Skip to main content

Full text of "Hakikat_Kitabevi_Turkce_Kitaplar"

See other formats


HakTkat Kitabevi Yayinlan: 6 

Birinci Kism 
KUR'AN-I KERlMDE 

KIYAMET ve AHIRET 

Miiellifi 
imam-i Gazali 

Miitercimi Omer Beg 

Nefs Muhasebesi 

Ikinci Kism 

MUSLIMANA NASIHAT 

Vehhabflik 
Ellidordiincii Baski 




Hakikat Kitabevi 

Darussefeka Cad. 53 P.K.: 35 34083 

Tel: 0212 523 45 56 Fax: 0212 523 36 93 

http://www.hakikatkitabevi.com.tr 

e-mail: bilgi@hakikatkitabevi.com.tr 

Fatih-ISTANBUL 

NISAN-2009 



KIYAMET ve AHIRET KITABININ 
ICiNDEKiLERi 



Lei KISM: Kiyamet ve Ahiret 3 

Birinci fasl: Allahii teala kullanndan misak aldi 7 

Ikinci fasl: insan, omril boyunca dunyada durur. Sonra 

oliir. Olum halleri; mii'minm ruhu semalan gecer. Imam, 
nemazi, zekati, Ramezan orucu, hacci diizgtin olanlarm, 

seher vaktleri istigfar edenlerin ruhlan yiikselir 8 

Uciincii fasl: Kafirin ruhunun bedeninden aynlmasi. Kabr 

siialleri. Mii'minler bu siiallere kolay cevab verirler 14 

Dordiincii fasl: Facir (kafir) kabr siiallerine cevab veremez. 
[Resulullahin ana-babalarmm iman etmeleri ile ilgili 

alimlerin bildirdikleri.] 20 

Besinci fasl: Kabrde oliiler dort halde bulunur 25 

Altinci fasl: Kiyametin kopmasi, canhlarm dirilmesi 28 

Yedinci fasl: iki nefha arasindaki tevakkuf 31 

Sekizinci fasl: Herkes kabri iizerine cikar, hasr baslar. 
Insanlar, hesabin cabuk yapilmasi icin ultiFazm Pey- 

gamberlerin sefa'atci olmalanm sira ile rica ederler 32 

Dokuzuncu fasl: Peygamberimiz Muhammed aleyhissela- 
mm sefa'ati. Hesabin baslamasi. Her Peygamber tebli- 
ginden siial olunur. Ummetleri de kendilerine teblig 

olandan siial olunurlar 41 

Onuncu fasl: Dunyada a'ma olanlarm, islam diismanlarma 
aldanmayip, Ehl-i siinnet i'tikadina simsiki sanlanlarin, 
birbirini Allah nzasi icin sevenlerin, Allah korkusundan 
haram islemeyip, aghyanlarm, halal kazanmak ipin ugra- 
sanlarm, belalara sabr edenlerin, genclikde ibadet eden- 
lerin, mal ve mevki'leri ile muslimanlara eziyyet eden- 
lerin, ehl-i belamn, genclerin ve kole ve cariyelerin ve 

tenbel fiikaramn hasrlan 51 

Kiyamet ve Ahiret kitabinin son sozti 62 

Nefs muhasebesi 64 

ILci KISM: Muslimana Nasihat 75 

Vehhabilik ve Ehl-i siinnetin cevabi 81 

Vehhabiligin Baslangici ve yayilmasi 325 

Muhammed Ma'sum hazretlerinin l.ci cild, 182.ci mektubu.376 

Baski: ihlas Gazetecilik A.S. 

29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna-ISTANBUL 
Tel: 0.212.454 30 00 

ISBN: 975-92119-7-1 



Birinci Kism 

KIYAMET ve AHIRET 
ONSOZU 

Allahii teala, diinyada biitiin insanlara aciyarak, faideli seyleri ya- 
ratip gondermekdedir. Biitiin insanlann, diinyada ve ahiretde rahat ve 
huzur icinde yasamalan icin, nasil hareket etmeleri lazim oldugunu 
bildirmisdir. Ahiretde, Cehenneme gitmesi gereken mti'minlerden di- 
ledigine ihsan ederek afv edecek, Cennete kavusduracakdir. Her can- 
liyi yaratan, her van, her an varlikda durduran, hepsini korku ve deh- 
setden koruyan yalniz Odur. Boyle bir Allahin sereffi ismine sigmarak 
bu kitabi yazmaga bashyoruz. 

Allahii tealaya hamd olsun! Onun, verdigi ni'metlere, iyiliklere, son- 
suz siikrler olsun! Herhangi bir kimse, herhangi bir zemanda, herhangi 
bir yerde, herhangi bir kimseye, herhangi birseyden dolayi, herhangi bir 
suretle hamd ederse, bu hamd ve siikrlerin hepsi, Allahii tealaya yapil- 
mis olur. Ciinki, herseyi yaratan, terbiye eden, yetisdiren, her iyiligi yap- 
diran hep Odur. Kuvvet, kudret sahibi yalniz Odur. O hatirlatmazsa, 
hicbir kimse, iyilik ve kotiiliik yapmayi irade, arzu edemez. Kul irade et- 
dikden sonra, O da istemedikce, kuvvet ve firsat vermedikce, hicbir 
kimse hicbir kimseye, zerre kadar iyilik veya kotiiliik yapamaz. 

Onun Peygamberlerinin hepsine "aleyhimiissalevatii vetteslimat" 
ve once, onlarm en iistiinii olan Muhammed Mustafaya "aleyhi ve aley- 
himiissalevatii vetteslimat" selamlar ve diialar olsun! O yiice Peygam- 
berin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" Ehl-i beytine ve Onun ruhlara 
sifa olan giizel yiiziinii gormekle, faideli sozlerini isitmekle sereflenen, 
boylece biitiin insanlann en kiymetlileri olan Eshabimn herbirine "ra- 
diyallahii teala anhiim ecma'in" bizden selamlar ve diialar olsun! 

Miisliman olmak icin, (Kelime-i tevhid) denilen (La ilahe illallah, 

Muhammediin resulullah) soziinii soylemek ve bunun ma'nasim kisa- 
ca bilmek ve inanmak lazimdir.^Bunun ma'nasim bilmek de, alti seyi 
bilmek demekdir. Bu alti seye ( 1 111:111111 sartlari) denir. Bu alti seyden 
besincisi ahiret hayatma inanmakdir. (450) hicri yihnda tevelliid ve 
505 [m. 1111] de vefat etmis olan, biiyiik islam alimi imam-i Muham- 
med Gazali "rahmetullahi aleyh" kiyamet bilgilerini aciklamak icin 
(Diirre-tiil Fahire ff-ke^f-i ulum-il-ahire) adinda aynca bir kitab yaz- 
misdir. Bu kitabi, (Kesf-iiz-ziinun)da da bildirilmekdedir. Kastamoni 
Askeri Riisdiyye, ya'ni ortamekteb arabi mu'allimi Omer beg, bu kiy- 
metli kitabi, arabiden tiirkceye cevirerek, (Kur'an-i kerimde kiyamet 
ve ahiret halleri) ismini vermis ve 13 Kasim 1911 ve 5 Zilka'de 1329 
hicri yihnda Kastamonide basilmisdir. Simdi, bu kiymetli kitabi yeni- 
den basdirmak, kitabevimize nasib oldu. Baska mu'teber kitablardan 
alarak sonradan yapilan aciklamalar, bir koseli parantez [ ] icine yazil- 

-3- 



di. Din kardeslerimize bu hizmetde bulunmagi ihsan buyuran Allahii 
tealaya sonsuz siikrler olsun! Allahii teala hepimize, Ehl-i stinnet 
alimlerinin bildirdigi dogru bilgileri ogrenmek ve bunlara inanmak ve 
sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselamm bildirdigi emrlere 
ve yasaklara uyarak, iyi bir insan olmak nasib eylesin! tyi bir insan, 
herkese iyilik eder. Kimsenin malma, camna, lrzma, namusuna saldir- 
maz. Devlete, kanunlara karsi gelmez. Peygamberimiz "sallallahii 
aleyhi ve sellem" (Islamiyyet, kilmclarin golgeleri altindadir) buyur- 
du. Bunun ma'nasi (Insanlar, devletin, kanunlarm idaresi, himayesi 
altinda, rahat yasarlar. Ibadetlerini rahat yaparlar) demekdir. Devlet 
ne kadar kuvvetli olursa, rahat ve huzur da o kadar artar. Bunun icin, 
muslimanlarm devlete daima yardim etmesi, vergilerini vaktinde ver- 
mesi, tath dil ve giiler yiiz ile herkese nasihat etmesi lazimdir. Din 
diismanlarmm yalanlarma, hilelerine ve iftiralarma aldanarak, dihine 
ve devletine hiyanet etmekden muhafaza buyursun! Amin. 

Bugtin, biitiin diinyadaki miislimanlar iic firkaya aynlmisdir. Birin- 
ci firka, Eshab-i kiramm yolunda olan, hakiki mtislimanlardir. Bunlara 
(Ehl-i stinnet) ve (Stinni) ve (Firka-i naciyye), Cehennemden kurtulan 
firka denir. Ikinci firka, Eshab-i kirama dtisman olanlardir. Bunlara 
($iT) veya (Firka-i dalle) sapik firka denir. Uciinciisii, siinnilere ve 
si'ilere diisman olanlardir. Bunlara (Vehhabi) ve (Necdi) denir. Ciinki 
bunlar, ilk olarak Arabistamn Need sehrinde meydana cikmisdir. Bun- 
lara (Firka-i mel'une) de denir. Ciinki, bunlarm miislimanlara miisrik 
dedikleri (Kiyamet ve Ahiret) ve (Se'adet-i Ebediyye) kitablanmizda 
yazihdir. Miislimanlara kafir diyene Peygamberimiz la'net etmisdir. 
Miislimanlan bu iic firkaya parcalayan, yehudilerle ingilizlerdir. 

Hangi firkadan olursa olsun, nefsine uyan ve kalbi bozuk olan, Ce- 
henneme gidecekdir. Her mti'min, nefsini tezkiye icin, ya'ni nefsin ya- 
ratihsmda mevciid olan kiifrii ve giinahlan temizlemek icin, her zeman 
cok (La ilahe illallah) ve kalbini tasfiye icin, ya'ni nefsden ve seytan- 
dan ve kotii arkadaslardan ve zararh, bozuk kitablardan gelmis olan 
ktifrden ve gunahlardan kurtulmak icin (EstagHrullah) okumahdir. 
Ahkam-i islamiyyeye uyamn diiasi muhakkak kabul olur. Nemaz kil- 
miyanin, acik kadmlara bakanm ve haram yiyip icenin, ahkam-i isla- 
miyyeye uymadigi anlasihr. Bunlarm diialan kabtil olmaz. 

Mfladf sene Hicri semsf Hicri kamerf 

2001 1380 1422 

TENBIH Misyonerler, hiristiyanhgi yaymaga, yehudiler, Talmutu 
yaymaga, Istanbuldaki Hakikat Kitabevi, islamiyyeti yaymaga, ma- 
sonlar ise, dinleri yok etmege cahsiyorlar. Akh, ilmi ve insafi olan, 
bunlardan dogrusunu iz'an, idrak eder, anlar. Bunun yayilmasma yar- 
dim ederek, biitiin insanlarm diinyada ve ahiretde se'adete kavusma- 
larina sebeb olur. Insanlara bundan daha kiymetli ve daha faideli bir 
hizmet olamaz. Bugiin hiristiyanlarm ve yehudilerin ellerindeki Tev- 
rat ve Incil denilen din kitablanmn, insanlar tarafmdan yazilmis ol- 
duklanm kendi adamlan da soyliyor. Kur'an-i kerim ise, Allahii teala 
tarafmdan gonderildigi gibi tertemizdir. Biitiin papazlarm ve haham- 
lann, Hakikat Kitabevinin nesr etdigi kitablan dikkat ile ve insaf ile 
okuyup anlamaga cahsmalan lazimdir. 

-4- 



KIYAMET ve AHIRET 

Hamd, zatinin ebedi oldugunu bildiren Allahii tealaya olsun. 
Kendisinden baska biitiin varliklann yok olmalarmi diledi. Kafir- 
leri ve giinahkarlan kabr azabi ile cezalandiracakdir. Kullannm 
diinya ve ahiret se'adetine kavusmalan icin Peygamberleri vasita- 
si ile emrlerini ve yasaklanni bildirdi. Kullannm ahiretde azab ve- 
ya miikafat gormelerini diinyadaki yapdiklan birkac giinliik amel- 
lerine bagladi. Ahiret yoluna girip, rrzasina kavusmagi, secdigi ve 
sevdigi kullanna kolay eyledi. 

Allahii teala, sevgili peygamberi Muhammed aleyhisselama, 
Onun Aline ve Eshabina salat ve selam eylesin ki, onlarm ismleri- 
ni miislimanlar arasmda pek yiiksek eyledi. 

Bilmelisin ki, herseyi dirilten ve oldiiren Allahii teala, Al-i im- 
ran suresinin yiizseksenbesinci ve El-Enbiya suresinin otuzbesinci 
ve El-Ankebut suresinin elliyedinci ayetinin meal-i serifinde, (Her 
canh oliimii tadacakdir) buyurdu. Bununla alemlerin iic oliimiinii 
bildirdi. Diinya alemine gelen elbette oliir. Ceberut alemine ve 
melekut alemine gelenler de elbette oliir. Bunlardan diinya ale- 
minde olanlar, Ademogullan (insanlar) ile karada, denizde ve ha- 
vada olan hayvanlardir. 

Melekiiti olan [ya'ni gozle goriilemiyen] ikinci alem, melekler 
ile cin siniflannin bulundugu alemdir. 

Ceberuti olan iiciincii alem ki, meleklerden secilenlerin alemi- 
dir. Nitekim Kur'an-i kerimde, Hac suresinin yetmisbesinci ayetin- 
de mealen, (Allahii teala, meleklerden ve insanlardan Peygamber- 
ler secdi) buyuruldu. 

Iste bu iiciincii smif Ceberut aleminin ehli, Keriibiyan, Ruhani- 
yan, Hamele-i Ars melekleri ve Suradikat-i celal ehli olanlardir. 
Enbiya suresinin ondokuz ve yirminci ayetlerinde mealen, (Alla- 
hii tealamn indinde olan dyle melekler vardir ki, kendisine ibadet- 
de, kendilerini begenmezler ve hie yorulmazlar. Gece giindiiz hep 
Allahii tealayi tesbih ederler, usanmazlar) buyurularak, bunlan 
bildirmekdedir. Allahii teala onlan bu ayet-i kerime ile medh bu- 
yurmusdur. Bunlar cok serefli olup, Cennet bagcelerinde bulunur- 
lar. Bunlar Kur'an-i kerimde bildirilmis olup, sifatlan anlatilmis- 

-5- 



dir. Bunlar cenab-i Hakka yakm olduklan ve bulunduklan mekan- 
lan Cennet oldugu halde yine oliirler. Allahu tealaya yakm olma- 
lan, olmelerine mani' olmaz. 

Sana once dtinya olumunii anlatacagmi. Haber verecegim seyi 
dinlemek icin kulagmi iyi ver ki, eger Allahu tealaya ve Onun Re- 
suliine, kiyamet giiniine ve ahirete inamyorsan; sana insanlarm bir 
halden diger bir hale nasil gecdiklerini nakl edip, onlann hallerini, 
vasflanm haber verecegim. Ciinki, bu haberler ancak delil ve sahid 
iledir ki, anlatacaklanma Allahu teala ve Kur'an-i kerim sahiddir. 
Kur'an-i kerim ile Resulullahdan "sallallahu aleyhi ve sellem" nakl 
edilen sahih hadisler soziimii tasdik eder. [insan oliince, (Diinya 
hayati) biter. (Ahiret hayati) baslar. Ahiret hayati iic kismdir: Tek- 
rar dirilinciye kadar, (Kabr hayati) dir. Sonra, (Kiyamet hayati), 
bundan sonra, (Cennet ve Cehennem hayati) dir. Bu iiciincu ha- 
yat, sonsuzdur.] 



Dtinyada iyi, faideli seyler, kotii, zararh seylerle kansikdir. 
Se'adete, rahat ve huzura kavusmak icin, hep iyi, faideli seyleri 
yapmak lazimdir. Allahu teala cok merhametli oldugu icin, iyi 
seyleri kotiilerden ayiran bir kuvvet yaratdi. Bu kuvvete (akl) de- 
nir. Temiz ve saglam olan akl, bu isini, cok iyi yapar, hie yamlmaz. 
Giinah islemek, nefse uymak, akh ve kalbi hasta yapar. iyiyi ko- 
tiiden ayiramaz. Allahu teala, merhamet ederek, bu isi kendi yap- 
makda, iyi isleri Peygamberler vasitasi ile bildirmekde ve bunlan 
yapmagi emr etmekdedir. Zararh seyleri de bildirip, bunlan yap- 
magi yasak etmekdedir. Bu emr ve yasaklara (Din) denir. Mu- 
hammed aleyhisselamin bildirdigi dine (islamiyyet) denir. Bugun, 
yeryiiziinde, degisdirilmemis, bozulmamis tek din vardir. O da is- 
lamiyyetdir. Rahata kavusmak icin, islamiyyete uymak, ya'ni miis- 
liman olmak lazimdir. Miisliman olmak icin de, hicbir formaliteye, 
imama, miiftiye gitmege luzum yokdur. Once kalb ile iman etme- 
li, sonra da, islamiyyetin emr ve yasaklanm ogrenmeli ve yapma- 
hdir. 



Siial melekleri kabre geleler, 
NemazuiM dogru kihhn mi diyeler. 
Hemen kurtuldun mu sandm oliince, 
Senin icin azab hazir diyeler. 



-6 



BIRINCI FASL 

Allahii teala, Adem aleyhisselami yaratmca, belini kudretiyle 
mesh buyurdugu zeman, ondan iki avuc aldi. Birisini sag tarafin- 
dan, digerini ise sol tarafmdan aldi. Her insamn zerresini birbirin- 
den ayirdi. Adem aleyhisselam onlara bakdi ki, onlarm zerreler gi- 
bi oldugunu gordii. El-Vaki'a suresindeki bir ayet-i kerimede me- 
alen, (iste bu sagdakiler Cennet ehlinin amelini \ apacaklai liitlan, 
Cennetlik olanlardir. Bana bunlann amellerinden bir faide ve za- 
rar yokdur. Bu soldakiler Cehennem ehlinin amelini yapacaklarin- 
dan, Cehennemlik olanlardir. Bana bunlardan da bir faide ve bir 
zarar yokdur) buyuruldu. 

Adem "aleyhisselam" Allahii tealaya, (Ya Rabbi! Cehennem 
ehlinin ameli nedir?) diye sordu. Allahii teala da, (Bana sirk kos- 
mak ve gonderdigim Peygamberlere inanmamak ve ilahi kitabla- 
rimda (Peygamberlere verilen kitablar) olan emr ve nehyimi tut- 
mayip, bana isyan etmekdir) buyurdu. 

Bunun iizerine Adem aleyhisselam, Allahii tealaya diia ederek, 
(Ya Rabbi! Bunlan kendilerine sahid kil. Umulur ki, Cehennem 
ehli ameli islemezler) dedi. Allahii teala da, nefslerini sahid yapip 
(Ben sizin Rabbiniz degil miyim?) buyurdu. Hepsi, (Rabbimizsin. 
Biz sehadet eyledik) dediler. Allahii teala, melekleri ve Ademi 
"aleyhisselam" de sahid tutdu ki, onlar Allahii tealanm rububiyye- 
tini ikrar etdiler. Bu sozlesmeden sonra, onlan tekrar eski mekan- 
lanna gonderdi. Cunki bunlann hayatlan yalmz ruhani bir hayat 
idi. Cismani bir hayat degildi. Allahii teala bunlan Adem aleyhis- 
selamin sulbiine yerlesdirdi. Ruhlarim kabz edip, arsm hazinele- 
rinden birinde muhafaza kildi. 

Bir babamn nutfesi anamn rahminde karar edip, cocugun cis- 
mani sureti temam oldugu zeman, heniiz oliidiir. Melekuti bir cev- 
heri oldugundan, cesedin fenalasmasi men edildi. Allahii teala 
rahmde olii olan bu cocuga ruh vermeyi murad buyurdugunda, ar- 
sin hazmelerinde bir miiddet gizleyip muhafaza buyurdugu ruhu, o 
cesede iade eder. C° cu k o zeman hareket etmeye baslar. Cok qo- 
cuk vardir ki, anne karmnda hareket eder. Validesi ba'zan isitir. 
Ba'zan isitmez. Allahii tealanm ruhlara, (Ben sizin rabbiniz degil 
miyim) diye sordugu misakdan (sozlesmeden) sonraki oliim ya'ni, 
ruhunu arsin hazinelerine gondermesi birinci oliim ve simdiki ana 
karmndaki hayat, ikinci hayatdir. 



-7 



IKINCI FASL 

Bundan sonra, Allahii teala, insam hayati boyunca, diinyada 
durdurur. Belli olan eceli gelinceye kadar ve nzki tiikeninceye ka- 
dar ve ezelde takdfr edilmis olan amelleri bitinceye kadar, diinyada 
durur. Diinyadaki oliimii yaklasdigi vakt, dort melek gelir. Bunla- 
nn biri, riihunu sag ayagindan ve biri sol ayagindan ve biri sag elin- 
den ve biri sol elinden cekerler. Cok def a, ruhu gargara haline gel- 
mezden evvel (Alem-i melekuti)yi gormege baslar. Melekleri, yap- 
diklan islerin hakikatini, alemlerinde durduklan hal iizere goriir. 
Eger dili soyler ise, onlarm viicudiinii haber verir. Cok def a da, 
gordiigii seyleri, seytamn bir isi zan eder. Lisam tutuluncaya kadar 
hareketsiz kalir. Bu halde, yine melaike riihunu parmak uclarmdan 
cekerler. Solugu ise, sanki saka kirbasindan su bosalir gibi, giril gi- 
nl oter. Facirin ruhu da yas keceye takilmis olan diken cekilir gibi 
cikanhr ki, bunu insanlarm en iistiinii olan Peygamberimiz "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" haber verdi. Bu halde olii karnmi diken ile 
dolu zan eder. Ruhunu da, sanki bir igne deliginden cikiyor ve gok 
yere bitisiyor ve kendisi arasmda kahyor zan eder. 

Hazret-i Ka'bdan "radiyallahii anh", oliim nasil oluyor diye sii- 
al olundu. Buyurdu ki: (Bir diken dahm bir kisinin icerisine koy- 
muslar. Ve kuvvetli bir kimse onu cekiyor. Kesdigini kesiyor. Ka- 
lan kahyor gibi buldum). 

Peygamberlerin efendisi "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bu- 
yurdu ki, (Elbette oliim acilarindan birinin siddeti, iicyiiz kerre ki- 
linc vurmakdan daha §iddetlidir). 

Iste bu zemanda insanm cesedi terler. Gozleri siir'at ile iki ta- 
rafa gider. Burnunun iki tarafi cekilir. Gogiis kemikleri kalkar, so- 
lugu kabanr, benzi saranr. Aise-i siddika "radiyallahii anna" vali- 
demiz, Resulullah kucagmda iken, bu hali gortince, goziinden yas 
dokerek su mealde si'r soyledi: 

(Nefsimi sana feda ederim ya Resulallah ki, seni fena hareket- 
lerden birsey kederlendirmedi, incitmedi. Bu zemana kadar seni 
cin de carpmadi. Birseyden dahi korkmadm. Simdi ne oldu ki, gii- 
zel yiiziin inci gibi terle ortiilmus goriiyorum. Her oliiniin rengi sol- 
dugu halde, senin mubarek yiiziiniin niirlari hakikaten her tarafi 
aydinlatiyor.) 

Ruhu kalbe gelince dili tutulur. Hie kimse ruhu gogsiine gelmis 
iken konusamaz. Bunun iki sebebi vardir. Biri, is gayet biiyiik ol- 
dugundan, gogiis nefeslerle sikisip, daralmisdir. 

Gormezmisiniz, insanm gogsiine vurulsa bayihr. Ancak az son- 
ra soze kadir olur. Cok kerre de soyliyemez. insanm neresine vu- 

-8- 



rulsa seslenir. Gogsiine vurulsa, hemen sessiz olii gibi diiser. 

Ikinci sebebi de, ses akcigerlerinden disari cikan havanin hare- 
ketinden hasil oluyor idi. Bu soluk ise kalmadi. Nefes alip vereme- 
digi icin, bedenin harareti kalmaz, sogur. Bu zemanda mevtalarm 
halleri muhtelif olur. 

Ba'zilan vardir ki, melek zehr ile su verilmis kizgm demir ile 
vurur. Hemen ruh kacar, harice cikar. Melek onu eline ahr, civa gi- 
bi titremeye baslar. Cekirge kadar insan seklinde olur. Sonra me- 
lek onu zebaniye (azab yapici melege) teslim eder. 

Ba'zi mevta vardir ki, ruhu azar azar cekilir. Ta ki, bogazmda 
tutulur. Bogazmda da kalmaz. Ancak kalbe bagh olarak kalir. Bu 
zemanda, melek zehrli kizgm demir ile vurur. Zira, o demirle vur- 
maymca, ruh kalbden aynlmaz. Bu demirle vurmanm sebebi, de- 
mir oliim denizine daldinlmisdir. Kalb uzerine konulunca, diger 
yerlerine de sirayet eden zehr gibi olur. Zira, hayatin sirn ancak 
kalbdedir. Onun sirn ancak diinya hayatmda te'sir eder. Bunun 
icin, ba'zi kelam alimleri (hayat ruhun gayndir) ve (hayatin ma'na- 
si, ruhun beden ile kansmasidir) dediler. 

Ruh cekilip, son bagi kopacagi zeman, kendisine bircok fitneler 
anz olur. Bu, ol fitnelerdir ki, iblis a'vamm (yardimcilanni) hassa- 
ten o kimseye musallat eder. O halde iken o insana gelirler ve 
onun anasi ve babasi ve kardesi ve kizkardesi ve sevdigi kimseler- 
den vefat etmis olanlar suretinde goriiniirler ve ona derler ki: 

(Ey filan! Sen oliiyorsun. Biz, bu halde seni gecdik. Sen yehudi 
dininde olarak 61. Bu din, Allah indinde, makbul olan hak dindir). 
Eger bunlann sozlerine aldanmaz, dinlemez ise, yamndan giderler. 
Baskalan gelip, derler ki, (Sen nasrani (hiristiyan) olarak 61! Zira 
o din Mesihin, ya'ni Isa aleyhisselamin dinidir ki, Musa aleyhisse- 
lamm dinini, nesh etmisdir.) Boylece, her milletin dinlerini ona 
soylerler. O zemanda, Cenab-i Hakkm sasirmasim diledigi kimse sa- 
sirir. Iste bu; (Ey bizim Rabbimiz! Diinyada iken bize linaii verdigin 
gibi, oliirken de kalblerimizi sasirtina) mealindeki Al-i imran sure- 
sinin sekizinci ayet-i kerimesinin haber verdigi haldir. 

Cenab-i Hak bir kuluna hidayet ve imanda sebatim dilerse, o 
kimseye rahmet-i ilahiyye gelir. Ba'zilan, bu rahmetden maksad 
Cebrail aleyhisselamdir, dediler. 

Rahmet-i ilahiyye, seytam uzaklasdinp, hastamn yiiziinden o 
yorgunlugu giderir. O zeman insan ferahlar, giiler. Cok kimselerin 
bu halde guldiigu goriiliir ki, Allahii teala tarafindan rahmet gelme- 
si ile onu miijdeleyip, (Beni bilir misin, ben Cebrailim. Bunlar ise, 
senin diismanlarm olan seytanlardir. Sen Millet-i Hanifiyye ve din-i 



Muhammediyye ilzre vefat et!) der. Insana iste bu melekden daha 
cok sevgili ve ferahlandinci bir sey yokdur. (Ya Rabbi, bize rahme- 
tini ihsan eyle. ihsan sahibi ancak sensin) meal-i serifindeki, Al-i 
Imran suresi sekizinci ayet-i kenmesi, bu hali haber vermekdedir. 

Ba'zi kimseler vardir ki, ayakda nemaz kilarken vefat eder. 
Ba'zisi uykuda iken, ba'zisi, bir seyle mesgul iken, ba'zisi da, calgi 
ve oyunlara dalrms iken, kimisi de, serhos iken, ansizm vefat eder. 
Ba'zi kimselere, riihu cikarken kendinden evvel gecen tamdiklan 
gosterilir. Bunun icin, etrafinda olan kimselere bakar. Bu zeman- 
da, o kimse icin horuldamak olur ki, insandan baska hersey onu isi- 
tir. Insan isitmis olsa, elbette helak olur, korkudan olurdii. 

Oliiniin his duygularmdan en son gayb edecegi sey isitmesidir. 
Zira ruh kalbden ayrildigi vakt yalniz gormesi bozulur. Fekat isit- 
mek, ruh kabz oluncaya kadar gayb olmaz. Bunun icin Fahr-i alem 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" efendimiz, (Oliim hastabginda 
olanlara sehadeteyn-i kelimeteyn ki, "La ilahe illallah Muhamme- 
diin Resulullah"dir. Bu kelimeyi telkin ediniz!) buyurmusdur. 
Oliim halinde olanm yamnda cok soz soylemekden de nehy buyur- 
musdur. Ciinki o zeman, insan siddetli sikmti icindedir. 

Eger oliiniin agzmdan tiikriigii akmis, dudagi sarkmis, yiizii ka- 
rarmis, gozii donmiis ise, bilmis ol ki, o sakidir. Ahiretdeki sekave- 
tini gormiisdiir. 

Eger goriir isen ki, agzi acik, sanki giiltiyor, yiizii giiliimsiyor, 
gozii dahi kirpik gibidir. Bilmis ol ki, o kimse ahiretde kavusacagi 
siirur ile tebsir (miijde) olunmusdur. 

Melekler, bu ruhu Cennet ipeklerinden bir ipege sararlar. O 
sa'fd olan kimsenin ruhu, bal ansi kadar insan seklindedir. Akhndan 
ve ilminden hicbirsey gayb etmemisdir. Diinyada ne yapmis ise, 
hepsini bilir. O melekler, bu ruhla beraber semaya dogru ucarak 
yiikselirler. Bu yiikselmeyi ba'zi olii bilir, ba'zi olu ise bilmez. Boy- 
lece, onceki gecmis Peygamberlerin "aleyhimtisselam" iimmetlerini 
ve yeni olmiis olanlan, bir yere yayilmis olan cekirgeler gibi gorerek 
gecerler ve birinci kat sema olan diinya semasma vanrlar. 

Bu meleklerin basinda olan Cebrail "aleyhisselam", diinya se- 
masina cikar. Kimsin diye sorulur. Ben Cebrailim, yammdaki de fi- 
landir, diyerek o kimsenin giizel ve sevdigi ismleri ile haber verir. 
Diinya semasimn bekcileri olan melekler, (Bu ne iyi bir kimsedir 
ki, i'tikadi, inanci giizel idi. Ve hie siibhesi yokdu) derler. 

Bundan sonra ikinci kat semaya cikarlar. Kimsin denir. Cebra- 
il "aleyhisselam" birinci kat semadaki meleklere soyledigi soziinii 
tekrar eder. ikinci kat semadaki melekler, o salih ruha, (Hos safa 

-10- 



geldi. Diinyada iken nemazlarim biitiin farzlarma riayet ederek 
eda ederdi) derler. 

Sonra gecer, iiciincii kat semaya ulasirlar. Kimsin denir. Cebra- 
fl "aleyhisselam" daha once soylediklerini tekrar eder. Bunun iize- 
rine (Malmm hakkini muhafaza edip zekatim, tarladan aldigi mah- 
suliin usrunu emr olunan kimselere seve seve verip, hie esirgeme- 
yen bu zat hos ve safa geldi) denir. Oradan da gecerler. 

Dordiincii kat semaya vanrlar. Kimsin denir. Daha once soyle- 
digi gibi cevab verir. (Diinyada, Ramezan orucunu tutup da, oru- 
cu bozan seylerden ve yabanci kadmlarla goriismekden ve haram 
yimekden kendini muhafaza eden kimse, hos ve safa geldi) denir. 

Sonra gecerler. Besinci kat semaya vanrlar. Kimsin denir. Da- 
ha once soyledigi gibi cevab verir. (Farz oldugu zeman haccim ri- 
yasiz ve Allahii teala icin eda eden kimse hos ve safa geldi) denir. 

Sonra gecerler. Altmci kat semaya vanrlar. Kimsin denir. Ev- 
velce vermis oldugu cevabi verir. (Seher vaktlerinde cok istigfar 
eden, gizli cok sadaka veren ve yetimlere yardim eden zat, hos, sa- 
fa geldi) denir. 

Oradan da gecerek (Suradikat-i celal) denilen, celal perdeleri- 
nin bulundugu bir makama vanrlar. Kimsin diye sorulunca, once- 
kiler gibi cevab verir. Yine (Hos ve safa geldi. Cok istigfar edip, 
[coluk cocuguna ve sozii gecenlere] emr-i ma'ruf yapan, Allahii te- 
alamn dinini, Onun kullanna ogreten, miskinlere [ve darda kalan- 
lara] yardim eden, salih kula ve giizel ruha merhabalar olsun) de- 
nir. Sonra meleklerden bir cema'ate ugrarlar ki, hepsi onu Cennet 
ile mujdeleyip, onunla mtisafeha ederler. 

Sonra (sidret-iil-muntehaya) kadar giderler. Yine kimdir diye 
sorulunca, oncekiler gibi cevab verir. (Hos safa geldi. Her iyiligini 
Allahii tealamn rizasi icin yapan zata merhaba) denir. 

Bundan sonra ates tabakasmdan gecer. Sonra nur, zulmet, su 
ve kar tabakalanndan gecer. Sonra soguk denizine ugrar ve gecer- 
ler. Her tabakanm birbirine uzakhgi bin senelik yoldur. 

Sonra Ars-ur-Rahman iizerine ortiilmiis olan perdeler acihr ki, 
seksen bin perdedir. Her perdede seksen bin serefe vardir. Her se- 
refede bin kamer ya'ni ay vardir ki, Allahii tealayi tehlil ve tesbih 
ederler. Onlardan bir kamer diinyada goriinse, nuru alemi yakar 
ve herkes Allahii tealadan baska olarak ona ibadet ederdi. Bu ze- 
manda, perde arkasmdan bir miinadi nida eder ki, bu getirdiginiz 
ruh kimdir? Cebrail "aleyhisselam" filan oglu filandir, der. 

Allahii teala, (Bunu yakmlasdinn. Ve sen ne giizel kulumsun 
buyurur.) Allahii tealamn huzur-i ma'neviye-i ilahiyyesinde dur- 

-11- 



dugu vakt, ba'zi levm-ii itab (azarlamak) ile Hak teala onu utandi- 
nr. Hatta o kul, zan eder ki, hakikaten helak oldu. Sonra, Cenab-i 
Hak onu afv eder. 

Nitekim Kadi Yahya bin Eksem hazretlerinden rivayet olundu. 
Vefatmdan sonra riiyada goruliip de siial olundu ki, Hak teala Sa- 
na ne mu'amele eyledi. Yahya bin Eksem, (Allahu teala beni ma- 
nevi huzurunda durdurdu. Ey Seyh-i Su [ya'ni fena ihtiyar]! Sen 
sunu ve bunu islemedin mi? buyurdu. Allahu tealamn yapdiklan- 
mi bildigini anladigim zeman, beni korku kapladi ve ya Rabbi, 
boyle siial soracagini bana diinyada bildirmediler, dedim. (Sana 
nasil bildirildi) buyurdu. Ben de, bana Mu'ammer, imam-i Ziihri- 
den, o da Urveden, o da Aise-i Siddika "radiyallahii anha"dan, O 
da hazret-i Peygamberden "sallallahii teala aleyhi ve sellem", O da 
hazret-i Cibrilden, O da Zat-i tealadan haber verdiler. Rauf ve ra- 
him olan Allahu teala, (Ben aziiniissan, islamda agaran sac ve sa- 
kala azab etmekden haya ederim) buyurdu; dedim. O zeman Alla- 
hu teala buyurdu ki, (Sen ve Mu'ammer ve imam-i Ziihrf ve Urve 
ve Aise ve Muhammed aleyhisselam ve Cibril sadiksimz. Ben de 
seni magfiret etdim.) 

[Kadi Yahya bin Eksem "rahmetullahi aleyh" Bagdadda kadi 
iken 242 [m. 856] de Medinede vefat etdi. Safi'i fikh alimi idi. (Ten- 
bfli) adindaki kitabi meshurdur. 

Mu'ammer bin Miisenna, Ebu Ubeyd-i Nahvi adi ile meshur- 
dur. Edib idi. 110 da Basrada tevelliid, 210 [m. 825] da vefat etdi. 
Harici idi. Cok kitab yazdi. Hadis ve tarih alimi idi. 

Muhammed bin Muslim Ziihri tabiindendir. Kitablanm divar 
gibi dizip, icine kapanarak okumakla vakt gecirirdi. Zevcesi bir 
giin (Bu kitablar bana tic ortakdan daha siddetlidir) demisdi. 124 
[m. 741] de vefat etdi "rahime-hullahu teala". 

Urve bin Zubeyr, Ziibeyr bin Avvamm ikinci ogludur. Esma 
bint-i Ebi Bekrin ogludur. Fukaha-i seb'adan biridir. Aiseden "ra- 
diyallahii anha" cok hadis-i serif bildirdi. 22 de tevelliid, 93 de Me- 
dinede vefat etdi "rahime-hullahti teala".] 

Yine, Abdul'aziz ibni Niibate rii'yada goruliip, Allahii teala 
hazretleri sana nasil mu'amele buyurdu diye sorulunca, Allahu te- 
ala bana buyurdu ki, (Sen su kimse degilmisin ki, soziinii kisaltir. 
Ve sana bu ne giizel fesahatli soz soyler denilsin diye konusur- 
dun.) Ben de, (ya Rabbi! Yiice zatim noksan sifatlardan tenzih ve 
takdis ederim ki, ben hakir kulun, diinyada zat-i rububiyyetini 
vasf ve medh ve sena ederdim.) (Oyle ise, diinyada dedigin gibi 
vasf eyle) buyurdu. Ben dahi, (Once yokdan yaratan, onlann yine 

-12- 



ruhlanm kabz ederek oldiiriir. Onlara nutk (konusma hassasi) ve- 
ren, yine nutklanm yok eder. Yok etdigi gibi, sonra yine yokdan 
icad eder. Insan oldiikden sonra, uzvlanm birbirinden ayirdigi gi- 
bi, onlan yine kiyamet giinii cem' eder) dedim. Gunahlan afv edi- 
ci olan Allahii teala, (Dogru soyledin. Git ben de seni magfiret et- 
dim) buyurdu dedi. [Ibni Niibate sair olup, divam vardir. 405 [m. 
1014] de Bagdadda vefat etdi.] 

Mensur bin Ammar da "rahmetullahi aleyh", rii'yada gorultip, 
Allahii teala sana ne mu'amele buyurdu diye sorulunca, soyle ce- 
vab verdi. Cenab-i Hak, beni ma'nevi huzurunda durdurup, (Bana 
ne ile geldin ey Mensur) buyurdu. Ben de, ya Rabbi, otuzalti hac 
ile geldim. (Onlardan hicbirini kabul etmedim. Ne ile geldin?) bu- 
yurdu Ben de; ya Rabbi, senin nzan icin, okudugum ucyuzaltmis 
hatm-i serif ile geldim. (Onlardan hicbirini kabul etmedim. Ne ile 
geldin, ey Mensur?) buyurdu. Ben de ya Rabbi, rahmetin ile gel- 
dim, dedim. Bunun iizerine, Allahii teala da, (iste simdi bana gel- 
din, git ben de seni magfiret etdim) buyurdu dedi. 

Bu hikayelerin cogu oliimiin korkulu hallerini haber verir. Ben 
sana, Allahii tealamn yardimi ile, soz dinleyecek kimselerin uyabi- 
lecekleri seyleri haber verdim. Ba'zi insanlar vardir ki, kursiye 
ulasdiklan zeman bir nida isitir. Ve orada, onu geri cevirirler. 
Ba'zilan da, perdelerden geri cevrilir. Allahii tealamn huzuruna 
ulasanlar, Arif-i billah olanlardir, ya'ni Evliya-i kiramdir. Vilayetin 
dordiincii derecesi ve daha iist makamlarmda olan kimselerin di- 
sindakiler, Allahii tealamn huzuruna ulasamazlar. 



Beterdir giinbegun halim, begayet, ya Resulallah! 
Diizelsin arhk efalim, inayet ya Resulallah! 

Azitdi bu deni nefsim, beniseytana uydurdu. 
Ne miimkin bunca isyanla, dehalet ya Resulallah! 

Aceb kabil mi kurtulmak, hevay-i nefs-ii seytandan? 
Erismezse, eger senden, hidayet ya Resulallah! 

GeUnce feyz-ii ihsanui, giinahkar kimseye bir an, 
O/i u /i rahi, du-alemde, selamet ya Resulallah! 

Emri, nehyi ta'zim etdim, harama demedim halal. 
Her giinahin sonu oldu, nedamet ya Resulallah! 

Ey ins-ii c inn in Resulii, insanlarm en ustiinu, 
ihlasmta bagisla kd, seta' at ya Resulallah! 

-13- 



UCUNCU FASL 

Facirin, ya'ni kafirin ruhu sert olarak siddet ile ahmr ve yiizii 
Ebu Cehl karpuzu gibi olur. Melekler ona hitaben, (Ey habis olan 
ruh! Habis olan cesedden cik) der. O da merkeb gibi baginr. Ru- 
hu cikmca, Azrail aleyhisselam, onu yiizii gayet cirkin ve siyah el- 
biseli ve fena kokulu zebanilere (ya'ni azab yapan meleklere) tes- 
lim eder ki, ellerinde yiinden yapilmrs, eski kilim parcasi gibi bir 
bez vardir. O ruhu buna sararlar. Bu zemanda, cekirge kadar insan 
sekline cevrilir. Bunun sebebi, kafirin cesedi ahiretde mii'minm 
cisminden biiyiik olur. Hadis-i serffde, (Cehennemde kafirin bir 
azi disi Uhud dagi kadardir) buyuruldu. 

Cebrail aleyhisselam, bu kotii ruhu yiikseltir ve diinya semasi- 
na ulasirlar. Sen kimsin denir. Ben Cebrailim der. Yanmdaki kim- 
dir denir. Filan oglu filan diye, kotii, cirkin ve diinyada sevmedigi 
fena ismleriyle onu zikr eder. Onun icin gok ve sema kapisi acil- 
maz ve deve igne deliginden gecmedikce, bu gibi kimseler Cenne- 
te girmezler denir. 

Cebrail aleyhisselam bu sozii isitince, onu elinden birakiverir. 
Rtizgar onu uzaklara stiriikler. iste bu, Hac suresinde, (Allahii te- 
alaya ortak kosan kimse, suna benzer ki, gokden diisiip, kendini ya 
kuslar kapisir. Yahud riizgar onu uzak bir yere atar da orada helak 
olur) olan otuzbirinci ayet-i kerimenin meali serifidir. O kimse ye- 
re dtisunce, bir zebani onu ahp siccine gotiiriir. Siccin yerin altinda 
veya Cehennemin dibinde biiyiik bir tasdir ki, kafir ve fasiklarm 
ruhu oraya goturiiliir. 

Yehudi ile nasaramn ruhlan kiirsiden kabrlerine geri gonderi- 
lir. Eger bunlar kendi dinleri iizere olurlarsa (bozulmamis yehudi- 
lik ve hiristiyanhk) kendilerinin yikanmalanm ve defn olunmalan- 
m seyr ederler. 

Miisrik ya'ni dinlere inanmayanlar, bunlardan birsey seyrede- 
mez. Zira kendisi diinya semasmdan hakir olarak birakilmisdir. 

Miinafik, ikinciler gibi, ya'ni miisrik gibi,Allahii tealamn kahn- 
na ugramis ve red olunmus olarak, mezarma geri gonderilir. 

Mii'minlerden kullukda kusur edenler cesid cesiddir. Ba'zilan- 
m, kilmis oldugu nemazi geri cevirir. Zira bir kimse, nemazim ho- 
rozun yem yedigi gibi cabuk pabuk kilarsa, nemazindan hirsizhk 
etmis olur. Onun nemazi eski bir bez parcasi gibi toplamp yiiziine 
vurulur. Sonra yiikselir ve sen beni zayi' etdigin gibi, Allahii teala 
da, seni zayi' etsin der. 

Ba'zilanm zekati geri cevirir. Zira o kimse, zekatim filan kimse 

-14- 



tesadduk ediyor, zekatim veriyor desinler diye verirdi. Ve cok 
def a kadmlarm muhabbetini cekmek icin zekatim onlara verirdi. 
Biz bunlan gordiik. Biz bunu miisahede eyledik. Halal olan seyler- 
le Allahii teala herkese afiyet versin. 

Ba'zilanm da orucu geri cevirir. Ciinki o kimse yemekden oruc 
tutmus, fekat mala-ya'nisozlerden ve giybetden ve giinah islemek- 
den kacmmamis idi. iste bu oruc fuhs ve hiisrandir. Bu seklde oruc 
tutarken, Ramezan ayi cikar. Zahirde oruc tutmus, hakikatde 
ise,oruc tutmamis olur. 

Ba'zi kimseleri de hacci geri cevirir. Ciinki o kimse, hac ediyor 
desinler diye veya haram mal ile hac etmisdir. 

Ba'zi insam da anaya-babaya asi olmak gibi bir giinahi geri ce- 
virir. Bu halleri, esrar aleminden haberi olanlar ve Allahii tealamn 
nzasi icin ilm ogrenen alimler bilir. 

Simdiye kadar anlatdigimiz hususlar hakkmda, Peygamberi- 
mizden "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hadisler, Eshab-i kiram- 
dan ve tabi'inden de haberler gelmisdir. Muaz bin Cebel "radiyal- 
lahii anh"m rivayetinde bildirildigi gibi, amellerin geri cevrilmesi 
ve bunun dismdaki hususlarda cok haberler gelmisdir. Ben bu 
mes'eleyi kisaca ayirarak anlatmak istedim. Eger kisaltmarms ol- 
saydim, cok kitablan doldururdum. Ehl-i siinnet i'tikadmda olan 
ya'ni dogru i'tikad ve imana sahib olanlar, cocuklanm bildikleri gi- 
bi, bu anlatdiklarimrzin dogru oldugunu bilirler. 

Ruh cesede geri dondiiriildiigu zeman cesedi yikamrken bulur 
ve basi ucunda gasli bitinceye kadar durur. Allahii teala iyiligini is- 
tedigi kimsenin goztinden perdeyi kaldinr ve o kimse, oliiniin ru- 
hunu diinyadaki insan suretinde goriir. Bir zat oglunu yikarken ba- 
si ucunda oldugunu gordii. Kendisine korku gelip gordiigii taraf- 
dan diger tarafa gecdi. Kefenine sanlmcaya kadar bu hali gordii. 
Kefene sanhnca, o sahsin seklindeki ruh kefene geri dondii. Na's, 
ya'ni tabut icine koyunca da ruhu gorenler oldu. Nitekim salihler- 
den cok kimseden rivayet olundu ki, na's iizerinde iken filan nere- 
dedir. Ruh nerededir? diye ses isitildi. Kefen gogiis tarafindan iki 
yahud iic kerre hareket eyledi. 

Rebf bin Heysemden "rahimehullah" rivayet edildi ki, bir zat, 
yikayan kimsenin elinde hareket etmisdir. Yine Ebu Bekr-i Siddik 
"radryallahu anh" zemamnda bir oliiniin tabut iizerinde konusdu- 
gu goriildii ki, Ebu Bekr ve Omer "radiyallahii anhiima" nm fazi- 
letlerini zikr etdi. 

Mevtamn bu halini gorenler, melekler alemini seyr eden Veli- 

-15- 



lerdir. Allahii teala diledigi kimsenin gozunden ve kulagmdan per- 
deyi kaldinr, o da bu hali goriir ve bilir. 

Olii kefene sanldigi zeman ruh haricde olarak gogiise yakm ge- 
lir. Bu sirada onun bagirmasi ve inlemesi vardir. Der ki, beni Rab- 
bimin rahmetine acele gottiriiniiz. Eger bana ihsan olunan ni'met- 
leri bilseydiniz, beni goturmekde acele ederdiniz. 

Eger sekavet ile korkutulmus ise, der ki, aman bana azab-i ila- 
hiden bir miiddet miihlet verip, agir gotiiruniiz. Eger bilseydiniz, 
elbette beni omuzunuzda tasimazdimz. Bunun icin, Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem", bir cenaze goriince, hemen aya- 
ga kalkarlar, kirk adim kadar beraber giderlerdi. 

Sahih hadisde bildirildi. Peygamberimizin "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" oniinden bir cenaze gecirildi. Ta'zim icin Pey- 
gamberimiz ayaga kalkdi. Eshab-i kiram "aleyhimiirndvan" (Ya 
Resulallah, bu cenaze yehudi cenazesidir) dediler. Peygamberimiz 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" (nefs degil midir?) buyurdu. 
Ya'ni insan degil midir? Resulullah efendimizin boyle yapmalan- 
nm sebebi, mubarek zatma melekler alemi kesf olunmus, gosteril- 
misdir. Bunun icin, cenaze gordiigii vakt nes'eli olurlar idi. 

[(Halebi)de diyor ki, oniinden cenaze gecen kimse, cenaze icin 
ayaga kalkip dikili durmamahdir. Cenazeyi tasimak ve arkasmdan 
yiiriimek icin kalkmahdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" efendimizin cenaze goriince kalkdigi, gecdikden sonra 
oturdugu ve siz de boyle yapin diye emr buyurdugu bildirildi ise 
de, bu emr nesh edildi. Ya'ni bir zeman sonra, bu emrini degisdir- 
di. (Merak-il-felah) ve (Diirr-ul-Muhtar)da da cenazeyi gorenin 
saygi durusu olarak ayaga kalkmasimn caiz olmadigi yazihdir.] 

Olii kabre konuldugu zeman, iizerine toprak ortiiliince, kabr 
meyyite soyle soyler ki, benim uzerimde iken ferah idin. Simdi al- 
timda mahziin olursun. Benim uzerimde yemekler yirdin. Simdi de 
seni benim altimda kurtlar yir. Kabr dolup, toprakla iizeri ortiiliin- 
ceye kadar boyle cok aci sozler soyler. 

Ibni Mes'uddan "radiyallahii anh" rivayet olundu ki, Ya Resu- 
lallah, olii kabre kondugu vakt, ilk karsilasdigi sey nedir diye sor- 
du. Peygamberimiz "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki, 
(Ya Ibni Mes'ud! Bunu bana senden baska kimse sormadi. Ancak 
sen sordun. Olii kabre konuldugu vakt, once bir melek seslenir. O 
melegin ismi (Ruman)dir. Kabrlerin arasina girer. Der ki, Ya Ab- 
dellah! Amelini yaz! O kimse der ki, benim burada ne kagidim, ne 
kalemim var. Ne yazayim? O melek der ki; bu soziin kabul edil- 
mez. Senin kefenin kagidindir. Tiikriigiin miirekkebindir. Parmak- 

-16- 



larin kalemindir. Melek kefeninden bir parca kesip verir. O kul 
diinyada her ne kadar yazi yazmak bilmese de, orada sevabim ve 
giinahim, adeta o bir giinde islemis gibi yazar. Bundan sonra me- 
lek, o yazdigi kefen parcasim (Hirer. O oliiniin boynuna asar.) Bun- 
dan sonra Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" efendimiz, 
(Her insanin yapdigi isleri gosteren sahifelerini biz boynunda kil- 
dik) mealindeki isra suresinin oniiciincii ayet-i kenmesini okudu- 
lar. 

Sonra, gayet korkunc iki melek gelir. insan seklinde goriiniir- 
ler. Yiizleri gayet siyah olup, disleriyle yeri yararlar. Baslarmm 
tiiyleri yeryiiziine sarkmis goriiniir. Sozleri gok giirler gibi, gozleri 
simsek cakar gibidir. Nefesleri de, siddet ile esen riizgar gibidir. 
Herbirinin demir kamcilan vardir ki, insanlar ve cinler bir araya 
gelseler, yerden kaldiramazlar. Daglardan daha biiyiik ve agirdir. 
Bir kerre, bir kimseye vurursa, mazallah parca parca eder. Ruh 
bunlan goriince, hemen kacar. Oliiniin burnundan gogsiine girer- 
ler. Gogsiinden yukansi dirilir. Olecegi zemandaki hali gibi olur. 
Hareket etmege kadir olmaz. Fekat ne soylenirse onu isitir ve go- 
riir. Bunlar ona siddet ile stial ederler. Cefa ederek onu iizerler. 
Toprak ona su gibi olmusdur. Ne vakt kimildarsa yer acilip bir bos- 
luk olur. 

Bu iki melek (Rabbin kimdir? Dmin nedir? Peygamberin kim- 
dir? Kiblen neresidir?) diye siial sorarlar. Allahii teala, kimi mu- 
vaffak eder ve kimin kalbine hak sozii yerlesdirirse, der ki, (Sizi ve- 
kil ederek bana kim gonderdi ise, rabbim odur. Benim rabbim Al- 
lah, Peygamberim Muhammed aleyhisselam, dinim Din-i islamdir.) 
Buna ancak, ilmi ile amil olan hayrli alimler boyle cevab verir. 

O zeman bunlar da der ki, (Dogru soyledi. Delilini getirdi. Bi- 
zim elimizden kurtuldu.) Bundan sonra onun iizerine kabrini bii- 
yiik bir kubbe gibi yaparlar. Onun icin sag tarafma iki kapi acarlar. 
Sonra da kabrini giizel kokulu feslegenlerle doserler. Cennet ko- 
kulan, o meyyitin iizerine gelir. Diinyada yapdigi giizel amelleri, 
en sevdigi dostu suretinde gelip, onu eglendirir ve ona giizel haber- 
ler soyler. Kabri nur ile dolar. Kiyamet kopuncaya kadar kabrinde 
nes'eli ve sevincli olur. O kimseye kiyamet kopmasindan daha sev- 
gili bir sey olmaz. 

Ilmi ve ameli az olan ve ilmden ve melekut esrarmdan haberi 
olmiyan mii'minlerin derecesi bundan asagidir ki, onun yanma 
Rumandan sonra, giizel suretde ve giizel kokulu ve giizel elbiseli 
olarak ameli gelir. (Beni bilmez misin) der. O da der ki, (Sen kim- 
sin ki, Allahii teala seni benim su garib oldugum zemanda bana 

- 17 - Kiyamet ve A hire t - F:2 



ihsan eyledi.) O da der ki, (Ben senin salih islerinim. Korkma, 
mahzun olma! Biraz sonra, Miinker ve Nekir melekleri gelirler ve 
sana stial ederler. Onlardan korkma) der. 

Bundan sonra, siial meleklerine soyleyecegi seyleri ogretirken, 
Miinker ve Nekir melekleri gelir. Simdi anlatacagimiz seklde onu 
sikisdinrlar. Onu oturturlar. Ona (Men Rabbiike), ya'ni Rabbin 
kimdir, derler. O da evvelki soyledigi gibi soyler: (Rabbim Allah- 
dir. Peygamberim Muhammed aleyhisselam, Imamim Kur'an-i ke- 
rim, kiblem Ka'be-i serif ve babam Ibrahim aleyhisselamdir ki, 
Onun milleti benim milletimdir) der. Onun dili hip tutulmaz. On- 
lar da, (Dogru soyledin) derler. Onceki melekler gibi mu'amele 
ederler. Fekat onun icin sol tarafindan Cehennemden bir kapi 
acarlar. Cehennemin yilan, akrep, zincir, sicak suyu ve zakkumu, 
velhasil ne varsa hepsini goriir. O kimse, onun iizerine pek cok fer- 
yad eder. 

Ona (Korkma, buramn dehseti sana bir zarar vermez. Burasi 
senin Cehennemdeki yerindir ki, Allahii teala, bunu senin Cennet- 
de olan yerinle degisdirdi. Uyu, sen saidsin) derler. Sonra onun 
iizerine Cehennem kapisi kapanir. Aylarca, senelerce gecen zema- 
m bilmez, oylece kalir. 

Bircok kimsenin, oliirken dili tutulur. Eger i'tikadi bozuk olur- 
sa, [Ehl-i siinnet alimlerinin bildirdiklerine uygun olarak inanma- 
di, bid'at ehline uydu ise], (Rabbim Allah) diyemez. Baska soz 
soylemege baslar. Melekler bir kerre vururlar, kabri atesle dolar. 
Sonra soner. Birkac giin soniik olarak durur. Sonra yine kabrde, 
onun iizerinde ates hasil olur. Kiyamet kopuncaya kadar, bu hal 
devam eder. 

Bircok kimse dahi, (Dinim islamdir) diyemez. Bunlar, ya siib- 
he iizre vefat etmislerdir. Yahud, vefat ederken, kendisine fitneler- 
den bir fitne anz olmusdur. [Ehl-i siinnet olmiyan kimselerin soz- 
lerine, yazilanna aldanmisdir.] Buna bir kerre vururlar. Kabri, yu- 
kanda denildigi gibi atesle dolar. 

Ba'zi kimseler (El-Kur'am imami) ya'ni Kur'an-i kerim ima- 
mimdir diyemezler. Ciinki bunlar, Kur'an-i kerimi okurlar, fekat 
ondan nasihat almazlardi ve Kur'an-i kerimde olan emrlerle amel 
etmezler ve nehy etdigi seylerden kacmmazlardi. Bunlara da once- 
kilere yapdiklan gibi yaparlar. 

Ba'zi kimsenin de ameli, korkunc sekl ahr. Bunu cekerler. Kab- 
rinde giinahlan kadar azab olunur. Ahbarda varid oldu ki, (Ba'zi 
insanlarin ameli hiiiiul sekline cevrilir.) Hunut, hmzir yavrusuna 
derler. 

-18- 



Ba'zi kimse de, Peygamberim Muhammed "aleyhisselam"dir 
diyemez. Zira bu kimse, diinyada siinnet-i nebeviyyeyi (ya'ni isla- 
miyyetin emrlerini ve yasaklanni)unutmus idi. Zemana, modaya 
uymus idi. Cocuklarma Kur'an-i kerim okutmamrs, Allahii teala- 
nm emrlerini, yasaklanm ogretmemis idi. 

Ba'zi kimse, kiblem Ka'be-i serif diyemez. Zira, nemaz kilmak 
icin kibleye az yonelmis, yahud abdestinde fesad bulunurmus, ya- 
hud nemazmda baska seylere iltifat eder, diinya isleri ile mesgul 
olurmus, yahud ruku'iinde ve siicudunde noksanhk olup, ta'dil-i 
erkana riayet etmezmis. 

Sana, Peygamberimizden "sallallahii aleyhi ve sellem" rivayet 
olunan (Allahii teala, iizerinde kazaya kalims nemaz borcu bulu- 
nan kimsenin ve haram elbise [cilbab] giyen kimsenin nemazim 
kabul etmez) hadis-i serifi kifayet eder. [Bundan anlasihyor ki, 
farz nemazim kazaya birakan kimselerin siinnetleri ve nafileleri 
kabul olmaz.] Ba'zi kimse, (Ve ibrahimu ebi) ya'ni Ibrahim "aley- 
hisselam" babamdir diyemez. Zira, bir gun Ibrahim "aleyhisse- 
lam" yehudidir, yahud nasranidir diye soz isitmis ve bunun icin 
siibheye diismiisdii. [Yahud, kafir olan Azer, Ibrahim aleyhissela- 
mm babasidir demisdi.] Buna dahi evvelkilere yapildigi gibi yapi- 
hr. Bunlarm hepsini (ihya-iil-ulum) kitabimizda genis olarak bil- 
dirdik. 

[Yukandaki hadis-i serif, nemazim ozrsiiz olarak kilmamis ve 
derhal kaza etmemis olan kimsenin, bundan sonra kilacagi nemaz- 
lannm hicbirinin kabul olmiyacagim bildiriyor. Sonra kildigi ne- 
mazlar sartlarma uygun olarak ve dogru, ihlas ile kihmrsa, sahih 
olurlar, ya'ni nemaz kilmak vazifesini yerine getirmis, bunlarm gii- 
nahmdan kurtulmus olur. Bu nemazlanmn hie biri kabul olmaz de- 
mek, Allahii tealamn va'd etdigi sevablara kavusamaz, bunlarm fa- 
idesini gormez demekdir. Bes vakt nemazm siinnetleri, sevab ka- 
zanmak icin kihmyor. Bu kimsenin siinnet nemazlan kabul olun- 
miyacagi icin, siinnetleri bosuna kilmis olur. Siinnet nemazlanmn 
kendisine hie faidesi olmaz. Bunun icin, farz nemazi ozrsiiz kilmiyan 
kimse, bu nemazim hemen kaza etmelidir. Kilmadigi nemazlarm sa- 
yisi cok ise, siinnetleri kilarken, o vaktin kilmmamis nemazim kaza 
etmege niyyet etmelidir. Boylece, nemazim kaza etdigi icin, bunun 
btiyiik azabindan kurtulmus olur. Kazalan cabuk biterek, siinnetle- 
rin sevabma da kavusmaga baslar. Ozr ile kacinlmis olan farz ne- 
mazlar boyle degildir. Bu hadis-i serif, ozrsiiz olarak, tenbellikle ki- 
hnmayan nemazlar icindir. Bu hususda (Se'adet-i Ebediyye) kita- 
bmda, kaza nemazlan bahsinde genis bilgi vardir.] 



19 



DORDUNCU FASL 

Facire, ya'ni kafir olanlara Miinker ve Nekir melekleri (Men 
Rabbiike) dedikleri vakt, (La-edri), ya'ni (Ben bilmem)der. Onlar 
da, bilmedin ve hatirlamadm derler. 

Sonra onu demirden kamci ile doverler. Ta ki, yedinci kat ye- 
rin altma girer. Sonra yer silkelenir. Yine kabrine cikar. Boyle ye- 
di def a doverler. Sonra da, bunlarm halleri baska baska olur. 
Ba'zismm ameli kopek sekline cevrilip kiyamete kadar onu lsirir. 
Bunlar, kryamet ve islamiyyetin bildirdigi hususlarda siibhe eden- 
lerdir. Kabrde bulunanlarm karsilasacaklan haller cesid cesiddir. 
Ancak biz burada cok kisa anlatdik. Bu azabm ash soyledir ki, bir 
insan diinyada en cok neden korkarsa, kabrde onunla azab olunur. 

Mesela, ba'zi insanlar, yirtici hayvan yavrusundan cok korkar. 
insanlarm tabfatleri bunda muhtelifdir. Allahii tealadan selamet 
ve nedametden evvel magfiret isteriz. 

Mevtalardan cok def a rivayet olunmus ve rii'yada gorilliip, 
halleri sorulmus ve cevablar almmisdir. Bunlardan birisine hali so- 
rulunca, (Birgiin abdestsiz nemaz kilmis idim. Allahii teala, bana 
bir kurtcagiz musallat etdi. Onunla halim pek fenadir) dedi. [Ne- 
maz kilmiyanlarin ve kilmadigi nemazi kaza etmiyenlerin halleri- 
nin ne olacagim, buradan anlamahdir.] 

Bir digeri de, rii'yada goruliip, Allahii teala sana ne mu'amele 
buyurdu diye sorulunca, (Bir gun cenabetden gusl etmemisdim. 
Allahii teala, atesden bir elbise giydirdi. Onun icinde, kiyamete ka- 
dar bir yerden bir yere cevirerek bana azab ediyorlar) dedi. [Her 
musliman ana ve baba, cocuklanna gusl abdesti almasim ogretme- 
lidir.] 

Bir digeri de, rii'yada goruliip, Allahii teala sana ne mu'amele 
buyurdu diye sorulunca, (Beni yikayan kimse, bir tarafdan bir ta- 
rafa siddet ile cevirirken, tenesirdeki demir civi vucudiimii tirma- 
ladi. Bundan cok zahmet cekdim) dedi. Sabah olunca, yikayan 
kimseden sorulunca, (istemiyerek boyle birsey olmusdu) dedi. 

Bir baskasi da, rii'yada goruliip, halin nasildir, sen olmemis 
miydin? diye sorulunca, (Evet, ben hayr uzereyim, lakin iizerime 
toprak atihrken, bir tas diisiip, iki kemigimi kirdi. Bana cok sikin- 
ti verdi) dedi. Bunun iizerine kabrini acdilar. Dedigi gibi buldular. 

Bir kimse ogluna, rii'yasinda gelip, (Ey fena ogul! Babamn 
kabrini diizelt! Zira, yagmur cok eza verdi) dedi. Bunun da kabri- 
ni acdilar. Adeta su arki (harki) gibi dolmus buldular ki, sel dol- 
durmus idi. 

-20- 



A'rabiden biri, rivayet eder ki, ogluma, Allahii teala sana ne 
mu'amele etdi diye sordum. (Zaranm yok, lakin filan fasikin yam- 
na defn olundugumdan, ona olunan azablardan kalbime korku gi- 
riyor) dedi. Cok def a haber verilen, bunlar gibi hikayelerden acik- 
ca anlasilan sudur ki, kabr ehli kabrlerinde azab cekerler. Onun 
icin, Peygamberimiz "sallallahti aleyhi ve sellem" oliinun kemikle- 
rini kirmakdan nehy buyurmuslar ve bir kimseyi kabrin bir tarafin- 
da oturdugunu gordiiklerinde, (Mevtaya kabrlerinde eza etmeyi- 
niz) ve (Diri kimseler evlerinde nasil elemi ve azabi duyar ve his 
ederlerse, mevta da kabrinde oylece elem ve azabi duyar, his eder) 
buyurmusdur. 

Peygamber efendimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" valideleri 
hazret-i Aminenin kabrini ziyaret etdiklerinde agladilar. Yanlarm- 
da bulunanlan da aglatdilar. Buyurdular ki, (Rabbimden liiiniiii icin 
magfiret taleb etmege izn istedim. izn vermedi), sonra (Kabrini zi- 
yaret etmek icin izn istedim, izn verdi. Oyle ise, siz de kabrleri ziya- 
ret ediniz! Zfra, ziyaret oliimii hatirlamaga sebebdir.) [Resulullaha, 
mubarek anasina, babasma magfiret icin sonradan izn verildi. Zaten 
mii'min idiler. Sonradan diriltilip, bu ummetden de oldular. 

Bu hadis-i serif, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" 
muhterem ana ve babasinm mii'min olduklanm gostermekdedir. 
Ciinki, kafirlerin kabrini ziyaret etmek yasakdir. Bunlarm kabrle- 
rini ziyaret etmege izn verilmesi, kafir olmadiklanm apikca bildiri- 
yor. Magfiret icin izn verilmemesinin de sebebi vardi. Cenab-i 
Hak, Habibinin hatm icin, Onun serefi icin, mubarek ana babasim 
daha biiyiik ni'mete kavusdurmak istiyordu. Ta'yin buyurdugu, 
takdir etdigi zeman gelince, onlan diriltecek, ogullarmm Peygam- 
berlerin en tistiinu oldugunu gosterecek, Ona iman edecek, iimme- 
ti olmakla sereflenecek ve sahabilik yiiksek derecesine kavusacak- 
lardi. 

Nisanci zade Muhammed bin Ahmed efendinin "rahmetullahi 
aleyh" [1] yazdigi tiirkce (Mir'at-iil-kainat) kitabi, birinci kism, iki- 
yiizyirmiyedinci sahifede diyor ki: 

Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" mubarek ana babala- 
nnm iman edip etmediklerinde, alimler baska baska soyledi. 911 
[m. 1505] de vefat eden Abdurrahman bin EbiBekr Siiyuti (Mesa- 
lik-iil-hunefa) kitabmda ve baska bircok krymetli kitablarmda bes 
cesid haber bildirmisdir: 



[1] Nisanci-zade 1031 [m. 1622] de vefat etdi. 

-21- 



1 - Onlarm ikisi de, Resulullahm dine cagirmasmdan ya'm 
bi'setden once, cahillik zemanmda vefat etdi. Safi'i alimlerinin 
hepsine ve hanefilerin coguna gore, bir Peygamberin dmini isitmi- 
yen kimsenin iman etmesi vacib olmaz. Ciinki, Peygamberin dmi- 
ni isitmeden once dusunerek imam akl ile bulmak vacib degildir. 
Isitdikden sonra, Allahii tealamn var oldugunu diisiinup anlamak, 
iman etmek lazim olur. Cahillik zemanmda, gecmis Peygamberler 
unutulmus idi. Ciinki asrlar boyunca, kafirler, zalimler idareleri ele 
alarak, dinleri ortadan kaldirmislar, din adamlanna baski, iskence 
yapmislar, imanhlar azalmis, gizlenmis, boylece, dini, imam bilen 
kalmamisdi. Her asrda gelen zalimler, kotu ruhlu, aleak kimseler, 
boyle cahsmakda, din adamlanm, din bilgilerini yok etmek icin 
imanhlara karsi amansiz bir kin ile, canavar gibi saldirmakdadir. 
Ingilizler ve komunistler boyledir. Fekat, bu zalimlerden hicbiri 
imam yok edememis, kendileri kahr olmus, cok aci, perisan halde, 
saltanatlarmdan aynlmis, zevklerine doyamadan oltimun pencesi- 
ne diismiisler, ismleri la'net ile amlmrs veya unutulmusdur. Allahii 
teala, bir Peygamber veya bir alim yaratarak, iman lsigi ile yer yu- 
ziinii yeniden aydinlatmisdir. Akh olanlarm, bundan ibret almasi, 
uyanmasi, diinyada ve ahiretde rezil olmamak icin, din diismanla- 
nna aldanmamasi lazimdir. 

2 - Cahillik zemanmda yasamis olanlar, kiyamet giinu imtihan 
edilecek, orada iman edenler, Cennete girecekdir, diyen alimler de 
varsa da, bu soziin za'if oldugu (Mektubat Tercemesi) kitabmda, 
259. ncu mektubun tercemesinde aciklanmisdir. 

3 - Allahii teala, sevgili Peygamberinin "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" mubarek ana babasim diriltdi. Ogullanna iman edip, 
ona iimmet olmakla sereflendiler ve tekrar vefat etdiler. imam-i 
Siiyuti "rahmetullahi aleyh", bunlarm diriltildigini bildiren hadis-i 
serifi yaziyor. (Za'if bir hadis ise de, cok kimse bildirdigi icin, kuv- 
vetli olmusdur. Alimlerin coguna gore, kuvvetli hadisdir. ibadetle- 
rin kiymetini, bir miislimamn iistunliigiinu bildiren za'if hadise 
uyulur) buyuruyor. 

4 - Fahriiddin-i Razi [1] ve bircok alimler buyuruyor ki, Tevbe 
suresinin yirmisekizinci ayetinde mealen, (Mii^rikler necesdir) bu- 
yuruldu. Ya'ni biitiin kafirler pisdir. Halbuki, Resulullah "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" (Ben her zemanda, temiz babalardan, temiz 
analara gecerek geldim) buyurdu. Baska bir hadis-i serifde, (Her 



[1] Fahruddin Razi 606 [m. 1209] da Hiratda vefat etdi. 

-22- 



asrda, o zemanin insanlarimn en hayrhlarmdan getirildim) buyu- 
ruldu. Kafire hayrli demek ise, caiz degildir. Hele Suara suresinde- 
ki ikiyiizondokuzuncu ayetinde mealen, (Seni secde edicilerden 
gecirir) buyuruldu. Buradan, biittin babalarmm, analarmm 
mii'min olduklan anlasilmakdadir. Ibrahim aleyhisselamm babasi 
denilen Azerin kafir oldugu Kur'an-i kerimde bildiriliyor ise de, 
Abdullah ibni Abbas ve imam-i Miicahid, (Azer, Ibrahim aleyhis- 
selamm amcasi idi) dediler. Arabistanda amcaya baba denilir. Ha- 
dis-i serifde buyuruldu ki, (Cehennemde en hafif azab, Ebu Tali- 
bin azabidir). Ebu Talibin azabi, azablarm en hafifi olunca, Resu- 
lullahm mubarek ana-babasi Cehennemde olsaydi, azabm en hafi- 
fi, bu ikisinin azabi olurdu. Bu hadis-i serif de, bu bakimdan, ikisi- 
nin de mii'min oldugunu gostermekdedir. 

5 - Alimlerden cogu, bu mes'elede edebe, saygiya aykin konu- 
sulmamasim, isin dogrusunu Allahii teala bilir deyip, susulmasim 
uygun gormiisdiir. Seyh-ul-islam allame Ahmed ibni Kemal Pasa 
da, (Ebeveyn) risalesinin sonunda buyuruyor ki, (Oliileri kotiile- 
yerek dirileri incitmeyiniz!) hadis-i serifi ve Tevbe siiresinin (Re- 
sulullahi incitenlere Allah la'net eylesin!) mealindeki altmisikinci 
ayet-i kerimesine gore, (Resulullahm babasi Cehennemdedir) di- 
yen kimse mel'undur. (Mir'at-ul-kainat)m yazisi temam oldu]. 

Peygamberimiz "aleyhisselam" bir kabr yamnda hazir oldukla- 
n vakt, (Diinya ve ahiret selameti, miislimanlardan ve mii'minler- 
den bu kabrde bulunanlarin iizerine olsun. Biz insaallah size lahik 
oluruz [kavusuruz]. Siz bizden evvel gocdiiniiz. Biz de, size tabi' 
olup, sonradan variriz. Ya Rabbi! Bizi ve bunlari magfiret et ve af- 
vinla giinahlanmizdan gee) buyururdu. Peygamber efendimiz "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" mubarek zevcelerine de "radiyallahii te- 
ala anhiinne" kabr ziyaretinde bu kelami (diiayi) soylemelerini 
emr ederdi. 

Salih-i Miizeni "rahimehullah" buyurdu ki, ba'zi ulemadan 
(Kabristanda nemaz kilmak nicin nehy olundu?) diye siial eyle- 
dim. Bunun hakkinda hadis-i serif varid oldu diye haber verdiler. 
(Siz kabrler arasinda nemaz kiliiiayuuz. Zira bu, nihayeti olmiyan 
hasretdir). Ya'ni pisman olursunuz hadis-i serifini okudular. [is- 
ma'il Miizeni, imam-i Safi'inin talebesi idi. 264 [m. 878] de Misrda 
vefat etdi.] 

Bunun icindir ki, necaset bulunan yerlerde, mesela kabristanda 
ve hamamda nemaz kilmak mekruhdur. 

Bir zatdan rivayet olundu. Dedi ki, birgiin kabrler arasinda ne- 
maza durdum. Giinesin sicakhgi pek siddetli idi. Hemen pederime 

-23- 



benzer bir sahsi kabrinin iizerinde oturur gordiim. Korkarak ne- 
mazm secdesini noksan etdim. Isitdim ki, (Yeryiizuniin genisligi 
sana dar geldi de, burayi mi buldun? Nemazinla bir zeman, bize 
eza edersin) dedi. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" bir yetime rastgeldi. 
Babasinm kabri basmda, yiiksek sesle aghyordu. O yetime merha- 
met ederek, kendileri dahi agladilar. Buyurdular ki, (Olii elbette 
\ a kin hui ii in bagirarak aglamasi sebebi ile azab olunur. Ya'ni hiizn 
ve f enalik gelir.) 

Nice olii vardir ki, rti'yada goriiliip, siial eden kimseye, halim 
pek fenadir. Filan ve filandan eziyyet goriiyorum. Onlann cok ag- 
layip, feryad ve figam bana eza ediyor diye, haber verdigi vaki'dir. 
Lakin zindiklar [kisa akllarma uyarak], bunu inkar ediyorlar. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimiz: (Sizlerden bi- 
riniz diinyada bildiginiz bir olmiis kimsenin kabrine ugrayip da, se- 
lam verince, o mii'min sizi tanir ve selaminiza cevab verir) buyurdu. 

Yine bunun gibi, Peygamberimiz "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" bir cenaze defninden geldikde, (Olii, ayaklarin sesini isitir ve 
isitirim isitirim diyerek iiziildiigiinii bildirir) buyurdu. 

Fikh alimlerinden "rahime-hiimullahii teala", rivayet olunur ki, 
bir kimse vasiyyet etmeden vefat etmisdi. Sonra, gece coluk cocu- 
gunu dolasip (Filana ve filana su kadar ekin verin. Filan kimseden 
emanet aldigim kitabim verin) dedi. Sabah olunca, her biri digeri- 
ne gordiikleri rii'yayi soylediler. Ekini verdiler. Lakin kitabi aras- 
dirdilar, bulamadilar. Buna te'acciib etdiler. Bir zeman sonra, evin 
bir kosesinde buldular. 

Bir zatdan rivayet olundu ki, babam bizim icin terbiye edici bir 
kimse ta'yin eylemisdi. Bize evde yazi ogretirdi. Bu zat vefat eyle- 
di. Alti gun sonra kabrine vardik. Allahii tealamn emrini diisunii- 
yorduk. Oradan bir tabak incir geciriyorlardi. Onu satm aldik, yi- 
dik. Saplanni oraya atdik. O gece bizim iistadimiz babamizm 
rii'yasinda goriiniip, halin nasildir, diye sorunca, iyidir, ben de hayr 
iizereyim. Fekat evladin kabrimi mezbele ya'ni siiprtintiiluk etdi- 
ler. Fena laflar soylediler dedi. Babam bize sordu. Biz ise (Siibha- 
nallah! Bizi diinyada terbiye etmis iken, ahirete gitdigi halde, yine 
terbiye ediyor) dedik. Bu gibi seyler hakkmda anlatilanlar cokdur. 
Fekat bu kadar va'z ve nasihati kafi gordiim ki, az sozden cok ib- 
ret almsm. 



24- 



BESINCI FASL 

Kabrde oliiler dort halde bulunur. Ba'zisi okcesi iizere oturur. 
Gozii dagilrp, bedeni sisip, cismi toprak oluncaya kadar bu halde 
kalir. Sonra ruhu, diinya gogiinden baska melekut alemini dolasir. 

Ba'zisma cenab-i Hak bir uyku verir. Birinci sura kadar ne ol- 
dugunu bilmez. Birinci surda uyamr, sonra yine oliir. 

Ba'zisi kabrinde iki ay kadar yahud tic ay kadar durur. Sonra 
ruhu bir Cennet kusu iizerine biner, kus onu Cennete kadar ucu- 
rur. Bunlan bildiren hadis-i serifler sahihdir. islamiyyetin sahibi 
"sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Mii'minin ruhu kus ile 
beraberdir. Cennet agaclarindan birine asilnns durur). 

Bunun gibi sehidlerin ruhlarmdan sorulunca:(Sehidlerin ruhla- 
n, yesil kus kursaklannda olarak Cennet agaclarma asdi dururlar) 
buyurdu. 

Ba'zi insanlar, diledikleri zeman makamlarmdan yiikselirler. 
Ba'zilan da, sur ufleninceye kadar orada durur. 

Dordiincii nev' - Enbiya ve Evliyaya mahsusdur. Bunlarm 
ba'zisi kiyamete kadar ucar ve cogu gece goriiniir. Ben inamyorum 
ki, Ebu Bekr-i Siddik ve Omer-iil-Faruk "radiyallahii teala anhii- 
ma" bunlardandir. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", uc alemi (Alem-i na- 
sut, Alem-i melekut, Alem-i cebertit) dolasmakda serbestdir. Bu- 
na tenbih ve isaret icin bir gtin Peygamberimiz "sallallahii aleyhi 
ve sellem" efendimiz, (Allahii teala beni iicden ziyade yeryiiziinde 
durdurmamasini kereminden rica ederim) buyurdu. Hakikaten, tic 
aserat olunca ya'ni otuz olunca, hazret-i Ali, Restilullahm vefatm- 
dan otuz sene sonra [kirkbirinci yilda] sehid olup, hazret-i Peygam- 
ber yerin ehalisine giicendi. Mubarek ruhu temamen semaya ytik- 
seldi. 

Bunu ba'zi salihler rti'yasmda gordti [1] . Bir zat buyurdu ki: (Ya 
Resulallah! Babam, anam sana feda olsun! Ummetinin fitnelerini 
gormtiyor musun?) Hazret-i Peygamber "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem", (Allahii teala fitnelerini ziyade eder. Hazret-i Hiiseyni de se- 
hid etdiler. Benim hiirmetimi muhafaza etmediler) buyurdu. Daha 
cok soylediler ise de, digerlerine ravinin siibheleri oldugundan terk 
olundu. 



[1] Ciinki seytan her seye temessiil eder. Fekat Enbiya suretine temessiil 
edemez. Bunun icin, Peygamberimiz "aleyhisselam" rii'yada goriil- 
diikde, elbette sahih ve dogru olur. Bu cihetle, bu rii'yalar bize delil 
olur. 

-25- 



Bunlardan ba'zisi (Ibrahim aleyhisselam gibi) yedinci kat se- 
mayi secmis olup, orada bulunur. Peygamberimiz "aleyhisselam" 
Mi'rac gecesi Ibrahim aleyhisselama ugradi. Gordii ki: Beyt-i 
ma'mure sirtim vermis, mtislimanlarm cocuklarma oradan siddetli 
nazarla bakmakdadir. 

isa aleyhisselam da, besinci kat gokdedir. Her gokde Resuller 
ve Nebiler "aleyhimiisselam" vardir ki, oradan cikmazlar ve git- 
mezler. Kryamete kadar orada dururlar. Bunlardan istedigi yere 
gitmekde muhayyer olanlan, ancak hazret-i Ibrahim ve hazret-i 
Musa ve hazret-i Isa aleyhimusselamla, hazret-i Muhammed Mus- 
tafa "sallallahii aleyhi ve sellem"dir. Bunlar, iic alemdeki istedik- 
leri yere gidebilirler. 

Evliya-i kiramdan ba'zilan kiyamet guntine kadar tavakkuf 
ederler, dururlar. Nitekim Bayezid-i Bistaminin "rahimehullahii 
teala" Arsi a'la altmdaki sofradan yemek yimede oldugu rivayet 
olundu. 

Iste kabrde olanlann halleri bu dort sekldedir. Ya'ni azab olu- 
nurlar, rahmet olunurlar, tahkir olunurlar, ikram olunurlar. 

Evliya-i kiramdan "rahimehiimullahii teala" cok kimse vardir 
ki, oliim halindeki bir kimseye dikkat ile bakarlar. O kimseye ge- 
nis menziller darahr. Cok kerre de acihr. Bu hali goriirler ve haber 
verirler. Ben, bu cinsden haber vereni gordtim. 

Ba'zi arkadaslanmi gordiim ki, kalb goziinden perde kaldinhp, 
olmiis olan cocugunun evine girdigini gordii. Bu batmi (gizli) fa- 
ideler, ikramlar ancak kerim yahud nesib, mubarek olan kimseler 
icindir. 

Kabrde olanlardan ba'zisi, Cum'a ile bayrami bilirler. Diinya- 
dan bir kimse cikdi mi onun yanma toplamrlar. Onu tamrlar. Kimi 
hammmdan sorar. Kimi de babasmdan. Her biri kendisi ile alaka- 
si olan seylerden siial ederler. 

Cok oliiler vardir ki, bildigi kimselerden daha once olmiis olan 
birine tesadiif etmez. Cunki, onun diinyada iken kendinde bulunan 
sey, oliim halinde gitmisdi. Bunun icindir ki, ba'zisi yehudi olarak 
oliir. Ba'zisi nasrani olarak oliir de onlarm icine gider. Bir kimse 
diinyadan cikip mevtalarm yanlarma vardi mi, mevtalar, ona diin- 
yadaki komsularmdan sorarlar ve filan nerededir derler. O, cok- 
dan olmiisdii der. Biz onu gormedik, belki Haviye Cehennemine 
gitmisdir, derler. 

Bir kimse, rii'yada goriiliip (Allahii teala sana ne mu'amele bu- 
yurdu?) diye sorulunca, (Ben ve filan ve filan diyerek arkadaslarm- 
dan bes kimseyi sayip, ciimlemiz cok hayr ve ni'metlere nail olduk) 

-26- 



der. Halbuki, onu arkadaslan ile beraber, hariciler ya'ni yezidi deni- 
len sapiklar oldurmiisdii. Komsusundan siial olundukda, biz onu 
gormedik, dedi. Halbuki o kimse de, kendini denize atip bogularak 
vefat etmisdi. Yemin ederek dedi ki: (Vallahi ben onu, intihar eden- 
lerle, ya'ni kendisini oldiirenlerle beraber oldugunu zan ederim). 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Bir kimse 
kendini bir demir parcasiyle oldiiriirse, kiyamet giiniinde, o demir 
parcasi elinde karnina vurarak gelir. Cehennem it hide miiebbed 
olarak kalir. Ye bir kimse kendisini dagdan atar da oldiiriirse, ken- 
dini Cehennem atesine atar). 

Bir kadm da boyle yapar, intihar ederse, onun acisim sur iifuru- 
liinceye kadar duyar. [Bu hadis-i serif, diinyada sikintidan kurtu- 
lup rahata kavusmak icin intihar edenler icindir. Ciinki boyle dii- 
siinmek ahiret azabmi inkar etmek olur ki, kiifrdiir. Akhni kaybe- 
derek intihar eden veya hemen olmeyip tevbe eden ise, kafir ol- 
maz.] Sahih haberde bize geldi ki, Adem aleyhisselam Musa aley- 
hisselam ile bulusdu. Musa aleyhisselam ona dedi ki: (Sen o kim- 
sesin ki, Allahii teala seni kudretiyle yaratdi ve sana ruh verdi. Se- 
ni Cennetine koydu. Nicin Ona isyan etdin?) Adem aleyhisselam 
da dedi ki: (Ya Musa! Allahii teala seninle konusdu ve sana Tev- 
rati indirdi. Tevratda gormedin mi ki, (Adem, Rabbine karsi ken- 
disinden zelle sadir oldu.) Musa aleyhisselam, (Evet, gordiim) de- 
di. Hazret-i Adem, (Ben bunu islemeden kac sene once takdir 
olundu) dedi. Musa aleyhisselam, (Sen islemeden ellibin sene ev- 
vel takdir olundu) deyince, yine hazret-i Adem: (Oyle ise ya Mu- 
sa, benim iizerime, islemeden ellibin sene evvel takdir olunan bir 
giinah ile mi beni aybhyor ve kimyorsun) dedi. 

[Boyle konusmalan, (Se'adet-i Ebediyye) kitabimn ikinci kism, 
ellinci maddesinde daha genis yazihdir. Adem aleyhisselamin bu ce- 
vabmm (Bu isin yapilmasim irade ve ihtiyar edecegimi, Allahii te- 
alamn ezelde bildigini Tevratda okudugun halde ve bu isden mey- 
dana gelecek nice faideleri bildigin halde, beni ayblamak sana yakis- 
maz) demek oldugu (Se'adet-i Ebediyye)de uzun yazihdir.] 

Sahih olan hadis-i serifde haber verildi ki: Resulullah "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" Mi'rac gecesi Peygamberlerle "aleyhimiissa- 
levatii vetteslimat" iki rek'at nemaz kildi. Harun aleyhisselama se- 
lam verdi. Harun aleyhisselam da hazret-i Peygambere ve iimme- 
tine rahmet ile diia buyurdu. 

Idris aleyhisselama da selam verip, o da Peygamberimize "a- 
leyhissalatii vesselam" ve ummetine rahmet ile diia eyledi. Hal- 
buki, Harun aleyhisselam Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve 

-27- 



sellem" peygamberligi bildirilmeden evvel vefat etmis idi. Muba- 
rek ruhu gorundu. Iste bu hayat, hayat-i ruhamdir. 

Bu diinya hayatindan sonra iiciincii bir hayat daha vardir. Birin- 
ci hayat, ya'm dirilmek, Allahii teala, Adem aleyhisselamm belin- 
den cikanp sehadet etdirdigi ve (Ben sizin rabbiniz degil miyim?) 
buyurdugu vakt, (Evet, biz kabul etdik. Sen bizim rabbimizsin. Ya 
Rabbi) dedikleri zemandir. Diinya hayatina i'tibar olunmaz. Zfra bu 
hayat, insamn ni'metlenmesine vasita olup, gecici ve gidicidir. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" (Insanlar uykuda- 
dirlar, oldiikleri vakt uyamrlar) buyurdu. 

Bu hadis-i serif iiciincii hayati, ya'ni kabr hayatim bildiriyor. 

Kabr hayatmdaki haller, mevtalann hakikatleri, sifatlan zahir 
oldugu vaktdeki hallerdir. Mevtanm ba'zisi yerinde kahr. Ba'zisi 
dolasir. Ba'zisi dogiiliir. Ba'zisina da siddetli azab edilir. Bunun 
dogruluguna delil, Mii'min suresinin, (Nar, fiiccar iizerine sabah 
aksam arz olunur. Kiyamet giiniinde de, Cehennemde vazifeli olan 
meleklere, Fir'avna tabi' olanlari azabin en siddetli mahalline atin) 
mealindeki kirkaltmci ayet-i kerimesidir. 

ALTINCI FASL 

Allahii teala, Sur iifiiriildiikden sonra, kiyametin kopmasmi 
murad buyurdugu vakt, daglar ucar, bulutlar gibi yiiriimege baslar. 
Denizlerin ba'zisi ba'zisma tasar. Giinesin nuru giderek simsiyah 
olur. Daglar toz haline gelir. Alemler birbirine girer. Yildizlar, di- 
zili incinin kopup dagildigi gibi olur. Gokler giilyagi gibi erir ve de- 
girmen doner gibi deveran eder ki, siddetli bir seklde hareket eder. 
Ba'zi kerre toplanir, ba'zi kerre de diimdiiz olur. Allahii teala, gok- 
lerin parca parca olmasim emr eder. Yedi kat yerde ve yedi kat 
gokde ve kiirside diri olarak kimse kalmaz. Her canh vefat etmis 
olur ve eger ruhani ise, ruhu gitmis olur. Her diirlii varhk oliir. 
Yerde tas tas iistiinde kalmaz. Goklerde hie canh kalmaz. 

Allahii teala ilahhk makaminda tecelli buyurup, yedi kat gokle- 
ri sag kudreti dahiline ve yedi kat yeri sol kudreti dahiline ahp der 
ki: (Ey aleak diinya! Senin icinde rabhk da'vasi edenler ve aliniak- 
larin rab tamdiklari acizler nerededir ve senin giizel ve la til goriine- 
rek aldatdigin ve ahireti unutdurdugun kimseler nerededir?) Bun- 
dan sonra kahr, yok edici kuvveti ve hikmeti ile iftihar eder. Sonra, 
Mii'min suresinde bildirildigi gibi, mealen, (Miilk kimindir) der. 
Hie kimse cevab vermez. Kahhar olan Allahii teala kendi kendine 
mealen, (Vahid ve kahhar olan cenab-i Allahmdir) buyurur. 

-28- 



Bundan sonra evvelkinden daha biiyiik bir irade ve kudret-i ila- 
hiyye zahir olur. Sonra mealen, (Ben azimiissan, Melik-ii deyya- 
nim [Ya'm kiyamet guniinun tek hakimi ve sahibiyim]. Benim ver- 
digim rizki yiyip de, bana ortak kosanlar ve benden gayn, putlara 
ibadet edenler nerededirler? Benim verdigim nzk ile kuwetlenip 
de asi olan cebbar ve zalimler nerededirler? Kibrlenen ve ogiinen- 
ler nerededirler? Simdi miilk kimindir?) buyurur. Buna cevab ve- 
recek kimse bulunmaz. Hak siibhanehu ve teala, murad etdigi bir 
zeman kadar bekler, sessizlik olur ki, o zeman, Ars-i a'ladan ma- 
kam-i ehadiyyete kadar dusunen ve goriinen bir canh yokdur. Zi- 
ra cenab-i Hak, huri ve gilmamn da Cennetlerinde ruhlarmi kabz 
etmisdir. 

Bundan sonra Allahii teala, Cehennem derekelerinden, cukur- 
lanndan olan Sakardan bir kapi acar. Oradan ates fiskinr. iste bu 
ates, her seyi yakdigi gibi, ondort denizi kurutup, yeryiiziinu kap- 
kara eder ve gokleri sari zeytinyagi yahud erimis bakir gibi bir ha- 
le koyar. Sonra, atesin siddeti goklere yakm oldugu vakt, Allahii 
teala oyle bir dehset ile men' eder ki, temamen soner. Atesden hie 
eser kalmaz. 

Bundan sonra, Allahii teala, Ars-i a'lanin hazmelerinden birini 
acar. Onda hayat denizi vardir. Bu deniz, Allahii tealamn emri ile 
yer iizerine siddetli yagmur yagdinr. Yagmur, o derece devam 
eder ki, yeryiiziinii kaplayip, kirk arsin kadar yukari yiikselir. O ze- 
man, toprak olmus olan insanlar ve hayvanlar, ot gibi biterler. Zi- 
ra, hadis-i serifde buyuruldu ki: (insan kuyruk sokumu kemigin- 
den yaratilmisdir. Sonra yine ondan yaratdacakdir). Diger bir ha- 
dis-i serifde, (Kisinin her yeri mahv olup ciiriir. Lakin, kuyruk so- 
kumu kemigi ciiriimez. insan ondan cikmisdi. Yine ondan iade 
olunur) buyuruldu. [Bu kuyruk sokumu kemigi omurganm son ke- 
migidir.] Nohud kadar bir kemikdir ki, icinde iligi olmaz. 

Canhlar ve biitiin parcalan, mezarlarmda yesil ot gibi biter. Her 
biri o kemikden nes'et ederler. Ba'zisi ba'zisma girmis ag orgiisii 
gibi dolanmis olur ki, birinin basi digerinin omuzunda, obiiruniin 
eli, digerinin sirtmda olarak insamn coklugundan boyle girift olur- 
lar. Allahii teala Kaf suresinin dordiincii ayetinde mealen, (Haki- 
katen biz biliriz ki, arz onlardan birini noksan etmez. Zfra, bizim 
indimizde inahfuz kitab vardir. Ya'm biz yaratdiklarimizin hepsini 
biliriz) buyurur. 

Bu dirilmek hali temam olunca, hesab iizere, sabi, yine sabidir. 
Ihtiyar, yine ihtiyardir. Olgun yasda olanlar, yine oyledir. Yigit o- 

-29- 



lanlar yine delikanhdir. Ya'ni Fena alemi olan diinyadan Beka ale- 
mi olan ahirete gecdikleri zeman ya'ni oliirken ne haldeyseler, yi- 
ne o suret ile dirilirler. Allahii teala, Ars-i a'lamn altmda bir latif 
riizgar esdirir. Bu riizgar yeryiiziinii bastanbasa kaplar. Yeryiizii 
toz gibi ince kum haline girer. 

Bundan sonra, Allahii teala, Israfil aleyhisselami diriltir. Kudtis 
sehrindeki mubarek tasdan sur iiftiriiliir. Sur, nurdan boynuz gibi 
bir mahlukdur ki, ondort parcadir. Bir parcasinda karada olan hay- 
vanlann adedince delikler vardir. Karada olan hayvanatm ruhlan 
onlardan cikar. An sesi gibi sesler isitilir. Yerle gok arasim doldu- 
rur. Sonra her bir ruh kendi cesedlerine girerler. Hak siibhanehu 
ve teala bunlara kendi cesedlerini ilham eder. Hatta daglarda ol- 
miis olan, vahsi hayvanlann ve kuslann yimis oldugu insanlarm 
ruhlan, kendi cesedlerini bulur. Nitekim Allahii teala Ziimer sure- 
sinin altmisikinci ayetinde mealen, (Kiyametin yok edici surundan 
sonra, ikinci bir sur iiQenir. Bu sese biitiin beseriyyet tabi' olur. Bu 
emr ile kalkip, hazir olurlar) buyurur. 

Insanlar kabrlerinden ve yanip kill olduklan, curiidiikleri yer- 
lerden kalkdiklan vakt goriirler ki, daglar atilmis pamuk gibi, de- 
nizler susuz kalmis, yer ise, kendisinde ne igrilik, ne de yiikseklik 
var. Hepsi diimdiiz olmus, bir kagid sahifesi gibi goriiniir. iste in- 
sanlar, kabrlerinin iizerine oturduklan vakt, uryan olarak, her ta- 
rafa hayret ve diisiinceli bir seklde bakarlar. Nitekim, hazret-i Pey- 
gamber "sallallahii aleyhi ve sellem" sahih olan hadisde: (insanlar 
her hiri elbisesiz olup, hepsi ciplak ve siinnetsiz olduklan halde 
hasr olunurlar) buyurur. Fekat gurbetde elbisesiz olarak vefat etdi 
ise, onlara Cennetden elbise getirilir ve giydirilir. Sehidlerin ve 
siinnet-i seniyyeye [ya'ni ahkam-i islamiyyeye] tutunup vefat etmis 
olanlarm igne deligi kadar elbisesiz yeri kalmaz. Zira Peygamberi- 
miz "sallallahii aleyhi ve sellem": (Ey iimmetim ve Eshabim! Siz 
oliilerinizin kefeninde miibalaga ediniz! Zira, benim iimmetim ke- 
fenleriyle hasr olunurlar. Halbuki sair iimmetler ciplakdirlar) bu- 
yurdu. Bu hadis-i serifi, Ebu Siifyan "radiyallahii anh" rivayet ey- 
ledi. Yine Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurmus- 
dur ki: (Oliiler kefenleri ile hasr olunur). 

Bir hastamn, oliim haline gelince, bana filan elbisemi giydirin 
dedigini isitdim. istedigini giydirmediler. Ta ki, iizerinde bir kisa 
gomlek oldugu halde vefat etdi. Baska hie kefen de bulunmadi. 
Birkac giin sonra, rii'yada goriildii. Uziintiilii idi. (Sana ne oldu?) 
diye siial olundukda; (Benden, istedigim elbiseyi men etdiniz. Be- 
ni bu kisacik gomlekle hasr olunmaga terk eylediniz) dedi. 



30 



YEDINCI FASL 

BU FASL, IKi NEFHA ARASINDAKI 

TEVAKKUFU BiLDiRMEKDEDIR 

Birinci nefhada olan oliim ikinci oliimdiir. Cunki bu oliim bati- 
ni hisleri de giderir, yok eder. Birinci oliim ise, sadece [konusma, 
isitme, tadma gibi] zahiri hisleri gidermisdi. O zeman ba'zi cesed- 
ler hareket ederdi. [Peygamberlerin kabrlerinde nemaz kildigim 
bildiren hadis-i serif bunun acik delilidir. Buna bozuk i'tikadh kim- 
seler inanmiyor.] ikinci oliimden sonra ise, nemaz kilamazlar. 
Oruc tutamazlar. ibadet edemezler. Allahii teala bir yere melek 
koysa elbette orada dururdu. Zira melek de aleminde bulunmaga 
hirshdir. Nefs [ya'ni ruh] basitdir. Eger cesedde olursa his etmege 
ve harekete sebeb olur. Alimler bu iki nefha arasmdaki mevt ze- 
mamnda ihtilaf etdiler. Cok alimlere gore kirk senedir. 

Ilm ve ma'rifetde kamil olduguna inandigim bir zat haber verip, 
bunu Allahdan baska kimse bilmez. Bu ilahf sirlardandir, dedi. Yi- 
ne bana haber verdi ki, (ilia men sa Allah) ayet-i kerimesindeki is- 
tisna, hassaten Allahii tealadir, dedi. Ben de cevaben dedim ki: 
Hazret-i Peygamber aleyhisselamin, (Kiyamet giiniinde, ilk benim 
kabrim acilacakdir. O zeman, kardesini Musa aleyhisselami, Ars-i 
a'lanm ayagina yapismis bulurum. Benden evvel mi ba's olundu 
veya Allahii tealamn istisna etdigi kimselerden midir bilmiyorum) 
hadis-i serifinin ma'nasi nedir? 

Bizim anladigimiza gore, eger cismsiz olup, Musa aleyhisse- 
lamin ruhu cism olarak gorulmiis ise, bu hadis-i serifden haric ol- 
maz ve hazret-i Peygamberin "sallallahu teala aleyhi ve sellem" is- 
tisnasmdan sonra, emr-i fezada ya'ni dehset ve korku zemamnda 
olur ise yine boyledir. Zira her canh, o zeman korku ve fezadadir. 
Ya'ni, birinci sur ufuruldiigu vakt insam korku ahr ve hemen vefat 
ediverir. ikinci nefhaya kadar, o halde devam eder. iste o zeman 
mahlukatda cesedli, ciisseli birsey bulunmaz. Hazret-i Fahr-i ale- 
min kendisine yerin yanlmasi zemam bu zemandir. 

Nitekim Ka'b-iil-ahbar "rahmetullahi aleyh", hazret-i Omerin 
"radiyallahii anh" meclisinde, bu makamm korku ve siddetinden 
haber verdigi zeman dedi ki: (Ya Hattab oglu! Bu zemanda yet- 
mis Peygamberin amelini yapmis olsan, zan ederim ki, sen kurtu- 
lamazsin, bu mesakkat ve feryaddan Allahii tealamn miistesna 
kildigi kimseler kurtulur. Onlar da dorduncii kat semada bulunan 
kimselerdir.) Subhesiz Musa aleyhisselam onlardandir. Allahii 
tealamn miistesna buyurmasi, (Bugiin miilk kimindir) ilahi siiali- 

-31- 



nin beyanmdan oncedir. Eger emr olundugu zeman, bir kimse bu- 
lunsaydi, Allahii tealamn (Limen-il-miilk-iil-yevm) siialine cevab 
verip, muhakkak (Ey Vahid, ey Kahhar olan Allahim, elbette se- 
nindir) derdi. 

SEKiZINCi FASL 

Herkes kabri iizerine cikrp, ba'zisi crplak, ba'zisi siyah, ba'zisi 
beyaz elbiseli, ba'zisi da nur sacar bir halde oturur. Her biri basla- 
nni egmis olarak, ne yapacagini bilmiyerek, bin sene kadar durur- 
lar. Sonra magribden bir ates zuhur eder ki, onun gurultusuyle 
halk mahsere siiriiliir. Bu zemanda her mahluk dehsete diiser. in- 
san olsun, cin olsun, vahsi hayvanlar olsun, her birini kendi ameli 
alip, kalk mahsere git, der. 

Ameli giizel olan kimsenin ameli esek, ba'zisimn da katir sure- 
tinde goriiniir. Amel sahibini iizerine ahp mahsere gotiiriir. Ba'zi- 
simn da, koc seklinde goriiniir. Ba'zi kerre amel sahibini iizerine 
ahr gotiiriir, ba'zan da birakir. Her mii'minin bir nuru olur ki, 
oniinden ve sag yamndan, o zemanki karanhk icerisinde her tarafi 
aydinlatir. 

Sol taraflarmda nur yokdur. Belki karanhkda hicbir kimse hic- 
birsey goremez. O karanhkda kafirler hayretde kahr. Imanlannda 
sek ve siibhe olan kimseler [ve bid'at sahibi olanlar, mezhebsizler] 
sasinrlar. Ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetullahi aleyhim ecma'in" 
bildirdiklerine uygun olarak dogru inanmis olan [Stinni] mii'min- 
ler ise, onlann zulmet ve tereddiitlerine bakip, Allahii tealamn 
kendilerine hidayet nuru verdigine hamd ederler. Zira, Cenab-i 
Hak, mii'minler icin, azab goren sakilerin hallerini ortaya koyar ki, 
bunda ba'zi faideler vardir. Nitekim, Cennet ehli ve Cehennem eh- 
li ne yapmislarsa hepsi belli olur. Onun icin, Allahii teala mealen, 
( Ai kadasina nazar etdi. Onu Cehennem atesinde gordii), buyurdu. 
A'raf suresinin kirkyedinci ayetinde de mealen: (Cehennem ehline 
bakdiklari zeman, Cennet ehli: Ey Rabbimiz! Bizi zalim kavmler- 
le beraber kilma derler) buyurdu. Zira, dort sey vardir ki, kadrini, 
kiymetini ancak dort kimse bilir: 

Hayatin kadrini ancak olii bilir. Ni'metin kadrini azab ceken bi- 
lir. Servetin kadrini fakir bilir. (Burada dordiinciisii yazilmamis. 
Fekat, Cennet ehlinin kadrini, Cehennem ehli bilir, demekdir). 

Ba'zisimn nuru, iki ayagi iizerinde ve parmaklan ucunda gorii- 
niir. Ba'zisimn nuru, bir parlar, bir soner. Bunlann nurlan imanla- 
n kadardir. Kabrlerinden kalkdiklan vakt, hareketleri de, amelle- 
ri mikdandir. Sahih olan bir hadis-i serifde Peygamber efendimize 

-32- 



"sallallahii aleyhi ve sellem" (Ya Resulallah! Biz nasil hasr olunu- 
ruz?) diye sorulunca, cevabmda, (iki kisi bir deve iizerinde, bes ki- 
si ve on kisi bir deve iizerinde hasr olunur) buyurdu. 

Allahii teala bilir, bu hadis-i serifin ma'nasi: (Bir kavm, islam- 
da birbirine yardim eder, dini, imam, halali, harami birbirlerine 6g- 
retirlerse, Allahii teala onlara rahmet eder. Onlarm amelinden de- 
ve yaratir da, onun iizerine binerler. Oylece hasr olunurlar) de- 
mekdir. Bu ise, amelin za'if olmasindandir. Ciinki bunlarm, kendi 
amelleri bir deve olamadigindan, ancak bir kacimn ameli bir deve 
olmakda ve buna miisterek binmekdedirler. 

Bunlar su insanlara benzerler ki, yolculuga cikmrslar. Fekat hie 
kimsenin bir hayvan satm almaga vakti olmadigmdan, hayvan ahp 
gidecekleri yere gidemezler. Bunlardan iki veya uc kisi, bir hayvan 
satm ahp yolda ona miisterek binerler. Bu yolda ba'zan bir deveye 
on kisi binerler. Bu acizlik amellerindendir. Bunun ma'nasi, malda 
elini kismakdir. Ya'ni hasis olmakdir. Bununla beraber, selamete 
cikanhrlar. Oyle ise, bir amel isle ki, o amel sebebiyle Allahii teala 
sana binek hayvamm nasib etsin. 

Sunu bilmelidir ki, bu kimseler ahiret ticaretinde faide goriip, 
kar edenlerdir. Bu takdirde Allahii tealadan korkanlar,Allahii te- 
alamn dinini yayanlar, binicilerdir. Bunun icin, Allahii teala Mer- 
yem suresinin seksenbesinci ayetinde mealen, (Allahii tealadan 
korkanlar, o gun, Rablerinin ni'metlerine miisterek olarak gider- 
ler) buyurdu. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" birgiin Eshabina 
buyurdular ki: (Beni-israilde bir kisi vardi. Cok hayr yapardi. Hat- 
ta, o zat sizin icinizde hasr olunacakdir). Eshab-i kiram dediler ki: 
(Ya Resulallah! Bu zat ne hayr yapardi?) Resulullah "sallallahii 
aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Ona babasindan cok mal kalmisdi. 
Bununla, bir bostan satin ahp, onu fakirlere vakf etdi. Rabbim hu- 
zuruna vardigim zeman, bu, benim bostamm olur dedi. Yine bir 
cok altin ayirip, onu fakir ve za'if kimselere verdi. Bununla da, ce- 
nab-i Hakdan cariye ve kole satin ahrim, dedi. Yine bircok kole 
azad etdi. Bunlar dahi, Allahii tealamn huzurunthi benim hizmet- 
cilerim olur, dedi. Birgiin de, bir a'maya rast geldi. Gordii ki, 
ba'zan yiiriir, ba'zan diiser. Ona bir binecek hayvan satin ahp, bu 
da, Allahii tealamn liuzuruncla benim binecek hay vammdir dedi.) 

Peygamber efendimiz bu hikayeyi haber verdikden sonra da, 
(Nefsim, kudreti elinde olan Allahii tealaya yeinin ederim ki, bu 
hayvan onun icin eyerlenmis ve gem vurulmus hazir oldugunu go- 
riiyorum. Bu zat, ona biner de mahsere oylece gelir) buyurdu. 

— 33 — Kiyamet ve Ahiret - F:3 



(Sirat-i miistekun iizre gidenle, gozleri a'ma olup yiiziistiine git- 
digi yolu bilmiyen miisavi midir) mealindeki Miilk suresi yirmi- 
ikinci ayet-i kerfmesinin tefsirinde buyuruldu ki, Allahii teala, ki- 
yamet giinii icin mii'minlerin hasr olunmasi ile, kafirlerin hasrine, 
bu ayet-i kerfmeyi misal kildi. 

Nitekim Meryem suresi seksenaltmci ayet-i kerimesinde me- 
alen, (Kalirleri yiizleri iizerine siiriinerek, Cehenneme gondeririz) 

buyurdu. Bu ma'na, ba'zi kerre yiiriirler, ba'zi kerre de siiriinurler 
demekdir. Ciinki, cenab-i Hak, baska bir ayet-i kerimede, (Yiiriir- 
ler) buyuruyor. Nur suresi yirmidorduncii ayetinde mealen, (Ve 
yapdiklanm dilleri, elleri ve ayaklari haber verir) buyurdu. Bunun 
gibi, ayet-i kerimedeki (Kor olarak) ma'nasi da, kafirler, mii'min- 
lerin oniinde ve sag yamnda parlayan nurdan mahrum olurlar de- 
mekdir. Temamen kor olurlar demek degildir. Ya'ni karanlikda 
kalir, goremezler demekdir. Ciinki, biliyoruz ki, kafirler semaya 
bakarlar, bulut ile yanlmis oldugunu, meleklerin indigini, daglarm 
yurudugiinii, yildizlarm dokiildiigiinu goriirler. 

Kiyamet giiniiniin korkulan, meali, (Bu Kur'an-i kerfin sihr mi- 
dir? Yahud siz onu goremiyorsunuz) olan Tur suresinin onbesinci 
ayet-i kerimesinin tefsiridir. Bunun icin, kiyametde olan a'malik- 
dan murad, karanliga dalmakdir. Ve Allahii tealamn cemal-i ilahi- 
sini gormekden men' olunmakdir. Ciinki, Allahii tealamn nuru ile 
mahser yeri aydinlanir. Halbuki, o zeman, onlarm gozlerine perde 
gelip bu nurlardan birsey gormezler. 

Allahii teala, onlarm kulaklarma da perde ceker. Kelamullahi 
isitmezler. Halbuki melekler, meal-i serifi, (Simdi sizin iizerinize 
korku yokdur. Siz mahzun clahi olmazsimz. Siz ve zevceleriniz, 
Cennete sevincle dahil oldunuz) olan A'raf suresi kirkdokuzuncu 
ve Zuhruf suresinin yetmisinci ayetleri ile nida ederler. Mii'minler 
bunu isitir, kafirler isitmezler. 

Kafirler konusmakdan da men' olunur. Onlar dilsiz gibidirler. 
Bu da, Allahii tealamn meali, (Bu bir zemandir ki, onlar soylemez- 
ler ve soylemege izn dahi verilmez) olan, Murselat suresinin otuz- 
bes ve otuzaltmci ayet-i kerimelerinden anlasilmakdadir. 

Insanlar diinyadaki islerine gore hasr olunur. Ba'zilan calgi 
calmakla ve dinlemekle mesgiil olmusdur. [Her calgi kasd olun- 
makdadir. ibadetleri, Kur'an-i kerim ve zikr okumagi, calgi ile 
yapmak da buna dahildir. Cunki hicbir calgida Allahii tealamn n- 
zasi yokdur.] Hayatlarmda calgi calmaga ve dinlemege devam 
edenler, kabrinden kalkdigi vakt, sag eliyle onu ahr ve atar. O cal- 
giya der ki, (La'net olsun sana! Beni Allahii tealamn zikrinden 

-34- 



mesgul etdin!). O calgi ona geri gelir. Der ki, (Allahu teala, ara- 
mizda hiikm edinceye kadar, ben senin arkadasmim. O vakte ka- 
dar aynlamam). Boylece diinyada alkollii icki icenler, serhos ola- 
rak hasr olunur. Baslan, kollan, bacaklan acik olarak sokaga cikan 
kadmlar, kizlar, buralarmdan kanlar, irinler akarak hasr olunur. 
Zurnaci zurna calarak hasr olunur. Her kimse, boyle Allahu teala- 
nm yolundan aynhrsa, o Ml iizere hasr olunur. 

Sahih olan hadis-i serifde rivayet olundu ki: (Serab icen kimse, 
atesden serab kabi boynuna asilmis ve kadehi elinde olarak yeryii- 
ziindeki leslerin hepsinden daha fena kokdugu ve yeryiiziindeki 
esyamn hepsi ona la'net etdigi halde hasr olunur). 

Zulm edilerek olenler, zulm olunduklan uzre hasr olunurlar. 
Sahih olan hadis-i serifde buyuruldu ki: (Allah yolunda oldiiriilup, 
sehfd olanlar, kiyamet giiniinde, yaralaruiui kani akarak gelirler. 
Rengi kan ve kokusu misk kokusu gibi olur. Huzur-i Mevlaya hasr 
oluncaya kadar, bu hal iizre bulunurlar.) 

Bu zemanda melekler, onlan, firka firka, cema'at cema'at sevk 
ederler. Herbirinin altmda, kendilerine zulm edenler bulunarak 
hasr olunurlar. insan, cin ve seytan ve yirtici hayvanlar ve kuslar, 
bir yerde toplamrlar. O zeman yeryiizii diiz beyaz, giimus gibi diiz 
olur. 

Melekler, yeryiiziindeki biitiin canhlarm etrafmda bir halka ol- 
muslardir. Yeryiiziinde bulunanlardan on katdan ziyadedir. 

Bundan sonra, Allahu teala, ikinci kat gok meleklerine emr 
eder ki, birinci kat gok meleklerini ve mahlukati cevirirler. Bunlar 
da, hepsinin yirmi mislinden ziyadedir. 

Sonra, iiciincti kat melekleri nazil olup, hepsinin etrafini bir 
halka olarak cevirirler. Bunlar da hepsinin otuz mislinden ziyade- 
dir. 

Sonra dordiincu kat melekleri, hepsinin etrafini bir halka ola- 
rak cevirirler. Bunlar da hepsinin kirk mislinden ziyadedir. 

Sonra, besinci kat gogiin melekleri nazil olup, bir halka olarak 
cevirirler. Bunlar da hepsinin elli mislinden ziyadedir. 

Daha sonra, altmci kat gok melekleri nazil olup, hepsinin etra- 
fini bir halka olarak cevirirler. Bunlar da hepsinin altmis mislinden 
ziyadedirler. 

En sonra, yedinci kat gok melekleri nazil olup, bir halka olarak 
hepsini cevirirler ki, bunlar ciimlesinin yetmis mislinden ziyadedir- 
ler. 

-35- 



Bu zemanda, halk birbirine karma kansik olur. izdihamm cok 
olmasmdan birbirlerinin ayaklarma basarlar. Herkes, giinahma go- 
re, tere gark olur. Ba'zisi, kulaklanna kadar, ba'zisi bogazma ka- 
dar, ba'zisi gogsiine kadar, ba'zisi omuzlarma kadar, ba'zisi dizle- 
rine kadar, hamamdaki gibi bir tere gark olunmuslardir. Ba'zi kim- 
seler de vardir, susuz olan kimse, su icdigi vakt, nasil terlerse, o ka- 
dar az terler. 

(Eshab-i rey) ki, onlar minber sahibi olanlardir. (Eshab-i rish), 
terliyenlerdir. (Eshab-i ka'beyn), [ya'ni topuklanna kadar terli- 
yenler] suda bogularak vefat edenlerdir. Melekler bunlara: (Sizin 
icin simdi korku ve hiizn yokdur) diye nida ederler. 

Ba'zi Arifler bana haber verdi ki, bunlar (Evvabun)durlar. (Fu- 
dayl bin Iyad) "rahmetullahi aleyh" 1 ' 1 ve gaynlan bunlardandir. 
Ciinki, Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" (Giinahindan 
tevbe eden kimse, hie giinah islememis gibidir) buyururdu. Bu ha- 
dis-i serif mutlakdir. Ya'ni bir sarta bagli degildir. Bu tic simf , ya'ni 
(ehl-i rey, ehl-i nsh, ehl-i ka'b), (O gun ba'zdarmin yiizleri ak, 
ba'zdarinin ise siyah olur) mealindeki Al-i imran stiresinin yiizal- 
tmci ayet-i kerimesince, yiizleri beyaz olanlardir. Bunlardan gayri- 
sinin yiizleri siyah olur. Nasil lzdirab ve terlemek olmasm ki, giines 
baslanna yaklasmisdir. Hatta bir kimse elini uzatirsa yapisacagim 
zan eder. Giinesin harareti simdiki gibi degildir. Yetmis kat kadar- 
dir. Ba'zi selef dedi ki: Eger giines, kiyametde oldugu gibi, simdi 
yer iizerine dogsa, elbette yeryiiziinii yakar, taslan eritir ve nmak- 
lan kuruturdu. 

Bu zemanda, mahlukat Arasat meydamnda beyaz yerde, gayet 
siddet ile sikmti cekerler. Bu beyaz yeri, Allahii teala, meal-i seri- 
fi, (O gun, Vahid ve Kahhar olarak yeryiiziinii baska sekle, gokle- 
ri de baska sekle cevirdigim zemandir. O giin, hersey bana itaat 
eder) olan Ibrahim stiresinin kirksekizinci ayetinde beyan buyur- 
musdur. 

O zeman, yeryiiziinde bulunanlar, cesidli sekllerdedirler. Diin- 
yada biiyiik goriinenler, biiyiiklenenler, mahserde zerre kadardir. 
Hadis-i serifde kibrlilerin zerre gibi olacaklan bildirilmisdir. Onlar 
hakikaten zerre kadar kticiik degildirler. Belki ayaklar altmda ka- 
hp cignendiklerinden, zelil ve hakir olmalarmdan, zerreler gibidir 
buyurulmusdur. 

Bunlarm arasmda bir kavm, tath ve soguk saf sular icerler. Zi- 



[1] Fudayl 187 [m. 803] de Mekkede vefat etdi. 

-36- 



ra, sabi, kiiciik cocuk iken vefat eden mii'min cocuklar, babalan- 
nin etrafmda, Cennet irmaklarindan doldurduklan kaselerle do- 
nerler ve onlara su verirler. 

Selef-i salihinden ba'zilarmdan rivayet olundu ki, bir zatm 
rii'yasmda kiyamet kopmus. O zat, mevkifde gayet susuz olarak 
dururmus. Kiiciik cocuklarm su dagitdigim gormiis. O zat buyurur 
ki:(Aman bana da bir yudum su verm), Iclerinden bir sabi dedi ki: 
(Bizim icimizde senin cocugun var midir?) Ben hayir dedim. (Oy- 
le ise Cennet serabmdan sana nasib yokdur) dedi. 

Bu hikayede evlenme ve cocuk sahibi olmanm efdal olmasina 
isaret vardir. Su dagitan cocuklarm sartlan (ihya-iil-ulum) kitabi- 
mizda anlatildi. 

Bir kism insanlar da bulunur ki, baslanna yakm bir golge gel- 
mis. Mahserin hararetinden onlan muhafaza eder. Bu golge ise, 
diinyada verdigi zekat ve sadakalardir. 

Bu halde bin sene kadar dururlar. (ihya-iil-ulum) kitabimizda 
anlatilan Miiddessir suresinde meal-i serifi, (Sura iiiiiriildiigii ze- 
inan) olan ayet-i kerimeyi isitince bu halde dururlar. Bu ayet-i ke- 
rime Kur'an-i kerimin sirlarmdandir. 

Sura iifurmenin dehsetinden tiiyler titrer, gozler nereye baka- 
cagim sasinr ve mii'min ve kafirler sevk olunurlar. Bu kiyamet gii- 
niinun siddetini ziyadelesdiren bir azabdir. 

Bu vakt, Arsi sekiz melek yiiklenip gotiiriir. Onlardan bir me- 
lek bir adimmda, yirmibin senelik diinya yolunu yiiriir. 

Melekler ve bulutlar, Ars-i a'la karar edinceye kadar, akllarm 
anlayamiyacagi tesbihler ile tesbih ederler. Bu seklde, Ars-i a'la, 
Allahii teala kendisi icin halk eyledigi beyaz arzm iizerinde karar 
kilar. Bu zeman, hicbirseyin takat getiremiyecegi, Allahii tealamn 
azabmdan, baslar asagi egilir. Cumle halk sikmti icinde mahbus ve 
saskin kahp, sefkat ararlar. Peygamberlere ve alimlere korku gelir. 
Evliya ve sehidler "rahmetullahi aleyhim ecma'm" hip takat getiri- 
lemiyecek olan Allahii tealamn azabmdan feryad ederler. Bunlar, 
bu hal iizereyken, gunesin nurundan cok daha fazla olan bir nur 
bunlan icine ahr. Zaten gunesin hararetine takat getiremiyen kim- 
seler, bunu miisahede etdikleri gibi, karma kansik olurlar. Bin se- 
ne de, bu hal iizere kahrlar. Allahii teala tarafmdan kendilerine bir 
sey soylenmez. 

Bu vakt insanlar, ilk Peygamber olan Adem aleyhisselama gi- 
derler. (Ey insanlarm babasi! Halimiz pek fenadir). Kafirler ise: 
(Ya Rab! Bize merhamet et. Bizi su siddet ve mesakkatden kur- 
tar), derler. 

-37- 



insanlar Adem aleyhisselama derler ki, (Ya Adem "aleyhisse- 
lam"! Sen aziz ve serif bir Peygambersin ki, Allahu teala seni ya- 
ratdi. Melekleri sana secde etdirdi. Sana kendi ruhundan (ifledi. 
Kaza ve hesaba baslamasi icin bize sefa'at eyle ki, Allahu teala ne 
murad ederse, onunla mahkum olalim. Ve nereye emr ederse, her- 
kes oraya gitsin. Herseyin hakimi ve maliki olan Allahu teala, 
mahluklarma diledigini yapsin) diye yalvanrlar. 

Adem aleyhisselam buyurur ki: (Ben Allahu tealamn yasak et- 
digi agacin meyvesinden yidim. Bu zemanda Allahu tealadan uta- 
nirim. Fekat siz, Resullerin ilki olan Nuh aleyhisselama gidiniz). 
Bunun iizerine bin sene aralarmda mesveret ederek dururlar. 

Sonra Nuh aleyhisselama giderler de: (Sen Resullerin ilkisin. 
Hie dayamlmayacak bir haldeyiz. Bizim muhakememizin cabuk 
yapilmasi icin bize sefa'at eyle! Su mahser cezasmdan kurtulahm) 
diye yalvanrlar. Nuh aleyhisselam onlara cevab olarak: (Ben Alla- 
hu tealaya diia eyledim. Yeryiiziinde ne kadar insan varsa, o dua 
sebebiyle boguldu. Bunun icin, Allahu tealadan utamrim. Fekat 
siz, Ibrahim aleyhisselama gidiniz ki, o Halilullahdir. Allahu teala 
Hac suresinin son ayetinde mealen, (ibrahfm "aleyhisselam" siz 
diinyaya gelmezden ewel, size miisliman diye ism verdi) buyurdu. 
Belki o size sefa'at eder) der. 

Yine evvelki gibi aralarmda bin sene daha konusurlar. Sonra, 
Ibrahim aleyhisselama gelirler. (Ey muslimanlarm babasi! Sen o 
zatsm ki, Allahu teala, seni kendine halil, dost eyledi. Bize sefa'at 
eyle! Allahu teala, mahlukat arasmda, hiikmiinii versin) derler. Ib- 
rahim aleyhisselam onlara: (Ben diinyada iic kerre kinaye soyle- 
dim. Bunlan soyliyerek din yolunda miicadele etdim. Simdi Alla- 
hii tealadan bu makamda sefa'at izni istemekden utamrim. Siz Mu- 
sa aleyhisselama gidiniz. Zira, Allahu teala onunla konusdu ve 
kendisine ma'nevi yakinhk gosterdi. O, sizin icin sefa'at eder) bu- 
yurur. Bunun iizerine yine bin sene durarak birbirleriyle istisare 
ederler. Fekat bu zemanda halleri gayet giiclesir. Mahser yeri ise, 
cok darahr. Sonra Musa aleyhisselama gelip, derler ki: (Ya ibni 
Imran! Sen o zatsm ki, Allahu teala seninle konusdu. Sana Tevra- 
ti indirdi. Hesabm baslamasi icin bize sefa'at eyle! Zira burada 
durmamiz cok uzadi. izdiham pek ziyadelesdi. Ayaklar birbirleri 
iizerine birikdi). Musa aleyhisselam onlara der ki: (Ben, Allahu te- 
alaya, al-i Fir'avnm senelerce hoslanmiyacaklan seylerle cezalan- 
dinlmasi icin diia etdim. Sonra gelenlere ibret olmalarim rica eyle- 
dim. Simdi sefa'at etmege utamrim. Fekat, Cenab-i Hak rahmet, 
magfiret sahibidir. Siz Isa aleyhisselama gidiniz. Ciinki yakin cihe- 

-38- 



tiyle Resullerin en esahhi, ma'rifet ve ziihd cihetinden, en efdali ve 
hikmet cihetinden en iistiinudiir. Size O sefa'at eder) buyurur. 
Bunlar, aralarmda bin sene miisavere ederler. Halbuki, onlarm si- 
kmtilan daha ziyade olur. 

Sonra Isa aleyhisselama gelirler. Derler ki: (Sen Allahii teala- 
nm ruhu ve kelimesisin, Allahii teala senin icin Al-i Imran suresi- 
nin kirkbesinci ayetinde mealen, (Diinyada ve ahiretde "Vecih" 
ya'ni cok kiymetli) buyurdu. Bize Rabbinden sefa'at eyle!) Isa 
aleyhisselam buyurur ki: (Benim kavmim, beni ve annemi Allah- 
dan baska ilah ittihaz eylediler. Nasil sefa'at ederim ki, bana da 
ibadet etdiler. Ve bana ogul ve Allahii tealaya baba ismini verdi- 
ler. Fekat, siz gordiiniiz mii ki, birinizin kesesi olsun da, icinde na- 
fakasi olmasm. Ve agzi da miihiirlii olsun. O miihrii bozmadan o 
nafakaya vasil olsun. Peygamberlerin en iistiinii ve sonuncusu Mu- 
hammede "sallallahii teala aleyhi ve sellem" gidiniz. Zfra O, da've- 
tini ve sefa'atini iimmeti icin hazirladi. Ciinki, kavmi Ona cok ker- 
re eza etdiler. Mubarek alnini yardilar. Mubarek disini kirdilar. 
Kendisine delilik isnad etdiler. Halbuki, o yiice Peygamber "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" onlarm iftihar cihetinden en iyisi ve seref ci- 
hetinden en yiiksegi idi. Onlarm tehammiil olunmiyacak eza ve ce- 
falarma mukabil, Yusiif aleyhisselamm kardeslerine soyledigi, 
(Sinitli sizin, basimza kakmak yokdur. Erhamiirrahimin olan Ce- 
nab-i Allah, size magfiret eder) mealindeki ayet-i kerime ile cevab 
verirdi.) Isa aleyhisselam, Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve 
sellem" faziletlerini anlatir, hepsi Muhammed aleyhisselama bir an 
evvel kavusmak ister. 

Hemen Muhammed aleyhisselamm minberine gelirler. Derler 
ki: (Sen Habibullahsm! Habib ise, vasitalarm en faidelisidir. Bize 
Rabbinden sefa'at eyle! Zira, Peygamberlerin birincisi olan Adem 
aleyhisselama gitdik. Bizi Nuh aleyhisselama gonderdi. Nuh aley- 
hisselama gitdik. Ibrahim aleyhisselama gonderdi. Ibrahim aley- 
hisselama gitdik. Musa aleyhisselama gonderdi. Musa aleyhissela- 
ma gitdik. Isa aleyhisselama gonderdi. Isa aleyhisselam ise, size 
gonderdi. Ya Resulallah "sallallahii aleyhi ve sellem"! Senden son- 
ra gidecek bir yer yokdur). 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem"efendimiz: (Allahii te- 
ala izn verir ve razi olursa, sefa'at ederim) buyurur. 

(Suradikat-i celal), ya'ni celal perdesine vanr. Allahii tealadan 
sefa'at icin izn ister. Kendisine izn verilir. Perdeler kalkar. Ars-i 
a'laya girer. Secdeye kapamr. Bin sene secdede durur. Bundan 
sonra, cenab-i Hakki bir hamd ile hamd eder ki, alem yaratildigin- 

-39- 



dan beri, hie kimse, Allahii tealayi boyle medh etmemisdir. 

Ba'zi arifler dedi ki: (Allahii teala alemleri yaratmca kendisini 
boyle hamdler ile medh ve sena buyurmusdu). Ars-i a'la, Cenab-i 
Hakka ta'zimen hareket etmekdedir. Bu miiddet icinde halleri pek 
ziyade kotiilesir. Mesakkat ve zahmetleri artar. Insanlardan her bi- 
ri, diinyada simsiki sakladiklan mail boyunlarma gecirmislerdir. 
Deve zekatim vermiyenlerin, boynuna deve yiiklenir. Oyle baginr 
ve agirlasir ki, biiyiik daglar gibi olur. Sigir, koyun zekati vermi- 
yenler de, boyle olur. Bunlarm feryadlan adeta gok giirlemesi gi- 
bidir. 

Ekin zekatim, ya'ni usrunu vermiyenlerin boynuna ekin denk- 
leri yiiklenir ki, diinyada hangi cins ekinin zekatim vermemis ise, o 
nev'den, o denkler dolmusdur. Eger bugday ise, bugday, arpa ise 
arpa dolmusdur ki, agirhgmdan altmda "vaveyla", "vasebura" [11 
diye baginr. Altin, giimiis ve [kagid] para ve sair ticaret mah zeka- 
tmdan vermeyenler de, dehsetli bir yilam yiiklenir ki, o yilamn ba- 
sinda yalmz iki orgiisii vardir. Kuyrugu burnuna girmisdir. Boynu 
ile halkalanmis, boynu iizerinde yiiklenmis, hatta degirmen taslan- 
m yiiklenmis kadar agirhgi vardir. Bagmrlar, bu nedir, derler. Me- 
lekler onlara: (Bunlar, diinyada zekatim vermediginiz mallanmz- 
dir) derler. iste bu dehsetli hal, Al-i imran suresinin meal-i serifi, 
(Diinyada esirgedikleri, kiyamct giinii boyunlarma takilir) olan, 
yiizsekseninci ayet-i kerimesi ile bildirilmisdir. 

Diger bir firka ise, avret yerleri gayet biiyiimiis, cerahat ve irin 
akar. Onlarm fena kokusundan etrafda bulunanlar cok rahatsiz 
olur. Bunlar, zina yapanlar ve baslan, saclan, kollan, bacaklan 
acik sokaga cikan kadmlardir. 

Diger bir firka da vardir ki, agac dallanna asihrlar. Bunlar diin- 
yada livata yapanlardir. 

Diger bir firkasi da, dilleri agizlarmdan cikmis ve gogiislerine 
sarkmis, gayet cirkin bir haldedirler ki, insan gormek istemez. 
Bunlar yalan ve iftira soyliyenlerdir. 

Bir firka dahi, kannlan yiiksek daglar kadar buyiimtis oldugu 
halde bulunur. Bunlar, diinyada zaruret olmadan ve muamele yap- 
madan faizli mal ve para ahp verenlerdir. Bu gibi haram isliyenle- 
rin giinahlan, fena halde aciga vurulur. [Faiz icin zaruretin ne ol- 
dugu ve muamele ile satis yaparak faiz almak (Se'adet-i Ebediyye) 
kitabinda bildirilmisdir. 1 



[1] "Veyl" azab kelimesidir. Insan azaba takat getiremedigi vakt, boyle 
bagmr. "Sebur" da helak zemamnda kullamhr. 

-40- 



DOKUZUNCU FASL 

Allahii teala mealen buyurur ki, (Ya Muhammed, basim sec- 
deden kaldir! Soyle, dinlenir. Sefa'at et, kabul olunur). Bunun 
Iizerine, Peygamber "sallallahii aleyhi ve sellem": (Ya Rabbi! 
Kullarin arasindan iyileri ve kotiileri ayir ki, zemanlan gayet uza- 
di. Herbiri, giinahlanyle arasat meydaninda rezil ve riisvay oldu- 
lar) der. 

Bir nida gelir: (Evet ya Muhammed!) "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" denilir. Cenab-i Hak, Cennete emr eder ki, her cins zmeti ile 
zinetlenir. Arasat meydamna getirilir. O derece giizel kokusu var- 
dir ki, besyiiz senelik yoldan duyulur. Bu halden kalbler ferahlanir. 
Ruhlar dirilir. [Lakin kafirler, miirtedler ve miislimanlarla alay 
edenler, Kur'an-i kerime hakaret edenler, gencleri aldatarak iman- 
lanni calanlar ve] amelleri habis, kotii olanlar, Cennetin kokusunu 
duymazlar. 

Cennet, Ars-i a'lanm sag tarafma konulur. Bundan sonra, ce- 
nab-i Hak, Cehennemi getirmegi emr eder. Cehenneme korku ge- 
lir, feryad eder. Kendisine gonderilen meleklere: (Allahii teala, ba- 
na azab etdirmek icin bir mahluk yaratdi da, onunla bana azab mi 
edecek) der. Onlar da: (Allahii tealamn izzeti ve celali ve ceberu- 
tii hakki icin, Rabbin seninle asilerden, islam diismanlanndan inti- 
kam almak icin, bizi sana gonderdi. Sen ise, bunun icin halk ohm- 
dun) derler. Cehennemi dort tarafmdan cekerek gotiiriirler. Yet- 
misbin ip takip cekerler ki, her bir ipde yetmisbin halka vardir. 
Diinyadaki demirlerin hepsi toplansa onun bir halkasi kadar ola- 
maz. Her halkada, zebani denilen azab meleklerinden yetmisbin 
melek vardir ki, yalmz birine diinyadaki daglan koparmak emr o- 
lunsa, parca parca ederdi. O vakt, Cehennemin bagirmasi ve giiriil- 
tiisii ve ates sacmasi ve siddetli dumani vardir ki, btitiin gokyiizii- 
nii simsiyah eder. Mahser yerine bin senelik yol kalmca, melekle- 
rin ellerinden kurtulur. Giiriiltiisii ve giimbiirtiisii ve sicakhgi te- 
hammiil olunmiyacak derecededir. Mahserdekilerin hepsi, bundan 
cok korkarlar. Bu nedir diye sorarlar. Haber verilir ki, Cehennem, 
zebanilerin elinden kurtulmus, size yaklasiyor da, onun giiriiltiisu- 
diir derler. Bunun iizerine, herkesin dizinin bagi coziiliip cokiive- 
rirler. Hatta Peygamberler ve Resuller dahi kendilerini tutamaz. 
Hazret-i Ibrahim, hazret-i Musa, hazret-i Isa, ars-i a'laya sanhr. Ib- 
rahim aleyhisselam kurban etdigi isma'il aleyhisselami unutur. 
Musa aleyhisselam biraderi Hartin aleyhisselami ve Isa aleyhisse- 
lam validesi hazret-i Meryemi unuturlar. Her biri: (Ya Rabbi! Bu- 
giin nefsimden baska birsey istemem) der. 

-41- 



O zeman Muhammed "aleyhisselam" ise: (Ummetime selamet 
ve necat ver ya Rabbi) der. 

Orada buna tehammiil edebilecek kimse bulunmaz. Zira Alla- 
hii teala, bunu haber verip; Casiye suresinin yirmisekizinci ayetin- 
de mealen, (Her iimmeti, dizleri iizre cenab-i Hakkin korkusundan 
cokmiis olarak goriirsiin. Herbiri, diinyada isledikleri amellerin ki- 
tabina da'vet olunurlar) buyurmusdur. Cehennemin boyle kurtu- 
lup kiikremesi iizerine, herkes bogulma derecesinde ve kederlerin- 
den ytizleri iizerine kapamrlar. Bu da, Allahii tealanm Furkan su- 
resinin onikinci ayetinde mealen: (Nar, ehl-i mahseri uzak mahal- 
den gordiigii vakt, nas ondan boguk ve cirkin ve gayet biiyiik ses 
isitirler) buyurmasiyle sabitdir. 

Allahii teala, Miilk suresinin sekizinci ayetinde mealen, (Gayz 
ve sicldetinin coklugundan, Nar ikiye ayrilacak gibi olur) buyurur. 
Bunun iizerine, Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" orta- 
ya cikip, Cehennemi durdurur. Buyurur ki, (Hakir ve zelil olarak 
geriye don! Ta ki, sana ehlin guruh giiruh gelsinler). Cehennem 
dahi (Ya Muhammed, bana miisa'ade et! Zira, sen bana haram- 
sin) der. Arsdan nida gelerek: (Ey Cehennem, Muhammed aley- 
hisselamin kelamim dinle! Ve ona ita'at et) der. Sonra Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem", Cehennemi ceker, Ars-i a'lamn sol 
tarafmda bir yere yerlesdirir. Mahserdekiler, Peygamber efendi- 
mizin bu merhametli mu'amelesini birbirine miijdelerler. Korku- 
lan bir mikdar azahr. Enbiya suresinde yiizyedinci ayet-i kerime- 
nin (Seni alemlere rahmet olarak gonderdik) meal-i serifi zahir 
olur. 

Bu zemanda nasil oldugu bilinmiyen mizan kurulur. Mizamn 
iki kefesi, ya'm gozii vardir. Birisi nurdan ve biri zulmetden ya'ni 
karanhkdandir. 

Bundan sonra, Allahii teala zemandan, mekandan, cismden 
miinezzeh ve beri, uzak oldugu halde, kudretini izhar buyurmasi 
iizerine, insanlar ona ta'zim ederek, secdeye vanrlar. Fekat kafir- 
ler, miirtedler, secde edemezler. Zira, onlarm belleri demir kesilip 
secde etmeleri miimkin olmaz. iste bu da, Nun suresi, kirkikinci 
ayet-i celil-i ilahiyyesinin (Gozlerden perde kaldmlip sikintdarin 
artdigi zemanda secde etmege cagrdirlar. Fekat secde edemezler) 
meal-i serifidir. 

imam-i Buharinin "rahmetullahi aleyh",' 11 bunun tefsirinde, 



[1] Muhammed Buhari 256 [m. 870] de Semerkandda vefat etdi. 

-42- 



Peygamberimize "sallallahii teala aleyhi ve sellem" kadar senedi- 
ni ya'ni ravilerini zikr ederek bildirdigi hadis-i serifde buyuruldu 
ki, (Allahii teala kiyamet giiniinde sakindan kesf eder. [Pacalar si- 
vamr. Ya'ni cok cetin ve sikmtili bir hal olur. Secde ediniz denir.] 
Biitiin iiiii'iiiinlcr secde ederler). Ben, bu hadis-i serifin te'vilin- 
den korkdum. Meseldir diyerek soz soyliyenlerin soztinii dahi be- 
genmedim. Mizan ya'ni terazi de, melekuta mahsus olan bilinmi- 
yen seylerdendir, diinya terazilerine benzemez. Zfra iyilikler ve 
kotiiliikler, madde ve cism degildir. A'raz, ya'ni sifatdirlar. A'raz- 
lan, ozellikleri, bildigimiz teraziler ile, maddeyi dartar gibi, vezn 
etmek sahih olmaz. Ancak, bilinmiyen terazi ile dartmak sahih 
olur. 

Mii'minler secdede iken, Allahii teala nida eder. Yakindan ve 
uzakdan isitilir. imam-i Buharinin rivayet etdigi gibi, cenab-i Hak 
[hadis-i kudside]; (Ben azim-iis-san herkese miicazat eden deyya- 
nim. Bana hicbir zalimin zulinii tecaviiz etmez. Eger tecaviiz eder- 
se, ben zalim olurum) buyurur. 

Bundan sonra, hayvanat arasinda hiikm eder. Boynuzlu koyun- 
dan, boynuzsuz koyunun hakkmi ahverir. Dag hayvanlanyle kus- 
lar arasindaki haklan odesdirir. Sonra da bunlara: (Toprak olu- 
nuz) der. Hemen hayvanlar toprak oluverirler. Kafirler, bu hali go- 
riince her biri, Nebe' suresi kirkmci ayetinin mealinde haber veril- 
digi iizere (Ne olaydi, toprak olaydim) derler. 

Sonra, Allahii teala tarafmdan nida olunup, (Levh-i mahfuz 
nerededir?) buyurur. Bu ses, akllara hayret verecek suretde isiti- 
lir. Allahii teala, (Ey Levh! Tevrat ve incil ve Kur'an-i azim-iis- 
sandan sende yazdigim sey nerededir?) der. Levh-i mahfuz der ki: 
(Ya Rabb-el'alemin! Bunu Cebrail "aleyhisselam"dan siial bu- 
yur!). 

Bu vakt, Cebrail "aleyhisselam" getirilir ki, adeta kendisini tit- 
remek ahr. Hayretinden diz iistii coker. Cenab-i Hak buyurur ki: 
(Ya Cebrail! Bu Levh der ki, sen benim kelamimi ve vahyimi kul- 
larima nakl eylemissin, dogru mudur?) Cebrail "aleyhisselam'' 
(Ya Rabbi dogrudur) der. Allahii teala, (Onu nasd yapdin?) bu- 
yurur. Cebrail aleyhisselam, (Ya Rabbi, Tevrati Musa aleyhisse- 
lama, incili Isa aleyhisselama, Kur'an-i kerimi Muhammed aley- 
hisselama inzal ve her bir Resule risaleti ve her bir suhuf sahibi 
Peygambere de sahifelerini ulasdirdim) der. 

Bir nida gelir ki; (Ya Nuh!), Nuh aleyhisselam getirilir. Titredi- 
gi halde, huzur-i ilahiye gelir. Ona hitaben: (Ya Nuh! Cebrail aley- 
hisselam der ki, sen Resullerdensin). (Evet ya Rabbi! Dogrudur) 

-43- 



der. Yine buyurur ki, (Kavininle ne is gordiin?). Nuh aleyhisse- 
lam, (Ya Rabbi! Onlan gece ve gundiiz imana da'vet etdim. Be- 
nim da'vetim onlara bir faide vermedi. Benden kacdilar). O ze- 
man, yine nida olunarak, (Ya Nuh kavmi!) denir. Onlar bir firka 
olarak getirilir. Denilir ki, (isbu kardesiniz Nuh aleyhisselam der 
ki, size benim risaletimi teblig etmis). Onlar: (Ey bizim Rabbimiz, 
yalan soyliiyor. Bize birsey teblig etmedi) derler. Risaleti inkar 
ederler. 

Allahii teala, (Ya Nuh! Senin sahidin var midir) buyurur. Nuh 
aleyhisselam, (Ya Rabbi! Benim sahidim, Muhammed aleyhisse- 
lam ile ummetidir) der. 

Allahii teala, (Ya Muhammed!) "aleyhisselam". Bu Nuh 
aleyhisselam risaleti teblig etdigine seni sahid kdar) buyurur. 
Peygamberimiz "aleyhisselam", Nuh aleyhisselamin risaleti teb- 
lig etdigine sahid olup, Hud suresinin yirmi besinci ayet-i keri- 
mesini okur. Bu ayet-i kerimede mealen, (Biz Nuhu insanlara 
Peygamber olarak gonderdik. Onlan Allahii tealamn azabi ile 
korkutdu. Allahii tealadan baska seylere ibadet etmeyiniz dedi) 
buyurulmusdur. Cenab-i Hak, Nuh aleyhisselamin kavmine: (Si- 
zin iizerinize azab hak oldu. Zfra, azab kafirler iizerine layikdir) 
buyurur. 

Boylece, hepsi Cehenneme atihr. Ne amelleri tartihr, ne de he- 
sab olunurlar. 

Bundan sonra (Ad kavmi nerededir?) diye nida olunur. Nuh 
aleyhisselamin kavmine yapildigi gibi, Hud aleyhisselam ile, kavmi 
olan Ad kavmi arasmda mu'amele cereyan eder. Peygamberimiz 
"aleyhisselam" ile ummetinin hayrhlan sehadet ederler. Peygam- 
berimiz Suara suresinin yuzyirmiiiciincu ayet-i kerimesini okur. Bu 
kavm de Cehenneme atihr. 

Bundan sonra (Ya Salih veya Semud) diye nida olunur. Salih 
aleyhisselam ve kavmi gelirler. inkarlan iizerine, hazret-i Peygam- 
berden sehadet taleb olunur. Peygamberimiz "aleyhisselam" Su- 
ara suresinin yiizkirkbirinci ayet-i kerimesini okur. Onlar da, ev- 
velkiler gibi Cehenneme atihr. 

Kur'an-i azim-iis-samn haber verdigi gibi, iimmetler, birbiri ar- 
kasi sira, Allahii tealamn huzuruna gelirler. Furkan suresinin otuz- 
sekizinci ve Ibrahim suresinin sekizinci ayet-i kerimeleri bunu ha- 
ber vermekdedir. Bunda tenbih vardir ki, bunlar asi ve azgm 
kavmlerdir. (Barih, Marih, Duha, Esra) kavmleri ve bunlar gibi 
kafirlerdir. Bunlardan sonra, nida, Eshab-i res ve tiibba' ve Ibra- 
him aleyhisselamin kavmine gelir. Bunlann hie birinde mizan ku- 

-44- 



rulmaz. Ve hesab sorulmaz. Bunlar, o gun Rablerinden mahcub- 
durlar. Allahii tealamn kelamim onlara bir terciiman soyler. Ciin- 
ki, bir kimse, nazar ve kelam-i ilahiye mazhar olursa, o kimse azab 
olunmaz. 

Bundan sonra, Musa aleyhisselama nida olunur. Siddetli rtiz- 
garda yapraklar nasil titrerse, oyle titreyerek gelir. Cenab-i Hak, 
ona hitaben: (Ya Musa! Cebrail sana risaletini ve Tevrati kavmine 
teblig etdigine sehadet ediyor) buyurur. Musa aleyhisselam, (Evet 
ya Rabbi) der. (Oyle ise, minberine cik! Sana vahy olunan seyleri 
oku!) buyurulur. Musa aleyhisselam, minbere cikar, okur. Herkes 
kendi mevki'inde siikut ederler. Tevrati daha yeni nazil olmus gibi 
okur. Yehudi alimleri, sanki bundan evvel, Tevrati hie gormemis- 
ler, bilmemisler gibi olurlar. 

Sonra da, Daviid aleyhisselama nida olunur. Bu da, sanki sid- 
detli rtizgarda yaprak titrer gibi, son derece titreyerek gelir. 

Allahii teala: (Ya Daviid! Cibril "aleyhisselam" Zeburu iim- 
metine teblig etdigine sehadet ediyor) deyince, Daviid aleyhisse- 
lam, (Evet ya Rabbi!) der. Cenab-i Hak, (Minberine cik ve sana 
vahy olunan seyi tilavet eyle) buyurur. Daviid aleyhisselam min- 
bere cikar. Giizel sesle Zebiir-u serifi okur. Hadis-i serifde bildi- 
rildi ki, Daviid aleyhisselam Cennet ehlinin munadisidir. [Daviid 
aleyhisselamm sesi cok giizel ve gtir idi.] Nida edince sesini ta- 
biit-i sekinenin imami isitir ve cema'atin icine girerek saflari ya- 
rarak, Daviid aleyhisselamm yanina gelir. Ona sanhr. Der ki: 
(Sana Zebiir va'z vermedi mi ki, benim icin yanhs niyyet etdin?). 
Hazret-i Daviid, cok utamr, sikihr. Cevab veremez. Arasat lzdi- 
raba gelir. insanlar Daviid aleyhisselamdan gordiigii hallerden 
dolayi cok iizuntulu olurlar. Bundan sonra Daviid aleyhisselama 
sanhp, huzur-i Mevlaya cikanr. Uzerlerine perde iner. Tabiittin 
imami der ki: (Ya Rabbi! Daviid aleyhisselamm hurmetine bana 
rahmet eyle ki, bu beni harbe gonderdi. Hatta oldiiruldiim. Ni- 
kah etmek istedigim hatunu kendine almak istedi. Halbuki o ze- 
man bundan baska, doksandokuz hatunu vardi). Allahii teala, 
Daviid aleyhisselama sorar, (Ya Daviid! Bunun sozii dogru mu- 
dur?) buyurur. Daviid aleyhisselam utancindan ve Allahii teala- 
nin azabi korkusundan, magfiret va'dini rica ederek, basmi asagi 
eger. Zira, insan birseyden korkar ve mahcub olursa, basmi onii- 
ne eger. Birsey umar ve rica ederse, basmi yukan kaldinr. Bu 
vakt, Allahii teala tabiitiin imami olan zata buyurur ki: (Ben, bu- 
na mukabil, sana kosk ve vildandan su kadar, bu kadar sey ver- 
dim. Razi misin?) O zat da: (Raziyim ya Rabbi) der. Bundan 

-45- 



sonra, Daviid aleyhisselama: (Sen de ya Daviid, git seni de mag- 
firet etdim) buyurur.' 11 

Bundan sonra Daviid aleyhisselama: (Minberine don, Zeburun 
devamnu oku) buyurur. O da, Allahii tealamn emrini yerine geti- 
rir. Bu zemanda, Beni israile iki kism olmalan emr olunur. Bir kis- 
mi, mii'minler ile, bir kismi da, kafirler ile beraber olur. 

Bundan sonra, bir ses isitilir ki: (Isa "aleyhisselam" nerede- 
dir?) der. Isa aleyhisselam getirilir. Allahii teala ona hitaben Ma- 
ide suresinin yiizondokuzuncu ayet-i kerimesinin meal-i senfi 
olan, (Ya Isa! Sen insanlara Allahdan baska beni ve annemi ilah 
edininiz dedin mi?) buyurur. 

Isa aleyhisselam, Allahii tealaya hamd eder ve cok senalar 
eder. Sonra meal-i serifi, (Ya Rabbi! Seni noksan sifatlardan ten- 
zili ve takdis ederim ki, hakkim olmiyan seyi benim icin soylemek 
olmadi. Eger ben onu soyledimse, hakfkaten Sen onu bilirsin. Ya 
Rabbi! Sen benim nefsimde olam bilirsin. Ben Senin zatinda olam 
bilmem. Ya Rabbi! Sen gaibleri bilensin) olan Maide suresinin yii- 
zonaltmci ayet-i kerimesi ile cevab verir. 

Bunun iizerine cenab-i Hak, cemal sifatim gosterir ve meal-i se- 
rifi, (Bu zeman, sadiklara sidkimn menfe'at verecegi zemandir) 
olan Maide suresi yiizondokuzuncu ayet-i kerimesini buyurur ve 
(Ya Isa! Sen dogru soyledin. Minberine git! Sana Cebrailin teblfg 
etdigi Incili tilavet eyle) der. Isa aleyhisselam, (Evet Ya Rabbi) 
der. Sonra tilavete baslar. Tilavetin te'sirinden herkesin basi yuka- 
n kalkar. Zira, Isa aleyhisselam rivayet cihetinden insanlarm en zi- 
yade hakimidir. Okumada, o kadar tazelik ve nezaket gosterir ki, 
hiristiyanlar, ruhbanlar, kendilerini, incilden hicbir ayet bilmiyor- 
larmis zannederler. 

Bundan sonra, nasara da, iki kism olurlar. Bozuk olanlan, ya'ni 
hiristiyanlar kafirlerle, bozulmamis olan mii'minleri, mii'minlerle 
hasr olunur. 

Bundan sonra, bir nida isitilir ki, (Muhammed "aleyhisselam" 
nerededir?) Peygamberimiz "aleyhisselam" gelir. Cenab-i Hak 
buyurur ki: (Ya Muhammed! Cibril, sana Kur'an-i kerimi teblig 
etdim diyor). O da: (Evet ya Rabbi) der. Cenab-i Hak: (Ya Mu- 
hammed, minberine cik ve Kur'an-i kerimi kiraet et) buyurur. 



[1] Bu kissa, Mevahib tefsirinde, Sad suresi yirmiiiciincu ayetinde daha 
genis yazilidir. Peygamberler en kticiik bir giinah islemez ve giinahi 
islemek, hatirlanna bile gelmez. Bu tefsirden okuyunca, hakikat iyi 
anlasihr. 

-46- 



Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem"Kur'an-i kerimi tila- 
vet edip, gayet giizel ve tatli bir seklde okur. Mu'minleri miijdeler. 
Onlann yilzleri giiler ve sevinirler. Kur'an-i kerime inanmryanla- 
nn, bu mubarek kitaba (Hasa) col kanunu diyenlerin ise, yiizleri 
gayet cirkin olur. 

Buraya kadar beyan olunan Peygamberlere olunacak siiali, 
A'raf suresindeki, (Biz kendilerine Peygamber gonderilen kavme 
elbette siial ederiz. Peygamberlere de siial ederiz) mealindeki be- 
sinci ayet-i kerimesi haber vermekdedir. 

Ba'zilan, Maide suresinin yuzonikinci (Allahii teala, biiyiik 
Peygamberleri cem' eyledigi vakt, kavminizden nasd icabet ve ka- 
bul olundunuz?) mealindeki ayet-i kerime ile haber verilmisdir 
dediler. O zeman Peygamberleri (Ya Rabbi! Seni tesbih ederiz ki, 
bizim icin hie ilm yokdur. Sen gaybleri en iyi bilensin) derler. Ev- 
velki ayet-i kerimenin haber verdigini soyliyen alimlerin sozii da- 
ha dogrudur. (ihva-iil-uliim) admdaki kitabimizda da bunu bildir- 
dik. Zira Peygamberlerin dereceleri vardir. Isa "aleyhisselam" ise, 
onlann biiyiiklerindendir. Zira O (Ruhullah)dir. (Kelimetul- 
lah)dir. Peygamberimiz "aleyhisselam" Kur'an-i kerimi tilavet bu- 
yurdugu zeman, iimmeti zan eder ki, hie isitmemislerdir. Bu bahs- 
de, hazret-i Esma'iye' 11 dediler ki: (Sen Kur'an-i kerimi en ziyade 
ezberlemis olansm. Sen de, boyle mi olursun?) Cevabmda, (Evet, 
hazret-i Peygamberden isitdigim vakt, hie isitmemis gibi olurum) 
buyurdu. 

Kitablarm kira'eti temam oldukdan sonra bir nida gelir ki: Ey 
iniici imki. sinuli sizler aynhniz!) denir. Bu nida iizerine, mevkif 
ya'ni Arasat meydam harekete gelir. O zeman, herkesi biiyiik kor- 
ku ahr. Birbirlerine girift olurlar. Melekler cin ile ve cin insanlar ile 
kansir. Bundan sonra, nida gelir ki: (Ya Adem! Evladindan Ce- 
henneme layik olani gonder!) Adem "aleyhisselam" ise, (Ya Rab- 
bi! ne kadar?) diye siial eder. Cenab-i Hak, buyurur ki: (Binde do- 
kuzyiizdoksandokuzu Cehenneme ve biri Cennete). Kafirlerden 
ve Ehl-i siinnetden "rahmetullahi aleyhim ecma'in" aynlmis miil- 
hidlerden ve gafillerden, cikara cikara, ancak Allahii tealamn bir 
avue buyurdugu kadar mii'min geride kahrlar. Ebu Bekr-i Siddikm 
"radiyallahii anh" (Rabbimizin avuclarindan bir avue kahr) buyur- 
dugunun ma'nasi budur. 



[1] Ebu Sa'id-i Esma'i (122) de Basrada tevellud, 216 [m. 831] de Mervde 
vefat etdi. Asl adi Abdiilmelikdir "rahime hullahii teala". 

-47- 



Bundan sonra Iblis seytanlanyle birlikde getirilir. Bunlarm miza- 
nimn da seyyiatlan, hasenatlarmm iizerine agir gelmisdir. Her kime 
ki, din ulasmisdir, onun sevablan ile giinahlan muhakkak dartila- 
cakdir. Seytanlar, giinahlan agir gelip, azab goreceklerini yakinen 
bildikleri vakt: (Bize Adem zulm etdi. Zebani denilen melekler sac- 
lanmizdan tutarak bizi Cehenneme siiriikledi) derler. 

Bunun iizerine, cenab-i Hak tarafmdan bir nida gelir ki, 
Mii'min suresinin onyedinci ayet-i kerimesinin, (Bu zemanda zulm 
yokdur. Allaliii teala hesabda siir'atlidir) mealindedir. Herkes icin 
biiyiik bir kitab cikanhr ki, sark ve garb arasmi tutar. Onda mah- 
luklarm biitiin amelleri yazilidir. Kticiik ve biiyiik hepsini bildirir. 
Allahii teala, hicbir kimseye zulm etmez. Mahluklarm her giin yap- 
diklan amelleri bu kitab ile Allahii tealaya arz olunur. Allahii te- 
alamn emri ile Abese suresinin onaltmci ayet-i kerimesinde bildi- 
rilen (Kiramiin berere) meleklerine ya'ni kerim ve ita'atkar me- 
leklere, o amelleri yazmagi emr eder. Bu kitab iste odur. Casiye su- 
resinin yirmisekizinci ayet-i kerimesinin (Biz yapdigimz amellerin 
hepsini yazdirdik) meal-i serifi bunu haber vermekdedir. 

Bundan sonra, bir miinadi herkesi ayn ayn caginr. Herkes, ay- 
n ayn hesaba cekilir. Nur suresi, yirmidordiincii ayetinde mealen, 
(Yapdiklannin hepsine, o giin dilleri ve elleri ve ayaklan sehadet 
eder) buyuruldu. 

Dogru haberde bize bildirildi ki, bir kimse Allahii tealamn hu- 
zurunda durdurulur. Cenab-i Hak ona (Ey fena kul! Sen miicrim 
ve asi oldun) der. O kul: (Ya Rabbi! Ben islemedim) der. (Senin 
aleyhine deliller ve sahidler vardir) denir. O kimsenin Hafaza me- 
lekleri getirilir. O kimse: (Onlar benim iizerime yalan soylediler) 
der. Bu hal, meal-i serifi (O giin herkes getirilir. Herkes kendi nef- 
si ile miicadele eder) olan, Nahl suresinin yiizondordiincu ayetin- 
de bildirilmekdedir. Sonra agzina miihiir vurulur. Bu da Yasin-i se- 
rifin altmis besinci ayetinin (Kiyamet giiniinde, ben azfmiis-san, 
iniici imki in agizlarim miihiirlerim. Ne ki kazanip kesb etdiler ise, 
bize elleri soyler ve ayaklan sehadet eder) meal-i serifi ile bildiril- 
misdir. Oyle ise, asilerin a'zasi sehadet edip Cehenneme goturiil- 
meleri emr olunur. Miicrimler [din dtismanlan, haram isliyenler, 
nemaza ehemmiyyet vermiyenler] a'zalarma levm etmege, bagir- 
maga baslar. A'zasi da, der ki, (Bu sehadet bizim ihtiyarunizla de- 
gildir. Bizi Allahii teala soyletdi. Herseyi soyleten Odur). Bunlar 
Fussilet suresinin yirmibirinci ayet-i kerimesinde bildirilmekdedir. 

Hesabdan sonra, biitiin insanlar Sirat kopriisiine gonderilecek- 
dir. 

-48- 



Sirat kopriisiinden gecemeyip diisen miicrimler, Cehennem ha- 
zenesine, ya'ni azab meleklerine teslim olunurlar. Aglamaga ve in- 
lemege baslarlar. Hele mii'mimn ve miivahhidmin asileri Cehen- 
neme konulurken, gayet dehsetli aglarlar. Melekler bunlan yaka- 
layip atarken, (iste bu, va'd olundugunuz kiyamet giiniidiir) der- 
ler. Bu hal Enbiya stiresinin yiizuciincii ayet-i kerimesinde bildiril- 
mekdedir. 

Biiyiik feryad - Cehennem ehlinin cok feryad edip agladiklan 
dort yerden birincisi, sur ufuriildiigu vaktde, ikincisi, Cehennem 
meleklerden kurtulup, mahser ehli tizerine sicradigi vaktde, iicun- 
ciisii, Ademi "aleyhisselam" Allahii tealaya sefa'atci gondermek 
icin cikdiklan vaktde, dordiinciisii, Cehennemdeki azab melekleri- 
ne teslim olunduklan zemandir. 

Cehennemlik olanlar mahallerine gidip, Arasat meydamnda 
yalmz, Mti'minler, Miislimler, hayr ve ihsan edenler, Arifler, Sid- 
diklar, Velfler, Sehidler, Salihler ve Resuller kahr. Imanlarmda 
siibheleri olanlar, miinafiklar, zmdiklar, bid'at sahibleri [ya'ni 
Ehl-i siinnet i'tikadmda olmiyan mii'minler], zaten Cehenneme 
gonderilmislerdir. Allahii teala (Ey insanlar! Rabbiniz kimdir?) 
buyurur. Onlar (Allahdir) derler. Allahii teala: (Siz Onu bilir mi- 
siniz?) buyurur. (Evet biliriz ya Rabbi) derler. O zeman, onlara 
Ars-i a'lanin sol tarafmdan bir melek goriiniir. O melek, o kadar 
azametlidir ki, yedi deniz basparmagimn ucuna konsa icine ahp, 
hicbir damlasi goziikmez. O melek, mahserde bulunanlara Allahii 
tealamn emri ile, imtihan cihetinden (Ene Rabbiiktim) ya'ni, ben 
sizin Rabbinizim der. Ehl-i mahser: (Senden Allahii tealaya sigi- 
mnz) derler. 

Arsin sag tarafmda bir melek goriiniir ki, eger ayagimn ucu ile 
basmis olsa, ondort deniz, gortinmez olurdu. Ehl-i mahsere (Ene 
Rabbiiktim) der. Ya'ni, sizin Rabbinizim der. Ona dahi (Senden 
Allahii tealaya sigminz) derler. 

Bundan sonra, Allahii teala, onlara istedikleri seklde gayet yu- 
musak ve hos mu'amele buyurur. Mahser ehlinin hepsi, secde 
ederler. Cenab-i Hak, onlara (Oyle bir yere geldiniz ki, sizin i<:in 
yabancdik ve korku yokdur) buyurur. 

Allahii teala biitiin mii'minleri Sirat iizerinden gecirir. 
Mii'minler derecelerine gore Cennete gotiiriiliir. insanlar giiruh 
giiruh gecerler. Once Resuller, sonra Nebiler, Sonra Siddiklar, 
sonra Veliler, Arifler, sonra hayr ve ihsan edenler, sonra Sehidler, 
sonra diger mii'minler gotiiriiliir. Muslimanlardan giinahlan afv e- 
dilmiyenler yiiz iistii diismtis, ba'zilan da A'rafda mahbus kahrlar. 

- 49 - Kiyamet ve Ahiret - F:4 



Imam za'if olanlardan ba'zisi Sirati yuz senede, ba'zrsi da bin sene- 
de gecerler. Bununla beraber, Cehennemde yanmazlar. 

Bir kimse ki, Rabbini gortir, o kimse Cehenneme sokulmaz. 
Muslim ve muhsin olanlann makamlarim (istidrac) namindaki ki- 
tabimrzda anlatdik. Onlar yiizii giilenlerdir. Cogu Sirati simsek gi- 
bi gecer. Cogu da, aclik ve susuzlukla giderler ki, cigerleri parca 
parca olmus, soluklan adeta duman gibi cikar. Bunlar, kaseleri 
gokdeki yildizlar adedince ve suyu, kevser irmagindan ve buyiiklu- 
gii Kudiisden Yemene kadar ve Adenden Medme-i miinevvereye 
kadar olan Kevser havzindan icerler. iste bu, Peygamberimizin 
"sallallahii aleyhi ve sellem" (Benim minberim, havzini iizerinde- 
dir). Ya'ni, minberim, Kevser havzimn iki kenarmdan biri iizerin- 
dedir buyurmasiyle sabitdir. Kevser havzindan uzak olanlar, kaba- 
hatlerinin derecesine gore, Siratda habs olunurlar. 

Nice abdest alanlar vardir ki, abdesti giizel almaz ve temam et- 
mez. Ve nice nemaz kilanlar vardir ki, sorulmadigi halde, nemazim 
baskalarma anlatir. Hudu' ve husu' ile kilmazlar. Eger kendini ka- 
rmca lsirmis olsa, nemazi birakip o karmca ile mesgul olurlar. Hal- 
buki, Allahii tealamn azamet ve celaletini arif olanlann ellerini ve 
ayaklanm kesmis olsalar hie direnmezler. Zira onlarm ibadetleri 
Allahii teala icindir. Allahii tealamn huzurunda duran kimse, Onun 
"celle celaliihii" heybet ve azametini bildigi, tefekkiir etdigi kadar 
husu' eder, korkar. Oyle olur ki, padisahlardan birinin huzurunda 
kisiyi akreb sokar, o da sabr eder. Padisaha hiirmet icin hie hareket 
etmez. iste bu, adamlann mahlukla beraber oldugu vaktdeki hali- 
dir. Mahluk ise, o derece menfe'at ve zaranm ayiramaz. 

O, aziz ve celil olan Allahii tealamn huzurunda duramn hali na- 
sil olur ki, heybet ve saltanat ve azamet ve ceberut ve kahr-ii gale- 
be-i ilahiyyeyi bilen bir kimsenin Allahii tealamn huzurunda dur- 
masi, elbette ziyade huziiru ve husu'u icab etdirir. 

ibadetleri yapdigi halde, zulm eden ve tevbe etdi ise de, maz- 
lumu bulamiyan, bununla diinyada halallesmiyen bir kimse hak- 
kmda hikaye olundu ki, Allahii tealamn huzuruna gotiiriiliir. 
Diinyada halallesemedigi kul haklan varsa, meydana cikanhr. 
Mazlum onun boynuna sanhr. Allahii teala mazluma (Ey maz- 
lum! Yukariya bak) buyurur. O mazlum bakdigi vakt goriir ki, bir 
kosk var. Gayet biiyiikdiir. Zineti ve buyukliigii akllara hayret ve- 
rir. O mazlum: (Ya Rabbi! Bu nedir?) der. Allahii teala: (Bu sati- 
hkdir. Benden satin ahr misin?) buyurur. O mazlum ise: (Ya Rab- 
bi! Bunun kiymetini odeyecek benim birseyim yokdur) der. Alla- 
hii teala buyurur ki: (Kardesini zulmden afv edip halas edersen, 

-50- 



kosk senindir). O kul da: (Ya Rabbi! Emr-i ilahin sebebiyle onda- 
ki hakkimdan vazgecdim) der. 

Allahii teala tevbe eden zalimlere boyle mu'amele eder. Nitekim 
Isra suresinin yirmibesinci ayetinde mealen, (Ben azuu-iis-san, tev- 
be eden kimseleri magfiret ederim) buyurur. Tevbe eden, zulmden, 
giinahdan aynlip da, ebediyyen bir daha o giinahi islemiyendir. Da- 
viid aleyhisselam (Evvab) ile tesmiye olunur. [Halbuki, Daviid aley- 
hisselam hie giinah islemedi. Ondan (Hilaf-i evla) sadir oldu.] Re- 
sullerden hazret-i Daviidun gayrileri de boyledir. 



Ey goniil, yakdi rucudum, o gizli nann senin, 
Fi$kmp eikdi sent ay a ah He zann senin! 

Cok garib bir divanesin, nicin hie usianmazsm? 
Herkesin riisvasi oldun, yokmudur arm senin? 

Ebedi ask tuzagma diisdiigiin gtinden beri, 
Meyve mi verecek aceb, soidu beharm senin? 

ONUNCU FASL 

(Arasat meydani)na (mevkif) ve (inahser yeri) de denir. Bura- 
da bulunanlann nasil da'vet edileceklerini alimlerimiz baska bas- 
ka soyledi. Tefsirlerde anlatildigi gibi, sahih hadislerde de bildiril- 
misdir. Allahii tealamn en once hiikm edecegi, katillerdir. Ve en 
once ecrlerini verecegi kimseler de imam dogru olan a'malardir. 
Evet! Bir mtinadi nida eder ki: (Dtinyada gormekden men' olu- 
nanlar nerededirler?) Onlara denilir ki: (Siz Allahii tealamn ce- 
maline bakmaga herkesden daha cok layiksimz). Bundan sonra 
cenab-i Hak, onlara haya mu'amelesi eder de (Sag tarafa gidiniz!) 
buyurur. 

Bunlar icin bir sancak baglamp Su'ayb aleyhisselamm eline ve- 
rilir. Su'ayb aleyhisselam onlara imam olur. Onlarla beraber, nur 
meleklerinden, hesabsiz melek vardir. Adedlerini Allahii tealadan 
baska kimse bilmez. Onlarm yanma vanrlar. Ve sirati yildinm gibi 
gecerler. Sabrda ve hilmde onlardan herbiri, Abdullah ibni Abbas 
"radryallahu anhiima" 111 ve ona bu iimmet icinde, benzeyen kimse- 
ler gibidir. 

Bundan sonra (Belalara sabr edenler nerededir?) diye nida 



[1] Abdullah 68 [m. 687] de Taifde vefat etdi. 

-51- 



olunur. Ve meczumin ya'ni ciizzam denilen miskin hastalan ve sa- 
ri hastahklara yakalanmis olanlar getirilir. Allahii teala, onlara se- 
lam verir. Onlar dahi sag tarafa emr olunurlar. Onlar icin de, yesil 
bir sancak baglanir. Eyyub aleyhisselamin eline verilir. Eshab-i ye- 
minin imami olur. Miibtela olanm sifati sabr ve hilmdir. Ukayl ib- 
ni Ebi Talib "radiyallahii arm" ve bu iimmetden Onun emsali gibi 
olanlar boyledir. 

Bundan sonra nida olunur ki: (islam diismanlannm yalanlan- 
na, iftiralarma aldanmayip, Ehl-i siinnet i'tikadma simsiki sanlan 
ve bu dogru imamm ve namusunu kemal derecede muhafaza eden 
imanli ve iffetli gender nerededirler?) Bunlar da getirilir. Allahii 
teala bunlara da selam verip, merhaba, der. Ve murad buyurdugu 
kelam ile iltifat eder. Bunlara dahi (Sag tarafa gidiniz) buyurur. 
Bunlar icin de, bir sancak baglamp Yusiif aleyhisselamin eline ve- 
rilir. Yusiif aleyhisselam onlarm imami olur. Boyle genclerin sifati 
haramlardan, yabanci kadm ve kizlardan sakmmakdir. Rasid bin 
Siileyman "rahimehullahii teala" ve bu iimmetden onun emsali gi- 
bi olanlar boyledir. 

Bundan sonra bir nida dahi cikar ki: (Allahii teala icin birbirle- 
rine muhabbet edenler ve muslimanlan sevenler ve kafirleri, mtir- 
tedleri sevmiyenler nerededir?) denir. Onlar dahi Allahii tealamn 
huzuruna gotiiriiliir. Allahii teala, onlara da merhaba deyip, ne 
murad buyurur ise, onunla iltifata mazhar olurlar. Sag tarafa git- 
mege emr olunurlar. Allahii tealamn diismanlarim sevmiyenlerin 
sifati da sabr ve hilmdir ki diinyevi sebeblerden dolayi mii'minlere 
ne danhrlar ve ne de kotiiliik ederler. Hazret-i Ah "radiyallahii 
anh" ve bu iimmetden Ona benzeyenler bunlardandir. 

Bundan sonra, bir nida dahi cikar ki: (Allahii tealamn korku- 
sundan haram islemiyenler ve aglayanlar nerededir?) denir. Onlar 
da gotiiriiliir. Bunlarm gozyaslan, sehidler kam ve ulemamn mii- 
rekkebi ile dartihr. Gozyasi agir gelir. Bunlarm da sag tarafa git- 
mesi emr olunur. Onlar icin her renkle suslenmis bir sancak bagla- 
nir. Zira bunlar, muhtelif haram isliyenlerin arasmda bulundugu, 
Allah rahimdir, afv eder diye aldatilmaga cahsildigi halde, haram 
islememislerdi. Cesidli giinahlardan sakmarak Allahii tealamn 
korkusundan aglamislardi. Mesela, biri Allahii tealamn korkusun- 
dan, biri diinyaya diiskiin olmakdan ve obiirii pismanhkdan agla- 
misdi. Bunlarm sancaklan Nuh aleyhisselama verilir. Alimler on- 
lann onlerine gecmek isterler. (Bunlarm aglamalarmm Allah icin 
olmasim biz ogretdik) derler. Bir nida gelir ki: (Ya Nuh, oldugun 
gibi dur!). Nuh aleyhisselam hemen durur. O cema'at de Onunla 

-52- 



beraber dururlar. 

Ehl-i siinnet alimlerinin miirekkebi ile sehidlerin kani darti- 
lir. Alimlerin miirekkebi agir gelip, sag tarafa emr olunurlar. 
Sehidler icin de safranli bir sancak emr olunur. Yahya aleyhis- 
selamin eline verilir. Yahya aleyhisselam onlerinden gider. 
Alimler onlerine gecmek istiyerek derler ki: (Sehidler bizim il- 
mimizden ogrenerek carprsdilar. Biz onlardan ileri gitmege da- 
ha ziyade layikiz). Bu zemanda Allahii teala lutfunu ortaya ko- 
yup, mealen buyurur ki: (Alimler benim yanimda Peygamber- 
lerim gibidir). Alimlere hitaben: (Dilediginiz kimselere sefa'at 
ediniz) buyurur. Alimler, ehl-i beytine ve komsusuna ve 
mii'min kardeslerine ve talebelerinden kendilerine tabi' olanla- 
ra sefa'at ederler. 

Soyle ki, alimlerden her biri icin bir melege nida etdirilir. Me- 
lek insanlara baginr ki: (Filan alime Allahii teala sefa'at etmek- 
le emr eyledi. Kim ki onun bir isini goruverdiyse, yahud bir lok- 
ma yemek yidirdiyse, yahud bir icim su verdiyse, yahud kitabla- 
rim yaydi ise, onlara sefa'at edecekdir) der. O alime bir iyilik ya- 
panlar, kitablanm dagitanlar kalkarlar. O alim de, o kimselere 
sefa'at eder. 

Hadis-i serifde bildirildi ki, en once sefa'at edenler Resuller- 
dir. Sonra Nebiler "aleyhimiissalevatti vetteslimat", sonra Alim- 
lerdir. Alimler icin bir beyaz sancak baglamr. Ibrahim aleyhisse- 
lama verilir. Ibrahim aleyhisselam gizli ma'rifetleri ortaya cikar- 
mak bakimmdan Resullerin en ileride olamdir. Bunun icin san- 
cak kendisine verilir. 

Bundan sonra yine bir miinadi nida eder ki: (Nafakasi icin 
hergiin cahsip terliyen ve kazandigi ile kanaat eden fakirler ne- 
rededir?) denir. Fakirler de Allahii tealamn huzuruna gottiruliir. 
Allahii teala taltif edip, (Merhaba ey diinya kendileri icin zindan 
olan kimseler) buyurur. Bunlarm da Eshab-i yemin (Cennet eh- 
li) ile beraber olmalan emr olunur. Bunlar icin de, bir sari san- 
cak baglamp, Isa aleyhisselamin eline verilir. Isa aleyhisselam 
bunlara imam olur. 

Bundan sonra yine bir miinadi nida eder ki: (Agniya ya'ni 
siikr eden, mallanni, paralanm, dini kuvvetlendirmek, miisli- 
manlari zalimlerden korumak icin veren zenginler nerededir?) 
denir. Onlar da gotiiriilur. Onlara ihsan etdigi seyleri cenab-i 
Hak, besyiiz sene ta'dad etdirir. Ya'ni zenginlik ile ne yapdikla- 
rmm hesabim sorar. Bunlar icin dahi renklerle bir sancak bagla- 
mp Siileyman aleyhisselama verilir. Stileyman aleyhisselam bun- 

-53- 



lara imam olur. Bunlara da, Eshab-i yemine ulasmalanni emr 
buyurur. 

Hadis-i serffde bildirildi ki, dort sey, dort seye sehadet etmele- 
rini taleb ederler. Mallan ile, mevki'leri ile miislimanlara eziyyet 
edenlere nida olunur ki, (Sizi Allahii tealaya ibadetden ne mal 
mesgul etdi?). Onlar der ki: (Allahii teala bize miilk ve riitbe ver- 
di. Bizi onlar, Allahii tealamn hakkim yerine getirmekden men' 
eyledi). Yine onlara (Mal miilk cihetinden siz mi buyiiksiiniiz, 
yoksa Suleyman aleyhisselam mi biiyiikdiir?) denir. Onlar (Siiley- 
man aleyhisselam biiyiikdiir) derler. (Oyle ise, onu benim icin iba- 
det etmekden, o mal miilk men' etmedi de sizi mi men' etdi) bu- 
yurur. 

Bundan sonra, (Ehl-i bela nerededir?) denilir. Onlar da geti- 
rilir. Onlara denilir ki: (Sizi Allahii tealaya ibadetden men' eden 
sey nedir?) Onlar da derler ki: (Allahii teala, bizi diinyada derd- 
lere, sikintilara miibtela kildi. Onun icin zikrinden ve hakkiyle 
ibadetden mahrum olduk). Onlara denilir ki:(Bela cihetinden si- 
ze gelen bela mi, yoksa Eyyuba aleyhisselam gelen bela mi cok 
idi?). Onlar (Eyyub aleyhisselama gelen cok idi) derler. (Oyle 
ise, Onu Allahii tealamn zikrinden ve Onun dmini kullanna yay- 
makdan ve hakkim ikameden bela men' etmedi de sizi mi etdi) 
denir. 

Bundan sonra (Gender ve memlukler ya'ni kole ve cariyeler 
nerededir?) derler. Onlar da, Allahii tealamn huzuruna getirilir. 
Onlara denilir ki; (Sizi Allahii tealaya ibadetden men' eden sey 
nedir?). Onlar da, (Allahii teala bize cemal ve giizellik verdi. 
Onunla aldandik, genclik zevklerine daldik. Genclik bizde hep 
kalacak sandik. Allahii tealamn dmini ogrenmedik. Hakkim ye- 
rine getiremedik) derler. Memlukler de (Kolelik ve cariyelik ve 
beglere kulluk etdik. Diinya btiytiklerine tapindik. Din cahili 
kaldik. Aldandik. Ya Rabbi, Senin hakkim yerine getirmekden 
mahrum olduk) derler. Onlara hitaben denilir ki; (Siz mi, yoksa 
Yusiif aleyhisselam mi daha giizel idi?) Onlar (Yusiif aleyhisse- 
lam idi) derler. (Oyle ise, hazret-i Yusiifii, kul ita'atinde iken 
hakkullahi ikame etmekden hie birsey men' etmedi de sizi mi et- 
di) denir. 

Bundan sonra (Cahsmiyan, tenbel, fukara nerededir?) diye 
nida olunur. Onlar da gotiiriiliir. Onlara da, (Sizi Allahii tealaya 
kulluk vazifesini yapmakdan men' eden nedir?) denilir. Onlar 
(Is yapmadik. San'at ogrenmedik. [Kahvelerde, sinemalarda, 
maclarda vakt gecirdik.] Allahii teala da, bizi diinyada fakirlik i- 

-54- 



le miibtela kildi. Fakirlik ve tenbellik bizim kulluk vazifemizi 
yapmamiza manf oldu) derler. Onlara hitaben, (Siz mi daha fa- 
kfrdiniz, yoksa Isa aleyhisselam mi?) diye siial olunur. Onlar da 
(Isa aleyhisselam bizden daha fakir idi) derler. (Oyle ise, o kadar 
fakirlik Onu kulluk vazifelerini yapmakdan, din bilgilerini yay- 
makdan men' etmedi de, sizi mi men' etdi?) denir. 

Bir kimse bu dort seyden birine yakalamrsa, bunlarm sahibi- 
ni diisiinsiin! Peygamberimiz "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
diiasmda (Ya Rabbi! Zenginlik ve fakirlik fitnesinden sana sigi- 
niyorum) diye diia ederdi. 

Isadan "aleyhisselam" ibret ahmz ki, diinyada birseye malik ol- 
madi. Bir yiin ciibbeyi yirmi sene giydi. Seyahati esnasinda, ancak 
bir bardak ve bir kara kilim ve bir taragi vardi. Birgiin, birinin, eli 
ile su icdigini gordii. Bardagi atdi. Birgiin de, bir adamm eliyle sa- 
kahm tararken gordii. Taragi da atdi. Der ki, benim hayvamm aya- 
gimdir. Evim magaralardir. Yiyecegim yerin otlandir. icecegim lr- 
maklann sulandir. [Halbuki, islam dini boyle degildir. Cahsip ha- 
lal kazanmak ibadetdir. Cok cahsip, cok kazanmak ve kazandigini, 
islamiyyetin emr etdigi iyi yerlere vermek lazimdir. 

(Ramuz-iil-ehadfs)de yazih hadis-i serifde buyuruldu ki, (Esha- 
bim icin, fakir olmak $e'adetdir. Ahir zemanda gelecek olan iiiiiinc- 
tim icin, zengin olmak se'adetdir.) Simdi ahir zemandayiz. Giinah is- 
leyenlerin, fitne cikaranlarm, ibadetlere bid'at kansdiranlarin cogal- 
digi bir zemandayiz. Bu zemanda halah, harami, bid'atleri ve ktifre 
sebeb olan seyleri ogrenmek ve bunlara uymak ve halal yoldan ka- 
zanarak zengin olmak biiyiik ibadetdir. Kazandigi ile fakirlere ve 
Ehl-i siinnet bilgilerini yayan miislimanlara yardim etmek biiyiik 
se'adetdir. Bu se'adete kavusanlara miijdeler olsun!] 

Allahii tealanm indirdigi ba'zi suhuflarda da bildirilmisdir ki, 
(Ey Atlem oglu! Hastahk ve giinah islemek hayat hallerindendir. 
Miite'ammiden [kin giiderek] aclain oldiirmenin keffaretinden, ha- 
taen oldiirmenin keffareti ehven goriiliir, buna kisas olunmaz ise 
de, bu da cok kotii istlir. Bundan da sakin!) 

Biiyiik gunahlarm sahibinin kalbinde iman varsa, azabdan 
sonra sefa'ate kavusur. Allahii teala, onlara ikram eder. Binler- 
ce sene gecdikden sonra, onlan Cehennemden cikanr. Halbuki, 
Cehennemdekilerin derileri yandikdan sonra, tekrar yaratilmak- 
dadir. Hasen-i Basri "rahmetullahi aleyh",' 11 (Keske ben, boyle 
olan kisi olsaydim) buyururdu. Stibhe yokdur ki, Hasen-i Basri 



[1] Hasen-i Basri 110 [m. 728] de vefat etdi. 

-55- 



"rahmetullahi aleyh" ahiret hallerini iyi bilen bir zatdir. Kryamet 
giiniinde, bir miisliman getirilir. Onun hie hasenesi (iyiligi) yok- 
dur ki, mizamnda agir gelsin. Allahii teala, onun fmanma hiirme- 
ten ona rahmet olarak buyurur ki: (insanlara git, sana hasene ve 
sevab verecek bir kimse ara. Onun ikrami sebebiyle Cennete gi- 
resin!). O kimse gider. Insanlar arasmda arzusuna kavusduracak 
bir kimse arar. Halini anlatacak bir kimse bulamaz. Kime soyler 
ve sorarsa: (Benim de mizammin hafif gelmesinden korkuyorum. 
Ben senden daha cok muhtacim) der. Bu haline cok iiziiliir. Ya- 
mna bir kisi gelerek, (Ne istiyorsun?) der. Bu da, (Bir haseneye 
[sevaba] muhtacim. Onu belki bin kisiden istedim. Her biri beha- 
ne edip esirgediler) der. Bu kisi, ona der ki, (Allahii tealamn hu- 
zuruna vardim. Sahifemde bir sevabdan baska sevab bulamadim. 
O da beni kurtarmaga yetmez. Onu sana hibe edeyim. Benden 
onu al!). O kimse, ferah ve sevincli olarak gider. Allahii teala, o 
kulun halini bildigi halde, (Nasil geldin?) diye siial eder. O kisi ile 
olan macerayi haber verir. O hasenesini veren kulu da Allahii te- 
ala huzuruna caginr. Buyurur ki: (Inian sahiblerine benim kere- 
mim, senin kereminden, ihsamndan daha cokdur. Din kardesinin 
elinden tut, Cennete gidiniz). 

Mizamn iki gozii beraber olup, sevab gozti agir gelmezse, Alla- 
hii teala buyurur ki: (Bu, ne Cennet ehlindendir, ne de Cehennem 
ehlindendir). Bunun iizerine, bir melek; bir sahife getirip seyyiat 
[giinah] kefesi iizerine kor ki, onda yalmz (iif) yazilmisdir. O goz 
hasene iizerine agir basar. Cunki (iif) lafzi, anaya, babaya isyan ke- 
limesidir. Kisi bununla, Cehenneme atilmasi emr olunur. O kisi 
ise, iki tarafa bakimr. Allahii teala tarafmdan kendisinin cagnlma- 
sini talep eder. Allahii teala bunu caginr. Ve der ki: (Ey asikul! Ni- 
cin seni cagirmami istiyorsun?) O kul: (Ya Rabbi! Anladim ki ana- 
ma babama asi oldugum icin Cehenneme gidecegim. Onlarm azabi- 
m bana ilave buyur da, onlari Cehennemden azad et!) deyince, Al- 
lahii teala buyurur ki: (Anana babana diinyada asf oldun. Ahiretde 
ikram etdin. Onlarin elinden \ apis da, Cennete gotiir). 

Cennete gonderilmiyenleri melekler yakalarlar. Cunki melek- 
ler, ahiret ahkamim cok iyi bilirler. Hatta, ahiretden nasibi olmi- 
yan bir kavme nida olunur ki, bunlar ahiretin odunudurlar. Ce- 
hennemi doldurmak icin halk olundular. Onlara hitaben Allahii 
teala Saffat siiresi yirmidordiincii ayetinde mealen, (Onlari dur- 
durun, onlar siial olunacaklardir) buyurur. 

Bunlar habs olunurlar. Ta ki, kendilerine, Saffat suresi yirmi- 
besinci ayet-i kerimesinde mealen, (Size ne oldu ki, birbirinize 

-56- 



yardim etmiyorsunuz?) buyuruluncaya kadar kahrlar. Boylece, 
teslim olurlar. Gunahlanni i'tiraf ederler ve hepsi Cehenneme 
gonderilirler. Bu seklde (immet-i Muhammedin biiyiik giinah isli- 
yenleri getirilir. ihtiyar, gene, erkek, kadm nerede ise hepsi bir ara- 
ya toplanir. Cehennemin bekcisi olan (Malik) onlara bakdigi vakt 
der ki: (Siz, eskiya zilmresindensiniz. Amma gortiyorum ki, ne eli- 
niz baglanmis ve ne de ytizunuz kararmis. Sizden giizel kimse Ce- 
henneme gelmedi). Onlar da (Ya Malik! Biz Muhammed aleyhis- 
selamin iimmetiyiz. Lakin isledigimiz giinahlar Cehenneme siiruk- 
ledi. Bizi birak da giinahlarimiza aghyalim) derler. Malik onlara: 
(Aglayimz! Fekat simdi size aglamak faide vermez!) der. 

Nice orta yashlar (derdlerim, sikmtilanm artdi!) diyerek aglar- 
lar. 

Bir ihtiyar erkek ellerini beyaz sakah iizerine koyup (Ah genclik 
gecdi. Elem, iizuntii artdi. Zelil oldum, rezil oldum!) diye aglar. 

Nice delikanhlar (Ah gencligi elden kacirdim! Ya'm gencligi- 
min kiymetini bilmedim!) diye aglarlar. 

Nice kadmlar, saclarmdan tutup (Eyvah! Yiiziim kara oldu, re- 
zil oldum!) diye aglarlar. 

Allahti teala tarafindan (Ya Malik! Bunlan birinci Cehenne- 
me koy) diye nida gelir. Cehennem bunlan icine ahrken, (La ila- 
he illallah) diye baginsirlar. Cehennem bu sozii isitince, bunlar- 
dan besyiiz senelik oteye kacar. [Bir seyin cok oldugunu bildir- 
mek icin, bunu biiyiik rakamla bildirmenin Arabistanda adet ol- 
dugu (ibni Abidin)in m (El-hazer vel-ibaha) kisminda yazihdir. 
Ya'm biiyiik rakamlar, mikdari degil, coklugu bildirirler.] Yine 
bir nida gelir ki: (Ey Cehennem! Bunlan icine al! Ya Malik! 
Bunlan birinci Cehenneme koy!) Bu zeman gok guriiltiisii gibi, 
bir giiriiltu isitilir. Cehennem bunlarm kalblerini yakmak isteyin- 
ce, Malik, Cehennemi men' eder. (Ey Cehennem, kendisinde 
Kur'an-i kerfm olan ve iman kabi olan kalbi yakma! Rahman 
olan Allahti tealaya secde eden ahnlan yakma!) der. Bu hal tizre, 
Cehenneme atihr. Gortiltir ki, bir kisinin feryadi Cehennem eh- 
linin seslerinden daha cokdur. Bunu Cehennemden cikanrlar. 
Halbuki, sadece derisi yanmis. Allahti teala ona: (Sana ne oldu ki, 
Cehennem ehlinin en cok bagiram sensin?) buyurur. O kisi der 
ki: (Ya Rabbi! Beni hesaba cekdin. Senin rahmetinden daha 
timmidimi kesmedim. Bilirim ki, sen beni isitirsin. Onun icin 
cok bagirdim) der. Allahti teala, meal-i serifi, (Bir kimse Allahii 



[1] Muhammed ibni Abidin 1252 [m. 1836] da Samda vefat etdi. 

-57- 



tealamn rahmetinden iimmidini keserse, o kimse ehl-i dalaletdir) 

olan Hicr suresinin ellialtmci ayet-i kerfmesi ile hitab buyurup, 
(Git seni magfiret etdim) der. 

Yine bir kisi Cehennemden cikar. Allahii teala: (Ey kiiliini, Ce- 
hennemden cikdin. Hangi amelinle Cennete gireceksin?) diye siial 
eder. O kul: (Ya Rabbi! Ben acizim, azicik seyden baska bir sey is- 
temem) der. O kimse icin Cennetden bir agac gosterilir. Allahii te- 
ala: (Gordiigiin su agaci sana versem, baskasim ister misin?) buyu- 
rur. O kul; (Ya Rabbi! izzetin ve celalin hakki icin, baskasim iste- 
mem) der. Allahii teala (Bu sana benden hibe olsun!) buyurur. O 
agacin meyvesinden yiyip golgesinde golgelendikden sonra, ondan 
daha giizel baska bir agac gosterilir. O kimse, o agaca cokca bakar. 
Allahii teala: (Sana ne oldu? Ona da mi muhabbet etdin?) buyu- 
rur. O kul, (Evet ya Rabbi) der. Allahii teala: (Sana onu da ver- 
sem, baskasim istemez misin?) buyurur. (istemem ya Rabbi) der. 
O agacin meyvesinden yir. Golgesinde golgelenir. Ondan daha gii- 
zel bir agac gosterilir. Bu kimse, ona da bakakahr. Cenab-i Hak 
ona hitaben: (Bunu da sana versem, baskasim istemez misin?) bu- 
yurur. (Izzetin hakki icin, istemem ya Rabbi) der. O zeman, Ce- 
nab-i Hak, razi olup, o mii'min kimseyi, afv buyurur. Cennete id- 
hal eder. 

Ahiretin sasilacak islerindendir ki, bir kisi de Allahii tealamn 
huzuruna gotiiriiliir. Allahii teala, onu hesaba ceker. Hasenat ve 
seyyiati dartihr. O kimse, herhalde bilir ki, Allahii teala, o ze- 
man, o kimsenin hesabindan baska bir seyle mesgul olmadi. Fe- 
kat oyle degil. Belki o anda milyonlarca, sayismi Allahii teala- 
dan baska kimse bilemiyecegi mikdarda kimselerin hesabma ba- 
kildi. Onlann her biri zan eder ki, hesab, o anda ancak ona mah- 
susdur. 

Orada ba'zisi ba'zisim gormez. Birisi digerinin kelamim isit- 
mez. Belki, her biri, Cenab-i Hakkin perdeleri altmdadir. Siibha- 
nallah ki, ne kuvvet ve ne biiyiik kudretdir. iste bu Lokman sure- 
sinin yirmisekizinci ayetinin, (Sizin diinyada ve sonra ahiretde ya- 
ratilmaniz bir nefes alacak kadar zemandadir) meal-i serifi ile bil- 
dirilen zemandir. Cenab-i Hakkin bu kavlinde sirlar vardir ki, o 
zemansiz ve mekansiz olmak sirndir. Ciinki, Allahii tealamn mul- 
kii icin, ef ali ve isleri icin had ve gaye yokdur. Fe-subhanallah ki, 
fi'llerinden hicbiri baska isleri yapmasina mani' olmaz. 

Iste bu zemanda, kisi ogluna gelir ve: (Ey ogul! Ben sana el- 
biseler giydirdim ki, sen kendin elbise giymeye kadir degildin. 
Seni doyurdum ve su verdim ki, bunlardan elbette sen aciz idin 

-58- 



ve cocuklugunda seni muhafaza eyledim ki, sen kendine zarar ve- 
ren seyleri def etmege ve faide veren seyi istemege kadir degil- 
din. Nice meyveleri benden istedin. Satm alip sana getirdim. Sa- 
na dfnini, imamm ogretdim. Seni Kur'an-i kerfm hocasina gon- 
derdim. Lakin, iste kiyametin siddetini goriiyorsun. Giinahimm 
coklugunu da biliyorsun. Bir mikdanni iizerine al! Ta ki, giinahim 
azalsm. Bana bir iyilik, bir sevab ver ki, mizamm onun sebebi ile 
ziyade olsun) der. Oglu ondan kacar ve der ki: (O bir sevaba, ben 
senden daha cok muhtacim). 

Boylece, evlad ile ana arasinda bu mu'amele gecer, zevc ve zev- 
ce de birbirleriyle boyle konusurlar. Kardes kardesle bu mu'ame- 
leyi yaparlar. iste Allahii teala hazretlerinin (Abese) suresinin yir- 
midordiincu ayetinin, (O giin insan kardcshulcn ve ana evladindan 
kacar) meal-i serifi bu hali haber vermekdedir. 

Hadfs-i serifde buyuruldu ki, (insanlar kiyamet giinii ciplak 
hasr olunurlar). Aise-i Siddika "radiyallahii anha" validemiz, bu- 
nu isitdikleri vakt, (Ba'zisi ba'zisina bakmazlar mi?) buyurdu. 
Peygamber efendimiz "sallallahii teala aleyhi ve sellem" Abese 
suresindeki, (Kiyamet guniinde herkesin hali, kendisini digerinin 
halinden ve durumundan uzakkisdinr) mealindeki otuzyedinci 
ayet-i kerimeyi okuyuverdiler. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi 
ve sellem" bu hadis-i serifi ile murad buyurdular ki, kiyamet gii- 
niinun siddeti ile mesakkati, insanlarm birbirlerine bakmalarma 
mani' olur. 

insanlar bu zemanda bir yerde toplamrlar. Onlann iizerine si- 
yah bir bulut gelir. O bulut insanlar iizerine (Suhuf-i miine§§ere) 
ya'ni amel defterlerini yagdinr. Mu'minin sahifesi, sanki giil yap- 
ragi iizerine yazilmisdir. Kafirlerin ise, sedir yapragi iizerine ya- 
zilmis gibidir. 

Sahifeler ucarak iner. Herkesin sag veya sol tarafmdan gelir. 
Bu ise, ihtiyari degildir. Nitekim, Cenab-i Hak, isra suresinin 
oniiciincii ayetinde mealen, (Biz azini-iis-san insan icin sahifesi 
acilims olarak kendisine vasil olan kitab gondeririz) buyurur. 

Alimlerden ba'zilan buyurur ki, Kevser Havzi Sirati gecdikden 
sonra getirilir. Bu ise, yanhsdir. Zira Sirati gecen kimse, bir daha 
Havza gelmez. 

Yetmisbin [ya'ni pek cok] kimse ki sikintili hesaba cekilme- 
den Cennete girerler. Onlar icin mizan kurulmaz. Onlar sahifeler 
almazlar. Ancak onlara verilen sahifeler iizerinde, (La ilahe illal- 
lah, Muhammediin resulullah. Bu filan ibni filanin Cennete gir- 
mesinin ve Cehennemden kurtuhnasinin beratidir) yazihdir. Bir 

-59- 



kulun giinahlan magfiret oldugu vakt, bir melek onu Arasat mey- 
danina gotiiriir. Ve nida ederek: (Bu filan oglu filandir. Allahii te- 
ala, onun giinahmi afv eyledi. Bir daha saki olmiyacak, se'adetle 
sa'id oldu) der. O kimseye, bu makamdan ziyade sevgili hicbir 
makam olmaz. 

Kiyamet giiniinde, Resuller "aleyhimussalevatii vetteslimat" 
minberler iizerindedirler. Her bir Resuliin minberi, kendi merte- 
besi mikdanncadir. Ulema-i amilm, ya'ni Ehl-i siinnet i'tikadmda 
olan ve bildikleri ile amel eden alimler "rahmetullahi aleyhim ec- 
ma'in" dahi nurdan kiirsiler iizerinde olurlar. Allahii tealamn di- 
nini korumak ve yaymak icin sehid olanlar ile salihler, ya'ni ah- 
kam-i islamiyyeye uymus olanlar, Kur'an-i kerimi hiirmet ile ve 
teganni etmeden okuyan hafizlarla, ezam siinnete uygun olarak 
okuyan miiezzinler, topragi miskden olan yerlerdedirler. Bunlar, 
ahkam-i islamiyyeye tabi' olarak, iyi amel isledikleri icin, kursi sa- 
hibidirler ki, Adem aleyhisselamdan Fahr-i alem "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" efendimize kadar gelen biitiin Peygamberlerden 
sonra kendilerine, sefa'at izni verilecek olanlardandir. 

Hadis-i serifde bildirildi ki, (Kur'an-i kerim kiyamet giiniinde 
yiizii giizel ve alilaki giizel bir kimse suretinde gelir. Kendisinden 
§efa'at taleb olunur ve sefa'at eder. Kendisini musikf ile [gazel 
okur gibi okuyanlardan ve calgi ve oyun yerlerinde keyflenmek 
icin okuyanlardan ve para kazanmak icin] okuyanlardan da'vaci 
olur. Boyle kimselerden hakkini ister. Razi oldugu kimseleri ahp 
Cennete gotiiriir). 

Diinya [ya'ni ibadet etmeye mani' olan ve haram islemeye se- 
beb olan seyler ve kimseler] da, ihtiyar, ak sach ve kadmlann en 
cirkini suretinde goriilur. insanlara denilir ki: (Siz bunu bilir misi- 
niz?) Onlar: (Biz bundan Allahii tealaya sigininz) derler. (Siz diin- 
yada buna kavusmak icin birbirinizle cekisirdiniz. Birbirinize de 
bugz ederdiniz) denilir. 

Bu seklde Cum'a dahi sevimli bir insan suretinde gosterilir. 
Mii'minler ona dikkat ile bakarlar. Cum'a giiniine kiymet verenle- 
ri misk ve kafur kumlan iizerinde hifz eder. Cum'a nemazi kilan 
mii'minler iizerinde nur bulunur ki, herkes ona bakip te'acciib 
ederler. Cum'a giiniine yapdiklan saygi sebebi ile Cennete gotiirii- 
liirler. 

Ey miisliman kardesim! Allahii tealamn rahmetine ve Kur'an-i 
kerimin ve islamm ve Cum'amn comerdligine bak ki, Kur'an-i ke- 
rim ehli nasil kiymethdir. Nemaz, oruc, zekat, sabr ve giizel ahlak- 
dan ibaret olan islamiyyet ise ne kadar cok kiymethdir. 

-60- 



Oliim zemamnda insanm cirpmmasindan, sikmtili goriinmesin- 
den ma'na cikaran kimseye kiymet verilmez. Zira yevm-i Hendekde 
Peygamber "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizin (Ey, ciiriiyecek 
olan cesedlerin Rabbi ve yok olacak olan ruhlann yaraticisi olan 
Rabbim!) diiasi gosteriyor ki, Allahii tealamn diledigi her cesed cii- 
riir. Ve ruhlar da, kiyamet zemani gelince, fena bulur. Bunlann hep- 
sinin yaraticisi ve Rabbi Allahii tealadir. Bu anlatilanlann hepsi, ay- 
n ayri ilmlere muhtacdir. Diger kitablanmizda bunlan anlatdik. 

imam-i Gazali "rahmetullahi aleyh" burada ahiret hallerini ga- 
yet kisa bir seklde anlatdigim haber veriyor. Diyor ki, biz bu kitab- 
da, Ehl-i siinnetin tariklerine miislimanlar silluk etsin icin, ihtisar 
kasd eyledik. islamiyyetin aleyhine olan bid'atlere [mezhebsizlere, 
dinde reformculara] iltifat etme! Kur'an-i kerimden ve hadis-i serif- 
lerden Ehl-i siinnet alimlerinin cikardiklan, anladiklan ma'nalara 
sanl! Baskalarimn, insan seytanlarmm uydurdugu bid'atlere al- 
danma! Onlardan sakm! Bu sebebden, mu'minleri, Ehl-i siinnet 
yoluna sanlanlan miijdele! 

Allahii tealamn emni ve keremi ve ihsani ile, ismet ve muvaffa- 
kiyyet isteriz. Amin ve hasbiinallah ve ni'mel-vekil ve sallallahii 
ala Muhammedin ve alihi vesahbihi ecma'in. 



Adem oglu ap gozunii, yeryiiziine kil, bir nazar, 
gor bu latif cicekleri, hangi kuwet yapar, bozar. 

Herbir cicek bir naz He, oger Hnkki, niyaz eder, 
kurdiar, kuslar, durmaz soyler, ol Hahka avaz eder. 

Oger onun kadirligin, herbir i$e hazirhgm, 
ille onun kahirligin, anlaymca, rengi doner. 

Rengi doner giinden giine, topraga ddkiiiiiryine, 
bu ibretdir aniayana, hakikati, arifsezer. 

Ger bu sirri duya idin, ya bu gammi yiye idin, 
yerinde eriye idin, insan elegit misin, meger. 

Bilir, gelen gider imis, konan geri gbcer imis, 

mevt serbetin icer imis, her kim, bu ma'nadan gecer. 



61 



KIYAMET VE AHIRET KITABININ SON SOZU 

Diinyada ve ahiretde se'adete kavusmak icin, (Ehl-i siinnet i'ti- 
kadi)m ogrenip, imamm buna gore diizeltmek, bundan sonra, fikh 
bilgisi ogrenip, onunla amel etmek ve cenab-i Hakkm dostlanm, 
sevgili kullanni sevmek ve islam dininin diismanlanm taniyip, onla- 
ra aldanmamak lazimdir. Ehl-i siinnet i'tikadim ve farzlardan ve ha- 
ramlardan lazim olanlan ogrenmek, her miislimana farz-i ayndir. 
Bunlan ogrenmemek sucdur, biiyiik giinahdir. Ogrenilmesi zaruri 
olan bu bilgiler, dogru ve acik olarak (TAM iLMIHAL- 
SE'ADET-I EBEDIYYE) ve (islam Ahlaki) kitablannda yazihdir. 
Her miisliman Ehl-i siinnet alimlerinin kitablanndan toplanarak ha- 
zirlanmis olan bir ilmihal kitabi ahp, coluguna cocuguna, arkadasla- 
nna, sevdiklerine okutmahdir. Diinyaya ve ahirete faidesi olmiyan, 
hatta zararh olan, dini ve ahlaki bozan boliicii gazete, mecmu'a ve ki- 
tablan okumamah, liizumlu ve faideli olan kitablan okuyup, ogren- 
melidir. Liizumlu kitablardan cok kiymetlisi imam-i Gazalinin kitab- 
lan ile, imam-i Rabbaninin "kuddise sirruhiima" 1 ' 1 (Mektubat) adin- 
daki kitabidir. Bu ikisinin hal tercemeleri (Se'adet-i Ebediyye) ve di- 
ger kitablanmizda yazihdir. Hadis-i serifde, (Evliyanin anildigi yere 
rahmet iner) buyuruldu. Bu hadis-i serif, Evliyayi severek hatirlaya- 
mn, feyz ve berekete kavusacagim ve diialarimn kabul olacagmi ha- 
ber veriyor. Herkes muhabbeti mikdannca, o biiyiiklerin feyzlerin- 
den ve nurlanndan istifade eder. Onlarm bakislan deva, sohbetleri 
hasta ve olii kalblere sifadir. Onlan goren, Allahii tealayi hatirlar. 
Simdi onlan bulmak, gormek imkansiz oldu ise de, kitablanni oku- 
yup, yiiksek, secilmis olduklarma inanan ve bunun icin onlan seven, 
onlarm ruhlarmdan feyz ahr, faidelenir. Bu hususda, bu kitabimizm 
icinde okuyacagimz, (Miislimana nasihat) kisminda genis bilgi var- 
dir. Peygamberler "aleyhimiisselam", kullan Allahii tealaya yaklas- 
diran vasita ve saglam ipdirler. Hadis-i serifde, Evliyanin, ya'ni (Ah- 
kam-i islamiyyeyi iyi bilip, bildigi ile amel eden alimlerin, Peygam- 
berlerin varisleri oldugu) bildirildi. Bunun icin, Evliya da "aleyhi- 
mtirrahme", insani, Allahii tealamn nzasina ve merhametine kavus- 
duran vasita ve ipdirler. Kur'an-i kerimde, (Allahii tealaya yaklas- 
mak icin vesfle arayiniz!) buyuruluyor. Bu vesilelerin en biiyiiklerin- 
den biri Peygamberler "salevatullahi aleyhim ecma'in" ve onlarm 
varisleri olan alimlerdir "rahmetullahi aleyhim ecma'in". Hiiccet-iil 
islam imam-i Muhammed Gazali ve imam-i Ahmed Rabbani mii- 
ceddid-i ve miinevvir-i elf-i sani Faruki Serhendi "rahmetullahi 



[1] imam-i Ahmed Rabbani 1034 [m. 1624] de Serhendde vefat etdi. 

-62- 



aleyhima", bu varislerdendirler. Peygamber efendimizin "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" varisi olan ve Onun mubarek kalbinde- 
ki nurlanm ve ma'rifetlerini alip, temiz kalblere ulasdiran, bu iki 
btiyiik zati vesile ederek se'adete kavusmak cok kolaydir. Zira, 
bunlarm eserlerini, hal tercemelerini okuyarak, kendilerini tam- 
mak ve sevmek pek kolay olur. Evliyayi sevenler, magfiret olun- 
makla mujdelenmislerdir. 



Asian bagmda acan giillere, biilhiil olan, 
Islanun hasret He, bekledigi kahraman, 
ma'sukunun askinihm yamp yamp kiil olan, 
aglasa yen vardir, seni gormiyen z email! 

ilmile, irt anile, sahib olan (Sila)ya, 
Iki temel bilgiyi, vast eden bir araya, 
dalip ucsuz bucaksiz, o mu'azzam deryaya, 
ve bu Zikr deryasmdan en btiyiik payi alan! 

Kimi sahile gider ve bu bana yeter der; 
kimi uzakdan gortir, mest olur, basi doner; 
kimi yalmz seyr eder, kimi bir katra icer; 
bir sensin, bu deryadan, kip kip de kanan! 

Kur'andan, hadislerden sonra, gelir eserin, 
ruhlara sit a olan, o mubarek sbzlerin, 
has kumandamsm sen velilerin erlerin; 
ve (Mticeddid-i elf-i sani) adim alan! 

Bize seni duyuran, fitraten dostun olan, 
ve cihanda bir tekdir, senin izinde kalan, 
(Seyyid Abdtilhakim) o, senin askmla yanan, 
hurmetine nasib et, bize sefa'atmdan! 

Eserinle ciham, yeniden tenvir eden, 
sihrli bir kuwetle, bizi kendine ceken 
ondbrdtincti ytizyilm, zulmetini gideren, 
(Arvas)m lsigidir, gerisi hayal, yalan! 

Biz onun talebesi, o sizin talibiniz, 
muhakkak aks yapar, o nurlu kalbleriniz, 
belli, birbirinize, asiksmiz ikiniz, 
ve size asik olur, (Mektubat)i anhyan! 



63 



NEFS MUHASEBESI 

Btiyiik islam alimi imam-i Muhammed Gazali "rahmetullahi 
aleyh" [450] hicri senesinde Tus sehrinde tevelliid etmis, 505 [m. 
1111] senesinde, yine orada vefat etmisdir. Yuzlerce kitabi icinde, 
son yazdigi (Kimya-i se'adet) ismindeki kitabmda, dorduncii ruk- 
niin altmci aslinda, farisi olarak buyuruyor ki: 

Enbiya suresi, kirkyedinci ayetinde mealen, (Kiyamet giinii te- 
razi kuracagim. O giin, kimseye zulin edilmiyecekdir. Herkesin, 
diinyada yapmis oldugu zerre kadar iyilik ve kotiiliiklerini meyda- 
na cikarip, teraziye koyacagim. Herkesin hesabim yapmaga yetisi- 
rim) buyurdu. Bunu haber verdi ki, herkes diinyada kendi hesabi- 
na baksm. Peygamberimiz "aleyhisselam" buyurdu ki: (Aklli su 
kimsedir ki, giinii dorde ayinp, birincisinde, yapdiklanni ve yapa- 
caklarun hesab eder. ikincisinde, Allahii tealaya miinacat eder, 
yalvanr. Uciinciisiinde, bir san'atde veya ticaretde cahsip, halal 
para kazanir. Dordiinciisiinde, istirahat eder ve inubah olan sey- 
lerle kendini eglendirip, haram seyleri yapmaz ve onlara gitmez). 
Ikinci halife, Omer-iil-Faruk "radiyallahii anh", [23 senesinde 
Medme-i miinevverede vefat etdi. Hucre-i se'adetdedir] buyurdu 
ki, hesabimz goriilmeden ewel, kendinizi hesaba cekiniz! Allahii 
teala, mealen buyurdu ki: (Sehvetlerinizi, [ya'ni nefsin arzulanm] 
haramlardan almamaga ugrasiniz ve bu cihadda sebat ediniz, da- 
yaniniz!). Bunun icindir ki, din biiyiikleri, bu diinyanm bir pazar 
yeri gibi oldugunu ve burada, nefs ile alis-verisde olduklanm an- 
lamislardir. Bu ticaretin kazanci Cennetdir. Ziyani da Cehennem- 
dir. Ya'ni kan, ebedi se'adet, ziyani da, sonsuz felaketdir. Bunlar 
nefslerini, ticaretdeki ortak yerine koymuslardir. Ortak ile, once 
sartname yapilir, sozlesilir. Sonra, islerine, soziinde durup durma- 
digma dikkat edilir. Nihayet hesablasilip, hryanet yapmissa mah- 
kemeye verilir. Bunlar da, nefsleri ile, bir ortak gibi, sira ile su is- 
leri yaparlar: Sirket kurmak, onu murakabe edip gozetmek, mu- 
hasebe, ya'ni hesablasmak, mu'akabet ya'ni cezalandirmak, mii- 
cahede ya'ni onunla ugrasmak ve muatebet ya'ni onu azarlamak- 
dir: 

1 - Birinci is, sirket kurmakdir. Ticaret ortagi insamn para ka- 
zanmakda ortagi oldugu gibi, ba'zan da, hryanet yapinca, dusmam 

-64- 



olur. Halbuki, diinyada kazanilan seyler, muvakkatdir. Akh 
olan, buna kiymet vermez. Hatta, ba'zilan, (Gecici olan hayr, 
sonsuz kalan serden daha kiymetsizdir) dedi. insanm herbir ne- 
fesi, kiymetli bir cevher gibidir ki, bunlardan bir hazine yapila- 
bilir. Asl bunu hesab etmek icab eder. Akh olan kimse, hergiin, 
sabah nemazmdan sonra, hatirma hicbirsey getirmeyip, ortagi 
olan nefsine demelidir ki: (Benim sermayem, yalmz omrumdur. 
Baska birseyim yokdur. Bu sermaye, o kadar kiymetlidir ki, her 
cikan nefes, hicbir seyle tekrar ele gecemez ve nefesler sayilidir, 
azalmakdadir. Omr bitince, ticaret sona erer. Ticarete sanlalim 
ki, vaktimiz azdir ve ahiret uzun ise de; orada ticaret ve kar ol- 
maz. Bu dtinya gunleri, o kadar kiymetlidir ki, ecel gelince, bir 
gun izn istenir, fekat ele gecmez. Bugiin, bu ni'met elimizdedir. 
Aman nefsim, cok dikkat et de, bu biiyiik sermayeyi elden ka- 
cirma! Sonra aglamak, sizlamak, faide vermez. Bugiin, ecelin 
geldigini, daha bir gun miisa'ade etmeleri icin, yalvardigini, siz- 
ladigini ve sana, bir gun bagisladiklanm ve simdi, o gtinde bu- 
lundugunu farz et! O halde, bu gtinii elden kacirmakdan, bu- 
nunla, se'adete kavusmamakdan daha biiyiik ziyan olur mu? 
Yann olecekmis gibi, dilini, gozlerini ve yedi a'zani haramdan 
koru!) 

Cehennemin yedi kapisi var, demislerdir. Bu kapilar senin ye- 
di uzvundur. Bu uzvlan haramdan korumaz isen ve bugiin ibadet 
yapmaz isen, seni cezalandinrim! Nefs asi, emrleri yapmak iste- 
mez ise de, nasihat dinler ve riyazet yapmak, istediklerini verme- 
mek, ona te'sir eder. iste nefs muhasebesi boyle olur. Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Aklh kimse, olmeden 
once hesabini goren, oliimden sonra kendisine yanyacak seyleri 
yapan kimsedir). Bir kerre de buyurdu ki: (Yapacagin her isi, on- 
ce diisiin, Allahii tealamn razi oldugu, izn verdigi bir is ise, onu 
yap! Boyle degilse, o istlen kac!). iste hergiin, nefs ile boyle sart- 
lasmahdir. 

2 - Ikinci is, murakabedir. Ya'ni, nefsi kontrol etmek, ondan 
gafil olmamakdir. Ondan gafil olursan, kendi sehvetlerine ve ten- 
belligine doner. Allahii tealamn, her yapdigimizi, her dustindugii- 
miizii bildigini unutmamahyiz. insanlar, birbirinin disim gortir. 
Allahii teala ise, hem disim, hem icini goriir. Bunu bilen bir kim- 
senin, isleri ve dustinceleri edebli olur. Buna inanmiyan kafirdir. 
inamp, muhalefet etmek ise, biiyiik cesaretdir. Allahii teala me- 
alen buyuruyor ki: (Ey insan! Seni her an gordugiimii bilmiyor 
musun?). Bir Habes, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
efendimizin huzuruna gelip, (Cok giinah isledim. Tevbem kabul o- 

— 65 — Kiyamet ve Ahiret - F:5 



lur mu?) dedikde, (Evet, olur) buyurdu. O giinahlan islerken, O, 
goriiyor mu idi? dedi; (Evet) buyurunca, Habes, bir ah! cekdi ve 
yikihp can verdi. Iman ve haya boyle olur. Peygamberimiz "sal- 
lallahu aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Allahii tealayi goriir gibi 
ibadet ediniz! Siz, Onu gormiiyorsaniz da, O sizi goriiyor). Onun 
gordugiine inanan, Onun begenmedigi birseyi yapabilir mi? Bii- 
yiiklerden biri, bir talebesini, baskalarmdan daha cok severdi. 
Otekiler, bu hale iizulurdii. Her birine bir kus verip, (Bunu, kim- 
senin gormedigi bir yerde kesip getiriniz) dedi. Hepsi tenha bir 
yerde kesip getirdi. O talebe ise, kesmeden getirdi. (Nicin sozii- 
mii dinlemedin, canh getirdin?) buyurdukda, (Kimsenin gorme- 
digi bir yer bulamadim. O, heryeri goriiyor) dedi. Digerleri, bu- 
nun miisahede makaminda oldugunu anladilar. Misr maliye nazi- 
rmm zevcesi olan Zeliha, Yusiif aleyhisselami, kendisine cagirm- 
ca, once kalkip biiyiik oldugunu sandigi, bir heykelin yiiziinii ort- 
dii. (Bunu, nicin ortdiin?) buyurdukda, ondan utandigim icin, de- 
di. (Sen, bir tas parcasindan utamyorsun da, ben yerleri ve yedi 
kat gokleri yaratan, Rabbimin gormesinden utanmaz miyim?) 
buyurdu. Biri, Cuneyd-i Bagdadiden (207-298 [m. 910] Bagdad- 
da) "kuddise sirruh" sorup, (Sokakda, kadmlara, kizlara bak- 
makdan kendimi men' edemiyorum. Bu giinahdan kurtulmak 
icin ne yapayim?) dedikde, (Allahii tealamn seni, senin o kadim 
gormenden daha cok gordugiinii dusiin!) buyurdu. Peygamberi- 
miz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Allahii teala, Adn 
ismindeki Cenneti, su kimseler icin hazirladi ki, giinah isliyecek- 
leri zeman, Onun buyuklugiinu cliisiiniip, Ondan haya ederek, 
giinahlardan kacimrlar). 

[Kadinlarm, saclan, kollan, bacaklari acik olarak sokaga cik- 
malan haramdir. Imam olan kadmlar, Allahii tealamn gordiigii- 
nii diistinmeli, yabanci erkeklere crplak goriinmemelidir]. Ab- 
dullah ibni Dinar "radiyallahii anh" diyor ki, Omer "radiyallahii 
anh" ile Mekke-i mtikerremeye gidiyorduk. Bir coban stirtisiinu 
dagdan indiriyordu. Halife "radiyallahii anh" buyurdu ki, bu ko- 
yunlardan birini bana sat! Ben koleyim. Bunlar benim mahm de- 
gil, dedi. Efendin ne bilecek, kurt kapdi dersin! O bilmezse, Al- 
lahii teala biliyor ya, deyince, Omer, "radiyallahii anh" agladi ve 
efendisini bulup, bu koleyi satm aldi ve azad etdi ve (Bu soziin, 
seni bu diinyada azad etdigi gibi, o cihanda da azad eder) buyur- 
du. 

3 - Uciincii is, amellerden sonra yapilacak muhasebedir. Her 
gun yatarken, o gun yapdigi isler icin nefsi hesaba cekmeli, serma- 
yeyi, kardan ve zarardan ayirmahdir. Sermaye farzlardir. Kar da, 

-66- 



siinnetler ve nafilelerdir. Ziyan ise, giinahlardir. insan, ortagma al- 
danmamak icin, onunla hesablasdigi gibi, nefse karsi daha uyanik 
davranmak lazimdir. Ciinki nefs, cok hileci ve yalancidir. Kendi ar- 
zularim, sana iyi, faideli gosterir. Her mubahi bile sormali, bunu ni- 
cin yapdm demelidir. Zararh birsey yapdi ise, tazmin etdirmeli, 
odetmelidir. ibnissamed, biiyiiklerden idi. Altmis hicri senelik ha- 
yatmm hesabim yapdi. Yirmibirbinbesyiiz gun idi. Ah! Her giin, en 
az, bir giinah yapmis isem, yirmibirbinbesyiiz giinahdan nasil kur- 
tulurum? Halbuki, oyle giinlerim oldu ki, yiizlerce giinah islerdim, 
diye diisiinerek, bir feryad edip yikildi. Bakdilar, ruhunu teslim et- 
misdi. 

Fekat, insanlar, kendilerini hesaba cekmiyorlar. Eger her gii- 
nah isledikde, odasina bir kum koysa, bir kac sene icinde oda 
kum ile dolar. Eger, omuzlanmizdaki katib melekler, her giina- 
hi yazmak icin, bir kurus isteseydi, mahmizm hepsini vermemiz 
lazim gelirdi. Halbuki, gaflet ile, cesidli diistinceler ile, birkac 
siibhanallah desek, tesbihi ahr, sayar, yiiz kerre soyledim deriz 
de, her giin bosuna, nice seyler soyleriz, bunlan saymayiz. Say- 
mis olsak, her giin, binleri asar. Sonra da, terazide sevab kefesi- 
nin agir basacagim umanz. Bu nasil akldir. iste, Omer "radiyal- 
lahii anh", bunun icin buyurdu ki: (Amelleriniz dartilmadan ev- 
vel, kendiniz dartiniz!). Omer "radiyallahii anh" her aksam, 
kamci ile ayaklarma vurup, bugiin nicin boyle yapdm? derdi. ib- 
ni Selam "rahmetullahi aleyh" odun yiiklenmis tasiyordu. Sen 
hammal mism? dediklerinde, nefsimi tecribe ediyorum, bakahm 
nasil olacak, dedi. Enes "radiyallahii anh" [91 de vefat etdi] di- 
yor ki, Omeri gordiim "radiyallahii teala anh", kendi kendine di- 
yordu ki, (Yaziklar olsun sana ey nefsim ki, sana, emir-iil-mii'mi- 
nin diyorlar. Ya Allahii tealadan kork veya Onun azabma hazir- 
lan!). 

4 - Dordiincii is, nefse ceza yapmakdir. Nefs ile hesab yapip, 
kusurlanm goriip, ceza verilmez ise, cesaret bulur, simanr. Kendi- 
si ile basa cikilamaz. Siibheli sey yimis ise, ac birakmah, yabanci 
kadmlara bakmis ise, iyi mubahlara bakdirmamah. Her a'zaya 
boyle ceza vermelidir. Ctineyd-i Bagdad! "rahmetullahi aleyh" 
(298 [m. 910] de Bagdadda vefat etdi) diyor ki, (ibnil Keziti "rahi- 
me-hullahii teala", bir gece ciiniib oldu. Gusl etmege kalkarken, 
nefsi tenbellik etdi ve hava soguk, hasta olursun, sabr et, yarm ha- 
mama git dedi. Antari ile gusl etmege yemin eyledi. Oyle yapdi ve 
Allahii tealamn emrinde gevseklik yapan nefsin cezasi budur, de- 
di.) 

-67- 



Birisi, bir kiza bakdi, sonra pisman olup, ceza olarak serin su ic- 
memege yemin etdi ve icmedi. Ebu Talha "radiyallahii teala anh" 
baginda nemaz kiliyordu. Giizel bir kus, yamna kondu. Ona dala- 
rak, kac rek'at kildigini sasirdi. Nefsine ceza olarak, bagi fakirlere 
sadaka verdi. [Ebu Talha Zeyd bin Sehl-i Ensari biitiin gazalarda 
bulundu. (34) yilinda 74 yasmda vefat etdi.] Malik bin Abdiillah-il 
Hes'ami "rahime-hullahii teala" diyor ki, Rebahiil Kaysi "rahime- 
hullahu teala" gelip babami sordu. Uyuyor dedim. Ikindiden son- 
ra yatilir mi dedi ve gitdi. Arkasindan gitdim. Kendi kendine: Ey 
bosbogaz! Senin nene lazim ki, baskasinm yatmasma kansirsm. 
Ahdim olsun ki, bir sene basim yasdiga koymiyacaksm, diyordu. 
Temim-i Dan "radiyallahii teala anh" uykuya dahp, aksam nema- 
zmi kacirmisdi. Nefsine ceza olarak, bir sene uyumamaga ahd etdi. 
[Temim-i Dan Eshab-i kiramdan idi.] Mecma' "rahime-hullahii te- 
ala" biiyiiklerden idi. Bir pencereye bakarak, bir kiz gordii. Bir da- 
ha yukan bakmamaga ahd etdi. 

5 - Besinci is, mticahededir ki, ba'zi biiytikler, nefsleri kaba- 
hat yapmca, ceza olarak cok ibadet ederlerdi. Abdullah ibni O- 
mer "radiyallahii anhiima" bir nemazda, cema'ate yetismeseydi, 
bir gece uyumazdi. Omer "radiyallahii anh", bir cema'ati kacir- 
digi icin, ikiytizbin dirhem giimtis kiymetindeki bir mail sadaka 
verdi. Abdullah ibni Omer "radiyallahii anhiima", bir aksam ne- 
mazim gecikdirmisdi. Hava karanp iki yildiz goriinmusdii. Bu 
kadar gecikdirdigi icin, iki kole azad eyledi. Boyle yapanlar cok- 
dur. Nefsine ibadetleri seve seve yapdiramiyan kimseye en iyi i- 
lac, salih bir zatin yanmda bulunmakdir. Onun ibadetleri zevk ile 
yapdigini gorerek, kendi de alisir. Birisi diyor ki, ibadet yapmak 
icin, nefsimde tenbellik gordiigiim zeman, Muhammed bin Vasi 
"rahime-hullahii teala"' 11 ile sohbet ediyorum. Onunla birlikde 
bulunmakla, nefsimin bir hafta icinde, ibadetleri seve seve yap- 
digini goriiyorum. Bir Allah adamim bulamiyanlar, daha evvel 
yasamis, salih insanlann hayatim okumahdir. Ahmed bin Zerm 
"rahime-hullahii teala" bir tarafa bakmazdi. Sebebini sordular. 
Allahii teala, gozleri, diinyadaki intizama, her seydeki inceliklere 
ve Onun kudret ve azametine ibret ile bakmak icin yaratdi. ibret 
almadan, istifade etmeden bakmak hatadir dedi. Ebiidderda "ra- 
diyallahii teala anh" diyor ki, diinyada, iic sey icin yasamak iste- 
rim: Uzun gecelerde nemaz kilmak icin, uzun giinlerde oruc tut- 
mak icin ve salih kimselerin yanmda oturmak icin. [Ebiidderda 



[1] Muhammed bin Vasi 112 [m. 721] de vefat etdi. 

-68- 



"radiyallahu teala anh" Eshab-i kiramdandir. Hazrec kabilesin- 
dendir. Samda ilk valf idi. (33) de vefat etdi.] Alkama bin Kays 
"rahime-hullahii teala" nefsi ile cok miicahede ederdi. Nefsine 
neden bu kadar azab ediyorsun? dediklerinde, onu cok sevdigim 
icin, onu Cehennemden korumak icin derdi. Sana bu kadar sikm- 
ti emr olunmadi dediklerinde, yarm basimi dovtip, nicin yapma- 
dim dememek icin, cevabim verirdi. [Alkama, Tabi'min buyiikle- 
rindendir. Ibni Mes'udun "radiyallahii teala anh" talebesidir. Alt- 
misbirde vefat etdi.] 

6 - Altmci is, nefsi tekdir etmek, azarlamakdir. 

Nefs yaratihsda iyi islerden kacici, kotiiluklere kosucudur ve 
hep tenbellik etmek ve sehvetlerine kavusmak ister. Allahii te- 
ala, bizlere, nefslerimizi, bu huyundan vaz gecirmegi, yanhs yol- 
dan, dogru yola cevirmegi emr buyuruyor. Bu vazifemizi basara- 
bilmek icin, onu ba'zan oksamamiz, ba'zan zorlamamiz ve ba'zan 
soz ile, ba'zan da is ile, idare etmemiz lazimdir. Ciinki, nefs, oyle 
yaratilmisdir ki, kendine iyi gelen seylere kosar ve buna kavus- 
makda iken rasthyacagi giicliiklere sabr eder. Nefsin, se'adete 
kavusmasma mani' olan en biiyiik perde, gafleti ve cehaletidir. 
Gafletden uyandinhr, se'adetinin nelerde oldugu gosterilirse, ka- 
bul eder. Bunun icindir ki, Allahii teala, Zariyat suresinde, me- 
alen, (Onlara nasfhat et! Nasihat, mii'minlere elbette faide verir) 
buyurdu. Senin nefsin de, herkesin nefsi gibidir. Nasihat ona 
te'sir eder. O halde once kendi nefsine nasihat et ve onu azarla! 
Hatta, onu azarlamakdan hie geri kalma! Ona de ki: Ey nefsim! 
Aklh oldugunu iddi'a ediyorsun ve sana ahmak diyenlere kizi- 
yorsun. Halbuki, senden daha ahmak kim var ki, omrunti bos 
seylerle, giiliip eglenmekle geciriyorsun. Senin halin, su katile 
benzer ki, polislerin, kendisini aradiklanm ve yakalayinca, i'dam 
edeceklerini bildigi halde, zemanim eglence ile geciriyor. Bun- 
dan daha ahmak kimse olur mu? Ey nefsim! Ecel sana yaklas- 
makda, Cennet ve Cehennemden biri, seni beklemekdedir. Ece- 
linin, bugiin gelmiyecegi ne malum? Bugiin gelmezse, bir gun el- 
bette gelecek. Basma gelecek seyi, geldi bil! Ciinki, oliim kimse- 
ye vakt ta'yin etmemis ve gece veya giindiiz, cabuk veya gee, ya- 
zm veya kisin gelirim dememisdir. Herkese ansizm gelir ve hie 
ummadigi zemanda gelir. iste ona hazirlanmadin ise, bundan da- 
ha biiyiik ahmakhk olur mu? O halde, yaziklar olsun sana ey nef- 
sim! 

Giinahlara dalmissin. Allahii teala, bu halini gormuyor sam- 
yorsan, kafirsin! Eger gordiigiine inamyorsan, cok ciiretkar ve ha- 

-69- 



yasizsm ki, Onun gormesine ehemmiyyet vermiyorsun! O halde, 
yaziklar olsun sana ey nefsim! 

Hizmetcin sana ita'at etmezse, ona nasil kizarsm! O halde, Al- 
lahii tealamn sana kizmryacagmdan nasil emin oluyorsun! Eger 
Onun azabim hafif goriiyorsan, parmagim aleve tut! Yahud, kiz- 
gm giines altinda bir saat otur! Yahud da, hamam halvetinde faz- 
laca kal da, zavalhhgmi, dayanamiyacagim anla! Yok eger, dtin- 
yada yapdiklarma ceza vermiyecek samyorsan, Kur'an-i kerime 
ve yiizyirmidortbinden ziyade Peygambere "aleyhimiissalevatii 
vetteslimat" inanmamis oluyorsun ve hepsini yalanci yapmis olu- 
yorsun. Ctinki, Allahii teala, Nisa suresinin yiizyirmiikinci ayetin- 
de mealen, (Giinah isliyen, cezasim cekecekdir) buyuruyor. K6- 
ttiliik eden, kotiililk goriir. O halde, yaziklar olsun sana ey nef- 
sim! 

Giinah isleyince, O kerimdir, rahimdir, beni afv eder diyorsan, 
dtinyada, yiizbinlerce kisiye nicin zahmet, achk ve hastahk cekdiri- 
yor ve tarlasim ekmiyenlere mahsuliinii vermiyor! Sehvetlerine 
kavusmak icin, her hileye bas vuruyorsun ve o vakt Allahii teala 
kerimdir, rahimdir, istediklerimi zahmetsiz bana gonderir demi- 
yorsun. O halde, yaziklar olsun sana ey nefsim! 

Belki inandigmi, fekat sikmtiya gelemiyecegini soyliyeceksin. 
Fazla sikmtiya dayanamiyanlarm, az bir zahmet ile, bu sikmtiyi 6n- 
lemeleri lazim oldugunu, Cehennem azabmdan kurtulmak icin, 
dtinyada zahmete katlanmamn farz oldugunu, demek ki bilmiyor- 
sun. Bugiin diinyamn bir mikdar zahmetine dayanamazsan, yarm 
Cehennem azabma ve ahiretdeki zillet ve alcakhga ve tard olmaga, 
kovulmaga nasil dayanacaksin? O halde, yaziklar olsun sana ey 
nefsim! 

Para kazanmak icin cok zahmet ve asagihklara katlamyor ve 
hastahkdan kurtulmak icin, bir yehudi doktorun sozii ile, biitiin 
sehvetlerinden vaz geciyorsun da, Cehennem azabmm, hastahk- 
dan ve fakirlikden daha aci oldugunu ve ahiretin diinyadan cok 
uzun oldugunu bilmiyorsun. O halde, yaziklar olsun sana ey nef- 
sim! 

Sonra tevbe ederim ve iyi seyler yaparim diyorsan, oliim daha 
once gelebilir, pisman olup kahrsin. Yarm tevbe etmegi, bugiin et- 
mekden kolay samyorsan, aldamyorsun. Ciinki tevbe, gecikdikce 
zorlasir ve oliim yaklasmca, hayvana yokus oniinde yem vermege 
benzer ki, faidesi olmaz. Senin bu halin, su talebeye benzer ki, 
dersine cahsmayip, imtihan giinii hepsini ogrenirim samr ve ilm 
ogrenmek icin, uzun zeman lazim oldugunu bilemez. Bunun gibi, 

-70- 



pis nefsi temizlemek icin de, uzun zeman mucahede etmek lazim- 
dir. Omtir, bosuna gecince, bir anda, bunu nasil yapabilirsin? Ihti- 
yarlamadan once gencligin, hasta olmadan once sihhatin ve sikmti 
cekmeden once rahathgm ve olmeden once hayatin kiymetini ni- 
cin bilmiyorsun? O halde yaziklar olsun sana ey nefsim! 

Kism muhtac olacagm seylerin hepsini, nicin yazdan hazirla- 
yip hie gecikdirmiyorsun ve bunlari elde etmek icin, Allahii te- 
alamn merhametine, ihsamna giivenmiyorsun? Halbuki Cehen- 
nemin zemheriri, kism sogugundan az degildir ve atesinin sicak- 
hgi, temmuz giinesinden asagi degildir. Bunlarm hazirligmda, hie 
kusur etmiyorsun da, ahiret islerinde gevsek davramyorsun. Bu- 
nun sebebi nedir? Yoksa ahiret ve kryamet giiniine inanmiyor 
musun ve kalbindeki bu kiifru, kendinden de mi sakhyorsun? Bu 
ise, ebedi felaketine sebebdir. O halde, yaziklar olsun sana ey 
nefsim! 

Ma'rifet nurunun himayesine sigmmayip da, oldiikden sonra, 
sehvet atesinin, camm yakmasmdan, Allahii tealamn lutfii ve 
merhameti ile kurtulacagini sanan bir kimse, kahn elbisesinin hi- 
mayesine girmeden, kisin sogugunun, Allahii tealamn lutfii ile 
kendisini usiitmiyecegini sanan kimseye benzer. Bu kimse, bile- 
miyor ki, Allahii teala, bircok faideleri saglamak icin, kisi yarat- 
mis ise de, lutf ve merhamet ederek, elbise yapilacak seyleri de 
yaratmis ve insanlara, elbise yapmak icin akl ve dusiince vermis- 
dir. Ya'ni, Onun ihsam, elbise te'minini kolaylasdirmakda olup, 
elbisesiz iisumemek seklinde degildir. O halde, yaziklar olsun sa- 
na ey nefsim! 

Giinahlann Allahii tealayi kizdirdigi icin, azab cekecegini 
zan etme ve gunahlarimm Ona ne zaran var ki, bana kiziyor de- 
me! Zan etdigin gibi degil. Seni yakacak olan Cehennem azabi, 
senin icinde ve sehvetlerinden meydana gelmekdedir. Nitekim, 
insamn hastahgi, yidigi zehrden ve icine giren zararh seylerden 
meydana gelmekde olup, tabibin sozlerini dinlemedigi ipin, 
onun krzmasindan hasil olmuyor. O halde, yaziklar olsun sana 
ey nefsim! 

Ey nefsim! Anladim ki, diinyamn ni'metlerine ve lezzetlerine 
ahsmissm ve kendini onlara kapdirmrssm! Cennete ve Cehenne- 
me inanmiyorsan, bari oliimii inkar etme! Bu ni'met ve lezzetle- 
rin hepsini senden alacaklar ve bunlarm aynhk atesi ile yanacak- 
sm! Bunlari istedigin kadar sev, istedigin kadar siki sanl ki, ayn- 
hk atesi, sevgin kadar cok olur. O halde, yaziklar olsun sana ey 
nefsim! 

-71- 



Dunyaya niye sanhyorsun? Biitiin diinya senin olsa ve diinya- 
daki insanlarm hepsi sana secde etse, az zeman sonra sen de, onlar 
da toprak olacaksmiz! ismleriniz unutulacak, hatirlardan silinecek. 
Gecmis padisahlan hatirlayan var mi? Halbuki sana diinyadan az 
birsey vermisler. O da bozulmakda, degismekdedir. Bunlar icin, 
sonsuz Cennet ni'metlerini feda ediyorsun. O halde, yaziklar olsun 
sana ey nefsim! 

Bir kimse, kiymetli ve sonsuz dayanikh bir miicevheri verip, 
bununla, kink bir saksi satm alirsa, ona nasil giilersin? iste diinya, 
alinan saksi gibidir. Onu kinldi bil ve ebedi cevheri, elinden cikdi 
bil ve sana pismanlik ve azab kaldi bil! 

Bunlar ile ve bunlar gibi sozlerle, herkes nefsini azarhyarak, 
kendi hakkim odemeli ve nasihate, once kendinden baslamalidir! 
Allahii teala, dogru yolda gidenlere selamet ihsan buyursun! 
Amin. 



Ilnisiz birgey olmaz, ihn hergeye basdir, 
karanhk yollarda o, en aziz arkadasdn. 

Ondan sadik dost olmaz, ondan vefah yaryok, 
herseyde zarar olsa, onda asla zararyok. 

ihn, ucsuz bucaksiz, bir ummani andmr, 
ilmden baska hersey, insani usandmr. 

Nasil kiymetli olmaz, Allah onu oviiyor, 
bak! Nebi-yi muhterem, bir hadisde ne diyor: 

Ara, heryerde ilmi, o yer ister Cin olsun! 
ilm ogrenmek farzdir, her mii'min icin olsun. 

Bak! Ali-yulmurteza, ne diyor dinlesene, 
(Kole olurum bana, bir harfi ogretene). 

Alimler, dtn-i islami, yikilmakdan kurtarir, 
alimler yer yuzunde, ziU-i sifatullahdir. 

Miirekkeb-i ulema, azizdir hatta sundan: 
Gsebilillah akan, sehidlerin kanmdan. 

Ciinki, cihad-i ekber, ancak ilmle olur, 
dareynde, ilmi ile, amil olan kurtulur. 



■72- 



Alim, zahidden iistiin, ziihd, ilmin altindadir, 
alimler, ahiretde, nebiler yanmdadir. 

Dime! Cihanda alim, kalmadi, belki vardir, 
ac gbziinii, kalbinden zuhnet perdesin kaldir! 

Bu dinin alimieri, hadisle ovuidiiier, 
Beni isratideki nebiler gibidirler. 

Alimierin bir sozii, ydlarca, bakikahr, 
insani en alcakdan, balaiara kaldmr. 

Si nidi alim bulmak zor, o halde ne yapmah? 
asar-i ulemayi, durmadan okumah! 

Kitab, altun bir kafes, Urn icinde kusdur, 
kafesi satin alan, kusa maiik olmusdur. 

Sard kitabiara ki, kalbin nur He doisun, 
once okuyacagm, Kur'an-i kerim olsun! 

Sonra, kiymetli eser, Buhari ve Miislimdir, 
ba'dehu Mcktfilmt-i imani-i Rabbanidir. 

Tesavvufile fikh, burada vaslolmusdur, 
dyle bir aiimdir bu, hadisie dviilniiisdiir. 

Harikaiar menba'i, hie duyuinnyan sozier, 
asriarca cbziilmez, mu'anuna mes'eleler. 

Hepsi Mektubatda ve tercemesinde vardir, 
onsuz kurtulus zordur, onsuz ilm. noksandir. 

Eshab-i kiram risaiesi de, gor, ne iyi, 
oku! Giizel aula da, takdir et sahabeyi. 

Mektubat tercemesi, ebedi se'adetdir, 
le-hul-hanid her yerde var, teniann bii, tic ciiddir. 

Ibni Abidine bak, bir derya ki, sonsuzdur! 
hanetide en biiyiik fikh kitabi budur. 

Gor, ihya-UI-uhimu, Kimya-i se'adeti, 
Gazaliyi yadmdan cikarmazsin ebedi. 

Riyadunnasihini okuyunca anlarsui, 
Muhammed Rebhamiye, ne biiyiik alim dersin. 

-73- 



$eyhul-ekber, Geylani, ogren Beha'eddini, 
boyle zatlar korumus, yikilmakdan bu dini. 

Mevahib, her eserde, adi gecen kitabdir, 
Resul-i muctebayi, uzun uzun anlatir. 

menkibeler pman, Cifiar-i yar-i giizin, 
Ihtiyaci cok ona, hum run kalbimizin. 

Merakil-felah ve Mevkufat kiymetlidir, 
Mecmu'a-yi ziihdiyye, sunn cok sey ogretir. 

Ma'rifetnameyi gbr, Ibrahim Hakkiyi bil, 
cok oku Birgiviyi, sanma faideli degil. 

Terceme-i halleri, tuninnns Evliyanm, 
icinde anlatilmis, Resehat, Nefehatm. 

Berekat-i Ahmedi, Mu'cizat-ul-Enbiya, 
ne giizel yazilmisdir, Hadika-tul-Evliya. 

Diirr-i yektayi da gbr, hem Umdetiil-islami, 
Miftahul-Cenneti, ey ogul ilmihalini. 

Rabita risalesi, tesavvufu bildirir, 
musannili (esseyyid Veli Abdulhakim)dir. 

Daha nice kitab var, denizde inci bunlar, 
Rahmet-i Hakda olsun, her birini yazanlar. 

Bizierden selam eyle, ya Rabbi, sen onlara, 
kolayhk ver onlarm yolunda olanlaral. 



■74- 



Ikinci Kism 

MUSLIMANA NASfflAT 

(ilm hey'etimiz tarafindan hazirlanmisdir) 
ONSOZU 

Allahii tealaya hamd olsun! Onun cok sevdigi Peygamberi Muham- 
med aleyhisselama salat ve selam olsun! O ylice Peygamberin "sallallahli 
teala aleyhi ve sellem" temiz Ehl-i beytine ve adil, sadik Eshabimn herbi- 
rine "radryallahii teala anhiim ecma'fn" hayrh diialar olsun! 

Allahii teala RabbuFalemindir. Her canhyi, hatta canli cansiz her var- 
hgi, hesabh, diizenli ve faideli olarak yaratmisdir. Hahk, Barf, Musavvir, 
Bedf ve Hakim sifatlan ile, varhklann hepsini, cok diizenli, cok gilzel ya- 
ratmisdir. Her varhgin diizenli ve giizel olmalan icin, birbirleri aralarmda 
baglantilar kurmus, var olmalan icin, diizende kalabilmeleri icin, birbirle- 
rine sebeb, vasita, vesile etmisdir. Varhklann aralanndaki bu baglantilara, 
birbirlerinin diizenine sebeb olmalarma tabi'at olaylan, fizik, kimya ka- 
nunlan, astronomi formiilleri, fizyolojik fe'aliyyetler gibi ismler veriyoruz. 
Fen bilgisi demek, Allahii tealamn yaratmis oldugu varhklann diizenleri- 
ni, birbirlerine etkilerini, aralanndaki baglihklan, hesablan arasdirmak, 
incelemek, boylece bunlardan faidelenmek demekdir. 

Allahii teala, canh cansiz btitiin varhklann diizenli, hesabh olmalanm 
dilemis ve diledigi gibi yaratmisdir. Boyle yaratmasma, maddeleri, kuvvet- 
leri, enerjileri vesile ve sebeb kilmisdir. Allahii teala, insanlarm yasamala- 
nmn da, diizenli ve faideli olmasmi dilemekdedir. Bunun icin de, insanla- 
rm iradelerini vesile ve sebeb kilmisdir. Insan, birsey yapmak irade eder, 
ister. Allahii teala da isterse, o seyi yaratir. Insanlarm sahsi yasamalarimn 
ve aile yuvasi kurmalanmn ve sosyal hayatlannm diizenli olmasi icin, in- 
sanlarm iyi ve dogru ve faideli seyleri irade etmeleri lazimdir. Iradenin, di- 
legin iyi olmasi icin, Allahii teala, onlara (Akl) vermisdir. Akl, iyiyi kotii- 
den ayiran bir kuvvetdir. Insanlar cok seye muhtac olduklan icin ve lazim 
olan seyleri elde etmek zorunda olduklan icin, bunlan elde etmek isteyen 
(Nefs) denilen kuvvet, akh sasirtiyor. Lazim olan sey, zararh olsa da, nefs 
bunu akla giizel gosteriyor. 

Allahii teala, kullanna aciyarak, (Peygamber) denilen secdigi insanla- 
ra, melek ile (Din) denilen bilgiler gonderdi. Peygamberler "aleyhimtissa- 
levatii vetteslimat" bu bilgileri insanlara ogretdi. Muhammed aleyhissela- 
min bildirdigi (islam) dmi, her yerdeki her insamn karsilasabilecegi, her 
seyin iyi veya kotii, faideli veya zararh oldugunu ayirmakda, faideli seyle- 
ri yapmamizi emr etmekdedir. 

Nefs, insanlan yine aldatiyor. Din bilgilerine uymak istemiyor. Hatta 

-75- 



bunlan ve iman edilmesi, inamlmasi lazim olan seyleri degisdirmege, boz- 
maga kalkisryor. Allahii tealamn Peygamberi Muhammed aleyhisselam, 
insanlann nefslerine uyarak, islamiyyeti degisdirmege kalkisacaklanm ha- 
ber verdi. ( Ummetim vetmisiice ayrilacak, yalniz biri Cennete gidecek) 
buyurdu. Bozuk inanclanndan dolayi Cehenneme gidecekleri bildirilen 
yetmisiki firka, meydana cikdi. Bu yetmisiki firka, Kur'an-i kerimin ve ha- 
dis-i seriflerin, acik olmiyan, siibheli olan ma'nalanni yanlis anladiklan 
icin, kafir olmiyorlar. Fekat, islamiyyeti degisdirdikleri icin, Cehenneme 
gireceklerdir. Bunlara (Bid'at) veya (Dalalet) ehli, ya'ni mezhebsiz ve sa- 
pik denir. Bunlar, mtisliman olduklan icin, Cehennemden cikacak, yine 
Cennete gireceklerdir. Bunlardan baska, (Mtisliman) ismini tasryan, fekat 
islamiyyeti, bozuk bilgilerine ve kisa goriislerine gore degisdiren, bunun 
icin, muslimanhkdan cikanlar vardir. Bunlar, Cehennemde sonsuz kala- 
caklardir. Bunlar zindiklar ve reformculardir. 

Simdi mezhebsizler milyonlarca altin sacarak, kendi inanclanm, her 
memlekete yaymaga cahsiyor. Din cahillerinden cogunun, bol paraya ka- 
vusmak icin, cogunun da aldatilarak, Ehl-i silnnet alimlerinin bildirmis ol- 
duklan dogru yoldan ayrildiklan, aci aci goriilmekdedir. Hatta, Ehl-i stin- 
net kitablanm lekelemege kalkisiyorlar. Bunun icin, mezhebsizlerin bir 
kismi olan vehhabilerin, Ehl-i siinnete uymiyan inamslanni vesikalan ile 
aynca bir kitab halinde bildirmek ve bu kimselerin miislimanlara yapdik- 
lari zararlan saglam kaynaklardan alarak yazmak zaruret halini aldi. Boy- 
lece miislimanlann sahte, yalan sozlere ve yazilara aldanmakdan korun- 
malari lazim oldu. 

Abdiilvehhab oglu Muhammed isminde bir kimse, (Kitab-tit-tevhfd) 
adinda kiiciik bir kitab yazdi. Torunu Siileyman bin Abdullah, bunu serh 
etmege basladi ise de, binikiyiizotuziic 1233 [m. 1817] senesi sonunda, Ib- 
rahim Pasa Der'iyyeye girip, cezalanm verdigi zeman, oldii. Ikinci torunu 
Abdurrahman bin Hasen,' 11 serh edip, (Feth-ul-mecid) adim verdi. Sonra 
bu serhini kisaltip (Kurre-til-uyiin) adinda ikinci bir kitab hazirladi. Serhin 
Misrda 1377 [m. 1957] de, Muhammed Hamid isminde bir vehhabi tara- 
findan yapilan yedinci baskisina ilaveler de yapildi. Kafirler icin gelmis 
olan ayet-i kerimeleri ve bircok hadis-i serif yazarak, miislimanlann goz- 
lerini boyamakdadir. Bunlara yanlis, bozuk ma'nalar uydurarak (Ehl-i 
stinnet) olan dogru miislimanlara saldirmakda, bu temiz miislimanlara ka- 
fir demekdedir. Kitabimn birkac yerinde, sf'ilere mel'tin miisrikler diye- 
rek ates piiskiirmekdedir. Bu serhin cok yerlerini ibni Teymiyyeden' 2 ' ve 
onun talebesi ibni Kayyim-i Cevziyyeden 1 ' 1 ve torunu Ahmed bin Abdiil- 
halimden almis, birine allame, ikincisine seyh-iil-islam ve Ebiil-Abbas adi- 
ni takmisdir. Ibni Teymiyyeye de "radiyallahii anh" demekdedir. 

Isbu, (Miislimana Nasihat) kitabim hazirlamakda iken, elimize ttirkce 
yazilmis kiiciik bir vehhabi kitabi gecdi. (Cevab-i Nu'man) adindaki bu 



Abdurrahman 1258 [m. 1842] de oldu. 

Ahmed ibni Teymiyye 728 [m. 1328] de Samda oldii. 

Muhammed ibni Kayyim-i Cevziyye 751 [m. 1350] de vefat etdi. 

-76- 



kitab, 1385 [m. 1965] senesinde ikinci def'a olarak Samda basilmis. Turk 
hacilarim aldatarak, (Ehl-i siinnet) yolundan ayirmak icin, parasiz dagiti- 
liyor. Allahil tealamn liltfil ve ihsam ile, bunun da bozuk, uydurma yazila- 
nna, saglam, vesfkah cevablar yazmak nasfb oldu. 

Isbu (Miislimana Nasfhal ) kitabimrz iki kism olarak hazirlandi. Birin- 
ci kismda, (Feth-ul-mecid) kitabindan ve sonra (Cevab-i Nu'man) kitabin- 
dan yazilar alimp, bunlara islam alimlerinin "rahime-hiimullahii teala" ki- 
tablanndan cevablar verildi. Boylece, otuzbes madde hasil oldu. 

Kitabin ikinci kisminda, vehhabilerin nasil meydana cikdiklan, nasil 
yayildiklan ve mal, mevki' ele gecirmek icin, vehhabiler arasma karisan 
cahil, vahsi kimselerin, milslimanlarm canlanna, mallanna kiydiklan, is- 
lam memleketlerine barbarca saldirdiklan, Osmanh devleti tarafindan na- 
sil cezalandmldiklan ve birinci cihan harbinden sonra, ingilizlerin bol pa- 
ra ve silah yardimi ile, tekrar nasil devlet kurduklan yazilidir. 

Allahii teala miislimanlan mezhebsizlik felaketine dtismekden koru- 
sun! Bu yollara kaymis olan zevallilan da, bu felaketden kurtarsin! Amin. 



Cihanda iki diirludur, miirai, 
Ki aldatir bunlar, fakiri, bayi. 

Birisi, yiiriir eski kisretle, 
Ki, zahid samlsm bu suretle. 

Sat kimseleri bunlar, yimek ister, 
Kendilerine dervis denmek ister. 

Giyerler, yamah, eski came, 
Dilerler boyle gorunmek avame. 

Haftalar gecer taramaz sakahn, 
Ki, desinler, unutmus kendi halin. 

tkincisi ise, ehl-i riyamn, 
tsit imdi alametlerin anm. 

Gider ardmca tlfiiin nik-i namm, 
Diler makbulu ola hassu ammin. 

Giizel kumaslan dikdirir ince, 
Giyinir hergiin moda adetince. 

Nasihat verir, kitab yazar durmaz. 
Alim gecinir, nemaz bile kdmaz. 

Sakin bunlar ile hem sohbet olma, 
Dinini, diinyam elden kapdirma. 

Cihanda adeti terk eylemeli, 
Hakka halis ibadet eylemeli. 

-77- 



MUSLIMANA NASIHAT KITABI 
ICiNDEKILER 

Bu kitabda kirkiki madde vardir. Bunlarm otuzbes maddesinde 
(Feth-ul-mecid) ismindeki vehhabi kitabindan bir parca bildirilmis ve 
bunlara islam alimlerinin kitablarmdan cevablar verilmisdir. Madde 
numaralan ve her maddedeki, kitabm yazisi ve bunlarm kitabimizda 
bulunduklan sahifelerin numaralan asagida gosterilmisdir. Tarafimiz- 
dan eklenmis olan aciklamalar koseli parantez [ ] icinde gosterilmisdir. 

Madde Sahife 

No. (Feth-ul-mecid) kitabindan alinan yazi No. 

1- Tesavvufcularm kitablan sirk ile dolu imis. Buna imam-i 
Rabbani hazretleri cevab vermekdedir 82 

2- Ameller, ibadetler, Tmandan parca imis. Buna, Email kaside- 
sinden ve Hadikadan cevab verildi 85 

3- Olmusden ve uzakdakinden yardim istemek sirk imis 90 

4- Tesavvufcular, kafir imis. Miirid seyhine tapimyormus. Buna 
(Usul-iil-erbe'a) kitabindan terceme ederek cevab verildi 91 

5- Tiirbe yapmak, kabr ile teberrtik sirk imis. Bu iftiralarma 
(Savaik-i ilahiyye) kitabindan terceme ederek cevab verildi. ..93 

6- Eshab ve din biiyiikleri Peygamberimizden baska kimse 

ile bereketlenmemis 96 

7- Tesavvuf, Hind yehudilerinden alinmis. Buna Muhammed 
Ma'sum hazretlerinden cevab verilmisdir 96 

8- Oltiden birsey beklemek, Evliyamn ruhlan hazirdir demek 
sirk imis 108 

9- Resulullahi ovmek, ondan yardim istemek sirk imis. Buna 
(Mir'at-i Medine) kitabindan cevab verildi 109 

10- Oliiye yalvarmakla, sefa'ati elde edilmez diyor 122 

11- Seyhlere, Ahmed Bedevinin mezanna tapimhyormus 123 

12- Peygamber yardim edebilseydi, Eshab arasmdaki fitneyi 
onlerdi diyor 124 

13- Kaside-i biirde gibi, Resulullahi medh eden kitablar sirk 
ile dolu imis. Buna Muhammed Ma'sum hazretlerinden 
cevab verilmisdir 125 

14- Tiirbeleri yikmah imis. Buna, Ibni Hacer hazretlerinin (Ze- 
vacir) kitabindan cevab verildi 127 

15- Mescide girenlerin, Hucre-i se'adeti ziyaret etmeleri caiz 
degilmis. Buna (Mir'at-i Medine) kitabindan cevab verildi. ..130 

-78- 



16- Okunan salevatm Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" 
haber verildigini kendi de yazmakdadir 144 

17- Evliyadan yardim istemek sirk imis. Buna, allame Ahmed 

ibni Kemal efendiden cevab verilmekdedir 144 

18- Evliyanm kerametlerine kilfr, sirk demekdedir. Buna, imam-i 
Rabbam hazretlerinden ve (Mevahib)den cevab verildi 149 

19- Evliya keramet satarmis. Veil ve zmdiklan birbirlerine 
kansdinyor. Bana yaklasmak icin vesile araymiz ayeti 160 

20- Allah ve mu'minler sana kafidir ayetini yanhs anlatiyor. 
Buna (Berika) kitabindan cevab verildi 166 

21^ Mezheb imamlarma uymak sapikhk imis 168 

22- Oliilerden sefa'at beklemek sirk imis. Buna (Hadika) 
kitabindan cevab verildi 185 

23- Ehl-i siinnet, Kaside-i biirdeyi Kur'andan iistlin tutuyormus 192 

24- Olii duymaz, faide vermez. Ondan birsey istemek sirk 
olur diyor. Buna (Minhat-iil-Vehbiyye) kitabindan cevab 

verilmekdedir 192 

25- Vehhabilerin ictihadlanmn bozuk oldugunu kendileri 

de soylemekdedir 242 

26- Kabr ziyaretine izn verildi. Sonradan bid'atler kansdi 

diyor. Buna (Rabita-i serife) risalesinden cevab veriyoruz...244 

27- Resulullah, salevat okuyanlan bilir diyebilmekdedir 250 

28- Eshab-i kiramin ve Tabi'min iistunluklerini bildiriyor 251 

29- Diriden yardim istenir. Oliiden istenmez diyor. Buna 
(Merakil-felah) ve (Zevacir)den cevab verilmekdedir 251 

30- Olii icin adak yapmak, hayvan kesmek sirk imis. Buna 
(Minhat-iil-Vehbiyye) kitabimn sonundaki (Esedd-iil-cihad) 
kitabmda arabi olarak cevab verilmekdedir 254 

31- Vehhabiler hakkindaki fetva. Bu letvamn ash (Minhat- 
iil-Vehbiyye) kitabimn sonunda arabi olarak mevcuddur 265 

32- (Cevab-i Nu'man) admdaki vehhabi kitabma (Mektubat) 
dan cevab verildi. Mevlid kissasi ve Delail-iil-hayrat oku- 
mamn mesru oldugu isbat edildi 270 

33- Tesavvuf ve tarikatler sonradan ortaya cikdi. Bunlan 
islam dmi emr etmemekdedir, diyor. Buna Senaullah-i 
Dehlevinin (ir$ad-iit-talibfn) kitabindan cevab verildi 290 

34- Tesavvuf ve keramete inanmiyanlara (Hadika) kitabindan 
cevab verildi 308 

35- Kiyamet gtinii, herkes sevdiginin yamnda bulunacakdir 317 

36- Vehhabiligin baslangici ve yayilmasi 325 

-79- 



37- Vehhabfligin ortaya cikisi ve inanclan (Mir'at-iil-haremeyn) 
den almdi 335 

38- Vehhabilerin Taifde muslimanlan oldiirmeleri ve yagmalan 337 

39- Vehhabilerin Mekkede yapdiklan iskenceler (Mir'at-iil-hare- 
meyn)den almdi 342 

40- Vehhabilerin Medmeye girmeleri ve yagmalan. (Mir'at-iil- 
haremeyn)den alindi 348 

41- Mubarek sehrlerin Vehhabflerden geri almmasi 352 

42- Mekke ve Medine sehrlerini Osmanhlar vehhabflerden kur- 
tardikdan sonra, yapilan kiymetli eserler 371 



Koyde, yolda nemaz kilarken, Kible cihetini anlamak icin, giinesi 
goren topraga bir cubuk dikilir, yahud bir ip ucuna anahtar, tas gibi bir 
sey baglamp sarkitihr. Takvim yapraginda yazili (Kible saati) vaktin- 
de, cubugun, ipin golgeleri kible istikametini gosterir. Golgenin giines 
bulundugu tarafi, kible ciheti olur. 



Asagidaki si'r, mevlana Halid-i Bagdadmin "kaddesallahii teala 
sirrehul'aziz" 111 farisi divanmdan bir parcamn tercemesidir: 

Ah yazik: 

Omrtim bos seylerle gecdi, ah yazik! 
Yanni hie diisiinmedim, ah yazik! 

Hep hevaya bina kurdum, saskmca, 
din temeli ciiriik oldu, ah yazik! 

Afri sonsuzdur diyerek, pek azdim, 
(Kahhar) ismini unutdum, ah yazik! 

Daldim giinaha, yapmadim hie hayr 
nicin dogru yoldan sapdim? Ah yazik! 

Mai icin, makam icin hep ugrasdim, 
sonsuz ni'metlerden allium, ah yazik! 

Yol bozuk ve karanhk, onde seytan, 
giinah agir, aglarun hep, ah yazik! 

Hesab defterimde yok birjyilik, 
nasil kurtulur bu Halid? Ah yazik! 



[1] Biiylik islam alimi Halid-i Bagdadi 1242 [m. 1826] senesinde Samda vefat 
etdi. 

-80- 



MUSLIMANA NASIHAT 

I.ci Kism 

VEHHABI INANCLARI VE 

EHL-I SUNNET ALtMLERiMN 

BUNLARA VERDIGI CEVABLAR 

Elhamdiilillah! Herhangi bir kimse, herhangi bir zemanda, 
herhangi bir yerde, herhangi bir kimseye, herhangi bir seyden do- 
layi, herhangi bir suretle hamd ederse, bu hamd ve siikrlerin hep- 
si, Allahii tealaya olur. Ciinki, herseyi yaratan, terbiye eden, yetis- 
diren, her iyiligi yapdiran, gonderen hep Odur. Kuvvet, kudret sa- 
hibi yalmz Odur. O, hatirlatmazsa kimse, iyilik ve kotiiliik yapma- 
gi irade, arzu edemez. Kulun iradesinden sonra, O da istemedikce, 
kuvvet ve firsat vermedikce, hicbir kimse, hicbir kimseye, zerre ka- 
dar iyilik ve kotiiliik yapamaz. Kulun istedigi hersey, O da irade 
ederse, dilerse meydana gelir. Yalmz Onun diledigi olur. iyilik ve 
kotiiliik yapmagi, cesidli sebeblerle hatirlatmakdadir. Merhamet 
etdigi kullan, kotiiliik yapmak irade edince, O irade etmez ve ya- 
ratmaz. iyilik yapmak irade etdikleri zeman, O da irade eder ve ya- 
ratir. Boyle kullardan hep iyilik meydana gelir. Gazab etdigi diis- 
manlannm kotii iradelerinin yaratilmasim, O da irade eder. Bu ko- 
tii kullar, iyilik yapmak irade etmedikleri icin, bunlardan hep fena- 
hk hasil olur. Demek oluyor ki, insanlar bir alet, bir vasitadir. Ka- 
tibin elindeki kalem gibidir. Su kadar var ki, kendilerine ihsan edil- 
mis olan (irade-i ciiz'iyye)lerini kullanarak, iyilik yaratilmasim is- 
teyen sevab kazamr. Kotiiliik yaratilmasim isteyen, giinah kazamr. 
Bunun icin, hep iyilik yapmayi dtisunmeli, hep iyilik yapmayi iste- 
meliyiz! iyi §eyleri ogrenmeliyiz. iyiliklerin kaynagi olan (Ehl-i 
siinnet) alimlerinin "rahime-hiimullahu teala" kitablarim okuyup, 
iyiyi, kotiiyii anlainahyiz. Ehl-i siinnet alimleri, vehhabiligin ingi- 
lizler tarafindan kuruldugunu ve hatah bir yol oldugunu vesikalar- 
la isbat ediyor. Kitabimizm birinci kismmda, 324. cii sahifeye kadar 

— 81 — Kiyamet ve A hire t - F:6 



bu vesikalardan otuzbes danesini sira ile bildirecegiz. 

1 - Vehhabilerin (Feth-ul-mecid) kitabi, yetmisbesinci sahife- 
sinde, (Abdiilvehhab-i Sa'raninir^' 1 kitablan ve AbdilVaziz-i Deb- 
bagm (Ibriz) kitabi ve Ahmed Ticaninin kitablan, Ebu Cehlin ve 
benzerlerinin hatirlanna gelmiyen sirk ile doludur) diyor. 

Ahmet Ticani "rahmetullahi aleyh", 1150 [m. 1737] de Cezayir- 
de tevellild, 1230 [m. 1815] de Fasda vefat etmisdir. Halvetinin bir 
kolu olan Ticanilik yolunun rehberidir. Bu yolda yazilmis olan 
(Cevahir-iil-meani-fi feyz-i §eyh Ticani) kitabi meshurdur. 

insanlann iistiinlerinin, ya'ni Peygamberlerin "salevatullahi te- 
ala ve teslimatiihu aleyhim ecma'm", meleklerin iistlmlerinden da- 
ha yiiksek olduklanni, bu vehhabi kitabi da yazmakda, meleklerin 
tesarruf ve te'sirlerine inanmakda, fekat Allahu tealanm Evliyasma 
"rahime-humullahii teala" keramet olarak, te'sir ve tesarruf verdi- 
gine ise inanmamakda, buna inananlara mlisrik demekdedir. Ehl-i 
siinnet alimleri "rahimehiimullahu teala", vehhabilerin ortaya cika- 
caklarim, keramet olarak, bilmisler, bunlara, yillarca once cevablar 
yazmislardir. Bu alimlerin basmda, Muhyiddin-i Arabi ve Sadred- 
din-i Konevi ve Celaleddin-i Rumi 12 ' ve Seyyid Ahmed Bedevi [ve 
imam-i Rabbani] gibi Velfler "rahimehiimullahu teala" bulunmak- 
dadir. Vehhabfler, iste bunun icin, bu Velileri begenmiyorlar. 

Imam-i Rabbani Ahmed Faruki Serhendi "kuddise sirruh" 
(Mektubat)mm ikinci cild, ellinci mektubunda buyuruyor ki: 

Islam dminin bir sureti, bir de hakikati, ozii vardir. Sureti, on- 
ce iman etmek, sonra, Allahu tealanm emrlerine ve yasaklarma 
uymakdir. islam dininin suretine kavusanlarm nefs-i emmareleri 
inkarda ve lsyan etmekdedir. Bunlarm imam, imamn suretidir. 
Kildiklan nemaz, nemazin suretidir. Oruc ve baska ibadetleri de 
boyledir. Ciinki, nefs-i emmare, insan varhgmm temelidir. Herkes 
(Ben) deyince, nefsini gostermekdedir. iste, bunlarm nefsleri i- 
man etmemis, inanmamisdir. Boyle kimselerin imanlan ve ibadet- 
leri hakiki, dogru olabilir mi? Allahu teala, cok merhametli oldu- 
gu icin, yalmz surete kavusmagi kabul buyurmusdur. Bunlan, razi 
oldugu Cennetine sokacagim miijdelemisdir. Yalmz kalbin inan- 
masim kabul buyurmasi, nefsin inanmasim da sart kosmamasi, O- 
nun biiyiik ihsamdir. Evet, Cennet ni'metlerinin de, hem suretleri, 
hem hakikatleri vardir. islam dininin suretine kavusanlar, Cenne- 



[1] Abdulvehhab-i Sa'rani 973 [m. 1565] de vefat etdi. 
[2] Celaleddin-i Rumi 672 [m. 1273] senesinde, Sadreddin 671 de Konya- 
da vefat etdiler. 

-82- 



tin suretinden pay alacaklardir. Diinyada, islam dininin hakikatine 
kavusanlar, Cennetin hakikatine kavusacaklardir. Surete kavus- 
mus olanlarla hakikate kavusmus olanlar, Cennetin aym bir mey- 
vesini yiyecek. Fekat, herbiri baska tat alacakdir. Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" efendimizin mubarek zevceleri "radiyal- 
lahii teala anhiinne" Cennetde, Resulullahin yanmda olacak, fekat 
duyduklan lezzet baska olacakdir. Eger, baska olmasaydi, bu mu- 
barek zevcelerin, biitun insanlardan daha iistiin olmalan lazim ge- 
lirdi. Her iistiin olan kimsenin zevcesinin de, bunun gibi iistiin ol- 
masi gerekirdi. Ciinki zevceler, Cennetde zevclerinin yanmda ola- 
cakdir. Islam dininin suretine kavusanlar, buna uyduklan zeman, 
ahiretde kurtulabileceklerdir. Buna uyanlar, umumi evliyaliga, 
ya'ni Allahii tealamn nzasma, sevgisine ermis demekdir. Bununla 
sereflenen, tesavvuf yoluna girebilecek, (Vilayet-i hassa) denilen 
ozel evliyaliga kavusabilecek kimse demekdir. Bunlar, nefs-i em- 
marelerini itminana ulasdirabilirler. Sunu iyi bilmelidir ki, bu vila- 
yetde, ya'ni islam dininin hakikatinde ilerliyebilmek icin, islam di- 
ninin suretini elden birakmamak lazimdir. 

Tesavvuf yolunda ilerlemek, Allahii tealamn ismini cok zikr et- 
mekle olur. Bu zikr de, islam dininin emr etdigi bir ibadetdir. Zikr 
etmek, ayet-i kerimelerde ve hadis-i seriflerde oviilmiis ve emr 
edilmisdir. Tesavvuf yolunda ilerliyebilmek icin, islam dininin ya- 
sakladigi seylerden sakmmak sartdir.Farzlan yapmak, insani bu 
yolda ilerletir. Tesavvuf yolunu bilen ve yolculara onderlik edebi- 
len bir (Rehber=Miirsid) aramak da, islam dininin emr etdigi bir- 
seydir. Maide suresinin otuzbesinci ayetinde, (Ona kavu§mak icin 
vesfle arayiniz) buyuruldu. (Vesilenin, insan-i kamil oldugu, onse- 
kizinci maddede uzun bildirilmisdir). Allahii tealamn nzasma ka- 
vusmak icin, islam dininin sureti de, hakikati de lazimdir. Ciinki, 
evliyahk iistunltiklerinin hepsi, islam dininin suretine uymakla ele 
gecer. Peygamberlik iistunliikleri de, islam dininin hakikatinin 
meyveleridir. 

Evliyaliga kavusduran yol tesavvufdur. Tesavvuf yolunda iler- 
liyebilmek icin, Allahdan baska herseyin sevgisini kalbden cikar- 
mak lazimdir. Allahii tealamn ihsani ile, kalb hicbirseyi gormez o- 
lursa, (Fena) denilen sey hasil olur. (Seyr-i ilallah) temam olur. 
Bundan sonra, (Seyr-i fillah) denilen yolculuk baslar. Boylece, 
(Beka) denilen sey hasil olur ki, aramlan da budur. islam dininin 
hakikati buradadir. Buna kavusan zata (Veil) denir ki, Allahii tea- 
lamn razi oldugu, sevdigi kimse demekdir. Burada (Nefs-i emma- 
re) mutmainne olur. Nefs, kiifrden kurtulup, Allahii tealamn kaza 
ve kaderinden razi olur. Allahii teala da, ondan razi olur. Kendini 

-83- 



anlar. Biiyiikluk, kendini begenmek hastahgmdan kurtulur. Te- 
savvuf biiyiiklerinden cogu, nefs itminana kavusunca da, Allahii 
tealaya asi olmakdan kurtulamaz demislerdir. Resulullah "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" bir gazasmdan doniisde, (Kiiciik cihaddan 
dondiik. Biiyiik cihada bashyoruz) buyurdu. Bu biiyiik cihad, 
nefs-i emmare ile cihaddir demislerdir. Bu fakir [ya'ni imam-i 
Rabbani] boyle anlamiyorum. Nefs itminana kavusunca, hie lsya- 
m, kotiiliigii kalmaz diyorum. Nefs de, herseyi unutmus olan kalb 
gibi, Allahdan baska hicbirsey gormez. Mevki', riitbe, mal, hatta 
bunlann verecegi tat ve aciliklardan kurtulmusdur. Nefs ezilmis, 
yok gibi olmusdur. Allah icin, kendini feda etmisdir. Hadis-i serif- 
de, (Cihad-i ekber) buyurulmasi, bedeni meydana getiren madde- 
lerin fizik ve kimya ve biyolojik isteklerine karsi olan cihad olsa 
gerekdir. Sehvet, ya'ni istek kuvvetleri, gadab, ya'ni iirkmek, ce- 
kinmek istekleri, hep maddi isteklerdir. Hayvanlarda nefs yokdur. 
Fekat bu kotii istekler, onlarda da vardir. Her hayvanda bulunan 
sehvet, gadab, birseye cok diiskiin olmak, hep maddelerin hassa- 
larmdan ileri gelmekdedir. [Bu isteklere (Sevk-i tabiT) icgiidii de- 
nir.] insanlann bunlarla cihad etmesi lazimdir. Nefsin itminana 
kavusmasi, insam bu kotiiliiklerden kurtarmaz. Bunlarla cihadm 
cok faidesi vardir. Bedeni de temizlemege yarar. 

Nefs itminana kavusunca, (islam-i hakiki) nasib olur. Hakiki 
iman hasil olur. Yapilan her ibadet hakiki olur. Nemaz, oruc ve 
hac, hakiki yapilmis olur. 

Goriiliiyor ki, tesavvuf ve hakikat denilen seyler, islam dininin 
sureti ile hakikati arasmdadir. (Vilayet-i hassa)ya kavusamiyan 
kimse, mecazi miislimanlikdan kurtulamaz. Hakiki islama kavusa- 
maz. 

Islam dininin hakikatine kavusan ve islam-i hakiki ile serefle- 
nen kimse, Peygamberlik ustunliiklerinden pay almaga baslar. 
(Alimler, Peygamberlerin varisleridir) hadis-i serifinde bildirilen 
miijdeye kavusur. Evliyalik iistiinliikleri, islam dininin suretinin 
meyveleri oldugu gibi, Peygamberlik ustiinliikleri de, islam dininin 
hakikatinin meyveleridir. Vilayetin iistiinliikleri, niibiivvetin us- 
tiinliiklerinin suretleridir. 

Islam dininin sureti ile hakikati arasindaki fark, nefsden ileri 
gelmis oldu. Vilayet ustiinliikleri ile, niibiivvet ustiinliikleri farki 
da, bedendeki maddelerden ileri gelmekdedir. Vilayetin kemala- 
tmda, maddeler, fizik, kimya ve biyoloji ozelliklerine uyar. Fazla 
enerji, taskinhk yapdinr. Maddeler, gida ister. Bu istege kavusmak 
icin, uygunsuz isler yapihr. Niibiivvet kemallerinde, boyle uygun- 

-84- 



suz isler de kalmaz olur. (Seytamm miisliman oldu) hadis-i serifi, 
bu hali bildirmis olabilir. Ciinki, insamn dismda seytan oldugu gi- 
bi, icinde de vardir. Fazla enerji insani azdinr. Kendini begendirir. 
Bu ise, fena huylann en kotiisiidiir. Bunun miisliman olmasi, bu 
kotuliiklerden kurtulmasidir. Peygamberlik kemalatmda, hem kal- 
bin, hem nefsin imam, hem de bedendeki maddelerin diizeni ve 
dengesi vardir. Nefsin tam itminana gelmesi, bedendeki madde ve 
enerjinin dengeye gelmesinden sonradir. Bu itminandan sonra, ar- 
tik kotiiliige donemez. Biitiin bu ustunliikler, hep islam dininin us- 
tiine kurulmakdadir. Agac ne kadar dallamr, meyvelenirse, yine 
koksiiz olamaz. Her iistunliikde Allahii tealamn emrlerine ve ya- 
saklanna uymak lazimdir. Ellinci mektubdan terceme burada re- 
main oldu. 

Goruliiyor ki, vehhabi kitabmm yazan, tesavvufdan haberi ol- 
madigi icin, Evliya-i kirama "kaddesallahii teala esrarehii- 
muraziz" dil uzatiyor. Onlan islam dininin dismda samyor. 

2 - (Feth-ul mecid) vehhabi kitabmm kirksekizinci ve iicyuz- 
kirksekizinci sahifelerinde, (Ameller, ibidetler imandandir. ibadet 
yapmiyanm imam gider. Iman azahr ve cogahr. $afil ve Ahmed ve 
baskalan bunu sozbirligi He bildihyorlar) diyor. 

Ibadetin vazife olduguna inanmak imandandir. inanmak bas- 
kadir. Yapmak baskadir. Bunlan birbirlerine kansdirmamahdir. 
Inandigi halde, tenbellikle yapmiyan kafir olmaz. Kitabm yazan, 
bu yiizden milyonlarca miislimana kafir damgasi basmakdadir. Bir 
muslimana kafir diyenin kendisi kafir olur ise de, te'vil ile soyliyen 
kafir olmuyor. 

Meshur (Email kasfdesi) 1 ' 1 kirkiiciincii beytinde diyor ki, (Farz 
olan ibadetler, imandan sayilmaz). Bu kasidenin (Nuhbet-iil-le- 
ali) ismindeki arabiserhi cok kiymetlidir. 1975 de istanbulda (Ha- 
kfkat kitabevi) tarafmdan basdinlmisdir. imam-i a'zam Ebu Ha- 
nife "rahmetullahi aleyh", ameller imandan parca degildir buyur- 
du. Iman, inanmak demekdir. inanmakda azhk cokluk olmaz. 
ibadetler, iman olsaydi, iman azahp cogahrdi. Gozden perde kal- 
kip azab goriildiikden sonra olan iman kabul olmaz. O anda, iman 
ile gidenlerin imanlari ancak kalb iledir. ibadetler yapilamaz. A- 
yet-i kerimede buna iman denildi. Ayet-i kerimelerde, imam olan- 
lara, ibadet yapmalan emr ediliyor. Bundan da, imamn ibadetden 
baska oldugu anlasilmakdadir. Bunlardan baska, Kur'an-i kerim- 



[1] Bu kasidenin muellifi AK Usi 575 [m. 1180] de vefat etdi. 

-85- 



de, (Ilium edenler ve salih isler yapanlar) buyuruldu. Bu da, iba- 
detlerin imandan baska olduklanni gosteriyor. (Mii'min iken, salih 
amel isliyenler) ayet-i kerimesi, amellerin imandan ayn olduklan- 
ni acikca gostermekdedir. Ciinki, sartm mesrutdan baska olmasi 
lazimdir. Iman edip, hie ibadet yapamadan, hemen olenin, mii'min 
oldugu soz birligi ile bildirilmisdir. Cibril hadisinde de imanm yal- 
mz inanmak oldugu bildirilmisdir. 

imam-i Ahmed ve imam-i Safi'i ve hadis alimlerinden bircogu 
ve Es'ariler "rahime-hiimullahii teala" ve Mu'tezile, ibadetler ima- 
nm parcasidir. Iman azahp cogalir dediler. Iman ile amel, baska 
olursa, giinah isliyenlerin imanlari ile, Peygamberlerin "aleyhi- 
mussalevatii vetteslimat" imanlari bir olurdu dediler. (Onlara 
ayetlerim okundugu zeinan, imanlari artar) ayeti ve (Iman artarak, 
sahibini Cennete gotiiriir. Azalarak da, Cehenneme siiriikler) ha- 
disi, lmamn azahp cogaldigim bildiriyor dediler. imam-i a'zam Ebu 
Hanife "rahmetullahi aleyh", bunlara cevab teskil eden bilgileri 
onceden anlatmis, imamn artmasi, devam etmesi, cok zeman siir- 
mesi demekdir demisdir. imam-i Malik "rahime-hullahii teala" de 
boyle dedi. Imanm cok olmasi, inamlacak seylerin cogalmasi de- 
mekdir. Mesela, Eshab-i kiram, once az seylere inamrlardi. Yeni 
emrler gelince, imanlari cogahrdi. Imanm artmasi demek, kalbde 
nurunun artmasi demekdir. Bu parlakhk, ibadet ile artar. Giinah 
islemekle azahr. Bu hususda (Serh-i Mevakif) 1 ' 1 ve (Cevheret-iit- 
tevhid) kitablannda genis bilgi vardir. 

Vehhabi kitabinm doksanbirinci sahifesinde: (Eshab-i kiram- 
dan bin serib icmekden vazgecmedi. Kendisine (Had) denilen 
dogmek cezasi verildi. Eshabdan birkaci, buna la 'net edince, Resu- 
lullah, (Ona la'net etmeyin! Ciinki o, Allahii tealayi ve Resuliinii 
sever) buyurdu) diyor. Giinah isliyenin kafir olmadigmi, kendisi de 
yazmakdadir. Biiyiik giinah isliyenler, farzlan yapmiyanlar kafir 
olur diyenleri, bu hadis-i serif red etmekdedir. (Imam olan, zina et- 
mez. Hirsizuk etmez) hadis-i serifinin de, imanm kendini degil, ke- 
malini gosterdigini, isbat etmekdedir. 

Abdiilgani Nabliisi, Aflame Birgivinin "rahimehiimullahii tea- 
la"' 21 yazilarim (Hadika) kitabmda aciklarken, ikiyiizseksenbirinci 
ve sonraki sahifelerinde buyuruyor ki: (Iman), Muhammed aley- 
hisselamm Allahii teala tarafindan getirdigi bilgilere kalbin inan- 



[f] Mevakif muellifi Kadi Adud 756 [m. 1354] de vefat etdi. 
[2] Abdulgani 1143 [m. 1731] de vefat etdi. 

-86- 



masi ve inandigim dil ile soylemesi demekdir. Bu bilgilerin herbi- 
rini arasdirmak ve anlamak lazim degildir. Mu'tezile firkasi, her- 
birini anlayip inanmak lazimdir dedi. Ayni "rahime-hullahu te- 
ala",' 11 Buhari serhinde diyor ki, Muhakkikm, ya'ni en derin alim- 
ler, mesela Ebiil-Hasen Es'ari, pl kadi Abdul-Cebbar Hemedani 
Mu'tezili, iistad Ebiil-ishak Ibrahim isferaini ve Hiiseyn bin Fadl 
ve daha bircoklan, (Iman, acikca bildirilmis olan seylere yalniz 
kalb ile inanmakdir. Dil ile soylemek ve ibadetleri yapmak iman 
degildir) dediler. Sa'deddm-i Teftazani "rahime-hullahu teala" de 
(Serh-i akaid) kitabmda boyle soyliyor ve Sems-ul-eimme ve 
Fahr-ul-islam Ali Pezdevi "rahime-humullahu teala" gibi alimle- 
rin dil ile ikrar etmenin de lazim oldugunu soylediklerini bildiri- 
yor. Kalbdeki imam dil ile soylemek, miislimanlarin, birbirlerini 
tammalan icin lazimdir. Soylemiyen de mii'mindir. Ameller, iba- 
detler, imandan parca degildir. Alimlerin cogu, mesela imam-i 
a'zam Ebu Hanife "rahime-hullahu teala" boyle buyurdular. 
Evet, imam-i Ali "radiyallahii anh" ve imam-i Safi'i "rahimehul- 
lahii teala" iman inanmak ve soylemek ve ibadetleri yapmakdir 
dediler. Bu sozleri, kamil olan, olgun olan imam bildirmekdedir. 
Kalbinde iman oldugunu soyliyen kimsenin mii'min oldugu soz- 
birligi ile bildirilmisdir. Riikneddm Ebu Bekr Muhammed Kirma- 
ni "rahime-hullahu teala" Buhari serhinde diyor ki, ibadetler 
imandan sayihnca, iman azahr ve cogahr. Fekat, kalbdeki iman 
azalmaz ve cogalmaz. Azalan, cogalan bir inams iman olmaz. Sek 
olur, siibhe olur. imam-i Muhyiddin Yahya Nevevi "rahime-hul- 
lahii teala" inamlacak seyleri inceliyerek, sebeblerini anlamakla 
imamn kendisi de artar. Ebu Bekr-i Siddikm "radiyallahii teala 
anh" imam ile, herhangi bir kimsenin imam bir degildir dedi. Bu 
soz, imamn kuvvetli ve za'if olmasim gostermekdedir. Imamn 
kendisi azahr ve cogahr demek degildir. Hasta insanla, saglam in- 
samn kuvvetlerinin bir olmamasi gibidir. Her ikisinin de insanhgi 
birdir. insanhklarinda azhk cokluk yokdur. Imamn azhgim coklu- 
gunu bildiren ayet-i kerimeleri ve hadis-i serifleri, imam-i a'zam 
Ebu Hanife "rahime-hullahii teala" soyle aciklamakdadir: Eshab-i 
kiram "radiyallahii teala anhiim ecma'fn" imana gelince, herseye 
topluca inanmisdi. Sonra, zeman zeman bircok seyler farz oldu. 
Bunlara birer birer inandilar. Imanlan boylece, zemanla cogaldi. 
Bu hal, yalniz Eshab-i kiram icindir. Sonra gelen miislimanlar icin, 
imamn boyle artmasi dusiinulemez buyurdu. Sa'deddin-i Teftaza- 



[1] Mahmud Ayni 855 [m. 1451] de vefat etdi. 

[2] Ebul-Hasen All Es'ari 330 [m. 941] de vefat etdi. 

-87- 



ni "rahime-hullahu teala", 1 ' 1 (Serh-i akaid)de diyor ki, kisaca bilen- 
lerin kisaca inanmalan, etrafli ve inceliklerini bilenlerin etrafli 
inanmalan lazimdir. ikincilerin imanlari, birincilerinkinden elbet 
cokdur. Fekat, birincilerinki de, tarn imandir. Imanlari noksan de- 
gildir. Abdiilgani Nablusi "rahime-hullahu teala" buyuruyor ki, 
soziin kisasi, imamn kendisi azalmaz ve cogalmaz. Imamn kuvveti 
cogahr. Yahud ibadetlerin az veya cok olmasi ile imamn kemali, 
kiymeti degismekdedir. Imamn azahp cogalacagini bildiren ayet-i 
kerfmelere ve hadis-i senflere boyle ma'na verilmisdir. Bu bilgi, ic- 
tihad edilebilecek bilgilerden oldugu icin, cesidli aciklamalar ya- 
pilmisdir. Hicbiri, baska diirlii soyliyeni kotiilememisdir. Vehhabi 
kitabi ise, ibadetleri kabul edip de, tenbellikle yapmiyana kafir, 
miisrik diyor. Muhammed Hadimi "rahime-hullahu teala" pl (Beri- 
ka) kitabmda diyor ki, ibadetler imandan parca degildirler. Cela- 
leddin-i Devani "rahime-hullahu teala" buyurdu ki, Mu'tezile, 
ibadetleri imamn parcasi saydi. ibadet yapmiyamn imam yokdur 
dedi. ibadetler, imam olgunlasdinr, giizellesdirir. Agacm dallan 
gibidirler. Iman ibadet yapmakla cogalmaz ve giinah islemekle 
azalmaz. imam-i a'zam Ebu Hanife ve imam-i Malik ve imam-i 
Ebu Bekr Ahmed Razi ve bircok derin alimler "rahime-hiimulla- 
hii teala" boyle soylediler. Ciinki, iman tarn inanmak demekdir. 
Bunun azalmasi cogalmasi olmaz. Bir kalbdeki imamn cogalmasi 
demek, bunun tersi olan kiifriin azalmasi demekdir. Boyle sey ola- 
maz. Imam-i Safi'i ve Ebiil-Hasen Es'ari "rahime-hiimullahu te- 
ala" iman azahr cogahr buyurdular. Bu soziin, imamn kendisi aza- 
hp cogalmasi degil, kuvvetinin azahp cogalmasi demek oldugunu 
(Mevakif) kitabi aciklamakdadir. Ciinki, Peygamberin imam um- 
metinin imam gibi degildir. isitdiklerini akh ile, ilmi ile inceliyenin 
imam, isitmekle inanamn imam gibi degildir. [Miikasefe ve miisa- 
hedeye kavusmus Vermin imam, tesavvufdan haberi ohmyanlarm 
imanlari gibi degildir.] Ibrahim aleyhisselam, kalbinin itminan, ya- 
kin hasil etmesini istedi. Bunu Kur'an-i kerim bildiriyor. imam-i 
a'zam Ebu Hanife "rahime-hullahu teala" (Fikh-i ekber) kitabm- 
da buyuruyor ki, (Yerde ve goklerde bulunanlann imanlari, inam- 
lacak seyler bakimmdan azahp cogalmaz. itminan, yakin bakimm- 
dan azahp cogahr. Ya'ni, imamn kuvveti artip azahr. Fekat yakini, 
kuvveti hie bulunmazsa, iman olmaz.) [(Fikh-i ekber)in (El-Kavl- 
iil-fasl) ismindeki arabi serhi cok krymetli olup, 1975 senesinde is- 



[1] Sa'duddin Mes'ud Teftazani792 [m. 1389] de Semerkandda vefat etdi. 
[2] Hadimi 1176 [m. 1762] de Konyada vefat etdi. 



tanbulda basdinhmsdir.] Hadimiden terceme temam oldu. 

imam-i Rabbani Ahmed Faruki Serhendi "rahime-hullahii te- 
ala" (Mektubat) kitabmda, ikiyiizaltmisaltinci mektubda buyuru- 
yor ki, iman kalbin tasdiki ve yakini oldugundan, azalmasi, cogal- 
masi olmaz. Azalip cogalan bir inams, iman olmaz. Buna zan de- 
nir. ibadetleri, Allahii tealamn sevdigi seyleri yapmakla iman cila- 
lanir, nurlanir, parlar. Haram isleyince, bulamr, lekelenir. O halde, 
cogalmak ve azalmak, amellerden, islerden dolayi, imanm cilasi- 
nin, parlakhginin degismesidir. Kendisinde azalip cogalmak olmaz. 
Cilasi, parlakhgi cok olan Tmana cok dediler. Bunlar, sanki, cilali 
olmiyan imam, iman bilmedi. Cilalilardan ba'zisini da, iman bilip, 
fekat az dedi. Iman, parlakhklan baska baska olan, karsilikh iki ay- 
na gibi oluyor. Cilasi cok olup, cismleri parlak gosteren ayna, az 
parlak gosteren aynadan daha cokdur demege benzer. Baska biri- 
si de, iki ayna musavidir. Yalmz, cilalan ve cismleri gostermeleri, 
ya'ni sifatlan baskadir demesi gibidir. Bu iki adamdan birincisi, go- 
runiise bakmis, oze, ice girememisdir. (Ebu Bekrin imam, iiiniiie- 
timin mianlari toplamindan daha agirdir) hadis-i serifi, imanm ci- 
lasi, parlakhgi bakimmdandir. Vehhabi kitabi: 

(Bir kimse, beni (ocuklarmdan, ana babasindan ve herkesden 
daha cok sevmedikce, imam temam olmaz) hadis-i serifini yaziyor. 
(Muhabbet, kalbde olur. Kalbin isidir. Bunun icin, bu hadis, amel- 
lerin, ibadetlerin imandan parca oldugunu, imanm sarti oldugunu 
gostehyor) diyor. 

Muhabbet, kalbin isi degil, sifatidir. Kalbin isi oldugunu kabul 
etsek bile, bedenin, organlarm isi, kalbin isi degildir. Biiyuk giinah- 
lan isliyen ceza goriir. Bunlan kalbinde bulunduran, yapmaga niy- 
yet eden ceza gormez. Kalbin iyi isi, inanmakdir. Kalbin kotii isi 
inanmamakdir, imansizhkdir. Bedenin kotii isi, imansizhk degildir. 
Mesela, yalan soylemek haramdir. Yalan soyliyen kotii is yapmis 
olur. Fekat, kafir olmaz. Yalan soylemenin haram oldugunu kabul 
etmiyen veya begenen kafir olur. 

(Imanm dogru olmasi, kalbin inanmasi ve amel etmesi, dilin 
bunu soylemesi ve ibadetleri yapmakladir. Ehl-i siinnet velcema 'at 
da boyle soylemisdir) diyor. 

Ucyiizotuzdokuzuncu sahifesinde, (Allah sevgisi olunca, Ona 
ita'at edenleri, Onun Peygamberlerini, salih kullanni, Allahm sev- 
diklerini de sevmek lazim olur) diyor. 

O halde, Evliyayi "rahime-humullahu teala" sevmek, Allah 
sevgisinin alametidir. Bu sevgisini acikhyanlara dil uzatilamaz. 
Vehhabi kitabimn da yazdigi gibi, Allahii tealamn sevmediklerini 

-89- 



sevmek yasakdir, kiifrdiir. Allahii tealamn sevdiklerini sevmek la- 
zimdir ve imamn alametidir. ibadetlerin en iistiinii oldugu bildiri- 
len (hubb-i fillah ve bugd-i fillah) da bu demekdir. Kafirler, miis- 
rikler, Allahii tealayi sevmiyor. Baska seyleri seviyor. Musliman- 
lar, Allahii tealayi sevdikleri icin, Onun sevdigi Peygamberi "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" ve Evliyayi "rahime-hiimullahii teala" se- 
viyorlar. Vehhabi kitabi, bu iki sevgiyi birbirine karisdinyor. Birin- 
cisinin kotii oldugunu bildiren ayet-i kerimeleri, ikinci sevgiye de 
yaymaga kalkisiyor. 

Yetmisiki (Bid'at) firkasmdan biri olan (Harici)lerden bir kis- 
mi ve (Vehhabi)ler, Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere karsi gel- 
miyor. Fekat, ma'nalan acik ve kesin olmayip, kapah ve siibheli 
olan nasslan yanhs te'vil ederek, bunlardan yanhs ma'na anhya- 
rak, farzlan yapmak ve haramlardan sakmmak, imamn parcasidir 
diyorlar. (Mii'min olmak icin, hem imamn alti sartma inanmak, 
hem de, islamiyyete uymak lazimdir. Bir farzi yapmiyan veya bir 
haram isliyen kafir olur) diyorlar. Bunun icin, muslimanlara kafir 
damgasim basiyorlar. Halbuki, farzlann farz olduklanna ve ha- 
ramlann haram olduguna inanmak, imandir. inanmamak baska- 
dir. Inanip da yapmamak baskadir. Bunlar, bu ikisini birbiri ile ka- 
nsdirdiklan icin, Ehl-i siinnetden aynhyorlar. Fekat, boyle inan- 
diklan icin, kafir olmazlar. Bid'at ehli, sapik oluyorlar. Fekat, iba- 
det yapmiyan, bir haram isliyen muslimanlara, nasslan te'vil et- 
meksizin kafir diyenler kafir olmakdadir. Hadis-i serifde, (Bid'at 
sahibini begenmiyenin kalbini, Allahii teala, linan ile doldurur. 
Bid'at sahibini kotiiliyeni, Allahii teala, kiyamet giiniiniin korku- 
sundan korur) buyuruldu. 

3 - Kitabin doksansekizinci ve yiizdordiincii sahifelerinde, Alla- 
hii tealadan baska seylere tapmanlarm, onlan vesile yapanlarm 
miisrik olduklarim bildiren ayet-i kerimeleri yazarak: (Peygamber- 
lerden ve salih kullardan olmiis veya uzakda olanlardan herhangi 
bir sozle yardim istiyenler, bu ayetlere gore miisrik olur) diyor. 

Biz mlislimanlar, Evliyamn "rahime-hiimullahii teala" kendi- 
liklerinden birsey yapacaklarma inanmayiz. Allahii teala, onlan 
cok sevdigi icin, onlarm diia ve hatiri ile yaratacagina inamnz. 
Kullara tapmmak demek, onlarm sozlerine uyarak, islamiyyetin 
disma cikmak, onlarm sozlerini, kitab ve siinnetden iistiin tutmak 
demekdir. islamiyyeti emr edenlere uymak, boyle degildir. Buna 
uymak, islamiyyete uymak demekdir. Hayber gazasinda, hazret-i 
Alinin "radiyallahii teala anh" gozii agnyordu. Resulullah "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem", mubarek tiikriigiinti onun gozlerine siirdii 

-90- 



ve dtia eyledi. Gozleri iyi oldu. Peygamberin hatiri icin, Allahii te- 
ala sifa ihsan eyledi. Vehhabi kitabi da, doksanbirinci sahifesinde 
bunu yaziyor ve Buhari ile Muslimin haber verdiklerini bildiriyor. 
Onsekizinci maddeyi okuyunuz. 

4 - Ytizsekizinci sahifesinde: (Tesavvufcular, sirk ve kiifr iizere- 
dir. Miirid seyhine tapimyor. $a raninin kitablan, bu kiifrlerle do- 
ludur. Hiiseynin babasimn ve cocuklannin ve Safilnin, Ebu Hani- 
fenin ve Abdiilkadir-i Geylaninin 1 ' 1 mezarlanni putlasdmyorlar. 
Onlara tapimyorlar) diyor. 

(Usul-ul-erbe'a ff-terdid-il-vehhabiyye) kitabimn iiciincu kis- 
mmda, farisi olarak diyor ki: 

Boyle inanan kimse, gaib olan, ya'm yamnda bulunmiyan bir 
kimseye, ismini soyliyerek seslenmek biiyiik sirk olur diyor. Boy- 
lece, Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" mubarek ru- 
hunun bile hazir olacagim dtisunerek seslenen kimse miisrik olur 
diyor. Yemenli Sevkani de, (Diirr-iin-nadid) kitabinda, (Mezarla- 
n biiyiik bilmek, kabrlere seslenerek, ihtiyaclanni istemek kiifr 
olur) dedi. Yine o, (Tathir-ul-i'tikad) kitabinda da, (Melek, Pey- 
gamber veya Velide olsa, oliiye yahud gaib olan diriye boyle ses- 
lenen miisrik olur) diyor. Mezhebsizlerden bir kismi burada iki 
fikr ortaya atmakdadir. Bunlara gore, eger isitecegini dusiinmiye- 
rek, sevdigi icin, (ya Resulallah!) derse, miisrik olmaz. Eger isite- 
cegine inanarak soylerse, kafir olur. Selef-i salihinin "rahime-hii- 
mullahii teala" yapdigi seylere sirk diyen ve miislimanlara miisrik 
damgasim basan bu kimseye soranz: (Gaib olan) sozti ile ne de- 
mek istiyorsun? (Gormedigimiz hersey gaibdir) diyorsan, (ya Al- 
lah) dememiz de sirk olmakdadir. Ciinki bu, Allahii tealamn Cen- 
netde goriilecegine de inanmamakdadir. Eger, (gaib, yok demek- 
dir) diyorsan, Peygamberlerin "aleyhimiissalevatu vetteslimat" ve 
Evliyamn "rahime-hiimullahii teala" ruhlarma nasil yok diyebilir- 
sin. Ruhlarm var olduklanm kitabimizm, ikinci kismmda isbat et- 
misdik. Yok eger, (ruhlarm var olduklarma ve idrak ve su'ur sahi- 
bi olduklarma, ya'm anladiklarma, duyduklarma inamnz. Fekat, 
tesarruf yapdiklarma inanmayiz) derse, bu sozii Allahii teala red 
etmekde, (En-nazi'at) suresinin besinci ayetinde, (Giic isleri ya- 
panlara yemin ederim) buyurmakdadir. Tefsir alimlerinin cogu 
mesela (Beydavi tefsiri)' 21 [ve bunun Seyhzade serhi' 1 ' ve tefsir-i 



[1] Abdiilkadir Geylani 561 [m. 1166] de Bagdadda vefat etdi. 
[2] Abdullah Beydavi 685 [m. 1286] da Tebrizde vefat etdi. 
[3] Seyhzade Muhammed 951 [m. 1544] de vefat etdi. 

-91- 



Azizi ve Ruh-ul beyan tefsiri, tefsir-i Hiiseyni], bu ayet-i kerime, 
meleklerin ve Evliya ruhlannin is yapdiklanni bildirmekdedir de- 
diler. Ruh, madde degildir. Bunun icin, melekler gibi, Allahii te- 
alamn emri ve izni ile, diinyada is yaparlar. Meleklerin, Allahii te- 
alamn izni ile, bu diinyada, is yapdiklan, yok etdikleri, diriltmek, 
oldiirmek gibi islerin yapilmasma vasita olduklan, Kur'an-i keri- 
min cesidli yerlerinde bildirilmisdir. Cin ve seytanlar da, giic sey- 
leri kolayca yapiyorlar. Siileyman aleyhisselama, cinnin hizmetle- 
rini Kur'an-i kerim haber veriyor. Mesela Sebe' suresinin oniiciin- 
cii ayetinde mealen, (Cin, Onun her istedigini, kal'a, resm, biiyiik 
kazanlar ve yerinden kaldinlamiyan canaklar yaparlardi) buyuru- 
yor. Cin, melekler ve ruhlar kadar olgun ve kuvvetli olmadigi hal- 
de, biiyiik isler yapiyor. Bu diinyada, goremedigimiz cok sey var 
ki, insan giictiniin yetisemedigi isleri yapmakdadirlar. Mesela, cok 
hafif olan ve goremedigimiz hava, firtma, kasirga seklinde eserek, 
agaclan devirmekde, binalan yikmakdadir. [Elektrik ve laser lsm- 
lan ve elektro-magnetik dalgalan, atomlar, gozle, hatta ultra-mik- 
roskopla gorulemedikleri halde, akllan sasirtan biiyiik isler yap- 
makdadir.] Nazar degmesi, sihr ya'ni biiyii ve benzerleri kuvvetle- 
ri goremiyoruz. Halbuki, korkunc te'sirlerini isitmiyen yokdur. 
Biitiin bunlann yapdiklanmn yapicisi, hie siibhesiz, Allahii teala- 
dir. Bunlar, Allahii tealamn yapmasma, yaratmasma sebeb olduk- 
lan icin, bunlar yapdi samyoruz ve bunlar yapdi diyoruz. Bunlann 
yapdigim soylemek, kiifr, sirk olmiyor da, Evliyamn ruhlan yapi- 
yor demek nicin sirk olsun? Onlar, Allahii tealamn izn vermesi ile 
ve yaratmasi ile yapdiklan gibi, Evliyamn ruhlan da, Allahii teala- 
mn izn vermesi ile ve yaratmasi ile yapmakdadir. Onlarm yapdik- 
lanni soylemek de, sirk olur denirse, Kur'an-i kerime karsi gelin- 
mis olur. 

Bu kimse, (Cinnin, seytanlarm ve havamn te'sir etdiklerini, 
Kur'an-i kerim haber veriyor. Bunun icin, onlar yapiyor demek ca- 
iz oluyor. Evliyamn ruhlannin birsey yapdiklanni Kur'an-i kerim 
bildirmedigi icin, ruhlardan birsey istemek sirk olur) derse, yuka- 
nda bildirdigimiz, (En-nazi'at) suresinin besinci ayet-i kerimesini 
unutdun mu deriz. Gozlerinin acilmasim isteyen a'maya bildirilen 
hadis-i serifdeki diia ve colde yalmz kalamn okumasim emr eden 
diia ve (kabr ziyaret ederken, oliiye selam veriniz!) emri ve Osman 
bin Huneyfin "radiyallahii teala anh" haber verdigi hadise, bundan 
evvelki kismda bildirilmisdi. Bunlann hepsi ve benzerleri daha ni- 
ce vesikalar, gaib olandan ve kabrdekinden yardim istemenin caiz 
oldugunu gostermekdedirler. Fekat bu kimse, meshur ve sahih 
olan bu hadis-i seriflere daif veya mevdu' damgasim basiyor. Ehl-i 

-92- 



siinnet alimlerinin ve tesavvuf biiyiiklerinin sozlerine de kiymet 
vermiyor. Ciinki, dort mezhebden birini taklid etmek sirk, kiifr olur 
diyor. Mesela, Gulam All Kusurf, (Tahkik-ul-kelam) kitabmda 
(dort mezhebden birini taklid eden ve Kadiriyye, Cestiyye ve Siih- 
reverdiyye gibi tarikatlerde bulunan, kafir ve miisrik ve bid'at ehli- 
dir) diyor. (Usul-iil-erbe'a)dan terceme temam oldu. Bu kitab 1346 
[m. 1928] de Hindistanda farisi dili ile yazilmis, Pakistanda basilmis, 
1395 [m. 1975] de istanbulda ikinci baskisi yapilmisdir. Yazan, 
imam-i Rabbaninin "rahime-hullahii teala" soyundan, Hakim-iil- 
iimmet hace Muhammed Hasen Can sahibdir "rahmetullahi aley- 
him ecma'in. 1 ' 1 Bunun (Tarik-un-necat) kitabi da (bid'at) firkalan- 
na cevab vermekdedir. Arabi olup, Urdu tercemesi ile birlikde 
1350 de Pakistanda basilmis, 1396 [m. 1976] da, istanbulda (Haki- 
kat Kitabevi) tarafmdan ofset baskisi yapilmisdir. 

5 - Yiizonbirinci sahifesinde: (La ilahe illallah diyerek, Allahdan 
baska scylcrc tapiiiiiny anlarin mail ve cam liarani olur) hadis-i seri- 
fini yazarak, (Yalniz kelime-i tevhidi soylemek, insamn kanini ve 
mahni kurtaramaz. Bugtin, kabrlere ve oliilere tapmanlar boyledir. 
Bunlar, Kur'an-i kerimde bildirilen, cahiliyye miisriklerinden daha 
kotiidiir) diyor. 

Bazilan da (Miisrikleri nerede bulursamz okliiriiniiz!) mealin- 
deki ayet-i kerimeyi de ileri siirerek, miislimanlan oldiirmegi, mal- 
lanni yagma etmegi istiyor. Hurufflerin ve cahillerin kiifr ve sirk 
olan sozlerini yazarak, tesavvufa ve tesavvuf biiyiiklerine saldiri- 
yor. Agaclara, taslara, mezarlara tapmanlar icin olan hadis-i serif- 
leri yazarak, kabr iizerine tiirbe yapmak, kabr ziyaret etmek sirk- 
dir, kilfrdiir diyor. 

Tasdan, agapdan, bilinmiyen mezardan teberriik elbette sirk- 
dir. Fekat Peygamberlerin "aleyhimussalevatii vetteslimat" ve Ev- 
liyamn "rahime-hiimullahii teala" kabrlerini ziyaret edip, onlarm 
bereketi ile Allahii tealadan feyz ve bereket beklemegi bunlara 
benzetmek, ahmaklik ve cahillikdir. Bu yiizden milyonlarca miisli- 
mana kiifr ve sirk damgasim basmak ise, miislimanlar arasmda bo- 
luculiikdiir. 

(Es-Savaik-ul ilahiyye firreddi alel-vehhabiyye)nin yazan, bii- 
yiik alim Siileyman bin Abdiilvehhab-i Necdi "rahime-hiimullahii 
teala" Muhammed bin Abdiilvehhabin' 21 kardesidir. Kardesinin 



[1] Muhammed Hasen Can Muceddidi 1349 [m. 1930] da vefat etdi. 
[2] Muhammed bin Abdiilvehhab 1206 [m. 1791] de Der'iyyede oldu. 

-93- 



ingilizlerle isbirligi yaparak, ortaya cikardigi (Vehhabilik) yolunun 
hatah oldugunu vesikalarla isbat etmekdedir. Kirkdordiincii sahi- 
fesinde diyor ki: 

Yolunuzun bozuk oldugunu gosteren vesikalardan biri de, (Sa- 
hfhayn) denilen iki dogru hadis kitabmda, ya'ni (Buhari) ve (Mus- 
lim) kitablarmda bildirilen hadis-i serifdir. Bu hadis-i serifi bildi- 
ren, Ukbe bin Amir "radryallahii anh" diyor ki, (Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem", minbere cikdi. Kendisini minber iizerin- 
de son goriisiim bu idi. (Benden sonra, miisrik olmamzdan kork- 
miyorum. Diinyaya diiskiin olarak, birbirinizi oldiirmenizden, boy- 
lece, gecmis kavmler gibi, helak olmamzdan korkuyorum) buyur- 
du). Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Kiyamet giiniine ka- 
dar iimmetinin basma gelecek olan seylerin hepsini haber vermis- 
dir. Yukandaki sahih hadis-i serif, iimmetinin putlara tapmiyacagi- 
m, bundan emin oldugunu haber vermekdedir. Bu hadis-i serif, 
bid'at yolunu temelinden yikmakdadir. Ciinki vehhabi kitabi, iim- 
met-i Muhammedin hepsinin putlara tapdiklanni, islam memle- 
ketlerinin putlarla dolu oldugunu, tiirbelerin puthane olduklanm 
soyliyor. Tiirbelerden yardim, sefa'at istiyenlerin kafir olduklarma 
inanmiyanlar da kafirdir diyor. Halbuki, miislimanlar asrlar bo- 
yunca kabrleri ziy arete gitmis, Evliyaya tevessiil ve istigase eyle- 
misdir. Boyle yapanlara hicbir islam alimi miisrik dememis, miisli- 
man olarak tammislardir. 

Siial: Bir hadis-i serifde, (Basimza gelecekler arasinda en cok 

korkdugum sey sirkdir) buyuruldu. Buna ne dersiniz? 

Cevab: Bu hadis-i serifin (Sirk-i asgar)i bildirdigi, diger hadis-i 
seriflerden anlasilmakdadir. Seddad bin Evs ve Ebu Hiireyre ve 
Mahmud bin Lebibden "radiyallahii teala annum" gelen boyle ha- 
dis-i senflerin hepsi, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem", 
iimmetine sirk-i asgarm gelmesinden korkdugunu bildiriyorlar. 
Hadis-i seriflerde bildirildigi gibi olmus, miislimanlarm cogu sirk-i 
asgara yakalanmislardir. Siz, bu sirk-i asgara sirk-i ekber diyorsu- 
nuz. Boylece miislimanlan tekfir ediyorsunuz. Muslimanlara kafir 
demiyen mii'minlere de, kafir damgasim basiyorsunuz. (Es-Sava- 
ik-ul-ilahiyye)den terceme temam oldu. Bu kitab ilk olarak biniic- 
yiizalti (1306) hicri senesinde Bagdadda, (Nuhbet-iil-ahbar) mat- 
ba'asinda basilmis, 1395 [m. 1975] de istanbulda, (Hakfkat Kitabe- 
vi) tarafmdan ofset ile ikinci baskisi yapilmisdir. 

(Hadika)mn dortyiizellibirinci sahifesinde, (Ey insanlar! Cok 
gizli olan sirkden sakimmz!) hadis-i serifini aciklarken, buyuruyor 
ki, (Bu sirk, yalmz sebebleri gormek, Allahii tealamn yaratdigim 

-94- 



diisiinmemekdir. isleri sebeblerin yapdigma inanmak, Allahti te- 
alaya serik yapmak olur. Gorunen, diisiiniilen seyleri serik yapma- 
ga (Sirk-i cell), [ya'ni acik sirk] denir. Ser'an, aklen ve adet ile se- 
beb olan seylerin yapdigma inanmaga (Sirk-i haft), [ya'ni gizli sirk] 
denir). Abdiilhak-i Dehlevi "rahmetullahi aleyh", 111 (Esi'at-iil-le- 
me'at) hadis kitabinm birinci cild ellinci sahifesinde diyor ki, (Put- 
lara tapmaga ($irk-i ekber) denir. Kiifr olan sirk budur. Riya ile, 
[ya'ni gosteris icin] ibadet, iyilik yapmaga (§irk-i asgar) denir. Bu 
kiiciik sirk kiifr degildir). Bu sirklerin ikisi de sirk-i celidir. 

(Hadika)dan aldigimiz, yukanda yazili hadis-i serifde, ruhlar- 
dan ve oliilerden birsey istemege sirk denmiyor. Gorunen veya go- 
riinmiyen seylerden ve insanlardan birsey isterken, ya'ni sebeble- 
re yapisirken, bu isi sebeblerin yapdigma inanmaga sirk deniyor. 
Kisacasi, sebeblere yapismak siinnetdir. Sebeblerin yapdigma 
inanmak sirkdir. Sebebler birsey yapamaz, Allahii tealanm yarat- 
masina sebeb olurlar. isleri yapan sebebler degildir, Allahii teala- 
dir. Canli veya cansiz, herhangi bir sebebin, her istedigini yapabi- 
lecegine, ya'ni yaratacagma inanmak, onu Allahii tealaya serik 
yapmak olur. Bu inancla, ondan birsey istemek, ona ibadet etmek 
olur. Sebebin yaratacagma inanmayip, sebebe yapisinca, Allahii 
tealanm yaratacagma inanmak, sebebe tapmmak olmaz. Sebebe 
yapismak olur. Miislimanlar, dirilerden, oliilerden ve goriinenler- 
den ve gortinmiyenlerden bir dilekde bulunduklan zeman, bunla- 
nn her istediklerini kendilerinin yapacaklarma inanmiyorlar. Se- 
bebe yapismca, dileklerini, Allahii tealadan bekliyorlar. Allahii te- 
alanm yaratacagma inamyorlar. Bunun icin, miislimanlarm ruhlar- 
dan ve oliilerden birsey istemeleri, bunlara tapmmak, onlan 
ma'bud yapmak olmaz. Allahii teala, herseyi sebeb ile yaratiyor. 
Sebeblere yapismamizi emr ediyor. Bunun icin dileklerimize ka- 
vusmak icin, bunlarm sebeblerine yapisiyoruz. Sebeblere yapisma- 
miz sirk olmiyor. Giinah olmiyor. Fekat sebeblerden beklemek, 
sirk oluyor. Her istediklerini yapabileceklerine inanarak onlardan 
beklemek, sirk-i ekber oluyor. Allahii tealanm verdigi kuvvet ile 
yapacaklarma inanmak, sirk-i hafi oluyor. Sebeblerden bekleme- 
yip, onlarm yapacaklarma inanmayip, yalmz Allahii tealanm yara- 
tacagma inanarak, dilegi yalmz Allahdan beklemek, miislimanhk 
oluyor. Islam dinine uymak oluyor. Miislimanlarm oliilerden ve 
ruhlardan dilekde bulunmalan boyledir. Boyle mesru' dilekde bu- 
lunmaga (Tevessiil) ve (istigase) denilmekdedir. 



[1] Abdulhak Dehlevi 1052 [m. 1642] de vefat etdi. 

-95- 



Oliiden veya diriden dilekde bulunamn, ibadet mi, yoksa teves- 
siil mii yapdigmi, ya'ni niyyetinin ne oldugunu anlamak icin, dilek- 
de bulunurken islamiyyetin disma cikip cikmadigma bakilir. isla- 
miyyetin disina cikiyorsa ya'ni onun gonliinii hos etmek icin, haram 
isliyor veya farzi yapmiyorsa, ona tapmdigi anlasihr. Goriiliiyor ki, 
diriden dilekde bulunurken, onun gonliinii hos etmek icin, islamiy- 
yetin disma cikan vehhabiler, miisrik olmakdadirlar. islamiyyetin 
disma cikmadan tevessiil eden miislimanlar ise, Allahii tealamn 
emrini yapmakda, ya'ni sebebe yapismakdadirlar. Bunlara miisrik 
diyenlerden te'vfli olmiyanlan kafir olur. insan, kendi nefsinin is- 
teklerine, ya'ni sehvetlerine kavusmak icin islamiyyetin disina ci- 
karsa, nefsine tapmmis olur. Fekat nefse tapmmaga, dmimiz sirk 
dememisdir. Ya'ni bunlar kafir degil, fasik olurlar. 

6 - Kitabmm ytizkirkikinci sahifesinde: (Eshab ve onlardan son- 
ra gelenler, Peygamberden baska, kimse He bereketlenmedi. Pey- 
gambere mahsus olan seylerde, kimse ona ortak olamaz) diyor. 

Bu da, yazarm yalanlarmdan biridir. Hazret-i Omer, yagmur 
duasma cikarken, hazret-i Abbas ile bereketlendi. Bunu yirmidor- 
duncii maddede uzun bildirdik. Liitfen oradan okuyunuz! islam 
alimleri, Resulullaha mahsus olan seyleri uzun yazmrslardir. Me- 
sela, (Mevahib-i lediinniyye) tercemesinde vardir. Bu kitablarm 
hicbiri, Resulullahla "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bereket- 
lenmek, yalmz ona mahsusdur. Baskalan ile bereketlenmek caiz 
olmaz dememislerdir. Baskalan ile de bereketlenildigini bildir- 
mislerdir. Allahii tealamn sevdigi kullarmm kabrlerini ziyaret 
ederek, onlardan bereketlenmegi, Lat ve Uzza putlarma tapmma- 
ga benzetmek, Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere iftira etmekdir. 
Hadis-i serifde, (Kur'an-i kerime yanh§ ma'na veren kafir olur) 
buyuruldu. Kitabm miiellifi, ma'nalan subheli olan ayet-i kerime- 
lere yanhs ma'na vererek, Ehl-i islama miisrik diyor. 

7 - Yiizyirmialtmci sahifesinde: (Goriiliiyor ki, tesavvufun bas- 
langici, Hind yehudilerinin bir oyunudur. Eski yunanhlardan ahn- 
misdir. Boylece, islamiyyeti firkalara ayirdilar, parcaladilar) diyor. 

Pakistanh Mevdudf" 1 admdaki mezhebsiz birisi de, (islamda 
Ihya Hareketleri) kitabmda, yukandaki yazilan yaymakdadir. Sa- 
pik kimseler, isteklerine kavusmak, cikarlanm saglamak icin, in- 
sanlar arasmda deger tasiyan kihklara giriyorlar. Akh ve bilgisi 
olan, boyle bozuk kimseleri hemen anlar. Bunlan iyilerden ayinr. 
Fekat cahiller, bunlan dogru samr. Tesavvufcu kihgma girmis bo- 



[1] Mevdudi 1399 [m. 1979] da oldii. 

-96 



zuk kimseleri de tesavvufcu sanarak, tesavvuf biiyiiklerini de bun- 
lar gibi samr. Bu yiizden, tesavvuf biiyiiklerini de kotiilemege kal- 
kisir. Miislimanlar dogruyu igriden ayirabilmeli, tesavvuf biiyiikle- 
rine dil uzatmamahdir. 

Tesavvuf bilgilerinin miitehassisi, zemaninm biiyiik alimi, Evli- 
yamn onderi, imam-i Muhammed Ma'sum Faruki "rahmetullahi 
aleyh" 1 ' 1 (Mektubat) kitabinm ikinci cildi ellidokuzuncu mektu- 
bunda buyuruyor ki: 

Sun ve ma'nevi kemalatm hepsi, Muhammed Resulullahdan 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" ahnmisdir. Sun olan emrler, ya- 
saklar, mezheb imamlanmizin kitablan ile bizlere gelmisdir. Kal- 
bin, ruhun gizli bilgileri de, tesavvuf buyukleri[nin kalbleri] yolu 
ile gelmisdir. Ebu Hiireyrenin "radiyallahii anh", (Resulullahdan 
"sallallahii aleyhi ve sellem" iki kap doldurdum. Birisini sizlere 
acikladim. Ikincisini aciklamis olsam, beni oldiirursiinuz) buyur- 
dugu, Buharide yazihdir. Yine Buhari bildiriyor ki, Omer "radi- 
yallahii anh" vefat edince, oglu Abdullah "radiyallahii teala anh", 
ilmin onda dokuzu oldii, dedi. Yamnda bulunanlarm, bu soze sas- 
diklanm goriince, Allahi tammak ilmini soyledim. Fikh bilgilerini 
soylemek istemedim dedi. Tesavvuf yollannm hepsi, Resulullah- 
dan "sallallahii teala aleyhi ve sellem" gelmekdedir. Tesavvuf bii- 
yiikleri, her asrda bulunmus olan rehberleri vasitasi ile, Resululla- 
hin "sallallahii aleyhi ve sellem" mubarek kalbinden sacilan ma'ri- 
fetlere kavusmuslardir. Tesavvuf ne yehudilerin, ne de tesavvuf- 
cularm uydurmasi degildir. Evet, tesavvuf yolunda hasil olan sey- 
leri bildiren, (fena, beka, cezbe, siiluk, seyr-i ilallah) gibi ismler, 
tesavvuf biiyiikleri tarafindan konulmusdur. (Nefehat) kitabinda 
diyor ki, (fena) ve (beka) kelimelerini ilk soyliyen Ebu Sa'id-il- 
harraz "rahmetullahi teala aleyh" pl olmusdur. Tesavvuf ma'rifet- 
leri Resulullahdan "sallallahii teala aleyhi ve sellem" gelmekde- 
dir. Bunlann ismleri sonradan konulmusdur. Resulullahm "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" Peygamber oldugu bildirilmeden once, 
kalb ile zikr etmekde oldugunu, kitablar yazmakdadir. Allahii te- 
alaya tevecciih, nefy ve isbat ve murakaba, Resulullahm "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" zemamnda da vardi. Eshab-i kiram "ra- 
diyallahii teala annum ecma'in" zemamnda da vardi. Resulullah- 
dan "sallallahii aleyhi ve sellem" boyle ismler isitilmedi ise de, 
cok zeman konusmamasi, bu hallerinin bulundugunu gostermek- 



[1] Muhammed Ma'sum 1079 [m. 1668] de Serhendde vefat etdi. 
[2] Ebu Sa'id Ahmed Harraz 277 [m. 890] da Bagdadda vefat etdi. 

- 97 - Kiyamet ve Ahiret - F:7 



dedir. (Biraz tefekkiir bin sene ibadetden daha hayrhdir) buyur- 
musdur. Tefekkiir, batil diisiinceleri birakip, hakki diisiinmek de- 
mekdir. Tesavvufculann, (Kelime-i tevhM) ile zikr etmelerini, Hi- 
zir "aleyhisselam" Abdiilhahk-i Goncdiivaniye "rahmetullahi 
aleyh" m ogretdi. 

Siial: Tesavvuf ma'rifetlerinin hepsi Resulullahdan geldigine 
gore, aralarmda aynlik olmamah idi. Halbuki, tesavvuf yollan ce- 
sidlidir. Hepsinin halleri ve ma'rifetleri baskadir? 

Cevab: Bu aynliga sebeb, insanlarm isti'dadlarmm ve bulun- 
duklan sartlann baska olmasidir. Mesela, bir hastaligm ilaci belli- 
dir. Fekat, hastalara gore, hastaligm seyri ve tedavisi degismekde- 
dir. Bir insamn cesidli fotografcida cekdirdigi resmlerinin baska 
baska olmalan gibidir. Her kemal, Resulullahdan "sallallahii aley- 
hi ve sellem" ahnmisdir. Ahs kuvvetine ve sekline gore ufak ayn- 
hklar olmusdur. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" de, 
ma'rifetleri, gizli bilgileri, Eshabma baska baska sunardi. Nitekim 
hadis-i serifinde, (Herkese, anhyabilecegi kadar soyleyiniz!) bu- 
yurmusdur. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", hazret-i Ebu 
Bekr ile ince bilgiler konusuyordu. Hazret-i Omer yanlarma ge- 
lince, sozii degisdirdi. Sonra, hazret-i Osman gelince, yine degis- 
dirdi. Hazret-i Ali gelince daha baska konusdu. Herbirinin isti'da- 
dma, yaratihsma gore, baska baska konusdu "radiyallahii teala 
anhiim ecma'in". 

Biitiin tesavvuf yollan, imam-i Ca'fer Sadik "rahmetullahi teala 
aleyh"' 21 hazretlerinde birlesmekdedir. imam-i Ca'fer Sadik da, iki 
yoldan, Resulullaha baghdir. Birisi, babalarmm yolu olup, hazret-i 
Ali "radiyallahii teala anh" vasitasi ile Resulullaha baghdir. ikinci- 
si, anasinm babalarmm yolu olup, hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii 
teala anh" vasitasi ile Resulullaha "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" baglanmakdadir. imam-i Ca'fer Sadik "rahmetullahi teala 
aleyh" hem ana tarafmdan Ebu Bekr-i Siddik soyundan oldugu 
icin, hem de, onun vasitasi ile Resulullahdan feyz almis oldugu 
icin, (Ebu Bekr-i Siddik, beni iki hayata kavusdurmusdur) buyur- 
du. Imam-i Ca'fer Sadikda bulunan bu iki feyz ve ma'rifet yolu, 
birbirleri ile kansmis degildir. imam hazretlerinden Ahrariyye bii- 
yiiklerine, hazret-i Ebu Bekr yolu ile, oteki silsilelere ise, hazret-i 
Ali yolu ile feyz gelmekdedir. 



[1] Abdulhahk 575 [m. 1180] de Buharada vefat etdi. 
[2] Ca'fer Sadik 148 [m. 765] de Medinede vefat etdi. 

-98- 



[Kitabm, yiizyirmiikinci sahifesinde: (Resulullah, Tebiikgazve- 
sinden donerken, miinafiklann ismlerini Huzeyfe-tebnil-Yemana 
bildirdi. Huzeyfe, fitne cikmasm diye bunlann ismlerini kimseye 
soylemedi. Yoksa, tesavvufcu sapiklannm dedikleri gibi, Huzeyfe- 
de gizli din bilgileri yokdu. Ciinki, islam acikdir. Gizli bilgiler yok- 
dur) diyor. Tesavvuf bilgilerinin, yehudi diizmesi, uydurma seyler 
oldugunu anlatmak istiyor. Otuzuncu sahifesinde ise: (Resululla- 
hm Mu'az bin Cebele soyledigi din bilgisini, Eshabm cogu bilmi- 
yordu. Qiinki Resulullah, Mu 'aza bunlan kimseye soyleme demis- 
di. Bit maslahat, bir faide icin, ilmi saklamak caiz oldugu buradan 
anlasilmakdadir) diyor. 

Goruliiyor ki, kitabm yazilan birbirini tutmamakdadir. Besyiiz 
sahifelik kitabm heryeri boyle uygunsuz yazilarla doludur. Yiizler- 
ce ayet-i kerime, binlerce hadis-i serif yazarak, herbirine kendine 
gore ma'nalar verip, okuyanlan, dogru yoldan sapdirmaga calis- 
makdadir]. 

Muhammed Ma'sum "rahmetullahi aleyh", ikinci cildin altmis- 
birinci mektubunda buyuruyor ki: Bu diinyada en kiymetli ve en 
faideli sey, Allahii tealamn ma'rifetine kavusmakdir. Ya'ni Onu 
tammakdir. Allahii tealayi tammak iki diirlii olur. Biri, Ehl-i sun- 
net alimlerinin "rahime-hiimullahu teala", kitablannda bildirdik- 
leri gibi tammakdir. ikincisi, tesavvuf biiyiiklerinin tammalandir. 
Birinci tammak, inceleme ve dusiinme ile olur. ikincisi, kalbin kesf 
ve siihudii ile olur. Birincisinde ilm vardir. ilm ise, akl ve zekadan 
dogar. Ikincisinde hal vardir. Hal ise, asldan, ozden dogar. Birinci- 
sinde, alimin varhgi aradadir. ikincisinde, arifin varhgi aradan kal- 
kar. Ciinki, birseye arif olmak, o seyde yok olmak demekdir. 
Nazm: 

Yiikin olmak, inip cikimik degildir, 
Hakka yuklnsiniik, yok olmak demekdir! 

Birincisi (ilm-i Iiusuli) iledir. ikincisi (ilm-i huduri) iledir. Bi- 
rincisinde, nefs, azginhgindan vazgecmemisdir. ikincisinde, nefs 
yok olmus, hep Hak iledir. Birincisinde iman, imanm suretidir. 
ibadetler, ibadetlerin suretidir. Ciinki nefs, imana gelmemisdir. 
Hadis-i kudside, (Nefsine diisiiiaiilik et! O, bana diismanhk et- 
mekdedir) buyuruldu. Buradaki kalbin imanina, (Mecazi iman) 
denilir. Bu iman, gidebilir. ikincisinde, insamn varhgi kalmadigi 
icin ve nefs de imana geldigi icin, bu iman, yok olmakdan korun- 
musdur. Buna (Hakfkf iman) denir. Burada yapilan ibadetler de, 
hakiki olur. Mecaz yok olabilir. Hakikat yok olmaz. Hadis-i serif- 
de, (Ya Rabbi! Senden, sonu kiifr olmiyan iman istiyorum) buyu- 

-99- 



rulmasi ve Nisa suresi, yiizotuzaltmci ayetinde mealen, (Ey fnian 
sahibleri! Allaha ve Resuliine fnian ediniz!) emr olunmasi, bu ha- 
kiki imam gostermekdedir. Imam-i Ahmed bin Hanbel "rahime- 
hullahii teala" bu ma'rifete kavusabilmek icin, ilm ve ictihadda pek 
ytiksek derecede oldugu halde, Bisr-i Hafinin "rahime-hullahil te- 
ala" hizmetine kosmusdur. Bisr-i Hafinin yamndan nicin aynlmi- 
yorsun dediklerinde, (Allahi benden daha iyi tammakdadir) de- 
misdir. 

[Kitabm, yuzondokuzuncu sahifesinde diyor ki, imam-i Ahmed 
bin Muhammed bin Hanbelin soyu, Nizar bin Me'adda, Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" ile birlesmekdedir. Fikh ve ha- 
disde zemamn en iistiin alimi idi. Vera' ve siinnete uymakda pek 
ileri idi. Ytizaltmisdort [164] senesinde Bagdadda tevelliid, ikiyiiz- 
kirkbir 241 [m. 855] de orada vefat etdi. Bisr-i Hafi hazretleri yii- 
zellide [150] tevelliid, ikiyiizyirmiyedide [227] vefat etdi. Feridud- 
din-i Attar "rahime-hullahii teala" farisi (Tezkire-tiil-Evliya)da di- 
yor ki, Ahmed bin Hanbel, cok mesayihm sohbetinde bulundu. 
Ziinnun-i Misri ve Bisr-i Hafi bunlardandir. Bir hamm, kotiirum 
olmusdu. Cocugunu imam-i Ahmede gonderip diia etmesini dile- 
di. Imam abdest ahp nemaz kildi. Diia eyledi. Cocuk evine gelince, 
annesi kapiya gelip oglunu karsiladi. imam-i Ahmedin diiasi bere- 
keti ile iyi oldu]. 

Imam-i a'zam Ebu Hanife "rahmetullahi aleyh" omriiniin son 
yillarmda, ictihadi birakdi. iki sene Ca'fer Sadik "rahime-hullahii 
teala" hazretlerinin sohbetinde bulundu. Sebebini sorduklarmda, 
(Bu iki sene olmasaydi, Nu'man helak olurdu) buyurdu. Her iki 
imam, ilmde ve ibadetde son derece ileri olduklan halde, tesavvuf 
biiyuklerinin yamna giderek, ma'rifet ve bunun meyvesi olan (ha- 
kiki hiian) edindiler. ictihaddan daha krymetli ibadet olur mu? 
Ders vermekden, islamiyyeti yaymakdan daha iistiin amel olur 
mu? Bunlan birakip, tesavvuf biiyuklerinin hizmetlerine sanldilar. 
Boylece ma'rifete kavusdular. 

Amellerin, ibadetlerin kiymeti, imamn derecesi ile olciiliir. 
Ibadetlerin parlakhgi, ihlasm mikdarma baghdir. Iman ne kadar 
kamil ise, ihlas o kadar cok olur. Ameller de, o kadar cok nurlu 
olur ve kabul edilir. Imamn kamil olmasi ve ihlasm temam olma- 
si, ma'rifete baghdir. Ma'rifet ve hakfki iman, fena hasil olmasma 
ve olmeden once olan olmege bagh oldugu icin, fenasi cok olamn 
imam daha kamil olur. Bunun icindir ki, Ebu Bekr-i Siddikin "ra- 
diyallahii anh" imanmin, biitiin iimmetin imanlanndan iistiin ol- 
dugu hadis-i serifde bildirilmisdir. (Ebu Bekrin imam, biitiin iim- 

-100- 



metimin imam ile dartdsa, Ebu Bekrin imam claha iistiin olur) bu- 

yuruhnusdur. Ciinki o, fenada biitiin timmetden daha ileridedir. 
(Yer yiiziinde, yiiriiyen olii gormek istiyen, Ebu Kuhafenin ogluna 
baksin!) hadis-i serifi, bunu gostermekdedir. Eshab-i kiramm "ra- 
diyallahii teala anhiim ecma'm" hepsi fena makamma kavusmus- 
du. Bu hadis-i serifde, yalniz Ebu Bekr-i Siddfkin "radiyallahii 
anh" fenasimn secilmesi, bunun fena derecesinin cok yiiksek oldu- 
gunu gostermekdedir. Altmisbirinci mektubdan terceme burada 
temam oldu. 

imam-i Muhammed Ma'sum "rahime-hullahii teala" ikinci cil- 
din, yiizaltinci mektubunda buyuruyor ki: (La ilahe illallah) giizel 
soztinii cok soyleyiniz! Bu zikri, kalb ile birlikde yapimz. Bu muba- 
rek soz, kalbin temizlenmesinde pek faidelidir. Bu giizel soziin ya- 
nsi soylenince, Allahdan baska hersey yok edilmis olur. Geri kalan 
yansi soylenince de, hak olan ma'budiin varligi bildirilmis olur. Te- 
savvuf yolunda ilerlemek de, bu ikisine kavusmak icindir. Hadis-i 
serifde, (Sozlerin en kiymetlisi, La ilahe illallah demekdir) buyu- 
ruldu. Cok kimse ile goriismeyiniz. Cok ibadet yapimz. Resululla- 
hm "sallallahii aleyhi ve sellem" siinnetlerine siki sanlimz! Bid'at- 
lerden ve bid'at sahiblerinden ve giinah islemekden cok sakimmz! 
Iyi isleri, iyiler de, kotiiler de yapabilir. Fekat kotuliiklerden yalniz 
siddiklar sakinir. 

Halaldan olan cok kiymetli elbiseler giymek, tesavvuf yolcula- 
nna zarar verir mi diyorsunuz. Fena derecesine kavusup, kalbinin, 
Allahdan baska, hicbirseye baghligi kalmryan kimsenin elinde, iis- 
tiinde olan seyler, onun kalbinin, zikr etmesine mani' olmaz. Onun 
kalbinin, dis organlan ile ilgisi kalmamisdir. Uyku bile, kalbinin 
zikretmesine mani' degildir. Fena makamma varamamis olan boy- 
le degildir. Bunun zahir organlan, kalbi ile ilgilidir. Fekat bunun 
da yeni, kiymetli elbisesi, kalbinin cahsmasma mani' olur denile- 
mez. Din buyiikleri, Ehl-i beyt imamlan, imam-i a'zam Ebu Hani- 
fe ve Abdiilkadir-i Geylani "rahime-hiimullahii teala", cok kiy- 
metli elbise giymislerdir. (Hazane-tiirrivaye) ve (Metalib-iil- 
mii'minin) ve (Zahire) kitablan, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve 
sellem" bin dirhem gtimus kiymetinde ciibbe giydigini bildiriyor- 
lar. Dort bin dirhem giimiis degerinde ciibbe ile nemaz kildigi go- 
rulmiisdiir. imam-i a'zam Ebu Hanife "rahime-hullahii teala" tale- 
besine yeni ve kiymetli elbise giymelerini soylerdi. Ebu Sa'id-i 
Hudriye "radiyallahii teala anh" [1] soruldu ki, yimekde, icmekde 



[1] Ebu Sa'id-i Hudri 64 [m. 683] de Istanbulda vefat etdi. 

-101- 



ve giyinmekde olan bu degisikliklere ve yeniliklere ne dersiniz? 
Halal para ile olur ve gosteris ve riya icin olmazsa, hepsi Allahii te- 
alamn ihsan etdigi ni'metleri gostermekdir, buyurdu. 

Allahdan baska birseyi sevmek iki diirlii olur: Birincisi, bir 
mahluku kalb ile ve beden ile birlikde sevmek, ona kavusmak iste- 
mekdir. Cahillerin sevmeleri boyledir. Tesavvuf yolunda cahsmak, 
kalbi bu sevmekden kurtarmak icindir. Boylece, kalbde yalmz Al- 
lah sevgisi kalir. Insan, sirk-i hafiden kurtulur. Goriiliiyor ki tesav- 
vuf, insani sirk-i hafiden kurtarmak icindir. (Ey liiian sahibleri! 
Inian ediniz!) mealindeki ayet-i kenmede emr olunan imana ka- 
vusmak icindir. En'am suresinin yiizyirminci ayet-i kerimesindeki, 
(Organlarla acikca islenen ve kalb ile yapilan giinahlari terk eclin!) 
mealindeki emr, kalbi Allahii tealadan baska seylere baghhklar- 
dan kurtarmak lazim oldugunu gostermekdedir. Allahdan baskasi- 
na tutulmus olan bir goniilden ne iyilik gelir? Allahii tealadan bas- 
kasim ozliyen bir ruhun Allah yamnda hie kiymeti ve ehemmiyye- 
ti yokdur. 

Sevginin ikincisi, yalmz organlarm sevmesi, istemesidir. Kalb 
ve ruh, Allahii tealaya baglanmisdir. Ondan baska hicbirsey bil- 
mezler. Boyle olan sevgiye (Meyl-i tabfi), ic gudii denir. Bu sevgi, 
yalmz bedenin sevmesidir. Kalbe, ruha bulasmamisdir. Bu sevgi, 
bedendeki maddelerin ve enerjinin ozelliklerinden, ihtiyaclann- 
dan ileri gelmekdedir. Fenaya ve bekaya kavusanlarda ve yiiksek 
derecelerdeki Evliyada "rahime-hiimullahii teala" mahluklara 
karsi bu sevgi bulunabilir. Hatta hepsinde vardir. Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" serin ve tath icmegi severdi. (Diinyaniz- 
dan iic §ey bana sevdirildi) hadis-i serifini herkes isitmisdir. (§ema- 
il) kitablan diyor ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
(Biird-i yemani) denilen pamuk ve ketenden yapilmis elbiseyi se- 
verdi. 

Nefs, fena ile sereflenince ve itminana kavusunca, kalb, ruh, sir 
ve hafi ve ahfa denilen bes latife gibi olur. Nefs boyle olunca, yal- 
mz bedendeki maddelerin ve isi ve hareket enerjisinin kotii istek- 
lerine karsi cihad edilir. (His organlari ile duyulan duygular, temiz 
kalblere ve temizlenmis nefslere de te'sir eder) buyuruldu. Baska- 
lanna te'sirini, bu hadis-i serifden anlamah. 

Bid'at sahibi olamn ve riisvet yiyenin ve baskasimn hakkim 
alamn ve giinah isliyenin evine gitmek, onun verdigini yimek caiz 
olur mu diyorsunuz? Gitmemek ve yimemek iyi olur. Hatta, te- 
savvuf yolunda olanlar icin, bundan sakmmak lazimdir. Zaruret 
olunca, caiz olur. Haram oldugu bilinen seyi yimek haramdir. Ha- 

-102- 



lal oldugu bilineni yimek halaldir. Bilinmiyorsa, siibheli ise, yime- 
mek iyi olur. 

Siial: Tesavvuf bid'at midir? Yehudilerin uydurmasi midir? 

Cevab: Allahii tealayi tammaga cahsmak, bunun icin, tesavvuf 
yolunu bilen ve gosteren bir Rehber aramak ve ona uymak, isla- 
miyyetin emrlerindendir. Allahii teala, (Ona kavusmak icin vesfle 
arayimz!) buyurdu. Talebenin Miirsidden feyz ve ma'rifet almasi, 
Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" zemamndan bu zemana 
kadar yapilagelen ve her muslimanm bildigi birseydir. Tesavvuf 
buyiiklerinin sonradan ortaya cikardigi birsey degildir. Her Miir- 
sid kendisini yetisdiren kamile baglanmisdir. Bu baglamslan, Re- 
sulullaha "sallallahii teala aleyhi ve sellem" kadar uzanmakdadir. 
Ahrariyye 1 ' 1 buyuklerinin baglanti dizisi, Resulullaha, hazret-i 
Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" ile ulasmakdadir. Baska yolla- 
nn dizisi ise, hazret-i Ali "radiyallahii teala anh" ile ulasmakdadir. 
Buna bid'at denilebilir mi? Evet, miirsid, mtirid gibi ismler, sonra- 
dan cikdi. Fekat kehmelerin, ismlerin degeri yokdur. Bu ismler ol- 
masa da, ma'nalan ve kalblerin baghhgi yine vardir. (Vehhabi ki- 
tabi da, kelimelere bakilmaz. Ma'nalara bakihr demekdedir). Te- 
savvuf yollanmn ortak olan temel isi, zikr yapmasim ogretmekdir. 
Bu ise, dinimizin emr etdigi birseydir. Sessiz zikr etmek, sesle yap- 
makdan daha kiymetlidir. Hadis-i serifde, (Hafaza meleklerinin 
isitmedigi zikr, hafazanm isitcligi zikrden yetmis kat daha kiymet- 
lidir) buyuruldu. Hadis-i serifde oviilen zikr, kalb ile ve oteki lati- 
felerle yapilan zikrdir. Resulullahm, Peygamber oldugu kendisine 
bildirilmeden once, kalb ile zikr yapdigi, kiymetli kitablarda yazi- 
hdir. Tesavvuf bilgilerine bid'at demek ve yehudi uydurmasi de- 
mek, (Buharf) hadis kitabim ve (Hidaye) fikh kitabim okumak 
bid'atdir demege benzer. Yiizaltmci mektubdan terceme burada 
temam oldu. 

Muhammed Ma'sum Faruki "rahime-hullahu teala", (Mektu- 
bat) kitabmda, ikinci cildin otuzaltmci mektubunda diyor ki, (Ha- 
cegan) denilen Tesavvuf yolunun reisi, Abdiilhahk-i Goncdiivani- 
dir "rahime-hullahu teala". Bu yoldaki Kayyumiyyet cezbesi, ken- 
disine hazret-i Ebu Bekr-i Siddikdan "radiyallahii teala anh" gel- 
misdir. Kendisi de, bu cezbeyi elde etmek yolunu bildirdi. Bu yola 
(Viikuf-i adedi) denir ki, (Zikr-i hafi)den ibaretdir. Bu da, hazret-i 
Ebu Bekrden gelmekdedir. (Cezbe-i ma'iyyet) denilen ikinci yol 
ise, Behaiiddin-i Buhariden "rahime-hullahu teala" baslamakda- 



[1] Ubeydullah-i Ahrar 895 [m. 1490] da Semerkandda vefat etdi. 

-103- 



dir. Zemanmm kutbu olan Alaiiddin-i Attar "rahmetullahi 
aleyh", 1 ' 1 bu cezbenin hasil olmasi sartlarim koydu. Bu sartlara (Ta- 
ifka-i Alaiyye) denildi. En yakm olan [az zemanda kavusduran] 
yolun, Alaiyye oldugu bildirilmisdir. 

[Alaiiddfn-i Attarm talebesinden olan Ubeydiillah-i Ahrar "ra- 
hime-hullahii teala", hocasmm yolunu yaydigi icin (Ahrariyye) de 
denildi.] 

Muhammed Ma'sum "rahime-hullahii teala", ikinci cildin yiizel- 
lisekizinci mektubunda buyuruyor ki, se'adetin basi, iki seye ka- 
vusmakdir. Birincisi, Batinin (ya'ni kalbin) mahluklara diiskiin ol- 
makdan kurtulmasidir. ikincisi, Zahirin (ya'ni bedenin) (Ahkam-i 
islamiyye)ye sanlmakla siislenmesidir. Bu iki ni'mete kavusmak, 
tesavvuf ehlinin sohbetinde kolay nasib olur. Baska yoldan kavus- 
mak gucdur. Islamiyyete tam yapisabilmek ve ibadetleri kolay ya- 
pabilmek ve yasak olunanlardan sakmabilmek icin, nefsin fani ol- 
masi, (teslim olmasi) lazimdir. Nefs, azgm olarak ve asi olarak ve 
kendini begenici olarak yaratilmisdir. Bu kotiiliiklerden kurtulma- 
dikca, islamiyyetin hakikati hasil olamaz. Teslimden, itmmandan 
once, islamiyyetin sureti, goruniisii vardir. Nefsin itminamndan 
sonra, islamiyyetin hakikati hasil olur. Suret ile hakikat arasmdaki 
fark, yerle gok arasmdaki fark gibidir. Suret ehli, islamiyyetin su- 
retine, hakikat ehli de, islamiyyetin hakikatine kavusur. Avamin 
(ya'ni cahillerin) imamna (Inian-i mecazi) denir. Bu iman, bozula- 
bilir ve yok olabilir. Havasm (ya'ni hakikat ehlinin) imanlan zeval- 
den ve halelden mahfuzdur. Nisa suresinin yiizotuzbesinci ayetin- 
de, (Ey iman edenler! Allaha ve Onun Peygamberine iinan edi- 
niz!) mealindeki emr, bu hakiki imam gostermekdedir. 

Muhammed Ma'sum "rahime-hullahii teala", iiciincii cildin 
onaltinci mektubunda buyuruyor ki, cahillerin, (Hersey odur. Al- 
lah kelimesi, herseyin adidir. Zeyd isminin bir insani gostermesi 
gibidir. Halbuki, her uzvunun ayn ismleri vardir. O halde Zeyd, 
nerdedir? Hicbir yerde degildir. Allahii teala da, her varhkda go- 
riinmekdedir. Bunun icin, herseye Allah demek caizdir. Bu varhk- 
lar bir goriiniisdiir. Bunlardaki yok olmak da, bir goriiniisdiir. Ha- 
kikatde yok olan birsey yokdur) gibi sozleri, bir varhga inanmagi 
degil, cok varligi gostermekde olup, tesavvuf buyiiklerinin bildir- 
diklerine uygun degildir. Bu soz, Allahii tealayi, madde aleminde 
gostermekdedir. Ayn bir varhk degildir demekdir. Allahii tealamn 
varhgmda ve sifatlanmn varhklarmda, mahluklarma muhtac oldu- 



[1] Alauddin-i Attar Muhammed 802 [m. 1400] de Buharada vefat etdi. 

-104- 



gunu gostermekdedir. Bilesik cismin varhginin, elementlerinin 
varhklarma muhtac olmasi gibidir. Bu ise, Allahii tealanm varhgi- 
na inanmamak olup, kiifrdiir. Allahii tealanm varhginin, madde ve 
ma'na alemlerinin varliklanndan ayn olduguna inanmak lazimdir. 
Ya'ni, vacib ile miimkinler, ayn bir varlikdirlar. Ikilik olan hersey- 
de aynlik vardir. (Alem, [ya'ni Allahdan baska hersey], hakikatde 
var olsaydi, o zeman ikilik olurdu. Alemin varhgi goriiniisdedir) 
denirse, buna cevab olarak, (Hakiki mevcud, mevhum olan gorii- 
niisle birlesmez) deriz. Ya'ni hersey Odur denilemez. Bu soz ile, 
(Hicbirsey yokdur. Yalmz O vardir) demek istenirse, o zeman dog- 
ru olur. Fekat, hakikat olarak degil, mecaz olarak soylenmis olur. 
Zeydin aynadaki [ve televizyondaki] hayalini gorenin, Zeydi gor- 
diim demesine benzer. Tesbih olarak soylemeyip, hakikat olarak 
soylemek, arslana esek demege benzer. [Radyodan, hoparlorden 
cikan sese, bunu soyliyen insamn sesidir demek de boyle yanhsdir.] 
Arslan baskadir. Esek baskadir. Laf ile, ikisi bir yazilamaz. Tesav- 
vuf biiyiiklerinden, (Vahdet-i viicud) soyliyenler, (Hakiki varhk, 
mahluklarda bulunuyor. Aynca mevcud degildir) demedi. (Mah- 
lukdur, Onun zuhurlandir, goruniisleridir) dediler. Muhyiddin-i 
Arabi 1 ' 1 ve ona tabi' olanlar "rahime-hiimullahu teala", bu ma'na 
ile (Heme-ust) ya'ni (hersey Odur) dediler. 

(Alem, boyle gelmis, boyle gider) sozii, alemin kadim oldugu- 
nu gosteriyor. Boyle inanmak kiifrdiir. Alemin yok olacagim in- 
kar etmekdir. Kur'an-i kerim, herseyin yok olacagim acikca bildi- 
riyor. insanlarm yok olacagma ve tekrar var olacaklarma inamyo- 
ruz diyenler arasinda, ba'zi kimseler (insan, toprak maddesinden 
meydana gelmisdir. Oliince ciiriiyiip, yine toprak [su ve gazlar] 
haline donecekdir. Bu maddelerden bitkiler ve bitkilerden hay- 
vanlar hasil olmakda, bunlan insanlar yiyerek, et, kemik ve mem 
haline donmekde ve boylece baska insanlar meydana gelmekde- 
dir. Kiyamet kopmasi, insanlarm tekrar yaratilmasi, iste boyle 
olur) diyorlar. [Bu sozdeki madde degismeleri elbette dogrudur. 
Allahii tealanm adet-i ilahiyyesi boyledir. Fekat] insanlarm tekrar 
yaratilmasi boyle olur demek, Hasn, Nesri ve Kiyameti inkar et- 
mekdir. Kiyamet giinuniin gelmesi ve oliilerin mezarlanndan kal- 
kacaklan, biitiin canhlarm bir meydanda toplanacaklan, melekle- 
rin yazdigi kitablarm ortaya cikanlacagi, hesab verilecegi, terazi- 
nin kurulacagi, mii'minlerin Sirat kopriisiinden gececekleri, kafir- 
lerin Cehenneme diisecekleri ve sonsuz azabda kalacaklan. 



[1] Muhyiddin-i Arabi 638 [m. 1240] da Samda vefat etdi. 

-105- 



Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde bildirilmisdir. 

(Bu bilinen nemaz, cahil halk icin emr olunmusdur. Saf, temiz, 
yiikselmis insanlarm ibadetleri [nemazlan], zikr ve tefekkiirdiir. in- 
samn biitiin zerreleri ve biitiin esya, her an zikr, ibadet yapmakda- 
dir. Insan bunu anlamasa da, boyledir. islamiyyet, akli az olanlar 
icin gonderilmisdir. Boylece, fesad cikarmalan onlenmisdir) gibi laf- 
lar, cahillerin ve akli az olan mezhebsizlerin sozleridir. Peygamberi- 
miz "sallallahii aleyhi ve sellem", nemazm dinin diregi oldugunu bil- 
dirdi. (Nemaz kilan, din binasim yapmistlii. Nemaz kdmiyan, dinini 
Yikniistlii. Nemaz, mii'minin mi'racidir) buyurdu. Rahatim, huzuru- 
nu nemazda bildi. Nemazdaki yakmlik, baska seylerde bulunmaz. 
Hadis-i serifde, (Allah ile kul arasindaki perdeler, ancak nemazda 
kaldirdir) buyuruldu. Her kemal, (islamiyyete) ya'ni (Ahkam-i isla- 
miyye)ye uymakla hasil olur. Bu ahkamdan, ya'ni emr ve yasaklar- 
dan aynlan, yoldan sapar. Se'adete kavusamaz. Kur'an-i kerim ve 
hadis-i serifler, bu ahkama uymagi emr ediyorlar. Dogru yol, 
Kur'an-i kerimin ve hadis-i seriflerin gosterdigi yoldur. Baska yol- 
lar, seytanlarm yollandir. Abdullah ibni Mes'ud diyor ki, Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem", bir dogru cizdi. (Bu, insani Allahin ri- 
zasina kavusduran tek dogru yoldur) dedi. Sonra bunun sagma, so- 
luna [bahk kilcigi gibi] cizgiler cizip, (Bunlar da, ^eytanlarm yollan- 
dir. Herbirinde bulunan scytan, kendine caginr) buyurdu ve (Bu, 
dogru olan yolumdur. Buna geliniz!) ayet-i kerimesini okudu. 

Peygamberlerin "aleyhimusselam" sozbirligi ile bildirdikleri ve 
islam alimlerinin bizlere ulasdirdiklan bilgiler, sunun bunun dii- 
siinceleri ile, hayalleri ile yok edilemez. 

Ondorduncii asrm miiceddidi, zahir ve batin ilmlerinin hazine- 
si, seyyid Abdiilhakim Efendinin "rahmetullahi aleyh" 1 ' 1 (Er-riya- 
dut-tesavvufiyye) kitabi, tesavvufun, ta'rifini, tarihini, mevzu'unu 
ve lstilahlanm gayet veciz olarak yazmakdadir. Kitab, tiirkce olup, 
1341 [m. 1923] senesinde, istanbulda, Harbiyye mektebi mat- 
ba'asinda basilmisdir. Onsoziinde diyor ki: 

Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" sohbetinde bu- 
lunmakdan daha serefli, daha kiymetli bir iistiinliik olmadigi icin, 
bu serefe kavusanlara (Sahabe) denildi. Onlardan sonra gelenle- 
re, onlara tabi' olduklan icin (Tabi'in), bunlardan sonra gelenlere 
de, (Etba'i tabi'in) denildi. Daha sonra, din islerinde yiikselmis o- 
lanlara, (Ziihhad) ve (Ubbad) denildi. Bunlardan sonra, bid'atler 



[1] Abdulhakim Arvasi 1362 [m. 1943] de Ankarada vefat etdi. 

-106- 



cogahp, her firka, kendi onderlerine Zahid ve Abid dedi. Ehl-i 
siinnet denilen, Eshab-i kiram yolundaki dogru firkadan olup, 
kalblerini gafletden koruyan ve nefslerini Allaha ita'ate kavusdu- 
ranlann bu hallerine, (Tesavvuf) ve kendilerine (Soft) ismi verildi. 
Bu ismler, hicretin ikinci asn sonunda isitildi. Kendisine evvela So- 
ft denilen Ebu Hasim Sofidir "rahime-hullahii teala". Kufe sehrin- 
den olup, Samda irsad ederdi. Siifyan-i Sevrmin "rahime-hullahi 
teala" iistadi idi. [Siifyan-i Sevri "rahmetullahi aleyh" 161 [m. 778] 
de Basrada, Ebu Hasim Sofi 115 de vefat etmislerdir. Siifyan de- 
misdir ki, (Ebu Hasim Sofi olmasaydi, Rabbani hakikatleri bilmez- 
dim. Onu gormeden once tesavvufun ne oldugunu bilmiyordum). 
Tekke en once, Ebu Hasim icin, Remleh sehrinde yapilmisdir. 
(Daglari igne ile oyarak toz etmek, kalblerden kibri cikarmakdan 
kolaydir) sozii onundur. (Faidesiz ilmden Allaha sigimnm) soziinii 
cok soylerdi.] 

Tesavvuf ehli, baska din adamlarmda bulunmayan bir ilm ile 
sereflenmislerdir. Haris bin Esed Muhasibi "rahime-hullahii teala" 
241 [m. 855] de Basrada vefat etdi. (Kitab-iir-riaye)de, vera' ve 
takva iizerinde genis bilgi verdi. imam-i Abdiilkerim Kuseyn "ra- 
hime-hullahii teala, 376 [m. 987] da Nisapurda vefat etdi. Meshur 
risalesinde ve Sihabiiddm-i Omer Siihreverdi "rahime-hullahii te- 
ala", 632 [m. 1234] de vefat etdi. (Avarif-iil-me'arif)de, tarikat 
edeblerini ve vecdlerini ve hallerini bildirmislerdir. imam-i Mu- 
hammed Gazali "rahmetullahi aleyh", (ihya) kitabmda, bu iki 
kism bilgileri, birlikde uzun aciklamisdir. 

Goriiliiyor ki, tesavvufun baslangici, niibiivvetin ve risaletin 
baslangicidir. Tesavvuf bilgileri, semavi dinlerin hakikatlerini anla- 
mak ile hasil olmuslardir. Tesavvufun bir parcasi olan (Vahdet-iil- 
viicud) ma'rifetlerini, budistlerin, yehudilerin akl ve riyazet ile an- 
ladiklan (Vahdet) ile kansdirmamahdir. Birincisi, zevk ile anlasi- 
lan ma'rifetler, ikincisi akl ile hasil olan hayallerdir. Bu zevki tat- 
miyan gafiller, ikisini aym samrlar. 

[Allahii teala, Ezzariyat suresinde mealen, (Cinni ve insanlari 
ibadet etmeleri icin yaratdim) buyuruyor. ibadet etmek de, kurb 
ve ma'rifet hasil eder. Demek ki, insanlann Evliya "rahime-hti- 
mullahii teala" olmalan emr olunmakdadir. Bu da, farzlan, nafile- 
leri birlikde yapmakla ve bid'at sahiblerinden uzaklasmakla hasil 
olur. Tesavvuf yolunda yapilan vazifeler, nafile ibadetlerdir. Farz- 
lann kabul olmalan icin bulunmasi sart olan ihlas, bu vazifelerle 
elde edilir. Vehhabilerin (Tesavvuf, yehudilerden ve eski yunanh- 
lardan ahnmisdir) soztiniin cok cirkin, yalan ve iftira oldugu, yu- 

-107- 



kardaki bilgilerden pek iyi anlasilmakdadir. 

Allahii tealamn rrzasma, sevgisine kavusmak icin, farzlan, siin- 
netleri ve nafile ibadetleri yapmak lazimdir. Bunlar, sartlarim, 
miifsidlerini bilerek ve ihlas ile yapilir. Farzlann birincisi, Ehl-i 
siinnet i'tikadma uygun inanmak, ikincisi haramlardan ve haram 
nafakadan sakmmakdir. (ihlas), kalbi ma-sivadan temizlemek 
ya'ni herseyi yalniz Allah icin yapmakdir. Bu da miirsid-i kamil 
sohbetinde bulunmakla, az zemanda hasil olur. Miirsid bulunmaz- 
sa, bir murside rabita yaparak veya cok zikr yaparak da hasil olur. 
Miirsid-i kamil bir ayna, bir gozliik gibidir. Bir kimse, gonial goziiy- 
le, bir mursidin kalbine bakarsa, orada Resulullahm mubarek kal- 
bini goriir. O, Resulullahm varisidir. Ona rabita yapilmca, Resulul- 
laha yapilmis olur. Onun mubarek kalbine, mursidlerinin kalbleri 
vasitasi ile Resulullahm kalbinden gelmis olan nurlar, bunun kal- 
bine de akar. Kalb temizlenerek ihlas hasil olur.] 

8 - (Feth-ul-mecid) kitabimn yiizaltmissekizinci ve ucyiizelli- 
iiciincu sahifelerinde: (Allahii teala ile kullari arasmda birini vasi- 
ta yapmak, ondan birsey istemek, sozbirligi ile kiifr olur. ibni Kay- 
yim, oliiden birsey istemek, ondan Allahii teala katmda sefa'at et- 
mesini dilemek, biiyiik sirkdir, dedi. Hanefi kitablarmdan Fetava- 
yi Bezzaziyye, m ervahi mesayih hazirdir diyen kafir olur demekde- 
dir. Meyyitde his ve hareket olmadigi, ayetlerden ve hadislerden 
anlasilmakdadir) diyor. 

Yetmisinci sahifesinde, (Ukase, Cennete hesabsiz girmesi icin 
Resulullahdan diia istedi. Bu da, diriden diia istemek caiz oldugu- 
nu gostermekdedir. Fekat gaibden ve oliiden diia istemek sirkdir) 
demekdedir. 

Resulullahm diiasi kabul oldugu gibi, Onun yolunda, izinde bu- 
lunanlarm da, diialan kabul olur. Kendisi de, ucyiizseksenbirinci 
sahifede, imam-i Ahmedin ve Mtishmin "rahime-humallahti te- 
ala", Ebu Hureyreden "radiyallahii teala anh" bildirdikleri hadis-i 
serifde, (Saclari daginik ve kapilardan kovulan oyle kimseler var- 
dir ki, bir sey icin yemin etseler, Allahii teala onlan dogrulamak 
icin, o seyi yaratir) buyuruldugunu, yazmakdadir. Allahii teala, 
sevdigi kullanni yalanci cikarmamak icin, yemin etdikleri seyleri 
bile yaratinca, dualarmi elbette kabul buyurur. Allahii teala, 
Mii'min suresinin altmismci ayetinde mealen, (Bana diia ediniz! 
Diianizi kabul ederim) buyuruyor. Diialarm kabul olmasi icin 



[1] Fetava-yi Bezzaziyyenin yazan Ibniilbezzaz Muhammed Kerderi 827 
[m. 1424] de vefat etdi. 

-108- 



sartlar vardir. Bu sartlan tasryan diia elbet kabul olur. Herkes bu 
sartlan bir araya getiremedigi icin, dtialan kabul olmiyor. Bu sart- 
lan yapdiklarma giivendigimiz Alimlerin, Velilerin diia etmeleri 
icin, onlara yalvarmak, nicin sirk olsun? Biz, Allahii teala, sevdik- 
lerinin ruhlanna isitdirir. Onlarm hatin icin, istenileni yaratir diyo- 
ruz. Allahii teala icin hayvan kesiyor ve Kur'an-i kerim okuyoruz. 
Sevabim meyyitin ruhuna gonderip ondan sefa'at, yardim istiyo- 
ruz. Olti icin ibadet eden elbet miisrik olur. Allahii teala icin iba- 
det edip, sevabmi oliiye bagishyan miisrik olmaz ve hie suclu ol- 
maz. Bunlan, arabca (Minhat-iil-vehbiyye) kitabi da cok giizel bil- 
diriyor. Oradan tiirkceye terceme ederek yirmidorduncii maddede 
bildirdik. Hazret-i Meryemin ve Esyed bin Hudayrm ve Ebu Mus- 
lim Abdiillah Havlaninin "rahime-hiimullahii teala" kerametleri- 
ni, kendisi de yazmakdadir. [Abdiillah-i Havlani "rahmetullahi 
aleyh" 62 de Samda vefat etdi.] Evliyamn "rahime-hiimullahii te- 
ala" ruhlanndan yardim isteriz. Ciinki, Allahii tealamn sevdigi kul- 
lannm ruhlari, diri iken de, oldiikden sonra da, Allahii tealamn 
verdigi kuvvet ile ve izni ile, dirilere yardim ederler. Boyle inana- 
rak Evliyadan "rahime-hiimullahii teala" yardim istemek, Allahii 
tealadan baskasma tapmmak olmaz. Ondan istemek olur. 

Vehhabi kitabinin (Allame) ismini verdigi ve yazilarim kendi- 
lerine sened olarak kullandigi ibni Kayyim-i Cevziyye 751 [m. 
1350] de vefat etdi. Bunun (Kitab-iir-ruh)da, (Bir kimse, bir kabri 
ziyaret edince, kabrde bulunan meyyit, ziyaret edeni bilir. Onun 
sesini isitir. Onunla ferahlamr. Onun selamma cevab verir. Bu hal, 
yalmz sehidlere mahsus degildir. Baskalan icin de boyledir. Belli 
bir zemana mahsus da degildir. Her zeman boyledir) dedigi, (El- 
Besair)in yirmiikinci sahifesinde yazihdir. Vehhabinin yukandaki 
yazisi kendi Allamelerinin bu soziine ters diismekdedir. (El-besair 
li-miinkir-ittevessiil-i bi-ehlil mekabir) kitabi Pakistanda ve 1980 
de Istanbulda basdinlmisdir. 

9 - Kitabinin yiizyetmisdokuzuncu ve ytizdoksanbirinci sahife- 
sinde: (Ya Fatima, benden diledigin mail iste! Fekat, seni Allahii 
tealamn azabmdan kurtaramam! hadis-i serif ini yazip, insandan, 
onun diinyida yapabilecegi seyi istemek caizdir. Giinahlann afv 
edilmesini, Cennete gidilmesini, Cehennemden, azabdan kurtul- 
masim ve bunlar gibi, ancakAllahm yapacagi seyleri, yalmz Allah- 
dan istemek caizdir. Istigase, ya 'ni sikmtidan kurtarmasi icin, an- 
cak Allahii tealaya yalvanhr. Uzakda olanlardan ve oliilerden isti- 
gase edilmez. Onlar isitmez. Cevab veremez. Birsey yapamaz. 
Hazret-i Hiiseyn ve babasi, kabrlerinde nfmetler icindedir. Ah- 
med Ticani miisriki ve ibni Arabi ve ibni Fand gibi ma 'bud tam- 

-109- 



nanlar da, azab icindedir. Birsey isitmezler. Peygamberden de isti- 
gase edilemez. Busayri ve Ber'i kasidelerinde Resulullahi ovmek- 
de taskmhk yaparak, kiifre, sirke siiruklenmislerdir) diyor. 

Kitabmm bircok yerinde, mesela ucyuzyirmiuciincii sahifesin- 
de, (Oliiniin veya uzakda olanin diiasmm faide verecegine ve za- 
rarlan giderecegine inanmak, yahud ona diia edenlere sefa 'at ede- 
cegine inanmak sirkdir. Allahii teala Peygamberini bu sirkiyok et- 
mek icin ve boyle miisriklerle harb etmek icin gonderdi) diyor. 

Feth-ul mecid kitabi, kendi kendini yalanlamakdadir. ikiyuzbi- 
rinci sahifesinde, (Allahii teala, goklerde his ve ma 'rifet yaratir. 
Allahdan korkarlar. Her zerre Allahi zikr etmekde, Ondan kork- 
makdadirlar) diyor. Buna karsilik Peygamberler ve Evliya, mezar- 
lannda his etmezler, isitmezler demekdedir. 

(Mir'at-i Medine) kitabini yazan Eyyub Sabri Pasa "rahime- 
hullahu teala", 1308 [m. 1890] de vefat etmisdir. Diyor ki: 

Islam alimleri, her zeman Resulullahi vesile ederek, Allahii te- 
aladan lutf ve merhamet dilemislerdir. insanlarm babasi yer yiizii- 
ne indirildigi vakt, (Ya Rabbi! Beni, Muhammed aleyhisselam 
hurmetine afv eyle!) demisdi. Allahii teala, bu diiayi kabul buyur- 
musdu ve (Sen, sevgili Peygamberim olan Muhammed aleyhissela- 
mi nereden biliyorsun? Ben Onu daha yaratmadim!) buyurunca, 
(Beni yaratdigm zeman, basimi kaldinr kaldirmaz, Ars-i ilahmin 
kenarlannda (La ilahe illallah, Muhammediin resulullah) yazih ol- 
dugunu goriip, Muhammed aleyhisselamm yaratilmislann en iistu- 
nii oldugunu anladim. Muhammed aleyhisselami herkesden <;ok 
sevmemis olsaydm, Onun ismini, kendi admin yanma yazmazdm) 
dedi. Allahii teala da, (Ey Adem! Dogru soyledin. Muhammed 
aleyhisselami cok severim. Ondan daha sevgili, hie kimse yaratma- 
dim. Onu yaratmak istemeseydim, seni yaratmazdim. Onun hur- 
meti icin afv dileyince, diiam kabul edip, seni afv etdim) cevabim 
verdi. 

Iki gozii kor bir kimse, gozlerinin acilmasi icin Resulullahdan 
diia istedi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" de (istersen 
diia ederim. Fekat, sabr edip katlamrsan, senin icin daha iyi olur) 
buyurdu. (Sabr etmege giiciim kalmadi. Diia etmeniz icin yalvan- 
nm) dedi. (Oyle ise, abdest ahp §u diiayi oku!) buyurdu. Bu diia, 
arabi (Ed-diirer-iisseniyye) ve (El-Fecr-iis-sadik) kitablan ile 
(Merakil-felah) ve bunun (Tahtavi) serhinde ve bu ikisinin tiirkce 
tercemesi olan (Ni'met-i islam) kitabmda, (hacet nemazi) sonun- 
da yazihdir. O kimse, bu diiayi okuyunca, Allahii teala kabul bu- 
yurarak gozlerinin acildigim, hadis alimlerinden imam-i Nesai "ra- 

-110- 



hime-hullahu teala"' 11 bildiriyor. Bunu imam-i Hasen de tasdfk et- 
misdir. Vehhabilerin inanmamalan icin hicbir sebeb yokdur. Bunu 
haber veren Osman bin Hanif, ayrica diyor ki, Osman bin Affan 
"radiyallahii anhiima" halife iken, biiyiik sikmtisi olan bir kimse, 
Halifenin karsisma cikmaga utandigi icin, bana dert yanmisdi. Ben 
de, hemen abdest al! Mescid-i se'adete git! Su diiayi oku diyerek, 
yukanda yazili kimsenin okuyarak gozlerinin acildigi diiayi oku- 
masim soyledim. Adamcagiz, diiayi okudukdan sonra, Halifenin 
bulundugu yere gider. Halifeye cikanhr. Halife, bunu seccadesi iis- 
tilne oturtup, derdini dinler ve kabul eder. Adamcagiz, isinin bir- 
denbire yapildigmi goriince sevinerek, Osman bin Hanifi bulup, 
(Allahii teala senden razi olsun! Halifeye sen soylemeseydin, sikin- 
tidan kurtulamiyacakdim) der. Osman bin Hanif "radiyallahii 
anh" ise, (Ben Halifeyi gormedim, isinin cabuk yapilmasi, sana 6g- 
retdigim diiadandir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", o dii- 
ayi bir a'maya ogretirken isitmisdim. Vallahi a'mamn, Resulullah- 
dan "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ayrilmadan once, gozleri 
acilmisdi) dedi. 

Hazret-i Omer "radiyallahii anh" halife iken, kithk oldu. Es- 
hab-i kiramdan Bilal bin Hars "radiyallahii teala anh", Resululla- 
hin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" tiirbesine gidip, (Ya Resu- 
lallah! Ummetin achkdan olmek iizeredir. Yagmur yagmasi ipin 
vesile olmam yalvannm) dedi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" o gece rii'yasmda gortintip, (Halifeye git! Benden selam soy- 
le! Yagmur diiasina ciksin!) buyurdu. Hazret-i Omer, yagmur dii- 
asma cikip, yagmur yagmaya basladi. 

Allahii teala, sevdiklerinin hatiri icin diyerek yapilan diialan 
kabul buyurmakdadir. Allahii teala, Muhammed aleyhisselami 
cok sevdigini bildirmisdir. Bunun icin, bir kimse, (Allahiimme inni 
es'eliike bi-cah-i Nebiyyikel-Mustafa) diyerek bir diia etse, diiasi 
red olunmaz. Bununla beraber, ufak tefek diinya isleri icin, Resu- 
lullahi "sallallahii teala aleyhi ve sellem" vesile etmek, edebe uy- 
gun olmaz. 

Burhaneddin Ibrahim Maliki "rahime-hullahii teala" 799 [m. 
1397] de vefat etmisdir. Buyuruyor ki, cok ac olan fakir bir kimse, 
hucre-i se'adete gidip, (Ya Resulallah! Karmm acdir) dedi. Az 
sonra, birisi gelip, fakiri evine gotiirdii, karmm doyurdu. Fakir, 
yapdigi diiamn kabul oldugunu soyleyince, (Kardesim! Coluk co- 



[1] Ahmed Nesai 303 [m. 915] de Remlehde vefat etdi. 

-Ill- 



cugundan ayrilip, uzak yollardan sikintilar cekerek Resulullahi ziya- 
ret icin geldin. Bir lokma ekmek icin Resulullahm huzuruna cikmak 
yakisir mi? O yilksek huzurda, Cenneti ve sonsuz ni'metleri isteme- 
li idin! Burada istenilen seyleri Allahii teala red etmez) dedi. Resu- 
lullahi "sallallahii aleyhi ve sellem" ziyaret etmek serefine kavusan- 
lar, kiyamet giiniinde sefa'at etmesi icin, diia etmelidir. 

imam-i Ebu Bekr-i Makkari "rahime-hullahu teala" bir giin, 
imam-i Taberanf ve Ebu Seyh "rahime-hiimullahu teala"' 11 ile 
mescid-i se'adetde oturuyorlardi. Birkac giinden beri acikmislar- 
di. Yatsi nemazindan sonra, imam-i Ebu Bekr artik dayanamiya- 
rak, (Acim ya Resulallah!) dedikden sonra, bir koseye cekildi. iki 
arkadasi kitab okuyorlardi. Seyyidlerden bir zat, iki hizmetcisi ile 
gelerek, (Kardeslerim! Dedem Resulullahdan "sallallahii aleyhi 
ve sellem" achkdan yardim istemissiniz. Biraz uyumusdum. Sizi 
doyurmami emr buyurdu) dedi. Getirdiklerini birlikde yidiler. Ar- 
tamm bunlara birakip gitdi. [Ebiil-Kasim Siileyman Taberanf 
"rahmetullahi aleyh", hadis imamidir. 260 da Taberiyyede tevel- 
lud, 360 [m. 971] de isfehanda vefat etdi.] 

Ebiil Abbas bin Nefis "rahime-hullahu teala" a'ma idi. Uc giin 
ac kaldi. Hucre-i se'adete gelip, (Ya Resulallah! Acim) deyip, bir 
tarafa cekildi. Az zeman sonra, biri gelip, bunu evine gotiirdii. 
Karmm doyurdu ve (Ey Ebiil Abbas! Resulullah efendimizi rii'ya- 
da gordiim. Seni doyurmami emr etdi. Ac kaldigm zemanlar, bize 
gel!) dedi. 

Islam alimlerinden imam-i Muhammed Musa bin Nu'man Me- 
rakisi Maliki "rahime-hullahu teala" 683 [m. 1284] de vefat etdi. 
(Misbah-uz-zulain fil-miistegisin bi-hayr-il-enam) admdaki kita- 
bmda, Resulullahi "sallallahii teala aleyhi ve sellem" vesile ederek 
muradlanna kavusanlan yazmakdadir. Bunlardan biri, Muham- 
med bin Miinkedirdir "rahime-hullahu teala". Muhammed diyor 
ki, bir adam, babama seksen altm birakip cihada gitmisdi. Bunlan 
sakla! Cok muhtac olana da yardim edebilirsin demisdi. Medinede 
kithk oldu. Babam, altinlann hepsini achkdan bunalanlara dagitdi. 
Altmlarm sahibi gelip istedi. Babam, bir gece sonra gel dedi. Huc- 
re-i se'adete gidip, sabaha kadar Resulullaha yalvardi. Gece yansi, 
bir adam gelip, (Uzat elini!) demis, bir kese altin verip, sonra hie 
goriinmemisdir. Babam evde altinlan sayip, seksen aded oldugunu 
goriince, sevinerek hemen sahibine vermisdi. 



[1] Ebusseyh bin Hayyan Abdullah Isfehani 369 [m. 979] da vefat etdi. 

-112- 



ibn-i Celah "rahime-hullahii teala" Medmede fakir diismiisdii. 
Hucre-i se'adete gecip, (Ya Resulallah! Bu giin sana miisafir gel- 
dim. Karmm cok acdir) dedi. Bir kenara cekilip uyudu. Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" rii'yasmda goriiniip, biiyiik bir ekmek 
verdi. Diyor ki, cok ac oldugum icin, hemen yimege basladim. Ya- 
nsi bitince uyandim. Kalan yarisim elimde buldum. 

Ebiil-Hayr Akta' "rahime-hullahii teala" Medmede bes giin ac 
kalmisdi. Hucre-i se'adetin yanma gelip, Resulullaha selam verdi. 
Ac oldugunu bildirdi. Bir yana cekilip uyudu. Rii'yada, Resululla- 
hm geldigini gordii. Saginda Ebu Bekr-i Siddik, solunda Omer Fa- 
ruk ve oniinde Aliyy-iil Miirteza "radiyallahii teala annum ec- 
ma'in" vardi. Hazret-i Ah gelip, ya Ebel Hayr! Kalk, ne yatryor- 
sun? Resulullah geliyor dedi. Hemen kalkdi. Resulullah gelip, bii- 
yiik bir ekmek verdi. Ebiil-Hayr diyor ki, cok ac oldugum icin he- 
men yimege basladim. Yansi bitince uyandim. Kalan yarisim elim- 
de buldum. 

Ebu Abdullah Muhammed bin Ber'a "rahime-hullahii teala" 
diyor ki, babam ile Mekkede parasiz kaldik. Ebu Abdullah bin Ha- 
fif "rahime-hullahii teala" de yammizda idi. Medmeye geldik. Ben 
cocukdum. Acikdim diyerek aglardim. Babam dayanamadi. Huc- 
re-i se'adete gelip, (Ya Resulallah! Bu gece sana musafiriz) dedi. 
Bir yana oturdu. Gozlerini kapadi. Biraz sonra, basim kaldinp giil- 
dti. Sonra cok agladi. Goztinii acip, Resulullah elime para verdi de- 
di. Avucunu acdi. Paralan gordiim. Bunlan hem kullandik, hem de 
sadaka verdik. Rahatca Sirazda evimize geldik. [Ebu Abdullah 
Muhammed bin Hafif "rahmetullahi aleyh" 371 [m. 981] de vefat 
etmisdir.] 

Ahmed bin Muhammed Sofi "rahime-hullahii teala" diyor ki, 
Hicaz collerinde varhgim kalmadi. Medmeye geldim. Hucre-i 
se'adet yamnda Resulullaha selam verdim. Bir yana oturup uyu- 
dum. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" goriiniip, (Ahmed 
geldin mi? Avucunu ac!) buyurdu. Avucumu altmla doldurdu. 
Uyandim. Ellerim altin dolu idi. [Ebiil- Abbas Ahmed bin Muham- 
med Va'iz Endiiliisi "rahmetullahi aleyh" 671 [m. 1284] de Misrda 
vefat etdi.] 

Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" asiklarmm temiz 
kalblerinden cikan sozler, edebe, saygiya uygunsuz goriiniirse, 
bunlara birsey dememeli, susmahdir. Buradaki edeblerden, saygi- 
lardan biri de, susmakdir. Asiklardan biri, Kabr-i se'adetin yamn- 
da, her sabah ezan okur, nemaz uykudan daha iyidir derdi. Mes- 
cid-i Nebi hizmetcilerinden birisi, Resulullahm "sallallahii teala a- 

- 113 - Kiyamet ve Ahiret - F:8 



leyhi ve sellem" huzurunda terbiyesizlik yapiyorsun diyerek, bu- 
nu dogdli. Bu da, (Ya Resulallah! Yiiksek huzurunuzda adam 
dogmek, sogmek, edebsizlik sayilmaz mi?) dedi. Biraz sonra do- 
gen kimsenin felc oldugu, eli ayagi tutmadigi goriildii. tie gun son- 
ra da oldii. Bunu, hafiz Ebiil-Kasim "rahime-hullahii teala" kita- 
bmda yazmakdadir. Sabit bin Ahmed Bagdad! "rahime-hullahii 
teala" de, bunu gordii demekdedir. [Ebiil-Kasim Ali ibni Asakir 
571 [m. 1176] de Samda vefat etdi.] 

Ibniin-Nu'man "rahmetullahi aleyh" m kitabinda diyor ki, ib- 
ntis-Sa'id "rahime-hullahii teala" ve arkadaslan Medinede parasiz 
kalmislardi. Hucre-i se'adeti ziyaretden sonra, (Ya Resulallah! Pa- 
ramiz bitdi. Yiyecegimiz kalmadi!) deyip cekildi. Mescid kapism- 
dan cikarken, birisi bunu evine gotiiriip, bol bol hurma ve para 
verdi. 

Serif Ebu Muhammed Abdiisselam Fasi "rahime-hullahii te- 
ala" diyor ki, Medinede iic gtin kaldim. Minber oniinde, iki rek'at 
nemaz kihp, (Ey yiice ceddim! Achga dayanamiyacak hale gel- 
dim!) dedim. Biraz sonra, birisi gelip, bir tepsi yiyecek getirdi. Pis- 
mis et, tereyagi ve ekmek vardi. Bana birisi yetisir dedim ise de, 
hepsini yiyiniz! Bunlari Resulullahm emri ile getirdim. Cocuklarim 
icin hazirlamisdim. Rii'yada Resulullahi "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" gordiim. (Bir pamisini da, Mesciddeki din kardesine gotiir 
yisin!) buyurdu. 

Serif Miihessir Kasimi "rahime-hullahii teala", Hucre-i se'ade- 
tin Sam tarafindaki tehecciid mihrabi oniinde uyumusdu. Ansizm 
kalkip, Hucre-i se'adetin oniine geldi. Giilerek geri gitdi. Mescid-i 
Nebi hizmetcilerinin miidiri olan Semseddm Savab, mihrab yamn- 
da idi. Nicin giildiigiinii sordu. (Birkac giinden beri evimde yiyecek 
yokdu. Hazret-i Fatimanm makammda, ya Resulallah "sallallahii 
aleyhi ve sellem"! Ac kaldim demis, buraya gelip uyumusdum. 
Rii'yada, yiice Ceddim, bir kase silt verdi. icdim. Uyandim. Kase 
elimde idi. Tesekkiir icin, Hucre-i tahire oniine geldim. Oradaki 
zevkden, lezzetden giildiim. iste kase!) dedi. (Misbah-uz-zulam) 
kitabi bunu uzun yazmakdadir. 

All bin Ibrahim Busri "rahmetullahi aleyh" diyor ki, Abdiisse- 
lam bin Ebi Kasim Sahabi "radiyallahii teala anh", Hucre-i se'a- 
det oniinde dump, (ya Resulallah! Misrdan geldim. Bes aydir Sa- 
na musafirim. Kac giindiir ac kaldim. Allahti tealadan yiyecek is- 



[1] Ebu Nu'aym Ahmed Isfehani safi'i 430 [m. 1039] da vefat etdi. 

-114- 



terim) dedi. Bir yana cekilip oturdu. Bir kimse gelip, Hucre-i 
se'adete selam verdikden sonra, Abdiisselamin elinden tutup, ca- 
dirma gotiirdii. Yemek ikram eyledi. Biraz yidi. Medinede bulun- 
dugu zeman, bu adam onu cadirma gotiiriir doyururdu. 

imam-i Semhudi "rahime-hullahli teala" kapisinm anahtanni 
dusiirdii. Bulamadi. Hucre-i se'adet online gelip, ya Resulallah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem!" Anahtanmi dusiirdiim. Evime 
gidemiyorum dedi. Bir cocuk elinde anahtan getirdi. Bunu bul- 
dum. Acaba sizin mi dedigini, (Medine tarihi) admdaki kendi ki- 
tabmda yazmakdadir. [Nureddin Ali bin Ahmed Semhudi, 911 
[m. 1505] de vefat etdi. (El-vefa) ve (Hiilasat-iil-vefa) kitablarm- 
da Medine-i miinevvereyi anlatmakdadir.] 

Seyh Salih Abdiilkadir "rahime-hullahu teala" buyuruyor ki, 
Medine-i miinevverede birkac giin ac kaldim. Hucre-i se'adeti zi- 
yaretden sonra, Resulullahdan ekmek, et, hurma istiyecek kadar 
ileri gitdim. Sonra, (Ravda-i mutahhera)da iki rek'at nemaz kihp, 
bir yanda oturdum. Biraz sonra, kibar bir kimse gelip, evine gotiir- 
dii. Et krzartmasi, ekmek ve hurma yidirdi. Dedi ki, (Ogle vakti 
(Kaylule) siinnetini yapmak icin uyumusdum. Rii'yada, Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" efendimiz goriindii. Bu yemekleri si- 
ze vermemi soyledi.) 

Seyyid Ahmed Medeni, (Delail-iil-hayrat) kitabimn sahibi olan 
Siileyman Cezulinin "rahime-hullahu teala" 1 ' 1 soyundandir. 
(Mir'at-i Medine) kitabimn yazildigi 1301 [m. 1883] senesinde sag 
idi. Babasi fakir imis. Cocuk, elma, armut, hurma gibi seyler iste- 
yince, satm alamazmis. Oyalamak icin, git Resulullahdan "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" iste dermis. Hucre-i se'adet kapisma gi- 
dip, diledigini istermis. Sebeke-i se'adetin ic tarafindan bunlar uza- 
tihr, ahr yirmis. 

Kilisli Mustafa Iski efendi "rahime-hullahu teala" (Mevarid-i 
Mecidiyye) tarih kitabmda diyor ki, Mekkede yirmi sene kaldim. 
1247 [m. 1831] senesinde altmis altm birikdirip, coluk cocuk ile 
Medmeye geldik. Paralar yolda bitdi. Bir tamdigima miisafir olup, 
Hucre-i se'adete geldim. Resulullahdan "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" yardim istedim. tic giin sonra, bulundugum eve bir beg 
gelerek, benim icin bir ev kiraladigmi soyledi. Esyalarimi oraya 
tasitdi. Bir senelik kira bedelini odedi. Birkac ay sonra, bir ay has- 
ta yatdim. Evde yiyecek ve satacak birsey kalmadi. Zevcemin yar- 



[1] Siileyman Cezuli Muhammed sazili maliki 870 [m. 1465] de sehid oldu. 

-115- 



dimi ile dama cikip, Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" ttirbesine karsi, sikmtimi anlatip yardim dilemek istedim. El- 
lerimi kaldmnca, diinyahk istemekden utandim. Birsey soyleye- 
medim. Odama indim. Ertesi gun, bir kimse gelip, filan efendi bu 
altmlan sana hediyye gonderdi, dedi. Keseyi aldim. Gecimimiz du- 
zeldi ise de, hastalikdan kurtulamadim. Yardimla Hucre-i se'adet 
oniine gelip, Resulullahdan "sallallahii aleyhi ve sellem" sifa iste- 
dim. Mescidden cikip, kimseden yardim istemeden evime yiirii- 
diim. Eve girerken, hastahgim hie kalmadi. Nazar degmemesi icin, 
sokaga birkac giin bastona dayanarak cikdim. Fekat, para bitmis- 
di. Coluk cocugu karanhkda birakip, Mescid-i Nebeviye geldim. 
Yatsi nemazmdan sonra, sikmtimi Resulullaha "sallallahii aleyhi 
ve sellem" soyledim. Yolda tammadigim bir kimse yamma gelip, 
elime bir kese verdi. icinde, beheri dokuz kurusluk kirkdokuz al- 
tin vardi. Mum ve liizumlu seyleri aldim, eve geldim. 

Mustafa Iski efendi diyor ki, oglum Muhammed Salih kundak- 
da iken, anasi hastalandi. Sutii kesildi. Cok sikildik. Cocugu Huc- 
re-i se'adete gotiirdiim. Perde etegine birakdim. (Allahiimme inni 
es'eliike ve eteveccehii ileyke bi-Nebiyyina ve seyyidina Muham- 
medin "sallallahii aleyhi ve sellem" Nebiyyirrahme, ya seyyidina, 
ya Muhammed "sallallahii aleyhi ve sellem"! inni eteveccehii ila 
Rabbike ersil miirdiate li-hazel-ma'sum) diyerek diia etdim. Sabah 
erken, Serif isminde bir subay gelip, (Efendim! Uc ayhk kizim ve- 
fat etdi. Validesinin siitiinii kesemiyoruz. Acaba, silt anasi anyan 
var mi?) dedi. 

Cocugu gosterdim. C° cu gu bize verirseniz, Allahii tealamn n- 
zasi icin ona silt veririz. iyi terbiye ederiz. Zevcem de, buna sevinir 
dedi. C ocu g u gotiirdu. 

Yine diyor ki, (1257) senesinde cok sikinti cekdim. istanbula 
gitmegi diisiindiim. (Regaib) gecesinde, Ravda-i mutahheramn 
bir kosesinde oturdum. Resulullahdan "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" izn istemek icin, gonlumu Hucre-i se'adete bagladim. Uyu- 
musum. Rii'yada bir ses, iic kerre (istanbula git. Mustafa pasaya 
mtisafir ol!) dedi. Eve gitdim. C°luk cocuga veda edip yola cik- 
dim. iskenderiye sehrine kadar yuriidiim. Vapur param yokdu. 
Cok sikildim. (islerinizi sasirip, sikildiginiz zeinan, kabrdekiler- 
den yardim isteyiniz!) hadis-i serifini hatirladim. (Kaside-i biirdc) 
yazan olan imam-i Busayrinin "rahime-hullahii teala" ttirbesine 
gitdim. Ziyaret etdim. Allahii tealamn sevgili kullanndan olan bu 
zatm mubarek ruhunu vesile ederek, Cenab-i Hakdan yardim di- 
ledim. [Imam-i Muhammed Busayri, 695 [m. 1295] de vefat etmis- 

-116- 



dir.] Disan cikmca, Serezli Ahmed Beg adinda birisi ile karsilas- 
dim. Beni anyormus. (Efendim, Osmanh devlet adamlanndan 
Sa'id Muhib efendi "rahime-hullahii teala" yola cikdigmizi isitip, 
sizi gormekle sereflenmek istiyor. Zahmet buyurup, gelirseniz, cok 
sevinecekdir) dedi. Konaga gitdik. Muhib efendi, biiyiik bir neza- 
ket ile ve saygi ile karsiladi. (Kabul buyurursamz, vapurla Istanbu- 
la birlikde gidelim) dedi. Ertesi gun, Misr valisi Muhammed Ali 
pasadan "rahime-hullahii teala" lie kese para geldi. Vapurla Istan- 
bula geldik. Yirmibir gun, vapurda karantinada kaldik. Cum'a gii- 
nii, vapurdan cikmca, dogru Eyyub sultana gitdim. Halid bin Zeyd 
hazretlerini "radiyallahii teala anh"' 11 ziyaret edip, kendisine garib 
bir miisafir oldugumu kalbimden gecirip, yardim etmesi icin yal- 
vardim. Eyyub cami'inde, Cum'a nemazim kildiktan sonra, ce- 
ma'at ile birlikde tiirbeye girdik. Bir yanda oturdum. Bilmedigim 
bir zat, (Nereye gidecegiz? Emr ediniz efendim!) dedi. Arkamdan, 
birisi, sirtima yumruk vurup (emr olunan yere) dedi. Yolda gider- 
ken: 

- Arkama yumruk vuran kim idi dedim. 

- Onun ismi Mahmuddur. Eyyub ehalisi, kendisine meczub der- 
ler dedi. 

- Beni nereye goturiiyorsunuz dedim. 

- Bendeniz, eski ser katib-i yari ve simdi ser asker (Harbiye na- 
zin) olan Mustafa Nuri pasanm "rahime-hullahii teala" adamryrm. 
Sizi bulmagi emr buyurdu. 

- Mustafa pasa ile tamsmryoruz. Acaba, nicin boyle emr verdi- 
ler? 

- Orasim bilemem. Admizi saygi ile soyliyerek, sizi bekledikle- 
rini bildirdiler. 

- Beni bilmez idin. Eyyubde hie bilen de yokdur. Acaba yanhs- 
hk olmasm dedim. 

- Hayir efendim! Pasa hazretleri beni gonderirken, (Bugiin Ey- 
yubde, Cum'a nemazmdan sonra, soyle mubarek bir zat bulacak- 
sin. Saygi ile, edeb ile, ahp buraya getir) dedi. Seklinizi anlatdi de- 
di. 

Bu sozleri isitince, Mustafa pasanm ma'nevi bir isaret aldigim 
dusiindiim. Karsisma cikmca, biiyiik bir nezaket ile ve edeb ile 
karsiladi. Efendim, benim miisafirimsin. istedigin kadar kahrsm. 



[1] Halid bin Zeyd Ensari 50 [m. 670] de Istanbulda vefat etdi. 

-117- 



Diledigin yerleri gezer, dolasir, yine gelirsin dedi. Bir odaya yer- 
lesdirdi. Emrime birkac hizmetci verdi. Ertesi gun, seyh Abdiilka- 
dir Mevlevi tekkesinin ziyaret giinil imis. Gidip bir yanda otur- 
dum. Biri gelip edeb ile, (Efendi hazretleri! Mubarek isminiz ne- 
dir? Ne zeman geldiniz? Kimin yamnda musafirsiniz?) dedi. Ce- 
vablanmi dinleyip gitdi. Aksam doniisde, Mustafa pasa hazretle- 
rine bu sorulan anlatdim. (Yiice padisahimiz "rahime-hullahii te- 
ala", bugiin orasini sereflendirdiler. Kendileri Mekke-i miikerre- 
me ve Medine-i miinevverede bulunan muslimanlan cok sever ve 
sayarlar. Soran kimsenin padisahimiz efendimiz tarafmdan gon- 
derilmis olmasim samrim) buyurdu. Padisahimizm mubarek yuzii- 
nii gormekle sereflenebilir miyim dedim: Evet, Cum'a nemazi kil- 
diklan selamliga giderseniz, o serefe kavusabilirsiniz dedi. Beni, 
Cum'a selamligma gonderdi. Selamlik merasimi, Beglerbegi Ca- 
mi'i serifinde idi. Bir yana dump, sultamn mubarek cemalini gor- 
mek icin bekledim. Padisahimizm hakki goren mubarek gozleri, 
bu asik fakire ilisince, sahlanarak giden atim durdurdu. Ser asker 
pasayi gonderdi. Ser asker pasa gelip, (Iski efendi! Padisahimiz se- 
lam soylediler! Size iicyiiz kurus ma'as irade buyurdular. Coluk 
cocugu diisunerek iiziilmesin! istanbulun her yerini gezsin, gorsiin 
buyurdular) dedi. Sultan Abdiilmecid han "rahime-hullahii teala" 
efendimizin bu sahane fermanlannm, her zeman isitmis oldugum 
kesf ve kerametlerinden biri oldugunu anhyarak, coluk cocuk dii- 
siincesinden kurtuldum. Birkac ay sonra, Medine-i mlinevvereye 
dondiim. Coluk cocugumu rahat ve sevinc icinde buldum. Meger, 
Padisah Abdiilmecid han "rahime-hullahii teala" hazretleri, be- 
nim adim ile, coluk cocuguma iicbin kurus gondermis. Arkamdan 
da, yedi bin kurus daha gondererek, hepimizi sevindirdiler. Biitiin 
miislimanlar gibi, biz de, her nemazda o mubarek padisaha diia 
eyledik. Abdiilmecid han "rahmetullahi aleyh" 1 ' 1 hazretlerinin ih- 
sanlanm ve kerametlerini anlatmakla sereflenmek icin, su kit'ayi 
her yerde okur oldum: 

Sehinsah-i mu'azzam hazret-i Abdiilmecid nana, 

Nasil arz-i hal eylesem diye diisdiimdu feryada, 

Kerameti cok, ihsam bol, ol sah-i cihan ara, 

Gonliimii anladi, bildi, bir fakir gelmis iiftade. 

Kerametidir beni kaldirdi hak-i mezelletden, 

Mu'azzez eyledi fakiri, ragmen cesm-i hiissade. 



[1] Abdiilmecid han 1277 [m. 1861] de vefat etdi. 

-118- 



Iski efendinin gitmis oldugu Besiktas Mevlevi-hane tekkesi idi. 
Sonradan, Eyyubde Behariye caddesindeki tekkeye tasinmisdir. O 
zeman, tekke seyhi Abdiilkadir dede imis. 

Iski efendi, biiyiik bir zat olmahdir. Ciinki, Hucre-i se'adet 
oniinde her ne dilemisse, kabul olmusdur. Bahriye stirasi katible- 
rinden haci Tevfik beg "rahime-hullahii teala", Medme-i miinev- 
verede iken, gozleri pek agnmisdi. Hucre-i se'adeti ziyaret edip, 
agridan kurtulmasi veya istanbula gitmesi icin diia etmis, evine 
donmusdii. Arkasmdan evine Iski efendi gelip gozlerine okumus, 
iiflemis, agn hemen kalmamisdir. 

Istanbullu bir kimse yedi sene Medmede kalip, her gun (Rav- 
da-i miitahhera) denilen yerde (Delail-i hayrat) kitabmi okurdu. 
Fekat Delail-i serifi, ne zeman okumaga baslasa, ustii temiz, giizel 
kokulu, sakali, biyigi siinnete uygun olarak kesilmis bir ihtiyan ya- 
mnda goriirmiis. istanbula donecegi zeman, Hucre-i se'adetin 
oniinde diia ederken, (Ya Resulallah! Biliyorsun ki, bu mubarek 
yerde, her giin Delail-i serif okuyup bitirdim. Kabul oldugunu an- 
hyamadim. O mubarek kitabi okurken, acaba gerekli saygiyi yapa- 
madim mi?) dedi. Bir kenara oturdu. Uyuyuverdi. Rii'yada, Resu- 
lullah "sallallahu aleyhi ve sellem" efendimizin (Muvacehe-i 
se'adet) penceresinden bir kase sut ihsan buyurdugunu gorerek, 
hemen ahp icer, uyandigi zeman, yamnda o giizel kokulu ihtiyar 
goriinerek (afiyet olsun kardesim) der ve gider. 

Resulullahi "sallallahu aleyhi ve sellem" vesile ederek yapilan 
diialarm kabul oldugunu bildiren ve misaller veren, nice kitablar 
yazilmisdir. Ebu Stileyman Daviid Sazilmin "rahime-hullahii te- 
ala" (Beyan-i intisar) kitabinda sasilacak cok seyler yazihdir. Ebu 
Siileyman Daviid Sazili iskenderi 732 [m. 1332] de vefat etdi. Ma- 
lik! idi. 

Ibni Muhammed Esbili "rahime-hullahii teala" diyor ki, ispan- 
yada Girnata sehrinde, eski bir arkadasimm evinde miisafir idim. 
Arkadasim hasta oldu. Yasamasindan iimmid kesildi. O zeman ve- 
zir olan Ibniil-Hisal "rahime-hullahii teala" hastayi ziyarete geldi. 
Hucre-i se'adete gotiiriip birakmak iizere bir mektiib yazdi. Hasta- 
nm iyi olmasi icin Resulullahdan "sallallahu aleyhi ve sellem" yar- 
dim diledi. Hasta, birkac giin sonra iyi oldu. 

(Sakayik-i Nu'maniyye) 1 ' 1 kitabmm tercemesinde ikinci cildde 



[1] Sakayik miiellifi Taskoprii-zade Ahmed bin Mustafa 968 [m. 1561] de 
Istanbulda vefat etdi. 

-119- 



diyor ki, Osmanh devletinin ilk Seyh-ul-islami ve zemamnm mii- 
ceddidi olan biiyiik islam alimi Mevlana Semseddin Muhammed 
bin Hamza Fenarinin "rahime-huilahu teala" gozlerine perde gel- 
di. Goremez oldu. Bir gece, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" efendimiz (Taha suresini tefsir eyle!) buyurdukda, (Yiiksek 
huztirunuzda, Kur'an-i kerimi tefsir etmege giiciim olmadigi gibi, 
gozlerim de gormiiyor) demis. Peygamberlerin tabibi olan Resu- 
lullah efendimiz, mubarek hirkasmdan bir parca pamuk cikarip, 
mubarek tiikriigii ile lslatdikdan sonra, gozleri iizerine koymusdur. 
Molla Fenari uyanip, pamugu gozlerinin iistiinde bularak kaldir- 
mis, gormege baslamisdir. Allahii tealaya hamd ve silkr etmisdir. 
Pamuk-ipliklerini saklayip, oldiigii zeman gozleri iizerine konma- 
sini vasiyyet etmisdir. 834 [m. 1431] de Bursada vefat edince, vasiy- 
yetini yerine getirdiler. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizi vesile ede- 
rek Allahii tealaya yapilan diialar kabul oldugundan, miislimanla- 
nn halifesi, hazret-i Omer "radiyallahti teala anh", Medinede kit- 
hk olunca, Abbas bin Abdul Muttalibi "radiyallahii teala anh" ve- 
sile edinerek yagmur diiasina cikdi ve (Ya Rabbi! Sevgili Peygam- 
berini "sallallahii teala aleyhi ve sellem" vesile yaparak dtia ederiz! 
Resuliiniin muhterem amcasi hurmetine, senden yagmur isteriz! 
Dtiamizi kabul buyur!) demisdir. 

Hazret-i Omer "radiyallahii anh" halife iken, bir daha kithk ol- 
musdu. Ka'b-iil-Ahbar "rahime-hullahu teala" hazretleri, (Ya 
Emirel mii'minin"! israil ogullan zemamnda, kithk olunca, Pey- 
gamberleri vesile ederek dtia olunurdu) dedi. Bunun iizerine, haz- 
ret-i Omer, Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" minbe- 
rine cikip, (Ya Rabbi! Peygamberinin amcasim vesile ederek sana 
yalvanriz ve onun hurmeti icin senden magfiret ve ihsan dileriz) 
demisdir. Cema'ate doniip, (Rabbinize diia ediniz! O, dtialan ka- 
bul edicidir) demisdir. Halifenin bu emri iizerine, hazret-i Abbas, 
uzun bir diia yapdi. Diia bitmeden once, yagmurdan Medine so- 
kaklan sudan gecilemez oldu. O gun, hazret-i Abbasm adi (Saki-i 
Harameyn) oldu. Resulullahm sairi olan Hassan bin Sabit "radi- 
yallahii anhiima" o gun, hazret-i Abbasi oven bir si'r okudu. 

Abbasi halifelerinin ikincisi Ebu Ca'fer Mensur,' 11 Mescid-i 
Nebevi icinde imam-i Malik "rahime-hullahu teala" ile konusuyor- 
lardi. Ey Mensur! Burasi Mescid-i se'adetdir! Hafif sesle soyle! 



[1] Ebu Ca'fer 158 [m. 773] de Mekkede vefat etdi. 

-120- 



Hak teala, Hucurat suresinde mealen, (Sesinizi Resulullahin sesin- 
den flaha yiiksek yapmayiniz!) buyurarak bir cema'ati azarlamis- 
dir. (Resulullahin yaninda hafff sesle konusanlar) ayet-i kerimesi 
ile de, hafif konusanlan ovmiisdiir. Resulullaha, oldiikden sonra 
saygi gostermek, sag iken saygi gostermek gibidir dedi. Mensur, 
boynunu bukerek, ya Eba Abdullah! Kibleye karsi mi durmali, 
yoksa Kabr-i se'adete karsi mi durmali dedi. Imam-i Malik hazret- 
leri, Resulullahdan yuzunu cevirme! Kiyamet guniiniin sefa'atcisi 
olan o yiice Peygamber "sallallahii teala aleyhi ve sellem", Kiya- 
met giinii, senin ve baban Adem aleyhisselamin kurtulmasi icin 
vesile olacakdir. Kabr-i se'adete donerek ve Resulullahin muba- 
rek ruhuna sanlarak sefa'at dilemelisin! Nisa suresinde altmisii- 
cuncti ayetinde mealen, (Nefslerine zulm edenler, sana gelip, Al- 
lahii tealadan afv dilerse ve Resuliim de, onlar icin afv dilerse, Al- 
lahii tealayi, tevbeleri kabul edici ve merhamet edici bulurlar) bu- 
yuruyor. Bu ayet-i kerime, Resulullahi vesile edenlerin tevbeleri- 
nin kabul olunacagim soz vermekdedir dedi. Bunun iizerine, Men- 
sur, oldugu yerden kalkip, Hucre-i se'adet oniinde durdu. (Ya 
Rabbi! Bu ayet-i kerimede, Resuliinii vesile edenlerin tevbesini 
kabul edecegine soz verdin. Ben de, yiice Peygamberinin "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" yiiksek huzuruna gelip Senden afv diliyorum. 
Kendisi sag iken afv dileyip afv buyurdugun kullarm gibi, beni de 
afv eyle! Ya Rabbi! Nebiyyiir-rahme olan yiice Peygamberini ve- 
sile edinerek sana yalvanyorum. Ey Peygamberlerin en iistiinii 
olan Muhammed aleyhisselam! Sana tevesslil ederek, Rabbime 
yalvardim. Ya Rabbi! O yiice Peygamberi bana sefa'atci eyle!) di- 
yerek yalvarmaga basladi. Arkasi kibleye, yiizii (Muvacehe-i 
se'adet) penceresine karsi ayakda dump, diia eyledi. Minber-i ne- 
bevi sol tarafmda kalmisdi. 

DIKKAT - Imam-i Malikin 1 ' 1 Mensur halifeye "rahime-humul- 
lahii teala" verdigi nasihat (Hucre-i se'adet) oniinde diia edenle- 
rin cok uyamk olmalan lazim geldigini gostermekdedir. O maka- 
ma uygun edebi ve saygiyi gosteremiyecek olanlann, Medine-i 
miinevverede cok kalmalan dogru olmaz. imam-i a'zam Ebu Ha- 
nife "rahmetullahi aleyh", (Biz Bagdadda, kalbimiz burada ol- 
mak; biz burada, kalbimiz Bagdadda olmakdan daha iyidir) bu- 
yurdu. 

Anadolu koyliilerinden biri, Medine-i miinevverede senelerce 



[1] Malik bin Enes bin Malik bin Ebf Amir Esbahi 179 [m. 795] de Medi- 
nede vefat etdi. 

-121- 



kahms, evlenmis ve Hucre-i se'adetde belli bir hizmet yaparmis. 
Atesli bir hastahga yakalanmis. Cam ayran istemis. Eger koyiimde 
olsaydim, yogurtdan ayran yapdinp icerdim, diisuncesini gonlun- 
den gecirmis. O gece, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", 
(Seyh-ul-Harem) efendiye rii'yada goriiniip, o kimsenin yapdigi 
isin baskasma verilmesini emr buyurmus. Seyh-ul-Harem, Ya Re- 
sulallah! O hizmeti, iimmetinden filan kimse yapmakdadir deyin- 
ce, (O kimseye soyle! Koyiine gidip, ayran icsin!) buyurmusdur. 
Ertesi giin, bu emr bildirilince, koylii bas ustiine diyerek memleke- 
tine gitmisdir. 

Yalmz goniilden gecen bir diisiince, bu kadar zarar verince, Al- 
lah korusun, saka bile olsa, uygunsuz bir soziin yahud edebe uymi- 
yan bir hareketin ne biiyiik bir zaran olacagim bundan anlamali- 
dir. 

Hucre-i se'adeti ziyaret edenlerin cok uyamk olmalan lazim- 
dir. Gonliinde diinya diisiinceleri bulunmamahdir. Muhammed 
aleyhisselamin nurunu ve derecesinin yiiksekligini diisiinmelidir. 
Diinya islerini ve biiyiik kimselerle goriisup faide saglamagi ve 
alls veris diisiinenlerin diialan kabul olmaz. Dileklerine kavusa- 
mazlar. 

Hucre-i se'adeti ziyaret etmek cok serefli bir ibadetdir. Buna 
inanmiyanlann, miislimanlikdan cikmalarmdan korkulur. Ciinki 
bunlar, Allahii tealaya ve Onun Resuliine ve biitiin muslimanlara 
karsi gelmis olur. Maliki alimlerinden birkaci, Resulullahi "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" ziyaret etmek vacibdir demis ise de, 
miistehab oldugu sozbirligi ile bildirilmisdir. 

10 - Kitabm ikiyiizsekizinci sahifesinde diyor ki: (ibni Kayyim-i 
Cevziyye dedi ki, sirkin cesidleri vardir: Muhtac oldugu seyleri 
oliiden istemek, oliilerden istigase etmek de sirkdir. Olii is yapa- 
maz. Kendine lazim olan seyi yapamaz ve zarar veren seyi gidere- 
mez ki, baskalanna faidesi olsun. Kendisi icin Allaha sefa'at et- 
mesini oliiden istemek de sirkdir. Allah izn verirse, olii sefa'at 
edebilir. Onun oliiye yalvarmasi, Allahm izn vermesi icin sebeb 
olmaz. Bu miisrik, izne mini 7 olan birseyile sefa'at istemekdedir) 
diyor. 

Halbuki, Allahii tealamn sefa'at edemiyeceklerini bildirdigi 
seylerden, ya'ni putlardan, tapimlan, serik edilen seylerden, se- 
fa'at istemek yasak edilmisdir. Peygamberlerin "aleyhimiissaleva- 
tii vetteslimat", Velilerin, alimlerin "rahime-hiimullahii teala" se- 
fa'at edecekleri bildirilmisdir. Bunlarm sefa'at etmeleri icin, ken- 
dilerine yalvarmak, Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere inanmis 

-122- 



olmagi gostermekdedir. Evet, sefa'at, Allahii tealamn izn vermesi 
ile olacak. Fekat, izn verecegi kimseleri, Kur'an-i kerim ve hadis-i 
serifler bildirmekdedir. Bunlar da, dilediklerine, razi olduklanna, 
sefa'at edeceklerdir. (Vedduha) suresinde, (Rabbin sana, razi ol- 
dum deyinceye kadar, her istedigini verecek) buyurmasi da, bunu 
gostermekdedir. imam-i a'zam Ebu Hanife "rahime-hullahii te- 
ala" [1] (Fikh-i ekber) kitabinm ondordiincii maddesinde, (Peygam- 
berler ve alimler, salihler, biiyiik giinahi olanlara sefa'at edip, Ce- 
hennemden kurtaracaklardir) buyurdu. (Fikh-i ekber)in, (Kavl-iil- 
fasl) serhinde, bu hususda genis bilgi vardir. 

Evliyaya yalvarmak, Allahii tealamn, onlara izn vermesi icin 
degil, izn verdigi zeman bize de sefa'at etmeleri icindir. Bu inceli- 
gi anhyamiyan bir kimse, sapitmakda, sefa'at istiyen milyonlarca 
miislimana kafir damgasi basmakdadir. Resulullahm "sallallahii 
aleyhi ve sellem" mii'minlere sefa'at edecegini buyurdugunu, 
miisriklere sefa'at edilmiyecegini, kendi kitablan da yaziyor. Olii- 
lerden sefa'at istemenin sirk oldugunu kendisi uyduruyor. Bu 
miisriklere sefa'at edilmiyecegini Kur'an-i kerim bildiriyor diye- 
rek, Allahii tealamn kitabim kendine yalanci sahid gostermege 
kalkisiyor. 

11 - Kitabin ikiyiizonaltmci, ikiyiizyirminci ve ikiyiizyirmidor- 
diincii sahifelerinde, Resulullahm amcasi Ebu Talib icin gelmis o- 
lan, Kasas suresinin, (Sen sevdigini hidayete getiremezsin. Fekat, 
Allahii teala, diledigini hidayete kavu^durur) mealindeki ellialtm- 
ci ayet-i kerimesini yazip, kalbleri kiifrden, fiskdan imana ve ita'a- 
te ancak Allahii tealamn cevirecegini bildirdikden sonra: (Tesav- 
vuf biiyiiklehnden talebesinin kalbine girerek, kalbinde olanlan 
bildiklerini ve kalbini diledigi gibi cevirdiklerini soyliyenler yalan- 
cidir. Bunlara inananlar da, Allaha ve Peygamberlere inanmamis 
olur. Allahdan baska tapimlan herseye (Vesen) denir. Kabr, tiirbe 
de vesendir. Mesela, Misrhlann en biiyiik ma 'budlan Ahmed Be- 
devidir. Adi belli olmadigi gibi, bir iistiinliigii, ilmi ve ibadeti de bi- 
linmiyor. Birgiin cami'e girip, bevl yapmis. Nemaz kilmadan cik- 
mis oldugunu Sahavi, tbni Hayyandan haber veriyor. Bunu iki ci- 
handa tesarruf eder, yangmlan sondiiriir. Firtmada olan gemileri 
kurtanr samyorlar. tiah, Rab ve gaybleri bilir diyorlar. Uzakdan 
isitir ve dilekleri yapar diyor, tiirbesinin topragma secde ediyorlar. 
Amman ve Irak ehalisi de Abdiilkadir Geylaniye boyle tapimyor- 
lar. Muhyiddin-i Arabi, yeryiiziiniin en biiyiik kafiridir) diyor. 



[1] Ebu Hanife Nu'man bin Sabit 150 [m. 767] de Bagdadda sehid edildi. 

-123- 



Tesavvuf biiyiikleri, Allahu tealamn, hidayetlerini ve se'adetle- 
rini dilemis oldugu, azabdan kurtulacaklanm ezelde takdir etmis 
oldugu kimseleri tamrlar. Onlann irsadlarma sebeb olurlar. Evli- 
yaya rastlamak, o secilmis biiyiikleri tammak, onlara yalvarmak 
da, Allahu tealamn takdiri ve ihsamdir. Allahu teala, ezelde hida- 
yet takdir etmis oldugu kimseye, Ehl-i siinnet alimlerinin, tesavvuf 
biiyiiklerinin kitablarim okumak nasib ederek, se'adete ve sefa'ate 
kavusdurur. Dalaletini, felaketini dilediklerini de, zindiklarm tu- 
zaklarma dtisiiriir. Onlann bozuk kitablarim, aleak yalanlanm 
okuyarak Cehenneme siiriiklenir. Vehhabi kitabi, ismleri gecen, 
Allahu tealamn sevgili kullanna, biiyiik Velilere iftiralar yaparak, 
miislimanlara saldirmakdadir. Evet birkac cahilin ve dinini diinya 
cikarma alet eden sapigin, islamiyyete uymiyan cirkin sozii ve ha- 
reketi olabilir. Fekat, bunlan ileri siirerek, biitiin Ehl-i siinneti ko- 
tiilemege kalkismasi, hiristiyanlar kendisine tapimyor diyerek, Isa 
aleyhisselama dil uzatmaga benzemekdedir. 

Ahmed Bedevi "rahime-hullahii teala", Evliyamn biiyuklerin- 
dendir. Seyh Bermin talebesidir. Seyh Berf de, All bin Nu'aym 
Bagdadmin talebesidir. Bu da, hankalar, kerametler sahibi, serif 
Ahmed Rifa'inin yetisdirdigi biiyiik bir Velidir "rahime-hiimulla- 
hii teala". Ahmed Bedevi, seriflerdendir. Hicretin 675 [m. 1276] 
senesinde, Misrda vefat etdi. Tanta sehrindeki tiirbesini her yil 
yiizbinlerce miislimamn ziyaret ederek feyz aldiklanm ve islamiy- 
yete uymiyan hicbirsey yapilmadigmi (Mir'at-iil-Medine) kitabi, 
binkirkdokuzuncu sahifesinden baslayarak, uzun yazmakdadir. 
Abdiilkadir-i Geylani ve Muhyiddin-i Arabinin "rahime-hiimulla- 
hii teala" biiyukliiklerini de, ancak onlar gibi yiiksek olan islam 
alimleri anlamis ve yazdiklan yiizlerce kitablarmda anlatmaga ca- 
hsmislardir. imam-i Rabbaninin (Mektubat) kitabi, bu yiice Veli- 
lerin medh ve senalan ile doludur. Abdiilgani Nabliisi de "rahime- 
hullahii teala" (Hatlfka) kitabinda anlatmakdadir. 

12 - ikiyiizyirmidordiincii sahifesinde: ($a'rani, seyhi Aliyyul- 
havasm Resulullahdan bir an aynlmadigim yaziyor. Bunlar yalan- 
dir. Dogru olsaydi Peygamber gelip, Eshabi arasmdaki aynhklan 
onlerdi) diyor. Zerre kadar akh ve din bilgisi olan, boyle soyliye- 
mez. Ciinki, Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem", Eshabi ara- 
sinda olacak fitnelerin, ayrihklann hepsini haber vermisdi. Gelip 
de, bunlan onlemesi, nasil diisiiniilebilir? Sa'ranmin "rahime-hul- 
lahii teala" bildirdigi beraberlik, kesf ve miisahede idi. Bu ahmak- 
lann anladiklan gibi maddi bir sey degildi. Anlamadiklanm, bil- 
mediklerini inkar ediyorlar. (insan bilmedigi seylerin diismamdir) 

-124- 



ata sozii, burada tarn yerini bulmakdadir. Hazret-i Ebu Bekr "ra- 
diyallahii teala anh", Resulullahi "sallallahii aleyhi ve sellem" her 
an gordiigiinii soyler ve senden utamyorum derdi. Otuzikinci mad- 
deyi okuyunuz! 

13 - Yiizsekseninci sahifesinde, Imam-i Busayrmin (Kaside-i 
biirde)sinden ornek vererek: (Bu sozler Allahdan baskasma gii- 
venmek, mahluku biiyiiltmekdir. §irkdir) diyor. 

Resulullahi, Allahii teala ovmiisdur. Kendisi de, kendisini 
overek, Allahii tealamn kendisine ihsan etmis oldugu ni'metleri 
saymisdir. Bu ovmeleri, o kadar cokdur ki, Busayri hazretlerinin 
ovmesi, onlarm yamnda hie kalmakdadir. Resulullahi "sallallahii 
aleyhi ve sellem" ovmek ibadetdir. Eshab-i kiramm hepsi ov- 
miislerdir. Bunlardan Hassan bin Sabit ve Ka'b bin Ziiheyrin 
uzun medhleri meshurdur. Ka'b bin Ziiheyr, (Banet sii'ad) kasi- 
desinde, Busayriden daha cok ovmiisdii. Resulullah "sallallahii 
aleyhi ve sellem", bunu begenip, Ka'bm onceki kusurunu afv bu- 
yurmus ve mubarek hirkasim ona hediyye etmisdi. Bu hirka-i 
se'adet, simdi istanbulda Topkapi seraymdadir. Vehhabi kitabi, 
Busayrinin kasidesindeki, (Ya ekremelhalki ma If men e'uzii bi- 
hi-sivake inde hulul-i hadisil-amemi) beytini yazarak, Resulul- 
lahdan istigase sirkdir diyor. Bu beyt, (Ey biitiin yaratilmislarm 
en iistiinii ve en comerdi olan yiice Peygamber! Son nefesimde, 
sigmacagim senden baska kimse yokdur) demekdir. Vehhabi ya- 
zar, Taberaninin bildirdigi hadis-i serifi yazarak, kuldan istigase 
etmek sirkdir diyor. Bu hadis-i serifde, bir mtinafik, mti'minlere 
sikmti veriyordu. Ebu Bekr-i Siddik, gidelim, Resulullaha istiga- 
se edelim, ona sigmahm dedi. Resulullah da, (Bana istigase olun- 
maz. Allaha istigase olunur) buyurdu. Vehhabi, bu hadis-i serifi 
ileri siirerek, Ehl-i siinnete hiicum etmek cabasmdadir. Halbuki 
hadis-i serif, herkesi her zarardan koruyan Allahii tealadir. Ko- 
ruyucu sebebleri yaratan ve bu sebeblere koruma kuvvetini ve 
te'sirini veren Odur. O korumak istemese, sebebe kavusdurmaz. 
Sebeb olsa da, te'sir edemez demekdir. Hadis-i serif, (Bana sigi- 
nanlar, te'siri benden degil, Allahdan bilsin) demekdir. Hazret-i 
Ebu Bekr, boyle oldugunu bilmiyor mu idi. Elbet biliyordu. Fe- 
kat kryamete kadar gelecek olan mii'minlerin, onun bu soziinii 
yanhs anlamamalan icin, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem", onun bu kisa soziinii acikladi. Bunun icin, biitiin mti'min- 
ler, her zeman, te'siri yalmz Allahii tealadan bilirler. imam-i Mu- 
hammed Ma'sum, (Mektubat)mm birinci cildi, yiizonuncu mek- 
tubunda buyuruyor ki: Allahii teala, kendi kudretini sebebler al- 
tmda gizledi. Kudret sahibi yalmz kendisi oldugunu bildirdigi gi- 

-125- 



bi, sebeblere yapismagi emr buyurdu. Tam muslimamn, sebeble- 
re yapismasim ve sebeblere kuvvet veren yaratana giivenecegini 
bildirdi. Ya'kub aleyhisselamm bu ikisini birlikde yapdigim 
Kur'an-i kerimde bildirerek, onu ovdii. Yusiif suresinde mealen, 
(Ya'kub aleyhisselam, bizim bildirdigimizi bilir. Fekat, insanlann 
COgu, takdirin tedbire galib oldugunu bilmezler) buyurdu. Tibyan 
tefsfrinde, bu ayet-i kerimeye (Miisrikler, Allahii tealamn Evliya- 
sma ilham etdigi seyleri bilmezler) demisdir. Te'sfri sebeblerden 
bilip, Allahii tealamn kuvveti ile te'sfr etdiklerini bilmiyenler sa- 
pikdir. Sebebleri ortadan kaldirmak isteyen de, Allahii tealamn 
hikmetini bilmemis, Allahii tealamn, mahluklan bos yere, faide- 
siz yaratmis oldugunu soylemis olur. insanlan tenbellige siiriik- 
ler. Sebeblere te'sir kuvvetini Allahii tealamn verdigine inanan 
ise, hak yola kavusmus olur. Her iki tehliikeden kurtulmus olur. 
Yiizonuncu mektubun tercemesi temam oldu. Bu inceligi anhya- 
bilen, yukandaki hadis-i serifi de dogru anlayabilir. 

imam-i Muhammed bin Sa'id Busayri "rahime-hullahii teala" 
sofiyye-i aliyyenin biiyiiklerindendir. Sazili olan Ebul-Abbas-i 
Miirsinin yetisdirdigi Evliyadandir. Ebiil-Abbas-i Miirsi de, Ebiil- 
Hasen-i Sazilmin talebesidir. 695 [m. 1295] senesinde Misrda vefat 
etmisdir. Kendisine felc hastahgi geldi. Bedeninin yansi hareketsiz 
kaldi. Resulullaha tevessiil edip, insanlann en iistiinunii oven mes- 
hur kasidesini hazirladi. Rii'yada Resulullaha okudu. Cok hosuna 
gidip arkasindan mubarek hirkasini cikanp, imama giydirdi. Bede- 
ninin felcli olan yerlerini mubarek eli ile sigadi. Uyamnca, bedeni 
saglam idi. Hirka-i se'adet de arkasmda idi. Bunun icin, bu kaside- 
ye (Kasfde-i biirde) denildi. Biirde, hirka, palto demekdir. imam-i 
Busayri "rahmetullahi aleyh" sevinerek, sabah nemazma gider- 
ken, salah ve ziihd ile meshur bir zata rastladi. imama, kasideni 
dinlemek isterim dedi. Benim kasidelerim cokdur. Hepsini herkes 
bilir dedi. Kimsenin bilmedigi bu gece Resulullaha okudugunu is- 
tiyorum deyince, bunu hie kimseye soylemedim. Nerden anladm 
dedi. O zat da, imamm rii'yasim, oldugu gibi haber verdi. Vezir Be- 
haeddin bu kasideyi isitince, hepsini okutup, saygi ile ayakda din- 
ledi. Hastalara okununca, iyi olduklan, okunan yerlerin derdler- 
den, belalardan emin olduklan goriildii. Faidelenmek icin, inan- 
mak ve halis niyyet ile okumak lazimdir. 

Kaside-i biirde, on kismdir: 

Birinci kism, Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" olan sev- 
ginin kiymetini bildirmekdedir. 

Ikinci kism, insanin nefsinin kotiiliigunii anlatmakdadir. 

-126- 



Uciincii kism, Resulullahi ovmekdedir. 

Dordiincii kism, Resulullahm "sallallahil aleyhi ve sellem" 
diinyaya tesrifini anlatmakdadir. 

Besinci kism, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" diiala- 
nnm hemen kabul oldugunu bildirmekdedir. 

Altmci kism, Kur'an-i kerfm oviilmekdedir. 

Yedinci kism, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" mi'ra- 
cmdaki incelikleri bildirmekdedir. 

Sekizinci kism, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" ci- 
hadlanm anlatmakdadir. 

Dokuzuncu kism, Allahii tealadan afv ve magfiret ve Resulul- 
lahdan "sallallahii aleyhi ve sellem" sefa'at istemekdedir. 

Onuncu kism, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" dere- 
cesinin yiiksekligi bildirilmekdedir. 

Vehhabi yazar, binlerce miislimam sehfd etmis olan zalimleri 
oviiyor. Onlann, ma'sum kanlan damhyan kihnclarim, islam mii- 
cahidlerinin mubarek kilmclarma benzetiyor da, Allahii tealamn 
yiice Peygamberini ovmegi, puta tapanlann putlanm ovmelerine 
benzetiyor. Resulullahi "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ovenle- 
re miisrik damgasi vuruyor. Kafirler putlanm hahk, ma'bud olarak 
ovmiisdii. Boyle ovmek ancak Allahii teala icin olur. Miislimanlar, 
yalniz Allahii tealayi boyle over. Resulullahi "sallallahii aleyhi ve 
sellem" overek mahluklann en iistiine cikannz. Resulullaha asik 
olan, Onu cok oven, islam alimlerinin hicbiri, o yiice Peygamberi 
hahk ve ma'bud derecesine cikarmamrs. Allahii tealayi over gibi 
ovmemisdir. Bu kitabi yazan, hak ile batih birbirinden ayiramryor. 
Kitabim, kafirleri bildiren ayet-i kerimelerle ve hadis-i seriflerle 
doldurmus. Bunlara yanhs ma'nalar vererek, islam alimlerine sal- 
dirmakda, tesavvuf biiyiiklerine, Allahii tealamn sevdigi miisli- 
manlara miisrik ve kafir demekdedir. Bu vehhabi kitabim okuyan- 
lar, her sahifesindeki ayet-i kerimeleri ve hadis-i serifleri gorerek 
aldanmakda, bunlara verilen bozuk ma'nalan dogru sanarak fela- 
kete stiriiklenmekdedirler. 

14 - Ikiyiizotuzdokuzuncu sahifesinden bashyarak diyor ki: 
(Hadis-i serifde, insanlann en kotiisii, kiyamet kopacagi zeman di- 
h olanlardir ve kabrleri mescid yapanlardir buyuruldu. Islamiy- 
yetden once, mezarlar mescid yapilmisdi. Bu iimmetin sonra ge- 
lenleri, cahiliyye ehlinden de ileri gitmis. Sikisdiklan zeman, Alla- 
hi unutuyorlar. Oliileri ilah yapiyorlar. Oliilerin, kendilerinden is- 

-127 - 



tenilenleri yapacaklanna inamyorlar. Abdiilkadir-i Geylani l] diia 
edenleh isitir ve yardim eder diyorlar. Onun gaybi bildigini sani- 
yorlar. Halbuki, o dlmiisdiir. Boyle soyliyenler kafirdir. Kur'am in- 
kar etmis oluyorlar. ibni Kayyim, mezarlann iizerindeki kubbeleh 
yikmak vacibdir dedi. Imam-i Nevevi, her ne niyyet He olursa ol- 
sun, kabr iizerine tiirbe yapmak haramdir dedi. Mezarhklar pis ol- 
dugu icin, orada nemaz kihnmasi yasak edildi diyenler yamlmak- 
dadir. Ciinki, Peygamberlerin mezarlan pis olmaz. Ibni Hacer-i 
Hiytemi (Kebair) kitabmda, mezar iizerine kubbe yapmak biiyiik 
giinahdir. Islam hiikumet adamlarmm bu kubbeleh yikmalan la- 
zimdir. Once Imam-i Safi'inin tiirbesini yikmahdir, dedi). 

Burada da miislimanlara iftira etmekdedir. Miislimanlar, her- 
giln bes kerre, Allahii tealaya ibadet ediyor. Ona yalvanyorlar. 
Boyle olan bir kimse icin, Allahi unutuyor demek, acik bir yalan- 
cilikdir. Miislimanlar oliiye tapmmaz. Allahii tealamn sevdigi kul- 
lannm, hatta her oliiniin, mezarda isitdigini, hadis-i serifler bildir- 
digi icin, Onun mezarma gidip, Onun sebebi ile Allahii tealaya diia 
ediyorlar. Meyyitden vesile olmasmi, sefa'at etmesini istiyorlar. 
Olii her diledigini yapamaz. Diri de, her diledigini yapamaz. Fekat, 
Allahii teala, sevdigi kullannin ve en once Peygamberlerin diiala- 
nm kabul buyuracagim soz vermisdir. Miislimanlar, Peygamber- 
lerden "aleyhimiissalevatu vetteslimat" ve Evliyadan "rahime-hii- 
mullahii teala" birsey yapmalanm istemez. Allahii tealamn birseyi 
vermesi icin diia etmelerini ister. Evliya, kabr basma gelenin dile- 
digini isitir. Bunu vermesi icin, Allahii tealaya diia eder. Allahii te- 
ala da, diiasim kabul eder. 

Ibni Hacer-i Hiytemmin "rahime-hullahii teala"' 21 (Zevacir) ki- 
tabimn yiizyirmibirinci sahifesinden terceme yaparak, vehhabi ki- 
tabinin yalanlanm ortaya koyahm: ibni Hacer, hadis-i serifleri 
yazdikdan sonra buyuruyor ki: Safi'i alimlerinden birkaci, yukan- 
daki hadis-i seriflerden alarak, alti seyin biiyiik giinah olduklarim 
bildirmislerdir. Bunlardan biri, kabrleri mescid yapmakdir. Ciinki, 
hadis-i serif de, (Peygamberlerin kabrlerini mescid yapmayimz!) 
buyuruldu. Kabrleri mescid yapanlara la'net edildi ve salihlerin 
kabrlerini mescid yapanlarm, kiyamet giinii, insanlarm en kotiile- 
ri olacaklan bildirildi. Mezan mescid yapmak demek, ona karsi 
nemaz kilmak demekdir. Bunun icindir ki, Safi'i alimlerimiz Pey- 



[1] Abdtilkadir Geylani 561 [m. 1166] da Bagdadda vefat etdi. 
[2] Ibni Hacer-i Mekki 974 [m. 1566] da Mekkede vefat etdi. 

-128- 



gamberlerin ve Evliyamn mezarlanna karsi, onlara saygi olarak 
nemaz kilmak haram olur dediler. Haram olmasi icin, iki sart la- 
zimdir. Biri, kabrdekinin sayili, bilyiik bilinen kimse olmasi, ikinci- 
si, nemazm ona karsi olmasim niyyet etmekdir. Mezara kandil yak- 
mak da, oliiye saygi icin olunca, haram olur. Mezar etrafmda don- 
mek de boyledir. Bunlar saygi icin degil ise, mekruh olacagi anla- 
silmakdadir. Kabre secde ederek saygi gostermek, ona tapmmak 
olur. Bu ise biiyiik giinah, hatta kiifrdiir. Hanbeli alimlerinden 
ba'zilan, kabr yamnda saygi nemazi kilmak biiyiik giinahdir ve 
kiifre sebeb olur. Boyle yapilan tiirbeleri yikmahdir dedi. 

Ibni Hacer-i Mekki Hiyteminin "rahime-hullahii teala" (Feta- 
va-yi kiibra fikhiyye)sinin Misr baskisi, cenaze kismmda diyor ki, 
(Her meyyitin gomuldiigii umumi kabristanda, mezar iistiine tiir- 
be yapilmaz. Bunlari yikmahdir. Umumi olmiyan mezarlikdaki 
tiirbelerin yanma meyyit gommek icin tiirbeleri yikmak caiz degil- 
dir.) Onyedinci sahifesinde diyor ki, (Umumi olan kabristana tiir- 
be yapmak haramdir. Yapilmis olam yikmahdir. Vakf olan kabris- 
tanda ve sahibinden izn almadan, bunun kabristanma bina yap- 
mak da haramdir. Kendi miilklinde veya baskasimn izni ile onun 
miilkiinde tiirbe yapmak mekruhdur). Yirmibesinci sahifesinde 
diyor ki, (Umumi kabristanda tiirbe yapmak, cok yer kaphyarak, 
baskalarmm oliilerini gommelerine mani' oldugu icin haramdir. 
Umumi kabristandaki tiirbeleri yikmahdir. Safi'i alimlerinden co- 
gu "rahime-humullahii teala" bunun icin, imam-i Safi'inin "rahi- 
me-hullahii teala" tiirbesinin yikilmasina fetva vermisdir. Ciinki, 
bu tiirbe umumi kabristandadir). Gortiliiyor ki, ibni Hacer-i Mek- 
ki "rahmetullahi aleyh" her tiirbe haramdir ve yikilmahdir deme- 
misdir. 

Evliyamn kabrleri iizerine tiirbe yapmanm caiz oldugu (Ca- 
mi'ul fetava)da, (Ke§f-iin-nur)da ve (Usul-i erbe'a)da acik yazih- 
dir. 

Zevacir kitabi, ikiyiizdokuzuncu sahifesinde, gosteris icin yiik- 
sek ev yapmanm da biiyiik giinah oldugunu bildirmekdedir. Bu 
hadis-i seriflere uyarak, tiirbeleri yikmayip, Riyadda, Taifde ve 
Ciddede yapdirdiklan sefahet ve fuhs evlerini yikmalan vacibdir. 
Ikiyiizkirksekizinci sahifesinde, (Kabrleri ziyaret ediniz! Bu ziya- 
retler, sizlere ahiret giiniinii hatirlatir) hadis-i serifini yaziyor ve 
Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" mubarek annesi- 
nin kabrini ziyaret buyurdugunu bildiriyor. Fekat bu hadis-i serif 
kabrdekine istigase etmegi, ondan birsey istemegi gostermez diye- 
rek Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" ve Evliyamn 

- 129 - Kiyamet ve Ahiret - F:9 



tiirbelerini ziyaret etmegi kafirlerin mezarlara tapmmalarma ben- 
zetmege kalkisiyor. 

15 - ikiyiizellidokuzuncu sahifesinde, (Mescid-i nebeviye ne- 
maz kilmak icin girenin, selam vermek icin, kabre gitmesi yasakdir. 
Mescide hergirisde, kabr-i Nebiye gitmege, imam-i Malik mekruh- 
dur dedi. Sahibe ve Tibiln mescide gelir. Nemaz kilar ve cikarlar- 
di. Selam vermek icin kabre gelmezlerdi. Ciinki, islamiyyetde boy- 
le birsey emr edilmemisdir. Meyyitin ruhunun, kendi seklinde go- 
riinmesi yalandir. Boyle goriinmek, yalmz Mirac gecesi olmusdur. 
Eshabm yapmadiklanm, sonra gelenler yapdilar. Eshabdan birka- 
ci, yalmz uzakdan gelince, yalmz selam vermek icin kabre ugrardi. 
Abdullah ibni Omer yoldan gelince, kabre ugrar selam verirdi. 
Baskasmm boyle yapdigi goriilmedi. Ahmed Rifalnin Peygambe- 
rin elini opdiigii yalandir, uydurmadir. Hucre-i se 'adet oniinde diia 
ederken, kabre donmeyip kibleye donmek lazim oldugu sozbirligi 
He bildirilmisdir. Hucre-i se'adeti ziyaret icin, uzak yerlerden gel- 
mek hadis He yasak edilmisdir) diyor. 

(Mir'at-i Medine) kitabmda diyor ki: 

Hadis-i serif de, (Kabrimi ziyaret edene sefa'atim vacib oldu) 

buyuruldu. Bu hadis-i serffi ibni Huzeyme ve Bezzar ve Ali Dare- 
Kutni 1 ' 1 ve Siileyman Taberani 12 ' "rahime-humullah" haber ver- 
mekdedir. Bezzar hazretlerinin bildirdigi baska bir hadis-i serifde, 
(Kabrimi ziyaret edene sefa'atim halal oldu) buyuruldu. Miislim-i 
serifdeki ve Ebu Bekr bin Mekkarinin "rahime-hullahu teala" 
(Mu'ceme) kitabinda bildirilen hadis-i serifde, (Bir kimse beni zi- 
yaret etmek icin gelse ve baska birsey icin niyyeti olmasa, kiyamet 
giinii, ona sefa'at etmemi hak etmis olur) buyuruldu. Bu hadis-i se- 
rif, Resulullahi "sallallahii aleyhi ve sellem" ziyaret etmek icin Me- 
dine-i miinevvereye gelenlere, sefa'at edecegini haber vermekde- 
dir. 

imam-i Taberaninin ve Dare-Kutninin ve diger hadis imamla- 
nnm "rahime-humullahii teala" bildirdikleri hadis-i serifde, (Hac 
edip kabrimi ziyaret eden kimse, beni diri iken ziyaret etmis gibi 
olur) buyuruldu. ibni Cevzi "rahime-hullahu teala" de, bu hadis-i 
serifi haber vermekdedir. Dare-Kutninin haber verdigi baska bir 
hadis-i serifde, (Hac edip de, beni ziyaret etmiyen kimse, beni in- 
citmis olur) buyuruldu. Bu hadis-i serifi imam-i Malik "rahime- 



[1] Dare-Kutni 385 [m. 995] de vefat etdi. 
[2] Taberani 360 [m. 971] de vefat etdi. 

-130- 



hullahii teala" de bildirmisdir. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve 
sellem" ziyaret olunmak istemeleri, iimmetinin, bu yoldan da se- 
vab kazanmalan icindir. Imam-i Beyhekinin haber verdigi hadis-i 
serifde, (Bir kimse bana selam verince, Allahii teala, i iiliiiiini geri 
verir. Onun selamina cevab veririm) buyuruldu. Imam-i Beyheki, 
bu hadis-i serife dayanarak, Peygamberler mezarlarmda diridirler 
buyurdu. Mubarek ruhunun geri verilmesi demek, yiiksek maka- 
mmda iken, selam verene cevab verir demekdir. 

Peygamberlerin "aleyhimussalevatu vetteslimat" mezarlarmda 
diri oldugunu bildiren hadis-i serifler o kadar cokdur ki, birbirleri- 
ni kuvvetlendirmekdedirler. Mesela, (Kabrimin yaninda, benim 
icin okunan salevati isitiiim. Uzak yerlerde okunanlar bana bildi- 
rilir) buyurulmusdur. Bu hadis-i serifi Ebu Bekr bin Ebi Seybe 
"rahmetullahi aleyhima" bildirmisdir ve alti biiyiik hadis imammm 
kitablannda vardir. 

Abdullah bin Abbas "radryallahu teala anhiima"dan ibni Ebid- 
diinyamn haber verdigi hadis-i serifde, (Bir kimse, bir tanidigimn 
kabrine ugrayip selam verse, meyyit onu tanir ve cevab verir. Ta- 
mmadigi meyyite selam verirse, meyyit sevinir ve cevab verir) bu- 
yuruldu. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", diinyamn her ye- 
rinde, aym zemanda salat ve selam edenlerin herbirine ayn ayn 
nasil cevab verir denilirse, giinesin bir anda binlerce sehre lsik sal- 
masi gibidir cevabi verilir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
hazretlerine selam verince, onu tamdigi ve cevab verdigi anlasihn- 
ca, bir musliman icin bundan biiyiik bir seref ve se'adet olabilir mi? 
Ibrahim bin Bisar "rahmetullahi aleyh", (Hac etdikden sonra, 
kabr-i se'adeti ziyaret icin Medineye gitdim. Hiicre-i se'adet oniin- 
de selam verdim. Vealeykesselam cevabmi isitdim) buyurmusdur. 
Si'r: 

Sakm terk-i edebden, kuy-i mahbiib-i Hudadir bu, 
Nazargah-i ilahidir, makam-i Mustafadir bu! 
Mura'at-i edeb sartiyle gir Nabi bu dergahe, 
Metaf-i kudsiyandir, busegah-i Enbiyadir bu! 

Hadis-i serifde, (Ben oldiikden sonra, diri iken oldugu gibi an- 
larim) buyuruldu. Baska bir hadis-i serifde, (Peygamberler kabr- 
lerinde diri olup neinaz kilarlar) buyuruldu. Bu hadis-i serifler, 
Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" kabrde, bilmedigi- 
miz bir hayat ile diri oldugunu gostermekdedir. Evliyamn biiyiik- 
lerinden Seyyid Ahmed Rifa'inin ve bircok Velilerin "rahime-hii- 
mullahii teala", Resulullaha "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 

-131- 



verdikleri selamm cevabmi isitdikleri ve Ahmed Rrfa'fnin, Resu- 
lullahm mubarek elini opmekle sereflenmis oldugu, cok saglam 
kitablarda yazilidir. Bunlara yalandir demek gunesi balcikla siva- 
maga benzer. Seyyid Ahmed Rifa'i, [512] de Basrada tevelliid, 
578 [m. 1183] de Misrda vefat etdi. Ikinci Abdiilhamid han "rahi- 
me-hullahu teala" bunun tiirbesini ve mescidini ta'mfr ve fev- 
kal'ade tezyin etdi. islam alimlerinin biiyuklerinden Celaleddm 
Abdurrahman Siiyuti "rahime-hullahii teala" (Seref-iil Muhkem) 
admdaki kitabinda muhaliflere vesikalarla cevab vermekde, Re- 
sulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" kabrinde diri olup, selam 
verenleri isitdigini isbat eylemekdedir. Bu kitabinda bildirdigi ha- 
dis-i seriflerden biri (Mi'rac gecesinde, Musa Peygamberi kabrin- 
de neniaz kilarken gordum)dur. Bu hadis-i serifi, (Hilye) kitabi- 
nm sahibi Ebu Nu'aym "rahime-hullahii teala" da bildirmekde- 
dir. Abdurrahman Siiyuti, 911 [m. 1505] de Misrda vefat etmisdir. 

Ebu Ya'lanm "rahime-hullahii teala" 1 ' 1 (Miisned)inde bulunan 
bir hadis-i serifde, (Peygamberler, kabrlerinde diri olup nemaz ki- 
larlar) buyuruldu. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" son has- 
tahginda, (Hayberde yimi$ oldugum yemegin acisini her zeman 
duyardim. O giin yidigim zehr, simdi ebherimi, ya'ni a vort damari- 
mi koparmakdadir) buyurdu. Bu hadis-i serif, Resulullahm "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" sehid olarak vefat etdigini bildiriyor. Allahii 
teala, Al-i imran suresinin yiizaltmisdokuzuncu ayetinde mealen, 
(Allah yolunda sehid olanlari, olii sanmayiniz! Onlar diridirler) 
buyurdu. Resulullah efendimizin de "sallallahii aleyhi ve sellem" 
btitiin sehidler gibi kabrinde diri oldugu buradan da anlasilmakda- 
dir. 

imam-i Siiyuti "rahmetullahi aleyh" kitabinda, (Yiiksek dere- 
cedeki Veliler "rahime-hiimullahii teala" Peygamberleri olmemis 
gibi gortirler. Peygamber efendimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" 
Musa aleyhisselami mezarmda diri olarak gormesi bir [Mu'cize] 
idi. Evliyamn da boyle gormeleri [Keramet]dir. Keramete inanma- 
mak, cahillikden ileri gelir) buyurmakdadir. 

Ibni Habban ve ibni Mace ve Ebu Daviidtin "rahime-hiimulla- 
hii teala" bildirdikleri hadis-i serifde, (Cum'a giinleri bana cok sa- 
levat okuyunuz! Bunlar, bana bildirilir) buyuruldu. Oldiikden 
sonra da bildirilir mi denildikde, (Toprak, Peygamberlerin viicu- 
diinii curiitmez. Bir iiiii'min bana salevat okuyunca, bir melek ba- 



[1] Ahmed Ebu Ya'la 307 [m. 920] de Musulda vefat etdi. 

-132- 



na haber vererek, iimmetinden falan oglu filan, sana selam soyledi 
ve diia etdi der) buyurdu. Bu hadis-i serifler, Peygamberimizin 
"sallallahti aleyhi ve sellem" mezannda, diinyadakilerin bilemedi- 
gi bir hayat ile diri oldugunu gostermekdedir. Zeyd bin Sehl "radi- 
yallahii anh" buyurdu ki, bir gun Resulullahm "sallallahil aleyhi ve 
sellem" huzurunda oturuyordum. Mubarek yiizii giiliiyordu. Nicin 
tebessiim buyurduklanni sordum. (Nasd sevinmiyeyim? Biraz on- 
ce Cebrail aleyhisselam miijde getirdi: Allahii teala buyurdu ki, 
iimmetinden biri sana bir sale vat soyleyince, Allahii teala, ona kar- 
sihk on salevat eder dedi) buyurdu. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" diri iken, Eshabma Al- 
lahii tealamn bir rahmeti oldugu gibi, oldiikden sonra da biitiin 
iimmeti icin, biiyiik ni'metdir. iyiliklere sebebdir. 

Mehal bin Amr diyor ki, bir gun Sa'id bin Miiseyyib ile birlik- 
de "rahime-humullahii teala" Umm-i Seleme "radiyallahii anha" 
validemizin odasimn yamnda oturuyordum. Bircok kimse ziyaret 
icin Hucre-i se'adet onune geldiler. Sa'id, bunlara sasip, ne kadar 
ahmak adamlar! Resulullahi "sallallahii aleyhi ve sellem" kabrde 
samyorlar. Peygamberler kabrlerinde kirk giinden ziyade kahrlar 
mi? dedi. Halbuki Sa'id Medmedeki Harre denilen felaket giiniin- 
de, Kabr-i se'adetden ezan sesi isitdigini haber vermisdir. Hazret-i 
Osman "radiyallahii teala anh" evi sanldigi zeman, (Ben Medine- 
den ve Resulullahm yamndan ayrihp baska yere gitmem) buyur- 
musdur. Mehal bin Amrm Sa'idden isitdim dedigi soz dogru olsay- 
di, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" kabrini ziyaret icin ca- 
girmazdi. Soyle ki: Bilal-i Habesi "radiyallahii teala anh" Kudiisiin 
fethinden sonra, rii'yasinda Resulullahdan "sallallahii aleyhi ve 
sellem" aldigi emr iizerine Medmeye gelip, Kabr-i se'adeti ziyaret 
etdi. Miislimanlarm halifesi olan Omer bin Abdiil'aziz "radiyalla- 
hii teala anh" Samdan Medmeye hususi me'murla salat ve selam 
gonderirdi. Hazret-i Omer "radiyallahii anh" Kudiisii aldikdan 
sonra, Medine-i miinevvereye doniince, once Hucre-i se'adete gi- 
rip, Resulullahi ziyaret etdi ve salat ve selam soyledi. [Sa'id bin 
Miiseyyib, Medmedeki yedi meshur alimden biri olup, 91 [m. 710] 
de Medinede vefat etmisdir.] 

Yezid bin Mehri diyor ki, Samdan Medineye gidiyordum. Misr 
valisi olan Omer bin Abdiil'azize "radiyallahii teala anh" m ugra- 
dim. Bana dedi ki, ey Yezid! Resulullahi ziyaret se'adetine kavus- 



[1] Omer bin Abdiil'aziz 101 [m. 720] de sehid edildi. 

-133- 



dugun zeman benden salat ve selam soylemeni rica ederim! 

Abdullah ibni Omer "radiyallahii anhuma", her seferden do- 
niisde, Hucre-i se'adete girer, once Resulullahi "sallallahii aleyhi 
ve sellem", sonra hazret-i Ebu Bekri, ondan sonra babasi hazret-i 
Omeri "radiyallahii teala anhuma" ziyaret edip, her birine selam 
verirdi. Bunu, imam-i Nafi' "rahime-hullahii teala" haber vermek- 
dedir. Dogru oldugunu (Feth-ul Mecid) vehhabi kitabi da yaz- 
makdadir. Hem, Peygamberin kabrini ziyaret etmek, islamiyyetde 
bildirilmemisdir diyor. Hem de, yalmz Abdullah bin Omer ziyaret 
ederdi diyor. Baskalan ziyaret etmedi diyor. Halbuki, Eshab-i ki- 
ramm cogunun "radiyallahii teala annum ecma'm" ziyaret etdik- 
leri, kiymetli kitablarda bildirilmisdir. [Nafi', Abdullah bin Ome- 
rin "radiyallahii teala anhtima" azadhsi idi. 120 [m. 737] de, Medi- 
nede vefat etdi.] Abdullah ibni Omerin islamiyyetde izn verilme- 
mis bir seyi yapdigmi soylemek cirkin bir iftiradir. Kitabm yazari, 
isine geldigi zeman, Eshab-i kirami cok ovmekde, isine gelmedigi 
zeman da, boyle cok cirkin iftira yapmakdan sikilmamakdadir. 
Kabr-i se'adeti ziyaret edip, salat ve selam okumak caiz olmasay- 
di, Abdullah bin Omer "radiyallahii anhuma" boyle yapmazdi ve 
onu goren Eshab-i kiram "radiyallahii teala anhiim ecma'fn" ya- 
sak oldugunu ona soylerlerdi. Onun yapmasi ve gorenlerin ses ci- 
karmamalan, caiz ve sevab oldugunu gostermekdedir. imam-i 
Nafi' "rahmetullahi aleyh" diyor ki, Abdullah ibni Omerin Resu- 
lullahm kabri basina gelip, (Esselamii aleyke ya Resulallah!) de- 
dikden sonra, (Esselamii aleyke ya Eba Bekr!) dedigini ve sonra 
(Esselamii aleyke ya ebf) dedigini, belki yiizden fazla gordlim. 

Hazret-i Ah "radiyallahii anh", birgiin mescid-i serife girip, Fa- 
timamn "radiyallahii anha" odasi oniinde cok agladi. Sonra Huc- 
re-i se'adete girip, (Esselamii aleyke ya Resulallah) dedi. Yine ag- 
ladi. Sonra, (Aleykiimesselam ya ehaveyye ve rahmetullah) diye- 
rek, hazret-i Ebu Bekr ile hazret-i Omere "radiyallahii anhuma" 
selam verdi. Sonra cekilip gitdi. 

Bunun icin, fikh alimlerimiz "rahime-hiimullahu teala" hac vazi- 
fesini yapdikdan sonra, Medfne-i miinevvereye gelerek, Mescid-i se- 
rifde nemaz kildilar. Sonra (Ravda-i mutahhera) ile minber-i mii- 
niri ve Ars-i a'ladan efdal olan Kabr-i serifi, sonra oturduklan, yii- 
rudiikleri, dayandiklan yerleri, vahy geldigi zeman dayandiklan 
diregi ve mescid yapihrken ve ta'mir edilirken cahsan ve para ver- 
mekle sereflenen Eshab-i kiramm ve Tabi'inin "radiyallahii teala 
anhiim ecma'in" gecdikleri yerleri ziyaret ederler, gormekle bere- 
ketlenirlerdi. Onlardan sonra gelen alimler, salihler de, hacdan 

-134- 



sonra Medmeye gelirler, fikh alimlerimiz gibi yaparlardi. Bugiine 
kadar hacilar da, bunun icin Medme-i miinevverede ziyaretler yap- 
makdadirlar. 

Alimler, once Medmeye mi gitmeli, yoksa Kabr-i se'adeti hac- 
dan sonra mi ziyaret etmeli siialine baska baska cevab verdiler. Ta- 
bi'min biiyuklerinden Alkama ve Esved ve Amr bin Meymun "ra- 
hime-humullahu teala" once Medineye gitmeli dediler. islam alim- 
lerinin giinesi olan imam-i a'zam Ebu Hanife "rahime-hullahii te- 
ala" once Hac yapmak, sonra Mekkeden Medineye gitmek daha 
iyi olur buyurdu. Ebiilleys-i Semerkandinin "rahime-hullahii te- 
ala" fetvasmda da boyle yazihdir. [Ebiilleys Nasr Semerkandi, 373 
[m. 983] de vefat etmisdir.] 

Sultan ikinci Abdulhamid han "rahmetullahi aleyh" 1 ' 1 zemamn- 
da bundan dolayi Osmanh hacilannm iki bayram arasmda Medi- 
ne-i miinevvereye gidip, hac zemam gelince, Medineden Mekkeye 
gitmeleri adet olmusdur. Hacilarm bir kismi da, once Mekkeye gi- 
diyor. Arafatdan sonra Medineye gelip ziyaretleri yapiyorlar. Bu- 
radan Yenbu' iskelesine gelip vapurlara biniyorlar. Siiveys kanah 
yolu ile memleketlerine doniiyorlardi. 

(Sifa-i $erif) kitabmm yazan kadi iyad ve Safi'i alimlerinden 
imam-i Nevevi ve Hanefi alimlerinden ibni Hiimam "rahime-hu- 
mullahii teala" buyurdular ki, Resulullahm "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" mubarek tiirbesini ziyaretin cok sevab oldugu, icma'i 
iimmet ile belli olmusdur. Vacib diyen alimler de vardir. Kabr zi- 
yareti siinnetdir. Kabrlerin en kiymetlisi olan (Hucre-i se'adet)i zi- 
yaret, siinnetlerin en kiymetlisi olur. [Kadi iyad 544 [m. 1150] de 
Merrakisde, Yahya Nevevi 676 [m. 1277] de Samda, ibni Hiimam 
Muhammed Sivasi de 861 [m. 1456] de vefat etdiler.] 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" Baki kabristanim ve 
Uhud sehidlerini ziyaret ederdi. Hindistamn biiyiik alimlerinden, 
Abdiilhak-i Dehlevi "rahime-hullahii teala" 1052 [m. 1642] de ve- 
fat etdi. Farisi (Medaric-un-nubiiwe) kitabmda Uhud gazvesini 
anlatirken buyuruyor ki, Ebu Ferde "radiyallahii anh" buyurdu 
ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", birgiin Uhud sehidle- 
rini ziyaret etdi. (Ey ibadete layik olan Rabbim! Senin bu kulun 
ve Resuliin sahidim ki, bunlar senin nzam kazanmak icin sehid ol- 
dular!) dedikden sonra, bize donerek, (Bir kimse bunlari ziyaret 
ederse ve selam verirse, bunlar o selam sahibine cevab verirler. 



[1] Abdulhamid han 1336 [m. 1918] de vefat etdi. 

-135- 



Kiyamete kadar, boyle cevab verirler) buyurdu. Peygamberimiz, 
Uhud sehidlerini ziyarete gider, (Sabr etdiniz. Size selam olsun!) 

buyururdu. Hazret-i Ebu Bekr ve hazret-i Omer "radiyallahii teala 
anhiima" de, halife iken, Uhud sehidlerini ziyaret ederek, boyle 
soylerlerdi. Fatima-i Huzaiyye "rahime-hullahu teala" diyor ki, 
Uhud meydamndan geciyordum. (Ey Resuliin amcasi Hamza "ra- 
diyallahii teala anh", sana selam olsun!) dedim. (Allahin selami ve 
rahmeti ve bereketi sana olsun!) cevabini isitdim. Utaf bin Halid 
Mahzumi "rahime-hullahu teala" teyzesinden haber verdi ki, 
Uhud sehidlerini ziyarete gitmisdi. Sehidlere selam verdi. Selami- 
na cevab verdiler ve (Biz sizi tamyoruz) dediler. 

Nisa suresinin altmisiicuncii ayetinde mealen, (Onlar nefsleri- 
ne zulm etdikden sonra, gelirler. Allahii tealadan afv dilerler. Re- 
suliim de, onlar icin istigfar ederse, Allahii tealayi elbette tevbe- 
leri kabul edici ve merhamet edici olarak bulurlar) buyuruldu. Bu 
ayet-i kerime, Kabr-i se'adeti ziyaret etmegi emr etmekdedir. Bu 
ayet-i kerime, hem erkekler icindir, hem de kadmlar icindir. 
Kabr-i se'adeti ziyaret ederken, bu ayet-i kerimeyi okumamn 
miistehab oldugu bildirilmisdir. 

imam-i Ali "radiyallahii anh" buyurdu ki, Muhammed bin 
Harb Hilaliden "radiyallahii teala anh" isitdim. Dedi ki, Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem" defn olundukdan iic giin sonra, 
Hucre-i se'adeti ziyaret edip, bir koseye oturmusdum. Bir koylii 
gelip, kendini Kabr-i se'adet iizerine atdi. Kabr-i serif iistunden 
toprak ahp, yiiziine goziine sacdi. Ya Resulallah "sallallahii aleyhi 
ve sellem"! Hak teala senin icin buyuruyor, diyerek yukandaki 
ayet-i kerimeyi okudu. Ben, nefsime zulm etdim. istigfar icin seni 
vesile ediyorum, dedi. Kabr-i se'adetden bir ses gelerek, sana muj- 
de olsun! Giinahlann afv edildi dedigi isitildi. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Uhud sehidlerini ziya- 
ret icin, Medineden Uhuda tesrif etmisdir. Bundan dolayi, Kabr-i 
se'adeti ziyaret icin, Medine-i miinevvereye gitmek de elbette iba- 
det olur. Bunun cok sevab oldugunu, islam ahmleri "rahime-hii- 
mullahii teala" sozbirligi ile bildirmislerdir. 

(Yalniz iic mescide ziyaret icin gidilir) hadis-i serifi, Kabr-i 
se'adeti ziyaret icin Medine-i miinevvereye gitmenin cok sevab ol- 
dugunu gostermekdedir. Bu ziyareti yapmryanlar, bu cok sevab- 
dan mahrum kahrlar. Belki de, vacibi terk etmis olacaklardir. Bu 
iic mescidden baskasim ziyaret icin, uzak yola cikmak, Allah nza- 
si icin olursa caizdir. Baska niyyetlerle olursa haramdir. [Bu iic 
mescid: Mescid-i haram ve mescid-i Nebevi ve mescid-i Aksadir.] 

-136- 



Siial: Imam-i Hasen bin All "radiyallahii teala anh", Kabr-i 
se'adet yamnda ziyaretcilerin kabre yaklasmalanna izn vermezdi. 
imam-i Zeynel'abidin "radiyallahii anh" 1 ' 1 de, Resulullahm "sal- 
lallahti aleyhi ve sellem ", (Kabrimi bayram yeri yapmayiniz! Ev- 
lerinizi mezarhk yapmayiniz! Bulundugunuz yerde bana salat ve 
selam soyleyin! Soyledikleriniz bana bildirilir) buyurdugunu soy- 
liyerek, Kabr-i se'adete yaklasmaga izn vermezdi. Buna ne dersi- 
niz? 

Cevab: Bu sozler, (yalniz iic mescide ziyaret icin gidilir) hadis-i 
serifine uygun degildir. Fekat, bu iki imamm sozii, ziyaretde saygi- 
sizlik yapanlar icin olsa gerekdir. Hatta imam-i Malik "rahmetulla- 
hi aleyh", Kabr-i se'adet yamnda cokca oturmaga izn vermemisdir. 
Imam-i Zeynel'abidin "rahime-hullahii teala" Hucre-i se'adeti zi- 
yaret ederdi. (Ravda-i mutahhera) tarafmdaki direk yamnda du- 
mp, selam verirdi. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" mu- 
barek basimn, hucrenin bu tarafmda oldugu, bundan anlasihrdi. 
Resulullahm mubarek zevcelerinin "radiyallahii teala anhunne" 
odalan (Mescid-i se'adet) icine katilmazdan once, burasi, ziyaret 
yeri idi. Hucre-i se'adetin kapisi oniinde durup selam verirlerdi. 

Harun bin Musa Hirevi, ceddi Alkamaya sordu ki, Peygambe- 
rimizin mubarek zevcelerinin "radiyallahii teala anhunne" odalan 
Mescid-i se'adete katilmazden once Kabr-i se'adet hangi tarafin- 
dan ziyaret olunurdu? Alkama, hazret-i Aisenin vefatindan once, 
Hucre-i se'adet kapisi kapatilmamis oldugundan, bu kapi ontinden 
ziyaret olunurdu cevabim verdi. 

Hadis alimlerinden hafiz Abdiil'azim Miinziri "rahime-hullahii 
teala, (Kabrimi bayram yeri yapmayiniz!) hadis-i serifi icin, eliniz- 
den geldigi kadar sik ziyaret ediniz demekdir, dedi. Ya'ni, (Benim 
kabrimi, yilda bir iki kerre ziyaret etmekle birakmayimz! Her vakt 
ziyaret ediniz!) demekdir dedi. (Evlerinizi mezarhk yapmayiniz!) 
hadis-i serifi de, evlerinizi nemaz kilmamakla mezarliga benzetme- 
yiniz demekdir dedi. Mezarhkda nemaz kilmak caiz olmadigi icin, 
Abdul'azim-i Miinzirinin sozii dogru olmakdadir. Alimlerin cogu- 
na gore, Kabr-i se'adeti ziyaret icin, bayram giinleri gibi belli ze- 
manlar ayirmaym demekdir dediler. Yehudiler ve hiristiyanlar 
Peygamberlerin mezarlarim ziyaret etmek icin calgih, oyunlu top- 
lanti yaparlardi. Abdiil'azim Miinziri, 656 [m. 1257] de Misrda ve- 
fat etdi. 



[1] Zeynel'abidin All 94 [m. 713] de sehid edildi. 

-137- 



Bunlardan anlasilryor ki, Kabr-i se'adeti ziyaret icin gelenler, 
selam verip diia etdikden sonra, durmayip gitmelidir. Miisliman- 
lar, Kabr-i se'adeti ziyaret etmegi, ibadet ve cok sevab bilmeli. Ne 
kadar uzak olursa olsun, ziyaret icin Medfne-i miinevvereye gitme- 
li. Sik sik ziyaret etmege cahsmahdir. Ya'ni hac farizasi omrunde 
bir kerre oldugu gibi, Medfne-i miinevvereye gitmegi de, omrunde 
bir kerreye birakmamahdir. Giicii yetdikce gidip ziyaret etmeli. 
Fekat, (Hucre-i se'adet) oniinde cok durmamalidir. 

Islam alimlerinin giinesi Ebu Hanife "rahime-hullahii teala", 
miistehablarm en iistiinlerinden olan, Kabr-i se'adetin ziyareti, va- 
cib derecesine yakm bir ibadetdir buyurdu. 

Kabr-i se'adeti ziyaret etmegi adak yapanlarm, safi'f mezhebi- 
ne gore, bu adaklarmi yapmalan lazim olur. Baska mezarlan ziya- 
reti nezr edenlerin, bu adaklarmi yapmalan icin sozbirligi yok ise 
de, adaklarmi yapmalan daha iyi olur. 

Mescid-i harami yiiriiyerek ziyareti nezr edenlerin, bu adakla- 
rmi yapmalan lazimdir. Ciinki, (Mescid-i haram) icinde, hac fari- 
zeleri yapilmakdadir. (Mescid-i se'adet)de ise, Ka'be-i mu'azzama- 
dan ve Kudiisdeki (Mescid-i aksa)dan daha kiymetli olan (Kabr-i 
se'adet) vardir. Bu mubarek mescide yiiriiyerek gitmegi nezr et- 
mek, Kabr-i serifi ziyaret etmegi de niyyet etmek oldugu icin, bu 
nezri yerine getirmek de, elbet lazim olur. 

(Ka'be-i muazzama)yi ziyaret icin yapilan nezri yerine getir- 
mek dort mezhebde de lazimdir. Mescid-i se'adet ile Mescid-i ak- 
samn ziyareti icin yapilan nezri yerine getirmek lazim oldugunda 
sozbirligi olmadi. Bu aynhk, Mescid-i se'adeti ziyaret icindir. 
Kabr-i se'adeti ziyaret icin nezr yapanlarm, bu adaklarmi yerine 
getirmeleri lazimdir. 

Siial: Ebu Muhammed bin Ebu Zeydden "rahime-hullahii te- 
ala" soruldu ki, vekil olarak hacca gonderilen ve Kabr-i se'adeti de 
ziyaret etmesi emr olunan kimse, hac edip, Kabr-i se'adeti ziyaret 
etmeden geri donse, ziyaret icin, kendisine verilmis olan parayi ge- 
ri vermesi lazim olur mu? 

Cevab: ibni Zeyd "rahmetullahi aleyh" cevabmda buyurdu ki, 
bu parayi geri vermesi lazim olur. [Abdullah Ebu Muhammed bin 
Zeyd, maliki alimlerinin biiyuklerindendir. 389 [m. 999] da vefat 
etdi.] 

Kabr-i se'adeti ziyaret icin imam-i Malik "rahime-hullahii tea- 
la" buyurdu ki, Mescid-i serife girdikde, kibleyi arkaya almah, yii- 
ziinii Hucre-i se'adete karsi donmelidir. Edeb ve saygi ile, selam 

-138- 



verip, salevat-i serife okumahdir. Mescid-i serife girince, once iki 
rek'at (Tehiyye-tiilmescid) nemazi kilmahdir. Bunu (Ravda-i mu- 
tahhera) icinde kildikdan sonra, (Muvacehe-i se'adet) karsisinda 
durup, once Resulullaha "sallallahti aleyhi ve sellem", sonra haz- 
ret-i Ebu Bekre ve hazret-i Omere "radiyallahii anhiima" selam 
vermeli, sonra belli diialan okumahdir. Cunki, Resulullah "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" ve her mii'min, ziyarete gelenleri ve bunla- 
nn selamlarim, diialarim isitirler. Diledigi gibi ve hatirma geldigini 
soyleyerek diia etmek caiz ise de, alimlerin bildirdikleri belli dii- 
alan okumak daha faideli olur. 

imam-i a'zam Ebu Hanife "rahmetullahi aleyh" buyurdu ki, 
ben Medinede iken, salihlerden Eyyub-i Sahtiyani "rahime-hulla- 
hii teala" gelip, Mescid-i serife girdi. Yuziinii Kabr-i nebeviye don- 
dii. Kible arkasmda kaldi. Ayakda agladi. [Eyyub-i Sahtiyani, 131 
[m. 748] de, Basrada vefat etdi.] 

Ebiilleys-i Semerkandmin' 11 imam-i a'zam Ebu Hanifeden "ra- 
hime-hiimallahu teala" haber verdigine gore, kibleye doniiliir. 
Hucre-i se'adet arkada kahr. Seyh Kemaleddin ibni Hiimam, 
imam-i a'zam Ebu Hanifenin "rahime-hiimallahu teala" Miisne- 
dinde bildirdigi usule bakihrsa, Ebiilleys ile ona uyanlarm bildir- 
dikleri, Imam-i a'zamin onceki ictihadi oldugu anlasihr. Sonra, 
Hucre-i se'adete karsi ziyaret edilmesini bildirmisdir. Abdullah ib- 
ni Omer "radiyallahii teala anhiima" de, Hucre-i se'adete donerek 
selam vermelidir dedi. 

Ibni Cema'a "rahime-hullahii teala" (Menasik) kitabmda, 
(Kabr-i se'adeti ziyaret eden, Resulullahm mubarek basi bulunan 
koseyi sol tarafina ve kibleyi sag tarafina ahp, koseden iki metre 
kadar uzakda durmahdir. Sonra kible divarim yavas yavas arkaya 
ahp, (Muvacehe-i se'adet) penceresine karsi oluncaya kadar don- 
melidir. Tam Kabr-i se'adete doniince selam vermelidir) demek- 
dedir. [Muhammed ibni Cema'a, safi'i alimlerinden olup, 733 [m. 
1333] de Samda vefat etdi.] 

Gortiliiyor ki, Hucre-i se'adetin, Ravda-i mutahhera kosesi ile 
kible duvan arasma gelip mubarek basi sol tarafa almah. iki met- 
re uzak durmah. Sonra yavas yavas, Hucre-i se'adete dogru don- 
meli ve Kibleyi arkaya almahdir. Sonra salat ve selam verip, diia 
etmelidir. imam-i Safi'i ve baska imamlar "rahmetullahi teala a- 
leyhim ecma'm", boyle ictihad buyurmuslardir. Simdi de boyle zi- 



[1] Ebiilleys Nasr Semerkandi 373 [m. 983] de vefat etdi. 

-139- 



yaret edilmekdedir. 

Resulullahm mubarek zevcelerinin "radiyallahu teala anhun- 
ne" odalan, Mescid-i se'adete katilmadan once, Hucre-i se'adetin 
kible tarafinda yer pek azdi. Muvacehe-i se'adete karsi durmak 
gilcdii. Ziyaretciler, Hucre-i se'adetin Ravda-i mutahhera divarin- 
daki kapisi oniinde kibleye karsi durup, selam verirlerdi. Sonra 
imam-i Zeynel'abidin "rahime-hullahii teala" Ravda-i miitahhera- 
yi arkaya alip, selam verirdi. Mubarek zevcelerin odalan, mescide 
katildikdan sonra, (Muvacehe-i $enfe) penceresi oniinde durup zi- 
yaret edildi. 

Din imamlan, Medine-i miinevverede kalacaklar ve ziyaretci- 
ler icin bircok edeb ve sartlar bildirmislerdir. Bu sartlar ve edebler, 
fikh ve menasik kitablannda yazilidir. (Mir'at-iil-Haremeyn) kita- 
binin yazan Eyyub Sabri pasamn "rahime-hullahii teala" (Tekmi- 
le-tiil-menasik) kitabinda hepsi yazilidir. 

Islamiyyetde ilk yapilan ttirbe, Resulullahm medfun oldugu 
(Hucre-i muattara)dir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
efendimiz, cok sevdigi zevcesi Aise "radiyallahu anha" validemizin 
odasmda, hicretin onbirinci 11 [m. 632] senesi, Rebi'ulevvel aymm 
onikinci pazartesi giinii, ogleden once vefat etdi. Carsamba gecesi, 
bu odaya defn edildi. 

Aise "radiyallahii anha" hazretlerinin odasi, iic metre yiiksek- 
liginde, kerpicle hurma dallanndan yapilmisdi. Biri garb, oteki si- 
mal tarafinda iki kapisi vardi. Garb kapisi, Ravda-i mutahhera ta- 
rafmdadir. Hazret-i Omer "radiyallahu teala anh" halite iken, on- 
yedi senesinde, Mescid-i se'adeti genisletirken, Hucre-i se'adetin 
etrafma kisa bir tas divar cevirdi. Abdullah bin Ziibeyr "radiyalla- 
hii teala anh" halite iken, bu divan yikip, siyah tas ile yeniden sag- 
lam yapdirdi. Bu divarm iistii acik olup, simal tarafinda bir kapisi 
vardi. Abdullah bin Ziibeyr, 73 [m. 692] de sehid edildi. Hazret-i 
Hasen "radiyallahu teala anh", kirkdokuz senesinde vefat edince, 
vasiyyeti geregince, hazret-i Hiiseyn, kardesinin "radiyallahu an- 
hiima" cenazesini Hucre-i se'adet kapisma getirip, diia ve istigase 
edecegi zeman, buraya defn edeceklerini sanarak, iceri sokmasim 
istemiyenler oldu. Giirultuyii onlemek icin, iceri sokulmayip, Ba- 
kf kabristamna defn olundu. ileride boyle haller olmamasi icin, di- 
varm ve odamn kapisim divarla oriip kapatdilar. 

Emevi halifelerinin altmcisi olan Velid "rahime-hullahii teala" 
Medine valisi iken, divan yiikseltdi ve iizerini kiiciik bir kubbe ile 
ortdii. Uc kabr, disardan goriilemez ve iceri girilemez oldu. Omer 
bin Abdiil'aziz "rahmetullahi aleyh", Medine-i miinevvere valisi i- 

-140- 



ken, 88 [m. 707] de, halffe Velidin emri ile, zevcat-i tahiratm "radi- 
yallahu teala anhiinne" odalarmi yikdinp, Mescid-i se'adeti genis- 
letirken, etrafina ikinci bir divar yapdirdi. Bu divar bes koseli idi. 
Hie kapisi yokdu. 

Irakda Zengilerin idare etdigi Atabekler devletinin vezfri, 
ya'ni basvekili ve Salahuddin-i Eyyubmin 1 ' 1 amcasi oglu olan Ce- 
maleddm-i Isfeham "rahime-hullahii teala", 584 [m. 1189] sene- 
sinde, Hucre-i se'adetin dis divan etrafina sandal ve abanos agac- 
larmdan bir parmaklik yapdirdi. Parmaklik, mescidin tavanma ka- 
dar yiiksekdi. Fekat, birinci yangmda yandi. Altiyiizseksensekiz 
(688 [m. 1289]) senesinde demirden yapilrp yesile boyandi. Bu 
parmakliga (Sebeke-i se'adet) denir. Sebeke-i se'adetin kible ta- 
rafma (Muvacehe-i se'adet), sark tarafina (Kadem-i se'adet), 
garb tarafina (Ravda-i mutahhera) ve simal tarafina (Hucre-i Fa- 
tima) denir. Mekke-i miikerreme sehri, Medme-i miinevvere seh- 
rinin cenubunda oldugu icin, Mescid-i nebinin ortasmda, ya'ni 
Ravda-i mutahherada, kibleye donen kimsenin sol tarafinda 
Hucre-i se'adet, sag omuzu tarafinda ise, Minber-i serif bulunur. 

232 [m. 847] senesinde, Sebeke-i se'adetin bulundugu yer ile 
dis divarlarmin arasina ve bu yerin disma mermer dosendi. Mer- 
merler, zeman zeman degisdirildi. Son olarak sultan Abdiilmecid 
nan "rahime-hullahii teala" dosetdi. 

Hucre-i se'adetin bes koseli divarlan yapihrken iizerlerine bir 
de kiiciik kubbe yapilmisdi. Bu kubbeye (Kubbe-tiin-nur) denir. 
Osmanh padisahlarmm "rahime-hiimullahu teala" gonderdikleri 
(Kisve-i serife) bu kubbe iizerine ortulurdii. Kubbe-tiin-nur iize- 
rine gelen, Mescid-i se'adetin biiyiik yesil kubbesine (Kubbe-tul- 
hadra) denir. Sebeke-i se'adet denilen parmakhgm dis tarafina 
ortiilen kisve, Kubbe-i hadra altmdaki kemerlere asihrdi. Bu ic 
ve dis perdelere (Settare) denir. Sebeke-i se'adetin sark, garb, si- 
mal taraflarmda birer kapisi vardir. Sebeke-i se'adet icine harem-i 
serif agalanndan baska kimse giremez. Divarlann icine ise, hie 
kimse giremez. Ciinki kapilan ve pencereleri yokdur. Yalniz kub- 
be ortasmda ufak bir delik olup, tel kafes ile kapahdir. Bu deligin 
hizasmda olarak, Kubbe-i hadraya da bir delik acilmisdir. Mes- 
cid-i serif kubbesi 1253 [m. 1837] senesine kadar kursun renginde 
idi. Sultan Mahmud-i Adli hamn "rahmetullahi aleyh" emri ile 
yesile boyandi. 1289 [m. 1872] da, sultan Abdiil'aziz hamn "rah- 



[1] Salahuddin Eyyubi 589 [m. 1193] de Samda vefat etdi. 

-141- 



metullahi aleyh" 1 ' 1 emri ile yeniden boyandi. 

Mescid-i se'adeti ta'mir ve tezyfn icin sultan Abdiilmecid han 
"rahime-hullahii teala" kadar cok para hare eden ve gayret eden 
hicbir kimse olmamrsdir. Haremeyni ta'mir icin yediyiizbin altm 
sarfetmisdir. Ta'mir 1277 [m. 1861] de temam olmusdur. Hergiin 
Resulullaha bir hizmetde bulunmusdur. Bu yolda kesf ve kera- 
metleri de goriilmusdiir. Sultan Abdiilmecid han, Mescid-i nebe- 
vinin eski seklini, istanbulda Hirka-i serif cami'inde bulundur- 
mak icin emr buyurmus, bunun icin, 1267 senesinde, miihendis 
mektebi hocalanndan binbasi ressam haci izzet efendi "rahime- 
hullahii teala" Medineye gonderilmisdir. izzet efendi her yeri ol- 
cerek elliiic def'a kucultulmiis bir modelini yapip istanbula gon- 
derdi. Sultan Abdiilmecid hamn yapdirdigi (Hirka-i serif) ca- 
mi'ine kondu. 

Abdiilmecid hamn ta'mirinden sonra, kible divan ile Sebeke-i 
se'adet arasi yedibucuk metre, sark divanndan Kadem-i se'adet 
sebekesine alti metre, Sebeke-i Sami genisligi onbir metre, Muva- 
cehe-i serife sebekesi genisligi oniic metre, Muvacehe-i serife se- 
bekesi ile sebeke-i Savai arasmdaki uzunluk ondokuz metredir. 
Mescid-i nebevinin kible tarafmda genisligi yetmisyedi metre, 
Kible divanndan, divar-i Samiye kadar uzunlugu yiizonyedi met- 
redir. Hucre-i se'adet ile minber-i serif arasi olan (Ravcla-i mutah- 
hera) genisligi ondokuz metredir. Bu olciiler, bir Medine zra'i kir- 
kiki santimetre olduguna goredir. Hanefi fikh kitablanndaki ser'i 
zra ise, kirksekiz santimetredir. 

Siiud ogullarmdan Abdiil'aziz, Osmanhlarm Haremeyn-i seri- 
feyne olan mu'azzam hizmetlerini gizlemek, Osmanhlarm gozle- 
ri kamasdiran zinetli, kiymetli eserlerini yok etmek icin, 1368 [m. 
1949] tarihinde emr ederek, Mescid-i nebeviyi yeniden ta'mire ve 
tevsi'a basladilar. 1370 de baslayip, 1375 de bitirdiler. Biitiin sa- 
hasi 11648 metre-kare oldu. Bundan evvel 9000 metre-kare idi. 
Sark ve garb divarlanmn uzunlugu 128, simal divarmm uzunlugu 
91 metre oldu. Ravaklar ya'ni kemerler icinde 232 direk vardir. 
Yeni yapilan iki minareden herbiri 70 metre yiikseklikdedir. 
Mekkedeki Mescid-iil-haram 1375 [m. 1955] de genisletildi. 
29127 metre-kare iken 160168 metre-kare oldu. 7 minaresi 90 
metre yiiksekdir. Safa ve Merve tepelerinin iizerleri de ortiilerek, 
Mescid-iil-haram ile birlesdirildi. Bircok yerlerin ismlerini degis- 



[1] Abdul'aziz han 1293 [m. 1876] da sehid edildi. 

-142- 



dirip kendi ismlerini koydular. 

Medmenin bir danecik (Bakf) kabristanma ilk olarak Osman 
bin Ma'zun "radiyallahii anh" defn edildi. Resulullah "sallallahii 
aleyhi ve sellem" bu silt kardesinin kabrine mubarek eli ile biiyiik 
bir tas dikdi. Kabr tasi dikmek siinnet oldugu bundan anlasilmak- 
dadir. 

Medine-i miinevveredeki tiirbeleri mezhebsizler yikmisdi. 
Ikinci sultan Mahmud han, [11 hepsini yeniden yapdirdi. Birinci ci- 
han harbinden sonra, ingilizler burasim Osmanhlardan alip, Ab- 
dul'azize verdiler. Tekrar hepsini yikdirdi. Mubarek binalan, hat- 
ta Zemzem kuyusu iizerinde, birinci Abdiilhamid hanm "rahime- 
hullahu teala" yapdirmis oldugu san'at eseri binayi yikdilar. Resti- 
lullahin diinyaya tesrif etdigi mubarek evi de yikdilar. Yerine car- 
si yapdilar. 

Hucre-i se'adetden sonra ilk yapilan tiirbeler, Bakf kabrista- 
ninda, Resulullahm mubarek zevcelerinin kabrleri iizerine yapil- 
mis olan kubbedir. Zeyneb bint-i Cahs "radiyallahii anha" valide- 
miz pek sicak giinde vefat etmisdi. Hazret-i Omer, kabr kazihr- 
ken, cema'ati giinesden korumak icin, kabr iizerinde cadir kurdur- 
du. Cadir, uzun zeman kabr iizerinde kaldi. Bundan sonra, kabr- 
ler iizerine cadir, cardak, zemanla, tiirbeler yapildi. islamiyyetde 
ilk tabut da, yine Zeyneb validemiz icin yapildi. Hazret-i Omer 
"radiyallahii anh", cenazeye mahremlerinden baskasmm gitmesi- 
ne izn vermemis, Eshab-i kiram bundan iiziilmtisdu. Esma bint-i 
Umeys, (Habesde tabut gordiim. Cenazeyi ortiiyor) dedi. Bunun 
anlatdigi seklde tabut yapihp, biitiin Eshab ile birlikde gidilerek 
defn edildi. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimiz, her sene 
Uhud sehidlerini ziyaret ederdi. (Hurre-i Vakum) denilen yerde 
durup, sehidlere selam verirdi. Hicretin sekizinci senesinde ziyare- 
te gidince, herbirine ayri ayri selam verdi. (Bunlar sehfddir. Ziya- 
ret edenleri tamrlar. Selam verince isitir, cevab verirler) buyurdu. 
Fatima-tiiz-Zehra "radiyallahii anha" hazretleri de, hazret-i Ham- 
zamn "radiyallahii teala anh" kabrini her iki giinde bir ziyaret 
eder, yeri unutulmamak icin, isaret kordu. Her Cum'a gecesi gidip, 
uzun nemaz kilar, cok aglardi. 

imam-i Beyheki "rahime-hullahii teala" p! bildiriyor ki, Ab- 
dullah ibni Omer "radiyallahii teala anhiima" buyurdu ki, Cum'a 



Mahmud han 1255 [m. 1839] da vefat etdi. 

Beyheki Ahmed 458 [m. 1066] da Nisapurda vefat etdi. 

-143- 



gunti, giines dogmadan once, babam hazret-i Omer ile, sehidleri zi- 
yarete gitdik. Babam hepsine selam verdi. Selamma cevab isitdik. 
Bana, sen mi cevab verdin dedi. Hayir, sehidler cevab verdiler de- 
dim. Beni sag tarafma gecirip, herbirine ayri ayn selam verdi. Her 
kabrden, iicer def a cevab isitdik. Babam, hemen secdeye kapandi. 
Allahii tealaya siikr eyledi. Hazret-i Hamza ile, kizkardesinin oglu 
Abdullah bin Cahs ve Mus'ab bin Umeyr "radryallahu anhtim ec- 
ma'in" bir kabrdedir. Yetmis sehidden, geri kalanlan da, ikisi iicii 
bir kabrdedir. Birkaci da Bakf kabristamndadir. [Bu sehidlerin 
hepsinin ismleri, (Mir'at-i Medine)de yazilidir.] 

16 - Ikiyuzelliyedinci sahifesinde, (Ebu Daviidiin rivayet etdigi 
hadisde bana salevat okuyunuz! Her nerede okursaniz okuyunuz, 
bana bildirilir denildi. Demek ki, uzakda yakmda okumak arasm- 
da aynhk yokdur. Kabri bayram yeri gibi yapmaga hacet yokdur) 
diyor. 

Hucre-i se'adeti ziyarete ihtiyac olmadigim gostermek icin, Re- 
sulullahm, salat ve selamdan haber aldigim yazmis, farkinda olmi- 
yarak, kendi kendisini yalanlamisdir. Olii his etmez, duymaz diyor- 
du. Simdi de, haber aldigim yaziyor. 

Dortyiizonaltmci sahifesinde, (Oliiler kendilerine soylenileni 
duymazlar. Oliiden diia, sefa'at istemek, ona tapmmak olur) diyor. 

Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" kendisine oku- 
nulan salevatdan haberdar oldugunu yazmasi ve yukandaki yazi- 
si, birbirlerine uymamakdadir. Bundan baska, Ebu Daviiddeki 
hadis-i seriflerden birini yaziyor. ikincisini yazmak isine gelmiyor. 
Hadis alimlerinden Abdiilhak-i Dehlevi "rahime-hullahii teala", 
(Medaric-iin-nubiivve) kitabimn ucyiizyetmissekizinci sahifesinde 
diyor ki, Ebu Daviidiin Ebu Hiireyreden "radiyallahii teala anhii- 
ma" haber verdigi hadis-i serifde, (Bir kimse bana selam verince, 
Allahii teala, ruhumu bana geri verir. Onun selamini isitir, cevab 
veririm) buyuruldu. ibni Asakirin "rahime-hullahii teala" haber 
verdigi hadis-i serifde, (Kabrim yaninda, bana salevat okununca, 
o salevati isitirim) buyuruldu. 

17 - ikiyiizyetmisbir ve sonraki sahifelerinde, (Ummetimin ii- 
zerine sapik imamlar gelmesinden korkuyorum buyuruldu. Ya 'ni, 
miislimanlan sapitdiran amirler, alimler gelecek, kitaba uymiyan 
fetvalar vereceklerdir. Bunlardan bircogu derdleri, dilegi olan, 
mezanma gelsin, dilegini ona veririm derler. Ben Allaha cok yak- 
lasdim. Ibadet yapmak, benden afv edildi der. Evliya, diledigine 
yardim eder. Dilekler, onlardan istenilir. Sikisanlar, onlann dirile- 
rine ve oliilerine sanhnca se'adete kavusurlar. Onlar dilediklerini 

-144- 



yapar. Keramet gbsterirler. Levhilmahfuzu bilirler. Insanlann giz- 
li diisiincelerini anlarlar. Peygamberlerin ve Evliyamn mezarlarma 
tiirbe yapdmrlar. Bunlar, Allahdan baska seylere tapmmakdir. 
Hadisde, miinafiklar hak sozleri soyliyerek aldatirlar denildi. Ha- 
disde, iimmetimden coklan putlara tapmmadikca kiyamet kopmaz 
denildi. Kabrlere tapman, Allaha sirk edinenler, buna ne diyecek- 
ler? Son senelerde putlara tapmmak fitnesi o kadar artdi ki, kimse 
gormez oldu. Muhammed bin Abdiilvehhab ortaya cikip, bunu 6n- 
ledi. Hiikumetler buna karsi durmak istediler ise de, adi her yere 
yayildi. Buna inanan da, inanmiyan da cok oldu. Ebu Tahir diyor 
ki, SWud ogullan, Abdiilvehhab oglunun tevhid bayragim Arabis- 
tanin heryerine ulasdirdi. Sirkin yayilmasim onlemek, sirkiyok et- 
mek lazimdir. Kabrler iizerine yapilan tiirbeler de boyledir. Her 
tiirbe puthane olmusdur. Yeryiiziinde bunlari hie birakmamahdir. 
Bunlann cogu Lat ve Uzza putlan gibidir. Miislimanlann cogu 
miisrik oldu. Ummetimden otuz deccal cikacakdir hadisi meshur- 
dur. Seyyid Muhammed Siddik bin Hasen han m (Kitab-iil-iza- 
ga)smda, bu deccallardan birinin firenk habisi gulam Ahmed Ka- 
diyani oldugunu yazmakdadir. Bu hindli kafir, once Mehdi oldugu- 
nu soyledi. Sonra, hiristiyan devletin yardimi He, Peygamber oldu- 
gunu bildirdi. Abdullah ibni Ziibeyrin hilafeti zemamnda ortaya 
cikan Muhtar Sekafi de, bu deccallardan biri idi. Ehl-i beyti sevdi- 
gini, hazret-i Hiiseynin katillerinden intikam alacagim soyledi. 
Cok miisliman oldiirdii. Sonra, Peygamber oldugunu, kendisine 
Cebrail geldigini soyledi) diyor. 

Kitabm miiellifi, miislimanlann iizerine sapik, dinsiz hukumet- 
lerin ve din adamlarmm gelecegini haber veriyor. islam alimleri 
"rahime-hiimullahii teala" bu sapik din adamlarmm miislimanlan 
dogru yoldan cikardiklanm bildirmekdedir. Mezhebsizler islam 
memleketlerinde casuslar ele gecirip, bu satilmis mezhebsiz ajan- 
lar ile miislimanlan aldatiyorlar. Bozuk kitablar basdirarak, Ehl-i 
siinneti yikmaga, Ehl-i siinnetin biiyiik alimlerine, Velilerine "ra- 
hime-hiimullahii teala" leke siirmege cahsiyorlar. 

imam-i Rabbani "kaddesallahii teala sirrehtiraziz" ikiyiizelli- 
besinci mektubda buyuruyor ki, (Hazret-i Mehdi "rahime-hullahu 
teala" islamiyyeti yayacak. Resulullahin siinnetlerini ortaya cika- 
racak. Bid'at islemege ve bid'atleri muslimanhk olarak yaymaga 
ahsmis olan Medmedeki din adami, Mehdmin sozlerine sasip, bu 
adam bizim dmimizi yok etmek istiyor diyecek. Hazret-i Mehdi, 



[1] Siddik Hasen han vehhabi 1307 [m. 1891] de Hindistanda oldu. 

- 145 - Kiyamet ve Ahiret - F:10 



bu din adamimn oldtirulmesini emr edecekdir). Bu haberden 
mezhebsizlerin Medinede zuhur edecegi ve uzun zeman kalacagi 
ve hazret-i Mehdi tarafindan biisbiitiin yok edilecegi anlasilmak- 
dadir. 

Kitabm miiellifi, burada da, kafirleri, miisrikleri ve miinafiklari 
bildiren ayet-i kerimeleri ve hadis-i serifleri yaziyor. Ehl-i siinnet 
alimlerinin "rahime-hiimullahu teala" bunlara yapdiklan acikla- 
malan uzun bildirerek, dogru yolu savunucu goriiniiyor. Sonra, 
Ehl-i siinnet olan temiz miislimanlara saldinyor. Tiirbelere putha- 
ne, Evliyaya put diyebilmek icin, ayet-i kerimelere ve hadis-i serif- 
lere yanhs ma'na vermekden sikilmiyor. Te'villi olan ayet-i keri- 
melere ve hadis-i seriflere yanhs ma'na veren kimse, te'vilini bili- 
yorsa, (Bid'at sahibi), ya'ni sapik olur. Te'vile liizum olmayan acik 
nasslara yanhs ma'na vererek, islamiyyete saldiran, miislimanlara 
miisrik diyen ise kafir olur. Nasslan yanhs te'vil eden, kafir olmi- 
yor ise de, miislimanlar arasmda boliiciiluk yapiyor. Yalmz kendi- 
si miisliman imis. Asrlar boyunca gelmis gecmis milyonlarca miis- 
liman miisrik imis. Simdi yeryiiziindeki miislimanlarm cogu da olii- 
lere tapimyorlarmis. 

Hadis-i serifde bildirilen cahil, sapik imamlarm, kimler oldugu 
meydandadir. Bin seneden beri gelmis mii'minlerin dogru yolla- 
rmdan aynlarak sapitmislardir. Mtislimanlan dogru yoldan sapit- 
diran zalim devlet adamlarmm da kimler oldugunu her mii'min 
bilmekdedir. Bunlar, miisliman ve (tevhid ehli) adi ile miisliman- 
lara zulm eden, Ehl-i siinneti, dogru yoldaki mii'minleri oldiiren 
vehhabilerdir. Vehhabi yazar, Kur'an-i kerimden ve hadis-i serif- 
lerden yanhs ma'nalar cikararak, Ehl-i siinnet kitablanna uymi- 
yan fetvalar veriyor. Miislimanlara miisrik diyor. Hicbir islam ali- 
mi "rahime-hiimullahu teala", (Dilegi olan mezanma gelsin, iste- 
digini yapanm) dememisdir. Bunu, kitabm yazan uydurmakda, 
miislimanlara iftira etmekdedir. islam alimleri "rahime-hiimulla- 
hu teala", Allaha cok yaklasdim dememisdir. Allahii tealamn ken- 
dilerine ihsan etdigi kerametlerin duyulmasim bile istememisler- 
dir. En biiyiik keramet, islam dininin ahkamma, ya'ni emr ve ya- 
saklarma uymak, Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
izinde bulunmak oldugunu bildirmislerdir. Abdiilkadir-i Geylani 
"rahime-hullahii teala" talebesi ile colde giderken, hava karardi. 
Simsekler, gok guriiltiileri arasmda, bulutlardan bir ses gelerek, 
(Kulum Abdiilkadir! Seni cok seviyorum. Bugiinden sonra ibadet 
yapmagi, senden afv eyledim!) sesi isitildi. O biiyiik Veli "kadde- 
sallahii teala sirrehiil'aziz" hemen, (Kezzebte ya Kezzab!) dedi. 

-146- 



(Yalan soyledin! Ey yalanci seytan! Beni aldatamazsm. Allahm 
sevgilisi olan Muhammed aleyhisselamdan, ibadet afv edilmedi. 
Oliim hastahgmda bile, birisine dayanarak cema'ate geldi. Hicbir 
kuldan ibadet afv olunamaz!) buyurdu. Kitabin miiellifi boyle mu- 
barek Velilere "rahime-hiimullahii teala" iftira etmekden haya et- 
miyor. Tiirbelerdeki Evliyaya tevessiil etmek, yalvarmak sirkdir 
diyor. Halbuki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimiz, 
(islerinizde sasirdiginiz [bunaldigmiz] zeman, kabrde olanlardan 
yardim isteyiniz!) buyurdu. Miislimanlarm, Evliyamn kabrlerini zi- 
yaret etmeleri, onlardan yardim beklemeleri, bu hadis-i serife uy- 
duklan icindir. 

Islam alimleri "rahime-humullahii teala", bu hadis-i serife uya- 
rak Evliyamn "rahime-hiimullahu teala", kabrlerini ziyaret etmis- 
ler, feyz aldiklanm bildirmislerdir. imam-i Rabbani "kaddesallahu 
teala sirrehul'aziz" ikiyiizdoksanbirinci mektubunda buyuruyor ki, 
(Dehli sehrinde, bayram giinti, hocam Muhammed Baki billahm 
mezar-i serifini ziyarete gitmisdim. Mubarek mezarma tevecciih 
etdigim zeman, mukaddes ruhaniyyeti ile iltifat buyurdu. Bu gari- 
bi oyle oksadi ki, Hace Ubeydiillah-i Ahrardan "kaddesallahu te- 
ala sirrehul'aziz" kendisine gelmis olan feyzleri ihsan eyledi. Bu 
nisbete kavusunca, Tevhid ma'rifetlerinin hakikati hasil oldu). 

Yukandaki hadis-i serif, bircok kitabda yazihdir. Miislimanlar 
arasmda meshur olmusdur. Osmanh devletinin seyh-ul-islamlann- 
dan dokuzuncusu, biiyiik alim, miifti-iis-sekaleyn, ya'ni insanlara 
ve cinne fetvalar vermis olan Ahmed Semseddin ibni Kemal efen- 
dinin "rahime-hullahii teala" 1 ' 1 (Kirk hadfs) kitabinm tiirkce terce- 
mesi, hicretin (1316) senesinde istanbulda basilmisdir. Bu kitabin- 
da diyor ki: 

Iza tehayyertiim lil uiiiui . 
feste'inu inin ehlil-kubur! 

Ya'ni, islerinizde sasirdigimz zeman, kabrdekilerden yardim is- 
teyiniz! insamn ruhu, bedenine asikdir. Oliip, ruh bedenden ayn- 
lmca bu sevgisi yok olmaz. Ruhun bedene olan baghligi ve cek- 
mesi, oldiikden sonra yok olmaz. Oliiniin kemigini kirmak ve 
kabr uzerine basmak, hadis-i serifle, bunun icin yasak edilmisdir. 
Bir kimse, bir Velmin "rahime-hullahii teala" kabrini ziyaret edin- 
ce, ikisinin ruhu bulusurlar. Cok faide hasil olur. Kabr ziyaretine 
izn verilmis olmasi, bu faidenin hasil olmasi icindir. Bundan bas- 



[1] Ahmed ibni Kemal 940 [m. 1534] de istanbulda vefat etdi. 

-147- 



ka, gizli faideleri de yok degildir. [Ibni Abidin "rahime-hullahii te- 
ala", (Redd-iil-muhtar) kitabmm onsozlinde diyor ki, imam-i Mu- 
hammed Safi'i, imam-i a'zam Ebu Hanifeye "rahime-hiimullahii 
teala" karsi cok edebli, saygih idi. (Ebu Hanife ile bereketleniyo- 
rum. Kabri yanina gidiyorum. Guc bir siial karsismda kaldigim ze- 
man, kabri yanmda iki rek'at nemaz kilip, Allahii tealaya dua edi- 
yorum. Cevabi hemen hatinma geliyor) buyurmusdur.] Kabrdeki- 
nin ruhu ile ziyaretcinin ruhu, birer ayna gibidir. Isiklan birbirleri- 
ne aks eder. Ziyaret eden, kabre bakip, Allahii tealanm kazasina 
razi olup, ruhu bunu duyunca, ilmi ve ahlaki feyzlenir. Bu feyz, 
kabrdekinin ruhuna aks eder. Meyyitin ruhuna, cenab-i Hakdan 
gelmis olan ilm ve feyzler de, ziyaret edenin ruhuna aks eder. Sa- 
fi'i alimlerinden Alauddin Ali bin isma'il Konevi "rahime-hullahii 
teala,' 11 (El-a'lam fi-Hayat-il-enbiya aleyhimiissalatii vesselam) ki- 
tabmda diyor ki, Peygamberlerin "aleyhimiissalevatii vetteslimat" 
ve biitiin muslimanlarm ruhlan, kabrlerine ve anildiklan yerlere 
inerler. Ruhlarm, kabrleri ile baghliklan vardir. Bunun icin, kabr 
ziyareti miistehabdir. Kendilerine verilen selami isitirler ve cevab 
verirler. Hafiz, ya'ni hadis alimi Abdtilhak Esbili "rahime-hullahii 
teala" (Akfbet) kitabmda diyor ki, hadis-i serifde, (Bir kimse, tani- 
digi bir niii'iiiin karri csinin kabrine gelip, ona selam verince, niev- 
yit onu tanir ve selamina cevab verir) buyuruldu. Fahreddin Ga- 
zanfer Tebrizi diyor ki, birseyi cok diisiiniir, hie anhyamazdim. Ho- 
ca Taceddin-i Tebrizinin "rahime-hullahii teala" kabri basinda 
oturup diisiindum. Anladim. Ba'zi alimler, (islerinizcle sasircliginiz 
zeman, kabrdekilerden yardim isteyiniz) hadis-i serifindeki (kabr- 
de olanlar), (Olmeden once oliiniiz!) emrine uyarak, tesavvuf yo- 
lunda yiikselmis olan Evliyadir dediler. Ahmed ibni Kemal efendi- 
nin yazisi temam oldu. [ibni Abidm, 1252 [m. 1836] de Samda, Ab- 
diilhak Esbili Maliki, 582 [m. 1187] de vefat etmislerdir.] 

Bu hadis-i serifin aciklanmasi, (El-Besair li-miinkir-it-tevessiil-i 
bi-ehl-il-mekabir) kitabmda yazihdir. Bu kitab arabi olup, istan- 
bulda 1395 [m. 1975] de, ofset baskisi yapilmisdir. 

(Miinafiklar, hak soyliyerek, miislimanlari aldatirlar!) hadis-i 
serifi de, bu kitabm miiellifini haber veriyor. Kitaba, ayet-i kerime- 
leri ve hadis-i serifleri ve Ehl-i siinnet alimlerinin hak sozlerini dol- 
durup, aralarma sapik inanclan serpisdirmis. Resulullah "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" kabrdekilerden yardim isteyiniz buyuruyor. 
Bu ise, boyle yapanlara miisrik diyor. Bu hadis-i serifi yasak edi- 
yor. Resulullahm emrine sirk diyor. 

[1] Ali Konevi 729 [m. 1328] de vefat etdi. 

-148- 



18 - (Feth-ul-mecid) kitabinm yiizaltmissekizinci sahifesinde, 
(Evliya kerimet olarak, diri ve olii iken, istediklerine yardim eder- 
mis. $asirdiklan, sikisdiklari zeman, onlara yalvanyor, yardim isti- 
yorlar. Kabrlerine gidip, sikmtilanmn giderilmesini istiyorlar. Olii- 
lerin keramet yapacaklarmi zan ediyorlar. Bunlara Ebdal, Niika- 
ba, Evtad, Niiceba, yetmisler, kirklar, yediler, dortler, Kutb, Gavs 
gibi ismler takiyorlar. Bunlann yalan oldugunu ibniil-Cevzt n ve ib- 
ni Teymiyye bildirmekdedir. Bunlar Kur'an-i kerime karsi gel- 
mekdir. Evliyamn diri ve olii iken birsey yapacagim Kur'an red et- 
mekdedir. Herseyi yapan Allahdir. Baskalan birsey yapamaz. 
Ayet-i kerimeler, oliide his ve hareket olmadigim bildiriyor. Olii, 
kendine birsey yapamaz. Baskalarma hie yapamaz. Allah, ruhlarm 
kendi yanmda oldugunu bildiriyor. Bu zmdiklar ise, ruhlar serbest 
olup, dilediklerini yaparlar diyorlar. Bunlann keramet oldugunu 
sbylemeleri de yalandir. Kerime ti, Allah diledigi velisine verir. 
Kendi istekleri He olmaz. Sikmtih zemanlarda, onlardan yardim is- 
temek, daha cirkindir. Peygamber, melek ve veil, kimseye iyilik ve 
kotiiliik yapamaz. Diri olan kimseden maddi yardim istemek caiz- 
dir. Fekat maddi olmiyan, goriilmiyen seylericin, Allahdan baska- 
sma yalvanlmaz. Hastamn, bogulacak olamn, fakirin, Peygamber- 
lerden, ruhlardan, velilerden ve baska seylerden yardim istemeleri 
sirkdir. Bunlara keramet demek, put a tapanlarm koydugu birism- 
dir. Allahm Evliyasi boyle olmaz) diyor. ikiyiizdoksandokuzuncu 
sahifesinde: 

(Birkimse veli oldugunu soylerse, gayb olan seyleri bilirim der- 
se, bu kimse, seytamn Evliyasidir. Rahmamn Evliyasi degildir. Ke- 
ramet, Allahii tealanm miitteki kulunun elinde hasil etdigi birsey- 
dir. Diiasi He veya ibadeti He hasil olur. Velinin bunda birkuvveti 
ve arzusu te 'sir etmez. Evliya, Veli olduklarmi soylemez. Allahdan 
korkarlar. Sahabe ve Tabiln Evliyamn en yiiksekleri idi. Bunlar, 
gaybi biliriz demedi. Allah korkusundan aglarlardi. Temim-i Dari, 
Cehennem korkusundan uyumazdi. Evliyamn nasil olduklarmi 
Ra'd suresi bildirmekdedir. Boyle olan tesavvufculara Evliya de- 
nir) diyor. 

Once sunu bildirelim ki, bu son yazisinda, isin dogrusunu yaz- 
makdadir. Keski, Evliyadan yardim istemege ve tiirbelerde diia et- 
mege sirk demeseydi ve kubbeleri yikmak lazimdir demeseydi, ne 
iyi olurdu. Fekat dogru yazilan arasmda zehr saciyor. Miislimanlar 
arasmda boliiculiik yapiyor. 



[1] Abdurrahman Cevzf hanbeli 597 [m. 1202] de Bagdadda vefat etdi. 

-149- 



Veil, keramet ne demek? Bunun dogrusunu imam-i Rabbani 
"rahmetullahi aleyh"in (Mektubat) kitabinin cesidli mektublann- 
dan alarak asagida bildirecegiz: 

Keramet hakdir. Keramet, sirkden kacip kurtulmak, ma'rifete 
kavusmak, kendini yok bilmekdir. Keramet ile istidraci birbiri ile 
kansdirmamahdir. Keramet ve kesf sahibi olmak istemek, Allah- 
dan baskasim sevmek demekdir. Keramet, kurb ve ma'rifet de- 
mekdir. Kerametin cok olmasi, tesavvuf yolunda yiikselirken pek 
ileri gitmek ve inerken, inisi az olmakdandir. Keramet, yakmi kuv- 
vetlendirmek icindir. Yakm ihsan olunmus Velmin keramete ihti- 
yaci yokdur. Kalbin zikre ahsmasi yamnda, kerametin hie kiymeti 
yokdur. Evliyanm kesfinde hata olabilir. Kesfin yeri kalbdir. Sahih 
olan kesfler, hayal degildir. ilham ile kalbde hasil olur. Hayal ka- 
nsmis olan kesflere giivenilmez. Evliyanm kesfi, islamiyyete uygun 
olursa, ona gtivenilir. Boyle degilse giivenilmez. Evliyanm kesfleri, 
ilhamlan, baskalan icin huccet, sened olamaz. Fekat miictehidin 
sozti, onun mezhebinde olanlar icin huccetdir. Kesf ve keramet sa- 
hibi olmak, derecenin yiiksek olmasim bildirmez. Kesfler, tecelli- 
ler, tesavvuf yolunun yolcularmda hasil olur. O yolun sonunda 
olanlar, hayretde ve ibadetdedirler. Evliyanm online, boynu bii- 
kiik gelmelidir ki, faide elde edilebilsin. Evliyanm elbisesini edeb 
ve saygi ile giyince, cok faide hasil olabilir. Allahii teala, Evliyasi- 
m biiyiik giinah islemekden korur. Evliyadan birkaci, uzak yerler- 
de gorulmusdiir. Bu goriiniis, ruhlannm, kendi bedenlerinin sek- 
linde goriinmesidir. Evliya, kiicuk giinahdan korunmus degildirler. 
Fekat, hemen gafletden uyandinhp tevbe eder ve iyi isler yaparak, 
afv dilerler. Evliya, insanlan hem islamiyyetin acik emrlerine, hem 
de ince, gizli bilgilerine caginrlar. Evliyanm bir kismi, sebebler ale- 
mine inmemisdir. Bunlann Peygamberlik iistiinliiklerinden haber- 
leri yokdur. insanlara faideli olmazlar. Feyz veremezler. Evliyanm 
cogunda, vilayetin ustiinliikleri vardir. Kutblar, evtad ve ebdal 
boyledir. Bunlann gencleri yetisdirebilmeleri, Ali "radiyallahii te- 
ala anh"in yardimi ile olur. 

Velilerin yiikseklikleri arasmdaki farklar, Allahii tealanm bun- 
lan sevmesinin derecesine goredir. Evliyahk, zillere, golgelere ka- 
vusmak demekdir. Sevgileri ve zevkleri hep zilleredir. Evliyahk, 
Peygamberligin zillidir, golgesidir. Evliyahgi abdest gibi, nubiivve- 
ti nemaz gibi bilmelidir. Evliyahk, kotii huylardan kurtulmak de- 
mekdir. Evliyanm, kendinin Veli oldugunu bilmesi lazim degildir. 
Evliyahk verilip de, Veli oldugu bildirilmezse, hie kusur olmaz. 
Veli olmak icin, diinya ve ahiret sevgisini goniilden cikarmak la- 

-150- 



zimdir. Peygamberlik iistunliiklerinde, ahirete diiskiin olmak iyi- 
dir. Insanda, ruh aleminden gelmis olan on latife, on kuvvet vardir. 
Evliyalik ve Peygamberlik iistiinlukleri, bu on latifede olur. Evli- 
yalik, fena ve beka demekdir. Ya'ni, kalbi diinyaya duskiin olmak- 
dan kurtanp, Allahii tealaya duskiin olmakdir. Evliyalik, akl ile ve 
diisiinmekle anlasilamaz. Evliyalik, Allahii tealaya yakmhk de- 
mekdir. Mahluklan dtisiinmegi goniilden cikaranlara ihsan edilir. 
Mahluklann diisiincesini goniilden cikarmaga (Fena) denir. Evli- 
yaligm biitiin iistiinliikleri, islamiyyete uymakla hash olur. Pey- 
gamberligin iistiinliikleri ise, islamiyyetin goriinmiyen, herkesin bi- 
lemedigi inceliklerine de uyanlara verilir. Peygamberligin iistiin- 
liikleri demek, Peygamberlik demek degildir. Evliyalik dereceleri- 
nin hepsini gecip, sonuna varanlarm kesfleri ve ilham olunan bilgi- 
lerin hepsi, Ehl-i siinnet alimlerinin Nasslardan, ya'ni Kitab ve 
siinnetden anlayip bildirdikleri bilgilere tam uygun olur. Evliyalik- 
da ilerlemenin yansi yiikselmek, yansi da inmekdir. Cok kimse, 
yalniz yiikselmegi evliyalik sanmis, inise de, Peygamberlik iistiin- 
liikleri demislerdir. Halbuki, bu inis de, yiikselis gibi, evliyalikdir. 
Evliyalikda cezbe ve siiluk vardir. Bu ikisi, evliyaligm iki temel di- 
regidir. Peygamberlik iistiinliikleri icin, bu ikisi lazim degildir. Ev- 
liyalik derecelerinin sonu, kulluk makamidir. Kulluk makaminm 
iistiinde, hicbir makam yokdur. Veliler Hakka dogrudurlar. Pey- 
gamberlikde, hem Hakka, hem de halka dogru olup, birbirine en- 
gel olmaz. Evliyamn nefsleri mutmainne olmus ise de, bedendeki 
maddelerin ihtiyac ve istekleri vardir. 

Evliyalik, bes derecedir. Her biri, bes latifeden birinin yiiksel- 
mesidir. Her biri, Ulul'azm Peygamberlerden birinin yoludur. Bi- 
rinci derecesi Adem aleyhisselamm yoludur. Evliyahgi birinci de- 
recede olan bir Peygamberin evliyahgi, besinci derecede olan bir 
Velinin evliyahgmdan daha kiymetlidir. Evliyaligm (Vilayet-i has- 
sa) denilen en yiiksek derecesine kavusabilmek icin, nefsin fani ol- 
masi lazimdir. (Olmeden once oliiniiz!) emri, bu faniligi goster- 
mekdedir. Evliyalik, ya hassa [hususi] olur veya umumi olur. (Vi- 
layet-i hassa), Muhammed aleyhisselamm evliyahgidir. Onun tim- 
metinden, ona tam tabi' olan evliya da bu vilayete kavusabilir. Bu 
vilayet, tam fena ve olgun bekadir. Burada nefs fani olmus, Alla- 
hii tealadan razi olmusdur. Allahii teala da, ondan razidir. Evliya- 
ligm yiiksekligi, bes latifenin derecesine, sirasma gore degildir. En 
yiiksek derecedeki (Ahfa) latifesinin evliyahgma kavusmak, oteki 
derecelerde bulunan Evliyadan daha yiiksek olmagi gostermez. 
Evliyaligm iistiinliigii, asla yakmhk ve uzakhkla olciiliir. Kalb de- 
nilen asagi derecedeki latifenin evliyahgma kavusmus bir Veli, as- 

-151- 



la daha karib [yakm] olunca, ahfa latifesinde bulunan, fekat o ka- 
dar yakin olmiyan Veliden daha iistiin olur. Muhammed aleyhisse- 
lamin evliyahgina kavusan Veli, geri donmekden korunmusdur. 
Ya'ni bulundugu dereceyi kaybetmez. Oteki Veliler, korunmus de- 
gildirler, tehliikededirler. Evliyalik, yalmz kalbin ve ruhun fani ol- 
masi ile hasil olabilir. Fekat, bunlarm fani olmalan icin, oteki iic la- 
tifenin de fani olmalan lazimdir. Evliyamn evliyahgina (Vilayet-i 
sugra) denir. Peygamberlerin evliyahgina (Vilayet-i kiibra) denir. 
Vilayet-i sugramn sonu, enfiisdeki ve afakdaki ilerlemenin sonu- 
na kadardir. Vilayet-i sugrada, vehmden ve hayalden kurtulus 
yokdur. Vilayet-i kiibrada vehmden ve hayalden kurtulus vardir. 
Vilayet-i sugra, bes latifenin, arsm dismdaki asllanm gecdikden 
sonra baslayip, bu asllarm da asllan olan, Allahu tealamn sifatla- 
rmm zillerini, goriiniislerini gecince, biter. Vilayet-i sugra afakda 
ve enfiisde, ya'ni insanm dismdaki ve icindeki mahluklarda olur. 
Ya'ni zillerde, goriiniislerde olur. Bunda sona erenler, (Tecelli-yi 
berki)ye, ya'ni simsek gibi cakip gecen tecelhlere kavusurlar. Vi- 
layet-i kiibra, bu tecellilerin [goriiniislerin] ashnda olur. Allahu te- 
alaya yakm olan ilerlemedir. Peygamberlerin evliyahgi boyledir. 
Burada, tecelliler, daimidir. Vilayet-i sugra, (cezbe) ile (suluk)dur. 
Evliyalik kemalatma kavusmak, siiluk, ya'ni cahsarak ilerlemek, 
kalbin zikr etmesi ve murakaba ve rabita ile olur. Peygamberlik 
kemalatmda ilerlemek ise, Kur'an-i kerim okumakla ve nemaz 
kilmakla olur. Bundan sonra ilerlemek icin hicbir sebebin te'siri 
yokdur. Ancak, Allahu tealamn lutfii ve ihsam ile olur. Ne kadar 
ilerlerse ilerlesin, islamiyyetden disan cikamaz. islamiyyete uy- 
makda sarsmti olursa, biitiin vilayet dereceleri yikihr. Bundan da 
yukan yiikselmek, muhabbet ile, sevmek ile olur. Lutf ve ihsan 
baskadir. Ask ve muhabbet baskadir. Peygamberlerin evliyahgi 
bile Peygamberlik iistunliikleri yamnda asagidadir. (Vilayet-i Mu- 
hammediyye), biitiin Peygamberlerin vilayetlerini kendisinde top- 
lamisdir. Peygamberlerden birinin vilayetine kavusmak, bu (Vila- 
yet-i hassa)mn bir parcasma kavusmakdir. Velinin inisi cok olunca, 
iistiinlugii de cok olur. Velinin batim, ya'ni kalbi ve ruhu ve oteki 
latifeleri zahirinden, ya'ni duygu organlarmdan ve akhndan aynl- 
misdir. Zahirinin gafil olmasi, batmma ulasamaz. Hicbir Veli, hic- 
bir Peygamberin "salevatullahi teala aleyhim ecma'in" derecesine 
ulasamaz. Bir Veli, bir bakimdan, bir Peygamberin iistiinde olabi- 
lir. Fekat, her bakimdan, bu Peygamber, bu Veliden daha iistiindiir. 
Veli, kiiciik giinah isliyebilir. Fekat, hemen tevbe eder ve velilik de- 
recesinden atilmaz. Tesavvuf yolunda aramlan sey, fenamn ve be- 
kamn, tecellilerin ve zuhurlarm, siihud ve miisahedenin, soz ve 

-152- 



ma'namn, ilm ve cehlin, ism ve sifatm, vehm ve aklin otesindedir. 

Miirsid ya'm Rehber, insam Allahii tealamn nzasma, sevgisine 
kavusduran vasitadir. Talebe rehberini ne kadar cok severse, 
Onun kalbinden feyz almasi da, o kadar cok olur. Miirsid vesiledir, 
Resulullahm mubarek kalbinden cikrp, miirsidlerinin kalbleri vasi- 
tasi ile, kendi kalbine gelen feyzleri nesr eden bir vasitadir. Mak- 
sad, Allahii tealadrr. Miirsid-i kamil, emme basma tulumba gibidir. 
Kalb makamina inmis olup, kendi miirsidinden aldigi feyzleri, 
ma'rifetleri, talebesine ulasdinr. Rehberini inciten veya inanmi- 
yan, hidayete kavusamaz. [Bunun icin vehhabiler, Allahii tealamn 
feyzlerinden, ma'rifetlerinden mahrumdurlar.] Rehberini inciten- 
den kalbin kinlmazsa, kopek senden daha iyidir, buyurmuslardir. 
Rehberine inanmakda, giivenmekde sarsinti olursa, feyz alamaz. 
Bu sarsmtmm ilaci yokdur. Rehberden feyz almak icin teveccuh 
olmaksizin, yalniz onu sevmek yetisir. Rehber ile bulunanlarm, 
imanlan kuvvetlenir. islamiyyete uymak istegi hasil olur. Rehberin 
sozleri, halleri, hareketleri, ibadetleri hep islamiyyete uygundur. 
Ona uyan, onu dinliyen, Resulullaha uymus olur. Boyle olmiyan 
kimse, rehber olamaz. 

[Dogru yolda olmayip, sozde rehber gecinenler, talebesini dog- 
ru yoldan sapdinr. Zararh olurlar.] 

Tesavvuf, Resulullahin "sallallahti aleyhi ve sellem" izinde bu- 
lunmakdir.insanlarm yaratihslanna gore, ayn yollar hasil olmus- 
dur. Tesavvuf, ihlasi artdirmak icindir. Tesavvuf yolunda Rehber 
lazimdrr. Rehber, oniki imam ve Abdiilkadir-i Geylam ve bunlar 
gibi olanlardir "rahime-hiimullahii teala". 

Allahii tealaya kavusduran yol ikidir: Niibiivvet yolu, Vilayet 
yolu. Niibiivvet yolunda rehber lazim degildir. Bu yol asla kavusdu- 
rur. Vilayet yolunda rehber lazimdrr. Niibiivvet yolunda, fena, be- 
ka, cezbe ve siiluk gibi seyler yokdur. Vilayet yolunda ilerlemek 
icin herseyi [diinyayi ve ahireti] unutmak lazimdir. Gonliin bunlara 
bagh olmamasi lazimdir. Niibiivvet yolunda ahireti unutmak lazim 
degildir. Tesavvuf, imam kuvvetlendirmek ve islamiyyete uymakda 
kolayhk duymak icindir. Tarikat ve hakikat, islamiyyetin hizmetci- 
leridir. Tarikat, mahluklan yok bilmekdir. Hakikat, Allahii tealayi 
var bilmekdir. Birincisi, herkesden kacrp, bir yere kapanmak de- 
mek degildir. Emr-i ma'ruf, nehy-i miinker, cihad ve siinnetlere uy- 
makdir. (Mektubat)dan terceme burada temam oldu. 

Hicbir islam alimi "rahime-hiimullahii teala" benim kerame- 
tim var, dilediklerinize kavusdururum dememisdir. Kerametlerini 
ortmege cahsmislardir. islam dinini, Kur'an-i kerimin ve hadis-i 

-153- 



seriflerin bilgilerini yaymaga ugrasmislardir. Feth-ul mecid kitabi- 
nm milellifi, sapiklann, miinafiklarm, zmdiklann yanlis, bozuk soz- 
lerini ve cahil miislimanlann bilmiyerek yapdiklan yanlis hareket- 
leri yazarak, islam alimlerine, tesavvuf biiyiiklerine saldirmakda, 
dogru yoldaki miislimanlara iftira etmekdedir. Yalanlarma, ayet-i 
kerimeleri ve hadis-i serifleri de alet etmek cabasindadir. Bu ise, 
sapikligm en asagi, en igrenc ve en kotii bir ornegidir. Hicbir islam 
alimi, levhil-mahfuzu bilirim dememisdir. Allahii teala, diledigi, 
sevdigi, secdigi kuluna, gaybden bilgi verir. Kerametler ihsan eder. 
Fekat bunlar, bu kerametleri kimseye soylemez. Kendileri, isteme- 
den hasil olur. 

Miinafiklarm, facirlerin, hak sozii de soyliyecekleri hadis-i se- 
rifde bildirildi. Bu hadis-i serif, mezhebsizlerin, zmdiklann ayet-i 
kerimeler ve hadis-i serifler soyliyerek, miislimanlan aldatacakla- 
nm haber vermekdedir. Allahii teala, sevdiklerinin diialanm kabtil 
edecegini soz veriyor. Miislimanlar da, Allahii tealamn bu va'dine 
giivenerek, islamiyyete uyan, Resulullahm "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" izinde giden, islam alimlerinin diialarmm kabul olacagi- 
na inamyorlar. Bu mubarek insanlara, kendilerine diia ve sefa'at 
etmeleri icin yalvanyorlar. 

Fatiha suresinde, (Yalmz Allahdan yardim isteriz) dememiz 
emr olundu. Bu ayet-i kerime gosteriyor ki, Allahii tealadan baska 
hicbir mahluk, hicbirsey yaratamaz. Allahdan baskasindan birsey 
yapmasim istiyen, miisrik olur. Kitabin miiellifi, insanlan olii ve di- 
ri olarak ikiye ayinyor. Oliiden ve uzakda olandan birsey istiyen 
miisrik olur. Yamnda bulunan diriden maddi yardim istemek caiz- 
dir diyor. Boylece, Fatiha suresine karsi gelmekdedir. Kur'an-i ke- 
rimi degisdirmekdedir. Ciinki, bu ayet-i kerime, yamnda bulunan 
diriden de birsey yapmasi istenilemiyecegini, Allahdan baska kim- 
senin birsey yaratamiyacagim bildirmekdedir. Bunun icin, boyle 
soyliyenlerin miisrik olmalan lazim gelmekdedir. 

Halbuki, herseyi yaratan, yapan yalmz Allahii tealadir. Fekat 
Allahii teala, herseyi bir sebeb ile yaratmakdadir. Boyle oldugunu 
ayet-i kerimeler, hadis-i serifler ve giinliik olaylar acikca gosteri- 
yor. Cahiller de, alimler gibi, boyle oldugunu bilmekdedir. Bunun 
icin, diinya hayatma (Alem-i esbab) denilmisdir. Birseye kavus- 
mak icin, o seyin yaratilmasina sebeb olan isi yapmak lazimdir. 
Birseyin sebebine yapismak, Fatiha suresine karsi gelmek olmaz. 
Hadis-i seriflerde, (Herseye kavusmak icin yol vardir. Cennetin 
yolu ilmdir) ve (Magfirete kavusinanin sebebi, miislimani scvin- 
dirmekdir) ve (Magfirete kavuscluran sebeblerden biri, ac olan 

-154- 



miislimam doyurmakdir) ve (Biz iniisi ikden yardim istemeyiz) ve 
(ilm ogretmek, biiyiik giinahlarin afvina sebebdir) ve (Her hasta- 
hgin ilaci vardir) ve (Hafizasim kuwetlendirmek istiyen, bal yisin!) 
ve (Serab icmek kotiiliiklere sebebdir) buyuruluyor. Hadis-i serif- 
ler, Allahii tealamn, herseyi sebebler ile yaratdigmi gostermekde- 
dir. Allahii teala, Kehf suresinde, (Ziilkarneyne herseyin sebebini 
ogretdim) buyurdu. 

Mukaddemede bildirdigimiz gibi, canh, cansrz, yakm, uzak, 
hersey, bir olaya, bir reaksiyona sebebdirler. Cansizlarm ve hay- 
vanlann bir kimseye faideli sebeb olmalan icin, o kimsenin bunla- 
n akla uygun olarak kullanmasi lazimdir. insamn birseye sebeb ol- 
masi icin, once sebeb olmagi kabul etmesi, sonra bir is yapmasi ve- 
ya diia etmesi lazimdir. insamn birseye sebeb olmagi kabul etmesi 
de, buna luzum oldugunu kendiliginden anlamasi ile veya kendi- 
sinden taleb edilmesi ile olur. Kitabm yazan, cansizlarm ve hay- 
vanlarm, Allahii tealamn yaratmasina sebeb olacaklarma, Ehl-i sun- 
net olan miislimanlar gibi inamyor. Bu sebeblere yapismaga sirk 
demiyor. Bu sebeblerden beklenen seyleri Allahii tealamn yarata- 
cagina inamyor. Diri ve yamnda bulunan insamn yardim talebini 
isitdigi zeman, bunun diia ile yardim edecegine de inamyor. Uzak- 
da olamn ve oliilerin ise, hem isitmelerine, hem de diia ile yardim 
edeceklerine inanmiyor. 

Goriiliiyor ki, vehhabi yazar, Ehl-i siinnet gibi, sebeblerin yara- 
tici olmadiklanna inanmakdadir. Boylece miisrik olmakdan kur- 
tulmakdadir. Fekat uzakda bulunamn ve oliiniin duyduklarma ve 
oliiniin diia edecegine ve diialarimn kabul olacagma inanmadigi 
icin, Ehl-i siinnetden aynhyor. Ehl-i siinnete, bunlara inandiklan 
icin miisrik diyor. Uzakda olanlarm ve oliilerin isitdiklerini ve sa- 
lihlerin diialarimn kabul olacagini yirmidordiincii maddede isbat 
etdik. Hadis-i seriflerde, (Din kardesine arkasindan yapdan diia 
red olmaz) ve (Mazlumun diiasi kabul olur) ve (Ummetimin giinah 
islemiyen genclerinin diialari kabul olur) ve (Babanin ogluna dii- 
asi, Peygamberin iimmetine diiasi gibidir) ve (Diia belayi deP 
eder) buyuruldu. Yukandaki hadis-i seriflerin hepsi, (Kiinuz-utl- 
dekaik) kitabindan alindi. 

(Tenbfli-iil-gafilin) kitabmdaki hadis-i seriflerde, (Bir miisli- 
inan diia edince, elbet kabul olur) ve (Bir lokma haram yiyenin 
kirk giin diiasi kabul olmaz) buyuruldu. (Bostan)daki hadis-i se- 
rifde, (Bismillahillezi la yedurru me'asmihi sey'iin ill erdi ve la fis- 
semai ve huves-senu'ul alim diiasim sabah, iic kerre okuyan kim- 
se, aksama kadar, aksam okuyan da, sabaha kadar beladan kurtu- 

-155- 



lur) buyuruldu. Bu hadis-i serifler, Salihlerin, Velilerin diialarmm 
kabul olacagim gostermekdedir. Kitabin miiellifi, basdan basa her 
yerinde, buna saldinyor. Allahii tealanin sevdiklerine yalvarmaga 
sirk diyor. Allahii tealanin sevdiklerine yalvarmak, bunlarm sebeb 
olmalarmi istemek, Allahii tealanin diismam olan putlara yalvar- 
maga, putlarm yaratmalanm istemege benzetilebilir mi? Hak ile 
batil birbirlerine karisdinhr mi? Allahii teala, vehhabilere ve bii- 
tiin mezhebsizlere akl versin, insaf versin, dogru yola getirsin! 
Miislimanlan bu felaketden kurtarsm! 

Bu felaketi ortaya cikaran kimse, islam dininde biiyiik bir yara 
acdi. Simdi, cahiller, islam memleketlerine zehr saciyorlar. Miisli- 
manlann, bunlara aldanmamalan icin, islamiyyeti, Ehl-i siinnet 
alimlerinin "rahime-humullahii teala" kitablarmdan dogru olarak 
ogrenmeleri lazimdir. islamiyyeti dogru olarak ogrenenler, vehha- 
bilerin yalanlanna, yaldizh yazilarma aldanmazlar. Onlarm sapik, 
boliicii olduklanm, miislimanlan bolmege cahsdiklarmi anlarlar. 
Vehhabiligin kurucusu, Muhammed bin Abdiilvehhab, gene yasin- 
da iken, Basrada, Hempher isminde bir ingiliz casusunun tuzagina 
diisdii. islamm dogru imanmdan, temiz ahlakmdan aynldi. ingiliz- 
lerin (islamiyyeti yok etmek) cahsmalarma alet oldu. Casusun yaz- 
dirdigi bozuk seyleri, (Vehhabilik) ismi ile nesr eyledi. (ingiliz Ca- 
susunun I'tiraflari) kitabimizda, vehhabiligin kurulusu uzun anla- 
tilmakdadir. Mehdi "rahime-hullahii teala" (Deccal)i oldurdiikden 
sonra, Mekkeye, Medineye giderek, binlerle vehhabi din adamim 
kihncdan gecirecegi hadis-i serifde acikca bildirilmekdedir. imam-i 
Rabbani "rahime-hullahii teala", bu hadis-i serifi (Mektubat)da 
uzun aciklamakdadir. Vehhabiler, Ehl-i siinnete, dogru yoldaki 
mushmanlara saldiracaklan yerde, kafirlere ve sapik firkalara sal- 
dirsalardi, islamiyyete hizmet etmis olurlardi. Ne yazik ki, islamiy- 
yeti yikanlara, islamiyyete hizmet etmek nasib olmuyor. 

Biiyiik islam alimi imam-i Kastalaninin "rahime-hullahii te- 
ala"' 11 (Mevahib-i lediinniyye) kitabimn tercemesi, besyiizonbirin- 
ci sahifesinde diyor ki: Allahii tealanin bu timmete ikram etdigi 
kerametlerden birisi, bu iimmet arasmda Kutblar, Evtad ve Niice- 
ba ve Ebdal "rahime-hiimullahii teala" vardir. Enes bin Malik "ra- 
diyallahii anh" buyurdu ki, (Ebdal) kirk kisidir. imam-i Taberani- 
nin "rahime-hullahii teala" (Evsat) kitabmda bildirdigi hadis-i se- 
rifde buyuruyor ki, (Yeryiiziinde, her zeman kirk kisi bulunur. 
Herbiri, Ibrahim aleyhisselam gibi bereketlidir. Bunlarin bereketi 



[1] Ahmed Kastalani 923 [m. 1517] de Misrda vefat etdi. 

-156- 



ile yagmur yagar. Bunlardan biri oliince, Allahii teala, onun yeri- 
ne baskasim getirir). Ibni Adi "rahime-hullahii teala" buyuruyor 
ki, (Ebdal, kirk kisidir). Imam-i Ahmedin "rahime-hullahii te- 
ala" bildirdigi hadis-i serifde buyuruldu ki, (Bu iimmetde, her ze- 
inan otuz kimse bulunur. Herbiri, Ibrahim aleyhisselam gibi be- 
reketlidir). Ebu Nu'aymin "rahime-hullahii teala" (Hilye) kita- 
bmda bildirdigi hadis-i serifde, (Ummetim icinde, her yiiz senede 
iyiler bulunur. Bunlar besyiiz kisidir. Kirki ebdaldir. Bunlar, her 
memleketde bulunurlar) buyuruldu. Bunlan bildiren, daha nice 
hadis-i serifler vardir. Yine (Hilye) kitabinda, Ebu Nu'aymin 
merfu' olarak bildirdigi hadis-i serifde, (Ummetim arasinda her 
zcnian kirk kisi bulunur. Bunlarin kalbleri, Ibrahim aleyhissela- 
min kalbi gibidir. Allahii teala, onlarin sebebi ile, kullarindan be- 
lalari giderir. Bunlara ebdal denir. Bunlar, bu dereceye nemaz 
ile, oruc ile ve zekat ile yetismediler) buyuruldu. ibni Mesud 
"radryallahu teala anh" sordu ki, ya Resulallah! Ne ile bu dere- 
ceye vardilar? (Comerdlikle ve niiislimaiilara nasihat etmekle 
yetisdiler) buyurdu. Bir hadis-i serifde, (Ummetim icinde ebdal 
olanlar hicbirseye la'net etmezler) buyuruldu. Hatib-i Bagdadi 
"rahime-hullahii teala"' 11 (Tarih-i Bagdad) kitabinda, (Niikaba) 
tie yiiz kisidir. (Niiceba) yetmis kisidir. (Biidela) kirk kisidir. 
(Ahyar) yedi kisidir. (Amed) dortdiir. (Gavs) birdir. insanlara 
birsey lazim olsa, once Niikaba diia eder. Kabul olmazsa, Niice- 
ba diia eder. Yine kabul olmazsa, Ebdal, daha sonra Ahyar, son- 
ra Amed diia ederler. Kabul olmazsa Gavs diia eder. Bunun dii- 
asi elbet kabul olur, dedi. 

Goriiliiyor ki vehhabi yazar, hadis-i seriflerde bildirilen tesav- 
vuf bilgilerini inkar ediyor. Sonra, biz ayetlere, hadislere uyuyoruz 
diyerek, muslimanlan aldatiyor. 

Kerametleri inkar etmek, islamiyyetden haberi olmamagi ve 
cok cahil olmagi acikca gostermekdedir. Eshab-i kiram "radiyalla- 
hti teala annum ecma'in" hie keramet gostermedi demek de, alcak- 
ca ve cok cirkin bir yalandir. Eshab-i kiramdan herbirinin yiizlerce 
kerametlerini kiymetli kitablar yazmakdadir. Yusiif-i Nebhaninin 
"rahmetullahi aleyh" (Cami'-ul-keramat) kitabinda ellidort Saha- 
binin kerametleri, vesikalan ile birlikde arabi yazilidir. Bunlardan 
birkacim bildirelim: 

(Cami'ul-keramat)m doksaniiciincii ve (Kisas-i enbiya) kitabi- 
nm besyiizseksendokuzuncu sahifelerinde diyor ki, hicretin yirmi- 



[1] Ahmed Hatib Bagdadi 463 [m. 1071] de vefat etdi. 

-157- 



iiciincu senesinde, Sariye admdaki kumandan Nehavendde bir o- 
vada savasa tutusmusdu. Iranhlar, miislimanlan sarmak iizere idi. 
O zeman, hazret-i Omer "radiyallahii teala anhiima", Medine-i 
miinevverede, minber iizerinde hutbe okuyordu. Allahii teala, 
ona, o anda ordunun durumunu gosterdi. Hutbe arasmda (Ey Sa- 
riye daga, daga!) dedi. Halifenin sesini, Sariye isitdi. Daga arka 
verdiler. Ovaya hiicum ederek diismam bozguna ugratdilar. Bu ke- 
ramet, (Sevahid-iin-niibiivve) kitabmda uzun anlatilmakdadir. (ir- 
sad-iit-talibin) kitabmda da vardir. Beyhekmin ibni Omerden 
"rahmetullahi aleyhima" haber verdigi burada yazihdir. 

Muhammed Ma'sum Faruki "rahmetullahi aleyh", (Mektubat) 
kitabinm uciincu cildi ondokuzuncu mektubunda buyuruyor ki, 
Osman "radiyallahii anh" halife iken, Enes bin Malik "radiyallahii 
teala anh" yanma geldi. Yolda bir kadin gormusdu. Hazret-i Os- 
man, buna bakmca, (gozlerinde zina eseri anlasihyor) buyurdu. Bu 
da, hazret-i Osmamn kerametlerinden biri idi. (Cami'-ul-kera- 
mat)da da yazihdir. 

Molla Cami, (Sevahid-un-niibuwe)de buyuruyor ki, imam-i 
Ahmed bin Hanbelden "rahime-hullahii teala" sordular. Eshab-i 
kiram "radiyallahu teala annum ecma'in" cok keramet gosterme- 
di. Onlardan sonra gelenlerde cok keramet goriindii. Bunun sebe- 
bi nedir? Cevabmda buyurdu ki, Eshab-i kiramm imanlari cok 
kuvvetli oldugundan, imam kuvvetlendirmek icin, bunlara kera- 
met verilmesine liizum yokdu. Sonra gelenlerin imanlari oyle kuv- 
vetli olmadigmdan, bunlara verildi. 

(Sevahid-iin-niibuvve)de diyor ki, Ebu Bekr "radiyallahu anh" 
vefat edecegi zeman, cocuklanm hazret-i Aiseye "radiyallahii te- 
ala anna" ismarladi. Bir oglum ile iki krzim sana emanet dedi. Hal- 
buki, hazret-i Aiseden baska, yalmz Esma adinda bir kizi vardi. 
Benim bir kizkardesim var diye sorunca, refikam hamiledir. Kizi 
olacak saninm buyurdu. Hazret-i Ebu Bekr vefat etdikden sonra, 
dedigi gibi, bir kizi oldu. 

(Sevahid-un-nubiivve)de diyor ki, Ah vefat edecegi zeman Hu- 
seyne "radiyallahu teala anhiima" buyurdu ki, benim tabutumu 
(Arneyn) denilen yere goturuniiz. Orada, beyaz bir kaya goriirsu- 
niiz. Her yere lsik sacmakdadir. Orayi kazip, beni defn ediniz. Oy- 
le yapdilar. Dedigi gibi buldular. 

(Sevahid-iin-nubuvve)de diyor ki, hazret-i Hasen, Abdullah 
bin Ziibeyr "radiyallahu teala anhiima" 111 ile yola cikmrsdi. Bir 



[1] Abdullah bin Ziibeyr 73 [m. 692] de sehid edildi. 

-158- 



hurmalikda dinlendiler. Agaclar kurumusdu. Abdullah bin Zu- 
beyr, agacda hurma olsaydi, iyi olurdu dedi. Hazret-i Hasen, diia 
etdi. Bir agac hemen yeserip hurma ile doldu. Bu bir sihrdir denil- 
di. Hasen, hayir, Resulullahm torununun diiasi ile cenab-i Hak ya- 
ratmisdir, buyurdu. 

Yine ($evahid-un-nubiivve)de diyor ki, Ali Zeynel'abidm bin 
Hiiseyn "radiyallahii teala anhiima" coluk cocugu ile kirda yemek 
yiyorlardi. Bir ceylan yakinlarmda durdu. Ey ahu! Ben Zeynel'abi- 
din Ali bin Hiiseyn bin Ali, anam Fatima bint-i Resuldiir. Gel, sen 
de yi dedi. Ceylan gelip yidi ve gitdi. Sofradaki cocuklar, yine ca- 
gir diyerek yalvardilar. Birsey yapmazsaniz cagirinm buyurdu. 
Yapmayiz dediler. Yine cagirdi. Geldi, yidi. Bir cocuk elini hayva- 
nm sirtma siirdii. Urkup kacdi. 

Muhammed bin Hanefiyye, Ali bin Hiiseyne "radiyallahii teala 
anhiim ecma'in" ben senin amcan ve yasca buyukiim. Halifeligi 
bana birak dedi. (Hacer-iil-esved)den sorahm dedi. Muhammed 
sordu. Tasdan ses cikmadi. Ali bin Hiiseyn, ellerini kaldinp diia et- 
di. Sonra, ey tas! Halifelik kimin hakki oldugunu Allah hakki icin 
soyle dedi. Hacer-iil esved tasi titredi ve hilafet Ali bin Hiiseynin 
hakkidir sesi isitildi. 

imam-i Ali Riza "rahmetullahi aleyh", bir divar yamnda oturu- 
yordu. Oniine bir kus gelip otmege basladi. imam hazretleri, ya- 
mnda oturana bu kus ne diyor anhyor musun dedi. Hayir, Allah ve 
Resulu ve Resuluniin torunu bilir dedi. Yuvama yilan yaklasdi. 
Gelip yavrulanmi yiyecek. Bizi bu diismandan kurtar diyor. Kus 
ile git! Yilani bul, oldiir buyurdu. Gitdi, buyurdugu gibi buldu. 
[Imam-i Ali Riza "rahmetullahi aleyh" oniki imamm sekizincisi 
olup, 203 [m. 818] senesinde Tus ya'ni Meshed sehrinde vefat et- 
misdir.] 

Abdullah ibni Omer "radiyallahii anhiima" yolculuk yapiyor- 
du. Yolda, bir topluluk gordii. Sebebini sordu. Yolda bir arslan 
varmis. Kimse ileriye gidemiyor dediler. Gitdi. Arslamn yamna 
vardi. Sirtini oksayip, yoldan uzaklasdirdi. 

Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" azad etmis ol- 
dugu kolelerinden Sefine "radiyallahii anh" diyor ki, deniz yolcu- 
su idim. Firtma Qikdi. Gemi batdi. Bir tahta iisttinde kaldim. Dal- 
galar, beni sahile gotiirdii. Bir orman icine diisdiim. Karsima bir 
arslan cikdi. Ey arslan! Ben, Resulullahm Sahabisiyim dedim. 
Boynunu biikdii. Bana surtiindii. Yol gosterdi. Aynhrken minl- 
dandi. Veda' etdigini anladim. 

-159- 



Eyyub-i Sahtiyani "rahime-hullahii teala", [1! bir arkadasi ile col- 
de kalmrsdi. Arkadasimn susuzlukdan dili sarkiyordu. Derdin mi 
var dedi. Susuzlukdan olmek iizereyim dedi. Kimseye soylemezsen 
sana su bulayim dedi. Soylemem diye yemin etdi. Ayagim yere vu- 
runca, su belirdi, icdiler. Eyyub oliinciye kadar arkadasi bunu kim- 
seye soylemedi. 

Goriiliiyor ki, Allahii teala, sevdigi kullanna kerametler ihsan 
etmekdedir. Veliler, kerametlerini saklarlar. Kimsenin duymasim 
istemezler. 

Hamid-i Tavil diyor ki, Sabit Benaniyi "rahime-hiimallahu te- 
ala" kabre koyup orterken bir tugla diisdii. Sabit Benaninin kabr- 
de nemaz kildigini gordiik. Kizma sorduk. Babam elli sene hep ge- 
ce nemaz kilar ve seher vaktleri dua ederek, ya Rabbi! Peygamber- 
lerden baska kullanna kabrde nemaz kilmak nasib etdin ise, bana 
da nasib et derdi, dedi. 

Habib-i Acemiyi "rahime-hullahii teala" Terviye giinii Basrada, 
ertesi arefe giinii Arafatda goriirlerdi. [Habib-i Acemi, Hasen-i Bas- 
rinin talebesidir. 120 [m. 737] de vefat etdi.] 

Fudayl bin iyad "rahime-hullahii teala" PI diyor ki, gozleri kor 
biri, Abdullah bin Mubarek "rahime-hullahii teala" hazretlerine 
gelip, gozlerinin acilmasi icin diia etmesini istedi. Abdullah, uzun 
dua etdi. Gozleri hemen acildi. Gozleri acilmis gorenler cok idi. 
[Abdullah bin Mubarek, imam-i a'zamin "rahmetullahi aleyhima" 
talebesidir. 181 [m. 797] de vefat etdi.] 

(Sevahid-iin-niibiivve) kitabmdan aldigimiz yukanda yazih, Es- 
hab-i kiramin ve Tabi'inin "radiyallahii teala anhiim ecma'in" ke- 
rametleri mezhebsizlerin yalan soylediklerini ortaya koymakdadir. 
Eshab ve Tabi'in hie keramet gostermediler diyerek, miislimanlan 
aldatmak istiyorlar. [(Sevahid-iin-niibiivve) kitabim Nuriiddin Ca- 
mi "rahmetullahi aleyh" yazmis, 898 [m. 1492] de, Hiratda vefat et- 
misdir. 1417 [m. 1996] de, istanbulda ofset baskisi yapilmisdir.] 

Ehi-zade Abdiilhalim 1013 [m. 1604] de vefat etmisdir. (Riya- 
diissadat fi-isbat-il-keramat) kitabinda, Evliyamn vefatdan sonra 
da kerametleri oldugunu isbat etmekdedir. 

19 - Kitabm iicyiiziincii sahifesinde, (Keramet, Allahii tealamn 
miitteki olan mii'minlere ihsan etdigi bir seydir. Diia veya ibadet 
edince ihsan eder. Velinin dilegi ve giicii ile olmaz. Ben Veliyim, 
gaybleri bilirim diye ortaya cikanlar, Veli degildir, seytandirlar) di- 
yor. 



[1] Eyyub-i Sahtiyani 131 [m. 748] de Basrada vefat etdi. 
[2] Fudayl 187 [m. 803] de Mekkede vefat etdi. 

-160- 



Kitabm miiellifi, burada dogruyu inkar edememekdedir. Fekat, 
Evliyanm keramet satdigim soylemesi yalandir. Evliyayi ve tesav- 
vufu inkar etmek icin, yalan soylemekden cekinmemekdedir. Evli- 
yaligi ve kerameti bilmedigi icin, zmdiklann, dinsizlerin bozuk, ig- 
renc sozlerini tesavvuf biiyiiklerine bulasdirryor. Bakiniz, tesavvuf 
biiyiikleri, evliyahgi ve kerameti, nasil aciklarmslardir. Biiyiik is- 
lam alimi, Evliyanm onderi, Muhammed Ma'sum "rahime-hullahii 
teala" (Mektubat) kitabimn birinci cildi, ellinci mektubunda buyu- 
ruyor ki: 

Allahii tealayi tammak, kesf ve keramet sahibi olmakdan daha 
kiymetlidir. Ciinki, Allahii tealaya arif olmak, Onun zatindaki ve 
sifatlarmdaki gizli bilgileri anlamak demekdir. Harika ve keramet 
ise, mahluklann gizli bilgilerini anlamakdir. Allahii tealayi tamyip 
ma'rifet hasil etmek ile, harika, keramet arasmdaki fark, Hahk ile 
mahluk arasmdaki fark gibidir. Ma'rifet, Allahii tealayi tammak- 
dir. Harika ve keramet ise, mahluklan tammakdir. Dogru olan ma- 
rifetler, imam artdinr, olgunlasdinr. Harika ve keramet, boyle de- 
gildir. insamn yiikselmesi, keramete bagh degildir. Su kadar var ki, 
Allahii tealamn cok sevdigi kullarmdan bircogunda keramet hasil 
olmusdur. Evliyanm birbirlerinden iistunliikleri, Allahii tealaya 
olan ma'nevi kurblan, ma'rifetleri ile olciiliir. Kerametleri ile 61- 
ciilmez. Harikalar, kerametler, ma'rifetden daha kiymetli olsalar- 
di, Cukiyye ve Berehmen denilen Hind kafirlerinin, Evliyadan da- 
ha iistiin olmalan lazim gelirdi. Ciinki onlar, riyazet pekerek nefsin 
isteklerini yapmryorlar. Boylece, kendilerinden harika hasil olu- 
yor. Evliyada ise, kurb, ma'rifet hasil olmusdur. Harika hasil olma- 
sim istemezler. Allahii tealayi tammak varken, mahluklan tammak 
istemezler. Harika ve keramet, achkla ve riyazet ile, her aleak kim- 
sede hasil olabilir. Bunun Allahii tealaya karib olmakla, tammak- 
la bir ilgisi yokdur. Kesf ve keramet istemek, mahluklarla ugras- 
mak demekdir. Si'r: 



Ugursuz, Iain seytandan, 
harikalar goruniir her an. 
Girer kapidan, hem bacadan, 
beden, kalb, olur ona vatan. 



Tesavvuf sozlerini mi in a! 
Nurdan, kerametden dem vurma! 
Keramet, Hakka kui olmakdir, 
gerisi, riya, ahmakhkdir! 



161 - Kiyamet ve Ahiret - F:ll 



insamn kemali, yiiksekligi, fenaya kavusmak, her seyi goniil- 
den cikarmakdir. Ibadetleri yapmak, tesavvuf yolunda yiiriimek ve 
nefse riyazet cekdirmek, insamn kendi hicligini anlamasi ve varh- 
gin ve varhk sifatlannin yalniz Allahu tealaya mahsus oldugunu 
anlamasi icindir. Bir kimse, keramet gostererek, herkesi yamna 
toplamak, boylece baskalarmdan daha iistiin tamnmak isterse, 
kibr yaprms, kendini begenmis olur. Ibadetlerin, seyr ve siilukiin 
ve riyazet cekmenin faidelerinden mahrum olur. Allahu tealamn 
ma'rifetine kavusamaz. Tesavvuf biiyiiklerinden Sihabiiddin-i 
Siihreverdi "rahime-hullahii teala" (Avarif-iil-me'arif) kitabinda 
buyuruyor ki, kerametler, kalbin Allahu tealayi zikr etmesi yamn- 
da hie kahr. [Sihabiiddin Siihreverdi, Abdiilkadir Geylaninin "ra- 
hime-hullahii teala" talebesidir. 632 [m. 1234] de Bagdadda vefat 
etdi.] Seyh-ul-islam Abdiillah-i Hirevi "rahime-hullahii teala" bu- 
yuruyor ki, ma'rifet sahibi olanlarm firaseti, ya'ni kerameti, Alla- 
hii tealamn ma'rifetine kavusmaga elverisli olup olmiyan kalbleri 
birbirlerinden ayirabilmekdir. Achk ve riyazet cekenlerin firaseti 
ise, mahliiklarin gizli seylerini haber vermekdir. Bunlar, Allahu te- 
alamn ma'rifetine kavusamazlar. Ma'rifet sahibi olan Evliya "rahi- 
me-humullahii teala" hep Allahu tealadan sozederler. insanlar, 
mahluklarm gizli seylerini haber verenleri Veli samrlar. 

[Nitekim, kitabm miiellifi de,Evliya deyince, boyle kimseleri 
diisiinmekde, bu asagi kimseleri ornek vererek, islam alimlerini, 
tesavvuf biiyiiklerini kotiilemekdedir.] 

Evliya-yi kiramm "rahime-hiimullahii teala" Allahu tealamn 
ma'rifetlerinden soylediklerine inanmazlar. Bunlar Veli olsalardi, 
mahluklarm gizli seylerini bilirlerdi. Mahluklarm gizli seylerini bi- 
lemiyen, Allahi hie bilemez derler. Bu bozuk diistince ile, Evliya- 
ya "rahime-hiimullahu teala" inanmazlar. Allahu teala, Evliyasim 
cok sevdigi ipin, bunlan mahluklarla ugrasmaga birakmaz. Mah- 
luklan bunlarm hatirlanna bile getirmez. Allah adamlan, mahluk- 
lara diiskiin olanlan begenmedikleri gibi, mahluklara diiskiin olan- 
lar da, Allah adamlanm tamyamaz ve begenmezler. Allah adamla- 
n, mahluklarm gizli seylerini diisiinurlerse, baskalarmdan daha iyi 
anlar. 

Riyazet cekenlerin ve miicahede yapanlarm firasetleri kiymet- 
siz oldugu icin, miislimanlarda, yehudilerde, hiristiyanlarda ve her 
cesid insanda hasil olabilir. Yalniz Allah adamlan icin degildir. 
Seyh-ul islam Hirevinin sozii burada temam oldu. [Abdiillah-i En- 
sari, 481 [m. 1088] de Hiratda vefat etdi.] 

Allahu teala, faideli olacagi zeman, Evliyasimn harika goster- 

-162- 



mesini diler. Ma'rifetleri isiten kotii kimselerin, bunlan soyliyerek, 
kendilerini Evliya imis gibi gostermeleri, bu ma'rifetleri lekeliye- 
mez. Cevher copluge diiserse, kiymetden diismez. 

Tesavvuf yolunda Rehber lazimdir. Feyz Rehber vasitasi ile ge- 
lir. Rehber dogru degilse, yol bulunamaz. Eshab-i kiram "radiyal- 
lahii teala anhum ecma'm" Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" sohbeti bereketi ile, tesavvufun yiiksek derecelerine vardilar. 
Ellinci mektubdan terceme temam oldu. 

Ellibirinci mektubda buyuruyor ki, (Zariyat) suresinin ellialtm- 
ci ayetinde mealen, (Cinni ve insanlari bana ibadet etmeleri icin 
yaratdim) buyuruldu. Tesavvuf buyiiklerinden birkaci, bu ayet-i 
kerimeden (Beni tammalan icin yaratdim) anlamislardir. iyi diisii- 
nuliirse, iki anlayis da birdir. Ciinki, ibadetlerin en iyisi, zikr yap- 
makdir. Zikrin en yiiksek derecesi, zikr olunam dusunmekden, 
kendini unutmakdir. Bu ise, ma'rifet demekdir. Goriiliiyor ki, iba- 
detin en yiiksek derecesinde ma'rifet hasil olmakdadir. Ayet-i ke- 
rimede, nefs ve seytan karrsmadan, ihlas ile ibadet yapilmasi emr 
olunmakdadrr. Bu da, fenaya kavusmadan ve ma'rifetsiz yapila- 
maz. Goriiliiyor ki, ma'rifetsiz ibadet halis olamaz. 

imam-i rabbani miiceddid-i elf-i sani Ahmed Fariiki Serhendi 
"rahime-hullahii teala" (Mektubat)m ikinci cildinin doksanikinci 
mektubunda buyuruyor ki: Velinin [ya'ni, Allahii tealamn razi ol- 
dugu, sevdigi kimsenin] keramet gostermesi sart degildir. Alimle- 
rin harika ve keramet gostermeleri lazim olmadigi gibi, Evliyamn 
"rahime-hiimullahii teala" da, keramet ve harika gostermeleri la- 
zim degildir. Ciinki, evliyahk, (Kurb-i ilahf) demekdir. [Ya'ni, Al- 
lahii tealaya yaklasmak, Ona arif olmak, Onu tanimak demekdir. 
ikiyiizaltmisaltmci mektubda diyor ki, (Zariyat) suresinde, (Cinni 
ve insanlari, bana ibadet etmeleri icin yaratdim) mealindeki ayet-i 
kerime, bana arif olmalan icin yaratdim demekdir. Goriiliiyor ki, 
insamn ve cinnin yaratilmalan, Allahii tealamn kemalatina ma'ri- 
fet hasil etmeleri icindir. Onu tammakla kemal bulmalan icindir.] 

Bir insana kurb-i ilahi ihsan olunur. Fekat hie keramet veril- 
mez. Mesela, gayb olan seyleri bilmez. Bir baskasma, hem kurb, 
hem de keramet verilir. Bir iiciinciiye ise, kurb verilmeyip, yalmz 
harika seyler, gayblardan haber vermek bildirilir. Bu iiciincii kim- 
se, Veli degildir. istidrac sahibidir. Nefsinin cilalanmasi, gaybleri 
bilmesine sebeb olmus, dalalete diismus, hak yoldan aynlmisdir. 
Birinci ve ikinci kimseler, kurb ni'metine kavusmakla sereflene- 
rek, Evliya olmuslardir. Evliyamn birbirlerinden yiikseklikleri, 
kurblanmn derecesi ile olciilur. 

-163- 



Muhammed Ma'sum-i Faruki "rahime-hullahii teala" 1079 [m. 
1668] senesinde, Hindistamn Serhend sehrinde vefat etdi. (Mek- 
tubat)inm ikinci cildinin yiizkirkmci mektubunda buyuruyor ki: 
(Hadis-i kudside, (Evliyamdan birine diismanlik eden, benimle 
harb etmis olur. Kulumu bana yaklasdiran seyler arasinda bana en 
sevgili olanlan, ona farz etdigim seylerdir. Kulum nafile ibadetle- 
ri yapmakla bana o kadar yaklasir ki, onu cok severim. Onu sevin- 
ce, onun duyan kulagi, goren gozii ve tutan eli ve yiiriiyen ayagi 
olurum. Her istedigini veririm. Benden yardim isteyince, imdadi- 
na yetisirim) buyuruldu. [Bu hadis-i kudsi (Hadika)mn yiizsekse- 
nikinci sahifesinde de yazilidir ve (Buhariyi serif) de mevcud ol- 
dugunu bildirmekde ve (Burada zikr olunan nafileler, farzlarla 
beraber yapilan nafilelerdir. Bu kulumun goztine, kulagina, eline, 
ayagina oyle kuvvet veririm ki, baskalannin yapamadiklanni ih- 
san ederim demekdir) buyurmakdadir. Bu ihsana kavusabilmek 
icin, Ehl-i sunnet i'tikadinda olmak ve ibadetleri sartlanna uygun 
olarak ve ihlas ile yapmak lazimdir. Bu dogru i'tikad ve ibadetle- 
rin sartlan ve ihlas da, ancak Ehl-i sunnet alimlerinin sohbetlerin- 
den ve kitablarmdan elde edilir. Hulasa, insani Allahu tealamn n- 
zasina kavusduran (Vesile), Ehl-i sunnet alimleridir. Bu alimlere 
(Miirsid) ve (Veli) denir. Bu vesileyi, ya'ni miirsidi arayip bulma- 
mizi Allahu teala Maide suresinde emr etmekdedir.] Farzlarm 
kurb hasil etmeleri icin ve terakki etdirmeleri icin, a'mal-i mukar- 
ribinden olmalan lazimdir. Bunun icin de mursidlerin bildirdikle- 
ri nafile ibadetleri yapmak sartdir. Nemaz icin, once abdest almak 
lazim oldugu gibi, farzlarm da kurb hasil etmeleri icin, once tesav- 
vuf yolunda ilerlemek lazimdir. Kalb ve ruh, tesavvuf [miitehassis- 
larmm, ya'ni Rehberin bildirdigi vazifeyi yapmak] ile temizlenme- 
dikce, farzlarm kurbuna kavusulamayip, Veil olmak serefi hasil 
olamaz.) 

Hadis-i serif de, (Unutulmus bir siiniietinii ihya edene yiiz sehid 
sevabi vardir) buyuruldu. Unutulmus siinneti ihya etmek, ya onu 
yapmakla olur. Yahud, hem yapmak, hem de baskalanna ogrete- 
rek, onlarm da yapmalanna sebeb olmakla olur. islamiyyeti ihya 
etmenin bu ikinci sekli, a'la seklidir. Umumi olan birinci seklden 
daha kiymetlidir. [Siinneti a'la seklde ihya edenlere, ya'ni Ehl-i 
sunnet i'tikadim, farzlan, haramlan, siinnetleri, mekruhlan, kisa- 
casi (Ilmihal) kitablarim yazanlara, yayanlara ve bunlara para yar- 
dimi yapanlara ve kendileri de bunlara tabi' olanlara miijdeler ol- 
sun!] 

Allahu tealamn nzasina kavusmak ve kurb derecelerinde iler- 
lemek, ancak siinnete [ya'ni Resulullahm yoluna] yaprsmakla o- 

-164- 



lur. Al-i Imran suresinin otuzbirinci ayeti olan, (Onlara de ki, Al- 
lahi seviyorsaniz, bana tabi' olunuz! Allah da sizi sever) mealinde- 
ki emr, bu soziimiin vesikasidir. [Hadis-i serifdeki siinnet kelimesi- 
nin islamiyyet, ya'ni biitiin ahkam-i islamiyye demek oldugunu bu 
ayet-i kerime acikca gostermekdedir.] 

Bid'atden cok sakmmahdir. Bid'at sahibi ile arkadashk etme- 
meli, onunla goriismemelidir. [Ya'ni i'tikadi bozuk olan musliman- 
larla, mezhebsizlerle ve bid'at isliyenlerle konusmamahdir. Mese- 
la, sakali bir tutamdan kisa yapamn, sakal birakmak siinnetini ye- 
rine getirdigini soylemesi, bid'atdir. Ciinki, (sakali cok uzatmak) 
emr olundu. Bu emrin, bir tutamdan kisa yapmayimz demek oldu- 
gu (Berika)da ve baska kitablarda yazilidir. Bir tutam demek, sa- 
kali alt dudak kenanndan avuclayip, avucdan tasan fazlasim kes- 
mekdir. (Bid'at), emr olunmiyan seyi veya emri degisdirerek, iba- 
det olarak yapmak demekdir. Emri yapmamak, bid'at olmaz. Fisk, 
giinah olur. Fasik, ibadet yapdigma degil, suclu olduguna inan- 
makdadir. Ozrsiiz sakal kazimak, bid'at degildir, fiskdir, sucdur. 
Ozr ile kazimak, fisk da degildir. Bid'at islemek, en kotii fiskdir. 
Adam oldiirmekden de daha biiyiik giinahdir. Hoparlor ile ibadet 
yapmak, calgi ile, ney ile Kur'an, salevat, ezan ve ilahi okumak ve 
boyle zikr yapmak da bid'atdir. Ba'zi bid'atler, kiifre sebeb olurlar. 
Bid'at isliyen ve baskalannm islemesine sebeb olan kimseyi din 
adami sanmamah, ona birsey sormamali, onun din kitablanm oku- 
mamalidir.] 

Hadis-i serifde, (Bid'at sahibleri, Cehennemdekilerin kopekle- 
ridir) buyuruldu. 

Muhammed Ma'sum-i Faruki "rahime-hullahii teala" ikinci 
cildin yuzoniiciincii mektubunda buyuruyor ki: Kalb ile yapilacak 
vazifeler bes cesiddir: Birincisi, Allahii tealamn ismini zikr etmek- 
dir. insamn yiireginde kalb [goniil] denilen bir latife vardir. [Lati- 
fe, maddesi olmiyan, cism olmiyan sey demekdir. Ruh da bir lati- 
fedir.] Sessiz olarak, hayal ile kalbde Allah, Allah denir. ikinci va- 
zife, yine hayal yolu ile Kelime-i tevhidi zikr etmekdir. Her iki 
zikrde de hie ses cikanlmaz. Uciincii vazife, (Vukuf-i kalbi)dir. Bu 
da, hep kalbini diisiinup, Allahdan baska, hicbir sey hatirlamamak 
icin dikkatli olmakdir. Kalb denilen latife hie bos kalamaz. Mah- 
luklarm diisiincelerinden temizlenen kalb, kendiliginden Allahii 
tealaya tevecciih eder. [Bosaltilan bir siseye havanm kendiligin- 
den dolmasi gibidir.] (Kalbini diismandan bosalt! Dostu kalbe ca- 
girmaga liizum kalmaz) demislerdir. Dordtincii vazife, (Muraka- 
ba)dir. Buna (Cem'iyyet) ve (Agahi) de denir. Allahii tealamn, 

-165- 



her an, herseyi gordiigunii, bildigini hep diistinmekdir. Besinci va- 
zife (Rabita)dir. Resulullaha "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
tam uyan bir zatm karsismda oldugunu, onun yiiziine bakdigim dii- 
sunmekdir. Boyle dusiinmek, ona karsi hep edebli olmagi saglar. 
Edeb ve sevgi, kalbleri birlesdirir. O zatm kalbinden, kendi kalbi- 
ne feyz, bereket akmasma sebeb olur. Bu bes vazifeden en kolayi, 
en faidelisi rabitadir. Resulullaha tam tabi' olmiyan kimse, kendi- 
sine rabita yapdinrsa, ikisine de zarar verir. 

imam-i Rabbani "rahmetullahi teala aleyh", birinci cildin iki- 
yiizseksenaltmci mektubunda buyuruyor ki: Tesavvuf yolunda 
ilerlemek icin, kamil ve miikemmil, yolu bilen bir Rehberin tevec- 
ctihti, rehberlik etmesi lazimdir. Boyle hakiki bir Rehber bulmak, 
cok biiyiik ni'metdir. Ona isti'dadma uygun olan bir vazife verir. 
Isti'dadma gore, hie vazife vermeyip, yalmz sohbetinde bulunma- 
sim kafi gormesi de caizdir. Onun haline uygun gordiigiinu emr 
eder. Rehberin sohbeti ve tevecciihii, diger vazifelerden daha fa- 
idelidir. 

Bes vazife ve Rehberin sohbeti, Resulullaha "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" uymagi kolaylasdirmak icindir. islamiyyete uyul- 
madikca, bu vazifeler ve sohbet faide vermez. 

Yukanda bildirilen cesidli mektublardan anlasihyor ki, insanla- 
nn birinci vazifesi, Allahii tealamn kurbuna, ya'ni ma'rifetine, n- 
zasma, sevgisine kavusmakdir. Bunun da tek yolu, Resulullaha uy- 
mak ve bid'atlerden sakmmakdir. Resulullaha kolay ve dogru uya- 
bilmek icin ihlas lazimdir. ihlas ile yapilmiyan ibadetler faideli ol- 
maz. Kabul edilmez. Kurb ni'metine kavusdurmaz. ihlas elde et- 
mek de, tesavvuf yolunda cahsmakla nasib olur. Goriiliiyor ki, te- 
savvufun bildirdigi vazifeleri yapmak, ibadetlerin ihlas ile yapilma- 
si ve kabul olmasi icindir. Makbul olan ibadetler de, insani Allahii 
tealamn kurbuna, ma'rifetine, nzasma kavusdurur. Eshab-i kira- 
mm hepsi, sohbet ve rabita vazifelerini yaparak, ihlasm en iistiin 
derecesine kavusdular. Onlarin bir avue arpa sadaka vermelerinin 
kiymeti, baskalanmn dag kadar altm vermelerinden katkat ziyade 
oldu. Goriiliiyor ki, tesavvuf yolu, bid'at degildir. islam dininin te- 
mellerinden biridir. Eshab-i kiram "radiyallahti teala aleyhim ec- 
ma'in", tesavvuf yolunda bulunan vazifeleri yapmislar, bu sayede, 
bu iimmetin en iistunleri olmuslardir. 

20 - Kitabin ucyiizellidordiincu sahifesinde, (Enfal suresinin 
altmisdorduncu ayetinde, Allah sana ve sana tabi' olanlara yetisir. 
Ondan baskasma ihtiyacimiz yokdur buyurdu. ibni Kayyim ve tb- 
ni Teymiyye boyle oldugunu bildirdiler. Bu ayete, sana, Allah ve 

-166- 



sana tabf olanlar yetisir demek yanhsdir dediler. Allahdan baska 
kimse kafi olamaz. Iki ayet once, seni aldatmak isterlerse, Allah 
sana elbet kafidir. Seni, kendi yardimi He ve mii'minlerin yardim- 
lan He kuvvetlendirdi denildi. Kafi olmak He kuvvetlendirmek ke- 
limelerini birbirinden ayirdi. Kafi olmagi yalniz kendisi icin, kuv- 
vetlendirmegi ise, hem kendisi icin, hem de kullan icin kullandi. 
Mii'minler de, Allah bize kafidir, yetisir derler. Allah ve Peygam- 
ber bize kafidirler diyen olmamisdir. Yalniz Allah kafi olur ve yal- 
niz Ona tevekkiil olunur) diyor. 

imam-i Beydavi "rahime-hullahii teala", tefsir alimlerinin bas 
taci olup, 685 [m. 1285] de Tebnzde vefat etmisdir. Bu biiyiik alim, 
(Bu ayet-i kerime Bedr gazasinda Bida denilen yerde nazil oldu. 
Yahud, Mekkede otuziic erkek ve alti kadm iman etmisdi. Sonra 
hazret-i Omer de iman edince, bu ayet-i kerime geldigini Abdullah 
ibni Abbas "radiyallahii teala anhiim ecma'm" haber verdi) diye- 
rek, ayet-i kerimenin ( Allahii teala ve mii'minler sana kafidir) de- 
mek oldugunu bildirdi. Huseyni tefsiri de boyle yaziyor. Celaleyn 
tefsiri, mii'minlerin kafi oldugunu acikca bildiriyor. imam-i Rab- 
bani "rahime-hullahii teala" ikinci cildin doksandokuzuncu mek- 
tubunda buyuruyor ki, (Peygamberimiz "aleyhi ve ala alihissaleva- 
tii vetteslimat", islamiyyetin, hazret-i Omerin yardimi ile kuvvet- 
lenmesini ve yayilmasim, Allahii tealadan istedi. Hak siibhanehu 
ve teala, sevgili Peygamberine, hazret-i Omerle yardim eyledi ve 
Enfal suresinde mealen, (Ey Peygamberim! Sana Allah ve senin 
izinde olanlar, yardimci olarak yetisirler) buyurdu. Abdiillah ibni 
Abbas hazretleri, bu ayet-i kerimenin, hazret-i Omer imana gelin- 
ce indigini haber verdi "radiyallahii anhiim".) 

Muhammed Hadimi, 1 ' 1 (Berika) kitabmm binelliuciincii sahife- 
sinde diyor ki, (imam-i Muhammed "rahime-hullahii teala" (Ca- 
mi'-us-sagfr) kitabmda, Peygamber hakki icin veya bir Velinin is- 
mi hakki icin diyerek, diia etmek, tahrimen mekruhdur buyurdu. 
(Hidaye) kitabi bunu aciklarken, ciinki, mahluklarm Allahii teala 
iizerinde haklan yokdur dedi. Fekat, Allahii tealamn sevdigi bir 
kuluna verdigi hakki diisiinerek boyle diia etmek mekruh degildir 
denildi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimiz, (Ya 
Rabbi! Sana diia edenlerin hakki icin ve Muhammed aleyhissela- 
min hakki icin) diyerek diia etdi. Bezzaziyye fetvasinda da caiz de- 
nildi). Iste bunun gibi herkese, her yerde, her zeman, her islerinde, 
yalniz Allahii teala kafidir. Ondan baska yardimci yokdur. Ondan 



[1] Hadimi 1176 [m. 1762] de Konyada vefat etdi. 

-167- 



baskasindan yardim istemek sirkdir. Fekat, Allahii tealanm verdi- 
gi hakki diisiinerek, diia etmek caiz oldugu bildirilmisdir. Allahii 
teala, Peygamberleri "aleyhimiissalevatii vetteslimat", salih kulla- 
ri ve fen adamlarmi ve cesidli madde ve kuvvetleri, is, para ve ma- 
kam sahiblerini, kendi yaratmasma sebeb kilmisdir. Bu sebeblere 
yapismak ve Allahii tealanm yaratmasini, bu sebeblere sanlmak- 
dan beklemek caiz olur. Bunlar, Allahii tealanm yaratmasma se- 
beb olarak bize kafidir, yetisirler demek iyi olur. Bunun icindir ki, 
derin tefsir alimleri, yukandaki ayet-i kerimeyi (Allahii teala ve 
yamndaki mii'minler, sana kafidirler) olarak aciklamislardir. 

Vehhabi kitabmm da, iicyiizseksenbirinci sahifesinde yazih, 
imam-i Ahmedin ve Miislimin "rahime-hiimallahii teala"' 11 Ebu 
Hiireyreden "radiyallahii teala anh" bildirdikleri hadis-i serifde, 
(Rubbe e^'asin medfu'un bil-ebvabi lev akseme alellahi le ebirre- 

hu) buyuruldu. Ya'ni sozlerine kulak asilmryan nice kimseler go- 
riirsiiniiz ki, bunlar, birsey icin yemin etseler, Allahii teala bu sev- 
gili kullarinm hatin icin, o seyi hemen yaratir. Bu hadis-i serif, te- 
savvuf ilminin ve Rehber arayip onun gonliinii kazanmaga cahs- 
mamn dogru oldugunu gosteren vesikalardan biridir. Bu hadis-i 
serife dayanarak, (Berika) ve (Hadfka) kitablannda, soylenilmesi 
yasak olan altmis soziin yirmiiiciinciisiinde diyor ki, (Ya Rabbi! Su 
Peygamberin veya olii yahud diri salih, Veli, alim kulunun hiirme- 
ti, senin ona ihsan etdigin kiymeti htirmetine senden istiyorum) de- 
mek caiz, ya'ni halal oldugu, (Bezzaziyye) fetvasmda yazihdir. 
(Miinye) kitabindan ve baska eserlerden anlasildigma gore, boyle 
diia etmek miistehabdir. Bircok ariflerin talebesine, (Allahii teala- 
dan birsey istiyeceginiz zeman, benden isteyiniz! Allahii teala ile 
aramzda, simdi ben vasitayim) dedikleri krymetli kitablannda ya- 
zihdir. Ebiil-Abbas-i Miirsi "rahime-hullahii teala"' 21 talebesine, 
(Allahii tealadan birsey isteyeceginiz zeman, imam-i Muhammed 
Gazalinin "rahime-hullahii teala" hurmeti icin isteyiniz!) buyurur- 
du. Bunlar, bircok kitablarda ve mesela (Hadika) ve (Hisn-iil-ha- 
sin)de yazihdir. 

21 - (Feth-ul-mecfd) kitabinm iicyiizseksenbesinci sahifesinde, 
(Din imamlannm ictihid yapmalan caizdir. Qikardiklan hukmleri, 
delilleri ile yazarlar. Bir kimse, eline gecen delile, ya 'ni ayete ve 
hadise uymayip, imammin hiikmiine uyarsa, bu kimse sapik olur. 
imam-i Malik ve Ahmed ve Safilde boyle soyledi) diyor. 



[1] Muslim 261 [m. 875] de Nisapiirda vefat etdi. 
[2] Ebiil Abbas Ahmed 686 [m. 1287] de vefat etdi. 

-168- 



Ehl-i siinnetin bu tic biiyiik imami ve hatta imam-i a'zam Ebu 
Hanife "rahmetullahi aleyhim", bunu miictehid olan derin alimler 
icin soylediler. Bir miictehid, bir ayet-i kerime ve hadis-i serif go- 
riince, bu delile uyar. Hicbir miictehidin ve kendinin ictihadlarma 
uyamaz. Ciinki, aye tin veya hadisin acikca bildirdigi bir is icin icti- 
had yapmak caiz degildir. 

(Beifka) iicyiizyetmisaltmci sahifede diyor ki, (Bizler, miictehid 
degiliz. Bize (Mukallid) denir. Bizim gibi mukallidler icin, delil, se- 
ned, fikh alimlerinin, ya'ni mtictehidlerin sozleridir. Bildigimiz a- 
yet-i kerimeler ve hadfs-i serifler, bunlarm sozlerine uymaz gorti- 
niirlerse, onlara degil, bunlarm sozlerine uymamiz lazimdir. Bunlar, 
onlari gormemis veya gormiisler de anhyamamislar demek caiz ol- 
maz). Yazar, Ahmed ibni Teymiyyeyi 1 ' 1 ve talebesi ibni Kayyim-i 
Cevziyyeyi miictehid biliyor. Ayet-i kerimelerden ve hadis-i serifler- 
den bunlarm anladiklarma uyup, din imamlanmizm ictihadlanm be- 
genmiyor. Halbuki, kendisinin de yukanda bildirdigi gibi, din imam- 
lanmiz ictihad buyurduklan htikmleri bildirirken, dayandiklan a- 
yet-i kerimeleri ve hadis-i serifleri birlikde yazmislardir. Kitabin 
miiellifi, din imamlarma uyan Ehl-i siinneti, Allahii tealamn kitabi- 
m birakip da, papazlarma, hahamlanna uyan hiristiyanlara ve yehu- 
dilere benzetiyor. Miislimanlara miisrik diyecek kadar alcaklasiyor. 
Kendisi, miictehid olmiyan cahillere, Ehl-i stinnet alimlerinin bii- 
yiikliiklerini anhyamiyanlara uydugu icin, kendisinin dalaletde ol- 
dugunu anhyamamakdadir. Eger anhyabilseydi, ne giizel olurdu. ib- 
ni Abidin, Tahareti anlatmaga baslarken diyor ki, (Miictehidlerin 
delillerini, senedlerini, mukallidlerin arasdirmalan, anlamalan la- 
zim degildir). Vehhabi yazar, buna da inanmiyor. Mu'az hadisini ya- 
ziyor. Halbuki, bu hadis-i serif, onun sapik inamslarim ciiriitmekde- 
dir. Memleketinin icabi olarak arabi dilini iyi bildiginden, her sozii- 
nti isbat etmek icin bir cok ayet-i kerime ve hadis-i serif yaziyor. Ak- 
h ermedigi, mantik ve muhakemesi olmadigi icin, vesika sanarak 
yazdigi ayet-i kerimelerin ve hadis-i seriflerin, kendi savunmalarmm 
bozuk, ciiriik oldugunu aciga vurdugunu anhyamryor. imam-i a'zam 
Ebu Hanifenin "rahime-hullahii teala" talebesine karsi (Ayeti, ha- 
disi ahmz! Benim soziimii birakimz) buyurdugunu da yaziyor. Miic- 
tehidler icin soylenmis olan bu sozlerin, bizim gibi ve ibni 
Teymiyye, ibni Kayyim, Muhammed Abdiih pl ve Seyyid Kutb 1 ' 1 ve 



[1] Ibni Teymiyye 728 [m. 1328] de Samda oldii. 

[2] Abduh 1323 [m. 1905] de Misrda oldii. 

[3] Seyyid Kutb 1386 [m. 1966] da Misrda olduruldu. 

-169- 



Mevdudi gibi mukallidler icin de oldugunu saniyor. Bunlann bir 
mezheb imamimn kitablanm okuyup ogrenmeleri ve mezheb imami- 
na uyarak se'adete kavusmaga cahsmalan lazimdir. 

Ucyiizdoksaniicuncii sahifede, (Munafiklan Allahii tealaya ve 
Resuliine cagmrsaniz, yiizcevirirler, gelmezler), ayet-i kerimesini 
yazarak, Ehl-i sunneti bu miinafiklara benzetiyor. (Ehl-i siinnete 
iyet, hadis gosterilince, bunlardan yiiz cevirip mezheb imamlanna 
uymakda israr ediyor, miisrik oluyorlar) diyor. 

Burada da, Ehl-i siinnet olan miislimanlara iftira etmekdedir. 
Ayet-i kerimelerden ve hadis-i seriflerden cikardiklan yanlis, bo- 
zuk ma'nalara inanmadigimrz icin, bize dogru yoldan aynldi diyor. 
Buna deriz ki, biz bu ayet-i kerimelerden yiiz cevirmiyoruz. Bu 
ayet-i kerimelere degil, sizin bunlara verdiginiz yanlis ma'nalara 
uymayiz. Bu ayet-i kerimelerin ve hadis-i seriflerin ma'nalan, si- 
zin anladigmrz gibi degildir. Bunlann dogru ma'nalarmi Peygam- 
berimiz "sallallahii teala aleyhi ve sellem" Eshab-i kirama "radi- 
yallahii teala anhiim" anlatdi. (Ehl-i siinnet) alimleri de "rahime- 
humullahu teala" Eshab-i kiramdan sorup ogrendiler. Anladikla- 
rmi, kitablarma yazdilar. Acik bildirilmis olanlarmi acik olarak 
yazdilar. Kapah bildirilmis olanlarmi da, ictihad buyurup anladik- 
lan gibi acikladilar. Biz o biiyiik alimlerin anlayip yazdiklarma 
uyuyoruz. Mezhebsizlerin yanlis anladiklarma uyarak aldanmak 
istemiyoruz. Kitabdan ve siinnetden aynlan, bizler degil, sensin 
diyoruz. 

(Usul-iil-erbe'a fi-terdid-il-vehhabiyye) kitabimn dordiincii as- 
lmda, farisi olarak buyuruyor ki, islam dminin hiikmlerini biz ca- 
hillere derin alimler ve olgun salihler bildirdi. Bunlar, (Muhaddis- 
ler) ve (Miictehidler)dir "rahime-hiimullahii teala". Hadis alimle- 
ri, hadis-i serifleri incelemislerdir. Dogru olanlarmi ayirmislardir. 
Muctehidler de, ayet-i kerimelerden ve hadis-i seriflerden ahkam 
cikarmislardir. Biz, ibadetlerimizi ve biitiin islerimizi bu ahkama 
uygun olarak yapanz. Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" 
zemamndan cok uzak oldugumuz ve nasslarm nasih ve mensuh o- 
lanlanm ve muhkem (ma'nasi acik) ve miievvel (ma'nasi acik ola- 
rak anlasilamiyan) olanlarmi ve birbirine uymaz goriinenlerinin 
uygun olduklanm anhyamadigimiz icin, bir muctehidi taklid etme- 
miz lazimdir. Ciinki miictehid, Resulullahin "sallallahii aleyhi ve 
sellem" zemamna yakin oldugu icin ve derin alim ve cok takva sa- 
hibi ve hiikm cikarmakda meharet sahibi oldugu ve hadis-i serifle- 
rin ma'nalarmi iyi anladigi icin, onun anladigina uymakdan baska 
care yokdur. Boyle olmiyan bir kimsenin Nasslardan, ya'ni Kitab- 

-170- 



dan ve siinnetden hiikm cikarmasmm caiz olmadigmi, mezhebsiz- 
lerin cok biiyiik alim dedikleri ibni Kayyim Cevziyye 1 ' 1 (i'lam-iil- 
mukfin) kitabinda bildirmekdedir. (Kifaye) kitabinda diyor ki, 
(Ami olan [ya'ni, muctehid olmiyan] kimse, bir hadfs-i serif isitin- 
ce, bundan kendi anladigina gore is yapmasi caiz olmaz. Belki, 
onun anladigmdan baska ma'na verilmesi icab eder. Yahud men- 
suh olabilir. Miictehidin fetvasi ise, boyle siibheli degildir.) (Tah- 
rir) serhi olan (Takrir)de de boyle yazilidir. Bunda, (Mensuh ola- 
bilir) dedikden sonra, (Fikh alimlerinin bildirdiklerine uymasi la- 
zimdir) demekdedir. Seyyid Semhudi "rahimehullah", (Ikd-i fend) 
kitabinda diyor ki: Hanefi alimlerinin biiyiiklerinden Ibn-ul-Hu- 
mam,' 21 imam-i Ebu Bekr-i Razinin, (Avamm Eshab-i kirami tak- 
lid etmekden men' edilmelerini ve bunlarm sonra gelen alimlerin 
kolay anlasilan, kismlara aynlmis olan ve aciklamalan yapilmis 
olan sozlerine uymalan lazim oldugunu, derin alimler sozbirligi ile 
bildirmislerdir) sozunii haber vermisdir. 1119 [m. 1707] senesinde 
vefat etmis olan Muhibbullah Bihari Hindinin "rahime-hullahii te- 
ala" (Musellem-iis-siibut) kitabinda ve bunun (Fevatih-ur-rahe- 
mut) serhinde, (Avamm Eshab-i kirami taklid etmekden men' 
olunmalarim ve bunlarm, islamiyyeti acikliyan, sozleri kolay anla- 
silan, kismlara ayirmis olan alimlere uymalan lazim oldugunu de- 
rin alimler sozbirligi ile bildirmislerdir. Takiyyiiddin Osman ibniis- 
Salah Sehr-i zuri "rahime-hullahii teala" 577 [m. 1181]-643 [m. 
1243], dort imamdan baskasim taklid etmenin caiz olmadigmi bu- 
radan cikarmisdir) demekdedir. (§erh-i niinhac-iil-iisul )de diyor 
ki, (imam-ul-Haremeyn, (Burhan) kitabinda, avam Eshab-i kira- 
mm mezheblerine uymamahdir. Din imamlanmn, ya'ni dort mez- 
heb imammm mezheblerine tabi' olmahdirlar demekdedir). 
[imam-iil-Haremeyn Abdiilmelik Nisapuri Safi'i 478 [m. 1085] de 
vefat etdi.] 

Islam alimlerinin yukanda yazih icma'larma uymiyanlann sa- 
pik olduklan anlasihr. Ciinki, Eshab-i kiram "radiyallahii teala an- 
num ecma'in" cihad ile, islamiyyeti yaymak ile ugrasdiklan icin, 
tefsir ve hadis kitablan hazirlamaga vakt bulamadilar. Resululla- 
hm "sallallahii aleyhi ve sellem" nuru, Onlann mubarek kalbleri- 
ne o kadar cok isledi ki, kitabdan ogrenmege ihtiyaclan kalmadi. 
Herbiri, bu nurun kuvveti ile, dogru yolu bulurdu. Asrlarm en iyi- 
si [olan birinci asr] bitince, fikrlerde, bilgilerde aynhklar hasil ol- 
du. Eshab-i kiramdan ve Tabi'inden nakl edilen haberler, birbirle- 



[1] Muhammed ibni Kayyim 751 [m. 1350] de vefat etdi. 
[2] ibnulhiimam Muhammed 861 [m. 1456] da vefat etdi. 

-171- 



rine uymaz oldu. Hak yolu anyanlar sasirdilar. Allahu teala, lutf 
ederek, bu iimmet-i merhume arasindan salih, miitteki dort alimi 
secdi. Nasslardan hiikm cikarmak ustiinlugunii bunlara ihsan eyle- 
di. Bunlan taklid ederek biitiin muslimanlarm hidayete kavusma- 
lanm diledi. Bunlan taklid etmegi Nisa suresinin ellisekizinci aye- 
tinde emr etdi. Bu ayet-i kerimede mealen, (Ey iinan edenler! Al- 
laha ita'at ediniz ve Reside ita'at ediniz ve Uliil-emrinize ita'at 
ediniz!) buyurdu. Burada Uliil-emr, ictihad derecesine yukselmis 
olan alimler demekdir. Boyle alimler de, herkesin bildigi dort bu- 
yiik imamdir. Ya'ni meshur olan dort mezhebin imamlandir. Bu 
ayet-i kerimedeki Uliil-emr denilen ustiin kimselerin, miictehidler 
oldugunu, Nisa suresinin seksenikinci ayeti acikca bildirmekdedir. 
Bu ayet-i kerimede, (Uliil-emr, Nasslardan ahkam cikarabilen 
alimlerdir) denilmekdedir. Ba'zilan, Uliil-emr, hakimler, valiler 
demekdir dedi. Bu soz, nasslardan ahkam cikarabilen hakimlerdir 
demek ise, dogrudur. Bunlar, alim olduklan icin, Uliil-emrdirler. 
Hakim olduklan icin degil! Dort halife ve Omer bin Abdul'Aziz 
"radiyallahii teala annum ecma'in" boyle idi. Cahil, fasik veya ka- 
fir olan emirler boyle degildir. Ciinki, hadis-i serifde, (Hicbir kim- 
senin, giinaha sebeb olan soziine ita'at edilmez!) buyuruldu. [Fe- 
kat, kanunlara karsi gelmek, hiikumete isyan etmek, hicbir zeman 
caiz degildir. Miislimanlar, her zeman hukumeti desteklemelidir. 
Hiikumet za'iflerse, fitne, ihtilal hasil olur. Bunlar ise, en kotii hii- 
kumetden daha fenadir.] Lokman suresinin onbesinci ayetinde 
mealen, (Bilmedigin birseyi bana serik yapmakhgin icin ugrasir- 
larsa, onlarin bu emrlerine ita'at etme!) buyuruldu. Hadis-i serif, 
Uliil-emrin ne demek oldugunu acikca bildirmekdedir. Abdullah 
Darimmin bildirdigi hadis-i serifde, (Uliil-emr, fikh alimleridir) 
buyuruldu. imam-i Suyuti (itkan) ismindeki tefsirinde, ibni Abba- 
sin "radiyallahii teala anhiima" (Uliil-emr, fikh ve din alimleridir) 
dedigini yazmakdadir. (Tefsfr-i kebfr)in iiciincii cildinin iicyiizyet- 
misbesinci sahifesinde ve imam-i Nevevinin "rahmetullahi 
aleyh" 1 ' 1 (Muslim serhi) ikinci cildinin yiizyirmidordiincii sahifesin- 
de ve (Me'alim) ve (Nisapuri) tefsirlerinde de yazihdir. Ayet-i ke- 
rimelerin ve hadis ve tefsir alimlerinin bu acik beyanlan, miicte- 
hidlere ita'at etmek lazim oldugunu gosterdigi gibi, mezhebsizle- 
rin (Allahdan ve Peygamberden baskasma ita'at etmek sirk ve 
bid'atdir) sozlerinin bozuk ve sacma oldugunu da ortaya koymak- 
dadir. Bu konuda bircok hadis-i serif ve haberler de vardir. Bun- 
lardan: 



[1] Yahya Nevevi 676 [m. 1277] de Samda vefat etdi. 

-172- 



I - Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Mu'az bin Cebeli 
"radiyallahii teala anh" Yemene hakim olarak gonderirken, (Ora- 
da nasil hiikin edeceksin?) buyurunca, Allahm kitabi ile dedi. (Al- 
lahin kitabinda bulamazsan?) buyurdu. Allahm Resuliiniin "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" siinneti ile dedi. (Resulullahin siinne- 
tinde de bulamazsan?) buyurunca, ictihad ederek, anladigimla de- 
di. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", mubarek elini Mu'azm 
gogsiine koyup, (Elhamdii lillah! Allahii teala, Resuliiniin resulii- 
nii, Resulullahin nzasina uygun eyledi) buyurdu. Bu hadis-i serif, 
Tirmuzide ve Ebu Daviidda ve Darimide yazihdir. Uliil-emrin 
miictehid demek oldugunu ve buna ita'at edenden Resulullahin ra- 
zi oldugunu, bu hadis-i serif acikca gostermekdedir. 

II - Ebu Daviidun' 11 ve ibni Macenin bildirdikleri hadis-i serif- 
de, (ilm iicdiir: Ayet-i muhkeme, Siinnet-i kaiine ve Farfdat-i adi- 

le) buyuruldu. (Esi'at-iil-leme'at) ismindeki (Miskat) serhi, bu ha- 
dis-i serifi, farisi olarak aciklarken, (Farida-i adile, Kitaba ve siin- 
nete uygun ilmdir. icma'a ve Kiyasa isaretdir. Ciinki, icma' ve Ki- 
yas, Kitabdan ve Siinnetden cikanlmakdadir. Bunun icin, icma' ve 
Kiyas, Kitaba ve Siinnete mu'adil ve miisavi tutuldu ve Farida-i adi- 
le denildi. Boylece, ikisi ile amel etmenin vacib oldugu tenbih bu- 
yuruldu. Hadis-i serifin ma'nasi, dinin kaynagi dortdiir: Kitab, 
Stinnet, icma' ve Kiyas demek oldu) demekdedir. 

III - Omer-ibniil-Hattab "radiyallahii anh", Siireyhi kadi ola- 
rak gonderirken, (Allahm kitabinda acik olarak bildirilene bak. 
Bunu baskasmdan sorma! Burada bulamazsan Muhammed aley- 
hisselamm Siinnetine tabi' ol! Burada da bulamazsan, ictihad et ve 
anladigma gore cevab ver!) buyurdu. 

IV - Hazret-i Ebu Bekre "radiyallahii anh" da'vaci gelince, Al- 
lahii tealanm kitabma bakardi. Burada bulduguna gore hiikm 
ederdi. Burada bulamazsa, Resulullahdan "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" isitdigine gore cevab verirdi. isitmemis ise, Eshab-i ki- 
ramdan "radiyallahii teala anhiim ecma'in" sorup, Onlann icma'i 
ile hiikm ederdi. 

V - Abdullah ibni Abbasa "radiyallahii anhtima" birsey soru- 
lunca cevabim Kur'an-i kerimde bump, cevab verirdi. Kur'an-i ke- 
rimde bulamazsa, Resulullahdan isitdigini soylerdi. isitmemis ise, 
Ebu Bekr ile Omere "radiyallahii anhiima" sorardi. Cevab alamaz 
ise, kendi re'yi ile bulup hiikm ederdi. 



[1] Siileyman Ebu Daviid Sicstani 275 [m. 888] de Basrada vefat etdi. 

-173- 



Simdi, Miictehid alimlere sormak, dort mezheb imamlarina 
sormak demek oldugunu acikhyahm! Dort imami taklid etmenin 
birinci vesikasi: Eshab-i kiramm asnndan ve ondan sonraki asrdan, 
bu zemana kadar, btitiin miislimanlar, bu dort imami taklid etmis- 
ler. Bunlara ita'at etmekde icma' hasil olmusdur. (Ummetim dala- 
let olan biiseyde icma' yapmaz!) ve (Allahii tealamn rizasi, ic- 
ma'dadir. Cema'atden ayrilan, Cehenneme gider) hadis-i serifleri, 
bu icma'm sahih oldugunu acikca gdstermekdedir. 

Dort imami "rahime-humullahii teala" taklid etmenin vacib ol- 
dugunu gosteren ikinci vesika, Isra suresinin yetmisbirinci ayeti- 
dir. Bu ayet-i kenmede, (O giin, her firkayi imamlari ile cagiririz!) 
buyurulmakdadir. Kadi Beydavi "rahime-hullahii teala", bu ayet-i 
kerimenin tefsirinde, (Her iimmeti kendilerine reis yapdiklan 
Peygamberleri ve dinde uyduklan kimselerin ismleri ile cagiririz) 
dedi. (Medarik)de de boyle yazilidir. (Me'alim-iit-tenzil) tefsirin- 
de (Ibni Abbas, kendilerini dalalete veya hidayete siiriikliyen dev- 
let reisleri ile cagnlir dedi. Sa'id bin Miiseyyib 1 ' 1 ise, her kavm, ken- 
dilerini hayra ve serre siiriikliyen reislerinin yamna toplamrlar de- 
di) demekdedir. Tefsir-i Hiiseynide ve (Ruh-ul-beyan)da (Mezhe- 
binin imami ile cagnhrlar. Mesela, ya Safi'i yahud ya Hanefi deni- 
lir) demekdedir. Bundan anlasihyor ki, kamil ve miikemmil olan 
imamlar kendilerine tabi' olanlara sefa'at edeceklerdir. (Mizan)da 
diyor ki, seyh-ul-islam ibrahim-iil-Lakani vefat edince, ba'zi salih- 
ler, bunu rii'yada goriip, Allahii teala sana ne yapdi dediler. (Siial 
melekleri beni oturtunca, imam-i Malik gelip boyle bir kimseye, 
Allahii tealaya ve Resuliine imandan sorulur mu? Bunu birakimz 
dedi. Beni birakdilar) cevabim verdi. [Ibrahim ibn-iil-Lakani, ma- 
liki kelam alimi olup, 1041 [m. 1632] de vefat etmisdir.] Yine (Mi- 
zan) kitabmda, (Tesavvuf btiyiikleri ve fikh alimleri, kendilerine 
tabi' olanlara sefa'at ederler. Ruh teslim ederken ve kabrde Mun- 
ker ve Nekir siial ederken ve Hasrda, Nesrde, Hesabda, Siratda 
yanmda bulunurlar. Onu unutmazlar. Tesavvuf btiyiikleri, kendi- 
lerine tabi' olanlan, biittin korkulu yerlerde kollaymca, miictehid 
imamlar korumaz olurlar mi? Bunlar, mezheb imamlandir. Bu 
iimmetin bekcileridirler. Sevin ey kardesim! Dort mezheb imam- 
larmdan diledigini taklid et de se'adete kavus!). Goriiliiyor ki, ki- 
yamet giinti, herkes mezheb imammin ismi ile cagnlacakdir. I- 
mam, kendisini taklid edene, sefa'at edecekdir. Dort mezheb i- 
mamlarmm herbiri boyle yiiksek idi. Allahii teala, Lokman suresi- 



[1[ Sa'id bin Museyyib 91 [m. 710] da Medmede vefat etdi. 

-174- 



nin onbesinci ayetinde, (Bana inabet edenin yoluna tabi' ol!) bu- 

yurdu. Bu dort biiyiik imamm, Allahii tealaya inabet, riicu' etmis 
olduklan sozbirligi ile bildirilmisdir. 

Taklid etmenin vacib oldugunu bildiren uciincii delil, Nisa su- 
resinin yuzondordiincii ayet-i kerimesidir. Allahii teala, bu ayet-i 
kerfmede mealen, (Hidayet yolunu ogrendikden sonra, Peygam- 
bere uymayip mu'minlerin yolundan ayrdani, sapdigi yola suriik- 
leriz ve cok fena olan Cehenneme sokariz!) buyurmakdadir. 
imam-i Safi'i hazretlerine icma'm delil oldugunu gosteren ayet-i 
kerime hangisidir diye sordular. Kur'an-i kerimi iicyiiz kerre oku- 
yarak delil aradi. Cevab olarak, bu ayet-i kerimeyi buldu. Bu 
ayet-i kerime, mu'minlerin yolundan aynlmagi haram etdigi icin, 
bu yola uymak vacib olur. Nesefi Abdullah,' 11 (Medarik) tefsirin- 
de, bu ayet-i kerimeyi acikladikdan sonra, (icma'm delil oldugu- 
nu ve Kitabdan, Siinnetden aynlmak caiz olmadigi gibi, icma'dan 
aynlmamn da caiz olmadigmi bu ayet-i kerime gostermekdedir) 
yazihdir. (Beydavi) PI tefsiri de, bu ayet-i kerimeyi aciklarken, (Bu 
ayet, icma'dan aynlmamn haram oldugunu gosteriyor. Mii'minle- 
rin yolundan aynlmak haram olunca, bu yola uymak vacib olur) 
diyor. Bu ummetin salihleri, alimleri, (bir mezhebi taklid etmek 
vacibdir. Mezhebsiz olmak biiyiik giinahdir) dediler. Alimlerin bu 
sozbirliginden aynlmak, bu ayet-i kerimeden aynlmak olur. Ciin- 
ki, Allahii teala, Al-i imran suresinin yiizonuncu ayetinde me- 
alen, (Siz, insanlar icin hayrh iimmetsiniz! Iyi seyleri emr eder. 
Fena seyleri men' edersiniz) buyurdu. Bu ummetin alimleri mez- 
hebsizligin fena oldugunu bildirdiler. Mezhebsiz olmayimz dedi- 
ler. Bunun icin, mezhebsiz olmak caizdir diyerek, alimlerin bu 
sozlerinden aynlan, bu ayet-i kerimeyi inkar etmis olur. 

Siial: Kadyaniler pl ve Niceriler ve diger mezhebsizler mii'min 
degil midir? Bunlara uymak da, mu'minlerin yolunda olmak degil 
midir? 

Cevab: Bu mezhebsizlerin alimleri, (Edille-i ser'iyye)nin dort 
kaynagmdan yalmz ikisine uyduklanni soyliyorlar. Diger ikisini 
kabul etmiyorlar. Boylece, miislimanlann cogunun yolundan ayn- 
hyorlar. (Ehl-i siinnet vel-cema'at) yolundan sapiyorlar. Bunlara 
uymak, insam Cehennemden kurtarmaz. ($?f)ler, (Harici)ler, 
(Mu'tezile), (Cebriyye) ve (Kaderiyye) [ve (Teblig-i cema'at)] ve 



[1] Nesefi 710 [m. 1310] da Bagdadda vefat etdi. 

[2] Beydavi Abdullah 685 [m. 1286] da Tebrizde vefat etdi. 

[3] Ahmed Kadyani 1326 [m. 1908] de Hindistanda oldu. 

-175- 



(Vehhabi) firkalarmda olanlar da, kendi alimlerine tabi' olduklan- 
ni soyliyorlar. Mezhebsizlerin, o firkalara verdikleri cevablan, biz 
de mezhebsizlere cevab olarak soyleriz. 

Bir mezhebi taklid etmenin vacib oldugunu gosteren dordiin- 
cii delfl, Nahl suresinin kirkiicuncti ve Enbiya suresinin yedinci 
ayet-i kerfmesidir. Bu ayet-i kerimede mealen, (Bilmiyorsamz, 
zikr ehline sorunuz!) buyuruldu. Bu ayet-i kerime, ibadetlerin ve 
islerin nasil yapilacagim bilmiyenlerin, bilenlerden sorup ogren- 
melerini emr etmekdedir. Ayet-i kerimede, sorup ogrenmek her- 
kesden ve din cahillerinden degil, alimlerden sormak ve bilinmi- 
yenleri sormak emr olunmakdadir. Bunun icin, bir kimse, yapaca- 
gi seyi, Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde arayamaz, bulamaz- 
sa, taklid etdigi mezhebin muctehidinden sorup [yahud mezhebin 
alimlerinin kitablanndan okuyup] ogrenmesi lazim olmakdadir. 
Sorup, ogrendigine gore yapan kimse, o muctehidi (Taklid) etmis 
olur. Sormaz veya miictehidin soziine uymaz, inkar ederse, mez- 
hebsiz olur. 

Ayet-i kerimede bildirilen (Zikr ehli) kimdir? Mezheb imami 
demek midir? Yoksa, cahil din adamlan midir? Bunun cevabim, 
hadis-i serif bildiriyor: ibni Merdeveyh Ebu Bekr Ahmedin bildir- 
digi ve Enes bin Malikin haber verdigi hadis-i serifde, (Bir kimse 
neiiiaz kilar, oruc tutar, hac ve gaza eder. Fekat miinafikdir) bu- 
yurulunca, (Nifaki nerden gelmisdir?) denildi. (imanuna ta'n etdi- 
gi [begenmedigi] icin miinafikdir. Onun imami, zikr ehlidir) buyu- 
ruldu. [Ibni Merdeveyh Isfehani, 410 [m. 1019] da vefat etdi.] 
Bundan anlasihyor ki, ayet-i kerimedeki (Ehl-i zikr), Ulul-emr de- 
mekdir. Ullil-emrin ne demek oldugu, birinci delilde bildirilmisdi. 
Sahih olan kavle gore, Ulul-emr, ulema-i rasihin ve dort mezhebin 
imamlandir. (Ancak akl sahibleri anlar) ve (Elbet akl sahibleri 
anlar) ve (Ey akl sahibleri, ibret ahmz!) mealindeki ayet-i 
kerimeler, dort mezheb imamlannm iistunliiklerini gostermekde- 
dirler. Biraz arabi, farisi ogrenip, zahidlerden, takva ehlinden ve 
Allah adamlarmdan feyz almamis olan ve Nasslara, ya'ni ayet-i 
kerimelere ve hadis-i seriflere kendi kisa gortislerine gore ma'na 
veren cahil ve sapiklar, mezheb imamlannm iistunliiklerinden cok 
uzakdirlar. Bu mezhebsizler, (Tefsir ilminden haberi olmadan, 
Kur'an-i kerime kendiliginden ma'na verenler, Cehennemde, 
atesden kaziklara oturtulacaklardir) ve (Bir zeman gelecek, din 
alimi kalmiyacak. Cahiller din adami yerine gecirilerek, bilmeden 
fetva vereceklerdir. Bunlar, dogru yolda olmiyacak ve herkesi, 
dogru yoldan cikaracaklardir) hadis-i seriflerinde bildirilen sapik- 

-176- 



lardir. (Miskat) kitabmda, Cabir "radiyallahii anh" diyor ki: Yolcu- 
lukda, arkadaslanmdan birinin basi yaralandi. Gusl etmesi icab edi- 
yordu. Teyemmiim etmem caiz olur mu, dedi. Caiz olmaz, su ile 
gusl et, denildi. Yikandi. Oldii. Medmeye gelince, Resulullaha "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" haber verdik. (Onun oliimiine sebeb oldu- 
lar. Allahii teala da onlari oldiirsiin. Bilmediklerini nicin sorup og- 
renmediler? Cehlin ilaci, sorup ogrenmekdir!) buyurdu. Bu sahabi- 
ler, daha cok bilenlerden sormadan, kendiliklerinden fetva verdik- 
leri icin, cok sert sozle karsilasrp, kendilerine, (Allahii teala, onlari 
oldiirsiin!) buyurulunca, simdi din adami gecinen bir kimsenin is- 
lam alimlerinin kitablanm okumadan, kendi bos kafasi ve kisa go- 
riisii ile Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere ma'na vermege kalkis- 
masma, boylece, miislimanlarm dinlerini, imanlarini bozmasma ne 
denilecegi meydandadir. Boyle kimseye, din, iman hirsizi demek 
yerinde olur. Allahii teala, hepimizi boyle din hirsizlarmm zararla- 
nndan muhafaza buyursun! Amin. ibni Sirin buyuruyor ki, (Dinini- 
zi kimden ogrendiginize dikkat ediniz!). [Muhammed ibni Sirin, 
110 [m. 729] da Basrada vefat etdi.] Ebu Musel Es'ari hazretleri, 
Eshab-i kiramm biiyiiklerinden oldugu halde, Abdullah bin 
Mes'udiin yamnda fetva vermekden cekinir. (Bu ilm deryasmm ya- 
nmda bana birsey sormayimz) derdi. Ciinki, Abdullah ibni Mes'ud, 
Ebu Musel Es'ariden daha alim idi. Fikh bilgisi daha cok idi "radi- 
yallahii anhiima". imam-i Safi'i, derin alim oldugu halde, imam-i 
a'zam Ebu Hanifenin mezan yamnda iken, sabah nemazmda kunut 
okumagi ve riikii'dan kalkarken iki eli kaldirmagi terk ederdi. Bu- 
nun sebebini sorana, (O yiice imama olan edebim, huzurunda, 
Onun ictihadma uymiyan is yapmama mani' oluyor) buyurmusdu. 
Imam-i a'zam Ebu Hanife, boyle biiyiik bir islam alimi idi. Onun 
buyiikliigiinii anhyabilmek icin, imam-i Safi'i gibi alim olmak lazim- 
dir. Bu biiyiik alim, imam-i a'zamin kabrde diri oldugunu bilmis, 
Onun huzurunda, Onun mezhebine uymiyan is gormekden sakm- 
misdir. Evet, bu biiyiik imamlar "rahime-htimullahu teala" fikh il- 
minin miitehassislan idi. Buharinin bildirdigi, (Allahii teala, birine 
iyilikler vermek isterse, Onu fikh alimi yapar) hadis-i senfindeki 
miijdeye kavusmuslardi. [imam-i Muhammed Buhari, hadis alimle- 
rinin reisi olup, 256 [m. 870] da Semerkandda vefat etmisdir.] 

Biitiin bunlardan anlasihyor ki, islam ahkamim, fikh alimlerin- 
den, mezhebinin miictehidlerinden ogrenmek lazimdir. Hadis-i se- 
riflerden ve tefsirden ogrenmemelidir. (Herkes, bir is icin yaratil- 
misdir) hadis-i serifi, bu sozumiiziin vesikasidir. Hadis alimleri, ha- 
dis-i serifleri inceleyip, sahihlerini ayirmak icin yaratildi. Tefsir 
alimleri, Kur'an-i kerimin ma'nalanm dogru olarak anlayip, bil- 

- 177 - Kiyamet ve Ahiret - F:12 



dirmek icin yaratildi. Bunlann ikisi de, vazifelerini yapmak icin 
cok cahsdi. Maksadlarma kavusdular. Fikh alimleri de, Kur'an-i 
kerimin ve hadis-i seriflerin nasslarmdan ahkam cikarmak icin ya- 
ratildi. Bu biiyiik alimler "rahime-hiimullahu teala" de, bu ilmin 
son noktasma kadar yiikseldi. Bizim gibi cahillerin isini kolaylas- 
dirdilar. Derin ilmleri ile ve Allahii tealamn kendilerine vermis ol- 
dugu takva yardimi ile, nasslann birbirine uygunsuz goriinen yer- 
lerini birbirine uydurdular. Muhkem olanlarim, te 'villi olanlann- 
dan ayirdilar. Sonra gelmis olanlarim, once gelmis olanlanndan, 
nasih olanlarim mensuh olanlanndan ayirdilar. iste bunun icin, bu 
iimmet-i merhumenin hepsi, yeryiiziiniin her tarafmda, bu biiyiik- 
leri taklid etmege sanldilar. Bu imamlann izinde bulunmagi, islam 
ahkamimn anahtan bildiler. Biitiin Alimler, Fadillar, Salihler, 
Miittekiler, Veliler, Kutblar, Evtad ve Allah yolunda olanlarm 
hepsi ve Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" asiklan, kendi- 
lerini islam ahkamimn bu onderlerine teslim etdi. Hadis alimleri- 
nin ve tefsir miitehassislarimn ve fikh bilgisinde miictehid olan yii- 
ce imamlann bilgilerinin biraraya toplanmasmdan (clin-i islam) 
meydana geldi. Bizim gibi cahillerin ve saskmlann bu din biiyiikle- 
rine iktida etmemiz [uymamiz, tabi' olmamiz] vacibdir. Kurtulus 
yolu, ancak bu imamlann gosterdigi yoldur. Ancak bu yola uyan- 
lar kurtulur. Nefslerine uyup, Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere 
kendi diisiincelerine gore ma'na verenlere uyanlar felakete siiruk- 
lenir. En'am suresinin doksamnci ayetinde mealen, (Allahii teala, 
onlara dogru yolu gosterdi. Onlann yoluna iktida et!) buyuruldu. 
Kendilerine hidayet verilenler, mezhebsizler degil, mezheb sahibi 
olan yiice imamlardir "rahime-hiimullahii teala". 

Siial: Kendilerine ita'at etmemiz emr olunan Uliil-emr, miicte- 
hid olan imamlar olduguna inandim. (Ehl-i zikr) denilen alimler de 
bunlardir. Bunlan taklid etmemiz de vacibdir. Bunlann belli birini 
mi, yoksa hepsini mi taklid etmek lazim oldugu nerden anlasilmak- 
dadir? Bir isin dort imamdan "rahime-hiimullahii teala" herhangi 
birine uygun olmasi kafi olur mu? 

Cevab: iki veya iic yahud dort imami birlikde taklid etmek 
miimkin degildir. Ciinki, dort imamin ictihadlanmn birbirlerine 
uymadigi cok is vardir. Bir isi yapmaga biri vacib, digeri ise haram 
demisdir. Mesela, deriden kan cikmca, imam-i a'zam, abdest bo- 
zulur dedi. imam-i Safi'i bozulmaz dedi. Erkegin derisi, kadmm 
derisine degince, imam-i Safi'i, ikisinin de abdesti bozulur dedi. 
Imam-i a'zam ise, ikisinin de bozulmaz dedi. imam-i Malik ile 
imam-i Ahmed bin Hanbel arasinda da boyle ihtilaflar vardir. 
Boyle ihtilafli olan islerde, mesela imam-i a'zama uysa, digerleri- 

-178- 



ne uymamis olur. Diger imamlara uygun yapan da, bu isde Imam-i 
a'zama uymamis olur "rahmetullahi aleyhim ecma'in". Boyle bir 
isi, dort mezhebe de uygun yapmak imkansiz oldugu gibi, iic ima- 
ma ve iki imama birlikde uyarak yapilamiyacak isler cokdur. Boy- 
le [ihtilafh] isler, ancak bir imama uyarak yapilabilir. 

Siial: Ba'zi isleri bir imama uyarak, baska isleri de, baska bir 
imama uyarak, daha baskalarim da, iicuncii imama uyarak, baska 
isleri de, dorduncii imama uyarak yaparsak, dort imama da uymus 
oluruz. Buna ne dersiniz? 

Cevab: Boyle yapmak, dini oyuncak yapmak olur. Halal ve ha- 
ram ortadan kalkar. Bu ise, memnu'dur. Haramdir. Miislimdeki 
hadis-i serifde, (Miinafik, iki koc arasinda dolasan koyun gibidir. 
Bir ona gider. Bir otekine gider) buyuruldu. Buharideki hadis-i se- 
rifde de, (insanlarin kotiisii, iki yiizlii olanlardir. Ba'zdarina bir yiiz 
ile, baskalanna, baska yiiz ile goriiniir) buyuruldu. Bunlar, Tevbe 
suresinin otuzsekizinci ayetinde bildirilen kimselerdir. Bu ayet-i 
kerimede mealen, (Nesi, kiifrde ziyade olmakdir. Kafirler bunun- 
la aldatdir. Bir ayi halal sayarlar. Baska sene ise, bu ayi haram sa- 
yarlar) buyuruldu. Ya'ni, birseye, bir yil halal derler. Baska ze- 
manda haram derler. 

Ibniil Humam, (Tahrir-iil-iisul) kitabmda ve Ibniil-Hacib, 
(Muhtasar-iil-iisul) kitabmda ve (Diirr-iil-muhtar)da, (Bir isi bir 
mezhebe gore yapmaga basladikdan sonra, bu isi ve buna bagh 
olan isleri yapmaga devam ederken, bu mezhebi taklid etmekden 
vazgecmenin memnu' oldugu sozbirligi ile bildirilmisdir) denil- 
mekdedir. [Osman ibni Hacib-i Maliki, 646 [m. 1248] de iskende- 
riyyede vefat etdi.] (Bahr-iir-raik)da (imam-i a'zami taklid edenin, 
hep hanefi mezhebine tabi' olmasi vacibdir. Zaruret olmadikca, 
baska mezhebe gore is yapmasi caiz degildir. Biiyiik alim Kasimm 
bildirdigi gibi, bir mezhebe gore amel edenin, bu mezhebden aynl- 
masimn caiz olmadigi sozbirligi ile bildirilmisdir) diyor. [Kasim bin 
Katlubuga Misri hanefi 879 [m. 1474] de vefat etdi.] (Musellem-us- 
siibut) kitabmda diyor ki, (Mutlak miictehid olmiyanm, alim de ol- 
sa, bir [mutlak] miictehidi taklid etmesi lazimdir). Bu kitabi Mu- 
hibbullah Bihari Hindi hanefi yazmis, 1119 [m. 1707] de vefat et- 
misdir.] 

Imam-i Abdiilvehhab-i Sa'rani, 1 ' 1 (Mizan) kitabinm yirmidor- 
diincii sahifesinde diyor ki, (Ayn-ul-iilaya yiikselmemis bir alimin. 



[1] Sa'rani 973 [m. 1565] de vefat etdi. 

-179 



dort mezhebden birini taklid etmesi vacibdir. Taklid etmezse, dog- 
ru yoldan sapar. Baskalanm da sapdinr). 

Ibni Abidm "rahmetullahi aleyh", (Redd-iil-muhtar)m ikiyiiz- 
sekseniicuncii sahifesinde diyor ki, (Aminin mezheb degisdirmesi 
caiz degildir. Diledigi bir mezhebi taklid etmesi lazimdir). Ami, 
miictehid olmiyan demekdir. 

Sah Veliyyullah-i Dehlevi "rahime-hullahii teala" 1 ' 1 (Ikd-iil- 
ceyyid) kitabinda diyor ki, (ictihad derecesine yukselmemis din 
adamimn, hadis-i serifden anladigi ile amel etmesi caiz degildir. 
Ciinki, hadis-i seriflerin mensuh veya te'villi yahud muhkem oldu- 
gunu ayiramaz). ibni Hacib de, (Muhtasar) kitabinda boyle yaz- 
makdadir. Yine Sah Veliyyullah-i Dehlevi "rahmetullahi aleyh", 
(Fiiyud-iil-Haremeyn) kitabinda, (Hanefi mezhebi, mezheblerin 
en kiymetlisidir. (Buharf) kitabinda toplanmis olan (siinnet-i Ne- 
beviyye) yoluna en uygun olan, bu mezhebdir) demekdedir. 

Data Genc-i Bahs-i Lahori "rahime-hullahii teala", pl (Ke$f-iil- 
mahcub) kitabinda diyor ki, Yahya Mu'az-i Razi "rahmetullahi 
aleyh" Resulullahi "sallallahii aleyhi ve sellem" rii'yada gordii. Ya 
Resulallah! Seni nereden arayip bulayim, dedi. (Ebu Hanifenin 
mezhebinde) buyurdu. [Yahya bin Mu'az "rahmetullahi aleyh", 
258 [m. 872] de Nisapurda vefat etdi.] 

Ibni Hiimam "rahmetullahi aleyh", (Tahrir) kitabinda diyor ki, 
(Bir kimsenin, taklid etdigi mezhebi, ya'ni ona uygun is yapmaga 
basladigi mezhebi terk etmesinin caiz olmadigi sozbirligi ile bildi- 
rilmisdir). 

Mevlana Abdiisselam, (Cevhere) serhinde diyor ki, (ibadetler- 
de ve ictihad ile yapilan islerde, dort mezhebden birini taklid eden 
kimse, boyle yapdigi isi, Allahii tealamn emrine uygun olarak yap- 
mis olur). [Abdiisselam bin ibrahim Lakani Maliki "rahmetullahi 
aleyh", babasimn (Cevheret-iit-tevhid) manzumesini serh ederek, 
(ittihaf-iil-miirfd) ismini vermis, 1078 [m. 1668] de Misrda vefat et- 
misdir.] 

imam-i Rabbani miiceddid-i elf-i sani "rahmetullahi aleyh", 
(Mebde' ve Me'ad) kitabinda buyuruyor ki, (Hanefi mezhebinde, 
imam arkasmda, cema'atin ayakda okumamasinm hakh oldugunu, 
Allahii teala bu fakire bildirdi). 

Sah AbdiiFaziz-i Dehlevi "rahime-hullahii teala", (Allahii tea- 



[1] Veliyyullah Dehlevi 1176 [m. 1762] de vefat etdi. 

[2] All bin Osman Data Gencbahs 465 [m. 1072] de vefat etdi. 

-180- 



laya serik yapma!) ayet-i kerimesinin tefsirinde buyuruyor ki, 
(Ita'at olunmasi farz olan kimseler altidir: Din bilgilerinde miicte- 
hid olanlar, turuk-i aliyye mesayihi,...). [Abdiil'aziz Dehlevi, 1239 
[m. 1823] de Delhide vefat etdi.] 

imam-i Gazali "rahmetullahi aleyh", (Kimya-yi se'adet) kita- 
bmda, emr-i ma'rufu anlatirken buyuruyor ki, (Taklid etmekde 
oldugu mezhebe uygunsuz is yapmaga, hicbir alim caiz dememis- 
dir). 

Abdiilhak-i Dehlevi "rahmetullahi aleyh", (Sifr-iis-se'adet) 

serhinde diyor ki, (islam dininin binasi, bu dort direk iizerine ku- 
rulmusdur. Bir kimse, bu dort yoldan birine girerse ve bu dort ka- 
pidan birini acarsa, baska yola gecmesi ve baska kapiya sanlmasi, 
abes ve lehv olur. Islerinin duzenini bozmus, dogru yoldan aynlmis 
olur). Baska bir yerinde buyuruyor ki, (Alimlerin sozbirligi ve 
ahir-zemanda miislimanlara en uygun yol, dort mezhebden birini 
taklid etmekdir. Din ve diinyamn dtizeni boyle olur. Herkes, once- 
den diledigi mezhebi secer. O mezhebi taklide basladikdan sonra, 
bunu birakip, baska mezhebe gecmek, hie siibhesiz, birinci mezhe- 
be su'i zan etmek olur. isler ve sozler bozulur, kansir. Sonra gelen 
alimler, bunu sozbirligi ile bildirdiler. Dogrusu da budur. Hayr 
bundadir). 

Imam-i Kuhistani "rahime-hullahii teala" (Muhtasar-i Vikaye) 
serhinde, (Kitab-iil-e§ribe)den once diyor ki, (Mu'tezile gibi, hak 
yolun cesidli olduguna inananlar, aminin [cahilin] mezhebleri dile- 
digi gibi kansdirabilecegini soylediler. Ehl-i siinnet alimleri, hak 
te'addud etmez dedi ve aminin belli bir imama uymasi lazim oldu- 
gunu bildirdiler. (Ke§f) kitabi, bunu uzun anlatmakdadir. Her 
mezhebde mubah olanlan, kolay olanlan arasdirrp, bunlan yapma- 
ga, mezhebleri (Telfik) denir. Boyle yapan, fasik olur. Sa'id bin 
Mes'udiin (Tahavi serhi) bunu iyi anlatmakdadir). [Muhammed 
Kuhistani Hanefi, 962 [m. 1508] de Buharada vefat etmisdir.] 

Siial: Mezhebleri (Telfik) etmenin, din ile oynamak olduguna 
inanan ve bir mezhebi taklide baslayinca, baska mezhebe gecme- 
nin caiz olmadigmi kabul eden kimse, kendi mezhebinin hakh ol- 
dugunu soylemez mi? 

Cevab: Her mezhebde bulunamn boyle soylemesi icin, vesika- 
lan vardir. Burada, Hanefi mezhebine tabi' olmamn daha iyi ola- 
cagim gosteren vesikalan bildirecegiz. imam-i a'zam Ebu Hanife 
Nu'man bin Sabit "rahmetullahi aleyh", dort mezheb imamlan 
icinde, Eshab-i kirama en yakm olam, en alim olam, fikhda en de- 
rin olam, vera'i en cok olam idi. imam-i Abdiilvehhab-i Sa'rani 

-181- 



"rahmetullahi aleyh" safi'i mezhebinde oldugunu bildirdigi halde, 
insaf ile, imam-i a'zami soyle tamtmakdadir: (Ona hie kimse dilini 
uzatmamahdir. Ciinki O, dort imamm en biiyiigii, mezhebin ilk ku- 
rucusu, senedleri Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" en ya- 
km olani, Eshab-i kiramm ve Tabi'inin yasayislarmi en cok goreni 
idi. Her sozii Kitaba ve Siinnete dayanmakdadir. Kendi re'yi, dii- 
siincesi ile hie birsey soylememisdir). imam-i Sa'rani gibi biiyiik bir 
alimin (Rabbanf alim) dedigi ve kendi re'yi ile hicbir sey soyleme- 
misdir dedigi bir yiice imam icin ve talebeleri icin, birkac hadis ali- 
minin (Eshab-i re'y) demeleri cok haksiz bir isnaddir. Boyle soyli- 
yenleri Allahii teala afv buyursun. [imam-i a'zam, 150 [m. 767] de 
Bagdadda, Abdiilvehhab-i Sa'rani, 973 [m. 1565] de Misrda vefat 
etmislerdir "rahime-hiimallahu teala".] 

Safi'i mezhebindeki biiyiik alimlerden ibni Hacer-i Mekki 
Imam-i a'zami tamtmak icin "rahime-hiimallahu teala" ayn bir ki- 
tab yazmisdir. Kitabmin ismi (Hayrat-iil-hisan fi-iiicnakib-in- 
Nu'man)dir. [Ahmed Tahavi Hanefinin (Ukud-iil-Mercan ti-me- 
nakib-i Ebi Hanifet-in-Nu'man) kitabi da meshurdur. Tahavi, 321 
[m. 933] de vefat etdi.] 

Hanefi alimlerinden ibni Abidin "rahime-hullahii teala", 
(Redd-iil-muhtar) kitabmin onsoziinde diyor ki, imam-i a'zamm, 
biiyukliiguniin sahidi, mezhebinin en cok yayilmis olmasidir. Diger 
mezheb imamlan, Onun biitiin sozlerini sened olarak almislardir. 
Mezhebinin alimleri, Onun zemamndan, bu zemana kadar, her 
yerde Onun sozleri ile fetva verdiler. Evliyadan cogu, Onun mez- 
hebine gore cahsarak kemale geldiler. Anadolu, Balkan musliman- 
lan, Hind, Sind ve Mavera'iinnehr [ya'ni Tiirkistan], yalmz Onun 
mezhebini bilirler. Abbasi devleti, her ne kadar, cedlerinin mezhe- 
binde idi ise de, kadilanmn, hakimlerinin, alimlerinin cogu hanefi 
mezhebinde idi. Besyiiz seneye yakm bu mezhebe gore amel etdi- 
ler. Bu devletin yerine kurulmus olan Selcuki ve sonra Harezmi 
melikleri ve biiyiik Osmanh devleti hep hanefi idi. 

Biiyiik alim Muhammed Tahir siddiki hanefi, 981 [m. 1573] de 
vefat etdi. (Mecma'ul-bihar ff-garaib-it-tenzil ve leta'if-il-ahbar) 

kitabinda diyor ki, (imam-i a'zamdan Allahii tealamn razi oldugu- 
na alamet, mezhebinin her yere yayilmasim kolaylasdirmasidir. Bu 
isde bir sirr-i ilahi olmasaydi, yeryiiziindeki miislimanlarm cogu 
Onun mezhebinde olmazdi). 

Imam-i Rabbani miiceddid-i elf-i sani Ahmed Faruki "kadde- 
sallahii sirrehul'aziz" (Mektubat) ismindeki farisi kitabmin ikinci 
cildinin ellibesinci mektubunda buyuruyor ki, imam-i a'zam Ebu 

-182- 



Hanife, Isa aleyhisselama benzemekdedir. Vera' ve takva ni'meti- 
ne kavusdugu icin ve Siinnet-i seniyyeye uydugu icin, nasslardan 
ahkam cikarmakda ve ictihad yapmakda, cok yiiksek dereceye 
ulasmisdir. Ba'zi alimler, Onun bu derecesini anhyamadilar. Onun 
ictihad ile buldugu seyler, cok ince bilgiler olduklan icin, Kitaba ve 
Siinnete uymiyor sandilar. Bu yiice imama, re'y sahibi dediler. 
Onun ilminin hakikatine yetisemedikleri, Onun anladigim anhya- 
madiklan icin, boyle yamldilar. Halbuki, imam-i Safi'i "aleyhirrah- 
me", Onun anladigi bilgilerden, az birsey sezerek, (Fikh alimleri- 
nin hepsi, fikh ilminde, Ebu Hanifenin talebesidir) dedi. Muham- 
med Parisa "rahimehullah", (Fiisul-i sitte) kitabmda, (Hazret-i Isa 
"aleyhisselam" gokden [Sama] inince ictihad ve ameli imam-i Ebu 
Hanifenin mezhebine uygun diisecekdir) buyurdu. Bu soz, belki 
yiice imamin Isa aleyhisselama benzerligini gostermekdedir. Elli- 
besinci mektubundan terceme burada temam oldu. [Muhammed 
Parisa, Buharanm biiyiik alimi ve biiyiik Veh olup, 822 [m. 1419] 
de, Medinede vefat etdi.] 

Bu ummetin Alimlerinin, Salihlerinin [Velilerinin] cogu hanefi 
mezhebinde idiler. Mezhebsizlerin boyle bir alime ve ilmi ile ami- 
le dil uzatmalan ve mezheb taklid edenlere kafir sozleri, hatta 
(Fikh kitablarim okuyan kafir olur) gibi kiistahca konusmalan, 
(El-cerh-u a'la Ebi Hanife) ve baska kitablarda acikca yazilidir. Bu 
nasibsizlerin, bu biiyiik ve mubarek imama boyle saldirmalarmm 
sebebi acaba nedir? Bilmiyorlar ki, Ona diismanhk, bu iimmet-i 
merhumeye diismanhkdir. (Usul-i Erbe'a) kitabmm, dordiincii 
kismmda, buraya kadar yazilmis olanlarm cogu, mevlana mahbub 
Ahmed Miiceddidi Emretserinin (Kitab-iil-mecid fi-viicub-it-tak- 
lid) kitabmdan alindi. 

Altiyiizaltmisbes 665 [m. 1266] de vefat etmis olan Ebul-Mii- 
eyyed Muhammed bin Mahmud Harezminin toplamis oldugu 
(Miisned-i kebir-i imam-i Ebu Hanife) kitabi on nev'dir. Birinci 
nev'de, imam-i a'zami medh eden haberler ve eserler bildirilmis- 
dir. [Haber, hadis-i serif demekdir. Eser, sahabi sozii demekdir.] 
Birinci nev'inde, Sadr-iil-kebir Seref-iid-din Ahmed bin Miieyyi- 
dinin Harezm sehrinde kendisine bildirdigi hadis-i serifi yazmak- 
dadir. Ebu Hiireyrenin "radiyallahii anh" bildirdigi bu hadis-i se- 
rifde, (Ummetim arasinda Ebu Hanife denilen biri gelecekdir. O, 
kiyamet giinii uinim limin lsigi olacakdir) buyuruldu. Yine bu yol- 
dan gelen bir hadis-i serifde, (Ummetim arasinda biri gelecekdir. 
ismi Nu'man, kiinyesi Ebu Hamfedir. O, iimmetimin lsigidir) bu- 
yuruldu. Yine bu yoldan gelen Enes bin Malikin bildirdigi hadis-i 

-183- 



serifde, (Benden sonra bir kimse gelir. Ismi Nu'man bin Sabitdir. 
Kunyesi Ebu Hanifedir. Allahii teala, dinini ve beiiim siiniietiini 
Onun elinde kuvvetlendirecekdir) buyuruldu. Yine bu yoldan ge- 
len haberde, (Size, Kufe sehrinde gelecek birini bildiriyorum. 
Kunyesi Ebu Hanifedir. Kalbi ilm ve hikmet ile doludur. Ahir ze- 
manda, (Benaniyye) denilen kimseler, Onun yiizunden helak ola- 
caklardir) buyuruldu. Mezhebsizler bu hadis-i seriflere karsi gelir. 
Bunlan haber verenler arasmda, nasil olduklan iyi bilinmiyen 
kimseler var derler. Onlara deriz ki, sonra gelenlerin bilmemeleri, 
once gelmis olanlara kusur olmaz. Bu hadis-i serifler, (Kiitiib-i sit- 
te)de yokdur derlerse, hadis-i seriflerin sayisi, Kiitiib-i sittede bil- 
dirilmis olanlar kadar degildir. Baska hadis kitablarmda da sahih 
hadislerin cok bulundugu sozbirligi ile bildirilmisdir. Tirmizide 
yazili, Ebu Hureyrenin bildirdigi hadis-i serifde, (Iinan Siireyya 
yildizina gitse, Faris ehlinden biri, onu geri getirir) buyuruldu. Bu- 
nun imam-i a'zami bildirdigi muhakkakdir. (Usul-i erbe'a)dan 
terceme burada temam oldu. [Bu kitabi farisi olarak Muhammed 
Hasen Can Serhendi Miiceddidi "rahmetullahi teala aleyh" yaz- 
mis, 1346 [m. 1928] da Hindistanda ve 1975 de istanbulda basil- 
misdir. Hasen Can, 1349 [m. 1931] de Pakistan Haydarabadda ve- 
fat etdi.] 

imam-i Abdurrahman Siiyutinin (Diirr-iil-mensur) kitabinda, 
Hakimin 1 ' 1 Abdullah ibni Mes'uddan bildirdigi hadis-i serifde, 
(Once inen kitablar, bir harf ya'ni kelime idi ve bir§eyi bildirirler- 
di. Kur'an-i kerfin yedi harf iizerine nazil oldu. Yedi sey bildir- 
mekdedir: Zecr (yasak), Emr, Halal, Haram, Muhkem (acik bildi- 
rilenler), Miitesabih (acikca anlasilamiyan) ve Misaller. Bunlar- 
dan, halali halal biliniz! Harann haram biliniz! Emr edilenleri ya- 
piniz! Yasak edilenlerden sakimmz! Misal ve hikaye olanlardan 
ibret ahmz! Muhkem olanlara uyunuz! Miitesabih olanlara inani- 
mz! Bunlara inandik. Hepsini Rabbimiz bildirmisdir deyiniz!) bu- 
yuruldu. Bu hadis-i serif, vehhabi kitabmm dortyiizaltmci sahife- 
sinde de yazihdir. Siiriyede Hamada Sultan cami'i hatib ve miider- 
risi allame Muhammed Hamid, (Liizum-ii ittiba'i mezahib-il eim- 
me) kitabinda, hanefi mezhebini uzun anlatmakda ve dort mez- 
hebden birine tabi' olmamn vacib oldugunu isbat etmekdedir. Ki- 
tab 1388 [m. 1968] de yazilmis, 1984 de istanbulda ofset ile tekrar 
basilmisdir. [imam-i Siiyuti "rahmetullahi teala aleyh" 911 [m. 



[1] Hakim Muhammed bin Abdullah 405 [m. 1014] de Nisapurda vefat 
etdi. 

-184- 



1505] de Misrda vefat etdi.] 

22 - Dortyuzondorduncii sahifede, (Allahdan baskasma diia et- 
mek, baskasmdan sikintisim gidermesini istemek, ihtiyaclarmi bas- 
kasmdan beklemek, mezarlan biiyiik bilmek, onlari putlasdirmak, 
iizerine tiirbe yapmak, tiirbelerde nemaz kilmak, tiirbedekilere 
ibadet etmek, kalb ile, sozile, ibadet He oliilerden birsey beklemek 
biiyiik sirkdir. Cehennemde sonsuz kalmaga sebebdirler. Allah adi 
He yalan yemin etmekden korkmuyorlar. Ahmed Bedevi adi He 
yalan yemin etmekden cekiniyorlar. Bu ise, onu Allahdan daha iis- 
tiin, daha kuvvetli bilmekdir) diyor. 

Kitabm miiellifi, dogru ile yanhsi kansdirmakdadir. Kuru ya- 
nmda yasi da yakmak istemekdedir. Allahii tealayi birakip da, bas- 
ka bir oliiden veya diriden birsey beklemek, baskasi adi ile yalan 
veya dogru yemin etmek, elbet sirk olur. Imam giderir. Fekat, bir- 
kac kisi boyle yapiyor diyerek, kabr ziyaret etmege, tiirbede, 
Ka'beye karsi, Allah nzasi icin nemaz kilip, sevabim meyyite he- 
diyye etmege, Allahii tealamn sevdigi kulunu, Allahm yaratmasi 
icin vesile etmege sirk demek, bunun icin tiirbeleri, mezarlan yik- 
mak, islamiyyete ve muslimanlara iftira olur. Miislimanlara kafir 
diyen kimse, bunu diismanhk ile, inad ederek soyliyorsa, kendisi 
kafir olur. Subheli olan Nasslan yanhs te'vil ederek soyliyorsa, ka- 
fir olmaz ise de, bid'at sahibi olur. Kitabin bu yazisi, cami'lere hir- 
sizhk yapmak icin veya mezhebsizlik propagandasi icin gidenler, 
vaizlere, hatib efendilere, iftira ederek ihbar yapmak icin, goze gir- 
mek icin, iyi tamnmak icin gidenler var, o halde, cami'leri yikmah- 
dir demege benziyor. Boyle soyliyen, bilmez mi ki, cami'ler, o kotii 
isler icin yapilmamisdir. Nemaz kilmak, va'z etmek, Kur'an-i kerim 
dinlemek icin yapilmisdir. Boyle, birkac kotuluk icin, cami'leri yik- 
mak degil, kotuluk yapanlan cami'lere, iyi insanlar arasma sokma- 
mak lazimdir. Kotii, bozuk kimseleri ileri siirerek, Ehl-i siinnet olan 
temiz muslimanlara miisrik demek, Resulullahm "sallallahii aleyhi 
ve sellem" ve Velilerin, Alimlerin "rahime-hiimullahu teala" tiirbe- 
lerine saygisizhk yapmak, islam diismanhgidir. 

Biiyiik alim Abdiilgani Nabliisinin "rahime-hullahii teala" 
(Hadika) kitabinm yiizelliuciincu sahifesinden bashyarak, sahife- 
lerce yazdiklarmm ozeti soyledir: (Edille-i $er'iyye) ya'ni din bilgi- 
lerinin kaynagi dortdiir: Kitab, siinnet, kiyas ve icma'. Kiyas ile ic- 
ma', Kitabdan ve siinnetden cikmisdir. Su halde, din bilgisinin ana 
kaynagi Kitab ve siinnetdir. Bu ikisinden almmiyan her bilgi, her 
is, (Bid'at)dir. Bid'at olan inamslar, bilgiler ve isler, sapiklikdir. 
insam felakete gotiiriir. Mesela, tesavvufcu, tarikatci oldugunu 

-185- 



soyliyen kimseler, bir miinkeri, ya'ni icma' ile bildirilenlere uymi- 
yan birseyi yapmca, (biz bahn bilgilerini biliyoruz. Bu is bize ha- 
laldir. Siz kitabdan ogreniyorsunuz. Biz ise, Muhammed aleyhis- 
selamdan sorup anhyoruz. Onun soziine giivenmezsek, Allahdan 
sorup ogreniyoruz. Seyhimizin himmeti bizi ma'rifetullaha kavus- 
duruyor. Kitabdan, iistaddan birsey ogrenmege ihtiyacimiz yok- 
dur. Allah bilgilerine kavusmak icin kitab okumamak, mektebe 
gitmemek lazimdir. Bizim yolumuz bozuk olsaydi, nurlar, Pey- 
gamberler, ruhlar, bize goriinmezlerdi. Biz yamhrsak, haram isler- 
sek, rii'yada bize bildirilir, dogrulan ogretilir. Urn adamlannm ko- 
tii gordiikleri seyler, bize rii'yada kotiilenmedi, iyi bildigimiz icin 
yapiyoruz) diyorlar. Bu gibi sacma sozler, zmdiklikdir, sapiklikdir. 
Islamiyyet ile alay etmekdir. Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere 
hakaret etmek, giivenmemekdir. Bunlarda yanhs ve zemana uy- 
miyan sey bulundugunu soylemekdir. Boyle bozuk sozlere inan- 
mamahdir. 

Ehl-i stinnet alimleri "rahime-hiimullahu teala" buyuruyor ki, 
(Ilham) vasitasi ile ahkam anlasilamaz. Ya'ni, Allahii tealamn, Ve- 
lilerin "rahime-hiimullahu teala" kalblerine verdigi bilgiler, halal 
ve haramlar icin delil, sened olamazlar. Resulullahin "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" mubarek kalbine ilham, her miisliman icin 
seneddir. Herkesin bunlara uymasi lazimdir. Evliyamn ilhami isla- 
miyyete uygun ise, yalmz kendisine seneddir. Baskalarma sened 
olamaz. ilham, Kitabm ve Siinnetin ma'nalanni anlamaga yardim 
eder. ilham, salih mii'minlerde olur. Bid'at sahiblerinin ve fasikla- 
nn kalblerine seytamn vesveseleri gelir. Kalbe gelen bilgilere 
(Ilm-i lediinnf) denir. Bu ilm ruhani veya seytani olur. Birincisine 
(Ilham), ikincisine (Vesvese) denir. ilham Kitaba ve Siinnete uy- 
gun olur. Vesvese, bunlara uygun olmaz. Rii'ya da, rahmani veya 
seytani olur. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Peygamber 
oldugu bildirilmeden once, alti ay, rti'ya ile amel eyledi. Tesavvuf 
biiyiiklerinden yiiksek Veli Ciineyd-i Bagdadi "rahime-hiimullahii 
teala" 1 ' 1 (insanlan, Allahii tealamn sevgisine kavusduracak yol, 
yalniz Muhammed aleyhisselamm yoludur. Bundan baska olan 
dinler, mezhebler, tarikatler, rii'yalar cikmaz sokakdir. insani 
se'adete kavusdurmazlar. Kur'an-i kerimin ahkamim ogrenmiyen 
ve hadis-i seriflere uymiyan kimse, cahil ve gafildir. Buna uyma- 
mahdir. Bizim ilmimiz, mezhebimiz, Kitab ile Sunnetdir) buyurdu. 
Muhyiddin-i Arabi "rahime-hullahu teala" buyuruyor ki, (Bir Ve- 



il] Cuneyd-i Bagdadi 298 [m. 910] da Bagdadda vefat etdi. 

-186- 



If, islamiyyete uydukca ilerler. Ilhamlan artar. Fekat, Velilere ge- 
len ilhamlar, Kitab ve Sunnetin iistiine cikamaz.) Sirri-yi Sekatit 1 ! 
(Tesavvufun tic ma'nasi vardir. Birincisinde sofinin kalbinde Alla- 
hti tealaya olan ma'rifeti, vera'imn nurunu sondiirmez. Kalbinde 
olan ma'rifet nuru ile, maddenin ve enerjilerinin hakikatlerini, 6z- 
lerini anlar ve Allahu tealanm ismlerinin, sifatlarmm tecellilerine 
kavusur. Bedeninde olan vera' nuru ile, islamiyyetin ince bilgileri- 
ni anlar. Her isi, islam ahkamma uygun olur. Ikinci ma'nasina go- 
re, sofinin kalbinde, Kitaba ve Sunnete uymiyan ilm bulunmaz. 
Uygun olup olmadigim, zahir ve batm bilgilerinde derin alim olup, 
tesavvuf buyuklerinin kullandiklan kelimeleri anhyanlar ayirabi- 
lir. Tesavvufun ucuncu ma'nasina gore, sofinin kerametleri, islam 
bilgilerinin hicbirine aykin olmaz. islam ahkamma uymiyan seyler, 
(Keramet) olmaz. Bunlara (istidrac) denir) buyurdu. 

Evliyamn sozlerinin, islerinin islam ahkamma uygun olup olma- 
digim her ilm sahibi anliyamaz. Tesavvuf bilgilerini iyi bilmek ve 
tesavvuf buyuklerinin sozlerinin ma'nasim iyi anlamak lazimdir. 
Mesela, Bayezid-i Bistami "rahime-hullahu teala"P] (Subhani ma 
a'zama sani) buyurdu. Yalmz zahiri bilgileri olanlar bu sozu, (Mah- 
luklardaki kusurlar bende yokdur. Benim samm cok bUyiikdUr) de- 
mek samr. Muhyiddin-i Arabi "rahime-hullahu teala", bu soz icin, 
Allahu tealanm buyUklUgiinU, hie kusurlu olmadigim en iyi olarak 
bildirmekdedir dedi. Tenzihin tenzihidir buyurdu. Soyle ki, Allahu 
tealayi Ona layik olarak tenzih ve tesbih edemedigini gordu. Alla- 
hu teala tam miinezzeh olarak tecelli etdigi gibi, Onun isti'dadi ve 
giicii kadar yapdigi tenzihe ve tesbihe uygun tecelliler de olmakda- 
dir. Bu tecellileri tesbih etmesini, kendi isti'dadim tesbih etmek go- 
rup, kendimi tesbih ediyorum dedi. Boylece, Subhani dedikden 
sonra, baskalarmm tesbihlerinin, daha asagi oldugunu, onlarm ten- 
zihlerine gore olan tecellilerde gorerek, kendi tesbihinin daha uy- 
gun oldugunu gorunce, (Benim isti'dadim daha bUyukdUr) dedi. 
Goruluyor ki, bu sozu ile islamiyyete uygun olan birseyi anlatmak 
istemisdir. Sekr halinde oldugundan, baska kelime bulamamis, 
ince bilgilerini, herkesin anhyamiyacagi kelimelerle bildirmisdir. 
Yine bu buyuk Veli, Bistam sehrinde talebesini alarak, veli oldu- 
gu soylenilen bir kimseyi gormege gitdiler. Zuhdu, takvasi diller- 
de dolasan o kimsenin yanma gidince, kible tarafma tukurdugu- 
nu gordu. Selam vermeyip, yamndan uzaklasdi. (Bu adam Resu- 
lullaha "sallallahU teala aleyhi ve sellem" karsi lazim olan edebler- 



[1] Sirri Sekatf 251 [m. 865] de Bagdadda vefat etdi. 

[2] Bayezid-i Bistami 261 [m. 875] de Bistamda vefat etdi. 

-187- 



den birini gozetmedi. Veil olmak icin lazim olan edebleri de goze- 
temez) dedi. Kibleye karsi edebsizlik, kotii birseydir. Ehl-i siinnet 
alimleri, yatarken ve otururken kibleye karsi ayak uzatmaga mek- 
ruh dedi. Allahu teala, Ka'beyi tavaf etmegi ve tavafda temiz ol- 
magi emr eyledi. Muhyiddm-i Arabi "rahime-hullahii teala" buyu- 
ruyor ki, diialarinm kabul oldugunu soyliyen bir kimse, islamm 
edeblerinden bir edebi gozetmezse, cok kerametleri goriilse de, 
ona inanilmaz. Yine Bayezid-i Bistami buyurdu ki, (Bir kimse, Ve- 
il oldugunu soylerse, hatta havada oturursa, ibadetleri yapmasina 
ve haramlardan sakinmasina ve islamiyyete uymasma bakmadan 
soziine inanmayimz). [Simdi, din kitabi yazanlan da, boyle kontrol 
etmeli, islamiyyete uymiyanlarm din kitablanni okumamalidir!] 
[Bayezid-i Bistami, Hazer denizi cenubunda Bistamda, Muhyid- 
din-i Arabi 638 [m. 1240] da Samda vefat etmislerdir.] 

Abdurra'iif-i Miinavi "rahime-hullahii teala", (Cami'ussagir) 
serhinde diyor ki, avamin ya'ni muctehid olmiyanlarm, Sahabe-i 
kirami taklid etmelerinin caiz olmadigmi, alimler sozbirligi ile bil- 
dirmislerdir. Bu sozbirligini, imam-i Ebu Bekr-i Razi "rahime-hul- 
lahii teala" haber vermekdedir. Muctehid olanm, dort mezhebden 
baska olan ictihadlara uymalan caizdir. Fekat, uyarak yapdigi isde, 
onun biitiin sartlanm gozetmesi lazimdir. Ebu Siileyman-i Darani 
"rahime-hullahii teala" buyuruyor ki, (Cok vakt, kalbime diisunce- 
ler geliyor. Kitaba ve Siinnete uygun bulursam kabul ediyorum.) 
Ziinniin-i Misri "rahime-hullahii teala" buyuruyor ki, (Allahu te- 
alayi sevmenin alameti, biitiin ahlakda ve biitiin islerde, Onun sev- 
gili Peygamberine "sallallahu teala aleyhi ve sellem" uymakdir.) 
[Abdiirra'iif Miinavi, 1031 [m. 1621] de Misrda, Ebu Siileyman, 
205 [m. 820] de Samda, Zunnun-i Misri, 245 [m. 860] de vefat et- 
mislerdir.] 

(Hadika)da, yiizseksenikinci sahifesinde, imam-i Kastalaninin 
(Mevahib-i lediinniyye) kitabmdan alarak buyuruyor ki, Allahu 
tealayi sevmek ikiye ayrihr: Farz olan sevmek, farz olmiyan sev- 
mek. Farz olan sevmekle, emrleri yapihr. Yasaklarmdan sakimhr. 
Kaza ve kaderine razi olunur. Haram islemek ve farzlan yapma- 
mak, bu sevginin gevsek oldugunu gosterir. Farz olmiyan sevgi, 
nafileleri yapdinr. Siibhelilerden sakmmaga sebeb olur. Buharinin 
Ebu Hiireyreden "radiyallahii anh" haber verdigi, (Allahu teala, 
kulumu bana yaklasdiran seyler arasinda bana en sevgili olanlari, 
ona farz kddigim seylerdir. Kulum nafile ibadetleri yapmakla ba- 
na o kadar yaklasir ki, onu cok seveiim. Onu sevince, onun duyan 
kulagi, goren gozii ve tutan eli ve yiiriiyen ayagi olurum. Her iste- 

-188- 



digini veririm. Benden yardim isteyince, imdadina yetisiiim buyur- 

du) hadis-i kudsi gosteriyor ki, Allahii tealamn cok sevdigi ibadet, 
farzlan yapmakdir. Burada bildirilen nafile ibadetler, farzlarla bir- 
likde yapilanlardir. Bunlar, bu farzlardaki kusurlan temamlar. 
Omer bin All Fakihani diyor ki, (Bu hadis-i serif gosteriyor ki, 
farzlarla birlikde nafile ibadetleri yapan, Allahii tealamn sevgisini 
kazanir.) Ebu Siileyman Hattabi diyor ki, (Bu hadis-i serif gosteri- 
yor ki, bunlarm diialan kabul olur). Bunlann diia etdikleri kimse- 
ler, muradlanna kavusurlar. [Fakihani Iskenderi Maliki 734 [m. 
1334] de vefat etmisdir. Ebu Siileyman Ahmed Hattabi Biisti, 388 
[m. 998] de vefat etmisdir. Velilerden diia, yardim beklemek, bu- 
nun icin onlara yalvarmak sirk olur demek, bu hadis-i serife inan- 
mamak olur.] 

Abdiilgani Nabliisi "rahime-hullahu teala", buyuruyor ki, Cu- 
neyd-i Bagdadiden bashyarak, buraya kadar yazdiklanmizi, tesav- 
vuf biiyiiklerinden Abdiilkerim Kuseyrinin "rahime-hullahu te- 
ala"' 11 risalesinden aldim. Tarafsiz olarak bunlan incele! Adi gecen 
bu tesavvuf biiyiiklerinin, Velilerin, islamiyyete nasil yapismis ol- 
duklanm gor! Biitiin kesflerini, kerametlerini, kalb bilgilerini, il- 
hamlanm, hep Kitab ve Siinnet ile olcmekdedirler. Resulullahm 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" yolundan aynlan cahillerin soz- 
leri ileri siiriilerek, Ehl-i siinnet alimlerine, tesavvuf biiyiiklerine 
dil uzatmak, bir miislimana yakisir mi? Bu Velilere ve bu Allah 
adamlanm seven muslimanlara, miisrik diyene inamhr mi? Evliya- 
nm kerametleri hakdir, dogrudur. Ehl-i siinnet i'tikadmda olan ve 
islamiyyete uydugu goriilen kimselere, Allahii tealamn adeti disin- 
da, [ya'ni fizik, kimya ve fizyoloji kanunlan disinda] ikram etdigi, 
ihsan etdigi seylere (Keramet) denir. Bir Veli, keramet sahibi ol- 
dugunu soylemez. Keramet gostermesini dilemez. Keramet, Veli- 
nin oliisiinde de, dirisinde de hasil olur. Peygamberler oliince, Pey- 
gamberlikden aynlmadiklan gibi, Veliler de oliince, evliyahk dere- 
cesinden diismezler. Veliler, Allahii tealaya ve sifatlarma arifdir- 
ler. Kur'an-i kerimde, bircok Velilerin kerametleri bildirilmekde- 
dir. Isa aleyhisselam babasiz diinyaya gelince, hazret-i Meryemde 
goriilen kerametler bunlardandir. Zekeriyya aleyhisselam hazret-i 
Meryemin odasma geldigi zeman, yamnda yiyecek oldugunu go- 
riir. Bunu nereden aldm derdi. Ctinki, onun yanma, Zekeriyya 
aleyhisselamdan baska, kimse girmezdi. O da, Allahii teala yarat- 
di cevabim verirdi. Eshab-i Kehfin kerametleri de, Kur'an-i ke- 



[1] Kuseyri 465 [m. 1072] de Nisapurda vefat etdi. 

-189- 



rimde bildirilmekdedir. Magarada senelerce ac ve susuz kaldilar. 
Asaf bin Berhryamn, Belkism tahtini Siileyman aleyhisselama ge- 
tirmesi de Kur'an-i kerimde bildiriliyor. Eshab-i kiramin ve Ta- 
bi'fnin binlerce kerametleri, kitablarda yazilidir ve dillerde dolas- 
makdadir. Mezhebsizlerin, kerametlere inanmamalanna pek de 
sasmamahdir. Ciinki, kendilerinde keramet hie hasil olmadigi gibi, 
hocalarmda ve biiyiik bildiklerinde boyle seyler goruldugiinii duy- 
muyorlar. imam-i Necmeddin Omer Nesefiden "rahime-hullahu 
teala" kerameti sorduklarmda, Allahii tealamn, Evliyasma, ya'ni 
sevdigi kullarma, adetini bozarak, ihsanda bulunmasi, ehl-i siinne- 
te gore caizdir buyurdugu, ibni Abidinde, Miirted bahsi sonunda 
yazilidir. [Omer Nesefi, 537 [m. 1143] de, Semerkandda vefat et- 
misdir.] 

Evliyanin az zemanda uzak yerlere gitdikleri ibni Abidinde, 
(Nesebin siibutii fash) sonunda da yazilidir. Bunun iizerine safi'i ve 
hanefi mezheblerinde, fikh mes'eleleri bile yapilmisdir. ibn-i Ha- 
cer-i Hiyteminin "rahime-hullahu teala" fetvalarmda diyor ki, bir 
Veil, bulundugu yerde aksam nemazim kildikdan sonra, garba 
dogru cok uzaga gitse, gitdigi yerde giines batmamis olsa, burada 
giines batmca, aksam nemazim tekrar kilmasi lazim olmadigim 
soyliyenler cokdur. Semseddin Remli "rahime-hullahu teala" ise, 
lazim olur buyurdu. [ibni Hacer-i Hiytemi, 974 [m. 1567] de Mek- 
kede, Muhammed Remli, 1004 [m. 1596] de vefat etmislerdir.] ih- 
tiyac oldugu zeman, yiyecek icecek ve giyecek, hemen hasil olma- 
si da cok gorulmusdur. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" 
amcasi oglu Ca'fer Tayyarm "radiyallahii teala anh" havada ucdu- 
gu tarih kitablanna gecmisdir. Lokman-i Serahsinin ve benzerleri- 
nin ucduklan da meshurdur. Su iistiinde yiiriimek, agac, tas ve hay- 
vanlarla konusmak da cok gorulmusdur. Allahii tealamn, boyle 
adetinin ve kanunlarmm disinda yapdigi seyler, Peygamberlerde 
hasil olursa, (Mu'cize) denir. Peygamberlerin "aleyhimussalevatii 
vetteslimat" diri olmasi sart degildir. Oldiikden sonra da, Allahii 
teala mu'cize ihsan eder. Bunun gibi, Veliler oldiikden sonra da, 
Allahii teala bunlara (Keramet) vermekdedir. Hicbir Veli, hicbir 
Nebinin derecesine yiikselemez. Veliler, dereceleri ne kadar yiik- 
sek olursa olsun, Allahii tealamn emrlerine ve yasaklarma uyma- 
lan lazimdir. 

Velilerin en yiiksegi hazret-i (Ebu Bekr-i Siddik)dir "radiyalla- 
hii anh". Bundan sonra, en yiiksegi hazret-i (dmer-iil-Faruk)dur 
"radiyallahii anh". Omer "radiyallahii anh" musliman olmadan 
once, otuzdokuz musliman vardi. Gizli ibadet ederlerdi. Bu, miis- 

-190- 



liman olunca, (Bugiinden sonra artik gizli ibadet olunmaz) dedi. 
Islamiyyetde, acikca ilk ibadet eden, (Omer-iil-Faruk)dur "radi- 
yallahii anh". Bu ikisinden sonra Velilerin en ytiksegi, hazret-i 
(Osman-i Zin-nureyn)dir "radiyallahii anh". Resulullahin "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" Rukayye ve Umm-ii Giilsiim admdaki 
iki mubarek kizi ile "radiyallahii teala anhiinne" ard arda evlendi- 
gi icin, (Iki nur sahibi) adi ile sereflenmisdir. Bu iki zevcesi oliince, 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Bekar bir iicuncii kizmi 
daha olsaydi, onu da Osmana verirdim) buyurdu. Bundan sonra, 
Evliyanm en ustiinii, hazret-i (Aliyy-iil-murteza)dir "radiyallahii 
anh". Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" Tebiik gazasma gi- 
derken, hazret-i Aliyi, Medinede, Ehl-i beytini korumak icin, ken- 
di yerine vekil birakmaga razi oldu ve (Sen, bana, Harunun Musa- 
ya oldugu gibisin. Su kadar var ki, benden sonra, hie Peygamber 
gelmiyecekdir) buyurmusdu. Bunun icin, kendisine miirteza denil- 
di. Resulullahdan "sallallahii teala aleyhi ve sellem" sonra, bu 
dordiiniin hilafeti, iistiinliikleri sirasma gore oldu. Bunlardan son- 
ra, Evliyanm en iistiinleri (Eshab-i kiram)in hepsidir "radiyallahii 
anhiim ecma'in". Eshab-i kiramm ismlerini ve aralarmda olan 
muharebeleri soylerken, kalbimizin ve dilimizin onlara karsi say- 
gih ve iyi olmasi lazimdir. Ciinki, onlarm birbirleri ile muharebe- 
leri, ictihad aynhgi idi. Onlarin bu islerine de sevab vardir. Yani- 
lanlanna bir sevab, dogru olanlanna iki sevab verildi. (Asere-i 
miibessere) denilen on kisinin Cennete gideceklerini, Resulullah 
haber verdi. Bunlar, dort halife ve Talha ve Ziibeyr ve Sa'd bin ebi 
Vakkas ve Sa'id bin Zeyd ve Ebu Ubeyde bin Cerrah ve Abdur- 
rahman bin Avfdir. Resulullahin mubarek kizi hazret-i (Fatima- 
tuz-Zehra) "radiyallahii anna" ile bunun iki oglu, (Hasen) ve 
(Hiiseyn)in ve (Hadice-tiil-Kiibra) ve (Aise-i Siddika)mn "radi- 
yallahii teala anhiim ecma'in" da Cennetlik olduklarma inamnz. 
Bunlardan baska, hie kimsenin ismini soyliyerek Cennetlik oldu- 
gunu soyliyemeyiz. Baska alimlerin, Velilerin Cennete gidecekle- 
rini, cok zan ederiz. Fekat, kesin soyliyemeyiz. Eshab-i kiramdan 
sonra, Evliyanm en ustiinii, (Tabi'in)in iistiinleridir. Onlardan 
sonra (Tebe-i Tabi'in)in iistiinleridir "ndvanullahi teala aleyhim 
ecma'in". 

Miiellif, (Allahti tealayi sevmenin on sebebi vardir. Dokuzun- 
cusu, Allahi sevenlerle beraber bulunmak, onlarin sozlerinden do- 
kiilen tath meyveleri toplamak, onlarin yaninda, ancak lazim olun- 
ca konusmakdir. Bu on sebebe yapismakla, muhabbet dereceleri 
a$ihr. Sevgiliye kavusulur) diyor. 

-191- 



Biz de, boyle inamyoruz. Tesavvuf biiyuklerini bunun icin sevi- 
yoruz. Allahii tealanm sevdigi Velilerin yanma onun icin usiisiiyo- 
ruz. Onlan bunun icin oviiyoruz. Boyle yapanlara, nicin miisrik di- 
yor anhyamiyoruz. 

23 - (Feth-ul-mecid) kitabinin, dortyiizonbesinci sahifesinde, 
(Kaside-i btirde, biiyiik cahillikdir. Yalniz Peygamberlerin koru- 
masi ile necat olurmus. Bu kaside, Kitaba ve Siinnete karsi gel- 
mekdedir. Bu kasideyi Kur'andan iistiin tutuyorlar) diyor. 

Kitabinin onsozunde, (Sii'ud torunu AbdiilAzi^ tevhidi ye- 
niledi. Arabistan yanm adasma sulh ve emniyet getirdi. Oglu 
Sii 'ud da, gecmislerinin yoluna hayat verdi. Hulefa-i rasidinin yo- 
lunu acdi) diyor. Sii'ud ogullarmm kilmclarmin keskin olmasma 
diia ediyor. Yunanistanda, Atinanm en liiks otellerinde, yiizlerce 
gayr-i mesru' cariye ile, Yunan kizlan arasmda, yillarca sefahet, 
icki ve fuhs alemleri siirerek 1384 [m. 1964] de zevk, safa, isret 
icinde olen Sii'udii ve dedelerini ovmek icin (hayat verdi, yol ac- 
di) gibi medhiyeler soylemesi, ondan yardim dilemesi sirk, sue ol- 
miyor da, imam-i Busayrmin "rahime-hullahii teala", Allahii te- 
alamn sevgili Peygamberini "sallallahii teala aleyhi ve sellem" Ov- 
mesi, o yiice Peygamberi, mahluklann en yiiksek derecesine ci- 
karmasi, (Her istedigini verecegim) miijdesi ile sereflenmis olan 
o en yiiksek Peygamberden yardim ve sefa'at istemesi, sue ve sirk 
oluyormus. Utanmadan bu yazilan, din kitabi diyerek mlisliman- 
lann oniine stirmekdedir. Gencleri aldatmak, mezhebsiz yapmak 
icin, islam alimlerine, miislimanlarm gozbebeklerine, miisrik, sa- 
pik demekden haya duymamakdadir. imam-i Rabbanmin "rahi- 
me-hullahii teala" birinci cild, kirkdordiincii mektubda bildirdigi 
hadis-i seriflerde, Resulullahm kendi yiiksek makammi anlatma- 
sina, acaba ne diyecekdir. Peygamberlerin seyyidi, gelmis gele- 
cek, biitiin insanlarm en iistiinii oldugunu bildirdigi icin, o serefli 
Peygambere "sallallahii teala aleyhi ve sellem" de, (hasa) kirli ka- 
lemini bulasdirmak kiistahligim mi yapacak? Bu konuda, onii- 
ciincii maddede genis bilgi verildi. Liitfen o maddeyi de okuyu- 
nuz! 

24 - Bu vehhabi kitabinin dortyiizonaltmci sahifesinde, (Ibra- 
him Neha'i, Allahii tealaya, sonra sana siginmm demek caiz olur 
dedi ise de, bu soz diri ve hazir olup birsey yapmaga giicii yeten 
ve sebeb olan kimse icin soylenir. Oliilerhis etmez, duymaz, faide 



[1] Abdul' Aziz bin Abdurrahman bin Faysal 1372 [m. 1953] de oldii. 

-192- 



ve zarar yapmaga giicleri yokdur. Oliilere ve gaib olan dirilere kar- 
si boyle soylenmez. Oliilere herhangi bir sure tie baglanmak caiz 
degildir. Boyle oldugunu, Kur'an acikca bildihyor. Oliilerden bir- 
sey istemek, yahud onlara birsey soyliyerek deger vermek, kalbiile 
veya bir is yapmakla baglanmak, onlan ilah, ma 'bud, tann yapmak 
olur) diyor. 

Bu sacma yazilan ile, Kur'an-i kerfme de iftira etmekdedir. is- 
lam alimleri "rahime-hiimullahu teala" bu sapik yazilara, ayet-i 
kerimelerle ve hadis-i senflerle cevab vermisler. Bunlann aldan- 
diklanni ve gencleri aldatarak felakete suriiklemekde olduklan- 
ni isbat etmislerdir. Bu kiymetli kitablardan Seyyid Daviid bin 
Stileymanm "rahime-hullahii teala" (Minhat-iil-vehbiyye fi redd- 
il-vehhabiyye) kitabi, ofset yolu ile, 1389 [m. 1969] da istanbulda 
basdinlmisdir. 1973 de ikinci, 1990 da iicuncii baskisi yapilmisdir. 
Arabi olan bu kitab, ilk olarak 1305 hicri yilmda, Bombayda ba- 
silmisdi. Seyyid Daviid, derin alim, biiyiik Veil, kerametler sahi- 
bi olan mevlana Halid-i Bagdadinin "rahime-hullahii teala" tale- 
besi olup, 1222 de Bagdadda tevellud ve 1299 [m. 1881] da orada 
vefat etdi. Hal tercemesi (Miincid) liigat kitabinda (Halidi) is- 
minde yazihdir. Ibrahim Neha'i imam-i a'zamin hocasimn hoca- 
sidir. 96 da Kufede vefat etdi. (Minhat-iil-vehbiyye) kitabinda di- 
yor ki: 

Ehl-i siinnet i'tikadmdan ve mezheblerden aynlanlar, bugiin- 
lerde cogalmakdadir. Bu sapiklar, Muhammed aleyhisselamm iim- 
metine miisrik diyorlar. Bu mubarek iimmeti oldiirmeli, mallanm 
almah diyorlar. Bunlar, boylece, felakete siirtikleniyorlar. Allahii 
tealanm yardimi ile, vehhabi denilen bu sapiklan, su kiiciik kita- 
bimla red etmege, yazilarmm bozuklugunu isbat etmege kalkis- 
dim. Bunu okuyarak, belki yamldiklarim anlar, hidayete kavusur- 
lar. Boylece, biiyiik bir hizmet etmis olurum. 

Vehhabfler, Peygamberleri "aleyhimiissalevatii vetteslimat" ve 
salih kullardan Evliyayi "rahime-hiimullahii teala" vasita yaparak, 
onlan sefa'atci kilarak, Allahii tealadan dilekde bulunmaga ve Al- 
lahii tealanm keramet olarak onlara verdigi kuvvet ile sikintidan 
kurtarmalarim istemege ve Allahii tealanm bir dilege kavusdurma- 
si veya bu sikmtidan kurtarmasi icin, kabrlerine gidip, onlardan se- 
fa'at istemege inanmiyorlar. insan oliip, toprak olunca, isitmez, 
gormez, kabr hayati diye birsey yokdur diyorlar. Diinyada birseye 
kavusmak icin, diriler sebeb yapildigi halde, oliilerin de, birseye ka- 
vusmak icin sebeb yapilmasina bir diirlii inanmiyorlar. Eger, olii- 
lerin kabr hayati denilen bir hayat ile diri olduklanna ve bu hayat- 

- 193 - Kiyamet ve Ahiret - F:13 



lanndan dolayi, bildiklerine, isitdiklerine, gordiiklerine ve kendile- 
rini ziyaret edenleri tamdiklanna, selam verenlere karsihk selam 
verdiklerine ve birbirlerini ziyaret etdiklerine, kabrde ni'met veya 
azab icinde olduklarma ve nfmetin ve azabm, ruh ile bedene bir- 
likde olduguna ve tamdiklan dirilerin yapdiklan islerin kendileri- 
ne bildirildigine ve iyi isleri ogrenince, Allahii tealaya hamd edip 
birbirlerine miljde verdiklerine ve isi yapana diia etdiklerine, kotii 
isleri ogrenince, bunlan yapanlara diia ederek ya Rabbi! Bunlara 
iyi isler yapmak nasib et! Bize yapdigin gibi, onlara da hidayet na- 
sib eyle dediklerine inansalardi, boyle inkar etmezlerdi. Ciinki 61- 
mek, bir evden, baska bir eve goc etmekdir. Bu bildirdiklerimizin 
hepsinin dogru olduklanni, Kur'an-i kerim ve hadis-i serifler ve ic- 
ma'i iimmet bildirmekdedir. Bunlara inanmiyan, iman edilmesi va- 
cib olan birseye inanmamis olup, bid'at firkalarmdan olur. Resu- 
lullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" siinnetinden aynlmis 
olur. Ciinki, Mahser yerinde toplanmak icin dirilip, mezardan cik- 
maga inanmak, imanm alti sartmdan biridir. Buna inanmiyan kafir 
olur. Oliiler icin kabr hayati olup, ni'meti ve azabi duyduklarma 
inanmamak, kiiciik kiyamete inanmamakdir. KiiQiik kiyamet, bu- 
yuk kiyametin ornegidir. 

[Kabr azabma inanmiyan cahiller, (Mezirda bedenler ciirii- 
miisdiir. Organlar kalmamisdir. Duymazlar, gormezler. Bedene 
azab ve ni'met olmaz) diyorlar. Buna deriz ki, ruhun olmedigine 
siz de inamyorsunuz. Bunun icin, onun duyduguna, isitdigine, gor- 
diigune de inanmahsimz. Boyle olunca, ruhdan sefa'at dilemek, 
ondan yardim istemek gibi, Allahii tealanm yaratmasma vasita ol- 
masim beklemege, karsi olmamamz icab eder. Ciinki, biitiin dinler, 
insan oltince, ruhun diri kaldigim bildirmekdedir. Diri insanlar, Al- 
lahii tealanm yaratmasma vasita, sebeb olduklan gibi, diri ruhlarm 
da, Allahii tealanm yaratmasma sebeb olacagi red edilmez. Bunu, 
iyi diisiinemedigi icin, oliiden bir yardim beklenemez. Allahii te- 
alanm birseyi yaratmasi icin, Allahii tealanm sevdigi kullannin 
ruhlarmdan yardim bekliyen, onlardan sefa'at istiyen kafir olur, 
miisrik olur diyorlar. 

Osmanh devletinde yetismis olan alimlerin biiyiiklerinden Ehi- 
zade Abdulhalim bin Muhammed "rahime-hullahii teala", (Es-sa- 
dat fT-isbat-il-kerameti lil-Evliya-i halel-hayat ve ba'del memat) 

kitabinda, Allahii tealanm Evliyaya keramet verdigini, kerametle- 
rin oldtikden sonra da devam etdigini vesikalarla isbat etmekde- 
dir. Abdulhalim efendi, 1013 [m. 1604] de vefat etmisdir. Mergina- 
ninin (Hidaye)sine yapdigi serh ile (Esbah)a ta'liki ve (Diirer ve 
Gurer) hasiyeleri cok kiymetlidir. Sa'diiddin-i Teftazani "rahime- 

-194- 



hullahii teala"' 11 (Akaid-i Nesefiyye) serhinde, Evliyamn keramet- 
lerini uzun yazmisdir. Bircok alimler, bu serh iizerine hasiyeler 
yapmislardir. Bunlardan biri, Hindistan alimlerinden Abdiil'Aziz 
Ferharinin "rahime-hullahti teala" (Nebras) ismindeki arabi serhi- 
dir. Buna da, Muhammed Berhurdar Miiltani "rahime-hullahti te- 
ala" cok kiymetli bir hasiye yapmisdir. Bunun 476. ci sahifesinde 
diyor ki, (Kerametin mevctid oldugunu isbat eden vesikalarm en 
kuvvetlisi, Eshab-i kiramin cogundan hasil olan kerametlerdir. 
Bunlan bildiren cesidli kitablar arasmda, imam-i Ca'fer Miistagfi- 
rfnin "rahime-hullahti teala" (Delail-iin-niibuvve) kitabidir. 
Mu'tezile sapik firkasmda olanlar, kerameti inkar etdi ise de, Ehl- 
i siinnet alimleri bunlara uzun cevablar vermislerdir). AbdiiFAziz 
Ferhari 1239 [m. 1824] de Hindistanda, imam-i Ca'fer Mtistagfiri 
Nesefi de, 432 [m. 1041] de vefat etmislerdir. 

Simdi, Sii'udi Arabistan hiikumetinin diinyaya vehhabiligi yay- 
mak icin propaganda genel miidiirlugii kurdugunu, bunun icin, her 
sene milyonlarca altm lira dagitdigim haber ahyoruz. Her memle- 
ketde bulunan, dmini, vicdanim satabilecek birkac soysuz, beyinsiz 
kimse, paraya kavusmak icin, bircogu da islamiyyeti bilmedigin- 
den, yalanlara aldanarak, dinde reform akintisma kapildigi icin, 
mezhebsizlik dellalhgi yapmakda, gencleri zehrlemekde, felakete 
stirtiklemekdedir. Kendilerini din adami tamtan bu cahiller, ayet-i 
kerimeleri ve hadis-i serifleri tammiyorlar. Eshab-i kiramin ve Ta- 
bi'in-i lzamm sozlerini bilmiyorlar. Koyu cahildirler. Biraz arabca 
ogrenince, kendini alim zan etmek, katmerli cahil olmak alameti- 
dir. Boyle kimse, okuyup ogrenmege, adam olmaga ozenmez. Al- 
diklari altmlarla, zevk ve safaya dalar. Dinden de, dtinya bilgilerin- 
den de habersiz kahr. Zevalh gencler, boyle kimseyi din adami, 
hem de alim samr. islamiyyeti yikan, kemiren, bunlardir. Din ada- 
mi ismi altmda, miislimanlarm basma gecmeleri ise, biiyiik felaket 
olur. Boyle cahil kalanlar, din bilgisi diyerek, kisa akllarma, bos 
kafalarma gelen hayalleri yazarlar. Sapikdir ve baskalanm da sap- 
dirmakdadirlar. Buharideki hadis-i serif, bunlarm tiireyeceklerini 
haber vermekdedir.] 

Kabrde, hem ruha, hem de bedene ni'met ve azab vardir. Bu- 
na, boylece inanmak lazimdir. imam-i Muhammed bin Hasen 
Seybani "rahime-hullahti teala" 135-189 [m. 805], (Akaid-i $eyba- 
niyye) manzumesinde, (Kabr azabi vardir. Kabr azabi, hem ruha, 
hem de bedene olacakdir) buyurdu. Ya'ni, kabrde ni'metler ve a- 



[1] Teftazani Mes'ud 792 [m. 1389] da Semerkandda vefat etdi. 

-195- 



zablar, ruha ve cesede birlikde olacakdir. Diriler bunu gormezse 
de, inanmak lazimdir. Gaybe iman etmek lazimdir. Buna inanma- 
mak, kryamet glinii olan (ba's) ya'ni, mezardan kalkmaga inanma- 
maga yol acar. Cunki, ikisi de, Allahli tealamn kudreti ile olmak- 
dadir. Birine inanamn, otekine de inanmasi akla uygundur. Insan 
kabr azabim, diri iken anhyamiyor ise de, ayet-i kerimeler ve ha- 
dfs-i serifler ve bu iimmetin once gelenleri, kabr azabi olacagini 
haber vermislerdir. Bu haberleri asagida ayn ayn bildirecegiz. 
Sonra, Allahii tealamn sevdigi kullannm mezarlarmdan sefa'at ve 
Allahli tealamn yaratmasi icin vasita, vesile olmalanni istemek ca- 
iz oldugunu gosteren hadis-i serifleri bildirecegiz. Bunlan okuyup 
anliyanlar, oliilerin kendilerinin birsey yapmadiklanni, mezheb- 
sizlerin iftira etdikleri gibi, onlardan birsey yapmalarmm istenil- 
medigini goreceklerdir. Bunlar, dirilerin hareket etdiklerini, is 
yapdiklarmi gorerek, bunlardan yardim, sefa'at istiyenlerin bunla- 
nn kendilerinden istediklerini samyorlar. Halbuki, dirilerden iste- 
mek de, bunlarm, Allahii tealamn yaratmasma sebeb olmalanni 
istemekdir. Herseyi yaratan, yapan, yalmz Allahii tealadir. Diri 
de, olii de, canh da, cansiz da, Onun yaratmasma sebeb olmakda- 
drr. Onun yaratmasma, mahluklarm sebeb olmalanni, yine O di- 
lemisdir. Alemin nizamh, diizenli olmasi icin, bircok seyi, sebeb 
ile yaratmak istemisdir. Diledigi bircok seyi de, sebebsiz yarat- 
makdadir. 

Peygamberler "aleyhimiissalevatii vetteslimat" ve Evliya "ra- 
hime-hiimullahu teala" mezarlannda, kabr hayati denilen, bilme- 
digimiz bir hayat ile diridirler. Kendiliklerinden birsey yapamaz- 
lar. Allahii teala, onlara sebeb olacak kadar kuvvet ve kiymet ver- 
misdir. Onlan sevdigi icin, onlara, adeti dismda olarak ikram, ih- 
san yapmakdadir. Onlarm hurmeti icin, istenileni yaratir. istenile- 
nin yaratilmasina sebeb olmalan onlardan istenir. Mezhebsizlerin, 
Ehl-i siinnet, mezarlara tapimyorlar, miisrik oluyorlar demeleri 
yalandir. Miislimanlara iftiradir. Birkac cahil veya dinsiz, saf koy- 
luleri soymak, diinya menfe'ati saglamak icin, islamiyyete uymi- 
yan, kotti is yapabilir. islam bilgileri, islam ahlaki, bir memleketde 
azahrsa, boyle zmdiklann, sapiklarm tiireyecekleri belli bir seydir. 
Bunlan behane ederek, mezhebsizligi savunmak yerine, bu bozuk 
isleri dtizeltmek, yikici degil, yapici olmak icab eder. Muslimanlar 
arasmda, kabr hayatma ve kabrde ni'met ve azablar olduguna ina- 
nip da, Peygamberlerin ve Evliyamn oldiikden sonra, Allahii te- 
alamn yaratmasma sebeb olacaklarma inanmiyanlar var. Yahud, 
Allahii tealamn yaratmasim diistinmeden yalmz onlardan istenili- 
yor, onlardan sefa'at istenmesi, dileklerin onlar vasitasi ile elde e- 

-196- 



dilmesi, islamiyyetde bildirilmemisdir diyenler de vardir. Boyle 
soyliyenler, kabr hayatina inanmiyanlar kadar zararh degildir. 
Bunlar, Kur'an-i kerimi ve hadis-i serifleri bilmedikleri icin yahud 
inad ederek boyle soyliyorlar. Miislimanlarm inadci olmamasi, 
dogru sozii kabul etmesi lazimdir. Cevablanmizi sekiz kism halin- 
de bildirecegiz. 

Birinci kism: Peygamberler "aleyhimiissalatii vesselam" kabrle- 
rinde diridirler. Diri olmalan, sozde degildir. Tarn diridirler. Al-i 
imran suresinin yiizaltmisdokuzuncu ayetinde mealen, (Allah yo- 
lunda oldiiriilenleri olii sanmayiniz! Onlar, Rablerinin yaninda di- 
ridirler. Rizklandirdmakdadirlar) buyuruldu. Bu ayet-i kerime, 
sehidlerin diri olduklanm bildiriyor. Sehidler, baska muslimanlar 
gibidirler. Onlardan bir ustunlukleri yokdur. Peygamberler, se- 
hidlerden elbet daha ileride ve daha iistundiir. islam alimlerine 
gore, her Peygamber, sehid olarak olmusdiir. Bunu bilmiyen yok- 
dur. Burhaneddm All Halebi, [1] (insan-iiPuyun) ismindeki (Siyer) 
kitabmda, derecesi asagi olanda, derecesi yukan olanda bulunmi- 
yan bir ustiinluk bulunabilir diyor ise de, bu soziin burada yeri 
yokdur. Ciinki bu soz, ayet-i kerfmede veya hadis-i serifde acikca 
bildirilmemis olan iistunliik icindir. Peygamberlerin sehid olduk- 
lan, hadis-i serifler ile bildirilmis oldugu icin, Halebinin sozii, bu- 
rada dusiiniilemez. Buharide ve Miislimde bildirilen hadis-i serif- 
de, (Mi'rac gecesinde, Musa aleyhisselamin kabri yamndan geci- 
rildim. Mezarinda, ayakda nemaz kdiyordu) buyuruldu. Beyheki- 
nin ve baskalarmm bildirdikleri bir hadis-i serifde, (Peygamber- 
ler, mezarlarinda diridirler. Nemaz kilarlar) buyuruldu. Baska bir 
hadis-i serifde, (Allahii teala topragin Peygamberleri ciiriitmesini 
haram etmisdir) buyuruldu. Bunun dogru oldugunu, alimler soz- 
birligi ile bildirmekdedir. Buharide ve Miislimde, (Allahii teala, 
Mi'rac gecesinde, biitiin Peygamberleri, Peygamberimize gonder- 
di. Onlara imam olup, iki rek'at nemaz kiklilar) yazihdir. Nemaz 
kilmak, riiku' ve secde yapmakla olur. Bu haber, diri olarak, cesed 
ile, beden ile kildiklanm gosteriyor. Musa aleyhisselamin, kabrin- 
de nemaz kilmasi da, bunu gostermekdedir. (Miskat) kitabmm 
son cildinde, (Mi'rac) babmm birinci fash sonunda, Miislimden 
alarak Ebu Hiireyrenin bildirdigi hadis-i serifde, (Ka'benin yanin- 
da, Kurcys kailrleri, bana Beyt-iil-mukaddesin nasil oldugunu 
sordular. Oralara dikkat etmemisdim. €ok sikildim. Allahii teala 
bana gosterdi. Kendimi Peygamberler arasinda gordiim. Musa a- 



[1] AK Halebi safi'i 1044 [m. 1634] de Misrda vefat etdi. 

-197- 



leyhisselam, ayakda nemaz kihyordu, za'if idi. Safari daginik ve 
sarkik degildi. Sen'e kabflesinden bir yigit gibi idi. Isa aleyhisse- 
lam, Urve bin Mes'ud SekafTye benziyordu) buyuruldu. Sen'e, Ye- 
mende bulunan bir kabilenin ismidir. Bu hadis-i serifler, Peygam- 
berlerin, Rableri yanmda diri olduklanni gosteriyor. Onlann ce- 
sedleri [bedenleri], ruhlan gibi latif olmusdur. Kesif, kati degildir. 
Madde ve ruh aleminde goriinebilirler. Bunun icin Peygamberler, 
ruhlan ve bedenleri ile goriinebilirler. Hadis-i serifde, Musa ve Isa 
aleyhimesselamm, nemaz kildiklan bildiriliyor. Nemaz kilmak, ce- 
sidli hareketler yapmakdir. Bu hareketler, beden ile olur. Ruh ile 
olmaz. Musa aleyhisselami, orta boylu, eti az, za'if, saclan toplu 
gordum buyurmasi, ruhunu degil, bedenini gordugiinii gosteriyor. 
Peygamberler, baska insanlar gibi olmez. Gecici olan diinyadan, 
sonsuz kahci olan ahirete goc ederler. imam-i Beyheki (i'tikad) ki- 
tabmda buyuruyor ki, Peygamberler, mezara kondukdan sonra 
ruhlan bedenlerine geri verilir. Biz onlan goremeyiz. Melekler gi- 
bi, gortinmez olurlar. Yalmz, Allahii tealamn keramet olarak ihsan 
etdigi secilmis kimseler gorebilir. imam-i Siiyuti de boyle bildir- 
misdir. imam-i Nevevi ve Siibki ve imam-i Kurtubi iistadindan 
boyle haber vermislerdir. [imam-i Beyheki 458 [m. 1066] de Nisa- 
purda, imam-i Ebiil-Hasen All Siibki 756 [m. 1355[ da Misrda, Mu- 
hammed Kurtubi 671 [m. 1272] de vefat etmislerdir.] Hanbelialim- 
lerinden ibni Kayyim-i Cevziyye (Kitab-iir-Ruh)da, onun bu habe- 
rini yazmakdadir. Safi'i alimlerinden ibni Hacer-i Hiytemi ve Sem- 
siiddin-i Remli ve kadi Zekeriyya ve hanefi alimlerinden Ekme- 
liiddin ve Sernblali ve maliki alimlerinden ibni Ebi Cemre ve tale- 
besi Ibniilhac (Medhal) kitabmda ve Ibrahim Lakani (Cevheret- 
iit-tevhid) kitabmda ve daha bircok alimler, boyle oldugunu bildir- 
mislerdir. [ibni Kayyim-i Cevziyye 751 [m. 1350] de, ibni Teymiy- 
ye 728 [m. 1328] de, Semsuddin Muhammed Remli 1004 [m. 1596] 
de, Kadi Muhammed Zekeriyya 926 [m. 1520] da Misrda vefat et- 
mislerdir.] Hicretin altmisbirinci senesinde (Harre) olaymda Ye- 
zidin adamlan Medme-i miinevverede iskence yapdiklan giin, Sa- 
id bin Miiseyyib diyor ki, Mescid-i nebide ezan okunamaz, nemaz 
kilmamaz olunca, (Hucre-i nebeviyye)den ezan ve ikamet sesi isi- 
tildi. Bunu, ibni Teymiyye de, (iktiza-us-Sirat-il-nuistakiiii) kita- 
bmda yazmakdadir. Cok kimse, selamlara, Kabr-i se'adetden ce- 
vab verildigini, cok zeman isitmislerdir. Baska kabrlerden de, se- 
lamlara cevab verildigi, cok isitilmisdir. Bunu ileride, bildirecegiz. 
Peygamberlerin mezarlannda diri olduklan sozbirligi ile bildiril- 
mis oldugu anlasildi. Sahih hadisde, (Bana sclam verilince, Alla- 
hii teala, ruhumu geri gonderip, ona cevab veririm) buyuruldu. 

-198- 



Bu hadis-i serif, yukanda bildirilenlere uygun olmuyor denilemez. 
Ya'ni, mubarek ruhunun cesed-i senfinden ayrildigim, selam veri- 
lince geri verildigini gosteriyor denilemez. Boyle soyliyenlere kar- 
si, alimler cesidli cevablar vermisdir. Imam-i Suyuti "rahmetullahi 
teala aleyh", bu cevablardan onyedisini bildiriyor. Bu cevablarm 
en giizeli, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", cemal-i ilahiyi 
gormege dalmisdir. Bedendeki duygulan unutmusdur. Bir musli- 
man selam verince, mubarek ruhu, bu dalgmlikdan aynlip, beden 
duygulanni alir. Diinyada, boyle olanlar da az degildir. Bir diinya 
isi veya ahiret isi, asin diisimiilurken, insan yamnda konusulam 
duymaz. Cemal-i ilahiye dalan kimse, bir sesi isitebilir mi? 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" uykuda ve uyamk 
iken goriilebilir mi? Goriilebilirse, goriinen, kendisi midir, benze- 
ri midir? Alimlerimiz, buna cesidli cevab verdiler. Kabrde diri ol- 
dugunu, sozbirligi ile bildirdikden sonra, kendisinin goruldiigunii 
cogunlukla beyan buyurmuslardir. Boyle oldugu, hadis-i serifler- 
den de anlasilmakdadir. Bir hadis-i serifde, (Beni rii'yada goren 
uyamk iken gormiis gibidir) buyuruldu. Bunun icin, imam-i Neve- 
vi hazretleri, Onu rii'yada gormek, tam kendisini gormekdir dedi. 
Nitekim, Abdiirrauf Munavinin,' 1 ' (Kiinuz-iicl-dekaik) kitabinda 
yazdigi ve Buharide ve Miislimde bulundugunu bildirdigi hadis-i 
serifde, (Beni rii'yada goren dogru gormiisdiir. Ciinki seytan, be- 
nim seklimc giremez) buyuruldu. Rii'yada benzeri gorulmus ol- 
saydi, dogru olarak gorulmus olmazdi. Ibrahim Lakani, (Cevhe- 
ret-iit-tevhid) kitabinda diyor ki, hadis alimleri, Resulullahm uya- 
mk iken de, rii'yada da gortilebilecegini, sozbirligi ile bildirmisler- 
dir. Goriilen, kendisi midir, benzeri midir, bunda aynlmislardir. 
Coklan, kendisidir dedi. imam-i Gazali ve Ahmed Karafi ve bir- 
kac alim ise, benzeridir dedi. Kendisi goriilur diyenler cogunluk- 
dadir. iclerinde otuzdan cok hadis imami, btiyiik alimler vardir. 
Herbirinin senedlerini, vesikalarim, ayn bir kitabda bildirdim. 
[Ekmeliiddin Muhammed Baberti786 [m. 1384] da, SernblaliHa- 
sen 1069 [m. 1658] da Misrda, Abdullah ibni Ebi Cemre 675 [m. 
1276] de ve Muhammed ibniilhac Fasi 737 [m. 1337] de ve Ibra- 
him Lakani 1041 [m. 1632] de ve Ahmed Sihabuddin Karafi 684 
[m. 1285] de vefat etmislerdir "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'm".] 

Ikinci kisin: Oliilerin isitmelerine ve gormelerine gelince, se- 
hidlerin, kabrlerinde diri olduklan, Kur'an-i kerimde acikca bildi- 



[1] Munavi 1031 [m. 1621] de Kahirede vefat etdi. 

-199- 



rilmisdir. Veliler, Allahii tealamn, keramet olarak ihsan etmesi ile, 
isitir ve gorurler. Allahii teala, sevdigi kullan icin, adetinin, kanun- 
lannm dismda seyler yaratir. Once Peygamberlerin ve hele bunla- 
rin en yiiksegi olan Muhammed aleyhisselamm ve sehidlerin ve 
Velilerin, mezarlannda isitdiklerine ve gormelerine inanmiyan ca- 
hilleri susdurmak icin, kafirlerin bile mezarda duyduklanni ve isit- 
diklerini bildirecegiz. Buharinin bildirdigi hadis-i serifde, (Meyyit 
mezara konup, mezar basindakiler dagihrken, onlarin ayak sesleri- 
ni isitir) buyuruldu. Buharide ve Miislimde yazili olan hadis-i serif- 
de, Bedrde oldurtilen kafirlerin, birkac giin sonra, bir cukura ko- 
nulmasi emr olundu. Bundan da birkac giin sonra, Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" cukurun basina gelip durdu. Cukurdaki- 
lere, ismlerini ve babalarmm ismlerini birer birer soyliyerek, (Rab- 
binizin, size soz verdigine kavusdunuz mu? Ben, Rabbimin soz 
verdigi zafere kavusdum) buyurdu. Hazret-i Omer "radiyallahii 
anh" bunu isitince, (Ya Resiilallah! Les olmus kimselere mi soyli- 
yorsun?) deyince, Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem", (Beni 
dogru Peygamber olarak gonderen Rabbimin hakki icin soyliyo- 
rum ki, siz beni onlardan daha cok isitmiyorsunuz. Fekat cevab ve- 
remezler) buyurdu. Buharinin ve Miislimin bildirdikleri hadis-i se- 
rifde, (Meyyit, yakinlarimn kendisine bagirarak aglamasindan 
azab duyar) buyuruldu. imam-i Nevevi, Muslim kitabmi aciklar- 
ken, bu hadis-i serif icin, (Meyyit, yakinlarimn bagirarak aglama- 
sindan azab duyar ve onlara gucenir) dedi. Muhammed bin Cerir 
Taberi de boyle soyledi. Kadi Iyad da, en iyi soz budur diyerek, 
Resulullahm "sallallahu aleyhi ve sellem", oglu icin yiiksek sesle 
aghyan bir kadim susdurdugunu bildirdi. (Ey miislimanlar! Mezar- 
daki kardeslerinize yiiksek sesle aghyarak, onlari incitmeyiniz!) 
buyurdu. Bu hadis-i serif gosteriyor ki, meyyit, yakinlarimn agla- 
malanm isitmekdedir. Bununla incinmekde ve azab duymakdadir. 
[Muhammed bin Cerir 310 [m. 923] da Bagdadda, Kadi Iyad Mali- 
ki544 [m. 1150] de Merrakiisde vefat etdi "rahmetullahi teala aley- 
him ecma'in".] 

Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Mezarda 
olanlara selam vereceginiz zeman, esselamii aleykiim deyiniz!) Bu- 
nun icin, (Esselamii aleykiim! Ya ehle daril-kavmil mii'minin) de- 

nir. Boyle selamin da, isiten ve anhyan kimseye soylenecegi belli 
birseydir. isitmeselerdi, yokluga ve tasa selam vermek olurdu. Se- 
lef, ya'ni, islamin biiyiik alimleri, boyle selam verilecegini, sozbir- 
ligi ile bildirdiler. 

Uciincii kism: Meyyit, kendini ziyarete gelenleri tamr. Ebu 

-200- 



Bekr Abdullah bin Ebiddiinya, (Kitab-ul-kubiir)da diyor ki, haz- 
ret-i Aisenin "radiyallahii anha" haber verdigi hadis-i serifde, (Bir 
kimse, din kardesinin kabrini ziyarete gider ve mezari basinda otu- 
rursa onu tanir ve selamina cevab verir) buyuruldu. Ebti Hiireyre- 
nin "radiyallahii anh" bildirdigi hadis-i serifde, (Bir kimse, tanidi- 
gimn mezari basina gidip selam verince, meyyit onu tanir ve sela- 
mina cevab verir. Tammadigi kimsenin kabrine gidip selam verin- 
ce, meyyit selamina cevab verir) buyuruldu. Yusiif ibni Abdiilberr 
ve ( Ahkam) kitabinin sahibi olan Abdiilhak, bu hadis-i serif icin 
sahihdir dediler. ibni Kayyim-i Cevziyye, bu hadis-i serifi (Kitab- 
iir-Riih)da bildiriyor. Sonra cesidli haberleri de yazip, burada ya- 
zacak daha bircok haberler vardir diyor. Hadis-i seriflerde, ziyaret 
kelimesi kullamlmakdadir. Meyyit, kabre geleni tammasaydi, ziya- 
ret kelimesi kullamlmazdi. Her dilde ve her liigatda, ziyaret keli- 
mesi, taniyan ve anhyan kimselerin bulusmasmda kullanihr. (Sela- 
miin aleykiim) de anhyan kimseye soylenir. Bir kimse, kabre yakin 
bir yerde nemaz kilarsa, meyyitler bunu goriir. Nemaz khdigmi an- 
lar ve imrenirler. Yezid bin Harun Siilemi diyor ki: ibni Saseb, bir 
cenazede bulundu. Bir mezar yamnda iki rek'at nemaz kildi. Son- 
ra kabre dayandi. Diyor ki, vallahi uyanikdim. Kabrden bir ses isit- 
dim. (Beni incitme! Siz ibadet yaparsimz, fekat isitmezsiniz, bil- 
mezsiniz. Biz ise biliriz. Fekat hareket edemeyiz. Bana gore, su kil- 
digin iki rek'atden daha kiymetli birsey yokdur) dedi. Meyyit, ibni 
Sasebin kabre dayandigim ve nemaz kildigini anlamisdi. ibni Kay- 
yim, bunu bildirdikden sonra, meyyitin isitdigini gosteren, Eshab-i 
kiramdan gelen cesidli haberleri yazmisdir. Mezhebsizler, ibni 
Kayyim icin miictehid diyorlar. Onu asiri oviiyorlar. Fekat, ibni 
Kayyimm bu yazilarma inanmiyorlar. inananlara da miisrik diyor- 
lar. Bu halleri, islam alimlerine kiymet verdiklerini degil, islerine 
geldigi zeman ovdiiklerini, hicbir alimi begenmediklerini goster- 
mekdedir. [ibni Ebiddiinya 261 [m. 894] de Bagdadda, ibni Abdiil- 
berr 463 [m. 1071] de Satibede, Yezid bin Harun Siilemi 206 [m. 
821] da vefat etdi.] 

Hazret-i Aise "radiyallahii anha", Bedr gazasmda cukura ko- 
nulan kafirlerin isitmedigini soyledi. Bunun icin, ba'zi kimseler, 
hicbir mevta, hatta mii'minler bile mezarda isitmez sandi. Ba'zi 
cahiller, sehidlerin, hatta Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" bile, isitmiyeceklerini soylediler. Meyyitin isitmesine inanmi- 
yanlar aldandilar. Ciinki Aise "radiyallahii anha", yalmz o cukur- 
daki kafirlerin isitmedigini soyledi. Mezardaki kafirlerin isitmele- 
rini, Fatir suresinin yirmiikinci ayetinin, (Sen oliiye duyuramazsin. 
Sen mezarlarda olanlara isitdiremezsin!) meal-i serifindeki isit- 

-201- 



mek gibi oldugunu sandilar. Halbuki, boyle degildir. Buyiik alim- 
ler bildiriyor ki, ayet-i kerimedeki isitdirememek, isitip kabul et- 
mek ve iman etmek demekdir. Allahii teala, bunun gibi ayet-i ke- 
rimelerde, diri olan ve kulaklan, gozleri ve beyinleri olan kafirleri 
mezardaki oliilere benzetmekdedir. Bu benzetis, duymak ve anla- 
mak bakimmdan degil, duygusuzluk ve anlayissrzhk, ya'ni kabul 
etmemek ve inanmamak bakimindandir. Hastamn ruhu gargaraya 
gelince, ya'ni ahiretdeki yerini gormege baslaymca, imana gelmesi 
faide vermez. Allahii teala mealen buyuruyor ki, (Ezelde saki ola- 
rak yazilmis olanlari imana cagirman, onlara faide vermez). Bun- 
kum imana cagrrimasi, mezardakilerin iman etmeleri gibi, kendile- 
rine faide vermez. Ciinki kabrdekiler, gormeden inanmalan lazim 
gelen seyleri gordiikden sonra iman etmislerdir. Boyle imanlan 
kabul olmaz. Buradaki isitmek, kabul etmek demekdir. Filan ka- 
dm soyledir, hie soz duymaz denir. Boyle soylemek, isitdigi halde 
kabul etmez demekdir. Kafirler icin gelmis olan iki ayet de boyle- 
dir. Onlar diridirler, gozleri ve kulaklan vardir. Fekat Allahii teala, 
onlan saki yapdigi icin, kalblerini mtihiirledigi icin, Peygamberine 
diyor ki: (Sen onlara duyuramazsin). Ya'ni, senin soziinle imam 
kabul etmezler. Mezarda olanlarm imanlan kabul olmadigi gibi, 
onlar da imam kabul etmezler demekdir. Hadis-i seriflerde, olule- 
rin isitdikleri bildiriliyor. Bu isitmek kulakla olan isitmekdir. iki 
ayet-i kerimede bildirilen isitdirememek ise, kabul etdirememek 
demekdir. Akh olan, iyi dusiinebilen bir kimse, bu iki isitmegi bir- 
birinden kolay ayirabilir. Allahii teala, Neml suresinin sekseninci 
ayetinde mealen, (Sen oliiye isitdiremezsin) buyurdukdan sonra, 
(Sen ancak iman edenlere isitdirebilirsin) buyurdu. Mii'minlerin 
isitdigini bildirdi. isitmek, kabul etmek demek oldugu buradan da 
anlasilmakdadir. Ayet-i kerimede isitdiremezsin buyurulmasi, ku- 
laklariyle duymazlar demekdir denirse, Allahii teala, kabrdeki 
mii'minlerin isitdiklerini bildirmis olur ki, bizim anlatmak istedigi- 
miz de budur. Kabrdeki mii'minlerin isitdikleri, Kur'an-i kerim ile 
acikca bildirilince, buna kimse inanmamazhk yapamaz. Kur'an-i 
kerimden sonra miislimanlarm en saglam kaynagi olan hadis-i se- 
rife inanmiyamn da, buna inanmasi icab eder. 

Hazret-i Aise "radiyallahii anha", kabrdeki yalmz kafirlerin 
isitmiyeceklerini soylemisdir. Ciinki, yukanda yazdigimiz, Onun 
bildirmis oldugu hadis-i serifde, (Bir kimse mii'min kardesinin 
kabrini ziyaret eder ve kabr yamnda oturursa ve selam verirse, 
meyyit onu tanir ve selamina cevab verir) buyuruldu. Onu tam- 
masi ve selam vermesi, meyyitin onu gordiigiinii ve selamim duy- 
dugunu gostermekdedir. Aise "radiyallahii anha" kafirlerin isit- 

-202- 



medigini haber verdi ise de, onlann bildiklerini de haber vermek- 
dedir. Kendisinin bildirdigi bir hadis-i serifde, (Benim dogru soy- 
lemis oldugumu, onlar simcli bilirler) buyurulmakdadir. Alimler 
buyuruyor ki, bilmek, isitmekle olur. Bunun icin, ikisi arasmda bir 
uygunsuzluk yokdur. ibni Teymiyye ve ibni Kayyim-i Cevziyye ve 
ibni Receb ve Siiyuti ve daha bircok alimler, boyle oldugunu bil- 
dirmislerdir. Ciinki olmek, ba'zi cahillerin dedikleri gibi, yok ol- 
mak olsa idi, onun butiin duygularmin yok olmasi lazim gelirdi. 
Hazret-i Aisenin bildirdigi, Buharide yazili olan hadis-i serifde, 
meyyitin bildigi haber verildigi icin, duygularmin gitmedigi anlasil- 
makdadir. Diger Sahabilerin haber verdikleri hadis-i seriflerde 
oliilerin isitdikleri bildirilmisdir. Hazret-i Aisenin, bu (isitmek) ke- 
limesinin, kabul etmek, iman etmek demek oldugunu zan etmesi, 
alimlerin soz birligine uymamakdadir. Eshab-i kiramin sozleri ile 
Onun soziinii ve Onun haberindeki sozlerini birlesdiren en dogru 
soz yine Onun haber verdigi ziyaret hadis-i serifidir. [Abdurrah- 
man ibni Receb hanbeli 795 [m. 1393] de Samda vefat etdi "rahme- 
tullahi aleyh".] 

Ibni Humam, (Hidaye §erhi) olan (Feth-ul-kadir) kitabmda di- 
yor ki, Hanefi mezhebinin alimleri yemin bilgilerini anlatirken di- 
yorlar ki, (Meyyit isitmez. Bir kimse ile konusmamak icin yemin 
eden bir kisi, onun oliisii ile konussa, yemini bozulmaz). (Hanefi 
alimlerinin yemin icin olan sozleri orf ve adete dayanmakdadir. 
Bu sozler, oliiniin isitmedigini gostermez. Hanefi alimleri, yemin 
iizerinde bilgi verirken; bir kimse et yimemek icin yemin etse, son- 
ra bahk yise, yemini bozulmaz. Halbuki, Allahii teala bahga giizel 
et demisdir. Fekat adetde bahk eti, baskadir. Bunun gibi bir kim- 
se, birisi ile konusmamaga yemin etse, oldiikden sonra ona soyle- 
se, yemini bozulmaz. Ciinki, adetde konusmak demek, karsihkh 
konusmak demekdir. Meyyit isitir, fekat isitecek gibi konusmadi- 
gi icin adete gore konusulmus olmaz. Bunun icin, o kimsenin ye- 
mini bozulmaz) denilmisdir. Meyyit isitmedigi icin, yemini bozul- 
maz demek degildir. ibni Hiimam, hazret-i Aisenin (Bedr cuku- 
rundaki kafirlere soylemesi ve diriler, onlardan daha cok isitici de- 
gildirler diye yemin etmesi) hadis-i serifine sahih degildir dedigini 
bildiriyor. Aise "radiyallahii anha", Allahii teala, (Sen kabrde 
olanlai a isittlii ici degilsin. Sen oliiye duyuramazsui) buyurdukdan 
sonra, Resulullahm oyle soyledigi dogru olmaz demisdir diyor. 
Fekat bu hadis-i serif sozbirligi ile bildirilmisdir. Hazret-i Aisenin 
buna inanmamasi dusiinulemez. Bu hadis-i serif ile ayet-i kerime 
arasinda uygunsuzluk da yokdur. Ayet-i kerimedeki olii, kafirleri 
bildirmekdedir. isitdiremezsin demek de, faideli olmaz demekdir. 

-203- 



isitmezler demek degildir. Bekara suresinin, (Sagirdirlar, dilsizdir- 
ler, kordiirler, anlamazlar) mealindeki yiizyetmisbirinci ayet-i ke- 
rimesi de boyledir. Ya'ni kulaklan vardir. Gozleri vardir. Fekat 
imana ve dogru yola cagirmam isitmedikleri ve gormedikleri icin, 
Allahii teala, onlara sagir gibi ve kor gibi buyurmusdur. (Sen olii- 
ye isitdiremezsin) ayet-i kerimesi icin, imam-i Beydavi hazretleri, 
onlar dogru soze karsi kulaklanm tikayanlar gibidir. Allahii teala 
diledigine isitdirerek hidayete kavusdurur diyor. Kiifrde inad 
edenleri Allahii teala, oliilere benzetiyor. Bu ayet-i kerime, Kasas 
suresinin, (Sen sevdigini imana getiremezsin. Fekat Allahii teala, 
diledigini imana kavusdurur) mealindeki ellialtinci ayet-i kerime- 
sine benzemekdedir. ibni Hiimam, soziine devam ederek, oliilere 
duyurmak yalmz Resiilullah icindir demekdedir. Buna karsihk, bir 
seyin Resulullaha mahsus oldugunu soyliyebilmek icin delil, sened 
lazimdir deriz. Burada boyle bir sened yokdur. Hazret-i Omerin 
siiali ve verilen cevab da, hususi olmadigim gostermekdedir. ibni 
Hiimam, Bedr cukurundaki kafirlere soylemek, bir atasoziinii tek- 
rarlamak gibi olur diyor ise de, hazret-i Omere verilen cevab, boy- 
le olmadigim gostermekdedir. ibn-ul-Htimama gore, Muslim kita- 
bmdaki, meyyitlerin cenazede bulunanlann doniislerindeki, ayak- 
lannm seslerini isiteceklerini bildiren hadis-i serif, meyyitin kabre 
konuldugu zeman, siial ve cevab icin isitmesini gostermekdedir. 
Ondan sonra, artik hie isitmiyecegini bildirmekdedir. Ciinki, ayet-i 
kerimeden, meyyitin isitmedigi anlasilmakdadir. Allahii teala, ka- 
firlerin isitmedigini bildirmek icin, onlari oliiye benzetmisdir diyor. 
Buna cevab verilir ki, bu soz, kendi kendini curiitmekdedir. Ciin- 
ki, meyyitin kabre kondugu zeman, isitecegini soyliyenin, her ze- 
man isitecegine de inanmasi lazimdir. Baska zemanlarda isitmez 
denilmemisdir. Kabre konuldugu zeman isitecegini soylemenin de, 
ayet-i kerimeye uygun olmamasi lazim gelir. 

Kabrde bulunan meyyitlere selam vermenin siinnet oldugunu, 
Ehl-i siinnet alimleri soz birligi ile bildirmisdir. Biiyiik alim ibni 
Melek (Mcsabih) kitabim serh ederken (Kabrde bulunanlara se- 
lam vermek) hadisini acikladikdan sonra, (Bu hadis-i serif, meyyi- 
tin isitmiyecegini soyliyenlerin yamldiklanni gosterdigi gibi, 
imam-i Ahmedin ve Ebu Daviidiin (Siinen) kitablarmda ve Haki- 
min (Miistedrek) kitabmda ve ibni Ebi Seybenin (El-musannef) 
kitabinda ve Beyhekinin (Azab-iil-kabr) kitabmda ve Tayalisi ile 
Abdii ibni Hamidin (Miisned) kitablarmda ve Hammad ibni Sirri- 
nin (Ez-ziihd) kitabinda ve ibni Cerir ve ibni Ebi Hatemin ve bas- 
ka alimlerin sahih yollarla bildirdikleri Bera' bin Azibin "radiyal- 
lahii anh" bildirdigi, (Kabrdeki fitne ve siial) hadisinin sonunda, 

-204- 



(Mii'inin olan meyyit kin, kulum dogru soyledi sesi isitilir. Kabre 
Cennetden yaygi serilir. Cennet elbiseleri giydirilir. Meyyit icin 
Cennetden bir kapi acihr. Kabre Cennet kokulari yayihr. Gore- 
bildigi yerlere kadar yayihr. Giizel yiizlii, giizel elbiseli, giizel ko- 
kular sacan birisi gelir. Buna, sen kimsin? Senin o hayrh yiiziin 
nedir der. Ben, senin salih amelinim der. Bunu isitince, Ya Rab- 
bi! Kiyamet cabuk kopsa! Ya Rabbi, kiyamet cabuk kopsa da, co- 
luk cocuguma ve mallaruna kavussam der) buyurulmusdur. Kafir 
olan meyyit icin, bunlann tersi, sikmtilar olur. Bu hadis-i serif, 
meyyitin isitdigini ve gordugiinii ve konusdugunu ve koku aldigi- 
m ve anlayisi oldugunu ve dusiindugiinu ve cevab verdigini gos- 
termekdedir. Bu islerin hepsi, kabr sualinden sonra olmakdadir. 
Boyle oldugunu, alimler sozbirligi ile soylemislerdir. Imam-i Sii- 
yuti gibi hadis imamlan, bu hadisin (Miitevatir), ya'ni en dogru 
hadislerden oldugunu bildirmislerdir. Bu hadis-i serif, oliilere se- 
lam vermenin, dirilere selam vermek gibi oldugunu ve onlann da 
isitdiklerini gostermekdedir) demekdedir. 

[Imam-i Ahmed 241 [m. 855] de Bagdadda, Ebu Daviid Siiley- 
man Sicstani hanbeli 275 [m. 888] de Basrada, Hakim Muhammed 
Nisapuri 405 [m. 1014] de Nisapurda, Abdullah ibni Ebf Seybe 235 
[m. 850] de, Ebu Bekr Ahmed Beyheki 458 [m. 1066] de Nisapur- 
da, Ebu Daviid Siileyman TayalisiBasri 204 [m. 818[ de, Ebu Mu- 
hammed Abdii ibni Hamid Kesi 249 [m. 863] da, Hammad ibni 
Sirri Darimi 243 [m. 857] de Kufede, Muhammed bin Cerir Tabe- 
ri 310 [m. 923] da Bagdadda, Ebu Bekr Muhammed ibni Ebi Ha- 
tem Nisapuri 320 [m. 932] de, Abdullatif ibni Melek 801 [m. 1399] 
de Izmirde Tirede vefat etmislerdir "rahmetullahi aleyhim ec- 
ma'in"]. 

(Fetava-yi Hindiyye) kitabmda, (Kabr ziyaretinin yasak olma- 
digim imam-i a'zam Ebu Hanife bildirmisdir. [Vehhabi kitabi da, 
kabr ziyaretinin caiz oldugunu yazmakdadir.] Imam-i Muhamme- 
din soziinden, kabr ziyaretinin, kadmlar icin de caiz oldugu anla- 
silmakdadir) diyor. (Tehzib) kitabmda, (Kabr ziyareti miistehab- 
dir. Meyyiti ziyaret etmek, yakm ve uzakhgina gore onu diri iken 
ziyaret etmek gibidir) diyor. Hiiseyn Sem'anmin (Hazanetul-miif- 
tin) kitabmda da boyle yazihdir. Kabrleri ziyaret ederken, ayak- 
kabilar cikanhr. Meyyitin yiiziine karsi, kibleye arka vererek du- 
rulur. (Esselamii aleyklim ya ehlel-kubur!Allahii teala sizi ve bizi 
magfiret eylesin! Siz bizim onciilerimizsiniz. Biz de sizin eserleri- 
niziz!) denir. (Garaib) kitabmda da boyle yazihdir. Kabristanda, 
yiiksek sesle veya yavasca, (Sure-i miilk) okunabilir. Diger surele- 

-205- 



rin de okunacagi, (Zahire) kitabmda, (kabrlerin yamnda Kur'an-i 
kerim okumamn fazileti) anlatihrken bildirilmekdedir. Kadihan 
Hasenin' 11 (Haniyye) fetvalarmda yazili oldugu gibi, meyyitin 
Kur'an-i kerim sesini duyarak rahatlamasim niyyet eden kimse, 
yiiksek sesle okur. Boyle niyyet etmiyen kimse, yavas okur. Ciin- 
ki, Allahii teala, Kur'an-i kerimi nasil okunursa okunsun isitir. 
(Bezzaziyye)de diyor ki, kabristandaki yesil otlan koparmak 
mekruhdur. Ciinki, bu otlar, tesbih eder. Bu tesbihler, meyyitin 
azabdan kurtulmasina yarar. Meyyit bu tesbihlerle rahat eder. 
Sernblalmin (imdad-iil-fitah) kitabmda ve Hanefi alimlerinden 
baskalarmm kitablannda da boyle oldugu yazilidir. Fetva vermek 
derecesine yiikselmis olan boyle biiyiik alimlerin bildirdiklerine 
gore, meyyit dirilerin isitemedigi, yesil otlarm tesbihi gibi sesleri 
isitince, kendisine seslenen insamn sesini isitmez olur mu? isitmez 
diyenler, belki diinyada kulakla isitildigi gibi isitmezler demek is- 
temislerdir. Boyle olunca, fikh kitablannda yemin bahsinde yemi- 
ni anlatirken soylediklerinin aralan bulunmus olur. Resulullahm 
"sallallahii aleyhi ve sellem" hadis-i serifine de inamlmis olur. 
Alimler arasinda sozbirligi hasil olur. Mezhebin reisi olan imam-i 
a'zam Ebu Hanife "rahmetullahi aleyh" buna inanmadigim bildir- 
di denilirse, bu yiice imam da, oteki mezheb imamlan gibi, (Sahih 
hadisler benim mezhebimdir) buyurmusdur. Hatta, Resulullaha 
"sallallahii aleyhi ve sellem" pek fazla uydugu icin, (Miirsel), hat- 
ta (Za'if) olan hadis-i serifleri bile mezhebine sened olarak almis- 
dir. Boyle bir imamin, sahih hadislere uymiyacagi diisuniilebilir 
mi? Buradan da anlasihyor ki, meyyitin isitmiyecegini soyliyen 
birkac alim, diinyada isitildigi gibi isitmez demek istemislerdir. 
Ciinki, sahih hadisi birakip da, baskasmm soziine uymak hie bir 
alim icin caiz olmaz. 

Resulullah efendimizin ve iki kabr arkadasi olan Ebu Bekr ve 
Omer "radiyallahii teala anhiima"mn mubarek mezarlanm ziyaret 
etmenin ve onlara selam vermenin ve kendilerinden sefa'at iste- 
menin siinnet oldugunu, hanefi mezhebinin alimleri sozbirligi ile 
bildirmislerdir. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" ve iki ar- 
kadasimn isitdiklerine inanmamis olsalardi, bu sozleri birbirini tut- 
mazdi. Hatta, (Her kabri ziyaret etmek siinnetdir) sozlerine uy- 
mazdi. Bunlarm yemin iizerindeki sozlerinin, diinyada dirilerin 
isitmesi icin oldugu soylenince, sozlerinin arasinda uygunsuzluk 
hie kalmamakdadir. 



[1] Kadihan Fergani 592 [m. 1196] de vefat etdi. 

-206- 



FAIDE: Ahmed ibni Teymiyye, [1] (Kitab-iil-intisar-fil-imam-i 

Ahmed) kitabmda diyor ki, (Bedr)de cukura doldurulan kafirlerin 
isitmelerine, hazret-i Aisenin inanmamasi, onun icin sue olmaz. 
Ciinki O, hadis-i serifi isitmemisdir. Fekat baskalarmm inanmama- 
si sup olur. Ciinki, bu hadis-i serif her tarafa yayildi. Zaruri inaml- 
masi lazim gelen bilgilerden oldu. ibni Teymiyyenin bu sozii, Bedr 
cukurundaki kafirlerin isitdiklerine inanmiyanlarm kafir olacagim 
gostermekdedir. Ciinki, dinde inamlmasi zaruri olan birseye inan- 
miyamn kafir olacagi mezheb kitablarimn hepsinde yazihdir. Mey- 
yitin isitmiyecegini soyliyen birkac alim ve mesela Aise "radiyalla- 
hii anha", kabrdeki kafirlerin isitmiyeceklerini soylemislerdir. Fe- 
kat, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" ve iimmeti icinde 
sehid olanlarm, Veli olanlarm, kabrlerinde isiteceklerine inanmi- 
yan hicbir alim yokdur. Hazret-i Aise de, baskalan da, buna inan- 
mislardir. Zemammizda tiiremekde olan mezhebsizlerin ve bunla- 
ra aldanan ba'zi cahillerin, meyyit isitmez demelerinin, hatta Resu- 
lullahi da buna katmalarmm kotiiliigii, cirkinligi, buradan anlasil- 
makdadir. Bu cahillerin, bu sapiklarm cezalanm, kahhar olan Al- 
lahii teala elbette verecekdir. ibni Teymiyye, olulerin diriltilmesi 
iizerindeki fetvalarmda diyor ki, oliiler, kendilerini ziyaret edenle- 
ri bilirler mi? Tamdiklarmdan veya tammadiklarmdan biri kabre 
geldigi zeman, bunun geldigini anlarlar mi? Cevabmda, (Evet bilir- 
ler ve anlarlar) diyor. Olulerin bulusduklanm ve sorusduklanm ve 
dirilerin yapdigi islerin onlara gosterildigini bildiren haberleri yazi- 
yor. Hazret-i Halid ibni Zeyd Ebu Eyyub-i Ensari hazretlerinin ha- 
ber verdigi hadis-i serifi Abdullah ibni Mubarek nakl etmekdedir. 
Bu hadis-i serifde, (Bir mii'min vefat ederken, bir rahmet melegi, 
bunun ruhunu alir. Meyyitler, diinyada miijde istiyenlerin toplandi- 
gi gibi, bunun etrafina toplamrlar. Ona sormaga baslarlar. Iclerin- 
den birkaci da, kardesinizi birakimz dinlensin! Cok sikintili yerden 
geliyor derler. Etrafina iisiisiiiler. Diinyadaki tanidiklarmi sorarlar. 
Filan adam ne yapiyor? Filanca kadin evlendi mi? derler) buyurul- 
dugunu bildiriyor. [Halid bin Zeyd "radiyallahu anh" 49 [m. 670] 
senesinde, Siifyan bin Avf emrindeki asker ile istanbulu muhasara 
ederken dizanteri hastahgmdan vefat etdi. istanbulda (Eyyub) de- 
nilen yerdeki tiirbesi cok muhtesem olup, ziyaretciler, mubarek ru- 
hu ile tevessiil etmekdedirler.] 

Allahii teala, sehidlerin diri oldugunu ve rizklandinldiklarim 
bildirdi. Bir hadis-i serifde, sehid ruhlarmm Cennete girdikleri ha- 



[1] Ibni Teymiyye 728 [m. 1328] de Samda vefat etdi. 

-207- 



ber veriliyor. Alimlerden birkaci, bu ni'metlerin, yalniz sehidler 
icin oldugunu, siddiklarm boyle olmadiklarmi soyliyorlar ise de, 
imamlanmizm ve Ehl-i sunnet alimlerinin cogunun soyledigi dog- 
rudur. Bunlar, diri olmak ve nzklandinlmak ve ruhlarm Cennete 
girmesi, yalniz sehidler icin degildir dediler. Ayet-i kerfmelerden 
ve hadis-i seriflerden boyle anlasilmakdadir buyurdular. Bunlarm 
yalniz sehidler icin bildirilmesi, sehidlerin olup yok olduklan sani- 
larak, cihaddan korkulmasini onlemek icindir. Cihada gitmege ve 
sehid olmaga mani' olan siibheyi gidermek icindir. isra suresinin 
(Fakirlik korkusu ile evladlarmizi dldiirmeyiniz!) mealindeki otuz- 
birinci ayeti de, bunun gibidir. Fakirlik korkusu olmadan da oldiir- 
mek caiz olmadigi halde, fakirlik korkusu ile oldurenler cok oldu- 
gu icin, ayet-i kerime, vak'alara gore gonderilmisdir. Abdiilvehhab 
oglu Muhammed bu ayet-i kerimeyi ileri surerek, kabr ziyaretini 
yasaklamakdadrr. 

Buraya kadar, Ahmed ibni Teymiyye-i Harraninin kitabmdaki 
vesikalan bildirdik. Vehhabiler, ibni Teymiyyenin yolunda olduk- 
lanni soyliyorlar. Onun biiyiik alim oldugunu bildiriyorlar. Kendi- 
sine Seyh-ul-islam diyorlar. Halbuki, onun kitablarmi ve fikrlerini 
kabul etmiyorlar. O, biitiin meyyitlerin, sehidler gibi diri oldukla- 
nni ve sehidler gibi rizklandinldiklanni bildiriyor. Onun sozilne 
uymiyan ve onun soziine uyanlara kafir ve miisrik damgasi basan- 
lann, onun yolunda olduklarma hie inamhr mi? Resulullah "sallal- 
lahti aleyhi ve sellem", isitmez ve ziyarete gelenleri, kendisine yal- 
varanlan gormez, bilmez ve tammaz diyen ahmaklar, ibni Teymiy- 
yenin ve hicbir kimsenin yolunda degildirler. Kendi nefsleri, keyf- 
leri arkasmdadirlar. Allahii teala, bunlara akl versin ve dogru yolu 
gostersin. Amin! 

Meyyitlerin, dirileri gorduklerini bildiren vesikalardan biri, 
Buharideki, (Her meyyite, her sabah ve her aksam ahiretdeki ye- 
ri gosterilir. Cennetlik olana, Cennetdeki yeri, Cehennemlik ola- 
na, Cehennemdeki yeri gosterilir) hadis-i serifidir. Gosterilir sozii, 
gorduklerini bildirmekdedir. Allahii teala, (Fir'avn)m adamlan 
icin, (Onlara sabah aksam ates gosterilir) buyurdu. Meyyit gorme- 
seydi, gosterilir demek faidesiz olurdu. Ebu Nu'aym, Amr bin Di- 
nardan alarak bildiriyor ki, (Bir kimse oliince, ruhunu bir melek 
tutar. Ruh, bedenin yikanmasina, kefenlenmesine bakar. Kendisi- 
ne, insanlar, seni nasd oviiyorlar i§it, denir). Abdullah ibni Ebid- 
diinyanm [11 Amr bin Dinardan alarak bildirdigi hadis-i serifde, 



[1] Ibni Ebiddunya 281 [m. 894] de Bagdadda vefat etdi. 

-208- 



(Bir kimse, oldiikden sonra coluk cocugunun basina gelenleri bilir. 
Kendisini yikayanlara ve kefenliyenlere bakar) buyuruldu. (Buha- 
rf)deki sahih hadisde, (Miinker ve Nekir melekleri, siial ve cevab- 
dan sonra meyyite, Cehennemdeki yerine bak! Allahii teala, degis- 
direrek, sana Cennetdeki yeri ihsan eyledi derler. Bakar. Ikisini 
birlikde goriir) buyuruldu. 

Ibni Ebiddiinya ve Beyheki (Su'ab-iil-iman) kitabmda, Ebu 
Hiireyreden "radiyallahu teala anhiim" bildirdikleri hadis-i serif- 
de, (Bir kimse tamdigi kabr yanina gelip selam verirse, meyyit de 
onu tanir ve selam verir. Tammadigi kabrin basina gelip selam ve- 
rirse, selamina cevab verir) buyuruldu. Bu hadis-i serifden anlasi- 
hyor ki, meyyit kendini ziyaret edeni, kabri basina geleni gormek- 
dedir. Gormeseydi, diinyada tammamis oldugunu tammamasi bil- 
dirilmezdi. Birincisini tamyarak cevabi veriyor. ikincisinin selami- 
na, tammayarak cevab veriyor. 

imam-i Ahmed ve Hakim, hazret-i Aiseden "radiyallahu teala 
anha" haber veriyorlar ki, (Odama girer, elbisemi cikanrdim. Cun- 
ki, kabrlerde babam ve zevcim vardi. Hazret-i Omer "radiyallahu 
teala anh" de defn edildikden sonra, odama girince, elbiselerimi ci- 
karmaz oldum. Ciinki, o yabanci idi. Ondan haya ederdim). (Er- 
be'in-iit-taiyye) kitabmda bildirilen hadis-i serifde, (Bir meyyit, 
diinyada sevdigi kimse, kendisini ziyarete geldigi zcmaii sevinir) 
buyuruldu. Bu hadis-i serif, meyyitin, ziyarete geleni gordiigunii 
bildiriyor. Gormeseydi, tammaz ve sevinmezdi. (Sahih-i Miis- 
lim)de, Amr ibni Asdan "radiyallahu anh" [1] haber veriliyor: Ole- 
cegi zeman buyurdu ki, (Beni defn edince, iizerime toprak atmiz! 
Sonra bir hayvan kesilerek etleri parcalanacak zeman kadar, kab- 
rimin basmda bekleyiniz. Sizinle kabrime ahsayim ve sizi goreyim. 
Boylece Rabbimin gonderdigi siial meleklerine rahat cevab vere- 
yim). Kabrdeki meyyitlerin duyduklanm ve gordiiklerini bildiren 
boyle saglam haberler cokdur. Liizumu kadar bildirdik. Uzatmaga 
hacet olmasa gerekdir. Dirilerin yapdigi islerin oliilere gosterildigi- 
ni yukanda bildirmisdik. Onlarda gormek olmasaydi, islerin onla- 
ra gosterilmesi dogru olmazdi. Ciinki, islerin gosterilmesi demek, 
iki omuzda bulunan (Kiramen katibin) meleklerinin yazdigi seyle- 
rin gosterilmesi oldugu anlasilmakdadir. Bu da mevtalann gordii- 
gunii bildirmekdedir. Bunun icin, biz de, oliilerin gormesini anlat- 
dikdan sonra, dirilerin islerinin onlara gosterilmesini bildiren ha- 
dis-i serifleri yazmagi uygun bulduk. 



[1] Amr ibni As 43 [m. 663] de Misrda vefat etdi. 

- 209 - Kiyamet ve Ahiret - F:14 



Bu bilgileri, cahiller anlamiyor. Ciinki, Resulullahm "sallallahii 
aleyhi ve sellem" siinnet-i seniyyesini ve bu konudaki hadis-i serif- 
leri isitmemislerdir. Kendilerini alim sanan bu adamlar, o kadar 
cahil ve o kadar ahmakdirlar ki, kabrde olan Peygamberler "sale- 
vatullahi teala aleyhim ecma'in" ve Veliler "rahime-humullahii te- 
ala" kabr basma gelip, kendilerinden sefa'at istiyenleri ve yalva- 
ranlan nasil bilirler diyorlar? Bunlara deriz ki, o biiytiklere diinya- 
da iken bircok seyler bildiriliyor. Oldiikden sonra da, nicin bildiril- 
mesin? Yahud deriz ki, Allahii teala, adet-i ilahiyyesinin dismda 
olarak, bunlara ikram ve ihsan ederek, isitiyorlar ve biliyorlar. Di- 
rilerin islerinin oliilere gosterildigi, hadis-i seriflerde bildirilmisdir. 
Buna inanmiyanlara karsi, vesika olan hadis-i serifleri yukanda 
bildirdik. Bu hadis-i serifleri okuyup anlamiyan biri, olii yalniz 
diinyada iken tanimis oldugu kimseleri goriip isitir derse, ona de- 
riz ki, hadis-i serifler, tanidik ve tammadik diye ayirmiyor. Fekat 
bunlar, inad ediyorlar. Ollip de, baslarma gelinceye kadar inan- 
mazlar. 

Ummetin amellerinin Resulullaha gosterildigini bildiren pek- 
cok hadis-i serif vardir: Bezzazm sahih kimselerden alarak, Ab- 
dullah ibni Mes'ud hazretlerinden haber verdigi hadis-i serifde, 
(Hayatim, sizin kin hayrhdir. Bana anlatirsimz. Ben de size anla- 
tirim. Oldiikden sonra, vcfatim da, sizin icin hayrh olur. Amelleri- 
niz bana gosterilir. iyi islerinizi gordiigiim zeman, Allahii tealaya 
hanid ederim. Kotii islerinizi gordiigiim zeman, sizin icin afv ve 
magfiret dilerim) buyuruldu. Bu hadis-i serif, Resulullahdan isit- 
dim denilerek bildirildi. Baska saglam kimseler, bunu (Miirsel) 
olarak da bildirmislerdir. Amellerin, islerin, tamdiklara gosterildi- 
gini bildiren hadis-i serife gelince, imam-i Ahmed ve Hakim-i Tir- 
miizi (Nevadir-iil-usul) kitabmda ve Muhammed bin ishak ibni 
Mende' 11 admdaki meshur hadis alimlerinin bildirdikleri hadis-i 
serifde, (Yapdigimz isler, kabrde olan yakinlarimza ve tamdiklari- 
mza bildirilir. iyi islerinizi goriince sevinirler. Boyle olmiyan isle- 
riniz icin, ya Rabbi! Bizi dogru yola kavusdurdugun gibi, bu kar- 
desiiiiizi de kavusdur. Ondan sonra riihunu al! derler) buyuruldu. 
Biiyiik hadis alimi Siileyman Ebu Daviid Tayalisit 2 ! (Miisned) ki- 
tabmda, Cabir bin Abdiillahdan gelen hadis-i serifi soyle bildiri- 
yor: (Yapdigimz isler, mezardaki yakinlarimza ve tamdiklarimza 
gosterilir. isleriniz iyi ise, sevinirler. iyi degil ise, ya Rabbi! Bunla- 



[1] Ibni Mende 395 [m. 1005] de vefat etdi. 
[2] Ebu Davud 204 [m. 819] da vefat etdi. 

-210- 



ra iyi isler yapmalan icin kalblerine ilhain eyle derler). ibni ebi 
Seybe (Musannef) kitabmda ve Hakim-i Tirmiizi ve ibni Ebiddiin- 
ya, Ibrahim bin Meysereden haber veriyorlar ki, Ebu Eyyub-el- 
Ensari, istanbula gaza etmege gitdi. Birinin yanmdan gecerken, 
(Bir kimsenin ogle vakti yapdigi isler, aksam olunca mezardakile- 
re gosterilir. Aksam yapdigi isleri, sabah olunca, mezardakilere 
gosterilir) dedigini isitdi. Ebu Eyyub hazretleri, boyle ne soyliiyor- 
sun dedikde, vallahi bunu sizin icin soyliiyorum, dedi. Ebu Eyyub, 
ya Rabbi, sana sigmirim. (Ubadet-ebn-i Samitin ve Sa'd bin Uba- 
denin yamnda, onlar oldiikden sonra, yapdiklanmdan dolayi, ytt- 
ziimii kara etme) dedi. O kimse cevabinda, Allahii teala kullarmm 
kusurlarmi orter, amellerinin iyisini gosterir buyurdu. Hakim-i 
Tirmiizmin (Nevadir) kitabmda bildirdigi hadis-i serifde, (insanla- 
nn yapdiklan i§ler, Pazartesi ve Per^embe giinleri, Allahii tealaya 
arz olunur. Peygamberlere, Evliyaya ve ana-babaya Cum'a giinle- 
ri gosterilir. iyi isleri goriince sevinirler. Yiizlerinin parlakhgi ar- 
tar. Allahdan korkunuz! Oliilerinizi incitmeyiniz!) buyuruldu. in- 
sanlann yapdigi isler, mezardaki tammadiklan oliilere de bildirilir. 
Abdiillah ibni Mubarek ve ibni Ebiddiinyamn, Ebu Eyyub-el-En- 
sariden "radiyallahii teala anh" bildirdikleri hadis-i serifde, (Yap- 
diginiz isler, oliilere bildirilir. iyi islerinizi goriince sevinirler. Ko- 
tii islerinizi goriince iiziiliirler) buyuruldu. Hakim-i Tirmiizmin ve 
Ibni Ebiddiinyamn ve Beyhekmin (Su'ab-iil-iman) kitabmda 
Nu'man bin Besirden bildirdikleri hadis-i serifde, (Mezardaki kar- 
desleriniz icin Allahii tealadan korkunuz! Yapdiginiz isler, onlara 
gosterilir) buyuruldu. Bu iki hadis-i serif, biitiin oluler icindir. E- 
biid-derda "radiyallahii teala anh" buyuruyor ki, yapdiginiz isler, 
oliilerinize gosterilir. Bununla sevinirler veya iiziiliirler. ibn-iil- 
Kayyim-i Cevziyye (Kitabiir-ruh) kitabmda, ibni Ebiddtinyadan, 
o da Sadaka bin Siileyman Ca'feriden bildiriyor ki, bir kotii huyum 
vardi. Babamm olumiinden sonra, pisman oldum. Bu taskmhkla- 
nmdan vaz gecdim. Bir arahk bir kabahat yapdim. Babami rii'ya- 
da gordiim. Ey oglum! Senin giizel islerinle kabrimde rahat ediyor- 
dum. Yapdigm isler bize gosteriliyor. islerin salihlerin amellerine 
benziyor. Fekat, son yapdigmdan dolayi cok uziildiim, utandim. 
Yammdaki mevtalar arasinda beni utandirma, dedi. Bu haber, ya- 
banci mevtalarm da, diinyadaki isleri anladiklanm gosteriyor. 
Ciinki, cocugun isleri babasma gosterildigi zeman, babasi ogluna, 
beni yammdaki oliilere utandirma demekdedir. Yabanci oluler, 
cocugun islerinin babasina gosterildigini anlamasalardi, babasi 
rii'yada boyle soylemezdi. Hazret-i Halid bin Zeyd Ebu Eyyub-el- 
Ensarinin "radiyallahii teala anh" bildirdigi hadis-i serifde de, ta- 

-211- 



nidigi biitiin oliilere diinyadaki islerin gosterildigini, yukanda bil- 
dirmisdik. 

Dordiincii kism: Meyyitlerin birbirini ziyaret etmeleri ve bulus- 
malan da, sahfh haberlerle bildirilmisdir. Haris bin Ebi Usame ve 
Ubeydullah bin Sa'id Vayili (ibane) kitabmda ve Ukayli, Cabir bin 
Abdiillahdan haber verdikleri hadis-i serifde, (Oliilerinizin kefeni- 
ni giizel yapiniz! Onlar, kabrlerinde birbirlerini ziyaret ederler ve 
tiviiniirler) buyuruldu. ( Muslim) sahihindeki hadis-i serifde, (Kar- 
desinin cenaze isini gorenleriniz, kefenini giizel yapsin!) buyurul- 
du. Ciinki, meyyitler birbirini ziyaret ederler ve oviiniirler. Ebu 
Hiireyrenin bildirdigi hadis-i serifde, (Oliilerinizin kefenlerini gii- 
zel yapiniz! Ciinki, birbirlerini kefenleri icinde olarak ziyaret eder- 
ler) buyuruldu. Tirmiizi ve ibni Mace ve Muhammed bin Yahya 
Hemedani (Sahfh) kitabmda ve ibni Ebiddiinya ve Beyheki 
(Su'ab-iil-iman) kitabmda, Ebu Katadeden bildirdikleri hadis-i se- 
rifde, (Biriniz din kartlcsinin cenaze islerini goriirse, kefenini giizel 
yapsin! Ciinki onlar, kabrleri icinde birbirlerini ziyaret ederler) bu- 
yuruldu. 

[Haris bin Ebi Usame Bagdadi 282 [m. 895] de, Ubeydullah 
Vayili 440 [m. 1048] de, Muhammed bin Omer Hicazi Ukayli 322 
[m. 934] de, Muhammed Tirmizi 320 [m. 932] de Bag sehrinde, 
Muhammed ibni Mace 273 [m. 886] de Kazvinde, Muhammed He- 
medani Misri Safi'i 347 [m. 959] de, Abdullah ibni Ebiddiinya 281 
[m. 894] de Bagdadda, Ahmed Ebu Bekr Beyheki 458 [m. 1066] de 
Nisapurun Beyhek koyiinde vefat etmisdir "rahmetullahi teala 
aleyhim ecma'fn"]. 

Ibni Teymiyye fetvalarmm cesidli yerlerinde diyor ki, (kabrle- 
rin bulundugu sehrler, diinyada birbirlerine yakm olsa da, uzak ol- 
sa da, mevtalar birbirlerini ziyaret ederler. Uzak sehrlerde bulu- 
nan mevtalarm ruhlan, birbirleri ile bulusurlar.) Hanefi mezhebi- 
nin alimleri, fikh kitablarmda kefenin giizel olmasi siinnetdir. Ciin- 
ki, mevtalar, birbirlerine oviiniirler ve birbirlerini ziyaret ederler, 
yazihdir. Hatta, biitiin mezheblerin alimleri, fikh kitablarmda, bu- 
nun boyle oldugunu bildirmekdedirler. Boyle oldugunu bildiren 
haberler ve insam hayrete diisiiren vak'alar cok bildirilmisdir. 
Okumak arzu edenler, hadis alimi imam-i Siiyuti hazretlerinin 
(Serh-us-sudur) kitabma miirace'at buyursun. [Mezhebsizler, ha- 
dis alimlerine giivendiklerini soyliiyorlar. Hadis kitablanndan, se- 
ned, vesika olarak cok hadisler yaziyorlar. En biiyiik islam alimi 
ibni Teymiyyedir diyorlar. Bu hadis kitablarmda, oliilerin, bizim 
bilmedigimiz ve anlamadigimiz bir gormekle ve isitmekle duyduk- 

-212- 



lanni okuyorlar da, bunlara inanmiyorlar. Resulullah efendimizin 
ve Evliyanm isitdiklerine inananlara kafir diyorlar. Miisrik diyor- 
lar. Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" mubarek ttirbe- 
si oniinde, (Sefa'at ya Resulallah) diyen hacilan miisrik biliyorlar. 
Bundan dolayi yiizbinlerce hacmin (Mina)da kesdikleri yiizbinler- 
ce kurbana necsdir, lesdir diyerek, bu kurban etlerini yimiyorlar. 
Toprakla ortiip iizerlerinden buldozer geciriyorlar. Miisriklerin 
kesdikleri yinmez ve satilmaz diyorlar.] 

Besinci kism: Oluler, diinyada diri olanlarm yapdiklan isleri, 
kendilerine gosterilmeksizin de bilmekdedirler. Mezhebsizlerin, 
aflame dedikleri, cok biiyiik bildikleri Ibn-iil-Kayyim-i Cevziyye 
(Kitab-iir-ruh) kitabmda, soyle yazmakdadir: 

FASL: Hafiz, ya'ni hadis alimi, Ebii Muhammed Abdullah Es- 
bfli "rahime-hullahii teala" burada uzun seyler bildirmekdedir. 
Oluler dirilerin islerinden haber sorarlar. Dirilerin sozlerini ve is- 
lerini anlarlar. Kitabmda, bir sahife sonra, Amr bin Dinar diyor ki, 
(Insan oliince, geride birakdiklarmdaki olan bitenleri bilir. Kendi- 
sini yikadiklanni ve kefenlediklerini goriir. Onlara bakar). ibni 
Kayyim-i Cevziyye, kitabmda, bir sahife daha sonra, diyor ki, Sa'b 
bin Ciisame ile Avf bin Malik, birbiri ile ahiret kardesi oldular. 
Hangimiz once oliirsek, rii'yada goriinelim dediler. Sa'b once oldii. 
Avfa ru'yasmda gortindii. Avf sordu: Allahii teala sana ne yapdi? 
Afv eyledi dedi. Konusmalanmn sonunda, kardesim: Ben oldiik- 
den sonra, bana yakm olanlarm yapdigi hersey bana bildiriliyor. 
Hatta kedimizin, su kadar gun once oldugiinii haber aldim. Kizim, 
alti giine kadar olecekdir. Ona vasi ol, dedi. Rii'yada soyledigi gi- 
bi oldu. Kitabmda bundan sonra, Sabit bin Kaysm, Halid bin Veli- 
din "radiyallahii teala anh" askeri arasmda bulunan birisine rii'ya- 
sinda goriindiigiinti bildiriyor. Halid bin Velide git, ona soyle ki, 
sehid oldugum zeman, islam askerinden birisi yamma geldi. Sirtim- 
dan celik gomlegimi cikanp cadirma gotiirdti. Cadin, en sondadir. 
Cadin yamnda uzun yulan olan bir at otlamakdadir. Gomlegimi 
ondan alsm, dedi. Bu kimse, Halide bunlan bildirdi. Gitdiler. 
Gomlegi cadirda buldular. 

Altinci kism: Dirilerin yapdiklan isleri haber almca, oliilerin 
incindikleri, imam-i Siiyutmin (Serh-us-sudur) kitabmda, Deyle- 
minin Aise validemizden "radiyallahii anna" bildirdigi hadis-i se- 
rifi yaziyor. Burada, (insan, evinde iken nelerden incinirse, kab- 
rinde de onlardan incinir) buyuruldu. imam-i Kurtubi (Tezkire) 
kitabmda diyor ki, diinyada olanlarm yapdiklan seyleri Allahii te- 
ala bir melek ile yahud alamet ile, isaretle veya baska bir yoldan, 

-213- 



oliilere bildirir. ibniil-Kayyim-i Cevziyye (Kitab-iir-ruh) kitabinda 
diyor ki, (Dirilerin rtihlari ile oliilerin ruhlanmn bulusduklarim bil- 
direnlerden biri de sudur: Diri, oliiyii, rii'yada gorerek, ondan bir- 
seyler soruyor. Meyyit dirinin bilmediklerini ona haber veriyor. 
Verdigi, olmus veya olacak haberler dogru cikryor. Cok def a, diri 
iken gommiis oldugu ve kimseye bildirmedigi malm yerini haber 
veriyor. Alacagi oldugunu ve sahidlerini bildirmesi de cok goriil- 
musdiir. Kimsenin bilmedigi, kendinin gizli yapdigi bir isi haber 
vermesi ve bildirdigi gibi cikmasi cok goriilmiisdur. Cok sasilacak 
birsey de, su zemanda oleceksin dedigi kimsenin, o zemanda oldii- 
gii gorulmiisdur. Bir dirinin gizlice yapdigi bir isin, bir olii tarafm- 
dan baska bir diriye bildirilmesi de cok goriilmiisdur. Sa'b ve Sabit 
oldiikden sonra rii'yada dirilerle konusmuslardir. Bunlan yukanda 
bildirmisdik). imam-i Siiyuti, (Serh-us-sudur) kitabinda, Muham- 
med bin Sirinden "radiyallahii anh" bildiriyor ki, meyyitin bildirdi- 
gi seyler, hep dogrudur. Ciinki meyyit, hie yalan ve yanhshk olmi- 
yan bir alemdedir. O alemde olanlar, hep dogru soyler. Gordiikle- 
rimiz ve anladiklarimrz, bu soziimuzti kuvvetlendirmekdedir. ib- 
niil-Kayyim ve baskalan da boyle soylediler. Ruh, latif oldugu icin, 
duygu organlan ile anlasilmiyan seyleri anlamakdadir. Hakim ve 
Beyheki (Delail) kitabinda, Siileymandan haber veriyorlar ki, 
Umm-i Seleme hazretlerinin yanma girdim. Aghyordu. Nicin agla- 
digim sordum. Resulullahi "sallallahii aleyhi ve sellem" rii'yada 
gordiim. Aghyordu. Mubarek basmda ve mubarek sakallarmda 
toprak vardi. Mubarek yiiziiniiz niye boyle diye sordum. Oglum 
Hiiseynin sehid edildigini gordiim buyurdu. Bunu, Hatib-i Tebrizi 
(Miskat-iil-mesabih) kitabinda da yazmakdadir. ibni Ebiddiinya 
"rahmetullahi aleyh", Beni Esed kabilesinden bir mezarcidan bil- 
diriyor. Mezarci diyor ki, bir gece kabristanda idim. Bir kabrden 
soyle ses geldi: Ey Abdullah dedi. Ne istiyorsun ya Cabir, cevabi 
verildi. Yarm bizim yammiza annemiz gelecek dedi. Onun bize fa- 
idesi olmaz. Bize diia olunmaz. Babam ona krzmisdi. Diia etme- 
mek icin yemin etmisdi, cevabi verildi. Sabah olunca, bir kimse gel- 
di. Bu iki kabr arasma bir mezar kazmami soyledi. Gece ses isitmis 
oldugum iki kabri gosterdi. Bu kabrdekilerin ismi nedir dedim. 
Bunun ismi Cabirdir. Sunun ismi Abdiillahdir diyerek gosterdi. 
Gece isitdiklerimi, ona soyledim. Evet, onun icin diia etmemege 
yemin etmisdim. Simdi yeminimi bozup diia edecegim ve keffaret 
verecegim, dedi. 

[Abdiillah Esbili maliki 497 [m. 1104] de, Sa'b bin Ciisame, E- 
bu Siifyamn hemsiresi Zeyneb binti Harbin oglu olup, hazret-i E- 
bu Bekrin hilafeti zemamnda vefat etdi. Ebu Siica Sehrdar Deyle- 

-214- 



mi 558 [m. 1164] de, Hakim Muhammed Nisapuri405 [m. 1014] de, 
Siileyman bin Yesar, Meymune "radiyallahii anha"mn azadhsi idi. 
107 [m. 726] de, Veliyyiiddm Muhammed Hatib-i Tebrizi safi'i 749 
[m. 1347] da, Ahmed ibni Hacer-i Askalani 852 [m. 1448] de Misr- 
da, Hafiz Yusiif ibnii Abdilberr maliki 463 [m. 1071] de Endiiliis- 
de, Satibede vefat etdi "rahmetullahi aleyhim ecma'in"]. 

Yedinci kisin: Oliilerin is yapdiklan, Allahii tealamn izni ile, 
onlarda bircok seyler goruldiigii sahih kitablarda bildirilmekdedir. 
Hadis alimi, imam-i Siiyuti (El-miitekaddim) kitabinda ve hafiz 
ibn-i Hacer, fetvalarmda buyuruyorlar ki, mu'minlerin ruhlari (II- 
liyyin) denilen makamda, kafirlerin ruhlari (Siccin) denilen yerde- 
dir. Her ruh, cesedine, bilinmiyen bir halde baghdir. Bu baghhkla- 
n, diinyadaki baghhklar gibi degildir. Rii'ya goren kimsenin gor- 
diigii seylere olan baglihgi gibidir. Fekat, oliilerin cesedlerine ve 
baska seylere baghhklari, rii'ya gorenin baghhgmdan pekcok kuv- 
vetlidir. Bunun icindir ki, ibnii Abdilberrin, ruhlar kabrlerinin ya- 
nmdadir sozii ile yukandaki soziin arasim bulmak giic olmaz. Ruh- 
lann kendi cesedlerine te'sir ve tesarruf etmelerine ve kabrde bu- 
lunmalarma izn verilmisdir. Meyyit kabrden cikanhp baska kabre 
konursa, ruhun bedenle olan baglihgi bozulmaz. Beden ciiriiyiip, 
toprak maddeleri, sivilan ve hasil olan gazlan dagilmca, bu bagh- 
hk yine bozulmaz. imam-i Siiyuti buyuruyor ki, ruhun illiyyinde 
oldugu halde, bedene baglanmasma ve tesarruf yapmasina izn ve- 
rildigini ibni Asakirin, Abdullah ibni Abbasdan haber verdigi su 
hadis-i serif gostermekdedir: Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem", Ca'fer Tayyar hazretleri sehid oldukdan sonra buyurdu ki, 
(Bir gece Ca'fer Tayyar yanuna geldi. Yaninda melek vardi. iki ka- 
nadh idi. Kanadlarinin uclari kana boyanmis idi. Yemendeki Bise 
denilen vadiye gidiyorlardi.) ibni Adinin hazret-i Ali ibni Ebi Ta- 
libden haber verdigi hadis-i serifde, (Ca'fer bin Ebi Talibi melek- 
lerin arasuida gordiim. Bise ahalisine yagmur gelecegini miijdeli- 
yorlardi) buyuruldu. Hadis alimlerinden Hakimin Abdullah ibni 
Abbasdan verdigi haberde, Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" yaninda oturuyordum. Esma bint-i Umeys yammizda idi. Re- 
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", aleykiim selam dedikden 
sonra, (Ya Esma! Simdi, zevcin Ca'fer, Cebrail ve Mikail ile birlik- 
de yanima geldiler. Bana selam verdiler. Selamlarina cevab ver- 
tlim. Bana dedi ki, (Mute) gazasinda kafirler ile birkac giin savas- 
dun. Viicudiimun her tarafinda yetmisiic yerimden yaralandun. 
Bayragi, sag elime aldun. Sag kolum kesildi. Sol clime aldim, sol 
kolum kesildi. Allahii teala, iki kolum yerine bana iki kanad verdi, 
Cebrail ve Mikail ile birlikde ucuyorum. istedigim zeman Cennet- 

-215- 



den cikivoium. Istedigim zeman girip meyvelerini yiyorum) bu- 

yurdu. Esma, bunlan isitince, Allahii tealamn ni'metleri Ca'fere 
afiyet olsun. Fekat, herkes bunu benden isitince inanmazlar diye 
korkuyorum. Ya Resulallah, minbere cik sen soyle! Sana inamrlar 
dedi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" mescide tesrif edip, 
minbere cikdi. Allahii tealaya hamd ve sena eyledikden sonra, 
(Ca'fer ibni Ebi Talib, Cebrail ve Mikail ile birlikde yanima geldi- 
ler. Allahii teala, ona iki kanad vermis. Bana selam verdi) buyur- 
du. Sonra, Esmaya haber verdiklerini bir bir soyledi. Bu hadis-i 
serifler gosteriyor ki, Allahii teala, sehid olan ve salih olan kulla- 
nna, insanlara faideli olan isleri yapmak icin izn vermekdedir. Bu- 
nu bildiren, daha nice haberleri hadis alimleri yazmislardir. Bun- 
lardan birini, imam-i Celaleddin Siiyuti soyle bildiriyor: ibni Ebid- 
diinya diyor ki, Ebu Abdullah Sami, rumlarla gazaya gitmisdi. 
Diismam kovahyorlardi. iki kisi askerden uzaklasdilar. Birisi soy- 
le anlatiyor: Dtisman kumandamna rastladik. Uzerine hiicum et- 
dik. Cok savasdik. Arkadasim sehid oldu. Geri dondiim. Askerle- 
rimizi aradim. Sonra kendi kendime dedim ki, sana yaziklar olsun! 
Ne icin kaciyorsun. Geri dondiim. Diisman kumandamna saldir- 
dim. Kilmcim bosa gitdi. O, bana saldirdi. Beni devirdi. Gogsii- 
mun iistiine oturdu. Beni oldiirmek icin eline bir sey aldi. Tam o 
sirada, sehid olmus olan arkadasim yerinden firladi. Ensesinden 
saclanni yakaladi. Ustiimden cekdi. Birlikde kafiri oldiirdiik. 
Uzakdaki bir agaca kadar birlikde konusarak yiiriidiik. Orada 
olii olarak yatdi. Arkadaslanma gelip, olanlan haber verdim. Ha- 
nefi mezhebi alimlerinden (Ravdat-iil-Ulema) kitabinin sahibi 
Hiiseyn Buhari Zendiivisti ve (Ziibdet-iil-Fiikaha) kitabinin sahi- 
bi de, bu vak'ayi bildirmislerdir. Hadis alimlerinden Mehamili 
(Emaliyyiil-isfehaniyye) kitabmda bildiriyor ki, Abdiil'aziz bin 
Abdullah dedi ki, bir arkadasla Samda idik. Yanmda zevcesi de 
vardi. Bunlarm oglunun sehid oldugunu daha onceden biliyor- 
dum. Yammiza bir siivari geldi. Arkadasim, bunu karsiladi. Zev- 
cesine donerek, bu bizim oglumuz dedi. Zevcesi, seytan senden 
uzak olsun. Sen aldamyorsun. Oglunun cokdan sehid oldugunu 
unutdun mu dedi. Adam, soyledigine pisman oldu. Fekat, siivari- 
ye yaklasdi. Dikkat ile bakarak, vallahi bu bizim oglumuz dedi. 
Kadm da, bakmak zorunda kaldi. Vallahi o diye bagirmaga bas- 
ladi. Babasi, oglum sen sehid olmusdun degil mi? dedi. Evet ba- 
bacigim. Fekat, Omer bin Abdiil'aziz simdi vefat etdi. Sehidler, 
onu ziyaret etmek icin Rabbimizden izn istedik. Ben aynca size 
selam vermek icin de izn istedim, dedi. Veda' edip yanlarmdan 
aynldi. Az zeman sonra, Omer bin Abdiil'azizin vefat etdigi isitil- 

-216- 



di. imam-i Siiyuti buyuruyor ki, bu haberler, saglamdir, dogrudur. 
Hadis alimleri, vesikalan ile birlikde bunlan yazmislardir. Bunu, 
imam-i Yafi'i "rahmetullahi aleyh" yazmisdir. Onun yazisim kuv- 
vetlendirmek icin, ben de bildirdim. Boyle vak'alar, imam-i Siiyu- 
tmin kitabmda cok yazilidir. Anlamak istiyenler oradan okuyabi- 
lirler. 

imam-i Yafi'i buyuruyor ki, mevtalan iyi veya kotii halde gor- 
mek, Cenab-i Hakkm ba'zi kullarma ihsan etdigi bir kesfdir, ke- 
rametdir. Dirilere miijde vermek, va'z olmak, yahud oliiler icin 
hayrh bir is yapilmasina, borclarmm odenmesine yaramasi icin- 
dir. Oliileri gormek daha cok rii'yada olmakdadir. Uyamk iken 
gorenler de vardir. Evliya icin, hal sahibleri icin kerametdir. Ki- 
tabimn baska bir yerinde diyor ki, Ehl-i siinnet mezhebinin alim- 
leri buyuruyor ki, oliilerin illiyyindeki veya Siccindeki ruhlari, 
arasira ya'ni Allahii teala dileyince, mezarlarmdaki cesedlerine 
red olunurlar. En cok Cum'a geceleri, boyle olur. Birbirleri ile 
bulusurlar, konusurlar. Cennetlik olanlar, ni'metlere kavusur. 
Azab gorecekler, azab olunurlar. Ruhlar, illiyyinde veya Siccmde 
iken, cesed olmaksrzm da, ni'metlenir ve azab cekerler. Kabrde 
ise, ruh ve cesed birlikde ni'metlenir. Yahud azablamr. ibn-iil- 
Kayyim-i Cevziyye (Kitab-iir-ruh)da diyorki, bu yazilardan anla- 
siliyor ki, ruhun hali, kuvvetli ve za'if ve biiyiik ve kiiciik oldugu- 
na gore degismekdedir. Biiyiik ruhlar icin olanlar, baska ruhlar 
icin olmaz. Diinyada da ruhlarm, kuvvetli, za'if, siir'atli oldukla- 
rma gore baska baska halleri oldugu bilinmekdedir. Bedenin esa- 
retinden ve baghhgindan ve tesarrufundan kurtulan ruhlarm kuv- 
vetleri, niifuzlan, himmetleri, siir'atleri ve Allahii tealaya ve mad- 
de alemine te'alluklan, bedene bagh olan ruhlar gibi elbet degil- 
dir. Ruhun kendisi yiiksekdir, temizdir, biiyiikdiir, yiiksek him- 
met sahibidir. Bedenden aynldikdan sonra, daha baska olur. Bas- 
ka seyler yapabilir. insanlarm oldukden sonra ruhlari, rii'yada 
goriiliip oyle seyler yapmislardir ki, diri iken, bedene bagh olduk- 
lan zeman bunlan yapdiklan goriilmemisdir. Bir kisi veya iki ki- 
si veya birkac kisinin, biiyiik bir orduyu maglub etmesi cok goriil- 
musdtir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" ve Ebu Bekr ve 
Omer "radiyallahii anhiima", cok def'a rii'yada gortilmtis ve ruh- 
lari, kafir ve zalim askerlerini dagitmis, kacirmisdir. Bu yazdikla- 
nmiz, (Nazi'at) suresinin besinci ayetinin tefsirinde, ba'zi miifes- 
sirlerin mesela Beydavinin (Evliyamn ruhu bedenden aynhnca, 
melekler alemine gider. Oradan Cennet bagcelerinde dolasir. Be- 
denine de baghhgi kahp, te'sir eder) demelerine uygun olmakda- 
dir. 

-217- 



[Hiiseyn bin Yahya Zendiivisti Buhari 400 [m. 1010] de vefat 
etdi. (Ravdat-iil-ulema) kitabi meshurdur. Ahmed Mehamilf sa- 
fi'i 415 [m. 1024] de Bagdadda, Omer bin Abdul'aziz 101 [m. 720] 
de, Afifuddin Abdullah Yafi'i safi'i 768 [m. 1367] de Mekkede, 
Kadi Abdullah Beydavi SMzi 685 [m. 1281] de Tebrizde vefat et- 
di.] 

Sekizinci kism: Dirilerin, mezardaki ni'metleri ve azablan an- 
lamasi ve bas gozii ile gormesi caiz oldugu, Allahii teala ve Resu- 
lii tarafmdan haber verilmisdir. Ehl-i stinnet ve cema'at alimleri, 
kabrde ni'met ve azab oldugunu, bunun hem ruha, hem de bede- 
ne birlikde olduguna inanmak lazim geldigini sozbirligi ile bildir- 
mislerdir. (Aka'id) kitablan, bunlari uzun uzun bildirmekdedir. 
Kabr azabina yalmz (Mu'tezile) ve (Handler) inanmiyorlar. Kabr 
azabimn dogru oldugu, hadis-i seriflerle ve Eshab-i kiramin "radi- 
yallahii teala aleyhim ecma'in" eserleri ile, Selef-i salihinin yazila- 
n ile bildirilmekdedir. Ba'zi cahillerin kabr azabina inanmamalan, 
bu vesikalardan haberleri olmadigi icindir. Onlann imanini kuv- 
vetlendirmek icin, vesikalardan bir kacim bildirmek uygun goriil- 
du. 

Peygamberlerin kabrde bilmedigimiz bir hayat ile diri olduk- 
lanni, nemaz kildiklanm yukanda bildirmisdik. Peygamberlerin, 
vefatlarmdan sonra, hac etdikleri, Buharide ve Miislimde bildiril- 
mekdedir. Peygamber olmiyanlara gelince, Ebu Nu'aym bildiri- 
yor ki, Sabit-iil-Benam diyor ki, Hamid-i Tavile sordum: Mezar- 
da yalmz Peygamberler mi nemaz kilar? Hayir baskalan da kila- 
bilir dedi. Sabit, ya Rabbi! Bir kimsenin mezarda nemaz kilmasi- 
na izn veriyor isen, Sabitin de kabrde nemaz kilmasim nasib eyle 
dedi. Ebu Nu'aym, yine bildiriyor ki, Seyban bin Cisr dedi ki, ken- 
dinden baska ilah bulunmiyan Allahii tealaya yemin ederim ki, 
Sabit-i Benaniyi mezara koydum. Hamid-i Tavil de yammda idi. 
Uzerine toprak ortdiik. Toprak bir yerinden cokdu. Kabre bak- 
dim, nemaz kildigmi gordiim. ibni Cerir (Tehzfb-iil-Asar) kita- 
bmda ve Ebu Nu'aym, Ibrahim bin Samitden haber veriyorlar ki, 
seher vaktlerinde kabristandan gecenler, Sabit-i Benanmin kab- 
rinden Kur'an-i kerim sesi duyduklanm soylerlerdi. ibniil Cevzi 
(Safvet-iis-Safve) kitabmda da bunu bildirmekdedir. Tirmiizi ve 
Hakim ve Beyheki, Abdullah ibni Abbasdan haber verdiler ki, 
Eshab-i kiramdan birkaci, bir yere cadir kurmuslardi. Burada bir 
kabr bulundugunu bilmiyorlardi. Cadirda, (Miilk) suresinin 
okundugu isitildi. Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" bunu 
haber verdiklerinde, (Bu sure-i §erife insani kabr azabindan ko- 

-218- 



rur) buyurdu. ibniil-Kayyim-i Cevziyyenin (Kitab-ur-ruh) kita- 
bmda diyor ki, meyyitin kabrde okudugunu bu hadis-i serif isbat 
etmekdedir. Ciinki, Abdullah ibni Omer de bir yere cadir kur- 
musdu. Cadirda Kur'an-i kerim sesi isitdi. Resulullaha "sallallahii 
aleyhi ve sellem" haber verdi. Bu sozii tasdik buyurdu. Hadis 
alimlerinden Abdurrahman ibni Receb (Ehval-iil-Kubur) kita- 
bmda diyor ki, Allahii teala diledigi kuluna kabrde salih isler yap- 
magi ihsan eder. insan oltince amel, ibadet yapmak vazifesi biter. 
Kabrdeki ibadete sevab verilmez. Fekat, Allahii tealamn ismini 
soylemekle ve ibadet etmekle zevklenir. Melekler ve Cennetde 
olanlar da boyledirler. ibadet yapmakdan lezzet duyarlar. Ciinki 
zikr ve ibadet, ruhu temiz olanlar icin, en tath seydir. Ruhu hasta 
olanlar, bunun tadini duyamaz. ibnul Kayyim-i Cevziyye (Kitab- 
ur-ruh)da ve ibni Teymiyye ve daha bircok alimler ve imam-i Sii- 
yuti (Serh-us-Sudur) kitabinda bunu bildirmekdedirler. Ebiil-Ha- 
sen bin Bera' (Ravda) kitabinda bildiriyor ki, mezarci Ibrahim, 
(Bir mezar kazmisdim. Mezardan ve kerpic parcalarmdan misk 
kokusu duydum. Kabre bakdim. Bir ihtiyar oturmus Kur'an-i ke- 
rim okuyordu) dedi. Muhammed bin ishak ibni Mende, Asim-i 
Sekatiden haber veriyor ki, Belh sehrinde bir kabr kazdik. Yanm- 
daki kabrin ici gorundii. iceride yesil kefenli bir ihtiyar, elinde 
Kur'an-i kerim okuyordu. Bu kitabda, bunun gibi cok seyler ya- 
zihdir. Hadis alimlerinden Ebu Muhammed Halal (Keramat-iil- 
Evliya) kitabinda, Ebu Yusiif Gasuliden haber veriyor: Samda 
Ibrahim bin Edhem hazretlerinin yanina gitdim. Bugun, sasila- 
cak birsey gordtim dedi. O nedir dedim. Karsidaki kabristanda 
bir kabr yamnda idim. Kabr yanldi. Yesil kefenli bir ihtiyar go- 
rundii. Ya Ibrahim! Allahii teala beni, senin icin diriltdi. Diledi- 
gini benden sor dedi. Allahii teala seni nasil karsiladi dedim. Et- 
rafimi kotti amellerim sarmisdi. Seni iic sey icin afv etdim buyur- 
du: Benim sevdiklerimi severdin, diinyada hie icki icmezdin, ak- 
sakahnla huzuruma geldin. Boyle huzuruma gelen mii'minlere 
azab yapmakdan utaninm buyurdu. ihtiyar, bundan sonra kabr- 
de gayb oldu. ibniil Cevzi (Safvet-iis-Safve) kitabinda Mu'azeyi 
anlatirken bildiriyor: Ummiil Esved dedi ki, Mu'aze benim siit 
anam idi. Birgun dedi ki, Ebiis-sahba ve oglum sehid olunca, 
diinya goziime zindan oldu. Hicbir seyden tad alamaz oldum. 
Yalniz sunun icin yasamak istiyorum ki, cenab-i Hakkin nzasina 
kavusduracak birsey yapabilsem de, Ebiis-sahba ile ve oglum ile 
Cennetde bulusabileyim. Muhammed bin Hiiseyn bildiriyor: 
Mu'aze vefat ederken agladi. Sonra gtildii. Sebebini sorduk. Ne- 
mazdan, orucdan ve Kur'an-i kerim okumakdan ve Allahii te- 

-219- 



alayi zikr etmekden aynliyorum diye uziilmusdiim. Sonra Ebiis- 
sahbayi gordiim. iki parca yesil elbise giymis. Diinyada boyle gor- 
memisdim. Bunun icin de giildiim dedi. Mu'aze, hazret-i Aiseyi 
"radryallahii anha" gormiisdii. Ondan hadfs-i serif haber vermis- 
di. Hasen-i Basri ve Ebu Kilabe ve Yezid Rekasi gibi biiyiik alim- 
ler, Mu'azeden hadis rivayet etmislerdir. 

[Ziibde miiellifi ibrahim Misri 957 de, Muhammed ibni Cerir 
Taberi 310 [m. 923] da, Ebiilferec Abdurrahman ibnul-Cevzf han- 
beli 597 [m. 1200] de, ibni ishak Muhammed 151 [m. 768] de Bag- 
dadda, ibni Mende Muhammed 395 [m. 1005] de, Ebu Muham- 
med Abdullah Halal maliki 616 [m. 1219] da Misrda, ibni Receb 
hanbeli 795 de vefat etmisdir "rahmetullahi teala aleyhim ec- 
ma'in"]. 

Kabr azabmi gorenler de vardir. Mu'min suresinin kirkaltmci 
ayet-i kerimesinde mealen, (Fir'avna ve adamlarina her sabah ve 
aksam gidecekleri Cehennem ate$i gosterilir) buyuruldu. (Buhari) 
ve (Muslim) deki hadis-i serif de, (Eger, gizli tutabilseydiniz, kabr 
azabim, benim isitdigim gibi, size de isitdirmesi icin, diia ederdim) 
buyuruldu. Kabr azabi ruha ve cesede birlikde olmakdadir. Ciinki, 
ktifrii ve giinahlan ikisi birlikde yapmakdadir. Yalmz, ruha azab 
yapilmasi, hikmete ve ilahi adalete uygun degildir. Alimler buyu- 
ruyor ki, beden kabrde ciiruyiip yok olmakda goruluyor ise de, Al- 
lahii tealamn ilminde vardir. Eshab-i kiramdan bircogu, oliilerin 
ruhlarma bedenleri ile birlikde azab yapildigim gormiis ve haber 
vermislerdir. ibn-i Kayyim-i Cevziyye (Kitab-iir-ruh)da ve imam-i 
Siiyuti (Serh-us-Sudur)da ve Abdurrahman ibni Receb hanbeli 
(Ehval-iil-kubur)da bildiriyorlar ki, bir kimse, Resulullahm yamn- 
da (Toprakdan birinin cikdigim gordiim. Bir adam buna sopa ile 
vurarak yerde garb oldugunu, boylece topraga girip cikdigim gor- 
diim) dedi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" bunu isitince, 
(O gordiigiin Ebu Cehldir. Kiyamete kadar boyle azab ceker) bu- 
yurdu. Bu ve bunun gibi haberler, Peygamberler ve Evliya gibi, 
herkesin de kabrdekileri gorebilecegini bildirmekdedirler. Evliya- 
nm gormesi, hie inkar edilemez. Allahii tealamn kudreti ile gor- 
mekdedirler. 

Buraya kadar yazdiklanmiz, mevtalann mezarda, kabr hayati 
denilen bilmedigimiz bir hayat ile diri olduklanm gostermekde- 
dir. islam alimlerinin hepsi diyor ki, olmek, yok olmak degildir. 
Bir evden bir eve goc etmek demekdir. Peygamberler "aleyhi- 
miissalevatii vetteslimat" ve Veliler "rahime-hiimullahii teala" 
de, islamiyyeti yaymak icin cahsmislardir. Hepsi sehidlik derece- 

-220- 



sine kavusmuslardir. Sehidlerin diri olduklan, Kur'an-i kerfmde 
acikca bildirilmekdedir. Boyle olunca, onlardan tesebbiib ve te- 
seffu' ve tevessiil etmek sasilacak bir sey midir? (Tesebbiib) de- 
mek, onlan sebeb yapmak, ya'ni Allahii teala katinda yardim et- 
melerini dilemekdir. (Tevessiil) demek, bizim icin diia etmeleri- 
ni dilemekdir. Ciinki onlar, Allahii tealamn diinyada da, ahiret- 
de de sevgili kullandir. Onlarm istediklerine kavusacaklanni, her 
dilediklerinin verilecegini, Kur'an-i kerim bildirmekdedir. Boyle 
olan meyyitlerden, dirilerden beklenen seyleri bekliyen bir kim- 
se kotiilenebilir mi? Bunlardan beklenen seyleri, Allahii tealamn 
yaratacagma, Allahdan baska yaratici bulunmadigma inanan bir 
kimsenin, mezardaki Peygamberleri, Velileri sebeb kilmasi, vesi- 
le yapmasi, hie inkar olunabilir mi? Bunlan, onlar ciiriidu, toprak 
oldu, yok oldu zan edenler inkar eder. Islamiyyeti bilmiyenler ve 
onlarm buyuklugunii, yiiksekligini anhyamiyanlar inanmaz. Pey- 
gamberlerin ve Evliyamn yiiksekliklerini ve iistunliiklerini anla- 
miyan kimseler, din cahilleridir. islamiyyeti anlamamislardir. 
Onlarm cahil dedikleri miislimanlar, kendilerinden daha bilgili 
ve daha anlayishdirlar. Evliyamn ve Peygamberlerin "aleyhimus- 
salevatii vetteslimat" mezarlarma gidip, onlarm vasitasi ile, onla- 
n sebeb kilarak, Allahii tealadan birsey istemenin ve kryamet gii- 
nii bize sefa'at etmeleri icin, kendilerine yalvarmamn caiz oldu- 
gu, hadis-i seriflerde bildirilmisdir ve islam alimleri sozbirligi ile 
haber vermislerdir. insanlann en ustunii olan Muhammed aley- 
hisselamm hadis-i seriflerine ve Onun yolunda giden secilmisle- 
rin, sevilmislerin kitablanna inanmak ni'metini bize ihsan eden 
Allahii tealaya hamd ve siikrler olsun! Bu biiyiik ni'meti Rabbi- 
miz bize ihsan etmeseydi, kendimiz anhyamaz, bulamaz, helak 
olurduk. 

Peygamberlerin ve Evliyamn vasitasi ile ya'ni onlan sebeb ya- 
parak, vesile ederek, Allahii tealamn yaratmasim istemek caiz ol- 
dugunu gosteren ayet-i kerimeleri bildirelim: Maide suresinin 
otuzbesinci ayetinde mealen, (Ey hiian edenler! Allahii tealadan 
korkunuz! Ona yaklasmak icin vesile arayiniz) ve isra suresinin el- 
liyedinci ayetinde mealen, (Ol kimseler ki, diia ve ibadet ederler, 
Rablerine yaklasmak icin, vesile ve sebeb ararlar. Sebeblerin Al- 
lahii tealaya en cok yaklasdiramm isterler) buyuruldu. Bu ayet-i 
kerimelerde Allahii teala, sebebe, vesileye yapismagi emr etmek- 
dedir. Vesilenin kendisine en cok yaklasdinci bir sey oldugunu bil- 
dirmekdedir. Vesilenin belli bir sey oldugu bildirilmedi. Bunun 
icin, Allahii tealamn nzasma kavusduran hersey, ya'ni Haricilerin 
dedikleri gibi yalmz diialan degil, sefa'atleri ve Allahii teala indin- 

-221- 



de mertebeleri ve kiymetleri ve kendileri hep vesiledirler. [(Veh- 
habi) kitabimn doksanyedinci sahifesinde de bu ayet-i kerfmeler- 
den ikincisi yazih olup, Katadenin (Allahii tealaya, razi oldugu iba- 
detleri yaparak yaklasimz) dedigini bildiriyor. Vesile, Peygamber- 
lerin ve onlarm yolunda olanlarm gitdikleri yoldur. Onlarin yolu 
vesiledir, kendileri vesile degildir diyor.] Ehl-i sunnet alimleri ise, 
Peygamberlerin ve onlara tabi' olanlarm gitdikleri yol, ya'ni iman 
ve ibadet ve ihlas, vesile oldugu gibi, o buyiiklerin sefa'atleri, ma- 
kamlan, kerametleri, diialan ve kendileri de vesiledir dedi. Kendi- 
leri vesile olamaz diyenler, Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere ve 
Peygamberlere ve Evliyaya iftira ediyorlar. Peygamberlerin ve Ev- 
liyanm kendilerinin vesile edilmesi, Kur'an-i kerimde ve hadis-i se- 
riflerde acikca bildirilmekdedir. 

Enfal suresinin otuzuciincii ayetinde mealen, (Sen aralannda 
bulundukca, o kafirlere azab etmem) buyuruldu. Tefsir kitabla- 
rmda ve Buharide bildirildigi gibi, kafirler Peygamberimiz ile 
alay ediyorlardi. Rabbine soyle de, bize cabuk azab gondersin di- 
yorlardi. Bu sozleri iizerine, yukandaki ayet-i kerime nazil oldu. 
Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" mubarek cesed-i serifi- 
nin kafirler arasmda bulunmasi, onlara azab gelmesini onlemek- 
dedir buyuruldu. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Pey- 
gamberlik makami ile, yahud diia ederek, yahud sefa'at ederek, 
azab gelmesini onliiyordu denilemez. Ciinki, kafirlere diia ve se- 
fa'at edilmedigi gibi, inanmadiklan Peygamberligin onlara faide- 
si olamaz. 

Enfal suresinin otuzticiincu ayetinin devammda mealen, (On- 
lar istigfar etdikleri icin Allahii teala onlara azab yapmaz) buyu- 
ruldu. Selef-i salihmden bircogu bu ayet-i kerime icin, onlardan, 
istigfar edecek olan cocuklar diinyaya gelecegi icin, onlara azab 
etmem demekdir dedi. Allahii teala, kafirlerden mu'minler diin- 
yaya getirmegi ezelde takdir buyurdugu icin, o kafirlere azab et- 
mem buyurdu. Boyle soyliyen alimlere gore, kafirlerin kamnda 
bulunan, mii'minlerin zerreleri, azabi onlemege sebeb olmakda- 
dir. 

Bekara suresinin ikiyuzellibirinci ayetinde ve Hac suresi kir- 
kmci ayetinde mealen, (Allahii teala insanlan birbirine kar§i ser- 
best biraksaydi, yeryiizii altiist olurdu) buyuruldu. Tefsir alimle- 
rinden birkaci, bu ayet-i kerimeye, Allahii teala, mii'minleri yarat- 
mayip yalmz kafirleri yaratsaydi, yeryiizii karmakansik olurdu. 
Mii'minlerin viicudlan, yeryiiziintin kansmasim onlemekdedir de- 
di. Se'adet, insamn kendisindedir. isleri ile hasil olmaz. Bunun i- 

-222- 



tin hadis-i serifde, (insan, diinyaya gelmeden once Sa'iddir, iyidir. 
Yahud sakidir, kotiidiir) buyuruldu. insana sa'id olmasmda, iyi is- 
lerinin te'sfri bulunmasi, goriiniisdedir. Hakikatde boyle degildir. 
Bunun icindir ki, hadis-i serifde, (Bir kimsc, Cehenneme gotiiriicii 
kotii islcri yapar. Cehenneme yaklasir. Umm-iil kitabda, ya'ni ilm-i 
ilahide sa'id ise, son giinlerinde Cennete gotiiriicii bir is yaparak 
Cennete gider) buyuruldu. Amel, insam Cennete gotiirmez. Cen- 
nete gitmege sebeb olur. Bunun icindir ki, hadis-i serifde, (Hie 
kimse iyilikleri ile, ibadetleri ile Cennete girmez) buyuruldu. Senin 
icin de boyle midir? Ya Resulallah! dediklerinde, (Benim icin de 
boyledir. Ancak Allahii tealamn merhameti ile, ihsani ile kurtulu- 
rum) buyurdu. iyi isler, ibadetler yapan, elbet Cennete gider deni- 
lemez. Ezelde sa'id yazilmis olan elbet Cennete gider denilir. 
Se'adet ve sekavet, insanlarm islerine degil, kendisine goredir. Al- 
lahii tealamn, Muhammed aleyhisselami, insanlar arasmdan sec- 
mesi ve Onu buttin Peygamberlerinden iistiin yapmasi, mubarek 
zati icindir, kendisi icindir. Bunu her mii'min bilmekdedir. Resul- 
lerin, Nebilerin, Velilerin iistiinlukleri de, hep boyledir. Mevki', 
mertebe ve her yiikseklik zata tabi'dir. Zat, mevki'e tabi' degildir. 
[Mesela, insan pasa oldugu icin kiymetlidir, denilmez. Krymetli ol- 
dugu icin, pasa olmusdur denir.] Vehhabilerin, madde, cism ve zat, 
sebeb olamaz sozlerinin yanhs oldugu anlasildi. Ayet-i kerimeler 
ve hadis-i serifler ve Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" 
siinnet-i seniyyesi, onlarm yanhs ve bozuk yolda oldugunu goster- 
mekdedir. 

Hadis-i serifde, (Topragimizin ve biriniizin tiikriigiiniin bereke- 
ti ile ve Rabbimizin izni ile hastamiz sifa bulur) buyuruldu. Bir 
kimse temiz topragi, temiz tukriigii ile kansdirip, hastaya ilac ya- 
parsa, Allahii teala sifa ihsan eder. Toprak ve tiikriik ve eczaemm 
te'siri belli olan ilaclan, hep maddedir, cismdir, ya'ni zatdirlar. 
Bunlann mevki'i, riitbesi ve sefa'ati diisiiniilemez. imam-i Muslim 
Safi'inin "rahmetullahi aleyh" (Sahih-i Muslim) kitabindaki hadis-i 
sahihde buyuruldu ki, (Zemzem suyu, icenin niyyetine gore faide 
verir). Zemzem suyu, diinya ve ahiretin herhangi bir faidesi icin 
niyyet ederek icilirse, istenilen faide hasil olur. Boyle oldugu cok 
goriilmiisdiir. Zemzem suyu, zatdir, maddedir. Sifa, faide vermek 
icin, riitbesi ile te'sir etmesi, yahud diia ve sefa'at etmesi diisiinii- 
lemez. 

Sahih olan hadis-i serifde ve biitiin fikh alimlerinin sozbirligi ile 
bildirdikleri gibi, Ka'be kapisi ile (Hacer-iil-esved) tasinm arasin- 
daki tavaf yerine (Miiltezem) denir. Bir kimse, burada karmm 
Ka'be divarma degdirip, (Miiltezem)i vesile ederek, Allahii teala- 

-223- 



ya yalvanrsa, Allahii teala onu zarardan, kusurdan korur. Boyle 
oldugu cok tecribe edilmisdir. Herkesin bildigi gibi, Mtiltezem, 
Ka'be divarmda birkac tasdir. Bu taslar zatdir. Ya'ni maddedir. 
Allahii teala, her maddeye belli hassalar, ozellikler verdigi gibi, bu 
taslara da, hayra, faideye vesile olmak hassasmi vermisdir. [Aspiri- 
ne agn kesmek, kinine sitma plasmodyumlanm oldiirmek, ispirto- 
lu suya akh gidermek hassalanm verdigi gibi, bu taslara, baska tas- 
lardan fazla olarak, diialarm kabul olmasina sebeb olmak hassasi- 
ni vermisdir.] 

Ka'benin kuzey tarafmda bulunan su olugunun altmdaki tavaf 
yerine ve Mescid-i Haram icindeki, Ka'be kapisi karsismda bulu- 
nan (Makam-i Ibrahim) denilen yere ve (Hacer-iil esved) denilen 
Ka'be kosesindeki tasi opmege ve elini yiiziinu siirmege de, boyle 
faideli hassalar verilmisdir. Bunlara tevessiil edenlerin, ya'ni bun- 
lan vasita kilarak diia edenlerin, diialan kabul olmak hassasmi, 
kiymetini, Allahii teala bu maddelere vermisdir. Bu maddelerin, 
diialarm kabul olmasina vesile olduklan biliniyor ve goriiliiyor ve 
inamhyor da, Resulullahi ve Onun yolunda olan, Allahii tealamn 
sevgili kullanm vesile ederek yapilan diialar hie kabul olmaz mi? 
Eger bir kimse, yerdeki topragm ve ba'zi kimselerin tiikriigunun 
ve Zemzem suyunun ve Miiltezemdeki taslarm ve Ibrahim aleyhis- 
selamin mubarek ayaklarmm izi bulunan Makam-i ibrahimin ve 
Hacer-iil-esved tasmm, ya'ni bu maddelerin hepsinin faideli seyler 
icin vesile, sebeb olmalan, Peygamberlerin ve Evliyamn mezarla- 
nmn da, vesile olacagim gostermez derse, bu kimsenin din cahili 
oldugunu, Allahdan ve Resulullahdan ve miislimanlardan utanma- 
digim gosterir. Ciinki, Eshab-i kiram "aleyhimiirndvan", Resulul- 
lahm "sallallahti aleyhi ve sellem" zat-i serifini cok yiiksek bilirler, 
pek saygi gosterirlerdi. 

Urve-tebni Mes'ud-issekafinin (Buhari)de ve baska kitablarda 
bildirilen sozleri meshurdur. Urve diyor ki, (Hudeybiye) sulhu 
icin, mtisriklerin elcisi olarak, Resulullahin yanma gelmisdim. 
Isim bitdikden sonra Mekkeye, Kureys biiyiiklerinin yanma don- 
diim. Onlara dedim ki, biliyorsunuz. Acem sahi olan Kisralara ve 
Bizans kirah olan Kayserlere ve Habes padisahi olan Necasilere 
cok gitdim, geldim. Bunlara yapilan hurmetin, Muhammed aley- 
hisselamin Eshabimn, Muhammed aleyhisselama yapdiklan hur- 
met kadar cok oldugunu gormedim. Muhammed aleyhisselamm 
tiikriigiiniin yere dtisdiigiinii gormedim. Eshabi avuclan ile kapi- 
sip yiizlerine, gozlerine siiriiyorlardi. Abdest almis oldugu suyu da 
kapisip, bereket icin sakhyorlardi. Tras olunca, bir kill yere diis- 
meden once Eshabi kapisiyorlardi. En kiymetli cevher gibi sakh- 

-224- 



yorlardi. Saygilanndan, edeblerinden, yiiziine bakamiyorlardi de- 
di. Eshab-i kiramin "radiyallahii teala anhiim ecma'm" Resululla- 
hm "sallallahii aleyhi ve sellem" zatmdan aynlan en ufak zerrele- 
re, hatta baskalan icin pis, cirkin sayilan seylerine bile nasil kiymet 
verdikleri bu haberden anlasilmakdadir. Bu saygi ve edebler mu- 
barek tiikrugiiniin ve mubarek uzvlarma degmis olan abdest sula- 
nnm, onlara diia etmeleri veya sefa'at etmeleri, yahud riitbe ve 
kiymetleri oldugu icindir denilebilir mi? Bunlar, maddedir. Fekat, 
en serefli bir zatdan, maddeden aynldiklan icin, kiymetli olmuslar- 
dir. Vehhabiler ve onlarm yolunda olanlar, hakiki din adamiyiz, 
tevhid ehliyiz diyerek oviindiikleri halde, Resulullahi "sallallahii 
aleyhi ve sellem" Lat putu ile bir tutuyorlar. Resulullahm "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" ve Onun Eshabinm "radiyallahii anhiim ec- 
ma'in" yapdiklanni ve emr etdiklerini puta tapmaga benzetiyorlar. 
Onlar gibi soylemekden, onlar gibi diisiinmekden ve onlar gibi 
inanmakdan Allahii tealaya sigimrrz. 

Peygamberleri "aleyhimiissalevatii vetteslimat" ve Onlarm yo- 
lunda olan secilmis, sevilmis Velileri vasita kilarak Allahii tealadan 
dilekde bulunmamn caiz oldugunu gosteren hadis-i serifler o kadar 
cokdur ki, bunlara kotii diismanlarimrz hie cevab veremiyor. Sasi- 
np kahyorlar: Buhari ve Muslim kitablarmda yazih oldugu iizere, 
Esma bint-i Ebi Bekr "radiyallahii teala anha ve Ebiha" yamnda- 
kilere Peygamberimizin yesil bir ciibbesini gosterdi. Yakasi ipek- 
den idi. (Bu palto, hazret-i Aisenin yamnda idi. O vefat edince, ben 
aldim. Bu ciibbeyi hastalanmiza giydirerek, tedavi etmekdeyiz. 
Hastalarimrz bununla iyi oluyorlar) dedi. Goriiliiyor ki, Allahii te- 
alamn sevgili Peygamberi "sallallahii teala aleyhi ve Alihi ve sel- 
lem" ve biitiin iistiinliiklerin sahibi giymis oldugu icin, Eshab-i ki- 
ram "aleyhimiirndvan" bu ciibbeyi sifa bulmak icin vesile etmek- 
dedirler. 

Muhammed Humeydi Ezdi maliki Enduliismin' 11 iki sahih ki- 
tabdan tophyarak hazirladigi kitabmda, Abdullah bin Mevhib di- 
yor ki, zevcem beni, Umm-i Seleme validemize gonderdi. Elime 
icinde su bulunan bir kadeh verdi. Umm-i Seleme hazretleri, gii- 
miisden bir kutu getirdi. icinde Resulullahm "sallallahii aleyhi ve 
sellem" sakal-i serifi vardi. Sakal-i serifi, elimdeki suya sokup ka- 
sik gibi calkaladi ve cikardi. Nazar degmis olanlar ve baska derdi 
olanlar, su getirip, hep boyle yaparlar, bu suyu icerek sifa bulurlar- 
di. Gtimiis kutuya bakdim, birkac dane kirmizi kil gordiim dedi. 



[1] Humeydi 488 [m. 1095] de Bagdadda vefat etdi. 

- 225 - Kiyamet ve Ahiret - F:15 



Humeydinin, Buhariden ve Miislimin sahihinden topladigi ki- 
tabinda, Sehl bin Sa'd diyor ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" mubarek gomlegini bana hediyye etmis idi. Annem, benden 
almak istedi. Bunu kefen yapmak icin, sakhyacagim dedim. Resu- 
lullah efendimizin mubarek gomlegi ile bereketlenmek istedim, 
dedi. Goriiluyor ki, Eshab-i kiram, Resulullahm "sallallahii aleyhi 
ve sellem" mubarek gomlegini, azabdan kurtulmak icin vesile ve 
sebeb yapiyorlardi. 

Buhari ve Miislimde Umm-i Selimden haber veriliyor: Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem" yammda uyuyordu. Mubarek yii- 
zii inci gibi terlemisdi. Terlerini ahp bir yere koyarken uyandi. (Ya 
Umm-i Selim! Ne yapiyorsun?) buyurdu. Ya Resulallah! Mubarek 
terin ile cocuklarimizm bereketlenmesini istiyorum dedim. (iyi ya- 
piyorsun) buyurdu. Ibni Melek (Mesabfh) kitabimn serhinde diyor 
ki, bu hadfs-i serif gosteriyor ki, tesavvuf biiyuklerinin ve alimlerin 
ve salihlerin kullandiklan seylerle de, Allahii tealamn nzasim ka- 
zanmak caizdir. 

imam-i Muslim "rahime-hullahii teala" Sahihinde diyor ki, Re- 
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" sabah nemazim kilmca, Me- 
dine halki, icinde su bulunan kablarla huziiruna gelirlerdi. Her ka- 
ba mubarek ellerini sokardi. ibn-iil Cevzi (Beyan-iil miiskil-il Ha- 
dis) kitabinda diyor ki, Medine ehalisi boylece, Resulullah "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" ile bereketlenirler idi. Bir alime gelip de 
boyle bereketlenmek istiyenleri, alimin bos cevirmemesi iyi olur. 
Ibni Cevzinin bu sozii ve imam-i Nevevinin (Sahfh-i Muslim) ser- 
hindeki yazilan ve Kadi iyadm (Muslim serhi) ve Hanefi alimlerin- 
den Abdiillatif ibni Melekin "rahmetullahi aleyhim ecma'in' 11 yazi- 
lanndan anlasihyor ki, boyle bereketlenmek, faidelenmek, Harici- 
lerin zan etdikleri gibi, yalmz Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" mahsus degildir. [Haricilerin bu alimlerin kitablarmdan ha- 
berleri olmadigi yahud bile bile inad etdikleri anlasilmakdadir. Bu 
ise, kotii niyyetli, ard dusiinceli olmak demekdir.] 

Buhari kitabinda, ibni Sirinden haber veriyor: ibni Sirin diyor 
ki, Resulullah efendimizin sakal-i serifinden bir parca elime gecdi. 
Bunu Ubeydeye soyledim. Bende bir sakal-i serif bulunmasim, 
diinyada olan herseyden daha cok severim dedi. 

Buhari-i serifde diyor ki, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" cok zeman hizmetinde bulunmakla sereflenmis olan Enes 



[1] Ibni Melek 801 [m. 1399] da Tirede vefat etdi. 

-226- 



bin Malik, kendisi ile beraber bir sakal-i serifin defn olunmasim 
vasiyyet etdi. Kabrde, Allahii tealanm huzuruna sakal-i serif ile 
birlikde cikmak istedi. Kadi iyad (Sifa) kitabinda diyor ki, Resti- 
lullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" faziletlerinden ve kerametle- 
rinden ve bereketlerinden birisi de sudur ki, Halid bin Velid "radi- 
yallahii anh", basmda sangi arasmda bir sakal-i serif tasirdi. Bunu 
tasidigi her muharebede zafer kazamrdi. Halid, mubarek bir kill 
sebebi ile muradma kavusuyor da, Resulullahm "sallallahii aleyhi 
ve sellem" mubarek zat-i serifini vesile ederek Allahii tealadan di- 
lekde bulunanlar kavusmaz olur mu? Biiyiik islam alimi, Resulul- 
lahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" asiki olan Imam-i Muham- 
med Busayri sazili "rahmetullahi aleyh" 1 ' 1 (Kaside-i biirde)de bu 
inceligi cok giizel anlatmakdadir. 

Buhari ve Muslim sahihlerinde diyor ki, Abdullah ibni Abbasm 
haber verdigi hadis-i serifde, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" iki kabrin yamna geldi. ikisinin de azabda oldugunu anladi. 
Bir hurma dah istedi. ikiye ayirip, kabrler iizerine dikdi. (Bunlar 
yesil kaldikca, azablari hafifler) buyurdu. Bir kabrde azabm hafif- 
lemesi icin, iizerine yesil hurma dah konulmasi, hadis-i serifde bil- 
dirilmisdir. Allahii teala, yesil otlarm bereketi ile kabrdeki azabi 
hafifletmekdedir. Yesil ot, bir zatdir, bir maddedir. Bunu dikmek- 
le azabm azalmasi, Resiilullaha mahsus degildir. Yesil hurma dah- 
nm her zeman kabr iizerine dikilmesini, islam alimleri, sozbirligi 
ile bildirmekdedir. islam mezarhklarma servi agaclan dikilmesi 
bundan ileri gelmekdedir. Hurma dah gibi bir madde, azabm azal- 
masina sebeb oluyor da, varhklarm, maddelerin en kiymetlisi ola- 
m sebeb ve vesile etmek caiz olmaz mi? Akh olan, dogru diisiine- 
bilen kimse, buna olmaz diyebilir mi? 

Maddeyi, zati, Allahii tealanm nzasim kazanmaga vesile etmek 
caizdir. Ebu Siifyamn zevcesi olan Hind, (Uhud) gazvesinde haz- 
ret-i Hamzamn "radiyallahii anhiima" karacigerinden bir parcasi- 
m, agzma alarak, cignemisdi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem", (Hamza, ind-i ilahfde cok kiymetlidir. Onun bedeninden 
hicbir parcasim Cehennemde yakmaz) buyurdu. [Hindin imana 
geldigi, Cehenneme gitmiyecegi buradan da anlasihyor.] Malik 
bin Sinan "radiyallahii anh", Resulullahm mubarek kanini icdigi 
zeman, (Cehennem ate$i seni yakmaz!) buyuruldu. Bunun gibi, 
Abdullah bin Ziibeyr "radiyallahii anh", mubarek hacamat kanm- 
dan icince, (insanlardan sana cok sevler olur. Senden de insanlara 



[1] Busayri 695 [m. 1295] de Misrda vefat etdi. 

-227- 



cok seyler olur) buyurdu. Icdigi icin danlmadi. Mubarek artigmi 
icen kadma da, (Kann agnsi hie cekmezsin) buyurdu. Bu hadis-i 
serif sahihdir. Kadmm ismi (Bereke)dir. Bunu bircok alimler, 
mesela Kadi Iyad, (Sifa) kitabmda ve Kastalam (Mevahib-iil-le- 
diinniyye) kitabmda yazmislardir. Ey miislimanlar! Resulullahm 
"sallallahii aleyhi ve sellem" mubarek bedeninden aynlan kan ve 
benzeri seyler, bunlan icenlerin Cehennem atesinden kurtulma- 
sma sebeb ve vesile oluyor ve agnlan onliiyor da, mubarek vii- 
cudlannm, zatmm, bu iyiliklere vesile ve sebeb olmasma nicin 
inamlmasin? Mubarek zati, Allahii tealamn nurundan idi. Golge- 
si yere diismezdi. Boyle oldugunu, Cabir ve baskalan "radiyalla- 
hii teala anhiim" bildirdiler. Allahii tealamn sevgilisi ve Peygam- 
berlerin en ustiinii icin, vesile edilmez, Allahii tealamn yaratma- 
sma sebeb olmaz diyen bir kimse, o yiice Peygamberin iimmetin- 
den midir, yoksa diismanlarmdan midir? Kafirlere bile rahmet ol- 
dugu, ayet-i kerimelerde bildirilmisdir. Miislimanlar icin ve Ona 
asik olan (Ehl-i siinnet vel-cema'at) icin, rahmete, vesile ve sebeb 
olmaz mi? 

(Vesfle arayiniz!) ayet-i kerimesinin emr etdigi vesile, hem iba- 
detlerdir, hem diialardir, hem de mubarek krymetli zatlarm kendi- 
leridir. Yukanda bildirdigimiz hadis-i serifler ve olaylar bunu acik- 
ca gostermekdedir. 

Mahluklardan herseyi, hatta insamn yapamiyacagi, fekat kera- 
met olarak Allahii tealamn Evliyasma ihsan etdigi seyleri istemek 
caiz oldugunu gosteren cesidli ayet-i kerimeler vardir. Bunlardan 
biri (Neml) suresindeki ayet-i kerimedir. Bu ayet-i kerime, Siiley- 
man aleyhisselamin mealen, (Ey cema'atim! Onu kiirsisi ile hangi- 
niz getirirsiniz?) dedigini bildirmekdedir. Cema'atin icinde, cin ve 
insanlar ve seytanlar da vardi. Cinnin kotii kismlarmdan, tfrit, sen 
yerinden kalkmadan onu getiririm, dedi. Siileyman aleyhisselam 
bundan daha cabuk gelmesini istiyorum dedi. Siileyman aleyhisse- 
lamin katibi olan Asaf bin Berhiya, ben daha cabuk getiririm, de- 
di. Belkisin kiirsisi Yemende idi. Siileyman aleyhisselam, Samda 
idi. Arada, [insan yiiruyiisii ile], tic ayhk yol vardi. Oradan Sama 
yer altmdan hemen getirdi. Bu kiirsi, altm ve kiymetli taslarla siis- 
lii bir kanepe idi. Bu bir keramet idi. Allahii teala, Velileri icin, 
sevdigi iyi kullan icin, adetinin, kanunlarmm dismda olarak kera- 
met vermekdedir. Allahii teala, salih kulu olan bir Velisine verdi- 
gi kerameti, Kur'an-i kerimde, overek bildiriyor. Bu kerameti iste- 
digi icin, Siileyman aleyhisselama danlmiyor. Ben sana sah dama- 
nndan daha yakm iken, nicin baskasmdan istedin? insanlann ya- 

-228- 



pamiyacagi birseyi, benden baskasmm giicii yetmiyecegi bir seyi, 
nicin benden istemedin demedi. Ciinki, Siileyman aleyhisselam, 
Allahii tealanm Peygamberi idi. Bu soziin, bu dilegin, sebeblere 
yapismak oldugunu ve sebeblere yapismamn Onun dinine uygun 
oldugunu biliyordu. Allahii teala, sebeblere yapismagi emr etmek- 
dedir. Resulullahdan ve sehidlerden ve salih kullardan birsey iste- 
mek de, bunun gibidir. Allahii tealanm onlara ihsan etmis oldugu 
kerametlerden faidelenmekdedir. Onlar sebebdir, vasitadir, vesile - 
dir. Yaratan ve yapan yalniz Allahii tealadir. Velilerin kerameti, 
Peygamberlerin "salevatullahi aleyhim ecma'm" iistiinliiklerinden, 
mu'cizelerindendir. Veliler, Peygamberlere uyduklan icin, onlarm 
vasitalan ile kerametlere kavusmakdadirlar. 

Allahii tealanm sevdigi kullanna ve herseyden once Peygam- 
berlerin efendisi olan Muhammed aleyhisselama tevessiil etme- 
nin, onlardan sefa'at istemenin caiz oldugunu gosteren ayet-i ken- 
melerden birisi de, Bekara suresinin seksendokuzuncu ayet-i keri- 
mesidir. Hadis alimleri, sozbirligi ile bildiriyorlar ki, bu ayet-i ke- 
rime, Hayber yehudileri icin gelmisdir. Cahiliyye zemamnda, ya'ni 
Resulullahdan once, bu yehudiler, (Esed) ve (Gatfan) kabileleri 
ile harb ediyorlardi. Harb ederken, (Ya Rabbi! Ahir zemanda 
gonderecegin Peygamber hakki icin, bize yardim et!) diyerek yal- 
vanyorlardi. Ahir zeman Peygamberini vesile ederek, zafer kaza- 
myorlardi. Fekat, Resulullah gelip, islamiyyeti bildirince, kiskan- 
dilar, inad etdiler, inanmadilar. Ibn-iil-Kayyim-i Cevziyye (Beda- 
yi'-ul-Feraid) kitabmda diyor ki, yehudiler, cahiliyye zemamnda 
komsulan olan arablarla harb ederlerdi. Resulullah "sallallahu 
aleyhi ve sellem" diinyaya gelmeden once, onun mubarek viicudu 
ile Allahii tealadan yardim isterlerdi. Allahii teala, onlara yardim 
eder, galib gelirlerdi. Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem", 
diinyaya gelip, islamiyyeti yaymaga baslaymca, inanmadilar, kafir 
oldular. Diinyaya gelmeden once inanmarms olsalardi, onun sebe- 
bi ile yardim istemezlerdi. (Beydavi) tefsirinin ba'zi aciklamalarm- 
da, Sa'deddin-i Teftazaniden soyle nakl olunuyor ki, Resulullahm 
mubarek ismini soyliyerek yardim istiyorlardi. Mubarek ismini, 
sefa'atci ediniyorlardi. Salih ve zahid alimlerden Takiyyuddin 
Husni, (Mevlid-iin-nebi) kitabmda diyor ki, bir miisliman, Resu- 
lullahm iyi huylanm, yumusakhgim, afvini ve sabnm ogrenince, 
Onun Allahii teala yamndaki kiymetini, iistiinliigunii anlayip, her 
isinde Onu vesile eder. Ciinki O, sefa'atcidir. Allahii teala, Onun 
sefa'atini red etmez. Allahii tealanm sevgilisidir. Onu vesile kila- 
rak, Onu sefa'atci ederek istenilenleri, Allahii teala verir. Allahii 
teala, bunu Kur'an-i kerimde bildiriyor ve Evliyasma ilham edi- 

-229- 



yor. Onun ve biitun muslimanlarm diismam olan bile, Onu vesile 
kilarak, istediklerine kavusduklanni, Kur'an-i kerim haber veri- 
yor. Onu cok sevdigi, cok tistiin yapdigi icin, onlarm dileklerini 
verdim buyuruyor. Abdullah ibni Abbas buyuruyor ki, cahiliyye 
zemamnda, Hayber yehudileri, Gatfan denilen arab kafirleri ile 
dogiisurlerdi. Yehudiler, maglub olurdu. Allahii tealaya diia ede- 
rek, ya Rabbi! Ahir zemanda bize gonderecegini soz verdigin sev- 
gili Peygamberinin hakki icin, hurmeti icin, bize yardim et diyerek 
yalvanrlardi. Her zeman boyle diia ederek, Gatfan kafirlerine ga- 
lib gelirlerdi. Allahii teala, Muhammed aleyhisselami, Peygamber 
olarak gonderince inanmadilar. Kafir oldular. Allahii teala, bunu, 
yukandaki ayet-i kerimede bildirmekdedir. Muhammed aleyhisse- 
lamm Allahii teala yamndaki kiymetine, serefine ve iistunliigune 
bakimz ki, Onu vesile eden kafirlerin bile diiasim kabul buyurmak- 
dadir. Yehudilerin, O sevgili Peygambere en biiyiik diisman ola- 
caklanm ve O yiice Peygamberi cok inciteceklerini bildigi halde, 
Onu vesile ederek yapdiklan diialan kabul buyururdu. Diinyaya 
tesrif etmeden once, serefi, sefa'ati boyle olunca, alemlere rahmet 
olarak gonderildikden sonra, Onu vesile ve sefa'atci etmenin sue 
olacagim, hangi aklh, insafh kimse iddi'a edebilir? Buna inanmi- 
yanlann, yehudilerden daha kotii olduklan anlasilmakdadir. Pey- 
gamberlerin "aleyhimiisselam" birincisi olan Adem aleyhisselam 
da, Onu vesile yaparak diia edince, diiasi kabul olmus idi. Tefsirler 
ve hadis kitablan, bunu uzun bildirmekdedir. Bunlari anhyanlar, 
Onu vesile etmege inanmiyanlarm nasil kimseler olduklanni iyi 
anlarlar. 

FASL: Peygamberleri "aleyhimussalevatii vetteslimat" ve Evli- 
yayi "rahime-hiimullahu teala" vesile ve sefa'atci yaparak, Allahii 
tealadan istenilen seylerin hasil olmasi, onlarm kerametinden ve 
ustunluklerindendir. Oldiikden sonra da kabrlerinde keramet sa- 
hibidirler. Ehl-i siinnet vel-cema'at alimleri, kerametin var oldugu- 
nu ve keramete inanmak vacib oldugunu sozbirligi ile bildirmisler- 
dir. Evliyamn kerameti oldugunu, Allahii tealanm kitabi haber 
vermekdedir. Ayet-i kerime, Siileyman aleyhisselamm, Belkism 
kiirsisinin bir anda, Yemendeki Sebe' sehrinden Sama getirilmesi- 
ni istedigini haber veriyor. Bu kiirsi, altm ve kiymetli taslar ile siis- 
lenmisdi. Bunu, Asaf bin Berhiya, bir anda getirdi. Tahtm hicbir 
yeri bozulmadan geldi. Asaf, Veli idi. Tahti bir anda getirmesi, ke- 
ramet oldu. Hazret-i Meryemin kerameti de Kur'an-i kerimde, Al-i 
imran suresinin otuzyedinci ayetinde bildirilmekdedir. Hazret-i 
Meryemin yanma Zekeriyya aleyhisselamdan baska kimse girmez- 
di. Zekeriyya "aleyhisselam", her girisinde hazret-i Meryemin 

-230- 



yanmda taze meyve goriirdii. Bunlarm Allahii tealadan geldigi- 
ni soylerdi. Ehl-i siinnet alimleri sozbirligi ile bildiriyor ki, Pey- 
gamberlerin mu'cizeleri oldugu gibi, Evliyanm da kerametleri 
vardir. Cilnki, Peygamberlere tabi' olanlan, Onlara uyanlan, Al- 
lahii teala cok sever. Onlara diri iken de, oldiikden sonra da, ke- 
rametler ihsan eder. Peygamberlerin ve Evliyanm oldiikden 
sonra da, mu'cize ve keramet gostermeleri, onlarm dogru soyle- 
diklerini daha iyi bildirmekdedir. Ciinki, diri iken olan mu'cize- 
leri ve kerametleri goren diismanlar, kafirler, bunlari baskasin- 
dan ogrenerek yapiyorlar samrlar. Fekat, oldiikden sonra hasil 
olan mu'cize ve kerametler icin, oyle sanmak ve soylemek ol- 
maz. Mu'cizeleri ve kerametleri, Allahii teala yaratmakdadir. 
Yalniz Onun kudreti ile olmakdadir. Peygamberlerine ve Veli- 
lerine ihsan ederek, ikram ederek, onlarin sebebi ile, onlarm se- 
fa'atleri ile yaratmakdadir. (Mu'cize) Peygamberlerden, (Kera- 
met) ise, Peygamberin yolunda oldugu bilinen salih mii'minden 
hasil olmakdadir. Peygamberler ma'sumdur. Hie giinah islemez- 
ler. Seytan, Peygamberin sekline giremez. Evliya da, Peygam- 
berlerin varisleridir. Seytan, onlara da yaklasamaz. Omer "radi- 
yallahii anh" ve Abdullah ibni Mes'tid "radiyallahti anh" ve da- 
ha bircok Sahabeden "radiyallahii anhiim" seytamn kacdigi ki- 
tablarda yazihdir. Ah Usi Ferganevi "rahmetullahi aleyh" 
(Bed'ul-emali) kasidesinde: 

Velinin kerametleri diinyada, 
Yardir, onlar ihsan sahibleridir. 

buyuruyor. Anlayish, aklh kimseler icin bu beytde takilacak bir- 
sey yokdur. Ciinki, Velilerin kerametleri diinyada hasil olur de- 
mekdedir. Ciinki, Ehl-i siinnet ile mu'tezile arasmda diinyadaki 
keramet icin aynhk olmusdur. Onlar diinyada keramet olmaz de- 
di. Keramet olursa, mu'cize ile karisir. Peygamber ile Veil aynla- 
maz sandilar. Ehl-i siinnete gore, mu'cize sahibinin, Peygamber ol- 
dugunu bildirmesi lazimdir. Keramet sahibinin, Veli oldugunu soy- 
lemesi yasakdir. Soylerse, Veli olmadigi anlasihr. Mezhebsizler, 
bunu anlasalardi, zmdiklann, yalancilarm cirkin sozlerini ileri sii- 
rerek, Evliyaya dil uzatamazlardi. Yukandaki beyt, Velinin kera- 
metleri, diinyada da vardir. Kendilerinden istenilen seyleri ve se- 
fa'at etmelerini, Allahii teala dilek sahiblerine ihsan eder demek- 
dir. Anlayisi az olanlar, yukandaki beyti, Velinin yalniz diinyada 
iken kerameti olur samyor. Veli oliince, kerameti olmaz diyorlar. 
Boyle anlamak yanhsdir. C un ki, derin alimler, mesela Serefiiddin 

-231- 



Halil Neccari Yemeni haneff" 1 (Nefis-iir-riyad) ismindeki Email 
kasidesi serhinde ve Esbah muhsisi seyh Ahmed [ve Kamus mil- 
tercimi Ahmed Asim Efendi "rahmetullahi aleyh" Email kasidesi- 
ni serh ederken] bu beyti bizim bildirdigimiz gibi aciklamislardir. 
Hatta insanlar, kryamet kopuncaya kadar, ya'ni ahiret hayati bas- 
laymcaya kadar, diinyadadirlar denir. Muhammed bin Suleyman 
Halebi Reyhavi "rahmetullahi aleyh", Email kasidesinin serhi olan 
(Nuhbet-iil-lealf) kitabinda da, bunu uzun aciklamakdadir. 

Velilerin, oldiikden sonra, sayilamiyacak kadar cok kerametle- 
ri goriilmusdiir. Alimler bunlan, sozbirligi ile bildirmislerdir. Bu- 
rada yalmz birkac danesini bildirecegiz: (Buhari) kitabinda diyor 
ki, Eshab-i kiramdan Asim "radiyallahii anh", hicbir miisrike do- 
kunmamak icin ve hicbir miisrikin de kendisine dokunmamasi 
icin, Allahii tealaya soz vermis idi. Kafirler kendisini sehid edince, 
yamna yaklasmak istediler. Cenab-i Hak, anlar gondererek Asimi 
korudu. Anlar, o kadar cokdu ki, miisrikler yamna yaklasamadi- 
lar. Bu, Asima oliimiinden sonra ihsan edilen keramet idi. Eshab-i 
kiramdan Hubeybi kafirler yakaladi. Muhammed yalancidir der- 
sen seni birakinz. Boyle soylemezsen oldiiriiruz dediler. Muham- 
med aleyhisselamin mubarek ayagma bir diken batmamasi icin, 
cammi feda ederim buyurdu. Sehid etdiler. Birkac Sahabi gece ge- 
lip, sehidin ipini kesdiler. [Ahp kacinrlarken] Yere diisdii. Yerde 
goremediler. Nereye gitdigini anhyamadilar. Hanzala ismindeki 
Sahabi, Resulullah ile gazaya gitmek icin acele etdi. Gusl abdesti 
almaga vakt bulamadi. Sehid oldu. Kendisini melekler yikadi. Bu- 
nun icin, (Gasil-iil-Melaike) adi ile meshur oldu. Bunlarm hepsi, 
(Buhari) kitabinda yazihdir. Muhammed bin Abdullah Tebrizi sa- 
fi'i 121 (Miskat) kitabinda diyor ki, Aise "radiyallahii anha" buyur- 
du ki, Habes padisahi (Necasi) imana geldi. Kabri iizerinde her 
zeman nur parladigim cok kimseden isitdim. Hazret-i Alinin kar- 
desi olan Ca'fer, sehid oldukdan sonra, Yemendeki (Bi§e) sehrine 
meleklerle giderek yagmur yagacagmi miijdeledigini Resulullah 
haber verdi. Bunu yukanda bildirmisdik. Hazret-i Hiiseynin "ra- 
diyallahii anh" mubarek basi yamnda kari', ya'ni hafiz, (Kehf) su- 
resini okuyordu. (Eshab-i Kehf, bizim ayetlerimizden sasuip kal- 
di) mealindeki ayet-i kerimeyi okuyunca, mubarek basdan, (Beni 
oldiirmek ve siiriiklemek, Eshab-i Kehfden daha cok sasilacak bir 
seydir) sesi isitildi. Nasr-iil-Hazai Me'mun halife tarafmdan asil- 



[1] Halil Yemeni 332 [m. 943] de vefat etdi. 
[2] Tebrizi 749 [m. 1348] de vefat etdi. 

-232- 



misdi. Elinde mizrak olan biri, yamna birakilip, Nasrm yiiziinu 
kibleden cevirmesi emr olunmusdu. Gece karanlik basmca, muba- 
rek yiizii kibleye dondii. O sirada (Ankebut) suresinin (liiian et- 
dik diyenlerin kendi haline birakildiklan mi sanildi) meal-i serf- 
findeki ikinci ayet-i kerimesini okudugu isitildi. Bir kabrde 
(Miilk) suresinin sonuna kadar okundugu isitildi. Bunu yukanda 
yazmisdik. Bu haberlerin hepsi dogrudur. Hadis alimleri bildir- 
misdir. 

Ibni Asakir Ali 1 ' 1 bildiriyor ki, Umeyr bin Habbab Selemi dedi 
ki, sekiz arkadasimla birlikde, Emeviler zemamnda rumlara esir 
olduk. Bizi, Rum kayserine gotiirduler. Bunlann boynunu vurunuz 
emrini verdi. Once olduriilmek icin arkadaslarimm online gecdim. 
Papaslar bana acidi. Benim bu halime sasirdilar. Beni afv etmesi 
icin Kayserin elini ayagmi opdiiler. Papasin biri, beni evine gotur- 
dii. Giizel bir kizi yamma getirdi. Bu benim krzimdir. Sana nikah 
ediyorum dedi ve bizim dinimize gir dedi. Zevce icin ve mal icin di- 
nimi birakmam dedim. Birkac gun gecdi. Bir gece, papasin kizi be- 
ni bagceye cagirdi. Babamm dedigini nicin yapmiyorsun dedi. Ben, 
kadm icin, mal icin dinimden donmem dedim. Burada kalmak mi, 
yoksa memleketine gitmek mi istersin dedi. Memleketime gitmek 
isterim, dedim. Gokde bir yildiz gosterdi. Geceleri bu yildiza dog- 
ru git, giinduzleri gizlen! Boylece vatamna kavusursun dedi ve ya- 
mmdan aynldi: tic gece yiirudum. Dordiincii giinii saklanmisdim. 
Sesler isitdim. Umeyr, Umeyr diyerek beni caginyorlardi. Bakdim. 
Sehid olan arkadaslarimi gordiim. Siz sehid olmadimz mi? Evet ol- 
duk. Fekat, Allahii teala simdi sehidlere emr etdi. Omer bin Ab- 
duFazizin "rahmetullahi aleyh" cenazesinde bulununuz dedi. At 
iizerinde idiler. iclerinden biri, ya Umeyr! Elini uzat dedi. Elimi 
uzatdim. Beni arkasma oturtdu. Siir'at ile gitdik. Kendimi, Elcezi- 
rede evimin yanmda buldum dedi. 

Abdurrahman ibniil Cevzf* 21 diyor ki, Ebu All Berberi, Sam- 
dan Tarsusa ilk olarak gidip yerlesen iic kisiden biridir. Rumlarla 
gaza ediyordu. Arkadaslan ile birlikde esir oldu. Umeyrin basina 
gelenler, bunlara da oldu. iki arkadasmi sehid etdiler. Papaslar- 
dan biri, bunu kurtanp evine gotiirdii. Bunu aldatmak icin, kizim 
araya koydu. Fekat Allahii teala, kiza hidayet ihsan eyledi. ikisi 
yola cikdilar, giindiiz saklandilar. Ayak sesi duydular. Sehid olan i- 
ki arkadasmi gordii. Yanlarmda melekler vardi. iki arkadasma se- 



[1] Ibni Asakir 571 [m. 1176] da Samda vefat etdi. 
[2] ibniil-Cevzi hanbeli 597 [m. 1202] de vefat etdi. 

-233- 



lam verdi. Hallerini sordu. Allahii teala, bizi sana gonderdi. Bu kiz 
ile nikahmda sana sahid olacagiz dediler. Nikahdan sonra gitdiler. 
Bunlar Sama geldi. Beraber cok yasadilar. Bu hal, Samda yayildi. 
[Muhammed Ma'sum-i Faruki Serhendi, 1068 [m. 1658] senesi ib- 
tidasmda, Hindistandan aynlarak, deniz yolu ile, once Medme-i 
miinevvereye, sonra Receb basinda Mekke-i mtikerremeye geldi. 
Mubarek ogullan ile, hac yaparak, 1069 basinda Hindistana avdet 
eyledi. Bu bir sene icinde, Cennetiil mu'allada ve Cennetiil Baki- 
de ziyaret etdigi zevat-i kiram ve Hucre-i se'adeti ziyaretinde Re- 
sulullah "sallallahu aleyhi ve sellem", mubarek bedenleri ile goru- 
nerek, verdikleri miijdeleri hergiin ogullarma haber vermisdir. 
Bunlardan Muhammed Ubeydiillah, bu haberleri arabi olarak top- 
lamis, hasil olan risaleye (Yevakit-iil-haremeyn) ismini vermisdir. 
tie sene sonra farisiye terceme edilmisdir.] ibni Ebiddiinyamn ki- 
tabmda boyle vak'alar ve oliilerin kabr hayati yazilidir. Ebu Nu'ay- 
min (Hilye) kitabmda ve ibn-ul-Cevzmin (Safvet-iis-Safve) ve 
(Uyun-iil-Hikayat) kitablarmda ve daha bircok kitablarda yazili- 
dir. Ibni Teymiyye ve Ibn-iil-Kayyim-i Cevziyye de, Evliyamn ke- 
rametlerini giizel yazmislardir. 

[Safi'i alimlerinin biiyiiklerinden isma'il Musuli "rahmetullahi 
aleyh", (Miizil-iil-siibiihat fi-isbat-il-Keramat) kitabmda, Evliya- 
mn keramet sahibi olduklanm vesikalarla isbat etmekdedir. Ken- 
disi, 654 [m. 1255] de vefat etmisdir.] 

Hanefi mezhebindeki birkac din adamimn ve vehhabilerin, 
Evliyamn az zemanda uzak yerlere gitmelerine inanmamalan sa- 
silacak seydir. Bu da, cesidli kerametlerden biridir. Hanefi alimle- 
ri, fikh ve akaid kitablarmda bunlara giizel cevab vermislerdir. 
Mesela, garbda bulunan bir kimse, sarkda bulunan bir kadmla ev- 
lense, zevcesinden uzun zeman uzak kalsa, birkac sene sonra, zev- 
cesi hamile kalsa, dogacak cocuk, bu adamm olur dediler. Ciinki, 
(tayy-i inekan) ile zevcesinin yanma gelmesi, miimkindir. Boyle 
keramet sahibi olmasi caizdir dediler. Fikh alimleri, bunu sozbir- 
ligi ile bildirmekdedir. Akaid kitablarmda da yazilidir. (Vehbaniy- 
ye) kitabmda, tayy-i mesafe, ya'ni bir anda uzak yere gitmek, Ev- 
liyaya ihsan olunan kerametlerdendir. Buna inanmak vacibdir de- 
mekdedir. (NesefT)de, (Fikh-i ekber)de ve (Sivad-i A'zam) ve 
(Vasiyyet-i Ebu Yusuf)de ve bunlarm serhlerinde ve (Mevakif) ve 
(Mekasid) kitablarmda ve bunlarm serhlerinde [ve (ibni Abi- 
din)de] de yazilidir. Buna nasil inamlmaz ki, ayet-i kerimede acikca 
bildirilmisdir. Ehl-i siinnet alimleri, ayet-i kerimeden alarak yaz- 
mislardir. Keramete inanmak, vacibdir demislerdir. Ayet-i keri- 

-234- 



mede bildirilen (Belkis)m arsinm bir anda Sama getirilmesi, tayy-i 
mesafenin keramet oldugunu gostermekdedir. 

Hakim-i Semerkandi ishak bin Muhammedin "rahimehullahii 
teala 1 ' 1 (Es-Sivad-iil-A'zam) kitabinin otuzikinci maddesinde, Evli- 
yanm kerameti cok giizel anlatilmakdadir. Burada bildirmegi uy- 
gun gordiik: 

Evliyanm kerametine inanmak lazimdir. Evliyanm kerametine 
inanmiyan, bid'at sahibi, sapik olur. Evliyanm kerametine inan- 
mamak iki diirlii olur: Kerametleri bildiren ayet-i kerimelere 
inanmiyorsa, kafir olur. Bu ayet-i kerimelere inamr, fekat onlar 
Peygamber idi derse, yine kafir olur. Ayet-i kerimelere inamr ve 
onlar Peygamber idi demezse ve ayet-i kerimeler, Evliyanm kera- 
metlerini bildiriyor demesi caiz olur. Ciinki, Allahii teala, yukan- 
da bildirdigimiz ayet-i kerimede, Belkisin arsim bir anda getirenin 
ilm sahibi oldugunu bildiriyor. Bu da, Asaf bin Berhiya idi. Veil 
idi. Peygamber degildi. Siileyman aleyhisselamm iimmetinden idi. 
Siileyman aleyhisselamm iimmetinden birinin kerameti, Kur'an-i 
kerimde bildiriliyor da, Muhammed aleyhisselamm ummetinin 
kerametlerine nicin inamlmasm? Muhammed aleyhisselam, Sii- 
leyman aleyhisselamdan elbet daha iistiindiir. Muhammed aley- 
hisselamm ummeti de, Siileyman aleyhisselamm iimmetinden el- 
bet daha iistiindiir. Mezhebsizler, bu soziimiize karsihk, bu kera- 
met Siileyman aleyhisselamm idi derse, ona deriz ki, bu limmetin 
Evliyasmm kerameti de, Muhammed aleyhisselamdandir. Mer- 
yem suresinin yirmidordiincli ayetinde mealen, (Hurma kutiigiinii 
kendine dogru cek! Sana ondan taze hurma dii§er) buyuruldu. Al- 
lahii teala, hurma kiitugunden, hazret-i Meryem icin meyve cikar- 
digim bildiriyor. Hazret-i Meryem, Peygamber degildi. Zekeriyya 
aleyhisselamm, hazret-i Meryemin yamnda gordiigii meyveler ve 
Eshab-i Kehf vak'asi hep keramet idi. Bu kerametlerin sahibleri 
Peygamber degildiler. Once gelen Peygamberlerin timmetlerinde, 
keramet sahibi Veliler bulunuyor da, Muhammed aleyhisselamm 
iimmetinde keramet sahibi Evliya nicin bulunmasm? Al-i imran 
suresinin yiizonuncu ayetinde mealen, (Siz, ummetlerin en iyisi ol- 
dunuz) buyuruldu. Keramete inanmryanlar bu soziimiize karsihk, 
bir kimsenin bir gecede Ka'beye gidip gelmesi olamaz derse, Re- 
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", bir anda yedi kat goklere ve 
Allahii tealamn diledigi yerlere gotiiriiliip getirildi. Bundan biiyiik 



[1] Semerkandi 342 [m. 953] de vefat etdi. 

-235- 



keramet olur mu? Yine deriz ki, mii'min mi kiymetlidir, kafir mi? 
Kafirlerden birinin bir anda sarkdan garba gidip geldigini isitiyo- 
ruz ve inamyoruz. Bu kafir bildigimiz iblisdir. Bu kafire verilen 
sey, Allahii tealanm sevgili kullarma nicin verilmez olsun? Bunu 
iyi diisiinmek ve insafli konusmak lazimdir. (Sivad-iil A'zam) kita- 
binin serhinden terceme burada temam oldu. Ibni Teymiyye ve 
baskalan bildiriyor ki, Evliyanm kerametlerine inanmiyanlar, ha- 
riciler ve mu'tezili ve ba'zi sillerdir. Ciinki, bu sapiklarm keramet- 
leri yokdur. Keramet sahibleri de yokdur. Bunun icin, gormiiyor- 
lar, isitmiyorlar ve inanmiyorlar. 

(Feth-ul-mecid) ismindeki vehhabi kitabina cevab olarak, Da- 
viid bin Suleymamn (Minhat-iil-Vehbiyye fi Redd-il-Vehhabiyye) 

kitabindan yapdigimiz terceme burada temam oldu. Bu hayrli se- 
beb ile, kitabin temami terceme edilmis oldu. 

[Hasen-i Basri 110 [m. 727] de Basrada, Ebu Kilabe Abdiil- 
melik 276 [m. 889] da Bagdadda, Sa'diiddin-i Teftazani Mes'ud 
safi'i 792 [m. 1389] de Semerkandda, All Usf 575 [m. 1180] de, 
Serefiiddin Halil Neccari Yemeni 632 [m. 1235] de, Seyyid Ah- 
med Asim efendi Ayntabi 1235 [m. 1820] de istanbulda, Muham- 
med bin Siileyman Halebi Reyhavi 1228 [m. 1813] de, halife Me- 
mun bin Harun 218 [m. 833] de ve Daviid bin Siileyman Bagda- 
di 1299 [m. 1881] de vefat etmisdir "rahmetullahi aleyhim ec- 
ma'in"]. 

Abdiilgani Nabliisi (Ke§f-iin-Nur min-Eshab-il-kubur) kitabm- 
da buyuruyor ki, Allahii teala, kendisine yaklasmis olan kullarma 
kerametler ihsan etmisdir. (Keramet), Evliya denilen insanlarda 
Allahii tealanm yaratdigi, adet ve fen bilgileri dismda olan seyler- 
dir. Allahii teala, kendi kudreti ile ve iradesi ile, ya'ni diledigi ze- 
man, bu seyleri, bu kullarmda yaratmakdadir. Kulun kudretini de 
Allahii teala yaratmakdadir. Bu seylerin yaratilmasmda, kulun 
kudretinin ve iradesinin te'siri yokdur. Kulun iradesi ve kudreti, 
kerametlerin yaratilmasina ancak sebeb olmakdadir. Kul, istedigi 
zeman, kendi kuvveti ile keramet yapar diyen kimse ve boyle ina- 
nan kimse kafir olur. 

Kendisinde keramet hasil olan Veil, bu kerametin yalniz Alla- 
hii tealanm dilegi ile ve kudreti ile yaratildigmi, kendi dileginin ve 
kudretinin hicbir te'siri olmadigim bilmekdedir. Bunun gibi, ken- 
di bedenindeki, gormek, isitmek, tad almak, sertlik, sicakhk duy- 
mak, diisiinmek, ezberlemek, hatirlamak gibi duygulannm ve ic 
ve dis organlarmm hareketlerinin, hasih biitiin islerinin hep Alla- 

-236- 



hil tealamn dilemesi ile ve kudreti ile ve yaratmasi ile oldugunu 
her an bilmekdedir. Evliyahk da, bu demekdir. Ya'ni, boyle oldu- 
gunu her an bilen ve inanan kimse, Allaha yakm ohnus, Veil ol- 
musdur. Bu bilgisi, her an biitun varligim kaplamakdadir. Allahii 
teala, Velisine ba'zan gaflet verir. Bu bilgisini unutdurur. Bu ze- 
man, Vehligi kalmaz ise de, onceki zemanlarmda Veli oldugu icin, 
boyle zemanlarda da, kendisine Veh denilir. Bunun gibi, imam 
olan insana mii'min denildigi icin, uyku zemamnda, gaflet halinde 
oldugu zeman da, kendisine mii'min denilmekdedir. Bu gaflet ze- 
mani, Evliyamn asagi halleridir. Allahii tealamn (Sen elbette olii- 
siin. Onlar da oliidiirler!) buyurdugu olii olmak hali de bunun gi- 
bidir. Bunun icin Veliler "rahime-hiimullahii teala", her seylerinin 
Allahii tealadan oldugunu anlamalan hallerine [(Fena fillah) veya] 
(mevt-i ihtiyari) demislerdir. Hadis-i serif de, (Kendini taniyan, 
Rabbini tannins olur) buyuruldu. Biitiin hareketlerinin ve isleri- 
nin, goriinen ve gortinmiyen kuvvetlerinin kendisinden olmadigi- 
m, baska bir irade ve kudret sahibi tarafmdan meydana getirildigi- 
ni anhyan kimse, bu kudret sahibi olan Allahii tealayi tammis olur. 
Allahii tealamn emr etdigi farzlann hepsini yapan ve aynca Mu- 
hammed aleyhisselamm ibadetlerini, yasayisim, hallerini, ya'ni na- 
file ibadetleri de yapan bir miisliman Allaha yaklasir, Veli olur. 
Duygulan ve hareketleri kendisinden degil, Allahii tealadan oldu- 
gu meydana cikar. Boyle oldugunu bildiren hadis-i serif, tesavvuf 
kitablannda yazihdir. 

Ariflere gore, Veli olmak icin, kendisinin (Mevt-i ihtiyari) de- 
nilen bir mevt ile olii oldugunu bilmek lazimdir. Velilerde "rahi- 
me-hiimullahii teala" kerametin hasil olmasi icin, boyle olii olma- 
lan lazimdir. Boyle oldugunu anlayan kimse, meyyitde keramet ol- 
maz diyebilir mi? Cahiller, gafiller, kendi islerini kendi iradeleri ile 
ve kudretleri ile yapdiklanm samrlar. Herseyi Allahii tealamn ya- 
ratdigim unuturlar. 

Evliyamn, oldiikden sonra da keramet sahibi olduklanm fikh 
kitablan da bildirmekdedir. Hanefi mezhebinde kabr iizerine bas- 
mak, oturmak, uyumak, abdest bozmak mekruhdur. Ciinki bunlar 
ihanet, hakaret etmekdir. Hadis-i serifde, (Kabr iizerine basinak- 
dansa, atese basmagi tercih ederim) buyuruldu. Bu sozler, insana 
oldiikden sonra da saygi gostermek lazim oldugunu bildiriyorlar. 
Ya'ni dinimiz, oliilerin keramet sahibi ya'ni muhterem olduklanm 
bildiriyor. Keramet, adet harici yapilan is demek oldugunu yukan- 
da bildirmisdik. insamn yer yiiziinde yiiriimesi, oturmasi adet ol- 
dugu icin, mu'minin kabri iizerine basilmamasi, oturulmamasi, o- 

-237- 



na keramet ya'ni ikram ve ihsan olmakdadir. Her mii'mine olduk- 
den sonra boyle keramet veren dmimiz, ilm, irfan sahibi olan Evli- 
yaya daha kiymetli kerametler de ihsan olunacagim gostermekde- 
dir. 

Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem" (BakP) kabrista- 
nmi ziyaret eder, mezar yamnda ayakda diia ederdi. Bu da, oliile- 
rin keramet sahibi olduklarim gostermekdedir. Ctinki, mu'minin 
kabri basmda yapilan diiamn kabul olacagmi bilmeseydi, orada 
diia etmezdi. Mu'minin kabri basmda diiamn kabul olmasi, onun 
keramet sahibi oldugunu gostermekdedir. Her mii'min icin boyle 
keramet olunca, Evliya icin "rahime-hiimullahii teala" daha cok 
olacagi meydandadir. 

Mii'min oliince, onu yikamak, kefenlemek ve defn etmek la- 
zimdir. Dmimiz bunu emr etmekdedir. Bu emr, mu'minin oldiik- 
den sonra da, keramet sahibi oldugunu gostermekdedir. Kafirlerin 
ve hayvanlarm olulerinde bu keramet yokdur. 

Mii'min oliirken necasetlenmekdedir. Onu bu necasetden kur- 
tarmak, temizlemek icin yikamak emr olundu. Bu emr, mu'minin 
oldiikden sonra da keramet sahibi oldugunu gostermekdedir. 

(Cami'ul-fetava) kitabinda alimlerin ve seyyidlerin mezarlan 
iizerine bina, tiirbe yapmak mekruh degildir diyor. Yine bu kitab- 
da, olii yikayamn temiz olmasi lazimdir. Ciiniib olmasi mekruhdur 
diyor. Bu da, her mu'minin oldiikden sonra keramet sahibi oldu- 
gunu gostermekdedir. Halbuki, diri iken her mii'min keramet sa- 
hibi olmaz. Yalmz Evliya diri iken de keramet sahibidir. imam-i 
Abdullah Nesefinin "rahime-hullahii teala" (Umdet-iil-i'tikad) ki- 
tabinda, (Her mii'min uykuda da mii'min oldugu gibi, oldiikden 
sonra da mii'mindir. Bunun gibi Peygamberler, oldiikden sonra da 
Peygamberdirler. Ciinki, Peygamber olan ve iman sahibi olan ruh- 
dur. Insan oliince, ruhunda bir degisiklik olmaz) demekdedir. in- 
san, beden demek degildir. insan ruh demekdir. Beden, ruhun ko- 
nak yeridir. Kiymetli olan, ev degil, evde oturanlardir. Cebrail 
aleyhisselam, Peygamber efendimize insan seklinde goriiniirdii. 
Ekseriye, Dihye ismindeki sahabi seklinde goriiniirdii. Eshab-i ki- 
ramdan ba'zilan da, Cebrail aleyhisselami insan seklinde gordii- 
ler. Cebrail aleyhisselam insan seklinden cikarak, kendi sekline gi- 
rince, ruh gibi olunca, yok oluyor denilemez. Sekl degisdirdi deni- 
lir. Insan riihu da, bunun gibidir. insan oliince, ruhu bir alemden 
baska aleme gecmekdedir. Ruhun boyle degisiklige ugramasi, ke- 
rametinin kalmiyacagim gostermez. [(Cami-ul-fetava)mn yazan 
Muhammed Semerkandi hanefi 556 [m. 1162] da, Abdullah Nesefi 

-238- 



hanefi 710 [m. 1310] da Bagdadda vefat etdi.] 

Evliyamn oldiikden sonra da keramet sahibi olduklanni bildi- 
ren bir cok vak'a ve hikayeler kitablarda yazilidir. Mesela, biiyiik 
Veil, Muhyiddm-i Arabmin (Ruh-ul-Kuds) kitabmda, Ebu Abdul- 
lah bin Zeyn-iil-biiri Isbilinin cesidli kerametleri yazilidir. Bir ge- 
ce, Ebiil Kasim bin Hamdin ismindeki kimsenin imam-i Muham- 
med Gazaliyi red eden, kotiiliyen bir kitabi okurken, gozleri kor 
oldu. Hemen secde edip yalvardi. Bu kitabi hie okumiyacagma ye- 
min etdi. Allahii teala kabul buyurup, gormek ihsan eyledi. Bu da, 
imam-i Gazalinin oldiikden sonra olan bir kerametini gostermek- 
dedir. 

imam-i Yafi'i (Ravdur-Riyahin) kitabmda diyor ki, Evliyadan 
biri, kabrdekilerin derecelerinin kendisine gosterilmesi icin diia et- 
di. Bir gece cesidli kabrler gosterildi. Kimi tahta iizerinde, kimi 
ipek yatakda, kimi kokulu cicekler arasmda, kimi sevincli, kimi ag- 
lar, kimi giiler idi. Bir ses isitdi. Bu halleri, diinyadaki amellerinin 
karsihgidir diyordu. Giizel huylular, sehidler, nafile oruclan da tu- 
tanlar, Allahii teala icin sevisenler, giinah isleyenler, tevbe eden- 
ler, ayn ayn halde idiler. Mezardakilerin halleri ba'zi Evliyaya uy- 
kuda, ba'zilanna da uyamk halde iken gosterilir. imam-i Yafi'inin 
"rahmetullahi aleyh" (Kifayet-iil-Mu'tekad) kitabmda, ba'zi Evli- 
yamn babasmm mezarma gidip konusduklan yazilidir. 

Elkai, (Es-siinnet) kitabmda, Yahya bin Mu'in diyor ki, inandi- 
gim, giivendigim mezarci bir arkadasim dedi ki, sasilacak cok sey- 
ler gordiim. En cok sasdigim sey, bir meyyitin, miiezzinin ezamm 
tekrar etdigini isitdim dedi. [Hibetullah Elkai "rahmetullahi 
aleyh" 418 [m. 1027] de vefat etdi.] 

Ebu Nu'aym, (Hilye) kitabmda diyor ki, Seyban bin Cisrden 
isitdim. Sabit-iil-benaniyi mezara koyduk. Hamid-ut-tavil de ya- 
mmda idi, kabrin kerpici diisdii. Sabitin kabrde nemaz kildigini 
gordiim. Sabit diri iken, her zeman, (Ya Rabbi! Bir kuluna kabrde 
nemaz kilmak kerametini ihsan edersen, bana da ihsan et!) diye- 
rek diia ederdi. [Abdullah Yafi'i 768 [m. 1367] de Mekkede, Yah- 
ya bin Mu'in Bagdad! safi'i 233 [m. 848] de Medinede, Ebu 
Nu'aym isfehani 430 [m. 1038] de vefat etdi "rahmetullahi aleyhim 
ecma'in".] 

Imam-i Tirmuzi ve Hakim ve Beyheki bildiriyorlar: Abdullah 
ibni Abbas soyledi ki, birkac Sahabi yolculukda bir cadir kurduk. 
Burada kabr oldugunu bilmiyorduk. Birisinin sure-i Miilkii basin- 
dan sonuna kadar okudugunu isitdik. Medineye gelince, bunu Re- 

-239- 



sulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" soyledik. (Bu sure, meyyiti 
kabrdeki azabdan kurtarir) buyurdu. Ebul-Kasim Sa'di, (Isfah) ki- 
tabmda, bunu anlatiyor ve bu, meyyitin kabrde Kur'an okudugunu 
isbat etmekdedir diyor. 

Ibni Mendeh haber veriyor: Talha, Ubeydullahdan haber veri- 
yor ki, ormanda idim. Aksam oldu. Abdullah bin Amir bin Hiza- 
mm kabri yanmda oturdum. Kabrde cok guzel sesle Kur'an oku- 
dugunu isitdim. Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" haber 
verdim. (Bunu okuyan Abdiillahdir. Allahii teala ruhlari kabz 
edince, Cennetdeki yerlerinde muhafaza olunur. Her gece, sabaha 
kadar, kabrlerine birakihr) buyurdu. [Muhammed ibni Mendeh 
"rahmetullahi aleyh" 395 [m. 1005] de vefat etdi.] 

Insan oliince, ruh da olmez. Ruh bedenden baska bir varhkdir. 
Mezardaki beden ile, toprak oldukdan sonra da, ilgisi yok olmaz. 
Ehl-i sunnet alimlerinin kitablanm okumamis olan cahiller ve 
mezhebsizler ve Cehenneme gidecekleri bildirilmis yetmisiki firka- 
dan olan sapiklar, ruhun bedenden ayn bir varhk oldugunu bilmi- 
yorlar. insan oliince, hareketi yok oldugu gibi, ruhun da bedenin 
bir sifati, ozelligi oldugunu, hareketin yok oldugu gibi ruhun da 
yok olacagini samyorlar. Evliya da, her insan gibi, oliir, toprak 
olur, insanhgi ve ruhaniyyeti kalmaz diyorlar. Mevtalarma hurmet 
etmiyorlar. Hakaret ediyorlar. Evliyamn kabrini ziyaret ederek, 
onlarla bereketlenmegi, tevessiil etmegi inkar ediyorlar. Bir giin 
Veli Arslan Dimiskinin kabrini ziyarete gidiyordum. Sapiklardan 
birisi, toprak ziyaret olunur mu dedi. Buna cok sasdim. Musliman 
oldugunu bildiren bir kimsenin boyle soylemesine pok iiziildum. 

Hadis-i serifde, (Kabr, ya Cennet bagcelerinden bir bagcedir. 
Yahud Cehennem cukurlarindan bir cukurdur) buyuruldu. Bu ha- 
dis-i serif, ruhlarm, curiimiis cesedlerle birlesdiklerini acikca bil- 
dirmekdedir. Mii'minlerin mezarlanmn muhterem, mubarek oldu- 
gunu gostermekdedir. Alime hakaret edenin, dusmanhk edenin 
kafir olmasmdan korkulur. 

Meyyitler de, diriler de Allahm mahluklandir. Hicbirinin, hic- 
bir seye te'siri yokdur. Herseye te'sir eden, yalmz Allahii tealadir. 
Fekat, mii'minin oliisiine de, dirisine de ta'zim, saygi gostermek 
vacibdir. Ctinki, mii'minlerin oluleri de, dirileri de, Allahii tealamn 
(§e'air)i olduklan icin, ta'zim edilmelerini Kur'an-i kerim emr et- 
mekdedir. Hac suresinin otuzikinci ayetinde mealen, (Allahii te- 
alamn se'airini ta'zim etmek, kalblerin takvasindan dolayidir) bu- 
yuruldu. Se'air, Allahii tealayi hatirlatan, bildiren seyler demekdir. 
Alimlerin, salihlerin oluleri ve dirileri se'airdir. 

-240- 



Alimleri, Velileri ta'zim etmek, bunlara saygi gostermek, ce- 
sidli seklde olur. Bunlardan biri, kendilerine tahtadan tabut yap- 
mak ve mezarlan ilzerine kubbe yapmakdir. Sariklannin btiytik 
olmasi, elbiselerinin genis ve temiz olmasi da bunlan ta'zim etmek 
icindir. (Cami'ul-Fetava)da Alimlerin, Velilerin, Seyyidlerin me- 
zarlan iizerine bina, tiirbe yapmamn mekruh olmadigi yazilidir. 
Evliyanin kabrlerine nefret edilmemek, saygi gostermek icin san- 
duka, ortii ve sank koymak, bunlan kabr sahiblerini hakaretden 
korumak, ta'zim ve saygiya sebeb olmak niyyeti ile yapmak, bize 
gore caizdir. Selef-i salihin "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" 
zemamnda bunlar yapilmazdi. Fekat, o zeman herkes kabrlere 
hurmet ederdi. Fikh kitablarmda veda' tavafindan sonra, geri geri 
giderek, Mescid-il-haramdan cikmahdir. Boyle cikmakla, Ka'beye 
ta'zim edilmis olur yazilidir. Selef-i salihin, geri geri cikmazdi. Fe- 
kat onlar, Ka'beyi ta'zim etmekde kusur yapmazlardi. Ka'beye or- 
tii koymak eskiden yokdu. Buna sonradan fetva verildi, mesru' ol- 
du. Kabrler iizerini ortmek de, bunun gibi mesru' olmakdadir. Ha- 
dis-i serifde, (Bir kimse giizel, ya'ni islamiyyete uygun Qigir acarsa, 
bu yolda bulunanlarin her birine verilen sevab gibi, buna da veri- 
lir) buyuruldu. 

(Cami'ul-Fetava)da diyor ki: (Kabr iizerine el koymanm sun- 
net veya miistehab oldugunu bildiren bir haber gormedik. Caiz 
olmadigim da soyleyemeyiz). Bunlarm haram oldugunu soyle- 
yenlerin hicbir delili, vesikasi yokdur. Bunlara haram diyebilmek 
icin, (Edille-i erbe'a)mn birinden, ya'ni (Kur'an-i kerim)den ve- 
ya (Hadis-i serif)den veya (icma'i Ummet)den yahud (Kiyas-i 
Fiikaha)dan birinden bir delil gostermek lazimdir. Miictehid olmi- 
yanlann yapdiklan kiyaslann, delillerin hie kiymeti yokdur. Ba'zi 
cahiller, Evliyanm kabrlerine hurmet edilirse, onlardan bereket ve 
yardim istenirse, bunlarm dilediklerini yapacaklanm, Allahii teala 
gibi te'sir edeceklerini zan edenler olur. Boylece, kafir olurlar, 
miisrik olurlar. Bunun icin mani' oluyoruz ve kabrlerini, tiirbeleri- 
ni yikiyoruz. Onlara boylece hakaret edince, herkes bunlarm bir- 
sey yapamadiklanm, kendilerini hakaretden kurtaramadiklanm 
anhyarak, kafir olmakdan, miisrik olmakdan kurtulurlar diyorlar. 
Sapiklarm bu sozleri kiifrdur. Fir'avnin soztine benzemekdedir. 
Mii'min suresinin yirmialtinci ayetinde mealen, (Birakiniz Musayi 
oldiireyim. O, Rabbine yalvararak, kendini benden kurtarsin. O- 
nun dininizi degi^direceginden ve yer yiiziinde fesad cikaracagin- 
dan korkuyorum) buyuruldu. Bu cahiller, Allahii tealamn Evliya- 
yi sevdigini ve sevdiklerinin diialarim kabul edecegini ve oldiik- 
den sonra ruhlarmm dileklerini yaratacagim inkar ediyorlar. Zan 

- 241 - Kiyamet ve Ahiret - F:16 



ile, subhe ile, vehm ile ve hayal ile konusuyorlar. Hakki batildan 
fark edemiyorlar. Miisliman olan kimse, bin seneden beri gelen 
(Ummet-i Muhammediyye)nin dalaletde olduklarmi soyliyemez. 
Bunlara su-i zan edemez. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
miinafiklann hepsini, ya'ni kafir olduklan halde miisliman gorii- 
nenleri bildigi halde, hicbirini aciga vurmazdi. Soranlara, (Biz so- 
ze, ise, goriiniise bakanz. Kalbleri ancak Allahii teala bilir) buyu- 
rurdu. (Ke$f-iin-nur) kitabmdan terceme temam oldu. 

Bir miislimamn bir soziinde veya bir isinde yiiz ma'na olsa, 
ya'ni yiiz sey anlasilsa, bunlardan biri, o kimsenin imanli oldugunu 
gosterse, doksan dokuzu ise, kafir oldugunu gosterse, bu kimsenin 
miisliman oldugunu soylememiz lazimdir. Ya'ni, kiifrii gosteren 
doksan dokuz ma'naya bakilmaz. Imam gosteren bir ma'naya ba- 
kilir. Bunun icin miislimanlara kafir dememeli, miisrik dememeli- 
dir. Miislimanlara su-i zan etmemelidir. Bu soziimuzii yanlis anla- 
mamali! Bunu yanlis anlamamak icin, iki noktaya dikkat etmek la- 
zimdir. Birincisi, soz veya is sahibinin miisliman oldugu bildirildi. 
Yoksa, bir kafirin, degil bir sozii veya degil bir isi, bircok sozleri ve 
isleri imam gosterse de, bu kafire miisliman oldu denilemez. Bir 
fransiz, Kur'an-i kerimi overse, bir ingiliz, Allah birdir derse, bir 
alman felsefecisi, en iyi din, islamiyyetdir derse, bunlarm miisliman 
oldugu soylenemez. Bir kafirin miisliman olmasi icin, (Allah var- 
dir. Birdir. Muhammed aleyhisselam Allahm Peygamberidir. Onu, 
diinyamn her tarafmda, kiyamete kadar gelecek olan biitiin insan- 
lara Peygamber olarak gondermisdir. Onun her dedigine inandim) 
demesi ve imamn alti sarti ile otuziic farzi hemen ogrenip, hepsine 
inanmasi lazimdir. Dikkat edilecek ikinci noktaya gelince, bir so- 
ziin veya bir isin yiiz ma'nasi olsa denildi. Yoksa, yiiz sozden veya 
yiiz isden biri imam gosterse, doksan dokuzu kiifrii bildirse, bu 
kimseye miisliman denilecegi bildirilmedi. Ciinki, bir kimsenin yal- 
niz bir sozii veya bir isi, acik olarak kiifrii gosterse, ya'ni imam gos- 
terecek hicbir ma'nasi olmasa, o kimsenin kafir oldugu anlasihr. 
Baska sozlerinin ve islerinin imam gostermeleri, imanli oldugunu 
bildirmeleri, o kimseyi kiifrden kurtarmaz, miisliman olduguna 
hiikm olunmaz! 

(Kesf-iin-nur) kitabi, el yazmasi olarak, istanbulda, Siileyma- 
niyye kiitiibhanesinde vardir. ilk olarak 1397 [m. 1977] tarihinde, 
Pakistamn Lahor sehrinde, nefis olarak basilmis, 1398 [m. 1978] se- 
nesinde, istanbulda, bunun foto-kopisi ahnarak (Minhat-iil veh- 
biyye) kitabi ile birlikde basdinlmisdir. 

25 - Ehl-i siinnet alimlerinin "rahime-hiimullahii teala" hakh 

-242- 



olduklarim, vehhabiler de soylemekdedir. Allahii teala, bu dogru 
sozti, onlara da soyletmekdedir. Bakimz, bu kitabin dortylizotuzi- 
kinci sahifesinde Ehl-i siinneti nasil ovmekdedir: (Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem", Muazi Yemene hakim olarak gonderece- 
gizeman, (Ne ile hiikin edeceksin?) buyurdu. Allahm kitabi ile de- 
di. (Allahin kitabinda bulamazsan?) O zeman, Restilullahm siinne- 
ti ile hiikm ederim dedi. (Orada da bulamazsan) buyurunca, icti- 
had ederek, anladigima gore, hiikm edecegim dedi. Bunun iizeri- 
ne, (Resuliiniin hakimine, Resuliiniin razi oldugunu ihsan eden 
Allahii tealaya haind ederim) buyurdu. Muaz Eshab-i kiramm 
fikh, halal ve haram bilgilerini en cok bilenlerden idi. Bunun icin, 
ictihad yapabilecek, yiiksek alim idi. Allahii tealanm Kitabinda ve 
Resulullahm siinnetinde bulamadigi seyleri, kendi ictihadma gore 
hiikm etmesi caizidi. Fekat bugiin ve bundan once, Allahii teala- 
nm Kitabmdaki hiikmleri ve Resuliiniin siinnetini bilmiyenler, 
boyle cahil olduklan halde, kendilerinin ictihad edebileceklerini 
samyorlar. Bunlara yaziklar olsun) diyor. 

Btitiin vesikalanm Ehl-i siinnet alimlerinin "rahime-humullahii 
teala" kitablarmdan almis oldugu gibi, bu satirlanm da, o biiyiik 
alimlerin kitablarmdan almisdir. Ciinki, ibni Teymiyyeden once, 
onun sapik fikrleri gibi yazanlar yokdu. Bu cign o acdi. Ondan son- 
ra gelenler, isi azitdilar. Taskmlik yapdilar. Ehl-i siinnet kitablarm- 
dan aldiklan kiymetli yazilara, yanhs bozuk ma'nalar verdiler. 
Herkes, arabi ogrenmeli ve ictihad yapmahdir dediler. Dogru yol- 
dan ayrildilar. Milyonlarca insani da sapdirdilar. Yukandaki yazi, 
kendi iddi'alanm ciiriitmekde, onlar gibi cahillerin ictihad yapami- 
yacaklanm, cikaracaklan htikmlerin, ma'nalann yanhs, bozuk ola- 
caklanm gostermekdedir. 

Son giinlerde, ictihada inanmiyanlar cogalmakdadir. (Mezheb 
ne imis. Mezhebler, miislimanlan bolmiisler. Dinigiic duruma sok- 
muslar. Allah kolayhk emr ediyor. islamiyyetde mezheb diye bir- 
seyyokdur. Bunlar sonradan uydurulmusdur. Ben Eshabm yolun- 
dayim. Baska yol tammiyorum) diyorlar. 

Boyle sozleri din cahilleri cikarmisdir. Simdi de, miislimanlar 
arasma yayiyorlar. Hem de, cok kurnaz davramyorlar. Once, Ehl-i 
siinnet alimlerinin kitablarmdan dogru bir bilgi soyleyip, bundan 
sonra kendi yalanlanm soyliyorlar. Dogrusunu isitenler, hepsini 
dogru samp aldamyorlar. Kurtulus yolu, Eshab-i kiramin yoludur 
"ndvanullahi teala aleyhim ecma'in". Beyhekmin haber verdigi 
ve (Kiinuz-iid-dekaik) kitabinda yazih hadis-i serifde, (Eshabini 
gokdeki yddizlar gibidir. Hangisine uyarsamz, hidayete kavusur- 

-243- 



sunuz!) buyuruldu. Bu hadis-i serif gosteriyor ki, Eshab-i kiram- 
dan herhangi birine uyan, Onun yolunu tutan, dunya ve ahiret 
se'adetine kavusacakdir. Deylemmin bildirdigi hadis-i serifde, (Es- 
habim, iyi insanlardir. Allahii teala, Onlara hep iyilik versin) buyu- 
ruldu. Yine Deylemmin "rahmetullahi aleyh" bildirdigi hadis-i se- 
riflerde, (Eshabimin kabahatlerini konusinaviniz!) ve (Mu'aviye 
elbet melik olacakdir) buyuruldu. 

Eshab-i kiramin yolundayiz diyenler, bu yolu nereden ogrene- 
cekler? Bin sene sonra gelmis olan mezhebsizlerden mi? Yoksa, 
Eshab zemamnda bulunan, onlarin yetisdirdikleri alimlerin kitab- 
lanndan mi? Eshab-i kiramin yetisdirdikleri ve onlarin talebesinin 
yetisdirdikleri alimler (Ehl-i siinnet vel-cema'at) mezhebinin alim- 
leridir "rahime-hiimullahu teala". (Mezheb), yol demekdir. Ehl-i 
siinnet vel-cema'at mezhebi demek, Resulullahm ve Onun ce- 
ma'atinin ya'ni Eshabimn yolunda olan miislimanlar demekdir. Bu 
mubarek alimler, hep Eshab-i kiramdan ogrendiklerini yazmislar- 
dir. Kendi goriisleri ile birsey yazmamislardir. Kitablarmda, vesi- 
kasiz, senedsiz bir kelime yokdur. Dort mezhebin imanlari birdir. 
Eshab-i kiramin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'm" yolu, ancak 
Ehl-i siinnet alimlerinin kitablarmdan ogrenilebilir. 

Eshab-i kiramin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'm" yolunda 
olmak istiyenin, Ehl-i siinnet mezhebinde olmasi lazimdir. Sonra- 
dan tiireyen bozuk yollardan sakinmasi lazimdir. 

26 - (Feth-ul-mecid) ismindeki vehhabi kitabimn dortyiizsek- 
senbesinci ve sonraki sahifesinde de, hak olan Ehl-i siinnet bilgile- 
rini yazmak zorunda kalmis, bunlarm arasinda bozuk, zehrli saldi- 
nlarmdan da geri kalmamisdir. Diyor ki: 

(Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem ", kabrziyaret ederken 
ahireti hatirlamagi, meyyite diia ederek, ona ihsanda bulunmagi, 
ona acimagi, istigfar etmegi emr etmisdir. Ziyaret eden kimse, 
hem kendisine, hem de meyyite iyilik etmis olmakdadir. Miisli- 
min, Ebu Hiireyreden "radiyallahii anh " bildirdigi hadisde (Kabr- 
leri ziyaret ediniz! Kabr ziyareti, oliimii hatirlatir) buyuruldu. Ab- 
dullah ibni Abbas diyor ki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem " Medinede, kabristan yamndan geciyordu. Kabrlere bakarak, 
(Esselamu aleykiim ya ehlel-kubur! YagGrullahu lena ve lektim, 
entiim selefiina ve nahnii bil-eser) buyurdu. Bu hadis-i serifi 
imam-i Ahmed ve Tirmiizi bildirmekdedir. ibniil-Kayyim-i Cev- 
ziyyenin, imam-i Ahmedden bildirdigi hadis-i serifde, (Size, kabr 
ziyaretini yasaklainisdini. Simdi, kabrleri ziyaret ediniz! Boylece 
ahireti hatirlarsiniz) buyurdu. Ibni Macenin Abdullah ibni 

-244- 



Mes 'uddan bildirdigi hadis-i serifde, (Kabr ziyaretini once yasak- 
lamisdim. $imdi ziyaret ediniz! Boylece diinyaya goniil vermek- 
den kurtulur, ahireti hatirlarsuuz) buyuruldu. Imam-i Ahmedin, 
Ebu Saldden bildirdigi hadis-i serifde, (Kabr ziyaretini size ya- 
saklanusdini. Shndiden sonra ziyaret edebilirsiniz. Boylece, ibret 
ahr, gafletden uyamrsiniz) buyuruldu. ibn-iil Kayyim-i Cevziyye, 
Seleme-tebni Verdandan haber veriyor. Diyor ki, Enes bin Mali- 
kigordiim. Resulullaha selam verdi. Sonra birkabrin divanna da- 
yandi, diia etdi. Miisrikler kabr ziyaretini degisdirdiler. Dini tersi- 
ne cevirdiler. Kabre giderek, meyyiti, Allaha serik yapiyorlar. 
Meyyite diia ediyorlar. Meyyit vasitasi He Allaha diia ediyorlar. 
ihtiyaclanni meyyitden istiyorlar. Bereketin ondan gelmesini 
bekliyorlar. Diismanlanna karsi onun yardim etmesini diliyorlar. 
Boylece, kendilerine de, oliiye de kotiiluk yapiyorlar. Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem ", bu kotii adetleri onlemek icin, kabr 
ziyaretini erkeklere yasak etmisdi. Sonra, tevhid kalblere yerle- 
since, kabr ziyaretine izn verdi. Fekat kabrde hiicr [sacma, cirkin 
soz] soylemek yasak edildi. Hiicriin en buyiigii, kabr basmda, soz 
ve hareket He sirk yapmakdir. $imdi, turbeleri siisliiyorlar, ca- 
mi'lere bakmiyorlar. Allahm Peygamberlerle bildirdigi dini tersi- 
ne geviriyorlar. Si'iler, insanlann en cahilleri ve dinden en uzak 
kalanlan oldugu icin, turbeleri yapiyorlar. Camileri yikiyorlar) 
diyor. 

Cahillerin ve sapiklarm kabr baslannda ve tiirbelerde yapdik- 
lan taskmliklara, sirke ve Allahu tealamn yaratdigim dusunmiyen- 
lere karsi, biz de vehhabilerle birlikdeyiz. Elbet sirkin ve miisrikle- 
rin diismamyiz. Bunu imam-i Rabbani "rahmetullahi teala aleyh" 
cesidli mektublarmda ve encok uciincii cildin kirkbirinci mektu- 
bunda cok giizel ve acik anlatmakdadir. Bu mektub (Se'adet-i 
Ebediyye) kitabinm uciincii kismmin ikinci maddesinde yazilidir. 
Fekat, vehhabiler kabr ziyaretine, Kur'an-i kerim okuyup, sevabi- 
m meyyitin ruhuna gondermenin, diia etmenin meyyite faide vere- 
cegine inandiklanm yazdiklan halde, meyyit isitmez, his etmez, 
ona birsey soylemek, Peygamberden sefa'at istemek, Evliyayi ve- 
sile ederek, Allahu tealaya diia etmek sirk olur diyorlar. Sozleri 
birbirini tutmiyor. Kitabimizin basmdan beri goriildiigii gibi, veh- 
habilerin Ehl-i stinnetden farki, bu noktada toplanmakdadir. Biz 
de, din kardeslerimizi korumak icin, bu nokta iizerinde durmagi 
uygun goriiyoruz. 

Osmanh devleti zemamnda, mekteblerin, medreselerin, iini- 
versite tistiinliigiinde olan (Medrese-tiil-niutehassisih) admdaki 

-245- 



yiiksek kismmda, tesavvuf miiderrisi ya'ni profesoru bulunan, bu- 
yiik islam alimi ve olgun Veli, seyyid Abdiilhakim Efendi "rahme- 
tullahi aleyh" 1342 hicri ve 1924 miladi yilmda, Istanbulda basilan 
(Rabita-i serife) kitabmda buyuruyor ki: 

Allahii tealamn sifatlan ile sifatlanmis ve miisahede makamma 
varmis olgun bir Veliye, kalbini baghyarak, yamnda iken ve yamn- 
da olmadigi zemanlarda, o zatin yuziinii hayalinde bulundurmaga 
(Rabita) denir. (Onlar gdriiliince, Allahii teala hatirlanir) ve Bu- 
haride ve Miislimde bildirilen (Onlarla beraber bulunanlar saki ol- 
maz) hadis-i seriflerinde bildirildigi gibi, bu kemale ermis olanlan 
dtisiinmek, insana bircok faideler saglar. Sadik ve temiz bir musli- 
man, boyle bir Allah adamim dusiinmekle, onun sifatlan, halleri 
kendisinde hasil olur. Hadis-i serifler salih miislimanlarla, ya'ni Al- 
lahii tealamn sevdigi kimselerle beraber bulunmagi emr etmekde- 
dir. [Deylemide ve Taberanide ve Kiinuz-iid-dekaikde bildirilen 
hadis-i serifde, (Ben ilm sehriyim. All onun kapisidir) buyuruldu. 
Bu hadis-i serifin gosterdigi gibi, Allahii tealamn sonsuz feyz der- 
yasmm kapisi gibi olan, Allah adamlanmn kalblerinden, bunlari 
seven ve hatirlayan miislimanlarm kalbine feyz, ma'rifet, nur akar. 
Bu feyze kavusmak icin, Ehl-i siinnet i'tikadmda olmak, Resulul- 
laha tam uymak ve Allahii tealamn sevdigi Allah adamlanm sev- 
mek, kalbinde onlann sevgisini bulundurmak lazimdir. Bu sartlar- 
dan mahrum olanlar, Allah adamlanmn feyzlerinden, ma'rifetle- 
rinden mahrum kalmislardir. Bilmediklerini, inkardan baska care 
bulamiyorlar. Allah adamimn kalbinden feyz almak icin ikinci sart, 
o zatin Resulullah efendimizin tam varisi olmasi, Onun yolunda, 
izinde bulunmasi ve Allahii tealamn sevgili kulu olmasi lazimdir. 
Vehhabiler arasmda boyle bir Allah adami bulunmadigmdan da, 
onlar icin feyz ve ma'rifet kapilan kapahdir. Putlara, heykellere ta- 
pman miisriklerin ve cahillere, sahte Rehberlere gontil veren ze- 
valh miislimanlarm bir feyz ve faide edinememeleri, bundan ileri 
gelmekdedir. Ebu Cehl, Ebii Talib ve Ebu Leheblerin, Resulullah- 
dan "sallallahii aleyhi ve sellem" feyz ve hidayet alamamalan ise, 
birinci sebebin kendilerinde bulunmamasindan ileri gelmekdedir. 
Peygamberler "aleyhimiisselam", Allahii tealamn yeryiiziinde ha- 
lifeleridir. Evliya-yi kiram, Peygamberlerin varisleri olduklan icin, 
onlar da bu serefden pay almislar, mubarek kalbleri, Allahii teala- 
mn aynasi olmusdur. (Sad) suresinin yirmialtmci ve (En'am) sure- 
sinin yiizaltmisbesinci ayet-i kerimeleri ve benzerleri, bu soziimu- 
ziin vesikalandir. 

Olgun bir Velinin "rahime-hullahii teala" kalbine baglanan bir 

-246- 



musliman, onun mubarek kalbi vasitasi ile Allahu tealadan gelen 
feyzlere kavusur. Deylemide ve Kiinuz-iid-dekaikde "rahmetulla- 
hi ala miiellifeyhima" yazili hadis-i serifde, (Ehli arasinda bir alim, 
iimmeti arasindaki Peygamber gibidir) buyuruldu. Kalbin feyzle- 
re, ma'rifetlere kavusmasmda, Allah adammm diri ve olii olmasi 
arasinda hie fark yokdur. Onun kemalati, ruhaniyyetinden hie ay- 
nlmaz. Ruhaniyyet de, zemana ve mekana ve oliiliige ve dirilige 
bagh degildir. Yukandaki iki sart mevcud ise, her nerede olursa ol- 
sun, diri olsun, olii olsun, Allah adamlarma baglanan, ya'ni onlan 
seven ve hatirhyan miislimanlar, hemen feyz ve ma'rifete kavusur- 
lar. Bunlarm riihlarmin tesarruflan, Allahu tealanm tesarrufu ile 
olduguna inanmak lazimdir. 

Insan, Allahu tealadan vasitasrz feyz almaga kadir olmadikca, 
Allahu tealanm sevdigi, Allahu tealadan feyz ahp, talebesine vere- 
bilen bir vasitaya muhtacdir.] 

Buhara, Hive, Semerkand ve Hindistan alimlerinin "rahmetul- 
lahi teala aleyhim ecma'm", hicretin ikiyiiz senesinden, binikiyiiz 
senesine kadar sozbirligi ile bildirmis olmalan ve yapmis olmalan 
ve emr etmeleri, yukandaki yazimiza en biiyiik sened ve vesika ol- 
makdadir. Bunlarm iistiinde baska bir vesika aramaga kalkismak, 
bin seneden fazla bir zemanda, koca Asya kit'asinda yetismis olan 
milyonlarca islam alimlerini kiiciiltmek, hatta kotiilemek olur. 
Bunlarm alim ve cogunun da olgun Veh olduklanm gosteren ki- 
tablan meydandadir. 

Maide suresinin otuzbesinci ayetinde mealen, (Ona kavusmak 
iQin vesfle arayiniz) buyuruldu. Bu emrdeki vesile, ya'ni vasita, bir 
sarta baglanmamis, mutlak olarak, ya'ni umumi olarak bildiril- 
misdir. ibadetler, zikrler, diialar ve Evliyamn ruhlan bu emrin 
icinde bulunmakdadir. Umumi olan bu emri simrlamaga kalkis- 
mak, ayet-i kerimeye iftira etmek olur. Vesilenin Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" oldugunu, Al-i imran suresinin otuzbi- 
rinci ayet-i kerimesi bildiriyor. Bu ayetde mealen, (Allahu tealayi 
seviyorsaniz, bana tabi' olunuz! Allahu teala, bana tabi' olanlari 
sever) buyuruldu. Musliman oldugunu soyliyen herkesin buna 
inanmasi lazimdir. (Alimler, Peygamberlerin varisleridir) hadis-i 
serifi, alimlerin, Velilerin "kaddesallahii teala esrarehiim" de ve- 
sile oldugunu gostermekdedir. Ayet-i kerimedeki, (Tabi' olunuz) 
emrine uymak icin, sevmeden tabi' olmak mumkin olamaz. 

(Buhari) kitabinda diyor ki, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii 
anh" kalbinden ve hayalinden Resulullahm hie aynlmadigini soy- 
ledi. Hatta halada bile hayalinde oldugundan sikayet etdi. 

-247- 



Tevbe suresinin yiizyirminci ayetinde mealen, (Ey iinan eden- 
ler! Allahdan korkunuz! Sadiklarla beraber bulununuz!) buyurul- 

du. Bu ayet-i kerimede de (Beraber bulunmak) bir sarta baglan- 
mamis, mutlak olarak, umurm olarak emr olunmusdur. Bundan 
dolayi, beden ile ve ruh ile beraberlik demekdir. Beden ile bera- 
berlik, sadiklarm yamnda edeb ile, saygi ile ve sevgi ile bulunmak- 
dir. Ruh ile beraberlik ise, Allahii tealanm sevdigi sadik bir kulu- 
nu, saygi ile hatirlamakdir. 

Yusiif suresinin yirmidordiincu ayetinde mealen, (Yusiif "aley- 
hisselam", Rabbinin burhanim gormeseydi) buyuruldu. Burada 
bildirilen burhan, Ya'kub aleyhisselamin seklinin goriilmesinin ol- 
dugunu sozbirligine yaklasik olarak bildirmislerdir. Kessaf tefsiri- 
nin sahibi olan Zimahseri, mu'tezili mezhebindeki sapiklardan ol- 
dugu halde, bu da, miifessirlerin cogunluguna katilarak, Urdiinde 
bulunan Ya'kub "aleyhisselam" Misrda, odada Zelihanm yamnda 
bulunan Yusiif aleyhisselama gortindii diyor. 

Hanefi alimlerinden ve Esbah kitabimn muhsisi Ahmed Ha- 
mevi "rahmetullahi aleyh", (Nefehat-iil-kurb vel ittisal bi-isbat-it- 
tesarrufi li-evliyaillahi teala velkerameti ba'del-intikal) kitabmda, 
Evliya-i kiramm ruhaniyyetlerinin, cismaniyyetlerinden daha kuv- 
vetli oldugunu, bunun icin aym zemanda cesidli yerlerde goriilebi- 
leceklerini bildirmekdedir. Bu yazilanna vesika olarak su hadis-i 
serifi yazmakdadir: (Cennete her kapidan girecekler vardir. Her 
kapi bunlari kendisine cagiracakdir). Ebu Bekr-i Siddik "radiyal- 
lahii anh", sekiz kapmm hepsinden birden giren olur mu ya Resu- 
lallah dedi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Umanm ki 
sen onlardan olursun) buyurdu. insamn ruhu, (alem-i emr) deki 
asl mertebesi ile irtibat kurabilecek giicunti kazamnca, insan bir 
anda cesidli yerlerde goriinebilir. insan oliince, ruhunun diinya ile 
ilgisi azalacagmdan, daha kuvvetli olur. Bir anda cesidli yerlerde 
goriilmesi daha kolay olur. [Seyyid Ahmed Hamevi Misri, 1098 
[m. 1686] de vefat etmisdir.] 

Ahmed ibni Hacer-i Mekki "rahmetullahi aleyh" Semail ser- 
hinde ve Celaleddin-i Siiyuti (Tenvir-iil-halek) kitabmda, Abdul- 
lah ibni Abbasm (Resulullahi rii'yada gordiim. iltifat buyurdu. 
Uyamnca, mubarek zevcelerinden birisini ziyaret etdim. Aynaya 
bakdim. Aynada Resulullahi gordiim, kendimi gormedim) dedigi 
yazihdir. Bu hal, yalmz Resulullaha mahsus olan seylerden degil- 
dir. Ciinki, islam alimleri, Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" hasa'isini toplamislardir. Bu hali hasa'is kitablarma sokma- 
mislardir. Fikhm ve iisul-i fikhm temel kaidelerine gore, Resululla- 

-248- 



hm hasa'isinden olmiyan her haline timmetinin alimleri ve Velile- 
ri varis olurlar. Mesela, nemazda Resulullah ile konusmak nemazi 
bozmaz. Bu, Resulullahm hasa'isindendir. Ya'ni yalmz Ona mah- 
susdur. Alimlerle, Velilerle konusmak, nemazi bozar. Resulullahi 
"sallallahii aleyhi ve sellem" goziiniin online getirerek goriir gibi 
salat ve selam vermek, hasa'isinden degildir. Evliyayi da goziiniin 
oniine getirip ruhaniyyetinden yardim beklemek caizdir. Safi'i 
alimlerinden Celaleddin-i Siiyutinin (Kitab-iil-Miinceli ft tetavvur- 
il veil) kitabmda, Subkmin (Tabakat-iil-Kiibra) kitabmdan nakl 
ederek, kerametin yirmiikincisi, Evliyamn cesidli insanlarm seklle- 
rinde gortilmesidir diyor. Meryem suresinin onaltmci ayetinde me- 
alen, (Ona insan olarak goriindii) buyuruldu. Ya'ni Cebrail aley- 
hisselam, hazret-i Meryeme insan seklinde goriindii ayet-i kerime- 
sinden, Evliyamn ruhlarimn cesidli sekllerde gortilecegini anlamis- 
lardir. Kadib-iil-Ban Hasen Musulinin meshur vak'asi da, bu cesid 
kerametlerdendir. [Bu vak'a ve diger kerametleri, Yusiif Nebhani- 
nin (Cami'ul-keramat-iil-evliya) kitabmda uzun yazihdir. Besyiiz- 
yetmis [570] de Musulda vefat etmisdir. Safi'i alimlerinden allame 
Ceyli (Buhari) kitabmi serh ederken, seytan Resulullahm "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" sekline giremedigi gibi, Onun varisi olan ol- 
gun Velilerin sekline de giremez buyurdu.] 

Hanefi alimlerinden allame Seyyid Serif Ali Ciircani "rahme- 
tullahi aleyh", 1 ' 1 (Serh-i Mevakif) kitabmin sonuna dogru, miisli- 
manlarm yetmisiic firkasim yazmadan once ve aynca (Serh-i Me- 
tali') kitabma yapdigi hasiyesinde, Evliyamn "rahime-hiimullahii 
teala" cesidli sekllerde talebesine goriindiiklerini ve diri iken de, 
olii iken de goriilen bu sekllerinden, talebesinin feyz aldiklarim, fa- 
idelendiklerini yazmakdadir. 

Maliki alimlerinden Taceddin Ahmed ibni Ataullah iskenderi 
"rahmetullahi aleyh", (Taciyye) risalesinde, olgun Veliyi "rahime- 
hullahii teala" gormekle veya diisiinmekle, onlardan istifade edile- 
cegini bildirmisdir. [Ataullah-i iskenderi maliki sazili, 709 [m. 
1309] da Misrda vefat etdi.] 

Hanefi alimlerinden allame Semseddin ibniin-Nu'aym "rah- 
metullahi aleyh" (Kitab-ur-Ruh)da diyor ki, ruh bedende oldu- 
gundan baska bir halde de bulunur. Evliyamn ruhlan (RefTk-i 
a'la)dadir. Bir yandan oliiniin bedenine de baghdir. Bir kimse, o 
ruhun sahibinin mezarma gelip selam verse, Refik-i a'lada bulu- 
nan ruhu, oradan bu selama cevab verir. Boyle oldugu, imam-i 



[1] Seyyid Serif 816 [m. 1413] de Sirazda vefat etdi. 

-249- 



Siiyutinin (Kitab-iil-Munceli)sinde de yazilidir. Biitiin bunlardan 
anlasihyor ki, Veliler vefat etdikden sonra, bilemedigimiz kuvvetli 
bir tesarrufa ve te'sire malikdirler. 

Maliki alimlerinden (Muhtasar) kitabinin sahibi Halil bin Ishak 
Cendi "rahime-hullahii teala" buyuruyor ki, Veil olgunlasmca, 
kendisine Allahii teala tarafindan cesidli sekllerde goriinme kuv- 
veti verilir. Bu da, olamiyacak birsey degildir. Ciinki, baska baska 
goriinen sekller, ruhaniyyetdir. Bedeni, cismi, goriinmemekdedir. 
Ruhlar, madde degildirler. Boslukda yer kaplamazlar. [Halil mali- 
ki Misri 767 [m. 1365] de vefat etdi.] 

Bu kadar derin alimlerin ve Velilerin acikca bildirmis olduk- 
lan bilgilere ve vesikalara inanmamak, dine ve akla uymamak 
olur. Bu inanislanndan dolayi, Ehl-i siinnet olan miislimanlara 
kafir ve miisrik damgasini basan vehhabilere, Allahii teala, akl ve 
insaf ihsan eylesin! Buna inanan miislimanlari, kabrlere tapman, 
heykelleri, mahluklan yaratici sanan miisriklere benzetenlere ya- 
ziklar olsun! Kalbi Resulullahm ve Onun varisi olan Evliyamn as- 
ki, sevgisi ile yanmis, tutusmus olan, sultan-iil-asikin ismi ile ta- 
mnmis, maliki ve kadiri Omer bin Fand "rahmetullahi aleyh" 
(Hamriyye) admdaki meshur kasidesinde, tesavvuf biiyiiklerini, 
sanlanna yakisacak suretde ovmekdedir. [Omer bin Fand, 576 
[m. 1180] da Misrda vefat etdi.] Ezelde, dalalet ve felaket damga- 
si vurulmus olan sapiklar, ne kadar anlatilsa, vesikalar, hatta ke- 
rametler gosterilse, inanmak ni'metine kavusamazlar. Mevlana 
Abdiirrahman-i Cami "rahime-hullahii teala" asagidaki rubaisin- 
de, bunlara cok giizel cevab vermekdedir. 

Cihan arslanlan hep, bu zincire baghdir. 
Bu zinciri, hileyle, tilki nasil kopanr? 
Evliyaya, bir sapik, dil uzatirsa eger, 
Onlara bir$ey olmaz, ahmakligm anlatir. 

[Molla Cami "rahmetullahi aleyh" 898 [m. 1492] de Hiratda ve- 
fat etdi.] 

Cenab-i Hakkm yakdigi cirayi iifiirerek sondiirmek istiyenin, 
ancak sakallan tutusur. (Rabita-i §erife) kitabinm yazisi burada te- 
mam oldu. 

27 - (Feth-ul-mecfd) kitabinin muellifi, dortyiizseksenaltmci sa- 
hifesinde de, hakikati yazmak zorunda kalmisdir. Ebu Daviidiin 
Ebu Hiireyreden "radiyallahii anh" bildirdigi, (Evlerinizi kabr yap- 
mayiniz! Kabrimi bayram yen yapmayiniz! Bana salevat getiriniz! 

-250- 



Her nerede salevat getirirseniz, bana bildirilir) hadis-i senfini yaz- 
misdir. Kendi bozuk inamslarim isbat etmek icin yazdigi bu hadis-i 
serif, Peygamberlerin "aleyhimiissalevatu vesselam" kabrlerinde 
diri olduklanm gostermekdedir. Ciinki, bir soz, diri olana bildirilir. 

28 - Dortyiizdoksamnci sahifesinde: (Muslim sahihi ve Ebu Da- 
viid ve Tirmizinin, tmran bin Husayndan "radiyallahii teala anh" 
bildirdikleri hadis-i serifde, (Ummetimin en iyileri, benim zema- 
nimda bulunanlardir. Onlardan sonra, en iyileri, onlardan sonra 
gelenlerdir. Onlardan sonra da en iyileri, onlardan sonra gelenler- 
dir) buyuruldu. Bu hadis-i serif, Buharide de yazihdir ve (En iyi- 
niz) diye baslamakdadir. En iyi olmak, ilmleri, imanlan ve isleri en 
iyi olanlar demekdir. Bunlar, cikan bid'atleri inkar etmisler, yok 
etmislerdir. Uciincii asrda bid'atler cogaldi ise de, alimler cok idi. 
Islamiyyet revicda idi. Cihad yapihyordu. Muslim sahihindeki, 
Abdullah ibni Mes 'ud tarafmdan bildirilen hadis-i serif de boyle- 
dir. Yalmz burada sonra gelen asrlar iic kerre tekrar edilmekdedir. 
Dordiincii asrm sonuna kadar haynn, serden cok oldugu anlasil- 
makdadir) diyor. 

Bu hadis-i serif, Ehl-i siinnet alimlerini ovmekdedir. Ciinki, 
Ehl-i siinnet alimleri "rahime-humullahii teala" en hayrli olan bu 
dort asrm en iistiinleri, en kiymetlileri idiler. Bu ustiinliikleri, ken- 
di asrlannda bulunan milyonlarca muslimamn sozbirligi ile bildiril- 
mekdedir. Miiellif, Ehl-i siinnet alimlerini, isine geldigi yerde ov- 
mekde, onlann yazilarmi, ictihad buyurarak bildirdikleri seyleri 
kendi sozlerine vesika olarak yazmakdadir. Bir yandan, Ehl-i siin- 
net alimlerini ovmek zorunda kahyor, bir yandan da ayet-i kerime- 
lere ve hadis-i seriflere Ehl-i siinnet alimlerinin verdikleri ma'na- 
lan begenmiyorlar. Bu ma'nalardan bircoklanna sirk diyorlar. 
Ehl-i siinnete, miisrik damgasim basmakdan haya etmiyorlar. Mii- 
ellif, bircok yerinde, hadis alimlerinden isma'il bin Omer ibni Ke- 
sir Imadeddinin kitablarmdan vesikalar vermekdedir. Ciinki, imad 
bin Kesir, ibni Teymiyyeye gore fetva verirdi. [Ebiilfida hafiz is- 
ma'il ibni Kesir safi'i Basri, 734 [m. 1372] de Samda vefat etdi.] 

29 - Miiellif, besyiiziiciincu sahifede diyor ki: (Birisin yapilma- 
si icin, diri olan herkesden sefa'at istemek, ya'ni yardim etmesini 
ve diia etmesini istemek caizdir. Hazret-i Omer, Medineden Mek- 
keye Omre yapmaga giderken, Resulullah u sallallahii aleyhi ve 
sellem", (Salih diiadan bizi de unutma kardesim) buyurdu. Bu ha- 
dis-i serif, Ebu Daviidiin ve imam-i Ahmedin miisnedinde yazih- 
dir. Hazret-i Omer buyuruyor ki, bu hadis-i serifdeki (Kardesim) 
sozii kadar bana sevgili olan bir sozii hayatimda hie isitmedim. ts- 

-251- 



lamiyyet oliilere yalniz diia etmege izn vermisdir. Fekat oliiden 
diia istemek bildirilmemisdir. Ayet ve hadisler, bunu yasak etmis- 
dir. Fatir suresinin oniiciincii ayetinde, ( Allahii tealadan baska iba- 
det etdiginiz putlar, liurnia cekirdegi iizerindeki zar kadar bile, si- 
ze faide veremezler. O putlara diia edersiniz, isitmezler. Isitmis ol- 
salar ilahf, faide vermege giicleri olmadigi icin, size cevab vermez- 
ler. Kryamet giinii de, putlar, kendilerini Allahii tealaya ortak yap- 
manizin yanks oldugunu soyler), buyuruldu. Bu ayet, oliilerden 
diia istiyenlerin, kiyametde kafir olacaklanm bildihyor. Boyle ol- 
dugunu, Ahkaf suresinin alhnci ayeti olan (Kafirler, kiyametde 
hasr olunca, ma'budlari onlara diisman olup, onlarin ibadetlerinin 
yanks oldugunu bildirirler), ciimlesi de bildirmekdedir. Oyle ise, 
hicbir olii ve gaib olan diri kimse isitmez, faide ve zarar veremez. 
Sahabe ve biiyiikleri olan Hulefa-i rasidin, Resulullahm kabrine 
gelip birsey istememislerdir. Hazret-i Omer "radiyallahii anh" 
yagmur diiasma, hazret-i Abbasi gotiiriip, yagmur icin diia yapma- 
sini diledi. Qiinki o, diri idi. Rabbine diia edebilirdi. Oliiden yag- 
mur diiasi istemek caiz olsaydi, hazret-i Omer ve Eshab-i kiram, 
Resulullahm kabrinden isterlerdi) diyor. 

Kitabin dortyiizseksenaltinci sahifesinde, (Benim icin, her yer- 
de okudugunuz salat ve selam bana bildirilir) hadis-i serifini yaz- 
mis ve bu hadis, saglamdir ve meshurdur demisdi. Simdi, Resulul- 
lahm birsey isitmiyecegini, diia edemiyecegini, Ondan diia isteme- 
nin sirk oldugunu yaziyor. Yazilan birbirine uymiyor. Vesika ola- 
rak yazdigi Fatir suresindeki ayet-i kenme, Allahii tealaya inan- 
miyan, Ona ibadet etmeyip, putlara, heykellere tapman kafirleri 
bildirmekdedir. Allahii tealamn sevgili Peygamberinin veya Veli- 
sinin kabrine gidip, sefa'at ve diia etmesini istiyen mii'minlere 
mtisrik damgasim basabilmek icin, kafirleri anlatan ayet-i kerime- 
leri, vesika olarak yazmak, Kur'an-i kerime de, mii'minlere de if- 
tiradir. Bu ayet-i kerime, mezarlan ve oliileri bildirmiyor. Allahii 
tealaya inanmiyan, putlara tapman kafirleri bildiriyor. Mii'minle- 
re karsi, bu ayet-i kerimeyi ileri siirenlere hak verdirecek zerre ka- 
dar bir vesika yokdur. Ahkaf suresinde yazdigi ayet-i kerimeden 
bir once, Allahii teala mealen, (Allahii tealaya iinan ve ibadet et- 
meyip, isitmiyen putlara ibadet eden kimseden daha kotii, daha 
sapik yokdur) buyuruyor. Bu ayet-i kerime de, kafirleri bildir- 
mekdedir. Hazret-i Omerin yagmur diiasma cikmasi, siinnete uy- 
mak icin idi. Ciinki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" yag- 
mur diiasi yapdigi icin, hazret-i Omer de, siinnete uyarak diia yap- 
di. Yagmur diiasi, bir ibadetdir. ibadetler, elbette siinnete uygun 
yapihr. Boyle olmakla beraber, Hanefi mezhebi alimlerinden Ha- 

-252- 



sen Sernblali, 111 (Nur-ul-izah) ve bunun serhi olan (Merakil-felah) 
kitabinda diyor ki, (Medmede olanlarm, yagmur diiasi icin (Mes- 
cid-i Nebi)de toplanmalan daha iyi olur. Ciinki orada, Resulullah- 
dan "sallallahti aleyhi ve sellem" baska birsey vasitasi ile, Allahti 
tealadan birsey istenmez ve birseye kavusulmaz. Resulullah efen- 
dimizin de "sallallahii aleyhi ve sellem" (Mescid-i Nebi) icinde 
yagmur diiasi yapmis oldugu Buharide ve Miislimde yazilidir. Diia 
edilen yer, ne kadar serefli ise, rahmet yagmasi, o kadar cok olur. 
Once, iki halifesini vesile yaparak, Resulullaha yalvanlir. Sonra, 
iicii vesile edilerek, Allahu tealaya yalvanlir). Kitabm, (Kabr-i 
se'adeti ziyaret ederken, Kibleye doniilup, kabrler arkada biraki- 
lir) demesi de iftiradir. (Merakd-felah)da, (Kabrlere doniiliir. Kib- 
le arkada birakihr. Her kabrin ziyaretinde de, boyle yapilir) denil- 
mekdedir. Yagmur istemek icin, siinnete uygun toplanarak diia et- 
mek, ayet ile ve siinnet ile belli olan bir ibadetdir. Bu ibadeti, siin- 
nete uygun yapmayip da, Kabr-i se'adete gidip istemek, ibadeti de- 
gisdirmek olur. Kilmmiyan nemazlarm giinahim afv etdirmek icin, 
kazalarm kilmmasi emr olundu. Kilmmiyan nemazlan kaza etme- 
yip de, afv edilmelerini Kabr-i se'adetden istemek caiz olmadigi gi- 
bi, yagmuru da, Kabr-i se'adetden istemek caiz olmaz. Fekat, boy- 
le ibadetleri, Kabr-i se'adetin yanmda yapmak, baska yerde yap- 
makdan binlerce def'a faideli oldugu meshur olan hadis-i serffde 
bildirilmisdir. 

Evet, Evliyaya nemaz kilmmaz. Evliyamn kabrine karsi nemaz 
kilmmaz. Boyle yapmak biiyiik giinah, hatta sirk olur. Fekat, Evli- 
yamn kabri yanmda, yalmz Allah icin ve kibleye karsi nemaz kil- 
mak cok sevab olur. Ciinki, Evliyamn kabrlerine rahmet yagmak- 
dadir. Kabr yanmda, tiirbe yanmda nemaz kilmak caiz olmasaydi, 
Eshab-i kiram, Kabr-i se'adeti mescid icine almazlardi. Eshab-i ki- 
ramin hepsi ve bindortyiiz seneden beri gelmis olan milyarlarla 
miisliman, Kabr-i se'adetin yanmda nemaz kilmrslardir. Burada 
nemaz kilmamn faziletinin cok oldugu hadis-i serif ile bildirilmis- 
dir. Mescid-i se'adetde, arka safda nemaz kilanlar, Kabr-i se'adete 
karsi durmakdadirlar. Bindortyiiz seneden beri hicbir islam alimi 
buna birsey dememisdir. Evliyamn "kaddesallahii teala esrare- 
hiim" kabrleri yanmda nemaz kilmamn caiz olduguna bundan da- 
ha biiyiik vesika olabilir mi? Kabre karsi kilmagi kasd etmek, bu 
niyyet ile kilmak hadis-i serif ile nehy edilmisdir. Fekat, kibleye 
karsi kilmagi kasd edince, kabre tesadiif etmesi caiz oldugu icma'i 



[1] Sernblali 1069 [m. 1658] de Misrda vefat etdi. 

-253- 



iimmet ile sabitdir. 

Ibni Hacer-i Hiytemi Mekkf "rahime-hullahii teala", (Zevacir) 
kitabmda doksanbirinci sahifede diyor ki, (Buharideki hadis-i 
kudside, (Allahii teala buyurdu ki, Evliyamdan birine cliisiiianlik 
eden benimle harb etmis olur. Kulumu bana yaklasdiran seyler 
arasinda bana en sevgili olanlan ona farz etdigim seylerdir. Kuluin 
nafile ibadetleri yapmakla bana o kadar yaklasir ki, onu cok seve- 
rim ve her istedigini veririm) buyuruldu. Doksanbesinci sahifesin- 
deki hadis-i serifde, (Bir kimse bana salevat okursa, bana bikini- 
lir. Ben de ona diia ederim) buyuruldu. Bir hadfs-i serifde, (Bir 
miisliman bana selam verince, riihuin bedenime gelir. Selaimna 
cevab veririm. Peygamberler mezarlarinda diridirler) buyuruldu. 
Ebiidderdamn bildirdigi hadis-i serifde, (Toprak Peygamberlerin 
cesedlerini ciiriitmez. Cum'a giinleri bana cok salevat okuyunuz! 
Uiiiinetiniin okudugu salevat, her Cum'a giinii bana bildirilir) bu- 
yuruldu. Ya Resulallah! Sen mezarda ciirudiikden sonra, selamlar 
nasil bildirilir dediler. Cevabinda, (Allahii teala, topragin Pey- 
gamberleri ciiriitniesini haram etmisdir) buyurdu. Bunlar gibi ha- 
dis-i serifler gosteriyor ki, Peygamberler "aleyhimiissalevatu vet- 
teslimat" mezarlarinda diridir, ciirlimezler. Evliya da, onlarm va- 
risidir). ibni Ebi Seybenin 1 ' 1 ve Ebu Nu'aymin bildirdikleri ve (Kii- 
nuz-iiddekaik)de yazili hadis-i seriflerde, (Evliya goriilunce, Alla- 
hii teala hatirlanir) ve (Allahii tealamn Evliyasi vardir. Bunlar go- 
riilunce, Allahii teala hatirlanir) buyuruldu. Deyleminin bildirdigi 
ve (Kiinuz-iiddekaik)da bildirilen hadis-i serifde, (Kabrdekiler ol- 
masa, sehrdekiler yanardi) buyuruldu. Bu hadis-i serifler gosteri- 
yor ki, cenab-i Hak, kabrdekilerin sebebi ile ve bereketleri ile, di- 
rilere iyilikler vermekdedir. Askerfnin bildirdigi ve Munavinin 
(Kiinuz) kitabmda yazili hadis-i serifde, (Yahya bin Zekeriyyamn 
kabrini bilseydim, ziyaret ederdim) buyuruldu. [Abdurraiif Mii- 
navisafi'i "rahmetullahi aleyh", 1031 [m. 1621] de Kahirede vefat 
etdi.] 

30 - Kitabin yuzkirkaltinci ve yiizellisekizinci sahifelerinde, 
(Allahdan baskasi icin hayvan kesmek haramdir. Keserken, bu 
iimmetin milnafiklannm yildizlara yaklasmak icin yapdiklan gibi, 
Besmele ile kesse bile, miirted olurlar. Kesdiklerini yimek halal 
olmaz. Zemahseri diyor ki, ev satin ahnca, yahud yeniden yapdi- 
rmca, cin carpmasm diye hayvan kesmek de boyledir. Ibrahim 



[1] Ibni Ebi Seybe Abdullah 235 [m. 850] de vefat etdi. 

-254- 



Meruzi diyor ki, sultan veya devlet adamlan gelince, onlara yak- 
lasmak icin hayvan kesmek haramdir. Ciinki, Allahdan baskasi 
icin kesilmis olur. thlal demek, yiiksek sesle baskasi icin kesmek 
demekdir. Allahdan baskasi icin yapilan nezr, adak hayvanlan 
boyledir. Kesmeden once soylemek, mesela bu hayvan falan sey- 
yide icindir, filan seyyid icindir demek boyledir. Boyle olan nezr- 
leri keserken Bismillah demek faide vermez. Allahdan baskasi 
icin yiyecek, icecek adayarak onlara yaklasmak da boyledir. Olii- 
ler icin ve onlardan bereketlenmek icin tiirbelere gotiiriip, tiirbe 
yakmlarmdaki fakirlere dagitilan yiyecek ve icecekleri de, Allah- 
dan baskasi icin nezr yapanlar ve putlar icin, giines, ay icin, mezar- 
lar icin ve bunlar gibi adak yapanlar, Allahdan baskasi icin yemin 
edenler gibidir. Her ikisi de sirkdir. Ba 'zi sapiklann mezarlara 
mum, kandil icin yag adamalari da, miislimanlarm sozbirligi He 
giinahdir. Tiirbelerde hizmet eden fakirlere mal adamak, kilisede- 
kiputlarm hizmetcilerine adamak gibidir. Bunlar, ibadetdir. Bun- 
lan Allahdan baskasi icin yapmak sirk olur. Hanefi alimlerinden 
seyh Kasim, Diirer kitabmda diyor ki, uzakda yolcusu olan veya 
hastasi olan veya mah gayb olan cahiller, ba 'zi salih kullarm me- 
zarlarma geliyor: Efendim, Allahii teala yolcuma kavusdurursa 
veya hastami iyi ederse veyahud da gayb olan mahma kavusdurur- 
sa, sana su kadar altm veya yiyecek veya su veya mum nezrim ol- 
sun diyorlar. Boyle nezrler batildir. Adak yapmak ibadetdir. Al- 
lahdan baskasi icin ibadet olmaz. Oliiniin mah miilkii olmaz. Ona 
birsey verilmez. Herseyi Allah yapar. Olii birsey yapamaz. Oyle 
inanmalan kiifrdiir. tbni Niiceym, Bahr kitabmda diyor ki, bu sa- 
pikhklar, Ahmed Bedevinin tiirbesinde cokdur. Hanefi alimlerin- 
den seyh Sun 7 ullah-i Halebi, Evliya icin hayvan kesmek ve adak 
yapmak caiz degildir diyor. Ahmed Bedevinin tiirbesi Tanta seh- 
rindedir. Kendisi (Mulesseme) devletinin bir casusudur. Bu dev- 
let, Fas tarafmda idi. Bu casus, hile ve yalanla miislimanlan aldat- 
di. Simdi tiirbesi birkilise gibidir. Onun icin adak yapiyorlar. Ona 
tapmiyorlar. Her sene iicyiizbin kisi hac yapmak icin bu putun ya- 
mna geliyor) diyor. 

Kitabin yukandaki yazilanna dikkat edilirse, ayet-i kerimeler 
ve hadis-i serifler ve Ehl-i siinnet alimlerinin kitablanndan kiy- 
metli yazilar yazarak miislimanlarm gozlerini boyamakda, haram- 
lara, mekriihlara hatta mubah olan seylere sirk, kiifr damgasi bas- 
makdadir. Allahii tealamn sevdigi salih kullarma ve onlarm tiirbe- 
lerine put, kilise demekdedir. Sapik inamsh yetmisiki firkadan o- 
lan cahillerin ve ahmaklarm yapdigi cirkin ve bozuk isleri one sii- 
rerek, Ehl-i siinnet Evliyasma "rahime-hiimullahu teala", halis ve 

-255- 



temiz miislimanlara kafir ve miisrik damgasmi basmakdadir. Miis- 
limanlarm, boyle hilelere aldanmamalan ve Ehl-i slinnet alimleri- 
nin bildirdikleri dogru yoldan aynlmamalan icin, Daviid bin Sii- 
leyman Bagdadmin "rahmetullahi aleyh", (Esedd-iil-cihad ff ib- 
tal-i Da'vel-ictihad) adindaki kitabinm otuzbesinci sahifesinden 
i'tibaren on sahifeyi arabcadan tiirkceye terceme ediyoruz. Bunu 
okuyanlar, vehhabilerin yalan soylediklerini hemen anhyacaklar- 
dir. [(Esedd-iil-cihad) kitabi, (Minhat-ul-Vehbiyye) kitabinm de- 
vami olarak (Hakikat kitabevi) tarafmdan miikerreren basdinl- 
misdir.] 

[Once bu kitabm put dedigi Ahmed bin Ali Bedevinin "rahme- 
tullahi aleyh" hayatim kisaca bildirmek uygun goriildii. Semseddm 
Sami beg (Kaiiuis-ulVlain) kitabmda diyor ki, (Ahmed Bedevi 
hazretleri, Evliyamn meshurlarmdan ve seriflerdendir. Ya'ni haz- 
ret-i Hasenin soyundandir. Biiyiik dedesi, Haccacm zulmiinden, 
Fasa kacmisdi. Kendisi hicretin 596 [m. 1200] yihnda Fasda tevel- 
liid etdi. Yedi yasmda iken, babasi ve kardesleri ile Mekkeye gel- 
di. Altiytizotuziic (633) senesinde, gordiigii rii'ya iizerine Iraka ve 
Sama gitdi. Sonra, Misrda Tanta sehrinde yerlesdi. Cok keramet- 
leri goriildii. Yiiksek bir Veil oldugu anlasildi. Sohreti her tarafa 
yayildi. Ziyaretcileri ve talebesi binleri asdi. Altiyiizyetmisbes 675 
[m. 1276] senesinde Tantada vefat etdi.) Vehhabi kitabmin, Ah- 
med Bedevi hazretlerine (Mulesseme) devletinin bir casusudur 
demesi de, alcakca ve cok cirkin bir iftiradir. Mulesseme ve oteki 
ismi (Murabitin) olan islam devleti, hicretin dortyiizkirk senesin- 
de, Fasm cenubunda kuruldu. Bas sehri (Merraki$) idi. ispanyayi 
ele gecirdi. Yiiz sene sonra, hicretin besyiizkirk (540) senesinde 
yok oldu. Yerine (Muvalihidfn) devleti kuruldu. Ahmed Bedevi 
hazretleri diinyaya geldigi zeman, Mulesseme devletinin yerinde 
yeller esiyordu. Kendi gitmis, adi kitablarda kalmisdi. Kitabm 
miiellifi, tefsir ve hadis ilmlerinde cahil oldugu gibi, tarih ve fen 
bilgilerinde de acmacak bir haldedir. Arabca, ana lisani oldugu 
icin, ayet-i kerimelere ve hadis-i seriflere ve islam alimlerinin ki- 
tablanna calakalem, bozuk ma'nalar veriyor. Bunlardaki ince, 
yiiksek bilgileri, giinliik gazete haberi imis gibi zan ederek, bos 
kafasi ve kisa akh ile anladigi gibi samyor. Boyle mezhebsizlerden 
ve din cahillerinden, Seyyid Kutb admda biri, kendi anladigma 
gore bir tefsir yapmis, (Fi-Zdal-il-Kur'an) adindaki bu tefsirini, 
Kahire mason locasi baskani olan, dinde reformcu Muhammed 
Abdiihun, islamiyyeti yikici, boliicii, bozuk yazilan ile doldurmus- 
dur. Allahii teala, miisliman yavrulanm boyle bozuk, zehrli kitab- 
lan okuyup aldanmakdan korusun! Boyle tiiredi din adamlarmm 

-256- 



tuzaklarma diisurmesin! Amin]. 

Seyyid Daviid "rahmetullahi aleyh" buyuruyor ki: Allahii teala 
icin adak yapmak ve hayvan kesmek ve bunlarm etlerini fakirlere 
dagitrp, sevablanm Peygamberlere "aleyhimiissalevatii vettesli- 
mat" ve Evliyaya "rahime-htimullahii teala" hediyye etmek kufr, 
sirk olurmus. Bunlara hemen cevab vermek lazimdir. Boyle soyli- 
yenler mezhebsizdir. Bunlar, mezheb imamlarma, islam alimlerine 
uymuyorlar. Kendi kisa goriisleri ile, noksan akllan ile konusuyor- 
lar. Burada, once onlan red edecegiz. Sonra islam alimlerinin bil- 
dirdiklerini yazacagrz. 

Bekara suresinin ikiyiizyetmisinci (270) ayet-i kerimesinde 
mealen, (Fakire verdiginiz sadakalari ve yapdiginiz nezrleri, Al- 
lahii teala biliyor) ve Hac suresinin yirmidokuzuncu ayetinde 
mealen, (Nezrlerini yerine getirsinler) buyuruldu. Dehr suresi- 
nin yedinci ayetinde, (Onlar nezr etdiklerini yaparlar) buyura- 
rak ovmekdedir. Bu ayet-i kerfmelerde, Allahii teala, nezr eden- 
leri bilirim diyor. Nezr edenleri oviiyor. Nezrin, fakirlere nafaka 
oldugunu bildiriyor.Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
efendimize sordular: Bir erkek veya bir kadm, Mekke sehrinden 
baska bir yerde, deve kesmegi nezr ediyor. Bu, cahiliyyet zema- 
mnda,putlarin oniinde kesilen deve gibi mi olur? Cevabmda, 
(Hayir oyle olmaz, nezrini yerine getirsin! Allahii teala, her yer- 
de hazir ve nazirdir. Herkesin nasil niyyet etdigini bilir) buyur- 
du. Bu hadis-i serif, sapik sozlere cevab olarak yetisir. Allah n- 
zasi icin kesilmesi nezr edilen hayvam, salih kimselerin mezarla- 
n yanmda keserek, etini orada bulunan fakirlere dagitmak ve se- 
vabim o salih kimsenin ruhuna bagislamak caizdir. Bir zaran 
yokdur. Allah nzasi icin kesilmesi adak yapilan hayvan elbette 
kesilecekdir. Bu hayvam kesmek, bir ibadetdir. Etini fakirlere 
dagitmak da, ayn bir ibadetdir. Bu her iki ibadetin baska baska 
sevablan vardir. 

Miiellifin, oliiler icin adak yapilmasmi ve mezar yakmmda, Al- 
lahii teala icin hayvan kesmesini, puta tapmaga benzetmesi, miis- 
limanlara biiyiik iftiradir. Bu soziinii, ayet-i kerime ile ve hadis-i 
serif ile isbat etmesi lazimdir. Adak icin, boyle bir isbat yapamiyor. 
Kafirler icin, miisrikler icin gelmis olan ayet-i kerimeleri musli- 
manlara bulasdirmaga kalkisiyor. Fikh alimlerinin kitablarmda 
haram veya mekruh hatta caiz oldugu bildirilen seyleri yazarak, 
kiifrdiir, sirkdir, yaygarasim basiyor. Zaten, mezheb imamlarma, 
fikh alimlerine kiymet vermiyor. Ehl-i siinneti aldatmak icin, miis- 
limanlann goziinii boyamak icin, isine gelen, cikarma yanyan yer- 

- 257 - Kiyamet ve Ahiret - F:17 



leri yaziyor. Halbuki, ayet-i kerfmelerden ve hadis-i seriflerden 
kendi anladigma uymakdadir. Bekara suresinin yuzyetmisuciincii 
ayet-i kerimesinde mealen, (Miisrikler, Allahdan baskasi icin ihlal 
ediyorlar) buyuruldu. Bu ayet-i kerimeyi ileri siiriiyor. Hep bu 
ayet-i kerimeyi koz olarak kullamyor. Allahii tealadan baska niy- 
yet ile hayvan kesen kafir olur, miisrik olur diyor. Bunun soztine 
gore, biitiin muslimanlar kafir olmakdadir. Ciinki islam memle- 
ketlerinde hergiin yimek icin milyonlarca hayvan kesiliyor. Bunla- 
nn hicbiri Allahii tealanm nzasi icin, ibadet olmak icin degil, tica- 
ret icin veya yimek icin kesilmekdedir. Allahii tealadan baskasi 
icin hayvan kesen miisrik olur diyen kimse, buna nasil cevab vere- 
bilir? 

Baska yerlerde keserek, sevabim oliilerin ruhuna gondermek 
caiz olur diyorlar. Onlara gore, bunun da kiifr ve sirk olmasi lazim 
gelir. Bunlari Allah icin kesiyoruz, etini fakirlere dagitip sevabim 
oliilerimize bagishyoruz diyorlar. Onlara deriz ki, Peygamber icin 
ve Evliya icin diyerek de bu niyyet ile kesilmekdedir. Bunlar icin 
hayvan kesenin niyyetinin bozuk oldugunu nereden anhyorsu- 
nuz? Herkesin niyyetini yalmz Allahii teala bilir ve Onun haber 
verdigi kimse bilir. Baska kimse bilemez. ileri siirdukleri, yukan- 
daki ayet-i kerimedeki (ihlal) kelimesi, bagirarak soylemek de- 
mekdir. Cahiliyye zemamnda, putlara tapanlar, hayvan keserken 
(Lat icin) ve (Uzza icin) diyerek baginrlardi. Muslimanlar, (Bis- 
millah) veya (Allahii ekber) diyerek keser. Miisrikler, Allah adi 
yerine putlarm ismini soylerlerdi. Bir miisliman, Allahii tealanm 
ismi yerine, mesela Abdiilkadir-i Geylani "rahmetullahi aleyh" 
veya Ahmed Bedevi "rahime-hullahii teala" icin diyerek keserse, 
bunu bilerek soylemesi, haram olur, bilmiyerek soyledi ise, alim- 
lerin buna ogretmesi lazimdir. Buna hemen kafir denemez. Bu 
soylediklerimizi daha da izah edelim: 

Ibni Niiceym Zeyniirabidin-i Misrinin' 11 (Bahr-iir-raik) ve kar- 
desi Omer ibni Nticeymin pl (Nehr-iil-faik) kitablarmda ve Kasim 
bin Katlubiiganm (Diirer-iil-bihar) serhinden alarak (Redd-iil- 
muhtar)m yemin kismmda diyor ki, (Cahillerin oliiler ipin yap- 
makda oldugu adaklar ve Evliyaya yaklasmak icin tiirbelerine go- 
tiiriilen kandil yaglan, mumlar ve paralar yalmz olii icin olursa ba- 
tildir, haramdir. Fekat yine kiifr degildir, sirk degildir. Fukaraya 
dagitmak ve sevabim Evliyamn ruhuna gondermek icin olursa ca- 



ll] Zeynul'abidin 970 [m. 1562] de vefat etdi. 
[2] Omer 1005 [m. 1597] de vefat etdi. 

-258- 



izdir. Kasim bin Katlubtiga, (Nezr yapmak ibadetdir. Mahluk icin 
ibadet yapmak caiz olmaz) diyor. Bu sozii, (Nezr, bir faille getir- 
mez, cimrinin mahnin gitmesine sebeb olur) hadis-i serifine uyma- 
makdadir. Bu hadis-i serif, nezrin mekruh oldugunu gosteriyor. 
Mekruh olan sey, ibadet olmaz. Muslimanlarm hayvan adamalan 
ve baska sey adamalan, hep Evliyamn tiirbesinde bulunan veya 
baska yerlerdeki fakirlere dagitmak icindir. Malin, etin oliiye ve- 
rilmesini, oliiniin kullanmasim diisiinen hie kimse yokdur. Hanefi 
mezhebinde, nezrin bir yerde yapilmasim belli etmek lazim degil- 
dir. Belli edilen yerde yapilmasi da lazim olmaz. Mesela, falan Ve- 
il icin nezrim olsun demek caizdir. Boyle soylemek, Allah icin 
yapdigim nezrin sevabi, bu Veli icin olsun demekdir. Bu hayvam, 
bu Velinin mezan yamnda kesmek lazim olmaz. Baska yerde kes- 
mek, baska yerdeki fakirlere dagitmak da caiz olur. Nerede kesi- 
lirse kesilsin, sevabi niyyet edilen Velinin ruhuna gider. Bununla 
beraber, yukandaki yazi, Kasimm soziidiir. Kendisi, Kemaleddm 
Muhammed ibni Hiimamin talebesidir. [ibni Hiimam 790 [m. 
1388] da tevelliid ve 861 [m. 1456] de vefat etmisdir.] Once gelen 
alimlerden hicbiri Kasim gibi soylememisdir. Yalmz Ibni Teymiy- 
ye soylemisdir. ibni Teymiyye, cesidli adaklar yapmak, bilhassa 
hayvan kesmegi adamak ve kabr ziyareti gibi islerde miislimanlan 
kotiilemekde asm gitmekdedir. Kendisine, zemamnda bulunan ve 
sonra gelen Ehl-i siinnet alimlerinin cogu cevablar vermis, ortaya 
atdigi sapik dusiinceleri curiitmiislerdir. Kasimm soziine dogru de- 
mise bile bu soziin miislimanlan lekelemiyecegini islam alimleri 
bildirmislerdir. Ciinki Kasim da, fakirlere dagitmak niyyet edilirse 
caiz olur demekdedir. Biitiin miislimanlarm adaklanm bu niyyet 
ile yapdiklanm yukanda bildirmisdik. Ehl-i siinnetin Kasima ben- 
ziyen sozlerini, vesika olarak ileri siirmeleri, miislimanlan aldat- 
mak icindir. Ciinki onlar, Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden 
baska sozleri vesika olarak kabul etmemekdedirler. Biz de, onlara 
soranz: Peygamberlere ve Evliyaya adak yapmamn sirk oldugunu 
gosteren ayet-i kerime ve hadis-i serif isteriz. Karsimiza yalmz yu- 
kanda yazdigimiz (ihlal) ayet-i kerimesini cikanyorlar. Bu ayet-i 
kerimeye dayanmalan, bir siibhe ve ihtimaldir. Siibhe ile ve ihti- 
mal ile mantik yuriitiilmez. istidlal yapilamaz. [(Diirr-iil-muhtar) 
fikh kitabinda, bu ayet-i kerime icin, hayvam kesip, toprakla ort- 
mek, fakirlere dagitmamakdir, diyor. Goriiliiyor ki, hac zemamn- 
da, Minada kesilen yiizbinlerle hayvam toprak altmda birakmala- 
n, aclara, muhtaclara dagitmamalan (ihlal) olmakdadir. Boyle ya- 
panlarm miisrik, kafir olmalan icab eder.] Yimek icin, mesela mii- 
safir icin hayvan kesmek, ihlal olmaz. Ciinki, Ibrahim aleyhissela- 

-259- 



mm siinnetidir. Yimek icin hayvan kesmek ihlal olsaydi, miisrikle- 
rin ihlalini Ibrahim aleyhisselam elbet yapmazdi.) 

[Zemahsen Ebulkasim Mahmud carullah mu'tezili 538 [m. 
1144] de Ciircaniyyede, Ebu Ishak Ibrahim Meruzi safi'i 340 [m. 
952] da, Sun'ullah Halebi Mekki hanefi 1117 [m. 1705] de vefat et- 
di. Bunun (Seyfullah ala-men kezzebe ala-Evliyaillah) kitabi, Evli- 
yamn "rahime-humullahii teala" kerametlerini uzun anlatmakda- 
dir. Serif Ahmed Bedevi 675 [m. 1276] de Misrda Tantada, Sem- 
seddin Samibeg 1322 [m. 1904] de Istanbulda Erenkoyde, vefat et- 
diler "rahmetullahi aleyhim ecma'm". Seyyid Kutb 1386 [m. 1966] 
da Misrda cikardigi fitne sonunda oldiiruldii. Kasim bin Katlubu- 
ga Misri hanefi 879 [m. 1474] da vefat etdi. Semsuddfn Muhammed 
Konevmin (Diirer-iil-bihar)i serh ederken, nezr, adak bahsinde 
verdigi bilgileri, ibni Abidm aciklamakdadir.] 

Tekrar edelim ki, Evliya icin, ya'ni Allahii tealanm sevdigi kul- 
lan icin hayvan kesmegi adamakda tic niyyet bir arada dusunul- 
mekdedir: Hayvani, Allahii teala icin kesmek. Etini ve baska sey- 
lerini fakirlere dagitmak. Sevabim Velinin ruhuna bagislamak. 
Her mtisliman, hayvamm boyle adamakdadir. Boyle hayvan ada- 
mak, musafir icin kesmekden daha iyidir. Ciinki, cok olur ki, mii- 
safir zengin olur. Sadaka almasi caiz olmaz. Evet, devlet adamlan 
ve sultan yahud beklenilen yolcu gelince, onlar icin hayvan kesmek 
ve etini fakirlere dagitmayip, bos yere birakmak, kafirlerin putlan 
icin hayvan kesmesine benzemekdedir. Bu da, safi'i mezhebinde 
haramdir. 

Allame ibni Hacer-i Mekkiye "rahmetullahi aleyh" soruldu: 
Diri olan Veli "rahime-hullahu teala" icin nezr yapmak caiz midir? 
Nezr olunan seyleri o Veliye veya herhangi bir fakire vermek la- 
zim midir? Olmiis olan Veli icin nezr yapmak caiz midir? Nezr olu- 
nan mah Velinin cocuklarma ve akrabasma, yahud onun yolunda 
bulunanlara, talebesine, hizmetcilerine vermek lazim midir? Me- 
zar tizerine kabr, divar, parmakhk, siva gibi seyler yapmak icin 
nezr sahih olur mu? 

CEVAB: Diri olan Veli icin adak yapmak sahihdir. Adak olu- 
nan mah ona vermek vacibdir. Baska hicbir yere vermek caiz ol- 
maz. Olmiis olan Veli icin nezr yapmaga gelince, mal meyyitin ol- 
sun diye niyyet edilirse, nezr batil olur, sahih olmaz. Baska bir 
hayr icin mesela, cocuklarma, talebesine, tiirbesindeki veya baska 
yerdeki fakirlere vermegi, yidirmegi niyyet ederse, adak sahih o- 
lur. Niyyet etdigi seyleri vermesi vacib olur. Adak sahibi hicbirsey 
niyyet etmedi ise, zemamndaki miislimanlarm adetlerine bakihr. 

-260- 



Hemen her miisliman, olii icin nezrim olsun diyerek, yazdigimiz 
yerlerden birine vermegi ve sevabim oluye bagislamagi dusunmek- 
dedir. Adak yapan da, bu yerlesmis, koklesmis adetleri bildigi icin, 
onlar gibi nezr etmis olur. Vakfda oldugu gibi, nezri sahih olur. 
Vakfda, sartlanm soylemese, yerlesmis adetlerdeki sartlara gore 
vakf etmis sayilmakdadir. Mezarlarm yapilmasi, sivanmasi icin ya- 
pilan nezrler batikhr. Fekat imam-i Izra'i ve Zerkesi ve baskalan 
buyurdu ki, Peygamberlerin, Evliyamn ve alimlerin mezarlanm ve 
yirtici hayvanlarm, hirsizlarm ve dusmanlarm acmasmdan korku- 
lan mezarlan korumak icin iizerlerine divar, parmaklik gibi seyler 
yapmak caizdir. Boyle faideli seyleri adamak sahih ve caiz olur ve 
iyi olur. Bunlar icin vasiyyet yapmak da boyledir. Ibni Hacer-i 
Mekkmin fetvasi daha uzundur. Kitabimiza bu kadan yetisir. Bu 
konuda Hayreddin-i Remlmin de fetvalan vardir. Bu fetvalarm as- 
h, imam-i Rafi'inin "rahime-hullahii teala" Ciircandaki kabri icin 
yapilan adak iizerindeki yazilardir. ibni Hacer-i Mekki bunlan 
(Tuhfe) kitabmda ve fetvalarmda uzun bildirmisdir. Safi'i mezhe- 
binde sozbirligi ile caizdir. [Ahmed izra'i safi'i 783 [m. 1381] de 
Samda, Muhammed Zerkesi safi'i 794 [m. 1392] de Misrda, Abdiil- 
kerim Rafi'i safi'i 623 [m. 1227] de Kazvinde vefat etdiler "rahme- 
tullahi teala aleyhim ecma'in".] 

[Hanefi mezhebindeki fikh kitablarmm en kiymetlilerinden 
olan (Diirer ve Gurer) kitabmda Molla Husrev "rahmetullahi 
aleyh", yemini anlatirken diyor ki, farz veya vacib olan ibadetler- 
den birine benziyen ve nemaz, oruc, sadaka, i'tikaf gibi bashbasi- 
na ibadet olan birseyi nezr edenin, bunu yapmasi lazim olur. Has- 
ta ziyaret etmek, cenaze tasimak, cami'e girmek, yol, cesme, has- 
tahane, mekteb, cami' yapmak gibi, farz veya vacib cinsinden ol- 
miyan seyler nezr edilmez. Bunlar nezr edilirse, yapilmalari lazim 
olmaz. Allah nzasi icin Receb aymda oruc tutayim demek gibi 
(Mutlak nezr) ve yolcum gelirse, Allahii teala icin sadaka vermek 
nezrim olsun demek gibi, istenilen bir sarta baglanan (Mu'allak 
nezr) soylenince, sart hasil oldugunda, nezr olunan ibadetleri yap- 
mak vacib olur. Hadis-i serifde, (Nezr olunani yapmak lazimdir) 
buyuruldu. Hastahkdan kurtulursam, bir koyun kesmek nezrim 
olsun demek nezr olmaz ve koyunu kesmesi lazim gelmez. Allahii 
tealamn nzasi icin bir koyun kesmek demek lazimdir. Allahii te- 
ala icin deyince, nezr olup, kesmesi lazim olur. Bin lira sadaka ver- 
megi, nezr eden kimsenin yiiz lirasi olsa, yiiz lira vermesi lazim 
olur. Mali varsa, satip bin lirasim sadaka verir. Su yiiz lirayi, su 
giinde falan fakire vermegi nezr edip, baska yiiz lirayi, baska gun- 
de, baska yerde, baska fakirlere vermesi caiz olur. [Molla Muham- 

-261- 



med Husrev 885 [m. 1480] de Bursada vefat etdi.] 

Ibni Abidin, nafile nemazlan anlatirken, (Nezr, birseyin hiisu- 
liine niani* olmaz) hadisini bildirerek, bundan, bir nafile nemazi 
kilmadan once, bunu sarta bagli nezr etmenin yasak oldugu anla- 
siliyor diyor. Ciinki nezr oilman nemazm bir istege karsilik olmasi- 
m andirmakdadir. Buhari kitabini serh edenler, bunun yasak olma- 
si, nezr olunan nemazin, sart edilen seyin hasil olmasma te'sir ede- 
cegini sanan kimseler icindir dediler ise de, hadis-i serif, nafilelerin 
mutlak nezr yapilarak kilmmasim da yasaklamakdadir diyor. Bun- 
dan anlasiliyor ki, sarta bagli yapilan nezr, ibadeti, sart edilen seye 
karsilik yapmak degildir. Allahii tealaya siikr olarak yapilmakda- 
dir. Siikr secdesi yapmak gibidir. ibadet ile ve ibadetin sevabi he- 
diyye edilen salih kimsenin diiasi ile, Allahii tealamn merhametini 
istemekdedir.]. 

Maliki mezhebi alimlerinden seyh Halilin' 1 ' (Muhtasar-i Halfl)i 
serhinde diyor ki, (Niyyet ederek veya soyliyerek, Mekkeden 
baska bir yere, mesela Resiilullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" 
veya bir Velinin kabrine, kesmek icin deve, koyun gibi hayvan 
goturtirse, bunlari keser, etlerini fakirlere dagitir. Bu kabrlere el- 
bise, para, yemek gibi seyler gondermek isterse, oradaki hizmet 
edenlere, zengin olsalar bile, dagitmagi niyyet etdi ise, onlara gon- 
derir. Eger sevabim onlara bagislamagi niyyet etdi ise, bunlari ken- 
di memleketinde fakirlere dagitir. Hicbirsey niyyet etmedi ise, ya- 
hud niyyetini bildirmeden kendisi oldii ise, memleketindeki adete 
gore olur). ibni Arefe ve Biirztili de, boyle yazmakdadirlar. [ibni 
Arefe Ahmed Endulusi 536 [m. 1142] da Merakisde, Ebiilkasim 
Muhammed Biirziili maliki 844 [m. 1438] de Tunusda vefat etmis- 
dir.] 

Hanbeli mezhebine gelince, Mensur Behiiti, (ikna') kitabi ha- 
siyesinde ve ibni Miiflih, (Fiiru') kitabmda, ibni Teymiyyeden ala- 
rak bildiriyor ki, (Belli bir Veliden, sikintisim gidermesi veya ozle- 
digine kavusdurmasi icin birsey adamak, Allahdan baskasi icin 
adamakdir. Allahdan baskasi icin yemin etmek gibidir. Baskalan- 
na gore bu nezr, sahihdir. Fekat gunahdir.) Buradan anlasiliyor ki, 
Evliyadan yardim icin, onlara nezr yapmak, ibni Teymiyyeye gore 
tenzihen mekruhdur. Hanbeli alimlerinden baskalarma gore, gii- 
nahdir demesi, ibni Teymiyyenin giinah demedigini anlatmakda- 
dir. Peygambere "sallallahii aleyhi ve sellem" kandil, mum adayan 



[1] Seyh Halil 767 [m. 1365] de vefat etdi. 

-262- 



kimsenin bunlan Medme sehrinde bulunan fakfrlere vermesini, ib- 
ni Teymiyyenin bildirmekde oldugu, ((ikna') hasiyesinde yazilidir. 
[Mensur bin Yunus 1051 [m. 1642] de Misrda, Semsuddm Muham- 
med bin Miiflih 763 [m. 1361] de Samda vefat etdi.] 

Peygamberler "aleyhimiissalevatu vetteslimat" ve Veliler "ra- 
hime-humullahii teala" icin hayvan kesmegi adamak, Allahii teala- 
nin rizasi icin keserek sevabim bunlara bagrslamak demekdir. Ha- 
dis-i serif de, (Allahdan baskasi icin hayvan kesene Allah la'net ey- 
lesin) buyuruldu. Ibni Kayyim-i Cevziyye (Kitab-iil-Kebair) kita- 
bmda ve imam-i Zehebi (Kebair) kitabmda ve ibni Hacer-i Mekki 
(Zevacir) kitabmda, bu hadis-i serifi acikliyorlar. Allahii tealadan 
baskasi icin kesmek demek, keserken, seyyidim, filan Veil icin de- 
mekdir diyorlar. Kafirler de keserken putun ismini soyliyerek ke- 
siyorlar. Allahii tealamn ismi yerine baska ismler soyliyerek kes- 
mek boyledir. imam-i Nevevi "rahmetullahi aleyh" (Ravda) kita- 
bmda diyor ki, (Beytullah oldugundan dolayi, Ka'be icin diyerek 
kesmek ve Resulullah oldugundan dolayi, Peygamber icin diyerek 
kesmek caizdir. Mekkeye veya Ka'beye hediyye gondermek de 
boyledir). [Muhammed Zehebi 748 [m. 1348] de Misrda vefat et- 
di.] 

Sultan veya devlet adamlan gelince, onlarm goziine girmek icin 
hayvan kesmenin haram oldugunu yukanda bildirmisdik. Bunlar 
geldigi zeman, sevinerek kesmek ve cocugu diinyaya gelince, sevi- 
nerek kesmek veya kizmis birinin gonliinii almak icin kesmek ca- 
izdir. Gonliinii almak baskadir, goziine girmek baskadir. Put icin 
kesmek, busbutiin baskadir. Cin icin kesilen kurbanlara gelince, 
Allah icin keserek, Allahm, boylece cinden korumasim diisiinmek 
caizdir. Boyle diisimmeden kesmesi haramdir. 

Goruliiyor ki, islam alimleri, herseyi cevablandirmislar, kimse- 
nin birsey soylemesine ihtiyac birakmamislardir. Herkes aradigim 
kitablarda bulmuslardir. Bir ahmak ve cahil kimse ortaya cikarak, 
miislimanlan parcalamak, boluctiltik yapmak ve islam alimlerini 
kotiilemek ve hak yolunda cahsanlan gozden diisiirmek icin, bo- 
zuk fikrler yayarsa, bunun sapik veya zmdik oldugu anlasihr. Akh 
olan kimse, buna inanmaz ve aldanmaz. Deccahn askerleri gibi 
olanlar, ancak o ahmaka inanacaklardir. Her dogruya igri, her gti- 
zele cirkin diyeceklerdir. 

Muezzin efendi, ezan okurken, Resulullahm "sallallahii aleyhi 
ve sellem" ismini soyleyince, bunu isitenler, iki elin basparmakla- 
rmm tirnaklanm, gozlerinin tistiine koyarak (iki goztimtin nuru- 
sun sen ya Resiilallah!) der. Bunu ba'zi alimler, mesela Deyrebi 

-263- 



(Miicerrebat) kitabmda yazmakdadir. Bunu bildiren bir hadis-i se- 
rif gormedik. Fekat (Salihler zikr olundukda, rahmet iner) hadis-i 
serifi, bu isin caiz oldugunu gostermekdedir. Imam-i Ahmed ibni 
Hanbel ve ibni Cevzi ve ibni Hacer, bunun hadis oldugunu bildiri- 
yorlar. Imam-i Siiyuti de, bu hadfsi (Cami-us-sagir)de bildirmek- 
dedir. Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem", hie siibhesiz, 
Peygamberlerin ve salihlerin en iistuniidiir. Onun ismi anilinca, 
Allahii teala rahmet ve merhamet etmekdedir. Allahii tealamn 
rahmet etdigi zemanda yapilan diia kabul olur. Ezan okunurken, 
(Seninle goziim nurlamr, kalbim sevinir ya Resulallah!) demek, 
diinyada ve ahiretde sevinmek icin diiadir. Boyle diia etmek isla- 
miyyete uygundur. Hanefi alimlerinden Tahtavi, (Merakil-felah) 
hasiyesinde, Kuhistaniden bildiriyor ki, ezan okunurken, Resulul- 
lahm "sallallahu aleyhi ve sellem" ismini ikinci isitince, iki bas par- 
magi gozler iizerine koyup, (Kurret ayneyye bike ya Resulallah, 
Allahiimme metti'ni bissem'i vel-basari) demek miistehabdir. 
Ciinki, Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem", boyle yapam Cen- 
nete goturiir. Seyhzade Muhammed hanefi, Beydavi tefsiri hasiye- 
sinde, Ebil Vefadan alarak bildiriyor ki, ba'zi fetvalarda gordiim 
ki, Ebu Bekr-i Siddik, ezan okunurken, Resulullahm "sallallahu 
aleyhi ve sellem" ismini isitince, iki bas parmaginm tirnagmi opdii. 
Sonra, gozlerine siirdii. Niye boyle yapdin buyurulunca, senin mu- 
barek isminle bereketlenmek icin ya Resulallah dedi. (Giizel yap- 
din. Boyle yapan, goz agrisi cekmez) buyuruldu. Tirnaklan goze 
koyunca, (Allahiimmahfaz ayneyye ve nevvirhiima) demelidir. 
Deylemi, (Firdevs) kitabmda, Ebu Bekr-i Siddikin "radiyallahii 
anh" haber verdigi hadis-i serifi yaziyor. Bu hadis-i serifde, (Miiez- 
zin "Muhammeden resulullah" deyince, bir khnse, iki bas parma- 
gini oper, sonra gozlerine surer ve "Eshedii enne Muhammeden 
abdiihu ve Resuliih, Radiytii billahi rabben ve bil-islami dfnen ve 
bi-Muhammedin sallallahu aleyhi ve selleme nebiyyen" derse, se- 
fa'atim ona halal olur) buyuruldu. Tahtavinin yazisi temam oldu. 
Bir hadis-i serifde, (Ezan okunurken ismimi isitince, iki bas parma- 
gini goziine koyani, kiyamet giinii arar, bulur ve Cennete gotiirii- 
riim) buyuruldu. Kuhistani, (Kenz-iil-ibad) kitabmdan alarak di- 
yor ki, ezan okunurken, Resulullahm "sallallahu aleyhi ve sellem" 
ismini ilk isitince, (Sallallahu ve selleme aleyke ya Resulallah!) de- 
mek ve ikinci isitmekde, (Kurret ayneyye bike ya Resulallah!) de- 
mek, sonra iki bas parmagmi gozleri iistune koyup, cekmeden, 
(Allahiimme metti'ni bissem'i vel-basari) demek, miistehabdir. 
Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" efendimiz bu kimseyi 
Cennete gotiiriir. 

-264- 



[Ahmed Tahtavf 1231 [m. 1815] de, Seyhzade Muhammed ha- 
nefi 951 [m. 1544] de istanbulda, Ebillvefa 896 [m. 1490] da Istan- 
bulda, Kuhistani Muhammed hanefi 962 [m. 1508] de Buharada, 
Muhammed bin Suleyman Medeni safi'i 1194 [m. 1780] de Medi- 
nede, Muhammed bin Abdul'azim Mekki 1052 [m. 1643] de, Ibni 
Hazm Ali Zahiri 456 [m. 1064] de, Daviid-i zahiri isfehani 270 [m. 
883] de Bagdadda, Ahmed ibni Hilligan 681 [m. 1281] de Samda, 
Haccac-i zalim Sekafi, Abdiilmelik ve oglu Velid zemamnda Me- 
dine ve Irak valisi iken 95 [m. 714] de vefat etdi.] 

31 - (Esedd-iil-cihad) kitabmda diyor ki, Muhammed bin Su- 
leyman-i Medeni Safi'i "rahmetullahi aleyh"den Muhammed bin 
Abdiilvehhab-i Necdi soruldu. Cevab olarak, (Bu adam son zema- 
nin cahillerini sapik yola siiriiklemekdedir. Allahii tealamn nuru- 
nu sondiiriiyor. Allahii teala, miisrikler istemese de, niirunu son- 
diirmiyecek, her yeri Ehl-i siinnet alimlerinin nurlan ile aydmlata- 
cakdir) dedi. Muhammed bin Stileymanm fetvalannin sonundaki 
siial ve cevab da soyledir: 

SUAL: Biiyiik alimler! Mahluklarm en iyisinin yolunu goste- 
ren yildizlar! Size soruyorum: Bir kimse, cesidli din kitablanm 
okuyup, bilgilerini kisa goriisii ile ve noksan akh ile dartarak, bu 
iimmetin hepsinin dinin oziinden ve Resulullahm "sallallahu aley- 
hi ve sellem" yolundan aynldiklarmi, sapitdiklanm soylese ve 
kendisinin miictehid oldugunu, Allah kelammdan ve Resulullahm 
hadislerinden bilgiler cikardigim ileri siirse, halbuki alimlerin, bir 
miictehidde bulunmasi lazim dedikleri sartlardan hicbiri bunda 
bulunmasa, bu sozleri yaymasina izn verilir mi? Yoksa, vazgecip, 
islam alimlerine uymasi lazim midir? Kendisinin imam oldugunu, 
her miislimamn ona uymasi vacib oldugunu, mezhebinin lazim ol- 
dugunu soyliiyor. Muslimanlan mezhebine sokmaga zorluyor. 
Kendisine uymiyanlara kafir diyor. Bunlari oldiirmeli, mallanni 
paylasmah diyor. Bu adam dogru mu soyliiyor? Yoksa yanhs mi- 
dir? Bir kimsede, ictihad icin lazim olan sartlann hepsi bulunsa, 
bir mezheb kursa, herkesi bu mezhebe girmege zorlamasi caiz 
olur mu? Belli bir mezhebe girmek lazim midir? Yoksa herkes di- 
ledigi mezhebi secmekde serbest midir? Salih bir kulun veya Sa- 
habinin kabrini ziyaret eden, buna adak yapan, kabr yamnda hay- 
van kesen, onu vesile ederek diia eden, topragmdan ahp bereket- 
lenmek icin sakhyan, tehliikeden kurtulmak icin, Resulullahdan 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" veya Sahabiden yardim istiyen 
bir mtisliman, dinden cikar mi? Ben bu kabrin sahibine tapmmi- 
yorum, onun birsey yapacak giicde olduguna inanmiyorum. Onun 

-265- 



Allahii tealamn sevgili kulu olduguna inandigim icin, Allahii teala- 
nm dilegime kavusdurmasi icin, onu vesile, sebeb yapiyorum dedi- 
gi halde, boyle yapam oldiirmek halal olur mu? Allahdan baska 
birsey ile yemin eden kimse, dinden, imandan cikar mi? 

CEVAB: Iyi anlamalidir ki, ilm iistaddan ogrenilir. Ilmi, dini, 
kendi kendine kitabdan ogrenenler cok yanilir, yanhsi, dogru- 
sundan cok olur. Bugiin, ictihad edecek kimse yokdur. Imam-i 
Rafi'i ve imam-i Nevevi ve Fahreddm Razi dediler ki, bugiin hie 
miictehid kalmadigmda alimler sozbirligine varmisdir. Imam-i 
Siiyuti gibi, her ilmde deniz gibi olan derin bir alim nisbi miicte- 
hid, ya'ni mezheb icinde miictehid oldugunu bildirince, hicbir 
alim bu soztinti kabul etmedi. Halbuki, mutlak miictehid oldugu- 
nu, mezheb sahibi oldugunu soylememisdi. Besyiizden fazla ki- 
tab yazdi. Her kitabi, tefsir ve hadis ilmlerinde ve din bilgilerinin 
herbirinde cok yiiksek derecede oldugunu gostermekdedir. 
Imam-i Siiyuti gibi bir alimin nisbi miictehid oldugu kabul edil- 
meyince, onun yiiksek derecesinden cok uzak olanlarm boyle 
sozlerine inanihr mi? Hie dinlenmez bile.Hele islam alimlerinin 
kitablarmm bozuk oldugunu da soylerse, bunun akhndan ve df- 
ninden stibhe olunur. Ciinki bu kimse, Resulullahi "sallallahii 
aleyhi ve sellem" ve Eshab-i kiramdan hicbirini gormedigine go- 
re ilmini nereden ogrendi? Birseyler ogrendi ise, islam alimleri- 
nin kitablanndan ogrenmisdir. O alimlerin kitablanna bozuk 
derse, kendisi dogru yolu nereden bulmusdur? Bunu bize acikla- 
sm! Dort mezhebin imamlan ve bunlarm mezheblerinde yetismis 
olan biiyiik alimler, biitiin bilgilerini ayet-i kerimelerden ve ha- 
dis-i seriflerden cikarmrslardir. Bu adam, onlara uymiyan bilgile- 
rini nereden cikarmisdir? Onun ictihad derecesine varamamis ol- 
dugu meydandadir. Bu adama diisen is, sahfli bir hadis goriip, an- 
lamadigi zeman, miictehidlerin bu hadis-i serifden anlayip bildir- 
diklerini arasdirmahdir. Bunlar arasmda begendigine uymahdir. 
Boyle yapmak lazim geldigini, derin alim imam-i Nevevi "rahi- 
me-hullahii teala" (Ravda) kitabinda bildirmekdedir. Ayet-i ke- 
rfmeleri ve hadis-i serifleri, ancak ictihad derecesine yukselmis 
olan derin alimler anhyabilir. Miictehid olmiyanlann, ayet-i keri- 
meleri ve hadis-i serifleri anlamaga kalkismalan caiz degildir. 
Abdiilvehhab oglunun dogru yola gelmesi, bozuk sozlerinden 
vaz gecmesi lazimdir. 

Vehhabi kitabim yazan miiellifin, miislimanlara kafir demesine 
gelince, hadis-i serifde, (Bir kimse, bir miislimana kafir dese, iki- 
sinden biri kafir olur. Soyledigi kimse miisliman ise, kendisi kafir 

-266- 



olur) buyuruldu. Imam-i Abdiilkerim Rafi'i "rahmetullahi aleyh" [1! 
($erh-ul-kebir) kitabinda (Tuhfe)den alarak diyor ki, (Miislimana 
kafir diyen ve te'vil edemiyen kimse, kafir olur. Ciinki, islama kiifr 
demekdedir). imam-i Nevevi de, (Ravda) kitabinda bunu bildiri- 
yor. Ebu Ishak Ibrahim isferami 12 ' ve Hiiseyn Halimi Ciircani 131 ve 
Nasr-ul-mukaddesi Nabliisi ve Gazali ve Ibnii Dakik-il-iyd ve da- 
ha bircok alimler, te'vil etse de etmese de, kafir olur diyorlar. [Nas- 
rul-mukaddesi 490 [m. 1096] da vefat etdi.] 

Miislimanlann kani ve mail halal olur demesine gelince, ha- 
dis-i serif de, (Kafirlere lailahe illallah dedirtinceye kadar, harb et- 
mekle emr olundum) buyuruldu. Bu hadis-i serif gosteriyor ki, 
muslimam oldiirmek caiz degildir. Bu hadis-i serif, Tevbe suresi- 
nin altinci ayetinin, (Tevbe edenleri ve neniaz kihp zekat veren- 
leri serbest birakiniz) meal-i serifinden ahnmisdir. Tevbe suresi- 
nin onikinci ayetinde mealen, (Onlar din kardeslerinizdir) buyu- 
ruldu. Bir hadis-i serifde, (Biz goriiniise gore anlariz. Gizli olanla- 
n Allahii teala bilir) buyuruldu. [Kitabm miiellifi, bu hadis-i serife 
de inanmiyor. Yiizkirkaltmci sahifesinde, biz soze bakmayiz, mak- 
sada ve ma'naya bakanz diyor. Bunun gibi, kitabimn bircok yerle- 
rinde ayet-i kerimelere ve hadis-i seriflere uymiyan yazilar vardir.] 
Bir hadis-i serifde, (insanlarin kalblerini yarmak, gizli seylerini an- 
lamak icin emr olunmadim) buyuruldu. Usame hazretleri, Lailahe 
illallah diyen bir kimseyi oldurdiigii zeman, kalbinde iman yokdu 
deyince, Peygamberimiz "sallallahu teala aleyhi ve sellem" (Kalbi- 
ni yardin mi?) buyurdu. 

Bir miictehidin insanlan kendi mezhebine girmek icin zorla- 
masi caiz degildir. Miictehid olan zat, mahkemede kadi ise, o ze- 
man kendi ictihadi ile karar verir ve bu kararm yapilmasim emr 
eder. 

Evliya icin adak yapmaga gelince, Safi'i alimleri bunu uzun 
bildirmekdedir. (Hibe) kitabi, (Tuhfe) kitabindan alarak bildiri- 
yor ki, olmiis bir Veli icin nezr eder ve adak etdigi malm oliinun 
olmasim niyyet ederse, bu nezr sahih olmaz. Oliiniin olmasim niy- 
yet etmezse, nezri sahih olup, nezr olunan mal, hizmetcilere, tiir- 
be yamndaki mekteb talebe ve hocalarma, fakirlere verilir. Tiirbe 
yamnda adak mahm almaga ahsik kimseler toplanmis ise ve Veli- 



[1] Rafi'i 623 [m. 1226] da Kazvinde vefat etdi. 
[2] Isferaini 418 [m. 1027] de Nisapurda vefat etdi. 
[3] Halimi 403 [m. 1012] de vefat etdi. 

-267- 



ye nezr olunan malm bunlara verilmesi adet olmus ise, bunlara ve- 
rilir. Boyle bir adet yoksa, nezr batil olur. Semlaviden ve Remliden 
de boyle haberler gelmisdir. Herkes bilir ki, Evliya icin adak ya- 
panlar arasmda hie kimse yokdur ki, adak olunan malm oliiye ve- 
rilmesini dusiinmiis olsun. Ciinki, oliinun birsey almiyacagmi, bir- 
sey kullanmiyacagmi herkes bilir. Bu mallann fakirlere veya tiirbe- 
de hizmet edenlere verilecegini bilmiyen yokdur. Bunun icin iba- 
det olmakdadir. Ciinki, Safi'i mezhebinde mubah olan, mekruh ve 
haram olan seylerin nezr edilmesi sahih olmaz. Yapmasi zaten farz 
ve vacib olmiyan ibadetler ve siinnetler nezr olunur. 

Kabrleri opmek, yiiziinii gozunu siirmek icin, caiz olur da denil- 
di. Olmaz da denildi. Caiz olmaz diyenler mekruh dedi. Haramdir 
diyen olmadi. 

Peygamberleri "aleyhimiissalatu vesselam" ve salih kullan te- 
vessiil etmek, onlan vesile ederek Allahu tealaya yalvarmak caiz- 
dir. Hadis-i seriflerle bildirilmisdir. Bunlan kitabimizm basmda 
bildirmisdik. Salih ameller ile tevessiil etmek caiz oldugunu bildi- 
ren cok hadis-i serif vardir. iyi islerle tevessiil caiz olunca, iyi insan- 
larla tevessiil daha cok caiz olur. 

Allahu tealadan baska seylere yemin etmege gelince, yemin 
olunan sey, ta'zim olunursa, Allahu tealaya serik, ortak tutulursa, 
ancak o zeman kiifr olur. Hakimin ve imam-i Ahmedin bildirdik- 
leri ve Miinavide yazih (Allahdan baskasi ile yemin eden kafir 
olur) hadis-i serifi de bunu bildirmekdedir. Fekat imam-i Nevevi 
"rahmetullahi aleyh" alimlerin cogundan alarak, mekruh oldugu- 
nu bildirmekde ve muslimanlarm icma'i huccetdir demekdedir. 

Nisa suresinin yiizondordiincu ayetinde mealen, (Kendisine 
tevhid ve dogru yol bildirildikden soma, Resulullahin dogru yo- 
lundan sapan ve i'tikad ve amelde mii'minlerden ayrdan kimseyi, 
ahiretde kafirlerle birlikde Cehenneme sokanz) buyuruldu. Her 
mti'minin (Ehl-i siinnet vel cema'at) mezhebine uymasi lazim gel- 
digi, bu ayet-i kerimeden de anlasilmakdadir. Siiriiden aynlan ko- 
yunu kurt kapar soziinii unutmamahdir. Ehl-i siinnet vel cema'at- 
den aynlan da Cehenneme gider. 

Derin alim Muhammed bin Suleyman Medeninin fetvasi uzun- 
dur. Biz kisaltarak bildirdik. Allahu tealamn hidayet nasib etdigi 
kimseye bu kadar yetisir. Bu alim 1195 [m. 1780] senesinde vefat 
etmisdir. Muhammed bin Abdtilvehhab 1111 [m. 1699] senesinde 
Need colunde tevelliid ve binikiyiizaltida (1206 [m. 1792]) oldii. 
Muhammed bin Suleyman bunun cahilligini ortaya cikardi. Sozle- 

-268- 



rini curiitdii. ictihad ediyorum demesini yalanladi. Onun hicbir is- 
lam aliminden ilm ve feyz almadigim, miislimanlara kafir dedigi 
icin, kendisinin dalalete dusdugiinii yaydi. 

Hanefi alimlerinden Muhammed bin Abdul'azim Mekkmin 
"rahmetullahi aleyh" 1 ' 1 (El-Kavl-iis-Sedid) kitabinda, ibni Hazm 
Muhammed Alinin sapik yazilan bildirilmekde ve cevab veril- 
mekdedir. ibni Hazm, herkese ictihad yapmagi emr ediyordu. 
Baskasma uymak haramdir diyordu. Bu sozlerini, Nisa suresinin 
ellisekizinci ayetinin, (Uyusaiiiacliginiz §eyi Allahii tealamn ve 
Resulunun bildirdigi gibi yapiniz!) meal-i serifi ile isbat etmege 
kalkisiyordu. Abdiil'azim, buna cevab verirken, (Biz, elhamdiilil- 
lah biiyiik islam alimi imam-i a'zam Ebu Hanifeye "rahime-hulla- 
hii teala" uymak derecesinden disanda kalmiyoruz. Biz, o yiice 
imama ve onun biiyiik talebelerine ve daha sonra gelen, Semsiil- 
eimme gibi diinyaya nur sacan derin alimlere ve on asrdan beri ye- 
tisen boyle hakiki alimlere "rahime-hiimullahu teala" uymakla se- 
refleniyoruz) diyor. 

Ibni Hazm, Endiilusliidiir. Zahiriyye mezhebinde idi. Bu mez- 
hebi Daviid-i isfehani kurmusdu. Kendi de, mezhebi de yok oldu, 
unutuldular. ibn-ul-Ehed ve Zehebi ve ibni Hilligan diyor ki, ib- 
ni Hazma selam verenler, ondan nefret ederlerdi. Sozlerini begen- 
mezlerdi. Onun sapik oldugunda sozbirligine vardilar. Onu kotii- 
lediler. Sultanlara ondan sakmmalanm bildirdiler. Miislimanlara 
ona yaklasmamalarmi soylediler. ibn-iil Arif diyor ki: ibni Haz- 
mm dili ve Haccacm kilmci, aym seyi yapmislardir. ibni Hazmm, 
hadis-i seriflere uymiyan habis, sapik cok sozleri vardir. Haccac-i 
zalim, yiizyirmibin ma'sumu sebebsiz ve sucsuz oldiirdii. ibni Haz- 
min dili de, hadis-i serif ile bildirilen hayrh zemanlardan sonra, 
yiizbinlerle miislimam dogru yoldan sapdirdi. Ctinki, kendisi 456 
[m. 1064] senesinde oldu. 

Allahii teala, biitiin musliman kardeslerimi sapik ve bozuk yo- 
la kaymakdan muhafaza buyursun! Hepimize dort mezheb alim- 
lerinin hak olan ictihadlarma uygun Tman ve ameller nasib eyle- 
sin! Kryamet giinii, onlarm mezhebinde olarak, Peygamberlerle, 
siddiklarla ve sehidlerle ve salihlerle birlikde hasr eylesin! Amin. 
Davtid bin Siileymamn (Esecld-iil-Cihad) kitabmdan terceme 
burada temam oldu. Bu kitabm yazilmasi hicretin binikiyiizdok- 
saniic [1293] senesinde temam olmusdur. Arabiden tiirkceye ter- 



[1] Ibni Abdurazim 1052 [m. 1642] de vefat etdi. 

-269- 



cemesi de, 1390 [m. 1970] senesinde yapilmis ve nesr edilmisdir. 

32 - (Mesail-i miihimmeye cevab-i Nu'man) admda bir kitab e- 
limize gecdi. islam harfleri ile 1385 [m. 1965] de Samda ikinci bas- 
kisi yapilmis. Kitabi yazan Anadolunun Giimushane vilayetinde, 
eski Siran miiderrisi Mustafa oglu Osman efendinin oglu, Giimus- 
haneli Osman Zeki adinda bir vehhabi imis. Bu cocugun, Siran ka- 
zasmdan Hicaza gidip, sapitmis oldugu anlasilmakdadir. Bu bozuk 
ve zararli kitab, Hicazda Turk hacilarma, parasiz dagitilmakdadir. 
Din bilgisi az olanlar, kitabdaki yanlis ve yalan yazilan dogru sana- 
rak, felakete siiriiklenmekdedir. Bid'at ehline aldananlarm haclan 
ve hicbir ibadetleri kabul olmaz. Haci olalim derken, dogru yoldan 
cikmis, bid'at, dalalet felaketine siiriiklenmis olurlar. 

Doksanalti sahife ve kiiciik olan bu kitabmda diyor ki: 

(Kur'an-i kerim ve Resul-i RabbiValemin, nemaz kilmiyana 
mtisrik ve kafir dedi. Vitr nemazim, kunut okumadan bir rek'at 
kilmak yetisir. Resulullah dahi sevval aymm hilalini bilmiyordu. 
Bunun icin, filan gaybi biliyor. tmdad ediyor diyenler, Allahdan 
korkup, insanlardan utansmlar. Qiinki, boyle seyleri Kur'an ve 
Peygamber yasaklamisdir. Bu utanmazlar, Peygamber efendimizle 
konusup, Onun emri ile hareket etdiklehni, yutduruyorlar. Esek- 
den daha asagi olduklanm yayiyorlar. Bu dogru olsaydi, Eshab-i 
kiram arasmda harb olmazdi. Resulullah ile konusup, Onun emri 
ile sikmtidan kurtuluriardi. Vesfle ayet-i kerimesinin ma 'nasi, emr- 
leri yapmak, yasaklardan sakmmakdir. Nafilelerle mesgul olmak- 
dir. Kabrde olanlardan imdad ve bereket istemek degildir. Ciinki 
boyle yapmak eseklik ve miisriklikdir. Miislimanhkda boyle bir 
sey yokdur. Din-i islam, boylelere miisrik ve kafir diyor. 

Gayr-i ihtiyari haricinde farz nemazi terk edeni Allah ve Resu- 
lii tekfir ediyor. Bunlann kaza kilmalan da kabul olmaz. 

Filan falamn sozleri, ahiretde insam kurtarmaz. Kitaba ve siin- 
nete giivenmeyip, filanlarm sozleri ile ibadet yapanlar, Cehenne- 
me gideceklerdir. Kabrde o biiyiik denilen zatlardan siial olmiya- 
cak. Allahdan ve Resuliinden olacakdir. Allahii teala, bilmedigini- 
zi ehl olanlardan sorup anlaym buyurdu. Yakalarmi kurtarmak 
icin Kur'amn ve hadisin zahiri ve bahni ma'nalan vardir. Biz bah- 
nisini anlamayiz derler. Allah, Ehl-i imana, anhyamiyacagi, yapa- 
miyacagi seyleri emr etmez. Bu hususda (Omer Riza)mn kitabma 
bakmiz. Pirlanta diirbin takimz, diyor. 

Korkulu zemanda, ayakda yiiriirken de nemaz kilmak, Bekara 
suresinin ikiyiizotuzsekizinci ayetinde emr olunuyor. Hadislerde 

-270- 



kunut okumak emr olunmadi. Kunutsuz vitrkilmak sahihdir. Yal- 
nizfarzlan ve birrek'at vitri kilana dil uzatilmaz. Siinnetleri kilan- 
lara sevab vardir. Kilmiyanlara giinah yokdur. 

Ey kardeslerim! Ayetden, hadisden soyliyorum. Kafamdan 
soylemiyorum. Hirhyan ve uluyan miisrikler, Resulullaha yalanci, 
buyiicii diyenler gibidir. Kitabi ve siinneti bildirenlerden kacanlar, 
Hakdan kacan alcaklara benziyor, diyor. 

Mevlid okumak, tarikatlar, delail-i serif okumak, iskat ve telkin, 
sonradan ortaya cikarildi. Batil ve merduddurlar. Bunlari cikaran- 
lar, kendilerini Allahii teala yerine koymus oluyor. Kabul edip ya- 
panlar da, bunlara tapmis oluyorlar. Dinde hersey bildihldi. Soylen- 
medik kalmadi. (Ummet yetmisiic firkaya ayrilacak, bunlardan yal- 
niz, benim ve Eshabimin yolunda olanlar kurtulacakdir) buyuruldu. 
Biitiin tarikatler batildir. Resulullah zemanmda olmiyan seyler 
merduddur. Kadiri, $azili, Mevlevi, Naksibendi, Rifai, Ticani, Hali- 
df, tlveysi... daha nice tarikatler, dogru yoldan ayrilmak, Kur'ana 
uymamakdir. Miisliman admdan baska herismi atmahdir. Zeman-i 
se'adetdeki gibi kardes olmahdir. Selameti, kabrlerden, dliilerin 
ruhlanndan istemek gibi, din-iislamda olmiyam yaparak, kafirmiis- 
rik olmamahdir. Dinimiz, zikr, tesbih ve tekbir icin boncuklar ve 
tekkeler ve kabrler iizerine tiirbe, kubbe yapmagi emr etmedi. Tiir- 
beleri yikmagi emr eyledi. Allahii teala, (Bana diia ediniz! Kabul 
ederim) dedi. Peygamberlere diia ediniz veya Evliyaya diia ediniz 
demedi. Ya'ni mevta He tevessiil veya kabrlerinden ve ruhaniyyet- 
lerinden imdad taleb ediniz demedi. Peygamberlerin bize faide ve 
zarar veremiyecegini Allah bildiriyor. Kur'an-i kerimin yokdur de- 
digini istemek, Allahii tealaya inanmamak olur. Mevtadan imdad 
taleb edenler kafir ve miisrikdirler. Peygamberin okudugu salevat- 
lar vahydir. Baskasimn soyledigi salevatlar bid'atdir. Bid'at, vahy- 
den iistiin olamaz. Delail kitabim yazan, kendini Allah makamma 
koymus. ibadet icad etmis. Okumasi icin giinler ta 'yin etmis. Alla- 
ha inabe yerine, seyhlere inabe ediyorlar. Eshab-i kiram, tarikat, 
mevlid ve salevat tertip ve ihdas etmediler. Sonra gelenler, vatan hi- 
mayesi ve diismamn kahr olmasi icin, (salat-i miinciyye), (salat-i na- 
riyye) gibi bid'atler emr etdiler. Millet, iskat yapihr diyerek, ibade- 
ti terk ediyor. Telkini de dlii isitmez. Islamda yeri yokdur). Vehha- 
bi kafirin yalan, bozuk sozleri temam oldu. 

Allahii teala ve Onun Resulii, nemazin emr olunduguna inan- 
madigi, ehemmiyyet vermedigi icin kilmryana kafir dedi. Tenbel- 
likle kilmiyan kafir olmaz. Fasik, gunahkar olur. Hanefi mezhebin- 
de vitr nemazim uc rek'at kilmak vacibdir. Peygamberimizin vitri 

-271- 



tic rek'at kildigi, (Merakil-felah)da ve (Siinen-i Ebi Daviid)de ve 

(Miinavi)de yazilidir. Kunut diiasi okumak da vacibdir. imam-i 
Ebu Yusiife ve Muhammede ve imam-i Ahmede ve Safi'iye "rahi- 
me-humullahu teala" gore siinnetdir. Ebu Daviidiin bildirdigi ve 
(Miinavi)de yazili oldugu gibi, (Resulullah, vitr nemazim kilarken 
kunut diiasim okurdu.) Kunut olarak, belli olan duayi okumak, soz- 
birligi ile siinnetdir. Bunu bildiren hadis-i serif, Sernblalinin (Mera- 
kil-felah) kitabinda yazilidir. Vacib ve siinneti ehemmiyyet verme- 
digi icin terk eden kafir olur. Ehemmiyyet ve deger verip tenbellik- 
le vacibi bir kerre, siinneti ise, devamli terk eden giinaha girer. Bu 
[bozuk kitabi yazan] aleak vehhabi, hanefi olan miislimanlan mez- 
hebinden cikarmak istiyor. Mezhebsiz yapmak istiyor. Mezhebsiz 
olan, Ehl-i siinnetden aynlmis olur. Ehl-i siinnetden aynlamn da, 
ya sapik, yahud kafir oldugu, (El-besair) kitabinda yazilidir. Bu kiy- 
metli kitabi Hindistan alimlerinden Muhammed Hamdullah yaz- 
mis, 1395 [m. 1975] de istanbulda da basdinlmisdir. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" kendiliginden gaybi 
bilmez. Fekat, Allahii teala, Peygamberine vahy ile ve Evliyasma 
ilham ve keramet ile gaybi haber verir. Hazret-i Omerin Irandaki 
askeri gormesi ve kumandanlan Sariyyeye soylemesi, onun da isit- 
mesi, boyle olmusdur. Evliyamn kendisi gaybi bilmez. Fekat, Alla- 
hii teala, diledigi seyleri onlara bildirir. Veya ruhlarma kuvvet ve- 
rerek, goriir ve bilirler. Boyle oldugunu Kur'an-i kerim ve hadis-i 
serifler haber vermekdedir. (Feth-ul-mecid) vehhabi kitabi da, 
(268). ci sahifesinde, (Yeryiizii bana kiiciiltiildii. Doguyu, batiyi, 
avueumdaki aynada imis gibi, hep gordiim) hadis-i serifini yaz- 
makdadir. 192. ci sahifeden bashyan yirmidordiincu maddeyi lutfen 
okuyunuz! Resulullah, diri iken de, oldiikden sonra da, Eshabi 
arasinda olacak fitneleri, dilediklerine soyledi. Kazaya razi olma- 
lanni bildirdi. Coguna sehid olacaklarmi miijdeledi. Taberaninin 
haber verdigi ve (Kiinuz-iid-dekaik) kitabinda yazih hadis-i serif- 
de, (Hiiseyn, altnus senesinde oldiiriiliir) buyuruldu. Bunun gibi, 
hazret-i Osmamn ve hazret-i Alinin ve baska Sahabilerin "radiyal- 
lahii anhiim" sehid olacaklarmi haber verdi. Sabr eylemelerini emr 
buyurdu. Eshab-i kirama sehid olacaklarmi bildirmek, onlara 
miijde vermek idi. Onlar, sehid olmamak icin degil, sehid olmak 
icin diia ederlerdi. Resulullah, Eshabimn imdadma nicin yetisme- 
di sozii, cahilce bir sozdiir. Allahii teala, Uhud muharebesinde Re- 
suliiniin imdadma nicin yetismedi demege benzemekdedir. Resu- 
lullah, Eshabi arasmdaki muharebeleri gorseydi, seslerini isitseydi, 
onlara emr verir, sikmtidan kurtanrdi gibi ahmakca sozler, hasa 
Allahii tealamn, Uhud giinii olan faci'a ve sikmtilan gormedigini, 

-272- 



diia ve istigaseleri isitmedigini soylemek demekdir. (Cevab-i 
Nu'man) vehhabi kitabimn, boyle ahmakca, alcakca sozlerine 
inanmakdan, aldanmakdan Allahu tealaya sigmiriz. Din biiyiikleri, 
kaza ve kaderi degisdirmek istemez. Onu haber alirlarsa razi olur- 
lar. Hadis-i serifde, (islerinizi sasirdiginiz zeman, kabrdekilerden 
yardim isteyiniz!) buyuruldu. islerine gelmiyen hadis-i serifleri ort- 
bas ediyorlar. Fekat, gtines balcikla sivanamaz. Cevab veremeyin- 
ce, sirkdir, eseklikdir diye, isi giiriiltiiye getiriyorlar. Tenbellik ede- 
rek, diinya islerine dalarak nemaz kilmiyan kafir olmaz. Nemazi 
vazife, bore bilmiyen, farz olduguna inanmiyan kafir olur. 

Filan falanm sozleri diyerek, Ehl-i siinnet alimlerine tas at- 
makdadir. (Ehl-i siinnet alimleri), Kur'an-i kerimden ve hadis-i 
seriflerden anladiklarmi ve Eshab-i kiramdan isitdiklerini kitabla- 
rma yazmislardir. Kendi goriislerine ve dusiindiiklerine giivenme- 
mislerdir. Her yazdiklarma, ayetden, hadisden veya Eshab-i kira- 
min sozlerinden vesikalar, senedler bildirmislerdir. Kitaba ve siin- 
nete uymak ve Eshab-i kiramm yolunda bulunmak istiyenlerin, 
Ehl-i siinnet kitablarmi okumalan lazimdir. (Feth-ul-mecid) kita- 
bimn dortyiizdoksanikinci sahifesinde de yazih olan hadis-i serif i- 
le oviilmiis, hayrli asrm en iyileri olan, Ehl-i siinnet alimleri, kita- 
bi ve siinneti anhyamamrs da, bin sene sonra, colden meydana ci- 
kan vehhabi sapiklan, daha iyi anlamis demek icin deli veya ah- 
mak, yahud zindik olmak lazimdir. Vehhabi kitabimn, akla, ilme 
uymiyan sacma yazilan, Kur'an-i kerimi ve siinnet-i nebeviyyeyi 
hie anlamadigini acikca gostermekdedir. Ayet-i kerimeleri ve ha- 
dis-i serifleri oyuncak yapmis, diledigi gibi ma'na veriyor. Kabrde 
Allah ve Resultinden sorulacakdir. Bu siiallere, Ehl-i siinnet alim- 
lerinin bildirdikleri gibi cevab veremiyenler, Cehenneme gide- 
ceklerdir. (Bilmediginizi, ehl olanlardan sorup anlayin!) mealin- 
deki ayet-i kerimeyi kendi de yaziyor. Her muslimamn, bu ayet-i 
kerimeye uyarak, Ehl-i siinnet kitablarmi okuyup ogrenmeleri la- 
zimdir. Ehl-i siinnet alimlerinin kitablarmi okumiyanlar, bu ayet-i 
kerimeye uymamis olur. Cahil kahr. Mezhebsizlerin yalanlarma 
aldamp, Cehenneme gider. Deyleminin ve Miinavinin bildirdikle- 
ri hadis-i serifde, (Batin ilmi, Allahu tealamn sirlarindandir. Emr- 
lerinden biridir) buyuruldu. Resulullah efendimiz, ilm-i batmi ha- 
ber veriyor. Allahu tealamn emridir diyor. Bu kitab ise, ilm-i ba- 
tim, Ehl-i siinnet uydurdu diyor. Allahu teala, emrlerini ve yasak- 
larmi herkes icin bildirdi. Bunlar, anlasilabilecek ve yapilabilecek 
seylerdir. Bunlara uymak, herkese farzdir. Batm bilgilerini ve mii- 
tesabih ayet-i kerimeleri ise, herkes anhyamaz. Bunlarda bildiri- 
lenleri anlamak ve yapmak, ulema-i rasihine mahsusdur. Bunlar, 

- 273 - Kiyamet ve Ahiret - F:18 



tesavvuf yolunda ilerleyip olgunlasmis derin alimlerdir. Bu ilmler- 
den ve bu rasih alimlerden haberleri olmiyanlar, inkar ediyorlar. 
Omer Rizanm' 11 bozuk yazilanni yalmz mezhebsizler begenir. 

Bekara suresi, diisman karsismda ve bogulmak ve yanmak teh- 
liikesinde olamn ve hayvan saldinrken, miimkin olan tarafa done- 
rek nemaz kilinacagmi bildirmekdedir. Fikh kitablan buyuruyor 
ki, korku artdigi zeman, cema'at ile kilmmaz. Yalmz olarak ayak- 
da durarak veya hayvan iistiinde kilmir. Yukandaki tehliikelerden 
kacarken, vakti kacirmamak icin, ancak hayvan iistiinde giderek 
kilmabilir. Ayet-i kerimenin ayakda miimkin olan tarafa donerek 
kilmak oldugu (Merakil-felah) hasiyesinde yazihdir. Ayet-i keri- 
medeki (Ricalen) kelimesinin (yiiriiyerek) demek degil, (ayakda 
durarak) demek oldugu tefsirlerde ve (Cevhere) fikh kitabinda 
acikca yazihdir. Bu bozuk vehhabi kitabi, burada da, hanefileri al- 
datmaga, yiirtirken nemaz kildirmaga cahsmakda, bunun icin de 
ayet-i kerimeye yanhs ma'na vermekden cekinmemekdedir. Bir 
miisliman, siinnetleri, ehemmiyyet vermiyerek kilmazsa kafir olur. 
Ehemmiyyet verip, devamh kilmazsa, giinaha girer. Bu kitab, ayet- 
den, hadisden soyliiyor ise de, bunlara uydurma ma'na veriyor. 
Ehl-i siinnet alimleri "rahime-hiimullahii teala", Resulullahm ve 
Eshab-i kiramm anladiklanm arasdinp, Onlardan ogrendikleri 
ma'nalan kitablanna yazmislardir. Boyle oldugunu vehhabiler de 
bildiriyorlar. (Feth-ul-mecid) kitabi (388). sahifesinde, (EbuHani- 
fe "rahimehullah " dedi ki: Kitabullaha ve Resulullahm hadisine ve 
Sahabenin sozlerine uygun olmiyan bir sdziimii bulursamz, bu so- 
ziimii birakimz! Onlari ahmz! imam-i $afi'i dedi ki: Kitabimda, 
Resulullahm siinnetine uymiyan birsey bulursamz, benim sdziimii 
birakip, Resulullahm siirmetini ahmz!) diyor. Ehl-i siinnet alimle- 
rinin "rahime-hiimullahii teala", Kitabullaha ve hadis-i seriflere ne 
kadar siki sanlmis olduklanm, vehhabi kitabimn bu yazisi da gos- 
termekdedir. Bunun icindir ki, Kur'an-i kerimin ve hadis-i serifle- 
rin dogru ma'nalanm anlamak istiyenler, Ehl-i siinnet alimlerinin 
kelam ve fikh kitablanm okumahdir. Kitabi ve siinneti bildiren 
(Ehl-i siinnet) alimlerinin kitablarmdan kacanlarm, Hakdan kacan 
alcaklara benzediklerini, kendi kitablan da yazmis oluyor. 

(Mevlid okumak) demek, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve 
sellem" diinyaya gelisini, mi'racini ve hayatim anlatmak, Onu ha- 
tirlatmak, Onu ovmek demekdir. Her mii'minin, Resulullahi cok 



[1] Omer Riza, Muhammed Akifin damadidir. Mezhebsizdir. 1371 
1952] de oldii. 

-274- 



sevmesi lazimdir. Onu cok seven, Onu cok anar, cok soyler, cok 
over. Deylemmin bildirdigi ve (Kiinuz-ud-dekaik)da yazili hadis-i 
serifde, (Birseyi cok seven, onu cok anar) buyuruldu. Bu hadis ki- 
tabmi Miinavi toplamisdir. Resulullahi cok sevmek lazim oldugu- 
nu biitiin islam alimleri uzun yazmislardir. Vehhabi kitabi bile, tic- 
yiizotuzaltmci sahifesinde bunu soyle yazmakdadir: 

(Hadis-i serifde, (Bir kimse, beni cocugundan ve babasindan ve 
herkesden daha cok sevmedikce, iinan etmis olmaz) buyuruldu. 
Ya'ni imam olgun olmaz. Allahi sevenin, Onun Resuliinu de sev- 
mesi vacibdir. Salih kullan da sevmesi lazimdir.) 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" mevlid gecelerinde Es- 
habma ziyafet verir, diinyaya tesrif etdigi ve cocuklugu zemamnda 
olan seyleri anlatirdi.Hazret-i Ebu Bekr, halife iken, mevlid gece- 
sinde, Eshab-i kirami toplayip, Resulullahm diinyaya tesrifindeki 
olaganiistii halleri konusurlardi. Dogum giiniine onem vermegi hi- 
ristiyanlar, miislimanlardan ogrenip almislardir. Dunyanin her ye- 
rindeki miislimanlar, Peygamberimizin ve Eshab-i kiramm yapdik- 
lan gibi, mevlid gecesinde, Resulullahi anlatan kitablan okurlar ve 
Resulullahm diinyaya tesrif etdigi bu serefli gecede senlik yapar, 
sevinirlerdi. islam alimleri, bu geceye cok onem vermislerdir. Bu 
geceyi biitiin mahluklar, melekler, cin, hayvanlar ve cansiz madde- 
ler, birbirlerine mlijdelemekde, Fahr-i alem diinyaya tesrif etdi di- 
ye sevinmekdedirler. Mevlana Celaleddin-i Rumi, (mevlid okunan 
yerden belalar, sikintilar gider) buyurmusdur. Mevlidi, nazm, si'r 
olarak okumak daha te'sirli ve faideli olur. 

Mevlid okumamn bir ibadet oldugunu ve nasil okumak lazim 
geldigini ve faidelerini bildirmek icin, islam alimleri, her dilde ki- 
tablar yazdilar. Bu kitablardan on adedini, Mustafa Katib Celebi- 
nin "rahmetullahi aleyh",' 11 (Kesf-iiz-ziinun) kitabindan ve zeylin- 
den alarak bildiriyoruz: 

1 - Bursah Siileyman Celebinin Ttirkce mevlid kasidesi cok 
sohret kazanmrsdir. Osmanhlarm ve Tiirkiyenin her yerinde seve 
seve okunmakdadir. Asl ismi (Vesflet-iin-necat)dir. Siileyman Ce- 
lebi, yildinm sultan Bayezid "rahmetullahi aleyh" hamn imami idi. 
800 [m. 1398] de Bursada vefat etmisdir. 

2 - Muhammed Ak Semsiiddin efendinin' 21 oglu Hamdullah 
efendi "rahmetullahi aleyh" de bir mevlid kasidesi yazmisdir. 



[1] Katib Celebi 1067 [m. 1656] da Istanbulda vefat etdi. 
[2] Ak Semsiiddin 864 [m. 1460] da Goyniikde vefat etdi. 

-275- 



3 - Molla Hasen-ul Bahri "rahmetullahi aleyh" de, bir mevlid 
yazmisdir. 994 [m. 1586] de vefat etmisdir. 

4 - Vaiz Muhammed bin Hamza da yazmisdir. 

5 - Semstiddin Ahmed Sivasi "rahmetullahi aleyh" de yazmis- 
dir. 1006 [m. 1598] da vefat etmisdir. 

6 - Hafiz ibni Nasiriddin Dimiski "rahmetullahi aleyh", (Ca- 
mi'ul-asar fi mevlid-il-muhtar) kitabim yazmisdir. 

7 - Ibni Esir Muhammed Cezri (Et-ta'rif bil-mevlid-i$-$enf) ki- 
tabim yazmisdir. 833 [m. 1430] de vefat etdi. 

8 - Ebtil Kasim Muhammed Liiliivi "rahmetullahi aleyh", 
(Diirr-ul-munzam ff-mevlid-in-Nebiyy-il-mu'azzam) yazmis, 867 
[m. 1463] de Samda vefat etmisdir. 

9 - Afifiiddin Muhammed Tebrizi, (Mevlid-in-Nebi) kitabim 
yazmis, 855 [m. 1451] de Medine-i miinevverede vefat etmisdir. 

10 - Seyyid Muhammed Kavukcu hanefi, (Mevlid-in-Nebi) ki- 
tabim yazmis, 1305 [m. 1887] de vefat etmisdir. 

Bunlardan baska, ibni Hacer Hiytemmin (En-Ni'met-iil-kiibra 
alel'alem fi-mevlid-i Seyyid-i veled-i Adem) kitabi ve Celaliiddin-i 
Stiyutinin, (Er-Reddii ala men enkere kiraetel-mevlid-in-Nebi) ki- 
tabi ve Yusiif Nebhaninin 111 (Cevahir-iil-bihar) kitabinin uciincii 
kismi ile (Huccet-ullahi alel'alemin) kitabinin 233 ve sonraki alti 
sahifesi ve Ahmed Sa'id-i miiceddidinin (isbat-iil-mevlid) kitabi ve 
allame Muhammed Zerkanmin (Serh-ul-Mevahib-il-lediinniyye) 
kitabinin birinci kismimn 136. ci ve sonraki dort sahifesi, Mevlid 
okumamn ibadet oldugunu vesikalarla isbat etmekdedirler. Bu son 
alti kitab, bir arada 1397 [m. 1977] senesinde istanbulda basilmis- 
dir. Ahmed Sa'id Faruki miiceddidi 1277 [m. 1861] de Medmede 
vefat etdi. Urdu dili ile yazdigi (Sa'id-iil-beyan) mevlid kitabi ile 
seyyid Abdiilhakim Efendinin "rahmetullahi aleyh" tiirkce (Mev- 
lid kiraetinin fazileti) de cok kiymetlidir. 

Hindistandaki islam alimlerinin biiyiiklerinden mevlana Mu- 
hammed Fadl-ur-Resul "rahime-hullahii teala" 1266 [m. 1850] se- 
nesinde farisi olarak yazdigi (Tashih-ul-mesail) kitabinda, vehha- 
bilere satilmis olan Muhammed ishak ismindeki Hindistanh bir 
din adammm (Miete mesail) kitabma cevab vermisdir. 



[1] Yusuf Nebhani 1350 [m. 1932] de vefat etdi. 

-276- 



Fadl-iir-Resul-i Bedayuni "rahmetullahi aleyh" 1289 [m. 1872] 
de vefat etdi. Kitabimn 253. cii sahifesinden bashyarak diyor ki: 
Mevlid okumak, ilk lie asrda yokdu. Bundan sonra meydana cik- 
di. Bunun icin alimler, mevlid cem'iyyetinin [toplanmanm] caiz 
olup olmamasinda ihtilaf etdi. Sozleri birbirine uymadi. Alimlerin 
bu ihtilaflan, (Siret-i $ami) kitabmda uzun yazilidir. Siret-i Sami 
kitabimn yazan, Muhammed bin Yusiif Samidir "rahime-hullahii 
teala". 943 [m. 1536] de Misrda vefat etmisdir. Kitabmda yalmz 
ihtilaflan bildirmis, bunlar arasmda bir tercih yapmamisdir. Bu- 
nunla beraber, mevlid cem'iyyetinin miistehab oldugunu bildiren 
bircok biiyiik alimleri haber vermisdir. Ustadlarmm, buna karsi 
olanlan red etdiklerini de bildirmisdir. Cogunlugu birakip da, bir- 
kac muhalifi ileri siirerek, mevlid cem'iyyetine caiz degildir deni- 
lirse, fikh mes'elelerinin coguna i'timad kalmaz. Siret-i Samide di- 
yor ki: 

Hafiz, [ya'ni hadis alimi] Semsiiddin Muhammed Sehavi diyor 
ki, (Mevlid [cem'iyyeti yapmak] hakkmda, Selefden bir haber 
yokdur. Ucuncii asrdan sonra hasil oldu. Her sene, mevlid gece- 
sinde, miislimanlar sadaka veriyorlar, seviniyorlar. Hayr ve hase- 
nat yapiyorlar. Toplamp, mevlid kasidesi okutup dinliyorlar). 
[Semsiiddin Sehavi, 902 [m. 1496] de, Medme-i miinevverede ve- 
fat etdi.] Hafiz izzeddin Ali ibni Esir Cezri diyor ki, (Mevlid oku- 
mak, buttin sene, zarar ve korkulu seylerden korur. Mevlid oku- 
nan yere, o sene, rahmet ve bereket yagar). [ibni Esir All Cezri, 
630 [m. 1232] da, Musulda vefat etdi.] Hafiz imadiiddin isma'il ib- 
ni Kesir, Erbil emirinin, Rebiul-evvel aymda biiyiik mevlid 
cem'iyyetleri yapdigim bildirmekdedir. [ibni Kesir, 774 [m. 1372] 
de vefat etmisdir.] Ebiil-Hattab Omer ibni Dihye, (Et-tenvir ff- 
Mevlid-il-Be§ir) kitabmda, Erbil emirinin yapdigi mevlid cem'iy- 
yetlerini uzun anlatmakdadir. Bircok alimler, mesela imam-i Ne- 
vevmin iistadi hafiz Ebu Same, bu kitabi medh ve sena etmisler- 
dir. Abdurrahman Ebi Samenin, (El-bais ala inkar-il-bida' vel-ha- 
vadis) kitabi bu senalarla doludur. [Ebu Same 665 [m. 1266] de, 
Ebulhattab Omer 633 [m. 1236] de vefat etmislerdir.] Aflame Sey- 
fiiddm ibni Tugrul beg, (Durr-uii-iiazini fi-mevlid-in-Nebiyyil-ke- 
rim) kitabmda diyor ki, (Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" asiklan, mevlid gecelerinde, mevlid cem'iyyetleri yapiyorlar. 
Bunlardan biri, ibni Efdal ismi ile meshur olan Ebiil-Hasenin 
Misrda yapdigi biiyiik mevlid cem'iyyeti ve iistadimizm iistadi E- 
bu Abdullah bin Muhammed bin Nu'manm ve Cemaliiddm acemi 
Hemedanmin ve Yusiif bin Ali Haccar-i Misrinin Mevlid cem'iy- 
yetleridir. Bunlar, Resulullahi "sallallahii aleyhi ve sellem" rii'ya- 

-277- 



da gordiiklerini ve (Bizim i^in sevinenler, bizi de sevindirirler) bu- 

yurdugunu soylemislerdir.) [ibni Tugrul beg, 670 [m. 1271] sene- 
sinde vefat etmisdir.] 

Ibni Battal maliki, fetvasmda diyor ki, (Mevlid gecesinde sada- 
ka vermek, muslimanlan toplayip caiz olan seyleri yidirmek ve ca- 
iz olan seyleri okutup dinletmek ve salih kimseleri giydirmek, bu 
geceye hurmet etmek olur. Bunlan Allah rizasi icin yapmak caiz- 
dir ve cok sevab olur. Bunlan yalniz fakfrler icin yapmak sart de- 
gildir. Fekat, muhtac olanlan sevindirmek daha sevab olur. Zema- 
mmizda oldugu gibi, toplantida uyusdurucu [serhos edici] seyler 
kullamhrsa, gene oglanlar toplanir, kadin erkek kansik olursa ve 
sehveti tahrik eden si'r ve sarkilar okunursa, [calgi, ney, diimbelek 
gibi lehv aletleri calmirsa], cok giinah olur). [Boyle haram seyleri, 
ibadet olarak yapmamn, ibadet arasmda yapmanm giinahi katkat 
ziyade olur. Boyle haramlara, islam miizigi diyenlere aldanmama- 
hdir. Ibni Battal 449 da vefat etdi.] imam-i Celaliiddin Abdurrah- 
man bin Abdil-Melik Kettani diyor ki, (Mevlid giinii ve gecesi, mii- 
becceldir, mukaddesdir, miikerremdir. Serefi, kiymeti cokdur. Re- 
sulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" varhgi, vefatmdan 
sonra, Ona tabi' olanlar icin, kurtulus vesilesidir. Onun mevlidi 
icin sevinmek, Cehennem azabimn azalmasma sebeb olur. Bu ge- 
ceye hurmet etmek, sevinmek, biitiin senenin bereketli olmasina 
sebeb olur. Mevlid giiniinun fazileti, Cum'a giinii gibidir. Cum'a 
giinii, Cehennem azabimn durdugu, hadis-i serifde bildirildi. Bu- 
nun gibi, mevlid giiniinde de azab yapilmaz. Mevlid geceleri se- 
vindigini gostermeli, cok sadaka, hediyye vermeli, da 'vet olunan 
ziyafetlere gitmelidir). [Haram islenen, haram bulunan toplanti- 
lara gitmemeli, haram islemekden ve haram isliyenlerin arasma 
kansmakdan ve ibadetlere haram karrsdirmakdan cok sakmmah- 
dir.]' 

Allame Zahiriiddin bin Ca'fer diyor ki, (Mevlid cem'iyyeti 
yapmak, bid'at-i hasenedir. Salihleri toplayip, salevat okumak, fa- 
kirleri doyurmak, her zeman sevabdir. Fekat, bunlara haram ka- 
nsdirmak, calgi, sarki, raks gibi seyler yapmak bliylik giinah olur). 
Allame Nasiruddih diyor ki, (Mevlid cem'iyyeti yapmak, siinnet 
degildir. Fekat, o giin sadaka, hediyye vermek, nes'e ve siirur iz- 
har etmek, oglanlar ve kadmlar kansik olmadan mevlid kasidesi 
okutmak ve bu cem'iyyete gitmek cok sevab olur. Fekat, zaruret 
olmadan, kimseden birsey istememelidir. Zaruret olmadan iste- 
mek haramdir. Salih miislimanlarm toplanarak, Allahti tealayi 
zikr etmeleri ve salevat okumalan ibadet olur. Sevabi cok olur). 

-278- 



Allame Abdurrahman Ebu Same,' 11 (El-Ba'is) kitabinda diyor ki, 
(Rebi, imam-i Safi'iden haber verdi ki, (Bid'at iki kismdir. Bir 
kismi, Kitaba, siinnete, esere [ya'ni, Eshab-i kiramm sozlerine] 
veya icma'a uymaz. Bunlar, dalalet, sapiklikdir. Bid'atin ikinci 
kismi, bu dort delile uygun olan hayrli seylerdir. Hicbir alim bun- 
lann kotii oldugunu bildirmedi. Omer "radiyallahii anh", Rame- 
zan gecelerinde, cami'lerde, cema'at ile teravih nemazi kilmaga, 
(cok gtizel bid'at) dedi. Boyle bid'atlere (Bid'at-i hasene) denir. 
Bid'at-i haseneyi islemenin caiz ve miistehab oldugu, sozbirligi 
ile bildirildi ve bunlan Allah nzasi icin yapana sevab verilir de- 
nildi. islam ahkamma uygun olan biitiin yenilikler boyledir. Ca- 
mi'lere minber, yolculara han, talebeye mekteb, medrese gibi, is- 
lam ahkamina uygun olan iyi seyler, bid'at-i hasenedir. Bunlar, 
Eshab-i kiram ve Tabi'm-i izam zemanlarmda yokdu. Sonradan 
meydana cikdi. Fekat, Allahii tealanm emrlerini yapmak icin 
yardimci olduklarmdan, bid'at-i hasene denildi). Bu bid'at-i ha- 
senelerden biri, Musul civarmdaki Erbil sehrinde, her sene yapi- 
lan Mevlid cem'ryyetleridir. Mevlid-i Nebi "sallallahii aleyhi ve 
sellem" gecelerinde, sadakalar verilir. Zinetler ve sevincler gos- 
terilir. Fakirlere ihsanlar yapihr. Boylece, Resulullaha "sallallahii 
aleyhi ve sellem" olan muhabbet ve ta'zim i'lan olunur. Bu 
cem'iyyeti Musulda ilk olarak, biiyiik alim, salihlerden Omer bin 
Mela yapdi. Erbil sultani [Ebu Sa'id el-Muzaffer Kiikburi], buna 
tabi' oldu. [Ebu Sa'id, Salahuddin-i Eyyubinin "rahime-hiimulla- 
hii teala" enistesi idi. 630 [m. 1232] senesinde, hiristiyanlarm 
(Hach ordulan) denilen saldinlarma karsi yapilan Akka kal'asi 
cihadinda sehid oldu.] Safi'i alimlerinden allame Sadr-iid-din 
Omer diyor ki, (Mevlid cem'iyyeti yapmak, caizdir. Mekriih de- 
gildir. Niyyete gore sevab verilir). [Niyyet, bozuk olursa, hie se- 
vab verilmez.] Hafiz diyor ki, Mevlid cem'iyyeti yapmak, bid'at- 
dir. [Ya'ni, sonradan meydana cikmis olan bir ibadetdir.] Fekat, 
iyi, faideli seyler yapildigi icin, fena seyler bulunmadigi icin 
bid'at-i hasenedir. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Medine sehrine gelin- 
ce, yehudilerin, Muharrem aymm onuncu giiniinde oruc tutdukla- 
nm gordii. Sebebini sordu. Bugiin, Allahii teala, Fir'avm bogdu. 
Musa aleyhisselami kurtardi. Bunun icin, sevincimizden oruc tuta- 
rak Allaha siikr ediyoruz dediler. (Musa aleyhisselam kurtuldugu 
i(in, ben daha cok sevinirim) buyurarak, oruc tutdu. Miislimanla- 



[1] Ebu Same 665 [m. 1266] da vefat etdi. 

-279- 



ra da, Asure giinli oruc tutmalanni emr etdi. Bir ni'met geldigi ve 
bir sikmtidan kurtulundugu zeman, Allahii tealaya siikr edildigi 
gibi, her sene, o gun yine siikr etmek lazim oldugu, bu hadis-i se- 
rifden anlasilmakdadir. Allahii tealaya siikr etmek, secde etmek 
ile, sadaka vermek ile, Kur'an-i kerim okumak ile ve bunlar gibi, 
her ibadeti yapmak ile olur. ihsan sahibi, rahmeti bol olan yiice 
Peygamberin diinyaya gelmesinden daha biiyiik ni'met var midir? 
Her sene, o giinii arayrp, bu ni'meti diisiinmek lazimdir. Boylece, 
Resulullahm, Musa aleyhisselamm kurtulmasi ni'meti icin siikr et- 
mesine tabi' olunur. Bu diisiiniilmezse, boyle niyyet yapilmazsa, 
Resulullahm bu siinnetine uyulmus olmaz, sevabi olmaz). Hafiz 
Muhammed ibni Cezeri safi'i 1 ' 1 diyor ki, (Ebu Leheb rii'yada go- 
rtiliip, ne halde oldugu soruldukda, kabr azabi cekiyorum. Ancak, 
her sene, Rebi'ul-evvel ayimn onikinci geceleri, azabim hafifliyor. 
Iki parmagim arasindan cikan serin suyu emerek ferahhyorum. 
Bu gece, Resulullah diinyaya gelince, Siiveybe ismindeki cariyem, 
bunu bana miijdelemisdi. Ben de, sevincimden, bunu azad etmis 
ve Ona siit annelik yapmasim emr etmisdim. Bunun icin, bu gece- 
lerde azabim hafifliyor dedi. Ayet-i kerime ile kotulenmis olan 
Ebu Leheb gibi azgin bir kafirin azabi hafifleyince, O yiice Pey- 
gamberin iimmetinden olan bir mii'min, bu gece sevinir, mahm 
dagitir, boylece, Peygamberine "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
olan sevgisini gosterirse, Allahii teala ihsan ederek, onu Cenneti- 
ne sokar. Ustadim fetvalarmda diyor ki, mevlid cem'iyyeti yapa- 
rak, Kur'an-i kerim ve Mevlid-in-Nebi okumak, sonra yiyecek ik- 
ram etmek, sonra dagilmak, bid'at-i hasenedir. Bunu yapana ve 
orada bulunanlara sevab verilir.) Hafiz, Beyhekiden alarak diyor 
ki, (Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Peygamber oldugu 
bildirildikden sonra, kendisi icin, Akika kurbam kesdi. Halbuki, 
diinyaya geldiginin yedinci giinii, dedesi Abdiil-Muttalibin, kendi- 
si icin, Akika kesmis oldugunu biliyordu. Akikayi tekrar kesmek 
de caiz degildir. ikincisini, kendisinin alemlere rahmet olarak ya- 
ratilmis olduguna siikr olarak kesdigi ve boyle yapmalan icin, iim- 
metine ornek olmak istedigi anlasilmakdadir. Nitekim, iimmetini 
tesvik icin, kendine salevat okudugu cok goriildii. Bunun icin, 
miislimanlarm, mevlid gecelerinde toplanarak, mevlid kasidesi 
okumalan, tath seyler yidirmeleri ve hayrat ve hasenat yapmalan, 
boylece, o gecenin siikriinii yerine getirmeleri, miistehab oldu. 
(Siinen-i ibni Mace) serhinde, haram, yasak seyler karrsdirmadan 



[1] Ibni Cezeri 833 [m. 1429] da Sirazda vefat etdi. 

-280- 



mevlid cem'iyyeti yapmanm bid'at-i hasene ve mustehab oldugu 
bildirildi). 

(Siret-i Sami) veya (Subiiliil-hiida verre$ad) denilen kitabda, 
Fakihanmin yazilan ve iistadimn bunlara vermis oldugu cevablar, 
soyle yazilidir: 

Fakiham - Mevlid cem'iyyeti yapmanm, Kitaba ve Siinnete uy- 
durulacak bir yeri oldugunu bilmiyorum. 

Ustadi - Birseyi bilmemek, onun yok oldugunu gostermez. Ha- 
fizlarm imami ibni Hacer, mevlid cem'iyyetinin siinnetden bir ash 
oldugunu bildirdi. Biz de, ikinci bir ash daha bulundugunu yukar- 
da bildirdik. 

F. - Biiyiik alimlerden birinin, mevlid cem'iyyeti yapdigi bildi- 
rilmis degildir. 

U. - Mevlid cem'iyyetini ilk olarak, alim salih olan bir Emir 
yapdi. Bunu Allah nzasi icin yapdi. Sayisiz alimler, salihler, bu 
cem'iyyetde hazir oldular. ibni Dihye, bunu medh eyledi. Biiyiik 
alimler, Emirin bu isini oven kitablar yazdilar. Kotiileyen, hie ol- 
madi. 

F. - Mevlid cem'iyyeti nasil mustehab olabilir? Mustehab, isla- 
miyyetin taleb etdigi sey demekdir. 

U. - Islamiyyetin taleb etmesi, Nass ile veya Kiyas ile olur. Bu- 
rada Nass yok ise de Kiyas vardir. 

F. - Mevlid cem'iyyetine mubah da denilemez. Dinde bid'at ci- 
karmaga, hicbir alim mubah dememisdir. 

U. - Bid'at, yalniz mekruh ve haram degildir. Mubah, mustehab 
ve vacib olan bid'atler de bildirilmisdir. imam-i Nevevi diyor ki, 
(Dinde bid'at, Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" zemamn- 
da bulunmayip da, sonradan meydana Qikanlan seyler olup ikiye 
aynhr: Hasene ve seyyie). izzeddm bin Abdisselam diyor ki, 
(Bid'at, vacib, haram, mustehab, mekruh ve mubah kismlarma ay- 
nhr. Han, mekteb ve her hayr ve hasene, mustehab olan bid'atler- 
dir. Teravih nemazi ve tesavvuf yollan da boyledir). Beyheki, i- 
mam-i Safi'iden haber veriyor ki, imam, (Bid'at, iki krsmdir. Kita- 
ba veya Siinnete veya Esere veya icma'a ters diisenler, dalaletdir. 
Bu dort temelden birine uygun olanlar, dalalet degildir) buyurdu. 

F. - Mevlid gecesi, coluk cocugunu ve arkadaslanm toplayip yi- 
dirirse giinah olmaz. Herkesi toplamak, cirkin bid'at olur. 

U. - O mubarek gecede, herkesi toplamak, Kitaba, Siinnete, E- 

-281- 



sere ve Icma'a muhalif degildir. 

F. - Bu toplantilarda teganni, raks bulunur ve oglanlar, kadin- 
lar kansik olursa ve baska haramlar bulunursa, sozbirligi ile haram 
olur. 

U. - Bu soz dogrudur. Fekat, toplantinin haram olmasina, bu 
haram seyler sebeb olmakdadir. Boyle seyler, Cum'a nemazi kil- 
mak icin yapilan toplantida da bulunursa, o toplanti da, haram 
olur. Fekat, o toplanti haram oldugu icin, Cum'a nemazi icin top- 
lanmak haram olur denilemez. Bunun gibi, mevlid gecesi icin top- 
lanmak haram olur denilemez. Ramezan gecelerinde teravih kil- 
mak icin yapilan toplantilara, boyle yasak seyler kansdinldigi go- 
riilmekdedir. Bunlar karisdinldigmdan dolayi teravih nemazi icin 
toplanmaga haramdir denilebilir mi? Asia denilemez. Teravih ne- 
mazi kilmak icin toplanmak iyidir. Bu toplantiya cirkin, yasak sey- 
ler kansdirmak fenadir denir. Bunun gibi, mevlid icin toplanmak 
iyidir. Fekat, bu toplantiya cirkin, yasak seyler kansdirmak fenadir 
demek lazimdir. 

F. - Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" Rebful evvel aym- 
da diinyaya geldi ise de, vefati da, bu ayda olmusdur. Bu ayda se- 
vinmek degil, iiziilmek, matem yapmak lazimdir. 

U. - Resulullahm "sallallahu aleyhi ve sellem" viladeti biiyuk 
ni'met oldugu gibi, vefati da, siibhesiz biiyiik musibetdir. Dinimiz, 
nfmetlere siikr etmemizi, musibetlere de sabr ve siikut etmemizi, 
onlan ortmemizi emr ediyor. Cocuk olunca, akika kesmegi emr 
ediyor. Oliince, hayvan kesmegi veya baska birsey yapmagi emr 
etmiyor. Hatta baginp cagirmagi, matem yapmagi yasak ediyor. 
Bunun icin, bu ayda ferah, neseli, sevincli olmak, uziintiilii olma- 
mak, matem yapmamak lazimdir. (Es-Siret-iis-Samiyye)den terce- 
me temam oldu. 

[(Siret-i S&nii) miiellifi Muhammed bin Yusiif safi'i 942 [m. 
1536] da vefat etdi. Omer bin Ali iskenderi maliki Fakiham, 734 
[m. 1334] de, Seyh-ul-islam izzeddin ibni Abdisselam safi'i, 660 
[m. 1261] da vefat etdi. islam ahkamina gore, hem sevinc, hem de 
iizimtii bulunan bir giiniin yil donumlerinde, iiziilmeyip, sevin- 
mek, o giindeki sevincli seyleri hatirlayip, uziintiilii seyleri diisiin- 
memek lazimdir. Dinimizin bu emrine gore, Muharrem aymm 
onuncu giinii matem tutmayip, Resulullahm siinnetine uyarak, 
siikr etmek, sevinmek lazimdir. Evet, hazret-i Hiiseyn "radiyalla- 
hii anh", o giin sehid edildi. O yiice imamin sehid edilmesi, biitiin 
miislimanlar icin biiyiik musibet ve iiziintiidur. Hazret-i Osmamn 

-282- 



ve hazret-i Hamzamn, pek feci' seklde sehid edilmeleri de, boyle 
biiyiik musibet ve uziintiidtir. Fekat, Peygamberimiz "sallallahii 
aleyhi ve sellem", hazret-i Hamzamn sehid edildigi giiniin yil do- 
niimlerinde matem yapmadi. Matem yapilmasim emr etmedi. Rast 
geldigi giinlerde kabrini ziyaret eder, diia yapardi. Muharremin 
onuncu giinlerinde, akhmiza uyarak, matem yapmamiz degil, Pey- 
gamberimize uyarak, siikr orucu tutmamiz, neseli olmamiz lazim- 
dir.] 

Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" sa'irleri vardi. 
Diismanlann iftiralarma cevab verirler ve Resulullahi overlerdi. 
Bunlardan Hassan bin Sabitin si'rlerini cok begenirdi. Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem", mescide, Hassan icin bir minber koy- 
durdu. Hassan buraya cikip, diismanlan kotiiler, Resulullahi over- 
di. Resulullah, (Hassanin sozleri, diismanlara ok yarasindan claha 
Cok te'sirlidir) buyururdu. Hadis-i serifde, (Allahii teala bir kuluna 
yazi ve soz san'ati ilisan ederse, Resulullahi ovsiin, diismanlarini 
kotiilesin!) buyuruldu. islam memleketlerinde mevlid okunmasi, 
bu hadis-i serifdeki emre de uygun bir ibadet olmakdadir. Mevlid 
okumaga karsi gelen bir kimse, Resulullahin ve Eshab-i kiramm 
yapdiklan birseyi begenmemis oldugu gibi, bu hadis-i serife de 
karsi gelmekdedir. 

(Delail-i serif), bir salevat kitabidir. Bir diia kitabidir. Resulul- 
laha salat ve selam okumagi Kur'an-i kerim emr ediyor. Bu diia 
kitabim okumaga mani' olan kimse, Kur'an-i kerimin bu emrine 
karsi gelmekdedir. Her miisliman, her dil ile, diia eder. Buna ka- 
fir denemez. Evet, ayet-i kerimelerde ve hadis-i seriflerde bildiri- 
len diialan degisdirmeden okumak lazimdir. Ayet-i kerimede ve 
hadis-i seriflerde bildirilmemis olan diialar nemaz dismda okuna- 
bilir. Islamiyyet bunu yasak etmemisdir. Okunamaz diyen, yalan 
soyliiyor. Allahii tealamn ve Resuluntin yasak etmedigi seye ya- 
sak diyenin ve hele kiifr, sirk diyenin kendisinin kafir olmasmdan 
korkulur. Resulullahi, uluhiyyet derecesine cikarmamak sarti ile, 
cok ovmek, mahluklarm en iistiine cikarmak, Allahii tealamn, 
sevgili Peygamberine verdigi iistiinliikleri saymak ve Ondan se- 
fa'at istemek, biiyiik ibadetdir. Buna karsi koymak, koyu bir cahil- 
lik, pek cirkin bir inaddir. Hele, (Delail kitabimn yazan, kitabi ye- 
di parcaya ayirmis, hergiin bir parcasim okuyarak, hepsini bir haf- 
tada okumah diyor. Bu sozii sirkdir. Hergiin bes vakt nemaz kih- 
mz demek gibi, Allahhk makammi isgal etmekdir. Kendisini Rab- 
biiralemmden iistiin tutmakdir) demek, ahmakca bir sozdiir. Veh- 
habi kitabi da, iicyiizotuzbesinci sahifesinde, Allahii tealayi sev- 

-283- 



mek icin, on sebeb vardir diyor. Bunlan sirahyarak anlatiyor. On- 
lann Delail-i hayrat kitabinm yazanna musrik demelerine karsihk, 
birisi cikrp da, onlara lmanm sarti altidir. Siz bunu on'a cikarryor, 
musrik oluyorsunuz demesine benzemekdedir. 

(Delail-iil-hayrat) kitabina cok saldmyorlar. Bu kitabi, Ehl-i 
siinnet alimlerinden, olgun veil, ariflerin onderi, Muhammed bin 
Siileyman Cezuli Sazili "rahmetullahi aleyh" yazmisdir. 870 [m. 
1465] de sehid edildi. Resulullaha Salevat okumamn onemini ve 
faidelerini anlatmakdadir. Sonra, hadis-i seriflerden cikardigi ve 
Eshab-i kiramm okuduklan salevat diialarim toplayip yazmisdir. 
Delail kitabim kotiilemek, islamiyyeti kotiilemek olur. 

Tarikat, yol demekdir. Tesavvuf yolu demekdir. Tesavvufun 
bid'at olmadigim, hepsinin Resulullah efendimizin siinnetine uy- 
gun olduklanm, imam-i Rabbani miiceddid-i elf-i sani Ahmed Fa- 
ruki ve Muhammed Ma'sum-i Faruki "rahmetullahi aleyh" (Mek- 
tubat)mda uzun yazmislardir. Bunlardan birkacim farisiden tiirk- 
ceye terceme ederek, yedinci ve ondokuzuncu maddelerde yazdik. 
Lutfen oradan okuyunuz! 

Tesavvufdan haberleri olmiyanlar, buna da saldmyorlar. Miis- 
limanlan bu yiizden de kotuliiyorlar. Muhammed Ma'sum-i Faru- 
ki, birinci cildin yiizyetmisyedinci mektubunda, tesavvufun ne ol- 
dugunu kisaca anlatmakdadir. Bu mektubu da, asagiya terceme et- 
megi uygun gordiik: 

Kesflere ve rii'yalara giivenmeyiniz! Giivenilecek ve insani Ce- 
hennemden kurtaracak sey, yalmz Kitab ile Siinnetdir. Allahm Ki- 
tabina ve Peygamberin siinnetine var kuvvetinizle sarihmz! Biitiin 
islerinizin bu ikisine uygun olmasina cok onem veriniz! Zikr etmek 
de, Allahu tealamn emrlerinden biridir. Cok zikr yapiniz! Her ze- 
mamnizi zikr ile geciriniz! 

[Enfal suresinin kirkaltmci ayetinde mealen, (Ey mii'minler! 
Allahu tealayi kalb ile ve dil ile cok zikr ediniz. Felah bulursunuz!) 

ve Cum'a suresinin onuncu ayetinde mealen, (Her zeman, Allahu 
tealayi cok zikr ediniz! Diinyada ve ahiretde felaha kavusursunuz!) 

ve Ahzab suresinin kirkbirinci ayetinde mealen, (Ey mii'minler, Al- 
lahu tealayi her zeman zikr ediniz!) buyurulmusdur. Tibyan tefsi- 
rinde, Abdullah ibni Abbas "radiyallahii teala anhiima" buyurdu 
ki, Allahu teala biitiin emrleri icin bir smir koymus, bu simn asinca, 
ozr saymisdir. Ozr olam afv eylemisdir. Yalmz zikr ediniz emri, boy- 
le degildir. Bunun icin bir smir ve ozr tammamisdir. Hicbir ozr ile 
zikr terk edilmez. Dururken, otururken ve yatarken de zikr ediniz 

-284- 



dedi. Her yerde, her halde, dil ile ve kalb ile zikr edin buyurdu. Be- 
ni hie unutmaym buyurdu. Bekara stiresinin yiizelliikinci ayetinde 
mealen, (Beni zikr edin! Ben de sizi zikr ederim!) buyuruldu. 

Tibyandaki hadis-i kudside, (Beni zikr eden kulumla birlikde- 
yim) buyuruldu. Beyhekfnin bildirdigi hadis-i seriflerde, (Derecesi 
en yiiksek olanlar, Allaln zikr edenlerdir) ve ( Allalu sevmenin ala- 
meti, Onu zikr etmegi sevmekdir) ve (Allahui zikri, kalblerin sifa- 
sidir) ve (Zikr, [nafile] sadakadan, orucdan daha hayrhdir) ve (Al- 
lahi cok zikr edeni, Allah sever) buyuruldu. Resulullah, her an zikr 
ederdi. Tesavvuf, Allahii tealayi cok zikr etmekdir. Boyle tesavvuf 
kotiilenebilir mi?] 

Bu yolun en iistiin derecesinin, Allahii tealaya ma'rifet, ya'ni 
Onu tanimak oldugunu, Allah adamlan sozbirligi ile bildirmisler- 
dir. Bu ma'rifet de, Allahii tealada yok olmak demekdir. Ya'ni, Al- 
lahii tealayi tanimak demek, yalniz, Onun var oldugunu, Ondan 
baska herseyin yok oldugunu anlamak demekdir. Iste, tesavvuf, bu 
ma'rifete, bu anlayrsa kavusduran yoldur. Nazm: 

Kendini yok bil, kemal ancak budur, 
Onda yok ol, kavusmak, i$te budur! 

Bu yokluga (Fena) denir. iki diirlti fena vardir: Biri (Fena-i 
kalb) olup, kalbin Allahii tealadan baska herseyi unutmasidir. Ne 
kadar ugrassa, ondan baska hicbirseyi hatirlayamaz. Kalb, Allah- 
dan baska hicbirseyi bilmez ve sevmez. Fenamn ikincisi, (Fena-i 
nefs)dir. Nefsin fenasi, onun yok olmasi demekdir. insan kendisi- 
ne ben diyemez olur. Arifin kendisi ve eseri kalmaz. Allahdan bas- 
ka hicbirseyi bilmez ve sevmez. Kendine ve baskalarma bir baghh- 
gi kalmaz. insanlan felakete siiriikliyen en biiyiik zehr, Allahii te- 
aladan baska bir seye diiskiin olmakdir. Boyle bir arifin imam, par- 
lak bir ayna gibidir. Her isi islamiyyete uygundur. Allahii tealamn 
emrlerine ve yasaklarma uymak, Arif olana cok tath ve kolay ge- 
lir. Kendinde ucb [ibadetlerini begenmek] ve riya gibi kotii huy hie 
yokdur. Her isi, her ibadeti Mas iledir. Ya'ni, yalniz Allahii teala 
icindir. Nefs, once, Allahii tealamn emrlerine asi ve diisman iken, 
simdi itminana kavusmus, kuzu gibi olmusdur. Hakiki, tam miisli- 
man olmusdur. 

Tesavvuf yolunda ilerlemek, kendini yok bilmek icindir. Alla- 
hii tealaya tam kul olmak icindir. Bu yolda ilerlemege (Seyr) ve 
(Siiluk) denir. Bu yolun sonu (Fena) ve (Beka)dir. Ya'ni, Allahii 
tealadan baska herseyi unutmak ve yalniz Allahii tealayi var bil- 

-285- 



mekdir. Fena ile bekaya kavusan kimseye, (Arif) denir. Insamn 
yapabilecegi kullugu, arif yapabilir. Nefsden ileri gelen tenbellik, 
gevseklik kalmaz. Tesavvuf yolunda olmak Allaha kul olmakdan 
kurtulmak icin degildir. Kendini, baskalanndan iistiin yapmak 
icin degildir. Ruhlan, melekleri, cin ve nurlan gormek icin degil- 
dir. Herkesin gozle gordiigii, diizgiin, giizel, tath seyler yetismi- 
yormus gibi, baska seyler aramanm ne kiymeti olur? Onlar da, 
bunlar da, hep Allahu tealamn yaratdigi varliklardir. Hepsi yok 
idi. Sonradan yaratilmis seylerdir. Allahu tealaya kavusmak, 
Onun cemalini gormek ise, ancak ahiretde, Cennetde olacakdir. 
Diinyada olamaz. Boyle oldugunu, Ehl-i siinnet alimleri ve tesav- 
vuf yolunun biiyiikleri "rahime-hiimullahu teala", sozbirligi ile 
bildirdiler. Diinyada ele gecen, ancak (Ikan)dir. [Bunun ne de- 
mek oldugu, (Se'adet-i Ebediyye) kitabimn uciincli kismmda 
uzun bildirilmisdir.] 

Tesavvuf yolculugu, diinyada islamiyyeti temamlamak icindir. 
Islamiyyet, tic seyden meydana gelmisdir. Bunlar, ilm, amel ve ih- 
lasdir. Tesavvuf, bu iicuncusiinu elde etmek icindir. Allahu teala- 
ya yaklasmak, Ona kavusmak, Onu gormek, ancak ahiretde ola- 
cakdir. Bunun icin, biitiin giicuniizle Muhammed aleyhisselamm 
yoluna sarihmz! Emr-i ma'ruf ve nehy-i miinker yapmagi huy edi- 
niniz! Unutulmus siinnetleri ortaya cikarmaga cahsiniz! [Siinnetle- 
ri ortaya cikanrken, fitne ve fesad uyandirmayimz. Fitne cikarmak 
haramdir. Siinnet isleyecegim derken, haram islemeyiniz! Kas ya- 
parken, goz cikarmis olursunuz!]. Rii'yalara giivenmeyiniz. insan, 
kendini rii'yada padisah ve kutb olmus gorse, ne kiymeti olur? Bu 
iki mevki' uyamk iken ele gecerse, kiymetli olur. Bir kimse, uyamk 
iken de padisah olsa, yeryiiziinde bulunan hersey onun emrinde ol- 
sa, biiyiikliik sayilir mi? Kabr ve kiyamet azablarmdan kurtulma- 
ga yarar mi? Akh olan, ileriyi gorebilen kimse, boyle seylere goniil 
baglamaz. Allahu tealamn razi oldugu, begendigi seyleri yapmaga 
calisir. Fena fillah derecesine varmaga ugrasir. Yiizyetmisyedinci 
mektubun tercemesi temam oldu. 

imam-i Rabbani "rahmetullahi aleyh", birinci cild, iicyiizaltmci 
mektubunda buyuruyor ki: Fena fillah, ma-sivayi [ya'ni, Allahu te- 
aladan baska herseyi, ya'ni Onun sevmediklerini] kalbin unutmasi 
demekdir. Allahu tealadan baska seylere muhabbeti, baglihgi 
kalbden cikarmak icin, fena bulmak lazimdir. Mahluklar unutulun- 
ca, kalbin bunlara baglihgi da yok olur. Vilayet yolunda, mahluk- 
lan sevmekden kurtulmak icin, fena lazimdir. Niibiivvet yolunda 
ise, lazim degildir. Ciinki, niibiivvet yolunda Allahu tealaya [ve 

-286- 



Onun sevdiklerine] muhabbet vardir. Bu muhabbet varken, mah- 
luklari unutsa da, unutmasa da, onlara muhabbet olamaz. Mahluk- 
lan bilmek, onlan sevmege sebeb oldugu icin kotii olmakdadir. 
Mahluklan sevmek kalmaymca, onlan bilmek, tammak kotii ol- 
maz. [Vilayet yolu ile vasil olan icin de boyledir.] 

Muhammed Ma'sum "rahmetullahi aleyh", birinci cildin 93. cii 
mektubunda buyuruyor ki, fena fillah, batmda [kalbde] olur. Arif, 
fenaya kavusdukdan sonra da, zevcesini, cocuklanm ve ahbablan- 
ni, eskisi gibi tanir. [Ibadetleri yapmakda, mahluklara olan vazife- 
lerini, borclanm odemekde kusur etmez.] Kalbin bilmesi baskadir. 
Zahirin [aklin, fikrin] bilmesi baskadir. Kalb, gormekden, bilmek- 
den kurtuldugu [ya'ni, fenaya kavusdugu] zeman, zahirin gormesi, 
bilmesi yine devam eder. 

Tesavvuf yollanmn hepsi, Resulullahdan feyz [ma'rifet, yar- 
dim] almakdadir. Eshab-i kiramm hepsi, O kaynakdan, dogrudan 
dogruya lsik, ma'rifet aldi. Sonra gelenler, bu ma'rifetleri, Eshab-i 
kiramdan aldi. Yalmz, hazret-i Ebu Bekr ile hazret-i Aliden ah- 
nan feyzler, ma'rifetler bugiine kadar geldi. Baska Sahabilerden 
gelen feyzler, birkac asrdan sonraya varamadi. Feyz almak icin, bu 
feyze kavusmus olan salih bir kimseyi bulmak, onu sevmek, onun 
yamnda yetismek lazimdir. Vehhabi kitabi da, bunun lazim oldu- 
gunu bildiriyor. Ucyiizotuzbesinci sahifesinde, (Allahii tealayi 
sevmege kavusduran on sebebden dokuzuncusu, Allahm sadik 
olan sevenlerinin yamnda bulunmakdir. Onlann sozlerini dinleyip 
faidelenmekdir. Onlann yamnda az konusmakdir) diyor. Boyle 
salih kullara (Miirsid-i kamil) veya (Rehber) denir. Taberanmin 
bildirdigi ve (Kiinuz-ud-dekaik)de yazih hadis-i serifde, (Her§eyin 
bir kaynagi vardir. Takvanin kaynagi, ariflerin kalbleridir) buyu- 
ruldu. Deyleminin bildirdigi hadis-i serifde, (Salihleri anmak, gii- 
nahlari temizler) ve (Alimin yamnda bulunmak ibadetdir) ve 
(Aliiiiin yiiziine bakmak ibadetdir) buyuruldu. Muhammed ibni 
Hibbamn 1 ' 1 bildirdigi hadis-i serifde, (Zikr, sadakadan daha faide- 
lidir) buyuruldu. Deyleminin bildirdigi hadis-i serifde, (Zikr, nafi- 
le orucdan daha hayrhdir) buyuruldu. (Kiinuz-iid-dekaik) kitabm- 
da (Resulullah, yiiriirken her adimda zikr ederdi) diyor. Burada- 
ki hadis-i serifde, (Allalu cok zikr etmek, kalbi nifakdan temizler) 
buyuruldu. Deyleminin ve Miinavinin "rahime-hiimuilahu teala" 
bildirdikleri hadis-i serifde, (Her hastaligm sifasi vardir. Kalbin §i- 



[1] Ibni Hibban safi'f 354 [m. 965] de Semerkandda vefat etdi. 

-287- 



fasi, Allahii tealayi zikr etmekdir) buyuruldu. Tesavvuf, zikr et- 
mek ve arifleri hatirlamak, onlan sevmek ve Resulullahm "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" yoluna yaprsmakdir. Bu ve benzeri ha- 
dis-i serifler ve bunlann cikanlmis olduklan ayet-i kerimeler, te- 
savvufu emr etmekdedir. 

Tesavvuf yollannm cesidli ismler tasimasi, cahilleri aldatma- 
sin! Tesavvuf yolunda bulunanlar, kendilerine feyz gelmesine se- 
beb olan Rehberlerin adini soylemis, bu ismler, tarikat adi haline 
gelmisdir. Mesela, bir memleketde, yuzlerce Use vardir. Her lise- 
de aym, ortak dersler okunur. Fekat, hocalan baska baska oldu- 
gundan, yetisme seklleri de baskadir. Fekat, her Use me'zunu, or- 
tak bilgilere ve ortak haklara malikdir. Herbiri, oliinceye kadar, 
hocalanni soyler ve over. Hocalarimn ayn olmasi, yetisme metod- 
larmm farkli olmasi, hicbiri icin kusur olmaz. Tesavvuf yollannm 
farkli olmasi da, boyledir. Hepsine Resulullahm "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" mubarek kalbinden sacilan feyzler, ma'rifetler 
gelmisdir. Ustadlarmm ve ismlerinin baska olmasi, hicbiri icin ku- 
sur olamaz. 

Tesavvuf yollannm baska ismleri tasimalarmm sebebi, yedinci 
maddede de bildirilmisdir. 

Evet, islam ahkamma uymiyan, ibadet yapmiyan, diinya men- 
fe'atleri pesinde kosan, nefslerine, sehvetlerine diiskiin, kotii kim- 
seleri, Allah da, kul da sevmez. Bunlann tesavvufcuyum, keramet 
sahibiyim demelerine inanmamahdir. Fekat bu ytizden tesavvufu 
kotulememelidir. Yere diismekle cevher sakit olmaz kadr-ii kiy- 
metden demelidir. 

Iskat ve telkin, bid'at degildir. Dmimizin emri ile yapildiklan 
(El-Besair) ve (Se'adet-i Ebediyye) kitablarmda vesikalan ile 
uzun yazihdir. Lutfen oradan okuyunuz! Buharide ve Miislimde ve 
imam-i Ahmedin Miisnedinde ve Miinavide "rahime-humullahii 
teala" yazih hadis-i serifde,(01iilerinize kelime-i tevhid telkin edi- 
niz!) buyuruldu. Tenbellerin, kotii kimselerin [kabrdekilere yapi- 
lacak olan] iskata ve telkine giivenerek ibadet yapmiyacaklanni, 
kotiiliik yapacaklanm soylemek, dinimizin bu iki emrini kotiile- 
mek olur. Tenbeller ve kotiiler, Allahii tealamn merhametini, afv 
edici oldugunu ileri siirerek, ibadeti birakiyor, her kotiiliigti, tas- 
kmhgi yapiyorlar. Acaba buna karsi ne diyecekler? 

Dinde hersey bildirildi. Ehl-i siinnet alimleri "rahime-hiimulla- 
hii teala", bu bilgileri arasdirdi. Eshab-i kiramdan isitdiklerini, og- 
rendiklerini kitablarma yazdilar. Biz de, dinimizi bu kitablardan 

-288- 



ogreniyoruz. (Cevab-i nu'man) kitabinm yazan, bu bilgileri boz- 
maga, islamiyyeti degisdirmege ugrasiyor. Herkesi aldatabilmek 
icin, ayet-i kerimelere ve hadis-i seriflere yanhs, bozuk ma'nalar 
veriyor. Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem", miisliman adini 
tasiyanlarm yetmisiic firkaya [partiye] boluneceklerini, bunlardan 
yetmisikisinin Cehenneme gideceklerini, yalmz Eshabimn yolun- 
da gidenlerin Cennete gideceklerini bildirdi. Bu bir firka, (Ehl-i 
siinnet) olan miislimanlardir. Ciinki, Ehl-i siinnet alimleri "rahi- 
me-humullahu teala", biitiin bilgilerini Eshab-i kiramdan aldilar. 
Her islerinde Kitaba ve siinnete sanldilar. (Ehl-i siinnet vel-ce- 
ma'at) demek, Resulullahm "sallallahu teala aleyhi ve sellem" ve 
Onun cema'atinin, ya'ni Eshabimn yolunda olan miislimanlar de- 
mekdir. Ehl-i siinneti kotiiliyecegi yerde, bozuk ve sapik olan yet- 
misiki firkayi kotiileseydi, dogru bir is yapmis olurdu. Fekat, boy- 
le yapmadi. Ciinki, ayet-i kerimelerde mealen, (Habis, kotii olan- 
lar, habislerle isbirligi yaparlar) buyuruldu. Kendisi de habis, sapik 
oldugu icin, sapiklarla birleserek, Ehl-i siinnete saldirdi. Biitiin 
miislimanlann birlesmeleri, kardes olmalan lazimdir. Fekat hak 
yolda, Ehl-i siinnet yolunda birlesmek lazimdir. Resulullah "sallal- 
lahu aleyhi ve sellem" sapiklarm birlesemiyeceklerini, yetmisiki 
firkaya parcalanacaklanm bildirdi. Miislimanlar, sapitmamahdir. 
Hak yola, Ehl-i siinnetin dogru yoluna gelmeleri, hidayete kavus- 
malari, sapikhkdan kurtulmalan lazimdir. 

Resulullah efendimiz, (islerinizi sasirdiginiz zeman, kabrdeki- 

lerden yardim isteyiniz!) buyurdu. Eshab-i kiramm hepsi, bu ha- 
dis-i serife uyarak, kabr-i se'adeti ziyaret etdi. Habibullahdan "sal- 
lallahu teala aleyhi ve sellem" istigase etdiler, yardim dilediler. 
Boylece, muradlarma kavusdular. Resulullah da "sallallahu aleyhi 
ve sellem", vesileye yapisirdi. Kul ile istigase ederdi. ibni ebi Sey- 
benin bildirdigi ve Miinavmin (Kiinuz-iid-dekaik) kitabmda yazih 
oldugu gibi, (Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" sikmtili 
oldugu zemanlarda Eshab-i kiramm fakirlerini vesile ederek, bun- 
lar hurmetine, Allahii tealadan yardim isterdi). Boyle yapdigi, 
imam-i Rabbanmin "rahime-hullahii teala" (Mektubat)mda da 
yazihdir. Asrlar boyunca, islam alimleri de, Veliler de, Salihler de, 
bu hadis-i serife uydu. (Cevab-i nu'man) kitabinm yazan, islamiy- 
yetde boyle sey yokdur diyerek, bu ve benzeri hadis-i seriflere 
karsi geliyor. Yalanlarla, iftiralarla, islamiyyeti bozmaga kalkisi- 
yor. Hakiki miislimanlara kafir, miisrik diyor. Allahii teala, nice 
ayet-i kerimelerde mealen, (Zikr ediniz, tesbih okuyunuz! Allahii 
ekber deyiniz) buyuruyor. Resulullah da, bunlari okuyor ve oku- 
mamizi emr ediyor. Cekirdeklerden dizilmis tesbihi goriip, mani' 

- 289 - Kiyamet ve Ahiret - F:19 



olmadi. Bu ise, miislimanhkda boyle seyler yokdur diyor. Gtines 
balcikla sivanamaz! Dinimiz tiirbeleri yikmagi emr etdi diyerek ya- 
lan soyliiyor. Eshab-i kiram "radiyallahii teala anhiim ecma'in" 
Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" tiirbesini yikdi mi? 
Yikmadilar. Tiirbeyi, agliyarak, yalvararak ziyaret etdiler. 

Allahii teala, (Peygamberime ita'at ediniz!) buyurdu. Resulul- 
lah da, (Kabrde olanlardan yardim isteyiniz!) buyurdu. Deylemi- 
nin ve Miinavmin bildirdikleri hadis-i serif de, (Kabrdekiler olma- 
saydi, yer iistiindeki insanlar yanarlardi) buyuruldu. 

Muslimanlar, hicbir kabrden, hicbir oliiden birsey istemez. 
Meyyit hurmeti ve hatin icin, Allahii tealadan ister. Allahii teala 
da, o sevdigi kulunun hatin icin, bu dilegi ihsan eder, verir. Miisli- 
manlar, bir Arifin, Velinin "rahime-hullahii teala" ruhundan, feyz 
ve ma'rifet ister. Boylece o Velinin ruhaniyyetinden feyz ahr. Fa- 
idelenir. Boyle, ruhlardan istifade ederek, Veli olanlara, (Uveysi) 
denir. Muslimanlar, diinya isleri icin hem calisir, teknikde ilerler. 
Hem de, Allahii tealaya diia eder, yalvanr, yardim dilerler. 

33 - Vehhabilerin (Feth-ul-mecid) kitabi, tesavvufa inanmiyor. 
(Mezhebler Eshab zemamnda yokdu. Bunlar, sonradan uydurul- 
du. Tesavvuf da, yehtidiler tarahndan dine sokuldu) diyor. Bunun 
yalanlanna, iftiralarma, Hindistanda yetismis biiyiik alimlerden 
Muhammed Senaiillah-i Osmani Dehlevi "rahmetullahi aleyh", 1 ' 1 
(ir§ad-iit-talibin) admdaki farisi kitabmda cok giizel cevablar ver- 
mekdedir. Senaiillah-i Dehlevi buyuruyor ki: 

Evliyaya inanmiyan var. Evliya vardi, simdi yok diyen var. Ev- 
liya hie giinah yapmaz. Gaybleri binder. Her diledikleri hemen 
olur. Istemedikleri hemen yok olur diyenler ve bunun icin, Evliya- 
nm kabrlerinde dilekde bulunanlar var. Boyle sananlar, kendi ze- 
manlarmdaki Evliyamn boyle olmadiklanm goriince, bunlarm 
Evliya olduklarma inanmiyor. Bunlarm feyzlerinden mahrum ka- 
hyorlar. Miisliman ile kafiri birbirinden ayiramryacak kadar cahil 
olanlar da, kendilerinin Evliya olduklanm soyliiyor. Boyle cahil- 
leri Evliya sanarak, bunlara baglanan ahmaklar da var. Evliyamn 
(sekr) halinde iken, ya'ni Allah sevgisi kaplayip kendilerini unut- 
duklan zeman, bilmiyerek soylediklerini dillerine dolayarak, Ev- 
liyaya kafir diyenler de var. Evliyamn boyle sozlerinden kendile- 
rine gore yanhs ma'na cikararak, boyle yanhs inananlar, boylece 
Ehl-i siinnet alimlerinin Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden 



[1] Senatillah pani-piiti 1225 [m. 1810] da vefat etdi. 

-290- 



cikarmis olduklan dogru bilgilere inanmiyanlar, sapitanlar var. 
Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" hepsini teblig etmege 
me'mur oldugu zahir bilgilerini ogrenip, Resulullahm Eshabmdan 
diledigine diledigi kadar bildirmesi icin izn verilen tesavvuf ma'ri- 
fetlerine inanmiyanlar var. Evliyaya kiymet vermiyen, saygi gos- 
termiyenler bulundugu gibi, Evliyaya tapman, onlar icin adak ya- 
panlar, Ka'be tavaf eder gibi, kabrleri etrafmda donenler var. Bu- 
nun icin, vilayetin ya'ni Evliyaligm ne oldugunu din kardeslerime 
bildirmek istedim ve arabi dil ile (irsad-iit-talibin) kitabim yazdim. 
Simdi de, bunu farisi olarak yaziyorum. Bu kitab bes kismdir: 

Birinci kism, vilayetin dogru oldugunu bildirmekdedir. 

Ikinci kism, tesavvuf yolunda gozetilecek edeblerdir. 

Uciincii kism, Rehberin gozetecegi edeblerdir. 

Dordiincii kism, tesavvuf yolunda ilerlerken gozetilecek edeb- 
lerdir. 

Besinci kism, Allahii tealaya yaklasmagi ve yaklasdirmagi bil- 
dirmekdedir. 

Birinci kism: islamiyyetde vilayet ve tesavvuf ilmi vardir. in- 
sanda zahiri olgunluklar, iistiinlukler bulundugu gibi, batmi iistiin- 
liikler de vardir. Zahiri iistiinlukler, Ehl-i siinnet alimlerinin, 
Kur'an-i kerimden ve hadis-i seriflerden anlayip cikardiklan bilgi- 
lere uygun olarak inanmak ve farzlan, vacibleri, siinnetleri, miiste- 
hablan yapmak ve haramlardan, mekruhlardan, siibhelilerden, 
bid'atlerden sakinmakdir. Batini iistiinliikler, insamn kalbinin, ru- 
hunun yiikselmesidir. (Buhari) ve (Muslim) kitablarmda, hazret-i 
Omer "radiyallahii anh" bildiriyor ki, bir gun, Resulullahm "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" yanmda oturuyorduk. Tammadigimiz bir 
adam geldi. (islam ne demekdir?) dedi. (Kelime-i sehadet stiyle- 
mek, hergiin bes kerre neinaz kdmak, Ramezan ayinda oruc tut- 
mak, zekat vermek ve giicii yetince Hacca gitmek) buyurdu. So- 
ran kimse, (Dogru soyledin) dedi. Sormasma ve sonra, verilen ce- 
vablan tasdik etmesine, biz dinleyiciler sasdik. Sonra, (Inian ne 
demekdir?) dedi. (Inian, Allaha ve Meleklere ve Kitablara ve 
Peygamberlere ve kiyamet giiniine ve haynn serrin, Allalun tak- 
diri ile, dilemesi ile olduklarina inanmakdir) buyurdu. Buna da, 
(Dogru soyledin) dedi. Sonra, (ihsan ne demekdir?) dedi. (Allahii 
tealaya, Onu gtiriir gibi ibadet etmendir. Sen Onu gormiyor isen 
de, O seni hep gtirmekdedir) buyurdu. Sonra, (Kiyamet giinii ne 
zeman olacakdir?) dedi. (Bunu senden claha cok bilmem) buyur- 
du. Sonra, (Kiyametin alametleri nedir?) dedi. Resulullah "sallal- 

-291- 



lahii aleyhi ve sellem" kryamet kopacagi zemamn alametlerini bil- 
dirdi. Sonra, bize donerek, (Bunlari sorup giden, Cebrail aleyhis- 
selam idi. Size tlfniiiizi bildirmek icin gclmisdi) buyurdu. 

[(Hadis-i Cibril) denilen bu hadis-i serif, imam-i Nevevmin 
"rahmetullahi aleyh", kirk hadisinin ikincisidir. Bu kirk hadisi, Ah- 
med Na'im efendi "rahmetullahi aleyh", tiirkceye terceme etmis 
ve basilmisdir. Mevlana Halid-i Bagdadi "rahmetullahi aleyh", bu- 
nu farisi olarak aciklamrs, (i'tikadname) ismini vermisdir. Feyzul- 
lah efendi, i'tikadnameyi farisiden tiirkceye terceme ederek, (Fe- 
raid-iil-fevaid) ismini vermis, 1312 [m. 1894] senesinde istanbulda 
basdinlmisdir. Bu terceme, latin harfleri ile (Herkese Lazim Olan 
Inian) ismi ile 1982 de basdinlmisdir. Kemahh Feyzullah efendi 
1323 [m. 1905] de vefat etmisdir.] 

Bu hadis-i Cibrilden anlasihyor ki, imandan ve ibadetlerden 
baska, (ihsan) denilen bir kemal, bir ustiinllik vardir ki, biz bu iis- 
tiinliige (Vilayet) diyoruz. Veliyi Allahii tealamn sevgisi kapladigi 
zeman, onun kalbinde, ma-sivamn varhgi ve sevgisi yok olur. Bu 
hale (Fena-i kalb) denir. Bu miisahede Allahii tealayi gormek de- 
gildir. Allahii teala, bu diinyada goriilemez. Fekat, Velide Allahii 
tealayi gormiis gibi bir hal olur. Bu hal, istemekle hasil olmaz. iste, 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Allahii tealayi goriiyor- 
mu§ gibi ibadet etmekdir) buyurmakla, bu hali haber vermisdir. 

Ikinci olarak deriz ki, bir hadis-i serifde, (insanda bir et parca- 
si vardir. Bu salih olursa, biitiin beden salih olur. Fasid olursa, bii- 
tiin beden fasid olur. Bu et parcasi, Kalbdir!) buyuruldu. Bedenin 
salih olmasi icin, kalbin salih olmasma tesavvufcular (Fena-i kalb) 
demekdedir. Kalb, Allahii tealamn sevgisinde fani olur. Onun 
sevdigi seyleri seven kalbi olunca, kalbin bu fenasi, komsusu olan 
nefse de te'sfr eder. Nefs, emmareliginden kurtulmaga baslar. 
(Hubb-i fillah ve Bugd-i fillah) kazamr. Ya'm Allahii tealamn be- 
gendigi seyleri sever. Allahii tealamn begenmediklerini sevmez. 
Bundan dolayi, bedenin hepsi islamm ahkamina uymak ister. 

Siial: Kalbin salih olmasi icin, imandan ve amelden baska bir 
sey var midir? 

Cevab: Hadis-i serifde, (Kalb salih olunca, beden de salih olur) 

buyuruldu. Bedenin salih olmasi, islamm ahkamina yapismasi de- 
mekdir. Cok kimse vardir ki, kalbinde iman var iken islamm ah- 
kamina uymiyor. Imam olup da, salih isleri az, bozuk isleri cok 
olanlarm Cehennemde azab gorecekleri bildirildi. Demek ki, 
kalbde yalmz iman bulunmasi, bedenin salih olmasma sebeb ola- 

-292- 



mamakdadir. O halde kalbin salih olmasi, imanli olmasi demek de- 
gildir. Kalbin salih olmasi, hem imanli olmasi, hem de bedenin sa- 
lih isler yapmasidir da denilemez. Ciinki, bedenin salih olmasina 
yine bedenin salih olmasim sebeb gostermek mantiksiz bir soz 
olur. Bundan anlasihyor ki, kalbin salih olmasi, iman ve ibadetden 
baska birseyin kalbde bulunmasi demekdir. Bu da, tesavvufcularm 
(Fena-i kalb) dedikleri Allah sevgisidir. 

Uciincii olarak deriz ki, Eshab-i kiramin her birinin, Eshab ol- 
miyan muslimanlarm hepsinden daha iistiin olduklan sozbirligi ile 
bildirilmisdir. Halbuki, kryamete kadar gelecek olan islam alimle- 
ri arasmda ilmleri ve amelleri, Eshab-i kiramin ba'zilarinm ilm ve 
amelleri kadar olanlan cok vardir: Bundan baska, hadis-i serifde, 
(Baskalari Allah rizasi kin IJhucI dagi kadar altin sadaka verseler, 
Eshabunin Allah yolunda verdigi yaiini Sa' arpanin sevabina ka- 
vu^amazlar) buyuruldu. Eshab-i kiramin ibadetlerinin boyle kiy- 
metli olmasi, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" sohbetinde 
bulunmakla, kalblerinde hasil olan (Batini kemal)lerinden dolayi- 
dir. Onlann batinlan ya'ni kalbleri, Resulullahm mubarek batmm- 
dan nur aldi. Batinlan nurlandi. Yedinci maddenin birinci sahife- 
sinde bildirdigimiz gibi, hazret-i Omer vefat edince, oglu Abdul- 
lah, (ilmin onda dokuzu gitdi) buyurdu. Orada bulunan genclerin 
bu soze sasdiklarim goriince, sizin bildiginiz fikh ve kelam ilmleri- 
ni soylemiyorum. Resulullahm mubarek kalbinden fiskirmis olan 
batm ilminin, ma'rifetin onda dokuzu gitdi diyorum dedi. Eshab-i 
kiramdan sonra gelen mushmanlar arasmda, bu batm nuruna ka- 
vusanlar, Rehberlerinin sohbetlerinde kavusdular. Onlar vasitasi 
ile, Resulullahm mubarek kalbinden fiskiran nurlara kavusdular. 
Bunlarm sohbetlerinde kavusulan nur, Resulullahm "sallallahii te- 
ala aleyhi ve sellem" sohbetinde kavusulan kadar, elbet olamaz. 
Eshab-i kiramin "radiyallahii teala anhiim ecma'in" iistiinlukleri, 
iste buradan gelmekdedir. Bundan anlasihyor ki, zahirin kemalle- 
rinden, ya'ni ustiinliiklerinden baska, batimn da kemalleri vardir. 
Bu kemallerin cesidli dereceleri vardir. Boyle oldugunu, hadis-i 
kudsi de gostermekdedir. Hadis-i kudside, Allahti teala buyurdu 
ki, (Kiiluni bana biraz yaklasirsa, ben ona cok yaklasmm. Kulum 
bana cok yaklasirsa, ben ona daha cok yaklasmm. Kulum [farzlar- 
la birlikde] cok nafile ibadet de yapinca bana dyle yaklasir ki, onu 
cok severim. Onu sevince, diialarim kabfil ederim. Onun gormesi, 
isitmesi ve giicii yetmesi benimle olur). Allahii tealamn boyle cok 
sevmesine sebeb olan nafile ibadetler, tesavvuf yolundaki cahsma- 
lardir. 

-293- 



Dorduncii olarak deriz ki, bin seneden daha cok bir zemanda, 
dtinyamn uc biiyiik kit'asmda gelmis olan milyonlarca miisliman, 
tesavvuf yolunda cahsarak ve Salihlerin sohbetinde bulunarak, 
kalblerinde bir hal hasil oldugunu soylemis ve yazmislardir. Yalan 
birsey icin boyle dehsetli bir sozbirligi olabilecegini kimse diisiine- 
mez. Bu sozbirligi yapanlarm cogunun hal tercemeleri kitablarda 
vardir. Hepsinin ilm, takva sahibi, salih kimseler olduklan mey- 
dandadir. Boyle olgun, iyi kimselerin yalan soyliyecekleri, olacak 
sey degildir. Iste, boyle milyonlarca temiz, olgun insan sozbirligi ile 
bildiriyorlar ki, herbiri kendi Rehberinin sohbetinde bulunmakla, 
kalbleri Resulullahm sohbetinde yayilan ntirlara kavusmusdur. 
Herbiri, (Salihlerden birinin sohbetinde bulunarak, kalblerimizde 
imandan ve fikh bilgilerinden baska bir hal hasil oldu. Kalblerimiz- 
de bu hal hasil olunca, Allah sevgisi ve Allahm sevdiklerinin sevgi- 
si ve Allahii tealanm emr etdigi seylerin sevgisi kalblerimizi dol- 
durdu. Iyi isleri, ibadetleri yapmak tath oldu. Ehl-i siinnet alimle- 
rinin bildirdikleri dogru i'tikadlar goniillerimize yerlesdi) demis- 
lerdir. Kalblerde hasil olan bu hal, elbet kemaldir, yiikseklikdir. 
Kemale sebeb olan bir haldir. 

Besinci olarak deriz ki, Evliyanm kerametleri olur. (Keramet), 
Allahti tealanm, adeti dismda, ya'nifen ve tabi'at bilgilerinin dism- 
da yaratdigi hank-ul'ade seyler demekdir. Fekat, bir insanda, fen 
kanunlan dismda seyler bulunmasi, o kimsenin elbet bir Veli oldu- 
gunu gostermez. Allahii tealanm sevmedigi kimselerde, hatta ka- 
firlerde de, boyle adet dismda, sasilacak seyler hasil olabilir. Kafir- 
lerde hasil olan adet disi seylere (Sihr) denir. Evliyada "rahmetul- 
lahi aleyhim ecma'in" keramet ile birlikde takva da bulunur. Tak- 
va, Allahti tealadan korkmak, Onun emrlerine ve yasaklarma uy- 
makdir. 

VILAYET NEDIR? - Simdi evliyahk ne demek oldugunu bil- 
direlim. Evliyahk, Allahii tealaya yakin olmak demekdir. Fekat, 
insanlarm Allahii tealaya yakm olmasi, iki diirlii olur: Birinci ya- 
kmhk, Allahii tealanm her insana yakm olmasidir. Kaf suresinin 
onaltmci ayetinde mealen, (Biz ona, boynundaki sahdainarindan 
daha yakiniz!) ve Hadid suresinin dordiincti ayetinde mealen, 
(Her nerede olursaniz olunuz, Allahii teala sizinle beraberdir) bu- 
yuruldu. ikinci yakinhk, Allahii tealanm, insanlarm yalniz iistiin 
olanlarma ve meleklere olan yakmhgidir. Alak suresinin son aye- 
tinde mealen, (Secde et ve Allahii tealaya yakla$!) buyuruldu. Yu- 
kanda bildirdigimiz hadis-i kudside, (Kulum bana, nafile ibadetle- 
ri de yaparak dyle yaklasir ki, onu cok severim...) buyuruldu. Bu 

-294- 



ayet-i kerimede ve hadis-i kudside bildirilmis olan yakmlik, yalniz 
secilmis iistiin kimselerde hasil olur. Bu yakmliga (Vilayet) ya'ni 
evliyahk denir. Bu yakmliga kavusmak icin, once Ehl-i siinnet i'ti- 
kadma uygun iman lazimdir. Al-i Imran suresinin altmissekizinci 
ayetinde mealen, ( Allahii teala, iman edenleri sever) buyuruldu. 
Fekat, mii'minler arasmda secilmis olanlan daha cok sever. Her 
mii'mini sevmesine (Vilayet-i amine) denir. Secilmis mii'minleri 
cok sevmesine, (Vilayet-i hassa) denir. Yukanda yazili hadis-i 
kudside bildirilmis olan sevgi, iste bu sevgidir. Bu sevginin de de- 
receleri vardir. Sunu da bildirelim ki, Allahii teala, insan akh ile 
anlasilamryacagi gibi, Onun sifatlan da insamn akh ile anlasila- 
maz. Allahii tealamn kendisi gibi ve i'tibaratindan her hangi biri 
gibi, hicbirsey yokdur. Bunun icin, Allahii tealamn insanlara olan 
her iki yakmhgi, insan akh ile anlasilamayan, bilinemiyen bir ya- 
kmhkdir. iki zemamn ve iki cismin birbirlerine yakm olmalan gi- 
bi degildir. Allahii tealamn kullarma yakm olmasi, akl ile diisiinu- 
len ve his organlan ile anlasilan yakmhklar gibi degildir. Ancak 
ba'zi secilmis mti'minlere verdigi ma'rifet denilen ilm ile anlasila- 
bilir. Bu bilgiye (ilin-i huzuri) denir. Bizim bilgilerimiz (ilm-i hu- 
suli)dir. 

Allahii tealamn, kullarma olan bu iki yakmhgi, ayet-i kerime ve 
hadis-i serifler ile bildirilmis oldugundan, her ikisine de inanmamiz 
vacibdir. Allahii tealamn bizleri gordtigiine inanmamiz lazim oldu- 
gu gibi, bize olan bu iki yakinhgina da inanmamiz lazimdir. Allahii 
tealamn gormesi, fizik kanunlan ile izah edilen, lsigin yansimasi ile 
olan gormek olmadigi gibi, Onun bu iki cesid yakmhgi da olcii ile, 
metre ile, angstrom ile bildirilen yakinhk degildir. Ba'zi hadis-i se- 
riflerde arsin, zra' [kol], karis, arpa boyu gibi birimler bildirilmesi, 
olcii bildirmek icin degil, azlik, cokluk bildirmek icindir. 

Siial: Vilayet, Allahii teala ile kul arasmda olan, insanlarm an- 
hyamiyacagi bir hal olduguna gore, bunu nicin yakmlik sozii ile an- 
latmislardir? 

Cevab: Bu siiale cevab verebilmek icin, once iki seyi bildirmek 
lazimdir: 

1 - Evliyaya hasil olan kesf ve herkesin gordiigii rti'yalar, birse- 
yin misalinin, benzerinin hayal aynasmda goriinmesidir. Uykuda 
iken olursa, rii'ya denir. Uyamk iken olunca, (Kesf) denir. Hayal 
aynasi, ne kadar cok saf, temiz ise, kesf ve rii'ya, o kadar dogru ve 
giivenilir olur. Bunun icindir ki, Peygamberlerin "aleyhimiisse- 
lam" gordiikleri rii'yalara tarn inanihr ve giivenilir (Vahy)in bir 

-295- 



nev'idir. Ciinki, Peygamberlerin hepsi ma'sumdurlar. Ya'ni hie ya- 
nilmazlar. Hayalleri cok saf, cok temizdir. Batmlan, ya'ni kalbleri 
tertemizdir. Evliyamn rii'yalarmm cogu da boyledir. Dogru olur. 
Ciinki Eshab-i kiramda oldugu gibi, dogrudan dogruya veya Es- 
habdan sonra gelenlerde oldugu gibi, Rehberleri vasitasi ile, Resu- 
lullahm sohbetinde kazamlan nurlan ile ve Onun emrlerine uymak 
ile, Evliyamn hayalleri temizlenmis ve kalbleri cilalanmisdir. Cela- 
liiddin-i Rumi "rahmetullahi aleyh", 1 ' 1 bu inceligi Mesnevisinde ne 
giizel anlatiyor. Beyt: 

Evliyayi avhyan hayaller bilirmisin nedir? 
Huda bostam guzellerinin gdruntuleridir! 

Peygamberlere uymalan sayesinde, Evliyamn batmlan cilala- 
nir, parlak ayna gibi olur "rahmetullahi aleyhim ecma'in". Ba'zan 
batmlarmm eski zulmetleri, kara lekeler gibi meydana cikip, hayal 
aynalan bulamr. Kesf ve rii'yalarmda yanhshk olur. Bu bulamkhk, 
ba'zan haram veya siibheli birsey yaparak veya haddi asarak, 
ba'zan da cahillerden, sapiklardan bulasarak hasil olur. Giinah is- 
liyenlerin rii'yalan cok kerre yanhs olur. Batmlan zulmetli oldu- 
gundan cok yamhrlar. 

2 - Allahii tealamn yaratdigi seylerin hepsine (Alem) denir. Uq 
diirlii alem vardir: (Alem-i sehadct), bildigimiz madde alemidir. 
(Alem-i ervah), maddi olmiyan, olciisiiz olan ruh alemidir. 
(Alem-i misal)de maddeli ve maddesiz hicbirsey yokdur. Alem-i 
misalde, birinci ve ikinci alemde bulunan herseyin ve Allahii te- 
alamn, hatta diisiincelerin ve ma'nalarm misalleri vardir. Allahii 
tealamn misli yokdur. Misali vardir denildi. Birseyin kendisine ve 
sifatlarma benziyen baska birseye, birinci seyin misli denir. Alla- 
hii tealamn kendinin ve sifatlannin misli yokdur, olamaz. Birseyin 
kendine degil, yalniz sifatlarma benzetilen baska seye, birinci se- 
yin misali denir. Mesela, giinese padisah denir. Padisah, giinesin 
misali olur. Nur suresi, otuzbesinci ayetinde mealen, (Mii'minin 
kalbindeki Allahii tealamn niiru, fener icindeki mum gibidir) bu- 
yuruldu. Bir hadis-i serifde, Allahii tealaya misal bildirilmisdir: 
(Oyle bir Hakimdir ki, bir ev yapnus, icini maddelerle doldurmus- 
dur). Bundan dolayi, Allahii teala rii'yada goriilebilir denildi. Yu- 
siif aleyhisselam, kithk senelerini za'if sigirlar gibi, bolluk senele- 
rini de, semiz sigirlar gibi ve bugday basaklan gibi rii'yada gordii. 



[1] Celaluddin-i Rumi 672 [m. 1273] de Konyada vefat etdi. 

-296- 



(Buharf) kitabmda bildirilen bir hadis-i serifde, (Rii'yada gordiim 
ki, cok kimseler yanima geldi. Uzerlerinde gomlek varcli. Kiminin 
gomlegi gogsiine kadar, kiminin daha asagi idi. Omeri "radryalla- 
hii anh" gordiim. Gomlegi yerlere kadar uzundu) buyurdu. 
Ma'nasim sordular. Gomlek, ilm demekdir buyurdu. Bu ayet-i ke- 
rimeler ve hadis-i serifler gosteriyor ki, misli olmiyan ve madde ol- 
miyan seylerin misalleri rii'yada goriilebilir ve kesf yolu ile gorii- 
lebilir. 

Yukandaki iki aciklama ogrenildikden sonra deriz ki, vilayet 
denilen, bilinemiyen bir hal vardir. Bu hal kesf yolu ile, alem-i mi- 
salde, iki cismin birbirlerine yakin olmalan gibi goriinmekdedir. 
Vilayet hali ilerledikce, kesfde, Allahii tealaya dogru yuriimek gi- 
bi, yahud Onun sifatlarinm birinden otekine gitmek gibi goriin- 
mekdedir. Evliyamn "rahmetullahi aleyhim ecma'in" bilinmiyen 
hallerindeki degismeler, Alem-i misalde boyle goriindiigii icin, bu 
hallere (Kurb-i ilahf) ve degismelerine de (Seyr-i ilallah) ve (Seyr-i 
Hlhili ) gibi ismler verilmisdir. 

Tesavvuf yolunda (Fena) hasil olunca geriye donulmez. Geri 
donenler fenadan once donmiislerdir. Bu fakir [ya'ni Senaiillah 
hazretleri] bunu, Bekara suresinin yuzkirkiicuncii ayet-i kerimesi- 
nin, (Allahii teala imammzi gidermez. O, kullarina cok aciyicidir) 
meal-i serifinden anlamakdayim. Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem" buyurdu ki, (Allahii teala, kullarimn tmanlarmi geri almaz. 
Fekat, alimleri yok ederek ilmi giderir). Bu hadis-i serif de goste- 
riyor ki, Allahii teala, hakiki imam ve batm ilmini geri almaz. [Bu 
ayet-i kerfme ve hadis-i serif, Eshab-i kiramm hicbirinin, sonradan 
miirted olmadigmm sahididir. Ciinki, hepsinin imam, hakiki idi. 
Sfiler, bu inceligi bilselerdi. Eshab-i kiramm "aleyhimtirndvan" 
hicbirine dil uzatamazlardi.] 

Tam takva, ancak Evliyada hasil olur. Hased, kin beslemek, 
kibr, riya, sohret ve benzeri nefsin kotiilukleri biisbiitiin gitmedik- 
ce, tam takva hasil olamaz. Bunlann biisbiitun gitmeleri icin de, 
(Fena-i nefs) ya'ni nefsin fani olmasi lazimdir. Allahi sevmek, bas- 
ka seyleri sevmekden daha cok olmadikca, hatta kalbde Allahdan 
baska seylerin sevgisi yok olmadikca, kamil iman ve tam takva el- 
de edilemez. Bu da, ancak (Fena-i kalb) ile hasil olur. Fena-i kalb 
icin, hadis-i serifde, (Kalbin salih olmasi) denildi. (Buhan) ve 
(Miislim) kitablarmda bildirilen hadis-i serifde, (Bir mii'min beni 
ana babasmdan ve cocuklarindan ve herkesden daha cok sevme- 
dikce, onun imam, kamil olmaz) buyuruldu. Bu hadis-i serifin, 
(Fethulmecid) vehhabi kitabmda da yazih oldugunu bildirmisdik. 

-297- 



Bir hadis-i serifde, (Uc kiinse imanin tadini bulur: Allahi ve Resu- 
liinii herseyden daha cok sever. Yalmz Allahin sevdigi kimseleri 
sever. Iinana kavusdukdan sonra, kafir olmakdan korkmasi, ates- 
de yanmak korkusundan daha cok olur) buyuruldu. Rabi'a hazret- 
leri, bir elinde su dolu, oteki elinde ates dolu bir kap goturiiyordu. 
Boyle nereye gidiyorsun dediklerinde, (Cehennem atesini sondiir- 
mege ve Cenneti yakmaga gidiyorum. Boylece muslimanlan Alla- 
hii tealaya, Cehennem korkusu ve Cennete kavusmak arzusu ile 
ibadet etmekden kurtarmak istiyorum) dedi ki, Evliyalik da boyle- 
dir. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Eshabima ikrain edi- 
niz!) buyurdu. Hucurat suresi oniicuncii ayet-i kerimesinde me- 
alen. (Ikrama layik olamniz, ittikasi cok olammzdir) buyuruldu. 
Bunun icin, islam alimleri sozbirligi ile bildiriyorlar ki, Eshab-i ki- 
ramin hepsi, bu ummetin en iistiinleri ve en muttekileridir. Ctinki, 
Eshab-i kiramin hepsi "radiyallahii teala anhiim ecma'in" Allahin 
Resuliiniin sohbetlerinde bulunmakla, vilayet makamlanmn en 
ilerisine vardilar. Tevbe suresinin yiizbirinci ayetinde mealen, 
(Imanlari ileride olanlar ve hicretde onde olanlar) buyuruldu. Bu 
ayet-i kerime, Eshab-i kirami oviiyor "radiyallahii aleyhim ec- 
ma'in". Vaki'a suresinin onuncu ayetinde mealen, (Imanlari ileri- 
de olanlar, Allahii tealaya yaklasmakda ileride olanlardir. Bunla- 
nn hepsi mukarreblerdir) buyuruldu. 

Batimn kemale kavusmasi icin, tesavvuf yolunda cahsmak va- 
cibdir. Al-i imran suresinin yiizikinci ayetinde mealen, (Ey 
mii'minler! Allahii tealamn yasak etdigi seylerden tam olarak sa- 
kininiz!) buyuruldu. Ya'ni zahirdeki islerde ve batmdaki ahlak ve 
akaidde, Allahii tealamn begenmedigi hicbirsey kalmamasim iste- 
di. Bu ayet-i kerimedeki emr, tesavvuf yolundaki cahsmanin vacib 
oldugunu gostermekdedir. Tam takva, ancak vilayet ile elde edile- 
bilir. Nefsin, yukanda yazdigimiz kotiiliikleri haramdir. Bu kotii- 
liikler temizlenmedikce, tam takva elde edilemez. Bunlar da, nef- 
sin fenasi ile temizlenebilir. Takva, giinahlardan sakmmak demek- 
dir. Buna hadis-i serifde, (Bedenin salih olmasi) denildi. Bedenin 
salih olmasi icin de, kalbin salih olmasi lazimdir. Kalbin salih olma- 
sina tesavvufcular (Fena-i kalb) demislerdir. 

Vilayet, kalbin ve nefsin fani olmalan demek oldugunu bildir- 
dik. Tesavvuf alimleri "rahmetullahi aleyhim ecma'in" buyuruyor 
ki, vilayet yedi derecedir. Besi, alem-i emrden olan Kalb, Ruh, Sir, 
Hafi, Ahfa adindaki bes latifenin fani olmalandir. Altmcisi, nefsin 
fani olmasidir. Yedincisi, bedendeki maddelerin fani olmasidir. Be- 

-298- 



den maddelerinin fam olmasina (Bedenin salih olmasi) adi verildi. 

Takva, yalmz nafile ibadet yapmakla elde edilmez. Takva, farz- 
lari ve vacibleri yapmak ve haramlardan sakmmak demekdir. ihlas 
ile yapilmiyan farzlann, vaciblerin hie kiymeti yokdur. Ziimer su- 
resinin ikinci ayetinde mealen, (Allaha ihlas ile ibadet et! ibadet, 
ancak Ona yapdir) buyuruldu. Haramlardan kacinmak da, fena-i 
nefs olmadan hasil olamaz. Goriiluyor ki, vilayetin kemallerine ka- 
vusmak, farzlan yapmakla olur. Fekat, vilayete kavusmak, Allahii 
tealamn bir ihsamdir. Diledigine verir. Cahsmakla elde edilemez. 
Allahii teala, insanlara giicleri yeten seyleri emr etmisdir. Tegabiin 
suresinin onaltinci ayetinde mealen, (Allahin yasak etdigi seyler- 
den, giiciiniiz yetdigi kadar perhiz ediniz!) buyuruldu. Goriiliiyor 
ki, elden geldigi kadar cahsmak lazimdir. 

Vilayetin dereceleri sonsuzdur. Sa'di Sirazi "rahmetullahi 
aleyh", (Giilistan) kitabmda: 

Onun giizelligi sonsuz, Sa'dinin sozii ucsuz, 
Inistii icnwklv doymaz, deryamn suyu azalmaz! 

beyti ile bunu anlatmakdadir. Bunun gibi, takva dereceleri de son- 
suzdur. Hadis-i serifde, (Allahi en iyi taniyamniz ve Ondan en cok 
korkammz benim) buyuruldu. Bir kimse, vilayet derecelerinde 
yiikseldikce, Allahii tealadan korkusu da artar. Hucurat suresinin 
oniiciincu ayetinde mealen, (Allahii teala indinde en yiikseginiz, 
Ondan en cok korkanimzdir) buyuruldu. Takva dereceleri sonsuz 
oldugundan, vilayet derecelerinde ilerlemek icin, her zeman cahs- 
mak vacibdir. Batm ilminin artmasim istemek her vakt farzdir. Ta- 
ha suresinin yiizondorduncii ayetinde mealen, (Sevgili Peygambe- 
rim! Sen hep, ya Rabbi benim ilmimi artdir diiasim soyle!) buyu- 
ruldu. Bu ayet-i kerime boyle oldugunu bildirmekdedir. Bir Veli- 
nin, kavusdugu derecede kalmasi, yiikselmek istememesi haram- 
dir. Muhammed Baki-billah "rahmetullahi aleyh" buyuruyor ki: 

Allah yolunda edeb lazimdir edeb! 
oliinceye dek, taleb gerekdir taleb. 

Deniz dolusu agzma dokseler de, 
hie doymamak, hep su aramak gerek! 

Celaliiddm-i Rumi de: 

Kardesim, bu yolun yokdur sonu, 
cok gitsen de, yine yiiriiineli! 

-299- 



buyurdu. Hace Muhammed Baki-billah: 

Ne kadar cok icirsen de bana, 
atcshn artiyor senden yana! 

buyurdu. 

Batmda yiikselmege cahsmak vacib oldugu icin, Rehber ara- 
mak da vacib olmakdadir. Ciinki, Rehber "rahmetullahi aleyh" 
arada olmaksizm Allahii tealaya kavusmak, cok az kimseye nasib 
olmusdur. Bunun icin, Celaliiddm-i Rumi: 

Rehberden baska yokdur insam ceken, 
bir Rehber ara, on a sanlpek muhkem! 

buyurdu. Fekat, yalanci Rehberlere aldanmamahdir. 

Miirsid-i kamilin alameti, Ehl-i siinnet i'tikadmda olmasi ve is- 
lam ahkamma tam uymasidir. Sozleri, hareketleri islam ahkamma 
uygun olmiyan, [kansimn, kizmm, kollan, baslari acik gezmeleri- 
ne mani' olmiyan] kimse, havada ucsa da, Rehber olamaz. [Miis- 
liman olan, imam olan kadmlarm, kizlarm baslari, kollan, bacak- 
lan acik olarak sokaga cikmalan, kendilerini yabanci erkeklere 
gostermeleri haramdir. Musliman erkeklerin, kadmlarmi, kizlan- 
m ortmeleri farzdir. Ehl-i siinnet alimlerinin "rahmetullahi aley- 
him ecma'in" kitablanna uymiyan kimse, Rehber olamaz. Bun- 
dan, insamn dmine faide degil, zarar gelir.] insan veya Dehr sure- 
sinin yirmidordiincii ayet-i kerimesinde mealen, (Giinah i§liyene 
veya kafir olana ita'at etme!) buyuruldu. Allahii teala, bu ayet-i 
kerimede, once giinah isliyene ita'at etme buyurdu. Ondan sonra, 
kafire ita'at etme buyurdu. Ciinki, miislimamn kafirle bulusmasi 
az olur. Giinah isliyenden emr almasi daha cok olur. Bundan bas- 
ka, giinah isliyen ile birlikde bulunmamn, kafirle beraber bulun- 
makdan daha cok zararh oldugunu gostermekdedir. Kehf suresi- 
nin yirmisekizinci ayetinde mealen, (Kalbi bizi zikr etmekden ga- 
til olan ve nefsinin arzulan pesinde kosan ve hareketlerinde isla- 
min clisina tasan kimseye ita'at etme!) buyuruldu. Bu ayet-i keri- 
meden anlasihyor ki, nefse uymak, kalbin gafil olmasim gosterir. 
Bedenin bozuk olmasi, ya'ni giinah islemek, kalbin bozuk olmasi- 
m gostermekdedir. 

[Simdi acik gezen kadmlar, icki icenler, ya'ni giinah isliyenler 
ve ibadet etmiyenler, miislimanlara karsi, sen kalbe bak, kalbimiz 
temizdir. Allah kalbe bakar diyorlar. Onlarm boyle konusmalan- 

-300- 



nin yanhs ve bozuk oldugunu, bu ayet-i kerime gostermekdedir. 
Hadis-i serifde, (Kalb bozuk olunca, bedenin isleri de hep bozuk 
olur) buyuruldugunu yukanda bildirmisdik. Bu hadis-i serif de, gii- 
nah isliyenlerin bu gibi sozlerini yalanlamakdadir. (Allah disuuza 
bakmaz. Kalblerinize ve niyyetlerinize bakar) hadis-i serifi, ibadet 
yapanlar, hayr isliyenler icindir. Ya'ni, ibadetin kabul olmasi icin, 
Allahii tealanm rizasi icin yapilmasi lazimdir.] 

Miirsid-i kamilin ikinci alameti, hadis-i serifde bildirilmisdir ki, 
onunla konusmak ve onu gormek, Allahii tealayi hatirlamaga se- 
beb olur. Allahii tealadan baska hersey kalbe soguk gelir. Nevevi- 
nin bildirdigi hadis-i serifde, Resulullahdan "sallallahti aleyhi ve 
sellem" Evliyanm alametleri sorulunca, (Onlar goriiliince, Allah 
hatirlanir) buyurdu. Bu hadis-i serifi ibni Mace de bildirmekdedir. 
Muhyissiinne Huseyn Begavinin, 1 ' 1 (Mesabfli) kitabmdaki hadis-i 
serifde, (Allahii teala buyurdu ki, ben zikr olundugum zeman Ev- 
liyam hatirlanir. Onlar zikr olununca da, ben hatirlanmm) buyu- 
rulmusdur. Fekat, Allahi hatirlamak icin, Veli ile baghhk lazimdir. 
Veliyi inkar eden, Veli olduguna inanmiyan, ona bagh degildir. 
inanmiyan, bu ni'mete kavusamaz. Beyt: 

Allahm nastb etmedigi kimse, 
feyz alamaz Peygamberi de gorse! 

Her Velide boyle te'sir vardir. Ba'zisinda daha kuvvetli te'sir- 
ler olur ki, talebeyi cekerek tesavvuf yolunun yiiksek derecelerine 
cikanrlar. Bunlara (Kamil ve miikemmil) denir. 

Cahiller ve yalancilar ilk gormekde ve birkac gortismekde Ve- 
liyi "rahmetullahi aleyh" tamyamaz. Bunlarm, giivendikleri kimse- 
lerden sorup anlamalan lazimdir. Allahii teala, Nahl suresinin kir- 
kiiciincu ayetinde ve Enbiya suresinin yedinci ayetinde mealen, 
(Bilmediklerinizi bilenlerden sorup ogreniniz!) buyurdu. Hadis-i 
serifde, (Cehaletden kurtulmamn yolu, bilenlerden sorup ogren- 
mekdir) buyuruldu. Rehber olarak tanman bir kimsenin yamnda 
yillarca bulunup da, kalbinde bir degisiklik hasil olmiyan kimse, 
onun yamndan aynlmahdir. 

imam-i Rabbani miiceddid-i elf-i sani Ahmed Fariiki Serhendi 
"rahmetullahi aleyh" buyuruyor ki, Resulullah "sallallahti aleyhi 
ve sellem" vefat edince, Eshab-i kiram "radiyallahii anhiim" sira 
ile dort halifeyi secdiler. Halife secmek, yalmz diinya islerini diize- 



[1] imam-i Begavi516 [m. 1122] de vefat etdi. 

-301- 



ne koymak icin degildi. Batinlarim kemale getirmek icin de sec- 
mislerdi. 

Siial: Evliya oliince, onun feyz vermesi kesilir mi? Feyz almak 
icin hep diri olani aramak lazim midir? 

Cevab: Evliya oliince, feyz vermesi bitmez. Hatta artar. Fekat, 
nakis olanlarm, kendilerini kemale erdirecek kadar, meyyitden 
feyz almalan pekaz nasib olur. Veliden, oldiikden sonra alinan 
feyz, diri iken alinan kadar olsaydi, Medmede yasryan muslimanla- 
nn, bu zemana gelinceye kadar, hepsinin Resulullahdan "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" feyz alarak, Eshab-i kiram derecesinde 
olmalan lazim gelirdi. Kimsenin Rehber aramasma liizum kalmaz- 
di. Ciinki, Rehberden feyz alabilmek icin, feyz alan ile feyz veren 
arasmda baghlik lazimdir. Rehber oliince, bu baghhk kalmaz. 
Evet, fena ve bekaya kavusdukdan sonra, batmlan arasmda bagh- 
hk hasil olup, kabrden de, cok feyz ahnabilir ise de, bu feyz de, di- 
ri iken alman feyz kadar olamaz. 

Ehl-i siinnet alimleri "rahmetullahi aleyhim ecma'in" buyuru- 
yor ki, hicbir Veil, gaybi bilmez. Allahii teala kesf veya ilham ile 
bildirirse, ancak onu soyliyebilir. Evliya gaybi bilir diyen kafir olur. 
Evliya, yok olan seyi var edemez. Var olani yok edemez. Kimseye 
nzk veremez. Cocuk veremez. Hastahgi gideremez. A'raf suresi- 
nin yiizseksenyedinci ayetinde mealen, (Ey Sevgili Peygamberim! 
Onlara soyle ki, kendime faide ve zarar vermege giiciim yetmez. 
Ancak Allahin diledigi olur) buyuruldu. Allahii tealadan baskasm- 
dan yardim beklemek caiz degildir. Fatiha suresinde, (Ancak sana 
ibadet eder, Senden yardim bekleriz) dememizi emr etmekdedir. 
(Iyyake) yalmz sana mahsusdur demekdir. Bunun icin, Evliyaya 
adak yapmak caiz olmaz. Ciinki, nezr yapmak ibadetdir. Evliyadan 
birine nezr yapan kimsenin, bu nezrini yerine getirmemesi lazim- 
dir. Ciinki, elden geldigi kadar, giinahdan kacmmak vacibdir. Kabr 
etrafmda saygi icin donmek caiz degildir. Ciinki, Ka'be etrafinda 
donmege benzemekdir ki bu donmek, nemaz kilmak gibi ibadet- 
dir. 

Peygamberlerin "aleyhimiissalevatu vetteshmat" ve Velilerin 
dirilerine ve oliilerine diia ederek, kendiliginden birsey yapmalan- 
m istemek caiz degildir. Hadis-i serifde, (Diia ibadetdir) buyurul- 
du. Mii'min suresinin altmismci ayetinde mealen, (Bana diia edi- 
niz! Diianizi kabul ederim. Kibr edip bana ibadet etmek istemiyen- 
ler, zelil olarak Cehenneme gideceklerdir) buyuruldu. Cahiller, ya 

-302- 



Abdulkadir Geylani, ya Semseddm panipiiti, ya Tezveren dede, 
Allah icin bana sunu ver diyorlar. Boyle soylemek sirkdir, kiifrdiir. 
Ya Rabbi! Abdiilkadir-i Geylani hiirmeti icin bana sunu ver! Sey- 
yidet Nefise 111 hurmetine hastama sifa ver demelidir. Allahii teala- 
ya boyle diia etmek caizdir ve faidelidir. A'raf suresinin ylizdoksa- 
nticiincu ayetinde mealen, (Allahdan baska her kiine diia ederse- 
niz, onlar da sizin gibi kuldur. Kimseye \ ai dim edecek giicleri yok- 
dur) buyuruldu. 

Siial: Bu ayet-i kerime kafirlerin putlarma tapinmalarmm sirk 
oldugunu bildirmek icin gelmisdir. Evliyayi "rahmetullahi aleyhim 
ecma'in" putlara benzetmek dogru mudur? 

Cevab: Ayet-i kerimede, Allahdan baska buyuruldu. Bu, Al- 
lahdan baska hersey demekdir. Evet, hadis-i serifde, (Peygamberi 
zikr etmek ibadetdir. Salihleri zikr etmek giinahlara keffaretdir. 
Oliimii zikr etmek sadaka vermek gibidir. Kabri zikr etmek, sizi 
Cennete yaklasdinr) buyuruldu. Bu hadis-i serif Ebu Nasr Deyle- 
minin "rahmetullahi aleyh" (Miisned-iil-firdevs) kitabmda yazih- 
dir. (Aliyi zikr etmek ibadetdir) hadis-i serifini de Deylemi bildir- 
mekdedir. Bu hadis-i seriflerdeki zikr etmek, onlarm yiiksek mer- 
tebelerini, hallerini, giizel huylanm hatirlamak, soylemek demek- 
dir. Boylece bunlan sevmek, Allah sevgisindendir. Bunlan isiten- 
ler, bunlar gibi olmaga cahsirlar. Yalniz ezanda ve ikametde, Alla- 
hii tealanm ismi yanmda Muhammed aleyhisselamm ismini de zikr 
etmek ibadetdir. insirah suresi dordiincii ayetinde mealen, (Senin 
icin, senin zikrini yiikseltdik) buyuruldu. Bu yiikseltmek, yalniz 
Muhammed aleyhisselam icindir. Bir kimse, (La ilahe illallah Mu- 
hammediin resulullah) dedikden sonra, All veliyyullah dese, bu 
kimse ta'zir olunur. Ya'ni cezalandinhr. Muhammed aleyhissela- 
mm ismini zikr etmek de, yalniz dinimizin bildirdigi yerde caiz 
olur. Mesela, ya Muhammed, ya Muhammed diyerek tesbih cek- 
mek caiz degildir. 

Ismet, Peygamberlere "aleyhimiissalevatu vetteslimat" mah- 
susdur. Ismet, bilerek ve bilmiyerek, biiyiik ve kiiciik hicbir giinah 
islememek demekdir. Evliyada ismet vardir demek kiifr olur. 

Eshab-i kiramm hepsi "radiyallahii anhiim" Evliyamn hepsin- 
den daha yiiksekdirler. Tebe'i tabi'inin biiyiiklerinden olan Ab- 



[1] Seyyidet Nefise hazret-i Hasenin torunu Hasenin kizi 208 [m. 823] de 
Misrda vefat etdi. 

-303- 



dtillah ibni Mubarek hazretlerr" 1 buyurdu ki, (Hazret-i Mu'aviye- 
nin "radiyallahii teala anh" Resulullahm yanmda bindigi atm bur- 
nuna giren toz, Veysel Karaniden ve Omer bin Abdiil'azizden da- 
ha hayrhdir). 

Evliyamn kabrlerini yiiksek yapmak, onlara saygi icin uzerleri- 
ne tiirbe yapmak, yaninda ziyafet vermek, kabrlerinde kandil, 
mum yakmak bid'atdir. Kimisi haram, kimisi mekruhdur. Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem", hazret-i Aliyi "radiyallahii anh", 
gondererek, kafirlerin yiiksek kabrlerini yikdirdi ve resmleri yok 
etdirdi. 

[Evliya oldiikden sonra da, kendilerini sevmek, hurmet etmek 
lazimdir. Boylece, ruhlarmdan feyz ahmr. Istifade olunur. Insamn 
kalbi temizlenir. Ziyarete gelenlerin bu kabrin bir Veil mezari ol- 
dugunu anhyarak, saygi gostermeleri icin ve ziyaret edenin soguk- 
dan, sicakdan, yagmurdan, yirtici hayvandan korunmasi icin, Evli- 
yamn "rahmetullahi aleyhim ecma'fn" kabrleri iizerine tiirbe yap- 
mak caiz, hatta lazimdir. Tiirbe, Veli icin degil, ziyarete gelen dirt- 
ier icin yapilmakdadir.] 

Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" kabrini ziyaret et- 
mek icin siinnet soyledir: Abdestli olmah, Resulullaha salevat ge- 
tirmeli, onceden yapmis oldugu nemaz, sadaka, oruc, Kur'an-i ke- 
rim okumak gibi hayrh islerin sevabim Ona bagislamah, gonlii 
uyamk olmah, Onu sevmegi ve stinnetine uymagi, Allahii teala- 
dan dilemelidir. Eger, ziyaret etdigi kabr, mensub oldugu Velinin 
kabri ise, kalbinden diinya diisiincelerini cikanp, ondan feyz al- 
magi beklemelidir. Kabr basmda Kur'an-i kerim okumak siinnet- 
dir. 

Diinyahga, mala, sohrete kavusmak, saygi toplamak icin Reh- 
berlik yapanlar, seytamn vekilleridir. Miiseyleme-tiil-kezzab gibi- 
dirler. 

Evliyamn "rahmetullahi aleyhim ecma'fn" Allahii tealadan 
kendilerine gelen ni'metleri haber vermeleri, bulunduklan yiiksek 
dereceleri talebelerine bildirmeleri caizdir. Hadis-i serifde, (Alla- 
hii tealamn verdigi ni'metleri bildirmek, bunlara siikr etmek olur) 
buyuruldu. Ogiinmek haramdir. Kendindeki iyilikleri, ni'metleri, 
kendinden bilirse, Allahii tealamn verdigini diisiinmezse, ogiin- 
mek olur. Ya'ni (Tezkiye-i nefs) olur. Bu ni'metlerin Allahii teala- 



[1] Abdullah ibni Mubarek 181 [m. 797] de, Veysel Karani 37 [m. 657] de 
vefat etdi. 

-304- 



dan geldigini bilip, kendinin kusurlu oldugunu diisiinurse, (Siikr) 
olur. 

insanlarm Allahii tealaya yaklasmasi, ancak Allahu tealamn 
cekmesi ile olur. Eger, vasitasiz dogrudan dogruya cekerse, (icti- 
ba) denir. Vasita ile cekmesi, iki diirlii olur: ibadet yapmak ve ri- 
yazet cekmek vasitasi ile yaklasdmr. [Tesavvuf yolundaki vazffele- 
rin te'sirleri tecribe edilmis oldugu icin, riyazet olarak bu nafile 
ibadetleri yapmak tercih edilmekdedir.] Buna (Siiluk) denir. Ya- 
hud bir Rehberin sohbeti vasitasi ile (Cezb) eder. Biitiin bu cekis- 
lerin asl sebebi, insanm kendi kabiliyyetidir. Bu kabiliyyetleri, in- 
sana yaratihsda verilir. insanlarm kabiliyyetleri, isti'dadlan baska 
baskadir. insanm Allaha yaklasmasma en biiyiik mani' nefsinin 
sehvetleri ile bedenin ihtiyac ve kotiiliikleridir. ikinci mani', 
(Alem-i emr) latifelerinin kendilerinden ve Rablerinden gafil ol- 
malandir. insam Allahii tealaya yaklasdiran ibadetleri, riyazetleri 
de, bir Rehberin gostermesi lazimdir. Riyazet ve ibadet yapmakla, 
hem nets ve beden tezkiye bulur. Ya'ni kotiiliiklerden temizlenir- 
ler. Hem de, alem-i emrden olan latifeler, beden maddelerinden ve 
nefsden bulasmis olan zulmetlerden tasfiye olur. Gafletden kurtu- 
lurlar. Tesavvuf yollanmn cogunda, once siiluk yapihr. Once, iki 
mani' ortadan kaldinlir. Boylece, Alem-i emrin bes latifesi saf olur 
ve nets (Makainat-i a^ere) denilen giizel huylarla bezenir. Bundan 
sonra, Rehber saliki Allahii tealaya cezb eder. Bu salike, (Salik-i 
meczub) denir. Boyle ilerlemesine (Seyr-i afaki) denir. Ciinki Reh- 
ber salikin temizlenmesini Alem-i misalde gorerek anlar. Bu seyr 
cok giicdiir ve uzun siirer. Allahii teala Behaiiddin-i Buhariye 
"rahmetullahi aleyh" siilukden once cezb yapmasim ilham eyledi. 
Once tevecciih ederek, her latifede zikr yapdinrlar. Her latifede 
fan! olurlar. Buna (Seyr-i enfiisi) denir. Seyr-i afakinin pogu da, 
bununla birlikde hasil olur. Sonra, nefsi ve bedeni temizlemek icin 
riyazet yapdinhr. Bu salike, (Meczub-i salik) denir. Bu seyr kolay 
ve cabuk olur. Nakislarm, cahillerin kendiliklerinden yapdiklan 
ibadetlerle, terakkileri pek az olur veya hie olmaz. Ciinki, bunlarm 
ibadetlerinin sevabi pek azdir. Elli sene ibadet ile vilayetin en asa- 
gi derecesine yetisebilirler. O halde, yalniz miicahede ve riyazet ile 
vilayet elde edilemez. ibadetlerin, riyazetlerin ancak siinnete uy- 
gun olanlan faidelidir. Bunun icin, bid'atlerden sakmmak sartdir. 
Hadis-i serif de, (Amelsiz soz kabul olmaz. Niyyetsiz amel kabul ol- 
maz. Siinnete uygun olmazsa, hicbiri kabul olmaz) buyuruldu. 
Ya'ni, hicbirine sevab verilmez. ibadetlerin, riyazetlerin giic, sikm- 
tih olmasi degil, siinnete uygun olmalan lazimdir. 

- 305 - Kiyamet ve Ahiret - F:20 



Siial: Cok sikmtili riyazetler cekenlerin cok ilerledikleri, kesf ve 
keramet gosterdikleri goriiliiyor. Buna ne dersiniz? 

Cevab: Riyazet cekmekle kesf, keramet ve dtinya islerinde te- 
sarruf elde edilir. Eski Yunan felesoflan ve Hind papaslan boyle 
yaparlardi. Allah adamlan, bunlara kiymet vermez. Nefsi kotiiluk- 
lerden kurtarmak, seytam oldurmek, ancak siinnete uymakla 
miimkindir. 

Siial: Yukandaki cevaba gore, yalniz riyazet yapilan tesavvuf 
yollarmda kimsenin Veli olmamasi lazim gelir. Buna ne dersiniz? 

Cevab: Tesavvuf yollanmn hepsi siinnete uymakdadir. Ba'zila- 
nna bir bid'at kansmis ise, baska islerinde siinnete uymalan, bu 
bid'ati islemekden kurtarabilir. Bunlara bid'at kansmasi kesf ve il- 
hamlanni yanlis te'vil etmelerinden hasil olur. Cahillerin, yalanci- 
lann bid'atleri boyle degildir. Bunlar zararhdir. Feyzin kesilmesine 
sebeb olur. 

Nakis ve kamil, herkes daha kamil olandan feyz alir. Vilayet 
ancak kamilin sohbeti ile elde edilebilir. Nakislann, cahillerin soh- 
beti hie kimseyi vilayete kavusduramaz. Ciinki, bunlarm Hak teala 
ile miinasebetleri yokdur. Kamil olan rehberin zahiri halk ile, bati- 
m Hak ile oldugu ipin, Allahii tealadan aldigi feyzi, insanlara vere- 
rek, onlan vilayete kavusdurur. isra suresinin doksanbesinci aye- 
tinde mealen, (Eger yeryiiziinde melekler olup yiiriiselerdi, onlara 
gokden Peygamber olarak elbette melek gonderirdim) buyuruldu. 
Bunun icindir ki, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" vefa- 
tmdan sonra, goriiniisde kendisi ile miinasebet kalmadigi icin, her- 
kes Kabr-i se'adetden feyz alamaz oldu. Resulullahm varisleri olan 
alimlerden, Rehberlerden feyz alindi. Ciinki hadis-i serifde, (Zahir 
ve batin bilgilerinde alim olanlar, Peygamberlerin varisleridirler) 
buyuruldu. 

Kemale yetisen, Veli olan kimseler "rahmetullahi aleyhim ec- 
ma'in", Allahii tealadan vasitasiz feyz alabilirler. ibadet yapmakla 
da yiikselirler. (Secde et ve Allaha yaklas) ayet-i kerimesi bunu 
bildirmekdedir. Bu Veli, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" 
ve Evliyamn kabrlerinden de feyz alabilir. 

Peygamberlerin insanlardan gonderilmesi, sohbetde hasil olan 
te'sir icindir. Ciinki, i'tikad ve fikh bilgileri meleklerden de ogre- 
nilebilir. Cibril hadisi bunu gostermekdedir. Ciinki Resulullah, 
(Bu gelen Cebrail idi. Size dfninizi ogretmek icin gelmisdi) buyur- 
du. Sohbetin te'siri icin, Rehberlerden feyz alabilmesi icin, arada 
tarn miinasebet [tammak ve sevmek] bulunmasi lazimdir. Vilayet 

-306- 



elde etmek icin de, bu te'sir lazimdir. 

Az kimse vardir ki, isti'dadlan cok kuvvetli olup, Peygamberin 
"salevatullahi aleyhim ecma'in" veya bir Velinin "rahime-hullahii 
teala" ruhundan feyz alarak, vilayet mertebesine kavusurlar. Bunla- 
ra (Uveysf) denir. Eshab-i kiramin sohbeti de, feyz verdi. Fekat bir 
sohbet yetismezdi. Cok def a sohbet etmek lazim idi. Sonra gelen 
Evliyanm sohbetleri, ancak riyazet cekmekle birlikde te'sir etdi. 

Allahii teala, insanlarda kendine yaklasmak ve kendini tam- 
mak isti'dadmi yaratdi. Bu isti'dadm mikdan herkesde baskadir. 

Farzlan, vacibleri yapdikdan ve haramlardan, siibhelilerden 
kacdikdan sonra, nafile ibadetlerin en te'sirlisi zikrdir. Her zeman 
Allahii tealayi zikr etmelidir. Hadis-i serifde, (Cennetdekiler, en 
cok, diinyada Allahii tealayi zikr etmeden gecirdikleri zemanlar 
icin iiziiliirler) buyuruldu. Fena-i nefs hasil olmadan once, diger na- 
file ibadetleri yapmakla ve Kur'an-i kerim okumakla Allahii teala- 
ya yaklasilamaz. Batim temizlemedikce, bunlarla terakki olmaz. 
Batim temizlemek, Allahi zikr etmekle olur. Hadis-i serifde, (Zik- 
rin en iyisi, Lailahe illallahdir) buyuruldu. Bunun icin, bos zeman- 
larda hep bu (Kelime-i tevhid)i okumahdir. Zikrin cesidleri arasin- 
da (Allahii ekber, Allahii ekber. La ilahe illallahii vallahii ekber. 
Allahii ekber ve lillahil hamd) cok faidelidir. Buna (Tekbir-i te$rik) 
denir. Bundan sonra kalan zemanlarda, ahiret adamlan ile, salihler- 
le goriismeli, sohbet etmelidir. Salih kimse bulamiyan, bunlarm ki- 
tablanm arayip, bulmah, bunlan okumahdir. Miirtedlerle, bid'at 
sahibleri ile, fasiklarla arkadashk etmemeli, bunlarla oturmamah- 
dir. Haram isliyenlere (Fasik) denir. Din cahilleri ile, diinyaya diis- 
kiin olanlarla ve mezhebsizlerle goriismemelidir. Bunlarla goriis- 
mek, insamn batinim [Kalbini, ruhunu] harab eder. Evliyanm soh- 
betinde bulunmak, zikrden ve diger nafile ibadetden daha faideli- 
dir. Eshab-i kiram "radiyallahii teala anhiim", birbirlerini goriince, 
biraz benimle otur. Imammi tazeliyeyim derlerdi. Celaliiddin-i Ru- 
mi "rahmetullahi aleyh" buyuruyor ki: 

Evliya yamnda gecen az zeman, 
faidelidir yuzyilhk takvadan! 

Hace Ubeydullah-i Ahrar "rahmetullahi aleyh" buyuruyor ki: 

Kihnabiiir her zeman nafile nemaz, 
Bizim sohbetimiz bir daha bulunamaz! 

Birisine, Bayezidin sohbetinde bulun dediler. Ben her an Rab- 
bimin sohbetindeyim dedi. Bayezidin sohbeti sana daha faidelidir 

-307- 



cevabim verdiler. Ya'm cenab-i Hakdan, Ona bagliligm ve isti'da- 
dm kadar feyz alabilirsin. Bayezidin sohbetinde ise, Onun yuksek 
derecesine uygun feyzlere kavusursun demek istediler. 

Kotii arkadasla hie goriisme, 
O, zehrli yilandan da fenadir! 
Yilan ahr insanm camni, 
O ahr canini, imanuu! 

Senatillah-i Dehlevmin farisi (irsad-iit-talibih) admdaki kita- 
bmdan secerek, tiirkceye terceme burada temam oldu. Senaiil- 
lah-i Dehlevi, Mazher-i Can-i Cananm yetisdirdigi Evliyanm bii- 
ytiklerinden olup, 1225 [m. 1810] senesinde Hindistanda vefat etdi. 
Pani-put sehrindedir. 

TENBIH: Muhammed Parisa, (Risale-i kudsiyye) kitabinda 
buyuruyor ki, Yusuf-i Hemedaniye, 1 ' 1 Kamil bir rehber bulamaz- 
sak, ne yapalim dediler. Hergiin onlarm kitablanm okuyunuz bu- 
yurdu. Simdi, selamete kavusmak icin, imam-i Rabbanmin "rah- 
metullahi aleyh" (Mektubat) kitabmi okumahdir. (Mektubat)m 
birinci cildinin tercemesi, (Mektubat Tercemesi) adi ile, 2005 de 
Istanbulda basdinlmisdir. Se'adete kavusmak istiyenlerin, bu kita- 
bi okumalan pok faidelidir. 

34 - Abdiilgani Nabliisi (Hadfka) kitabmin yiizdoksanmci sahi- 
fesinde buyuruyor ki: ibadetleri iktisad iizere, ya'm ne az, ne de 
pek asm olmiyarak, orta mikdarda yapmak lazimdir. Bekara sure- 
sinin yiizseksenbesinci ayetinde mealen, (Allahii teala, sizin icin 
kolaylik istiyor. Giic i$leri yapmanizi istemiyor) buyuruldu. Bunun 
icin, hastanm ve yolcunun oruc tutmamasina izn verdi. Bize agir ve 
sikmtili isler yapmagi emr etmedi. insan iki isden birini yapmak 
karsismda bulunursa, bunlardan hafif ve kolay olanim yapmasi da- 
ha dogrudur. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", birinin 
mescidde saatlerce nemaz kildigim isitdi. Mescide gelip, bunu 
omuzlarmdan tutarak, (Allahii teala, bu iimmetden kolay i§ler 
yapmasini istiyor. Giic isleri begenmiyor) buyurdu. Allahii teala, 
bu iimmete kolay seyleri emr etdi. islam ahkamma uymak pek ko- 
laydir. 

Maide suresinin doksamnci ayetinde mealen, (Ey mu'minler! 
Allahii tealanin size halal etdigi tayyib, ya'ni giizel seyleri, kencli- 



[1] Yusuf Hemedani 535 [m. 1141] de Hiratda vefat etdi. 

-308- 



nize haram etmeyiniz! Halallere haram demeyiniz! Allahii teala, 
halal etdigi seylere haram diyenleri sevmez!) buyuruldu. [Abdiil- 
vehhab oglu Muhammed, halal olan seylere, hatta ibadetlere ha- 
ram diyor. Hatta, sirk diyor. Bu ayet-i kerime, Allahii tealanm 
bunu sevmedigini bildiriyor. Bir mti'min giinah isleyince, giinahm 
cezasmdan, azabindan kurtulmak icin, Allahii teala yol gosterdi. 
Tevbe ile, keffaret vermekle afv edecegini bildirdi. Vehhabi kita- 
bi, devr ile iskat yapilmasina saldinrken, bunlar, kotti kimselerin 
giinah islemesine yol acan, uydurma seylerdir diyor. Giinahlarm 
tevbe ve keffaret ile afv edilmeleri karsismda acaba ne diyecek? 
Bunlar, kotti kimselerin giinah islemelerine yol aciyor diyerek, 
Allahii tealanm gosterdigi kolayhga ve merhamete de dil uzata- 
cak mi?] 

Hadis-i serifde, (Allahii teala, emr etdigi seyleri yapmanizi 
sevdigi gibi, izn verdigi seyleri yapmanizi da sever) buyuruldu. 
Zaruret oldugu zeman, haram islemege ve farzi terk etmege 
(ruhsat), izn verilmisdir. Ya'ni azab yapilmaz. Zaruret zemamn- 
da da, dinin emrlerini yapmaga (azfmet) denir. Ba'zan, azimet 
olani yapmak daha iyidir. Mesela, oliim ile korkutulan kimse- 
nin, imanini gizlememesi boyledir. Oldiiriiltirse, sehid olur. 
Ba'zan ruhsat olam yapmak, daha iyi olur. Yolcunun oruc tut- 
mamasi boyledir. Yolcu, orucu tutarak hastalamr, oliirse giina- 
ha girer. 

Ahkam-i islamiyyeye uymakdan kurtulmak icin, mezheblerin 
ruhsatlanni, kolayhklanni arasdinp, bunlara gore is yapmak caiz 
degildir. Boyle arasdirmaga (TelfTk) denir. ihtiyac olunca, baska 
mezhebe gecmek veya birkac seyi baska mezhebe gore yapmak ca- 
izdir. Farzi yapmamak veya harami yapmak ipin hile yapmak ha- 
ramdir. Buna, (Hfle-i batila) denir. Birsey, farz veya haram olma- 
dan once, farz veya haram olmasim onlemek caizdir. Buna (Hfle-i 
ser'iyye) denir. 

Abdullah Musuli, 1 ' 1 (Muhtar) kitabinm serhi olan (ihtiyar) kita- 
bmda diyor ki, (Farzlan yapamiyacak kadar za'ifleten riyazet, ya'ni 
az yimek caiz degildir. Kendinin ve coluk cocugunun nafakasim ka- 
zanacak ve borclanm odiyecek kadar cahsip kazanmak farzdir. Bu 
niyyet ile cahsan kimse, borcunu ddiyemeden oliirse, azab cekmez. 
Hadis-i serifde, (Her erkegin cahsip [nafakasim] kazanmasi farz- 
dir) buyuruldu. Bundan fazlasi icin cahsmamak caizdir. Adem a- 



[1] Musuli 683 [m. 1285] de vefat etdi. 

-309 



leyhisselam bugday eker ve ekmek yapardi. Nuh aleyhisselam nec- 
car, marangoz idi. Ibrahim aleyhisselam kumas tiiccan idi. Daviid 
aleyhisselam demirci idi. Siileyman aleyhisselam zenbil yapardi. 
Muhammed aleyhisselam, once koyun giiderdi. Sonra ticaret yap- 
di. Sonra cihad yapardi. Asker idi. Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii 
anh", kumas tiiccan idi. Omer-iil-Faruk, kosele dikerdi. Osman-i 
Zinnureyn gida maddeleri idhalatcrsi idi. Ali "radiyallahii anhiim" 
iscilik ve cihad yapardi "radiyallahii teala anhiim ecma'in". Coluk 
cocugunun bir yilhk nafakasim tophyacak kadar cahsmak mubah- 
dir. Miislimanlara yardim icin, cihad etmek icin, fazla cahsip ka- 
zanmak miistehabdir, iyidir. Hadis-i serifde, (insanlarin en iyisi, in- 
sanlara faideli olandir) buyuruldu.) ihtiyar kitabmdan terceme te- 
mam oldu. Gosteris ipin, oviinmek icin kazanmak tahrimen mek- 
ruhdur. Miilteka kitabmda haramdir denildi. Cahsmak nzki artdir- 
maz. Rizki veren, Allahii tealadir. Cahsmak, sebebe yapismakdir. 
Sebeblere yapismak siinnetdir. 

Cahsan insan bes diirlii olur: Birincisi, nzkm yalmz cahsmak- 
dan geldigine inamr. Kafirler boyledir. ikincisi, nzkm Allahdan 
geldigine ve cahsmamn, sebebe yapismak olduguna inamr. CahS 11 "- 
ken, Allahii tealaya asi olmaz. Haram islemez. Halis, salih mu'min- 
ler boyledir. Uciinciisii, nzkin Allahii tealadan geldigine inamr ise 
de, cahsirken Allahii tealaya asi olur. Fasik mii'minler boyledir. 
Dordiinciisii nzkin hem Allahii tealadan, hem de cahsmakdan gel- 
digini samr. Miisrikler boyledir. Besincisi, nzkm yalmz Allahii te- 
aladan geldigini bilir. Fekat nzki verir mi vermez mi bilmez. Mii- 
nafiklar boyledir. 

Alim bin Ala, [1! (Zacl-iil-miisaflr) ve (Tatarhaniyye) ismindeki 
fetva kitabmda diyor ki, Cami'de, evde kapamp hep ibadet etmek 
ve yiyip icip, evlenmek, gezmek gibi eglenceleri ve halal kazanma- 
gi terk etmek, tahrimen mekruhdur. 

Siial: Din alimlerinin yukandaki sozleri, tesavvufcularm "rah- 
metullahi aleyhim ecma'in" riyazet ve sikintih yasamagi ovmeleri- 
ne uymiyor. Bu ikisinden hangisi daha iyidir? 

Cevab: Tesavvufculardan bir kismi, (Kirk giin ac kalan, ilahi 
sirlan anlamaga baslar) dedi. Sehl bin Abdullah, onbes giinde bir 
yirdi. imam-i Gazali diyor ki, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anh" 
alti giinde bir yirdi. Ciineyd-i Bagdadi hergiin dortyiiz rek'at ne- 
maz kilardi. Sehl bin Abdullah, yedi yasinda hafiz oldu. Hergiin 



[1] AUm bin Ala 688 [m. 1289] da vefat etdi. 

-310- 



oruc tutardi. On iki sene, yalmz arpa ekmegi yidi. Abdtilvehhab-i 
Sa'rani "rahmetullahi aleyh" hergtin aksam ile yatsi arasinda 
Kur'an-i kerimi iki kerre hatm ederdi. Buna inanmakda tereddiid 
etmemeli. Evliyada ruhani kuvvet vardir. Run, bir anda cok sey ya- 
par. [Sehl bin Abdullah Tusten 283 [m. 896] de Basrada, Abdiil- 
vehhab-i Sa'rani 973 [m. 1565] de, imam-i Gazali 505 [m. 1111] de 
Tus sehrinde vefat etdi.] 

Alimler, (ibadetlerde asm gitmemeli, kendini sikmtrya diisiir- 
memeli) buyurdu. Bu sozleri, biitiin ummet icin farz veya vacib ve- 
ya siinnet olan seylerdedir. Her muslimamn boyle yapmasi lazim- 
drr. Tesavvufculann cekdikleri sikmtilar ise, nafile ibadetdir. Her- 
kesin yapmasi lazim degildir. Tegabiin suresi onaltinci ayetinde 
mealen, (Giiciiniiz yetdigi kadar, Allahdan korkunuz!) buyuruldu. 
Furkan suresi yetmisinci ayetinde mealen, (Imaii edip tevbe eden 
ve salih ameller isliyenlerin giinahlarmi sevablara ccviririm. Alla- 
hii teala giinahlari afv edici, aciyicidir) buyuruldu. Vahsi, bu ayeti 
isitince, afv icin sartlar bildiriyor. Bu sartlan yapamazsam korka- 
nm. Bunun daha kolayi yok mudur dedi. Buna karsilik, (Allahii 
teala, diledigi kullarinin sirkden l)aska herseyini afv eder) mealin- 
deki ayet geldi. Vahsi, bunu isitince, Allahii teala, beni afv etmek 
dilemezse, ne yapanm dedi. Bunun iizerine, (Ey kendilerine zulni 
eden kullarim! Allahin rahmetinden iimmidinizi kesmeyiniz! Alla- 
hii teala, biitiin suclari afv eder.O, gafur, rahimdir) mealindeki 
ayet-i kerfme geldi. Vahsi, bu miijde bana yeter dedi. Iman etdi. 
Bu ayet-i kerime, kiyamete kadar gelecek olan herkes icin miijde- 
dir. Su bulamiyanlarm teyemmiim etmeleri icin de, once (Temiz 
toprakdan ellerinize ve yiiziiniize siiriiniiz!) ve sonra, (Temiz top- 
rakli ellerinizi, ellerinize ve yiiziiniize siiriiniiz!) mealindeki ayet-i 
kerime geldi. Topragi siirmegi emr eylemedi. Emri kolaylasdirdi. 
Allahii teala, Peygamberine "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
Mekke daglanm altm yapayim ister misin buyurunca, bu altinlan 
Allah yolunda ve diismanlarla cihad icin kullanmagi diisiinmedi. 
Istemedi. Giicluk cekmegi arzu eyledi. Tebiik gazvesinde ise, (Bu 
orduya lazim olanlan getirene Cenneti miijdeliyorum) buyura- 
rak, Eshabmdan yardim istedi. Resulullahin uzun giinler orucunu 
bozmadigi ve achkdan mubarek karnma tas bagladigi, kitablarda 
yazihdir. Mubarek ayaklan sisinceye kadar geceleri, cok nemaz 
kildigi da bildirilmisdir. Mubarek zevceleri de "radiyallahii teala 
anhiinne", boyle cok ibadet yaparlardi. Fekat, iimmetine cok 
merhamet etdigi icin, onlann boyle sikmti cekmelerini istemez- 
di. Ummetine ruhsat ile emr ederdi. Kendisi azimet ile ibadet ya- 
pardi. Din demek, yalmz emr demek degildir. Ruhsat ile azime- 

-311- 



tin ikisi de dindir. Tahrim suresinde, (Allahii tealanm halal etdik- 
lerini kendinize haram etmeyiniz!) mealindeki ayet-i kerfme, 
(Ruhsat, izn verilen seyleri inkar etmeyiniz! Bunlan haram etme- 
yip de, terk eder, cekinirseniz ziihd olur, iyi olur. Yapmasi ise, gu- 
nah olmaz) demekdir. Hadis-i serifde, (Siinnetimi kabul etmiyen 
benden degildir!) buyuruldu ki, ruhsat, izn verdigim seyleri kabul 
etmeyip, kendine sikmti veren benden degildir demekdir. 

Tesavvuf biiyukleri, ruhsat ve azimetden, ikincisini secmisler- 
dir. Ruhsat ile amel etmegi de inkar etmemislerdir. Herkese ruh- 
sat ile amel etmegi emr etmislerdir. Resulullah "sallallahii aleyhi 
ve sellem" de, boyle yapardi. Tesavvuf demek, Kitaba ve siinnete 
uymak, bid'atlerden sakmmak ve tesavvuf biiyiiklerine saygih ol- 
mak ve herkese merhametli olmak ve ruhsat olan ameli terk et- 
mekdir. Ehl-i siinnet alimleri, azimet ile, vera' ile hareket etdikle- 
rinden, bir haram islememek icin, yetmis halali terk ederlerdi. Ebu 
Bekr-i Siddik "radiyallahii anh" buyurdu ki, (Biz bir harama diis- 
mek korkusundan, yetmis halali terk ederdik.) 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Ebu Hureyreye "radi- 
yallahii teala anh", (Vera' iizere ol ki, insanlarin en abidi olursun!) 

buyurdu. Bundan anlasihyor ki, din demek, yalmz ruhsat, her isde 
orta yol demek degildir. Azimet, ziihd ve vera' da dindendir. Riya- 
zetin, achk cekmenin tahrimen mekruh olmasi, buna dayanami- 
yanlar, bedenine ve akhna zarar verecek olanlar icindir. Ciinki, 
kendini tehliikeye diisiirmek haramdir. Ruhani kuvvetleri, bu teh- 
liikeyi onliyenler icin, riyazet cekmek caiz ve faideli olur. 

Rehberin lazim oldugu buradan da anlasilmakdadir. Kamil 
olan Rehber, talebenin sihhatini, mizacim, ruhunun kuvvetini an- 
lar. Ona uygun olan mikdarda riyazet etmegi emr eyler. Onu teh- 
liikeden korur. Kamil olan Rehber, hem beden, hem de ruh ve din 
miitehassisidir. Resulullah efendimizin varisi, vekilidir. Kamil olan 
Rehberin emri ile yetisenlerde hicbir zarar ve tehliikeye diisen go- 
riilmemisdir. Hepsi yiikselmis, olgunlasmisdir. Tesavvuf yolunda 
ilerlerken, islamiyyete uymakda hie gevseklik gostermemislerdir. 
Farzi terk etmege sebeb olan seyi yapmak haramdir. Rehber bun- 
dan korur "rahmetullahi aleyh". Nafile ibadetleri iznle yapmak, 
bunun icin lazimdir. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", ummetine cok merha- 
metli idi. Mi'rac gecesi, elli vakt nemazm bes vakte inmesini dile- 
di. Ummetine siki emrler gelmesine yol acmamasi icin, Eshabmm 
sikmtih riyazetler yapmalarma izn vermezdi. Onun, ummetine 
cok faideli olacak ibadetleri bildirmiyecegi ve yapilmalanm onli- 

-312- 



yecegi dusiiniilemez. Herseyin en iyisini, en faidelisini soylemis, 
yapmis ve yapdirmisdir. Ruhsat ile amel, asm ve noksan olmaksi- 
zin kulluk etmek, biitiin iimmeti icin faideli olacagmdan, bunlan 
acikca yapmis ve emr eylemisdir. Eshab-i kiramm yiikseklerine ise, 
gizli bilgiler ve ibadetler ogretmisdir. Bekara suresinin ikiyiizsek- 
senikinci ayet-i kerfmesinde mealen, (Allahdan korkunuz! Boyle- 
ce, size cok seyler ogretir) buyuruldu. Bu (cok seyler), ilahi ma'ri- 
fetler, gizli bilgilerdir. Hadis-i serifde, ( ihniii. inceleri ve gizlileri 
vardir. Bunlan ancak Allah adamlan bilir. Bildiklerini soylerlerse, 
cahiller bunlara inanmazlar) buyuruldu. 

imam-i Kastalaninin (Mevahib) kitabmda yazih olan mi'rac 
hadisinde, (Rabbim bana baska baska iic ilm bildirdi. Birinci ilmi 
kimseye bildirme dedi. Ciinki, bu ilmi benden baska hie kimse an- 
hyamaz. ikinci ilmi, diledigine bildirebilirsin dedi. Uciincu ilmi, 
iimmetinin hepsine bildir dedi) buyuruldu. Goriiliiyor ki, Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem", Allahii tealamn bana bildirdigi 
ilm, yalmz iimmetin hepsine bildirilmesi emr olunan ilmdir buyur- 
madi. Hak olan baska iki ilm daha bulundugunu haber verdi. Re- 
sulullahin, diledigine bildirmesi icin izn verilen, ikinci ilm (Vila- 
yet) ya'ni evliyahk, tesavvuf ilmidir. Bu ilm, islamiyyetin batimni 
ve hakikatini bildirmekdedir. Bu ilm, ancak takva ile elde edilir. 
Kehf suresinde, Hizir aleyhisselam icin, (Ona Bizden ilm verildi) 
buyuruldu. Bu ayet-i kerime, (Vilayet ilmi)ni bildirmekdedir. 
Herkese bildirilmesi emr olunan (Fikh bilgileri), Resulullahm mu- 
barek sozlerinden ve hareketlerinden almmis oldugu gibi, vilayet 
ma'rifetleri de, Onun mubarek kalbinden cikip, kalblere akmak- 
dadir. Bunun icindir ki, Ebu Hiireyre "radiyallahii anh", (Resulul- 
lahdan iki ilm aldim. Birisini sizlere bildirdim. ikincisini bildirmis 
olsam, anhyamaz, beni oldiirursiiniiz) dedi. Birincisi, (ilm-i za- 
hir)dir. ikincisi (ilm-i batin)dir. Bunu ancak, Evliya ve Siddiklar 
bilir. 

Tesavvufcular, batm ilmine kavusmak icin, riyazetler cekiyor, 
miicahedeler yapiyorlar. ilm-i zahirde, sahte, yalanci ilm adamla- 
n oldugu gibi, sahte, bozuk kimseler, tesavvufcu kihgma girmisler, 
bu mubarek yolu, diinya cikarlarma alet etmislerdir. Bu yalanci- 
lardan sakinmak, tuzaklarma dtismemek icin, onlan tanimak la- 
zimdir. Bunun icin de, islamiyyeti iyi ogrenmek lazimdir. Dogru 
ile bozugu ayiran biricik mi'yar islamiyyetdir. islamiyyete uyan bir 
kimse, tesavvuf yolunda da cahsirsa cok iyidir. Fekat, bu yolda 
ilerlemek icin, kamil olan Rehberin kontrolii lazimdir. Kamil olan 
Rehber, kalb ve ruh miitehassisidir. Talibin kalbindeki hastahgi 

-313- 



anhyarak, ona uygun olan riyazeti ve zikri secer, yapdinr. Bekara 
suresinin onuncu ayetinde mealen, (Kalblerinde hastalik vardir) 
buyuruldu. Bu hastahgm tedavisi, Resulullahin sohbeti ile oluyor- 
du. Baskaca bir riyazete, sikmtiya liizum kalmiyordu. Eshab-i kira- 
mm hepsi, o sohbetin bereketi ile Resulullahin mubarek kalbinden 
feyz aldilar. Tesavvufun en yiiksek derecelerine kavusdular. Ken- 
dilerinden sonra gelen Evliyamn hepsinden daha yiiksek oldular. 
Onlardan sonra gelenler, Resulullahin sohbetine kavusamadiklan 
icin, riyazetler, sikintilar cekerek, kalb hastahklanndan kurtulma- 
ga cahsmislardir. ilm-i batin, ilm-i zahirden ayrilmaz. Her ikisine 
kavusanlara, (Ulema-i rasihin) denir. Resulullaha varis olan ule- 
ma, yalmz bunlardir. Riyazet, sikinti cekerek, kalblerini tedavi 
edenler, ilm-i batma kavusunca, riyazeti birakirlar. Yalniz farzlan, 
siinnetleri yaparlar. Eshab-i kiram "radiyallahii teala anhum" gibi 
batmlan ile de, kalbleri ile de, ibadet ederler. Pazarda ahs veris et- 
meleri onlarm batm ibadetlerine zarar vermez. Allahu tealayi bir 
an unutmazlar. Kur'an-i kerimde, bunlar oviildii. Nur suresi, otuz- 
yedinci ayetinde mealen, (Ahs verisleri, Allahi unutdurmaz!) bu- 
yuruldu. Eshab-i kiram "radiyallahii annum ecma'in" riyazet gek- 
meden bu dereceye kolayca ve az zemanda yiikseldiler. Hazret-i 
Omer "radiyallahii anh", ilk sohbetinde yiikseldi. Eshab-i kirama 
riyazet cekmeleri icin izn verilseydi, din alimleri, mezheb imamla- 
n, onlarin riyazetlerini kitablanna yazarak, butiin miislimanlarm 
boyle yapmalan lazim olurdu. 

Hadis alimlerinden Muhammed bin Abdullah Hakim Nisapuri- 
nin "rahime-hullahii teala" (Miistedrek) kitabmda bildirdigi hadis-i 
serifde, (Deccalin zemaiunda bulunan mii'minlerin gidasi, melekle- 
rin gidasi gibi, tesbih ve takdis etmek olur. Allahu teala, o zenian 
tesbih ve takdis edenlerin achgini giderir) buyuruldu. Bu da gosteri- 
yor ki, Allahu teala, diledigi kullarma oyle hal verir ki, yimege, ic- 
mege ihtiyaclan kalmaz. Deccal zemamnda, biitiin mii'minlere bu 
hali ihsan edecekdir. Deccalin fitnelerinden biri sudur ki, ugradigi 
sehrlere, (Bana ibadet ediniz, bana uyunuz!) diyecek. Ona uyarlar- 
sa, goke emr ederek yagmur yagacak, yere emr ederek, ekin cika- 
cakdir. Ona uymazlarsa, emr edip, hie yagmur yagmiyacak ve yer- 
den ot bitmiyecekdir. Herkes ac kalacakdir. Hadis-i serif, bu fitne- 
nin mii'minlere zarar vermiyecegini bildiriyor. Mii'minler tesbih ve 
takdis okuyarak, achk duymiyacaklardir. [Hakim-i Nisapuri "rah- 
metullahi aleyh" 405 [m. 1014] de Nisapurda vefat etmisdir.] 

Ziihd, sabr, riyazet, achk gibi sikmti cekmenin islamiyyete uy- 
madigini zan etmemelidir. Ciinki islamiyyet, bedene eziyyet ve za- 

-314- 



rar veren seyleri yasak etmisdir. Bu riyazetler, tesavvufculara zarar 
vermemekdedir. Bunlar da, islamiyyetin her hiikmii gibi, Resulul- 
lahdan "sallallahii teala aleyhi ve sellem" gelen islam dminden bir 
parcadirlar. Bu isleri ve bunlan yapan Evliyayi inkar etmek, dmin 
bir parcasim inkardir. 

Tesavvufcular riyazet yapiyor diyerek, bunlan Peygamberler- 
den "aleyhimussalevatii vetteslimat", hatta Eshab-i kiramdan "nd- 
vanullahi aleyhim ecma'fn" daha iistiin sanmamah ve daha iistiin 
tutmamalidir. Evliyanm hicbirine de dil uzatmamahdir. Evliyanm 
buyukliigunii anliyamadigi icin, kusuru kendinde bilmelidir. Ha- 
dis-i serif de, (Kendi ayblarim, kusurlarmi diisiinmekden, baskala- 
nnin ayblarim arasdirmiyana miijdeler olsun!) buyuruldu. Sehl bin 
Abdullah Tiisteri buyurdu ki, (Giinahlann en kotiisii, miislimana 
kotii gozle bakmakdir. insanlarm cogu, bunu giinahdan saymazlar. 
Tevbesini hie yapmazlar). Bir kimse, Evliyanm hepsine hiisn-i zan 
edip, ovse, yalmz bir Veliyi, dmimize uygun bir sebeb gostermeden 
kotiilese, o hiisn-i zanlannm hie faidesi olmaz. Evliyanm hepsini 
tasdik etmiyen kimse, Veli olamaz. Allahii tealamn bir Velisini, 
kotii gozle bakarak inciten kimse, dinin bir parcasim kotiilemis 
olur. Muhammed Ebiil-mevahib-i Sazih "rahime-hullahii teala" 
buyurdu ki, (Zemamndaki Evliyaya saygdi olmayan, Evliya defte- 
rinden silinir heman). Muhyiddm-i Arabi "rahmetullahi aleyh" bu- 
yurdu ki, (Evliyaya ve ilmi ile amil olanlara diismanligm kiifr oldu- 
gunu, biiyiiklerin cogu bildirmisdir). Abdiilvehhab-i Sa'raninin tis- 
tadi, Aliy-yiil-havas buyurdu ki, (Evliyadan ve ulemadan birine 
diisman olandan uzaklasmak lazimdir). Veliye ve alime karsi gel- 
mek, dalaletdir. Kendini helak etmekdir. Bunun icin, vehhabiler- 
den uzaklasmak lazimdir. 

Allahii tealamn Velileri, ilmi ile amil olan alimlerdir. Bunlar- 
dan olii veya diri olan birisini dil veya kalb ile inkar etmek, acik 
bir kiifrdiir. inkar edenin kafir olacagmi biittin muslimanlar soz- 
birligi ile bildirmislerdir. Muslimanlann biitiin mezheblerine gore 
kafir olurlar. Ciinki, dm-i islami inkar etmekdir. Cahil ve ahmak 
oldugu icin, bu inkanm anlamamakdadir. Batil ve bid'at olan bir- 
seyi ve kendine gore cirkin olan birseyi inkar etdigini zan etmek- 
dedir. Velinin isini ve soziinii boyle sanarak, bu tehliikeye diis- 
mekde, ona fasik veya kafir, zmdik demekdedir. Halbuki, Allahm 
Velisi, bunun kotiiledigi seylerden cok uzakdir. Sozleri ve isleri is- 
lamiyyete uygundur. Ta'at ve kurbetdir. O cahil ise, inad etmek- 
de, Evliyanm ilmlerini, siddiklarm ma'rifetlerini anlamamakdadir. 
Kalbi olmiis. Hakikati goremiyor. Kiifr veya dalalet, ilhad ve zin- 

-315- 



diklik cukuruna kendisi batmisdir. Tevhid ehli oldugunu, ta'at 
yapdigmi, insanlara ilm ve feyz verdigini saniyor. Kryamet giinii 
ktifriinun cezasim bulacak, zulmlerinin, iftiralanmn azablanni ce- 
kecekdir. Diinyada kendine ve benzerlerine kafir demiyor. Ciinki, 
hepsi inkarda ortakdirlar. Kendilerini miisliman samyorlar. Halbu- 
ki, miislimanlar, bunlann kafir olduklanm bilmekdedir. Ciinki 
miislimanlar, Allahii tealamn Evliyasina "rahime-htimullahu te- 
ala" inamyorlar. Onlarm dogru hallerine inamyorlar. inkar eden- 
lerin anlamamalan, bilmemeleri ozr olmaz. Ciinki, dinini bilme- 
mek ozr degildir. Bunlann Evliyayi bilmemeleri, yehudilerin, hiris- 
tiyanlann ve mecusilerin ve putlara tapanlarm, Muhammed aley- 
hisselamm hak dinini bilmemeleri gibidir. Onlarm bilmemeleri ozr 
olmadigi gibi, bunlann bilmemesi de ozr olmaz. 

Allahii tealamn Evliyasim "rahmetullahi aleyhim ecma'in" in- 
kar etmek, islam dininin herhangi bir hiikmunii inkar etmek gibi 
kiifrdiir. islamiyyeti inkar eden mtirtede yapilan cezamn, Evliyayi 
inkar eden kafire de yapilmasi lazimdir. Once, bu inkanndan vaz- 
gecmesini, tevbe etmesini isteriz. 

Evliya ve Peygamberler, ne kadar yiiksek olurlarsa olsunlar, 
Allaha kul olmakdan kurtulamazlar. Harika, keramet hasil olma- 
sinda, kullarm hie te'siri olmadigi gibi, adet iizere yaratilmakda 
olan seylerde de, te'sirleri yokdur. Herseyi, yalmz Allahii teala ya- 
ratmakdadir. Evliyamn ve Peygamberlerin, hicbirseyin yaratilma- 
sinda te'sirleri olmaz. Fekat Allahii teala, Evliyasim ve Peygam- 
berlerini, baska kullarmdan iistiin tutmus, baskalarma vermedigi 
ni'metlerini, bunlara ihsan etmisdir. Allahii teala, her insamn is- 
tekli islerini, insanlarm istemelerinden sonra, dilerse yaratmakda- 
dir. Insanlarm istedigi seyleri, O istemezse yaratmaz. Insanlarm is- 
tedikleri ba'zi seyleri, O da hep istemekde ve hep yaratmakdadir. 
Mesela, insan kolunu kaldirmak, goziinii kirpmak isteyince, O da 
hemen istemekde ve hemen onun kolunu kaldirmakdadir. isteme- 
mesi pek nadirdir. insanlarm ba'zi isteklerini ise, O nadiren iste- 
mekde ve yapmakda ve cok zeman istemeyip yapmamakdadir. 
Diinyadaki isteklerimizin cogu boyledir. Fekat bu da, insandan in- 
sana degismekde oldugu hergiin goriilmekdedir. iste Allahii teala, 
Evliyasmm ve Peygamberlerinin isteklerinin cogunu, kol kaldir- 
mak ve goz kirpmak gibi, hemen dilemekde ve yaratmakdadir. Bu 
onlara karsi, Allahii tealamn bir ihsamdir. Burada, Evliyamn bir- 
birlerine gore farklan oldugu gibi, hicbir Veli, hicbir Peygamber 
derecesine varamaz. Hicbiri diinyaya deger vermedikleri icin, Al- 
lahii tealadan diinya icin birsey istemezler. Diinyadan her istedik- 

-316- 



leri de ahiret icin ve Allah icindir. (Hadika) kitabindan terceme 
burada temam oldu. 

Allahii tealamn Evliyasi "rahime-hiimullahu teala" mezhebsiz- 
lerin tureyeceklerini ve Evliyayi inkar edeceklerini, ytizlerce sene 
once, keramet olarak anlamislar. Sapik, hatta kafir olacaklarmi bil- 
dirmisler. Miislimanlarm, bunlara aldanmamalan icin lazim olan 
herseyi yazmislardir. Evliyaya inanmak icin yalniz bu acik kera- 
metleri yetismez mi? 

35 - (Hadika) kitabmm altiyiizkirksekizinci sahifesinde diyor 
ki, ilm-i zahirden birkac sey ogrenip, ilm-i batindan birsey bilmi- 
yenler, tesavvuf kitablarim okuyunca, ariflerin sozlerini kiifr ve da- 
lal saniyorlar. Anlamadiklan ma'rifet bilgilerine inanmiyorlar. 
Muhyiddin-i Arabi ve Omer bin Fand ve ibni Seb'in isbili ve 
Afif iiddin-i Telemsani ve Abdiilkadir Geylani ve Celaliiddin-i 
Rumi ve Seyyid Ahmed Bedevi ve Ahmed Ticani ve Abdiilveh- 
hab-i Sa'rani ve Serefiiddin-i Busayri gibi tesavvuf biiyiiklerini "ra- 
hime-hiimullahii teala" begenmiyorlar. [Muhyiddin-i Arabi 638 
[m. 1240] de Samda, Omer bin Fand 636 [m. 1238] da Misrda, ib- 
ni Seb'in 669 [m. 1270] da Mekkede, Afif-iiddm Siileyman Telem- 
sani 690 [m. 1290] da Samda, Abdiilkadir Geylani 561 [m. 1166] de 
Bagdadda vefat etdi.] 

Batm ilmlerine inanmiyorlar. Batin bilgilerine inanmiyan ise, 
Muhammed aleyhisselamm dininin sirlarma inanmamis olur. Boy- 
le kimseye bid'at ve dalalet ehli, ya'ni sapik denir. Imanh goriiniir 
ise de, miinafik gibidir. imam-i Siiyutmin ve Hatibin bildirdikleri 
hadis-i serifde, (Din bilgisi iki kismdir: Biri kalbde olan faideli bil- 
gilerdir. ikincisi, dil ile anlatilan zahir bilgileridir) buyuruldu. Yi- 
ne Siiyutmin ve Deylemmin bildirdikleri hadis-i serifde, (Batin bil- 
gileri, Allahii tealamn sirlarindan bir sirdir. Onun hiikmlerinden 
bir hiikmdiir. Diledigi kulunun kalbine verir) buyuruldu. imam-i 
Malik buyurdu ki, (ilm-i zahire malik olan, ilm-i batma kavusabi- 
lir. Zahir bilgisi olan kimse, ilmi ile amel ederse, Allahii teala, ona 
batm bilgisi ihsan eder). Ali bin Muhammed Vefanm arifane soz- 
lerine sasirip kalan imam-i Omer Biilkini, bunlan nerden ogren- 
din deyince, Bekara suresindeki, (Allahdan korkunuz! Allahii te- 
ala, kendinden korkanlara bilmediklerini ogretir) mealinde olan 
ayet-i kerimeyi okudu. [Celaliiddin-i Rumi 672 [m. 1273] de Kon- 
yada, Ahmed Ticani 1230 [m. 1815] da Fasda, Serefuddin Mu- 
hammed Busayri 695 [m. 1295] de Misrda, ibnuvefa 807 [m. 1404] 
de Medinede vefat etdi.] Ebu Talib-i Mekki buyurdu ki, (ilm-i za- 
hir ile ilm-i batm, birbirlerinden aynlmazlar. Beden ile kalbin bir- 

-317- 



likde bulunmasi gibidirler. Batin ilmleri, arifin kalbinden kalblere 
akar. Zahir ilmleri, alimin sozunden ogrenilir. Kulaklara kadar gi- 
dip, kalblere girmez.) Hadis-i serifde, (Alimler, Peygamberlerin 
varisleridir) buyuruldu. Bu alimler, yalmz zahiri ilm sahibi olanlar 
degildir. Bu alimler, bildikleri ile amel eden, takva sahibi olan, 
Peygamberlerdeki ilmlerin hepsine kavusan hakiki alimlerdir. 
(Zahiri ilm) sahiblerinin niyyetleri halis olmadigi ve sehvetlerinin 
pencesinden kurtulmadiklan icin, ilmin nuru kalblerine girmez. 
Beyinlerine islemez. Bunlann kalblerini, beyinlerini Cehennem 
atesi temizliyecekdir. Imam-i Miinavi, imam-i Gazaliden "rahime- 
hiimullahu teala" haber veriyor ki, ahiret bilgisi iki diirliidur: Biri 
kesfle hasil olur. Buna (ilin-i miikasefe) ve (ilin-i batin) denir. Bii- 
tiin ilmler, bu ilme kavusmak icin sebebler, vesilelerdir. ikincisi 
(Ilm-i muamele)dir. Ariflerden coguna gore, ilm-i batmdan nasibi 
olmiyamn imansiz gitmesinden korkulur. Bundan nasib almamn 
en asagisi, bu ilme inanmakdir. Bid'at veya kibr bulunan kimseye 
batm ilmi nasib olmaz. Diinyaya diiskiin olan ve hep nefsinin istek- 
lerine uyan da, cok sey ogrense de, batm bilgisinden hicbirseye ka- 
vusamaz. Batm bilgisi, temizlenmis kalblerde hasil olan bir nurdur. 
Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (Oyle ilmler vardir 
ki, cok gizlidirler. Bunlari, ancak ma'rifet sahibleri bilir) buyurdu. 
Bu hadis-i serif, batm ilmlerini gostermekdedir. imam-i Malikin 
"rahmetullahi aleyh" ilm-i batma kavusdurur dedigi zahir bilgisi, 
onun zemamndaki, kendisi ile amel olunan ilmdir. Simdi, diinyah- 
ga kavusmak, sohret sahibi olmak icin ogrenilen seyler degildir. 
Allahii tealamn emr ve yasaklanm dogru yapabilmek icin herkese 
lazim olan (ilm-i hal) bilgileri az zemanda ve kolayca ogrenilebilir. 
Bununla amel edince, ilmi batm hasil olabilir. 

Batm ilmlerine kavusmamis olan din adamlan, bilmedikleri 
ilmlere inanmiyorlar. Batm ilmi olarak anladiklan ve soyledikleri 
de, kendi gibi bir cahilden isitdikleri veya batm alimlerinin kitab- 
lanndan okuyup ezberledikleri seylerdir. Pash kalbleri acilmamis, 
rahmani nura kavusamamislardir. Kendilerini batin alimi sanan bu 
cahiller, akllannm esiridirler. O biiyiiklerin "rahmetullahi aleyhim 
ecma'in" bildirdiklerini kisa akllan ile olcerek yanhs anlamakda- 
dirlar. Kur'an-i kerimi ve hadis-i serifleri de boyle yanhs anhyor- 
lar. Bozuk, zararh tefsir kitablan yaziyor. Muslimanlan felakete 
siiriikluyorlar. Nur suresinin, (Allahii teala bir kimseye nur ver- 
mezse, o miinevver olamaz!) mealindeki kirkmci ayet-i kerimesi, 
bunlari gostermekdedir. 

[Siraciiddin Omer Bulkmi Misri 805 [m. 1402] de, Ebu Talib 

-318- 



Muhammed Mekki 386 [m. 996] da, Bagdadda vefat etdi.] 

[Allahii tealaya kavusmak, Allahii tealaya yaklasmak, Allahii 
tealayi tanimak, Allahii tealayi sevmek, feyz almak, nurlanmak, 
Arif olmak, ilm-i batm sahibi olmak gibi seyler, hep kalb ile olur. 
Bunlara akl eremez, anhyamaz. Allahii teala, herseye kavusmak 
icin bir sebeb yaratmisdir. Birseye kavusabilmek icin, o seyin se- 
bebine yapismak lazimdir. Bildirdigimiz seylere kavusmamn se- 
bebi, kalbi ma-sivadan temizlemekdir. Mahluklann varligmi, sev- 
gisini kalbden cikarmakdir. Buna, (Fena-i kalbi) denir. Kalb, Al- 
lahdan baska herseyi tarn unutursa, yukanda bildirdigimiz seyler, 
kendiliginden kalbe dolar. Kalb, goriilmiyen, tutulmiyan bir sey- 
dir. Ya'ni madde degildir. Yer kaplamaz. Yiirek dedigimiz et par- 
casi ile ilgisi vardir. Akhn, dimag [Beyin] ile olan ilgisi gibidir. Bir 
siseye hava sokmak icin ugrasmak lazim degildir. Siviyi bosalt- 
mak lazimdir. Sisedeki sivi bosaltilmca, hava kendiliginden girer. 
Kalb de boyledir. Mahluklann sevgisi, hatta diisiinceleri kalbden 
cikanlmca, Allah sevgisi, feyz, nur, ma'rifet, kendiliginden kalbe 
gelir. Kalbi mahluklardan temizlemege sebeb de, Ehl-i siinnet 
i'tikadi, haramlardan sakinmak, farzlan ve nafile ibadetleri yap- 
makdir. Nafile ibadetlerden, te'siri en cok ve siir'atli olam, zikr 
yapmak ve Allahii tealamn Velilerinden biri ile beraber bulun- 
makdir.] 

(Hadika) ikinci cild, yiizuciincu sahifesinde diyor ki, cema'at 
rahmetdir. Ya'ni miislimanlarm hak iizerinde birlesmeleri, Allahii 
tealamn merhamet etmesine sebeb olur. Tefrika [boliinmek] ise a- 
zabdir. Ya'ni, miislimanlarm toplulugundan ayrilmak, Allahii teala- 
mn azab yapmasina sebeb olur. Demek ki, her miislimamn dogru 
yolda olanlara katilmasi lazimdir. Imam dogru olanlar az olsa dahi, 
bunlara katilmah, bunlar gibi inanmahdir. Dogru yol, Eshab-i kira- 
mm yoludur. Bu yolda olanlara, (Ehl-i siinnet vel-cema'at) denir. 
Eshab-i kiramdan sonra, ortaya cikan batil, bozuk kimselerin cok 
olmasi insam sasirtmamahdir. imam-i Beyheki buyuruyor ki, (Miis- 
limanlar bozuldugu zeman, bunlardan once olanlann dogru yoluna 
sanlmalism! Bir kisi kalsan bile, o yoldan aynlmamalism!). Nec- 
meddin-i Gazzi buyuruyor ki, (Ehl-i siinnet vel-cema'at alimi) de- 
mek, Restilullahm ve Eshab-i kiramm gitdikleri dogru yolda bulu- 
nan alimler demekdir. (Sivad-i a'zam), ya'ni islam alimlerinin cogu 
boyle idiler. Hak olan cema'at ve yetmisiic firka icinde Cehennem- 
den kurtulacagi bildirilmis olan (Firka-i naciyye) bunlardir. 
Kur'an-i kerimde, (Parcalanniayunz!) buyuruldu. Bu ayet-i keri- 
me, i'tikadda, inamlacak bilgilerde parcalanmayimz demekdir. A- 

-319- 



limlerin cogu, mesela Abdullah ibni Mes'ud, boyle oldugunu bil- 
dirmisdir. Ya'ni nefslerinize ve bozuk dusiincelerinize uyarak, 
dogru fmandan ayrilmayimz demekdir. Bu ayet-i kerime, fikh bil- 
gilerinde ayrilmayimz demek degildir. Ayet-i kerime, bozguncu- 
luk olan aynlmagi yasaklamakdadir. Bu ise, akaiddeki, inamlacak 
seylerdeki ayrilikdir. Ahkamda, amellerde olan ictihad bilgilerin- 
deki ayrilik boyle degildir. Ciinki bu ayrilik, haklari, farzlan, 
amellerdeki, ibadetlerdeki ince bilgileri ortaya koymusdur. Es- 
hab-i kiram da, giinliik isleri acikhyan bilgilerde, birbirlerinden 
aynlmislardi. Fekat, i'tikad bilgilerinde hie ayrihklan yokdu. Ha- 
dis-i serifde, (Ummetimin ayrihgi rahmetdir) buyurdu. Dort mez- 
hebin amel, is bilgilerinde aynlmasi boyledir. [Simdi] Dort mez- 
heb olmasi, Allahii tealamn hidayeti ve rahmetidir. Hepsi sevab 
kazanmisdir. Kiyamete kadar, bu mezheblerde olanlann ibadetle- 
rine verilen sevablarm bir misli de, bunlann mezheblerinin imam- 
larma verilmekdedir. Alimlerin amel, is bilgilerinde cesidli ihtisas 
kollarma ayrilmalan da boyledir. Boylece; bir cogu hadis bilgisin- 
de, bircogu tefsirde, cogu da fikh bilgisinde, arabi bilgilerde yetis- 
mislerdir. Tesavvufcularm riyazet cekmekde ve talibleri yetisdir- 
mekde, ayn yol tutmalan da, ya'ni cesidli yollarm meydana gel- 
mesi de, bu hadis-i serife uygun olmakdadir. Necmeddin-i Kiibra 
"rahmetullahi aleyh" (insanlan Allahii tealaya kavusduran yollar, 
insanlarm sayisi kadardir) buyurdu. Bu soz de, talibleri yetisdir- 
mek yolunu bildiriyor. Yoksa, i'tikadlannda hicbir ayrilik yokdur. 
Biitiin Evliyamn i'tikadlan, imanlan birdir. Hepsi, (Ehl-i siinnet 
vel-cema'at) i'tikadmdadir. San'at sahiblerinin cesidli is kollarma 
ayrilmalan da oyle rahmetdir. Fekat, i'tikadda aynlmak, parca- 
lanmak, boyle degildir. Ciinki, Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem ", (Cema'at rahmetdir. Ayrdik azabdir) buyurdu. [Nec- 
miiddm-i Kiibra 618 [m. 1221] de, Harezmde, Cengiz askerleri ta- 
rafmdan sehid edildi.] 

(Hadika) ikinci cild, yiizoniicuncu sahifede diyor ki, Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem", (KM, sevdigi ile beraber olur) 
buyurdu. (Muslim) kitabmda bildirildigi iizere, bir kimse, Resu- 
lullaha kiyameti sorunca, (Kiyamet icin ne hazirhk yapdin?) bu- 
yurdu. Allahm ve Resuliiniin sevgisini hazirladim dedi. (Sevdikle- 
rinle beraber olursun) buyurdu. imam-i Nevevi, bu hadis-i serifi 
aciklarken, (Bu hadis-i serif, Allahii tealayi ve Onun Resultinii ve 
salihlerin ve hayr sahiblerinin dirilerini ve oliilerini sevmenin kiy- 
metini, faidesini bildiriyor) dedi. Allahii tealayi ve Onun Peygam- 
berini sevmek demek, emrlerini yapmak, yasaklanndan sakm- 
mak, bunlara karsi edebli, saygih olmak demekdir. Salihleri seve- 

-320- 



rek onlardan faidelenmek icin, onlann yapdiklanni yapmak lazim 
degildir. Ciinki, onlann yapdiklanni yaparsa, o da, onlardan olur. 
Hadis-i serffde buyuruldu ki, (Bir kimse, bir cema'ati sever. Fekat 
onlardan olmaz). Onlarla beraber olmak, onlann derecesine yiik- 
selmek demek degildir. Hadis-i serifde, (Bir cema'ati seven kimse, 
onlann arasinda hasr olunur) buyuruldu. Ebu Zer "radiyallahii 
anh": Ya Resulallah! Bir kimse, bir cema'ati sevse, fekat onlann 
yapdiklanni yapmasa, nasil olur dedikde, (Ya Eba Zer! Sevdikle- 
rinle beraber olursun) buyurdu. Fekat, Hasen-i Basri "radiyallahii 
anh" buyuruyor ki, (Bu hadis-i serifler seni yamltmasin! Sen iyile- 
re, ancak onlann iyi amellerini yapmakla kavusabilirsin! Yehudi- 
ler ve hiristiyanlar, Peygamberlerini seviyorlar ise de, onlar gibi ol- 
madiklan icin, onlann yamna gidemiyeceklerdir). Imam-i Gazali 
bunun icin, (Onlann iyi amellerinden birkacim veya hepsini yap- 
madikca, yalniz sevmekle, onlann yamna kavusulamaz) dedi. Bii- 
tiin bunlardan anlasihyor ki, bir cema'ati seven kimse, iic nev' ola- 
bilir: Onlann biitiin amellerini ve ahlakim edinmisdir. Yahud hic- 
birini edinmemisdir. Yahud da, birkacim yapar. Baskalanni yap- 
mayip, bunlarm tersini yapar. Hepsini yapabilen, onlardan olur. 
Onlarla olur. Onlara olan sevgisi, onu da tam onlar gibi yapmisdir. 
Muhabbetin en yiiksek tabakasina erismisdir. Elbet onlardan olur. 
Sevdiklerine hie uymiyan, onlara hie benzemiyen kimse, onlardan 
hie olamaz. [Sevgisi, sozde kahr. Kalbine girmez. Sevginin yeri ise, 
kalbdir. Ya'ni gontildiir.] imam-i Gazali "rahmetullahi aleyh" Ha- 
sen-i Basrinin bunlan anlatdigmi bildirmisdir. [Boyle sevgi, yalniz 
sozde kalmakdadir. Yalniz sozde kalan sevmege, sevmek denil- 
mez. Seviyorum demesi dogru olmaz.] Sevdiklerinin birkac ameli- 
ne uyan kimseye gelince, imanda uymamis ise, onlardan olamaz. 
Onlan seviyorum demesi hie dogru degildir. Onun kalbinde, onla- 
ra sevgi degil, diismanhk vardir. Din diismanhgmdan daha biiyiik 
diismanhk olmaz. Yehudilerin ve hiristiyanlarm, Peygamberleri 
seviyoruz demeleri boyledir. Kisi, sevdikleri gibi inamp, ta'at ve 
ibadetlerde, onlara tam uymazsa, begenmedigi icin uymamis ise, 
seviyorum demesinin yine faidesi olmaz. Onlarla birlikde olamaz. 
Giicii yetmedigi, nefsine hakim olmadigi icin, hepsine uyamamis 
ise, onlarla birlikde olmasma mani' olmaz. Hadis-i serifler, bu 
ikinci kismi bildirmekdedir. Bir cema'ati seven, fekat tam onlar 
gibi olmiyan kimseye karsi soylenmisdir. Ebu Zer hadisi, bunu 
acikca bildirmekdedir. Bu hadis-i serif, miislimanlan cok sevin- 
dirmekdedir. Yiizsekseniic 183 [m. 799] senesinde Kufede vefat 
etmis olan Muhammed ibnis-Semmak "rahime-hullahii teala", 
son nefesinde, (Ya Rabbi! Sana hep lsyan etdim. Fekat, sana 

- 321 - Kiyamet ve Ahiret - F:21 



ita'at edenleri hep sevdim. Beni bu sevgime bagisla!) diyerek dua 
etdi. 

[Seyyid Abdiilhakim-i Arvasi "rahmetullahi aleyh" de, (Ya 
Rabbi! Sana layik hicbirsey yapamadim. Yiiziim kara olarak huzu- 
runa geldim. Fekat, senin dmini yikmak, islamiyyeti yok etmek is- 
tiyenleri sevmedim. Senin icin olan bu bugduma beni bagisla!) di- 
yerek dua ederdi]. Necmiiddm-i Gazzi "rahime-hullahii teala", sa- 
lihleri seven zalimleri, iictincu nev'in birinci kismmin sevgisine 
benzetmekdedir. Ya'ni sevdiklerinin imanlari gibi inanan, fekat 
onlarm amellerine ve ahlaklarma uymak istemiyen kimseye ben- 
zetmekdedir. Salihlere olan muhabbetleri ve yardimlan, bu zalim- 
lere faide vermez demekdedir. Biz deriz ki, boyle zalimler, ikinci 
sevmege benzemekdedirler. Ya'ni sevdiklerinin imam gibi inanan, 
fekat onlar gibi olamiyan kimseler gibidirler. Ibnis-Semmak da, 
boyle oldugunu bildirmisdi. Bu zalimler, nefslerine uyarak zulm 
yaprmslarsa da, salihleri sevmekde, dualanm almaga cahsmakda- 
dirlar. [Necmiiddin-i Gazzi Safi'i 1061 [m. 1651] de vefat etmisdir.] 

(Hadfka), ikinci cild, yiizyirmidordiincu sahifesinde diyor ki, 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Ki§i sevdigi ile birlikde 

olur) buyurdu. Selef-i salihini, ya'ni Ehl-i siinnet alimlerini sevsek, 
onlar gibi olmasak bile, bu hadis-i serifdeki miijdeye kavusuruz. 
Allahii tealamn sevdiklerinin ve Allahii tealayi sevenlerin dirileri- 
ni ve oliilerini seven kimse, biiyiik se'adete, iyiliklere kavusur. On- 
lan sevmek, mesela onlarm diismanlanna karsi ve onlan kotiiliyen 
cahillere karsi, onlan savunmak, ovmekdir. Diinyaya diiskiin olan- 
lann en kotiileri, Allahii tealamn sevdiklerini, Evliyayi kotiiliyen- 
lerdir. Diinyaya diiskiin olmak, biitiin kotiiliiklere yol acar. Hased, 
hirsizhk, riisvet, kibr gibi haramlara sebeb olur. Cahil din adamla- 
rimn kibrli olmalan, hep diinyaya diiskiin olmalarmdan ileri gel- 
mekdedir. Muhyiddin-i Arabinin kalbinin acilmasi, batm ilmlerine 
kavusmasi, tesavvuf biiyiiklerini sevdigi, onlan savundugu icin ol- 
dugunu, kendisi bildirmekdedir. (Ruh-ul-kuds) kitabinda diyor ki, 
(Elhamdiilillah! Cahil din adamlarma karsi, tesavvuf culan hep sa- 
vundum. Oliinceye kadar da savunacagim. Bunun icin, kalb bilgi- 
lerine kavusduruldum. Onlara saldiran, ismlerini soyliyerek kotii- 
liyen, kendisinin cahil oldugunu ortaya koyar. Bunun sonu felaket 
olur). 

Muhyiddm-i Arabi "rahmetullahi aleyh", kendisinin (Vasiy- 
yet-i Yusiifiyye) kitabim aciklarken diyor ki, Resulullahi "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" rii'yada gordum. (Allahii tealamn bu 
ni'metine nasil kavusdugunu biliyor inusiiii?) buyurdu. Hayir, bil- 

-322- 



miyorum dedim. (Ehlullah oldugunu soyliyenlere, saygi gosterdi- 
gin icin kavusdun!) buyurdu. Sozii dogru olsa da, olmasa da, ona 
saygi gostermesi, se'adete kavusmasma sebeb oldu. 

Kendi kusurlarmi arasdinp diizeltmege calrsan kimse, baskala- 
nnm ayblanm gormege vakt bulamaz. Hep, kendinden daha iyi 
olan muslimanlan goriir. Ya'ni her gordiigii muslimani kendinden 
daha iyi bulur. Veil oldugunu soyliyen kimsenin dogru soyledigine 
inanir. Baskalarmm kotiiluklerini arasdiran, kendi kusurlarmi gor- 
miyen ise, Veliye inanmaz. 

Necmeddin-i Gazzi "rahmetullahi aleyh" (Hiisn-iit tenebbiih) 
kitabinda diyor ki, (Salihleri sevmek, sohbetlerinde bulunmak, zi- 
yaretlerine gitmek, onlarla bereketlenmek lazimdir. Evliya bunlar- 
dir). Sah-ul-kermani buyuruyor ki; (Evliyayi sevmekden daha kiy- 
metli ibadet olmaz. Evliyayi sevmek, Allahii tealayi sevmege yol 
acar. Allahii tealayi seveni, Allahii teala da sever). Ebu Osman 
Hayri diyor ki, (Evliyamn sohbetine kavusan kimse, Allahii teala- 
ya kavusduran yolu bulur). Yahya bin Muaz "rahime-hullahii te- 
ala" diyor ki, (Evliyamn sohbetine kavusan sadik bir kimse, herse- 
yi unutur. Allahii teala ile olur. Boyle olmazsa, Allahii tealaya hie 
kavusamaz). Muhammed bin Irak (Sefinetiil-irakiyye) kitabinda 
diyor ki, (Fikh alimlerinden Muhammed bin Hiiseyn Becli, Resu- 
lullahi "sallallahii aleyhi ve sellem" rii'yada gordii. Hangi amelin 
en iyi oldugunu sordu. (Evliyaullahdan olan bir Velinin yaninda 
bulunmakdir) buyurdu. Diri iken bulamazsak deyince, (Diri iken 
de, olii iken de onu sevmek, diisiinmek boyledir) buyurdu.) [Mu- 
hammed bin Ali Sami ibni Irak 933 [m. 1527] de Medinede vefat 
etdi.] 

imam-i Birgivi "rahmetullahi aleyh" diia ederken, (Ey yar- 
dimcilarm en iyisi! Ey iimmidsizlerin sigmagi! Ya Erhamerrahi- 
min! Ey giinahlan orten merhameti bol Allahim! Habibin, sevgili 
Peygamberin hurmeti icin ve butiin Peygamberlerin ve Melekle- 
rin ve Peygamberinin Eshabmm ve Tabi'inin hurmetleri icin, gii- 
nahi cok olan bizlere aci! Suclanmizi afv eyle!) derdi. Allahii te- 
alaya, Peygamberi "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ve Onun Es- 
habi "radiyallahii teala anhiim ecma'in" ve Tabi'inin hurmeti icin 
diia etmek, diianm kabul olmasi icin bunlan vesile etmek caizdir, 
mesru'dur. Onlarm sefa'atini istemek olup, Ehl-i siinnet alimleri 
"rahime-hiimullahii teala" caiz oldugunu bildirmisdir. Mu'tezile, 
buna inanmadi. Vesile ederek yapilan diia, o Velinin kerameti 
olarak kabul olur. Bu da, oldiikden sonra da, kerametin bulundu- 
gunu gostermekdedir. Bid'at ehli olan sapiklar, buna inanmiyor. 

-323- 



[Imam-i Muhammed Birgivi 981 [m. 1573] de Anadoluda Birgide 
vefat etdi.] 

imam-i Munavi "rahmetullahi aleyh" (Cami'ussagfr)i aciklar- 
ken buyuruyor ki, (Imam-i Subki "rahmetullahi aleyh" diia eder- 
ken, Resulullahi "sallallahii aleyhi ve sellem" vesile yapmak, onu 
sefi yapmak, ondan yardim istemek giizel olur. Selef-i salihfnden 
ve sonra gelen alimlerden hie kimse "rahime-humullahu teala" bu- 
na karsi cikmadi. Yalmz ibni Teymiyye bunu inkar ederek, dogru 
yoldan aynldi. Kendinden once gelenlerden, kimsenin soylemedi- 
gi bir yola sapdi. Ehl-i islam arasmda sapikhgi ile nam aldi buyur- 
du). Alimlerimiz "rahime-humullahu teala", Resulullaha "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" mahsus olan iistunliikleri bildirirken, diia 
ederken Resulullahi "sallallahii aleyhi ve sellem" vasita kilmak ca- 
iz olur. Baskalanni vasita etmek boyle degildir dediler. Fekat, 
imam-i Kuseyri "rahmetullahi aleyh" diyor ki, (Ma'ruf-i Kerhi 
"rahmetullahi aleyh" talebesine, diia ederken beni vasita ediniz! 
Ben, Allahii teala ile aramzda vasitayim demisdir. Ctinki Evliya 
"rahime-humullahu teala" Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" varisleridir. Varis olan, varisi oldugu zatm biitiin ustunltikle- 
rine kavusur). Yirminci maddeyi de lutfen okuyunuz! (Hadf- 
ka)dan terceme temam oldu. [Abdiilkerim Kuseyri 465 [m. 1072] 
de Nisapurda vefat etdi. Ma'ruf-i Kerhi, Sirri Sekatinin miirsidi i- 
di. 200 [m. 815] de Bagdadda vefat etdi.] 



Hak teala, intikamini yine kul He ahr. 
Bilmiyen (ilm-i led tin nil am kul yapdi sunn: 

Ciimle esya Halikmdir, kul elite islenir. 
Emr-i Bari olmaymca, sanma bir cop deprenir! 



TEVHID DUASI 

Ya Allah, ya Allah. La ilahe illallah Muhammediin Resulullah. 
Ya Rahman, ya Rahiin, ya afiivvii ya Kerim, fa'fii anni verhamni 
ya erhamerrahimfn! Tcveffcni miislimen ve elhikni bissalihih. Al- 
lahuininagfirir ve li-abai ve iimmehati ve li aba-i ve iimmehat-i 
zevceti ve li-ecdadi ve ceddati ve li-ebnai ve benati ve li-ihveti ve 
ehavati ve li-a'mamf ve ammati ve li-ahvali ve halati ve li-iistazi 
Abdiilhakfm-i Arvasf ve li kaffetil m ii' mi nine vel-mii'minat. 
"Rahmetullahi teala aleyhim ecma'in." 



324- 



H.ci Kism 

VEHHABlLiGIN BASLANGICI 
VE YAYILMASI 

Giicendirmezsen kimseyi, kimse gucendirmez seni, 
Kotiilemezsen kimseyi, kimse kotiilemez seni. 
Herkese iyiiik edersen, herkes iyi bilir seni, 
Aiiaha kuiiuk edersen, herkes cok sever seni. 

36 - Osmanlriar, Arab yanmadasimn coguna sahib olunca, her 
memleketde secilen bir me'mur ile, o memleket idare edilirdi. Son- 
ralan, Hicazdan baska yerler kapisamn eline gecdi. Seyhlikle ida- 
re edildi. 

Binyiizelli 1150 [m. 1737] senesinde Abdiilvehhab oglu Muham- 
med, ingiliz casusu Hempherin Londrada hazirladigi (Vehhabilik) 
inanclanm, az zeman sonra, siyasi hale cevirdi. ingilizlerin siyasi ve 
askeri yardimlan ile, Arabistana yayildi. Daha sonra, istanbuldaki 
halife ikinci Mahmud han tarafmdan Misr valisi Muhammed Ali pa- 
saya emr verilerek, Misrdan gonderilen asker, 1233 [m. 1818] de 
bunlann elinden Arabistam kurtardi. 

Vehhabilere inanan Der'iyye hakimi Abdul'aziz bin Muham- 
med bin Sii'ud ilk olarak hicretin binikiyiizbes 1205 [m. 1791] se- 
nesinde, Mekke emiri serif Galib efendi ile harb etdi. Daha once, 
vehhabiligi gizlice yaymislardi. Sayisiz muslimanlan olduriip, ka- 
dmlarim, cocuklanm ve mallanm almislar ve iskence etmislerdi. 

Abdiilvehhab oglu Muhammed, Beni Temim kabilesindendir. 
Hicretin 1111 [m. 1699] senesinde Need coliindeki (Hureymile) ka- 
sabasmda (Uyeyne) koyiinde dogmus, binikiyiizaltida (1206) [m. 
1792] olmiisdii. Onceleri ticaret icin Basra, Bagdad, Iran, Sam ve 
Hind taraflarma gitmis, cok zeki ve bozguncu sozleri ile (Seyh-i 
Necdi) adim almisdi. Dolasdigi yerlerde cok seyler gormiis, sef ol- 
mak diisiincesine kapilmisdi. 1125 [m. 1713] senesinde, Basrada te- 
sadiif etdigi, ingiliz casusu Hempher, bu tecribesiz gencin inkilab 
yapmak, boylece insanlann basma gecmek arzusunda oldugunu 

-325- 



anliyarak, bununla uzun zeman arkadashk yapdi. ingiliz Miistem- 
lekeler Nezaretinden aldigi hile ve yalanlan buna telkin etdi. Mu- 
hammedin bu telkinlerden zevk aldigim gortince, yeni bir din kur- 
masim teklif etdi. Bu yeni dinin esaslanm ona bildirdi. Casus da, 
Abdiilvehhab oglu Muhammed de aradiklarma kavusmus oldular. 
Yeni bir din kurmak icin, once Medinede, sonra Samda, Hanbeli 
mezhebi alimlerinden okudu. Necde doniince koyliiler icin kiiciik 
din kitablan yazdi. Bu kitablara, ingiliz casusundan ogrendiklerini 
ve Mu'tezile ve baska bid'at firkalarmdan aldigi bozuk diisuncele- 
ri de kansdirdi. Koyliilerin cogu buna tabi' oldular. islamiyyeti 
icerden yikmak icin, ingilterede kurulmus olan (Miistemlekeler 
nazirhgi), bu hali, Need seyhi olan (Muhammed bin Sii'ud)a bildir- 
di. Cok para vererek ve siyasi, askeri yardimlar va'd ederek, Ab- 
diilvehhab oglu Muhammed ile isbirligi yapmasim te'min etdi. 
Arabistanda hasebe ve nesebe cok ehemmiyyet verirlerdi. Kendisi 
ise, cahil oldugundan, Abdiilvehhab oglu Muhammed (Vehhabi- 
lik) adim verdigi tarikatini yaymak icin, Muhammed bin Sii'udii 
masa olarak kullandi. Kendisine (Kadi), Muhammed bin Su'uda 
(Hakim) ismini takdi. Kendilerinden sonra da, cocuklarmm bu ma- 
kama gecmelerini te'min eden bir anayasa yapdirdi. 

(Mir'at-iil Haremeyn) kitabimn yazilmis oldugu biniicyiizalti 
1306 [m. 1888] senesinde Need emiri olan (Abdullah bin Faysal), 
Muhammed bin Sii'ud soyundan oldugu gibi, kadilan ya'ni diyanet 
isleri reisleri de, Abdiilvehhab oglu Muhammedin neslindendir. 

Abdiilvehhab oglu Muhammed, onceleri Medinede okurken, 
Medmenin salih, temiz alimlerinden olan babasi Abdiilvehhab ve 
kardesi Siileyman bin Abdiilvehhab ve kendisine ders okutan hoca- 
lari, bunun sozlerinden ve davramslanndan ve sik sik soyledigi dii- 
siincelerinden bunun ileride islam dinini iceriden yikacak bir sapik 
olacagim anlamislardi. Kendisine nasihat verirler ve miislimanlara, 
bundan sakmmalanm soylerlerdi. Fekat, korkduklan cabuk meyda- 
na geldi. Diisiincelerini (Vehhabilik) adi ile acikca yaymaga basladi. 
Cahilleri, ahmaklan aldatmak icin islam alimlerinin kitablanna uy- 
miyan yeniliklerle, dinde reformculukla ortaya cikdi. (Ehl-i siinnet 
vel-cema'at) mezhebinde olan dogru miislimanlara kafir diyecek ka- 
dar taskmhk yapdi. Peygamberimizi "sallallahii aleyhi ve sellem" ve 
baska Peygamberleri ve Evliyayi vesile ederek, Allahii tealadan bir- 
sey istemege ve bunlarm kabrlerini ziyaret etmege sirk dedi. 

Abdiilvehhab oglu Muhammedin, ingiliz casusundan ogrendi- 
gine gore, bir kabr basmda diia ederken, meyyite karsi soyliyen, 
miisrik olurmus. Allahdan baska bir kimse veya birsey icin, yapdi 

-326- 



demek, mesela, (Falanca ilacdan faide oldu) veya (Peygamber e- 
fendimizi veya bir Veliyi vasita yaparak istedigim oldu) diyen miis- 
limanlar miisrik olurmus. Abdiilvehhab oglunun, bu sozlerine ve- 
sika olarak ortaya atdigi seyler, hep yalan ve iftira ise de, cahil 
halk, dogruyu egriden ayiramadiklan icin sozleri, issizlerin, capul- 
cularm, bilhassa Der'iyye hakimi Muhammed bin Sii'udiin hosuna 
gitdi. Cahiller ve vurguncular, tas yurekliler, Abdiilvehhab oglu- 
nun sozlerine hemen yanasdilar. Dogru yolda olan halis musliman- 
lara kafir dediler. 

Abdiilvehhab oglu, diisiincelerini kolayca yayabilmek icin, 
Der'iyye hakimine basvurunca, o da topraklanm genisletmek ve 
kuvvetlerini artdirmak icin ve Londradan aldigi emrleri yaymak icin, 
Abdiilvehhab oglu ile seve seve isbirligi yapdi. Onun fikrlerini her 
tarafa yaymakda biitiin giicii ile ugrasdi. inanmayip karsi duranlarla 
harb etdi. Miislimanlann mallarim yagma etmek, canlanna kiymak 
halal denilince, coldeki vahsiler, soyguncular, Muhammed bin 
Sii'uda asker olmak icin yans etdiler. Sii'ud oglu ile Abdiilvehhab 
oglu elele vererek, vehhabiligi kabul etmiyenlerin kafir ve miisrik ol- 
duklanna, kanlanm dokmek ve mallarim almak halal olduguna bin- 
yiizkirkiic 1143 [m. 1730] senesinde karar verip, yedi sene sonra veh- 
habiligi i'lan etdiler. Buna gore, Abdiilvehhab oglu, otuziki yasinda 
bozuk fikrleri yaymaga baslamis, kirk yasinda i'lan etmisdir. 

Mekke-i mtikerreme safi'i miiftisi Esseyyid Ahmed bin Zeyni 
Dahlan "rahmetullahi aleyh", (El-Fiituhat-iil-islamiyye) kitabinin 
ikinci ciiz' 228. ci sahifesinden bashyarak, (Fitnet-iil-vehhabiyye) 
bashgi altmda bunlann bozuk inanclanm ve muslimanlara yapdik- 
lan iskenceleri anlatmakdadir. Bu kitab 1387 [m. 1968] senesinde 
Kahirede ve 1395 [m. 1975] de istanbulda ofset yolu ile basdinl- 
misdir. Bunun 234. cii sahifesinde diyor ki, (Mekkedeki ve Medi- 
nedeki Ehl-i siinnet alimlerini aldatmak ipin, buralara kendi adam- 
lanni gonderdiler. Bu adamlar, islam alimlerine cevab veremedi- 
ler. Cahil ve sapik olduklan anlasildi. Kafir olduklarim isbat eden 
bir karar yazihp her tarafa gonderildi. Mekke emiri olan serif 
Mes'ud bin Sa'id, bunlann habs edilmelerini emr eyledi. Birkaci 
kacarak Der'iyyeye gitdi. Olanlan anlatdilar.) Zeyni Dahlan 1304 
[m. 1886] de Medinede vefat etdi. 

Hicazda bulunan dort mezheb alimleri ve bunlann arasinda 
Abdiilvehhab oglunun kardesi Siileyman efendi ve kendisine ders 
okutmus olan hocalan, Abdiilvehhab oglunun kitablanm inceliye- 
rek, Islam dinini yikici, bozguncu yazilarma cevablar hazirladilar, 
sapik yazilanm ciiriiten kuvvetli vesikalarla kitablar yazarak, miis- 
limanlan uyandirmaga cahsdilar. Siileyman bin Abdiilvehhabm, 

-327- 



kardesine karsi yazdigi kitabm ismi, (Sava'ik-ul ilahiyye firredd-i 
alel-vehhabiyye) olup, hicretin biniicyiizalti [1306]. ci senesinde 
basilmis ve 1395 [m. 1975] senesinde Istanbulda ofset yolu ile ikin- 
ci baskisi yapilmisdir. 

Bu kitablar onlan gafletden uyandiramadi. Miislimanlara karsi 
olan diismanhklarim artdirdi ve Muhammed bin Sii'udiin miisli- 
manlar iizerine saldirmasma, akitilan kanlarm cogalmasma sebeb 
oldu. Bu adam, (Benf Hanffe) kabilesinden olup, Miiseyleme-tiil 
Kezzabin peygamberligine inanmis olan ahmaklann soyundan idi. 
Muhammed bin Sii'ud, hicretin binyiizyetmissekiz (1178) ve miladm 
binyediytizaltmisbes (1765) senesinde oliince, oglu AbdiiFaziz yeri- 
ne gecdi. AbdiiFaziz bin Muhammed bin Sii'ud, hicretin binikiyii- 
zonyedi (1217) ve miladm binsekizyiiziic (1803) senesinde, Der'iyye 
cami'inde, bir si'i tarafmdan, karmna hancer sokularak oldiiriildu. 
Bundan sonra, oglu Sii'ud bin AbdiiFaziz vehhabilerin sefi oldu. 
Arabian aldatmak, sapik inanclarim yaymak icin miislimanlann ka- 
mm dokmekde, iicii de, birbiri ile yansircasma cahsdilar. 

Abdiilvehhab oglunun bu diisiincelerini yaymasi, Allahi tev- 
hidde halis olmak icin ve muslimanlan sirkden kurtarmak icin 
imis. Miislimanlar altiyiiz seneden beri sirk iizere imisler. Miisli- 
manlann dinini tazelemek icin, dinde reform yapmak icin, ortaya 
cikmis. Bu diisiincelerine herkesi inandirmak icin, Ahkaf suresinin 
besinci ayet-i kerimesini, Yuniis suresinin yiizaltmci ayet-i kerime- 
sini ve Ra'd suresinin ondordiincu ayet-i kerimesini vesika olarak 
ileri surmiisdiir. Halbuki bunlara benziyen, daha bircok ayet-i ke- 
rimeler vardir. Bu ayet-i kerimelerin hepsi, puta tapan kafirleri, 
miisrikleri bildirmek icin gonderildigini, tefsir alimleri sozbirligi ile 
beyan buyurmuslardir. 

Abdiilvehhab oglunun diisiincelerine gore, bir miisliman, Pey- 
gamberimizden "sallallahii aleyhi ve sellem" veya baska Peygam- 
berlerden yahud Velilerden, Salihlerden birinin kabrinin yamnda 
veya uzakda iken bundan (istigase) etse, ya'ni sikmtidan, dertden 
kurtulmasi icin yardim istese, yahud o zatm ismini soyliyerek se- 
fa'at etmesini dilese, yahud kabrini ziyaret etmek icin gitmek iste- 
se, o miisliman musrik olurmus. Allahii teala, Ziimer suresinin 
iiciincii ayetinde, puta tapan kafirleri bildirmekdedir. Peygamber- 
leri ve Evliyayi vesile ederek diia eden miislimanlara miisrik diye- 
bilmek icin, bu ayet-i kerimeyi ileri siiriiyorlar. Miisrikler de put- 
larm yaratici olmadigma, herseyi Allahii tealamn yaratdigina ina- 
myorlardi diyorlar. Hatta Ankebut suresinin altmisbirinci ve Zuh- 
ruf suresinin seksenyedinci ayet-i kerimesinde mealen, (Bunlari 

-328- 



kiiniii yaratdigmi, onlara sorarsan, elbette Allah yaratdi derler) 

buyuruldu. Allahii tealanm da boyle buyurdugunu soyliiyorlar. 
Kafirler boyle inandiklan icin degil, Zumer suresinin iiciincii aye- 
tinde bildirilen, (Allahdan baskalarim dost edinenler, onlar Allahii 
tealaya sefa'at ederek bizi yaklasdmrlar derler) meal-i serifini soy- 
ledikleri icin kafir ve musrik oluyorlar, diyorlar. Peygamberlerin, 
Evliyamn kabrlerinden sefa'at, yardim istiyen muslimanlar da, 
boyle soyliyerek musrik oluyorlarmis. 

Abdulvehhab oglunun, bu ayet-i kerimeyi ileri siirerek, miisli- 
manlan kafirlere, miisriklere benzetmesi, cok ciiriik, ahmakca ve 
gtiliinc bir seydir. Ciinki, kafirler, sefa'at etmeleri icin putlara tapi- 
myorlar. Allahii tealayi birakip, dileklerini yalniz putlardan isti- 
yorlar. Muslimanlar ise, Peygamberlere, Evliyaya tapinmiyorlar, 
herseyi yalniz Allahdan bekliyoruz. Evliyamn vasita, vesile olma- 
sini istiyoruz, diyorlar. Kafirler, putlannin diledikleri gibi sefa'at 
edeceklerine, her dilediklerini Allaha yapdiracaklanna inamyor- 
lar. Muslimanlar ise, Allahii tealanm, sevdigi kullarma sefa'at icin 
izn verecegini, sevdiklerinin sefa'atlerini ve diialanm kabul edece- 
gini, Kur'an-i kerimde bildirdigi icin, Kur'an-i kerimde bildirilen 
bu miijdeye inandiklan icin, Allahii tealanm sevgilisi olarak tam- 
diklan Evliyadan sefa'at ve yardim istemekdedirler. Kafirlerin 
putlara tapmmasi ile, miislimanlarm Evliyadan yardim istemeleri 
birbirine benzetilemez. Bir miisliman ile bir kafir, goriiniisde hep 
insandir. insanliklan birbirlerine benzemekdedir. Fekat, miisli- 
man, Allahii tealanm dostudur. Sonsuz Cennetde kalacakdir. Ka- 
fir olan ise, Allahii tealanm diismamdir. Sonsuz Cehennemde ka- 
lacakdir. Goriiniisde birbirlerine benzemeleri, hep aym olacaklan- 
na sened olamaz. Allahii tealanm diismam olan putlara, heykelle- 
re yalvaran ile, Allahii tealanm sevgili kullarma yalvaranlar, gorii- 
niisde benziyebilirler. Fekat, putlara yalvarmak, Cehenneme gotii- 
riir. Evliyaya yalvarmak ise, Allahii tealanm afv etmesine, merha- 
met etmesine sebeb olur. (Allahii tealanm sevdigi kullari hatirla- 
nirsa, Allahii teala merhamet eder) hadis-i serifini, otuzuncu mad- 
denin sonunda bildirmisdik. Peygamberlere "aleyhimiissalevati 
vetteslimat", Evliyaya "rahime-hiimullahii teala" yalvarmca, Alla- 
hii tealanm merhamet edecegini, afv buyuracagim bu hadis-i serif 
de gostermekdedir. 

Muslimanlar, Peygamberlerin, Evliyamn ilah, ma'bud, Allahii 
tealaya serik, ortak olmadiklarma inamr. Bunlarm, Allahm aciz 
kullari olduklarma, ibadete, tapinmaga, yalvarmaga haklan olma- 
digma inamr. Allahii tealanm sevdigi, diialanm kabul eyledigi kul- 

-329- 



Ian olduguna inanir. Maide suresi, otuzbesinci ayetinde mealen, 
(Bana yaklasmak i^in vesfle arayiniz) buyuruldu. Salih kullarimm 
diialarim kabul ederim, dileklerini veririm buyuruyor. Buharide ve 
Miislimde ve Kiinuz-iid-dekaikde bulunan hadis-i serifde, (Elbet, 
Allahii tealanm oyle kullari vardir ki, birsey icin yeinin etse, Alla- 
hii teala, o seyi yaratir. Onu yalanci cikarmaz) buyuruldu. Miisli- 
manlar, bu ayet-i kerfmelere ve hadis-i seriflere inandiklan icin, 
Evliyayi "rahmetullahi aleyhim ecma'in" vesile yapmakda, onlar- 
dan diia ve yardim beklemekdedir. 

Evet, kafirlerin bir kismi, putlannin, heykellerinin yaratici ol- 
madiklarim, herseyi Allahii tealanm yaratdigmi soyliyorlar ise de, 
putlarm tapmmaga haklan vardir. Onlar diledigini yaparlar ve Al- 
laha da yapdinrlar diyorlar. Putlarmi Allaha serik, ortak yapiyor- 
lar. Bir kimse, diinyada baskasmdan yardim istese, bana elbette 
yardim yapar. Onun her istedigi herhalde olur dese, bu kimse ka- 
fir olur. Fekat, benim isim onun istemesi ile kesinlikle olmaz. O 
bir sebebdir. Allahii teala sebebe yapisanlan sever. Sebeble yarat- 
mak Onun adetidir. Sebebe yapismis olmak icin, bundan yardim 
istiyorum, dilegimi Allahdan bekliyorum. Peygamberimiz de se- 
beblere yapismisdir. Sebebe yapismakla, o yiice Peygamberin 
sunnetine uymus oluyorum diyerek birisinden yardim istiyen kim- 
se sevab kazamr. isi olursa, Allahii tealaya hamd eder. isi olmaz- 
sa, Allahii tealanm kazasma, kaderine razi olur. Kafirlerin puta 
tapmasi, miislimanlarm Evliyadan diia, sefa'at, yardim istemeleri- 
ne benzemez. Akh olan, dogru dusiinebilen, bu ikisini birbirine 
benzetmez. Birbirinden baska olduklarim iyi anlar. Zaran ve fa- 
ideyi yaratan, ancak Allahii tealadir. Ondan baskasimn tapmma- 
ga hakki yokdur. Hicbir Peygamber, hicbir Veil ve hicbir mahluk, 
hicbirsey yaratamaz. Allahdan baska yaratici yokdur. Yalmz Alla- 
hii teala, Peygamberlerinin, Velilerinin, salih kullarmm, ya'ni sev- 
digi kullarmm ismlerini soyliyenlere, onlan vesile edenlere mer- 
hamet eder. Dilediklerini verir. Boyle oldugunu, kendisi ve Pey- 
gamberi haber vermisdir. Bu haberlere uyarak muslimanlar da 
boyle inanmakdadir. 

Miisrikler, kafirler ise, putlarm birsey yaratmadigim bildikleri 
halde, putlan ilah ve ma'bud biliyorlar. Putlara tapimyorlar. Kimi- 
si iiluhiyyetde miisrik oluyor. Kimisi de, ibadetde miisrik oluyor- 
lar. (Putlanmiz bize sefa'at edecekdir. Allaha yaklasdiracakdir) 
dedikleri igin, miisrik olmuyorlar. Putlan ma'bud bildikleri icin, 
putlara tapmdiklan icin miisrik oluyorlar. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (Bir zeinan gele- 

-330- 



cek, kafirler icin gelmis olan ayet-i kenmeleri, miislimanlan kdtii- 
lemek icin vesika olarak kullanacaklardir) buyurdu. Baska bir ha- 
dis-i serifde, (En cok korkdugum sey, ayet-i kenmeleri Allahii te- 
alanm dilemedigi yerlerde kullanacak kimselerin ortaya cikmasi- 
dir) buyurdu. Bu hadis-i seriflerin ikisini de Abdullah bin Omer 
"radiyallahii anhiima" bildirdi. Bu iki hadis-i serif, mezhebsizlerin, 
zindiklarm tiiriyeceklerini ve kafirleri bildiren ayet-i kerfmelerin 
muslimanlar icin geldigini soyliyeceklerini, Kur'an-i kerime iftira 
edeceklerini bildirmekdedir. 

Mii'minler, Allahii tealanm sevdigine inandiklan kimselerin 
mezarlanm ziyarete gidiyorlar. Allahii tealanm sevdigi kullarim 
vasita, vesile ederek, Allaha yalvanyorlar. Peygamberimiz ve Es- 
hab-i kiram da boyle yaparlardi. Peygamberimiz "sallallahu aleyhi 
ve sellem", (Ya Rabbi! istediklerini vermis oldugun kullarimn 
hakki icin, hurmeti icin senden istiyorum) diiasim okurdu. Bu dii- 
ayi Eshabma ogretir ve okumalanni emr ederdi. Mii'minler de, 
boyle diia etmekdedir. 

Hazret-i Alinin validesi olan (Fatima binti Esed) "radiyallahii 
anhiima" vefat edince, Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" 
kabre koydu ve (Ya Rabbi! Bana annelik yapan Fatima binti Ese- 
di afv eyle! Peygamberinin ve benden once gelmis olan Peygam- 
berlerinin hakki icin, ona rahmetini bol eyle!) diye diia eyledi. 
Gozlerinin acilmasi icin diia istiyen birisine, iki rek'at nemaz kil- 
masim, sonra (Ya Rabbi! Kullarina merhamet ederek gondermis 
oldugun Peygamberin Muhammed aleyhisselamin hurmeti icin, 
Onu vesile ederek, senden istiyorum. Sana yalvanyorum. Ey sev- 
gili Peygamber, Muhammed "aleyhisselam"! Seni vesile ederek, 
tluaini kabfil edip, dilegimi ihsan etmesi icin Rabbime yalvanyo- 
rum. Ya Rabbi! Diiamin kabfil olmasi icin, o yiice Peygamberi ba- 
na sefa'atci eyle!) diiasim okumasim emr buyurmusdur. 

Adem "aleyhisselam", yasak edilen agacdan yiyerek, (Seylan) 
ya'ni Serendib adasma indirilince, (Ya Rabbi! Oglum Muhammed 
aleyhisselam hurmetine beni afv et!) diiasim yapdi. Allahii teala 
da, (Ey Adem! Muhammed aleyhisselami vesile ederek, yerdeki- 
ler ve gokdekiler icin sefa'at isteseydin, sefa'atini kabul ederdim) 
buyurdu. 

Hazret-i Omer, hazret-i Abbasi "radiyallahii anhiima" beraber 
gotiiriip, onu vesile ederek, yagmur diiasi yapmis, diiasi kabul ol- 
musdur. 

Gozlerinin acilmasim istiyen birisine, okumasi emr olunan dii- 

-331- 



ada, (Ya Muhammed! Seni...) demek, Evliyayi vesile ederken is- 
mini soyliyerek yalvarmanm caiz oldugunu gostermekdedir. 

Eshab-i kiramin ve Tabi'min "radiyallahii anhum" hayatim bil- 
diren kitablar, kabr ziyaretinin ve ismini soyliyerek sefa'at isteme- 
nin ve meyyiti vesile kilmanin mesru' ve caiz oldugunu gosteren 
vesikalarla doludur. 

Ibni Hacer-i Hiyteminin "rahime-hullahu teala" (Minhac) ser- 
hi olan (Tuhfe) kitabma hasiyeleri ile meshur Muhammed bin Su- 
leyman safi'i "rahmetullahi aleyh", m Abdiilvehhab oglunun bozuk 
ve sapik bir yolda oldugunu, ayet-i kerimelere ve hadis-i seriflere 
yanlis ma'nalar verdigini, vesikalarla isbat etmisdir. Kitabmda soy- 
le demekdedir: (Ey Muhammed bin Abdiilvehhab! Miislimanlara 
dil uzatma! Allah nzasi icin, sana nasihat ediyorum. Allahdan bas- 
ka yaratici oldugunu soyliyen varsa, ona dogruyu bildir! Vesikalar 
gostererek onu dogru yola cevir! Miislimanlara kafir denilemez! 
Sen de bir muslimansin. Milyonlara kafir dememek icin, bir kisiye 
kafir demek daha dogru olur. Siirtiden aynlan koyunun tehliikede 
oldugu muhakkakdir. Nisa suresinin yiizondordiincii ayetinde me- 
alen, (Dogru yol gosterildikden sonra, Peygamber aleyhisselama 
uymiyan ve imanda ve amelde mii'minlerden ayrdan kimseyi, kiifr 
ve irtidadda birakir ve Cehenneme atariz. O Cehennem cok kotii 
bir yerdir) buyuruldu. Bu ayet-i kerime, Ehl-i siinnet ve cema'at- 
den aynlmis olanlarm halini gostermekdedir). 

Kabr ziyaretinin caiz ve faideli oldugunu bildiren hadis-i serif- 
ler, pek cokdur. Eshab-i kiram ve Tabi'in-i izam "radiyallahii an- 
hiim" Peygamberimizin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" muba- 
rek tiirbesini ziyaret ederlerdi. Bu ziyaretin nasil yapilacagmi ve 
faidelerini bildirmek icin kitablar yazilmisdir. 

Bir Veliyi "rahmetullahi aleyh" vesile ederek diia etmek, ismi- 
ni soyliyerek ondan yardim istemek, hie zararh degildir. ismi soy- 
lenen zatm, te'sir edecegine, istenileni elbet yapacagma, gaybleri 
bilecegine inanmak kiifr olur. Miislimanlar boyle inanmiyor ki, 
kotiilenebilsin. Miisliman, Allahii tealamn sevgili bir kulundan, 
yalmz vesile olmasim, sefa'at etmesini, diia etmesini ister. isteni- 
leni yaratan yalmz Allahii tealadir. Maide suresi, yirmiyedinci 
ayetinde mealen, (Miitteki kullarimin diiasim kabul ederim) bu- 
yuruldu. Bunun icin, sevdiklerinden diia istenir. Meyyitden, istek- 
leri vermesi degil, Allahii tealamn vermesine vasita olmasi istenir. 



[1] Muhammed Kiirdi 1194 [m. 1780] de Medinede vefat etdi. 

-332- 



Vermesini istemek caiz degildir. Miislimanlar bunu istemez. Veril- 
mesi icin vasita olmasim istemek caizdir. (istigase) ve (isti§fa') ve 
(Tevessiil) kelimeleri de, hep vasita, vesile olmagi istemek demek- 
dir. 

Herseyi yaratan, yapan yalmz Allahii tealadir. Birseyi yarat- 
mak icin, baska bir mahlukunu vasita ve sebeb yapmasi, Allahii 
tealamn adetidir. Allahii tealamn birseyi yaratmasim istiyenin, o 
seyin yaratilmasma vesile olan sebebe yapismasi lazimdir. Pey- 
gamberler "aleyhimtissalatii vesselam", hep sebeblere yaprsmis- 
lardir. 

Allahii teala sebebe yapismagi ovmekdedir. Peygamberler 
"aleyhimiissalatti vesselam" sebeblere yapismagi emr etmekdedir. 
Diinyadaki olaylar, hadiseler de, sebebe yapismamn lazim oldugu- 
nu gostermekdedir. Birseye kavusmak icin, o seyin sebebine yapi- 
sihr. O sebebi, o seye sebeb yapan ve insamn o sebebe yapismasi- 
ni saghyan, o sebebe yapisdikdan sonra, o seyi yaratan, hep Alla- 
hii teala olduguna inanmak lazimdir. Boyle inanan bir kimse, bu 
sebebe yapismakla, o seye kavusdum diyebilir. Bu sozii, o seyi se- 
beb yaratdi demek degildir. Allahii teala, o seyi bu sebeble yarat- 
di demekdir. Mesela (icdigim ilac agnmi kesdi), (Seyyidet Nefise 
hazretlerine adak yapmca, hastam iyi oldu), (Corba beni doyur- 
du), (Su, hararetimi giderdi) sozleri, bu seylerin hep vesile ve va- 
sita olduklanm gostermekdedir. Bunlar gibi konusan miislimanla- 
nn, yukanda bildirdigimiz gibi inandiklanni diisiinmek lazimdir. 
Boyle diisiinene kafir denemez. Vehhabiler de, diri olandan, ya- 
ninda bulunandan birsey istemek caizdir diyor. Birbirlerinden ve 
hiikumet me'murlarmdan cok sey istiyorlar. Vermeleri icin yalva- 
nyorlar. Uzakda olandan ve oliiden istemek sirkdir. Diriden iste- 
mek sirk olmaz diyorlar. Ehl-i siinnet alimleri ise, birisi sirk olma- 
ymca, oteki de sirk olmaz diyor. Aralarmda fark yokdur diyor. 
Her miisliman, imanin, islamm sartlarma, farzlann farz olduklan- 
na ve haramlarm haram olduklarma inanmakdadir. Her miislima- 
nin, yaratici, yapici yalmz Allah olduguna, Allahdan baskasinm 
yaratmadigma inanmis olduklan da meydandadir. Nemaz kilmiya- 
cagim diyen bir muslimamn, simdi veya burada kilmiyacagim veya 
kilmis oldugum icin kilmiyacagim demek istedigi anlasihr. Ben hie 
nemaz kilmak istemiyorum demek istiyor diye, kimse buna dil 
uzatamaz. Ciinki, soz sahibinin miisliman olmasi, ona kiifr, sirk 
damgasim vuracak dilleri kesmekdedir. Kabr ziyaret eden, mey- 
yitden yardim, sefa'at istiyen, su isim olsun diyen bir miislimana, 
kiifr, sirk damgasim basmaga kimsenin hakki yokdur. Bu sozleri 

-333- 



soyliyenin veya kabr ziyaret edenin, ya Resulallah "sallallahii aley- 
hi ve sellem", bana sefa'at et diyenin miisliman olusu, bu sozleri- 
nin ve islerinin caiz ve mesru' olan fmanla ve diisiince ile oldugu- 
nu gostermekdedir. 

Yukandaki bilgiler iyi anlasihr ve iyi dusiiniiliirse, Abdiilveh- 
hab oglunun inanclan ve yazilan temelinden yikilmis ve ciiriitiil- 
miis olur. Bununla beraber, bozuk yolda oldugunu, miislimanlara 
iftira etdigini ve islamiyyeti icden yikmaga cahsdigmi vesikalarla 
isbat eden pok sayida kitab yazilmisdir. (Zebid) miiftisi Seyyid Ab- 
durrahman "rahime-hullahu teala" bunun bozuk yolda oldugunu 
gostermek icin su hadis-i serif yetisir demekdedir: (Arabistamn do- 
gu tarafindan kimseler cikar. Kur'an-i kcrim okurlar. Fekat, 
Kur'an-i kernn bogazlarindan asagi inmez. Ok yaydan cikdigi gibi 
dinden cikarlar. Yiizlerini kazirlar). Ytizlerinin trash olmasi, bu ha- 
dis-i serifde vehhabilerin haber verilmis oldugu acikca goriilmek- 
dedir. Bu hadis-i serifi okudukdan sonra, baska bir kitab okumaga 
lilzum kalmaz. Basi, yanaklan tras etmegi, Abdillvehhab oglunun 
kitablan emr etmekdedir. Diger sapik firkalarm hicbirisinde boyle 
bir emr yokdur. 

BIR KADININ ABDULVEHHAB OGLUNA VERDIGI 

CEVAB: 

Abdiilvehhab oglu kadmlara da baslanni tras etmelerini emr 
etdi. Bir kadin, bu emre karsi, (Sac, kadinm kiymetli siisiidiir. Sa- 
kal da erkeklerin siisiidiir. insanlan, Allahii tealamn verdigi siis- 
den mahrum birakmak olur mu?) demis. Abdiilvehhab oglu buna 
cevab verememisdir. 

Abdiilvehhab oglunun gosterdigi yolda bozuk ve cirkin, bircok 
inamslar varsa da, bashca inamslan iicdiir: 

1. Amel, lmamn parcasidir. Nemaz kilmak farz olduguna inan- 
digi halde, tenbellikle bir nemaz kilmiyamn imam gidermis. Bir se- 
ne zekatim vermiyen hasis bir kimse, kafir olurmus. Boyle olan 
miislimanlan oldurmeli, mallanm, vehhabilere dagitmah imis. 

2. Peygamberlerin "aleyhimiissalevatii vetteslimat" ve Evliya- 
nm "rahime-hiimullahii teala" ruhlanm vesile etmek ve korkduk- 
lanndan kurtulup, umduklarma kavusmak ipin, diia etmelerini on- 
lardan istemek, sirk imis. (Delail-i hayrat) diia kitabim okumak ya- 
sak imis. 

-334- 



3. Kabrler uzerine turbe yapmak, tiirbede hizmet ve ibadet 
edenler icin kandil yakmak ve mezarlara sadaka, kurban adamak 
sirk imis. Bunlann iicii de, Allahii tealadan baskasina tapmmak 
imis. 

Sii'ud bin Abdul'aziz, Mekkeye ve Medmeye hiicum etdigi ze- 
man Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" tiirbesinden baska, 
Eshab-i kiramm ve Ehl-i beytin "radiyallahti teala anhiim ec- 
ma'in" ve Evliyamn ve Sehidlerin "ndvanullahi aleyhim ecma'in" 
tiirbelerinin hepsini yikdilar. Kabrleri, belirsiz hale getirdiler. Re- 
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimizin mubarek tiirbe- 
sini de yikmaga basladilar ise de, eline kazma alanm aklma veya 
bedenine sakathk geldiginden bu cinayeti isleyemediler. Medmeye 
girdikleri zeman, Sii'ud, miislimanlan bir araya toplayip, (Vehha- 
bilik gelmesi ile, dininiz simdi temam oldu. Allah sizden razi oldu. 
Babalanmz kafir idi, miisrik idi. Onlarm dinlerine uymayimz! On- 
larm kafir olduklanm herkese anlatiniz! Resulullahm tiirbesi 
oniinde durup, Ona yalvarmak yasakdir. Turbenin oniinden gecer- 
ken, Esselamii ala Muhammed denir. Ondan sefa'at istenmez) gi- 
bi, miislimanlan kotiiliyen seyler soyledi. 

37 - Vehhabiligi yaymak icin kiyasiya miisliman oldiiren Ab- 
dtil'aziz bin Muhammed, hicretin 1210 [m. 1795] senesinde, Mek- 
keye iic vehhabi gonderdi. Mekkede yapilan toplantida, Ehl-i siin- 
net alimleri, ayet-i kenmelerle ve hadis-i senflerle bunlara cevab 
verince, uc vehhabi birsey soyleyemedi. Hakki kabul etmekden 
baska cikar yol bulamadilar. Ehl-i siinnetin hakh oldugunu, kendi- 
lerinin yanhs ve sapik bir yol tutmus olduklanm uzun yazdilar. 
Ocu de imzaladi. Fekat, Abdiil'aziz, siyasi emeller pesinde, bas- 
kanhk lezzetini artdirmak da'vasmda oldugundan, din adamlarmm 
bu nasihatine kulak bile vermedi. Din perdesi arkasmda, iskence- 
lerini hergtin daha artdirdi. 

tic vehhabmin Mekkedeki miislimanlara inandirmak istedikle- 
ri yirmi madde idi. Fekat bunlann hepsi, yukanda bildirdigimiz iic 
maddede toplanmakda idi. Abdiilvehhab oglu, ibadetler imanin 
parcasidir soziiniin, imam-i Ahmed bin Hanbelin "rahmetullahi 
aleyh" ictihadi oldugunu ileri siiriiyordu. Halbuki, imam-i Ahme- 
din biitiin ictihadlan, kitablara gecmisdi. Mekke alimleri, bunlan 
inceden inceye biliyorlardi. Abdiilvehhab oglunun bu soziiniin 
dogru olmadigini, bu iic vehhabiye isbat etdiler. 

Uc vehhabi, ikinci inamslarmda hakh olduklarma cok giiveni- 
yorlardi. (Mekkedeki muslimanlar, Resulullahm "sallallahii aleyhi 
ve sellem" ve Abdullah ibni Abbasm ve (Mu'alla) kabristamnda 

-335- 



bulunan Mahcubun mezanna giderek: Ya Resulallah! Ya Mahcub! 
Ya ibni Abbas! diyorlar. imamimiz Abdiilvehhab oglunun ictiha- 
dma gore, [La ilahe illallah Muhammediin resulullah] deyip de, 
Allahdan gaynya diia edenler kafir olur. Bunlan oldiirmek ve mal- 
lanm paylasmak halal olur) dediler. Ehl-i silnnet alimleri, bunlara, 
(Allahii tealamn sevdigi kullanmn kabrlerine gidip, onlara teves- 
sill etmek, diia istemek, onlara tapmmak degildir. Onlara ibadet 
etmek icin degildir. Onlan vesile ederek, o sebeblere, vasitalara 
yapisarak, Allahii tealadan istemekdir) dediler. Sebeblere yapis- 
manin caiz , hatta lazim oldugunu vesikalarla isbat etdiler. 

Mahcubun ismi, seyyid Abdiirrahmandir "rahmetullahi aleyh". 
Zemanmm en derin alimi idi. Binikiyiizdort 1204 [m. 1790] sene- 
sinde vefat edip, Mu'alla kabristamnda defn edildi. 

Evliyanm kabrlerine giderek, Allahii tealadan bir dilekde bulu- 
nurken, onlan vesile etmek, vesile olmalan icin onlara yalvarmak 
caiz oldugu, cesidli yollardan isbat edilmekdedir. Maide suresi 
otuzbesinci ayet-i kerimesinde mealen, (Ey mii'minler! Allahii te- 
aladan korkun ve Ona yaklasmak icin vesile arayin!) buyuruldu. 
Biitiin tefsirler, vesilenin Allahii tealamn sevdigi, begendigi seyler- 
den herbiri oldugunu bildiriyor. Nisa suresinin yetmisdokuzuncu 
ayetinde mealen, (Resule ita'at eden, Allaha ita'at etmis olur) bu- 
yuruldu. Bunun icindir ki, islam alimlerinin coguna gore, birinci 
ayet-i kerimedeki vesile, Resulullah demekdir. Boyle olunca, Pey- 
gamberleri ve onlarm varisleri olan Velileri, salih miislimanlan ve- 
sile etmek, onlarm yardimlan ile Allahii tealaya yaklasmak caiz ol- 
makdadir. Peygambere karsi soylemek, yalvarmak kiifr ve sirk ol- 
saydi, nemaz kilanlann hepsinin kafir olmasi lazim gelirdi. Mu- 
hammed bin Suleymamn "rahmetullahi aleyh" yukanda yazih fet- 
vasma gore, vehhabilerin de kafir olmalan lazim olurdu. Ciinki her 
miisliman, nemazda otururken, (Esselamii aleyke eyyiihen-Nebiy- 
yii ve rahmetullah) diyerek Resulullaha selam vermekde ve o yii- 
ce Peygambere diia etmekdedir. 

Kabrleri ziyaret etmekde ve Evliyayi vesile ederek diia etmek- 
de faideler vardir. Ciinki, ibni Asakirin bildirdigi ve (Kiiniiz-iitl- 
dekaik)de yazih hadis-i serifde, (Mii'min, mii'min kardesinin ay- 
nasidir) buyuruldu. Dare Kutninin bildirdigi hadis-i serifde, 
(Mii'min, mii'minin aynasidir) buyuruldu. Bu hadis-i seriflerden 
anlasihyor ki, ruhlar, birbirlerinin aynalan gibidir. Birbirlerinde 
goriiniirler. Kabr basinda, o Veliyi dtisiinup, vesile eden kimsenin 
ruhuna, Velinin ruhundan feyz gelir. Hangisinin ruhu za'if ise, 
kuvvetlenir. Birlesik iki kapdaki sivi gibidir. Yiiksek olan ruh za- 

-336- 



rar eder. Kabrdekinin ruhu asagi derecede ise, ziyaret edenin ru- 
hu sikmti duyar. Bunun icindir ki, islamiyyetin baslangicinda, kabr 
ziyareti yasak edilmisdi. Ciinki mezarda olanlar, cahiliyye zema- 
mndan kalmis olanlardi. Mii'minler de olmege baslayinca, kabr zi- 
yaretine izn verildi. Peygamberin "sallallahii aleyhi ve sellem" ve- 
ya bir Velmin kabri ziyaret edilince, o Veil dusunuliir. Hadis-i se- 
rifde, (Salihler dusuniildugu zeman, Allahii teala merhamet eder) 
buyuruldu. Bu hadis-i serifden anlasiliyor ki, kabr ziyaret edene, 
Allahii teala merhamet eder. Merhamet etdigi kulunun diiasim 
kabul buyurur. Kabr ziyaret edilmez. Evliyaya tevesstil olunmaz 
soziiniin, senedsiz bir diisiince, bir goriis aynhgi oldugu meydan- 
dadir. (Ben oldiikden sonra, hac eden bir iniisliiiiaii beni ziyaret 
ederse, diri iken ziyaret etmi$ gibi olur) hadis-i serifi, bu inamsi ko- 
ktinden ciirtitmekdedir. Kabr ziyaretinin lazim oldugunu goster- 
mekdedir. Bu hadis-i serif, vesikalan ile, (Kiinuz-iid-dekaik) kita- 
binda yazihdir. 

Tiirbeleri yikarken, (Mezar ziyaret eden kadinlara ve mezarla- 
nn iistiinii mescid yapanlara, mezarlara lsik yakanlara la'net ol- 
sun!) hadis-i serifini ileri siiriiyorlar. Peygamber zemanmda boyle 
seyler yokdu. Hadis-i serifde, (Bizim zemanunizda olmayip, sonra- 
dan yapilan $eyler, bizden degildir) denildi, diyorlar. ikinci inams- 
lanna karsi verilen cevab, bu sozii de ciiriitdugu ipin, Ehl-i siinnet 
alimlerinin sozlerini kabul eylediler. 

38 - Binikiyiizon 1210 [m. 1796] senesinde, Ehl-i siinnet alimle- 
ri "rahime-humullahii teala" vehhabileri cevab veremiyecek halde 
birakmca, boyle inanmamn miislimanhkdan ayn bir yol oldugunu, 
islam dusmanlarmm ve ingilizlerin islamiyyeti icerden yikmak icin 
sinsice hazirladiklan bir tuzak oldugunu gosteren ayet-i kerime ve 
hadis-i serifler yazilarak, Mekkedeki islam alimleri imzaladilar. 
Tevbe eden tic vehhabi de, bu vesikaya sahid oldular. Bu vesika 
her memlekete gonderildi. 

Mekkedeki vehhabi din adamlan, Der'iyyeye, Abdul'azizin 
yanina gelerek, cevab veremediklerini, boyle inanmamn islam 
dusmanhgi oldugu yazilarak her tarafa gonderildigini anlatdilar. 
Abdul'aziz bin Muhammed bin Sii'ud ve adamlan, bunlan isitin- 
ce, Ehl-i siinnete dis bilediler. Binikiyiizonbes [1215] senesinde 
Mekkeye saldirdilar. Mekke emiri serif Galib bin Miisa'id bin 
Sa'id efendi, bunlara karsi koydu. Her iki tarafdan cok kan dokiil- 
dii. Serif Galib efendi, bunlan Mekkeye sokmadi. Mekke etrafm- 
daki Arab kabileleri, vehhabi oldular. Abdul'azizin oglu Sii'ud, 
1217 de, iki bayram arasmda, Taif sehrine asker gonderdi. Taifde- 

- 337 - Kiyamet ve Ahiret - F:22 



ki miislimanlara yapdiklan iskenceler ve kadinlann, cocuklarm 
barbarca oldurulmeleri, Ahmed bin Zeyni Dahlamn (Hulasat-iil- 
kelam) kitabmda ve Eyyub Sabri Pasamn "rahime-hiimullahu te- 
ala" [1] 1296 [m. 1879] senesinde basilmis olan (Tarfli-i Vehhabiyan) 
ve (Mir'at-iil-Haremeyn) kitablarmda uzun yazilidir. Yiiregi daya- 
nabilenler oradan okuyabilirler. (Hiilasat-iil-kelam) 1395 [m. 1975] 
de Istanbulda basdinlmisdir. 

Taife girdikleri zeman, kadinlara ve cocuklara ve biitiin ehali- 
ye yapdiklan iskenceler (Osman-iil-Mudayiki) admdaki islam 
diismam, azgm bir vehhabinin emri ile yapildi. Bu adam, Muhsin 
isminde biri ile birlikde, serif Galib efendi tarafmdan Der'iyyeye 
gonderilmisdi. Medineye girmelerini ve miislimanlara iskence 
yapmalanm onlemek icin, onceki sozlesmeyi yenilemege calisa- 
caklardi. Fekat bu miinafik, serif Galib efendinin yamnda casus- 
luk yapiyordu. Yolda arkadasi olan Muhsini de, bir cok menfe'at- 
ler va'd ederek aldatdi. Der'iyyeye gelince, Sii'ud bin Abdiil'azize 
iclerini dokdiiler. Sii'ud, bunlarm, sadik bir kole oldugunu anla- 
ymca, Der'iyye capulculanm bunlarm emrine verip, (Taif) yanm- 
daki (Abile) denilen yere geldiler. Serif Galib efendiye mektub 
yazip, Sii'ud ve kendilerinin onceki sozlesmeyi tammadiklanm ve 
Sii'udiin Mekkeyi almaga hazirlandigmi bildirdiler. Serif Galib 
efendi, cevab yazarak, tadi sozlerle nasihat etdi ise de, islam diis- 
mam olan bu azgm, mektublan yirtdi. Emirin gonderdigi miisli- 
manlara saldinp, bozguna ugratdi. Serif Galib efendi, Taif kal'asi- 
na cekilip savunma tedbirleri aldi. Bu azgm vehhabi, 1217 [m. 
1802] Sevval ayi sonunda Taife yakm (Melis) denilen yerde ordu- 
sunu kurdu. Kendisinden daha tas yiirekli ve gonlii islam diisman- 
ligi ile dolu olan (Bise) emiri (Salim bin Sekban) alcagim dahi yar- 
dima cagirdi. Salimin yamnda yirmi kadar col seyhi ve her seyhin 
yamnda besyiiz kadar vehhabi sakisi vardi. Salimin emrinde ayn- 
ca bin kisi vardi. 

Serif Galib efendi "rahmetullahi aleyh", Taiflilerle birlikde 
Melisdeki eskiya iizerine kahramanca saldirdi. Salim bin Sekba- 
nm binbesyiiz capulcusunu kihncdan gecirdi. Salim ve yamnda ka- 
lanlar kacdi. Fekat toparlanarak Melis denilen yeri basdilar. Eha- 
linin mallanm yagma etdiler. Serif Galib efendi, yardim almak 
icin Ciddeye gitdi. Taifliler korkup, cogu, coluk cocugunu ahp giz- 
lice kacdilar. Kal'ada sigman Taifliler, ard arda gelen vehhabileri 



[1] Eyyub Sabri pasa 1308 [m. 1890] de vefat etdi. 

-338- 



bozup kacirdilar ise de, diismana yardimci da gelmis oldugundan, 
kal'aya teslim bayragi cekdiler. Cana ve lrza kiymamak sarti ile 
teslim olacaklanm bildirdiler. O gun diisman da, cok olu vererek 
dagilmaga baslamrs idi. Anlasmak icin Taiflilerin gonderdigi aleak 
ve siidii bozuk bir kimse, dusmanm kacdigim gordugu halde, arka- 
lanndan bagirmaga basladi: Serif Galib, sizden korkup kacdi. Taif 
ehalisi de, dayanacak halde degildir. KaFayi size verip afv diledik- 
lerini bildirmek icin beni gonderdiler. Ben sizi severim. Geri donii- 
niiz. Bu kadar kan dokdiiniiz. Taifi ele gecirmeden gitmek dogru 
degildir. Size yemin ederek soyliiyorum ki, Taifliler kal'ayi hemen 
verecekler. Her istediginizi kabul edeceklerdir dedi. Taifin boyle 
bos yere vehhabilerin eline gecmesi, serif Galib efendinin hatasi 
olmusdur. O, Taifde kalsaydi, miislimanlarm basma bu felaket gel- 
miyecekdi. (Hainler, korkak olur) geregince, bu sozlere inanama- 
dilar. Fekat, kal'a iistiinde teslim bayragim goriince, isin ig yiiziinii 
anlamak icin kal'aya bir adam gonderdiler. Adami iple kal'aya 
cekdiler. Teslim olmak istiyorsamz, cammzi kurtarmak icin butiin 
malmizi buraya toplaym dedi. Ibrahim ismindeki bir muslimamn 
gayreti ile esyalar getirildi. Bunlar azdir, bu kadar mal ile afv olu- 
namazsimz. Daha getiriniz dedi. Bir defter verip, mal getirmiyen- 
lerin ismlerini buraya yazimz! Erkekleriniz istedigi yere gidebilir- 
ler. Kadmlarimz ve cocuklanmz zincirlere baglanacakdir dedi. Bi- 
raz yumusak olmasi icin yalvardilar ise de, azginligini ve sertligini 
artdirdi. Ibrahim, buna dayanamayip, gogsiine bir tas vurdu, oldiir- 
dii. Bunun iizerine, kal'aya saldirdilar. Boylece, kursun ve gillie 
dokunmasmdan kurtuldular. Demirlerle kapilan kinp iceri girdi- 
ler. Onlerine cikanlan, kadm, erkek ve cocuk demeyip oldiirdiiler. 
Besikdeki yavrulan bile parcaladilar. Sokaklarda dere gibi kan ak- 
di. Evleri basip herseyi yagma etdiler. Giines batincaya kadar az- 
dilar, kudurdular. Kal'amn sark tarafmdaki tas evlere giremediler. 
Fekat kursun yagmuruna tutdular. iclerinden bir habis, sizi afv et- 
dik. Coluk cocugunuzu ahp istediginiz yere gidebilirsiniz diye ba- 
girdi. Baska yere gitmek icin yola cikanlan bir tepede topladilar. 
Bunlarm cogu kadm ve cocuk idi. Etraflarim sardilar. Bunlan oni- 
ki giin ac, susuz birakdilar. Her biri temiz aile, naz ile biiyumiis 
miislimanlardi. Bunlara soz ile, sopa ile ve tas ile eziyyet etdiler. 
Birer birer cagirip, mallarmrzi sakladigimz yerleri bildirin diyerek 
doverlerdi. Merhamet icin yalvaranlara, oliim giiniiniiz yaklasiyor 
derlerdi. 

Ibni Sekban, tas evleri oniki giin sikisdirmrs, iceri giremeyince, 
(Evinden cikip silahim birakanlar afv edilecekdir) diye soz ver- 
misdi. Bu soze inamp evden cikdilar. ibni Sekban, bunlarm elleri- 

-339- 



ni arkalanna baglayrp tepedeki miislimanlarm yanma gonderdi. 
Boylece iicyiizaltmisyedi erkekle birlikde tepede beklemekde olan 
kadm ve cocuklan kilmcdan gecirdiler "rahmetullahi aleyhim ec- 
ma'in". Sehidleri giinlerce hayvanlara cignetdiler. Yirtici hayvan- 
larin ve kuslann yimesi icin onalti gun acikda birakdilar. Miisli- 
manlann evlerine saldirdilar. Mai, esya, ne varsa hepsini toplayip 
kal'a kapismm oniindeki meydana dag gibi yigdilar. Bunlann ve 
topladiklan paralarm, altmlann besde birini, Sii'uda gonderdiler. 
Geri kalani aralarmda paylasdilar. Hainlerin ve yagmurun gotiir- 
diiklerinden arta kahp Ehl-i siinnetin eline gecen kirkbin riyal al- 
tin ile sayisiz kiymetli esyadan onbin riyal kadinlara ve cocuklara 
dagitildi. Esya da pazarlarda cok ucuza satildi. 

Kiitiibhanelerden ve mescidlerden ve evlerden topladiklan 
Kur'an-i kerimleri, tefsfrleri, hadis ve cesidli din kitablannin hep- 
sini parcalayip yerlere atdilar. Kur'an-i kerimlerin ve din kitabla- 
nnin altm islemeli mesin cildlerinden canklar yapip pis ayaklarma 
giydiler. Ayaklanndaki kitab cildinden canklar iizerinde ayet-i 
kerimeler ve mubarek yazilar yazili idi. Kiymetli kitablann yap- 
raklan, yerlere o kadar cok atilmisdi ki, Taif sokaklannda basacak 
toprak kalmamisdi. ibni Sekban, yalmz Kur'an-i kerimlerin parca- 
lanmamasim emr etmis ise de, collerden vurgun icin toplanip gel- 
mis olan vehhabi haydutlan, Kur'an-i kerimi tanimadiklanndan, 
ele gecirdikleri Mushaf-i seriflerin hepsini parcalayip yerlere sac- 
dilar. Uzerlerini cigniyerek gecdiler. Koca Taif sehrinde yalmz iic 
Mushaf-i serif ile bir Buhari-i serif kitabi bu yagmadan kurtulabil- 
misdi. 

Mu'cize: Yagma yapildigi giinlerde hava durgundu. Hie riizgar 
yokdu. Eskiya cekilip gidince, bir firtma cikdi. Riizgarlar, yerlerde- 
ki Kur'an-i kerim ve cesidli din kitablannin yapraklarmm hepsini 
ucurup gotiirdii. Ucan kagidlarm nereye gitdikleri anlasilamadi. 
Yere diismiis hicbir kagid gortilemedi. 

Sehidlerin cesedleri "rahmetullahi aleyhim ecma'in" tepe iize- 
rinde onalti gun kalarak sicakdan curumlislerdi. Her tarafi fena 
koku sarmrsdi. Miislimanlar, ibni Sekbana cok yalvardilar, agladi- 
lar, sizladilar. Nihayet izn alabilip, iki biiyiik cukur kazdilar. Baba- 
larmm, dedelerinin, akrabalannin, arkadaslarmm, cocuklannin 
kokmus cesedlerini bu cukurlara doldurup toprakla ortdiiler. Ta- 
ninacak tarn bir cesed hie yokdu. Kiminin yansi, kiminin dortde 
biri kalmisdi. Yirtici kuslann ve hayvanlarm uzaklara tasiyip bi- 
rakmis olduklan insan parcalarmm kokulan, vehhabileri de rahat- 
siz etdiginden, bunlann toplanmasma da izn verdiler. Miisliman- 

-340- 



lar, her tarafi dolasrp, bunlan da topladilar. iki biiyiik cukura gom- 
diiler. 

Eskiyamn, sehidleri, curuyiinceye kadar acikda birakmalan, 
muslimanlarm oliilerine de hakaret etmek ve intikam almak icin- 
di. Beyt: 

Yukselmege sebeb olur, gam yime diisdiim diye, 
Binfi ta'mir edilmez, benzemezse harabeye. 

Bedenleri acikda kalip, kuslara kurdlara yem olan ve curiiyiip 
kokan sehidlerin "rahmetullahi aleyhim ecma'in" Allah huzurun- 
daki dereceleri katkat artar. 

Eskrya, Taif sehrindeki muslimanlan kilmcdan gecirdikden ve 
esyalan, paralan yagma edip paylasdikdan sonra, her tarafi dola- 
sarak, Eshab-i kiramm, Evliyamn ve alimlerin tiirbelerini yikip 
yerle bir etdiler. Tiirbeleri yikarken, Eshab-i kiramm buyiiklerin- 
den ve Peygamber efendimizin cok sevdiklerinden Abdullah ibni 
Abbas hazretlerinin mezanm kazip, mubarek cesed-i serifini cika- 
np yakmak istediler ise de, topraga ilk kazmayi vurunca, etrafa ya- 
yilan giizel kokudan iirkdiiler. (Bu mezarda biiyiik bir seytan var- 
drr. Topragi kazmakla vakt gecirmiyelim. Dinamitle havaya ucura- 
hm) dediler. Cok mikdarda barut getirdiler. Pek ugrasdilar ise de, 
barut ates almadi. Barut ates almaymca, sasinp dagildilar. Boylece 
bu mubarek mezar birkac sene diiz toprak halinde kaldi. Sonra, 
seyyid Yasin efendi gayet giizel bir sanduka yapdirarak bu muba- 
rek mezarm unutulmasim onlemisdir. 

Seyyid Abdiilhadi efendinin ve daha bircok Velilerin "rahime- 
hiimullahii teala" de mezarlanm kazmak istediler ise de, herbiri 
keramet gostererek, zarar vermelerine imkan olmadi. Giicliiklerle 
karsilasarak, bu kotii diisiinceden vazgecdiler. 

Osman-i Mudayiki ve ibni Sekban mel'unlan, tiirbelerle bera- 
ber, cami'lerin ve medreselerin de yikilmasim emr etmisler idi. 
Ehl-i siinnet alimlerinin biiyiiklerinden olan Yasin efendi, (Ce- 
ma'at ile nemaz kilmak icin yapilmis olan mescidleri nicin yikiyor- 
sunuz? Eger Abdullah ibni Abbasm "radiyallahii anhiima" kabri 
bulundugu icin yikmak istiyorsamz, onun mezan, biiyiik mescidin 
dismdaki tiirbededir. Onun ipin mescidin yikilmasi da icab etmez) 
dedi. Osman-i Mudayiki ile ibni Sekban bu soze cevab veremedi- 
ler. iclerinde bulunan Matu' adinda bir zmdik, (Siibheli olan sey- 
leri yok etmelidir) diye giiliinc bir soz soyledi. Yasin efendi buna 
karsihk, (Mescidde siibhe olur mu?) deyince, cevab veremedi. U- 

-341- 



zun bir sessizlikden sonra, Osman-i Mudayiki, (ikinizi de dinlemi- 
yecegim. Mescide dokunmayimz, ttirbeyi yikimz!) emrini verdi. 

39 - Taifde miisliman kam akitan alcaklar, sonra Mekkeye sal- 
dirdilar ise de, hac zemam oldugu icin, sehre girmege korkdular. 
Mekke ehalisi, Taifdeki muslimanlann oldurulmesini isitince, Serif 
Galib efendi, vehhabilere karsi koymak icin Ciddeye asker topla- 
maga gitdi. Fekat Mekke ehalisi, Taif faci'asindan cok korkdukla- 
n icin, bir hey'et gondererek yalvardilar. 1218 [m. 1803] senesi Mu- 
harrem ayinda Mekkeye girip, inanclanni sehrde yaydilar. Kabr zi- 
yaret edenleri, Resulullahin tiirbesine gidip yalvaranlan oldiire- 
ceklerini bildirdiler. Ondort giin sonra, serif Galib efendiyi yakala- 
mak icin Ciddeye gitdiler. Serif Galib efendi, Cidde kal'asmdan 
merdce saldirarak, vehhabi eskiyasindan cogunu oldiirdii. Geri ka- 
lanlan, Mekkeye kacdi. Halkin yalvarmasi iizerine, serif Galib 
efendinin kardesi olan serif Abdulmu'in efendiyi Mekkede emir 
birakip, Der'iyyeye gitdiler. Serif Abdulmu'in efendi, vehhabilerin 
iskencesinden Mekkelileri koruyabilmek icin bu emirligi kabul et- 
di. 

Serif Galib efendi, eskiyamn bozguna ugramasmdan otuzsekiz 
giln sonra, Cidde valisi Serif pasa ile, Ciddedeki askerleri alarak 
Mekkeye geldi. Burada birakilmis olan eskiyayi cikardi. Emirligi 
tekrar ele gecirdi. Eskiya, Mekkelilerden intikam almak icin, Taif 
etrafmdaki koylere saldinp cok cana kiydilar. (Osman-iil-mudayi- 
ki) admdaki sakiyi Taife vali yapdilar. Osman, Mekke etrafmdaki 
eskiyayi da tophyarak, biiyiik bir guruh ile 1220 [m. 1805] senesin- 
de Mekke sehrini kusatdi. Mekkedeki miislimanlar aylarca sikmti 
cekdi. Ac kaldilar. Son giinlerde, yimek icin kopek eti dahi bula- 
madilar. Serif Galib efendi, milletin canlanm kurtarmak icin, diis- 
manla anlasmakdan baska care olmadigim anladi. Mekke emirligi 
kendinde kalmak ve muslimanlann canma, malma dokunmamak 
sarti ile, sehri teslim etdi. 

Mekkeyi aldikdan sonra, Medineye de saldirdilar. Sehre girdi- 
ler. (Hazine-i nebeviyye)de bin seneden beri toplanmis olan diin- 
yamn en kiymetli tarihi esyalanm yagma etdiler. Miislimanlara bu- 
raya yazamiyacagimiz kadar cirkin isler yapdilar. Mubarek bin 
Magyan admda birini vali birakip, Der'iyyeye gitdiler. Mekkede ve 
Medmede yedi sene kaldilar. Yedi sene Ehl-i siinnet hacilarmi 
Mekkeye sokmadilar. Ka'beyi (Kaylan) denilen siyah kumasdan 
iki ortii ile sardilar. Nargile ipmegi yasak etdiler. icenleri cok dov- 
dtiler. Mekke ve Medine ehalisi, bunlara hie sokulmazlar, bunlan 
begenmezlerdi. 

-342- 



Mekkedeki miislimanlara yapilan iskenceleri, Eyyub Sabri pa- 
samn "rahime-hullahii teala" biniicyiizbir 1301 [m. 1883] senesin- 
de basilan (Mir'at-iil-Haremeyn) kitabimn birinci cildi soyle anlat- 
makdadir: 

Mekke-i miikerreme sehrindeki miislimanlara ve her sene ha- 
cilara yapilan iskenceler sayilamayacak kadar cokdur. 

Sii'ud, Mekke ehalisine ve bunlarm emiri serif Galib efendiye 
sik sik korkutucu mektublar gonderirdi. Birkac kerre asker gonde- 
rerek, Mekkenin etrafim sardi ise de, binikiyiizonsekiz 1218 [m. 
1802] senesine kadar bu sehri alamadi. Serif Galib efendi, biniki- 
yiizonyedi (1217) senesinde Cidde valisi ile Sam ve Misr haci kafi- 
lelerinin reislerini toplayip, (Eskiya Mekke-i miikerreme sehrine 
saldirmak istiyor. Bana yardim ederseniz, onlarm reisleri olan 
Sii'udii ele gecirebiliriz) dedi. Bunu kabul etmediler. Serif Galib 
efendi, kardesi serif Abdiilmu'ini yerine vekil birakip Ciddeye git- 
di. Serif Abdiilmu'in Mekke emiri olunca, Ehl-i siinnet alimlerin- 
den Muhammed Tahir, seyyid Muhammed Ebu Bekr, Mir Gani, 
seyyid Muhammed Akkas, Abdiilhafiz Acemiyi Sii'ud bin Ab- 
dtil'azize gonderip, afv ve iyilik istediler. Binikiyiizonsekiz (1218) 
senesi idi. Sii'ud, kabul edip, askeri ile Mekkeye geldi. Abdiil- 
mu'ini kaymakam yapdi. Tiirbelerin, mezarlann hepsini yikdirdi. 
Vehhabilerin inancina gore, Mekke ve Medine ehalisi, Allahii te- 
alaya ibadet etmiyorlarmis. Tiirbelere tapimyorlarmis. Tiirbeler ve 
mezarlar yikihrsa, herkes Allaha tapmmaga baslarmis. Abdiilveh- 
hab oglu Muhammede gore, 500 [m. 1106] senesinden sonra olen 
miislimanlarm hepsi kiifr ve sirk iizere olmiis. islamiyyetin dogru- 
su, ona bildirilmis. Vehhabi oldukdan sonra olenlerin, once olmiis 
olan miisriklerin yanma gomiilmeleri caiz degilmis. 

Sii'ud, serif Galib efendiyi "rahmetullahi aleyh" yakalamak ve 
Ciddeyi ele gecirmek icin, Cidde iizerine yiiriidii. Fekat Cidde eha- 
lisi, oradaki Osmanh askeri ile elele vererek kahramanca carpisdi- 
lar. Sii'udiin askeri fena halde bozuldu. Sii'ud, kacanlan tophyarak 
Mekkeye dondii. 

Serif Abdiilmu'in efendi "rahime-hullahii teala", Mekkedeki 
muslimanlan oliimden ve iskenceden kurtarmak icin vehhabilere 
dost goriindii ise de, azgm vehhabiler, hergiin iskenceyi ve soygun- 
culugu artdirdilar. Serif Adiilmu'in efendi, tathhkla gecinmege im- 
kan olmadigim anladi. Serif Galib efendiye "rahime-hullahii teala" 
haber gonderip, (Sii'udiin Mekkede ve askerlerinin [Mu'alla] deni- 
len meydandaki cadirlarda oldugunu, bir mikdar askerle gelirse, 
Sii'udiin ele gecirilebilecegini) bildirdi. 

-343- 



Serif Galib efendi "rahime-hullahu teala", bunu duyunca, Cid- 
de valisi Serif pasa ile birlikde ve secme askerleri alarak, bir gece 
Mekkede vehhabilere baskm yapdi. Cadirlan sardi ise de, Siiud 
kacip kurtuldu. Askerleri de silahlanm teslim etmek iizere afv di- 
lediler. Dilekleri kabul olundu. Mekke-i miikerreme sehri zalim- 
lerden kurtanldi. Bu basan, Taifdeki vehhabileri korkutdu. Onlar 
da, kan dokmeden teslim oldu. Osman-i Mudayiki zalimi, adamla- 
n ile birlikde, Yemen daglanna kacdi. Mekkeden cikanlan, koyler- 
de ve kabilelerde vurgunculuk yapdiklarmdan serif Galib efendi 
"rahmetullahi aleyh", (beni Sakff) kabilesine hemen adamlar gon- 
derdi. Taife gidip, vehhabileri vurun! Ele gecirdikleriniz sizin ol- 
sun dedi. Beni Sakif kabilesi, eskiyadan intikam almak icin, Taife 
saldirdilar. Taif de boylece kurtanldi. 

Osman-i Mudayiki, Yemen daglarmdaki cahil, vahsi koyliileri 
toplayip ve yolda karsilasdigi vehhabileri de ahp Mekkeyi kusat- 
di. Ehali iic ay kadar sehrde cok sikinti cekdi. Serif Galib efendi, 
on kerre cemberi yarmak istedi ise de, basaramadi. Mekkede yi- 
yecek kalmadi. Ekmegin okkasi bes riyale, sade yagin bir okkasi 
alti riyale cikmakla beraber, saticilar bulunamaz oldu. Halk, kedi, 
kopek yidi. Sonra bunlar da bulunamadi. Ot, agac yapragi yidiler. 
Bunlar kalmaymca, eziyyet etmemek ve kan dokmemek sarti ile 
Mekke sehri Sii'uda teslim edildi. Serif Galib efendi, bunda suclu 
degildi. Fekat onceden, kendini dinleyen kabilelerden yardimci 
getirmis olsaydi, bu duruma diismiyecekdi. Hatta, Mekkeliler, se- 
rif Galib efendiye yalvarip, bizi seven kabilelerden yardimci geti- 
rirseniz, hac zemanma kadar dayanabiliriz. Misr ve Sam hacilan 
gelince, kurtuluruz demislerdi. O da, bunu onceden yapabilirdim; 
simdi yapilamaz diyerek, onceki yanhsligim soylemisdir. Teslim 
olmak da istemiyordu. Fekat ehali, (Efendim, mubarek ceddiniz 
olan Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" dtismanla an- 
lasma yapmisdi. Siz de anlasarak bizi bu sikmtidan kurtanmz. Re- 
sulullah efendimizin siinnetine uymus olursunuz. Ctinki Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem", anlasmak ve sozlesme yapmak 
icin hazret-i Osmam [Hudeybiyeden] Mekkedeki Kureyslilere 
gondermisdi) dediler. Serif Galib efendi, halkm bu istegini oyah- 
yarak son ana kadar anlasma yapmadi. Halk dayanamiyacak hale 
gelince, Mekkede bulunan Abdurrahman admdaki bir din adami- 
nm baskisi ile, sozlesmege razi oldu. Serif Galib efendinin "rah- 
metullahi aleyh" boyle davranmasi, pek kurnazca olmusdu. Ab- 
durrahmanin aracihgi ile, Sii'udiin iskence yapmasim onlemis ol- 
du. Miislimanlara da, (Anlasmayi istemiyerek yapdim. Hac zema- 

-344- 



nma kadar bekliyecekdim) diyerek, halki ve askeri kendine bag- 
lamis oldu. 

Bu anlasma iizerine, Abdiil'azizin oglu Sii'ud, Mekkeye girdi. 
Ka'be-i muazzamayi kaba bir kece ile ortdii. Serif Galib efendiyi 
"rahmetullahi aleyh" isbasmdan ayirdi. Fir'avn gibi, oteye beriye 
saldirmaga, akla gelmiyecek iskenceler yapmaga basladi. Serif Ga- 
lib efendi, Osmanhlardan yardim gelmedigine giicenip, Sii'udiin 
Mekkeye yerlesmesindeki sebeb, Osmanh devletinin gevsekligidir 
soztinii halk arasma yaydi. Osmanh devletini harekete gecirmek 
icin de, Misr ve Sam hacilanmn Mekkeye sokulmamasim Sii'uda 
asiladi. 

Serif Galib efendinin "rahmetullahi aleyh" bu sozleri, Su'udiin 
azmasina ve iskencelerini artdirmasma yol acdi. Ehl-i siinnet alim- 
lerinden cogunu ve Mekkenin ileri gelenlerini ve zenginlerini ya- 
kalatip iskence ile oldiirtdii. Vehhabi oldugunu aciklamiyanlan 
korkutdu. Carsilarda, pazarlarda, sokaklarda, adamlar bagirtip, 
(Sii'udiin dinine giriniz! Onun genis olan golgesine sigimmz!) de- 
dirtdi. Muslimanlan Abdiilvehhab oglu Muhammedin dinine sok- 
maga zorladi. Collerde oldugu gibi, hak dinini ve dogru mezhebini 
koruyabilecek saglam kimseler cok azaldi. 

Serif Galib efendi, bu aci halleri goriip, Arabistan collerinde ol- 
dugu gibi, Hicazda ve mubarek sehrlerde de islamiyyetin yok ola- 
cagini anhyarak, Sii'uda haber gonderdi: (Hacdan sonra, Mekkede 
kahrsan, Osmanh hiikumetinin istanbuldan gonderecegi askere 
dayanamazsm. Yakalamr olduruliirsiin. Hacdan sonra Mekkede 
kalma, cik, git!) dedi ise de, bu sozler Sii'udiin azgmhginm ve is- 
kencelerinin artmasma yol acdi. 

Sii'ud bin Abdiil'aziz, her tarafa zulm, iskence ateslerini yag- 
dirdigi sirada, Ehl-i siinnet alimlerinden birini caginp, (Hazret-i 
Muhammed "aleyhisselam" mezannda diri midir? Yoksa bizim 
inancimiza uygun olarak, herkes gibi olii miidiir) deyince, (Resu- 
lullah "sallallahii aleyhi ve sellem" bizim bilmedigimiz bir hayatla 
diridir) cevabim aldi. Sii'udiin bu siiali sormasi, onun cevab vere- 
bilecegini diisiinerek, iskence ile oldiirmek icindi. (Hazret-i Pey- 
gamberin, kabrinde diri oldugunu, bize goster de sana inanahm. 
Sacmasapan sozlerle cevab verirsen, benim hak dinimi kabul et- 
memekde inadci oldugun anlasilacagmdan, seni oldiiriiriim) dedi. 
Ehl-i siinnet alimi, (Disandan birsey gosterip de seni inandirmaga 
cahsmryacagim. Geliniz, birlikde Medme-i miinevvereye gidelim! 
(Muvacehe-i se'adet) penceresi oniinde durahm. Ben selam vere- 
yim. Selamima cevab verirse, inamrsm. Resulullah efendimizin, 

-345- 



Kabr-i se'adetinde diri oldugunu, selam verenleri isitdigini ve ce- 
vab verdigini anlamis olursun. Selamima cevab verilmezse, benim 
yalanci oldugum anlasihr. Bana istedigin cezayi verebilirsin) dedi. 
Sii'ud, bu sozleri isitince, Ehl-i siinnet alimini sahverdi. Sii'ud bu 
cevaba cok kizmisdi. Ciinki, bu isi yapsaydi, kendi inancma gore, 
kendisi de kafir, miisrik olurdu. Sasinp kaldi. Ciinki, buna karsihk 
verebilecek bir bilgisi yokdu. Rezil olmamak icin, alimi serbest bi- 
rakdi. Sonra, kendi adamlanndan birine, bu hocayi bulup oldiire- 
ceksin ve oliim haberini bana hemen bildireceksin dedi. Allahii te- 
alamn takdiri ile, bu vehhabi bir yoluna getirip de, o zati oldiire- 
medi. Bu korkunc haber, agizdan agiza, o zata kadar ulasdi. Bu 
miicahid zat, artik Mekkede bulunmanm dogru olmiyacagim diisii- 
nerek, baska yere hicret etdi. 

Sii'ud, miicahid zatin Mekkeden cikdigim haber aldi. Arkasm- 
dan kirahk katil gonderdi. Bu katil, (Bir Ehl-i siinneti oldiirece- 
gim, cok sevab kazanacagim) diyerek, gece giindiiz durmadan git- 
di. Miicahid zata yetisdi ise de, o zat, biraz once kendi eceli ile ve- 
fat etmis idi. O zatin devesini bir agaca baglayip, su aramak icin, 
bir kuyu basina gitdi. Gelince, yalmz deveyi gordti. O zati bulama- 
di. Sii'uda gidip olanlan soyledi. Sii'ud, (Evet, evet! Ben o zatin 
zikr ve tesbih ile goklere cikanldigmi rii'yada gordiim. Nur yiizlti 
kimseler, bu cenaze filan zatdir. Ahir zeman Peygamberine "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" diirtist inandigi icin, cenazesi sema- 
ya kaldinldi dedigini isitdim) cevabim verince, (Beni boyle muba- 
rek bir zati oldiirmek icin, gonderirsin. Allahii tealamn ona olan 
ihsanim gordtigiin halde, bozuk inancim diizeltmezsin) diyerek 
sovtip saydi. Kendi tevbe etdi. Sii'ud, adammm bu sozlerine kulak 
bile vermedi. Osman-i Mudayikiyi Mekkede vali birakip, Der'iy- 
yeye gitdi. 

Sii'ud bin Abdiil'aziz, Der'iyyede kaldi. Medine-i miinevvere- 
yi de ele gecirdi. Hac etmek istiyenleri ve dogru diirtist konusabi- 
lenleri, yanina alarak Mekkeye dogru yola cikdi. Vehhabiligi ove- 
cek ve yayacak olan din adamlan, onde gidiyordu. Bunlar Mekke- 
ye girince, 1221 [m. 1806] Muharrem ayinm yedinci Cum'a gtinii, 
Abdiilvehhab oglunun yazdigi vehhabi kitabmi (Mescid-i haram) 
icinde okuyup anlatmaga basladilar. Ehl-i siinnet alimleri "rahi- 
me-htimullahii teala" bunlara cevab verdi. Bu cevablan (Seyf-iil- 
Cebbar) kitabmda yazihdir. On giin kadar sonra, Sii'ud bin Ab- 
dul'aziz de geldi. Serif Galib efendinin (Mu'alla) denilen yerdeki 
konagma yerlesdi. Serif Galib efendiye dostluk gosterisi olarak, 
iizerindeki ortiiniin bir parcasmi ona ortdti. Serif Galib efendi de, 

-346- 



buna dostluk gosterisinde bulundu. Serif Galib efendi, Sii'ud ile 
birlikde Mescid-i Harama gidip, Ka'be-i muazzamayi tavaf etdiler. 

1221 [m. 1806] senesinde, Sam kafilesinin Mekkeye yaklasdigi 
isitildi. Sii'ud, bu hacilan Mekkeye sokmiyacagim bildirmek icin, 
Mes'ud bin Mudayiki adinda birini kafileye gonderdi. Mes'ud, ka- 
fileye gidip, (Siz evvelce bildirilen sartlara uymadmiz. Sii'ud bin 
Abdiil'aziz size Salih bin Salih ile emr gondermisdi. Askersiz geli- 
niz demisdi. Yanmizdaki bu askerler nedir? Emre uymadigimz 
icin, Mekkeye giremezsiniz) dedi. Hac kafilesinin emiri Abdullah 
Pasa, hac icin geldiklerini bildirmek ve izn almak icin Yusiif pasa- 
yi Sii'uda gonderdi. Sii'ud, Yusiif pasayi goriince: (Pasa! Allahdan 
korkmasaydim, hepinizi oldiiriirdtim. Haremeyn ehalisi icin ve 
Arab koyliileri icin getirmekde oldugunuz altin torbalanm buraya 
getirip, hemen geri doniiniiz! Bu sene hac yapmamzi yasak etdim) 
dedi. Yusiif Pasa, altin torbalanm teslim edip geri dondii. 

Sam kafilesinin hac yapmasi yasak edildigi haberi her tarafa ya- 
yildi. Isiten miislimanlar saskma dondii. Mekkedeki miislimanlar, 
kendilerinin de Arafata Qikmalan yasak edildi sanarak agladilar, 
sizladilar. Ertesi giin, Mekkelilerin Arafata gitmelerine izn verildi 
ise de, mahfe ve taht-i revan icinde gitmeleri yasak edildi. Hakim- 
ler, alimler ve herkes merkeb veya deve ile Arafata gitdiler. Ara- 
fat meydamnda hutbeyi Mekke kadisi yerine vehhabilerden birisi 
okudu. Hacdan sonra Mekkeye dondiiler. 

Sii'ud, Arafat doniisiinde, Mekke kadisi Hatib-zade Muham- 
med efendiyi isinden ayinp, yerine vehhabilerden Abdiirrahmam 
getirdi. Abdurrahman da, Muhammed efendiyi ve Medine mollasi 
Sii'ada begi ve Mekke-i miikerreme nakibi Atayi efendiyi getirip 
yerdeki kece iizerine oturtdu. Sii'uda bi'at ediniz dedi. Bu alimler, 
vehhabi inancma gore, (La ilahe illallah vahdehu la serike leh) di- 
yerek miisafeha etdiler ve yine yerlerine oturdular. Sii'ud gtildii, 
(Ben sizi ve Sam kafilesi hacilanm Salih bin Salihe birakdim. Salih, 
iyi bir adamimdir. Ona guvenirim. Mahfe devesi ve yiik devesi icin 
iicer yiiz ve merkeb icin yiizelli kurus vermek iizere Sama gitmeni- 
ze izn verdim. Bu kadar ucuz para ile Sama gitmek, sizin icin bii- 
yiik bir ni'metdir. Sayemde rahat ve sevinerek gidiniz. Biitiin haci- 
lar, boylece gidip geleceklerdir. Bu da, benim bir adaletimdir. Pa- 
disah-i al-i Osman sultan ticiincu Selim han hazretlerine "rahme- 
tullahi aleyh" mektub yazdim. Kabrler iizerine tiirbe yapilmasmm 
ve oliilere kurban kesilmesinin ve onlan vesile ederek diia okun- 
masimn yasak edilmesini istedim) dedi. 

Sti'udun Mekkede yerlesmesi, dort sene devam etdi. 1227 [m. 

-347- 



1812] senesinde, Misr vahsi Muhammed All Pasa, sultan Mahmud-i 
Adliden "rahmetullahi teala aleyhima" gelen emr iizerine Ciddeye 
geldi. Ciddeden ve Medmeden gonderdigi Misr askerleri ile birlese- 
rek kanh bir muharebeden sonra, Sii'udu Mekkeden cikardilar. 

40 - Islam halifelerinin yetmisbesinci ve Osmanh padisahlarmm 
onuncusu olan sultan birinci Siileyman han "rahmetullahi aleyh", 
Medfne-i miinevvere sehri etrafmdaki divarlan yenilemisdi. Divar- 
lar cok saglam yapildiklan icin Medine-i miinevvere sehri ikiyiiz- 
yetmisdort sene, eskiya baskmma ugramadi. Sehrdeki musliman- 
lar rahat ve huzur icinde yasadilar. Fekat, 1222 [m. 1807] senesi ilk 
aylarmda Su'udiin eline diisdiiler. 

Sii'ud, Mekke-i Miikerremeyi ele gecirdikden ve Londradan 
gelen altinlarla Mekke etrafmdaki koyllileri satm aldikdan sonra, 
koylerden topladigi yagmacilan Medme sehri iizerine gonderdi. 
Bunlarm basma Beday ve Nadi admda iki kardesi kumandan yap- 
misdi. Yolda karsilasdiklan miisliman koylerini yagma etdiler. 
Cok cana kiydilar. Beday ve kardesi Nadi, Medme etrafmdaki 
koylerden cogunu yakip yikdi. Esyalanni yagma etdi. Ehl-i siinnet 
alimlerinin "rahmetullahi aleyhim ecma'in" bildirmis olduklan 
dogru yolda olan muslimanlari kilmcdan gecirdi. Yakilan koyler, 
oldtirtilen miislimanlar, o kadar cokdu ki, belli bir sayi elde edile- 
medi. Medme sehri etrafmdaki koyler, oliim korkusundan ve yag- 
madan, iskenceden kurtulmak icin, vehhabi inamslanni kabul etdi- 
ler. Sii'uda kul, kole oldular. Sii'ud, Salih bin Salih ile Medine seh- 
rine bir mektub gonderdi. 

Sii'udiin Medinedeki miislimanlara karsi yazdigi bu mektubun 
tercemesi soyledir: 

Kiyamet giiniintin malikinin adi ile bashyorum. Medmenin 
alimlerine, me'murlanna ve tiiccarlanna bildiririm ki, diinyada ra- 
hata ve huzura kavusmak, ancak hidayet bulanlar icindir. Ey Me- 
dine ehalisi! Sizi hak dine caginyorum. Al-i imran suresi, ondokuz 
ve seksenbesinci ayetlerinde mealen, (Allahin dogru bildigi din is- 
lam dfnidir. islamdan baska din edinenlerin, dinleri kabul olmaz. 
Bunlar, ahiret giiniinde zarar edeceklerdir!) buyurulmusdur. Size 
karsi olan diisiincelerimin nasil oldugunu bilmenizi istiyorum. 
Medine ehalisine karsi sevgim ve baghhgim vardir. Yammza gelip, 
Resulullahm sehrinde bulunmak istiyorum. Beni dinlerseniz, emr- 
lerime uyarsamz, size bir sikmti ve iskence yapmam. Mekke seh- 
rine girdigim zeman, orada bulunanlar, benden hep iyilik gordii- 
ler. Yeniden miisliman olmamzi istiyorum. Emrlerime ita'at eder- 
seniz, yagmadan, oliimden ve iskenceden kendinizi kurtarirsimz. 

-348- 



Allah sizi korur, ben de koruyucunuz olurum. Bu mektubumu, gii- 
vendigim adamim Salih bin Salih ile size gonderiyorum. iyi okuyu- 
nuz. Onun ile karara baglaymiz! Onun sozii, benim soziim demek- 
dir. 

Salih bin Salih ile gelen mektub, Medinelileri cok korkutdu. 
Daha once Taifde yapdiklari iskenceleri, kilmcdan gecirdikleri ka- 
dmlan, cocuklan "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in" birkac gun 
once isitmislerdi. Tiiyleri iirpermisdi. Sii'ud bin Abdiil'azizin mek- 
tubuna evet veya hayir diyemediler. Canlarmdan da, dinlerinden 
de vazgecemediler. 

Eskiyasmm basi olan Beday haini, mektuba cevab gelmeyince, 
Medmenin iskelesi olan (Yenbu') sehri iizerine yiiriidii. Bunu ele 
gecirdikden sonra, Medineye gelip, sehri kusatdi. Surun, Anberiy- 
ye kapisma siddetle saldirdi. O giin Sam hacilan Abdullah Pasamn 
emirligi altmda cikageldiler. Sehrin sanlmis oldugunu goriince ha- 
cilar ve birlikde bulunan askerler, Eskiya ile dogiismege basladilar. 
Iki saat siiren kanh muharebede, ikiyiiz kadar saki kilmcdan geci- 
rildi. Geri kalanlan dagihp kacdilar. 

Abdullah Pasa, hac vazifesini yapmcaya kadar, Medinedeki 
miislimanlar rahat etdiler. Fekat, Sam hacilan, Medmeden cikip 
uzaklasmca, Beday haini sehri yine kusatdi. Kuba ve Avali ve Kur- 
ban denilen yerleri ele gecirdi. Buralara iki de tabya yapdi. Sehrin 
ulasdirma yollarmi kesdi. (Ayn-i zerka) denilen su yollanm yikdi. 
Boylece miislimanlari ac ve susuz birakdi. 

MU'CIZE: Ayn-i zerka su yollanm yikip sehrde su kalmadigi 
zeman, Mescid-i Nebideki (Bagce-tiir-Resul) icindeki kuyunun su- 
yu cogaldi. Acihgi ve sertligi kalmadi. Sehrdeki btitiin miislimanlar 
su sikmtisi cekmedi. Daha once, bu kuyunun suyu acihgi ile mes- 
hur idi. 

Muhasara aylarla uzadi. Medinedeki miislimanlar, Sam hacila- 
n gelir bizi yine kurtanr diyerek, agir sikintilara katlandilar. Fekat, 
Sam hacilan gelince, emirleri olan Ibrahim Pasa, karsi koyacak as- 
keri olmadigi icin, sehri onlara teslim ediniz dedi. Medinedeki 
miislimanlar bunu isitince, Ibrahim Pasamn Beday ile konusup an- 
lasdigim, miislimanlara iskence ve zarar yapilmamasi icin ondan 
soz aldigim zan etdiler. Tercemesi asagida yazih mektubu yazarak, 
Muhammed Tayyar ve Hasen Cavus ve Abdiilkadir ilyas ve All 
admda dort kisi ile Sii'uda gonderdiler. 

Mektub tercemesi: Size karsi yapilmasi lazim olan saygiyi bil- 
dirir ve selamlanmizi arz ederiz. Allahii teala, nzasma uygun olan 

-349- 



islerinizi basarili eylesin! Ey seyh Sil'ud! Sam hacilarmm emiri 
olan Ibrahim pasa buraya geldi. Sehrin Beday tarafindan kusatil- 
mrs, susuz birakilmis ve yollarmm kesilmis oldugunu gordii. Sebe- 
bini sordu. Bu islerin sizin emrinizle yapilmis oldugunu anladi. Biz- 
ler, senin Medine ehalisine karsi kotii niyyetde olmadigim umdu- 
gumuz icin, bu cirkin ve kotii seylerden haberin olmadigim diisiin- 
diik. Basimiza gelenleri sana bildirmek icin, ileri gelenlerimiz top- 
landik. Sozbirligine vararak aramizdan en iyi, temiz olan dort kisi- 
yi secdik. Sana gonderdik. Bunlann, bizi sevindirecek bir cevab ile 
geri donmelerini Allahii tealadan diia ediyoruz. 

Sii'ud, mektubu alinca, elcilere cok sert davrandi. Medine eha- 
lisine cok kizgm ve diisman oldugunu bildirmekden haya etmedi. 
Elciler, afv etmesi icin cok yalvardilar. Onun pis ayaklanna kapan- 
dilar ise de, hak olan dinimi kabul etmiyeceginizi, emrlerimi yap- 
miyacagmizi, achkdan, susuzlukdan ve sikmtidan bunalarak, tath 
dille beni aldatmak istediginizi, sikmtidan kurtulmak icin yalvardi- 
ginizi, mektubu okuyunca anladim. isteklerimi yapmakdan baska 
kurtulus yolu yokdur. Emrlerini kabul eder goriiniip de, uygunsuz 
soz ve hareketiniz olursa, sizi de Taifliler gibi inletir ve yok ederim 
dedi. Muslimanlan mezheblerini birakmaga zorladi. 

Sii'udiin, Medineden gelen elcilere kabul etdirdigi bozuk ve sa- 
pik sozler (Tarfli-i vehhabiyyan) kitabmda uzun yazihdir. 

Medmeli elciler, Sii'udiin emrlerini zorla kabul etdikden sonra 
geri dondiiler. Medineliler de, bunalmis olduklanndan, bogulan 
kimsenin yilana sanldigi gibi, baska birsey diyemediler. Anlasma- 
nm yedinci maddesi geregince Beday adamlarmdan yetmis kisiye, 
Medine kal'asim teslim etdiler. Anlasmamn bir maddesi, Medine- 
deki tiirbelerin yikilmasi idi. iskencelerden kurtulabilmek icin, an- 
lasmada bulunan emrleri, istemiyerek yapdilar. istemiyerek yapdi- 
lar ise de, bu isleri pek kotii sonuclara yol acdi. 

Istanbula yazilan imdad mektublarma bir cevab ahnamadi. Me- 
dine ehalisi, iic sene iskence altmda kaldi. Miislimanlarm, Istanbul- 
dan yardim gelecegine timmidleri kalmaymca, Sil'uda mektub yaz- 
dilar. Afv ve merhamet etmesi icin yalvardilar. Bu mektubu, Hii- 
seyn Sakir ve Muhammed Segayi admda iki kisi ile Der'iyyeye 
gonderdiler. Fekat Sii'ud, Medinelilerin, once istanbuldan yardim 
istemis olduklanni isitdiginden, elpileri kabul etmedi. Uc seneden 
beri sikmti ve iskence altmda yasamakda olan Medinelileri daha 
cok sikisdirmak ve hirpalamak icin biiyiik bir haydiid siiriisii ile 
Medine iizerine yiiriidii. 

-350- 



Arabistan coliinde biltiin vahsiler ve koyliiler, Sti'udii Need pa- 
disahi olarak tamyorlardi. O ahmak ve aleak da, oteye beriye yaz- 
digi mektublara, (imam-iid-Der'iyye-til-mecdiyye vel-ahkam-id- 
da'vetin Necdiyye) diyerek imza ederdi. 

Sii'ud Medmeye girince, hemen tiirbelerin yikilmasim, hem de 
tiirbe bakicilarmm yikmalanni emr eyledi. Uc sene onceki anlas- 
mamn uciincii maddesine gore, muslimanlar bircok kiymetli ttirbe- 
leri onceden yikmislar, mezarlan yerle bir etmisler idi ise de, bii- 
yiik ve mubarek bildikleri birkac tiirbeye dokunamamislardi. Bun- 
lan da, kendi hizmetcileri, aglaya sizlaya yikmaga basladilar. Haz- 
ret-i Hamzanm "radiyallahil arm" Uhuddaki tiirbesinin bekcisi 
olan miisliman, cok ihtiyar oldugu icin, bu isi yapamiyacagim bildi- 
rince, Sii'ud kendi kolelerinden bir haini, kubbeyi yikmak icin gon- 
dermis. Bu kimse tiirbeyi yikmak icin kubbe iistiine Qikmca diisiip 
olmiis oldugundan, Sii'ud habisi, hazret-i Hamzanm tiirbesini yik- 
makdan vaz gecdi. Fekat kapisim sokdiirdii. Bu bayagi emrini yap- 
dirdikdan sonra, (Menaha) meydamnda kurdurdugu kiirsiye cikip, 
bir konusma yapdi. Medmedeki miislimanlarm kendisine ita'at et- 
mek istemediklerini, korkudan miinafik olduklanni, eskisi gibi 
miisrik kalmak istediklerini soyledi. Sonra, kal'ada sigmmis olan- 
lann da gelip boyun biikmelerini, gelmiyenler icin Taife yapdirmis 
oldugu iskencenin bunlara da yapilacagmi, pek cirkin ve simarik 
sozlerle anlatdi. 

Herkesin Menaha meydamnda toplanmasim, sokak sokak ba- 
girarak bildirdikleri icin ve kal'a kapilan da kapatildigi icin, her- 
kes korkmusdu. Taifliler gibi iskence ile oldliruleceklerini anla- 
mislardi. Cocuklarmm gozlerinden operek, kadmlarma veda' edip 
halallasarak, Menaha meydamnda toplandilar. Erkekler bir tara- 
fa, kadmlar baska tarafa cekilip, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve 
sellem" mubarek tiirbesinin nurlu kubbesine karsi boyun bukdii- 
ler. Medme-i miinevverede o zemana kadar, boyle bir kara gun 
gorulmemisdi. Sii'ud kuduruyor. Miislimanlara karsi goriilmemis 
bir kin ile kopurliyordu. Fekat, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve 
sellem" bereketi ile, Allahu teala, Medine sehrini kana boyamak- 
dan korudu. Edebe, hayaya sigmiyan cok cirkin ve kotii sozlerle 
miislimanlara hakaret etdikden sonra, Medine kal'asina eskiyasi- 
m yerlesdirdi. En giivendigi Hasen Cavus admdaki bir alcagi Me- 
dmeye vali birakip, kendisi (Der'iyye)ye gitdi. Hac zemamnda 
Mekkeye gelip, hac yapdikdan sonra, yine Medineye geldi. Sam 
kafilesi Medmeden iki iic konak acildikda, Sii'ud mahkeme bina- 
sma geldi. Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" muba- 

-351- 



rek tiirbesinde ve Mescid-i Nebevi hazinesinde bulunan ve bin se- 
neden beri cesidli islam sultanlan, islam kumandanlan, islam 
san'atkarlan ve islam ilm adamlan tarafmdan ve biitiin islam diin- 
yasmdan secilerek ve ozenerek gonderilmis olan pek kiymetli he- 
diyyeleri, tarfhi biiyiik ehemmiyyet tasiyan san'at eserlerini, altin- 
larla siislii, cevherlerle ve kiymetli taslarla islenmis beha bicilmez 
esyayi ve secme mushaf ve nadide kitablan, tas ytiregi ve kara kal- 
bi titremeden yagma etdirdi. Bu edebsizlikden ve alcaklikdan da, 
mushmanlara karsi olan kin atesi sonemeyince, yikilmakdan kur- 
tulmus olan Eshab-i kiramin ve sehidlerin tiirbelerini de yikdirdi. 
Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" mubarek hiicresinin 
kubbesini de yikdirmak istedi ise de, muslimanlann hickink agla- 
malan ve yalvarmalan iizerine, Sebeke-i se'adeti harab edip, di- 
varlan birakdi. Medine sehrini ceviren divarlann ta'mir edilmesini 
emr etdi. Medine ehalisini Mescid-i Nebiye topladi. Mescid kapila- 
nm kapatip, kiirsiye cikdi. Soyle dedi: 

Ey cema'at! Size nasihat vermek ve emrlerime uymamzi tenbih 
etmek icin buraya topladim. Ey Medine ehalisi! Bugiin dininiz te- 
mam oldu. Miisliman oldunuz. Allahi sevindirdiniz.Artik babalan- 
mzin, dedelerinizin bozuk olan dinlerine ozenmeyiniz! Allahm on- 
lara rahmet etmesi icin diia etmeyiniz! Onlann hepsi sirk iizere ol- 
diiler. Miisrik idiler. Allaha nasil ibadet edeceginizi, nasil diia ede- 
ceginizi, din adamlanmiza verdigim kitablarda bildirdim. Din a- 
damlanmm bildirdiklerine uymiyanlanmz olur ise, mallanmzm ve 
esyamzm, cocuklanmzm ve kadmlanmzin, kammzm, askerim icin 
mubah oldugunu biliniz! Hepinizi zincire baglayip, iskence yapa- 
caklar ve oldiireceklerdir. Peygamberin "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" tiirbesi oniinde, dedelerinizin yapdigi gibi salat ve selam 
soylemek icin saygi ile durmak, vehhabilik dininde yasakdir. Tiir- 
be oniinde durmayip, gecip gitmeli. Giderken yalmz, (Esselamii a- 
la Muhammed) demelidir. Peygambere saygi, imamimiz Muham- 
med bin Abdiilvehhabm ictihadina gore bu kadar yetisir. 

Sii'ud, bu sozleri ve bunlara benzer daha bircok yazamiyacagimiz 
cirkin ve kaba sozleri soyledikden sonra, Mescid-i se'adetin kapilan- 
m acdirdi. Oglu Abdiillahi Medineye vali birakip, kendisi Der'iyye- 
ye gitdi. Bundan sonra, Abdullah bin Sii'udiin Medinedeki miisli- 
manlara etmedigi fenalik kalmadi. Sii'ud, Londrada hazirlanan plan- 
lan, hep ingiliz silahlan ve altinlan ile ve aldigi emrler ile yapdi. 

41 - Osmanh devleti, bu senelerde dis devletlerle ugrasmakda 
ve ingilizlerin koriikledigi isyan ateslerini sondurmege cahsmak- 
da idi. Bunun icin, hicazdaki eskiyaya karsi, miislimanlara yardim 

-352- 



etmek imkamni bulamadi. [Mekteb-i sultani miidiri Abdurrah- 
man Seref beg, 1325 hicri ve 1909 miladi senesinde basilan (Fezle- 
ke-i tarih-i devlet-i Osmaniyye) kitabmda diyor ki, (1213 [m. 
1798] de fransizlar Misn isgal etdi. Uzun muharebelerden sonra 
Misr 1216 da istirdad edildi. Anadoluda ve Rumelide zuhur eden 
eskiya ile ugrasildi. 1221 de Rusya Hotin ve Bender kal'alanna 
hucum etdi. Ingiliz donanmasi, bunu firsat bilerek Marmaraya gir- 
di. Yedi-kuleye kadar gelerek, sahilleri top atesine tutdu. Halicde- 
ki donanmanm kendisine teslfm edilmesini istedi. Basda padisah 
iiciincu sultan Selim olmak iizere, biitiin me'murlann gayreti ile 
sahillere binden ziyade top yerlesdirilerek, ingiliz donanmasma 
ates edildi. Donanma on gun dayanamayip kacdi. Fekat, dahili 
diismanlar Istanbulda ihtilal cikarrp, 1223 de sultan sehid edildi. 
Rusya 1224 de tekrar hiicum etdi. Bu harb 1227 Biikres miiahede- 
sine kadar devam etdi.)] 1226 [m. 1811] senesinde, Sii'udun miis- 
limanlara iskenceleri ve islam dinine olan hakaretleri, dayamlmi- 
yacak hal aldigindan, miislimanlarm halifesi sultan II. Mahmud 
han-i Adli "rahmetullahi aleyh" Misr valisi Muhammed Ali pasa- 
ya "rahime-hullahii teala" ferman gonderip, eskiyayi terbiye et- 
mesini emr eyledi. Muhammed Ali pasa, oglu Tosun pasamn ku- 
mandasinda bir kolorduyu, Ramezan aymda Misrdan yola cikar- 
di. Tosun pasa, Medmenin iskelesi olan (Yenbu') sehrini aldi. Cii- 
deyde yolu ile Medineye giderken, (Safra) vadisi ile Ciideyde bo- 
gazi arasmda ve (1226) zilhicce ayi basmda biiyiik bir muharebe 
olup bozguna ugradi. Tosun pasaya birsey olmadi ise de, Osmanh 
muslimanlarmm cogu sehid oldu. Muhammed Ali pasa buna cok 
iiziildu. Biiyiik bir kolordu ile kendisi yola cikdi. Orduda onsekiz 
top, iic havan topu ve pek cok silah vardi. 1227 [m. 1812] senesinin 
Sa'ban aymda Safra ve Ciideyde bogazlanni gecdiler. Ramezan 
aymda, bircok koyleri harbsiz ele gecirdiler. Muhammed Ali pasa, 
cok kurnaz davramp, bu basanlan para ile sagladi. Daha dogrusu, 
bu kurnazhgi ona serif Galib efendi "rahime-hullahii teala" ogret- 
di. Para ile koyleri ele gecirdi. Bu yolda yiizonsekizbin riyal dagi- 
tildi. Tosun pasa da, babasi gibi, serif Galib efendi ile goriismus ol- 
saydi, koca bir orduyu elinden cikarmamis olurdu. Serif Galib 
efendi, Mekkede vehhabilerin emiri idi. Fekat, Mekkenin o azgm 
sakilerden kurtanlmasim goniilden istemekde idi. Muhammed Ali 
pasa, Zilka'de sonunda Medineyi de kansiz ele gecirdi. Bu zafer- 
leri, halife hazretlerine arz edilmek iizere Misra bildirdi. Misrda 
iic gun iic gece bayram yapildi. Zafer mtijdeleri biitiin islam mem- 
leketlerine bildirildi. Muhammed Ali pasa, bir firkayi da, Cidde 
yolundan Mekkeye gondermisdi. Bu firka, (1228) Muharremi bas- 

- 353 - Kiyamet ve Ahiret - F:23 



larmda Ciddeye geldi. Mekkeye yilriidii. Serif Galib efendinin giz- 
lice gondermis oldugu planlara uyarak, kolayca Mekkeye girdi. 
Osmanli ordusunun Mekkeye yiirudiigu sehre yayilmca, Sti'udiin 
askerleri, kumandanlan ile birlikde, daglara kacdilar. 

Sii'ud bin Abdiil'aziz binikiyuzyirmiyedi (1227) senesinde, hac- 
dan sonra Taife gitmis, islam kam dokiilen yerleri gezmis, fesad 
ocagi olan Der'iyyeye donmiisdii. Der'iyyeye gelince, Medine-i 
munevverenin ve sonra Mekke-i miikerremenin Osmanlilann eli- 
ne gecdigini isitince, saskina dondii. O sirada Osmanli ordusu Ta- 
ife yiirudii. Taif zalimi olan (Osman-iil-Mudayiki), askerleri ile bir- 
likde, korkudan kacmis oldugundan, sehr harbsiz ele gecirildi. 
Miijde haberi istanbula, muslimanlarm halifesine arz olundu. Sul- 
tan Mahmud han-i Adli "rahime-hullahii teala" bu miijdeye cok 
sevindi. Allahii tealamn bu ihsanma hamd eyledi. Muhammed All 
pasaya tesekkiirler ve ihsanlar gonderip, Hicaza tekrar giderek es- 
kiyayi teftis ve kontrol etmesini emr buyurdu. 

Muhammed All pasa, sultan Mahmud hamn fermanma uyarak, 
Misrdan tekrar yola cikdi. Bu sirada, serif Galib efendi, Osmanli 
ordusu ile birlikde Taife gitmis, elleri kanh vali Osmam aramaga 
dagilmislardi. Planh davranarak, sakiyi yakaladilar. Misra ve ora- 
dan istanbula gonderildi. Muhammed Ah pasa, Mekkeye gidince, 
Serif Galib Efendiyi istanbula gonderdi. Yerine kardesi Yahya bin 
Mes'ud efendiyi "rahime-hullahii teala" emir yapdi. 1229 Muhar- 
rem aymda (Mubarek bin Magyan) sakisi de ele gecirilip istanbula 
gonderildi. Binlerle miisliman kam akitan bu iki saki, istanbul so- 
kaklarmda dolasdinldikdan sonra, cezalan verildi. Yirmialti sene 
Mekke emirligi yapan serif Galib efendiye sevgi ve saygi gosterile- 
rek Selanike gonderilmis, orada istirahat ederek, 1231 [m. 1815] de 
vefat etmisdir. Selanikde tiirbesi ziyaret edilmekdedir. 

Hicazm mubarek sehrleri eskiyadan temizlendikden sonra, Ye- 
mene kadar olan yerleri de temizlemek icin bir firka [tiimen] gon- 
derilmisdi. Muhammed Ali pasa, kendi askeri ile bu firkamn yar- 
dimma gitdi. Biitiin oralan da temizledi. Mekkeye dondii. (1230) 
Recebine kadar orada kaldi. Oglu Hasen pasayi Mekke valisi ya- 
pip, Misra dondii. Kadm, cocuk, binlerce mlislimamn kanim aki- 
tan ingilizlerin masasi, aleak Sii'ud bin Abdiil'aziz (1231) senesi 
ortalarmda oldii. Yerine oglu Abdullah bin Sii'ud gecdi. Muham- 
med Ah pasa Misra gelince, oglu Ibrahim pasayi bir firka asker ile 
Abdullahm uzerine gonderdi. Abdullah ibni Sii'ud onceden To- 
sun pasa ile bir anlasma yaparak, Der'iyye emiri kalmak sarti ile, 
Osmanhlara ita'at edecegini bildirmisdi. Fekat Muhammed All 

-354- 



pasa, bu anlasmayi kabul etmemisdi. Ibrahim pasa, (1231) senesi 
sonunda Misrdan yola cikdi. (1232) basinda Der'ryyeye vardi. Ab- 
dullah ibn-us-Sii'ud, biitiin askeri ile karsisma cikdi. Cok kanh mu- 
harebelerden sonra, binikiyuzotuzuc 1233 [m. 1818] Zilka'de ayin- 
da Abdullah ibn-us-Sii'ud yakalandi. Bu zafer mujdesi Misra gelin- 
ce, kal'adan yiiz top atihp, yedi gun yedi gece bayram yapildi. Her 
taraf bayraklarla donatildi. Minarelerde tekbir getirildi ve miina- 
catlar okundu. 

Muhammed Ali pasa, Arabistamn mubarek sehrlerinin eskiya- 
dan temizlenmesine cok ehemmiyyet vermis, muvaffak olmak icin 
cok ugrasmis, bu yolda, sayilamiyacak kadar altin sarf etmisdir. 
Simdi de, Sii'udi hiikumetinin, daha cok altin harciyarak sapik 
inanclarim biitun diinyaya yaymak cabasmda oldugunu iiziilerek 
gormekdeyiz. Mezhebsizlik felaketinden kurtulmak icin, (Ehl-i 
siinnet) alimlerinin "rahmetullahi aleyhim ecma'in" yazdiklan din 
kitablanm okuyup, islamiyyeti dogru olarak ogrenmekden baska 
care yokdur. 

Abdullah bin Sii'ud yakalandikdan sonra, miislimanlara isken- 
ce yapan azgmlar ile birlikde Misra gonderildi. Binikiyiizotuzdort 
(1234) Muharreminde, sayilamiyacak kadar cok seyirci arasinda 
Kahireye getirildiler. 

Muhammed All pasa, Abdullah bin Sii'udii pek sevincli olarak 
ve nezaketle karsiladi. Soyle konusdular: 

Pasa: 

- Cok ugrasdimz! 
ibn-us-Sii'ud: 

- Harb, kader kismet isidir. 

- Oglum Ibrahim pasayi nasil gordiiniiz? 

- Cok cesurdur. Kurnazhgi daha cokdur. Biz de cok cahsdik. 
Fekat Allahin dedigi oldu. 

- Uziilme! Miislimanlarm halifesine, senin icin sefa'at mektubu 
yazacagim. 

- Kaderde ne varsa, o olur. 

- O cekmeceyi nicin yamnda tasiyorsun? 

- Babamin, Hucre-i nebeviyyeden aldigi cok kiymetli esyalan 
koydum. Sanh padisahimiza takdim edecegim. 

(Pasanm emri iizerine cekmece acildi. (Hucre-i Nebeviyye)den 
calmmis olan esya goriildii. iclerinde deger bipilemiyecek kadar 
siislii iic mushaf-i serif ve pek iri iicyiizotuz inci, bir biiyiik ziimrtid 

-355- 



ve aynca altm zincirler vardi). Muhammed All pasa, bunlan gor- 
dtikden sonra sordu: 

- (Hazihe-i Nebeviyye)den alman kiymetli esya bu kadar degil- 
dir. Daha cok seyler olacakdir? 

- Hakkimz var, devletli efendim. Fekat ben, babamm hazinesin- 
de bunlan buldum. (Hucre-i se'adet) yagmasmda babam yalmz de- 
gildi. Arab begleri ve Mekke ileri gelenleri ve (Harem-i se'adet) 
agalan ve Mekke emiri olan serif Galib efendi, yagmada ortak idi- 
ler. Esyalar kapanm elinde kahmsdi. 

- Evet dogrudur! Serif Galib efendinin "rahmetullahi aleyh" 
yamnda, cok seyler bulduk aldik. 

(Serif Galib efendinin yamnda bulunan esyamn, vehhabi yag- 
macilarmdan kurtarmak icin alimp saklandiklanni diisunmek la- 
zimdir. Muhammed All pasamn, (Evet, dogrudur) demesi, serif 
Galib efendinin, yagma etdigine inandigmi degil, esyamn az olma- 
sinm sebebini kabul etdigini bildirmek icindir). 

Bu konusmalardan sonra, Abdullah bin Sii'ud, sue ortaklan ile 
birlikde, istanbula gonderildi. Binlerle muslimamn katili olan bu 
azgin sakiler, (Topkapi serayi) kapismm oniinde i'dam edilerek ce- 
zalan verildi. 

Ibrahim pasa, Der'iyye kal'asim yikdi. Binikiyiizotuzbes 
(1235) senesi Muharrem aymda Misra dondii. Muhammed bin 
Abdiilvehhabin bir oglu da Misra getirilip, oliinciye kadar habs 
edildi. 

Abdullah ibn-iis-Sii'uddan sonra, o soydan (Terki bin Abdul- 
lah) 1240 [m. 1824] de vehhabilere bas oldu. Babasi Abdullah, 
Sii'ud bin AbdiiFazizin amcasi idi. 1249 da, Su'udun oglu (Mesari) 
Terkiyi oldiiriip yerine gecdi. Terkinin oglu Faysal da, Mesariyi 61- 
diirup, 1254 de vehhabilerin basma gecdi. Muhammed Ali pasamn 
yeniden gonderdigi askere karsi koymak istedi ise de, binikiyiizel- 
lidort 1254 [m. 1838] senesinde mfrliva [tuggeneral] Hursid pasa- 
mn eline gecerek, Misra gonderildi. Habs edildi. Su'udiin Misrda 
bulunan oglu Halid beg Der'iyye emiri yapilarak (Riyad) sehrine 
gonderildi. Halid beg, Misrda Osmanh terbiyesi ile yetismis, Ehl-i 
siinnet i'tikadinda, nazik bir zat idi. Bunun icin emirlikde birbu- 
cuk sene kalabildi. (Abdullah ibni Sezyan) adinda bir adam, Os- 
manh devletine sadik goriinerek, bircok koyii eline gecirdi. Ansi- 
zm, Der'iyyeye saldinp, Need emiri oldu. Halid Mekkeye kacdi. 
Misrda zindanda bulunan Faysal kacarak, (Cebel-i Semr) emiri 

-356- 



Ibniirresidin yardimi ile, Necde gidip, ibni Sezyam oldiirdii. Os- 
manh devletine sadik kalacagina yemin ederek, 1259 da Der'ryye 
emiri yapildi. 1282 [m. 1865] senesinde oliinceye kadar va'dinde 
durdu. 

Faysalm (Abdullah, Sii'ud, Abdurrahman ve Muhammed 
Sa'id) isminde dort oglu vardi. Faysal oliince, biiyiik oglu Abdul- 
lah, Need emiri yapildi. Kardesi Sii'ud, Bahreyn adasindan topla- 
digi kimselerle birlikde 1288 [m. 1871] de isyan etdi. Abdullah, kii- 
ciik kardesi Muhammed Sa'idi, Su'udiin iizerine gonderdi. Muha- 
rebede Sa'idin askeri dagildi. Sii'ud, biitiin Need sehrlerini ele ge- 
cirmek hulyasina kapildi ise de, Abdiillah, Osmanh devletinin bir 
emiri oldugu icin, altinci ordu kumandanlanndan ferik [tiimgene- 
ral] Nafiz pasa, Su'udiin iizerine gonderildi. Sii'ud ile yamndaki 
biitiin ceteciler 1291 [m. 1874] de yok edildi. Need iilkesi rahata ve 
huzura kavusdu. Biitiin miislimanlar halife-i miislimine "rahmetul- 
lahi aleyh" hayrh diia etdiler. 1306 [m. 1888] dan sonra, Muham- 
med ibn-ur-Resid, Necdi ele gecirdi. Abdiillahi esir eyledi. 

Yemeni elde etdikleri zeman, Taif ile San'a sehrleri arasinda 
(Sevvat) daglari iizerinde yasiyan bir milyona yakm Asirli vahsile- 
ri dahi vehhabi yapmislardi. Muhammed All pasa, eskiyamn kokii- 
nti temizledikden sonra, bu daglardaki temizligi sonraya birakmis- 
di. Binikiyiizaltmisiic (1263) de Sultan Abdiilmecid han "rahme- 
tullahi aleyh" zemamnda buralar da Osmanhlann idaresi ve kont- 
rolu altina ahndi. 

Asirlilerin, kendilerinin secdikleri emirleri ve Osmanhlann 
ta'yin etdigi valileri vardi. Yumusak davranan valilere isyan eder- 
ler, kendi emirlerine ita'at etmenin ibadet olduguna inamrlardi. 
Vali Kurd Mahmud pasa zemamnda isyan ederek, Yemendeki 
Hudeyde sehrine bile saldirmislar, oldiiriicii sam riizgan eserek te- 
lef olmuslardi. Binikiyiizseksenyedi (1287) de de, isyan edip, Hu- 
deyde sehrine saldirdilar ise de, sehrde bulunan az sayidaki Os- 
manh askerleri kahramanca carpisdiklarmdan, sehre giremediler. 
Bunun iizerine, Redif pasamn kumandasinda bir tiimen asker gon- 
derildi. Redif pasamn ve Osmanh kurmaylanmn giizel planlan ve 
idareleri ile sarp daglardaki eskiya yuvalan birer birer ele geciril- 
di. Fitne ve isyan ocaklan temizlendi. Redif pasamn hastalanmasi 
iizerine, Yemen collerindeki ve Asir daglarmdaki vahsilerin kal- 
kmdinlmasi, islam bilgilerinin ve ahlakmm oralara yerlesdirilmesi 
icin, Gazi Ahmed Muhtar pasa gonderildi. 

Arabistan yanmadasi, Misr fatihi ve ilk Turk halifesi yavuz 
sultan Selim hamn "rahmetullahi aleyh" zemani olan 923 [m. 

-357- 



1517] senesinden beri Osmanhlarm idaresinde kaldi. Sehrler tam 
bir huzur ve rahathkla idare edildi ise de, collerdeki ve daglardaki 
gocebe, cahil olanlar, kendi seyhlerinin ve emirlerinin idaresi altin- 
da birakilmislardi. Bu emirler, ara sira isyan ederdi. Cogu vehhabi 
oldular. Halka saldirmaga, muslimanlan soyup oldiirmege de bas- 
ladilar. Hacilann yollanni kesip, soyarlar ve oldiiriirlerdi. 

1274 [m. 1858] de, Ingilizler Hindistanda ihtilal cikararak, ora- 
daki islam devletini yikarken, Ciddede de fitne cikardilar ise de, 
Mekke valisi Namik pasamn siyaseti ile sulh yapildi. 

Binikiyiizyetmisyedi (1277) senesinde biitiin bu asi ve cani 
emirler Osmanh devletinin ita'ati ve terbiyesi altma sokuldu. 

(Mir'at-iil-haremeyn) kitabmm yazildigi 1306 [m. 1888] sene- 
sinde, Arabistan yanmadasmda oniki milyon insan yasadigi bildi- 
riliyor. Cok zeki ve anlayish iseler de, cok cahil, soyguncu ve kan 
dokiiciidiirler. Sii'uda tabi' olmalan, onlarm bu vahsetlerini daha 
da artdirmisdir. 

Birinci cihan harbinde Osmanlilarla birlikde ingilizlere karsi 
harb eden emir Ibn-iir-Residin biiyiik dedesi de Ibn-iir-Resid idi. 
Bunun oglu All, Medinenin simal sarkinda bulunan Hail sehrinde e- 
mir idi. 1251 [m. 1835] de vefat etdi. Yerine gecen oglu Abdullah el- 
Resid, oniic sene emirlik yapdi. Bunun yerine gecen biiyiik oglu Tal- 
lala 1282 [m. 1866] de, ibn-us-Sii'ud Faysal zehrli serbet icirip deli ol- 
du. Tabanca ile intihar etdi. Yerine kardesi Mu'teb, Hail emiri oldu 
ise de, iki sene sonra, Bender bin Tallal, amcasi Mu'tebi oldiiriip 
emir oldu. Fekat bu da amcasi Muhammed-el-Resid tarafindan oldii- 
riildii. Muhammed, Necdi ve Riyadi ele gecirdi. Sii'ud ogullarmdan 
emir Abdullah bin Faysah esir ahp Haile gotiirdii. Abdullah bin Fay- 
salm kardesi Abdurrahman ve bunun oglu Abdiil'aziz kacarak Ku- 
veyte sigindi. Muhammed-el-Resid 1315 [m. 1897] senesinde vefat 
etdi. Yerine gecen biraderi oglu Abdiil'aziz el-Resid zalim oldugun- 
dan, vehhabiligin yeniden zuhuruna sebeb oldu. Riyad ve Kasim ve 
Biireyde emirleri, (El-Miihenna) koyiinde bulunan AbdiiFaziz ile 
anlasdilar. Abdiil'aziz bin Abdurrahman bin Faysal oniki hecinli ile 
Kuveytden Riyada geldi. 1319 [m. 1901] senesinde bir gece Riyada 
girdi. Abdiil'aziz ibniir Residin Riyad valisi olan Aclam bir ziyafetde 
oldiirdii. Zulmden yilmis olan halk, bunu emir yapdi. Boylece, 
Sii'udi devleti Riyadda kurulmus oldu. Uc sene cesidli muharebeler 
yapildi. Abdiil'aziz ibn-iir-Resid oldiiriildu. 1333 [m. 1915] de, Os- 
manhlar ise kansarak, Abdiil'aziz ibn-iis-Sii'iid Riyad kaymakami 
olmak iizere sulh yapildi. Sonra, Residilerle Sii'udiler arasinda Ka- 
simde harb olup, Abdiil'aziz magliib oldu. Riyada cekildi. 

-358- 



17 Haziran 1336 [m. 1918] de Abdiil'aziz bin Abdurrahman in- 
gilizlerin tesviki ile bir beyanname nesr etdi. Mekkedeki serif Hii- 
seyn ve onunla birlikde olanlar kafirdir. Bunlarla cihad ediyorum 
diyerek Mekkeye ve Taife saldirdi. Fekat, bu sehrleri serif Hiiseyn 
pasadan alamadi. 1342 [m. 1924] de ingilizler, Mekke emiri serif 
Hiiseyn bin Ali pasayi yakalayip Kibnsa gotiirdii. Pasa 1349 [m. 
1931] de, kapatildigi otelde vefat etdi. Abdiil'aziz bin Abdurrah- 
man, 1924 de Mekkeyi ve Taifi rahatca ele gecirdi. Osmanh devle- 
tinin idaresini ellerine gecirmis olan ittihadcharla arasi acilan 
Mekke emiri serif Hiiseyn pasaya karsi Medineyi muhafaza eden 
Osmanh askerleri, Mondros miitarekesine gore, 28 Subat 1337 [m. 
1919] da Hicazdan aynlmis, serif Hiiseyn pasamn oglu serif Abdul- 
lah da Medineye yerlesmisdi. Babasi oliince, ingilizler bunu da 
Medineden cikanp Ammana siirdii. 1365 [m. 1946] da Urdiin dev- 
letini kurdu ise de, 1370 [m. 1951] de Mescid-i aksada nemaz kilar- 
ken Ingilizlerin kirahk katilleri tarafindan oldiiruldii. Yerine oglu 
Tallal gecdi. Fekat, hasta oldugundan yerini oglu Melik Hiiseyne 
terk etdi. Serif Hiiseyn pasamn ikinci oglu serif Faysal, 1339 [m. 
1921] da Irak devletini kurdu. 1351 [m. 1933] de vefat etdi. Yerine 
oglu Gazi gecdi. Bu da, 1939 da, yirmibir yasinda oliince, yerine og- 
lu Ikinci Faysal Irak meliki oldu. Fekat, 1958 Agustosunun ondor- 
diincii giinii ihtilalinde general Kasim tarafindan, yirmiiic yasinda 
iken oldiiruldii. ikinci bir ihtilalde Kasim da oldiiruldii. Irak ve Sti- 
riye devletleri, cesidli ihtilaller sonunda sosyalist (Ba's) partisinin 
eline gecdiler ve Ruslarm kolonisi haline geldiler. 

Abdiil'aziz bin Abdurrahman, Medineye cok saldirdi. 1926 hii- 
cumunda, Resiilullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" mubarek 
ttirbesini de bombaladi. Fekat, sehre giremedi. 1344 ve 9 Eyliil 1926 
da istanbulda cikan Son Saat Gazetesi, su haberi vermisdi: 

MEDINE BOMBARDIMANI 

Ibn-ussii'ud Abdiil'aziz tarafindan Medine-i miinevverenin 
bombardiman edilmesi, Hindistan halki arasmda galeyan yapdigi- 
m yazmisdik. Hindistanda cikan (The Times of india) diyor ki: 

(Son zemanlarda Medineye hiicum ve Kabr-i Nebeviyi bombar- 
diman haberlerinin Hind muslimanlarmda husule getirdigi te'siri 
hicbir hadise viicude getirmemisdir. Hindistamn her tarafmda bu- 
lunan muslimanlar, bu hadise dolayisi ile, o makam-i mukaddese ne 
derece hurmetkar olduklanm gostermislerdir. Hindistanda ve Iran- 
daki bu miihim te'essiirat, hie siibhesiz ibni Sii'ud iizerinde te'sir 
yapacak ve onu biitiin islam memleketlerinin nefretini kazanma- 

-359- 



mak icin, boyle aleak hareketlerde bulunmakdan men' edecekdir. 
Hind muslimanlan ibniissii'uda bu fikrlerini acikca bildirmislerdir). 

Birinci cihan harbinde, Osmanh devletini eline gecirmis olan 
(Ittihad ve Terakkf) komitacilan din cahili idi. islamiyyetden ve is- 
lam terbiyesinden ve islam ahlakmdan mahrum idiler. is basinda- 
kilerin cogu ingiliz masonu idi. Imperatorlugun her tarafmda yap- 
diklan gibi, Arabistanda da, millete zulm, iskence yapilmasma se- 
beb oldular. Miislimanlara kan kusdurdular. Sultan ikinci Abdiil- 
hamid han "rahmetullahi aleyh" zemamnda adalete, merhamete, 
ihsana ve saygiya alisdinlmis olan Arabistan ehalisi, Turkleri kar- 
des gibi severlerdi. ittihadcilarin sebeb oldugu zulm, iskenceler 
karsismda saskma dondiiler. Mekke emiri serif Hiiseyn bin All pa- 
samn "rahmetullahi aleyh" akrabasi ve damadi ve bircok arab beg- 
leri, Cemal Pasa tarafmdan Samda iskence ile oldiiruldii. 

(Ittihadcilar) admdaki hareket ordusu, Selanikden istanbula 
gelince, ilk is olarak, Londradaki miistemlekeler nezaretinin emri 
ile, son islam halifesi olan sultan ikinci Abdiilhamid ham "rahme- 
tullahi aleyh" tahtmdan indirerek, devlet islerini kendi ellerine al- 
dilar. Devlet isleri, ingiliz masonlannin yetistirdikleri islam diis- 
manlannm eline gecdi. Hahfe zemamnda is basmda bulunanlan ve 
ilm adamlarim ve yazarlan, kimini zindanlarda ciiriiterek, kimini 
kapidan, cami'den cikarken arkalarmdan vurdurarak oldurdiiler. 
Halife yapdiklan sultan Resadi "rahmetullahi aleyh" kukla gibi ve 
isbasma getirdikleri meb'uslan, tabanca tehdidi ile, masa gibi kul- 
landilar. Memleketi harbden harbe, felaketden felakete siiriikledi- 
ler. Dini, islamiyyeti birakarak, iskencelere, eglencelere, sefahete 
koyuldular. Dolu-dizgin giden bu kudurmusca akmtiya (dur!) di- 
yen hamiyyetli vatandaslan, ilerisini goren halis miislimanlan siir- 
diiler, asdilar. Bu uyamk miislimanlardan biri, serif Hiiseyn bin Ah 
pasa idi "rahmetullahi aleyh". Sultan Abdiilhamid han "rahmetul- 
lahi aleyh" zemamnda, istanbulda muhim makamlarda bulunan 
serif Hiiseyn pasa (Mir-i iniraii) ya'ni Beglerbegi riitbesini tasiyor, 
halifeye ve devlete hizmetlerde bulunuyordu. ittihadcilarin, mem- 
leketi (Birinci cihan harbi) felaketine siiruklemelerine karsi cikdi- 
gi icin (Mekke emiri) vazifesi ile istanbuldan uzaklasdinlmisdi. 
Enver pasamn 22 Zilhicce 1332 ve 29 Tesrin-i evvel 1914 de hazir- 
latip sultan Resada "rahmetullahi aleyh" imza etdirdikleri harb 
kararma (Cihad-i ekber) adim takarak biitiin islam memleketleri- 
ne dagitdilar. Zevalh sultan Resad kendini hakiki halife samyor. 
Arasira miislimanhkla bagdasmiyan emrleri imzalamaga zorlamn- 
ca, yakmlarma, (Yahu bunlar beni hie dinlemiyor) diyerek, ortada 

-360- 



donen dolaplann farkma vardigmi anlatmakdan geri kalmiyordu. 

Serif Hiiseyn pasa "rahmetullahi aleyh" ittihadcilann bir yan- 
dan dinden, imandan ve din diismanlan ile cihaddan soz ederken, 
ote yandan da koca imperatorlugu parcalamaga siiriiklediklerini, 
binlerce miisliman gencini atese atdiklanm anhyor, daldiklan gaf- 
letin ve sefahatin, hie de sozlerine uymadigim goriiyor. Milleti bu 
eskiyamn elinden ve memleketi basimrza gelecek vahim neticeler- 
den kurtarmak yollanm anyordu. Cemal pasamn Samda yapdigi 
cilgmca eglenceleri ve serif hanedamndan kiymetli kimseleri 61- 
diirdiigunu isiterek, oglu serif Faysal efendiyi Mekkeden Sama 
gonderdi. Faysal efendi, biitiin bu kotiiliiklerin vaki' oldugunu an- 
layip babasina bildirince, serif Hiiseyn pasa, artik dayanamadi. Bu- 
tiin muslimanlara isin icyiiziinu bildirmek icin, 25 Sa'ban 1334 [m. 
1916] tarihli birinci beyannamesini ve 11 Zilka'de 1334 de ikinci 
beyannamesini nesr etdi. ittihadcilar, bu hakh cagnya (isyan be- 
yannamesi) dediler. istanbulda cikan ittihadci gazetelerdeki kira- 
lik kalemler, Serif Hiiseyn pasaya agza ve akla gelmiyen kiifr ve if- 
tiralan savurdular. Fekat hadiseler serif Hiiseyn pasamn hakh ol- 
dugunu gosterdi. ittihadcilar, serif Hiiseyn pasamn beyannamele- 
rinden uyanacaklan yerde, onu vatan haini i'lan etdiler. Uzerine 
alaylar gonderdiler. Senelerce kardesi kardese bogdurdular. Mek- 
keyi ve Medineyi o halis muslimanlara, sevgili Peygamberimizin 
"sallaflahii teala aleyhi ve sellem" ogullarma vermemek icin, gok 
ma'sumun sehid diismelerine sebeb oldular. Bununla da kalmayip, 
o mubarek yerleri, islam katili, col eskiyasi, cahil, zalimlere kapdir- 
dilar. ittihadcilar, koca Osmanh imperatorlugunu da diismana tes- 
lim edip kacdilar. 30 Agustos 1340 [m. 1922] tarihindeki Turk istik- 
lal zaferi olmasaydi, tiirkliik ve miislimanhk onun dedigi gibi, biis- 
biitiin yok olacakdi. ingilizlerin Sevr muahedesi ile sapladiklan 
hancer, alem-i islami mahv edecekdi. 

Asagidaki iki beyanname dikkat ile okunursa, serif Hiiseyn 
pasamn hie de (Arab istiklali) diye birsey diisiinmedigi anlasihr. 
O, kavmiyyeti degil, biitun muslimanlarin islam bayragi altinda 
kardesce yasamalanm istiyordu. ittihadcilann gazeteleri, kara ko- 
peklere arab arab derken, arab saci, arab sabunu gibi sozlerle ve 
kara fatma bocegi gibi uydurma ismlerle arab milleti ile alay eder- 
ken, Mekkedeki ve Medinedeki temiz miislimanlar, biitiin islam 
milletlerinin kardes olduklarma inamyor, hepsini kardes gibi sevi- 
yorlardi. Ne yazik ki, ittihadci komitacilarda bu imanh ruh ve bu 
gtizel anlayis yokdu. Onlar, bu halis muslimanlara asi derken, is- 
yan halinde olan, Tiirk askerine saldiran ve Osmanh topraklarmi 

-361- 



kaprsmakda olan kimselere, birsey demiyorlardi. Mekkedeki Pey- 
gamberler soyundan olan temiz muslimanlar ile bogusmagi tekrar 
tekrar emr eden ittihadcilar, lsyan halinde olan AbdiiFaziz bin Ab- 
durrahman bin Faysala dostluk mektublan yazarak, (Askerinle 
Medineye gel! Beraberce Mekkeye gidelim. Padisaha isyan etmis 
olan Emir Huseyni yakahyalim) diyordu. AbdiiFaziz, bu mektub- 
lara cevab bile vermedi. Ciinki o, Tiirklerin Mekkeye girmesini is- 
temiyordu. Kendisi ingilizlerle anlasmis olup, Arabistamn kendisi- 
ne verilecegi zemam bekliyordu. Oyle de oldu. AbdiiFaziz, o sira- 
larda, Bahreyn adalannda bulunan ingiliz kumandam ile anlasmis, 
Ingilizlerden aldigi silahlarla, Basra korfezi sahilindeki Osmanh 
sehrlerine saldirip ele gecirmek cabasmda idi. Soyle ki: 

Need collerindeki AbdiiFaziz ile ibn-iir-Resid kabilelerinin sene- 
lerce dogtiserek kan dokmelerine son vermek icin, Faruki Sami pa- 
sa (Kasim) mutesarnfi yapildi. AbdiiFaziz, Sami pasayi ve Tiirk as- 
kerlerini bir hiicumda esir almak, baglayip Riyada gotiirmek iizere 
su-i kasd hazirladi ise de, Kasim sehrindeki seyhler, devletle basa ci- 
kilmaz diyerek, mani' oldular. AbdiiFaziz, Sami pasaya, (Kasim bu 
kadar askeri besliyemez. Ac kahrsimz. Medineye don) dedi. O da, 
bu sozii dost nasihati sanarak, Medineye cekildi. Asker cekilince, 
AbdiiFaziz, Kasim kal'asmdaki Osmanh sancagim indirdi. Kasimi 
boyle ele gecirdikden sonra, Need Miitesarrifligmin merkezi olan 
(El-Hassa)ya saldirarak, Osmanhlardan zorla aldi. ittihadcilar Ab- 
diil'azizi begeniyorlar, ona birsey demiyorlar. Bilhassa dinde re- 
formcu olan Basra meb'usu Talib-iin-Nakib, onun bu saldinlarim 
hizmet kihgma sokuyordu. AbdiiFaziz, o sirada ibn-iir-Reside sal- 
dirdi ise de maglub ve perisan oldu. Sii'ud ogullanndan cogu oldii. 
Abdiil'azizden alman ganimetler arasinda ingiliz silahlan ve bircok 
sapka vardi. AbdiiFazizin bu darbeyi yimesi, Mekke ve Medineye 
saldirmasim gecikdirdi. Fekat, ingilizlerin ve meshur casus ytizbasi 
Lavrensin koriiklemesi ile 17 Haziran 1336 [m. 1918] de serif Hii- 
seyn pasaya harb Flan ederek, Mekkeye saldirdi. Fekat, maglub ola- 
rak Necde cekildi. 1342 [m. 1924] de, Mekke ile Taifi ve 1349 [m. 
1931] de Medineyi ingilizlerden teslim aldi. 1351 [m. 1932] Eylul 
ayimn 23. cii giinii de (Sil'udi Arabistan devleti)ni kurdu. 

[AbdiiFaziz bin Abdurrahman 1373 [m. 1953] de oliince, yeri- 
ne oglu Sii'ud gecdi. Sii'ud ogullannm yirmincisi olan bu adam, 
sefahate diiskiin idi. Atinada ickili kadinh sefahet siirerek 1384 de 
oldii. 1964 de, kardesi Faysal bunun yerine gecdi. Faysal, petrol 
sirketlerinden ve hacilardan her sene aldigi milyonlarca altim, 
vehhabiligi yaymak icin, her memlekete sacdi. 1395 [m. 1975] 

-362- 



Mart aymda, yegeni tarafmdan, Riyaddaki seraymda oldiiriildu. 
Yerine kardesi Halid gecdi. Halid 1402 [m. 1982] de oldii. Yerine 
kardesi Fahd gecdi. Fahd, 1417 [m. 1996] de felc olarak kipirdaya- 
maz halde, Ispanyadaki seraymda tedavi edilmekde iken oldii.] 

Medine muhafrzlari Basri ve Fahri pasalar, Abdiirazizin bu hi- 
yanetlerini yakmdan gordiikleri halde, ittihadcilardan aldiklan 
emrlere uymagi vazife sayarak, serif Hiiseyn pasayi ve ogullarim 
asi ilan etdiler. Kardesi kardese bogdurmaga alet oldular. Hicaz 
vali ve kumandam Galib pasa din bilgisi kuvvetli, ileri goriislii, tec- 
riibeli bir kumandan olup, ittihadcilarm emrlerine aldanmadi. 
Uzun ve esasli inceleme ve arasdirmalar yaparak serif Hiiseyn pa- 
samn hakh oldugunu ve iki Beyannamesini din ve millet sevgisi ile 
yazmis oldugunu anladi. Serif Hiiseyn pasaya yapilan iftiralara 
karsi asagidaki giinliik emri yaymladi: 

Emir hazretlerinden hicbir suretle siibhe edilmemelidir. Boyle 
bir lsyan cikarmasi ihtimali asla yokdur. Bu yolda cikanlan sozle- 
rin hicbiri dogru degildir. Serif Hiiseyn pasa, halife-i miislimine 
tarn bir ita'at ile bagli olup, omr-i sahanelerinin uzamasi icin her 
zeman diia etmekdedir. 

Galib pasa, bu yazismdan, ittihadci eskiyasmm elebasilarmdan 
olan dordiincii ordu kumandam Cemal pasaya ve istanbula da 
gonderdi. Bu yazismda serif Hiiseyn pasamn, halis miisliman ol- 
dugunu, da'vasmda hakh oldugunu acikca savunmusdu. Fekat ne 
yazik ki, ittihadcilar serif Hiiseyn pasayi ve ogullarim, kendilerine 
biiyiik bir mani' goriiyorlar. Bunlann milleti uyandirarak, iskence 
ve taskinca davramslarma son verileceginden cok korkuyorlardi. 
Serif ogullarim asi durumuna sokmak icin, igrenc hileler hazirlan- 
di. Medmedeki kahraman Turk subaylarma savas emri gonderildi. 
Senelerce kardes kam akitildi. Serifleri asi, hatta hain sanarak on- 
lara ates acan ma'sum subaylann cogu, sonunda aldatildiklanni 
anladilar. Baslarmda firka kurmay baskam albay Emin beg olmak 
iizere, yiizlerce subay birlesip, (Merkez hey'eti) kurdular. Cesidli 
beyannameler dagitarak, Hicazda oynanan cinayetleri bildirdiler. 
(Kumandan ve dalkavuklan yalan soyliiyorlar. Arab-Tiirk, iki 
millet olarak bundan sonra da kardes gibi yasiyacakdir. Zaten kar- 
des degil mi idik? Tarih ve din baglari ile birbirimize bagh degil 
miyiz? Kavm-i necib-i arab istiklalini kazanmakla diismammiz 
olabilir mi? Onlara da sorarsamz "Hayir!" diyeceklerdir. Elbirligi 
ile cahsacagiz. Askerlerimizi Yenbu' iskelesine kadar gondermek 
icin serif hazretleri develer hazirladilar. Hastalanmiza ilaclar gon- 
derdiler. Hepimizin sahile kadar rahat naklini dtisiindiiler. Bun- 

-363- 



dan biiyuk insaniyyet olur mu? Bundan bilyiik kardeslik olur mu? 
Boyle yapmayip, Medineden Yenbu' iskelesine yurtiyerek gidiniz 
deselerdi, hayir biz kahramaniz, asanz, keseriz, otomobil isteriz mi 
diyecekdik? Bundan sonra maksadsiz olarak olmegi goze almak 
yigitlik degildir. Bu yazimiz, hakikati anhyamiyanlar icindir. Ekse- 
riyyet anlarmsdir. Bu zulme, hazret-i Peygamber efendimiz "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" dahi evet der mi?) dediler. 

Medihe muhafizi Fahreddm pasa, hala ittihadci hiikumetin em- 
rine uymakda israr ediyordu. Turk subaylan, 10 Kanun-i sam 1337 
[m. 1919] sabam pasamn yatak odasim sardilar. Yaveri mulazim-i 
evvel [iistegmen] Sevket beg giirultiiyu isitince, disan cikdi. Mira- 
laylar, kaymakamlar, binbasilar, yiizbasilar, miilazimler, secilmis 
piyade ve jandarma neferleri merdivenleri cikiyorlardi. Yaveri go- 
tiirduler. Odaya girenler, pasamn bileklerini yakaladi. Disan cika- 
nlip otomobile bindirildi. Iki subay arasmda, Yenbu' iskelesine go- 
tiiriildu. Subaylar ve askerler, anavatana istanbula kavusmak se- 
vinci icinde idi. Fekat, ingilizler hepsini Misra gotiirdii. Misrda alti 
ay ingiliz esaretinde kaldilar. Pasa, 5 Agustosda, harb suclusu ola- 
rak, Maltaya gotiiruldii. iki sene orada birakildi. Bu kahraman 
Tiirk kumandam, ittihadcilarm cilgmca verdikleri emrlere uymagi 
bir vatan borcu bildigi icin, Medmede hareketsiz kalmis, azili islam 
diismam ingilizlerle dogiismek firsatim bulamamisdi. ittihadcilar, 
hiikumeti ele gecirdikden sonra, kahramanlar yurdunu parcala- 
makla kalmayip, Fahreddin pasa gibi nice vatan evladlarimn diis- 
man zmdanlarmda, senelerce inlemelerine sebeb oldular. Mekke 
ve Medine gibi mubarek yerlerimizi, Peygamber efendimizin so- 
yundan, halis miisliman serif evladina vermemek icin, binlerce 
ma'sum Tiirk ve miisliman kam dokulmesine sebeb oldukdan bas- 
ka, o mubarek topraklan, hakiki miislimanlarin ve Tiirklerin tarihi 
diismam olan, elleri kanh, kalbleri kati kimselere birakdilar. 

SERIF HUSEYN PASANIN 

BiRINCi BEYANNAMESiNIN TERCEMESI 

Tarihi iyi bilenler pek iyi anlar ki, islam birliginin kuvvetienmesi 
icin, islam amirlerinden ve hakimlerinden (devlet-i aliyye-i Osmaniy- 
ye)ye ilk olarak bi'at edenler, baglananlar, Mekke-i miikerreme emir- 
leridir. 

Osmanh sultanlanmn (Kitabullah) ve (Siinnet-i Resulullah)i icra 
ve islamiyyete uymakdaki gayretleri ve bu ugurda vucudlanni feda 
etmeleri dolayisiyle, bu (arab emirleri), Osmanlilara her zeman siki 
baglandilar. Hatta, 1327 [m. 1909] senesinde ben, arablardan meyda- 

-364- 



na gelen bir kuvvetle, arablarm iizerine yiiriiyerek devlet-i Osmaniy- 
yenin serefini ve haysiyyetini muhafaza icin (Ebha)mn kusatilmasim 
kaldirmaga cahsdim. Ertesi sene, aym maksadla ogullanmdan birinin 
kumandasmda o hareketi icra eyledim. Herkesin bildigi gibi, bu bilyiik 
gayeden hie aynlmadim. 

(Ittihad ve Terakki Cem'iyyeti)nin ortaya cikmasi ve devlet isleri- 
ni eline almasi ve temelinden bozuk olan idaresi, dahilde ve haricde 
bircok kansikhklara ve herkesin bildigi iizere, bircok muharebelere 
sebebiyyet vermis, devletin azametini ve kuvvetini sarsmis, hele son 
harbe gereksiz atilmakla, memleketi gayet tehliikeli bir hale siiriikle- 
misdir. Bu aci durumu gormiyen, anlamiyan yokdur. Anlatmaga hacet 
kalmamisdir. 

Biz, biitiin Ehl-i islamm bu bilyiik islam devletine olan baglannm 
gevsemesini, uztilmelerini ve sikilmalanm gormek istemiyoruz. Mem- 
leketimizin elimizde kalan parcasmdaki miisliman ve gayr-i miislim 
vatandaslarm i'dam edilerek, zindanlarda ciirutiilerek ve yurdlarmdan 
siiriilerek, Osmanh milletinin birligi bozulmus, boylece halkm, malma, 
camna emniyyeti birakilmamisdir. Bu son muharebeye katildikdan 
sonra, (Mukaddes topraklar)da bulunan ehalinin cekdikleri sikmti o 
kadar biiyukdiir ki, orta halli olanlar evlerinin kapi ve pencerelerini ve 
biitiin ihtiyac esyasmi satdikdan sonra, damindaki tahtalan da satma- 
ga mecbur olmuslardir. 

Ittihadcilar bu kadarla da kalmiyarak, saltanat-i seniyye-i Osma- 
niyye ile biitiin miislimanlann arasinda yegane bag olan (Kitabullah) 
ve (Stinnet-i seniyye)yi bozmaga kalkismislar ve (Saltanat-i seniy- 
ye)nin baskentinde sadr-i a'zam, seyh-ul-islam ve biitiin vezirlerin ve 
senatorlerin gozii oniinde yayinlanan (Ictihad) gazetesi, Peygamberi- 
mize cirkin yazilan ile hakaret etmekden cekinmedigi gibi, kimsenin 
ses cikaramamasindan yiiz bularak, Kur'an-i kerimin ayetlerini degis- 
dirmege dahi kalkismis, (Miras b6lumti)nii bildiren ayet-i kerime ile 
alay etmek kiistahhginda bulunmusdur. [Bu ktistahca yazi ve yazan- 
mn Ziya Gokalp oldugu (Faideli Bilgiler) kitabimn, (Dogruya inaii. 
Boliiciiye Aldanma) kismmda [197. ci sahifede] bildirilmisdir.] 

Bunlardan baska, islamiyyetin bes esasindan birini yikmaga kalkis- 
mislardir. Soyle ki: Giiya rus ordusu karsisinda harb eden askerlere 
benzemek iizere, (Mekke-i miikerreme) ve (Medine-i miinevvere) ve 

($am)da bulunan miisliman askerlerinin Ramezan-i serif aymda oruc 
tutmamalanm emr etmislerdir. Buna benzer bircok islami esaslan yik- 
makdan ve Allahti tealamn yasak etdigi seyleri yapmakdan ve yapdir- 
makdan cekinmemislerdir. 

Sevketli yiice sultammizin "rahmetullahi aleyh" biitiin haklarim 
elinden aldiklan gibi, seraya bir baskatib secmek ve ta'ym etmek 
hakkim dahi (Zat-i sahane)den esirgemislerdir. Osmanh sultamm 
miislimanlann islerine bakmak hakkmdan da mahriim ederek, kendi 

-365- 



yapdiklan ve dunyaya i'lan eyledikleri anayasayi kendileri cignemis- 
lerdir. Osmanh padisahim anayasanin vermis oldugu selahiyyetlerden, 
mahrum birakmislardir. Biitiin muslimanlar ve biitun yabancilar, bu 
aleak davranislan gormekde ve igrenmekdedirler. Boyle, islamiyyeti 
yikici isler karsismda, simdiye kadar hep anlamamazlikdan gelmemiz, 
iyiye yormamiz, milslimanlar arasma fitne ve aynlik tohumlan sacil- 
mamasi icin olmusdur. 

(Devlet-i aliyye-i Osmaniyye)nin idaresi, Enver ve Cemal ve Tal'at 
pasalann ellerinde kaldi soziiniin memleketin her tarafina yayilmasi, 
bos yere degilmis. Bunun ne demek oldugu, gun gecdikce aciga kavus- 
makdadir. Istediklerini yaparlar, dilediklerini yapdinrlar. Onlarm 
emrleri, anayasanin, kanunlarm iistiindedir, demek oldugunu herkes 
iyice anladi. Mekke (Mahkeme-i ser'iyyesi kadisi)na gonderdikleri bir 
emrde, hakim huzurunda sehadetlerin dinlenmesi ve hakim huzurun- 
da yazilmiyan tezkiyelerin kabul edilmemesi yazdidir. Bu emr, 
Kur'an-i kerimde acikca bildirilen, milslimanlar arasinda tezkiye ya- 
pdmasim ortadan kaldirmakdadir. 

Bunlardan baska, meshur islam alimlerinden ve arab vatandaslarm 
bilyiiklerinden emir Omer-el Cezairi ve emir Arif-el-Sehabi ve Sefik 
beg ve el-Miieyyed $iikrii beg ve Aseni ve Abdiilvehhab ve Tevfik beg 
ve el-Besat ve Abdiilhamid Zeravi ve Abdiilgani-el-Arisf ler ve bun- 
lar gibi daha nice kiymetli ve faideli kimseler, mahkemesiz ve kanun- 
suz, asihyor, kursuna diziliyor. Serhos iken, su'ursuz iken verilen emr- 
lerle bircok ocaklar sondilriililyor. Kati kalbli, tas yilrekli diktatorlerin 
bile yapamiyacagi bu cinayetlerde ufak bir ma'zeret bulsam bile bun- 
larin geride kalan giinahsiz, ma'sum ailelerinin, kadmlarmm, cocukla- 
nmn yurdlarmdan, yuvalarmdan uzaklasdinlmasina, silrillmelerine, 
boylece, felaket ilstilne felaket, musibet iistiine musibet cekdirilmele- 
rine ne ma'zeret gosterilebilir? 

Aile reislerinin her ne sebeble olursa olsun oldilrillmeleri, zindan- 
larda cilriltillmeleri, evlerini, evladlanm cezalandirmaga kafi iken, 
bunlari aynca silrilp inletmek hicbir suretde mantika, adalete, insan- 
hga sigacak birsey olmadigi meydandadir. En'am suresi, yilzaltmis- 
dordiincii ayetinde mealen, (Hie kimse baskasimn sucu He cezalandi- 
rdmaz!) buyuruldu. Adalete lsik tutan bu emr meydanda iken, ittihad- 
cilarm o canavarca hareketleri, hangi formiil ile bagdasdmlabilir? Bu 
ikinci cinayeti de bir siyasi sebebe baghyarak, bir maddeye uydurabil- 
sek bile, aile reislerini gayb eden kadmlarin ve cocuklann mallarimn, 
miilklerinin ellerinden ahnmasma ne denilebilir? Haydi bu en aleak 
hareketlerine de susahm. Milletin, memleketin selameti icin, ma'sum- 
lan, mazlumlan korumak vazifemizi de ihmal edelim. Fekat, meshur 
miicahid, kahraman emir Abdiilkadir Cezayirf nin namus-u mtices- 
sem, iffetli ve serefli kizmm tahkir edilmesine, haysiyyet ve namusu 
ile oynanmasma ne sebeb gosterilebilir? Oynatilacak, eglenilecek ba- 
yagi kadinlar bulunamadi da, tarihin vesikalandirdigi, miislimanlarm 

-366- 



gozbebegi mubarek hanimlann asaletine, sereflerine saldiranlann dii- 
siince ve hedeflerini anlamiyacak kimse var midir? 

Ittihadcilarin kanun, ahlak, insaf disi taskm ve saskin hareketle- 
rinden herkesin bildigi birkac faci'ayi yukanda bildirdik. Bunlan bii- 
tiin insanlik alemine ve biitiin imanli kardeslerime duyuruyorum. 
Okuyanlar, anhyanlar, vicdanlarmdan dogan hiikmil vereceklerdir. 
Bu komitacilarm islamiyyeti nasil anladiklanni ve isi nereye kadar 
gotiirmek istediklerini bildirmek icin, biitiin muslimanlann kalblerini 
sizlatan cok aleak, pek kiistah bir davramslarmi da yazmadan gecemi- 
yecegim: 

Mekke-i miikerreme halkinm, canlarma ve namuslanna yapilan 
saldinlann durdurulmasi icin hazirladiklan gosteri ytiniyustinde, bir 
ittihadci kumandanm emri ile (Kal'a-i Ciyad)dan miislimanlarin kib- 
lesi ve mii'minlerin Ka'besi olan (Beytullah) iizerine atilan toplarm 
iki mermisinden birisi (Hacer-iil-esved) mukaddes tasma bir metre, 
ikincisi iic metre yakm yere isabet etmisdir. (Ka'be-i mu'azzama)yi 
orten (Siitre-i serife) de bu mermilerden ates almisdir. Vatandaslar 
(Ka'be-i mu'azzama) kapismi acarak ve iistiine cikarak yangini son- 
diirmek mecburiyyetinde kalmislardir. Bu sirada yangmi gordiikleri 
halde, (Makam-i Ibrahim) ve (Harem-i serif) mescidi iizerine siirekli 
topcu atesi yapilmis, bir kac miislimamn sehid olmasma sebeb olmus- 
lardir. Halk, giinlerce mescide girememis, nemaz kilmamamisdir. 
Miislimanlarin mescidlere ve (Ka'be-i mu'azzama)ya hurmet etmele- 
ri ve ta'zim eylemeleri lazim iken, boyle hakaret ve tahrib etmege kal- 
kisan kimselerin lmanlanmn ve diisiincelerinin nasil olabileceginin 
anlasilmasim biitiin diinyadaki miislimanlara birakiyorum. Islam dini- 
nin ve biitiin vatandaslarimm gelecegini, bu zihniyyetde ve bu inane- 
da olan ittihadcilarin elinde oyuncak olarak birakamayiz. Allahii te- 
ala, milletimizi gafil avlanmakdan muhafaza buyurdu. Hicaz miisli- 
manlan, simdi kendi cahsmasi ile istiklalini kazanmis, bu yigitler diya- 
rma musallat olan ittihadci komitacilarmdan memleketi kurtarmaga 
karar vermisdir. Hicbir dis iilke ile anlasmiyarak ve boyle bir yardimi 
kabul etmiyerek, kendi iman kuvveti ve tarihde sanh sahifeler bira- 
kan, kahramanhgi ile tarn ve mutlak bir istiklale kavusmusdur. 

Ehl-i islamin iizerine musallat olan ittihadci komitacilarimn zulmii, 
iskencesi altmda inliyen memleketlerden ayrilarak (Din-i islam)i ko- 
rumakdan ve (Kelime-i tevhfd)i yiikseltmekden ibaret olan mukaddes 
gayemize dogru ilerliyoruz. Islamiyyete yakisan ve uygun olan her 
diirlii fen bilgilerini ogrenecegiz. Ileri sanayi' kuracagiz. Medeniyyet 
yolunda can ile, bas ile cahsacagiz. Biitiin islam alemindeki din kardes- 
lerimizin, vacibi, vazifeyi ifa icin olan bu hareketimizi kardesce des- 
tekliyeceklerini ve bu mukaddes cihadimizda bize yardimci olacakla- 
nm beklemekdeyiz. 

Ellerimizi rablerin rabbi olan yiice Allahimiza kaldirarak, bize 

-367- 



dogru yolu gostermesi ve bu yolda basarrya kavusdurmasi icin Onun 
yiice Peygamberi hurmetine diia ve istirham ediyoruz. Onun yardimi 
her yalvarana yetisir ve yeter. O cok iyi yardim edicidir. 

25 Sa'ban, sene 1334 (1916) 

Mekke-i miikerreme emiri 

Serif Hilseyn bin All 

SERIF HUSEYN PA$ANIN 
iKINCi BEYANNAMESiNIN TERCEMESI 

Birinci beyannamede bildirilen sebeblerden dolayi harekete gecen 
biz Hicazlilarm gayret ve fikrlerinde, ba'zilarinm tereddiide diisebile- 
cegini diistinerek aydm vatandaslar ve bilgili miislimanlar icin bu ikin- 
ci beyannameyi de yaymlamagi uygun gordiim. Acik ve pek yeni de- 
liller, vesikalar gostererek, milletimizi uyanyorum. 

Ileriyi gorebilen miislimanlar ve Osmanh toplulugunun bilgili ve 
tecribeli olanlan ve biitiin diinyanm aklh ve anlayisli olanlan, Osman- 
li devletinin umumi harbe girmis olmasina razi degildirler. Bunun bas- 
lica iki sebebi vardir: 

Birincisi dahili sebeblerdir. Devlet-i aliyye-i Osmaniyye, (Trablus- 
garb) ve (Balkan) muharebelerinden pek yakm zemanda cikmis, bu 
savaslarda askeri ve ekonomik kuvvetleri pek yipranmis, hatta bozul- 
mus ve giic kaynagi olan millet za'iflemisdir. Osmanh milletinin asker- 
leri yurdlarma donerek coluk cocuklarinm nafakasini kazanmak icin 
cahsmaga baslar baslamaz, birbiri arkasmdan tekrar silah altma cagril- 
mis, bu hal millet icin bir felaket olmusdur. Ittihadcilarm yeniden ka- 
tildiklan umumi harb ise, oncekilerle olciilemiyecek derecede kor- 
kunc ve yikici oldugundan, yipranmis bir milletin sirtma agir vergiler 
ve iskence seklinde vazifeler yiikleyerek boyle tehliikeli bir harbe mil- 
leti siiriiklemek akl isi degildir. 

Ikinci sebeb haricidir. Ittihadcilarm kurdugu hiikumet, harb 
eden iki tarafdan kendine ortak olani secerken cok yamlmisdir. Os- 
manh devleti, bir islam devletidir. Topraklarmm cografi yeri pek 
miihim ve genisdir. Sahilleri, kara smirlanndan daha fazladir. Bunun 
icin, Osmanogullan, o yiice sultanlar, hemen her zeman, milletleri- 
nin cogu miisliman olan ve denizlere hakim bulunan devletlerle is- 
birligi yapmislardir. Bu siyasetleri, hemen hemen her zeman basan 
saglamisdir. Ittihadcilarm tecribesiz ve bilgisiz onderleri, goriiniise 
kapilarak ve ingilizlerin koksiiz, yaldizh sozlerine aldanarak, Osmanh 
sultanlarmm "rahmetullahi aleyhim ecma'm" bu siyasetini bozmus- 
lardir. Dogruyu igriden ayirabilenler ve tarih bilgisine vakif olanlar, 

-368- 



bu saskin hareketin kotii ve cok aci neticelerini hemen gormiisler. It- 
tihadcilarla isbirligi yapmakdan cekinmislerdir. Hatta, bu son harb fe- 
laketine katilmak hakkmda fikrim telgrafla soruldugu zeman, goriisii- 
mu uzun aciklamis, tarihi misaller vererek, onlari uyarmaga cahsmis 
idim. Cevab olarak gonderdigim telgraf, diisuncelerimi ve devlete kar- 
si olan iyi niyyetimi ve baghhgimi ve islamin serefini korumak icin cir- 
pindigimi gosteren saglam bir vesikadir. 

Harbin baslangicinda, yanarak yakilarak bildirdigimiz, korkdugu- 
muz, cok aci, yikici neticeler, simdi ortaya cikryor. Bugiin Osmanli 
devletinin Avrupadaki hududlan, hemen hemen Istanbul surlarma 
dayandi. Rus ordularmin onciileri, Sivas ve Musul vilayetlerinde Os- 
manli halkim cignemekdedirler. Ingilizler Basra vilayeti ile Bagdad vi- 
layetini aldilar. El-Aris colilnde, Cemal pasamn ahmakca idaresi yii- 
ziinden binlerce Osmanli evladi esir diisdii. Hie siibhe yok ki, bu cok 
elirn gidisi ve ittihadcilarm bu gidisle memleketi siiriikledikleri felaketi 
goren sadik vatandaslar, iki seyle karsi karsiya kalmakdadirlar. 

Birincisi, Osmanli devletinin haritadan silinmesi, yok olmasidir. 

Ikincisi, bu felaketden, mahv olmakdan kurtulmamn carelerini 
arayip bulmakdir. Bunu arasdirmagi, dusiinmegi, mesveret etmegi ve 
icab eden tekhflerde bulunmagi biitiin islam alemine birakiyorum. 

Tehliikeler vatam kusatmadan, milleti mahv etmeden once, hakh 
olarak harekete gecdik. Bir diktator, mason azinhgin elinde oyuncak 
olan Osmanli devletinin boyle gafil ve saskin idaresine bagh kalmakla, 
devlete, millete faideli olacagimizi, bilsek degil, zan etsek bile, hicbir 
sey soylemez, yerimizden kimildamaz, her diirlii mesakkate, hatta ol- 
mege tehammiil eder, sabr edenlerden olurduk. Fekat, bunun hicbir fa- 
idesi olamryacagi, atesi koriiklemekden baska bir ise yaramiyacagi, ar- 
tik giin gibi meydandadir. Nasil meydanda olmasm ki, bizleri yuriitmek 
istedikleri yoldan gitsek, bu yola diisen milletlerin ugradiklan felakete 
diisecegimiz ytizde yiizdiir. Ittihadcilarm birkac sene icinde koca dev- 
leti parcaladiklanm, miislimanlan ve islam dinini perisan etdiklerini 
gormiyen, anlamiyan hie var mi? Koca imperatorluk, Enver, Cemal, 
Tal'at ve arkadaslan gibi masonlann keyflerine kurban oluyor. 

Osmanli sultanlannm asrlardan beri tecribe ederek ve devletin ile- 
ri gelenleri ile mesveret ederek kabtil etdikleri temelli siyaseti, Ingilte- 
re ve Fransa htikumetleri ile isbirligi yapmak siyasetidir. Bu siyaset, 
tarih boyunca, devletimize, milletimize hep faideli olmusdur. Son 
harbde bu siyasetden aynlmamiza sebeb olanlar, adi gecen ittihadci 
diktatorlerdir. 

Simdi biz, ittihadcilarm cahil ve ahmak siyasetlerine ve zalim ve 
iskenceli idarelerine karsiyiz. Memleketin felakete suriiklendigini go- 
riiyor, bunu asla tasvib etmiyoruz. Herkes anlasin ki, bu muhalefeti- 
miz Enver, Cemal, Tal'at ve yardakcilarma karsidir. Bizim bu hakh 
hareketimize her miisliman razidir. Her vatandas hakh yolumuzda bi- 

- 369 - Kiyamet ve Ahiret - F:24 



zimle beraberdir. Hatta, devlet baskam, halife-i muslimm de kalbi ile, 
vicdam ile, bizimle beraberdir. Bu soziimuzun en kuvvetli vesikasi, ve- 
liahd Yusiif Izzeddin efendinin ittihadcilar tarafindan tecaviize ugra- 
masi ve sehid edilmesidir. 

Tekrar ediyorum: Koca Osmanh devleti bu diktatorlerin kotii niy- 
yetlerine ve yikici davramslarma kurban oluyor. Biz bunlarm serrin- 
den Allahii tealaya siginirrz. Ittihadcilarin bizi uyaran ve harekete ge- 
tiren kotii bir davranislanni da serefli Tiirk milletine duyurmadan ge- 
cemiyecegim: 

Ittihadci komitamn azgm seflerinden Cemal pasa, (Sam)da istedigi- 
ni asmakda, diledigini kursuna dizmekdedir. Samda bir pavyon meyda- 
na getirmis, bu fuhus ve icki batakhanesinde, emrle getirdigi subaylarla 
birlikde yapdigi alemde, sehrin ileri gelen miisliman ailelerinin kizlan- 
m hizmetci olarak kullanmis, milli ve dmi hislerimizi yikici konusmalar 
yapilmis, naralar atilmisdir. Bu alcakca hareketleri Kur'an-i kerimde, 
Nur suresinde bulunan emrleri hice saymak oldugu gibi, Tiirk ve mus- 
liman kadinimn seref ve haysiyyetini ayaklar altma almak degil midir? 
Cemal pasamn bu hareketi, ittihadcilarin islam dinine dusman oldukla- 
rim gostermiyor mu? 

ittihadci komitacilarm, masonlarm merkezi olan [miistemlekeler 
nezareti]nin emrleri ile cok iizucii ve yikici ve milleti, memleketi fela- 
kete siirukleyici davramslarindan birkacim bildirmis bulunuyorum. 
Osmanh topraklarmda ve islam memleketlerinde yasiyan din kardes- 
lerimi gafletden uyandirmak, boylece milletime ve dinime hizmetde 
bulunmak icin bunlan yazdim. Bu komitacilarm vatan ve milletin mu- 
kaddes dinimizin selametini dustinmiyerek, yalmz miistemlekeler ne- 
zaretinin emrleri ile hareket etdiklerini ve ilahi emr ve yasaklara 
inanmak ve saygili olmak soyle dursun, bu kudsi hiikmleri degisdir- 
mek ve bozmak cabasmda olduklarim vatandaslanma duyurmak iste- 
dim. Boylece, bu yikici, boliicii, saskm ve aleak gidislerine yardimci 
olmamalarmi rica ediyorum. Allahii tealaya asi olana, insanlara zulm 
yapana, ita'at olunmaz. Bunun hareketlerini eli ile, dili ile ve kalbi ile 
degisdirmege giicii yeten, bunu yapmahdir! Ittihadcilarin zararlanm 
anhyamayip, hareketlerini begenenler varsa, bunlan da dinlemege 
hazinm. Dogru yolda olanlara ve faideli is yapanlara bizden selam ol- 
sun. 

11 Zilka'de 1334 [m. 1916] 

Mekke-i miikerreme emiri 

Serif Htiseyn bin All 

Yukandaki iki beyanname, serif Htiseyn pasamn niyyetinin ha- 
lis, lmamnm biitiin oldugunu gostermekle beraber, yanhs diisiince- 
lerini ve zararh hiikmlerini de bildiriyor. En biiyiik hatasi, ingilizle- 
rin tarih boyunca, islamiyyete karsi yapdiklan saldinlari anliyama- 
mis olmasidir. [Denizlere hakim, askeri, silahlan cok olan ingilizle- 

-370- 



re karsi harbe girmek, elbet yanhs idi. Fekat, bu azili islam diismam 
ile isbirligi yapmak, daha saskm bir hatadir.] ingilizlerin iicuncii Se- 
lim han zemamnda, Osmanhlan ve islamiyyeti yok etmek icin, is- 
tanbula kadar yapdiklan baskindan habersiz oldugu anlasihyor. He- 
le onun zemamnda Asyadaki ve Afrikadaki islam memleketlerine 
barbarca saldirmislar, buralan koloni yapip, somurmiislerdi. Bura- 
larda, islam alimlerini, islam kitablanm, islam bilgilerini ve ahlakim 
yok etmislerdi. Osmanh sultam Abdiilmecid ham "rahmetullahi 
aleyh" da aldatarak, devlet koltuklarma masonlan yerlesdirdiler. 
Boylece, milletin imanini, ahlakim bozmaga basladilar. Birinci cihan 
harbinde ingilizlere casusluk yapanlan, bu masonlar yetisdirdi. icer- 
den ve disardan yikarak, bu koca imperatorlugu yok etdiler. Sadr-i 
a'zam Sa'id Halim pasa, (inhitat-i islam) kitabmda, devletin nasil yi- 
kildigim uzun anlatmakdadir. Serif Hiiseyn pasa, tarihi vesikalan in- 
celememis olacak ki, en korkunc islam diismaninin islama yardim 
edecegini ummakdadir. ittihadcilann kotil olduklanm anhyan, 
onun gibi giiclii bir kimse, Samda Cemal pasayi ve ingilizlere satil- 
mis olan soysuzlan etkisiz hale getirebilir, post kavgasi yiiziinden, 
Filistin cebhesinde yapilan hiyanetleri onliyebilirdi. O, bunu kolay 
yapabilirdi. Yapsaydi, Osmanh ordusu bozgundan kurtulurdu. Ara- 
bistan yanmadasmda biiyiik bir Hasimi islam devleti kurulur, Mek- 
ke, Medine, Kudiis mubarek sehrleri onun elinde kahrdi. 

42 - Miislimanlarm halifesi, sultan ikinci Mahmud-i adli hamn 
"rahmetullahi aleyh" emri ile Misr valisi Muhammed Ali pasa, mu- 
barek Hicaz topraklanm temizledikden sonra, Eshab-i kiramin ve 
Resulullahm zevcelerinin ve sehidlerin "radiyallahii teala anhiim" 
tiirbeleri yeniden yapildi. (Mescid-i se'adet) ve (Hucre-i Nebevi) 
ta'mir edildi. Sultan Abdiilmecid han, bunlarm yapilmasi ve islen- 
mesi ve bakimi icin torbalar dolulan yiizbinlerle altin hare eyledi. 
Sultan Abdiilmecid hamn bu yolda cahsmasi ve ugrasmasi, sasilacak 
kadar cokdur. Bunu 15. ci maddenin sonunda bildirmisdik. [1285] 
senesinde, sultan Abdiil'aziz han "rahmetullahi aleyh" da, Medine 
cevresindeki sur divarlarmi saglam yapdirdi. Ayrica biiyiik bir top- 
hane, hiikumet konagi, bir habshane, bir de cebhane, ya'ni silah de- 
posu yapdirdi. Sultan ikinci Abdiilhamid han "rahmetullahi aleyh" 
Samdan Medine -i miinevvereye demiryolu yapdi. 1326 [m. 1908] se- 
nesinin ondokuz Agustosunda ilk tren, Medfne-i miinevvereye gir- 
di. Mekke-i miikerremede onaltinci firka bulunmakda idi. 

Sultan ikinci Abdiilhamid han "rahmetullahi aleyh" zemamn- 
da Mekke sehrinde, minareli alti cami', altmisyedi mescid, alti 
medrese, iki kiitiibhane, bir orta, kirkiic ilkokul, iki bedestan, do- 
kuz han, ondokuz tekke, iki hamam, yirmibes magaza, iicbin diik- 

-371- 



kan, bir hastahane ve kirk cesme vardi. Aynca hacilar icin biiyiik 
ve konforlu miisafirhaneler yapilmisdi. Harun-ur-resid zemamnda, 
Mekkeye uc giinliik uzakdan Arafata kadar bol su getirilmisdi. 
Sultan Siileyman hamn kizi Mihr-i-mah sultan, bu suyu Mekke 
sehrine getirdi. O zeman seksenbin nufusu vardi. 

Medine sehri otuz metre yilksek bir divarla cevrilidir. Bunun 
kirk kulesi, dort kapisi vardir. Harem-i serifin boyu yuzalttmsbes, 
eni yilzotuz adimdir. Harem-i serifin cenub bati kosesinde mer- 
merler ve altm yazilar ile siislii (Babiisselam) kapisi vardir. Ha- 
rem-i serifin icinde cenub dogu kosesinde (Hucre-i Nebevi) bulu- 
nur. Kible duvan oniinde, kibleye karsi duran kimsenin sag tara- 
fmda Bab-iisselam, sol tarafinda da Hucre-i se'adet bulunur. Bu- 
nun her yeri cok kiymetli zinetlerle siisliidiir. Medme evleri, Mek- 
kedeki evler gibi kargir [tasdan yapilmis] olup, cogu dort, bes kat- 
lidir. Sultan Siileyman han "rahmetullahi aleyh", (Kuba)dan, seh- 
re su yolu yapmisdir. Sehrin iki saatlik simalinde Uhud dagi var- 
dir. On mescid, onyedi medrese, bir orta, onbir ilk mekteb, oniki 
kutiibhane, sekiz tekke, dokuzyiizotuziki diikkan ve magaza, dort 
han, iki hamam, yiizsekiz miisafirhane vardi. Nufusu yirmibin idi. 

1398 [m. 1978] de ingilterede basilan (Memleket-iil-arabiyyet- 
iis-sii'udiyye) atlasmm bildirdigine gore, son yapilan caddelerin u- 
zunluklan, Medine ile Riyad arasi 1011, Taif arasi 535, Cidde ara- 
si 424, Mekke arasi 442, Tebiik arasi 686 kilometredir. Mekke ile 
Riyad arasi 989, Taif arasi 88, Cidde arasi 72, Tebiik arasi 1133, 
Necran arasi 898, Kuwait arasi 1879 kilometredir. Mekkeden Taife 
giderken, Mina, Miizdelife ve Arafat meydamndan gecilmekdedir. 

Mekke ve Medine sehrlerindeki kiymetli tarih ve san'at eserle- 
rini vehhabiler yikmakda, yok etmekdedir. 

(Mir'at-i Medine)de diyor ki, Medine sehrindeki (Mescid-i se- 
rif)!, hicretin birinci senesinde Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem", (Eshab-i kiram) ile birlikde yapdilar. Hicretin ikinci senesi, 
Receb aymda, kiblenin Kudiisden Ka'beye donmesi emr olunun- 
ca, mescidin Mekkeye karsi olan kapisi kapatihp karsi tarafa, 
ya'ni Sam tarafina yeni bir kapi acildi. Simdi bu kapiya (Bab-iit- 
tevessiil) denmekdedir. Medmede Kudiise karsi onalti ay kadar 
nemaz kihndi. Mekkede iken, once Ka'beye karsi nemaz kihmrdi. 
Hicretden az bir zeman once, Kudiise karsi kilmmasi emr olundu. 
Mescid-i serifin kiblesi degisdirilirken, Resulullah "sallallahii 
aleyhi ve sellem" Ka'beyi mubarek gozleri ile gorerek, kiblenin ci- 
hetini ta'yin eyledi. Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" ne- 
maz kildigi yer, minber ile (Hucre-i se'adet) arasmda olup, minbe- 

-372- 



re daha yakmdir. Haccacin Medine-i miinevvereye gonderdigi mis- 
haf, btiyiik bir sandik icinde oldugundan, bu sandik, bu yerin oniin- 
deki diregin sag tarafma konulmusdu. Buraya ilk mihrabi Omer 
bin Abdiil'aziz koymusdur. Mescid-i se'adetin ikinci def a yandik- 
dan sonra ta'mfrinde, 888 [m. 1483] senesinde, mermerden simdiki 
mihrab yapilmisdir. Fekat mermer mihrab Hiicre-i se'adet tarafma 
biraz daha yakm konmusdur. (Mescid-iin Nebi)de minber yapil- 
mamisdi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" hutbeyi ayakda 
okurdu. Sonradan buraya bir hurma cubugu dikildi. Daha sonra 
dort basamakh bir minber yapildi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem" iiciincu basamakda ayakda dururdu. Hazret-i Mu'aviye ze- 
mamnda minberin kapisina perde asildi. Zeman-i se'adetde Mes- 
cid-i Nebinin sekiz diregi var idi. Mescidin genisletilmesine dinen 
liizum goriildiigu zemanlarda direkler artdinlarak 327 olmusdur. 
(Ravda-i Mutahhera)da tic sira direk vardir. Her sirada dort direk 
mevcuddur. Bu direklerin bir kismi duvarlar icindedir. Meydanda 
olan direk sayisi 229 dur. Mescidin cenub divan kibleye karsidir. 
(Eshab-i soffa)mn kaldiklan cardak, simal divannin dismdadir. Bu 
mubarek yerin zemini, sonradan gayb olmamasi icin, dosemeden 
yanm metre kadar yukseltilmis, etrafma da, yarim metre yiiksek- 
likde agacdan parmakhk yapilmisdir. 

Mescid-i serif yapihrken, yamna iki (Zevce-i tahire) icin de hi- 
rer oda yapilmisdi. Odalarm sayisi zemanla dokuz oldu. Tavanlan 
birbucuk metre kadar yiiksek idi. Odalar, Mescidin sark, simal ve 
cenub taraflarmda idi. Her odanin ve ba'zi Sahabi odalarmm, biri 
mescide, digeri sokaga olmak iizere iki kapisi var idi. Resulullahm 
"sallallahii aleyhi ve sellem" en cok bulundugu Aise "radiyallahii 
anha"nm odasimn mescide acilmis kapisi sac agacindan idi. Dort 
halife zemanmda, Eshab-i kiram, Cum'a nemazi kilmak icin, sekiz 
odada yer kapisirlardi. Hazret-i Fatimanm odasi, hazret-i Aisenin 
"radiyallahii anhiima" odasi yamnda ve simal tarafmda idi. Bu oda 
sonradan sebeke-i se'adet igine almmisdir. Resulullah "sallallahii 
aleyhi ve sellem", vefatmdan bes giin once, mescide acilan kapilar- 
dan yalmz Ebu Bekrin kapisim birakip, digerlerini kapatdirdi. 

Birinci halife Ebu Bekr "radiyallahii anh", ilk is olarak Arabis- 
tan yanmadasmdaki miirtedlerle ugrasdigi icin, Mescid-i se'adetin 
genisletilmesine vakt bulamadi. 

Hicretin onyedinci senesinde hazret-i Omer "radiyallahii anh", 
Eshab-i kirami toplayip, (Mescid-i serifi tevsi' etmelidir!) hadis-i 
serifini okudu. Eshab-i kiram sozbirligi ile kabtil edip, Sam ve 
garb divarlanm yikarak mescidi onbes metre genisletdi. Bircok ev 

-373- 



satm almarak arsalan mescide katildi. Otuzbes senesinde hazret- 
i Osman "radiyallahil anh", (Eshab-i §ura) ile istisare ederek ve 
sonra Eshab-i kiramin sozbirligini alarak, kible, garb, simal divar- 
larmi yikip, mescidin genisligini on metre, uzunlugunu yirmi met- 
re kadar genisletdi. Bu arada, hazret-i Hafsanm ve Talha bin Ab- 
diillahin ve Abbasm odalan mescide katildi. Halife Velid, Medi- 
ne valisi olan amcasimn oglu Omer bin Abdiil'azize emr yazip, 
seksenyedi senesinde, zevcat-i tahiratm ve Fatimat-uz-Zehramn 
sark tarafdaki evlerini yikdinp yerlerini mescide katdirdi. Boyle- 
ce, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem", mubarek tiirbesi 
mescid icine almmis oldu. Eshab-i kiram ve dort mezheb imami 
ve bindortyuz seneden beri, hicbir islam alimi buna karsi birsey 
soylememisdir. Sii'udi Arabistandaki Riyad sehrinde bulunan 
(Cami'a-i islamiyye) ismindeki medresenin hazirladigi haftahk 
(Ed-da've) mecellesinin 1397 [m. 1977] sa'ban niishasinda, (Ya- 
kmda Mescid-i Nebevi buyiitiilurken, yalmz garb tarafi genisletil- 
meli, biiyiik bid'ate son verilmelidir. Biiyiik bid'at, iic kabrin mes- 
cid icine sokulmasidir. Sark divan eski haline cekilmeli, kabrleri 
mescid disinda birakmah) diyor. Mecmu'anm bu yazisi, icma'i 
iimmete karsi gelmek, islam cema'atinden aynlmakdir. Bunun 
kiifr oldugunu, dort mezhebin alimleri "rahime hiimullahii teala" 
sozbirligi ile bildirmislerdir. 

Sii'udi Arabistan hiikumetinin bu cirkin ise bulasmamasim, 
diinyadaki biitiin miislimanlarm kalblerini yaralamamasim dileriz. 
Hucre-i se'adete karsi edebsizlik yapildigi cok olmus, fekat Allahii 
teala, yapanlan diinyada da cezalandirmisdir. Bunlarm misalleri 
cokdur. (Mir'at-i Medine) sonunda diyor ki, 1296 [m. 1879] sene- 
sinde Hicaz valisi Halet pasa, Medineye ugradigmda, Hucre-i 
se'adet hizmetcilerinin basi olan Tahsin aga, pasamn goziine gir- 
mek icin, (Ev hammlariniza Hucre-i se'adeti ziyaret etdirelim. Bu 
firsat bir daha ele gecmez) der. Pasa, bundan cekinmis ise de, aga- 
nm isran uzerine, bir gece yansi, pasaya uzak, yakm baghligi olan 
kadmlan Sebeke-i se'adete sokar. Abdestsiz, kirli kadinlar da bu- 
lundugundan, Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" karsi bu 
saygisizhkdan dolayi, ertesi sabah Medmede iic def a siddetli zel- 
zele olur. Ehali korkudan kacisirlar. Sebebi anlasilmca, pasa rezil 
olur. Medineden disan cikanhr. Az zeman sonra vefat edip, evi 
barki dagilmisdir. Bunun gibi, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve 
sellem" turbesine karsi edebsizlik yapanlar, her zeman mahv ve 
perisan olmuslardir. 

Hucre-i se'adet hizmetcilerinin basi Semseddin efendi zema- 

-374- 



mnda Halebden gelen Iranh birkac serseri, hazret-i EM Bekr ile 
hazret-i Omerin "radiyallahii anhiima" mubarek cesedlerini cika- 
np kacirmak icin, bir gece mescid-i Nebiye girdiler. Fekat, hepsi 
yere batip, yok oldular. Bu olay, (Mir'at-i Medine) sonunda ve 
(Riyad-iin-nadara)da uzun yazilidir. 

Sam yakinlarmda bulunan (Nabliis) sehrine yakm (Kerek) kal'a 
ve koylerinin hakimi Ertat ismindeki saki de, 578 [m. 1183] senesin- 
de cesed-i Nebeviyi calarak memleketine nakl icin, kiiciik gemiler 
yapdinr. Bunlari Kizil denize cekdirir. Ucyiizelli saki ile, Medinenin 
iskelesi olan (Yenbu') sehrine gonderir. Medine serifleri bunu isite- 
rek, Harranda bulunan Salahaddm-i Eyyubiye "rahmetullahi aleyh" 
bildirirler. Salahaddin cok iiziiliip, Misr valisi Hiisameddin Seyf-iid- 
devleye "rahime-humullahu teala" emr gonderir. Hiisameddin, Lu- 
lu' kumandasmda asker gonderip, sakiler Medineye yakm bir yerde 
katl ve esir ve Misra sevk edilirler. Bu olay (Ravda-tiil-ebrar)da uzun 
yazilidir. Resulullaha "sallallahu aleyhi ve sellem" karsi, diri iken de, 
vefatindan sonra da, edebsizlik etmek istiyenler, Allahu teala tara- 
fmdan cok aci seklde cezalandinlmislardir. Sii'udiler, bozuk inancla- 
nna, kotii diisiincelerine uyarak, boyle aleak bir ise yeltenirlerse, iyi 
bilsinler ki, o giin, devletlerinin de, mezheblerinin de sonu olacak, ki- 
yamete kadar la'net ile anilacaklardir. 

[Vehhabiler, Adem aleyhisselamin peygamber olduguna inanma- 
diklan icin ve biitiin miislimanlara miisrik dedikleri icin, kafir olu- 
yorlar. 92, 93 ve 108. ci sahifelere bakimz!] 

Eyyarenler, ey kar dealer! 
Ecel gele, diem birgiin. 
islerhne pisman olup, 
ah neyledim, diyem birgiin. 

Yanlanma kona dim, 
soz soylemez oia diiim. 
Karsuna gele amelim, 
netdim ise, gbrem o giin. 

Uc parca bezdir kefenim, 
ydan, ciyan yerler tenim. 
Yiiiar gecer, bilinmez yerim, 
unutulup kalam birgiin. 

Kabre konurum yaimzca, 
ne giin tamrim, ne gece. 
Son iimmid sendedir hoca. 
sana teslim oiam birgiin. 

-375- 



BIR MEKTUB TERCEMESI 

Hindistandaki islam alimlerinin buyiiklerinden Muhammed 
Ma'sum Serhendi "rahmetullahi aleyh", (Mektubat) kitabmin bi- 
rinci cildin, yiizseksenikinci mektubunda buyuruyor ki: 

Sebeblere yapismak tevekkiile mtinafi degildir. Ctinki, sebeb- 
lere te'sir etmek kuvvetini de Allahii teala vermekdedir. Sebeble- 
re yaprsirken, sebeblerin te'sfrini Allahii tealadan bilmeli ve Ona 
giivenmelidir. Te'sir etdikleri tecribe edilmis olan sebeblere yapis- 
mak, tevekkiil etmek demekdir. Te'sfri bilinmeyen, iimmid dahi 
edilmeyen sebeblere yapismak, tevekkiile uygun olmaz. Te'siri 
kat'i olan sebeblere yapismak lazimdir, hatta vazffedir. Ates yaki- 
cidir. Atese yakmak hassasini, te'sfrini veren Allahii tealadir. Ac 
olunca, gida, ta'am yiyecegiz. Gidaya doyurmak te'sfrini Allahii 
tealamn verdigine inanacagiz. Faideli te'siri kat'f olan boyle se- 
bebleri kullanmayarak zarar hasil olursa, Allahii tealaya ita'at et- 
memis oluruz. Ona karsi gelmis oluruz. Sebebler iic kismdir: Te'si- 
ri goriilmemis, isitilmemis sebebleri kullanmak caiz degildir. Tec- 
ribe edilmis, faideli te'sfr etdikleri anlasilmis olan sebebleri kul- 
lanmak vacibdir. Bunlan terk etmek giinah olur. Te'sfrleri siibhe- 
li olan sebebleri kullanmak vacib, lazim degil ise de, caizdir. Alla- 
hii teala, miihim olan isleri yapmadan evvel, bunlan tecribeli, bil- 
gili kimselerle mesveret etmemizi, bundan sonra yapmamizi, ya- 
parken de, Allahii tealaya tevekkiil etmemizi, netfceyi Ondan 
beklememizi emr etdi. Mesveret etmek de, sebebe yapismakdir. 
Bu emr, faideli sebebe yapismamn vacib oldugunu ve sebebin 
te'sfrini Allahii tealadan beklemek lazim oldugunu bildirmekde- 
dir. Ahiret islerinde ya'nf ibadet ve ta'at yapmakda tevekkiil ol- 
maz. Ibadetleri yapmamiz, bunun icin cahsmamiz emr olundu. 
Ahiret islerinde tevekkiil etmek degil, havf ve iimmfd etmek la- 
zimdir. Bu emrleri yapmak, bunlarm kabul olunmasi ve sevab ve- 
rilmesi icin Allahii tealamn merhametine ve ihsanma i'timad et- 
mek, giivenmek lazimdir. Emrleri yapmak ve yasaklardan sakm- 
mak, kulluk vazffesidir. 

Dfnimizde oyle bir yiiksek makam var midir ki, insan bu ma- 
kama varmca kendini ve herseyi unutmus olsun? Siialinize karsi 
deriz ki, evet tesavvufda fena denilen bir makam vardir. Tesavvuf 
yolunda cahsan bir kimse, bu makama ulasmca, kendisini ve her- 
seyi unutur. Fekat, fena ve beka makamma insamn batim [kalbi, 
ruhu] vasil olur. Bu hal insamn kalbinde, ruhunda hasil olur. insa- 
mn zahiri [bedeni, akh], kendi ihtiyaclanm te'mfn etmek mecbu- 

-376- 



riyyetindedir. Insan, pekcok ilerlese bile, bu vazifeden kendisini 
kurtaramaz. 

Baskalarimn dusunduklerini kesf etmek, gayb olan seylerden 
haber almak ve yapilan diialarm kabul olmasi, tesavvuf yolunda 
ilerlemenin, Allahii tealanm sevgisine kavusmamn alameti midir 
diyorsunuz? Muhterem kardesim! Bu saydiklanmiz, harik'ulade 
seylerdir. Allahii tealanm adetinin dismda olan seylerdir. Bir in- 
sanda bunlann hasil olmasi, onun yiikselmesinin, kabul olunmasi- 
nm alameti degildir. Bunlar, istidrac sahiblerinde, se'adetden mah- 
rum olanlarda da hasil olur. Riyazet cekerek nefslerini parlatan 
kafirlerde de hasil olur. Ba'zilarmda riyazet cekmeden de hasil ol- 
makdadir. Veil olmak icin, ya'ni vilayet derecelerine kavusmak 
icin riyazet cekmek sart olmadigi gibi, istidrac sahiblerinin harika- 
lar gostermesi ve Evliyamn "rahime-hiimullahu teala" kerametler 
gostermesi icin de riyazet sart degildir. Riyazet cekmek, bunlann 
cok hasil olmasma yardim eder. 

Evliyamn cogu ucb denilen giinahdan korunmusdur. Fena ma- 
kamina kavusanda ucb ve riya kalmaz. Evet insanhk icabi hata ya- 
pilabilir. Ciinki, Evliya "rahmetullahi aleyhim ecma'in" hata yap- 
makdan mahfuz degildir. Fekat, gafletden hemen uyamr, istigfar 
ederek ve hasenat yaparak onun zararmdan kurtulur. 

Az yimek ve az uyumak tesavvuf yolunda ilerlemek icin faide- 
lidir. Fekat, bedene ve akla zarar verecek kadar asm olmamak la- 
zimdir. Bunlari ve riyazetleri siinnete uygun yapmahdir. Asm ya- 
pihrsa ruhbaniyyet olur. islamiyyetde ruhbanlik yokdur. Evliyamn 
kesfleri, hayali seyler degildir. Kalbe ilham edilen seylerdir. Haya- 
li olan kesflere i'timad edilmez. Vehm ve hayal, kalbe gelen bilgi- 
lerin anlasilmasma yardimci olurlar. Hahk ile mahluk arasindaki 
elli bin senelik yol vehm sayesinde az zemanda kat edilir. Hayal de 
lediinni bilgilerin kolay anlasilmasma yardim eder. Tesavvuf yo- 
lunda her ikisinin de cok faidesi vardir. Ba'zi dualarm diinya isle- 
rinde faideli oldugu bildirilmisdir. Allahii tealanm ismlerini zikr et- 
mek [okumak], daha ziyade faideli olmakdadir. 

Nemaz kilarken kendi bedenini hatirlamamak, cok iyidir. Ne- 
mazda hasil olan seyler, nemazm dismda hasil olanlardan daha kiy- 
metlidir. Nemazin ehemmiyyetini iyi anlamahdir. Nemazi, miiste- 
hab olan vaktlerde ve sartlarma ve ta'dil-i erkana dikkat ederek 
kilmahdir. [Nemaza baslarken, vaktinde kilmakda oldugunu bil- 
mek sartdir.] Nemaz kilan kimse ile Allahii teala arasindaki perde- 
lerin kalkdigi, hadis-i serifde bildirilmisdir. 

-377- 



Evliyanm "rahime-hiimullahu teala" alem-i misaldeki suretleri- 
ni, sekllerini gordiigunuzii, onlarla konusdugunuzu yaziyorsunuz. 
Bunlar iyi seylerdir. Fekat maksadimiz bunlar degildir. Maksadi- 
miza zarar vermedikleri icin iiziilecek seyler de degildir. 

Hizir aleyhisselamm hayatda olduguna inanmak lazim olup 
olmadigim soruyorsunuz? Alimlerimiz bunu sozbirligi ile bildir- 
medi. Evliyadan ba'zilan "rahmetullahi aleyhim ecma'ih", Hizir 
aleyhisselami gordiiklerini, konusduklanm bildirmisler ise de, 
boyle haberler onun hayatda oldugunu gostermez. Ruhu insan 
seklinde goriilmus, insamn yapacagi seyleri ruhu ile yapmis olabi- 
lir. O zeman hayatda olmus ise, simdi de hayatda olmasi lazim 
gelmez. (El-isabe-tt-ma'rifetissahabe) kitabmda Hizir aleyhisse- 
lamm yapdigi cok seyler yazihdir. Alimlerin cogu Hizir aleyhisse- 
lamm oldugunu bildirdi. Eger hayatda olsaydi, Peygamber efen- 
dimize gelir, birlikde Cum'a nemazi kilar, sohbetinde ve cihadla- 
rmda bulunurdu. 

Vefat etmis Velilerin ruhlan ba'zan alem-i misaldeki suretle- 
ri ile [insan seklinde] goriiliir. Ciinki, diinyada olan herseyin 
alem-i misalde bir sureti vardir. Hatta maddi olmayan ma'nevi 
seylerin de orada suretleri vardir. Alem-i misal, hayali seyler de- 
gildir. Bu gordiigumiiz madde alemi gibi var olan bir alemdir. 
Evliyanm ruhlan, ba'zan kendi bedenleri seklinde goriiniir. 
Ba'zan da bedensiz, seklsiz olarak ruhlan insamn ruhu ile bulu- 
sur, goriisiir. 

Ruhlar ve kabr hayati hakkindaki bilgiler cok ince bilgilerdir. 
Bunlar hakkmda zan ile, tahmin ile konusmamahdir. Nasslar ile 
[ya'ni ayet-i kerime ve hadis-i serif ile] acikca bildirilmis olanla- 
ra kisaca inanmah, fazla konusmamahdir. Kabrde ni'metler ve 
azablar olduguna inanmahdir. Mevtalarm birbirleri ile konus- 
duklari da bildirilmisdir. Kabrdeki azabdan dolayi bagirir, feryad 
ederler. Feryadlanm insanlardan ve cinden baska btitiin mahluk- 
lar isitir. Ruhlan yalmz olarak da, bedenleri vasitasi ile de feryad 
eder. 

Insan tesavvufda ne kadar ilerlerse ilerlesin, kemale gelsin, 
kurb-i ilahiye kavussun, bedeni ile, ruhu da mahluk olmakdan 
kurtulamaz. Allahii tealadan baska hersey hadisdir, mahlukdur. 
Var olmadan once yok idiler. Sonra da yok olacaklardir. Miisli- 
man olmak icin boyle inanmak lazimdir. Peygamberlerin "aley- 
himiissalevatii vetteslimat", Evliyanm ruhlan da boyledir. Ahi- 
retde azabdan kurtulmak icin, Ehl-i siinnet alimlerinin bildirdik- 
lerine inanmak, uymak lazimdir. Bu kitablara uymayan kesfler, 

-378- 



kerametler hicbir ise yaramaz. Tesavvuf yolundan maksad, kendi 
nefsinin ayblanni, kusurlarim anlamakdir ve ahkam-i islamiyye- 
ye uymakda kolaylik ve lezzet hasil olmakdir ve gizli olan sirk- 
den, kiifrden kurtulmakdir. 

Talebelerinizin iyi hallerini yaziyorsunuz. Bunun icin, Allahii 
tealaya cok stikr ediniz. Talebenizin tam miisliman olmalan, Al- 
lahii tealamn nzasma kavusmalan icin cahsmiz! islamiyyetin 
edeblerini, Ehl-i siinnet alimlerinin edeblerini ve selef-i salihinin 
hallerini, ahlaklanni onlara bildiriniz! Onlara va'z ve nasihatden 
geri kalmayiniz! Edebsizi Allahii teala sevmez. Kur'an-i kerimi 
cok okuyunuz. Nemazlannizi [Ehl-i siinnet alimlerinin yazdikla- 
n] fikh kitablarma uygun olarak ve husu' ile kihniz ve (la ilahe il- 
lallah) giizel kelimesini her zeman soyleyiniz! Allahii teala hepi- 
mize merhamet buyursun. Hepimize, kendi nzasma kavusduran 
iyi isler yapmak nasib eylesin. Size ve dogru yolda olanlara ve 
Muhammed aleyhisselamm izinde gidenlere selam ve diialar ede- 
rim, efendim! Simdi Resulullahm "sallallahu aleyhi ve sellem" 
zemani cok uzakda kaldigi ve kiyamet yaklasdigi icin, her tarafa 
bid'atler yayildi. Bid'atlerin zulmetleri, zararlan biitiin aleme ya- 
yildi. Siinnetler unutuldu. Stinnetlerin nurlan ortiildii. Simdi, in- 
sam Allahii tealamn nzasma kavusduracak en krymetli is, unutul- 
mus stinnetleri meydana cikarmak icin, ya'ni islam ilmlerini yay- 
mak icin cahsmakdir. Kiyamet giinii Muhammed aleyhisselamm 
yamnda bulunmak istiyenlerin, bu yolda cahsmalan lazimdir. 
Hadis-i serifde, (Terk edilmis bir siiiinetimi ortaya cikarana yiiz 
schicl sevabi vardir) buyuruldu. [Ya'ni, bir din bilgisini ortaya ci- 
karmak, ogretmek, yaymak cok biiyiik sevabdir.] Siinneti mey- 
dana cikarmak icin ilk yapilacak sey, bu siinneti kendisinin yap- 
masidir. Bundan sonra, baskalarmm yapmasi icin cahsmak gere- 
kir. 

Son nefes korkusunu yaziyorsunuz. Bu korkudan kurtulan 
kimse yokdur. Peygamberlerden "aleyhimiissalevatii vetteslimat" 
baska herkesin son nefesi siibhelidir. Son nefesde kurtulabilmek 
miijdesi ancak vahy ile malum olur. iyi alametler ve eserler ve be- 
saretler, son nefesin selametini haber verirlerse de, zann-i galib ha- 
sil ederler. Zan, ne kadar galib, fazla olursa olsun, insam bu derd- 
den, bu korkudan kurtaramaz. 

ibadetlerimi ve ta'atlarimi kabul olmaga layik goremiyorum. 
Bunun icin ba'zen ibadet yapmakda gevseklik hasil oluyor, diyor- 
sunuz. Bu diinyada ibadet yapmak icin emr olunduk. Kabul olu- 
nur mu olunmaz mi bilmesek dahi, yapmaga mecburuz. Hem iba- 

-379- 



det yapacagrz, hem de ibadetdeki kusurlarimrza istigfar edip, kabul 
olmasi icin aglayarak, sizlayarak yalvaracagrz. Bu istigfar ve yal- 
varmak, belki kabul olmasma sebeb olur. Biz kuluz. Kulluk vazife- 
mizi yapmaga mecburuz. Seytan la'in, kulluk vazffemizi yapdirma- 
mak icin, bizi aldatmaga cahsiyor. 

Size karsi olan tevecciih ve sevgimizi soruyorsunuz. Bunu bil- 
dirmege hacet var mi? Sizin bize olan sevginiz, bizim size olan sev- 
gimizin eseridir, neticesidir. Agacda hasil olan cicekler, meyveler, 
hep govdeden gelmekdedir. Bu kaide her zeman boyle gelmisdir. 
Maide suresinin ellidorduncii ayetinde mealen, (Onlan severim. 
Onlar da beni severler) ve yiizondokuzuncu ayetinde mealen, (Al- 
lah onlardan razidir. Onlar da Allahdan razidirlar) buyuruldu. 
Kendi muhabbetini ve nzasim, onlarmkinden once bildirdi. 



Mezhebsiz kimse kendi, dogru yolu bulamaz, 
etse herkesi taklid, bu da, dogru olamaz! 
dinde alim olmiyan, bir miictehid olamaz, 

Rahmetini umanm, yoksa da, isti'dadim, 
sana gticluk mii var ey, keremi bol Allalum! 

Rahmetin niiicriniedir, kusurum pek cok benim, 
edemem curniiini inkar, halim ma'luniun Senin, 
yiiz karasiyle geldhn, suruyerek zincirhn, 

Rahmetini umanm, yoksa da, isti'dadim, 
sana gticluk mti var ey, keremi bol Allalum! 

Yamlmis simdi herkes, muhakkak ki hak Sensin, 
gayri yok, ibadete yalmz mtistehak Sensin! 
abd-i adz ne yapar, kadir-i mutlak Sensin! 

Rahmetini umanm, yoksa da, isti'dadim, 
sana gticluk mti var ey, keremi bol Allalum! 



Kadi-zade Ahmed efendi "rahime-hullahu teala" 1197 [m. 
1783] de vefat etmisdir. Tiirkce (Feraid-iil-fevaid) ismindeki (A- 
mentii §erhi) kitabinda diyor ki, bir insan hayrh bir is yapip, seva- 
bim her hangi bir mevtaya hediyye ederse, ona gider. imam-i Ta- 
berani "rahime-hullahu teala", (Evsat) kitabinda bildirdi ki, Enes 
bin Malik "radiyallahii anh" buyurdu ki, Resulullahdan "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" isitdim: (Bir kimse, tamdigi bir meyyit 

-380- 



icin sadaka verse, Cebrail "aleyhisselam" bu sadakamn sevabim 
nurdan tabak icinde ona gotiiriir ye (Ey kabr sahibi! Bu hediyye- 
yi senin ahbabin gonderdi, bunu al!) der. Meyyit bu hediyyeyi 
ahnca, sevinir. Kendilerine hediyye gonderilmiyen meyyitler, bu- 
nu goriince, iiziiliirler) buyurdu. [Meyyit icin yapilacak en kiymet- 
li sadaka, Ehl-i siinnet alimlerinin bir kitabim, bir kimseye hediy- 
ye etmekdir.] 

Ibni Ebiddiinya, Amr bin Cerirden "rahime-humullahii teala" 
nakl ederek buyurdu ki, bir kimse, ahirete gitmis olan din kardesi 
icin diia etse veya hayrli bir amel islese ve bunlarm sevabim ona 
hediyye etse, bir melek bu sevablan ol meyyite gotiiriip, (Ahba- 
bmdan filan kimse, bunu sana gonderdi der.) Imam-i Muslimin 
"rahime-hullahii teala" Ebu Hiireyreden "radiyallahii teala anh" 
nakl etdigi hadis-i serifde, (Bir inii'min vefat edince, biitiin amel- 
leri biter. Yalmz iic ameli bitmeyip, bunlarm sevabi amel defteri- 
ne yazdmaga devam eder. Bu iic amel, sadaka-i cariyye, ya'ni de- 
vam edici iyi isleri ve faideli kitablari ve kendisine hayrli diia eden 
salih cocuklaridir) buyuruldu. Biitiin mii'minlere hediyye edilen 
diialar ve sevablar, bunlarm hepsine vasil olur. Bir kimse, bir 
mii'minin kabrine gidip, ona selam verse, kabrdeki meyyit isitip, 
selamim ahr, bildigi kimse ise, onu tanir. Resulullah "sallallahti 
aleyhi ve sellem" kabrleri ziyaret etmegi ve kabrdekilere selam 
vermegi emr eyledi. Abdullah ibni Abbasin "radiyallahii anhii- 
ma" bildirdigi hadis-i serifde, (Bir kimse, tamdigi bir mii'minin 
kabrini ziyaret ederek, ona selam verse, bunu tamr ve selamina 
cevab verir) buyurdu. Baska bir hadis-i serifde, (Bir kimse, din 
kardesinin kabrini ziyaret edip, kabrin yamnda otursa, meyyit se- 
vinir) buyuruldu. 

Bir mii'min, Peygamberimize "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" bir salevat-i serife okusa, melekler o salevati ahp, Fahr-i alem 
efendimize bildirirler. Hadis-i serifde, (Allahii tealamn yer yiiziin- 
de dolasan melekleri vardir. Ummetimin benim icin okudugu sale- 
vati bana bildirirler) ve (Bir kimse, bana salat okursa, onun salati 
hemen bana bildirilir) buyuruldu. Bu iki hadis-i serif, (Ba'zilanm 
melek bildirir, ba'zilanm ben isitirim) demekdir. Ravda-i mukad- 
dese yamnda okunan salat ve selami kendisi isitip selamma cevab 
verdigini bildiren cok hadis-i serif de vardir. 

Peygamberlerin "aleyhimussalatii vesselam" mubarek cesedle- 
ri curumez. Bunu bildiren cok hadis-i serifler vardir. Bir hadis-i se- 
rifde, (Peygamberler, kabrlerinde diridirler) buyuruldu. Ba'zi 
alimler, sehidler de curumez dedi. imam-i Kurtubi "rahmetullahi 

-381- 



aleyh",' 1 ' sikintilara, derdlere sabr eden mii'minlerin ve ahkam-i is- 
lamiyyeye uyan salihlerin cesedleri curumez, dedi. Gunah isleme- 
mis olan cesed ciiriimez. ilmi ile amil olan alimlerin ve [giinah isle- 
miyen, bid'at sahibi olmiyan, ho-parlor kullanmiyan] hafrzlarm ve 
miiezzinlerin ve Evliyamn "kaddesallahii teala esrarehumul'aziz" 
cesedleri ciiriimez. Hatta bunlarm kefenlerine toprak te'sir etmez. 
Baskalannm cesedleri ciiriir. Bir hadis-i serifde, (Her meyyitin vii- 
cudunu toprak ciiriitiir. Yalniz, kuyruk sokumu denilen kemik cii- 
riimez) buyuruldu. 

Ruhun nasil oldugunu dmimiz acikca bildirmedi. Ruh madde 
degildir. Sifat da degildir. Fekat, madde gibi kendi kendine vardir. 
Insan oldiikden sonra, ruhu yok olmaz. Hicbir maddeye muhtac ol- 
maksizm kendi kendine vardir. Idrak etmesi, anlamasi da vardir. 
Ruhun nereye gitdigi acikca bildirilmedi. (Cevhere) serhinde, Ibra- 
him Lakanf maliki 121 cesidli rivayetleri yazmisdir. imam-i Suyuti, 
(Serhiis-sudur) kitabmda ve Ibnul-Kayyim-i cevziyye dediler ki, sa- 
ki olanlarm, ya'ni kafirlerin ve fasiklarm ve bid'at sahiblerinin riih- 
lan azabdadir. Sa'idlerin, ya'ni mu'minlerin, salihlerin ruhlan 
ni'metler, lezzetler icindedir. Yehudinin ruhu, yehudilerin ruhu ile 
beraberdir. [Hiristiyanlarm, mezhebsizlerin, kitabsiz kafirlerin ruh- 
lan da birbirleri iledir.] Azab olunan ruhlarm bulundugu yere (Sic- 
cin) denir. Ni'metler, lezzetler bulunan yere (illiyyfn) denir. illiyyi- 
nin en yuksek derecesine (Mele-i a'la) denir. Peygamber efendimiz, 
vefat ederken, son sozu, (Ya Rabbi! Beni afv et! Bana merhamet 
et! Beni refik-i a'laya kavusdur) oldu. Burasi Peygamberlerin ma- 
kamidir. Bunlarm dereceleri de farkhdir. Peygamberimiz "sallalla- 
hu aleyhi ve sellem" mi'rac gecesinde, Adem aleyhisselami birinci 
semada, Isa aleyhisselam ile Yahya aleyhisselami ikinci semada, 
Ytisuf aleyhisselami UcUncu semada, idris aleyhisselami dorduncu 
semada, Harun aleyhisselami besinci semada, Musa aleyhisselami 
altinci semada, Ibrahim aleyhisselami yedinci semada gordu. Ehl-i 
sunnet alimlerinin ruhlan, Peygamberlerin "aleyhimussalevatu vet- 
teslimat" ruhlarma yakmdir. Bir hadis-i serifde, (Sehidlerin ruhlan 
Ar$-i ilahidedir. istedikleri zeman Cennetin diledikleri jerlerine gi- 
dip, tekrar kendi makamlarina donerler) buyuruldu. Ahiret haya- 
tmda sabah ve aksam, gece ve gunduz yokdur. Cennet nuranidir. 
Sehidlerin ba'zilan Cennete girmez, Cennetin yamndaki (bank) is- 
mindeki nehr kenarmda yesil kubbeler altmdadir. Kendilerine sa- 
bah ve aksam Cennet ni'metleri getirilir. Burada sabah ve aksam, 



[1] Muhammed Kurtubi 671 [m. 1272] de vefat etdi. 
[2] Lakani 1041 [m. 1632] de vefat etmisdir. 

-382- 



diinyadaki zemana benzetilerek, soylenmisdir. Boyle sozlere (kina- 
ye) denir. Bir rivayetde biitiin mii'minlerin ruhlari bu kubbeler al- 
tinda bulunur. Sehidler, (Diinyadaki din kardeslerimiz, bizim kavus- 
dugumuz ni'metleri, se'adetleri bilseler, cihada, muharebeye kosar- 
lardi) derler. Al-i Imran suresi, yiizyetmisinci ayetinde mealen, (Al- 
lah yolunda sehid olanlara olii demeyiniz. Onlar diridirler. Kendile- 
rine, her /email nzk verilir. Onlarda azab olunmak korkusu yokdur. 
Ni'metlerden mahrum kalmak iiziiiitusii de yokdur) buyuruldu. 
Diinyada onlarm cesedleri toprak altinda kalmca, curiiyiip, fena ko- 
karlar. Hayvanlar etlerini yirler. Bu hallerini gorenler, bunlan aci 
cekiyor, azab icinde samrlar. Onlarm kavusduklan ni'metleri, 
se'adetleri anlamazlar. Sehidler boyle diri olunca, Peygamberler de 
"salevatullahi teala aleyhim ecma'in" elbette diri olur. Ciinki, her 
Peygamberde sehadet mertebesi vardir. Bir hadis-i serifde, (ilm og- 
renmekde iken eceli gelen kimseyi Allahii teala Peygamberlerin 
mertebesinde karsilar) buyuruldu. Osman bin Affan "radiyallahii 
anh" diyor ki, Resulullahdan isitdim, (Kiyamet giinii, evvela Enbi- 
ya, soma Ulema sefa'at edeceklerdir) buyuruldu. Bir hadis-i serifde, 
(Ta'undan vefat edenler, sehfdlcrin mertebesine kavu§ur) buyurul- 
du. Ta'un, veba hastahgi gibi sari hastahklar demekdir. 

Bir kimse, kiyamet giinii kimler arasmda bulunacak ise, kabr 
hayatmda da, onlarm arasinda bulunur. Diinyada iken kimleri se- 
viyorsa, kimlerin arasinda yasiyorsa, kiyametde onlar ile beraber 
hasr olunacakdir. imam-i Ahmed bin Hanbel "rahime-hullahii te- 
ala"' 11 dedi ki, (Mii'minlerin ruhlari Cennetdedir. Kafirlerin ruhlari 
Cehennemdedir). Ba'zi alimlere gore, Cennet-iil me'vadadirlar. Bu 
Cennet, Arsm altmdadir. Zinayi adet edinen, faiz ve yetim mah yi- 
yenlerin ve mezhebsizlerin ruhlari Cehennemde azab icinde olur- 
lar. Uzerinde kul hakki bulunanlarm ruhlari Cennete girmez. Boy- 
le giinah isliyenlerin ve zulm edenlerin ruhlari da boyledir. Evliya- 
nm "rahime-hullahii teala" ve salih mii'minlerin ve Ehl-i siinnet ki- 
tablanm yayanlarm ruhlari kabrlerine gelerek, cesedlerini ziyaret 
ederler. Mii'minlerin ruhlari birbirlerini ziyaret ederler. Bilhassa, 
Cum'a gecelerinde konusurlar. Mii'min vefat edip, ruhu semaya ci- 
kmca, mii'minlerin ruhlari gelip, diinyada tamdiklarim sorarlar. 
Vasiyyet etmeden olenlerin ruhlarma konusmak icin izn verilmez. 
[Vasiyyetlerin en kiymetlisi, Ehl-i siinnet kitabi hediyye etmekdir.] 
(Feraid-iil-fevaid)in yazisi temam oldu. 

(Se'adet-i Ebediyye)de diyor ki, (Belalardan, sikintilardan kur- 
tulmak icin, istigfar cok okumahdir. Ya'ni, cok (Estagfirullah) de- 
melidir.) 



[1] Ahmed bin Hanbel 241 [m. 855] de Bagdadda vefat etdi. 

-383- 



HAKIKAT KITABEVININ 
YAYINLADIGI TURKCE KITABLAR 

KITABIN ADI FIATI 

SE'ADET-i EBEDIYYE (TAM iLMIHAL): 

(Hilseyn Hilmi Isik), 1248 sahife, iic kism bir arada. 

Yiizbesinci Baski (2009) 20 YTL. 

MEKTUBAT TERCEMESI: (Huseyn Hilmi Isik) 

(512) sahife. Besinci Baski (2008) 12.5 YTL. 

1— FAIDELi BILGILER: Faideli Bilgiler (Ahmed 
Cevdet Pasa) ve Din Adami Boliicii Olmaz ve Dog- 
ruya Irian, Bollicuye Aldanma, kismlan ile 

(480) sahife. Ellibirinci Baski (2009) 3.5 TL. 

2— HAK SOZUN VESIKALARI: Hucec-i Kat'iyye 
(Abdullah Siiveydi), Redd-i Revafid, Tezkiye-i Ehl-i Beyt, 
Birleselim-Seviselim, Iman ile olmek icin kardesim Ehl-i Beyt 
ile Eshabi sevmelisin, Peygamberlik nedir?, Eyyiihel-veled 
tercemesi (Imam-i Gazali), Bir din cahiline cevab, 

kismlan ile 400 sahife. Otuzaltinci Baski (2008) 3 YTL. 

3— HERKESE LAZIM OLAN IMAN: Herkese Lazim Olan 
Iman (Kemahli Feyzullah), Miislimanlik ve Hiristiyanhk, 
Kur'an-i Kerim ve Inciller, Islam dini ve diger dinler, 

kismlan ile (480) sahife. Altmissekizinci Baski (2009) 3.5 YTL. 

4— ISLAM AHLAKI: Islam Ahlaki (Muhammed 
Hadimi), Cennet Yolu Ilmihali, Ey ogul Ilmihali, 

kismlan ile (592) sahife. Yetmissekizinci Baski (2008) 4 YTL. 

5— ESHAB-I KIRAM: Eshab-i Kiram (Ahmed Faruk) 
Miislimanlarm Iki Goz Bebegi, Islamda Ilk Fitne, 

kismlan ile (416) sahife. Kirkaltmci Baski (2009) 3.5 YTL. 

6— KIYAMET VE AHIRET: Kiyamet ve Ahrret 
(Imam-i Gazali), Miislimana Nasihat, kismlan ile 

(384) sahife. Ellidorduncu Baski (2009) 3 TL. 

7— CEVAB VEREMEDI: (Harputlu Ishak efendi). 

(368) sahife. Otuzbesinci Baski (2008) 3 YTL. 

8— LNGiLiZ CASUSUNUN i'TIRAFLARI: (M.Siddik Giimus) 
(128) sahife. Altmisikinci Baski (2009) 1.25 YTL. 

9— KIYMETSIZ YAZILAR: (Huseyn Hilmi Isik) 

(416) sahife. Yirmisekizinci Baski (2009) 3.5 TL. 

10— NAMAZ KITABI: 

(192) sahife. Yetmisaltinci Baski (2009) 1.75 TL. 

11— SEVAHID-UN NUBUVVE: (Mevlana Abdurrahman Cami) 
(448) sahife. Yirmibesinci Baski (2008) 3.5 YTL. 

12— MENAKIB-I CIHAR YAR-I GUZIN: (Seyyid Eyyub bin Siddik) 
(592) sahife. Yirmibirinci Baski (2009) 4 TL. 

-384-