Skip to main content

Full text of "Hakikat_Kitabevi_Turkce_Kitaplar"

See other formats


Hakikat Kitabevi Yayinlan No: 7 



CEVAB 
VEREMEDt 

DIYA-UL KULUB 



Harputlu 
ISHAK EFENDI 



Otuzaltinci Baski 




Hakikat Kitabevi 

Darussefeka Cad. 53 P.K.: 35 34083 

Tel: 0212 523 45 56-532 58 43 Fax: 0212 523 36 93 

http://www.hakikatkitabevi.com.tr 

e-mail: bilgi@hakikatkitabevi.com.tr 

Fatih-ISTANBUL 

MAYIS-2009 



ICINDEKILER 

Sahffe No: 

1 - Onsoz 3 

2 - Birinci baskimn mukaddemesi 7 

3 - Diya-iil-kulub (Kalblerin ziyasi) 18 

4 - incil denilen dort kitab hakkinda incelemeler 40 

Matta incili 52 

Markos incili 54 

Luka Incili 55 

Yuhanna incili 57 

5 - Dort incil arasmda goriilen tenakuz ve ihtilaflar 60 

6 - Risaleler hakkinda bir inceleme 82 

7 - Gada-iil-mulahazat kitabma cevab 85 

8 - Kur'an-i kerim ve bugiinkii inciller 117 

9 - Teslisin (Uc tann inanci) batilhgi 159 

10 - Teslisin batilhgmm, isa aleyhisselamm sozleri ile 

isbati 169 

1 1 - Papazlann islamiyyetdeki ibadetlere hiicumlan ve 

bunlara cevablar 205 

12 - Bir papazm iftiralarma cevab 238 

13 - Allahii teala vardir ve birdir 298 

14- ilmbahsi 309 

15 - Kudretbahsi 313 

16 - Isa aleyhisselam insan idi, Ona tapilmaz 317 

17 - Isa aleyhisselam Peygamberdir, Ona tapilmaz 320 

18 - Dort incil hakkinda 323 

19 - Yehudilik, Tevrat ve Talmud 326 

20- Talmud 333 

21 - Muhammed Ma'sum Faruki 

hazretlerinin mektublan 342 



Bu kitabm bircok yerinde yehudilerin ve hiristiyanlarm ellerin- 
de bulunan din kitablannm bozuk oldugu yazihdir. Bunlara ve 
bunlarm yolunda olanlara inanmamah, dini ve imam Ehl-i siinnet 
alimlerinin kitablarmdan ogrenmelidir. 

Hiristiyanlarm birbirlerine ve yehudilere ve muslimanlara yap- 
diklan zulm ve tiiyler iirperten iskenceleri anlamak icin, 94.cii ve 
sonraki sahifeleri ve 238. ci sahifeyi okuyunuz! 

Baski: ihlas Gazetecilik A.S. 

29 Ekim Cad. No. 23 Yenibosna-iSTANBUL 
Tel: 0.212.454 30 00 

ISBN: 975-92119-4-7 



— 1 — 

ONSOZ 

Allahii tealaya hamd olsun! Peygamberlerin en iistiinu olan Pey- 
gamberimiz Muhammed aleyhisselama ve Onun temiz Aline ve Ona 
Eshab olmakla sereflenenlerin hepsine, bizlerden selamlar ve hayrh 
diialar olsun! 

Allahii teala, ilk insan ve ilk Peygamber olan Adem aleyhisselam- 
dan beri, her bin senede din sahibi yeni bir Peygamber vasitasi ile, in- 
sanlara dinler gondermisdir. Bunlar vasitasi ile, insanlarm diinyada ra- 
hat ve huzur icinde yasamalan ve ahiretde de sonsuz se'adete kavus- 
malan yolunu bildirmisdir. Kendileri ile yeni bir din gonderilen Pey- 
gamberlere (Kesul) denir. Resullerin biiyiiklerine (Uliil'azm) Pey- 
gamberler denir. Bunlar, Adem, Nuh, Ibrahim, Musa, Isa ve Muham- 
med aleyhimiissalatii vesselamdir. 

Simdi, diinyada semavi kitabi olan iic din vardir: (Musevflik), 
(Hiristiyanhk), (Islamiyyet). Musa aleyhisselama Tevrat, Isa aleyhis- 
selama Incil kitabi indirilmis idi. Museviler, Musa aleyhisselamin; hi- 
ristiyanlar Isa aleyhisselamin getirdigi dine tabi' olduklarim soyler- 
ler. 

Kur'an-i kerim, en son Peygamber olan, Peygamberimiz Muham- 
med aleyhisselama gonderilmisdir. Kur'an-i kerim, biittin ilahi kitabla- 
nn hiikmlerini nesh etmis, ya'ni yiiriirliikden kaldirmis ve bu hiikmle- 
ri kendisinde toplamisdir. Bugiin, butiln insanlarm Kur'an-i kerime ta- 
bi' olmalan lazimdir. Simdi, hicbir memleketde, hakiki Tevrat ve Incil 
yokdur. Bu kitablar sonradan tahrif edilmis, ya'ni insanlar tarafmdan 
degisdirilmisdir. 

Adem aleyhisselamdan, son Peygamber Muhammed aleyhissela- 
ma kadar biitiin Peygamberler, hep aym imam soylemis, ummetlerin- 
den aym seylere iman etmelerini istemislerdir. Yehudiler, Musa aley- 
hisselama inamp, Isa ve Muhammed aleyhimesselama inanmazlar. Hi- 
ristiyanlar, Isa aleyhisselama da inamp, Muhammed aleyhisselama 
inanmazlar. Muslimanlar ise, biitiin Peygamberlere inamrlar. Peygam- 
berlerin diger insanlardan aynlan ba'zi iistiin sifatlan oldugunu bilir- 
ler. 

Isa aleyhisselamin hak dini, az zeman sonra diismanlan tarafm- 
dan sinsice degisdirildi. Boliis (Pavlos) adindaki bir yehudi, Isa aley- 
hisselama inandigim soyliyerek ve Iseviligi yaymaga cahsiyor gorii- 
nerek, Allahii tealamn indirdigi Incili yok etdi. Daha sonra, Isevili- 

-3- 



ge teslis (trinite) fikri sokuldu. Baba-ogul-ruhillkuds diye, akl ve 
mantigin kabul edemiyecegi bir iman sistemi te'sis edildi [kuruldu]. 
Hakiki incil gayb oldugu icin, sonradan ba'zi kimseler, Inciller yazdi- 
lar. (m. 325) senesinde toplanan Iznik ruhban meclisi, mevcud olan 
ellidort Incilden elli adedini ibtal etdi. Geriye dort incil kaldi. Bunlar, 
Matta, Markos, Luka, Yuhannamn yazdiklan Incillerdir. Boliisiin ya- 
lanlari ve Eflatunun ortaya atdigi teslis (trinite) fikri, bu Incillerde de 
yer aldi. Barnabas admdaki bir havari, Isa aleyhisselamdan isitdikle- 
rini ve gordiiklerini, dogru olarak yazdi ise de, bu Barnabas Incili yok 
edildi. 

Biiyiik Kostantin, putperest iken, (m. 313) de hiristiyanhgi kabul 
etmisdi. 325 de, Iznikde, 318 papazi toplayip, btitiin Incillerin birlesdi- 
rilerek, bir Incil yazilmasini emr etmis ise de, papazlar, dort Incil bi- 
rakmisdi. Bunlara eski putperestlikden de bircok sey sokulmusdu. No- 
el gecesinin yilbasi olmasmi da kabul etmis, hiristiyanlik resmi bir din 
olmusdu. [Isa aleyhisselamm Incilinde ve Barnabasin yazdigi Incilde, 
Allahii tealamn bir oldugu yazili idi.] Istanbul piskoposu Atnas, teslis 
tarafdan idi. Aryiis ismindeki bir papaz, dort Incflin yanlis oldugunu, 
Allahii tealamn bir oldugunu, Isa aleyhisselamm, Onun oglu degil, ku- 
lu ve Peygamberi oldugunu soyledi ise de, dinlemediler. Hatta aforoz 
etdiler. Aryiis tevhidi nesr etdi ise de, cok yasamadi. Yillarca, Atnas 
ve Aryiis tarafdarlan, birbirleri ile miicadele etdiler. Sonradan bircok 
meclisler toplanarak, mevcud dort Incilde, yeni yeni degisiklikler ya- 
pildi. 

446 [m. 1054] senesinde, Sark kilisesi, Roma kilisesinden aynldi. 
Roma kilisesine bagh olan hiristiyanlara (katolik), Sark [Istanbul] ki- 
lisesine bagh olanlara (Ortodoks) denildi. 

Sonra, Alman papazi Luther Martin [m. 1483-1546], Italyadaki pa- 
pa onuncu Leona baskaldirdi. 923 [m. 1517] senesinde Protestanhgi 
kurdu. Bu papaz, Islam dinine karsi da, cirkin hiicumlarda bulundu. 
Luther Martin ve Calvin, Incilleri daha da degisdirdiler. Boylece, akl 
ve hakikat disinda, bir din meydana geldi. 

Endiiliis miislimanlarmm Avrupahlara tutduklan lsik ile, Avrupa- 
da bir ronesans [Islahat] hareketi baslamisdi. Miislimanlardan akli 
ilmleri ogrenen Avrupah gender, akl ve mantik disi olan hiristiyanh- 
ga karsi isyan etdiler. Hiristiyanhga karsi yapilmis olan hiicumlar, Is- 
lamiyyete karsi yapilamadi. Ciinki Islam dini, teblig edildigi giinden 
beri, biitiin temizligi ve safiyyeti ile durmakdadir. Icinde akla, manti- 
ga ve ilme ters diisecek hicbir fikr ve bilgi yokdur. Kur'an-i kerim in- 
dirildiginden beri, bir noktasi bile degisdirilmeden, aynen muhafaza 
edilmisdir. 

Basda ingilizler olmak tizere, Avrupahlar, hiristiyanlik akidesini 
[inancim] yaymak ve baska milletleri mristiyanlasdirmak icin, mis- 
yoner teskilatlan kurdular. Iktisadi bakimdan, dtinyamn en kuv- 
vetli teskilati haline gelen, kilise ve misyoner teskilatlan, akl almaz 

-4- 



bir fe'aliyyetin icerisine girdiler. Hiristiyanligi, islam memleketlerinde 
yayabilmek icin, korkunc bir islam diismanhgi baslatdilar. Islam mem- 
leketlerinin her yerine hiristiyanligi medh eden, binlerce kitab, mec- 
mu'a ve casuslar gondermege basladilar. Bugiin de, giizel memleketi- 
mizde, durmadan, hiristiyanligi anlatan kitab, mecmu'a ve brosiirler 
dagitilmakda, posta ile yurt dismdan adreslere gonderilmekdedir. 
Boylece, saf zihnleri bulandirmaga, fmanlan bozmaga cahsmakdadir- 
lar. 

Islam alimleri, islam dinine zid ne kadar goriis, fikr, felsefi diisiin- 
ce ve akideler var ise, hepsine cevablar vermislerdir. Bu arada bozu- 
lan Iseviligin yanhsliklarmi da, aciga cikarmislardir. Tahrif edilen ve 
hiikmleri yiirurliikden kaldinlan semavi kitablara uymamn caiz ol- 
madigim bildirmislerdir. Dtinyada rahat ve huzur icinde yasamak, 
ahiretde de sonsuz se'adete kavusmak icin, musliman olmamn lazim 
oldugunu aciklamislardir. Papazlar, Islam alimlerinin kitablarma ce- 
vab verememislerdir. Islam alimlerinin, batil dinleri red icin yazdigi 
kitablar pek cokdur. Bunlar arasmda, hiristiyanlara cevab veren, ara- 
bi ve tiirkce (Tuhfet-iil-erib), (Ingiliz casiisuiiiin i'tiraflari), tiirkce 
(Diya-iil-kulub), arabi ve tiirkce (Izhar-iil-hak), arabi (Es-sirat-iil- 
miistekim), tiirkce (Sems-iil-hakfka) ve (Izah-ul-meram), farisi (Mi- 
zan-iil-mevazin), arabi (Irsad-iil-hiyara) ve arabi ve fransizca (Er- 
reddiil-cemil) kitablan meshurdur. Bunlardan Harputlu Ishak Efen- 
dinin 11 ' hazirladigi (Diya-iil-kulub)u, bilhassa protestan papazlarmm 
Islamiyyete karsi yazmis olduklan haksiz yazilarma ve iftira'larma 
cevabdir. Birinci baskisi 1293 [m. 1876] senesinde Istanbulda yapil- 
mis olan bu kitabi, 1987 senesinde, sadelesdirerek degerli okuyucula- 
rimizm istifadesine sunduk. Her hangi bir kitabdan ogrendigimiz bir 
bilgiyi ve baska bir kitabdan araya koydugumuz ilaveyi koseli paran- 
tez [] icine yazdik. Kitabm muhtelif yerlerinde goriilecegi gibi, papaz- 
lar kendilerine sorulan siiallere cevab verememislerdir. Bunun icin, 
kitabimiza (Cevab Veremedi) ismini vermegi uygun bulduk. Bugiin 
ellerde bulunan (Kitab-i mukaddes)de mevcud ilm, akl ve ahlak disi 
yazilar meydandadir. Buna karsihk Islam alimlerinin akla, ilme, fen- 
ne ve medeniyyete lsik tutan yazilan da diinya kiitiibhanelerini dol- 
durmakdadir. Bu hakikati gormemek, bilmemek, giiniimiiz insam icin 
ozr olamaz. Simdi, Muhammed aleyhisselamm getirdigi Islam dmin- 
den baska din arayanlar, ahiretde sonsuz azabdan kurtulamiyacaklar- 
dir. Kitabimizda, ayet-i kerimelerin ma'nalanm yazarken, (Mealen 
buyuruldu) denilmekdedir. (Mealen) demek, (Tefsir alimlerinin bil- 
dirdiklerine gore) demekdir. Ciinki, ayet-i kerimelerin ma'nalanm, 
yalniz Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" anlamis ve Eshabma 
bildirmisdir. Tefsir alimleri, bu hadis-i serifleri, miinafiklann, miil- 
hidlerin ve zmdiklann uydurduklan hadislerden ayirmislar, bulama- 



[1] Harputlu Ishak efendi, 1309 [m. 1891] de vefat etdi. Kabri, Fatih Ca- 
mi'i serifi haziresindedir. 

-5- 



diklan hadis-i serifler icin, tefsir ilmine uyarak, ayet-i kerimelere ken- 
dileri ma'na vermislerdir. Arabca bilen, fekat tefsir ilminden haberi 
olmayan din cahillerinin anladiklarma (Kur'an tefsiri) denilmez. Bu- 
nun icin, hadis-i serifde, (Kur'an-i kerime kendi anladigma gore ma'na 
veren, kaf'ir olur) buyuruldu. 

Allahii teala hepimizin, diinya ve ahiretin efendisi Muhammed 
aleyhisselama tabi' olmamizi nasib eylesin! Misyonerlerin ve bilhassa 
bunlar arasinda (Yehova sahidleri) denilen sapiklarm yanhs diisiince 
ve propagandalarma aldanmakdan muhafaza buyursun! Amfn. 

Bugiin, biitiin diinyadaki miislimanlar, tic firkaya aynlmisdir. Bi- 
rinci firka, Eshab-i kiramm yolunda olan, hakiki miislimanlardir. Bun- 
lara (Ehl-i Siinnet) ve (Siinni) ve (Firka-i naciyye) Cehennemden kur- 
tulan firka denir. Ikinci firka, Eshab-i kirama diisman olanlardir. Bun- 
lara ($?i) ve (Firka-i dalle) sapik firka denir. Ucunciisu, siinnilere ve 
si'ilere diisman olanlardir. Bunlara (Vehhabi) ve (Necdi) denir. Ciin- 
ki bunlar, ilk olarak, Arabistanin Need sehrinde meydana cikmisdir. 
Bunlara (Firka-i mel'une) de^ denir. Ciinki bunlarm miislimanlara 
miisrik dedikleri (Kiyamet ve Ahiret) ve (Se'adet-i Ebediyye) kitabla- 
nmizda yazihdir. Miislimanlara kafir diyene, Peygamberimiz la'net et- 
misdir. 

Herhangi firkadan olursa olsun, nefsine uyan ve kalbi bozuk olan 
Cehenneme gidecekdir. Her mii'min nefsini tezkiye icin, ya'ni nefsin 
yaratihsinda mevcud olan, kiifrii ve giinahlan temizlemek icin, her ze- 
man (La ilahe illallah) ve kalbini tasfiye icin, ya'ni nefsden, seytandan 
ve kotii arkadaslardan ve zararh bozuk kitablardan gelmis olan kiifr- 
den ve giinahlardan kurtulmak icin, (Estagtirullah) okumahdir. Ah- 
kam-i islamiyyeye uyanm diialan muhakkak kabul olur. Nemaz kil- 
mayanm, acik kadmlara ve avret mahalli acik olanlara bakanlarm ve 
haram yiyip icenlerin, ahkam-i islamiyyeye uymadiklan anlasihr. Bun- 
larin diialan kabul olmaz. 

Miladi sene Hicrf semsi Hicri kameri 

2001 1380 1422 



TEVHID DUASI 

Ya Allah, ya Allah. La ilahe illallah Muhammediin Resulullah. 
Ya Rahman, ya Rahfin, ya afiivvii ya Kerim, fa'fii anni verhamni 
ya erhamerrahimin! Teveffeni miislimen ve elhikni bissalihih. Al- 
lahiimmagilrir ve li-abai ve iimmehati ve li aba-i ve iimmehat-i 
zevceti ve li-ecdadi ve ceddati ve li-ebnai ve benati ve li-ihveti ve 
ehavati ve li-a'mamf ve ammati ve li-ahvah ve halatf ve h-iistazi 
Abdiilhakim-i Arvasf ve li kalletil mii'minine vel-mii'minat. 
"Rahnietullahi teala aleyhim ecma'in." 



-6 



— 2 — 

BIRINCi BASKININ 
MUKADDEMESI 

Hamd ve sena, vacib-iil viicud (varligi mutlak lazim olan) Alla- 
hti tealaya layik ve ancak Ona mahsusdur. Kainatdaki biitiin ni- 
zam, giizellikler, Onun kudretinin eserlerinden, goriilebilen birer 
lsikdir. Onun sonsuz ilmi, kudreti, muhtelif kabiliyyetlerine gore, 
esyada ortaya cikmakdadir. Biitiin mevcudat, Onun ilm ve kudret 
deryasmdan bir damladir. O birdir, seriki, (ortagi ve benzeri) yok- 
dur. O, sameddir, ya'ni biitiin mahlukatm kendisine sigmacagi zat- 
dir. Baba, ogul olmakdan miinezzehdir, beridir. Hasr suresinin yir- 
miiiciincii ayetinde mealen, ( Allahii tealamn ilahhkda seriki, orta- 
gi yokdur. Miilkii hie de yok olmayan bir melikdir. Noksanhk olan 
her seyden miinezzehdir. Ayblardan ve kudretsizlikden uzakdir. 
Mii'minleri sonsuz azabdan emiii kilmisdir. Hersey iizerine hakim 
ve hafizdir. Hiikmiinde gahbdir. [insanlar birsey yapmak isteyince, 
O da irade ederse, isterse o seyi yaratir. Hahk [yaratici] yalniz 
Odur. Ondan baska kimse, hicbir sey yaratamaz. Ondan baska 
kimseye hahk [yaratici] denilemez. insanlarm diinyada ve ahiretde 
rahat ve huzur icinde yasamalanm, sonsuz se'adete kavusmalarim 
saglayan, kurtulus yolunu gostermis ve bu yolda yasamalanm emr 
etmisdir. Azamet [biiyiikliik] ve Kibriya [yiicelik] ancak Ona mah- 
susdur.] Allahii teala miisriklerin sirklerinden ve iftiralarindan 
miinezzehdir) buyurulmusdur. 

Salat ve selam, sani yiice olan, ahir zeman Peygamberi, Alla- 
hii tealamn resulii Muhammed Mustafamn "sallallahii aleyhi ve 
sellem" Cennet bagcesi olan kabr-i seriflerine, ask ile sunulsun. 
Zira, O server "sallallahii aleyhi ve sellem", alemi, cehalet karan- 
hklarmdan kurtanp, tevhidi ve imam te'sis icin, Kur'an-i kerim 
ile gonderilmisdir. Al-i imran suresi altmisdordtincii ayetinde 
mealen, (Ey Habfbim! Sen ehl-i kitab olan yehudf ve hiristiyan- 
lara soyle! Semavf kitablarda ve Resullerde ihtilaf olmayip, bi- 
zimle sizin aramizda beraber olan kelimeye geliniz ki, bu kelime: 
"Allahii tealadan baskasina ibadet etmeyiz ve hicbir seyi Allahii 
tealaya serik, ortak kosmayiz"dir) buyurulmusdur. Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem", bu ilahi nidamn hakfkatma uy- 

-7- 



makla emr olunmusdur. 

Selam ve diialar, Onun "sallallahu aleyhi ve sellem" Alinin ve 
Eshabmm mubarek kalblerine hediyyemiz olsun! Onlar, Allahii 
tealamn razi oldugu, se'adet ve kurtulus yolunu gosteren birer hi- 
dayet yildizlandir. Herbiri, dm-i islamm yayilmasi icin, mallanni ve 
canlanm feda etmislerdir. (Kelime-i tevhid) (Allah Birdir) hak so- 
ziinii dunyamn her yerine gotiirerek teblig etmislerdir. 

Akl sahibi olan herkesin acikca gordiigii gibi, kainata ibret 
nazan ile bakildigmda, kainatdaki biitiin islerin ve hallerin bir ni- 
zam [diizen] icinde, degismeyen kanunlara bagh oldugu goriiliir. 
O kanunlan koyan ve aym seklde hifz eden bir Hahkin [yaratici- 
mn], ya'ni vacib-iil viicud olan, Allahii tealamn lazim oldugu, 
akl-i selim sahibi olanlarca hemen anlasihr. iste cenab-i Hak, bu 
mebde-i evvel (Her seyin ilk baslangici) ve keyfiyyeti, nasil oldu- 
gu akl ile anlasilamiyan, ezeli ve ebedi olan, mutlak yaraticidir. 
O, bilttin kemalati ve tistunlukleri kendisinde toplamisdir. Ehad- 
dir, ya'ni zatinda, fi'llerinde ve sifatlarmda birdir. Benzeri yok- 
dur. 

Allahii teala birdir, ezelidir, ebedidir ve kadimdir. Her diirlii 
degismekden uzakdir. Ondan baska her sey, bu varhk aleminde, 
zeman gecmesi ile eskiyerek bozulur ve degismelere ugrar. Allahii 
teala ise, her diirlii degisiklikden beridir, uzakdir. O, hie degismez. 
"Bir, bir daha, iki eder" sozii zemanla hie degismiyecegi gibi, asr- 
lar ve zemanm gecmesi de, Allahii tealamn birligini, ilmini ve kud- 
retini degisdirmez. 

Akl gibi bir ni'met verilmek ile, diger mahluklar icinden secil- 
mis olan insan, yerytiziinde yaratildigmdan beri, Allahii tealamn 
var oldugunu anlamakdadir. Bu hakikat, her din ve mezhebde, de- 
gisik bir sekl ile aciklanarak, ortaya konmusdur. Fekat, insanlarm 
akllan degisik, anlama kabiliyyetleri farkli oldugundan, herkes ya- 
raticiyi aradigmda, Onu kendi tabiatina, mesrebine, ilm ve idraki- 
na uygun bir tarzda tesavvur etmisdir. Onu kendi anlayisina ve 
mesrebine gore ta'rif etmisdir. Ciinki insan, akhnm aczi ve noksan- 
hgi sebebi ile anlamadigini, bilmedigini, bildikleri gibi sanmisdir. 
Hakikati bulduk diyenlerin cogu, mecusilik, putperestlik gibi ser- 
rin, batil seylerin tam icine dalmislar, bu sebeb ile sirk ve dalalete 
diismiislerdir. 

Insan, kendi noksan akh ile, mutlak yaraticiyi anhyamiyaca- 
gmdan, merhametlilerin en merhametlisi olan Allahii teala, her 
asrda, her kavme Peygamberler gondermisdir. Boylece, isin haki- 
katini, dogrusunu insanlara ogretmisdir. Sa'idlerden olanlar, 
iman ederek kurtuldular, diinya ve ahiret se'adetine kavusdular. 

-8- 



Bedbaht, tali'siz olanlar ise, i'tiraz ve inkar ederek, hiizn ve htis- 
randa kaldilar. 

Her Peygamberin, yasadigi asr, bulundugu yer ve gonderildigi 
kavmin halleri, adetleri, baska baskadir. Her Peygamber, Allahii te- 
alanm varhgim ve birligini insanlara ogretirken; insanlann diinya ve 
ahiret se'adetlerine vesile olacak ba'zi ahkam ve ibadetleri de beyan 
etdi. Tarihcilere gore, miladdan takriben binaltiyiizelli sene once, 
Allahii teala, Musa aleyhisselami Peygamber olarak gonderdi. Mu- 
sa aleyhisselam, kendinden once gonderilen Adem, Nuh, idris, Ib- 
rahim, Ishak ve Ya'kub "aleyhimiisselam" gibi Peygamberlerin, 
kendi zemanlannda, kendi kavmlerine ogretdikleri, Allahii teala- 
nin varhgi ve birligi akidesini ve iman edilecek diger seyleri, Beni 
Israil kavmine ogretdi. Farz olan ibadetleri ve muamelata aid 
hiikmleri de, heryere yayarak, Bern israili sirkden sakindirmaga 
cahsdi. Musa aleyhisselamdan sonra, Beni israil cesidli bela ve ka- 
nsikhklara ugradi. Ciinki, Musa aleyhisselamm ogretmis oldugu, 
iman esaslanm terk ederek, dalalete diisdiiler. Bunun iizerine Al- 
lahii teala, Isa aleyhisselami, peygamber olarak, Beni israile gon- 
derdi. Isa aleyhisselam, Allahii tealamn varhgi ve birligi demek 
olan, tevhidi ve diger iman esaslanm yayip, ogreterek, dogru yol- 
dan aynlanlarin hidayetine cahsdi ve Musa aleyhisselamm dinini 
kuvvetlendirdi. 

Isa aleyhisselamdan sonra, Ona tabi' olanlar, daha once Beni 
Israilin dogru yoldan ayrildiklan gibi, Isa aleyhisselamm bildirdigi 
dogru imandan aynldilar. Daha sonra, giinbegiin incil denilen ki- 
tablar ve hiristiyanhga aid risaleler yazdilar. Degisik yerlerde ce- 
sidli ruhban cemiyyetleri tesekkiil ederek, birbirlerine temamen 
zid kararlar aldilar. Boylece birbirinden temamen farkh yetmisiki 
firka ortaya cikdi. Bunlar, tevhid esasim ve Isa aleyhisselamm di- 
nini temamen terk etdiler. Cogu putperest ve kafir oldu. Bunun 
iizerine Allahii teala, sevgilisi ve Peygamberlerin en tistiinii olan 
Muhammed aleyhisselami, ahir zeman Peygamberi olarak, yer yii- 
ziine [insanlara] gonderdi. 

Musa aleyhisselamm teblig etdigi dinin emrlerinin cogu zahiri 
amellere ve Isa aleyhisselamm emrlerinin cogu da, kalb bilgilerine 
aid idi. Bunlarm her ikisini de, kendinde toplayan, en kamil, en son 
ve en miikemmel (iistiin) din olmak iizere, Allahii teala, islamiy- 
yeti ve bu dine mahstis olan kitabi (Kur'an-i kerim)i Muhammed 
aleyhisselama indirdi. 

Allahii teala sam yiice Peygamberimize, melek vasitasi ile, 
vahy gondererek, biitiin insanlara, Musa aleyhisselamm dininin 
emr etdigi zahiri amellerden ve Isa aleyhisselamm dininin emr et- 



digi batini edeblerden asra ve zemana uygun olanlan icine alan ve 
bunlara zahiri ve batini pek cok hakikatleri ekleyen en miikemmel 
islam dinini bildirdi. 

Iman, ya'ni Allahii tealamn birligi akidesi, butiin semavi dinler- 
de baska baska olmayip, hepsi, tevhid esasi (izerine kurulmusdur. 
Dinlerin aralarmdaki fark, sadece ibadet bilgilerindedir. Isa aley- 
hisselam goge cikanldikdan seksen sene gecinceye kadar, Allahii 
tealamn varhgi ve birligi akidesinde, asla bir ihtilaf ve cekisme ol- 
mamisdir. Butiin havariler ve onlara tabi' olanlar ve tebe'-i tabi'le- 
ri, Incilde acikca bildirilmis olan Allahii tealamn birligi akidesi 
iizere yasamis ve oylece de vefat etmislerdir. ibtida yazilan iic in- 
cilin [Matta, Markos, Luka] hicbirinde (teslis), ya'ni hiristiyanlar- 
daki baba, ogul, ruh-iil kuds, iiclii inancma dair tek bir harf dahi 
yokdu. Sonra Yuhannaya nisbet edilen dordiincu incil, yunanca 
olarak ortaya cikdi. Bu incilde, Yunan felsefecilerinden Eflatunun 
fikri olan iic (ukiiiim) [iic asl, esas varhk] ihtiva eden ibareler go- 
riildii. O zeman, iskenderiyye mekteblerinde, Yunan felesoflarmm 
Ravakiyyun ve israkiyyun felsefeleri ve sozleri iizerine miinazara 
ve miicadele devam ediyordu. [Ravakiyyun (Stoicism): Miladdan 
iic asr once Atinada Yunan felesofu Zenon tarafmdan kurulan bir 
felsefe meslegidir. israkiyyun: Pisagor tarafmdan kurulan felsefe 
meslegidir. Bu iki felsefe hakkmda ileride bilgi verilecekdir.] Efla- 
tun tarafdan kimseler, Yuhanna incilinin revac bulmasmi istediler. 
Ancak o zemana kadar, Isa aleyhisselamm dininde hasa (Allah iic- 
diir) diye bir soz isitilmediginden, Isa aleyhisselamm dinine ina- 
nanlar, bunu kabul etmeyip, siddet ile red etdiler. Boylece, Isa 
aleyhisselamm dinine inananlar, iki kisma aynldi. Aralannda pek 
cok miinazara ve muharebeler oldu. Miladm 325. ci senesinde Bi- 
rinci Kostantin zemamnda, iznikde toplanan ruhban cem'iyyeti, 
Isa aleyhisselamm dininin esasi olan tevhidi [Allahii tealamn birli- 
gini] terk etdiler. Eflatun tarafdan olan Biiyiik Kostantinin baski- 
si ile iic uknum fikrini, ya'ni baba, ogul, ruhiil-kuds akidesini [inan- 
cim] kabul etdiler. O giinden sonra, teslis akidesi her tarafa yayil- 
maya basladi. Isa aleyhisselamm dinine inanan hakiki mu'minler, 
dagilarak perisan oldular. Boylece, Eflatunun felsefesi meydana 
cikip, Isa aleyhisselamm dini terk olundu. Bu dine inanan hakiki 
mii'minler ise, gizlendiler. Bu seklde tevhid dininin yerine, teslis 
akidesi gecip, gitdikce kuvvetlendi ve Allahii tealamn bir oldugu- 
na iman eden nasaradan, surada burada kalanlan da, teslis akide- 
sine sahib kiliseler tarafmdan aforoz edilip, katl edilerek, imha 
edildiler. Az zeman sonra, bunlardan hie kimse kalmadi. 

-10- 



399 [m. 1054] senesinde Istanbul Patriki Mihael Kirolarius, 
merkezi Romada olan garb kilisesinin, tehammulu miimkin olmi- 
yan baskilanna daha fazla dayanamiyarak, isyan etdi. Romadaki 
papamn, Isa aleyhisselamin halifesi ve [ilk papa olarak kabul edi- 
len havarilerden] Petrusun vekili oldugunu inkar etdi. Papazlarm 
halkdan ayn yasamalan gibi, ba'zi asli mes'elelerde Roma kilisesi- 
ne muhalefet etdi. 

Konsey ismini verdikleri ruhban meclislerinin her birinde, i'ti- 
kad esaslan birbirinden temamen farkli kararlar verdiler. Aldik- 
lan bu kararlara muhalif olanlardan ayrildilar. Boylece yetmisiki 
firka hasil oldu. Buna ragmen, Roma kilisesi, eski bildiginden sas- 
mayip, onceki yoluna devam etdi. O asrlarda Avrupada yasayan 
hukiimdarlar, bu hususdaki hadiselerden, olaylardan temamen 
habersiz ve cahil idiler. Emrleri altmda bulunan, koyun suriisu gi- 
bi milletleri istedikleri seklde soyuyor ve cesid cesid zulmler yapi- 
yorlardi. Hiikiimdarlar, bu soygunculuk ve zulme kimsenin karsi 
cikmamasi icin, papazlarm cahil halk iizerindeki niifuzlarim, ken- 
di menfe'atleri istikametinde kullamyorlardi. Sanki papazlarm 
emrleri altina girmis idiler. Papazlar, hiikiimdarlann cahilligini, 
za'fiyyetlerini ve diisiincelerini pekiyi bildiklerinden, onlarm hii- 
kiimranhk kuvvetlerini kendi menfe'atlerine hizmetde kullandi- 
lar. Zahirde Avrupamn hakimi, hiikiimdarlar goriiniiyorsa da, 
Avrupamn miistakil ve yegane hakimi papazlar oldular. Hatta hi- 
ristiyanhgm ilk zemanlarmda, papalann arzu ve isteklerinin yeri- 
ne getirilmesi, italyan hukiimdarlarmm tasdikine bagh idi. Daha 
sonra papalann niifuzlan oyle bir dereceye ulasdi ki, istediklerini 
imperator yapip, istemediklerini azl etdiler. O zemanki cahil halk 
ise, hicbir sey bilmediklerinden, hem hiikiimetlerinin zulm ve 
eziyyetleri altmda, hem de papazlarm hirs ve tama'lan arasmda 
ezildiler. Her cesid eziyyet ve cefaya katlandilar. Bu hallerine (Al- 
lahm emri boyle imis) diye susarak, sabr etdiler. Boylece, Avrupa 
kit'asi basdan basa cehalet karanhgi ve teassub icinde harab ve vi- 
ran oldu. 

Bu sirada islam memleketleri, hiristiyan Avrupamn tarn tersi 
bir idare altmda idi. Arabistan, Irak, Iran, Misr, Tiirkistan; Eme- 
vi ve Abbas! halifelerinin idaresiyle her cihetden, maddi ve 
ma'nevi terakkiler yapmis idi. [O zeman miislimanlar, ruhen fe- 
rah, maddeten de, refah icerisinde idiler.] Miislimanlar ispanya- 
yi, Endiiliis Emevi sultanlarmm emri altmda, en giizel seklde 
i'mar etmis, medeniyyetin en yiiksek zirvesine ulasmislardi. ilm, 
san'at, ticaret ve ziraata ve giizel ahlaka cok ehemmiyyet veril- 
misdi. Ispanya daha once, Gotlar elinde vahsi bir belde iken, 

-11- 



muslimanlarm idaresine gecdikden sonra, sanki Cennet bagceleri 
gibi olmusdu. Avrupali ilm adamlan ve sanayi'ciler, islamm hakki- 
ni hicbir vakt odeyemezler. Bunlar, ilelebed miislimanlara tesek- 
kilr etmelidirler. Ciinki, Avrupaya ilm, giizel ahlak kivilcimi, ilk 
def a, Endulus muslimanlarmdan sicramisdir. 

Kurun-i viista dedigimiz, Ortacagda, Endiiliisde ortaya cikan 
islam medeniyyeti, Endiiliisun disina tasarak, Avrupaya yayildi. 
Endiiliisdeki medeniyyeti goren kabiliyyetli ba'zi Avrupalilar or- 
taya cikdi. Islam alimlerinin kitablanm, Avrupa lisanlanna terce- 
me etdiler. Bunlarm, terceme ve te'lif ederek, nesr etdikleri kitab- 
lar sayesinde, Avrupa halki cehalet uykusundan uyanmaga basla- 
di. Nihayet 923 [m. 1517] senesinde, Almanyada Martin Luther 
ortaya cikip, hiristiyanligm miiceddidi, yenileyicisi olmak istedi. 
Luther, Roma kilisesinin akla uymiyan bir cok esaslanna karsi 
cikdi. [Martin Luther, Alman papazidir. Hiristiyanligm bir kismi 
olan, Protestanhgi kurdu. Papaya bagh olan hiristiyanlara katolik 
denir. 888 [m. 1483] de tevelliid, 953 [m. 1546] de oldii. Cok kitab 
yazdi. Papaya diisman oldugu gibi, azih bir islam dtismam idi. Ka- 
toliklerle protestanlar da birbirlerine diismandirlar.] Ondan son- 
ra Kalvin ortaya cikdi. Lutherin i'tirazlanm tasdik etmekle bera- 
ber, ba'zi mes'elelerde ona muhalefet etdi. Luther ve Kalvin Ro- 
ma kilisesinin ibadet ve iman sekllerini red etdiler. Papamn, Pet- 
rusun vekili ve Isa aleyhisselamm halifesi oldugunu inkar etdiler. 
Luther ve Kalvinin pesinden gidenler (protestan) diye ismlendi- 
rildi. 

Roma kilisesi, daha once sark kilisesinin kendisinden aynlma- 
si ile tebe'asinm ticde birini gayb etdigi gibi, protestanhgm orta- 
ya cikmasi ile de, ticde birini daha gayb etdi. Bu hal, papalann 
akllarim baslarmdan aldi. Zemanlarmdaki katolik krallarm aske- 
ri kuvvetlerini kullamp, protestanlan kilmcdan gecirerek zafere 
ulasmak gibi, cok kotii bir tedbire basvurdular. Fekat hicbir ze- 
man, zor ile, imam ve vicdam degisdirmek mtimkin olmadigm- 
dan, bu tedbir aksine te'sir etdi. Protestanhgm ingiltere ve Ame- 
rikada da yayilmasma sebeb oldu. Bunun iizerine, Roma kilisesi, 
diger din mensublanni ve vahsi kavmleri hiristiyanlasdirarak, nti- 
fuzunu artdirmak sevdasma diisdii. Diinyanm her tarafinda hu- 
susi katolik mektebleri kurdu. Katolik dfnini duyurmak ve yay- 
mak icin (misyoner) ismini verdikleri cok miite'assib papazlar 
yetisdirdi. Bunlan boliik boliik Amerika, Japonya, Cin, Habesis- 
tan ve diger islam memleketlerine gonderdi. Misyonerler, gitdik- 
leri yerlerde sadece ba'zi cahilleri cesidli va'dler ve menfe'atlerle 
aldatabildiler. Cahil kavmlerde, anayi kizmm, ogulu babasimn 

-12- 



aleyhine tahrik ederek birbirlerine diisman etdiler. Bulunduklan 
memleketlerde, cesidli kansikhk ve ihtilaller cikardilar. Daha 
sonra, hiikumetler ve halk, misyonerlerin fitne ve fesadindan bi- 
kip, usanarak, bulunduklan her memleketden suriip cikardilar. 
Ba'zi memleketlerde ise, daha siddetli cezalar verilerek, i'dam 
edildiler. Bu misyonerler, hiristiyanhgi yaymak behanesi ile, in- 
sanhga o kadar zarar vermislerdir ki, btitiin diinyamn hiristiyan- 
hkdan nefret etmesine sebeb oldular. Hele Roma kilisesinin, hi- 
ristiyan katolik te'assubu ve mal hirsi ile, bir misli daha gorulme- 
mis, vahsiyane tedbfrleri ve insanhgm yaratildigi giinden beri isi- 
tilmemis iskenceleri, mesela Sen Bartelmi gecesi ve engizisyon 
katliamlan hakkmda yazilmis tarih kitablanm okuyan insamn, 
tiiyleri iirperir. 

Katolik kilisesinin, katolikligi yaymak icin misyonerler yetis- 
direrek fe'aliyyete gecmesi iizerine, protestanlar da, buna karsi 
bos durmadilar. Cesidli yerlerde, cem'iyyetler kurarak, cok bii- 
yiik sermayeler topladilar. [ingilterede, islamiyyeti yok etmek 
icin kurulmus olan, Miistemlekeler nezaretinin idaresinde] diin- 
yamn her yerine protestanhgi anlatan kitablar, casuslar ve mis- 
yonerler gonderdiler. Daha sonra nesr olunan masraf defterle- 
rinde bildirildigine gore, 1219 [m. 1804] senesinde kurulan ingi- 
liz (Bible House=incil Evi) ismindeki protestanhk cem'iyyeti, 
Incili ikiyiizdort lisana terceme etdirdi. Bu cem'iyyet vasitasi ile, 
1287 [m. 1872] senesinin sonuna kadar, basilan ve dagitilan hiris- 
tiyanhk kitablarinm adedi, hemen hemen 70 milyona vardi. Yine 
bu cem'iyyet, protestanhgi yaymak icin, 1872 senesinde ikiyiiz- 
bes bin iicyiiz oniic (205313) ingiliz altim sarf etmisdi ki, bugiin- 
kii para ile [1988 senesinde bir ingiliz altim 150.000 Turk Lirasi 
kiymetinde iken] 30 milyar 786 milyon Turk Lirasi tutmakdadir. 
[Bu cem'iyyet, ingiliz miistemlekeler nezaretinin idaresi altmda, 
bugiin dahi fe'aliyyetde olup, diinyamn bircok yerlerinde revir- 
ler, hastahaneler, konferans salonlan, ktitiibhaneler, mektebler, 
hatta sinema salonlan gibi eglence yerleri, spor tesisleri kurmak- 
da, buralara devam edenleri prostestanhga tesvik icin fevkal'ade 
gayret sarf etmekdedir. Katolikler de, aym suretde cahsmakda- 
dir. Bunlar, aym zemanda, fakir memleketlerdeki genclere is 
bulmakda, ehaliye yiyecek yardimi yapmakda ve boylece onlan 
hiristiyanhga tesvik etmekdedirler.] Boylesine fe'aliyyet goster- 
melerine ragmen, Avrupahlar eskisi gibi kor olmayip gozlerini 
cokdan acmislar, bu misyonerlerin ve casuslarm nasil bir basbe- 
lasi, yalanci, fitneci kimseler olduklanm defalarca tecribe ede- 
rek ogrenmislerdir. Bunun icin, misyonerlerin Avrupahlar arasin- 

-13- 



da i'tibarlari yokdur. Misyonerler, nesr ederek bedava dagitdikla- 
n [sayisi cok biiyiik rakamlara varan] kitablan, Avrupada kendi 
milletlerine dagitmayrp, diger memleketlere gondermekdedirler. 
Kendileri, bulunduklan devletin kanunlarma tabi' olmadikca, bir 
diger Avrupa memleketine asla sokulmuyor, hele kendi dinlerini 
yaymaga cesaret edemiyorlardi. [Katolik misyonerlerin, protestan 
olan memleketlerde katolikligi yaymalarma, protestan misyoner- 
lerin de, katolik memleketlerde protestanhgi yaymalarma asla izin 
verilmemekdedir.] Boyle bir hareket goruldugii anda, devletin po- 
lis kuvvetleri vasitasi ile memleketden suruliip, hudud disi edil- 
mekde idiler. Bu misyonerler gitdikleri her Avrupa memleketinde, 
horlamp, hakir gorulerek asaghanmislardir. 

Misyonerler [ve ingiliz miistemlekeler nezaretinin casuslan], 
Osmanli devletinin, Islamiyyetin disindaki diger dinlere tamrms ol- 
dugu serbestlikden istifade etmesini cok iyi bildiler. Kirk elli sene- 
den beri, Osmanli devletinin himayesinde olan memleketlere siz- 
dilar. Degisik yerlerde, mektebler kurup, guya insanliga hizmet 
icin, halkm cocuklanm bedava okutuyoruz diyerek, ba'zi cahille- 
ri aldatdilar. Her memleketde cahiller, dinlerinin emrlerini ve va- 
zifelerini layiki ile bilmedikleri icin, bilhassa protestanhk teskila- 
timn maddi sermayesi cok biiyiik oldugundan, protestanhgi kabul 
edenlere ayhk ve yilhk maaslar bagladilar. Bununla da kalmayip, 
elcilik ve konsolosluklar vasitasi ile, protestan olanlara, cesidli 
devlet kademelerinde, vazifeler almalarma da yardim etdiler. Ana- 
dolu ve Rumelideki Osmanli tebe'asmdan, ba'zi saf hiristiyanlan 
igfal edip, kendilerine baglamaga muvaffak oldular. Fekat bunlan 
altmla, parayla aldatip kendilerine bagladiklarmdan arzu etdikleri 
derecede istifade edemediler. Elhamdulillah ki, sohretli ve tanmmis 
bir muslimam dahi igfal etmege [aldatip hiristiyan yapmaga] muvaf- 
fak olamamislardir. 

Misyonerler, miislimanlari aldatmak icin 1282 [m. 1866] sene- 
sinde istanbulda basdirdiklan Tiirkce incilin sonunda (Bu kitab, 
Ah begin tercemesi ve Tiirabi efendinin himmeti ile daha once 
basilan niishamn miisahhah, duzeltilmis halidir) ibaresini yazmis- 
lardir. Bu yazi ile guya, ba'zi miislimanlari aldatmaga muvaffak 
olduklanm aciklamislardir. O tarihlerde birkac yiiz altm karsihgi, 
Incili terceme eden kimseyi biz biliyoruz. Fekat protestanhgi ka- 
bul etdigi mechuldiir. Aynca, Ah beg nammda bu ise ehl, tanm- 
mis bir kimse bulunmadigmdan, sahte bir ism olmasi ihtimali de 
hie uzak degildir. Ciinki tanmmis bir kimse olsa, herkesin tamdi- 
gi lakabi ile yazilmasi icab ederdi. Tiirabi efendiye gelince, Misr- 
da oturan ve bir protestan kizi ile evli olan bu kimsenin, onlara 

-14- 



boyle bir hizmetde bulunmasi sasilacak birsey degildir. Fekat ken- 
disinin, hicbir vakt protestan ayinlerini begenip, takdfr etdigi go- 
riilmemisdir. Bil'aks, onlarm her dilrlii cirkinliklerini ortaya koy- 
dugundan, din degisdirdigine inanilamaz. Oyle bile olsa, Tiirabi 
efendi, herkesin tamdigi bir kimse olmayip, Misr idaresi tarafmdan 
cocuklugunda ingiltereye gonderilmis ve orada papaz mektebinde 
yabanci dil ogrenmisdir. Bu ise, (Tiirabi efendi islamiyyeti ogren- 
meden protestanhga meyl etmis) demekdir. 

Hie bir hiristiyan; islamiyyeti bilen, islam terbiyesi gormiis, 
islamiyyetin hakfkatma vakrf olarak, kelime-i tevhidin ruhani 
lezzetini almis, gtizel kokusunu his etmis, aklh bir muslimanin 
protestanhgi kabul etdigini gosteremez. Sayed gosterirse, para, 
himaye ve mevki' gibi seylerden birisi sebebi ile olup olmadigim 
arasdirmak icab eder. ( Allahii tealanin ortagi ve benzeri yokdur. 
Onu bunlardan tenzih ederim) diyen bir kimseye, (Allah birdir, 
fekat iicdiir veya Allah iicdiir, fekat birdir) fikrini kabul etdirip, 
inandirmak pekgtic, hatta miimkin olmiyan bir seydir. Iman 
esaslanm bilen bir miisliman, felsefe ile cok mesgul olunca, fel- 
sefecilerin yoluna meyl etmesi belki miimkindir. Fekat, hiristi- 
yan olmasi asla miimkin degildir. Bu sebeb ile, islam dininin ger- 
cek koruyucusu Allahii teala oldugundan, misyonerlerin sinsi ve 
zararh fe'aliyyetlerinde, muslimanlar icin korkulacak hicbir teh- 
liike yokdur. Hatta boyle bir tehliikenin hatira gelmesi bile biz- 
ce bir nev'i tenezziilden ibaretdir. Fekat, memleketimize gelen 
papazlar, ingiliz mustemlekeler nezareti tarafmdan kendilerine 
verilen vazife icabi, hasa islam dininin, batil ve hiristiyanhgin ise 
iistiinliigii hustisunda ba'zi kitablar yazip, iicretsiz olarak dagit- 
maga basladilar. Bir takim yalan ve hileler ile, batih hak gibi gos- 
termege cahsmakdadirlar. Misyonerlerin bu yalan ve iftiralarma 
cevab vermek, ilm sahibi olan mtislimanlara farz-i kifayedir. 
Bunlarm asl maksadlan, din-i islami kansdirarak, her zeman ve 
her memleketde yapdiklan gibi; zevc ile zevce, evlad ve akraba 
arasma dtismanhk tohumlan atmakdir. [Ciinki bu kimseler, bu 
giinkii incilleri Allah kelami zan etmekde ve onlarm emrlerine 
gore hareket etdiklerini soylemekdedirler.] Matta incilinin 
onuncu babinm otuzdort ve otuz besinci ayetlerinde hasa Isa 
aleyhisselamm, (Yeryiiziine selamet getirmege geldim sanmayin, 
ben selamet degil, kihc getirmege geldim. Ciinki ben, adamla ba- 
basmin ve kizla anasimn ve gelinle kaynanasmm arasina aynhk 
koymaga geldim. Ve kendi ev halki, adamm diismanlan olacak- 
dir) diye emr etdigi yazihdir. Misyoner papazlar, buna uyarak, 
cahilleri aldatip, devlet aleyhine tahrik ederek, kiskirtdilar. Asl 

-15- 



maksadlan, bu yolla islam dinini ve Onun hamisi olan Osmanh 
devletinin varhgini, tehliikeye diisiirmek idi. Osmanh devletinin 
merhamet ve himayesi altmda, gayet rahat bir hayat siiren hiristi- 
yan tebe'a arasma, bu yolla, nifak ve diismanhk tohumlanm atdi- 
lar. Eshab-i kiramdan, zemammiza kadar, her islam devleti, emri 
altmda bulunan diger din mensublarmm asla din islerine kansma- 
mrs, bunlan hicbir zeman dinlerinden dolayi incitmemislerdi. Bil- 
hassa Osmanh devleti, altiyiiz seneden beri, emri altmda bulunan 
gayr-i miislimlerin din islerine hicbir suretde kansmamakla bera- 
ber, ibadetlerini yapmalarma da, her diirlii yardim ve kolayhgi da 
saglamisdir. Bu yardimm ve adaletin yapilmasim islamiyyet emr 
etmekdedir. Peygamberimizin bu hususdaki emrleri, islam kitabla- 
nnda, mesela (Herkese Lazim Olan Iinan) kitabmda yazihdir. Bu- 
nun icin, hicbir din mensubuna akidesinden [inancmdan] dolayi 
tahkir edilip, tecaviiz edilemiyecegi, Osmanh devletinin teminati 
[garantisi] altmda idi. Hem bir insamn evinde miisafir olacaksm, 
hem de onun iman etdigi [inandigi] mukaddes seyleri ayak altma 
ahp, kotiileyeceksin. Boyle bir sey, diinyanm hicbir yerinde goriil- 
memisdir. Burada miihim olan husus, islam diismanlarmm, yikici 
sozleri, yazilan, kitablan ve [televizyonlan, teyp, video kasetleri] 
ile islamiyyete yapdiklan iftiralardir. Bu yalan ve iftiralara herke- 
sin dikkatini cekmek, [onlara cevab vermek] ve kendilerinin dog- 
ru gibi yapdiklan nesriyyatin [yayinlann] ne gibi ciiriik esaslara 
bagh oldugunu biitiin aleme gostermekdir. Bilhassa (§ems-iil-ha- 
kika) ismi ile nesr etdigim ttirkce kitabda, misyonerlerin islamiyye- 
te yapdiklan hiicumlara, gayet giizel cevab verilmisdir. Bu kita- 
bimda, hiristiyanhkla ilgili bir cok husus etrafhca anlatilmis, bircok 
siialler de ortaya konmusdur. Hal boyle iken, hiristiyan papazlar 
ne bu sorulan, ne de Hindistamn biiyiik alimlerinden Rahmetullah 
Efendinin arabi olarak yazmis oldugu ve daha sonra Tiirkceye ter- 
ceme edilen (izhar-iil-hak) ismli miikemmel kitabim hie gormemis 
gibi, yeniden bir takim yalan ve uydurma kitab ve risaleler nesr et- 
mekdedirler. Eski iftiralanm bu kitablannda da aynen tekrar et- 
mekdedirler. (Sems-iil-hakika) ve (izhar-iil-hak)da kendilerine 
tevcih etdigimiz siiallerin birine dahi cevab vermekden aciz kal- 
mislardir. 

Farisi (Makamat-i ahyar) kitabmm ticyiizdoksamnci sahife- 
sinde diyor ki: Protestan papazi Fander, hiristiyanlar arasinda 
cok meshur idi. Protestan misyoner teskilati, secdikleri papazlar 
ile Fanderi Hindistana gonderdi. Hiristiyanhgi yaymak icin cah- 
sacaklardi. 1270 [m. 1854] senesinin Rebi'ul-ahir ayinda ve Rece- 
bin onbirinci giinii, bu misyoner hey'eti, alimler ve secilmis zat- 

-16- 



lar arasinda, Delhinin biiyiik islam alimi Rahmetullah efendi ile 
munazara [ilmi miicadele] yapdilar. Uzun mtinakasalar neticesin- 
de, Fander ve yardimcilan cevab veremez hale geldiler. Dort sene 
sonra, ingiliz hiikumeti Hindistam isgal edince [ve miislimanlara ve 
bilhassa sultana ve din adamlanna korkunc iskenceler yapmca] 
Rahmetullah efendi, Mekke-i miikerremeye hicret eyledi. 1295 [m. 
1878] senesinde, bu misyoner hey'eti istanbula gelerek, hiristiyan- 
hk propagandasma basladi. Sadr-i a'zam Hayriiddin pasa, m Rah- 
metullah efendiyi istanbula da'vet etdi. Misyonerler, karsilarmda 
Rahmetullah efendiyi goriince, cok korkdular. Siiallere cevab ve- 
remiyerek, firar etmekden baska care bulamadilar. Pasa, bu biiyiik 
islam alimine cok ihsanda bulundu. Hiristiyanlan nasil red ve peri- 
san etdigini yazmasmi rica etdi. Bu da, Recebin onaltmci giiniin- 
den Zilhicce sonuna kadar, arabi (izhar-ul-hak) kitabim yazdi ve 
Mekkeye gitdi. Hayriiddin pasa, bunu tiirkceye terceme etdirip, 
ikisini de basdirdi. Avrupa dillerine de terceme ve tab' ve her 
memlekete nesr edildi. ingiliz gazeteleri, (Eger bu kitab yayihrsa, 
hiristiyanhk cok zarar gorecekdir) yazdilar. Biitiin miislimanlarm 
halifesi olan sultan ikinci Abdiilhamid nan "rahmetullahu aleyh", 
1304 Ramezan aymda tekrar da'vet edip, seraymda cok hurmet ve 
ikram yapdi. Rahmetullah efendi 1308 [m. 1890] Ramezan ayinda 
Mekke-i miikerremede vefat eyledi. 

Allahii tealamn yardimi ile, simdi yazmaga basladigimiz bu 
tiirkce kitaba Cevab Veremedi (Diya-iil-kulub) ismini verdik. Fe- 
kat, surasi iyice bilinmelidir ki, bu kitabi yazmakdan maksadimiz, 
sadece protestan misyonerlerin, islam dini aleyhinde nesr etdikle- 
ri kitab ve brostirlere cevab vermek, onlara mukabele etmek vazi- 
fesini yerine getirmekdir. Dinlerini ve rahatlanni korumak isteyen 
hiristiyan hemsehrilerimiz de, bu misyonerlerden rahatsiz ve za- 
rarlanm def etmek hususunda bizim ile aym fikrdedirler. 

HARPUTLU Ishak Efendi 



La Hahe Hlallah, el-metikiil hakkul niiihin. 
Muhammedun Resulullah, sadikul va'dil emin. 



[1] Hayriiddin pasa, 1307 [m. 1889] da vefat etdi. 

- 17 - Cevab Veremedi - F:2 



— 3 — 

DiYA-UL-KULUB 

(KALBLERIN ZIYASI) 

Allahii teala vardir, birdir. Allahii tealanm sifat-i siibutiyyesi 
sekizdir. Bunlardan birincisi, (Hayat) sifatidir. 

Protestan rahibleri, istanbulda islamiyyetin aleyhine nesr et- 
dikleri risalelerden birinde: 

(Hiristiyanhgm fazilet ve iistiinliigii, giinliik hayat ve diinya ha- 
kimiyyetine yakisacak te'sirleri He insanlar arasmda cok silr'atli 
bir seklde yayilmasmdan anlasilmakdadir. Allahii teala hiristiyan- 
hgi, diger dinlerden iistiin, hakiki bir din olarak diinyaya gonder- 
misdir. Yehudilerin mahv olmasi, iizerlehne biiyiik belalann gel- 
mesi ve yehudi milletinin dagihp bozulmasimn sebebi, hiristiyan- 
hgi inkar etdikleri icin, Allah tar a find an kendilerine verilen acik 
bir cezadir. 

islamiyyetin zuhuru He hiristiyanhk nesh olup, hiikmii kalkmis- 
dir denilirse, acaba islamiyyetdeki hayat kuvvetinin, yasama sekli- 
nin, insanlann kalblerini kendi tarahna cekme kuvvetinin, hiristi- 
yanhkdaki bu kuvvetden daha iistiin oldugu ortaya cikmis midir? 
Yahud, islamiyyetin zuhuru He hiristiyanlar iizerine, yehudilerde 
oldugu gibi, miidhis belalar gelmis midir? Hiristiyanhk iicyiiz sene 
kadar devlet giicii olmadan yayilmisdir. Islamiyyet ise, hicretden 
sonra, din olma seklinden cikip devlet giiciine sahip oldu. Bunun 
icin, islamiyyet He hiristiyanhgm insanlann kalblerine olan ruhani 
ve ma nevi te 'sirlerinin hakiki nisbetini tesbit etmek, giic bir isdir. 
Fekat, Isa aleyhisselam iic sene insanlan dine da'vet etmisdir. Bu 
zeman icinde kendisine pek cok kimse tabi' oldu. Bunlann icinden 
oniki havariyi secdi. Baska bir zemanda u incil miijdeleyicileri" is- 
mi He, yetmis kisi daha secdi. Bunlan, insanlara dogru yolu goster- 
meleri icin gonderdi. Daha sonra, yiizyirmi kisiyi de, biryerde top- 
lamisdir. Havarilerin bildirdiklerine gore, Isa aleyhisselamm oldii- 
riilmesine kadar kirk gun icinde kendisine inanan 500 hiristiyam 
da dine da 'vet icin gonderdigi Pavlosun mektublannda acikca ya- 
zihdir) demekdedirler. 

istanbulda nesr etdikleri bu risale soyle devam ediyor: (Arab 

-18- 



tarihcilerden Ibni Ishak, l>] Vakidi, Taberi, Ibni Sa 'gP 1 ve digerleri- 
ne gore, Muhammede "sallallahii aleyhi ve sellem" ilk iman 
edenler, kendi hammi hazret-i Hadice, evladhgi ve kolesi Zeyd 
bin Harise, amcasimn oglu Ali bin Ebi Talib, vefakar dostu ve 
magara arkadasi Ebu Bekr-i Siddik He bunun ihsanlanna kavus- 
mus birkac koleden ibaretdir. Hazret-i Omerin islamiyyeti kabul 
etdigi tarihe kadar, ya 'ni bi 'setin altmci senesine kadar, miisliman 
olanlar elli kisidir. Bir rivayetde kirk veya kirkbes erkek He on 
veya onbir kadmdan ibaretdir. Yine Mekkeli miisriklerin eziyyet 
ve diismanhklan sebebi He, bi'setin onuncu senesinde, ikinci 
def'a Habesistana hicret eden miislimanlann sayisi yiizbir kisiye, 
ya'ni83 erkek ve 18kadma ulasmisdi. Vakidi, [3] kitabmda, hicret- 
den ondokuz ay sonra vuku' bulan, Bedr gazasmda bulunan mu- 
hacirlerin sayisimn sekseniic kisi oldugunu bildirmekdedir. Buna 
gore, hicrete kadar gecen oniic senede Muhammede "sallallahii 
aleyhi ve sellem" inananlarm sayisi ancak yiize ulasabilmisdir. 
Hicret esnasmda tabV olanlar ise yetmisiic erkek ve iki kadmdan 
ibaret oldugu yine tarihlerde yazihdir. Bu kiyaslamadan sonra, 
hiristiyanhk ve muslimanhkdan hangisinin kalblere te'sirinin da- 
ha fazla oldugu ortaya cikar. Qiinki, herhangi bir zorlama ve kuv- 
vet olmaksizm, Isa aleyhisselam He Muhammede "sallallahii aley- 
hi ve sellem ", sadece teblig etmek sureti He iman edenlerin sayisi 
birbirine mukayese edildiginde; Muhammedin "sallallahii aleyhi 
ve sellem " oniic senelik da Wetinin neticesi, kendisine yiizseksen 
kisi inanmisdir. Isaya "aleyhisselam " ise, tie senede besyiizden 
cok kimse inanmisdir. Bundan sonra, hiristiyanhgm ve islamiyye- 
tin yayilma sekli degismisdir. Bu degisikligin sebebi ise, sadece 
kullamlan vasita ve sebeblerdendir. Bunlarm basmda ise, Mu- 
hammed aleyhisselamm iimmetinin muharibligi gelmekdedir. 
Harblerde galib olup, terakki ederek, birden bire yayilmislardir. 
Yoksa islamiyyet, hiristiyanhk gibi, insanlarm kalblerine olan 
kuvvetli te 'siri sebebi He yayilmamisdir. ilk hiristiyanlar ise, Pers- 
lerin [Iranhlarm] eza ve cefalanna iicyiiz sene tehammiil etdiler. 
Cesidli manilerle karsilasdiklan halde, o kadar cabuk yayildilar 
ki, miladm 313. cii senesinde, birinci Kostantin hiristiyanhgi ka- 
bul etdigi zeman, hiristiyanlarm sayisi birkac milyona ulasmisdi. 
Miislimanlara maglub olan milletler, zahirde islamiyyeti kabule 
pek zorlanmazlardi. Fekat, hayli tahriklerle milliorfve adetlerin- 



[1] Ibni Ishak, 151 [m. 768] de Bagdadda vefat etdi. 
[2] Ibni Sa'd Muhammed Basn 230 h.de vefat etdi. 
[3] Muhammed Vakidi 207 [m. 822] de vefat etdi. 

-19- 



den mahrum edildiler. Cesidli diismanhklara ma ruz kalmalann- 
dan baska, kendi dini ayinlerini yerine getirmelerine sebeb olan 
seyler de yasaklanmisdi. Qaresiz kalarak bu zorluklara ve tazyikle- 
re katlandilar. Bu, kendilerini ma 'nevi olarak islamiyyetin kabulii- 
ne zorlamak idi. Mesela, Omer-iil-Faruk "radiyallahii anh" zema- 
mnda dort binden cok kilisenin yikildigi bildirilmisdir. Binlerce, 
cahil, diinyaya diiskiin, hamisiz kimselerin, o zemanki kansikhklar 
arasmda mal ve mevki' sahibi olmak icin islamiyyeti kabul etmele- 
rine hayret edilmez. islamiyyetin bu seklde yayilmasi, iskender gi- 
bi ba 'zi cihangirlerin ortaya cikmasma benzer. Miislimanlarm yap- 
digi biiyiik fethler, Kur'an-i kerimin Allah tarafmdan gonderilen 
bir kitab oldugunu gostermez. Hatta miislimanlarm bunca fethleri 
ve cahsmalan, emrleri altmda bulunan hmstiyanlara pek hos gel- 
memisdir. Halbuki hiristiyanlann da'veti Perslere daha cok te'sir 
etmisdi. Zira, bugiin Avrupada, kiiciik bile olsa bir putperest 
cem 'iyyeti bulunamaz. Miisliman iilkelerde ise, pek cok hiristiyan 
bulunmakdadir. 

Yehudiler, hiristiyanhgi red etdikleri icin, Allahii tealanm ga- 
dabma ugradilar. Vatanlarmdan cikanlarak, diinya iizerinde, her 
yerden kogulan, kotii birkavm oldular. Acaba hiristiyanlar da, is- 
lamiyyeti red etdikleri icin, yehudilerden daha fazla veya onlar 
kadar olsun bir musibet ve belaya ugramislar midir? Bugiin yer 
yiiziinde 150milyon kadar miisliman bulundugu halde, hiristiyan- 
larrn sayisi 300 milyonu asmisdir. Allah tarafmdan gonderilen 
hak din, adaleti ve insafi emr eder. Kamil bir iman ve ibadet se- 
bebi He Allahii tealaya yaklasma se'adetini bahs eder. Bu din, 
kendisine inanan bir kavmi en yuksek derecelere ulasdmp, mad- 
di ve ma'nevi huzur icinde olmalarma sebeb olur. Bu hususlar 
siibhesizdir. Eger islamiyyetin zuhuru He hiristiyanhk nesh edilip, 
hiikmii kalkmis olsaydi, Islam memleketlerinin servet ve se'adet 
He diger memleketlerden iistiin olmasi icab ederdi. Halbuki Isla- 
miyyetin dogdugu yer Arabistan olup, burasi Muhammed "sallal- 
lahii aleyhi sellem " zemamnda miislimanlarm emri altma girmis- 
di. Miislimanlar daha sonra, ilk halifeler zemamnda da, diinyamn 
zengin pek cok milletlerini emrleri altma almislar, onlara hiikm 
etmislerdi. Fekat, ne care ki, az vaktde hasil olan o zenginlik, az 
zemanda yok oldu. Bugiin bile, arablar fakirlik icerisindedirler. 
Miisliman beldelerin cogu harab, arazileri ziraatdan mahrumdur. 
Buralarda yasayan miislimanlar servet, medeniyyet ve i'mardan 
uzakdir. Ilmde ve san'atda Avrupaya muhtac olmuslardir. Hatta 
bir miihendis lazim olsa, Avrupadan getirtirler. Denizcilik ve as- 
kerlik bilgilerini ogrenmek icin genclerinin tahsil ve terbiyeleri, 

-20- 



hiristiyan mu'allimlerine birakihr. Miisliman askerlehn harblerde 
kullandiklan silahlar, alimlerin ve katiblerin uzerine yazi yazdikla- 
n kagidlar, en biiytik ve en kiiciigiiniin giydigi elbiseler ve kullan- 
diklan esyamn cogu hiristiyan memleketlerinde Vmal edilmisdir. 
Hie kimse oralardan getirtilmis oldugunu inkar edebilir mi? Miis- 
liman askerlerin kullandiklan silahlar dahi, Avrupadan getirtilir. 
Avrupa ise, hiristiyanhk sayesinde niifus, terbiye, devlet ve servet- 
ce terakki etmis, ilerlemisdir. Miikemmel hastahaneler, muntazam 
mektebler ve fakirhaneler insa etmislerdir. $imdi, diger memleket- 
lere de hastahaneler kurarak, mu'allimler ve kitablar gondererek 
hiristiyanhgi yaymaga cahsiyorlar. Miislimanlar ise putperestleri 
ve hiristiyanlan, islamiyyete da Wet icin gayret ve hamiyyet etmi- 
yor, milyonlarca Kur'an-i kerim tercemeleri dagitmiyor, alimler ve 
da'vetciler gondermiyorlar. Eger islamiyyetin zuhuru He hiristi- 
yanhk nesh edilmis, hiikmii ortadan kalkmis olsaydi, hal hie boyle 
olurmuydu....) 

CEVAB: Hiristiyan misyonerlerinin dagitdiklan bu risalelerde, 
one siirtilen fikrler, hiilasa edildiginde; hiristiyanligm islam dinin- 
den daha faziletli, dogru ve nesh edilmemis [hiikmiinun kalkma- 
mis] olmasi, su birkac delile baglanmisdir: Hiristiyanligm siir'at ile 
yayilmasi, yehudiler uzerine gelen biiyiik belalarm hiristiyanlar 
uzerine gelmemis olmasi, islamiyyetin kilic ile, ya'ni harb ile, hiris- 
tiyanligm ise, nasihat, giizellik ve insanlara merhamet ile yayilma- 
si, hiristiyanlarm niifusca miislimanlardan cok olmasi, hiristiyan 
devletlerin giiclii olmasi, hiristiyanlarm sanayi', zenginlik ve mem- 
leketlerinin i'marmda miislimanlardan ileri olmasi ve iyilik yapma- 
ga cahsip, buna cok ihtimam gostermeleri ve Avrupada putperest- 
lerin bulunmayip, miisliman devletlerin her yerinde hiristiyan ve 
yehudilerin bulunmasidir. 

Birinci delilleri olan "Hiristiyanligm siir'at ile yayilmasi" soz- 
lerine karsihk, hiristiyan tarihcilerinden, Kur'an-i kerim muterci- 
mi papaz Salenin beyanlan kafidir. [George Sale, 1149 [m. 1736] 
da oldii. ingiliz miistesrikidir. 1734 de Kur'an-i kerimi Ingilizce- 
ye terceme etdi. Eserinin onsoziinde, islamiyyet hakkinda uzun 
ma'lumat verdi. Avrupa dillerinde ilk Kur'an-i kerim tercemesi 
budur.] 1266 [m. 1850] senesinde basilan bu (Kur'an terceme- 
si)nde diyor ki: (Hicretden evvel, Medine-i miinevverede, ken- 
disinden miisliman cikmayan hicbir hane kalmamisdi. Ya'ni Me- 
dmede her eve islamiyyet girmisdi. Eger bir kimse "islamiyyet 
diger memleketlere ancak kihc kuvveti ile yayildi " diye bir iddi- 
ada bulunursa; bu, kuru bir suclama ve cehaletdir. Ciinki, isla- 
miyyeti kabul eden pek cok belde vardir ki, kihcm ismini dahi isit- 

-21- 



memislerdir. Kalblere te'sir eden, gayet belig olan Kur'an-i kerimi 
isitmekle musliman olmuslardir.) 

Islamiyyetin kilic zoru ile yayilmadigmm misalleri pek cokdur. 
Mesela: Ebu Zer-i Gifari; kardesi Uneys ve miibarek anneleri Um- 
mu Zer "radiyallahii anhiim" ilk islama girenlerdendir. Daha son- 
ra, Ebu Zer-i Gifarinin da'veti ile, Beni Gifar kabilesinin yarisi 
musliman oldu. Bi'setin onuncu senesinde Mekkeden Habesistana 
hicret eden Eshab-i kiram "radiyallahii anhiim", 83'u erkek ve 18'i 
kadm olmak iizere, 101 kisidir. Bunlarm disinda, pek cok sahabe 
de, Mekke-i miikerremede kalmisdir. Bu zemanda Necran hiristi- 
yanlanndan yirmi kisi de musliman olmusdu. Dimad-i Ezdi, bi'se- 
tin onuncu yilmdan once iman etmisdir. Tufeyl ibni Amr "radiyal- 
lahii anh" de, hicretden once annesi, babasi ve biitiin kabilesi ile 
beraber musliman olmusdu. Medine-i miinevverede, Beni Sehl ka- 
bilesi, Mus'ab bin Umeyrin "radiyallahii anh" nasihatleri bereketi 
ile, hicretden once musliman olmakla sereflenmislerdir. Medine-i 
miinevverede Amr bin Sabitden gayrisi, hicretden once iman et- 
mislerdi. Sadece Amr "radiyallahii anh" Uhud gazasmdan sonra 
iman etdi. Need ve Yemen taraflarmdaki koylerde oturan bedevi- 
ler dahi musliman oldu. Hicretden sonra, Bureydet-ul-Eslemi "ra- 
diyallahii anh" yetmis kisi ile beraber gelip musliman oldu. Habes 
padisahi olan Necasi de, hicretden once imana geldi. [Habes padi- 
sahlarma Necasi denir. Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" ze- 
mamndaki Necasinin adi Eshame idi. Hiristiyan iken musliman ol- 
du.] Yine Ebu Hind, Temim ve Na'im akrabalanyla beraber ve di- 
ger dort zat da, Resulullahi tasdik etdiklerini bildiren hediyyeler 
gonderip, miisliman oldular. Bedr gazasi olmadan once, Allahii te- 
alamn sevgilisi, Resulullah efendimizin "sallallahu aleyhi ve sel- 
lem" sefkatli, merhametli va'z ve nasihatleri ve biitiin arab bela- 
gatcilanmn kabul etdikleri, herkesi acz ve hayretde birakan, 
Kur'an-i kerimi dinleyerek, musliman olanlann sayisi Medine ve 
cevresinde birkac bine ulasmisdi. Hazret-i Isanm da'vet zemam 
muddetince, kendisine tabi' olanlar ise; incilin hesabma gore, iki- 
yiiz iki kisiden ibaretdir. Hiristiyanlarm inancma gore hazret-i Isa- 
nin i'dam edilmesinden sonra zuhur eden harikulade seyleri gore- 
rek, Isa aleyhisselamm dinine girmekle sereflenenler ancak besyii- 
ze ulasabilmisdi. [Hasa Isa aleyhisselam ne oldiiruldii, ne carmiha 
gerildi. Allahii teala onu diri olarak goge cikardi.] 

Hicretin sekizinci senesinde, Mekke-i mukerremeyi feth eden 
islam askerinin oniki bin kisi oldugu ve hicretin dokuzuncu sene- 

-22- 



sinde, Tebiik gazasma Medmeden otuzbinden ziyade muslima- 
nin istirak etdigi ve hicretin onuncu senesinde yiizbinden ziya- 
de musliman ile veda hacci yapildigi (Kisas-i Enbiya)da 1] yazili- 
dir. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" ahirete tesrif etmeden 
once, ona iman etmekle sereflenen Eshab-i kiramm "radiyallahii 
anhiim ecma'in" sayisimn, ytizyirmidortbine ulasdigi, biitiin kitab- 
larda yazilidir. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" ahirete 
tesrifinden sonra, Museylemet-iil-kezzab vak'asi meydana geldi. 
Birinci halife Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anh" Miiseylemet-iil- 
kezzab iizerine 12.000'den fazla islam askeri gonderdi. Bu gazada 
yetmisden ziyade hafrz-i Kur'an sehidlik mertebesine ulasmisdi. 
Medmeye birkac konakhk bir mesafeye, 12.000 askeri gonderen 
bir halifenin emri altmda, ne kadar erkek ve kadm miislimamn bu- 
lunmasi icab eder? Hiristiyanlik mi, yoksa islamiyyet mi daha cok 
ve cabuk yayilmisdir. Akl sahibi olanlar, bunu mukayese etmeli- 
dir! 

Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" vefatmdan iic-dort 
sene sonra, ikinci halife Omer-iil-Faruk "radiyallahii anh", kirk 
bin kisilik bir islam ordusu gondererek, Hindistana kadar biitiin 
Irani, Konyaya kadar Anadoluyu, Suriye, Filistin ve Misn feth et- 
di. Buralarda yasayan halkm cogu, islam dinindeki adaleti, giizel 
ahlaki gorerek, musliman olmakla sereflendi. Eski batil dinleri, 
ya'ni hiristiyanlik ve yehiidilik ve mecusilik iizere kalanlar pek az- 
di. Boylece, on sene gibi, pek az bir zeman zarfmda, islam memle- 
ketlerinde yasiyan miislimanlarm sayisimn, yirmi-otuz milyona 
ulasdigmi, tarihciler sozbirligi ile bildirmekdedir. Halbuki, hiristi- 
yan misyonerlerinin ortaya atdiklan iddi'aya gore, Isa aleyhisse- 
lamdan iicyiiz sene sonra, Birinci Konstantin hiristiyanhgi kabul 
etdi. Onun yardimi ve zorlamasi ile hiristiyanlarm niifusu ancak al- 
ti milyona ulasabildi. On senede miislimanlarm sayisimn yirmi- 
otuz milyona ulasmasi ile, iicyiiz senede hiristiyanlarm sayisimn al- 
ti milyona ulasmasi karsilasdinldiginda, aralarmdaki nisbetden, 
hangi dinin daha cabuk yayildigi ortaya cikmakdadrr. 

"islamiyyetin yayilmasimn sadece kihc, harb yoluyla oldugu" 
iddi'alan da aslsizdir. Soyle ki; Omer-iil-Fariik "radiyallahii anh" 
feth etdigi yerlerde bulunan kimseleri, islamiyyeti kabul etmek 
ile hiristiyan kalarak cizye denilen vergiyi vermek arasmda ser- 
best birakirdi. Onlar da, istedikleri yolu secerlerdi. Verdikleri ciz- 



[1] Kisas-i Enbiya miiellifi Ahmed Cevdet pasa 1312 [m. 1894] de vefat et- 
di. 

-23- 



yenin en yiiksegi, asnmizm parasi ile mukayese edildiginde, 40-50 
kurusdan ibaret idi ki, zengin olanlar icin, bu kadar az bir vergiyi 
vermekde, dinlerini terk etdirecek hicbir zorlama yokdur. Cizye 
verenlerin, mallan ve namuslan ve ibadetlerini yapmak hurriyyet- 
leri, miislimanlarm mal ve namuslan gibi olup, herkese miisavi ola- 
rak, adalet ile muamele edilirdi. Senede bir kerre birkac kurus ciz- 
ye vermek de, dinlerini, mallarim, canlanni ve haklarim koruma- 
nm karsiligi olup, bunu odememek icin, baba ve dedelerinin dini- 
ni terk edecek, birkac sahis bulunabilir mi? 

[(Herkese Lazim Olan Iman) kitabmda diyor ki: Hindistamn 
(Nedvet-iil Ulema) meclisinin reisi ve meshur (el-intikad) kitabi- 
nm yazan, tarih profesorii SibliNu'mani 1332 [m. 1914] de olmiis- 
diir. Bunun urdu dilindeki (el-Faruk) kitabim serdar Esedullah 
Hamn annesi ve Afganistan padisahi Nadir Sahm kizkardesi fari- 
siye terceme etmis, Nadir Sahm emri ile 1352 [m. 1933] de Lahor 
sehrinde basdinlmisdir. Yiizsekseninci sahifesinde diyor ki: (Rum 
Kayseri Herakliyusiin biiyiik ordulanm perisan eden islam asker- 
lerinin baskumandam Ebu Ubeyde bin Cerrah, zafer kazandigi 
her sehrde adamlanm bagirtarak, rumlara halife Omerin "radi- 
yallahii anh" emrlerini bildirirdi. Suriyedeki Humus sehrini alm- 
ca da, (Ey rumlar! Allahm yardimi ile ve halifemiz Omerin emri- 
ne uyarak, bu sehri de aldik. Hepiniz ticaretinizde, isinizde, iba- 
detlerinizde serbestsiniz. Malmiza, canimza, lrzmiza kimse do- 
kunmiyacakdir. islamiyyetin adaleti aynen size de tatbik edilecek, 
her hakkmiz gozetilecekdir. Disardan gelen diismana karsi, miis- 
limanlan korudugumuz gibi, sizi de koruyacagiz. Bu hizmetimize 
karsihk olmak iizere, miislimanlardan hayvan zekati ve usr aldigi- 
miz gibi, sizden de, senede bir kerre cizye vermenizi istiyoruz. Si- 
ze hizmet etmemizi ve sizden cizye almamizi Allahii teala emr 
etmekdedir) dedi. [Cizye mikdan, fakirlerden kirk, orta halliler- 
den seksen, zenginlerden yiizaltmis gram giimiis veya bu deger- 
de mal, yahud tahildir. Kadmlardan, cocuklardan, hastalardan, 
yoksullardan, ihtiyarlardan ve din adamlarmdan cizye ahnmaz.] 
Humus rumlan, cizyelerini seve seve getirip, Beyt-ul-mal emini 
Habib bin Miislime teslim etdiler. Rum imperatorii Herakliyu- 
sun [1] biitiin memleketinden asker tophyarak, biiyiik bir hach or- 
dusu ile Antakyaya hiicuma hazirlandigi haber ahnmca. Humus 
sehrindeki askerin de Yermiikdeki kuvvetlere katilmasma karar 
verildi. Ebu Ubeyde "radiyallahii anh", sehrde me'murlar ba- 



[1] Herakliyus 20 [m. 641] de oldii. 

-24- 



girtip, (Ey hiristiyanlar! Size hizmet etmege, sizi korumaga, soz 
vermisdim. Buna karsihk, sizden cizye almisdim. Simdi ise, halife- 
den aldigim emr iizerine, Herakliyus ile gaza edecek olan kardes- 
lerime yardima gidiyorum. Size verdigim sozde duramryacagim. 
Bunun icin, hepiniz Beyt-iil-mala vermis oldugunuz cizyelerinizi 
geri alimz! ismleriniz ve verdikleriniz defterimizde yazilidir) dedi. 
Suriye sehrlerinin cogunda da boyle oldu. Hiristiyanlar, miisli- 
manlarm bu adaletini, bu sefkatini goriince, senelerden beri rum 
imperatorlanndan cekdikleri zulmlerden, iskencelerden kurtul- 
duklan icin bayram yapdilar. Sevinclerinden agladilar. Cogu seve 
seve miisliman oldu. Kendi arzulan ile Rum ordularma karsi, is- 
lam askerine casusluk yapdilar. Ebu Ubeyde "radiyallahii anh" 
boylece, Herakliyus ordulanmn her hareketini giinii giiniine ha- 
ber alirdi. Biiyiik Yermiik zaferinde, bu rum casuslannm cok fai- 
desi oldu. islam devletlerinin kurulmasi ve yayilmasi, asla saldir- 
makla, oldiirmekle olmadi. Bu devletleri ayakda tutan, yasatan, 
biiyiik ve baslica kuvvet, iman, adalet, dogruluk ve fedakarlik 
kudreti idi.)] 

Ruslar yiiz seneden beri istila etdikleri Kazan, Ozbekistan, Ki- 
rim, Dagistan ve Turkistanda bulunan miislimanlarm kiiciik co- 
cuklanndan, en ihtiyarlanna kadar her sahs icin senede birer altm 
almislardir. Ayrica askerlik yapmak, mekteblerde tiirkce konus- 
turmayip, zorla rusca ogretmek gibi cesidli iskence ve zorlamalara 
ragmen, bu kadar senedir Rusyadaki miislimanlardan kac kisi hi- 
ristiyan olmusdur. Hatta, Kinm harbi sonunda yapilan sulh netice- 
sinde; Osmanh topraklarmda kalan hiristiyanlann Rusyaya, Rus- 
yadaki miislimanlarm da Osmanh devletine hicret etmesine izn ve- 
rildi. Boylece, Rusya tarafmdan iki milyondan fazla miisliman, Os- 
manh devletine hicret etdi. Halbuki Ruslar, kendi taraflanna hic- 
ret edecek olan hiristiyanlann her birine 20 ruble yol masrafi ver- 
dikleri halde, Osmanh devletinde rahat ve huzur icinde yasamaya 
ahsmis olan hiristiyanlar, Rusyamn bu va'dine inanmadi ve isla- 
miyyetin kendilerine verdigi hak ve hiirriyyetleri birakip oraya git- 
medi. 

"Hazret-i Omer "radiyallahii anh", 4.000 kilise yikdirdi" de- 
mek ise, tarihi biitiin hakikatlere karsi acikca iftiradir. Hiristiyan 
tarihcilerinin bildirdiklerine gore; Omer "radiyallahii anh" Kudii- 
sii feth etdigi zeman, hiristiyanlar, (istediginiz bir kiliseyi kendini- 
ze ma'bed olarak seciniz) diyerek hazret-i Omere teklifde bulun- 
dular. Omer "radiyallahii anh" bu teklifi siddet ile red etdi. ilk ne- 
mazi kilise disinda kildi. Cok zemandan beri, copliik olmus olan 
Heykel-i mukaddes denilen mahalli [Beyt-i mukaddes mahalli], 

-25- 



temizleyip, buraya biiyuk ve giizel bir cami' yapdirdi. 

Miislimanlann, hiristiyanlara ve yehudilere yapmakla mukellef 
olduklan muamele sekli, bizzat Resulullahin "sallallahii aleyhi ve 
sellem" butiin miislimanlara hitaben yazdirdigi su mektubda acik- 
ca bildirilmisdir. Bu mektubun ash Feridun begin (Mecmu'a-i 
Miinseat-iis-salatin) kitabi birinci cild, otuzuncu sahifesinde yazili- 
dir. m Mektubun tercemesi soyledir: 

(Bu yazi Abdullah oglu Muhammedin "sallallahii teala aley- 
hi ve sellem" biitiin hiristiyanlara verdigi sozii bildirmek kin ya- 
zilmisdir. Soyle ki, Cenab-i Hak, kendisini rahmet olarak gonder- 
digini niii j dele m is, insanlari Allahii tealamn azabi ile korkutmus, 
insanlar iizerindeki emaneti muhafaza edici yapnnsdir. iste bu 
Muliainmed "sallallahii aleyhi ve sellem", bu yaziyi, miisliman 
olmiyan biitiin kimselere verdigi ahdi, sozii tevsik icin kaleme al- 
clircli. Her kim ki, bu ahdin aksine hareket ederse, ister sultan, is- 
ter baskasi olsun, Cenab-i Hakka karsi isyan, Onun dfni ile istih- 
za etmis sayihr ve Cenab-i Hakkin la'netine layik olur. Eger ln- 
ristiyan bir rahip [papaz] veya bir seyyah [turist] bir dagda, bir 
derede veya colliik bir yerde veya bir yesillikclc veya aleak yer- 
lerde veya kum icinde ibadet icin perhiz yapiyorsa, kendim, dost- 
lanm, arkadaslarim ve biitiin milletimle beraber, onlardan her 
diirlii teklifleri kaldirdim. Onlar, benim himayem [korumam] al- 
tindadir. Ben onlari, baska hiristiyanlarla yapdigimiz ahdler inu- 
cibince, odemeye borclu olduklan biitiin vergilerden afv etdim. 
Cizye, harac vermesinler veya kalbleri razi oldugu kadar versin- 
ler. Onlara cebr etmeyin, zor kullanmayin. Onlarin dim refsleri- 
ni makamlarindan indirmeyin. Onlari, ibadet etdikleri yerden ci- 
kartmayin. Bunlardan seyahat edenlere mani' olmayin. Bunlarin 
manastirlarmin [kiliselerinin] hicbir tarafim yikmaym. Bunlarin 
kiliselerinden mal ahmp, miisliman mescidleri icin kullamlmasin. 
Her kim buna riayet etmezse, Allahin ve Residiiniin kelamim din- 
lememis ve giinaha girmis olur. Ticaret yapmayan ve ancak iba- 
det ile mesgul olan kimselerden, her nerede olurlarsa olsunlar, 
(cizye) ve (garamet) [ceza] gibi vergileri almayin. Denizde ve ka- 
rada, sarkcla ve garbda, onlarin borclarim ben saklarim. Onlar be- 
nim himayem altindadir. Ben onlara (eman) [izn] verdim. Daglar- 
da yasayip ibadet ile mesgul olanlarin ekinlerinden harac alma- 
yin. Ekinlerinden Beyt-iil-mal [Devlet Hazihesi] icin hisse cikart- 
mayin. Oinki, bunlarin zira'ati, sirf nafakalarim te'min etmek icin 



[1] Ahmed Feridun beg 991 [m. 1583] de vefat etdi. Eyyiibdedir. 

-26- 



yapilmakda olup, kar kin degildir. Cihatl kin adam lazim olursa, 
onlara bas vunnayin. Cizye [gelir vergisi] alinak gerekirse, ne ka- 
dar zengin olurlarsa olsunlar, ne kadar mallan ve miilkleri bulu- 
nursa bulunsun, ydda oniki dirhemden [kirk gram giimiisden] 
daha fazla vergi almayin. Onlara zahmet, mesakkat teklif olun- 
maz. Kendileriyle bir miizakere yapmak icab ederse, ancak mer- 
hamet, iyilik ve sefkat ile hareket edilecekdir. Onlari daima mer- 
hamet ve sefkat kanadlari altinda himaye ediniz! Nerede olursa 
olsun, bir niiislinian erkekle evli olan hiristiyan kadinlara, fen a 
mu'amele etmeyiniz! Onlann kendi kiliselerine gidip, kendi tlin- 
lerine gore ibadet etmelerine iiiaiii" olmayiiiiz! Her kim ki, Alia- 
hii tealanin bu emrine ita'at etmez ve biiniin ziddina hareket 
ederse, Cenab-i Hakkin ve Peygamberinin "sallallahii aleyhi ve 
sellem" emrlerine isyan etmis sayilacakdir. Bunlara kilise ta'mir- 
lerinde yardunci olunacakdir. Bu ahdname [sozlesme] kiyamet 
giinune kadar devam edecek, diinya sonuna kadar degismeden 
kalacak ve hie bir kimse, bunun aksine bir hareketde bulunmaya- 
cakdir.) 

Bu ahdname hicretin onuncu senesi, Muharrem ayinin iiciincu 
giinii, Medinede Mescid-i se'adetde Aliye "radiyallahii teala anh" 
yazdinlmisdir. Altindaki imzalar: 

Muhammed bin Abdullah Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem". 

Ebu Bekr bin Ebi-Kuhafe, 

Omer bin Hattab, 

Osman bin Affan, 

All bin Ebi Talib, 

Ebu Hiireyre, 

Abdullah bin Mes'ud, 

Abbas bin Abdiilmuttalib, 

Fadl bin Abbas, 

Ziibeyr bin Avvam, 

Talha bin Ubeydiillah, 

Sa'd bin Mu'az, 

Sa'd bin Ubade, 

Sabit bin Kays, 

Zeyd bin Sabit, 

Haris bin Sabit, 

Abdullah bin Omer, 

-27- 



Ammar bin Yasir 

"radiyallahii teala annum ecma'in". 

[Gortiyorsunuz ki, yiice Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve 
sellem" baska dinden olan kimselere son derece merhamet ve sef- 
kat ile mu'amele edilmesini ve hiristiyanlann kiliselerine dokunul- 
mamasim, yikilmamasmi emr etmekdedir.] 

Simdi de, Omerin "radiyallahii anh" ilya ehalisine verdigi 
(eman)m tercemesini asagida yaziyoruz. [Hiristiyanlar, ilyas aley- 
hisselama ilya derler. Kudiis sehrine de ilya diyorlar.] 

(isbu mektub, miislimanlarm emiri Abdiillah Omerin "radiyal- 
lahii teala anh" ilya ehalisine verdigi eman mektubudur ki, onlarm 
varhklan, hayatlan, kiliseleri, cocuklan, hastalan, saglam olanlan 
ve diger biitiin milletler icin yazilmisdir. Soyle ki: 

Muslimanlar, onlarm kiliselerine zorla girmeyecek, kiliseleri 
yakip yikmayacak, kiliselerin herhangi bir yerini tahrib etmeyecek, 
mallarmdan bir habbe [danecik] bile almayacak, dinlerini ve iba- 
det tarzlanm degisdirmeleri ve islam dinine girmeleri icin kendile- 
rine karsi hie bir zor kullamlmayacak. Hicbir miislimandan en ufak 
bir zarar bile gormeyecekler. Eger kendiliklerinden memleketden 
cikip gitmek isterlerse, varacaklan yere kadar canlan, mallan ve 
nzlari iizerine eman verilecekdir. Eger burada kalmak isterlerse, 
temamen te'minat altmda olacaklar. Yalmz ilya ehalisinin verdigi 
cizyeyi [gelir vergisini] vereceklerdir. Eger ilya halkindan ba'zila- 
n, rum halki ile birlikde, aile ve mallan ile beraber cikip gitmek is- 
terlerse ve kiliselerini ve ibadet yerlerini bosaltirlarsa, kiliseleri ve 
varacaklan yere kadar, canlan, yol masraflan ve mallan iizerine 
eman verilecekdir. Yerli olmayanlar, ister burada otursunlar, ister- 
lerse gitsinler, ekin bicme zemanma kadar, onlardan hicbir vergi 
almmayacakdir. 

Allahii azimiissamn ve Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" emrleri ve biitiin islam halifelerinin ve umum miislimanla- 
rm verdigi sozler, isbu mektubda yazih oldugu gibidir.) 

Imzalar: 

Miislimanlarm halifesi Omer bin Hattab. 

Sahidler: 

Halid bin Velid, 

Abdurrahman bin Avf, 

Amr ibnil'As, 

Mu'aviye bin Ebi Siifyan. 

Omer "radiyallahii anh", Kudiis muhasarasina bizzat kendi- 

-28- 



si tesrif etdi. Hiristiyanlar cizye [gelir vergisi] vermeyi kabul ede- 
rek, miislimanlarm himayesi altma girdiler. [Omere "radiyallahii 
anh" Kudiistin anahtarlanm, bizzat kendileri teslfm etdiler.] Boy- 
lece, kendi devletleri olan Bizansm, agir vergi ve iskencelerinden, 
eziyyet ve cefalanndan ve zulmlerinden kurtuldular. Cok kisa bir 
zemanda, diisman zan etdikleri miislimanlardaki, adalet ve merha- 
meti acikca gordtiler. islamiyyetin, iyilik ve guzelligi emr eden, in- 
sanlan, diinya ve ahiret se'adetine kavusduran bir din oldugunu 
anladilar. En kiiciik bir zorlama ve korkutma olmaksizm boliik bo- 
liik, mahalle mahalle islamiyyeti kabul etdiler. Diger memleketler- 
de miisliman olanlarm halini siz kiyas ediniz. 

On sene gibi bir zeman zarfinda, islamiyyetin her yere yayila- 
rak, miislimanlarm sayismm milyonlara ulasmasi, asla zorla ve ki- 
hc korkusu ile olmamisdir. Bil'aks islamiyyetde bulunan adalet, in- 
san haklarma saygi ve Kur'an-i kerimin en biiyiik mu'cize olarak, 
Allahii teala tarafindan indirilmesi, btitun semavi kitablar uzerine 
efdaliyyet ve ustiinliigu gibi sebebler ile olmusdur. 

Taberi tarihinin' 11 iicuncti cild, altmisyedinci sahifesinde: 
(Omerin "radiyallahii anh" hilafeti zemanmda, Eshab-i kiram- 
dan Miisenna bin Harise "radiyallahii anh", islam ordusu basku- 
mandam olarak, Iran uzerine gonderildi. Btiveyd denilen yerde 
Iran askeri ile harb edecegi zeman, islam ordusu sayica az, silah- 
ca za'ff idi. Cunki, daha onceki harblerde, cok islam askeri sehid 
olmus idi. Iran ordusu cok kalabahk olup, fillerle gelmislerdi. 
Miisenna "radiyallahii anh" o civarda oturan hiristiyanlara gidip, 
kendisine yardim etmelerini istedi. Onlar, severek yardim etme- 
yi kabul etdiler. Hatta, onlann icinde Hamiis isminde bir deli- 
kanh "Iran askerinin kumandamm bana gosteriniz" dedi. Acem 
kumandam Mihram gosterdikleri zeman, ona hiicum edip, bir ok 
atdi. Ok, Mihramn karmndan girip sirtindan cikdi ve cansiz yere 
diisdii. Iran ordusu dagildi) demekdedir. Buradan da anlasildigi 
gibi, o asrda yasayan hiristiyanlar, miislimanlardan asla diisman- 
hk ve cebr [zorlama] gormediklerinden, hicbir zeman miisliman- 
lardan nefret etmemislerdir. Nefret soyle dursun, bil'aks miisli- 
manlardan memnun olmuslardir. Ayhk bir iicret ve ta'ym edilen 
bir para olmaksizm miislimanlara yardim etmisler, bu ugurda 
canlanm vermislerdir. Hatta, cok def a hiristiyanlar, mtisliman- 
larla birleserek, kendi dindaslan olan hiristiyanlara karsi harb et- 
mislerdir. Osmanh devleti ile Bizans imperatorlugu arasmda 



[1] Muhammed Taberi 310 [m. 923] de Bagdadda vefat etdi. 

-29- 



meydana gelen pek cok muharebelerde de, bu hal cok vuku' bul- 
musdur. Tarihi tedkik edenler, bunu iyi bilirler. 

Hiristiyanligm, islamiyyetden ustiinlugiinii iddi'a eden protes- 
tanlarm ortaya koyduklan delillerden biri de, (Hiristiyanhk zuhur 
etdigi zeman, yehudiler buna karsi cebhe aldilar ve Isa aleyhissela- 
mm dinini kabul edenlere zulm [iskence] yapdilar. Bu sebeb He, 
yehudiler iizerine miidhis belalar geldi. Zelil ve hakir olup, millet 
olma se 'adetinden mahrum kaldilar. Islamiyyetin zuhurundan son- 
ra, miislimanlara saldiran hiristiyanlar iizerine boyle biiyiik belalar 
gelmedi) iddi'asidir. 

Ileri siirdiikleri bu delilleri de, temamen vaki' olan hakikatle- 
rin hilafmadir, tersinedir. Ciinki, yehudilerin belaya ugramalan, 
sadece Iseviligin zuhurundan sonra olmamisdir. (Ahd-i Atik)de 
ve tarih kitablannda bildirildigi gibi, Isa aleyhisselamm bi'setin- 
den once de, yehudiler giinbegiin cesidli belalara ugramislardir. 
Yusiif aleyhisselam zemanmdan, Musa aleyhisselam zemamna ka- 
dar Misrdaki putperest kibtilerin elinde esir kaldilar. Onlarm ce- 
sid cesid hakaretlerini cekdikden sonra, Musa aleyhisselam bunla- 
n, kibtilerin elinden kurtardi. Daviid ve Siileyman aleyhimesse- 
lam zemanmdan sonra, yine diirlii diirlii belalar ve kansikhklara 
ducar olarak perisan oldular. Bu ciimleden olarak,Asuri hiikum- 
darlarmdan ikinci Buhtunnasar Kudiis-i serifi zabt etdi. Biiyiik 
katliam yapdi. Binlerce yehudiyi oldiirdii. Hayatda kalan yehudi- 
leri ve Beni israile gonderilmis Peygamberlerden ba'zilarmi esir 
alarak Babile gotiirdii. Hatta, o kansikhklar sirasinda, biitiin Tev- 
rat niishalan parcalanmis, bir dane bile kalmamisdi. Asurilerin 
zulmleri altmda, yehudilerin ne gibi belalara ugradiklan ve Mak- 
kabi isyanlan sirasmda, ne kadar yehudi katl edildigi herkesin 
ma'lumudur. [Makkabi: Suriyedeki Selefkiler devletinin krah An- 
tiokhos IV. Epiphanos, yehudileri putperest yapmak siyasetine 
karsi isyan eden, yehudi kumandandir. Antiokhosun ordusunu 
yenerek Kudiisii ele gecirdi ise de, daha sonra, tekrar gayb etdi. 
Fekat yehudilerin dinlerinde serbest olmalan hiirriyyetini elde et- 
di. Bu harbler sirasmda, cok yehudi kihcdan gecirildi.] Nihayet 
miladdan 70 sene evvel meshur Romah Pompeus, Filistini zabt 
edip, emri altma almisdir. Yehudiler iizerine gelen bu belalarm 
hepsi Peygamberleri inkar etdikleri ve cogunu oldiirdiikleri ipin 
idi. Bu belalarm, hazret-i Isamn bi'setinden once oldugu tarihler- 
de acikca yazihdir. 

Isa aleyhisselamm goge ytikseltilmesinden yetmis sene sonra, 
Roma Imperatoru Titusun, Kudiise girince, Kudiisii yakarak bii- 
tiin yehudileri katl etmesine bir sebeb aramrsa, tarihlere mii- 

-30- 



race'at edilsin. Yehudilerin diinyada hakir ve zelil olmalan, Isa 
aleyhisselamdan sonra umumi olmayrp, ba'zi mahallerde olmus- 
dur. Peygamberimiz "sallallahti aleyhi ve sellem" zemamnda, Me- 
dine-i mtinevvere ile Sam arasmda yer alan, Hayber kal'asi gibi bir 
takim yerlerin hukumdarlan, Ka'b bin Esref, Merhab ve Isma'il 
[Semauel] gibi yehudiler idi. Ne zeman ki, Peygamberlerin sonun- 
cusu ve en ustiinii Resulullah efendimize diismanlik ve ihanet et- 
diler, o zeman gadab-i ilahiye ugradilar. Bekara suresinin altmis 
birinci ayetinde mealen: (Onlara zelfllik ve fakirlik verildi) buyu- 
rulmusdur. Bu ayet-i kerimede buyuruldugu gibi, perisan oldular. 
Bir daha devlet kurmalan miimkin olmadi. 

Allahii teala, yeni bir din gonderdigi zeman, batil dinlere ina- 
nan kimseler iizerine biiyiik belalann gelmesi lazim midir? Lazim 
gelseydi, Beni israil Musa aleyhisselamm dini uzere yasadiklan 
birkac bin sene icerisinde, kendilerinden pek za'if ve sayilari cok 
olan mecusiler iizerine pespese belalar gelerek mahv-u perisan ol- 
malan lazim gelirdi. Halbuki Cin, Hindistan, Tiirkistan ve Ameri- 
ka ehalisi, eski halleri iizerine kalmislardir. [Uzerlerine, protestan- 
lann soyledikleri gibi herhangi bir bela gelmemisdir.] 

Protestanlarm, hiristiyanligm dogrulugunu isbat icin ortaya 
koyduklan diger bir delil ise; "Hiristiyanlann nilfusunun cok olma- 
si "dir. Bu sozleri de kuvvetli bir delil degildir. Her ne kadar, Av- 
rupada nesr edilen istatistiklerde, hiristiyan niifusu cok gosteriliyor 
ise de, bunlar birbirlerini tutmamakdadir. Hiristiyanlann sayisi hu- 
susunda istatistikler arasmda milyonlarca fark vardir. Ciinki, o ze- 
man Asya ve Afrikanm cok yerlerinde yasayan insanlann hangi di- 
ne mensub oldugu, temami ile tahkik edilip ortaya konulmamisdi. 
Istatistik yapan kimseler, buralarda bulunan niifusu, yasadiklan 
yerlerin biiyuklugii nisbetinde tahmin ile yazmislardi. Hatta, Misr- 
li Seyyid Riifaamn terceme etdigi ve Misrda basilan cografya kita- 
bmda, yeryiiziinde yasayan insanlann temammin niifusu dokuzyiiz 
milyon tahmin olunup, yansi mecusi ve diger yarismm yansi put- 
perest, kalan yarismm ise miisliman, hiristiyan ve yehudi oldugunu 
ve ehl-i kitabm iicde birinin miisliman, ticde birinin yehudi, iicde 
birinin de hiristiyan oldugunu yazmakdadir. Bu da, tahmini bir he- 
sab oldugundan, delil olarak kabul edilemez. Bir diger husus da, 
hiristiyanlann coklugunu kabul etsek bile, sayilanmn cok olmasi, 
hiristiyanligm dogru oldugunu gostermez. Ciinki, bir dine mensub 
olanlarm cok olmasi, o dinin dogruluguna delil kabul edilirse, put- 
perestligin ve mecusiligin hak, dogru din olmalan icab ederdi. 
Ciinki, bugiin yeryiiziinde hiristiyanlardan daha fazla, putperest ve 
mecusi vardir. 

-31- 



Isa aleyhisselamm semaya urucundan sonra, iicyiiz sene iceri- 
sinde putperestler ve yehudiler, def alarca nasranilere umumi kat- 
liamlar yapdilar. Ellerinde bulunan kitablan ve risaleleri, yirtarak 
ve yakarak yok etdiler. Emrleri altmda bulunan Isevilere, her ge- 
cen gun hakaretlerini artdirarak zulm etdiler. Hiristiyanlarm orta- 
ya koyduklan bu delile gore, ya'ni hiristiyanlarm sayisimn cok ol- 
masina gore, hiristiyanhgm batil, putperestligin ise hak, dogru ol- 
masi icab ederdi. 

Protestanlarm, hiristiyanhk islamiyyetden iistiindiir diyerek, 
ortaya atdiklan bir diger dehl ise, "Hiristiyanlarm fen ve teknikde 
miisliminlardan daha ileride olmasi"dir. 

Bu mes'elenin de, dikkatlice incelenmesi lazimdir. Ciinki, Av- 
rupanm ilmde, teknikde ve sanayi'de ilerlemege baslamasi, son iic- 
yiiz seneden beri olmusdur. 900 [m. 1494] senesine gelinceye ka- 
dar, Avrupahlar vahset, cehalet, pislik icerisinde olup, nasil bir ha- 
yat yasadiklan gayet acik bilinmekdedir. Hiristiyanlar bu halde 
iken o asrlarda Asya, Irak, Hicaz, Misr ve Endiilus [ispanya]de ya- 
sayan muslimanlar, o zemana gore ilm, teknik ve sanayi'de zirveye 
ulasmislardi. Hatta, bugiin Avrupada mer'iyyetde olan medeni ka- 
nunlarm kaynaklan, Endiiliis ve Misr kiitubhanelerindeki islam 
alimlerinin kitablandir. Papahk yapmis ikinci Sylvestrenin dahi, 
Endiiliis iiniversitelerinde miisliman profesorlerden ilm tahsil etdi- 
gi tarihlerde yazihdir. Avrupahlann kullanmakda olduklan romen 
rakamlan da, biitiin fen ilmlerinin esasi olan matematik islemleri- 
ni yapmaga miisaid degildi. Miisliman mekteblerinde okurken, 
arabi rakamlar ile bu islerin kolay yapildigmi ogrenince, bu rakam- 
lan kendileri de, kullanmaga basladilar. Bu hal, fende ilerleme se- 
beblerinden biri oldu. Biitiin bunlar bilinince, dinin ilm ve fennin 
ilerlemesine ne gibi te'sirleri oldugu anlasihr ki, bundan hiristiyan- 
lardan once muslimanlar istifade ederler. Ciinki, bugiin ellerdeki 
dort Incilin hie birisinde devletler hukuku, san'at, ticaret, zira'at gi- 
bi medeniyyet vasitalanm emr eden bir ciimle dahi yokdur. Hatta, 
siddet ile men' edilmisdir. Buna mukabil islamiyyet, ilm, san'at, ti- 
caret, zira'at ve adaleti emr etmisdir. Biitiin islam devletleri, bu 
esaslarla idare olundugundan, medeniyyet ancak islam memleket- 
lerinde oldugu gibi, diinyamn en ma'mur beldeleri de islam mem- 
leketleri olmusdur. [Hiristiyanlar, islam memleketlerindeki bu 
zenginlige kavusmak istemis, bunun icin dalgalar halinde, hach se- 
ferleri tertib etmislerdir. Hach seferlerinin asl gayesi hiristiyanhgi 
yaymakla beraber, islam memleketlerinin zenginligini yagma et- 
mek idi.] Fekat, asnmizda miislimanlarm ve hiristiyanlarm halleri, 
dinlerinin emrinin tersine bir seklde zuhur etmisdir. Buna bir se- 

-32- 



beb aramrsa; bu, gerek miislimanlarm, gerekse hiristiyanlarm dinle- 
rinin emrlerini yerine getirmemeleridir. Ya'ni dinlerinin icablanm 
yapmamakdir. Hatta, Avrupah feylesoflardan birisi, nesr etdigi bir 
risalede soyle demekdedir: (islam dininin hak bir din olup, hiristi- 
yanligm ise, hak din olmamasi; diinyada yapdiklan eserler ile sabit- 
dir. Qiinki miislimanlar, dinlerinin emrlerini yapmakda, ya'ni isla- 
miyyete uymakda kusur etdikce, za'illiyerek ilmde ve fende geri 
kaldilar. Hiristiyanlar ise, dinlerinine kadar terk etmis, hiristiyanhk- 
dan ne kadar uzaklasmislar ise, o kadar kuvvetlenip, ilmde ve fende 
ileri gitmislerdir. Son zemanlarda hiristiyan devletlerin ta'kib etdik- 
leri yol, kitablan olan incilin emr etdigi yolun tarn tersidir. Bu her- 
kesce ma lumdur.) 

Protestanlann, hiristiyanligm dogrulugunu isbat icin getirdik- 
leri delillerden biri de, "Avrupada putperest bulunmayip, islam 
memleketlerinde, islamiyyetin hakim oldugu beldelerde ise, ye- 
hudi ve hiristiyanlarm bulunmasi"dir. Bu hali, hiristiyanligm in- 
sanlara te'sir etme kuvvetine haml etmekdedirler. Ortaya atdik- 
lan bu iddi'a, hiristiyanligm dogrulugunu isbat etmekden cok, is- 
lamiyyetin akllara durgunluk veren adaletini isbat etmekdedir. 
Ciinki bir kimse, hangi dine bagh bulunursa bulunsun, islam 
memleketlerinin her tarafinda aym haklara sahib olup, adalet 
karsismda mlisliman ile miisavi idi. Gayr-i muslimler, islam dev- 
letinin himayesinde gayet rahat idiler. Onlann ne dinine kansih- 
yor, ne de ibadet etmelerine mani' olunuyordu. istedikleri san'at 
ve ticaret ile serbestce ugrasiyorlardi. Fekat, Avrupamn pek cok 
yerlerinde, protestanlar soyle dursun, hiristiyanlarm diger firka- 
lanna tabi' olanlardan hie birinin, bir digerinin hakim oldugu yer- 
de can ve mal emniyyeti yokdu. Rahatca ikamet etmesi miimkin 
degildi. Ermeniler ve rumlar islam memleketlerinin her yerinde 
ikamet etdikleri halde, Avrupa memleketlerinden hie birini vatan 
edinmemislerdir. Yunanistan ve diger Akdeniz adalan gibi, rum- 
lann bulundugu yerlerde; ermeni, katolik ve protestanlardan bes- 
on aile bulunmaz. [Rumlar ortodoksdurlar.] Fransa, italya, is- 
panya vs. gibi katolik olan yerlerde protestan papazlarm; mek- 
teb, kilise, manastir insa etmeleri asla miimkin degildir. Memle- 
ketin mezhebi olan katoliklik aleyhine, acikca kitab nesr ede- 
mezler. Yine, halki protestan ve rum olan yerlerde de, katolik pa- 
pazlarm durumu boyledir. islam memleketlerinin hicbir yerinde, 
Sent Bartelmi ve engizisyon mezalimleri gibi bir sey, vuku'a gel- 
memisdir. [Sent Bartelmi katliami, 980 [m. 1572] senesi agusto- 
sun yirmidordlincu giinii, ya'ni Sent Bartelmi yortu giinu, kral do- 
kuzuncu Sari ve Kralice Katerinamn emri ile Paris ve civarmda 

— 33 — Cevab Veremedi - F:3 



altmis bin protestamn sadece inanclarmdan dolayi katl edilmesi- 
dir.] Hie bir tarihde islam milletleri tarafmdan, hack seferleri gibi, 
kanli ve deksetk bir kadise vuku' bulmamisdir. Hack seferlerinin 
her birinde, musliman, protestan ve yehudilerden, katta katolikle- 
rin kendilerine diisman olduklan akrabalarmdan, yuz binlerce 
ma'sumun kani dokiilmiis, akllara gelmiyecek vaksiyane katliamlar 
yapilmisdir. Hack seferlerinin devam etdigi ikiyiiz elk senelik zeman 
icinde, Avrupa karab oldu. (Bir yiiziiniize tokat vurulursa, diger yii- 
ziiniizii de ceviriniz) diye nasikatda bulunan Isamn "aleykisselam" 
kendi memleketinde, Onun namina muteassib kacklann ciir'et et- 
dikleri vaksikklerin, engizisyonlarm tafsilati anlatilamaz. Hack se- 
ferleri miiddetince, Avrupa ve Asyada milyonlarca insanin kaksiz 
yere kanlanmn nasil akitildigi ve bunca memleketin nasil insafsizca 
viran edildigi tariklerde yazikdir. Hala, Eflak, Bogdan ve Odesada 
caresiz yekudilerin neler cekdikleri, ingilizlerin ve kiristiyanlarm, 
ruslarm kakim olduklan memleketlerde bulunan miiskmanlarin ne 
kallerde yasadiklanm, ne sikinti ve iskencelere ma'ruz kaldiklanm 
kerkes bilmekdedir. 

Bir de, bugiin islam memleketlerinde rakat, refah, servet, kiir- 
riyyet ve kuzur icinde yasayan hiristiyanlara bakimz. Sonra, kiris- 
tiyankk ve muskmankkdan, kangisinin, emrleri altinda bulunan- 
larm, adaletin kimayesinde ve rakat olduklanm ve hangisinin in- 
sankk ve medeniyyete hizmet edebilecegine Allak icin kiikm edi- 
niz. 

(Avrupadaki ilm ve sanayi'nin gelismesi, zenginligin artmasi 
ve i'mar edilmis olmasi, mekteb ve hastahanelerin cok olmasi gi- 
bi, insanhga hizmet eden miiesseselerin cok olmasim), kiristiyan- 
kgin islamiyyetden ustiinlugunii isbat icin dekl getirmek de, cok 
sasilacak ve pek abes bir isdir. Kurun-i viistaya [Orta cag] kadar, 
Avrupa hiristiyankga tam bagk olup, ellerindeki incillere tabi' 
olduklan icin, halleri harab ve perisandi. Delil olarak ortaya 
koyduklan, ilm ve sanayi'de terakki etmek, kastahaneler ve 
mektebler yapmak gibi, medeniyyet vasitalanndan kic birisi 
mevcud olmadigi gibi, Romaklardan kalanlar bile mahv olmus, 
batta eserleri bile kalmamisdi. Avrupaklar, incillerde ve bilkas- 
sa Luka inciknin onikinci babmda bildirildigi gibi, san'at, ticaret 
ve ziraata kic ekemmiyyet vermeyip, kavada ucan kuslar gibi bul- 
duklanm yiyip, bulduklan yerde oturduklarmdan, Avrupa kit'asi 
basdan basa zulmet, cebalet, vahset ve teassub icerisinde kalmis- 
di. Hastakane, mekteb, fakirkane gibi seylerin varkgindan daki 
kabersiz idiler. Kur'an-i kerim ise, dunya islerine fazlasiyla ehem- 
miyyet vermis, ilmi, san'ati, ticareti, zira'ati emr etmis ve teklii- 

-34- 



kelerden sakindirmisdir. Ziimer suresinin dokuzuncu ayetinde 
mealen, (Bilen ile bilmeyen, hie bir olur mu? Bilen elbette kiy- 
metlidir) buyurulmusdur. Nisa suresinin yirmidokuzuncu ayetin- 
de mealen, (Ey iinan edenler, birbirinizin mallarim aramzda batil 
yollarla yimeyiniz. Ya'nf islamiyyetin haram kildigi, faiz, kumar, 
hirsizhk vc gasb gibi batil yollarla yimeyiniz. Ancak birbirinizden 
razi ve hosnud olarak, ticaret ile ola) ve Bekara suresinin ikiyiiz- 
yetmis besinci ayetinde mealen, (Allahii teala bey'i, ah§-verisi ha- 
lal ve faizi haram kddi) ve Nisa suresinin otuzaltmci ayetinde me- 
alen, (Allahii tealaya ibadet ediniz. Ona hicbir seyi serik, ortak 
kosmayimz. Annenize ve babamza [soz ve fi'l ile], akrabaya [sila-i 
rahm ile], yetimlere [goniillerini almak ile], fakirlere [sadaka ile], 
akrabamz olan komsularimza [sefkat ve merhamet ile], bina kom- 
sularimza [iyilik ve onlara gelen zararlara mani' olmak ile], dost 
ve arkadaslariniza [haklarma riayet ve sevgi ile], yolcu ve misafir- 
lerinize [yemek ve icecek ikram etmek ile], kole ve cariyenize [el- 
biseler giydirmek ve yumusak davranmak ile] iyilik ediniz) buyu- 
rulmusdur. Boyle, nice ayet-i kerfmeler ve hadis-i serifler ile Alla- 
hii teala ve Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" ilm, san'at ve 
ticareti emr etmekdedir. Aynca, anne ve babaya, akrabaya, ye- 
timlere, acizlere, kimsesizlere, komsulara, yolculara ve kolelere 
iyilik ve ihsanda bulunmayi, onlarm haklanm gozetmegi ve hiiku- 
mete, kanunlara karsi gelmemegi de emr buyurmakdadirlar. Bu- 
giinkii Avrupahlarm dedeleri medeniyyet vasitasi olan bu seyler- 
den habersiz iken, islam memleketlerinin her tarafmda muntazam 
mektebler, medreseler, fakir ve miskinler icin bakim evleri, asha- 
neler, hanlar, hamamlar ve daha nice hayr ve iyilik miiesseseleri 
kurulmusdu. Miislimanlar, aynca bu hayr muesseselerinin devami 
ve giderlerinin karsilanmasi icin, hususi yardim teskilati olan 
(vakflar) kurmuslardi. [Hatta kolelerin ve hizmetcilerin yapdikla- 
n zararlan odeyen, hastahklara sebeb olan seyleri temizleten 
vakflar dahi kurulmusdu.] islam memleketlerinin her yerinde 
san'at pek meshur idi. Avrupahlar, calar saat nedir bilmezlerken, 
miislimanlarm halifesi Harun-iir-resid tarafmdan Fransa krah Sarl- 
mana calar saat hediyye edilmisdi. Papa ikinci Sylvestre, m Endii- 
liisde islam mekteblerinde ilm tahsil etmis ve rakkash saati miisli- 
manlardan ogrenmisdir. ispanya krallanndan Sanso, yakalan- 
mis oldugu [ve Avrupahlarm o zeman tedavi edemedikleri] istis- 



[1] Sylvestre 394 [m. 1003] de oldu. 

-35 



ka [su toplanmasi] hastahgi icin Endiilusdeki miisliman tabiblere 
miirace'at etmis ve kisa zemanda sihhatine kavusmusdur. 
Kur'an-i kerimde, fakirlere, miskinlere, yolculara yardim etmek- 
den cesidli ayet-i kerimelerde tekrar tekrar bahs edilmisdir. Boyle - 
ce fakirlere ve yolculara ve za'iflere yardim etmek, miislimanlar 
arasmda adet olmus, miislimanlarm miihim bir vazffesi haline gel- 
misdir. iki-iic hanelik bir islam koyiinde dahi, bir misafir gelince, 
[gayr-i muslim olsa bile] asla ac ve acikda kalmamisdir. Hatta isla- 
miyyetin hakim oldugu yerlerde, miislimanlarla beraber yasamala- 
n sebebi ile, gayr-i muslim vatandaslar arasmda da, bu giizel adet 
yerlesdi. Halbuki Avrupada, son zemanlarda cok zenginlerin bu- 
lunmasma, hastahaneler ve fakirhaneler yapilmis olmasma rag- 
men, bir hayli insan, hala aclikdan olmekdedir. ingiltere ve Al- 
manyada fakirler yiyecek bulmakda cekdikleri sikmtidan usana- 
rak, herbirinden iicyiiz-dortyuz bin fakir, Amerika ve Hindistan ve 
diger ba'zi memleketlere hicret etmislerdir. 

[3 Subat 1988 tarihli Tiirkiye gazetesinde nesr edilen bir haber- 
de, fransizca (Figaro) gazetesinde, Fransada, 2,5 milyon kisinin 
tam bir sefalet icinde yasadigi, bunlarm 1,5 milyonunun adresinin 
dahi malum olmadrgi ve sokaklarda yatdiklan bildirilmekdedir. 
Aym gazetede, bildirildigine gore, Fransada altmis yasimn uzerin- 
de 10 milyon ihtiyar vardir. Bunlardan iki bucuk milyonunun 
malum bir meskeni yokdur. Bunlarm akibetleri siiriinmek ve yal- 
mzlikdir. Bu ihtiyarlardan, kadmlarm % 7'si, erkeklerin % 14'ii in- 
tihar etmekdedir. intihar edenlerin sayisi, besyiizbindir. Fransada, 
boyle garib, sefil kimselere yardim icin kurulmus olan, ATD'nin 
baskam, rahib Joseph Wresinski, (Bugiin Fransada, miihim ihti- 
yaclanm karsilayamiyacak kadar diiskiin 2,5 milyon insan var. 
Bunlara imdad edecek hie bir kaynak da yokdur. Insan haklann- 
dan hergiin bahs eden Avrupa, sadece iktisadi ve askerimes'elele- 
re degil, birkac seneye kadar cok biiyiik rakamlara ulasacak olan 
sefalete care aramahdir. Fransizlan bu sefaletden kurtarmak icin 
milli, umumi bir fealiyyet lazimdir) diyor. Papaz da, bu hakikati 
i'tiraf etmekdedir.] Eger ilm, teknik, sanayi' ve medeniyyet, bir di- 
nin dogruluguna delil olsa, bu delil de, hiristiyanhkdan cok isla- 
miyyet icin kuvvetli bir sened olur. [Ciinki miislimanlar, islamiyye- 
ti tatbik etdikleri zemanlarda yiikselmisler, bu tatbiki gevsetdikle- 
ri zeman ve hiristiyanlan taklide basladiklan zeman gerilemisler, 
hatta parcalanmislardir.] 

Bir milletin zenginligi de, inandigi dinin dogrulugunu isbata 
kafi delillerden olamaz. Ciinki protestanlarm, hiristiyanhga inan- 
madiklan icin, cesidli belalara ugradiklanm iddia etdikleri yehu- 

-36- 



dilerden Rothschild [Rotcild], diinyanm en zenginidir. Hala Ingiliz 
milletvekillerinden olan Lord israili de yehudi oldugu halde diin- 
yanm en zenginleri arasindadir. Bugiin, Avrupa altin borsalarmm, 
yehudilerin ellerine gececegi simdiden acikca goriilmekdedir. Hi- 
ristiyanlarm bu iddialarma gore, yehudilerin dini, Isa aleyhissela- 
mm dininden efdal olmakdadir. Buna gore, Avrupanm cok yerle- 
rinde ve Rusyamn her yerinde, san'at, ticaret ve servetden haber- 
siz fakir, ne kadar hiristiyan var ise, bunlann inanclan da batil ol- 
makdadir. Hiristiyanlarm bu sozlerine gore, herhangi bir dinin 
dogrulugu, sadece o dine inananlarm servet ve zenginligine bagh 
olmasi lazim gelir ki, bu hal hiristiyanlarm islamiyyete karsi yap- 
diklan i'tirazi kuvvetlendirmez [bil'aks ortadan kaldinr]. 
Avrupa mekteblerine gelince, bunlar iki kismdir: 
Birisi papazlarm, digeri ise halkin, hiikumetin idare ve kont- 
rolii altindadir. Papazlarm idaresinde olan mekteblerde,sadece 
hiristiyanhk akideleri [inanclan] ogretilmekdedir. Bunun icin, 
millet meclislerinde, bu mekteblerin papazlarm elinden almmasi 
icin konusmalar yapilmakdadir. Yakm bir gelecekde hiristiyan 
cocuklannin terbiyesi papazlarm idaresinden cikanhp, bu mek- 
teblerin de, halkin ve hiikumetin idaresine verilecegi anlasilmak- 
dadir. Avrupa hiikumetlerinin ve halkin idare ve kontroliinde 
olan mekteblerin hicbirinde, dine aid bir sey ogretilmeyip, onlar- 
da sadece fen ve matematik bilgileri ogretilmekdedir. Bunun icin, 
boyle olan mekteblerden me'zun olan Avrupah genclerin pek co- 
gu, hiristiyanhgm aleyhindedirler. Bu mekteblerden me'zun 
olanlar, her giin cogalmakda ve dernekler kurup, gazete ve mec- 
mu'alar nesr etmekdedirler. Bu gazete ve mecmu'alarmda, hiris- 
tiyanhgm batilhgmi diinyaya i'lan etmege cahsmakdadirlar. Hi- 
ristiyanhgm, hak din oldugunu isbata cahsan bu papazm, vesika 
olarak ortaya koydugu delillerden olan, Avrupadaki bu mekteb- 
lerin bir giin gelecek, hiristiyanhgm yikilmasma sebeb olacagmda 
siibhe yokdur. 

Miislimanlar arasmda, ilme her seyden cok ehemmiyyet ve- 
ren, ilmi her seyin iistiinde tutan bir idarenin yoklugundan dola- 
yi yikilan, yok olan ba'zi htikumetler olmusdur. Bundan baska, 
bugiin islam memleketlerinde mevcud olan sayisiz mekteb ve 
medrese ve bunlara bagh vakf ve imaretlere insaf ile nazar etme- 
lidir. Sadece istanbulda bulunan medreselerin, vakflanmn vakf- 
nameleri incelendiginde; ilm tahsil eden talebenin oturacagi ki- 
limlerine vanncaya kadar, ayhk maaslarim ve her medresenin 
miiderris, kapici ve diger hizmetlilerinin alacaklan maaslarim, bu 
vakflarm iizerine aldiklan goriiliir. Acaba, Avrupa mekteblerinin 

-37- 



herhangi birinde boyle bir tesvik, boyle bir kolaylik var midir? 
Bugiinkii mekteb ve medreselerin nicin eski parlakligi ve intizami 
kalmamisdir denilirse, bunun sebebleri icerisinde dinle ilgili bir- 
sey bulunamaz. iyilik ve hayr icin kurulan vakflarm, ehl olmiyan 
din cahili, miinafik mason kimselerin emrlerine gecdiginden beri, 
giizel bir idareye mazhar olamadiklarmi iiziilerek goriiyoruz. Bu- 
nunla beraber, medreselerde yetisen talebeler, Avrupali talebeler 
gibi, yalniz fen ve matematik dersleri gormeyip, aynca ilm-i ke- 
lam, ilm-i fikh, ilm-i tefsfr gibi din ilmlerini de tahsil ederler. Bu- 
nun icin, bu talebeler arasinda, Avrupada oldugu gibi, din diisma- 
m kimseler bulunmaz. Ciinki, fen ilmlerinin ilerlemesi, islam dini- 
nin emrlerinin dogrulugunu anlamaga, daha acik bir seklde hiz- 
met eder. Ya'ni bir kimse, fen bilgilerini ne kadar cok tahsil eder- 
se, imam o kadar cok kuvvetli bir musliman olur. Fekat hiristiyan- 
hkda hal bunun tarn aksinedir. Bir kimse, hiristiyan akidesinin te- 
meli olan (teslis), ya'ni (tic birdir, bir iicdiir), soziinii, hie incele- 
meden kabul edecek kadar ahmak ve cahil olmadikca, tam bir hi- 
ristiyan olamaz. 

Protestan papazm (Hiristiyanlar her yere hiristiyanhgi yay- 
mak icin, misyonerler ve cesidli kitablar gonderdikleri halde ve 
islamiyyeti yok etmek icin, ingilterede (Miistemlekeler nezareti) 
kuruldugu halde, miislimanlar, putperestleri ve hiristiyanlan isla- 
miyyete da' vet icin, nicin gay ret gostermiyorlar. Kur'an-i kerim 
tercemeleri dagitmiyorlar ve islam a da' vet icin cesidli yerlere 
alimler gondermiyorlar) siialine gelince, yukanda zikr etdigimiz 
gibi, bu mtihim dim hizmetin yerine getirilmesi, muslimanlarm 
vazifesidir. Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" zemamnda, 
bu vazifeye cok ehemmiyyet verilmis, bu hale, asrlar boyunca de- 
vam edilmisdir. islamiyyetin cok kisa bir zemanda yeryiiziinun 
hemen hemen yansina yayilmasi, adalete, giizel ahlaka ve ilme, 
fenne verdigi ehemmiyyet sebebi ile olmusdur. Daha sonra, 
bid'at ehli, sapik kimseler [ve masonlar ve ingiliz casuslan] devlet 
islerinde soz sahibi olunca, islamiyyetin en muhim emri olan 
emr-i ma'ruf, ya'ni iyiligi emr etmek vazifesi gevsedi. islamiyyeti 
diinyaya yaymak gayreti kalmadi. islamiyyetin bu gizli dusmanla- 
n, (Bunca zeman icerisinde islamiyyet pek cok memlekete yayil- 
misdir. Bundan sonra, akh olan, gozii gbren, se'adet, kurtulus is- 
teyen, kendi arasm bulsun. islamiyyet giines gibi meydandadir) 
diyerek, sonralan, insanlan islama da'vet isine ehemmiyyet ve- 
rilmedi. (Bir tiiccarm halis bir pirlantasi olsa, onu diikkan diik- 
kan gezdirip, miisteri aramasma liizum yokdur. Fekat mal ciiriik 
olurise, onu elden cikarmak icin, kapikapi dolasdmp "bu cokgii- 

-38- 



zel birmaldir, alimz, bir daha ele gecmez" gibi cahilleri aldatacak 
yalanlar soylemesi icab eder) seklinde ciiriik mantiklar ileri stirdii- 
ler. Bunlara sunu hatirlatinz ki, pirlanta icin miisteri aramaga elbet 
liizum yokdur. Fekat, pirlantayi miisteriye arz etmek, tamtmak la- 
zimdir. Miisteri pirlantayi tamymca, siibhesiz talib olur. Teshir 
edilmeyen, tanitilmayan pirlanta ise talib bulamaz. 

Bu protestan papazina son soz olarak sunu da bildiririz ki, bir 
dinin, bir mezhebin kitablanni iyice incelemek lazimdir. Yoksa, 
sirf inadmdan veya sadece bildigi kadanyla dogru zan etdigi fikr- 
ler ile, bir din, bir mezheb asla tenkid edilemez. islam dininde 
fman esaslanm bildiren ve bunlan koruyan ve siibheleri gideren 
(ilm-i kelam) diye hususi bir ilm vardir. islamiyyetin parlak oldu- 
gu ve bircok yerlere yayildigi zemanlarda, kelam ilminin derin 
alimleri vardi. Bu alimler, islam dinine yapilan i'tirazlarm ve mey- 
dana gelen subhelerin giderilmesi icin, pekcok kiymetli kitablar 
yazdilar. Bu kitablan her memlekete yaydilar. Nakli delillerden, 
ya'ni ayet-i kenme, hadis-i serif ve din buyuklerinin sozlerinden 
baska, akli delilleri de kullanmak sureti ile islamiyyetin dogrulu- 
gunu, hakikatini isbat etdiler. Yalmz yehudi ve hiristiyanlara de- 
gil, eski yunan felsefesini taklid edenlere ve bid'at sahibi, sapik, 
tiiredi din adamlanna [ve zmdiklara, masonlara] da cevab verdi- 
ler. Ciinki, islam dininde, Allahii teala akl-i selimin kabul etmedi- 
gi bir seyi kullanna emr etmez. [Fekat, Allahii tealamn emrlerinin 
hikmetlerini, faidelerini anlamak icin, akl-i selim sahibi olmak la- 
zimdir. Kendilerini aklh, felsefeci, fen adami olarak tamtan cahil- 
lerin, ahmaklarm kendi hislerine, nefslerine uygun olarak yapdik- 
lan konusmalann, hakikat ile, ilm ile, fen ile ilgileri yokdur. Akl-i 
selim sahibleri, bunlarm bozuk sozlerine, yazilarma kiymet ver- 
mez. Kendileri gibi bir kac ahmagi aldatmakdan baska te'sirleri 
olmaz. Islamiyyetde akhn ermedigi cok sey vardir. Fekat akla ay- 
kin hie bir sey yokdur. Akhn cesidleri ve tefsiri, arapca (Tarik-un- 
necat) kitabinda ve turkce (TAM ILMIHAL SE'ADET-I EBE- 
DIYYE) kitabinda uzun anlatilmisdir. islam dini hakkmda, akla 
uygun bilgiler soylemek icin, kelam ilminde meshur olan Imam-i 
Rabbani hazretlerinin (Mektubat) kitabim ve (§erh-i mevakif) ve 
(§erh-i mekasid) gibi kitablan iyi okumak ve iyi anlamak lazimdir. 
Hiristiyanlarm, ikna edici deliller yerine, (Pavlos soyle dedi) veya 
(falan incil boyle yazmis) veya (Bu mes'ele esrar-i ilahiyyedendir, 
buna boylece inanmahdir) gibi sozleri konusmak ile, hie bir mes'e- 
le isbat edilmez. Kelam ilmini bilmiyenin, islam bilgilerinin dogru- 
luklanm, akl sahibi, hiristiyanlara anlatmasi giic olur. Bunu daha 
sonra anlatacagiz.] 

-39- 



— 4 — 

INCIL DENILEN DORT KITAB 
HAKKINDA INCELEMELER 

Protestan papaz, nesr etdigi bir risalede soyle demekdedir: 
(incillerin tarihinden habersiz olan miislimanlar, hiristiyanlann 
ellerinde olan Incillerin ashnin olmadigim, hiristiyanlann incilde 
Muhammed aleyhisselamm peygamberligi hakkmda varid olan, 
ba'zi Incil ayetlerini gizlemek icin, Incili tahrif etdiklerini, degis- 
dirdiklerini iddia ederler. Buna su cevab verilir: Imam-i Buhari, 
$ah Veliyullah-i Dehlevi, Fahreddin-i Razi ve Hindistan alimle- 
rinden Seyyid Ahmed ve diger alimler, bugiin kullamlan incille- 
rin hazret-i Muhammedin "sallallahii aleyhi ve sellem " zemanm- 
dan evvel kullamlan Incil niishalarmm aym olup, tahrif edilme- 
mis oldugunu beyan etmislerdir. Bugiin Avrupamn ba'zi meshur 
kiitiibhanelerinde bulunan cok eski Incil niishalari da, bu sozii- 
miizii tasdik ederler. Bundan dolayi, eger miislimanlarm ellerin- 
de bulunan Incillerde ve o incillerin asr-i se'adetden evvel muh- 
telif lisanlara yapilan tercemelerinde, incilin tahrif iddialarmi 
kuvvetlendirecek bir delil varsa, hepsini miislimanlarm ortaya 
koymalanm isteriz.) 

Biz miislimanlar, onlarm bu da'vetlerini memnuniyyet ile kabul 
edip, istedikleri delilleri birer birer ortaya koyacagiz. 

Bilindigi gibi, hiristiyanhk akidesinin [inancimn] esasi olan 
(Kitab-i mukaddes), (Ahd-i Atik) ve (Ahd-i Cedfd) ismiyle iki 
kisma aynlir: (Ahd-i Atik=Eski Ahd) ismindeki kismi, Semavi 
kitab olan Tevratdan almdigi bildirilen parcalar ile, ba'zi Beni 
israil Peygamberlerine isnad edilen hikayelerden meydana gel- 
misdir. (Ahd-i Cedid=Yeni Ahd) ise, incil denilen dort kitab ile, 
ba'zi havarilerin ve Pavlosun etraflarmdaki yerlere gonderdikle- 
ri iddia edilen ba'zi mektublardan, risalelerden ibaretdir. Ahd-i 
Atik kitablannin tahrif edildigi, hiristiyanlar tarafmdan da, tas- 
dik edilmisdir. Bu hususda genis ma'lumat almak isteyenler, 
Rahmetullah Efendinin "rahmetullahi aleyh" arabi (izhar-iil- 
hak) kitabma ve bunun tiirkce tercemesi olan (ibraz-iil-hak) ki- 
tabina miirace'at edebilirler. Biz burada, Ahd-i Atik ile ilgili ge- 
nis ma'lumat vermiyecegiz. [Yehudiler, nasranilere eziyyet ve 
iskenceyi artdirdilar. Bu zulmleri, cinayetleri yetismiyormus gi- 

-40- 



bi, Isa aleyhisselama ve annesi hazret-i Meryeme cok kotii iftira- 
larda bulundular. Hatta, o yiice Peygambere veled-i zina, mubarek 
annesine fahise kadm diyecek kadar isi azitdilar. Iseviler, Allahii 
tealamn gonderdigi Tevrat kitabmda boyle cirkin, igrenc iftiralarm 
bulunmadigim isbat etmek icin, Tevrati latinceye terceme etdiler. 
Yehudi dininin ic yiizu ve yehudflerin, miislimanlara ve hiristiyan- 
lara karsi yapdiklan iftiralan ve diismanhklan, kitabimrzm sonun- 
da, (Yehudilik, Tevrat ve Talmud) bashgi altinda uzun bildirilmis- 
dir.] 

Protestan tarihcilerinden Strauss [Strauss, (David Friedrich) 
Alman tarihcisidir. 1291 [m. 1874]de oldii. (Isanin hayati), (hiris- 
tiyanhk ta'limi), (Isanin yeni hayati) gibi, eserler nesr etdi.] soy- 
le demekdedir: (Hiristiyanligm ilk yayildigi zemanlarda, hiristi- 
yanlar, yehudiler tarafindan cesidli zemanlarda degisdirilmis 
olan Ahd-i Atiki yunancaya terceme etdiler. Bu terceme o ze- 
man, Beni israilin ellerindeki israiliyyat kitablarma uymuyor di- 
ye yehudiler, buna karsi cikdilar. Hiristiyanlar, yehtidileri susdu- 
racak cevablar bulmak icin, Ahd-i Atikin bu yunanca tercemesi- 
ne yeniden ilaveler yapdilar. Mesela, Isa aleyhisselamm babala- 
n diyerek, ba'zi ismler Zebura sokuldu. Isa aleyhisselamm Ce- 
hennemlere girmesi kismi Ermiya kitabma yerlesdirildi. Yehu- 
diler bu tahrifleri goriip, "bunlar bizim kitablanmizda yokdur" 
diye feryad etdikce, papazlar "Ey Allahdan korkmaz hilekarlar! 
Siz kiittib-i mukaddeseyi tahrif etmege cesaret ediyorsunuz" di- 
ye yehudilere saldirdilar. Daha sonra, hiristiyanlarla yehudiler 
arasmdaki bu cekisme ilerledi. Hiristiyan papazlardan bir kismi 
da siibhe ve tereddiide diisdii. Boylece hiristiyanlar pek cok fir- 
kalara boliindiiler. Bu ihtilaflar, aralarmda biiyiik harblerin ya- 
pilmasma sebeb oldu. Isa aleyhisselamdan iicyiiz yirmibes sene 
sonra, Bizans imperatoru Biiyiik Konstantinin emri ile iicyiiz 
ondokuz papaz, iznikde bir meclisde toplandilar. Her birinde 
pek cok siibheler ve zidhklar bulunan (Kitab-i mukaddes) niis- 
halan hakkmda mesveret ve tahkik ile ise basladilar. Bu meclis- 
de hazret-i Isanin uluhiyyetine inananlar galib geldi. israiliyyat 
kitablanndan terceme etdikleri kismlan da kansdirarak (Kitab-i 
mukaddes)i yeni bir sekle sokdular. Kabul etdikleri bu niishamn 
disindaki diger niishalann siibheli olduklarma karar verdiler. Ci- 
rumun, bu niishaya yazdigi mukaddemede bu husus bildirilmek- 
dedir. [Cirum, Ing. Jerome Saint, Arablar buna Irunimus de- 
mekdedirler. istanbulda iic sene kaldi. 382 de Romaya gitdi. Pa- 
panm sekreteri oldu. Kitab-i mukaddesi Latinceye terceme etdi. 
30 Eylulde yortusu yapihr. Yapdigi terceme kilisenin resmi met- 

-41- 



ni olmusdur.] 390 senesinde Laodicea ismli bir meclis daha top- 
landi. Bu meclis, Ahd-i Atik kitablanm kabul etdikden sonra, iz- 
nik meclisinde red edilen (Kitab-i Ester) ile Havarilere isnad edi- 
len alti risalenin sihhat ve dogrulugunu kabul etdi. Bunlar, (Risa- 
le-i Ya'kub), (Petrusun ikinci risalesi), (Yuhannamn ikinci ve 
(iciincu risalesi), (Yehuda risalesi), (Pavlosun ibranilere yazdigi ri- 
sale)dir. Bu kitab ve risalelerin dogrulugunu her yere i'lan etdiler. 
(Yuhannamn miisahedeler kitabi ya'ni vahy kitabi) 325 ve 364 se- 
nelerinde toplanan her iki meclisde de kabul edilmeyip, siibheli 
kaldi. Bundan sonra, 397 senesinde Kartacada yiizyirmialti kisiden 
miitesekkil bir meclis daha toplandi. Bu meclis, daha onceki iki 
meclisin siibheli, uydurma gozii ile bakip, red etdikleri kitablardan, 
birkac danesinin daha dogrulugunu kabul etdi. Bunlar, (Kitab-i 
Tubiya), (Kitab-i Baruh), (Kitab-i Kilisai), (Kitab-ul-Makkabiyyin), 
(Kitab-i miisahedat-i Yuhanna, ya'ni Vahy kitabi)dir. Kartaca mec- 
lisinde bu kitablarm kabuliinden sonra, siibheli denilmis olan kitab- 
lar, biitiin hiristiyanlarca makbul oldu. Bu hal, binikiyiiz sene kadar 
boylece kaldi. Protestanhgm ortaya cikmasi ile (Kitab-i Tubiya), 
(Kitab-i Baruh), (Kitab-i Yehudiyyet), (Kitab-i Kezdiim), (Kitab-i 
Kilisai), (Kitab-iil-Makkabiyym-i evvel ve sani) hakkmda biiyiik te- 
reddiidler meydana geldi. Protestanlar, daha onceki hiristiyanlann 
kabul etdikleri bu kitablarm dogru olmadigim ve red edilmelerinin 
vacib oldugunu soylediler. (Kitab-i Ester)in de ba'zi bablarmi red 
etdiler. Ba'zi bablarmi kabul etdiler. Bu red ve inkarlanm cesidli de- 
liller ile isbat etdiler. Bunlardan birisi, bu kitablarm ashmn ibrani ve 
Kildani lisanlan ile oldugu ve simdi bu lisanlarda mevcud boyle bir 
kitabm olmamasidir. Tarihci papaz olan Vivisbius, kitabimn dor- 
diincii cildinin yirmiikinci babmda yukanda zikr etdigimiz bu kitab- 
larm bilhassa (Kitab-iil-Makkabiyyin-i sani)nin tahrif edilmis oldu- 
gunu yazmisdir.) 

Protestanlar, binikiyiiz seneden beri, biitiin hiristiyanlann 
(Ruh-iil-kuds) kutsal ruh ile ilham olunmus zan etdiklerini ve 
verdikleri kararlan, hiristiyanhgm esasi kabul etdikleri (Konsil), 
ya'ni eski ruhban meclislerinin yanhs ve batil seyler iizere icma' 
ve ittifak etmis olduklanni kabul ve i'tiraf etdiler. Boyle olmakla 
beraber, yine o meclislerin akl ve kabulden cok uzak olan, bir 
cok kararlanni kendileri de kabul etdiler. Boylece, birbirine zid 
esaslar iizerine kurulmus, misli gorulmemis bir yola girdiler. As- 
h, esasi boyle sek ve siibhelerle ortiilmiis olan bir din, nasil olur 
da, akl sahibi milyonlarca hiristiyan tarafmdan, kalbleri kendisi- 
ne baghyan, kurtulus ve se'adet vesilesi olarak kabul edilebilir? 
Bu hali gorenler (Bu is hayret edilecek seydir) diyerek hayretden 

-42- 



parmaklarmi lsinrlar. 

Hiristiyanlar, gerek (Ahd-i Atik), gerekse (Ahd-i Cedid) ki- 
tablarmdan iman esaslanni tesbit etmekdedirler. Bu kitablar siib- 
he ve tereddiidlerden uzak degildir. Hie birisinin, ash sahih bir se- 
ned ile zemammiza kadar geldigi isbat edilmis degildir. Ya'ni Isa 
aleyhisselamdan, adil kimselerce zemammiza kadar ulasdinlmis 
degildir. Bilindigi gibi, bir kitabm dogrulugunun ve semaviliginin, 
ya'ni Allahii teala tarafmdan gonderilmis olmasimn kabulii, (su 
kitab falan Peygamber vasitasi ile yazilmis, degisdirilmekden ve 
bozulmakdan uzak, muttasilan saglam sened ile, adil kimseler ta- 
rafmdan rivayet edilerek bize kadar ulasmisdir) diye bildirilmesi- 
ne baghdir. Akl-i selim sahibi olanlara, saglam delillerle bu husus 
isbat edilmedikce, o kitab hakkmda siibhe ve tereddiidler yok ol- 
maz. Cunki, sadece kendisine imam geldigi zan edilen sahislara is- 
nad edilen bir kitab, o sahsm bizzat kendisinin tasnif etmis oldu- 
gunu isbata kafi degildir. Aynca bir veya birkac hiristiyan firkasi- 
nin teassub ve gayret ile, miicerred olarak dogrulugunu iddialan 
da, bu kitablarm sihhatini isbata kafi degildir. Hiristiyan papazla- 
nn (Kitab-i Mukaddes)lerinin sihhatini, gecmis Peygamberlerden 
veya Havarilerden birine isnaddan baska ortaya koyacaklan bir 
delilleri yokdur. Bu iddialan, i'tikad [iman] esaslanni beyan eden 
ve dogrulugunda kalblerden siibheleri giderecek, ikna edici delil- 
lerden degildir. Hie bir akl sahibi, kendisini diinyada rahata ve hu- 
zura, ahiretde de, azabdan kurtaracak ve sonsuz se'adete kavus- 
duracak dmi, za'if esaslar iizerine kurarak, emin ve rahat olamaz. 
Halbuki, ahd-i atikin icindeki kitablarm bir cogunu ve ahd-i cedid 
kitablanndan, hazret-i Isa ve hazret-i Meryemden ve o asrlardan 
bahs eden yetmisi miitecaviz, hatta ba'zilan bugiin mevcud olan 
kitablan hiristiyanlar inkar edip, bunlar uydurulmus yalanlardir, 
demekdedirler. (izhar-iil-hak) kitabmda bu hususda genis bilgi 
vardir. 

Hiristiyan papazlarm eskileri ve sonra gelenleri ittifak ile bildi- 
riyorlar ki, Matta incili ibranice idi. Hiristiyan firkalan, birbirlerin- 
den aynlmalan sebebi ile, sonradan bu asl niishayi gayb etdiler. 
Bugiin mevcud olan Matta incili, ibranice asl niishamn tercemesi- 
dir. Bu tercemeyi yapan kimsenin kim oldugu da belli degildir. Ze- 
mammiza kadar miiterciminin kim oldugunun bilinmedigini hiris- 
tiyan papazlarm ileri gelenlerinden olan Cirum da i'tiraf etmekde- 
dir. 

Katolik Thomas Ward, (Cirum yazdigi bir makalesinde, eski hi- 
ristiyan alimlerinden ba'zilan Markos incilinin son babmm ve 
ba'zilan Luka incilinin yirmiikinci babmm ba'zi ayetlerinde ve 

-43- 



ba'zilan yine Luka incilinin ilk iki babimn dogrulugunda siibheye 
diisdiiler. Hiristiyanlarm Marsiyon (Marcion) firkasmin ellerinde 
bulunan incil niishalarinda bu iki bab yokdur) demekdedir. Nortin 
(Norton) 1253 [m. 1837] senesinde Bostonda basilan kitabimn yet- 
misinci sahifesinde, Markos incili hakkmda soyle diyor: (Bu incil- 
de tahkike muhtac ibareler vardir ki, onaltinci babimn dokuzuncu 
ayetinden sonuna kadar olan ayetlerdir.) Metinde bir sek ve subhe 
alameti gostermeyip, serhinde bu ayetlerin incile sonradan sokul- 
dugunu soyliyen ve bunun delillerini siralayan Nortin, hayretini 
bildirerek, soyle demekdedir: (Kitablan istinsah eden katiblerin 
adetlerini inceledigimiz zeman, onlarm metinlerdeki ibareleri an- 
layip yazmakdan ziyade, metinlere kendi fikrlerini sokmaya cahs- 
diklarim gortiriiz. Bu husus bilinince, incildeki ibarelerin nipin 
siibheli oldugu anlasilir.) 

[NORTON ANDREWS: Amerikan incil bilgini ve muallimi- 
dir. 1201 [m. 1786] da dogdu. 18 Eylul 1853 de oldii. 1804 senesin- 
de Harvarddan mezun oldu. ilahiyyat iizerinde cahsdikdan sonra, 
Bowdoin kolejinde, 1809 yilmda ders verdi. 1818 yilmda Harvarda 
matematik muallimi olarak dondii. 1813 yilmda universitenin incil 
tefsircisi oldu. 1819 dan 1830 senesine kadar edebiyyat profesorii- 
niin yardimcihgim yapdi. Teslisi red eden ve Tevhid akidesini 
[inancim] savunan (unitarianism) mezhebinin kuvvetli miidafi'le- 
rindendir. Calvenizmi ve Theodere Parker tarafindan temsil edilen 
naturalist [tabi'iyyeci] teolojiyi siddet ile red etdi. 1833 yilmda (A 
Statement of Reasons for not believing the Doctrines of Trinitari- 
ans: Teslis fikrine inanmamak icin ma'kul bir beyan) kitabim yaza- 
rak nesr etdi. (Encyclopedia Americana cild-20, sh. 464)]. 

Yuhannaya nisbet edilen incilde de saglam bir rivayet senedi 
yokdur. Markos incili gibi, tahkike muhtac, miibhem, hatta birbi- 
rine zid ibareleri vardir. Mesela: 

Birincisi: Bu incilde, Yuhannamn gordiigii seyleri yazmis oldu- 
guna dair acik bir delil yokdur. Bir seyin aksi isbat edilmedikce, es- 
ki halinin dogruluguna hiikm edilir. 

Ikincisi: Yuhannamn yirmibirinci babm yirmidordiincii ayetin- 
de (iste bu ciimleleri [ya'ni Yuhanna incilini] yazan ve dogrulu- 
guna sehadet eden sakird budur, [ya'ni Yuhannadir.]. Biz onun 
sehadetinin dogru oldugunu biliriz) denilmekdedir. Goriiluyor ki, 
bu sozii Yuhanna hakkmda, Yuhanna incilini yazan katib soyle- 
misdir. Bu ayetde Yuhannaya gaib zamiri olan (O) ile isaret edil- 
mis, asl kitabi yazan (uyduran) katib kendisini miitekellim, (ya- 
zan kimsenin kendisi) sigasi ile (Biz) diye yazmisdir. Bundan an- 
lasildigi gibi, Yuhanna incilini yazan Yuhannamn kendisi olma- 

-44- 



yip, bir baskasidir. Kendisi, Yuhannamn sehadetinin dogru oldugun- 
da ma'lumati oldugunu iddia etmisdir. Bunlardan anlasilan; bu inci- 
li yazan adam Yuhannamn ba'zi mektublarim ele gecirip, ba'zi iba- 
releri cikarmis, ba'zi seyler de Have ederek, bu kitabi yazmisdir. 

Ucunciisu: Miladi ikinci asrda, Yuhanna incili iizerine ihtilafla- 
nn ve inkarlarm meydana cikdigi zeman, Yuhannamn talebelerin- 
den Polycarpenin (Poltarp) talebesi Irianus [Arb. iyryanus], hayat- 
da idi. Nicin inkarcilara cevab verip nakl etdigi, rivayet etdigi, in- 
cili tashih edip, sahihliginin delillerini ortaya koymamisdir. Eger 
rivayet etdigi dogru olsaydi feryad eder, (benim rivayetim dogru- 
dur) derdi. Eger bu hususun dogrulugu Polycarpe ile talebesi iri- 
yiis arasmda gecmemisdir denilirse, bu soz hakikatden cok uzak- 
dir. iriyiis pek cok liizumsuz mes'eleleri durmadan, iistadmdan so- 
rarak ogrenirken, (Bu incil, Yuhannamn midir?) siialini sormama- 
si ve bunu ogrenmemesi miimkin midir? Eger unutdu denilirse, bu 
daha uzak bir ihtimaldir. Zira iriyiis, iistadimn yolunu, adetlerini 
cok iyi bilmesi ve duydugu seyleri layikiyle hifz etmesi ile bilin- 
mekdedir. Yosibis (Eusebe) 1263 [m. 1847] senesinde nesr edilen 
tarihinde, besinci cild, yirminci babi, ikiyiizondokuzuncu sahife- 
sinde iriyiisiin, Yuhanna incilinin rivayet edildigi lisanlar hakkin- 
da olan soziinii, soyle nakl etmisdir: (Ben Allahii tealamn fadh ile 
su sozleri isitdim ve bunlari ezberledim. Her hangi birsey iizerine 
yazmadim. Eskiden beri adetim budur. Boylece ezberledigim sey- 
leri daima tilavet eder, okurum.) Buradan anlasihyor ki, ikinci asr- 
da dahi, incili inkar edenler olmus ve onlara karsi cevab verilerek, 
dogrulugu isbat edilememisdir. Hiristiyan alimlerinden Selsus (Cel- 
sus), miladin ikinci asrmda (Hiristiyanlar, incillerini iic-dort def'a, 
belki daha fazla, ma'nasim degisdirecek seklde, tebdil ve tahrif et- 
diler) diye feryad etmisdir. Manikeist firkasmm ileri gelen alimle- 
rinden Fastus da miladi dordiincii asrda: (inciller iizerinde tahrif 
yapilmisdir. Bu dogrudur. Ahd-i Cedfdi ne Isa aleyhisselam, ne de 
Havarileri te'lif etmemisdir. Bil'aks hali mechul kimseler te'lif et- 
misdir. insanlarm i'tibanm kazanmak icin de, Havarilere ve onlarm 
arkadaslarma nisbet etmislerdir. Bircok yanhshklar ve tenakuzlar 
bulunan kitablar te'lif ederek hiristiyanlan incitmislerdir) demekde- 
dir. 

Doidilnciisu: Katolik Herald, 1844 senesinde nesr edilen kita- 
bmm yedinci cild, ikiyiiz ellinci sahifesinde, Estadlen ismli muellif- 
den rivayet ile, bu Yuhanna incilini iskenderiyye mektebi talebe- 
lerinden birisinin yazmis oldugundan, hie siibhesi olmadigim bil- 
dirmisdir. 

Besincisi: Bretsnayder, Yuhanna incilinin temami ve Yuhan- 

-45- 



nanm mektiiblanmn hepsinin Yuhannaya aid olmayip, ikinci asrda 
mechul bir sahis tarafindan yazilmis olabilecegini bildirmisdir. [Al: 
Bretschneider 1776-1848 Alman Protestan teologu [ilahiyyatci- 
si]dir. incili tenkid eden kitab yazmisdir.] 

Altincisi: Kirdinius, (Yuhanna incili yirmi bab idi. Sonradan 
Efsus [Efes] kilisesi yirmibirinci babi ilave etmisdir) demisdir. 

Yedincisi: Bu Yuhanna incilini ve Yuhannanm biitiin yazdikla- 
nni miladin ikinci asnnda Vecin (Alogiens) firkasinda olanlar in- 
kar etdiler. 

Sekizincisi: Yuhanna incilinin, sekizinci babmin basinda olan 
onbir ayetini biitiin hiristiyan ilm adamlan red etmisdir. Japonca 
tercemesinde de yokdur. 

Dokuzuncusu: Dort incil, te'lif edilirken, senedsiz pek cok 
batil rivayetler icerisine kansdinlmisdir. Bu rivayetlerle dahi, el- 
deki dort incilin sihhatine, dogruluguna dair getirebilecekleri bir 
senedleri yokdur. 1237 [m. 1822] senesinde, Thomas Hartwell, 
nesr etdigi tefsirinin dordiincii cild, ikinci babinda soyle diyor: 
(incillerin te'lif zemanlan hakkmda bizlere ulasan nakl ve haber- 
ler temamen noksan ve neticesizdir. incillerin sihhati hususunda 
bizlere hie bir yardimlan yokdur. Hiristiyanlann ilk din adamla- 
nnin ileri gelenleri, batil rivayetleri tasdik ve kabul ederek, dur- 
madan yazdilar. Daha sonra gelenler de, onlara hurmeten, yaz- 
diklanm nasil olursa olsun, hie diisiinmeden ittifak ile kabul et- 
diler. iste bu yalan yanhs rivayetlere, bir katibden diger katibe, 
bir niishadan diger bir niishaya nakl edilerek zemammiza kadar 
geldi. Uzerinden asrlar [yiiz yillar] gecdikden sonra, incilleri ba- 
til rivayetlerden temizlemek cok zor olmusdur.) Yine aym cildde 
diyor ki, (incil-i evvel, ya'ni Matta incili miladin otuzyedi, otuz- 
sekiz, kirkbir, kirkyedi, altmisbir, altmisiki, altmisiic, altmisdort 
veya altmisbes senelerinde, incil-i sam, ya'ni Markos incili mila- 
din ellialtinci senesinde veya daha sonra altmisbesinci senesine 
kadar herhangi bir senede te'lif olunmusdur. Galib olan rivayete 
[goriise] gore, altmis veya altmis iicde te'lif olunmusdur. incil-i 
salis, ya'ni Luka incili miladin elliuc, altmisiic veya altmisdort se- 
nesinde, Yuhanna incili ise, altmissekiz, altmisdokuz, yetmis ve- 
ya doksan sekiz senesinde yazilmrsdir.) ibranilere mektub ve 
Petrusun ikinci risalesinin ve Yuhannanm ikinci ve iiciincii risale- 
lerinin, risale-i Ya'kubun ve risale-i Yehudanin ve miisahedat-i 
Yuhannanm (Yuhannanm vahyinin) ba'zi kismlannm, Havariler- 
den rivayet edildigi hususunda hicbir sened ve vesika yokdur. Bun- 
lann, 365 senesine kadar sihhatlan siibheli idi. Ba'zi kismlan ise, 
bu ana kadar, hiristiyan din alimlerine gore yanhs ve red edilmis 

-46- 



idi. Hatta siiryani lisamna yapilan tercemelerinde bu kismlar yok- 
dur. Arab kiliselerinin hepsi, Petrusun ikinci risalesini, Yuhanna- 
mn ikinci ve ucuncii risalelerini, risale-i Yehuda ve miisahedat-i 
Yuhannanm sihhatim [dogrulugunu] kabul etmediler. Siiryani ki- 
liseleri de, aym seklde, baslangicindan bugiine kadar, bunlan in- 
kar etmislerdir. incil arastirmacisi Horn, tefsirinde, ikinci cild, iki- 
yiizalti ve ikiyiiz yedinci sahifelerinde diyor ki: (Petrusun risalesi, 
risale-i yehuda, Yuhannanm ikinci ve ucuncii risaleleri ve miisa- 
hedati, ya'ni vahyi ve Yuhanna incilinin sekizinci babinin ikinci 
ayetinden onbirinci ayetine kadar dokuz ayet, Yuhannanm birin- 
ci risalesinin besinci babinin yedinci ayeti, incilin Siiryanice ter- 
cemesinde asla mevcud degildirler.) Demek ki, Siiryani terceme- 
yi yapan miitercim, bu zikr etdigimiz kismlarm dogru ve ser'i bir 
hiikm icin sened olamiyacagim anlamis ve terceme ederken far- 
kina varabildigi bu yerleri terceme etmemisdir. Katolik Ward, 
1841 senesinde nesr etdigi kitabmm otuzyedinci sahifesinde, 
protestanlarm ileri gelenlerinden Rogersin, (Risale-i ibraniyye, 
risale-i Ya'kubu ve Yuhannanm ikinci ve iiciincii risaleleri ile mii- 
sahedatmi, i'tikaden tekzib etdiginden, papazlarm ileri gelenleri, 
bu risaleleri (Kitab-i mukaddes)den cikarmislardir) dedigini bil- 
dirmekdedir. Protestan papazlarmdan Daktris de, Yosniysin ze- 
manma kadar, her kitabin dogrulugunun kabul edilemedigini bil- 
direrek, risale-i Ya'kub, risale-i Yehuda, Petrusun risale-i saniye- 
si ve Yuhannanm risale-i saniye ve salisesi, Havarilerin toplayip 
yazdiklan seyler olmadigmda israr etmisdir. Aynca, (Risale-i ib- 
raniyye, bir zemana kadar red olundugu gibi, Petrusun risale-i sa- 
niye ve salisesi ile musahedat-i Yuhanna ve Yehuda risalesi, Siir- 
yani ve Arab kiliselerince dogrulugu kabul edilmemis iseler de, 
bizlere gore dogrulugu teslim edilir, ya'ni dogru kabul ederiz) de- 
misdir. 

Hiristiyan incil tefsircilerinden Dr. Nathaniel Lardner, tefsiri- 
nin dordiincii cild, yiizyetmisbesinci sahifesinde (St. Cyril ve onun 
asrmda olan Orsilim, ya'ni Kudiis kilisesi, Miisahedat-i Yuhanna 
kitabimn dogrulugunu kabul etmemisdir) dedigini bildirdikden 
sonra, (Serlin, yazdigi Kanun fihristinde bu kitabin ismi dahi yok- 
dur) demisdir. Ucyuzyirmiiicuncii sahifesinde de: (Miisahedat-i 
Yuhanna, eski incillerin Siiryaniceye yapilan tercemelerinde yok- 
dur. Ne St. Ibar [Iberius], ne de Ya'kub ismli miiellifler tarafmdan 
bunun iizerine serh yazilmamisdir. Vibidius da, Petrusun ikinci ri- 
salesini, Yuhannanm ikinci ve iiciincii risalelerini ve Miisahedat-i 
Yuhannayi ve Yehuda risalesini, kendi kitab fihristine almamis- 
dir. Bu hususda Stiryanilerin goriisleri de budur) diyerek, etrafli 

-47- 



ma'lumat vermisdir. 

Katolik Herald de, kitabimn yedinci cild ikiyiiz altinci sahife- 
sinde diyor ki: (Raus kitabimn yiizaltmisinci sahifesinde, protes- 
tan papazlannm ileri gelenlerinin ekserisi Yuhannamn Miisahe- 
dat (Vahy) kitabimn dogrulugunu kabul etmezler). Prof. Rabwald 
de, kuvvetli deliller ile isbat ederek diyor ki, (Yuhanna incili, Yu- 
hannamn risaleleri ve Miisahedati yalmz bir kisinin yazdigi seyler 
olamaz). Eusebius, tarihinin yedinci cild, yirmibesinci babmda 
Webvnisichinden nakl ederek, eski papazlar, Yuhannamn Miisa- 
hedatim Kitab-i mukaddesden cikanp red etmege cahsdiklarim 
anlatirken diyor ki: (Bu kitab-i Miisahedat, basdan sona kadar 
ma'nasizdir. Onu, Havarilerden olan Yuhannaya nisbet etmek de 
cok yanhsdir. Cahillik ve hakfkati gormemekdir. Onu yazan kim- 
se, ne havari, ne mesihi ve ne de salih bir kimse degildir. Belki bu 
Miisahedati Cerinthus isminde bir Romah yazdi. Yuhannaya nis- 
bet edilerek Yuhanna yazdi denildi.) diye yazmakdadir. Daha 
sonra, kendisi soyle demekdedir: (Fekat, bu kitabi, ya'ni Yuhan- 
namn Musahedatmi, Kitab-i Mukaddesden cikarmaga guciim yet- 
mez. Zira binlerce hiristiyan kardesimiz bu Yuhannaya ta'zim 
ederler. Ben, bu kitabi yazan kimsenin, kendisine ilham geldigini 
tasdik ederim. Fekat, Havarilerden Ya'kubun kardesi ve Zebedi- 
nin oglu olan ve Yuhanna incflini yazan Havari Yuhanna oldugu- 
nu pek kolay kabul edemem. Sozlerinden ve hallerinden anlasilan 
Havari olmamasidir. Kitab-i Miisahedati [Vahyi] yazan kimse, Ki- 
tab-i A'mal ya'ni Resullerin isleri kitabmda zikr edilen Yuhanna 
da degildir. Cunki, isaya memleketine gelmemisdir. Halbuki bu 
Incili yazan isaya ehalisinden bir diger Yuhannadir ki, her ikisine 
de Yuhanna ismi verilmisdir. Yine Yuhanna incili ve risaleler ile 
Miisahedatm ibare ve mefhumlanndan anlasihyor ki, Yuhanna 
incilinin ve risalelerin miiellifi olan Yuhanna, Miisahedat kitabi- 
mn musannifi degildir. Cunki incilin ve risalenin ibaresi, Yunan- 
cada giizel ve diizgiin bir sekldedir. icinde galat, yanhs lafzlar yok- 
dur. Fekat, Miisahedat kitabimn ibaresi boyle olmayip, Yunan 
lehcesine muhalif, bilinmeyen, ahsilmamis bir iislub iizerine yazil- 
misdir. Havari olan Yuhanna, incilinde ve risalelerinde ismini 
acikca soylemeyip, kendinden miitekellim (sahis) veya gaib siga- 
lan ile bahs eder. Kendini uzun uzun anlatmaksizin maksada bas- 
lar. Miisahedati yazan sahs ise, boyle olmayip, baska bir iislub 
ta'kib etmekdedir. Yine Yuhannamn Miisahedatmm ya'ni Vahy 
risalesinin, birinci babinm birinci ayeti, (Yesu' Mesihin i'lam ki, 
Allahii teala, Onu Mesihe verdi. Yakmda olmasi muhakkak olan 
seyleri kullanna gostermesi icin, vahyi kendisine verdi. Ve onu, 

-48- 



kendi kulu Yuhanna vasitasi ile gonderdi.) ve dokuzuncu ayeti, 
(Ben, Isada olan sikmtiya ve melekuta ve sabra sizinle beraber 
hissedar olan kardesiniz Yuhannayim.) ve yine yirmiikinci babm 
sekizinci ayeti, (Ben, bu hadiseleri goriip isiten Yuhannayim.) tar- 
zmda olup, bu ayetlerde, Havarilerin ta'kib etdikleri iisuliin hila- 
fma olarak, ismini acikca soylemisdir. Eger eski adetlerinin tersi- 
ne, kavmine kendini bildirmek icin, burada ismini acikca soyledi 
denilirse, ona soylece cevab verilir: Maksadi sadece bu ise, kendi- 
sine mahsus olan lakabi ve sifati yazmahydi. Mesela, (Ben Ya'ku- 
bun kardesi ve Zebedi oglu Yuhannayim veya hazret-i Mesihin 
sakirdi ve onun sevdigi Yuhannayim) gibi ta'birleri kullanmahydi. 
Kendi sahsma mahsus vasfim soylemekden sakimp, kendisini di- 
ger insanlardan ayirmiyarak, kardesiniz ve hadiseleri goriip isiten 
ta'birlerini kullanmisdir. Burada maksadimiz, akl sahibleri ile alay 
etmek degildir. Belki iki sahsm ifadeleri ve yazilan arasmda bulu- 
nan acik farki ortaya koymakdir.) demekdedir. Vivisbiusun sozii 
burada temam oldu. 

Yine Eusebius tarihinde, uciincii cildin, uciincii babmda, (Pet- 
rusun birinci risalesi dogrudur. Fekat ikinci risalesi, Kitab-i mu- 
kaddesden olamaz. Ancak, Pavlosun ondort risalesi, ya'ni mek- 
tublan kiraet olunur, okunur. Fekat ba'zilan ibranilere mektub 
kismmi, Kitab-i mukaddesden cikardi.) demekdedir. Yine Yosi- 
bis, aym kitabimn yirmibesinci babmda, risale-i Ya'kub, risale-i 
Yehuda ve Petrusun ikinci risalesi ve Yuhannamn ikinci ve iiciin- 
cii risalelerinde ihtilaf edilip, hakiki miielliflerinin mechul oldugu- 
nu beyan etmekdedir. Yosibis, yine aym tarihinin altmci cild, yir- 
mibesinci babmda: (Risale-i ibraniyye hakkinda Origenus soyle 
demisdir: Hiristiyanlarm ellerinde dolasan bu risaleyi, Hebrun 
(Gulnaht) ismli bir kimse yazmisdir. Ba'zilan, Lukamn onu terce- 
me etdigini soylemislerdir) demekdedir. ilk hiristiyan teologlarm- 
dan Ireneus (Fr. Irene, ing. Irenaeus, 140-220) ve 220 senesi rica- 
linden Polinius ve 251 senesinde yasiyan Pontius ismli miiellifler, 
risale-i ibraniyyeyi temamen inkar etmislerdir. Miladi 200 tarihi 
ricalinden Kartacah St. Tertullian diyor ki: (Risale-i ibraniyye 
Berniyanm risalesidir.) 212 senesi ricalinden Cilimens Romanus 
da, (Pavlosun risalelerini ontic adet sayip, ondordiincii risale olan 
risale-i ibraniyye onlardan degildir.) demisdir. 248 senesinde ya- 
sayan Kartacah St. Cyprian de, bu risaleyi hie zikr etmemisdir. 
Suryani kilisesi de, bu ana kadar Petrusun Risale-i saniyyesini 
ya'nf ikinci mektubunu, Yuhannamn Risale-i saniye ve salisesinin 
ya'ni ikinci ve iiciincii mektublarmm sihhatini [dogrulugunu] ka- 

- 49 - Cevab Veremedi - F:4 



bul etmemislerdir. Hiristiyanlarm ileri gelenlerinden Scholasticus 
diyor ki: (Petrusun Risale-i saniyesini yazan kimse, zemamm za- 
yi' etmisdir, bos yere harcamrsdir.) 1266 [m. 1850] senesinde basi- 
lan Bible tarihinde diyor ki: (Cerintnus ismli miiellif, risale-i Ye- 
huda, Hadrianus saltanati zemamnda Orsilim [Kudus] iiskuflarm- 
dan onbesinci iiskuf olan, Yehudamndir demisdir.) [Bible, incil 
demekdir. Uskuf: incil okuyuculannin list derecesinde olan hiris- 
tiyan din adamlarma denir.] Yuhanna incilini serh eden eski mii- 
elliflerden Aircin, mezkur serhinin besinci cildinde, (Pavlosun her 
kiliseye risaleleri (mektublan) olmayip, ba'zi kiliselere yazdigi ri- 
saleleri de, iic-dort satirdan ibaretdir.) demisdir. Origenes bu so- 
ziine gore, Pavlosa aid oldugu soylenilen risalelerin hicbirisi, onun 
te'lifi olmayip, baskalannm te'lifi oldugu halde, ona nisbet edildi- 
gi anlasilmakdadir. Pavlosun, Galatyahlara yazdigi mektubun 
ikinci babmda, onbirinci ayetden i'tibaren onaltiya kadar su ciim- 
leler yazihdir: (Fekat Petrus Antakyaya geldigi, azarlanmayi hak 
etdigi zeman, ben onunla yiizyiize geldim. Kabahatli idi. Ciinki 
Ya'kub tarafmdan ba'zi kimseler gelmeden evvel, bir takim in- 
sanlarla [Putperest milletlerle] beraber yemek yiyordu. Fekat on- 
lar geldikleri zeman hitanh (siinnetli) olanlardan [Yehudilerden] 
korkarak cekildi ve aynldi. Diger yehudiler de, Petrus ile beraber 
geri cekildi, riya yapdilar. O derece ki, Barnabas bile onlarm riya- 
sma kapildi. Fekat ben incflin hakikatma gore dogru yiiriimedik- 
lerini goriince, hepsinin oniinde Petrusa dedim ki, "sen yehudi 
iken, yehudi gibi degil, diger milletler [putperestler] gibi yasiyor- 
sun! Nicin diger milletleri yehudiler gibi yapmaga zorluyorsun? O 
milletlerden olan giinahkarlar degil, zaten yehudi olan bizler, in- 
sanm seri'at amelleri vasitasi ile degil, ancak Isa Mesihe iman et- 
mekle salih olacagim bildigimizden, biz de Mesih Isaya iman et- 
dik. Ancak seri'at islerinden degil, Mesihe iman etmekle salih sa- 
yilahm. Ciinki hicbir insan, seri'at amellerini yapmakla salih ola- 
maz".) 

Bu ciimlelerin bas tarafi son tarafmm temamen ziddi oldugun- 
dan, ikisinden birisinin (ya'ni ya bas tarafi, veya son tarafmm) son- 
radan ilave edildigi anlasilmakdadir. Ciinki Pavlos mektubunun 
bas tarafmda [onbirinci ayet] Petrusu Antakyada nasil azarladigi- 
m yazdigi halde, ona atf etdigi kabahat, putperest diger milletler ile 
beraber yehudi adetlerinin hilafma yemek yimesi idi. [Eger Petrus 
gibi bir Ruh-iil kudsden ilham almis ve Mesfhin hizmetcisi olan bir 
zata yukarda zikr etdigimiz hakaretleri yapmasi edebsizlik degil 
ise.] Hatta onu azarladigmda, sen yehudi oldugun halde, putpe- 

-50- 



restler gibi dminin emrlerine ehemmiyyet vermezsen, onlan hangi 
yiizle, hangi salahiyyet ile yehudi serfatine da'vet ediyorsun, de- 
misdi. Fekat ondan sonra, Pavlos hemen mevzu' degisdirip, serf a- 
tin emrlerinin liizumsuzlugundan bahs etmege baslar. Uciincii ba- 
bmda amelin, ibadetin liizumsuzlugu hususunda pek cok soz soy- 
ledikden sonra, kendisi Musa aleyhisselamm serfatine temamen 
uydugunu ifade eder. Nitekim, Resullerin A'mali kitabmm yirmi- 
birinci babmda, onyedinci ayetden i'tibaren soyle yazilidir: (Pavlos 
Yerusalime gelip, sakirdam ile Ya'kubun yanma girince, biitiin ih- 
tiyarlar hazir idiler. Ve Pavlosa hitaben, kardes iman etmis yehu- 
dilerden kac bin kimse oldugunu goriiyorsun. Bunlarm hepsi se- 
rf atin ya'ni Musa aleyhisselamm serf atinin gayretini cekerler. Se- 
nin hakkmda da, taifelerin (putperest milletlerin) arasmda bulu- 
nan biitiin yehudilere cocuklanm siinnet etmemelerini, adetlerine 
uymamalarim, hazret-i Musamn yolundan aynlmalarim ogretiyor- 
sun diye haber aldilar. Simdi ne olacak? Zira senin geldigini isitir- 
ler. Simdi bu bizim sana soyledigimizi yap, bizde nezr edilmis olan 
dort kimse var, bunlan ahp onlar ile beraber kendini temizleyip, 
baslanm tiras etsinler diye onlar icin masraf et, senin hakkinda isit- 
dikleri seylerin ash olmadigmi sen kendin de serf ate uyarak goster 
ki, senin serf atin emr etdigi gibi hareket etdigini hepsi anlasmlar. 
Iman etmis milletlere ise, putlara kurban olunandan ve kandan ve 
bogazi sikilarak bogulmusdan ve zinadan kendilerini korumalan- 
na karar vererek yazdik, dediler. O zeman Pavlos, bu adamlan 
ahp, ertesi gun onlarla beraber kendisini tathir etdi ve onlardan 
her biri icin kurban takdim olununcaya kadar, taharet giinlerinin 
bitdigini i'lan ederek ma'bede girdi.) 

Iste goriiliiyor ki Pavlos, serf at ile beden temiz olmaz. Mesih 
bizim icin mefun olmakla beraber, bizi serf atin emrlerinden kur- 
tardi, deyip dururken, kendisi Ya'kubun ve ihtiyarlarm nasihati 
ile amel ederek, serf ate uymak suretiyle temizlenir ve ma'bede gi- 
rer. 

Pavlosun bu risalesindeki ayetler bize hiristiyanhgm esranndan 
bir kac ince mes'eleyi anlatiyor: 

Bihncisi: Pavlosun (siinnete ihtiyap yokdur) dedigi, Mesihe 
iman eden yehudiler arasmda yayildi. Bu da yehudilerin, Musa 
aleyhisselamm serf atinden aynlmamak iizere, Isa aleyhisselama 
iman etdiklerinden, Musa aleyhisselamm serf atinin degisdirilme- 
sine razi olmadiklandir. 

Ikincisi: O sirada serf atin devam edip etmemesi, pek luzumlu 
goriilmemisdir. Isa aleyhisselamm havarisinden olan zat, (Her ne 
seklde olursa olsun, halkm toplanmasi icab eder) diyerek asl 

-51- 



maksadimn, her diirlii yollara basvurarak, halki kendi dinlerinde 
toplamak oldugu anlasihyor. Sadece halki toplamak icin, Isa aley- 
hisselamm havarisinden olan bir zatm Pavlosa boyle bir teklifde 
bulunmak cesaretini gostermesi, hiristiyanhgm nasil temeller iize- 
rine kurulmus oldugunu gostermekdedir. 

Ugunciisii: Miladin ikinci asn ortalannda Hierapolis piskopo- 
su olan meshur St. Papias, kitabinda hazret-i Isamn sozleri ve fi'l- 
lerine dair yalniz iki kisa mecmu'amn mevcud oldugunu zikr et- 
misdir. Bunlardan birisi, havarilerden Petrusun terciimam olan 
Markosa aid bir mecmu'a, digeri de, ibranice ba'zi emrleri ve ah- 
kami topliyan Mattamn mecmu'asidir. St. Papias, Markosa aid 
olan mecmu'amn, gayet kisa, noksan ve zeman siralamasma gore 
yazilmamis olup, ba'zi hikaye ve nakllerden ibaret oldugunu be- 
yan etmisdir. Bundan anlasilan sudur: ikinci asr ortasmda Matta 
ile Markosun birer kisa mecmu'alan mevcud olup, St. Papias on- 
lan gormiis, vasflan ile beraber yazmis ve birbirinden farklanm da 
beyan etmisdir. 

Bugiin ellerde mevcud olan Matta ve Markos incilleri ise, san- 
ki birbirinden istinsah edilmis, yazilmis gibi, birisi digerine benzer 
ve tafsilathdir. St. Papiasm gordugii niishalarm bunlar olmadigi ve- 
ya sonradan bu niishalara ilaveler yapilarak, genisletilmis oldukla- 
n acikdir. 

Luka ve Yuhanna incillerine gelince; St. Papias bunlardan hie 
bahs etmemisdir. Haliyle St. Papias, Hierapolisde oldugu veya Yu- 
hannamn talebeleri ile karsilasip, onlardan ma'lumat aldigi halde, 
Yuhanna inciline dair tek bir harf dahi soylememisdir. Bu hal ise, 
Yuhanna incilinin o tarihden sonra yazilmis oldugunu isbat eder. 

MATTA INCILi 

Matta incilinin dokuzuncu babimn, dokuzuncu ayetinde soyle 
yazihdir: (Ve Isa oradan gecerken giimriik yerinde oturan ve Mat- 
ta denilen bir adam goriip, ona, bana tabi' ol, ardimca gel deyince, 
o da kalkip ona tabi' oldu, ardmca gitdi.) Simdi, iyice dikkat edi- 
niz, bu ciimleleri yazan Mattamn kendisi ise, nicin kendisi oldugu- 
nu soylemeyip, bir baska Matta gibi soylemisdir. [Eger, bu incili 
yazan Mattamn kendisi olsa idi hadiseyi (Ben giimriik yerinde otu- 
rur iken, Isa "aleyhisselam" oradan geciyordu. Beni gordii ve ba- 
na tabi' ol, ardimca gel dedi. Ben de, kalkip ona tabi' oldum, ardm- 
ca gitdim) seklinde zikr etmesi icab ederdi.] 

Matta incilinde, Isa aleyhisselamm agzmdan soylenilen her 
makale, o kadar uzundur ki, bunlarm her birini, bir meclisde ve 
bir def ada soylemek miimkin degildir. Yine bu hususda onuncu 

-52- 



babmdaki, Havarilere verdigi nasihatler ve ta'limat, besinci, altin- 
ci ve yedinci bablarmda devamli soyledigi sozler ve yirmiiicuncu 
babmda Ferisilere hitaben yapdigi azarlamalar ve sekizinci babin- 
da devamli getirdigi misaller, siibhesiz birer meclisde vaki' olan 
seyler degildir. Bunun delili de bu sozler ve getirdigi misallerin, di- 
ger incillerde degisik pek cok meclise taksim edilmesidir. Buradan 
anlasihyor ki, bu incilin miiellifi Isa aleyhisselamm devamli arka- 
dasi olan gtimrukcii Matta degildir. 

Matta Incilinde zikr edilen, Isa aleyhisselamm; korleri, baras ve 
cin carpmis fakirleri iyi etmesi ve mu'cize olarak pek cok fakirlere 
yemek yidirmesi hep ikiser mahalde beyan edilmisdir. Halbuki 
Markos ve Luka incillerinde bu vak'alar yalmz birer mahalde zikr 
edilmislerdir. Bundan anlasihyor ki, Mattaya nisbet edilen incilin 
miiellifi, bu kitabi yazarken, iki mehaza miirace'at edip, bir vak'a- 
yi ikisinde de, gormiisdiir. Ancak, yanhs anlama sebebi ile birbirin- 
den farkh zan ederek kitabma yazmisdir. 

Matta Incilinin onuncu babimn besinci ayetinde, hazret-i Isa- 
nm, resullere ya'ni Havarilere, putperest milletleri [dine da'vet 
icin] gitmemelerini ve Samiriyyelilerin sehrlerine girmemelerini 
tenbih etdigi yazihdir. Daha sonra ise, kendisi putperest yiizbasi- 
nm hizmetcisine ve Ken'anh bir kadinm kizma sifa' verdigi bildiril- 
mekdedir. 

Yedinci babin altmci ayetinde, (Mukaddes seyleri kopeklere 
[putperestlere] vermeyin ve incilerinizi domuzlarm online atma- 
ym) dedigi halde, yirmisekizinci babmm ondokuzuncu ayetinde 
ise, (Siz gidip biitiin milletleri sakird edinin. Onlan Baba, Ogul ve 
Ruh-iil-kuds adma vaftiz edin [Ya'ni dminizi onlara ogretin]) de- 
mekdedir. 

Onuncu babmm besinci ayetinde, (Diger milletlerin ve Sami- 
riyyelilerin sehrlerinden hie birine girmeyin) diye emr edildigi hal- 
de, yirmidorduncii babm ondordiincii ayetinde ise, (incil, biitiin 
milletlere va'z edilecekdir ve sonu kurtulus olacakdir) demekde- 
dir. [Bu ve yukardaki ayetler, birbirine temamen ziddir.] 

Bunlar ve bunlar gibi sayisiz ihtilaf ve tenakuzlar bu incilde 
tekrarlanmisdir. Bu ilaveler, Matta incilinde tahrif yapildigmi hie 
siibhe birakmiyacak seklde isbat etmekdedir. Ba'zi miihim hadise- 
ler, diger incillerde mevcud oldugu halde, Matta incilinde yokdur. 
Mesela, Isa aleyhisselam tarafmdan yetmis sakirdin secilmesi, Me- 
le-i havariyyunda urucu, Bayram yapmak icin iki kerre Yerusalime 
gelmesi ve Lazarusun mezardan kalkmasi fikralan bu incilde yok- 
dur. Bunun icin Matta incilinin havarilerden Mattaya isnadi ya'ni 
Mattadan rivayet edildigi siibhelidir. 

-53- 



MARKOS INCILI 

Markosun havarilerden olmadigmda, biitiin tarihciler ittifak 
halindedir. Belki havarilerden Petrusun tercumamdir. 

Paypas diyor ki: (Markos, Petrusun terciimani idi. Markos, Isa 
aleyhisselamin sozlerini ve fi'llerini mtimkin mertebe, dogrudur 
diyerek ezberden yazdi. Fekat, Isa aleyhisselamin sozlerini ve fi'l- 
lerini intizamh, duzgiin bir seklde yazmadi. Ciinki kendisi ne haz- 
ret-i Isadan isitdi, ne de Onun yaninda bulundu. Dedigim gibi, 
Markos yalmz Petrusun arkadaslarmdan idi. Petrus ile konusdugu 
seyleri ve Isa aleyhisselamin sozlerini icerisine alan bir kitab olsun 
diye tertibli ve diizgiin soylemeyip, icab etdigi vakt ve meclise go- 
re soyledi. Bunun icin, eger Markos kitabinda ba'zi hususlan iis- 
tadi Petrusdan ogrenmis gibi yazarsa onu ayblamamahdir. Ciinki 
Markos isitdigi seyleri unutmayarak, degisdirmeyerek yazmaya 
liizum gormemisdi.) 

Markos inciline eski hiristiyan alimler, her gtin serhler yazdilar. 
Bunlardan iren diyor ki: (Markos ezberledigi seyleri Petrus ve 
Pavlosun vefatlarmdan sonra yazdi). iskenderiyyeli Kalman diyor 
ki: (Petrus daha Romada va'z verirken, Petrusun talebeleri, Mar- 
kosa rica etdiler. O da, incilini yazdi. Petrus, kitabm yazildigim isit- 
di. Fekat yazrp-yazmamasi icin birsey demedi.) Tarihci Ousb diyor 
ki: (Petrus bu hali isitince, talebelerinin bu gayretine memnun ol- 
du. Kiliselerde onun okunmasim tenbih etdi.) Halbuki Markosun 
Incili, Petrusumn risalelerinden (mektublarmdan) ziyade, Matta 
Incilinin taklididir, ya'ni ona benzetilmisdir. Buna gore, St. Papia- 
sin Markos yazdi dedigi kitab elde bulunan ikinci incilden baska- 
dir. Markos incilinin altmci babmm onyedinci ayetinde, (Fekat, 
Hirodes kardesi Filipusun zevcesi Hirodia ile evlenmisdi. Bunun 
icin Yahyayi tutdurup, zindana habs etdi. Ciinki Yahya Hirodese, 
kardes hammi ile evlenmek caiz degildir, derdi) demekdedir. Bu 
temamen yanhsdir. C un ki Osebius tarihinde, onsekizinci kitabm 
besinci babmda, Hirodiamn zevcinin ismi Filupus olmayip, Hirius 
oldugu acikca bildirilmekdedir. Bu hata, Matta incilinde de vardir. 
Hatta (1237 [m. 1821]-1844) senelerinde basilan arabca terceme- 
nin miitercimleri bu ayeti tahrif ederek, Matta ve Lukanm ibarele- 
rinde olan Filipus kelimesini diisurmiisler ise de, diger senelerdeki 
terceme niishalannda mevcuddur. 

Yine Markos incilinin ikinci babinda, (Hazret-i Isa onlara [sa- 
kirdlerine] dedi ki, Daviidun kendisi ve yaninda olanlar ac ve 
muhtac oldugu zeman, bas kahin Abiatarm giinlerinde Allahm 
evine nasil girdigini ve kahinlerden baskasimn yimesi caiz olmi- 

-54- 



yan huzur ekmegini yidigini ve kendisi ile beraber olanlara da ver- 
digini (hie) okumadimz mi?) ma'nalannda olan yirmibesinci ve 
yirmialtmci ayetlerindeki iki ciimle yanhsdir, hatahdir. Ciinki: 

Birincisi, o zeman hazret-i Daviid yalniz idi. Yanmda kimse 
yokdu. ikincisi ise, o giinlerde bas kahinlerin reisi Abiatar olma- 
yip, belki onun babasi Abimelek idi. [Yehudileri idare eden (Yet- 
misler meclisi) a'zalarma kahin denir. Vaizlerine yazici derler.] 

LUKA INCILi 

Lukanm, havarilerden olmadigi muhakkakdir. Luka incilinin 
basinda diyor ki: (Ey faziletli Teofilos, kelamm vekilleri, hizmetcile- 
ri olup, gozleri ile gormiis olanlarm bize nakl etdiklerine gore, ara- 
mizda vaki' olan seylerin hikayesini tertib ve tahrir etmege bir cok 
kimseler girisdiginde, ben de ta basindan beri [olanlarm] hepsini 
dikkat ile arasdinp, tahkik ederek, oldugu gibi, sirasi ile sana yazma- 
gi uygun gordiim.) [Luka, bab bir, ayet 1-4.] 

Bu ibareden birkac ma'na anlasiliyor: 

Birincisi: Miiellifin kendi zemamnda daha bir cok kimseler in- 
cil yazdiklan sirada, Luka da bu incili yazmisdrr. 

ikincisi: Havarilerin kendi elleri ile yazdiklan hicbir incil bu- 
lunmadigim, Luka isaret etmekdedir. Zira (kelamin vekilleri ve 
gozleri ile gormiis olanlarm bize nakl etdiklerine gore) ciimlesi ile 
Incil yazanlan, gozleri ile gorenlerden tefrik etmis, ayirmisdir. 

Uciincusii: Kendisi icin Havarilerden birinin sakirdi, talebesi- 
yim demez. Ciinki o asrda Havarilerden birine isnad edilen pek cok 
te'lifler, yazilar, risaleler bulundugundan oyle bir senedin, ya'ni ha- 
varilerden birinin talebesi oldugunu bildirmesinin, kendi kitabi 
icin, baskalanmn i'timadma sebeb teskil edecegini iimmid etme- 
misdir. Belki her hususu kendisi tahkik ederek, esasmdan ogrendi- 
gini, daha kuvvetli bir delil olarak gostermisdir. Dikkat edilecek bir 
husus sudur: Bugiin ellerde mevcud olan incillerin her yeni baski- 
smda, i'tiraz edilen ibareleri, miinasib bir kelime ile degisdirerek 
tahrif etmek, protestan papazlarm adetleri oldugu gibi, Mearif ne- 
zaretinin 1301 tarihli ve 572 numarah ruhsati ile ingiliz ve Ameri- 
kan Bible sirketlerinin, 1303 [m. 1886] senesinde istanbulda basdir- 
diklan ttirkce incil niishasmda dahi bu ibareyi baska sekle sokmus- 
lardir. (Biitiin hususlar en ince noktalarma kadar bildigim iizere) 
ibaresi yerine, (Benim de basindan beri biitiin hususlara dair tam 
bir vukufum, bilgim bulundugundan) ibaresi konularak, ma'nayi 
maksadlarma gore degisdirmislerdir. Fekat, fransizca niishalarda 

-55- 



ve Almanyada basilan almanca niishalarda bu ibare, bizim yukanda 
terceme etdigimiz gibidir. 

Luka incilinin iiciincii babinm yirmiyedinci ayetinde, Isa aley- 
hisselama nisbet edilen neseb bildirilirken, (NM oglu Selteil oglu 
Zerubabel oglu Risa oglu Yuhanna) demekdedir. Burada uc hata 
vardir: 

Birincisi: Ahd-i Atikin, birinci tarihler kismmin iiciincii babinm 
ondokuzuncu ayetinde, Zerubabelin cocuklan acikca bildirilmis- 
dir. Orada Risa ismi ile bir kimse yokdur. Bu sekldeki yazisi Mat- 
tamn yazdigi seklin de tersidir. 

Ikincisi: Zerubabel, Fedayanm ogludur. Selteil oglu degildir. 
Selteilin kardesinin ogludur. 

Ucuncusu: Selteil Yuhannamn ogludur. Yoksa Niri oglu degil- 
dir. Matta da boyle yazmisdir. 

Yine Luka incilinin iiciincu babinm otuzaltmci ayetinde, (Salih 
bin Ken'an bin Arfahsad) diye yazilidir ki, bu da yanlisdir. Zira Sa- 
lih, Arfahsadm torunu degil, ogludur. Boyle oldugu birinci tarihle- 
rin birinci babmda ve Tekvinin onbirinci babmda [On, onbir ve 
onikinci ayetleri] bildirilmisdir. 

Lukamn ikinci babinm basmda, (O giinlerde biitiin diinyamn 
tahrir-i niifusu yapilsm diye Kayser Augustus tarafmdan ferman 
cikdi. Kirinius Suriye valisi iken, yapilan ilk tahrir bu idi.) diye bil- 
dirilen birinci ve ikinci ayetleri de yanlisdir. Zira Romahlar, biitiin 
diinyaya hie bir zeman hakim olamamislardir ki, biitiin diinyamn 
tahrir-i niifusuna ferman ciksm. Hatta protestan papazlan adetleri 
uzere bu soruyu gecisdirmek icin, 1886 senesinde istanbulda bas- 
dirdiklan Ahd-i Cedid niishasinda bu ibareyi tahrif edip, (O giin- 
lerde Kayser olan Augustus tarafmdan biitiin diinyamn deftere 
kaydedilmesi babmda ferman cikdi) seklinde yazdilar. Fekat, 1243 
[m. 1827] senesinde ingiltere cem'iyyetinin Parisde basdirdigi 
tiirkce niishada bu ibare (ve o giinlerde vaki' oldu ki, Kayser Au- 
gustus tarafmdan biitiin diinyayi tahrir etmege ferman cikdi. Yusiif 
dahi tahrir olunmak icin handle olan nisanhsi Meryem ile Beyt-i 
lahm denilen Daviidun sehrine cikdi.) suretinde yazilidir. Bundan 
sonra yazilan tahrir maddesi incelenmege baslaymca; ne Lukaya 
muasir olan eski Yunan tarihcilerinden bir kimse, ne de Lukadan 
biraz once gecen tarihciler bu tahrir-i niifusa dair bir soz soyleme- 
mislerdir. Kirinius ise, Isa aleyhisselamin dogumundan onbes sene 
sonra, Suriyeye vali oldugundan, tahrir-i niifus isi siibheli, vuku' 
bulmus ise de, Kirinius zemamnda olamayacagi acikca ortadadir. 

-56- 



YUHANNA INCILI 

Yuhanna inciline gelince; bilindigi gibi, Yuhannaya nisbet 
edilen dordiincu incilin ortaya cikmasina kadar; Isa aleyhissela- 
mm dini esasen Musa aleyhisselamin seri'atinden aynlmayip, tev- 
hid esasma dayamyordu. Ciinki, iic uknum ya'ni teslisden ilk 
def'a bahs eden, Isa aleyhisselama inananlar arasma teslis (tic ila- 
ha inanmak) akidesini [inancmi] sokup, onlan Isamn "aleyhisse- 
lam" dininden ayiran Yuhanna incilidir. Bu sebeb ile, Yuhanna 
incilinin aslinin dogrulugu iizerinde arastirma, inceleme yapmak 
gayet miihimdir. Yuhanna incili hakkinda, eski hiristiyan din 
adamlarmm eserlerinde bulunan cesidli sozler, yukanda bildiril- 
misdi. 

Bu kitab, havarilerden Zebedi oglu Yuhannaya aid degildir. 
Ikinci asrdan sonra, ash mechul bir sahis tarafmdan kaleme ahn- 
misdir. Bu hususu, asnmiz tarihcilerinden Avrupah miistesrikler 
cesidli delillerle isbat etmislerdir. 

Birinci delil: Yuhanna incilinin basmda, (Kelam baslangicda 
var idi ve kelam Allahii tealamn nezdinde, indinde idi ve kelam 
Allah idi) sozleri yazihdir. Bu sozler ilm-i kelamm ince mes'elele- 
rinden olup, diger incillerin hie birinde yokdur. Eger bu sozler Isa 
aleyhisselamdan isitilmis olsaydi, diger incillerde de bulunurdu. 
Bundan anlasihyor ki, bunu yazan, Havarilerden Yuhanna olma- 
yip, Roma ve iskenderiyye mekteblerinde Eflatunun iic uknum fel- 
sefesini okumus bir kimsedir. Nitekim simdi beyan olunacakdir. 

Ikinci delil: Yuhanna incilinin sekizinci babinda, birinci ayetden 
onbirinci ayete kadar olan, zina eden kadm hakkmdaki yazilanm 
biitiin hiristiyan kiliseleri kabul etmeyip, red ederler ve bu yazilar 
incilden degildir demekdedirler. Bundan anlasihyor ki, bunu yazan, 
eline gecirdigi bir cok incillerden toplayip, goztine ilisen bircok sey- 
leri de aynca kitabina koymus veya kendinden sonra bir baskasi bu 
ayetleri ilave etmisdir. Birinci hale gore, miiellif, dogruyu ve yanhsi 
birbirinden ayirmiyarak bir meemti'a yazmisdir. Yazdigi bu mec- 
mti'a da kabule sa'yan olmiyan seylerdir. ikinci hale gore, bu incilin 
tahrif edilmis oldugunu i'tiraf etmek lazim gelir. iki hale gore de, as- 
h siibheli ve inamlmaga layik degildir. 

Uciincii delil: Diger incillerde getirilen ba'zi misallerin ve 
ahvalin ve mu'cizelerin, bu incilde bulunmayrp, digerlerinde bu- 
lunmiyan bir cok seylerin de, bu incilde bulunmasidir. Isa aley- 
hisselamin Lazarusu diriltmesi, sulan seraba cevirmesi ve carmih- 
da iken sevdigi sakirdi ile annesini birbirlerine emanet etmesi gi- 

-57- 



bi seyler, sadece Yuhanna incilinde bulunup, diger incillerde 
yokdur. Nitekim bu hususda ileride genis bilgi verecegiz. 

Dordiincii delil: Eski hiristiyanlardan ne Paypas, ne de Justen 
bu incili gordtiklerine dair herhangi birsey bans etmemislerdir. 
Hususen Justen de, Yuhanna incilini yazanm Yuhanna olmadigmi 
tasdik etdigi halde, bu incil hakkmda bir sey soylemez. 

Besinci delil: Diger uc incilde toplanan ve anlatilan haberlerin 
anlatihs tarzi ile, Yuhanna incilinin anlatis tarzi, temamen birbir- 
lerine ziddir. Mesela, diger tic incilde Isa "aleyhisselam" halkm 
terbiyesini isteyen bir muallim gibi, Ferisilerin riyakar hallerine 
i'tiraz eder. Kalbin tasfiyesini ya'ni temizlenmesini, Allahti teala- 
ya yaklasmayi, insanlan sevmeyi, gtizel ahlaki emr eder ve Mtisa 
aleyhisselamin serfatine zid olan temayullerden nehy eder. Halka 
ogretdigi seyler ve nasihatleri gayet acik ve tabii ve herkesin anh- 
yabilecegi sekldedir. Bu tic incil, her ne kadar ba'zi haberlerde 
birbirine zid ve muhalif iseler de, mtittefik olduklan hususlarda, 
hepsinin bir kaynakdan cikdigi anlasilmakdadir. Fekat, Yuhanna 
Incili boyle olmayip, gerek ifade sekli, gerekse, Isa aleyhisselamin 
ahlak ve davranislan hususunda, bambaska bir yol ta'kib eder. Bu 
Incilde hazret-i Isa; Yunan felsefesini bilen, gayet ince, gtizel ko- 
nusan bir kimse olarak gosterildigi halde, Onun sozleri Allah kor- 
kusu ve gtizel ahlakh olmak gibi hustislarda olmayip, kendi sahsi- 
nm ytiksekliginden bahs etmekdedir. Bunu da, insanlar arasmda 
bilinen sekli, ya'ni Mesihin konusma tarzi olan kelime ve ta'birler- 
le soylemez. iskenderiyye mekteblerinde kullamlan kelime ve 
ctimlelerle anlatir. Bu sozleri, diger tic incilde gayet acik ve sade 
oldugu halde, bu incilde kapahdir. Mtihim ve cok def a iki ma'na- 
ya gelen ve hustisi bir seklde dtiztilmtis, muntazam tekrarlar ile 
doludur. Yuhannada kullamlan tislup, kalbleri kendisine cekecek 
yerde, red ve nefret uyandinr. Eger bu incil, simdiye kadar bir 
yerde gizlenmis ve bugtin ansizin ortaya cikmis olsa idi, bunun 
Havarilerden birinin te'lifi olduguna kimse inanmazdi. Fekat, asr- 
lardan beri isitilmis oldugundan, bu gariblikleri hiristiyanlar gore- 
mezler. 

Altmci delil: Bu incilde gortilen hatalar daha cokdur. Mesela, 
Yuhanna incilinin birinci bab, ellibirinci ayeti, (Dogrusu size soy- 
lerim ki, simdiden sonra semanm, gogtin acildigim ve insanoglu- 
nun tizerine Allahm meleklerinin inip cikdigim goreceksiniz) sek- 
lindedir. Halbuki Isa aleyhisselamin bu sozti, Erden suyundan vaf- 
tiz olundukdan ve Ruh-ul-kudstin inmesinden sonra vaki' olup, 
ondan sonra semanm acildigim ve meleklerin Isa aleyhisselam tize- 
rine indigini ve cikdigim hicbir kimse gormemisdir. 

-58- 



Bu Incilin uciincii babinm onuciincii ayetinde ise, (Hie kimse, 
semaya, goge cikmamisdir. Ancak, semadan inen ya'ni semada 
olan, insanoglu cikmisdir) demekdedir. Bu ayet; birkac cihetden 
yanlisdir: 

Bihncisi: Ya'ni kelimesi ile tefsir edilen kism, sonradan Have 
edilmisdir. Boylece ayet tahrif olunmusdur. Ciinki ayetin bas tara- 
fimn ma'nasi, (Semadan inenden baska bir kimse, Semaya cikma- 
misdir) demek iken, incilin miiellifi veya istinsah edenlerden biri, 
bundan maksadm insanoglu ya'ni Isa aleyhisselam oldugunu acik- 
lamak icin, aciklayici bir ibare koymusdur. Bu ibareye dikkatlice 
bakilmca, ilave oldugu hemen goriilmekdedir. Zira ayetin bas ta- 
rafim, aciklayici bu ibareden ayirdigimiz zeman, (Semadan nazil 
olan [inen] meleklerden baska, insanlardan kimse semaya yiiksel- 
memisdir) dogru ma'nasi anlasilir. Fekat, aciklayici ibareye gore, 
(Semadan inen insanogludur) denilirse, hazret-i Isa, semadan in- 
meyip, hazret-i Meryeme Ruh-iil-kuds [Cebrail aleyhisselam] vasi- 
tasi ile ilka edildigi inkar edilmis olur. Bundan baska, Isa aleyhis- 
selam (semadan olan) soziinii soylerken yeryiiziinde olup, semada 
bulunmadigim inkar etmek gerekir. Aynca, (Semadan inen) sozii 
ile (Semada olan) soziinii, bir anda Isa aleyhisselamm soylemesi 
miimkin degildir. 

Ikincisi: Ayetin birinci kismi da yanlisdir. Ciinki tekvinin besin- 
ci babinm yirmidorduncii ayetinde ve ikinci Meliklerin ikinci babi- 
nm onikinci ayetinde Ahnuh ve ilya "aleyhimesselam" da semaya 
yiikselmislerdir, denilmekdedir. Bu ayetin tahrif edilmis oldugun- 
da, hie siibhe edilemez. 

Birdir Allah 

Yeri gokii yaratan, agaclan donatan, 
Clfekleri acdiran, bir Allahdir, bir Allah! 
Allah her yerde hazir, ne yaparsan o goriir. 
Ne soylersen isitir. Vardir, birdir, buyukdur. 
Biz Alluhi severiz. Her emrini dinleriz. 
Be$ vakt nemaz kilar, Ona isyan etmeyiz. 
Bizlere akl verdi. Dogru yolu gosterdi. 
Din-i islama uymayan, ntcsdc yanar dedi. 
Kur'ana iman eden, Peygamberi izleyen, 
Diinyada mes'ud olur, Cehennemden kurtulur. 
Mti'min iyi huyludur. Herkes ondan memnundur. 
Kimseye zulm eylemez. Kendi de huzurludur. 
Ya Rab! Afv eyle beni. Ve anami babami. 
Kafirlerin serrinden koru miislimanlari! 

-59- 



— 5 — 

DORT INCIL ARASINDA GORULEN 

TENAKUZ VE iHTILAFLAR 

Mevcud Incillerde gorulen yanhshklar, tenakuzlar ve tahrifler, 
hesab edilemiyecek kadar cokdur. Bunlardan bir cogu (izhar-iil- 
hak) kitabmda anlatilmisdir. Aynca, Alman mustesriklerinden Jo- 
iser, David, Miel, Kepler, Matse, Bred Schneider, Griesbach, Hug, 
Lesinag, Herder, Strauss, Hauss, Tobian, Thyl, Carl Butter ve da- 
ha nice arastirmacmm yazdiklan ve hala da yazip da nesr etmekde 
olduklan kitablarda bu hususda tafsilath bilgi cokdur. Biz burada 
onlardan ba'zilarmi zikr etmekle iktifa edecegiz. 

Isanm "sallallahii ala Nebiyyina ve aleyhi ve sellem" nesebi 
hakkmda, Matta ve Luka incilleri arasindaki ihtilaf buyilkdur. 

Matta Incilinde, Isa aleyhisselamm babalan olarak yazili ismler 
sunlardir: (Ibrahim, ishak, Ya'kub, Yehuda, Faris, Hasron, iram, 
Aminabad, Nahson, Salmon, Buaz, Obid, Yesse, Daviid, Siiley- 
man, Rehobeam, Abiya, Asa, Yehasafat, Yoram, Uzziya, Yotam, 
Ahaz, Hazkiya, Manesse, Amon, Yosiya, Yekonya, Saltoil, Zeru- 
babel, Abihud, Elyakim, Azor, Sadok, Ahim, Elliud, Eliazer, Mat- 
tan, Ya'kub, Yusuf (Meryemin zevci)). 

Luka Incilinin iiciincii babimn yirmiuctincu ve sonraki ayetle- 
rinde ise: (Taruh, Ibrahim, ishak, Ya'kub, Yehuda, Faris, Hasron, 
Aram, Aminabad, Nahson, Salmon, Buaz, Obid, Yesse, Daviid, 
Natan, Mattasa, Minan, Milya, Elyakim, Yonan, Yusiif, Yehuda, 
Sem'un, Lavi, Metsad, Yorim, Eliazar, Yusa, Eyr, Elmodam, Ko- 
sam, Addi, Melki, Neyri, Saltoil, Zerubabel, Risa, Yuhanna, Yehu- 
da, Yusiif, Semi, Mattasiya, Mahat, Nacay, Hesli, Nahum, Amos, 
Metasiya, Yusiif, Yanna, Melki, Lavi, Metsat, Heli, Yusiif (Merye- 
min zevci)) olarak yazihdir. 

1 — Mattaya gore, Isa aleyhisselamm babasi denilen Yusuf, 
Ya'kiibun ogludur. Lukaya gore ise, Helinin ogludur. Matta, haz- 
ret-i Isaya yakm bir kimsedir. Luka da Petrusun talebelerindendir. 
Bunlar, kendilerine yakm olan bir zati, inceleyecek, arastiracak 
kimselerdendirler. Boyle oldugu halde, Isa aleyhisselamm dedesi 
dedikleri kimseyi tahkik edib dogrusunu yazamazlar ise, yazdikla- 
n diger rivayetlerin dogruluguna, nasil itimad edilir, bunlara kim 
inamr? 

-60- 



2 — Mattaya gore, Davud aleyhisselamin oglu Siileyman aley- 
hisselamdir. Lukaya gore, Davud aleyhisselamin oglu Siileyman 
aleyhisselam degil, Natandir. 

3 — Matta, Saltoil, Yekniya ogludur, diyor. Luka ise Neyri og- 
ludur, diyor. Mattada, Zerubabelin oglunun adi Abihud, Lukada 
ise, Risa'dir. Suna da cok hayret edilir ki, Ahbar-i eyyamin sifr-i 
ulanm ya'ni Birinci tarihlerin uciincii babimn ondokuzuncu ayetin- 
de, Zerubabelin ogullarmm ismleri; Mesullam ve Hananye olarak 
yazilidir. iclerinde Abihud ve Risa yokdur. 

4 — Mattamn birinci babinm onyedinci ayetine gore, Ibrahim 
aleyhisselamdan Yusiif-u Neccara kadar Isa aleyhisselama atfedi- 
len dedelerin sayisi kirkiki batindir. Halbuki yukanda yazih ismler 
sayildigi zeman, yalmz kirk kisi vardir. Lukamn beyamna gore ise, 
bu adet ellibes kisiye ulasir. 

Hiristiyan alimleri, incillerin ilk ortaya cikmasmdan zemam- 
miza kadar, bu hususda saskmhk icinde kaldilar. Ba'zilan hicbir 
akl-i selimin kabul edemiyecegi za'if deliller ile te'vil etdiler. Bun- 
dan dolayi Eckharn, Keyser, Haysee, Gabott, Wither, Fursen ve 
baskalan gibi arastirmacilar, (Bu incillerde, ma'na ihtilafi cokdur) 
diyerek, bu hakikati i'tiraf etmislerdir. Dogru olan da budur. Zira 
her mevzu'da ihtilaf ve yanhshklar oldugu gibi burada da mevcud- 
dur. 

Isa aleyhisselam babasiz diinyaya gelmisdir. Fekat yehudiler, 
Ona [hasa] veled-i zina diye iftiralannda israr ederlerken, hiris- 
tiyanlarm baba tarafmdan kendisine bir neseb isbat etmeleri ve 
Isa aleyhisselamin, babasi olmiyan Yustifii, Onun babasi kabul 
etmeleri de, pek sasilacak bir gaflet ve tenakuzdur. Kur'an-i ke- 
rimde, Isa aleyhisselam icin, varid plan ayet-i kerimelerde, (Isa 
ibni Meryem, ya'ni Meryemin oglu Isa) tabiri kullamhr. Kur'an-i 
kerimde Isa aleyhisselamin babasimn olmadigi acikca bildiril- 
misdir. 

5 — Mattamn birinci babmm yirmiiki ve yirmiliciincu ayetle- 
rinde: (imdi bunlarm hepsi vaki' oldu ki, Peygamber vasitasi ile 
soylenen Rabbin kelami itmam oluna, yerine gele. Ciinki Rabbin 
dedi ki: iste, bakire kiz hamile olup, bir ogulu olacak ve ona, Al- 
lah bizimledir, ma'nasma olan Amanuel ismi verilecek) denil- 
mekdedir. Hiristiyan papazlara gore, Peygamberden maksad, 
Isaya aleyhisselamdir. Buna da, isaya kitabmm yedinci babmm 
ondordiincii ayeti, (Bunun icin Rab kendisi size bir alamet vere- 
cekdir. Alamet budur: Bakire kiz hamile olup, bir ogulu olacak. 
Amanuel ismi ile caginlacakdir) ma'nasinda olan ayetini delil ge- 
tirirler. Rahmetullah Efendi (izhar-iil-hak) kitabmda bu konuyu 

-61- 



gayet genis aciklamisdir. Buyuruyor ki: Bu istidlal iic sebebden 
yanlisdir: 

Birincisi: Incili terceme edenlerle, isaya kitabini terceme ede- 
nin (azra, ya'nf bakire bir kiz) kelimesi ile terceme etdigi (ilme- 
ttin) kelimesidir ki, (ilm) kelimesinin mtiennesidir. Yehudi alim- 
lerine gore, bu kelimenin ma'nasi gene kadin demekdir. Bakire 
olsun olmasm, bu lafzi evlenmis gene kadm ma'nasma olarak 
Srfr-ul-emsal'in (Siileymanm meselleri) otuzuncu babmda da kul- 
lamlmisdir, derler. isaya kitabmm ikola, Thediisyen ve Semiks 
ismli kimseler tarafindan Yunancaya yapilan iic adet tercemesin- 
de bu lafz (gene kadm) olarak aciklanmisdir. Bu tercemeler, hi- 
ristiyan papazlarma gore, cok eski olup, birincisinin 129, ikincisi- 
nin 175, uciinciisunun 200 senelerinde terceme edildigi rivayet 
edilmisdir. Bu tercemelerin hepsi, bilhassa Thediisyen tercemesi 
eski hiristiyanlara gore cok mu'teberdir. Boyle olunca, yehudi 
alimleri ile bu iic miitercimin tefsfrlerinin beyanlarma gore, Mat- 
tanin sozuniin yanhshgi meydandadir. Protestan papazlannca 
meshur ve mu'teber olan Fery, ibrani lugatim anlatdigi kitabmda, 
bu lafzin ya'ni (Azra) kelimesinin, (gene kadm) ma'nasma geldi- 
gini beyan etmisdir. Bu aciklamaya gore; bu lafz bu iki ma'na ara- 
smda mlisterekdir, demekdedirler. Ancak ehl-i lisan ya'ni yehu- 
diler, papazlarm bu tefsirine karsi; birinci olarak; Mattanin sozii- 
niin dogru olmadigmi, ikinci olarak; yehudi tefsfrlerinin eski ter- 
cemelerine muhalif olarak, bu lafzi hassaten (Azra) ya'ni bakire 
kadin ma'nasma atf etmek icin delil lazim oldugunu beyan etmis- 
lerdir. (Mizan-iil hak) kitabini yazan papaz, (Hall-ul e§kal) ismin- 
deki kitabmda bu kelimenin ma'nasi, mutlaka Azradir, demesi de 
yanlisdir, hatadir. Bunun reddi icin, yukanda, zikr etdigimiz iki 
delil kafidir. 

Ikinci olarak: Mattanin birinci babmm, yirminci ayetinde diyor 
ki, (Rabbin melegi, rii'yada Ona goriinup, ey Yusiif, Meryemi zev- 
celige kabul etmege korkma! Zira Onun Ruh-ul kudsden bir oglu 
olacak, Ona Isa ismini koy, dedi.) Yirmidorduncii ve yirmibesinci 
ayetlerinde ise, (Yusiif uyamnca melegin dedigi gibi yapdi ve cocu- 
gun ismini Isa koydu) demekdedir. 

Lukamn birinci babmda ise, Cebrail aleyhisselami ya'ni melegi 
gorenin bizzat hazret-i Meryem oldugu bildirilmekdedir. Bu babm 
otuzbirinci ayetinde melegin hazret-i Meryeme, (Sen yakmda ha- 
mile olup bir oglan diinyaya getireceksin, ismini Isa koyacaksm) 
dedigi bildirilmekdedir. 

Mattada melegin Yusiife rii'yada, Lukada ise melegin hazret-i 
Meryeme bizzat gortindugii yazihdir. 

-62- 



Aynca, Matta incilinin birinci babmm yirmi uciincii ayetinde, 
(Iste kiz hamile kalacak ve bir oglu olacak ve Onun adim Emanu- 
el koyacaklar) diye yazihdir. Bu, Kitab-i isayamn yedinci babmm 
ondordiincii ayetidir. Bu da yanhsdir. Ciinki Isa aleyhisselam ken- 
di isminin Emanuel oldugunu hie soylememisdir. 

Uciincii olarak: Isa aleyhisselamm bu soz ile, ya'ni Emanuel di- 
ye ismlendirilmesine asagidaki kissa da mani'dir. Soyle ki: Aram 
padisahi Rasin ve israil padisahi Fakah ordulan ile birlikde Yehu- 
za padisahi olan Ahaz bin Yusan ile harb etmek icin Kudiise gel- 
diklerinde: Ahaz bunlarm ittifakmdan cok korkdu. Cenab-i Hak, 
Ahaza teselli vermek icin, ISAYA aleyhisselama vahy etdi. O da, 
(Ey Ahaz korkma. Bunlar seni yenemezler. Yakmda bunlarm sal- 
tanatlan yikihp, yok olacakdir) diye Ahaza miijde verdi. Buna ala- 
met olmak iizere (bir gene kadm hamile olup, bir oglu olacak ve bu 
cocuk iyi ile kotiiyii fark etmezden evvel, bu iki melikin miilkleri 
harab olacakdir) diyerek Rasin ile Fakahm miilklerinin yok olaca- 
gim beyan etdi. Fakahm mulkiiniin harab olmasi bu haberden tarn 
yirmibir sene sonra oldu. O halde bu cocuk Fakahm miilktinun ha- 
rab olmasmdan once dogmus olmahdir. Halbuki hazret-i Isamn 
diinyaya gelisleri, Fakahm iilkesinin yok olmasmdan yediyiiz yir- 
mibir sene sonra olmusdur. Bunun iizerine bu haberin dogrulu- 
gunda ehl-i kitab ihtilaf etmisdir. Ba'zi hiristiyan papazlar ve tanh 
doktoru Bens [dr. George Benson, Ar: Bilsen], isaya aleyhissela- 
mm gene bir kadin demesi ile kendi zevcesini kasd ederek, hadise- 
yi ona gore anlatmis oldugunu beyan etmislerdir. Bu, kabule layik 
ve akla en uygun olamdir. 

6 — Matta incilinin ikinci babinda Yusiif-ii Neccann, Hirode- 
sin korkusundan hazret-i Meryemi ve Isa aleyhisselami alarak, 
Misra gitdigi bildirilmekdedir. Yine ikinci babmin onbesinci aye- 
ti ise, (Hirodesin oliimiine kadar orada kaldi. Ta ki, Peygamber 
vasitasi ile soylenilen "Oglumu Misrdan cagirdim" diye Rabbin 
sozii yerine gelsin) seklindedir. Burada Peygamberden murad 
hazret-i Yusa'dir. Mattayi yazan incil sahibi, burada Ahd-i Ati- 
kin Yusa' (Hosea) kitabinin onbirinci babmdan birinci ayete isa- 
ret etmisdir. Bu da yanhsdir. Ciinki, bu ayetin Isa aleyhisselam 
ile bir miinasebeti yokdur. Ayetin ash 1226 [m. 1811] yihnda ba- 
silan arabi tercemesinde yazih oldugu gibi, (Ben, israili cocuklu- 
gundan beri sevdim ve onun evladim Misrdan da'vet etdim)dir. 
Bu ayet, hazret-i Musa zemamnda Beni israile, Allahti tealamn 
ihsanini gosterir. Matta incflini yazan, Ahd-i atikin bu ayetini 
tahrif ederek, cem' sigasi olan (evladi) cocuklan kelimesi yerine, 
(ibn) ogul kelimesini getirmis ve gaib zamiri yerine miitekellim 

-63- 



zamiri kullanmrsdir. Buna uyarak 1260 [m. 1844] tarihinde nesr 
edilen arabi niishamn miitercimi [de kasdli olarak] tahrifde bulun- 
musdur. [Ma'nayi kokiinden degisdirmisdir.] Fekat, bu ayetden 
sonraki ayetler okunacak olursa, bu tahrifin sebebi ortaya cikar. 
Ciinki bunu ta'kib eden Yusa' kitabmm onbirinci babimn ikinci 
ayeti, (Onlar cagmldikca yilz cevirirler. Bu'ale [ilyas aleyhissela- 
min kavminin putlan] kurbanlar kesdiler) ma'nasmda oldugun- 
dan, bu ahval hazret-i Isamn hakkmda dogru olamaz. Kaldi ki, Isa 
aleyhisselam zemamnda bulunan yehudiler icin dahi dogru olma- 
digi gibi, Isa aleyhisselamm dogumundan besyilz sene evvel mev- 
cud olan yehudiler hakkmda bile dogru olamaz. Ciinki, tarihlerde 
acikca yazildigma gore, yehudiler, Isa aleyhisselamm miladindan, 
ya'ni dogumundan besyiizotuz alti sene evvel, ya'ni Babil esaretin- 
den kurtuldukdan sonra, putlara tapmakdan tevbe etdiler ve put- 
lardan yiiz cevirdiler. Daha sonra putlarm semtine bile ugramadik- 
lan sabitdir. 

7 — Matta incilinin ikinci babimn ondokuzuncu ayeti ve deva- 
mmda, (Hirodesin vefatindan sonra Rabbin melegi Misrda Yusii- 
fe rii'yada goriiniip, kalk, annesi ile cocugunu ahp, israil diyanna 
git dedi. O dahi ikisi ile birlikde, gelip Celile semtine gitdi ve Nasi- 
rali ismi verilecegine dair, Peygamberlerin sozii yerine gelsin diye, 
Nasira denilen kasabaya gelip, orada oturdu) demekdedir. Bu da 
yanhsdir. Peygamberlerin kitablanmn hie birinde, boyle bir soz 
yokdur. Yehudiler bu sozii yalan ve iftira diyerek inkar ederler. 
[Hatta yehudiler, Nasira soyle dursun, Celile ileesinden bile bir 
Peygamber cikmadi inancindadirlar. Yuhannamn yedinci babimn 
elliikinci ayetinde de acikca bildirilmisdir ki, (Cevab verip ona de- 
diler: Yoksa sen de mi Celileden (Galileden)sin? Ara ve bak ki, 
Galileden hie Peygamber cikmamisdir) seklindedir. Yuhannamn 
bu ayeti, Mattanm, yukanda zikr etdigimiz ayetini tekzib etmekde- 
dir.] Protestan papazlarm bu hususda daha ziyade malumatlan var 
ise, beyan etmelidirler. 

8 — Mattanm dordiincii babimn basmda yazih oldugu gibi; sey- 
tan, Isa aleyhisselami imtihan etmek ister. Ruh tarafmdan cole go- 
turiiliir. Kirk giin kirk gece oruc tutdukdan sonra acikir. Daha son- 
ra seytan Isa aleyhisselami mukaddes sehre gotiiriip, ma'bedin 
kubbesi iizerine cikanr. (Eger Allahm oglu isen, kendini asagiya 
at! O meleklerine emr edecek, seni elleri iizerinde tasiyacaklardir) 
dedi. Isa, seytana (Rab tecrtibe edilmez) dedi. Sonra bir dag basi- 
na gotiiriip, (Bana secde edersen diinyamn biitiin memleketlerini 
sana veririm) dedi. Isa seytana, (def ol, karsimdan cekil. Yalmz 
Rabbe secde edilir, yalmz Ona ibadet edilir) dedi. 

-64- 



Markosun birinci babimn onikinci ve daha sonraki ayetlerin- 
de, (Ruh, Isayi cole sevk etdi ve seytan tarafindan imtihan oluna- 
rak kirk gun colde kaldi. Vahsi hayvanlarla beraber idi. Melekler 
de Ona hizmet ediyorlardi) demekdedir. Burada, seytamn imti- 
han sekli ve kirk gun kirk gece oruc tutduguna dair bir soz yok- 
dur. 

9 — Mattamn yirmialtmci babimn altmci ve yedinci ayetlerin- 
de, (Isa, Beytanyada ciizzamli Sem'unun evinde bulunup, sofrada 
oturur iken, bir kadm, beyaz mermer bir kap icinde, pek kiymetli, 
bir yag ile geldi. Onun basi iizerine dokdii) demekdedir. 

Markosun ondordiincii babimn iiciincu ayetinde, (Isa, Beytan- 
yada ciizzamli Sem'unun evinde oturur iken, bir kadm beyaz mer- 
mer bir kabda cok pahali halis nardin yagi ile geldi. Kabi kinp, 
onun basi iizerine dokdii) demekdedir. 

Luka incilinin yedinci babimn otuzalti ve daha sonraki ayetle- 
rinde yazildigma gore, (Ferisilerden biri, beraber yemek yimek 
icin Isaya rica etdi. O da Ferisinin evine girdi ve sofraya oturdu. O 
sehrde bulunan giinahkar bir kadm Ferisinin evinde hazret-i Isamn 
sofrada oturdugunu haber almca, ak mermer bir kab icinde kiy- 
metli bir yag getirdi ve ayaklarmm yamnda, arkasinda durup, agh- 
yarak ayaklanm goz yasi ile lslatmaga basladi. Kendi saciyla sile- 
rek ayaklanm optip, yagi ayaklarma silrdil... Isa bunun iizerine 
onun giinahlanni afv etdi) demekdedir. 

Yuhanna incilinin onikinci babmda ise, bu keyfiyyet soyle ya- 
zihdir: (Isa, Fisihdan alti giin evvel Beytanyaya geldi. Isamn "aley- 
hisselam" oliilerden kaldirdigi Lazarus orada idi. Orada Isaya zi- 
yafet verdiler. Lazarusun kiz kardesi Meryem bir litre, cok kiymet- 
li halis nardin yagi ahp, Isamn ayaklarma siirdu. Daha sonra saci 
ile ayaklanm sildi.) [Gortiliiyor ki, bir vak'ayi dort incil birbirlerin- 
den farkh olarak yazmakdadirlar.] 

10 — Yuhannanm birinci babimn ondokuz, yirmi ve yirmibirin- 
ci ayetlerinde diyor ki, (Yehudiler, Yahyaya sen kimsin diye ken- 
disine sormak icin kahinlerle haber gonderdikleri zeman, Yahya, 
ben Mesih degilim dedi. Oyle ise sen kimsin, ilya mism? dedikle- 
rinde, Yahya, ilya ben degilim dedi.) 

Matta incilinin onbirinci babimn ondordiincii ayetinde ise, Isa 
aleyhisselam, Yahya icin halka hitaben: (Eger onu kabul etmek is- 
terseniz, gelecek ilya odur) dedi. Yine Mattamn onyedinci babi- 
mn on, onbir, oniki ve oniiciincii ayetlerinde, (Hazret-i Isaya sa- 
kirdleri sorup dediler: Oyle ise, nicin, yazicilar: Once ilya gelme- 
lidir diyorlar? Isa aleyhisselam cevabmda onlara: Evet, ilya ge- 

— 65 — Cevab Veremedi - F:5 



lip, her seyi yeniden tanzim eder. Fekat, ben size derim ki: ilya za- 
ten gelmisdir. Fekat onu tammadilar. Ona, her istediklerini yapdi- 
lar. Ayni seklde boylece insanoglu da onlardan elem cekecekdir. 
Sakirdler, Isanm bu sozii kendilerine vaftizci Yahya icin soyledigi- 
ni, o zeman anladilar) demekdedir. iste su son ibareden anlasilan, 
Yahya va'd edilen, beklenilen ilyadir. Yuhanna ve Matta incilleri- 
ne gore, Yahya aleyhisselam ile Isa aleyhisselamm sozleri birbiri- 
ne zid olmakdadir. [Ciinki, Yuhanna incilinde, Yahya aleyhisse- 
lam kendisinin ilya olmadigini bildirmisdir. Yehudilerin, Isa aley- 
hisselami kabul etmeme sebeblerinden biri de Ondan once Ilyamn 
gelmesini beklemeleridir. Buradaki zidhk giines gibi meydanda- 
dir.] 

11 — Luka incilinin birinci babmda Zekeriyya aleyhisselama 
hazret-i Yahyayi miijdeleyen melek, Yahyanm vasflanm beyan 
ederken, onyedinci ayetinde, (Sana verilecek ogul, ilyamn hikmet 
ve fazileti ile ve Onun ruhunda olarak, babalarimn kalblerini ogul- 
lara ve asileri, salihlerin ilmine dondiirmek icin Beni israil oniinde 
yiiriiyecekdir) demisdir. Bu ayet yukarda bildirdigimiz Matta ayet- 
lerine muhalifdir. Ciinki, Yahyanm kendisinin hem ilya olmasi, 
hem de ilyamn hikmet ve fazileti ile muttasif olmasi miimkin de- 
gildir. 

12 — Lukanin dordiincu babimn yirmidort, yirmibes ve yirmi- 
altmci ayetlerinde, (Isa dedi ki: Gercekden size derim ki, ilyamn 
giinlerinde sema iic yil alti ay kapamp, biitiin yeryiiziinde biiyiik 
kithk oldugu zeman, israilde cok dul kadm vardi. Fekat ilya onlar- 
dan hie birine gonderilmedi. Yalmz Sayda diyarmda, Sarepdayada 
bir dul kadma gonderildi) demekdedir. Bu ahval Yahya "aleyhis- 
selam" zemanmda olmadigmdan, Matta rivayetine muhalifligi, zid- 
hgi ortadadir. [Ciinki, Matta incilinde Yahya aleyhisselamm Isa 
aleyhisselam ile ayni zemanda yasadigi ve Onun ilya oldugu bildi- 
rilmekdedir. Halbuki Luka incilinde bildirilen semanm iic yil alti 
ay kapah kalmasi, Isa aleyhisselam ve ilya diye bildirilen vaftizci 
Yahya zemanmda olmamisdir.] 

13 — Lukanin dokuzuncu babimn ellfiic ve ellidordiincii ayet- 
lerinde, (Isa, Orsilime (Kudiis) gelirken, Samiriyyeliler Isayi ka- 
bul etmediler. Sakirdlerinden Ya'kub ile Yuhanna bunu goriin- 
ce Isaya hitab ederek, Ya Rab, ister misin [ilyamn yapdigi gibi] 
gokden ates insin ve onlan helak etsin diye emr edelim dediler) 
demekdedir. Buradan da anlasihyor ki, Isa aleyhisselamm hava- 
rileri dahi, ilyamn kendilerinden daha once yasadigim ve Yahya- 
nm, ilya olmadigini biliyorlar idi. Bu da Mattamn rivayetine zid- 
dir. 

-66- 



14 — Matta Incilinin yirmibirinci babmm birinci, ikinci ve 
iiciincu ayetlerinde, Isa aleyhisselamm oradaki bir koye, iki sakir- 
dini gondererek, bagh bir merkeb ile yanmda olan sipasim getir- 
melerini emr etdigi yazilidir. Diger Inciller, merkebi soylemeyip, 
sadece bir sipa getirmesini emr etdigini yazmakdadirlar. 

15 — Markosun birinci babinm altmci ayetinde: Yahyamn, ce- 
kirge ve yaban bah yidigini yazmakdadir. Matta ise, onbirinci ba- 
binm onsekizinci ayetinde, Yahyamn yimedigini ve icmedigini yaz- 
makdadir. [Soyledikleri birbirine tarn tersdir.] 

16 — Mattamn iiciincii babmm ondort ve onbesinci ayetlerinde 
diyor ki, (Isa, Celileden Erdene, Yahyamn yamna, vaftiz olunmak 
icin gelince, Yahya: Ben senin tarafmdan vaftiz olunmaga muhta- 
cim. Sen bana mi geliyorsun? diyerek, Isayi men etdi. Fekat, Isa 
ona cevab verip: Birak simdi. Ciinki, her salahi boylece yerine ge- 
tirmek, bize lazimdir dedi. O zeman Yahya onu birakdi. Sonra Isa, 
Yahyadan vaftiz olunarak sudan cikdi. Ve ona semavat acildi. Al- 
lahm ruhunun giivercin gibi inip iizerine geldigini gordii. Ve sevgi- 
li oglum iste budur. Ondan raziyim, sesi isitildi) demekdedir. Yine 
Mattamn onbirinci babmm ikinci ve iiciincu ayetlerinde: (Yahya 
zindanda iken, Mesihin mu'cize olan islerini isitip, sakirdlerini 
gonderip Ona [Isaya], o gelecek olan zat [Mesih] sen misin, yoksa 
baskasim mi bekliyelim? dedi) demekdedir. 

Yahya aleyhisselam zindandan cikmayip, orada katl edildi. 
Yahyamn "aleyhisselam", Isa aleyhisselami vaftiz etmesi zindana 
girmesinden once olmusdu. Mattaya gore Yahya aleyhisselam, Isa 
aleyhisselami vaftizden once biliyordu. [Yukanda zikr etdigimiz 
iiciincu babm oniic, ondort ve onbesinci ayetlerinde, Yahya aley- 
hisselam, Isa aleyhisselamm kendisini vaftiz etmesini isteyerek, 
(Senin tarafmdan vaftiz olmaga muhtacim) demisdi. Fekat onbi- 
rinci babda ise, Yahya aleyhisselam zindanda iken, Isa aleyhissela- 
mm Mesih oldugunu bilmezdi diyerek, (Kim oldugunu ogrenmele- 
ri icin, sakirdlerini gonderdigi) bildirilmekdedir. Halbuki Yahya 
aleyhisselam bu zindandan cikamayip, Hirodes tarafmdan sehid 
edildi. Matta bunu, ondordiincii babda kendisi de zikr etmekdedir. 
Buna gore, iiciincu babdaki ayetler ile onbirinci babdaki bu husus- 
daki ayetler birbirini yalanlamakdadir.] 

17 — Yuhanna incilinde ise bu bahs, temamen baska bir sekl- 
de anlatilmisdir. Birinci babm otuzikinci ve otuziicuncu ayetlerin- 
de, (Yahya sehadet edip dedi ki: Ben ruhun semadan, giivercin gi- 
bi indigini gordiim. Ruh Onun, [Isanin] uzerinde kaldi. Ben onu 
bilmezdim. Fekat, su ile baskalarmi vaftiz etmek icin beni gonde- 

-67- 



rirken bana dedi: Ruh kimin ilzerine inip kaldigmi goriirsen, Ruh- 
iil-kuds ile vaftiz eden odur) demekdedir. Bu rivayete gore Yahya, 
isa aleyhisselami onceden bilmiyordu. Ruh indigi zeman bildi. Bu 
rivayet, yukarda bildirdigimiz, Mattamn birinci babinin oniic, on- 
dort ve onbesinci ayetlerine ziddir. 

18 — Yuhanna incilinin besinci babinin otuzbirinci ayetinde, 
Isa aleyhisselam der ki: (Eger ben kendi nefsim icin sehadet eder- 
sem, sehadetim dogru olmaz). Uciincii babinm onbirinci ayetinde 
yine, Isa aleyhisselam der ki: (Biz bildigimizi soyler ve gordiigii- 
miize sehadet ederiz.) Bu iki ciimle arasmda tenakuz muhakkak- 
dir. 

19 — Matta incilinin onuncu babinin yirmiyedinci ayetinde, 
(Benim size karanhkda soyledigimi siz aydmhkda soyleyin ve ku- 
lagmiza soyledigimi damlarda bagirm) demekdedir. Lukanm oni- 
kinci babinin iiciincii ayetinde ise: (Karanhkda soylediginiz her- 
sey, aydmhkda isitilir. Gizli olarak kulaga soylediginiz seyler 
damlar iizerinde i'lan edilir) demekdedir. Goriiliiyor ki, soz tek 
bir kaynakdan almmis, fekat sonradan tahrif edilmis, degisdiril- 
misdir. 

20 — Matta incilinin yirmialtmci babmm, yirmibir ve daha son- 
raki ayetlerinde: (Hazret-i Isa, Havarilerle yemek yirken, onlara 
hitaben, sizden biri beni ele verecekdir dedi. Onlar da cok uziiliip, 
her biri ona: Ey efendimiz, o kimse ben miyim? demege basladi. 
Hazret-i Isa onlara; benim ile beraber elini sahana batiran beni ele 
verecekdir, dedi. Onu ele veren Yehuda; ey muallim ben miyim 
dedi. Hazret-i Isa ona: Soyledigin gibidir dedi.) 

Yuhanna incilinin onuctincii babmin yirmibir ve daha sonraki 
ayetlerinde ise diyor ki, (Hazret-i Isa sofrada sakirdlerine bu soz- 
leri soyledikden sonra, ruhu cok sikildi: Dogrusu size derim ki, siz- 
den biriniz beni ele verecekdir, dedi. Sakirdler, kimin hakkmda 
soylediginde siibhe ederek birbirlerine bakiyorlardi. iclerinden 
Petrus, Mesihin en cok sevdigi talebesine, o adamin kim oldugunu 
Isadan sormasi icin isaret etdi. O da sordu. Hazret-i Isa cevabmda: 
Lokmayi batinp kendisine verecegim kim ise, odur dedi. Ve lok- 
mayi batirdikdan sonra Yehudaya verdi.) Bu iki rivayet arasinda- 
ki fark ortadadir. 

21 — Mattamn yirmialtmci babinda, yehudilerin, hazret-i Isa- 
yi nasil yakalayip habs etdiklerini anlatirken, kirksekizinci ayetin- 
den i'tibaren diyor ki, (Yehuda, Isayi yakalamak icin me'mur 
olanlara: Ben kimi opersem onu tutun diye isaret vermisdi. He- 
men Isanm yanma gelip; selam sana ey muallim diyerek Onu 6p- 
dii. Isa da ona, arkadas nicin geldin dedi. O zeman me'murlar 

-68- 



yaklasrp [Isayi] tutdular.) 

Yuhannamn onsekizinci babmm iiciincu ve daha sonraki ayet- 
lerinde ise diyor ki: (Yehuda bir boliik asker ile baskahinler ve Fe- 
risilerden me'murlar alip, fenerli ve mes'aleli ve silahh olarak, 
[hazret-i Isamn sakirdleriyle beraber bulundugu] bagceye geldiler. 
Isa da, basma gelecek biitiin seyleri bilerek cikip, onlara; kimi an- 
yorsunuz, dedi. Nasirah Isayi diyerek, cevab vermeleri ile Isa onla- 
ra; benim dedi. Onu ele veren Yehuda da onlarla beraber duruyor- 
du. Isamn bu cevabmdan, onlar gerileyip yere diisdiiler. Tekrar Isa 
onlara: Kimi anyorsunuz diye sordu. Onlar: Nasirah Isayi dediler. 
Hazret-i Isa cevab verip, ben oldugumu size soyledim. Simdi beni 
anyorsamz, bunlan sahverin gitsinler, dedi.) Bu iki rivayet arasm- 
daki ihtilaf ortadir. 

22 — Petrusun, Isa aleyhisselami tamdigim inkar etmesi husu- 
sunda, incillerin arasinda pek cok ihtilaflar vardir. Matta incili- 
nin yirmialtmci babinm, altmisdokuz ve daha sonraki ayetlerinde 
diyor ki: (Petrus disarda, avluda otururken, yanma bir cariye 
[hizmetci kiz] gelip: Sen de Celileli Isa ile beraber idin dedi. Fe- 
kat o herkesin oniinde inkar edip, senin soyledigin kimseyi ben 
bilmem dedi. Avlu kapisina cikmca, bir baska hizmetci kiz onu 
goriip, orada bulunanlara: Bu Nasirah Isa ile beraber idi, dedi. O 
da, ben o adami bilmem diye yemin ederek, tekrar inkar etdi. Bi- 
raz sonra orada duranlar gelip, Petrusa: Gercek sen de onlardan- 
sin. Ciinki soyleyisin de seni bildiriyor dediler. O zeman Petrus 
la'net ve yemin ederek baslayip; ben o adami bilmiyorum dedi. O 
anda horoz otdii. Petrus da Isamn: Horoz otmeden once uc ker- 
re beni inkar edeceksin dedigini hatirladi ve disan cikip aci aci 
agladi.) 

Markos incilinin ondordiincti babinm altmisalti ve yetmisikinci 
ayetleri arasinda ise, (Petrus asagida, avluda iken baskahinin cari- 
yelerinden biri gelip, Petrusu lsimrken gordii ve ona bakip: Sen de 
Nasirah Isa ile beraber idin dedi. Fekat o inkar edip, senin soyledi- 
gini ben bilmiyorum ve anlamam dedi ve haricdeki dehlize cikdi ve 
horoz otdii. Cariye ise, yine onu gordii ve orada duranlara: Bu da 
onlardandir demege basladi. Fekat, o yine inkar etdi. Biraz sonra 
tekrar orada duranlar Petrusa: Gercekden sen onlardansm. Zfra 
sen Celilelisin dediler. O ise, la'netle, dediginiz adami tammiyo- 
rum diye yemin etmege basladi ve horoz ikinci def'a otdii. Petrus, 
Isamn horoz otmeden evvel uc kerre beni inkar edeceksin dedigi- 
ni hatirladi ve aglamaga basladi) demekdedir. 

Luka incilinin, yirmiikinci babmm ellibesinci ayeti ve devamin- 

-69- 



da diyor ki: (Avlunun ortasmda ates yakip oturduklari zeman, 
Petrus da aralarmda idi. Bir cariye [hizmetci kiz] onu ates yamn- 
da gortince, ona dikkat ile bakip, bu da onunla beraber idi dedi. 
Fekat o, inkar edip, ey kadm, ben onu tanimam dedi. Biraz son- 
ra baska birisi onu goriip, sen de onlardansin dedi. Fekat Petrus: 
Ey adam, degilim dedi. Bir saat kadar sonra bir baskasi: Gercek- 
den bu adam onunla beraber idi. Zira Celilelidir diye israr etdi. 
Fekat Petrus: Ey adam, senin soyledigini bilmem. Heniiz soz soy- 
lemekde iken horoz otdii ve Rab (Isa aleyhisselam) dontip Petru- 
sa bakdi. Petrus, Rabbin kendisine, bugiin horoz otmeden once 
sen beni uc kerre inkar edeceksin dedigini hatirladi ve disan cikip 
aci aci agladi.) 

Yuhanna incilinin onsekizinci babmm yirmibesinci ve daha 
sonraki ayetlerinde ise, (Petrus orada dump lsimrken, ona hitaben: 
Sen de Onun sakirdlerinden degilmisin? dediler. O inkar edip; de- 
gilim dedi. Petrusun kulagim kesmis oldugu adamm akrabalann- 
dan ve baskahinin hizmetcilerinden biri: Ben seni bahcede Onun- 
la beraber gormedim mi? dedi. Petrus yine inkar etdi ve hemen ho- 
roz otdii) demekdedir. Bu dort cesid rivayetde ne gibi ihtilaflar ol- 
dugu akl sahiblerine acikdir. 

23 — Luka incilinin yirmiikinci babmm otuzaltmci ayetinde, 
hazret-i Isa yakalanacagi giin, havarilere hitaben: (Onlara dedi: 
Kesesi olan onu alsm ve torbasi olan yanma alsm ve olmiyan esva- 
bmi satsin ve kihc satin alsin) dedi. Otuzsekizinci ayetinde, havari- 
ler hazret-i Isaya (iste burada iki kihc var dediler. Isa da onlara: 
Kifayet eder dedi.) Kirkdokuz, elli, ellibir ve elliikinci ayetlerinde, 
(Onun etrafmda olanlar vaki' olacaklan goriince: Ya Rab kihcla 
vurahm mi? dediler. Hatta onlardan biri baskahinin hizmetcisine 
vurup sag kulagim kesdi. Isa cevab verip: Birakm bu kadar yetisir 
dedi ve onun kulagma dokunup sifa verdi) demekdedir. Halbuki 
diger iic incilde kihc satm almak ve sonra hizmetcinin kesilen ku- 
lagma sifa vermek gibi kismlar yokdur. 

24 — Matta incilinin yirmialtinci babinin ellibirinci ve daha 
sonraki ayetlerinde, (O esnada Isa ile beraber olanlardan, sakird- 
lerden birisi kihcini cekdi ve baskahinin hizmetcisine vurup kula- 
gim dtisurdu. O zeman Isa ona dedi ki: Kihcmi yerine koy. Cun- 
ki kihc cekenler, kihc ile helak olur. Yoksa ben Bahama rica et- 
sem, simdi bana oniki alaydan ziyade melekler gondermesi miim- 
kin degil mi zan edersiniz. Fekat "boyle olmasi gerekdir" diye ya- 
zilanlar, o vakt nasil yerine gelirdi?) demekdedir. Halbuki diger 
incillerde, bu ma'nevi askerlerden, meleklerden hie birsey yok- 
dur. 

-70- 



25 — Matta, Markos, Luka Incillerinde, Isa aleyhisselam carmi- 
ha gerilmek icin goturtiliirken, Karinah [Kirine] Sem'un isminde 
bir kimseye haci [carmihi] tasitdilar. [Matta, bab yirmiyedi, ayet 
otuziki, Markos, bab onbes, ayet yirmibir. Luka bab, yirmiiic, ayet 
yirmialti.J Yuhanna ise, ondokuzuncu babm, onyedinci ayetinde, 
hazret-i Isanm kendi hacim yiiklenerek kendinin tasidigini yaz- 
makdadir. 

26 — Matta ve Markosun yazdiklarma gore, Isa aleyhisselamla 
beraber asilan miicrimlerden iki kisi ona soverler idi. Luka Incilin- 
de ise; (Birisi sovdii, digeri soveni men etdi ve kendisinden sifa is- 
tedi) demekdedir. [Luka yirmiucuncii bab, otuzdokuz, kirk, kirk- 
bir, kirkiki ve kirkuciincii ayetler.] 

27 — Isa aleyhisselamm kiyami hakkmda dort Incilde yazilan- 
lar da birbirine ziddir. Bunlann birer birer anlatilmasi, okuyanlan 
yoracagmdan, herbir incilin tenakuz olan ayetlerini, ibret alacak 
kimselerin gormesi icin hiilasa olarak yazalim: 

Matta Incilinin yirmiyedinci babmm elliyedinci ve daha son- 
raki ayetleri: (Isanm carmih iizerinde vefati giinuniin aksami 
Arimetah, Isanm talebelerinden Yusiif adli zengin bir adam gel- 
di ve Pilatusa gidip, Isanm cesedini istedi. O zeman Pilatus, ve- 
rilsin diye emr etdi. Yusiif cesedi alip, onu temiz bir keten bezi- 
ne sanp, kayada oydurmus oldugu kendi mezarma koyup, meza- 
nn kapisina btiyiik bir tas yuvarlayip gitdi. Mecdelli Meryem ile 
diger Meryem orada bulunup, mezarm karsismda oturuyorlardi. 
Ertesi giin, cumartesi giinii baskahinler ile Ferisiler, Pilatusun 
yanina toplandilar. Pilatusa, Isa icin: O sagliginda iicgiin sonra 
kiyam ederim, kalkanm demisdi. Simdi tic giine kadar mezannm 
hifz edilmesini emr et ki, sakirdleri geceleyin gelip, onu calarak, 
halka: O oltilerden kiyam etdi demesinler. Sonraki sapiklik, ev- 
velkinden fena olur, dediler. Pilatus da onlara: Sizin muhafrzlan- 
niz vardir. Gidin bildiginiz gibi saglam hifz edin dedi. Onlar da 
gidip tasi miihiirliyerek, muhafrzlar ta'yin ederek hifz etdiler ve 
Sebtin (Cumartesinin) sonunda haftamn birinci giinii tan yeri 
aganrken, Mecdelli Meryem ile diger Meryem, kabri gormege 
geldiler. Cok siddetli bir zelzele oldu. Zira Rabbin bir melegi 
gokden indi ve tasi kapidan yuvarlayarak iizerine oturdu. Ondan 
korkulanndan muhafizlar titresip olii gibi oldular. Melek kadin- 
lara hitaben: Siz korkmaym. Zira haca gerilmis Isayi aradigmizi 
biliyorum. O burada degildir. Zira soyledigi gibi kiyam etdi. Ge- 
lin yatdigi yere bakin ve cabuk gidip sakirdlerine haber verin. O 
sizden evvel Celileye gidiyor. Onu orada goreceksiniz. iste ben 
size soyledim, dedi. Onlar da hemen akabinde korkarak ve biiyiik 

-71- 



bir sevincle kabrden cikip sakirdlere haber vermege kosdular. Fe- 
kat yolda Isa onlara karsi cikip: Selam size dedi. Onlar da, yamna 
gelip ayaklarma kapamp secde etdiler. O zeman Isa onlara: Kork- 
maym. Gidip, kardeslerime haber verin. Celileye gitsinler. Beni 
orada gorecekler, dedi. Bekcilerden ba'zilan sehre gelip, vaki' olan 
seyleri baskahinlere anlatdilar. Onlar da, ihtiyarlarla toplamp mii- 
savere etdikden sonra, bekcilere cok para verdiler ve onlara dedi- 
ler ki: Biz uyurken onun sakirdleri geceleyin onu caldilar deyiniz. 
Bekciler paralan alip, kendilerine ogretildigi gibi yapdilar ve bu 
soz ta bugiine kadar yehtidiler arasinda yayilmrsdir. Fekat onbir 
sakird Isanin onlara haber verdigi daga vardilar ve gordtikleri ze- 
man ona secde etdiler. Fekat ba'zilan subhe etdiler. Isa yanlanna 
geldi ve "Gokde ve yerde biitiin hakimiyyet bana verildi. Simdi siz 
gidip biitiin milletleri Baba, ogul ve Ruh-iil-kudsun ismine vaftiz 
ediniz ve yapdigim vasiyyetlerime uymagi onlara ogretiniz" dedi) 
seklindedir. 

Markos incilinin onbesinci babinm, kirkiki ve daha sonraki 
ayetlerinde ve onaltmci babmda ise: (isanin haca gerildigi Cum'a 
giinii hentiz aksam olmamisdi. Yehudilerin meclis a'zasmdan i'ti- 
barh bir kimse olan ve kendisi Allahm melekutunu bekliyen Ari- 
metah Yusiif isminde bir zat geldi ve cesaret ile Pilatusa giderek, 
Isanin cesedini istedi. O da mtisaade etdi. Yusiif de, Isayi indirip 
keten bezine sardi. Onu kayada oyulmus kabre koydu ve kabrin 
kapisina bir tas yuvarladi. Mecdelli Meryem ve Ya'kubun anne- 
si Meryem de, onun konuldugu yeri goriiyorlardi. Sebt giinii ge- 
cince, Mecdelli Meryem ve Ya'kubun annesi Meryem ile Salome 
gelip, ona siirmek icin buhur satin almislardi. Haftamn ilk giinii 
giines dogarken mezara gelip, birbirlerine "mezann kapisindan 
tasi kim yuvarhyacak" derlerdi. Fekat tasi yuvarlanmis gordiiler. 
Mezara girince beyaz, uzun elbise giymis bir genci sag tarafda 
oturuyor gordiiler. Pek korkdular. O da onlara: Korkmaym! Siz 
carmiha gerilmis olan Nasirah Isayi anyorsunuz. O kiyam etdi. 
Burada degildir. iste onu koyduklan yer. Fekat siz gidin, onun 
sakirdlerine ve Petrusa soyleyin: O sizden once Celileye gider. 
Size dedigi gibi onu orada goreceksiniz dedi. Onlar da kabrden 
cikip kacdilar. Kendilerini titreme ve hayret almisdi. Kimseye bir 
sey soylemediler, ciinki korkuyorlardi. Isa haftamn ilk giiniinde 
sabah erkenden kiyam etdigi zeman ilk once kendisinden yedi 
cin cikarmis oldugu Mecdelli Meryeme goriindii. O da gidip, da- 
ha once onunla beraber bulunmus ve hala aglayip matem tut- 
makda olanlara haber verdi. Onlar Isanin dirildigine inanmadi- 
lar. Sonra bir koye giderlerken onlann ikisine baska seklde go- 

-72- 



riindii. Onlar da gidip digerlerine haber verdiler. Bunlara da inan- 
madilar. Sonra sofrada oturan onbir kisiye goriindu. Imansizhkla 
katilasmis kalbleri ve kendisinin kiyam etmis oldugunu gorenler, 
inanmadiklan icin onlara: "Biitiin diinyaya gidin, her mahluka va'z 
ediniz ve iman edip vaftiz olunamn halas olacagim mujdeleyiniz" 
dedi. Rab onlara boyle soyledikden sonra goke kaldinldi ve Alla- 
hm sagma oturdu) demekdedir. 

Luka Incilinin yirmiucuncii babmm ellinci ve daha sonraki 
ayetleri ve yirmidordiincii babmda ise: (Ve iste meclis a'zasindan, 
yehudilerin Arimeta sehrinden olan, Yusiif isminde salih ve sadik 
ve Allahm melekutunu bekliyen iyi bir adam vardi. Bu zat onlarm 
mesveretlerine ve islerine razi olmamisdi. Pilatusa gidip Isamn ce- 
sedini istedi. Onu indirip bir keten bezine sardi. Kayada oyulmus 
ve icine hicbir kimse konulmamis bir kabre koydu. O gun Cum'a 
idi. Celfleden onunla beraber gelmis kadmlar da, onun arkasindan 
gitdiler. Mezara vardilar ve cesedin mezara nasil konuldugunu 
gordiiler ve doniip buhurlar ve kiymetli hos kokulu yaglar hazirla- 
yip, emr mucibince, Sebt giinii istirahat etdiler. Fekat haftanm ilk 
giiniinde, seher vakti mezara gelip, hazirladiklan buhurlan da ge- 
tirdiler. Yanlarmda baska kimseler daha vardi. Tasi yuvarlanmis 
buldular ve iceri girdiklerinde Isamn cesedini bulamadilar. Onlar 
bundan dolayi saskm iken, nurani elbiseler ile iki adam yanlarmda 
durdu. Onlar da korkularmdan yiizlerini yere egmis olduklan hal- 
de adamlar onlara: "O burada degildir. Kiyam etmisdir. Celilede 
iken kendisinin sizlere soyledigi seyleri hatirlaym" dediler. Bunlar 
mezardan doniip biitiin bu seyleri onbirlere ve baskalanna anlat- 
dilar. Bunlan Resullere soyleyenler Mecdelli Meryem, Yoanna ve 
Ya'kubun anasi Meryem ve onlarla beraber olan diger kadmlar idi 
ve onlarm sozlerine inanmadilar. Fekat Petrus kalkip kabre kosdu 
ve egilip, kefenini bos gorerek sasinp evine gitdi. Onlardan ikisi o 
gun Orisilimden [Kudiisden] altmis ok atimi mesafede olan Em- 
maus denilen bir koye gidiyorlardi. Olan biitiin bu isleri konusu- 
yorlardi. Ve vaki' oldu ki, onlar konusurlarken ve birbirlerine so- 
rarlarken, Isa bizzat kendisi yaklasip onlar ile beraber yiiriidu. Fe- 
kat onlarm gozleri tutulup onu tamyamadilar. Isa onlarla yiiriir- 
ken, iiztilerek birbirinizle konusdugunuz sozler nedir? dedi. Onlar- 
dan Kleopas ismli birisi cevab verdi: Orisilimde misafir olup, bu 
giinlerde olanlan duymayan yalmz sen misin? Onlara: Hangi seyler? 
dedi. Onlar kendisine: Allahin ve biitiin halkm sozde ve fi'lde kud- 
retli bir Peygamberi olan Nasirah Isaya dair seyleri. Onu nasil car- 
miha gerdiler. Bizler ise, israili kurtaracak odur zan ediyorduk ve 

-73- 



bunlar olali bugiin iicgiin oluyor. Bizden ba'zi kadinlar seher vak- 
ti mezara gidip Onun cesedini bulamamakla beraber meleklerin 
gelip: Isa diridir diye soylediklerini haber vererek bizi saskina ce- 
virdiler. Bizlerden ba'zilan da mezara gidip kadinlarm soyledikle- 
ri gibi buldular. Fekat kendisini goremediler, dediler. Ve Isa onla- 
ra: Ey aklsizlar, Peygamberlerin biitiin soylediklerine kalbleri gee 
inananlar! Mesihin bunlan cekip kendi izzetine girmesi vacib de- 
gilmiydi? dedi. O zeman, Musa ile biitiin Peygamberlerden basli- 
yarak, biitiin kitablarda kendinin hakkmda yazilmis olanlan onla- 
ra acikladi. Varacaklan koye yaklasdiklarmda kendisi daha uzak 
yere gidecekmis gibi yapdi. Onu zorladilar: Bizimle beraber kal, zi- 
ra aksam yakin, zaten giin bitmek iizeredir, dediler. Onlarla bera- 
ber kalmak icin iceri girdi. Onlarla beraber sofraya oturdugunda, 
ekmegi ahp bereket diiasim okudukdan sonra, ekmegi parcalaya- 
rak onlara verdi. Ve onlann gozleri acildi, onu tamdilar. Kendisi 
onlara gortilmez oldu. Birbirleriyle konusarak: Yolda o bizimle 
konusurken ve kitablan bize tefsir ederken, kalbimiz icimizde yan- 
maz miydi? dediler. Ve hemen Orsilime dondiiler. Onbirleri ve on- 
larla beraber olanlan toplanmis buldular ve: Rab gercekden kryam 
etmisdir ve Sem'una goriindii diyorlardi. Onlar da yolculukda vaki' 
olanlan ve ekmegi parcalamasim, onu tamdiklarim anlatdilar. Sim- 
di onlar bunlan soylerken, Isa bizzat kendisi ortada durup onlara 
selam verdi. Onlar ise sasirarak bir ruh gordtiklerini zan etdiler. O 
da onlara: Nicin lzdirab cekersiniz ve kalblerinizde nicin siibhe var? 
Ellerim ile ayaklanma bakm, ben bizzat kendimim. Bana ellerinizi 
siiriin, bende et ve kemik var, ruhda ise yokdur dedi. Bunu soyleyip 
onlara kendi el ve ayaklanm gosterdi. Onlar da sevinclerinden he- 
niiz inanamayip hayretde iken: Burada yiyecek bir seyiniz var mi? 
dedi. Kendisine bir parca kizarmis balik verdiler. Ahp onlarm ya- 
mnda yidi: [Ve ba'zi vasiyyetlerde, nasihatlerde bulundukdan son- 
ra] onlan Beyt-i unya karsisina kadar cikardi. Ellerini kaldinp onla- 
n mubarek kildi ve o esnada aynlip goge kaldmldi) demekdedir. 

Yuhanna incilinin ondokuzuncu babinin, otuzbirinci ve da- 
ha sonraki ayetlerinde ve bablannda ise: (Ertesi Sebt giinii, bir 
btiyiik giin oldugundan, carmihlanmis olan cesedler, Sebt giinii 
de hac iizerinde kalmasin diye, yehiidiler onlarm bacaklanmn 
kesilip [kinlip] cesedlerin kaldinlmasi icin Pilatusa yalvardilar. 
O vakt askerler gelip, ikisinin bacaklarim kesdiler. Fekat Isanm 
oldtigiinii goriince bacaklarim kesmediler. Fekat askerlerden 
biri onun bogrtine bir mizrak sokup, akabinde kan ile su cikdi. 
Bundan sonra Arimetali olup, yehudilerden korkdugundan ken- 

-74- 



disini gizliyen Isanin sakirdi Yusiif; Isanin cesedini kaldirdi. On- 
celeri Isaya geceleyin gelen Nikodimos da gelip, yiiz litre kadar 
karisik miirr-i safi denilen hos kokulu bir zamk ve ud agaci getir- 
di. Onu yehudilerin adeti tizere buhurhyarak kefenlere sardilar. 
Carmiha gerildigi yerde bir bagce olup, bagcede heniiz kimsenin 
konmadigi bir kabr var idi. Yehudilerin hazirlik giinii [Cum'a gii- 
nii] oldugu icin Isayi oraya koydular. Ciinki kabr yakindi. [19. 
bab]. Haftamn ilk giiniinde daha karanlik iken, sabahleyin Mec- 
delli Meryem kabre geldi, tasi kabrden kaldinlmis gordii. Hemen 
kosup Sem'un Petrus ve Isanin sevdigi sakirde geldi ve onlara: 
Rabbi kabrden kaldirmislar ve onu nereye koymuslar bilmiyoruz 
dedi. Petrus ile o sakird cikip kabre dogru gitdiler. Ikisi de bera- 
berce kosdular. Fekat diger sakird Petrusdan evvel, kabre geldi 
ve iceri bakdi. Kefenleri yere konmus gordii ise de, iceriye girme- 
di. Arkasmdan Petrus gelip kabrin icine girdi. Kefenleri yere bi- 
rakilmis, Isanin basinda olan basortiisii de kefenlerle beraber bi- 
rakilmamis, aynca bir yerde sanlmis gordii. O zeman diger sakird 
de girip, gordii ve inandi. Zira "Isa oliilerden kiyam etmesi lazim- 
dir" yazisim heniiz bilmiyorlardi. Sonra bu sakirdler evlerine git- 
diler. Fekat Meryem kabrin yaninda durup aghyordu. Kabrin ici- 
ne egilip bakdigmda; Isanin cesedinin yatdigi yerde, biri basinda 
digeri ayagmda, beyazlar giyinmis iki melegi oturuyor gordii. On- 
lar kendisine: Ey kadm nicin aghyorsun? dediler. O da onlara: 
Ciinki Rabbimi kaldirmislar ve onu nereye koyduklanni bilmedi- 
gim icin aghyorum dedi. Bunu soyledikden sonra arkasina do- 
niince, Isayi duruyor gordii ve Isa oldugunu bilmiyordu. Isa ona: 
Ey kadm nicin aghyorsun? Kimi anyorsun? dedi. O da onu bah- 
civan zan edip, ona: "Ey efendi, eger sen onu gotiirdiin ise nere- 
ye koydugunu bana soyle. Ben de kaldinp gotiireyim" dedi. Isa 
ona: Ey Meryem! dedi. O da doniip, Ey muallim dedi. Isa ona: 
"Bana dokunma; ciinki ben daha babamm yamna cikmadim. Fe- 
kat kardeslerime git ve onlara soyle. Benim babam ve sizin baba- 
niz, benim Allahim ve sizin Allahmizm yamna cikryorum" dedi. 
Mecdelli Meryem, sakirdlere gelip, "Rabbi gordiim sunlan soy- 
ledi" diye haber verdi. O gun haftamn ilk giinii, aksam olunca 
yehudilerin korkusundan sakirdlerin toplandiklan yerin kapilan 
kapah bulundugu halde Isa gelip, ortada durup selam verdi. 
Kendinin ellerini ve bogriinii gosterdi. Sakirdleri ise Rabbi gor- 
mekle sevindiler. Isa onlara tekrar selam verdi: Baba beni gonder- 
digi gibi, ben de sizi gonderiyorum, dedi. Bunlan soyledikden son- 
ra, tizerlerine iifiiriip: iste, Ruh-iil-kudsii aim. Her kimin giinah- 
larini afv ederseniz onlar afv olunur. Ve kimin gunahlarim ahko- 

-75- 



yarsamz [afv etmezseniz], onlar alikonur, dedi. Fekat onikilerden 
biri olan Toma, Isa geldigi zeman onlarla beraber degildi. Sakird- 
ler ona: Biz Rabbi gordiik dediler. Onlara cevaben: Eger ben elle- 
rindeki civilerin yerini gormezsem ve civilerin yerine parmagimi 
koymazsan bogriine de elimi koymazsan inanmam dedi. Sekiz gun 
sonra sakirdler yine ayni yerde bulunuyorlardi. Toma da onlarla 
beraber idi. Kapilar kapali iken Isa gelip, ortada durup selam ver- 
di. Ondan sonra Tomaya: Parmagmi buraya koyup, ellerime bak 
ve elini bogriime sok. Imansiz olma, imanli ol dedi. Daha sonra: 
Petrus ile sakirdlerden ba'zilan Taberiyye goliinde balik tutmak 
icin kayiga bindiler. O gece birsey tutamadilar. Sabah olunca Isa 
deniz kenannda duruyordu. Fekat sakirdleri onun Isa oldugunu 
bilmiyorlardi. Isa onlara: Cocuklar, bir yiyeceginiz var mi? dedi. 
Ona: Hayir cevabim verdiler. O da onlara: Agi kayigm sag tarafi- 
na atm, bulursunuz dedi. Agi birakdiklarmda, bahklarm coklugun- 
dan artik agi cekemiyorlardi. O vakt Isamn sevdigi sakird, Petrusa: 
Bu Rabdir dedi. Petrus da bunu isitince soyunmus iken giyinip, de- 
nize atladi. Diger sakirdler balik agini cekerek kayik ile kenara 
geldiler. Karaya cikdiklan zeman orada komiir atesi ve iistiinde 
konulmus balik ve ekmek gordiiler. Isa onlara: Simdi tutdugunuz 
bahklardan getirin dedi. Petrus kayiga binip yuzelliiic biiyiik balik- 
la dolu agi karaya cekdi ve bu kadar cok oldugu halde ag yirtilma- 
di) demekdedir. 

Bunlar, dort degisik rivayetdir. Birbirlerinden cok farkhdir. Hi- 
ristiyanlik inancinm iizerine bina edildigi temel olan bu dort incil, 
bu seklde cesidli ihtilaflar ile doludur. Az bir dikkat ile, bir rivaye- 
tin diger rivayete zid oldugu fark ediliyor. Bundan baska birinin 
nakl etdigi bir madde, digerlerinde bulunmuyor. incillerdeki tena- 
kuzlar ve ihtilaflar yalmz Isa aleyhisselamm kiyami hakkmda ol- 
mayip, diger biitun hususlarda da hal boyledir. ittifakla bildirdik- 
leri pek az sey vardir. Mesela, Isa aleyhisselamm, veladet [dogus] 
sekli, Hirodesin cocuklan oldiirtmesi, dogudan kahinlerin gelmesi, 
Isa aleyhisselamm cocuklugunda Misra gitmesi, Nasirahlarm Isa 
aleyhisselami red etmeleri, yiizbasimn hasta hizmetcisini iyi etme- 
si, hakimin vefat eden kizim diriltmesi, talebelerine kihc satm al- 
malarim tenbih etmesi, cesidli nasihatleri ve misalleri, Isa aleyhis- 
selamm carmihda iken, (Ey Allahim; Ey Allamm! Beni nicin terk 
etdin), (Eli, Eli, lama sabaktani) diye cagirmasi, hacim tasimasi, 
kabrinde muhafiz, bekci beklemesi, emvat arasmdan kalkip sa- 
kirdlerine cesidli suretlerde goriinmesi gibi pek cok seyler, ba'zila- 
nnda var, ba'zilarmda yokdur. 

Yuhannaya aid olan dordiincii incil, diger iic incilin sekl ve tar- 

-76- 



zmda olmayip, digerlerinden temamen farkli bir yol ta'kib eder. 
Ikinci babinda anlatilan Isa aleyhisselamin bir ziyafetde annesini 
tahkir ederek sulan seraba cevirmesi, dordiincii babinda; kuyu ba- 
sinda bir kadmla konusmasi, besinci babinda beyt-i hiida havuzu 
yaninda otuzsekiz yildan beri yatan bir hastayi iyi etmesi, altinci 
babinda, Mesihin kendi eti ve kani tizerinde yehudilerle yapdigi 
miinakasa [ki elliiki ve daha sonraki ayetleri], sekizinci babinda, zi- 
na eden kadim muhakemesi ve Mesihin ash ve nesebi hususunda 
yehudilerle yapdigi konusmalar, dokuzuncu babinda, bir koriin 
tiikrugii ile yapdigi camuru gozlerine siirerek gozlerini acrp Siloam 
havuzuna yikanmaga gonderdigi ve onun iizerine Ferisilerin cesid- 
li tesebbiisleri ve Isa aleyhisselam ile cekismeleri, onuncu babinda, 
yehudilerin Isa aleyhisselami taslamaga baslamalan ve onlarla ge- 
cen, uluhiyyeti hususundaki konusmalar, onbirinci babinda, Lua- 
zeri diriltmesi, onikinci babinda, Isa aleyhisselamin ayaklarmm 
yag ile yikanmasi, ondordiincu babinda, Filupus ve Yehuda ile ko- 
nusmalan, onyedinci babinda, Isa aleyhisselamin ganb bir seklde 
miinacati [yalvarmasi], ondokuzuncu babinda, carmiha gerildigin- 
de gogsiine takilan yaftamn ibranice, latince ve yunanca yazilmis 
olmasi ve hacmm yaninda kendi annesi Meryem ile annesinin kiz 
kardesi (teyzesi), Eklaviya (Klaopasa)mn zevcesi Meryem ve Mec- 
delli Meryem dururlarken, Isa annesini sevdigi sakirdin yaninda 
goriince, yirmialtmci ve yirmiyedinci ayetlerinde (annesine: Ey ka- 
dm, iste oglun. Sonra sakirdine dondii: iste annen) demesi, carmih- 
da iken bogriine mizrak sokulmasi, carmihm bagceye dikilmis ol- 
masi, Isa aleyhisselamin kabrden kalkip Mecdelli Meryeme: (Bana 
dokunma, ben daha babama gitmedim) demesi ve iic kerre sakird- 
lerine baska baska yerlerde goriinmesi gibi daha pek cok hususlar, 
Matta, Markos ve Luka incillerinden hie birinde yokdur. 

Matta, Markos ve Luka incillerinde bulunan pek cok misaller, 
Yuhanna incilinde yokdur. (i§a-i Rabbanf kurbani) ki, hiristiyan 
dininin esas inanclarmdan biridir. Uc incilde vardir. Fekat Yuhan- 
nada yokdur. [isa-i Rabbanf, aksam yemegi demekdir. Matta in- 
cilinin yirmialtmci babmin yirmialtmci ayetinde, Markosun on- 
dordiincu babinin yirmiikinci ayeti ve devammda ve Lukamn 
yirmiikinci babinm ondokuzuncu ayetinde anlatilan, (Isa aleyhis- 
selamin havarileri ile yimis oldugu son aksam yemeginde, siikr dii- 
asmi yapdikdan sonra, ekmegi boliip, aim yiyiniz, bu benim be- 
denimdir ve serabi verip, aim iciniz bu benim kammdir, benden 
sonra bunu hatirlayimz) dedigi icin, kiliselerde papazlann bir ek- 
mek iizerine diia okuyunca, bu ekmegin Isa aleyhisselamin eti ola- 

-77- 



cagi, ekmegi parcalara ayinnca isa aleyhisselamm kurban edilmis 
olacagi ve bir tasdaki seraba okuyunca, bunun Isa aleyhisselamm 
kam olacagi ve ekmek parcalanm alip seraba batirarak yiyenlerin, 
tann ile birlesmis olacaklan inancidir. Bu husus, kitabimizm doku- 
zuncu maddesinde izah edilmisdir.] 

Petrusun Isa aleyhisselama dogru, su iizerinde yuriimesi, bali- 
gm agzmda akca, para bulunmasi, Pilatusun haniminin rii'yasi, Isa 
aleyhisselamm kryammda biitiin azizlerin mezarlarmdan kalkmasi, 
Isa aleyhisselamm kabri basma muhafizlann konulmasi ve diger 
ba'zi hususlar, sadece Matta incilinde bulunup, diger incillerde 
yokdur. 

Dort incilin bircok mes'elelerde bir digerine zid ve muhalif ol- 
masindan baska, her incilin icinde de birbirinden ayn ve birbirini 
nakz eden nice mes'eleler de vardir. Buna misal olarak: 

1 — Matta incilinde Isa aleyhisselam oniki havariyi ilk def a, 
dine da'vet icin vazifelendirip gonderdiginde, putperest taifelerin 
ve Samiriyyelilerin sehrlerine gitmekden ve onlarla bulusmak- 
dan men' etdi. [Matta bab on, ayet bes.] Dagdaki va'zmda da, sa- 
kirdlerine, mukaddes seyleri kopeklere vermekden ve incilerini 
hmzirlara atmakdan men' etdi. [Matta bab yedi, ayet alti.] Yine 
aym Matta incilinde, bu emrin tam tersi emr edilmekde, sekizin- 
ci ve yirmibirinci bablarmda, yehudilerin yerine putperestlerin 
dine da'vet edilmesini istemekde ve yehudilerin imansizhklarm- 
dan da sikayet edilmekdedir. Yirmidorduncti babm ondordiincii 
ayet ile diger yerlerinde incil yeryiiziinde bulunan kavmlerin, 
milletlerin hepsine ulasdirilmadikca, teblig edilmedikce, diinya- 
nin sonunun gelmiyecegi i'lan edilmekdedir. Yirmisekizinci ba- 
bmda ve baska yerde yalmz bir tek vaftiz ile, hicbir fark gozet- 
meksizin baskalanni nasranilige kabul etmek icin havarilere ten- 
bih edilmekdedir. 

2 — Sekizinci babda [ayet bes ve sonrasi] Isa aleyhisselamm ya- 
nma gelen yiizbasi ile ilgili ayetler ile, onbesinci babin yirmiikinci 
ayet ve devammda anlatilan bir kadmm hikayesi arasmda da ayn- 
hk vardir. Zira sekizinci babda anlatilan yiizbasi putperest oldugu 
halde, Isa aleyhisselam onun hasta olan hizmetcisine yardim eder. 
Fekat onbesinci babda anlatilan Kenanh kadm putperest olmadigi 
halde, once Isa aleyhisselam onu acikdan red eder. Sonradan ka- 
dm yalvarmca, hususi bir lutf seklinde ona yardim eder. 

3 — Yuhannamn yedinci babinin basmda bildirildigine gore: 
(Isa aleyhisselam Celilede gezerken, yehudilerin Hayme [Ca- 
dir] Bayrami yakm idi. Kardesleri ona hitaben: Buradan cikip Ye- 

-78- 



hudiyeye git ki, sakirdlerin dahi yapdigm isleri gorsiinler. Zira 
kendisini acikca tamtmak isteyen kimse, isini gizlice yapmaz. Eger 
bu seyleri sen yapiyorsan kendini diinyaya goster, dediler. Ciinki 
kardesleri dahi, ona fman etmiyorlardi. Isa onlara cevaben: Benim 
vaktim daha gelmedi. Fekat sizin vaktiniz daima hazirdir. Diinya 
sizden nefret etmez. Fekat benden nefret eder. Ciinki, (diinya 
amelleri kotiidiir) diye ben onlara sehadet ederim. Siz bu bayra- 
ma gidin. Ben bu bayrama daha gitmem, cikmam dedi. Fekat kar- 
desleri cikdikdan sonra, kendisi de, o vakt acikca degil, fekat giz- 
lice imis gibi bayrama gitdi) demekdedir. Eger Yuhanna incfli 
muharref degildir denirse: Isa aleyhisselama yapdigi bu yalancilik 
isnadi nasil te'vil edilir. [Ciinki, Isa aleyhisselamm bayrama git- 
mem dedigi halde, sonra da gizlice gitdigini haber vermekdedir ki, 
bu yalancilikdir. Hasa Isa aleyhisselamda boyle bir hal buluna- 
maz.] 

4 — Matta, Yehudamn intihar etmesi kissasim, incilinin yirmi- 
yedinci babmm iiciincii ve daha sonraki ayetlerinde: (O zeman Isa- 
yi haber veren Yehuda, katle hiikm olundugunu goriince pisman 
olup, almis oldugu otuz giimiisii baskahinlere ve ihtiyarlara geri 
getirip: Ben sucsuz bir kimseyi ele vermekle giinah isledim dedi. 
Fekat onlar: Bundan bize ne? Onu sen diisiin dediler. Yehuda gii- 
miisleri ma'bedin icine atip gitdi ve vanp kendisini asdi. Baskahin- 
ler giimusleri ahp: Bunu ma'bedin hazinesine koymak caiz degil- 
dir. Cunki kan behasidir dediler. Miisavere etdikden sonra, yaban- 
cilara mezarhk olmak iizere onunla comlekcinin tarlasim satm al- 
dilar. Bunun icin bu tarlaya, bugiine kadar "Kan tarlasi" denildi) 
demekdedir. 

Luka ise, Petrusdan nakl ederek Resullerin isleri kitabmm bi- 
rinci babinm, onsekizinci ayetinde: (Yehuda fisk [Isa aleyhisselami 
haber verme giinahi] iicreti ile bir tarla edindi. Basasagi diisiip or- 
tadan catladi. Biitiin barsaklan dokiildii. Bunu biitiin Orsilimde 
oturanlar bilir. Hatta, o tarlaya onlarm lisamnda Akeldama, ya'ni 
kan tarlasi denilir) demekdedir. Bu iki rivayet, iki seklde birbirine 
uymamakdadir: 

Birincisi: Mattanm rivayetine gore, Yehuda pisman olup, aldigi 
giimiisleri geri vermis ve kahinler onunla bir tarla satin almislardir. 
Lukamn rivayetine gore ise, o giimus ile kendisi bir tarla sahibi ol- 
musdur. 

Ikincisi: Mattanm rivayetine gore, Yehuda kendini asmis, inti- 
har etmisdir. Lukamn rivayetine gore ise, basasagi diismiis ve kar- 
m parcalanmisdir. 

5 — Yuhannanm birinci mektubunun ikinci babmm, ikinci aye- 

-79- 



tinde: (Kendisi giinahlarimiza ve yalniz bizim giinahlarimiza degil, 
fekat biitiin diinyaya keffaretdir) demekdedir. Buradan anlasihyor 
ki, giinah islemekden ma'sum olan, yalniz Isa aleyhisselamdir ve 
biitiin alemin giinahlarma keffaretdir. 

Halbuki, Sifr-til emsalin [Stileymanm meselleri] yirmibirinci 
babimn onsekizinci ayeti: (Kotii adam, salih adamm fidyesidir. 
Miinafik, hain adam da dogrulann) seklindedir. Buradan anlasih- 
yor ki, fasik, giinah isleyen, islemiyenin, miinafik olan da dogrula- 
nn yerine feda edilecekdir. [Bu ibare, Yuhannanm yazdigma mu- 
halifdir.] 

6 — Ibranilere mektubun yedinci babimn onsekizinci ve ondo- 
kuzuncu ayetlerinde, (Za'ifligi ve faidesizligi sebebi ile evvelce 
olan bir emrin ibtali, ciinki, sen' at hicbir seyi kemale erdirmedi) ve 
sekizinci babimn yedinci ayetinde, gecmis Peygamberlerin seri'at- 
lan za'if, faidesiz ve miikemmel olmadigindan, Isa aleyhisselamm 
gelmesi ile hiikmii kalmayip ibtal edilmis olduklan bildirilmisdir. 
Halbuki, Matta incilinin besinci babi, onyedinci ayetinde Isa aley- 
hisselam, (Ben serfati yikmaga gelmedim. Ben yikmaga degil, fe- 
kat onlan temamlamaga geldim) demekdedir. 

7 — Matta incilinin onaltmci babimn, onsekizinci ve ondoku- 
zuncu ayetlerinde, Petrus icin Isa aleyhisselam: (Sen Petrussun 
ve ben kilisemi bu kaya iizerinde bina edecegim. Cehennem ka- 
pilan onun iizerine galib olmiyacakdir. Hem sana, goklerin me- 
lekutunun anahtarlanm verecegim. Yeryiiziinde bagliyacagin 
her sey, goklerde de baglanmis olur ve yeryiiziinde cozecegin her 
sey, goklerde de coztilmiis olur) dedigi halde; yine aym babda 
yirmibirinci ayetden i'tibaren diyor ki: (Oldtirtilecegini ve ticiin- 
cii gtin kryam edecegini, sakirdlerine o zeman gostermege basla- 
di. Ve Petrus, Isayi bir kenara ahp; "Ya Rab, bu senden uzak ol- 
sun, bu sana asla olmasm" diye azarlamaga basladi. Fekat Isa do- 
niip Petrusa: "Geri cekil ey sey tan, ben senden bizanm, usanmi- 
sim. Zira sen, Allah icin olan maksadi his etmezsin. Ancak insan- 
lar icin olan seyleri his edersin, diisiinursiin" dedi.) Ve yine Mat- 
ta Incilinin yirmialtinci babimn otuzdordiincii ayetinde, Petrus 
icin Isa aleyhisselamm, (Horoz otmeden once bu gece beni uc 
kerre inkar edeceksin), diye haber verdigi ve Petrusun da yemin- 
ler ile inkar etmiyecegini bildirdigi haber verilmekdedir. Petru- 
sun, bu soziinii unutup iic kerre, hem de yemin ile ve la'net ile Isa 
aleyhisselami tamdigim inkar etdigi Mattanm yirmialtinci babi- 
mn altmisdokuz ile yetmisbesinci ayetleri arasinda bildirilmekde- 
dir. Buna gore, Matta incilinin 16. babmda, Isa aleyhisselam, Pet- 
rusu medh etmekde ve onun afv etdiklerini Allahii tealamn afv 

-80- 



edecegini bildirmekdedir. Yirminci babmda ise, "seytansm" diye- 
rek huzurundan kovmakda, yirmialtinci babmda ise, kendisini in- 
kar edecegini bildirmekdedir. Hiristiyanlar, Isa aleyhisselama [ha- 
sa] tanri diye inanmakdadirlar. Tanrimn hie boyle hata etmesi du- 
sunulebilir mi? iste bu Petrusdur ki, hal-i hazirda Romada oturan 
ve aleme sultan olmak iddiasinda bulunan papalar, onun vekili ol- 
duklan ve yeryiiziinii istedikleri gibi evirip cevirecekleri ve hie gii- 
nahsiz olduklan iddi'asmdadirlar. Ba'zi insanlar da papaya boyle- 
ce inanarak, Cennete gitmek sevdasindadirlar. 

8 — Yine Matta incilinin yirmialtinci babmm, yirmialtinci 
ayetinde ve Luka incilinin yirmiikinci babmm ondokuz ve yir- 
minci ayetlerinde ve Markosun ondordiincii babmda anlatilan 
isa-i Rabbani [son aksam yemegi] kissasi birbiriyle karsilasdinhr- 
sa goriiliir ki, birisi yatsidan once, birisi yatsidan sonra oldugunu 
ve bu iic Incil de, sofrada serab bulundugunu zikr ederler. Yu- 
hanna incilinin altmci babmda, bu vak'anm zuhura geldigini ve 
bunun sadece ekmek oldugunu nakl etmekle beraber, serabdan 
asla bahs etmez. 

Halbuki, hiristiyanligm i'tikad ve ibadet esaslanndan biri de 
(isa-i Rabbani) yimek ve bundaki ekmegin Isa aleyhisselamin eti 
ve serabm da, kam olduguna inanmakdir. Yuhannamn bu gibi i'ti- 
kad esaslanndaki dikkat ve ihtimami, digerlerinden daha fazla ol- 
dugu halde, serabi zikr etmemesi, bu i'tikadlarmm da, bir hurafe 
oldugunu acikca gostermekdedir. 



imam-i Rabbani hazretleri (Mektubat) kitabimn l.ci cild, 275. ci 
mektubunda buyuruyor ki: 

Sizin bu ni'mete kavusmamz, islamiyyet bilgilerini ogretmekle 
ve fikh hiikmlerini yaymakla olmusdur. Oralara cehalet yerlesmis- 
di ve bid'atler yayilmisdi. Allahii teala, sevdiklerinin sevgisini size 
ihsan etdi. islamiyyeti yaymaga sizi vesile eyledi. Oyle ise, din bil- 
gilerini ogretmege ve fikh ahkamim yaymaga elinizden geldigi ka- 
dar calisimz. Bu ikisi biitiin se'adetlerin basi, yiikselmenin vasitasi 
ve kurtulusun sebebidir. Cok ugrasmiz! Din adami olarak ortaya 
cikimz! Oradakilere emr-i ma'ruf ve nehy-i miinker yaparak, dog- 
ru yolu gosteriniz! Miizzemmil suresinin ondokuzuncu ayetinde 
mealen, (Rabbinin nzasina kaviismak istiyen icin, bu elbette bir 
nasihatdir) buyuruldu. 



81 — Cevab Veremedi - F:6 



— 6 — 
RISALELER HAKKINDA BIR INCELEME 

Hiristiyanlar, Isa aleyhisselami [hasa] tann kabul etdikleri gibi, 
havarileri ve Pavlosu da, resul, Peygamber kabul etmekdedirler. 
Onlarm yazdiklan risaleleri, mektublan da, vahy ile bildirilmis ila- 
hi kitablar, risaleler kabul etmekdedirler. Bunun icin bu risaleler 
(Kitab-i mukaddes)in Ahd-i cedid kismmda dort Incilden hemen 
sonra yer alir. 

Dort incilin temamlayicisi olan ve dort incilin ekleri denilen bu 
risalelere nazar edilirse, gerek birbirleri ile, gerekse inciller ile pek 
cok tenakuz ve ihtilaflan vardir. Bunlar, tek tek anlatilacak olsa, 
Kitab-i mukaddesin temammdan daha biiyiik cildler yazilmasi icab 
ederdi. 

Bunlara ba'zi misaller verelim: 

Pavlosun iman edis seklindeki ihtilaflar ipin Rahmetullah efen- 
di (Izhar-iil-hak) kitabinda buyuruyor ki: 

Pavlosun nasil iman etdigi hakkmda Resullerin islerinin doku- 
zuncu, yirmiikinci ve yirmiucuncii bablarmda pekcok ihtilaflar var- 
dir. Ben bunlari (izalet-iis-sukuk) ismli kitabimda on vech iizere 
beyan etdim. Fekat, bu kitabimda, bunlardan iicunii zikr etmekle 
iktifa edecegim: 

1 — Resullerin islerinin dokuzuncu babimn yedinci ayetinde: 
(Onunla beraber yolculuk eden adamlarm nutku tutulup durdular. 
Sesi isitiyorlar. Fekat kimseyi gormiiyorlardi) demekdedirler. 

Yirmiikinci babmm dokuzuncu ayetinde ise: (Benimle beraber 
olanlar gerci nuru gordiiler. Fekat bana soz soyliyenin sesini isit- 
mediler) demekdedir. 

Yirmialtinci babda ise sesin isitilip isitilmedigi hususu hie bir 
sey soylenmiyerek kapah gecilmisdir. Bu tic ifade arasmdaki tena- 
kuz meydandadir. 

2 — Aym kitabm dokuzuncu babmm altinci ayetinde, (Rab ona 
dedi ki: Kalk sehre gir, ne yapman icab ediyorsa sana soylenecek) 
demekdedir. 

Yirmiikinci babm onuncu ayetinde, (Rab bana: Kalk Sama git, 
orada ne yapilmasi lazim gelecegi sana soylenir) demekdedir. 

-82- 



Yirmialtinci babinin onalti, onyedi ve onsekizinci ayetlerinde 
ise: (Kalk ve ayakda dur. Ciinki hem gordiigiin seylerde, hem sana 
gosterecegim seylerde, seni hizmetci ve sahid ta'yin etmek icin sa- 
na gorundiim. Seni, kendilerine gonderecegim kavmden ve millet- 
lerden kurtaracagim. Ta ki, onlarm gozlerini acip kendilerini ka- 
ranhkdan nura ve seytamn tasallutundan [satasmasmdan] Allaha 
dondiiresin ve bana iman etmege ve giinahlarm bagislanmasma ve 
mukaddesler arasmda nasibe nail olsunlar) diye yazihdir. Bunlar- 
dan su neticeye vanhr: Dokuzuncu ve yirmiikinci babindaki ayetler- 
den, onun yapacaklan, sehre vardikdan sonra, kendisine beyan edi- 
lecegi soylenmis iken, yirmialtinci babdaki ayetlere gore, sesi isitdi- 
gi yerde ne yapacagi kendisine soylenmisdir. 

3 — Yirmialtinci babm ondordiincii ayetinde: (Nurun goriin- 
mesinde biz hepimiz yere diisdiik) demekdedir. Halbuki, doku- 
zuncu babin yedinci ayetine gore, onunla beraber bulunanlarm 
nutku tutulur, ses cikaramaz olurlar. Yirmiikinci babmda ise, sus- 
mak, nutku tutulmak diye bir seyden bahs edilmemisdir. 

Yine (izhar-iil-hak)da buyuruluyor ki: Resullerin a'mali risale- 
sinin diger bablarmda olan ihtilaflar bunlardan daha fenadir. 

Pavlosun, Korintoslulara yazdigi birinci mektubun onuncu ba- 
binin birinci ve sonraki ayetlerinde, (Ecdadimiz bulutun altmda 
idiler. Denizden gecdiler. Bulutda ve denizde Musa tarafmdan vaf- 
tiz oldular. Siz onlarm ba'zilan gibi putperest olmayasiniz ve zina 
etmeyiniz. Nitekim onlardan ba'zilan zina edip bir giinde yirmiiic 
bini birden oldii) demekdedir. Ahd-i Atikde adedler (sayilar) kita- 
binin yirmibesinci babmm birinci ve sonraki ayetlerinde (israil 
ogullan zina etmege basladi. Cenab-i Hak ta'un hastahgim musal- 
lat eyledi. Ta'undan olen yirmidort bin kisi idi) denilmekdedir. 
Olenlerin mikdan arasinda 1000 kadar bir fark goriindiigunden, 
ikisinden birisi elbette yanhsdir. 

Yine Resullerin islerinin yedinci babinin ondordiincii ayetinde: 
(Yusiif, adam gonderip babasi Ya'kub ile biitiin akrabasi, yetmis- 
bes kisiyi [Misra] da'vet etdi, cagirdi) demekdedir. Bu ibarede Yu- 
siif aleyhisselamin Misrda olan iki oglu ile kendisi, bu yetmisbes ki- 
siye dahil degildir. Zikr edilen aded, sadece Ya'kub aleyhisselamin 
asiretinin sayisim bildirmekdedir. 

Halbuki Tekvinin kirkaltmci babmm yirmiyedinci ayetinde ise, 
(Ya'kub ogullanndan olup Misra gelenlerin adedi yetmis kisi idi) 
demekdedir. Resullerin a'mali kitabimn ibaresinin yanhs oldugu 
meydandadir. 

Iste hiristiyanhk akidesinin [inancmm] temel kitabi olan dort 

-83- 



incilin ve risalelerin hali budur. Yukanda zikr etdigimiz gibi, ge- 
rek bu incfllerde, gerekse (Ahd-i atik)de ve (Ahd-i cedid)de bu- 
lunan ihtilaflar yalniz bunlardan ibaret degildir. Bunlardaki ihti- 
laflarm herbiri anlatilsa, cildler tutacagmdan ve bunlann bir kis- 
mi, (Izhar-iil-hak) ve (Sems-iil-hakika) kitablarmda bildirilmis ol- 
dugundan, burada daha fazla bilgi vermedik. Bu hususda daha 
fazla bilgi almak isteyenlere, protestan ilm adamlanndan Gislerin 
1233 [m. 1818] senesinde ta'b edilen (Tahrirat-i enacfl) ismli kita- 
bma ve Selirmacirin 1817 senesinde ta'b edilen (Mukaddime-i ki- 
tab-i Ahd-i cedid) adh eserine, Sypherin(Sifirin) 1832 senesinde 
ta'b edilen (Birinci incilin ash) ismindeki kitabina ve muasirlarm- 
dan Yor adh miistesrikin (inciller iizerine miiahezat) ismindeki 
kitabina ve Suazer adh miistesrikin 1841 senesinde nesr edilen 
(Yuhanna incili iizerine inceleme) adh eserine ve mu'asirlarmdan 
Gustav Ichtelin Isa aleyhisselamm hallerine dair yazdigi kitaba ve 
Stauruz ve diger [bir cok tarihcilerin] yazdigi eserlere miirace'at 
etmelerini tavsiye ederiz. 

Muslimanlann kendisine sanldiklan, [kendisine uymalan sebe- 
bi ile diinya ve ahiret se'adetine kavusduklan] Kur'an-i kerim ise, 
Allahii tealamn, (Kur'an-i kerfmi biz indirdik ve yine onu biz hifz 
edecegiz) mealindeki Hicr suresinin dokuzuncu ayetinin ma'na-i 
serifi mucibince, hicret-i nebeviyyeden zemammrza kadar, ya'nibi- 
nikiyiizdoksanuc [1293] senedir [Bugiin icin, bindortyiizyirmiiic se- 
nedir] cesidli milletlere mensub muslimanlann ellerinde bulundu- 
gu halde, bir noktasi dahi fazla veya eksik olmiyarak, Allahii tea- 
lamn ilahi hifzi ile mahfuz oldugu, herkes tarafmdan tasdik edil- 
misdir. Hal boyle iken, bes-on altin iicret [maas] ile vazifeli olarak, 
islam memleketlerine gelip, [ic yiiziinii yukarda izah etdigimiz hi- 
ristiyanhk ile], saglam temeller iizerine oturtularak, zemammrza 
kadar aym dogruluk ve saglamhgi ile bizlere ulasan islamiyyeti 
mukayese ederek, dogrulukdan, hak din olmakdan nasib almak 
hiilyasma diismiis olan bir kac papazin iddi'alarma hayret etmek- 
den baska ne denilebilir. Bunlann tesebbiisleri, dedikleri gibi, hak- 
ki, dogruyu ortaya koymak olsa idi, islam kitablanm layiki ile mti- 
talea etmediklerinden, bir noktaya kadar ma'zur goriilebilirlerdi. 
Fekat, isin ash boyle olmayip, cesidli safsatalar ve hileler ile cahil- 
leri aldatmak ve islamiyyetden ayirmakdir. islam alimlerinin yaz- 
diklan kitablara ve kendilerine sorduklan siiallere cevab vereme- 
yip, sanki o kitablan gormemis gibi, evvelki cehalet [ve inadlan] ile 
miinasebetsiz bir seklde islamiyyete saldirmakdadirlar. Yalan ve 
iftiralarla dolu gizli gizli risaleler, kitablar te'lif etmekde ve el altm- 
dan nesr etmekdedirler. 



84- 



— 7 — 

(GADA-UL-MULAHAZAT) 

KITABINA CEVAB 

Bir papazm nesr etdigi (Gada-iil-miilahazat) kitabmm ikinci 
babinin iiciincu faslmda diyor ki: (Bu fasl, hiristiyanhgm Israil 
ogullan arasmda yayildigi gibi, Muhammed aleyhisselamm dini 
de hiristiyanhk iifkundan ortaya cikacak iken, Arabistan putpe- 
restleri arasmda zuhur etmesi seklindeki garib mes'elenin acik- 
lanmasma dairdir. Biitiin alemler Allahii tealamn miilkii olup, 
kendi miilkiinde "diledigini yapici" oldugunda asla siibhemiz 
yokdur. IMhi fi'Uerinin hepsi hikmetli birer sebeb He olmakdadir. 
Rabbani hikmetinin bir geregi olmak iizere, hazret-i Mesihin ru- 
hani ve dini miikemmil [temamlayici] olmasma bir hazirhk olmak 
iizere, once Musi aleyhisselamm serfatini gonderdi. Musa aley- 
hisselam, beklenen yerde, bulunduklan zemanda ortaya cikmasi- 
nm ve kendi kilisesinin ya 'ni cema 'atinin binasmi buna kabiliyyet 
kazanmis olan esas iizerine koymasmm, siibhani hikmete uygun 
olmasi, az bir mulahaza He anlasilabilir. Bunun gibi, eger hiristi- 
yanhgin kaldmlmasi, nesh edilmesi Allahii tealamn muradi olsay- 
di, hem kiyas geregi, hem de maslahat icabi onun yerine dikilecek 
kamil agacm, hiristiyanhk kokiinden, ya'ni yeni bir din kabuliine 
hazir bulunan yerden ortaya cikmasi gerekirdi. Ama, islamiyyeti 
bina ve te'sis eden zat, ne bir hiristiyan memleketinde dogmus, ne 
de Israil ogullan arasmda zuhur etmisdir. Bil'aks tarihlerin acik- 
ca belirtdikleri gibi, Ka'be-i muazzamayi iicyiize yakm putlarla 
dolduran cahil arablar arasmdan cikmisdir. Arab tarihlerinden 
haberdar olan, vukuf sahibi kimselerin bildigi gibi, hazret-i Mu- 
hammed "aleyhissalatii vesselam" niibuvvetini bildirdigi, ya'ni 
dinini i'lana basladigi vakt, Mekke halki, adi gecen dini kabule 
hazir degildi. Tarn bir zidhkla Onun "sallallahii aleyhi ve sellem " 
peygamberligine ltiraz ve tebligitma muhalefet ve zatma hakaret 
ederlerdi ki, eger Ona Ebu Talib ve onun hanedanimn kuvveti 
yardimci olmasaydi ve sonradan Mekke halki arasmda meydana 
gelen akrabahk rekabeti ve gayretinin, Onun maksadma ulasma- 
si icin meydana getirdigi firsat Onun kabiliyyetine eklenmesey- 
di, mezkur din, heniiz tomurcuk halinde iken, muhaliflerin taar- 

-85- 



ruzlanndan zedelenir ve perisan olur giderdi. Mezkur yeni dini, 
ya'ni islamiyyeti kuvvetlendirmek icin, buna cismani sebebleri ve 
dunyevi vesileleri serbestce kullanmak; islam dininin hmstiyan di- 
ni kadar ruhani olmadigma ve onun zuhuru icin Arabistamn hazir 
bulunmadigma kuvvetli bit delildir. tslamiyyet, ruhani bir din, 
Arabistan da, onu kabule hazir olmus olsaydi, cismani sebeblere 
ve dunyevi vesilelere asla ihtiyac duyulmaksizm, o da hiristiyanh- 
gm yayilmasi gibi halim ve selim olarak yayihrdi. 

Putperest ve cahillerin, hidiyete gelmeleri icin, en miikemmel 
ve en iistiin dinin bir def'ada gonderilmesi miimkin iken, nicin 
merhametlilerin en merhametlisi olan Allahii teala, islami, altiyiiz 
sene evvel hiristiyanhgm ve ikibin sene evvel Museviligin yerine 
koymadi, ya 'ni onlardan once gondermedi. Bunca zeman te 'hirine 
sebeb ne idi? Miislimanlar, kendi dinlerinin hak ve Allahii teala ta- 
rafmdan gonderilmis olup olmamasim, bu delilimiz vasitasi He an- 
hyabilirler) demekdedir. 

Gada-ul-miilahazatin bu yazisi hulasa edilirse, tic iddi'ayi icine 
almakdadir: 

Birincisi: Isa aleyhisselamm dininin ya'ni hiristiyanhgm fazilet 
ve ustunlugiiniin sebebi; onu kabul etmege miisaid, serf at terbiye- 
si gormiis israil ogullan arasmda zuhtir etmesi ve Muhammedin 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" dininin ya'ni islamiyyetin ise, se- 
rf at terbiyesi gormemis ve onu kabul etmege miisaid olmiyan put- 
perestler arasmda zuhur etmesidir. 

Ikincisi: Hiristiyanhk yumusakhk ve tathhkla yayildigi halde, is- 
lamiyyetin sertlik, kuvvet ve dunyevi sebeblerle yayilmasidir. 

Uciinciisii: Allahii tealanm Peygamber gondermesi miimkin ve 
kendisi de merhametlilerin en merhametlisi oldugu halde, iistiin olan 
bir dini, ya'ni islamiyyeti, digerlerinden evvel gondermemesinin, 
Onun adaletine uygun olmamasidir. Gada, kishk ta'am demekdir. 

BIRINCi iDDIALARI: (Isa aleyhisselamm, serVat terbiyesi 
gormiis bir kavm icerisinden zuhuru, Muhammed aleyhisselamm 
ise, serVat terbiyesi gormemis bir kavm arasmdan zuhur etmesi- 
dir.) 

CEVAB: Bu iddi'alarma cok cesidli sekllerde cevab vermek 
mumkindir. 

Israil ogullan, Isa aleyhisselamm teblig etdigi ilahi ahkami, 
kabul etmege miisaid olmakla beraber, seri'at terbiyesi de gor- 
miislerdi. Boyle oldugu halde, Isa aleyhisselama omrii boyunca, 
sekseniki kisi icabet etmis, inanmisdi. Halbuki Muhammed aley- 
hisselam, hicbir dini kabul etmege miisaid olmiyan ve hicbir 

-86- 



serf at ve din terbiyesi gormemis arap putperestlerini, babalannm 
ve dedelerinin dinine temamen zid, nefslerinin arzularma, lezzet- 
lerine biisbiitiin muhalif olan bir dine, ya'm islamiyyete da'vet et- 
di. Resulullahin "sallallahli teala aleyhi ve sellem" Peygamberligi- 
ni i'lan etmesinden, vefatma kadar yiizyirmidort binden ziyade sa- 
habe, Onun da'vetini kabul ederek, seve seve iman etmislerdi. Fa- 
zilet ve ustiinliigun hiristiyanhkda mi, yoksa islamiyyetde mi oldu- 
gunu, bu yazimizi okuyan akl sahiblerinin insafma birakiyoruz. 
Ebu Talibin elinden geldigi kadar Peygamberimizi "sallallahii 
aleyhi ve sellem" himaye etmege, korumaga cahsdigi dogrudur. 
Fekat bu, islamiyyetin yayilmasma ve yiikselmesine, zan edildigi 
gibi, iizerinde durulacak seklde, bir himaye ve yardim degildir. Bu 
himaye, Onun "sallallahii aleyhi ve sellem" dinine inandigi icin 
degildi. Akrabasi oldugundan, yalniz oldiiriilmemesi ve eziyyet 
yapilmamasi icindi. Ciinki, Ebu Talib de, iman etmemislerden idi. 
Bu sirada Eshab-i kiramdan "aleyhimiirndvan" ba'zilan miisrik- 
lerin eziyyetlerine dayanamiyarak Habesistana hicret etmislerdi. 
Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" Eshab-i kiramla 
"aleyhimiirndvan" beraber, her diirlii goriismelerden men'edil- 
mis olarak iic yil boyunca Mekkede mahsur kaldilar. Allahii teala 
da, iki def a Peygamberimize, akrabalanm, yakmlarim tophyarak, 
dine da'vet etmesini emr etdi. Su'ara suresinin ikiyiizondordiincii 
ayetinde mealen, (Yakin akrabam Allahii tealamn azabi ile kor- 
kut) buyurulmusdur. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", bu 
ayet-i kerimedeki emr mucibince, akrabalanm miisliman olmaga 
da'vet etdi. [Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" akrabalanm 
toplaymca, (Allahii tealaya iman ve itaat ederek, kendinizi Onun 
azabindan kurtarimz. Yoksa bana olan akrabahginiz size faide 
vermez) buyurdu.] Hie birisi iman etmedi. Hatta amcasi Ebu Le- 
heb ve zevcesi olan odun tasiyici, Resulullaha "sallallahii aleyhi ve 
sellem" eza ve cefada o kadar asm gitdiler ki, Kureysin ileri gelen- 
leri ile birlikde Ebu Talibe sikayete gidip; Resulullahi "sallallahii 
aleyhi ve sellem" himaye etmekden vaz gecmesini tekhf etdiler. 
Bunun iizerine Ebu Talib, Resulullahi "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" cagirarak, din-i islama da'vet isinden vaz gecmesi icin, nasi- 
hatlarda bulundu. Bu ve bunun gibi, yiizlerce dehl ile sabitdir ki, 
Ebu Talibin himayesi [protestan papazlarm iddi'a etdikleri gibi], 
islamiyyetin Kureys kavmi tarafmdan kabuliine sebeb olmamis- 
dir. 

Muhammed aleyhisselam, kendisini kabule miisaid olmiyan bir 
kavm arasinda zuhur etmis ve onlara Peygamber olarak gonderil- 
misdir. Halbuki Isa aleyhisselam, kendilerini kurtaracak bir Pey- 

-87- 



gamber bekleyen, israfl ogullan arasmda zuhur etmis, ortaya cik- 
misdir. Isa aleyhisselam da, diger Peygamberler "aleyhimusse- 
lam" gibi, yehudflerden cok zahmet ve sikmti cekdi. Fekat, Resu- 
lullahm "sallallahti aleyhi ve sellem" dusmanlan, O Server hayat- 
da iken, helak oldular, kendi mubarek zat-i niibiivvetleri ise, Me- 
dfne-i milnevverede Aisenin "radiyallahii teala anha" evinde, ya- 
tagmda dar-i fenadan dar-i bekaya tesrif etdi. 

Bugiin ellerde bulunan dort incil kitabmda, dini kabule miisa- 
id, serfat terbiyesi gormils bir kavmden olan Petrus ve diger Ha- 
varilerin, Isa aleyhisselam yakalandigi zeman, kendi baslarmm 
derdine diisdiikleri ve hemen Isa aleyhisselamm yamndan kacdik- 
lan, hatta o gece, Isa aleyhisselamm en yakm havarisi olan Petru- 
sun, horoz otmeden once, yemin ve la'netler ederek, Isa aleyhisse- 
lami tammadigim soyliyerek, inkar etdigi yazihdir. 

Din kabuliine miisaid olmryan [serfat terbiyesi gormemis] put- 
perest bir kavm icinde iken, islamiyyeti kabul eden ve Resululla- 
hin "sallallahu aleyhi ve sellem" mubarek sohbetleri ile sereflenen, 
Eshab-i kiramdan "aleyhimiirndvan", Ebu Bekr-i Siddik "radiyal- 
lahii anh", hicret esnasmda Resulullaha "sallallahu aleyhi ve sel- 
lem" magarada arkadasi oldu. [Resulullaha bir zarar gelir korkusu 
ile magaradaki yilan yuvalanm hirkasim parcalayarak kapatdi. 
Son delige parca yetismedigi icin, bunu da ayagi ile kapatdi. Yilan 
ayagim lsirdi. Ne ayagini cekdi, ne de bir ses cikardi. Goziinden 
akan yas, Resulullahm mubarek yiiztine damlaymca, Resulullah 
uyandi ve mu'cize olarak mubarek tukrugiinii Ebu Bekrin "radi- 
yallahii anh" ayagma siirdii, yarasi iyi oldu.] Biitiin mahm islamiy- 
yet icin harcadi. Daha sonra, arablardan irtidad edenlerle cihad 
edip, bunlari imana getirdi. 

Omer "radiyallahii anh" ise, ilk iman etdigi giin, Eshab-i kira- 
min oniine diisiip, Mekkede musriklerin iskence ve eziyyetlerine 
ragmen, korkmadan muslimanhgmi i'lan etdi. Biitiin halifeligi 
miiddetince, biiyiik fethler yapildi. islamiyyet her yere yayildi. 
Adaletde ise, ona benzer hicbir kumandan ve hicbir adil kimse or- 
taya cikmadi. Bunlar tarihlerde yazihdir. 

Osman-i Zinnureyn "radiyallahii anh" Mekkenin en zenginle- 
rinden idi. Ne kadar serveti varsa hepsini islamiyyeti kuvvetlen- 
dirmek icin sarf etdi. [Burada sadece Tebtik gazasmda verdikle- 
rini zikr edelim: Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem" 
mescidde Eshab-i kirami Tebiik gazasi icin yardimda bulunmaya 
tesvik etdi. Osman "radiyallahii anh" ayaga kalkip: (Ya Resulal- 
lah! Allah yolunda sirt cullari ve semerleri ile birlikde yiiz deve 
vermeyi iizerime aldim) buyurdu. Resulullah tekrar tesvikde bu- 

-88- 



lundu. Osman "radiyallahti anh" tekrar ayaga kalkdi ve (Ya Resu- 
lallah! Allah yolunda sirt cullan ve semerleri ile birlikde yiiz deve 
daha vermeyi iizerime aldim) buyurdu. Resulullah "sallallahii 
aleyhi ve sellem" minberden inerken: (Bundan sonra yapacagi sey- 
lerden Osmana hesab yokdur) buyurdu. Eshab-i kirami tekrar tes- 
vik etdi. Osman "radiyallahti anh": (Ya Resulallah! Allah nzasi 
icin, sirt cullan ile birlikde yiiz deve daha vermeyi iizerime aldim) 
buyurdu. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem": (Tebiik as- 
kerini donatan kisiye Cennet var!) buyurdu. Bunun tizerine Os- 
man "radiyallahti anh" bin altm getirerek, Resulullahm "sallallahii 
aleyhi ve sellem" kucagma dokdii. Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem": (Ey Allahim! Ben Osmandan raziyun. Sende razi ol) diye 
diia etdi. Osman "radiyallahti anh" Tebiik ordusunun yansmi tec- 
hiz etdi. (Stinen-i Darekiitni,' 11 cilt dort, sahife 198). Osman-i Zin- 
ntireyn "radiyallahti anh", bu orduya, takimlan ile birlikde, dokuz- 
yiiz elli deve, elli at vermis ve bunlarm siivarilerinin techizatim 
karsiladigi gibi, onbin dinar veya yediytiz rukye altm daha gonder- 
misdir.] 

Ali "radiyallahti anh" ise, Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve 
sellem" hicret etdigi gece, Onun yatagma yatip, kendini Onun icin 
feda etmisdi. Nice muharebelerde (Allahm arslani) lakabimn hak- 
kmi verdi. Diger Eshab-i gtizinin "radiyallahti annum ecma'in" her 
biri, canlanm ve mallarim, Resulullah efendimizin emri ile hie ce- 
kinmeden feda etdiler. islamiyyetin hiristiyanhkdan fazilet ve us- 
tunliigti ve bu iki dine inanan, bu iki Peygamberi gorenler arasin- 
daki fark, giines gibi meydandadir. 

Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem", israil ogullan 
arasmda zuhur etmeyip, isma'il aleyhisselamin evladmdan olan 
arablann arasmdan zuhur etmesinde de, nice faideler, fazilet ve iis- 
tiinltik vardir. 

Birincisi: Allahti teala, hazret-i Hacere bir melek gonderip: 
(Ey Hacer, Allahti teala tarafindan miijdelerim ki, senin oglun 
Isma'il aleyhisselam, biiytik bir timmet sahibi olacakdir ve senin 
neslin, Sarenin neslinden iistiin olacakdir) diye miijdeledi. iste 
Allahti tealanm bu va'dine binaen, Muhammed Mustafa "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem", isma'il aleyhisselam neslinden gelmisdir. 
Allahii teala, hazret-i Sarenin neslinden, pek cok Peygamber 
gondermisken, isma'il aleyhisselamin neslinden sadece Mu- 
hammed aleyhisselami gondermisdir. Boylece, Allahii teala- 



[1] AK Dare-kutni, 385 [m. 995] de, Bagdadda vefat etdi. 

-89- 



nin va'di yerine gelmisdir. Bundan Peygamberimizin "sallallahii 
aleyhi ve sellem" fazflet ve tistiinlugu anlasilmaz mi? (Mizan-iil- 
hak)m mtiellifi olan papaz, bu miijdeyi baska ma'naya cekerek, 
te'vfl etmek istemekde ve (bundan maksad, [putperest olan] arab 
beglerini Hacere mujdelemekdir) demekdedir. Gayret ve him- 
met sahibi bir hiristiyana: (Senin evladm zengin begler olacak. 
Fekat mecusi, putperest olacaklar) denilirse, o kimse bu miijde 
ile mesrur olur, sevinir mi? [elbette sevinmez, bil'aks uziilur]. 
Hasa, Cenab-i Hakkin hazret-i Hacere teselli verecek yerde, sen- 
den miisrik evlad gelecek diye miijde vermesi aynen bunun gibi- 
dir. 

Bir diger husus da sudur: Miijde ibaresinde (arab begleri) diye 
bir soz yokdur. Fekat, isma'il aleyhisselamm neslinin biiyiik bir 
iimmet olacagi ve Beni israilin iizerine galib olacagi aciklanmisdir. 
Islamiyyetin zuhurundan once miisrik arablar tarafmdan Beni is- 
raili kahr edecek bir biiyiik vak'a olmadigi ve yehudileri zelil eden 
bu vak'anm ancak islam dmi oldugu gayet acikdir. 

Ikincisi: Beni israil Peygamberleri, Isa aleyhisselama gelince- 
ye kadar Tevrat ve Zeburun ahkamim ogrenir ve ogretirlerdi. 
Eger Muhammed "sallallahii teala aleyhi ve sellem" Beni israil- 
den zuhur etmis olsaydi; Kur'an-i kerimi ve biitiin ahkam-i ilahiy- 
yeyi, Beni israil alimlerinden ogrendi diyerek iftira edileceginde, 
asla sek ve siibhe edilmezdi. Peygamberlerin en iistiinii olan Re- 
sulullah efendimiz kavmi icinde, bir zeman dahi olsa, gayb olma- 
mis ve bir kimseden bir harf dahi ogrenmiyerek, miibarek eline 
de kalem almamrsdir ve Mekke-i mtikerreme sehrinde, yehudi ve 
hiristiyan da yokdur. Hal boyle iken, papazlar (Mizan-ul-hak) ve 
diger kitablannda; Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" 
ticaret icin Sama tesriflerinde Bahira ismli rahibden veya hiristi- 
yanlarm ileri gelenlerinden ilm ogrendigini i'lan etmislerdir. Hal- 
buki, Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", amcasi Ebu 
Talib ile Sama gitdiklerinde oniki yasmda idi. Bu hususu biitiin si- 
yer alimleri ittifak ile bildirmislerdir. Rahib Bahira ile miilakati, 
goriismesi de ancak birkac saatden ibaret idi. Bahira; Peygambe- 
rimize "sallallahii aleyhi ve sellem" dikkat ile bakdikdan sonra, 
Onun ahir zeman Peygamberi olacagmi anlamisdi. Sonra Ebu 
Talibe: (Eger hiristiyanlann ve yehudilerin ileri gelenleri, bu co- 
cugun Resulullah oldugunu his ederlerse, oldiirmege kasd edebi- 
lirler) dedi. Ebu Talib, rahibin bu isareti iizerine, onun soziine uy- 
mus ve ticaret icin gotiirmiis oldugu mallan Busra ve civannda sa- 
tarak, Mekke-i mtikerremeye donmiisdii. Peygamberimize "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" ilm ogretdi denilen rahib; bu kadar ilmi 

-90- 



Peygamberimize ogretecegine, kendi Peygamberlik iddi'asmda 
bulunamaz mi idi? Bundan baska, muallim denilen Bahira, Pey- 
gamberimizde "sallallahii aleyhi ve sellem" ortaya cikan ve niha- 
yetsiz olan bu ilmleri acaba hangi kaynakdan almis, hangi men- 
ba'dan ogrenmis idi. Ciinki, Allahii tealanm Resulullaha "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" bildirdigi ilmler, incili ve Tevrati samil ol- 
dukdan baska, onlarda olmiyan bircok ilmleri de bildirmisdi. Zi- 
ra, Kur'an-i kerim, altibinden ziyade ayet olarak, pek cok hiikm- 
leri ve ma'rifetleri icine almakdadir. Bundan baska, Resulullahm 
mubarek lisamndan beyan olunan ilm ve ma'rifetler; siinnet, va- 
cib, miistehab, mendub, nehy, mekruh ve diger haberlere dair, ye- 
diyiizbin hadis-i serif sahih senedler ile hadis alimlerince zabt ve 
rivayet edilerek, ortaya konulmusdur. imam-i Nesai "rahmetulla- 
hi aleyh" [1) bunu te'kid ederek: (Yediyiiz ellibin hadis-i serif top- 
lamisdim. Fekat, ellibin hadisin senedinde za'iflik oldugundan, 
terk etdim. Yediyiiz binini hifz etdim) buyurmusdur. Yehudilerin 
ve hiristiyanlann Allah kelami dedikleri, ellerindeki Tevrat ve in- 
cillerde, kissalardan baska emr, nehy ve sair dmi ahkama miiteal- 
lik olan ayetlerin temami bir yere toplamlsa, yediyiize ulasmaz. 
Bu hususu, (Kur'an-i kerim ve bugiinkii inciller) bahsinde tafsi- 
lath olarak anlatacagiz. Muhammed aleyhisselam, acaba hiristi- 
yan rahiblerin hangisinden, hangi cesid ilmi ogrenmisdir? Kiiciik 
bir havuzdan okyanusun meydana gelmesi miimkin midir? Bun- 
dan anlasihyor ki; kavmi icerisinde, bir rahib yokken, Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" bu iftiraya ugradigi halde, israil 
ogullan icerisinde gonderilmis olsaydi, kimbilir daha nice iftirala- 
ra ugrardi. iste bunun icin, vacib-iil-viicud olan Allahii teala, sev- 
gilisini bu gibi iftiralardan koruyarak, israil ogullan arasmdan 
gondermedi. 

Uciinciisii: Eski tarihleri ele ahp, heniiz mevcud olan milletle- 
rin adetlerini, hallerini ve fi'llerini dikkatlice inceledigimizde, be- 
devilik halinde iken bile, arablann vatanseverlik ve milliyetcilik- 
le beraber, misafirperverlik ve yoksullara yardim etmek gibi, gii- 
zel hasletlerde, secaat, kahramanhk, taharet, irk, neseb, comert- 
lik, kerem, edeb ve hiirriyyetine dtiskiinliikde tistiin, yiiksek ev- 
safa, adetlere sahib olduklan gorulur. Bunlarda ve aklhhkda, fe- 
sahat ve belagatda, arablara benzer bir kavm var midir? israil 
ogullarmm ne gibi kotti ahlak sahibi olduklan, basdan sona ka- 
dar Tevratda da yazilidir. Onlarm, kavmlerin en kottisti oldukla- 



[1] Nesai Ahmed, 303 [m. 915] de Ramlehde vefat etdi. 

-91- 



n da meydandadrr. Mahluklarm en faziletlisi, en usttinii olan 
Fahr-i kainat efendimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" kabilelerin 
en usttinii olan arablardan gelmesi mi, yoksa Bern israilden [Ye- 
hudilerden] gelmesi mi evla olur? Beni israil, Peygamberlere tabi' 
olup, Musa aleyhisselamm seri'ati ile amel etdikleri miiddetce, Al- 
lahti tealamn lutflarma mazhar olmus ve diger kavmlerden daha 
tisttin olmuslardi. Fekat, sonradan Peygamberlere "aleyhimiisse- 
lam" ihanet etmeleri ve bunlardan cogunu oldiirmeleri sebebi ile 
insanlarm en rezili, en alcaklan olmak derecesine diisdiiler. Bu 
husus, hiristiyanlarca da bilinmekdedir. Isa aleyhisselamm bed- 
diiasi ile de hakir, zelil ve alcaklik iizere yasayip, hakaretden ile- 
lebed kurtulamryacaklardir. Simdi (Eger Muhammed aleyhisse- 
lam, Peygamberlerin en iistiinii olsaydi, bu zillet ve hakaretden 
kurtulamiyacak olan Beni israilden gelirdi) diye i'tiraz etmek ne 
kadar sasilacak bir tenakuzdur. Hasr stiresi, ikinci ayetinde, mea- 
len: (Ey akl sahibleri! Bilmediklerinizi, size bildirilmis olanlardan 
anlayiniz) buyurulmusdur. 

Ddrdiinciisii: Isa aleyhisselam, cesidli mu'cizelerle Beni israil 
gibi bir kavm icerisinde, Peygamber olarak gonderildiginden, mu- 
barek sozleri arasmda, o zeman kullamlmasi adet olan, birkac me- 
cazi sozlerini te'vil edemeyip, sonra gelen papazlar, teslis (Trinite) 
gibi, hie bir akl-i selimin asla kabul etmeyecegi, eski hindlilerin ve 
Eflatunun felsefesinde bulunan iic ilaha inanmak gibi bir i'tikadi 
kabul etdiler. Halbuki Resulullah efendimizin "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" teblig etdigi, mtitesabih olan ayet-i kerime ve 
hadis-i serifler ve diger tebligati; tefsir ve hadis kitablarmda uzun 
olarak anlatildigi gibi, nice hikmetli ince ma'na ve hakikatleri sa- 
mil oldugu da bildirilmisdir. [Miitesabih, ma'nalan diger meshur 
haberlere uymayip, baska ma'na verilmesi lazim olan, orttilii, ka- 
pah ayet-i kerime ve hadis-i seriflere denir.] Bunlarm adedi Isa 
aleyhisselamm tebligatindan pok fazladir. Eger Peygamberimiz 
"sallallahii aleyhi ve sellem", Beni israilden gonderilmis olsaydi; 
Allahii tealamn iiluhiyyetini temamen inkar ederek, (Hazret-i 
Muhammedden baska ilah yokdur) diyeceklerine hie siibhe olu- 
nabilir mi idi? 

IKINCi IDDiALARI: (Gada-ul-mulahazat)da ortaya atilan 
ikinci iddia, (Hiristiyanhgm yumusakhk ve tathhkla yayildigi hal- 
de, islamiyyetin sertlik, kuvvet, zor ve diinyevi menfeatler vererek 
yayilmasi)dir. 

CEVAB: Bu iddialan da, digerleri gibi yanhsdir, aslsizdir. 

-92- 



Soyle ki: 

Bihncisi: incilin beyani ve Isa aleyhisselamin ikran ile sabitdir 
ki, nasranilik, musevilikden baska bir din olmayip, onun mukem- 
mili idi. Ancak, onda (cihad-i fi sebilillah) farzi yokdu. Nasranilik- 
de cihadm bulunmamasi, onun iistunlugiinii degil, noksanhgim 
gosteren bir delildir. Eger cismani sebebler [kuvvet, zor ve sertlik] 
ile yayilan bir dinin hak, dogru olmamasi zan edilirse, bu hepsin- 
den once hiristiyanligm batilhgmi i'tiraf etmek olur. 

Ikincisi: Eger bir dinin yayilmasmm sebebi, cismani sebebler- 
le olmasi, o dinin batilhgma delil getirilecek olursa, hiristiyanligm 
yayilmasi icin basvurulan sebeblere bir nazar etmek icab eder. 
Mesela, Isa aleyhisselamin, insanlan dine da'veti esnasinda mu- 
haliflerinin, diismanlarinin suikastlerinden korkarak gizlenmesi, 
mu'cizesinin gizlenmesini tavsiye etmesi, kendisinin Mesih oldu- 
gunu kimseye soylememeleri icin havarilere tenbihde bulunmasi, 
kimin kihci yok ise elbisesini bile satip bir kihc satm alsm diye sa- 
kirdlerine tenbihi, putperest olan Romahlara itaat etdigine bir 
alamet olarak vergi vermeleri icin emr etmesi ve Isa aleyhisse- 
lamdan sonra hiristiyan firkalan arasmdaki ihtilaf yiiziinden nice 
harblerin meydana gelmesi ve milyonlarca insamn oldiiriilmesi 
ve papalarm sebeb oldugu Avrupada zuhura gelen ihtilaller, car- 
pismalar, Tampliye ve Sen Bartelmi vak'alarmda ve engizisyon 
mahkemelerinde, hiristiyanlar tarafmdan milyonlarca ma'sum 
kimsenin katl edilmesi, Amerika kit'asmda ve sonradan kesf olu- 
nan diger adalarda, misyonerlerin cikardigi fitnelerde, milyonlar- 
ca insamn kilmcdan gecirilmesi gibi hadiseler, tarihlerden oku- 
nup anlasilmca, hiristiyanligm cismani sebeblere ya'ni kuvvet, 
zor, sertlik ve diinyevi menfe'atlere bas vurmaksizm, yumusakhk 
ve tatlihkla yayildigi, nasil iddia edilebilir? 489 [m. 1096] dan 669 
[m. 1270] senesine kadar 174 sene sekiz dalga halinde devam 
eden hach seferlerinde yapilan zulmler, yapilan katliamlar ve 
vahsetler anlatilmakla bitmez. Hach ordulan, gecdikleri her yeri, 
hatta kendi dindaslan Bizanshlann bassehri olan istanbulu bile 
yakip yikdilar. Hach seferleri hakkinda 5 ciltlik bir eser yazan hi- 
ristiyan Michaud diyor ki: (492 [m. 1099] senesinde hachlar Ku- 
diise girmege muvaffak oldular. Sehre girince, miisliman ve yehu- 
di 70.000 kisiyi bogazladilar. Cami'lere sigman miisliman kadmla- 
n ve cocuklan bile, hie acimadan oldiirdiiler. Sokaklarda sel gibi 
kan akdi. Oliiler yiiziinden yollar tikandi. Hachlar o kadar vah- 
silesmislerdi ki, daha Almanyada Ren nehri sahilinde iken ora- 
da rastladiklan yehudileri bogazlamrslardi.) Bunlan kendilerin- 
den olan hiristiyan tarihciler yaziyor. Hiristiyanlar 898 [m. 1492] 

-93- 



de Endiiliis Emevi Devletini' 11 mahv edip, Kurtubaya girince, on- 
ce Kurtuba cami'ine saldirdilar. Bu giizel hasmetli binaya atlany- 
la girdiler. Cami'e sigman miislimanlan merhametsizce bogazla- 
dilar. O kadar ki, cami'in kapilanndan kan akmaga basladi. Ye- 
hudileri de ayni seklde katl etdiler. Vahsi ispanyollar, btitiin miis- 
liman ve yehudileri kilic tehdidi ile zorla hiristiyan yapdilar. Elle- 
rinden kacabilenler Osmanh devletine iltica etdiler. Bugtin Tiir- 
kiyede bulunan yehudiler, bunlarm torunlandir. Ispanya krali 
Ferdinand, Ispanyadaki biitiin miislimanlan ve yehudileri imha 
edince: (ispanyada artik ne miisliman, ne de dinsiz kaldi) diye if- 
tihar etmisdi. iste yumusaklik ve tathhkla yayildigi iddia edilen 
hiristiyanlik ve yumusak ve tatli olduklarim soyliyen hiristiyanla- 
nn vahsetleri! 

Hiristiyan firkalannm birbirlerine yapdiklan zulm de bundan 
asagi degildir. Hele bu (Gada-iil-miilahazat) kitabim yazan papa- 
zin, seri'at terbiyesi gormiis diye medh etdigi yehudilere, hiristi- 
yanlann yapdiklan zulmler de, herkesin ma'lumudur. 

Papaz doktor Kith (Alex Kcith)in ingilizce olarak te'lif edip, 
papaz Merikin farscaya terceme etdigi ve Evenburgda 1261 [m. 
1846] de (Ke$f-iil asar ve ft kisasi enbiya-i beni israfl) ismi ile basi- 
lan kitabimn yirmiyedinci sahifesinde diyor ki: (Biiyiik Kostantin 
hicret-i nebeviden takriben 300 yil once yehudilerin temamimn ku- 
laklannin kesilmesini emr etmis ve cesidli yerlere siiriip memleke- 
tinden atmisdir.) 

Yirmisekizinci sahifesinde ise: (ispanyada yehudiler ile sartdan 
birini kabul etmege zorlandilar: 

a) Hiristiyanhgi kabul edecekler. 

b) Hiristiyanhgi kabul etmiyenler, habs edilecekler. 

c) Bu ikisini kabul etmeyenler memleketden, bulunduklan 
yerden kovulacaklar. Bu muamelenin benzeri Fransada da yapil- 
di. Boylece yehudiler diyar diyar dolasdilar. Gitdikleri biitiin hi- 
ristiyan memleketlerinden hep kovuldular. O zeman onlar icin, 
Avrupada oldugu gibi, Asyada da, emin olduklan bir belde yok- 
du). 

Yirmidokuzuncu sahifesinde ise: (Katolikler, yehudileri kafir 
kabul etdikleri icin, zulm etdiler. Katoliklerin en ileri gelen papaz- 
lan toplanarak ba'zi kararlar aldilar: 

1 — Bir hiristiyan, bir yehudiyi korursa hata etmisdir. O kisi 



[1] Endulus islam devleti 139 [m. 756] da tesekkul ve 898 [m. 1492] de ni- 
hayet buldu. 

-94- 



aforoz edilir. Ya'ni hiristiyanlikdan cikanhr. 

2 — Hiristiyan devletlerin hie birisinde yehudilere bir vazife 
tevdi edilmez. 

3 — Hie kimse yehudiler ile yemek yiyemez ve ortaklik yapa- 
maz. 

4 — Yehudilerden dogacak cocuklar hiristiyanlar tarafmdan 
yetisdirilir. Bu maddenin agirligi ortadadir) denilmekdedir. Otuz 
ikinci sahifesinde: (Portekizliler, yehudileri yakaladiklan zeman 
atese atip yakiyorlardi. Bu isi yapdiklan zeman, bayram giinii gibi 
kadmlan ve erkekleri toplamp seviniyorlardi. Kadmlan ise, sevinc- 
lerinden ziplayip sicnyarak oynuyorlardi) denilmekdedir. 

Papazlarm yazdigi (Siyer-iil-mutekaddimin) kitabinda ise: (Mi- 
ladm 379. cu senesinde, Roma imperatoru Gratienus, kumandan- 
lan ile mesveret etdikden sonra; memleketinde bulunan biitiin ye- 
hudilerin hiristiyan olmasim, hiristiyanhgi kabul etmiyenlerin ise, 
katl edilmesini emr etdi) demekdedir. Bunlan yazanlar hiristiyan- 
lann ileri gelen papazlandir. 

Katoliklerin protestanlara, protestanlann da katoliklere yapdi- 
gi zulm ve iskence yukanda anlatilanlardan az degildir. 

Beyrutda 1265 [m. 1849] senesinde arabca olarak nesr edilen ve 
oniic risaleden miitesekkil kitabm on iicuncii risalesinin onbes ve 
onaltmci sahifelerinde diyor ki: (Roma kilisesi, protestanlara karsi 
pek cok zulm, eziyyet ve katliamlar yapmrsdir. Bunu isbat eden sa- 
hidler de bu Avrupa memleketlerindedir. Avrupada, Kiitiib-i mu- 
kaddeseyi imanda ve amelde kendilerine rehber edinmis ve Isa 
aleyhisselama inanip da, papaya inanmiyanlardan 230.000 den zi- 
yade insan, diri diri atese atilarak yakilmisdir. Aym seklde binler- 
cesi, ya kihcdan gecirilerek, ya da hapislerde veya iskencelerle ve- 
ya kemikleri oynak yerlerinden aynlarak veya kerpetenlerle disle- 
ri ve tirnaklan sokiilerek cesidli sekllerde yok edilmislerdir. Fran- 
sada sadece Marirsii Lemavus bayram giiniinde otuz bin kimse ol- 
duriilmusdur.) 

Katoliklerin protestanlara yapdigi zulme Sen Bartelmi katliami 
ve anlatmasi cok uzun siiren nice katliamlar sahiddir. Sen Bartel- 
mi katliaminda altmis bin protestan olduriilmusdur. Katolik pa- 
pazlar bunlan bir iftihar vesilesi olarak yaziyor ve nesr ediyorlar. 
Fransa kralhgina 1001 [m. 1593] de oturan dorduncii Henri, pro- 
testan katliamim durdurdu. Bundan hoslanmryan muteassib kato- 
likler, dordiincii Henriyi oldiirtdiiler. 1087 [m. 1675] de zulmler ve 
katliamlar yeniden basladi. Oliimden kurtulmak icin ellibin aile 
memleketlerini birakip kacdilar. 

-95- 



Protestanlann katoliklere yapdiklan da, katoliklerin protes- 
tanlara yapdigmdan az degildir. Katolik papazlarmdan Ingiliz Ta- 
misin (Thomas) Ingilizceden Urducaya terceme etdigi ve (Mir'at- 
iis-Sidk) ismi ile 1267 [m. 1851] senesinde tab' edilen ve Hindis- 
tanda pek cok dagitilan kitabin kirkbir ve kirkikinci sahifelerin- 
de: (Protestanlar ilk once 645 manastir, 90 mekteb, 2376 kilise ve 
110 hastahaneyi katolik sahiblerinin ellerinden zor ile alarak kiy- 
metsiz bir para ile satdilar. Aldiklan parayi aralannda taksim et- 
diler. Buralarda oturan binlerce ac ve ciplak fakfri de sokaklara 
atdilar) demekdedir. Kirkbesinci sahifesinde ise: (Protestanlann 
kin ve diismanliklan aym seklde mezarlarda yatan oliilere dahi 
ulasdi. Oliilerin cesedlerine iskence ederek kefenlerini soydular) 
demekdedir. 48. ve 49. sahifelerinde ise: (Kiitubhaneler de, kato- 
liklerden gasb olunan mallar icerisinde gayb oldu. Ciyl Birl bu 
kutiibhaneleri, iiziilerek su sozlerle anlatmisdir: Protestanlar bul- 
duklari kitablan yagma etdiler. O kitablan yakarak yemek pisir- 
diler ve onlarla samdanlarmi ve ayakkabilanm temizlediler. Ba'zi 
kitablan da, attarlara ve sabunculara satdilar. Bunlarm cogunu 
deniz otesinde bulunan miicellidlere verdiler. Bunlar yiiz veya el- 
li kitab degildi. Bil'aks gemiler dolusuydu. Yabanci milletleri bi- 
le hayretde birakan bir seklde, bunlan yok etdiler. Ben, bir taci- 
rin, her biri yirmi rupyeye iki kutiibhaneyi satm aldigim biliyo- 
rum! Bu mezalimden sonra, kiliselerin hazinelerini soyup, orala- 
n ciplak duvardan ibaret birakdilar. Kendilerini dogru bir is yapi- 
yor zan etdiler) demekdedir. Ellikinci ve daha sonraki sahifele- 
rinde diyor ki: (Simdi protestanlann katolikler hakkmda zemam- 
miza kadar yapdiklan zulmlerden bahs edelim: Protestanlar, in- 
gilterede adalet ve merhametden ve ahlakdan uzak, katoliklere 
zulm icin, yiizlerce kanun cikartdilar. Bunlardan bir kacim yaza- 
hm: 

1 — Bir katolik, anne ve babasinm mahna varis olamaz. 

2 — Onsekiz yasim gecen hicbir katolik erazi satm alamaz. An- 
cak protestanhgi kabul ederse alabilir. 

3 — Hie bir katolik is yeri acamaz. 

4 — Hie bir katolik (herhangi bir ilmde) muallimlik yapamaz. 
Kim buna muhalefet ederse, miiebbed habs olunur. 

5 — Katolik olanlar, vergileri iki kat olarak oderler. 

6 — Herhangi bir katolik papaz, ayin yapdmrsa 330 sterlin ce- 
za oder. Papaz olmiyan bir katolik bu isi yaparsa, 700 sterlin ceza 
oder ve bir sene habs olunur. 

7 — Bir katolik oglunu ingiltere disma okumaya gonderirse, 

-96- 



kendisi ve oglu olduruliir. Mallan ve hayvanlan ellerinden alinir. 

8 — Hie bir katolige devlet islerinde vazife verilmez. 

9 — Herhangi bir katolik, pazar giinii veya bayramlarda prot- 
estanlarm kilisesinde hazir olmazsa, bulunmazsa, her ay kendisin- 
den 200 sterlin ceza almir ve toplumdan kovulur. 

10 — Bir katolik Londradan bes mil uzaga giderse, 1000 sterlin 
ceza oder.) 

Altmisbirden altmisaltrya kadar olan sahifelerde ise soyle diyor: 
(Kralice Elizabethin emri ile, katolik rahibi ve din adamlanndan 
cogu, gemilerle goturiiliip, denize atildilar. Sonra, Elizabethin as- 
kerleri katolikleri, protestan yapmak icin Irlandaya geldi. Askerler 
katolik kiliselerini yakdilar. Nerede bir katolik papazi bulurlarsa, 
hemen oldiiriiyorlardi. Semruk kal'asinda bulunan askerleri de 61- 
diirdiiler. Sehrleri yakdilar. Ekinleri ve hayvanlan tahrib etdiler. 
Fekat, katolik olmiyanlara iyi davrandilar. Sonra parlamento, 1052 
[m. 1643-44] senesinde, bircok sehrlere, katoliklerin biitiin mallan- 
m ve erazilerini ellerinden almalan icin adamlar gonderdi. Katolik- 
lere yapilan bu zulmler kral I. Ceymis (James) zemanma kadar de- 
vam etdi. Onun zemamnda, bu zulmler biraz hafifletildi. Fekat 
protestanlar, ona kizdilar. 1194 [m. 1780] senesinde, 44 bin protes- 
tan krala dilekce verip, once oldugu gibi parlamentoda katoliklere 
zulm yapilmasi ile alakali kanunlarm degisdirilmemesini, aynen 
kalmasmi istediler. Fekat, kral onlarm bu teklifini kabul etmedi. 
Bunun iizerine, yiizbin protestan Londrada toplanarak katolik kili- 
selerini yakdilar. Katoliklerin bulundugu semtleri yikdilar. Oyle ki, 
otuzalti yerde yangm cikardilar. Bu fitne, alti giin devam etdi. Son- 
ra kral 1791 senesinde, baska bir kanun cikardi. Katoliklere halen 
mevcud olan haklan verdi.) 

Yetmistic ve yetmisdordiincii sahifelerde soyle demekdedir: 
(Irlandada Kont Ras Colin vak'asim duymamissmrzdir. Onun ir- 
landada yapdiklan dogrudur ve ash vardir. Protestanlar her sene 
ikiyiiz ellibin rubye ve bircok yerlerin kirasim tophyarak, bu para- 
larla fakir ve yoksul katoliklerin cocuklanm satm ahyor, ana ve ba- 
balanni tammamalan icin, onlari baska yerlerde yasiyan protes- 
tanlar arasma gonderiyorlardi. Bunlar biiyuyiince, memleketlerine 
tekrar geri gonderiliyor, ana ve babalanm ve kardeslerini tamma- 
diklan icin, erkek ve kizkardesleri ile, hatta ana ve babalan ile ev- 
lendikleri de oluyordu.) 

[Hiristiyanlarm miislimanlara yapdiklan zulmlerin, iskencele- 
rin en vahsisi, en canavarcasi, ingilizler tarafindan Hindistanda ya- 
pilmisdir. Asagidaki yazi, Hindistandaki islam alimlerinin biiyuk- 

- 97 - Cevab Veremedi - F:7 



lerinden allame Muhammed Fadl-i Hak Hayr-abadi Cestmin (Es- 
sevret-iil-Hindiyye), ya'ni (Hindistan fitnesi) kitabindan ve Mevla- 
na Gulam Mihr Almin buna yapdigi (El-yevakit-iil-mihriyye) hasi- 
yesinin 1384 [m. 1964] Hind baskismdan terceme edildi. Bu kitab, 
(Esmaiil-muellifiii)de, Muhammed Fadliillah isminde yazilidir. 

Ingilizler, ilk olarak, 1008 [m. 1600] senesinde, Hindistanda 
Kalkiite sehrinde, ticarethaneler acmak icin Ekber sahdan izn al- 
dilar. Sah-i Alem zemamnda Kalkiitede erazi satm aldilar. Bunla- 
n muhafaza icin asker getirdiler. 1126 [m. 1714] da Sultan Ferruh 
Sir sahi tedavi etdikleri icin, biitiin Hindistanda, bu hak kendileri- 
ne verildi. Sah-i Alem-i sani zemamnda Delhiye girerek, idareye 
hakim oldular. Zulme basladilar. Hindistandaki vehhabiler, 1274 
[m. 1858] de, siinni, hanefi ve soft olan sultan ikinci Behadir saha, 
bid'at ehli, hatta kafir dediler. Bunlann ve hindu kafirlerinin ve 
hain vezir Ahsenullah hamn yardimi ile, ingiliz askeri Delhi sehri- 
ne girdi. Evleri, diikkanlan basip, mallan, paralan yagma etdiler. 
Kadmlan, cocuklan dahi kilmcdan gecirdiler. icecek su bile bulun- 
maz oldu. Htimayun sahin 1 ' 1 Delhideki tiirbesine sigmmis olan cok 
yash sahi, coluk cocuklan ile, elleri bagh olarak, kal'a tarafma go- 
tiirdiiler. Patrik Hudson, yolda sahm iic oglunu soydurup, don ve 
gomlekle birakip, gogiislerine kursun sikarak sehid etdi. Kanlann- 
dan icdi. Cesedlerini kal'a kapisina asdirdi. Birgiin sonra, baslan- 
m Ingiliz kumandam Henri Bernarda gotiirdii. Sonra, baslan suda 
kaynatip, saha ve zevcesine corba olarak gonderdi. Cok ac olduk- 
larmdan, hemen agizlanna koydular. Fekat cigneyemediler, yuta- 
madilar. Ne eti oldugunu bilmedikleri halde, cikarrp topraga bi- 
rakdilar. Hudson haini, nicin yimediniz? Cok gtizel corbadir. 
Ogullanmzin etinden yapdirdim dedi. Sonra, sultam, zevcesini ve 
diger yakinlanm Rangon sehrine nefy ve habs etdiler. Sultan 1279 
[m. 1860] da zindanda vefat etdi. Delhide iicbin muslimam kur- 
sunhyarak, yirmiyedibin kisiyi de keserek sehid etdiler. Ancak 
gece kacanlar kurtulabildi. Hiristiyanlar, diger sehrlerde ve koy- 
lerde de, sayisiz miisliman oldiirdiiler. Tarihi san'at eserlerini yik- 
dilar. Esi bulunmiyan, kiymet bicilemiyen zmet esyalarim gemile- 
re doldurup Londraya gotiirdiiler. Allame Fadl-i Hak 1278 [m. 
1861] de Andaman adasmda, zindanda ingilizler tarafmdan sehid 
edildi. [Hiristiyanlarm birbirlerine ve yehudilere ve miislimanlara 
yapdiklan zulmleri ve tiiyler iirperten iskenceleri ve Kur'an-i ke- 
rime karsi alcakca yapdiklan yalan ve iftiralan ogrenmek icin, 



[1] Ekber sahm oglu Hiimayun sah, 963 [m. 1556] de vefat etdi. 

-98- 



(Cevab Veremedi) 194. cii ve sonraki sahifelerini okuyunuz!] 

1400 [m. 1979] senesinde ruslar, Efganistam isgal ederek, islam 
san'at eserlerini tahrib ve muslimanlan sehid etmege baslaymca, 
evvela biiyiik alim ve Veil Ibrahim Miiceddidiyi, yiizyirmibir tale- 
besi ve zevce ve kizlan ile kursunlayip sehid etdiler. Bu vahsetin, 
aleak hucumun sebebi de ingilizler oldu. Ciinki, 1945 senesinde, 
rus ordulanni maglub ederek, Moskovaya girmek iizere olan al- 
man devlet reisi Hitler, radyoda, ingiliz ve Amerikaya haykirarak, 
(Maglubiyyeti kabul ediyorum. Size teslim olacagim. Bana miisaa- 
de ve firsat veriniz. Rusya ile harbe devam edeyim. Rus ordusunu 
perisan edeyim. Komiinist felaketini diinyadan kaldirayim) dedi. 
Ingiliz basvekili Corcil, bu teklifi red etdi. Ruslara yardima devam 
ederek, ruslar gelmeden Berline girmediler. Ruslann diinyaya be- 
la olmasim sagladilar. 

Ingilizlerin muhtelif tarihlerde, diinyamn muhtelif yerlerinde 
ve bilhassa Hindistanda miislimanlara ve islam dinine karsi yap- 
diklan hiyanetleri ve cinayetleri daha fazla anlamak istiyenlere 
1334 [m. 1916] senesinde Beyrutda basilmis olan es-Seyyid Mu- 
hammed Habib Ubeydi Begin (Cinayat-iil-ingiliz) kitabim okuma- 
lanm tavsiye ederiz. 

Amerikah hukuk ve siyaset adamlarmdan Bryan William Jen- 
nings, kitablan, konferanslan ve 1891 ile 1895 arasinda ABD 
kongresi temsilciler meclisinde a'zahk yapmasi ile meshurdur. 
1913-1915 arasinda ABD hariciyye vekili idi. 1925 de oldii. (Hin- 
distanda Ingiliz hakhniyyeti) kitabmda, ingilizlerin islam diisman- 
hgim, zulmlerini uzun yazmakdadrr. 

Abdiirresid Ibrahim efendi, 1328 [m. 1910] da istanbulda basi- 
lan Tiirkce (Alem-i islam) kitabmm ikinci cildinde, (ingilizlerin is- 
lam diismanhgi) yazismm bir yerinde diyor ki: (Hilafet-i islamiy- 
yenin bir an evvel kaldinlmasi, ingilizlerin birinci diisiinceleridir. 
Kirim muharebesine sebeb olmalan ve burada Tiirklere yardim 
etmeleri, hilafeti mahv etmek icin bir hile idi. Paris muahedesi, bu 
hileyi ortaya koymakdadir. [1923 de yapilan Lozan sulhunda yap- 
diklan tekliflerinde de, bu dusmanhklarim acikca bildirmislerdir.] 
Her zeman Tiirklerin basina gelen felaketler, hangi perde ile or- 
tiiliirse ortiilsiin, hep ingilizlerden gelmisdir. ingiliz siyasetinin te- 
meli, islamiyyeti yok etmekdir. Bu siyasetin sebebi, islamiyyetden 
korkmalandir. Miislimanlan aldatmak igin, satilmis vicdanlan 
kullanmakdadirlar. Bunlan islam alimi, kahraman olarak tamtir- 
lar. Soziimuziin hulasasi, islamiyyetin en biiyiik diismam ingiliz- 
lerdir.) Abdiirresid ibrahim efendi 1363 [m. 1944] de Japonyada 
vefat etdi.] 

-99- 



Hiristiyanlarm yapdigi zulmlerden burada, sadece bir kismini 
zikr etdik. iste, serf at ve din terbiyesi gormiis, Isa aleyhisselamm 
(bir yilzilne vurana diger yiiziinu cevir) soziine iman etdiklerini 
soyliyen hiristiyanlarm, zulm ve vahsetinden bir kismi. Biz (Ga- 
da-ul-mulahazat) kitabmm sahibi olan papazin bu zulmleri, vah- 
setleri bilmiyecek kadar cahil oldugunu zan etmiyoruz. Musli- 
manlarm bu tarihi hadiselerden haberleri yokdur zanni ile, iddia- 
sim kuvvetlendirmek icin kendisini cahil gibi gostermekdedir. 

Uciinciisii: Eger yalmz cismani sebebler ya'ni kuvvet, zor ve sert- 
lik, bir dinin yayilmasina kafi olsaydi; bunca carpismalar, zulm ve 
katliamlardan sonra, biitiin diinyamn hiristiyan olmasi ve yeryiiziin- 
de yehudilerden hicbir kimsenin kalmamasi lazim gelirdi. 

Ddrdiinciisii: islamiyyetin emr etdigi cihad-i fisebilillah, kihc 
zoru ile alemi miisliman olmaga cebr etmek degildir. Cihad, keli- 
me-i tevhidi biitiin cihana yaymak ve duyurmak, Allahii tealamn 
hak dininin, diger dinler iizerine olan ustiinliik ve faziletini ortaya 
koymakdir. Bu cihad, evvela teblig ve nasihat seklinde yapihr. 
Ya'ni islamiyyetin hak din oldugu, biitiin se'adetleri, adaleti, hiir- 
riyyeti ve insan haklanm emr etdigi bildirilir. Bunu kabul eden 
gayr-i muslimlere vatandashk hakki verilir. Muslimanlarin malik 
olduklan biitiin hiirriyyetlere nail olurlar. Bu da'veti kabul etme- 
yip, inad eden hiikumetlerle, zalim diktatorlerle harb edilir. Harb- 
de maglub olduklan zeman, evvelce yapilmis olan da'vet tekrar 
edilir. Ya'ni islamiyyeti kabul etmeleri istenir. Kabul ederlerse, on- 
lar da aynen diger miislimanlar gibi, hiir olurlar. Kabul etmezlerse 
cizye denilen vergiyi vermeleri teklif edilir. Qzye vermegi kabul 
edenlere (zimmi) denir. Bunlara dinlerini degisdirmeleri icin her- 
hangi bir zorlama yapilmaz. [ihtiyarlardan, hastalardan, kadinlar- 
dan, cocuklardan ve yoksullardan ve din adamlarmdan cizye alm- 
maz.] Kendi dinlerinin icablarim yapmalan igin, onlara her diirlii 
musaade verildigi gibi, mallan, canlari, nzlari, namuslan, miisli- 
manlann mah, cam, lrzi ve namusu gibi, devletce muhafaza edilir. 
Biitiin hak ve hukukda, miisliman ve miisliman olmiyan adalet 
oniinde miisavi tutulur. 

UCUNCt) iDDIALARI: Papazlarm ortaya atdiklan iicuncu 
iddia: (Herhangi bir hazirhga liizum olmaksizm, seri'at terbiyesi 
gormeksizin, Allahii tealamn Peygamber gondermesi miimkin ol- 
dugu halde, boylesine efdal bir dini Isa ve Musa aleyhimesselamm 
dinlerinden evvel gondermemesi, merhametlilerin en merhametli- 
si olan Allahii tealamn adaletine uygun olmadigi)dir. 

CEVAB: Papazlarm bu iddialarma da cesidli sekllerde cevab 
verilir: 

-100- 



Bunlardan biri, biz inamyoruz ki, Allahii teala sonsuz kudret 
sahibidir. Yedi kat yerleri ve gokleri halk etmesi [yaratmasi] ile 
bir kanncayi, [bir hiicreyi, bir atomu] yaratmasi, Ona gore miisa- 
vidir. Hasa, seriki olmasi gibi, miimkin olmiyan seyden baska, Al- 
lahii tealamn yaratamryacagi hicbir sey yokdur. Eger iddia etdik- 
leri gibi, hazirhk olmaksizin Peygamber gondermek imkansiz ol- 
sa, bu da Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" mu'cizelerine 
ilaveten bir diger mu'cize olur. Ciinki, yeni bir dini kabule hazir ve 
kurtanci bir Peygamber bekleyen israil ogullarmdan, Isa aleyhis- 
selama, goke cikanlincaya kadar iman edenler, sekseniki kisi ol- 
musdur. Herhangi bir din terbiyesi, serf at terbiyesi gormemis ve 
yeni bir dini kabule miisaid olmiyan arablann icerisinden gelen, 
Fahr-i kainat "aleyhi efdaliittehiyyat" efendimizin vefatmdan on- 
ce, o arablardan ytizyirmidort binden ziyade kimseyi imana ka- 
vusdurmasi, miimkin olmryam, miimkin yapmakdir, bir mu'cize- 
dir. Hele, (efdal olani, daha iistiin olani once gondermemesi, Al- 
lahii tealamn rahmet, sefkat ve adaletine uygun degildir) demele- 
ri hie bir aklm kabul edecegi sey degildir. Ciinki, hiristiyanlarm 
i'tikadi [inanci], (Isa aleyhisselamm cesidli hakaretlerle katl edi- 
lip, iic giin de Cehennemde yakilmasi, Adem aleyhisselam ile haz- 
ret-i Havvadan Cennetde iken meydana gelen zelleden [kusur- 
dan] dolayi, biitiin insanlar, hatta biitiin Peygamberler giinah kiri- 
ne bulasmis olduklarmdan, [hasa] Allahii teala sevgili oglunun ka- 
mm dokerek, onlan afv ve magfiret etmek icindi) seklindedir. Biz 
onlara soruyoruz: Isa aleyhisselam, hiristiyanlarm inancma gore 
[hasa] Allahii tealamn oglu ve belki aymsi iken, Adem aleyhisse- 
lamdan hemen sonra gonderilseydi; bu kadar Peygamber ve bun- 
ca ma'sum insanlar Cehenneme girmemis olsalardi, daha evla ol- 
mazmiydi? Hususen meliklerin, sultanlann tesrifinde, saltanati en 
biiyiik olan geriden gelir. insanlann adetlerine gore de biiyiik hut- 
belerde en miihim olan kism en son zikr edilir. Bu her hususda 
boyledir. Mesela mahir san'atkarlar islerinin kabasim, o isde cah- 
san ciraklarma kabaca yapdirdikdan sonra, en miihim ve nazik 
olan yerlerini sonunda kendileri yaparak isi temamlarlar. Boyle 
olmasi tabfidir. Hakim-i mutlak olan Allahii teala da Peygamber- 
lerin en iistiinti ve en efdali olan Seyyid-il-miirselmi "sallallahii 
aleyhi ve sellem" en son olarak gonderip, kendi dinini kuvvetlen- 
dirmesi ve hip noksansiz olmasi, ilahi hikmetine daha uygun ola- 
cagi acikdir. 

Yine (Gada-iil-miilahazat) kitabinm ikinci babinm dordiincii 
fashnda, Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" mu'cize sahibi 
olup olmamasi bahsinde diyor ki: (Isa ve Musa aleyhimesselam 

-101- 



kendilerinin Allah tarafmdan gonderilmis Resullerden olduklan- 
m halka isbat etmek icin cesidli mu'cizeler gbstermislerdir. Qiin- 
ki, boyle yalanci He dogruyu birbirinden ayiran bir imtihan mi- 
hengi olmasaydi; pek cok riyakar ve insafsiz yalanci, Peygamber- 
lik iddiasmda bulunmaga cesaret ederdi. Allahii tealamn, kime 
kelammi verip vermedigini, kimi Peygamber olarak secip secme- 
digini, birbirinden ayirmaga bir vasita da bulunamazdi. Binaena- 
leyh, eger Muhammed aleyhisselamm Peygamberlik iddiasmi bu 
mi'yara, bu mihenge siirterek muayene edersen; Musa ve Isa 
aleyhimesselamm iddialan gibi sabit ve isbat edilmis olamiyacagi 
ortaya cikar! 

Tarihciler ve siyer alimlerinin sehadetlerine giivenerek, Mu- 
hammed aleyhisselamm, risaletini isbat icin bir cok mu'cizeler 
gostermis oldugunu farz etsek bile, ikna olmayiz. Zira onlarm 
kendi Peygamberlerine isnad etdikleri hayret edilecek seyler ve 
garib hadiseleri Isa Mesihin ve diger Peygamberlerin mu 'cizeleri 
He mukayese etdigimizde, ortaya cikan ihtilafve birbirlerine ben- 
zemeleri yoniinden, mezkur garib hadiselerin Allah tarafmdan 
olduklarma inanmak ve kabul etmek pek zordur. Mesela, Mu- 
hammed aleyhisselamm emri He bir agacm yerinden hareket ede- 
rek Onun tarafma dogru yiiriimesi ve ortasmdan bir ses cikarak: 
(Eshedii en la ilahe illallah ve e§hedu enne Muhammeden abdii- 
hii ve Resuliihu) diye Peygamberligine sehadet etmesini ve hay- 
vanlarm ve daglarm, taslarm ve bir hurma salkimmm bile yukar- 
da zikr etdigimiz gibi sehadet etmelerini ve her giydigi elbise is- 
ter uzun, ister kisa olsun boyuna uygun olmasim isitdigimizde 
siibhe etmememiz miimkin midir? Cunki bu gibi seyler, hayal 
olan seylere benzemekdedir. Biitiin gecmis Peygamberlerin orta- 
ya koyduklan delil ve alametlere tern amen zid ve onlardan uzak 
oldugu acikdir.) Soziin kisasi, bu papaz uzun yazismm sonunda, 
diger Peygamberlerin mu'cizeleri oldugu halde, Peygamber efen- 
dimizin "sallallahu aleyhi ve sellem" mu'cizesi yokdur demek is- 
temekdedir. 

CEVAB: Bilinmelidir ki, papazlarm simdiye kadar, biitiin hi- 
ristiyanlan islamiyyetin aleyhinde igfal edip aldatdiklan sebeb- 
lerden, yapdiklan iftiralardan birisi de, (hasa) Resulullahm "sal- 
lallahu aleyhi ve sellem" mu'cizeler izhar etmemis, gostermemis 
olmasidir. Bu yalanlanna ikna edici cevablar (izhar-ul-hak) ve 
($ems-ul-hakika) kitablarmda kat'i deliller ile beyan edilmisdir. 
Her bir siiallerine cesidli cevablar verilmisdir. Bu papazlar, bu ki- 
tablan hie gormemis ve kendilerine verilen cevablan hie isitme- 
mis gibi goriiniiyorlar. Daha dogrusu, kendilerine verilen cevab- 

-102- 



Ian ve getirilen delilleri ciiriitecek saglam bir vesfkalan olmadi- 
gmdan, haberdar degilmis ve bilmiyormus gibi goriinerek, (Mi- 
zan-iil-hak), (Miftah-ul-esrar), (Gada-iil-miilahazat) kitablannda 
ve miislimanlara karsi nesr etdikleri yalan ve iftiralarla dolu diger 
kitablarda, onceki i'tirazlanm ve yalanlanni aynen tekrar etmek- 
dedirler. Bu kitablarda, evvelce yazmis olduklanmn, ismlerini de- 
gisdirerek, cahilleri aldatmak, i'tikadlanm bozmak gibi kotii bir 
niyyete sahibdirler. Ancak biz yukanda zikr etdigimiz (izhar-iil- 
hak) ve (Sems-ul-hakika) kitablannda, misyonerlere verilen ce- 
vablardan bir kismim, kisaca buraya yazmagi muvafik [uygun] 
gordiik: 

Biitiin Peygamberler "aleyhimiisselam" me'mur olduklan nii- 
buvvetlerinin [peygamberliklerinin] dogruluguna sahid olmak iize- 
re; gonderildikleri kavmlerin kiymet verdikleri ve kabul etdikleri 
islerden, insan kudretinin ustiinde, adet disi olan ba'zi harikulade 
isler, ya'ni insanlarm bir mislini yapmakdan aciz olduklan isleri 
mu'cize olarak ortaya koymuslardir. Resulullahdan "sallallahii 
aleyhi ve sellem" zuhur eden mu'cizelerin, iicbinden cok oldugu si- 
yer kitablannda yazilidir. Kur'an-i kerim ve hadis-i seriflerde be- 
yan edilmis olan ve goren ve isitenlerin rivayet ederek, neslden 
nesle ulasan ve bize kadar gelen, pek cok mu'cizelerin mevcudiy- 
yeti her diirlu siibheden uzakdir. Bu mu'cizelerden ba'zilanm iki 
nev' iizerine beyan edelim: 

BiRINCi NEV: Bu kism, Resulullahdan "sallallahii aleyhi ve 
sellem" gecmis ve gelecek ahvale dair sadir olan mu'cizeler hak- 
kmdadir: 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" gecmis Peygamberle- 
rin kissalanm anlatdi. Ahd-i Atik ve Ahd-i Cedid kitablanm bir 
kimseden okumadan ve ogrenmeden, binlerce sene once yok ol- 
mus, eserleri bile kalmamis gecmis iimmetlerin hallerinden haber 
verdi. Nitekim (izhar-ul-hak) kitabmm besinci babi, birinci fash, 
dordiincii kisminda diyor ki: (Resulullah "sallallahii aleyhi ve 
sellem", Nuh aleyhisselamin kissasmi anlatdi. Bu mu'cizeye 
Kur'an-i kerim isaret etmekdedir. Hud suresinin kirkdokuzuncu 
ayetinde mealen, (Bu Nuh aleyhisselamin kissasi gayb haberle- 
rindendir ki, [Cebrail vasitasi ile] biz onu sana vahy ederiz. Bun- 
dan once, Onu ne sen, ne de kavmin bilmezdiniz) buyurulmusdur. 
Fekat, Kur'an-i kerim ile gecmis kitablar (kiittib-ii salife) arasm- 
da goriilen ba'zi aynhklar (izhar-ul-hak) kitabmm besinci babi- 
nm ikinci fashnda anlatilmisdir. Kur'an-i kenmde, gecmis kavm- 
lerin bilinmeyen haberleri cokdur.) Aym kitabin, besinci babmm, 
birinci fashmn, tictincii kismmda, Kur'an-i kerimde bildirilen 

-103- 



haberlerden yirmiiki adedi beyan edilmisdir. Bunlardan ba'zila- 
n: 

1 — Bekara suresinin ikiyiizondordiincii ayetinde mealen, 
(Mii'minler! Siz hemen Cennete gireceginizi mi zan ediyorsunuz? 
Sizden once gecen, Allah dostlarina gelen caresizlik gibi bir sey si- 
ze gelmedi. Onlara siddetli fakirlik, hastahk, achk ve bela gonder- 
misdim. Kendilerine gelen belalardan o kadar muzdarib oldular ki, 
Peygamber ve ona iinan edenler, Allahii tealamn yardimi ne ze- 
inan olacak derlerdi. Dikkat ediniz, uyanik olunuz ki, Allahii tea- 
lamn yardimi yakmdir) buyuruhnusdur. Bu ayet-i kerimedeki nus- 
rat, yardim va'di umumi olup, miislimanlara va'd edilmekdedir. Bu 
va'd hemen zuhur etdi. islamiyyet evvela Arabistana, sonra biitiin 
diinyaya yayildi. 

2 — Bedr gazasmdan once, Allahii teala, Eshab-i kirama zafe- 
ri miijdeledi ve Kamer suresinin kirkbesinci ayetinde mealen, (Ya- 
kmda onlar hezimete ugrayip, harbden kacarak arka verirler) bu- 
yurdu. Aynen buyuruldugu gibi, Bedr gazasinda Kureys kavmi he- 
zimete ugrayip helak oldu. 

3 — Allahii teala, Rum suresinin bir, iki, iic ve dordiincii ayet- 
lerinde mealen: (ve Rum [arablara] en yakin olan bir yerde [Sam 
civarmda, Iranhlara] maglub oldu. Maglubiyyetden sonra, iic yil 
ile dokuz yd arasinda burada hasmlari [olan acemlere] galib ola- 
caklardir. Yenmek ve yenilmek [kesin olarak biliniz ki] onde ve 
sonda Allahii tealamn emrindedir. Rumlann Iranhlara galib ol- 
dugu giinde mii'minler sevineceklerdh) buyurdu. Bu ayet-i keri- 
melerin tefsirinde, miifessirlerin ve siyer alimlerinin ittifakla bil- 
dirdikleri husus sudur: Rumlann maglubiyyetden sonra acemle- 
re, ya'ni Iranhlara galib olacaklannm haber verilmesidir. Bu ay- 
nen vuku' buldu. Hatta, bu ayet-i kerime nazil oldugu zeman, 
Kureys kafirlerinin ileri gelenlerinden Ubeyy bin Halef inkar et- 
di. Ebu Bekr "radiyallahii anh" ile yapdigi konusmada; ona dil 
uzatarak onlann galib gelecegini inkannda israr etdi. Bunun 
iizerine iic sene kadar beklemek ve taraflardan kimin dedigi cik- 
mazsa, digerine onbes disi deve vermek iizere mukavele [sozles- 
me] yapdilar. Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anh", Resulullaha 
"sallallahii aleyhi ve sellem" gelerek, bu mukaveleyi arz etdi. 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" ayet-i kerimede gecen 
(Bid') kelimesinin ucden dokuza kadar olan sayilara samil oldu- 
gunu beyan buyurdu ve Ebu Bekre "radiyallahii anh", ona gi- 
dip, hem miiddeti, hem de deve adedini artdirmasim emr etdi. 
Bunun iizerine, Ebu Bekr "radiyallahii anh", yapdiklan muka- 
veleyi yenileyerek, miiddeti dokuz seneye ve deve adedini yiize 

-104- 



cikardi. Hicretin altmci senesinde Hudeybiyede iken, Rumlarm 
Iran iizerine galebe etdigi haberi kendilerine ulasdi. Fekat 
Ubeyy bin Halef, Uhud gazasmda Resulullahm "sallallahii aley- 
hi ve sellem" yerden alarak ona atdigi bir harbe [siingii] ile katl 
edilmis oldugundan, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anh" onun 
varislerinden zikr edilen yiiz deveyi aldi. [Peygamberimizin "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" emrine uyarak bu yiiz deveyi fakirlere 
dagitdi.] 

Hadis-i senfler ile bildirilen, gaybe aid haberler ve mu'cizat-i ne- 
beviyye de, sayilamiyacak kadar cokdur. Bunlara bir kac misal ve- 
relim: 

Islama da'vetin baslangicmda, miisriklerin eziyyetlerinden [si- 
kmtilarmdan] dolayi, Eshab-i kiramm bir kismi Habesistana hicret 
etmislerdi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" Mekke-i mii- 
kerremede kalan Eshab-i kiramla beraber, vie sene her diirlii go- 
riisme, ahs-veris yapma, miislimanlardan baska bir kimse ile ko- 
nusmama gibi, biitiin ictimai muamelelerden men' olundular. Ku- 
reys miisrikleri, bu karar ve ittifaklanm bildiren bir ahdname ya- 
zarak, Ka'be-i muazzamaya asmrslardi. Her seye kadir olan Alla- 
hii teala (arza) denilen bir cesid kurdu [agap kurdu] o vesikaya mu- 
sallat etdi. Yazih bulunan (Bismikellahiimme=Allahu tealamn is- 
mi ile) ibaresinden baska, ne yazih ise, hepsini o kurtcuk yidi bitir- 
di. Allahii teala bu hali Cibril-i emm vasitasi ile Peygamberimize 
"sallallahii aleyhi ve sellem" bildirdi. Peygamberimiz de "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" bu hali, amcasi Ebu Talibe anlatdi. Ertesi gun, 
Ebu Talib, miisriklerin ileri gelenlerine giderek; (Muhammedin 
Rabbi ona soyle haber vermis. Eger soyledigi dogru ise, bu hali 
kaldinp, eskiden oldugu gibi dolasmalanna, baskalan ile goriisme- 
lerine mani' olmayimz. Eger soyledigi dogru degilse, ben de Onu 
artik himaye etmiyecegim) dedi. Kureysin ileri gelenleri, bu teklifi 
kabul etdiler. Herkes toplanarak Ka'beye geldiler. Ahdnameyi 
Ka'beden indirerek acdilar ve Resulullahm "sallallahii aleyhi ve 
sellem" buyurdugu gibi (Bismikellahiimme) ibaresinden baska, 
biitiin yazilarm yinilmis oldugunu gordiiler. 

TENBiH: 

[Hindistandaki biiytik islam alimi Dost Muhammed Kandiha- 
n "rahmetullahi aleyh"' 11 yirmidokuzuncu mektubunda buyuru- 
yor ki: (Kureys kafirleri mektublarmm basma (Bismikellahiim- 
me) yazarlardi. Peygamber efendimiz "sallallahii teala aleyhi ve 



[1] Muhammed Kandihan 1284 [m. 1868] de vefat etdi. 

-105- 



sellem" de islamiyyetin ilk senelerinde mektublarmm basmda, Ku- 
reysin adetine uyarak (Bismikellahiimme) yazdinrdi. (Bismillah) 
ayeti nazil olunca, mektublarmm basma (Bismillah) yazdirdi. Da- 
ha sonra, Rahman kelimesi bulunan ayet-i kerime nazil olunca, 
(Bismillahirrahman) yazdirdi. Daha sonra, Neml suresinde (Bis- 
niillahirrahinanii'iahiiii) nazil olunca da, bunu yazdirmaga basladi. 
Nitekim Dihye-i Kelebi "radiyallahii anh" ile rum kayseri Herak- 
liyusa gonderdigi mektuba (Bismillahirrahmanirrahim) ile basladi. 
Kafire dahi yazilan mektuba besmele ile baslamak siinnetdir. Hu- 
deybiye sulhunda hazret-i Aliye (Bismillahirrahmanirrahim) yaz- 
masim emr etdi. Kureysin vekili olan Siiheyl: (Biz Rahmanirrahim 
diye bir sey bilmiyoruz. Bismikellahiimme yaz) dedi.) Gortiliiyor 
ki, Allahii teala, Adem aleyhisselamdan beri biitiin Peygamberle- 
re kendi ismini (ALLAH) olarak bildirmis, bu ismi kafir olanlar 
dahi kullanmisdir.] 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Hayber kalesi, All 
bin Ebi Talib ile feth olunur) buyurdu ve buyurdugu gibi vaki' ol- 
du. (Miislimanlar Acem (Iran) ve Rum (Bizans) hazinelerini pay- 
lasirlar ve Acem kizlari onlara hizmet eder) buyurarak, Iramn ve 
Bizansin feth olunacagim da haber verdi. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Ummetim yetmi§iic 
firkaya ayrilacakdir. Hepsi Cehenneme gidecek. Ancak bir danesi 
kurtulacakdir) ve (Acemler miislimanlari bir veya iki dePa yener, 
sonra ebediyyen Iran devleti [Sasaniler] yok edilir) ve (Rumlardan 
nice nesller hiikm siirerler. Her birisi helak oldukca, sonraki asrda- 
kiler, ya'ni bir diger nesl onun yerine gecer) buyurdu. Biitiin bun- 
lann hepsi Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" haber verdi- 
gi gibi meydana geldi. 

Sark ve garb durtilerek, kendisine gosterildi. Miisahede etdigi 
yerlere kadar, iimmetinin malik olacagim ve dininin yayilacagim 
haber verdi. Aynen haber verdigi gibi islamiyyet sarka ve garba ya- 
yildi. [Nitekim simdi islam dinini isitmemis hiir diinyada hie bir yer 
yokdur.] 

(Omer "radiyallahii anh" hayatda oldugu miiddetce, miisli- 
manlar arasinda fitne zuhur etmez) buyurdu. Buyurdugu gibi Ome- 
rin "radiyallahii anh" hilafeti son buluncaya kadar iimmet-i Mu- 
hammed emniyyet iizere yasadi. Daha sonra fitneler zuhur etmege 
basladi. 

Yine Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Isa aleyhissela- 
mm gokden inecegini, Mehdinin "aleyhirrahme" zuhur edecegini, 
Deccalm ortaya cikacagmi haber verdi. 

-106- 



Osman-i Zinnureynin "radiyallahii anh" Kur'an-i kerim okur- 
ken sehid edilecegini, Alinin "radiyallahii anh" mubarek basm- 
dan, Ibni Mulcemin kihci ile yaralanarak sehid olacagim haber 
verdi. Hatta, Ah "radiyallahii anh" ibni Miilcemi gordiikce; mu- 
barek basim gosterir. (Bunu ne zeman kana bulayacaksm) buyu- 
rurdu. ibni Miilcem bundan Allahii tealaya sigmir, (Madem ki, 
boyle aleak, kotii bir isin zuhtiru Peygamberimiz tarafmdan ha- 
ber verilmisdir. Ey Ali, sen beni oldiir. Bu kotii ise alet olup da, 
kiyamete kadar la'nete diicar olmiyayim) diye rica ederdi. Ah 
"radiyallahii anh" (Katlden once ceza olamaz. Vuku' buldukdan 
sonra, kisas olursun) cevabmi verirdi. Bunlar da temami ile vaki' 
oldu. 

Hendek gazasmda Ammar bin Yasire "radiyallahii anh" (Sen 
bagfler tarafmdan oldiiriileceksin) buyurmuslardi. Daha sonra, 
Mu'aviye "radiyallahii anh" safinda bulunan kimseler tarafmdan 
Siffmde sehid edildi. 

Bera bin Malik "radiyallahii anh" icin, (Saclari daginik ve ka- 
pilardan kovulan oyle kimseler vardir ki, bir sey icin yemin etse- 
ler, Allahii teala onlan dogrulamak icin, o seyi yaratir. Bunlardan 
birisi Bera bin Malikdir) buyurmusdur. Ahvaz muharebesinde is- 
lam askeri, Tiister kal'asini alti ay muhasara edip, seksen giin 
kal'a kapismda harb etdiler. iki tarafdan da cok kimse oldii. Es- 
hab-i kiram "aleyhimiirndvan" arasinda Resulullahm bu sozii bi- 
lindiginden, Bera bin Malikin "radiyallahii anh" huzuruna top- 
landilar. Kal'anin fethi icin yemin etmesini rica etdiler. Bunun 
iizerine Bera bin Malik "radiyallahii anh" hem kal'amn fethi, 
hem de kendisinin sehidlik mertebesine ulasmasi icin yemin etdi. 
O giin kendisi sehidlik mertebesine kavusdu. O gece de, kal'amn 
fethi ile, ehl-i islam, Allahii tealamn nusratma [yardimma] ve za- 
fere ulasdi. 

Resulullah "sallallahti aleyhi ve sellem" bir giin Umm-i Hira- 
mm "radiyallahii anna" evinde uyumusdu. Giilerek uyandi. (Ya 
Resulallah, nicin giildtiniiz?) diye sordu. Resulullah, (Ummetim- 
den bir kismini gemilere binip, kafirlerle gazaya giderler gordiim) 
buyurdu. Umm-i Hiram, (Ya Resulallah! Diia et, ben de onlardan 
olayim!) dedi. Resulullah, (Ya Rabbi! Bunu da onlardan eyle!) bu- 
yurdu. Bu da Resulullahm buyurdugu gibi vaki' oldu. Hazret-i 
Mu'aviye zemanmda, Umm-i Hiram zevci ile gemilere binip, Kib- 
nsa cihad etmege gitdi. Orada atdan diisiip sehid oldu "radiyalla- 
hii anhiima". 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" mubarek kizi Fatima 
"radiyallahii anha" icin: (Ehl-i beytimden bana ilk kavusacak 

-107- 



olan sensin) buyurdu. Kendisinin ahirete tesrifinden alti ay sonra 
Fatima validemiz de "radiyallahii anha" ahirete tesrif etdi. 

Ebu Zer-i Gifariye "radiyallahii anh" yalmz ve tenha bir yerde 
vefat edecegini haber verdi. Aynen oyle oldu. [Rebze denilen yer- 
de yalmz basma vefat buyurdu. Yamnda sadece kizi ve hammi var- 
di. Vefatmdan biraz sonra, Abdullah ibni Mes'ud ve diger ba'zi 
zatlar geldiler. Cenazesinin gasl, techiz ve tekfin islerini yapdilar 
"radiyallahii anhiim ecma'in".] 

Eshab-i kiramdan Siiraka bin Malike "radiyallahii anh" (Kisra- 
nin bileziklerini giydigin /email nasil olursun?) buyurmusdur. Yil- 
lar sonra, Omer "radiyallahii anh"m hilafeti zemanmda feth edilen 
Iramn ganimetleri, Medine-i miinevvereye geldi. Ganimetlerin ice- 
risinde Kisranm kiirkti ve bilezikleri vardi. Ganimetlerin taksimin- 
de, Omer "radiyallahii anh", Kisranm bileziklerini Stirakaya "radi- 
yallahii anh" verdi. Siiraka bilezikleri koluna takdi. Genis oldugu 
icin ta dirsegine cikdi. Sender once Resulullahm buyurdugunu ha- 
tirladi ve agladi. 

IKINCi NEV: Resulullahdan "sallallahu aleyhi ve sellem", 
fi'len meydana gelen mu'cizeler cokdur. Bu mu'cizeleri burada 
saymaga kitabm hacmi kafi olmadigmdan ba'zilanm zikr edelim: 

1 — (Mi'rac) mu'cizesidir ki, mubarek cesedi ile beraber, ya'ni 
ruh ve bedeni ile birlikde ve uyamk iken olmusdur. Bu mu'cizeye 
Kureys kafirleri inanmadilar. Ba'zi imam za'if miislimanlar da, akl- 
lan ermediginden, siibhe fitnesine diisiip, Resulullaha "sallallahu 
aleyhi ve sellem" cesidli siialler sorup, cevablanni aldikdan sonra 
tasdik etdiler. Kafirlerin siiallerini [sorulanm] ve bunlarm cevabla- 
nni ogrenmek isteyenler (izhar-iil-hak) kitabma miirace'at edebi- 
lirler. Mi'rac sadece ruh ile olsa, onu inkar edecek bir sebeb olmaz- 
di. Ctinki, ruh uykuda bir anda sarka ve garba gider. Bir kimsenin 
rii'yada gordiigii seylerin aynisi vaki' olsa, evet olabilir denilir ve 
inkar edilemez. 

Mi'rac hem ruh, hem de beden ile olmusdur. Allahii teala di- 
ledigini cok siir'atli hareket etdirmege kadirdir. Bunun icin mi'ra- 
ca inanan aklh kimselere ve nakl edenlere herhangi bir sey soyle- 
nemez. Evet mi'rac, adet olan islerin hilafinadir. Fekat mu'cize- 
lerin hepsi de adetin hilafidir. Bu adet disi mu'cizenin imkanim 
ve vukuunu, felsefecilerin ileri gelenlerinden ibni Sina 1 ' 1 akh de- 
liller ile (SJfa) kitabinda isbat etmisdir. $iibhe eden oraya mii- 
race'at edebilir. [Iman edilecek seyleri, felsefe kitablarmdan de- 



[1] Ibni Sina Hiiseyn 428 [m. 1037] de Hemedanda vefat etdi. 

-108- 



gil, Ehl-i siinnet alimlerinin kitablarmdan ogrenmelidir.] 

Bir diger husus ise, bedenin goge cikmasi, ehl-i kitab olanlar 
arasmda da imkansiz, ya'm olamiyacak bir is degildir. Cunki, Eh- 
nuh, Ilya ile Elyesa' aleyhimiisselamm bedenen goge cikdiklan, hi- 
ristiyanlarm ellerinde mevcud (Kitab-i Mukaddes)deki Tekvfnin 
besinci babmm yirmidorduncii ayetinde ve ikinci meliklerin, ikinci 
babmm birinci ayetinde yazilidir. Markos incilinin onaltmci babi- 
mn ondokuzuncu ayetinde ise: (Rab Isa, onlara soyledikden sonra, 
goge almdi ve Allahm sagina oturdu) demekdedir. Pavlosun, Ko- 
rintoslulara yazdigi ikinci mektubun onikinci babmm ikinci ayetin- 
de: (Mesih denilen adam, bedende mi veya bedenden haricde mi, 
bilmem, onu Allah bilir. Uciincii goke cikanlan bir adam olarak bi- 
liyorum) demekdedir. Isa aleyhisselamm da mi'raca cikanldigi go- 
riiliiyor. 

2 — Kur'an-i kerimde bildirilmis olan (Sakk-i kamer), aym ya- 
nlmasi mu'cizesidir. Bu hususda, inkar edenlerin, ya'ni hiristiyan 
papazlarm i'tirazlan ve miislimanlarm onlara vermis olduklan ce- 
vablar, (izhar-iil-hak) ve (Es'ile-i hikemiyye) kitablarmda uzun 
yazilidir. 

3 — (Ramy-i turab) mu'cizesidir. Bedr gazasmda, Eshab-i ki- 
ram "aleyhimiirndvan" miisriklerin dortde biri kadardi. Harb sid- 
detlenip, miisrikler hiicumlarim artdirdiklan zeman, Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" cardak altmda mubarek basim secde- 
ye koyup: (Ey yiice Rabbim! Eger bu bir avuc liiiisliinaiii zafere 
ulasclirinazsan, yeryiiziinde seni tevhid edecek [birleyecek] bir 
kimse kalmaz) diye zafer ve nusrat icin diia etdi. Daha sonra, bir 
miiddet siikut buyurdu. Hemen mubarek gozlerinde sevinc ala- 
metleri belirip, yamnda bulunan, magara arkadasi Ebu Bekr-i Sid- 
dika "radiyallahii anh" zafer ve Allahii tealanm yardimi ile miijde- 
lendigini haber verdi. Cardakdan cikarak harb meydamna tesrif 
etdiklerinde, yerden bir avuc kum alrp, miisrik askerlerinin iizeri- 
ne dogru atdi. Kum tanelerinin her biri, diisman askerlerinin gozii- 
ne bir bela ve hezimet simsegi gibi gelerek, zahiri bir sebeb olmak- 
srzm derhal perisan oldular. Enfal suresinin onyedinci ayet-i keri- 
mesi bu mu'cize hakkmda nazil oldu. Bu ayet-i kerimede mealen: 
(Kafirlere atdigini sen atmadin, onlari Allahii teala atdi) buyurul- 
du. Bu ayet-i kerime, tamyan tammiyan, yerli yabanci biitiin diller- 
de tilavet edildi, okundu. Miisriklerden, (Bizim gozlerimize oyle 
bir toprak isabet etmedi) diye bir sey soylemek tesebbiisiinde bu- 
lunan bir kimse olmadigi gibi, hasa belki de sihr oldugunu zan et- 
mislerdir. 

4 — Cesidli yerlerde Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" 

-109- 



(mubarek parmaklarmdan su fiskirma) mu'cizesidir. O mubarek 
sudan icerek, bir kac yiiz sahabi susuzluklanm giderdiler. Hudeybi- 
ye giinii ise, hazir bulunup da, bu mubarek sudan icen Eshab-i ki- 
ram, bin kisiden ziyade idi. Aynca mataralanni da doldurmus idi- 
ler. Bu mu'cize, Medine carsismda, Buvat gazasinda, Tebuk gaza- 
sinda ve daha pek cok yerlerde gorulmusdiir. Hatta, Hudeybiyede 
su, mubarek parmaklarmdan musluklardan akar gibi akdi. Susuz 
olanlar icdikden sonra, hayvanlara dahi yetismisdir. Bunlar, cok 
saglam rivayetlerle, mu'temed [cok glivenilir] siyer alimleri tara- 
fmdan ittifak [sozbirligi] ile bildirilmisdir. 

5 — (Berekat-i taain) mu'cizesidir. Resulullah "sallallahii aley- 
hi ve sellem" bir hamm ile zevcine bir olcek arpa verdi. Misafirle- 
ri ve cocuklan ile uzun zeman ondan yidiler, tiikenmedi. 

Bir def a da, bir parca arpa ekmegi ve oglakdan bin kisiye ye- 
mek yidirdi ve yemek hie eksilmedi. 

Bir def asinda da, bir parca ekmekden yiizseksen kisi yidi, ek- 
mek yine de artdi. 

Bir def a da, bir parca ekmek ve pismis bir kuzu ile, yiizotuz ki- 
siyi doyurdu. Kalamm da deveye yiikleyerek gotiirdiiler. 

Bir kac hurma ile, bir habesiyi doyurdu. Bu mu'cize, def alarca 
vaki' oldu. 

Bir kab yemek ile, yamnda bulunanlan, ev halkini ve biitiin ak- 
rabalarim doyurdu. 

6 — (Teksir-i derahim), paralan cogaltma mu'cizesidir. Sel- 
man-i Farisi "radiyallahii anh" bir yehudinin kolesi idi. islamiyyet 
ile sereflenince, sahibi olan yehudi ile, kolelikden kurtulmasi icin, 
iicyiiz hurma fidam dikmesi, onlann meyve vermesi ve 1600 dir- 
hem altin vermek iizere anlasdilar. 

Takdir edilen iicyiiz hurma [fidanin cukurlanm acmakda Es- 
hab-i kiram "aleyhimiirndvan", Selmana "radiyallahii anh" yar- 
dim etdiler. Cukurlar acihnca, Peygamberimiz "sallallahii aleyhi 
ve sellem" tesrif etdi ve] fidanlan mubarek elleri ile dikdi. Bun- 
lann hepsi bir sene zarfinda kemale gelip, o sene meyve verdi- 
ler. [Bir tane hurmayi Omer-iil-Faruk "radiyallahii anh" dikmis 
idi. O fidan meyve vermedi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem", mubarek elleri ile onu tekrar dikdi, hemen o da meyve 
verdi.] 

Bir gazada ganfmet alman yumurta kadar altim Selmana "ra- 
diyallahii anh" verdi. Selman-i Farisi "radiyallahii anh", Resu- 
lullaha "sallallahii aleyhi ve sellem": (Bu gayet azdir, binaltiyiiz 
dirhem cekmez) buyurdu. O altim mubarek ellerine ahp, tekrar 

-110- 



geri verdi ve: (Bunu sahibine gotiir) buyurdu. Sahibi dartdi, tarn 
geldi ve Selman-i Farisi de "radiyallahu anh" hiir miislimanlar ara- 
sina girdi. 

7 — (Teksir-i berekat) mu'cizesidir. Ebu Hiireyre "radiyallahu 
anh" buyuruyor ki: (Bir gazada ac kalmisdik. Resulullah "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem": (Bir $eyler var mi?) buyurdu. (Evet ya Resu- 
lallah! Torbamda bir mikdar hurma var), dedim. (Onu bana getir) 
buyurdu. Getirdim. Mubarek elini torbama sokdu ve bir avuc hur- 
ma alarak, yere serdigi mendil uzerine koydu ve bereket icin diia 
buyurdu. Orada bulunan Eshab-i kiram "aleyhimiirridvan" gelip, 
ondan yidiler ve doydular. Sonunda bana: (Ya Eba Hiireyre! Sen 
de bu mendildeki hurmadan bir avuc al ve azik torbasina koy!) bu- 
yurdu. Bir avuc aldim ve torbama koydum. Torbamda bu hurma- 
lar hie bitmedi. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" hayatin- 
da ve daha sonra, Ebu Bekr, Omer ve Osman "radiyallahii an- 
num" hilafetleri zemanlannda hem yidim, hem de ikram etdim. 
Yine bitmedi. Ne zeman ki, Osman-i Zinnureyn "radiyallahu anh" 
halife iken, sehid edildi, azik torbam calindi.) 

Peygamberimizden "sallallahii aleyhi ve sellem" bunun gibi 
pek cok mu'cizeler zuhur etmisdir. Diger Peygamberler icin de, 
buna benzer mu'cizeler kitablarda zikr edilmisdir. Bu mu'cizeler- 
den ba'zilan, Elyesa' aleyhisselamdan da zuhur etdigi (Ahd-i 
atik)in ikinci melikler kisminm dordiincii babinda [ve birinci me- 
liklerin onyedinci babimn onuncu ayetinden i'tibaren] yazihdir. 
Boyle bir mu'eize, Isa aleyhisselam icin de vaki' olup, bir kac par- 
ca ekmek ve bahk ile dort-besbin kisiye yemek yidirdigi biitiin in- 
cillerde yazihdir. [Matta bab ondort, ayet onbes ve devami. Mar- 
kos bab alti, ayet otuzbes ve devami.] 

8 — (Selam ve sehadet-i e^car) mu'cizesidir. Resulullah "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" kendisinden mu'eize isteyen bir a'rabiye ce- 
vab olarak, yolun kenarmda bulunan bir agaci cagirdi. Agac kok- 
lerini toplayip, suriiyerek Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" huzuruna geldi ve peygamberligine sehadet etdikden sonra, 
yerine geri gitdi. 

Bir def a da, bir hurma agaci Peygamberimizin "sallallahii aley- 
hi ve sellem" peygamberligini tasdik etmis, sonra tekrar eski yeri- 
ne donmiis idi. 

[Medine-i mtinevverede, mescid-i nebevi icinde dikili bir hur- 
ma kiitugti vardi. Bu kiituge Hannane denirdi. Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem", hutbeleri ona dayanarak okurdu. Min- 
ber yapilmca Hannanenin yanina gitmedi.] Bu hurma kiitugti 
Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" aynhgmdan inlemege 

-111- 



basladi. Ya'ni kiltiikden aglama sesi geliyordu. Biitiin cema'at isit- 
di. Peygamber efendimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", yeni min- 
berden inip Hannaneye sanldi, sesi kesildi. (Eger sarilmasaydim, 
benim ayrihgimdan kiyamete kadar aghyacakdi) buyurdu. 

9 — Ka'be-i muazzama icindeki putlar mubarek parmagmm isa- 
reti ile yiiziistii dusmiislerdi. Ka'benin icine dikilmis iicyiizaltmis put 
[heykel] vardi. Mekke-i mukerreme feth edilip, Resulullah "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem", Harem-i serife girince, mubarek elinde olan 
hurma dah ile her birine isaret buyurup, isra suresinde (Hak geldi, 
bard zail oldu, gitdi) mealindeki seksensekizinci ayet-i kerimesini 
okudukda, putlar yiiz ustii dusduler. [Halbuki, o putlarm cogu, 
kursun ve kalayla taslarda acilan deliklere siki sikiya rapt edilmis- 
di.] 

10 — (Ihya-i Mevta, redd-i ayn ve kesf-i basar) mu'cizeleridir. 
Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" bir gun bir a'rabi geldi. 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", onu islama da'vet etdi. 
A'rabi, bir musliman komsusunun cok sevdigi bir kizimn vefat et- 
mis oldugunu, eger onu diriltirse iman edecegini bildirdi. [Resulul- 
lah "sallallahii aleyhi ve sellem". (Bana o kizin kabrini goster) bu- 
yurdu. Kabre kadar beraberce gitdiler.] Kabre varmca, Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" kizi ismi ile cagirdi. Kabrden (Emr 
buyurun efendim!) sesi isitilerek, kiz kabrden cikdi. Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem", ona: (Tekrar diinyaya geri donmek 
ister inisin?) diye sordu. Kiz cevabmda, (Hayir, ya Resiilallah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem"! Allaha yemin ederim ki, ben burada, an- 
nemin ve babamm evindekinden daha rahatim ve miislimamn ahi- 
reti, diinyasmdan daha hayrhdir, geri donmem) dedi ve kabre gire- 
rek eski haline dondii. 

Cabir bin Abdullah "radiyallahii teala anh" bir koyun pisirdi. 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Eshab-i kiram "aleyhi- 
miirndvan" ile beraber yidiler. (Kemiklerini kirmayiniz) buyur- 
du. Kemikleri toplayip, mubarek ellerini iistiine koyup diia etdi. 
Allahii teala koyunu diriltdi. Koyun kuyrugunu salhyarak gitdi. 
[Peygamberimizin bu cesid mu'cizeleri ve diger mu'cizeleri 
Imam-i Kastalaninin (Mevahib-i lediinniyye), Kadi iyadin (Sifa-i 
§erif), Imam-i Siiyutinin (Hasais-iin-Nebi) ve Mevlana Abdur- 
rahman Cami'in' 11 (§evahid-un-Nubiivve) kitablarmda genis anla- 
tilmisdir "rahmetullahi aleyhim ecma'in".] 

Uhud gazasmda Ebu Katadenin "radiyallahii anh" bir gozii ci- 



[1] Molla Cami, 898 [m. 1492] de Hiratda vefat etdi. 

-112- 



kip yanagi uzerine diisdii. Resulullaha "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" getirdiler. Mubarek eli ile goziinii yerine koyup, (Ya Rab- 
bi! Goziinii giizel eyle!) dedi. Bu gozii, digerinden giizel oldu. On- 
dan daha kuvvetli goriirdii. [Ebu Katadenin torunlanndan biri ha- 
hfe Omer bin Abdiilazizin yanina gelmisdi. Sen kimsin dedi. Bir 
beyt okuyarak, Resulullahm mubarek eli ile goziinii yerine koy- 
mus oldugu zatm torunu oldugunu bildirdi. Halife bu beytleri isi- 
tince, kendisine ziyade ikramda ve ihsanda bulundu.] 

Bir gun iki gozii a'ma bir kimse gelip: (Ya Resulallah "sallalla- 
hu aleyhi ve sellem", diia et, gozlerim acilsm) dedi. Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" ona: (Kusursuz bir abdest al! Sonra 
ya Rabbi! Sana yalvanyorum. Sevgili Peygamberin Muhammed 
aleyhisselami araya koyarak, senden istiyorum. Ey cok sevdigim 
Peygamberim Muhammed aleyhisselam! Seni vesile ederek, Rab- 
binic yalvanyorum. Senin hatirin icin kabul etmesini istiyorum. 
Ya Rabbi! Bu yiice Peygamberi bana sefaatci eyle! Onun hiirme- 
tine diiami kabul et) diiasim okumasim soyledi. O zat abdest ahp 
gozlerinin acilmasi icin boyle diia etdi. Hemen gozleri acildi. [Bu 
diiayi miislimanlar her zeman okumuslar ve dileklerine kavus- 
muslardir.] 

11 — (Cesidli yarahlara ve hastalara sifa vermesi) mu'cizesi- 
dir. Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem" bir avuc topraga iif- 
leyip, onu bir yaraya siirdiikleri zeman yara iyilesir veya verdigi 
birseyi ipen veya yiyen hasta, sifa bulurdu. Bunun misalleri pek 
cokdur. 

Gozleri iyice gormez olmus ve beyazlasmis bir ihtiyarm gozle- 
rine, mubarek nefesleri ile iifleyince, derhal sifa bulup, o ihtiyar 
kendi elbisesini diker oldu. 

Iyas bin Seleme diyor ki, Hayber gazasmda, Resulullah beni 
gonderip, Aliyi "radiyallahii anh" istedi. Alinin "radiyallahii anh" 
gozleri agnyordu. Elinden tutup, giicliikle getirdim. Mubarek tiik- 
riigiinu, parmaklan ile Alinin "radiyallahii anh" gozlerine siirdii. 
Sancagi eline verip, Hayber kapismda dogiismege gonderdi. Cok 
zemandir acilamiyan kapiyi hazret-i Ah, yerinden sokerek, Es- 
hab-i kiram kal'aya girdiler. Ah "radiyallahii anh", omrii boyun- 
ca, bir daha goz agnsi cekmedi. 

Kendisine, dilsiz ve mecnun olan bir cocuk getirdiler. Resulul- 
lahm "sallallahu aleyhi ve sellem" abdest aldikdan sonra, geride 
birakdigi sudan icirdiler. Derhal sifa bulup, konusmaga basladi ve 
aklh oldu. 

Muhammed bin Hatib diyor ki, kiiciik idim. Ustiime kaynar su 

- 113 - Cevab Veremedi - F:8 



dokiildii. Viicudum yandi. Babam Resulullaha "sallallahu aleyhi 
ve sellem" gotiirdii. Mubarek elleri ile tiikrugiinii yanan yerlere 
siirdii ve diia buyurdu. Hemen yamklar iyi oldu. 

Surahbil-il-Cu'ff nin "radiyallahii anh" avucunun icinde bir sis- 
lik vardi. Bu hal, onun kilic ve hayvanlann yularmi tutmasma ma- 
ni' oluyordu. Bu halini Resulullaha "sallallahu aleyhi ve sellem" 
arz etdi. Resulullah mubarek eli ile avucunu ovusdurdu. Elini kal- 
dirdigi zeman, o sislikden hicbir eser kalmarmsdi. 

Enes bin Malikden "radiyallahii anh" rivayet edildi. Buyurdu 
ki: Annem Resulullaha "sallallahu aleyhi ve sellem": (Ya Resu- 
lallah! Enes senin hizmetcindir. Ona diia buyur), dedi. Resulullah 
"sallallahu aleyhi ve sellem": (Ya Rabbi! Bunun nialini ve cocuk- 
larini cok eyle. Omrunii uzun eyle. Gunahlarim afv eyle!) diye 
diia buyurdu. Zeman gecdikce, mallan, miilkleri cogaldi. Agacla- 
n, baglan her sene meyve verdi. Yiizden ziyade cocugu oldu. Yii- 
zon sene yasadi. [Omriiniin sonunda, Ya Rabbi! Habibinin be- 
nim icin yapdigi diialardan iiciinii kabul etdin, ihsan etdin! Dor- 
diinciisii olan giinahlanmm afv edilmesi acaba nasil olacak deyin- 
ce, (Dordiinciisiinii de kabul etdim. Hatinm hos tut!) sesini isit- 
di.] 

Acem Padisahi Hiisrev Pervize, iman etmesi icin mektub gon- 
derdi. Aleak Hiisrev, mektubu parcaladi ve getiren elciyi sehid ey- 
ledi. Resul aleyhisselam bunu isitince, cok iiziildii ve (Ya Rabbi! 
Benim mektubumu parcaladigi gibi, onun mulkiinii parcala!) bu- 
yurdu. Resulullah hayatda iken, Hiisrevi oglu Sireveyh hancerle 
parcaladi. Omer "radiyallahii teala anh" halife iken, acem memle- 
ketinin hepsini miislimanlar feth edip, Hiisrevin nesli de miilkii de, 
kalmadi. 

[Esma binti Ebu Bekr "radiyallahii anha", (Biz Resulullahm 
"sallallahu aleyhi ve sellem" giydigi mubarek ciibbesini ne zeman 
yikasak, suyunu hastalara verirdik, sifa bulurlardi) buyurmusdur.] 

Eger (Gada-iil-miilahazat) kitabmi yazan papaz, Resulullah 
"sallallahu aleyhi ve sellem" daha cocuk iken, kendisinde goriilen 
ve sahih nakllerle bildirilmemis olan, ba'zi fevkalade haller ipin 
boyle soyliiyorsa, belki stikut olunabilir. [Ciinki mu'eizenin sart- 
lanndan biri de, bir Peygamber, Peygamber oldugunu soyledik- 
den sonra hasil olmasidir. Isa aleyhisselamm besikde konusmasi, 
kuru agacdan taze hurma isteyince, eline hurma gelmesi, Resulul- 
lah "sallallahu aleyhi ve sellem" cocuk iken, gogsiiniin yanhp, 
kalbinin yikamp temizlenmesi, mubarek basimn iistiinde bulut 
bulunmasi, agaclarm, taslarm kendisine selam vermeleri gibi, 
Peygamber oldugu bildirilmeden once hasil olan harikalar, 

-114- 



mu'cize degildi. Keramet idiler. Bunlara (Irhas) ya'ni baslangic- 
lar denir. Peygamberligi kuvvetlendirmek icindirler. Bu keramet- 
lerin Evliyada da hasil olmalan caizdir. Peygamberler, peygam- 
berlikleri kendilerine bildirilmeden once de, Evliya derecesinden 
asagida degildirler. Kerametleri goriiliir. Mu'cize, Peygamber ol- 
dugunu bildirdikden az zeman sonra hasil olur. Mesela, bir ay 
sonra soyle olur deyince, hasil oldugu zeman mu'cize olur. Fekat, 
hasil olmadan once, onun Peygamber olduguna inanmak lazim 
olmaz. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" insanlara ve cin- 
lere Peygamber olarak gonderildigi bildirildikden sonra, binlerce 
mu'cize gostermisdir.] 

Bu cesid mu'cizelerden olan, mubarek parmaklanndan sularm 
akmasi, mesciddeki hurma kutiiguniin inlemesi, isareti ile putlann 
yere diismesi, korleri iyi etmesi, pek cok hastahklan iyi etmesi gibi 
mu'cizeler bir kac bin sahabinin huzurunda vuku' bulmus, tevatiir 
ile ya'ni neslden nesle rivayet edilerek, her yere yayilmis, her yer- 
de duyulmus, dogrulugu mutlak olarak kabul edilmisdir. Resulul- 
lahm "sallallahii aleyhi ve sellem" bu mu'cizeleri, tevaturiin en 
yiiksek derecesine ulasmisdir. [Tevatiir; yalan iizere birlesmeleri 
miimkin olmayan, her asrm mu'temed [giivenilen] insanlanmn 
hepsinin aym seklde soyledikleri ve kat'i ilm hasil eden haberlere 
denir.] Mesela, Ali bin Ebi Talibin "radiyallahii anh" secaati, kah- 
ramanhgi ve Hatem-i Tamin comertligi tevatiir ile suyu' ve sohret 
buldugundan, bunlan inkara kimsenin giicii yetmez. Fekat hiristi- 
yanhk, Matta, Markos, Luka ve Yuhannamn tek baslarma nakl et- 
dikleri haber-i ehad [bir kisinin yapmis oldugu rivayet, vermis ol- 
dugu haber] iizerine bina kilmmisdir. Kendileri ve yasadiklan ze- 
manlan hakkmdaki verdikleri bilgiler, zanlarla ve siibhelerle dolu 
olup, birbirlerini nakz eden yerleri cokdur. Eger islamiyyetdeki se- 
kiz ana ilmden biri olan hadis ilminde mutehassrs olan muhaddis- 
lerin, ya'ni hadis alimlerinin, hadis-i serif rivayetinde, hadisin kabul 
edilmesi icin, (iisul-i hadis) ilminde ortaya koyduklan ve her bir ha- 
disde aradiklan sartlarla, dort incil bir gozden gecirilse, bunlardan 
hie biri, ilmi bir vesika olmak derecesine ulasamaz. [Mushmanla- 
nn, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" hadislerini rivayet 
ederlerken aradiklan sartlar cok incedir. Mevcud incillerde rivayet 
saglamhgi diye bir sey olmadigmdan, hadis-i seriflerdeki rivayet 
saglamhgi ile mukayese edilemez. Hiristiyan papazlar da, bu ha- 
kikati aynen kabul edip, ba'zen ilaveler yapmak, ba'zen cikarmak 
veya yanhs yazmak sekllerinde incilin degisdirildigini isbat eden 
pek cok kitablar nesr etmislerdir.] isin ash incelenirse, Isa aley- 

-115- 



hisselamdan zuhur eden, anadan dogma korlerin gozlerini acma- 
si, baras denilen cild hastaliklarim iyi etmesi ve oliileri diriltmesi 
gibi mu'cizeler, Kur'an-i kerfm ile tasdik edilmis olmasa, bunla- 
nn vuku'unun isbatina, hicbir hiristiyan kendinde giic bulamaz- 
di. 

Papazlar, Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" mu'cizele- 
rini inkar ederken: 

Meal-i serffi, ([Kur'an-i kerimin belagat ve azameti karsismda 
ve acikca gordiikleri mu'cizelerden sonra, aciz kalan miisrikler, 
diismanhklanndan dolayi] §u yerden [Mekkeden] bize bir pinar 
akitmadikca, biz sana iman etmeyiz. Yahucl senin hurma ve iiziim 
bagcen olup ortasindan nehrler akitasin dediler) olan, isra suresi- 
nin doksan ve doksanbirinci ayetlerini delil olarak getirirler. Pa- 
pazlann getirdikleri bu delil, kendi maksadlanm ciirutdiigii halde, 
Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem", mu'cize gostermedigi- 
ni isbat ediyoruz diyorlar. Bu ise asla, insafa ve adalete yakisan bir 
sey degildir. [Halbuki delil getirdikleri, zikr etdigimiz ayet-i keri- 
melerde miisrikler, cesidli mu'cizeler, bilhassa Kur'an-i kerfm kar- 
sismda aciz ve caresiz kaldiklarmdan, ne yapacaklanm sasinp, da- 
ha cesidli mu'cizeler istediklerini gostermekdedir. Bu ise, papaz- 
lann sozunii kuvvetlendirmekden ziyade, yalancihklarim ortaya 
koymakdadir.] Ne garibdir ki, dort incilin sonundaki mektublan 
yazan miiellifleri, ne de yazihs tarihleri saglam ve dogru bir sekl- 
de bilinmedigi halde ve hiristiyanlarm ellerindeki incillerde yazih 
olan rivayetlerin gariblikleri ve birbirine zidhklan apacik meydan- 
da iken, bunlarm her bir ayetini iman ve i'tikad esasi kabul eder- 
ler. Fekat, Kur'an-i kerimin binikiyiiz [bindortytiz] senedir tek bir 
harfine dahi tahrif lekesi bulasmamis iken ve hadis-i seriflerin sa- 
hih olanlan ve mevdti', za'if ve uydurma olanlan hususi kaideler 
ile, saglam senedler ile birbirinden aynlarak beyan edilmis iken ve 
islam dinindeki rivayetlerin herbiri, nice saglam deliller ile isbat 
edilmis oldugu halde, bunlara iman edenlere i'tiraz etmekdedir- 
ler. 

[Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" mu'cizeleri hakkin- 
da bilgi almak ve ba'zi mu'cizesini okumak arzu edenlere Hakikat 
Kitabevinin nesr etdigi (Herkese Lazim Olan Iman) kitabim oku- 
malarim tavsiye ederiz.] 



116 



— 8 — 

KUR'AN-I KERIM ve 
BUGUNKU INCILLER 

Protestanlar, incillerin emr ve tebliglerinin, Mtisa aleyhissela- 
mm dininin emr ve tebliglerinden daha iistiin oldugunu, kendi go- 
riislerine gore isbat etmege cahsryorlar. Daha sonra, Kur'an-i keri- 
min emrlerinin de, incillerin emr ve tebliglerinden daha iistiin olup 
olmadigim incelemege bashyarak diyorlar ki: (Her da'vamn kiy- 
met ve ehemmiyyeti, [o da'vayi isbat icin] ortaya konulan delille- 
rin saglamhk ve kuvveti nisbetindedir. Biitiin akl sahibleri giinliik 
islerini, bu kaidelere uydurarak diizeltmislerdir. Mesela, bir iistad 
eskilerine nazaran, daha kuvvetli ve mermiyi daha uzaga ulasdiran 
yeni bir tiifek kesf etdigini iddia etse, harb silahlanm temamlama- 
si icab eden bir devlet, onu tecribe etmeksizin kabul etmez. Isla- 
miyyetin, hiristiyanhkdan daha iistiin ve faziletli oldugu iddiasi da, 
aynen buna benzemekdedir. Bu konuda islamiyyet bir imtihana ta- 
bi tutulmadan, bir terazide tartilmadan, islamiyyetin korii koriine 
kabuliinde acele etmek, aklkan bir is ve hikmetin icab etdirdigi bir 
sey degildir. Bunun icin, Kur'an-i kerimin emrlerinin Incilin bildir- 
diklerinden efdal ve iistiin olup olmadigim inceden inceye arasdir- 
mak ve dogru bir seklde tecribe etmek icab eder. Eger hakikatde 
Kur'an-i kerimin, zan edildigi gibi, biiyiikliigii ortaya cikarsa; hie 
diisiinmeden Incili terk etmek ve Kur'an-i kerime yapismak lazim 
olur.) 

CEVAB: Bu sozleri yazan kimsenin, bunlan, bagh bulundugu 
protestan misyoner teskilati tarafindan vazifeli olarak, kaleme al- 
mayip da, sadece dogruyu ortaya koymak maksadi ile yazdigim bil- 
sek, bu yazisimn sonundaki insafh sozlerinden dolayi kendisine te- 
sekkiir ederdik. Fekat herkesin ma'lumu oldugu ve kendisinin de 
i'tiraf etdigi gibi protestan misyoner cem'iyyetinden, ma'isetini 
te'min etmek maksadi ile yapdigi bir ise riya karisdirmamasim ha- 
tirlatinz. Bununla beraber, ortaya koydugu olcii, dogru bir soz ol- 
dugundan, biz de memnuniyyet ile kabul ederiz. Ancak karsilasdi- 
nlmasi asagida anlatilacak olan delillere isaret etmek tizere, 
Kur'an-i kerimde ve incilde bulunan ba'zi ayetlerin birbiriyle kar- 
silasdinlmasi ve mukayesesi icab eder. 

-117- 



Dort Incilin icerisindeki kissalan ve sozleri bir tarafa birakir- 
sak, hakiki incilde gtizel ahlak, diinya isleri [muamelat], kalb ve 
ahiret bilgilerine aid bildirilenler, sunlardan ibaretdir: 

(Dunyadan temamen yiiz cevirip, fakirlige ve yoksulluga razi 
olmak ve kanaat etmek. Allahii tealayi biitiin kalbi ile camndan ve 
arzularmdan daha cok sevmek. Komsuyu kendisi gibi sevmek ve 
onun uziintiilerini teselli etmek. Mazlumlara merhamet etmek. 
Cocuklan sevmek. Kalbden kotii diisiinceleri cikarmak. Birbirine 
dargin iki mti'minin arasim dilzeltmek. Din yolunda eziyyet cek- 
mege sabr etmek. Adam oldiirmemek. Hirsizlik yapmamak. Kiz- 
mamak. Kotii soz soylememek. Sogmemek. Kendinin kiiciik ku- 
surlanm da goriip, baskalannm biiyiik kusurlanm gormemek, on- 
lan ayblamamak. Nasfhat etdikce, insanlar tarafindan taslanmaga 
katlanmak. Allahii tealamn emrlerini bozmamak, degisdirmemek, 
din kardesini incitmemek, ya'ni kalbini kirmamak, zina etmemek, 
sehvet ile [yabanci] kadmlara bakmamak, sebebsiz kadm bosama- 
mak, yemin etmemek, kotuliige karsi durmak, bir yanaga vurulun- 
ca digerini de cevirmek, kaftanim isteyene kaputunu da vermek, 
beddiia edene hayr diia etmek, hasili her kotiiliik edene iyilik et- 
mek, sadaka, oruc ve diiada riyadan sakmmak ve diia etdigi vakt 
cok uzatmamak, para toplayrp kalbini ona baglamamak, nzk ve el- 
bise icin iiziilmemek. Hak tealadan sidk ile ne istenirse verir. Alla- 
hii tealamn emrine itaat eden Cennete gider.) incillerde su nasi- 
hatlara da rastlamr: (insanlara dinin emrlerini teblig ederken para 
almaym. Bir eve girdiginiz zeman selam verin. Bir yerde sizleri ka- 
bul etmezlerse orada durmayin. Bir emri soylerken, soyliyen siz 
degil, Allahii tealadir. Ahkami teblig ederken kimseden korkma- 
ym, kimseyi muhakeme etmeyin ve ceza ta'ym etmeyin. Her sucu 
afv ederek aleak goniillu olun. Ben insanlann arasim sulh etmege 
geldim, nifak ve kihc getirmedim, ayrihk ve harb cikarmaga gelme- 
dim. Anasim ve babasim benden gok seven benden degildir. iyi 
amellere ahiretde iyilik verilir, kotii amellere ceza, azab olunur. 
Allahii tealaya itaat eden benim kardesimdir. isitdigi dogru sozti 
kabul edene, ahiretde miikafat ve kabul etmiyene azab olunur. 
Anaya ve babaya ikram edin. Agizdan soyledigi soz ile insan necs, 
pis olmaz. Fekat agzmdan cikan kotii sozleri yapan, mesela katl, zi- 
na, yalan yere sahidlik gibi seyleri yapan insan pis olur. Sizden ver- 
gi istenildigi zeman verin, muhalefetde bulunmaym. Tevazu' eden, 
Allahii teala indinde biiyiik olur. Kibrlenen kiiculiir. Mahmzdan 
sadaka verin, Allahii teala indinde bulursunuz, mahm birikdiren, 
sakhyan zenginlerin Cennete girmesi zordur. Biz hizmet olunmak 

-118- 



icin gelmedik, hizmet etmek icin geldik). 

Incillerde, emrler, nehyler, giizel ahlak ve kotii ahlaka aid ah- 
kamin temami bu yazilan mes'elelerden ibaretdir. 

Kur'an-i kerim, Allahii teala tarafindan gonderilmis semavi ki- 
tablarm en efdali ve en tistunu olup, hakiki incilde bulunan biitiin 
ahkami da en miikemmel seklde icerisine almisdir. Eger incilde 
mevcud emr, nehy, muamelat ve ahlak ile ilgili hiikmlerin temami- 
m Kur'an-i kenmle karsilasdirmak istersek, Kur'an-i kerimdeki 
ahkamdan az mikdanni zikr etmek ve tefsir etmek lazim gelir. Biz 
burada misal olmak iizere bir mikdanni zikr edecegiz: 

1 — Matta Incilinde: (Ne mutlu ruhda fakir olanlara! Zira, gok- 
lerin melekutii onlarmdir) demekdedir. [Matta, bab bes, ayet lie. 
Burada, dtinyaya kiymet vermiyenlere miijde verilmekde ve diin- 
yamn kiymetsizligi bildirilmekdedir.] 

Kur'an-i kerimde ise, bu husus en giizel ve en genis olarak her- 
kesin anhyabilecegi bir seklde anlatilmisdir: 

Hadid suresinin yirminci ayetinde mealen: (Biliniz ki, diinya 
hayati, elbette la'b, ya'ni oyun ve lehv, ya'ni eglence ve zinet, ya'ni 
siislenmek ve tefahiir, ya'ni ogiinme ve man, parayi ve evladi co- 
galtmakdir) buyurulmusdur. 

En'am suresinin otuzikinci ayetinde mealen: (Diinya hayati, 
oyun ve faidesiz seylerdir. Allahii tealadan korkanlar icin ahiret 
hayati elbette hayrhdir. Boyle oldugunu nicin anlamiyorsunuz?) 
buyurulmusdur. 

Kehf suresinin kirkaltinci ayetinde mealen: (Mai ve cocuklar, 
diinya hayatimn siisleridir. Sonsuz kahci olan iyi islerin sevablari, 
Rabbinin yaninda daha hayrhdir) buyurulmusdur. 

Mii'min suresinin otuzdokuz ve kirkmci ayetlerinde mealen: 
(Ey insanlar! Bu diinya hayati, cabuk biten bir hayat ve faidelen- 
meden ibaretdir. Ahiret ise, devamh olarak kahnacak, durulacak 
yerdir. Bir giinah isleyen kimse, ancak onun misli ile cezalandirihr. 
Erkek ve kadinlardan her kim de, mii'min olarak salih amel, ya'ni 
iyi bir amel islese, o kimseler Cennete girerler ve orada hesabsiz 
rizklar ile miikafatlandirihrlar) buyurulmusdur. 

Sura suresinin onikinci ayetinde mealen: (Goklerin ve yerin 
[yagmur hazinelerinin] anahtarlari Allahii tealanindir. Rizki dile- 
digine az, diledigine cok verir. Qiinki o [az veya cok vermekde ve] 
her seyde kullarina neyin hayrh oldugunu en iyi bilendir) buyurul- 
musdur. 

Sura suresinin otuzaltmci ayetinde mealen: (Mai ve diinyadan 
size verilen sey, yalniz hayatda bulundugunuz miiddetce, onun- 

-119- 



la gecinmekdir. Iinan edip, Rablerine tevekkiil edenler icin, ahi- 
retde Allahii tealamn indinde, diinya ni'metlerinden hayrh ve da- 
imi cok sevab vardir) buyurulmusdur. Kur'an-i kerfmde diinyayi 
zem eden bu ayetler gibi nice ayet-i kerimelerden baska, Pey- 
gamberimiz Muhammed aleyhisselamm da pek cok hadis-i serif- 
leri vardir. [Yukanda bildirdigimiz ayet-i kerimelerde ve asagida 
bildirecegimiz hadis-i seriflerde yazili olan diinya kelimesi ve ed- 
na kelimesi, zararh, cok kotii seyler demekdir. Ya'ni Kur'an-i ke- 
rim ve hadis-i serifler, zararh ve kotii seyleri yasak etmekdedir. 
Zararh ve kotii seyleri ancak akl-i selim sahibi olan kimseler ta- 
nir. Akh tarn olmiyanlar ve hele az olanlar, zararh, kotii seyleri, 
faideli ve iyi seylerden ayiramaz. Bunlari birbiri ile kansdinr. Al- 
lahii teala ve Onun Peygamberi "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem", cok merhametli olduklan icin, insanlara cok acidiklan icin, 
yasak etdikleri diinyanm, ya'ni zararh ve kotii seylerin neler ol- 
duklarim aynca, acik olarak da bildirmislerdir. Su halde diinya 
demek, Allahii tealamn haram etdigi ve Peygamberimizin "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" mekruh dedigi seyler demekdir. Goriilii- 
yor ki, Allahii tealamn haram etmedigi, hatta emr etdigi diinya is- 
leri, zararh olan, kotii olan diinya degildir. Boylece, ne kadar cok 
olursa olsun cahsrp kazanmak, fen, tib, hesab, hendese, mi'marhk 
ve harb vasitalanm ogrenmek, yapmak, kisaca insanlara rahat, 
huzur ve se'adet saghyan her medeni vasitalan yapmak ve kazan- 
mak, diinyahk degildir. Bunlann hepsini, Allahii tealamn goster- 
digi sekllerde, yollarda ve sartlarda yapmak ve kullanmak ibadet 
olur. Allahii teala boyle miislimanlardan razi olur. Bunlara ahi- 
retde sonsuz ni'metler, se'adetler ihsan eder.] Bu hadis-i serifler- 
den birkacim bildirelim: 

Abdullah ibni Omerin "radiyallahii anh" rivayet etmis oldugu 
hadis-i serif de Resulullah "sallallahu aleyhi ve sellem", (Allahii te- 
alamn indinde kiymetli bir kimse bile olsa, bir kula [ihtiyacindan 
fazla] diinyalik az bir sey verilse, Allahii tealamn katindaki derece- 
sinden bir mikdar eksiltilir) buyurdu. 

Diger bir hadis-i serifde: (Diinyaya goniil baglamak, biitiin gii- 
nahlarin basidir) buyurdu. 

Ebu Hiireyrenin "radiyallahii anh" rivayet etdigi hadis-i serif- 
de: Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem": (Ya Rabbi! Mu- 
hammedin ailesinin rizkim kendilerine kaft gelecek mikdar kadar 
gonder) diye diia buyurdu. 

Baska bir hadis-i serifde, (Diinyada garib veya yolcu gibi ol ve 
kendini oliniis say!) buyuruldu. 

[Baska hadis-i seriflerde de buyuruldu ki: (Mes'ud o kimsedir 

-120- 



ki, diinya onu terk etmezden once, o diinyayi terk etmisdir). Ya'ni 
gonliinden cikarmisdir. 

(Arzusu ahiret olup, ahiret icin cahsana Allaliii teala, diinyayi 
hizmetci yapar.) 

(Ahiretin sonsuz olduguna inanan kimsenin, bu diinyaya goniil 
baglamasi, cok sasilacak seydir.) 

(Diinya sizin icin yaratildi. Siz de ahiret icin yaratildiniz! Ahi- 
retde ise, Cennetden ve Cehennem atesinden baska yer yokdur.) 

(Paraya, yiyecege tapinan kimse helak olsun!) 

(Sizlerin fakir olacaginizi diisiinmiiyor, bunun icin iiziilmiiyo- 
rum. Sizden once gelmis olanlara oldugu gibi, diinyamn elinize bol 
bol gecerek, Allaliii tesila va asi ve birbirinize cliisniaii olmamzdan 
korkuyorum.) 

(Mai ve solnet hirsimn insana zarari, koyun siiriisiine giren iki 
ac kurdun zararmdan daha cokdur.) 

(Diinyaya diiskiin olma ki, Allaliii teala seni sevsin. insanlarin 
nialina goz dikme ki, insanlar seni sevsin!) 

(Diinya hayati, gecilecek bir koprii gibidir. Bu kopriiyii tezyin 
etmekle ugrasmayin. Hemen gecip gidin!) 

(Diinyaya, burada kalacaginiz kadar, ahirete de, orada kalaca- 
giniz kadar cahsiniz!) ] 

Diinyaya goniil baglamamn kotiilenmesi ve ahiret icin daha 
cok cahsilmasi hususunda varid olan ayet-i kerime ve hadis-i serif- 
lerle beraber, islam dininde, ilm, fen, teknik, mi'marlik, san'at ve 
ticareti emr eden, bunlar icin cahsmagi tesvik eden nice emrler, 
ayet-i kerime ve hadis-i serifler vardir. Ciinki, medeni bir cem'iy- 
yetin, bir milletin kurtulusu ve se'adeti fakirlik ile olamaz. Bil'aks, 
hayr ve iyilik miiesseseleri, imarethaneler, mektebler, medreseler, 
asevleri, hastahaneler yapmak, acizlere, fakirlere ve kimsesizlere 
yardim etmek [insanlara hizmet icin cesmeler, kopriiler yapmak, 
fabrikalar kurmak], hep mal ve servet ile olur. Mai ve servet ise, 
cahsmak ve ticaret ile kazamhr. Nitekim Kur'an-i kerimde, Nisa 
suresinin yirmidokuzuncu ayetinde mealen soyle buyurulmakda- 
dir: (Ey finan edenler! Mallarinizi [faiz ve kumar gibi islamiyyetin 
haram kildigi] batd yollarla yimeyiniz. Ancak birbirinizden razi ve 
hosniid olarak [ticaret ile] ola.) 

Bekara suresinin ikiyuzyetmis besinci ayetinde mealen: (Alia- 
hii teala bey'i ve ticareti halal ve ribayi [faizi] ise haram kilmisdir) 
buyurulmusdur. 

-121- 



Al-i imran suresinin ondorduncii ve onbesinci ayetlerinde de 
mealen: (Kadinlardan, kantarlarla altin ve giimiisden ve en giizel 
atlardan, davarlardan, [sigirlardan, develerden] ve ekinden yana 
olan nefsin arziilarina muhabbet, insanlar kin tezyfn olundu [siis- 
lendi]. Bunlar ise, diinya hayatinin gecici menfeatleridir ve insanin 
en son gidecegi yer, Allaliii tealamn indindedir. Ey Resuliim, 
mii'minlere de ki: Bu diinya zfnetlerinden daha hayrhsim size ha- 
ber vereyim mi? O diinya zfnetlerinden hazer edenler icin Rableri 
katinda, agaclari altinda [oniinde] irmaklar akan Cennetler vardir. 
Bunlar, orada devamh kalacaklardir. Orada her aybdan uzak, ter- 
temiz zevceler ve en biiyiik ni'met olan Allaliii tealamn rizasi var- 
dir. Allaliii teala kullarinm hallei ini ve yapdiklarim hakki ile gorii- 
ciidiir) buyurulmusdur. 

Nebe' suresinin onbirinci ayetinde mealen: (Giindiizii kazanc 
zemam kildik [Ta ki giindiizleri hayatimzda, yasamamzda lazim 
olan seyleri kazanasimz.]) buyurulmusdur. 

A'raf suresinin onuncu ayetinde ise mealen: (Sizi yeryiiziinde 
yerlesdirdik ve sizin icin orada pek cok ma'iset [gecim] vasitalari 
hazirladik. [Ziraat, ticaret ve calismakla yasamamz icin lazim olan 
nzklar yaratdik.] Size verilen ni'metlere az siikr ediyorsunuz) bu- 
yurulmusdur. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyuruyor ki, (in- 
sanin yidiklerinin en hayrhsi, iyisi, bilegi ile kazanip yidigidir. Al- 
laliii tealamn Peygamberi Daviid "aleyhisselam" elinin emegi ile 
kazanip yirdi.) 

(Hayrh yerlere sarf eden salih kimse icin, halalden kazamlmis 
mal ne giizel maldir.) 

(Dogru olan tiiccar kiyamet giinii siddiklarla ve sehidlerle be- 
raber hasr olunur.) 

(Ahs-verisde kolayhk gosterenlere, Allahii teala her isinde ko- 
layhk gosterir.) 

Ve yine, (Ah§-verisde kolayhk gosterenlere, Allahii teala mer- 
hamet eylesin) buyurdu. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", bir sabah, Eshabi ile 
konusurken, kuvvetli bir gene, erkenden diikkanma dogru gepdi. 
Ba'zilan, erkenden diinyalik kazanmaga gidecegine, buraya gelip, 
birkac sey ogrenseydi iyi olurdu deyince, Resulullah "sallallahii 
aleyhi ve sellem", (Oyle soylemeyiniz! Eger kimseye muhtac ol- 
mamak ve ana, baba, coluk-cocugunu da muhtac etmemek icin gi- 
diyorsa, her aduni ibadetdir. Eger, herkese ogiinmek, keyf siirmek 
niyyetinde ise, seytanla beraberdir) buyurdu. 

-122- 



Diger bir hadis-i serifde, (Bir miisliman, halal kazanip, kimseye 
muhtac olinaz ve komsularina, akrabasina yardim ederse, kiyamet 
giinii, ayin ondordii gibi parlak, nurlii olacakdir) buyurdu. 

[Hadis-i seriflerde buyuruldu ki: (Allahii teala, san'at sahibi 
in ii'iniiii sever) ve (En halal sey, san'at sahibinin kazandigidir) ve 
(Ticaret yapiniz! Rizkin onda dokuzu ticaretdedir) ve [cahsmayrp] 
(Kendini baskasindan sadaka istiyecek hale diisiireni, Allahii tea- 
la yetmis seye muhtac eder.) 

Yine hadis-i seriflerde buyuruldu ki, (Halal kazanmak icin si- 
kmti cekenlere Cennet vacib olur) ve (Bes vakt nemazi kddikdan 
sonra, cahsip halal kazanmak, her miislimana farzdir) ve (En iyi ti- 
caret, bezzazhkdir, kuiiias satmakdir. En iyi san'at terzihkdir.)] 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" san'ati, ticareti emr ve 
tesvik etmis, nice ayet-i kerime ve hadis-i serifler ticaretde haram 
ve halal olan seyleri ve her birinin sebeblerini, btitun tafsilati ile 
beyan buyurmusdur. 

Incilde ise, ticaret yapmaga, dlinya icin cahsmaga asla izn veril- 
meyip, bil'aks her neye sahib iseniz, neyiniz varsa satarak sadaka 
veriniz diye emr edilmisdir. 

2 — Matta incilinde, (Ne mutlu mahzun, iizuntulii olanlara! Zi- 
ra onlar teselli olunacakdir) demekdedir. [Matta bab bes, ayet 
dort.] 

Kur'an-i kerimde ise, bir bela isabet eden, mahzun olan ve sabr 
edenler icin verilecek sevablan bildiren bircok ayet-i kerimeler na- 
zil olmusdur. Mesela: 

Bekara suresinin yiizellibes, yiizellialti ve yiizelliyedinci ayet-i 
kerimelerinde mealen: (Ey mii'minler, sizi [gazada dilsmandan bi- 
raz] korku ile, [Oruc veya kithkda] achk ile ve [zekat veya mahm- 
za zarar gelmesinden] mal noksanhgi ile [hastahk ve za'iflikden] 
can noksanhgi ile ve [afat-i semaviyye ve arziyyeden] meyvelerini- 
zin veya meyve gibi olan evladlarimzin noksanhgi ile imtihan ede- 
rim. Ey Habfliim, sabr edenlere [lutf ve ihsanlanmi] miijdele. On- 
lar o kimselerdir ki, kendilerine bir miisibet isabet etdigi zeman, 
kalbden teslfmiyyet ve riza gostererek: Biz Allahii tealamn kulu ve 
mahlukuyuz ve [oldiikden sonra] Ona donecegiz, derler. O teslf- 
miyyet gosterip Rablerine siginanlar iizerine, Rablerinden magfl- 
ret, rahmet [ve Cennet] vardir ve iste onlar hidayete ermis olanlar- 
dir) buyurulmusdur. 

3 — Yine Mattamn incilinde: (Ne mutlu halim [yumusak] olan- 
lara. Zira onlar ebedi mirasa kavusacaklardir) denilmisdir. [Matta 
bab bes, ayet bes.] 

-123- 



Kur'an-i kerimde, Al-i imran suresinin yuzotuzdordiincii aye- 
tinde mealen: (Ofkelerini yenerler, insanlariii kusurlarmi afv eder- 
ler. Allaliii teala ihsan edenleri sever) buyurulmusdur. 

[Sura suresinin kirkmci ayetinde mealen: (Kim zulm edeni afv 
eder ve onunla arasini diizeltirse, onun miikaf ati Allahii tealanin 
indindedir) ve kirkiicuncii ayetinde mealen, (Kim sabr edip de, 
kendine zulm edeni afv ederse, Allahii teala, ona biiyiik miikafat 
verir) buyurulmusdur.] 

Al-i imran suresinin yiizellidokuzuncu ayetinde mealen: (Ya- 
nmda bulunanlara yumusaklik ve tatlilikla muamele etmen, Alla- 
hii tealanin sana bir kerem ve rahmetidir. Eger kotii ahlakh olup, 
sert davransaydin etrafindakiler dagriirlardi) buyurulmusdur. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimiz dualannda, 
(Ya Rabbi! Beni ilm ile zengin kil, hilm [yumusaklik] ile siisle, tak- 
va ile ikram eyle ve afiyet ile giizellesdir) buyururlardi. [Yumusak- 
lik hakkmda ba'zi hadis-i serifleri asagida bildirecegiz.] 

4 — Yine Matta incilinde, (Ne mutlu merhametlilere, zira 
onlara merhamet olunur) denilmisdir. [Matta bab bes, ayet ye- 
di.] 

Kur'an-i kerimde, [Merhamet, sefkat ve yumusaklik hakkinda 
pek cok ayet-i kerimeler varid olmusdur.] Tevbe suresinin yiizyir- 
misekizinci ayetinde mealen: (Ey insanlar! Size icinizden bir Pey- 
gamber geldi ki, sizin giinah islemenizden ve cirkin hareketleriniz- 
den O incinir. Size cok diiskiindiir. Mii'minlere cok merhamethdir, 
onlara hayr diler) buyurulmusdur. 

[Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Allahii 
teala refikdir. Yumusakhgi sever. Sertlik edenlere vermedigi sey- 
leri ve baska hie bir kimseye vermedigini yuiniisak davranan 
mii'mine ihsan eder.) 

Hadis-i seriflerde: (Yumusak davranmiyan, hayr yapmamis 
olur) ve (Kendine yumusaklik verilen mii'min kimseye, diinya ve 
ahiret iyilikleri verilmisdir) ve (Cehenneme girmesi haram olan ve 
Cehennemin de onu yakmasi haram olan kimseyi bildiriyorum. 
Dikkat ediniz! Bu kimse, insanlara kolayhk, yumusaklik gosteren 
mii'min kimsedir) buyurulmusdur. 

Diger bir hadis-i serifde: (Kizdigi zeman istedigini yapabilecek 
bir mii'min kimse, kizmazsa, Allahii teala kiyamet giinii, onu her- 
kesin arasinda cagirir. Cennetde istedigin hurinin yamna git der) 
ve diger bir hadis-i serifde: (San sabir maddesi bah bozdugu gibi, 
kizginlik da imam bozar) buyurulmusdur. 

Bir kimse, Resulullahdan "sallallahii teala aleyhi ve sellem" na- 

-124- 



sihat isteyince: (Kizma) [sinirlenme!] buyurdu. Birkac kerre ayni 
seklde sorunca, hepsine de (Gadab etme!) [sinirlenme!] buyurdu.] 

Eshab-i kiramm "aleyhimiirridvan" birbirlerini cok sevdikleri- 
ni, lutf ve merhametlerini, Kur'an-i kerim beyan buyurmusdur. 
Feth suresinin son ayetinde mealen: (Muhammed "sallallahii aley- 
hi ve sellem" Allahii tealamn Resuliidiir. Onunla beraber bulu- 
nanlar [Eshab-i kiram] kafirlere karsi cok siddetli, birbirlerine ise 
cok merhametli [cok sefkatli]dirler) buyurulmusdur. 

Bir hadis-i serifde, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", 
(Yashlanmiza hurmet ve kiiciiklerimize merhamet etmiyen bizden 
degildir) buyurmusdur. 

5 — Matta incilinde, (Ne mutlu temiz kalblilere. Onlar Allahii 
tealayi goreceklerdir) denilmisdir. [Matta bab bes, ayet sekiz.] 

[Kur'an-i kerimde bircok ayet-i kerimeler ve Peygamberimizin 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" pek cok hadis-i serifleri giizel 
ahlaki ve temiz kalbli olmagi emr etmekdedir. islamiyyetde kalb 
temizligine biiyiik ehemmiyyet verilmisdir.] 

Kur'an-i kerimde, Su'ara suresinin seksensekizinci ve doksa- 
nmci ayetlerinde mealen: (Kiyamet giinii, ne mal, ne de evlad, hie 
kimseye (aide vermez. Ancak Allahii tealaya temiz ve selfm bir 
kalb He gelenler miistesna. [Onlar ni'metlere nail olurlar]) buyu- 
rulmusdur. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Dikkat ediniz. Ha- 
ber veriyorum! insanin bedeninde bir et parcasi vardir. Bu iyi 
olursa, biitiin uzvlar iyi olur. Bu kotii olursa, biitiin organlar bo- 
zuk olur. Bu et parcasi kalbdir) buyurdu. [Bu et parcasi, kalb de- 
nilen, gortilemiyen ve his organlan ile anlasilamiyan, goniil deni- 
len bir cevherin yuvasidir. Bu et parcasmm temiz olmasi demek, 
gonliin temiz olmasi demekdir. Bu et parcasma da, mecazen kalb 
denilmisdir.] 

6 — Matta incilinde, (Ne mutlu sulh yapan, insanlann arasim 
diizeltenlere. Onlar Allahm sevgili kullan diye caginlacakdir) de- 
nilmekdedir. [Matta bab bes, ayet dokuz.] 

Kur'an-i kerimde, Hucurat suresinin onuncu ayetinde mealen: 
(Biitiin mii'minler ancak kardesdirler. Aralarinda ihtilaf oldugu 
zeman, kardeslerinizin arasim diizeltiniz ve Allahii tealadan kor- 
kunuz ki, merhamet olunasiniz) buyurulmusdur. 

Nisa suresinin yiizondordiincti ayetinde mealen: (Onlarin gizli 
islerinde hayr yokdur. Ancak; sadaka vermeyi veya bir iyilik yap- 
mayi veya insanlar arasinda olan adaveti lslah etmeyi [diizeltme- 
yi] emr eden mii'min kiinse iniistesnadir. Her kim bu isleri Alla- 

-125- 



hii tealanm nzasini arayarak yaparsa, biz ahiretde ona biiyiik mii- 
kafat verecegiz) buyurulmusdur. 

Sura suresinin kirkmci ayetinde mealen: (Kotiiliigiin cezasi 
misli kadar azabdir, kotiiliikdiir. Kim kotiiliigii afv eder ve [kendi- 
sine diisman olanla arasim] diizeltirse, onun miikaf ati Allahii tea- 
laya aiddir) buyurulmusdur. 

7 — Matta Incilinde, (Ne mutlu salah icin cefa olunanlara, Me- 
lekut onlarmdir. Benim icin size diismanlik ve cefa edip, yalan soy- 
liyerek size karsi fena, kotii sozler soyledikleri zeman ne mutlu siz- 
lere. Sevinin ve mesrur olun. Zira semavatda ecriniz, miikafatimz 
cokdur. Her seyden evvel miisrikler, Peygamberlere "aleyhimiis- 
selam" boyle eza ve cefa etdiler) denilmekdedir. [Matta bab bes, 
ayet on, onbir ve oniki.] 

Sabrm cesidleri ve her birinin miikafati hususunda Kur'an-i ke- 
nmde nazil olmus birpok ayet-i kerfmeler vardir. Bekara suresinin 
yiizyetmisyedinci ayetinde mealen: (Yiiziiniizii dogu ve bati taraf- 
larina cevirmeniz hayr ve taat degildir. Hayr ve taat, Allahii teala- 
ya ve ahirete ve meleklere ve Allahii tealanm indirdigi kitablara ve 
Peygamberlere iinan etmekdir. Ve Allahii tealanm [rizasi icin] 
muhabbet ile mahni; fakir akrabasina, fakir yetimlere ve muhtac- 
lara, yolda kalmislara, [garib yolculara, musafirlere], isteyen fakir- 
lere ve miikateb kolelere [ya'ni sahibi ile anlasip belli bir iicret 
odeyince hiir olacak kolelere] ve esirlere [azad etmek icin] ver- 
mekdir. Ve [farz] nemazlari dosdogru kihnak ve zekatini vermek, 
sozlesmelerinde ahdine vefa etmek [sozilnii yerine getirmek], fa- 
kirlikde, ihtiyac ve sikinti hallerinde, cihadda sabr etmekdir. Ve bu 
vasiflan tasi\ anlara uymakda sachk olmakdir. i§te onlar, takva sa- 
hibi olan miislimanlardir) buyurulmusdur. 

Al-i Imran suresinin ikiyiiziincii ayetinde ise mealen: (Ey iinan 
edenler! [Din diismanlarmm eziyyetlerine] sabr ediniz. Diismanla- 
rimzla olan cihadda iistiin gelmek icin, sabr yarisi yapm. Simr boy- 
larinda kafirlere karsi cihad icin nobet bekleyin ve Allahii tealadan 
korkun ki, felaha [kurtulusa] eresiniz) buyurulmusdur. 

Nahl suresinin doksanaltmci ayetinde mealen: (Sabr edenlerin 
ecrlerini [karsiliklanm] Allahii teala, yapdiklan amelin karsihgi 
olan sevabdan daha fazla ve daha giizel olarak elbette verir) buyu- 
rulmusdur. 

Ziimer suresinin onuncu ayetinde mealen: (Sabr eden mii'min- 
ler [kiyamet giiniinde] hesabsiz miikafatlara kavusurlar) buyurul- 
musdur. 

-126- 



Bekara suresinin yuzelliuciincu ayetinde mealen: (Ey finan 
edenler! Sabr ve salat [nemaz] ile Allahii tealadan yardim isteyiniz. 
Muhakkak Allahii teala [mn yardimi] sabr eden mii'minlerle bera- 

berdir) buyurulmusdur. 

Ra'd suresinin yirmiikinci ayetinde mealen: (Onlar, su kimse- 
lerdir ki, Rablerinin rizasuu kazanmak icin sabr ederler. Nemazla- 
rini dosdogru kdarlar. Kendilerine verdigimiz rizkdan gizli ve asi- 
kar infak eder, verirler. Kendilerine kotiiliik yapanlara, iyilik eder- 
ler. O mii'minler icin [amellerine karsilik] ahiret se'adeti ve rahat 
vardir) buyurulmusdur. 

Allahii teala hadis-i kudside: (Ey Adem ogullari! Bir kimse be- 
nim kazama razi olmaz ve beniin tarafundan gelen belalara sabr 
etmez, verdigim ni'metlerime siikr etmez, ihsan etdigim diinya 
ni'metlerine kanaat etmezse, baska bir Rab arasin. Ey Adem oglu! 
Bir kimse beniin belama sabr ederse, benden razi olinns olur, ya'ni 
rububiyyetimi tasdfk etmis olur) buyurdu. 

8 — Matta incilinde adalet hususunda, (Ben size derim ki, eger 
adaletiniz yazicilarm ve ferisilerin adaletinden ziyade olmazsa, 
goklerin melekutuna hie giremezsiniz) denilmekdedir. [Matta bab 
bes, ayet yirmi.] 

Adalet hususunda da, Kur'an-i kerimde pek cok ayet-i kerime 
vardir. 

[Adalet, lugatda, bir seyi yerli yerine koymak demekdir. Ada- 
letin iki ta'rifi vardir: Birincisi, (Adalet, bir amirin, bir hakimin 
memleketi idare icin koydugu kanun, kaide, cizdigi hudud icinde 
hareket etmekdir. Zulm ise, bu kanunun, bu hududun, bu dairenin 
disma cikmakdir) Adaletin asl ta'rifi: (Kendi mtilkunde olam kul- 
lanmak) demekdir. Zulm de, baskasmm malma, miilkiine tecaviiz- 
diir. Alemleri yaratan Allahii teala, hakimler hakimi, her seyin asl 
sahibi ve tek hahki [yaraticisi]dir. Allahii teala mutlak adalet sahi- 
bidir. Ciinki, her isi kendi miilkunde yapmakdadir. Onun icin, in- 
sanlara gonderdigi en son ve en kamil dininde tam bir adalet var- 
dir. Bu adaletin dismda ise zulm vardir. 

Kur'an-i kerim sadece adaleti emr etmekle kalmamis, adaletin 
ziddi olan zulmii haram kilmisdir. Bu hususda bir cok ayet-i keri- 
meler vardir. Hatta, kisinin kendi nefsine zulm etmesi dahi haram 
kilmmisdir.] 

Nisa suresinin ellisekizinci ayetinde mealen: (insanlar arasinda 
hiikin etdiginiz zeman, adalet ile hiikni etmenizi Allahii teala emr 
eder) buyurulmusdur. 

Nahl suresinin doksanmci ayetinde mealen: (Allahii teala si- 

-127- 



ze, adalet yapmanizi, ihsan etmenizi ve [muhtac olan] akrabaya 
vermenizi emr ediyor. Fuhsdan [zinadan], miinkerden [fenahklar- 
dan] ve zulm yapmakdan da nehy ediyor) buyurulmusdur. 

[Ihsan etmek demek, Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve 
sellem" ta'rifi ile (Allahii tealaya Onu goriiyormus gibi ibadet et- 
mekdir. Sen Onu gormiiyor isen de, O seni goriiyor) demekdir. ih- 
san, once haramlardan sakinmak, sonra farzlan yapmakla olur.] 

Maide suresinin sekizinci ayetinde mealen: (Ey mii'minler! Al- 
lah idn amellerinizde ve sozlerinizde hakki ayakda tutan hakimler 
olun ve adalet ile sahidlik eden kimseler olun. Diismanlariniza 
olan bugzunuz, kininiz, sizi adaietsizlige gotiirmesin [size vebal 
yiiklemesin. Ya'ni diismanlariniza bile adalet ile davrammz. Dost 
ve diismanmiza] adalet yapiniz ki, bu takvaya cok yakindir. Allahii 
tealadan korkun. Qiinki Allahii teala, sizin amellerinizden [yapdik- 
lannizdan] haberdardir) buyurulmusdur. 

Adil olmayip, zulm edenler hakkmda, insan suresinin otuzbi- 
rinci ayetinde mealen, (Allahii teala zalimlere elem verici, acikh bir 
azab hazirladi) buyuruldu. Bu adalet ve zulm bahsi, Kur'an-i kerim- 
de, incildeki gibi kisa degildir. Kur'an-i kerimde ve hadis-i serifler- 
de genis seklde izah buyuruldugundan, temami anlatilacak olsa, 
biiyiik bir kitab olur. 

9 — Matta incilinin besinci babmm yirmibirinci ayetinden yir- 
miyedinci ayetine kadar olan kisminda anlatilanlar: (Din kardesini 
incitmemek, ihtiyaci oldugu zeman kendi isini birakip, ona yardim 
etmek, dusmamn bile olsa, ona dostluk gostermek, hasili daima gii- 
zel ahlak sahibi olmak, yumusaklik ile muamele ve iyilik et- 
mek)den ibaretdir. 

Bunlarm hepsini, fazlasi ile Nisa suresinin otuzaltmci ayet-i ke- 
rimesi icerisine almakdadir. Bu ayet-i kerimede mealen: (Allahii 
tealaya ibadet ediniz. Ona hicbir seyi serik [ortak] kosinayiniz. An- 
nenize ve babaniza [soz ve fi'l ile], akrabaya [sila-i rahm, onlan zi- 
yaret ile], yetihilere [goniillerini almak ile], fakirlere [sadaka ile], 
akrabaniz olan komsulariniza [sefkat ve merhamet ile], koinsulari- 
niza [iyilik ve onlara gelen zararlara mani' olmak ile], dost ve ar- 
kadaslariniza [haklarma riayet ve sevgi ile], yolcu ve misafirlerini- 
ze [yemek ve icecek vermek ve abdest ve nemazlarma kolaylik 
gostermek ile], kole ve cariyelerinize [elbiseler giydirmek ve yu- 
musak davranmak ile] iyilik ediniz. Muhakkak Allahii teala, [mah- 
luklara] ihsanda bulunmayip da, kibrlenen ve ogiinenleri sevmez) 
buyurulmusdur. 

Fussilet suresinin otuzdordiincii ayetinde mealen: (iyilik ile ko- 

-128- 



tiiliik [miikafat ve miicazat] miisavf degildir. Sen kotiiliigii, en gii- 
zel seklde deP et. [Ya'ni gadabim sabr ile, kotiiliigii afv ile def et. 
Eger sen bunu yaparsan] o zeman bakarsin ki, diismamn yakin 
dost gibi olur) buyurulmusdur. 

Mtimtehine siiresinin sekizinci ayetinde mealen: (Allahii teala, 
din hususunda sizinle doviismiyen ve sizi bulundugunuz yerlerden 
cikarmiyan khnselere iyilik ve ihsan etmenizden, onlara adalet 
yapmamzdan sizi nehy etmez. Muhakkak ki, Allahii teala adalet ve 
ihsan eden mii'minleri sever) buyurulmusdur. 

Ubade bin Samit "radiyallahii anh" buyurdu: Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem", Eshab-i kirama "aleyhimiirndvan", (Ben 
size Allahii tealamn indinde serefli olacaginiz seylerden haber ve- 
reyim mi?) buyurdu. Eshab-i kiram "aleyhimiirndvan" (Evet ya 
Resulallah) dediklerinde: (Allahii tealamn indinde serefli olup, 
yiiksek derecelere kavusmak istersen; sana kizana sen hilm ile [yu- 
musakhk ile] muamele et. Sana zuliii edeni, afv et. Seni ziyaret et- 
miyeni de ziyaret et) buyurdu. 

Ebu Htireyre "radiyallahii teala anh" rivayetinde buyuruyor 
ki: Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", Eshab-i kirama 
"aleyhimiirndvan": (Sizlere bir kac kelime [nasihat] ogreteyim 
mi? icinizden onunla amel edecek ve ogrenecek kimdir?) diye 
sordu. Ebu Htireyre "radiyallahii anh", (Benim Ya Resulallah) 
deyince, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", onun elinden 
tutarak: (Allahii tealamn haram kildigi [yasak etdigi] seylerden 
sakin, insanlann en abidi, en cok ibadet edeni olursun. Allahii 
tealamn sana verdigi seye [her ne kadar az olsa da] razi ol, [Al- 
lahii tealamn, kalb zenginligi verdigi] insanlann en zengini olur- 
sun. Komsuna [kalben ve fi'len] ihsan ve yardimda bulun, kaniil 
bir mii'min olursun. Kendi nefsin icin neyi seversen, herkes kin 
de onu sev, [kamil bir] musliman olursun) buyurdu. 

10 — Matta Incilinde, (Zina nehy olundugu [yasak oldugu] gi- 
bi, sehvet ile (yabanci) kadina bakmanm da zina oldugu) bildiril- 
misdir. [Matta bab bes, ayet yirmiyedi, yirmisekiz.] 

[Kur'an-i kerim, zinayi kesin olarak haram kildigi gibi, zina- 
ya sebeb olacak herseyi de yasaklamisdir. Mesela, sehvet ile ya- 
banci kadinlara bakmagi ve kadmlarm da yabanci erkeklere 
bakmalanni haram kilmisdir. Aynca, yabanci bir kadmla halveti 
ya'ni yalniz basina kapah bir yerde beraber kalmagi, yabanci ka- 
dinlann seslerini dinlemegi ve zaruretsiz laiibali [cilveli] bir sekl- 
de konusmayi da, haram kilmisdir. Bu hususdaki Allahii tealamn 
emrlerini ve Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 

- 129 - Cevab Veremedi - F:9 



hadis-i seriflerini burada zikr etmege kitabimrzin hacmi miisaid de- 
gildir. Ancak bir kac misal yazacagiz.] 

Isra suresinin otuz ikinci ayetinde mealen: (Zinaya yaklasma- 
yin. Ciinki o zina, cok cirkin bir amel olup, gayet kotii bir yoldur) 
buyurulmusdur. 

[Furkan suresinin altmis sekizinci ayetinde mealen: (Onlar, 
[mii'minler] Allahii tealadan baskasina ibadet etmezler, Allahu te- 
alanin haram kildigi nefsi haksrz yere oldiirmezler, zina etmezler) 
buyurulmusdur.] 

Suna da dikkat etmek lazimdir ki, Musa aleyhisselamm seri'a- 
tinde, (Sakm zina etmeyesiniz) denilerek, zina yapmak acikca ya- 
sak edilmisdir. Isa aleyhisselamm serfatinde ise, zina yapmak ya- 
sak edilmekle beraber, sehvet gozii ile bakmak da, zinadan sayil- 
misdir. 

Dinlerin en mukemmeli ve en iistimu olan islamiyyetde ise; 
her ikisini de en genis seklde icerisine alarak, zinaya yaklasmak- 
dan nehy edilmisdir. Ciinki yaklasmakdan sakindinhnca, haliyle 
zina fi'linden ve bakmakdan da sakmdinlmis oluyor. Diger bir 
ayet-i kerime ise, zinadan sakmanlan, zinadan kacanlan miijdele- 
mek hususundadir. Bu ayet-i kerime, Ahzab suresinin otuzbesin- 
ci ayeti olup, incilin bes-on ayetini kendisinde toplamisdir. Bu 
ayet-i kerimede mealen: (Allahu tealamn hukiiiunc [emrine] bo- 
yun egen erkekler ve kadinlar, iiiii'niin erkekler ve mii'min ka- 
dinlar, ibadete devam eden erkekler ve kadinlar, [fi'llerinde ve 
kavllerinde] sadik erkekler ve sadik kadinlar, sabr eden erkekler 
ve sabr eden kadinlar, Allahdan korkan erkekler ve kadinlar, sa- 
daka veren erkekler ve sadaka veren kadinlar, oruc tutan erkek- 
ler ve oruc tutan kadinlar, lrzlarim zinadan koruyan erkekler ve 
kadinlar ve Allahu tealayi cok zikr eden erkekler ve kadinlar icin 
Allahu teala magfiret ve biiyiik bir miikafat hazirladi) buyurul- 
musdur. 

[Nur suresi, otuzuncu ayetinde mealen: (Ey Resuliim "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem"! Mii'minlere soyle, harama bakmasinlar ve 
avret yerlerini haramdan korusunlar! Imam olan kadinlara da soy- 
le, harama bakmasinlar ve avret yerlerini haram islemekden koru- 
sunlar) buyurulmusdur.] 

Yabanci kadinlara sehvet ile bakmanm zina gibi haram olmasi 
hususunda, (iki goz ile, zina edenler) ve (Sehvet ile bakan erkege 
ve bakdiran kadina, Allahu teala la'net etsin!) hadis-i serifleri ye- 
tisir. 

[Ebu Sa'id-i Hudri "radiyallahii anh" haber veriyor: Resulul- 

-130- 



lah "sallallahti teala aleyhi ve sellem" (Erkek erkegin ve kaclin ka- 
(limii avret yerlerine bakmasin!) buyurdu. 

Akabe bin Amir "radiyallahii arm" haber veriyor: Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" (Yabanci kadin ile bir odada yalniz 
kalmayiniz) buyurdu. 

Omer-ul Faruk "radiyallahii anh" haber veriyor: Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" (Bir erkek, yabanci bir kadin ile hal- 
vet ederse, uciinciileri seytan olur) buyurdu. 

Biireyde "radiyallahii anh" haber veriyor: Resulullah "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" hazret-i Aliye: (Ya Alt! Bir kadini goriirsen 
yiiziinii ondan ayir. Ona tekrar bakma! Ansizin gormek giinah ol- 
maz ise de, tekrar bakmak giinah olur) buyurdu. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" (Avret yerlerini acana 
ve baskasiiiin avret mahalline bakana Allah la'net eylesin) buyur- 
du. 

Diger bir hadis-i serifde: (Zina eden kimse, puta tapan kimse 
gibidir) buyurdu.] 

Zinaya had cezasi verilmesi Kur'an-i kerimde acikca bildiril- 
misdir. [Nur suresinin ikinci ayetinde mealen: ([Bekar olup da] zi- 
na eden kadinla zina eden erkegin her birine yiiz degnek vurun. 
Allahii tealaya ve ahiret giiniine inamyorsaniz, bunlara Allahii te- 
alanin emrlerini yerine getirmek hususunda, merhamet etmeyiniz) 
buyurulmusdur. 

Dort sahid ile isbat edilmis veya yapanlarm bizzat kendileri- 
nin dort kerre i'tiraflan ile anlasilan zina fi'linde, bu cirkin isi ya- 
pan evli olan musliman erkek ve kadmm cezasi ise; bir meydan- 
da oliinceye kadar taslanmakdir. Buna (Recm) denir. Bu ceza, bu 
cirkin isi yaymanin cezasidir. Bu ceza fuhsa mani' olmak icindir. 
Bu ceza milleti ve devleti tehdid etmenin cezasidir. Zina oyle bir 
felaketdir ki, milletleri ve devletleri yikar, yok eder. Ciinki, na- 
mussuz bir erkegin zevcesi olmak zarari, aynca bu zevcenin iffeti 
bozulmak zarari, bu yiizden zevcin zarari, zevcin miinasebetde 
bulundugu kadimn zevci varsa onun zarari, zevcenin miinasebet 
kuracagi erkegin zevcesi varsa onun zarari, bu islerde yok edilen 
cocuklarm zarari ve aynca tehltikeye atilan sihhatler de diisiinii- 
liirse, islamiyyetde zina yapanlara verilen ceza hie de cok ve in- 
safsiz goriilemez. Ciinki, gayr-i mesru bulusmalardaki frengi, 
belsoguklugu afetleri [ve hele son zemanlann korkulu, oldiirticii 
ve tedavisi miimkin olmiyan (AIDS) illeti] biitiin diinyayi tehdid 
etmekdedir. Hiristiyanlann (hasa) Allahin oglu dedikleri Isa 
aleyhisselam, zinayi yasak etdigi, nehy etdigi halde, bugiin diin- 

-131- 



yada zinamn en cok yayildigi yerler hep hiristiyan memleketleri- 
dir. 

11 Mart 1987 tarihli (TURKIYE) gazetesinde diyor ki, (Ame- 
rikada, ba'zi katolik kilise mensublan ve rahibler arasmda AIDS 
hastahgi vak'alan goriildu. (National Catinalic Reporter) ve 
(New York Times) gazeteleri, en az oniki papazin AIDS hastah- 
gmdan oldiiklerini acikladilar.) AIDS, ilk olarak 1980 de goriilen 
oldiirucii ve bulasici korkunc bir hastalikdir. Lut kavminin habis 
fi'lini yapanlarda ve fahise kadmlarda hasil olmakda, baskalarma 
da siir'at ile bulasmakda oldugu anlasilmisdir. Papazlar arasinda 
bu hastahgm yayilmasi, bunlann namussuz ve hayasiz islere ahs- 
mis olduklanm acikca gosteriyor. Simdi Avrupada ve Amerika- 
da, bu hastahga yakalanmamak icin bircok erkegin, kadinlann ve 
kizlarm, kiliselere gitmekden ve giinah cikartmakdan vazgecdik- 
leri bildirilmekdedir. Bu oldurucu, bulasici korkunc felaketin, 
miisliman memleketlerde, miislimanlar arasinda hie goriilmemis 
olmasi, hak ile batili ayiran kuvvetli vesikalardan biridir. Avrupa- 
hlann, Amerikahlarin ahlaksiz, hayasiz adetlerine ilericilik, moda 
gibi ismler takarak, miisliman yavrulanm aldatmaga cahsan, seh- 
vet, menfe'at diiskunlerine aldanmamahdir. Bugiin devlet biitce- 
lerinden milyarlarca lira harciyarak yapilan AIDS tedavisi aras- 
dirmalan neticesiz kalmakdadir. Amerikada ve ingilterede zina o 
kadar yayilmisdir ki, universitelerde okuyan talebeler icin, iini- 
versite icinde dogum kilinikleri acilmasi istenilmekdedir. AIDS 
insanhk aleminin, oyle bir korkulu rii'yasi olmusdur ki, hiristiyan 
Avrupadan seyahata cikan turistler, AIDS'li olmadiklanna dair 
rapor ahp, oyle cikmakdadirlar. Allahii tealanin hikmetinin bii- 
yiiklugiine bakiniz ki, en fena ve en tehliikeli hastahklan, islamiy- 
yetin disindaki hareketlere musallat kilmisdir. Bu gayr-i mesru is- 
lerde gayb olan pocuklan, dogmayan cocuklar sanmamahdir. 
Bunlar oldiirtilen, canlarma kiyilan cocuklardir. islamiyyetin em- 
ri burada cok incedir. Zinaya karsi, evlileri (Recm) ederek oldiir- 
mek emri, bundan hasil olacak cocugun soysuz bir pic birakila- 
rak, insanhkdaki serefi yok edilmis oldugu icin konulmus bir ce- 
zadir.] 

Zinaya sebeb olan ve zinaya yol acan seyleri yapmakdan men' 
eden birkac hadis-i serifi daha burada zikr edelim: 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Yabanci kadina sen- 
vet ile bakan bir kimsenin gozleri atesle doldurulup, sonra Ce- 
henneme atilacakdir. Yabanci kadin ile toka edenin kollari ense- 
sinden baglamp, Cehenneme sokulacakdir. Yabanci kadin ile, lii- 
zuinsuz yere sehvet ile konusanlar, her kelimesi icin bin sene Ce- 

-132- 



hennemde kalacakdir) buyurdu. 

[Diger bir hadis-i serifde, (Yabanci bir kizi goriip de, Allahii te- 
alanin azabindan korkarak, basini ondan ceviren kimseye, Allahii 
teala ibadetlerinin tadini duyurur) buyurdu. Her hususda oldugu 
gibi, bu hususda da en giizel ve en dogru hiikmu beyan eden isla- 
miyyet olmusdur. Miijdeler olsun islam alimlerinin kitablarim oku- 
yanlara ve o din biiyiiklerine tabi' olanlara.] 

TENBIH: Ellerde dolasan incillerde, Tevratm ahkammm te- 
mami nesh ve ibtal olunup, yalmz zinamn haramligi kalmisdi. in- 
cflde zina edenlere bir had, bir ceza beyan edilmediginden, bu zi- 
na yasagi da hiristiyanlar arasmda hiikmu kaldinlmis olarak ka- 
bul edildigi, Avrupahlarm halini bilenlerin ma'lumudur. Ciinki, 
sehvet nazan ile bakmamn aynen zina oldugunu, Isa aleyhisselam 
beyan etmis iken, hiristiyanlar, kadmlarim ortmemisler, [baskala- 
rmm sehvet ile bakmasi icin acik birakmislardir. Halbuki, haram 
islemege sebeb olan seyleri yapmak da haramdir. Kadmlarm, 
acik ve siislii ve kokulu olarak yabanci erkeklere gortinmeleri, er- 
keklerin bunlara, sehvet ile bakmalarma sebeb olmakdadir. O 
halde, bugiin ellerde dolasan inciller, hiristiyan kadinlanmn or- 
tiinmelerini emr etmekdedir. Bunun icindir ki, biitiin kiliselerde, 
manastirlarda vazifeli olan kizlar, rahibeler, miisliman kadmlan 
gibi ortiinmekdedirler.] Fekat, simdi papazlar, kadmlarm yaban- 
ci erkeklerle oturup kalkmak soyle dursun, balolarda, istedigi 
genclerle, kucak kucaga dans etmelerine dahi miisaade etmisler- 
dir. Bunun icin, Isa aleyhisselamm soziine gore, her bir hiristiya- 
na zani ve zaniye denilmesi dogru olur. Fekat (Bunlar cahil halk- 
dir, cahil hiristiyanlardir. Bunlara nasihat te'sir etmiyor. Hiristi- 
yan din adamlan, papazlar, kadmlarm bu hallerinden hosnud de- 
gildirler) denirse; kiliselerde toplanan erkek ve kadmlarm, durlli 
diirlii siis esyalan ile birbirlerine, ibadet ismi altmda, yapdiklan 
cilveler ve hareketlere nicin mani' olmiyorlar? Bilhassa gtinah ci- 
kanlacagi zeman, gene papazlar ile gene kadinlar, yiiz goz acik, 
diz dize, bas basa, tenhada oturup, isledikleri gunahlan anlatma- 
lan ve papazlarm dinlemesi ve kiliselerden cikihrken gene oglan- 
lann, gene kadmlara okunmus su takdim etmesi gibi hallere baki- 
hrsa, degil cahil, avam hiristiyanlar, hie bir papaz bile, goz zina- 
smdan kurtulamaz. 

Bu aciklamadan anlasihyor ki, biitiin ilahi kitablarda, [biitiin 
ilahi dinlerde] haram olan bircok seyleri papazlar sonradan 
te'vil ederek, halal saydiklan gibi, zinayi da bu seklde hie siibhe- 
siz halal saydilar. Fekat, islamiyyetde kadmm eli ve yiiztinden bas- 
ka yerlerini yabanci erkeklere gostermeleri ve onlarla yalmz bu- 

-133- 



lunmalan haramdir. Kadmlardan Allahti tealamn emrlerine uyan- 
lar, dunyada Allahii tealamn ilahi hifzmda kalacaklar. [Ahiretde 
de, Cennet-i alada sayisiz ni'metlere kavusacaklardir. Boylece 
musliman kadmlar, dunyada huzur ve rahat, ahiretde de, ni'metler 
icerisindedirler.] Avrupah kadmlar gibi, sehvetperest erkeklerin 
hirs ve tama'larma hedef olarak rezil olmazlar. 

[islamiyyetin kadma verdigi kiymeti, hicbir din, hicbir inane, 
hicbir nizam, hicbir fikr vermemisdir. islamiyyet, kadim bas taci et- 
mis, onu gercek bir anne ve her evin sultani olmak makamina 
oturtmusdur. Medeni olduklanni iddia eden Avrupahlar; kadmla- 
nm fabrikalarda, isyerlerinde, atelyelerde ve magazalarda cahsdir- 
makda ve kadinm gercek vazifelerini yapmasma firsat vermemek- 
dedir. 

Islamiyyetde, kadin ev icinde ve disinda cahsmak, para kazan- 
mak mecburiyyetinde degildir. Evli ise erkegi, evli degilse, babasi, 
babasi da yoksa, en yakm akrabasi calisip, onun her ihtiyacim kar- 
silamaga mecburdur. Kendine bakacak hie kimsesi bulunmryan 
kadma, devletin (Beyt-iil-mal) denilen hazinesi bakmaga me'mur- 
dur ve onun her ihtiyacim te'min etmege mecburdur. islamiyyetde 
gecim yiikii, erkek ve kadm arasmda paylasdinlmamisdir. Bir er- 
kek, zevcesini tarlada, fabrikada veya herhangi bir yerde cahsma- 
ga zorlayamaz. Eger, kadm isterse ve erkek de izn verirse, kadm, 
kadmlar icin is bulunan yerlerde, erkekler arasma kansmadan ca- 
lisabilir. Fekat, kadinm kazanci kendisinindir. Kocasi, ondan zorla 
hicbir sey alamaz. Onu, kendi ihtiyaclarim dahi satm almasma zor- 
hyamaz. Ev islerini yapmaya da zorhyamaz. Kadm ev isini kocasi- 
na bir hediyye, bir lutf olarak yapar. Bunlar, miisliman hammlarm 
sahib oldugu birer faziletdir. Onlardaki serefli bir sifatdir. Simdi, 
komiinist memleketlerinde, kadin da, erkeklerle birlikde, bogaz 
tokluguna, hayvanlar gibi, en agir islerde zorla cahsdirihyor. Hiir 
dtinya dedikleri hiristiyan memleketlerinde, (Hayat miisterekdir) 
denilerek, kadmlar da, fabrikalarda, tarlalarda, ticaretde, erkekler 
gibi cahsiyor; sikmti, iiziintu ile yasiyorlar. Cogunun, evlendikleri- 
ne pisman olduklan, mahkemelerin bosanma da'valan ile dolu ol- 
dugu, gunliik gazetelerde sik sik gortilmekdedir. Kadmlar, islam 
dininin kendilerine verdigi kiymeti, rahati, huzuru, hiirriyyeti ve 
bosanma hakkina malik olduklanni bilmis olsalar, biitiin diinya 
kadmlan, hemen miisliman olur ve islamiyyetin her memlekete ya- 
yilmasi icin cahsirlar. islamiyyetin kadmlara pekcok haklar tani- 
masi ve onlan erkekler elinde bir kole veya oyuncak olmakdan ko- 
rumasi, Allahii tealamn kadmlara biiyiik kiymet verdigini goste- 
rir.] 

-134- 



Biitiin bu anlatilanlardan sonra, insaf sahibi, aklh kimseler, hi- 
ristiyanlik ve miislimanlikdan hangisinin ilahi kitablara ve insanlik 
edeblerine, fcablarma uygun oldugunu Allah icin soylesinler. 

11 — incilde, (Kim kadinmi bosarsa, ona bos kagidim versin 
denilmisdir. Fekat ben size derim ki, her kim zinadan baska bir se- 
beble bosarsa, onu zaniye eder. Ve her kim bosanmis kadmla ev- 
lenirse, zina eder) denilmekdedir. [Matta bab bes, ayet otuzbir ve 
otuziki.] 

Hiristiyanlarm islamiyyetdeki talak, ya'ni kadm bosamaya yap- 
diklan i'tirazlan ve bunlarm cevablanm (TALAK) bahsinde mu- 
fassal olarak anlatacagrz. Fekat, butiin hiristiyanlara burada bir- 
kac, siial tevcih edecegiz: 

a) Madem ki, daha once zikr etdigimiz Matta incilinin besinci 
babmm yirmisekizinci ayetine gore, sehvet nazan ile bakmak ay- 
nen zina etmek oldugu, Isa aleyhisselam tarafmdan bildirilmisdir. 
Zina sebebi olunca kadim bosamak ise, yine Mattamn besinci ba- 
bmm otuzikinci ayetine gore lazim olmakdadir. Simdi hiristiyanlar 
arasmda yabanci kadm ve erkegin birbiri ile goriismemesi gibi bir 
sey olmadigmdan, her hiristiyan kadmm, istedigi gene erkekle ve 
her hiristiyan erkegin de, istedigi kadmla acikca veya gizlice goriis- 
mesi adet oldugu halde, hiristiyanlar zina gunahmdan acaba nasil 
kurtulabilmekdedirler? 

b) Avrupa tarihlerinde yazildigma gore, Avrupada bircok hii- 
kiimdann hammlarmda zina fi'li bulunmadigi halde, hiikiimdar- 
lar hammlarim bosamislar [ve pek cok kadm ile evlenmislerdir.]. 
Papahk makammm hudtidsuz yetkilerine sahib bulunan papazlar, 
hiikumdarlarm o kadinlan bosamasina nasil miisaade etmisler- 
dir? 

c) Bugiin Avrupa kanunlarmda talak [bosanma] bahsi yazih 
ve mer'iyyetde olup, zinadan baska, asm, siddetli gecimsizlik ve 
gadab, hatta kadm ve erkegin nzalan ile bosanmayi icab etdi- 
ren sebebler oldugu halde, birbirlerinden bosanamamakdadir- 
lar. Eger zevc, yeni sevdigi kadmi evinde bulundursa, zevcin 
zevcesini bosayabilme salahiyyeti ve zevc ve zevcenin nzalan 
ile olan aynhkda dahi, zevc ve zevce tic sene gecdikden sonra, 
bir baska kimse ile evlenebilirler. Zina tohmeti ile olan aynhk- 
da ise, en az on ay gecdikden sonra bir baskasi ile evlenebilme- 
si miimkindir. Bunlar Avrupa kanunlannin ba'zi hiikmleridir. 
Oyle ise, burada (incilin zina edeni hemen at, aynl) sozii nere- 
de kalmisdir? 

12 — Incilde, (Sizden oncekilere, yalan yere yemin etmeyin ve 

-135- 



andlarmizi [yemmlerinizi] Rabbe odeyeceksiniz denildigini isitdi- 
niz. Fekat ben size derim ki, hie yemin etmeyiniz. Ne gok iizerine, 
ciinki o, Allahin tahtidir. Ne yer iizerine, ciinki o, Allahm ayaklan- 
mn basamagidir. Ne Kudiis iizerine, ciinki o, biiyiik melegin sehri- 
dir. Ve (basm iizerine) diyerek yemin etmeyeceksin. Ciinki sen, sa- 
cin bir kilini ak veya kara yapmaga kadir degilsin. Ancak soziiniiz 
evet evet, hayir hayir olsun. Zira bunlardan cok olan serdendir) de- 
nilmekdedir. [Matta bab bes, ayet otuziic ve devami.] 

Matta Incilinin bu ayetlerinden anlasilan, asla yemin etmemek, 
kat'i bir emrdir. Halbuki, cem'iyyet icinde muamelat sebeblerinin 
en biiyiiklerinden olan boyle bir emniyyet vesilesinin, busbiitiin 
yok edilmesi akla ve hikmete uygun bir sey olamryacagmdan, bu- 
nun da, incilde yapilan tahriflerden biri oldugu zan olunur. Musa 
aleyhisselamm dininde oldugu gibi, islamiyyetde de, yemin vardir. 
Islamiyyetde yemin iic diirliidiir: 

a) Yemin-i Gainiis: Gecmisdeki birsey icin, bilerek yalan yere 
yemin etmekdir. Biiyiik giinahlardandir. Boyle yeminlere keffaret 
lazim olmaz. [Hemen pisman olup, tevbe ve istigfar etmelidir.] 

b) Yemin-i Lagv: Bos yere bir isi yapdigi zanm ile, yanks yemin 
etmekdir. Dana sonra yapmadigi ortaya cikmca, hie hiikmiine gi- 
rer. [Ya'ni giinah da olmaz, keffaret de icab etmez.] 

c) Yemin-i Miin'akide: ilerde yapacagim veya yapmryacagim 
diye yemin etmekdir. Bir kimse yarm su isi yapacagim diye va'd- 
de bulunup (VALLAHI) diyerek yemin etse, daha sonra sebat 
etmeyip, o isi yapmasa (Hanis) ya'ni yalanci olup, keffaret ver- 
mesi lazim olur. Bu kism yemine keffaret verilmesi hususunda 
Kur'an-i kerimde acik beyanlar vardir. Maide suresinin seksen- 
dokuzuncu ayetinde mealen: (Allahii teala sizi yemin-i lagv ile 
muaheze etmez [cezalandirmaz]. Fekat akd etdiginiz [miin'akid] 
yeminlerde muaheze eder. Onun keffareti, coluk cocugunuza yi- 
dirdiginizin orta hali ile on fakiri doyurmakdir veya coluk cocu- 
gunuza giydirdiginizin orta haliyle hirer elbiseyi, on fakfre giydir- 
mekdir veya bir kole azad etmekdir. Bu iiciinden birini yapmaya 
giicii yetmiyenin, iic gun mute'akiben [pespese] oruc tutmasidir. 
Istc bunlar sizlerin yeminlerinize keffaretdir. Lisanlanmzi [yalan 
yere yemin etmekden veya] yemininizi bozmakdan hifz ediniz) 
buyurulmusdur. Allahii tealanin isminden baska, yer, gok ve ba- 
sin icin ve evladin icin diyerek, yemin etmek ise, cesidli hadis-i se- 
rifler ile men' edildiginden, ser'an caiz degildir. 

13 — Matta incilinde yazildigma gore, Isa aleyhisselam Tev- 
ratda olan kisas ayetini nakl etdikden sonra, besinci babimn 
otuzdokuz ve devammdaki ayetlerde, (Fekat ben size derim ki; 

-136- 



kotuliige karsi koymaym ve sag yanaginiza kim vurursa, ona sol 
yanagmizi da cevirin. Eger birisi gomlegini almak isterse, ona ka- 
putunu, abam da ver. Ve kim seni bir mil gitmege zorlarsa, onunla 
iki mil git. Senden dileyene, isteyene ver. Diismanlarmizi sevin ve 
size beddiia edenlere hayr dua edin. Herkese selam verin) denil- 
mekde ve baskalarma kotiiliik yapan, zulm eden kimselerin afv 
edilmesi bildirilmekdedir. Kisas, ya'ni sucluyu cezalandirmak te- 
mamen inkar olunmakdadir. 

Kisas mes'elesi, ilahi kitablarda mesru' oldugu gibi, Kur'an-i ke- 
rimde de, emr edilmisdir. Maide suresinin kirkbesinci ayetinde 
mealen: (Can, can kin, goz goz icin, burun burun icin, kulak kulak 
icin, dis dis icin ve yaralamak icin kisas vardir) buyurulmusdur. Be- 
kara suresinin yiizyetmisdokuzuncu ayetinde mealen: (Ey akl sa- 
hibleri! Sizin icin kisasda hayat [ve sihhat] vardir) buyurulmusdur. 
Fekat oldiiriilen kimsenin varislerinin ve yaralanan veya bir a'zasi 
kesilen kimsenin, kisas yapilmasim istemeyip, afv etmelerinin ef- 
dal ve pek hayrli olmasi hakkmda ayet-i kerimeler ve hadis-i serif- 
ler varid olmusdur. Ancak, incilin kisasi temamen afv etmesi, tah- 
rif edildigine, kuvvetli bir delildir. Ciinki, her dinde ve her kanun- 
da kisas vardi. Hatta, hiristiyan memleketlerinde dahi kisas yapil- 
di. Eger hiristiyanlar, bu incilin sihhatini, dogrulugunu kabul etmis 
olsalardi, kisas yapmazlardi. 

(Bir yanagma vurana diger yanagmi da cevir. Gomlegini isteye- 
ne kaputunu da ver. Her gidelim diyen ile beraber git) emrleri de 
aynen kisas mes'elesi gibi tahrifatdan olmahdirlar. Ciinki, boyle bir 
serf at ile diinyada hie bir kavm, hie bir cem'iyyet hayatiyyetini, var- 
hgim devam etdiremez. Bunun en acik delili de, Avrupahlarm, hi- 
ristiyanhgin bu esaslarma hie i'tibar etmemeleridir. 

[Avrupada maddi refah, ilm ve teknik, hep hiristiyanhgi terk 
etmek sebebi ile zuhur etmisdir. Bu terakkilerin sebebi, Avrupa- 
daki reformlar olmusdur. Bu reformlan yapanlar, Endiiliisde 
ya'ni ispanyada islam medreselerinde ilm tahsil eden Avrupah- 
lardir. Bunlar her diirlii terakkiye mani' olan hiristiyanhga karsi 
cebhe almislar, hiristiyanhgin terakkiye mani' oldugunu akl ve 
ilm ile isbat etmislerdir. Hiristiyanhgi red eden, terakkiye mani' 
oldugunu isbat eden kitablar yazmislardir. islamiyyeti bilmeyen 
ba'zi cahiller, Avrupahlarm yazdigi bu kitablan okuyup, islamiy- 
yeti de boyle sanmislar. Her diirlii ilerlemegi, terakkiyi, ilmi emr 
eden islamiyyetde de, reform yapmak fikrine kapilmislardir. 
Kendileri islamiyyetin lsikh yolundan sapmis, baskalanm da sap- 
dirmislardir. Boylece, cahilliklerini ve ahmakhklanni ortaya koy- 
muslardir. Daha once bildirdigimiz gibi, muslimanlar islamiyye- 

-137- 



te yapisip, baglandigi miiddetce, hiristiyanlar ise, hiristiyanhgi terk 
edip, uzaklasdigi miiddetce, terakki etmislerdir.] 

14 — Matta Incilinde, (Her neye sahib isen satip sadaka ver) di- 
ye emr eder. [Matta bab ondokuz, ayet yirmibir.] 

Kur'an-i kerim ise, sadaka ve ihsanda bulunmayi tesvik eder. 
[Biitiin malim sadaka ver diye, emr etmez. Biitiin malini sadaka 
verip, baskalanna muhtac ve zelil olmakdan men' eder.] Nitekim, 
Isra suresinin yirmialtmci ayetinde mealen: (Akrabaya hakkini ver 
[ki, o hak, hallerine gore sila-i rahm yapmak, muhtac ve aciz olan- 
lara nafaka vermek ve giizel gecinmekdir]. Hallerine gore fakirle- 
re ve yolculara [zekat ve ta'am] haklarmi ver. israf edip, malini lii- 
ziunsuz yere dagitma) ve yirmidokuzuncu ayetinde mealen: (Elini 
boynuna baglama [ya'ni cimrilik etme] ve elini temamen acma 
[ya'ni israf etme] ki, kotiilenirsin ve baskalanna muhtac olursun) 
buyurulmusdur. 

[Kur'an-i kerim, sadaka vermenin, bircok giinaha keffaret ola- 
cagim, afv edilmelerine sebeb olacagim bildirmekdedir.] 

15 — Matta incilinin altinci babmm iicuncii ve dordiincii aye- 
tlerinde, (Fekat sadaka verdigin zeman, sol elin, sag elinin ne yap- 
digim bilmesin! Gizli seyleri goren Baban, sana odeyecekdir) de- 
mekdedir. 

Riyadan sakinmak icin, sadakamn gizli verilmesi uygun ise de, 
baskalarim tesvik icin, riya maksadi olmaksizm asikare, acikca ver- 
mekde de bir beis yokdur. Bundan dolayi Kur'an-i kerimde sada- 
kamn asikare, acikca verilmesi de nehy olunmamisdir. Fekat, gizli 
vermenin daha efdal oldugu da ayet-i kerimede bildirilmekdedir. 
Bekara suresinin ikiyiiz yetmisbirinci ayetinde mealen: (Sadakala- 
ri asikare verirseniz ne giizeldir. Eger gizlerseniz ve onlan [sadaka- 
lan] fakirlere verirseniz bu sizin hakkimzda daha hayrhdir ve gii- 
nahlariniza keffaretdir. Allahii teala sizin yapdiklarimzdan haber- 
dardir) buyurulmusdur. [Bu ayet-i kerimede acikca verilmesi bildi- 
rilen sadaka, farz olan zekatdir. Farz olan zekati acikca vermek ri- 
ya olmaz, daha sevab olur. Tetavvu' [nafile] olan sadakayi ise giz- 
lice vermek efdaldir. Gizli verilen nafile sadakamn, acikdan veri- 
len nafile sadakadan yetmis kat daha sevab oldugu hadis-i serif ile 
bildirilmisdir.] Allahii tealamn razi oldugu yolda verilen maldan 
hasil olacak ecr ve miikafat hakkinda, Bekara suresinin ikiyiizalt- 
misbirinci ayetinde mealen: (Mallarim Allah yolunda infak eden- 
lerin, harciyanlarin hali, bir tohum danesine benzer ki, ekildiginde 
yedi basak bitirip, her bir basakda da yiiz dane tohum bulunur) bu- 
yurulmusdur. 

-138- 



Sadakamn, kisinin en sevdigi maldan olmasi lazimdir. Bu hu- 
susda, Al-i imran suresinin doksanikinci ayetinde mealen, (Sevdi- 
giniz seylerden infak etmedikce hayra, iyilige [Cennete] nail ola- 
niazsiiiiz, kavusamazsiniz) buyurulmusdur. 

Bekara suresinin ikiyiiz yetmisiic ve ikiyiiz yetmisdordiincii 
ayetlerinde mealen: (Sizin sadakalariniz, fi-sebilillah cihad eden, 
ilm tahsfl eden ve ibadet gibi hayrli bir isle mesgul olan ve yeryii- 
ziinde ticaret ve san'at gibi bir isle mesgul olmaya miisaid [elveris- 
li] vaktleri olmayan fakfrler icindir. Onlar, dilenmekden cekindik- 
leri icin, cahiller onlari zengin zan ederler. Ey Resuliim, sen onlari 
simalarindan tamrsin. Onlar iffetlerinden dolayi insanlari rahatsiz 
edip sadaka istemezler. Mahnizdan, bunlara infak ederseniz, inu- 
hakkak Allahii teala verdiginizi ve nicin verdiginizi bilir. Su kimse- 
ler ki, gece ve giindiiz gizli ve asikar mallarim infak ederler. Onla- 
nn ecrleri, Rablerinin indinde [Na Tm Cennetleri]dir. Onlara kor- 
ku ve hiizn yokdur) buyurulmusdur. [Ebu Bekr-i Siddik "radiyal- 
lahii anh" bin altm asikare, bin altm gizli, bin altm gece, bin altm 
giindiiz sadaka verdi. Bunun iizerine bu ayet-i kerimenin nazil ol- 
dugu bildirilmisdir.] 

Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Ye- 
di kism kimse vardir ki, Allahii tealamn ihsan etdigi golgeden bas- 
ka golge bulunmadigi kiyamet giiniinde, Allahii teala onlari Arsin 
golgesinde golgelendirir. Onlardan birisi, sadaka verdigi zeman 
sag elinin verdigini, sol eli dahi bilmeyen kimsedir.) Bu hadis-i se- 
rifden sadakayi asikare, acikca vermenin temamen nehy edildigi 
anlasilmamahdir. Ba'zi yerler vardir ki, halis niyyet ile, kendini ri- 
yadan koruyarak ve baskalanm tesvik icin hayrm, iyilik ve sada- 
kamn, asikare olmasi daha efdaldir. Hadis-i serifde, (Bir hayrin 
yapdmasina yol gosteren onu yapan gibidir) buyurulmusdur. Bu 
hadis-i serife gore, sadakayi asikare vermek, iyiligi acikca yapmak 
iki kat sevab olur. Birisi, vermis oldugu sadaka sevabi, ikincisi ise, 
baskalanm tesvik etmek sevabidir. Boyle, halis niyyet ile, iyilik ve 
sadakayi izhar, aklen ve ser'an gizlemekden elbette daha giizeldir. 
Bugun mevcud olan incillerde, sadakayi gizli vermek acikca emr 
ediliyor ise de, hiristiyanlann cogu, burada da, incile uymamakda, 
sadakayi asikare vermekdedir. Hatta nefslerini kirmak icin hayr 
sever ba'zi kimseler ve ba'zi suslenmis madamlarm, sadaka topla- 
mak icin arabalan ile sokaklarda dolasmalan, Avrupamn eski mo- 
dalarmdandir. 

16 — Matta incilinin altmci babmda diia ederken riya yapma- 
mak lazim oldugu yazihdir. [Ayet bes ve devami.] 

[Riya, birseyi oldugunun tersine gostermekdir. Kisaca, goste- 

-139- 



ris demekdir. Kalb hastahklanndandir. Kotii bir huydur. Ahiret 
amellerini yaparak, ahiret yolunda oldugunu gostererek, diinya ar- 
zularma kavusmak demekdir. Allahii teala, Kur'an-i kerimde ve 
Resulullah efendimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" hadis-i serffle- 
rinde, islam alimleri de kitablarmda, riyamn kotiiliigiinu bildirmis- 
lerdir.] 

Ma'un suresinin dort, bes ve altmci ayetlerinde mealen: (Gaflet 
ile, ehemmiyyet vermeden nemaz kilan ve nemazlarim halk yanin- 
da, nifak ve riya ile kilip, tenhada terk edenler icin siddctli azab 
vardir) buyurulmusdur. Kehf suresinin yiizonuncu ayetinde mea- 
len: (Kim Rabbine kavusmayi arzu ederse, amel-i salih islesin ve 
Rabbine yapdigi ibadetde, Ona hie kimseyi ortak kosinasin) buyu- 
rulmusdur. Bu ayet-i kerimeye gore, riya ile, ya'ni gosteris icin iba- 
det etmek, sirk hiikmiindedir. Ciinki, riya, gosteris yapan, ibadetin- 
de, ma'buda bir baskasim ortak kosmakdadir. Bu ma'nayi te'yid 
ederek, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" Eshab-i kirama, 
(Sizin icin en cok korkdugum sey, sirk-i asgara [kiiciik sirke], yaka- 
lanmamzdir) buyurdu. Eshab-i kiram: Ya Resulallah! Kiiciik sirk 
nedir? diye sordular. (Riyadir) buyurdu. 

[Diger bir hadis-i serifde, (Diinyada riya ile ibadet edene, kiya- 
met giinii, ey kotii insan! Bugiin sana sevab yokdur. Diinyada kim- 
ler icin ibadet etdin ise, karsihklarini onlardan iste, denir) buyur- 
du. Riyamn ziddi, ihlasdir. ihlas, diinya faidelerini diisiinmeyip, 
ibadetlerini yalmz Allah nzasi icin yapmakdir. Resulullah "sallal- 
lahii aleyhi ve sellem" buyuruyor ki, (Allahii teala buyuruyor ki, 
benim scrikim yokdur. Baskasim bana serik eden, sevablarmi [va'd 
etdigim karsihklarini] ondan istesin. ibadetlerinizi ihlas ile yapmiz! 
Allahii teala, ihlas ile yapilan amelleri [isleri] kabul eder.) Muaz 
bin Cebeli "radiyallahii anh" Yemene vali olarak gonderirken, 
(ibadetlerini ihlas ile yap! ihlas ile yapilan az amel kiyamet giinii 
sana yetisir) buyurdu. Baska bir hadis-i serifde, (ibadetlerini ihlas 
ile yapanlara miijdeler olsun. Bunlar hidayet yildizlaridir. Fitnele- 
rin karanhklarim yok ederler) buyurdu.] 

17 — Matta incilinde, (Diia ederken, putperestlerin yapdigi 
gibi, liizumsuz yere tekrarlar yapmayin. Zira onlar, cok soyledik- 
leri icin, kabul edilecegini zan ederler. Siz Ondan istemeden once 
o, ihtiyaclanmzi bilir. Siz soyle diia edin: Ey goklerde olan Baba- 
miz, ismin mukaddes olsun. Melekutiin gelsin. Gokde oldugu gi- 
bi, yerde de senin iraden olsun. Her giinkii ekmegimizi bize 
bugiin de ver ve biz suclu olanlan bagisladigimiz gibi, bizim suc- 
lanmizi (borclanmizi) bagisla. Bizi igvaya gotiirme. Bizi serirden 
kurtar. Melekut ve kudret ve izzet, ebediyyen senindir. Amin) de- 

-140- 



nilmekdedir. [Matta bab alti, ayet yedi ve devami.] 

[Burada, (gokde oldugu gibi yerde de senin iraden olsun) deni- 
lerek, Allahii tealaya acizlik isnad ediliyor. (Biz suclulan bagisladi- 
gimiz gibi, bizim suclanmizi da sen bagisla) denilerek, hasa Allahii 
teala minnet altmda birakilmisdir. Biz yapdigimiz gibi sen de yap- 
maga, hasa mecbursun denilmekdedir. Yine burada sadece ekmek 
istenmekdedir. Halbuki, Allahii tealadan biitiin ni'metleri isten- 
meliydi.] 

Incilde bundan baska bir diia yokdur. Bunun icin hiristiyanlar, 
hergiin bu diiayi okumakla me'murdurlar. Miislimanlarm her giin- 
kii diiasi, Fatiha-i serifedir ki, bes vakt nemazin, her rek'atinde 
okunur. Boylece, hergiin en az, kirk kerre okunur. Fatiha-i serife 
suresinin meal-i serifi sudur: 

(Bismillahirrahmanirrahim: Rahman ve rahiin olan Allahii tea- 
lanin ism-i serilini okuyarak basliyoruin. Hamd ve senanin en iis- 
tiinii, biitiin alemleri yaratan, [bir nizam iizere birbirine baglayan] 
Allahii tealaya mahsusdur. Allahii teala, diinyada ve ahiretde kul- 
larina cok merhamet edicidir. Kiyamet giiniiniin maliki [ve haki- 
mi] yalniz Odur. Biz, ancak sana ibadet ederiz [Senden baska iba- 
dete layik ve miistehak olan hicbir sey yokdur.] Ve ancak senden 
yardim isteriz. Bizi [i'tikadimizda, fi'llerimizde ve sozlerimizde ve 
ahlakimizda ifrat ve tefrit arasmda orta yol olan] dogru yolda bu- 
lundur. [Din-i islam ve sunnet-i enam "aleyhissalatii vesselam" 
olan sirat-i miistakimde bizi sabit eyle.] Bizi kendilerine [fadl ve ih- 
sanin ile] ni'met verdigin kimselerin [Peygamberlerin, Velilerin ve 
Siddiklerin] yolunda bulundur. [Hakki kabul etmeyip] senin gada- 
buia ugrayanlarin ve sapiklarm yolunda bulundurma! [Ya Rabbi. 
Ainin: Kabul buyur Allahim!]) Bundan baska, Kur'an-i kerimde 
yiizlerce diia vardir ki, her biri ve ma'nalan tefsir kitablannda 
uzun yazihdir. 

18 — Matta incilinde, (Diia etdigin zeman, ic odana gir ve ka- 
piyi kapayarak gizli olan Babana diia et! Gizlide goren Baban, sa- 
na asikare odeyecekdir. Semavatda olan Babamz, kendisinden is- 
teyenlere, pek cok ihsanlar verecekdir) denilmekdedir. [6-6] 

Kur'an-i kerimde, Allahii tealaya diia edenlere verilecek ecr- 
leri [karsihklan] ve diia etmek lazim oldugunu ve yapilan diiala- 
nn kabul edilecegini bildiren pek cok ayet-i kerimeler vardir. 
Mii'min suresinin altmismci ayetinde mealen: (Bana diia ediniz, 
size icabet edeyim [kabul ederim]) buyurulmusdur. Bekara sure- 
sinin yiizseksenaltmci ayetinde mealen: ([Ey Resuliim], Kullarun 
sana bend en sorarlarsa, Ben [ilm ve icabetle] yakinim. Bana diia 
etdikleri zeman diialarma icabet ederim [kabul ederim]. Benden 

-141- 



icabet istesinler ve bana imaii etsinler) buyurulmusdur. 

19 — Matta incilinde, (Eger siz insanlarm suclanni bagislar ise- 
niz, gokde Babaniz da sizi bagislar. Fekat siz insanlarm suclanni 
bagislamazsamz, Babaniz da, sizin suclarmrzi bagislamaz) denil- 
mekdedir. [Matta bab alti, ayet ondort-onbes.] 

Kur'an-i kerimde, Nur suresinin yirmiikinci ayetinde mealen: 
([Kusurlan] afv etsinler, intikamdan vazgecsinler. Dikkat ediniz! 
Allahii tealamn sizi magfiret etmesini sevmezmisiniz? Allahii teala 
magfiret ve rahmet edicidir) buyurulmusdur. Al-i imran suresinin 
yiizotuzdordiincu ayetinde mealen: ([Takva sahibleri] o kimselerdir 
ki, bollukda ve darhkda, coklukda ve azhkda [sadaka verirler ve] in- 
fak ederler. Gadablarmi yok ederler, [ya'ni dargmlik yapmaga ka- 
dir iken, sabr ve terk ederler ve insanlardan cezaya miistehak olan- 
larin] kusurlarmi afv ederler, Allahii teala ihsan edenleri sever) bu- 
yurulmusdur. [Muslimanlar hep bu ayet-i kerimeler ile amel etmis- 
lerdir. Buna bir misal yazalim. Resulullahin mubarek torunu Hii- 
seyn bin All "radiyallahii anh" misafirleri ile sofrada oturmuslardi. 
Kolesi bir kab sicak yemek ile gelirken ayagi yere takilip, elindeki 
yemegi Hiiseynin "radiyallahii anh", mubarek basma dokdii. Kole- 
sini terbiye icin yiiziine sert bakinca, kolesi, bu ayet-i kerimenin 
(Gadab etmezler) kismini okudu. imam-i Hiiseyn "radiyallahii 
anh", gadabimi terk etdim, buyurdu. Bunun iizerine kole, (insanlar- 
dan kusurlu olanlan afv ederler) kismini okudu. imam-i Hiiseyn 
"radiyallahii anh" afv etdim buyurdu. Bunun iizerine kole, (Allahii 
teala ihsan edenleri sever) kismini okudu. imam-i Hiiseyn "radiyal- 
lahii anh", seni kolelikden azad etdim, istedigin yere gidebilirsin, 
buyurdu.] Beled suresinin onyedinci ve onsekizinci ayetlerinde me- 
alen: (Bundan sonra mii'minlerden olup, birbirlerine sabr ve mer- 
hamet tavsiye ederler. iste bunlar, eshab-i yemindendirler, ya'ni 
Cennet ehlindendirler) buyurulmusdur. Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" (Baskalarma merhamet etmiyene, merhamet 
olunmaz) buyurmusdur. 

20 — Matta incilinde, (Oruc tutdugunuz zeman, ikiytizliiler gi- 
bi surat asmayin. Zira onlar oruc tutduklanm insanlar gorsiinler 
diye suratlanni asarlar. Dogrusu size derim ki, onlar miikafatlanm 
almislardir. Fekat sen oruc tutdugun zeman basma yag siiriip, yii- 
ziinii yika. Ta ki, insanlara degil, gizlide olan Babana oruc tutdu- 
gunu gosteresin) denilmekdedir. [Matta bab alti, ayet onalti, onye- 
di ve onsekiz.] 

Isa aleyhisselam sadece Allah nzasi icin oruc tutulmasim emr 
etmis ve riyadan nehy buyurmusdur. islamiyyetde riyanm kotii- 
liigii ve riyadan sakindirmak icin varid olan ayet-i kerime ve ha- 

-142- 



dis-i seriflerden ba'zilarmi yukanda bildirdigimizden, burada 
tekrar etmemize luzum yokdur. Dikkat edilecek husus sudur ki, 
incilin bu ayetlerinde, oruc tutmak, acikca emr edildigi halde, Isa 
aleyhisselamdan cok sene sonra, onun yuziinii gormeyen ve onun 
eshabina nice ihanetler yapdigim hiristiyanlarm dahi i'tiraf etdik- 
leri Pavlos, sonradan incildeki diger ahkami degisdirdigi gibi, bu 
orucu da degisdirmisdir. 

21 — Matta incilinde, (Mai toplayip, kalbinizi baglamaym. Ne 
yiyecegiz, ne giyecegiz diye keder [kaygi] cekmeyin. Hakka tevek- 
kiil ve i'timad ediniz) denilmekdedir. Ve kuslarm yasayislan ve kir 
zambaklarmm tabii kisveleri gibi ba'zi misaller verilmekdedir. 
[Matta bab alti, ayet yirmibes ve devami.] 

Kur'an-i kerimde diinyaya ragbet etmemek hususunda varid 
olan, ba'zi ayet-i kerimeleri ve Peygamberimizin hadis-i seriflerini 
yukanda zikr etmisdik. Tevekkiil ile ilgili ayet-i kerimeler de pek 
cokdur. Burada bir kacmi zikr etmekle iktifa edelim. 

Talak suresinin ikinci ve iiciincu ayetlerinde mealen: (Kim ki, 
Allahii tealadan korkarsa, Allahii teala ona [darlikdan genislige] 
bir cikis yolu ihsan eder ve ona ummadigi yerden nzk verir. Her 
kim, Allahii tealaya tevekkiil ederse, Allahii teala ona kaftdir) bu- 
yurulmusdur. 

[Tevekkiil ile ilgili ayet-i kerimelerin tefsirlerinin temami bir 
araya getirilse, incilin temammdan cok olur. Maide suresinin yir- 
miucuncii ayetinde mealen: (Eger unaniniz varsa, Allahii tealaya 
tevekkiil ediniz) buyurulmusdur. Al-i imran suresinin yiizellidoku- 
zuncu ayetinde mealen: (Allahii teala, tevekkiil edenleri sever) bu- 
yurulmusdur. Ibrahim suresinin onbirinci ayetinde mealen: (Te- 
vekkiil ediciler yalniz Allahii tealaya tevekkiil etmelidir) buyurul- 
musdur. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyuruyor ki, (Umme- 
timden bir kismini, bana gosterdiler. Daglari, sahralari doldurmus- 
lardi. Boyle cok olduklarina sasdim ve sevintlim. Sevindin mi dedi- 
ler, evet dedim. Bunlardan ancak yetmisbin adedi hesabsrz Cenne- 
te girer dediler. Bunlar hangileridir diye sordum. islerine sihr, bii- 
yii, daglamak ve fal karisdirmayanlar ve Allahii tealadan baskasi- 
na, tevekkiil ve i'timad etmeyenlerdir buyuruldu.) Dinliyenler ara- 
sinda Ukase "radiyallahii anh", ayaga kalkip, (Ya Resulallah! Diia 
buyur da, onlardan olayim) deyince, (Ya Rabbi! Bunu onlardan 
eyle!) buyurdu. Baska biri daha ayaga kalkip, aym diiayi isteyince, 
(Ukase senden cabuk davrandi) buyurdu. 

Bir hadis-i serifde, (Allahii tealaya tam tevekkiil etseydiniz, 

-143- 



kuslann rizkim verdigi gibi, size de gonderirdi. Kuslar, sabah mi'de- 
leri bos, ac gider. Aksam mi'deleri dolmus, doymus olarak doner) 

buyurdu. Bir hadis-i serifde, (Bir kimse, Allabii tealaya siginirsa, 
Allahii teala, onun her isine yetisir. Hie ummadigi yerden, ona rizk 
verir. Her kim, diinyaya giivenirse, onu diinyada birakir) buyurdu. 

islamiyyetde tevekkiil, cahsmayrp her seyi Allahii tealadan bek- 
lemek degildir. Allahii tealamn adeti soyledir ki, herseyi bir sebeb 
ile yaratmakdadir. Sebebleri O yaratdigi gibi, onlarm te'sfr ederek, 
isin meydana gelmesini de, O yaratmakdadir. islamiyyet, herseyin 
sebebini arasdirmamizi ve bu sebebe yapismamrzi emr etmekdedir. 
Her seyin malum olan, meshur olan, sebebine yapismamiz ve bu 
sebebin te'sirini halk etmesi icin, Allahii tealaya diia etmemiz, yal- 
varmamiz lazimdir. Sebebe yapismadan isin yapilmasim Allahdan 
beklemek, Allahii tealaya karsi gelmek, Onun adetini bozmaga kal- 
kismak olur. Tevekkiiliin ma'nasi ve cesidleri hakkmda (Tam ilmi- 
hal SE'ADET-I EBEDIYYE) kitabinda genis ma'lumat vardir.] 

22 — Matta incilinde, (Nicin kardesinin goziindeki copii goriir- 
siin de, kendi goziindeki mertegi gormezsin) demekdedir. [Matta 
bab yedi, ayet iic.] 

Kur'an-i kerimde Hucurat suresinin onikinci ayetinde mealen: 
(Ey iinan edenler, zannin cogundan sakinmiz. Ciinki zannin ba'zi- 
si giinahdir. [Miislimanlarm ayblanni] arasdirmayimz ve birbirinizi 
giybet etmeyiniz [ya'nf, bir kimsenin arkasmdan, onu zem etmeyi- 
niz]. Sizden biriniz olii kardesinizin etini yimegi sever mi? [Bu tek- 
lif olunsa] ikrah edersiniz [tiksinirsiniz]. Allahii tealadan korkunuz. 
Muhakkak ki, Allahii teala tevbe edenlerin, tevbesini kahili eder 
ve cok merhametlidir) buyurulmusdur. Resulullah "sallallahii aley- 
hi ve sellem" (Kim insanlarin ayblanni, kusurlarim orterse, Allahii 
teala da, onun ayblanni, kusurlarim orter) buyurmusdur. Baska bir 
hadis-i serifde, (Kendi nefslerinizin ayblanni arasdinmz, baskalan- 
nm ayblanni arasdirmaymiz) buyurmusdur. 

[Diger bir hadis-i serifde, (Gibet zinadan daha biiyiik giinahdir) 
buyurmusdur. islamiyyetde gibet siddet ile yasak edilmisdir. Ate- 
sin odunu yakip yok etdigi gibi, gibet de hasenati [iyilikleri] yok e- 
der. Hadis-i serifde, (Kiyamet giinii, bir kimsenin sevab defteri aci- 
hr. Ya Rabbi! Diinyada iken su ibadetleri yapmisdim. Sahifede 
bunlar yazih degil, der. Onlar defterinden silindi, gibet etdiklerinin 
defterlerine yazildi denir) ve (Kiyamet giinii bir kimsenin hasenat 
defteri acilir. Yapmamis oldugu ibadetleri orada goriir. Bunlar, se- 
ni gibet edenlerin sevablandir, denir) buyuruldu. Gibetden men' 
eden ve gibete mani' olmagi bildiren pek cok hadis-i serifler var- 
dir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem", (Din kardesine, 

-144- 



onun haberi olmadan yardim eden kimseye, Allahii teala diinyada 
ve ahiretde yardim eder) ve (Yaninda, din kardesi gibet edilince, 
giicii yetdigi halde, ona yardim etmiyen kimsenin giinahi, diinyada 
ve ahiretde kendisine yetisir) buyurdu.] 

23 — Matta incilinde, (Dar kapidan girin, zfra helake gotiiren 
kapi genis ve yol enlidir. Ve ondan girenler cokdur. Fekat hayata 
gotiiren kapi dar ve yol ensizdir. Onu bulanlar ise azdir) denilmek- 
dedir. [Matta bab yedi, ayet oniic ve ondort] 

Kur'an-i kerimde, Al-i imran suresinin ondordiincii ayetinde 
mealen: (Nefsin arzularina muhabbet, insanlara giizel gosterildi) 
buyurulmusdur. Giizel olan seye ragbet etmek tabii olmasi hase- 
biyle bu genis bir yoldur. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
(Cennet nefsin istemedigi seylerle, Cehennem ise, nefsin aiziilan, 
sehvetleri ile ihata olundu) buyurmusdur. Hasili, Cennet yolu dar 
ve mesakkatli, Cehennem yolu, genis ve zinetlidir. 

24 — Matta incilinde Isa aleyhisselamm (Bana: Ya Rab, ya Rab 
diyen her adam goklerin melekutuna giremez. Ancak goklerde 
olan babamm muradim yapan girer. O giin cok kimseler bana: Ya 
Rab, ya Rab, biz senin ismin ile peygamberlik etmedik mi? Ve se- 
nin ismin ile cinleri cikarmadik mi? Ve senin ismin ile cok mu'cize- 
ler yapmadik mi? diyecekler. Ve o zeman ben onlara: Ben sizi hie 
tammadim, benim yammdan gidin. Ey zulm ediciler! diyecegim) 
dedigi yazihdir. [Matta bab yedi, ayet yirmibir ve devami.] 

Burada zikr edilen melekut protestan papazlarm anladigi gibi, 
kilise idaresi olmayip, bil'aks kiyamet giinii goriilecek 
(Mahkeme-i Kiibra) ve o esnada zuhur edecek olan, Allahii tea- 
lamn adalet ve intikamidir. incilin bu ayetleri gibi Kur'an-i kerim- 
de pek cok ayet-i kerimeler vardir. Bekara suresinin ikiyiizellibe- 
sinci ayetinde mealen: (Goklerde ve yerde olanlarin hepsi, Alla- 
hii tealamn miilkiidiir. Allahii tealamn izni olmadikca, mahserde 
sefa'at edip baskasim kim kurtarabilir?) buyurulmusdur. [Ziimer 
suresinin kirkdordiincii ayeti, (Onlara soyle ki, Allahii tealamn iz- 
ni olmadan hie kimse sefa'at edemez) diye tefsir olunmusdur. 
Miiddessir suresinin kirksekizinci ayet-i kerimesi, (Sefa'at etme- 
lerine izn verilenler kafirlere sefa'at ederlerse, sefa'atleri onlara 
faide vermez) demekdir.] Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem", mubarek kizi seyyidet-iin-nisa Fatimaya "radiyallahii an- 
ha", (Kiyamet giinii, Allahii tealamn izni olmadikca benden dahf 
sana bir faide olmaz) buyurdu. [Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" kiyamet giinii sefa'at-i uzmamn sahibidir. insanlar mah- 
ser yerinde sira ile Adem, Nuh, Ibrahim, Musa ve en son Isaya 
"aleyhimiisselam" sefa'at etmeleri icin gelecekler. Isa aleyhisse- 

- 145 Cevab Veremedi - F:10 



lam da, hiristiyanlarm kendisini Allahii tealaya ortak kosduklanm, 
onun icin Allahii tealadan utandigmi bildirerek, hatem-iil-enbiya 
[Peygamberlerin sonuncusu] olan Muhammed aleyhisselama gon- 
derecek ve Resulullah, alemlere rahmet oldugu icin, biitiin insanla- 
ra, mahser azabinin kaldinlmasi icin sefa'at edecek ve bu sefa'ati de 
kabul olunacak, mahser azabi hepsinden kaldinlacakdir. 

Hadis-i seriflerde: (Kiyamet giinii, en once ben sefa'at edece- 
gim) ve (Kiyamet giinii, mezardan once cikan ben olacagim ve en 
once sefa'at eden ben olacagim) ve (Eshabima dil uzatanlardan 
baska, her miislimana sefa'at edebilirim) ve (Ummetimden, gii- 
nahlan cok olanlara sefa'at edecegim) buyurdu. (Se'adet-i Ebediy- 
ye)de 475. ci sahifede sefa'at uzun bildirilmekdedir.] 

Sefa'at hususunda, miislimanlann i'tikadi budur. Fekat hiristi- 
yanlar, Isa aleyhisselamin goge kaldinlmasmdan sonra, Babamn 
sag tarafma oturtulup, biitiin ilahi kuvvetleri eline aldigi ve kiya- 
metde hakim-i mutlakm hazret-i Isa olacagi inancmdadirlar. [Mat- 
ta bab yirmisekiz, ayet ondokuz. Markos bab onalti, ayet ondokuz 
ve diger inciller.] Bu i'tikadin [inancin] incil ayetlerine acikca mu- 
gayir olduguna dikkat etmezler. Isa aleyhisselam, incilde havarile- 
re hitaben (Allahii tealamn emrlerine itaat etmiyenlere benden fa- 
ide olmaz. Bana yalvanp cagiranlara ben imdad edemem) [Matta 
bab yedi, ayet yirmibir ve devami.] derken, hiristiyanlar, (Hazret-i 
Isa kendini bizim icin feda etdi. Biz Cehennemden kurtulduk) sek- 
linde fasid bir zanna sahibdirler. 

25 — Yine Isa aleyhisselam, (Kimseden va'za mukabil para al- 
mayimz) diye tenbih etmis iken, protestan misyonerleri senelik 
binlerce lira iicret alarak hiristiyanhgi yaymaga cahsdiklan ve di- 
ger hiristiyan firkalarmdaki papazlarm da belli bir ta'rife iizerin- 
den, her giinahi, belli bir ticret karsihgi afv hatta ba'zi hiristiyanla- 
rm kendi miilkii olan arazilerini, bos arsalarim, giinahlanmn afv 
edilmesine karsihk parca parca papazlara vermeleri ve bu ticaret 
sebebi ile binlerce papazin, asrlardan beri refah ve zenginlik icin- 
de yasamalan, akllara hayret verecek hallerdendir. Burada sasila- 
cak husus sudur ki, fen ve teknikde ve aklhhkda diinya milletleri- 
ne iistiinliik iddiasinda bulunan Avrupahlarm iicde biri, hala bu fa- 
sid inanca sahibdirler. 

Kur'an-i kerimde, A'raf suresinin yiizseksenaltmci ayetinde 
mealen: (Allahii tealamn hakfr edip, iiuan nasib etmedigi kimseyi 
dogru yola hidayet edecek, kavusduracak kimse yokdur) buyurul- 
musdur. 

26 — Matta incilinde yazildigma gore, Isa aleyhisselam sakird- 
lerine yapdigi vasiyyet sirasinda, (Bir eve girdiginizde selam ve- 

-146- 



rin. O kimse ona layik ise, selammiz onun iizerine gelsin. Fekat 
ona layik degilse, selammiz size donsiin ve kim sizi kabul etmez ise 
ve sozlerinizi dinlemez ise, o evden veya o sehrden cikip, ayaklan- 
nizin tozunu silkin) demekdedir. [Matta bab on, ayet oniki, oniic, 
ondort.] 

Kur'an-i kerim ve hadis-i senflerde, selam vermek, kapi calmak, 
bir eve girmek adabma aid pek cok hiikmler vardir. Nur suresinin 
yirmiyedinci ve yirmisekizinci ayetlerinde mealen: (Ey inian eden- 
ler. Kendi evinizden baska kimselerin evlerine, o evin sahibinden 
izn almadan ve selam vermeden girmeyin. Bu [izn ve selam ile gir- 
meniz] sizin icin daha hayrhdir [ki, ev sahibi uygun olmiyan seyleri 
terk eder]. Bunlari dusiiniirseniz, hikmetini anlarsimz. Eger evler- 
de bir kimse bulamazsaniz veya size izn verilmezse iceri girmeyiniz. 
Eger [sizi kabul etmeyip] geri doniin derlerse, geri doniiniiz. Bu 
[edebinizi gostereceginden] sizin icin daha giizeldir. Allahii teala 
yapdiklanmzm hepsini bilir) buyurulmusdur. 

27 — Matta incilinin onuncu babinda, insanlan Isevilige da'vet 
icin gonderilen sakirdlerin, dini teblig ederken [bildirirken] eza ve 
cefa gorecekleri beyan edilmis ve bir sehrde cefa goriirlerse, bir bas- 
ka sehre kacmalan ve Allahii tealadan baska hie kimseden korkma- 
malari tavsiye edilmis ve soyliyenin onlar olmayip, [hasa] Allahii te- 
alamn ruhu oldugu ve oldiiriiliirlerse, oldiiriilecek olamn fani cesed 
olup, ruha taarruz edemiyecekleri de zikr edilmisdir. 

Kur'an-i kerimde Ahzab suresinin otuzdokuzuncu ayetinde me- 
alen: (O kimseler ki, Allahii tealanin risaletini [emrlerini ve yasak- 
larim] insanlara teblig ederler. Ancak Allahii tealadan korkarlar ve 
Allahii tealadan baska bir kimseden korkmazlar. Allahii teala, bun- 
larin amellerinin hesabim gormege kafidir) buyurulmusdur. Enfal 
suresinin onyedinci ayetinde mealen: (Ya Muhammed "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem"! [Bedr gazasmda kafirlerin goziine bir avue 
topragi] Sen atmadin. Fekat hakfkatde, Allahii teala atdi) buyurul- 
musdur. Meal-i serifi, (Siz Allah yolunda oldiiriilenlere, oliiler de- 
meyiniz. Hakfkatde onlar diridirler, fekat siz onlari anlamazsiniz 
[Akl, onlarm hayatim anlamakdan acizdir]) olan, Bekara suresinin 
yiizellidorduncii ayet-i kerfmesi, sehidlerin cesedlerinin oliip, ruhla- 
nnin hayatda olduklanm bildirmekdedir. 

28 — Matta incilinin onuncu babimn kirkinci ayetinde Isa aley- 
hisselam sakirdlerine: (Sizi kabul eden beni kabul eder ve beni ka- 
bul eden beni gondereni kabul eder) demekdedir. 

Bu ayetde, Isa aleyhisselam, kendisinin Allahii teala tarafmdan 
gonderilmis oldugunu ve Ona itaat edenin Allahii tealaya itaat et- 
digini tasdik eder. Bu hususda Kur'an-i kerimde Resulullaha "sal- 

-147- 



lallahii teala aleyhi ve sellem" itaatm Allahii tealaya itaat oldugu 
bildirilmekdedir. Nisa suresinin sekseninci ayetinde mealen: (Resu- 
le itaat eden, Allahii tealaya itaat etmis olur) buyurulmusdur. 

29 — Matta incilinin onikinci babinm kirkaltinci ayeti ve deva- 
mmda, (Isa halka heniiz soylemekde iken, annesi ve kardesleri 
onunla soylesmek isteyerek disarda durdular. Ve biri Isaya dedi ki, 
iste, annen ve kardeslerin seninle soylesmek icin disarda duruyor- 
lar. Isa cevab verip, kendisine soyleyene dedi ki, benim anam kim- 
dir? ve kardeslerim kimlerdir? Ve elini sakirdlerine dogru uzatip: 
Iste benim anam ve kardeslerim. Ciinki, her kim semavatda olan 
pederimin iradesine uygun is yapar ise, biraderim ve kardesim ve 
validem odur dedi) demekdedir. 

Halbuki Allahii teala, Kur'an-i kerimde anneye ve babaya hur- 
meti emr etmekdedir. isra suresinin yirmiiic ve yirmidordiincii 
ayetlerinde mealen: (Annene ve babana ihsanda bulun. Onlara iif 
clenic [agir soz soyleme ve yiizlerine bagirma ve] onlara nazik, in- 
ce giizel soz soyle. Onlar icin gayet merhametli olarak tezelliil ve 
tevazu' kanadun indir. [Ya'ni lutf ve yumusakhk goster, kibrlen- 
me] ve Ya Rab bunlar beni cocuk iken nasd terbiye etdiler ise, sen 
de onlara rahmet eyle diye diia et!) buyurulmusdur. 

30 — Yuhanna incilinin ikinci babinm basmda, Kana sehrinde- 
ki diigun ziyafetinde, Isa aleyhisselamin annesi de beraber bulu- 
nur. Yemek esnasmda, (Ve serab eksilince, Isamn annesi Ona, se- 
rablan yok dedi. Isa ona: Kadin seninle benim aramda ne alaka 
var) diye siddetli [kizgm] bir seklde cevab vermisdir. Bu kadm, o 
hazret-i Meryemdir ki, bir kac yiiz sene sonra (Isa aleyhisselamin 
mi? yoksa [hasa] Allahm mi? annesidir) diye, Konsiil denilen ruh- 
ban cem'iyyetlerinde mevzu' edilip, nihayet Allahm annesi olma- 
sina karar verilmisdir. Bugiin, hala, katoliklerin akidelerinde 
[inancmda] uluhiyyet derecesinde olarak, hazret-i Meryeme de 
ibadet olunur. 

Papazlarm i'tikadlan, bu derece birbirine zid esaslar iizerine 
kurulmusdur. Yukandaki yazilan goriince ve ogrenince, miisli- 
manlar, Allahii tealaya ne kadar siikr etseler ve kendilerine veri- 
len islam ni'metine ne kadar cok sevinseler, yine azdir. 

31 — Matta incilinin onuciincii babinm, iicuncti ayeti ve de- 
vammda Isa aleyhisselam, cesidli misaller getirerek, Allahii tea- 
lanin emrlerini isiten kimseleri dort kisma ayirmis, her birini 
ekilen bir tohuma benzetmisdir. Bundan sonra diyor ki, (iste 
ekinci tohum ekmege cikdi ve ekerken tohumlarin ba'zilan yol 
kenanna dtisdii ve kuslar gelip onlan yidiler ve ba'zilan topragi 
cok olmiyan kayahklar iizerine diisdii ve hemen siirdii. Ciinki, top- 

-148- 



ragin derinligi yokdu. Giines dogunca yandi ve kokii olmadigi icin 
kurudu. Tohumlarm bir kismi da, dikenler iizerine dilsdii, dikenler 
cikip, onlan bogdular. Ba'zilan da iyi toprak iizerine dilsdii. Ba'zi- 
si yiiz, ba'zisi altmis, ba'zisi otuz kat semere verdiler. Kulaklan 
olan isitsinler.) Burada birincisi, ya'ni yol kenarma atilan tohum- 
lar, kelam-i ilahiyi isitip onu inkar eden, ona inanmiyan kimselere 
benzetilmisdir. Ikincisi, ya'ni tashk yere ekilen ve kok salmiyan to- 
humlar, kelam-i ilahiyi isitip, onu kabul eden ve bir miiddet sonra 
inkar eden miirtedlere benzetilmisdir. Uciinciisii, ya'ni dikenler 
arasma atilan tohumlar, kelam-i ilahiyi isiten, kabiiliinden sonra, 
dtinyaya dalan ve mal kazanmak sevdasma diiserek, ibadet etmi- 
yenlerdir. Dordunciisii, ya'ni iyi topraga ekilen ve katkat meyve 
veren tohumlar ise, kelam-i ilahiyi isiten, anlayan ve icabi iizere 
hareket edenlerdir. 

Din-i islamda bu vasf, bu sifat sahiblerinin birincisine, kafirler, 
ikincisine, miirtedler ve miinafiklar, iiciinciisune fasiklar [giinah- 
karlar], dordiinciisiine ise, miitteki ve salih mii'minler ismi verilmis 
ve bu ta'birler kullamlmisdir. 

[Allahii tealamn nzasim, sevgisini kazanmak icin cahsanlara, 
(MUTTEKI ve SALIH) denir. Allahii tealamn nzasim, sevgisini 
kazanmis olana (VELI) denir. Allahii tealamn nzasim kazanmis, 
baskalarim da Allahii tealamn nzasma kavusdurmaga cahsana 
(MURSID) denir.] 

Kur'an-i kerimde, bu dort simf kimsenin her biri hakkinda, 
va'd ve vaidi, ya'ni miikafat ve ceza verilecegini bildiren pek cok 
ayet-i kerime vardir. Bunlarm toplanmasma ve zikr edilmesine 
bu kitabimizm hacmi miisaid degildir. Ancak burada her biri ile 
ilgili bir ayet-i kerimenin mealini zikr etmekle iktifa edecegiz. 
Kafirler hakkinda Bekara suresinin altmci ve yedinci ayetlerinde 
mealen: (Ey Habibim [Kalblerine iman nuru girmeyen, kalbleri 
kiifr karanhgi ile kaplanmis olan] kafirleri azab ile korkutman 
veya korkutmaman miisavidir. Onlar iman etmezler. Allahii tea- 
la onlarin kalblerini, kulaklarini ve gozlerini miihrlemisdir, per- 
de cekmisdir. Onlar icin, biiyiik bir azab vardir) buyurulmusdur. 
Miinafiklar hakkinda, Bekara suresinin sekizinci ayetinde mea- 
len: (insanlardan ba'zilan, biz Allahii tealaya ve kiyamet giinii- 
ne inandik derler. Halbuki onlar, iman etmis degillerdir) buyu- 
rulmusdur. [Kur'an-i kerimde miinafiklar hakkinda, bizzat mii- 
nafiklardan bahseden otuziki uzun ayet vardir. Aynca nifakdan, 
miinafikhkdan bahs eden ayetler de cokdur.] Giinahkarlar hak- 
kinda Ziimer suresinin eihiictincu ayetinde mealen: (Ey Resu- 
liim! [Benim tarafimdan mii'minlere] Soyle: Ey benim giinahda 

-149- 



nefsleri iizerine israf eden [haddi asan ] kullarim. Allahii tealamn 
rahmetinden iiinmid kesmeyin! Allahii teala biitiin giinahlari 
magfiret eder. Muhakkak ki, Allahii teala Gafurdur, ya'ni cok 
magfiret edicidir. Rahimdir, ya'ni cok merhametlidir) buyurul- 
musdur. [Bu ayet-i kerime, Mekkenin fethinden sonra nazil oldu. 
Musriklerden pek cogu korku icerisinde idiler. Kendilerine nasil 
bir muamele yapilacagmi bilmiyorlardi. Ciinki bunlar, pek cok 
mii'mine iskence etmisler, pek cok mii'mini de, sehid etmislerdi. 
Bu miisrikler, iman etdikden sonra, kendilerine en kiiciik bir ceza 
dahi verilmemisdir. Eshab-i kiramdan olma serefine kavusmuslar- 
dir. Hatta, Resulullahm en cok sevdigi amcasi Hamzayi "radiyal- 
lahii anh" sehid etmis olan Vahsi "radiyallahii anh" bile, afv edil- 
mis ve Eshab-i kiramdan olmusdur "radiyallahii anhiim ec- 
ma'in".] Miitteki mii'minler hakkmda, Bekara suresinin dordiin- 
cii ayetinde mealen: (O kimseler ki, sana gonderilen Kur'an-i ke- 
rime ve senden onceki Peygamberlere gonderilen kitablara [ya'ni 
Tevrat, Zebur ve incilin degisdirilmemis olanlarma ve diger su- 
huflara] ve ahirete [kiyamet gtiniine] hie siibhesiz inamrlar. Bu 
kimseler, Allahii tealadan olan hidayet ve dogru yol iizeredirler ve 
bunlar azabdan, lkabdan felah buluculardir [kurtuluculardir]) bu- 
yurulmusdur. 

32 — Yine Matta incilinin oniiciincii babinda, Isa aleyhisselam, 
ba'zi misallerle seytamn vesvesesi ve ekdigi fesad tohumlan sebe- 
bi ile fasiklann diisdiigii halleri anlatir. Bunlarm, kiyamet giinii ko- 
tii amelleri sebebi ile cezalandinhp, Cehennemde yanacaklanm 
beyan eder. 

Kur'an-i kerimde, seytamn bu isleri ve insanlan aldatmak icin 
yapdiklan ve onun hilelerine aldanmamak lazim oldugunu bildiren 
pek cok ayet-i kerime vardir. Fatir suresinin altmci ayetinde mea- 
len: (Hakfkaten seytan size diismandir. Siz de onu diisman edini- 
niz. Ciinki o, kendine tabi' olanlari, [nefslerine uymaga ve diinya- 
ya meyl etmege ve] Cehennem ehlinden olmaga caginyor) buyu- 
rulmusdur. Bekara suresinin ikiyiizsekizinci ayetinde mealen: (Ey 
iman edenler, seytamn yoluna [ve vesveselerine] tabi' olmayin) bu- 
yurulmusdur. 

[Bekara suresinin yiizaltmissekizinci ve yiizaltmisdokuzuncu 
ayetlerinde mealen: (Seytamn izine, yoluna tabi' olmayin. Muhak- 
kak ki, o size apacik bir tliismantlir. Seytan size ancak fahsayi [ko- 
tiilugii, hayasizhgi, diinyaya diiskiin olmagi, nefsin arzulan pesin- 
de kosmayi] emr eder) buyurulmusdur. Bekara suresinin ikiyiiz 
altmissekizinci ayetinde mealen: (Seytan sizi [Allah yolunda in- 
fak ederken] fakir olursunuz diye korkutur ve sadaka vermeme- 

-150- 



nizi emr eder) buyurulmusdur. Nisa suresinin altmisinci ayetinde 
mealen: (Seytan onlari [taskmliga meyl etdirip] hidayete uzak bir 
sapikkga diisiirmek ister) buyurulmusdur. Yasfn suresinin altmi- 
sinci ayetinde mealen: (Seytana itaat etmeyin, o size acik bir diis- 
mandir diye size nasihat vermedim mi? Ey Adem ogullari!..) buyu- 
rulmusdur. Maide suresinin doksanbirinci ayetinde mealen: (Sey- 
tan, serab ve kuinar ile araniza diismanhk ve kin birakmak ister. 
Sizi, Allahii tealayi zikr etmekden ve nemazdan ahkoymak ister. 
Siz bunlardan [ayblanm bildikden sonra] hala sakinmaz misiniz?) 
buyurulmusdur. Zuhruf suresinin otuzaltmci ayetinde mealen: 
(Nefsine uyarak, Allahii tealamn dfninden yiiz cevirenlere, diinya- 
da bir seytan musallat ederiz) buyurulmusdur. Kur'an-i kerimde 
seytandan bahs eden ve onun kotulugunii anlatan seksenden ziya- 
de ayet-i kerime vardir.] 

Burada seytan ile ilgili, birkac hadfs-i serifi de zikr edelim: 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", (Melekden gelen il- 
ham, islamiyyete uygun olur. Seytandan gelen vesvese, islamiyyet- 
den ayrilmaga sebeb olur) ve (Seytan kalbe vesvese verir. Allahii 
tealamn ismi soylenince kacar. Soylenmezse vesveselerine devam 
eder) ve (Allahii tealamn rahmeti cema'at iizerinedir. Seytan, 
miislimanlarin cema'atine katdmayip muhalefet eden kimse ile be- 
raberdir) ve (Siiriiden uzak kalan koyunu kapan kurt gibi, seytan 
da insamn kurdudur. Parca parca olmakdan sakimmz. Cema'at ha- 
linde birle$iniz. Mescidlere kosunuz) buyurdu. 

Allahii teala, iblise, Resulullaha giderek, soracagi biitiin sual- 
lere [sorulara] dogru cevab vermesini emr etdi. iblis yasli bir ihti- 
yar seklinde, Resulullahm "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hu- 
zuruna geldi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bu- 
yurdu ki, (Sen kimsin?), (Ben iblisim) dedi. Resulullah, (Nicin 
geldin) buyurdu. iblis, (Allahii teala gonderdi ve soracaklarma 
dogru cevab vermemi emr etdi), dedi. Resulullah, (O halde, sev- 
medigin ve diisman oldugun kimseleri soyle) buyurdu. iblis, 
(Diinyada en sevmedigim kimse sensin ve Mil sultanlar, tevazu' 
sahibi zenginler, dogru sozlii tiiccarlar, ihlas sahibi ve ilmi ile 
amel eden alimler, din-i islami yaymaga cahsan miicahidler, in- 
sanlara karsi merhametli olanlar, tevbe-i nasuh ile tevbe edenler, 
haramdan kacmanlar, daima abdestli bulunanlar, daima hayr ve 
hasenatda bulunan miislimanlar, giizel huylu olan ve insanlara fa- 
ideli olan miislimanlar, Kur'an-i kerimi tecvide uygun olarak 
okuyan hafizlar ve herkes uyurken nemaz kilan kimselerdir) de- 
di. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem", (Diinyada sev- 

-151- 



digin, dost oldugun kimseleri soyle) buyurdu. iblis, (Zalim sultan- 
lar, kibrli zenginler, hain tiiccarlar, icki icenler, kotii yerlerde te- 
ganni eden, sarki soyleyenler, funs yapanlar, yetim mail yiyenler, 
nemaza ehemmiyyet vermiyen ve gee kilanlar, tul-u emel [uzun 
diinya arzularma sahib olanlar], hemen gazablamp, gazabini yene- 
miyen kimseler benim dostum, sevdigim kimselerdir) cevabim ver- 
di. 

[Seytan ile alakali [ilgili] cok hadis-i serifler vardir. Arzu eden- 
ler, hadis-i serif kitablarma mtirace'at etsinler.] 

33 — Matta Incilinin onsekizinci babmda, Isa aleyhisselam, sa- 
kirdlerini kibrlenmekden men' eder ve tevazu' sahibi olmalarmi 
emr eder. 

[Allahii teala, Kur'an-i kerimde ve Resulullah "sallallahii aley- 
hi ve sellem" hadis-i seriflerinde kibrli olmamn zararlanni ve teva- 
zu'un kiymetini bildirmislerdir.] 

Isra suresinin otuzyedinci ve otuzsekizinci ayetlerinde mealen: 
(Yeryiiziinde sahnarak kibr ve azamet ile [kendini begenerek] yii- 
riime! Ciinki sen Arzi yaramazsin ve uzunluk gosterip daglarla be- 
raber olamazsin. Bunlarin hepsi Rabbin indinde mekruhdur, cir- 
kindir) buyurulmusdur. [Nisa suresinin yiizyetmisikinci ayetinde 
mealen: (Kim Allahii tealaya ibadet etmekden cekinir ve kibrle- 
nirse, Allahii teala, onlann hepsini [cezalandirmak icin] kiyamet- 
de cem' ve hasr eder) buyurulmusdur. A'raf suresinin kirksekizin- 
ci ayetinde mealen: (A'raf ehli, kafirlerin reislerini simalarindan 
tamrlar ve [mallarimzm, yardimcilanmzm] coklugu ve kibriniz si- 
zi Allahii tealamn azabindan men' etmedi derler) buyurulmus- 
dur.] 

Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" efendimiz buyu- 
ruyor ki, (Kalbinde zerre kadar kibr bulunan kimse Cennete gir- 
mez) ve (Allahii teala buyuruyor ki, Kibriya, iistiinliik ve azamet 
bana mahsusdur. Bu ikisinde bana ortak olam Cehenneme atarim, 
hie acimam) ve (Kiyamet giinii, diinyadaki kibr sahibleri kiiciik ka- 
rinca gibi zelfl ve hakfr olarak kabrden cikardacakdir. Karinca gi- 
bi, fekat insan sekhnde olacaklardir. Herkes bunlari hakfr gore- 
ceklerdir. Cehennemin en derin ve azabi en siddetli olan, Bolis cu- 
kuruna sokulacakdir.) 

Diger bir hadis-i serifde, (Onceki iimmetlerde, kibr sahibi biri- 
si, eteklerini yerde siiriiyerek yiiriirdii. Gayret-i ilahiyyeye doku- 
narak, yer bunu yutdu) buyurulmusdur. 

[Tevazu', kibrin aksidir. Tevazu' kendini baskalan ile bir gor- 
mekdir. Baskalarmdan daha iistiln ve daha asagi gormemekdir. 

-152- 



Tevazu' insan icin cok iyi bir huydur.] Resulullah "sallallahii te- 
ala aleyhi ve sellem" buyuruyor ki, (Allah icin tevazu' edeni, Al- 
lahii teala yiikseltir. Kim de kibrlenirse, Allahii teala onu rezil 
eder.) 

[Hadis-i serif lerde, (Tevazu' edene, miijdeler olsun) ve (Teva- 
zu' eden, halal kazanan, huyu giizel olan, herkese karsi yumusak 
olan ve kimseye kotiiliik yapmayan, cok iyi bir insandir) buyurul- 
du.] 

34 — Matta incilinin ondokuzuncu babimn onsekiz ve ondoku- 
zuncu ayetlerinde, (Yalan yere sehadet etmiyeceksin ve Babana- 
anana hurmet edeceksin ve komsunu kendin gibi seveceksin) de- 
nilmekdedir. 

Kur'an-i kerimde, Hac suresinin otuzuncu ayetinde mealen: 
(Pis olan putlardan, yalan sahidlikden ve yalan soylemekden saki- 
iiini/ ) buyurulmusdur. Furkan suresinin yetmisikinci ayetinde me- 
alen: (Onlar ki, yalan sahidlik etmezler, [Kafirlerin ve miisriklerin 
bayramlarmda ve oyun yerlerinde bulunmazlar, onlarm] yalan ve 
batil seylerine ugrasalar, onlardan yiiz cevirir ve pis isleriiie bulas- 
madan kenmane gecerler) buyurulmusdur. Allahii teala boyle 
mii'minleri, sabrlan sebebi ile Cennetin en yiiksek derecelerine 
kavusduracakdir. Anne ve baba haklanna ve komsu hakkma dair 
olan ayet-i kerime ve hadis-i seriflerden ba'zilanm yukanda zikr 
etdik. 

35 — Matta incilinin yirminci babmm yirmialtinci ayetinde Isa 
aleyhisselamm, (aramzda kim biiyiik olmak isterse, hizmetciniz ol- 
sun) dedigi bildirilmekdedir. 

Kur'an-i kerimde, Hucurat suresinin onuciincii ayetinde mea- 
len: (Allahii tealamn indinde en iistiiniiniiz, en yiikseginiz, Allahii 
tealadan en cok korkammzdir) buyurulmusdur. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (Bir kavmin efen- 
disi, onlara hizmet edendir) buyurmusdur. [Baska bir hadis-i serif- 
de, (Din kardesini sikintidan kurtarana hac ve mure sevabi verihr) 
buyuruldu. Diger bir hadis-i serif de, (Miislimanlara yardun etmi- 
yen, onlarm iyilikleri ve rahatlari icin cabsmayan, onlardan degil- 
dir) buyurdu.] 

36 — Matta incilinin yirmiikinci babimn yirmibirinci ayetinde, 
Isa aleyhisselamdan Kaysere vergi vermek hususu soruldugu ze- 
man, (Kaysere aid olani Kaysere ve Allaha aid olam Allaha veri- 
niz) dedigi yazihdir. 

Kur'an-i kerimde Nisa suresinin ellidokuzuncu ayetinde mea- 
len: (Allahii tealaya ve Resuliine ve sizden olan iiliil-emre [ya'ni 

-153- 



sultanlara, amirlere, hakimlere, alimlere, hak ve adalet iizerine 
olan emr sahiblerine] itaat ediniz) buyurulmusdur. Ancak, bura- 
daki tiliil-emre itaat, mutlak bir itaat olmayip, ( Allahii tealaya is- 
yan olan yerde, mahluka itaat yokdur) hadis-i serifi ile kaydlan- 
misdir. Maide suresinin yiizbesinci ayetinde mealen: (Ey 1 in tin 
edenler! Nefslerinizin muhafaza ve islaln [diizeltilmesi], sizin 
iizerinizedir. [Ya'ni iizerinize bir borcdur. Siz giiciinuz yetdigi 
kadar iyiligi emr ve kotiiliikden men' ile] dogru yolu gosterdik- 
den sonra, yolunu sasirmis kimsenin dalaleti [sapitmasi], size za- 
rar vermez) buyurulmusdur. Ciinki islamiyyetde emr-i ma'ruf 
ya'ni iyiligi emr ve nehy-i mtinker ya'ni kotiiliikden men' etmek 
farzdir. Nitekim Al-i imran suresinin yuzdordiincii ayetinde me- 
alen: ([Ey mii'minler] sizin icinizden, insanlan hayra, ya'ni 
Kur'an-i kerfme ve Resulullahin siinnetine uymaga da'vet eden 
ve ma'rufu [iyiligi] emr eden ve miinkerden [kotiiliikden], ya'ni 
Kur'an-i kerfme ve Resulullahin siinnetine muhalefetden nehy 
eden bir cema'at bulunsun. Onlar, felah buluculardir) buyurul- 
musdur. 

[Peygamberimiz "sallallahu aleyhi ve sellem" buyuruyor ki, 
(Birbirinize miislimanhgi ogretiniz. Emr-i ma'rufu birakir iseniz 
[emr-i ma'ruf yapan hicbir kimse bulunmaz ise], Allahii teala, en 
kotiiniizii basimza musallat eder ve diialarmizi kabul etmez.) 

Yine buyurdu ki, (Biitiin ibadetlere verilen sevab, Allah yolun- 
da cihada verilen sevaba gore, deniz yamnda bir damla su gibidir. 
Cihadin sevabi da, emr-i ma'ruf ve nehy-i anilmiinker sevabi ya- 
mnda, denize nazaran bir damla su gibidir.)] 

Nu'man bin Besirden rivayet edilen hadis-i serifde, (Allahii te- 
alaiim emrleri ile amel eden ve etmeyen ve Allahii tealamn emr- 
lerini yapmakda gevsek davrananlarin hali, bir gemiye biiimis su 
insanlara benzer ki, onlar gemi iizerinde kur'a atdilar. Bir kismi- 
mn kur'asi, geminin asagi kismina, ambar mahalline, bir kismimn 
da, giiverte kismma diisdiiler. Geminin alt kisminda bulunanlar 
[susayip] sudan istifade etmek istedikleri zeman, yukari [cikiyor- 
lar ve] buradakilerin iizerinden gecerek, eziyyet veriyorlardi. 
Bunlar, biz kendimiz icin ambarda bir delik acarak, oradan ihti- 
yacimiz olan suyu ahr, iizerimizde bulunanlari rahatsiz etmezdik 
dediler. [Bunlardan birisi bir balta alarak geminin ambarim del- 
mege basladi. Yukandakiler hemen kosup geldiler, sana ne olu- 
yor dediler. O da, siz bizim yiizumiizden eziyyet cekiyorsunuz. Bi- 
ze de muhakkak su lazimdir dedi.] Yukarida bulunanlar, asagida- 
kilere gemiyi delmeleri icin miisaade ederlerse, hepsi helak olur- 
lar. Eger ellerini tutup gemiyi deldhmezlerse, hepsi necat bulur, 

-154- 



kurtulurlar) buyurulmusdur. [Bu hadis-i serifden anlasiliyor ki, her 
salih miislimanm ve devletin; kotii, fena kimselerin kotiiliiklerine 
mani' olmalan lazimdir. Mani' olmazlar ise, o kotiilerle beraber, 
iyiler de helak olurlar. Bunun icin, emr-i ma'ruf ve nehy-i miinker, 
ehl olan biitiin miislimanlarin vazifesidir.] 

Diger bir hadis-i serif de, (Ummetim icin zalime sen zalimsin 
demekden korkar oldugunu gordiigiiniiz zeman, onlardan hayr 
kalkmisdir) buyurulmusdur. 

Diger bir hadis-i serifde, (insanlar bir kotiiliigii goriip de, onu 
degisdirmezlerse [ya'ni ona mani' olmazlar veya iyilige tebdil et- 
mezlerse], Allahii teala, azabini hepsine umiiiiii kilar) buyurulmus- 
dur. Diger bir hadis-i serifde, (Siz elbette iyiligi emr, kotiiliikden de 
nehy etmelisiniz. Emr-i ma'ruf ve nehy-i miinkeri terk ederseniz, 
Allahii teala en kotiilerinizi, hayrhlarmizm iizerine musallat eder. 
O zeman hayrldariniz [kotiilerin def'i icin] diia ederlerse, diialari 
kabul olunmaz) buyurulmusdur. [Tahrim suresinin altmci ayetinde 
de mealen: (Kendinizi ve evlerinizde olanlari atesden koruyunuz) 
buyurulmusdur. Al-i imran suresinin yiizonuncu ayetinde mealen: 
(Siz [miTminler] insanlar icinden secilmis hayrh bir iimmetsiniz. 
Iyiligi emr edersiniz ve kotiiliikden nehy edersiniz ve Allahii teala- 
nm birligine fin an edersiniz. Eger ehl-i kitab [hiristiyanlar ve yehu- 
diler de] iniaii etselerdi, onlar icin hayrh olurdu.) Ve yiizondordiin- 
cii ayetinde mealen: (Onlar Allahii tealamn birligine ve ahiret gii- 
niine iinan ederler, ma'rufla [ya'ni Resulullahm peygamberligini 
tasdik etmelerini halka] emr ederler ve miinkerden [ya'ni Resulul- 
lahm peygamberligini tekzibden] nehy ederler. Hayrat yapmakda 
yansirlar. iste onlar salihlerdendirler) buyurulmusdur. Emr-i 
ma'ruf yapmamanm biiyiik giinah oldugu (Se'adet-i Ebediyye) 
35. ci sahifede yazilidrr. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" (Giinah isleyeni eliniz 
ile men' ediniz. Buna kuvvetiniz yetmezse, soz ile mani' olunuz. 
Bunu da yapamaz iseniz kalbiniz ile begenmeyiniz! Bu ise, imanin 
en asagisidir) buyurdu. Emr-i ma'ruf ve nehy-i miinker ile ilgili pek 
cok ayet-i kerime ve hadis-i serifler vardir. Okuyup ogrenmek ar- 
zu edenler, tefsir ve hadis-i serif kitablanna ve islam alimlerinin 
eserlerine miirace'at edebilirler.] 

37 — Matta incilinin yirmiikinci babinin otuzbes, otuzalti ve 
otuzyedinci ayetlerinde, (Ey muallim, seri'atde en biiyiik emr han- 
gisidir? diye Isaya soruldugu zeman, Isa ona, Allahm olan Rabbi- 
ni, biitiin kalbinle, biitiin canmla, biitiin fikrinle seveceksin) denil- 
mekdedir. 

Kur'an-i kerimde Maide suresinin ellidordiincii ayetinde de 
mealen: ([O mii'minler] Allahii tealayi sever. Allahii teala da 

-155- 



onlari sever) buyurulmusdur. Bekara suresinin yiizaltmisbesinci 
ayetinde mealen: (Iinan eden kimselerin Allahii tealaya olan sev- 
gileri, cok kuvvetli ve devamhdir) buyurulmusdur. 

Hadis-i kudside Allahii teala, (Ey Adem oglu! Beni sevmek is- 
tersen diinya sevgisini kalbinden cikar. Qiinki benim muhabbetim 
ile, diinya sevgisini bir kalbde ebediyyen cem' etmem. Ey Adem 
oglu! Benim sevgimle beraber diinya sevgisini nasd istersin! Oyle 
ise, benim sevgimi ve rizami, diinyayi [Allahii tealanm men' etdigi 
seyleri] terk etmekde ara. Ey Adem oglu! Her isini benim emrle- 
rime uygun olarak yap, ben de, senin kalbine muhabbetimi doldu- 
i in inn ) buyurmusdur. 

38 — Matta incilinin yirmidordiincii babinda Isa aleyhisselam, 
kiyamet ahvalini anlatirken, yirmidokuzuncu ayet ve devammda, 
(Giines kararacak, ay lsigim vermiyecek, yildizlar gokden diisecek- 
ler ve goklerin kuvvetleri sarsilacak. Ondan sonra insan oglunun 
alameti gokde goriinecek. O zeman yeryuziiniin biitiin kabileleri 
feryad-ii figana diisecekler. Goklerin bulutlan iizerinde kudret ve 
biiyiik bir izzet ile insan oglunun geldigini goreceklerdir. O da su- 
run biiyiik sesi ile meleklerini gondererek ve melekler goklerin bir 
ucundan oteki ucuna kadar, onun secdiklerini dort riizgardan top- 
layacaklardir. Bunlarm hepsi vaki' olmaymca, kiyamet kopmaz. 
Fekat, o giin ve saati Babadan baska kimse bilmez; goklerin me- 
lekleri bile bilmez) demekdedir. 

Kur'an-i kerimde kiyamet hallerine dair olan ayet-i kerimelerin 
tefsirleri toplamrsa; dort incilin temammdan daha biiyiik bir kitab 
olur. Bunlara bir kac misal yazahm: 

Tekvir suresinin birinci ve ikinci ayetlerinde mealen: (Giine- 
sin niiru gidip karardigi zeman ve yildizlarin karanp yagmur gibi 
yere dokiildiigii zeman) buyurulmusdur. insikak suresinin bir, 
iki, iic, dort ve besinci ayetlerinde mealen: (Gok, Allahii tealanm 
emrini isitip, o emre boyun egerek yanldigi zeman ve Arz da 
Rabbi olan Allahii tealanm emrini hak iizere isiterek, icindekile- 
ri [oliileri ve hazineleri] atip bosalchgi ve yeryiizii cliimcliiz oldugu 
zeman [insan sevab ve giinahim goriir]) buyurulmusdur. Naziat 
suresinin sekizinci ve dokuzuncu ayetlerinde mealen: (O giinde, 
kalbler korkudan lzdirab icindedir. [Bu kalblerin sahiblerinin] 
gozleri korkudan zillet icindedir) buyurulmusdur. Yasm suresinin 
ellibirinci ayetinde mealen: ([ikinci def a] Sura ufiiriilunce, insan- 
lar kabrlerinden kalkip Rablerine dogru siir'at ile giderler) bu- 
yurulmusdur. Zilzal suresinin alti, yedi ve sekizinci ayetlerinde 
mealen: (O giin, insanlar amellerinin karsihgim gormek icin, fir- 
ka firka hesab yerine giderler. Kim zerre mikdari kadar hayr isle- 

-156- 



mis ise, onu [miikafatim] goriir. Kim de zerre mikdari bir kotiiliik 
islemis ise, onun cezasim gorecekdir) buyurulmusdur. [Mii'min ve 
kafir herkes kryametde, diinyada yapmis olduklanm goriir. Ehl-i 
siinnet olan mii'minin, diinyada iken tevbe etmis oldugu giinahla- 
n, afv olunup, hayrlarma, sevab verilir. Kafirlerin ve bid'at sahibi 
olanlarm, ya'ni i'tikadi bozuk olan mii'minlerin hayrlan red olu- 
nup, serleri icin de ceza goriirler. En biiyiik ve ebedi cezalan, lkab- 
lan, ktifrden dolayi olur. Kafirler Cehennemde ebediyyen kalacak- 
lardir.] Ahzab suresinin altmisuciincii ayetinde mealen: (Ey Resu- 
liim! Kafirler senden kiyametin ne zeinan kopacagim sorarlar. Sen 
de ki, onu ancak Allahii teala bilir. [Onu hie kimseye bildirmemis- 
dir.] Umulur ki yakindir) buyurulmusdur. 

Kur'an-i kerimde, giizel ahlak sahibi olanlara, kalbi kotii huy- 
lardan temizleyenlere, amel-i salih isleyenlere verilecek miikafat 
ve giinah isleyenlere verilecek cezalar, hukuk, muamelat, Cen- 
netin ve Cehennemin vasflan, kiyamet halleri, Allahii tealanm 
zati, sifatlan ve ismleri hakkmda pek cok ayet-i kerimeler vardir. 
Bunlar kismlara ayrihp, tefsir edilse, her biri mevcud incillerin 
bir kac mislinden fazla birer kitab olur. Kur'an-i kerim ile, bu- 
giinkii incillerin karsilasdinlmasi, okyanus ile bir kticiik havuz- 
daki tegayyiir etmis suyun mukayesesi gibidir. Hakikatde bu 
karsilasdirma, kticiik bagcesinde, kirk elli dane, dallan kink, 
yapraklan dokiilmtis agaci bulunan bir kimse ile, bahcesinde bir 
kac bin meyveli agaci olan kimsenin haline benzer. Biiyiik bag- 
cede, kiictik bagcedeki kirk elli agac, dallan saglam ve meyveli 
olarak bulundugu gibi, dallan kuvvetli ve yemyesil binlerle agac 
da bulunur. Kticiik bagcenin sahibi, kendi bagcesinin bir kac ce- 
sid meyvesi ile gururlamp, diger biiyiik bagceden haberi olmadi- 
gindan veya onun bir mahallini gormiis ise de, hasedinden dola- 
yi, elbette, (benim bagcemde olan gtizel meyveler senin bagcen- 
de yokdur. Benim bagcem seninkinden daha ma'mtir ve faideli- 
dir. Sen buna inanmahsm, herkes de buna inanmah) diye iddia 
eder. Cahilce, ahmakca soylenen boyle bir iddiaya karsi ne yapi- 
hr? Insanhk icabi, o kimseye, o isin hakikatini, ashm bilmedigi icin 
acimah ve onun bagcesinin ve digerinin halini kendisine gosterme- 
lidir. Bunun iizerine yine inad edip, iddiasmda israr ederse giiliip 
gecmelidir. [Hiristiyanlar da boyledir. Ba'zilan, papazlar tarafin- 
dan aldatilmis oldugundan ve islamiyyet hakkinda hie ma'ltimat- 
lan [bilgileri] olmadigindan islamiyyeti kabtil etmiyorlar. isla- 
miyyet hakkinda, dogru ma'lumat sahibi olanlar, seve seve he- 
men miisliman oluyorlar. Ba'zilan da, kuru inad ve teassublarm- 
dan islamiyyeti kabtil etmiyor ve miislimanhk yayihrsa, hiristiyan- 

-157- 



lik yikilir, yok olur korkusu ile, islam diismanhgi yapiyorlar. Bun- 
lar, dogru yoldan aynlmislar, baskalarim da ayirmakdadirlar.] 

Ey, insan admi tasiyan varhk, 
ke inline gel, uyan gaBetden artik! 
Se'adet yolunu gormezsen nadan, 
Niye vermis sana bu akh Yezdan? 

Nicin geldin fani cihana, boyle! 
Yalniz yimek icmek mi, soyle? 
Bilirsin, bir rim da vardir insanda, 
Psikoloji olaylan meydanda. 

Muhakkak, diinyaya gelen oliiyor. 
O zeman ruhlar aceb n'oluyor? 
ileriyi gormek, elbet insanhk. 
Bunu saglar sanma hiristiyanhk. 

islami kotiiler onlar daima. 
incilde boyle mi soyledi Isa? 
islami bilmiyorum dersin, 
Nasil miinevverlik iddia edersin? 

Genclik gecdi, sanki tatb bir rii'ya. 
Biitiin omiir de. bir saatdir giiya. 
Islami tahkir ediyorsun bugiin. 
Anlamadan verilir mi hie hiikiim? 

Din dersine liizum yokmus lisede, 
Boyle mi soyleniyor kilisede? 
Biraz miislimanligi da et merak. 
Din biiyiiklerinin soziine bir bak. 

Okusan anlarsm, sen de, o zeman, 
Ne diyor Muhammed aleyhisselam. 
Diyprki, HER $EYi YARATAN BtRDtR. 
ISA da, ANASI da, aciz kuldur. 

Kur'an-i kerim, kelam-i Rahmandir. 
Ayetleri, alemlere ihsandir. 
ilm, fen, ciimle fezail kaynagi. 
Ona uy, dilersen felah bulmagi. 

Hergtin okuyorsun, gazete, kitab. 
Bunlari kim yazmis, iyice bir bak! 
(Jogunu dinsizler diizmiis gizlice. 
islama iftira saciyor, nice. 

Kur'ana, mantikla catamiyanlar, 
Alcakca yalanlar uyduruyorlar. 
Dogru din kitabi okuyan insan, 
Hakikati anlar, olur, musliman! 

-158- 



— 9 — 

TESLIS (tic tann inanci) 
ve BAT ILLIGI 

Protestanlar, Kur'an-i kerfm ile bugiinkii incilleri mukayese 
icin bes bahs secmislerdir. Birinci bahsde, Kur'an-i kerimde, iic 
uknumun ya'ni (Baba, ogul, Ruhiil-kuds)den meydana gelen iic 
tann inancinm bulunmamasim, Kur'an-i kerimin noksanhgma 
nisbet etmislerdir. Teslis (Trinite) inancinm daha onceki ilahi ki- 
tablarda rumuz, isaret ile bildirilmis oldugunu iddia ederler. 
Kendilerinin nesr etdigi ba'zi kitablarda, bu biiyiik mes'elenin 
Tevratda mtibhem, siibheli oldugunu i'tiraf etdikden sonra, isbat 
icin, yalniz Yuhanna incilinden ve A'mal-i rusiil [Resullerin isle- 
ri] ve havarilerin mektublarmdan baska bir delil ortaya koyma- 
ga da, muktedir olamazlar. Delil olarak ileri stirdiikleri kitab ve 
risalelerin, asl ve esaslan saglam olmadigmdan, asla kiymetleri 
yokdur. 

Teslis mes'elesini izah icin, once (i§a-i Rabbani) iizerinde 
ba'zi incelemelerin beyan edilmesi lazimdir. Yukanda biraz bahs 
etdigimiz gibi, bu isa-i rabbani, hiristiyanlann din esaslanndan, 
ya'ni akide [inane] esaslarmdandir. Ciinki, hiristiyanlann akidele- 
rine gore, Isa aleyhisselam, her biri hakiki ilah olan iic ilahdan bi- 
ri oldugundan, hiristiyanlar onun etini yiyip, kanini icerek giiya 
onunla birlesirlermis. islemis olduklan giinahlar bu seklde, [hasa] 
Allahin oglunu kurban ederek afv olunurmus. Ya'ni mayah veya 
mayasiz bir parca ekmek ile bir mikdar seraba papaz okudugu ze- 
man, ekmek ayniyla Isa aleyhisselamm eti, serab da kani olur- 
mus. 

[Boyle oldugu, Matta incilinin yirmialtmci babinm, yirmial- 
tmci ayeti ve devaminda, Markos incilinin ondordiincii babinin, 
yirmiikinci ayeti ve devaminda, Luka incilinin yirmiikinci babi- 
nm, ondokuzuncu ayeti ve devaminda yazihdir diyorlar. Halbu- 
ki, bu incillerde, Isa aleyhisselam hayatda iken icra edilmis olan, 
bir vak'a bildirilmekdedir. Benden sonra, siz de, her zeman boy- 
le beni kurban ederek, gtinahlari afv etdiriniz diye bir emr, hie bir 
incilde yazih degildir.] Luka incilinin, yirmiikinci babinm ondo- 
kuzuncu ayetinde, (Benden sonra hatirlanmam icin bunu yapm) 

-159- 



diye yazili ise de, bunu giinah afvi ve iman esasi haline getiriniz di- 
ye yazili degildir. Hiristiyanlar, kilisede ekmek ve serabi aralann- 
da paylasarak, yirler ve icerler. Boylece Isa aleyhisselam kurban 
edilmis ve yinilip icilmis oluyormus. Bu mes'elede, ya'ni ekmek ve 
serabin et ve kana doniismesi ve boylece Isa aleyhisselamm kur- 
ban edilmis olmasmda, hiristiyan kiliseleri [ve firkalan] arasmda 
muhtelif te'viller vardir. Ba'zilarmm i'tikadina [inancma] gore, (sa- 
dece ekmek ve serab, Isa aleyhisselamm cesedine ve kamna donii- 
siip kamilen, tarn olarak Isa olurmus.) 

Yeryuziinde bir kac bin papaz aym anda ellerindeki ekmekleri 
okuyarak, mukaddes hale getirdiklerinde, her bir papazm meyda- 
na getirdikleri birer Isa, ya birbirlerinden baskadirlar, yahud bir- 
birlerinin aymdirlar. Birbirlerinden baska olmalan, hiristiyanlarm 
i'tikadina gore batildir. [Ciinki, pek cok Mesihler, hasa bircok ilah- 
lar meydana gelmekdedir.] Aym olmasi da, isin aslma, esyamn ha- 
kikatina uygun degildir. Ciinki her birinin maddesi, digerinin mad- 
desinden ayndir, baskadir. Bir cismin, aym anda, degisik mekan- 
larda bulunamiyacagi da, acikca bilinen seylerdendir. Bunun icin, 
okuyup mukaddes olan ekmekler, tek bir Mesih olamazlar. Bu da- 
hi, hiristiyanlarm i'tikadina gore batildir. Ciinki onlar, tek Isamn 
varhgma inanmakdadirlar. 

Bir papaz, ekmegi iic parcaya ayinp, her birini birer sahsa ver- 
digi zeman, ekmegin tehavvuliinden meydana gelen Mesih, ya par- 
ca parca olur veya her bir parca tam bir Mesih olur. Birincisine go- 
re, ilah parcalanmis olur. Ilahm parcalanabilecegine inanmak, hic- 
bir dine uygun bir inams degildir. 

Ikincisine gore, ekmek, bir Mesih haline donmtisdu. Ekmek 
taksim edilince miiteaddid Mesihler nereden cikmakdadir? Hiris- 
tiyanlarm inanclarma gore, Isa aleyhisselam insanlan [giinahdan] 
kurtarmak icin, bir kurban olarak aleme geldi ve kendini feda et- 
di. Simdi, papazlarm kiliselerde yapdiklan isa-i Rabbani kurbani, 
vakti ile yehudilerin salib iizerinde yapdiklan kurbamn aym olur- 
sa, Isa aleyhisselam hayatda iken, Havarilere ekmegi yidirmesi ve 
serabi icirmesi ile icra edilen, ilk isa-i Rabbani, insanlann giinah- 
lardan kurtulmalarma kafi olurdu. [Hiristiyanlara gore] Isa aley- 
hisselamm sonradan yehudiler tarafmdan agacdan salib iizerinde 
haca gerilmek sureti ile kurban edilmesine ve diinyamn her yerinde 
papazlarm [Kurban] ayinleri yapmalanna liizum kalmazdi. insanla- 
nn giinahlarmm afv olunmasi icin, hazret-i Isamn kendini bir def a 
kurban etdigi, bunun bir defa zuhur etdigi ibranilere mektubun 
dokuzuncu babinm sonunda yazihdir. 

[Pesaver tiniversitesi ogretim iiyelerinden, Ulfet Aziz Essa- 

-160- 



med, 1399 [m. 1976] senesinde iiciincu baskisi Pakistanda yapilan, 
(A Comparative Study of Christianity and islam) ya'ni, (Islamiy- 
yet ile hiristiyanligm mukayesesi) ismli kitabimn, (Hiristiyan Aki- 
delerinin Kaynagi) kismmda diyor ki: 

(Isa aleyhisselamm teblig etdigi nasramlik ile, goge yiikseltil- 
mesinden sonra te'sis edilen ve cesidli kiliselerin inandigi hiristi- 
yanlik, birbirinden cok farkhdir. 

Isa "aleyhisselam" Allahii tealamn emrlerini, ummetine teblig 
eden ve onlara va'z ve nasihat eden ve insan olan bir Peygamber 
idi. 

Ummetinden, tevbe etmelerini ve eski, bozuk, kotii adet ve 
ahskanliklarmdan vazgecmelerini istemisdi. Isa "aleyhisselam" ye- 
ni bir dinin kurucusu degildi. Musa aleyhisselamm seri'atinin yeni- 
leyicisi idi. 

Isevi dmi, va'z ve nasihat idi. Bu dinde (Vaftiz) ve (isa-i Rab- 
bani) gibi, ayinler yok idi. 

O, giinahlara keffaret olarak ve carmiha gerilerek kurban edil- 
mege gelmemisdi. 

Isa aleyhisselamm, goge yiikseltilmesinden hemen sonra, ken- 
disine iman eden ve yakm arkadaslan olan havariler, kendilerine 
resuller ismini verdiler. 

Havariler, hie siibhesiz Isa aleyhisselamm yolunda olan, tek Al- 
laha inanan ve Isa aleyhisselami onun elcisi kabul eden kimseler- 
di. 

Havariler, her isde, Isa aleyhisselamm kendilerine emr etdigi 
gibi, Musa aleyhisselamm sen'atina gore amel etdiler. 

Filistin ve civannda, biiyiik yehudi cema'atleri oturmakda idi. 
Fekat, Kudiisde oturan yehudiler, diinya yehudilerine gore cok az- 
di. 

Iskenderiyye (Alexandria) sehri biiyiik bir kiiltiir merkezi idi. 
Burada bircok dini ve felsefi goriisler ogretilmekde idi. 

Yehudilerin parcalanmalan ve bozulmalan, yunan felsefesi ve 
mevcud putperest cema'atlerin te'siri ile olmusdu. Bu putperest 
cema'atlerin her biri, kurtanci tannlar edinmislerdi. 

Isa aleyhisselam, Peygamberlik vazifesini yapmaga basladigi 
zeman, yehudilerden ba'zilan, onu beklenilen Mesih kabul etdi- 
ler. [Isa aleyhisselamm, tic sene gibi kisa bir zeman siiren tebligin- 
den sonra, kendisine inanan yehudiler cogaldi.] Ancak, Onun 
sozlerini ve kendisini, yunan felsefesi ve putperest cema'atlerin 
fikrleri lsiginda, tefsire tabi' tutdular. Boylece, Isa aleyhisselamm 

- 161 Cevab Veremedi - F:ll 



hakiki dini, degisdirilmege baslandi. Isa aleyhisselamm yolunu og- 
retmek yerine, Onun sahsmi yticeltme tesebbusleri, bu degisikligin 
ilk isaretleri idi. 

Hiristiyan din adamlannm ileri gelenlerinden Dr. Morton Scott 
Enslin bu hususda, (Christian Beginnings) kitabmin ikinci kism, 
yiizyetmisikinci sahifesinde diyor ki: 

(Isanm "aleyhisselam" sahsiyeti ile ugrasma, kim oldugunu 
arasdirma ve her seyi Onun sahsiyeti ile ilgi kurarak aciklama gay- 
retleri, kendisi icin uydurulan ve kendisinin hicbir zeman soyleme- 
digi seyleri ve kendisinin teblig etdigi, Allahii tealanm kullanndan 
istedigi seyleri ve tevbeye cagirdigi hususunu unutdurdu. Boylece, 
ummetine teblig etdigi ahkamm ogrenilmesi ve itaat edilmesi yeri- 
ne, sahsiyetinin aciklamp anlasilmasi lazim olan bir kimse haline 
geldi.) 

Bu temayiil, Isa aleyhisselamm (Logos=Mukaddes kelam) ke- 
limesi ile izah edilmesine ve neticede, tannlasdinlmasma sebeb ol- 
du. Ctinki, iskenderiyyeli yehudi felsefeci PHILO, bu hususda fel- 
sefi goriisler ileri siirmusdu. [Kitabimizm, (Teslisin batilhginin Isa 
aleyhisselamm sozleri ile isbati) kismmda Philodan bahs edece- 

giz-] 

Bu zemandaki kilise babalarmm, Isa aleyhisselam hakkmdaki 
yazilan, uygunsuzluklar, sacmahklar ile doludur. Kilise babalan- 
nm bu yazilannda, Isa aleyhisselamm ehemmiyyetle iizerinde dur- 
dugu tek ALLAH inanci ile, kendisine izafe edilen Allahhk iddia- 
sini uzlasdirma gayreti icinde olduklan goriiliir. 

Dagilmis bir halde bulunan yehudiler ve bunlarm yehudi olmi- 
yan komsulan arasmda, Isa aleyhisselamm bildirdigi iman esaslan 
ile alakasi olmiyan, yeni bir din ortaya cikdi. 

Bu mevzu'da Dr. Morton Scott Enslin ayni kitabmm ikinci 
kism, yiizseksenyedinci sahifesinde diyor ki, (Isevilik, yehudilerin 
yasadiklan yer olan Filistinden, putperest milletlerin memleketle- 
rine yayildi. Bu yayilma bircok degismelere sebeb oldu. Iseviler, 
Musa aleyhisselamm seri'atinden uzaklasdilar. Isa aleyhisselamm 
teblig etdigi din bilgilerini, putperestlerin kabul edebilecekleri ha- 
le getirdiler. Boylece tutarsiz, akl ve mantigm kabul edemiyecegi 
bir din meydana geldi.) 

Roma imperatorlugunda birkac cesid putperest cema'at vardi. 
Bu cema'atler, i'tikad [inane] i'tiban ile, birbirinden cok farkh idi. 
Fekat, su dort husus hepsinde miisterek idi: 

1 — Hepsi, kurtanci bir tannya inamyor ve onun oliimunu, in- 
sanlann giinahlan icin keffaret ve ona inananlar icin kurtulus ka- 

-162- 



bul ediyorlardi. 

2 — Hepsinde, o dme girmek icin, bir giris ayini vardi. Bu ayin- 
le, o dme kabul edilen kimsenin, kotuliiklerden temizlenmis oldu- 
guna inamhyordu. 

3 — Hepsinde, tann ile ma'nevi olarak birlesmek, butiinlesmek 
inanci vardi. Bu biitunlesme, sembolik olarak o din mensublan ta- 
rafmdan, tannnm etini yimek ve kanmi icmek seklinde icra edilir- 
di. 

4 — Hepsinde Cennet inanci olup, onu isterlerdi. Orada rahat 
edeceklerinden emin idiler. 

[(Encylopedia Americana)da, (Sacrifice) [Kurban] kelimesin- 
de diyor ki: 

(Eski yunanda, gok tannsi Olympus adma (thusiai) ve (spha- 
gia) denilen, kurban ayinleri yapihrdi. Thusiai, her zeman giindiiz 
olur ve tercihen sabahleyin yapihrdi. Kurban edilen hayvanlarm 
belli kismlan, biftek olarak (Bomos) denilen tas iizerinde yakihr- 
di. Hayvanm geri kalan kismlan, yuksek bir tasm etrafinda toplan- 
mis olan kimseler tarafmdan yinilirdi. Ayin, miizik ve dans ile so- 
na ererdi.] 

Sphagia denilen kurban ayini ise, gece yapihrdi. Bu ayinde etin 
yakilmasi icin kullamlan tasa (eschara) denilirdi. 

Yunanca olan bu ayin ismleri latincede sadece (sacrifice) keli- 
mesi ile ifade edildi. Kurbanlann yakildigi tas olan (Bomos) ve et- 
rafinda toplamlarak kurbamn yinildigi tas olan (eschara) kelimele- 
ri icin (Altars) kelimesi kullamhrdi.) 

Hiristiyanhk dininde icra edilen (isa-i rabbani veya Evharisti- 
ya) kurban ayminde, ekmek ve serabin konuldugu ve etrafinda ce- 
ma'atm toplandigi tasa da, (Altar) denilir. Bu ayinde de, miizik bu- 
lunur. Mukaddes olan ekmek, kinhnca, kurban icra edilmis, ek- 
mek, seraba batinhp yinilince de, tann ile ma'nevi olarak birlesil- 
mis olunurmus. Yunanhlardaki (thusiai) ve (sphagia) ayinleri ile, 
hiristiyanhkdaki isa-i rabbani ayini arasmda benzerlik acikca go- 
riilmekdedir. [Bu mevzu'ya asagida devam edecegiz.] 

Isa aleyhisselamm, kurtanci tann olarak kabulii, carmiha geril- 
di denilmesi, kurban olarak telakki edilmesi, yukanda zikr etdigi- 
miz, yunan putperest cema'atlerinin, hiristiyanhga etkilerinin bir 
sonucu oldugu muhakkakdir. 

Hiristiyanlarda (Vaftiz) ve (isa-i rabbani) denilen iki onemli 
ayin vardir. Vaftiz, hiristiyanhga kabul ayinidir. Kisi bununla, 
dogusdan gelen giinahdan temizlenmis kabul edilir. ikinci ayin 
olan isa-i rabbani, (Eucharist) veya (Mass Communion) veya 

-163- 



(Holy Communion) denir ki, (kudsf paylasma) demekdir. 

Dr. Morton Scott Enslin, bu ayfnle hiristiyanhgm, Romalilar 
zemamndaki putperest firkalardan birisi haline geldigini i'tiraf 
ederek, aym kitabmm ikinci kismimn yiizdoksanmci sahifesinde 
diyor ki, (Miladm ikinci asrma dogru hiristiyanlik, bozuk dinlerden 
birisi haline gelmisdi.) 

Lord Raglan, (The Origins of Religions) [Dinlerin Ash] ismli 
kitabinda, Roma imperatorlugu zemamndaki dini cema'atlerin 
ayinlerini beyan etmekde ve bu ayinleri, simdiki hiristiyan ayinle- 
rinin ash olarak gormekdedir. Raglan diyor ki: 

(Tarih oncesi devirlerde, gene bir adami, kutsal kurban olarak 
secmek ve onu bir sene boyunca imtiyazh kisi kabul ederek her ar- 
zusunu yerine getirmek ve sene sonunda belli bir ayin tertib ede- 
rek, o kimseyi kurban edib, etini yimek, kamm icmek adeti, dinden 
haberleri olmiyan ba'zi kavmlerde var idi. Kurban edilen kimse- 
nin, etinden ve kamndan tarlalara da serpilir, boylece topragm be- 
reketli olacagma inamhrdi. Kurbanhk secilen kimsenin, kendi kav- 
minin dini lideri ile anlasarak, yerine baska birisinin kurban edil- 
mesi de olurdu. Baska bir kimse kurban edildikden sonra, asl kur- 
ban edilmesi lazim olan kisi, tekrar bir sene boyunca, yine imtiyaz- 
h ve kutsal oluyor ve her arzusu yerine getiriliyordu. Senenin so- 
nunda yerine, yine baska bir kimse kurban ediliyordu. Boylece, de- 
vamh olarak kutsal sayilan ve her arzusu yerine getirilen imtiyazh 
kisiler zuhur etdi. Bu ilk devamh kutsal kisiler, kavmleri tarafin- 
dan (kral) veya (yasiyan tann) olarak telakki edilir oldular. Bu 
kutsal kisilerin insanhklarmm, ya'ni bedenlerinin ayn bir sahsiy- 
yet, ilahhklarmin ayn bir sahsiyet oldugu kabul edilirdi. ilahm, 
tannnin bu kimselere hulul etmis, viicudlarma girip yerlesmis ol- 
dugu, bu kavmlerce kabul edilirdi. Bir miiddet sonra, kavmleri, 
kutsal kabul etdikleri bu kimseleri, tann veya tannnm oglu diyerek 
tapmmaga basladilar. 

[Eski cagdaki putperestlerde veya cesidli milletlerde, tannlarm, 
yan tannlarm ve kahramanlarm efsanevi hikayelerine mitoloji de- 
nir.] Once ayin vardir, sonra bu ayini izah icin mitolojik hikayeler 
uydurulmusdur. Hayali tannlarm olmesi veya dirilmesi ile kendile- 
rinin kurtulacagi zan olunurdu. 

Kurtanci tannya inanan kavmlerin ayinlerinin en muhimi, 
kisinin tann ile birlesdigine, biitiinlesdigine inandiklan, sembo- 
lik et yime ve icki icme ayinleridir. Kurtanci tann inanci, bir 
miiddet sonra giines tannsi inanci ile birlesdirildi. Herbir kurta- 
nci tannnin, kis baslangicmda dogduguna inamldi. Kis baslangi- 
ci ise, Julian takvimine gore 25 Arahkdir. Hiristiyanlar da, Isa 

-164- 



aleyhisselami kurtanci bir tann yaparak, bu tarihde dogdugunu 
kabul etdiler ve bu geceyi (milad) ve (Noel) olarak her sene kutla- 
maga basladilar. 

Edward Carpenter, cesidli kurtanci tann hikayeleri, mesela, 
yunanhlann (Dionysus)u, Romalilann (Hercules)i, Perslerin 
(Mithras)i, Misrlilann (Amonra, Oziris ve izis)leri, kuzey Samiile- 
rin (Baal)i, Asur ve Babillilerin (Tammuz)u ile, hiristiyanlarm Isa 
aleyhisselamm hayat hikayesi diye inandiklan seyler arasmdaki 
benzerliklere dikkati cekmekdedir. Soyle ki: 

1 — Hepsi, Noel ya'ni 25 Aralik veya buna yakm bir gunde 
dogmusdur. 

2 — Hepsi, bakire annelerden dogmusdur. 

3 — Hepsi, bir magara veya yeraltmda bir mahzende dogmus- 
dur. 

4 — Hepsi, insanlar icin mesakkatlere katlanmislardir. 

5 — Hepsi, nurlandinci, iyilesdirici, kurtanci ve sefaat edici gi- 
bi ismler almislardir. 

6 — Hepsi, karanlik giicler tarafmdan maglub edilmislerdir. 

7 — Hepsi, Cehenneme yahud arz kiiresinin diger tarafina in- 
mislerdir. 

8 — Hepsi, yeniden dirilmis ve insanlarm Cennete girmelerine 
onciiluk etmislerdir. 

9 — Hepsi, insanlar ile irtibat kuran azizler secmisler ve vaftiz 
aymi ile cema'at kabul eden, dinler te'sis etmislerdir. 

10 — Hepsi, kurban yemekleri yinilerek amlmislardir.) Lord 
Raglanm sozii burada temam oldu. 

Newyork Universitesinde tarih profesorii olan, Waelance Fer- 
guson diyor ki, (Hiristiyanlarm yortulan, putperest yortulan ile, 
aym tarihlere rastlar. Mesela, Noel tarihi, Iran ve Romada giines 
tannsi Mithrasm dogum tarihi idi. Aynca bu tarih cok eskiden be- 
ri putperest diinyasmda onemli bir yortu giinii idi.) 

Mitoloji kahramanlan iizerinde cahsmalanni (The Heros), 
(Kahramanlar) ismli kitabmda tophyan Lord Raglan, hikayelerde 
gordiigii hadiseleri 22 madde halinde siralamis ve hangi mitoloji 
kahramanmm hayat hikayesinde bunlardan kac tanesinin gecdigi- 
ni tesbit etmisdir. Bu maddelerden onbes danesinin, Isa aleyhisse- 
lami anlatan, bu giinkii hiristiyanhkda bulundugunu da, maddeler 
halinde bildirmisdir. 

Bunlar da, hiristiyanhgm kaynagmm putperestlik oldugunu bi- 
ze gostermekdedir. [Daha sonra, (Teslisin batilhgimn, Isa aleyhis- 

-165- 



selamin sozleri ile isbati) bahsinde bunlara ba'zi misaller verece- 

giz-] 

Meshur felsefeci ve tarihci Winwood Reade diyor ki, (Hiristi- 
yan alemi putperest alemine hakim olunca, putperest alemi de, 
hiristiyanhgi bozdu. Oziris ve Apollo masallan, Isa aleyhisselama 
atf edildi. Yehudilerin inandiklan ve Isa aleyhisselamin teblig et- 
digi, tevhidin ya'm tek Allaha iman yerini, [Brahmanizmde de 
bulunan ve] Misrhlann ihdas etdikleri ve Eflatun tarafmdan fel- 
sefeye sokulan, teslis (Trinity) ya'ni tic tann inanci aldi. (Bana iyi 
demeyin, iyi bir danedir. O da Allahdir) diyen bir zatm kendisi 
bizzat Allah yerine konuldu veya birin ticde biri denildi.) Pakis- 
tandaki Pesaver Universitesi mtiderrisinin kitabmdan terceme re- 
main oldu.)] 

[Blitiin bunlar gosteriyor ki, hiristiyanhk, Isa aleyhisselamin 
teblig etdigi ve Musa aleyhisselamin serfatmm devami olan 
(Nasranilik) degildir. Isa aleyhisselamin ismi arkasma sigmmis, 
putperestligin kansdinldigi, akl ve mantigm kabul edemiyecegi 
bir dindir. Hiristiyanhkdaki, vaftiz ve isa-i rabbani gibi ayinlerin, 
Isevilikde bulunmayip, sonradan putperestlikden ahnarak Isevf- 
lige kansdinldigini ve Isa aleyhisselam bir insan ve Peygamber 
iken sonradan tanrilasdirildigmi, pek cok hiristiyan din adami, 
profesorler, ilm ve fen adamlan acikca yazmakdadirlar. Papazlar, 
bu yazilara ve islam alimlerinin kendilerine tevcih etdikleri soru- 
lara cevab vermek yerine, bu kitablan toplatdinp yok etmek yo- 
lunu secmekde ve eskisinden daha fazla, yalan, yanhs ve mantik- 
siz yazilarla dolu, yeni kitablar ve risaleler yazmakda ve dagit- 
makdadirlar. Bu da bize gosteriyor ki, 19. ve 20. ci yiizyilda hiris- 
tiyanhk temamen iflas etmis, bos ve batil oldugu iyice anlasilmis- 
dir.] 

Ilk def'a olarak, iki cezvit papazi, Cinlileri hiristiyan yapmak 
icin, Kanton sehrine gelmisdi. [Cezvit (Jesuit) 941 [m. 1534] se- 
nesinde papazlann teskil etdigi bir misyoner cem'iyyetidir.] Kan- 
ton valisinden hiristiyan dini hakkinda va'z vermek icin mtisaa- 
de istediler. Vali bunlara ehemmiyyet vermedi ise de, cezvitler onu 
hergiin gelip rahatsiz etdiklerinden, nihayet, (Ben bu mes'ele 
icin Cin Fagfurundan [sultamndan] izn almaga mecburum. Ken- 
disine haber verecegim) dedi ve mes'eleyi Cin Fagfuruna bildir- 
di. Gelen cevabda, (Bunlan bana gonder. Ne istediklerini anhya- 
yim) denilmekde oldugundan, cezvitleri, Cinhi merkezi olan Pe- 
kine yolladi. Bu mes'eleden haber almrs olan Budist rahibler, fe- 
na halde telasa diisdiiler. [Ve (bu adamlar, hiristiyanhk adi altin- 
da zuhur eden yeni bir dini, milletimize telkm etmege cahsiyor- 

-166- 



lar. Bunlar, kudsi Budayi tanimiyorlar, halkimizi yanlis bir yola 
sokacaklardir. Liltfen onlan buradan kovun!) diye Fagfura yal- 
vardilar.] Fagfur, (Evvela ne soylediklerini bir anliyahm. Ondan 
sonra, bu hususda karar veririz) dedi. Memleketin, sayili devlet 
ve din adamlanndan mtitesekkil, bir meclis tertib etdi. Cezvitleri 
bu meclise da'vet ederek: (Yaymak istediginiz dinin esaslan ne- 
dir, anlatm) dedi. Bunun iizerine, cezvitler soyle bir ifadede bu- 
lundular: (Semayi ve Arzi yaratan Allah birdir. Fekat, ayni ze- 
manda iicdur. Allahm biricik oglu ve Ruhul-kuds de birer Allah- 
dir. Isbu Allah, Adem ve Havvayi yaratip Cennete koydu. Onla- 
ra her diirlii ni'meti verdi. Yalmz bir agacdan yimemelerini emr 
etdi. Her nasilsa seytan, Havvayi aldatdi. Havva da Ademi yanil- 
tarak, Allahm emrine karsi geldiler ve o agacm meyvesinden yi- 
diler. Bunun iizerine Cenab-i Hak, onlan Cennetden cikardi ve 
diinyaya gonderdi. Burada, onlann cocuklan ve torunlan zuhur 
etdi. Fekat biitiin bunlar, biiyiik babalannin isledigi giinah ile kir- 
lenmislerdir. Hepsi giinahkardir. Bu hal, tam 6000 sene devam 
etdi. Nihayet Cenab-i Hak, insanlara acidi ve onlann giinahim 
afv etdirmek icin kendi 6z oglunu onlara gondermekden ve bu 
biricik oglunu, giinah keffareti icin, kurban etmekden baska care 
bulamadi. iste, bizim inandigimiz Peygamber, Allahm oglu olan 
Isadir. Arabistamn garbinda Filistin denilen bir nahiye [bolge] ve 
orada Kudiis denilen bir sehr vardir. Kudiisde, Celile denilen bir 
yer, Celilenin de, Nasira isminde bir koyti vardir. iste bu koyde 
bundan bin sene once Meryem isminde bir kiz bulunuyordu. Bu 
kiz, amcasimn oglu olan Yustif-i neccar ile nisanlanmis ise de, he- 
niiz bakire idi. Bir giin, tenha bir yerde bulunurken, Ruh-til-kuds 
gelip, ona Allahm oglunu ilka etdi [koydu]. Ya'ni, kiz bakire iken 
handle oldu. [Bundan sonra nisanhsi ile Kudtise giderlerken] 
Beyt-i lahmde, bir ahir icinde cocugu oldu. Allahm oglunu ahir- 
daki yemlik icine koydular. Sarkda bulunan rahibler, onun dog- 
dugunu, gokde birdenbire yeniden peyda olan bir yildizdan ogre- 
nerek hediyyelerle onu aramaga cikdilar ve nihayet bu ahirda 
buldular. Ona secde etdiler. Isa denilen Allahm oglu, 33 yasina 
kadar Allahm melekutu iizerine va'z etdi. (Ben Allahm oglu- 
yum. Bana inanm, sizi kurtarmaga geldim) dedi ve oltileri dirilt- 
mek, a'malan tekrar basir [goren] yapmak, topallan yiiriitmek, 
ciizzamhlan tedavi etmek, denizde firtinalan durdurmak, iki ba- 
hkla onbin kisiyi doyurmak, suyu serab yapmak, kisin meyve 
vermedigi icin, bir incir agacim bir isaret ile kurutmak gibi, daha 
bircok mu'cizeler gosterdiyse de, cok az insan ona iman etdi 
[inandi]. Nihayet hain yehudiler, onu Romahlara sikayet etdiler 

-167- 



ve onun haca gerilmesine sebeb oldular. Lakin, Isa, hacda oldtik- 
den uc gun sonra, tekrar dirilerek, kendisine inananlara gortindti. 
Bundan sonra semaya cikip, babasinin sag tarafma oturdu. Babasi 
da dtinyamn btittin islerini ona terk etdi. Ve kendisi geri cekildi. is- 
te, bizim va'z edecegimiz dinin esasi budur. Buna inananlar, oteki 
dtinyada Cennete, inanmiyanlar ise, Cehenneme gideceklerdir) 
dediler. 

Bu sozleri dinleyen Cin Fagfuru, papazlara (Ben sizden ba'zi 
seyleri stial edecegim. Bunlara cevab verin) dedi ve soyle sormaga 
basladi: (ilk stialim sudur: Siz, Allah, hem bir, hem de tiedtir diyor- 
sunuz. Bu, iki iki daha bes eder gibi, ma'nasrz bir lafdir. Bu isin as- 
lini bana Tzah edin!) Papazlar cevab veremedi. (Bu, Allahm bir sir- 
ridir. insanlarm akh buna ermez) dediler. Fagfur, (ikinci stialim 
sudur: Yeri, gogti ve btittin alemi yaratan cok kudretli Allah, kul- 
lanndan birinin isledigi gtinah icin Onun, bu isden haberi bile ol- 
mayan btittin stilalesini nasil gtinahkar sayar? Bunlarm afvi icin na- 
sil olur da, kendi oz oglunu kurban etmekden baska care bulamaz? 
Bu, Onun btiytikltigtine yakisir mi? Buna ne dersiniz?) dedi. Pa- 
pazlar yine cevab veremedi. (Bu da, Allahm bir sirndir) dediler. 
Fagftir, (Uctincti stialim de sudur: Isa, bir incir agacindan mevsim- 
siz meyve istemis, agac vermeyince onu kurutmus. Mevsimi olma- 
dan meyve vermek, bir agacin yapamiyacagi bir seydir. Boyle ol- 
dugu halde, Isamn buna kizip agaci kurutmasi, bir zulm degil mi- 
dir? Bir Peygamber, zalim olur mu?) dedi. Papazlar, buna da ce- 
vab veremedi. (Bu isler ma'nevi islerdir. Allahm sirlandir. insanla- 
rm akllan buna ermez) dediler. Bunun tizerine, Cin Fagftiru, (Ben 
size izn ve mtisaade veriyorum. Gidiniz, Cinin istediginiz yerinde 
va'z veriniz) diye onlara mtisaade etdi. Onlar, Fagfurun huzurun- 
dan gikdikdan sonra, meclisde bulunanlara dontip, (Ben Cinde 
boyle sacmahklara inanacak bir ahmak bulunacagim zan etmiyo- 
rum. Onun icin bu adamlarm, bu hurafeleri va'z etmelerinde, hic- 
bir mahzur gormedim. Ben emmim ki, bunlan dinleyen vatandas- 
lanmiz, dtinyada ne ahmak kavmler bulundugunu gorerek, kendi 
dinlerinin kiymetini daha iyi anhyacaklardir) dedi. Papazlann, sti- 
allerin hepsine cevab veremediklerini hatirlatmak icin, bu kitabi- 
miza (Cevab Veremedi) ismini koyduk. 



168 



— 10 — 

TESLISIN BATILLIGININ 

ISA ALEYHISSELAMIN SOZLERI ILE 

ISBATI 

Incillerde, teslis (trinite) i'tikadimn [inancinin] batilhgim isbat 
eden pekcok ayetler vardir. 

[Bu ayetlerin zikrinden evvel, burada hiristiyanhga sonradan 
karisdmlan teslis [iic tann] inancinin nereden geldigi hakkinda ki- 
saca ma'lumat vermek faideli olacakdir. Adem aleyhisselamdan 
beri gelen biitiin ilahi dinler, tek hahk ve malik olan bir yaraticiya 
inanmagi emr etmisdir. Biitiin bu dinlerde bu yaraticinin ismi (AL- 
LAH)dir. Teslise, ya'ni iic tannya inanmamn dogru bir sey olmadi- 
gini, akl-i selim sahibi olan herkes anlar. Havarilerden olan Barna- 
basin yazmis oldugu incilde de, Allahii tealamn bir oldugu bildiril- 
misdir. Barnabas incili, tiirkce olarak da 1987 de istanbulda basdi- 
nlmisdir. inciller, yunancaya ve latinceye terceme edilirken, o ze- 
mana kadar yiizlerce tannsi olan putperest Romahlar, tek tannyi 
az gorerek, onu cogaltmak istediler. Bunu, ilk def'a, Yuhanna inci- 
line sokdular. Zaten, ash kaybolmus olan incili, iyice tahrif etdiler. 
Bu fikr, Roma imperatoru Biiyiik Kostantinin iicyiiz yirmibes se- 
nesinde topladigi Konsilde ya'ni ruhban meclisinde zorla kabul et- 
dirildi. Bunun sebebi de, Yunanhlarm Eflatun felsefesine bagh ol- 
malari idi. Eflatunun felsefesinin ash iice dayanir. Eflatun herseyi 
iice boler. Mesela, edeb iic his kuvvetine dayanir: Ahlak, akl ve ta- 
bfat. Tabiat da nebat, hayvan ve insan olarak iice aynhr. Eflatun 
esasda diinyayi yaratan kudretin tek oldugunu diisiinmekle bera- 
ber, onun iki yardimcisimn daha olabilecegini ileri siirmiisdti. Bu 
da, teslis fikrinin dogmasina sebeb oldu. Teslis inanci, ilk def'a Yu- 
hanna Incilinde goriildiigii halde, Yuhanna incilinin icinde, Allahii 
tealamn bir oldugunu isbat eden ayetler vardir. Bunlardan ba'zila- 
nm asagida zikr edecegiz.] 

Yuhanna incilinin onyedinci babimn iiciincii ayetinde Isa aley- 
hisselam, (Ey Baba, ebedi hayat [ahiret hayati], hakiki bir Allah 
olan Seni ve Senin gonderdigin Isa Mesihi bilmelerinden ibaretdir) 
demekdedir. Bu ayetde Allahii tealamn hakiki, ebedi hayat sahibi 
(BIR) oldugu ve Isa aleyhisselamm, Allahii teala tarafmdan gon- 
derilmis bir resul oldugu, acikca bildirilmisdir. 

-169- 



Bu ayete gore Yuhanna Incili, ebedi hayat ya'ni ahiret hayati- 
na iman etmegi, ya'ni Allahii tealamn varhgi ve birligi ile Peygam- 
berlere imam emr edince, bunun aksi olan teslis inancimn, ebediy- 
yen kabulii miimkin olmiyan bir hata oldugunu tenbih eder. [Yu- 
hannamn bu ayetinde, Isa aleyhisselamm bir haberci, bir Peygam- 
ber oldugu bildirilmisdir. Sonradan bunun tersini dusiinmek ve bu- 
na inanmak acik bir sapiklik olup, ebedi hayati, ahiretdeki sonsuz 
se'adeti yok etmekdir. Yuhanna incilinin onyedinci babmm basin- 
da, Isa aleyhisselam carmihda iken yapdigi diiada soyle demekde- 
dir: (Ebedi hayat, seni yalmz gercek Allahi ve gonderdigin Isa Me- 
sihi bilmekdir) [Ayet iic]. Isa aleyhisselam burada, tek ma'budun, 
tek ibadete layik olamn, Allahii teala ve kendisinin de Onun kulu 
ve resulii oldugunu bildirmekdedir. Allahii tealayi, bir olan rab, 
kendisini de Peygamber olarak kabul edip, iman edilmedikce ebe- 
di hayatm, Cennet hayatimn olamiyacagim haber vermekdedir. Isa 
aleyhisselamm ve diger butiin Peygamberlerin "aleyhimiisselam" 
haber verdikleri sey de zaten budur. Ya'ni Allahii tealamn varhgi- 
na ve birligine iman ve Onun Peygamberini tasdik etmekdir.] iste 
bu ebedi olan ahiret hayati inanci, tam ve dogru olarak, ancak is- 
lamiyyetde vardir. Ciinki hiristiyanlar, teslis ucurumuna diisdiikle- 
rinden, yehudiler, Isa aleyhisselamm Peygamberligine inanmadik- 
lanndan [ve o yiice Peygambere cirkin iftira yapdiklarmdan ve 
Muhammed aleyhisselama inanmadiklarmdan], putperestler [ve 
hicbir dine inanmiyanlar, ateistler de], biitiin Peygamberleri inkar 
etdiklerinden, onlar icin hakiki se'adet hayati, ya'ni Cennet hayati 
olamaz. [Bunlar, Allahii tealayi ve Onun Peygamberlerini inkarla- 
rimn, iftiralarmm ve diismanhklarimn cezasi olarak, ebediyyen Ce- 
hennemde kalacaklardir. Azab dolu, elim bir Cehennem hayati ya- 
sayacaklardir.] 

Markos incilinin onikinci babmm yirmidokuzuncu ayeti ve de- 
vammda, Isa aleyhisselama emrlerin en miihim ve birincisinin han- 
gisi oldugunu soran bir yehudi alimine, Isa aleyhisselam, (Dinle ey 
israili: Allahimiz Rab, bir olan Rabdir. Ve Allahm olan Rabbi, bii- 
tiin kalbinle, biitiin caninla, biitiin fikrinle ve biitiin kuvvetinle se- 
veceksin. ikincisi, komsunu kendin gibi seveceksin. Bundan daha 
biiyiik baska bir emr yokdur. Yehudi ona, cok iyi ey Muallim! Ha- 
kikat iizere dedin ki, Allah birdir. Ondan baskasi yokdur ve Onu 
biitiin kalbinle, biitiin fikrinle, biitiin kuvvetinle sevmek ve komsu- 
nu kendin gibi sevmek, biitiin yapilan ibadetlerden ve kurbanlar- 
dan iistiindiir dedi. Isa da onun aklhca cevab verdigini gordiigii 
vakt kendisine, sen Allahm melekutundan uzak degilsin dedi), de- 
mekdedir. 

-170- 



Matta Incilinin yirmiikinci babmm otuzalti, otuzyedi ve otuzse- 
kizinci ayetlerinde, Isa aleyhisselama, (Ey Muallim! Serfatde en 
btiyiik emr hangisidir?) diye sorulunca, (Isa ona dedi: Allahin olan 
Rabbi biitiin kalbinle, biitiin canmla, biitiin fikrinle seveceksin. 
Biiyiik ve birinci emr budur) demekdedir. Kirkmci ayetinde ise, 
biitun serf at ve Peygamberlerin bu emre bagli oldugu bildirilmek- 
dedir. [Matta ve Markos incillerinde Allahin bir oldugu acikca ya- 
zilidir ve Baba kelimesi Rab ve sahib ve hakim demekdir. insamn 
babasi demek degildir.] 

[Incile miilhak olan ve incilden kabul edilen mektublarda da, 
Allahii tealamn bir oldugunu bildiren ibareler vardir. 

Pavlosun Galatyahlara mektubunun uciincii babmm yirminci 
ayetinde, (ve ALLAH BiRDIR) demekdedir. 

Pavlosun Efeslilere (Efesoslulara) mektubunun dordiincii ba- 
bmm dort, bes ve altmci ayetlerinde, (Beden bir ve ruh bir, Rab 
bir, fman birdir. Ciimlenin iizerinde ve ciimle ile ve ciimlede ciim- 
lenin ALLAHI ve Babasi birdir) demekdedir. 

Birinci Timoteosamn birinci babmm onyedinci ayetinde, (Sim- 
di devrlerin melikine, zeval bulmaz, goze goriinmez TEK AL- 
LAH'a ebedler ebedince hurmet ve izzet olsun) demekdedir. 

Ikinci babm uciincii, dordiincii ve besinci ayetlerinde, (Kurtan- 
ci Allahin indinde [Yiiksek mevki'de olanlara diia, niyaz ve tesek- 
kiir etmek] iyi ve makbuldiir. O istiyor ki, biitiin insanlar kurtul- 
sunlar ve hakikat bilgisine gelsinler. Ciinki ALLAH BIRDIR ve 
Allah ile insanlar arasmda bir beyanci [haberci, resul, elci] vardir) 
demekdedir. Yehudamn mektubunun yirmibesinci ayetinde, (Ka- 
dir olan kurtancimiz TEK ALLAHA) demekdedir.] 

Tevratda, [hakiki incilde ve] biitiin semavi kitablarda, [ve biitiin 
Peygamberlerin seri'atlerinde] acikca bildirilen ilk emr ve vasiyyet 
tevhiddir. Ya'ni Allahii tealamn varhgina ve bir olduguna inanmak- 
dir. Eger, ilk ve en miihim emr teslis olsaydi, Adem aleyhisselam ve 
ondan sonra gelen biitiin Peygamberler "aleyhimiisselam" bunu 
acikca beyan ederlerdi. O Peygamberlerden hie biri boyle bir sey 
bildirmedi. Teslis fikrinin, hakikatde mevcud olmadigi, sonradan 
meydana cikdigi, buradan da anlasilmakdadir. 

[Ahd-i cedidin bu ayetleri, hiristiyanlarm (tic Allaha iman) fik- 
rini kesinlikle ortadan kaldirmisdir. Isa aleyhisselam burada, bir 
olan Allahii tealaya imam, Onu her seyden cok sevmeyi acikca emr 
etmekdedir. Pavlos da, mektublarmda, cesidli vesileler ile, Allahii 
tealamn bir oldugunu yazmisdir. Eger hiristiyanlarm inandiklan gi- 
bi, Isa aleyhisselam da Allah olsaydi, birinci emr olarak kendisi- 

-171- 



ni sevmek lazim oldugunu ve Allahm iic oldugunu soylerdi. 

Tevratda da, Allahii tealanm bir oldugunu bildiren, pekcok 
yerler vardir. 

Kitab-i istisnamn (Tesniyyenin) dordiincii babimn, otuzdoku- 
zuncu ayetinde (ve bugiin bil ve yiiregine koy, iyice inan ki, yuka- 
nda goklerde ve asagida yerde RAB O ALLAH'dir, baska yok- 
dur) demekdedir. 

Altmci babimn dordiincti ve besinci ayetlerinde ise, (dinle ey 
israfl: Rab, BIR OLAN RABDIR ve Allahm olan Rabbi biitiin 
kalbinle ve biitiin camnla ve biitiin kuvvetinle seveceksin) demek- 
dedir. 

Otuzikinci babimn otuzdokuzuncu ayetinde de, (Simdi gortin 
ki, Ben, Ben Oyum ve nezdimde ilah yokdur. Ben oldiiriirtim ve 
ben diriltirim) demekdedir. 

Kitab-i Es'iya (isaya)mn kirkmci babimn yirmibesinci ve yirmi- 
altmci ayetlerinde, (Beni kime benzeteceksiniz ki, ben ona mtisavi 
olayim? Kuddiis [olan Allah] diyor. Gozlerinizi yukan kaldirm ve 
goriin. Bunlan kim yaratdi) demekdedir. 

Kirkiiciincii babin onuncu ve devamindaki ayetlerinde, (RAB di- 
yor: Siz sahidlerim ve secdigim kulumsunuz, ta ki, bilip bana inana- 
siniz ve benim O oldugumu anhyasmiz. Benden once Allah olmadi 
ve benden sonra olmayacak. Ben, ben Rabbim ve benden baska kur- 
tarici yokdur. RAB diyor, BEN ALLAHIM) demekdedir. 

Kirkbesinci babm besinci ayetinde, (RAB benim ve baskasi 
yokdur. Benden baska Allah yokdur) demekdedir. 

Malakinin [Malahiyamn] ikinci babimn onuncu ayetinde, (He- 
pimizin babasi bir degil mi? Bizi bir Allah yaratmadi mi?) demek- 
dedir. 

Yine kitab-i Es'iyanm kirkbesinci babimn onsekizinci ayetinde, 
(Ciinki gokleri yaratan RAB, diinyaya sekl veren ve onu yaratan, 
onu pekisdiren ve onu bosuna yaratmiyan, iizerinde oturulsun di- 
ye ona sekl veren Allah soyle diyor: RAB, benim ve baskasi yok- 
dur) demekdedir. 

Yirmibir ve yirmiikinci ayetlerinde ise, (ben RAB degilmiyim? 
ve benden baska Allah yokdur. Benden baska hak Allah ve kurta- 
nci yokdur. Ey yeryiiziinde olanlar, hepiniz bana doniiniiz ve kur- 
tulun. Ciinki, Allah benim ve baskasi yokdur) demekdedir. 

Kirkaltmci babm dokuzuncu ayetinde ise, (Allah benim, baska- 
si yokdur. Ben Allahim ve benim gibisi yokdur) demekdedir. 

(Kitab-i mukaddes)in eski ahd kismma da inanan hiristiyan- 

-172- 



lar, bu ayetler karsismda acaba ne yaparlar. Ciinki, bu ayetler, her 
nasil olursa olsun, ister ogul denilsin, ister ruh-iil-kuds denilsin, bir 
olan (ALLAHU TEALA)dan baska bir ilaha inanmayi red etmis- 
dir. Allahin bir oldugunu, esi ve benzeri olmadigim kat'i [kesin] 
olarak bildirmisdir. Hiristiyanlar teslise, tie tannya inanarak bu 
ayetleri inkar ediyorlar.] 

Markos incilinin oniiciincu babinin otuzikinci ayetinde, isa 
aleyhisselam, (Fekat bugun ve bu saat hakkmda ne gokdeki me- 
lekler, ne ogul, Babadan baska kimse birsey bilmez) demekdedir. 
Ancak, Babamn bildigini, bildirmekdedir. 

Matta incilinin yirminci babinin, yirminci ayeti ve devammda, 
(Bir kadm Isa aleyhisselama gelip, melekutunda bu iki oglumun 
biri senin sagmda, biri solunda oturmalanm emreyle dedi. Isa aley- 
hisselam cevabmda: Sagimda ve solumda oturmagi ihsan etmek 
benim elimde degildir. Fekat Babam tarafmdan kimler icin hazir- 
lanmis ise, onlara verilecekdir dedi) demekdedir. 

[Markos incilinde bildirildigi gibi, Isa aleyhisselam, kiyametin 
ne zeman kopacagmi kendisinin bilmedigini, ancak Allahii teala- 
nm bildigini haber vermisdir. Bunu herkese bildirmekden cekin- 
memisdir. Allahin oglu veya Allah olduguna inamlan kimse, bunu 
bilmez mi? Ba'zi hiristiyanlar, bunu cesidli sekllerde te'vil etmege 
cahsmislar ise de, yapdiklan te'villeri kendileri de begenmemisler- 
dir.j 

Mevcud Incillerdeki ve eski ahddeki, zikr etdigimiz ayetler, tes- 
lis akidesinin [inancimn] batilhgim [yanlishgim] haykirmakdadir. 
Ciinki bu ayetler, ilm ve kudreti, Isa aleyhisselamm kendisinden 
kaldirarak, Allahii tealaya tahsis etmekdedir. 

Matta incilinin ondokuzuncu babmm onalti ve onyedinci ayet- 
lerinde, (Biri Isaya gelip dedi: Ey kerim olan Muallim! Ebedi ha- 
yata kavusmam icin ne iyilik yapayim? Isa ona dedi: Nicin bana ke- 
rim diyorsun? Bir olan Allahdan baska kerim yokdur) demekde- 
dir. Bu ayet teslisi kokiinden yok eder. 

[Isa aleyhisselamm bu sozleri, ingiliz ve Amerikan bible sirket- 
lerinin, 1303 kameri [m. 1886] senesinde istanbulda basdirdiklan 
(Kitab-i mukaddes)de aynen yazihdir. Birlesmis kitab-i mukaddes 
cem'iyyetlerinin m. 1982 baskih (Kitab-i mukaddes)inde bu onye- 
dinci ayeti (isa ona dedi: iyilik icin neden bana soruyorsun? iyi 
olan biri vardir) olarak yazmakdadir. Goriiluyor ki, (bir Allahdan 
baska kerim yokdur) sozii degisdirilmisdir. Allahin bir oldugu so- 
zii kaldmlmisdir. Boylece, kitab-i mukaddesin her asrda yapilan 
degisdirilmelerine, bir yenisi daha katilmisdir.] 

-173- 



Matta incilinin yirmiyedinci babimn kirkaltmci ve ellinci ayet- 
lerinde, isa aleyhisselamm carmih iistiinde iken yiiksek sesle, (Eli, 
Eli, lima sebakteni, ya'ni, Allahim, Allahim, beni nicin terk etdin, 
birakdm) diye bagirdigi, Luka incilinin yirmiiicuncii babimn kir- 
kaltmci ayetinde de, Isa aleyhisselamm yiiksek sesle, (Ey Baba, ru- 
humu ellerine birakiyorum) diye nida etdigi yazilidir. Bu ayetler, 
Isa aleyhisselamm uluhiyyet sahibi olmadigim, seksiz ve siibhesiz 
acikca bildirmekdedir. 

[Eger Isa aleyhisselam, aynen Rab olsaydi, hie kimseden yar- 
dim istemezdi. Senin ellerine ruhumu teslim ediyorum demezdi. 
Hie ilah oliir mii? Hie ilah baskalarmdan yardim ister mi? Keder- 
lenir, tizuliir mii? Allahm ebedi, beka sahibi ve diri [hay] ve oliim- 
siiz olmasi ve kimseye muhtac olmamasi lazimdir. Bunun boyle ol- 
dugu, ahd-i atikde de acikca yazilidir. 

Kitab-i Es'iya [isaya]mn kirkinci babimn yirmiyedi ve yirmise- 
kizinci ayetlerinde, (Ey israil, bilmedin mi? isitmedin mi? diinya- 
nin uclanm [yeri, gogii] yaratan Allah, za'iflemez ve yorulmaz. 
Onun hikmetinin derinligine erisilmez) demekdedir. 

Kirkdordiincii babimn altinci ayetinde, (israilin meliki ve kurta- 
ncisi ve israilin ordularimn Rabbi soyle diyor: ilk, evvel benim ve 
ahir, son benim ve benden baska ilah yokdur) demekdedir. 

Kitab-i Ermiya [Yeremya]nm onuncu babimn onuncu, onbirin- 
ci ve onikinci ayetlerinde, (Fekat RAB hak Allahdir, hay, diri ve 
ebedi olan [ya'ni kendisine oltim gelmiyecek olan] melikdir. Gada- 
bmdan diinya titrer ve gadabina milletler dayanamaz. Gokleri ve 
yeri halk etmiyen ilahlar, yerin ve goklerin altmda mahv olacakdir. 
Rab, yeri kuvveti ile yaratdi. Dunyayi hikmeti ile te'sis etdi. Gok- 
leri, ilmi ile yaydi) demekdedir. 

Ahd-i atikin bu ayetlerinden de anlasilacagi gibi, Allahli teala 
birdir, sonsuz kuvvet sahibidir. Hiristiyanlarm i'tikadma [inancma] 
gore, Isa aleyhisselam [hasa] asihrken kendisine sigindigi ve yardi- 
mini istedigi bir Allahdir. Hiristiyanlar, tann kabul etdikleri Isa 
aleyhisselamm oldtigune inanmakla kalmazlar. Aym zemanda, 61- 
diikden sonra, insanlarm giinahlarma keffaret olarak Cehenneme 
girecegine inamrlar. isa aleyhisselamm Cehenneme girecegine, 
Petrusun birinci mektubunun iicuncii babimn onsekizinci ve ondo- 
kuzuncu ayetlerini delil getirirler. 

Rahmetullah Efendi "rahmetullahi aleyh" (izhar-iil-hak) ki- 
tabmda, hiristiyanlarm bu i'tikadlanm ve bu hususdaki papazla- 
nn yazilanni ve cevablanm bildirirken diyor ki: Meshur papaz 
Martiros bir toplantida, (isa hie siibhesiz bizler icin insanhgi ka- 

-174- 



bul etmisdir. Bunun icin, insanlara gelen ve gelecek olan biitiin 
derd ve belalara katlanmasi lazim idi. Nitekim hepsine katlandi. 
Onun icin, Cehenneme de girdi ve azab olundu. Cehennemden ci- 
karken, kendisinden once Cehenneme girmis bulunanlarm hepsini 
de beraber cikardi) demisdir. Bu hususda hiristiyan firkalan ara- 
sinda i'tikad farklihklan vardir. Boyle inandiklan bir zati, her yer- 
de, her an, hazir ve nazir, herseye hakim ve malik bir Allah kabul 
etmekdedirler.] 

Yuhanna incilinin yirminci babinin ondordiincii ve sonraki 
ayetlerinde, (Isa Mecdelli Meryeme gortindii. Ve ona, bana do- 
kunma! Ciinki ben daha Babamm yanma cikmadim. Fekat kardes- 
lerime [Havarflere] git ve onlara soyle: Benim Bahama ve sizin ba- 
baniza, benim Allahima ve sizin Allahmiza cikiyorum dedi) de- 
mekdedir. 

Bu ayetlerden anlasihyor ki, Isa aleyhisselamin kendine ogul ve 
Allahii tealaya, Baba ta'birini kullanmasi yalmz kendisi icin degil- 
dir. Konusdugu sivenin, lisamn bir hususiyyeti olarak kullamlan, 
mecazibir ta'birdir. Bu soziin, zahiri ma'nasma gore, Isa aleyhisse- 
lam, Allahii tealaya ogul olmakda ise de, aym ayetlerde, (Benim 
Allahim ve sizin Allahmiz) diyerek, Allahii tealayi ma'bud, ilah ta- 
mmakdadir. Aynca, kendisi ile havarileri bir saymis, ortak yapmis- 
dir. 

[(Benim babama ve sizin babamza) dedikden sonra, bu soziin- 
den maksad, benim Allahim ve sizin Allahmiz demek oldugunu, 
tek bir Allahm kullan olduklanm soylemisdir. Boylece kullukda 
havariler, Isa aleyhisselama ortak olmuslardir. Isa aleyhisselam, 
Allahii teala icin, (Babama) demesinden, ilah olarak kabul edilir- 
se, (Babamza) dedigi icin de, havarileri ona ortak birer ilah kabul 
etmek lazim gelir. Isa aleyhisselam hayatda iken, havarilerden hic- 
biri onu bir ilah, bir Allah olarak kabul etmemis, Allahm oglu de- 
memisdir. Bu vasf hiristiyanlara gore, oldiikden ve goge cikanlma- 
sindan cok sonra kendisine verilmisdir. Bunlar da gosteriyor ki, Isa 
aleyhisselam, Allah degildir. ibnullah, ya'ni Allahm oglu da degil- 
dir. Ancak, Abdiillahdir. Ya'ni Allahm kuludur.] 

Yuhannamn ondorduncii babinin yirmisekizinci ayetinde, Isa 
aleyhisselamin, (Baba benden biiyukdiir) dedigi yazihdir. Isa aley- 
hisselam, Allahii tealamn, kendisinden biiyiik oldugunu soyle- 
mekdedir. Hiristiyanlarm, Isa aleyhisselama, Allahdir demeleri, 
acikca goriilen [ve biitiin tahriflere, teslis inancmm sokulmasma 
ragmen, bu giinkii incillerin bildirdigi] bir hakikati inkar etmek 
olur. 

[Incil ibraniceden yunanca ve latinceye terceme edilirken, 

-175- 



cok yanlis ve anlamadan terceme edilmisdir. Boyle oldugu teslis 
inancinda da, hemen goriiliir. Ciinki, ibranicede (Baba) kelimesi, 
yalniz bir insanm kendi babasi degil, aym zemanda, (Hurmete la- 
yik biiyiik bir sahsiyet) ma'nasma da gelmekdedir. Bunun icin, 
Kur'an-i kerimde, Ibrahim aleyhisselamm amcasi olan Azere, 
(Azer denilen babasi) denilmekdedir. Ciinki, asl babasi, Taruh ol- 
miisdu. Amcasi Azerin yamnda yetismis ve o zemanki adete uya- 
rak, ona baba demisdi. Ibrahim aleyhisselamm babasinin Taruh ol- 
dugu, Incilin ahd-i atik kisminda da yazihdir. [Tekvin: 11-31] Turk- 
cede de, bunun gibi, olgun, yardim sever, konusdugu dinlenir kim- 
selere (ne baba adam!) deriz. Bunun gibi (Ogul) kelimesi de, ibra- 
nicede cok kerreler, bir sahsm riitbece veya yasca kendisinden da- 
ha kiiciik olan, fekat kendisine son derece sevgi ile bagh bulundu- 
gu bir sahsi, tasvir etmek icin kullamlmakdadir. Daha once zikr et- 
digimiz gibi, Matta incilinin besinci babmm dokuzuncu ayetinde, 
(ne mutlu sulh edicilere! Zira onlara Allahm oglu denilecekdir) 
demekdedir. Goruliiyor ki, burada (Ogul) kelimesi (Allahm sevgi- 
li kulu) ma'nasma gelmekdedir. Hicbir hiristiyan, incildeki bu ve 
bunun gibi daha pekcok ayeti delil getirerek, bu ifadelerin kullaml- 
digi kimseleri uluhiyyet derecesine cikarmamisdir. O halde hakikf 
Incilde (Baba), mubarek bir mevcud, ya'ni Allahii teala, (Ogul) 
kelimesi de, Onun sevgili kulu olarak beyan edilmisdir. Akllan an- 
cak bu giinlerde baslarma gelen hiristiyanlann biiyiik kismi, (hepi- 
miz Allahm kulu, cocuguyuz. Allah hepimizin rabbi, babasidir. In- 
cildeki (Baba) ve (Ogul) kelimelerini boyle anlamak lazimdir) de- 
mekdedirler. ibranice olan asl incil niishasi, terceme edilirken, da- 
ha bircok kelimenin de (baba ve ogul) gibi, yanlis terceme edildigi 
isbat edilmisdir. Nitekim bununla ilgili ba'zi tafsilat daha sonra ge- 
lecekdir.] 

Yuhanna incilinin ondordiincti babimn yirmidordiincii ayetin- 
de, Isa aleyhisselamm, (isitdiginiz sozler benim degildir. Fekat be- 
ni gonderen Babamndir.) Ve onuncu ayetinde (Ben size soyledi- 
gim sozleri kendiligimden soylemem) dedigi bildirilmekdedir. 

[A'mal-i rusiiliin [Resullerin islerinin] ikinci babimn yirmiikin- 
ci ayetinde, (Ey israil erleri; bu sozleri dinleyin: Nasirah Isayi ya'ni 
Allah tarafindan tasdik edilmis olan adami, siz kendiniz bilirsiniz) 
demekdedir. 

Uciincii babmm yirmialtmci ayetinde ise, (Allah her birinizi ko- 
tuliiklerinden dondiirerek mubarek kilmak icin, oglunu kiyam et- 
dirip, once size gonderdi) demekdedir. 

Dordiincii babmm otuzuncu ayetinde, (Mukaddes oglun Isa- 
nm ismi ile alametler ve harikalar olsun diye) demekdedir.] Bu 

-176- 



ayetlerde, Isa aleyhisselamin Peygamberligi ve Allahii tealamn 
vahy etmesi ile konusmus oldugu, acikca bildirilmekdedir. 

Matta incilinin yirmiiiciincu babinin sekiz, dokuz ve onuncu 
ayetlerinde, Isa aleyhisselamin, (Fekat siz Rabbi diye cagmlmayi 
istemeyiniz. Zira sizin mualliminiz birdir. Ya'ni Mesihdir. Ctimle- 
niz kardeslersiniz. Yeryiiziinde kimseyi Babamiz diye cagirmaym. 
Zira babaniz birdir. O dahi goklerdedir. Ne de efendi diye cagnlm, 
ciinki efendiniz birdir, Mesihdir) dedigi bildirilmekdedir. Bu ayet- 
lerde de, (Baba) kelimesinin mecazi ma'na ile kullamlmis oldugu 
ve Isa aleyhisselamin mertebesinin, iiluhiyyet [ilahlik] makami ol- 
mayip, bir muallim ve bir terbiyeci ve lslah edici, ya'ni bir Peygam- 
ber oldugu bildirilmekdedir. 

Matta incilinin yirmialtmci babinin otuzaltmci ayetinde ve de- 
vammda, (O zeman Isa onlarla beraber Cetsemane denilen bir ye- 
re gelerek, Petrus ile Zebedinin iki oglunu yamna aldi ve sakirdle- 
rine: Ben suraya gidip diia edinceye kadar, siz burada oturun, de- 
di. Kendisi cok sikilmaga ve kederlenmege basladi. O zeman onla- 
ra, canim oliim derecesinde cok kederlidir, mahzundur. Burada 
durup benimle uyamk olun dedi. Biraz ileri gidip yere kapamp: Ey 
Baba! Eger miimkin ise bu kaseyi benden al. Senin istedigin gibi 
olsun, diye diia etdi. Isa sakirdlerin yamna geldi. Onlan uykuda 
buldu. Petrusa donerek nasihat etdi. ikinci kerre gidip, ey Baba, 
eger ben, o kasedekini icmeden almak miimkin degil ise, senin ira- 
den olsun, diye diia etdi. Tekrar sakirdlerin yamna geldi. Onlan vi- 
ne uykuda buldu. Tekrar uzaklasip, aym sozleri soyliyerek iicuncii 
def a aym diiayi yapdi) demekdedir. 

Hiristiyanlann, Isa aleyhisselama iftira ederek, Onu iiluhiyyet 
derecesine yukseltmelerine cevab olarak, incillerde baska hicbir 
delil olmasa bile, yukandaki Isa aleyhisselamin kendisinin bir kul, 
Babamn da, bir olan Allahii teala oldugu anlasilan bu sozleri kafi- 
dir. Isa aleyhisselam, hiristiyanlann zan etdikleri gibi, Allahm biri- 
cik oglu olup, insanhgi kurtarmak icin gelmis olsaydi, oliim korku- 
su ile muzdarip ve mahzun olur mu idi? Yerlere kapamp kaseyi 
benden al diye yalvanr, diia eder mi idi? [incillerde Isa aleyhisse- 
lam kendinden bahs ederken (insanoglu) demekdedir. Bunu hiris- 
tiyanlar da bildikleri halde (insanoglu=Allah) gibi mantiksiz bir 
i'tikada [inanca] dusmiislerdir.] 

Hiristiyanlar, teslis ya'ni iic tann inancini incillerde gordiik- 
leri (Baba), (Ogul) kelimelerinden cikarmislar ve misli gorulme- 
mis batil bir i'tikad ortaya koymuslardir. Isa aleyhisselam, ken- 
disi icin (Allahm oglu) demeyip, pekcok yerlerde (ibn-iil-in- 
san=insanoglu) ta'bir etmisdir. [Eger hakikaten ibnullah olsay- 

- 177 Cevab Veremedi - F:12 



di, ibn-ul-insan demezdi. Ciinki, bir kimseye ismi sorulunca kendi 
ismini soyler, baska bir ism soylemez.] 

Hiristiyanlar, bu teslis akidesine, Yuhanna incilindeki, 
ma'nasi siibheli ba'zi ibarelerden dolayi diismtislerdir. Halbuki, 
Yuhannaya nisbet edilen incil, diger incillerden cok sonra ve Yu- 
nanistanda yazilmis oldugu, herkesin ma'lumudur. Yuhanna in- 
cilinin icinde uydurma pekcok sozler vardir. Hatta, (izhar-iil- 
hak) kitabimn miiellifi Rahmetullah efendi, kitabimn onsoztinde, 
Yuhanna incilinin mecazi sozlerle dolu oldugunu, te'vilsiz anlasi- 
lacak yerlerinin de, az oldugunu bildirmisdir. Zaten mevcud in- 
cillerde, Isa aleyhisselamin sozlerinin cogu tesbihler ve misaller 
ile bir muamma [bilmece] gibi kapah ve miicmel [kisa] olarak ya- 
zihdir. Talebelerinin dahi, tefsir edilmedikce, izah edilmedikce, 
kolayca anhyamadiklan sozlerdir. Hatta, Markos incilinin onbe- 
sinci babinm otuzdokuzuncu ayetinde, (Isanm karsismda duran 
yiizbasi, onun boyle ruhunu verdigini goriince, gercek, bu adam 
Allahm oglu imis) demekdedir. Luka incilinin, yirmiticuncu ba- 
bmin kirkyedinci ayetinde, (Yiizbasi, vaki' olani gordiigii zeman, 
gercek, bu salih bir adam idi) dedigi yazihdir. Lukanm bu sozii, 
Markosdaki (Gercek bu Allahm oglu imis) kelammdan maksa- 
din, (Gercek bu salih bir kul imis) demek oldugunu gostermek- 
dedir. 

Matta incilinin besinci babinm dokuzuncu ayetinde, Isa aleyhis- 
selamin, (Ne mutlu sulh edicilere! Ciinki, onlar Allahm ogullan diye 
cagmlacaklardir) ve kirkdordiincii ve kirkbesinci ayetlerinde, (Size 
eza edenlere diia edin. Ta ki, siz semavatda olan Babamzin ogullan 
olasimz) dedigi yazihdir. [Bu ayetlerde Isa aleyhisselam, sulh edici 
ve afv edici kimseler icin, (Allahm ogullan), Allahii teala icin de, 
(Baba) kelimesini kullanmisdir. Bu kelimelerin mecazi oldugu 
meydandadir. Bunun gibi, kitab-i mukaddesde (Ahd-i atik ve ce- 
didde) kotii ve gunahkar olan insanlar icin, iblisin oglu, seytamn 
oglu kelimeleri kullamlmisdir.] 

Yuhanna incili sekizinci babinm otuzdokuzuncu ve sonraki 
ayetlerinde diyor ki, (Yehudiler Isaya, bizim pederimiz ibrahim- 
dir dediler. Isa onlara, ibrahimin evladi olsaydimz onun yapdik- 
lanni yapardimz. Fekat beni, ya'ni Allahdan isitdigi hakikati size 
soylemis olan adami, simdi oldiirmege cahsiyorsunuz. ibrahim 
bunu yapmadi. Siz babamzin islerini yapiyorsunuz. Ona; biz zi- 
nadan dogmadik. Bizim bir babamiz var. O da Allahdir dediler. 
Isa onlara, eger Allah sizin Babamz olsaydi, beni severdiniz. 
Ciinki ben, Allahdan cikip geldim. Ben kendiligimden gelmedim. 
Fekat beni O gonderdi. Soyledigimi nicin anlamiyorsunuz? C un " 

-178- 



ki benim sozumii dinleyemezsiniz. Siz babaniz seytandan, iblisden- 
siniz ve babamzm isteklerini yapmak istiyorsunuz, dedi.) 

Burada yehudilerin, (Biz zinadan dogmadik, babamiz vardir. O 
da Allahdir) demelerinden maksadlan, babamiz Allahdir, demek 
degildir. Maksadlan, Isa aleyhisselamin babasiz olmasina i'tiraz et- 
mekle beraber, kendilerinin Ibrahim aleyhisselamin neslinden ol- 
duklanm bildirmekdir. Madem ki Yuhanna incili, hiristiyanlarm 
i'tikadlarma [inanclanna] gore, mevsukdur. Biz de onu sahid ola- 
rak getiririz [sozumuzu ona gore soyleriz]. Yuhannamn bu ayetle- 
rine, ya'm yehudiler kendilerine Allahm oglu dedikleri ve Isa aley- 
hisselam da onlan red ederek, seytamn cocuklan dedigine bakilin- 
ca, bu ta'birlerin mecaz oldugu hemen ortaya cikar. 

Yuhannamn birinci mektubunun iiciincu babmm dokuzuncu 
ayetinde, (Her Allahdan dogmus olan giinah islemez), onuncu 
ayetinde ise, (Allahin cocuklan ile iblisin cocuklan boylece belli 
olur ki) ve besinci babimn basinda, (Isa Mesihdir, diye iman eder- 
ler. O da Allahdan dogmusdur ve tevlid edeni seven her adam, on- 
dan dogmus olam sever. Ne zeman Allahi sever ve onun emrlerini 
yaparsak, bununla Allahin cocuklanm sevdigimizi biliriz) demek- 
dedir. 

Romahlara mektubun sekizinci babimn, ondordiincu ayetinde, 
(Allahin ruhu ile irsad olunanlann [sevk edilenlerin] hepsi Allahin 
ogullandir) demekdedir. 

Pavlosun Filipelilere yazdigi mektubun ikinci babmm ondor- 
diincti ve onbesinci ayetlerinde, (Her seyi soylemeden ve pekinme- 
den yapin. Ta ki hayat soziinii siki tutarak, diinyada nurlar olarak, 
aralarmda goriindiigunuz egri ve sapik neslin ortasmdan kusursuz 
ve saf Allahin lekesiz cocuklan olasiniz) demekdedir. 

[Kitab-i Es'iya [isaya]mn kirkiiciincii babmm altmci ve yedinci 
ayetlerinde, (Ogullanmi uzakdan ve kizlanmi yerin ucundan, ya'm 
izzetim icin yaratdigim ve kendisine sekl verdigim, kendisini viicu- 
de getirdigim, ismim ile cagmlan her adami getir diyecegim) de- 
mekdedir. 

Kitab-i mukaddesin bu ayetlerindeki Allahin oglu, Allahin 
ogullan, cocuklan lafzlan mecazi olup, hakiki ma'na verilerek, Al- 
lahii tealaya (Baba) denilemez. Hiristiyanlar da, bu ayetlerdeki, 
(Ogul) kelimesini, mecazi olan, (Allahin sevgili kulu) ma'nasina 
ahp, bu kimselerin hie birisine, iiluhiyyet nisbet etmemislerdir. Bii- 
tiin hiristiyanlar burada, Allahii tealamn yegane hakim oldugunu 
kabul etmisler. Fekat sira Isa aleyhisselama gelince, dogru yoldan 
aynlmislardir.] 

-179- 



incilde gecen (Baba) kelimelerini, yanlis anhyanlar oldugu gi- 
bi, (Ogul) kelimelerini de yanlis anhyanlar olmusdur. Nitekim Lu- 
ka Incilinin iiciincu babinm yirmiucuncii ayeti ve devaminda, Isa 
aleyhisselamm (hasa) nesebi, babalan zikr edilirken, Mesfh Yusii- 
fiin oglu denir ve Yusiifun babalan zikr edilir ve nihayet Sit oglu 
ve Sit Adem oglu, Adem de Allah oglu demekdedir. Adem aley- 
hisselam, hakiki ma'na iizere Allahii tealamn oglu degildir. Luka, 
Adem aleyhisselam, anasiz ve babasiz yaratildigi icin, Onu Allahii 
tealaya, Isa aleyhisselam da, yalmz babasiz tevelliid etdigi icin, onu 
da, Yusiif-u Neccara nisbet etmisdir. [Hiristiyanlar, Isa aleyhissela- 
mi, Allahin ruhu ile nefh olunmus [iifurulmiis] olarak dogdugu 
icin, ilah, rab kabul ediyorlar. Boyle oldugu halde, Yusuf-ii Necca- 
n da kendisine baba olarak nisbet ediyorlar. Isa aleyhisselam, sa- 
dece babasiz dogdu. Halbuki, Adem aleyhisselam hem annesiz, 
hem de babasiz yaratildi. Buna gore, hiristiyanlarm Adem aleyhis- 
selami, Isa aleyhisselamdan daha biiyiik bir ilah kabul etmeleri la- 
zim gelir. Hiristiyanlardan Adem aleyhisselama ilah diyen hie cik- 
mamisdir.] 

(Ogul) ta'biri, (Kitab-i mukaddes)in ahd-i atik kisminda da var- 
dir. Mesela, sifr-i huruciin [cikism] dordiincii babmm yirmiikinci 
ve yirmiiiciincu ayetlerinde, (Rab soyle diyor: israil [Ya'kub aley- 
hisselam] benim ilk oglumdur. Oglumu birak ki, bana ibadet etsin) 
demekdedir. 

Kitab-i Ermiyamn (Yeremya) otuzbirinci babmm dokuzuncu 
ayetinde, (Ben israilin babasiyim ve Efrayim benim ilk oglumdur) 
demekdedir. [Eger buralarda ogul kelimesi, iiluhiyyeti icab etdir- 
seydi, israil ve Efrayim, Isa aleyhisselamdan cok once ilah olurlar- 
di. Aynca bunlar icin, ilk evlad, (ibn-iil-ekber) ta'biri kullamlmis- 
dir ki, sonra gelen evladdan daha once, ilahhk mertebesine yiiksel- 
meleri icab ederdi.] 

Sifr-i Samuel-i Sanmin [II. Samuelin) yedinci babmm ondor- 
diincii ayetinde, Daviid aleyhisselam icin, (Ben ona baba olacagim 
ve o bana ogul olacakdir) demekdedir. 

Kitab-i istisnamn [Tesniyyenin] ondordiincii babinm ilk ayeti, 
(Siz Allahimz olan Rabbin ogullansimz) ve otuzikinci babm on- 
dokuzuncu ayeti, (Ve Rab gordii ve onlardan ikrah etdi. Ciinki 
ogullan ile kizlan onu ofkelendirdiler) ve Kitab-i Es'iyamn [isa- 
yamn] birinci babinm ikinci ayeti, (Ey gokler, dinleyin ve ey yer, 
kulak verin! Ciinki Rab soyledi: Ogullar besledim ve btiyiitdum 
ve bana asf oldular) ve otuzuncu babm ilk ayeti, (Asi ogullann vay 
basma!) ve altmis dordiincii babmm yedinci ayeti, (Ve simdi ya 
Rab! Sen Babamizsin. Biz balcigiz ve sen comlekcimizsin ve he- 

-180- 



pimiz senin elinin isiyiz) ve Kitab-i Yusa'in (Hoseamn) ikinci ba- 
binin birinci ayetinde, (Fekat israilogullarimn sayisi olciilemiyen 
ve sayilamiyan deniz kumu gibi olacak ve vaki' olacak ki, onlara: 
Siz benim kavmim degilsiniz denildigi yerde kendilerine, Hayy [di- 
ri] olan Allahm ogullansiniz, denilecek) denilmekdedir. 

Buralarda [ve zikr etmedigimiz baska yerlerde, israil ogullan- 
nm hepsine (Allahin ogullan) denilmis ve baskalan icin de bu 
ta'bfr kullamlmisdir. Eger (Allahin oglu) ta'biri ile, hakikaten Al- 
lahii tealamn oglu ma'nasi kasd edilse, ya'ni mecaz olmaz ise, isra- 
il ogullan] ve israil [Ya'kub], Efrayim, Siileyman ve diger beni is- 
rail Peygamberlerinin "aleyhimiisselam" ve Adem aleyhisselamm, 
ilah olmalan lazim gelirdi. Fekat yehudiler, kendi lisanlan ibrani- 
ceyi iyi bildiklerinden, bu Allahin oglu, ilk oglu, ogullan, kizlari gi- 
bi ta'birlerin mecaz oldugunu gayet iyi anladilar ve [bu Peygam- 
berlere ilahhk isnadmda bulunmak gibi] bir hataya diismediler. 
Fekat havarilerden sonra, inciller ve Isa aleyhisselamm va'zlan, 
nasihatlan, sahife sahife, sunun bunun elinde kahp, baska lisanla- 
ra terceme edildi. Terceme edenler ise, cahil ve ibrani lisamnm in- 
celiklerinden ve iislubundan habersiz olduklanndan, metinde her 
ne gordulerse, anlamadan terceme etdiler. Sonradan bu terceme- 
leri gorenler, tercemelerdeki lafzlan hakiki ma'nalarmdan baska 
bir ma'naya kullanmaga cesaret edemediler. iste, bos iddialar, yan- 
hs ve batil goriisler, akl ve hakikatden temamen uzak, garib i'ti- 
kadlar, hep buradan ortaya cikmisdir. 

Isa aleyhisselamdan yiiz sene kadar sonra, her memleketde 
degisik bir i'tikad, degisik bir firka ve her firkanm elinde degisik 
bir incil ortaya cikdi. Bu firkalardan mtite'assib kimseler, kendi 
firkalarmin revac bulup yayilmasi ve diger firkalann batilhgim 
isbat icin, el yazisi ile olan niishalardan incil yazarlarken, kendi 
maksadlanna uygun ba'zi kelimeleri sokusdurdular. incil niisha- 
lan, oyle bir hale geldi ve hiristiyanlar arasinda o kadar ihtilaflar 
ortaya cikdi ki, sadece iznikde toplanan ruhban meclisinde, bir- 
birine uymiyan elli aded, hiristiyanlann okuduklan incilin iptal 
edilmesine karar verildi. Bundan anlasihyor ki, mevcud olan 
dort incilin hicbirisi, istidlal, ya'ni delil getirilmek icin sened ola- 
maz. Fekat, hiristiyanlann inanci, bu dort incil iizerine kurulmus 
oldugundan, onlan ikna' etmek icin, biz de bunlardan delil geti- 
ririz. 

Hiristiyanlann teslisi isbat icin, (Kitab-i mukaddes)in (ahd-i 
atik) denilen, Tevrat kisminda gosterebilecekleri hicbir delilleri 
yokdur [ki, kendisi ile gorusdugumuz papazlar da, bunu kabul et- 
mekde ve boyle oldugunu soylemekdedirler]. En kuvvetli delil- 

-181- 



leri, incillerin en siibheli ve en kansigi olan, Yuhanna incili ile, di- 
ger incillerin teferruatindaki birkac miibhem sozden ibaretdir. 
Mesela: 

Yuhanna incilinin sekizinci babinin yirmiiiciincii ayetindeki, 
isa aleyhisselamm, (Siz bu diinyadansimz. Ben bu diinyadan de- 
gilim) demesinden, iiluhiyyet ma'nasi cikarmakdadirlar. Uluhiy- 
yeti, Isa aleyhisselama yakisdirabilmek icin de, gokden indi ve te- 
cessiim etdi, ya'm cism peyda etdi, seklinde izah etmekdedirler. 
Halbuki, bu ayetin ma'nasi, (Siz diinya iliskileri, miinasebetleri 
ile mukayyedsiniz, ben degilim) demekdir. Bu sozden ilahlik 
ma'nasi cikanlamaz. Aynca, incillerde, bu ayeti nakz eden, ayet- 
ler vardir. 

Yuhanna incilinin onbesinci babinin ondokuzuncu ayetinde, 
(Sizler bu diinyadan degilsiniz. Ancak ben sizi diinyadan secdim), 
onyedinci babinin onaltmci ve onsekizinci ayetlerinde, (Ben diin- 
yadan olmadigim gibi, onlar da diinyadan degildirler. Sen beni 
diinyaya gonderdigin gibi, ben de onlan diinyaya gonderdim) de- 
nilmisdir ki, hiristiyanlarm Isa aleyhisselamm ilah oldugunu isbat 
icin delil getirdikleri Yuhannamn sekizinci babmdaki, (Ben bu 
diinyadan degilim) soziiniin aksidir. 

Bu ayetlerde, Isa aleyhisselam, kendisi ile talebelerini esit tut- 
musdur. (Siz bu diinyadansimz) ta'biri de, diinyayi isteyerek, ona 
meyl etmek ma'nasmdadir. Boyle istilah ve ta'birler her lisanda 
kullamhr. Hatta lisammiz olan tiirkcede de oglum, baba, arslamm 
gibi mecazi ma'naya kullanilan ta'bir ve kelimeler vardir. Arapca- 
da (ibn-iil-vakt), (Ebtil-vakt), (ebna-i zeman) ve (ebna-i sebil) 
ta'birleri mevcuddur. Bunlann ma'nalan, vaktin oglu, vaktin baba- 
si, zemamn ogullan, yolun ogullan demekdir. [Vaktin ve yolun og- 
lu olamaz. Bunlar hep mecazdir.] 

Hiristiyanlarm, teslisi isbat icin bildirdikleri delillerden biri de, 
Yuhanna incilinin onuncu babinm otuzuncu ayetidir. Bu ayetde, 
Isa aleyhisselamm, (Ben ve Baba biriz) dedigi bildirilmekdedir. Bu 
ibareden de, iiluhiyyet ve ayniyyet ma'nasi cikanlamaz. Zira, Isa 
aleyhisselamm bu sozii soyledigini farz etsek, soyledigi zeman nefs 
sahibi bir insan oldugundan, Allah ile birlesmesi miimteni'dir, 
miimkin degildir. [Yuhannamn bu ayetini, Isa aleyhisselamm iilu- 
hiyyetini isbat icin delil olarak getiren hiristiyanlar, bu ayetin de- 
vamim da okumahdirlar. Otuz ve devamindaki ayetler, (Ben ve 
Baba biriz. Yehudiler onu taslamak icin yine yerden tas 
kaldirdilar. Isa onlara cevab verdi: Size Babadan bir cok iyi isler 
gosterdim. Bu islerden hangisi icin beni tashyorsunuz? Yehudi- 
ler ona cevab verip: Seni iyi isden dolayi degil, fekat kiifrden do- 

-182- 



layi ve sen insan iken, kendini Allah etdiginden dolayi tashyoruz 
dediler. Isa onlara, "ben dedim, siz ilahlarsmiz" diye serfatimzda 
yazili degil mi? Kendilerine Allah sozii gelenlere ilahlar dendigi 
halde, Allahm ogluyum dedigim icin, siz Babanin takdis edip, diin- 
yaya gonderdigi zata mi kiifr ediyorsun diyorsunuz? Eger Baba- 
mm islerini yapmiyorsam, bana iman etmeyiniz. Fekat yapdigim 
halde, siz bana iman etmezseniz bile, islere iman ediniz ki, Baba- 
nm bende ve benim Babada oldugumu bilip anhyasimz diye cevab 
verdi. Yine onu tutmaga cahsdilar. Isa da onlarm elinden cikdi, 
kurtuldu) seklindedir. Isa aleyhisselamm bizatihi kendisini ve 
mu'cizelerini gorenler, ilah oldugunu soylemediler. Hatta, bu me- 
caz soziinden dolayi, onu oldiirmege kalkdilar. Hiristiyanlarm, 
ezeli ve ebedi bir yaratici ilah olarak kabul etdikleri Isa aleyhisse- 
lam, yehudilerden kacmakdadir. Nasil halikdir ki, yaratdigi mah- 
luklarmdan kacmakdadir. 

Burada diger bir husus da, Isa aleyhisselamm, (Ben ve Baba 
biriz) soziinii isbat hususunda zikr etdigi, (Ben dedim: (Siz ilah- 
larsmiz) diye serfatimzda yazili degil mi?) seklindeki otuzdor- 
diincii ayetidir. Elimizde mevcud incilin dip notunda bu ayetin 
Ahd-i atikdeki Zeburun (Mezmurlann) seksenikinci babimn al- 
tmci ayeti oldugu bildirilmekdedir. Mezmurlardaki bu ayetin de- 
vami ise, (Ve hepiniz Yiice Olamn ogullansimz) seklindedir. Bu 
ayetin zahiri ma'nasma ve Isa aleyhisselamm da bildirdigine go- 
re, Isa aleyhisselamdan baska (Sizler ilahlarsmiz) diye bildirilen 
kimseler de ilah olmakdadirlar. Acaba hiristiyanlardan hicbir 
kimse onlan, (ilah) kabul etmisler midir? (Ben ve Baba biriz) so- 
ziinii Isa aleyhisselamm iiluhiyyetine delil getiren hiristiyanlar, 
bunun devammda bildirilen ilahlan kabul etmemekle, giinahkar 
ve asi olmus, ilah olarak tamdiklan Isa aleyhisselamm soziinii 
kabul etmemislerdir. ilah hie yalan soyler mi? Hiristiyanlara, bu- 
nu nicin kabul etmediklerini sorarsaniz, (Efendim bu soz mecaz- 
dir. Allah birdir. "Sizler ilahlarsmiz" sozii hakfki ma'naya alma- 
maz) derler. Isa aleyhisselamm, (Ben ve Baba biriz) sozii de me- 
caz degil midir? deseniz, (Efendi Isanm iiluhiyyeti vardir. Bu hi- 
ristiyanhgm esas doktrinidir) cevabim verirler.] Hiristiyanlar, 
Yuhanna incilindeki bu sozleri, Mesih Isa, insan-i kamil oldugu 
gibi, aym seklde kamil bir ilahdir seklinde de, te'vil ederler. Hal- 
buki insanhk sifatlarmm kendisinden ayrilmamasi sebebi ile in- 
san ile ilah arasmda hakiki bir birlesme diisiiniilemez. Bir diger 
husus da, Isa aleyhisselam bu ta'bfri sadece kendisi icin kullan- 
mayip, havariler icin de kullanmisdir. 

-183- 



Yuhanna incilinin onyedinci babinm yirmibirinci ayetinde, 
(Ey Baba, sen bendesin ve ben de sendeyim. Onlar da bizde ol- 
sunlar), yirmiikinci ayetinde, (Bana verdigin izzeti, serefi onlara 
dahi verdim ki, biz bir oldugumuz gibi, onlar da bir olsunlar), yir- 
miucuncii ayetinde ise, (Ben onlardayim. Sen de bendesin. Boy- 
lece bir olmakla temamlanmis olsunlar ve beni senin gonderdigi- 
ni ve beni sevdigin gibi, onlan dahi sevdigini diinya anlasm) de- 
nilmekdedir. iste bu ayetlerde bildirilen (Birlesmek) kelimesi, 
dinin emrlerine siki bir seklde itaat ve a'mal-i saliha ile amel et- 
mek oldugundan, bundan iiluhiyyete aid bir sey hatira getirile- 
mez. 

Hiristiyanlann, teslis icin getirdikleri delillerden biri de, Yu- 
hanna incilinin ondordiincii babinm sekizinci ayeti ve devaminda 
anlatilan su fikradir: (Filipus ona: Ya Rab, Babayi bize goster, bi- 
ze bu kifayet eder dedi. Isa ona dedi: Bu kadar zeman sizinle bera- 
berim de, sen beni bilmedin mi ey Filipus? Beni gormiis olan Ba- 
bayi gormiis olur iken, sen nasil onu goster diyebiliyorsun.) 

Bu delilleri de iki seklde yanhsdir, batildir. 

Birincisi: Diinyada, ilahi gormenin miimkin olmadigi, hiristi- 
yanlar tarafindan da, kabul edilmekdedir. Hatta, (izhar-iil-hak) 
kitabinm mukaddemesinde, bu ma'rifet, bilmek olarak te'vil 
edilir. Mesihi bilmek, cismiyyetini bilmek degildir. Buna gore, 
hiristiyanlar, (Mesihi iiluhiyyet ve hulul i'tibari ile bilmek) 
ma'nasmdadir dediler. Bu te'vil, teslise inanan hiristiyanlara go- 
re, vacibdir. Halbuki, boyle te'vil de yanhsdir, batildir. Ciinki, 
te'vilin, akh delillere ve kat'i nasslara muhalif olmamasi lazim- 
dir. Bu te'vil ise, akli delillere muhalifdir. Ciinki, daha once zikr 
etdigimiz gibi, Isa aleyhisselam, havarileri kendisine esit tutmak- 
dadir. 

Tarihcilerin ma'lumu oldugu gibi, ile uknum, ya'ni teslis, yeni 
birsey olmayip, miiteaddid ilahlara tapman kavmlerin inanclarm- 
dan almmis bir fikrdir. ilahlarm coklugu, cahil halkin nazar ve 
dikkatlerini cekecek bir seklde cogahnca, miisriklerin ileri gelen- 
leri, onlan aralannda makamlarma gore bir tertibe koyup, icle- 
rinden ba'zilanm asl, diger kiiciiklerini de fer' [tabi'] kismlanna 
ayirdilar. Bu taksimin tahkikmi aralannda gizli bir sir olarak ka- 
bul etdiler. [Eski Iranm en biiyiik dini olan, atese tapinmagi ku- 
ran] Zerdiist, putlarm arasmdan (Yezdan) ve (Ehremen) isminde 
iki uknum ta'yin etdi. Yezdan iyilik tannsi, Ehremen ise, kotuluk 
tannsi veya Yezdamn nur, aydmhk, Ehremenin de zulmet, karan- 
hk olmasi gibi, misli goriihnemis batil bir i'tikad [inane] ortaya 
koydu. 

-184- 



Hindistandaki islam alimlerinin biiyiiklerinden Mazher Can-i 
Canan, m ondorduncii mektubunda buyuruyor ki, (Brahma dini, se- 
mavi bir din idi. Sonradan bozuldu). Uc uknum ta'biri ilk def a 
bunlardan isitildi. 

[Buna din yerine, felsefe, fikr demek daha dogrudur. Isa aley- 
hisselamm miladmdan yediyiiz sene evvel semavi bir dmin degisdi- 
rilmesi ile kuruldugu anlasilmakdadir. Bu tahrffi yapan Brahma- 
dir. Brahma mukaddes kelam demekdir. Hiristiyanhkda da, Isa 
aleyhisselam icin bu ta'bfr kullamlrmsdir. Hiristiyan papazlanna, 
Isa aleyhisselamin uluhiyyeti sorulunca, bunu isbat icin ilk delille- 
ri, Yuhanna incilinin birinci babindaki ba'zi ayetlerdir ki, (kelam 
baslangicda var idi ve kelam Allah nezdinde idi ve kelam Allah 
idi.) [Ayet 1] ve (Ve kelam beden olup, inayet ve hakikat ile dolu 
olarak aramizda sakin oldu. Biz de onun izzetini, Babanm biricik 
oglunun izzeti olarak gordiik) [Ayet 14], seklindedir. Tipki Brah- 
manizmdeki gibi.] Brahmanizm fikrine tabi' olanlar, (Brahma) is- 
minde asl olan bir ilaha inamrlar. i'tikadlanna gore, bu, en kamil 
ve daim-us-siikut bir ilah olup, her seyin aslidir. Fekat bu ilah, di- 
ger iki ilah vasitasi ile islerini yapar. Bunlardan birisi (Vi$nu), di- 
geri de (Siva)dir. Bunlar, tic nev' zuhurdan ibaret olarak, bir ilah- 
dir derler. 

Brahmanlara gore, (Brahma), biitiin herseyi ve diinyayi yaratan- 
dir. Biitiin yaratma islerini o yapar, alameti giinesdir. Visnu akldir. 
Herseyi koruyan, ya'nf koruyucu bir ilahdir. icinde bulunan zemana 
hiikm eder. Alameti sudur. Siva ise, hayat ve oltim tannsidir. icinde 
bulunulan zemana ve istikbale hiikm eder. Adalet ve intikam bunun 
isidir. Alameti ise, atesdir. [Brahmanlar, tannlan Visnunun semada 
yasadigina inamrlar. Diger tannlar, Visnuya yeryiiziinde bir takim 
seytanlarm tiiredigini, yeryiiziiniin asayis ve intizamim bozduklanm 
ve bunlann cezalandinlmasi icin, yeryiiziinde, insan seklinde dog- 
masi lazim oldugunu soylerler. Visnu, bu teklifi kabul eder ve yer- 
yiiziinii kotiiliiklerden ve seytanlardan temizlemek icin muharibler 
simfmdan, bakire bir kizdan bir (krishna) ya'ni muharib olarak do- 
gar. Kiz, bunu onceden rti'yasmda goriir. Krishna altmisdort giinde, 
biitiin ilmleri ogrenir. Cobanhk yapar. Pekcok yerler dolasir. Dolas- 
digi yerlerde, harikulade seyler yapar ve onu goren brahmalar tara- 
findan ilahhgi kabul edilir. insan seklinde yeryiiziine inmis bir ilah- 
dir. Brahmanizme inananlar tarafindan, Krishna ile ilgili daha pek- 
cok efsaneler anlatilir. 



[1] Can-i Canan, 1195 [m. 1781] de Denude sehid edildi. 

-185- 



Budistler de, Budayi ilah olarak kabul ediyorlar. Budistlere 
gore, Buda insan olarak dogmadan once, semada yasryordu. Yer- 
yiiziinde inecek bir yer aradi ve nihayet Sudhodana ailesinin bir 
ferdi olarak dogmaya karar verdi. Annesi oruclu olarak seraym 
dammda uyurken, ru'yasmda, etrafina nurlar sacarak gokden bir 
beyaz filin yere indigini ve sag bogriinden karnma girdigini hayret 
ile gorur. Budamn dogmasma yakin bircok alametler de gorunur. 
Annesi bulundugu sehri terk eder ve bir agacin altinda, ilah olan 
oglu yeryiiziine gelir. Budistlerin inanci, akl ve mantigin asla ka- 
bul edemiyecegi seylerle doludur. Brahmanlarm ve Budistlerin 
inanclan ile hiristiyanlarm teslis inanci ism farklan haric, birbiri- 
ne benzer. ilahlarm yeryuzunde bakire bir kiza nufuz etmeleri ve 
dogmalan ve insanlarm onlan ilah olarak kabul etmeleri arasmda, 
insam hayretde birakan bir benzerlik vardir. Bunlardan birkacim 
zikr edelim: 

1 — Hiristiyanlara gore, Isa aleyhisselam olmus ve oldukden uc 
gun sonra dirilmisdir. Krishna da oldukden sonra dirilerek goge 
yukselmisdir. 

2 — Isa aleyhisselam mezanndan, Buda ise tabutundan kalk- 
misdir. 

3 — Isa aleyhisselam oldurulecegini onceden soylemis, zindan- 
lardaki, ya'ni Cehennemlerdeki ruhlan kurtarmis ve mezardan 
kalkmca, Allahm sagma oturmusdur. Buda da, dunyadan cekilece- 
gini ve Nirvanaya gidecegini haber vermisdir. 

4 — Isa aleyhisselam goge cikmca, butun alemin islerini eline 
alarak hukm etmege baslamisdir. Buda da, goklerin sultanhgim 
kurmus ve aleme hukm etmege baslamisdir. 

5 — Incillerde, Isa aleyhisselamm babalanm ilk melik dedikle- 
ri Davud aleyhisselama kadar, ittifakla zikr ederler. Budamn da 
neslinin ilk melik olan Makavamata dayandigi zikr olunur. 

Teslis ve tenasuh, ya'ni olen bir kimsenin ruhunun baska bir 
kimseye gececegi i'tikadi [inanci] hind dinlerinde oldugu gibi, eski 
Misr dinlerinde de vardir. Misrhlarm inandiklan tannlardan en bu- 
yugu, (Amonra)dir. Alameti gUnesdir. Bu alemi iradesi ve kelami 
ile yaratmisdir. Amonramn yardimcisi olan ikinci tannlan (Ozi- 
ris)dir. Oziris, yeryuzune inmis, cesidli acilar cekmis ve oldurul- 
musdur. Ucuncu tannlan olan (izisi) sayesinde tekrar dirilmis ve 
goge yukselmisdir. Boylece Oziris, oluler ilahi olmusdur. Aynca, 
eski Misrda melikler, ya'ni (fir'avn)lar, Amonramn (gunesin) oglu 
olarak kabul edilmislerdir. 

-186- 



Eski Misrlilar olen bir kimsenin Oziris tarafindan hesaba ceki- 
lecegine de inamrlardi.] 

Batida iic uknum fikrini ilk def a ortaya atan filozof Time (Ti- 
meios)dir. Miladdan besyiiz sene kadar evvel, Lokres sehrinde ya- 
sryan Time, Pisagorun talebelerindendir. Bu iic uknum [asl, esas] 
fikrini hocasindan ogrenmisdir. [Pisagor (Fisagor veya Pythago- 
ras) miladdan once 580 senesinde Sisam adasmda dogdu. 500 sene- 
sinde Metaponteda oldugu rivayet edilmekdedir. Dogum ve oliim 
tarihlerinde cesidli ihtilaflar vardir. Gene yasmda italyamn Kroton 
sehrine gelmisdir. Buradan cesidli seyahatlar yapmis, Misr ve Or- 
tadoguda, uzun zeman kalmisdir. Misrda kaldigi zeman icerisinde, 
eski Misr dini ve inanclan hakkmda genis maTumat sahibi olmus- 
dur. Uclii tann inanci ve tenasiih fikrini Misrhlardan ogrenmis ve 
bunlan kabul etmisdir. Misrda ogrendigi seylerden birisi de, Hen- 
dese [geometri] idi. Bugun, pisagor nazariyyesi [teorisi] diye bili- 
nen geometri faraziyyesi de, tecribi olarak, o zeman Misrda bilin- 
mekde idi. Misra Babilden gelmislerdi. O zeman Babilde ilm-i nii- 
cum [astronomi], matematik ve muneccimlik san'ati cok ileri idi. 
Bunlan, biiyiik Peygamber olan idris aleyhisselamdan ogrenmis- 
lerdi. Pisagor, Babile de giderek, bunlan iyice ogrendi. Tekrar 
Kroton sehrine dondii ve bir mekteb acdi. Kendi ismi ile anilan ye- 
ni bir yol, hatta yeni bir firka kurdu. Kendisine inananlar tarafin- 
dan cok efsaneler uydurulmus; peygamber, hatta ilah oldugu iddi- 
a edilmisdir. 

Pisagor, varhgm ashnm (arche) ya'ni sayi oldugunu soyledi. 
Ona kadar olan sayilan, mukaddes [kutsal] kabul etdi. Bilhassa 
bir, iki ve iic sayilarim; iic asl kabul etdi. Pisagorcular, bir sayisi- 
nm alemin degismez ve ebedi kaynagi ve ilk uknum, ya'ni en bii- 
yiik tann oldugunu, iki sayisinm disiligi ve diinyanm bundan 
meydana geldigini ve ikinci uknum oldugunu, iic sayisinm ise, 
alemdeki ebedi iicliigii gosterdigini ve iictincii ukniim oldugunu 
iddia ederler. Diinyanm ve alemin ashmn, bu iic uknum oldugu- 
nu soylerler. Mesela, alemin esasi (beden, can ve ruhdur) derler. 
Bunun gibi (tabfi, beseri ve tann alemi) olarak, iic alemden mey- 
dana geldigini soylerler. Pisagorculara gore, hersey iicden mii- 
rekkeb oldugu gibi, yaratma da, bu ticltikden ortaya cikar. Bun- 
lar yaratici irade, yildiz akimi ve her an biraz daha kemale eren 
alem imis. Pisagorun sayilan hususunda ve diger felsefi gortisle- 
ri hakkmda Gompertzin (La Pensee Grecque) kitabmda genis bil- 
gi vardir. Pisagora gore, ilk ukniim, ya'ni her diledigini yapabile- 
cek olan tann, akl ile anlasilamaz. Ruhu ebedi [oltimsiiz] kabul 
eden ve olen bir kimsenin ruhunun bir hayvana gecebilecegine 

-187- 



inanan Pisagorcular, hayvan eti yimezler. Pisagorun ileri gelen ta- 
lebesi olan Time de, hocasimn yolunu ta'kib etmisdir.] 

Time, (Ruh-iil-alem) kitabmda, (Herseyden once, mahlukatm 
bir (fikr-i misal-i daimisi) vardir ki, ilk kelime ve ilk uknum odur. 
Kendisi madde degildir, ruhanidir ve akl ile anlasilamaz. ikinci 
mertebe, madde-i gayr-i muntazimedir. Telaffuz olunan ikinci ke- 
lime ve ikinci uknumdur. Bundan sonra gelen uciincii mertebe, ibn 
[ogul] ya'ni ma'na alemidir ki, uciincii uknumdur. Biitun kainat bu 
iic simfdan ibaretdir. ibn, ya'ni ogul pek gtizel bir tann yapmak is- 
tedi ve mahluk olan bir tann yapdi) demekdedir. Bu soz karisik ve 
anlasilamaz bir halde Eflatuna geldi. [Timenin, Eflatunun hocala- 
nndan biri oldugu da bildirilmekdedir. Ciinki, Eflatun, biiyiik iis- 
tadi Sokrat ile Timenin bir meclisde bulundugunu bildirmekdedir. 
Timenin, (matematik), (Pisagorun hayati) ve (alemin ruhu (Ruh- 
iil-alem)) isminde iic eseri olup, bunlardan ikisi gayb olmusdur. 
Gayb olmiyan (alemin ruhu) kitabi ise, kendisinden sonra gelen fi- 
lozoflan cok mesgul etmisdir. Ciinki, bu kitabm ilk alti kismmdan 
cikanlan fikr ile Eflatunun, Time (Timeios) konusmasinda anlatdi- 
gi fikr arasmda pek bir fark yokdur.] 

Eflatun, Timeden gelen bu fikri baska bir sekle sokdu. Eflatun 
iic esas ilah oldugunu iddi'a etdi. 

Birincisi, Babadir. En yiice ve yaratici ve diger iki ilahm baba- 
sidir. Birinci uknumdur. 

Ikincisi, asl, goriinur olan tanndir ki, gortinmez olan Babamn 
veziridir. Kelime, (Logos) ve idrak demekdir. 

Uciinciisii de, Kainat alemidir, dedi. 

Eflatuna gore, esyanin, varhklarm hakikati, ma'nalar [idea- 
lar]dir. [Eflatunun, idea diye bahs etdigi sey, mahiyyet, fikr, 
a'yan-i sabite demekdir. Eflatunda idea, esyanin ve varhklarm 
degismeyen, sabit ve ebedi olan hakikatidir. Eflatun, alemi ikiye 
ayinr: Birisi, goriinen hisler alemi. Digeri ise, hakiki alem, ya'ni 
idealar alemidir. Hakiki, ya'ni idealar alemi, ebedi oldugu halde, 
hisler alemi durmadan degisir.] idealar, sadece akhmrzda, hayali- 
mizle kaim olmayip, cismsiz olarak kendilerine mahsus bir kiyam 
ve hayatlan vardir. Eflatun her hakikati, ya'ni ideayi daha yiiksek 
hakikatlere irca eder, baglar. Boylece biitiin hakikatler, idealar, 
mutlak (BiR)e irca olunur. Bu yiice idealardan meydana gelen 
BiR (hayr)dir ki, tannmn kendisidir. Diger yiice idealar, hakikat- 
ler ona tabi'dir. Asagi olan idealar (ser)dir ki, seytanm kendisidir. 
Diger asagi, kotii idealar ona tabi'dir. 

-188- 



[Eflatun, idealarm kendisinde birlesdigi (BIR) kabul etdigi ve 
hayr, iyilik diyerek aynen tann kabul etdigi seyin, hareket ve hayat 
sahibi ve alemin babasi (Baba tann) oldugunu soylemisdir. Bu bi- 
rinci uknumdur. Baba tann, ya'ni ytice idealar birligi, maddeye ni- 
zam veren, fekat maddeden temamen farkli bir ruh yaratmisdir ki, 
bu Babanin ogludur. Bu ruh, yaratanla yaratilan arasinda araci 
olan bir varlikdir. ikinci uknumdur. 

Eflatun, ikinci uknum kabul etdigi ruh hakkindaki goriislerini 
ve Pisagor, Time ve diger butiin eski yunan felesoflan da, ortaya 
atdiklan fikrleri, hep Adem ve Sit (Sis) aleyhimesselamm kitabla- 
rmdan ve bu kitablan bilen din alimlerinden ogrenmis, bunlan, 
kendi noksan bilgileri ve kisa akllan ile izah etmisler, degisdirmis- 
lerdir. Eflatun, Menon konusmasmda, ruhun oliimsuz oldugunu 
ve bircok def'alar yeryiiziine geldigini ve goriinen (diinya) ve go- 
riinmiyen (ahiret) alemindeki herseyi gormiis oldugunu soyle- 
mekdedir. Phaidros konusmasmda ruhu da iic kisma ayinr: Birin- 
cisi; idealara yonelmis olan akldir. ikinci ve iiciinciisu ise; istek, 
his kismidir. Bunlardan biri akla uyarak hayra, iyilige ya'ni tann- 
ya, digeri ise kotii, maddi isteklere gotiiriir.] Cesed ya'ni beden 
bir zindan olup, ruh onceden miicerred idealar alemine konul- 
dukdan sonra, bu zindana atihmsdir. [Boylece ruh ve bedenden 
miirekkeb insan meydana gelmisdir.] Hikmetin vazifesi ya'ni ah- 
lakdan maksad, tann ile miinasebetde bulunabilmek icin, ruhu 
beden zindanma baghyan zincirlerden kurtarmakdir. Sokrat, se'a- 
det yolunun yalmz fazilet ve kemalat kazanmak oldugunu soyle- 
misdir. Eflatun ise, (Se'adetin kemali aynen faziletde vardir. Fazi- 
let ve kemal, ruhun sihhati, kurtulusu ve ahengidir. Se'adete ka- 
vusmak icin, menfe'at diisiincesi ve ahiretde miikafatlara kavus- 
mak arzusu olmaksizm, sadece fazilet kazanmak icin cahsmak ye- 
tisir) demekdedir. 

(Revakiyyun) felsefesine tabi' olanlara gore, (Yalmz iyilik, fa- 
zilet ve yalmz kotiiliik fiskdir, giinahdir. Sihhat, hastahk, zenginlik 
ve fakirlik, hatta hayat ve oliim ne iyidir; ne de kotiidiirler. Onlan 
iyi etmek insamn kendi elindedir. insamn, Allahii tealamn takdiri- 
ne ya'ni kadere inanarak kendi iradesini Allahii tealamn iradesine 
tabi' eylemesi lazimdir. insanhk bir siiriiye benzer. Onun cobam, 
akl-i umumi ya'ni (Logos)dur ki, yaratici tabi' at kuvvetidir. Biitun 
insanlar kardesdirler. Onlarm miisterek babalan (Zoz), ya'ni 
(Tann)dir. Zoz, kainatm ya'ni butiin alemin ruhudur. Kadimdir, 
birdir. Diger ilahlar onun ciizleri, ya'ni parcalandir.) [Eski yunan 
felsefecilerinden Zenonun fikrlerine tabi' olanlarm yoluna (Reva- 
kiyyun) denir. Bu felsefeye (stoicisme) denir.] 

-189- 



(Israkiyyun) felsefesine tabi' olanlar, sulh ve merhameti cok 
tavsiye ederler. Hatta, bir kimse, bir baskasma ihsanda bulunur- 
ken duydugu lezzet, baskasmm kendisine ihsanda bulunurken 
duydugu lezzetden, tatdan cokdur, derler. [Bu felsefeye (Illumi- 
nisme) denir ki, Pisagor ve yeni Eflatuncularm yoludur. Yeni Ef- 
latunculugu kuran Plotinosdur ki, hareket noktasi Eflatunun ide- 
alar nazariyyesidir.] Mevcud Incillerde Isa aleyhisselama nisbet 
edilen (Vermekde olan lezzet, almakdaki lezzetden cokdur) sozii, 
Israkiyyun felsefesinin esas prensibinin aynidir. [Revakiyyun ve 
Israkiyyun felsefecilerinin, din kitablanndan ve din alimlerinden 
ogrendikleri seyleri, kendi fikrleri ve buluslan gibi bildirdikleri, 
buradan da anlasilmakdadir. Biiyiik islam alimi imam-i Muham- 
med Gazali "rahmetullahi aleyh", 1 ' 1 boyle oldugunu (El-miinkizii 
mineddalal)ve (Tehafiit-iil-felasife) kitablannda uzun bildirmek- 
dedir. 

Eflatunun kurmus oldugu felsefe mektebi, fikrleriyle beraber 
yedi, sekiz asr yasadi. Bu felsefe mektebinin goriisleri Italyanm 
disina cikmis, bilhassa miladin iiciincii asrmda iskenderiyye 
mektebinde en biiyiik te'sirini yapmisdi.] Eflatunun diger felseff 
goriisleri ile beraber, iic uknum fikri de, iskenderiyye mekteble- 
rine gecmis ve Isa aleyhisselamm zuhuru sirasmda bu mektebler- 
de okutulmakda idi. Hatta, o zemanlarda yehudi alimlerinden 
olup, Iskenderiyyede meshur olan Philo dahi, bu teslis, iic uk- 
num fikrini, Musa aleyhisselamm dininin inane esaslan icinde 
bulmak istemisdir. Bu istekle, (Tevratda bildirilen diinyanm alti 
giinde yaratilmis oldugu dogrudur. Ctinki, iic sayisi altmin yansi- 
dir. Iki sayisi da, altinin iicde biridir. Bu adet hem erkek, hem di- 
sidir. Tann, akl ile izdivac edip, akldan sevdigi oglunu meydana 
getirmisdir ki, bu diinyadir) demisdir. Philo meleklere, kelime-i 
ilahiyye dedigi gibi, diinyaya da kelime-i ilahiyye demisdir. Bu da, 
Eflatunun felsefesindendir. [Daha sonra yeni Eflatunculuk adim 
alarak devam eden Eflatun felsefesi, en biiyiik darbeyi Nasranili- 
ge, Isevilige vurdu. Yeni Eflatunculugun en kuvvetli oldugu ze- 
man, miladin iiciincii asridir ki, hiristiyanhgm Roma devletinin di- 
ni oldugu zemandir. Bu felsefeye inananlar, Allahii tealamn varh- 
gma, birligine ve Isa aleyhisselamm peygamberligine inanmak 
olan tevhid dinini, tahrif etdiler. Daha sonra, bu dine putperest- 
lik de sokuldu. Miladm dordtincu asrmda yasayan Saint Augus- 
tin (354-430), Eflatunu hiristiyanlasdirmaga cahsir. Augustinin, 



[1] Gazali 505 [m. 1111] de Ttisda vefat etdi. 

-190- 



teslisi isbat icin yazdigi (de Trinite) kitabmda ve diger kitablann- 
daki, Tann, ruh ve kainat hakkmdaki dusUnceleri, Eflatun felsefe- 
sinin aynidir. Eflatunun (akl, irade ve his, bir insan meydana geti- 
rir) sozunu, teslisi isbat icin delil getirir ve (teslisdeki UclUk birbi- 
rinden ayn olmakla beraber, bir Tann meydana getirir) der. Efla- 
tun ve talebelerinin gercek Tanriyi idrak etdiklerini soyler. Eflatu- 
nun idealar felsefesinden hareket ederek, kelamm yaratici oldugu- 
nu ve kelamin Isa aleyhisselam oldugunu savunur. Hiristiyanlar 
arasmda kendisine kiymet verilen ve hiristiyan azizlerinden kabul 
edilen Augustin, hiristiyanlikdaki teslis, hayr ve ser inanclarmm 
aynen Eflatunun felsefesinde bulundugunu, i'tiraf etmekdedir. 
Hatta teslisi isbat icin Eflatunun goruslerini delil olarak zikr et- 
mekdedir. Miladdan 350 sene once olen bir kimsenin fikrlerinin, 
hiristiyanlik inanclan ile aym olmasina hiristiyanlar acaba nasil ce- 
vab verirler. Bu hal, Eflatunun, Isa aleyhisselam zemamnda yasa- 
digim gostermekdedir ki, dogrusu da budur. BUyUk islam alimi 
imam-i Rabbani Ahmed Farukmin "rahmetullahi aleyh" 1 ' 1 (Mek- 
tubat) kitabimn 266. ci mektubunda da boyle oldugu bildirilmek- 
dedir. 

Miladm sekizinci asnnda kilise azizlerinden Saint Thomas da, 
Eflatunun talebesi Aristonun felsefesini esas alarak, hiristiyanlik 
inanclanm, bilhassa teslisi isbata cahsir. Bu kitabimizda, Eflatun 
ve Aristo felsefesinin gercek mudafii olan, kilise azizlerinin tema- 
mini zikr etmemiz mumkin degildir. Ancak okuyanlara gercek bir 
fikr vermesi bakimmdan bir hususu zikr etmek faideli olacakdir: 
Butun Ortacag boyunca ve Avrupada ronesansm gerceklesmesin- 
den sonra dahi, Eflatun ve Aristonun felsefesine karsi cikmamn, 
kabul etmemenin, hatta kucUk bir i'tirazin cezasi, kilisenin engi- 
zisyon mahkemeleri karan ile olumdU. Bugun, teslise inanan hiris- 
tiyanlar, acaba bunu nasil izah ederler? Eflatun felsefesi (Plato- 
nism), Revakiyyun felsefesi (Stoicism), israkiyyun felsefesi 
(Gnosticism) ve diger yunan felsefe mekteblerinin hiristiyanlik 
inanclarmm te'sis ve tesekkUlunde bUyUk etkisi oldugu muhak- 
kakdir. Bu husus, Dr. Edwin Hatchin (The Influence of Greek 
Ideas on Christianity= Yunan felsefesinin Hiristiyanlik Uzerinde 
etkisi) ismli kitabmda delilleri ile uzun anlatilmakda ve isbat edil- 
mekdedir.] 

Yukanda zikr edilen ifadelerden anlasihyor ki, kalbin kotU 
huylardan temizlenmesi, guzel ahlak sahibi olarak se'adete kavus- 



[1] imam-i Rabbani 1034 [m. 1624] de Serhendde vefat etdi. 

-191- 



mak, kadere razi olmak, tevekkiil tizere bulunmak, insanlan Alla- 
hm ogullan, cocuklan kabul edip, Allahii tealayi hepsinin miiste- 
rek babasi kabul etmek, yalmz Incillerin haber verdigi seyler degil- 
dir. Incillerden yiizlerce sene once, Yunan felesoflan arasinda 
mevzu' olup, konusulan [ve cesidli felesoflann degisik sekllerde 
anlatmaya cahsdiklan] seylerdir. [Ciinki bunlar, ilahi dinlerde, 
Peygamberler tarafmdan bildirilmisdir.] Teslise aid sozlerin, eski 
ilahi dinlerde ve hakiki Incillerde bulunmayip, eski Yunan felesof- 
lan tarafmdan uydurulmus oldugu ve hiristiyanhgm Yunanistana 
ve Iskenderiyyeye yayilmasindan sonra yazilan biitiin Incillere, 
sonradan ilave edildigi muhakkakdir. 

Isa aleyhisselam, Musa aleyhisselamm dininin yasandigi bir 
yerde dogdu. Semaya cikanlmcaya kadar, Musa aleyhisselamm se- 
rf ati iizere hareket etdi. Beni israile verilen emrleri, onlarla bera- 
ber yerine getirdi. Sinagoglarda va'z verir. Tevratm ahkamini teb- 
lig ederdi. Musa aleyhisselamm dininden ayrilanlara, Musa aley- 
hisselamm dinini ve o dinin edeblerini ogretirdi. O dine siki siki ya- 
pisan Beni israile de, kiymet verirdi. Yehudiler gibi, Yahya aley- 
hisselam tarafmdan (Erden) nehrinde vaftiz olundu. [Erden, ya'ni 
Urdiin nehri, Filistinde bir nehrdir. 250 km. uzunlugundadir.] Dog- 
dugu zeman siinnet olundu. Kendisi kimseyi vaftiz etmedi. Oruc 
tutdu. Domuz eti yimedi. (Allah bana hulul etdi. Ben Allahm eze- 
live ebedi ogluyum. Benim sahsim iki tabVatdan ya 'nikamil birin- 
sanoglu ve Allah oglu, ya'ni ilahhkdan miirekkebdir) demedi. 
(Ruh-iil-kuds, babamm ve benim miisterek emhmizle is yapar. Uc 
mukaddese ya'ni baba, ogul, ruh-iil-kudse iman ediniz) demedi. 
(Ben seri'ati degisdirmege degil, kuvvetlendirmege geldim) dedi. 
Biitiin tarih kitablan, Isa aleyhisselamm hayatmda ve havarilerin 
zemanlannda, teslise dair nasara arasinda bir fikr olmadigi husu- 
sunda miittefikdir. 

Uc uknum sozii, hiristiyanlar arasinda miladi ikinci asr sonla- 
rmda ortaya cikdi. Bu fikr, Isa aleyhisselamm teblig etdigi dinin 
temamen hilafma, ziddma oldugundan, iic uknuma inananlar, bir 
miiddet bu inanclanm nasranilerden gizlediler. Fekat gizli bir 
seklde yaymaga cahsmakdan da, geri durmadilar. Bu siralarda 
teslis [iic tann] inancina sahib olanlar, i'tikadlarmin [inanclarmm] 
ve tutduklan yolun revac bulmasi icin, Yuhanna incilini ve son- 
radan yazihp havarilere atf edilen mektublar ile Pavlosdan nakl 
edilen mektublan nesr etdiler, yaydilar. Bundan sonra, nasara 
arasinda ihtilaflar meydana geldi. Pekcok miinakasa ve miicade- 
lelerin meydana cikmasina sebeb oldu. Allahii tealamn birligine, 
vahdete inanan nasara ile teslise inananlar icerisinde yazi yaza- 

-192- 



bilen, eli kalem tutan kimseler, kendi i'tikadlarinin revac bulma- 
si ve diger tarafa galib olmak icin, giinbegiin Inciller ve havarile- 
re nisbet edilen sayisiz risaleler, mektublar yazdilar. Nihayet mi- 
ladi iicyiiz yillarmda bu ihtilaflar iyice biiytiyerek, hiristiyanlar iki 
biiyiik firkaya aynldilar. Bir kism hiristiyanlar, Isa aleyhisselamm 
hicbir fark olmadan aynen Allah oldugunu iddia ediyorlardi. 
Bunlarm reisi Istanbul piskoposu Atnasius idi. Diger kism hiristi- 
yanlar ise, Isa aleyhisselamm mahluklarin en ustiinii ve Allah ta- 
rafmdan gonderilmis bir Peygamber ve Allahin kulu oldugu inan- 
cmda idiler. Bunlarm reisi de, Aryiis (Arius) ismindeki rahib ile 
Izmit piskoposu Ushiyus idi. [Bundan once Antakya patriki Yu- 
niis Semmas da, Allahii tealanm bir oldugunu i'lan etmisdi. Cok 
kimseler dogru yola gelmisdi. Fekat sonradan, teslise inanan ba'zi 
papazlar, teslise [tie tannya] tapmmaga basladilar ve bunu yay- 
maga ugrasdilar. Boylece, teslise inananlar da cogaldi.] Teslise 
inananlar ile, Isa aleyhisselamm Allahin kulu ve Peygamberi ol- 
duguna inananlar arasmdaki miinakasalar, biitiin milletin efkan- 
m kansdirdi. Devlet isleri de, sihhatli bir seklde yapilamaz hale 
geldi. Bunun iizerine, imperator Biiyiik Kostantin, bu kansikhk- 
lara kat'i bir son verilmesi icin, iznikde iicyiizyirmibes tarihinde, 
biiyiik bir ruhban cem'iyyeti topladi. Bu meclisde, hiristiyan din 
adamlarmm ileri gelenleri bulundu. Bircok konusmalardan son- 
ra, Atnas tarafdarlan galib geldi. Ucyiizondokuz papazm ittifaki 
ile, Isa aleyhisselamm Allahin biricik oglu oldugu, Allahin sul- 
biinden geldigi, Allahdan Allah, Nurdan Nur, Allah-i hakikinin, 
Allah-i hakikisi oldugu ve Ruh-iil-Kuds ya'ni aziz ruhunda Allah 
olduguna iman etmek esaslan, kabul edildi. Bu iznik konsilinin 
ahvalini bildiren (Nicofor) tarihinin sekizinci kitabimn yirmi- 
iicuncii fashnda ve (Barunius) tarihinin birinci cildinde, (Aryiis 
tarafdarlan ile Atnas tarafdarlarmm konusmalan devam eder- 
ken, meclis a'zasmdan Karizamet ve Mizuniyus isminde iki pisko- 
pos vefat etmislerdi. Meclis sonunda, yazilan kararnamenin imza- 
si sirasmda, dirilip mezarlarmdan kalkdilar ve imza atdikdan son- 
ra tekrar vefat etdiler) demekdedir. Kalem ucu ile yazarak, olii- 
leri diriltmenin kolay oldugu asrlarda, kilise tarihcileri gibi emin 
ve i'timadh olacak kimseler bile, hamiyyet ile boyle bir yalam 
soylemekden kendilerini alamamislardir. Nasrani [Isevi] dini gi- 
bi, sahih bir dini, giiya revac bulmasma sebeb olur zanm ile, bu gi- 
bi garib seylerle doldurup, cesidli maskarahklarm etrafmda do- 
niip durmuslardir. 

[Iznik meclisi sonunda, iskenderiyye patriki Aleksandrus ve 
Atnasm gayretleriyle Aryiisiin kafir oldugu i'lan edildi ve la'net 

- 193 Cevab Veremedi - F:13 



edildi. Aryiis mfladin (270) senesinde iskenderiyyede dogdu. [Bin- 
gazide dogdugu da rivayet edilmisdir.] La'net edildikden sonra bir- 
kac sene yalmz yasamisdrr. Daha sonra, kendi mezhebinin tarafda- 
n olan izmit Piskoposu Ushiyusun tavassutu ve imperator Kostan- 
tinin baskisi ile kilise tarafmdan afv edilmisdir. Kostantin de, Ar- 
yiisun mezhebini kabul ederek, kendisini istanbula da'vet etmis- 
dir. Patrik Aleksandrusun siddetli muhalefetine ragmen, teslise 
inananlara galip gelmek iizere iken, miladm 336 tarihinde siddetli 
bir agndan ansizm vefat etmisdir. Vefatindan sonra da, mezhebi 
bir hayli yayilmisdi. Mezhebini Kostantinin oglu Kostans ile halef- 
leri resmen kabul ve himaye etmislerdi. 

Atnas (St. Athanese) ise, mfladin 296 tarihinde iskenderiyyede 
dogmusdur. 325 de iznik konsilinde teslis icin ileri siirdiigii diisiin- 
celeri ile sohret buldu. 326 da iskenderiyye patrigi oldu. Aryiis 
mezhebine ve Isa aleyhisselamm insan ve Peygamber olduguna 
siddet ile karsi cikdi. 335 de Sur sehrindeki ruhban meclisinde, Ar- 
yiis tarafdarlarmca patriklikden azl edildi. Dort sene sonra, Roma 
meclisince yeniden patrik yapildi. 373 de iskenderiyyede oldii. Ar- 
yiis mezhebi aleyhine kitablar yazdi. Mayism ikisinde yortusu ya- 
pihr.] 

iznikdeki ruhban meclisinin zabtlannda bildirildigine gore, o 
asrda her tarafda bir cok inciller bulunup, bunlann dogru ve 
yanhs olam fark olunamiyordu. Bu incillerden elli dort muhtelif 
incil ntishasi hakkmda, bu meclisde cesidli miinazaralar yapildi. 
Bu meclisde bulunan papazlar, incilleri okuduklan zeman ellidort 
incil niishasmdan, elli adedinin asllan olmadigim anlayip red 
etdiler. Dort niishamn dogru, digerlerinin batil olduguna, karar 
verildi. O zemandan beri [m. 325] bu dort incilden (Matta, Mar- 
kos, Luka, Yuhanna) baskasma i'tibar olunmadi ve ele gecen 
niishalar yok edildi. Bu meclisde, iki binden ziyade ruhban bulu- 
nup, bunlann cogu, Aryiis gibi, Allahu tealanm bir ve Isa aleyhis- 
selamm Onun kulu ve resulii olduguna inandiklan halde; At- 
nas, istanbul piskoposu oldugundan, piskopos rtitbesinde olanla- 
nn cogu [makamlarim gayb etmek korkusundan] Atnas tarafim 
tutdular. Din gibi en biiyiik ehemmiyyeti olan bir isin, incelenme- 
si ve dogru olamn beyan edilmesi hususunda bile, papazlann, 
makam ve mevki' korkusu sebebi ile, Aryiis ve tarafdarlan 
maglub oldu. Bunun iizerine, Aryiis kiliseden kovuldu. Daha 
sonra, Atnas patriklikden uzaklasdinhp, Aryiis istanbula da'vet 
edildi. [Fekat yukanda da zikr etdigimiz gibi, istanbula gelmeden 
oldii. Biiyiik Kostantin, Aryiis mezhebini kabul etmisdi.] Miladin 
337. nci senesinde, Kostantinin olumiinden sonra, Atnas tarafdar- 

-194- 



Ian ile Aryiis tarafdarlan arasinda biiyiik carpismalar meydana 
geldi. Bu kansikhklarda Aryiis tarafdarlan galib geldi. Uzun 
miiddet Aryiisiin mezhebi her yere hakim oldu. Fekat daha son- 
ra, yine Atnas tarafdarlan hakimiyyeti ele gecirdiler. Aryiis mez- 
hebine tabi' olanlan cesidli eziyyet ve iskenceler ile perisan etdi- 
ler. 

[(Kamus-ul-a'lam)m bildirdigine gore, (Imperator Teodosius, 
Aryiis mezhebini temamen yasak etdi. Bu mezhebe tabi' olanlarm 
oldiiriilmesini emr etdi.)] 

Iznik meclisinde, her ne kadar teslis esasi te'sis edilip kabul 
edilmis ise de, (Ruh-ul-kuds)iin ne oldugu siibheli birakilmis idi. 
Ruh-iil-kudse de, bir ma'na verilmesi lazim idi. Miladin 381 sene- 
sinde istanbulda toplanan meclisde buna da karar verildi. iznik 
meclisinde ahnan kararlara (Ruh-iil-kuds de, sevilecek bir Allah- 
dir. [Baba ve ogul ile aym cevherdendir.] Oglun emrini yapar. 
Ogul ile beraber ona da ibadet olunur) esasi ilave edildi. Daha son- 
ra, Roma kilisesi, Ruh-iil-kudsiin, Babamn emrini yapdigim ileri 
siiriip, Ruh-iil-kuds, Baba ve Ogulun emrlerini yapar inancim 
te'sis etdi. Bu karar, ilk defa miladm 440 nci senesinde ispanya pa- 
pazlan, 674 [m. 1274] senesinde de, Lyon sehrinde toplanan rtih- 
ban meclisi tarafindan tasdik edildi. 

Ruh-iil-kudsiin mevki'i, bu seklde ta'ym edildikden sonra, sira 
hazret-i Meryeme geldi. Onun da, hakikaten Allahm annesi oldu- 
guna ve Isa aleyhisselamda, ilahhk ve insanhk gibi iki tabiat ve bir 
sahis bulunduguna, 431 senesinde Efesus (Efes)de toplanan ruh- 
ban meclisinde karar verildi. O cem'iyyetde bulunan, Istanbul pis- 
koposu Nestorius, hazret-i Meryeme (Mesih Isamn annesi) denil- 
mesini istedigi icin, buna (Esharyuti Yehuda) lakabim vererek, ha- 
karet etdiler. 

[Nestorius, Suriyeli bir papazdir. II. Tehodosius tarafindan 
428 de Istanbul patriki yapildi. Aryiis tarafdarlarma cok zulm et- 
di. Bunlarm toplandiklan binalan, icindekilerle beraber yakdirdi. 
O zeman, hazret-i Meryem icin kullamlan, (tann anasi) (Theote- 
kos) ta'birine karsi cikdi. Antakyadan Anastasius ismindeki, i'ti- 
mad etdigi bir rahib getirterek, istanbulda her yerde konusdurdu. 
Anastasius, (Kimse Meryeme Allahm anasi demesin. Ciinki, 
Meryem insandi ve Allahm bir insandan dogmasi imkansizdir) di- 
yordu. Bu konusmalar, muhalifi olan papaz Kyrillos ve tarafdar- 
lanni kizdirdi. Kansikhklar artdi. Kyrillos, Nestorius ve tarafdar- 
lannin konusmalanm Papa I. Celestine bildirdi. Papa, Nestoriu- 
sun niifuzunun artmasini kiskandigmdan ve hazret-i Meryem 
hakkmda, kendi fikrinin sorulmamasma kizdigmdan, 430 da bir 

-195- 



ruhani meclis topladi. Bu meclisde, hazret-i Meryem icin (Allahm 
anasi) ta'birini savunan bir karar cikardi ve Nestoriusu aforoz et- 
mekle tehdid etdi. Bu hal, karisikhklan daha da artdirdi. Bunun 
iizerine 431 de, meshur papazlan icine alan, Efes meclisi toplandi. 
Papaz Kyrillos ve arkadaslan, Theotoekos kilisesinde, Nestorius- 
dan fikrlerini aciklamasmi istedi. Daha sonra 159 piskoposun ka- 
ran ile Nestorius ve akideleri aforoz edilerek la'net olundu. Nesto- 
rius, cesidli yerlere siirgun edildi. En son olarak, yukan Misrda bii- 
ytik vaha denilen colliik bir yerde 451 de oldii. 
Nestoriusun ileri siirdiigu uc fikr vardi. Bunlar: 

1 — Isa aleyhisselamm, biri cismlesen kelam, ya'ni ilah ve biri 
insan olmak iizere iki ayn kisiligi vardir. 

2 — Bu iki hususiyyet, cismani olarak birlesmez. Birlesme 
ma'nevidir. 

3 — Hazret-i Meryem, tanrmm (kelamm) degil, insan olan Isa- 
nm annesidir. 

Nestoriusun kurmus oldugu hiristiyan firkasina (Nesturilik) de- 
nildi. Bugiin, ekseriyyet ile [cogunlukla] Suriyede bulunurlar. 

Protestanlarm ve diger hiristiyanlann, (min indillah) ya'ni [Al- 
lah tarafindan] gonderildigini iddia etdikleri bir dinin, i'tikadlanni, 
en muhim esaslanm, birkac yiiz papaz bir araya gelip, tesbit edebi- 
liyor. Ortaya atilan bir fikri, bir goriisii de, dinin esasi olarak kabul 
edebiliyor veya red edebiliyorlar. Dinlerini, kendi akllan ile tahrif, 
tebdil edebiliyorlar. Boylece hiristiyanhk, hicbir akl-i selimin kabul 
edemiyecegi bir din haline gelmisdir. Avrupah pek cok ilm ve fen 
adami da, bu sebebden hiristiyanhgi terk etmekde, pek cogu isla- 
miyyet ile sereflenmekdedir.] 

Bu kansikhklardan sonra, resmlere ve heykellere, putlara ta- 
pinmanm caiz olup olmadigi mes'elesi ortaya cikdi. Ciinki, Mu- 
si aleyhisselamm dininde resm ve heykellere ibadet yasak edil- 
misdi. Bunun icin, Iseviligin ilk ortaya cikdigi siralarda da, biitiin 
havariler ve onlara tabi' olan sakirdleri, resm ve heykellere iba- 
detden sakmmislardi. [Hiristiyanhk, italya ve ingiltere gibi Av- 
rupa memleketlerine yayildi.] Buralann ehalisi onceden putpe- 
rest olduklarmdan, putlara ve resmlere ibadete meyilli [ahsmis] 
idiler. [Ciinki buralann ehalisi, inandiklan her ilah [tann] icin 
putlar, heykeller yapiyorlardi. Aralannda en meshur ve en ileri 
olan san'at da, put yapmak, ya'ni heykeltrascihk idi.] Hiristiyan- 
hk bu Avrupa memleketlerinde yayildigi sirada, ba'zi papazlar, 
Isa aleyhisselamm annesi hazret-i Meryem diye yapilan [uydur- 
ma] resmlere hurmet ve ta'zim edilmesine mtisaade etdiler. Di- 

-196- 



ger hiristiyan cema'atler bunu, dinin esasina uygun gormiyerek 
miinakasa ve miicadeleye basladilar. Bu kansiklik miladm 787 
nci senesine kadar devam etdi. Nihayet 171 [m. 787] senesinde 
Iznikde toplanan ruhban meclisinde [Isa aleyhisselamin ve haz- 
ret-i Meryemin resmi diyerek uydurulan] resmlere ve putlara 
ibadet etmege [tapmmaga] karar verdiler. Resmlere ve putlara 
[heykellere] tapinilmasini ve hurmet etmegi uygun gormiyenler 
ise, bu karara uymadilar. Miinakasalar ve miicadeleler miladm 
842 senesine kadar devam etdi. O sene, imperator Mikhael ve 
annesinin emri ile, Istanbulda bir ruhban meclisi daha toplandi. 
Bu meclisde de, putlara, heykellere ve resmlere ibadetin, hiristi- 
yanhgm iman [inane] esaslarmdan olduguna karar verildi. Resm- 
lere ve putlara, ya'ni heykellere tapmmaga muhalif olanlar kafir 
i'lan edildi. 

[Hiristiyanhgm Roma imperatorlugu tarafmdan kabuliinden 
beri, Petrus ve Pavlosun olduriildugu yer oldugu icin, Roma kili- 
sesi, biitiin hiristiyanlarm merkezi oldugu iddiasmda idi.] 446 [m. 
1054] senesinde, sark kilisesi, Roma kilisesinden aynlip, Roma 
katolik kilisesinden baska olarak bir hiristiyan firkasi te'sis edil- 
di. Sark kilisesi, bircok esaslarda, Roma kilisesine muhalefet et- 
di. Mesela, sark hiristiyanlan, papamn ruhani makamini ya'ni pa- 
pamn, Isa aleyhisselamin hahfesi ve Petrusun vekili oldugunu, 
ruh-iil-kudsun Baba ve ogulun emrlerini yapdigim ve ahiretde 
i'rad makamini inkar ederler. (isa-i rabbani) denilen ayini maya- 
h ekmekle yaparlar. Papazlarm evlenmelerine miisaade ederler. 
Papalar, sark hiristiyanlarmm kendilerinden aynlarak, nefret et- 
melerinden ibret almalan ve gafletden uyanmalan lazim gelir- 
ken, gurur ve kibr sebebi ile, ibret alamadilar. Hatta, papalarm 
gurur ve kibrleri, kardinallerin gaflet ve dikkatsizlikleri gitdikce 
artdi. 923 [m. 1517] senesinde protestanhk ortaya cikdi. Roma 
katolik kilisesi, boylece tekrar boliinmiis oldu. Binbesyiizon se- 
nesinde, papa olan II. Julius eski adete uyarak, Almanya halki- 
nm giinahlarini afv etme, giinah cikarmak vazifesini Dominik pa- 
pazlarma verdi. Augustine papazlan ise, Dominik papazlannm 
tercih edilmesinden miiteessir oldular. Luther isminde bir kato- 
lik papazi, kendilerine rehber ve lider kabul etdiler. [Martin Lut- 
her Almandir. 888 [m. 1483] de dogdu ve 953 [m. 1546] da Eisle- 
bende oldii.] Luther, papamn giinah afv etme mes'elesini inkar 
etdi. Bununla beraber, doksanbes madde halinde tekhflerini, 
ya'ni protestanhgin esaslanm ortaya atdi. Almanya hukumdarla- 
rmdan bircoklan Luthere tabi' oldular. Lutherin ortaya cikardigi 
protestanhkda, incfllerden baska bir seye i'tibar olunmaz. Papa 

-197- 



kabul edilmez. Dunyayi temamen terk ederek manastirlara kapan- 
mak, papazlann evlenmemeleri ve giinah cikarmak gibi seyler 
yokdur. 

Lutherden bir mtiddet sonra Calvin ortaya cikarak, protestan- 
liga ba'zi ilaveler yapdi. Bash basina yeni bir hiristiyan firkasi 
te'sis etdi. [Jean Calvin, Fransizdir. 1509 da dogdu. 1564 de Ce- 
nevrede oldii.] Calvinin kurdugu firkaya (Calvinizm) denir. Bu 
firkada zahiri ibadet yokdur. Papalik, piskoposluk, papazlik gibi 
mertebeler de yokdur. isa-i rabbani kurbanmda, ekmegin aynen 
Isa aleyhisselamm viicudu, eti olduguna inanmazlar. Gecmis hi- 
ristiyan azizlerine [bilhassa havarilere] tapinmaga musaade eder- 
ler. Insandan, irade-i cuz'iyyeyi temamen kaldinrlar. Cennetlik 
veya Cehennemlik olmasimn, ezeh takdirlerden oldugu inancm- 
dadirlar. 

Daha sonra, Luther ve Calvinin kurmus oldugu firkalar da, 
miiteaddid kismlara boliindiiler. Bugiin Almanya ve ingiltere- 
de, protestan isminde, en az besyiiz kadar hiristiyan firkasi bu- 
lunur. 

Bu tarihi tafsilatdan anlasihyor ki, bugiin hiristiyanlarm i'tikad 
esaslan olan teslis ya'ni iic uknum mes'elesinin ortaya cikmasi ve 
ibadetleri batina, kalbe mahsus kihp, incilin zahiri emrleri ile iba- 
det edilmemesi gibi seyler, incillerden ahnmis dogru, sahih emrler 
degildir. Cesidll siibheler ve degisik maksadlar ile, sonradan orta- 
ya konulmus ve ruhban meclislerinde, papazlar tarafmdan te'sis 
edilmis seylerdir. (i§a-i rabbani) kurbam, papanm Isa aleyhissela- 
mm halifesi ve Petrusun vekili oldugu ve gecmis hiristiyan azizle- 
rinin ya'ni havarilerin mukaddes olmalan, cesidli perhizler ve yor- 
tular, hazret-i Meryem icin, kucaginda Isa ile beraber Meryem 
ana diye uydurulan resmler, resmlere ve putlara ibadet, papazla- 
nn [belli bir iicret karsihgi] giinah afv etmeleri ve Cennetden yer 
satmalan gibi, hiristiyanhgm esas mes'elelerinde, katolikler ile 
protestanlar arasmda biiyiik akide [inane] farklan meydana geldi. 
Bu ihtilaflar [zidhklar] oyle bir dereceye ulasdi ki, her biri digeri- 
ne gore Cehennem ehlidir. Fekat ba'zi papazlara gore, madem ki 
her iki tarafm, ya'ni protestanlann ve katoliklerin her birinin or- 
taya atdigi (Cehennemlik) sozii ruh-iil-kudsiin ilhami iledir. iki ta- 
raf da, bu iddialannda sadikdirlar. [Hem katolikler, hem de prot- 
estanlar ehl-i Cehennemdirler.] 

Uc uknum hakkinda, hiristiyanhgm baslangicindan ikiyiizelli 
sene gecdikden sonra bashyan ve zemammiza kadar devam 
eden, cesidli kiliseler arasindaki ihtilaflarm haddi hesabi yokdur. 
Boyle olmakla beraber, tanrmm (Baba, ogul ve ruh-iil-kuds) 

-198- 



ismleriyle uc uknumdan ibaret bir cevher oldugunda biitiin hiristi- 
yan firkalan ittifakhdir. Fekat, bu tic cevherin tabiatleri, birlesme- 
leri ve birbirlerine uymalan hususunda, her biri farkli i'tikada sa- 
hibdirler. Ba'zilarma gore, iic uknumdan maksad, her biri, ayn ay- 
n sahslar olmayip, asl olan bir zatm sifatlandir. Ba'zilarma gore, 
ilm uknumu (Kelam)dir. Mesihin cesedi ile birlesmisdir ki, bu tarn 
bir birlesmedir. Suyun serab ile birlesmesi gibidir. Melekaiyye fir- 
kasina gore, gtinesin kristal camda parlamasi gibidir. Nesturiyye 
firkasma gore ise, tann et ve kana dontiserek Mesih olmusdur. 
Ya'kubiyye firkasma gore ise, tanrmm insanda gortinmesi, meyda- 
na cikmasidir. Bu gortinme, melegin beser [insan] suretinde goriin- 
mesi gibidir. Ba'zi firkalara gore ise, nefsin beden ile birlesmesi gi- 
bi, tann insan ile birlesmisdir. Boylece, akhn ve mantigm asla ka- 
bul edemiyecegi bircok seyler, Isa aleyhisselamm [Nasrani] dmine 
sokuldu. Bu akidelerin [inanclarm] batilhgi, miislimanlarm kelam 
alimleri ve akl sahibleri tarafindan isbat edilmisdir. Tafsilatmi ve 
tahkikim isteyenler, bu alimlerin kitablarma miirace'at edebilirler. 
Fekat protestanlar, kelam ilminde kendilerine verilen cevablara ve 
yapilan i'tirazlara karsi, (Bu esrar-i ilahiyyeden olup, insan akh bu- 
nu kavramakdan acizdir) demekden baska, bir cevab verememis- 
lerdir. Bu cevabin, akl sahiblerinin nazarmda kiymetinin ne olaca- 
gi ise, ortadadir. 

Hal boyle iken, protestanlarm ileri gelenleri, teslis inancmm 
Kur'an-i kerimde olmamasi, (hasa) Kur'an-i kerimin dogru, hak 
bir kitab olmadigma delildir demislerdir. Bu, esrarkes bir kimsenin 
kuyumcu diikkanma gidip, esrar, afyon sorup, bu diikkanda oyle 
uyusturucu seyler bulunmaz, miicevherler ve kiymetli esya bulu- 
nur diye cevab verilmesi iizerine, oyle ise, sen de tiiccar degilsin 
demesine benzer. Protestanlarm bu sozlerinin de, digerleri gibi, hie 
kiymeti yokdur. 

Hiristiyan misyonerler tarafindan, bu teshs fikrinin sistemli 
bir seklde, miislimanlar arasinda yayilmaga cahsildigi gortilmek- 
dedir. Ne acidir ki, ba'zi cahil miislimanlarm bunlara aldandikla- 
n, cocuklanni korkuturken veya baska zemanlarda, Allah baba, 
Allah dede dedikleri ve Allahii teala sanki gokde imis gibi, elleri 
ile semayi gosterdikleri esefle goriilmekdedir. Allahii tealaya, ba- 
ba, dede demenin hie caiz olmadigim, Kur'an-i kerimde ihlas su- 
resi acikca bildirmekdedir. Kasidh olarak, boyle soylemek kiifr- 
diir. Allahii teala dogmamisdir, dogurulmamisdir. Baba, ogul ve 
dede olmakdan ve mekandan miinezzehdir. Allahii teala, gokde 
degildir ki, Onun ismi soylenirken el ile gokler gosterilsin. Alla- 
hii teala, her an her yerde hazir ve nazirdir. Herseye hakim ve 

-199- 



malikdir. Isa aleyhisselamm, goge cikip, Allahm sagma oturdugu 
ve Allahti tealamn gokde oldugu akidesi [inanci] hiristiyanliga son- 
radan sokulmusdur. Biz miislimanlar, her hususda oldugu gibi, bu- 
rada da cok dikkatli davranmaliyrz. Imam zedeleyen, hatta imam 
gideren sozlerden ve islerden sakmmahyiz. Cocuklanmiza ve ya- 
kmlanmiza, imam ve kiifrii, ya'ni kiifr olan sozleri, kiifr olan fi'lle- 
ri ogretmeli ve bunlardan sakindirmahyiz. Hiristiyanlik propagan- 
dasi olan, televizyonlan ve filmleri seyr etdirmemeli ve boyle ki- 
tablari okutdurmamaliyiz. Kiymetli imanimiza bir leke gelir kor- 
kusu ile, tir tir titremeliyiz. Ecdadimizin, canlanm ve kanlanm fe- 
da ederek bizlere emanet etdikleri aziz dmimizi, dogru olarak, sev- 
gili yavrulanmiza ogretmeliyiz. Bu vatana ve bu dine sahib cika- 
cak, icabmda ugrunda hie cekinmeden canlanm feda edecek iman- 
h gencler yetisdirmeli, dinimizi ve vatammizi bunlara emanet et- 
meliyiz. 

Teslis bahsini bitirmeden once, hiristiyanlarm en biiyiik azizle- 
rinden kabul edilen Pavlos (Paulus) hakkmda bilgi verelim. Ciinki, 
Isa aleyhisselamm dmini, yehudilikden ayiran ve onu, yunan ve 
putperestlik kansimi bir din haline getiren en onemli kisi, Pavlos 
(St. Paul, Paulus, Bolis) idi. H.G. Wells, (A Short History of the 
World) ismli kitabimn yiizyirmidokuzuncu ve yiizotuzuncu sahife- 
lerinde diyor ki, (Hiristiyanhgi te'sis edenlerin basinda, Pavlos ge- 
lir. Bu adam, ne Isa aleyhisselami gormiis, ne de sozlerini dinlemis- 
di. [Tarsuslu bir yehudi olup] asl ismi Saul idi. Sonra hiristiyan ol- 
du ve ismini Paul olarak degisdirdi. Zemamn dmi cereyanlan ile, 
son derece yakmdan ilgilenirdi. Yehudilik, Mithraism ve iskende- 
riyyedeki din ve felsefe akimlan hakkinda son derece ma'lumat sa- 
hibi idi. Bunlardaki bircok felsefi, dmi ifade ve i'tikadlan [inancla- 
n] hiristiyanliga sokmusdur. Goklerin melekutu denilen, Allahii 
tealamn razi oldugu Cennet yolu olan, Isa aleyhisselamm yolunu 
ve Onun dinini, yaymak icin gayret ediyor goriinmusdiir. O, Isa 
aleyhisselami, yehudilere gonderilecegi soz verilmis, Mesih olarak 
kabul etmiyordu. Onu aym zemanda, olumii insanlarm kurtulusu 
icin keffaret olan, bir kurban olarak kabul ediyordu. Putperestlik- 
de, insanhgm kurtulmasi icin kurbanlarm oldiiriilmesi lazim oldu- 
gu inanci gibi). 

Pavlos, korkunc bir Isevi diismam olup, etrafina topladigi 
serserilerle, Kudiisde nasranilerin evlerini basiyor, yakaladikla- 
ri erkekleri ve kadinlan siiriikliyerek zindanlara haps ediyorlar- 
di. Yehudi hahamlanndan, Sam ve civarmdaki sehrlerdeki nas- 
ranilerin yakalanarak, Kudiise gonderilmesi icin mektub yaz- 
malanm istiyordu. Hahamlar, kendisine, bu salahiyyeti verdikle- 

-200- 



rini bildiren mektublar verdiler. 

Yehudiler, biitiin iskence ve eziyyetlerine, hatta oldurmeleri- 
ne ragmen, nasraniligin yayilmasini onliyemiyorlardi. Luka, 
A'mal-i rusiiliin [Resullerin islerinin] dokuzuncu babinda, (Koyu 
bir yehudi ve yehudi alimi olan Pavlos, Samdaki nasranileri top- 
hyarak zindana atmak icin hahamlardan aldrgi mektublar ile Sa- 
ma giderken, ansrzm gokden bir nur inip, etrafim kapladigim ve 
yere diisiip bir sesin; Saul Saul, nicin bana eza ediyorsun dedigi- 
ni ve kim oldugunu sorunca, ben eza etdigin Isayim dedigini ve 
bir sakirde onun nasranilige biiyiik hizmetler yapacagim soyledi- 
gi) bildirilmekdedir. Pavlos ondan sonra, nasraniligi kabul etdigi- 
ni i'lan etdi. Saul olan ismini Pavlos olarak degisdirdi. Koyu bir 
nasram goriindii ve daha once, pekcok iskence ve zulmlerle yok 
edemedigi nasraniligi icerden bozarak, tahrif etmek firsatma ka- 
vusdu. Gitdigi yerlerde, Isa aleyhisselamin yehudiler dismdaki 
milletleri irsad, ya'ni nasranilige da'vet icin kendisini vazifelen- 
dirdigini soyledi. Daha pek cok yalanlarla, nasranileri kendisine 
bagladi. Yehudilerden baska milletlerin havarisi, ya'ni resulii ka- 
bul edildi. Kendisine baglanan nasranilerin akidelerini [inancla- 
nm] ve ibadetlerini bozmaga basladi. O zemana kadar havariler 
ve diger nasraniler, Musa aleyhisselamin seri'atma uyuyor, onun- 
la amel ediyorlardi. Pavlos, Isa aleyhisselamin carmihda oldtirul- 
mesi [ki bu hiristiyanlarm bir inancidir] ile Musa aleyhisselamin 
seri'atinin nesh olundugunu, hiikmii kalmadigmi iddia etdi. Bun- 
dan sonra, biitun milletlerin, Tanrmm oglu Isaya inanarak kurtu- 
labileceklerini i'lan etdi. Isa aleyhisselam icin, ba'zan Tannnm 
oglu oldugunu, ba'zan da, Peygamber oldugunu soyledi. Isa aley- 
hisselamin havarilerinin en onde geleni olan Petrusa, muhalefet 
etdi. Isa aleyhisselamin devamh yanmda bulunan Petrus; nasra- 
niligin museviligin hiikmiinu kaldirmadigini, bil'aks onu kemale 
erdirdigini soyliiyordu. Matta incilinin besinci babinin onyedinci 
ayetinde zikr edilen Isa aleyhisselamin, (Ben seri'ati yikmaga de- 
gil, temamlamaga geldim) soziinii de aynca delil getiriyordu. 
Pavlos, nasranilere biitun yiyecek ve icecekleri halal saymis, [hi- 
tan] siinnet olmak gibi pek cok ibadeti de temamen terk etdir- 
misdi. Bu husus, Ahd-i cedidde acikca yazihdir. Galatyahlara 
yazdigi mektubun ikinci babmm yedinci ayetinde Pavlos, (Petrus 
slinnetlilik inciline vasita oldugu gibi, bana da siinnetsizlik incili 
emanet olundu) diyor. Demek ki, Isa aleyhisselam diinyada 
iken, yaninda bulunan Petrusa (Kifasa) siinnet olunmagi bildiri- 
yor. Incilin htikmiintin bu oldugunu soyliiyor ve Petrus bununla 
amel ediyor. Bunu nasraniligi kabul eden herkese teblig ediyor. 

-201- 



Pavlos da, Petrusa boyle bildirildigini tasdik ediyor. Fekat, Isa 
aleyhisselamin dtinyadan aynlmasindan sonra bunu degisdiri- 
yor. 

Isa aleyhisselami hie gormemis, Pavlos isminde bir kimse orta- 
ya cikiyor ve Isa aleyhisselami goren kimsenin, Isa aleyhisselam 
boyle emr etdi dedigi soziinii red ediyor. Isa aleyhisselamin ilk ha- 
lifesi olan Petrusun yamnda, havarilerden Ya'kub ve Yuhannanm 
da bulundugunu, onlann da siinnet olmayi Isa aleyhisselamdan 
isitdiklerini mektubunda bildiriyor. Isa aleyhisselam goge yuksel- 
dikden sonra kendisine gorundugunii ve siinnet olmamagi emr et- 
digini iddia ediyor. Bu sozii daha sonra, biitiin hiristiyanlar tarafin- 
dan dinin emri kabul ediliyor. Isa aleyhisselami bizzat goren ve 
Onunla beraber bulunan havarilerin ittifak ile bildirdikleri sozleri 
red ediliyor. Isa aleyhisselami hie gormiyen tek bir kimsenin, 
rii'yada veya uyamk iken bana boyle bildirildi, ilham edildi, dedigi 
sozii kabul edilip, dinin emri olarak tatbik ediliyor. Isa aleyhisse- 
lamdan ilham ile nakl edilen su hiristiyanhgm saglamhgma baki- 
mz! 

Dr. Morton Scoth Enslin, Pavlos akidesinin, Isa aleyhisselamin 
yolundan, temamen farkh oldugunu kabul ederek, (Christian Be- 
ginnings) kitabimn ikinci kism, yiizseksenikinci sahifesinde soyle 
demekdedir: 

(Pavlosun te'sis etdigi hiristiyanhk ile, Isa aleyhisselamin dini 
ya'ni Isevilik arasinda btiyiik bir fark oldugu, kesinlikle anlasil- 
misdir. Sonradan, Pavlos ve incili yanhs anlatan arkadaslan, sid- 
detle tenkid edilmistir. (Isaya cloniis) hareketi, ashnda (Pavlos- 
dan uzaklasmak) demekdi. Bircok yash Isevi yehudi, bu fikri ka- 
bul etmis, Pavlosa karsi cikmis, fekat bunun fazla bir te'siri olma- 
misdir. Eger, Isa aleyhisselam dunyadan aynldikdan ellidort sene 
sonra, Korint sehrindeki bir kilisede neler yapildigim gormiis ol- 
sa idi, (Celiledeki cahsmalarimm ve da'vetimin neticesi bu mu?) 
derdi. Eger, Pavlosun Isevilikde yapdigi degisiklikler olmasa idi, 
hiristiyanhk da olmiyacakdi.) [Korint, Yunanistanda bir sehrdir.] 
Pavlos hiristiyanhgi sahte bir i'tikad [inane], Isa aleyhisselami da 
kurtanci tann yaparak, yehudiler ile hiristiyanlarm arasinda ihti- 
laf cikarmakla kalmamis, Musa aleyhisselamin serfatim da 
(La'netli) i'lan etmisdir. Bu ise incillerde [mesela Matta bab 5, 
ayet 19] yazih olan serfatin bir harfi bile degisdirilemez hiikmii- 
ne temamen ziddir. 

Pavlosun ortaya koydugu hiristiyanhk, cesidli memleketlere 
dagilmis yehudi cema'atlan ve yehudi olmiyan diger putperest 
milletler tarafmdan kabul edildi. Ciinki Pavlos, hiristiyanhgi 

-202- 



putperestlige iyice yaklasdirmisdi. Kudiisdeki Mescid-i Aksamn 
yikilmasi ve buradaki hakiki Isevilerin diger yehudilerle beraber 
miladm 70. senesinde, Kudiisden kovulmalan, Isevilik icin, bir da- 
ha kendini toparhyamadigi bir darbe olmusdur. 

Burada zikre sayan bir husus da, Pavlosun daima havarilerin 
bircogu ile gecinemedigi, onlarla miinakasa etdigidir. Pavlos, bii- 
tiin hiristiyanlarm en biiyiik hiristiyan azizi dedikleri, Petrusa kar- 
si cikmisdir. Bunu Galatyahlara yazdigi mektubun, ikinci babinm 
onbirinci ayetinde acikca kendisi de bildirmisdir. Onuciincii aye- 
tinde ise, Barnabasi riyakarlara aldanmakla suclamisdir. Halbuki 
Barnabas, Havariler arasinda en cok sevdigi kimse idi. A'mal-i ru- 
suliin (Resullerin isleri) onbesinci babmm sonunda bildirildigine 
gore, Barnabas Yuhannayi da yanlanna alip, diger sehrlerdeki nas- 
ranileri ziyarete gitmegi teklif etmis, Pavlos buna karsi cikmisdir. 
Barnabas ile Pavlos arasinda siddetli miinakasa olmus ve Pavlos, 
Barnabasi da terk etmisdir. 

Pavlosun hayati, sozleri iyice incelenirse, daima Havarileri ko- 
tiileme, onlara karsi cikma ve onlan gozden diisiirme gayretleri 
acikca goriiliir. Pek cok hiristiyan papaz, Pavlosu hiristiyanligm 
tek kurucusu kabul etmisdir. Ciinki bu papazlann iddialanna go- 
re, Isa aleyhisselam ve Havarileri iman ve ibadet bakimmdan ye- 
hudilige, ya'm Musa aleyhisselamin seri'atine bagli kalmislardir. 
Pavlos buna karsi cikmrs, yehudilik ile hiristiyanligi temamen bir- 
birinden ayirmis, yehudilikdeki biitiin ibadetleri terk etdirmis, 
boylece Isa aleyhisselamin ve Havarilerin bildirdikleri dinin hila- 
fina bir din ortaya cikmisdir. Bu din, Havari Petrusun, teblig et- 
mege cahsdigi nasraniligin dismda, Pavlosun fikrleri dogrultusun- 
da tesekkiil eden bir din oldu. Bu bildirdiklerimize iftira diyen 
papazlar, Pavlosu, hiristiyan (Aziz)i kabul etmekdedirler. Hatta, 
Pavlosun yazdigi mektublar (Kitab-i mukaddes)in (Ahd-i cedid) 
kismmm sonunda, kudsi kitabm bir kismini teskil eder. Lukamn 
yazmis oldugu (A'mal-i rusiil) kismi, Pavlosun hal tercemesidir. 
Aynca Pavlosun yazdigi mektublar da dusiiniilurse, (Mukaddes 
kitab)da Pavlosa aynlan yerin, dort incile aynlan yerden az ol- 
madigi goriiliir. Pavlosun bu mektublarmda bildirdigi seylerin 
cogu, hiristiyanligm iman esaslanm teskil etmisdir. Mesela, (Gii- 
nah, ruh ve beden icin oliim, Adem aleyhisselamin yasak olan 
meyveden yimesi ile basladi. Adem aleyhisselamin neslinden 
gelen biitiin insanlar, bu giinah pisligine bulasmrs olarak diinya- 
ya geldiler. Tann, kendi cevherinden olan biricik oglunu yeryti- 
ziine gonderdi ve Adem aleyhisselamdan beri gelen giinahdan 
kurtardi), akidesi bunlardandir. Kendisi ile goriisdiigumuz bir pa- 

-203- 



paza, Tann biricik oglunu daha once gonderseydi, o zemana kadar 
gelen milyonlarca insan giinah pisliginden kurtulup tertemiz diin- 
yaya gelselerdi daha iyi olmaz mi idi? diye sordugumuzda, papazm 
cevabi, o zeman Mesih Isanm tannhgi anlasilamaz, kiymeti biline- 
mezdi, seklinde oldu. Papazm bu cevabi bize, Mesih Isanm kiyme- 
tini bilen hiristiyanlarm, (Onun Cehenneme girecegi) inanclanni 
hatinmiza getirdi. Bunu kendisine sorduk. inkar etdi. Baska bir 
papazm Ahd-i Cedfdden bize, bunun delilidir dedigi birkac yer 
gosterdik. Bunlan okudu. Fekat (cevab veremedi). Diisundii, dii- 
siindii ve nihayet kendisinin patrik vekfli oldugunu, tiirkceyi iyi bil- 
medigini soyleyen papaz, (Efendim bu ayet mecazdir) cevabim 
verdi. Mecaz kelimesini dahi bilecek kadar, tiirkceyi iyi bildigini 
de, o zeman anladik. 

Nasraniligi hiristiyanliga ve hak dmi batil dine ceviren Pavlos, 
nasranilikden intikamini almisdir. Hiristiyanlar ise, bu Pavlosa ha- 
la (Resul Pavlos) diyerek, hiristiyan azizlerin en ileri gelenlerinden 
kabul ederler. Isa aleyhisselami hie gormemis, hie sohbetinde bu- 
lunmamis bir kimsenin sozleri ile, dinlerinin i'tikad [inane] ve iba- 
det esaslanm tesbit ediyorlar. Boyle bir dinin de, hala Allahii tea- 
lamn gonderdigi en son ve en kamil din oldugunu iddia ediyorlar. 
Pavlosun nasranilige yapdigi hiyaneti cok iyi bilen muslimanlar, 
sinsi, iki yiizlii ve hain olan kimselere (yilan Pavlos) ta'birini kulla- 
mrlar. 

"Kor gormezse giinesin sucu ne." 

Olmeyip (Isa), goke buldugu yol, 
Ummetinden olmak kin idi ol. 

Hem dahi (Musa), elindeki asa, 
oldu Onun hurmetine ejderha. 

Cok temenni eyledi Hakdan bunlar, 
ki, (Muhammed) ummetinden olalar. 

Siibhesiz ki, bunlar da miirseldir, 
Fekat (Ahmed), ekmelii efdaldir. 

Zira ol, efdallige elyakdir, 
Onu, bbyle bilmiyen, ahmakdir! 



204 



— 11 — 

PAPAZLARIN ISLAMiYYETDEKi 

IBADETLERE HUCUMLARI ve 

BUNLARA CEVABLAR 

Protestanlar, (Gada-iil-miilahazat) kitabimn ikinci bahsinde, 
islamiyyetdeki ve hiristiyanlikdaki, ibadet sekllerinden bahs et- 
mekdedirler. Burada, hiristiyanligm islamiyyetden iistunliik ve 
faziletini isbata cahsirlarken, (islam dinindeki ibadet seklleri, bel- 
li vaktlerde ve belli yerlerde, bir takim belli hareketler ve edeb- 
lerden ibaretdir. Hiristiyanhk ise, ibadetin ruh He, icden gelerek 
yapilmasim ogreterek, zahiri ve sekli ibadet yerine gececek olan, 
bir kurtulusa iman etmek ve halini degisdirmek ve kalbini kotii 
huylardan temizlemek ve ahlakim giizellesdirmek esasi iizerine 
kurulmusdur. Halbuki, giinahkar kimselerin iman etmeleri ve 
tevbe ederek giinahlannm afv edilmesi hakkmda Kur'an-i kerim- 
de acik ve sahih bir haber yokdur. Matta incilinde, birinci babm 
yirminci ayeti ve devammda, Rabbin melegi, Yusiif-i Neccara 
rii'yada goriiniip, Meryemin bir oglu olacagim ve (Onu Isa, ya'ni 
kavmini giinahlardan kurtarici diye ismlendireceksin) diye bildir- 
digi halde, Kur'an-i kerim, Isa aleyhisselamm giinahkarlan kurta- 
rici oldugundan hie bahs etmiyerek siikut perdesi He ortmesi bir 
tarafa, diger Resuller gibi, onu Peygamberlik derecesine indir- 
mekdedir. Insamn bulundugu hal, sadece cehl ve hatadan ibaret 
olsa, bir Peygamberin irsadi ona yetisir. Fekat tabi'ati He insamn, 
cahil olmasi ve hata etmesinden baska, giinah ve seytamn esareti 
altmda ve [Adem aleyhisselamdan gelen] sue yiikiinii tasidigm- 
dan, sonradan bir terbiye edici veya Peygamberlerin gelmesi, [in- 
sanlan kurtarmak icin] kafi degildir. Baki olan insan ruhunun, 
esaretden ve giinah yiikiinden kurtulmasi icin, elbette bir kurta- 
nciya ihtiyac vardir. Incil, insanlarm giinah kirinden ve seytamn 
tasallutundan, yalmz biricik kurtarici olan Isa Mesihin, kendimu- 
barek kamm feda etmekle kurtulabilecegini bildirmis iken, 
Kur'an-i kerim Isa aleyhisselamm bu kurtarici sifatim gormemez- 
likden gelip, giinahlardan kurtulmak icin, kelime-i tevhid ve keli- 
me-i sehadet soylemek, bir takim cezalar ve dini emrleri yerine 
getirmek gibi esaslara baglamakdadir. Incil, insanlan hakiki tev- 

-205- 



be ve giinahlardan kurtanci olan iman-i kamil, ya 'ni iistiin bir ima- 
na ve kalblerde olanlan degisdirici olan Allahii tealaya hamd ve 
sena etmege tesvik etdigi gibi, ibadet ve vazifeler hususunda da, 
ha aleyhisselamm zemanmdaki yehudiler arasmda icra ve amel 
edilen zahiri ibadet sekllerini ve adetlerini temamen ortadan kal- 
dmp, ibadet ve taati akla uygun ve makbul bir tarzda beyan et- 
mekdedir. Hal boyle iken, Kur'an-i kerim, kemalden uzak ve ruha- 
niyyetden beri olan yehudilik gibi bir dinin, maddi ve zahiri olan 
ibadet ve adetlerini tekrar ortaya cikarmakdadir. Nemaz, abdest, 
kibleye istikbal [yonelme], hac ve oruc gibi zahiri ibadetlerin, kal- 
be te 'sirleri olmadigi gibi, bu ibadetleri yerine getirirken ba 'zi kiil- 
fet ve zahmetler oldugundan, Muhammed aleyhisselamm diniyer- 
yiiziinde bulunan her kavme uygun degildir. Soziin kisasi, Allahii 
teala giinahkar kullarmm giinahlarmi afv ve onlan seytamn tasal- 
lutundan kurtarmak icin, biricik oglunun kamm dbkmekden baska 
care bulamadigim, Kur'an-i kerimin tasdik etmemesi, bunun Allah 
tarafmdan gonderilmemis olduguna delildir. Kur'an-i kerimde be- 
yan edilen ahkam, sadece zahiri ibadetlere aid olup, kalbi kotii 
huylardan temizlemege ve ahlaki giizellesdirmege dair emrler yok- 
dur. Kur'an-i kerimdeki emrler, ya nifarzlar ve vacibler liizumsuz- 
dur) demekdedirler. 

CEVAB (Gada-iil-miilahazat) kitabim yazan papazin, bu i'ti- 
razmdan [ve iftiralanndan Kur'an-i kerimi ve] islam alimlerinin 
kitablanni hie okumadigi, islamiyyeti hie bilmedigi yahud bildigi 
halde iftira etdigi, yalan soyledigi, acikca anlasilmakdadir. Bu pa- 
paz, Peygamberimize "sallallahu aleyhi ve sellem", Cebrail aley- 
hisselam vasitasi ile vahy olunan Kur'an-i kerimi, Matta ve Yu- 
hannaya isnad olunan, bir takim papazlarm toplayip bir araya ge- 
tirdikleri kitablara benzetiyor. Hakikatden temamen uzak olan 
yazilan ile, islam dinine kiistahca saldinyor. Bu papaz, [ve buttin 
papazlar ve biitiin alem] bilmelidir ki, Kur'an-i kerim, Allah ke- 
lamidir. Onda asla yalan ve tahrif ve ilave yokdur. Eger Kur'an-i 
kerimde, Isa aleyhisselam icin, hiristiyanlarm inandiklan gibi, 
[hasa] Allahm oglu olup, yaratdigi insanlarm giinahlarmi afv et- 
mek icin, baska care bulamadigmdan, Onu hazret-i Meryemden 
gondererek, birkac yehudinin elinde caresiz, kendisine hakaret- 
ler edilip, yiiziine samar vurularak carmiha gerildikden sonra, 
Cehennemde yakihp mel'un etmek gibi iftiralar bulunmus olsay- 
di, zaten Allah kelami olamazdi. Bugiinkii mevcud inciller gibi, 
Allah kelami olmakdan cikardi. Bir diger husus da, eger bu papaz 
birazcik tefsir ve hadfs-i serif kitablanni okumus olsa ve o kitab- 
lardaki usul ve ahvale vakif olsaydi, Isa aleyhisselamm biitiin 

-206- 



milletleri kurtanci olmasi icin, Mattanm yapdigi cesidli tahrifler 
ile dolu olan bir kitabda bulunan miibhem bir sozii, miislimanlara 
karsi delil olarak getirmekden haya ederdi. Kitabimn onsoztinde 
iddia etdigi gibi, kotii bir niyyeti olmasa ve insaf sahibi olsa idi, 
Kur'an-i kerimde, bugiinkii incillerdeki gibi sacma sapan sozler 
bulunmadigma kizmazdi. Sanki, ash varmis da, Kur'an-i kerim 
onu saklamis gibi, (Kur'an-i kerim, Isa aleyhisselamm biitiin mil- 
letleri kurtanci oldugunu siikut perdesi ile ortdii) demege ciir'et 
edemezdi. Yukanda zikr etdigimiz, Matta incilindeki ibareye ge- 
lince, bundaki "kurtanci" kelimesi hakiki ma'nada kurtanci de- 
mek degildir. 

[Hakiki ma'nada, mutlak kurtanci Allahii tealadir.] incillerde 
Isa aleyhisselam icin kullanilan "kurtanci" kelimesi, Onun Pey- 
gamberligi sebebi ile giinahkar iimmeti icin ahiretde sefa'at ede- 
rek, onlann kurtuluslanna sebeb olmasmdan kinayedir. Yoksa, 
Isa aleyhisselam kendisinin "kurtanci" olmadigini, aciz bir kul 
olup, biitiin giic ve kuvvetin, seriki ve benzeri olmiyan ve varhgi 
mutlak lazim olan, ya'ni vacib-iil-viicud olan Allahii tealamn ol- 
dugunu, def alarca eshabma beyan buyurmusdur. Nitekim, Mat- 
ta Incilinin yirminci babimn, yirmiucuncii ayetinde, Isa aleyhisse- 
lamm, Zebedenin ogullan icin, (Fekat sagimda ve solumda otur- 
magi vermek, benim elimde degildir. Pederim tarafmdan kime 
hazirlanmis ise, onlara verilir) dedigi yazihdir. Yuhanna incilinin 
besinci babmm otuzuncu ayetinde, Isa aleyhisselamm, (Ben ken- 
diligimden birsey yapamam. Bana emrolunam yapanm ve benim 
htikmtim dogrudur. Zira ben yapacagim isde irademi degil, beni 
gonderenin iradesini aranm) dedigi yazihdir. Yine Yuhanna inci- 
linin ondordiincii babmm yirmisekizinci ayetinde, Isa aleyhissela- 
mm (Baba benden daha biiyiikdiir) dedigi yazihdir. Boyle soyli- 
yen Isa aleyhisselam icin, (Allahm biricik ogludur ve aynen Al- 
lahdir. Kamm dokerek giinahlan afv etdi) demek kadar, cahillik, 
kiifr ve dalalet olabilir mi? Eger Allahii teala, hiristiyanlarm de- 
digi gibi, giinahkar kullarmm giinahlarim afv etmek isterse, biri- 
cik oglunu bir hatundan diinyaya getirmesi ve Peygamberligi 
muddetince pekcok mu'cizeler gostermesine ragmen, bes-on 
acizden baska, biitiin Beni israili ona diisman ederek, onlann 
korkusundan suraya buraya kacmasma ve onu yehudilere mag- 
lub edip, pekcok hakaretlerle carmihlarda bagira bagira oldiir- 
mesine ve bu da kafi gelmeyip, Onu Cehennemde iic gun yakma- 
sma ve daha baska sikintilara sokmasma ne hacet vardi? Kimden 
korkusu vardi? Biitiin insanlar dogusdan giinah ve isyan ile yogurul- 
mus da, mutlaka boyle bir (Kurtanci)ya muhtac ise, Allahii tea- 

-207- 



la onun gonderilmesini nicin alti bin sene te'hir etmis, geri birak- 
misdir? Adem aleyhisselamm oglu Kabile kardes olarak gonder- 
seydi ve madem ki, Kabilin bir kimseyi oldtirmesi mukadder 
imis, onun eli ile biricik oglu da katl olunarak milyonlarca insan 
Cehennemden kurtulsa idi, daha iyi olmaz mi idi? Biricik ogul 
isa Mesih gelinceye kadar, yeryiiziinde gelmis ve gecmis pek cok 
salih kimseler, bilhassa ruh-iil-kudsiin kendisine geldigi Peygam- 
berler, kendilerinin herhangi bir dahli olmadan, hilkatlerine ka- 
rismis olan [ve ta Adem aleyhisselamdan gelen] giinah sebebi ile, 
binlerce sene Cehennemlerde azab edilmeleri, merhametlilerin 
en merhametlisi olan Allahu tealamn adalet ve merhametine uy- 
gun mudur? Eger bu giinah, ya'ni Adem aleyhisselamm yasak 
edilen agacin meyvesinden yimesi ile zuhura gelen zellesi ise, bu- 
na ceza olarak onun Cennetden cikanlmasi kafi olmadi mi? Son- 
radan neslinden gelen evlad ve ahfadinm sucu nedir? Babanin 
curmu ile evladm ceza gormesi, hangi kanun ve adaletin ahka- 
mmdandir? Diinyaya bunca zalim ve gaddarlar geldi. Hangisinin 
boyle bir is yapdigmi, babasmdan, dedelerinden dolayi torunlan- 
na ceza verdigini hangi tarih yazmisdir? Merhametlilerin en mer- 
hametlisi olan Allahu teala, bu zalim ve gaddarlardan hasa daha 
mi zalimdir? Buna gore, insanlarm giinahlannin afv edilmesine 
vasita olmak se'adetine, Isa aleyhisselami katl eden yehudiler 
mazhar olmus olurlar. Ciinki kiyamet giiniinde bu yehudilerin 
Cehenneme gitmeleri emr olununca, (Ya Rab! Madem ki, sen bi- 
ricik oglunun kamm dokmedikce, yaratdigin insanlarm giinahla- 
nm afv edemezdin. Bundan dolayi onu diinyaya gonderdin. Biz 
de Senin bu muradim yerine getirmek icin onu oldiirduk. Eger 
oldiirmeseydik, alemdeki bu kadar insan kurtulamiyacakdi. Biz 
ancak Senin iradeni yerine getirmek ve insanlan Cehennemden 
kurtarmak icin, onu oldiirdiik. Kotii olan katl isini yaparak, her- 
kesin nefretini kazandik. Bu kadar fedakarhgimiza karsi bize mii- 
kafat verilecegi yerde, ceza vermek Senin adaletine yakisir mi?) 
derlerse, mahser ehli bile onlara merhamet etmez mi, acimaz mi? 
Bir diger husus da, Adem aleyhisselam ilk insan olup, heniiz sey- 
tamn diismanhgim ve hiyanetini bilmez ve Allahu tealamn huzu- 
rundan kovulmus seytamn, Cennete girip de kendini idlal edece- 
gini hatira getirmezken, Tevratda da yazih oldugu gibi, seytan ev- 
vela, hazret-i Havvayi cesidli hileler ile aldatmis, [ve yasak aga- 
cin meyvesinden yidirmisdi]. Hazret-i Havva da, Adem aleyhis- 
selamm bilmiyerek zelle islemesine sebeb olmusdu. Bu hata, Al- 
lahu tealamn indinde cok biiyiik olmus ve yalmz Adem aleyhis- 
selamm kendisine degil, ta biricik ogula gelinceye kadar biitiin co- 

-208- 



cuklarma sirayet etmis. Hepsinin Cehennem ehli olmasmi icab et- 
dirmis ve en son biricik oglu diinyaya gelip kanini dokmedikce afv 
olunamamrs. [Hasa Allahii teala, o giinahi afv edebilmek icin, biri- 
cik oglunun kanini dokmekden baska care bulamamis. Kendisi ile 
gorusdugiimiiz papazlarm ifadelerine gore, eski serf atlerde, her 
giinah icin bir kurban kesilmesini Allahii teala emr etmis ve giina- 
hm bedelinin kan akitmak oldugunu bildirmis ve su giinah icin su 
kadar hayvan kurban edeceksin diye emr vermis. Her giinah icin 
bedel, kan akitmak imis. Ahd-i Atikde de boyle oldugu yazih imis. 
Fekat o ilk giinah icin hayvan kam bedel olamaz imis, insan kam 
akmasi lazim imis. Yukanda zikr etdigimiz Incilin beyanma gore, 
(hasa) Allahii teala biricik oglunu kurban etmekden baska care 
bulamamis da, giinahkar kullarim afv etmek icin, biricik oglunu 
kurban etmis ve insan kam akitarak, onlara babalanndan miras ka- 
lan, o ilk giinahi afv etmis.] 

Tevratda ve incilde, katl ve zina gibi nehy olunan giinahlan ir- 
tikab eden hiristiyanlar, bir papaza bir mikdar para verip, bu papa- 
zin afv etdim demesi ile veya tanrimn etini yiyip, kanini icerek tan- 
n ile birlesince yahud basini acip gozlerini semaya dikerek durun- 
ca afva mazhar olurlar inancmdadirlar. [Madem ki, afva kavusmak 
bu kadar kolaydir, tanrimn biricik oglu, kurban edilmeyip de, tan- 
nya yalvarsaydi veya kendisi aynen tann oldugu icin, babasi o gii- 
nahi afv ediverseydi olmaz miydi?] 

Diger bir husiis da sudur: Birsey icin canim feda etmek tam 
nza ve ihtiyara baghdir. Isa aleyhisselamin katli kendi nzasi ile 
mi olmusdu? incilde [Matta bab yirmialti, ayet otuzdokuzda] ya- 
zih oldugu gibi, Isa aleyhisselamin, (Ey Baba, eger mtimkin ise, 
bu kase benden gecsin) diye Babaya diia etmesi ve kendisine za- 
rar gelmesinden korkarak (yerimi kimseye soylemeyin) demesi 
ve carmiha gerildigi zeman, (Eli, Eli, Lima Sebekteni) ya'ni (Al- 
lahim, Allahim, beni nicin terk etdin) diye niyazda bulunmasi, 
kanmm akitilmasmm ya'ni kurban edilmesinin kendi nzasi ile ol- 
madigim acikca isbat etmekdedir. Mesela bir kimse, kendi nzasi 
ve arzusu ile dini ve milleti icin bir mikdar para sarf etse, filan 
kimse fedakarhk etdi denir. Fekat mecburiyyet karsisinda, zorla 
bir sey verince, o kimse icin, fedakarhk etdi denilemez. [O halde, 
(hasa) Isa aleyhisselamin oldiiruldugiine ve yukanda zikr etdigi- 
miz sozleri soyledigine inanan hiristiyanlar, nasil oluyor da, 
Onun kendini giinahkar insanlar icin feda etdigine inamyorlar. 
Bu sozleri ile, Isa aleyhisselamin soyledigi incillerde yazih olan 
sozler, birbirini yalanlamakdadir. "iki zid sey bir arada buluna- 
maz.".] 

- 209 Cevab Veremedi - F:14 



Mevcud Incillerde, ruh-iil-kuds aleyhinde kotii soz soyliyenin, 
asla afv edilmiyecegi bildirilmekdedir. Bundan baska olan giinah- 
lar icin, incillerde hicbir ceza yazih degildir. Halbuki, katolik pa- 
pazlar, giinahm biiyiikliigiine gore, muayyen bir iicret alarak he- 
men o giinahi afv ediyorlar. 

Kur'an-i kerimde varid olan ayet-i kerimelerin bildirdiklerine 
gore, islamiyyetde giinahlar iki kismdir: a) Biiyiik gtinahlardir. En 
btiyiikleri yedidir: 1- Sirk, 2- Adam oldiirmek, 3- Sihr, ya'ni biiyii 
yapmak, 4- Yetim mail yimek, 5- Faiz alip-vermek, 6- Muharebe- 
de diisman karsisindan kacmak, 7- Temiz kadmlara kazf etmek, 
ya'ni namussuz demek. b) Kiiciik giinahlar. Kiicuk giinahi cok 
yapmak, biiyiik giinah olur. Her giinahm biiyiik olmak ihtimali 
vardir. Hepsinden kacinmak lazimdir. 

Sirk: Allahii tealadan baska birseye tapmmakdir. Kiifr, iman- 
siz olmak, inanmamak demekdir. Kiifriin afvi icin, pisman olup, 
imam kalbden kabul etmek lazimdir. Nisa suresinin yiizonaltinci 
ayetinde mealen: (Allahii teala kendisine sirk kosanlan, ya'ni ka- 
tirleri afv etmez ve sirkden ya'ni kiifrden baska olan giinahlan 
afv eder) buyurulmusdur. [Her cesid giinahm ve kotiiliigiin en fe- 
nasi, en kotiisii kiifrdiir. Allahii tealamn emrlerinden ve yasakla- 
rmdan birine ehemmiyyet vermiyen kafir olur. Kafirin hicbir iyi- 
ligi, hayrat ve hasenati, ahiretde kendisine faide vermez. Imam 
olmiyamn, hicbir iyiligine sevab verilmez. Kiifriin cesidleri vardir. 
Hepsinin en kotiisii, en biiyiigii (Sirk)dir. Bir seyin her cesidini 
bildirmek icin, cok kerre, bunlann en biiyiigii soylenir. Bunun 
icin, ayet-i kerimelerde ve hadis-i seriflerde bulunan sirk kelime- 
sinden her nev' kiifr ma'nasi anlasihr. Bu ayet-i kerimeden, kafir- 
lerin Cehennem atesinde sonsuz olarak yanacaklan anlasilmak- 
dadir. Miisliman, dinden cikarsa, ya'ni kafir olursa buna (Miir- 
ted) denir. Miirtedin onceki ibadetleri ve sevablan yok olur. 
Miirted, lmamn gitmesine sebeb olan seyden tevbe etmedikce, 
sadece (Kelime-i sehadet) soylemekle veya nemaz kilmakla miis- 
liman olamaz. Bunun icin, kiifrden cok korkmahdir. Hadis-i serif- 
de, (Hep hayrh, faideli konusunuz. Yahucl susunuz) buyuruldu. 
Islamiyyete uygun olmiyan sozlerden ve hareketlerden sakinma- 
hdir. Hadis-i serifde, (Sirkden sakimmz. Sirk, karincamn ayak se- 
sinden daha gizlidir) buyuruldu. Kafirler, sonsuz yasasaydi, son- 
suz kafir kalmak niyyetinde olduklan icin, kiifrlerinin cezasi Ce- 
hennemde sonsuz azabdir. Bunun icin kafirlere olan ebedi azab 
zulmdiir, denilemez.] 

Bunlan yapan, ya'ni biiyiik giinah isleyen mii'minler, diinya- 
da tevbe etmezler ve ahiretde de sefa'ata kavusmazlarsa, giinah- 

-210- 



Ian kadar Cehennemde yanacak, daha sonra, kendilerinde bulunan 
iman nuru sebebi ile, Allahii tealamn afvma kavusacaklardir. 

Allahii tealamn emr etdigi farz ve vacib olan ibadetleri yapma- 
mak, biiytik giinahdir. 

Tevbe iki kismdir: 

Birincisi: Allahii tealamn hakkma tecaviiz eden giinahlara tev- 
bedir. Farzlari ve vacibleri terk etmek ve Allahii tealamn haram 
kildigi seyleri yapmak bu giinahlardandir. Mesela, nemaz kilma- 
mak, zekat vermemek boyledir. Bu giinahlan yapan mii'minler, tev- 
be-i nasiih ile tevbe etdikleri zeman, Allahii teala afv eder. Tahrim 
suresinin sekizinci ayetinde mealen: (Ey iman edenler, giinahlan- 
nizdan Allahii tealaya tevbe-i nasiih ile tevbe ediniz) buyurulmus- 
dur. Ya'm pisman olup istigfar ederek, oliinceye kadar bir daha hie 
giinah islememek iizere, tevbe edinizdir. Bekara suresinin ikiyiizyir- 
miikinci ayetinde mealen: (Allahii teala, tevbe edenleri sever) buyu- 
rulmusdur. Kur'an-i kerfmdeki, bunlar gibi miijdelerden ve (Giina- 
hindan tevbe eden, hie giinah islememis kinise gibidir) hadis-i serf- 
findeki miijdeden anlasihyor ki, giinah isleyip de tevbe edenler, Al- 
lahii tealamn afvma kavusacaklardir. 

Ikincisi: Kul haklari da bulunan giinahlara tevbedir. Mai gasb et- 
mek, zulm etmek ve giybet etmek gibi. Boyle giinah isleyen kimse- 
ler, [hak sahibinin hakkim odemeyip, onun ile halallasmamis iseler], 
kryamet giinii mahkeme-i kiibrada hak sahibi razi olmadikca, afv-i 
ilahiye kavusamayip, ceza goreceklerdir. Ancak, mii'min olduklan 
icin, giinahlan kadar azab olunup, sonra Cennete gideceklerdir. Ya- 
hud, merhametlilerin en merhametlisi olan Allahii teala, hak sahib- 
lerine, razi oluncaya kadar ni'metler ihsan buyurup, onlan razi ede- 
cekdir. Hak sahibinin rizalan ile afv olunacaklardir. 

Yukanda bildirilenlerden anlasihyor ki, bu i'tirazci papazm zan 
ve iftira etdigi gibi, miislimanlarm giinahlarimn afv edilmesi bunla- 
nn sadece kelime-i tevhid, kelime-i sehadet soylemelerine ve iba- 
det yapmalanna bagh degildir. islamiyyet, Allahii tealamn, bir mis- 
li, benzeri, ortagi ve vekili olamiyacagim acikca bildirmisdir. Ahi- 
retde de, giinahkarlara sefa'at, ancak Allahii tealamn izni ve irade- 
si ile olacakdir. Miislimanlar, Kur'an-i kerimde beyan olunan miij- 
de ayetlerine, iman ile, (beyn-el-havfi ver-reca) ya'm korku ve iim- 
mid arasmda, Allahii tealamn sonsuz ihsanlanm beklerler. Fekat 
hiristiyanlar, hangi giinah olursa olsun; hemen papazm, (afv etdim) 
demesi ile afv olunup, Allahm melekutuna, ya'm Cennete kavusa- 
caklanm zan ederler. Simdi bu iki i'tikaddan hangisinin, uluhiyye- 
tin sanma uygun ve ubudiyyetin ya'ni kullugun edeblerine muvafik 
oldugu, insaf ile diisiinulmelidir. 

-211- 



(Gada-iil-miilahazat) kitabmin yiizkirkbesinci sahifesinde, 
(Kur'an-i kerim, Mesihin kurtancihk sifatmdan bahs etmiyerek, 
onu bir Peygamber derecesine indirmekdedir. Insanlan, buyiikgii- 
nahm esiretinden kurtarmis olan bu insanin, semavi Babasimn ar- 
zusunu yerine getirmek icin, diger insanlar ugruna camni feda 
eden bir zat oldugunu ve kurtancihgini inkar etmekdedir. Siyer 
alimlerinin beyan etdiklerine gore, kendi camni korumalan ve 
emrlerini yerine getirmeleri icin, baskalanmn feda olunmasma ra- 
zi olan bir zatm, ya 'ni Muhammed aleyhisselamm, hakiki ve en son 
kurtanci oldugunu bildirmisdir) diyerek, Kur'an-i kerime dil uzat- 
makdadir. 

CEVAB: Insanlarm, Adem aleyhisselamdan beri gunah ile do- 
gup, bu giinahm esareti altmda oldugu hiristiyanlarm sonradan uy- 
durduklan bir sozdur. incillerde boyle bir ibare yokdur. Bu isin 
halli icin kafa yormak abesdir. 

Islamiyyet, insanlarm zahirlerine [amel ve ibadetlerine] yol 
gosterdigi gibi, kalblerinin ve ruhlannm temizlenmesi yolunu da 
gostermisdir. Su'ara suresinin seksensekizinci ve seksendoku- 
zuncu ayetlerinde mealen: (Kiyamet giiniinde, ne mal, ne evlad 
laiclc vermez. Ancak [kotiiliiklerden temizlenmis] kalb-i selim ile 
Allahii tealaya gelen miistesnadir [Ancak o kurtulur]) buyurul- 
musdur. Bu ayet-i kerime ve kalb temizligini, iyilik yapmagi ve 
giizel ahlaki oven ve tesvik eden, yiizlerce hadis-i serif ve Mu- 
hammed aleyhisselamm halleri ve fi'lleri ve diismanlarma bile 
yapdigi iyilikler meydandadir. Bunlar bilinince, bu kitabi yazan 
papazm yalam ve cehaleti hemen anlasihr. Isa aleyhisselamm, se- 
mavi babasimn arzusunu yerine getirmek icin, camni feda etme- 
digi de, yine incillerin beyanlan ile yukanda anlatilmrsdi. Ya'ni, 
carmiha gerilmeden once, cam sikilarak yere kapandigi ve (Ey 
Baba, bu kase benden gecsin) dedigi incillerde yazihdir. [Marko- 
sun ondordiincii babmda ve Lukanm yirmiikinci babmda bu ha- 
disenin teferruati vardir. Lukamn yirmiikinci babmm kirkdor- 
diincii ayetinde, (Isa siddetli lzdirabda olarak, ziyade hararet ile 
diia etdi. Teri topragm iizerine diisen biiyiik kan damlalan gibi 
idi) demekdedir. Bunlarm hepsi hiristiyanlarm i'tikadlarma gore- 
dir. Islam i'tikadina gore, Isa aleyhisselam ne carmiha gerildi, ne 
de olduriildii. Carmiha gerilen, onu ele veren miinafik (Esharyu- 
ti Yehuda) idi. Yehudiler, onu Isa aleyhisselam zan ederek, car- 
miha gerdiler. Allahii teala, Isa aleyhisselami uciincii kat semaya 
yiikseltdi. Bugiinkii incillerde bile miijdelenen ve hiristiyanlarm 
(paraklit) dedikleri, tiirkceye terceme ederken (tesellici) diye ter- 
ceme etdikleri, yegane tesellici olan Muhammed aleyhisselama 

-212- 



iimmet olmak icin, cok diia etdi. Allahii teala kryamete yakin Onu 
tekrar yerytiztine indirecekdir. O zeman, Isa aleyhisselam Muham- 
med aleyhisselamm dini iizere hareket edecek, Onun halal dedik- 
lerine halal diyecek, haram dediklerine haram diyecekdir. Parak- 
lit, Ahmed demekdir. Ahmed ise, Muhammed aleyhisselamm ism- 
lerinden birisidir. Isa aleyhisselam, uliil-azm Peygamberlerdendir. 
Hasa, Allahm oglu degildir. Allahdan Allah, nurdan nur degildir. 
Isa aleyhisselam, insan idi. Ona tapilamaz.] 

Peygamberimiz "sallallahu teala aleyhi ve sellem" icin, (Baska- 
lanmn kendisine feda olmasma razi olan) ifadesi ile, bu iftiraci pa- 
paz, hicretde Peygamberimizin "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
Aliye "radiyallahii arm", kendi yatagina yatmasim emr etdigini 
kasd etmekdedir. Boyle oldugunu bir asagidaki sahifede kendisi 
acikhyarak, bununla guya, Isa aleyhisselamm, hatem-iil-enbiya, 
ya'ni Peygamberlerin sonuncusu, Muhammed aleyhisselamm tize- 
rine, iistunliik ve faziletini gostermek istemisdir. Hakikatde ise, 
kendi maksadinm aleyhine bir delil getirmisdir. Ciinki, aym risale- 
nin yirmidokuzuncu sahifesinde, (Isa mesih, beni Israil arasmda 
ortaya cikmis ve onlan kendisini kabule hazir bulmusdu) demek- 
dedir. Daha sonra, yiizonikinci sahifesinden yiizonuciincii sahifeye 
kadar, arab kavminin putperest olup, yeni bir dmi kabule hazir ol- 
madiklanm isbata cahsmakdadir. 

Isa aleyhisselama, bir rivayete gore yirmi erkek ile, sar'adan 
kurtulmus birkac kadmdan baska, kimse iman etmedi. Hiristiyan- 
larin zan etdikleri gibi, Ona iman edenler, Onun iiluhiyyetini, 
ilahhgim tasdik etmis iken, Isa aleyhisselam onlan kamil bir iman 
ve tevekkiile tesvik icin (zerre kadar lmammz olsa, dagi yerinden 
kaldinrsimz) diye te'minat verdigi ve carmiha gerilmeden birkac 
giin once, (Sizin icinizden biriniz benim icin camni feda ederse, 
ebedi hayata mazhar olur) diye miijdeledigi halde, Ona iman 
edenlerden hie birisi, bu emre Mat etmediler. Bilhassa, hiristiyan- 
larca Peygamber makamma sahib olan [ve kendilerine (resuller) 
denilen] havarilerden olan Yehuda, camm feda etmek soyle dur- 
sun, yehudilerden otuz giimiis riisvet alarak, Isa aleyhisselamm 
bulundugu yeri onlara haber verdi. Resul, Peygamber riitbesinde 
olan diger sakirdler, Isa aleyhisselam yakalamnca, etrafindan da- 
gihp kacdilar. [Matta bab yirmialti, ayet ellialti.] Hepsinin en ytik- 
sekleri olan Petrus, Mesihe karsi, (Bana seninle beraber olmek la- 
zim gelse de, seni hie inkar etmem), [Matta bab yirmialti, ayet 
otuzbes] diye yemin etmis idi. O kansikhklar arasmda, Isa aley- 
hisselami gottiriirlerken, uzakdan onun ardmca gitdi. [Matta bab 
yirmialti, ayet ellisekiz.] Daha sonra, horoz otiince, tie def'a ay- 

-213- 



n ayn, Isa aleyhisselami tamdigim inkar etdi diyor. Hem de, la'net- 
ler ederek. [Matta bab yirmialti, ayet yetmisdort.] 

[Yeni bir dini kabule miisaid olmadiklanm soyledigi arab kav- 
minden olup, Muhammed aleyhisselamm Peygamberligini tasdik 
eden Eshab-i kiramm her biri, Muhammed aleyhisselam ugruna, 
canlanm ve mallanm, hie cekinmeden seve seve feda etdiler. Buna 
birkac misal verelim: 

Uhud gazasi, islam tarihinin en biiyiik ve miihim gazalarmdan 
birisidir. Bu gazada, Eshab-i kiram once harbi kazanmis iken, son- 
radan miisrikler vadiyi dolasarak Eshab-i kirami "aleyhimiirrid- 
van" arkadan vurdular. islam ordusu kansdi. Pek cok Eshab-i ki- 
ram, sehidlik mertebesine kavusdu. Bu gazada bulunan ve sehfd 
olan Eshab-i kiramm secaat ve kahramanhklan, islam tarihinin en 
serefli kahramanhk destanlandir. Burada Eshab-i kiramdan birkac 
zatm ahvalini bildirelim: 

Talha bin Ubeydullah "radiyallahii anh" o giin Resulullahm 
"sallallahii aleyhi ve sellem" etrafim miisriklerin kusatdigim go- 
riince, ne tarafa kosacagim, ne tarafa yetisecegini sasirmisdi. Bir 
sag tarafdan hiicum edenlere, bir sol tarafdan hiicum edenlere 
karsi carpisiyordu. Kendini Resulullaha siper ediyordu. Resulul- 
laha "sallallahii aleyhi ve sellem" bir zarar gelir korkusu ile titri- 
yordu. Resulullahm yamnda done done carpisiyordu. Miisrikler- 
den keskin nisanci, atdigmi vuran Malik bin Zubeyr isminde bir 
ok atici vardi. Bu hain, Peygamberimize "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" nisan alarak, bir ok atdi. Resulullahm mubarek basma dog- 
ru gelen bu oka, baska hicbir seklde karsi koyamiyacagim anhyan 
Talha "radiyallahii anh", elini acarak oka karsi tutdu. Ok avueu- 
nu parcaladi. 

Kadm sahabilerinden, Umm-i Umare de "radiyallahii anna", 
zevci ve oglu ile, Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" ya- 
mnda carpisiyordu. Oglu, zevci, kendisi ve diger Eshab-i kiram, 
kendilerini Resulullaha "sallallahii aleyhi ve sellem" siper edi- 
yorlardi. Oglu yaralanmca, oglunun yarasim ve diger sahabilerin 
yaralanni sanyor, susuz olanlara su dagitryordu. Daha sonra, eli- 
ne bir kihc alarak carpismaga basladi. ibni Kamia kafiri Resulul- 
lahi oldurmeye yemm etmisdi. Resulullahi gordii. Resulullaha 
hiicum edince, Umm-i Umare atinm oniine gecdi. Atim durdu- 
rup Ibni Kamiaya saldirdi. O miisrikin tizerinde zirh oldugu icin 
darbeleri pek te'sir etmedi. Zirh olmasaydi, o da katl edilen di- 
ger miisriklerin yanma gidecekdi. Nihayet o miisrikin siddetli bir 
hiicumu ile bogazmdan agir yaralandi. Resulullah onun ipin, 
(Uhud giinii ne tarafima bakdiysam, hep Umm-i Umareyi gor- 

-214- 



diim) buyurmusdur. 

Mus'ab bin Umeyr "radiyallahii anh", Uhud gazasmda muha- 
cirlerin sancagini tasryordu. iki zirh giyinmisdi. ibni Kamia kafi- 
ri Mus'aba "radiyallahii anh" saldirdi. Ciinki Mus'ab "radiyalla- 
hii anh" kendisini Resiilullaha siper ediyordu. ibni Kamia bir ki- 
hc darbesi ile Mus'abm "radiyallahii anh" sag kolunu kesdi. San- 
cagi sol koluna aldi. Bu sirada Al-i imran suresinin (Muhammed 
ancak Allah in resuliidiir) mealindeki yiizkirkdordiincii ayetini 
okuyordu. ikinci bir darbe ile sol kolu da kesilince, sancagi kesik 
kollan ile tutup gogstine basdirdi. Yine aym ayet-i kerimeyi oku- 
yordu. Islam Sancagini yine birakmamisdi. En son gogsune sap- 
lanan mizrak ile, sehid oldu. Fekat islam Sancagini yine birakma- 
misdi. 

Hubeyb bin Adiy ve Zeyd bin Desinneyi "radiyallahii anhii- 
ma", miisriklerden, Lihyan ogullan, hile ile yakalayip Kureys ka- 
firlerine satmislardi. Hubeybe "radiyallahii anh", kendisini sehid 
etmeden once (Dininden don seni serbest birakahm) dediler. (Val- 
lahi donmem! Biitiin diinya benim olsa, bana verilse, yine islamiy- 
yetden aynlmam) cevabim verdi. Bunun iizerine miisrikler, (Shn- 
di senin yerine Muhammedin "aleyhisselam" olmasim, Onun oldii- 
riilmesini ister misin? Sen de evinde rahat oturasm) dediler. Hu- 
beyb "radiyallahii anh", (Ben Medmede Muhammed aleyhissela- 
min miibarek ayagma bir diken batmamasi icin bile, canimi feda 
ederim) dedi. Kafirler Hubeybin bu asm sevgisine hayret etdiler. 
Daha sonra da sehid etdiler. 

Daha yiizlerce misalini yazmak miimkin olan bu hadiseler, hep 
sahiddir ki, Eshab-i kiramm ve bindortyiiz seneden beri gelmis 
olan miislimanlarm hepsi, seve seve canlarim Resulullahm ugruna 
ve Allahii tealamn nzasi icin feda etmislerdir. Hiristiyanlarm, resul 
kabul etdikleri havariler, Isa aleyhisselami en sikintih zemamnda 
terk ederek kacmis, kacmakla kalmamis, onu la'net ile inkar etmis- 
lerdir. Bu hal, bugiinkii incillerde bildirilmekdedir.] 

Her seyin en dogrusunu Allahii teala bilir ki, hicret gecesi 
Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem", Aliye "radiyalla- 
hii anh" bu fedakarhgi teklifden maksadi, bir gun gelir, hiristiyan- 
lar arasmda, nicin ahir zeman Peygamberi yeni bir dmi kabule ha- 
zir bir kavmden zuhur etmedi diyerek i'tiraz ederlerse, boyle bir 
siial karsismda, onlan, kiyamete kadar susdurmak icindir. [Ciin- 
ki, boyle bir kavm icerisinde geldigi halde, kendisine inanan ve 
iman eden bir zatdan istedigi bir teklif, can tehlikesi oldugu hal- 
de seve seve yerine getirilmekdedir. Bu hal, Peygamberimizin 
"sallallahii aleyhi ve sellem" iistiinliik ve faziletini gosteren, en 

-215- 



btiyiik delillerden biridir. Bu papaz, kendi sozii ile, kendisini tek- 
zib etmekdedir.] Buradaki diger bir ince hikmet de sudur: (islam 
dini, sadece zahiri menfe'atler ve kuvvet zoru ile yayildi) diyenle- 
re karsi, havariler ile Eshab-i kiramm ahvali mukayese edilirse, 
Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" ibretli bir seklde, i'tiraz- 
cilan ve hasmlanni utandirmak icin, mu'cize olarak Eshabindan 
birini, o seklde vazifelendirmis oldugu hatira gelebilir. [Ciinki All 
"radiyallahii anh" hie cekinmeden Resulullahm yatagma yatmis, 
Petrus ve diger havariler ise, Isa aleyhisselami terk edip, kacmislar- 
dir.] 

Protestan papazlar, islamiyyete i'tiraz ederek, (Incil, kendisine 
inananlan, Isa Mesihin asnnda, yehudilerin yapdiklan ibadetler- 
den muaf tutmusdur. ibideti, akla uygun ve makbul bir seklde 
mii'minlere gostermis ve beyan etmisdir. Halbuki, Kur'an-i kerim, 
tekrar kemalden uzaklasmisdir. Ciinki, yehudiligin, ruhaniyyet bu- 
lunmiyan maddi ve zahiri olan adet ve ibadetlerini emr etmisdir) 
demekdedirler. 

CEVAB: Bunlara soranz ki, Isa aleyhisselamin Matta incili- 
nin besinci babimn onyedinci ayetinde, (Ben seri'ati yikmaga gel- 
medim. Ben yikmaga degil, temam etmege geldim. Ciinki, yer ile 
gok zail olmadikca, hersey vaki' oluncaya kadar, sen'atden bir 
harf veya bir nokta bile yok olmryacakdir) soztiniin ma'nasi ne- 
dir? Kendisi, Musa aleyhisselamin dmi iizere, nicin siinnet olmus- 
dur? Omriiniin sonuna kadar, Musa aleyhisselamin seri'atindeki, 
belli bayramlan temamen icra etmesinin sebebi nedir? Beni isra- 
ll ile aralarmda gecen miinakasalarda, onlan Musa aleyhissela- 
min seri'ati ile amel etmedikleri icin, neden azarlamisdir? Bunlar- 
dan anlasihyor ki, protestan papazlann bu iddialan, temamiyle 
Incilin ahkamma ve Isa aleyhisselamin yapdiklarma, mugayirdir, 
ziddir. Kur'an-i kerim, kemalden ve ruhaniyyetden asla art degil- 
dir. Bir dinin zahiri olan ibadetlerini yapmiyan, o dinin ruhaniy- 
yetinden istifade edemez. Bunun tafsilati asagida beyan oluna- 
cakdir. 

Hiristiyan papazlann i'tirazlarmm birincisi, islam dinindeki ta- 
haretdir. ilk hedefleri, ilk hiicum etdikleri mes'ele taharet mes'ele- 
sidir. 

Bu papaz, (Islamiyyetde abdest almak, halkm temizligi ve vti- 
cudun kirlerinin giderilmesi maksadma bagh olmus olsaydi, bir 
sey denilemezdi. Fekat, Allahii teala icin yapilan ibadetlerin sih- 
hati, abdest almaga baglanmis ve abdest ibadetin sarti kabul edil- 
misdir. Abdestsiz kilman nemazi, Allahii teala kabul etmez deni- 
lirse, burasi iizerinde diisiiniilecek bir yerdir. Ciinki Tevratda, 

-216- 



(Rab insamn bakdigi gibi bakmaz. Zira insan zahire, Rab kalbe ba- 
kar) denilmis oldugundan, nemazdan evvel abdest almamn kalb 
temizligine veya nemazm hakikatine bir te'siri yokdur. Aynca, ne- 
mazm sihhatine ve kabuliine de, birfaidesi olmadigi anlasilmakda- 
dir. Buna gore, Kur'an-i kerim, ibadetin ash olan ihlas ve kalb hu- 
zurunu, hie bir faidesi olmiyan, sekl ve adetler iizerine va 7 d etmis 
olur. Bir diger hustis da, ellerini ve ayaklanm yikamak, sicak col 
memleketierinde oturan ve yahn ayak gezen kimselere faideli ve 
giizeldir. Fekat, gayet nazik ve medeni olup, soguk memleketierde 
yasayip, ayagini corap ve ayakkabi He koruyan kimseler icin abdest 
almak, sihhate zararh olan bir mecburiyyetdir. Bilhassa, kuzeyku- 
tub bolgelerinde yasiyan kimselere, giinde bes defa buzlan kmp 
yikanmak, ne kadar mesakkatii ve sihhati gideren bir seydir. Ne 
kadar adalet ve hakkaniyyetden uzakdir. Kibleye donmek de beni 
Israili takliddir) demekdedir. 

CEVAB: Bilinmelidir ki, islam dim, biitiin dinlerin en kamil 
ve en temam seklidir. Ya'ni zahiri ve batini olgunlugu kendinde 
cem' eden bir tevhid dinidir. insanlara faideli seyleri emr eden, 
zararh seylerden koruyan bir dindir. Onda insanlara zararh ola- 
bilecek en kuciik bir hiikm yokdur. Her hiikmiinde insanlar icin 
maddi ve ma'nevi nice faideler vardir. islamiyyetin, Allahii teala 
tarafindan gonderilmis oldugunun acik bir delili de, islamiyyet- 
de, ne kadar zahiri ve sekh goriinen ahkam varsa, her birinin ni- 
ce hakikatleri ve insanlar icin faideleri olmasidir. ilm ve teknik 
ilerledikce, bunlann faideleri ortaya cikmakdadir. Gozleri ceha- 
let perdesi ile kapanmis olanlar, bu hakikatleri idrak edememek- 
de ve sadece zahire bakmakdadirlar. isra suresinin yetmisikinci 
ayetinde mealen: (Bu diinyada [kalbi hakki kabul etmiyecek 
seklde] kor olan kimse, ahiretde de kordiir. [Kurtulus yolunu go- 
remez]) buyurulmusdur. Ayet-i kenmede bildirilen kimseler, 
boyle soyliyen papazlardir. islamiyyete uyan kimseler, ahiretde, 
ihlaslanna gore miikafata kavusacaklardir. Gozleri, irfan nuru 
ile acilmis, biitiin alemi kaphyan ilahi ni'metden idrak ve anlayis- 
lan nisbetinde nasib almis olan kimseler icin, ahiretde yiiksek 
dereceler va'd edilmisdir. Bu va'dler, bu ni'metler, ayet-i kerime- 
lerde bildirilmisdir. Akl ve irfan sahibi olan kimselerin burada 
yapacaklan sey, islamiyyetin emr etdigi ibadetlere siki sikiya 
baglanmakdir. Bununla beraber, kalbini kotii huylardan temizle- 
mek lazim oldugu, tefsir ve hadis-i serif kitablannda uzun uzun 
beyan edilmisdir. Binlerce Ehl-i siinnet alimi de kitablannda bil- 
dirmisdir. Aynca, batm yolunu ogrenmek isteyenler, Allahii tea- 
laya kavusduran yolun menba'lan ve rehberleri olan Evliya-i ki- 

-217- 



rama miiraceat etmelidirler. 

Tefsir alimleri bildiriyorlar ki, abdest ve taharet, ya'ni temizlik, 
bu i'tirazci papazm da i'tiraf ve kabul etdigi seklde, zahiren bede- 
nin sihhatine cok faideleri oldugu gibi, ma'nevi olarak da, kalbin 
tasfiyesinin ve huzurunun bir isaretidir. Nemaz, Allahti tealanm 
huzurunda durmakdir. Allahii tealanm huzurunda durunca, kalbin 
tasfiye edilecegi acikdir. Kotiiliiklerden temizlenmemis bir kalb 
ile, Allahii tealanm huzuruna cikilamaz. Nitekim, diinya islerinde 
de boyledir. 

Abdest almanin beden temizligi oldugu, hergiin bes kerre be- 
dendeki mikrop yuvalarmi temizledigi meydandadir. Akli ve ilmi 
olan herkes, bunu bilmekdedir. Abdestin kalbe kuvvet verdigini, 
ruhu temizledigini papazlar da biliyor. Mesela, (Riyad-un-nasi- 
hin)de, abdestin faziletini anlatirken diyor ki, imam-i Ca'fer Sa- 
dik "rahmetullahi aleyh, 1 ' 1 nasihat vermek icin, bir rahibe geldi. 
Kapi gee acildi. Sebebini sorunca, Rahib, (Aralikdan seni goriin- 
ce, heybetinden cok korkdum. Hemen abdest aldim. Tevratda 
gormiisdum ki, bir kimseden veya birseyden korkunca, abdest al- 
malidir. Abdest, insani zarardan korur yazili idi) dedi. imam na- 
sihat verince, hemen musliman oldu. Kalbi, abdestin bereketi ile 
temizlendi. 

Uzeri pis-kirli olan bir kimse, padisahm divanma girmek icin 
bir yol ve bir ruhsat bulamaz. Bu da gosteriyor ki, abdest ve ta- 
haret, i'tirazci papazin zan etdigi gibi, huzur ve ihlas icin faidesiz 
degildir. Simal [kuzey] memleketlerinde yasayan kimseler, ab- 
dest almak istedikleri zeman, yalmz sabahleyin sicak su ile abdest 
alarak coraplarini ve mestlerini giyerler. Diger dort vaktde, ab- 
destlerini tutarak nemazlarmi kilabilecekleri gibi, abdestleri bo- 
zuldugu zeman, mestleri uzerine mesh ederek abdest alabilirler. 
[Boylece, hem ayaklanni yikamamis ve ayaklan usumemis, hem 
de nemazlarmi kilmis olurlar. Soguk su kullanamayanlar, sicak 
odalarmda, toprak ile teyemmiim ederler. Protestan papazin id- 
dia etdigi gibi, giinde bes def a buz kirmaga hie liizum yokdur. 
Onlar, yemekden evvel giinde iic def a ellerini yikarken buzlan 
kirdiklan icin hasta mi oluyorlar?]. Bir kimsenin viicudunda has- 
tahk olur da, abdest almak, ya'ni su ile yikanmak sihhatine zarar- 
h olursa, teyemmiim edebilir. Ciinki asl maksad sadece el, yiiz ve 
ayak yikamak degil, kalbin tasfiyesi [ya'ni Allahii tealanm huzu- 
runa durmak icin bir hazirhk ve Allahii tealayi hatirlamak]dir. Za- 



[1] Ca'fer Sadik, 148 [m.765] de Medinede vefat etdi. 

-218- 



ruret hallerinde, islamiyyet asla giicliik teklif etmez, giicliigii emr 
etmez. Nitekim hadis-i serifde, (Dinde giicliik yokdur) buyurul- 
musdur. Kur'an-i kerimde Bekara suresinin ikiyiizseksenaltmci 
ayetinde mealen: (Allahii teala insana giicii yetmiyecegi seyi teklif 
etmez) buyurulmusdur. Ya'ni, Allahii teala, bir nefse, giicii yetebi- 
lecegi, yapabilecegi seyi emr eder, yapamiyacagini emr etmez. [Ni- 
sa suresinin yirmisekizinci ayetinde mealen: (Allahii teala, ibadet- 
lerinizin halif, kolay olmasim istiyor. insan za'if, dayamksiz yara- 
tildi) buyurulmusdur. islamiyyetde, ibadetler icin iki yol vardir: 
Bunlardan birisine (Ruhsat), digerine de (Azfmet) yolu denir. 
Ruhsat, islamiyyetin ibadetlerde tamdigi, izn verdigi kolayhklar- 
dir. Insana kolay geleni yapmak, ruhsat ile amel etmek olur. Zor 
geleni yapmak ise azimetdir. Azimet ile amel etmek, ruhsat ile 
amel etmekden daha kiymethdir. Bir insamn nefsi, kolayhklan 
yapmak istemezse, bunun azimetleri birakrp, ruhsat ile amel etme- 
si efdal olur. Fekat, ruhsat ile amel etmek, ruhsatlan arasdirmaga 
yol acmamahdir.] (Amellerin en fazfletlisi, nefse en zor gelenidir) 
hadis-i serifi, islamiyyetdeki amellerde ta'kib edilecek en dogru 
yolu, acikca gostermekdedir. Bunun icin, iman-i kamil sahibi olan 
mii'minler, Allahii tealamn nzasmi ve sevgisini kazanmak icin, 
nefslerine zor gelen, giic seyleri yapmagi secerler. Boylece ahiret- 
de yiiksek derecelere kavusmak isterler. 

Yalmz, basini acip goziinii semaya dikerek ibadet eden hiristi- 
yanlar, beden temizliginden hie bahs etmiyerek igrenc kokulu be- 
denleri, kirli elbise ve ayakkabilar ile kiliseye gidip, los bir havada, 
nahos kokular icerisinde, bir parca ekmegi yiyip, bir yudum serab 
icince, Allahii teala ile (hasa) hemen birleseceklerini, kalblerinin 
kotiiliiklerden temizlenecegini zan ediyorlar. Boyle bir zanna sa- 
hib olan kimseler icin, elbette islamiyyetin emrlerinin hakikatleri- 
ni anlamak pek zordur. Yikanmagi, temizligi, miislimanlardan og- 
renerek, pislikden kurtuldular ise de, bozuk inamslan ve uydurma 
ibadetleri hala devam etmekdedir. 

Papazlarm i'tirazlarmdan birisi de nemazdir. (Tekbir, kiyam, 
riiku ' ve secde zahire uygun olmadigi gibi, ruhani de degil imis.) 

CEVAB: Dtisunemiyorlar ki, acaba maddi ve ma'nevi olarak, 
Allahii tealaya ibadetden maksad nedir? ibadet, her ne seklde 
olursa olsun, Allahii tealaya ta'zim ve Allahii tealamn nihayetsiz 
hazinesinden yapmis oldugu sayisiz ihsanlanndan dolayi, hamd 
ve sena etmek ve kendinin acizligini i'tiraf edip, Allahii tealadan 
rahmetini istemekdir. Allahii tealaya ta'zim sebeblerini arasdirdi- 
gimizda, nemazm riiknlerinden olan, kiyamda elleri baghyarak 
husu' ile Allahii tealamn huzuruna cikmak, Besmele-i serife ve 

-219- 



sure-i Fatiha okuyarak hamd ve sena etmek, riiku' ve secdelerde, 
vacib-ul-viicud olan Allahti tealayi tesbih ve her hareketde (Alla- 
hii ekber) tekbfr ciimlesi ile, Allahii tealanm biiyukliigiinii soyle- 
mek, Allahii tealayi ta'zim etmekdir. 

Beni Israil Peygamberlerinin bildirdikleri tizere, kible, Kudiis- 
deki (Beyt-i mukaddes)e dogru idi. Sonradan (Ka'be-i muazza- 
ma)ya dogru oldu. Ka'be-i muazzamayi Ibrahim aleyhisselam yap- 
mis oldugu icin, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
Ka'be-i muazzamaya karsi ibadet yapmak istiyordu. Merhameti 
sonsuz olan Allahii teala, sevgili Peygamberini bu arzusuna kavus- 
durarak, kible, Mescid-i aksadan, Mescid-i harama cevrildi. Beka- 
ra suresinin yiizkirkdordiincii ayetinde mealen: (Sinuli yiiziinii 
Mescid-i haram tarafina cevir) buyurulmusdur. 

Islam dininde, Musa aleyhisselamm seri'atinde olan, Kurban 
kesmek, siinnet olmak, domuz eti, les ve faiz yimemek, zina et- 
memek, adam oldiirmemek ve kisas gibi daha nice hiikmler var- 
dir. Her ne kadar, zemammizda mevcud hiristiyanhkda, Isa aley- 
hisselamm emrinin hilafina olarak, Musa aleyhisselamm seri'atin- 
de bulunan bircok hiikmler tahrif olunmus ise de, zina ve adam 
oldiirmekden nehy ve kibleye yonelmek gibi, Miisa aleyhissela- 
mm serf'atinden olan ba'zi hiikmler devam etmekdedir. Hiristi- 
yanlar, (Tevratin biitiin ahkami tasdik olunmus, mu'teberdir) de- 
dikleri halde, hiikmleri ile amel etmezler. [Soruldugu zeman ise, 
(Kitab-i mukaddes)in temamma inamyoruz. Eski Ahd ya'ni 
(Tevrat) da, Allahii teala tarafmdan gonderilmis kitabdir dedik- 
leri halde, bunun ahkami ile amel etmezler. Sebebini sorunca, 
hiikmii nesh oldu, degisdi derler. Hem Allahii tealanm kitabi di- 
ye inamyor, bircok bahslerde hiristiyanhk inancimn delili olarak 
Tevratdan ayetler okuyorlar, hem de ahkami ile amel edilmedigi 
sorulunca, ahkami mensuhdur diyorlar.] Fekat ba'zi hiristiyanlar, 
923 [m. 1517] senesinde ortaya cikan Luther ismindeki bir papa- 
za uyarak kibleyi, ya'ni beyt-i mukaddese karsi donmegi terk et- 
mislerse de, diger milyonlarca katolik hiristiyan hala beyt-i mu- 
kaddese dogru donmekdedir. Hie birisi, protestanlarm kibleye 
donmegi terk etmelerine i'tibar etmemekdedir. Ciinki, ibadetden 
asl maksad, Allahii tealaya ta'zim ile, hamd, sena, niyaz ve diia- 
dan, ya'ni yalvarmakdan ibaretdir. Kalb huzuru ile, ma'nevi kiy- 
meti haiz olan bir yere donerek, ibadet etmekde, ta'zimi ihlal 
edecek, ibadeti bozacak ne gibi bir sey diisiintilebilir? Aynca, do- 
niilecek cihetin belli olmasi, kalbin daha fazla huzur bulmasma 
sebeb olur. 

Ibadetlerinde, kiyam, riiku' ve secde gibi kullugu bildiren 

-220- 



edebler olmayan hiristiyanlar, kilisede, sadece birbirlerinin yiizle- 
rine bakarlar. Gene oglanlar ile kizlar, her ne kadar goz zinasmdan 
nehy olunmuslarsa da, birbirlerinden gozlerini ayirmazlar. Daha 
sonra, papazin okudugu ekmek parcasim, tann kabul etdikleri Isa 
aleyhisselamin eti, serabi da kani olarak inamp (isa-i rabbani) diye 
yiyip icerek, hemen ruh-iil-kuds ile birlesdiklerini zan ederler. 
[Protestanlar, bu isa-i rabbaniyi (evharistiya)yi bir hatira olarak yi- 
yip icerler.] 

Ibadetden maksad, her seyin yaraticisi olan Allahii tealaya 
ita'at ve ta'zimdir. Bu iki dinden hangisinde Allahii tealaya ta'zi- 
min bulundugu ortadadir! 

Islam dminde hergiin bes farz nemazdan once ezan ve ikamet 
okunur. Muezzin yiiksek sesle ezan okur. Ya'ni: 

ALLAHU EKBER: Allahii teala buyukdiir. Ona bir sey lazim 
degildir. Kullarimn ibadetlerine muhtac degildir. ibadetlerin, Ona 
faidesi yokdur. [Bunu, zihnlerde iyi yerlesdirmek icin bu kelime, 
dort kere soylenir.] 

ESHEDU EN LA ILAHE ILLALLAH: Kibriyasi [buyiiklu- 
gii] ile ve kimsenin ibadetine muhtac olmadigi halde, ibadet olun- 
maga Ondan baska kimsenin hakki olmadigina sehadet eder, el- 
bette inamnm. Hicbir sey Ona benzemez. 

ESHEDU ENNE MUHAMMEDEN RESULULLAH: Mu- 
hammed aleyhisselamin, Onun gonderdigi Peygamberi olduguna, 
Onun istedigi ibadetlerin yolunu bildiricisi olduguna sehadet eder, 
inamnm. 

HAYYE ALES-SALAH, HAYYE ALEL-FELAH: Ey mii'min- 
ler, kosun felaha, se'adete, kosun salaha, iyilige, ya'ni nemaza. 

ALLAHU EKBER: Ona layik ibadeti kimse yapamaz. Her- 
hangi bir kimsenin ibadetinin Ona layik, yakisir olmasmdan cok 
biiyiikdur, cok uzakdir. 

LA ILAHE ILLALLAH: ibadete, karsismda alcalmaga miis- 
tehak olan, hakki olan ancak Odur. Ona layik bir ibadeti, kimse 
yapamamakla beraber, Ondan baska kimsenin ibadet olunmaga 
hakki yokdur, [diyerek mii'minleri nemaza da'vet eder]. 

[Insirah suresinin dordiincii ayetinde, Allahii teala, habibi 
Muhammed aleyhisselam icin mealen: (Senin isniini [sarkda, 
garbda, yer kiiresinin her yerinde] yiikseltirim) buyuruyor. Gar- 
ba dogru, bir tul derecesi [111,1 kilometre] gidilince, nemaz vakt- 
leri dort dakika gecikiyor. Her yirmisekiz kilometre gidisde, aym 
vaktin ezam birer dakika sonra tekrar okunmakdadir. Boylece, 
yeryuzuntin her yerinde, her an ezan okunmakda, Muhammed 

-221- 



aleyhisselamm ismi her an, her yerde isitilmekdedir. Yirmidort sa- 
at icerisinde Onun isminin soylenilmedigi bir an yokdur.] 

Hiristiyanlarm kiliseye da'vetleri ise, can calmakla olur. Miisli- 
manlann ibadete da'vet sekli ile hiristiyanlarm da'vet seklinden han- 
gisinin Allahii tealayi ta'zim etdigi ve ruham oldugu meydandadir. 

Miislimanlar, ezandan sonra, nemaz kilarlar. Nemaza baslama- 
dan once, nemazm icab etdirdigi sartlar vardir. Bunlar altidir. Bun- 
lardan biri bulunmazsa, nemaz sahih olmaz: 

1 — Hadesden taharet: Abdesti olmiyamn abdest a'zalanni gii- 
zelce yikamasidir. [Yahud ciiniib olamn gusl etmesidir.] 

2 — Necasetden taharet: Bedenini ve elbisesini ve nemaz kildi- 
gi mahalli, goriinen maddi pisliklerden temizlemekdir. 

3 — Istikbal-i kible: Ka'be-i muazzama tarafma donmekdir. 
[Kible cihetini anlamak icin, giinesi goren topraga bir cubuk diki- 
lir, yahud bir ip ucuna anahtar, tas gibi bir sey baglamp sarkitihr. 
Takvim yapragmda yazih (Kible saati) vaktinde, cubugun, ipin gol- 
geleri kible istikametini gosterir. Golgenin giines bulundugu tara- 
fi, kible ciheti olur.] 

4 — Setr-i avret: Gerek erkeklerin ve gerekse kadinlann nemaz 
kilarken islamiyyetin bildirdigi avret yerlerini ortmeleridir. Avret 
yerlerini, her yerde, her zeman baskalarmm yamnda, ortmek farz- 
dir, lazimdir. 

5 — Vakt: Her milletin ba'zi ibadetlerinde muayyen vakt oldu- 
gu gibi, muslimanlann nemazlanm da, Allahii teala, belli vaktlere 
tahsis etmisdir. Vakti gelmeden evvel ezan okumak biiyiik giinah- 
dir ve kilman nemaz sahih olmaz. 

6 — Niyyet: Kilacagi nemazm ismini ve vaktini bilmek ve her- 
hangi bir diinyevi sebeb ile degil, ancak Allahii tealanm emri ve n- 
zasi icin oldugunu bilmekdir. 

Hiristiyanlar, kiliseye yikanmadan gitmekdedirler. Pis kokulan 
ile, birbirlerini rahatsiz etmekdedirler. Belli bir cihete donerek, 
kalb huzuru ile, Allahii tealaya ibadetleri olmadigi icin, hep birbir- 
lerine bakmakdadirlar. 

Miislimanlarin, ibadetler icin olan sartlan ile, hiristiyanlarm 
ibadetleri karsilasdinhrsa, hangisinin daha ruham ve kulluga uy- 
gun oldugu belli olur. 

Simdi, nemazm ruknlerinin ne oldugunu beyan edelim: 

1 — Iftitah tekbiri: Bir musliman nemaz kilmaga baslarken, on- 
ce, ellerini kaldinp, Allahii tealadan gayn her seyi kalbinden cika- 
rarak, kalb huzuru ile, Allahii tealanm huzuruna cikdigmi hatirla- 

-222- 



yarak (Allahii ekber) der. Bunun ma'nasi, (Allahii teala, zihne ge- 
len her seklden ve hayallerden ve mahluklara benzemekden uzak 
ve kamillikle vasf olunan her seyden, daha biiyiikdiir) demekdir. 

2 — Kiyain: Tam bir husu' ve edeb ile, Allahii tealamn huzu- 
runda ellerini baglayrp, ayakda durmakdir. 

3 — Kira'et: Allahii tealamn ismi serifi ile Fatiha-i serifi oku- 
makdir ki, daha once meal-i serifini bildirdigimiz gibi, Allahii tea- 
laya hamd-ii sena ve ta'zim ile, hidayet ve selamet icin diiadir. [Ki- 
yamda, Fatiha-i serife ile birlikde, bir sure veya ayetler okunur.] 

4 — RiikiV: Bir kerre, egilerek, ellerini diz kapaklarma baglaya- 
rak, sirtini ve basmi diiz tutmakdir. Riiku'da, (Siibhane Rabbiyel 
azim) denir ki, ma'nasi, (Her seyden biiyiik olan Rabbimi her diirlii 
ayb ve noksan sifatlardan miinezzeh ve mukaddes bilirim) demek- 
dir. [Bu iic, bes, yedi, dokuz veya onbir def a, soylenilebilir.] 

5 — Secde: Kendini aciz bilerek, tazarru ve niyaz ile, iki kerre 
yere yiiziinii koyarak (Siibhane Rabbiyel a'la) denir. Ma'nasi, 
(Herseyden yiiksek, ali olan Rabbimi biitiin noksan sifatlardan 
miinezzeh ve mukaddes bilirim) demekdir. 

Islam dininde riiku' ve secde, ancak varhgi mutlak lazim olan, 
Allahii tealaya yapihr. Miisliman, nemazda Ka'be-i mu'azzamaya 
donerek, Allahii tealaya secde etmekdedir. Ka'beye karsi secde edi- 
lir. Ka'be icin secde edilmez. Ka'be icin secde eden kafir olur. Hie 
bir insana ve hie bir mahltika karsi secde etmek caiz degildir. Ciinki 
insan, Allahii tealamn yaratdigi mahluklarm en sereflisi olup, yara- 
tihsda, ya'ni insanhkda, hie birisinin digerinden farki yokdur. Mad- 
di makam ve rtitbeler ise, insamn mahiyyetini degisdiremez. [Ken- 
dilerinin ilah olduklarim iddia eden, fir'avnlar ve nemrudlar dahf, 
diger insanlar gibi yimekden, icmekden ve diger beseri ihtiyaclardan 
ve oliimden kurtulmus degillerdir. Allahii tealamn, insanlar icerisin- 
den secmis oldugu kullan olan Peygamberler "aleyhimiisselam" de, 
sifat-i beseriyyede diger insanlarla aymdir. Ya'ni, onlar da yirler, 
icerler, sogukda iisiirler. Ancak, Allahii teala, onlara hususi ni'met- 
ler ve cesidli mu'cizeler ihsan etmisdir. Hie bir salih kul, Peygamber 
derecesine kavusamaz. Peygamberler ma'sumdurlar. Asia giinah is- 
lemezler. Ba'zi Peygamberlerden zelle sadir olmusdur. Zelle, giinah 
demek degildir. Bir isi, en gtizel seklde yapmamak demekdir. Gii- 
zeldir, fekat en giizel degildir.] 

Yiiziinii yere koymak, ya'ni secde ederek ta'zim etmek, kisinin 
kendi zilletini, asagihgim ve ta'zim etdigi zatm sanmm biiyiikliigii- 
nii ve yiiceligini i'tiraf etmekdir. Boyle bir ta'zim ise, hakiki ni'met 
verici ve kainatm yaraticisi olan, Allahii tealadan baskasma layik 

-223- 



degildir. Hatta, boyle ta'zimler soyle dursun, Peygamber efendimiz 
"sallallahii aleyhi ve sellem", Eshab-i kirami "aleyhimiirndvan" 
kendisi gelince ayaga kalkmakdan nehy buyurmusdu. Onun Eshabi 
arasmda, kendisine tahsis edilmis her hangi bir oturma yeri, taht, 
sedr gibi birseyi de yokdu. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem", Eshab-i kiramin yamna geldigi zeman, bos olan miinasib bir 
yere otururdu. Kendisini tanimayanlardan o meclise gelenler, ken- 
disini bilemez (Resulullah kimdir?) diye sorarlardi. Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem", boyle hareket edince, diger aciz insanlarm 
ne yapmasi lazim oldugu diisiiniilmelidir. 

6 — Ka'dede te$ehhiid mikdari oturmak: Basim ikinci secde- 
den kaldirmca, iki diz iizerine oturup, tehiyyat okumakdir. Tehiy- 
yatm ma'nasi: (Yapilan biitiin ta'zimler, hurmetler ve ibadetler Al- 
lahii tealaya mahsusdur ve ey Nebiy-yi zisan, selamet ve Allahm 
rahmeti ve bereketi senin iizerine olsun. Selamet bizim tizerimize 
ve biitiin salih kullarm iizerine olsun. Ben sehadet ederim ki, Alla- 
hii tealadan baska, kendisine ibadet edilip, tapimlacak ilah yokdur 
ve Muhammed aleyhisselam Allahii tealamn kulu ve resuliidiir.) 
Iste, miislimanlarm giinde bes def a eda etmekle miikellef olduk- 
lan, farz nemazlarm, alti riiknii, temel diregi bunlardir. Adem 
aleyhisselamdan beri, her Peygamberin iimmetine giinde bir vakt 
nemaz kilmak emr olunmus idi. Nemazm en kamil sekli, ancak 
ahir zeman Peygamberine emr ve ihsan buyurulmusdur. 

Nemazm riiknleri olan bu amellerde, Allahii tealamn iiluhiy- 
yetine ve ta'zime noksanhk olacak bir sey var midir? Ne garibdir 
ki, islamiyyetde, riiknleri ve sartlan acikca bildirilen ibadetlerin, 
ruhani olmadigim iddia eden protestanlarm, vaftiz, kurban (isa-i 
rabbani) ve incil kiraetinden baska ibadetleri yokdur. Miisliman- 
larm nemazi ruhani degilmis de, hiristiyanlarm bu ibadetleri ruha- 
ni imis (!). 

(Menakib-i cihar-i yar-i giizin)de, Ali "radiyallahii teala anh"m 
doksaniiciincii menkibesinde diyor ki, imam-i Ali "radiyallahii 
anh" nemaza durunca, etrafmda yapilanlardan hie haberi olmazdi. 
Bir cengde, mubarek ayagma ok girdi. Kemige saplandi. Cerrah 
bunu cikanrken agnsma dayanamazsm. Once, miinevvim ya'ni 
uyusdurucu ilac verip uyutacagim dedi. ilaca liizum yok. Nemazi- 
mi kilarken cikar buyurdu. Nemazda iken mubarek ayagim yanp, 
demiri kemikden cikardi ve yarayi sardi. Nemaz bitince, cikardm 
mi dedi. Evet deyince, Allah hakki icin, hie aci duymadim buyur- 
du. Salih miislimanlarm nemazlarmm boyle oldugunu bildiren cok 
hadis-i serif vardir. 

Hiristiyanlarm ibadetlerini de kisaca inceleyelim: 

-224- 



1 — Vaftiz: [Hiristiyan ibadetlerinin ya'ni Sakramentlerin bi- 
rincisidir. Hiristiyanlar, vaftizin Isa aleyhisselam tarafindan ko- 
nulduguna inamrlar.] Isa aleyhisselam omrti boyunca kimseyi vaf- 
tiz etmedi. Vaftiz yapiniz diye bir emr de etmedi. [Hiristiyan ol- 
mak icin ve bir kiliseden digerine gecmek icin, vaftiz yapilmasinm 
sart olduguna inanan hiristiyanlar, vaftizi, Baba, oglu, ruh-iil-kuds 
adma yaparlar. Hiristiyanlara gore vaftiz, Isa aleyhisselamin 
ma'nevi viicudu, ya'ni ilahhgi ile maddi viicudunun birlesmesi ve 
ruh-iil-kuds ile yeniden dogusdur. Ash giinah dedikleri, ta Adem 
aleyhisselamdan geldigine inandiklan sucun, vaftizle afv edilece- 
gine inamrlar. Vaftiz kilisede yapihr. Kiliseler arasmda vaftizin 
yapihsi birbirinden farkhdir. Ba'zilan kudsiyyetine inamlan bir su- 
ya daldirarak, ba'zilan su serperek, ba'zilan da, basma su dokmek 
suretiyle vaftiz yaparlar. Vaftiz yapilacak kimsenin yasi da kilise- 
ler arasmda degisikdir. Hiristiyanlar vaftiz yapilmadan olenin gii- 
nahkar olarak oldiigiine inamrlar.] Burada, ruhaniyyete aid hie bir 
sey yokdur. 

2 — Kurban: (i§a-i rabbani veya Evharistiya): Bunun tafsilati- 
m yukanda zikr etmisdik. [incile gore, Isa aleyhisselam, Havarile- 
ri ile birlikde yidigi son aksam yemeginde ekmegi parcalayip, aim 
yiyin, bu benim etimdir diyerek, havarilere verdi. Bir kase icinde- 
ki serabi uzatip, aim iciniz, bu benim kammdir diyerek onlara icir- 
di. Pavlos bunu te'vil etdi. Kilise ise, onu ayin haline getirdi. On- 
ce senede bir def'a yapihrken, sonradan her hafta yapilmaga bas- 
landi. Papazlara soranz, serab icmek, serabh ekmek yimek ibadet 
olur mu? Boyle, ibadet olarak yapilan bir isin ruhaniyyet neresin- 
dedir?] 

3 — Incil Okumak: Papaz incilden bir parca okumakda, hazir 
olanlar da, bunu anlamadan dinlemekdedirler. Bu da ruhani ola- 
maz. Ciinki bugunkii inciller, Isa aleyhisselama semadan gonderi- 
len mukaddes kitab olmayip, insan sozleridir. 

Hiristiyanlar, miislimanlarm hac farfzasim yapmalanna da 
i'tiraz ederek, (Bu, yehudilerin senede tic defa, Kudiis-i serifde 
bulunan Beyt-i mukaddesi ziyaret etmek adetlerine benzemek- 
dedir. Ciinki, Allahti teala, o makam-i mukaddesde tecelli buyu- 
racagim va 'd etmisdi. Fekat sonradan yehudiler, yapdiklan cina- 
yetlerden dolayi, Allahti tealamn gadabma ugradilar. Htikumet- 
leri yok oldu, dtismanlan gelerek, Beyt-i mukaddesi yikdilar. 
Allahti teala, Beyt-i Mukaddesin yerine, Isa Mesihin cesedini 
kendisine beytullah [Allahm evi] tahsis etdi. Kullanna Isa Mesi- 
hi bu sebeble gonderdi. Ona inanmis olanlan da, ruh-iil-kuds ile 
te'yid ederek, her birini canh bir beytullah olmak derecesine 

- 225 Cevab Veremedi - F:15 



kavusdurdu. Boylece, Allahii teala icin, tecelli edecegi, insan eliy- 
le yapilmis hustisi biryere, bir haneye artik liizum kalmadi. Tekrar 
boyle bir hanenin secilmesi, Allahii tealanm hikmetine muvafik 
degildir. incilde, Isa Mesihin, (Bir zeman gelir ki, Babaya ne bu 
ibadeti yapacaksimz ve ne de Kudiisde secde edeceksiniz. Fekat 
hak iizere secde edenler, ruh He ve sidk He her yerde secde etsin- 
ler. Giinki Baba da, kendine boyle secde etmelerini ister) dedigi 
kelam, kiyamete kadar kaim ve daimdir. Hal boyle iken, tekrar 
herkesin tavaf etmesi icin zahiri bir hane, bir beyt ortaya cikarmak 
ve Allahii tealanm sonsuz bereketlerine kavusmagi yalniz o meka- 
na tahsis etmek ve halki o haneyi ziyarete tesvik etmek, hiristiyan- 
hk dininin yiiksek ruhaniyyet mertebesini, cok asagi bir dereceye 
indirmekdir. Bu ise, tekrar eski yehudi adetlerine, sekli ve zahiri 
bir adete geri donmek olur) demekdedirler. 

CEVAB: Bu i'tirazlan da, temamen aslsizdir. Cunki: 

1 — Hiristiyanlar, Isa Mesihin cesedinin Beyt-i mukaddesin ye- 
rine gecdigini hangi incilin hangi ayetinden almislar ise, onu beyan 
etmeleri lazimdir. Bes-on altin maas karsihgi, kilisede hizmet et- 
mege me'mur olan bir papazm sozlerinin, hiristiyanlik dfninin emr- 
leri olamiyacagi acikdir. 

2 — Incillerde yazili oldugu gibi, Isa aleyhisselam omril bo- 
yunca, Beyt-i mukaddesi ziyarete gitmis, hatta onun icindeki sa- 
ticilan kogarak, icerisini temizlemege cahsmisdir. Bundan anlasi- 
hyor ki, eger Beyt-i mukaddesin hiikmii kalmayip, kendisi onun 
yerine gecseydi, onu ziyaret etmege devam etmez, icerisini de 
diinyalik kazanmaga calisan kimselerden temizlemezdi. Sakirdle- 
rine de, (Artik siz bu Beyt-i mukaddese i'tibar etmeyiniz. Onun 
ma'nasi benim. Sizlerden her biriniz birer birer Allahin evisiniz) 
derdi. 

3 — Beyt-i mukaddesin harab olmasindan sonra, baska bir ye- 
rin tekrar beyt olarak secilmesi, nicin hikmet-i ilahiyyeden bekle- 
nilmesin! islam i'tikadina gore, Allahii tealanm seriki ve benzeri 
yokdur. Kendi miilkiinde diledigini yapar. Belli bir zeman kible 
olarak Beyt-i mukaddesi gosterir, daha sonra da, Ka'be-i muazza- 
mayi kible yapar. Ona kimse kansamaz. 

incillerin yazildigi zemanlarda, biitiin nasraniler, Musa aleyhis- 
selamin serfati ile amel etdikleri ve havariler ve onlarm sakirdle- 
rinin hepsi, Beyt-i mukaddesi ziyaret etdikleri icin, incillerde her- 
hangi bir mahallin ziyareti emr edilmemisdir. 

4 — (Nihayetsiz ilahi bereketlere kavusmagi Allahii teala yal- 
niz Ka'be-i muazzamayi ziyaret etmege tahsis etmedi) sozii de 

-226- 



yanhsdir. Papazm kendi iddiasim kuvvetlendirmek hirsi ile uydur- 
dugu bir iftiradir. (ilahi bereketlere cokca kavusmak, yalniz 
Ka'be-i muazzamayi ziyarete mahsusdur) seklinde Kur'an-i ke- 
rimde ve hadis-i seriflerde, herhangi bir haber var ise, beyan et- 
melidir. 

5 — Ka'be-i muazzamayi ziyaret etmek, muslimanlara umumi 
bir emr degildir. Hac yapacak kimse, hac yapabilmek sartlanm ha- 
iz olmahdir. Mesela, zengin olmak, sihhatli olmak, gidilecek yolun 
emin olmasi gibi. Papazin burada da, kotu niyyeti ve diismanhgi 
ortadadir. 

6 — Bir dinde, bir mahalli ziyaret etmenin ve o mahalli kible 
edinmenin emr olunmasi, o dinin yiiksek bir mertebe ve ruhaniy- 
yetden en asagi dereceye diismesini icab etdirmez. incillerde, Isa 
aleyhisselamm (Beytullah=Allahm evi) oldugunu bildiren bir ayet 
de yokdur. Bir sebeble yiikseklik ve ruhaniyyetin azalmasi papazin 
kendi hayalidir. 

7 — Ka'be-i muazzamayi ziyaret etmenin muslimanlara emr 
olunmasi, htikmu kaldinlmis sekli bir adete, tekrar geri donmek 
degildir. Ciinki, Isa aleyhisselamm dininde, Beyt-i mukaddes ziya- 
ret hiikmii kaldinlmamisdi. Gerek Isa aleyhisselamm dininde, ge- 
rekse islam dininde, gecmis Peygamberlerin seri'atlerinin nice 
hiikmleri bakidir. Bunlann baki olmasi, Musa aleyhisselamm se- 
rf atine geri donmek demek degildir. Papazin, haccm sartlanm bil- 
meden (sekli ibadetdir) sozii de, cehaletini gostermekdir. 

Islamiyyetde emr edilen haccm adabmdan kisaca bahs edelim: 

Hacca niyyet eden bir mii'min, her seyden once, ihlas ile tevbe 
etmelidir. Uzerinde kul haklan varsa, odemeli, emanetleri sahible- 
rine vermelidir. Hacca gidip gelinceye kadar, ailesinin ihtiyaci olan 
nafakayi hazirlamahdir. Ka'be-i muazzamaya gidip gelinceye ka- 
dar, icab eden yol parasim, halal maldan olarak yanma almasi ve 
kendisine hayrh yol arkadaslan bulmasi ve iclerinden huyu en gii- 
zel, [ilmi ve tecribesi en cok] olani, emir ta'yin edip, onun sozleri- 
ne itaat etmesi ve onun tedbirlerini yerine getirmesi lazimdrr. [Ay- 
nca, yolun emniyyetli olmasi, canmm ve malmm helak edilme kor- 
kusu olmamasi lazimdir. Yol emniyyeti olmaz ise, hacca gitmek 
farz olmaz.] 

Haccm farzlan iicdiir: 

1 — ihram giymek: Mekke-i miikerremeye yaklasildigi zeman, 
mikat denilen belli yerlerde veya daha evvel, hacilar elbiseleri- 
ni cikanp ihrama biiriiniirler. Baska birsey giymezler, Ya'ni diin- 
ya zmet ve elbiselerinden armip, mahser yerine gider gibi, herkes 

-227- 



aym elbiseler icerisinde, beg ve kole farksiz, basi acik, ayagi ciplak 
(corapsrz) giderler. 

[Hacci ihram icinde yapmak farz olup, ihram ile yapilmazsa hac 
sahih olmaz. (ihram) pestemal gibi, iki beyaz bez olup, biri belden 
asagi sanlir, digeri de omuza sanlir. Iple baglanmaz ve dugumlen- 
mez. Ihram giyen kimseye, ba'zi isleri yapmak haram olur. Bunun 
tafsilati, fikh ve ilmihal kitablarmda yazilidir.] 

2 — Tavaf: Tavaf, Ibrahim ve Isma'il aleyhimesselamm siin- 
net-i senfeleri iizere, Ka'be-i muazzamamn etrafmda yedi def a 
donmekdir. [Tavaf, Mescid-i haram icerisinde yapihr. Tavafa niy- 
yet etmek de, aynca farzdir. Farz olan tavafa, (tavaf-i ziyaret) de- 
nir. Tavafa, (Hacer-iil-esved) tasmdan baslamak da siinnetdir.] Ta- 
vaf ederken, Allahii tealamn ve Onun Resuliiniin ogretdikleri dii- 
alan okumak lazimdir. Okunan diialarm ma'na-i serifleri, Allahii 
tealayi en giizel seklde ta'zim ederek, Ondan rahmetini istemek- 
dir. 

3 — Arafatda vakfeye durmak: Btiyuk kiiciik, zengin fakir bii- 
tiin miislimanlar, iizerlerinde sadece ihram oldugu halde, mahser 
ehline benzer bir seklde, arefe giinu ya'ni Zilhicce aymm dokuzun- 
cu giinii, ogle nemazimn vakti basladikdan, ertesi gun fecr vaktine 
kadar, arafat meydamnda bulunur ve rahman olan Allahii teala- 
dan afv ve magfiret isterler. [Bundan birgiin evvel veya sonra Ara- 
fat meydamnda bulunan kimsenin hacci sahih olmaz.] Burada, yiiz 
binlerce miisliman, hep bir agizdan telbiyeyi arabi olarak okurlar. 
Telbiyenin ma'nasi, (Buyur emret, ey varhgi mutlak lazim olan Al- 
lahim, emrine hazinm ve irade-i ilahiyyene itaat ederim. Senin 
benzerin ve ortagm yokdur) demekdir. 

Haccm ma'nevi cihetine gelince, erbabi olanlar, haccm adabi 
ve farzlan icin, nice ma'nalar beyan etmislerdir. Gecmis dinlerde, 
Allahii tealaya yaklasmak icin, insanlardan uzaklasip, daglarda 
yalmz basina yasamhrdi. Allahii teala, timmet-i Muhammede, bu 
ruhbanhgi emr etmeyip, onun yerine hacci emr etmisdir. Hac ya- 
pan kimsenin zihni, ticaret gibi diinya mesgalelerinden uzak olup, 
sadece Allahii tealayi diisunmekdedir. Miislimanlar, riya ve goste- 
risden uzak, ailesinden ve vatamndan cikarak, bu vadiye ve bu 
sahraya dtisiince, diinyadan cikip, mahser yerini ve kiyamet halle- 
rini hatirlar. Elbiselerinden soyunup, beyaz ihrama girince, kefen- 
leri ile, Allahii tealamn huzuruna gitdiklerini diisiiniirler. (Leb- 
beyk) ya'ni buyur Allahim buyur, emrine hazinm derken, diiasi- 
nm kabulii ile kabul edilmemesi korkusu icerisinde, Allahii teala- 
dan rahmetini ve magfiretini istemekdedirler. Harem-i serife 
[ya'ni Mescid-i harama] kavusunca, Beytullahi ziyaret icin gelen- 

-228- 



lerin zahmetlerinin bosa gitmeyecegini bilirler. Allahii tealamn n- 
zasmi gozetip, Onun nzasi icin Beytullahi ziyaret etdiklerinden, 
Onun azabmdan emmdirler. Hacer-ul-esvede yuz ve el siirerek 
opiip, ziyaret etdikleri zeman, Allahii tealaya daima itaat etmek 
iizere Mat etdikleri ve bu biatlarma, ahde vela gostereceklerine ken- 
di kendilerine soz verirler. (Ka'be-i muazzamamn ortiisiine yapis- 
diklan zeman, bir miicrimin veli-ni'metine), bir asikm ma'sukuna si- 
gindigmi diisiiniirler. Biitiin bunlar, haccm edeblerindendir. 

Hiristiyanlann, (Ba 'zi hacilann memleketi yakm, ba 'zilarimn 
uzak oldugu icin, biitiin iimmet-i Muhammede hac teklifi, Allahii 
tealamn adaletine uygun degildir) i'tirazkar sozleri de, asla dogru 
olamaz. Ciinki, Isa aleyhisselamm, (Ebedi hayata gotiiren kapi ga- 
yet dar olup, Cehenneme gotiiren yol ise genisdir) buyurmus oldu- 
gu Matta Incilinde yazilidir. Bunun ma'nasi, Cennete gotiirecek 
olan amel, nefse gayet zor gelir. Cehenneme gotiiren amel ise, nef- 
se gayet tath gelir demekdir. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve 
sellem", (Amellerin en efdali, nefse en zor gelenidir) buyurmus- 
dur. Mesakkat, zorluk artdikca, ecr ve miikafat cok olacagindan, 
uzak yerlerden giden hacilann ecr ve miikafatlan da cok olur. Bu 
ise, adaletsizlik degil, adaletin ve merhametin tarn kendisidir. is- 
lam dminde, insanm yapamiyacagi birsey asla emr edilmemisdir. 
Kendilerine hac farz olmiyanlar, hacca gitmedikleri icin, mes'ul ol- 
mazlar. (Ameller niyyetlere goredir) ve (Mii'minin niyyeti, ame- 
linden hayrhdir) hadis-i serifleri mucibince, hac yapmagi arzu edip 
de, hac yapmak imkamm bulamryanlar, niyyetlerine gore ecr ve 
miikafata kavusurlar. 

Papazlar, farz olan Ramezan orucuna da, Beni israilin ibadet- 
lerinden almmisdir diyerek, i'tiraz etdikden sonra, (Incil oruca da- 
ir bir emr vermemis ve bu hususda herkesi serbest birakmisdir) di- 
yorlar. 

Protestan papazlan, (Katolik, rum, ermeni ve diger ba'zi hiris- 
tiyan firkalan arasmda bir nev' perhiz seklinde oruc varise de, bu, 
yehudileri takliddir. Yoksa Incilde asla boyle yapilmasim emr 
eden bir yer yokdur. Protestanlar, boyle agir bir yiikii halka yiik- 
lemekden sakmirlar. Sadece kotii niyyetlerden ve batil inanclar- 
dan sakimlmasim, halka tavsiye etmislerdir. Iste, bu gibi zahiri ve 
liizumsuz ameller hususunda, insanlan, kendi ihtiyarlanna bira- 
kan bir din, elbette siddetli emrler He, insanlan sekli ve zahiri 
amellere mecbur eyleyen bir dinden efdaldir. Zira, kendi nzasi He 
ibadet etmek, babasma severek itaat eden cocugun huyudur. Fe- 
kat, ser'i emrlerin icab etdirdigi seylere mecburen itaat etmek, 
efendisine mecburen hizmet eden kolenin sifatidir. Bir ay miid- 

-229- 



det ile, bilhassa, yaz giinlehnde, giindiizleri yimeyip icmeyip, 
mu'tad olanin tersine, geceleh yiyip icmenin sihhate zaran pek 
cokdur. Ayrica, bircok hastahklann meydana gelmesine sebeb ola- 
cagi, tabibler tarafmdan iddia edilmisdir. Aynca bu farz, diinya 
iizerindeki memleketlerin gece ve giinduz zemanlan, birbirlerin- 
den farkh oldugundan, ba'zi memleketlerin ehalisi icin cok, ba'zi 
memleketlerin ehalisi icin az birmiiddet olarak icra edilmekdedir. 
Bu da, Allahii tealamn adaletine uygun degildir. Bilhassa, altmis- 
yedi arz derecesinde olan memleketlerde giindiiz miiddeti bir ay, 
altmisdokuz arz derecesinde olan memleketlerde iki ay ve yetmi- 
siic arz derecesinde olan memleketlerde iic aydir. Bunun icin, bu 
arz derecelerinde olan memleketlerde yasiyan miislimanlar icin 
oruc tutmak miimkin olamaz. Herhalde ve her memleketde bulu- 
nan insanlar icin miinasib ve muvafik olmiyan boyle bir dinin, bii- 
tiin insanlara teklif edilmesi, Allahii tealamn yiiksek hikmet ve 
mutlak olan adalet-i ilahiyyesine layik olamiyacagi acikdir. Halbu- 
ki, bu gibi memleketlerde binlerce kisi, hiristiyanhga tabf olup, hi- 
ristiyanhgi hie bir zorluk olmadan icra etmekdedirler. Bu da, isla- 
miyyetin hiristiyanhkdan efdal olamiyacagimn acik delilidir) de- 
mekdedirler. 

CEVAB: Bu i'tirazlarm [ve iftiralann] her biri pek cok deliller 
ile cevablandinlmisdir. Soyle ki: 

1 — Oruc tutmak Musa aleyhisselamin dininde vardi. Isa aley- 
hisselamm dininde de, aynen devam etdi. Bunu asagida bildirece- 
giz. Islam dininde orucun bulunmasma i'tiraz olunamaz. 

2 — (Incil, oruca dair asla bir emr vermemisdir ve herkesi ken- 
di ihtiyanna birakmisdir) demek acik bir yalandir. Ciinki (isteyen 
oruc tutsun, istemeyen tutmasm) gibi, insanlan oruc tutmakla tut- 
mamak arasmda muhayyer birakan bir incil ayeti yokdur. Var ise 
papazlar bunu gostersinler. 

3 — Katolik, rum ve ermeni kiliselerine mensub olan hiristi- 
yanlarm inanclarmda, perhizin ash oruc oldugu halde, sonradan 
Pavlosun [nasraniligi yehudilikden temamen ayirip, putperestli- 
ge cevirmek icin] yapdigi tahrifleri ve bircok ibadetleri ibtali si- 
rasinda bu hale getirilmisdir. Yoksa, incilde oruc emri yokdur de- 
mek, incile acik bir iftiradir. Matta incilinin dordiincii babimn ba- 
smda (Isa aleyhisselamin seytan ile colde imtihan olurken, kirk 
gun oruc tutup, sonradan acikdigi) ve altmci babmm onaltmci aye- 
tinde (Oruc tutdugunuz zeman, ikiyiizliiler gibi yuzuntizti eksit- 
meyin) diye emr etdigi ve cin carpmis bir kimseden cinni cikarm- 
ca yamnda bulunup hayret edenlere, (Bunun gibi seytam, oruc ci- 
kanr) dedigi incillerde yazihdir. Bunlardan, hem isa aleyhissela- 

-230- 



mm kendisinin oruc tutdugu, hem de ihlas ile yalmz Allah rrzasi 
icin oruc tutmagi emr etmis oldugu acikca anlasilmakdadir. Isa 
aleyhisselama iman eden halis mii'minleri, cesidli iskencelerle 
i'dam eden Pavlos, yukanda tafsilatim bildirdigimiz, kendisinin 
uydurdugu, hayal mahsulii bir yalan ile, guya nasraniyyeti kabul 
eyleyip, oruc ve siinnet olmak gibi, Isa aleyhisselamm serfatinde 
bulunan ahkamm kimisini, yehudilige benzemek olur diyerek, ki- 
misini de te'vili miimkin olmiyan baska seylere benzeterek, nesh 
ve te'viller yapdigi sirada, Petrus mukabele etmek istemis ise de, 
Pavlosun adamlan saldinci olduklanndan, Petrusu maglub etmis- 
dir. Kadr ve kiymeti yiiksek olan Petrus, yehudilerden korkarak, 
Isa aleyhisselami tamdigmi inkar edecek kadar za'if kalbli oldu- 
gu icin, Pavlosa karsi siikut etmegi tercih etdigi, incillerde ve hi- 
ristiyan din adamlarmm ileri gelenlerinin kitablarmda acikca ya- 
zihdir. 

4 — Protestanlann, (Oruc tutmak gibi agir bir yiikii insanlara 
yiiklemek yerine, insamn yalmz bozuk, kotii niyyetlerden ve batil 
diisiincelerden kendini uzaklasdirmasim herkese tavsiye ederiz) 
demege asla haklan yokdur. Ciinki, Allahii teala tarafindan gon- 
derilmis hak bir dinin ahkamim, insanlar degisdiremezler. Bunun 
icin, bircok papaz, toplamlan konsil ve ruhban cem'iyyederinde 
verilen kararlann hepsine i'tiraz etmislerdir. Protestanlar da, bu 
konsillerin kararlannm cogunu red ve inkar etmekdedirler. Hal 
boyle iken, Luther ve Kalvin gibi protestanhgm kurucusu olan pa- 
pazlarm veya (Gada-iil-miilahazat) kitabim yazan papaz gibi, prot- 
estan cem'iyyetleri tarafindan iicret ile tutulmus papazlardan mey- 
dana gelen cem'iyyetlerin tavsiyelerinin bir kiymeti olamaz. Oruc, 
yalmz ac ve susuz durmakdan ibaret degildir. Orucun, batmi bir- 
cok hiikmleri ve faideleri vardir. ilahi esaslar iizerine bina edilmis 
olan bir farzi, papazlann ve hie bir kimsenin tahrif etmege, degis- 
dirmege selahiyyeti yokdur. 

5 — Oruc zahiri ve liizumsuz amellerden degildir. Irian sahibi 
olanlarm ma'lumu oldugu iizere, beden ruhun mekam ve nefsin ar- 
zularimn doniip durdugu yerdir. Nefsin cismani arzulan ne kadar 
galib olursa, ruhani miikasefeler o kadar az olur. [Hatta hie olmaz.] 
Bu kaide her din ve mezhebde miisterekdir. Hepsinde nefsin arzu- 
lanni yapmamak ya'ni (riyazet) cekmek, Allahii tealaya yaklasma- 
ga vesile olur. Riyazet nefsin sehvetini kirar. Bunun icin her din ve 
mezhebde riyazet krymetli tutulmusdur. 

Islamiyyetde orucun iic derecesi vardir: 

1) Avam orucu: islamiyyetin ta'yin etdigi zeman icerisinde [Ra- 
mezan ayinda], giindiizleri yemek ve icmek ve cima'dan kendini 

-231- 



uzak tutanlarm orucudur. 

2) Havas orucu: Umumi orucda sart olan seyleri yapmakla be- 
raber, goz, kulak, dil, el, ayak ve biitiin a'zasi da Allahii tealanm 
emrlerini yerine getirip, haram ve mekruh kildigi seylerden uzak- 
lasanlarm orucudur. 

3) Hass-ul-havas (ya'ni Evliyanm) orucu: Yukanda avam ve 
havas oruclarmda zikr etdigimiz seyleri yapmakla beraber, kalble- 
ri, diinya diisiincelerinden ve Allahu tealaya yaklasmaga mani' 
olacak diistincelerden ve ma-sivadan, ya'ni Allahu tealadan gayri 
her seyden yiiz cevirip sakinanlann orucudur. imam-i Buharfnin 
"rahmetullahii aleyh" 1 ' 1 bildirdigi hadis-i serifde, Peygamberimiz 
"sallallahti aleyhi ve sellem", (Oruc tutan kimse, yalan sozii terk 
etmezse, o kimsenin yiyip icmeyi terk etmesine Allahu tealanm ih- 
tiyaci yokdur) buyurmusdur. Boyle noksan tutulan bir orucun za- 
hin ve ltizumsuz bir amel oldugunu hakikat ehli zaten anlamislar 
ve bildirmislerdir. [Oruc tutarken giinah isleyenler, benim orucu- 
mun kiymeti yok diyerek orucu terk etmemelidir. Oruca devam et- 
meh, Allahu tealaya yalvararak afv dilemeli ve isledikleri giinah- 
lardan yiiz cevirmelidirler. Zaten oruca devam etmek, insam gii- 
nah islemekden men' eder.] 

6 — (Icden gelen nza He ibadet, cocuklann babalanna itaah gi- 
bidir. Dinin emr ve yasaklanni yerine getirmek ise, kolenin zor He 
efendisine hizmet etmesi gibidir) seklindeki benzetmesi de, birkac 
sebebden yanhsdir: 

a) Insanin, nefs ve seytan gibi iki biiyiik diismam oldugundan, 
dinin emr ve yasaklanni yerine getirmeyenlere azab yapilacagi bil- 
dirilmeyip de, yerine getirmekde serbest birakilmis olsa idi, elbet- 
te cok kimse yerine getirmezdi. 

b) Protestan papazlan, oruc hususunda herkesi serbest birak- 
diklari halde, vaftiz ve kurban (isa-i rabbani) gibi ahkamda nicin 
herkesi serbest birakmryorlar. Kendi soyledikleri seklde yapmaga 
zorluyorlar? 

Islam dininde ibadetlerin dereceleri vardir: 

Birinci derece: ibadetlerin en kiymetlisi ve en efdali, haram- 
lardan sakinmakdir. Harami gordiigii zeman, yiiziinii cevirenin 
kalbini, Allahu teala iman ile doldurur. Bir kimse, haram isleme- 
ge niyyet eder ve o harami islemezse, ona giinah yazilmaz. Haram 
islemek, Allahii tealaya karsi gelmek oldugundan, ondan sakmmak- 



[1] Muhammed Buhari, 256 [m. 870] de Semerkandda vefat etdi. 

-232- 



da, ibadetlerin en efdali olmusdur. islam dininde, hie kimse, giinah 
ile veya kafir olarak dogmaz. Zaten, bunu akl da kabul etmez. 

Ikinci derece: Farzlan yapmakdir. Farzlann terki biiyiik giinah- 
dir. Allahii tealanm yapimz diye emr etdigi seylere farz denir. 
Farzlan yapmak, cok kiymetlidir. Hele farzlann unutuldugu, ha- 
ramlann yayildigi bir zemanda, farzlan yapmak, daha cok kiymet- 
lidir. Farzlan yapanlara biiyiik ecr ve miikafatlar vardir. 

Uciincii derece: Tahrimi mekruhlardan, ya'ni harama yakm 
mekruhlardan sakmmakdir. Tahrimi mekruhlardan sakmmak, va- 
cibleri yapmakdan daha kiymetlidir. 

Dordiincii derece: Vacibleri yapmakdir. Vacibleri yapmak da, 
farz kadar olmasa bile, cok sevabdir. Vacibler, farz olup olmamasi 
siibheli olan ibadetlerdir. 

Besinri derece: Tenzihi mekruhlardan sakmmakdir. Tenzihi 
mekruh demek, halala yakm olan mekruhlar demekdir. 

Altinci derece: Miiekked siinnetleri yapmakdir. Siinnetleri terk 
etmek, giinah degildir. Ozrsiiz devamh terk etmek ise, kiiciik gii- 
nahdir. Siinneti begenmemek ise kiifrdiir. 

Yedinci derece: Nafileler ve miistehablardir. Nafileleri yapip 
yapmamakda miislimanlar serbestdirler. Yapmiyana, terk edene 
ceza olmadigi halde, iyi niyyet ile yapana ecr ve miikafat vardir. 

Oruc, Kur'an-i kerim ayetleri ile acikca farz kilmmis oldugu 
ipin, onda asla serbestlik olamaz. Ciinki, islam dini, Allahii teala- 
nm emrleri ve yasaklan iizerine te'sis edilmisdir. Orucun seklini ve 
vaktini degisdirmege hie bir beser muktedir olamaz. Fekat hiristi- 
yanhk, bir cok def a degisdirilip, tahrif edildiginden, onu herkes di- 
ledigi gibi degisdirmisdir. 

c) (Hasa) biz Allahii tealanm ogullan degiliz. Aciz kullanyiz. O 
ise, bizim halikimiz ve nzk vericimizdir. Onun emri ile hareket et- 
mekde, bizce asla utamlacak bir hal olamaz. Allahii tealaya kulluk- 
dan yiiz cevirmek, i'tirazci, kibrli ve gururlu kimselerin isidir. 

(Bir ay miiddet ile, bilhassa yaz giinlerinde giindiizleri yime- 
yip icmeyerek, adet olanin ziddma geceleri yiyip icmek, sihhate 
zararh olup, cesidli hastahklann meydana gelmesine sebeb oldu- 
gu, miitehassis tabibler tarafmdan iddfa edilmisdir) sozii de dog- 
ru degildir. [Vaki' olanin tersini soylemekdir, iftiradir.] Ciinki, 
orucun edeblerinden birisi de, iftar zemamnda mi'deyi doldurma- 
yip, heniiz istiha varken yemekden el cekmekdir. Bu edebe riayet 
edenlerin, hasta olmak degil, bil'aks sihhat bulacaklan biitiin ta- 
bibler tarafmdan ittifak ile bildirilmisdir. Boyle oruc tutmanm 
sihhat icin faideli oldugu muhakkakdir. Eger protestanlann ya- 

-233- 



Ian olan bu sozleri dogru olsa, islam memleketlerinde Ramezan 
aymda her muslimamn hasta olmasi ve cok kimsenin vefat etmesi 
icab ederdi. Halbuki sihhi istatistiklerde, Ramezan aymda diger 
aylara gore hie bir zidhk goruhnez. Aklen de dusiiniilse, bir cok in- 
san sabah ve aksam olmak iizere giinde iki kerre yemek yirler. 
Mu'tad olan iki yemek vaktinin birinde, bir kac saat degisiklik yap- 
makla, viicudda ne gibi degisiklik meydana gelebilir? Belki oruc 
aymm basmda bir iki giin biraz degisiklik his edilebilir. Bu cihetle 
orucdan dolayi sihhatde bir degisiklik olmaz. 

[Oruc mi'de rahatsizhgma sebeb olmaz. Bil'aks mi'denin sih- 
hatine faidelidir. Bu husus, bugiinku modern tib mutehassislari 
tarafmdan, acik ve kesin bir seklde isbat edilmisdir. Muhtelif ya- 
banci dillerde, miitehassis tabibler tarafindan yazilmis tib kitabla- 
rmda, bir cok hastahklarm perhiz yapmakla tedavi edilecekleri, 
yahud perhiz yaparak tedavinin kolaylasacagi bildirilmekdedir. 
Mi'desinden rahatsiz olan kimse, hamile kadm, silt veren kadm 
ve hastahginin artacagindan korkan kimse, harb eden asker ve se- 
feri ya'm insan yuruyiisii ile iic giinliik [Hanefide yiizdort, diger 
iic mezhebde seksen kilometre] yola giden yolcular oruc tutma- 
yabilirler. Papazlarm, ne kadar islam cahili olduklan, islamiyyeti 
hie bilmedikleri ve zihnlerinde tasavvur etdikleri seyleri, islam di- 
ni zan etdikleri ortadadir. Yahud, bildikleri halde, dogruyu soyle- 
miyorlar. 

Orucun sihhate zararh degil, bil'aks cok faideli oldugunu ba'zi 
misallerle isbat edelim: 

Hadis-i serifde, (Oruc tutunuz, sihhat bulunuz) buyurulmus- 
dur. 

Oruc, bir sene boyunca durmadan cahsan mi'de ile beraber bii- 
tiin hazm [sindirim] cihazmm [sisteminin] istirahate sevk edilmesi 
ve insan vucudiiniin bir tasfiyeye tabi' tutulmasidir. Boylece, hazm 
cihazi dinlendirilmis olur. insanlarda en cok goriilen rahatsizhk, 
hazm bozuklugudur. Sismanhk, kalb ve damar hastahklarma, se- 
ker hastahgma ve tansiyon yiiksekligine sebeb olmakdadir. Oruc, 
biitiin bu hastahklara karsi koruyuculuk vazifesi yapdigi gibi, bir 
de tedavi vasitasidir. Bugiin bir cok hastahkdan kurtulmak icin, 
perhiz lazim oldugunu yukanda bildirmisdik. 

Oruc ile, insamn giiclii bir irade kuvveti kazanacagi siibhesiz- 
dir. Bu sebeb ile alkol, uyusturucu gibi, kotii ahskanhklardan oruc 
vesilesi ile kurtulanlar cok goriilmekdedir. 

Oruc, viicuddaki karbonhidrat, protein ve bilhassa yag depola- 
nmn harekete gecirilmesini saglar. Oruc sayesinde madde siiz- 

-234- 



mekden kurtulan bobrekler, bir revizyona [ta'mfre] girerek, din- 
lenme ve yenilenme imkam bulurlar. 

Biitiin bu bildirilenler, ba'zi papazlarm yalan ve iftiralarim yiiz- 
lerine carpmakdadir. Keske, yalan soylerken ilmi de, kendilerine 
yalanci sahid getirmeselerdi.] 

Giindiiz ve gece miiddetleri birbirinden farkh olan memleket- 
lere gelince, digerinden birkac saat fazla oruc tutanlar, amelleri 
nisbetinde ilahi miikafatlara mazhar olacaklan icin, adalet-i ilahiy- 
yeye asla zid olamaz. 

Kutublarda, bir kac ay devamli gece, birkac ay devamli giindiiz 
olur. Boyle yerlerde oruc tutanlar icin, bir kiilfet yokdur. islam di- 
ninde giicliik olmadigim ve bir kisiye, yapamryacagi, takat getire- 
miyecegi sey teklif edilmedigini, Allahii teala Kur'an-i kerimde 
acikca bildirmisdir. Mesela, abdest a'zasi dortdiir. Bir kimsenin iki 
ayagi kesik olsa abdest a'zasi vice iner. Bir kimse, ayakda nemaz 
kilmaga gucii yetmezse, oturarak nemazim kilabilir. Buna da giicii 
yetmezse, ima ile kilabilir. Ramezan aymda, miislimanlara oruc 
tutmak farzdir. Fekat, bir kimse hasta olsa veya uc giinliikden da- 
ha uzak bir yere sefere ciksa, oruc tutmak farzi iizerinden muvak- 
katen kalkar. Daha sonra, miisaid bir vaktinde tutamadigi orucla- 
nm kaza eder. 

Gece ve giindiiz miiddetleri, iki tic ay ve daha fazla devam 
eden, kutub memleketlerinde olanlar da oruc tutarlar. Boyle mem- 
leketlerde ve giindiizleri, yirmidort saatden daha uzun olan giinler- 
de, oruca saat ile baslamr ve saat ile bozulur. Giindiizii boyle uzun 
olmiyan en yakin bir sehrdeki miislimanlann zemamna uyulur. 
Eger oruc tutmazsa giindiizleri uzun olmiyan yere gelince kaza eder. 
[Aya giden miisliman da sefere, ya'ni yolculuga niyyet etmemisse 
veya orada ikamet etmege niyyet ederse, aym seklde oruc tutar. Pa- 
pazlann islamiyyeti hie bilmedikleri ortadadir.] 

Malumdur ki, Allahii tealanm kullarma olan tecellileri, ihsan- 
lan ve teklifleri herkese esid degildir. Mesela, ba'zi mii'min kul- 
larma zenginlik verir, ona hac yapmasim emr eder. Ba'zi mii'min 
kullarma fakirlik verip, ona hac yapmasim emr etmez. Kimine, 
giic, kuvvet ve sihhat verip, oruc tutmasmi emr eder. Kuvveti ve 
sihhati miisa'id olmiyanlarm da sonra tutmalanna izn verir. Ki- 
mi kullarma nisab mikdan mal ihsan edip, zekat vermelerini ve 
fakir olan akrabalarmm nafakalanna yardim etmelerini emr 
eder. Kimi kullarma da fakirlik verip, zekat almaya miistehak ki- 
lar. [Biitiin bunlar Allahii tealanm adalet-i ilahiyyesine tam mu- 
vafikdir. Kimi kullarma cok ihsan eder. Onlar da ni'mete siikr 
edip, siikr edenler derecesine kavusurlar. Kimi kullarma da, az ih- 

-235- 



san eder. Onlar da sabr ederler, sabr edenler derecesine ulasirlar. 
Allahii teala, hie bir kulunun amelini zayi' etmez.] 

Protestanlarm, (Kutub memleketleri gibi mahallerde, binlerce 
kisi, hiristiyanhga tabi' olarak, hie bir zorluk olmaksizm dinlerinin 
ayinlerini icra ederler) sozleri de, dogru degildir. Ciinki, zikr olu- 
nan kuzey kutub dairesine yakm mahaller, Amerikanm en kuzeyi 
ile Sibiryanm uclandir. Buralarda Eskimolar ve Samoidler gibi sa- 
yilan cok az olan bir kac ibtidai kavm oturur. Bunlar balik ve vah- 
§1 hayvan avhyarak yasarlar. Bugday ve uziim gibi seyleri yetisdi- 
remediklerinden, ekmek ve serabi bilmezler. Orada, mukaddes 
kurban (isa-i rabbani) ayinini icra etmek icin, papazin ne yapdigi- 
ni anlamak isteriz. Ciinki, ekmek ve serab Isa aleyhisselamin etine 
ve kanma tehavviil edeceginden, buradaki hiristiyanlar tannlarmi 
yiyip icemezler. [Tannlan ile birlesmedikleri icin de, giinahlan afv 
edilemez ve biiyiik giinah kirinden temizlenemezler. Vah zevalli 
hiristiyanlar! Pis ve kirli vaftiz sulanndan hastahk gecmeyip de, 
orucun ve abdestin sihhate zarar verecegini soyliyen papazlar aca- 
ba bu sozlerine kendileri inamyorlar mi? Yoksa protestan cem'iy- 
yetlerinden aldiklan paralarm hatiri icin mi boyle cirkin, ilme ve 
akla uymayan iftiralar yapiyorlar?] 

Simdi insaf ile bu iki dini karsilasdirdigimiz zeman, hangisinin 
icrasmm kolay oldugunu acikca goriiriiz. islam dini, yeryiizuniin 
her noktasmda bulunan her kavmin, hie bir giicliik, hicbir zorluk 
olmaksizm uyabilecekleri [ve diinya ve ahiret se'adetine kavusdu- 
ran] bir dindir. Bir tevhid dinidir. Bu dinin, teslis iizerine kurulmus 
olan hiristiyanhkdan iistunliigu ve kiymeti giines gibi meydanda- 
dir. 

[Az soyledim dikkat etdim, kalbini kirmamaga, 
Bilirim iizuliirsiin, yoksa soziim cokdur sana.] 

Protestan papazlann islam dinine i'tirazlarmdan biri de, ne- 
mazdaki kiraetdir. Bu papazlar, (Nemazm farzlanndan olan kira- 
et, ya'ni Kur'an-i kerimden bir parcayi ezberden okumak, ba'zi 
yerlerde ruhani oluyorsa da, diisiiniildiigu zeman, kiraetin de, ne- 
mazm diger farzlan gibi ruhani olmadigi ortaya cikar. Bes vakt ne- 
mazda, tekbir ve Fatiha ve ettehiyyat, riiku ' ve secde tesbihleri ve 
bunlara benzer ba'zi tesbih ve diialar okunmakdadir. Bunlan dur- 
madan devamh olarak omr boyunca, her gun belli vaktlerde tekrar 
ederler. Insan bundan usamp bikar. 

Her resmi seyleri i'tina ile yapmakdan ve bir takim fan! ve 
ehemmiyyetsiz ameller ile ugrasmakdan, hie bir faide gelemiye- 
cegini, Isa aleyhisselamin Incilde buyurdugu su iki ayetden acik- 

-236- 



ca anlasihr: (DM etdiginiz zeman putperestler gibi, bos yere tek- 
rarlar yapmaym. Qiinki onlar, cok soyledikleri icin, miistecab ola- 
caklanni zan ederler. Muhtac oldugunuz seyleri Baba bilir.) [Mat- 
ta bab alti, ayet yedi, sekiz.]) demekdedirler. 

CEVAB: Man ehlinin bildigi gibi, bedenin bir hayati ve gidasi 
oldugu gibi, ruhun da bir hayati ve gidasi vardir. Ruhun gidasi, ma- 
sivayi, ya'ni Allahti tealadan gayn her seyi unutarak, Allahii teala- 
yi zikr etmekdir. Hahk ile mahluk arasmda olan perdelerin kalk- 
masi icin, nefsin sehvetlerini, riyazet vasitasi ile za'ifletmek ve ru- 
hu, Allahii tealamn ismini zikr ederek [soyliyerek] kuvvetlendir- 
mekden baska care yokdur. Bir kimsenin bir baskasina olan sevgi 
ve muhabbeti, onu cok zikr etmesinden, hatirlamasindan anlasihr. 
Ciinki, kisinin sevdigini cok anmasi tabfidir. Kara sevda derece- 
sinde siddetli ask sahibleri, sevgililerinde fena bulup, [ya'ni kendi- 
ni unutup] her an ve her halde, hep onu zikr eder, hep onu soyler, 
hep onu hatirlarlar. 

Islam dininde de, en muhim maksad, (Muhabbetullah=Allah 
sevgisi) oldugundan, Allahii teala, her gun bes vaktde nice kerre- 
ler zikr edilerek, kalb kuvvetlendirilmekdedir. Kalbin ve ruhun 
kuvvetlenmesi ise, aradan perdelerin kalkmasma ve sevgiliye ka- 
vusmaga sebeb olur. Bes vakt nemazda okunan tesbihlerin ve tek- 
birlerin hepsi, bu esas maksad icin oldugundan, bunlardan, bir 
mii'mine asla bikkmhk ve usanmak gelmedigi gibi, ruhun gidasi ol- 
duklan, kalbi ve ruhu kuvvetlendirdikleri meydandadir. Her 
rek'atde tekrar olunan Fatiha-i senfenin batm [gizli] ma'nalan 
iizerinde, Ehl-i siinnet alimleri pek cok beyanda bulunmuslardir. 
Bunlarm ismlerini yazmak ve toplamak bile cok zordur. Sadred- 
din-i Konevi "rahmetullahi aleyh", 1 ' 1 Fatiha-i serifenin gizli ma'na- 
lanni anlatan, (i'caz-iil-beyan) isminde pok guzel bir kitab yazmis- 
dir. Bu kitabmda, Fatiha-i serifenin hakikat ve inceliklerinden, cok 
azmi bildirmis oldugunu beyan buyurmusdur. [Nemaz kilarken 
okunmasi emr olunan ayetler, tesbihler ve diialar, Allahii tealamn 
biiyuklugunii bildirir ve Ona yalvarmagi ifade etmekdedir. Allahii 
teala, bunlan okuyanlan severim ve onlara cok sevab [miikafat] 
veririm buyuruyor. Allahii tealamn sevgisine kavusmak icin ve se- 
vab kazanmak icin okunan ve yapilan seyler, giic olsalar da, imam 
olan kimselere kolay ve cok zevkli, tath gelir. Sekeri, bah yiyen, 
bunun tadim anlar. Yimeyip uzakdan goren, sekli, rengi iyi degil 
diyerek tadim inkar eder.] 



[1] Sadreddin Muhammed 672 [m. 1272] de Konyada vefat etdi. 

-237- 



— 12 — 
BIR PAPAZIN iFTIRALARINA CEVABLAR 

Protestan papazlardan biri, nesr etdigi bir risalede, islamiyyet 
ile hiristiyanligin kurulus sekli hakkmda tafsilath bir muhakeme 
yapmisdir. Bu risaleden birkac cilmle ele alarak cevablarmi yaz- 
magi uygun gordiik. Risalenin metinleri, italik harflerle, parantez 
icine yazilmis, daha sonra luzumlu cevablar verilmisdir. 

Bu risalede (Isa Mesfhin ogretdiklerine, ya'ni onun dmine go- 
re, hiristiyanhk, her birkavmin ve iimmetin devlet ve siyasetlerine 
ve ictimai yapilannin Usui ve nizamlanna ve hallehne ve oturduk- 
lan memleketlerine uygun ve mtisaid ve irade dini olup, birmem- 
leketin nizamma ve siyasetine halel vermeksizin, o memlekete yer- 
lesebilir) demekdedir. 

CEVAB: Hakikatde mevcud incillerde, muamelata [ya'ni 
ahs-veris, aile, kira, ucret... vs. hukuklarma ve siyasi hukuka] da- 
ir pek az hukm bulundugundan, papazm dedigi gibi, bir milletin 
nizamina ve siyasetine elbette bir halel ve zarar vermez. [Ciinki, 
hiristiyanlikda boyle hiikmler yokdur ki, degisiklik yapsin. Tor- 
balannda bir sey yok ki, baskalarma versinler.] Ancak simdiye 
kadar, hiristiyanligin ayak basip da, eski Usui ve hallerini, mes- 
kenlerini, nizamlanm, beldelerini ve hlikumetlerini mahv-ii peri- 
san etmedigi bir memleket gortilmemisdir. Koca Roma devletle- 
rinin kiitiibhanelerinde bulunan siyasi kanunlar, Roma adetlerini 
bildiren kitablar, hep hiristiyanlar tarafmdan yok edilmisdir. [Hi- 
ristiyanlar sadece hiristiyan olmryan milletlere degil, kendileri gi- 
bi hiristiyan olanlara da aym vahseti tatbik etmislerdir. Hiristi- 
yanhk dini adina yapilan hach seferleri sirasmda, istanbulu isgal 
eden hachlarm Bizanshlara yapdigi zulmleri ve tahribati, hiristi- 
yan tarihcilerden okuyunuz! ispanyayi ele gecirdikleri zeman, ya- 
kip yikdiklan yiizlerce kiitiibhane, binlerce san'at eseri ve katl 
edilen yiizbinlerce miisliman ve yehudiler hep, papazin (baska 
milletlerin siyaset ve adetlerine kansmadigini, herkesin cabucak 
kabul etdigini) iddia etdigi hiristiyanligin, ma'sum yiiziinii (!) ne 
kadar da giizel isbat ediyor...] Hiristiyanhk, diinyamn hie bir mem- 
leketinde kolayca yerlesmemisdir. Yerlesebilecegi de diisunule- 
mez. [Guniimiizde bile fakirlik ve achk icinde bulunan memleket- 

-238- 



lerde, halki hiristiyan yapmak icin, milyarlarca lira harciyarak, ce- 
sidli yardimlar yapiyorlar. Hatta, o zevalli insanlara maaslar bagh- 
yorlar. Fekat yine de, onlan hiristiyan yapamiyorlar. Bu papaz, 
acaba bunlan bilmeyecek kadar cahil midir?] 

Yine bu risalede, (Hiristiyanhgm melekutu, diinyamn melekut 
ve saltanatma benzemez. Ruhani ve hakiki bir melekutdur. Onun 
ruhani, hakiki ve kendine mahsus dini tabi'ah icabi, insanlan bu- 
lunduklan her bir hale ve mahallerine uygundur. Ne bir memleke- 
tin hakimlerini ve ileri gelenlerini hiristiyan yapmaga i'tibar eder, 
ne de onlann isteklerini ve adetlerini temamen red eder) demek- 
dedir. 

CEVAB: Bir din, insanlarm bulunduklan her hal ve mahalle 
uygun olunca, artik hakimlerini ve ileri gelenlerini o dine da'vet 
etmege liizum kalmaz. Ciinki, o dfnin kendisi, kendini nesr eder, 
yayar. Fekat protestanlarm hiristiyanhgi yaymak icin nasil cahs- 
diklan meydanda oldugundan, bu iddialan da, hakikate uygun 
degildir. Bir diger husus da, hakimlerini ve memleketin ileri ge- 
lenlerini hiristiyanhga da'vet etmemegi, bir nev'i yiiksek himmet 
kabul etsek de, onlann isteklerini ve [kotii] adetlerini red etme- 
mekde, acaba ne gibi bir faide diisiinulebilir. Yoksa, bu papazm 
nazarmda, her kotiiliik, hiristiyanhk dininin tabfi ruhaniyyetin- 
den midir? 

Papaz yine bu risalede, (Hiristiyanhgm bu diinyadaki asl mak- 
sadi, hiristiyan milletlerin kuvvet ve kudret dairesini genisletmek 
olmayip, Allahii tealanm izzet ve saltanatim, her birinsamn kalbi- 
ne ve her bir kavmin arasma ve her bir memleketin ehalisine yay- 
mak ve kabul etdirmekdir) demekdedir. 

CEVAB: Halbuki bu papaz, yine aym risalenin seksenyedinci 
sahifesinden yiizyedinci sahifesine kadar, hiristiyanhgm islamiy- 
yet iizerine iistiinluk ve faziletini isbat icin, islam memleketlerinin 
harabhgim ve Avrupamn zenginlik ve ma'muriyyetini delil olarak 
getirmisdi. Simdi burada da, bir milletin kuvvet ve kudret dairesi- 
ni genisletmek hiristiyanhgm maksadi degildir, demekdedir. Ora- 
da dedigi hiristiyanhk da, acaba burada soyledigi baska bir din mi- 
dir? 

Yine bu papaz (Hiristiyanhgm te 'sir ve niifuzunu kabul ederek, 
ona kiymet verenler, bu diinyada devamh olan mukaddes birkar- 
deslik bagi He beraber, akl ve siyasete kavusurlar. Ahiretde de, ka- 
mil birkul olduklarmdan, ilahi nfmetlere ve zevklere vasil olurlar) 
demekdedir. 

CEVAB: Bu soziine gore; ingiltere, Avusturya devletleri ile 

-239- 



Amerika cumhuriyetlerinin, hiristiyan olmalarmdan siibhe edi- 
lir. Ciinki, bunlann mukaddes bir kardeslik bagi ile, birbirlerine 
baglanmis olduklan, hie gorulmemisdir. Bunlann hepsi politik 
menfe'atler ugruna, birbirlerinin gozlerini oymakdadirlar. Lut- 
her firkasi ile Calvin firkasi ve diger protestan firkalannm birbir- 
lerine olan diismanhklan, katoliklerle protestanlann birbirlerine 
olan diismanhgmdan az degildir. [Tarih boyunca, katoliklerle 
protestanlar, birbirlerini en biiyiik dusman ve kafir olarak kabul 
edip, merhametsizce imha etmislerdir. Bunlardan bir kac misali 
daha once bildirmisdik. Tarihi okuyanlar bunu iyi bilirler. Papa- 
zin bu sozil, islam dfninde bulunan ve muslimanlarm kitablann- 
da yazih olan, kardeslik, sevgi ve comertlik gibi iyiliklerin taklidi 
oldugu meydandadir. Miisliman kitablarmda okumus oldugu, 
miislimanlara mahsus olan iyilikleri, hiristiyanhga mal etmekde- 
dir.] 

Yine bu papaz (Eger, islamiyyetin hiristiyanhkdan daha iistiin 
ve faziletli oldugu iddiasi dogru olmus olsa idi, Allahm melekutu- 
nu yukanda anlatilandan daha giizel, daha yiiksek ve daha ruhani 
gostermesi icab ederdi. Yeryuziinde bulunan milletlerin hallerine 
ve memleketlerine daha uygun olmasi icab ederdi. Insanlan diin- 
yada se'adete, kemale ve adalete kavusdurmasi ve diinyadan ayn- 
lacaklan zeman da, izzet ve se'adet-i ebediyyeyi daha cok iimmid 
etmelerine te 'sir etmesi lazimdi) demekdedir. 

CEVAB: Islam dininde Allahii tealamn melekutu, Muhammed 
aleyhisselamm dinidir. Onun ahkami ile amel edenler, diinyada ve 
ahiretde sonsuz ni'metlere kavusurlar. Ona tabi' olmiyanlar ise, 
hiisrana ugrayrp, Cehennemde azab olunacaklardir. Boyle oldugu 
Kur'an-i kerimde ve hadis-i seriflerde en giizel sekliyle, genis ola- 
rak anlatilmisdir. Ahiretde mii'minler ipin va'd edilen ni'metler, 
se'adetler temamen anlatilsa, bunlan insan akh kavnyamaz. Bu 
papazm, dort incil ile Petrus ve Pavlosun mektublarmdan baska, 
diinyada olanlardan ma'lumati olmadigmdan, boyle garfb bir iddi- 
ada bulunmasi cehaletinden baska bir seyi gostermez. Se'adete, 
huzura ve adalete kavusdurmakda islam dininin kuvvet derecesini 
bilmek icin, islamiyyeti ve islam devletleri tarihini, iyi incelemek 
lazim oldugunu kendisine hatirlatinz. Bu iki dinin ahval ve keyfiy- 
yetini bilenler, hiristiyanlik dininin melekutdan uzak, [Pavlosun ve 
konsillerin ve papazlarm ellerinde bin bir sekle girmis] oldugunu 
iyi anlarlar. islamiyyetin ve hiristiyanhgm ahvalini ve tarihlerini 
okuyan bir kimse, hakikatin bu papazin iddia etdigi seyin tam ter- 
si oldugunu anlar. 

Yine bu papaz, (Her hiristiyan, Isa Mesihin oldiikden sonra di- 

-240- 



rilip goge cikmasim, ya'ni kiyamim kendi kurtulusuna bir kef alet 
kabul eder. Hiristiyanlar oliim korkusundan, "olmek mescidde 
uyumak gibidir" inanci He emin olmuslardir. Hiristiyanlar, oliimii 
zararh degil, faideli kabul ederler. Halbuki, miislimanlann cogu 
oliimden korkmakdadir. ttikadlarma gore, kendilerini ahiretde 
iimmidvar edecek bir cok va 'dler bulundugu ve bilhassa gazaya ci- 
kip da sehid olmak icin can atan cilgmlar, can verirlerken kendile- 
rini hurilerin karsilayip, Cennet bagcelerinde agirlanacaklarmi 
zan ederler. Biitiin bunlar bizce de inkar edilmis degildir. Bunun- 
la beraber, can verirken miislimanlarda goriilen ferah ve sevinc, 
ahiretde ihsan olunacak bir takim latif taamlar ve hurikizlan gibi 
nefsin arzu ve lezzetlerine baghdir. Fekat hiristiyanlann, o halde- 
ki sevincleri, giinahlardan temizlenmis, ruhani yeni bedenler He, 
cenab-i Hakkm huzuruna vardiklanna tarn inanmalanndandir. Bu 
da, islamiyyetin hiristiyanhk kadar semavi ve ruhani olmadigim is- 
bat eder) demekdedir. 

CEVAB: Islam i'tikadmda [inancinda] oldtikden sonra insan- 
lar tekrar dirilecek, mahser yerinde toplanacaklardir. Burada he- 
sablar goriilup, herkes hak etdigi Cennet veya Cehenneme gotii- 
rulecekdir. Sevab [miikafat] ve azab [miicazat] herkesin yapdigi 
amele gore, derece derece olacakdir. Biz muslimanlar icin ahiret- 
deki en yiiksek derece, Allahii tealaya kavusmakdir. Yoksa, yal- 
niz Cennet taamlanna ve hurilere kavusmak degildir. [Zaten, 
mii'minler dunyada her yapdiklarmi Allah nzasi icin yaparlar. 
Yapilan amellerin en efdali ihlas ile [Allah nzasi icin] yapilandir. 
Mii'minler oliimii asla kerih gormezler. (Allahii tealaya bir can 
borcumuz var, bunu her yerde vermege hazinz) derler. Cvinki on- 
lar, (Kim Allahii tealaya kavusmak istemezse, Allahii teala da, 
ona kavusmak istemez. Kim Allahii tealaya kavusmagi severse 
Allahii teala da, ona kavusmagi sever) ve (Oliim, dostu dosta ka- 
vusduran bir kopriidiir) hadis-i seriflerine tam inanmislardir. Pek 
cok din biiyukleri ve Evliya oliimii hemen isteyerek, Allahii tea- 
laya, Resulullaha ve Evliyadan olan hocalarma ve diger Velilere 
kavusmagi istemislerdir. Kendilerini oliim hastahgmda goren ta- 
lebelerine, (Uziilmeyiniz! Resulullaha ve Allahii tealaya kavusa- 
cak bir kimse icin veya bir evin bir odasindan diger odasma gece- 
cek olan kimse icin aglamlmaz) diye nasihat buyurmuslardir. Bu 
din buyiiklerinin hepsi, tath bir tebesstim ile giiler olduklan halde, 
diinyadan aynlmislardir.] iste burasim soylemek, papazm isine 
gelmediginden, sadece cismani Cennet ni'metleri tarafim beyan 
etmisdir. Giiya bu, i'tirazmi kuvvetlendirmekdedir. Halbuki, bu 
kadar i'tirazi ve teassubu ile beraber, miislimanlann ve sehidle- 

- 241 Cevab Veremedi - F:16 



rin oliirken hiristiyanlardan daha ziyade ferah ve sevinc icinde ol- 
duklanm kendisi i'tiraf etmekdedir. Allahii tealamn kudreti son- 
suzdur. 

Yine bu papaz, (Incilde Isa Mesih, imam olmiyan bir kimseyi 
veya bir hiikiimdan tehdit etmemis ve ona baskalarma ibret olacak 
bir seklde muamele etmeyi de emr etmemisdir. Hiikiimdar kafir 
olsa bile, ona itaat etmeyi emr etmisdir) demekdedir. 

CEVAB: Evet Isa aleyhisselam, kafir hukumdara dahi itaati, 
emr etmisdir. Ciinki, yetmis-seksen kisi ile Roma devletine ve bu- 
tiin yehudilere karsi cihad etmek, onlara karsi gelmek miimkin de- 
gil idi. Islamiyyetde de, hiikumete, kanunlara karsi gelmek men' 
edilmisdir. 

Yine bu papaz, (incil biitiin hiikiimdarlara itaat etmegi emr 
eder. Hatta hiristiyan olmiyan hiikiimdarlar soyle dursun, hiristi- 
yanhga, bugz ve diismanhgi olan hiikiimdarlann diinya nizamlan- 
na, kanunlanna itaat etmek lazim oldugunu herkese ta 'lim ve tav- 
siye eder) demekdedir. 

CEVAB: Protestanhgin kurucusu olan Lutherin, hiristiyanhk- 
da boyle bir kaidenin bulundugunu, bu risaleyi yazan papaz kadar 
bilmedigine hayret edilir! Veya kendisi hie kimseye tabi' olmadi- 
gmdan, asla buna i'tibar etmemisdir. Ciinki Luther, ingiltere krah 
sekizinci Henri hakkmda yazdigi tenkid yazilarmda, gayet tahkir 
edici bir lisan kullamr. Mesela, kitabimn 1808 senesindeki baskisi- 
nm yedinci cildinin ikiyiiz yetmisyedinci sahifesinde diyor ki, (Mil- 
letin selameti icin ben deyyus ile konusuyorum. O kral, ahmakhgi 
sebebi ile, izzet ve makammin hukukuna hurmet etmedigi halde, 
ben nicin o deyyusun yalanim agzina tikmiyayim. Ey cahil mese 
odunu, sen miilkiin sahibi oldugun halde, nicin sahtekar bir yalan- 
ci ve kefen soyucu, hirsiz ve ahmaksin. iste ingilterenin iistunliigii 
ve bereketleri ile idaresi, bundan sonra senin eline kalmisdir.... 
vs.... vs.) Goruliiyor ki, protestanlarm lideri ve protestanhgin ku- 
rucusu olan Luther, hiristiyanhga diismanhgi olmiyan, ancak Lut- 
herin yeniliklerine i'tibar etmiyen Henriye itaat edip, boyun eg- 
mek bir tarafa, hakkmda yukandaki cirkin sozleri kullanmakdan 
asla cekinmemisdir. [Biitiin bunlardan sonra, incillerdeki (hii- 
kiimdarlara kafir bile olsa, boyun egip itaat ediniz) emri nerede 
kalmisdir. Protestanhgin kurucusu Luther, nicin itaat etmeyip, is- 
yan ederek incilin emrlerini cignemisdir?] 

Yine bu risalede, (Muhammed aleyhisselam, harb ederek bir 
din degil, siyasi bir hiikumet kurmusdur. islam dininde ancak 
Medine-i miinevverede cihada izn verilmisdir. Muhammed "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem ", Musi aleyhisselam gibi, cihad ile emr 

-242- 



olunmusdu. Din ve devleti bir tutmus, hem peygamberlik vazifesi- 
ni, hem de devlet reisligini kendinde toplamisdir) demekdedir. 

CEVAB: Bu ibarenin bas tarafi temamen yanhs, son yansi ise 
dogrudur. islam dihinde, Allahii tealadan baska hakim ve malik 
yokdur. Muhammed aleyhisselamm dininde, biittin mii'minler 
hiirdiir. Ciinki bu dinde, muamelat icin olan hiikmler, o kadar mii- 
kemmeldir ki, daha giizeli tasavvur olunamaz. Bunlar, saglam ka- 
ideler iizerine kurulmus ve o kadar mlikemmeldirler ki, binlerce 
asr daha geese ve medeniyyet binlerce renge girse, yine bu esaslar 
iizerine, her asrm terakkf ve icabma gore, her yeni mes'elenin is- 
lamiyyetdeki hiikmiinii anlamak miimkindir. islamiyyetde, bu pa- 
pazm zan etdigi gibi, kahr edici bir kuvvet ve galib bir saltanat 
yokdur. (Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" niibiivvet He sal- 
tanati kendine tahsis etdi) demek kadar cahilane bir soz olamaz. 
Ciinki, Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" biitiin omrii 
boyunca, devlet reisligi yapdi. [Sultanlar gibi mal toplamadi. Elin- 
de olani daima fakirlere ve zenginlere dagitirdi. Omriinde bir 
def a kendisinden bir sey istenip de, yok dedigi isitilmedi. Var ise 
verir, yok ise, siikut ederdi. Fakirlik iizere yasadi. Fekat, Onun 
"sallallahii aleyhi ve sellem" fakirligi ihtiyari idi. Cok parasi dahi 
olsa, onu yanmda bir gece bekletdigi goriilmedi. Hep dagitirdi. 
Eshabi da, Ondan gorerek boyle yaparlardi.] Kanaat ile yasadi. 
Hatta, vefatmda bir zirhim, borcuna karsi rehn vermis bulundu. 
Vahy-i ilahi olmadigi zeman cihad gibi bir ise bashyacak olsa, ken- 
di goriisii ile hareket etmeyip, (islerinde istisare et!) mealindeki 
ayet-i kerime mucibince, Eshabmm fikrlerini sorarak, en gtizel 
fikre gore hareket ederdi. Luther ve Calvinin zemanlarma kadar, 
Avrupamn yegane hakimi papalar idi. Engizisyon mahkemelerin- 
de, krallan dahi aforoz ederek, istediklerini hakim kihyor, isteme- 
diklerini de kralhkdan uzaklasdirarak, perisan ediyorlardi. Araya, 
papazlann sahsi cikarlan ve ihtiraslan da girerek, devlet isleri ya- 
pilamaz oldu. Boylece, Avrupayi oyle bir hale getirmislerdi ki, bii- 
tiin siyaset ve devlet adamlan, (Layikhk=ilmaniyye) kabul edil- 
medikce, ya'ni hiristiyanhk ile devlet islerini ayirmadikca, devlet 
kurtulamaz diye feryad ediyorlardi. Sonradan protestanlar, papa 
hukumetine ragmen, devlet isleriyle din islerinin aynlmasim lii- 
zumlu gordiiler. Hiristiyanhgi devlet islerinden ayirarak, biittin in- 
sanhk alemi icin hizmet etdiler. Eger simdiye kadar papalarm em- 
rinde olan hiikumetler devam etseydi, bu devletlerin perisan ola- 
caklan muhakkak idi. 

Islamiyyete uymus olan devletlerin, ondan aldiklan kuvvet, 
kudret ve heybet, tarihlerde yazihdir. Bu sanh islam devletlerin- 

-243- 



den olan Endiiliis Emevi devletinden kalan eserler [vahsi ispanyol- 
lann yakip yikmalan ve pek cogunu yok etmelerine ragmen] is- 
panyada ve Osmanli devletinin' 11 mi'mari, hukuki ve edebi eserle- 
ri, Avrupa, Asya ve Afrika kit'alarmda hala mevcuddur. 

Yine bu risalede (Islamiyyet, miislimanlarm giic ve kuvvet sa- 
hibi olmalanni emr etmekdedir. Bunun icin, hakkaniyyet sahibi 
ve Allahii tealaya yaklasmak isteyen kimseler yerine, kuvvet ve 
diinya servetine diiskiin olan kimseler arasmda yayihp, onlan 
kendilerine bagladi. Bunun icin, islamiyyete tabi' olanlar, yalniz 
ma 'nevi bir dine baglanan kimseler gibi olmadi. Islam dini, basm- 
dan beri bozuk ve kansik bir halde bulunmusdur. Halbuki hiris- 
tiyanhk, miicerred mukaddesligi He, kendisine inananlan devlet 
ve diinya azametinden sakmdirmisdir. Hiristiyanlar, basmdan be- 
ri, cesidli miiskillerle karsilasmis ve diismanlarm kahr edici saldi- 
nlarma ugramislardir. Boylece, diinya cikarlan ve menfe'at pe- 
sinde kosanlarm, hiristiyanhga girmelerine manV olmusdur) de- 
mekdedir. 

CEVAB: Isin ash, papazm yazdiklannm temamen tersinedir. 
Hicretden once Mekke-i mtikerremede imana gelen Eshab-i ki- 
ram icerisinde, kuvvet ve diinya servetine diiskiin hie kimse yok- 
du. Cogu fakir ve za'if kimseler idi. islamiyyete diisman olan, Ku- 
reysin ileri gelenleri ise, zengin, kuvvet sahibi ve dtinyaya diiskiin 
kimseler idi. Matta incilinin yirmialtmci babmda yazih oldugu gi- 
bi, Isa aleyhisselam, hiristiyanlarm inanclanna gore, olmeden bir 
gun evvel havariler ile yehudilerin fish bayrammdaki son aksam 
yemegini yidikden sonra, onlara kendinin oldiiriilecegini ve icle- 
rinden birisinin kendini yehudilere haber verecegini soylemesi 
iizerine, aralarmda bu hainligi kimin yapacagi hususunda havari- 
lerin kalblerine korku dtisdii. Isa aleyhisselam, yehudiler tarafm- 
dan yakalanmasmdan sonra, yamnda bulunan havariler, kendisini 
terk edip aynldilar. Isa aleyhisselamin en yakm dostu olan Petrus, 
o gece horoz tic def'a otiince, iic defa Isa aleyhisselami tamdigini 
inkar etdi. 

Peygamberimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" hayatmda, 
Eshab-i kiram arasinda kabile reisleri, kavminin ileri gelenleri 
ve zenginler de var idi. Onlardan boyle edeb ve imana uygun ol- 
miyan bir tehliike meydana gelmedi. Ctinki bunlann islamiyyeti 
kabtil etmeleri gecici olan diinya mah icin olmamisdi. Eshab-i ki- 
ramm hepsi, din-i islam ugruna mallanni ve canlanm seve seve 



[1] Osmanh devleti 699 [m. 1299] da kuruldu. 1340 [m. 1922] de inkiraz et- 
di. 

-244- 



feda etdiler. Dogruluk ve mukaddesligin islamiyyet ve hiristiyan- 
likdan hangisinde cok oldugu meydandadir. Kuvvet ve diinya ma- 
il pesinde kosan kimseleri hangisinin celb etdigi, bildirdigimiz bu 
misallerden acikca anlasilir. 

Yine bu papaz, (islimiyyetin dini devletden ayirmamasi sebebi 
He, noksanhgi birkac seklde ortaya cikar. Bu mezktir noksanhkla- 
nn her birinde, insanlann dine olan ihtiyaclanm, hiristiyanhga go- 
re, daima tenakuzlar icerisinde bulundurmusdur. Bundan dolayi, 
islamiyyetin yiiksek bir din olmadigi anlasilir. Simdi din ve politi- 
kanin birlesmesinden meydana gelebilecek ba'zi tehliikeleri anlat- 
maga bashyoruz) demekdedir. 

CEVAB: Dana once bildirdigimiz gibi, bu i'tirazci papaz isla- 
miyyeti daima, Matta ve Yuhannaya nisbet edilen incillerden ve 
Petrus ve Pavlosa isnad edilen bir takim mektublardan cikanlan 
hiristiyanlik dini gibi zan etmekdedir. Anlatacagi tehliikeler o kay- 
nakdan cikmakdadir. 

Yine bu papaz, (Hiristiyanlik, islamiyyetden daha cok yayildigi 
gibi, onu kabul etmiyenlere karsi harb etmemis ve onlann namus, 
kiymet ve haysiyyetlerini kiracak bir muimelede de bulunmamis- 
dir. Hiristiyanhga inananlan, iyilik ve bereketlere kavusdura gel- 
misdir) demekdedir. 

CEVAB: Hiristiyanlar, ispanyamn Girnata sehrini istila et- 
dikden sonra, engizisyon mahkemelerinin zulmu ile miislimanla- 
n ve yehudileri cebren, hiristiyan yapmrslardir. Dinlerini degisdi- 
renleri dahi atese atarak yakmrslar. [O zevalli insanlar, atesde ca- 
yir cayir yanip, feryad-ii figanlan goklere yiikselirken, onlan o 
halde goren, hiristiyan vahsi ispanyollar, sevinQ cigliklan atiyor, 
sevinclerinden kadmlan da dahil olmak iizere, hepsi dans ediyor- 
lardi.] Bu papaz, yine papazlann yazdigi Endiiliis ve engizisyon 
tarihlerinde bildirilen vahsetleri ve zulmlerini okumus olsaydi, 
(Hiristiyanlar, hiristiyanhgi kabul etmiyenlerin namus, kiymet ve 
haysiyyetlerini kiracak bir muamelede bulunmamisdir) yalamm 
yazmaga ciiret edemezdi. [Filhakika, bir bakimdan bu papazm 
sozii dogrudur. Ciinki hiristiyanlar, idareleri altmda hiristiyan ol- 
miyan hie bir insan birakmamislar, bunlari akla ve hayale gelmi- 
yecek barbarhklarla, iskenceler icerisinde yok etmislerdir. Hatta, 
katolikler protestanlan, protestanlar da katolikleri boyle imha et- 
mislerdir. Boylece, hiristiyanlarm hakim olduklan yerlerde, bas- 
ka dine mensub bir kimse kalmamisdir. Baska dine mensub hie 
kimsenin bulunmadigi yerlerde, hiristiyanlarm, (Hiristiyanhgi ka- 
bul etmiyenlerin namus ve haysiyyetlerini kiracak bir muamele- 
de bulunmamislardir) sozii yalan olmakdadir. Ciinki, zulm ede- 

-245- 



cekleri bir kimse kalmamisdir. Hiristiyan tarihcilerin teassub ile 
yazdiklan hack seferleri tarfhini okuyanlar, papazlann ne kadar 
yalanci olduklanm gayet iyi anlarlar. Bu yazdiklanmizi kendisi ile 
gorusdiigiimuz bir papaza sorduk. (Bir yiiziine vurana, diger yiizii- 
nil cevir) i'tikadmda [inancinda] olan, herkese iyilik yapmagi emr 
eden bir dine mensub olduklan iddiasmda bulunan hiristiyanlarm, 
bunca vahseti nasil yapdiklarim anlamak istedik. Cevab vereme- 
di.| 

Yine bu papaz, (islamiyyet, daima muanzlan ve miisliman ol- 
miyanlar ile harb etmeyi emr eder. Maglub olanlardan cizye (var- 
hk vergisi) ahp, onlara hakaret ile muamele eder. Simdi bu iki din- 
den hangisinin ahkami sefkat ve merhametce daha iistiin ve insan- 
lann tabiatlanna daha miinasibdir? Bunlardan hangisinin daha iis- 
tiin oldugunu akl ve insaf sahibi olanlar, hemen anlarlar) demek- 
dedir. 

CEVAB: Tarih meydandadir. [Papazin bu yazilan vaki' ola- 
nin tarn tersinedir. Yalandir, iftiradir. Mtislimanlar, islama saldi- 
ran diismanlar ile ve keyfleri ugruna, insanlara zulm eden zalim- 
lerle ve insafsiz diktatorlerle harb etmislerdir. islamiyyetde ci- 
had, ya miislimanlara, islam memleketlerine saldiran kafirlere, 
zalimlere karsi miidafe'a icin yapilir. Yahud, zalim diktatorlerin, 
zulm ve iskenceleri altmda merhametsizce ezilen, zevalli insanla- 
n bu iskencelerden kurtarmak, insanlan diinya ve ahiret se'ade- 
tine kavusduran islamiyyetdeki, adaleti ve huzuru, bu zevalli in- 
sanlara da duyurmak icin yapilir. Ya'ni, Allahii tealamn kullan- 
na, Allahii tealamn dinini ogretmek, onlan huzur ve se'adete ka- 
vusdurmak icin yapilir. Yoksa, islamiyyetde harb, baska memle- 
ketlere saldirarak mal toplamak icin yapilmaz. Harb neticesinde 
feth edilen yerlerde, hiristiyanlarm yapdigi gibi, asla katliamlar 
yapilamaz, zulm edilemez. Bunu, Allahii tealamn yasak etdigi, 
Kur'an-i kerimin bircok yerinde ve Peygamberimizin cesidli ha- 
dis-i seriflerinde bildirilmisdir. Dinlerini degisdirmeleri icin, asla 
zorlamlamaz. Zorlamak Kur'an-i kerime uymamak olur. (Dinde 
zorlama yokdur) mealindeki Bekara suresinin ikiytiz ellialtmci 
ayeti bunu acikca gostermekdedir. islamiyyetin bindortyiiz sene 
hakim oldugu yerlerde ve altiyiizotuz yil Osmanh devleti idare- 
sinde bulunan memleketlerde cok hiristiyan vardi. Bugiin Tiirki- 
yedeki hiristiyanlar bunlann torunlandir. Osmanh devleti, hiris- 
tiyanlan din degisdirmek icin birazcik zorlasa idi, bugiin Tiirki- 
yede hie hiristiyan bulunmazdi. Vahsi hiristiyan ispanyollar, En- 
dtiltis Emevi devletini yikip, ispanyayi ele gecirdikleri zeman ne 
kadar miisliman ve yehudi varsa, hepsini katl etmisler, daha 

-246- 



sonra da (Ispanyada hie kafir kalmadi) diyerek bayram yaprmslar- 
dir. Bunlar, her yere kolayhkla yayildigi, sefkat ve merhamet dini 
oldugu iddia edilen hiristiyanlann yapdiklan zulmlerdir. Fatih 
Sultan Muhammed han, m 857 [m. 1453] de istanbulu feth edince, 
rumlarm ellerinden mallanm almamisdir. Dinlerini yasaklama- 
misdir. Hiristiyan Bizansm zulmtinden bikip usanan halk, Osman- 
h adaletine kavusmak icin Bizansa degil, Osmanh devletine yar- 
dim etmisdir. istanbulun fethinden sonra, Fatih Sultan Muham- 
med nan, kiliseleri yakip yikmamis, bil'aks Fener kilisesine yar- 
dim etmisdir. Ayasofyayi ise, gayet giizel ta'mir edip, genisletmis 
ve harab olan bu kiliseyi ihtiyaca binaen de, cami haline getirmis- 
dir. Miislimanlar, feth etdikleri yerlerdeki gayr-i miislimlerden 
cizye almislardir. Bu cizye onlarm mallanm, canlarim, namuslan- 
m ve dinlerini koruduklan icin, muslimanlarm yapdiklan mu'az- 
zam masraflara karsihk aldiklan az bir iicretdir ki, bunun da cesid- 
li sartlan vardir. Cizye olarak alman paralarm, hayr islerinde kul- 
lamlmasi emr olunmusdur. Papazm soyledigi gibi degildir. Giinii- 
miizde de her devlet, vatandasindan cesidli vergiler almakdadir.] 
Papazm bu i'tirazlan, hakki bildirmek icin degildir. Bu sozlerinin 
te'assub ve bozuk diisimcesinden veya para hirsmdan oldugunu 
anlamamak icin ahmak olmak lazimdir. Fekat hach seferlerinde 
ve Endiiliisde yapilan vahsetler kendi kitablarmda da yazih oldu- 
gundan, hie bir akl ve insaf sahibi kimse, papazm bu hile ve yalan- 
larma asla aldanmaz. 

Yine bu papaz, (Islam memleketlerinin en ehemmiyyetlisi olan 
Osmanhlarda, yakm birzemana kadar, gayr-i mtislim tebe'aya ha- 
karet edici ta'birler kullanihyordu. Yakm bir zemandan beri, bun- 
lar yasaklanmis ve onlarm da miislimanlarla aym hukuka sahib ol- 
masma karar verilmisdir. Bu, yukandaki soziimii dogrulayan bir 
haldir) demekdedir. 

CEVAB: Gayr-i muslim tebe'amn miislimanlarla esid olan hu- 
kuku, ta Fatih Sultan Muhammed nan zemamndan beri, Osmanh 
devletinde cari ve mu'teber idi. Rum kilisesine tanman imtiyazla- 
n Fatih Sultan Muhammed nan acaba hangi mecburiyyetden do- 
layi tammisdir. Osmanh sultanlarmm hepsi, bu adalet ve imtiyaz- 
lan hep, kitabimizin yirmialtinci sahifesinde bildirdigimiz Muham- 
med aleyhisselamin emrlerine uymak icin yapdilar. Fenerli ta'bir 
edilen rumlan, Osmanhlann disisleri bakanhgmda olan divan ter- 
ciimanliklarinda ve Eflak ve Bogdan prensliklerinde vazifelendir- 



[1] Fatih, 886 [m. 1481] de vefat etdi. 

-247- 



meleri, acaba devletin hangi ihtiyacma mebni idi? Daha sonra i'lan 
edilen esitlik hukuku, evvelce olmiyan bir seyi i'lan degil, onu 
te'kiddir. Hakaret edici ta'bfrler denilen sozler ise, rutbe ve sahs- 
lan bildirmek icin, tesrifatda eskiden beri bir kaide olarak kullaml- 
makdadir. Yoksa asagilamak, hakaret etmek gibi bir maksadm ol- 
madigim, daha once beyan etmisdik. Her devletde oldugu gibi, Os- 
manh devletinde mu'teber olan tesrifat icabi, hukiimdarlarm her 
birinin, kendine mahsus ta'bfr ve fermanlan, ya'ni kullandiklan 
kelimeler vardi. Bunlardan hakaret ma'nasi cikarmagi hie kimse 
dusiinmezdi. 

Yine bu papaz, (islam devletlerinin bu yolda esidlik ve hakka- 
niyyet derecesine yiikselmesi, Kur'an-i kerimin emri veya miisli- 
manhgm tabi'ati icabi degildir. Avrupamn hiristiyan hukiimdarla- 
nm taklid ve kendi miilk ve tebe'alanm terakki ve lslahat yoluna 
sevk etmek arzusu He, son Osmanh sultanlannm, akl ve hikmet 
mucibince yapdiklan seyler oldugu acikca anlasilan bir isdir) de- 
mekdedir. 

CEVAB: I'tirazci papazm zihnindeki her bakimdan esidlik dii- 
siincesini, Kur'an-i kerim ve akl-i selim kabul etmez. islamiyyetin 
emr etmis oldugu miisavati [esidligi] Osmanh devleti, Avrupa hii- 
kumdarlanni taklid ederek degil, islamiyyetin emrine uyarak, [es- 
kiden mevcud olan emrler, madde madde, yeniden yazilarak] i'lan 
etmisdir. Ciinki, bugiine kadar Osmanh devletinin gayr-i miislim- 
ler hakkinda tammis oldugu cok genis miisamehalari, Avrupa dev- 
letlerinden, kendi vatandaslan icin taniyan ve tatbik eden bir dev- 
let goriilmemisdir. 

[Son zemanlarda hiristiyan devletlerin istila etdikleri islam 
memleketlerinde yapmis oldugu zulm, vahsi ve sinsi iskenceler, 
akllan durduracak sekldedir. ingilizler birinci cihan harbinde, 
sark cebhesinde ele gecirdikleri esirleri Misrda biiyiik kamplarda 
toplamislardi. Bu miislimanlara zorla, biiyiik havuzlarda banyo 
yapdirmrslardir. Bu havuzlarm suyuna (goztasi) kansdirmislar ve 
memleketlerine donen bu esirlerin gozleri daha sonra kor olmus- 
dur. 

Hiristiyanlarm muslimanlan ve islamiyyeti yok etme planla- 
nndan birisi de, mtislimam muslimana katl etdirmek siyasetidir. 
Canakkale harbinde, Misr, Yemen ve Suriye cebhelerinde ingi- 
liz iiniformasi giydirilmis Afrikah ve Hindli miislimanlar, yine 
musliman olan Osmanh askerleri ile carpisdinlmisdir. O miisli- 
manlan harbe tesvik ederken, sizleri, islam dinini korumak ve is- 
lam halifesinin diismanlari ile harb etmek icin goturiiyoruz, diye- 
rek aldatmislardir. Diger vahsilik planlanm anlatmaga insan da- 

-248- 



yanamaz. Ciinki, vahsi yamyamlar bile, bir kimsenin oglunu katl 
edip, basim keserek pisirip, annesine ve babasina yidirmege teseb- 
biis etmemislerdir. Tafsilati icin, 98. ci sahifeye bakimz! Medeniol- 
duklarmi soyliyen Avrupahlarm, yumusak ve tath davranmagi emr 
eden bir dinin mensubu olduklarim iddia edenlerin halleri budur. 
Bu zulmleri yapanlarm, Osmanhlar Avrupadan goriip, onlan tak- 
Kd ederek, gayr-i miislim vatandaslarma esid haklar tamdi deme- 
leri, cok sasilacak seydir.] 

Yine bu papaz, (Osmanh devletinin giizel himmet ve hikmetle- 
rinden olarak, Osmanh memleketlerinde meydana gelen malum 
lslahatlar zan edildigi gibi islamm degil, hiristiyanhgm serefinden- 
dir) demekdedir. 

CEVAB: Bu ibare cok giizel yazilmisdir. Osmanhlarda, ma- 
son Resid pasamn yapdigi lslahat adi altmdaki degisiklikler, hiris- 
tiyanlarm ve masonlann te'siri ile oldu. [Ciinki, hiristiyanlar bil- 
hassa protestanlar, biiyiik menfe'atler ve paralar karsihgi Lond- 
radaki Osmanh sefiri Mustafa Resid pasayi 1 ' 1 mason yapdilar. Ma- 
son localannda yetisdirip, bir islam ve Osmanh diismam olarak 
Osmanh devletine gonderdiler. Biiyiik sehrlerde mason cem'iy- 
yetleri kurdular. Boyle kimselerin hazirladigi hain planlarla, vata- 
nm asl sahibi olan miisliman tiirkler ikinci smif vatandas, gayr-i 
muslimler ise, imtiyazh vatandas haline getirildi. Askere gitme- 
yen muslimanlardan cok kimsenin odiyemiyecegi bir para cezasi 
getirilmisken, gayr-i miislimlerden cok ciiz'i ve gostermelik bir 
para ahndi. Bu vatanm evladlan dinlerini, vatanlanm ve namus- 
larini korumak icin, sehid olurken, Mustafa Resid pasamn ve ye- 
tisdirdigi masonlann ve ingiliz ve iskoc masonlarmm planladikla- 
n hain oyun sayesinde, memleketin sanayi' ve ticareti gayr-i miis- 
limlerin, islam diismam masonlann eline gecdi. Mustafa Resid 
pasa, ihracata agir vergiler koyup, ithalati tesvik ederek, Osman- 
h sanayi'ini ve san'atim baltaladi. Medreselerden fen derslerini 
kaldirdi. Biitiin bunlarm mi'man olan hiristiyan Avrupahlar, bu- 
nunla da kalmayip, Osmanh tebe'asi icerisindeki gayr-i miislimle- 
re para ve shah vererek, Osmanhya karsi isyana tesvik etdiler. 
Besyiiz yildir huzur icinde yasiyan insanlar arasma, nifak, diis- 
manhk ve fitne tohumlan atdilar. Boylece, tiiyleri iirperten, akl- 
lan durduran zulmler, vahsetler ve katl-i amlar yapildi. Bulgarla- 
rm, moskoflarm, ermenilerin ve yunanhlann miisliman tiirke 
yapdiklannin binde birini, Osmanhlar onlara tatbik etseydi, bel- 



[1] Mason Resid pasa, 1274 [m. 1857] de oldu. 

-249- 



ki bugiin yeryiizunde bulgar, ermeni, yunan ve rus diye bir millet 
olmazdi. Osmanh Devletinde miisliman tiirkti yok etmek icin ha- 
zirlanan ba'zi lslahatlar, temamen hiristiyanlann yikici planlan ile 
olmusdur.] 

Yine bu papaz, (islamiyyetde siyasi kanunlar ile dini hiikiimler 
birbirinden ayrilmayip, ikisinin de kuvveti bir asldan meydana gel- 
mekdedir. Bunun icin, bir islam hiikumetinin, dini farzlan, sahsi 
hukuk gibi, kuvvetli kanunlar ile koruyup, revicda bulundurmasi 
icab eder. Bu ise miislimanlann fikri istikametleri yolunda tehlii- 
keli ve zararh olur. Qunki, dini farzlan ifa etmek, yalmz Allahm n- 
zasi ve Ona yaklasmak ve Ona itaat etmek icin olursa, makbul 
olur. Bunun dismdakiler mecburi olursa, digerleri gibi, hakiki bir 
itaat ve dindarhk olmayip, yalmz taklidi olmus olur ki, bu da bir 
nevi riya ve gosteris olur) demekdedir. 

CEVAB: Allahii tealamn emrlerini ya'ni farzlan yapmamn ve 
yasaklanndan ya'ni nehylerinden sakmmanin karsiligmda, maddi 
manevi biiyiik ecr ve mukafatlarm oldugu, hem Tevratda, hem 
Incillerde yazihdir. Matta incilinin yirmiiicuncu babinda, Isa 
aleyhisselam yazicilan ve ferisileri, azab-i ilahi ve Cehennem ile 
korkutmus ve onlarm nice kotiiliiklerini kizarak saymisdir. Baska 
yerlerde de kendine iman edenlerin ahiretde kurtulup, ni'metle- 
re kavusacaklanm va'd etmisdir. Hiristiyanlann ibadetleri, bu 
Cehennem korkulan ve Cennet ni'metleri va'di iizerine bina ki- 
lmmis oldugundan, bunlarda hiristiyanlann dogru fikrleri ve ta- 
rafsiz diistinceleri icin tehliike vardir. Ciinki, bu niyyetler ile be- 
raber, sadece Allahii tealamn nzasi icin ve Allahii tealaya yaklas- 
mak niyyeti ile ibadet etmek, bir yerde birlesemez. Bu i'tiraza pa- 
paz ne cevab verirse, o bizim tarafimizdan da, kendisine cevab 
olur. 

Yine bu papaz, (Islam dini, miirtedi katl etmekdedir. Ramezan- 
da acikca oruc yiyenlere ceza vererek, halki zor ile islam dinine 
bagh kalmaga ve riyaya zorlamakdadir) demekdedir. 

CEVAB: Daha once de soyledigimiz gibi, islam dini Pavlos ve 
Petrusun ortaya koydugu hiristiyanhk dini gibi degildir. Zahir ve 
batm faziletlerini, iistunluklerini kendinde cem' eden, en miikem- 
mel bir dindir. Bunun icin, Allahii tealamn koydugu simrlar, isla- 
min yiiksek ve giizel ahlakim bozulmakdan ve ihlal edilmekden 
muhafaza etmekdedir. Miisliman olan bir kimse, kiifrlinu acikca 
ortaya koymadikca, ona miirtedin ahkami tatbik edilmez. Rame- 
zanda ozrsiiz acikca oruc yiyen bir miisliman, fiskini i'lan etdigin- 
den, hukumet tarafmdan ta'zir edilir, ya'ni cezalandinhr. Fekat 
fiskini i'lan etmez, ya'ni gizli yirse, ona hukumet tarafmdan ce- 

-250- 



za verilmez. Bunun ceza ve keffareti, Kur'an-i kerimde bildiril- 
digi gibidir. [Kaza icab ederse, kaza, keffaret icab ederse keffa- 
ret yapar, aynca da tevbe eder.] Hiikumet tarafmdan verilen ce- 
za, muslimanm giinahim i'lan etmesinin ve baskalanna fena mi- 
sal olmasimn cezasidir. Bu cezalar miislimanlar icindir. islam 
devleti hiristiyanlarm ibadetlerine karrsmaz. Onlara ibadetleri 
icin, hie bir ceza verilmez. Hie bir baski yapilmaz. Bu cezalar, 
muslimanlarm ahlakmi ve mill! birligini bozulmakdan muhafaza 
eder. (Dinde zorlama yokdur) mealindeki Bekara suresinin iki- 
yiizellialtinci ayeti, baska dinde bulunan bir kimsenin zor ile is- 
lam dinine da'vet edilerek, musliman yapilamryacagini ifade et- 
mekdedir. (Eger onlar, tevhid ve hicretden yiiz cevirirlerse, on- 
lan nerede bulursamz esir veya katl ediniz) mealindeki Nisa su- 
resinin seksen dokuzuncu ayeti ise, islamiyyeti kabul etdikden 
sonra, ondan yiiz cevirip irtidad edenlerin oldiiriilmesi icab etdi- 
gini bildirmekdedir. (Islamiyyet insanlan milslimanlikda kalma- 
ga ve riyaya zorlar) ma'nasim bu papaz kendi kafasmdan cikar- 
misdir. Bu soziinden, Kur'an-i kerimi diledigi gibi tefsir etdigi 
goriilmekdedir. [Her halde Kur'an-i kerimi de, okudugu inciller 
gibi zan etmekdedir. Fekat isin ash boyle degildir. Kur'an-i keri- 
mi kendi akhna gore tefsir eden kafir olur. Kur'an-i kerim, ser- 
hos kafalar ile okunup, ahkam kesilecek bir kitab degildir. Onu 
tefsir etmek icin, once musliman olmak, sonra nice ilmlerde mii- 
tehassis olmak ve aynca Allahii tealamn hususi bir nuruna ka- 
vusmak lazimdir.] 

Yine bu papaz, (incilin, irtidad edenlere ve oruc yiyenlere ce- 
za verilmesine muhalif oldugu, sundan da anlasihyor ki, bir vakt, 
Isa Mesihe tabi ' olanlardan ba 'zisi, bir seyden dolayi iiziilerek on- 
dan aynlmagi arzu etdiklerinde, Isa Mesih digerlerine hitaben, 
(Siz dahi gitmek ister misiniz) diyerek, onlan gidip gitmemekde 
serbest birakmasidir. Onlardan birisi, hepsine vekaleten (biz ki- 
me gidelim, ebedi hayatm kelami sendedir) demisdir) demekde- 
dir. 

CEVAB: Uliil-azm Peygamberlerin hepsi, Allahii teala tara- 
fmdan getirdikleri ahkam-i ser'iyyenin yerlesmesine ve tatbik edil- 
mesine bizzat kendileri vazifeli idiler. Isa aleyhisselamm teblig et- 
mege me'mur oldugu serfat, Musa aleyhisselamm serfatinin ke- 
male kavusdurularak kuvvetlendirilmesi ve bir takim zahiri iba- 
detler ile giizel ahlak sahibi olmakdan ibaret idi. Isa aleyhisselam, 
Beni israilin sapitmis olanlanm Tevrat ve incilin ahkamina uy- 
maga da'vet ederdi. Isa aleyhisselama iman edenlerin, fmanlari- 
mn ne derece kuvvetli oldugu, bugiinkii incillerin (Isa, yehudiler 

-251- 



tarafmdan yakalandigi zeman havariler onu yalniz birakip kacdi- 
lar. En kiymetlileri olan Petrus, bir gecede tic def a Isa aleyhissela- 
mi inkar etdi) ifadesinden kolayca anlasilmakdadir. Imanlan boy- 
le za'if olan kimselerden irtidad edenleri cezalandirmaga zaten lti- 
ztim yokdur. 

Yine bu papaz, (Islam dini, siyasi kanunlar ve dini emrlerden 
meydana gelmisdir. Bunun icin, ekseri insanlar, ilk islam devletle- 
rinin muzafferiyyet ve muvaffakiyyetlerini, islam dininin dogrulu- 
guna kuvvetli bir delil kabul ederlerdi. Asnmizm miislimanlan, biz 
artik dinimizin dogruluguna nasil Vtimad edelim ki, dinimizin bir 
riiknii olan siyasetimiz dyle bir hale gelmisdir ki, vakti He emrimiz- 
de olan bunca memleket ve sehrlerimiz, bugiin hiristiyanlann eli- 
ne gecdi ve kirk milyon kadar miisliman da, onlarm emrleri altm- 
da kaldi demeleri icab etmezmi?) demekdedir. 

CEVAB: Mtislimanlarm boyle soylemeleri, mtimkin degildir. 
Ctinki, yukanda da zikr etdigimiz gibi, islam devletlerinin kuvvet 
ve azametleri, mtislimanlarm dinlerine tam yapisdiklan, onun 
emr ve yasaklanni en gtizel seklde yerine getirdikleri mtiddetce 
devam etmisdir. Sonradan, islam ahlakmdan uzaklasarak, milli 
ahlaklan bozulmus ve islamiyyetin emrleri yapilmamis ve keyfi 
icraat ve idareye baslamlmisdir. [Bunu hazirhyanlar da, yine hi- 
ristiyanlar ve onlarm mason cem'iyyetleri olmusdur. islam dinin- 
den haberi olmiyan gencleri cesidli va'dler ve menfe'atler ile al- 
datarak, dinlerine ve devletlerine dtisman birer vatan haini ola- 
rak islam memleketlerine gonderdiler. ismi mtisliman, kendi hi- 
ristiyan olan bu kimseler, islam devletlerini, dinin ahkami yerine, 
kendi keyfleri ve arztilan istikametinde idare etdiler. Boylece, is- 
lam memleketleri parcalandi ve mtislimanlar hiristiyanlann haki- 
miyyeti altma girdi. Hiristiyanlar arzulanna kavusmak icin, her 
islam dusmamni ve putperesti acikca desteklediler. islam dtinya- 
smi yakip yikan, mogol htiktimdan, meshur zalim ve kafir Cengiz 
han, [11 Papa tarafmdan taltif edilmis, kendisine baha bicilmez kiy- 
metde hediyyeler ve altinlar gonderilmisdir. Papanin elcileri, 
Cengiz nan ile Papa arasmda mekik dokumus ve ona akl hocah- 
gi yapmislardir. Ctinki Cengiz han mtislimanlan insafsizca katl 
ediyor, islamiyyeti yok etmege cahsiyordu. Cengiz hamn torunu 
Htilagti, Bagdadi ele gecirdigi zeman, sekizytizbinden ziyade 
mtislimam katl etmis, o zeman dtinyamn en gtizel sehri ve ilm mer- 
kezi olan Bagdadi yakmisdir. Btitun islam eserleri ve din kitab- 



[1] Cengiz, 624 [m. 1227] de oldii. 

-252- 



Ian yok edilmis, Dicle nehri giinlerce kan ve miirekkeb akmisdir. 
Cok merhametli olduklanni iddia eden hiristiyanlar ve onlarm 
ruhani reisi Papa, boyle bir din diismamni, acaba hangi niyyet ile 
miikafatlandirmisdir. Kafire yardim ve tesvik, kiifrdiir. Zalime 
yardim ve tesvik de, zulmiin ta kendisidir. Biniicytiz sene, islam 
medeniyyetini yikmak ve yok etmek icin cahsdilar. Sonra kalkip, 
islam devletlerinin geri kalmishgmi, hiristiyanhgm mtislimanhk 
tizerine iisttinltik ve faziletine delil getirmege cahsiyorlar. Bunla- 
ra, deliler bile giiler. Boylece miislimanlar islamiyyetden uzak- 
lasdinlmis, esasi bozulan islam devletleri yikilmis ve yok olmus- 
dur.] Bunun tarn tersi olarak, hiristiyan devletler de, hiristiyanh- 
ga bagh kaldikca perisanhk devam etmisdir. Hiristiyanhgi terk 
ederek, dinsizlige meyl eden bu devletler, siyasetlerinde islam di- 
nini taklid etmege baslamrslar, bu sayede iktidar ve kuvvet sahi- 
bi olmuslardir. Bu halin acik sahidi olan tarihler, kiyamete kadar 
bu hakikati diinyaya gostereceklerdir. islam dminin diismanlan, 
ne kadar yalan, hile ve iftira uydursalar da, bu adil sahidler, on- 
lan biitiin aleme karsi tekzib edecek, yalanlarmi ortaya koyacak- 
dir. 

Yine bu papaz, (Isa Mesihin zuhuru Allahm melekutunda cok 
mtihim bir doniim noktasidir. Bu melekut gecmis dinlere mahsus 
ba'zi $eyleri, mesela stinnet olmagi ortadan kaldirmisdir. Siinnet 
olmaga kiymet vermeyip, onun yerine kalbi takdis etmegi ve ahla- 
ki giizellesdirmegi, ya 'ni kotii hasletlerin yok edilmesini istemisdir. 
Miislimanlar, hala siinnet olmagi icra ederek, cenab-i Hakkm incil 
vasitasi ile ortadan kaldirdigi bir adeti devam etdirmege cahsmak- 
dadirlar) demekdedir. 

CEVAB: Halbuki, (Sanmaym ki, ben serfati yikmaga geldim. 
Ben yikmaga degil, temam etmege geldim. Ciinki dogrusu size de- 
rim ki, gok ve yer zail olmadikca, serf atden bir harf veya bir nok- 
ta yok olmiyacakdir) ibaresi Matta incilinin besinci babmda, Isa 
aleyhisselamm sozii diye yazilidir. Tevratda ise, Musa aleyhissela- 
min dininin ahkammm en miihim emrlerinden birisinin, cocukla- 
n siinnet etdirmek oldugu bildirilmisdir. Hatta Tevratda, Allahii 
teala, Ibrahim aleyhisselama hitaben, (Siinnet olmagi icra et. 
Ciinki siinnet olmiyan, Cennete giremiyecekdir) buyurmusdur. 
Ibrahim aleyhisselamdan Isa aleyhisselama kadar gelen biitiin 
Peygamberler, bu emr ile amel etmislerdir. Hatta, bizzat Isa aley- 
hisselamm kendisi de siinnetli idi. incillerde siinnet olmamn ibtal 
edildigini bildiren bir kelime dahi yokdur. Yukanda zikr etdigi- 
miz Incil ayetinde, (Serf atden bir harf veya bir nokta yok olmi- 
yacakdir) dedigi halde, bu serfati ilga eden [ve siinnet olmak gi- 

-253- 



bi emrlerini ibtal eden] hangi incildir diye bu i'tirazci papaza siial 
sordugumuz zeman, cevab olarak, Isa aleyhisselamm zemanma ye- 
tismemis olup, onalti sene Isa aleyhisselamm iimmetine eziyyet ve 
iskence yapan, hatta, havarilerden bir zatm derisini ytizen ve son- 
radan [uydurdugu bir] rii'ya sebebi ile, Isa aleyhisselama inandigi- 
ni soyliyen Pavlosun, Galatyahlara yazdigi mektubundaki birkac 
ibareden baska bir delil ortaya koyamadi. Isa aleyhisselamm kat'i 
emri ortada iken, ne oldugu herkesce malum olan bu yehudinin 
sozti, hangi sebeb ile, Isa aleyhisselamm kat'i emri iizerine tercih 
edildigini ve siinnet olmanm nicin terk oldugunu bu i'tirazci papa- 
za soruyoruz? Muslimanlann hitan (siinnet olmak) siinnetine ria- 
yetleri, Peygamber efendimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" Ibra- 
him aleyhisselamm bu siinnetine ve Allahii tealamn Tevratdaki bu 
emrine uymagi emr etdigi icindir. Miislimanlarm bu isleri, Allahii 
tealamn ilahi iradesine uymakdan ibaretdir. Fekat, hiristiyanlarm 
siinnet olmagi terk etmeleri, Isa aleyhisselamm emrini ve Tevratm 
hiikmunii birakip, miinafik ve zalim Pavlosun sozlerine tabi' olma- 
lanndandir. 

[Pavlos Galatyahlara yazdigi mektubun ikinci babmm yedinci 
ve sekizinci ayetlerinde, (Fekat bil'aks Petrusa siinnet olmayi 
emr eden incil oldugu gibi, bana da siinnetsizlik incilinin emanet 
olundugunu gordiiler. Cunki siinnetlilik risaleti icin Petrusda 
amil olan Tann, bende de [siinnetsizlik risaleti olarak] yehudiler- 
den baska milletler icin amil oldu) demekdedir. Isa aleyhissela- 
mm yamndan aynlmayan, onun en yakm havarisi olan Petrus, 
siinnet olmagi emr ediyor ve bunu yapiyor. Omriinde Isa aleyhis- 
selami hie gormemis ve onalti sene, Isa aleyhisselama iman eden 
nasranilere kan aglatmis bir yehudi cikiyor, bir yalan uyduruyor 
ve (Bana siinnetsizlik incili verildi. Yehudilerden baska milletler 
siinnet olmasin) diyor. Bu da, hiristiyanhk dininin emri olarak 
tatbik ediliyor. Her hangi bir kimse cikar da, (Bana boyle bildiril- 
di, boyle ilham olundu) der, bu sozti bir dinde huccet olursa, boy- 
le bir dinin ilahi bir din olacagma, akh basinda olan bir kimse 
inanmaz.] 

Hiristiyanlarm, islam dmine karsi yapdiklan i'tirazlardan bi- 
ri de, Kur'an-i kerim ve hadis-i seriflerin arabi olmasidir. Bu pa- 
paz, (Kur'an-i kerim ve hadis-i serifler arab lisam iizerine olup, 
bir diger lisana tercemelerine cahsilmadigmdan, arabcayi bilme- 
yen miislimanlar, Kur'an-i kerimin ma'nasim anlamakdan mah- 
rum olmakdadirlar. Diialar ve zikrler hep arabcadir. Miisliman- 
lar, ne dediklerini bilmeden ibadet ve diia etmekdedir. Diger 
milletlerden islam dinini kabul edenler, Kur'an-i kerimin hakikat- 

-254- 



lerine vakif olmak isteyince, arabcayi ogrenmek gibi bir miiskille 
karsilasmakdadirlar. Bir diger husus da, her miisliman omriinde 
bir defa olsun, Mekke ve Medineyi ziyaret etmekle miikellef oldu- 
gu icin, Hicaz topraklanmn diger memleketler iizerine bir iistiinlii- 
gii zuhur etmisdir. Hac yapma mecburiyyeti, uzak memleketlerde 
oturan miislimanlar icin, birkiilfet ve zahmet olmakdadir) demek- 
dedir. 

CEVAB: Bu i'tirazlardan birincisine cevab olarak, (Ahd-i atik) 
ve (Ahd-i cedid)in incelenmesi kafidir. Ahd-i atik ve ahd-i cedid her 
lisana terceme edilirken, simdiye kadar pek cok tahrifata ugramis- 
lardir. Allahii teala, Kur'an-i kerimini boyle tahnflerden korumak 
icin, arab lisam iizerine indirdi. Papazlarm i'tirazina bu cevab kafi- 
dir. 

Ikinci i'tirazlarinm, ya'ni hac icin olan i'tirazlannm cevabi ise, 
yukanda beyan edilmis idi. Burada tekrar etmege liizum yokdur. 
Islam alimleri, eserlerinde, Kur'an-i kerimin arab lisam iizere in- 
mesini ve haccm hikmetlerini beyan etmislerdir. Burada, sadece 
mevzu'umuzla ilgili oldugundan, Kur'an-i kerimin baska lisanlara 
terceme olunmamasmda ve Mekke-i miikerreme ve Medine-i mii- 
nevvereyi ziyaret hakkmda bildirdikleri hakikatlerden birini bere- 
ketlenmek icin bildirelim: 

Akl ve irfan ehlinin ma'lumu oldugu gibi, yeryiiziiniin cesidli ik- 
limlerine dagilan insanlar, bir babadan ve anneden dogmuslardir. 
Bunlar, zemanla cogalarak bir cok kabilelere aynlmis ve asli akra- 
bahklarim unutmus bir biiyiik hanedana benzerler. Bu muhtelif ka- 
bileler arasmda meydana gelen ihtilaf ve mlicadeleler ise, fikr ve 
akidelerinin farkh olmasindan, fikr ve akidelerinin farkh olmasi da, 
lisanlanmn ve adetlerinin farkh olmasindan ileri gelmisdir. Vatan 
sevgisi, insanda fitri bir haslet olup, herkes kendi vatamm sevdigin- 
den, her kavm ve milletin menfe'ati ve vatan sevgisi de muhtelif ol- 
musdur. Muhtelif kabflelerin, milletlerin her birine zararh olan bu 
ihtilaflarm ortadan kaldinlmasi ve lslahi istenirse, onlarin aralarm- 
da bulunan ihtilaf sebeblerinin azaltilmasi ve birbirlerine yaklasdi- 
nlmakdan baska care olamaz. Ya'ni: 

1 — Ihtilafa sebeb olan, lisan ayrihgmm zararlarim yok etmek 
igin, aralarmda miisterek bir lisanm yerlesdirilmesi icab eder. 

2 — Ihtilaf sebeblerinin en btiyuklerinden olan, aralarmdaki 
adet ve Usui farklarmm zararlarimn hafifletilmesi ve onlarin bir di- 
gerine yaklasdinlmasi ve birlesdirilmesi icin, hepsinin miisterek bir 
Usui ve adete baglanmasi icab eder. 

3 — Vatan sevgisi gibi, ma'nevi bir kuvvetin, bir merkeze top- 

-255- 



lanmasi icin, bir vatan-i umumi ittihaz olunmasi icab eder. islam di- 
ninin koydugu hiikmlerin ash ve gayesi, insanlar arasmdaki ihtilaf- 
lann yok edilerek, hepsinin se'adet ve menfe'atlerini aralarmda 
miisterek kilmakdir. Kur'an-i kerfm, beser lisanlarmm en gtlzeli 
olan, arab lisam iizerine indirilmisdir. [Arab giizel demekdir. Lisan- 
iil-arab demek, en giizel lisan demekdir.] Farzlarda ve diger ibadet- 
lerde biitiin milletler ve kavmler esid tutulmusdur. Hac farizasi ile 
de, Mekke-i miikerreme ve Medme-i miinevvere biitiin islam mil- 
letlerine (Umm-iil-evtan) ya'm mukaddes mahal ittihaz kilmmisdir. 
Bir miisliman kiiciik yasmdan i'tibaren, Kur'an-i kerim okumaga 
ahsdinlarak ve arabi dersler verilerek kolayhkla arabi lisanim ogre- 
nir. Boylece, biitiin islam milletleri ile fikr ahsverisinde bulunabilir. 
[Ciinki aralarmda miisterek bir lisan te'sis edilmisdir.] Ezan, ne- 
maz, oruc, zekat, hac, bilhassa nemazm riiknleri, Cum'a nemazi, ce- 
ma'at ile nemaz ve imama uymak gibi, umumi iisuller ile de, adet- 
leri farkh olan kavmleri, islamiyyet, birbirine yaklasdirip, miisterek 
bir i'tikada ve ibadetlere sevk eder. Mekke-i miikerreme de, bir is- 
lam merkezi ve miislimanlarm toplandigi bir yer olarak, onlarm 
mukaddes yerleridir. Onu sevmek, muhafaza ve miidafe'a etmek, 
dini bir vazife ve bir borcdur. Ciinki sark, garb, cenub ve simal 
memleketlerinde bulunan miislimanlar, omrlerinde bir def a olsun 
birbirlerini gormemis ve gormeleri de miimkin degildir. Yiizbinler- 
ce miisliman, hac farizasim yerine getirmek icin, Mekke-i miikerre- 
mede bir araya gelerek, ilm ve fikr ahs-verisinde bulunur, dim aki- 
de [inane] ve sevgilerini te'kid ederek, birbirleriyle kaynasirlar. is- 
te islamm esas maksadi, biitiin milletleri ve kavmleri, imanda, iba- 
detlerde ve giizel ahlakda birlesdirerek, kardes yapmakdir. [Diin- 
yamn her neresinde ve] hangi zemanda olursa olsun, islamiyyete 
uyanlar, uyduklan miiddetce, izzete, se'adete ve muvaffakiyyete 
kavusurlar. Simdi de, yeryiiziindeki biitiin miislimanlarm, ehl-i siin- 
net i'tikadmda birlesdiklerinde, asrlardan beri oldugu gibi, eski is- 
lam kuvvetini ve serefini kazamp, birbirleri ile seviseceklerine, ale- 
min huzur ve se'adet ile dolacagma hie siibhe yokdur. 

PAPAZLARIN AHMAKCA iFTIRALARINDAN BIRI DE, iSLAMIY- 
YETDEKI CIHAD EMRINE SALDIRMALARIDIR. BU iFTIRAYA CE- 
VAB, MUHTELIF KITABLARIMIZDA VARDIR. 

Hiristiyanlarm islam dmine isnad etdikleri iftiralar sirasmda, bu 
papaz, (islimiyyetde, cihad-i fi-sebilillah farzdir. Hiristiyanhkda 
ise, cihad emri yokdur. Bu hiristiyanhgin faziletine bir delildir) de- 
mekdedirler. 

CEVAB: Cihad emri; Ahd-i atikin icerisinde bulunan kitabla- 
nn her birinde acikca bildirilmisdir. Isa aleyhisselamm, (Ben se- 
rfati yikmaga gelmedim. Ben yikmaga degil, temam etmege gel- 

-256- 



dim) buyurmus oldugunu, daha once zikr etmisdik. Boylece, Musa 
aleyhisselamm serfatinde mevcud olan cihadi da temamlayacagmi 
bildirmisdir. Hiristiyanlar, Isa aleyhisselamm bu cihad emrini ka- 
bul etmiyorlar. Ahd-i atik kitablannda cihad emrine aid pek cok 
ayetler vardir. Bunlan zikr etmek sozii uzatacak ise de, faideli ola- 
cakdir. 

Tesniyenin yirminci babimn, onuncu ve devamindaki ayetlerin- 
de, (Diismanlara karsi cenk etmek icin cikdigm ve ona yaklasdigm 
zeman, evvela, onu sulha da'vet edeceksin. Eger sana sulh cevabi 
verirse ve kapilanm sana acarsa o vakt, icinde bulunan biitiin 
kavm sana hizmetkar olacak ve sana kulluk edecekler. Eger sulha 
razi olmayip, cenk etmek isterlerse, sen onlan oldiirecek ve belde- 
lerini muhasara edeceksin ve Allahm, onu senin eline verdigi ze- 
man, biitiin erkeklerini kihcdan gecireceksin. Kadinlanni ve co- 
cuklanni ve hayvanlanni ve sehrde olan herseyi ganimet olarak 
ahp, yagma edeceksin. Allahm, sana verdigi diismanlarmm mahm 
yiyeceksin. Bu milletlerin sehrlerinden olmayip senden cok uzak- 
da bulunan biitiin sehrlere boyle yapacaksm. Ancak, Allahm sana 
mfras olarak vermekde oldugu bu kavmlerin sehrlerinden nefes 
alan bir kimseyi sag birakmayacaksm) demekdedir. 

Sifr-i Aded (sayilar)in otuzbirinci babmda kisaca, (Musa aley- 
hisselam, Allahii tealanm emri ile Medyen ehalisi iizerine harb et- 
mek iizere oniki bin asker gonderdi. Maglub olan Medyen ehalisi- 
nin biitiin erkeklerini oldiiriip, kadinlanni ve onlarm cocuklanm 
esir aldilar. Biitiin hayvanlanni, biitiin suriilerini ve biitiin mallan- 
m da ganimet olarak aldilar ve biitiin sehrlerini ve biitiin obalanni 
yakdilar) demekdedir. Bu yazdiklanmizm tafsilatim Ahd-i atikin 
Sifr-i Aded kitabmdan okuyunuz. Yine burada diyor ki, (Musa 
aleyhisselamm vefatmda Yusa' (Yesu) aleyhisselami halife ta'ym 
etdi. O da, Tevratm hiikmii ile amel ederek, nice milyon insan ol- 
dtirdii.) Merak edenler, Adedler (sayilar) kitabim, birinci babm- 
dan otuzbirinci babma kadar okusunlar. 

Birinci Samuelin yirmiyedinci babinm sekizinci ve devaminda- 
ki ayetlerde, (Daviid ile adamlan cikip, Gesurilere ve Girzilere ve 
Amalekilere akm etdiler ve Daviid o diyan vurdu ve ne erkek, ne 
kadm, sag birakmadi ve koyunlan ve sigirlan ve esekleri ve deve- 
leri ve esvablan ahp doniip geldi) demekdedir. 

Ikinci Samuelin sekizinci babmda, Daviid aleyhisselamm Suri- 
ye askerinden yirmiiki bin kimseyi telef etdigi, onuncu babmda ise, 
Daviid aleyhisselamm Aramilerden kirkbin athyi oldurdugti yazi- 
hdir. 

Birinci Meliklerin onsekizinci babmda, ilya aleyhisselamm, Ba- 

- 257 Cevab Veremedi - F:17 



alin Peygamberleri olmak da'vasmda bulunan yalanci dortyiizelli 
kisiyi katl etdirdigi yazihdir. 

Sodom ve Amoriler iizerine hiicum eden meliklerin ahvali ve 
Lut aleyhisselami esir ve mallanni talan etdikleri haberi Ibrahim 
aleyhisselama ulasmca, onlan kurtarmak icin askerleri ile, Dan'a 
kadar ta'kib edip, onlara gece baskim yaparak, hepsini oldilrdugil 
ve biitiin mail, kardesi Lut aleyhisselami ve onun mahm ve kadm- 
lari ve biitiin halki geri getirdigi Tekvmin ondordiincii babmda ya- 
zihdir. 

Pavlos, Ibranilere yazdigi mektubda, Daviid, Samuel ve diger 
Peygamberlerin, memleketler feth etdiklerini, kihcin agzmdan 
kurtulan za'if kimseler iken, kuvvet kazanarak harbde cesur ola- 
rak, diisman askerlerini kacmaga mecbur etdiklerini yazmakda- 
dir. 

Iste bunlardan anlasihyor ki, gecmis Peygamberler de "aleyhi- 
miisselam" kafirler ile gaza ve cihad ile emr olunmuslardir. Ancak, 
islamiyyetde cihad-i fi-sebilillah, hiikiimdarlarm harbleri gibi, 
memleketlerini genisletmek, san ve seref kazanmak gibi diinyevi 
niyyetler ve nefsin arzulan icin yapilmaz. Allahii tealamn mubarek 
ismini yiikselterek, biitiin insanlan dogru ve hak yola kavusdur- 
mak ve insanlan zulmden, iskenceden kurtarmak icin yapihr. Sim- 
di protestanlara soranz ki, zikr etdigimiz bu Peygamberlerin gaza- 
lari Allahii tealamn indinde razi olunmus ve halal mi, yoksa bugz 
olunmus ve haram mi idi? Eger razi olunmus ve halal iseler, bu hal, 
iddi'alanmn dogru olmadigim isbat eder. Eger bugz olunmus ve 
haram iseler, Daviid aleyhisselam hakkindaki yazilan ile mukad- 
des sayilan Pavlos yalanci olmus olur. Hiristiyanlarm dogru ve hak 
oldugunu tasdik etdikleri, (Ahd-i atik) de batil, yanhs olur. Aynca, 
binlerce ma'sum kimsenin kam, bir mu'minin kotii bir fi'linden do- 
layi akitilmis olur. Boylece, Daviid aleyhisselam icin, ahiretde kur- 
tulus nasil miimkin olabilir? Ciinki Yuhannamn birinci mektubu- 
nun uciincii babinm onbesinci ayetinde, (Siz bilirsiniz ki, ma'sum 
olan nefsi katl eden hie bir katil icin, ebedi hayat yokdur) demek- 
dedir. 

Miisahedat-i Yuhannamn (Vahyin) yirmibirinci babinm seki- 
zinci ayetinde, (Korkaklara, iman etmiyenlere, mekruhlara ve ka- 
tillere ve zanilere ve biiyuciilere ve putperestlere ve yalancilara ge- 
lince, onlarm hissesi ates ve kiikiirtle yakilmis Cehennem cukurun- 
dadir) diye yazihdir. 

[TENBIH: isbu (Cevab Veremedi) kitabimizm muhtelif yer- 
lerinde goriildiigii gibi, hiristiyanlarm ellerinde bulunan Tevrat 
ve Incil kitablarmm hepsinde, (insanlarm oldiikden sonra tekrar 

-258- 



dirilecekleri, hesaba cekilecekleri, Cennet ni'metlerinde veya Ce- 
hennem atesinde sonsuz kalacaklan) yazilidir. Amerikada, Avru- 
pada, yuzmilyonlarca hiristiyan, biitiin devlet adamlan, fen adam- 
lan, profesorler, kumandanlar, bu Incillere inanmakda, hepsi her 
hafta kiliseye gidip tapinmakdadirlar. Turkiyede ba'zilan, islam ki- 
tablanm okumadiklan icin ve islamiyyetden haberleri olmadigi 
icin, Avrupahlan, Amerikahlan taklid etmege (ilericilik), miisli- 
man olmaga (gericilik) diyorlar. Halbuki kendileri, fen, tib, hesab 
bilgilerinde ve teknolojide, Avrupahlar, Amerikahlar gibi cahsmi- 
yorlar. Onlann, yalniz kadm, kiz, oglan bir arada, calgili, kumarh, 
ickili eglenceler yapmalanm, pilajlarda sehvetlerine tabi' olmalan- 
m ve geceleri radyolanni, televizyonlanni sonuna kadar acarak, 
komsulan rahatsiz etmelerini ve genclerin diz ile gobek arasi acik 
top oynamalarmi taklid etmekdedirler. islamiyyet, nefsin bu tas- 
kmliklanni yasak etdigi icin, muslimanlara gerici diyorlar. Bunlara 
gore, okuma yazma bilmiyen, ilmden san'atdan haberi olmiyan, fe- 
kat kendi taskmliklarina katilan her oglan ve kiz ilericidir. Aydm 
kimsedir. Universiteyi bitirmis, ilm, san'at, ticaret sahibi, ahlakh, 
faziletli, vergilerini veren, kanunlara uyan ve herkese iyilik eden, 
hakiki bir musliman, bu taskmhklara katilmadigi icin, gerici ol- 
makdadir. Boyle ilericiler, aydin kimseler, gencleri fuhsa, tenbelli- 
ge, diinyada felakete, ahiretde de sonsuz azablara suriikliyorlar. 
Aile yuvalarmm yikilmasma sebeb oluyorlar. Kisacasi, hiristiyan- 
lann yalniz sefahetlerini, ahlaksizhklarmi taklid edenlere aydm, 
ilerici dedikleri anlasihyor. Miislimanlar gibi, Cennete, Cehenne- 
me inanan Avrupahlara, Amerikahlara da gerici demediklerine 
gore, muslimanlara, kendi ahlaksizhklarma uymadiklan icin gerici 
dedikleri anlasilmakdadir. Bunlar, hicbir dine inanmadiklan icin, 
Avrupahlarm, Amerikahlarm dine baghhklarim da taklid etme- 
mekde, kendi ta'birlerine gore kendileri gerici olmakdadirlar. Bu 
kitabimiz, miislimamn aydm ve ilerici oldugunu, musliman olmiya- 
nm gerici oldugunu isbat etmekdedir.] 

Cihad farzimn Isa aleyhisselamin dininde bulunmamasi mev- 
zu'una gelince, Isa aleyhisselamin insanlan dine da'vet muddeti, 
uc sene gibi az bir zeman oldugu icin, cihad-i fi-sebilillah yapa- 
cak zemam olamamisdir. Bes-on kisi ve birkac kadm ile, Roma 
devletine karsi cihad etmek, siibhesiz ki, miimkin degildir. Hat- 
ta, Isa aleyhisselam, yehudilerin kendi hakkmda kotii niyyet sa- 
hibi olduklarim ogrenince, cok telasa diismiisdu. Yakalanacagi 
aksamin giindiiziinde, Luka incilinin yirmiikinci babinm otuzal- 
tinci ve devammdaki ayetlerde Isa aleyhisselam, Eshabina hita- 
ben, (Simdi kesesi olan onu alsm ve torbasi olan da alsm ve olmi- 

-259- 



yan esvabim satsm ve kilic satm alsm) dedi. (Ya Rab, iste burada 
iki kilic var dediler. Isa onlara, yetisir dedi) diye yazilidir. Daha 
sonra yakalamrken, Eshabi kendisini terk ederek dagildiklarmdan, 
bu kihclar da, bir ise yaramamisdir. Bu anlatilanlardan, Isa aleyhis- 
selamin kendisini miidafeasiz teslim etmek niyyetinde olmadigi ve 
miimkin olsa, kendini korumak icin, kilic kullanacagi ve diisman- 
lanna karsi cihad yapmamasi, zahiri sebeblerin kifayetsizliginden 
oldugu, giines gibi meydandadir. Isa aleyhisselam, iimmetini ci- 
haddan acikca men' etmemis ve kendisi Musa aleyhisselamin se- 
ri'atinin hiikmiinu kaldinci degil, onu temam edici oldugundan, 
ondaki cihad emrinin, kendi iimmetine de samil olacagi acik ve sa- 
bitdir. 

Protestanlar, nesr etdikleri bu risalede, (Miislimanlar, dinleri- 
nin emrleri icabi, miisliman olmiyanlan, Allahm ve dinin diismam 
diyerek, onlara diisman nazan He bakarlar. Zor He onlan miisli- 
man yapmak veya emrleri altmda bulundurup cizye ehli kilmak 
icin gayret eder, bunu arzu ederler) demekdedirler. 

CEVAB: Evet, tevhide uymiyan her din ve mezheb, islam di- 
ni nazannda hakirdir ve nefret edilmisdir. Boyle inananlara, Al- 
lahii tealanm ve dinin diismam denilir. Fekat, zor ile onlan miis- 
liman yapmak, [yukanda bildirdigimiz gibi] yasak edilmisdir. Bu 
hususda papazlar, muslimanlara temamen iftira etmekdedirler. 
Muslimanlarm nazannda kendisinden nefret edilenler, sadece is- 
lam dmine diisman olan gayr-i muslimlerdir. Miislimanlarla bun- 
lar arasinda nefret, bugz, diismanhk, carpisma ve muharebeler 
olmusdur. Fekat, hiristiyan firkalan arasindaki nefret ve diis- 
manhk ve tarihlerde goriilen dehsetli carpismalar ve katliamlar 
acaba neden ortaya cikmisdir? Tarih kitablanmn sahifeleri, hiris- 
tiyanlarm maglub etdikleri milletlere ve kavmlere yapmis olduk- 
lan mezalim ve iskencelerle doludur. Diger dinlere mensub olan 
kavmleri, imha ve yok etmege cahsirlar. Hicret-i nebeviden tak- 
riben iicyiiz sene once imperator Kostantin, hiristiyanhgi kabul 
etdikden sonra, barbarhga baslamis, memleketinde bulunan bii- 
tiin yehudilerin kulaklanni kesip, cesidli memleketlere surmtis- 
diir. Daha sonra, yehudileri iskenderiyyeden cikarmis, biittin 
ma'bedlerini yikarak, biiyiik katliam yapmis ve mallanni gasb et- 
misdir. Yehudiler, ispanyada da, hiristiyanlar tarafmdan pek cok 
zulmlere ugramislardir. [Ispanyada yehudilere yapilan zulmlerden 
yukanda biraz bahsetmisdik.] Fransamn Toulouse sehrinde hi- 
ristiyanlar, fish bayraminda rastladiklan yehudilerin yiizlerine 
tokat vurmuslardir. Fransamn diger ba'zi sehrlerinde yine fish 
bayraminda yehudiler tasa tutulmuslardir. Merhametsizce tasla- 

-260- 



nan yehudilerin cogunun boylelikle olduriildugii, hatta o beldeye 
hakim olan kimseler tarafmdan, halkm bu hususda tesvfk edildigi 
birer vaki'adir. Yehudiler, Fransadan yedi def a surulerek cikanl- 
mislardir. 

Macaristanda da yehudiler, hiristiyanlar tarafmdan, cesid cesid 
azablara ducar olmuslardir. Ba'zan ateslere atihp yakilmislar, 
ba'zan da, denizlere atilarak bogulmuslardir. 

Ingilterede de, yehudi milleti, protestanlarm akl almaz vahsilik- 
lerine dayanamiyarak, onlann eline diismemek icin, birbirlerini 61- 
diirmuslerdir. 

Ispanyada, Al-Morafe ismi ile kurulan katolik cem'iyyetinin 
mensublan, resmi olarak krallar ve devlet erkani da hazir oldukla- 
n halde, yehudilerden ve dminde ilhad his etdikleri zengin hiristi- 
yanlardan binlerce kisiyi, diri diri atese atarak yakmislardir. Bu ca- 
resiz insanlar, aman yapmayimz diye bagirdikca, yalvardikca, fer- 
yad etdikce, seyirci bulunan papazlann, devlet adamlarmm ve ka- 
dmlarm ellerini cirparak kahkaha ile giildiikleri tarihlerde yazih 
duruyor. 

Islamiyyetin zuhurundan bu yana gepen binikiyiiz [bindortyiiz] 
sene icerisinde, hiristiyanlarm yapdiklan bu zulmlere benzer, miis- 
limanlar tarafmdan hiristiyan ve yehudilere yapilmis bir zulm, bir 
tek vak'a dahi yokdur. Varsa gosterilsin. Eger 1277 [m. 1861] sene- 
sinde Lubnanda meydana gelen vak'alarda oldiiriilen iicyiiz-dort- 
yiiz hiristiyan kasd ediliyorsa, Avrupa devletlerinden gelen 
me'murlar da beraber oldugu halde, mahallinde yapilan ve hala 
Osmanh arsiv dairesinde mevcud olan, tahkikat zabtlanndan anla- 
silacagi gibi, o vak'amn meydana gelmesi, Fransadan Liibnan ve 
Sam taraflarma gelip, fitne ve fesad tohumlan sacan cezvit papaz- 
lannm tahrikleri sebebi ile olmusdur. Daglarda yasiyan diirziler, 
Liibnana gelerek hiristiyanlan katl etmislerdir. Osmanh devleti bu 
vak'ada cinayetleri tesbit edilenleri i'dam ederek cezalandirmisdir. 
Ayrica, askerlik vazifesini tam yerine getirmedigi, vazifesini tam 
yapamadigi icin, Sam vahsi Ahmed Pasa gibi bir veziri de alenen 
[acikca] kursuna dizmisdir. 

[(Tiirkiye tarihi) yedinci cildinde diyor ki, (Miitercim Riisdii 
pasa sadr-i a'zam iken, Lubnanda Diirzilerle, katolik Maroniler, 
birbirlerine diisman idi. ingilizler Diirzileri, fransizlar da Maroni- 
leri kiskirtarak, birbirlerine saldirdilar. Liibnan valisi Hursid pa- 
sa ile Sam valisi Ahmed pasa, bu iki devletin yardim ve idare et- 
dikleri bu muharebeye mani' olamadilar. Uciincii Napolyon, bu 
muharebenin biiyiimesi ve bunu firsat bilerek, Liibnam isgal et- 
mek hulyalarmda idi. Osmanh devleti mtidahale ederek, mes'e- 

-261- 



lenin buyiimesine mani' oldu). 

Samda vuku' bulan bu hadiseleri yatisdirmakda en biiyiik rolii, 
alim ve fadil ve meshur Cezayir kahramam emir Abdiilkadir ibni 
Muhyiddm el-Ffasenf"' oynamisdir. Hakiki bir miisliman olan bu 
zat, diger miislimanlarla birleserek, hiristiyan mahallelerini muha- 
faza etmisdir. Basda Fransiz konsolosu olmak iizere, pek cok hiris- 
tiyam, durzflerin elinden kurtarmis, pek cok hiristiyam kendi ko- 
naginda banndinp himaye etmis ve muhtac, fakir olanlanna da 
yardim etmisdir. Eskiden, en biiyiik diismam olan Fransizlar tara- 
fmdan, Fransamn en biiyiik nisam ile taltif edilmisdir. Onceden 
pek cok muharebeler yapmis oldugu Fransizlan ve hiristiyanlan 
Allahii tealamn emrine uyarak korumus ve onlara yardim etmis- 
dir. Bu hadisenin vuku'u iizerine, hariciye nazin Fuad Pasa, (Fev- 
kalade me'mur-u murahhas) sifati ile, her diirlii askeri, idari, siya- 
si ve mali salahiyyetlerle kansikliklarm giderilmesine ve icab eden 
lslahatm icrasina me'mur edilmisdir. Beyruta gelen Fuad Pasa, 
derhal Sama hareket etmis, hadiselere sebeb olanlan ve hadiseler 
icerisinde bulunan diirzileri cezalandirmisdir. Zarar goren hiristi- 
yanlara yetmisbes milyon kurus tazminat odemisdir. Vazifesinde 
ihmal gordiigii yiizonbir askeri sahsi da i'dam etdirmisdir. Fuad 
Pasa, en cok sevdigi arkadasi Ahmed Pasanm i'dam edilmesine 
(Divan-i harb)de hiikm edilince, (Ben omriimde bir tavuk kesme- 
mis ve bir bas vurmamis iken, bakimz Cenab-i Hak beni nelere ve- 
sile kildi) demisdir. Boyle bir adalet misalini gostermis bir hiristi- 
yan devlet var midir? Onlar, adalet yapmak yerine, zulm etmisler 
ve zulm edenleri de, tesvik etmislerdir. Bu hadisenin, islam adale- 
tine bir misal olmasi icin, teferruati anlatilabilir ise de, kitabimizm 
hacmi miisaid degildir. Arzu edenler tarih kitablanndan okuyabi- 
lirler.] 

Zahiri sebeblere ve kuvvete bas vurmakdan sakmdiklanni ve 
sadece ruhani olarak, Allahii tealaya ve komsuya muhabbet ve sef- 
kat etdiklerini i'lan eden hiristiyanlarm, birbirleri hakkinda da 
yapdiklan muameleler, vahsetler ve zulmler, tarihlerde yazihdir. 
Hiristiyanlarm yapdigi bu vahsetleri ve zulmleri okuyan bir kimse, 
biraz sefkat ve merhamet sahibi ise, yalniz hiristiyanhkdan degil, 
boylesine vahsi fi'llere sebeb olmak kabiliyyetinde bulundugu icin, 
insanlikdan bile nefret edecegi gelir. 

Avrupah tarihcilerden birisi, hiristiyanlarm, hiristiyanhk ug- 
runa, katl etdikleri insanlann toplu bir hesabim yapmis ve o asr- 



[1] Serif Abdiilkadir, 1300 [m. 1882] de Samda vefat etdi. 

-262- 



daki ba'zi tarihi ma'lumati da yazmrsdir. Miisliman kardeslerimi- 
ze bir hatira olmak iizere, kisaca terceme edilerek buraya yazil- 
di: 

650 [m. 1251] senesinde, sonradan papalik da yapan Novatia- 
nus ismli bir papaz ile, Cornelius ismindeki diger bir papaz arasin- 
da Romada bir anlasmazhk ve miinakasa cikdi. Kartacada da, 
Cyprianus ve Novatus ismindeki iki papaz arasinda makam miica- 
delesi ortaya cikdi. Boylece, Roma ve Kartacada bunlarm taraf- 
darlari arasinda cikan kavgalarda pek cok kimse olduriildii. Bu 61- 
diirulenlerin sayisi malum olmamakla beraber, miibalagasiz iki- 
yiiz bin oldugu tahmin edilmekdedir. 

Hiristiyanlar Birinci Kostantin zemamnda diismanlanndan in- 
tikam almak firsatim bulur bulmaz, imperator Galerenin (Galeri- 
usun) oglu gene Kottidini ve imperator Maximianusun yedi yasin- 
daki bir oglunu ve bir kizim oldiirdiiler. imperatorun hammim ve 
bu iki cocugun annelerini seraydan uzaklasdinp, Antakya sokakla- 
nnda siiriiklediler. Daha sonra, hepsini nehre atarak bogdular. im- 
perator Galeriusun zevcesi Selanikde i'dam olunup, denize atildi. 
Bu kansikhklar sirasinda, pek cok insan katl edildi. Bunlarm sayi- 
si tam tesbit edilememisse de, ikiytiz bin kisi oldugu tahmin edil- 
mekdedir. 

Donatus isminde Afrikada bir firka kurarak, iicyiiz tarihlerinde 
Roma kilisesine karsi gelen iki papazin, sebeb oldugu ihtilallerde, 
papazlarm, kilic ile oldiirmege miisa'ade etmeyip, topuz ile baslan 
ezilerek katl edilen niifusun mikdari dortyiizbin kisi oldugu tahmin 
edilmekdedir. 

Teslis inanemm iki unsuru olan, Baba ile Oglunun maddi ola- 
rak tam birlesdikleri hususunda, iznik meclisinde verilen karar 
iizerine, hiristiyan memleketlerinde meydana gelen miinakasalar 
ve carpismalar, biitiin tarihlerde mevcuddur. Bunlardan cikan ates 
ve ihtilal, Roma hiikumetinin her tarafini def'alarca yakmis ve 
dortyiiz sene kadar devam etmisdir. Bu kansikhklarda helak ve ze- 
lil olan yiizlerce hanedan hesaba dahil olmiyarak, sadece oldiirii- 
lenlerin mikdari, takriben [yaklasik olarak] iicyiizbindir. 

Bizansda miladm sekizinci asrmda ikonaci ve ikona kincilar 
arasmdaki kansikhklarda helak olanlar da altmisbin kisidir. 

imperator Theophilosun zevcesi Teodoramn hiikumeti ze- 
mamnda, serrin varhgini isbat icin, hayr ve serrin iki asl oldugu 
i'tikadinda bulunan, Manikheist firkasindan bin kisi katl edilmis- 
dir. Ciinki Teodoramn giinahim cikaran papaz, bunun Cennete 
girmesi icin, sapik firkada olan kimselerin katl edilmesi lazim ol- 

-263- 



dugunu beyan etmisdi. O zemana gelinceye kadar haca gerilen, 
bogulan ve yagh kaziklara oturtularak oldiiriilenler, yirmibin kisi 
idi. Bu papaz, Teodoramn Cenneti kazanmasi icin bu mikdan cok 
az bulmusdu. 

Her tarafda, her asrda piskoposluk ve patriklik kavga ve miina- 
kasalannda yapilan harblerde oldiirtilenleri de, azin azi olarak yir- 
mi bin kisi kabul edebiliriz. 

Hacli seferlerinin' 11 devam etdigi ikiyiiz sene zarfmda, hiristi- 
yanlann oldiirdugii hiristiyan niifus, iki milyon tahmfn olunuyorsa 
da, biz tevazuan bir milyon kabul edelim. (Mukallid-is suyuf) [ki- 
lmc kusanmis] ta'bir edilen papazlardan bir kismmm, hacli harble- 
ri sirasmda, Baltik denizi sahillerinde yagma ve capulculuk yapar- 
larken katl etdikleri hiristiyanlar, en az yiizbin idi. 

Languedoc aleyhinde papamn harb i'lan etmesinde, oldiirulup, 
cesedleri ortada kalan ve ateslerde yakilip, kiilleri uzun zeman or- 
tada birakilan insanlann sayisi yiiz bindir. 

Papa yedinci Gregoireden beri, imperatorlar aleyhinde yapilan 
harblerde oldiiriilenler, ellibindir. 

Bati ehalisinin dinden cikmasi mes'elesinde, ondordiincii asrda 
olduriilenlerin sayisi, elli bindir. 

Bu vak'anm akabinde, Jan Hus ve Jeronim ismindeki iki papa- 
zin atesde yakilmasi iizerine, zuhur eden muharebelerde oldiirtilen 
hiristiyanlar, yiizelli bin kisidir. 

Bu biiyiik vak'aya nisbet ile, Merbondol ve Gaberir katliamla- 
n muhim degil ise de, bunlarda oldiirtilen insanlann bir kismi ates- 
de yakilmis ve heniiz annelerini emen kiictik yavrular, ateslere atil- 
mis, krzlann lrzlarma ve namuslarma tecaviiz edildikden sonra, 
parca parca dogranmislar, ihtiyar kadinlann ferclerine barut dol- 
durularak havaya ucurulmuslardir. Btitiin bunlar, hiristiyanlar ta- 
rafmdan yapilmis ve bu seklde oldiirtilen insanlann sayisi onsekiz 
bine ulasmisdir. 

Papa onuncu Leondan dokuzuncu Clemente (Klemana) ge- 
linceye kadar, hiristiyan hakimlerin koydugu kaidelerin tatbikin- 
den ve acikdan cellad ile kesilen papaz ve avam ve prenslerin bas- 
lan ve cesidli memleketlerde ateslere atilarak yakilan cesedler ve 
Almanya, Fransa ve ingilterede celladlarm kesmekle usandiklari 
niifus ve Lutherin (isa-i rabbani yaparak tanri ile birlesmek yok- 
dur ve okunmus su (vaftiz) uydurmadir) sozlerinden cikan mes'e- 



[1] Ehl-i salib seferleri, 490 [m. 1096] dan 670 [m. 1271]e kadar devam et- 
di. 

-264- 



lelerden ve ihtilaflardan dolayi hasil olan otuz ihtilalde ve Saint 
Barthelmie katliaminda ve irlanda sehrlerinde ve baska yerlerde 
meydana gelen umumi katliamlarda olduriilenler, uc milyondan 
fazladir. Fakirlige ve zillete itilmis hanedan ve meshur sulalelerden 
baska, en az iki milyon mazlum oldurulmusdiir. 

Engizisyon mahkemeleri denilen, papaz cem'iyyetleri tarafin- 
dan katl edilen, carmiha gerilen ve yakilanlann sayisi, bes milyon 
ikiyiiz bindir. 

Amerikada, hiristiyanlik ugruna katl edilen yerli ehali icin, is 
bu kitabm muellifi, bes milyon niifus zikr etmis ise de, Laskas pis- 
koposunun bildirdigine gore, oldilriilenlerin adedi, oniki milyon- 
dur. 

Hiristiyanhgi Japonyaya yaymak icin gonderilen, misyoner pa- 
pazlarm ekdikleri fitne tohumlan neticesinde cikan ihtilal ve mu- 
harebelerde telef edilen niifus, iic milyondur. 

Buttin bunlarda katl edilen insanlarm yekunu, yirmibes milyo- 
na yakindir. 

Bu kitabi nesr eden tarihci, bildirdigi rakamlarm dogruya nis- 
betle cok asagi oldugunu i'tiraf ederek der ki, (Ey benim kitabimi 
okuyan Avrupahlar! Eger senin evinde soyunun seceresi mevcud 
ise, bir kerre onu gozden gecir. Elbette baba ve dedelerinin icinde, 
din kavgasinda oldiirulmiis ya bir makttil, yahud bir baskasim ol- 
diirmus bir katil bulursun. Sadece irlandada katolikler tarafmdan 
yiizelli dort bin protestamn katl edildigi, ingiltere parlamentosu- 
nun 1052 [m. 1643] senesi hazirammn yirmibesinci giiniinde yazil- 
mis olan i'lannamesinde bildirilmisdir.) Kitabdan terceme burada 
temam oldu. 

Katolikler, diger milletlere ve bilhassa orta cag sonlannda 
protestanlara karsi bu mezalim ve eziyyetleri yaparken, protes- 
tanlar da, diger yanaklanm tutmamislardir. Ellerinden gelen 
kan dokuculiigii yapmakdan geri kalmamislardir. Hatta, ba'zi 
def 'alar katolikleri geride birakmislardir. ingiliz katoliklerinden 
Thomas, 1267 [m. 1851] senesinde basilan, (Mir'at-i sulk) kitabi- 
mn kirkbir ve kirkikinci sahifelerinde diyor ki, (Protestanlar, ilk 
zuhurlannda, altiyiiz kirkbes imaret, doksan okul, ikibin iicyiiz 
kilise ve yiizon hastahaneyi soyup, yagma etdiler. Buralarda 
oturan, binlerce miskin ve ihtiyan oldiirdiiler. Ayrica, oliilere 
dahi el uzatip, kefenlerini soydular.) Elli ikinci sahifesinde de, 
(Protestanlar, katolikler aleyhinde, adalet ve hakkaniyyetden 
uzak, yiizden cok kanun cikardilar. Bu kanunlar icabi, katolik 
mezhebinde olanlar, protestanlardan miras alamadilar. Onsekiz 

-265- 



yasmdan sonra protestan olmiyanlara, arazi verilmedi. Katolikle- 
re mekteb acmak icin izn verilmedi. Va'z veren katolik papazlan- 
ni, habs etdiler. Vergilerini artdirdilar. Katolik mezhebi iizere 
ayin yapanlan, para cezasma mahkum etdiler. Papaz olursa, yedi- 
yiiz rubye alip, habs etdiler. ingilterenin disma okumaga gidenle- 
ri, Ingiltere haricinde katl edip, mallanni ellerinden gasb etdiler. 
Protestanlann belli giinlerdeki ayinlerinde hazir bulunmiyan ka- 
tolikleri para cezasma carpdirdilar. Neticede, katolik ayinlerinden 
bir sey icra etdirmeyip, silahlanm topladilar. Onlan ata bindirme- 
diler. Papazlardan, protestan olmiyanlan ve onlan evlerinde misa- 
fir olarak sakhyanlan da, oldiirdiiler. Katoliklerin sehadetleri ka- 
bul edilmedi. ingiltere kralicesi Elizabeth 1 ' 1 , protestanhgi ingilte- 
rede yaymak ve yiikseltmek, ruhani makamim kendisi deruhde et- 
mek icin katoliklere her durlii zulm ve haksizhgm yapilmasina izn 
verdi. [Bu zulmlerde kendisi de reislik yapdi.] Sadece meshur sa- 
hslardan ikiyiiz dort kisiyi celladlar eliyle i'dam etdirdi. Hapisha- 
nelerde doksanbes tane piskopos riitbesindeki katolik papazi 61- 
durtdii. Bazi katolik zenginler, omr boyu habs edildi. Protestanlar, 
rastladiklan katolikleri kirbac ile doverlerdi. Hatta, iskocya kral- 
icesi Mary Stuart, katolik oldugu icin, uzun miiddet habs edildik- 
den sonra, cellad eliyle i'dam edildi. Yine kralice Elizabeth zema- 
mnda, katoliklerden ilm sahibi olanlar ve ruhbanlar, gemilere dol- 
durularak denize atihp boguldular. Kralice, irlandada bulunan ka- 
tolikleri protestan yapmak icin, iizerlerine asker gonderdi. Kilise- 
lerini yakdilar. ileri gelenlerini oldiirdiiler. Ormana kacanlan, 
vahsi hayvanlar gibi avladilar. Protestanhgi kabul edenleri, kabul 
etdikden sonra, yine katl etdiler. Parlamento, 1643 tarihinde, ka- 
toliklerin mallanni ve arazilerini zorla ellerinden almak icin 
me'murlar gonderdi. Bu hal, kral 2.ci James zemamna kadar boy- 
le devam etdi. Ciinki bu kral, 1099 [m. 1687] senesinde katolikle- 
re merhamet etdi. Fekat protestanlar, buna kizarak kirkdort bin 
kisiden meydana gelen bir topluluk ile, krala dilekce verdiler. 
Zulm kanunlarmm devamim istediler. Fekat parlamento, protes- 
tanlann bu arzularma i'tibar etmedi. Bunun iizerine protestanlar- 
dan yiizbin kisi birleserek Londradaki katolik kiliselerini ve kato- 
lik mahallelerini yakdilar. Hatta, bir mahallede otuzalti yangm go- 
ruldii) demekdedir. 

Iste, cihad yapmak ile emr dummy an ve sag yanagina vurur- 
larsa, digerini cevir, paltonu isteyene ceketini de ver, dusmanla- 



[1] Elizabeth 1012 [m. 1603] de oldii. 

-266 



nnizi sevip, size beddiia edenlere hayr dua edin, kardesin hata 
ederse yetmis kerreye kadar afv et, komsunu kendin gibi sev diye 
tavsiye ve emr eden Isa aleyhisselamm dinine inandiklanni soyli- 
yen mristiyanlar arasmda, boyle korkunc ve vahsice hadiseler mey- 
dana geldi. 

Islam dminin emr etdigi cihad, boyle zalim ve vahsice bir ha- 
reket degildir. Miislimanlarin cihada hazirlanmasi, zalim hiristi- 
yanlarm, islam memleketlerine saldirmalarma mani' olmak icin 
ve milletleri, zalim hiikumetlerin iskencelerinden kurtarmak icin- 
dir. Cihad, hakki, dogruyu kabulden kacman zalimleri, inadcilan 
giic ve kuvvet ile terbiye etmek ve Allahii tealamn mubarek ismi- 
ni yiikseltmek ve islamin giizel ahlakim her yere yaymak icin ya- 
pihr. 

Cihadm edebleri ve farzlan vardir: 

1 — Harbden once, uygun bir lisan ile, kafirlere islam dinini ka- 
bul etmeleri teklif olunur. Ya'ni, islam dminin, dinlerin en miikem- 
meli ve en iistiinii oldugu ve Allahii tealamn bir olup, benzeri ve 
seriki bulunmadigi ve Muhammed aleyhisselamm Allahii tealamn 
kulu ve Onun tarafindan gonderilmis hak Resulii oldugu, miinasib 
bir lisan ile anlatihr. Eger kabul ve iman ederlerse, mii'minler ziim- 
resine dahil olup, mii'minlerle kardes olurlar. 

2 — Eger, kafirler, bu ni'meti, bu se'adeti kendilerine uygun 
gormeyip, (Biz babalarimizi boyle yapiyor bulduk) mealindeki, 
Su'ara suresinin yetmis dordiincii ayetinde bildirilen dalalet iceri- 
sinde kalmak isterlerse, dinlerini degisdirmeleri icin zorlama ve 
baski yapilmaz. islam memleketinde, kendilerinin mallanm, uzla- 
nm ve canlanm korumak ve kendi ibadetlerini yapmak karsihgin- 
da ve onlarm sosyal hizmetleri icin hare olunmak iizere, senede 
cok az bir cizye odemek (1,5 veya 2,5 veya 3 dirhem gumiis) sarti 
ile sulh yapmaga ve vatanlannda kalmaga da'vet olunurlar. Eger 
bunu kabul ederlerse, dinleri miislimanlarin dini gibi serbest olur. 
Irzlari, kanlari ve mallari da aynen bir mtislimanm nzi, kani ve ma- 
il gibi, devletin muhafazasmda, himayesinde olur. Bir miisliman, 
onlarm evlerine girip, kadinlarma bakamaz. Bir kuruslanm dahi, 
haksiz yolla alamaz. Onlara, kotii soz soyliyemez. Kur'an-i kerim- 
de bildirilen adalet ile hiikm eden mahkemelerde, daima hukuk 
sahibi olup, kendilerine en kiiciik bir haksizhk yapilamaz. Mii'min- 
lerle beraber gtizelce gecinirler. islam mahkemelerinde, bir coban 
ile vali miisavi muamele gortirler. 

3 — Eger, kafirler, ikinci hali de kabul etmeyip, mii'minler ile 
harb etmege kalkisirlarsa, islamiyyetde bildirilen adalet ve iisul 
iizere, onlarla cihad yapihr. 

-267- 



islamiyyetin, cihad hususunda, uyulmasim emr etdigi adalet ve 
insaf yolu budur. Muslimanlarm ve hiristiyanlann tarihlerini ve 
simdiye kadar yapdiklanm, bir teraziye koyup, insaf ile hiikm et- 
melerini, akl ve idrak ehlinin vicdanlarma havale ederiz. 

Yukanda bildirilenlerden acikca anlasihyor ki, islam dininin 
siir'at ile yayilmasi, zor ile ve diinya malina tama' gibi sebeblerden 
olmamisdir. islamiyyetin siir'at ile yayilmasi, hakiki ve en son din 
olusu, hakiki ve umumi bir adaleti [ilmi, cahsmagi, merhameti, gii- 
zel huylu olmagi emr etmesi ve insanlarm fitratlanna tam uygun 
bir din olusundandir. Cunki, islamiyyete uyanlarm, ona tam tabi' 
olup, emrlerini yerine getirenlerin, cok kisa zemanda maddeten re- 
fah, ruhen huzur icerisinde oldugunu, papazlar da kabul ve i'tiraf 
ederek, (Evet, putperest ve bedevi olan arablar, islamiyyeti kabul 
etdikden sonra, cok kisa bir zeman icerisinde ruhen yukselmis, ilm, 
san'at ve medeniyyetde cok ileri giderek, dunyaya hakim olmus- 
lardir) dediklerini, kitabimizm basmda bildirmisdik. Keski birazcik 
insaf edip, muslimanlarm bu terakkilerinin, en son ve en kamil din 
olan islamiyyete ve onu teblig eden, en son Peygamber Muham- 
med aleyhisselama uymalan sebebi ile oldugunu anlasalardi, se'a- 
dete kavusurlardi.] 

Sadece kihp korkusu ile din degisdirmek kolay olsaydi, katolik- 
ler ile protestanlar arasinda, milyonlarca insamn katl edilmesine 
sebeb olan harbler olmazdi. Iman esaslarmda, buyuk bir yakinhk 
olmasma ragmen, ne katoliklerin zorlamalan ve tazyikleri protes- 
tanlan kendi imanlarindan dondurebildi, ne de protestanlarm vah- 
sice zulmleri, irlanda adasmdaki katolikleri imanlarindan ayirabil- 
di. 

(Bir kism insanlar cizye vermemek icin islam dinini kabul etdi) 
denilirse, yukanda tafsilatim beyan etdigimiz gibi protestanlar, 
dinlerine giren kimselere en az yanm kese gumusden, besbin ku- 
rusa kadar maas tahsis etdikleri ve uzun senelerden beri islam 
memleketlerinde bu kadar cahsdiklan halde, ismi bilinen ve dinini 
ve kendini bilir kac muslimam, protestan yapabilmislerdir? Hal 
boyle iken, (Hiristiyanlar, senede bir defa verdikleri cizye ismin- 
deki bes-on kurusa tama ' ederek islamiyyeti kabul etdiler) demek 
kadar, ahmakhk, cahillik ve inadcihk olamaz. 

[Burada papazlarm unutduklan veya soylemek istemedikleri 
bir diger husus da, gayr-i muslimlerden cizye almagi emr eden isla- 
miyyet, muslimanlarm da, zekat ve usr vermelerini emr etmisdir. 
Muslimanlarm vermis oldugu zekat ve usr, gayr-i muslimlerin ver- 
mis oldugu cizyeden kat kat fazladir. 

Cihad bahsini bitirmeden once, su hususu zikr etmek de fai- 

-268- 



deli olacakdir: Bir devlet, bir millet, cok miitevazi ve nazik olursa, 
dusman devletlerin hiicumuna ugrar, onlann tama'lanm iizerine 
ceker. Dusman devletler, bu milletin tevazu'unu, nezaketini, aczi- 
ne ve korkakligma vererek onlara saldinr. Tarih, bu sozlerimizin 
binlerce misali ile doludur. islamiyyetde, cihada hazirlanmak em- 
ri olmasaydi, miislimanlarm etrafmda olan diismanlan, musliman- 
lan ve islamiyyeti yok etmege cahsacaklar ve onlara saldiracaklar- 
di. Gunumiizde de, diinya devletleri, butcelerinden en cok parayi, 
miidafe'a ve harb sanayi'ine ayirmakdadirlar. Hatta, achk, kithk 
ve fakirlik bulunan devletler dahi boyle yapmakdadir. Bu, bir dev- 
letin bekasi ve vatamn muhafazasi icin sartdir. Cihad emrinin ol- 
mamasim, dinlerinin fazileti icin delil getiren hiristiyan devletler 
kuvvetlenince, islam memleketlerine ve diger za'if milletlere sal- 
dirmis, onlan istila etmis, yillarca zulm etmis ve somiirmiislerdir. 
Bu zulmde, bilhassa ingiltere, Fransa, Almanya, ispanya ve italya 
cok ileri gitmislerdir. Hal boyle olunca, hiristiyanlikda cihad em- 
rinin olmamasi sozii nerede kalmisdir. Papazlara bunu soruyo- 
ruz?] 

Protestan papazlarm, islam dinine yapdiklan i'tirazlardan bi- 
risi de, ciirumleri afv etmemek mes'elesidir. Nesr etdikleri risa- 
lelerin birisinde, (Incil, sahsm hususi muamelelerinde, muhab- 
bet, sikmtiya katlanma ve afvm liizumunu, Musi aleyhisselamm 
sen'atinden daha cok bey an ederek ortaya koymusdur. Halbuki 
islamiyyetin, ciirmii afv etmekde, hiristiyanhkdan daha cok bir 
fazilet ortaya koymasi lazim idi. Sucluya ceza vermekde, degil 
Musa aleyhisselamm serVati, yehudilerin bu seri'ati teWil ederek 
yapdiklan kanunlardan da siddetli davranmakdadir. Kisasi caiz 
gosterdigi gibi, intikam almaga da cevaz vermekdedir. Sure-i Is- 
ramn iiciincii ayetinde mealen: (Kim niazlum olarak olduriilurse, 
biz o oldiiriilen kimsenin velisi olan varisine tasallut, ya'ni kuv- 
vet ve salahiyyet veririz) ve sure-i Bekaramn yuzyetmis sekizin- 
ci ayetinde mealen: (Ey iiiian edenler! [kasden oldiiriilenler icin] 
sizin iizerinize kisas farz kihndi. Hiir ile hiir, kole ile kole, kadin 
ile kadin kisas olunur) buyurulmusdur. Burasi da dikkat edilecek 
bir yerdir. Qiinki Kur'an-i kerim, Tevrat gibi, boyle bir kanunun 
suiistVmal edilmesini onleyecek tedbirler beyan etmemisdir. Bu- 
nun icin, islamiyyeti kabul eden kabilelerden ba 'zilan, yalmz ka- 
til olan kimseyi degil, belki katilin akrabasmdan birini de, mak- 
tuliin yerine katl etmek, Kur'an-i kerime gore caizdir zan ede- 
rek, giinahsiz bir kimseyi katil yerine oldiiriirler. Fekat Tevrat, 
kisas hukmiinii boyle suiisti'mallerden onlemekicin Tesniyyenin 
(Kitab-i istisnamn) yirmiddrdiincii babmdaki, (Ogullar icin baba- 

-269- 



lar oldiiriilmiyecekler ve babalar icin ogullar dldiiriilmiyecekler- 
dir. Herkes kendi giinahi icin oldiiriilecekdir) seklindeki onalhnci 
ayetinde acikca tenbih eder. Kur'an-i kerim, katl vuku'unda lazim 
gelen kisasdan baska, kiiciik yaralamalar icin bile, kisasi emr et- 
misdir. Hac suresinin altmismci ayetinde mealen: (Mii'minlerden 
kim, kendisine yapilan cezaya aym ile mukabele eder de, sonra vi- 
ne hakkina tecaviiz edilirse, muhakkak ki, Allahii teala ona yardim 
eder) buyurulmusdur. Boyle emrlerin neticesi, Kur'an-i kerim, tnci- 
lin tesvik etmis oldugu sikmtiya tehammiil, muhabbet ve afvm hila- 
hna olarak, miislimanlann birbirlerine kinlerini izhar etmelerini 
bildihr. Iste bu gibi seylerin zulm ve baskalarimn haklanna teca- 
viiz oldugunu, Osmanh devleti de anhyarak, (Erkek lursizla kadin 
hirsizin yapdiklarina karsihk ve Allahii tealadan bir azab olinak 
iizere [sag] ellerini kesin) mealindeki Maide suresinin otuzsekizin- 
ci ayet-i kerimesinin tatbik edilmesini terk etmisdir) demekdedir- 
ler. 

CEVAB: Papazlar bu ciimleler ile, incillerde afv ve muhabbe- 
te dair olan ayetlerin bulunup, Kur'an-i kerimde ise, bulunmadigi- 
na, belki oldiiriilen kimsenin varisine bir kudret ve hak verilmis ol- 
duguna ve kisas ayet-i kerimesinde, bu hak icin bir tahdid bulun- 
madigindan, suiisti'mal edilebilecegine ve Hac suresinin altmismci 
ayet-i kerimesinin, incilin tesvik etmis oldugu sikmtilara teham- 
miil, sikinti verenleri afv etmek ve onlan sevmegi bildiren hukmti- 
niin ziddi olmasma i'tiraz etmekdedirler. 

Afv ve muhabbete dair ayet-i kerime ve hadis-i seriflerden bir 
kismim, daha once yukanda bildirmisdik. Burada tekranna liizum 
gormiiyoruz. Fekat, kisas ayet-i kerimesi, sadece papazm yazdigi 
kadar degildir. Daha devami vardir. Papazlar, hile ile hakikati 6r- 
teceklerini zan etmislerdir. Bekara suresinin yiizyetmis sekizinci 
ayetinin temammda mealen: (Ey iniaii edenler! [Kasden oldurii- 
lenler icin] sizin iizerinize kisas yapmak farz kihndi. Hiir ile hiir, 
kole ile kole, kadin ile kadin, kisas olunur. Oldiiriilmiis olamn kar- 
desinden [varislerinden ve velisinden birisi], katilden bir sey [Di- 
yet] alarak kisasdan vazgecebilir. Alinan bu [Diyet], pek ziyade ol- 
mamah, mikdari orfe, adete gore hesablanmahdir. Katil de niaktu- 
liin velisine fcab eden diyeti giizel bir seklde odemelidir. iste, kisa- 
si afv ederek diyet almak, Rabbiniz tarafindan size bir hafiflik ve 
merhametdir. Kim bu afv ve diyet ahsdan sonra, katil veya katilin 
akrabasi ile diisnianlik ve mukatele ederse, o kiinse icin ahiretde 
elim bir azab vardir) buyurulmusdur. 

Iste, kisas emri ile beraber, diyet alarak, katile kisas yapilma- 
sim afv etmek de, Kur'an-i kerimin acik olan emrlerinden birisi- 

-270- 



dir. Musa aleyhisselamm seri'atinde kisas icab eden bir kimseden 
diyet almak ve afv etmek yokdu. Diyet almak karsiligmda kisasdan 
vazgecmek, miislimanlar icin bir hafiflik ve bir ni'metdir. 

Papaz, kisas hususunda, Kur'an-i kerimdeki kolayligi gizle- 
mekdedir. Evvela, sunu bildirelim ki, katil veya katilin akrabasi ile 
diismanhk ve mukatele etmek isteyen maktuliin yakmlanna, bu 
ayet-i kerimede, acik bir nehy ve tehdid-i ilahi vardir. Papaz hile 
ile maktuliin varisi ve yakmlan hakkmda olan ayet-i kerimeden, 
yalmz isine gelen kismim yazip, basim ve sonunu yazmamisdir. 
Hiristiyanlann ekserisi incillerden haberdar olmadiklan gibi, 
miislimanlan da, kendi dinlerini bilmiyorlar zan ederek, bu hfleye 
bas vurmuslardir. Isra suresinin otuzuciincii ayetinde mealen: 
([Iman sahiblerinden ve zimmflerden] hi( kimseyi, hakh bir sebeb 
olmadikca oldiirmeyin. Bunu, Allahii teala size harain etdi. Kim 
mazlimi olarak oldiiriiliirse, biz o oldiiriilen kimsenin velisi olan 
varisine [dinin ahkamimn yapilmasi icin] bir kuvvet ve salahiyyet 
veririz. [Dilerse, katil kisasen, katl olunur veya veli diyetini alarak 
afv eder. ikisi arasmda tercih hakki vardir.] Fekat o veil veya va- 
ris, Allahii tealanin bu miisaadesi ile yardim olundugundan kisas 
yapma isinde ileri gitmesin) buyurulmusdur. Bu ayet-i kerimede, 
maktuliin velisinin veya varisinin, kisas isinde ileri gitmemeleri 
tenbih edilerek, afv cihetine gidilmesi tavsiye edilmisdir. Varise 
veya veliye verilen kudret, katil aleyhinde da'va acmak veya diyet 
karsiligmda kisasdan vaz gecdigini hakime bildirmek arasinda, 
serbest olmasidir. Fekat, Arnavutluk, Cerkezistan ve ba'zi arab 
kabileleri gibi, Kur'an-i kerimin ahkammdan habersiz kavmler 
icerisinde, din-i islamm emrleri hilafma vuku' bulan kan da'valan 
ve bir cok kimseleri oldiirmeleri, bu ayet-i kerimeye isnad oluna- 
maz. Bu seklde, haksiz yere kan dokmek, vahsi kabilelerin eski 
adetleridir. 

Kur'an-i kerimde emr edilen kisas ve onu afv etmenin ash bu- 
dur. Dort incilde kisas hiikmu olmayip, sadece kotiiliik yapam afv 
etmek oldugundan, bunlara gore, her katili, her hirsizi, her caniyi 
afv etmek lazimdir. Boyle bir kanun ile, bir cem'iyyetde medenice 
yasamak miimkin ise, buna hicbir soziimiiz yokdur. Fekat, bu em- 
rin tatbik edildigi bir hiristiyan memleketi gormedigimiz icin, sade- 
ce papazlarm bos ve faidesiz sozlerine kulak veremeyiz. 

Tevratda zikr edilen ayete gelince, yalmz katl hususunda de- 
gil, her cinayetde Tevratm hiikmii islam dininin hiikmiine, uygun- 
dur. En'am suresinin yiizaltmisdorduncu ayetinde mealen: (Hie 
bir giinahkar, baskasinin giinahim yiiklenmez) buyurulmusdur. 
A'raf suresinin yiizyetmis dokuzuncu ayetinde mealen: (iste bun- 

-271- 



lar, hayvanlar gibidirler, dogrusu hayvanlardan daha asagidirlar) 

buyurulmusdur. Papazlar, bu ayet-i kerimede bildirilen, cevab 
vermege muktedir olmiyan bir ziimreye karsi konusmakdadirlar. 
Hal boyle iken, papazlara isnad edilecek isler, sadece yalan ve if- 
tiradan ibaret degildir. Onlar, islam dmine karsi kitab yazip, bu 
kitablarmda da, acikca vaki' olamn hilafim iddiaya kalkismislar- 
dir. 

Yapilan kotiiliige misli ile mukabele etmegi bildiren, Hac sure- 
sinin altmismci ayet-i kerimesinin nazil olus sebebi bilinince, bu 
i'tirazci papazm zikr etdigi seklde bir ma'naya gelmiyecegi ve bu 
papazm tefsir ilmini hie bilmedigi ortaya cikar. 

Mekke kafirleri, harb edilmesi arablar arasmda haram kabul 
edilen dort ayda, mii'minlerin iizerine harb etmege geldiler. Miis- 
limanlar, haram aylarda harb etmekden cekinerek, miisrikleri 
harb yapmakdan vazgecirmek istedilerse de, miisrikleri bundan 
vaz geciremediler. Daha sonra, miisriklerle harbe basladiklan ze- 
man, Allahii teala mii'minlere nusret-i ilahiyyesi ile yardim edip, 
mii'minler galib geldiler. Fekat mii'minlerin kalblerinde, haram 
bir ayda harb yapmakdan dolayi, bir sikmti ve iiziintii hasil ol- 
musdu. Bu ayet-i kerime, bunun iizerine nazil oldu. Boylece, 
mii'minlerin kalblerindeki bu sikinti ve iiziintii zail oldu. Bundan 
anlasihyor ki, Hac suresinin altmismci ayeti, bu papazm zan etdi- 
gi gibi, kiiciik yaralamalar ve kotuliikler icin kisasm lazim oldu- 
gunu, kotiiliigiin karsihgmm kotiiliik oldugunu beyan etmemis- 
dir. Mii'minlere, diismanlan zarar vermek icin, boyle harb edil- 
mesi haram olan bir ayi secerek, saldinrlarsa, kafirlere mukabele 
etmege bir izndir. Aynca, Allahii teala tarafindan mii'minlere bir 
yardimdir. Ciinki, Kur'an-i kerimde, fazilet ve iistiinltigiin, sade- 
ce afv ve muhabbetde oldugu bildirilip de, boyle iznler, miisaade- 
ler bulunmasaydi, miislimanlar da, hiristiyanlar gibi, kitablanmn 
ahkamini ya terk etmege veya bu papaz gibi yalan ve iftira yap- 
maga mecbur olurlardi. Ciinki, boyle sadece afv ve muhabbet ile 
medeniyyet aleminde hie bir kavmin yasamasi miimkin degildir. 
Bunun en tuhaf misali, bu gibi emr ve ta'limatm neticesinde, hi- 
ristiyanlarm, incillerin tesvik etdigi, (sikintilara katlanma, mu- 
habbet ve afvin) tarn tersine, bir digeri aleyhine kin sahibi olma- 
landir. incillerin tesvik etmis olduklan (sikintilara katlanma, 
muhabbet ve afvin) hiristiyanlarm ahlakma ne kadar menfi te'si- 
ri oldugunu, tarihler bize acikca gostermisdir. incillerin emrleri- 
nin tersine, hiristiyanlarm birbirlerine yapdiklan zulmlerden 
ba'zilanm sirasi geldikce yukanda zikr etmisdik. Burada hayret 
edilecek bir diger husus da, bu papazm, yukandaki ayet-i kerime- 

-272- 



ye istinaden, islam kabilelerinden ba'zilanmn, katilin akrabasm- 
dan birini oldurdiiklerine uzulmesi ve merhamet etmesidir. An- 
cak, boyle bir kotulugiin insanlardan meydana gelmesine acimak- 
la beraber, Adem aleyhisselamdan meydana gelen bir zellenin 
[hatamn] alti bin sene miiddet ile diinyaya gelip giden milyonlar- 
ca evladma ve bilhassa Peygamberlere "aleyhimiisselam" sirayet 
ederek, babalanmn yapdigi bir isden dolayi, ceza gormelerine ve 
katlden cok daha siddetli olan, Cehennem atesinde azab olunma- 
lanna inanmakdadir. Aynca, biitiin kainati yokdan var eden Al- 
lahii tealamn, irtikab olunan bu giinahi afv edemeyip, baska care 
bulamadigi icin, biricik oglunu hazret-i Meryemden tevelliid etdi- 
rerek diinyaya gondermesine ve Mesihin, istemiyerek cesidli ha- 
karetler ile carmiha gerdirmesine, bu papaz inanmakdadir. Ya'ni, 
katilin yerine akrabasmm cezalandinlmasi seklindeki bir fi'lin, 
beserden meydana gelmesine razi olmamakda, fekat yukanda 
saydigimiz diger zulmlerin hasa Allahii tealadan zuhur etdigini, 
kabul etmekdedir. 

Erkek ve kadm hirsiz hakkmda, el kesme emrinin tatbik edil- 
memesi, sadece Osmanh devletinde sonradan meydana gelmis bir 
hadise degildir. Daha onceki islam devletlerinde de, asrlardan be- 
ri tatbik edilmemisdir. Serab icmek, yalan yere sahidlik yapmak, if- 
fetli kadma iftira etmek ve zina hadleri de, birkac hadise disinda 
tatbik edilmemisdir. Ciinki, bu cezalan tatbik etmek icin, ba'zi 
sartlarm bulunmasi lazimdir. Sartlan bulunmadan ceza verilemez. 
Islam devletlerinde, bu cezayi tatbik edecek sartlan bulunan vak'a 
zuhur etmemisdir. Bunun da sebebi, Kur'an-i kerimde, bu suclan 
isleyenler icin bildirilmis olan, agir cezalardir. islam devletlerinde 
had cezalarim hakimler dahi afv edemez. Had cezasim icab eden 
sue isleyenlere, cezalan herkesin gozii oniinde tatbik edilir. Bu agir 
cezalara carpdmlmak korkusundan, kimse bu suclan islemez, isle- 
yemez. 

[Bekara suresinin yiizyetmisdokuzuncu ayetinde mealen: (Ey 
akl sahibleri, sizin icin kisasda hayat vardir) buyurulmusdur. Ba'zi 
kimseler, (Adam oldiirmekde hie hayat olur mu?) diyebilir. Insan- 
lar, kendilerinin oldiirulmesi korkusundan bir baskasim oldiirmek- 
den korkarlar. Can korkusundan dolayi adam oldiirmege tesebbiis 
etmezler. Oldiirmek vak'asi olmayinca, cem'iyyet, millet hayat bu- 
lur ki, ayet-i kerime de bunu bildirmekdedir. 

Bugiin, hukuk okuyan bir kimse iyice bilir ki, mueyyidesiz [ce- 
zasiz] hie bir kanun tatbik edilemez. Bu miieyyide, ya para ceza- 
si, ya hapis, ya da oliim cezasidir. Bunu, giimimuzde biitiin diin- 
ya hukukculan haykmrken, Allahii tealamn emri olan cezalara 

- 273 Cevab Veremedi - F:18 



karsi cikmak dogru olur mu? Hie bir fitratm kabul etmedigi komii- 
nizm, son derece vahsiyane miieyyideler ile yayilmis ve Mia bu 
miieyyideler ile ayakda tutulmaga cahsilmakdadir. Aym seklde pa- 
pazlar, ilm ve fen adamlan, akl ve mantigm kabul edemiyecegi, hi- 
ristiyanlik akidelerini terk etmislerdir. Iclerinde, islamiyyeti tani- 
mak firsatim bulanlar, hemen miisliman olmakdadirlar. Islamiyye- 
ti tammak serefine kavusamryanlar, dinsiz ve marksist olmuslardir. 
Hiristiyan gencleri arasmda, (Hippilik), (eskryahk), (anarsi) gibi 
bircok sapik cereyanlar ortaya cikmisdir. Bu genclerden Avrupa 
halki da korkmakdadir. 

Bugiin, gazete ve mecmu'alarda, Avrupa memleketlerinde, bir- 
cok kilisenin satildigim okumakdayiz. Bunlarm cogunu, musliman- 
lar satm almakda ve cami' yapmakdadirlar. Kiliselere, daha cok ih- 
tiyarlar devam etmekdedir. Imkan bulsalar, papazlarm, bugiin de 
engizisyon mahkemeleri kuracaklannda, hie siibhe yokdur. Misyo- 
nerler, Avrupada kiymetini temamen gayb eden hiristiyanhgi, Af- 
rikada ve geri kalmis diger diinya devletlerinde yaymaga calismak- 
dadirlar. 

Sunu tekrar bildirelim ki, Kur'an-i kerimde sucluya verilen ceza- 
lar, viicudda kangren olmus bir yarayi kesip almaga benzer. Eger o 
yara almmazsa, biitiin viicud zarar goriir. Sucluya da, ceza tatbik 
edilmezse, biitiin cem'iyyet zarar goriir. Bir sahsm zaran, elbette 
cem'iyyetin zararma tercih edilir. (Def i mefasid, celb-i menafi'den 
evladir.) 

Islamiyyetde el kesme cezasi, her hirsizhk yapana tatbik edil- 
mez. Bunun cesidli sartlan vardir. Bu ceza, baskalanmn iznsiz ola- 
rak acmalan veya girmeleri caiz olmiyan yerden, dar-ul-islamda, 
bir def ada on dirhem giimus parayi veya on dirhem giimus dege- 
rinde olan her dinde miitekavvim olan, ya'ni kiymetli olan ve dur- 
makla bozulmiyan mail, miislim veya gayr-i miislimden palan kim- 
seye tatbik edilir. On dirhem giimus 33,5 gramdir. Bunun da kiy- 
meti takriben yedide biri olan 5 gram altmdir. Et, sebze, meyve ve 
siitii calamn eli kesilmez. Hirsrzm ikrar etmesi veya iki sahid ile sir- 
kat anlasildikdan sonra, mal sahibi, bu kimse benim malum calma- 
di veya ona hediyye, emanet etmisdim veya sahidler dogru soyle- 
miyor derse kesilmez. Hakimin, boyle soylemesini mal sahibine 
teklif etmesi siinnetdir. Bunlarm tafsilati fikh kitablarmda yazih- 
dir. Papazm islamiyyeti bilmedigi, hele fikh kitablarmdan hie ha- 
beri olmadigi, buradan da anlasilmakdadir.] 

Protestan papazlarmm islam dinine i'tirazlanndan biri de, 
kole sahibi olmamn islam dininde caiz olmasidir. Bu papazlar, 
(Musa aleyhisselamm serFati koleligin esaslanm geregi gibi ha- 

-21 A- 



fiiletmekle beraber, esirleri kanunun himayesi altwa almisdir. 
Ancak, esirlerin ahnip satilmasma cevaz vermis, miisaade etmis- 
dir. Fekat hiristiyanhgm ruhu buna temamen muhalif olup, ha- 
kim oldugu heryerde esirlik, kolelik miiessesesini lagv etmekde- 
dir) demekdedirler. 

CEVAB: Papazlarm bu i'tirazi, sadece islam dfnine mahsus ol- 
mayip, Isa aleyhisselamin temam etmege me'mur oldugu, Musa 
aleyhisselamin seri'atine de samildir. Bunun icin, kendilerinin hi- 
ristiyan olmalanndan subhe edilir. Ciinki, koleligin yasaklanmasi- 
na dair, mevcud incillerde tek bir harf dahi yokdur. Bunun icin, 
Isa aleyhisselamin seri'atinde de, tabii olarak musevilikdeki hiik- 
miin devam etmesi icab eder. Fekat bu papazlar, yeni fikrler ile 
yetismis Avrupahlardan olduklan icin, koleligi insanliga muhal 
goriiyor ve kaldinlmasim arzu ediyorlarsa, bu ise dinleri kansdir- 
mayip, sadece aklen koleligin, esirligin kotiiluglinden bahs etme- 
leri icab ederdi. Bunun icin, papazlarm bu i'tirazlan dim mes'ele- 
lerden olmadigi icin, cevab vermek icab etmez. Ancak, islamiyyet- 
de mevcud olan kolelik ile, hiristiyanlann bildikleri kolelik arasm- 
da olan farki anlatmak faideli olacakdir. Bu hususu kisaca bildire- 
lim: 

Herkesin ma'lumu oldugu iizere, kolelik miiessesesi insanligm 
yeryiiziinde zuhurundan beri mevcuddur. Her millet esirleri hak- 
kmda kotii muamelelerde bulunmus ve hie bir milletde, kole ile 
efendisi arasmdaki hukuk, miisavi tutulmamisdir. Eski yunanhla- 
nn buna dair muhtelif kanunlan hala kitablarda yazihdir. Roma- 
lilarda ise, koleler icin tatbik edilen siddet, zulm, tahkir ve vahsi- 
likler, hie bir milletde gorulmemisdir. Buna aid olan tafsilath ka- 
nunlar, kitablarmda yazilmisdir. Yine Asya ve Afrikada cok eski 
zemanlardan beri, bu adet mevcud idi. Kole ticaretinin en 90k 
karcisi, Avrupahlar olmusdur. Bu ticarete, ilk olarak, miladi on- 
dordiincii asrda, Portekizliler baslamisdir. Daha sonra Amerika 
kesf olununca, misyoner papazlar, bir yandan Amerikamn yerli 
ehalisi olan kizilderilileri yok ederek Amerika topraklarim bos 
birakiyor, bir yandan da Portekizliler, ingilizler ve Fransizlar, Af- 
rikadan zencileri kacinp, gemilerine yiikleyerek Amerika esir pa- 
zarlannda kole diye siirii halinde satiyor ve milyonlarca para ka- 
zamyorlardi. Hatta, bu caresiz insanlan doldurduklan gemiler, 
hususi suretde yapihp, ambarlarma birbiri iizerine bu zevalhlar 
dolduruluyordu. Nefes alamiyarak, yolculuk esnasmda, yansm- 
dan fazlasi oliiyordu. Fekat, kalanlan ile arzu etdikleri ticareti 
yapmakdaydilar. Zencilerin bu zillete dayanamayip, geminin am- 
barmda isyan etdikleri de oluyordu. Bu halin vukuunda, esirle- 

-275- 



ri yukandan silah ile oldiirmek icin, giiverte tahtasinda mazgal 
delikleri birakihyordu. Protestanlann hamisi olan ingiliz kralice- 
si Elizabeth, esir ticaretini mesru' sayarak tesvik etdi. Fransa kra- 
h Onuncu Lui, bunu iyice yaymisdi. Fekat, 1194 [m. 1780] sene- 
sinde Amerikada Pansilvanya ehalisi, bunun yasaklanmasina ca- 
hsdi. Bundan oniki sene sonra Danimarka, ondan sonra 1807, 
1811 ve 1823 senelerindeki tenbihnameler ile ingiltere ve 1814 ve 
1818 tarihlerinde Fransa ve 1841 de Prusya ve Rusya devletleri 
esir ticaretini yasakladilar. Ancak, bunlan satanlar hiristiyan tiic- 
carlar oldugu gibi, alanlar da hiristiyan oldugundan, zevalh zencf- 
ler bunlann ellerine dusdukleri zeman, evvela vaftiz edilerek hi- 
ristiyan yapihyordu. Daha sonra gece-giindiiz, yaz ve kis cesid ce- 
sid sefaletler icinde cahsip, efendilerine para kazandirmak icin 
tarlalara, ciftliklere ve ma'denlere gonderiliyorlardi. 1860 tarihin- 
de simal ve cenub Amerika devletleri arasinda bashyan harb ve 
carpismalar, bu esirlik mes'elesi yiiziinden meydana gelmisdir. 
Bununla beraber, Amerika kit'asmda yiizbinlerce zenci ahmp sa- 
tilmakda ve nice hiristiyanlar, onlann yiiziinden milyonlarca do- 
lar kazanmakdadirlar. Simdi kolelik denilince, biitiin Avrupah- 
lar, Amerikadaki zillet ve sefalet icerisinde olan zencileri diisiine- 
rek, nefret ederler. [Halbuki, bu zevalhlann sefaletini hazirhyan, 
onlara akl almaz iskenceler yapanlar hep hiristiyanlardir.] 

Avrupahlar islam memleketlerinde yasaklanmasim istedikle- 
ri koleligi, kendi memleketlerinde ve Amerikadaki kolelik gibi 
zan ederler. Halbuki, muslimanlar arasinda olan esaretin hurriy- 
yetden farki, sadece belli bir bedel ile, bir elden diger bir ele nakl 
olunmakdan ibaretdir. Esirler iicretli bir isciden fazla, hie bir 
hizmetde bulunmazlar. Esirlerin islamiyyetde cekdikleri zah- 
met, yalmz terbiye, ilm tahsili ve edeblenme hususlarmdadir. is- 
lam devletinde, harbde ahnan esirler, asla oldiiriilmez. Harb 
meydamnda dahi, ac ve susuz birakilmaz. Harbden sonra, gazi 
miislimanlara, ganimet mallan taksim edilirken, kole ve cariye- 
ler de, bunlara dagitihr. Harbden sonra, gaziler kole ve cariyele- 
rini, ya kendileri hizmetci olarak kullamrlar, yahud baskalanna 
satarlar. Goriiliiyor ki, islamiyyetde koleler, hiristiyanlann Afri- 
kadan ve Asyadan gizlice veya zorla kacirdiklan hiir insanlar ve 
bunlann cocuklan degildir. Hiir insani kacirmak, bunlan kole 
olarak satmak, islamiyyetde biiyiik gtinahdir. islam devletinde, 
koleler ilmde ve siyasetde, en yiiksek makamlara kavusmuslar, 
hatta sadrazam dahi olmuslardir. Osmanh memleketlerinin bii- 
yiik siilalelerinde, sultan hammlarm cogu esirlerden idi. Kolesi- 
ni kendine damad yapmis ve cariyesini nikah ile kendine zevce 

-276- 



edip, mal ve miilkiine varis kilmis, binlerce miisliman vardir. Bir 
musliman, kole ve cariye satin aldigi zeman, onun yiyecegi, giye- 
cegi ve diger ihtiyaclan ve muamelatdaki hukukunun biitiin 
mes'uliyyetleri hep bu kimseye aid olur. Kole ve cariyesini yidir- 
mek, icirmek, giydirmek ve gonlunii hos tutmak mecburiyyetin- 
dedir. Onlari asla dovemez, yapamiyacaklan is veremez ve haka- 
ret edemez. islamiyyetde, kole azad etmek en biiyiik ibadetdir. 
Oyle biiyiik giinahlar vardir ki, ancak kole azad etmekle afv olu- 
nur. Yedi sekiz sene hizmetden sonra, kolesini azad edip, onu ev- 
lendirmek de, miislimanlann seve seve yapdiklan, adetlerdendi. 
Bunlann hali, Avrupadaki ve Amerikadaki esirlerin ahvaline ki- 
yas ve tatbik edilebilir mi? 

[Bu bahsi bitirmeden once papazlara diger bir hususu da hatir- 
latmak isteriz. Miislimanlann ellerinde bulunan esirlerin akraba ve 
yakinlan, kendi esirlerini kurtarmak icin, para ile, miislimanlara 
miiraceat edip, kendi esirlerinin fidyesini odeyerek kurtarmislar- 
dir. Fekat bu esirler miislimanlardan gordiikleri sefkat, merhamet 
ve insanlik sebebi ile kendilerini kurtaran akrabalan ile kendi 
memleketlerine donmek istememislerdir. Miislimanlann yamnda- 
ki esareti, kendi akraba, anne ve babalanmn yanmdaki hiirriyyete, 
tercih etmislerdir. Bunun elbette bir sebebi vardi. Peygamberimi- 
zin kolesi Zeyd bin Hariseyi kendi memleketine goturmeye gelen 
babasi ve amcasi, Peygamberimize ne kadar para isterse odeyecek- 
lerini, Zeydi kendilerine vermesini rica etdiler. Peygamberimiz 
"sallallahii aleyhi ve sellem" her hangi bir iicret istemedi. Zeyd bin 
Hariseye "radryallahu anh", serbest oldugunu, isterse babasi ve 
amcasi ile gidebilecegini bildirdi. Zeyd bin Harise, babasi ve amca- 
sinm biitiin yalvarmalarma ragmen; Peygamberimizden aynlami- 
yacagim bildirdi. Bunun misalleri cokdur. Papazlar, acaba buna ne 
cevab verirler?] 

Hiristiyanlarm, islam dinine yapdiklan i'tirazlardan biri de, 
teaddiid-i zevcat, ya'ni dorde kadar evlenme ile, talak, ya'm bo- 
sama mes'eleleridir. Hiristiyanlar, (Musa aleyhisselamm seri'a- 
tinde, teaddiid-i zevcahn yasaklanmasma dair bir kanun bildiril- 
memisdir. Talak icin de, acikca izn verilmisdir. Halbuki, Isa Me- 
sihin Incili, dogrudan dogruya her ikisini de men ' etmis, yasak- 
lamisdir. Kur'an-i kerim ise, birden fazla evlenmege izn vermis- 
dir. Nisa suresinin iiciincii ayetinde mealen: (Size halal olan ka- 
dinlardan ikiser ikiser, iicer iicer, d order dorder nikah ediniz) 
buyurulmusdur. Bu ayet-i kerime ile dorde kadar, nikah ile evle- 
nilebilmekdedir. Bundan baska, islam dini, erkeklerin cam iste- 
digi zeman cariyeler satm almasma da miisaade etmisdir. Bu ise, 

-277 - 



kadmlara, Allahii tealamn tahsis buyurdugu hale ve insanlann Mil 
arkadasi ve yardimcilan olmak mertebesine uygun degildir. Bu 
hiikm, kadinlan bir hizmetci derecesine indirmisdir. Birkac kadin- 
la evlenmek, mes'ud bir evlilige muhalifdir. Ciinki, zevc ile zevcenin 
tarn olarak anlasmasi ve tamsmalanna mani' olup, siilalenin emni- 
yyet ve se'adetini ortadan kaldirmakdadir) demekdedirler. 

Papazlar, adetleri olan, hilekar fikrlerinden dolayi, burada da, 
ayet-i kerimeyi isine geldigi yere kadar yazmrs, sonraki kismini 
yazmamisdir. Nisa suresinin ucuncii ayetinin temaminda mealen: 
(Eger yetim kizlann haklarim [kendileri ile evlendiginiz takdirde] 
gozetemiyeceginizden korkarsaniz, onlardan baska kadinlardan 
halal olanlari, ikiser ikiser, ii^er ii^er ve dorder dorder nikah edin. 
[Ya'ni dort kadmdan fazlasi ile evlenmeyin.] Eger o kadinlar ara- 
sinda adalet yapanm acagimzdan korkarsaniz, birini ihtiyar edin 
[secin]. Yahud, sahib oldugunuz cariyeleri ihtiyar edin. i§te bu bir 
zevce, yahud cariyeler ile kanaat etmeniz, adaletden ayrdmama- 
ya claha yakindir) buyurulmusdur. Bu ayet-i kerimenin mealin- 
den anlasihr ki, daha onceki kavmler [bilhassa arablar] arasmda, 
evlenilecek kadm icin belli bir aded olmadigmdan, bir kimse bes, 
on, yirmi kadinla evlenebiliyordu. islam dini bunu dorde indir- 
misdir. Aynca, buna zevceler arasinda adalet yapmagi da sart 
kosmusdur. 

Hammlan arasmda adaleti yerine getirmekde olan zorluklar 
goz oniine getirilirse, akh olan ve adaletsizlikden korkan kimse 
icin, bir kadmdan fazlasi ile evlenmek mumkin olamaz. Ya'ni islam 
dini zahirde dorde kadar evlenmege ruhsat [izn] verdigi halde, or- 
taya koydugu adalet sarti ile, zimnen birden fazla evlenmemegi 
tenbih etmisdir. Hatta, Peygamberimize "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" hammlar arasinda adaletin nasil olacagi soruldugu zeman, 
(Birinin elinden bir bardak su icersen, digerlerinin ellerinden de 
bir bardak su icmekdir) cevabim vermisdir. Bunu tatbik etmek, bir 
kimse icin cok zor oldugundan, islam dini bir kadinla evlenmegi 
tavsiye etmekdedir. 

Papazlarm, inciller birden fazla kadinla evlenmegi dogrudan 
dogruya men' etdi [yasakladi] demeleri, incillerde bildirilenin ter- 
sidir. Ciinki incillerde, (Birden fazla kadinla evlenmeyin) diye bir 
nehy mevcud degildir. Fekat, Matta incilinin ondokuzuncu babi- 
nm iiciincii ve devammdaki ayetlerinde, (Ferisiler Isayi deniye- 
rek gelip dediler: Her sebeb ile hammim bosamak caiz midir? Isa 
cevab verip: Baslangicda yaratan onlan erkek ve disi yaratdigi- 
m ve "Bunun icin insan babasim ve anasim birakacak ve hammi- 
na yapisacakdir ve ikisi bir beden olacakdir" dedigini okumadi- 

-278- 



niz mi? Artik onlar iki degil, fekat bir viicuddurlar. imdi Allahm 
birlesdirdigini insan ayirmasm) dedi. Bundan, birden fazla kadm 
ile evlenmenin yasaklandigi anlasilamaz. Fekat, her zevce, zevci ile 
tek bir viicud kabul edildiginden, bosamak isinde ileri gidilmeme- 
sini emr etdigi anlasihr. Hal boyle olunca, papazlar, yalniz islam di- 
ninin degil, Isa aleyhisselamin, temam etmege me'mur oldugu, 
Musa aleyhisselamin serfatinin de batilhgim iddia ederek, Isa 
aleyhisselamin dininden cikmis oluyorlar. 

Talak isinde de hal boyledir. incillerde, zinadan baska bir se- 
beb ile talak vermekden nehy vardir. Ancak, bu incillerin dogru- 
lugu bizce subheli oldugundan, bu nehyin, Isa aleyhisselama vahy 
olunan hakiki incil ayetlerinden oldugunu kabul edemeyiz. Buna 
ba'zi delillerimiz vardir: 

1 — Bu bahs, Matta incilinde goriilen, garib bir ayetde yazih- 
dir. Mattamn ondokuzuncu babmm iiciincii ve devamindaki ayet- 
lerde diyor ki, (Ferisiler, Isamn yanma gelip onu deniyerek dedi- 
ler: Her sebeb ile kansini bosamak caiz midir? Isa cevab verip de- 
di: Baslangicda yaratan onlan erkek ve disi yaratdigim ve "Bunun 
icin insan babasim ve anasini birakacak ve zevcesine yapisacakdir 
ve ikisi bir beden olacakdir" dedigini okumadiniz mi? Onlar artik 
iki degil, fekat bir bedendirler. imdi Allahm birlesdirdigini insan 
ayirmasm. Onlar Isaya dediler: Oyle ise, Musa nicin bir bosanma 
kagidi vermegi ve kadim bosamagi emr etdi? Isa onlara dedi: Kalb- 
lerinizin katihgindan dolayi hammlarmizi bosamamza Musa miisa- 
ade etdi. Fekat baslangicda boyle degil idi. Ben size derim: Kim zi- 
nadan baska bir sebeb ile zevcesini bosar ve baskasi ile evlenirse, 
zina eder. Bosanmis olan kadmla evlenen de zina eder. Sakirdler 
Isaya dediler, eger erkegin hammi hususunda hali boyle ise, evlen- 
mek hayrh degildir. Fekat Isa onlara dedi: Biitiin adamlar bu sozii 
kabul edemez. Ancak kendilerine kabulii verilmis olanlar kabul 
eder. Ciinki ba'zi anadan dogma hadimlar vardir ve ba'zisi insan- 
lar tarafindan yapilmis hadim vardir. Goklerin melekutu ugrunda 
kendilerini hadim edenler de vardir. Kabul edebilen bunu kabul 
etsin) demekdedir. 

Bu ibaredeki birinci siialin cevabmda, Musa aleyhisselamin bos 
kagidi verme izninin sebebi bildirilmekde ve kalblerin katihgin- 
dan dolayi, hamma bosama kagidi vermege Musa aleyhisselamin 
izn verdigi bildirilmekdedir. Bu, hem Musa aleyhisselama, hem de 
Isa aleyhisselama, ayb ve kusur isnad etmek olur. Ciinki, bu ce- 
vabdan, Allahii tealamn emri olmaksizm Musa aleyhisselamin 
kendiliginden emr ve nehy yapabildigi, hatta baslangicda boyle 
degil iken, Bern israilin kalblerinin katihgindan dolayi, bosa- 

-279- 



maga izn vermis oldugu ma'nasi cikar. Bir diger husus da: Kalb ka- 
tihgi, talaka sebeb olan hallerden olmadigi icin, boylesine sacma 
bir cevabi isa aleyhisselama nisbet etmek rezilligi ortaya cikar. Di- 
ger bir gariblik de sudur: Isa aleyhisselam Ferisiler ile konusurken, 
sakirdler konusmaya kansarak sohbeti bozup, (Eger zinadan bas- 
ka bir sebeb ile zevceyi bosamak yoksa, evlenmek hayrli degildir) 
soziinii soylemeleridir. Ciinki, havarilerin onceki Peygamberlerin 
kitablarma bilgileri gayet az idi. Isa aleyhisselam ise, tarn vakif idi. 
Havarilerin Isa aleyhisselama karsi i'tiraz eder gibi boyle bir sozii 
soylemelerine hayret edilir. Ciinki bu hiikm, akla, hikmete ve ade- 
te o kadar muhalif gorunmiis ki, Isa aleyhisselamm diismanlann- 
dan once, kendi sakirdleri, kendisine i'tiraz etmisler demek olur. 
Bir diger gariblik ise, sakirdlerin i'tirazina karsi evlenmemegi, ha- 
dim kimseler gibi kabul edip, onlan iic kisma ayirarak, kiminin ya- 
ratihsdan, kiminin insanlar tarafindan yapilmis, kiminin goklerin 
melekutuna kavusmak arzusu ile hadimhgi ihtiyar etdikleri tafsila- 
tim, Isa aleyhisselama isnad etmekdir. Hadim olan kimselerin ev- 
lenmemeleri tabii olup, evliligi kabul etmelerinin veya etmemele- 
rinin onlarca bir kiymeti yokdur. Aynca, burada asla miinasebeti 
olmiyan hadimligin cesidlerinin anlatilmasi da temamen hezeyan- 
dir. Isa aleyhisselam gibi, sam yiiksek bir Peygambere boyle seyler 
yakisdinlamaz. Onun derecesinin pek yiiksek oldugundan siibhe 
olunamaz. 

2 — Isa aleyhisselam, (Ben seri'ati yikmaga degil, temam etme- 
ge geldim) deyip dururken, Musa aleyhisselamm serf atinde olan 
boyle bir esasi, boyle bir hiikmii degisdirmiyecegi meydandadir. 

3 — Matta incilinde yazih olan bu bahs, Markos incilinin onun- 
cu babmda da anlatilmakdadir. Markosda, sakirdlerin sorduklan 
siial ve sonradan (Evlenmemek daha hayrhdir) dedikleri gibi bir- 
sey ve hadim olanlarm pesidleri ile ilgili, her hangi bir seyin bulun- 
mamasidir. Matta incilinde bildirilen bu haber miitevatir olsa idi, 
Markos, Matta incilinden anlatilan bu bahsin bas tarafim yazdigi 
gibi, son tarafim, ya'ni havarilerin siialleri ve bunun cevabi ve ha- 
dim olanlar ile ilgili kismlarim da yazardi. 

4 — iki Incilin ibareleri arasmda, ma'na cihetinden olan fark- 
hhkdir. Ciinki Markos incilinin onuncu babmm ikinci ayeti ve de- 
vammda, (Ferisiler geldiler ve onu deniyerek: Adama zevcesini 
bosamak caiz mi? diye kendisinden sordular. O da bunlara soyle 
cevab verdi: Musa size ne emr etdi? Onlar da dediler: Musa bir 
bosanma kagidi yazmaga ve kadini bosamaga miisaade etmisdir. 
Fekat Isa onlara dedi ki, yureklerinizin katihgmdan dolayi size bu 
emri yazdi. Fekat hilkatin baslangicmdan Allah onlan erkek ve 

-280- 



disi yaratdi) demekdedir. 

Matta incilinin ondokuzuncu babmm sekizinci ayetinde ise, 
(Yiireklerinizin katiligmdan dolayi, zevcelerinizi bosamamza Mu- 
sa musaade etdi. Fekat baslangicdan boyle degil idi) demekdedir. 
Bu iki ibare arasmda iki seklde aynlik vardir: Birinci aynlik, Mat- 
ta incilinin ibaresinde, Musa aleyhisselamm talaka izn verdigi an- 
lasildigi halde, Markosun ibaresinden, Musa aleyhisselamm talaki 
emr etdigi anlasilmakdadir. ikinci aynlik ise, Matta incilinin ibare- 
sine gore, Musa aleyhisselamm seri'atinden once talak yokmus, 
sonradan Beni israilin kalblerinin katiligmdan dolayi, Musa aley- 
hisselam onlara talak icin izn vermisdir. Markosun bildirdigine go- 
re ise, baslangicdan kelimesi yerine hilkatden, ya'ni yaratihsdan 
kelimesi kullamlmisdir. Markosun ibaresindeki ma'na, ilk yarati- 
hsdan Allahii teala onlan erkek ve disi yaratdi demek olur ki, Mat- 
ta incilinin ibaresine muhalifdir. 

5 — [incillerin bildirdigine gore], Isa aleyhisselam, Daviid aley- 
hisselamm stilalesinden olmakla iftihar etmisdir. Daviid aleyhisse- 
lamm, miiteaddid zevceler sahibi oldugunu bildigi halde, birden 
baska kadmla evlenmegi nehy etmesini, akl kabul edemez. 

Bu deliller ile, biz bu ayetlerin, Isa aleyhisselama Allahii teala 
tarafmdan inzal edilen, hakiki incil ayetlerinden olmayrp, sonra- 
dan incillere sokusdurulmus oldugunu isbat ederiz. Eger papazla- 
nn, tersini isbat etmege delilleri var ise, beyan etmelidirler. Bizle- 
re cok garib goriinen bir husus da, islam dinindeki talaka izn veril- 
mesine i'tirazm, protestanlar tarafmdan yapilmasidir. Ciinki tarih- 
lerde bildirildigi gibi, miladm dortyiiz tarihine kadar hiristiyanlar 
arasmda, talaka dair asla bir miinakasa ve ihtilaf vuku' bulmamis 
ve Tevratin hiikmii ile amel olunmusdu. O asrda, Sen Augustin is- 
mindeki piskopos talaki kesinlikle nehy etdi. Katolik kilisesi, bu- 
giin hala onunla amel etmekdedir. [St. Augustin, katoliklerin aziz- 
lerinden olup, miladin 430 senesinde, Tunusun Bone sehrinde ol- 
dii.] Avrupah hiristiyan krallardan ba'zilan icin, papazlann talaka 
izn verdikleri de oldu. Fekat bunlar, siyaset icabi oldugu icin, kili- 
se buna i'tibar etmeyip, goriisleri bugiin yine talakm caiz olamiya- 
cagi, seklindedir. 

Protestanlar, katolik kilisesinin talak verilmiyecegi goriisiine 
i'tiraz etdiler. Luther, diger hususlarda oldugu gibi, talak hususun- 
da da, katolik kilisesine muhalefet etdi ve talaka ruhsat verdi. O 
halde, protestanlarm talaka i'tirazlan, kendi dinlerinin kurucusu 
olan, Luthere de i'tiraz olur. 

Bu papaz, birden fazla evlenme ve talakm ba'zi ahvalde liizum- 
lu ve giizel birsey olmayip, bil'aks nice zararlarm meydana cik- 

-281- 



masina sebeb oldugunu uzun uzun beyan ederek, islam kadmlan- 
nin da zihnlerini kansdirmak ve sapitmak icin, hayli sikmtilara gir- 
misdir. Madem kendisi, nakli birakip, akli deliller ile fesad cikar- 
maga cahsmakdadir. Biz de onun iftiralarmm akli olan mahzurla- 
rim beyan edelim: 

Her iklimin kendine mahsus tabiati ve te'sirleri oldugu gibi, her 
iklimde bulunan milletler ve kavmlerin de, kendilerine mahsus bir 
takim milli orf ve adetleri vardir. Asrlardan beri, o adetlere ahsmis 
olduklanndan, onu terk etmeleri miimkin degildir. Ciinki bu adetle- 
rin ekserisi, o iklimin havasi ve suyu ile yogrulmus olan huylanmn 
icabidir. Onlari, bu huylardan vaz gecirmek, bir seyin mahiyyetini 
degisdirmek gibidir. Iste, teaddiid-i zevcat ve talak hususu da, ekva- 
tora yakin olan ve havasi sicak olan memleketlerin ehalisi arasinda, 
uzun zemandan beri mevcud olan, bir orf ve adet idi. Imkan sahibi 
olanlann, cok kadini nikah etmeleri; Peygamberimizin "sallallahii 
aleyhi ve sellem" zemanma kadar devam etdi. Bundan sonra, 
Kur'an-i kerim nazil olmus ve Kur'an-i kerim bu kadm sayisim dor- 
de indirmisdir. Buna da, adalet sartim koyarak, zimnen bu sayiyi bi- 
re tahsis etmisdir. Buna gore, arab kavmi gibi pek cok kadin ile ev- 
lenmege ahsmis bir kavmi, dorde kadar kadmla evlenmege ahsdir- 
mak [ve eski adetlerinden vaz gecirmek] Peygamberimizin "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" mu'cizelerindendir. Bununla beraber, Asya 
ehalisinin mesreb ve yaratihslan, Avrupahlara benzemediginden, 
onlar birden fazla kadinla evlendikleri zeman, papazlarm zan etdik- 
leri kadar uygunsuzluklar meydana gelmez. Ciinki evlenmek uc se- 
beb ile olur: 

1 — Insan neslinin devami, 

2 — Bir baskasimn miilkiine tecaviizden ve zinadan sakmarak, 
iffet ile yasamak, 

3 — Ev islerinin giizel bir seklde tanzimi ve mallarm ve esyamn 
muhafazasidir. 

Bir kadin cocuk sahibi olamadigi zeman, evliligin birinci se- 
bebi yerine gelmeyip, insan neslinin inkitaina sebeb olur. Eger 
zevce bir hastahga miibtela veya yaratihsda biinyesi gayet za'if 
olur, zevcinin biinyesi de kuvvetli ve sihhatli olursa, evliligin 
ikinci sebebi de zail olur. Bunun zail olmasi ise, zina gibi, pek bii- 
yiik bir fesada sebeb olur. Bir diger husus da, eger kadin musrif, 
sefih, ita'atsiz, hain ve kotii huylu ve kotii dilli olursa, iicuncu se- 
beb de yok olmus olur. Boylece erkek omriinun sonuna kadar, ga- 
riblik, eziyyet ve hiisran icerisinde bulunur. Zengin ve haysiyyet 
sahibi nice hiristiyan vardir ki, hammi cocuksuz veya yash veya 
sefih ve kotii huylu oldugu icin, onu bosayarak bir digerini ala- 

-282- 



maz. Boylece, hiristiyan olduguna, giinde bin kerre pisman olur. 
Fekat miislimanlarda, zevcesini bosamak zevcin ihtiyan altmda 
oldugundan, zevcesi kendisine muvafik olmazsa, bosayarak on- 
dan aynlir. Zevcesi kendisine muvafik oldugu takdirde, omiirle- 
rinin sonuna kadar, mes'ud olarak beraberce yasarlar. Musliman- 
lann ekserisi boyledir. Bunun icin, islam milletlerinde, miisliman 
olduklarma uziilmelerine ve pisman olmalarma hie bir sebeb yok- 
dur. 

Bu hususdaki bir diger incelik de, hiristiyanlar evlenmeden on- 
ce birbirleri ile gorusup, konusurlar. Bu sebeb ile, iki taraf birbir- 
lerinin ahlakim, tavrlanm inceleyip ogrendikden sonra, taraflarm 
muvafakati olursa evlenirler. Fekat iki taraf da birbirlerine hos go- 
riinmek icin beraber bulunduklan sirada, gayet ihtiyath davramp, 
kotii huylanm birbirlerine his etdirmemege cahsir, birbirlerini al- 
datirlar. Ancak tecribesizlikle, genclikden gelen duygulann ve seh- 
vani kuvvetlerin te'siri ile, onceden tamsmalarimn faidesi olmaz. 
Bunun da delili, hiristiyan ailelerin cogunda, evlendikden sonra 
goriilen hos olmiyan hallerdir. Her memleketde, bilhassa Avrupa- 
da, sadece zevcesi ile omriiniin sonuna kadar beraber yasayip, bas- 
ka bir kadinla ilgisi olmamis giiclii, kuvvetli kimse pek azdir. Bu da 
tabi'i bir isdir. Ciinki, onlarda kadinlar ile goriismek memnu' ol- 
madigindan, herkes zevcesini ahp balolara, [tiyatrolara, sinemala- 
ra ve diger eglence ve icki yerlerine ve] miisafirlige giderler. Ora- 
da, kendi zevcesi ile beraber oturmak ayb oldugu icin, herkes zev- 
cesini baska bir erkege teslim eder. Kendisi de, bir baskasimn zev- 
cesini alarak dans ederler ve birbirlerini aldatirlar. insan nefsinin 
icabi, zeman ile her seyden bikkmhk ve usanc gelir. Bir kimsenin 
zevcesi, ne kadar giizel ve iyi ahlak sahibi olsa, zeman ile baslan- 
gicdaki muhabbet ve atesi azahr. Boyle bir mahalde, gerek erkek, 
bir diger kadma ve gerek zevce, bir diger erkege caresiz meyl eder. 
Hiristiyan memleketlerinde, kadmlar ve erkekler, birbirleri ile ka- 
nsdiklan, gortisdiikleri ve konusduklan icin, zina etmeden omr ge- 
cirmis bir erkek ve kadin pek nadir bulunur. Kadm erkek, hie bir 
cekinme ve kapmrna olmaksizin, beraber oturmalan, konusmalan 
ve goriismeleri ile, kadinlara hurmet ediyoruz ve haklanm yerine 
getiriyoruz dedikleri halde, onlan bu tehliikelere kendileri diisiire- 
rek, hakikatde kadmlan tahkir etmekde, asagilamakda ve ticaret 
meta'i olarak kullanmakdadirlar. Fekat miislimanlarm zevceleri, 
nz, namus ve haya sahibi olarak, zevcleri yamnda [ve her yerde] 
muhterem oldugundan, zevcleri onlan boyle tehliikelere ve ha- 
karetlere layik gormezler. Herkes, en pok sevdigi ve kiymetli 

-283- 



olan seyleri kendi nefsi icin sakladigi gibi, miislimanlar da, kendi- 
lerine her seyden kiymetli, aziz ve muhterem bildikleri zevcelerini, 
hanimlarmi ucan kusdan esirgerler. Bu ise, muhabbetin, sevginin 
coklugundandir. Avrupahlar, bu hususda ahlak ve namus duygu- 
sundan uzaklasmislardir. Zevcin, zevcesini veya zevcenin zevcini 
kiskanmasi, cok guliinc ve alay konusu olan bir ahmaklik kabul 
edilmekdedir. Bir kimse hakkmda, filan kiskanc imis denilince, 
terbiyesiz ve ahmak sayilir. 

Avrupanm, insanlik edeblerine temamen zid olan bu halinden, 
ziyadesi ile istifade edenler, papazlar oldular. Papazlar icin bu ha- 
lin devamim istemek tabi'idir. Bizim tamdigimiz hiristiyanlardan 
birisi, Almanyada dogup buyiimus ve protestan olarak yetismis 
iken, balolara kiz kardeslerini gotiiriip, baskalarmm eline terk et- 
mege namus duygusu ile razi olmadigmdan, vatam olan Almanya- 
yi ve dmi olan hiristiyanhgi terk ederek, istanbula gelmis ve miis- 
liman olmak ile sereflenmisdir. Bugiin Osmanh devletinin miihim 
islerinde hizmet etmekdedir. 

Avrupayi gormiis olanlann bildigi gibi, bircok kibar ailelerde 
zevc ve zevce arasindaki sekli bir birlesme ve ittifak vardir. Ev- 
lerine miisafir geldigi ve kendileri de musafirlige gitdikleri ze- 
man, dostlanna karsi, zevc ve zevce giiya, birbirlerine cok bag- 
lrymislar gibi, giizel muamele ederler. Fekat bir miiddet sonra, 
aileler birbirlerine yakmlasrp kansdiklan zeman, zevc ve zevce- 
nin asl diisiinceleri anlasihr. Ya'ni her biri, digerini gormek iste- 
miyecek kadar, birbirlerinden bikmis, usanmisdir. Hatta ba'zila- 
n, ne sen bana kans, ne de ben sana kansayim diye, mukavele 
yapmislardir. Boylece, zevcin birkac sevgilisi oldugu gibi, zevce- 
nin de nice sevgilileri olup, ikisi de, kendi zevk ve safalarmda ay- 
n ayn vakt gecirmekdedirler. Aynca, iki tarafdan biri, hayatda 
oldugu miiddetce, bir baskasi ile evlenemediklerinden, birbirle- 
rinin olmesini beklerler. Bazen, biri digerinden kurtulmak icin, 
oldurmeye dahi tesebbiis etmekdedir. Talakm bulunmamasmm 
Avrupa milletleri icin zararlan pek cokdur. Bunun icin, 1206 [m. 
1792] senesinde, talakm resmen yasak oldugu Fransada talak, 
kanunlarca tanindi. Ya'ni, talaka izn verildi. 1816 senesinde, pa- 
pazlarm cahsmalan ile yine kanunlardan talak izni kaldinldi. Ta- 
laka tekrar kanunlarca izn verilmesi icin, 1830 ve 1264 [m. 1848] 
senelerinde hiikumet adamlan, hukukcular ve ilm adamlan tara- 
findan pek cok gayret sarf edildi ise de, papazlann entrikalan 
galebe calarak talakm serbest birakilmasi icin cahsanlar muvaf- 
fak olamadilar. Avrupahlar, koleligi insanhga mugayir, insanhga 
zid gordiiklerinden, koleligin kaldinlmasi icin sarf etdikleri cahs- 

-284- 



ma ve gayretleri ne kadar takdire sayan ise, kendilerinde bir 
omiir boyu siiren ve mal, nesl ve iffet icin olan cesidli zararlan, 
her giin daha acik bir seklde goriilmekde olan talak verememek 
[kadimni bosiyamamak] esaretini hala kaldirmamalarma cok te- 
acciib edilir. Yashca bir adamin gene zevcesi, acik sacik dolasrp, 
istedigi delikanlilar ile gortisse ve bu adam zevcesini bundan 
men' edemiyerek, baskalan ile yatip kalkmasmdan siibhe etse, bu 
kadindan diinyaya gelen cocuklar her giin, goziiniin oniinde ko- 
sup gezerken, asagihk duygusu icerisinde ah ederek, elbette bu 
cocuklar benden degildir, fekat benim mirasimi paylasacaklardir 
demez mi? Diinyadaki omriinu gam ve keder icerisinde gecirmez 
mi? O kimse icin, bundan biiyuk azab olur mu? Yahud, afife gene 
bir kadin, kendi rrzasi olmadan iktidarsiz bir ihtiyarla veya hie 
hoslanmadigi bir adam ile evlendirilse, bu kadm, biitiin gencligi- 
ni biiyiik bir azab icerisinde gecirir. Aynca, ondan meydana gele- 
cek neslden, medeni bir cem'iyyeti mahrum birakmak, hikmete 
hie uygun olmayan ve medeniyyetin icab etdirdigi bir sey degildir. 
Bu kadin, artik camndan bezerek, kocasi hayatda iken, bu bela- 
dan kurtulamryacagim bilince, uygun bir vaktde kocasmi suikast 
ile ortadan kaldirma fikrine kapihrsa veya afife iken lzdirab, 
iiziintii ve genclik arzulan ile yoldan cikarsa, papazlar mes'ul ol- 
maz mi? 

Erkeklerle kadinlann bir arada toplanmalan, oturup kalkma- 
lan ve balolarda kadinlann boyunlan, gerdanlan, kollari apik 
olarak dans etmeleri ve siis esyalanni ve zmetlerini takarak gelip, 
kadm erkek karma kansik oturmalan caiz olunca, buralarda goz- 
lerini birbirlerine bakmakdan muhafaza edecek kac erkek ve kac 
kadm bulunabilir? Miisliman kadinlann, evlerinden sik sik soka- 
ga cikmalan ve yabanci erkeklerle konusmalan ve bir arada bu- 
lunmalan, giiliip sakalasmalan olmadigmdan, onlar icin boyle bir 
tehliike yokdur. Bir muslimanm zevcesi, girkin ve kotii huylu ol- 
sa bile, kendisi ondan baska kadm gormediginden ona kanaat 
eder. Miisliman bir hanimm, kocasi ne kadar uygunsuz olsa da, 
kendisi baska bir erkekle konusmadigi, oturup kalkmadigi icin, 
ona tehammiil eder ve gecinir gider. Felakete sebeb olacak, za- 
rarh hallerde bulunmazlar. Kiskanchk sahibi ve ayb bilen bir 
kimse icin, islam dininden baska bir dinde, asla kalb huzuru ile 
yasamak miimkin degildir. Daha once de soyledigimiz gibi, her 
milletin kendine mahsus ba'zi adetleri olup, bunlardan aynlmasi 
miimkin olamiyacagindan, biz i'tirazci papaza iffet ve ismetin 
[namus ve hayanm] lezzetini ve letafetini anlatacak degiliz. Ctin- 
ki bu, vicdani bir lezzetdir. insanin cok sevdigi ve sadece kendi- 

-285- 



sinin su icdigi bir bardakdan, baskasinm su icmesine bile razi olma- 
masi, normal bir is oldugu halde, kendinin bir parcasi ve neslinin 
emanet olundugu bir gizli hazinesi olan hammim, nefslerinin esiri 
olan sehvetperestlerin helak etmesi icin, onlerine atmasim, bir in- 
samn nasil kabul edebilecegini anlamiyoruz. 

[Hiristiyan memleketlerinde, kadmlar, kizlar, baslan, gerdanla- 
n, kollan, bacaklan acik geziyorlar. Erkekleri fuhsa, zinaya siiruk- 
luyorlar. Evde zevcesi yemek pisirir, camasir yikar ve evi temizler- 
ken, erkegi is yerinde veya sokakda hosuna giden ciplak bir kadm- 
la zevk safa, hatta zina yapiyor. Aksam evine diisimceli ve yipran- 
mis olarak geliyor. Kotii hayallere dalarak, vaktile begenmis, sev- 
mis, secerek almis oldugu zevcesinin, yiiziine bile bakmaz oluyor. 
Evdeki yorgunlugunu gidermek icin, alaka ve nese bekleyen zev- 
cesi, haklanna kavusamaymca, asabi buhranlar geciriyor. Aile yu- 
vasi bozuluyor. Sokakdaki kadma bakan erkek, onu kirli camasir 
gibi birakiyor. Bir baskasi ile anlasiyor. Boylece, her sene, binler- 
ce kadin ve erkek ve cocuklan perisan oluyor. Ahlaksiz ve anarsist 
oluyorlar. Cem'iyyet, millet, cokmege siiriikleniyor. Acik, kokulu, 
siislii dolasan kadmlann, genclere, millete ve devlete zararlan, al- 
kollii ickilerden ve uyusdurucu zehrlerden, daha cok ve daha kor- 
kunc oluyor. Allahii teala, kullannm diinyada felakete, ahiretde de 
siddetli azablara yakalanmamalan icin, kadmlann kizlarm ortiin- 
melerini emr etdi. Ne yazik ki, nefslerinin, sehvetlerinin esiri olan 
ba'zi kimseler, Allahii tealamn emrlerine gericilik, kafirlerin sas- 
km, cilgin islerine ilericilik diyor. Bu ilericilerden, aydinlardan 
ba'zisi, meslekdaslan vasitasi ile, bir diploma ele gecirmis. Kose 
baslanm paylasmislar. Baykuslar gibi otiiyorlar. Her firsatda isla- 
miyyete saldinyorlar. Bu kahramanhklan(!) ile, tarihi diismammiz 
olan hiristiyanlardan, yehudilerden ve komiinistlerden, alkis ve 
maddi yardimlar toplayarak giicleniyor, binbir hiyle ile, gencleri al- 
datiyorlar. Allahii teala, sozde ilericilere, aydm kimselere akl ver- 
sin! Hakki batildan ayirmalanm nasib eylesin! 258. ci sahifedeki 
(Tenbih)e bakimz!] 

Ba'zilan, buna cevab olarak, (Kadmlann terbiyesine vaktiile 
ihtimam olunmakda idi. Kadin, zevcelik vazifelerini geregi gibi 
ogrendikden sonra, her diirlii meclisde bulunabilir. Boyle olunca, 
onun yoldan cikmasmdan korkulmaz. Ciinki, ilm nefse gilib 
olur) demekdedirler. Bunu soyliyen kimsenin otuz yasmda, be- 
denen kuvvetli ve terbiyeli bir erkek ve haniminin da cirkin, fe- 
kat cok terbiyeli oldugunu ve bu ikisinin bir ziyafet sofrasinda bu- 
lundugunu kabul edelim. Erkegin, gayet giizel, cilveli ve insam 
cezb eden gene bir kadmm yanma tesadiifen oturup, onunla til- 

-286- 



fet ve yakmlik kurdugunu, zevcesinin de, gene bir delikanlmm ya- 
nma oturup, onunla kadeh tokusdurup, yakmlik kurdugunu dusti- 
nelim. Gerek zevc, gerek zevce, hatirlanna giin begun seytani fikr- 
lerin gelmesine mani' olabilirler mi? ilm ve terbiye, bir dereceye 
kadar insanm nefsinin tabi'i arzularmm icabim onliyebilir. Fekat 
ilk firsatda, insan nefsinin tabiati icabi olan arzular, temamen mey- 
dana cikrp, terbiye bir tarafda kalir. Sa'di-i Sirazinin 1 ' 1 su sozii ne 
gilzeldir: (Ac bir zindigm, hie bir kimsenin bulunmadigi bir sofra- 
da, ramezanda oldugunu dusunecegine inamhr mi?) 

Evet, eger erkek hadim ise, ona giivenilebilir. Fekat bundan, 
mecazen hadim olanlann, ya'ni din icin nefslerinin sehvani arzula- 
nndan kurtuldugunu iddia edenlerin, miistesna tutulmalan Tcab 
eder. Ciinki, boyle kendini mecazen hadim etdiklerini soyliyen ni- 
ce papazlar goriilmiisdur ki, yapdiklan soylediklerine asla uyma- 
misdir. [Kendilerini mecazen hadim eden papazlarm, giinah cikar- 
mak icin gelen kadmlarla, bir hiicrede yalmz kahnca, yapdiklan fuh- 
siyyati, biitiin diinya bilmekdedir. Giindiizleri ruhban kiyafetinde, 
geceleri ise, eglence yerlerinde dans ederken, resmleri cekilip, gaze- 
telerde teshir edilen papazlara, sik sik sahid oluyoruz.] Evet, Allah 
rizasi icin nefsini temamen terbiye edenler icin, siibhe gotiiren bir 
taraf kalmaz. Boyle cismani bir fedakarhk, dindar ve i'timada layik 
goriinen papazlarda zuhur etseydi, hiristiyanhgm ruhani te'sirine 
karsi soylenecek bir sey olmazdi. 

Bu papaz, bir risalesinde, muslimanlarm (Isa aleyhisselam 61- 
diirulmeyip, diri olarak semaya kaldinlmisdir) seklindeki i'tikadla- 
nna i'tiraz ediyor ve (Bu i'tikad, biitiin tanhlere muhalif oldugu gi- 
bi, tevatiire de ziddir. Ciinki, Isa aleyhisselamm oldiiriilmesinde 
bir takim mu'cizeler gosterdigi dort Incilde yazihdir. Havarilehn 
gozleri He gordiikleri, tevatiiren bizlere ulasmis oldugu icin, bu te- 
vatiirii inkar etmek nasil caiz olabilir) diyor. 

CEVAB: Herkesin ma'lumu oldugu gibi, selefde [gecmisde] 
vuku' bulan ve tevattiriin, haleflerin [sonra gelenlerin] emniyyet 
ve itminanlarma sebeb olmasi icin, rivayet edenlerin vak'ayi biz- 
zat gormiis olmalan ve bunlarm yalan iizere birlesmelerinin ak- 
len miimkin olmamasi lazimdir. Halbuki, Isa aleyhisselami, hiris- 
tiyanlarm i'tikadma [inancma] gore yehudiler yakaladiklan ze- 
man, yamnda bulunan sakirdlerin hepsi firar edip, sadece Petrus 
onun arkasmdan gitdi. O da, horoz uc def'a otiince ve uc def'a ya- 
lan soyliyerek, Isa aleyhisselami tammadigim soyledi. Isa aleyhis- 



[1] Sa'di Sirazi, 691 [m. 1292] de sehid edildi. 

-287- 



selam zan etdikleri kimse carmiha gerildiginde, yanmda kimse bu- 
lunmadigi gibi, havarilerden biri dahi bulunmamisdir. Birkac kadi- 
nin uzakdan seyr etdikleri, Matta ve Markos incillerinde yazilidir. 
Yuhannada ise, bu sozler olmadigi icin, papazm (Dort incilde ya- 
zilidir ve havanler gozleri He gordiiler) demesinin, yanhs oldugu 
anlasilmakdadir. Ya'ni, bu hususda herhangi bir tevatiir yokdur. 
Hele papazm, delil olarak beyan etdigi tarih kitablan, tevatiir ile 
sabit olmiyan haberleri me'haz olarak kabul etdikleri icin, bu ki- 
tablarm hie birisi i'timada layik degildir. Bu hususda incillerin ri- 
vayetleri soyledir: 

Matta Incilinin yirmiyedinci babinm ellinci ve devammdaki 
ayetlerde, (Isa carmih iizerinde ruhunu teslim etdi. Ve iste ma'be- 
din perdesi yukandan asagiya kadar iki parca oldu. Yer sarsihp ka- 
yalar yanldi. Kabrler acihp uykuda olan nice mukaddeslerin cesed- 
leri kiyam etdiler. Onlar kabrlerden cikip, Isamn kiyamindan son- 
ra mukaddes sehre (Kudiise) girdiler ve bircok kimselere gorundii- 
ler) demekdedir. Batih yazarlardan Norton, kitabinda bu vakianm 
acik bir yalan oldugunu bildirmekde ve bunun delillerini de beyan 
etmekdedir. Norton, incili himaye ve miidafea eden kitabinda di- 
yor ki, (Bu hikaye yalandir. Bunun en miihim delili sudur ki, Ku- 
diisiin harab edilmesi iizerine perisan olan yehudilerin, Mescid-i 
aksa icin soyledikleri harikulade seyler arasmda bulunan yalanlar- 
dan birisi de budur. Sonradan bir ahmak, bu fikrayi Isa aleyhissela- 
mm carmiha gerilmesi zemanma munasib gorerek, Matta incilinin 
ibranice niishasi kenanna teberriiken yazmis, daha sonra ise, kendi- 
si gibi ahmak bir katib, bunun bir suretini yazarken, bunu Matta in- 
cilinin icerisine almisdir. Bu metin de, onlar gibi bir mutercimin eli- 
ne gecmis ve oldugu gibi terceme etmisdir.) [Bu terceme de, kilise- 
nin resmi din kitabi olmusdur.] 

Papazm, mu'cizeler olarak bildirdigi hikayesinin ash olmadigi- 
nm cesidli delilleri vardir: 

1 — Matta incilinde yazildigma gore, carmiha gerilme hadise- 
sinin ikinci gtinii yehudiler, Romahlann Kudiisdeki valisi olan Pi- 
latusa gelip, (Ey efendimiz! O aldatici daha sag iken uc giin son- 
ra kiyam ederim demis idi. imdi emr et ki, ucuncli giine kadar 
kabri beklesinler de, sakirdleri gelip onu calarak halka: O kiyam 
etdi demesinler. Sonuncu sapikhk birincisinden daha kotii olur) 
dediler. [Matta bab yirmiyedi, ayet altmisiki ve devami.] Matta- 
nin yirmiyedinci babmm, 24. cii ayetine gore, Pilatus ve zevcesi, 
Isa aleyhisselamin katl edilmesine, kalben razi degillerdi. Pilatus, 
yehudilerin israrlarindan dolayi caresiz miisaade etmisdi. Eger 
mu'cizeler goriilseydi, yehudilerin Pilatusa sonradan giderek, 

-288- 



bu sozti soylemeleri miimkin olamazdi. Ciinki heykelin, ya'm 
Mescid-i aksamn perdesi yirtilmis ve kayalar yanlmis ve kabrler 
acilip, meyyitler asikar Kudus sehrinde dolasrp durduklan, Mat- 
tada bildirilmekdedir. Pilatus ve zevcesi, Isa aleyhisselamin katl 
edilmesine razi olmadiklari halde, bu kadar mu'cizeyi gozleri ile 
goriirlerken, yehudiler onun huzurunda, Isa aleyhisselama aldati- 
ci ve dogru yoldan dalalete saptinci diyemiyecekleri ve demis ol- 
salar dahi, Pilatusun onlari tekzib edecegi, acikca anlasilabilecek 
bir isdir. 

2 — Ruh-ul-kuds havarilere inip, havariler muhtelif lisanlar ile 
konusmaga basladiklan zeman, A'mal-i riisullin ikinci babinda ya- 
zildigi gibi, insanlar hayret edib, uc bin kimse derhal imana gelmis- 
dir. Olulerin kabrlerinden cikip Kudiisde dolasmalan, ma'bedin 
perdesinin yirtilmasi, yerin sarsilip kayalarm parcalanmasi, havari- 
lerin cesidli lisanlar ile konusmalarmdan daha ziyade insanlara 
dehset vericidir. Eger Isa aleyhisselamin goriinmesi ve mu'cizeler 
gostermesi dogru olsaydi, binlerce kisinin o zeman imana gelmele- 
ri icab ederdi. Halbuki, bu hadiselerin vuku'unda, bir kimsenin da- 
hi imana geldigine dair, incillerde bir isaret yokdur. [Bu da isbat 
ediyor ki, Mattamn sozii dogru degildir.] 

3 — Markos ve Luka, sadece heykelin perdesinin yirtildigim 
soylemisler ve zelzelenin vuku' bulmasindan ve kayalarm yanlma- 
sindan ve mezarlarm acilip, mukaddeslerin cesedlerinin kryam ile 
sehr icerisinde gezdiklerinden hie bahs etmemislerdir. Isa aleyhis- 
selamin mu'cizelerini, elinden geldigi kadar miibalagah gosterme- 
ge ugrasan Yuhanna incilinde ise, ne ma'bedin perdesinin yirtil- 
masina, ne zelzele olup kayalarm yanlmasina, ne de mukaddesle- 
rin cesedlerinin kiyam edip sehrde gezmelerine dair, bir bilgi yok- 
dur. Eger bu hadiseler dogru olsaydi, Markos, Luka ve Yuhanna 
incillerinin, bu hususda sukut etmiyecekleri acikdir. 

4 — Mattamn yazdigma gore, Isa aleyhisselam carmiha gerilir- 
ken, orada sakirdlerden hie kimse yokmus. Fekat, Celileden beri 
kendisini ta'kib eden Mecdelli Meryem ve Ya'kub ile Yosesin an- 
neleri olan Meryem ve Zebedenin ogullarmm anasi orada bulu- 
nup, uzakdan bakmislar. [Matta: 27-56] 

Markosun bildirdigine gore, orada sakirdlerden kimse bulun- 
mayip, Mecdelli Meryem ve Ya'kub ile Yosesin anneleri olan 
Meryem ve Salome ve onunla beraber Kudiise gelmis olan bas- 
ka bir cok kadmlar var imis. [Markos bab onbes, ayet kirk, kirk- 
bir.] 

Lukamn ifadesine gore, Isa aleyhisselam yakalandigi zeman, 
Onu tamyanlarm hepsi, Celileden gelen kadmlar ile beraber ha- 

- 289 Cevab Veremedi - F:19 



zir imisler. Fazla olarak da bunu seyr etmek icin toplanan halk var 
imis. Biitiin bunlar, isa aleyhisselama yapilan hakaretleri gorduk- 
leri icin, gogiislerini doverek, Isa aleyhisselamm ardi sira gidiyor- 
lar imis. [Luka bab yirmiiic, ayet yirmiyedi.] 

Lukamn bu yazilan, Matta ve Markosun bildirdiklerine uyma- 
makdadir. Matta ile Markosa gore, Isa aleyhisselam [zan edilen 
Esharyuti Yehuda] carmiha gerildigi zeman orada hazir olanlar, 
birkac kadmdan ibaret olup, bunlar da uzakdan seyr etmislerdir. 
Birkac kimsenin, uzakdan gordiikleri bir seye dair olan sehadetle- 
ri, akl sahibleri nazannda, dinin esas i'tikadi olarak kabul edilebi- 
lecek bir delil olamaz. Lukamn halkdan ta'birinden de, orada bu- 
lunanlarm Isa aleyhisselami tamyan, fekat Ona iman etmiyen ba'zi 
kimseler olduklan anlasilmakdadir. Ciinki Luka incilinin her ye- 
rinde, sakirdler ve havariler ta'birleri var iken, sadece burada halk 
kelimesini kullanmasi, orada sakirdlerden kimsenin bulunmadigi- 
na isaretdir. 

Yuhanna incili ise, sakirdlerden ve Celileli aghyan ve doviinen 
kadmlardan, bir kimsenin bulunduguna dair, hie bir sey soyleme- 
mekle beraber, orada sadece sevdigi sakird ile kendi annesi ve an- 
nesinin kiz kardesi ve Mecdelli Meryemin bulundugunu bildirmis- 
dir. [Yuhanna bab ondokuz, ayet yirmibes, yirmialti.] Diger incil- 
lerden fazla olarak, Isa aleyhisselamm carmih iizerinde iken sevdi- 
gi sakirdi ve annesini yamnda gortip, anasma, (Kadm iste oglun) 
dedigi, (Ondan sonra sakirde, iste anan!) diye isaret etdigi ve bu 
sakirdin, annesi Meryemi, kendi evine goturdiigii bildirilmekdedir. 
[Yuhanna bab ondokuz, ayet yirmialti, yirmiyedi.] 

Diger inciller ise, boyle bir hadiseden hie bahs etmezler. Sub- 
he yokdur ki, carmiha gerilme hadisesi vuku' bulmusdur. Fekat, 
orada bu hadiseyi tesbit ve izah edecek, Isa aleyhisselama iman 
etmis kimseler bulunmus olsa idi, inciller arasmda bu hadise iize- 
rinde ihtilaf olmaz ve hepsi vuku' bulan hali aym seklde yazarlar- 
di. 

5 — Matta inciline gore, Isa aleyhisselam, valinin konagmda ce- 
sidli hakaretlere ugramis, elbisesi cikanhp iizerine kirmizi bir kaf- 
tan giydirilmis, basma dikenden tac konulmus ve eline bir de kamis 
verilerek, yiiziine tukiirulmiis ve basma vuruldukdan sonra, carmi- 
ha gerilmek iizere kapidan cikarken, Sim'un isminde Karineli bir 
adam bulup, carmihi ona tasitmislar. Oradan Golgota ya'ni kafa ke- 
migi denilen yere geldikleri zeman, ona od ile kansik sirke vermis- 
ler. Carmih iizerinde iken, (Allahim, Allahim, beni nicin terk etdin) 
dedigi zeman, orada duranlardan biri, bir stingeri sirkeye batirrp, 
kamis ile ona uzatmis. [Matta: 27-28, ... 48] 

-290- 



Markos incilinde, kamci ile dogiiliip, basma dikenden tac ko- 
nuldugu ve erguvam bir kaftan giydirilerek, yliziine tiikiirulup, ba- 
sma vurularak hakaretler edildikden sonra disan cikanldigi, Is- 
kender ile Ruhusun babasi Karineli Sim'un isminde bir kimse de 
kirdan gelip, oradan gecerken onun hacinm buna tasitildigi, son- 
radan Golgota denilen yere gelince ona miirr-u safi ile kansik se- 
rab verildigi, onun ise kabul etmedigi ve carmihda iken yamndan 
gecenlerin baslanm sallayip, ona kiifr ederken, (Van sen ki, hey- 
keli yikip, tic giinde yaparsm, hacdan inerek kendini kurtar) de- 
dikleri ve onunla beraber carmiha gerilen iki hirsizm ona sitem 
edip sovdiikleri, daha sonra, Isa aleyhisselam, (Allahim, Allahim, 
beni nicin terk etdin) dedigi zeman, orada duranlardan biri, siin- 
geri sirkeye batirip kamis ile agzina uzatip icirdigi, bildirilmekde- 
dir. [Markos: 15-17, ... 36.] 

Luka Incilinde, (Pilatus, evvelce Isa aleyhisselami Hirodese 
gonderdi. Hirodes Isayi goriince cok sevindi. Ciinki Onun hakkm- 
da cok seyler isitmisdi. Bir mu'cizesini gormek icin cokdan beri, 
onu gormek istiyordu. Fekat Isa aleyhisselam, onun siiallerine ce- 
vab vermedi. Hirodes, askerleri ile beraber, ona hakaret ederek 
alay etdiler. Uzerine parlak renkli bir elbise giydirip, onu Pilatusa 
gonderdi. O da Isayi yehudilerin eline teslim etdi. Onu goturdiik- 
leri zeman tarlasmdan gelen Karineli Sim'unu yakalayip, Isanm 
arkasmdan tasimak iizere haci bu adama yiiklediler. O sirada, ge- 
rek halkdan ve gerek onun icin aghyan ve doviinen kadmlardan 
biiyiik bir kalabalik ardi sua gidiyordu. Isa onlara donlip, Ey Ye- 
rusalim kizlan! Benim icin aglamaym. Ancak kendiniz ve cocuk- 
lanmz icin aglayin. Ciinki, iste giinler geliyor ki, o giinlerde, ne 
mutlu cocugu olmiyanlara denilecek. O zeman daglara, iizerimize 
diisiin ve bayirlara, bizi ortiin demege basliyacaklar. Ciinki, yas 
agaca bu nesneleri gosterirlerse, kurusuna ne vaki' olur dedi. Da- 
ha sonra carmiha vurulunca, Ey Baba, onlan afv et. Ciinki, ne 
yapdiklarmi bilmiyorlar, dedi. Askerler onunla alay ederek, yak- 
lasip sirke sundular. Ve beraber asilmis olan suclulardan biri ona 
kiifr edip, eger sen Mesih isen, hem kendini, hem bizi kurtar dedi. 
Fekat digeri cevab verip, onu azarladi. Onun uzerine Isa ona, bu- 
giin sen benimle beraber Cennete gideceksin) dedigi bildirilmek- 
dedir. [Luka: 23-7, ... 43.] 

Yuhanna incilinde, (Pilatus, Isayi tutup dovdii. Askerler de, 
dikenden bir tac oriip, onun basma koydular ve ona kirmizi bir 
kaftan giydirdiler. Sonra, ona tokat vuruyorlardi. Baskahinler ve 
me'murlar, onu bu kiyafetde goriince baginp, haca ger, haca ger 
dediler. Pilatus onlara, onu siz ahp haca gerin. Ciinki, ben onda 

-291- 



bir sue bulamiyorum dedi. Yehudiler ona cevab verip, bizim bir se- 
rf atimiz vardir. O serf ate gore, Onun olmesi vacibdir. Ciinki, ken- 
disini Allahm oglu etdi dediler. Pilatus da, bu sozii isitdigi zeman, 
daha cok korkdu. Isaya hitaben, sen neredensin dedi. Fekat Isa 
ona cevab vermedi. Pilatus ona hitab ederek, bana soylemezmisin, 
seni haca germege ve sahvermege kudretim oldugunu bilmiyor 
musun? dedi. Isa cevab verip, eger yukandan [izn] verilmemis ol- 
saydi, benim iizerime senin hie kudretin olmazdi. Beni senin eline 
teslim edenin giinahi daha biiyukdiir, dedi. Bunun icin, Pilatus 
onun sahverilmesine cahsdi ise de, yehudiler bagirrp, eger bunu sa- 
hverirsen, kayserin dostu degilsin. Kim kendini melik ederse, kay- 
serin aleyhinde soyler diye baginsmalan iizerine, Pilatus Isayi di- 
san cikanp, yehudilere teslim etdi. Ve Isa kendi hacmi tasiyarak 
Golgota ya'ni kafa kemigi denilen yere cikdi) demekdedir. [Yu- 
hanna: 19-1, ...17.] 

[Dort incilin bu ibareleri arasmdaki farklar giines gibi meydan- 
dadir. Papazm, dogrulugunun tevatiiren sabit oldugunu iddia etdi- 
gi bu hadisede, hiristiyanlarm cok i'timad etdikleri incilleri arasin- 
da boyle ihtilaf vardir. Bunu kim inkar edebilir? Hal boyle olunca, 
bu papazm yazdigi tevatiir, nerede kalmisdir.] 

6 — Matta incilinin yirmiyedinci babmm otuzyedinci ayetine 
gore, Isa aleyhisselam carmiha gerilince, iizerine asilan yaftada, 
(Yehudilerin meliki Isa budur) yazihdir. 

Markos incilinin onbesinci babmm yirmialtmci ayetine gore, bu 
yaftada (Yehudilerin meliki) yazihdir. 

Luka incilinin yirmiiicuncu babmm otuzsekizinci ayetine gore, 
bu yaftada, (Yehudilerin meliki budur) diye ibranice olarak yazih- 
dir. 

Yuhanna incilinin ondokuzuncu babmm ondokuzuncu ayetine 
gore, Pilatus bir yafta yazip, onu hac iizerine koydu. (Nasirah Isa, 
yehudilerin meliki) diye ibranice, yunanca ve latince yazilmis idi. 
Yirmibirinci ve yirmiikinci ayetlerinde ise, (Bas kahinler Pilatusa, 
yehudilerin meliki degil, fekat bu adam, ben yehudilerin melikiyim 
dedi, diye yaz dediler. Pilatus ise, ne yazmis isem yazmisim diye ce- 
vab verdi) diye yazihdir. [Bugiinkii incillerin [hasa] asildigim iddi- 
a etdikleri Isa aleyhisselamin iizerine, asilmis olan yaftadaki yazi- 
lann muhtelif olmalan da, bize gosteriyor ki, asilan kimse, Isa aley- 
hisselam degildir.] 

7 — Markos incilinin onbesinci babmda, (Isa aleyhisselami carmi- 
ha gerdikleri zeman, saat iic idi. Saat alti olunca, dokuza kadar biitiin 
yeryiiziine karanhk cokdii) diye yazihdir. [Markos: 15-25, 33] 

-292- 



Matta ve Luka incillerinde, (carmiha gerdikleri zeman saat al- 
ti siralan olup, dokuza kadar biitiin yeryiiziine karanlik cokdii) di- 
ye yazilidir. [Matta: 28-45, Luka: 23-44] Yuhanna incilinde ise, sa- 
at maddesi ve karanlik cokdiigti mes'elesi yokdur. 

8 — Yuhanna incilinde, sebt giinunde Isa aleyhisselam ile be- 
raber carmiha gerilen iki kisinin carmihda kalmamasi icin bacakla- 
nni kirdilar. Isa aleyhisselama gelince, onun oldugiinii goriince, 
bacaklanni kirmadilar, diye bahs edilen kism, diger tic incilde yok- 
dur. [Yuhanna: 19-32, 33] 

9 — Hiristiyanlarm i'tikadma gore, Isa aleyhisselam carmiha 
gerildikden sonra, kryam etmesi ve mu'cizeler gortilmesi mes'ele- 
sine dair, mevcud inciller arasinda bilyiik ihtilaflar vardir. Bu 
mes'eleleri yukanda, (incil denilen dort kitab hakkinda inceleme- 
ler) bahsinde bildirdigimizden, okumayi arzu edenler, oraya mtira- 
ce'at edebilirler. [4. Boliim] 

Bu ihtilaflara nazar edildigi zeman, Isa aleyhisselamin carmiha 
gerilmesi ve tekrar dirilmesi, mu'cizeler hasil olmasi, hiristiyanlar 
arasinda temamen siibhelidir. Hiristiyanlarm ileri gelenleri, [Isa 
aleyhisselamin carmiha gerilmedigi ve oldiiriilmeden goge yiiksel- 
tildigi, carmiha gerilenin, ona benzeyen bir yehudi oldugu seklin- 
de olan nezih islam i'tikadim red edecek ve] hiristiyanlar arasmda- 
ki bu siibheyi giderecek hicbir delil beyan edememisler ve miisli- 
manlann siiallerine cevab verememislerdir. Hiristiyanlar, (inciller, 
aralarmdaki ihtilaflar ile de, bizce vesika, delil olmaga layikdir) 
derlerse, mes'elenin ash degisir. Ciinki bir kimse, acikca anlasila- 
cak seyleri inkar eder ve ben bu hususda soyle inanacagim diye is- 
rar ederse, onunla konusmak abes olur. 

Ehl-i kitab olmiyan, akh basinda bir kimse icin, Isa aleyhisse- 
lamin oldiirulmedigi ve carmiha gerilmedigi, carmiha gerilenin O 
olmadigini isbat edecek bir cok delili, mevcud incillerden cikar- 
mak miimkindir. Bundan baska papazm (Dort incilin ittifak ile 
bildirdigi red edilemez) soziine karsihk olarak, (Isa aleyhisselami 
carmiha gerdikleri zeman, aci ve lzdirab ile bayilmis ve onu bu 
halde gorenler, vefat etmis sanmislar ve sebt giinunde carmihda 
kalmamasi icin, carmihdan indirmekde acele etmisler ve Yusiif is- 
mindeki sakirdi onu ahp, tenha bir yerde bir mezara koymus, bir 
miiddet sonra, akh basma gelip kalkmis ve o sirada sakirdlerden 
biri ona keten elbise, ya'ni bahcivan elbisesi giydirip, bu seklde 
Mecdelli Meryeme goriinmiis ve daha sonra, sakirdleri ile bulusa- 
rak konusmus, bir miiddet sonra, ya carmih yaralarmdan veya 
baska bir hastahkdan tenhada vefat etmis) oldugu iddi'a edilse, 
buna ne cevab verilebilir? Hatta, boyle subhelerin, o zemanda da 

-293- 



vaki' oldugu, Matta incilindeki, (Yehudilerin Pilatusa gidip, uc 
giin kadar mezarm muhafaza altmda bulundurulmasim emr eyle; 
sayed, sakirdler geceleyin gelip, onu calarlarsa, oldiikden sonra 
tekrar dirildi diye halka soylerler) demelerinden anlasilmakda- 
dir. Ciinki, (incil denilen dort kitab hakkinda incelemeler) bah- 
sinde bildirdigimiz gibi, Matta incili, Isa aleyhisselamin goge 
yiikselmesinden kirk elli sene sonra yazilmisdir. Matta, incilini 
yazdigi sirada, insanlarm agizlannda konusulan bu rivayeti, inci- 
line bu seklde almis, diger incil yazanlar ise, bu rivayetleri, gaflet 
ile kitablanna yazmis olabilirler. Bu hususda cesidli deliller var- 
dir. 

Birinci delil: Matta incilinin, siibheyi ortadan kaldirmak icin, 
(Yehudiler, muhafiz askerlerle gidip, tasi muhiirliyerek, kabri 
emin kildilar) soziinii getirmesindeki ihtiyath hareketi, siibheyi or- 
tadan kaldirmak yerine, daha da kuvvetlendirir. 

Ikinci delil: Yuhanna incilinin yirminci babinda yazildigi iizere, 
Mecdelli Meryem, Isa aleyhisselami mezardan kalkdikdan sonra 
gormiis ve bahcivan zan etmisdir. [Yuhanna: 20-14, 15] Yine, Yu- 
hanna incilinin ondokuzuncu babimn sonunda bildirildigine gore, 
Arimetah Yusiif, Isamn "aleyhisselam" cesedini almca, keten bez- 
lerine sanp, haca gerildigi yerde bir bagce bulup, oradaki yeni bir 
kabre koymusdur. [Yuhanna: 19-38, 39, 40, 41] Simdi, Isa aleyhis- 
selam zan edilen kimse, mezarda bir miiddet baygin yatdikdan 
sonra, ayilmis ve kendisi veya o sirada gelen ba'zi sakirdler meza- 
nn tasim kaldirip, kefenini cikarip bir bahcivan elbisesi giymis ola- 
bilecegi nicin miimkin olmasin? 

Uciincii delil: Luka incilinin yirmidordiincu babinda yazildigi- 
na gore, (Isa aleyhisselam mezardan kalkip, sakirdlerine goriinun- 
ce, sasinp, korkarak, onu bir ruh, hayal zan etdiler. Isa onlara, ne- 
den sasinyorsunuz. Nicin yiireginizden lzdirab cekersiniz. Elleri- 
me, ayaklanma bakm. Bizzat benim, kendimim. Bana ellerinizi sii- 
riin ve bakin. Ciinki bende oldugunu gordiiguniiz gibi, bir ruhda et 
ve kemik yokdur dedi. Bunu soyledikden sonra, onlara ellerini ve 
ayaklanm gosterdi. Onlar heniiz saskinlik icinde iken, burada yiye- 
cek bir seyiniz var mi? dedi. Ona bir parca kizarmis bahk [ile bir 
mikdar komec bah] verdiler. Onu aldi ve onlerinde yidi) denilmek- 
dedir. [Luka: 24-36, ... 43] 

Bu rivayete gore, carmiha gerilen kimse, carmih iizerinde ol- 
meyip, kurtulmus ve sonra acikarak, yemek yimisdir. Bu rivayet, 
oldiikden sonra dirilme mu'cizesinin olmadigim gostermekdedir. 

Dordiincii delil: Isa aleyhisselam, kiyammdan sonra, Kudiisde 
sakirdleri ile goriismeyip, Cehlede konusdu deniliyor. Bu soz, 

-294- 



carmihda oldiikden sonra dirilen kimsenin, yehudilerden korkdu- 
gunu gostermekdedir. Halbuki, yehudilerce, carmiha gerilip olme- 
si ile Isa fitnesi ortadan kaldinlmis, zihnlerinde boyle bir sey kal- 
mamisdi. Kudiisde goriisiip konusmak, mtimkin idi. Yehudilerden 
korkmasina sebeb yokdu. Bu rivayetin de, Incillere sonradan Have 
edilmis oldugu meydandadir. 

Besinci delil: Incillerde, kiyammdan sonra, Kudiisde ba'zi sahs- 
lara goriiniip, havarilerine, bilhassa annesine goriinmedigi yazili- 
dir. Bu sozler, Isa aleyhisselamm onlarla goriismegi istemedigini 
ve onlan kendi semtine ugratmadigmi anlatmakdadir. Onlara i'ti- 
madi kalmadigmdan, yehudilerin haberi olur korkusu ile, miilaka- 
tmi, once birkac kimseye hasr eyledigi anlasiliyor. Bunun ise, cok 
yanlis oldugu meydandadir. 

Alhnci delil: Isa aleyhisselamm defn edildigi zeman ve kiyam 
etdigi zeman, sakirdlerinden kimsenin hazir bulunmadigi, Arime- 
tah Yusiifiin defn etdigi ve sonradan Mecdelli Meryemin onu di- 
ri olarak gordiigii bildiriliyor. Bu habere karsihk olarak, (Arime- 
tali Yusiif carmiha gerilen kimsenin yanina gelince, bunun olme- 
digini gormiis olabilir. Olmedigini soylerse, oldiikden sonra tek- 
rar dirilecegini bildiren incil haberinin inkar edilmesine sebeb 
olacagindan korkarak, gordiigiinti saklamis olabilir) diisiincesi 
hatira gelebilir. Bu siibheyi gidermek icin papazlar ne cevab ve- 
rebilir? 

Yedinci delil: Arimetah Yusiif, Mattaya gore, Isa aleyhisselamm 
sakirdlerinden zengin bir kimsedir. [Matta: 27-57] Lukamn ifadesi- 
ne gore, meclis a'zasmdan, Pilatus nezdinde yiiksek bir derecesi 
olan, salih bir kimsedir. [Luka: 23-50] Bu zat, carmiha gerilen kim- 
seyi kabre koydugunu bildiriyor. Kabre koymasi muhakkak olmiis 
olduguna alametdir. Tekrar gordiim diyenlerin, yalan soylemiye- 
ceklerine gore, bir hayal gormiis olmalan dustiniilebilir. 

Sekizinci delil: Carmiha gerilen kimse, olmeksizin carmihdan 
kurtuldukdan sonra, sakirdleri onu gordiikleri zeman, oldiikden 
sonra dirilmisdir zan etmeleri miimkindir. 

Isa aleyhisselamm, carmihda olmiis oldugunu ve defn edildi- 
gini isbat etmek icin papazlar, Matta incilinde yazih olan, (insa- 
noglu iic gun iic gece arz icinde duracakdir) ayetini delil getiri- 
yorlar. [Matta: 20-40] Evet, carmiha gerdikleri kimse olmiis ve 
defn edilmisdir. Bunu isbat etmege liizum yokdur. Papazlarm bu 
delili ileri siirmeleri, oldiikden tic gun sonra tekrar dirildigini is- 
bat icindir. Fekat, carmiha gerdikleri kimse, kabrde iic gun ve iic 
gece kalmamisdir. Cesedi Cum'a giinii aksam hacdan indirilip he- 
men defn olundugu ve pazar giinii giines dogmadan once cesedin 

-295- 



mezarda bulunmadigi dort Incilde bildirilmisdir. Hesaba gore, ce- 
sed, iki gece bir gun mezarda kalmisdir. Bu hesaba gore, tic gun 
tic gece arz icinde durmadigmdan, Mattamn bu sozti, vaki' olanm 
ziddi olur. Bir diger husus ise sudur: Isa aleyhisselam hakfkaten 
bu sozii soylemis ise, onun kryam etmesinde, sakirdler asla sek ve 
subhe etmeyip, hemen gordiikleri anda kabiil etmeleri lazim ge- 
lirdi. Halbuki, onun kiyam etdigini haber veren kimseleri, hava- 
rilerin hepsinin bir anda tekzib etdikleri ve kiyamina asla inan- 
madiklan, incillerde yazilidir. Bu hakikatler karsismda, (Carmi- 
ha gerilenin Isa aleyhisselam olmadigi ve Onun bulundugu yeri 
haber veren Esharyuti Yehudayi, Isa aleyhisselam zan ederek, 
carmiha gerdiklerini ve Isa aleyhisselamm goke cikanldigim) bil- 
diren (Kur'an-i kerim)e karsi, papazlann siikutdan baska vere- 
cekleri cevablan yokdur. 

Islam i'tikadma gore, biitun Peygamberler "aleyhimiisselam", 
ma'sumdurlar. Yalan soylemekden, hile yapmakdan beridirler. Al- 
lahii teala, kudret-i ilahiyyesi ile, Isa aleyhisselam carmiha gerile- 
cegi sirada, yehudilerin goziine, onu haber veren sahsi Isa aleyhis- 
selam seklinde gostermis ve onu carmiha germislerdir. Allahii tea- 
la, Isa aleyhisselami hemen semaya yiikseltmisdir. Miislimanlarm 
bu i'tikadlan daha ma'kul ve Isa aleyhisselamm niibuvvetinin sam- 
na daha layikdir. 

Nisa suresinin yiizelliyedinci ayetinde mealen: (Halbuki onlar, 
Isayi oldiirmediler ve onu asmadilar, lakin baskasi onun sckline so- 
kuldu [onu asdilar]) buyurulmusdur. Biitiin tefsir alimleri "rahime- 
hiimullah", bu ayet-i kerimeyi, Isa aleyhisselamm olduriilmedigi ve 
carmiha gerilerek asilmadigi seklinde tefsir etmislerdir. 

Al-i imran suresinin ellibesinci ayetinde mealen: ([Hatirla ki] 
Allahii teala, Isaya "aleyhisselam", muhakkak ben seni yerden 
[en miikemmel seklde] ahp, meleklerin makamina yiikseltece- 
gim [dedi]) buyurulmusdur. Papazlar, bu ayet-i kerimenin Nisa 
suresinin yiizelliyedinci ayet-i kerimesini nakz etdigini soyliyor- 
lar. Al-i imran suresinin ellibesinci ayetindeki, (Miiteveffike) 
lafzim Isa aleyhisselamm vefat etmis olduguna delil getirmek is- 
tiyorlar. Halbuki, bu lafzin sifat oldugunu, (Miiteveffike) ya'ni 
seni oldiirecegim ma'nasma olmadigim diisiinmezler. [Bir hiris- 
tiyan papazm hazirlamis oldugu ve Beyrutda katolik matbaasm- 
da basilmis olan arabca (El-miincid) ltigat kitabmda (teveffa) 
kelimesine (Hakkini tarn olarak almak) ma'nasi verilmisdir. Bu, 
sanina layik olani vermek demekdir. Oldiirmek ma'nasinda me- 
cazen kullamlmakdadir.] Ya'ni bu ayet-i kerimenin meali, (Ben 
seni olduriiriim ve yiikseltirim) demek degil, (Ben senin sanina 

-296- 



liiyik olani yaparim, meleklerin makamina yukscltirim) demek- 
dir. Allahii teala dilerse yilkseltir. Allahii teala, isa aleyhisselami 
yukseltmegi dilemis ve yiikseltmisdir. Yehudiler tarafindan 61- 
diiriilmesini dilememis ve carmiha baskasim gerdirmis, Onu 61- 
durtmemisdir. Bunun icin, ba'zi tefsir alimleri "rahimehumulla- 
hii teala" (teveffi) kelimesine (almak) ma'nasim verip, (Yehudi- 
lerin katlinden hifz etmek icin, yerden seni kamilen alir kabz 
ederim) meali ile te'vil etmislerdir. Ne garibdir ki, hiristiyan fir- 
kalan Isa aleyhisselama, (Allahm oglu) ve (Aynen Allah) dedik- 
leri halde, Onun olduruldiigunii ve asildigmi kabul ederler. islam 
dini, Isa aleyhisselamm bir insan ve bir Peygamber oldugunu bil- 
dirmis iken, Onun icin yapilan boyle iftiralan red eder. Aynca, 
Onun kiymetini artirarak, semaya yiikseltildigini ve yehudilerin, 
(Onu oldtirdtik ve i'dam etdik) seklindeki dusiincelerinin batil, 
iftira oldugunu bildirir. Isa aleyhisselam icin muslimanlann bu 
i'tikadi ile hiristiyanlarm i'tikadlarmdan hangisinin, O yiice Pey- 
gamberin serefine layik oldugunu soranz. Buna gore, hiristiyan- 
larm mi, yoksa muslimanlann mi, Isa aleyhisselami daha cok sev- 
dikleri ve Isevi olduklari, karsilasdinlmahdir. Miislimanlarm, Isa 
aleyhisselamm sanina yakismayan yalanlardan uzaklasdirmak 
icin olan [dogru ve nezih] i'tikadlanna, hiristiyanlar kizarak, ak- 
sini isbat etmek icin cahsmalarma, ibret ve insaf nazari ile bakil- 
malidir. Biz miislimanlar, hem Musa aleyhisselami, hem de Isa 
aleyhisselami, Allahii teala tarafindan gonderilmis hak Peygam- 
ber olarak tanidigimiz icin, hem Musevi, hem de Iseviyiz. 

Hiristiyan firkalan, diirlii diirlii cirkin yalanlar ile dolu olan 
muharref [ve bugiin ellerde dolasan] incillere inandiklan icin, Isa 
aleyhisselam ahirda dogdu ve yehudilerin elinde zelil olarak oldii- 
riildii ve Cehenneme girdi, mel'un oldu, gibi en terbiyesiz bir sah- 
sin, bir diismanma bile soylemekde tereddiid edecegi isnadlar ile, 
o mukaddes Peygamberi tahkir etmekdedirler. Bunun icin, ne Mu- 
sevi, ne de Isevidirler. Teslis mes'elesinde, Eflatunun bozuk felse- 
fesini kabul [ve mudafe'a] etdikleri icin, bunlara Eflatuni demek 
daha dogru olur. 

Isa aleyhisselamm oldtirulmedigi ve asilmadigi hususunda, hi- 
ristiyanlara verilecek daha pek cok akli ve nakli deliller vardir. 
Bunlarm tafsilati, farisi (Mizan-iil-mevazin) ile arabi ve tiirkce (iz- 
har-iil-hak) kitabinda ve tiirkce (Sems-iil-hakfka) ve (Izah-ul-me- 
ram) kitablarmda ve imam-i Gazalinin "rahmetullahi aleyh" arabi 
(Er-Reddiil-cemil) kitabinda yazihdir. Arzu edenler, bu kitablara 
miirace'at edebilirler. 



297- 



— 13 — 
ALLAHt) TEALA VARDIR VE BIRDIR 

Papazlarm asl iddialan, hiristiyanlik ile islamiyyetin hakikatini 
karsilasdirip, hangisi daha hak, daha dogru ise, onu kabul etmek 
imis. Bunlara cevab olarak, Kur'an-i kerim ile incil diye nesr etdik- 
leri kitablarim, kitabimizm bas tarafinda karsilasdirmisdik. Bura- 
da, hiristiyanlar ile muslimanlarm i'tikad [inane] esaslanm karsi- 
lasdirmagi da, liizumlu gordiik. Nakli delillerden sarf-i nazar ede- 
rek, akli deliller ile, bu mes'elenin tafsilatma bashyoruz. 

Hiristiyanlarm en miihim i'tikadlan, iic tann ya'ni teslisdir. On- 
lara gore, hasa tann iicdiir: (Allahii teala, Isa aleyhisselam ve Ruh- 
iil-kuds). Halbuki incilde, Isa aleyhisselam icin (oglum) denilmesi 
fazla sevgiyi gostermek ipindir. Elde mevcud incil denilen kitablar- 
da diyor ki, (Isa aleyhisselam ilm, kudret ve biitiin sifatlarda, Alla- 
hii tealaya miisavidir. Carmiha gerilip, oldiirtilmesinden sonra, se- 
kiz giin Cehennemde yamp, Pavlosa gore, hasa la'net agacma ci- 
kip, sonradan semaya yiikselmis, kiirsisini Babamn sagina koya- 
rak, yaratma ve icad isini eline almisdir. Simdi, hiikm oguldadir. 
Kryametde de, hakim-i mutlak Isa olacagmdan, [hasa] Baba amel- 
den uzak kalmisdir.) 

Miislimanlarin i'tikadma gore, Allahii teala birdir. Zatmda ve 
sifatlarmda ortagi ve benzeri yokdur. 

[Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" siinnetine, yoluna 
tam yapisan hakiki miislimanlarin, Allahii teala hakkindaki dog- 
ru i'tikadlanni en giizel seklde anlatan, imam-i Rabbani miiced- 
did-i elf-i sani Ahmed Faruki Serhendi "rahmetullahi aleyh" 
(Mektubat) kitabmm ikinci cild, altmisyedinci mektubunda bu- 
yuruyor ki: 

(Biliniz ki, Allahii teala, kadim olan [hie yok olmiyan] Zati ile 
vardir. Ondan baska herseyi, O yaratmisdir. O, sonsuz olarak var 
idi. Ya'ni, kadimdir, ezelidir. Ya'ni hep var idi. Varhgindan evvel 
yokluk olamaz. Ondan baska hersey, yok idi. Bunlarm hepsini, O, 
sonradan yaratdi. Kadim ve ezeli olan, baki ve ebedi olur. Hadis 
ve mahluk olan, fani ve muvakkat olur, ya'ni yok olur. Allahii te- 
ala birdir. Ya'ni varligi lazim olan, yalmz Odur. ibadete hakki olan 
da, yalmz Odur. Ondan baska seylerin var olmasma liizum yok- 

-298- 



dur. Olsalar da olur, olmasalar da. Ondan baska hicbirsey, ibadet 
olunmaga layik degildir. 

Allahii tealamn kamil sifatlan vardir. Bu sifatlan: Hayat, ilm, 
Semi', Basar, Kudret, irade, Kelam ve Tekvindir. Bu sifatlan da, 
kadimdir, ezelidir. Varliklan, Allahii teala iledir. Mahluklann son- 
radan yaratilmasi ve onlarda her an meydana gelen degisiklikler, 
Onun sifatlarmm kadim olmasim bozmaz. Sifatlarm baglandigi 
mahluklann sonradan var olmasi, sifatlarm ezeh olmasma mani' 
olmaz. Felsefeciler, yalmz akla giivendikleri icin, akllan da noksan 
oldugundan, miislimanlardan mu'tezile firkasi da, iyi goremedigin- 
den, esya hadis oldugu icin, bunlan var eden ve idare eden sifatlar 
da hadisdir deyip gecdiler. Bu suretle kadim olan (Sifat-i kamile)yi 
inkar etdiler. ilm sifati, zerrelere kadar islemez. Ya'm Allahii tea- 
la, ufak tefek seyleri bilmez. Ciinki, esyadaki degisiklikler, ilm si- 
fatmda da degisiklik yapar. Kadim olanda ise, degisiklik olamaz, 
dediler. Halbuki bilmediler ki, sifatlar ezelidir. Bunlann esyaya 
te'alluklan, baglantilan hadisdir. 

Noksan sifatlar, Allahii tealada yokdur. Allahii teala, madde- 
lerin, cismlerin, arazlann, ya'ni hallerin sifatlarmdan ve bunlara 
lazim olan seylerden miinezzehdir, uzakdir. Allahii teala, zemanh 
degildir, mekanh degildir, cihetli degildir. Bir yerde, bir tarafda 
degildir. Zemam, yerleri, cihetleri O sonradan yaratmrsdir. Cahil 
bir kimse, Onu, Arsm iistiinde samr, yukanda bilir. Ars da, yuka- 
nsi da, asagisi da, Onun mahlukudur. Bunlann hepsini, sonradan, 
O yaratmisdir. Sonradan yaratilan birsey kadim olana, her zeman 
var olana, yer olabilir mi? Ancak, su kadar var ki, Ars, mahlukla- 
nn en sereflisidir. Herseyden daha saf ve daha niirludur. Bunun 
icin, ayna gibidir. Allahii tealamn biiyiikliigii orada goriiniir. Bu- 
nun icindir ki, Ona (Arsullah) denir. Yoksa, Allahii tealaya gore, 
Ars da, diger esya gibidir. Hepsi, Onun mahlukudur. Yalmz Ars, 
ayna gibidir. Diger esyada bu kabiliyyet yokdur. Aynada gortinen 
bir insana, aynamn icindedir denilir mi? O insamn aynaya olan 
nisbeti, diger esyaya olan nisbeti gibidir. insamn, hepsine olan 
miinasebeti aymdir. Yalmz, ayna ile diger esya arasmda fark var- 
dir. Ayna, insamn suretini gosterebiliyor, diger esya ise, gostermi- 
yor. 

Allahii teala, madde degildir, cism degildir, araz, hal degildir. 
Hududlu, boyutlu degildir. Uzun, kisa, genis, dar degildir. Ona, 
(Vasi') ya'ni genis deriz. Fekat, bu genislik, bizim bildigimiz, an- 
ladigimiz gibi degildir. O, (Muhit)dir. Ya'ni herseyi cevirmisdir. 
Fekat, bu ihata, cevirmek, bizim anladigimiz gibi degildir. O, 
(Karibdir) yakindir ve bizimledir. Fekat, bizim anladigimiz gibi 

-299- 



degil! Onun vasi', muhit, kanb ve bizim ile beraber olduguna ina- 
ninz. Fekat, bu sifatlann ne demek oldugunu bilemeyiz. Allahii te- 
alanm zati ve sifatlan icin, akla gelen hersey yanlisdir, deriz. Alla- 
hii teala, hicbir sey ile ittihad etmez, birlesmez. Hicbir sey de, 
Onunla birlesmez. Ona hicbirsey hulul etmez. O da, birseye hulul 
etmez. Allahii teala, aynlmaz, parcalanmaz, tahlil [analiz], terkib 
[sentez] edilmez. Onun benzeri, esi yokdur. Kadim, cocuklan yok- 
dur. O, bildigimiz, dusiinebilecegimiz seyler gibi degildir. Nasil ol- 
dugu anlasilamaz, diisiiniilemez. Benzeri, niimunesi olamaz. Su ka- 
dar biliriz ki, Allahii teala vardir. Bildirdigi sifatlan da, vardir. Fe- 
kat kendisinde, varhginda ve sifatlarmda akla gelen, hayalimize 
gelen herseyden miinezzehdir, uzakdir. insanlar Onu anhyamaz. 
Farisi beyt tercemesi: 

Rabbiniz degil miyim? Soruldugunda, Onu, 
anhyanlar, O vardir deyip kesdiler sozii. 

Allahii tealanm ismleri (Tevkiff)dir. Ya'ni islamiyyetin bildir- 
mesine mevkufdur, baghdir. islamiyyetin bildirdigi ismleri soyle- 
melidir. islamiyyetin bildirmedigi ismler soylenemez. Ne kadar ka- 
mil, giizel ism olsa da, soylenmemelidir. Cevad denir. Ciinki isla- 
miyyet, Cevad demekdedir. Fekat, yine comert ma'nasinda olan 
(Sahi) ismi soylenemez. Ciinki islamiyyet Ona sahi dememisdir. 
[Su halde, tann da denemez. Hele ibadet ederken, ezan okurken, 
Allah ismi yerine, tann demek, cok giinah olur.] 

Kur'an-i kerim, Allah kelamidir. Onun soziidiir. Soziinii, islam 
harflerinin ve seslerinin icine sokarak, Peygamberimiz Muham- 
med aleyhisselama gondermisdir. Bununla kullarma emrlerini, 
nehylerini, ya'ni yasaklanm bildirmisdir. 

Biz mahluklar, bogazimizdaki ses iplikcikleri, dil ve damagi- 
miz ile konusuyoruz. Arzulanmizi harf ve ses sekline sokuyoruz. 
Allahii teala da, ses zarlan, agiz, dil olmaksizin, kendi kelamini, 
biiyiik kudreti ile, harf ve ses icinde kullarma gondermisdir. Emr- 
lerini, nehylerini harf ve ses icinde meydana cikarmrsdir. Her iki 
kelam da, Onundur. Ya'ni harf ve ses icine sokulmadan evvelki 
(Kelam-i nefsi)si ve harf ve ses icinde bulunan (Kelam-i lafzi)si, 
hep Onun kelamidir. Her ikisine de kelam demek dogrudur. Ni- 
tekim bizim de, nefsi ve lafzi kelamimizin ikisi de, soztimtizdiir. 
Kelam-i nefsiye hakiki deyip, lafziye mecaz demek, ya'ni kelam 
gibi demek, yanlisdir. Ciinki, mecaz olan seyler, red edilebilir. 
Allahii tealanm kelam-i lafzisini red edip buna, Allah kelami de- 
gildir demek, kiifrdiir. Evvelce gelen Peygamberlere "ala nebiy- 
yina ve aleyhimtissalevatii vetteslimat" gonderilen kitablar ve sa- 

-300- 



hifeler de, hep Allah kelamidir. O kitablarda ve sahifelerde ve 
Kur'an-i kerimde bulunanlann hepsi, (Ahkam-i ilahi)dir. Her vak- 
te uygun olan hiikmleri, o zemanin insanlanna gondermisdir. 

Allahti tealayi mii'minler Cennetde, cihetsiz olarak ve karsi- 
smda bulunmiyarak ve nasil oldugu anlasilmiyarak ve ihatasrz, 
ya'ni bir seklde olmiyarak gorecekdir. Allahii tealayi ahiretde 
gormege inamnz. Nasil goriilecegini diisiinmeyiz. Cunki, Onu 
gormegi akl anhyamaz. inanmakdan baska care yokdur. Felsefe- 
cilere ve mu'tezile firkasindaki miislimanlara ve Ehl-i siinnetden 
baska biitlin firkalara yaziklar olsun ki, kor olduklanndan, buna 
inanmakdan mahrum kaldilar. Gormedikleri, bilmedikleri seyi, 
gordukleri seylere benzetmege kalkarak, iman serefine kavusa- 
madilar. 

Insanlan, Allahii teala yaratdigi gibi, insanlarm islerini de, O 
yaratiyor. iyi ve fena seylerin hepsi Onun takdiri [dilemesi] iledir. 
Fekat, iyi islerden razidir [begenir]. Fena, kotii islerden razi degil- 
dir, begenmez. iyi ve kotii her is, Onun istemesi ve yaratmasi ile ise 
de, Onu yalniz, bir kotii seyin yaraticisi olarak ismlendirmek, 
edebsizlik olur. Kotiiluklerin hahki [yaraticisi] dememelidir. iyile- 
rin ve kotiilerin hahkidir, yaraticisidir demelidir.) (Mektubat)dan 
terceme temam oldu.] 

Allahii tealamn vahdaniyyetini [birligini] isbat hususunda Fah- 
reddin-i Razi "rahimehullah",' 11 kelam alimlerinin bildirdikleri 
burhanlardan [delillerden] yirmi kadanm beyan etmisdir. Bunlar- 
dan birkacim asagida bildirecegiz: 

1 — Enbiya suresinin yirmiikinci ayetinde mealen: (Eger yer ile 
gokde, Allahdan baska ilahlar olsaydi, bunlardaki nizani bozulur, 
karma karisik olurdu) buyurulmusdur. 

Bu ayet-i kerimenin isareti (Burhan-i temanii')dur. Ya'ni ale- 
min hahkinin [yaraticismm] iki oldugu farz edilse, bu iki yaratici- 
mn fi'lleri, birbirinden, ya farkh veya aym olur. Birbirinden farkh 
olursa, alemin fesadi lazim olur. Ya'ni semavat ve arzm bu hususi 
nizammdan [diizeninden] cikmasini ve yok olmasim veya birbiri- 
ne zid seylerin aym anda bir araya cem' edilmesini icab etdirir. 
Mesela, iki ilahdan birisi, Zeyd ismindeki insanm hareketini, dige- 
ri de o anda hareket etmeyip siikununu irade etse [dilese], ilah ol- 
duklan icin kudretleri Zeyde te'sir edince, cem-i ziddeyni icab et- 
dirir. [Bu ise, miimkin degildir. Ciinki, cem-i ziddeyn muhaldir. 
Ya'ni, iki zid seyin, aym anda bir araya gelmesi, miimkin degildir. 



[1] Fahruddin Razi, 606 [m. 1209] da Hiratda vefat etdi. 

-301- 



Ya'ni, Zeyd, aym anda hem hareketli, hem hareketsiz olamaz. Ya 
hareketlidir yahud hareketsizdir.] 

Iki ilahm fi'lleri, yek-digerinin aym olursa, aralarmda muhale- 
fetin bulunmasi, ya miimkin olur veya olmaz. Muhalefet miimkin 
olamaz. Ciinki ikisi, aym seyi irade etmekdedirler. ikinci seklde 
ya'ni muhalefetin miimkin olmasi ise, ikisinden birisinin acizligini 
icab etdirir. Acizlik ise, mahlukluk, sonradan olma, ya'ni yaratilma 
alametidir. Bu ise, ilahhgm sanma yakismaz. Sonradan yaratilan 
ilah olamaz. 

2 — Alemin yaraticismin [hasa] iki oldugu farz olunsa, ikisin- 
den biri, tedbirinde ya'ni diledigini yapmakda ya kafi olur veya ol- 
maz. Iki ilahdan birincisi, yaratici olarak, diledigini yapmakda ka- 
fi ise, ikinci ilahm zayi' ve zaid ya'ni luzumsuz ve fazla olmasi icab 
eder. Bu ise, noksanhkdir. Noksan olan ise, yaratici, ya'ni hahk 
olamaz. Eger ikinci ilah, diledigini yapmakda kafi gelirse, birinci 
ilahm yok ve atil olmasi icab eder. 

3 — Alemin yaraticisinm [hasa] iki oldugu farz olunsa, kudret- 
lerin [mahluklara] te'sirinde, ya birbirlerine muhtacdirlar veya de- 
gildirler. Yahud, biri digerine muhtac olup, digeri ona muhtac de- 
gildir. 

Birinci suretde, ikisi birbirine muhtac oldugundan, noksan ol- 
malan lazim gelir. Noksan olan ise, ilah olamaz. ikinci suretde, 
ya'ni ikisi de birbirine muhtac degilse, ikisinin de ilah olmamasi la- 
zim gelir. [Ciinki her biri, digerine gore, fazla ve luzumsuz olmasi 
icab eder. Bu da, ilahhk vasfma ziddir.] Ciinki ilah, her seyin ken- 
disine, her an muhtac oldugu ve her seye kafi olan bir varhk olup, 
buna ihtiyac duyulmamasi olamaz. Ucuncii suretde ise, muhtac 
olan nakis olacagindan, sadece muhtac olmiyamn ilah olmasi ya'ni 
ilahm bir olmasi lazim gelir. 

Kadi Beydavi "rahmetullahi aleyh" 1 ' 1 buyuruyor ki, alemin 
yaraticismin iki oldugu kabtil edilse, her iki ilahm, btitiin mumki- 
nata kudretlerinin kafi gelmesi, miisavi [esid] olur. Ciinki, kudre- 
ti kafi olmak, imkamn, ya'ni var ve yok etmenin sebebidir. Var ve 
yok olabilmek, ya'ni miimkin olmak ise, biitiin varhklar arasin- 
da mtisterek bir vasfdir. Buna gore, alemde hicbir varhgin olma- 
masi icab eder. Ciinki mevcud olacak, yaratilacak seyin viicudiin- 
de, yaratilmasinda, iki ilahdan her ikisi de te'sir etmez veya biri 
te'sir edip, digeri te'sir etmez. Her iki suretde de (tercih-i bila mti- 
reccih) olmasi lazim gelir. [Tercih-i bila mtireccih, iki seyden bi- 



ll] Abdullah Beydavi 685 [m. 1286] da vefat etdi. 

-302- 



rini digerine tercih etmege hie bir sebeb yok iken, o iki seyden bi- 
rini digerine tercih etmek demekdir. Bu ise, batildir.] 

Miimkinin [mahluklann] yaratilmasina iki ilahin te'sir etmeme- 
si olamaz. Ciinki, mumkinin var olmasi ve yok olmasi arasmda bu 
te'sir olmaymca, mumkinin yok olmasi lazimdir. Tercih eden ol- 
maymca, tercih edilen de olmaz. Ya'ni, yaratan olmaymca, yarati- 
lan da olamaz. 

Ikinci hal olan, mumkinin yaratilmasina iki ilahdan birinin 
te'sir edip, digerinin te'sir etmemesi halinde, mumkinin yaratil- 
masmin, iki yaraticidan her birine nisbeti miisavi [esid] oldugu 
icin, ikisinden birinin te'siri ile yaratilmasi muhakkak tercih-i bi- 
la miireccihdir. Tercih-i bila miireccih ise, batildir. Eger, iki ilah- 
dan herbiri aym anda te'sir ederse, iki miistakil miiessirin, bir eser 
iizerine te'sir etmeleri lazim gelir. Bu ise, muhaldir. Bu seklde, iki 
ilahm miimkinatdan bir sey iizerine, birbirine zid olan iki te'sir ile 
te'sir etmeleri mumkin degildir. Bunlardan anlasihyor ki, burada 
lazimm ya'niiki miistakil miiessirin (ilahm), bir eser iizerine te'sir 
ederek, ikisinin de te'sirlerinin neticelerinin meydana gelmesi ba- 
tildir. Bunun icin, melzumun ya'ni iki ilahm her birinin aym anda 
bir esere te'sir etmeleri de batildir. Su halde, alemin Yaraticisi iki 
olamaz. [Bu alemin mutlak bir yaraticisi vardir. O, bu alemi ya- 
ratmagi dilemis ve yaratmisdir. Eger o dilemeseydi, yaratmasay- 
di hicbir sey var olamazdi. Hicbir sey, kendi kendine var olamaz. 
Herseyi mutlak bir yaratan vardir. Kalem, kendi kendine yazmaz. 
Yazmasi icin, mutlaka bir sebeb lazimdir. Bu sebeb ise, herkesin 
bildigi gibi, katibdir. Katibsiz kalemin yazmasi nasil mumkin de- 
gil ise, bir yaratici, sani' olmadan, alemin var olmasi da, mumkin 
degildir.] 

4 — Alemin yaraticisimn iki oldugu farz olunsa, onlardan bi- 
risi, Zeydin kalkmasim diledigi anda, digerinin de, Zeydin otur- 
masini diledigini farz edelim. Zeydin hem kalkmasi, hem de o- 
turmasi miimkindir. Fekat, iki ilahin iradeleri aym anda hasil 
olunca, Zeydin aym anda hem oturmasi, hem de kalkmasi icab 
eder. Bu ise, iki zid seyi birlesdirmek oldugundan muhaldir. 
Eger, sadece birinin iradesi [diledigi] hasil olursa, digerinin aciz 
olmasi lazim gelir. ilahm aciz olmasi muhaldir. Ciinki acizlik, 
mumkin olan varhklarda ya'ni mahluklarda bulunur. Mahluk 
olamn ise, ezelde var olmasi, viicud sahibi olmasi muhaldir. Eze- 
li acizlik muhal oldugu gibi, ilahin aciz ve hadis olmasi da muhal- 
dir. Ciinki, ilahin aciz olmasi, ezelde kadir olup, sonradan kudre- 
tin zevali, gitmesi ile tahakkuk eder. Bu ise, kadimin zevalini 
icab etdirir. Eger, diger ilah icin, Zeydin oturmasini irade etmek 

-303- 



miimkin olmaz ise, ikisinden biri, digerinin iradesine mani' oldu- 
gundan acizlik lazim gelir. Aciz olan ise, ilah olamaz. 

Yukanda zikr etdigimiz Enbiya suresinin yirmiikinci ayet-i ke- 
rimesindeki (Fi-hima) kelimesinden murad, iki ilahm te'sirleridir. 
Bu ise, birden fazla yaraticinm olamiyacagi hususunda kat'i bir 
huccetdir. Sa'deddm-i Teftazani "rahimehullah", [1! (bu ayet-i keri- 
me, iki ilahm olmiyacagi hususunda, ikna edici bir huccet ve her- 
kesin anhyabilecegi bir delildir) buyurmusdur. 

Biitiin bu anlatdiklanmiza gore, (Vacib-iil-viicud) olan Alla- 
hii tealanm, biitiin mevcudatin hahki [yaraticisi] ve hakiki 
ma'budu olup, ortagi ve benzeri olmadigi anlasilmisdir. Eski yu- 
nan felesoflarmm, Allahti tealanm birligini isbat hususunda bil- 
dirdikleri delilleri on kadardir. Kelam alimleri, (innf) usulii uze- 
re, ma'lul ile illete delil getirmekde, ya'm eseri goriip, miiessirin 
var oldugunu anlamakdadirlar. Hukema ise, (Limini) usulii iize- 
re, illetden ma'lule gitmek sureti ile, ya'ni miiessirin kudretini 
gorerek, her seyi bunun yapdigim anlamakdadirlar. [(Limmf), 
limmeli, ya'ni (Nicinli) demekdir. Nicin sorulanni cevablandir- 
mak lazim olur. (innf) usulii ise, inneli ya'ni (Elbette oyledir) de- 
mekdir.] 

Alemde mevcud olan varhklar, kendi kendilerine var ve yok 
olamazlar. Onlara bir te'sfr eden, ya'ni onlan bir yaratan vardir. 
Madem ki, alemler ve alemlerde mahluklar vardir. Oyle ise, alem- 
leri ve alemde olan mahluklan bir yaratan vardir. Mahluklarm var 
olmasi, bu yaraticinm varhgina bir delildir [ki, bu yaratici Allahii 
tealadir.]. Alemdeki mahluklarm sifatlan vardir. O halde onlan 
yaratan Allahii tealada da bu sifatlar vardir. 

[Allahii tealadan baska herseye, (Ma-siva) veya (Alem) denir. 
Simdi (TabPat) diyorlar. Alemlerin hepsi yok idi. Hepsini Allahii 
teala yaratdi. Alemlerin hepsi miimkindir ve hadisdir. Ya'ni, yok 
iken var olabilirler ve var iken de yok olabilirler ve yok iken var ol- 
muslardir. (Allahii teala var idi. Hicbirsey yok idi) hadis-i serifi, 
bunu bildiriyor. 

Alemin hadis oldugunu gosteren diger bir delil de, alemin her 
zeman bozularak degismesidir. Hersey degismekdedir. Kadim 
olan sey ise, hie degismez. Allahii tealanm zati (ya'ni kendisi) ve 
sifatlan boyledir. Bunlar hie degismez. Halbuki alemde, fizik 
olaylarmda, maddelerin hal degisdirmesi oluyor. Kimya reaksi- 
yonlannda, maddelerin ozii, yapisi degisiyor. Cismlerin yok ola- 



[1] Teftazani, 792 [m. 1389] da Semerkandda vefat etdi. 

-304- 



rak, baska cismlere dondiigunu goriiyoruz. Bugiin yeni bilinen 
atom degismelerinde ve cekirdek reaksiyonlarmda, madde, ele- 
ment de yok oluyor. Enerjiye doniiyor. Alemlerin, maddelerin 
boyle degismeleri, birbirlerinden hash olmalan, sonsuzdan gele- 
mez. Bir baslangici olmasi, yokdan var edilmis olan ilk maddeler- 
den, elementlerden hash olmalan lazimdir. 

Alemin miimkin olduguna, ya'ni yok iken var olabilecegine 
baska bir delil de, alemin hadis olmasidir. Ya'ni herseyin yok 
iken var olduklanm goriiyoruz. Cismler yok oluyor. Bunlardan, 
baska cismler meydana geliyor. Ancak, son kimya bilgimize gore, 
yiizbes madde, kimya reaksiyonlarmda, hie yok olmuyor. Yalmz 
yapilan degisiyor. Radioaktif hadiseler, elementlerin, hatta 
atomlarm da yok olduklanm, maddenin enerjiye dondugiinii is- 
bat etmisdir. Hatta, Einstein' 11 admdaki Alman fizikcisi, bu tehav- 
viiliin [degismenin] riyazi [matematik] formuliinu ortaya koy- 
musdur. 

Cismlerin durmadan degismeleri, birbirlerinden hasil olmalan, 
sonsuzdan gelerek degildir. Boyle gehnis, boyle gider denilemez. 
Bu degismelerin bir baslangici vardir. Degismelerin baslangici var- 
dir demek, maddelerin var oluslarmm baslangici vardir demekdir. 
Hicbir sey yok iken, hepsi sonradan yokdan yaratilmisdir demek- 
dir. Ilk, birinci olarak maddeler yokdan yaratilmis olmasalardi ve 
birbirlerinden hasil olmalan, sonsuz oncelere dogru uzasaydi, sim- 
di bu alemin yok olmasi lazim olurdu. Ciinki, alemin sonsuz once- 
lerde birbirlerinden var olabilmesi icin, bunu meydana getiren 
maddelerin daha once var olmalan, bunlann da var olabilmeleri 
icin, baskalarmm bunlardan once var olmalan lazim olacakdir. 
Sonrakinin var olmasi, oncekinin var olmasma baghdir. Onceki var 
olmazsa, sonraki de var olrmyacakdir. Sonsuz once demek, bir bas- 
langici yok demekdir. Sonsuz oncelerde yokdan var olmak demek, 
ilk ya'ni baslangic olan bir varhk yok demekdir. ilk, birinci varhk 
olmayinca, sonraki varhklar da olamaz. Herseyin her zeman yok 
olmasi lazim gelir. Her birinin var olmasi icin, bir oncekinin var ol- 
masi lazim olan sonsuz sayida varhklar dizisi olamaz. Hepsinin yok 
olmalan lazim olur. 

Alemin simdi var olmasi, sonsuzdan var olarak gelmedigini, 
yokdan var edilmis bir ilk varhgm bulundugunu gostermekdedir. 
Alemin yokdan var edilmis olduguna, o ilk mahlukdan hasil ola 
ola, bugiinkii alemin var olduguna inanmak icab eder. 



[1] Einstein, 1375 [m. 1955] de oldtt. 

- 305 Cevab Veremedi - F:20 



Viicud, var olmak demekdir. (Viicud) kelimesinin ziddi 
(Adem) kelimesidir. Adem, yokluk demekdir. Alemler, ya'ni her- 
sey, var olmadan once, ademde idi. Ya'm yok idiler. 

Mevcud, ya'm var olan sey ikidir: Biri, yok iken, sonradan var 
olan (Manikin), ikincisi hep var olan (Vacib)dir. Eger mevcud, yal- 
mz miimkin olsaydi ve vacib-iil-viicud bulunmasaydi, hicbir sey var 
olamazdi. Ciinki, yok iken var olmak, bir degisiklikdir, bir olaydir. 
Fizik bilgimize gore, her cismde bir olay olmasi icin, bu cisme di- 
sardan bir kuvvetin te'sir etmesi, bu kuvvet kaynagmm, bu cism- 
den once mevcud olmasi lazimdir. Bunun icin, miimkin olan mev- 
cud, kendi kendine yokdan var olamaz ve varlikda duramaz. Ona 
bir kuvvet te'sir etmeseydi, hep yoklukda kahrdi. Var olamazdi. 
Kendini var edemiyen, baska miimkinleri de elbette halk edemez, 
yaratamaz. Miimkini yaratamn, vacib-iil-viicud olmasi lazimdir. 
Alemin var olmasi, bunu yokdan var eden bir yaraticinm var oldu- 
gunu gosteriyor. Goriiliiyor ki, hadis olmiyarak ve miimkin olmi- 
yarak, ya'ni hep var olarak, buttin miimkinlerin tek yaraticisi, an- 
cak vacib-iil-viicud olan Allahii tealadir. 

Allahii tealamn vacib-iil-viicud ve hakiki ma'bud ve biitiin var- 
liklarm yaraticisi olduguna inanmak lazimdir. Diinya aleminde ve 
ahiret aleminde bulunan herseyi, maddesiz, zemansiz ve benzersiz 
olarak yokdan var eden, ancak Allahii tealadir diye kesin inanma- 
hdir. Her maddeyi, atomlan, molektilleri, elementleri, bilesikleri, 
organik cismleri, hiicreleri, hayati, oliimii, her olayi, her reaksiyo- 
nu, her cesid kuvveti, enerji nev'lerini, hareketleri, kanunlan, ruh- 
lan, melekleri, canh cansiz her van, yokdan var eden ve hepsini, 
her an varlikda bulunduran yalmz Odur. Alemlerde olan herseyi, 
hicbiri yok iken, bir anda yaratdigi gibi, her zeman, birbirlerinden 
de var etmekdedir. Kryamet zemam gelince, herseyi bir anda yine 
yok edecekdir. Her varhgm yaratam, sahibi, hakimi yalmz Odur. 
Onun hakimi, amiri, iistiinii yokdur diyerek inanmak lazimdir. Her 
ustunliik, her kemal sifat, Onundur. Onda hicbir kusur, hicbir nok- 
san sifat yokdur. Diledigini yapar. Yapdiklan, kendine veya baska- 
sina faideli olmak icin degildir. Bir karsihk icin yapmaz. Bununla 
beraber, her isinde, hikmetler, faideler, lutflar ve ihsanlar vardir. O 
kadimdir. Ya'ni hep var idi. (Vacib-iil-viicud) demek, viicudu bas- 
kasindan olmayip, ancak kendindendir, ya'ni kendi kendine hep 
vardir demekdir. Baskasi tarafmdan yaratilmamisdir. Eger boyle 
olmazsa, miimkin ve hadis olmasi, baskasi tarafmdan yaratilmasi 
lazim olur. Bu ise, dusiiniilenin tersine olan bir neticedir. Fariside 
(Huda) demek, kendi kendine hep var olucu, ya'ni kadim demek- 
dir. 

-306- 



Allahii teala tizerinden, gece giindilz ve zeman gecmesi diisii- 
niilemez. Allahii tealada, hicbir bakimdan, hicbir degisiklik olmi- 
yacagi icin, gecmisde, gelecekde soyledir, boyledir denemez. Alla- 
hii teala, hicbir seye hulul etmez. Hicbir seyle birlesmez. Allahii te- 
alanm ziddi, tersi, benzeri, ortagi, yardimcisi, koruyucusu yokdur. 
Anasi, babasi, oglu, kizi, esi yokdur. Her zeman, herkes ile hazir ve 
herseyi muhft ve nazirdir. Herkese can damarmdan daha yakindir. 
Fekat, hazir olmasi, ihata etmesi, beraber ve yakm olmasi, bizim 
anladigimiz gibi degildir. Onun yakmligi, alimlerin ilmi, fen adam- 
lannm zekasi ve Evliyanm "kaddesallahii teala esrarehum" kesf ve 
siihudii ile anlasilamaz. Bunlarm ic yiiziinii, insan akh kavnyamaz. 
Allahii teala, zatinda ve sifatlannda birdir, hicbirinde degisiklik, 
baskalasmak olmaz. 

Alemlerin, sasilacak bir nizam icinde olduklanni goriiyoruz. 
Her hayvan yavrusu, anasi seklinde olarak diinyaya geliyor. Co- 
cuk, dogar dogmaz baginyor, aghyor. Yavruya o sekli veren bir- 
dir. Cocuk, organlan temam yerinde olmasa ses cikarabilir mi? 
Fen, her sene, alemdeki mahluklar arasmdaki nizamlan, yeni ye- 
ni kesf etmekdedir. Bu nizamlan yaratamn, (Hay) diri, (Alim) bi- 
lici, (Kadir) giicii yetici, (Miirid) dileyici, (Semi') isitici, (Basil) go- 
riicii, (Miitekellim) soyleyici ve (Hahk) yaratici olmasi lazimdir. 
Ciinki, olmek ve cahil olmak ve giicii yetmemek ve zorla yapmak, 
sagirhk ve korliik ve soyliyememek, birer kusurdur, utamlacak 
seylerdir. Bu kainati, bu alemi, bu nizam iizere yaratanda ve yok 
olmakdan koruyanda, boyle kusurlu sifatlarm bulunmasi olacak 
sey degildir. 

Atomdan yildizlara kadar her varhk, birer hesabla, kanunla ya- 
ratilmisdir. Fizikde, kimyada, astronomide ve biyolojide kesf edile- 
bilen kanunlardaki, baglantilardaki nizam, akllara hayret vermek- 
dedir. Darvin bile, (Goziin yapismdaki nizami, incelikleri diisiin- 
diikce, hayretden tepem atacak gibi oluyor) demek zorunda kal- 
misdir. Fen derslerinde okutulan butiin kanunlan, ince hesablan, 
formiilleri yaratan Allahii teala, hie noksan sifath olur mu? 

Bundan baska, bu kemal sifatlanm, mahluklarda da goriiyoruz. 
Bunlan mahluklarinda da yaratmisdir. Bu sifatlar, kendisinde bu- 
lunmasaydi, mahluklarinda nasil yaratabilirdi? Bu sifatlar kendisin- 
de bulunmasaydi, mahluklan Ondan daha iistiin olurlardi. 

Bu alemleri yaratanda, butiin kemal [iistiin] sifatlarm bulunma- 
si ve noksan sifatlardan hicbirinin bulunmamasi lazimdir. Ciinki, 
noksan, kusurlu olan, Huda, yaratici olamaz. 

Akhn gosterdigi bu delilleri bir yana birakirsak, Kur'an-i ke- 
rimdeki ayet-i kerimeler ve Peygamberimiz Muhammed aleyhis- 

-307- 



selamm hadis-i serifleri de, Allahli tealanm kemal sifatlan oldugu- 
nu acikca bildirmekdedir. Bunda siibhe etmek caiz degildir. Siib- 
he etmek kiifre sebeb olur. Yukanda yazili sekiz kemal sifatma 
(Sifat-i siibutiyye) denir. Ya'ni, Allahii tealanm sifat-i siibutiyyesi 
sekizdir. Allahii tealada, biitiin kemal sifatlar vardir. Onun zatm- 
da ve sifatlarmda ve islerinde hicbir kusur ve kansikhk ve degisik- 
lik yokdur.] 

Kur'an-i kerimin, Allahii tealanm zatmda, sifatlarmda ve fi'lle- 
rinde bir oldugunu bildiren ayet-i kerimeler ile dolu oldugunu bil- 
dirmisdik. Ihlas suresinin birinci ayetinde mealen: ([Ya Muham- 
med! Allahii tealadan siial edenlere] de ki, O Allah [zatmda, sifat- 
larmda ve fi'llerinde] birdir) buyurulmusdur. Bekara suresinin yii- 
zaltmisiicuncu ayetinde mealen: (Sizin ilahiniz, bir olan Allahdir. 
Ondan baska ilah yokdur. Diinyada ni'metlerini biitiin herkese, ahi- 
retde ise, sadece mii'minlere rahmet ve ihsan edicidir) buyurulmus- 
dur. Bunlarm pek cok misalleri Kur'an-i kerfmde vardir. 

Liigat alimlerine gore, (Ehad) ve (Vahid) kelimelerinden herbi- 
ri, bir digerinin ma'nasmdadir. Fekat, tahkik edildigi zeman, kulla- 
mldigi yerlerin birbirinden farkli oldugu goriiliir. Ciinki, (Ehad) 
lafzi ile her bakimdan (Vahid) murad olunur. Ehadiyyet ya'ni bir- 
lik, sayi olarak kullamlan coklugun aksine, ziddina, tek varhkdir. 
Bir cok parcalardan meydana gelmis, ortakhk ve mikdar ve baska- 
hk ve renklilik, aydinhk, karanhk gibi seyleri olmiyan varhkdir. 
(Ehad) olamn, aym cinsden bir nev'i ve benzeri bir ferdi olmaz. Ak- 
len ve hissen tecezziyi, ya'ni parcalanmayi ve inkisami ya'ni kismla- 
ra aynlmayi kabul etmez. Ehad, muhtelif olan cismler, (ecza-i la ye- 
tecezza) ya'ni boliinmiyen parcalar, kiiciik kati cismler ve suret gi- 
bi harici ciizlerden, cins ve fasl gibi zihni ciizlerden de miinezzehdir. 
(Ehad) diye misli, benzeri ve ortagi olmiyan ya'ni kendisinden bas- 
kasi olmiyan basit olan zata denir ki, bu da Allahii tealadir. [Vahid 
ile Ehad arasmdaki bir diger fark, Vahid, Ehadin icinde olabilir. 
Fekat, ehad vahide dahil olmaz. Ya'ni ehad vahiddir, fekat her va- 
hid ehad degildir. Vahid isbatda, ehad nefyde kullanihr. (Reeytii 
raciilen vahiden) bir adam gordiim denilir. Nefyde ise, (ma reeytii 
ehaden) hie kimse gormedim denilir.] 

Allahii teala, kullanna merhamet etmekdedir. Al-i imran su- 
resinin otuzuncu ayetinde mealen: (Allahii teala size, azabin- 
dan korkup sakinmamzi emr eder. Allahii teala kullanna cok 
merhametlidir) buyurmusdur. [Peygamberimiz "sallallahii aley- 
hi ve sellem", (Allahii tealanm yaratdiklanni dusiiiiiinuz, Onun 
zatini diisunmeyiniz. Ciinki siz Onun kadrini takdir edemez, 
Onu anlamaga giic yetiremezsiniz) buyurmusdur. Hie bir masnu', 

-308- 



yaratilan, asla sani'ini [yaratanmi] anliyamaz, kavnyamaz. Pey- 
gamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" baska bir hadis-i serffle- 
rinde de, (Allahii teala, hatira gelen her $eyden uzakdir) buyur- 
musdur.] 

— 14 — 

ILM BAHSI 

Allahii tealamn sifat-i siibutiyyesinin sekiz oldugunu ve bunlar- 
dan birincisinin (Hayat) oldugunu, onsekizinci sahifeden bashyarak 
uzun bildirmisdik. Simdi burada ilm-i ilahisini bildirecegiz. 

Hiristiyanlar, Allahii tealamn ilm-i ilahisi hususunda, (Allahii 
teala esyayi bilicidir) demekle beraber, Ona cesidli sekllerde de, ce- 
halet isnad etmekdedirler. Ciinki, halen kiliselerde okunan Kitab-i 
Mukaddesin, Ahd-i atik kisminda, tekvinin birinci babmda, (Alla- 
hii teala birinci semayi ya'ni gokleri ve yeri yaratdi. Yer issiz ve bos 
ve karanhk idi. Isik olsun dedi. Isik oldu. Allah isigm giizel oldugu- 
nu gordii. Allah gogii ve yeri yaratdi. iyi ve giizel oldugunu gordii... 
Sonra sunu yaratdi, giizel, iyi oldugunu gordii, sonra sunu, sonra su- 
nu....) demekdedir. 

[Ey hiristiyanlar!] insaf ediniz. Bir miihendis, bir bina insa et- 
mek istese, onceden diisiinmez ve o binamn giizel veya pirkin ola- 
cagini bilmezse, o binayi yapmaga baslar mi? Elbette baslamaz. 
[Bugiin de, herhangi bir bina insa edilmeden once, bir mi'mar o bi- 
namn giizel ve diizgiin olmasi icin evvela bir plan cizer. Bu planda, 
o binamn biitiin mtistemilatmm olciilerini bildirir. Bina o plana go- 
re yapihr. Gelisi giizel yigilmis cimento, tas, kum ve tugla ile, mun- 
tazam bir bina meydana gelir mi? Elinde hicbir plan olmadan bina 
yapdiran gortilmiis miidiir?] Allahii tealamn, [hasa] aciz bir kulu 
olan miihendis kadar da ilmi yok mudur? 

Ahd-i atikde, tekvinin altmci babimn besinci ayet ve devaminda 
Allahii teala icin, (Rab gordii ki, yeryiiziinde insamn kotiiliigii cogal- 
di. Yeryiiziinde insani yaratdigma pisman oldu ve yiireginde aci duy- 
du ve Rab, yaratdigim insani ve hayvanlan, siiriinenleri ve goklerin 
kuslarim yeryiiztinden silecegim. Ciinki onlari yaratdigima pisman 
oldum dedi) denilmekdedir. Aynca, Allahii tealamn Nun aleyhisse- 
lama bir gemi yapmasim ve kendisine tabi' olanlarla beraber bu ge- 
mide sakin olmasim emr etdigi, gemiye binenlerden baska yeryiiziin- 
de biitiin insanlan ve hayat sahibi herseyi yok etdigi ve kirk gun kirk 
gece yagmur yagip tufan oldugu ve sonra durdugu, Allahii tealamn 
ise, Nuh aleyhisselami yiizelli giin sonra hatirladigi, yine tekvinin ye- 
dinci ve sekizinci bablarmda yazihdir. 

Insaf etmelidir ki, ahmak bir kimse, biiyiik bir is yapmis olsa, 

-309- 



kirk yil geese dahi onu unutmaz. Biitiin alemlerin yaraticisi olan 
Allahii teala, Nuh aleyhisselarm ve onunla beraber olanlan, acaba 
nasil unutabilir. Hiristiyanlann Allahii tealaya isnad etdikleri ce- 
haletin haddi ve hesabi yokdur. 

Miislimanlann i'tikadina ve kelam alimlerinin bildirdiklerine 
gore, Allahii teala gecmis ve gelecek herseyi, her an bilicidir. O 
sey, gerek mevciid, gerek ma'dum, gerek miimkin, gerek miimte- 
ni' olsun, Allahii teala onu bilicidir. Allahii tealamn ilminin disin- 
da zerre mikdari birsey yokdur. Miislimanlar, bunun boyle oldugu- 
nu pek cok akli deliller ile isbat etmislerdir. 

Allahii tealamn fi'lleri, muhkemdir. Bozukluk ve eksiklikden 
uzakdir. Her yaratdigi seyde bircok faideler ve hikmetler vardir. Fi'li 
sabit ve muhkem olan bir zat, elbette ki alemin yaraticisidir. Bir kim- 
se, semavat ve arzdaki nizami ve intizami, goklerin yokdan yaratil- 
masim, maddelerde olan hassa ve cevherleri, cesid cesid meyveleri, 
sebzeleri, bitkileri, ma'denleri, simf simf hayvanlan goriince, Allahii 
tealamn fi'llerinin sabit ve muhkem oldugunu anlar. Tefekkiir edilin- 
ce, bunlann belli bir nizam ve ahkam tizerine yaratilmis olmasinda, 
beser akh hayretde kahr. Akl, Allahii tealamn yaratdigi bu alemde- 
ki cok seyleri idrakdan, aciz kalmakdadir. 

[Insan daha cocukken, etrafmda gordtigii esyanm nereden 
geldigini arasdirmaga baslar. Cocuk biiyiidiikce, tizerinde yasa- 
makda oldugu bu diinyamn nasil mu'azzam bir eser oldugunu 
anhyarak, hayretden hayrete diiser. Hele yiiksek tahsilini yapa- 
rak, her giin etrafmda goriilen biitiin bu esya ve mahluklann in- 
celiklerini ogrenmege baslayinca, hayreti, hayranhga doniisiir. 
insanlarm, biiyiik bir stir'at ile fezada tek basma donmekde olan, 
icerisi ates dolu, toparlak (iki kutbu biraz basik) bir kiire iizerin- 
de, sirf yer cekimi kuvveti ile kalabilerek yasamasi, ne biiyiik bir 
mu'eizedir. Ya etrafimizdaki daglar, taslar, denizler, canh varhk- 
lar, nebatlar, nasil bir biiyiik kudret sayesinde meydana gelebil- 
mekde, gelismekde ve diirlii dtirlti hassalar gostermekdedir. 
Hayvanlarm bir kismi toprak iistiinde yiiriirken, bir kismi hava- 
da ucar ve bir kismi su icinde yasar. Uzerimize lsiklanm gonde- 
ren giines, diisiinebilecegimiz en yiiksek harareti saglar ve nebat- 
larm yetismesini, ba'zilarmm icinde ise, kimyevi degisiklikler ya- 
parak, un, seker ve daha nice maddelerin meydana gelmesini 
te'mm eder. Halbuki biliyoruz ki, yer kiiremiz, kainat icinde ufa- 
cik bir varhkdir. Giinesin etrafmda donen seyyarelerden meyda- 
na gelen ve icinde diinyamizm da bulundugu giines sistemi, kai- 
nat icinde bulunan ve sayisi bilinmeyen pek cok sistemlerden bi- 
ridir. Kainatm kuvvet ve giiciinii izah icin, bir ktictik misal vere- 

-310- 



lim: insanlann en son elde etdikleri mu'azzam enerji kaynagi, 
atomlan parcahyarak meydana cikardiklan atom enerjisidir. Hal- 
buki, insanlann "en biiyiik enerji kaynagi" saydiklan atom bomba- 
sinm enerjisi, biiyiik yer sarsmtilarmda ortaya cikan enerji ile kar- 
silasdinlacak olursa, bu enerjinin, on binlerce atom bombasi ener- 
jisinden daha fazla oldugu goriiliir. 

Insan, kendi viicudunun ne mu'azzam bir fabrika ve laboratu- 
var oldugunun farkma varmaz. Halbuki, yalmz nefes alip vermek 
bile, mu'azzam bir kimya hadisesidir. Havadan alman oksijen, vu- 
cuddaki maddeleri yakdikdan sonra, karbon dioksid halinde disa- 
n cikanhr. 

Sindirim (hazm) sistemi ise, mu'azzam bir fabrikadir. Agizla 
alinan gida maddeleri ve icecekler, mi'de ve bagirsaklarda parca- 
lamp islendikden sonra, viicuda faideli olan kismi, ince bagirsak- 
larda siiziilerek kana kansmakda ve posasi disan atilmakdadir. Bu 
mu'azzam hadise, otomatik olarak ve biiyiik bir intizam ile yapil- 
makda, viicud bir fabrika gibi islemekdedir.] 

Bunlarm tafsilatim anlatmaga defter ve kalem kafi gelmez. Ast- 
ronomi, anatomi, ya'ni ilm-i tesrih, zooloji ve botanik ya'ni hayva- 
nat ve nebatati inceleyen ilmlerde alim olanlara, bu husus giines- 
den daha acikdir. [iste biitiin bunlan yaratan pek muazzam bir 
kudret sahibi olan, hie degismeyen ve sonsuz var olan yaratici 
"ALLAHU TEALA"dir.] 

Bilhassa Evliya-i kirama, ya'ni ruhlar aleminde yiikselmis 
olanlara, Allahii tealamn fi'llerinin ne kadar muhkem ve munta- 
zam oldugu, gayet asikardir, acikdir. Muhkem ve muntazam isler 
ise, o isleri yapamn ilminin yiiksekligine delalet eder. Soyle ki, bir 
kimse cok giizel bir yazi gorse, bundan onu yazamn hat san'atm- 
daki meharet ve ilminin yiiksekligini anlar. Nitekim, Bekara sure- 
sinin yuzaltmisdorduncii ayetinde mealen: (Muhakkak ki, [yildiz- 
larla siislii] goklerin ve [daglar, denizler ve nebatat vb. ile siislii] 
Arzin yaratihsinda, gece ve giindiiziin birbirini ta'kfbinde, [insan- 
lan ve] insanlara faideli olan seyleri denizde gotiiriip giden gemi- 
lerde; yeryiizii kurudukdan sonra, Allahii tealamn gokden yag- 
iiiur indirerek nebatati diriltmesinde, o Arz iizerinde, her diirlii 
hayvanati yaymasinda, riizgarlan her tarafdan esdirmesinde, se- 
111 a ile Arz arasinda bulutlarin, Allahii tealamn emr ve hiikmii ile 
gitmesinde, akl, fikr ve nazar sahibi olanlar icin, Allahii tealamn 
kudret ve azametine deliller ve ibretler vardir) buyurulmusdur. 
Fussilet suresinin elliuciincii ayetinde mealen: (Biz onlara [Mekke 
halkina], gerek afakda [goklerde ve yerde], gerek enfiisde [yarati- 
hslannin latifliginde ve benzersizliginde, kudretimize delalet 

-311- 



eden] ayetlerimizi [giines, ay, yildizlar, agaclar, rtizgar, yagmur, in- 
sanm ana rahminde, uzvlannin tesekkiilii vb.] gosterecegiz. Nihayet 
Onun [Kur'an-i kerimin ve Resulullahm] soyledigi seyin hak oldu- 
gu, kendilerine zahir olacakdir) buyurulmusdur. 

Bu ayet-i kerimelerde bildirilen, afakdaki ayetlerden, ya'ni yer- 
yiiziinde Allahii tealanm kudretini gosteren alametlerden murad, 
gokler, yildizlar, gece, giindiiz, giinesin sualari, karanlik, golge, 
anasir-i erbe'a [su, ates, toprak ve hava] gibi, Allahii tealanm kud- 
retine delalet eden seylerdir. Enfiisdeki ya'ni insanm kendindeki 
ayetlerden [alametlerden] murad, ana rahminde cocugun a'zalan- 
nin tesekkiilii, [havadan ahnan oksijenin, viicuddaki maddeleri 
yakdikdan sonra, karbondioksid gazi olarak disan cikanlmasi, agiz 
ile ahnan gida maddeleri ve iceceklerin parcalamp hazm oldukdan 
[ogiitiildiikden] sonra, viicuda faideli kismmm bagirsaklarda siizii- 
lerek kana kansmasi ve posasimn disan atilmasi, kalbin cahsmasi, 
bobreklerin kandaki zararh maddeleri siizmesi.... vs. gibi muazzam 
hadiselerin otomatik olarak ve biiyiik bir intizam ile yapilmasi] gi- 
bi seylerdir. Bu ayet-i kerimelerde, afaki ve enfiisi delillerin bildi- 
rilmesinin hikmeti, kullarm, ziddi ve misli olmakdan miinezzeh, 
her seyi bilen, hikmet sahibi ve her seye kadir olan Allahii tealanm 
varhgini bilmeleri, [Ona iman ve ibadet etmeleri] icindir. Kisaca, 
bu mukemmel ve muntazam fi'ller, bunlann faili, yaraticisi olan, 
Allahii tealanm ilminin ve kudretinin kemaline delalet etmekde- 
dir. Kelam alimleri bunu cesidli deliller ile isbat etmislerdir. Mese- 
la: 

1 — Allahii teala miicerreddir. Ya'ni cism degildir, [Madde de- 
gildir. Element degildir. Kansim, bilesik degildir. Sayih degildir. 
Olciilemez. Hesab edilemez. Onda degisiklik olmaz. Mekanh de- 
gildir. Bir yerde degildir. Zemanh degildir. Oncesi, sonrasi, onii ar- 
kasi, alti iistii, sagi solu yokdur. Bunun icin, insan diisiincesi, insan 
bilgisi, insan akh, Onun hicbirseyini anhyamaz.] Miicerred oldugu 
icin, her seyi bilir. 

2 — Zati, ali [yiice] olan Allahii teala, kendi zatim bilir. Boyle 
olan bir hahk [yaratici], kendinden baskasim da bilir. insanm bil- 
mesi demek, zati ile kaim olan seylerin, asllanmn, maddeden mii- 
cerred olan mahiyyetlerinin zihnde hasil olmasidir. Allahii teala 
icin mechul olan hicbir sey yokdur. Kendi zatimn, mahiyyetini, 
kiinhiinii bilir. Kendini bilenin, kendinden baskasim da bilecegi sa- 
bitdir. 

Allahii teala, kendinden baska herseyi, vasitah veya vasitasiz 
olarak yaratmisdir. Mahluklan bilmek, bir yaraticmm var oldugu- 
nu bilmegi icab etdirir. 

-312- 



— 15 — 
KUDRET BAHSI 

Hiristiyanlar, dilleri ile Allahii tealamn kudret sahibi oldugunu 
soylemekle beraber, Allahii teala icin acizlik isnad etdikleri de 
ma'lumdur. [Daha once bildirdigimiz gibi] Tevrat (Ahd-i Atik) 
muharrefdir. Tevratda Allahii tealamn alemi alti giinde yaratip, 
yedinci giinde oturup istirahat etdigi bildirilmekdedir. Tekvmin 
ikinci babinin basmda, (Ve Allah yapdigi isi yedinci giinde bitirdi. 
Ve yapdigi biitiin isden yedinci giinde istirahat etdi. Ve Allah ye- 
dinci giinii mubarek kildi ve onu takdis etdi. Ciinki Allah, yaratip 
yapdigi biitiin isden o giinde istirahat etdi) denilmekdedir. [Bunun 
icin hiristiyanlar haftanm yedinci giinii olan (Pazar) giinii cahsmaz, 
istirahat eder, ta'til yaparlar.] 

Allahii teala, [hasa] bir marangoz gibi cesidli aletlerle mi yarat- 
di da, bu yorgunluk hasil oldu? Tekvmin otuzikinci babinin yirmi- 
dordiincii ve devammdaki ayetinde, [hasa] (Ya'ktib yalmz basma 
kaldi ve seher sokiinceye kadar bir adam onunla giiresirken, Ya'kti- 
bun uyluk basi incindi. Ve Rab dedi: Birak gideyim. Ciinki, seher 
vakti oluyor. Ve Ya'ktib dedi: Beni mubarek kilmadikca, seni bi- 
rakmam. Ve Rab ona dedi: Adm nedir? Ve o dedi: Ya'ktib. Ve Rab 
dedi: Artik sana Ya'ktib degil, ancak israil denilecek. Ciinki, Allah 
ile ve de insanlarla ugrasip yendin) demekdedir. 

Ey hiristiyanlar! insaf ediniz. Allahii teala yaratdigi kul ile saba- 
ha kadar alt list olup, giires tutup, yakasim Ya'ktib aleyhisselamin 
eline vermis ve yakasim kurtaramamis! Hie boylesine aciz bir ilah 
olur mu? Allahii teala, elbette boyle seylerden miinezzehdir. 

Miislimanlann [temiz] i'tikadlarma gore, Allahii teala, her 
miimkini yaratmaga kadirdir. Kudret sifati ile muttasifdir. Kudret, 
ezeli bir sifat olup, te'alluk [irade, arzti] etdigi seye te'sir eder, ya- 
ratir. Boyle oldugunda, biitiin miislimanlar ittifak etmislerdir. Al- 
lahii teala, kudretinin te'alluk etdigi herseyi yaratmaga kadirdir. 
Yaratilan hersey Onun kudreti ile var olmusdur. 
Hak tecelli eyleyince, her$eyi asan eder, 
Halk eder esbabim, bir lahzada ihsan eder. 

Allahii tealamn kudretinin te'alluk etdigi hersey, kudretin te'al- 

-313- 



luku, ya'ni yaratilmasi hususunda miisavidirler. Ciinki miimkindir- 
ler, mahlukdurlar. Kudret sifati, vacib-iil-viicud ve miimteni' [var 
olamaz] olan seylere te'alluk etmez. Te'alluk [irade] etmesi, miimte- 
ni'dir, imkansrzdir. Miimkin olmak, ya'ni var ve yok olabilmek, 
miimkinatdan olan biitiin varliklar arasmda miisterek bir vasfdir. 
Miimkinatin [mahlukatm] hepsi, kudret sifati te'sir edince, var veya 
yok olmakdadirlar. Allahii tealanm kadir olmasi zatindandir. Bu hu- 
siis, kudretin te'alluk etdigi biitiin varliklar icin miisavidir. 

Allahii tealanm kudreti, mahluklardan [varhklardan] ba'zisina 
mahsus olsa idi, bunun bir sebebi olmasi lazim olurdu. Bu ise, [ha- 
sa] Allahii tealanm kemalinin baska bir seye bagh olmasim icab et- 
dirirdi. [Ciinki bu hal, Allahii tealanm kudretini, ba'zi varhklara 
sarf etmege mecbur kilan bir sebeb olmasim icab etdirirdi.] Bu ise, 
noksanhkdir. Noksanlik ise, ilahda bulunamaz. 

Hiristiyanlara gore, Allahii teala, [hasa] her seye kadir degil- 
mis. Ciinki, Tevratda yazildigma gore, Allahii teala, (Bern israil ile 
Kenan diyarma beraber gidecegim. Boruyu kuvvet ile calsmlar ki, 
ben de isitebileyim) demisdir. Miislimanlarm i'tikadina gore, Alla- 
hii teala her seyi isitici ve goriiciidiir. Fekat Allahii teala goz ve ku- 
lak [ses ve lsik] gibi vasitalardan miinezzehdir. [Gormesi ve isitme- 
si vasitasizdir.] 

Hiristiyanlann i'tikadina [inancina] gore, Allahii teala, Isa aley- 
hisselama hulul etmisdir. Onlarm Isa aleyhisselam icin, Allahdan 
Allah, Nurdan Nur dediklerini, daha once bildirmisdik. 

Miislimanlarm i'tikadina [inancina] gore, Allahii teala, baska 
bir seye hulul etmekden miinezzehdir. Ciinki, bir seyin baska 
bir seye hululti iki yolla olur. Birincisi, bir seyin mekanma hulul 
olur, ya'ni girilir. ikincisi ise, sifatina, mevsufa hululdiir. Allahii 
teala, herhangi bir mekana hulul etmekden miinezzehdir. Bunun 
delili, Allahii tealanm mekandan ve bir seye ciiz, ya'ni bir seyin 
parcasi olmakdan miinezzeh olmasidir. Ciinki, mekan ile bir se- 
ye ciiz olmak, cismlerin ve cisme aid seylerin hususiyyetlerinden- 
dir. Halbuki, Allahii tealanm cism olmadigi, cisme aid hususiyyet- 
lerin onda olmadigi, delillerle isbat edilmisdir. Boyle oldugu, 
biitiin alimler tarafmdan ittifak ile bildirilmisdir. Sifatm mevsu- 
fa hululti yolu ile, Allahii tealanm bir seye hulul etmesinin mu- 
hal olmasma gelince, bu ve baska yollarla olan hulul seklleri, Al- 
lahii tealanm (vacib-iil-viicud) olmasma muhalifdir [aykindir]. 
Ciinki, bir seye hulul eden, elbette o seye muhtac olur. Gerek cis- 
min mekana hululii, gerekse a'razin [sifatm] cevhere [maddeye] 
hululii veya suretin [seklin] maddeye yahud sifatm mevsufa hu- 
lulti, hiikemaya [felsefecilere] gore hulul etmek degil, sadece bir 

-314- 



vasifdan ibaretdir. Hiilasa, hulul eden sey, hulul etdigi mahalle 
muhtacdir. [Bu ise, ilah icin muhaldir.] 

Hiristiyanlara gore, Allahii teala maddedir ve cismdir. Ciinki, 
Tevratda tekvmin birinci babmm yirmiyedinci ayetinde, (Allahii 
teala insam kendi seklinde yaratdigi icin sever) demekdedir. Hat- 
ta hiristiyanlar, kiliselerine cesidli resmler, heykeller [putlar] yapip 
onlara tapinirlar. (Allahii teala goklerde oturur. Yer, Onun ayagi- 
nm basamagidir) diye inamrlar. 

Allahii teala, hiristiyanlann bu i'tikadlarmdan ve boyle seylerin 
hepsinden miinezzehdir. Bu husus, Ehl-i islam (miislimanlar) ile 
eski yunan felesoflan arasmda ittifakhdir. 

Boyle oldugunun delilleri kelam kitablannda yazihdir. 

Yine hiristiyanlar, ([onceden zikr etdigimiz gibi], Adem aley- 
hisselamdan meydana gelen zelleden [hatadan] dolayi, Isa aleyhis- 
selamin zemamna kadar, diinyaya gelen btitiin insanlar ve biitiin 
Peygamberler "aleyhimiisselam", [giinah kirine bulasmis oldukla- 
nndan] Cehennemde azab olunacaklan ve [hasa] Allahii teala, bu 
biiyiik giinahi afv etmek icin bir care bulamayip, biricik oglunu ye- 
hudiler elinde cesidli hakaret ve iskencelerle oldiirtiip, sekiz gun 
Cehennemde yakdikdan sonra, bunlann afvina care buldugu) 
inancindadirlar. 

Miislimanlann i'tikadma [inancma] gore, Allahii tealamn iize- 
rinde bir hakim ve Ondan hesab soracak bir kimse yokdur. Allahii 
teala gafurdur, ya'ni afvi, magfireti pek cokdur ve rahimdir. Giinah 
isleyip, tevbe etmeden olen bir kulunu dilerse afv eder, dilerse, gii- 
nahi kadar azab eder. [Biitiin kullanm afv edip, Cennetine koysa, 
ihsanma muvafikdir. Biitiin kullanm Cehenneme atsa, adaletine 
muvafikdir.] Allahii tealamn, kullarimn afvina, biricik oglunu katl 
etmekden baska care bulamadigi hususu, cok garib bir seydir. Hal- 
buki papazlar, koy koy dolasip hiristiyanlann giinahlanm [belli iic- 
ret karsihgi afv etdim diyerek] afv etmekde, papalar da, Cennetin 
anahtarlanm cebine koymus, tapusunu almis [gibi], Cennetden ka- 
ns kans yer satmakdadirlar. [Papazlann, bu islere esas aldiklan in- 
cil ayetlerini yukanda bildirmisdik.] 

Hiristiyanlann Peygamberlere "aleyhimiisselam" olan hur- 
metlerine [!] gelince, her bir Peygambere bir diirlii giinah isnad 
ederler. Peygamberlere isnad etdikleri bu cirkin seylerin, en asagi 
bir papaza dahi isnad edilmesini caiz gormezler. Mesela, Lut aley- 
hisselamin [hasa] sekr halinde mubarek kizlan ile zina etmesi, 
[Tekvin: 19-33, 34, 25] Yehudamn gelini ile zina etmesi, [Tekvin: 
38-13, ...18] Daviid aleyhisselamm Uryamn zevcesi ile zina etme- 

-315- 



si, [II Samuel: 11-2, 3, 4] Siileyman aleyhisselamm puta tapmasi 
iftiralan gibi. Hiristiyanlar, isa aleyhisselamm oniki havarisinin 
niibiivvet ve resulliiklerine inamrlarken, bunlardan Yehudanm, 
otuz dirhem riisvet alip, Isa aleyhisselami yehudilere teslim etme- 
si, Petrus resuliin [Isa aleyhisselamm yehudilere yakalandigi ge- 
ce] horoz iic def'a otiince, uc def a Isa aleyhisselami tamdigmi in- 
kar etmesi, resul Pavlosun da onalti, onyedi sene Isa aleyhissela- 
ma iman edenleri cesidli ezalarla katl etdirmesi ve havarilerden 
bir resuliin de, diri diri derisini yiizdtirmesi ve bu Pavlosun iman 
etdigini bildirmesi ve hiristiyanlarm i'tikadma [inancma] gore, 
Pavlosun [hasa] Musa aleyhisselamdan efdal bir resul olmasi ve 
siinnet olmak yerine vaftizi, incilde ve Tevratda acikca bildirilmis 
bir is olan, oruc ibadeti yerine perhiz yapmagi ihdas etmesi ve in- 
cilin ve Tevratm bir cok ahkamim degisdirmesi i'tikadlan, Pey- 
gamberlere "aleyhimiisselam" olan yukanda zikr etdigimiz iftira- 
lan gibidir. 

Hiristiyanlar, Isa aleyhisselama iiluhiyyet isnad etmek icin, her 
Peygambere bir gunah isnad ederler. Hiristiyanlarla yapilan bir 
miinazara toplantismda, Isa aleyhisselamm iiluhiyyetini iddia eden 
bir papaza, bir islam alimi tarafmdan delilinin ne oldugu sorulun- 
ca, cevabinda dort delilim vardir diyerek, bunlan saymaga basla- 
misdir: 

(Birinci delilim, Babasiz yaratildi) deyince, islam alimi, (Adem 
aleyhisselam hem annesiz, hem de babasiz yaratildi. Melekler de 
baba ve annesiz olarak yaratildilar. [Meleklerde erkeklik ve disilik 
yokdur.] O halde, Adem aleyhisselamm ve meleklerin de, Isa aley- 
hisselam gibi [hasa] ilah [tann] olmalan icab ederdi) diye cevab 
verdi. Papaz buna (cevab veremedi). Bunun iizerine, ikinci delili- 
ne gecdi. 

(Ikinci delilim, Isa aleyhisselamm oliileri diriltmesidir) deyince, 
islam alimi ona, (Tevratda yazildigma gore, Beni israil Peygamber- 
lerinden birkac Peygamber de, oliileri diriltmisdir. Bilhassa Musa 
aleyhisselam, canh olmiyan asayi, diriltdi. Bunlarm da hasa Allahti 
tealamn oglu olmalan lazim gelir) diye cevab verdi. Papaz, buna da 
(cevab veremedi). Bunun iizerine, iicuncii deliline gecdi. 

(Uciincii delilim, Isa aleyhisselamm semaya kaldinlmasidir) 
deyince, islam alimi, (Isa aleyhisselam cesidli hakaretlerle katl 
olundukdan sonra, semaya kaldmldi diyorsunuz. idris aleyhissela- 
mm da, hayatda iken izzet ve rif'at ile semaya kaldmldigi hiristi- 
yanlar ile muslimanlar arasmda ittifakhdir. Bunun icin, idris aley- 
hisselamm, Allahii tealaya ogul olmaga daha layik olmasi lazim 
gelir) diye cevab verdi. Papaz buna da (cevab veremedi). Bunun 

-316- 



iizerine dordiincii deliline gecdi. 

(Her Peygamber giinah isledi. Fekat, Isa aleyhisselam giinah is- 
lemedi. iste bu iiluhiyyet sifatidir) deyince, islam alimi (Hangi 
Peygamber giinah isledi) diye sorunca papaz, (Daviid aleyhisse- 
lam) dedi. Islam alimi (Ey papaz! Bu soziinle sen yehudilerden da- 
ha kotii, daha asagi oldun. Ciinki, dort incilde de, Isa aleyhissela- 
mm daima, Daviid oglu Isa diye, kendinden bahs etdigi yazihdir. 
Sizin inancimza gore, [hasa] Daviid aleyhisselam zani olunca, Isa 
aleyhisselamm kendisi icin Daviid oglu demesinin [hasa hasa] ve- 
led-i zinayim demek oldugunda siibhe var midir? Ey papaz! Isa 
aleyhisselamm kudretini, once iiluhiyyete, ilahliga cikanp, sonra 
da veled-i zina derecesine indiriyorsun. Bu ikisi arasindaki tezad 
[zidhk] ne kadar cokdur) deyince, papaz yine (cevab veremedi). 
Gayet utanarak, hayret icinde, oradan aynldi gitdi. 

Hiristiyanlann garib i'tikadlarmdan birisi de, Allahii tealamn 
fadl ve keremi ile, kullan arasmdan secerek gonderdigi Peygam- 
berlerin "aleyhimiisselam" hepsine giinah isnad edip, giinahkar 
bildikleri halde, kendi aralanndan secdikleri papalarm ma'sum ol- 
duklarma inanmalandir. Ne biiyiik ahmakhk! Hasr suresinin ikin- 
ci ayetinde mealen: (Ey basiret sahibleri [Allahii tealamn emrine 
nazar ederek diisiiniin de] ibret ahniz) buyurulmusdur. 

— 16 — 

[Tam ilmihal (Se'adet-i Ebediyye) kitabimn birinci kism dok- 
sanikinci maddesinde diyor ki: 

ISA "aleyhisselam" INSAN IDI, 

ONA TAPILMAZ 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" efendimize, Necran- 
dan bir hiristiyan hey'eti gelmisdi. Necran, Hicaz ile Yemen ara- 
smda bir sehrdir. Bunlar, altmis siivari olup, iclerinden yirmidor- 
dii biiyiikleri idi. Bunlarm icinde de, iicii en btiyiikleri idi. Reis- 
leri, Abdtilmesih idi. iclerinden Ebulharis bin Alkama, en alim- 
leri idi. Ahir zeman Peygamberinin alametlerini incilde okumus 
idi. Fekat, diinya mevki'ini, sohretini sevdigi icin, miisliman ol- 
muyordu. Ciinki, ilmi ile meshur olup, kayserlerden ikram goriir, 
bircok kiliselere emr verirdi. Medmeye gelip, ikindi nemazindan 
sonra, Mescid-i serife girdiler. Uzerlerinde siislii papaz elbiseleri 
vardi. O sirada, onlann da nemaz vakti gelmis oldugundan, 
Mescid-i serifde nemaza kalkmislar, Resulullah "sallallahii aley- 
hi ve sellem" de, (Birakiniz kilsinlar) buyurmusdu. Sarka dogru 

-317- 



kildilar. tie biiyiikleri konusmaga basladi. Soz arasmda, Isa "aley- 
hisselam" icin, ba'zan Allah diyorlar, ba'zan Allahm oglu, ba'zan 
da, uc tanndan biri diyorlardi. Allah demelerine sebeb, oliileri di- 
riltir, hastalan iyi ederdi. Gayblan haber verir, camurdan kus ya- 
pip iifleyince ucardi diyorlardi. Allahm oglu olduguna sebeb, belli 
bir babasi olmamasi idi. Ucden birisi olmasma sebeb de, Allah 
(Yapdik, yaratdik) diyor. Eger bir olsaydi, (Yapdim, yaratdim) 
derdi diyorlardi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", bunlan 
dine da'vet etdi. Birkac ayet-i kerime okudu. Imana gelmediler. 
(Biz senden once iman etdik) dediler. Resulullah "sallallahii aley- 
hi ve sellem", (Yalan soyliiyorsunuz! Allahm oglu var diyenin fma- 
ni olmaz) buyurdu. Allahm oglu degilse, o halde bunun babasi 
kim, dediler. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki: Bilmiyor 
musunuz? Allahii teala, hif olmcz ve her^eyi varhkda tutan Odur. 
Isa aleyhisselam ise, yok idi ve yok olacakdir. 

Onlar — Evet biliyoruz. 

Resulullah — Bilmiyor musunuz, babasina benzemiyen hicbir 
yavru var mi? 

Onlar — Her yavru babasina benzer. [Koyun yavrusu, koyuna 
benzer.] 

Resulullah — Bilmiyor musunuz, Rabbimiz herseyi yaratiyor, 
biiyiitiiyor, besliyor. Halbuki Isa "aleyhisselam", bunlarin birini 
yapmiyordu. 

Onlar — Evet, yapmiyordu. 

Resulullah — Rabbimiz, Isa aleyhisselami diledigi gibi yaratdi 
degil mi? 

Onlar — Evet, yaratdi. 

Resulullah — Rabbimiz yimez, icmez. Onda degisiklik olmaz. 
Bunu da biliyor musunuz? 

Onlar — Evet, biliyoruz. 

Resulullah — Isa aleyhisselamin anasi var idi. O, her cocuk gi- 
bi diinyaya geldi. Onlar gibi beslendi. Yir, iter, zararb maddeleri 
kendinden atardi. Bunu da biliyorsunuz degil mi? 

Onlar — Evet, biliyoruz. 

Resulullah — O halde, Isa aleyhisselam, zan etdiginiz gibi nasd 
olur? 

Onlar, birsey diyemeyip, susdular. Biraz sonra: 

Ya Muhammed "aleyhisselam"! Sen Isamn (Allahm kelimesi 
ve Ondan bir ruh) oldugunu soylemiyor musun, dediler. 

-318- 



Resulullah — Evet, buyurdu. 

Onlar — Eh, bu da bize yetisir deyip, inad etdiler. 

Bunun iizerine, Allahii teala, onlan miibaheleye cagirmasim 
emr etdi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" de, bana inanmi- 
yorsamz, gelin sizinle miibahele edelim. Ya'ni (Hangimiz zalim 
isek, yalanci isek, Allahii teala ona la'net etsin diyelim!) buyurdu. 
Allahii tealamn bu emri, Al-i imran suresinin, altmisbirinci ayet-i 
kerimesinde bildirilmekdedir. Seyyid dedikleri Serhabil, bunlan 
toplayip, (Bunun Peygamber oldugu, herseyinden anlasihyor. Bu- 
nunla miibahele edersek, ne biz kurtuluruz, ne de, bizden sonra ge- 
lenlerimiz kurtulur. Muhakkak bir belaya ugrariz!) dedi. Miibahe- 
le etmekden kacmdilar ve (Ya Muhammed "sallallahii aleyhi ve 
sellem"! Senden razryrz. Ne istersen sana verelim. Eshabmdan bir 
emin kimseyi bizimle beraber gonder, vergilerimizi ona verelim!) 
dediler. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" (Gayet emin bir 
kimseyi sizinle gonderirim) buyurdu. Eshab-i kiram "aleyhimiir- 
ndvan", emin olarak kimin sereflenecegini merak ediyorlardi. Re- 
sulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" (Kalk ya Eba Ubeyde!) bu- 
yurdu. (Ummetimin enimi budur), diyerek onlarla beraber gon- 
der di. 

Sulh sarti soyle idi: Her sene, ikibin elbise vereceklerdi. Bini 
Receb, bini de Safer aymda teslim edilecekdi. Her elbise ile de, 
kirk dirhem [135 gram] giimiis verilecekdi. Reisleri Abdiilmesih 
ile seyyidleri Serhabil, sonradan miisliman olup, Resulullahm 
"sallallahii aleyhi ve sellem" hizmetinde bulunmakla sereflendi- 
ler. 

Hiristiyanlarm, her lisana terceme ederek, her memlekete 
yaydiklan, (Kitab-i Mukaddes)in, ahd-i atik kisminin, (Tesniyye) 
kitabmm, altinci babi, dordiincii, besinci, altmci ve yedinci ayetle- 
rinde diyor ki, (Ey israil, dinle! Allahimiz, Rabbimiz birdir. Bu 
soztim kalbine yerlessin. Ogullarma da dikkatlice ogret!) 

(Es'iya) kitabmm, kirkbesinci babmm besinci ve altinci ayetle- 
rinde diyor ki, (Rab, benim. Benden baska Rab yokdur. Benden 
baska ilah yokdur. Sarkda ve garbda olanlar, benden gayn Rab ol- 
madigim bileler. Rab, benim. Benden baska yokdur.) 

Yirmiikinci ayetinde diyor ki, (Hepiniz bana ibadet ediniz! Al- 
lah, benim ve benden gayri yokdur.) 

Kirkaltmci babmm dokuzuncu ayetinde diyor ki, (Allah, be- 
nim ve gayn yokdur. Ben Allahim. Benim nazirim, bana benzi- 
yen, hicbirsey yokdur.) Hiristiyanlarm ellerinde bulunan mu- 

-319- 



kaddes kitablan, (Allah birdir. Ona benziyen hicbirsey yokdur) di- 
yor. Onlar ise, (Isa, Allahdir. Allahm ogludur) diyorlar. Kendi ki- 
tablanm, kendileri inkar ediyorlar. Allahii teala, onlara akl ve in- 
saf versin! Hakikati, dogruyu anlamak nasib eylesin. Aldanmasin- 
lar ve herkesi aldatmakdan vazgecsinler! 

— 17 — 

ISA "aleyhisselam" PEYGAMBERDIR, 

ONA TAPILMAZ 

Btiyiik islam alimi, (Tefsir-i kebir) ve cesidli kiymetli kitablarm 
sahibi, imam-i Fahreddm Razi "rahmetullahi aleyh" [606 h.=1209 
m.de Hiratda vefat etdi.] Al-i imran suresinin, altmisbirinci ayet-i 
kerimesini tefsir ederken buyuruyor ki: 

Harezm sehrinde idim. Sehre bir papazm geldigini ve hiristi- 
yanligi yaymak icin cahsdigmi isitdim. Yanina gitdim. Konusmaga 
basladik. Bana, (Muhammed aleyhisselamm Peygamber oldugunu 
gosteren delil nedir?) dedi. Su cevabi verdim: 

Fahreddm Razi — Musanm, Isanm ve diger Peygamberlerin 
"aleyhimusselam" harikalar, mu'cizeler gosterdigi haber verildigi 
gibi, Muhammed aleyhisselamm da mu'cizeler gosterdigi haber ve- 
rilmisdir. Bu haberler tevatiir halindedir. Tevatiir ile gelen haber- 
leri, ya kabul eder veya red edersin. Red eder ve mu'cize, bir zatm 
Peygamber oldugunu isbat etmez der isen, mu'cizeleri tevatiir ile 
bize haber verilen diger Peygamberlere de inanmaman lazim gelir. 
Sayed tevatiir ile gelen haberlerin dogrulugunu ve mu'cize goste- 
ren zatin Peygamber oldugunu kabul eder isen, Muhammed aley- 
hisselamm da Peygamber oldugunu kabul etmen lazim gelir. Cun- 
ki, Muhammed aleyhisselam; mu'cizeler gostermis ve bu mu'cize- 
ler, bizlere, (tevatiir) denilen saglam haberler ile bildirilmisdir. Di- 
ger Peygamberlerin peygamberligine, tevatiir ile bildirilen mu'ci- 
zeler sebebi ile inandigm icin, Muhammed aleyhisselamm da, Pey- 
gamber olduguna iman etmelisin! 

Papaz — Isa aleyhisselamm, Peygamber degil, ilah, tann oldu- 
guna inamyorum. 

[Tann, ma'bud demekdir. Tapilan seylerin hepsine tann denir. 
Allahii tealamn ismi, Allahdir, tann degildir. Allahii tealadan bas- 
ka tann yokdur. Allah yerine tann demek, yanhsdir ve cok cirkin- 
dir.] 

Fahreddm Razi — Biz simdi Peygamberlik hakkinda konusu- 
yoruz. ilahhkdan once, niibiivvet mevzu'unu hal etmemiz lazim- 

-320- 



dir. Aynca, isa aleyhisselamin, ilah oldugunu soylemen de batildir. 
Ciinki, ilahm, tannnin, her zeman var olmasi lazimdir. Madde, 
cism, yer kapliyan seyler tann olamaz. Halbuki, Isa aleyhisselam, 
cism idi, insan idi. Yok iken var oldu ve size gore oldurulmusdiir. 
Once cocuk idi, biiyiidii. Yirdi, icerdi. Bizim gibi konusurdu. Ya- 
tardi, uyurdu, uyamrdi, yiiriirdii. Her insan gibi yasamak icin, bir- 
cok seye muhtac idi. Muhtac olan, gani olur mu? Yok iken sonra- 
dan var olan birsey, ebedi, sonsuz var olur mu? Degisen birsey de- 
vamh, sonsuz var olur mu? 

Isa aleyhisselam kacdigi, saklandigi halde, yehudiler yakalayip 
asdi diyorsunuz. Isa aleyhisselamin, o zeman cok uziildiigiinu, bu 
durumdan kurtulmak icin carelere basvurdugunu soyliiyorsunuz. 
Ilah veya ilahdan bir parca kendisine hulul etmis olsaydi, yehudi- 
lerden korunmaz mi, onlan yok etmez mi idi? Nicin iizuldil ve sak- 
lanacak yer aradi? Vallahi, buna hayret ediyorum. Akh olan kim- 
se, bu sozleri nasil soyler, buna nasil inamr. Akl, bu sozlerin bozuk- 
luguna sahiddir. 

tic diirlii soyliiyorsunuz: 

1 — O gozle goriilen cismani bir ilahdir diyorsunuz. Alemin ila- 
himn, cism ve beser olan Isa aleyhisselam oldugunu soylemek, ye- 
hudiler Onu oldurdiigii zeman, alemin ilahim oldiirdiiklerini soy- 
lemek olur. Bu takdirde, alemin ilahsiz kalmasi lazim gelirdi. Hal- 
buki, alemin ilahsiz kalmasi miimkin degildir. Aynca, yehudiler, 
haksiz olduklan halde, bunlann yakalayip oldiirdiigu, aciz, kuvvet- 
siz bir kimse, alemlerin tannsi olabilir mi? 

Isa aleyhisselamin, Allahu tealaya cok ibadet etdigi, ta'ata cok 
ragbet etdigi hususu da, tevatiir ile sabitdir. Isa aleyhisselam ilah 
olsaydi, ibadet ve ta'atda bulunmazdi. Ciinki, ilah, asla kendisine 
ibadet etmez. [Bil'aks baskalan ona ibadet eder.] 

Papazm soziiniin batil oldugu buradan da anlasilmakdadir. 

2 — Ilah, Ona temamen hulul etmisdir. O, Tannnin ogludur 
diyorsunuz. Bu inams yanhsdir. Ciinki, ilah, cism ve araz [sifat] 
olamaz. ilahm, bir cisme hulul etmesi imkansizdir. Eger, ilah cism 
olsaydi, baska bir cisme de hulul ederdi. Cisme hulul eden sey, 
cism olur ve hulul edince iki cismin maddeleri birbirine kansir. 
Bu da, ilahm parcalanmasim icab etdirir. Eger ilah, araz olsaydi, 
bir mahalle, mekana muhtac olurdu. Bu ise, ilahm baskasina 
muhtac olmasi demekdir. Baskasina muhtac olan ise, ilah olamaz. 
[ilahm, Isa aleyhisselama hulul etmesine sebeb, ne idi? Sebebsiz 
isa aleyhisselama hululii, tercihiin bila mtireccihdir. Bunun ise 
batil oldugunu, Allahu tealamn bir oldugunu isbat ederken bil- 

- 321 Cevab Veremedi - F:21 



dirmisdik.] 

3 — O, Tann degildir. Fekat, Tanrmm bir parcasi ona hulul et- 
mis, yerlesmisdir diyorsunuz. Eger Ona huliil eden parca, ilahm 
ilah olmasmda te'siri var ise, bu parca ilahdan aynlinca, ilahhgi te- 
mamen bozulur. Eger bu parca, ilahin ilah olmasmda te'sirli degil- 
se, Tanrmm parcasi olmamis olur. Bu da, ilahin Ona hulul etmedi- 
gini gosterir. 

Oyle ise, Isa aleyhisselamm ilah, Tann olduguna baska delilin 
nedir? 

Papaz — Oliileri diriltdigi, anadan dogma korlerin goziinii ac- 
digi ve beras denilen, derideki cok kasinan beyaz lekeleri iyi etdi- 
gi icin, O tanndir. Boyle isleri ancak tann yapabilir. 

Fahreddin Razi — Delil [alamet] bulunmaymca, medluliin [de- 
lilin delalet etdigi seyin] bulunmiyacagi soylenebilir mi? Delil bu- 
lunmaymca, medlul de olmaz, var olmaz dersen, alem yaratilma- 
dan once, ya'ni ezelde alemi yaratamn yok oldugunu soylemis 
olursun ki, bu batildir. Ciinki, alem [butlin mahluklar], yaratamn 
varhgina delildir. 

Delil bulunmaymca, medlul bulunabilir dersen, ezelde mah- 
luklar yok iken yaratamn var oldugunu kabul etmis olursun. Fe- 
kat, Isa aleyhisselam ezelde yok iken, ilahin Ona ezelde hulul et- 
digini soylersen, bunu isbat edecek bir delilin olmasi lazimdir. 
Yoksa, delilsiz kabul etmis olursun. Ciinki, Isa aleyhisselam son- 
radan yaratilmisdir. Ezelde yok olmasi delilin bulunmamasi de- 
mekdir. Tanrmm Isa aleyhisselama hulul etdigini delilsiz kabul 
ediyorsun da, bana, sana, hayvanlara, otlara ve taslara hulul etme- 
digini nereden biliyorsun? Delilsiz, bunlara hulul etdigini nicin ka- 
bul etmiyorsun? 

Papaz — Ilahin Isa aleyhisselama hulul etmesi ile, sana, bana 
ve diger varhklara hulul etmemesinin sebebi acikdir. Ciinki Isa 
aleyhisselamda mu'cizeler goriindii. Sende, bende ve diger varhk- 
larda boyle harikulade haller goriilmedi. Bundan ilahin Ona hulul 
edip, bize ve diger varhklara hulul etmedigini anhyoruz. 

Fahreddin Razi — Isa aleyhisselama hulul etmesine delil ola- 
rak, Onun mu'cizeler gostermesi oldugunu soyluyorsun. Delil ol- 
maymca ya'ni mu'cizeler goriilmeyince, hulul edemiyecegini ni- 
cin soyluyorsun? Sende, bende ve diger varhklarda harikalar, 
mu'cizeler bulunmadigi icin tann bunlara hulul etmez diyemez- 
sin. C un ki, delil olmadigi halde, medlul bulunabilir demisdik. 
Buna gore, ilahin hulul etmesi, delilin bulunmasina, ya'ni harika- 
lann, mu'cizelerin goriilmesine bagh degildir. O halde, bana, sa- 

-322- 



na, kediye, kopege, fareye de hulul etdigine inanman lazim gelir. 
Ilahm, bu asagi mahluklara hulul etdigini inandirmaga varan bir 
din, hak din olabilir mi? 

Asayi [bastonu] ejder, yilan yapmak, oluyii diriltmekden daha 
giicdiir. Ciinki, baston ile yilan, hicbir bakimdan birbirine yakm 
degildir. Musa aleyhisselamm asayi ejdere cevirdigine inanryorsu- 
nuz da, Ona, tann veya tannmn oglu demiyorsunuz. Isa aleyhisse- 
lama nicin tann veya soyle boyle diyorsunuz? 

Papaz, bu sozume karsi diyecek hie birsey bulamadi, susmaga 
mecbur oldu. Yukardaki yazi, (Se'adet-i ebediyye) kitabindan 
ahnmisdir. 

Ey papaz! Bu iki dinin i'tikadlanm [inanislanni], bu iki dine 
bagh olmiyan felsefecilere, akl ve insaf sahiblerine bildirerek, iki- 
sinden hangisinin akla uygun, dogru ve giizel oldugunu kendileri- 
ne sorup ogrenmeni ve senin (Gada-iil-miilahazat) ismindeki kita- 
bmda, (iki dini karsilasdinp, hangisi daha giizel ise, onu kabul et- 
melidir) diye, tavsiye etdigin soziinde durmani dileriz. 

Tevfik [yardim], Allahii tealadandir. 

— 18 — 

DORT INCIL HAKKINDA 

Asagidaki yazi, Abdullah Abdinin 1288 [m. 1871] Istanbul bas- 
kili, tiirkce, (Idah-ul-meram) kitabimn basuidan aliniiiisdir: 

Simdi, hiristiyanlarm din kitabi olan, dort incil, Cebrail aley- 
hisselam vasitasi ile, Isa aleyhisselama gokden inen hakikf incil 
degildirler. Ciinki, Isa aleyhisselam semaya cikdikdan sonra, dort 
kimse tarafmdan yazilmis tarih kitablandirlar. Bunlardan biri 
(Metta)dir. Bu adam, Havarilerden imis. Ahbablarmdan, arka- 
daslarmdan ba'zilannm arzusu iizerine, Isa aleyhisselamm sema- 
ya urucundan oniki sene sonra (Milad-i Isa) isminde bir kitab yaz- 
misdir. Bu kitab, Isa aleyhisselamm diinyaya gelmesini anlatan 
bir tarihdir. ikincisi (Markos), Isa aleyhisselami hie gormemis ve 
Havarilerden isitdigi sozleri ve hikayeleri, urucdan yirmisekiz se- 
ne sonra yazmisdir. Uciincusii, (Luka) dedikleri adamdir. Bu da, 
Isa aleyhisselami gormemis, Havarilerden isitdiklerini urucdan 
otuziki sene sonra, iskenderiyyede yazmisdir. Dordiinciisu, (Yu- 



[1] Abdullah Abdi bin Destan Mustafa Manastri, 1303 [m. 1885] de vefat 
etdi. Tiirkce (Idah-ul-meram) ve arabi (Biirhan-iil-hiida B-redd-i kavl- 
innasara), (Errisaletii-samsamiyye) kitablan basilmisdir. 

-323- 



hanna)dir. Bunun Havarilerden oldugu soyleniyor. Urucdan kirk- 
bes sene sonra, Isa aleyhisselamin hayatim, tarihini yazmisdir. Al- 
lahti tealamn gonderdigi, incil kitabi tek bir kitabdir. Bu hakiki in- 
cilde, birbirine uymayan ve hadiselere ters diisen bir sey olmadigi 
muhakkakdir. Halbuki, bu dort incilde, birbirine uymayan ihtilaf- 
lar doludur. 

Kur'an-i kerimde, Isa aleyhisselamin oldurulmedigi, asilmadigi 
acikca haber veriliyor. Bu dort tarih kitabmda ise, katl edildigi 
acikca yazili oldugundan, Kur'an-i kerimin bildirdigi, Allah kelami 
olan Incilin, bu dort tarih kitabmdan baska oldugu anlasilmakda- 
dir. 

Bu kitablardaki hikayelerden bir kismim Isa aleyhisselamdan 
isitmedikleri, urucdan sonra yazdiklan, hem kitablardan anlasih- 
yor, hem de papazlar soyliiyorlar. Mesela, Isa aleyhisselamdan, 
mahbus iken ve oldtiriilurken, nakl etdikleri sozler boyledir. Bu 
sozlerin asl incilde bulunmadigi, Allah kelami olmadigi meydan- 
dadir. Bu gibi, daha nice misallerin, bu dort incilin Allah kelami 
olamryacagmi gosterdigini, imam-i Kurtubi 1 ' 1 (Kitabiil a'lam fi be- 
yan-i maft-dfninnasara minel-bid'i vel-evham) kitabmda ve ibniil 
Kayyim-iil Cevziyye 21 (Hidayetiil hiyara ff-ecvibetil yehudi venna- 
sara) ve Salih Su'udimalikihazretleri (Ettahcfl men harrafel incil) 
kitablannda ve Taskopriilii Ahmed efendi ve Katib Celebi, mes- 
hur kitablannda yazmislardir. Salih, kitabmi 942 [m. 1535] de yaz- 
misdir. 

Bugiin, hakiki incil mevcud degildir. Hiristiyanlarm elinde 
bulunmadigi gibi, miishmanlar arasmda da boyle bir kitab yok- 
dur. Hatta, papazlarm cogu, semadan inen bir incil bulundugunu 
inkar ediyorlar. Bir rivayete gore, yehudiler Isa aleyhisselami katl 
edecekleri zeman, incili atesde yakdilar. Yahud, parcalayip, orta- 
dan kaldirdilar. O zeman, incil yayilmamis idi. Ciinki, Isa aleyhis- 
selamin peygamberlik zemani uc sene kadar olup, iman edenler 
de pek az idi. Bunlarm cogu da, koylii olup, okumak, yazmak bil- 
miyorlardi. Yahud, miladm iicyiizyirmibes senesinde telef etdik- 
leri inciller arasmda, bunu da, bozuk zannederek, imha etmisler- 
dir. O zeman birbirine uymayan kirk, elli incil kitabi vardi. Her 
birine inananlar arasmda miicadele oluyor, cok kan dokiiliiyor- 
du. Aryiisiin mahkemesi esnasinda, bunlardan dordiinii intihab 
ederek, digerlerini men' etdikleri, kilise tarihlerinde yazihdir. 
Bir ingiliz papazi, yasak edilmis incilleri arayip, bulduklanm in- 



[1] Muhammed Kurtubi, 671 [m. 1272] de vefat etdi. 

[2] Ibni Kayyim Muhammed, 751 [m. 1350] de vefat etdi. 

-324- 



gilizceye terceme etmis, bulamadiklarmm da ismlerini yazarak, 
1236 [m. 1820] de Londrada tab' edilmisdir. (El-cevaib) gazetesi- 
nin katibi Ahmed Farisi efendi, bunu arabiye terceme etmis, Incil 
denilen kitablarm ismleri (Samsamiyye) kitabimiza Have edilmis- 
dir. 

Hiristiyanlar, bu dort Incilin ve (Tevrat)ve (Zebur) dedikleri 
ellerindeki kitablarm semadan indigine inamyorlar. Bu dort incil- 
de, Isa aleyhisselamin sozleri olarak bildirilenler, siibheli ve (ha- 
ber-i vahid) olup, (mutevatir) olmadiklarmdan, asla sened ola- 
maz. Markos ve Luka ise, Pavlosun talebeleri olup, Isa aleyhisse- 
lami hie gormemislerdi. Pavlosun da, Isa aleyhisselami gormedigi 
ve semaya urucundan sonra, meydana cikarak, (Isa bana sema- 
dan tecelli etdi) dedigi, (Kitab-i mukaddes)deki, (Resullerin 
a'mali) kitabmin dokuzuncu faslmda, Luka tarafindan yazilidir. 
Bunlarm, Havarilerden isitdikleri hikayeleri yazmis olduklarma 
da, inamlamaz. Ciinki, kendilerine haber verenlerden hicbirinin, 
ismlerini ve hallerini bildirmemisler, Isa aleyhisselami gormiis ve 
kendisinden isitmis gibi yazmislardir. Tarihciler, boyle yazilara 
yalan ve iftira demekdedir. Mesela, Isa aleyhisselami yehudiler 
yakalamaga geldikleri gece, yamnda bulunan onbir Havarmin 
kacdiklan ve reisleri olan (Petrus)un da, uzakdan gozeterek, Isa 
aleyhisselami gotiiren yehudilerin arkasmdan, hahambasmm ha- 
nesine kadar gitdigi ve korkudan, firar etdigi, (Metta)mn yirmial- 
tinci ve (Markos)un ondordiincii bablarmda yazih iken, dort in- 
cilde, yehudiler Isayi tutup, soyle boyle yapdilar. O da, soyle boy- 
le cevab verdi seklinde, gormiis ve isitmis gibi yazmislardir. Boy- 
le yazilann, yehudilerden isitdikleri yalanlar ve iftiralar olduklan 
meydandadir. 

(Isa, uc gun sonra mezardan kalkip, basma gelenleri anlatdi. 
Incillerde yazih olanlar, yehudilerden isitdikleri degil, Isamn ha- 
ber verdikleridir) denirse, yehudiler asdiklan, oldiirdiikleri kim- 
seyi mezara koyarken, bunun Isa olmadigmi kendileri de anlamrs- 
lar, baskalarmm anlamamalan icin, kabrden gizlice cikanp, baska 
bir mahalle defn etmisler, (Havariler gelip mezardan caldilar) 
seklinde yalan ve iftira etmislerdir, sozii, bu diisuncenin yanhs ol- 
dugunu gostermekdedir. (Mezardan kalkdi) soziiniin dogru olma- 
digmi kendileri de bildiriyor. (Markos)un kitabmin son babinda 
(Isa, ihya edilip, evvela Mecdelli Meryeme goriindii. O da gidip, 
Havartlere haber verdi. inanmadilar) yazilidir. Meryemin dahi bu- 
nu bostan bekcisi zan etdigini, (Yuhanna), yirminci babinda yaz- 
misdir. (Isa, basma gelecekleri ve tic gun sonra mezardan kalka- 
cagim, Havarilere evvelden haber vermisdi) denirse, Meryem, Isa- 

-325- 



yi gordiigiinu haber verince, subhe etmezlerdi. Hatta, mezar basi- 
na gelip kalkmasim beklerlerdi. 

[Bugiin, biitiin hiristiyanlar, iznik meclisindeki papazlarm ka- 
bul etdikleri dort kitabin, semadan inen incil olduklanna inamyor- 
lar. Yuhanna incilinde yazilrms olan (Teslis), dinlerinin esasidir. 
Ya'ni Isa tanndir veya tanrinin ogludur diyorlar. Ebedi olan tek 
tann, onu cok seviyor. Onun her istedigini yapiyor, yaratiyor. Bu- 
nun icin, herseyi Ondan istiyoruz. Ona ve onu temsil eden putlan- 
miza, bu niyyet ile yalvanyoruz. Tann ve ogul, cok sevilen kimse 
demekdir, diyorlar. Tanrinin oglu demek, tann onu cok seviyor de- 
mekdir, diyorlar. Boyle inananlara (Ehl-i kitab) denir. (O da, ebe- 
didir. Herseyi yokdan var ediyor) diyen hiristiyanlar, (Mii$rik)dir. 
Muhammed aleyhisselama inanmadiklan, musliman olmadiklan 
ipin, hepsi kafirdirler.] 

— 19 — 

YEHUDILIK, TEVRAT ve TALMUD 

Isevilik, Musa aleyhisselamm seri'atinin devami oldugu icin, 
yehudiler ve kitablan hakkmda ma'lumat vermemiz faideli olacak- 
dir. Once yehudiligin tarihcesini bildirelim: 

Ibrahim aleyhisselam, uliil-azm Peygamberlerdendir. O, ne ye- 
hudi, ne de hiristiyan idi. Hakiki musliman idi. Ibrahim aleyhisse- 
lam Beniisrailin, ya'ni yehudilerin, ve aynca arablarm da ceddidir. 
Muhammed aleyhisselamm da, dedelerindendir. 

Geldanilerin merkezi Babil sehri idi. Meliklerine (Nemrud) 
denirdi. Geldaniler o zeman, aya, giinese ve yildizlara taparlardi. 
Bunlan temsil eden cesidli putlar yapmislardi. Nemrudlar da put- 
lar arasmda idi. Allahil teala, Ibrahim aleyhisselami bunlara Pey- 
gamber olarak gonderdi. Fekat iman etmediler. O miibarek Pey- 
gamberi, atesde yakmak istemisler, ancak Allahii teala, atesi se- 
lamet kilmisdi. Giinlerce odun tophyarak yakdiklan bu atesin 
icerisi, Ibrahim aleyhisselam icin yesil bir bagce oldu. Bu mu'cize 
karsismda da, cogu iman etmedi. Ibrahim "aleyhisselam" Misra 
gitdi. Sonra Allahii tealanm emri ile Filistine dondii. Ibrahim 
aleyhisselamm vefatindan sonra, oglu, ishak aleyhisselam, bun- 
dan sonra da, bunun oglu Ya'kub aleyhisselam Peygamber oldu- 
lar. Ya'kub aleyhisselamm diger ismi, israildir. Bunun ipin, 
Ya'kub aleyhisselamm oniki oglundan cogalan insanlara, (Bern 
israil) ya'ni israil ogullan denilir. Ya'kub aleyhisselamm ogulla- 
rmdan Yusiif aleyhisselami, kardesleri kiskandilar. Bir kuyuya 
atip, Ya'kub aleyhisselama, oldii diye yalan soylediler. Sonra, 

-326- 



kuyuya gelen yolcular, Onu kuyudan cikarrp, Misra gotiirdii. Ora- 
da, kole diye satdilar. Yusiif aleyhisselami, Misnn maliye veziri, 
Aziz satm aldi. Evine gotiirdii. Hammi Zeliha, Ona asik oldu. Yu- 
siif "aleyhisselam", ona iltifat etmeyince, iftira etdi. Bu iftira iize- 
rine, Yusiif aleyhisselam zindana habs edildi. Misr hiikumdan 
Fir'avmn bir rii'yasmi ta'bir ederek, zindandan cikanldi. Fir'avn, 
Yusiif aleyhisselami maliye vekili yapdi. Yusiif aleyhisselam, baba- 
si Ya'kub aleyhisselami ve diger kardeslerini Ken'an diyarmdan 
ya'ni Filistinden Misra getirdi. Fir'avn, Ya'kub aleyhisselama ve 
cocuklarma cok hurmet ve iltifat etdi. Boylece, israil ogullan, Mis- 
ra yerlesmis oldular. Once, Misrda rahat bir hayat siiren israil 
ogullan, sonradan Misrda biiyiik bir zulm ve sikmti gormiisler, ko- 
lelige dusmiislerdir. Onlari bu sikmtilardan kurtaran ve (Ard-i 
Mev'ud) ya'ni va'd olunmus topraklara [Filistine] gotiiren, Musa 
aleyhisselam olmusdur. 

Musa aleyhisselami, Fir'avn seraymda biiyiitdii. Kirk yasma ge- 
lince, serayi terk edip, akrabalarmm ve biiyiik kardesi Harunun 
yamna geldi. 

Birgiin, Misrh bir kafirin [kiptmin], Beni israilden birine isken- 
ce etdigini gordii. Kurtanrken, kipti oldii. Musa aleyhisselam 
korkarak, Tebiik civarmdaki Medyen sehrine gitdi. Orada Su'ayb 
aleyhisselamm kizi ile evlendi. Ona on sene hizmet etdi. Misra 
donmek icin yola cikdi. Yolda, Tur dagmda, Allahii teala ile ko- 
nusdu. Misra gelip, Fir'avm dine da'vet etdi. Beni israile serbest- 
lik verilmesini istedi. Fir'avn kabul etmedi. (Musa, biiyiik sihrbaz- 
dir. Bizi aldatip, memleketimizi elimizden almak istiyor) dedi. Ya- 
nmdaki vezirlere sordu. Onlar da, (sihrbazlan topla, onu maglub 
etsinler) dediler. Sihrbazlar geldiler. Misr halki oniinde, ipleri ye- 
re atdilar. Her ip, yilan goriiniip, Musa aleyhisselama dogru yii- 
riidii. Musa "aleyhisselam" asasim yere birakdi. Biiyiik yilan ol- 
du. Ipleri yutdu. Sihrbazlar sasirdilar. Iman etdiler. Fir'avn kiz- 
di. (O, sizin ustamz imis. Ellerinizi, ayaklanmzi kesecegim. Ffe- 
pinizi hurma dallarma asacagim) dedi. (Biz Musaya inandik. 
Onun Rabbine sigimyoruz. Yalmz Onun afv ve merhametini iste- 
riz) dediler. Kafirlerin sulan kan oldu. Kurbaga yagdi. Cild has- 
tahklan oldu. Uc gun karanhk oldu. Fir'avn, bu mu'cizeleri go- 
riince korkdu. Beni israilin Misrdan cikmasma izn verdi. Musa 
aleyhisselam, Beni israil ile, Kudiise dogru giderken, Fir'avn 
pisman oldu. Askerleriyle arkalarma diisdii. Siiveys korfezi acihp, 
mii'minler karsiya gecdi. Fir'avn gecerken, deniz kapandi. As- 
kerleri ile birlikde boguldu. Beni israil, yolda okiize tapanlan gor- 
dtiler. Musa aleyhisselama (Biz de boyle tann isteriz) dediler. Mu- 

-327- 



sa aleyhisselam, (Allahii tealadan baska tann yokdur. Allahu tea- 
la sizi kurtardi) dedi. Sonra, Tih coliine diisdiiler. Yolu sasirdilar. 
Ac ve susuz kaldilar. Gokden (Men) ve (Selva) ya'ni helva ve et 
inerdi. Bunlan yirlerdi. Asasi ile yere vurunca, su cikardi. Bundan 
da icerlerdi. (Helva ile etden bikdik. Bakla, sogan gibi seyler iste- 
riz) dediler. Musa aleyhisselami giicendirdiler. Bunun icin, kirk se- 
ne colde kaldilar. Musa "aleyhisselam", Harun aleyhisselami vekil 
birakip, Tur dagma gitdi. Orada kirk gun ibadet etdi. Allahu teala- 
nm kelamim isitdi. Allahu teala (Tevrat) kitabim ve on emrin ya- 
zih oldugu iki levhayi indirdi. Tih coliinde, Samiri admda bir mii- 
nafik, herkesdeki altinlan, stis esyasim eritip, bunlardan bir buzagi 
yapdi. (Musamn ilahi budur. Buna tapimz!) dedi. Tapmaga basla- 
dilar. Harun aleyhisselami dinlemediler. Musa "aleyhisselam" ge- 
lip olanlan goriince cok kizdi. Samiriye la'net etdi. Buytik kardesi- 
nin sakahndan tutup, danldi. Pisman olarak, yalvardilar. Musa 
aleyhisselam, Tevrati ve on emri teblig etdi. (Tevrat)a gore ibadet 
etmege basladilar. Sonra yine bozuldular. Yetmisbir firkaya aynl- 
dilar. 

Musa "aleyhisselam", iimmeti ile Lut goliiniin cenub tarafina 
geldi. (Uc bin Unk) admda bir melik ile harb etdi. Seri'a nehri sar- 
kmdaki yerleri ele gecirdi. Eriha sehri karsismdaki daga cikdi. 
Ken'an ilini uzakdan gordii. Yerine Yusa aleyhisselami halite bira- 
kip, bir rivayete gore, miladdan 1605 sene evvel yiizyirmi (120) ya- 
sinda, orada vefat etdi. Eriha sehrini, sonra da Kudiisii, Yusa' 
"aleyhisselam" Amalika kafirlerinden aldi. 

Daha sonra, Daviid aleyhisselam melik oldu. Kudiisii tekrar al- 
di. Boylece, yehudilerin en parlak zemani basladi. Sonra, Siiley- 
man aleyhisselam, babasinm hazirlatdigi yere meshur ma'bedi 
ya'ni (Mescid-i Aksa)yi yapdirdi. Siileyman aleyhisselam, icinde 
Tevrat ve diger emanetler ve on emrin yazih oldugu levhalar bulu- 
nan (Tabut-i sekine)yi, ya'ni (Mukaddes sandigi) ma'bedin bir 
odasma koydurdu. 

Oniki kabileye aynlmis olan yehudiler, Siileyman aleyhissela- 
min vefatindan sonra, iki devlete ayrildilar. On kabile israil dev- 
letini, diger ikisi Yehuda devletini kurdular. Azginlasarak hak 
yoldan aynhp, taskmhk etdiler. Gadab-i ilahiye ugradilar. israil 
devleti M.O. 721 de Asuriler, sonra da, Yehuda devleti M.O. 586 
da Babilliler tarafmdan yikildi. Asuriler Babil devletini isgal et- 
di. 587 de Asuri hiikiimdan Buhtunnasar Kudiisii yakip yikdi. 
Yehudilerin cogunu oldiirdti, kalanlanm da, Babile stirdii. Bu ka- 
risikhkda gokden inen Tevrat yakildi, yok edildi. Bu hakiki Tev- 
rat, cok btiylikdu. Ya'ni, kirk ciiz idi. Her ciizde bin sure, her su- 

-328- 



rede bin ayet vardi. Bu muazzam kitabi, Uzeyr aleyhisselamdan 
baska kimse ezberlememis idi. Tevrati yehudilere yeniden ta'lim 
etdi. Zemanla bir cok yerleri unutuldu, degisdirildi. Muhtelif kim- 
seler, hatirlarmda kalan ayetlerini yazarak, Tevrat isminde cesidli 
risaleler meydana geldi. Miladdan takriben dortyiiz sene evvel ya- 
samis olan Azra ismindeki bir haham bunlan topliyarak, simdi 
mevcud olan Ahd-i atik denilen Tevrati yazdi. Iran hiikumdan Si- 
reveyh, Asunleri yenince, yehudilerin tekrar Kudiise donmelerine 
izn verdi. Yehudiler, M.O. 520 den sonra Mescid-i Aksayi yeniden 
ta'mir etdiler. Once Perslerin, sonra da, Makedonyalilarm idaresi 
altmda yasadilar. M.O. 63 senesinde Kudus, Romali kumandan 
Pompey tarafmdan zabt edildi. Pompey, yehudileri dagitdi. Sehri 
ve Mescid-i Aksayi, yakdi, yikdi. Boylece yehudiler, Roma devleti 
hakimiyetine girdiler. M.O. 20 de Romalilarm Filistindeki yehudi 
valisi Herod, ma'bedi tekrar yapdirdi. Yehudiler daha sonra, Ro- 
ma hakimiyetine isyan etdiler. Fekat miladm 70. senesinde Roma- 
li kumandan Titus, Kudiisii temamen yakdi, yikdi. Sehri viraneye 
cevirdi. Beyt-i mukaddes de yandi. Sadece bati divan kaldi. Bu di- 
vara tiirkler (Aglama divan) derler. Bu divar, yiizyillarca yehudi- 
lerdeki milli ve dini suuru ayakda tutmusdur. Kurtanci Mesih 
inanci da, yehudilerde bu suurun devamim te'min etmisdir. Bi- 
zanshlar ve sonra Emeviler ve Osmanhlar bu divan muhafaza ede- 
rek, mescidi ta'mir etmislerdir. 

Titusun, katliam ve zulmiinden sonra yehudiler, boliik boliik 
Filistini terk etdiler. Kudus ve cevresinden kovuldular. Yehudi 
esirler, Romalilarm emrinde cahsdinlmak iizere, Misra sevk edil- 
diler. Bu sene, yehudiler diinyanm her yerine yayildilar. 

Yehudiler, Yehudiligin iki emr kaynagmi birbirinden ayirmis- 
dir: 1- Yazih emrler, 2- Sozlii emrler. 

Yehudilerin mukaddes saydiklan kitablan, (Torah) [ya'ni Tev- 
rat] ve (Talmud) olmak iizere ikiye ayrihr: Birincisi, yazih emrleri, 
ikincisi ise, sozlii emrleri ihtiva ediyor derler. 

Tanah kitabma hiristiyanlar (Ahd-i atik) ismini verirler. Yehu- 
diler bu ta'biri kabul etmezler. Yehudiler, Tanahi lie kisma ayir- 
mislardir: 1- Torah, ya'ni Tevrat, 2- Neviim, ya'ni Peygamberler, 3- 
Ketubfm, ya'ni Kitablar. 

Tanah ismini, bu uc kismm, ibranice bas harflerini birlesdire- 
rek meydana getirmisler. Neviim iki kismdir. ilk peygamberler 
dort kitab, son peygamberler onbes kitabdir. Ketubim, ya'ni ki- 
tablar ise, yehudilere gore onbir, hiristiyanlara gore onbes kitab- 
dir. 

-329- 



Yehudiler, Tevrat ismini verdikleri bes kitabm Allahii teala ta- 
rafmdan, Musa aleyhisselama indirildigine inanmakdadirlar. Bu 
bes kitab, (Tekvin), (Huruc), (Levililer), (Sayilar), (Tesniye)dir. 
Tesniyede, Musa aleyhisselamm oliirnu, ihtiyarhgi, yasi ve defn 
edildigi ve yehudilerin ona matem [yas] tutduklan yazilidir. [Tes- 
niye bab 34]. Bu ahval, Musa aleyhisselam vefat etdikden sonra, 
Musa aleyhisselama vahy olundu dedikleri kitabda nasil bildiril- 
misdir? Bu misal, Tevratin Musa "aleyhisselam" tarafindan bildi- 
rilen ve Allahii teala tarafindan vahy edilmis olan, hakiki Tevrat 
olmadigmm acik delillerindendir. 

Bir yehudi din adami olan, H.Hirsch Graetzin, (History of the 
Jews) kitabmdaki beyamna gore, yehudiler, kendi cema'atlerinin 
Tevratin emrlerine tam ittiba' edebilmelerini te'min icin (Yetmis- 
ler Meclisi)ni kurdular. Bu meclisin reisine, (Bas Kahin) dediler. 
Yehudi genclerine, mekteblerde dinlerini ogreten, Tevrati acikla- 
yan yehudi din adamlarma (Yazicilar) denilir. Bunlann, Tevrata 
yapdiklan aciklamalarm, ilavelerin bir kismi, sonradan yazilan 
Tevratlara kansdinlmisdir. incillerde gecen yazicilar iste bunlar- 
dir. Bunlann bir diger vazifesi de, yehudilerin Tevrata ittiba' etme- 
lerini saglamakdir. 

Yehudilerin ekserisinin inanmadiklan bir Tevrat daha vardir 
ki, buna (Soiiiraiiini Tevrati=Tora Ha-Soiiiraiiiiu) derler. Bu Tev- 
rata inananlar, yazicilarm Tevrata aciklamalar ve ilaveler yapma- 
lanna, hatta harflerini dahi degisdirmelerine karsi cikmislardir. 
Yehudilerin ellerindeki Tevrat ile Somranim Tevrati arasmda alti 
bin kadar ihtilaf bulundugu bildirilmekdedir. 

Bugiin Tevrat dedikleri kitabm, Allahii teala tarafindan Musa 
aleyhisselama gonderilen hakiki Tevrat olmadigi siibhesizdir. En 
eski yazilan Tevrat niishasi ile, Musa aleyhisselam arasinda iki bin 
sene vardir. Musa aleyhisselam, Tevratin (Tabut-i sekine)ye, ya'ni 
(Mukaddes Sandigi)na konularak muhafaza edilmesini iimmetinin 
alimlerinden istemisdi. Siileyman aleyhisselam (Mescid-i Aksa)yi 
bina edince, Ahd sandigim buraya koymus ve sandigi acdirmisdir. 
Sandik acilmca, icerisinden yalniz (Evamir-i A$ere), ya'ni on em- 
rin yazih oldugu iki levha cikmisdir. 

ABD'nin Kaliforniya Universitesi profesorlerinden Elliot 
Friedmanin, 1987 senesinde nesr etdigi, (Tevrati Kim Yazdi) 
ismli kitab, yehudi ve hiristiyan dunyasini kansdirdi. Profesor 
Friedman, Tevrati teskil eden bes kitabm, bes ayn ilahiyyatci ta- 
rafindan yazildigim ve Musa aleyhisselama indirilen Tevrat kita- 
bmin asl niishasi ile hie bir suretde kiyaslanamayacagmi acikladi. 

-330- 



Hiristiyanlann inandigi, (Kitab-i Mukaddes)in (ahd-i atik) ve 

(ahd-i cedid) kismlannm birbirleriyle tenakuz icerisinde bulundu- 
gunu belirten profesor Friedman, kitabmda bunun misallerini zikr 
etmisdir. Aynca, Tevratin icerisindeki kitablarm da birbirleri ile, 
hatta kendi bablan arasinda tenakuzlarla dolu olduguna dikkati 
ceken profesor Friedman, boyle bir esere (ilahi kitab) vasfimn ve- 
rilemiyecegini bildirmisdir. Tevrati meydana getiren bes kitabdaki, 
ifade tarzlan da, birbirinden temamen farkhdir. 

Prof. Elliot Friedman'a gore bugiinku Tevrat, Musa aleyhisse- 
lamdan birkac asr sonra yasiyan bes haham tarafindan kaleme 
alinmis ve Azra admdaki haham bunlan tek tek tophyarak, Ahd-i 
Atik'in asl niishasi oldugu iddi'asi ile cogaltdirmisdir. Tanh profe- 
sorii Friedman, kaleme aldigi eserinde, daha sonra su ifadelere yer 
vermisdir: 

(Gunumiizde, Tevrat'm tic niishasi mevcud: Yehudiler ve prot- 
estanlarm kabul etdikleri ibranice niisha, katolik ve ortodokslar ta- 
rafindan kabul edilen yunanca niisha ve samirilerce kabul edilen 
samiri dilinde yazilmis niisha. Bunlar Tevratin en eski ve en i'ti- 
madh ntishalan olarak bilinmelerine ragmen, gerek aym niishamn 
icinde ve gerekse ntishalar arasinda bircok yerlerinde tezadlar var- 
dir. Hicbir ilahi dinde bulunmiyan, insanlara zulm telkinleri, Pey- 
gamberlerden ba'zilarma karsi cok cirkin ve makamlarma yakismi- 
yacak isnadlar vardir. Hakiki Tevratda ise, tezadlar bulunacagin- 
dan soz edilemez.) 

Fransiz papazlarmdan, Richard Simon da, (Historia Critique 
du Vieux Testament) kitabmda, Tevratin Musa aleyhisselama 
vahy edilen Tevrat olmadigmi, sonradan farkh zemanlarda yazila- 
rak bir araya getirildigini belirtmisdir. Papazin bu kitabi toplatdi- 
nlmis, kendisi de kiliseden kovulmusdur. 

Dr. Jean Astruc de, (Conjectures il parait que Mouse s'est Ser- 
vi pour composer le livre dela Genese) adh eserinde, Tevratin bes 
kismimn cesidli yerlerden derlenmis birer kitab oldugunu yazmis- 
drr. Jean, bir kismindaki ismlerin degisdirilerek, iki-iic yerde tek- 
rar edildigine de dikkatleri cekmisdir. 

Tekvmin birinci babimn onbirinci ayeti ve devammda, nebat- 
larm insandan once yaratildigi, yazihdir. ikinci babmm bes, alti, 
yedi, sekiz ve dokuzuncu ayetlerinde ise, insamn yaratildigi ve o 
zeman yer yiiziinde hie bir nebatm bulunmadigi, nebatatin insan- 
dan sonra yaratildigi yazihdir. Bu ve bunun gibi pek cok tenakuz- 
lara, biiyiik hatalara dikkati ceken Jean Astruc dinsiz i'lan edil- 
misdir. 

-331- 



Gottfried Eichhorn, Tekvfnden baska, sonra gelen bes kitabm 
da, tarihleri i'tiban ile ve lisan olarak birbirinden farkli oldugunu 
1775 senesinde nesr etdigi kitabmda yazmrsdir. Fekat Eichhorn ve 
kitablan aforoz edilmisdir. 

Alman sairi ve filozof Herden [1744-1803] (Von Geiste den 
hebraischen Poesie) eserinde, Ahd-i atikin, (Mezmurlar) kitabinin 
icindeki si'rlerin bircok ibrani sairlerine aid oldugunu, baska bas- 
ka zemanlarda yazildigini ve sonradan bir araya cem' edildigini 
yazmakdadir. Aynca (Ne$ideler Ne$idesi)nin de, beseri ve miis- 
tehcen bir ask kasidesi oldugunu, bu si'rlerin Suleyman aleyhisse- 
lam gibi bir Peygambere atf olunamryacagmi da beyan etmekde- 
dir. Merak edenlerin, (Nesideler Nesidesi) kitabma goz gezdirme- 
leri kafidir. 

19. yiizyilda ibrani lisam iizerindeki incelemeler artmca, Tev- 
ratdaki bes kitabm Musa aleyhisselama aid olmadigi ve ahd-i atik- 
deki kitablann muhtelif zemanlarda bir araya getirildigi isbat edil- 
di. Bu hususda, Avrupah pek cok tarihci, papaz ve piskoposlar 
eserler nesr etmislerdir. 

Mood Incil Enstitiisunden Dr. Graham Scroggie, (incil Allah 
kelami midir?) ismli kitabda (Ahd-i Atik) ve (Ahd-i Cedid)in Al- 
lah kelami olmadigim i'tiraf etmekdedir. 

Dr. Stroggie ise, (Tekvin kitabi, secerelerle doludur. Kim kim- 
den dogdu, nasil dogdu? Hep bunlardan bahs ediliyor. Bunlardan 
bana ne? Bunlann ibadet ve Allahii tealayi sevmek ile ne alakasi 
var? Nasil iyi bir insan olunabilir? Kiyamet giinii nedir? Kime ve 
nasil hesab verecegiz? Salih bir insan olmak icin neler yapmak la- 
zimdir? Bunlardan pek az bahs olunuyor. Ekseriya, muhtelif efsa- 
neler var. Daha giindiiz anlatilmadan, geceye geciliyor) demekde- 
dir. Boyle bir kitab nasil Allah kelami olabilir? 

Bugiin, yehudilerin (Tanah), hiristiyanlarm ise, (Ahd-i Atik) 
dedikleri kitablan okuyan bir kimse, Allahii teala tarafmdan indi- 
rilmis bir kitab degil, fuhs, mustehcenlik ve ahlaksizhgi ogreten bir 
seks kitabi okudugunu zan eder. Bu kitablann, Allah kelami olma- 
digim anlayan batih bircok papaz ve fen adamlan, pekcok kitablar 
nesr ederek, hakikati herkese duyurmaga cahsmislardir. Bunlan 
burada zikr etmege kitabimizm hacmi miisaid degildir. 



332 



— 20 — 
TALMUD 

Yehudilerin Tevratdan sonraki kudsi kitablandir. (Sozlii emr- 
ler) dedikleri kitabdir. Talmud, iki kismdan meydana gelmisdir. 
Bunlar Misna ve Gamaradir: 

Misna: ibramce tekrar demekdir. Sozlii emrlerin, kanun haline 
getirilmis ilk halidir. Yehudi i'tikadma gore, Allahii teala, Musa 
aleyhisselama, Tur dagmda Tevrat kitabim (Yazih emrleri) verdi- 
gi gibi, ba'zi ilmleri, ya'ni (Sozlii emrler)i de soyledi. Musa "aley- 
hisselam", bu ilmleri Harun, Yusa' ve Eliazara "aleyhimiisselam" 
bildirdi. Bunlar da, kendilerinden sonra gelen Peygamberlere bil- 
dirdiler. Eliazar, Su'ayb aleyhisselamm ogludur [Mir'at-i kainat]. 
Uzeyr aleyhisselama yehudilerin Azra dedikleri (Miincid)de yazi- 
lidir. 

Bu bilgiler, neslden nesle, ya'ni hahamlardan hahamlara riva- 
yet edildi. Miladdan once 538 ve miladdan sonra 70 senelerinde ce- 
sidli Misnalar yazildi. Bunlara yehudilerin adetleri, kanun miiesse- 
seleri, hahamlarm bir mevzu'daki tartismalan ve sahsi gortisleri de 
kansdinldi. Boylece Misnalar, hahamlarm indi goriis ve miinaka- 
salanm ifade eden kitablar haline geldi. 

Yehudi hahamlarmdan Akiba, bunlan topladi ve kismlara 
ayirdi. Talebesi, haham Meir, bunlara ilaveler yaparak basitlesdir- 
di. Daha sonraki hahamlar bu rivayetlerin, te'lifi ve bir araya top- 
lanmasi icin cesidli iisuller ve sartlar koydular. Boylece pek cok ri- 
vayetler ve kitablar zuhur etdi. Nihayet bunlar, Mukaddes Yehu- 
daya (Judah Hanesiye) ulasdi. Yehuda, bu kansikhklara son ver- 
mek ipin, miladm ikinci asrmda, bu kitablarm en saglam kabul 
edilenini yazdi. Yehuda, mevcud niishalardan, bilhassa Meirin 
yazdigi niishadan istifade ederek, kirk yilda bir kitab viicude ge- 
tirdi. Bu kitab, digerlerini icinde tophyan, en son ve meshur (Mis- 
na) oldu. 

Misnamn yazilmasina istirak eden, fikrleri Misnada yazih 
olan, miladi birinci ve ikinci asrda yasayan yehudi hahamlara 
(Tannaim) ya'ni (muallim) derler. Yehuda en son muallimler- 
dendir. (Hakim) diye de ta'bir olunurlar. (Gamara)mn toplanma- 
sma istirak eden hahamlara (Amoraim) ya'ni (izahcilar) derler. 
Bunlar muallimlerin fikrlerinin yanhsim cikaramaz, ancak izah 

-333- 



edebilirler. Miladdan sonra altmci ve yedinci asrlarda, Talmuda 
serh ve Have yapanlara (Saboraim) ya'm (akllilar veya munakasa- 
cilar) denildi. Talmudu serh ve tefsir eden hahamlardan, yehudi 
konsillerinin baskam olanlarma (Geonim) denilir ki, fetva veren 
demekdir. Konsil baskam olmayanlara ise (Posekim) ya'm karar 
verenler, tercih edenler derler. 

Yehudadan sonra gelen hahamlar, Misnaya Have ve serhler 
yaprmslardir. Misnanin lisam, kendisinde Yunanca ve Latincenin 
te'sfri goriilen Yeni ibranice (Neo Hebrew)dir. 

Misnanin yazilmasindan maksad, yazili emr kabul edilen, Tevra- 
ti temamlayici olan, sozlii emrleri tamtmakdir. Yehudanm, yazdigi 
Misnaya almadigi ve diger hahamlann yazdigi Misnalardaki ma'lu- 
matlar sonradan toplandi. Bunlara ilaveler (Tosefta) denildi. 

Misnalar, Tevratlardan daha basft olup, kelime ve ciimle sekl- 
leri onlardan cok farkhdir. Emrler, umumi kaideler seklinde bildi- 
rilmisdir. Dikkat pekici misaller verilmisdir. Vaki' olmus hadisele- 
re ba'zen rastlamhr. Emrler beyan edilirken, kaynak olarak Tev- 
ratlarmm ayetleri verilir. Misna 6 kismdan miitesekkildir: 1- Zera- 
im (tohumlar), 2- Moed (Mubarek giinler, Bayram ve oruc giinle- 
ri gibi), 3- Nasim (Kadinlar), 4- Nezikin (Zararlar), 5- Kedosim 
(Mukaddes seyler), 6- Tehera (Taharet, temizlik)dir. Bunlar altmi- 
siic risaleye, risaleler de ciimlelere taksim edilmisdir. 

Gamara: Yehudilerin Filistin ve Babilde iki miihim dmi mek- 
tebleri vardi. Bu mekteblerde, Amoraim (izahcilar) denilen ha- 
hamlar, Misnanin ma'nasim aciklamaga, tezadlan diizeltmege, orf 
ve adetlere dayanarak verilen hiikmlere kaynak aramaga, olmus 
veya olmamis, ya'ni teorik mes'eleler iizerinde hiikmler vermege 
cahsdilar. Babildeki hahamlann yapdiklan serhlere (Babil Gama- 
rasi) denildi. Bu Gamara, Misna ile beraber yazildi. Meydana ge- 
len kitaba (Babil Talmud)u denildi. Kudiisdeki hahamlann yap- 
diklan serhlere de, (Kudus Gamarasi) denildi. Bu Gamara da Mis- 
na ile beraber yazildi. Meydana gelen bu kitaba (Kudus Talmud)u 
denildi. 

Filistin Gamarasi, bir rivayete gore miladi iicimcu asrda te- 
mamlandi. 

Babil Gamarasi, miladm dordiincii asrmda basladi ve altmci as- 
nnda temamlandi. 

Daha sonra, Kudus ve Babil serhleri tefrik edilmeksizin Mis- 
na ve bir Gamaraya (Talmud) ta'bir edildi. Babil Talmudu, Ku- 
dus Talmudunun tic misli daha uzundur. Yehudiler, Babil Talmu- 
dunu Kudus Talmudundan daha iistiin tutarlar. Misnanin bir-iki 

-334- 



ciimlesi, ba'zen Talmudda on sahife anlatihr. Talmudun anlasilma- 
si, Misnadan daha zordur. Her yehudi, din egitiminin iicde birini 
Tevrat, iicde birini Misna, iicde birini de, Talmuda ayirmak mec- 
buriyyetindedir. 

Hahamlar, Talmudda, bir kimse kotii bir seye niyyet etse, onu 
yapmasa bile giinahkar olacagim bildirmislerdir. Onlara gore, ha- 
hamlann nehy etdigi birseyi yapmaga niyyet eden kisi, necs, pis olur. 
Bu i'tikadlann [mandarin] kaynagi olan Talmuda miislimanlar 
(Ebiil-Encas=Necasetlerin babasi) demisdir. (Hebrew Literature sa- 
hife 17). Yehudiler, Talmuda inanmiyam, onu kabul etmiyeni, yehu- 
di saymazlar. Bunun icin yehudiler, sadece Tevrati kabul eden ve 
ona baglanan Karaim yehudilerini yehudi kabul etmezler. 

Yehudi din adamlan, Kudus ve Babil Talmudlan arasmda bii- 
ytik farklar, tezadlar oldugunu i'tiraf etmekden sakinirlar. 

Babil Talmudu, ilk def a miladi 1520-1522 de, Kudus Talmudu 
ise, 1523 senesinde Venedikde basildi. Babil Talmudu, Almanca ve 
Ingilizceye, Kudus Talmudu da, Fransizcaya terceme edilmisdir. 

Babil Talmudunun % 30'unu, Kudus Talmudunun % 15'ini hi- 
kayeler ve kissalar teskil eder. Bu hikayelere (Hagada) derler. Ye- 
hudi edebiyyatimn esasim bu hikayeler teskil eder. Mekteblerinde 
bunlan okuturlar. Yehudi mekteblerinde, hatta universitelerinde 
Tevrat ve Talmudun ogrenilmesi ve ogretilmesi mecburidir. 

Hiristiyanlar, Talmuda diisman olup, ona siddetle hiicum et- 
mekdedirler. 

Hiristiyanlann, yehudilere yapdiklan zulmleri, iskenceleri, ki- 
tabimizm cesidli yerlerinde bildirdigimiz icin, burada zikr etmiye- 
cegiz. Ancak, hiristiyanlann yehudilere Talmudla ilgili yapdiklan 
zulmlerden kisaca bahs edelim: 

Fransa, Polonya ve ingiltere gibi, hiristiyan beldelerde, Tal- 
mudlar toplatdmlmis ve yakilmisdir. Yehudilerin evlerinde bile 
Talmud bulundurmalan yasak edilmisdir. Talmud hukmlerini 
aciklayan en muhim kisiler, Yehudi donmeleri Nicolas Donin ile 
Pablo Christianidir. Pablo Christiani, miladi onuciincii asrda, 
Fransa ve ispanyada yasamisdir. 1263 senesinde ispanyamn Barce- 
lona sehrinde yapilan miinazarada hahamlar, Talmudun kati pren- 
siblerine ve yazilarma karsi varid olan siiallere (Cevab veremedi- 
ler), bunlan miidafeadan aciz kaldilar. 

(El-Kenz-iil-Mersud ff Kavaid-it-Talmud) kitabmm beyanma 
gore, Talmudda, Isa aleyhisselamm Cehennemin derinliklerinde, 
zift ve ates arasmda oldugu, hazret-i Meryemin asker Pandira ile 
zina etdigi, kiliselerin necaset dolu [pislik] oldugu, papazlarm 

-335- 



kelblere [kopeklere] benzedigi, hiristiyanlarm oldiirulmesi lazim 
oldugu gibi hususlar yazilidir. 

927 [m. 1520] de Papamn izni ile Babil Talmudu, uc sene sonra 
da Kudus Talmudu basilmrs, bundan otuz yil sonra yehudiler icin 
felaketler zuhur etmisdir. 9 Eyltil 1553 de Romada ele gecirilen bii- 
tiin Talmud niishalan yakilmisdir. Bu hal, diger italya sehrlerinde 
de tatbik edilmisdir. 1554 senesinde Talmud ve diger ibranice ki- 
tablara sansiir konulmusdur. 1565 de Papa, Talmud kelimesinin 
kullamlmasim dahi, yasak etmisdir. 

1578-1581 seneleri arasmda Talmud, Basel sehrinde yeniden ba- 
silmisdir. Bu baskida, ba'zi risaleler cikanlmis, hiristiyanhgi kotiile- 
yen bircok ciimleler kaldinlmis, bircok kelimeler de degisdirilmisdir. 
Bu tarihden sonra, Papalar yine Talmudlan toplatmislardir. 

Endiiliis Emevi Sultanlanmn dokuzuncusu ikinci Hakem, ha- 
ham Joseph Ben Masesa emr ederek, Talmudu Arapcaya terceme 
etdirmisdir. Okundukdan sonra, bu tercemeye (Keseye konan pis- 
lik) ismi verilmisdir. ikinci Hakem, 366 [m. 976] da vefat etdi. 

Karaim yehudileri, Talmudu red etmis ve bunu bid'at kabul et- 
mislerdir. 

Talmuda gore kadm, dmi mekteblere almamaz. Ciinki hafif 
akllidir ve ona din egitimi sart degildir. (Kim kizina Tevrat ogretir- 
se, ona kotii bir sey ogretmis olur) ciimlesi haham Eliazerindir. 
(Misna, Nasim (kadinlar), Sotak kismi 216). Yehudi haham Musa 
bin Meymun, bundan maksadm Tevrat degil, Talmud oldugunu 
zikr etmisdir. 

Talmud, muneccimligin insan hayatma hiikm eden bir ilm oldu- 
gunu bildirmekdedir. Talmud, (Giines tutulmasi, milletler icin ko- 
tii bir alametdir) demekdedir. [Evil-Sign] Ay tutulmasmm ise, ye- 
hudiler icin kotii bir alamet oldugu yazilidir. Talmud, sihr ve keha- 
netlerle doludur. Bircok seyleri ifritlere (Demons) baglamislardir. 
Haham Rav Hunr (Her birimizin sagmda onbin, solunda onbin if- 
rit [seytan] bulunur) demekdedir. Haham Rabba ise, (Havradaki 
va'z sirasmda zuhur eden izdiham, ifritler sebebi iledir. Elbiselerin 
eskimesi, ifritlerin siirtiinmelerindendir. Ayaklarm kinlmasi, yine 
ifritler sebebi iledir) demekdedir. Talmudda, seytanlarm, okiizle- 
rin boynuzlarmda raks etdikleri, seytamn Tevrat okuyanlara zarar 
veremiyecegi, Cehennem atesinin, Beni israilin giinahkarlarim 
yakmiyacagi yazilidir. 

Yine Talmudda, Beni israilin gtinahkarlarmm oniki ay Cehen- 
nemde yanacagi, Kiyameti inkar edenlerin ve diger milletlerden 
olan gunahkarlann elim bir azab icinde ebedi olarak kalacakla- 

-336- 



n, orada viicudlannm kurtlannm olmiyecegi ve ateslerinin sonmi- 
yecegi yazilidir. 

Yine ba'zi hahamlar Talmudda, ruh cesedden aynldikdan son- 
ra, hesab olmadigini, giinahlardan cesedin mes'ul oldugunu, ruhun 
cesedden mes'ul olmasmm miimkin olmadigini yazmislardir. Bas- 
ka bir haham da, yine Talmudda buna i'tiraz etmisdir. 

Talmudda, (Hahamlardan ba'zilan, insan ve karpuz yaratmaga 
kadirdir) diye yazilidir. Bir hahamm, bir kadim disi merkeb haline 
getirdigi, iizerine bindigi, onunla carsiya gitdigi, sonra da baska bir 
hahamm, onu eski haline cevirdigi, Talmudun rivayetlerindendir. 
Talmudda, hahamlarm harikulade isleri, yilanlar, kurbagalar, kus- 
lar ve bahklara aid pekcok efsane ve kissalan yazilidir. Yine Tal- 
mudun beyanma gore, ormanda bir yirtici hayvan olup, Rum kay- 
seri bunu gormek istemis, bu hayvan Romaya 400 mil yaklasmca 
kiikremis ve Roma sehrinin divarlan yikilmisdir. Yine Talmudun 
beyanma gore, ormanda bir yasinda bir okiiz, Tur dagi kadar imis. 
Cok biiyiik oldugu icin, bunlan kurtarmak Nuh aleyhisselama cok 
zor gelmis ve bunlardan sadece birini boynuzlanndan gemiye bag- 
lamis. O zemamn Bashan (Bolan) beldesinin maliki olan (Uc), vu- 
cudu cok biiyiik oldugu icin, gemiye binememis, o da okiiziin sirti- 
na binmis. Bu melik Uc, diinya kadinlarmdan biri ile evlenen bir 
melekden dogan Amalikahlardan imis. Ayagi 40 mil uzunlugunda 
imis. Akl ve mantigm asla kabul edemiyecegi daha nice safsata- 
lar... 

Yine Talmudun bildirdigine gore, Titus ma'bede girmis, kihci- 
m cekerek ma'bedin perdesini parcalamis ve perdeden kan akmis, 
onu cezalandirmak ipin, bir sivrisinek gonderilmis ve beynine gir- 
mis. Titusun beyninde sinek gtivercin gibi oluncaya kadar biiyii- 
miis. Titus oliince kafasi acilmis, sivrisinegin bakirdan bir agzi ve 
demirden ayaklan oldugu goriilmiis imis. 

Hahamlarm ogretdigi seylere i'tiraz edenlerin cezalandinlacagi, 
bir yehudi, bir yabanci yamnda bir yehudinin aleyhine sahidlik ya- 
parsa, la'netlenecegi, bir yehudinin yabanciya karsi yapdigi yemi- 
nin hiikmii olmadigi, yine Talmudun beyanlarmdandir. 

Talmudun Hosem hamispat, Yoreh deah, Sultan Arah kism- 
lannda, (Yehudi olmiyan kimselerin kanini akitmak Allaha kur- 
ban takdim etmekdir), (Yehudilik maksad ve gayesi icin islenen 
biitiin giinahlar, gizli olmak sarti ile mubahdir), (Yalniz yehudi 
olanlara insan gozii ile bakihr. Yehudi olmayanlar birer hayvan- 
dir), (Allah diinyamn biitiin servetini sadece yehudilere tahsis et- 
misdir), (Hirsizhk etmeyiniz emri sadece yehudiler icindir. Diger 
milletlerin canlan ve mallari halaldir), (Yehudi olmiyanlann n- 

- 337 Cevab Veremedi - F:22 



zi, namusu halaldir. Zina etmiyeceksin emri yehudiler icindir), 
(Yehudi olmayanm, malim calan ve isini elinden alan bir yehudi, 
iyi bir is yapmisdir), (Emrlerimizi, yehudi olmiyan birine haber 
vermek, butiin yehudileri katl edilmeleri icin ihbar etmekle aym- 
dir. Yehudi olmiyanlar, kendileri icin ogretdigimiz seylerden 
ma'lumat sahibi olunca bizi surgtin ederler), (Ziraatden daha asa- 
gi bir is yokdur) gibi ciimleler vardir. 

Talmudda, yehudilerin bekledikleri Mesih icin, (Mesih, yehudi 
olmiyanlan, harb arabalarmm tekerlekleri altmda ezecekdir. Bu- 
yiik harb olacak ve insanlann iicde ikisi olecekdir. Yehudiler galib 
olacak, maglub olanlann silahlarmi yedi sene yakacak olarak kul- 
lanacaklardir. 

Diger milletler yehudilere Mat edeceklerdir. Mesih hiristiyan- 
lan kabul etmiyecek ve onlan temamen imha edecekdir. Biitiin 
milletlerin hazineleri yehudilerin ellerine gececek, yehudiler cok 
zenginlesecekler. Hiristiyanlar yok edilince, diger milletlerin goz- 
leri acilacak, onlar da yehudi olacaklardir. Boylece yehudiler diin- 
yaya hakim olacak, diinyamn hie bir yerinde yehudi olmiyan kim- 
se kalmiyacakdir) demekdedir. 

TENBIH 1 - Isbu (Cevab Veremedi) kitabi gosteriyor ki, hi- 
ristiyanlar ve yehudiler, her zeman mushmanlara saldirmis, kitab- 
lan ile, radyo ve televizyonlan ile ve devlet kuvvetleri ile, islamiy- 
yeti yok etmege cahsmislardir. Bu saldirilannin basanh olmasi 
icin, once islam ilmlerini, islam alimlerini yok etmisler, genclerin 
dinden habersiz, cahil yetismelerini saglamislardir. Hiristiyan 
misyonerlerinin ve hain komunistlerin tuzaklanna diiserek, on- 
larm hilelerine, yalanlarma aldanan, islamiyyetin meziyyetlerini, 
ustiinluklerini ve ecdadmm sanh, serefli basanlarim ogrenmek- 
den mahrum birakilan musliman evladlanndan ba'zilan, zeman- 
la soz ve yazi sahibi oldular. Otede beride, cahilce, ahmakca ko- 
nusmaga basladilar. Mesela, (Dedelerimiz col kanunlarma tabi' 
olmus, islamm akllara, fikrlere vurdugu kara zincirler icinde ha- 
reketsiz kalmis, ilk cag hayati yasamislar. Oldiikden sonra, diril- 
mek varmis. Cennetlerde ni'metler, eglenceler, Cehennemde 
atesde yanmak varmis gibi telkinler altinda diinyadan sogutulmus, 
tanri dedikleri, ne oldugu belirsiz birisine tevekktil ederek, ten- 
bel, miskin, hayvan gibi yasamislar. Biz onlar gibi gerici degiliz. 
Universiteyi bitirdik. Avrupa ve Amerika medeniyyetini, bunla- 
rm fende, teknikdeki ilerlemelerini ta'kib ediyoruz. Zevk ve eg- 
lence icinde yasiyoruz. Nemaz, oruc gibi seylerle zemammizi 61- 
durmiiyoruz. ilerici, aydin kimsenin cami'de, Mekkede isi ne? Og- 
lan, kiz bir arada, calgi, sarki, icki, kumar, , gibi zevkler, eglen- 

-338- 



celer birakilip da, nemaz, oruc, mevlid gibi can sikici seylerle omiir 
curutuliir mii? Cenneti, Cehennemi kim gitmis, kim gormus. Yasa- 
digimiz tatli hayat, bir vehm, bir hayal icin terk edilir mi?) diyor- 
lar. Halbuki, ozendikleri, oviindiikleri diinya hayati gecip 
gitmekde, hayal olmakda, sevdiklerinden aynlmakdadirlar. Bu ze- 
valli kimselerin, imrendikleri, aydin, ilerici, modern dedikleri Av- 
rupali, Amerikah devlet, siyaset, fen adamlanmn ve benzemege 
ozendikleri milyonlarca batilimn, oldiikden sonra dirilmege, Cen- 
nete, Cehenneme, Allahii tealaya ve Peygamberlere inandiklanni, 
her pazar giinii akm akin kiliselere giderek ibadet etdiklerini, bu 
kitabimrzdan ogrenerek, insafa gelmelerini, aldatilmis olduklanm 
anlamalanm dileriz. 

TENBIH 2 - Hiristiyanlarm ellerinde bulunan dort incil 
kitabimn Allahii teala tarafindan gonderilmis olan incil olmayip, 
papazlarm yazdigi tarih kitabi olduklan, yehudilerin okuduklan 
Tevrat ve Talmudun da, hahamlann uydurduklan yazilarla dolu 
oldugu, bu kitabimizda vesikalarla isbat edilmisdir. Kur'an-i kerim 
ise, Allahin sevgili peygamberi oldugu, sayisiz mu'cizelerle 
meydanda olan Muhammed aleyhisselamm getirdigi Allah kelami 
oldugu, giines gibi meydandadir. Akh ve ilmi olan hiristiyanlarm ve 
yehudilerin bu hakikatlan anlayarak seve seve miisliman 
olduklanm gazetelerde hergtin okuyoruz. 

MEDEMYYET NEDIR? 

(Ilericilik, gericilik) 

Miislimanlann ogrenmeleri farz olan bilgilere (islam ilmleri) 
denir. islam ilmleri ikiye aynhr: (Din bilgileri), (Fen bilgileri). Din 

bilgilerinden birisi, ahlak ilmidir. 

Islamiyyetin bildirdigi giizel ahlak sahibi olan ve zemanmm fen 
bilgilerinde ya'ni islamm iki bilgisinde yiikselmis olan millete (Me- 
deni) denir. Fende ilerlemis, agir sanayi' kurmus, fekat islam ahla- 
kmdan mahrum olan millete, (Zalini) ya'ni gerici, eskiya, diktator 
denir. Fen ve san'atda geri ve islam ahlakmdan mahrum olanlara 
(Vahsi), adi denir. (Medeniyyet) ta'mir-i bilad ve terfih-i ibaddir. 
Ya'ni, sehrler yapmak ve insanlara hizmetdir. Bu da, fen ve san'at 
ve giizel ahlak ile olur. Kisacasi, fen ve san'at ile giizel ahlakm bir- 
likde olmasma (Medeniyyet) denir. Medeni insan, fen ve san'ati, in- 
sanlarm hizmetinde kullamr. Zalimler ise, insanlara iskence yap- 
makda kullamr. Goriiliiyor ki, hakiki miisliman, medeni, ilerici bir 
insandir. Hiristiyan, yehudi ve komiinist [ya'ni dinsiz], gerici, saki 
ve zevalh bir kimsedir. 



339- 



BIR SEHIDIMIZIN SON SOZLERI 

SEHIDIN KiMLIGI: 
ISMI : M.Tevfik 

RUTBESI : Kolagasi (On. Yzb.) 

GOREVI : Boluk Komutam 

BABA ADI : All Riza 

DOGUM TARIHI : 1296 (1881) 
DOGUM YERI : Istanbul 

2 Haziran 1916 da bir ingiliz mermisi ile yaralanmis ve Canak- 
kale Askeri Hastahanesinde sehid olmusdur. 

OVACIK KARIBINDEKi ORDUGAHDAN 
18 MAYIS 1331-PAZARTESI 

(1915) 

Sebeb-i hayatim, feyz-ii refikim, 

Sevgili Babacigim, Validecigim; 

Anburnunda ilk girdigim mudhis muharebede sag yammdan ve 
pantolonumdan hain bir ingiliz kursunu gecdi. Hamd olsun kurtul- 
dum. Fekat, bundan sonra girecegim muharebelerden kurtulacagi- 
ma ummidim olmadigmdan, bir hatira olmak iizere su yazilarimi 
yaziyorum: 

Cenab-i Hakka hamd-senalar olsun ki, beni bu riitbeye kadar 
isal etdi. Yine mukadderat-i ilahiye olarak beni asker yapdi. Siz de 
ebcve yniin olmak dolayisiyla, beni mukaddes dinimize ve vatan ve 
millete hizmet etmek icin ne suretle yetisdirmek niiiiiikiii ise, oyle- 
ce yetisdirdiniz. Sebeb-i feyz-ii refikim ve hayatim oldunuz. Ce- 
nab-i Hakka ve sizlere cok tesekkiirler ederim. 

Simdiye kadar milletin bana verdigi parayi bugiin hak etmek 
zemamdir. Vazife-i mukaddese-i diniyye ve vataniyyeyi ffaya 
cehd ediyorum. Riitbe-i sehadete su'ud edersem, Cenab-i Hak- 
kin en sevgili kulu olduguma kanaat edecegim. Asker oldugum 
icin, bu her zeman benim icin pek yakindir, sevgili babacigim ve 
validecigim. Goz bebegim olan zevcem Miinevveri ve oglum Ne- 
zfhcigimi evvela Cenab-i Hakkin, saniyen sizin himayenize tcvdf 

-340- 



ediyorum. Onlar hakkinda ne miimkin ise, lutfen yapiniz! Oglu- 
mun ta'lfm ve terbiyesine ve salih bir nuislimaii olarak yetismesine 
siz de refikainla birlikde lutfen sa'y ediniz. Servetimizin olmadigi 
ma'lumdur. Miimkin olandan fazla bir seyi isteyemem. istesem de 
pek beyhudedir. Refikama hitaben yazdigun inclfuf mektubu lut- 
fen kendi eline veriniz. Fekat cok miiteessir olacakdir. O teessiirii 
izale edecek vechile veriniz. Aglayacak, iiziilecek, tabiT teselli edi- 
niz. Mukadderat-i ilahiye boyle imis. Matlubat ve diiyunatim hak- 
kinda refikannii mektubuna lef etdigim deftere ehemmiyyet veri- 
niz! Miinevverin hafizasinda ve yahud kendi defterinde mukayyed 
diiyunat da dogrudur. Miinevvere yazdigun mektubum daha mu- 
fassaldir. Kendisinden sorunuz. 

Sevgili babacigun ve validecigim! Belki bilmeyerek size karsi 
bircok kusurlarda bulunmusumdur. Beni afv ediniz! Hakkinizi ha- 
lal ediniz! Ruhumu sad ediniz. islerimizin tasfiyesinde refikama 
muavenet ediniz ve mii'in olunuz. 

Sevgili hemsirem Lutfiyecigim. 

Bilirsiniz ki sizi cok severdim. Sizin icin, sa'yimin yetdigi nisbet- 
de ne yapmak lazimsa isterdim. Belki size karsi da kusur etmisim- 
dir. Beni afv et, mukadderat-i ilahiye boyle imis. Hakkmi halal et, 
ruhumu sad et! Yengeniz Miinevver hammla oglum Nezihe sen de 
yardim et! 

Hepiniz, hergiin bes vakt nemaz kiluuz! Bir nemazi kacirma- 
maga cok dikkat ediniz. Ruhuma Fatiha okuyarak beni sevindiri- 
niz! Sizi de Cenab-i Hakkin lutf ve himayesine tevdi ediyorum. 

Ey akraba ve ehibba ve evidda ciimlenize elveda! Ciimleniz 
hakkinizi halal ediniz. Benim tarafundan ciimlenize hakkmi halal 
olsun. Elveda, elveda! Ciimlenizi Cenab-i Hakka tevdi 5 ve emanet 
ediyorum. Ebediyyen Allahii tealaya ismarladim. Sevgili babaci- 
gun ve validecigim. 

Uc nisan olur Velilerde, demis, erbab-i dil, 
biri ol ki, gorenin gonlii ona mail olur. 

Onun ikinci nisani, oldur ki, iyi bil, 

her ne dese, dinleyenler, soziine kail olur. 

Uciincusune gelince, ciimle a'zasi onun, 
hayrh i$ ve edeb He, her zeman, amil olur. 



341 



147. ci MEKTUB TERCEMESI 

Hindistamn biiyiik alimlerinden, miirsid-i kamil Muhammed 
Ma'sum Faruki 111 "rahmetullahi aleyh", (Mektubat)imn birinci cil- 
di yiizkirkyedinci mektubu, Mir Muhammed Hafiye yazilmisdir. 
Farisi olarak buyuruyor ki: 

Allahii teala, sizi ve bizi, habibi, sevgilisi ve Peygamberlerin en 
usttinu Muhammed aleyhisselama tabi' olmakla sereflendirsin! Ey 
merhametli kardesim! Diinya hayati cok azdir. Ebedf ve sermedi 
olan ahiret hayatmda, diinyada yapdiklanmizin karsihklarim gore- 
cegiz. Bu diinyada en mes'iid kimse, kisa omriinde, ahirete yaraya- 
cak isleri yapan, uzun olan ahiret yolculuguna hazirlanan kimsedir. 
Allahii teala, size insanlann ihtiyaclanm karsilayacak, onlan ada- 
lete ve rahata kavusduracak bir makam, bir vazife ihsan etmisdir. 
Bu biiyiik ni'mete cok siikr ediniz! Buna siikr etmek, Allahii tea- 
lamn kullarimn ihtiyaclanm karsilamakla olur. Kullara hizmet et- 
meniz diinya ve ahiret derecelerine kavusmamza sebeb olacakdir. 
Bunun icin, Allahii tealamn kullarma iyilik etmege, giiler yiiz, tat- 
h dil ve gtizel huy ile onlara kolayhk gostermege cahsimz! Bu ca- 
hsmamz, Allahii tealamn nzasim kazanmamza ve ahiretde yiiksek 
derecelere kavusmamza sebeb olacakdir. Hadis-i serifde, (insanlar 
Allahii tealamn lyalidir, kullaridir. Kullarina iyilik edenleri cok se- 
ver) buyuruldu. Miislimanlarm ihtiyaclanm karsilamamn ve onla- 
n sevindirmenin ve giizel huylu ve yumusak ve sabrh olmamn fa- 
ziletini ve sevablanm bildiren hadis-i serifler cokdur. Bunlardan 
birkacim yaziyorum. Dikkat ile okuyunuz. Ma'nasim iyi anlayama- 
digimz olursa, dmini iyi bilen ve dinine sanlmis olan hakiki alim- 
lerden sorunuz. 

Bir hadis-i serifde, (Miisliman, iniisliinaniii kardesidir, ona 
zulm etmez. Onu sikintida birakmaz. Kardesine yardim edene, Al- 
lahii teala yardim eder. Kardesinin sikintisim giderenin, Allahii te- 
ala kiyamet giinii sikintisim giderir. Bir miislimam sevindireni, Al- 
lahii teala kiyamet giinii sevindirir) buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Din kardesine yardim edenin yardimcisi, 



[1] Muhammed Ma'sum, 1079 h.=1668 m. senesinde Serhend sehrinde ve- 
fat etdi. 

-342- 



Allahii tealadir) buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Allahii teala, ba'zi kullarim insanlann ih- 
tiyaclanni karsilamak icin yaratmisdir. Derdli olanlar, bunlara si- 
gimrlar. Bunlar kryamet giiniiniin azabindan emindirler) buyu- 
ruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Allahii teala, ba'zi kullarina cok ni'metler 
vermis, bunlari derdli kuUarina derman icin sebeb yapmisdir. Bu 
ni'metleri muhtac olanlara vermezlerse, eUerinden ahp, baskalari- 
na verir) buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Din kardesinin ihtiyacini karsdayana, on 
sene i'tikaf sevabi verilir. Allah rizasi icin bir giin i'tikaf eden ile 
Cehennem atesi arasuida iic hendek uzakhk vardir. iki hendek 
arasi, sark ile garb arasi gibi uzakdir) buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Bir din kardesinin ihtiyacini karsdayan 
kimseye Allahii teala, yetmisbes bin melek gonderir. Sabahdan ak- 
sama kadar onun icin diia ederler. Aksam ise, sabaha kadar diia 
ederler. Her adimi icin bir giinahi afv olur ve bir derece yiikselti- 
lir) buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Bir mii'min kardesinin ihtiyacini karsilamak 
icin giden kimseye, her adimi icin yetmis sevab verilir ve yetmis gii- 
nahi afv olunur. Onu sikintidan kurtannca, anadan dogmus gibi gii- 
nahlarindan kurtarihr. Bu yardimi yaparken oliirse, hesabsiz olarak 
Cennete girer) buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Bir din kardesinin sikintisim gidermek icin, 
onunla hiikiimete [mahkemeye] giderse, sirat kopriisiinii ayagi kay- 
madan gecenlerden olur) buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Amellerin, ibadetlerin efdaU, en kiymethsi, 
bir m ii'mini sevindirmek veya elbise vermek veya ac ise doyurmak 
veya herhangi bir ihtiyacini karsilamakdir) buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Farzlardan sonra, amellerin en kiymethsi, 
bir miislimani sevindirmekdir) buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Bir kimse, mii'min kardesmi sevindirince, 
Allahii teala bir melek yaratir. O kimse oliinceye kadar bu melek 
hep ibadet eder. Oliip kabre konunca, yamna gelerek, beni tani- 
yormusun der. Hayir, sen kimsin deyince, bir miislimana vermis 
oldugun sevincim. Bu giin seni sevindirmek ve siial meleklerine 
cevab verirken yardimci olmak ve cevablarina sehadet etmek 
icin, simcli sana gonderildim. Kabrde ve kiyametde sana sefa'at 

-343- 



edecegim. Sana Cennetdeki makamim gosterecegim der) buyu- 
ruldu. Cok kimsenin Cennete girmesine sebeb olan sey nedir de- 
nildikde, (Takva, ya'm haramlardan sakmmak ve giizel huylu ol- 
makdir) buyuruldu. Cok kimsenin Cehenneme girmesine sebeb 
olan sey nedir denildikde, (Dili ve fercidir. Ya'm tenasul uzvudur) 
buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Mii'minlerden imam kamil [temam] olam, 
huyu giizel ve zevcesine karsi yumusak olandir) buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Bir kul, giizel ahlaki sebebi ile ahiretde 
yiiksek derecelere kavusur ve ibadetlerine kat kat fazla sevab ve- 
rilir. Kotii huy, insam Cehennemin derin tabakalarma siiriikler) 

buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (ibadetlerin en kolayi ve en halTfi, az konus- 
mak ve giizel huylu olmakdir) buyuruldu. 

Bir kimse, Resulullahin karsisma gelip, Allahii tealamn cok 
sevdigi amel nedir deyince, (Giizel huylu olmakdir) buyurdu. Sag 
tarafmdan gelip, tekrar sorunca, (Giizel huylu olmakdir) buyurdu. 
Sol tarafmdan gelip sorunca, yine (Giizel huylu olmakdir) buyur- 
du. Sonra, dolasip arkadan sorunca, Resulullah "sallallahii aleyhi 
ve sellem", mubarek yiizunu buna cevirerek, (Nicin anlamiyor- 
sun? Giizel huy, elden geldigi kadar kizmamak demekdir) buyur- 
du. 

Bir hadis-i serifde, (Hakh oldugu halde dahi, miinakasa etme- 
yen kimseye, Cennetin kenarinda bir kosk verilecekdir. Latife [sa- 
ka] olarak dahf, yalan soylemiyene, Cennetin ortasinda bir kosk 
verilecekdir. Giizel huylu olana, Cennetin en yiiksek yerinde bir 
kosk verilecekdir) buyuruldu. 

Hadis-i kudside, (Biitiin dinler icinde, bu dini secdim. Bu din, 
comerdlik ile ve giizel huy ile temam olur. Bu dini, her giin, bu iki- 
si ile temamlayimz!) buyuruldu. 

Hadis-i serifde, (Giizel huy, ink suyun buzu eritdigi gibi, giinah- 
lan eritir. Kotii huy, sirkenin bah bozdugu gibi, ibadetleri bozar) 

buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Allahii teala refikdir. Her isinde yumusak 
huylu olam sever) buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Allahii teala yumusak huyu sever, boyle 
kimseye hep yardim eder. Aksine, sert kimseye yardim etmez) bu- 
yuruldu. 

-344- 



Bir hadis-i serifde, (Cehenneme girmeyecek olan, Cehennem 
atesinin yakmayacagi kimse, yumusak huylu olan ve herkese ko- 
layhk gosterendir) buyuruldu. 

Bir hadfs-i serifde, (Allahii teala, acele etmeyeni sever. Acele 
seytandandir. Allahii teala, hilini, ya'ni yumusak huyu sever) bu- 
yuruldu. 

Bir hadis-i serifde, ( I lilm sahibi kimse, giindiizleri oruc tutan, 
geceleri nemaz kdan kimsenin derecesine kavusacakdir) buyurul- 
du. 

Bir hadis-i serifde, (Gadab [kizginhk] zemamnda, yumusak 
davranam Allahii teala cok sever) buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Sert olana karsi yumusak davranam ve 
zulm yapam afv edeni ve kendisini mahrum birakana ihsan yapam 
ve kendisini aramayam ziyaret edeni, Allahii teala yiiksek derece- 
lere kavusduracak ve Cennetde koskler ihsan edecekdir) buyurul- 
du. 

Bir hadis-i serifde, (Kahraman, giiresde, yansda kazanan degil- 
dir. Gadab zemamnda, nefsine hakim olandir) buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Giiler yiizle selam verene sadaka sevabi ve- 
rilir) buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Din kardesini giiler yiizle karsilamak ve 
emr-i ma'ruf yapmak ve nehy-i anil-miinker yapmak ve din bilgile- 
ri unutuldugu, dalaletin, [dinsizligin] yayildigi zemanda, bir kimse- 
yi dalaletden kurtarmak ve yollardan, meydanlardan fas, diken, 
kemik ve copleri kaldirmak ve susuz kalamn su kabim doldurmak, 
hep sadakadir) buyuruldu. 

Bir hadis-i serifde, (Cennetde, chsardan icerisi ve icerden disa- 
risi goriilen koskler vardir. Bunlar, tath sozlii olanlara ve aclari do- 
yuranlara ve herkes uykuda iken nemaz kdanlara verilecekdir) bu- 
yuruldu. 

Bu hadis-i serifler, (Tergfb ve Terhfb) kitabindan ahndi. Bu 
kitab, kiymetli hadis kitablarmdandir. 1 ' 1 Allahii teala, hepimize bu 
hadis-i seriflere uymak nasib eylesin. Hali, hareketleri bunlara 
uyan kimse, Allahii tealaya, cok siikr eylesin. Hali uymayan da, 
bu hadis-i seriflere uymak icin, Allahii tealaya yalvarsm. Hali uy- 



[1] Bu kitabi yazan Abdiilazim Miinziri Kayrevani safi'i, 656 [m. 1258] de 
vefat etmisdir. 

-345- 



gun olmayamn kusurunu anlamasi da, biiyiik bir nfmetdir. Kusur- 
lu oldugunu anlamayan, bunun icin iiziilmeyen kimsenin dini, lma- 
ni za'if oldugu anlasihr. 

83. cii MEKTUB TERCEMESI 

Muhammed Ma'sum hazretleri, ikinci cildin sekseniicuncii 
mektubunda, Mirza Muhammed Sadika, farisi olarak buyuruyor 
ki: Iki ni'meti ve kaza ve kader mes'elesini serh etmekdedir. Bu 
iki ni'mete kavusan kimsede, hie zevk ve Ml bulunmasa, bunun 
icin hie uzulmemelidir. Bu iki ni'metden birisi, dinin sahibi olan 
Muhammed aleyhisselama tabi' olmakdir. Ikincisi, iistadim, miir- 
sidini sevmekdir. Bu iki ni'met, insani biitiin se'adetlere ve feyz- 
lere kavusdurur. Bu iki ni'metden birisi noksan ise, sonu felaket 
olur. Ilmin, amelin, kerametlerin bol olmasi, bunu felaketlerden 
kurtarmaz. Bu iki ni'metin bozulmasina, elden cikmasina sebeb 
olan en zararh, en tehliikeli sey, dinsiz ve mezhebsiz kimselerle 
ve bunlarm kitablan [gazeteleri] ve her diirlii yaymlan ile bera- 
ber olmakdir. Boyle bozuk kimselerden, arslandan kacar gibi 
kacmahdir. Ehl-i siinnet alimlerinin [imam ve ibadetleri bozuk 
olmayan hakfki muslimanlarm] kitablanni okumahdir. Biiyiikle- 
rin kitablanni okumak isteyenlere, tmam-i Rabbaninin Mektu- 
batmi okumak cok faidelidir 1 ' 1 . [Hakikat Kitabevinin cikardigi ki- 
tablar, bu dogru alimlerin kitablarmdan terceme edilmisdir. isla- 
miyyeti dogru olarak ogrenmek isteyenlere bu kitablan tavsiye 
ederiz.] 

Kaza ve kader bilgileri cok nazik, ince ve anlamasi giiedtir. 
Bunlan konusmak ve miinakasa etmek, hadis-i serif lerle yasak 
edilmisdir. Muslimanlarin vazifesi, Allahti tealamn emrlerini ve 
yasaklanm ogrenmek ve bunlara uygun yasamakdir. Kaza ve 
kadere inanmamiz emr olundu. Bunlan incelememiz emr olun- 
madi. Ehl-i siinnet alimlerinin bildirdigi kadar ogrenmemiz ve 
inanmamiz lazimdir. Bu hakiki alimler [islam bilgilerinin miite- 
hassislan] buyuruyor ki, Allahu teala insanlann, hayr ve ser, bii- 
tiin yapacaklanm ezelde biliyordu. Vaktleri gelince, bunlarm ya- 
ratilmasim irade etmekde ve yaratmakdadir. Onun yaratmasma 
(takdir) denir. [Ezeldeki ilme kader denir. Kader, ilm-i ezelidir. 
Emr-i ezeli degildir.] Hahk ve mucid yalniz Odur. Ondan bas- 
ka yaratici yokdur. Hie bir insan, hie birsey yaratamaz. (Mu'tezi- 



[1] imam-i Rabbani Ahmed Faruki, Hindistanda yetisen Ehl-i siinnet 
alimlerinin ve Evliyamn en biiyliklerindendir. 1034 [m. 1624] senesin- 
de Serhend sehrinde vefat etmisdir. 

-346- 



le) ve (Kaderiyye) denilen cahil ve ahmak kimseler, kaza ve kade- 
re inanmadilar. Insan, diledigini, kendi gucii ile yaratmakdadir de- 
diler. Boyle, kafir olan kimseler, zemammizda cokdur. 

Hayr ve ser, herseyin yaratilmasinda, insamn iradesinin ve ih- 
tiyannin da te'sfri vardir. insan bir sey yapmak ister, Allahu tea- 
la da isterse, o seyi yaratir. insamn iradesine, dilemesine (kesb) 
denir. Demek ki, insanlarm yapdigi her hareket, her is, insamn 
kesbi ve Allahu tealamn yaratmasi iledir. Adam oldiirene kiya- 
metde azab yapilmasi, onu kesb etdigi icindir. (Cebriyye) denilen 
kimseler ise, insamn kesbini, iradesini inkar etdiler. insan istese 
de, istemese de, her hareketini, her isini Allah yaratir. insamn her 
isi, agac yapraklannin riizgardan sallanmasi gibidir dediler. Her 
seyi Allah zorla yapdinyor. insan hie bir sey yapamaz zannetdi- 
ler. Boyle soylemek kiifrdiir. Boyle inanan kafir olur. Bunlara go- 
re, iyi is yapanlara kryametde sevab verilir. Giinah isleyenlere, 
azab yapilmaz. Kafirlere, asilere, fasiklara azab yapilmaz. Ciinki, 
bu gunahlan yapan hep Allahu tealadir. Bunlar, giinah islemege 
mecbur olmuslardir dediler. Biitiin Peygamberler, boyle inanan- 
lara la'net etdi. Elin, ayagm titremesi ile, irade ederek hareket et- 
dirilmesi, bir olur mu? (Hicr) suresinin 92 ve 93. ilncii ayetlerin- 
de mealen, (Allahu teala onlarin yapdiklannin hepsini soracak- 
dir) buyuruldu. (Vaki'a) suresinin 24. iincu ayetinde mealen, 
(Yapdiklannin cezasini cekeceklerdir) buyuruldu. (Kehf) suresi- 
nin 29. uncu ayetinde mealen, (isteyen imaii etsin, dileyen inkar 
etsin. inkar edenlere Cehennem atesini hazirladik) buyuruldu. 
(Nahl) suresinin 33. uncu ayetinde mealen, (Allahu teala, onlara 
zulm etmez. Onlar, kendilerine zulin ediyorlar) buyuruldu. Ba'zi 
mezhebsizler, zmdiklar, Allahu tealamn emrlerine ve yasaklanna 
uymak zahmetinden kurtulmak icin ve giinahlanndan dolayi 
azab cekmemek icin, insanlarm iradesi, kesbi bulunduguna inan- 
miyorlar. 

Allahu teala kerimdir, merhameti sonsuzdur. insanlara hep fa- 
ideli olan seyleri ve yapabilecekleri kadar emr etmisdir. Zararh 
olanlan yasak etmisdir. (Bekara) suresinin 286. mci ayetinde 
mealen, ( Allahu teala insanlara kolay yapacaklari seyleri emr et- 
di) buyuruyor. insanda irade bulunduguna inanmayanlara, cok sa- 
sihr. Bunlar, kendilerine ita'at etmiyenlere, sikinti verenlere ni- 
pin kiziyorlar? Ogullanm ve kizlanni nipin terbiye etmege 
ugrasiyorlar? Zevcelerini kotii yolda gorseler, nicin kiziyorlar? 
Nicin, bunlarm iradesi yokdur, mecburdurlar diyerek, hos gormii- 
yorlar? Diinyada her kotiiliigii yaprp, ahiretde azab gormemek 
icin boyle inamyorlar. Halbuki, (Tur) suresinin 7. inci ayetinde 

-347- 



mealen, (Rabbin elbette azab yapacakdir. Ondan kurtulus yok- 
dur) buyuruldu. 

Kaderiyye, kaza ve kaderi inkar etdikleri icin, cebriyye de, 
iradeyi inkar etdikleri icin, dogru yoldan aynldilar. Bid'at sahibi 
oldular. Dogru yol, ikisinin arasinda olan (Ehl-i sunnet ve cema- 
at) firkasimn inandigi yoldur. Bu hak yolda olanlara (siinm) de- 
nir. Ehl-i sunnet firkasimn reisi olan imam-i Ebu Hamfe, imam-i 
Ca'fer Sadikdan' 11 sordu "radiyallahii anhuma": (Ey Resululla- 
hin torunu! Allahii teala insanlann hareketlerini, bunlarm irade - 
sine mi birakmisdir. Yoksa, herseyi cebr ile mi yapdirmakdadir?) 
dedi. Cevabmda buyurdu ki, (Allahii teala, kendi hakkini kulla- 
nna birakmaz ve onlara zor ile yapdinp, azab etmesi, Onun ada- 
letine yakismaz). Kafirler diyor ki, (Allahii teala, bizim kafir, 
miisrik olmamizi istedi. Onun istedigi oldu). (En'am) suresinin 
148. inci ayetinde mealen, (Miisrikler diyor ki, Allah bizim ve ba- 
balarimizin miisrik olmamizi istemeseydi...) buyurulmakda ve 
(Bunlardan evvel gelenler de, inanmadiklari icin, kendilerine 
azab yapdik) cevabini vermekdedir. Miisrikler, bu sozleri, ozr 
olarak soylemiyorlar. Boyle soylemeleri, azabdan kurtulmalan 
icin degildir. Bunlar, sirklerinin, kiifrlerinin kotii olduklarim bil- 
miyorlar. Allahii tealamn her diledigi iyidir, irade etdigi seylerin 
hepsinden razidir. Razi olmasaydi irade etmezdi. Bizim sirkimiz- 
den de razi olmasi, bize azab yapmamasi lazimdir, demekdedir- 
ler. Halbuki, Allahii teala kiifrden, sirkden razi olmadigini Pey- 
gamberleri ile bildirdi. Kiifriin kabih oldugunu ve kafirlerin 
mel'un olduklarim, bunlara sonsuz azab yapacagim bildirdi. ira- 
de edilen seyden razi olmak lazim gelmez. Allahii teala kiifrii ve 
isyam irade eder, yaratir. Fekat, bunlardan razi degildir. Bunlar- 
dan razi olmadigini, Kur'an-i kerimde acikca bildirmisdir. Belki 
de, mtisriklerin boyle soylemeleri, Peygamberlerle alay etmek 
icin idi. 

Siial: Allahii teala, hayr ve serri ezelde takdir etmis, bilmisdir. 
Bildigine gore irade etmekde ve yaratmakdadir. insamn iradesi 
aradan kalkmakdadir. insanlar hayn ve serri yapmakda mecbur 
olmuyor mu? 

Cevab: Allahii teala, ezelde, insamn kendi iradesi ile yapaca- 
gim bilmisdir. Allahii tealamn boyle bilmesi, kulda irade ve ihti- 
yar olmadigini gostermez. Allahii teala, insamn haricinde olan bir- 
cok seyleri de ezeldeki takdirine uygun olarak yaratmakdadir. in- 



[1] imam-i Ca'fer Sadik, Resulullahin torunu olan imam-i Hiiseynin toru- 
nunun ogludur. 

-348- 



san, hareketlerinde mecbur olsaydi, Allahii teala da, biitiin yarat- 
diklarmda mecbur olurdu. Goriiltiyor ki, Allahii teala muhtardir, 
ya'ni mecbur degildir, insan da muhtardir. 

110. cu MEKTUB TERCEMESI 

Muhammed Ma'sumun "rahmetullahi aleyh", Abdiilhakfm is- 
mindeki bir talebesine yazdigi, ikinci cildin yiizonuncu mektubu- 
nun, farisiden tercemesi soyledir: Ttikadi ve ameli bozuk olan kim- 
se ile goriismemeli, bid'at sahibi ile sohbet, arkadashk yapmamah- 
dir. Yahya bin Mu'az Razi, 258 [m. 872] de vefat etmisdir. Buyuru- 
yor ki, (Uc simf kimse ile sohbet etme: Gafil olan alimler ile ve hep 
dtinya kazancim diisiinen hafizlar ile ve din cahili olan seyhler ile). 
Seyh olarak tamnan bir kimsenin sozleri, isleri, hareketleri, ah- 
kam-i islamiyyeye uygun olmaz ise, sakin, sakm, ona yaklasma! 
Hatta, onun bulundugu sehrden, koyden kac! O, gizli, sinsi bir hir- 
sizdir. insamn dinini, imanini calar. insam seytamn tuzagma dusii- 
riir. Harikalar, kerametler gosterse, diinyaya bagh olmadigi goriin- 
se de, arslandan kacar gibi, ondan uzaklas! Tesavvuf yolunun mii- 
tehassislarmdan Ciineyd-i Bagdadi, 298 [m. 910] da vefat etmisdir. 
Buyuruyor ki, (Tesavvuf ehli oldugunu soyleyenler cokdur. Bunlar 
icerisinde, yalmz Resulullaha tabi' olanlar dogrudur). Yine buyur- 
du ki, (Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere tabi' olmiyan kimseyi, 
Allah adami sanmayimz!). Yine buyuruyor ki, (insam, Allahm n- 
zasma, sevgisine kavusduran yol, kitaba ve siinnete bagh olanlarm 
gitdikleri yoldur.) Sozleri, isleri ve ahlaki, Resulullahm yoluna uy- 
gun olmiyan, [ailesini, kizlanm, bu yola baglamiyan] kimseyi Veil, 
Allah adami zan etmeyiniz! Yehudiler, papazlar ve Berehmen de- 
nilen Hind din adamlan da, cok tath konusur, kotiiliiklerden uzak 
goriiniirler. Bunlarm sozlerine, goriiniislerine aldanmamahdir. 
Diinyaya diiskiin olmadrgma ve harikalar gostermesine ve tevhid-i 
viicudi iizerindeki sozlerine aldanmayimz! Ebu Omer Siilemi di- 
yor ki, (Ahkam-i islamiyyeye uymiyan her soz, her hal, zararhdir. 
Tesavvuf, ahkam-i islamiyyeye uymaga cahsmakdir. Dogru ile 
yalanciyi ayiran tek nisan, Resulullaha uymakdir. Ona uygun ol- 
miyan ziihd, tevekkiil, tath sozlerin hie kiymeti yokdur. islamiy- 
yete uygun olmiyan zikrlerin, fikrlerin, zevklerin ve kerametlerin 
hie faidesi olmaz.). [Abdullah-i Dehlevi "kuddise sirruh" 1240 h. 
[m. 1824] de Delhide vefat etdi. Onikinci mektubda buyuruyor 
ki, (Tarikata giren kimse, vazifelerine devam etmezse tarikatdan 
cikmis olur).] Keramet, achk cekenlerde, nefse uymiyanlarda da 
hasil olur. Bunlarm Veil olduklanm gostermez. Abdullah ibni 
Mubarek 181 [m. 797] senesinde vefat etdi. Buyuruyor ki, (isla- 

-349- 



miyyetin edeblerine uymiyan kimse, Resulullahm siinnetine uy- 
makdan mahrum kalir. Sunnete uymakda gevsek davranan, farzla- 
ra uymakdan mahrum kalir. Farzlarda, haramlarda gevsek olan, 
Veil olamaz). Bunun icin, hadis-i serifde, (Haramlara devam, kiif- 
re sebeb olur) buyuruldu. Ebu Said-i Ebiil-hayr 440 h.da vefat et- 
di. Buna, (Falanca, su iistiinde yiirtiyor dediler. Bu, kiymetli birsey 
degildir. Cop de, saman da, su iistiinde gidiyor dedi. Falanca, hava- 
da ucuyor dediklerinde, karga, sinek de ucuyor dedi. Falanca, bir 
anda, sehrleri dolasryor dediklerinde, seytan da gidiyor. Bunlar, 
kiymetli olmagi gostermez. Merd olan, herkes gibi ahs-veris yapar. 
Evlenir. Cocuklan olur. Fekat, bir an Allahim unutmaz) buyurdu. 
Biiyiik Veil, Ebu All Ahmed Rodbarf 321 senesinde Misrda vefat 
etdi. Bir kimse, calgi dinliyor. Ben tesavvufda yiiksek dereceye ye- 
tisdim [calgilan, kizlarm seslerini dinlemek], bana haram olmaz di- 
yor denildikde, (Evet, Cehenneme yetismisdir) dedi. Ebu Siiley- 
man Abdurrahman Darani, 205 h.de Samda vefat etdi. Buyurdu ki, 
(Kalbime bircok, iyi zan etdigim seyler geliyor. Bunlan, islamiyyet 
terazisi ile olcmedikce, hie ehemmiyyet vermiyorum.) 

[imam-i Rabbani "kuddise sirruh", ikinci cildin 82. ci mektu- 
bunda buyuruyor ki, (Diinyamn yaldizh lezzetlerine sanlma, geci- 
ci, cabuk biten giizelliklerine aldanma! Biittin sozlerinin ve isleri- 
nin islamiyyete uygun olmasma cahs! Evvela, i'tikadim, (Ehl-i sun- 
net) alimlerinin kitablarma gore diizelt! Bundan sonra, biitiin ha- 
reketlerin ve ibadetlerin, bu alimlerin (Fikh) kitablarma uygun ol- 
masma dikkat et! Halala, harama uymak, cok miihimdir. Nafile 
ibadetlerin, farz ibadetler yamnda hie kiymeti yokdur. Bir lira ze- 
kat vermenin sevabi, yiizbinlerce lira nafile sadaka vermek seva- 
bmdan katkat fazladir. Dtinyamn zararlarmdan kurtulmak ve ahi- 
retdeki sonsuz ni'metlere kavusmak icin [musliman olmak lazim- 
dir. Ya'ni] evvela iman etmek, sonra ahkam-i islamiyyeye uymak- 
dan baska care yokdur.) islamiyyet, kalb ile iman etmek ve beden 
ile ahkam-i islamiyyeye uymakdir. Allahii tealamn emr etdigi sey- 
lere (Farz) denir. Yasak etdigi seylere (Haram) denir. Her ikisine 
birden (Ahkam-i islamiyye) denir. Kalb ile iman edilecek, inamla- 
cak alti seyi ve her tarafa yayilmis olup, giinliik isler haline gelmis 
olan din bilgilerini mesela nemaz kilmasim ve nemazda okunacak 
fatiha suresini, hemen ogrenmek ve bunlara uygun yasamak, ka- 
din, erkek, her miislimana farzdir. Cocuklarma ogretmek de anala- 
ra, babalara farzdir. Evlenecek yasa gelen musliman evladi ve yeni 
musliman olan, bunlan ogrenmege ve uymaga ehemmiyyet vermez 
ise, birinci vazife oldugunu kabul etmezse, kafir olur. Buna (Miir- 
ted) denir. Miirted, musliman olmamis kafirden daha fenadir. ts- 

-350- 



lam ilmlerinin menbai, kaynagi, Kur'an-i kerim ve hadis-i serifler- 
dir. Muhammed aleyhisselamm her sozune (Hadis-i serif) denir. 
Kur'an-i kerim ve hadis-i serifler arabidir. Kur'an-i kerimin ma'na- 
sini, yalmz Muhammed aleyhisselam anlamis ve hepsini Eshabina 
bildirmisdir. islam alimleri, bunlan, Eshab-i kiramdan ogrenerek 
kitablara yazmislardir. Bu kitablara (Tefsir) kitablan denir. Bu 
kiymetli alimlere de (Ehl-i siinnet) alimleri denir. Ehl-i siinnet 
alimlerinin en ilstiin olanlan, Tefsir kitablarmdaki ahkam-i isla- 
miyye bilgilerini toplayip, aynca yazmislardir. Boylece, (Fikh) ki- 
tablan meydana gelmisdir. Sonradan meydana cikan din cahilleri 
ve din diismanlan, kendi akllarma ve zemanlarmdaki fen bilgileri- 
ne gore tefsir ve fikh kitablan yazarak, gencleri aldatmislardir. Al- 
danamn imam gitmedi ise, buna (Bid'at sahibi) denir. Imam gider- 
se, (Miirted) olur. Bu bozuk kitablan okuyan, islamiyyeti degil, 
bunlan yazanlarm goriislerini, diisilncelerini ogrenir. Bu kitablar, 
islamiyyeti icerden parcalamakda, (Ehl-i siinnet) denilen hakiki 
muslimanlan yok etmekdedir. Bu islam dusmanligmm basmda ye- 
hudiler ve ingilizler gelmekdedir. Yehudi kitablanna aldananlara 
(SiT) denildi. ingiliz casuslarma aldananlara (Vehhabi) denildi. in- 
gilizlerin vehhabiligi nasil kurdugu, (ingiliz casusunun i'tiraflan) 
kitabimizda, ingilizlerin vehhabi Sii'udi hiikumetini nasil kurdugu 
da (Miincid) lugat kitabmda (Lavrence) kelimesinde yazihdir. Si'i- 
ler ve vehhabiler, kitablarmdaki bozuk yazilara gencleri inandir- 
mak icin, aralarma ayetler, hadisler ve Eshab-i kiramm ve Selef-i 
salihinin sozlerini kansdinyorlar. Bu ilavelere, kendilerine gore 
yanhs ma'nalar vererek, kitablarmm dogru oldugunu isbata kalki- 
siyorlar. Gencleri sasirtiyorlar. Kitablanm, Ehl-i silnnetin kitabla- 
nndan ayirmak, giic oluyor. Ancak, onlarm bozuk i'tikadlanm 6g- 
renip, kitabda goren, bu kitabm bozuk oldugunu anhyarak, tuzak- 
lanna diismekden kurtulur. 

Allahti teala, herseyi nizamh, diizenli olarak yaratdi. Kur'an-i 
kerimde, herseyin nizamh, hesabh oldugunu bildirdi. Bu nizama, 
simdi, fizik, kimya, biyoloji, astronomi kanunlan diyoruz. Bu 
nizamm devami icin, herseyi bir sebeb ile yaratmakdadir. Mad- 
deleri, birbirlerinin yaratilmasina sebeb yapdigi gibi, insanin ira- 
desini ve kuvvetini de sebeb kilmisdir. Ba'zan, (harik-ul-ade) 
olarak, ya'ni bu adetinin hilafma, sebebsiz de yaratmakdadir. 
Peygamberlerin diiasi ile sebebsiz yaratmasma, (Mu'cize) de- 
nir. Islamiyyete uyarak, kalblerini ve nefslerini temizliyen Evli- 
yanin diiasi ile sebebsiz yaratmasma, (Keramet) denir. Seytan 
bunlan aldatamaz. Achk cekerek, sikintilar icinde yasiyarak, 
nefslerini ezip, onu kalbi aldatamaz bir hale getiren fasiklann ve 

-351- 



kafirlerin istediklerini, sebebsiz yaratmasma (Istidrac) ve (Sihr) 
denir. Sebebsiz is yapan, gayb olan seylerin yerlerini ve gelecek- 
de olacak seyleri haber veren ve cinlerle konusan bir kimse, isla- 
miyyete uyuyor ise, bunun Veli oldugu anlasihr. Uymuyorsa, ka- 
fir oldugu, nefsini tasfiye etmis, cilalamis oldugu anlasihr. Bunun 
kalbi mahluklann sevgisinden temizlenmemis, nefsi de Allahu te- 
alaya diismanhkdan vazgecmemisdir. Seytan da, yanlarmdan ay- 
nlmaz. 

Birseye kavusmak istiyen bir musliman, Allahu tealamn adeti- 
ne uyar. Bu seyin yaratilmasma sebeb olan seyi yapar. Mesela, pa- 
ra kazanmak isteyen, san'at, ticaret yapar. Ac olan, yemek yir. Has- 
ta olan, tabibe kosar, ilac alir. Dinini ogrenmek istiyen, Ehl-i siinnet 
alimlerinin kitablarim okur. Hasta, cahil kimseden ilac alirsa, sifa 
bulmaz, oliir. Ehl-i siinnet olmiyan, bid'at sahibi, mezhebsiz kim- 
senin bozuk, sapik din kitabim okuyamn da, dini, imam bozulur. 
Allahu teala, din ve diinya ihtiyaclarma kavusmak icin, diia etme- 
gi de sebeb yapdi. Fekat, diiamn kabul olmasi icin, musliman ol- 
mak, Ehl-i siinnet olmak, salih olmak, ya'ni Allahu tealamn sevgi- 
sine kavusmak icin, cahsmak. Bunun icin de, haram yoldan, kul 
hakkmdan sakmmak ve yalmz Allahu tealaya yalvarmak lazimdir. 
Boyle olmiyan kimse, boyle olan kimseden, ya'ni, Evliyadan, ken- 
disine diia etmesini ister. Evliya oldiikden sonra da, isitir. Kabrine 
gelip, dileyenlere diia eder. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (islerinizde sasir- 
diginiz zeman, kabrde olanlardan yardim isteyiniz!) buyurdu. 
Seyh-ul-islam Ahmed ibni Kemal, (Hadis-i erba'in tercemesi)nde 
bu hadis-i serifi izah etmekdedir. (Hakikat Kitabevi)nin nesr etdi- 
gi, arabi (Et-tevessiilu bin Nebi ve bis-Salihin) ve farisi (Redd-i 
Vehhabi) ve turkce (Kiyamet ve ahiret) kitablarmda da uzun ya- 
zihdir. Abdiillah-i Dehlevinin sekizinci ve yirmisekizinci ve otuz- 
besinci mektublan, bu hususda kiymetli vesikadir. Otuziicuncii 
mektubunda, su beyti yazmakdadir: 

Evliyaya Allah, dyle kudret verdi ki; 
geri (evirirler, uteslenen mermiyi. 

Ingiliz casuslarma aldanmis olan Vehhabiler, buna inanmiyor. 
(Hakikat Kitabevi)nin kitablan, Vehhabilere cevab vermekdedir.] 

Hadis-i serifde, (Bid'at sahibleri, Cehennemdekilerin kopekle- 
ri olacakdir) buyuruldu. [Ya'ni, kopek seklinde, Cehenneme ati- 
lacaklardir.] Bir hadis-i serifde, (Bid'at sahiblerini, seytan ibadet 
yapmaga siiriikler. ibadet yaparken [Allah korkusundan] aglar- 
lar) buyuruldu. Bir hadis-i serifde, (Allahu teala, bid'at sahible- 

-352- 



rinin, nemazlarim, oruclarim, sadakalarim, haclarim ve umrelerini 
ve cihadlarim, farzlarmi ve unfile ibadetlerini kabul etmez. Bunlar, 
yagdan kil cekilir gibi, islamdan cikarlar) buyuruldu. 

Giinah isleyince, hemen [kalb ile] tevbe ve [dil ile] istigfar et- 
melidir. Gizli yapilan giinahm tevbesi gizli, asikar yapilanm tevbe- 
si asikar olmahdir. Tevbeyi gecikdirmemelidir. Giinah isleyince, 
melekler tic saat yazmaz. Bu zemanda tevbe edilirse, hie yazilmaz. 
Tevbe edilmezse, bir giinah yazilir. Tevbeyi gecikdirmek, daha 
biiyiik giinahdir. Oliinciye kadar, tevbe kabul olur. Takvayi [ha- 
ramlardan sakinmagi] ve vera'i [stibhelilerden de sakinmagi] huy 
edinmelidir. Menhi [yasak] olandan sakmmak, emri yapmakdan 
daha muhimdir. Ciinki, bu yolda ilerlemekde [ya'ni kalbi temizle- 
mekde ve nefsi ezmekde], yasaklardan sakmmak, emrleri yap- 
makdan daha fazla ilerletir, daha faidelidir. Iyi isleri, iyi insanlar 
da, facirler de yapar. Fekat, ancak siddiklar, imam kuvvetli olan- 
lar, haramlardan sakimr. Ma'ruf-i Kerhi, Sirri Sekatinin miirsidi 
idi. 200 h. senesinde, Bagdadda vefat etdi. (Kadmlara, kizlara, 
hatta disi koyuna bakmayimz!) buyururdu. Hadis-i serifde, (Kiya- 
111 ct giinii, Allahii tealamn ihsaniiia kavusacaklarm basinda, vera' 
ve ziihd sahibleri bulunacakdir) buyuruldu. [Ziihd, halal malm 
fazlasmdan da sakmmakdir.] Hadis-i serifde, (Vera' sahibi ima- 
niiii arkasinda kdinan nemaz kabul olur. Vera' sahibine verilen 
hediyye kabul olur. Vera' sahibi ile oturmak ibadet olur. Onunla 
konusmak, sadaka olur) buyuruldu. [Kabul olur, cok sevab verilir 
demekdir.] Hadis-i serifde, (Vera' sahibi imam ile kdinan iki 
rek'at nemaz, fasik ile kihnan bin rek'atdan daha efdaldir) buyu- 
ruldu. [Efdal, sevabi daha cok demekdir.] Bir isi yaparken, kalbin 
rahat etmezse, [sikihrsa, carparsa], o isi terk et! Siibhe etdigin is- 
leri yapmakda, kalbini mufti yap! Hadis-i serifde, (Kalbin sakin 
oldugu [rahat etdigi, begendigi] ve nefsin sikildigi [begenmedigi] 
isler, hayrhdir. Yalniz nefsin sakin oldugu is serdir) buyuruldu. Bir 
hadis-i serifde, (Halal ve haram olan seyler acik bildirilmisdir. 
Siibheli seylerden sakin! Acik bildirilmis olanlara tabi' ol!) buyu- 
ruldu. Bir hadis-i serifde, (Halal ve haram olan seyleri, Allahii te- 
ala, acik bildirdi. Bildirmediklerini afv eder) buyuruldu. Siibheli 
bir sey ile karsilasmca, elini gogsiiniin [kalbinin] iistiine koy! Car- 
pinti olmazsa, o isi yap! Hadis-i serifde buyuruldu ki, (Elini kalbi- 
nin iizerine koy! Halal olan sey yapihrken, kalb sakin olur [rahat 
eder].) 

Biitun taatlanm, ibadetlerini kusurlu bil! Hakki ile yapamadi- 
gim diisiin! Ebu Muhammed bin Menazil buyurdu ki, (Allahii te- 
ala, Al-i Imran suresinin onyedinci ayetinde, sabr edenleri, sa- 

- 353 Cevab Veremedi - F:23 



diklan, nemaz kilanlan, zekat verenleri ve seher vaktlerinde istig- 
far edenleri medh buyurdu. Hepsinden sonra, istigfar edenleri bil- 
dirmesi, insamn, her ibadetini kusurlu goriip, daima istigfar etmesi 
icindir). Ca'fer bin Sinan "kuddise sirrah" (Ibadet yapanlann ken- 
dilerini begenmeleri, fasiklarm giinahlarmdan daha kotii ve daha 
zararlidir) buyurdu. Imam-i Miirteis, Ramezan-i serifin yirmisinden 
sonra, cami'i kebirde i'tikaf yapardi. Disarda gorenler, cami'den 
cikmasinin sebebini sorduklannda, (Hafizlarm, kendilerini begen- 
diklerini goriip, onlardan kacdim) buyurdu. 

Kendinin ve ailesinin nafakasim temin icin cahsmak caizdir. 
Boyle cahsanlar, hadis-i seriflerde medh olundu. Selef-i salihin, 
kendilerine bir kazanc yolu bulmuslardir. Cahsmayip, tevekkiil et- 
mek de iyidir. Fekat, kimseden birsey beklememesi sartdir. Mu- 
hammed bin Salim, Hamada safi'i kadi idi. 697 h.de vefat etdi. 
Kendisine (Cahsip kazanahm mi? Yoksa, tevekkiil ederek otura- 
hm mi?) denildikde, (Tevekkiil, Resulullahm halidir. Kesb de, 
Onun siinnetidir. Tevekkiil edemiyen kimsenin cahsip kazanmasi 
siinnetdir. Tevekkiil edebilenin, ancak islamiyyete ve miislimanla- 
ra hizmet icin cahsmasi mubah olur. Kesb [cahsmak] ile tevekkii- 
liin birlikde olmasi, her zeman iyidir) buyurdu. Cok yimemeli, az 
da yimemeli. Yimek, i'tidal, tevassut mikdan olmahdir. Cok yi- 
mek, gevseklik, tenbellik yapar. Az yimek, ise ve ibadete mani' 
olur. Hace Muhammed Behauddm Naksibend "kuddise sirruh" 
791 [m. 1389] da Buharada vefat etdi. (Doyuncaya kadar yi, ibade- 
tini giizel yap!) buyururdu. [Acikmadan once ve doydukdan sonra 
yimemelidir.] Miihim olan sey, ibadetleri iyi, neseli yapmakdir. 
Buna yardimci olan hersey mubarekdir. Bunu bozan seyler mem- 
nu'dur. 

Her isde iyi niyyet yapmahdir. Kalb ile halis [Allahii teala 
emr etdigi icin] niyyet etmedikce, hicbir ibadete baslamamahdir. 
Faidesiz [hele zararh olan] seylerle vakt gecirmemeli. [Imam, 
Ehl-i siinnet alimlerinin bildirdiklerine uygun olan ve islamiyye- 
ti ogrenip, bunlara gore amel eden salih kimseleri bulamayan] 
uzlet etmeli [ya'ni isi ile, halal kazanmakla, Ehl-i siinnet alimle- 
rinin kitablanm okumakla, vaktlerini kiymetlendirmelidir. Dini- 
ni bu kitablardan ogrenmeyip de, kendi kafasma, diisiincesine 
gore inanan kimse ile ve boyle mezhebsizlerin kitablanna alda- 
nan cahiller ile arkadashk etmemelidir. Evine, dinsizlerin, kafir- 
lerin, hiristiyanhk, yehudilik, ahlaksizhk zehrlerini sacan zararh 
radyolan, televizyonlan sokmamahdir]. Hadis-i serifde, (Hikmet 
[faideli seyler], on kismdir. Bunlarin dokuzu, uzlet etmek, biri de 
az konusmakdir) buyuruldu. Arkadaslarla, liizumlu seyleri ogre- 

-354- 



tecek ve ogrenecek kadar goriismeli, diger vaktlerini ibadet ile, 
kalbi temizleyecek seylerle gecirmelidir. 

Dost, diisman, herkesi giiler ytiz ve tatli dil ile karsilamah, hie 
kimse ile miinakasa etmemelidir. Herkesin ozriinii kabul etmeli, 
kabahatlerini afv etmeli, zararlanna karsihk yapmamalidir. Ab- 
dullah Belyani diyor ki, (Dervislik, yalniz nemaz, oruc ve gecele- 
ri ibadet yapmak degildir. Bunlar, herkesin yapacagi kulluk va- 
zifeleridir. Dervislik, kalb kirmamakdir. Bunu yapabilen, Allahii 
tealanin nzasma kavusur. [Veli olur]). Muhammed Salim hazret- 
lerine, (Bir kimsenin Veli oldugu nasil anlasihr?) dediklerinde, 
(Tath dili, giizel ahlaki, giiler yiizii ve comerdligi ve miinakasa 
etmemesi ve ozrleri kabul etmesi ve herkese merhamet etmesi 
ile anlasihr) buyurdu. [Veli, Allahii tealanin sevgisine kavusmus 
salih insan demekdir.] Abdullah Ahmed Makkari maliki, 1041 
h.de vefat etdi. Buyuruyor ki, (Fiitiivvet [mertlik], diismanhk 
edene iyilik yapmak, seni sevmiyene ihsanda bulunmak ve sev- 
medigin ile de tath konusmakdir). Az konusmah, az uyumah ve 
az giilmelidir. Cok kahkaha, kalbi oldiiriir. [Allahii tealayi unut- 
durur.] Her isi, Allahii tealaya havale etmeli [ya'ni, sebeblere ya- 
pismah. Fekat, sebeblerin te'sir etmesini, Allahdan beklemeli- 
dir]. Hicbir farzi kacirmamah ve gecikdirmemelidir. Ctineyd-i 
Bagdadi buyuruyor ki, (ihtiyaclardan kurtulmamn ilaci, muhtac 
oldugun seyi terk etmekdir. Her ihtiyacim [hasil edecek sebebi] 
Allahdan beklemelidir). Hadis-i serif de, (insan, ihtiyaclarim, Al- 
laha havale ederse, ihtiyaclarini [husiile getirecek sebebleri] in- 
san eder) buyuruldu. Mesela, herkesin sana merhamet ve hizmet 
etmesini temin eder. Yahya bin Mu'az Razi, 258 h.de Nisapurda 
vefat etdi. Buyuruyor ki, (Herkes seni, Allahim sevdigin kadar 
sever. Allahdan korkdugun kadar, senden korkarlar. Allaha ita- 
at etdigin kadar, sana Mat ederler). Yine buyurdu ki, (Allahii te- 
alaya hizmet etdigin kadar, sana hizmet ederler. Hulasa, her isin, 
Onun icin olsun! Yoksa, hicbir isinin faidesi olmaz. Hep kendini 
diisiinme! Allahii tealadan baska, kimseye giivenme!). Ebu Mu- 
hammed Rasi 1 ' 1 diyor ki, (Kendin ile Allahii teala arasmda en bii- 
yiik perde [mani'], hep kendi menfe'atini diisiinmek ve kendin 
gibi, bir acize giivenmekdir. Sofilik, istedigin her yere gidebilmek 
ve bulutlann golgesinde rahat etmek ve herkesden hurmet gor- 
mek degildir. Her halinde, Allahii tealaya giivenmekdir). Evlad 
ve aile ile daima tath sozlti ve giiler yiizlti olmahdir. Onlarla da 



[1] Rasi, Suriyedeki Rasya kazasmdan demekdir. Riisvet verici demek 
degildir. 

-355- 



zaruret kadar, haklanm odeyecek kadar goriismelidir. Onlarm 
arasmda bulunmak da, Allahii tealayi unutacak kadar uzun olma- 
malidir. Kavusdugun halleri herkese soyleme! Makam ve servet 
sahibleri ile cok goriisme! Her halinde, siinnete uymaga ve bid'at- 
den sakinmaga calis! Sikmtili zemanlarmda, Allahdan iimmidini 
kesme, hie iiziilme! Insirah suresinin besinci ayetinde, mealen, 
(Her sikintidan soma, ferahhk, kolayhk vardir) buyuruldu. Sikm- 
tili ve ferahhk zemamnda, halinde bir degisiklik olmasin! Varhk 
ve yokluk zemanlan, halini degisdirmesin. Hatta, yokluk zema- 
mnda nes'en, varhkda da sikintin artsm! Ebu Said-i Arabiye, fa- 
kir [dervis] nasil olur denildikde, (Fakirlik zemamnda sakin olur- 
lar. Servet zemamnda, muzdarib, sikintih olurlar ve rahathk ze- 
mamnda sikmti ararlar. Hadiselerin degismesi, ahlaklanm degis- 
dirmez. Baskalarmm ayblarma bakmazlar. Daima, kendi ayblan- 
m, kusurlarim goriirler. Kendilerini hicbir miislimandan iistiin 
bilmezler. Hepsini kendinden iistiin goriirler) buyurdu. Sim Se- 
kati, Ciineyd-i Bagdadmin miirsidi idi. 251 h.de Bagdadda vefat 
etdi. (Ben, kimseden iistiin degilim) buyururdu. (Acik giinah isli- 
yen fasikdan da mi?) dediklerinde, (Evet) buyurdu. Her miisli- 
mam gordiikde, (Benim se'adete kavusmakhgim, bunun kalbini 
kazanmakla ve diiasim almakla olabilir) demelidir. Kendini, iize- 
rinde hakki olanlarm esiri bilmelidir. Hadis-i serifde, (tic seyi ya- 
pan, tarn mu'mindir: Ehline, zevcesine hizmct eden, fakfrler ile 
oturup kalkan ve hizmetcisi ile birlikde yiyen, tarn mu'mindir. Al- 
lahii teala, Kur'an-i kerimde, mii'minin alametlerini boyle bildir- 
di) buyurdu. Selef-i salihinin hallerini her vakt okumah ve garib- 
leri, fakirleri ziyaret etmelidir. Hie kimseyi giybet etmemeli, ce- 
kisdirmemeli, giybet yapana mani' olmahdir. Emr-i ma'rufu ve 
nehy-i miinkeri, ya'nl nasihati elden kacirmamahdir. Fakirlere, 
miicahidlere, mal ile yardim etmelidir. Hayr, hasenat yapmahdir. 
Giinah islemekden sakmmahdir. Muhammed bin Alyana, (Alla- 
hii tealamn, bir kulundan razi oldugunun alameti nedir?) denil- 
dikde, (Ibadet yapmakdan lezzet almasi ve giinahlardan sakm- 
masidir) buyurdu. Hadis-i serifde, (Gunahdan nefret eden ve iba- 
detden lezzet alan, hakiki mu'mindir) buyuruldu. Fakirlikden 
korkarak, hasislik yapmamahdir. Bekara suresinin 268. ci ayetin- 
de mealen, (Seytan, sizi fakfrlikle korkutur ve fuh§ islemege sii- 
riikler) buyuruldu. Fakir olunca iiziilmemelidir ki, Allahii teala, 
servet de ihsan eder. Hakiki servet, ahiretde rahat etmekdir. 
Diinya sikmtilan, ahiret rahathgina sebeb olur. Hadis-i serifde, 
(Coluk cocugu cok ve nzki az olup, nemazlarim, sartlanna uygun 
olarak kilan ve muslimanlari giybet etmiyen, Kiyametde benim- 

-356- 



le birlikde hasr olunacakdir) buyuruldu. Bir hadis-i serifde, (Hac 
yolunda olenlere ve Allah yolunda gaza edenlere miijdeler olsun! 
Coluk cocugu cok ve kazanci az olup, halinden sikayet etmiyerek, 
evine nese ile girip, giilerek cikan kinise de, hacilardandir ve ga- 
zflerdendir) buyuruldu. 

Beyt: 

Hak teala diler ise, her isi asan eder, 
halk eder esbabim, bir lahzada ilisfin eder. 

Fakirlere ve biitun din kardeslerine hizmet etmelidir. Ca'fer 
Huldi, Ctineyd-i Bagdadmin eshabindan olup, 348 h.de vefat et- 
misdir. Buyuruyor ki, (Buyiiklerimiz, kendi nefsleri icin degil, din 
kardeslerine yardim icin, calisrp kazanmislardir). Muhammed Ebu 
Abdullah bin Hafif, 371 h.de vefat etmisdir. Diyor ki, bir din kar- 
desim miisafir geldi. Mi'desi bozuldu. Sabaha kadar, elimde legen, 
ibrik ona hizmet etdim. Bir arahk, uyumusum. Bana, (Uyudun 
mu? Allah, sana la'net etsin) dedi. Bunu isitenler, (O la'net eder- 
ken, kalbin nasil oldu?) dediklerinde, (Allah sana rahmet etsin) 
demis gibi, sevindim dedi. Ebu Omer Zticcaci diyor ki, (Bir kimse, 
kavusamadigi yiiksek dereceden laf ederse, sozleri fitneye sebeb 
olur. Bu dereceye yetismesine mani' olur). 

Miirsidin sohbetinde [yanmda] edebli olmaga calls! Ondan, 
ancak edebli olan, istifade eder. (Tarikatin esasi, edebdir). Edebi 
olmiyan, Allahm nzasma kavusamamisdir. Mubarek babam, 
imam-i Rabbani, bu yolun edeblerini uzun yazdi. Hulasa, varhgi 
birakip, toprak gibi olup, buyiiklerin hizmetine, sohbetine kosma- 
hdir. Yoksa, Evliyamn sohbetine ozenmemelidir. Faide yerine za- 
rarh olur. Ebu Bekr Ahmed bin Sa'dan diyor ki, (S6fiyye-yi aliyye 
ile sohbet etmek istiyen, kendini, kalbini, mahm, miilkimu diisiin- 
memelidir. Bunlan diisiinen, maksadina kavusamaz. Allahii teala- 
nm ma'rifetini [nzasim], aramakda vakt kacirma! Ebu Bekr-i Sid- 
dik "radiyallahii teala anh" buyurdu ki, (Allahii tealamn ma'rifeti 
[Onu tammak], hicbir suretle tanmamiyacagim anlamak demek- 
dir). Imam-i a'zam Ebu Hanifenin, (Seni iyi tamdim) sozii, (Anla- 
silamiyacagini iyi anladim) demekdir. Ebu Bekr-i Tamstani diyor 
ki, (Tesavvuf, lzdirab cekmekdir. Siikun ve rahathkda, tesavvuf ol- 
maz). Ya'ni, asikm ma'suku aramaga cahsmasi, cabalamasi, 
ma'sukdan baskasi ile rahat etmemesi lazimdir. 

Beyt: 

Nereye bakarim, neyi dusiinebilirim ki, 
kalbini seni dusiinuyor, goziim seni any or. 

-357- 



Miindin, Tevbe suresi 118. ci ayetinde bildirilen, (Geni$ olan 
yer yiizii, onlara dar olur. Kalbleri de, hicbir sey ile rahat edemez 
oldu. Allahii tealamn azabindan, ancak yine Ona sigimlacagmi an- 
laddar) sifatda olmasi lazimdir. Allahii tealaya olan ask, bu dere- 
ceye varip, yer yiizii daralir ve karanrsa, rahmet deryasinm dalga- 
lanarak, bu garibe damlamasi ile vahdet halvethanesine kabul 
olunmasi umulur. 



Beyt: 



Ozlenen hazlnenin yolunu gosterdik sana, 
belkisen kavusursun, biz varamadiksa da. 



Si'r: 



Biz nerde, Onun sacmm kivrimlan nerde? 
Deli gibi, Ona kiivusmuk istiyorum yine. 

16. ci MEKTUB TERCEMESI 

Muhammed Ma'siim "rahmetullahi aleyh" iiciincii cildin onal- 
tmci mektubunda, Nasir hamn oglu Muhammed Sadika buyuruyor 
ki: Bugiinlerde, ba'zi acaib haberler isitiyoruz. Bilen, bilmeyen 
(vahdet-i viiciid) ma'rifetini dillerine dolamis, (hersey Odur) di- 
yorlar. (Allah ismi, kainati ya'ni biitiin varhklarm toplamim bildi- 
ren bir kelimedir. Mesela, Zeyd ismi, bir insamn her parcasim bil- 
dirmekdedir. Bununla beraber, her parcamn muhtelif ismleri var- 
dir. Hie bir parcasimn ismi, Zeyd degildir. Fekat, Zeyd ismi, her 
parcayi bildirmekdedir. Bunun gibi Allahii teala, kainatda goriil- 
mekdedir. Bu kainata Allah demek caizdir) diyorlar. Halbuki, bu 
sozler, vahdet-i viicudu inkar etmekdir. Mahluklarm varhgini gos- 
termekdedir. Bunlara gore, Allahii tealamn varhgi, mahluklarm 
varhgi icindedir. Mahluklarm haricinde baska bir varhk yokdur. 
Bu sozlerinin bozuk oldugu giines gibi meydandadir. Ciinki, Alla- 
hii tealamn viicudti ve biitiin kemal sifatlan, mahluklarm viicudii- 
ne muhtac olmakdadir. Bilesik bir cismin, kendisini meydana geti- 
ren elemanlara muhtac olmasi gibidir. Hatta, Allahii tealamn vii- 
cudiinii [varhgini] inkar etmekdir ki, kiifr oldugu ve boyle soyle- 
yenlerin kafir oldugu meydandadir. 

Hakikatde, Allahii tealamn viicudii baskadir, mahluklarm vii- 
cudii baskadir. Allahii tealayi mahluklarm haricinde anlamahdir. 
Iki viicud birbirinden ayridir. Birbirine benzemez. (Vahdet-i vii- 
cud) vardir diyen tesavvuf biiyiikleri de, sozleri ile, maksadlarmm 
ne oldugunu anlatamamislardir. Ciinki, yukanda bildirdigimiz gibi 

-358- 



soyleseler, kiifr olur. Mahluklardan ayn olarak vardir deseler, 
vahdet, tevhid sozlerinin ma'nasi kalmaz. Eger mahluklar haricde 
mevcud olsaydi, vahdet, tevhid bilgisi yanhs olurdu. Halbuki, 
alem haricde mevcud degildir. Viicudlan [varhklan] vehmdir, ha- 
yaldir. [Televizyonda, sinemada goriilen hayaller gibidir] derlerse, 
vahdet [birlesmis olmak] ve hersey Odur sozlerinin ma'nasi ol- 
maz. Ctinki, haricde hakikaten mevcud olan seyin, hayal olan sey- 
le birlesmesi soylenemez. Her sey Odur sozii ile (Yalmz O vardir. 
Ondan baska birsey yokdur) demek istiyorlarsa, sozleri dogru 
olur. Fekat, hersey Odur sozleri mecaz olur. Hakikat olmaz. Me- 
sela, bir kimsenin aynadaki hayaline, bunun kendisidir demekle 
veya bunu aynada gordiim demek mecazdir. Birseyin akslerine, 
zuhurlarma mecaz olarak, tesbih olarak, o seydir denilebilir. Fe- 
kat, hakikatde o sey baskadir, hayali baskadir. [Televizyondan, 
radyodan, ho-parlorden isitilen ezan sesleri, Kur'an-i kerim sesle- 
ri de, okuyan kimsenin kendi sesi degildir. Kendi sesine benzeyen, 
baska seslerdir. Bunlara muezzinin, imamin, hafizm sesleri de- 
mek, mecaz, tesbih olarak dogrudur. Hakikatde ise, yanhsdir. Bu- 
nun icin, imamin sesini yalmz ho-parlorden isiterek, bu imama uy- 
mak caiz olmamakdadir.] Bunlara birbirinin aymdir demek, arsla- 
na esek demege benzer. Halbuki, bu iki hayvan hakikatde tema- 
men baskadir. insanlarm soylemesi ile, ikisi bir olur denilemez. 
Tesavvuf buyiiklerinden ba'zilan dediler ki, hersey Odur demek, 
Allahii teala mahluklar seklinde goriindii. Aynca vardir demek 
degildir. Allahii teala vardir. Mahluklar, o varhgm hayalleri, go- 
runtiileri demekdir. Bu sozlerden ise, mahluklarm kadim oldugu 
anlasihyor. Fani olduklan ya'ni yok olacaklan inkar ediliyor ki, bu 
sozler kiifrdiir. 

Yine isitiyoruz ki, (ba's) ya'ni kiyamet ve ahiret icin soyle soy- 
liiyorlar: (Gordugiimiiz her canh, toprakdan hasil oluyor. Yine 
toprak oluyorlar. Mesela toprakdan sebzeler, otlar hasil oluyor. 
Bunlan hayvanlar yiyor, et sekline dontiyorlar. insanlar bu sebze- 
leri, hububati ve hayvanlan yiyorlar. insan sekline doniiyorlar. in- 
sandan da baska insan hasil oluyor. iste kiyamet budur) diyorlar. 
Bu sozler, kryameti, oldiikden sonra tekrar dirilmegi inkar etmek- 
dedir. (ilhad) ve (zindikhk)du . Hadis-i serifleri ve Kur'an-i kerimi 
inkar etmekdir. 

Yine isitiyoruz ki, (Bu gordugiimiiz nemazlar, cahiller icin 
emr edilmisdir. insanlar ve her sey ibadet yapmakdadir. Kendile- 
ri bilse de, bilmese de, her mahluk ibadet yapiyor. Muhammed 
aleyhisselam, nemazi, geri kalmis insanlarm kotiiliik, eskiyahk yap- 
mamalan icin emr etdi) diyenler bulunuyor. Sunu biliniz ki, ne- 

-359- 



maz ve diger ibadetler icin boyle soyleyenler, cahil ve ahmakdirlar. 
Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Nemaz, 
din in diregidir. Nemaz kilan clinini yapmis olur. Nemaz kilmiyan 
dfnini yikinis olur) ve (Nemaz mii'minin mi'racidir) ya'ni insanin 
Allahii tealaya en yakm oldugu zeman, nemaz kildigi zemandir. 
Ve (Nemaz goziimiin nurudur) ve (insan ile Rabbi arasindaki per- 
deler, nemaz kilar iken kaldirihr) buyuruldu. 

Biitiin iistimliikler, se'adetler, Allahii tealamn emrleri ve ya- 
saklan icindedir. Yuniis suresinin otuzikinci ayetinde, (Bunun di- 
sinda kalan her sey dalaletdir) buyuruldu. Kur'an-i kerim ve ha- 
dis-i serifler, ahkam-i islamiyyeye uymamizi emr ediyor. (Sirat-i 
iniistakim) bu yoldur. Bu yolun haricinde kalanlar, seytanlarm yo- 
lundadir. Abdullah bin Mes'iid "radiyallahii teala anh" diyor ki, 
Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", kumlann iizerine, dogru 
bir hat cizdi. (Bu hat, insam Allahii tealamn rizasina kavusduran 
yoldur) buyurdu. Sonra, bu hattin sagina soluna, [bahk kilcigi gibi] 
hatlar cizdi ve (Bunlar, seytanlarm siiriikledigi felaket yollandir) 
buyurdu. Biitiin Peygamberlerin bildirdikleri ve Ehl-i stinnet alim- 
lerinin kitablarmda yazih olan bilgiler, hayal ve masal zan edilme- 
sin. Islamiyyet, gericiler icin, ahmaklar icindir demek, kiifrdiir, il- 
haddir, ahmakhkdir. 

Mahluklar, Allahii tealamn kendisi degildir. Onun gayn da de- 
gildir, sozii sizi sasirtmasin. (O halde nedir?) demeyiniz! Mahluk- 
lar, Allahii tealamn ismlerinin goriiniisleridir, kendisi degildir. 
Gayn degildir demek, Ondan ayn ve Ona benzemeyen bir varhk 
degildir, demekdir. Ciinki, Allahii tealamn ismleri ve sifatlan, 
Onunla vardir. Ondan ayn degildirler. Kendi kendilerine var de- 
gildirler. insanin aynadaki hayali, onun kendisi degildir, baskasi da 
degildir, demek gibidir. 

Hadis-i serif de, (Allahii teala Ademi kendi suretinde yaratdi) 
buyuruldu. Allahii tealamn benzeri olmadigi gibi, Adem aleyhisse- 
lami da baska mahluklara [hayvanlara] benzetmeyerek yaratdi de- 
mekdir. Bu ve diger bircok hadis-i seriflerde acikca bildirilen sey- 
lere hemen inanmamiz lazimdir. Bircok kelimenin ma'nalan o ze- 
man baska idi. Simdi baskadir. Simdiki ma'nalan diisiinerek, imam 
sarsmamahdir. Allahii teala, Adem aleyhisselamda, kendi kemalati- 
na benzer iisttinltikler yaratdi. Yukandaki hadis-i serif, bu iistiin- 
liiklerin aym olmadigmi, o iistiinliiklere benzediklerini gostermek- 
dedir. ilm, kudret ve diger sifatlar boyledir. Yalmz ismleri benze- 
mekdedir. Hakikatleri baskadir. 

Kur'an-i kerim mu'cizedir. Bu mu'cizenin, yalmz edebiyyat ba- 
kimmdan, belagat ve i'caz bakimmdan oldugunu soylemek, icin- 

-360- 



deki emrlerin, yasaklarm, haberlerin mu'cize olmadigim bildirmek, 
Kur'an-i kerime inanmamak ve ayet-i kerimeler ile alay etmekdir. 

Kur'an-i kerimde (Fussilet) suresinin ellidordiincii ayetinde 
mealen, (Biliniz ki, O her seyi ihata edicidir) buyuruluyor. ihata 
etmek, etrafim cevirmek demekdir. Ehl-i siinnet alimleri, Allahii 
tealanm ilmi ihata etmisdir, her seyi bilir dediler. Allahii tealanm 
kendisi ihata etmisdir denirse, bir cismin bir cismi ihata etmesi gi- 
bi degildir. Allahii tealanm her seyi ihata etdigine ve her seyle be- 
raber olduguna inamnz. Fekat, bunlann nasil oldugunu arasdrrma- 
yiz. Ciinki, akhmiz ermez. Bunlar, insamn akhna, hayaline gelen 
seyler gibi degildirler. 

(La ilahe illallah) derken, kafirlerin putlarma ilah demelerini 
reddetmegi diisiinmelidir. Kafirlerin ilah demeleri, putlan ma'bud 
bilmek, ibadet etmek ma'nasmadir. Yaratici ve varhgi lazim 
ma'nasma degildir. Ya'ni, kafirlerin cogu ibadetde miisrikdirler. 
Miisliman olmak icin (Muhammediin resulullah) demek de lazim- 
dir. Insan bunu da soylemedikce, iman etmis olmaz. Imamn kamil 
olmasi icin, nefsin arzulanm da red etmek lazimdir. (La ilahe) de- 
yince, bu arzular da red edilmekdedir. (Casiye) suresinin yirmiii- 
ciincii ayetinde mealen, (Nefsinin arzulanm ilah edinen kimseyi 
gordiin mii?) buyuruldu. Ehl-i siinnet alimleri, insamn maksudu, 
ya'ni hep arzu etdigi seyler, onun ma'budu olur buyurdular. (La 
ilahe) demekle, bu arzular red edilmekdedir. insan bu kelime-i 
tevhidi cok soyleyince, nefsin arzularmdan ve seytamn vesvesele- 
rinden kurtulup, yalniz Allahii tealamn kulu oldugunu bildirir. Al- 
lahii tealamn ismini cok soylemek, insam Allahii tealaya yaklasdi- 
nr. Ya'ni karsihkh muhabbeti artdinr. insan fani olur. Ya'ni kal- 
binde Allahdan baska hie bir seyin sevgisi kalmaz. Kelime-i tevhi- 
di cok soylemek ise, mahluklara baghhgi biisbiitiin keser. Allahii 
teala ile kul arasinda bulunan perdelerin hepsi kalkar. Sah-i Nak- 
sibend Muhammed Behaiiddm-i Buhari, (Gordiiklerinin ve isit- 
diklerinin ve bildiklerinin hie biri o degildir. La derken, bunlann 
hepsini red etmek lazimdir) buyurdu. 1 ' 1 Ebu ishak Kazruni, PI Pey- 
gamberimizi "sallallahii teala aleyhi ve ala alihi ve sellem" rii'yada 
goriip, tevhid nedir, diye sordu. Cevabmda, (Allah deyince, kalbi- 
ne, hatirma ve hayaline gelen seylerin hie birinin Allah olmadigim 
bilmekdir) buyurdu. 

Kendine seyh, miirsid deyip de, islamiyyete uymayan sozler 
soyleyerek, miislimanlarm imamm bozanlar, din adami degildir. 



[1] Muhammed Behaiiddin, 791 [m. 1389] da Buharada vefat etdi. 
[2] Kazruni 426 [m. 1034] de vefat etdi. 

-361- 



Din hirsizlandir. Kafirdirler. Bunlann yanina yaklasmamahdir. 
Bunlarla konusmak, kitablanm okumak, insamn imanini bozar. 
Ebedi felakete siiriikler. Bunlardan ve bunlann kitablanm oku- 
makdan arslandan kacar gibi kacmalidir. Bunlara aldanmis olanm, 
hemen tevbe etmesi lazimdir. Tevbe kapisi acikdir. Son nefese ka- 
dar tevbeler kabul edilir. 

153. cii MEKTUB TERCEMESI 

Muhammed Ma'sum hazretleri, seyh Ebulmekarime yazdigi, 
iiciincu cild, 153. cti mektubda buyuruyor ki, islam alimi aramak, 
Ehl-i siinnet alimlerinin kitablanm bulup okumak lazimdir. Ge- 
cen her giin, cok kiymetlidir. Diinyaya bir daha gelmek yokdur. 
En biiyiik ni'met, sohbetdir. Ya'ni, Ehl-i siinnet aliminin yamnda 
bulunup, onun sozlerinden [ve nefeslerinden] istifade etmekdir. 
Uveys-i Kami, Resulullahi cok sevdigi ve gece giindiiz ibadet et- 
digi halde, Onun yanina kavusmakla sereflenen Eshab-i kiramm 
hicbirinin derecesine eremedi. 

Akilh, uyamk bir kimse, gecmis miirsidlerden herhangi birini cok 
severse, [kalbini Onun kalbine cevirirse], Onun mubarek kalbinde- 
ki feyzlerden, bereketlerden, bunun kalbine de elbette akar. Cok 
ma'rifetlere kavusur. Fekat, vilayet derecelerine kavusmak icin, soh- 
bet lazimdir. Bu kisa hayatda, miirsid-i kamilden feyz alarak ve cok 
zikr ederek, ebedi se'adete kavusanlara miijdeler olsun! 

154. cu MEKTUB TERCEMESI 

Bu mektub, Muhammed Hanif Kabilinin cocuklarma yazilmis- 
dir: Ey mes'ud kardesim hace Ubeydullah, biraderinize, hemsire- 
nize, zevcenize, validenize ve btitiin din kardeslerinize hizmet edi- 
niz! Sevgili Peygamberimiz Muhammed Mustafamn "sallallahii 
aleyhi ve sellem" stinnetine [ya'ni ahkam-i islamiyyeye] sarihmz! 
[Bu dini, din adami seklinde ortaya cikan kimselerin, kendi diisiin- 
celerine gore yazdiklan, uydurma kitablarmdan degil, Allah adam- 
lannm, Ehl-i siinnet alimlerinden nakl etdikleri kitablarmdan 6g- 
reniniz! Bu kitablan, bozuk kitablardan ayirmak, boylece bozuk 
kitablann serlerinden, zararlanndan kurtulmak, biiyiik bir ni'met- 
dir. Bu ni'mete kavusanlara miijdeler olsun!]. 

Belalar, dertler, Allahii tealamn iradesi ve ezeldeki takdiri ile 
gelmekdedir. Onun takdirine razi olmak ve teslim olmak lazim- 
dir. Olmiislerin ruhlarma Fatiha, diia ve sadaka sevablan hediy- 
ye edilmelidir. Evliyamn mezarlanna gidip, onlardan yardim is- 

-362- 



temeli, yalvarmalidir. Onlann hayatda olan cocuklarma, torunlan- 
na hizmet etmek, kendilerinden feyz almaga sebeb olur. Cocukla- 
nmizi islam terbiyesi ile yetisdirmeliyiz! Kizlanmizi kiicuk yasda 
iken ortiinmege alisdirmah, din bilgilerini, nemaz kilmalanni og- 
retmeliyiz! Bes vakt nemazi vakti geldigini anlaymca, Ehl-i siinnet 
olan imam arkasinda kilmahyiz! Kur'an-i kerimi dogru, hatasiz ve 
teganni yapmadan okumagi ogrenmeli ve her gun okumahyiz! Us- 
tadmizm ikinci cild, 70. ci mektubunu okuyunuz! 

Sevdiklerimin ayriligmdan ruhunt kan aghyor, 
Onlann Grakmdan kemiklerimin ilikleri yamyor. 

NAZLI BUDIN 

Otme btilbul otme, sonbehar geldi, 
Bulbiilun Rgam bagrinn deldi. 
GUI abp satnianm zemam gccdi, 
Aldi Nenife bizim nazh Budini. 

Ce$melerde abdest almmaz oldu, 
Camilerde nemaz kilmmaz oldu. 
Ma'mur olan yerler hep harap oldu, 
Aldi Nemce bizim nazh Budini. 

Budinin icinde uzun carsm, 
Orta yerde Sultan Ahmed camisi, 
Ka'be sure tine benzer yapisi, 
Aldi Nemce bizim nazh Budini. 

Cephalic tutusdu, akhmiz sasdi, 
Selatin cannier yandi, tutusdu. 
Hep sabi siibyanlar atese diisdti, 
Aldi Nemce bizim nazh Budini. 

Kible tarahndan tic top atildi, 
Persembe gtintiydti, gtines tutuldu. 
Cum'a gtintiydti, Budin ahndi, 
Aldi Nemce bizim nazh Budin'i. 

1939 da Budini Almanlar aldi, 
Macar katillerinin kizlari kocasiz kaldi. 
Budin sehidlerinin ruhlari bu hali gbrtince, 
Ilahiadalete imanlari artdi. 

Budini Kanuni 933 [m. 1526] de feth eylemis, 1098 [m. 1686] de 
Avusturya istila etmisdir. 

-363- 



EHL-I SUNNET KASIDESI 

Ehl-i siinnet i'tikadi, sunn once, lazim olan, 
Yetmisuc hrka var, amma, Cehennemlik geri kalan, 
Muslimanlar, hep siinnidir; ciimlenin reisi Nu'man. 
Cennet He mujdelendi; imanda bunlara uyan. 

i'tikadi sagiam edip; sonra isiamiyyete baglan! 
islamm bes sartim yap; haramlardan sakm heman! 
Bir giinahi isler isen, tevbe et, kacirma zeman! 
Kim ki uymaz islama, birgiin olur, eibet pisnmn. 

Dinsize sakm aldanma, mahv oiursun sen de, amanl 

Tath soze inamrsan; olur sonra, halin y amanl 

Iki yuzliiler cogaidi: dm meiek, ici yiian, 

Tuzaga diisiirmek icin; dost gbriinur, hem de candan. 

Herkes kendin hakh samr: Kotii der, bana uymayan. 
Islamiyyet terazidir, odur hakhyi ayiran! 
Islama uymiyan bii ki; dogru yoidan sapik insan. 
Bu soze inamr eibet: Tarihi iyi anhyan. 

Neden doktora kosuyor; herhangi biryeri agran? 
Ctinki, olmek sevmez kimse; herseyden daha tath, can. 
Sonsuz yasamak arzusu; bende yokdur, var mi diyen? 
Olmek, yok olmak degiidir; kabir hayahna hum! 

Cennet sonsuz, Cehennem de; haber verdi, bunu Kur'an, 
Sonsuz derdden sakmmah; hatta, oisa da, bir giiman, 
Buna inanmiyan da var; yarasa kacar ziyadan. 
Karga copliikden tad ahr; bulbuldur, giiiii arayan. 

isiami eibet sevemez, nefse, keyfe diiskiin olan. 
Bu ikisi, bir olur mu? Ayridir iyi, fenadan! 
Muslimanlar, hakki tamr, her mahluka eyler ihsan, 
imansizlar, yilan gibi; lezzet ahr can yakmakdan. 

Aimm ya Rabbi el'aman; ne muskilmis ahir zeman, 
Din bilgisi unutuldu; pek azaldi nemaz kdan, 
Mason olanlar, sinsice; diniyikmakda heryandan, 
Komunistlerde iskence; muslimana dliim, zmdan. 

-364- 



Bugiinkii suskm halleri, eylemisdi, Rcsiil beyan. 
Demisdi: (Birgiin gelecek; garib olur, bana uyan. 
Her evde, calgi calmir; isitilinez olur ezan, 
Alim bulunmaz bir yerde, cahillere kahr meydan! 

Mii'minler, olur zevalh; kafirler, sanki Siileyman, 
Kadina uyar her erkek; olur evde hakim, zenan, 
Yiiksek binalar yapihr; kelb disi gibi apartman. 
Yolculuk sur'atli olur; uzakhk kalkar aradan. 

Zeka, cok $ey bulursa da; gaflet, gitmez insanlardan.) 
Birgivf" kitabda yazdi, eyledi cok hadis beyan: 
Kiyamet alametleri, cikar, birbiri ardindan, 
Alametlerin meshuru, serhos olur; pek cok kesan. 

Alim diye tamtihr, dinden haberi olmiyan. 
ZaUme ikram olunur, kurtulmak kin beiadan. 
Hayasizhk pek cogahr, deyyuslara kahr meydan, 
Insanlarm en alcagi, Moskovada okur ferman. 

Herkes kendin alim sunn; Miislimana denir nadan. 
Dogru konusan azahr, yalanci soyler durmadan. 
Cok medh edilen kimsede, bir zerre bulunmaz iman, 
Erkekler de kadm gibi, ipek giyer, sikilmadan. 

Gnm, ziiiii sun' at olup, kiz yerine gecer oglan. 
Kadmlar dar libas giyer, hep acihr baldir, gerdan. 
Fitne kaplar her tarafi, adam dldiirulur yokdan. 
Bid'at yayilir her yere, kalmaz siinnetlere uyan. 

Deccal gibi vicdansizlar, uydururlar binbir yalan, 
Bir kimse dogru soylerse, saldirirlar her tarafdan. 
Erkekler dinini bilmez, taskmlik eder cok nisvan, 
Emr-i ma'ruf unutulur, fisk emr eder suklubun. 

Islamiyyet kotiilenir, haram islenir heryandan. 
Miislimanhk lafda kahr, ses kin dinlenir Kur'an. 
Mii'mine gerici denir, kayrihr limited olan. 
Bunlarm hepsi muhakkak, olur kiyamet kopmadan. 

Btiyiik alamet Deccaldir, cikacagi yer, Horasan. 
Sonra, $amdaki Cami'e Isii inecek semadan. 
Bir hadisde buyuruldu, (Kizim Fatima evladmdan, 
Babasi Abdullah olan, Mehdiadmda bir civan. 



[1] Muhammed Birgivi, 981 [m. 1573] de vefat etdi. 

-365- 



Qikip dine kuvvet verir, cihana yayihr 1111:111. 
Isa aleyhisselamla, birleserek ol pehlivan. 
Deccali da oldiiriirler, diinya dolar adl-ii email. 
Ye'ciic Me'ciic adindaki, kavim cikar sed ardmdan. 

Sayisi milyonlarcadir, her tarafda dbkerler kan. 
Dabbet-iil-erd cikar sonra, Mekkede Safa altmdan. 
Dag kadar bir hayvandir, aymr iyiyi fenadan. 
Daha sonraki alamet, giines, dogacakdir garbdan. 

KaRrler bunu gbriince, imana gelecek cem'an, 
Fekat, kabul olmaz artik, dogru yola gelen mihman. 
Alametlerin biri de, Adenden cikan bir duhan. 
Ka'beyi yikacak hem de babes renkU birkac yaban, 

Yeryuziinde kalmiyacak, biiyiik ni'met olan Kur'an. 
Muslimanlar hep olecek, yasiyacak ehl-i tugyan. 
Her kotiiiugu yapacak, insan adii canaveran, 
Lakin Hicazdan bir ates, verip herkese heyecan. 

Saskm, azgm doiasirken, kiyamet kopar na-gehan. 
Daha neier olur, amma soyleyemez onu, lisan.) 
Ne hazindir, ne yazikdir; Ma'bud oidu, falan til an, 
iliilii. sen korumazsan, olur hep sonumuz giryan. 

Bu irtidad modasmda; isimiz sue, gtinah, isyan. 
Insaniar, yoiu sasirdi; gemisin kurtaran kaptan! 
Etrahmm zuimetinden, beni de kapiadi nisyan. 
Omiir gecdi, pek siir'atle, uyan goniil, artik uyanl 

Hep, bu dunyaya cahsdm; ahiretin oldu ziyan. 
Diisdiin bedenin pesine, kaibini eyledin viran. 
Akla, ilme hie uymadm; nets oldu, sana kumandan, 
Gecdi genclik, hep gaOetie; diinya hirsmdasm ei'an. 

Nasihat hie diniemedin; yoldan cikdin, sanki sekran. 
Diinya zevkierine daidm; simdi halin ah-ii figan. 
Hainier aldatdi seni; sandm sonsuz bu deveran. 
Didinmeler, bosa gitdi; yar oimadi, servet saman! 

Islama uyan kimse, anladim olur saduman, 
Ne yazik, omrii ucurdum, ye'is cokdii, her tarafdan, 
Keski, Kur'ana uysaydun; oiurdum, ebedi sultan, 
Dunyaya malik olsa da; kalmiyor insan hi pay an! 

Hani Data ve Iskender; hani Roma, hani Yunan? 
Hani Nemrud, hani Fir'avn; hani Karun, hani Hainan ? 

-366- 



Hani Cengiz, hani Hitler!" 1 nesi kaldi, zikre say an ? 
Edison, 12 ' Markoni, Pastor, ahiretde buimaz ihsan! 

D tiny ay a fay da ver enter; sanma olur, kamil ins an! 
Yiiandan tiryak yapihr; zehir olur ba'zan derman! 
Sakm bakma gortintise, insamn kemali, iman! 
Iman eden, tenbel olmaz; cahsimz! diyor Stibhan, 

Tenbeli ve gericiyi; zem etdi Nebiy-yi zisan, 
Bir hadisde buyurdu ki (Rabbe mahbubdur, calisan!) 
Riihu da, dtistinmek lazim; hep bedeni besier, hayvan! 
Bu bedenin saglamhgi; gecer, sanki ab-i reran! 

Evet, beden lazim, ctinki; odur, ruhumuz tasiyan. 
Her birin korumak gerek, boyle olmah, mtisliman! 
Nebiyyuiiah, bos durdu mu? Iyi dtistin, eyie iz'an! 
Eshabui hepsi olmusdu; suihda tistad, harbde arsian. 

Buniari biidigim halde, nefse uydum, haiim ierzan. 
Gtinahlardan sakinmadim; boyle mi olurdu stikran? 
Hilmi timid ini kesme, Rabbin in ismidir, Rahman! 
Ilahiimdad et bize; etrafimiz sarmis dtisman! 

Kitab, gazete, film, radyo; olmus hepsi birer seytan. 
Bunlar dogruyu gbsterse; olur idi, hepsi burhan. 
Bilgi, fen kaynaklari da; niye aceb, boyle husran? 
Yeni fizik, modern kimya seni gosteriyor, her an! 

Her zerre diyor, Allah var; atomdan ta be astiman! 
Fekat, buniari goren yok; kalblerden silinmis Man. 
Hakka inad edenlere; olur dtinya elbet zindan! 
Avrupa, Amerika hem; Asyada da, nicin buhran? 

Ctinki, Hakki gormiyorlar; kafalarmi sarmis duman, 
Maddede ytikselmis amma; haberiyok insanhkdan! 
Rabat, huzur beklenir mi komtinizm ve masonlukdan? 
Se'adete kavusamaz; islamhkdan uzaklasan! 

Moskova radyosu hergtin; dine catdi, bu Ramezan. 
Cok alcakca, pek namerdce; Islama eyledi btihtan. 
Ktifr, devam ederse de; zaUmler kalkar aradan, 
ZaUme initial ederim; iliiiialim yok! dedi Yezdan. 

Mtislimanlar tiztilmesin; Kur'am hifz eder Deyyan! 
Tarihde hep boyle oldu; ktifrde geldi, Peygamberan, 



[1] Almanya reisi 1945 de intihar etdi. 

[2] Amerikah Edison 1350 [m. 1931] de oldu. 

-367- 



Diinyayi zulmet busmen; dogar idi sems-i taban, 
$imdi de hidayet semsi; dogacak, Anadoludan! 

Hidayete ermek kin; Habibullah, verdi imkfin! 
Habib ne demek? Diisiinse; kemalini anlar, insan. 
Ya Rab! biiyiik nebidir O; koieieri, olur sultan! 
Bir kalbe sevgisi dolsa; eder envar, ondan feyzan. 

Niye goriinmiiyor o sems? A'ma ohnus, biitiin cihan, 
Sonsuz ni'met, biiyiik seref; Onu sevmekde, bi-giiman. 
Onun sevgisine vallah; malim, canun oisun kurban! 
$ekerin tadim biimez; agzma koymiyan bir an. 

Giinahkarim, yiiziim kara; fekat kalbim, askla lem'an. 
Askile pek cok yas dokdiim; sahiddir, hak-i Erzincan! 
Bu sevgi, ciirme son verdi; haiim oidu, naie figan. 
Bilinmez son nefes, amma; se'adete budur nisan! 
Ni'met, Onu sevmek imis; oldu bana simdi ryanl 
Habibin yanmda oisun; bu aski bizlere sunan! 

1960 Mfladi 1380 hicri 

Erzincan 



Ed'iye-i me$hure: 
Ehl-i siinnet alimlerinden secilmis diialar: 

E'uzii billahi minesseytanirracim, e'uzii billahissemi'il'alim. 
Bismillahirrahmanirrahim. Bismillahillezi la-yedurru ma' asmihi 
sey'un fil-erdi vela fissema' ve hiivessemf ul'alim. Ya Allah, ya 
Allah, ya Rahman, ya Rahim, ya men nusibet ileyhil'azametul- 
ebediyyetii veddeymiimiyyetus-sermediyyetii tekaddeset esma- 
tike ve tenezzehet an miisabehetil-emsali zatiike. Ya Allah bike 
tehassantii ve bi-Abdike ve Resulike Muhammedin sallallahii te- 
ala aleyhi ve selleme istecertii. Ya Afiivvii, ya Kerim, fa'fti anni 
verhamni ente Erhamurrahimm, teveffeni miislimen ve elhikni 
bissalihm. Allahtimmagfir If ve li-valideyye ve li-ecdadf ve cedda- 
ti ve li-ihveti ve ehavati ve li-abai ve iimmehat-i zevceti ve li-ihve- 
ti ve ehavati ve lil-mu'minme vel-mii'minat ve li-iistadi Abdiilha- 
kim-i Arvasi "rahmetullahi teala aleyhim ecma'in". Allahiimmag- 
fir lil-mu'minme vel-mii'minat el-ahya-i minhiim vel-emvat bi- 
rahmetike ya Erhamerrahimm. Allahiimmagfir verham ente Er- 
hamiirrahimin teveffeni miislimen ve elhikni bissalihin. Estagfi- 
rullah, estagfirullah, estagfirullah el'azim ellezi la ilahe ilia hiiv el- 
hayyelkayyume ve etubii ileyh, tevbete abdin zalimin li-nefsihi la 
yemlikii li-nefsihi mevten ve la hayaten ve la niisura. 

-368-