, kii-
ciik cocugun avret yeri, terbiye edenden baskasina haramdir. Er-
kegin dizi, hanefide avretdir. Diger iic mezhebde degildir. Uyluk-
lan her mezhebde haramdir. Mekkede olamn, nemazim Ka'benin
binasma karsi kilmasi farzdir. Mekkeden uzakda olan icin de sa-
fi'ide boyledir. Zan-m galibi Ka'beye karsi olmahdir. Kible ciheti,
adil olan bir miislimana sorarak, cami' mihrablarma, giinesin kible
saatine gelmesine, yildizlara, pusulaya bakarak anlasihr. Bunlarla
anhyamazsa, arasdinr. Yine bulamazsa, nemaz kilanlara tabi' olur.
Safi'ide nemazm icinde olan farzlar oniicdiir: Besi agiz ile, sekizi
kalb ve beden ile yapihr. Agiz ile olanlar, iftitah tekbiri, her rek'at-
de Fatiha okumak, son rek'atde tesehhud okumak, salevat oku-
mak, birinci selami soylemekdir. Kalb ve beden ile yapilanlar: Niy-
yet, kiyam, riiku', kavmede dik durmak, iki secde arasmdaki celse-
de oturmak, son rek'atde tesehhud mikdan oturmak, bunlan sira-
si ile yapmakdir. Safi'ide niyyet ederken, nemazm farz olduguna,
nemazin seklini, ya'ni oturmagi, riiku'unu, secdelerini, selam ver-
mesini diisiinmek, hangi nemazi kilacagmi niyyet etmek lazimdir.
Niyyet, iftitah tekbirini soylerken yapihr. Eda veya kaza oldugunu
niyyet etmek sart degildir. Bu ikisini birbiri yerine dtisuniirse, ne-
mazi sahih olmaz. Rek'at adedi de boyledir. Siinnetlerin de cinsi-
ni, farzdan evvel veya sonra olduklanm niyyet lazimdir. Yalmz ki-
lan, nemazi arasmda hasil olan cema'ate uyabilir. Nemaza baslar-
ken, tekbir getirmek, dort mezhebde de farzdir. Hanefide, tekbir
olarak, (Allahii ekber) demek vacibdir. Diger iic mezhebde farz-
dir. Iftitah tekbirinin sahih olmasi icin, safi'ide onbes sart vardir:
Arabi olmak, farz nemaza ayakda niyyet etmek, Allahii ekber de-
mek, (ber) derken uzatmamak, (be)yi seddeli okumamak, iki keli-
menin arasinda veya once (vav) harfi okumamak, iki kelime ara-
sinda durmamak. Allahul-ekber veya Allahul'azim ekber demek
caizdir. Kendi isitecek kadar sesli okumak, nemaz vakti girmis ol-
-523-
mak, Kibleye karsi soylemek, imamdan sonra soylemek lazimdir.
Siinnet ve nafile nemazlan ayakda kilmak farz degildir. Hane-
fide Fatiha okumak vacibdir. Diger uc mezhebde farzdir. Safi'ide,
imam arkasinda, cema'atin Fatiha okumalan farzdir. Hanefide ve
malikide farz degildir.
Safi'ide nemazm siinnetlerinden birisi, imamm ve yalmz kila-
nm, sabah, aksam, yatsi nemazlarmda, Fatiha ve zamm-i sureyi
yiiksek sesle okumakdir. Yabanci erkek yamnda olmadigi zeman,
kadm da yiiksek sesle okur. Cema'at, kendi isitecek kadar, sessiz
okur. Imam yiiksek sesle okudugu zeman, cema'at, imam ile bir-
likde ve yamndaki isitecek kadar yiiksek sesle amin der. Sessiz
okudugu zeman ve kendi okuyunca sessiz der. imamm, yiiksek
sesle okudugu nemazlarda, Fatihayi okudukdan sonra, cema'atin
de Fatihayi okuyacaklan vakt kadar susup veya sessiz birsey oku-
yup, bundan sonra, zamm-i sure okunmaga baslamasi siinnetdir.
[Buradan anlasihyor ki, imam yiiksek sesle Fatiha okurken ce-
ma'at okumayip, imami dinlerler. imam ile birlikde amin dedik-
den sonra, Fatiha okurlar.] imam Fatihayi bitirdikden sonra uyan,
Fatihayi okumaz. tic mezhebde, kendi isitecek kadar sesli oku-
mak farzdir. Malikide farz degil, mustehabdir. Eli iizerine secde,
iic mezhebde sahih degildir. Hanefide mekruhdur. Secdede, kalca
basdan ve sirtdan asagida kalmiyacak kadar yiiksege secde caiz-
dir. Hanefide ise, secde yerinin, dizlerin kondugu yerden yanm
zra' [yirmibes santimetre] yiiksek olmasi caizdir. Fekat, mekruh-
dur. Cami'de bos yer yoksa, onundekinin arkasina secde edilebi-
lir. Fekat, ondekinin aym nemazi kilmakda olmasi ve yere secde
etmesi lazimdir. Malikide ve safi'ide nemazm vacibleri yokdur.
Hanbelide ve safi'ide, nemazin siinneti, miistehabi demekdir.
Bunlan terk edene, bir ceza yapilmaz. Yalmz, sevabindan mah-
rum olur. Sesli okunan nemazlarda, Fatihadan sonra, yiiksek ses-
le amin denir. Ayakda eller, gobek iistiinde, biraz solda baglamr.
Ayakda, Fatihadan sonra, bir sure okumak, hanefide vacib, diger
iic mezhebde siinnetdir. Safi'ide, her rek'atda E'uziiyii okumak
siinnetdir ve Fatihadan evvel Besmele okumak farzdir. Okumaz-
sa, nemazi sahih olmaz. Zamm-i sureleri riiku'da temamlamak,
dort mezhebde de mekruhdur. Fatihayi temamlamak ise, hanefide
mekruhdur. Diger iic mezhebde, nemazi ifsad eder. Kalbi mesgul
etmiyen canh resmi nerde bulunursa bulunsun, safi'ide, nemazi
mekruh yapmaz. Ozrlii olamn ozrsiiz olana ve baska mezhebde ola-
na imam olmasi safi'ide ve malikide sahihdir. Aym imama uyan ka-
din, erkegin yamnda veya oniinde ise, iic mezhebde, ikisinin de ne-
mazi bozulmaz. Hanefide ise, iki yamnda ve arkasinda kilan erkek-
-524-
lerin nemazlan batil olur. Fekat, nemazda iken imama uyan kadi-
na, imam veya cema'atden biri, geri cekilmesi icin eli ile isaret eder,
o da cekilmezse veya imam, kadinlara imam olmaga niyyet etme-
mis ise, kadimn nemazi fasid olur, erkegin olmaz. Bir hizada, bir
riikn mikdan durmamis ise veya biri, bir adam boyundan fazla yiik-
sekde kiliyorsa yahud aralannda dikili baston, direk veya bir adam
duracak kadar bosluk varsa, ikisinin de bozulmaz. Aym imama uy-
mamis iseler de, bozulmaz ise de, kadin icin tahrimen mekruh olur.
Abdesti, guslii, teyemmiimii, mest veya cebire iizerine meshi boza-
cak birsey, selam vermeden once hasil olursa, tie mezhebde nemaz
bozulur. Son tesehhiidu okumagi bitirmeden once olursa, hanefide
de bozulur. Bes vakt nemazdan sonra, hemen bir ayetelkiirsi ve
doksandokuz tesbfh ve bir tehlil okumak miistehabdir. Farzdan ve-
ya son siinnetden sonra okunurlar. Safi'ide birincisi, hanefide ikin-
cisi efdaldir. Sonra, diia edilir.
199 - (El-fikh-u alel-mezahib-il erbe'a)da diyor ki, (Maliki
mezhebinde, saglam insandan cikan bevl, meni, mezi, vedi, isti-
haza kam, gait ve yel abdesti bozar. Tas, solucan, cerahat, sari su,
kan cikmca bozulmaz. Abdesti bozanlar, hastahk ile cikarsa ve
cikmasi men' olunamazsa, mesela bevl, bir nemaz vaktinin yan-
sindan cok devam eder ve cikma zemam belli olmazsa, abdesti
bozmaz. ikinci kavle gore, bu iic sart olmasa da, hastamn abdes-
ti bozulmaz. Cikmadigi zeman abdest almasi miistehab olur. Ha-
nefi mezhebindeki ozr sahibi hastalann, ihtiyarlarm, abdest al-
makda harac ve mesakkat oldugu zeman, bu kavli taklid etmele-
ri sahih olur. Bevlin kesildigi zemam belli ise, bu zemanda abdest
almasi iyi olur. istibra zemam uzun siiren veya sonralan damla-
yan ve bir nemaz vakti devamli akmadigi icin ozrlii olamryan ha-
nefi ve safi'iler, maliki mezhebini taklid eder. Bunun icin, abdes-
te ve gusle baslarken niyyet eder. Abdestde ve guslde her uzvu el
ile veya havlu ile hafif delk etmeli, sigamah, abdestde basin her
yerini mesh etmelidir. Kulaklar usttindeki cild, bas demekdir.
Mesh edilmesi farzdir. Bu cildin, yiiz sayilarak gasl edilmesi, ha-
nefi kitablannda yazih degildir. Her uzvu arahksiz yikamak farz-
dir. Kulaklan mesh icin elleri yeniden lslatmak siinnetdir. Lezzet
kasd ederek, nikahlamak caiz olan kadimn cildine, sacina dokun-
mak ve avueunun veya parmaklarmm ici veya yanlan ile zekeri-
ne dokunmak, abdest aldigmda veya bozuldugunda stibhe etmek
abdestini bozar. Guslde agzi ve burnu yikamak farz degil, siin-
netdir. Orgiilii saci coziip mesh etmek lazimdir. Mest iizerine
meshin miiddeti yokdur. Her nemaz vakti icin ayri teyemmiim ya-
pihr. Kelb [kopek] ve hmzir [domuz] necs degildir. Fekat, yenil-
-525-
meleri haramdir. Bahgm dahi kani necsdir. Eti yinen hayvanlarm
bevli ve gaiti tahirdir. Necasetden taharet bir kavle gore farz, diger
kavle gore siinnetdir. Basur, idrar, gaita damlalan bedene, camasi-
ra bulasirsa afv olur. insamn ve hayvamn kanmm, yara, ciban su-
yunun avuc ici kadan afv olur. Nemazda her rek'atde Fatiha oku-
mak, bir omuzuna selam vermek ve iki secde arasmda oturmak ve
riiku'da, secdelerde tumanmet [sakin durmak] farzdir. tmamin giz-
li okudugu rek'atlerde cema'atin Fatiha okumalan miistehab, asi-
kare okudugu zeman cema'atin de okumasi mekruhdur. Kiyamda,
sag el sol elin iistunde olarak, gogiis ile gobek arasma koymak ve-
ya iki eli iki yana sahvermek miistehabdir. Farzlarda (E'uzii...)
okumak mekruhdur. Fatihayi riiku'da temamlamak nemazi bo-
zar.) Miisafir ile mukimin birbirlerine imam olmalan hanefide ca-
iz, malikide mekruhdur. Malikiyi taklid eden hanefi, ile gun kalma-
ga niyyet etdigi yerde, dordiincii giinde farzlan dort rek'at kilma-
ga baslar. Mukim ile cema'at yapabilirler. Ciinki, mekruhda kendi
mezhebine tabi' olur.
200 - Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki:
Bir miislimanda iic sey bulunmazsa, ehl-i Cennetdir:
1- Kibr, 2- Hased, 3- Hiyanet.
Her musibete ve belaya sabr etmek, sikayet etmemek lazim-
dir. Zira, sabn bulunmiyan insanlarm dinleri kolayhkla helak
olur. Derd ve bela cekenlere sevab olmaz. Derd ve belalara sabr
edenlere, bunlan Allahii tealadan bilip, Ona yalvaranlara sevab
vardir.
201 - Bir miisliman: Diinyada aziz, ahiretde sa'id olmasim ister-
se, kendisinde su iic huy bulunsun:
1- Mahlukatdan hicbir sey beklememek.
2- Muslimanlan [ve zimmi kafirleri, olmiis iseler de] gibet et-
memek.
3- Baskasimn hakki olan bir seyi almamak.
Allahii teala tic seyi cok sever:
1- Comertlik.
2- Korkmadigi kimsenin yamnda dogruyu soylemek.
3- Gizli yerlerde de Allahii tealadan korkmak.
Allahii teala, Tur-i Sinada, Musa aleyhisselama buyurdu ki:
(Bir kimseye, Hak tealadan kork deseler, o kimse de Allahdan
korkmagi bana mi ogretiyorsun, sen Allahdan kork derse, en fena
insan odur.)
202 - Kimsenin giinahim basma kakma! Miisliman olsun, ka-
-526-
fir olsun, bir kimsenin hakkini alip da tevbe etmeyip onunla halal-
lasmazsan, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" sana la'net
eder. Ana-babamn ve dinini ogreten hocasmm mesru' olan emrle-
rine asi olanlar da mel'undur. Allahii tealamn rrzasmm gayrine,
mesela falanca kimseye diyerek kurban kesenler de bu la'net hal-
kasma dahildirler. Kizina zina etdiren, ciplak gezdiren, evladlanna
imam, haramlan ogretmiyen babalar ve analar ve Allahii tealadan
baskasina ibadet ve secde edenler de mel'undurlar.
[Abdiilgani Nabliisi "rahime-hullahii teala" (Hadika)da el ile
yapilan gunahlan anlatirken diyor ki: (Zor ile gasb edilen ve riisvet
olarak alinan, caiman mallara ve kendinde emanet olan mallan ti-
caretde kullanarak elde edilen kara ve Dar-ul-harbde ya'ni kafir
memleketlerine gidenin [tuccarm, seyyahm], kafirlerden, nzalan
olmadan aldigi mala, (Mal-i habis) denir. Bunlan kullanmasi haram
olur. Sahiblerine geri verilmeleri, sahibleri bilinmiyorsa, fakirlere
sadaka verilmeleri lazim olur. Baskasmm [ve yetimin] miilkunii,
ondan iznsiz kullanmak haramdir.) Miisliman, Dar-iil-harbdeki ka-
firlerin bile mallarma, canlarma, nzlarma dokunmaz. Nakl vasitala-
rmm iicretlerini oder. Kimseye hiyanet etmez.]
Peygamberimiz "aleyhisselam" buyurdu ki: (Bir kimse, birine
su verse ve o da, ona karsi bir temenna etse, egilse, Allaha ortak
kosmak olur.) Yine buyurdu ki: (El kaldirarak selam vermek ve
Allahdan baskasina yemin eylemek de sirkdir.) Mesela, (babamn
cam icin) diyerek yemin etmemelidir.
[Yukandaki hadis-i serifde, el kaldirarak selam vermenin sirk ol-
dugu bildirildi. Hanefi mezhebinin biiyiik alimleri ya'ni ictihad ma-
kamma yiikselmis olan alimler buna benziyen hadis-i serifleri karsi-
lasdirmislar, hanefi mezhebinin iisul ve kava'id-i mezhebiyyesine
gore incelemisler. Bu hadisin mensuh oldugunu anlamislardir.
Uzakda olana, yalmz el kaldirarak selam vermenin mekruh oldugu-
nu, soz ile ve el ile birlikde selam vermenin kerahetsiz caiz oldugu-
nu anlamislardir. Bunun gibi, ibni Abidmde nemazm mekruhlan
sonunda yazili hadis-i serifde, (Nemazlarinizi na'lin ile kilimz. Ye-
hudflere benzemeyiniz!) buyuruldu. Halbuki, fikh alimleri, ayaklan
ortulii kilmamn siinnet, ayaklan acik olarak kilmamn mekruh oldu-
gunu bildirdiler. Yine bunlar gibi, (Hadika)mn ikinci cildi, besyiiz-
seksenbirinci sahifesinde, (Sacim, sakalmi siyaha boyayanlar, Cen-
net kokusunu bulamazlar) hadis-i serifini bildirdikden sonra, alim-
lerin hepsi, siyaha boyamak mekriihdur dedi. Caiz diyenler de ol-
du. (Mebsut)da boyle yazilidir. Hazret-i Osman ve hazret-i Hiiseyn
ve Ukbe bin Amir ve ibni Shin ve Ebu Biirde ve baskalan "rahi-
me-humullahii teala" siyaha boyarlardi diyor. (Hadfka), ikinci cild,
-527-
besyiizseksenikinci sahifede diyor ki, (Sac, sakal boyamakda, bu-
lundugu yerdekilerin adetlerine uyulur. Bulundugu sehrin adetine
uymamak, sohret olur. Tahrimen mekruh olur.) (Miskat)daki ha-
dis-i serifde, (Miisriklere muhalefet edip, sakalmizi uzatiniz!) bu-
yuruldu. Halbuki, Hadimi "rahime-hullahii teala" (Berflta)nm bi-
nikiyiizyirmidokuzuncu sahifesinde, (Sakali kazimak siinnete mu-
halefet olur. Emr-i vucubi olsaydi, haram olurdu. Sakali bir kabza
[bir tutam] uzatmak sunnetdir. Bundan kisa yapmak ve kazimak
caiz degildir. Ba'zi kimseler, sakalim kaziyamn veya kisaltamn
imam olmasi caiz olamaz. Yalniz kildigi nemaz da mekruh olur. Bu
kimse mel'undur, diyorlar. Bu sozlerini (Tahavi)den aldiklanm
bildiriyorlar. Boyle sozler dogru degildir) diyor. Ehl-i kitaba [ya'm
yehudilere, hiristiyanlara] ve miisriklere, muhanneslere [ya'ni ko-
tii oglana] benzemek siddetle men' olunmakdadir. Tahtavmin,
(Merak-il-felah) hasiyesi yiizseksenbesinci sahifesinde, (Ehl-i kita-
ba benzemenin dereceleri vardir. Yimek, icmek gibi adet olan za-
rarsiz seylerde benzemek caizdir. Kotii, zararh seylerde tesebbiih
kasd ederek benzemek haramdir. Tesebbiih kasd etmezse caiz
olur) diyor. Kafirlerin dinlerine mahsus olup, kafirlik alameti olan
seylerde, kasd olmadan da benzemek kiifr olur. Faideli diinya isle-
rinde benzemek caiz, hatta sevab olur.]
203 - Hie kimseye la'net eyleme. Zira, la'net eyledigin adam
la'nete mustehak degil ise, yapdigm la'net sana doner.
Hayvanata dahi la'net eyleme! Zira, melekler, sana la'net eder-
ler. Nemazi terk edene, yiiztine karsi da, arkasmdan da la'net edi-
lir. Zira, farz olan nemazi ozrsiiz terk eden, dort kitabda da
mel'undur. Elinden geldigi her zeman emr-i ma'ruf eyle, ya'm isla-
miyyetin emrlerini soyle, fena seylerden men' et! Peygamberimiz
"aleyhisselam" buyurdu ki: (Ahlak-i zemime [ya'm fena ahlak]
olan dort seyden vazgee, onlardan cok sakin:
1- Qok mal toplayip, yimemek.
2- Hie olmiyecekmi$ gibi diinyaya sanlmak.
3- Bahil olmak [ya'ni, cimri olmak].
4- Harts olmak.)
Insanda haya olmak, iman nisamdir. Hayasizhk, kiifrii mucib-
dir. Haya, evvela Allahii tealaya karsi olur.
204 - Herhangi bir isini, bahil, ya'ni hasis kimselere damsma!
Ciinki, seni sonra insanlar arasmda rezil ve riisva eyler. Salih kim-
se ile mesveret et! Allahii tealamn sevgisine kavusmak icin cahsa-
na (Salih kul) denir.
-528-
SABR FASLI
205 - Sabr, derd ve elemi sikayet etmemekdir. Derd ve elemden
kurtulmak icin (Se'adet-i Ebediyye)nin llO.cu sahifesini okuyu-
nuz. Uc seye sabr edersen, biiyuk derece kazanirsm:
1- Herhangi bir belaya sabr etmenin iicyiiz sevabi vardir. Bela-
ya care, deva aramak, diia etmek, sabr sevabim azaltmaz.
2- Islam bilgilerini ogrenirken zahmet cekmege ve ibadetleri
yapmaga sabr etmege, Cennetde altiyiiz derece verilir.
3- Giinah islememek icin sabr etmek.
Nefsin arzularma sabr etmenin yediyiiz derecesi vardir. Musi-
bet icin de her nefesi icin ayn bir derece ve sevab alir. Malm, evla-
dm gitmesi biiyiik musfbet olup, bunlara sabr edenleri, Allahii te-
ala, terazi basma getirmege haya ederim, buyuruyor.
206 - Oliimden korkma! Ve oliimii isteme! Peygamberimiz
"aleyhisselam" buyurdu ki: (Oliimii hatirlayiniz ve diia ederek de-
yin ki: Ya Rabbi! Hakkimda olmek hayrh ise, beni oldiir, cok ya-
samak hayrh ise beni yasat!)
Cenazelerde hizmet etmekde bulun! Allah nzasi icin cenaze-
nin mezanna bir kiirek toprak ativer! O atdigm toprak, kiyamet-
de terazine konacakdir. Cenazeye yapilacak hizmetler (Se'adet-i
Ebediyye) kitabimizda uzun yazihdir.
KABR ZIYARETi FASLI
207 - Ey Ogul! Peygamberimiz "aleyhisselam" buyurdu ki: (Bir
mii'minin kabrini ziyaret eyleyen, Hak teala huzurunda nafile bir
hacdan ziyade sevaba nail olur!) Allahii tealamn nzasi icin, (Aye-
telkiirsi), (Fatiha) ve (Kulhiivellahu)yu oku ve sevabim mevtalarm
ruhlarma bagisla! Dtiam biitiin mii'minlerin ruhlanna samil et!
Biitiin oliilerin adedince sevab alasm.
208 - (Vehhabilik) denilen firkayi, Abdiilvehhab oglu Muham-
med adinda Necdli bir kimse vasitasi ile, ingilizler kurdu. Bu aleak
adam, 1206 [m. 1791] da oldii. ingiliz planlanni yaymak icin cesid-
li kitablar yazdi. (Kitab-iit-tevhfd) kitabim, torunu Abdurrahman
serh ederek (Feth-ul-mecfd) adini verdi. 1258 [m. 1842] de oldii.
Bu serhin cesidli yerlerinde diyor ki, (Oliide his yokdur. Ruhu da
ind-i ilahidedir. Miilhidler, ervah tesarruf ederler diyerek, oliiler-
den yardim, sefa'at istiyorlar. Bu hareketleri sirkdir. Melek, Nebi,
Veli, kimseye yardim edemezler. Olii, ya hazret-i Hiiseyn gibi Cen-
net ni'metlerindedir, yahud, Ticani miisriki ve habisi gibi veya
Muhyiddm-i Arabi ve Omer ibniil Farid putlan gibi azabdadirlar.
- 529 - Islam Ahlaki - F:34
Kendilerine yapilan diialardan haberleri olmaz. Olii isitir, yardim
eder diyenler, dinden imandan cikryorlar. Allahm izn verdigi kim-
se, sefa'at olunmasma izn verilene sefa'at edecekdir. Oliiye diia et-
mekle, yalvarmakla izn verilmez. Misr halkimn en biiyiik tanrilan
olan Ahmed Bedevmin ne oldugu belli degildir. Olulerin mezarla-
rma tiirbe yapmak, ta'zim etmek sirkdir. Abdiilkadir Geylani, ken-
dine yalvaram isitir, yardim eder diyorlar. Bu sozleri kiifrdiir. Bun-
larm tiirbeleri birer puthanedir. Hepsini yikmak vacibdir.) diyorlar.
Yukandaki yazilar gosteriyor ki, vehhabilik firkasimn zuhuru,
sonra (Sii'udi arab) devletinin kurulmasi, ingilizlerin islamiyyete
hticumlarmm bir zaferi oldu. Bunlar Ehl-i stinnete, ya'nibize kafir
diyorlar. (Tiirbeler bid'atdir. Resulullah zemamnda tiirbe yokdu.
Sonradan yapildi) diyorlar. Bunlara deriz ki, biz (Ehl-i siinnet)
mezhebindeyiz. Bizim i'tikadimiza gore, (Edille-i §er'iyye) dort-
diir. Ya'ni din bilgilerinin kaynagi dortdiir. Bu dort kaynak, kitab,
siinnet, kiyas-i fukaha ve icma'i iimmetdir. Kitab, Kur'an-i kerim-
dir. Siinnet, hadis-i seriflerdir. Kiyas-i fukaha, dort mezhebin fikh
kitablandir. icma'i iimmet, ilk iki asnn alimlerinin sozbirligidir.
Bu alimlerden, hicbiri, tiirbelere karsi birsey demedi. Fikh kitabla-
n, tiirbelerin caiz oldugunu yaziyorlar. Su halde, tiirbe yapmak ve
tiirbe ziyaret etmek dmimizde yasak degildir. Vehhabiler inkar
ediyorlar. islam dini, vehhabi cahillerinin ve dinde reformcu deni-
len mezhebsizlerin sakat mantiklan, sapik dtisiinceleri ve yaldizh
sozleri degildir. islam dini, (Edille-i §er'iyye)den elde edilen bilgi-
lerdir. Vehhabiligin kurucusu Muhammedin kardesi Stileyman bin
Abdiilvehhab, Ehl-i siinnet alimi idi. Kardesinin tutdugu yolun bo-
zuk oldugunu bildirmek ve miislimanlarm ona aldanmalanni onle-
mek icin cok kitab yazdi. (Savaik-ul-ilahiyye firreddi-alel-vehha-
biyye) kitabmda vehhabilere cevab vermekde, yollarmin yanhs ol-
dugunu isbat etmekdedir. Bu kitab, (Hakikat Kitabevi) tarafindan
istanbulda nesr edilmisdir. Altinci sahifesinde diyor ki, (Evet, veh-
habilerin seyhul-islam ismini verdikleri ve yazilarim sened olarak
aldiklan ibni Teymiyye ve talebesi ibniilkayyim Cevziyye, gaib
olandan ve oliiden yardim istemek, onun icin adak yapmak veya
Allahdan baskasi icin kurban kesmek, kabri opmek, topragim ala-
rak bereketlenmek haramdir dediler. Sirk-i ekber demediler. Hic-
bir alim, boyle yapan mtisrik olur demedi. Dort mezheb alimleri,
kiifre sebeb olan seyleri uzun yazdilar. Boyle yapanm miirted ola-
cagim hicbiri bildirmedi. Boyle yapanlann miisliman olduklanm
bildirdiler.) Yusiif Nebhani "rahime-hullahii teala" (Sevahid-iil-
hak) kitabimn yiizkirkbirinci sahifesinde diyor ki, safi'i alimlerin-
den Sihabiiddm Remli "rahime-hullahii teala" fetvasmda buyur-
-530-
du ki, (Peygamberler "aleyhimiissalevatii vetteslimat" oldiikden
sonra mu'cizeleri, Veliler de "kaddesallahii teala esrarehii-
miil'aziz" oldiikden sonra kerametleri devam eder. Bunun icin, ol-
diikden sonra da bunlara istigase, tevessiil edilir.) Abdiilhay Sernb-
lali de, Peygamberler "aleyhimiissalevatii vetteslimat" ile ve Evli-
ya "kaddesallahii teala esrarehiimiil'aziz" ile tevessiiliin caiz oldu-
gunu uzun isbat etmekdedir. Ibni Abidin "rahime-hullahii teala",
birinci cild sonunda buyuruyor ki, (Alimlerin, Seyyidlerin, Vehle-
rin, umuma vakf edilmis olmiyan yerdeki kabrleri iizerine tiirbe
yapmak caizdir.) Besinci cildde lebs fashnda diyor ki, (Evliyamn,
salihlerin kabrleri iizerine, sanduka, ortii, sank sarmak mekruh de-
nildi. Bize gore, meyyite ta'zfm ve hurmete sebeb olmak, hakaret
edilmemek, gafillerin edebli olmalan icin, bunlar caizdir. Ameller
niyyete goredir.) Vehhabiler, Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere
yanhs ma'na veriyorlar. Kendi anladiklarma inanmiyanlara kafir
diyorlar. [(Feth-ul-mecid) admdaki vehhabi kitabinda yazili olan
yalanlara ve iftiralara, (Kiyamet ve Ahiret) kitabimizda vesikalar-
la uzun cevablar verilmis, kitabm yazari rezil edilmisdir.]
[Tenbfli: ibni Abidin "rahime-hullahii teala", bagileri anlatir-
ken diyor ki, (Harici denilen kimseler, siibheli olan (birkac ma'na
cikanlabilen) delilleri te'vil ediyorlar. Ya'ni ba'zi ayet-i kerimele-
re ve miitevatir olan hadis-i seriflere, acik ve meshur olmiyan
ma'nalar veriyorlar. Hazret-i Almin "radiyallahii teala anh" aske-
rinden aynlarak ona karsi harb edenler boyle idi. Hakim ancak Al-
lahdir. Hazret-i All, iki hakemin htikmiine uyarak, hilafeti Mu'avi-
yeye "radiyallahii teala anh" birakmakla biiyiik giinah isledi, dedi-
ler. Onunla harb etmelerine bu yanhs te'villeri sebeb oldu. Kendi-
leri gibi inanmiyanlara kafir dediler. Hariciler ve vehhabiler gibi,
siibheli delilleri yanhs te'vil ederek, kat'i defile uymiyan is yapan-
lara, miictehid olan fikh alimleri kafir demediler. Bagi, asi, bid'at
ehli olduklanm soylediler. Tiirkcede sapik, denilmekdedir. Delil-
lerde kat'i, (acik olarak) anlasilan tek bir ma'naya inanmiyan ise
kafir olur. Alemin yok olacagina, oltilerin tekrar dirileceklerine
inanmamak boyledir. Ali ilahdir, Cebrail vahy getirirken yamldi
diyen de kafir olur. Ciinki bu sozler, te'vil ederek, ictihad icin ug-
rasarak anlasilan ma'nalar degildir. Nefse uymakdandir. Hazret-i
Aiseyi "radiyallahii teala anna" kazf eden [ya'ni kotiileyen] ve ba-
basmm "radiyallahii teala anh" sahabi olduguna inanmiyan da ka-
fir olur. Ciinki ikisi de, Kur'an-i kerimde acik olarak bildirilen de-
lili inkardir. Fekat, hazret-i Ebu Bekr ile hazret-i Omeri seb eden
ve halifeliklerine inanmiyamn te'vili varsa, kafir olmaz. Miisli-
manlarm mallanna, canlarma saldirmak gibi kat'i acik olan haram-
-531-
lara te'vili olmadan halal diyen kafir olur. Kitabdan ve siinnetden,
siibheli bir delili te'vil ederek soyleseydi, kafir olmazdi.)
Goriiliiyor ki, musliman oldugunu soyleyip ibadetlerini yapan,
ya'ni (Ehl-i kible) denilen bir kimsenin Ehl-i siinnete uymiyan bir
inanisi, ma'nasi acik olan bir delili inkar olursa, te'vil ile olsa da, ol-
masa da kiifr olur. Buna (Miilhid) denir. Bu inams, acik olmayip,
siibheli olan bir delili inkar olursa veya acik delile uymayan bir is
ise, te'vili varsa, kiifr olmaz. Bid'at olur. Te'vilden haberi olmayip,
bid'at sahibi alimleri taklid ile veya nefse uyarak, diinya cikarlan
icin ise, yine kiifr olur.
Ister Ehl-i stinnet olsun, ister bid'at sahibi olsun, dfnini diinya
cikarlanna alet eden, ya'ni diinyahga kavusmak icin dminden ve-
ren cahillere, (Din yobazi) denir. Imam olmadigi halde, miisliman-
lan aldatarak imanlarini yok etmek, islamiyyeti icerden yikmak
icin, musliman goriiniip, ktifre sebeb olan seyleri isbat etmek icin,
delilleri yanhs te'vil edene, (Zindik) denir. Kendisini musliman ve
fen adami tamtip, dmi, imam bozan seyleri fen bilgisi diyerek soy-
liyen yalanci kafirlere, (Fen yobazi) denir. Fen yobazlannm da zin-
dik olduklan evvelki maddelerde bildirilmisdi. Fen yobazlan, itti-
hadcilar tarafmdan, Tanzimatin i'lamndan beri, ingilizlerden, ma-
sonlardan para, mevki' gibi menfe'atler saghyarak, islamiyyete sal-
dirmislardir. Hakiki islam alimleri, din yobazlanna, kuvvetli ce-
vablar vererek onlan susdurmuslar, miislimanlan bunlarm serle-
rinden kurtarmislardir. Fen yobazlan ise, islam diismam, ilerici de-
nilen devlet adamlarmdan yardim gormiisler, istediklerini cekin-
meden soylemisler ve yazmislar, birbirlerini overek, yalanlarmm
yayilmasi kolay olmus, islamiyyete daha cok zarar vermislerdir.]
Islam bilgilerinde alim olan bid'at sahiblerine ve mtilhidlere ve
bunlarm yolunda olan cahil taklidcilere, (Mezhebsiz) denir. Mez-
hebsizler ve iman hirsizlan olan zmdiklar, (Dinde reformcu) ola-
rak ortaya cikmakdadirlar. icma', dehl degildir diyen kafir olmaz.
Bid'at sahibi olur. Hariciler, si'iler, vehhabiler boyledir. Bunlarm
icma'a muhalif sozleri kiifr olmaz.
209 - Adetler, (Delfl-i §er'i) olamaz. Din, adetlere tabi' olamaz.
Adetlerin, modalann islamiyyete uygun olmasi lazimdir. Bir isin
islamiyyete uygun olmasim saglamak icin, bu is ile ilgili cesidli
kavller varsa, bunlardan zemana ve sahsa uygun, elverisli olan kav-
le uygun olmasi saglamr. (Ahkam zeman ile degisir) soziiniin bu
demek oldugu, (Berika)da, fitne bahsinde yazihdir.
210 - Cocuklarma dinlerini, imanlarini ogretmek, kul hakkidir.
Yarm ogretmege vakt bulamazsm.
211 - Bes kism insanlar Cehenneme gideceklerdir:
-532-
1- Bes vakt nemazi ozrsiiz terk edenler. Kaza etmeyenler.
2- Icki icip ve tevbe etmeyen.
3- Zekat ve usur vermeyen.
4- Ana-babasma karsi gelen.
5- Cami-i seriflerde diinya icin konferans verenler, nutuk soyle-
yenler. Hele hutbe esnasmda cema'atin veya hatibin hutbeden
baska konusmalan biiyiik giinahdir.
Akil ve balig olan her muslimamn, hergiin vaktleri gelince, bes
kerre nemaz kilmalan ve her birisini vaktinde kildigini bilmeleri
farzdir. Cahillerin, mezhebsizlerin hazirladiklan takvimlere uya-
rak, vaktinden evvel kilmak biiyiik giinah olur ve bu nemaz sahih
olmaz. Kiz ve oglan cocuk yedi yasma gelince, nemaz kilmalarmi
emr etmek velisi iizerine vacib olur. Oruc tutmalan icin de emr
eder. icki icmemesi icin de emr eder. Iyi islere ahsdinr. Kotii isle-
ri yapmamasmi emr eder. On yasma gelince, nemaz kilmalan icin,
el ile vurulur. Degnek ile dogiilmez. Falaka ile vurulmaz. El ile
iicden ziyade dahi vurulmaz. Velisinden baskasi dogmez. [Velisi
izn verirse, hocasi el ile, iic kerre doger. Falakaya baglayip ayak-
larma sopa ile vurmak caiz degildir.] Degnek ile dogmek, akil, ba-
lig olup cinayet isliyen kimseye [ve hakimin karar vermesi ile] ca-
iz olur. [Erkegin zevcesini sopa ile dogmesi de caiz degildir.] On
yasmdaki cocuklann yataklan da aynhr. Kimse, kimsenin yerine,
onun borcu olan nemazi kilamaz. Kendi kildigi nemazm ve baska
ibadetlerinin sevabim, diri veya olii olan baskasina hediyye etmek
caizdir. Alacaklmm, alacagim istememesi icin, nemaz kihp, seva-
bini ona bagislamak caiz degildir. Bir Dank, ya'ni bir dirhem gii-
miis kiymetinin altida biri kadar [Takriben iki bucuk kirat-i ser'i
veya yanm gram giimiis kadar] bore icin, sartlanm gozeterek kil-
mis oldugu nemazlardan, yediyiiz nemazmm sevabi, kiyamet gii-
nii, alacakhsma verilecekdir. Borclunun sevablan biterse alacak-
lismm o kadar giinahi, ona yiikletilecekdir. [Zevcesini bosaymca,
mehr parasmi ona hemen vermek de, kul hakkidir. Odemezse,
diinyada cezasi ve ahiretde azabi cok siddetlidir. Kul haklarmdan
en miihimmi ve azabi en cok olam, akrabasma ve emri altinda
olanlara Emr-i ma'ruf yapmamakdir. Bunlara din bilgisi ogretme-
gi terk etmekdir. Onlann ve biitiin miislimanlann dinlerini og-
renmelerine ve ibadetlerini yapmalanna, iskence ederek veya al-
datarak mani' olamn kafir oldugu, islam diismam oldugu anlasi-
hr. Bid'at sahiblerinin, mezhebsizlerin, sozleri ile, yazilan ile,
Ehl-i siinnet i'tikadim degisdirmeleri, dini, imam bozmalan da
boyledir. Nemazin farz olduguna, birinci vazife olduguna inanmi-
yan, ehemmiyyet vermiyen, kafir olur.] Farz olduguna inamp da,
-533-
tenbellik ile, ozrsiiz kilmiyan fasik olur. Kilmcaya veya oliinceye
kadar, hakim tarafmdan habs olunur. Arada bir nasihat verilir. Ha-
dis-i serif de, (Kafiri miislimandan ayiran sey, ncmaz kilmamasidir)
buyuruldu. Bunun icin, tenbellik ederek nemaz kilmiyana, hanbe-
K mezhebinde kafir denilmisdir. Terk etmek, tenbellikle, bile bile
kilmamak demekdir. [Ozr ile kacirmaga, fevt etmek denir.J Ozr ile
vaktinde kilinmiyan nemazlan acele kaza etmek farzdir. Ailesinin
nafakasim kazanacak kadar tehfr etmesi caiz olur. Ibni Teymiyye-
nin (Kaza nemazi kilmiyamn, hayratii hasenati kaza nemazi olur.
Bunun kaza kilmasi lazim gelmez) sozii dalaletdir.
ZEKAT VERMEK
212 - Tam mtilk olan malm zekatim ve usrunu vermek farzdir.
Kullamlmasi caiz ve miimkin olan mala (Tam miilk) denir. Dort
diirlii zekat mall vardir:
1- Altin ile giimiis.
2- Ticaret icin satm alinan her diirlii esya.
3- Kirda ve cayirda otlayan dort ayakh hayvanlar.
4- Toprak mahsulleri, ya'ni usr.
Ebu Hanife "rahime-hullahii teala" buyuruyor ki:
Yagmur veya nehr ile sulamp yerden cikan ekinin, meyvanm ve
sebzenin ve balm mikdan ne kadar olursa olsun, mahsulii ahr al-
maz, satarak onda birini fakirlere vermek farzdir. Buna (u$r) de-
nir. Usrunu vermeden yimek haramdir.
Altin ve giimiisiin ve ticaret esyasimn zekatini vermek icin,
nisab mikdan olmalan lazimdir. (Nisab) zenginlik ile fakirlik
arasindaki smir demekdir. Nisab mikdan, altm icin yirmi miskal-
dir. Giimiis icin ikiyiiz dirhemdir. ihtiyac esyasmdan baska, nisab
mikdan her cins mah olana (Zengin) denir. Bu kadar mail olmi-
yana (Fakir) denir. Altm para ve esya ve kadin zinetlerinin ve dis
iizerindeki altm kaplamalann ve her cins ticaret esyasimn agirhk-
lannin toplami yirmi miskal olursa, giimiis esyanin ise, ikiyiiz dir-
hem olursa ve bundan sonra bir hicri sene, ya'ni arabi sene elde
kahrsa, o zeman agirhklarimn kirkda biri ayrihp Kur'an-i kerim-
de bildirilen sekiz smif insandan birine veya birkacina verilecek-
dir. Buna (Zekat) denir. Bir miskal yirmi kiratdir. Bir kirat-i
ser'ibes arpa, ya'ni yirmidort santigramdir. Bir miskal, dorton-
dasekiz [4,8] gram olur. Yirmi miskal, doksanalti [96] gram olu-
yor. Doksanalti gram altini olan, bir arabi sene sonra, ikibucuk
[2,5] gram altini, zekat niyyeti ile ayirip, istedigi zeman, istedigi
fakire verecekdir. Bir dirhem-i ser'i ondort kirat-i ser'idir. Ya'ni
-534-
tic gram ve iicyuzaltmis miligram [3,360 gram] olup, giimusiin ni-
sabi altiyiizyetmisiki gram [672 gram] veya yirmisekiz mecidiyye-
dir. Bir mecidiyye, yiiz kirat-i ser'f veya yirmidort gramdir. 96
gram altm ve 672 gram gumiis, aym nisab mikdarmi gosterdikleri
icin, kiymetleri birbirinin aym demekdir. Buradan, altimn aym
agirhkdaki giimusden yedi def a daha kiymetli oldugu anlasil-
makdadir. Tiirkiyede kullamlan bir liralik altmlarm her cesidi bir-
bucuk miskal, ya'ni otuz kirat [7 gram ve 20 santigram] oldugun-
dan altm nisabi, [20:1,5=13,33] oniic aded altm lira ve bir liranm
ticde biri olmakdadir. Ya'ni, bu kadar aded bir liralik altindir.
Dirhem-i urfi, dirhem-i ser'iden daha ktictik olup, tam iic gram
idi. Ciinki, dirhem-i urfi onalti kirat-i urfi idi. Bir kirat-i urfi ise,
dort arpa idi. [ibni Abidfn.J Osmanhlarm son zemanlarmda kul-
landigi bir kirat, yirmi santigram, bir dirhem de 3,207 gram idi.
Ticaret esyasimn, nisabi hesab edilirken ahs fiyatinm, para ola-
rak kullamlan damgah altina veya gtimiise nazaran kiymetleri ni-
sab mikdan olunca, bu ticaret esyasimn zekati, altm veya giimtis
yahud, ticaret esyasmdan verilir. Simdi, ahsverisde kullamlan ka-
gid paralar altm lira karsihgi olan senedlerdir. Simdi, gumusiin al-
tina nazaran kiymeti, islamiyyetdekinden, ya'ni yedide birden cok
diisiik oldugu icin, zekat hesablannm yalmz altm lira ile kiymetlen-
dirilmesi lazimdir. [(ibni Abidin) 1271 Bulak baskisi, cild 4, sahife
28 ve 182.]
Alacagi olan bir insamn, elinde senedleri varsa, zekatim verme-
si lazimdir. Fekat, senedlerin kirkda birini veremez. Ciinki sened-
ler (deyn) olan, ya'ni elde bulunmiyan mail gosterir. Deyn olan
malm zekatim vermek lazimdir. Fekat zekat, (ayn) olarak verilir.
Deyn olan mal verilmez. Ya'ni elde bulunan maldan verilir. Faki-
re mah teslim etmek lazimdir. Sened, ayn olan mal degildir, kagid
parcasidir. Senedde yazih olan altm ise, altm vermesi, gumiis ise
giimiis vermesi lazimdir.
Kagid liralar da ayn olan mal degildir. Deyn olan mah goster-
mekdedirler. Hukiimetlerin imzaladigi bir deyn senedidir ve altm
karsihgidirlar. Giimiis karsihgi degildirler. Elinde onbin liralik ka-
gid parasi bulunan bir kimse, bunun karsihgi olan altim bankaya
veya sarrafa odiinc vermis kimse demekdir. Elindeki kagid para, o
altmlarm senedi demekdir. O halde, bu kimsenin, o altmlarm zeka-
tim ayn olarak vermesi, hem de altm olarak vermesi lazimdir. Nite-
kim, fulusun, ya'ni bakir paramn zekati kiymetinden verilir. Fuliis
olarak verilmez. Bir malm kiymeti, piyasaya gore karsihgi olan al-
tm lira adedi demekdir. Bunun icin, kirkbin kagid lirasi olan, gaze-
tede yazih altm fiyatlarmdan fiyati en az olan altm lira iizerinden,
-535-
nisabi hesab eder. Fiyati en az olan Hamid altini ise ve bir Hamid
altimnin karsihgi binbesyiiz kagid lira ise, o gun icin, kagid paranm
zekat nisabi: 13,3 x 1500 = 19950 lira olup, kirkbin liranm zekatmi
altm olarak vermek lazim gelir. Bunun zekati bin liradir. Fakire,
bin kagid liranin karsihgi olan bir yanm altm lira ile bir ceyrek al-
tm veya bir altinin iicde ikisi kadar, ya'ni yaklasik bes gram agirli-
gmda bir altin parcasi, mesela bileyzik veya yiizilk verir.
Eski Libya hiikumeti, Evkaf mudirligindeki ilm hey'eti tarafm-
dan cikanlan aylik (Hedy-iil-islami) mecellesinin 1393 Ramezan
[m. 1973] tarihli sayismda, seyh Milad Celasi imzasi ile diyor ki,
(Evrak-i maliyyenin, ya'ni kagid paralarm da zekatmi vermek la-
zimdir. Kagid paralarm nisabi, zekat verecek kimsenin bulundugu
yerdeki hiikumetin cikardigi altm lira karsihgmdaki kiymetleri ile
altin olarak hesab edilir. Giimiis ile hesab edilmez. Kagid parala-
rm nisabi, yalmz altm lira ile hesab edilir. Ciinki kagid paralar, al-
tm karsihgi degerlenmekdedir.) Misrdaki islam alimlerinden seyh
Abdurrahman Cezirinin riyasetindeki bir hey'etin dort mezhebe
gore yazdigi (Kitab-iil-fikh alel-mezahib-il-erbe'a) kitabi bes cild
olup, basilmasi 1392 [m. 1972] de temamlanmisdir. Hakikat Kita-
bevi tarafindan istanbulda ofset baskisi da yapilmisdir. Kagid pa-
ralarm altm karsihgi bore senedi olduklan, bu kitabda da uzun ya-
zihdir.
Hulasa, hiikumetin cikarmis oldugu altm liralardan, piyasada-
ki gecer degeri en asagi olamndan oniic altm ve iicde bir altm kar-
sihgi kadar veya daha fazla kagid parasi olamn, bir arabi sene son-
ra, bu kagid paranin kirkda biri degerinde altini zekat olarak ver-
mesi lazimdir. [Bu kagid paralarm altm karsihklarmm mikdan,
borsaya tabi' olarak, zemanla degismekdedir.] Ciinki, zekat fakir-
lere olan borcdur. Her diirlii bore, zekat malmdan verilir. Zekat
borcu, ayn olan malm kendisini fakire temlik etmekle, ya'ni faki-
rin veya vekilinin eline vermekle odenir. Kagid para olarak veril-
mez ve kabul olmaz. Evvelce kagid olarak verilen zekatlan, altm
olarak devr suretiyle kaza etmek lazimdir. Miilkiinde giimiisu de
bulunan bir kimse, fakirlere faideli olmak icin, nisabi giimiisden
hesabhyabilirse de, bu takdirde, kagid paranin zekatmi da, giimiis
olarak vermesi lazim olur ki, bu kadar giimiis para bulunsa da, fu-
karaya yaramaz. Bir kimse, yamndakine soyliyerek veya uzakda
olana mektubla yahud birisi ile haber gondererek, (Benim icin, su
kadar altm zekat ver. Ben sana sonra oderim) dese, o da altmlan
fakirlere verse, caiz olur. Kendisine onbin kagid lira verilip veya
gonderip, (Bu benim zekatimdir. Bunu islamiyyete uygun olarak,
falanca hayr miiessesesine [dernegine] ver!) diye emr alan kimse,
-536-
o giinkti piyasaya gore, degeri en az olan altm lirayi ogrenir. De-
geri en az olan altm lira mesela Hamid altini ise ve bunun o giin-
kti fiyati binbesytiz kagid lira ise, onbin liramn karsihgi, 6,6 adet
Hamid altm lirasi olur. Bu kimse, yedi adet, herhangi bir cins altm
lirayi veya bunlarm agirhgi kirkyedi bucuk gram veya daha fazla
yiiziik, bileyzik gibi altini bir mtiesseseden veya sarrafdan satin
alir. Bunlan, bu isleri bilen, giivendigi fakir bir sahsa verir. Fakir
bu altinlan teslim aldikdan sonra, bu kimseye hediyye eder. Boy-
lece, zekat altm olarak verilmis olur. Bu kimse sonra, bu altinlan
emr edilmis olan hayr miiessesesine verir. Hanefi mezhebindeki
biiyiik alimlerden Ibni Niiceym Zeyniil-Abidin-i Misri, (Esbah)
kitabimn son kismmda buyuruyor ki, (Elindeki malm zekatmi ay-
rica vermeyip, fakirdeki alacagim buna karsilik yapmak isteyen
kimse, fakire zekatmi [altm olarak] verip, sonra borcu icin bunu
tekrar geri alir. Ciinki, ayn olan malm zekati, deyn olan maldan
verilmez. Bunun gibi, bir fakirdeki alacak veya bunun bir kismi
baskasmdaki alacagm zekati olmaz. Bir zengin, bir fakirde olan
alacagim, ona verecegi zekat yerine sayamaz. Ya'ni fakir, borcunu
odemis olmaz ve zengin, bu fakire o kadar zekat vermis olmaz.
Zenginin bu kadar zekati fakire teslim etmesi, fakirin de bu aldigi
zekati zengine geri vererek borcunu odemesi lazimdir. Fakir, aldi-
gi zekati geri vermezse, zengin bundan zor ile alir. Zor ile alamaz-
sa, mahkeme vasitasi ile alir. Yahud, borclu, zekatmi almak ve bu-
nu alacaklisma vererek borcunu odemek icin, zenginin gosterdigi
birini vekil yapar. Vekil, zekati alinca, fakirin mtilkii olur. Bunun-
la fakirin zengine olan borcunu oder. Fakirin baskasina da borcu
varsa, zengin verdigi zekat ile, onun borcunun odenmesinden kor-
kuyorsa, fakir aldigi zekati zengine hediyye ederek geri verir. Zen-
gin hediyyeyi alinca, alacagim borclusuna halal eder, bagislar.)
(Fetava-i Hindiyye)nin altmci, ya'ni son cildinde de bunlar yazili-
dir. Yahud, (Fakir baska birinden, zengine olan borcu kadar altin
odiinc ahp, bunu zengine hediyye eder. Zengin, bunu zekati niyye-
ti ile fakire geri verir. Sonra, alacagim fakire halal eder.) Kagid pa-
rasmm zekatmi kagid para olarak dagitmak istiyen zengin de boy-
le yapar. Bunun icin, bir tamdigmdan, dagitacagi kagid liralarm
karsihgi kadar altm odiinc alrp, bunlan tamdigi ve giivendigi bir fa-
kire zekat niyyeti ile verir. Fakir teslim aldikdan sonra zengine he-
diyye ederek geri verir. Sonra zengin dagitacagi kagid parasmm
bir kismim bu fakire hediyye eder. Geri kalam diledigi hayr ve ha-
senata sarf eder. islamiyyete uymaga mani', fesad bulundugu ze-
man, bu vazifeyi yapabilmek icin, kolay olan bir care aramaga,
(Hile-i §er'iyye) denir. islamiyyete uyabilmek icin, Hile-i ser'iyye
-537-
yapmak lazim oldugu (Hatlika) ve (Hindiyye) kitablarmda yazih-
dir. islamiyyete uygun olmasi icin, zekati altm olarak vermek ve fa-
kirlere kolaylik olmak icin kagid lira olarak dagitabilmek niyyeti
ile, yukarda bildirilen hile-i ser'iyyeyi yapmak lazimdir. Fekat, fa-
kirden veya vekilinden altinlan geri aldikdan sonra, zekat verilmis
oldu diyerek fakirlere, islama hizmet eden yerlere kagid para ver-
memek, boylece islamiyyete uymakdan kacmak icin hile-i ser'ryye
yapmak haramdir. Biiyiik giinahdir. Miislimanlara, boyle haram
olan hile-i ser'iyyeyi ya'ni (Hile-i batila) yapmagi ogreten, fikh ki-
tablarim okumamahdir. Kendi diisiincelerini din bilgisi olarak soy-
liyen, miislimanlan mezhebsiz yapan cahil din adamma, (Miifti-yi
niacin) denir. Miifti-yi macini hakimin ta'zir etmesi, cezalandirma-
si lazim olur. Ticaret yapan, zekatim altm olarak da, ticaret malm-
dan da verebilir. 292. ci ve sonraki sahifelere bakimz!
YARDIM DERNEKLERI, KUMAR, SIGORTA
213 - Yesilay, Kizilay, Cocuk Esirgeme Kurumu, ihlas Vakfi gi-
bi cesidli ismler altinda kurulmus olan yardim teskilati, dinin (Hi-
be) ahkamma tabi'dirler. Ya'ni bunlar, yardim yerleridir. Vakf de-
gildirler. Vakf mail, vakf eden kimsenin koydugu sartlara gore ida-
re edilir. Yardim miiesseseleri [dernekleri] ise, reislerinin [baskan-
lannm] emrine, arzusuna gore is goriir. Dernekde toplanan hediy-
yeler [mallar, paralar], baskamn miilkiidiir. Bunlar, baskamn emri
ile, fakirlere, afet, zarar gorenlere, her nev' hayrat ve hasenata ve
din, fen, ahlak kitablan basdirihp, dagitilmasma, mekteblere, has-
tahanelere sarf olunur. idare heyeti iiyeleri, baskamn miisavirleri-
dir. Miisterek alman kararlar, dinde, baskamn emri demekdir. Uc-
retli ve iicretsiz is gorenler, baskamn memurlan, vekilleridir. Bas-
kasi baskan secilince, eskisinin, biitiin mallan buna temlik ve tes-
lim etmesi lazimdir. Dernege yapilan her bagis, baskamn sahsina
hibe edilmis olur.
(ihtiyar) kitabi (Hibe)yi anlatirken diyor ki: Hibe, hediyye
vermek, karsihksiz temlik, bagislamak demekdir. Bagis sahibleri
verdim der, baskan [veya vekilleri] de aldim der ve sozlesilen
yerde veya sonra, hibeyi yapamn izni ile kabz eder. Ya'ni teslim
ahr. Kabzdan once, icab veya kabulden vaz gecebilirler. Bu icab
ve kabul ve kabz islemleri yapihnca, bagis baskamn miilkii olur.
Kiiciik cocuga verilen hediyyeyi, kendisi, anasi veya velisi kabz
edebilir. Taksimi miimkin olmiyan mah hibe etmek caizdir. Mai
hibe olunur. Menfe'at hibe olmaz^ Bir malm yalmz menfe'atini,
ya'ni kullanilmasim hibe etmege (Ariyet) denir. Bu mal, kullana-
nin elinde emanet olur. Evi, oturmak icin ariyet vermek caizdir.
-538-
Taksimi miimkin olan malm parcasi taksimden sonra hibe olunur.
Binamn parcasi, agacdaki meyve ve tarladaki ekin boyledir. iki ki-
sinin ortaklasa malik olduklan bir mail [mesela bir evi], bir kisiye
hibe etmeleri caizdir. Bir kisinin [bir mail] iki [veya daha fazla] ki-
siye hibe etmesi caiz olmaz. [Taksimi miimkin ise, ayirip, parcala-
nni herbirine ayri ayn vermelidir. Bunun icin, bagism yardim ku-
rumuna degil, kurumun baskanma yapilmasi lazimdir. Bagis, hiik-
mi sahsa degil, hakiki sahsa verilince, sahih olur.] [Bir malm] iki fa-
kire sadaka verilmesi caizdir. Fakire hibe edince, sadaka olur. Zen-
gine sadaka diyerek verilen, hibe olur. Mahrem akrabasi veya ni-
kahhsi olmryan kimseye hibe edilen mah geri almak caizdir. Fekat
karsihgi verilmis ve kabz edilmis ise, verilen sey cogalmis ise yahud
ikisinden biri olmiis ise veya verilenin miilkunden cikmis ise, geri
ahnamaz. Hayvamn yaslanmasi, biiyiimesi, nebatin biiyiimesi, ku-
masin boyanmasi, kesilip bicilmesi, cogalmasi sayihr. Verilen seyin
mikdarmm veya kiymetinin azalmasi, geri ahnmasma mani' olmaz.
Karsihgi bir baskasi da verebilir. Karsihk oldugu soylenmiyerek
verilen sey karsihk olmaz. Karsihk az veya cok olabilir. [Hibeyi
alamn verdigi makbuz karsihk olur.] Belli bir seyi karsihk vermesi
sarti ile hibe etmek caizdir. Karsihgi kabzdan once herhangi biri
vazgecebilir. Kabz edildikden sonra, ancak ikisinin nzasi ile vazge-
cilebilir. Birisine, (Oliinciye kadar evimde otur!) demek caizdir.
Oliince ev, sahibine, olmiis ise varisine geri verilir. (Evimde otur.
Birimiz oliince, ev kalanm olsun!) demek batildir. Biri birinin 61-
mesini bekleyecegi icin, buna (Rukbi) denildi. Miilk sahibi olmagi
oltime ve baska tehliikelere baglamak sahih degildir. [Yangm,
oliim, kaza gibi sigortalar, bu bakimdan caiz olmadiklan gibi, ku-
mar olduklan icin de haramdirlar.] Sadaka verilen sey, hie geri ah-
namaz. Malmdan bir mikdanni sadaka vermegi adayan kimse, bu
sadakayi zekat malmdan verir. [Ticaret mah yoksa, altm veya gii-
miisden gecerli olam verir.] Baska mallardan veremez. Mikdar bil-
dirmedi ise, her cins zekat malmdan malik olduklarimn hepsini ve-
rir. [Kagid ve her metal para, zekat mah degildirler. Altm ve gu-
miisden para olarak gecerli olamn karsihgi olarak kullamlan se-
nedlerdir. Bunlarm yerine, kiymetleri kadar, altm, gumiis verilir.]
Evini [veya belli bir mahm] sadaka etmegi adayan kimse, bunu ve-
ya kiymeti kadar altm, giimiis sadaka verir. (Ihtiyar)dan terceme
temam oldu.
214 - Asagidaki yazilar, (Mecelle) kitabmdan almmisdir:
833) Bir mah, karsihksiz olarak baskasma vermege (Hibe) de-
nir. Mali teslim aldigi zeman, onun miilkii olur.
834) Hibe etmek icin birisine getirilen veya gonderilen mala
-539-
(Hediyye) denir. [Birisine hediyye gondermek, ona olan sevgiyi
bildirmek olur. Hadis-i serifde, (Bir din kartlesinizi seviyorsaniz,
sevdiginizi kendisine bildiriniz!) buyuruldu. Bunun icin, hediyye
vermek ve hediyye kabul etmek siinnetdir.]
835) Sevab kazanmak icin fakire hibe olunan mala (Sadaka)
denir.
836) Birseyi karsihksrz yimesi icin birine izn vermege (ibaha)
etmek denir.
839) Birsey demeden karsihkh vermek, hibe olur.
840) Birinin gondermesi, otekinin kabzi hibe olur.
841) Bu mah sana hibe etdim dese, oteki de, orada kabz etse,
ya'ni alsa hibe temam olur.
845) Miisteri, mah teslim almadan baskasma hibe edebilir.
847) Alacagim borcluya hibe etse veya borcluyu (ibra) etse,
ya'ni alacagim yokdur dese, bore kalmaz.
849) Kabz olunmadan once, ikisinden birisi olse, hibe batil olur.
850) Akil, balig olan cocuguna hibe edince, kabz etmesi lazim-
dir.
853) Balig olmamis, akil cocugun da kabzi lazimdir.
854) Gelecek ay basmda, su mah sana hibe etdim demek sahih
olmaz.
855) Bir kimse, kendi borcunu eda etmek sarti ile birine birsey
hibe etdikde, bore odenince, hibe lazim olur. Odemezse, hibeden
vazgecebilir. Oliinciye kadar nafakasim vermek ve kendine hizmet
etmek sarti ile evini birine hibe ve teslim etdikde, hizmete baslar-
sa, evi geri alamaz.
856) Hibe ederken malm mevcud olmasi sartdir. Hazir olmasi
sart degildir.
857) Baskasmm mah, ondan iznsiz hibe edilmez.
858) Mai malum ve mu'ayyen olmahdir.
859) Hibe edenin akil ve balig olmasi sartdir. [Bundan dolayi,
meyyitin gunahlarim, borclarmm iskati icin devr yapihrken, fakirler
arasma cocuk oturtulmaz.] Fekat, cocuga hibe etmek sahfhdir.
860) Cebr ve ikrah ile hibe sahih degildir.
861) Hibe kabz edilince miilk olur. Satm alman mal ise, soz ke-
silince, kabz edilmeden evvel miilk olur.
862) Kabz edilmemis hibe geriye almabilir.
873) Alacagim borclusuna veya baskasma hibe eden, vazgece-
mez.
-540-
876) Diigiinlerde getirilen hediyye, getirilen kimse belli degil
ise, memleketin adetine bakihr.
879) Oliim hastasi, varislerinden bir kismma hibe edemez. Mali-
mn iicde birini varislerinden baskasina hibe ve vasiyyet edebilir.
Bir kimse, birkac kisi arasmdan diledigine hibe yapabilecegi gi-
bi, bunlar arasmda (Kur'a) cekerek isabet edene de hibe yapabilir.
Kur'a, baskasi tarafmdan yapilan ikramiyyeye, yardima kavusmak
istiyenler arasinda cekilir. Kur'aya katilacaklardan hicbir karsilik
istememek sartdir. Birsey ahrsa, aldiklanni dagitmis olur. Aldikla-
n kendinde emanet olup, bunlan sahiblerine vermesi lazim idi.
Kullanmasi haram idi. O ise kullandi ve cogunun haklanm odeme-
yip, digerlerine verdi. Haram olarak verdiklerine kendi mahndan
da ekledi.
215 - Birsey satan kimsenin, akd yaparken, ya'ni soz kesilirken,
musteriye hediyye verecegini sart eylemesinin caiz olmadigi, fekat
fasid sarti akdden evvel soyleyip, akd yaparken soylemezlerse, ca-
iz olacagi (Se'adet-i Ebediyye) kitabimn (Fasid olan satislar) mad-
desinde yazihdir. Buna gore, ba'zi miisterilerine aynca hediyye ve-
recegini ve hediyye vermenin kac satis devam edecegini ilk satis-
dan evvel haber verip, akd esnasmda sart etmez ise, akdden sonra
bu va'dini soylemesi ve yerine getirmesi caiz olur. Cunki hediyye-
yi boyle sart etmesi, akdden sonra, semenden bir mikdanm tenzil
etmek olup caizdir. Semen kabz edilmis ise, bu tenzil, yeniden akd
olur. Tenzil edilen mikdari musteriye geri verir. Semen kabz edil-
memis ise, birinci akd, tenzilli semen ile yapilmis olur. Her iki hal-
de de, hediyye musterinin mah, miilkii olmakdadir. Miisteriler ara-
sinda piyango cekerek, hediyyeyi yalniz kazananlara vermesi ha-
ramdir. Ciinki, kazanmayanlarin mahm gasb edip, bunlan kaza-
nanlara vermis olur.
Ibni Abidin "rahime-hullahu teala" (Rcdd-iil-muhtar) dordiin-
cii cildi, Misr baskisimn yiizyirmibirinci sahifesinde diyor ki,
(Bey'in icabi olmiyarak, saticiya veya musteriye faidesi olan bir sart
ile yapilan satis fasid olur. Bayi'den bugdayi un yapdikdan veya
meyveyi topladikdan sonra teslim etmesini veya pesin olarak pa-
zarhk edince, semeni [parasim] vermeden once mail teslim etmesi-
ni yahud semeni baska koyde vermegi veya bayi'in musteriye bir-
sey hediyye etmesini, mebfi belli bir zeman sonra teslim etmesini
sart etmek, bey'i ifsad eder. Fasid satis yapmak haramdir. Fesh et-
meleri [vazgecmeleri] vacibdir. Baska yerdeki birine, falanca mah-
mi sana su kadara satdim veya seni nikah etdim yazsa veya haberci
gonderse, o da, teklif olunam anlaymca, kabul etse, sahih olur.) Go-
riiliiyor ki, saticmm, ahcilara bir mal hediyye edecegini gazete ile
-541-
onceden ilan etmesi, okuyanlann da, bu mail bunun icin satm al-
malan, fasid satis olmaz. Mesela, satm alman mal arasindan cikan
kagidda, (Size su hediyyemiz verilecekdir. Gelip almiz!) yazili ise,
bunu almasi caiz olur. Gazeteci onceden bildirip, gazete satm ali-
nirken soylenmezse almasi caiz olur. Tiiccann ve gazetecinin sart
eyledigi hediyyeler, ilm kitabi ise, emr-i ma'ruf da olur.
(Hindiyye)de diyor ki, (Falandan alacagim para ile diyerek sa-
tm almak fasiddir.) Borclusundan almis oldugu (Bono) denilen se-
nedi vererek birsey satm almamn caiz olmadigi, buradan da anla-
silmakdadir. Kendisi, yeniden yazip vermelidir.
216 - Birkac kimse, aralarmda para, mal tophyarak piyango ce-
kip, isabet etmiyenlerin, isabet edenlere mal, para vermelerini soz-
lesmelerine (Kumar) denir. Oyun, yans, torbadan ism, numara
cekmek, icinde kendi ismi yazili birseye kavusmak veya bir zarara,
felakete yakalanmak, bir siialin cevabim bulabilmek gibi sartlarm
hasil olmasi sekllerinde piyangolar vardir. Saticilarm yapdiklan pi-
yangolar ve ziyan ve felaket sigortalan, milletleri, fakirleri, iscileri
somiirme vasitalandir. Ciinki, ziyan ve felaket sigortalan, kumar-
haneler ve bankerler, bircok kimsenin malim elinden alarak, bunu
kumar ve faiz ile baskalanna vermekde, baskalarmdan aldiklan
haram paranin arslan payi da piyangocunun, bankacimn, ceblerine
girmekdedir. isci sigortalan yukandakiler gibi dusunulmemelidir.
Bu sigortalarda ve emanetcide toplanan ve ma'aslardan kesilen
mallarm, paralarm (Lukata) hiikmiinde olduklanm, biiyiik alim
Abdiilhakim efendi, va'zlannda bildirmisdir. Lukata, yerde bulu-
nan mal demekdir. Bunlar ve mal-i habis, sahiblerine geri verilir.
Sahibleri bulunamazsa, fakirlere verilir. Eline gecen fakirin miilkii
olurlar.
Ibni Abidin "rahime-hullahii teala" besinci cildde diyor ki, ok
atmak ile, at kosusu ile yansmak caizdir. Yansan iki kimseden
yalmz birinin, (Beni gecersen, sana sunu verecegim. Ben gecer-
sem, senden birsey istemem) demesi veya yansmaya kansmiyan
birinin, (ikinizden kazanana sunu verecegim. Kazanmiyan birsey
vermiyecek) demesi caizdir. (Kazanamiyan, kazanana sunu vere-
cek) denirse, kumar olur. Haram olur. Kumar sozii, kamerden
gelmekdedir. Kumarcilardan herbirinin malmm artmak ve azal-
mak ihtimali vardir. Birinin malmm yalmz artmasi, otekinin yal-
mz azalmasi ihtimali varsa, kumar olmaz. Eger, uciincii bir kimse,
ikisinin atlanm gecmesi siibheli olan bir at ile yansa katilip, (Sizi
gecersem, ikinizden de alinm. Siz beni gecerseniz, size birsey ver-
mem, hanginiz otekini gecerse, ondan alir) demesi de caiz olur.
Iki ilm adami, bir siiale farkli cevab verdiklerinde, mal iizerinde
-542-
sozlesmeleri de boyledir. Evkaf idare meclisi reisi Kemal Atif beg
"rahime-hullahti teala", 1330 [m. 1912] tarihli (Mecelle $erhi),
1151. maddesinde diyor ki, (Kur'a tic nev'dir: Ortaklardan ba'zisi-
nm hakkini ibtal etmek, bunu hakkmdan mahrum etmek icin olur
ki, batildir. Haramdir. Aym vasflan, sartlan haiz kimseler arasin-
dan birini secerken, kalbleri kinlmasm diye aralannda kur'a cek-
mek caizdir. Bir mala mtisterek malik olanlardan her birinin hisse-
sini ayirmak icin de, kur'a cekmek caizdir.)
217 - Biiyiik fikh alimi Ibni Abidin "rahime-hullahu teala"
(Ukud-iid-diirriyye) fetva kitabinda diyor ki:
Bir mescide vakf veya hediyye edilen mumun yandan azi kalsa,
imamin, miiezzinin ahp evine gotiirmesi adet olan yerlerde alma-
lari caiz olur.
Tarladan alacagi mahsuliin belli kismim Omere verecegini va'd
edince, vermesi lazim olmaz. Verirse, iyi olur.
Yabanci kadmla bir yerde yalmz kalmaga (Halvet) denir ki, ha-
ramdir. Fekat, borclusu kadin kacarsa, arkasmdan evine girip, bor-
cunu almak, ihtiyar kadmla kalmak ve aralannda perde olunca
kalmak caiz olur.
Erkegin, nikah ile almasi ebedi haram olan kadmlarm, mesela
zevcesinin annesinin ve biiyiik annelerinin ve kendi halasmm, tey-
zesinin ve anasi, babasi halalanmn, teyzelerinin baslarma, kollan-
na ve bacaklarma sehvetsiz bakmasi caizdir. Siit ile akraba da, ne-
seb ile akraba gibidir. [Ahiret kardesi, boyle akraba degildir.]
Calgi ve oyun aletlerini satmak, satm almak ve bunlan ve calgi-
ci, sarkici insanlan ve zina eden kadim kira ile tutmak caiz degil-
dir.
Evliyanm kabrlerine ortii, sank koymak, iizerlerine ttirbe yap-
mak, cahilleri, gafilleri edebli, terbiyeli yapacagi icin caizdir. Onla-
nn mubarek ruhlan, kabrlerinde hazir olurlar. Burada edebli, ter-
biyeli bulunanlar, ruhlarmdan feyz, bereket ahrlar. [Sanduka, ttir-
be yapmak, ortii, sank koymak, oliiler icin degildir. Dirilerin edeb-
li olarak feyz almalan, faidelenmeleri icindir. Goriiltiyor ki, bun-
lar, olti icin degil, diriler icin yapilmakdadir.]
Dirilerin yapdigi dtialann oltilere faide verecegini, alimler soz-
birligi ile bildirmislerdir. Kur'an-i kerim okuyup da sevabim oliile-
rin ruhlarma gonderince, onlara faide verecegini tic mezheb alim-
leri bildirmisdir.
Kandil, bayram gecelerinde minarelerde ve baska yerlerde faz-
la lsik yakmak caiz degildir.
Kadinin giizelligini ve baska haram seyleri bildiren sarki,
-543-
bunlan teganni haramdir.
Alimin, delillerini bilerek [dine hizmet niyyeti ile] mezheb de-
gisdirmesi caizdir. Cahilin, diinyahga, sehvetine kavusmak icin
baska mezhebi taklid etmesi caiz degildir, mekruhdur. Alimin boy-
le yapmasi haramdir. Bulundugu mezhebin fikh bilgilerini ogren-
mesi giic olan kimsenin, ogrenmesi kolay olan mezhebe gecmesi
vacib olur. Zira, dort mezhebden birinin fikh bilgilerini ogrenmek,
cahil kalmakdan hayrhdir.
Fena kokulu sey yiyenlerin ve iistii, basi, yarasi fena kokanlarm
cami'lere ve toplantilara girmeleri caiz degildir.
Biti, akrebi ve her hayvani diri iken yakmak caiz degildir. Icin-
de kannca bulundugu zan olunan odunu [bir yere carparak silke-
ledikden sonra] yakmak caizdir. Kuduz kopek gibi zararh hayvan-
lan eziyyet etmeden oldiirmek caizdir. Baska care olmaymca yak-
mak caiz olur. Zarar vermiyen hayvanlan oldiirmek mekruhdur.
Kabul edecegi zan olunan kimseye emr-i ma'ruf yapmak vacib-
dir. Kul hakkidir.
Hadis-i serifde, (Sakahnizi uzatarak ve biyiginizi kirkarak mii$-
riklere muhalefet ediniz!) buyuruldu. Ustii, basi, elbisesi temiz, gii-
zel olanin sozii, nasihati, te'sirli, kiymetli olur. Boyle olmak siin-
netdir. Bunun icin, biyigin kisa olmasi siinnetdir. [ibni Abidin "ra-
hime-hullahii teala" (Redd-iil-muhtar)da, orucun mekruhlannda
diyor ki, (Hadis-i serifde (Sakah uzatin!) buyuruldu. Bu emr, saka-
h bir tutamdan kisa yapmaym ve kazimayin demekdir. Sakah bir
tutam, ya'ni dort parmak eninde uzatmak siinnetdir. Fazlasim kes-
mek de siinnetdir. Bir tutamdan kisa olmasina hicbir alim izn ver-
memisdir. Bir tutam, ceneyi alt dudak kenanndan avuchyarak ol-
ciiliir. Kazimak da, yehudilere ve mecusilere benzemek olur.) Ka-
firlerin kotii islerini taklid etmenin mekruh oldugu, nemazin mek-
ruhlannda yazilidir. Zemana uymak icin kazimak mekruhdur. Sa-
kah, kadmlara benzemek icin kazimak haramdir. Ozr ile kazimak
caizdir. Ba'zan fitneye sebeb olmamasi icin kazimak lazim olur.
Sakah bir tutamdan kisa yaparak, siinnet olan sakah uzatdigim
zannetmek bid'atdir. Bid'at islemek haramdir. Biiyiik giinahdir.
Boyle kisa sakah bir tutama kadar uzatmak vacib olur.]
Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" dedeleri, nine-
leri, Adem aleyhisselama kadar, hep mii'min idi. Maliki alimle-
rinden Ebu Bekr Arabi "rahime-hullahu teala", (Resulullahm
"sallallahii aleyhi ve sellem" mubarek babasi Cehennemdedir di-
yen mel'undur) buyurdu. Bu, i'tikad mes'elesi degildir. Kalb ile
bir ilgisi yokdur. Resulullahi "sallallahii teala aleyhi ve sellem"
-544-
incitecek sey soylemek caiz degildir.
Miictehid bulunmadigi zemanda, evvelce vefat etmis olan mtic-
tehidin fetvasi ile amel etmek caizdir. Menfe'ati olan bir seyin ha-
ram oldugu bildirilmemis ise, o sey mubah olur. Zararh olan seyi
yimek, icmek haramdir. Menfe'ati ve zaran bilinmiyen seye halal
denir. Bunun icin, tiitiin icmege haram dememelidir. Hem de, din-
de bid'at degildir. Adetde bid'atdir. Ba'zi kimselere zarar verirse,
yalniz bunlara zarar verecek mikdarda icmek haram olur.
Bir seyin, zemamn, yerin ugursuz olmasi, yehudilikde vardir.
Islamiyyetde ugursuzluk yokdur. Cahillerin siinnet veya vacib sa-
nacaklan seyi yapmak mekruh olur.
Avamm, ya'ni cahillerin fikh kitablarma gore amel etmeleri la-
zimdir. Ayet-i kerimelerden ve hadis-i seriflerden hiikm cikarma-
lan caiz degildir. Yiizdokuzuncu sahifeye bakiniz! Fikh kitablarma
uymiyan bir ayet-i kerime veya bir hadis-i serif goriilurse, bunun
mensuh veya te'villi, yahud mercuh oldugu anlasilmahdir. Bunun
icin, imam-i a'zam Ebu Hanifenin "rahime-hullahu teala" bir sozii,
bir hadis-i serife uygun olmazsa, bu hadis-i serifi bilmiyormus de-
mek caiz degildir. Ciinki, bu hadisi isitmis, fekat sahih olduguna
inanmamis veya te'vil edilmesi lazim oldugunu anlamrsdir demeli-
dir. [Bu satirlar, (Berika)nm doksandordiincii sahifesinde de yazi-
hdir. Vehhabilerin, Seyyid Kutubcularm ve Teblig-i cema'atci de-
nilen mezhebsizlerin yanhs yolda ve haksiz olduklarim gostermek-
dedir.]
Caizdir demek, sahih olur, halal olur demekdir.
Bagh oldugu mezhebe sadik olmak, her isini mezhebine uygun
yapmak vacibdir. Fekat, teassub caiz degildir. Teassub, diger uc
mezhebi haksiz bilmek, onlan incitmekdir. Ciinki, dort mezhebin
herbiri hakdir, dogrudur.
[Bir mezhebde bulunan, diger uc mezhebdeki mtislimanlan
kardes bilir. Onlan incitmez. Birbirlerini severler, yardim ederler.
Allahii teala, muslimanlarm imanda birlesmelerini, Eshab-i kiram
gibi inanmalanm emr ediyor. Eshab-i kiramin "radiyallahii teala
anhiim ecma'm" lmanlanm ogrenip, kitablarma yazanlara, (Ehl-i
siinnet) denir. Biitiin miislimanlann, Ehl-i siinnet alimlerinin "ra-
hime-hiimullahu teala" bildirdikleri gibi iman etmeleri lazimdir.
Sonradan cikan selefiyye ve mezhebsizlik inamslarmm bozuk ol-
dugunu bilmemiz lazimdir.
inamslan birbirine uymayan ve Eshab-i kiramin "radiyallahii
teala anhiim ecma'in" inamslanna hie benzemeyen kimselerin bir-
lesmeleri, kardes olmalan diisuniilemez. Miislimanlan aldatmak
icin, kendi felaket yollarma siiriiklemek icin, kardeslik maskesi
- 545 - Islam Ahlaki - F:35
altmda boliiculuk yapiyorlar.
Btitiin miislimanlarm tek ve dogru olan Ehl-i siinnet inamsinda
birleserek Allahii tealamn emrine uymalan, bu ortak inamsin ha-
sil edecegi rahmet-i ilahiyyeye, kardeslige, sevismege kavusmalan
lazimdir. Ehl-i sunnetin amelde dort mezhebe aynlmalanni dmi-
miz emr etmekde, bu aynhgin rahmet ve merhamet neticesi oldu-
gunu bildirmekdedir.
Amelde mezheblerin bir aded olmayip, dort olmasinm, liizum-
lu, faideli oldugu, akl ile de kolay anlasilmakdadir. insanlarm ya-
ratihslan birbirlerine benzemedigi gibi, sicak colde yasiyanlara, bir
mezhebe uymak kolay olurken, kutublara yakm yerlerde yasiyan-
lara, baska mezhebe uymak kolay geliyor. Dagda yasiyanlara, bir
mezheb kolay iken, denizcilere, bu mezheb giic oluyor. Bir hasta-
ya bir mezheb kolay iken, baska hastahk icin, baska mezheb kolay
oluyor. Tarlada calisanlarla, fabrikada, askerlikde cahsanlar icin
de, bu farkhhk goriilmekdedir. Herkes, kendine daha kolay gelen
mezhebi secip, taklid ediyor veya bu mezhebe temamen intikal
ediyor. (Cema'at-i tebligiyye) denilen mezhebsizlerin, Mevdudici-
lerin, Abdiihiin ve Seyyid Kutb gibilerin istedikleri gibi, tek bir
mezheb olsaydi ve herkes tek bir mezhebe uymaga zorlansaydi, bu
hal cok giic, hatta imkansiz olurdu.]
Hakkini kurtarmak icin ve zalimden kurtulmak icin, yalan soy-
lemek [ve riisvet vermek] caiz olur.
Arabiden baska dillerdeki fikh kitablan delil, sened olamaz. ic-
lerinde terceme hatasi bulunabilir.
Nemazdan sonraki tesbihleri okurken otuztic adedine dikkat
etmek lazimdir. islamiyyetin emrlerinde, hikmetler, faideler var-
dir. Bu adedler, ilacm mikdan gibidir. Ziyade veya noksan olursa,
istenilen faide hasil olmaz.
Ekmegi opmek, adetde bid'atdir. Niyyete gore miistehab veya
mekruh olur.
imam-i Muhammed Gazali "rahime-hullahti teala", kendi ze-
mamndaki fikh alimlerinin en ustiinii idi. Safi'i fikh kitablan, hep
onun kitablarmdan vesikalar vermekdedir.
[Kafirler, mezhebsizler, vehhabiler, bu biiyiik islam alimine
ve benzerlerine, (islam felesofu), yazilarma ve biitiin (ilm-i ke-
lam), ya'ni (Akaid) kitablanna da, (islam felsefesi) diyorlar.
Halbuki, islamiyyetde felsefe yokdur. islam alimleri, felesof de-
gildir. Felsefe, din, run ve ictimai bilgi cahillerinin, bu bilgilerden,
kendi kisa akllan ile ve zemanlarmdaki fenni kesflere gore, anla-
diklarma, ya'ni bozuk diisuncelerine denir. islam alimlerinin ki-
-546-
tablan ise, ilm sahiblerinin, Kur'an-i kerimden ve hadis-i serffler-
den cikardiklan bilgilerdir. islam bilgilerine felsefe demek, pirlan-
tayi cam parcalanna benzetmek gibidir. islam alimlerine felsefeci
demek de, aslana kedi demek gibi olup, bu yiiksek alimlere haka-
ret etmek olur.]
Hadis-i serifler, Kur'an-i kerimin ortiilii ma'nalanm aciklamak-
dadir. Miictehidlerin ictihadlan bu ikisini aciklamakdadir. Hanefi
mezhebindeki miictehidler, imam-i a'zamm "rahime-hullahii te-
ala" sozlerini aciklamakdadir. Fikh ve fetva kitablan da, bu imam-
larin sozlerini aciklamakdadir.
Diger uc mezheb de boyledir.
Fetva vermek ve ilm ogretmek farz-i kifayedir.
Miislimanlar arasmda sene tarihleri, hazret-i Omerin "radiyal-
lahii teala anh" emri ile basladi. Tarih baslangicmm, hicret senesi
Muharrem aymm birinci giinii olmasi, Eshab-i kiramm "radiyalla-
hii teala annum ecma'in" sozbirligi ile kabul edildi.
Tarladaki meyve agaclan kesilip satilmca usru verilmez. Mey-
velerinin usru verilir. Meyvesi olmayip bey' icin yetisdirilen agac-
larin ve istifade edilen dut yapraklarimn usru verilir. Bagcedeki
meyvelerin usru verilmez.
Nemaz borclarimn iskati icin vasiyyet etmek ve iskati defnden
sonra da yapmak sahihdir. [Mezhebsizlerin, vehhabilerin, dinimiz-
de, iskat diye birsey yokdur. iskati, devri hocalar uydurmusdur, gi-
bi sozlerine inanmamalidir.]
Hac etmemis fakirin baskasi yerine hacca gitmesi caiz ise de,
Ka'beyi goriince kendisine de hac etmek farz olur. Bunun icin
Mekkede kalip, sonraki sene de kendi haccini yapmasi lazim olur.
Evvelki haccmda, memleketine donmedigi icin, meyyitin hacci
noksan kalmis olur. Hac icin vekil yapilan kimseye para verilirken,
istedigini yap dense, bunun meyyit icin bir baskasim vekil etmesi
caiz olur.
Baliga, akile ve reside olan kizi, babasi bundan iznsiz ve veka-
letini almadan tezvic etse, kiz haber alinca red edebilir. Baliga, aki-
le, reside kiz, babasmdan, amcasmdan izn almadan kendini kiifvu-
ne nikah edebilir.
ilm, din ve salah sahibinin kizim, vekili olan kimse, bir cahile,
fasika nikah etse caiz olmaz. Ciinki, zevc ile zevcenin kiifv [denk]
olmalan lazimdir.
Vefat eden adamm zevcesine, iddeti zemanmda, adamin birak-
digi maldan nafaka vermek lazim olmaz. [Ciinki bu malda, varis-
lerin haklan da vardir.] iddet zemam dort ay on giindiir. Bu ze-
-547-
man temam olmiyan kadm evlenemez.
Zevcesini birakip kacan kimsenin babasmin, gelinine nafaka
vermesi vacib olmaz. Zevcenin birisinden odiinc istemesi, zevci ge-
lince odemesi lazim olur.
Hasta kadinin zevci zengin ise, zevcesinin ve hizmet eden kadi-
nm nafakasini vermesi lazim olur.
Fakir olan yetimlere, amcalannm oglunun nafaka vermesi la-
zim olmaz. Ciinki, bunlarm varisi ise de, mahremleri degildir. Ca-
hsamaz halde fakir adamin kizinm ogullan, fitra verecek kadar
zengin iseler, bunun ve zevcesinin nafakalarim verirler. Fakir ve
aciz kadinin, erkek kardesinin yetim oglu zengin ise, bunun malin-
dan kadma nafaka vermesi icin, vasisine emr olunur. Vasi, vasiyye-
ti kabul eden kimsedir.
Bugday ogtitemiyen ve ekmek pisiremiyen kadma zevcinin ha-
zir ekmek ve ta'am getirmesi lazimdir.
Ana, cocugunu emzirmek istemezse, babamn silt anne tutmasi
lazim olur. Kizinm cocuklanni besliyen, masrafini babalanndan is-
tiyebilir.
Fakir ve aciz kadinin nafakasini, zengin olan erkek ve kiz co-
cuklari miisavi olarak verirler.
Fakir, hasta adamin nafakasini zengin kardesi verir. Zengin ak-
rabasi yoksa, Beytul-mal verir.
[Hasta veya ihtiyar oldugu icin cahsamayan adam ve her kadm
fakir iseler, zengin olan yedi mahrem akrabasinm bunlara bakma-
lan vacibdir. Bakmazlarsa, mahkemenin ta'yin etdigi ma'as bun-
lardan ahmr. Zengin akrabalan yoksa, devlet, beytulmalm usr ve
hayvan zekatlan bedellerinin toplandigi kismindan bol ma'as ve-
rir. Dar-iil-islamda bulunan her miisliman fakire boyle yardim
edilmesini islam dini emr etmekdedir. Bunun icin, dar-iil-islamda
muhtac kimse yokdur. islam dininin bu ni'metinden faidelenmek
icin, dar-iil-harbdeki miislimanlarm dar-iil-islama hicret etmeleri
vacibdir. Dar-iil-islamdaki ve dar-iil-harbdeki miislimanlarm ze-
katlarim kolay verebilmeleri icin, (Zekat toplama merkezleri) kur-
malari iyi olur.]
Miirted olamn nikahi hemen fesh olur. Talak adedi azalmaz.
Tecdid-i nikah etmeden evvel olan cocugu veled-i zina olur. [Bir
kadim nikah etmeden evvel, bununla cima' yapmak, zina olur. Zi-
nadan hasil olan cocuk (veled-i zina) olur. Bunun babasi olmaz
(Feyziyye). Bu kadim sonra nikah ederse, bu cocuk bu erkegin
mesru cocugu olur.] Miirted, adet iizere kelime-i sehadet soyle-
mekle miisliman olmaz. Kiifriine sebeb olan soziinden tevbe et-
-548-
mesi lazimdir. Soziiniin kiifre sebeb olacagim bilmemesi ozr olmaz.
Veresiye satisda, paranm kiymeti degisse, sozlesilen mikdarda
odenmesi lazim olur. Odiinc almak da boyledir. (Ukud-iid-durriy-
ye)den terceme temam oldu. Isbu tercemenin arabi ash, Hakikat
Kitabevinin basdirdigi (Habl-iil-metin) kitabimn sonuna Have ola-
rak basdinlmisdir.
Ibni Abidm "rahime-hullahii teala", hazar bahsinin sonunda di-
yor ki, (Ba'zi yerleri altin ve giimiis ile kapli esyayi, kapli yerlerine
temas etmeden kullanmak caizdir. Uzerlerine temvih, tila yapilmis,
ya'ni yaldrzlanmis ise, buna temas ederek de kullanmak caizdir.
Her kafirin, miislimandan satin aldigim soyliyerek verdigi eti
yimek caizdir. Mecusiden, miirtedden satm aldigim soylerse, yinil-
mez. Zira, bu sozleri diinyalik isleri haber vermekdedir. [Ciinki,
eskiden kasablar kendileri kesip satarlardi.] Bu eti satin almis ise,
bey' batil olmaz. Semenini kafire oder. Bu eti musliman veya miir-
ted kesdi derse, inamlmaz. Zira, bu soz din isini haber vermekde-
dir. Kafirin, fasikm, mu'amelatdaki sozii kabul edilir. Diyanatdaki
sozii kabul edilmez. Diyanatda adil bir muslimamn sozii kabul edi-
lir. Miilk zail olmasi icin haber verenin iki kisi olmasi lazimdir. Fa-
sikm ve hali bilinmiyenin mu'amelatdaki haberinin dogru olup ol-
madigi (Teharri) edilir, arasdinhp, kendi zann-i galibine gore ha-
reket eder. Bir adil bir suya temiz dese, diger adil necs dese, tahir
kabul edilir. Biri ete tahir dese, digeri necs dese, necs kabul edilir.
Iki adilin sozii bir adile tercih edilir. Tahtavi "rahime-hullahii te-
ala", (Merak-d-felah) hasiyesi basinda, (Teharri) fashnda diyor ki,
([Dar-iil-harbdeki veya issiz bir yerdeki] bir ete, bir adil musliman,
bunu miirted kesdi dese, diger bir adil musliman ise, bunu musli-
man kesdi dese, yimesi halal olmaz. Ciinki, bu hayvamn kendiligin-
den olerek veya dinsiz keserek, vurarak les olmasi asldir, esasdir.
Miislimamn ahkam-i islamiyyeye uygun kesdigi anlasihnca [veya
zan edilince, yimesi halal olur. Dar-iil harbde musliman kasab ara-
mah. Bundan, bu niyyetle satm almahdir.] halal olur. Bu misalde,
miislimamn kesdigi anlasilmamis, esas olan haramhk devam etmis-
dir. Miislimanlarm ve dinsizlerin kansik oldugu bir yerde, ele ge-
cen eti, muslimanm kesdigi anlasilmadikca, yimesi halal olmaz.
Ciinki, haram olmasi asldir, esasdir. Haramhgin gitmis oldugu
ise, siibhelidir. Miislimanlar cok ise, yimesi halal olur. Bir suyun
necs olmasi siibheli ise, temiz kabul edilir. Ciinki, suyun ash te-
mizdir. Mali haram ile kansik olamn bu mahm satm almak, alman
haram malm kendisi oldugu bilinmedikce, caiz olur. C un ki, mah-
nm aslmm nasil oldugu bilinmemekdedir. Bunun icin, bundan sa-
tm almak mekruh olur.) [Sigir, koyun, tavuk gibi eti yinen hayvan-
-549-
lann etlerini yimek halal olmasi icin, ahkam-i islamiyyeye uygun
kesilmeleri lazimdir. Ya'ni bir miislimanm veya ehl-i kitabm kes-
mesi ve keserken Allah ismini soylemesi lazimdir. Ahkam-i isla-
miyyeye uygun kesilmiyen hayvan les olur. Bunun etini yimek ve
satmak haram olur. Hayvan kesenlerin ve satan miislimanlarm bu-
nu iyi bilmeleri lazimdir. Et satm alirken, bunun nasil kesildigini
sormak lazim degildir. Ciinki mtislimana hiisn-i zan olunur.]
Diigiin yemegine da'vet olunamn gitmesi siinnetdir. Baska zi-
yafetlere gitmek miistehabdir. Haram sarki, [calgi, kumar, icki, ka-
din], oyun, bid'at, gibet bulunan da'vetlere gidilmez. Diigiin, bay-
ram gibi giinlerde yerlere ipek ortiiler sermek ve altm, giimiis zinet
esyasim raflara koymak, sultanm emrine uymak icin olup, kibrlen-
mek, ogiinmek icin olmazsa caizdir. Fekat, bunlara temas etme-
mek, kullanmamak lazimdir. Mes'ale, kandil, mumlar, elektrik
lambalan yakmak israf olduklan icin caiz degildir. Boyle seyleri
yapmak, ancak hiikumetin ceza, ikab yapmasmdan korkulunca ca-
iz olur. Haram seyler bulunan, kadm erkek kansik olan yere (Fisk
Meclisi) denir. Bunlara gitmek de boyledir. Teganni, diizgiin sozii
diizgiin ses ile okumakdir. Kadm, icki, calgi, gibet bulunan sozii ve-
ya bunlarm bulundugu yerde okumak haram olur. Diigiinlerde da-
vul, zilsiz def ve sahur davulu, hamam borusu ve harbde, resmi yer-
lerde, belli zemanlarda [miizika, mehter ile milli ve askeri] sarkilar
calmak caizdir. Tekkelerde, ibadethanelerde her nev' calgi haram-
dir.)
218 - Isbu (Ey Ogul) kitabinda yazih olan hadis-i serifler ve ke-
lamlar sahihdir. [Latin harfleri ile basihrken ilave edilen tenbihler
de, (Ehl-i siinnet) alimlerinin kitablarmdan almmisdir. Bu kitabi
kalbine yerlesdir! Miislimanhgi, mezhebsizlerin kitablarmdan og-
renmis kimselerin sozlerine ve yazilarma ve yurd dismdaki vehha-
bi kitablarmdan yapilan tercemelere aldamp da, imanini ve ameli-
ni zayi' eyleme!]
Bu eseri tasnif ederken, miiellif fakir Siileyman ibni Ceza'm
"rahime-hullahii teala" istifade eyledigi kitablar sunlardir:
Ihya-i Ulum, Cami-iil-Usul, Resul-i Enver, Bostaniil arifin, Me-
sabih, Mesank, irsadtissabirin, Kutiil kulub, Cami-i Tirmtizi, Ca-
mi-iil-Qnan, Behcet-iil Envar, Mev'iza-i Musa, Vasiyyet-i Ebu
Hiireyre. Bu oniic kitabdan ihtisar edip cikardigim su eseri, miisli-
manlarm cocuklan icin, hazirladim.
Son baskisi Birinci tab' tarfhi Kitabm te'lif tarihi
H.K. 1428 [m. 2007] H.K. 1302 [m. 1895] Hicri Kameri 960 [m. 1553]
Hicrf Semsi: 1385 Hicri Semsi: 1273 Hicri Semsi: 931
-550-
HAKIKI MUSLIMAN NASIL OLUR?
Nasihatlerin birincisi, Ehl-i siinnet alimlerinin, kitablarmda
bildirdiklerine gore, i'tikadi diizeltmekdir. Bu alimler, kitablann-
da Eshab-i kiramdan isitdiklerini bildirmisler, kendi kafalanndan
hicbirsey yazmamislardir. Cehennemden kurtulan, yalmz bu alim-
lere tabi' olanlardir. Allahii teala, o biiyiik insanlann cahsmalan-
na, bol bol miikafat versin! Dort mezhebin ictihad derecesine yiik-
selmis miictehidlerine ve bunlarm yetisdirdikleri biiyiik alimlere
(Ehl-i siinnet) alimi denir. i'tikadi (Imam) diizeltdikden sonra,
ahkam-i islamiyyeye uymak, ya'ni fikh kitablanmn bildirdigi iba-
detleri ogrenmek ve yapmak ve yasak etdiklerinden kacmmak la-
zimdir. Bes vakt nemazi, iisenmeden, gevseklik yapmadan, sartla-
rma ve ta'dil-i erkana dikkat ederek kilmahdir. Nisab mikdan ma-
ll ve parasi olan, zekat vermelidir. imam-i a'zam buyuruyor ki,
(Kadmlann siis olarak kullandiklan altin ve giimiisiin de zekatim
vermek lazimdir.)
Kiymetli omrii, liizumsuz mubahlara bile harcamamalidir. Ha-
ram ile gecirmemek, elbette lazimdir. Teganni ve sarki ve calgi
aletleri ile mesgul olmamah, bunlarm nefse verecekleri lezzete al-
danmamahdir. Bunlar bal kansdirilmis, sekerle kaplanmis zehr gi-
bidir.
(Gfbet) etmemelidir. Gibet haramdir. [Gibet, bir miislimamn
veya zimmmin gizli bir kusurunu, arkasmdan soylemekdir. Harbi-
lerin ve bid'at sahiblerinin, mezhebsizlerin ve acikca giinah isliyen-
lerin bu giinahlarini ve zulm edenlerin ve alis verisde aldatanlarm
bu fenaliklanm duyurarak, miislimanlarm, bunlarm serrinden sa-
kmmalarma yardim etmek ve miislimanligi yanlis soyliyenlerin ve
yazanlann bu iftiralanni herkese soylemek lazimdir. Bunlan soyle-
mek, gibet olmaz (Redd-iil muhtar: 5-263).]
(Nemime) yapmamah, ya'ni miislimanlar arasmda soz tasima-
malidir. Bu iki giinahi isliyenlere cesidli azablar yapilacagi bildiril-
misdir. Yalan soylemek ve iftira etmek de haramdir, sakinmak la-
zimdir. Bu iki fenahk, her dinde de haram idi. Cezalan cok agir-
dir. Miislimanlarm ayblarmi ortmek, gizli giinahlarini yaymamak
ve kusurlanm afv etmek cok sevabdir. Kiiciiklere, emri altmda
bulunanlara [zevceye, cocuklara, talebeye, askere, isciye] fakirle-
re merhamet etmelidir. Kusurlanm yiizlerine vurmamahdir. Olur
olmaz sebeblerle o zevalhlan incitmemeli, dovmemeli ve sovme-
melidir. Hie kimsenin dinine, malma, camna, serefine, namusuna
saldirmamah, herkese ve htikumete olan borclan odemelidir.
Riisvet vermek ve almak haramdir. Yalmz, zalimin zulmiinden
-551-
kurtulmak icin ve ikrah, tehdfd edilince vermek, riisvet olmaz. Fe-
kat bunu da almak haram olur. Herkes, kendi kusurlanm gormeli,
Allahii tealaya karsi yapdigi kabahatleri diisiinmelidir. Allahii te-
alamn, kendisine ceza vermekde acele etmedigini, nzkim kesmedi-
gini bilmelidir. Ananm, babanm, hiikumetin, ahkam-i islamiyyeye
uygun emrlerine ita'at etmeli, ahkam-i islamiyyeye uygun olma-
yanlara isyan etmemeli, karsi gelmemeli, fitneye sebeb olmamah-
dir. [Kisacasi, hakud miisliman, medeni, ilerici insandir. (Mektu-
bat-i Ma'sumiyye) ikinci cild, 123. cii mektuba bakimz!]
I'tikadi diizeltdikden ve islamiyyetin emrlerini yapdikdan son-
ra, biltiin zemanlan, Allahii tealamn zikri ile gecirmelidir. Zikre
biiyiiklerin bildirdigi gibi, devam etmelidir. Zikre, ya'ni kalbin, Al-
lahii tealamn ismini, (Sifat-i zatiyye)sini hatirlamasma, anmasina
mani' olan herseyi, kendine diisman bilmelidir. islamiyyete ne ka-
dar cok yapisihrsa, hergiin bes vakt nemaz kihmrsa, Onu anmamn
lezzeti artar. islamiyyete uymakda, gevseklik, tenbellik artdikca, o
lezzet de azahr ve kalmaz olur. Zikrin cesidleri vardir. Bunlardan
biri, (Allahii ekber, Allahii ekber. La ilahe illallahii vallahii ekber.
Allahii ekber ve lillahilhamd)dir. Buna (Tekbir-i tesrik) de denir.
Her giin cok soylemelidir. (istigfar tliiasi) da, faidesi pek cok olan
bir zikrdir. islam diismanlan, Allahii tealamn emrlerinin, yasakla-
nnm yok edilmesine cahsiyorlar. Miislimanlar, boyle boliicii, yiki-
ci yazilar yayan gazeteleri, televizyonlan evlerine sokmamah, on-
lann yalanlarma, iftiralarina aldanip da, tuzaklarma diismemege
cok dikkat etmelidir.
ihlas ile yapilmayan ibadetin faidesi olmaz, sevabi olmaz. (ih-
las), herseyi yalmz Allah nzasi icin yapmakdir. ihlas, Allahii te-
aladan baska hicbir seyi sevmemekle, yalmz Onu sevmekle, ken-
diliginden hasil olur. Kalbin yalmz Onu sevmesine (Kalbin tasfi-
yesi), (Kalbin itminani) veya (Fena lilhih ) denir. Kalbin itmmana
kavusmasi, ancak Onu cok hatirlamakla, biiyiiklugiinu, ni'metle-
rini diisiinmekle olacagini, Ra'd suresinin yirmisekizinci ayeti bil-
dirmekdedir. Insanda, akl, kalb ve nets denilen iic kuvvet vardir.
Akhn ve nefsin yeri dimagdir. Kalbin yeri yiirekdir. Akl, mekteb
dersleri, fen bilgileri, san'at hesablan, mal sahibi olmak, ahireti
kazanmak yollan gibi faideli seyleri diisiiniir. isterse dusiiniir. is-
temezse diisiinmez. Akhn bu diisiincelere ve insanin bunlara ka-
vusmak icin cahsmasi lazimdir. Hatta, cok sevab olur. Haram
olan diisiincelerin kalbe sirayet etmeleri zararhdir. Nefs, daima
haramlan, zararh seyleri yapmagi diisiiniir. Kalbin kendinde hie
diisiince yokdur. Onu, akhn ve nefsin ve his uzvlarmdan dimaga
ve dimagdan kalbe ulasan haram seylerin diistinceleri gelerek, has-
-552-
ta yapar. Kalbi bu hataralardan kurtarmak giicdiir. Bu hatiralar
[diisiinceler] gelmezse Allahii tealayi hatirlar, diisiiniir. Ya'ni kalb,
hie diisiincesiz kalmaz. Kalbin Allahii tealayi hatirlamasi, ismini
cok soylemekle veya bir Veliyi severek gormekle olur. Bir Veliyi
bulamazsa, ismini isitdigi bir Velinin hayatim okuyup ogrenir, onu
cok sever. Ona (Rabita) yapar. Ya'ni hep onu diisiiniir. Bir Veliyi
gormek, Allahii tealayi hatirlamaga sebeb olacagi, hadis-i serifde
bildirilmisdir.
imam-i Rabbani miiceddid-i elf-i sani Ahmed Faruki Serhen-
di Hindi hazretlerinin (Mektubat) kitabi iic cilddir. Birinci cildde
313, ikinci cildde 99, ticiincii cildde 124 mektub vardir. Birinci
cildden bir mektubun tercemesi asagidadir:
BiRINCi CILD, 46. ci MEKTUB
Bu mektub, nakib seyyid seyh Feride "rahmctiillahi teala
aleyh" yazilmisdir. Allahii tealamn var ve bir oldugu ve Muham-
med aleyhisselamin Onun resulii oldugu bedihidir, pek meydanda-
dir. Diisiinmcgc bile, liizfun olmadigini bildirmekdedir:
Allahii teala sizi, kerim olan babalanmzin yolundan ayirma-
sin. Onlarin en iistiinii olan birincisine ve geri kalanlarm hepsine,
bizden diialar ve selamlar olsun! Allahii tealamn var oldugu ve
bir oldugu, hatta Muhammed aleyhisselamin, Onun resulii oldu-
gu ve hatta onun getirdigi her emrin ve haberlerin, dogru oldugu,
gunes gibi meydandadir. Diisiinmege, isbat etmege hie liizum
yokdur. Kalbin bunlara inanmasi icin, kalbin bozuk olmamasi,
ma'nevi hastaligi bulunmamasi lazimdir. Kalb hasta ve bozuk
olunca, kalbin inanmasi icin, akl ile diisiinmek, incelemek lazim
olur. Ancak bu suretle kalb (tasfiye) bulur, ya'ni hastahkdan kur-
tulur. (Basiret)den ya'ni kalb goztinden ma'nevi perde kalkarsa,
bunlara seve seve inamlir. Mesela, safrasi bozuk kimse, sekerin
tadim duymuyor. Sekerin tath oldugunu ona anlatmak, isbat et-
mek lazim olur. Fekat, safra hastahkdan kurtulunca, isbat etme-
ge liizum kalmaz. Hastahkdan dolayi isbat etmek lazim olmasi,
sekerin tathhgina bir kusur vermez. Sasi olan, bir seyi iki goriir ve
iki kisi var samr. Sasidaki goz hastaligi, karsismdaki bir seyin, iki
olmasim icab etdirmez. O iki gordiigii halde, goriinen yine birdir.
Bunun bir oldugunu isbat etmek cok zordur. [Doppelsehen deni-
len goz hastaligi olanlara ahvel denir.] [Miisliman olmak icin,
yalniz kalbin iman etmesi, inanmasi lazimdir. Fekat, her miisli-
manin kalbine, dahili diismam olan nefsinden ve harici diisman-
lan olan seytanlardan ve kotii arkadaslardan hastahk gelmek-
-553-
dedir. Nefs, yaratihsda ahkam-i islamiyyeye diismandir. Kalbin
hasta olmasi, [nefse uymasi demekdir, ya'm islamiyyete uymak is-
tememesidir. Ya'ni, islamiyyetin emrlerinin tadini duymamak, ya-
sak etdiklerinden zevk almakdir.] Bu yasaklara (diinya) denildigi,
yiizdoksanyedinci mektubda yazilidir. Diinyaya duskun olmak,
kalbdeki imam za'ifletmekdedir. Bir kimse, nefslerinin esiri olan
gafil insanlarm sohbetlerinden, sozlerinden, yazilarmdan, kitabla-
nndan, radyolarmdan, televizyonlarmdan uzaklasirsa ve nefsi (tez-
kiye) olursa,ya'ni inkar hastaligmdan kurtulursa, bu dahili ve hari-
ci dusmanlardan kalbe hastalik gelmez. Mevcud hastalik da, isla-
miyyete uyarak ve (istigfar okuyarak) tasfiye edilince, kalb hakiki
fmana kavusur. Nefsin cibilli hastaligmdan tezkiyesi ve kalbin ha-
ricden gelen hastalikdan tasfiyesi, miirsid-i kamilin sohbetinde bu-
lunmakla, kitablanni okumakla ve ahkam-i islamiyyeye uymakla
nasib olur. Kirkikinci ve elliikinci mektublara bakiniz! Miirsid-i
kamil, btitiin sozleri, biitiin isleri, islamiyyete uygun olan, Ehl-i
siinnet alimi demekdir. islamiyyeti iyi bilmesi, derin alim olmasi
lazimdir.]
Din bilgilerini, akl ile isbat ederek [kalbe] inandirmak, kolay
degildir. Yakini, vicdani bir iman elde etmek icin, isbat yoluna git-
mekdense, kalbi hastalikdan kurtarmak lazimdir. Nitekim, safra
hastasim, sekerin tath olduguna inandirmak icin, isbat etmege kal-
kismakdansa, onu hastalikdan kurtarmak lazimdir. [Safrasi bozuk
olan hastaya] sekerin tath oldugu, ne kadar isbat edilirse edilsin,
yakin hasil edemez. Cunki, seker agzma aci gelmekde, vicdani aci
oldugunu bilmekdedir.
[Seyyid Abdiilhakim "kuddise sirruh" buyurdu ki: (Miidrike)
ya'ni bir seyi (anlamak) kuvveti iicdiir: Uciiniin de dogru anhyabil-
meleri icin, bulunduklan uzvlann hasta olmamalan lazimdir. Bi-
rincisi, goriinen (his organlanndaki kuvvetler) olup, gorme, isitme,
koklama, gidanin lezzetini alma ve sicakhk, sertlik anlama. Bu
kuvvetler, insanda bulundugu gibi, hayvanlarda da vardir. Bu kuv-
vetler olmasaydi, insanlar, tas gibi, odun gibi olurdu.
Ikincisi, (akl kuvvetleri) olup, hiss-i miisterek, hafiza, vahime,
miitesarnfa ve hazanet-iil-hayal denilen goriinmiyen bes organda-
ki kuvvetlerdir. Bu kuvvetler, insanlarm dimagmda [beyninde] bu-
lunur. Hayvanlarda yokdur. Bir seyin varhgini, bu kuvvetler,
giivenilen bir haberi isitmekle veya tecribe ile yahud hesab ile
anlar. iyiyi fenadan, faideliyi zararhdan ayinrlar. Fen bilgileri, he-
sab, bu kuvvetlerle yapihr.
Uciinciisii, (kalb kuvveti) olup, muslimanlann havassina,
-554-
ya'ni yuksek olan secilmis kimselere mahsusdur. Kalbdeki bu
ma'nevi anlama kuvvetine (Basiret) denir. Bu kuvvet ile anlasilan
din bilgileri, akl ve his kuvvetleri ile anlasilamaz. Akl kuvvetleri ile
anlasilan seyleri, insan, hayvanlann en ustiinii olan ata, senelerce
ugrassa, anlatamaz. Bunun gibi, kalb kuvvetleri ile anlasilan
bilgileri [din bilgilerini ve mesela ma'rifetullahi], bu secilmisler,
baska insanlara senelerce soylese, onlar anhyamaz. Bunlardan da-
ha yuksek secilmislerin secilmisleri vardir. Bunlardan da daha iis-
tiin Nebiler, Nebilerden daha iistiin Resuller, bunlardan da iistiin
Uliil'azm dereceleri vardir. Bunlarm iistiinde de Kelimiyyet, Ru-
hiyyet, Hullet ve Mahbubiyyet mertebeleri vardir ki, bu en iistiin
derece, Muhammed aleyhisselama mahsusdur. Kalb [goniil] deni-
len kuvvet, yiirek dedigimiz et parcasinda bulunur. Elektrigin am-
pulde, miknatisin elektrik tellerinin makarasmda hasil olmasi gibi-
dir.]
Insanlarda bulunan nefs-i emmare, din bilgilerine inanmamak-
da, tabfati, yaratihsi, islamiyyete uymamakdadir. [Bunun icin, is-
lamiyyete uymak, nefse aci gelmekde, ona uymak istememekde-
dir. Kalb ise, yaratihsmda temizdir, salimdir. Fekat, nefsin islamiy-
yete uymak istememesi hastahgi, kalbe sirayet ederek, kalb de is-
lamiyyete uymak istemiyor. islamiyyete inamyor ise de, uymasi
aci geliyor.] islamiyyetin dogrulugunu isbat icin, ne kadar ugrasi-
hrsa ugrasilsm, hasta olan kalbde buna yakin hasil olmasi, cok giic
olur. [Kalbde yakm hasil olmasi icin, dahilden ve haricden hasta-
lik gelmemesi, gelmis olamn da tasfiyesi lazimdir. Bunun icin, nef-
si (tezkiye) etmekden, ya'ni cibilli olan inkar hastahgmdan ve kal-
bi seytandan ve fena arkadasdan kurtarmakdan baska care yok-
dur. Nefsi tezkiye, ahkam-i islamiyyeye uymakla, sonra (kelime-i
tevhid denilen La ilahe illallah zikrini cok soylemekle), sonra bir
Velinin sohbeti ile, sonra rabitasi ile, sonra hayat hikayesini oku-
makla olur. Kalbin tasfiyesi, ibadet yapmakla, bilhassa farz ne-
mazlari kilmakla ve cok istigfar okumakla olacagi, (Herkese La-
zim Olan Iinan) kitabmm 1999 tarih ve sonraki baskilarmin doku-
zuncu sahifesinde ve (Se'adet-i Ebediyye) 64.cii sahifesinde ve
(Hak Soziin Vesikalan) 125. ci sahifesinde yazihdir. Kalb boyle te-
mizlendigi gibi, nefsin de, (Kelime-i Tevhid) okumak ile temizle-
necegi 52. ve 78. ci mektublarda yazihdir. Mekteb, meslek arkada-
si, ogretmen, gazete, televizyon, radyo, islamiyyete, ahlaka muha-
lif ise, bunlarm fena arkadas olduklan anlasihr. Kalb, bu iic diis-
mamn [Nefsin, seytamn, kotii arkadasin] serrinden, hiicumundan
kurtulunca, (tasfiye) bulur, ya'ni haramlan sevmek hastahgmdan
kurtulur. Allah sevgisi, kendiliginden yerlesir. Suyu bosalan sise-
-555-
ye havanm dolmasi gibi olur.]Vessemsi suresi dokuzuncu ayetinde
mealen, (Nefsini tezkiye eden kurtuldu. Nefsini giinahda, cehalet-
de, dalaletde birakan, ziyan etdi) buyuruldu.
[(Mevakib tefsiri)nde diyor ki, (Nefs tezkiye edilince, kalb tas-
fiye bulur. Ya'ni nefs, kotii isteklerden kurtanhnca, kalbin mah-
luklara, haramlara baglihgi kalmaz.Farisi beyt tercemesi:
Haramlan istemekden, kesilmedikce nefs,
kalb ilahi nurlara, ayna olamaz hie!
Nefsin kotiiliikleri, pislikleri demek, islamiyyetin begenmedigi,
haram etdigi seyler [ya'ni, diinya] demekdir). Simdi ba'zilan, Alla-
hti tealanin fena dedigi, yasak etdigi seylere, moda, asrilik, ilerici-
lik diyor. Allahii tealanin begendigi, emr etdigi seylere gericilik,
cahillik diyor. Haram isleyenlere san'atkar, aydin, ilerici insan,
muslimanlara miirteci, yobaz, gerici diyenler oluyor. Bunlara al-
danmamah. Dini, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablanndan ogrenme-
lidir.]
Goriilliyor ki, bu acik, parlak islamiyyete ve temiz, dogru yola
inanmiyan kimsenin kalbi, sekerin tadini anliyamiyan safrali gibi,
hastadir. Farisi misra' tercemesi:
Bir kimse, kor ise, giinesin sucu ne?
Seyr ve siilukdan [ya'ni tesavvuf yolunda ilerlemekden] mak-
sad, nefsi tezkiye ve kalbi tasfiye etmekdir. Ya'ni nefsi ve kalbi
hastaliklardan kurtarmakdir. Bekara suresinde, (Kalblerinde has-
tahk vardir) mealindeki dokuzuncu ayet-i kerimede bildirilen has-
talik tedavi edilmedikce, hakiki fman ele gecmez. Bu afetler var
iken, akl yolu ile kalbde hasil olan iman, imamn suretidir. Ciinki
nefs, bu imanm tersini istemekde, kiifrunde inad ve israr etmekde-
dir. Boyle iman, safra hastasmm, sekerin tath olduguna iman etme-
si gibidir. Heme kadar inandim dese de, vicdani, sekeri aci bilmek-
dedir. Safrasi diizeldikden sonra, sekerin tath olduguna hakiki
iman hasil olur. Imamn hakikati de, nefsin tezkiyesinden ve kalbin
itminanmdan sonra kalbde hasil olur. [itminan, hakiki inanmak
demekdir.] iste boyle hakiki iman yalmz Evliyada bulunur ve el-
den gitmez. Yuniis suresinde, (Biliniz ki, Allahii tealanin Evliyasi
icin, azab korkusu, ni'metlere kaviismamak iiziintiisii yokdur!)
mealindeki altmisikinci ayet-i kerimedeki miijde, boyle iman sa-
hibleri icindir. Allahii teala, hepimizi bu kamil, hakiki imania se-
reflendirsin! Amin.
556-
Muhammed Ma'sum Farukmin (Mektubat)i iic cilddir. Farisi-
dir. Birinci cildde 239, ikincide 158, iictinciide 255 mektub vardir.
Bu 652 mektubdan onbir adedi asagida yazilidir. 1 ' 1
BiRINCi CILD, 10. cu MEKTUB
En biiyiik se'adet, iki cihamn en iistiin insam olan Muhammed
aleyhisselama tabi' olmakdir. Cehennem azabmdan kurtulmak
icin, Allahii tealamn secdigi, sevdigi insanlann reisine uymak la-
zimdir. Cennet ni'metlerine kavusmak, Ona tabi' olanlara mahsus-
dur. Allahii tealamn sevgisine kavusmak icin, Ona tabi' olmak
sartdir. Ona uymiyanlarm [mesela, nemaz kilmiyanlann ve avret
mahalli acik olarak baskalarmin yanina cikanlarm] tevbeleri,
ziihdleri, tevekkiilleri ve diialan, ibadetleri kabul olmaz. Onun yo-
lunda olmiyanlann zikrleri, fikrleri, sevkleri ve zevkleri kiymetsiz-
dir. Peygamberler, Onun hayat veren deryasmdan bir kadehe ka-
vusmakla, o derecelere yiikselmislerdir. Evliya, Onun sonsuz bah-
rinden bir yudum icmekle muradlanna ermislerdir. Yer yiiziindeki
melekler, Onun hizmetcileri, goklerdekiler, asiklandir. Hersey,
Onun serefine yaratilmis, biitiin varhklar, Onun mubarek ruhun-
dan feyz almislardir. Allahii tealamn varhgini O aciklamis, herse-
yin yaratam, Onun nzasim almak istemisdir. Ona ve Onun Aline
ve Eshabma bizden diialar olsun. O yiice Peygamber, hepimizden
razi olsun!
[Ey! Se'adete kavusmak istiyen akl sahibleri! Biitiin giiciiniizle
Ona tabi' olmaga cahsimz! Bu devlete, bu ni'mete mani' olan her-
seyden kaciniz! Harikalar gosteren bir din yobazmi ve yiiksek
mevki'ler, diplomalar ele gecirmis olan bir fen yobazmi, ya'ni Ona
tabi' olmak serefinden mahrum olan bir cahili, bir gafili goriirse-
niz, bunun sozlerinin, yazilarimn, radyolardaki, televizyonlardaki
sacmalannm, yalanlannm, insam felakete surtikliyecegini ve hi^
boyle gosteris yapmiyan, fekat cok dikkat ile ve titizlikle Ona tabi'
olana inanmanm, Onu sevmenin, felaketlerden kurtanci cok kiy-
metli ilac oldugunu biliniz!]
BiRINCi CILD, 33. cu MEKTUB
Biliniz ki, se'adete kavusmak icin, bir Veliye ma'nevi bag ile
baglanmak lazimdir. Bu da, onun, Allahii tealamn sevgili kulu
olduguna inanmak ve onu sevmekdir. [Allahii tealamn ni'metle-
rini, ihsanlanm diisiinen, Onu sever. Ciinki, ihsan sahibini sev-
[1] Muhammed Ma'sum, Imam-i Rabbaninin ogludur. 1079 [m. 1668] da, Hindis-
tanda, Serhend sehrinde vefat etmisdir.
-557-
mek, insanlik icabidir. Onun sevmesini kazanmak icin, islamiyye-
te uyana ve bir mtirsidi sevene (Salih) [iyi insan] denir. Allahm
sevmesini kazanmis olana (Veil) denir. Baskalarmm da kazanma-
si icin cahsan Veliye (Miirsid) denir.] Veliye ma'nevi bag [ya'ni
muhabbet] cok olunca, [Resulullahm mubarek kalbinden cikip]
Velinin kalbinden gelen feyzlerden, bereketlerden almak da cok
olur. Veliyi goriir, sesini isitirse ve O da, tevecciih ederse, ya'ni
feyz vermek isterse, daha cok feyz alir. Fekat, herkese isti'dadi, ka-
biliyyeti kadar kalbe feyz gelir. Kabiliyyet, islamiyyete uymakla ar-
tar. islamiyyete uymiyana, feyz gelmez. Ma'nevi rabitasi bozuk
olan, mtirsidi tammiyan, kendine gelen feyzlerden alamaz. Sene-
lerce riyazet yapmak, onu bu se'adete kavusduramaz. [Feyz gelen
kalb, diinya hayatim hayal gibi goriir.]
BIRINCi CILD, 34. cu MEKTUB
Diinya hayatinda his ve hareket vardir. Kabr hayatinda yalniz
his vardir. Harekete ihtiyac yokdur. Diinya ve ahiret hayatlannda
ise, hem his, hem de hareket lazimdir.
BiRINCi CILD, 65. ci MEKTUB
Yavrum! Genclik, omriin en kiymetli zemamdir. insanm sih-
hatli, kuvvetli oldugu zemandir. Bu zeman, her giin geciyor, aza-
hyor. Erzel-i omr olan ihtiyarhk yaklasiyor. Yaziklar olsun ki, en
serefli, en liizumlu is olan, ma'rifet-ullahi kazanmagi, hayal olan
erzel-i omre birakiyorsun. En serefli olan zemanlarmi, en zarar-
h, en kotii sey olan, nefsin arzulanna kavusmak icin sarf ediyor-
sun. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (Yanna yapa-
nm, yanna yaparim diyenler, aldandi) buyurdu. Allahii teala, in-
sanlan ve cinleri (Ma'rifet-ullah)a ve Allahii tealayi tanimak ve
Onun nzasina, sevgisine kavusmak icin yaratdi. Nefslerimizin
arzulan pesinde kosan biz ahmaklar, ne zeman akhmizi basimi-
za toplayacagiz? Ne zemana kadar, bu ni'metden mahrum kala-
cagiz? Nefsi ve seytam sevindirmege ve Allahii tealamn rizasm-
dan mahrum kalmaga ne kadar devam edecegiz? Diinya lezzet-
leri nefsin arzulandir. Insanin, Allahii tealamn ma'rifetine ka-
vusmasina mani' olan en kuvvetli diisman da, nefsin arzulandir.
Bu arzular bitmez ve tiikenmez. Hepsi de cok zararhdir. (Mak-
sudiin, ma'budiindiir) sozii meshurdur. (Nefslerinin arzularim
ilah edinenleri gormedin mi?) ayet-i kerimesi, bu soziimuziin ve-
sikasidir. [Ma'rifetullah, Allahii tealamn zatini ve sifatlarim tani-
mak demekdir. Zatini tanimak, anlasilamiyacagim anlamakdir.
Sifatlarim tanimak, mahlviklarin sifatlanna benzemediklerini
-558-
anlamakdir. Allahii teala, diinya lezzetlerini yasak etmedi. Bunla-
nn, azgmca, taskmca, zararh olarak kullamlmasmi yasak etdi.]
BiRINCi CILD, 72. ci MEKTUB
Insana gelen marazlar, elemler, takdfr-i ilahi ile gelmekdedir.
Razi olmak lazimdir. ibadetlere devam, elemlere, hastaliklara
sabr edilmelidir. Allahii tealamn kereminden afiyet beklemelidir.
Mahliiklardan birsey beklememeli, herseyin Hak tealadan geldi-
gini bilmelidir. Derdlerden, elemlerden kurtulmak icin diia ve is-
tigfar etmelidir. [Te'siri, faidesi kat'i olan sebeblere yapismah, se-
beblerin te'sirini Allahii tealadan beklemelidir.] Onun takdiri,
iradesi olmadikca, kimse kimseye zarar veremez. Bununla bera-
ber, sebeblere yapismak, Peygamberlerin yoludur. [Esbaba te-
sebbiis etmemizi, tehliikelerden, zararlardan korunmamizi emr
etdi. En biiyiik zarar, nefsimize ve islam dusmanlanna aldanmak-
dir. Devletin yeni silahlar yapmasi, milletin de devlete yardimci
olmasi lazimdir. Sebeblerin te'sirini Allahii tealadan taleb etme-
lidir.]
BiRINCi CILD, 127. ci MEKTUB
Mtimkinin, ya'ni mahluklarm ash, esasi ademdir, yoklukdur.
Kemalat-i viicudinin, ya'ni hakiki mevcudiin kemalatmm aksleri,
goriinmeleri ile var zan olunmakdadir. [Biitiin mevcudat, aynada,
sinema perdesinde ve televizyon levhasmda goriinen seyler gibidir.
Bunlar, hakikatde mevcud degildirler. Hakikatda mevcud olan
seylerin aynadaki, perdedeki ve levhadaki hayalleridirler. Bu sey-
ler yok olurlarsa, hayalleri de yok olurlar.] Birer hayal olan miim-
kin, kendini mevcud ve kemal sifatlarma malik zan etmekdedir.
Allahii teala merhamet ederek, insan, asl mevcudiin kemallerini ve
kendindeki kemallerin hie olduklarim, hayal olduklanni anlarsa,
(fenayi hakiki) ile sereflenir. Kemalatin kendinden oldugunu, ken-
dinin hayr menba'i oldugunu zan ederse, hain olur. Kulun kemali,
kemal sahibi olmadigim anlamasidir. Miimkinin bu hakikati gore-
bilmesi, asla olan muhabbetinden hasil olur. Muhabbet asm olun-
ca, muhib fani olur, yok olur. Yalmz mahbub mevcud olur. Bunu
anhyabilene (Arif) denir.
BiRINCi CiLD, 182. ci MEKTUB
Sebeblere yapismak lazimdir. Bu ise, tevekkiile muhalif degil-
dir. Sebeblerin te'sir etmesinin Allahii tealadan oldugunu bilen
ve te'siri Allahii tealadan bekleyen ve te'siri tecribe edilmis faide-
-559-
li sebebleri kullanan kimse, Allahii tealaya tevekkiil etmis, yalniz
Ona giivenmis olur. Te'sfr etmiyen, hayali sebebleri kullanmak,
tevekkiil olmaz. Te'siri cok goriilmiis olan faideli sebebleri kul-
lanmak lazimdir. Ates yakar. Fekat, atese yakmak kuvvetini ve-
ren, Allahii tealadir. Ac olan, birsey yir. Bu seye doyurma kuvve-
tini veren Odur. Lazim oldugu zeman, boyle faideli sebebleri kul-
lanmadigi icin zarar goren kimse, Allaha asi olur. Sebebler vice
aynlir: Hayali sebebleri terk etmek, tecribe edilmis faideli sebeb-
leri kullanmak vacibdir. Siibheli olanlar, ba'zan kullamlir. Allahii
teala, mesveret etmegi, bilenlere damsmagi emr etdi. Mesveret
de, sebebe yaprsmakdir. Mesveretden sonra tevekkiilii emr eyle-
di. Ahiret islerinde tevekkiil olmaz. Bunlarda cahsmak emr olun-
du. Burada, azabmdan korkmak ve merhametinden iimmidli ol-
mak lazimdir. Allahii tealamn keremine, ihsanma giivenmeli ve
emr olunan ibadetleri yapmahdir. islamiyyete uymamiz, ya'ni
emr edilenleri yapmamiz ve yasak edilenlerden sakmmamiz vazi-
femizdir. (Tevekkiil) budur ve kulluk boyle olur. Din bilgilerini
ve fen bilgilerini ogrenmek ve cihad yapmak icin en yeni silahla-
n yapmamiz ve bunun icin hiikumete yardim etmemiz de ibadet-
dir.
Baskalannm diisiincelerini kesf etmek, gaybdan haber vermek,
diialarmm kabul olmasi ve harikalar, kerametler gostermek, Alla-
hii tealamn sevgisini gostermez. Bunlar kafirlerde de bulunur. On-
lara (istidrac) olarak verilir. Bunlar, riyazet, sikmti cekenlerde ha-
sil oldugu gibi, riyazet cekmiyenlere de verilebilir. Velmin de, riya-
zet cekmesi ve keramet gostermesi sart degildir. Biiyiik veil Siha-
biiddm Siihreverdi 1 ' 1 , bunlan (Avarif) kitabmda uzun yazmakda-
dir.
Az yimek, az uyumak iyidir. Fekat, ibadet yapmaga mani' ola-
cak ve akh, dimagi sarsacak ve hayallere sebeb olacak kadar az ol-
mamahdir. Riyazetden, sikmtidan siinnete uygun olanlari muba-
rekdir. Papazlarm yapdiklan gibi, zararh olmamahdir. Evliyamn
kesflerini hayal sanmamahdir. Bunlar, Allahii tealamn kalbe ilham
etdigi bilgilerdir. Cahil tarikatcilarm hayallerine kesf denmez.
Bunlara i'timad edilmez. Evet, ilham olunan bilgileri anlamakda,
vehmin ve hayalin faidesi vardir. Vehm, Allahii teala ile kullar ara-
sindaki elli bin senelik yolu bir anda gider. Hayal de, kalbe gelen
halleri ve gaybdeki islere ve ruhlardan gelen ilmlere, sekl vererek,
bilinenlere benzeterek anlasilmalarmi kolaylasdinr.
Ba'zi diialar ile tayy-i mekan olunur [az zemanda cok uzakla-
[1] Ebu Hafs Sihabiiddin Omer Siihreverdi, 632 [m. 1234] de Bagdadda vefat etdi.
-560-
ra gidilir] diyorlar. Bu soze sasilmaz. Allahii tealanm bundan da-
ha ziyade te'siri vardir. Diia etmeden de tayy-i mekan nasib
olur.
Nemazda hasil olan haller, nemaz haricindeki hallerden efdal-
dir. Nemazm tadini duymak, zevk ile kilmak icin, cahsiniz! Hele
farz nemazlardan zevk almak, ancak nihayete yiikselmis olanlara
nasib olur. Nemaz cok miihimdir. Miistehab olan vaktlerinde ve
cema'at ile ve sartlanna, edeblerine ve ta'dil-i erkanma dikkat ede-
rek ve siikunet ve vekar ile eda ediniz! Hadis-i serifde, (Nemazda
kul ile Rab arasindaki perdeler kalkar) buyuruldu.
Alem-i misalde sekllerin goriilmesi ve bunlarla sohbet etmek
iyidir. Bircok seyler ogrenmege miijdedir. Fekat, ozlenen sey bu
degildir. Ma'nevi irtibata zararh olmadigindan faidelidir.
Hizir aleyhisselamm hayatda olmasi iizerinde, alimler baska
baska soylediler. Ba'zi Evliyamn konusduklan bildirildi ise de,
bu haberler diri oldugunu gostermez. Ruhu insan seklini ahp, is
yapabilir. Yahud, o vaktlerde hayatda olup, simdi degildir diye-
biliriz. Ruhlar, ba'zan (Alem-i misal)deki sekllerinde goriiniir.
Her mevcudiin alem-i misalde bir sekli vardir. Hatta, ma'nalarm
da, seklleri vardir. Bu sekllerin goriinmesi, vehm ve hayal degil-
dir. Alem-i misal de, bu bildigimiz (Alem-i sehadet) gibi bir var-
likdir.
[Kendisi veya eserleri [yapdigi isler] his uzvlanmiza te'sir, et-
ki eden seylere (Mevcud), varhk denir. Mevcud ikidir: Birincisi,
ebedi, sonsuz, hep var olan (Hahk), yaratici olup, ismi (Al-
lah)dir. Kendisi [zati] da, sekiz sifati da hep vardir. ikincisi,
(Mahluk) ve (Hadis) ve (Alem) ve (Ma-siva) denilen varhklar,
yok idi. Sonradan yaratildilar. Mahluklar iic kismdir: (Alem-i ec-
sam), kendilerini his etdigimiz, basit veya miirekkeb cismlerdir.
Bunlar, (Ar§) kiiresinin icinde bulunurlar. Maddenin sekl almis
parcalarma (Cism) denir. ikinci kism, Arsin disinda bulunan
(Alem-i ervah), ya'ni ruhlar alemidir. Ruhlann kendilerini degil,
eserlerini his ediyoruz. Mahluklann iiciincii kismi, (Alem-i mi-
sal)dir.] Ruhlar, cism seklini almayip, kendileri, ruhumuza gorii-
nebilir. Boyle konusur ve isitirler. Ruhlan ve kabr hayatini anlat-
mak, cok zordur. Bunlar iizerinde zan ile, tahmin ile konusma-
mali, (Nass)larda [Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde] bildiril-
mis olanlara kisaca iman etmelidir. Kabrde ni'metler ve azablar ol-
duguna iman ederiz. Bunlarm nasil oldugunu arasdirmayiz. Mey-
yitlerin birbirleri ile konusduklan bildirildi. Kabrde azab olunan-
larin na'ra ve sayhalan haber verildi. (Bunlan, insanlardan ve cin-
- 561 - Islam Ahlaki - F:36
den baska her canh isitir) buyuruldu. Ruhun kendisi bagirir. Ya-
hud cesed vasitasi ile sayha eder. Hudtis, ya'ni yokdan var edilmis
olmak lekesi, insandan diinyada ve oldiikden sonra da gitmez. in-
san, Allahii tealaya yaklassa da, kemal derecelerine yiikselse de,
ruhu da, cismi de, diinyada da, ahiretde de, miimkin ve hadis ol-
makdan kurtulamaz. Allahii tealadan baska, her mevcudiin hadis
olduklari (icma') ile ya'ni sozbirligi ile bildirildi. Buna inanmayan,
kafir olur. Ahiretde, Cehennemdeki ebedi, sonsuz azabdan kurtul-
mak icin, Ehl-i siinnet alimlerinin bildirdiklerine iman etmek
[inanmak] lazimdir. Evliyanm, bu bildirilenlere uymiyan kesfleri
kiymetsizdir. Tesavvufdan maksad, nefsin gizli ayblarmi anlamak-
dir ve islamiyyete uymanm kolay olmasidir ve ihlasa kavusmakdir.
Ya'ni (itminan-i nefs) hasil olarak, sirkin, kiifriin gizli inceliklerin-
den kurtulmakdir. insanhk sifatlannm ortiilmesine (Adem maka-
mi) denir. Temamen yok olmasma (Fena niakami) denir.
BiRINCi CILD, 197. ci MEKTUB
Kiymetli kardesim Muhammed Siicadil! Ma'nevi nisbet [ya'ni
bir Veliye muhabbet], kuvvetli olursa, ondan gelen feyzleri almak-
da sohbetin ve uzakda olmanm farki olmaz. Allahii teala, enfiisde
[insanda] ve afakda [insanm haricinde] degildir. Onu bu ikisinin
haricinde aramahdir. Buna akl ermez.
Biiyiiklerimiz, bes vakt nemazdan sonra, elleri kaldirarak, Fati-
ha okumadi. (Hazanet-iil rivayat) kitabmda diyor ki, (Hacetlere
kavusmak icin, farzlardan sonra, Fatiha okumak bid'atdir.) Miisa-
feha da boyledir. imam-i Nevevi (Ezkar) kitabmda diyor ki, (Kar-
silasmca mtisafeha etmek miistehabdir. Fekat, bunu sabah ve ikin-
di nemazlanndan sonra, adet etmemelidir. Ba'zan yapmak siinnet-
dir. m )
Dostun firaki, ax stirse de ax degildir,
Goxde bir kilm bulunmasi, cok agir gelir!
BiRINCi CILD, 202. ci MEKTUB
Bu kisa omrii cok kiymetli seylerde kullammz! Geceleri iba-
det yapmagi ve seher vaktlerinde aglamagi elden kacirmayimz!
Karanhk geceleri, Kur'an-i kerim okumakla, diia ve istigfar ve
Onun ismini soylemekle nurlandinniz! Ticaretde sidk ve emanet
iizere olunuz! Hadis-i serif de, (Allahii teala, sadik [dogru] olan
[1] Imam-i Nevevi 676 [m. 1277] de vefat etdi.
-562-
tiiccan sever) buyuruldu. Fasid ve faizli satrslardan sakinimz! Bu
zemanda bunlardan sakinan acaba var midir? Bunlan islamiyyete
bagli olan [Ehl-i sunnet] alimlerinden sorup ogreniniz!
BiRINCi CILD, 230. cu MEKTUB
(Tesavvuf)? seyr ve siiluk demekdir. Seyr ve siilukdan ve riyazet
cekmekden ve miicahede yapmakdan maksad, mahluklara olan
meyli, muhabbeti yok etmekdir ve kulluk yapmagi ogrenmekdir ve
insamn, aciz ve muhtac oldugunu anlamasidir. Ademden geldigini
ve ademe gidecegini idrak etmesidir. Yoksa, insamn kullukdan kur-
tulmasi, ma'bud olmasi ve ma'budiin kemalatma ortak olmasi degil-
dir. Muhammed Behaiiddm Buhari hazretleri 1 ' 1 , (Abid, ma'bud ile
istirak edemez) buyurdu. ibni Sinamn' 21 bozuk diisiinceleri, Ehl-i
sunnet i'tikadma uygun degildir ve kiifriine ve dalaletine sebeb ol-
makdadir. imam-i Rabbani 245 ve 266. ci mektublannda, (imam-i
Gazali 131 "rahmetullahi aleyh" Hukemamn bozuk dusiincelerini yaz-
dikdan sonra, Farabi 1 " 1 ve Ibni Sinamn ve benzerlerinin kafir olduk-
lanm bildirdi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem", bir Ve-
liye, rilyada, ibni Siha icin, (Allahii tealamn cok ilm vererek, dalale-
te siiriikledigi kimsedir) buyurdu. Salik, kalbine gelen halleri yanlis
anlasa da, bir Veliyi taklid etmesi lazimdir. (Tevhid-i viicud) bilgisi,
akla ve nakle uygun goriiniiyor diyorsunuz. Nakl dediginiz haberler,
acik bildirilmis degildirler. Boyle haberlere (Miitesabihat) denir.
Boyle haberler (Te'vfl) olunur. Ya'ni, meshur olmiyan ma'nalan ve-
rilir. Aklm kabul etdigi seyler ise, inandirmak icin soylenir. Sahasi
cok genisdir. Celaluddm-i Devani 151 , boyle bilgilere akl ermez dedi.
Mevlana Cami "kuddise sirruh"' 61 , (Akl ermez demek, kesf ve miisa-
hede ile kalbde hasil olup, akhn anhyamiyacagi seylerdir. Aklm an-
ladigi seyleri, his kuvvetlerinin anhyamamasi da boyledir) dedi.
[Mesela akl, giinesin yer kiiresinden biiyiik oldugunu anhyor. Goz
ise, giinesi pencerenin icinde gordiigii icin, bunu anhyamryor.]
Felsefeciler, (Mevcud olan sey yok olmaz. Yok olan sey de var
olmaz) dediler. [Fransiz kimyager Lavoisier de m boyle soyledi.
[1] Behauddin Buhari 791 [m. 1389] da Buharada vefat etdi.
[2] Ebu AH Hilseyn ibni Sina 428 [m. 1037] de Hemedanda vefat etdi.
[3] imam-i Muhammed Gazali 505 [m. 1111] de Tus [Meshed] de vefat etdi.
[4] Muhammed Farabi 339 [m. 950] de Samda vefat etdi.
[5] Muhammed Devani 908 [m. 1502] de §rrazda vefat etdi.
[6] Abdurrahman Ahmed Nureddin Cami 898 [m. 1492] de Hiratda vefat etdi.
[7] Lavoisier 1209 [m. 1789] ihtilalinde oldiiruldu.
-563-
Bu sozleri dogru degildir. Zan ile soylemislerdir. Bu soz, Allahii te-
alamn sonsuz kudretini inkar etmekdir. Lavazye, bu sozii umumi
olarak soylemeseydi, kimya hadiselerinde var ve yok olmaz desey-
di, sozii dogru olurdu. islam dusmani, fen yobazlannm, tekrar di-
rilmegi inkar ederken Lavoisiernin bu yanhs soziinii ileri siirmele-
ri, ilme, fenne biiyiik iftiradir.] Allahii teala, diinyayi ve ahireti,
ya'ni herseyi yokdan var etdi. Hepsini tekrar yok edecek ve Kiya-
met giinii, yine var edecegini, Peygamberleri vasitasi ile haber ver-
di. Yaratmasi ve yok etmesi, Onun sonsuz kudretine gore, sasila-
cak birsey degildir. Felesoflarm yukandaki sozleri, alemin yok edi-
lecegini inkar etmekdir. Boyle soylemek kiifrdiir. Bu sozlerine ina-
nan, Allahii tealamn verdigi habere inanmamis olur, kafir olur.
Biitiin dinler, alemin yokdan var edildigini ve tekrar yok edilece-
gini sozbirligi ile bildirmekdedir. Felesoflarm bu sozleri, mahlukla-
nn varhkda durmalan icin, Allahii tealaya muhtac olmamalanm
da icab etdirmekde ve Allahii tealamn varhklan yok etmege kadir
olmayacagim gostermekdedir. Cismlerin ve sifatlarmm var olduk-
lanni ve yok olduklarim goriiyoruz. [Mesela deniz sulan, buhar ha-
line, bulut, ya'nf zerreler haline ve kar, buz haline donmekdedir.
Suyun bir hali yok olup, diger hali var olmakdadir. Cismlerin hal-
lerini yok iken var eden ve var iken yok eden Allahii teala, cismle-
rin kendilerini de, yok iken var etmege ve var iken yok etmege ka-
dirdir. Bugiin biitiin dinler, oldiikden sonra, tekrar dirilmege, Cen-
nete, Cehennem azabma inamyorlar. 1989 da Amerikamn en bii-
yiik (Misuri) harb gemisi istanbula geldi. icinde iki biiyiik kilise
var. (Kitab-i mukaddes) dedikleri incili ingilizce basdirmislar. Ma-
roken cildlemisler. Her ziyaretciye hediyye ediyorlar. Bizdeki ile-
riciler, Avrupaya, Amerikaya asik olduklarim soyliiyorlar. Onlar
gibi, morfinli, ickili kadmlarla, kizlarla otel odalarmda, parklarda,
her nev' zevklerini ve pilaj eglencelerini yapiyorlar. Bunlara ileri-
cilik diyorlar. Mtislimanlara, Cennete, Cehenneme inandiklan ve
Allahm emrlerine uyduklan icin gerici diyorlar. Biitiin diinyadaki
inananlara gerici demediklerine gore, nefsani, hayvani zevklere ve
islam diismanhgma ilericilik dedikleri anlasihyor.]
IKINCi CILD, 11. ci MEKTUB
Allahii teala, insanlan basi bos birakmadi. Her istediklerini
yapmaga izn vermedi. Nefslerinin arzulanna ve tabfi, hayvani
zevklerine, taskm ve saskin olarak tabi' olmalanm, boylece felaket-
lere siiriiklenmelerini dilemedi. Rahat ve huzur icinde yasamalan
ve sonsuz se'adete kavusmalan icin arzulanm ve zevklerini kullan-
ma yollanm gosterdi ve diinya ve ahiret se'adetine sebeb olan fa-
-564-
ideli seyleri yapmalarim emr etdi. Zararli seyleri yapmalanni yasak
etdi. Bu emrlere ve yasaklara (Ahkam-i islamiyye) denildi. Diinyada
rahat yasamak, se'adete kavusmak istiyen, islamiyyete uymaga mec-
burdur. Nefsinin ve tabi'atinin, islamiyyete uymayan arzulanm terk
etmesi lazimdir. islamiyyete uymazsa, sahibinin, yaratammn gadabi-
na, azabina dticar olur. islamiyyete uyan kul, miisliman olsa da, kafir
olsa da, diinyada mes'ud, rahat olur. Sahibi ona yardim eder. Diinya
zira'at yeridir. Tarlayi ekmeyip, tohumlan yiyerek zevk ve safa siiren,
mahsul almakdan mahrum kalacagi gibi, diinya hayatim, gecici zevk-
leri, nefsin arzulanm taskm ve saskin olarak yapmakla geciren de,
ebedi ni'metlerden, sonsuz zevklerden mahrum olur. Bu hal, akh ba-
sinda olanin kabul edecegi birsey degildir. Sonsuz lezzetleri kacirma-
ga sebeb olan, gecici lezzetleri zararli seklde yapmagi tercih etmez.
[Allahii teala, diinya zevklerinden, gecici lezzetlerinden, nefse tath
gelen seylerden hicbirini, men' etmedi, yasak etmedi. Bunlan, isla-
miyyete uygun, zararsiz olarak kullanmaga izn verdi.] islamiyyete
tam uymak icin, evvela (Ehl-i siinnet) alimlerinin, Eshab-i kiramdan
ogrenip ve Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden anlayip bildirdik-
leri (Akaid)e uygun iman etmek, sonra haram, yasak edilmis olanla-
n ogrenip bunlardan sakinmak ve yapmasi emr olunan farzlan ogre-
nip yapmak lazimdir. Bunlan yapmaga (ibadet) etmek denir. Ha-
ramlardan sakinmaga (Takva) denir.
Niyyet ederek ahkam-i islamiyyeye uymaga (ibadet etmek) de-
nir. Allahii tealamn emrlerine ve yasaklarma (Ahkam-i islamiyye)
ve (Ahkam-i ilahiyye) denir. Emr edilenlere (Farz), yasak edilen-
lere (Haram) denir. ibadetlerin en kiymetlisi ve islam dminin te-
meli hergiin bes vakt (Nemaz) kilmakdir. [Nemaz kilmak, ayakda
kibleye karsi Fatiha okumak ve kibleye karsi egilmek ve kibleye
karsi basim yere koymak demekdir. Bunlan kibleye karsi yapmaz-
sa, nemaz kilmak olmaz.] Nemaz kilan, miislimandir. Nemaz kil-
mayan, ya miislimandir, ya kafirdir. Nemaz kilmakla hasil olan
kurb-i ilahi [ya'm, Allahii tealamn sevmesi], baska ibadetleri yap-
makla nadir nasib olur. Hergiin, bes vakt nemazi, cem'iyyet ile
[ya'm diinya islerini diisiinmeden] ve cema'at ile ve ta'dil-i erkan
ile ve abdesti dikkatli alarak ve miistehab olan vaktlerinde kilmah-
dir. Nemaz kilarken, Allahii teala ile kul arasindaki perdeler kal-
kar. Bes vakt nemaz kilan, hergiin bes kerre yikamp temizlenen
kimse gibi, giinahlardan temizlenir. Hergiin bes vakt nemazi dogru
olarak kilana ytiz sehid sevabi verilir.
Ticaret esyasinm ve kirda othyan hayvanlann [ve tarladan,
agaclardan elde edilen mahsuliin ve kagid liralann ve alacakla-
nn] zekatlanm emr olunan yerlere seve seve vermelidir. Zekati
verilen mal azalmaz. Zekati verilmiyen mal, Cehennemde ates
-565-
olur. Allahii teala, cok merhamet ederek, ihtiyacdan fazla olan
mal, nisab mikdan olursa, bir sene sonra zekatim vermegi emr et-
di. Cam ve mall veren Odur. Malm hepsini ve cam vermegi emr et-
seydi, Onun asiklan hemen verirdi.
Ramezan-i serif aymda, Allahii teala emr etdigi icin, seve seve
oruc tutmahdir. Bu acligi ve susuzlugu se'adet bilmelidir.
Islamin binasi besdir: Birincisi, (Eshedii en-la-ilahe-illallah ve e$-
hedii enne Muhamnieden abdiihii ve Resuliihii) demek ve bunun
ma'nasim bilmek ve inanmakdir. Buna (Kelime-i sehadet) denir.
Dordii de, nemaz, zekat, oruc ve hacdir. Bu bes esasdan biri bozuk
olursa, islamiyyet de bozuk olur. i'tikadi diizeltdikden ve islamiyyete
uydukdan sonra, S6fiyye-i aliyyenin yolunda ilerlemek lazimdir. Al-
lahii tealamn ma'rifeti, bu yolda hasil olur ve nefsin arzularmdan kur-
tulmak nasib olur. Sahibini tammayan kimse, nasil yasiyabilir, nasil
rahat eder! Bu yolda ma'rifet sahibi olmak icin, (fena bil-ma'ruf) la-
zimdir. Ya'ni, Allahii tealadan baska herseyi unutmak lazimdir. Ken-
dini var bilen kimse, ma'rifete kavusamaz. (Fena) ve (Beka) vicdan-
da, kalbde hasil olan seylerdir. Anlatmakla anlasilmaz. Ma'rifet
ni'metine kavusmiyamn, bunu daima aramasi lazimdir. Tahkiri emr
olunan ve muvakkat olan seyin ta'miri ile ugrasmamahdir.
SiHR=BUYU: Cinlerin insanlarda yapdiklan hastahklara
(Sihr=Biiyii) denir. Miisliman olan cinlerin insanlarla bir alakasi
yokdur. Bunlar, yalniz ibadet ederler. Ehl-i siinnet alimleri bunla-
n tamr. Arkadas olurlar. Salih insanlar gibi goriiniir. Sohbet eder-
ler. Bunlardan insanlara zarar gelmez. Kafir olan cinler, insandan
ayrilmazlar. Cinler her seklde goriimirler. Bocek sekline, mikrob
sekline de girerler. insamn damarlarmda dolasirlar. Yalniz
mii'minlerin kalbine giremezler. Kafir cinler, iyi insan sekline de
girer. Her iyiligi yapar. insanlara faideli olurlar. Kafir ve fasiklarla
arkadashk yapmca, hie ayrilmazlar. Kafir insanlar gibi, her iyiligi
yapinca, arkasmdan kiifre, fiska sebeb olurlar. insamn gosterecegi
kimselerde hastahk, sihr yaparlar. Bu hastahkdan kurtulmak icin,
bu cinni oldiirmek veya kovmak lazimdir. Cinnin zaranndan kur-
tulmak icin en te'sirli iki silah (Kelime-i temcid) ve istigfar dtiasi-
dir. Kelime-i temcid, (La havle ve la kuvvete ilia billahil aliyyil
azim)dir. Bunu okuyandan, cinlerin kacdigim, biiyiiniin bozuldu-
gunu, imam-i Rabbani 174. cii mektubunda ve istigfar diiasinm her
derde deva oldugu hadis-i seriflerde bildirilmekdedir. 122. ci sahi-
feye bakimz!
5.ci CILD, 113.cu MEKTUB
[Bu mektubda zikrin nasil yapilacagi yazihdir. Bu mektub (Ki-
yamet ve Ahiret)in, 165. ci sahifede de yazihdir.]
-566-
TENBIH: ilk mekteb yasmdaki cocuklar, bagcede, umumiyer-
lerde oynarlar. Hoslarma giden ve arkadaslanndan gordiikleri sey-
lerle vakt gecirirler. Analari, babalan zararli seylerle oynamalan-
na mani' olur. Soz dinlemezlerse, doverek zararli oyunlara mani'
olurlar. Ananm, babanm terbiyesi ile yetisen cocuklar, biiyiiyiince
kendilerine ve cem'iyyete faideli olurlar. Bunun gibi, insanlar,
nefslerinin ve kotii kimselerin isteklerine uyarak zararli isler yapi-
yor. Allahti teala cok merhametli oldugu icin, faideli ve zararli sey-
leri bildirmis, faideli olanlan yapmagi, zararli olanlardan sakmma-
gi emr etmisdir. Bu emr ve yasaklara (Din) denir. Muhammed
aleyhisselamm bildirdigi dine (islamiyyet) denir. islamiyyete uyan-
lar, hep faideli isler yaparlar. Kimseye zararlari dokunmaz. Bunla-
n Allahti teala da, kullar da sever. Diinyada ve ahiretde se'adetle-
re kavusurlar. Goruliiyor ki, islamiyyet, insanlan se'adete kavus-
duran sebebdir. Bu sebebe yapismak, insanlara kiilfet ve eziyyet
degil, se'adete kavusmalan icin vesiledir. Allahii teala, herseyi bir
sebeb ile yaratmakdadir. Analar, babalar, bu adet-i ilahiyyeye uya-
rak, evladlarmin, iyi adam olmalan icin, terbiye etmek sebebine
sanldiklan gibi, Allahii teala da, kullannm diinyada rahat yasama-
lari, ahiretde de sonsuz se'adete kavusmalan icin, islamiyyet
ni'metini sebeb olarak yaratmisdir. Herkes, bu sebebe yapissa,
kimse, derd, keder cekmez. Uziintii, sikinti kelimeleri unutulur,
her yer giilliik, giilistanlik olur.
Kitabi yazmaga (Besmele) okumakla baslamisdik. Son soz ola-
rak da, Rabbimize hamd edelim: VELHAMDU LILLAHI RAB-
BIL ALEMIN.
Adem oglu a$ goztinu, yeryuzune kit, bir nazar,
gor bu latif cicckleri, hangi kuvvet yapar, bozar.
Herbir p/pei bir naz He, oger Hakki, niyaz eder,
kurdlar, kuslar, durmaz soyler, oi Hahka avaz eder.
Oger onun kadiriigin, herbir i$e hazirbgm,
Hie onun kahiriigin, anlaymca, rengi doner.
Rengi doner giinden giine, topraga dokuluryine,
bu ibretdir anlayana, hakikati, arifsezer.
Ger bu sirri duya idin, ya bu gammi yiye idin,
yerinde eriye idin, insan degil misin, meger.
Biiir, geien gider imis, konan geri gocer imis,
mevt scrbctin icer imis, her kim, bu ma'nadan gecer.
-567-
Kible saatini bulmak
Sehrin ufk-i hakikfsi
(1) Simal-cenub istikameti. (2) Sark-garb istikameti.
AZ= nisfiinnehar
sin(t' - 1)
K Kible zaviyesi: tan K :
: Istanbul icin 29 derecedir.
sin (a - a')
a, a' : Sehrin ve Mekkenin arz dereceleri
t, t' : Sehrin ve Mekkenin tul dereceleri
8 : Giinesin meyl derecesi. S, sehrin sakuliiniin sema kiiresini
kesdigi nokta ve Z, zeval noktasi.
Dik kiirevi miiselleslerde Napier diisturu:
ABS'de: cos (90-a)= cot i x cot K'd ir. Daima tan A x cot A = 1
oldugu icin: sin a = 1 / tan i x 1 / tan K tan i = 1 -h (sin a x tan K)
olur...(l) ' '
ABC'de cos ( i + H) = tan 8 x cot d
dir.
(2)
ABS'de : cos i= tan a x cot d olacagmdan (2) diisturu:
cos (i + H) = tan 8 x cos i / tan a ... (3) olur.
(l).ci diisturdan i zaviyesi ve (3)den (i+H) ve buradan Kible
vaktinin H Fadl-i dairinin, ya'ni CZ kavsinin derecesi bulunur ki,
zemana cevrilip, hakiki zeval vaktinden farki, ta'dil-i zeman ve tul
farkmi hesaba katarak, musterek saate gore (Kible saati) olur.
Mesela, 2 Subatda <5= -17 derece oldugundan hesab makinesi ile,
Istanbul icin, i=70,5 derece ve H 1 saat 45 dakika bulunur. 380. ci
sahifeye bakiniz!
-568-
Temkin Cedveli
Sifir dereceden altmis derece arzina kadar ve yirmibes metre fark ile, besyiiz
metre irtifa'a kadar hesab olunmus temkin cedveli.
Birinci satirdaki rakamlar arz derecelerini gostermekdedir.
(m)
25
50
75
100
125
150
175
200
225
250
275
300
325
350
375
400
425
450
475
500
3
6
9
12
15
IS
21
24
27
30
33
36
39
42
45
4S
51
54
57 60
1 7
1 7
|g
1 7
1 7
■
1 7
1 7
I7
1 7
1 7
I7
1 7
1 7
IS
1 7
1 7
■
1 7
a a 3 a
349
349
351
3 53
3 55
3 5S
4 02
4 00
412
4 20
4 24
4 42
4 57
513
5 33
5 57
2S
7114
S 00
9 25 1144
438
4 IS
439
441
445
4 40
4*4
5 0]
*IIS
*14
511
*41
5 50
(.211
42
713
7*2
S4II
0*4
1120 1420
458
4 5S
5 00
5112
5 06
510
516
5 23
5 31
5 42
5 54
oos
27
648
714
7 40
S2S
4 14
1038
1219 15 27
516
516
sn
5'l
*'4
5'0
*3f,
5 43
S57
03
(, 1'
0'7
(,50
7 111
7 3S
SI'
S*o
4 54
11 11
13 05 16 26
527
*27
529
5 111
535
5 40
S47
5 55
(Ml*
1*
27
44
7114
7 2S
7 50
B33
10
III l(,
11 w
13 39 1706
538
539
*40
5 4'
546
5 53
o on
07
(,17
0'7
(,41
658
7 10
7 44
S14
S*l
938
III 14
po*
14 08 1742
549
Sffl
ss?
S«
S58
(,03
oil
10
(,'4
40
1,54
71'
7 14
7*4
SlO
4 US
0*7
1 1 llll
1"S
14 35 1817
558
5 54
601
fi 113
6 (is
614
21
20
6 411
52
7111,
7 24
7 47
SI3
S45
4 24
10 14
II IS
1251
15 00 18 49
6 0S
6 "')
610
613
(.17
(.23
31
30
(oil
7 03
7 IS
7 30
7 50
S2(,
S50
4 34
10 30
1130
1311
15 23 19 21
617
617
618
622
626
632
411
4S
7IIII
713
7 2S
7 40
SlO
SIS
12
4*1
10 4*
11*1
1331
15 45 19 51
625
625
626
6 Ml
6 35
(.41
44
57
7 114
722
7 3S
7 57
S21
S40
24
111 IK,
10 54
12 114
13 44
16 06 20 20
631
633
634
US
(.41
647
0*7
7 00
7 IS
7 32
7 4S
806
831
4 011
1*
III IS
11 13
12 25
14 01,
16 26 20 48
640
641
642
646
651
657
7 05
714
7 2(,
7 40
7 57
SlO
S41
4 12
40
111 311
1120
12 411
14 23
16 46 2115
647
648
44
653
658
7115
712
7 22
7 34
7 44
S05
S25
S52
4 21
57
11)41
1134
12 54
14 38
17 05 2141
654
(i?5
6 56
7 011
7 05
7 13
7 20
7 30
7 42
7 57
SI3
S32
4 01
31
10 07
III 52
1151
13 117
1453
17 25 22 05
7 01
702
7 04
7117
712
7 10
7 27
7 37
7 44
805
S22
S42
4I0
4 411
10 17
11 113
12 03
13 211
1508
17 44 22 31
708
709
711
714
710
7 25
7 34
7 45
7 57
S12
S3II
S51
4 IS
4 44
10 27
1114
121*
13 32
15 23
18 03 22 55
714
715
717
7 211
7 25
7 32
741
7 51
SIM
S20
S37
S 58
4 20
4*S
10 34
1124
12 20
13 44
15 38
18 22 2317
720
7 21
7 23
7 2d
7 32
738
7 47
758
SIl
S20
S44
00
4 34
111 117
10 42
1134
12 37
13 5(,
15 53
18 40 23 38
726
7 27
7 24
7 32
7 3S
7 44
7 54
S04
SIS
S34
S52
13
4 42
11115
10 50
1144
12 4S
14 IIS
10 OS
18 58 23 59
7 32
733
7 35
73S
7 44
751
NOII
SIl
S25
S41
S54
21
4 50
111 23
LOSS
1153
12 5S
14 211
101s
1915 2420
irtifa': Bir mahallin en yiiksek yerinin en asagi yerinden i'tibaren yiiksekligidir. Is-
tanbulun en yiiksek tepesi olan Camlicamn irtifa'i 267 metredir. Bu irtifa'
icin inhitat-i iifuk zaviyesi 29,4 dakika, irtifa' zaviyesi 1 derece 29 dakika
ve giinesin hakiki gurubdan sonra, bu irtifa'i inmek zemam olan temkin 7
dakika 52,3 saniye olur ki, 2 dakika ihtiyat ilave ederek, senelik vasatisi 10
dakikadir.
569
TA'DIL-I ZEMAN VE MEYL-I SEMS CEDVELI
GUNES 1986
O h UNIVERSAL (GREENWICH) ZEMANI
Ta'dil-i
Meyl-i
Ta'dil-i
Meyl-i
z email
sems Tarih zeman
sems
dak. s
dak. s
0-02 48
-23 07 S
ubat 15-14 12
-12 51
1 03 16
23 03
16 14 09
12 31
2 03 44
22 58
17 14 06
1210
3 0412
22 52
18 14 01
1149
4 04 40
22 47
19 13 56
1128
5-05 07
-22 40
20-13 51
-1106
6 05 34
22 33
21 13 44
10 45
7 06 01
22 26
22 13 37
10 23
8 06 27
2219
23 13 29
10 01
9 06 52
2211
24 13 21
09 39
10-07 17
-22 02
25-13 12
-09 17
11 07 41
2153
26 13 02
08 55
12 08 05
2144
27 12 52
08 32
13 08 28
2134
28 12 42
0810
14 08 51
2124 Mart 1 12 31
07 47
15-09 13
-2113
2-12 19
-07 24
16 09 34
2102
3 12 07
07 01
17 09 55
20 51
4 1154
06 38
18 10 15
20 39
5 1141
0615
19 10 34
20 27
6 1128
05 52
20-10 52
-2014
7-11 14
-05 29
21 11 10
20 01
8-10 59
05 05
22 1126
19 48
9 10 45
04 42
23 1142
19 34
10 10 30
0418
24 11 58
19 20
11 1014
03 55
25-12 12
-19 05
12-09 59
-03 31
26 12 26
18 51
13 09 43
03 08
27 12 39
18 35
14 09 26
02 44
28 12 51
18 20
15 0910
02 20
29 13 02
18 04
16 08 53
0157
30-13 13
-17 48
17-08 36
-0133
31 13 22
17 32
18 08 19
01 09
1 13 31
1715
19 08 01
00 46
2 13 39
16 58
20 07 44
-00 22
3 13 46
16 40
21 07 26
+00 02
4 13 53
-16 23
22-07 08
+00 26
5 13 59
16 05
23 06 50
00 49
6 14 04
15 46
24 06 32
01 13
7 14 08
15 28
25 06 13
0137
8 14 11
15 09
26 05 55
02 00
9-14 13
-14 50
27-05 37
+02 24
10 14 15
14 31
28 05 19
02 47
11 14 16
1411
29 05 00
03 11
12 14 16
13 52
30 04 42
03 34
13 14 16
13 32
31 04 24
03 57
14 14 14
-13 12 Nisan 1-04 16
+04 20
15 14 12
-12 51
2-<B 48
+04 44
Minis
Ta'dil-i
Meyl-i
Ta'dfl-i
Meyl-i
zeman
sems
Tarih zeman
sems
dak. s
dak. s
1-04 06
+04 20
17+03 40
+19 13
2 03 48
04 44
18 03 38
19 26
3 03 30
05 07
19 03 36
19 40
4 0313
05 30
20 03 33
19 52
5 02 55
05 53
21 03 30
20 05
6-02 38
+0615
22+03 26
+2017
7 02 21
06 38
23 03 22
20 29
8 02 04
07 01
24 03 17
20 40
9 0147
07 23
25 03 12
20 51
10 01 31
07 45
26 03 06
2102
11-01 15
+08 08
27+03 00
+21 13
12 00 59
08 30
28 02 53
2123
13 00 44
08 52
29 02 46
2132
14 00 28
0913
30 02 38
2142
15-00 13
09 35
31 02 30
2151
16+00 01
+09 56
Haziran 1+02 21
+2159
17 00 15
1018
2 02 12
22 07
18 00 29
10 39
3 02 02
22 15
19 00 43
1100
4 01 52
22 22
20 00 56
11 21
5 0142
22 29
21+01 09
+1141
22 01 21
12 01
6+01 31
+22 36
23 01 33
12 22
7 0120
22 42
24 01 44
12 42
8 0109
22 48
25 01 55
13 01
9 00 58
22 53
10 00 46
22 58
26+02 06
+13 21
27 02 16
13 40
11+00 34
12 00 22
+23 02
23 07
28 02 25
13 59
13100 09
23 11
29 02 34
14 IN
14-00 03
23 :i
30 02 43
14 37
15 00 16
23 17
1+02 51
+14 55
16-00 29
+23 20
2 02 58
15 13
17 00 42
23 22
3 03 05
15 31
18 00 54
23 24
4 0311
15 49
19 01 07
23 25
5 03 17
16 06
20 01 20
23 26
6+03 22
+16 24
21-01 33
+23 26
7 03 26
16 40
22 01 46
23 27
8 03 30
16 57
23 01 59
23 26
9 03 34
1713
24 02 12
23 25
10 03 36
17 29
25 02 25
23 24
11+03 39
+17 45
26-02 38
+23 23
12 03 40
18 00
27 02 50
23 21
13 03 41
1815
28 03 03
23 18
14 03 42
18 30
29 03 15
2316
15 03 42
18 45
30 03 27
23 12
16+03 41
+18 59
Temmiiz 1-03 39
+23 09
17+03 40
+1913
2-03 50
+23 05
NOT: Bu degerler 1986 + 4N (N = 0,1,2,3...) yillan icindir. 1987 + 4N icin 6 saat on-
ceki, 1988 + 4N icin Marta kadar 12 saat onceki Martdan i'tibaren 12 saat
sonraki 1989 + 4N icin 6 saat sonraki degerler kullamhr. Mesela Ocak 1989
(31 Arahk 1988) icin:
Meyl= - 23°07' - (-23°07-(-23°03)) x 6/24=-23°06' olur.
Rub'-i daire, ya'ni Usturlab aletini yaparak, giinesin irtifa'im ilk olcen musli-
man, Ibrahim Fezari Bagdadidir. (Zeyc-i Fezari) ve (Amel-i bil-iisturlab) ve
(Kitab-iil-mikyas-iz zeval) ve diger kitablan cok kiymetlidir. 188 [m. 803] de
vefat etmisdir. 426 da vefat eden Usbu' Girnatinin (Kitab-iil-iistiirlab) l ve 801
[1398] de Misrda vefat eden Alt bin Ahmed Bagdadinin (Hidayet-iil miibtedf
fi ma'rifet-il-evkat bi-Rub-iddaire) kitabi cok kiymetlidir.
570
TA'DIL-I ZEMAN VE MEYL-I SEMS CEDVELI
GUNES 1986
O h UNIVERSAL (UT)
Ta'dil-i
Meyl-i
Ta'dil-i
Meyl-i
Ta'dil-i
Meyl-i
Ta'dil-i
Meyl-i
Tarih zeman
sems
Tarih zeman
sems Tarih zeman
sems Tarih
zeman
sems
dak. s
O 5
dak. s
o *
dak. s
o *
dak. s
O 1
Tciiium/ 1-03 39
+23 09
16-04 24
+13 54 Ekim 1+10 06
-02 59 Kasim
16+15 21
-18 36
2 03 50
23 05
17 04 12
13 35
2 10 25
03 22
17 15 10
18 51
3 04 02
23 (K)
18 03 59
1316
3 10 44
03 46
18 14 58
19 06
4 04 13
22 55
19 03 46
12 57
4 1103
04 09
19 14 46
19 20
5 04 24
22 50
20 03 32
12 37
5 1121
04 32
20 14 32
19 34
6 04 34
+22 45
21-03 17
+1217
6+11 39
-04 55
21+14 18
-19 48
7 04 45
22 39
22 03 03
1157
7 1157
05 18
22 14 03
20 01
8 04 54
22 32
23 02 47
1137
8 1214
05 41
23 13 48
20 14
9 05 04
22 25
24 02 32
1117
9 12 31
06 04
24 13 31
20 27
10 05 13
2218
25 02 16
10 56
10 12 47
06 27
25 1314
20 39
11-05 21
+22 11
26-0159
+10 36
11+13 03
-06 50
26+12 55
-20 51
12 05 29
22 03
27 01 42
10 15
12 13 19
07 12
27 12 37
2102
13 05 37
2154
28 01 25
09 54
13 13 34
07 35
28 12 17
2113
14 05 44
2146
29 01 07
09 33
14 13 48
07 57
29 11 57
2123
15 05 51
2137
30 00 49
0911
15 14 02
08 20
30 11 35
2134
16-05 57
+2127
Eyliil 31-00 31
+08 50
16+14 16
-08 42 Aralrk
1+11 14
-2143
17 06 03
2117
1-00 13
OS 28
17 14 29
09 04
2 10 51
2153
18 06 08
2107
2+00 06
OS 06
18 14 41
09 26
3 10 28
22 02
19 06 12
20 57
3 00 25
07 45
19 14 53
09 48
4 10 04
22 10
20 06 16
20 46
4 00 45
07 23
20 15 04
10 09
5 09 40
2218
21-06 20
+20 34
5+01 05
+07 00
21+15 15
-10 31
6+09 15
-22 26
22 06 23
20 23
6 01 24
06 38
22 15 24
10 52
7 08 50
22 33
23 06 25
20 11
7 0145
0616
23 15 33
1113
8 08 24
22 40
24 06 27
19 59
8 02 05
05 53
24 15 42
11 34
9 07 58
22 46
25 06 28
19 46
9 02 26
05 31
25 15 50
1155
10 07 31
22 52
26-06 28
+19 33
10+02 46
+05 08
26+15 57
-1216
11+07 04
-22 57
27 06 28
19 20
11 03 07
04 45
27 16 03
12 36
12 06 36
23 02
28 06 28
19 06
12 03 28
04 23
28 16 08
12 57
13 06 09
23 07
29 06 26
18 53
13 03 49
04 00
29 1613
1317
14 05 40
2311
30 06 25
18 38
14 04 11
03 37
30 16 17
13 37
15 05 12
2315
31-06 22
+18 24
15+04 32
+0314
31+16 20
-13 56
16+04 43
-2318
Agustos 1 06 19
18 09
16 04 53
02 51 Kasim 1 16 23
1416
17 04 14
23 20
2 06 16
17 54
17 05 15
02 27
2 16 24
14 35
18 03 45
23 22
3 0612
17 39
18 05 36
02 04
3 16 25
14 54
19 03 15
23 24
4 06 07
17 23
19 05 58
0141
4 16 25
5+16 24
1513
-15 31
20 02 46
23 25
5-06 02
+17 07
20+06 19
+0118
21+02 16
-23 26
6 05 56
16 51
21 06 41
00 54
6 16 22
15 50
22 01 46
23 27
7 05 49
16 34
22 07 02
00 31
7 16 20
16 08
23 01 16
23 26
8 05 42
1617
23 07 23
+00 08
8 1617
16 25
24 00 47
23 26
9 05 34
16 00
24 07 44
-0016
9 1613
16 43
25+00 17
23 25
10-05 26
+15 43
25+08 05
-00 39
10+16 08
-17 00
26-00 13
-23 23
11 05 17
15 25
26 08 26
01 02
11 16 02
17 17
27 00 43
23 21
12 05 08
15 08
27 08 46
0126
12 15 55
17 33
28 01 12
23 19
13 04 58
14 50
28 09 07
01 49
13 15 48
17 50
29 01 42
23 16
14 04 47
14 31
29 09 27
0212
14 15 40
18 06
30 02 11
2312
15-04 36
+14 13
30+09 47
-02 36
15+15 30
-18 21
31-02 40
-23 08
16-04 24
+13 54
Ekim 1+10 06
-02 59
16+15 21
-18 36
32-03 09
-23 04
ZevalVakti(UT=
h
■Greenwich zemani olarak) - 12
- dogu
. . tul derecesi kadar zeman - ta'dil zeman
Ta'dil-i zeman - Hakiki
zeman - VasaO" zeman
Yukandaki degerler Londrada o gun saat sifir, ya'nibir evvelki giin saat 24 (gece yansi) iken tesbit edilmisdir.
Ilgili tul derecesi ve zemana gore dogru oranti kabul edilerek tashfh edilip kullamhr. Mesela miisterek (standard) bir
vakt (V) icin meyl (8) 8 - (Sj + (^ - <Si) x (V - S / 15) / 24formulu ile hesab edilir. Burada, i5j ve ^ sirasiyla o gtinkii
ve ertesi giinkii meyl, S - Standard (memleket saatbasi) tul derecesidir. isaretleri ile kullamlirlar.
571
Her arz derecesi kin ikindi nemazi vaktinin irtifa'lan
Gaye
irtifa'i
Fey-i
Zeval
Gaye
irtifa'i
Fey-i
Zeval
Gaye
irtifa'i
Fey-i
Zeval
Gaye
irtifa'i
Fey-i
Zeval
Gaye
irtifa'i
Fey-i
Zeval
1
m.
1
m.
1
m.
1
m.
o ;
m.
015
229.182
10 30
5.395
25 30
2.097
40 30
1.171
61
0.554
30
114.589
11 00
5.145
26 00
2.050
4100
1.150
62
0.532
45
76.390
11 30
4.915
26 30
2.006
4130
1.130
63
0.510
1 00
57.290
12 00
4.705
27 00
1.963
42 00
1.111
64
0.488
1 15
45.829
12 30
4.511
27 30
1.921
42 30
1.091
65
0.466
1 30
38.188
13 00
4.331
28 00
1.881
43 00
1.072
66
0.445
1 45
32.730
13 30
4.165
28 30
1.842
43 30
1.054
67
0.424
2 00
28.636
14 00
4.011
29 00
1.804
44 00
1.036
68
0.404
215
25.452
14 30
3.867
29 30
1.767
44 30
1.018
69
0.384
2 30
22.904
15 00
3.732
30 00
1.732
45 00
1.000
70
0.364
2 45
20.819
15 30
3.606
30 30
1.698
45 30
0.983
71
0.344
3 00
19.081
16 00
3.487
31 00
1.664
46 00
0.966
72
0.325
315
17.611
16 30
3.376
31 30
1.632
46 30
0.949
73
0.306
3 30
16.350
17 00
3.271
32 00
1.600
47 00
0.933
74
0.287
3 45
15.257
17 30
3.172
32 30
1.570
47 30
0.916
75
0.268
4 00
14.301
18 00
3.078
33 00
1.540
48 00
0.900
76
0.249
415
13.457
18 30
2.989
33 30
1.511
48 30
0.885
77
0.230
4 30
12.706
19 00
2.904
34 00
1.483
49 00
0.869
78
0.213
4 45
12.035
19 30
2.824
34 30
1.455
49 30
0.854
79
0.194
5 00
11.430
20 00
2.747
35 00
1.428
50 00
0.839
80
0.179
5 30
10.385
20 30
2.675
35 30
1.402
51 00
0.810
81
0.158
6 00
9.514
21 00
2.605
36 00
1.376
52 00
0.781
82
0.141
6 30
8.777
21 30
2.539
36 30
1.351
53 00
0.754
83
0.123
7 00
8.144
22 00
2.475
37 00
1.327
54 00
0.727
84
0.105
7 30
7.596
22 30
2.414
37 30
1.303
55 00
0.700
85
0.087
8 00
7.115
23 00
2.356
38 00
1.280
56 00
0.675
86
0.070
8 30
6.691
23 30
2.300
38 30
1.257
57 00
0.649
87
0.052
9 00
6.394
24 00
2.246
39 00
1.235
58 00
0.625
88
0.035
9 30
5.976
24 30
2.194
39 30
1.213
59 00
0.601
89
0.017
10 00
5.671
25 00
2.145
40 00
1.192
60 00
0.577
90
0.000
Mesela, Istanbul'da 2 Subatda, Meyl-i sems -16 derece 48 dakika oldu-
gundan, gaye irtifa'i -16 derece 48 dakika + 49 derece = 32 derece 12 da-
kika, bir metre, dik cubugun en kisa golgesi 1.58 m. ve ikindi golgesi 2.58
m. ve ikindi irtifa'i 21 derece 20 dakika olur. Hesab makinesi ile fadl-i
dair 2 saat 41 dakika bulunur. Ikindi vakti, ezani 9 saat 42 dakika ve miis-
terek 3 saat 9 dakika olur. Ciinki, Ta'dil-i zeman -13 dakika 39 saniyedir.
Yukandaki cedveli kullanmadan da, privileg hesab aletinin 90-32.12
|q?»— >! = tan + 1 = arc tan MS 90 - MR = I— >°?»l isaretlerine parmak ile ba-
smca, gtinesin asr-i evveldeki irtifa'i 21 derece 8 dakika olur. Yahud rub-
l dairede, hayt, kavs-i irtifa' uzerinde gaye-i irtifa' rakamma getirilince,
haytm (zill-i mebsut) kavsinde rastladigi rakam, fey-i zeval golge uzun-
lugu olur.
■572-
FIHRIST
Abdest alma adabi 232, (367), 372,
374.
Abdest almanin faideleri 365.
Abdest dualan (235).
Abdesti bozan seyler (233), 241, 279,
(368), 378, 399, 525.
Abdestin farzlan (230), (366), 515, 520.
Abdestin mekruhlan (233), (368).
Abdestin sunnetleri (231), (366).
Abdestin mustehablan (232), (367).
Abdestin nafileleri (367), 374.
AbdulganT NablusT 147, 258, 516, 518,
527.
Abdulhakim Efendi 46, 108, 118, 120,
153, 169, 299, 409, 433, 441, 447,
499, 542, 554.
Abdulkadir-i GeylanT 129, 409, 530.
Abdullah-i DehlevT 68, 248, 308, 357,
448, 457.
Abdullah-i EnsarT 157.
Abdurrahman Sam! pasa 350, 351 .
Abdurresfd efendi 1 63.
Acele etmek 43, 97, 507.
Acele yalniz bes yerde caizdir 43, 507.
Acik gezmek haramdir 119, 185, 194,
208, 210, (315), 319, 331.
Acik konusmalidir 86.
Adalet 14,26, 79, 95, 147, 161, 165.
Adam 6ldurmek23, 60, 90, 121.
Adem(Yokluk)31,559.
Adem aleyhisselam 42, 49, 57, 69, 74,
100, 124, 138, 139, 172, 173, 181,
182, 195, 199, 204, 267, 343, 360,
434, 436, 438, 447, 479, 544.
Adetl 23, 319, 336, 528.
Adet delil-i ser'T olamaz 528, 532.
Adet zemani 222, 223, 226, 228, 501 ,
503.
Adet-i ilahiyye 46, 47, 56, 328, 441,
459, 467.
Adil olmak 278, 397, (426), 432, 549.
Afiyet 85, 89, 122.
Afv etmek 1 7, 54, 78, 79, 92, 1 1 4, 1 22,
151,442.
Agirhk birimleri 460, 535.
And 89, 91.
Ahireteiman 143, 154, 182, 564.
Ahiret hayatina butun dunya inaniyor
154, 564.
Ahiret kardesi 476, 543.
Ahkam-i islamiyye 30, 31, 95, 154,
170, 173, 186, 189, 205, 214, 290,
347,362,373,512,554,565.
Ahkam-i islamiyyeye uymali 10, 86, 95,
125, 154, 170, 214, 356, 414, 550,
551 , 552, 554, 565.
Ahkam-i islamiyyenin ehemmiyyeti 24,
190,197,290,355.
Ahkam-i islamiyyeye uyan herkes ka-
zanir86, 170, 173,467,512.
Ahlak degisir mi? 126, 127, 170, 533.
Ahlak ilmleri 8, 127, 128,135,146.
Ahlak kitablan 8, 129.
Ahlak-ihamTde166, (323).
Ahlak-i hasene 323, 439, 462. 466.
Ahlak-izemTme13, 528.
Ahmakhk9, 14, 31, 34, 44, 49, 57, 156.
Ahmed bin Hanbel 58, 83, 184, 318,
352, 456, 506.
Ahmed? firkasi 62.
Aile nzki kazanmak sevabi 450, 462.
Aise "radiyallahu anha" 74, 112, 191,
287, 289, 316, 325, 332, 334, 345,
401, 402, 410, 424, 426, 488, 498,
531.
Akaid bilgisi 36, 153, 173,373.
Akika kurbani 307.
Akil balig olmak 23, 108, 175, 221,
279, (362), 381.
Akl bilgileri 135, 438, 563.
Akl nedir. 9, 14, 44, 45, 47, 77, 106,
135, 140,467.
Akla uymak 29, 31 , 1 1 7, 1 70, 1 92, 438.
Akrabayi ziyaret 335, 476.
Aksinnca okunacak dua 445, 491 .
Alem hadisdir 561 .
Alem-i emr 105.
Alem-iervah 105,561.
Alem ve kismlan 105, 561.
Alem-i islam kitabi 163.
Alem-i misal 105, 144, 145,561.
AIT bin Emrullah 8, 138.
Alimin alameti 54, 56,491.
Alimler varislerdir 52, 103.
Alimleri ziyaret 460, 462, (491).
AIT-yul murteda 28, 43, 50, 58, 94, 96,
154, 160, 191, 257, 262, 287, 288,
316, 326, 332, 357, 433, 435, 436,
573
448,487,531.
Ahs-verisde noksan olcenler 454.
Alk'ollu ickiler haramdir 311, 372, 440,
463.
Allah korkusu 37, 40, 92, 94, 1 1 1 , 1 1 5,
438, 443, 508, 526.
Allah rahimdir 12, 23, 31, 44, 70, 72,
92,125,165,208.
Allah rizasi 13, 37, 38, 45, 57, 63, 78,
125, 439, (443), 475.
Allah sevgisi 188.
Allah zulm etmez 24, 25.
Allaha hamd etmek 7, 167, 444, 445.
Allahi gormek 144.
Allahu teala vardir 25, 34, 106, 124,
131, 142,167,171,360.
Allahu tealadan korkmiyanlann alameti
55, 444.
Allahu tealaya hurmet 495.
Allahu tealaya inanmak 154, 360, 438.
Allahu tealanm sifatlan 154, (177),
(178), 179, 180, 441.
Altin dis kaplatmak (51 1).
Altm He gumus zekati 534.
Altin kullanmak haramdir 510, 549.
Altm He gumus paralar 164, 296, 535.
Amelde mezheb 175, 184, 192, 204,
468.
Amelsiz ilm 53.
Amentunun ehemmiyyeti 143, 447,
„ 505 -
Amentuyu ogrenmelidir 176, 188, 205,
308.
Amirler, kumandanlar 164.
Ana-baba hakki 108, 185, 193, 311,
323, 353, 449, (470), 487, 488.
Ana-babaya ita'at 31 1 , 372, (470), 471 ,
472, 474, 527, 552.
Ana-babaya iyilik etmek 285, 309, 552.
And icmek 203.
Arab ne demekdir? 195, 495.
Arabada nemaz 261 .
Arab? ogrenmek ibadetdir 495.
A'raz129.
Arifler 174, 559.
Ariflerin alameti 444.
Ariyet vermek 538.
Arkadashk 15, 16, 99, 323, 476, (492),
497.
Artiklar 521.
Asr-i sanT [ikindi] vakti 388.
Astronomi ogrenmeli 25, 106, 306,
397,495.
Asure gunu 436.
At'eist 1 8, 49, 80, 131.
Atom 136.
Avam ve ictihad makami 437.
Avarif-ul-me'arif kitabi 129, 560.
Avret mahalli 194, 210, 312, (315), 316,
317, 318, 321, 347, 361, 426, 468,
478, 523.
Avret yerini acan ve bakan mel'imdur
194,318,321,500.
Avrupahlar, amerikalilar, islamiyyete
uygun cahsip, kazaniyor 131, 209.
Ayaga kalkmak 58.
Ayagi, kollari ve basi acik nemaz kil-
mak419.
Ayakda bevl yapmak 496.
Ayat-i hirz 456, 457.
Aybmi anlamak 15, 16, 28, 38, 450.
Ayet-el-kursT okumak 251, 352, 405,
500.
Ayet-el-kursTnin fazileti (405), 498, 500.
Ayise olmak 223, 501 .
Ayn ve deyn olan mal 295, 298, 535.
Azer 195.
Azkonusmak17, 24, 491.
Az yimek faidelidir 444, 485, 508.
Az yimeli 485, 508, 560.
AzTmetle amel etmek 91 , 316, 358.
Azm etmek 72.
BahTI olmak 312, 462, 509, 528.
Baliga olmak 175, 176, 222, 479, 501,
547.
Bankalar 454.
Basitcism 129, 136.
Basi acik gezmek ve yimek 38, 446.
Baska mezhebi taklid etmek caizdir
201,214,215,217,399.
Batmiyye firkasi 110.
Bayram gunleri 302, 303.
Bayramin fazileti 434, (460).
Bayram nemazlan 279, 434.
Bayram tekbirleri 242, 249, 279.
Bayram ve Cum'a hutbeleri 276, 277,
278.
Beddua etmek 79, (107), 203.
Bedeni yormamah 32.
Behailer 62.
BehTmi kuvvetler 134.
BeladetH 147,156.
■574-
Belalardan kurtulmak icin 239, 445,
448, 458, 499, 559.
Beratgecesi 80, 431.
Besmele okumak 202, 207, 208, 231,
241, 322, 330, 370, 374, 497, 498,
508.
Besmelesiz kesilen hayvan 463.
Bes vakti cema'at ile kilanlar 404.
Bey' ve sira 454, 462, 562.
BeydavT tefsiri 28.
Beytul-mal 55, 300, 548.
Biyik kirkmak 200, 201 .
Bid'at islemek 12, 29, 30, 35, 99, 117,
184, 201, 248, 257, 277, 282, 428,
444, 488.
Bid'at sahibleri (29), 35, 72, 80, 98,
109, 110, 113, 117, 154, 174, 175,
184, 194, 217, 247, 257, 278, 282,
358, 428, 459, 495, 513, 532, 533,
551.
Bilici kuvvet 134.
Bina yapmak 42.
Bira icmek haramdir 185, 372.
Birinci vazife ne olmahdir? 13, 24, 36,
128, 167,287,291,356,409.
Bismillah duasi 444.
Bitkiselruh 133.
Bono ile satis 542.
Bore odemek fared ir 43, 451 , 455, 536,
551.
Bos yere vakt gecirmek 458.
Bosamak 455, 479, 482.
Boy abdesti 368, 369.
B6luculer56, 62, 517, 546.
Buhara sehrinin alimleri 358.
Buhari kitabi 21 , 35, 91 , 200, 284, 289,
315,317,320,341,463.
Buhl 70.
Buhtan 113, 487, 509.
Buyu 80, 186,(566).
Buyuden korunmak icin 457, 499.
Buyume 133.
Cadi (buyucij) 80.
Ca'ferT mezhebi 358.
Cahiller 18, 51, 64, 86, 96, 107, 117,
127, 131, 143, 148, 153, 158, 183,
190, 217, 248, 258, 332, 363, 408,
437, 465, 474, 495, 511, 533, 543,
546.
Calinos 127.
Cami' adabi (403), 404, 420, 533.
Cami'e gitmek sevabi 403.
Cami'lere hizmet sevabi 421.
Can 129.
Canavar 119.
Canavar kuvvetler 1 34.
Cariye denilen kadmlar 480, 481.
CebTre uzerine mesh 377.
Cebrail 52, 54, 93, 139, 180, 181, 192,
267, 340, 438.
Cehalet (26).
Cehalet ozr degildir 321, 332, 408,
433, 462.
Cehennem 19, 24, 25, 51, 174, 193,
194, 197,198.
Cehennem azabi 12, 19, 24, 145, 156,
321 , 557.
CelaleddTn-i Devani 8, 563.
CelaleddTn RumT 465.
Cema'at ile nemaz 247, 251, 258, 282,
404,405,419,427,523.
Cema'at ile nemazin ehemmiyyeti
(258), 404, (407), 408, 415.
Cemsid acem sahi 196.
Cenaze hizmet'leri 43, 203, 288, 337,
338, 529.
Cenaze nemazi 203, 337, 338, 423.
Cenaze tasimak 423, 497.
Cennet 19, 24, 25, 46, 50, 174, 197,
198, (264), 319.
Cennet ni'metleri 25, 46, 143, 144,
145,156,264,544.
Cennet analann ayaklan altindadir 470.
Cerbeze 14, 147, 156.
Cesaret 14, 146.
(Cevab veremedi) kitabi 17, 99, 181.
Cevher128, 129.
Cevr79, 155.
Chad 15, 32, 43, 61, 62, 63, 75, 102,
103, 160,373,473,560.
Cihad-i ff sebilillah 373, 462, 472.
Cilbab 113, 193, 320, 364.
Cima' adabi 500.
Cin carpmasi 316, 457, 499, 566.
Cism129, 130, 132, 136,561.
CismanT130.
C6mertlik151, 158,526.
Cukiyye kafirleri 358.
Cum'a gununun fazileti 487, 488, 490.
Cum'a nemazi 237, (274), 277.
Cum'a nemazi icin teyemmum yapil-
maz 237.
■575
Cum'a ve bayram hutbeleri 276, 277,
278, 490.
Cubn 14,(84), 155,157.
Cunub gezmek afetdir, haramdir 219,
313,376,500.
Calgi calmak 313, 465, 469, 494, 495,
'497,550,551.
Qalgi ile, ney ile Kur'an okumak 21,
205, 465.
Cahsmak Iazimdir69, 75, 95, 462, 486,
559.
Carsaf sonradan meydana cikdi 193,
319, 320, 337.
Carsi pazar adabi 496.
Cekirdek olaylan 131.
Cesidli bilgiler 468.
Qip'lak gezenler 194, 468, 510, 527.
Cocuk aldirmak 456.
Cocuk dusurmek 456, 469.
Cocuga ism koymak 108.
Cocugun Tmani 23.
Cocugunu cabuk evlendirmeli 43, 108,
288, 477, 508.
Cocuk hakki 108.
Cocuklan haramdan korumahdir 267,
' 346, 462, 466, 476, 527, 532.
Cocuklan hangi mekteblere vermeli
'108.
Cocuklan sunnet etmek 469.
Cocuk terbiyesi 108, 164, 175, 176,
267, 279, 331, 466, 476, 486, 495,
508, 532, 533.
Cok konusmamah 463, 468.
Cok mal fena degildir 462.
Cok yimenin afetleri 444.
Curumek59, 131.
Dagda yetisen kafirler ve kafir cocukla-
n Cehenn'eme girmiyecekdir. 19.
Dahve-i kubra vakti 38, (301), 389.
Dalalet 117.
Damad secmek 477.
Dank denilen para 533.
Darginlan bansdirmak 83, 450, 460.
Darginlik 82.
Dar-ul-harb 22, 60, 61, 82, 101, 164,
176, 194, 201, 207, 244, 270, 301,
305, 365, 366, 454, 455, 481, 482,
489, 527, 548, 549.
Darwin nazariyyesi 138, 172.
Da'vete icabet 59, 68, 321, 550.
Davud aleyhisselam 69, 70.
Davul calmak 494.
Dayak yasakdir 268, 279, 334, 533.
Def calmak 494.
Defn'337, 457.
Deha148.
DehrT 49.
Derd, bela cekenler 239, 457, 559.
Derdlerden, elemlerden kurtulmak
368, 457, 458, 529, 593.
Dernekler (538).
Devr ve iskat239, 268, (271), 272, 283,
540, 547.
Deyn olan mal 295, 298, 535, 537.
Dihye-i kelebT 20.
Dikkat 149.
Diktatorluk 8, 61,62.
Dilencilik 451 .
Dilenmek 68.
Din adami 35, 37, 52, 53, 77, 98, 100,
221,259.
Din bilgileri 8, 35, 52, 64, 98, 156, 191,
361.
Din bilgisi ogrenmek farzdir 132, 221,
310,336,356,361,372,435.
Din dusmanlan 35, 49, 56, 60, 62, 83,
131, 248, 347, 361, 431, 436, 460,
461,473.
Dinde reformcular 35, 55, 62, 81, 170,
217,426,440,509,530,532.
Din dusmanhgi 49, 131, 154, 163, 172,
183, 194,564.
Din hirsizlan 52, 99, 358.
Din ilmlerini ogrenmek birinci vazifedir
168,372,435,495,506.
Din kardesligi 75, 114.
Din kitablan 35, 65, 162, 169, 185, 336,
361 495.
Din nedir? 164, 186, 360, 373, 567.
Din yobazi 36, 361, 532, 557.
Dinde cehalet 408, 438, 494, 544.
Dinden haberi olmiyanlar 7, 19.
Dinar denilen para 297.
Dirhem-i ser'T 240, 271 , 280, 293, 378,
460, 478, 533, 535.
Dis agrisi 448.
Dis kaplatmak, dis doldurtmak 213,
214, 215, 216, 239, 369, 408, (511),
513.
Dis kaplatmak ve gusl abdesti 213,
512,516,517.
Diyanatda adil muslimana inanihr 397,
576-
549.
Dizlerini, uyluklanni acmak 316.
Domuz eti haramdir 208, 379, 469.
Dogruyol 117, 155.
Doydukdan sonra yimek 444, 493.
D6rtcevher192.
Dort halife 325, 357.
Dort mezheb 34, 91, 154, 175, 184,
192, 298, 545, 546.
Dua etmek 63, 78, 107, 193, 252, 499.
Duanm fazileti 445, 449.
Duamn kabul olmasi icin 10, 63, 87,
364,(413), 422, 458, 508.
Dua iki diJrludur 458.
Dua nasil yapihr? 251, 402, 406, 421,
458, 496.
Dijgun yemegi 331, 550.
Duha vakti 389, 399, 422.
Duygu organlan 133.
Dunya lezzetleri 27, 30, 31, 32, 37, 41,
42, 95, 96, 154, 461, 467, 558, 565.
Dunyadaazab 103.
Dunyaya duskun olmak 42, 52, 53, 94,
95,96,358,461,467,528.
Diinyayi secenler 42, 461 , 467.
Dunya sevg'isi 40, 312, 466.
DiJsmandan kacmak 31 1 .
Ebu Bekr-i Sid'dTk 30, 56, 183, 262,
325,357,448,531.
EbuCehM04, 199.
Ebu Hanife 21,28,29, 30, 58, 96, 1 07,
184, 192, 222, 230, 233, 238, 274,
288, 295, 303, 368, 369, 382, 388,
389, 398, 437, 468, 511, 515, 534,
545,547,551.
Ebu Mansur MaturTdi 30, 191, 192.
Ebu Sufyan 20.
Ebu Leheb 25, 65.
EbuTalib28, 104.
Ecel degismez 44, 84, 94, 160, 339,
458, 467.
Edeb16, 323, 438.
Edille-i ser'iyye 183, 191, 258, 530.
Ef'al-i rriukellefin sekizdir 205, 372.
Egilmek68.
Ehl-i kible 80, 339, 426, 532.
Ehl-i kitab 12, 403, 478, 528, 550.
Ehl-i sunnet alimleri 28, 33, 35, 55, 63,
65, 67, 71, 75, 99, 117, 124, 143,
153, 167, 169, 175, 177, 185, 201,
271, 276, 327, 346, 349, 356, 361,
414, 417, 440, 462, 474, 476, 490,
495,545,551,556,566.
Ehl-i sunnet i'tikadi 36, 77, 117, 153,
175, 192, 286, 288, 313, 323, 327,
332, 364, 408, 413, 415, 417, 458,
462, 474, 476, 491, 495, 506, 563.
Ehl-i sunnet mezhebi 47, 167, 275.
Ehl-i sunnet olanlann on alameti 338.
Ekmegi opmek 546.
El ile selam 527.
Elbise giymek adabi 447.
Elementler131, 136,171.
El-fikh-u alel-mezahib-il-erbe'a kitabi
35, 219, 241, 245, 280, 298, 320,
354,464,519,525,536.
Elli dort farz (308).
El opmek 97, 507.
Emali kasidesi 483.
Emanet 90, 458.
Emanete hiyanet (455), 457,526.
Emel41,42.
Emr-i ma'ruf 37, 39, 61, 87, 88, 98,
100, 101, 102, 194, 201, 310, 489,
494, 505, 509, 528, 533, 542, 544.
Emr-i tekliff 328.
Emr-i tekvini 328.
Enver pasamn ahmakca emrleri 474.
Erkek gibi giyinen kadmlar 317.
Enderun mektebi 148.
Eserden muessiri anlamak 34.
Eshab-i kiram 10, 16, 28, 36, 53, 58,
61, 63, 84, 95, 153, 182, 183, 284,
286, 316, (325), 326, 357, 358, 421,
424, 426, 435, 440, 475, 545.
Eshab-i kiram birbirlerini cok severdi
182,325,475.
Esma-i husna 24.
Es'arT mezhebi 29, 30.
Eskiyahk buyiik gunahdir 61 , 474.
Et satin almak 549.
Eve girmek adabi 498, 500.
Ev idaresi 497.
Evlad terbiyesi 107, 108, 336, 462,
466, 476, 477, 486, 495, 496, 508,
527, 533.
Evlada ve akrabaya ihsan 450.
Evladhk yapmak 483.
Evlenmek288, (331), 477, 508.
Evlenmek sevabi 333, 477.
Evlenmek caiz olmiyan kadmlar 335,
478.
577-
Islam Ahlaki - F:37
Evliya 24, 43, 1 24, 1 91 , 1 99, 271 , 301 ,
325, 352, 414, 458, 467, 475, 490,
493, 531 , 557, 562.
Evsaf-i Peygamberi(195).
Evvabin nemazi 195, 409.
Ey ogul ilmihali 363.
Eyyam-i beyd orucu 304, 435, 436.
Ezani saat makinesini ayarlamak 391 ,
398.
Ezana hurmet 1 85, 1 86, 31 3, 31 4, 408,
424, 436, 465.
Ezandan sonra dua 403, (423).
Ezan-i Muhammed? 23, 185, 186,211,
242, 243, (244), 245, 246, 250, 274,
380, 397, 408, 418, (423), 427, 470,
510.
Facir98, 101.
Fadl-i dair 393.
Faideli konusmali veya susmali 24.
Faidesiz ilm ogrenmemeli 495.
Faite nemazlar 269, 270.
Faiz alip-vermek haramdir 186, 205,
207, 311,(451), 452, 453.
FakTrlik 68, 157, 159, 292, 435, 534.
FakTrlige sebeb olan seyler 283.
Falciya inanmamah 77, 313, 495.
FarabT 563.
Farzlar 205, 206, 208.
Farzlarm ehemmiyyeti 289, 290.
Farzlara ehemmiyyet vermiyenler 412.
Farz borcu olanlann sunnet ve nafilele-
ri kabul olmaz 290, 408, 409, 410,
413,423,451.
Farz sunnetden efdaldir 409, 410.
Farzlar terk edilmez 33, 44, 118,
Farz nemazlardan sonra ayet-el kursi
251,405.
Fasik kime denir? 97, 98, 122, 173,
207, 268, 290, 334, 397, 425, 510.
Fasiklar 54, 98, 107, 173, 207, 246,
268, 278, 428, 432, 494.
Fasik imama uyulmaz 207, 244, 274,
278, 408, 422.
Fasiklan sevmek (97), 467.
Fasid kan 228.
Fasid satis 77, 90, 541,542.
Fasid temizlik 221 , 225, 227, 228, 501 .
Fatima-tuz-zehra 84, 94, 191 , 326, 334.
FazTlet 146.
Fehm 149.
Felsefeciler 19, 130, 183, 356, 495,
546, 547, 563.
Fenadami36, 106, 131, 158.
Fen bilgileri 7, 8, 52, 64, 131, 163, 172,
205,360,361,373,506,552.
Fen taklidcileri 172,361.
Fen yobazlan 36, 138, 173, 204, 361,
496, 532, 557, 564.
Fena arkadas 1 6, 1 70.
Fena fillah 467, 552, 559, 562, 566.
Ferahhk ilaci 17, 122.
Feraid-ul-fevaid 198, 441.
Fetva 90.
Fey-i zeval 390, 394.
Feyz almak 10, 129, 191, 248, 290,
359, 475, 490, 543, 557, 558, 562.
Feyziyye fetvalan 229, 304, 331, 377,
437, 460, 479, 548.
Fikh bilgisi lazimdir 35, 75, 111, 124,
297, 313, 336, 355, 373, 476, 495,
506,537,545,546,551.
Fikh kitablan 35, 75, 297.
Fisk 30, 97, 98, 113, 280, 314, 338,
426, 429, 449, 482, 566.
Fiskmeclisi321,487, 496, 550.
Fitra 293, 460.
Fidye vermek 268.
Fir'avn 19, 49, 60, 199, 287, 291, 433.
Fitne zemaninda ne yapmah? 76, 94,
98, (100), 101, 102, 103.
Fitne cikarmak haramdir 76, 98, 100,
101, '153, 324, 365, 455, 473, 474.
Fizik olaylan 133.
Fuhs soylemek 16, 73, 88, 99, 110,
310,465.
Fucur14, 147, 155, 157.
Fiilus denilen paralar 295, 296, 297.
Futbol oynamak 495.
Gadab 14, 15, 23, 79, 81, 84, 85, 87,
88, 89, 134, 147, 322, 340, 438, 508.
Gadr (89), 91 .
Gaflet 32, 45, 48, 70, 89, 106, 177,
314,468,472.
Gaybi bilmek 56, 203, 560.
Gaybdan haber verenler 110, 177,
313,560.
Gasb edilen mal 203, 294, 527.
Gayret 71, 73, 81, 82, 86, 88, 103, 323.
Gayret-i ilahiyye 51 , 70, 73.
Gayr-imuslimler60, 82, 112, 193,364.
Gazevat-i Peygamber! 1 95, 196.
Gemide nemaz 260.
578-
Genclik 39, 41, 57, 97, 558.
Gencleri aldatanlar 33, 36, 110, 131,
162, 173,358,473.
Gece nemazi 16, 290, 413, 420, 500.
Genelev kadinlan 481.
Gerici 8.
Gibet haramdir 29, 38, 76, 78, 80, 102,
104, (112), 121, 186, 202, 230, 301,
312, 332, 340, 437, 468, 509, 510,
526,550,551.
Gibta73, 323, 510.
Gma haramdir 314, 465, 494.
Gusl abdesti (212), 218, 362.
Gusl abdesti almamak 219, 500.
Guslde dislerin islanmasi sartdir 212,
369, 512'.
Guslun farzi ucdur (212), (369).
Guslun sebebleri (369), 376.
Guslun siinnetleri 218, 369.
Guler yuzlu, tath dilli olmah 104, 194,
290,322,323,460,491,496.
Gunah-i kebair 193, (311), 412, 440,
443,463,474,504,510.
Gunah isleyenler 12, 16, 23, 38, 53, 55,
72, 73, 77, 96, 111, 121, 150, 193,
206, 207, 208, 495, 509.
Gunah islemek kufre sebeb olmaz 23.
Gunah isleten emrlere de karsi gelme-
meli 473.
Gunesin irtifa'lan 382.
Gunahlan afv etdiren dua 445.
Guzel ahlak 8, 9, 16, 17, 75, 79, 83,
126, 131, 145, 152, 154, 158, 194,
321 , 440, 450, 464, 475, 506.
Guzel san'atlar 110.
Habere inanmak 549.
Hacca gitmek 24, 205, 209, (307), 430,
432.
Hac sevabi 37, 115.
Hacca vekTI gondermek 547.
Hacer-ul-esved 110.
Hadesden taharet 210, 365, 368, 371,
520.
HadTkatun nediyye kitabi 30, 72, 90,
116, 147, 217, 258, 293, 311, 314,
403, 447, 455, 469, 513, 517, 527,
538.
HadTs-i kudsT 93.
HadTs-i senfler 34, 93, 169, 174, 547.
Hafaza melekleri 250, 316.
Hafiza134.
Hafizlar53, 54, 112, 416, 437, 495.
Hainler 91 , 159.
Hak yol 30, 35, 63, 154, 155.
Hakan 20.
Hakikat Kitabevi 11, 62, 64, 117, 147,
358, 397, 447, 464, 530, 536, 549.
Hakiki musliman nasil olur? (551).
Hakim olmak 27.
Hal 146.
Halal kazanmak 42, 69, 95, 422, 462,
508.
Halal yimek 330, 414, 422, 446, 463,
508.
Halaya girmenin adabi 367.
Halketmek46, 105.
Halvetetmek317, 320, 543.
Hamam adabi 500.
Hamd etmek 7, (444), 445, 459.
Hamiyyet86, 150.
Hanbeli mezhebi 30, 91 , 1 54, 21 2, 222,
230, 268, 288, 298, 321, 327, 366,
373, 376, 399, 400, 430, 501, 521,
523 524 534.
Haneff mezhebi 38, 91, 154, 184, 192,
201, 210, 212, 214, 215, 216, 217,
230, 231, 234, 237, 241, 248, 249,
250, 254, 260, 267, 270, 280, 286,
288, 298, 307, 327, 354, 366, 371,
373, 378, 380, 389, 397, 399, 410,
429, 453, 460, 464, 477, 483, 486,
510,515,517,523,525,547.
Hannas 43.
Harac, mesakkat 212, 214, 217, 268,
311, 380,512, 513, 518, 522, 525.
Harama sebeb olan da haramdir 358.
Haramlar 23, 27, 33, 37, 42, 55, 71 , 72,
76,79,92,98,(111), 154, (208), 311,
312, 313, 357, 372, 416, 443, 463,
493, 494, 543, 549, 565.
Haramlann en buyugu 473.
Haramdan sakinmak 184, 189, 193,
243, 309, 310, 355, 403, 414, 422,
433,449,451,455,468.
Haram ile tedavi 469.
Haram yiyenler 42, 77, 193, 202, 208,
364, 443, 506.
Handler 531 , 532.
Hased haramdir 58, (71), 72, 76, 77,
185,312,509,526.
Hasenat 76, 96, 112,115,448,510.
HasTs olmamah 71 , 509, 528.
Hastahkda abdest ve nemaz 238, 239,
579-
273, 279, 280, (281), 377.
Hasta tedavisi 455, 458.
Hasta ziyareti 435, 486, 497.
HashasTler 131.
Hasr suresi 448.
Hatem-i Esam 30.
Hatira 43, 72, 92.
Hatm okumak 498.
Havayic-i asliyye 41 , 68, 435.
Havf40, 188, 243, 209, 323.
Havlu, mendil kullanmak caizdir 466.
Havva validemiz 74, 172.
Haya 39, 42, 88, 106, 123, 150, 188,
317,323,438,439,528.
Hayaduygusu 192, 326.
Hayal 134,560.
Hayra sebeb olmak 74.
Hayrat, hasenat 11, 16, 26, 76, 92, 95,
166, 208, 232, 290, 293, 299, 308,
329, 354, 459, 465, 506, 534, 537,
538.
Haysiyyet 157.
Hayvanlar121, 138, 145,544.
Hayvan yakilmaz 544.
HayvanTarzular31, 79.
HayvanTruh 14, 79, 133, 134, 142.
Hayz ve nifas 218, (220), 221, 229,
310,313,478,(501).
Hediyye 22, 38, 65, 68, 69, 97, 121,
152, 176, 272, 294, 299, 322, 352,
465, 533, 540.
Heraklius, Mute muharebesinde cok
musliman sehid etdi 20, 21.
Heva 31 , 42,' 70, 170.
Heva-yi nets (30), 42, 70, 322.
Heykel12.
Heyula132.
Hikd 58, (78), 79.
Hirs 14.
Hirsizhk 60, 68, 84, 1 93, 31 1 , 338, 364,
472,510.
Hiristiyanlar 12, 18, 62, 64, 99, 126,
131, 132, 181, 200, 204, 352, 436,
469, 528.
Hiristiyanhk 8, 60, 121, 148, 469, 478,
488.
Hizir aleyhisselam 66, 561.
Hibe etmek 482, 538, 539, 540.
Hicr (82).
Hicret etmek 102, 196, 207, 548.
HicrT senebasi 196.
Hidayet 28, 60, 78, 1 03, 1 26, 1 41 , 1 50.
Hikmetli sbz 8, 14, 147, 323, 444, 463,
546.
HTIe-i ser'iyye 120, 453, 483, 537, 538.
HTIe yapmak haramdir 193, 323, 364,
366, 454, 508.
Hilm79, 84, 85, 88, 89, 149, 323.
Hilye-i se'adet 195.
Himmet 149.
Hind alimlerinin fetvalan 276, 278.
Hisse-ifecr301.
Hiss-i musterek 134.
His organlan 10, 29, 57, 128, 133, 144,
158.
Hiyanet50, 61, (90), 91, 159, 193, 309,
312,364,508,526.
Hizb-ul-bahr okumali 457.
Hoca hakki buyukdur 58, 59, 474, 495.
Ho-parlor ile ezan ve nemaz 23, 209,
244, 245, 247, 248, 249, 257, 290,
418,424,425,426,429,470.
Hubb-i fillah bugd-i fillah 75, 83, 92, 99,
102, 184, 186, 309, 323, 443, 506.
Hulle 116, 482, 483.
Humud 14, 147, 157.
Huneyn gazasi 70.
Husu' 243, 323.
Hutbe nasil okunur? 274, 275, 276,
277,421,490.
Hutbe okunurken konusulmaz 490,
491 533.
Huy13, 146, 155,156.
Huy degisir mi? 15, 126.
Huzur 359.
Hucre 131, 137.
Hukmi temizlik221.
Hukumete isyan edilmez 75, 83, 101,
153, 164, 165, 299, 323, 324, 473,
552.
Hurriyyet 1 51 .
Huseyn va'iz 8.
Husn-i kaza 152.
Husn-i sirket 152.
Husn-i zan 23, 24, 87, 92, 93.
ibadet 12, 33, 35, 91, 152, 167, 173,
. 209, 565.
ibadet degisdirilemez 167, 429.
jbadetlerin efdali 17, 285, 286, 398.
jbadetlerin en kiymetlisi 398, 415, 505.
ibadetlerin kabiil olmasi 40, 44, 102,
111, 192,364,463,508.
580-
Ibadet sevabi hediyye edilir 38, 273,
354, 469, 543.
ibadetleri pazarhkla yapmak haramdir
465.
ibaha etmek 540.
iblis 49, 53, 165.
ibn-i STna 143, 145, 563.
ibn-i Teymiyyeciler 80, 530, 534.
ibrahim aleyhisselam 69, 73, 86, 87,
139, 181, 195,444.
ibrahim Edhem 15, 113.
icma'-i ummet 36, 81, 111, 183, 191,
321,325,357,410,477,530.
ictihad 34, 35, 81, 174, 217, 268, 437,
511,516,527,547,551.
icki icenler 185, 208, 268, 347, 463,
493, 506.
icki haramdir 288, 31 1 , 372, 431 , 440,
'463,464,510.
iddet zemani 547.
idrak 14, 134,
iffet 14, 108, 147, (150).
iftar diiasi 508.
iftira 29, 131,
iftitah tekbiri 211, 249, 250, 254, 258,
(262), 269, 279, 281, 400, 404, 520,
522, 523.
iftitah tekbirinin sevabi (262), 404.
igfal 170.
ihlas 10, 13, 37, 39, 40, 52, 55, 57, 63,
92,98,110,115,168,189,190,192,
197, 243, 309, 323, 364, 405, 414,
420,439,449,510,562.
ihlas suresi 38, 79, 1 78, 251 , 352, 353,
415, 421, (448), 457, 490, 495, 498,
499.
jhsan 17, 54, 79, 188, 323, 359, 475.
ihsan sevabi 17, 95.
ihtikan [lavman] 229, 233.
ihtiyac esyasi 31, 41, 95, 151, 164,
296, 297,
ihtiyar? hareketler 14, 47, 130.
ihvanussafa [ihvan-i muslimTn] denilen
kimseler473.
jhya-ul-ulum kitabi 147.
jkindiden sonra okunacak tesbih 490.
ikindi nemazinin sunneti 409.
iki nemazi cem' etmek 261, 380, 399,
400, 430,
ikramiyye541.
ikrah (tehdid) 36.
Mac 14.
ilac kullanmak 456, 469,
ilericiler 8, 158, 564.
ilesricilik 8, 131,361,564.
ilhad 92, 117.
ilham42, 138.170,560.
ilk insan 172.
ilm edinmek 13, 16, 19, 25, 37, 52, 98,
. 194, 221, 310, 462, 476, 495, 506.
ilmaniyye [layikhk] 132.
ilmihal kitablan 35, 75, 98, 154, 169,
. 244, 336, 338, 409, 420, 460, 462,
ilmi ile amel etmiyen 110, 440, 463,
, 510.
ilmin ve alimlerin kiymeti 52, (64), 65,
204,297,313,356.
ilm ogrenmenin sevabi 221, 321, 333,
372, 422, 435, 460, 463, 495.
Ima ile nemaz kilmak 238, 261, 279,
282.
imam olmak 26, 278, 338, 408, 418,
419,524.
imama uymak 217, 248, 249, (258),
274, 400, 404, 418, 422, 427, 513,
524.
imam nasil olmah? 201, 207, 278, 403,
415,418,419,428,489,
imam-i a'zam Ebu Hanife 21, 28, 29,
30, 58, 96, 107, 184, 192, 222, 230,
233, 238, 274, 288, 295, 303, 369,
382, 388, 389, 398, 437, 468, 511,
515, 547, 551.
imam'-i Ga'zalT 17, 31, 33, 71, 85, 104,
107, 114, 135, 147, 363, 415, 437,
. 462, 500, 509, 546, 563.
imam-i Muhammed Ma'sum 61, 122,
135,390,409,505,557.
imam-i NevevT209, 562.
imam-i Rabbani 2, 7, 19, 31, 35, 97,
100, 105, 120, 128, 129, 192, 209,
232, 289, 290, 308, 355, 359, 443,
452, 457, 465, 499, 505, 512, 517,
518,553,566.
jmam-i Siibki 30, 434, 518.
imameyn 288.
Iman 18, 24, 25, 34, 77, 99, 106, 154,
167, (173), (177), 184,186,187, 188,
(196), 201,(438), 439, 505.
Imamn alti sarti 143, (175), (176), 308,
_ 441 , 480, 505.
Imamn alametleri 439, 440.
Iman duasi 24, 440, (445), 447.
581
Imansiz gitmemek 184, 185, 259, 339,
440, 441 , 459.
imsak vakti 300, 387, 393.
had (104).
jncfller 17, 21,64, 180,181.
ingilizlerin islam dusmanligi 35, 64,
132, 141, 148, 162, 163, 275, 316,
327, 362, 474, 529, 530, 532.
jnhitat-i ufuk zaviyesi 385, 387, 395.
jnsan iradesi 328.
jnsan iyilige elverislidir 127, 139, 142.
jnsan mecbur degildir 45, 46.
jnsan melekden iistundur 139.
insan ve maymun 172.
insan zevallidir 41, 49, 51, 60, 125,
162, 563.
insanlar uc kismdir 104.
insanhk vazifesi 62, 73, 83, 142, 166,
. 323, 560.
insaallah demek 444.
jntiharetmek161,314, 338.
jntisar 79.
jntizam 151.
ipek giymek erkeklere haramdir 185,
. 313.
ipekli kumas kullanmak511, 550.
jrade179, 328, 441.
irade-i cuz'iyye 25, 46, 47,
irtidad 24, 76, 116,
(irtifa'-gdlge uzunlugu cedveli) 391,
572.
Isa aleyhisselam 12, 15, 17, 19,31,45,
53,69,79,85, 139, 180, 182,488.
Isar95, 151.
isfirar vakti 388, 399.
islam ahlaki 13, 75, 123, 153, 366, 495,
500.
islam alimleri 43, 54, 99, 1 1 0, 1 24, 1 53.
islam devleti 62, 132,
islam dusmanlan 33, 35, 49, 56, 60,
62, 64, 131, 162, 170, 172, 174, 194,
310,318,532,552,559.
islamm bes sarti 209, 566.
islam ilmleri 8, 13, 64, 98, 99, 110, 153,
163, 506, 530.
islam kadini 96, 336, 481,497.
islamiyyet 13, (171), 173, 186, 189,
. 361,512,567.
jslamiyyetde cehalet 408, 437.
jslamiyyetde felsefe yokdur 546.
islamiyyetde zaruretin ma'nasi 214,
512.
islamiyyete yapismali 132, 355, 461,
462.
jslamiyyete uymiyan emr 473.
jslamiyyeti isitmiyenler 7, 19,
islamiyyetin, kufre sebeb olacagi isi
yapan kafir olur 21 .
jslamiyyet uc kismdir 13.
islamiyyet serefi 51, 61, 83.
jslamiyyet ve fen 131, 136, 162.
jslamiyyet yok edilemez 132.
jsma'Tliyye bid'at firkasi 110, 183,
ism koymak 107
ispirtolu sivilar 311, 380, 463, 464.
israf haramdir 159, 464, 550.
istibra 210, (240), 367, 488, 525.
istidrac 82, 177, 560.
istigfar 89, 115, 116, 121, (122), 134,
135, 230, 322, 471, 507, 554, 555,
559, 562.
istigfar duasi (1 22), 1 35, 251 , 362, 421 ,
. 457, 499, 552, 566, 593.
istihare 37.
istihaza 221 , 222, 223, 225, 229, 279,
378,501,503,522.525.
istikamet 155, 323, 508.
istikbal-i kible 210, 380, 568.
istinca 210, 218, (240), 302, 367, 380,
522.
istiska duasi 421.
istisare 90, 492.
isyan etmemeli 75, 100, 324, 472.
israk vakti 389, 399, 413.
i'tikad bilgileri 173, 174, 191, 192, 196.
j'tikadda mezheb 29, 192, 196, 204.
itminan-i nefs 562.
ittihadcilar215, 217, 517, 532.
ittika 510.
iyi ahlak 9, 14, 15, 63, 146, 152,154,
iyi insan 16, 17,26,41,48, 126,162.
iyilik yapmak 78, 322, 450.
jzmirli ismaTI Hakki 215, 216.
jzn almak, vekTI olmakdir 465.
izzet-i nefs 86.
Kabr51, 131, 182, 197, 257, 266, 302,
346, 423, 443, 469, 498, 543, 558.
Kabrazabi 21, 41, 59, 102, 112, 182,
266,314,350,488,561.
Kabr siiali 182, (346), 349, 350, 467,
468.
Kabr ziyareti 38, 230, 320, (352), 353,
582-
468, 469, 490, (529).
Kadin gibi giyinen erkek 313, 317.
Kadin para kazanmaz 483, 497.
Kadinlara bakanlar 194, 312.
Kadinlara mahsus ahkam 57, 242.
Kadinlarm acik gezmesi haramdir 186,
194,208,316,319,468,510,527.
Kadinlarm, kizlann ortunmeleri lazimdir
186, 194, 208, 210, (316), (319), 320,
(335), 336, 347, 468, 523, 527.
Kadinlarm hayz ve nifas halleri 218,
(501), 504,
Kadinlarm nemaz kilmasi 242, 275,
400.
Kadinlarm saclarmi kazimasi 242.
Kadinlarm sefere cikmasi 242, 307.
Kadin sesi avretdi'r 242, 247, 469.
KadTyaniler 62.
Kadr gecesi 434, 498.
Kafir 12, 22, 23, 60, 73, 80, 82, 89, 100,
107, 116, 131, 164, 173, 199, 347,
372, 531 .
Kafir hakki 365, 455, 527.
Kafire inanihr mi? 131, 464, 549.
Kafire de zulm yapilmaz 83, 193, 365.
Kafirler ebedi azab gorecekdir 24, 350.
Kafirlere, fasiklara benzememeli 318,
436, 527, 528.
Kafirlere verilen ni'metler 96, 146.
Kafirleri begenenler 199, 202, 204.
Kafirler, ahkam-i islamiyye ile muhatab
degildir 187, 270.
Kafirler icin istigfar edilmez 28.
Kafirin nikahi 478.
Kafirin olumij 348.
Kafirleri sevmemeli 309, 439, 461.
Kafirin ibadet yapmasi 202.
Kagid para 164, 297, 535, 536, 537.
Kagid paralarm zekati 296, 297, 298,
535, 536, 537.
Kahin 76, 77.
Kalb 9, 13, 14, 18, 22, 26, 47, 92, 104,
105, 128, 467.
Kalb ilmleri 10, 105, 110,552.
Kalbin kararmasi 70, 170, 174, 248,
290,358,361,417,462,
Kalbin kararmamasi icin 177, 356, 445,
462.
Kalb ayna gibidir 475.
Kalb kirmak 75, 157,451.
Kalb hastahgi 8, 11, 12, 14, 84, 449,
467, 552.
Kalbin temizligi 10, 11, 13, 27, 73, 94,
170,177,321,467,552.
Kan da'vasi 121.
Kana'at150, 323.
Kanunlara karsi gelmemelidir 61, 75,
83, 102, 162, 164, 194, 309, 313,
324, 338, 364, 472, 479.
Kapidan cikarken okunacak dua 500.
Karamita devleti 110.
Kardavi mezhebsizdir 200, 201, 319.
Kardes hakki 476.
Kan-koca haklari 312, 331, 332, 333,
334.
Kasabdan alman et 549.
Kayser 20.
Kaza nemazlan 33, 118, 120, 206, (266),
269,270,282,409,410,411,523.
Kaza nemazlan olan sunnetler yerine
kaza kilmahdir 120, (409), 423.
Kaza nemazlanni odemiyenler 119,
267,409,410,411,422.
Kaza-kader25, 46, 68, (182), 309, 444,
468.
Kazm 84, 85.
Keffaret 271, 272, 273, 301, 302, 303.
Kef en 337.
Kehanet 76.
Kelam-i ilahT 41 6.
Kelime-i sehadet 24, 189, 190, 197,
209, 367, 375, 480, 497, 566.
Kelime-i temcid 400, 499, 566.
Kelime-i tenzih 2.
Kelime-i tevhid 176, 189, 308, 441,
442, 443, 499, 505, 555.
Kendini begenmek 20, 29, 30.
Ken'an 57.
Kerahet zemanlan 388, 398, 399.
Keramet 24, 46, 325, 358, 458, 475,
531,560.
Kerem 151.
Kesb170.
Kesf 358, 560.
Kib'le 23, 196,202,210,256,380.
Kibleye donmek 256, 380, 523, 568.
Kibleye ayak uzatmak 201 .
Kible saati 256, 380, 568.
Kirat denilen agirhk 460, 535.
Kiyamet alametleri 54, 65, 100,
Kiyamet gunu 99, 143, 155, 182, 466,
468.
583
Kiymetli kitablar 35.
Kiyas-i fukaha 22, 35, 191 , 530.
Kizlan fasiklar ile gorusdurmemeli 186,
477.
Kizm evlenmesi 288, 477, 507, 547.
Kizmamah (86), 450, 461.
Kibr 20, (48), 50, 52, 60, 70, 305, 318,
403, 420, 444, 461, 493, 495, 550.
Kibr haramdir 55, 185, 310, 312, 526.
Kimseye la'net etmemeli 528.
Kimya tepkimeleri 131.
Kin beslemek 58.
Kisra 20.
Kitablara Tman (180).
Kitabh kafir 12, 478.
Koku siiriinmek 490, 491.
Komsu hakki 186, 193, 323, 476, (486),
487.
Komiinistler 8, 62, 80, 154, 162, 204,
361 , 439, 440, 489, 496.
Konusmak17, 103, 492.
Konusmak adabi 470, 492.
Korkaklik 14, (84).
Kotii arkadas 7, 16, 126, 139, 150,
170, 189,336,553,555.
Kotii din adami 38, 43, 54.
Kotii huylar(11), 13, 18, 146, 156, 528.
Kotii huyluolmak 15, 126, 127.
Kotii ism takmamali (107).
Kul hakki 12, 50, 52, 79, 97, 115, 120,
(121), 122, 192, 193, 284, 302, 310,
323, 324, 364, 414, 454, 458, 532,
533, 544.
Kumar oynamak 372, 510, 538, 539,
542, 550.
Kur'a cekmek 543.
Kur'an-i kerim 21, 75, 109, 110, 169,
173, 174, 180, 415, 417, 459, 476,
498.
Kur'an-i kenmi okumak 38, 190, 211,
246, 248, 256, 275, (313), 314, 354,
356,416,444,448,465,490.
Kur'an tercemesi 108, 169, 174, 183,
211,531.
Kur'an-i kertme hiirmet 205, 219, 229,
375,416,417,504.
Kur'an-i kerimi dogru okumak 211,
416.
Kurban sevabi 37, 120, (306), 434.
Kurbet 208, 246, 306, 307.
Kus beslemek 496.
Kusluk nemazi 422.
Kursun dokmek 456, 469.
Kutb-i medar 43.
Kutublarda nemaz ve oruc 268.
Kiiciik giinaha devam biiyiik giinah
Ol'ur207, 278, 313.
Kiiciik kiyamet 135.135.
Kiif'r 1 1 , (1 8), 23, 24, 30, 60, 72, 76, 98,
115, 116, 117, 173, 180, 200, 201,
218, 286, 321, 368, 483, 548, 556,
562, 563.
Kiifr alameti olan seyler (199), 200,
201.
Kiifre sebeb olan seyi giyen kafir olur
22.
Kiifre sebeb olan seyler 21 , 22, 23, 98,
107, 116, 173, 180, (199), 200, 202,
204, 205, 287, 314, 465, 467, 528,
530 532.
Kiifr-i'hiikmT(21), 22, 199.
Kutub-i sitte 35,
La'b 95,
La'net etmemeli 78, 528.
Latin harfleri ile Kur'an 211.
Lavoisier 131,563, 564.
Layiklik 132.
Lehv 95.
Les 23, 24, 312, 379, 446, 549, 550.
Levh-ul-mahfCiz 46,
Livata her dinde haramdir 186, 204,
208,229,311,443,504.
Lokman hakim 1 5, 458.
Lukata 542.
Madde 129, 142.
Ma'denlerle teyemmiim yapilmaz 236.
Magfiret diiasi 122.
Mahkemeye gitmek adabi 492.
Mahrem olan ve olmayan akraba 335,
478,481.
Ma-i miista'mel 230, 233, 521 .
Mai toplamak 17, (26), 57, 78, (94),
462, 467.
Mala-ya'n! olan seyler giinahdir 120,
243, 494, 495, 508.
Mala-ya'n! soylememeli 56, 243, 458,
468.
Mal-i habis 294, 462, 527.
Malik! mezhebi 30, 38, 154, 212, 214,
215, 217, 230, 231, 232, 234, 236,
239, 241, 261, 268, 273, 280, 286,
288, 354, 366, 371, 373, 375, 376,
584-
377, 380, 389, 408, 429, 512, 513,
516, 517, 519, 521,(525), 526.
Malik! ve safi'i imama uyulur 217, 513.
Malm fazlasi fena degildir 462.
Mao 49, 60.
Ma'rifetullah 110, 189, 475, 558, 566.
Ma-siva 561 .
Masonlar 62, 80, 132, 141, 148, 215,
361 , 439, 440, 474, 496, 532,
Mason din adamlan 215, 216, 217,
517.
Ma'sumlann olumu 343.
MaturTdT mezhebi 29, 30, 192.
Mecelle kitabi 487, 536, 539, 543.
MecusTler 110.
MedenT olmak 8, 162, 163, 322, 552.
Medh olunmak 29, 37.
Medh olunmagi seven, nasihat kabul
etmez 26.
Mehr parasi 12, 50, 193, 310, 454,
477, 478, 533.
Mekruh 201 , 205, (208), 269, 277, 372.
Mektebler108.
Mektubat kitabi 2, 19, 35, 129, 144,
(289), 290, 355, 443, 452, 517, (553).
Meleke146.
Melekler 135, 173, 187, 205, 262, 316,
325 339
Mel'u'n olanlar 407, 415, 527, 528.
Mendub 230, 240, 372.
Merhamet 461 , 551 .
Mescidler 54.
MesnevT kitabi 35.
Mest uzerine mesh 370, 373, (376),
377, 525.
Mes'ud olmak icin 169, 173.
Mesveret sunne'tdir 90, 492, 528, 560.
Mevcudlar 561 .
MevdudTciler 62, 80, 109, 117, 153,
324, 546.
Mevki' hirsi 17,20, (26).
Mevlid okumak 38, 39, 247, 314, 321,
358, 465,
Mevzu' 128.
Meyl-i tabT'T 59.
Meyyit icin nemaz iskati (devr) (271),
547.
Meyyitin gasli 337.
Mezarda curumek 131.
Mezheb imamlan 91, 192.
Mezhebler 29, 30, 35, 91 , 1 1 1 , 1 54, 1 75,
184,192,214,327,373,545,546.
Mezhebler, rahmetdir512.
Mezhebsizler 62, 80, 109, 117, 154,
194, 200, 211, 215, 217, 297, 324,
336, 361, 426, 474, 495, 532, 545.
Mezheb taklidi 35, 91, 201, (214), 215,
233, 239, 268, 297, 373, 398, 430,
482, (512), 516, (518), 545, 546.
Midye, isthdye yimek 372.
Mil, uzunluk birimi 237, 261, 317, 429.
Mishaf 173.
Minarelerde kandil yakmak 543, 550.
Minnet 70.
Mi'rac gecesi 52, 183, 262, 267, 407,
509.
Miras birakmak 486.
MTsak 89.
Miskal denilen agirhk 240, 293, 297,
378, 380, 460, 478, 534, 535.
Miskinlik 157.
Misvak kullanmah 38, 206, (232), 249,
275, 374, 509.
Misyonerler 62, 148.
Mizah22, 24, 69, 114.
Modaya uymak 31 8.
Molekuller130, 136.
Moral egitim 110.
Mu'amelat82, 124.
Mu'amele ile satis 453, 454.
Mu'aviye "radiyallahu anh" 78, 160,
244,531.
Muavvizeteyn suresi 456, 498, 499.
Mubah olan seyler 31, 33, 38.
Mu'cize 46,
Muhabbet 10, 188, 475, 558, 559, 562.
Muhammed aleyhisselam 7, 12, 17,
18, 20, 25, 26, 34, 36, 50, 63, 73, 75,
124, 125, 127, 139, 162, 169, 173,
178, 180, 186, 188, 196, 199, 209,
271, 308, 345, 348, 349, 355, 404,
441, 447, 487, 488, 489, 499, 500,
553, 555, 557.
Muhammed aleyhisselamin dedeleri
195.
Muhammed Ma'sum FarCikT 61, 122,
135,390,409,505,557.
Muhannes ile gorusmemeli 317.
Muharrem ayinin fazileti 436.
Muhteseb 88.
Mukarrebler180, 448.
Musa aleyhisselam 19, 49, 65, 83, 96,
585
106, 107, 139, 203, 365, 413, 442,
443, 459, 460, 461, 470, 471, 472,
487, 488, 509, 526.
Musa Beykiyef 35.
Muska [miska] kullanmak 456, 457,
466, 469.
Mu'tezTle firkasi 327.
Mutlak su 379.
Mucahede 32, 42, 128, 144, 243.
Muceddid olan alimler 34.
Mucerred varhk 129.
Muctehid 34, 81 .
Mudahene 102, (103), 104, 492, 496.
Mudara (103), 104, 491, 492, 496.
Mudrike 134, 135, 147.
Muezzin olmak 422.
Mufsid olan seyler 208, 254.
Mufti 81.
MuftT-yi macin 538.
Mukafat 152.
Mulhid 117, 174, 175,177,532.
Mulk-i habis 294.
Mu'min 173.
Mu'minin kalbini kirmak312.
Mu'mini sevindirmek 450, 466.
Mu'mini ziyaret sevabi 406, 476.
Mu'minlerin haklan 193, (321), 335.
Munafiklar 53, 98, 105, 116, 187, 190,
340.
Munafikhk alameti 90, 91, 105, 415.
Munakasa 16, 37, 59, 87, 150, 322,
338 463 495.
Mursi'd 10,' 43, 98, 105, 174, 336, 359,
465, 467, 475, 554, 558.
Mursid-un-nisa kitabi 501.
Murtedler 12, 24, 116, 117, 175,(176),
210, 308, 313, 372, 415, 477, 548.
Muruvvet 151.
Musafeha (406), 562.
Musafire ikram cok sevabdir 492, 507.
Musalemet 150.
Musameha 152.
Muslim kitabi 35, 284, 286, 289, 315,
317, 318, 319, 398, 402, 463, 488,
Musliman olmak icin 34, 61, 63, 106,
124, 171, 173,308,372,565.
Muslimanlann aybmi ortmeli 420, 450,
466,509,551.
Musliman kanuna karsi gelmez 9, 100,
164, 194,
Muslimanlar uc durludur 10.
Musliman sue islemez 61, 90, 162,
164.
Musliman hamm nasil giyinir? 319, 320.
Muslimanlann derd, belacekmesi 146.
Mustehab108, 205, 207,307.
Musahede makami 359.
Musahin 80.
Musrik12, 80, 117,477.
Mut'a nikahi 478.
Mutesarnfa kuvveti 134.
Mutesabihat 563.
Muvasat 1 52.
Muzik 161, 313, 465.
Nafaka 69, 119, 150, 242, 273, 292,
(335), 337, 412, 437, 453, 464, 478,
484, 489, 508, 534, 540, 547.
Nafile ibadetler 120, 206, 209, 289,
290, 308, 329, 334, 354, 356, 372,
434,449,451,495.
Nafile nemazlar ve farzlar 207, 219,
253, 260, 276, 289, 291, 327, 332,
365, 408, 410, 413, 422, 449, 471,
490, 520, 524.
Nafile ve sunnetler yerine kaza kilmah-
dir290, 410, 421,422.
Nakdeyn 1 64.
Naksibend! tankati 355.
Na-mahrem akraba 330.
Namus 14.
Nasara 77, 99.
NasThat 37, 58, (74), 78, 87, 98, 113,
117, 170,476,491,494,551.
NasTruddTn-i TusT 8, 143.
Nasslar 34, 111,561.
Nazar degmesi hakdir 457, 466, 469.
NebTler139.
Necasetden taharet 210, 260, 280,
311,378,380,464,520,526.
NecasT 20.
Necdet149.
Need! firkasi 1 0.
Nefs-i emmare 10, 26, 30, 31, 32, 43,
47, 68, 91, 150, 170, 314, 355, 356,
438,551,553,555.
Nefs, bedene tadh gelen seylere dus-
kundur. Arzulan, islamiyyetin emrleri-
ne uygun olmaz 9.
Nefse hakim olmak 30, 32, 57, 91 , 1 50,
355, 438, 558.
Nefse uyanlar 10, 26, 30, 31, 55, 68,
106,357,438,554.
586-
Nefs ile cihad 32.
Nefsin faidesi 32.
Nefsi natika32, 129.
Nehy-i munker 37, 39, 61, 88, 101,
494, 505, 509.
Nemaz dinin diregidir 406, 415, 519,
534 565.
Nemaz iskati 268, (271), 283, 547.
Nemaz kilmak haram olan vaktler
(398).
Nemaz kilmiyanlar 118, 266, 267, 269,
279,288,312,407,412,528,534.
Nemaz nasil kilmir? (209), (241), 251,
(400), 418, 419, 523.
Nemaz mu'minin mi'racidir 415, 562.
Nemaz vaktleri 210, 244, 267, (381),
393,413,425,432,533.
Nemaza ehemmiyyet vermiyenler 118,
185, 203, 533.
Nemaza inanmiyanlar 118, 533.
Nemazda abdesti bozulan, Malikiyi
taklid eder 241 .
Nemazda elbise ile oynamak 422.
Nemazda otururken parmak oynatil-
maz 402.
Nemazda ta'dTI-i erkan 185, 249, (259),
401,561,565.
Nemazdan sonraki tesbThler 79, 250,
251,402,546.
Nemazi bozanlar (254).
Nemazi cema'at ile kilmali 407.
Nemazm adabi (250), 282.
Nemazm edasi, kihnmasi 400, 404,
418.
Nemazm ehemmiyyeti 13, 33, 115,
118, 185, 266 (284), 285, 406, 407,
412,415,420,534,557,565.
Nemazm kazasi 118, 119, 239, 269,
291,410,411,412,413.
Nemazm mekriihlan (252), 419, 527.
Nemazm mustehablan (250).
Nemazm ruknleri (210).
Nemazm sunnetleri (249), 412, 524.
Nemazm sartlan 364, (380).
Nemazm ustunlugij 33, 243, 266, 413,
561.
Nemazm vacibleri (249).
Nemazdan sonra diia 79, (252), 402,
562.
Nemazlan cem' ederek kilmak 399,
430.
Nemazm sunnetleri yerine kaza 119,
120, 409, 423.
NemTme 29, 76, 301, 312, 437, 551.
Nemmamhk 29, 76.
Nemrud49, 199,
Nesh124, 181,195.
Nevadir haberleri 480, 481 .
NevruzgiJnu 196,
Ney calmak313, 465.
Nezr95, 120, 294, 296, 299, 301, 304,
307, 330,
Nisf fad la zemani 395.
Nifak91,(105), 465.
Nifas [lohusahk] 218, 220, 229, 231,
301,376,501,504,520.
Nikah ve evlenme islemi 23, 24, 331,
(477), 478, 543.
Nikahi haram olanlar 335, 478.
Nikahin bozulmasi 23, 24, 116, 372.
Nikahin sarti 23, 201, 203, 288, (331).
Ni'met-i islam 63, 70, 96,
Nisab 41, 292, 293,534.
Niyyet etmek 22, 27, 38, 57, 73, 91,
170, 190, 206, 210, 212, 218, 231,
236, 328, 366, 370.
Niyyet kalb ile olur 38, 400.
Niyyetin ehemmiyyeti 306, 403, 406,
411,414,444,520.
Nun aleyhisselam 57, 69, 139, 181,
463.
(Nur-ul-yakTn) kitabi 346.
Nutkkuweti14, 135, 142.
Nukleer reaksiyon 133.
Oflu Muhammed Emm efendi 411.
Oje kullanmamah 214, 242, 373, 374,
377,511,
Oniki imam 358.
Organikcism 137,
Ortayol155, 156.
Oruc tutmak 38, 83, 219, 220, 268,
(300), 432.
Orucu bozan seyler 301, 437.
Orucun nev'leri 301 , 437.
Orucun sevabi 431 , 433, 434, 435.
Osman Zinnureyn 262, 287, 326, 352,
357, 440, 527,
Osmanh devleti 62, 1 1 0, 1 48, 1 63, 1 75,
279, 327, 441, 474, 479, 501, 535.
Otobiisde nemaz 261 , 282.
Oyunlar 194, 205, 335, 443, 479, 494,
495, 542.
Odun'c almak 50, 271, 294, 295, 372,
451 , 453, 454, 498, 537, 548.
587
Odunc vermek 372, 451, 452, 454,
535.
Olmek 17, 31, 41, 59, 130, 133, 145,
349.
Olulere diia 38, 352, 543.
Olulere sevab bagislanir 38, 353, 354.
Olum hali (339), (344).
Olumden kacmak ve olumu istemek
496,529.
Oluler icin yapilacak seyler 475, 529,
543.
Omer-ul-Faruk "radiyallahu anh" 15,
30, 51, 87, 97, 183, 262, 287, 289,
317, 325, 326, 357, 425, 480, 481,
531,547.
Omer bin Abdul'azTz 41 , 98.
Omreye gitmek 209, 308, 329, 471,
472.
Omr degismez 44, 78, 94, 160, 339,
458.
Ovulmegi sevmek (29), 36, 37, 68.
Ozr(108), 119,279,378,412.
Ozr sahibi 241, 270, 279, 378, 522,
524, 525.
Papagan kusu 142.
Para kazanmak 12, 119,
Peygamberimizin dedeleri 195, 544.
Peygamberler 21, 69, 93, 127, 139,
169, 181, 182,360.
Piyango cekmek 541 , 542.
Put 12.
Rabita 475, 553, 555.
Radyo [Mizya'], televizyon, sinema ve
gazeteler 16, 194, 333, 336, 357,
443, 464, 552.
Radyoda ezan ve Kur'an okumak 23,
245,418,425.
RafizTler 326, 357, 476.
Rahmet-i HahT 459.
Ramezan-i serif 209, 302, 305, 421,
(431), 432,434, 449, 468, 566.
Reca31,40, 188, 243, 323,
Receb-i serif 430.
Regaib gecesi 430.
Resm asmak12, 470, 497,
Resuller139, 565.
Resullere tabi' olmak 473.
Resulullahin babalan, dedeleri hep
mu'min idiler 195, 544.
Resulullahin cocuklan 191.
Resulullahin zevceleri 191.
Rezalet146, 147, 155,364.
Rifk 89, 150, 323, 461,497.
Ritl denilen olcu 460.
Rizk 68, 73, 80, 94, 95, 119, 165, 257,
310,331,
Rizk herkese gelir 177, 203, 239, 309,
339, 459, 475, 477, 493, 506, 508,
552.
Riya(36), 45, 58, 68, 510.
Riyakarolanlar510.
Riyazet 16, 32, 128, 144, 558, 560,
563.
Rub'-i daire 385, 393, 394, 397, 570,
572.
Ruh hastaliklan 19, 126,
Ruhlardan istifade 458, 490, 543, 560.
Ruh nedir? 129, 133,139,561.
Ruholmez 130,
Ruh vardir128,
Ruhlann hazir olmasi 204.
Ruhun iki kuvveti 14, 134.
Ruhun yukselmesi 139, 142.
Ruhsatlar 91 ,
Ruhsat ileamel316, 403.
RukCi' nasil yapihr? 209, 21 1 , 241 , 401 ,
415.
Rusum 124.
Riisvet 294, 312, 527, 546, 551, 552.
Ru'ya 144.
Sa' denilen hacm olcusu 271, 460.
Sabah aksam okunacak 499.
Sabah kahvaltisi 508.
Sabah nemazi vakti 386, 389, 397.
Sabah nemazma uyanmak icin 283.
Sabr 68, 150, 160, 526, 529', 559.
Sabr sevabi (529).
Sadaka 48, 78, 115, 443, 450, 451,
453, 539, 540.
Sadaka-i fitr 120, 460.
Sadaka sevabi 121, 204, 290, 293,
435, 440, 463, 475, 477.
Sadakat 15, 152, 526.
Sa'deddTn TeftazanT 145.
Sadist 106.
Sahab?28, 53, 61,70, 78, 475.
Sahihkan221,228.
Sa'Td olmanm alametleri 443, 526.
Sakal boyamak 201, 527, 528.
Sakaltrasi201,488, 489, 544.
Sakal uzatmak 201, 489, 528, 544.
Sakiz cignemek 374.
588-
Salat ne demekdir? 257, 284.
Salaten tuncina 362.
Salevat okumak 402, 405, (449), 457,
490, 496, 499, 506.
Salat-i vitr 210.
Salih insan 13, 16, 43, 96, 98, 173, 174,
460, (467), 479, 495, 510, 528, 558.
San'at69, 110, 132, 163.
San'at sahibi olmak 486.
Sandalyede nemaz 261, 282.
Sanem [put] 12.
Sapik din adamlan 21 6, 21 7, 297, 361 .
Sapik insanlar 29, 34, 62, 153, 156.
Sargi uzerine mesh 213, 238, 239, 281 ,
371,374,377,514.
Se'adete kavusmak icin 17, 42, 52,
125, 127, 170', 173, 557, 565.
Se'adet-i ebediyye kitabi 10, 80, 119,
144, 229, 245, 305, 311, 338, 363,
389, 393, 396, 409, 425, 430, 443,
447, 448, 457, 476, 488, 497, 505,
509,517,529,541,555.
Sebat 149.
Sebebler 63, 328, 329, 567.
Sebeb olmak 39, 68, 73, 74.
Sebeblere yapismak lazimdir 26, 31,
46, 441, 456, 465, 559, 567, 593.
Secde 210, 211, 241, 400, 401, 414,
523.
Secdeyi dogru yapmak 401 .
Secde-i sehv 208, 249, 259, 399.
Secde-i tilavet 206, 246, 399, 426.
Secde yere edilir 281 , 282, 401 .
SefahetHO, 147.
SeferT olmak 260, 429, 430.
Sehavet 151,
Selamlasmak 68, 76, 98, 107, 202,
207,255,321,507,527.
Selef-i salihin 16,34,358.
Seleffler 62, 80, 545.
Semahat 152, 159.
Semen denilen mal 296, 297.
Senebasi 196, 547.
Serhosluk 463, 483.
Setr-i avret 186, 194, 210, (315), 319,
320, 321, (334), (335), 380, 426, 456,
479, 500, 520, 523, 557.
Sevab 72, 76, 92,
Sevab olan seyler 207, 208.
Sevab hediyye edilir 38, 279.
Sevginin alameti 99, 475.
Sevmek 99, 322, 467, 475.
Seyyid kutb 80, 109, 117, 153, 324,
473, 546.
Sibgatullah-i ArvasT 449.
Sicak taam yimenin zararlan 330.
SiddTkGiimus 107.
SiddTklarm alameti 463.
Sifat 129.
Sifat-i subutiyye 154, (179), 441.
Sifat-i zatiyye 154, (178), 441.
Sikmtidan kurtulmak icin 17, 122.
Sila-i rahm 152, 476. '
Sila-i rahm sevabi (476).
Sir saklamak 77.
Sirat koprusu 125, 155,
Sigara icmek haram degildir 204, 464,
545.
Sigortalilar 538.
Sihr 14, 80, 186, 430, (566).
Sihrden korunmak icin 457, 499,
Silsile-i aliyye 457.
Sima'314.
SiyasT isler 89, 124.
Sohbetin fazileti 435, 460, 467, 491,
554, 562.
Sol ayak ile sokaga cikmah 500.
Son nefes 56, 60.
Sporculann dizlerini, uyluklanm acma-
lan 316.
Stalin 49, 60.
Su dagitmak sevabi 450, 454, 459.
Su icmek adabi (496).
Sular hakkmda bilgi (230).
Sulh 492.
Sun'T ilkah 456.
Sudd ogullarimn zararlan 275, 327.
Su-i zan (kotulemek) 23, 24, 72, 87,
(92), 108, 112, 403.
Su'al 126.
Subhane rabbike ayetini okumak 448.
Subhanallah duasi 405, 414, 445, 446,
498, 499.
Sukun 149,441.
Suleyman aleyhisselam 26, 182.
Sunnet nemaz ne demekdir 120, 402,
410,411.
Sunneti terk etmek 277, 372, 374, 41 1 .
Sunneti terk edenler 33, 38, 209, 357,
410.
Sunnet nemazlara nafile denir 206,
290,410.
589-
Siinnet-i seniyye 191, 206, 207, 277,
319.
Sunnet olan gusller (369).
Sunnetlerin kiymetleri 290.
Sunnet yerine kaza kilmak 119, 120,
206, (410), 412, 423.
Sunn? muslimanlar 62,
Sur'at-ifehm 149.
Silt kardeslik (484), 485, 543, 548.
Sa'ban-i serif aymin fazileti (430).
Safi'T mezhebi 30, 38, 91, 154, 194,
212, 214, 215, 217, 222, 231, 241,
261, 268, 269, 280, 286, 288, 293,
311, 354, 371, 373, 378, 379, 380,
389, 430, 453, 460, 464, 483, 486,
501,513,518,520,521,522,523.
Sahidlik yapmak 425, 454, 478, 492.
SakT8, 45, 464, 510.
$akilerin alameti 443, 510.
$arki soylemek 314, 462, 480, 494,
543,550,551.
Sarth satis 372, 541.
Seca'at 14, 84, 86, 147, 149, 159, 160.
Sefa'at 12, 33, 174, 195, 206, 207,
352, 354, 436, 529.
Sefkat152.
$ehamet 150.
Sehidolmak160, 328, 347.
$ehidler olurken hie aci cekmez 348.
$ehvan? kuvvet 14,77, 119, 134.
$ematet (82).
$erab icmek haramdir 185, 205, 208,
288,311,463.
Sereh 14.
$erh-i mekasid kitabi 145.
$er'i zeval yeri 388, 393, 399.
Seytan 38, 42, 43, 44, 46, 74, 94, 150,
156, 165, 189, 315, 317, 498, 500,
507.
Seytanm hileleri 43, 44, 45, 46.
$ifa icin 122, 456, 457, 465, 469.
$ihab'iidd?n Suhreverd? 129, 560.
ST'ifirkasi 10, 109, 326, 357, 476, 478.
Si'r 465, 494.
Sirk 12, 24, 122, 197, 329, 499, 510,
527, 529, 530, 562.
Sdhret 26, 37.
$iibheli seyler 549, 560.
Siikr7, 75, 85, 165,323,(459).
Ta'am adabi 207, (327), 328.
Ta'at yapmak 293.
Tabi'atcilar 130.
Ta'dTI-i erkan 185, 249, (259), 282, 401,
415,551,561,565.
Ta'dTI-i zeman 390, 391, 393, 571.
Taharet 373.
TaklTd 34, 81,91.
TaktTr 151.
Takva 11, 32, 57, 91, 207, 243, 288,
355, (466), 479, 565.
Tama' (42),
Talak 482, 483, 548.
Tarn mulk 294, 534.
Tarn temizlik221, 227, 228,
Tansiyon 81 .
TanzTmat 149, 532.
Tarikatcilar 18, 43, 92, 117, 159, 358,
469, 494, 560.
Tarikatlar 358.
Tath dil 104, 290, 322, 491, 496.
Ta'yTn etmek 295.
Tayyarede nemaz 261 , 282.
Tayyi mekan 560.
Ta'zir 74, 88.
TazmTn etmek 294.
Te'akkul149.
Teassub 545.
Tebareke suresi 498.
Tebasbus 150.
TeblTg 181.
Teblig-i cema'atcilar62, 109, 117, 153,
545, 546.
TecdTd-i Tman 24, 116, (447), 548.
TecdTd-i nikah 24, 116, 548.
TecribT ilmler 135.
TecvTd ile Kur'an okumak 416, 417.
Tedavi sunnetdir 151, 455, 466.
Tefekkur 1 05, 106,243.
TefsTr(109), 110,211.
TefvTz 42.
TegannT245, 313, 314, 465, 494.
TegannT haramdir 314, 416, 494, 550.
Tehaffuz149.
Tehammul 150.
Teharri 549.
Tehecciid nemazi 195, 413, 420, 500.
Tehevvur14, (84), 147, 156, 158.
Tehiyyet-ul-mescid nemazi 120, 411,
420.
Tehlukeye atilmamah 84.
TekbTr-i tesrik 242, 249, 279, 552.
Tekebbur 48, 50, 55, 60.
590
Tekkeler 465, 494, 550.
Televizyon 16, 194, 336, 464, 469.
Televizyondaki imama uyulmaz 248,
257.
Telffk-i mezahib 35, 91, 518, 519.
Telkin vermek (346).
Temelluk 48.
Temenni 31 .
Temizolmah318, 321.
Temkin zemam 306, 392, 393, 569.
TeravTh nemazi 421 , (433).
Terman 148.
Tesavvuf 18, 105, 144,562,566.
TesbTh 115.
TesbTh okumak 405, 414.
TesbTh nemazi 414.
Tesettiir 208, 315, 320, 335, 478.
TeslTm 152, 323.
Test usulij 148.
TesvTf (97).
Tevadu' 48, 55, 58, 60, 63, 67, 69, 78,
150, 158,323,440,461.
Tevbe 23, 24, 41, 71, 93, 111, (115),
116, 119, 120, 122, 174, 194, 204,
309,321,323,339,412,510.
Teveddud 152.
Tevekkul 41, 152, 188, 323, 358, 438,
451,467,560.
Teverruk211.
Tevessul 531.
TevhTd 189,(441).
TevhTd duasi 219.
Te'vTI109, 111,531,563.
Tevrat kitabi 21 , 64, 180.
Teyemmum (236), 281, (370), 376.
Teyemmumun farzlan (236), (370), 525.
Teyemmum nasil yapihr? (236), 237,
370,
Tezekkur 149.
Tezellul (67), 68, 158.
Ticaret 77, 535, 562.
Ticaret adabi 452, 454, 562.
Turistler 60, 82.
Tul-i emel (41), 42, 444.
Turkiye gazetesi 65.
Tutikusu138, 142.
Tiibba' 20.
Tub bebek 456.
Turbe yapmak 469, 530, 543.
Turbeleri ziyaret adabi 353.
Tutun haram degildir 204, 464, 545.
Ucb31,45, 48, (70), 71.
Ugursuzluga inanmamali 72, 496, 545.
Uhud gazasi 78.
Ulema-i su' 38.
Ulul-emre ita'at 473.
Usur 292, 293, 534, 547, 548.
Utanmak 28.
Uzlet 27.
Uzunluk bleu birimleri 261, 429.
UzvTcismler 137.
Ucret ile ibadet 37, 38.
Ufuklar381,384.
Ulfet 152.
Uluhiyyet sifatlan 12, 154, 178, 329,
441,478.
Ummet-i Muhammed 73.
Ummid 40.
Umm-i veled 483.
Vacib 206, 208, 276, 277.
Va'd 38, 72, 89, (90).
Vahdet-i vucud 563.
Vaftiz: (Faideli Bilgiler ve Cevab Vere-
medi)
VahsT 8.
Vahy(93), 98, 139, 170, 173.
Va'Td 90.
Vakf531,538.
Vakt, nemazin sartidir 381, 389, 407.
Vaktin evvelinde kilmah 407.
Varhk 561.
Vasiy 548.
Vasiyyet 120, 166, 187, 272, 273.
Va'z 37, 58.
Vefa 1 52 323
Vehhabiler 62, 109, 163, 209, 217, 275,
326, 469, 529, 530, 531 , 545, 547.
Vehhabiler kafir olmakdadir 182.
Vehm 93, 560.
Vekar104, 151.
Veled-i zina 24, 548.
Veil 13, 43, 98, 105, 120, 174, 271,
467, 475, 479, 558.
Vera' ve takva 32, 151, 207, 355, 403.
Veresiye satis 549.
Vergi odemel'idir 9, 60, 75, 194, 323.
Vesvese 42, 43, 74, 86, 87, 97, 170,
403.
Vitr nemazi 210.
Vucud, beden ni'meti (455).
Yabanci kadina bakmak 210,31 9, 487,
494.
591
Yabanci kadin sesi 244, 247.
Yabanci kadmla halvet haramdir 315,
317,543.
Yagmur duasi 37, 421,422.
Yalan soylemek 312, 494, 509, 546.
Yalan soyleyenler 454, 509,
Yalanci sahidlik 193, 311.
Yapici kuvvet 1 34.
Yaratmak 46, 70, 73, 106, 328, 329,
360.
Yara uzerine mesh 377, 514.
Yardim dernekleri 537, (538).
Yardimlasmak 68, 69, 76, 114,
Yatakdan kalkmak adabi 498.
Yatmak adabi 498, 499.
YehudT8, 77, 94, 99, 154.
Yehudilere benzememeli 436, 528.
Yemin 38.
Yemin etmemeli 185, 203, 205, 311,
353, 509.
Yeni ve temiz giyinmeli 447.
Yetim mah yimek311.
Yetimleri oksamak sevabi 436.
Yetmisiki firka 153, 174, 183, 426.
Yilbasi 196.
Yildiziar 106.
Yimek adabi ve duasi 327, 328, 330,
446.
Yimek, icmek adabi 207, 327, 328,
330, 372, 446, 469, (493), (496), 508,
560.
Yimesi haram olanlar 37, 446, 463,
469, 493, 549.
Yobaz36, 130, 316, 556.
Yolculukda nemaz 256, (260), 282,
(429).
Yunan feylesoflan 19, 127, 128, 183,
495.
Yusuf aleyhisselam 73, 182.
Yiirumek adabi 423, 487, 497.
Yiizsuhuf 180.
Yuzuktakmak510.
Zahid 27, 95, 96,
Zalim 8, 22, 26, 49, 60, 79, 82, 97, 107,
165.
Zalimlerden kurtulmak icin dua 499.
Zamm-i sure nedir? 402.
Zan 92, 93, 464.
Zaruret 67, 68, 95, 151, 214, 268, 317,
512.
Zeburkitabi 180.
Zeka148, 149, 166.
Zekat 78, 83, 94, 268, 450.
Zekat vermek (292), 298, 310, 312,
450, 451,(534), 535, 566.
Zelzele 468, 496.
Zengin olmak 41 , 68, 69, 461 , 534.
Zeval vakti daireleri 387.
Zevc ve zevce haklan 96, 332, 333,
335, 336, 479, 495, 497, 533.
Zevk ve safa duskunleri 17, 132, 240,
314,426.
Zindik 35, 36, 92, 110, 116, 204, 496,
532.
Zihn 78, 149.
Zikredenin kalbi kararmaz 10, 94, 449,
500.
Zikr etmek 10, 43, 94, 190, 191, 322,
323, 356, 358, 444, 465, 552.
Zikr-i ilahi 10, 83, 356, 552.
Zilhiccenin sevabi 434.
ZimmT60, 107, 294, 295.
Zina 51, 74, 199, 204, 207, 311, 469,
478,481,543,548.
ZTnet 37, (95), 462, 470.
Zinet esyasi 50, 151, 296.
Ziyafet 68, 331,550.
Ziyaret 335, 352, 406, 459, 486, 497,
(505).
Zra' denilen olcu 261, 371, 429.
Zuhr vakti 388, 390, 393, 395.
Zulm 25, 49, 60, 77, 79, 80, 88, 97,
107, 113, 147, 157, 163, 185, 310,
438,477,505,508,510.
Zulm yapanlar 49, 83, 113, 163, 165,
193,505,510.
Zuhd 95, 207, (466).
Ziilkarneyn 79, 182.
Zunnar kusagi 22.
Hak teala, intikainm, kul eli He ahr.
ilm-i hali bilmiyenler, onu kul yapdi samr.
592