Skip to main content

Full text of "Hakikat_Kitabevi_Turkce_Kitaplar"

See other formats


Hakikat Kitabevi Yayinlan No: 8 



yv yv 



INGILIZ CASUSUNUN 
i'TIRAFLARI 

ve 
Ingilizlerin Islam Diismanhgi 

Terceme eden 
M.Siddik Gumiis 

Altiiiisiiciincii Baski 




Hakikat Kitabevi 

Dariissefeka Cad. No: 53 P.K.: 35 34083 

Tel: 0212 523 45 56-532 58 43 Fax: 0212 523 36 93 

http://www.hakikatkitabevi.com.tr 

e-mail: bilgi@hakikatkitabevi.com.tr 

Fatih-ISTANBUL 

MAYIS-2009 



TENBIH 

Misyonerler, hiristiyanligi yaymaga, ye- 
hudiler, Talmutu yaymaga, istanbuldaki 
Hakikat Kitabevi, islamiyyeti yaymaga, ma- 
sonlar ise, dinleri yok etmege cahsiyorlar. 
Akli, ilmi ve insafi olan, bunlardan dogrusu- 
nu iz'an, idrak eder, anlar. Bunun yayilmasi- 
na yardim ederek, bxitxin insanlann diinyada 
ve ahiretde se'adete kavusmalanna sebeb 
olur. Insanlara bundan daha kiymetli ve da- 
ha faideli bir hizmet olamaz. Bugxin hiristi- 
yanlann ve yehudilerin ellerindeki Tevrat 
ve Incil denilen din kitablannin, insanlar ta- 
rafindan yazilmis olduklanni kendi adamla- 
n da soyliyor. Kur'an-i kenm ise, Allahii te- 
ala tarafindan gonderildigi gibi tertemizdir. 
Bxitxin papazlann ve hahamlann, Hakxkat 
Kitabevinin nesr etdigi kitablarx dikkat ile 
ve insaf ile okuyup anlamaga cahsmalan la- 
zxmdxr. 



Hasa zulm etmez hie, kullarma Hiidasi! 
Herkesin cekdigi, kendi isinin cezasi! 



Baski: Ihlas Gazetecilik A.S. 

29 Ekim Cad. No: 23 Yenibosna-ISTANBUL 
Tel: 0.212.454 30 00 

ISBN: 975-92119-8-X 



ONSOZ 

Allahil teala, Kur'an-i kerimde, Maide suresinin seksenikinci ayetin- 
de, (Islamiyyetin en btiytik dtismam, yehudiler ve miisriklerdir) buyur- 
du. islamiyyeti icerden yikmak icin, ilk fitneyi cikaran yehudi, Yemenli 
Abdullah bin Sebe'dir. Hakiki miisliman olan (Ehl-i siinnet)e karsi, 
(SPi) firkasim kurdu. Her asrda, si'i alimi olarak ortaya cikan yehudiler, 
bu firkayi kuvvetlendirdiler. Yehudilerin islamiyyete yapdiklan zararlar, 
Kuveytde (Mektebet-iis-sahabet-il-islamiyye)nin nesr etdigi (Hiyanet- 
iil-yehud) kitabmda uzun yazilidir. Isa aleyhisselam semaya cikanldik- 
dan sonra, bozuk Inciller yazihnca, hiristiyanlann cogu (Aliisrik) oldu. 
Mlisrik olmiyanlar da, Muhammed aleyhisselama inanmadiklan icin 
(Kafir) oldu. Bunlara ve yehudflere (Ehl-i kitab) denildi. Islamiyyet zu- 
hur edince, papazlarm kurun-i viistadaki [orta cagdaki] hakimiyyetleri 
yikildi. islamiyyeti yok etmek icin, misyoner cem'iyyetleri kurdular. Bu 
isde en ileri giden, ingilizler oldu. Londrada (Miistemlekeler nezareti) 
kuruldu. Akla, hayale gelmiyen yehudi hileleri ile ve askeri ve siyasi kuv- 
vetler ile islamiyyete saldirdilar. (Miistemlekeler nezareti)nin idare etdi- 
gi ve her memlekete gonderilen binlerce casusdan biri olan Hempher, 
1125 [m. 1713] senesinde, Basrada avladigi 14 yasmdaki Necdli Muham- 
medi, senelerce aldatarak, (Vehhabf) firkasim kurdular ve Ingilteredeki 
(Miistemlekeler nezareti)nin emri ile, 1150 [m. 1737] senesinde i'lan et- 
diler. 

Hempher, Ingiliz Miistemlekeler nezaretinin emri ile, Misr, Irak, 
Iran, Hicaz ve hilafet merkezi olan Istanbulda casusluk fe'aliyyetlerinde 
bulunmak, mtislimanlan aldatmak ve hiristiyanliga hizmet icin vazife- 
lendirilmis bir Ingiliz misyoneridir. Islam dtismanlan, islamiyyeti yok et- 
mege ne kadar cok cahssalar da, Allahti tealamn bu nurunu, asla sondii- 
remezler. Clinki, Allahti teala, Kur'an-i kerimde, Hicr suresinin doku- 
zuncu ayet-i kerimesinde mealen, (Bu Kur'ani, sana ben indirdim. Onu 
elbette ben koruyacagim) buyurdu. Ya'ni, kafirler, Ona tecavtiz edemi- 
yecek, Onu tebdil, tahrif edemiyecek, O nuru asla sondtiremiyecekler- 
dir buyurdu. Ondort asrdan beri, muslimanlar, Kur'an-i kerimin lsikli 
yolunda cahsarak, ilmde, ahlakda, fende, san'atda, ticaretde, siyasetde 
ilerlediler. Btiyiik devletler kurdular. Fransadaki 1204 [m. 1789] ihtila- 
linden sonra, Avrupadaki gencler, kiliselerin, papazlarm ahlaksizhklan- 
m, zulmlerini, soygunlanm, yalanlanm ve hiristiyanhk dminin bozuk ol- 
dugunu gorerek, hiristiyanlikdan ayrilmaga, miisliman veya dinsiz ol- 
maga basladilar. Hiristiyanlikdan uzaklasdikca, fende, teknikde ilerledi- 
ler. Ciinki hiristiyanhk, dtinya icin cahsmaga, ilerlemege mani' oluyor- 

-3- 



du. Bu genclerin yazdiklan, dinleri kotliliyen kitablan okuyan ve ingilizle- 
rin islama karsi yalanlarma, iftiralarma aldanan ba'zi miislimanlar da, din 
cahili oldular. Islamiyyetden uzaklasdikca, fende gerilemege basladilar. 
Ciinki islamiyyet, diinya islerinde de cahsmagi, ilerlemegi emr etmekde- 
dir. 

Ingiliz devletinin esas siyaseti, diinyadaki bilhassa Afrika ve Hindis- 
tandaki tabff servetleri somiirmek, oralardaki insanlan, hayvan gibi cahs- 
dirip biitiin kazanclan Ingiltereye nakl etmekdir. Adaleti, sevismegi ve 
yardimlasmagi emr eden Islam dinine kavusanlar, ingiliz zulmlerine, ya- 
lanlarma manf olmakdadir. 

Bu kitabimizi tic kism olarak hazirladik: 

Birinci kism, ingiliz casusunun i'tiraflandir. Bu kismda, ingilizlerin is- 
lamiyyeti imha, yok etmek icin hazirladiklan, adi, aleak planlan, yalanlan 
bildirilmekdedir. Bu kismda yedi fasl vardir. 

Ikinci kismda, ingilizlerin planlanm, miisliman memleketlerinde sinsi- 
ce tatbik etdikleri, devlet adamlarim aldatdiklan, mtislimanlara, akla, ha- 
yale gelmiyen iskenceler yapdiklari ve Hind ve Osmanli islam devletlerini 
yok etdikleri bildirilmekdedir. Kitabimizin bu kismi, Vehhabilerin tuzak- 
larina diisen zevalli mlislimanlann, gafletden uyanmalanna sebeb olacak 
ve Ehl-i siinnet alimlerinin yazilanm kuvvetlendirecek vesikalar ile dolu- 
dur. 

Uctincti kism, (Hulasat-iil-kelam)dan terceme olup, hak dinin islamiy- 
yet oldugunu isbat etmekdedir. 

Bugtin, biitiin diinyadaki milslimanlar, iic firkaya aynlmisdir. Birinci 
firka, Eshab-i kiramin yolunda olan hakiki mtislimanlardir. Bunlara 
(Ehl-i siinnet) ve (Siinnf) ve (Firka-i naciyye) Cehennemden kurtulan 
firka denir. Ikinci firka, Eshab-i kirama diisman olanlardir. Bunlara 
(§Pf) ve (Firka-i dalle) sapik firka denir. Ucuncusti, siinnilere ve si'ilere 
diisman olanlardir. Bunlara (Vehhabf) ve (Necdf) denir. Ciinki bunlar, 
ilk olarak, Arabistamn Need sehrinde meydana cikmisdir. Bunlara (Fir- 
ka-i mel'une) de denir. Ciinki bunlann, mtislimanlara miisrik dedikleri 
(Kiyamet ve Ahiret) ve (Se'adet-i Ebediyye) kitablarimizda yazilidir. 
Miislimana kafir diyene, Peygamberimiz la'net etmisdir. Hangi firkadan 
olursa olsun, nefsine uyan ve kalbi bozuk olan, Cehenneme gidecekdir. 
Her mti'min, nefsini tezkiye icin, ya'ni yaratilismda mevcud olan kiifrden 
ve giinahlardan temizlemek icin her zeman, cok (La ilahe illallah) ve kal- 
bini tasfiye icin, ya'ni nefsden ve seytandan ve kotli arkadaslardan ve za- 
rarli, bozuk kitablardan gelmis olan kiifrden ve giinahlardan kurtarmak 
icin (Estagfirullah) okumalidir. Ahkam-i islamiyyeye uyamn diialan mu- 
hakkak kabul olur. Mtislimanlan bu tic firkaya parcalayan, yehudiler ve 
ingilizlerdir. 

Miladi Hicri scmsi Hicrf kameri 

2001 1380 1422 



-4- 



Birinci Kism 

BIRINCi FASL 

Hempher diyor ki; Biiyiik Britanyamiz cok genisdir. 
Giines, denizleri iizerinde dogdugu gibi, yine bu denizle- 
rin iizerinde batar. Devletimiz, Hindistan, Cin ve Ortado- 
gudaki somiirgelerinde nisbeten za'ffdir. Bu memleketler, 
tarn ma'nasi ile idaremizin altinda degildir. Fekat, buralar- 
da cok faal ve basanh bir politika tatbik ediyoruz. Hepsi 
elimize gecmek iizeredir. Burada iki sey miihimdir: 

1- Elimize gecmis yerleri elimizde tutmaga cahsmak, 

2- Elimize gecmemis yerleri ele gecirmege cahsmak. 

Miistemlekeler [somiirgeler] nazirhgi, bu iki vazifeyi 
if a etmek iizere, bu devletlerin her biri icin, birer komis- 
yon teskil etmisdir. Miistemlekeler nazirhginda vazifeye 
baslayinca, Nazir bana i'timad etdi ve Dogu Hindistan sir- 
ketinde bir vazife verdi. Bu, zahirde bir ticaret sirketi idi. 
Fekat asl vazffesi, Hindistamn biiyiik ve genis topraklan- 
na hakim olmanin yollanni arasdirmakdi. 

Hiikumetimizin, Hindistan icin hie endisesi yokdu. Zi- 
ra Hindistan, degisik milletlere, ayn dillere ve zid cikarla- 
ra sahib bir iilkeydi. Cinden de pek korkumuz yokdu. 
Ciinki, Cine hakim olan Budizm ve Konfiicyus dinlerinin 
canlanmasindan korkulmuyordu. Zira bunlar, hayatla hie 
alakalanmayan, iki olii din idi. Binaenaleyh, bu iki iilke 
halkinda vatan sevgisinin olmasi, cok uzak bir seydi. Bu 
iki iilke, biz ingiltere hiikumetini rahatsiz etmiyordu. Fe- 
kat, ilerde olabilecek hadiseleri de gozumiizden irak etmi- 
yorduk. Binaenaleyh, bu iilkelerde tefrika, cehalet ve fa- 
kirlik, hatta sari hastahklan yaymak icin, uzun va'deli 
planlar yapiyorduk. Bu iki iilke halkimn adetlerini taklid 
ederek, niyyetlerimizi rahatca gizliyebiliyorduk. 

-5- 



islam memleketleri son derece rahatimizi bozuyordu. 
Hepsi de, lehimize olmak iizere, Hasta Adamla [Osmanh 
devletini kasd ediyor] bir kac anlasma yapmisdik. Miis- 
temlekeler nazirhgmin tecribeli adamlan, bu hastanin bir 
asrdan az bir zeman zarfinda can verecegini soyliiyorlardi. 
Aynca, Iran hiikumeti ile de, gizlice bir kac anlasma yap- 
mis ve bu iki iilkeye, mason yapdigimiz, devlet adamlan- 
m yerlesdirmisdik. Riisvet, kotii idare ve din bilgisi nok- 
san idarecilerin, giizel kadinlarla mesgul olup, vazifelerini 
unutmasi, bu iki ulkenin belini kirdi. Fekat, biitiin bunla- 
ra ragmen, su sayacagim sebeblerden dolayi, yapdiklan- 
mizin bekledigimiz neticeyi vermemesinden endise edi- 
yorduk: 

1- Mtislimanlar, islama son derece baghdirlar. Her bir 
miisliman, papaz ve rahiplerin hiristiyanhga baghhklari 
kadar, hatta daha fazla, islama baghdir. Bilindigi gibi, pa- 
paz ve rahiplerin cam cikar da, hiristiyanhklan cikmaz. 
Miislimanlann en tehliikelileri de, Irandaki sfilerdir. 
Ciinki onlar, sfi olmiyanlan kafir ve necs bilirler. Hiristi- 
yanlar, sfilerin nazannda, kokmus pislik gibidir. Tabiatiy- 
le, insan biitiin giiciiyle pisligi atmaya gayret eder. Bir se- 
fer sfinin birine sunu sordum: (Hiristiyanlara niye boyle 
bakiyorsunuz?) Aldigim cevab suydu: (islam Peygamberi, 
cok hakim bir zat idi. Kafirleri boyle ma'nevi bir baski al- 
tina almis ki, onlann dogru yolu bulmasina ve Allahin di- 
ni olan islama girmesine sebeb olsun. Nitekim devlet de, 
bir insani tehliikeli bulunca, onu itaat edinceye kadar, 
maddi bir baski altinda tutar. Soziinii etdigim necaset, 
maddi degil, ma'nevi bir baski olup, hiristiyanlara da has 
degildir, siinnilere ve biitiin kafirlere samildir. Hatta, bi- 
zim eski Iranh mecusiler bile, sfilerin nazannda necsdir- 
ler.) 

Ona dedim ki: (Giizel! Siinniler ve hiristiyanlar da 
Allaha, Peygamberlere ve kiyamet giiniine inamrlar, ni- 
ye necs olsunlar?) Cevaben dedi ki: (iki seyden dolayi 

-6- 



necsdirler: Birincisi, hazret-i Muhammedi hasa yalancihk- 
la itham ederler' 11 . Biz de, bu cirkin itham karsisinda (Sa- 
na eziyet verene sen de eziyet edebilirsin) sozii mucibin- 
ce, onlara (Siz necssiniz) diyoruz. ikincisi ise, hiristiyanlar, 
Allahin Peygamberlerine kotii isnadlarda bulunurlar. Me- 
sela, Isa aleyhisselam icki icerdi, mel'un oldugu icin car- 
miha gerildi, derler.) 

Ben dehset icinde adama dedim ki: (Hiristiyanlar boy- 
le demezler.) O ise: (Hayir sen bilmiyorsun, (Kitab-i mu- 
kaddes)de boyle yazihdir), dedi. Ben susdum, zira adam, 
ikinci hususda olmasa bile, birincisinde hakhydi. Miinaka- 
sayi uzatmak istemedim. Ciinki, islami kiyafetde oldugum 
halde, benden siibhelenebilirlerdi. Bu sebeb ile, daima 
miinakasalardan uzak duruyordum. 

2- Islamiyyet, bir zemanlar, idare ve hiikum dini idi. 
Miislimanlar da, azizdi. Bu efendi insanlara, simdi siz ko- 
lesiniz demek zordur. islam tarihini kotiileyip, miisliman- 
lara, bir zemanlar elde etdiginiz izzet ve i'tibar, ba'zi sart- 
lar icabiydi. O giinler gitdi, bir daha geri donmez, deme- 
miz de mumkin degildir. 

3- Osmanli ve Iranlilann, yapdiklanmizin farkina vara- 
rak, planlanmizi bozup te'sirsiz hale getirmelerinden cok 
endise ediyorduk. Gerci, bu iki devlet biiyiik olciide za'ifle- 
misdir. Fekat, mal, silah ve hiikiim sahibi, merkezi bir hu- 



ll] Halbuki, Peygamberimizi yalancilikla itham edenler, sfiler ve hiristi- 
yanlardir. Si'ilerin Kur'an-i kerime ve Peygamberimizin hadis-i serifle- 
rine uymayan i'tikadlan, sozleri ve cirkin isleri, (Es-Savaik-ul-muhri- 
ka) ve (Tuhfe-i isna aseriyye) ve (Te'yfd-i ehl-i siinnet) ve (Nahiye) ve 
(Eshab-i kiram) ve (Hucec-i kat'iyye) ve (Milel ve Nihal) gibi Ehl-i 
siinnet kitablannda bildirilmis, herbirinin cevablan verilmisdir. (Sava- 
lk) muellifi Ahmed ibni Hacer Mekki 974 [m. 1566] de Mekkede, (Tuh- 
fe) muellifi Abdul'Azfz 1239 [m. 1824] da Delhide, (Te'yfd) muellifi 
imam-i Rabbani Ahmed Faruki 1034 [m. 1624] de Serhend-i serffde, 
(Nahiye) muellifi Abdul Aziz Ferharevi 1239 [m. 1824] da, (Esh'ab-i ki- 
ram) muellifi Abdiilhakim Arvasi 1362 [m. 1943] de Ankarada, (Hu- 
cec) muellifi Abdullah Suveydi 1174 [m. 1760] de Bagdadda, (Milel) 
muellifi Muhammed Sihristam 548 [m. 1154] de Bagdadda vefat etmis- 
lerdir. 

-7- 



kumetin olusu, bizim emin olmamiza mani' oluyordu. 

4- Islam alimlerinden son derece rahatsizdik. Ciinki, Is- 
tanbul ve El-ezher alimleri, Irak alimleri, Sam alimleri, 
emellerimizin oniinde asilmaz engellerdi. Zira onlar, diin- 
yanin gecici zevk ve zinetlerine karsi, Kur'an-i kerimin 
va'd etdigi Cennete girmege hazirlanan ve kendi prensip- 
lerinden kil kadar ta'viz vermiyen kisilerdi. Halk onlara 
tabi' oluyor, Sultan bile onlardan korkuyordu. Siinniler, 
si'iler kadar alimlere bagh degildi. Zira, sfiler kitab oku- 
muyor, sadece alimleri taniyor, Sultana gereken ihtimami 
gostermiyorlardi. Siinniler ise, cok kitab okuyor, alimleri 
ve Sultani tutuyorlardi. 

Bu hal karsisinda, bir cok toplantilar yapdik. Fekat, 
maalesef, her seferinde oniimiizde yolun kapah oldugunu 
gordiik. Casuslanmizdan gelen raporlar, hep hayal kinci, 
konferanslann sonuclan da sifir idi. Lakin, yine de iim- 
midsizlige kapilmiyorduk. Ciinki, biz, derin nefes almagi 
ve sabr etmegi adet edinmisizdir. 

Bir toplantimiza, Nazinn kendisi, en biiyiik papazlar ve 
bir kac da miitehassis [uzman] katilmisdi. Yirmi kisiydik. 
Uc saatden fazla siiren bu toplantida, hicbir neticeye van- 
lamadi. Fekat, bir papaz soyle dedi: (Rahatsiz olmayin! 
Ciinki, hiristiyanhk, ancak iicyiiz sene zulm cekdikden 
sonra yayildi. Umulur ki Mesih, gayb aleminden bize na- 
zar edip, iicyiiz sene sonra da olsa, kafirleri [Miislimanla- 
n kasdediyor] merkezlerinden cikarmagi nasib eder. Biz 
kuvvetli bir iman ve uzun bir sabrla silahlanmahyiz! Hiik- 
mii elimize gecirebilmek icin, biitiin vasitalan elde edip, 
buttin yollan denemeliyiz. Hiristiyanhgi, Muhammedile- 
rin arasinda yaymaga cahsmahyiz. Asrlar sonra da, netice- 
ye varabilirsek, cok iyidir. Zira, babalar cocuklan icin ca- 
hsirlar.) 

Miistemlekeler nazirhginda, ingilterenin yanisira, 
Fransa ve Rusyadan da, diplomat ve din adamlarmin 
katildigi bir konferans yapildi. Cok sanshydim. Nazir 

-8- 



ile aramiz iyi oldugu icin, ben de katilmisdim. Konferans- 
da, muslimanlan parcalayip, ispanya gibi, dinlerinden ci- 
kararak imana getirmenin [Hiristiyanlasdirmamn] hesab- 
lan yapildi. Fekat, vanlan neticeler istenildigi gibi degildi. 
Ben, o konferansdaki biitiin konusmalan (ila melekut-il- 
Mesfli) ismli kitabimda yazdim. 

Derinlere kok salmis biiyiik bir agaci, kurutup, sokiip 
atmak zordur. Fekat, biz zorluklan kolaylasdinp, yenmeli- 
yiz. Hiristiyanlik, yayilmak icin gelmisdir. Bunu, Mesih 
efendimiz bize va'd etmisdir. Muhammede, dogu ve bati 
aleminin icinde bulundugu kotii sartlar yardimci olmusdur. 
O kotii sartlar gidince, beraberindeki belalan da [Islami 
kasdediyor] gotiirdu. Bugiin memnuniyyet ile durumun te- 
mamen degisdigini miisahede ediyoruz. Nezaretimizin ve 
diger hiristiyan hiikumetlerin biiyiik gayret ve calismalan 
neticesinde, miislimanlar gerilemege basladi. Hiristiyanlar 
ise, kuvvetleniyorlar. Uzun asrlar boyunca gayb edilen yer- 
leri alma zemani geldi. islamiyyeti imha etmege, Biiyiik 
Britanya devleti onciiliik etmekdedir. 



imam-i Rabbani hazretleri (Mektubat) kitabinin l.ci cild, 
275. ci mektubunda buyuruyor ki: 

Sizin bu ni'mete kavusmaniz, islamiyyet bilgilerini ogret- 
mekle ve fikh hiikmlerini yaymakla olmusdur. Oralara ceha- 
let yerlesmisdi ve bid'atler yayilmisdi. Allahii teala, sevdik- 
lerinin sevgisini size ihsan etdi. islamiyyeti yaymaga sizi ve- 
sile eyledi. Oyle ise, din bilgilerini ogretmege ve fikh ahka- 
mini yaymaga elinizden geldigi kadar cahsimz. Bu ikisi bii- 
tiin se'adetlerin basi, yiikselmenin vasitasi ve kurtulusun se- 
bebidir. Cok ugrasiniz! Din adami olarak ortaya cikiniz! 
Oradakilere emr-i ma'ruf ve nehy-i miinker yaparak, dogru 
yolu gosteriniz! Miizzemmil suresinin ondokuzuncu ayetin- 
de mealen, (Rabbinin rizasina kavusmak istiyen icin, bu el- 
belle bir nasihatdir) buyuruldu. 



Kimseye etmem sikayet, aglanm ben halime, 
Titrerim mticrim gibi, bakdikca istikbalime. 



-9 



Birinci Kism 

IKINCi FASL 

Hicri 1122 ve miladi 1710 senesinde Miistemlekeler na- 
zin beni, Miislimanlan parcalamak icin gerekli ve yeterli 
bilgileri toplamak ve casusluk yapmak iizere, Misr, Irak, 
Hicaz ve istanbula gonderdi. Aym tarihde ve aym vazife 
ile nezaret, canhhk ve cesaret dolu dokuz kisiyi daha vazi- 
felendirdi. Bize lazim olabilecek para, bilgi ve haritamn 
yaninda bir de, devlet adamlannin, alim ve kabile reisleri- 
nin ismlerini ihtiva eden birer fihrist verildi. Hie unutami- 
yorum! Sekreter ile vedalasdigimizda, bize demisdi ki: 
(Devletimizin gelecegi basanniza baghdir. Onun icin, var 
kuvvetinizle cahsmahsiniz). 

Ben, islamiyyetin hilafet merkezi olan istanbula dogru, 
denizden yola cikdim. Asl vazifemin yaninda, bir de ek 
olarak, orada tiirkceyi cok giizel bir seklde ogrenmem ge- 
rekiyordu. Zaten daha once Londrada epey tiirkce ve 
Kur'an lisani arabca ve Iranhlarin dili farsca ogrenmis- 
dim. Fekat, bir lisani ogrenmek baska, o lisani [dili] iilke- 
nin halki gibi konusmak baska seydi. Zira, birincisi birkac 
senede hasil oldugu halde, ikincisi bunun birkac kati ze- 
man ister. insanlann benden siibhe etmemeleri icin, tiirk- 
ceyi biitun incelikleriyle ogrenmem gerekiyordu. 

Benden siibhe ederler diye hie de rahatsiz olmuyor- 
dum. Zira, muslimanlar, Peygamberleri olan Muhammed 
aleyhisselamdan ogrendikleri gibi, miisamahakar, apik 
kalbli ve iyi niyyetlidirler. Onlar bizim gibi, siibhe edici 
degildirler. Kaldi ki, Turk hiikumeti, o zeman casuslan 
yakahyabilecek teskilata malik degildi. 

Cok yorucu bir yolculukdan sonra istanbula vardim. 
ismimin Muhammed oldugunu soyledim ve miislimanla- 

-10- 



nn ma'bedi olan cami'e gitmege basladim. Muslimanlann 
disiplinli, temiz ve itaatkar oluslan cok hosuma gitdi. Bir 
ara kendi kendime: (Bu ma'sum insanlarla neden savasi- 
yoruz? Mesih efendimiz, bize bunu mu emr etdi?) dedim. 
Fekat, ben hemen bu seytanif!] diisiinceden dondiim ve 
en giizel bir seklde, vazifemi yerine getirmege karar ver- 
dim. 

Istanbulda Ahmed efendi isminde yash bir alim ile ta- 
nisdim. Ondaki inceligi, acik kalbliligi, gonial berrakhgi ve 
iyilikseverligi hicbir din adamimizda gormedim. Bu zat, 
gece giindiiz Muhammed aleyhisselama benzemege cah- 
sirdi. Ona gore, Muhammed aleyhisselam en kamil, en iis- 
tiin insandi. Onu her zikr etdiginde, gozleri yaslamrdi. 
Cok sanshydim ki, bir kerre bile, kim oldugumu, nereli ol- 
dugumu sormadi. Bana (Muhammed efendi) diye hitab 
ederdi. Sordugum siiallere cevab verir, bana sefkat ve 
merhamet ile muamele ederdi. Zira, beni Tiirkiyede cahs- 
mak ve Muhammed aleyhisselamin halifesinin golgesinde 
yasamak icin istanbula gelmis bir miisafir olarak bilirdi. 
Zaten, bu behane ile istanbulda kahyordum. 

Bir giin Ahmed efendiye: (Annem ve babam oldii. 
Kardesim de yok. Bana mfras olarak da hie birsey kalma- 
mis. Cahsip kazanmak, Kur'an-i kerimi ve din bilgilerini 
ogrenmek, ya'ni hem dunyami, hem de ahiretimi kazan- 
mak icin, Islam merkezine geldim) dedim. Bu sozlerime 
cok sevindi ve (Su iic sebebden dolayi, sana hurmet gos- 
termek lazimdir) dedi. Sozlerini aynen yaziyorum: 

1- Sen muslimansin. Biitiin miislimanlar kardesdirler, 

2- Sen miisafirsin. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sel- 
lem" buyurdu ki: (Miisafire ikrainda bulununuz!), 

3- Sen cahsmak istiyorsun, (Cahsan, Allahin dostudur) 

diye bir hadis-i serif vardir. 

Bu sozler cok hosuma gitmisdi. Kendi kendime, (Kes- 
ki hiristiyanhkda da, bu gibi parlak hakikatler olsaydi. Ne 
yazik ki, hicbiri yok) dedim. Fekat hayret etdigim sey, bu 

-11- 



kadar yiice bir din iken, su magrur ve hayatdan bi-haber 
ba'zi kimseler elinde, islamin za'iflemesiydi. 

Ahmed efendiye: (Kur'an-i kerimi ogrenmek istiyo- 
rum) dedim. (Bas iistiine, sana ogretirim) dedi. Fatiha su- 
resinden ogretmege basladi. Kur'an-i kerimi okutmaga 
baslamadan evvel, abdest ahr ve bana da aldinrdi. Kible- 
ye karsi oturup okuturdu. Okuduklanmizin ma'nalarim 
da aciklardi. Ba'zi kelimeleri okumakda cok giicliik ce- 
kerdim. iki sene icinde, Kur'an-i kerimi basdan sona ka- 
dar okudum. 

Miislimanlann abdest dedikleri sey, ba'zi uzvlan yika- 
makdan ibaretdir ki: 1) Yiizii yikamak, 2) Parmaklardan 
dirsege kadar sag kolu yikamak, 3) Parmaklardan dirsege 
kadar sol kolu yikamak, 4) Basi, kulaklann arkasim ve 
boynu mesh etmek, 5) Her iki ayagi yikamak. 

Ben, misvak kullanmakdan son derece rahatsiz olur- 
dum. (Misvak), miislimanlann abdestden once agiz ve dis- 
lerini temizledikleri bir agac dahdir. Bu agacin agiza ve 
dislere zararh oldugunu samyordum. Ba'zan agzimi yara- 
layip kanatiyordu. Fekat, yine de kullanmak zorunday- 
dim. Zira, onlann yaninda misvak kullanmak Peygamber 
aleyhisselamin miihim siinneti idi. Bu agacin cok faidesi 
oldugunu soyliiyorlardi. Hakikaten daha sonra, dislerimin 
kanamasi durdu. ingilizlerin cogunda bulunan, agzimdaki 
fena koku hie kalmadi. 

Istanbulda bulundugum miiddetce, bir cami' hizmetci- 
sinin yaninda, biraz para karsihginda yatardim. Hizmetci- 
nin ismi Mervan Efendi idi. Mervan, Muhammed aleyhis- 
selamin bir sahabisinin ismidir. Bu hizmetci, cok asabi bir 
adamdi. ismi ile oviiniir ve bana, (Bir oglun olursa ismini 
Mervan koy. Ciinki Mervan, islamin biiyiik mucahidlerin- 
dendir) derdi. 

Aksam yemegimi Mervan Efendi hazirhyordu. Miisli- 
manlann bayrami, Cum'a giinii ise gitmiyordum. Hafta- 
nin kalan giinlerinde, Halid isminde bir marangozun ya- 

-12- 



ninda, haftahk iicret ile cahsiyordum. Sadece sabahdan 
ogleye kadar cahsdigim icin, iscilerine verdigi iicretin ya- 
nsini bana veriyordu. Marangoz, bos zemanlannda Halid 
bin Velidin faziletlerinden cok bahs ederdi. Halid bin Ve- 
lid, Muhammed aleyhisselamin sahabilerinden olup, bii- 
yiik miicahiddir. Cesidli islami fethler yapmisdir. Fekat 
Omer bin Hattabin onu azl etmesi, marangozu iiziiyor- 
du 111 . 

Yaninda cahsdigim marangoz Halid, ahlaksiz ve son de- 
rece asabi bir adamdi. Her nedense, bana cok i'timad eder- 
di. Belki de, bu i'timadi, soziinden hie cikmadigim icindi. 
Yalniz iken, islamiyyete ehemmiyyet vermezdi. Ancak, ar- 
kadaslannin yaninda, islam dininin emrlerine uyardi. 
Cum'a nemazim kilardi, digerlerini tam bilmiyorum. 

Diikkanda kahvalti ederdim. isden sonra, ogle nemazi 
icin cami'ye gider ve ikindi nemazina kadar cami'de kalir- 
dim. Ikindi nemazindan sonra Ahmed efendinin evine 
gider ve orada iki saat kalarak, ondan Kur'an-i kerfm, 
arabf ve tiirkce lisan dersleri ahrdim. Haftahk kazancimi, 
beni cok giizel okutdugu icin, her Cum'a ona verirdim. 
Hakikaten, bana Kur'an-i kerimi, islam dininin icablanni 
ve arabi ile tiirkce lisanlannin inceliklerini gayet giizel bir 
seklde ogretiyordu. 

Ahmed efendi bekar oldugumu anlayinca, kizlanndan 
birini bana vermek istedi. Ben ise, onun bu teklffini red 
etdim. Fekat, kendisi cok israr ediyor, bana, evlenmenin, 
Peygamberin siinneti oldugunu, Peygamberin de, (Benim 
sunnetimden yiiz ceviren benden degildir) dedigini soy- 
lerdi. Bu olayin, iliskilerimizin kesilmesine sebeb olabile- 
cegini anlayinca, ona yalandan dedim ki: (Bende cinsi 
acizlik vardir). Bunu soylemekle, eski dost ve ahbabhgin 
devam etmesini sagladim. 



[1] Halid bin Velidin yerine ta'yin edilen Ebu Ubeyde bin Cerrah da, za- 
ferleri devam etdirince, zaferin Halid sebebi ile olmayip, Allahil teala- 
nin yardimi ile oldugu anlasildi. 

-13- 



istanbulda iki senem dolunca, Ahmed efendiye, vata- 
nima donmek istedigimi soyledim. (Gitme, nicin gidiyor- 
sun? istanbulda ne ararsan var. Allahii teala, bu sehre, din 
ve diinyayi birlikde vermisdir. Annenin ve babanin vefat 
etdigini, kardeslerinin olmadigmi soylemisdin. Oyleyse, 
Istanbula yerles) dedi. Ahmed efendi bana cok ahsmisdi. 
Onun icin, benden aynlmak istemiyor ve istanbula yerles- 
mem hususunda cok israr ediyordu. Fekat, vatani vazffem 
beni, Londraya doniip, nezarete, hilafet merkezi ile alaka- 
h genis bir rapor sunup, yeni emrler almak icin zorluyor- 
du. 

istanbulda bulundugum miiddetce, her ay Miistemle- 
keler nezaretine miisahede etdigim hadiselerle alakah 
bir rapor gonderdim. Bir kerre raporumda, yaninda ca- 
hsdigim adam, bana livata etmek isterse, ne yapayim de- 
dim. Cevabda bana, (Bu is hedefe ulasmagi kolaylasdin- 
yorsa, yapabilirsin) denildi. Bu cevabi okuyunca, cok 
kizdim. Sanki diinya basima yikilmisdi. Evet, bu habis 
fi'lin ingilterede yaygm oldugunu evvelden biliyordum. 
Fekat, buyiiklerimin emr edecekleri hatinma gelmezdi. 
Ne yapayim ki, bardagi son damlasma kadar icmekden 
baska carem yokdu. Onun icin susdum ve vazifeme de- 
vam etdim. 

Ahmed efendi ile vedalasirken, gozleri yasardi ve ba- 
na: (Yavrum! Allahii teala yardimcin olsun! Bir daha is- 
tanbula gelir ve oldiigumu goriirsen, beni hatirla. Ruhu- 
ma bir (Fatiha) oku! Resulullahin yaninda, mahser gii- 
niinde karsilasacagiz) dedi. Gercekden, ben de cok mah- 
zun oldum ve gozyasi dokdiim. Fekat, vazifem, hislerim- 
den daha iistiindii. 



Insana sadakat yakmr, gorse de ikrah, 
dogrulann yardimcisidir, hazreti Allah! 



14- 



Birinci Kism 

UCUNCU FASL 

Arkadaslarim benden evvel Londraya donmiis ve ne- 
zaretden yeni emrler almislardi. Ben de, dondiikden son- 
ra, yeni emrler aldim. Fekat, maalesef ancak alti kisi do- 
nebilmisdik. 

Kalan dort kisiden biri, sekreterin anlatdigina gore, 
miisliman olup, Misrda kalmis. Fekat, sekreter yine de se- 
vincliydi. Ciinki, sir vermemis diyordu. Ikincisi, Rusyaya 
gidip orada kalmis. Bu, zaten Rus asilhydi. Sekreter, bu- 
nun vatanma gitdigi icin degil, belki Rusya hesabina Miis- 
temlekeler nezaretinde, casusluk yapiyordu, vazifesi bi- 
tince gitdi diye, cok iiziiliiyordu. Uciinciisii ise, yine sekre- 
terin anlatdigina gore, Bagdad civannda imare beldesinde 
veba hastahgindan olmiis. Dordunciisiinii, nezaret, Ye- 
menin San'a sehrine kadar ta'kib etmis, bir seneye kadar 
raporlan geliyormus. Fekat, daha sonra raporlar kesilip, 
nazirhgin biitiin gayretlerine ragmen, bir izine tesadiif 
edilememisdi. Nazirhk, bu dort adamin gayb olmasim bir 
felaket kabul ediyordu. Zira biz, vazifeleri biiyiik, niifusu 
az bir milletiz. Binaenaleyh, her insan icin ince bir hesab 
yapanz. 

Sekreter, ilk birkac raporumdan sonra, dordiimiiziin 
raporlannin tedkik edilmesi icin, bir toplanti yapdi. Arka- 
daslanm, vazffeleriyle alakah raporlanni teslim etdikden 
sonra, ben de raporumu verdim. Benimkinden ba'zi kism- 
lanni not etdiler. Nazir, sekreter ve toplantiya katilanlann 
bir kismi, cahsmalanmi takdir etdiler. Fekat, yine de 
iiciincii siradaydim. Birinciligi arkadasim George Belcou- 
de, ikinciligi ise Henry Franse kazanmisdi. 

Tiirkce ve Arabi lisanlan ile Kur'an-i kerim ve ah- 

-15- 



kam-i islamiyyeyi cok iyi ogrenmisdim. Fekat, nazirhga 
Osmanh Devletinin za'if noktalanni gosterecek bir rapor 
hazirlamagi basaramamisdim. iki saat siiren toplantidan 
sonra, sekreter bu basansizhgimin sebebini sordu. Ben de, 
(Asl vazifem lisan ile Kur'an ve islamiyyeti ogrenmekdi. 
Bunun haricindeki islere fazla vakt ayiramadim. Fekat, bu 
sefer sizi memnun edecegim) dedim. Sekreter, (Siibhesiz 
sen muvaffak oluyorsun. Fekat, birinci olmani isterdim) 
dedi ve soyle devam etdi: 

(Ey Hempher, gelecek seferki vazifen ikidir: 

1- Miislimanlann za'if noktalan ile, onlann viicudlan- 
na girip, mafsallanni ayirmamizi saghyacak noktalan tes- 
bit etmekdir. Zaten, diismam yenmenin yolu da budur. 

2- Bu noktalan tesbit edip, dedigimi yapdigin zeman 
[Ya'ni miislimanlann arasini acip, onlan birbirine diisiire- 
bildigin zeman] en basanh ajan olacak ve nazirhk madal- 
yasini kazanmis olacaksin.) 

Londrada alti ay kaldim. Amcamin kizi Maria Shvay 
ile evlendim. O zeman ben 22, o ise 23 yasindaydi. Maria 
Shvay orta zekah, normal kurtiirlu, cok giizel bir kizdi. 
Hayatimin en nes'eli, mes'ud zemanim, o giinlerde, onun- 
la gecirdim. Hanimim hamile idi. Yeni musafirimizi bek- 
ledigimiz bir sirada, Iraka gitmem icin emr geldi. 

Oglumun diinyaya gelmesini beklerken, bu emrin gel- 
mesi beni iizdii. Fekat, vatamma verdigim ehemmiyyet 
ve arkadaslarim arasmda birinci olup meshur olma heve- 
sim, kocalik ve babalik hislerimin iistiindeydi. Bunun 
icin, hie tereddiid etmeden, emri kabul etdim. Hanimim, 
isi cocugun tevelliidiine te'cil etmemi cok istiyordu. Fe- 
kat, sozlerine ehemmiyyet vermedim. Vedalasdigimrz 
gun, ikimiz de agladik. Hanimim, (Benden mektublan- 
ni kesme! Ben de sana, yeni ve altin gibi krymetli yuva- 
mizla alakah mektublar yazacagim) dedi. Bu sozleri, 
kalbimde bir firtma koparmisdi. Az daha seferi ibtal edi- 
yordum. Fekat, hislerime hakim olmagi bildim. Onunla 

-16- 



vedalasdim ve son ta'limatlan almak iizere, nezaret bina- 
sina gitdim. 

Alti ay sonra, kendimi Irakin Basra sehrinde buldum. 
Bu sehr halkinin bir kismi siinni, bir kismi da, si'i idi. Bir 
asiretler beldesi olan Basrada, arab, fars ve biraz da hiris- 
tiyan vardi. Hayatimda ilk def a, si'i ve farslarla orada 
karsilasdim. Sozii acilmisken, biraz da sfilik ve siinnilik- 
den bahs edeyim: 

Si'iler, (Muhammed aleyhisselamin kizi Fatimanin zev- 
ci ve Muhammed aleyhisselamin amcasinin oglu, Ali bin 
Ebi Talibe tabi' olduklanni soylerler. Muhammed aley- 
hisselam, kendisinden sonra, Aliyi ve onun evladi olan on- 
bir imami halife ta'yin etmisdi) derler. 

Kanaatime gore, Alinin, Hasen ve Hiiseynin hilafeti 
hususunda si'iler hakhdirlar. Zira, islam tarihinden anla- 
digim kadanyla, Ali, halife olabilecek miimtaz ve yiiksek 
sifatlara sahib birisiymis. Muhammed aleyhisselamin, Ha- 
sen ve Hiiseyni de halife ta'yin etmesini uzak bulmuyo- 
rum. Fekat siibhelendigim sey, Muhammed aleyhissela- 
min, Hiiseynin oglunu ve torunlarmdan sekizini halife 
ta'yin etmesidir. Ciinki, Muhammed aleyhisselam oldii- 
giinde, Hiiseyn heniiz cocukdu. Bunun sekiz torununun 
olacagini nasil bilmisdir. Sayed Muhammed aleyhisselam 
gercekden Peygamber ise, Mesihin gelecekden haber ver- 
digi gibi, Allahii tealamn bildirmesiyle gelecegi bilmesi 
miimkindir. Fekat, Muhammed aleyhisselamin Peygam- 
berligi, biz hiristiyanlarca siibhelidir. 

Miislimanlar: (Muhammed aleyhisselamin Peygamber- 
liginin delili cokdur. Bunlardan biri Kur'andir) derler. 
Kur'ani okudum, hakikaten cok yiice bir kitabdir. Hatta, 
Tevratdan ve incilden daha yiiksekdir. Zira, icinde diis- 
turlar, nizamlar, ahlakiyat v.s. vardir. 

Muhammed aleyhisselam gibi, okumamis, yazmamis 
bir zatin, boyle yiice bir kitabi nasil getirdigine hayret edi- 
yorum. Cok okumus, seyahat etmis bir adamm dahi sa- 

— 17 — Ingiliz Casusunun I'tiraflan - F:2 



hib olamadigi ahlak, zeka ve bir sahsiyete nasil malik ola- 
bilmisdi? Acaba bunlar, Muhammed aleyhisselamin Pey- 
gamberliginin delilleri miydi? 

Muhammed aleyhisselamin Peygamberligi hususunda 
hakikate varabilmek icin, daima inceleme ve arasdirma 
yapiyordum. Bir kerre, merakimi Londrada papazin biri- 
ne acdim. Taassub ve inad ile konusdu. ikna edici bir ce- 
vab da vermedi. Tiirkiyede bir kac sefer Ahmed efendiye 
sordugum halde, ondan da, tatmin edici bir cevab alama- 
misdim. Su da bir gercek ki, casus oldugum belli olur ve- 
ya benden siibhelenirler diye, Ahmed efendiye mes'eleyi 
acikca siial edememisdim. 

Ben Muhammed aleyhisselami cok takdir ediyorum. 
Siibhesiz O, kitablarda okudugumuz, Allahin Peygamber- 
lerindendir. Fekat, ben bir hiristiyan olarak, heniiz Onun 
Peygamberligine iman etmis degilim. Siibhesiz O, dahfle- 
rin cok iistiindedir. 

Siinniler ise, (Miislimanlar, Peygamberin vefatindan 
sonra, Ebu Bekr, Omer, Osman ve Aliyi hilafete layik 
gormiislerdir) demekdedirler. 

Bu nev' ihtilaflar, biitiin dinlerde bilhassa hiristiyan- 
hkda cokdur. Omer de, Ali de, vefat etdikleri icin, bu mii- 
nakasalarm devaminin faidesi yokdur. Bence, miisliman- 
lar, aklh iseler, cok eski giinleri degil de, bugiinii diisii- 
niirler' 11 . 



[1] Hilafet hususunda konusmak ve inanmak, si'iligin esaslarmdandir. 
Silnnilere gore, bu hususda konusmak lazim degildir. Gene ingiliz, din 
bilgileri ile diinya bilgilerini birbirlerine kansdirmakdadir. Miisliman- 
lar, onun dedigi gibi, diinya bilgilerinde, daima yeniyi, ileriyi bulmus- 
lar, fende, teknikde, hesabda, mi'maride, tababetde, akla ve tecribeye 
uymuslar, hep ilerlemislerdir.Hiristiyanlar ise, fende akla uymaga, 
ilerlemege giinah demisler, din bilgilerini ise, akllarma gore degisdir- 
mislerdir. Meshur Italyan heyetsinas Galile, diinyamn dondiigiinii, 
miislimanlardan ogrenerek, soyledigi icin, papazlar, onu aforoz etdik- 
leri gibi, hapse de koydular. Donmu'yor diyerek, tevbe edince, papaz- 
larm elinden kurtuldu. Miislimanlar, din, iman bilgilerinde, akla degil, 
yalmz Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere uyarlar. Akl ermiyen bu bil- 
gileri, hiristiyanlar gibi, degisdirmezler. 

-18- 



Birgiin, miistemlekeler nezaretinde siinni ve sfi ihtila- 
findan soz etdim, (Miislimanlar, hayatdan bir sey anlasa- 
lar, aralanndaki sfi-siinni ihtilafini kaldinr ve birlesirler) 
dedim. Birisi, hemen soziimii keserek: (Senin vazifen bu 
ihtilafi koriiklemekdir. Miislimanlann nasil birlesecegini 
diisiinmek degildir) dedi. 

Sekreter, Irak seferine cikmadan once, bana, (Ey 
Hempher, bil ki, Allah, Habil ve Kabili yaratdigindan be- 
ri, insanlar arasinda tabi'i ihtilaflar vardir. Bu anlasmaz- 
hklar Mesih doniinceye kadar devam edecekdir. Renk, 
kabile, arazi, milli ve dini ihtilaflar boyledir. 

Bu sefer vazifen, bu ihtilaflan iyice tanimak ve nazirh- 
ga bilgi vermekdir. Miislimanlann arasindaki ihtilafi sid- 
detlendirebilirsen, ingiltereye en biiyiik hizmeti yapmis 
olacaksin. 

Biz Ingilizler, refah ve se'adet icinde yasamamrz icin, 
biitiin diinya devletlerinde ve miistemlekelerimizde fitne 
ve tefrikalar cikarmak zorundayiz. Osmanh Devletini de 
ancak boyle fitnelerle yikabiliriz. Boyle olmazsa, sayica az 
bir millet, sayisi cok olan bir millete nasil hiikm edebilir? 
Biitiin giicunle, za'if noktalan ara bul ve oradan iceriye gir. 
Bilmis ol ki, Osmanh Devleti ve Iran, za'if devrelerini ya- 
siyorlar. Bunun icin, senin vazifen, halki, idare edenlere 
karsi lsyana sevk etmekdir! Tarih, "Biitiin inkilablann, 
halkin ayaklanmasindan kaynaklandigini gostermisdir". 
Miislimanlann ittihadlan, muhabbetleri bozulup, kuvvet- 
leri dagihnca, onlan rahatca imha ederiz) dedi. 



TEVHID DUASI 

Ya Allah, ya Allah. La ilahe illallah Muhammediin Resiilullah. 
Ya Rahman, ya Rahfin, ya afiivvii ya Kerim, fa'fii anni verhamni 
ya erhamerrahimfn! Teveffeni miislimen ve elhiknf bissalihih. Al- 
lahuiniiiagfirir ve li-abaf ve iimmehatf ve li aba-i ve iimmehat-i 
zevceti ve li-ecdadi ve ceddati ve li-ebnai ve benati ve li-ihveti ve 
ehavati ve li-a'mami ve ainiiiati ve li-ahvali ve halati ve li-iistazi 
Abdiilhakfm-i Arvasi ve li kalfetil mii'minfne vel-mii'minat. 
"Rahmctullahi teala aleyhim ecma'fn." 

-19- 



Birinci Kism 

DORDUNCU FASL 

Basraya vannca, bir cami'ye yerlesdim. Cami'nin ima- 
mi Seyh Omer Tai ismli, arab aslh ve siinni bir zatdi. 
Onunla tanisip, sohbet etmege basladim. Fekat, daha ko- 
nusmamn basinda, benden siibhelenip, beni siial yagmu- 
runa tutdu. Bu tehliikeli sohbetden kendimi soyle kurtar- 
dim: (Ben Turkiyenin Igdir beldesindenim, istanbuldaki 
Ahmed efendinin talebesiyim. Halid isminde bir maran- 
gozun yaninda cahsiyordum) dedim ve Tiirkiyede bulun- 
dugum miiddetce, edindigim ma'lumatlardan anlatdim. 
Birkac ciimle de, Tiirkce konusdum. imam gozleriyle or- 
dan birisine isaret ederek, benim Tiirkceyi dogru konusup 
konusmadigimi sordu. O da, miisbet cevab verdi. imami 
ikna etdigim icin cok sevinmisdim. Fekat, hayal kinkhgi- 
na ugradim. Ciinki, birkac gun sonra, anladim ki, imam 
efendi benden siibheleniyor ve benim Turk casusu oldu- 
gumu zan ediyordu. Daha sonra, Sultan tarafindan ta'yin 
edilen vali ile, aralannda ihtilaf ve adavet oldugunu og- 
rendim. 

Seyh Omer efendinin cami'inden uzaklasmak zorun- 
da kahnca, orada musafir ve yabancilann kaldigi bir 
handa, oda kiralayip, oraya tasindim. Hanin sahibi Miir- 
sid efendi isminde ahmak bir adamdi. Her sabah rahati- 
mi kacinr, sabah ezam okunur okunmaz, nemaza kaldir- 
mak icin gelip, kapimi sert bir seklde calardi. Onu dinle- 
mege mecburdum. Binaenaleyh, ben de kalkar ve sabah 
nemazmi kilardim. Sonra bana, (Sabah nemazmi miitea- 
kib, Kur'an-i kerim okuyacaksm) derdi. Bir def'a, 
(Kur'an-i kerimi okumak farz degildir. Ne diye bu kadar 
israr ediyorsun?) dedim. Cevaben, (Bu vaktde uyumak, 

-20- 



hana ve hanm sakinlerine fakirlik ve bedbahthk getirir) 
dedi. Onun bu emrini de yerine getirmek mecburiyyetin- 
deydim. Zira, boyle yapmadigim takdirde, beni hanm- 
dan kovacagmi soylerdi. Onun icin, ezandan hemen son- 
ra, sabah nemazmi kilar ve her gun, bir saatden fazla, 
Kur'an-i kerfm okurdum. 

Bir gun, Miirsid efendi bana gelerek, (Sen bu odayi ki- 
raladikdan sonra, basima dertler geliyor. Ben bunu, senin 
ugursuzluguna atf ediyorum. Zira, sen bekarsin. Bekarhk 
ise, ugursuzlukdur. Sen ya evleneceksin, yahud ham terk 
edeceksin) dedi. Ona, (Evlenebilecek kadar mahm yok- 
dur) dedim. Ahmed efendiye soyledigimi ona soyleyemi- 
yordum. Zira Miirsid efendi, dogru soyleyip soylemedigi- 
mi ogrenebilmek icin, soyup avretimi kontrol edebilecek 
bir adamdi. 

Boyle deyince, Miirsid efendi: (Ey za'if imanh! Sen Al- 
lahin: (Eger yoksul iseler, Allah onlari lutfu He zenginles- 
dirir)' 11 mealindeki ayetini okumadin mi?) dedi. Sasinp 
kaldim. Sonunda, (Evet ben evlenecegim. Fekat gerekli 
olan parayi te'min etmege hazir misin? Veya masrafsiz bir 
kiz bulabilir misin?) dedim. 

Miirsid efendi, biraz diisiindiikden sonra, (Ben anla- 
mam! Receb ayinin basina kadar ya evleneceksin, yahud 
handan cikacaksin) dedi. Receb ayinin basina da yirmibes 
gun kalmisdi. 

Bu miinasebet ile, islami aylan zikr edeyim; Muharrem, 
Safer, Rebi'ulevvel, Rebi'ulahir, Cemaziyiilevvel, Cemazi- 
yulahir, Receb, Sa'ban, Ramezan, Sevval, Zilka'de ve Zil- 
hicce. Onlann aylan otuz giinii gecmedigi gibi, yirmidokuz 
giinden de asagi olamaz. Ve ay hesabina dayanir. 

Bir marangozun yaninda is bulup, Miirsid efendinin 
hamndan cikdim. Yemegim ile yatmam, is sahibinin iize- 
rinde olmak iizere, cok az bir iicret ile anlasdik. Receb ayi 



[1] Nur sfircsi. ayet: 32 

-21 



daha gelmeden esyalanmi marangozun diikkamna tasi- 
dim. Marangoz, Abdiirnza isminde, Horasanh bir sf'i 
olup, merd bir adamdi. Bana oglu gibi davramyordu. 
Onun yaninda bulunma firsatim degerlendirip, farisi og- 
renmege basladim. Her gun ikindi vakti, Iranh si'iler, 
onun yaninda toplanir, siyasetden iktisada kadar, her 
mevzu'da, konusurlardi. Hem kendi hiikumetlerine, hem 
de Istanbuldaki Halifeye cokca dil uzatirlardi. Yabanci bir 
adam geldiginde, hemen sozii degisdirip, sahsi mes'elele- 
rini konusmaya baslarlardi. 

Bana cok i'timad ediyorlardi. Sonradan anladim ki, 
Tiirkce bildigim icin, beni Azerbaycan halkindan zan edi- 
yorlarmis. 

Bizim marangoz diikkamna bir delikanh arada bir ug- 
rardi. Dm talebesi kiyafetinde ve arabi, farisi, tiirkce bili- 
yordu. ismi (Muhammed bin Abdiilvehhab Necdf) idi. Bu 
delikanh, son derece yiiksekden konusan ve gayet asabf 
biriydi. Osmanh hiikumetini cok setm etdigi halde, Iran 
hiikumetinin aleyhine konusmazdi. Onun diikkan sahibi 
Abdiirnza ile dostlugunun sebebi, ikisi de istanbuldaki 
Halifeye muhalif idiler. Fekat, siinni olan bu delikanh, fa- 
risiyi nasil biliyor ve si'i olan Abdiirnza ile nasil arkadas- 
hk edebiliyordu? Bu sehrde siinnfler, si'iler ile goriisiir ve 
kardes gibi goriiniirlerdi. Bu sehrin sakinlerinin cogu hem 
arabi, hem de farisi biliyorlardi. Tiirkce bilenler dahi cok- 
du. 

Necdli Muhammed, zahiren siinni idi. Siinnilerin cogu, 
si'ilerin aleyhinde konusmalanna ve hatta bir kismi, si'ile- 
ri tekfir etmelerine ragmen, o hie si'ileri rencide etmezdi. 
Necdli Muhammed, siinnilerin dort mezhebinden birine 
tabi' olmagi icab etdiren, herhangi bir sebeb gormiiyordu 
ve (Allahin kitabinda, bu mezhebler hakkinda hicbir delil 
yokdur) diyordu. Bu hususdaki ayet-i kerimelerden tega- 
fiil ediyor ve hadis-i seriflere ehemmiyyet vermiyordu. 

Dort mezheb mes'elesine gelince: Siinniler arasin- 

-22- 



dan, Peygamberleri olan Muhammed aleyhisselamin olii- 
miinden bir asr sonra, su dort alim zuhur etdi: Ebu Hani- 
fe, Ahmed bin Hanbel, Malik bin Enes, Muhammed bin 
Idris Es Safi'i. Ba'zi Halifeler de, siinnileri bu dort alim- 
den birini taklid etmege zorladi. Bu dort alimden baska 
hie kimse, Kur'an-i kerimde ve siinnetde ictihad edemez, 
ya'ni ahkam cikaramaz dediler. Bu hareket, muslimanla- 
nn ilm ve anlayis kapilannin kapanmasina sebeb olmus- 
dur. Islamin duraklamasina, bu ictihad yasagi sebeb gos- 
teriliyor. 

Si'iler, mezheblerini yaymak icin, bu yanhs sozlerden 
istifade etmislerdir. Si'iler, Siinnilerin onda biri kadar yok 
idi. Simdi cogalmis ve siinniler kadar olmuslardir. Bunun 
boyle olmasi tabi'idir. Zira ictihad bir silaha benzer, islam 
fikhini, ya'ni ahkam bilgilerini gelisdirir, Kur'an-i kerim 
ve siinnet anlayisini yeniler. ictihad yasagi da, curiimus si- 
lah gibidir. Ahkami belirli bir cercevede birakir. Bu ise, 
anlayis kapisim kapayip, zemanin ihtiyaclanna kulak tika- 
makdir. Senin silahin ciiriik, diismaninki miikemmel ise, 
er ge<; bir gun, o diismana maglub olmaga mahkumsun. 
Zan ediyorum ki, yakin bir gelecekde, ehl-i siinnetin akl- 
hlan ictihad kapisim acacaklardir. Bu isi yapmadiklan 
takdirde, birkac asr sonra, onlar azinhk, si'iler ise ekseriy- 
yet olacaklardir 111 . 

[Ehl-i siinnetin dort mezhebinin imanlan, i'tikadlan, 
inandiklan seyler, birbirlerinin aynidir. Aralannda hie 
fark yokdur. Ayrihklan yalniz ibadetlerdedir. Bu da, 
miislimanlara bir kolayhkdir. Si'iler ise, imanda oniki 



[1] Nasslarda, ya'ni ayet-i kerimelerde ve hadis-i seriflerde acik bildiril- 
memis, kapali bildirilmis olan ahkami anhyabilen derin alimlere 
(Miictehid) denir. Miictehid olabilmek icin lazim olan sartlar 
(Se'adet-i ebediyye) ve (Faideli bilgiler) kitablanmizda uzun yazilidir. 
Hicretden dortyliz sene sonra, bu sartlara malik olan alim yetismedi. 
Islam diismanlan, zindiklar, (ictihad yapiyoruz) diyerek, islamiyyeti 
icerden yikmaga kalkisdilar. Halbuki, mtictehidler, kiyamete kadar 
zuhur edecek, her diirlli hadisenin ahkamim nasslardan cikarmis, hep- 
si Ehl-i siinnet kitablarina yazilmisdir. 

-23- 



firkaya ayrilmislar, ciiriik silah olmuslardir. Bunlar, (Milel 
ve Nihal) kitabinda uzun yazihdir.] 

Kendini begenmis Necdli gene Muhammed, Kur'ani ve 
siinneti anlama hususunda, nefsine uyardi. Sadece kendi 
zemamndaki alimlerin ve dort mezheb imamimn goriisle- 
rini degil, Ebu Bekr, Omer gibi sahabe buyiiklerinin de go- 
ruslerini hice sayardi. Kur'amn bir ayetini onlara muhalif 
zan etdigi zeman: Peygamber: (Ben size Kur'ani ve siinne- 
ti birakdim) demisdir. (Ben size Kur'ani, siinneti ve sahabe 
ve mezheb alimlerini birakdim) dememisdir' 11 . Binaena- 
leyh, herkese farz olan, mezheb goriislerine, sahabe ve 
alimlerin soylediklerine ne kadar muhalif de olsa, Kur'ana 
ve siinnete tabi' olmakdir' 21 , derdi. 

Abdiirnzanin evindeki yemek sohbetinde, Necdli Mu- 
hammed ile, yine orada musafir olan Kumlu Seyh Cevad 
isminde, bir sfi alim arasinda soyle bir miinakasa gecdi: 

Seyh Cevad — Alinin miictehid oldugunu kabul etdigin 
halde, niye si'fler gibi ona tabi' olmuyorsun? 

Necdli Muhammed — Zira Ali de, Omer ve baska saha- 
biler gibidir. Sozii huccet olamaz, ancak Kur'an ve siinnet 
huccet olur. [Halbuki, Eshab-i kiramin hepsinin sozleri 
huccetdir. Peygamberimiz, onlardan herhangi birine tabi' 
olmamizi emr etdi [31 .] 

Seyh Cevad — Peygamberimiz, (Ben ilmin sehri, Alf de 

kapisidir) dedigine gore, All ile diger sahabilerin arasin- 



[1] Necdli Muhammed, bu sozii ile, Eshab-i kirama tabi' olmagi emr eden, 
hadis-i senfleri inkar etmekdedir. 

[2] Simdi, biitiin islam memleketlerinde, cahil ve hain kimseler, din adami 
sekline girerek, Ehl-i siinnet alimlerine saldinyorlar. Sii'udi Arabistan- 
dan aldiklan bol para karsiliginda, vehhabfligi medh ediyorlar. Hepsi, 
her yerde, Necdli Muhammedin yukandaki soziinii silah olarak kulla- 
myorlar. Halbuki, Eshab-i kiramin ve Ehl-i siinnet alimlerinin, dort 
imamin hicbir sozii Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere muhalif degil- 
dir. Bunlara hicbir Have yapmamislar, bunlan aciklamislardir. Vehha- 
biler, ingilizler gibi, yalanlarla, miislimanlan aldatiyorlar. 

[3] Muhammed aleyhisselamm o giizel, miibarek yiiziinii goren miislima- 
na (Sahabi) denir. Birkacina (Sahabe) veya (Eshab) denir. 

-24- 



da bir fark olmasi lazim gelmez mi? 

Necdli Muhammed — Alinin sozii huccet olsaydi, Pey- 
gamber, (Ben size Kur'an, siinnet ve Aliyi birakdim) de- 
mez miydi? 

Seyh Cevad — Evet oyle demis sayilir. Zira, bir hadis-i 
serifde, (Allahin kitabim ve Ehl-i beyti birakiyorum) de- 

misdir. All ise, Ehl-i beytin en buyugiidiir. 

Necdli Muhammed, Peygamberin boyle soyledigini in- 
kar etdi. 

Seyh Cevad da, Necdli Muhammedi, ikna' edici delil- 
lerle susdurdu. 

Fekat Necdli Muhammed, i'tiraz ederek: (Siz Peygam- 
berin, (Ben size Allahin kitabim ve ehl-i beytimi birakiyo- 
rum) dedigini iddia ediyorsunuz. Peki, Resulullahin siin- 
neti nerde kaldi?) dedi. 

Seyh Cevad — Resulullahin siinneti, Kur'amn izahidir. 
Resulullah, (Allahin kitabim ve ehl-i beytimi birakiyo- 
rum) demisdir. Allahin kitabindan, onun izahi olan siin- 
neti de kasd edilmisdir. 

Necdli Muhammed — Ehl-i beytin sozleri Kur'amn iza- 
hi olduguna gore, hadislerle izaha ne liizum olabilir? 

Seyh Cevad — Hazret-i Peygamber vefat etdigi zeman, 
Onun iimmeti, zemanimn ihtiyaclanna cevab verecek bir 
Kur'an tefsirine, ihtiyac duydular. iste bundan dolayidir 
ki, hazret-i Peygamber iimmetine, asl olan Kur'ana ve ye- 
ni zemanin ihtiyaclanna cevab verecek, Kur'ani tefsir 
eden Ehl-i beytine tabi' olmagi emr etmisdir. 

Bu miinakasa cok hosuma gitdi. Necdli Muhammed, 
yash Seyh Cevad karsisinda, avcinin elindeki serce gibi, 
hareket edemez oldu. 

Aradigimi Necdli Muhammedde bulmusdum. Zira, 
onun muasiri alimlere saygisizhgi, dort Halifeye dahi 
ehemmiyyet vermeyisi, Kur'ani ve siinneti anlama husu- 
sunda miistakil bir goriise sahib olusu, onu avlayip elde 

-25- 



etmek icin, en za'if noktalarindandi. Bu magrur gene nere- 
de, o Tiirkiyede yanmda okudugum Ahmed efendi nere- 
de! O alim, selefleri gibi, daga benziyordu. Hie bir giic, onu 
yerinden oynatamazdi. Ebu Hanifenin ismini zikr etmek 
istedigi zeman, kalkar abdest alirdi. (Buharf) namindaki 
hadis kitabini eline almak istedigi zeman, yine abdest alir- 
di. Sunniler, bu kitaba son derece i'timad ederler. 

Necdli Muhammed ise, Ebu Hanifeyi cok hafife alirdi 
ve (Ben Ebu Hanifeden daha iyi biliyorum) derdi 111 . Aynca 
(Buharf) kitabimn yansinin batil oldugunu iddia ederdi' 21 . 

[Hempherin i'tiraflarmi tiirkceye terceme ederken, 
asagidaki hadiseyi hatirladik: Bir lisede muallim idim. 
Dersde, bir talebem, (Hocam, harbde olen mushman se- 
hid olur mu?) dedi. (Evet olur) dedim. (Peygamber bu- 
nu haber verdi mi?) dedi. (Evet) dedim. (Denizde bogu- 
lursa da, sehid olur mu?) dedi. (Evet olur. Hem de seva- 
bi daha cok olur) dedim. (Tayyareden diiserse de, sehid 
olur mu?) dedi. (Evet olur) dedim. (Peygamberimiz bun- 
lan da haber verdi mi?) dedi. (Evet, haber verdi) dedim. 
Bir kahraman edasi ile ve giilerek, (Hocam! O zeman 
tayyare var mi idi?) dedi. (Yavrum! Peygamberimizin 99 
ismi var. Her bir ismi, bir giizel sifatim bildirmekdedir. 
Bir ismi, (Cami'ul-kelim)dir. Cok seyleri, bir kelime ile 
bildirirdi. iste Peygamberimiz, (Yiiksekden diisen sehid 
olur) buyurdu) dedim. Bu cevabimi cocuk hayret ve siik- 
ran ile karsiladi. Bunun gibi, Kur'an-i kerimde ve hadfs-i 
seriflerde, cok kelimeler ve hiikmler, ya'ni emrler ve ya- 
saklar vardir ki, herbiri, muhtelif ma'nalan bildirmekde- 
dir. Bu ma'nalan bulmaga ve aralarmdan lazim olani 
secmege (ictihad) etmek denir. ictihad yapabilmek icin, 
derin alim olmak lazimdir. Bunun icin, Sunniler, cahille- 



[1] Simdi ba'zi cahil mezhebsizler de, boyle soylemekdedirler. Simdi, Tiir- 
kiyede profesor denilen ba'zi ahmaklarin, cahillerin boyle konusduk- 
lan isitilmekdedir. Hadis-i serifler, (Se'adet-i Ebediyye) 422. ci sahife- 
de bunlan uzun bildirmekdedir. 

[2] Bu hali, hadis ilminden hie haberi olmadigini gostermekdedir. 

-26- 



rin ictihad yapmalanni yasak etmisdir. Bu, ictihadi yasak 
etmek degildir. Hicretden dort asr sonra, mutlak miicte- 
hid [derin alim] hie yetismedigi icin, ictihad yapilmamis, 
ictihad kapisi kendiliginden kapanmisdir. Kiyamete ya- 
kin, Isa aleyhisselam gokden inecek ve Mehdi cikacak, ic- 
tihad yapacaklardir. 

Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", (Benden 
sonra, miislimanlar yetmisiic firkaya ayrilacak. Yalniz bi- 
risi Cennete gidecekdir) buyurdu. (O bir firka kimlerdir) 
denildikde, (Bana ve Eshabima tabi' olanlardir) buyurdu. 
Bir hadis-i serifde de, (Eshabim gokdeki yildizlar gibidir. 
Hangisine uyarsaniz, hidayete erersiniz!) ya'nf dogru yo- 
la, Cennete gotiiren yola kavusursunuz buyurdu. Abdul- 
lah bin Sebe' isminde Yemenli bir yehudi, islamiyyeti 
icerden yikmak icin, miislimanlar arasina Eshab diisman- 
hgi sokdu. Bu yehudiye aldanarak, Eshab-i kirama diis- 
man olan cahillere (SVi) denildi. Hadis-i seriflere uyarak, 
Eshab-i kirami sevenlere ve onlara tabi' olanlara da (Sun- 
nf) denildi.] 

Ben, Necdli Muhammed bin Abdiilvehhab ile cok ya- 
kin bir arkadashk kurdum. Daima onu oviiyordum. Bir 
giin ona: (Sen Omer ve Aliden daha biiyiiksiin. Peygam- 
ber simdi hayatda olsaydi, onlan degil seni kendine halife 
ta'yin ederdi. Ben, islamin senin elin iizerinde yenilenme- 
sini ve yiikselmesini umuyorum. islami cihana yayacak 
yegane [biricik] alim sensin) dedim. 

Abdiilvehhab oglu Muhammed ile Kur'ani, sahabenin, 
mezheb imamlannin ve miifessirlerin tefsirlerine muhalif 
bir seklde, temamen kendi fikrlerimize gore tefsir etmegi 
kararlasdirdik. Kur'ani okuyor ve ba'zi ayetler iizerinde 
konusuyorduk. Bundan maksadim, Muhammedi tuzaga 
diisiirmek idi. Zaten o da, kendini inkilabci olarak goster- 
mek ve daha fazla i'timadimi kazanmak icin, goriis ve 
fikrlerimi memnuniyyet ile karsilardi. 

Bir kerre, (Cihad farz degildir) dedim. 

-27- 



Allah, (Kafirler He harb edin) 1 ' buyurdugu halde, nasil 
farz olmasin? dedi. 

— Ben, oyleyse Allah (Kafirler He ve munafiklar He ci- 
had et)' 2 ' buyurdugu halde, niye Peygamber miinafiklarla 
cihad etmedi, dedim. [Halbuki, kafirlerle yirmiyedi kerre 
cihad yapdigi (Mevahibii lediinniyye)de yazihdir. Kihnc- 
lan Istanbulda, miizede teshir edilmekdedir. Munafiklar 
musliman goriiniirlerdi. Giindiizleri Mescid-i nebevide 
Resulullah ile nemaz kilarlardi. Resulullah "sallallahii 
aleyhi ve sellem" onlan bilirdi. Fekat hie birine, sen mii- 
nafiksin demedi. Harb edip, onlan oldiirseydi, (Muham- 
med aleyhisselam kendine iman edenleri oldiirdii) denilir- 
di. Bunun icin miinafiklarla (soz) ile cihad yapdi. Ciinki, 
farz olan cihad, beden ile, mal ile ve soz ile yapihr. Yuka- 
ndaki ayet-i kerime, kafirlerle ve miinafiklarla cihad ya- 
pilmasim emr ediyor. Bu cihadin, nasil yapilacagi aciklan- 
miyor. Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem", ka- 
firlerle cihadi, harb ederek, miinafiklarla cihadi, va'z ve 
nasihat ederek yapdi.] 

— O, (Peygamber dili ile onlarla cihad etmisdir) de- 
di. 

— Ben, (Farz olan cihad, dil ile olani midir?) dedim. 

— O, (Resulullah, kafirlerle muharebe etmisdir) de- 
di. 

— Ben, (Peygamber, kafirlerle, kendini miidafe'a icin 
cihad etdi. Zfra kafirler Onu oldiirmek istiyorlardi) de- 
dim. 

Evet ma'nasinda, basini salladi. 

— Bir kerre, ona (miit'a) nikahi caizdir dedim. 

— O, (caiz degildir) dedi. 

— Ben, (Allah, (Onlardan faidelendiginize mukabil, 



[1] Tevbe suresi, ayet: 73 
[2] Tevbe suresi, ayet: 73 



28- 



kararlasdmlmis olan mehrlerini verin) 11 , buyuruyor) de- 
dim 121 . 

— O, (Omer, Peygamber zemamnda mevcud olan iki 
miit'ayi yasak etdi ve onu yapani cezalandiracagmi bildir- 
di) dedi. 

— Ben, (Sen hem, Omerden daha iyi biliyorum diyor, 
hem de ona tabi' oluyorsun. Kaldi ki Omer, Peygamber 
halal ediyordu, ben yasakhyorum demisdir' 31 . Sen niye 
Kur'an ile Peygamberin soziinii birakip, Omerin soziinii 
tutuyorsun) dedim. 

O cevab vermedi. Anladim ki, ikna oldu. 

O an, Necdli Muhammedin caninin kadin istedigini bi- 
liyordum, kendisi bekar idi. Ona, (Gel Miit'a nikahi ile hi- 
rer kadin alahm. Onlarla egleniriz) dedim. Basini sallaya- 
rak kabul etdi. Bu firsati biiyiik bir ganimet bildim ve ona 
eglencelik bir kadin bulmaga soz verdim. Benim gayem, 
onun insanlardan olan korkusunu kirmakdi. Fekat o, bu 
isin aramizda sir olarak kalmasim ve ismini dahi kadina 
soylemememi sart kosdu. Alelacele, orada miisliman 
gencleri ifsad etmek icin, Miistemlekeler nazirhgi tarafin- 
dan gonderilen, hinstiyan kadinlann yanina gitdim. On- 
lardan birine mes'eleyi anlatdim. Kabul edince, ona Safiy- 
ye ismini verdim. Necdli Muhammedi onun evine gotiir- 
diim. Evde sadece Safiyye vardi. Necdli Muhammed icin 
bir haftahk nikah akdini yapdik. O da kadina (Mehr) ola- 
rak biraz altin verdi. Ben disardan, Safiyye icerden, Necd- 
li Muhammedi aldatmaga basladik. 



[1] Nisa sure si, ayet: 24 

[2] Miit'a nikahi, simdiki metres hayatina benzemekdedir. Sf iler, buna 
caiz diyor. 

[3] Omer "radiyallahii anh" boyle soylemedi. Ingiliz casiisu, biitiin hiristi- 
yanlar gibi, hazret-i Omere dtisman oldugundan, bu sozii ile de saldir- 
misdir. (Hucec-i kat'iyye)de diyor ki, (Omer "radiyallahii anh", Miit'a 
nikahim Resulullahin yasak etdigini, Onun yasakladigi seyi yapdirmi- 
yacagim soyledi. Eshab-i kiramin hepsi, halifenin bu soziinii destekle- 
di. Aralarmda hazret-i Ali de vardi). 

-29- 



Safiyye, Necdli Muhammedi iyice eline aldi. Zaten, o 
da, ictihad ve fikr hiirriyyeti behanesi ile, islamiyyetin 
emrlerine karsi gelmenin nefsani tadini duymusdu. 

Mtit'a nikahinin iicuncii giiniinde, ickinin haram ol- 
madigma dair uzun uzadiya onunla miinakasa etdim. O 
ne kadar haram olduguna dair ayet ve hadis getirdiyse, 
hepsini ibtal etdim ve en son, Yezid, Emevi ve Abbasi 
halifelerinin icki icdigi bir gercekdir. Hepsi dalaletde de, 
sen mi dogru yoldasm? Siibhesiz onlar, senden daha iyi 
Kur'ani ve siinneti bilirlerdi. Kur'an ve siinnetden, icki- 
nin haram degil de mekruh oldugunu anlamislardir. Ye- 
hudi ve hiristiyanlann kitablannda da, ickinin mubah ol- 
dugu yazihdir. Biitiin dinler Allahm emrleridir. Hatta ri- 
vayete gore, Omer, (Siz hepiniz vazgecdiniz degil mi?)' 11 
ayeti nazil oluncaya kadar, icki icmisdir. Sayed haram 
olsaydi, Peygamber onu cezalandinrdi. Peygamber onu 
cezalandirmadigma gore, icki halaldir) dedim. [Halbuki 
Omer "radiyallahii anh", haram edilmeden evvel icerdi. 
Haram edilince, asla icmedi. Emevi ve Abbasi halifele- 
rinden ba'zilarmm alkollii icki icmesi, alkollii ickinin 
mekruh oldugunu gostermez. Kendilerinin fasik olduk- 
larini, haram islediklerini gosterir. Ciinki, casusun soy- 
ledigi ayet-i kerime ve diger ayet-i kerimeler ve hadis-i 
serifler, alkollii ickinin haram oldugunu bildirmekde- 
dir. (Riyadun-nasihin)de diyor ki, (Baslangicda serab 
icmek caiz idi. Hazret-i Omer, Sa'd ibni Ebi Vakkas, sa- 
habinin bir kismi icerlerdi. Sonra, Bekara suresinin 219. 
cu ayeti inerek, giinahinin cok oldugu bildirildi. Daha 
sonra, Nisa suresinin 42. ci ayeti gelerek, (Serhos iken ne- 
maza yaklasmayimz!) buyuruldu. Nihayet, Maide sure- 
sinin 93. cii ayeti gelerek, serab haram oldu. Hadis-i se- 
rifde, (Cogu serhos edenin, azi da haramdir) ve (Serab 
giinahlarin en biiyiigiidiir) ve (Serab icen ile arkadaslik 
etmeyiniz! Cenazesine gitmeyiniz! Ondan kiz ahp verme- 



[1] Maide suresi. ayet: 91 

-30 



yiniz!) ve (Serab icmek, puta tapmak gibidir) ve (Serab 
icene, satana, yapana, verene, Allahii teala la'net etsin) 

buyuruldu.)] 

Necdli Muhammed: (Ba'zi rivayetlere gore, Omer icki- 
yi su ile kansdirarak iciyormus ve serhos etmez ise, haram 
degildir, diyormus. Omerin goriisii dogrudur, ciinki, 
Kur'anda deniliyor ki, (Seytan, icki ve kumar ile araniza 
adavet ve bugz sokmak ve Allahin zikrinden ve nemazdan 
abkoymak ister. Artik bunlardan vazgecersiniz degil 
mi?)' 11 . Icki sarhos etmedigi zeman, ayetde bildirilen gii- 
nahlara sebebiyyet vermez. Binaenaleyh, icki sarhos et- 
medigi zeman, haram degildir)' 21 dedi. 

Aramizda gecen bu icki ile alakah miinakasayi Safiy- 
yeye bildirdim ve ona cok kuvvetli bir icki icirmesini ten- 
bih etdim. Sonra, dedi ki: (Senin dedigini yapdim, ickiyi 
icirdim, oynadi ve o gece bir kac sefer benimle beraber 
oldu.) Iste boylece, Safiyye ile birlikde, Necdli Muham- 
medi iyice ele gecirdik. Miistemlekeler nazin ile vedalas- 
digim zeman bana: (Biz ispanyayi kafirlerden [Miisli- 
manlari kasdediyor] icki ve zina ile aldik. Yine bu iki bii- 
yiik kuvvet ile, diger biitun topraklanmizi da geri alahm), 
demisdi. Bu soziinde ne kadar hakh oldugunu simdi anh- 
yorum. 

Bir gun Necdli Muhammede oruc mes'elesini acdim: 
(Kur'anda, (Oruc tutmamz, sizin icin daha hayrlidir)L-'J 

deniliyor. Farz oldugu soylenmiyor. Oyleyse, oruc islam 
dminde siinnetdir, farz degildir) dedim. Bu teklifime 
i'tiraz edip, (Beni dmimden mi cikarmak istiyorsun?) 
dedi. Ben de, ona: (Din, kalbin temizligi, ruhun selame- 
ti ve baskasmm hakkma tecaviiz etmemekdir. Peygam- 
ber, (Din sevgidir) dememis mi? Allah da, Kur'an-i ke- 



[1] Miiidc siiresi, ayet: 91 

[2] Halbuki Peygamberimiz, (Cok icince serhos edenin, serhos etmeyen 

az mikdarim icmek de, haramdir) buyurdu. 
[3] Bekara siiresi, ayet: 184 

-31- 



rimde, (Sana yakfn hasil oluncaya kadar Rabbine ibadet 

et!)' 11 , buyurmamis mi? pl Oyle ise, insana, Allah ile kiya- 
met giinii hakkinda yakin hasil olup, kalbi iyi, ameli de te- 
miz oldugu zeman, insanlann en faziletlisi olur) dedim. 
Bu sozlerime mukabil, (Hayir, dogru degildir) ma'nasin- 
da, basini salladi. 

Bir kerre ona dedim ki: (Nemaz farz degildir). (Nasil 
farz degildir?) dedi. Cevaben, (Allah Kur'anda, (Beni an- 
mak icin nemaz kd) m , buyuruyor. Oyle ise, nemazdan 
maksad, Allahi anmakdir. Binaenaleyh nemaz kilmak ye- 
rine, Allahi anabilirsin) dedim. 

O da, (Evet ba'zi kimseler, nemaz vaktlerinde nemaz 
yerine Allahi zikr ediyorlarmis)' 41 dedi. Ben de, onun bu 
soziine cok sevinmisdim. Bu fikri ileri gotiirmege cok ca- 
hsdim ve onun kalbini ele gecirdim. Sonra bakdim ki, ne- 
maza ehemmiyyet vermiyor. Ba'zen kihp, ba'zen kilmi- 
yor. Bilhassa sabah nemazlanni cok kacinyordu. Zira, ge- 
ce ortasina kadar onunla konusarak, uyumasina mani' 
oluyordum. Sabahlan da, halsiz oldugu icin, nemaza kal- 
kamiyordu. 

Necdli Muhammedin omuzundan iman libasim yavas 
yavas indirmege basladim. Bir giin, Peygamber hakkinda 
da onunla miinakasa etmek istedim. (Bundan sonra, bu 
mevzu'larda, benimle konusursan, aramiz acihr ve senin- 
le alakami keserim) dedi. Bunun iizerine, biitiin muvaffa- 
kiyyetimin bir anda zail olacagi korkusundan, Peygamber 
hakkinda konusmakdan vazgecdim. 

Siinnflik ve si'iligin haricinde, kendisine bir yol tutma- 



[1] Hicr suresi, ayet: 99 

[2] Biitiin islam kitablan diyor ki, burada (Yakfn) oliim demekdir. Bu 
ayet-i kerime, (Oliinciye kadar ibadet et!) demekdir. 

[3] Taha suresi, ayet: 14 

[4] Peygamberimiz (Nemaz dinin diregidir. Nemaz kdan dinini yapmis 
olur. Kdmiyan, dfnini yikmis olur) ve (Nemazi, benim kildigim gibi ki- 
limz!) buyurdu. Nemazi bu seklde kilmamak btiyiik gtinahdir. Kalbin 
temiz olmasina alamet, nemazi dogru kilmakdir. 

-32- 



sini telkin etdim. O da, bu fikrime ehemmiyyet veriyordu. 
Zira magrur birisiydi. Onun yulanni Safiyye sayesinde, 
ele gecirdim. 

Bir kerre de, (Peygamber eshabim birbirine kardes 
yapmis, dogru mu?) dedim. (Evet), dedi. Bunun iizerine, 
(Islamin ahkami gecici mi, devamh mi?) dedim. (Devam- 
hdir. Zira Peygamber Muhammedin halah kiyamet giinii- 
ne kadar halal, harami da kiyamet giiniine kadar haram- 
dir) dedi. Ben de (Oyleyse gel seninle kardes olahm) de- 
dim ve onunla kardes olduk. 

O giinden sonra, ondan hie aynlmadim. Sefere cikdi- 
ginda dahi beraberdik. Kendisine cok ehemmiyyet verir- 
dim. Zira, gencligimin en kiymetli giinlerini vererek ekdi- 
gim agac, meyvesini vermege baslamisdi. 

Londraya, Miistemlekeler nazirhgina her ay bir rapor 
gonderirdim. Gelen cevablar cok cesaret verici ve tesvik 
edici idi. Necdli Muhammed, kendisine cizdigim yolda yii- 
riiyordu. 

Benim vazffem ona, istiklal, hiirriyyet ve siibheciligi 
asilamakdi. istikbalinin cok parlak olacagini soyler ve onu 
cok overdim. 

Bir giin, soyle bir rii'ya uydurdum: (Diin gece Pey- 
gamberimizi rii'yada gordiim. Hocalardan duydugum si- 
fatlanni da soyledim. Bir kiirside oturuyordu. Etrafinda, 
hie tammadigim alimler vardi. Siz girdiniz. Yiiziiniiz nur 
gibi parhyordu. Peygamberin yanma vardigmizda, Pey- 
gamber yerinden kalkdi ve her iki goziinuziin arasini op- 
dti. Ve sen benim adasim, ilmimin varisisin, din ve diin- 
ya islerinde, benim vekilimsin dedi. Sen dedin ki, Ya Re- 
sulallah! Ben ilmimi insanlara aciklamakdan korkuyo- 
rum! Peygamber cevaben, sen en buyiiksiin, hie korkma 
dedi.) 

Muhammed bin Abdiilvehhab, rii'yayi duydukdan 
sonra, sevincinden ucuyordu. Bir kac def a dogru soyle- 
yip soylemedigimi sordu. Ben de, her seferinde, yemin 

— 33 — Ingiliz Casusunun i'tiraflan - F:3 



ederek, dogrudur dedim. O da, dogru soyledigime emin 
oldu. Zan ediyorum ki, o giinden sonra, asiladiklarimi 
aciklamaga, yeni bir mezheb kurmaga karar verdi' 11 . 



[1] Istanbul (Dar-iil-funun)unda (Akaid-i islamiyye) mtiderrisi iken, 
1354 [m. 1936] senesinde vefat eden Bagdadh Cemfl Sidki Zehavi 
efendinin (El-fecr-iis-sadik) kitabi 1323 [m. 1905]de Misrda basilmis, 
Istanbulda Hakikat Kitabevi tarafmdan ofset ile tekrar basilmisdir. 
Bu kitabda diyor ki, (Ingilizlerin hazirlarms oldugu, vehhabi firkasi- 
mn bozuk fikrlerini, Muhammed bin Abdtilvehhab, 1150 [m. 1737] se- 
nesinde Necdde izhar eyledi. Kendisi 1111 [m. 1699] de tevelllid, 1207 
[m. 1792] de vefat etdi. Der'iyye emfri Muhammed bin Sii'ud tara- 
fmdan, cok miisliman kam doklilerek, yayildi. Vehhabflerin, miisli- 
manlaraj sapikdir, zararhdir dedikleri ve yapdiklan iskenceler, (Kiya- 
met ve Ahiret) kitabimizda uzun yazilidir. Vehhabiler, kendilerinden 
olmiyan mtislimanlara miisrik dediler. Hepsinin tekrar hac yapmalan 
lazimdir, altiyiiz seneden beri, biltiin dedeleri gibi, bunlar da kafirdir, 
dediler. Vehhabi dinini kabul etmiyenleri oldiirdiiler. Mallanm gani- 
met olarak yagma etdiler. Muhammed aleyhisselama cirkin seyler 
soylediler. Fikh, tefsir ve hadfs kitablanm yakdilar. Kur'an-i kerimi, 
kendi dusiincelerine gore yanhs tefsir etdiler. Muslimanlan aldatmak 
icin, Hanbelf mezhebinde olduklanm soylediler. Halbuki, Hanbeli 
alimlerinden cogu da, bunlan red eden, bozuk olduklanm bildiren ki- 
tablar yazdilar. Haramlara halal dedikleri ve Peygamberleri, Evliyayi 
tenkis etdikleri icin kafir olmakdadirlar. Vehhabi dininin esasi on- 
dur: 1- Allah maddf bir varhkdir. Eli, yilzti ve ciheti vardir, diyorlar. 
[Bu akideleri, hiristiyanlarm (Baba, ogul, ruh-ill kuds) inamslanna 
benzemekdedir.] 2- Kur'an-i kerime, kendi anladiklan gibi ma'na ver- 
mekdedirler.3- Eshab-i kiramin bildirdigi seyleri inkar etmekdedirler. 
4- Alimlerin bildirdiklerini inkar etmekdedirler. 5- Dort mezhebden 
birini taklid eden kafir olur, diyorlar. 6- Vehhabi olmiyanlar kafirdir, 
diyorlar 7- Peygamberi, Evliyayi vesile yaparak diia eden, kafir olur, 
diyorlar. 8- Peygamberin ve Evliyamn mezarlanm ziyaret etmek ha- 
ramdir diyorlar. 9- Allahdan baskasi ile yemin eden miisrik olur, di- 
yorlar. 10- Allahdan baskasi icin nezr yapan ve Evliyamn kabrleri ya- 
mnda hayvan kesen miisrik olur diyorlar. Bu kitabimda, bu on akide- 
nin bozuk olduklari, vesikalarla isbat edilecekdir.) Dikkat edilirse, 
Vehhabi dininin bu on esasi, Hempherin, Necdli Muhammede telkm 
etdigi din bilgileridir. 

Ingilizler, hiristiyanhk propagandasi yapmak icin, Hempherin i'ti- 
raflanm nesr etmisler. Milsliman yavrulanm aldatmak icin, islam bil- 
gilerini yalan ve yanhs yazmislardir. Bu yalan ve iftiralan tashih ede- 
rek, genclerimizi bu Ingiliz hilesinden, tuzagindan kurtarmak maksadi 
ile, bu kitabi biz de nesr ediyoruz. 

-34- 



Birinci Kism 

BESINCI FASL 

Necdli Muhammed ile cok samimi oldugumuz bu giin- 
lerde, sfilerin en cok sevdigi, aym zemanda onlarin ilm ve 
ruhaniyyet merkezi (Kerbela) ve (Necef) sehrlerine git- 
mek icin Londradan emr geldi. Necdli Muhammed ile go- 
riismemize son vermege, Basradan aynlmaga mecbur ol- 
dum. Fekat, bu cahil ve ahlaki bozulan adamin, ileride ye- 
ni bir firka kuracagina ve islamiyyetin icerden yikilmasina 
sebeb olacagina ve bu firkamn bozuk inanclanni hazirla- 
mis olduguma sevinerek, Basradan aynldim. 

Siinnilerin dordiincii, sfilerin ise, birinci halifesi olan 
All Necefde defn edilmisdir. Necefe bir fersah, ya'niyurii- 
yerek bir saat uzakhkdaki (Kufe) sehri, Alinin hilafet 
merkezi idi. All oldiiruliince, ogullan Hasen ve Hiiseyn, 
onu Kufenin haricinde ve su anda Necef denilen yerde 
defn etdiler. Sonra, Necef inkisaf etmege, Kufe ise yikil- 
maga basladi. Sfi din adamlan Necefde toplandi. Evler, 
carsilar, medreseler yapildi. 

Istanbuldaki Halife, bunlara ihsanda bulunuyordu. 
Ciinki: 

1- Irandaki si'ihiikumet, Necefdeki si'ileri destekliyor- 
du. Halife, onlarin islerine kanssaydi, her iki hiikumet 
arasindaki miinasebetler gerginlesir, hatta harb dahi vaki' 
olabilirdi. 

2- Necef havalisinde si'ileri destekleyen bir cok silah- 
h asiret vardi. Silahlan ve teskilatlan pek ehemmiyyetli 
olmamakla beraber, halife, o asiretlerle harbe girebilir- 
di. 

3- Necefdeki si'iler, Hindistan, Afrika ve biitiin diin- 
yadaki sfilerin merci'leri idi. Halife, bunlara dokundu- 

-35- 



gu zeman, biitiin sfiler galeyana gelirdi. 

Peygamberin torunu, ya'ni kizi Fatimanin oglu Hiiseyn 
bin All, Kerbelada sehid edilmisdir. Irak ehli, Hiiseyni 
Medineden kendilerine halife secmek icin cagirdilar. O ve 
ailesi Kerbela topragma vardiklannda Irak ehli caydilar. 
Samda oturan Emevi halifesi Yezid bin Muaviyenin emri 
ile, onu yakalamaga cikdilar. Hiiseyn, ailesi ile birlikde, 
Irak ordusuna karsi oliinceye kadar, kahramanca muha- 
rebe etdi. Irak ordusu galib geldi. O giinden sonra, sfiler 
Kerbelayi ruhani bir merkez olarak kabul etdiler ve her 
yerden gelip, orada toplamrlar ki, bizim hiristiyanhk df- 
ninde onun bir benzeri yokdur. 

Kerbela, si'ilerin bir sehri olup icinde si'a medreseleri 
vardir. O ve Necef, birbirini desteklerler. Bu iki sehre git- 
mek emrini ahnca, Basradan Bagdada, oradan da, Firat 
nehrinin kenannda bulunan "Hulle" sehrine gitdim. 

Dicle ve Firat Tiirkiyeden gelip, Iraki yararak Basra 
korfezine dokiiliirler. Irakin ziraat ve refahi, bu iki nehre 
borcludur. 

Ben Londraya dondiikden sonra, Miistemlekeler na- 
zirhgina gerekdigi zeman, Iraka tekliflerimizi kabul etdir- 
mek icin, bu iki nehrin yataklanni degisdirecek bir plan 
yapmasini teklif etdim. Zfra, su Irakdan kesilince, bizim 
isteklerimizi kabul etmege mecbur olur. 

Hulleden Necefe, Azerbaycanh bir tiiccar kiyafetinde 
gitdim. Si'i din adamlanyla arkadashk ve samimiyyet kur- 
dum ve onlan aldatmaga basladim. Onlann ders halkala- 
nna katildim. Siinnilerin cahsdiklan gibi, fen bilgilerine 
cahsmadiklan ve onlardaki giizel ahlaka malik olmadikla- 
nm gordiim. Mesela: 

1- Osmanh hiikumetine son derece diismandilar. 
Ciinki, onlar si'i, Tiirkler sunni idi. Siinnilere kafir di- 
yorlardi. 

2- Si'i alimleri, tipki bizim duraklama devrindeki pa- 
pazlanmiz gibi, kendilerini tamamen dini ilmlere vermis, 

-36- 



diinyevi ilmlerle cok az ilgileniyorlardi. 

3- Islamiyyetin hakikatinden, ulviyyetinden ve fen ve 
teknikdeki terakkflerden haberleri yokdu. 

Kendi kendime dedim ki, sfiler ne zevalh insanlardir. 
Biitiin diinya uyanik iken, bunlar uyuyorlar. Bir gun gele- 
cek bir sel gelip onlan gotiirecek. Bir kac kerre, onlan ha- 
lifeye isyan etmek icin tesvik etdim. Beni maalesef dinle- 
yen olmadi. Ba'zilan, bana giiliiyordu. Sanki, onlara gore 
diinyayi yikin diyordum. Ciinki onlar, Hilafete zapt edil- 
mesi miimkin olmayan bir kal'a gibi bakiyorlardi. Onlara 
gore, ancak beklenilen Mehdi geldigi zeman, Hilafetden 
kurtulabilirlerdi. 

Onlara gore, Mehdi, islam Peygamberinin soyundan 
gelen ve hicri 255 senesinde gozlerden gayb olan, on ikin- 
ci imamlaridir. O, simdi hayatda imis ve bir giin zuhur 
edecek, zulm ve haksizhkla dolan bu diinyayi adalet ile 
dolduracakmis. 

Hayret ediyorum! Sfiler nasil olur da, bu hurafelere 
inamrlar. Bu, biz hiristiyanlann inandigi (Isa gelecek, 
diinyayi adalet ile dolduracak) hurafesine benziyordu. 

Bir giin onlardan birisine: (islam Peygamberinin yap- 
digi gibi, sizin de zulmii onlemeniz farz degil mi?) dedim. 
Cevaben dedi ki: (Allah Ona yardim ediyordu. Bunun 
icin zulmii onlemegi basardi). Dedim ki, (Kur'anda (Siz 
Allahin dfnine yardim ederseniz, O da size yardim 
eder)' 1 ') yazihdir. Siz de sahlannizin zulmii karsisinda kih- 
ciniza sanhrsaniz, Allah size de yardim eder). Cevabi suy- 
du: (Sen bir tiiccarsin, bunlar ise, ilmimevzu'lardir, akl er- 
diremezsin). 

Emir-ul-mu'minin Alinin tiirbesi cok tezyin edilmis. 
Giizel bir avlusu, altin kaplamah biiyiik bir kubbesi ve iki 



[1] Muhammed suresi, ayet: 7. Allahii tealanm dinine yardim etmek, isla- 
miyyete tabi' olmak ve onu nesr etmege cahsmak demekdir. Hiikume- 
te isyan etmek, dini yikmak olur. 

-37- 



biiyiik minaresi vardi. Her giin bu tiirbeyi cok sayida si'i 
ziyaret eder. Cema'at ile nemaz kilarlar. Ziyaretcilerin 
her biri, once esigine egilir, onu oper. Sonra, kabre selam 
verirdi. Ewela, izn ister, sonra girerlerdi. Tiirbenin biiyiik 
bir avlusu ve bu avluda, din adamlan ile ziyaretciler icin 
bir cok oda vardi. 

Kerbelada Alinin tiirbesine benzer, iki tiirbe vardi. Bi- 
rincisi Hiiseyne, ikincisi ise, onunla beraber Kerbelada se- 
hid olan kardesi (Abbas)a aiddir. Si'iler Necefde yapdik- 
lannin aynini (Kerbela)da da yapiyorlardi. Kerbelanin ik- 
limi Necefinkinden daha giizeldi. Etrafinda giizel bahce- 
ler ve akarsular vardi. 

Irak seferimde kalbimi ferahlandiran bir manzara ile 
karsilasdim. Ba'zi hadiseler, Osmanh hiikumetinin sonu- 
nun yaklasdigini haber veriyordu. Zira, Istanbul hiikume- 
ti tarafindan ta'yin edilen vali, cahil ve zalim bir adamdi. 
Caninin istedigi gibi hareket ederdi. Halk ondan razi de- 
gildi. Siinniler, vali onlann hiirriyyetlerini tahdid etdigi ve 
onlara kiymet vermedigi icin, si'iler ise, kendi aralannda 
vilayete layik olan, Peygamberin soyundan seyyidler ve 
serifler varken, bir Turk vali tarafindan idare edilmekden 
rahatsizlardi. 

Si'ilerin hali, cok vahim idi. Pislik ve yikintilar icinde 
yasiyorlardi. Yollar emniyyetsizdi. Yol kesenler daima 
kervanlan gozliiyorlar. Beraberlerinde asker olmayinca, 
hemen saldinyorlardi. Bunun icin, hiikumet onlarla bir- 
likde bir miifreze asker gondermedikce, kafileler sefere 
cikamiyordu. 

Si'i asiretler arasinda kavgalar cokdu. Her giin birbirle- 
rini oldiiriip yagmahyorlardi. Cehalet korkunc bir seklde 
yaygindi. Si'ilerin bu hali, kilisenin Avrupayi istila etdigi 
zemanlan bana hatirlatiyordu. Necef ve Kerbeladaki din 
adamlan ve onlara bagh bir ekalliyyet haricinde, her bin 
si'iden bir okur yazar cikmiyordu. 

Iktisadi hayat temamen cokmiis, insanlar fakr-u zaru- 

-38- 



ret icinde kivraniyorlardi. Devlet carki da, donmez hale 
gelmisdi. Si'iler, hiikumete hiyanet ediyorlardi. 

Devlet ile halk, birbirlerine siibhe ile bakiyordu. Bu- 
nun icin, aralannda yardimlasma yokdu. Si'i din adamla- 
n, kendilerini siinnileri kotiilemege vermis, diinya ilmle- 
rinden elini etegini cekmislerdi. 

Kerbelada ve Necefde dort ay kadar kaldim. Necefde 
cok siddetli bir hastalik gecirdim. Hatta, kendimden iim- 
midi kesdim. Uc hafta hasta kaldim. Bir doktora gitdim. 
Bana ba'zi ilaclar verdi. ilaclan icince sihhatim diizelmege 
basladi. Hastahgim mxiddetince, yerin dibinde bir odada 
kaliyordum. Benim ev sahibim, rahatsizhgim sebebi ile, az 
bir iicret karsihginda, ilac ve yemek yapiyor ve bana hiz- 
met etmekden biiyiik sevab bekliyordu. Zira, sozde ben 
Emir-ul-mu'minin Alinin ziyaretcisiydim. Hastaligimin ilk 
giinlerinde, tabib sadece tavuk suyu icmemi soyledi. Son- 
ra, etinden de yimeme miisaade etdi. Uciincu hafta pirinc 
corbasi yidim. iyilesdikden sonra, Bagdada gitdim. Necef, 
Hulle, Bagdad ve yoldaki miisahedelerimle alakah yiiz sa- 
hifelik uzun bir rapor hazirladim. Raporu Mxistemlekeler 
nezaretinin Bagdaddaki miimessiline teslim etdim. Irakda 
mi kalacagim, yoksa Londraya mi donecegim hususunda 
nazirhkdan emr bekledim. 

Londraya donmek istiyordum. Zira, uzun zeman gur- 
betde idim. Vatanimi ve ailemi cok ozlemisdim. Bilhassa, 
benden sonra hayata gozlerini acan oglum Rasbutini gor- 
mek istiyordum. Bundan dolayi, raporumla beraber, nazir- 
hkdan kisa bir miiddet icin bile olsa, Londraya donmek icin 
izn taleb etdim. tic senelik Irak seferimle alakah intiba'la- 
nmi sifahen anlatmak ve biraz istirahat etmek istiyordum. 

Nazirhgin Irakdaki miimessili, kimse siibhelenmesin 
diye, kendisine fazla ugramamami ve Dicle nehrinin ki- 
yisindaki hanlann birinde, bir oda kiralamami tenbih 
etdi ve (Londradan posta geldigi zeman, nazirhgin ce- 
vabmi sana bildirecegim) dedi. Ben Bagdadda kaldigim 

-39- 



zeman, Hilafetin merkezi Istanbul ile Bagdad arasindaki 
ma'nevi uzakhgi miisahede etdim. 

Basradan Kerbela ve Necefe gitdigimde, Necdli Mu- 
hammed, kendisine gosterdigim yoldan sapacak diye, cok 
uziiluyordum. Zira o, cok miitehawil ve cok asabi idi. 
Onun iizerinde insa etdigim biitiin emellerimin zayi' ola- 
cagindan korkuyordum. 

Kendisinden aynhrken, istanbula gitmegi diisiiniiyor- 
du. Bu fikrinden vazgecmesi icin, cok telkinde bulundum 
ve (Oraya gitdikden sonra, seni tekfir edebilecekleri bir 
soz sarf eder ve seni oldiirmelerinden cok endise ediyo- 
rum) dedim. 

Gayem baska idi. Oraya gitdikden sonra, egrilerini 
dogrultacak, Ehl-i siinnet i'tikadina donmesini saglayacak 
derin alimlerle goriismesinden ve biitiin emellerimin zayi' 
olacagindan korkuyordum. Ciinki, istanbulda ilm ve isla- 
min giizel ahlaki vardi. 

Necdli Muhammedin, Basrada kalmak istemedigini 
anlayinca, Isfahan ve Siraza gitmesini tavsiye etdim. Ciin- 
ki, bu iki sehr cok giizeldi. Halki da, si'i idi. Sfanin ise, 
Necdli Muhammede te'sir etmek ihtimali yok idi. Ciinki, 
si'ilerde ilm ve ahlak noksandi. Boylece, onun, hazirladi- 
gim yoldan donmiyecegine emin oldum. 

Ondan aynhrken, kendisine, (Takiyyeye inamyor mu- 
sun?) demisdim. Cevaben, (Evet inaniyorum. Zira saha- 
beden biri, miisrikler zulm yapdigi ve anne ve babasim ol- 
diirdiikleri zeman, (Takiyye) edip, sirki izhar etmisdi. Bu- 
na karsi Peygamber de, ona hie bir sey soylememisdi) de- 
di. Ben de, (Si'iler arasinda, takiyye edip, Siinni oldugunu 
soyleme ki, basina bir felaket getirmesinler. Onlann 
memleketlerinden ve ulemasindan istifade et! Onlann 
adet ve mezheblerini ogren. Zira bunlar cahil ve inadci 
kimselerdir) dedim. 

Oradan aynhrken, zekat olarak, bir mikdar para ver- 
dim. Zekat, muhtaclara dagitilmak iizere ahnan Islami bir 
vergidir. Aynca, binmesi icin bir hayvan ahp, hediyye et- 
dim. Boylece aynldik. 

-40- 



Ayrildikdan sonra, kendisiyle irtibatim kesildi. Bunun 
icin, cok rahatsizdim. ikimiz de Basraya donmek iizere 
aynldik, (Kim once doniip arkadasini bulamazsa, bir 
mektub yazip, Abdiirnzaya biraksin) dedik. 



INGiLIZ VAHSETI 

1- Tiirkiye gazetesinin 2 temmuz 1995 tarihli divar takviminde diyor ki, Fa- 
kir memleketlerde bebekleri kacirarak organ nakli ticareti yapan bir in- 
giliz sebekesi tesbit edildi. Brezilyadan gelen bir haberde diyor ki, 
Cambridge sehrindeki milletler arasi a'za nakli teskilati, kacmlan be- 
bekler hakkinda tahkikat yapmakdadir. Ba'zi ingiliz hastahanelerinin, 
bu bebek a'zalanna ragbet gosterdikleri, cok pahali satin aldiklan tesbit 
edilmisdir. 

2- 4 Temmuz 1995 sail tarihli (Tiirkiye) gazetesinde diyor ki, kimya iizerin- 
de doktora yapmak icin ingiltereye giden 60 dan fazla miisliman gene, 
gariblerin, fakirlerin yasadigi New Castle sehrine yerlesdirildi. Talebe- 
den Mustafa Arslanoglu, gece evine donerken, civardaki kiliseden cikan 
iki ingiliz, tas ve sopalarla hiicum edip, bayiltinciya kadar dovdiiler. 
Yakmak icin, iizerine gaz dokdiiler. Allahdan cakmaklan ates almadi. 
Bu hali evinin balkonundan goren bir kiz, polise haber verdi. Islam diis- 
mam gencler kacip, kiliseye saklandilar. 

3- Aym gazetede diyor ki, Bosnada yaradan, achkdan hergiin yiizlerce 
miisliman oliiyor. Achkdan agliyan, bayilan yavrulanmn feryadlanm 
duymamak icin, ana babalar sokaklara kaciyorlar. Islam memleketlerin- 
den gelen gida maddelerini sirplar ahyor. Ingilizlerin idaresindeki bir- 
lesmis milletler askerleri sirplara casusluk yapiyor. Bu askerler ve hiris- 
tiyan turistler, miislimanlarm viicudlarmdan kan fiskinrken, Avrupadan 
gelen bu islam dtismanlan, seref kadehleri kaldinyor. Bosnadaki cana- 
varhk, ingilizler tarafindan planlandi. 1988 de Kosovada baslatildi. Mi- 
losevic masa olarak secildi. ingilizler, sirplara, (Korkmayin! Arkamzda 
biz vanz) diyorlar. 

Ingiliz kfifhi. islam beldesinde, 
ahmaklan bularak, hem besler, hem de, 
Islama hiicum yollanm ogretit, 
hlamiyyete uyana getici denir. 
Ciplak gezmek, icki, sehvet moda olui: 
din kardesligi, serismek unutulur. 

Islam dtismanlan, kopekleri besliyot, 
bunlan, mti'minlerin basma geciriyor. 
Hepsi, islamiyyete, ahlaka saldmyor. 
Allahti teala da, cezalanm veriyor. 
Cunki, Kur'an-i kerimde Rabbimiz va'd ediyor, 
(Islamiyyeti elbet, koruyacagim) diyor. 
Mtislimanlara da: (Diismana aldanmaym, 
cok cahsip, ondan tisttin olun) buyuruyor. 

-41- 



Birinci Kism 

ALTINCI FASL 

Bir miiddet Bagdadda kaldim. Sonra, Londraya don- 
mek icin emr geldi. Ben de dondiim. Londrada sekreter 
ve ba'zi nezaret mensublan ile goriisdiim. Onlara uzun se- 
ferimde yapdiklanmi ve musahedelerimi anlatdim. Irakla 
alakah ma'lumatlanma cok sevindiler ve memnuniyyetle- 
rini bildirdiler. Daha once gonderdigim raporu da gor- 
miislerdi. Safiyye de, benim raporuma mutabik bir rapor 
yollamis. Yine ogrendim ki, her seferimde, nazirhgin 
adamlan, beni ta'kfb etmisler. Onlar da, gonderdigim ra- 
porlara ve sekretere anlatdiklanma mutabik raporlar ver- 
misler. 

Sekreter, Nazir ile goriismem icin bana vakt verdi. Na- 
zin makaminda ziyaret etdigimde, beni istanbuldan don- 
diigiim seferden farkh bir seklde karsiladi. Kalbinde, miis- 
tesna bir yer isgal etmis oldugumu anladim. 

Nazir, Necdli Muhammedi elde etdigime cok memnun 
oldu. (O, nazirhgimizin aradigi bir silah idi. Ona her nev' 
sozii ver. Biitiin mesa'in, sadece onu elde etmek icin olsa 
dahi deger) dedi. 

Ben de: (Necdli Muhammed icin cok endiseli idim. Zi- 
ra fikrinden donmiis olabilir) dedim. (Kalbin rahat olsun. 
Ondan aynldigmda sahib oldugu fikrlerden donmemis- 
dir ve isfahanda nazirhgimizin casuslan, onunla goriis- 
miisler, nazirhga onun bozulmadigini haber vermislerdir) 
dedi. Kendi kendime dedim ki: (Necdli Muhammed na- 
sil sirlanni baskasina anlatabilir)? Bunu nazira sormaga 
cesaret edemedim. Fekat, sonra Necdli Muhammed ile 
gorusdugiimde anladim ki, isfahanda Abdulkerim is- 
minde bir adam onunla goriismiis ve (Ben Seyh Mu- 

-42- 



hammedin [Beni kast ediyor] kardesiyim. Sizin hakkimz- 
da ne biliyorsa hepsini bana soyledi) diyerek, Necdli Mu- 
hammedi aldatmis ve onun sirlanni ogrenmis. 

Necdli Muhammed bana: (Safiyye benimle isfahana 
geldi ve iki ay daha, onunla miit'a nikahi ile yasadik. Ab- 
diilkerim de, benimle Siraza geldi ve Safiyyeden daha gii- 
zel ve daha cazib Asiye isminde bir kadin daha buldu. O 
kadinla da miit'a nikahi ile, hayatimin en nes'eli dakikala- 
nm gecirdim) dedi. 

Daha soma ogrendim ki, Abdiilkerim, Isfahan havali- 
sinden Celfa'da oturan, nazirhgin hiristiyan bir ajamdir. 
Asiye ise, Siraz yehudilerinden olup, nazirhgin baska bir 
ajamdir. Dordiimiiz, Necdli Muhammedi ileride kendisin- 
den bekleneni en giizel bir seklde yapabilecek suretde ye- 
tisdirdik. 

Ben, hadiseleri Nazira, sekreter ve tammadigim iki Ne- 
zaret mensubunun huzurunda anlatinca, Nazir bana: (Sen 
nazirhgin en biiyiik madalyasim hak etdin. Zira sen, nazir- 
hgin en miihim ajanlan arasinda birincisin. Sekreter sana, 
vazffende yardimci olacak bazi devlet sirlan soyleyecek) 
dedi. 

Sonra, ailemle goriismek icin, bana on giinliik izn ver- 
diler. Ben de, dogru evime gitdim. Bana cok benziyen og- 
lumla en tath dakikalar gecirdim. Oglum ba'zi kelimeleri 
konusuyordu ve o kadar giizel bir yuriiyiisii vardi ki, o yii- 
riirken, sanki benim viicudiimden bir parca yiiriiyor gibiy- 
di. Bu on giinliik iznim cok sevincli ve nes'eli gecdi. Sevin- 
cimden sanki ucacakdim. Vatamma ve aileme kavusmak- 
dan, biiyiik bir haz duydum. Bu on giinliik izn icinde, be- 
ni cok seven ihtiyar halami da ziyaret etdim. Halami ziya- 
ret etmem cok iyi oldu. Zira, ben iiciincii sefere cikdikdan 
sonra, hayata veda' etmisdi. Onun vefatina cok iizulmiis- 
diim. 

Bu on giinliik izn, bir saat gibi cabuk gecdi. Boyle, 
nes'eli giinler, bir saat gibi gecdigi halde, elemli giinler in- 

-43- 



sana asrlar gibi geliyor. Necefdeki hastahk giinlerimi ha- 
tirladim. O kederli giinler, bana seneler gibi gelmisdi. 

Nazirhga, yeni emrleri almak icin gitdigimde, karsim- 
da, giileryiizii ve uzun boyu ile sekreteri gordiim. O kadar 
sicak elimi sikdi ki, bundan, bana olan sevgisi zahir olu- 
yordu. 

Bana: (Nazmmizin ve miistemlekelerle vazifeli hey'e- 
tin emri ile, sana cok miihim iki devlet sirn soyleyecegim. 
Ilerde, bu iki sirdan cok istifaden olacakdir. Bu iki sirn, 
kendilerine tarn i'timad edilen, birkac kisiden baska kim- 
se bilmez) dedi. 

Elimden tutarak, Nazirhgin bir odasina gotiirdii. Bu 
odada cok cazib bir seyle karsilasdim: Yuvarlak bir masa- 
nin etrafinda (10) adam oturuyordu. Onlann birincisi, Os- 
manh padisahinin kiyafetinde idi. Tiirkce ve ingilizce bili- 
yordu. ikincisi, istanbuldaki Seyhul-islamin kiyafetinde 
idi. Uciinciisii, Iran Sahinin kiyafetinde idi. Dordiinciisii, 
Iran serayindaki vezirin kiyafetinde idi. Besincisi, sfilerin 
tabi' oldugu Necefdeki en biiyiik alimin kiyafetinde idi. 
Bu son iic kisi, farsca ve ingilizce biliyorlardi. Bu adamla- 
nn her birisinin yaninda, onlann soylediklerini yazmak 
icin, birer katib bulunuyordu. Bu katibler ayni zemanda, 
bu adamlara, casuslann Istanbul, Iran ve Necefdeki, onla- 
nn asllan olan bes kisi hakkinda topladiklari ma'lumati 
bildiriyorlardi. 

Sekreter: (Bu bes kisi, oralardaki bes kisiyi temsil eder- 
ler. Onlann ne diisundiiklerini anlamak icin, asllan gibi 
yetisdirdik. Biz Istanbul, Tahran ve Necefdekilerle alaka- 
h elimize gecen bilgileri, bunlara bildiriyoruz. Bunlar da, 
kendilerini oradakilerin yerinde kabul eder. Biz onlara 
soruyoruz, onlar da bize cevablandmyor. Bizim tesbitimi- 
ze gore, buradakilerin cevablan, oradakilerin cevablanna 
yiizde yetmis mutabikdir. 

Istersen, tecribe mahiyyetinde bir seyler sorabilirsin. 
Nasilsa, daha once Necef alimi ile gorusmiisdiin) dedi. 

-44- 



Ben de peki dedim. Zira, daha once, Necefdeki si'anin en 
biiyiik alimi ile goriismiis ve ona ba'zi hususlar sormus- 
dum. Iste, onun benzerinin yanina yaklasdim ve dedim ki: 
(Hocam, siinni ve miitaassib oldugu icin, hiikumete harb 
acmamiz caiz olur mu?) Biraz diisiindiikden sonra, (Ha- 
yir, siinni oldugu icin hiikumete harb acmamiz caiz degil- 
dir. Zira, biitiin miislimanlar kardesdirler. Ancak onlar, 
iimmete zulm ve iskence yaparlarsa harb acabiliriz. Biz 
onu yaparken, emr-i bil ma'ruf ve nehy-i anil-miinker 
sartlarma uygun olarak hareket ederiz. Zulmii birakdikla- 
n zeman, elimizi onlardan cekeriz) dedi. 

Ben, (Hocam, yehudi ve hiristiyanlann necs olmalan 
ile alakah goriisiiniizii alabilir miyim?) dedim. (Evet on- 
lar necsdirler. Onlardan uzak durmak lazimdir) dedi. (Ni- 
cin) dedim. Cevaben, (Bu, hakarete karsi misillemede 
bulunmakdir. Zira onlar, bizi kafir bilirler ve Peygambe- 
rimiz Muhammed aleyhisselami tekzib ederler. Biz de, 
buna karsi misillemede bulunuyoruz) dedi. Ona dedim 
ki: (Hocam, temizlik imandandir degil mi? Oyleyse nicin, 
(Sahn-i serif) [Hazret-i Alinin tiirbesinin etrafi], cadde ve 
sokaklar temiz degildir? Hatta, ilm medreseleri bile, te- 
miz sayilmaz). Cevaben: (Evet, hakikaten temizlik iman- 
dandir. Fekat ne yapahm, sf'iler, temizlige ehemmiyyet 
vermeyince, boyle olur) dedi. 

Nazirhkdaki bu adamin cevablan, Necefdeki si'i alimi- 
nin cevablanna tipa tip mutabik idi. Bu adamin Necefde- 
ki alime bu kadar uygunlugu, beni hayretler icinde birak- 
di. Bir de iistelik bu adam farsca biliyordu. 

Sekreter: (Sayed sen diger dort kisinin asllan ile de go- 
riismiis olsaydin, simdi onlarla da goriisebilir ve onlarm 
da asllanna ne kadar mutabik oldugunu gorebilirdin) de- 
di. Ben dedim ki: (Seyh-ul-islamin da nasil dusiindiigunii 
biliyorum. Ciinki, benim istanbuldaki hocam Ahmed 
efendi, Seyh-ul-islami bana iyice anlatmisdi.) Sekreter: 
(O zeman buyur, onun da niimunesi ile goriisebilirsin) 
dedi. 

-45- 



Seyh-ul-islamin benzerinin yanina yaklasdim ve ona 
dedim ki: (Halifeye ita'at etmek farz midir?), (Evet va- 
cibdir. Allaha ve Peygambere ita'at etmek farz oldugu 
gibi, bu da vacibdir) dedi. (Bunun delili nedir?) dedim. 
Cevaben dedi ki: (Cenab-i Allahm bu ayetini duymadm 
mi? (Allaha, Onun Peygamberine ve sizden olan iiliil 
emre ita'at ediniz)' 11 .) Ben, (Allah bize, askerine Medfne- 
yi yagmalamayi halal eden ve Peygamberimizin torunu 
Hiiseyni oldiiren halife Yezide ve icki icen Velide ita'at 
etmegi emr eder oyle mi?) dedim. Cevabi suydu: (Og- 
lum, Yezid Allah tarafmdan Emir-ul-mii'minm idi. Hii- 
seyni oldiirmegi emr etmedi. Sen, si'ilerin yalanlanna 
inanma! Kitablan iyi oku! Hata yapdi. Sonra tevbe de et- 
di. Medine-i miinevvereyi yagmalamayi halal edisinde 
isabet etmisdir. Ciinki, Medine halki azip bagi olmus ve 
ita'ati birakmisdi. Velide gelince, evet o fasik idi. Halife- 
nin yapdiklanni taklid degil, islamiyyete uygun olan 
emrlerine ita'at etmek vacibdir.) Bunlan hocam Ahmed 
efendiye de, daha once sormus ve az bir fark ile aym ce- 
vablan almisdim. 

Sonra, sekretere dedim ki, (Bu benzer kimseleri hazirla- 
manin hikmeti nedir?) Bana: (Biz bu iisul ile sultanin ve si'i 
olsun, siinni olsun, miisliman alimlerinin diisiince kabiliy- 
yetlerini ogreniyoruz. Siyasi ve dini mevzu'larda, onlar ile 
miicadele etmemize yardimci tedbirler bulmaga cahsiyo- 
ruz. Mesela, diisman askerlerinin hangi tarafdan gelecegini 
bilirsen, ona gore hazirlanir ve askerlerini uygun yerlere 
yerlesdirirsin ve onu perisan edersin. Fekat, onun ne taraf- 
dan saldiracagini bilmezsen, askerlerini her tarafa gelisigii- 
zel dagitir ve maglub olursun. Aynen oyle, mushmanlarin, 
dinlerinin ve mezheblerinin hak olduguna dair getirecekle- 
ri delilleri bilirsen, onlann delillerini ciiriitebilecek karsi 
deliller hazirlaman miimkin olur ve o karsi delillerle onla- 
nn akidelerini sarsabilirsin) dedi. 



[1] Nisa suicsi. ayet: 59 

-46- 



Sonra, adi gecen temsili bes adamin askerlik, maliye, 
mearif ve dim sahalarla alakah aralannda gecen miitale'a 
ve planlarm neticelerini ihtiva eden, bin sahifelik bir kitab 
verdi. (Okudukdan sonra getirirsin) dedi. Ben de, kitabi 
ahp eve goturdiim. Uc haftahk ta'tilim icinde, basdan so- 
na kadar dikkat ile miitale'a etdim. 

Kitab, cok hayret edilecek cinsdendi. Zira, ihtiva etdi- 
gi miihim cevablar ve ince miitale'alan sahih gibiydi. Ka- 
naatimce, temsili bes adamin cevablan da, asllannin ce- 
vablanna yiizde yetmisden fazla mutabik idi. Zaten sekre- 
ter de, daha once, cevablann yiizde yetmis nisbetinde isa- 
betli oldugunu soylemisdi. 

Bu kitabi okudukdan sonra, devletime olan i'timadim 
biraz daha artdi ve Osmanh imperatorlugunun bir asrdan 
daha az bir zeman icinde yikilmasi planlannin hazirlandi- 
gini yakinen anladim. Sekreter, bana dedi ki: (Buna ben- 
zer diger odalarda, su anda somiirdugiimuz veya somiir- 
meyi planladigimiz devletler icin de, boyle masalar var- 
dir.) 

Sekretere, (Bu kadar titiz ve muktedir adamlan ner- 
den buluyorsunuz?) dedim. Cevaben: (Biitiin diinya iilke- 
lerindeki ajanlanmiz, devamh bize ma'lumat veriyorlar. 
Gordiigiin bu temsiller, islerinde miitehassisdirlar. Tabii- 
dir ki, sen falanca adamin bildigi biitiin ozel bilgilerle do- 
natihrsan, onun gibi diisiinebilir ve onun verdigi hiikmle- 
ri verebilirsin. Zira, artik sen, onun niimunesi mesabesin- 
desin) dedi. 

Sekreter, soziine devam ederek, (Bu, Nezaretimizin Sa- 
na soylememi emr etdigi birinci sir idi. 

Ikinci sirn da bir ay sonra, bin sahifelik kitabi iade et- 
diginde soyliyecegim) dedi. 

Ben kitabi, kism kism basdan sonuna kadar i'tina ile 
okudum. Bu sayede, Muhammedilerle alakah ma'luma- 
tim artdi. Onlarm nasil dusundugiinii, onlarm za'if nok- 
talanni, kuvvetli noktalarmi, aynca, kuwetli noktalan- 

-47- 



m za'ff nokta haline getirmenin iisullerini iyice ogrenmis 
oldum. 

Kitabin kayd etdigi, muslimanlann za'if noktalan sun- 
lardir: 

1- Siinni-si'i ihtilafi, Padisah ve halk ihtilafi 111 , Tiirk- 
Iran ihtilafi, asiretler ihtilafi, alimler ile devlet arasindaki 
ihtilaf 121 . 

2- Cok az bir istisna ile, miislimanlar cahildirler' 31 . 

3- Ma'neviyyatsizhk, bilgisizlik ve su'ursuzluk' 41 . 

4- Temamen diinyayi birakip, sadece ahiret ile mesgul 
olmalan [5] . 

5- Hukiimdarlann diktator ve zalim olmalan' 61 . 



[1] Bu soz cok yanlisdir. Padisaha ita'at etmek farz oldugunu yukanda 
kendi de yazmisdir. 

[2] Bu da iftiradir. Osmanh devletinin alimlere verdigi kiymet ve i'tibar, 
Osman gazmin vasiyyetnamesinde uzun yazihdir. Biltiin padisahlar, 
alimlere en yiiksek mevki'leri vermislerdir. Mevlana Halid-i Bagdadi- 
yi, hasedcileri, ikinci Mahmud hana sikayet ve i'damim taleb etdikleri 
zeman, (alimlerden devlete zarar gelmez) dedigi ve talebi red etdigi 
meshurdur. Osmanh sultanlan, alimlere ev, erzak ve bol maas verirler- 
di. 

[3] Binlerce Osmanh aliminin, din, ahlak, iman ve fen iizerindeki kitabla- 
n, diinyaca bilinmekdedir. En cahil samlan koyliiler, dinlerini ve iba- 
detlerini ve san'atlanni iyi bilirlerdi. Biitiin koylerde cami'ler, mekteb- 
ler, medreseler vardi. Buralarda, okuma, yazma, din ve dlinya ilmleri 
ogretilirdi. Koylii kadinlar, Kur'an-i kerim okurlardi. Koylerde yetis- 
dirilen alimler ve Evliya pek cokdu. 

[4] Osmanh miislimanlarimn ma'neviyyati cok kuvvetli idi. Millet, sehfd- 
lik derecesine kavusmak icin, cihada kosardi. Her nemazdan sonra ve 
Cum'a hutbelerinde, din adamlan halifelere, devlete diia eder, herkes 
amin derdi. Hiristiyan koyliileri okuma yazma bilmez, dinden, diinya 
bilgilerinden habersiz, papazlarm yalanlanm, efsanelerini din samrlar. 
Su'ursuz, hayvan siiriisii gibidirler. 

[5] Islamiyyet, hiristiyanhkda oldugu gibi, din ile diinyayi ayirmamisdir. 
Diinya isleri ile mesgul olmak da ibadetdir. Peygamberimiz: (Hit olmi- 
yecek gibi diinya icin, yarin olecekmis gibi de, ahiret icin cahsiniz!) bu- 
yurdu. Halbuki, Incilde, diinya icin cahsmak men' edilmekdedir. 

[6] Hiikiimdarlar, ahkam-i islamiyyeyi tatbik etmek icin baski yaparlardi. 
Avrupadaki krallar gibi zulm yapmazlardi. 

-48- 



6- Yollar emniyyetsiz, nakliyyat ve seyahatin kesik olu- 

su 111 . 

7- Her sene onbinlerce kisiyi oliime gotiiren veba, ko- 
lera gibi hastahklara karsi tedbirsizlik ve saghga onem 
vermemeleri 121 . 

8- Sehrlerin viraneligi ve su sebekelerinin yoklugu 131 . 

9- Idarenin asilere, bagilere karsi aciz olusu, olciisiizliik 
ve o kadar oviindiikleri Kur'amn kanunlanni yok denebi- 
lecek kadar az tatbik etmeleri 141 . 

10- Ekonomik cokiintii, fakirlik ve geri kalmishk. 

11- Nizami bir ordunun olmayisi, silahsizhk ve silahla- 
nn klasik ve ciiriik olusu' 31 . 

12- Kadin haklannin cignenmesi [6] . 

13- Cevre saghginin ve temizligin yoklugu 171 . 

Kitab, (Muslimanlann za'if noktalan) olarak, zikr et- 
digi yukandaki maddelerden sonra, muslimanlan, dinle- 
ri olan islamiyyetin maddi ve ma'nevi ustunlugunden 



[1] Yollar o kadar emniyyetli idi ki, Bosnadan kalkan bir mtisliman, Mek- 
keye kadar rahat ve parasiz gider, yolda, koylerde, yir, icer, geceler, 
hediyyeler ahrdi. 

[2] Her yerde hastahaneler, sifahaneler vardi. Napolyonu bile Osmanhlar 
tedavi etdi. Bilttin miislimanlar, (Imam olan, temiz olur) hadis-i serif i- 
ne uyarlar. 

[3] Bu iftiralara cevab vermege bile degmez. Delhi sultani, Firuz sah 790 
[m. 1388] de vefat etdi. Bunun yapdirdigi 240 kilometrelik, genis su yo- 
lunun suladigi bahceler, bostanlar, Ingiliz isgali zemamnda col haline 
geldi. Osmanli mi'marisinin, bakiyyeleri bile, simdi turistlerin goziinli 
kamasdirmakdadir. 

[4] Osmanhlan, fransiz krallarmm pisliklerini Sen nehrine doken general- 
lerin madalya almalan gibi samyorlar. 

[5] 726 [m. 1326] senesinde tahta cikan Orhan gazinin kurdugu nizami or- 
duyu ve Yildinm Bayezid hanm 799 [m. 1399] da Nigboluda biiyiik 
hach ordusunu maglub eden mukemmel ordusunu bilmiyor mu? 

[6] Ingilizlerin ticaretden, san'atdan, silahdan ve kadm haklanndan haber- 
leri yok iken, Osmanhlarda bunlann a'lasi vardi. Isvec ve Fransiz kral- 
larmm Osmanhlardan yardim istediklerini de inkar edebilirler mi? 

[7] Sokaklar tertemizdi. Hatta, tiikriikleri temizlemek icin bile vazifeliler 
vardi. 

— 49 — Ingiliz CSsiisuiiiin i'tiraflan - F:4 



cahil birakmamn lazim oldugunu tavsiye ediyordu. Ayn- 
ca, islamiyyet hakkinda, su bilgilere de yer veriyordu: 

1- Islam, birlik ve beraberligi emr edip, tefrikayi yasak- 
hyor. Kur'anda, (Topyekiin Allahin ipine sarihn) 1 ' 1 denili- 
yor. 

2- Islam su'urlanmagi ve bilgi edinmegi emr ediyor. 
Kur'anda, (Yeryiiziinde dolasin) pl deniliyor. 

3- islam, ilm ogrenmegi emr ediyor. Bir hadisde, (Dm 6g- 
renmek, her erkek ve kadin miislimana farzdir) deniliyor. 

4- islam, diinya icin cahsmagi emr ediyor. Kur'anda, 
(Ordardan ba'zdari, Ey Rabbimiz bize dunyada da ahiret- 
de de giizeli nasfb eyle)' 3 ' deniliyor. 

5- islam, istisareyi emr ediyor. Kur'anda, (Onlarin isle- 
ri, aralarinda miisavere iledir) 41 deniliyor. 

6- islam, yol yapmagi emr ediyor. Kur'anda, (Yeryii- 
ziinde yiiriiyiin)' 5 ' deniliyor. 

7- islam, miislimanlara sihhatlanni korumalanni emr 
ediyor. Bir hadisde, (ilm dortdiir: 1) Dinin muhafazasi 
icin fikh ilmi, 2) Sihhatin korunmasi icin tib ilmi, 3) Lisa- 
nin muhafazasi icin sarf ve nahv ilmi, 4) Yaktlerin bilin- 
mesi icin astronomi ilmi) deniliyor. 

8- islam, i'mari emr ediyor. Kur'anda, (Allah yeryii- 
ziindeki her seyi sizin icin yaratmisdir)' 61 deniliyor. 

9- islam, nizami emr ediyor. Kur'anda, (Her sey hesab- 
h, nizamhdir) deniliyor 11 . 

10- islam, ekonomide kuvvetli olmagi emr ediyor. Bir 
hadisde, (Hie olmeyecekmis gibi diinyan icin, yann ole- 



[1] Al-i iniran suresi, ayet: 103 

[2] Al-i iniran suresi, ayet: 137 

[3] Bekara suresi, ayet: 201 

[4] Sura suresi, ayet: 38 

[5] Mii Ik suresi, ayet: 15 

[6] Bekara suresi, ayet: 29 

[7] Hicr suresi, ayet: 19 



50 



cekmis gibi de, ahiretin icin talis) deniliyor. 

11- Islam, cok kuvvetli silahlarla miicehhez bir ordu 
kurmayi emr ediyor. Kur'anda, (Onlara karsi giiciiniiziin 
yetdigi kadar kuvvet hazirlayin)' 11 deniliyor. 

12- Islam, kadinlann haklanna ri'ayeti ve ona kiymet 
vermegi emr ediyor. Kur'anda, (Erkeklerin mesru' suret- 
de kadinlar iizerinde (haklari) oldugu gibi, kadinlann da, 
<mi Ian 11 iizerinde (haklari) vardir)' 21 deniliyor. 

13- islam, temizligi emr ediyor. Bir hadisde, (Temizlik 
fmandandir) deniliyor. 

Kitabin, bozulmasim, yok edilmesini emr etdigi kuvvet 
noktalan da sunlardir: 

1- islam, irk, dil, orf, adet ve milliyetcilik teassubunu 
ortadan kaldirmisdir. 

2- Faiz, ihtikar, zina, icki ve domuz eti yasakdir. 

3- Mxislimanlar, simsiki bir seklde alimlerine baglidirlar. 

4- Siinni miislimanlar Halifeyi Peygamberin vekili ola- 
rak kabul eder. Allaha ve Peygambere gosterilmesi lazim 
olan hurmeti, ona da gostermenin farz olduguna inanirlar. 

5- Cihad farzdir. 

6- Si'i miislimanlara gore, gayr-i miislim olan biitiin in- 
sanlar ve siinni miislimanlar necsdirler. 

7- Biitiin miislimanlar, islamin biricik hak din oldugu- 
na iman ederler. 

8- Miislimanlann cogu, yehudi ve hiristiyanlann Arab 
yanmadasindan cikanlmasinin farz olduguna inanirlar. 

9- ibadetlerini, mesela (nemazi, orucu, hacci...) cok gii- 
zel bir seklde eda ederler. 

10- Si'i miislimanlar, islam memleketlerinde kiliselerin 
insasimn haram olduguna inanirlar. 



[1] Enfal suresi, ayet: 60 
[2] Bekara suresi, ayet: 228 



51 



11- Miislimanlar, islam akidesine simsiki baghdirlar. 

12- Si'i miislimanlar, (Humiis)iin ya'ni ganimetin besde 
birinin alimlere verilmesini farz bilirler. 

13- Miislimanlar, cocuklanni oyle biiyiitiiyorlar ki, ec- 
dadlannin yolundan aynlmalan miimkin degildir. 

14- Miisliman kadinlar, o kadar giizel ortiiniiyorlar ki, 
onlara fesadin bulasmasi kabil degildir. 

15- Miislimanlan her giin bes defa biraraya getiren, ce- 
ma'at nemazlan vardir. 

16- Onlara gore, Peygamber, Ali ve salihlerin kabrleri 
mukaddes oldugu icin, oralarda da toplamrlar. 

17- Peygamberlerinin neslinden gelen [Seyyid ve serif 
ismi verilen] ler Peygamberi hatirlatir ve miislimanlann 
goziinde, Onun canh kalmasim te'min ederler. 

18- Miislimanlar toplandiklan zeman, vaizler, onlann 
imanlanni kuvvetlendirir ve ibadete tesvik ederler. 

19- Emr-i bil-ma'ruf [iyiligi emr etme] ve nehy-i anil- 
miinker [kotiiliikden men' etme] farzdir. 

20- Miislimanlann cogalmasi icin, evlenmek ve birden 
fazla kadin nikah etmek siinnetdir. 

21- Miisliman icin, bir insani islama getirmek, biitiin 
diinyaya sahib olmakdan daha iyidir. 

22- Miislimanlar arasinda, (Kim hayrh bir yol acarsa, 
onun sevabina ve o yolda giden her insamn kazandigi se- 
vablara nail olur) hadisi meshurdur. 

23- Miislimanlar, Kur'ana ve hadislere cok biiyiik hur- 
met gosterirler. Onlara tabi' olmanin, Cennete girmege 
biricik sebeb olduguna inamrlar. 

Kitab, miislimanlann kuvvetli noktalanni bozup, za'if 
noktalanni yaymagi tavsiye ediyor ve bunu yapabilmek 
icin, gerekli yollan sirahyor. 

Za'if noktalan yaymak icin sunlan tavsiye ediyor: 

-52- 



1- Cema'atlerin, aralanna adavet sokup, su'i zanni asi- 
hyarak, ihtilafi tesvik eden kitablar nesr etmek suretiyle, 
ihtilaflan yerlesdirmek. 

2- Mekteblerin acilmasim, kitablann nesr edilmesini 
men' etmek, yakilmasi ve yok edilmesi miimkin olan din 
kitablanni yakmak ve yok etmek. Din adamlan hakkin- 
da muhtelif iftiralar uydurmakla, miislimanlan, cocukla- 
nm dini mekteblere vermekden vazgecirerek, cahil kal- 
malanni te'mfn etmek.[Bu yol, islamiyyete biiyiik zarar 
vermekdedir.] 

3-4- Onlann yaninda Cenneti oviip, diinya hayatim 
te'min etmekle miikellef olmadiklanni soylemek. Tesav- 
vuf halkalanni genisletmek. (Ziihd)u tavsiye eden Gazalf- 
nin (ihya-iil-uluiniddm)i, Mevlanamn (Mesnevf)si ve 
Muhyiddin-i Arabinin eserleri gibi kitablan okumagi tes- 
vik etmekle, su'ursuz kalmalanni te'min etmek 111 . 

5- Hiikmdarlan zulm ve diktatorliik yapmaga tesvik 
etmeliyiz: Siz Allahm yeryiiziindeki golgesisiniz. Zaten 
Ebu Bekr, Omer, Osman, Ali, Emeviler ve Abbasilerin 
herbiri, kaba kuvvet ve kilmcla isbasina gelmisler ve tek 
baslarma hiikmranlik etmislerdir. Mesela, Ebu Bekr, 
Omerin kilici ile ve Fatimamn evi gibi, itaat etmeyenlerin 
evini yakmakla, iktidara gelmisdir' 2 '. Omer de, Ebu Bek- 
rin tavsiyesi ile halife olmusdur. Osman ise, Omerin em- 
ri ile devlet baskani olmus. Aliye sira gelince, o da, eski- 



[1] Tesavvuf kitablarimn medh etdikleri (Ziilul). diinya islerini terk et- 
mek degildir. Dunyaya dilskiin olmamakdir. Ya'nf, islamiyyete uygun 
olarak calisip kazanmak ve kullanmak, ibadet yapmak gibi sevabdir. 

[2] Ebu Bekr, Omer, Osman ve Almin "radiyallahti anhtim" halife ola- 
caklarma, hadis-i seriflerde isaretler vardir. Fekat hicbirinin vakti acik 
bildirilmemisdir. Resulullah "sallallahli aleyhi ve sellem" bu isi, Esha- 
bimn secmesine birakmisdi. Halife secmekde, Eshabin ictihadlan iic 
diirlii oldu. Halifelik, akrabaya verilmesi lazim olan bir miras mail de- 
gildi. En once musliman olup, baskalarim da imana getiren ve Pey- 
gamberimizin imam yapip arkasinda nemaz kildigi ve beraber hicret 
etdigi Ebu Bekri secmek uygun idi. Ba'zilan hazret-i Alinin evine gel- 
di. Iclerinden Ebu Siifyan (Elini uzat! Sana bf at edeyim. Istersen, her 

-53- 



yanin secmesi ile devlet reisi olmusdur. Muaviye de, kilinc- 
la isbasina geimisdir' 11 . Sonra, Emevilerde de hukmdarhk 
babadan ogula gecerek devam etmisdir. Abbasilerde de, 
ayni olmusdur. Bunlar, Islamdaki hukmranliklann cebrive 
diktatorluk oldugunun delilidir, demeliyiz. 

6- Adam oldiirenleri i'dam etmek maddesini kanunlar- 
dan cikarmak. [Adam oldiirmege, eskiyahga karsi tek ca- 
re i'dam cezasidir. i'dam cezasi olmadikca, anarsi, eskiya- 
hk onlenemez.] Yol kesici ve hirsizlan cezalandirmakdan 
hiikumeti ahkoymak ve yol kesicileri silahlandirarak, bu 
isi yapmalanni tesvik etmek ve yollann emniyyetsizligini 
devam etdirmek. 

7- Su seklde, onlarin hastahk icinde yasamalanni sagla- 
yabiliriz: Her sey Allahin kaderi ile olur. Tedavinin iyiles- 
mede hicbir te'siri yokdur. Allah Kur'anda, (Rabbim be- 
ni yidirir ve icirir. Hasta oldugum /email da, O bana sifa 
verir. Beni oldurecek, sonra da diriltecek Odur)' 21 deme- 
mis mi? Oyleyse, Allahin iradesi disinda kimse, ne sifa bu- 
lur ve ne de oliimden kurtulur 13 '. 



yeri suvari ve piyade ile doldururum) dedi. Hazret-i All, bunu kabul 
etmedi ve (Mtislimanlan parcalamak mi istiyorsunuz? Evden cikma- 
mam, halife olmak icin degildir. Resulullahm aynligi beni carpdi. Qil- 
gma dondlim) dedi. Mescide geldi. Herkesin yamnda, Ebu Bekre bi'at 
eyledi. Ebii Bekr de, (Halife olmak istemedim. Fitne cikmasin diye, 
caresiz kabul etdim) dedi. All de, (Halife olmaga, sen daha layiksm) 
dedi. Hazret-i Alinin, o gun, Ebu-Bekri oven sozleri (Se'adet-i Ebe- 
diyye) kitabimizm ikinci kism, 23. cli maddesinde yazihdir. Hazret-i 
Omer, hazret-i Aliyi evine kadar ugurladi. Hazret-i Ali, (Resulullah- 
dan sonra, bu iimmetin en iistunu Ebu Bekr ve Omerdir) derdi. Si'fle- 
rin yalanlanna, iftiralarma aldananlar, miislimanlann buglinkli hale 
diismesine sebeb oldu. Ingilizler, bu fitneyi hala korliklemekdedirler. 

[1] Hazret-i Muaviye, hazret-i Hasenin bi'at etmesi ile, mesru' halife oldu. 
(Hak Soziin Vesikalan) kitabim okuyunuz! 

[2] Suara suresi, ayet: 79-80-81. 

[3] ingilizler, miislimanlan aldatmak icin, ayet-i kerimelere ve hadis-i 
seriflere yanhs ma'na veriyorlar. Tedavi olmak slinnetdir. Allahti te- 
ala, ilaclarda, sifa yaratmisdir. Peygamberimiz ilac kullanmagi emr 
etdi. Sifayi veren, her seyi yaratan Allahti tealadir. Fekat, herseyi se- 
beblerle yaratmakda, sebeblere yapismamizi emr etmekdedir. Cah- 

-54- 



8- Zulm yapilmasini te'min icin sunlan soyleyebiliriz: 
Islam, ibadet dinidir. Onun devlet isleriyle hicbir alakasi 
yokdur. Bunun icin, Muhammed ve Halifelerinin, ne na- 
zirlan ve ne de kanunlan vardi' 1 '. 

9- Iktisadi cokiintii de, bahsi gecen zararh islerin tabi- 
i bir neticesidir. Mahsulati curiitmek, ticaret gemilerini 
batirmak, carsilan yakmak, bendleri, barajlan yikip ziraat 
sahalanni ve sanayi' merkezlerini su altinda birakmak ve 
icme suyu sebekelerine zehr katmak suretiyle tahribati 
artdirabiliriz 121 . 

10- Devlet adamlarmi, [kadm ve spor gibi] fitneye 
ve parcalanmaga sebeb olacak arzulara ve icki, kumar, 
riisvete ve hazine mallarmi, kendi sahsi islerinde har- 
camaya ahsdirmak, vazifelileri bu isleri yapmaga tes- 
vik edip, bize hizmet edenleri miikafatlandirmak la- 
zimdir. 

Sonra kitab, su tavsiyelerde bulunuyor: Bu islerle vazi- 
feli ingiliz casuslanni, gizli ve acik olarak korumak, onlar- 
dan muslimanlann eline gecenleri kurtarmak icin, her ce- 
sid masrafi yapmak lazimdir. 

11- Faizin her seklini yaymak lazimdir. Zira faiz, milli 
ekonomiyi harab etdigi gibi, miislimanlan, Kur'amn ah- 
kamma karsi gelmege de ahsdinr. Zira insan, bir kanu- 
nun bir maddesini ihlal edince, artik diger maddelerini de 
ihlal etmesi kolay olur. Onlara, faizin kat kat olanimn ha- 
ram oldugunu, ciinki Kur'anda, (Faizi kat kat olarak yi- 



sip, sebebleri arayip, bulup, kullanmamiz lazimdir. (O bana sifa verir) 
demek, sifa verici sebebleri verir demekdir. Calisip, sebebleri aramak 
emr olundu. Peygamberimiz, (Erkeklerin de, kadinlarin da, calisip, ilm 
ogrenmeleri farzdir), bir kerre de, (Allahii teala, calisip kazananlan 
sever) buyurdu. 

[1] Ibadet, yalmz nemaz, oruc, hac degildir. Diinya islerini, Allahii teala 
emr etdigi icin ve islamiyyete uygun olarak yapmak hep ibadetdir. Fa- 
ideli isleri yapmak icin cahsmak cok sevabdir. 

[2] Kendilerine medeni diyen ve insan haklanm dillerinden diisurmiyen 
ingilizlerin miislimanlara karsi hazirladiklan vahsete, zulmlere bakimz! 

-55- 



meyin)' 11 denildigini ve binaenaleyh faizin her seklinin ha- 
ram olmadigini soylemek lazimdir' 21 . 

12- Alimlere kotii isnadlarda bulunup, aleyhlerine adi 
ithamlar uydurarak, miislimanlann onlardan sogumalan- 
ni te'mfn etmek lazimdir. Casuslanmizin bir kismini, onla- 
nn kiyafetine sokacagiz. Sonra, bunlara kabih, cirkin isler 
yapdiracagiz. Boylece bunlar, alimler ile kansmis olacak 
ve her alimden siibhe edilecek. Bu casiislan, El-Ezhere, 
Istanbula, Necef ve Kerbelaya sokmak zaruridir. Miisli- 
manlan alimlerden sogutmak icin mektebler, kolejler aca- 
cagiz. Bu mekteblerde, rum ve ermeni cocuklanni, miisli- 
manlara diisman olarak yetisdirecegiz. Miisliman cocuk- 
lanna da kendi ecdadlannin cahil olduklanni asilayacagiz. 
Bu cocuklan, Halife ve alimler ve devlet adamlanndan 
sogutmak icin, onlann hatalanni, kendi zevkleri ile mes- 
gul olduklanni, Halifenin cariyelerle vakt gecirip, halkin 
mahni kotii yollarda kullandigini, hicbir iste Peygambere 
uymadiklanni asilayacagiz. 

13- Islamin, kadina hakaret etdigini yaymak icin, (Er- 
kekler kadinlar iizerinde hakimdirler) 31 ayetini ve (Kadi- 
nin temami serdir) hadisini soyleyecegiz' 41 . 

14- Pislik, susuzlugun neticesidir. Suyun artdinlmasi- 

[1] Al-i imran suresi. ayet: 130 

[2] Odiinc verirken, vakt ta'yin edilmez. Edilirse, faiz olur. Belli zeman son- 
ra, aym mikdar odemesi sart edilirse, hanefide bu da faiz olur. Fazlasim 
bdemesi sozlesilirse de, faiz olur. Bu faizde, bir dirhem bile fazla odeme- 
gi sart etmek biiyiik giinahdir. Veresiye satisda ise, odeme vaktinin bildi- 
rilmesi lazimdir. Odeme vakti gelince, odeyemedigi icin, odenecek mik- 
dar ve odeme zemam artdinlirsa, buna (Muda'af faiz) denir. Yukandaki 
ayet-i kerime, ticaretdeki bu muda'af faizi bildirmekdedir. 

[3] Nisa suresi, ayet: 34 

[4]Hadis-i serif de, (Islamiyyete uyan kadin, Cennet ni'metlerindendir. 
Hislerine uyan, islamiyyete uymayan kadin serdir) buyuruldu. Kiz ol- 
sun, dul olsun, evli olmiyan fakir kadina babasi bakmaga mecbfirdur. 
Bakmazsa habs olunur. Babasi yoksa veya fakirse, zengin mahrem ak- 
rabasi bakacakdir. Bunlar da yoksa, hiikumet ma'as bagliyacakdir. 
Miisliman kadmm, cahsip kazanmaga hie ihtiyaci yokdur. Islam dini, 
kadimn butun ihtiyaclarmi erkegin sirtma yiiklemisdir. Erkegin bu agir 
yiikiine karsilik, mirasin hepsinin yalmz erkege verilmesi lazim iken, 
Allahii teala, kadmlara burada da ihsanda bulunarak, erkek kardesle- 

-56- 



na mani' olmaga cahsmahyiz. 

Londradaki miistemlekeler nezaretinin hazirladigi ki- 
tabda, islamiyyeti yok etmek icin, yapilacak seyler yazih- 
dir. Bu kitab, casuslar vasitasi ile gizlice dagitilmakdadir. 
Miislimanlann kuwetli noktalanni tahrib etmek icin de, 
su tavsiyelerde bulunuyor: 

1- Miislimanlann arasmda, irkcilik, milliyyetcilik ta- 
assubunu koriikliyecek ve onlarm dikkatlerini, islamiy- 
yetden evvelki kahramanliklarma cekeceksiniz. Misrda 
Firavunlugu, Iranda Mecusiligi, Irakda Babilliligi, Os- 
manhlarda Attila ve Cengiz zemanmi [vahsetini] ihya 



rinin yansi kadar miras almalanni emr buyurmusdur. Zevc, zevcesini, 
evin icinde veya disinda cahsmaga zorlayamaz. Kadm arzu ederse ve 
zevci izn verirse, erkek bulunmiyan yerlerde, mesture olarak calismasi 
caiz ise de, kazandigi kendi millkli olur. Hie kimse, bunlan ve mirasdan 
eline geceni ve mehrini kadmdan zorla alamaz. Kendisinin ve cocukla- 
rm ve evin herhangi bir ihtiyacina sarf etmesi icin zorlanamaz. Bunla- 
nn hepsini zevcin alip getirmesi farzdir. Komiinist memleketlerde, ka- 
din da, erkeklerle birlikde, bugaz tokluguna, hayvanlar gibi, en agir is- 
lerde zorla calisdirihyor. Hiir diinya dedikleri hiristiyan memleketlerde 
ve islam tilkeleri denilen ba'zi arab memleketlerinde, (Hayat miisterek- 
dir) denilerek, kadmlar da, fabrikalarda, tarlalarda, ticaretde, erkekler 
gibi calisiyorlar. Cogunun, evlendiklerine pisman olduklan, mahkeme- 
lerin bosanma da'valan ile dolu oldugu, giinliik gazetelerde sik sik go- 
rtilmekdedir. Resulullahm "sallallahii aleyhi ve sellem" miibarek agzin- 
dan cikan sozler iic kismdir: Birincisi, kelimeler de, ma'nalari da, Alla- 
hii tealadan gelmisdir. Bu sozlere (ayet-i kerime), hepsine (Kur'an-i ke- 
rini) denir. (Size gelen her iyi, faideli seyi, Allahii teala dileyip gonder- 
mekdedir. Her fena, zararli seyi, nefsiniz dilemekdedir. Hepsini, Alla- 
hii teala yaratip gondermekdedir) sozii, (Nisa) suresinin 78. ci ayetidir. 
Ikincisi, kelimeleri Peygamberimizden, ma'nalari Allahii tealadan olan 
sozleridir. Bu sozlerine (Hadis-i kudsf) denir. (Nefsinizi diisman biliniz! 
Ciinki o, bana diismandir) sozii hadfs-i kudsidir. Bu dtismanlik, nefsin 
emrlerine uymamakdir. Uctinciisii ise, kelimeleri de, ma'nalari da, Pey- 
gamberimizdendir. Bunlara (Hadfs-i serif) denir. (Islamiyyete uyan ka- 
din, Cennet ni'metlerindendir. Nefsine uyan kadin, serdir) sozii hadis-i 
serifdir. Muhyiddin-i Arabi hazretleri, (Miisamerat) kitabimn birinci 
cildinde, bu hadis-i serifi izah etmekdedir. Ingiliz casusu, hadisin bas 
tarafim saklayip, yalmz sonunu bildiriyor. Blitiin diinya kadmlan, islam 
dininin kendilerine verdigi kiymeti, rahati, huzuru, htirriyyeti ve bosan- 
ma hakkina malik olduklarim bilmis olsalar, hemen miisliman olurlar 
ve islamiyyetin her memlekete yayilmasi icin cahsirlar. Fekat, ne yazik 
ki, bu hakikatleri anhyamiyorlar. Allahii teala, biitiin insanlara, islam 
dininin lsikh yolunu, dogru olarak ogrenmek nasib eylesin! 

-57- 



edeceksiniz [Kitabda bu hususda uzun bir cedvel vardi]. 

2- Su dort seyi, gizli ve asikar yaymak lazimdir: icki, 
kumar, zina ve domuz eti [ve spor kuliiplerinin birbirleri 
ile kavgalan]. Bu isi yapmak icin, islam memleketlerinde 
yasayan hiristiyan, yehudi, mecusi ve diger gayr-i miis- 
limlerden a'zami derecede istifade etmek ve bu is icin ca- 
lisanlara Miistemlekeler nezaretinin biitcesinden bol ma- 
as baglamak lazimdir. Bunun icin, siyasi firkalann ve 
spor kuliiplerinin cogalmasmi saglayacagiz. Partileri ve 
kuliipleri birbirlerine diisman yapacagiz. Birbirleri ile ug- 
rasacaklar, din kitabi okumaga, dinlerini ogrenmege vakt 
bulamiyacaklardir. Avladigimiz kimselere giinluk gazete, 
dergi cikartacagiz. Gazetelerini, dergilerini, bol para ile, 
menfeatlar ile besleyecegiz. Satm aldigimiz kimseleri, 
kurtanci, kahraman gibi ismlerle medh etdirecegiz. islam 
dinini ve ahkam-i islamiyyeye bagli olan idarecileri kotii- 
letecegiz. Din terbiyesinin kaynagi olan aile yuvalanni 
yok edecegiz. Bunun icin, spor, giires ismi altinda, avret 
mahalleri, edeb yerleri acik kiz ve oglan resmleri nesr 
ederek, gencleri fuhsa, livataya, cinsi sapikliga siiriikliye- 
cegiz. islam ahlakini bozunca, islamiyyeti yok etmek ko- 
lay olur. Cok cami' yapacagiz. Fekat, cami'lerde, hocala- 
n degil, misyonerleri ve mezhebsizleri konusduracagiz. 
islam miizigi ismi altinda, calgilan, sarkilan, radyolan ca- 
mi'lere sokacagiz. Cami'leri birer tuzak olarak kullana- 
cagiz. Cami'lere giden ve kadinlan ortiinen devlet me- 
murlanni ve subaylan, casuslanmiz tesbit edecek, bun- 
lar, vazifelerinden uzaklasdinlacaklardir. Ahkam-i isla- 
miyyeye uyan gencler, iiniversitelere alinmiyacak, girmis 
olanlarm diploma almalan engellenecekdir. Sekreter, bu 
bilgileri gizli tutmamizi, Necdli Muhammedden de sak- 
lamamizi siki tenbih etdi. Ben de bu hatiralanmi mah- 
kemeye vererek, elli seneden evvel acilmamasmi vasiy- 
yet etdim. [Sunu iyi bilmelidir ki, cami', kubbesi, mina- 
resi olan bina demek degildir. icinde hergiin bes kerre, 
cema'at ile nemaz kilinan bina demekdir. Nemazdan 
evvel veya sonra, bu cema'ate va'z vermek de caizdir. 

-58- 



Va'z, ehl-i siinnet i'tikadinda olan bir muslimanin, ehl-i 
siinnet alimlerinden birinin, bir kitabina bakarak okudugu 
veya ezberden soyledigi bir soziinii aciklamasi demekdir. 
Mezhebsizlerin, ingiliz casuslarmin ve misyonerlerin ko- 
nusmalanna va'z denmez, nutuk ve konferans vermek de- 
nir. Cami'lerde nutuk ve konferans vermek ve bunlan din- 
lemek caiz degildir. Ehl-i siinnet alimlerinin her sozii, 
Kur'an-i kerim ve hadis-i seriflerin tefsirleri, izahlandir.] 

3- Cihadin muvakkat bir farz oldugunu, vaktinin son 
buldugunu telkin edeceksiniz. 

4- Si'ilerin kalblerinden, kafirlerin necs oldugu fikrini 
cikaracaksimz. Kur'anda, (Kendilerine kitab verilenlerin 
yiyecegi sizin icin halal oldugu gibi, sizin yiyeceginiz de 
onlar icin halaldir) 1 ' 1 denildigini, Peygamberin Safiyye is- 
minde yehudi ve Mariye isminde hiristiyan bir hanimi ol- 
dugunu, Peygamberin haniminin necs olamayacagmi soy- 
leyeceksiniz' 21 . 

5- Miislimanlara, Peygamberin, islamdan kasdmin 
mutlak din oldugunu ve bu dinin yehudilik ve hiristi- 
yanhk da olabilecegini, sadece islam dminin olmadigi 
inancmi asihyacaksmiz. Bunun delili de sudur diyecek- 
siniz: Kur'an, her dinin mensublarma miisliman diyor. 
Mesela Yusiif Peygamberin, (Beni miisliman olarak 61- 
dur) [31 , Ibrahim ve Isma'il Peygamberlerin de, (Ey Rab- 



[1] Maide siiresi, ayet: 5 

[2] Ingilizin yehudi dedigi hazret-i Safiyye miisliman olmusdu. Misrh olan 
Mariye ise, Resulullahm miibarek zevcelerinden degildir. Cariye idi. 
Bu da miisliman oldu. Cenazesinin nemazini, halffe Omer "radiyalla- 
hii anh" kildirdi. Ehl-i siinnet i'tikadina gore, hiristiyan kadin, cariye 
de olur. Zevce de olur. Si'ilerin inandiklan gibi, kafirlerin kendileri 
necs degildir. I'tikadlan olan kiifr necsdir. 

[3] Herhangi bir Peygamberin Allahti tealadan getirdigi bilgilere inan- 
maga (Iman) denir. Iman edilecek bilgiler iki kismdir: Yalmz inam- 
lacak bilgiler. Hem inamlacak, hem de yapilacak bilgiler. Birinci 
kism bilgiler, imamn ash olup, alti danedir. Her Peygamberin bildir- 
digi imanlarm asllari aymdir. Bugiin islam diismanlanmn, ilerici di- 
yerek hayran kaldiklan, benzemege cahsdiklan, butiin yehudiler, hi- 
ristiyanlar, diinyadaki fen adamlan, devlet adamlan, kumandanla- 

-59- 



bimiz, bizi kendine musliman kil ve ziirriyyetimizden ken- 
dine musliman bir iimmet getir)' 11 , Ya'kub Peygamberin 
ise, ogullanna, (Ancak ve ancak musliman olarak olii- 

niiz) pl , dediklerini nakl ediyor. 

6- Kilise yapmamn haram olmadigini, Peygamber ve 
Halifeleri onlan yikmadigini, bil'aks onlara hurmet gos- 
terdigini ve Kur'anda, (Allah insanlarin bir kismim dige- 
riyle deP etmeseydi [savmasaydi], manastirlar, kiliseler, 
havralar ve icinde Allahin adi cok zikr edilen cami'ler yi- 
kdip giderdi) 131 denildigini, islamin ibadethanelere hur- 
metkar oldugunu, onlan yikmadigini, yikanlara mani' ol- 
dugunu cokca soyleyeceksiniz. 

7- (Yehudfleri Arab yarimadasindan cikanmz) ve (Arab 
yarimadasinda iki din olmaz) hadisleri hakkinda, muslimanla- 
n siibheye diisiirecek ve (Bu iki hadis dogru olsaydi, Peygam- 
berin, biri yehudi, biri de hiristiyan hanimi olmazdi ve Necran 
hiristiyanlan ile anlasma yapmazdi)' 41 diyeceksiniz! 



nn hepsi, ahirete, ya'ni oldilkden sonra tekrar dirilmege, Cennete, Ce- 
henneme inamyorlar. Kendilerine ilerici diyen ve onlara benzemege 
ozenen din cahillerinin de, bunlar gibi inanmalan icab etmez mi? Pey- 
gamberlerin dinleri, ya'ni emr ve yasak edilen bilgileri aym degildir. 
Iman edip, islamiyyete tabi' olmaga (Islam) denir. Dinleri baska oldu- 
gu icin, her Peygamber zemamndaki islam, birbirlerinin aym degildir. 
Her Resul gelince, yeni bir (Islamiyyet) gelmis, eski Peygamberler ze- 
manlanndaki islamhklarm htikmleri kalmamisdir. Son Peygamber 
olan Muhammed aleyhisselamin getirdigi islam, kiyamete kadar de- 
vam edecekdir. Allahli teala, Al-i Imran suresinin 19 ve 85. ci ayetle- 
rinde, yehudilere ve hiristiyanlara eski islamliklanm birakmalarmi 
emr ediyor. Muhammed aleyhisselama tabi' olmiyanlann, Cennete gi- 
remiyeceklerini, Cehennemde sonsuz yanacaklanm bildiriyor. Ib- 
rahim, Isma'il ve Yusiif ve Ya'kub peygamberler, kendi zemanlarmda 
mu'teber olan islami istediler. O miislimanhklar ve kiliselere gitmek, 
simdi mu'teber degildirler. Bu hususda, arabi (El-envar) kitabimizm 
sonundaki, Zerkaninin (Mevahib) serhinde tafsilat vardir. Cami'ul- 
ezher miiderrislerinden Muhammed Zerkani Maliki 1122 [m. 1710] da 
vefat etdi. 

1 Bekara suresi, ayet: 128 

2] Bekara suresi, ayet: 132 

3] Hac suresi, ayet: 40 

4] 59. cu sahifede, 2. ci hasiyeye [dip nota] bakimz! 

-60- 



8- Muslimanlan, ibadetlerinden men' etmege cahsacak 
ve (Allah insanlann ibadetlerine muhtac degildir) diye- 
rek, onlan ibadetlerin faideleri hakkinda tereddiide diisii- 
receksiniz' 11 . Hacca gitmek ve cema'at ile nemaz kilmak 
gibi, onlan bir araya getiren ibadetlerden men' edeceksi- 
niz. Aym seklde, cami'lerin, turbelerin ve medreselerin 
insasina ve Ka'benin ta'mirine mani' olmaya cahsacaksi- 
niz. 

9- Harbde diismandan ganimet olarak alinan malm bes- 
de birinin [Humusun], alimlere verilmesi hususunda, siib- 
helendirecek ve bunun ticaret kazanciyla bir alakasimn ol- 
madigini izah edeceksiniz. Sonra, (Humus, Peygambere 
veya Halifeye verilir, alime verilmez. Zira alimler, onunla 
evler, seraylar, hayvanlar ve bahceler ahyorlar. Bunun 
icin, (Humus)u onlara vermek caiz degildir) diyeceksiniz! 

10- Miislimanlarin akidelerine bid'atler sokup, islami 
gericilik ve teror dini olmakla itham edeceksiniz. islam 
memleketlerinin geri kaldigini, sarsintilara maruz kaldigi- 
m soyleyecek ve boylece onlann islama olan baglihklan- 
m za'ffletmis olacaksimz. [Halbuki miislimanlar, diinya- 
nin en biiyiik, medeni devletlerini kurdular. Dine baglan 
gevsedikce, kiiciildiiler.] 

11- Cok miihimdir! Cocuklan babalanndan uzaklasdi- 
np, biiyiiklerinin dini terbiyelerinden mahrum kalmalan- 
m saglayacaksimz. Onlan, biz yetisdirecegiz. Binaena- 
leyh, cocuklar babalannin terbiyelerinden kopduklan an, 
akideden, dinden ve alimlerden kopmaga mahkum ola- 
caklardir. 

12- Kadini tahrik edip, ortusunii acmasma sebeb ola- 
caksimz. Sebeb olarak da, ortii gercek islami bir emr de- 
gildir. Abbasiler zemamnda ihdas edilmis bir adetdir. 



[1] Ibadetler, Allahii teala emr etdigi icin yapilmakdadir. Evet, Allahti te- 
ala, kullannin ibadetlerine muhtac degildir. Fekat kullar, ibadet yap- 
maga muhtacdirlar. Kendileri, akm akm kiliseye gidiyorlar. Miisliman- 
larin cami'lere gitmelerine mani' oluyorlar. 

-61- 



Bunun icin, insanlar Peygamberin zevcelerini goriiyorlar- 
di ve kadin biitiin islere katihyordu diyeceksiniz. Kadini 
acdikdan sonra, gencleri ona karsi tahrik edip, her ikisinin 
arasinda fesad hasil olmasi icin cahsacaksiniz! Miisliman- 
hgi yok etmek icin, bu is, cok te'sirlidir. Evvela, bu isi 
gayr-i miislim kadinlara yapdiracaksimz. Sonra, miisliman 
kadin kendiliginden bozulup, bunlann yapdigini yapacak- 
dir 111 . 



[1] Hicab ya'ni tesettiir, orttinme ayeti gelmeden evvel, kadinlar ortiin- 
mezler, Resulullaha gelip, bilmediklerini sorar, ogrenirlerdi. Resulul- 
lah birinin evine gitse, kadinlar da gelir, oturur, dinler, istifade ederler- 
di. (Beydavf)de ve (Buhari)nin tefsir babmda bildirildigi gibi, hicret- 
den tie sene sonra, (Ahzab) ve bes sene sonra (Nur) surelerindeki hi- 
cab ayetleri gelip, kadmlann yabanci erkekler yanmda, oturmalan, 
bunlarla konusmalan yasak edildi. Bundan sonra, Resulullah, kadinla- 
nn bilmediklerini, mlibarek zevcelerinden sormalanni emr eyledi. Ka- 
firler, hicab ayetinin sonra geldigini, kadmlann sonra orttinduklerini 
soylemiyerek, muslimanlan aldatiyorlar. 

Resulullahin miibarek zevcesi Umm-i Seleme "radiyallahli anha" 
diyor ki, miibarek zevcelerinden Meymune "radiyallahii anha" ile bir- 
likde Resulullahin "sallallahii aleyhi ve sellem" yamnda idik. Ibn-i 
Umm-i Mektum "radiyallahii anh" izn isteyip iceri girdi. Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" bunu goriince, bize (Perde arkasina ?eki- 
liniz!) buyurdu. (O a'ma degil midir? Bizi gormez) dedim. (Siz de mi 
korsiiniiz? Onu gormez misiniz?) buyurdu. Ya'ni, o kor ise de, siz kor 
degilsiniz ya, buyurdu. Bu hadis-i serifi, imam-i Ahmed ve Tirmiizi ve 
Ebu Daviid "rahime-hiimullahii teala" bildirdiler. Bu hadis-i serife 
gore, erkegin yabanci kadma bakmasi haram oldugu gibi, kadimn da 
yabanci erkege bakmasi caiz degildir. Mezheb imamlarimiz "rahime- 
hiimullahii teala", bu hususdaki diger hadis-i serifleri de bildirerek, 
kadimn yabanci erkeklerin avret yerlerine bakmalan haramdir dedi- 
ler. Bunu yapmak kolaydir. Boyle kolay olan emrlere ve yasaklara 
(Ruhsat) denir. Kadimn, erkeklerin baslanna, saclarma bakmasi 
mekruhdur. Bundan sakinmak giicdiir. Glic olan seyleri yapmak da 
(Azimet) olur. Erkegin kadin icin avret yeri, diz ile gobek arasidir de- 
diler. Goriiliiyor ki, ezvac-i tahirat "radiyallahii teala anhiinne" ve Es- 
hab-i kiram "radiyallahii anhum" azimet ile amel ederler, ruhsatlar- 
dan da sakimrlardi. Islamiyyeti icerden yikmak istiyen (Zmdik)lar, hi- 
cab ayetleri gelmeden once, kadmlann ortunmediklerini ileri stirerek, 
(Peygamber zemamnda kadinlar ortiinmezlerdi. Simdi gordugiimtiz 
kadmlann, umaci gibi ortiinmeleri o zeman yokdu. Hazret-i Aise ba- 
si acik gezerdi. Simdiki ortiinmegi, sonradan, yobazlar, fikhcilar uydur- 
du) diyorlar. Bu sozlerinin yalan ve iftira oldugunu, bu hadis-i serif 
acikca gostermekdedir. Allahii tealamn emrlerini ve yasaklanm bildi- 

-62- 



13- Cami' imamlarimn fasik olduklarim iddia edip, on- 
lann hatalanni aciklayarak ve her vesile ile onlarla, arka- 
larinda nemaz kilan cema'atleri arasina kin ve adavet so- 
karak, cema'at ile nemaz kilmagi ortadan kaldiracaksimz. 

14- Peygamberin zemaninda olmadigi ve bid'at oldu- 
gu gerekcesiyle, tiirbelerin hepsinin yikilmasi lazimdir 
diyeceksiniz. Aynca Peygamber, Halifeler ve salihlerin 
kabrleri hakkmda, siibheye diisiirerek, onlan ziyaret et- 
mekden men' edeceksiniz. (Peygamber, annesinin yanin- 
da, Ebu Bekr ile Omer (Bakf) kabristamnda medfun- 
durlar. Osmanm kabri mechuldur. Hiiseynin basi (Han- 
nane)de defn edilmisdir. Cesedinin defn edildigi yer 
ma'lum degildir. (Kazimiyye)deki kabrler de, iki hali- 



ren dort hak mezheb, erkeklerin (avret yeri)ni, ya'ni bakmasi ve bas- 
kasina gostermesi haram olan uzvlarmi, birbirlerinden farkh olarak 
bildirmislerdir. Her muslimamn, bulundugu mezhebin bildirdigi avret 
yerini ortmesi farzdir. Baskasinm avret yerine bakmak haramdir. 
(E^i'at-iil-leme'at) kitabindaki hadis-i seriflerde: (Erkek erkegin ve 
kadin kadinin avret yerine bakmasin ) buyuruldu. Hanefi mezhebinde, 
erkegin erkek icin ve kadinin kadin icin avret mahalli, diz ile gobek 
arasidir. Kadinin yabanci erkek icin avret mahalli, ellerinden ve yii- 
zu'nden baska, btittin bedenidir. Kadinin saclan da avretdir. Avret ye- 
rine sehvetsiz de bakmak haramdir. 

(Bir kadim goriirseniz, yiiziiniizii ondan ayinniz! Ansizin gormek 
giinah olmaz ise de, tekrar bakmak giinah olur). 

(Ya All! Uylugunu acma! Olii veya diri, hie kimsenin uyluk yerine 
bakma!) 

(Avret yerini acana ve baskalarimn avret yerine bakana, Allah 
la'net eylesin!) 

(Kendini bir kavme benzeten onlardan olur). Bu hadis-i serif goste- 
riyor ki, ahlakim, islerini veya elbisesini, islam diismanlarina benzeten 
onlardan olur. Modaya, ya'ni kafirlerin kotli adetlerine uyanlar, ha- 
ramlara (giizel san'at) ismini takanlar ve haram isliyenlere san'atkar di- 
yenler, bu hadis-i serifden ibret almahdirlar. 

(Kimya-yi se'adet)de diyor ki, (Kadinlann, kizlarm, basi, saci, kollan, 
bacaklan acik olarak sokaga cikmalan haram oldugu gibi, ince, siislii, 
dar, hos kokulu elbise ile cikmalan da haramdir. Boyle cikmalarma izn 
veren, razi olan anasi, babasi, zevci, kardesi de, onun giinahina ve azabi- 
na ortak olurlar.) Ya'ni Cehennemde birlikde yanacaklardir. Tevbe 
ederlerse afv olunurlar. Allahii teala tevbe edenleri sever. 

Mlisliman oldugunu soyliyen bir kimsenin, yapacagi her isin, is- 

-63- 



fenin kabridir. Peygamberin alinden Kazim ve Cevadin 
kabrleri degildir. Tusdaki ise, Ehl-i beytden Rizanin degil, 
Harunun kabridir. Samarradaki Abbasilerin mezarlandir. 
Ehl-i beytden Hadi, Askerf ve Mehdinin kabri degildir. 
Miisliman memleketlerde bulunan biitiin tiirbe ve kubbe- 
lerin yikilmasinin farz oldugu gibi, (Baki) mezarhgini da, 
yerle bir etmek lazimdir) diyeceksiniz! 

15- Seyyidlerin, Peygamberlerin soyundan geldikleri 
hususunda insanlar tereddiide diisiiriilecek. Seyyid olma- 
yanlara siyah ve yesil sank giydirilerek, seyyidlerin diger 
insanlarla kansmalan te'min edilecek. Boylece, insanlar 
bu hususda sasinp, Seyyidler hakkinda su-i zanda bulu- 
nacaklar. Din adamlannin ve Seyyidlerin sanklanni cika- 
racaksiniz ki, Seyyidlerin soyu gayb olsun ve din adamla- 
n insanlardan hurmet gormesin.' 1 ' 



lamiyyete uygun olup olmadigim bilmesi lazimdir. Bilmiyorsa, bir 
Ehl-i siinnet aliminden sorarak veya bu alimlerin kitablarindan oku- 
yarak ogrenmesi lazimdir. Is, islamiyyete uygun degil ise, giinah veya 
kiifrden kurtulamaz. Hergiin hakiki tevbe etmesi lazimdir. Tevbe edi- 
len giinah ve kiifr, muhakkak afv olur. Tevbe etmezse, diinyada ve 
Cehennemde, azabim, ya'ni cezasim ceker. Bu cezalar, kitabimrzin 
muhtelif yerlerinde yazihdir. 

Erkeklerin ve kadinlarm nemazda ve heryerde ortmesi lazim olan 
yerlerine (Avret mahalli) denir. Avret mahallini acmak ve baskasinm 
avret mahalline bakmak haramdir. Islamiyyetde avret mahalli yokdur 
diyen, kafir olur. Icma' ile, ya'ni dort mezhebde de avret olan bir yeri- 
ni acmaga ve baskalannm boyle avret mahalline bakmaga halal diyen, 
ehemmiyyet vermiyen, ya'ni azabmdan korkmiyan kafir olur. Kadin- 
larm avret yerini acmalan ve erkekler yamnda sarki soylemeleri ve 
mevlid okumalan boyledir. Erkeklerin diz ile kasiklari arasi, Hanbeli 
mezhebinde avret degildir. 

(Ben miislimamm) diyen kimsenin, imamn ve islamm sartlarim ve 
dort mezhebin icma'i, ya'ni soz birligi ile bildirdigi farzlan ve haram- 
lan ogrenmesi ve ehemmiyyet vermesi lazimdir. Bilmemesi ozr degil- 
dir. Ya'ni, bilip de inanmamak gibidir. Kadmlann yiizlerinden ve elle- 
rinden baska yerleri, dort mezhebde de avretdir. Icma' ile olmiyan, 
ya'ni diger iic mezhebden birine gore avret olmiyan bir yerini, ehem- 
miyyet vermiyerek acan kafir olmaz ise de, kendi mezhebine gore, 
biiyiik giinah olur. Erkeklerin diz ile kasik arasim, ya'ni uylugunu ac- 
malan boyledir. Bilmedigini ogrenmesi farzdir. Ogrenince hemen tev- 
be etmeli ve ortmelidir. 

[1] 123. cu sahifedeki dipnota bakimz! 

-64- 



16- Si'ilerin matem yerlerinin yikilmasinin farz oldu- 
gu, zira bid'at ve dalalet oldugu, Peygamber ve Halifele- 
rin zemanmda mevcud olmadigi soylenecek. insanlan 
oralara girmekden men' etmek, Vaizleri azaltmak ve Va- 
izlerle matem yerleri sahiblerini vergiye baglamak lazim- 
dir. 

17- Ingiliz kitabinda yazili seylerden biri, biitiin musli- 
manlara hiirriyyet sevgisini behane ederek, (Herkes dile- 
digini yapabilir. Emr-i bil-ma'ruf ve nehy-i anil miinker ve 
Islam ahkamimn ogretimi farz degildir) diyeceksiniz! 
[Halbuki, islamiyyeti ogrenmek ve ogretmek farzdir. Miis- 
limanlann birinci vazifesidir.] Aynca, onlara sunu da asila- 
yacaksiniz: (Hiristiyanlar kendi dinleri, yehudfler de kendi 
dinleri xizeredirler. Kimse kimsenin kalbine girmez. Emr-i 
ma'ruf ve nehy-i anil-mxinker halifeye aiddir.) 

18- Miislimanlann cogalmasina mani' olmak icin, do- 
gum sinirlandinlacak ve birden fazla evlilige mani' oluna- 
cak. Evlenmege ba'zi sartlar konulacak. Mesela, denile- 
cek ki: Arab Iranhyla, Iranh arabla, Turk arabla evlene- 
mez. 

19- islamin yayilmasi ve miisliman olmiyanlara ogretil- 
mesi fe'aliyyetleri kat'i suretde men' olunacak. islamin 
yalniz arablann dini oldugu fikri yayilacak. Gerekce ola- 
rak, Kur'anda, (Bu senin ve kavmin icin bir zikrdir) denil- 
digi soylenecek. 

20- Hayr miiesseselerinin hududlan daraltilacak ve 
devlete aid bir hale getirilecek. Oyle olacak ki, kisi cami', 
medrese ve bunlara benzer hayr miiesseseleri yapamaz 
hale getirilecekdir. 

21- Miishmanlan Kur'an hakkinda siibheye diisiirecek 
ve icinde noksanhk ve fazlahk bulunan tahrff edilmis 
Kur'an tercemeleri hazirlayip, diyeceksiniz ki: (Kur'an 
bozulmus. Birbirini tutmuyor. Birinde bulunan ayet dige- 
rinde bulunmuyor). Yehudi, hiristiyan ve biitiin gayr-i 
miislimleri tahkir eden ve cihadi, emr-i bil-ma'rufu ve 

— 65 — Ingiliz CasMMiiuin I'tiraflan - F:5 



nehy-i anil-miinkeri emr eden ayetleri cikaracaksiniz' 11 . 
Kur'ani diger lisanlara mesela tiirkce, farsca, hindce vs. 
dillere cevirip, Arab memleketleri haricinde arabi okun- 
masina mani' olacaksiniz ve yine Arab memleketleri di- 
sinda (Ezan), (Nemaz) ve (Diialar)in arabi yapilmasim 
onleyeceksiniz. 

Aym seklde, hadisler hakkmda da muslimanlar tered- 
dtide diisurulecek. Kur'ana yapilmasi planlanan, terce- 
me, tenkid ve tahrifin, hadislere de uygulanmasi gerekli- 
dir. 

Hakikaten, okudugum (islanii nasil yikabiliriz) ismli 
bu kitab, cok miikemmel idi. ileride yapacagim cahsmalar 
ipin, emsalsiz bir rehber idi. Sekretere kitabi iade edip, 
memnuniyyetimi ifade etdigimde, bana, (Bilmis ol ki, bu 
meydanda, sen yalniz degilsin. Yapdigin isi yapan pekcok 
adamlanmiz var. Bu isi yapmak icin, simdiye kadar nazir- 
hgimiz besbinden fazla adam vazifelendirmis bulunmak- 
dadir. Nazirhk bu sayiyi yiizbine cikarmagi diisiiniiyor. Bu 
sayiya ulasdigimiz zeman, miislimanlann hepsine hakim 
olacak ve biitiin islam memleketlerini ele gecirmis olaca- 
giz) dedi. 

Daha sonra, sekreter sunlan soyledi: (Sana sunu miij- 
delerim ki, nezaretimizin bu programi gerceklesdirme- 



[1] Ingilizler, bu cahsmalarmda muvaffak olamadi. Ciinki, Kur'an-i kerimi 
degisdirilmekden Allahti teala korumakdadir. Incili de koruyacagma 
soz vermemisdir. Bunun icin, uydurma Incfller yazildi. Bunlar bile ze- 
manla degisdirildi. Bunlarda, ilk degisikligi Boliis [Pavlos] ismindeki bir 
yehudi donmesi yapdi. Her asrda, bilhassa, Istanbuldaki Roma impera- 
torlarimn birincisi olan Kostantinin 325 de Iznikde topladigi 318 papaz, 
biiyiik degisiklik yapdilar. 931 [m. 1524] de, alman papazi Luther Mar- 
tin, (protestan) mezhebini kurdu. Romadaki Papaya tabi' olan hiristi- 
yanlara (katolik) denildi. Katoliklerle protestanlann birbirlerini oldiir- 
meleri, Sen Bartelemi ve Iskoc cinayetleri ve engizisyon mahkemelerin- 
deki facialar, hiristiyan tarihlerinde de yazihdir. 446 [m. 1054] de, Istan- 
bul papazi Mihael Kirolarius, Papadan aynlarak, (Ortodoks) kilisesini 
kurdu. Miladin 571 senesinde olen Ya'kub, (Siiryani) firkasim, 405 de 
olen Maron, Suriyede (Maroni) firkasim, Amerikah Sari Russelin de, 
1872 de (Yahova sahidleri) firkasim kurdular. 

-66- 



si icin, en fazla, bir asrhk bir zemana ihtiyac vardir. Biz o 
giinleri gormesek bile, muhakkak cocuklanmiz gorecek- 
dir. Su darbimesel ne kadar da giizeldir, (Baskasimn ekdi- 
gini yidim. Oyleyse, ben de baskalan icin ekiyorum). ingi- 
lizler, bunu yapdigi zeman, biitiin hiristiyan alemini mem- 
nun etmis ve onlan oniki asrhk felaketden kurtarmis ola- 
cakdir). 

Sekreter sozlerine soyle devam etdi: (Asrlarca devam 
eden (Ehl-i salib) muharebeleri [Hack seferleri], hicbir 
faide saglayamamisdir. Keza, Mogollar [Cengiz ordulan] 
da, Islamin koklerini kazimak icin birsey yapmis sayil- 
maz. Ciinki onlarm yapdigi is, ani, plansizdi. Diismanhk- 
larmi ortaya koyacak, askeri isler yapiyorlardi. Bunun 
icin, cok cabuk yoruldular. Fekat simdi, hiikumetimizin 
degerli idarecileri, islami cok ince bir plan ve uzun bir 
sabrla icden yikmak icin calisiyorlar. Askeri giic kullan- 
mamiz da lazimdir. Fekat bu is, son merhalede, ya'ni is- 
lami yiyip bitirdikden ve her tarafmdan balyozlayip, bir 
daha toparlanamaz, bizimle savasamaz hale geldikden 
sonra gelir). 

Sekreter sozlerini soyle bitirdi: (istanbuldaki bii- 
yiiklerimiz, cok aklh ve zeki imisler, ki bizim planimi- 
zin aymm uygulamislar. Ne yapmislar: Muhammedile- 
rin arasma sokulup, onlarm cocuklan icin, medreseler 
acmislar. Kiliseler insa etmisler. Onlarm arasmda, icki- 
yi, kumari, fiski, fesadi [ve futbol kuliiplerine parcalan- 
malarmi] cok giizel bir seklde yaymayi basarmislar. Is- 
lam gencligini, dinleri hakkmda siibheye diisiirmege, 
kendi hiikumetleri ile aralarma miinakasa ve muhale- 
fet sokmaga, her tarafda fitneyi yayginlasdirmaga, 
amirlerin, miidirlerin, devlet adamlarmm evlerini hiris- 
tiyan kadmlan ile doldurarak, ahlaklarmi bozmaga ca- 
hsmislardir. Biz de, bu seklde hareket ederek, onlarm 
kuvvetlerini kiracagiz, dinleri ile olan irtibatlarmi sar- 
sacagiz, ahlaklarmi ifsad edecegiz. Birlik ve beraberlik- 
lerini yok edecegiz. Sonra, ani bir harb baslatip, islamin 

-67- 



koklerini kaziyacagiz 1 .) 

[1] Ingilizler, islamiyyeti imha etmek icin hazirladiklan, yirmibir maddeyi, 
iki biiyiik, Hindistan ve Osmanli islam devletini yikmak icin tatbik etdi- 
ler. Hindistanda, (Vehhabi), (Kadiyanf), (Teblfg-i cema'at), (Cema'at-i 
islamiyye) gibi bozuk islam firkalan meydana getirdiler. Sonra ingiliz or- 
dusu, Hindistam kolayca isgal edip, koca islam devletini yok etdi. Islam 
alimlerini zindanlarda, oliime terk etdi. Sultam da habs edip, iki oglunu 
parcaladilar. Asrlardan beri, muhafaza edilen zi-kiymet esyayi, nadide, 
giizide hazineleri yagma ederek, gemilerle Londraya tasidilar. Hind sul- 
tanlarmdan Sah-i cihamn, 1041 [m. 1631] de, zevcesi Erciimend beygiim 
hanimin Agradaki kabri iizerine yapdirdigi (Tac-mahal) ismindeki tiir- 
benin divarlanndan caldiklan elmas, ziimriid, yakut gibi kiymetli taslann 
yerleri, simdi camur ile sivabdir. Bu camurlar, ingiliz vahsetini, diinyaya 
i'lan ediyorlar. Caldigi bu servetleri, islamiyyeti yok etmek icin kullan- 
makdadirlar. Bir islam sairinin dedigi gibi, (Zalimin zulmii varsa, mazlu- 
mun da Allahi var!) adalet-i ilahiyye tecelli ederek, ikinci cihan harbin- 
de, cezalarim buldular. Almanlarm Ingiltereyi isgalinden korkan, ingiliz 
zenginleri, kilise mensublan ve devlet, nezaret adamlannm coluk cocuk- 
lari, onbinlerce islam diismam, gemilerle Amerikaya kacarlarken, al- 
manlarm, (Graf von spee) ve benzeri iki harb gemisinden birakdiklan 
miknatisli mayinlar, bu gemileri batirdi. Atlas okyanusunda boguldular. 
Harbden sonra, Newyorkdaki (Birlesmis milletler insan haklan) merke- 
zinin aldigi karar ile, biitiin diinyadaki miistemlekelerini terk etdiler. 
Miistemlekeler nezaretinin, asrlarca somurdiigu gecim kaynaklannm co- 
gunu gayb etdiler. Britanya adasinda mahsur kaldilar. Gida maddeleri ve 
miihim ihtiyac esyasi vesikaya baglandi. 1948 de, genelkurmay baskam 
Salih Omurtak pasa, bir ziyafetde , (Londrada, resmi miisafir oldugum 
halde, sofradan hep doymadan kalkardim. Avdetde, Italyada, bol ma- 
karna yiyerek, doyabildim) dedigini isitdigim icin yaziyorum. O sofrada 
pasamn tarn karsismda oturuyordum. Bu sozii, hala kulagimda cmlamak- 
dadir. 

Senalillah-i Dehlevi "rahmetullahi aleyh" (Maide suresi)nin sekse- 
nikinci ayet-i kerimesini tefsir ederken buyuruyor ki, (Muhyissiinne 
Hiiseyn Begavf, nasaramn hepsinin miisrik olmadigmi bildirdi. Ciinki, 
sirk, uluhiyyet sifati isnad ederek, ona hurmet etmege, ya'nf (ibadet et- 
mege) denir. Miisrikler, yehudiler gibi, miislimanlara siddetli diisman- 
dir. Muslimanlan oldiirtirler, memleketlerini, mescidlerini tahrib eder- 
ler. Kur'an-i kerimi yakarlar.) Imam-i Rabbanf "rahmetullahi aleyh" 
iicilncii cild, iiciincii mektubda buyuruyor ki, (Allahii tealadan baska 
bir seye ibadet edene, tapinana miisrik denir. Bir Peygamberin dinine 
tabf olmiyan kimse miisrikdir). Simdi, diinyadaki hiristiyanlarin hep- 
si, Muhammed aleyhisselama inanmadiklari icin, kafirdirler. Bunlann 
cogu Isa tanndir veya iic tanndan biridir dedikleri icin, miisrikdirler. 
Isa, Allahin kulu ve Peygamberidir diyenleri, (Ehl-i kitab)dir. Hepsi, 
Islamiyyete ve miislimanlara diismanhk yapiyorlar. Hucumlanm ingi- 
lizler idare etmekdedir. 

Hiristiyanlarin simdi, onbir sua! uydurarak, biitiin islam memleketle- 
rine gotiirdliklerini, 1412 h.=1992 m. senesinde haber aldik. Bengladesde- 
ki islam alimleri, bunlara cevab yazarak, papazlan rezil etmislerdir. Istan- 
buldaki (Hakikat Kitabevi)miz, (El-Ekazib-iil-cedide-tiil-Hiristiyaniyye) 
ismindeki bu cevablan, (Es-sirut-ul-iiiiislakfm) kitabi ile birlikde basdirip, 
biitiin diinyaya gondermekdedir. 

-68- 



Birinci Kism 

YEDINCI FASL 

Birinci sirnn tadini tatdikdan sonra, ikinci sirn da og- 
renmek icin, can atiyordum. Nihayet bir giin sekreter, soz 
verdigi ikinci sirn da acikladi. ikinci sir, bir asrhk bir ze- 
man icinde islami yokedip unutdurmak gayesi ile, nazir- 
hkda bu is icin cahsan yiiksek riitbeli ingilizlere mahsus 
hazirlanmis, elli sahifelik bir plan mecmuasi idi. Bu plan- 
lar ondort maddede toplanmisdi. Muslimanlarin eline 
gecme tehliikesine karsi, tedbir olarak, bu planlan cok 
gizli tutuyorduk. O planlar sunlardir: 

1- Buharayi, Tacikistam, Ermenistam, Horasan ve et- 
rafini istila etmek icin, rus can ile cok iyi bir ittifak ve yar- 
dim anlasmasi kurmamizdir. Yine, Rusya ile hududu olan 
Turk topraklanni da istila etmek icin, ruslarla bir anlasma 
yapmamiz lazimdir. 

2- Islam alemini, hem icerden, hem de disandan yikmak 
icin, Fransa ve Rusya ile, isbirligi yapmamiz lazimdir. 

3- Turk-Iran hiikumetleri arasina cok siddetli fitne ve 
ihtilaflar sokup, her iki tarafda milliyetcilik ve kavmiyyet 
fikrlerini kuwetlendirmemiz lazimdir. Aynca, birbirine 
komsu biitiin miisliman kabile ve milletlerin arasina ve 
miisliman memleketler arasina fitne ve diismanhk sokma- 
miz lazimdir. Gayb olmus olanlan dahil, biitiin bozuk 
mezhebleri ihya edip, canh tutmak ve birbirine diisurmek 
lazimdir. 

4- islam memleketlerinden ba'zi parcalan gayr-i miis- 
limlerin eline vermek lazimdir. Mesela: Medineyi yehu- 
dilere, iskenderiyeyi hiristiyanlara, imareyi saibeye, 
Kermansahi Aliyi ilahlasdiran nusayrilere, Musulu yezi- 
dilere, Iran korfezini hindulara, Trablusu diirzilere, Kar- 

-69- 



si ermenilere ve alevilere, Maskati haricilere vermek la- 
zimdir. Sonra, bunlan, para, silah ve gerekli bilgilerle tak- 
viye etmek icab eder ki, bunlar islamin viicudunda birer 
diken olsunlar. Islam iyice yikihp gayb oluncaya kadar, 
bunlann yerlerini genisletmek lazimdir. 

5- Miisliman Osmanh ve Iran hiikumetlerini, miimkin 
mertebe, birbirleriyle hie anlasamayan ufak mahalli dev- 
letlere bolmeyi planlamak lazimdir. Hindistamn simdiki 
hali gibi. Zira, soyle bir nazariyye vardir: (Parcala, hiikm 
edersin) ve (Parcala, mahv edersin). 

6- Islamin biinyesinde, tahrif edilmis din ve mezhebler 
ihdas etmek lazimdir ve icad edecegimiz bu dinlerin her 
birisinin bir memleketin insanlannin heva ve hevesine uy- 
gun olmasi icin, cok ince bir plan yapmahyiz. Si'anin 
memleketinde dort din icad edecegiz: 1- Hazret-i Hiiseyni 
ilahlasdiran bir din, 2- Ca'fer-i Sadiki ilahlasdiran bir din, 
3- Mehdiyi ilahlasdiran bir din, 4- Ali Rizayi ilahlasdiran 
bir din. Birincisi Kerbelaya, ikincisi isfahana, iiciinciisii 
Samarraya, dordiinciisu de Horasana muvafikdir. Aym 
zemanda siinnilerin de, mevcud dort mezheblerini, birbi- 
rinden ayn dort bagimsiz din haline getirmeliyiz. Bunu 
yapdikdan sonra, Necdde yeni bir islam firkasi kurup, 
aralannda kanh cekismeler ihdas edecegiz. Dort mezhebin 
kitablanni imha edecegiz ki, bu firkalardan herbiri, sadece 
kendilerini miisliman kabul edip, digerlerini, oldiiriilmesi 
lazim olan kafirler bilsinler. 

7- Zina, livata, ya'ni homoseksiiellik, icki ve kumar ile, 
miislimanlarin arasina fitne ve fesad tohumlan sacilacak. 
Bunun icin, bu memleketlerde yasayan gayr-i muslimler 
kullamlacaklardir. Onlardan bu gayeyi gerceklesdirmek 
icin, muazzam bir ordu teskil etmemiz lazimdir. 

8- islam memleketlerinde fasid liderler, zalim kuman- 
danlar yetisdirmege, bunlan hiikumetin basina gecire- 
rek, islamiyyete uymagi yasakhyan kanunlar cikarmaga 
a'zami ehemmiyyet vermek lazimdir. Onlan kullamp, na- 

-70- 



zirhgin yap dedigini yapacak, yapma dedigini yapmaya- 
cak duruma getirmeliyiz. Onlann vasitasi ile miislimanla- 
ra ve islam memleketlerine isteklerimizi kanun zoru ile 
cebr ederek yapdirmahyiz. islamiyyete uymagi sue, ibadet 
yapmagi gericilik haline getirmeliyiz. Miisliman memle- 
ketlerdeki hiikumet adamlanni, miimkin oldugu kadar as- 
h gayr-i miislimlerden secdirmeliyiz. Bunu yapmak icin, 
ba'zi ajanlanmizi sureten miisliman, din adami sekline so- 
kup, isteklerimizi icra etmek icin, yiiksek makamlara ge- 
tirmeliyiz 11 . 

9- Miimkin mertebe arabinin ogretilmesine mani' ola- 
caksimz. Arabinin haricindeki dilleri, mesela: Farisiyi, 
Kiirtceyi ve Pestucayi yayacaksimz. Arab memleketlerin- 
de, ecnebi lisanlan ihya edecek ve Kur'an ile Siinnetin li- 
sani olan fasih arabiyi yok etmek icin, mahalli lehceleri 
nesr edeceksiniz! 

10- Devlet adamlannin etrafina adamlanmizi yerlesdi- 
rip, onlann vasitasi ile, nazirhgimizin arzulanni tatbik et- 
mek icin, onlan bu devlet adamlannin miistesarlan haline 
getirmeliyiz. Bu isin en kolay yolu, kole ticaretidir: Kole 
ve cariye olarak gonderecegimiz casuslan, evvela layiki ile 
yetisdirecegiz. Sonra, miisliman devlet adamlannin yakin- 
lanna, mesela onlann cocuklanna, hanimlanna ve onlann 
indinde hatiri sayihr insanlara satmahyiz. Satdigimiz bu 
koleler, tedrici olarak, devlet adamlanna yaklasacaklar- 
dir. Onlann anneleri ve miirebbiyeleri olup, bilezigin bile- 
gi ihata etdigi gibi, onlar da, miisliman devlet adamlanni 
ihata edeceklerdir. 

11- Misyonerligin sahasim genisletip, her smif ve mes- 
lege bilhassa doktor, miihendis, muhasebeci v.s. gibi 
mesleklere sokmahyiz. islam memleketlerinde kilise, 



[1] ingilizler, bu calismalarmda muvaffak oldular. Mustafa Resid pasa, 
All pasa, Fuad pasa ve Tal'at pasa gibi masonlan ve yehudi, ermeni 
aslh soysuzlan basa getirdiler. Abdullah Cevdet ve Musa Kazim ve Zi- 
ya Gokalp ve Abduh gibi masonlan dinde soz sahibi yapdilar. 

-71- 



mekteb, hastahane, kiitiibhane ve hayr cemiyyetleri ismi 
altinda propaganda, nesriyyat merkezleri acmah ve bunla- 
n, Islam memleketlerinin dort bir bucagma yaymahyiz. 
Milyonlarca hiristiyan kitablarim meccanen dagitmahyiz. 
Islam tarihinin yaninda, hiristiyan tarihini, devletler huku- 
kunu da nesr etmeliyiz. Kilise ve manastirlara rahib ve ra- 
hibe ismi altinda casuslanmizi yerlesdirmeliyiz. Bunlan 
vasita olarak kullamp, hiristiyan hareketlere rehberlik 
yapmalanni te'min etmeliyiz. Miishmanlarin her hareket 
ve fikrlerini ogrenip bize aktarmalanni te'min etmeliyiz. 
islam tarihini bozup, tahrif edecek ve miislimanlarin ah- 
val ve dinlerini iyice ogrendikden sonra, onlann biitiin ki- 
tablanni imha edecek, islam ilmlerini yok edecek, profe- 
sor, ilm adami, arasdirmaci gibi ismler altinda, bir hiristi- 
yan ordusu kurmahyiz. 

12- Kiz, erkek, biitiin islam gencliginin kafasim kansdi- 
np, islamiyyet hakkinda siibhe ve tereddiide diismelerini 
te'min etmeliyiz. Mekteb, kitab, mecmu'a [spor kuliibleri, 
sinema filmleri, televizyon] ve bu is icin yetisdirilmis ele- 
manlanmizin vasitasi ile, onlann ahlaklanni sifira indir- 
meliyiz. Yehudi, hiristiyan ve biitiin gayr-i miislim gencle- 
ri, onlan avlamak icin, birer tuzak olarak yetisdirmek icin, 
gizli cem'iyyetler acmahyiz! 

13- Dahili harb ve ayaklanmalan tesvik etmeli ve ken- 
di aralarinda ve gayr-i muslimler ile daima miicadele ha- 
linde olmalarim te'min etmeliyiz ki, kuwetleri zail olsun, 
terakkileri imkansiz olsun. Fikri takatlan, mali kaynakla- 
n yok olsun. Gene ve faal olanlan ortadan kalksin. Sulh 
ve huzur, yerini ihtilale biraksin. 

14- iktisadlari tahrib edilecek, gelir kaynaklari ve zira- 
at sahalari bozdurulacak, su bendleri yikdmlacak, nehrler 
kurutulacak, insanlar nemaz kilmakdan, cahsmakdan nef- 
ret etdirilecek ve tembellik yayginlasdmlacakdir. Tembel- 
ler icin, oyun yerleri acilacak. Uyusturucu madde, icki, 
yaygin bir hale getirilecekdir. 

-72- 



[Yukanda saydigimiz maddeler, cok giizel bir seklde 
harita, resim ve sekllerle aciklanmisdir. Bu ondort madde- 
nin yardimi ile koca Osmanh Devletini yikdilar. Yeni kur- 
duklan devletlerin idaresini, iskoc masonlannin ellerine 
verdiler. Bunlar da, (Miistemlekeler nezareti)nin bu on- 
dort maddesini anayasa yaparak, islamiyyete saldirmaga 
devam ediyorlar.] 

Bana bu muhtesem vesikamn bir kopyasini verdigi 
icin, sekretere tesekkiir etdim. 

Londrada bir ay daha kaldikdan sonra, tekrar Necdli 
Muhammed ile goriismek iizere, Iraka gitmek icin nazir- 
hkdan emr aldim. Sefere cikarken, sekreter bana: (Necdli 
Muhammed hakkinda bir ihmalkarhk yapmayasin! Ca- 
suslanmizin gonderdikleri raporlardan anlasildigi vech 
ile, Necdli Muhammed, planlanmizi gerceklesdirmek icin, 
cok miinasib bir ahmakdir. 

Necdli Muhammed ile acik konus! isfahanda ajanla- 
nmiz, onunla acikca konusmus, o da, isteklerimizi bir 
sart ile kabul etmisdir. Onun sarti sudur: Fikr ve goriis- 
lerini aciklaymca, kendisine saldirmasi muhakkak 
olan, devlet adamlarmdan ve alimlerden kendini koru- 
mak icin, kafi derecede mal ve silahla takviye edilmesi, 
memleketinde kendisine kuciik de olsa, bir beylik ku- 
rulmasidir. Nazirhk da, bu sartlan kabul etmisdir) de- 
di. 

Bu haberin verdigi sevincle, az daha ucacakdim. O ze- 
man, sekretere bu hususda, ne yapmam icab etdigini sor- 
dum. Cevabinda, (Necdli Muhammedin tatbfk etmesi icin, 
nazirhk ince bir plan hazirlamisdir, soyle ki: 

1- Biitiin miislimanlan, tekfir edip, onlan oldiirmenin, 
mallanni ellerinden almanin, namuslanna tecaviiziin, er- 
keklerini kole, hanimlanni cariye yapip, kole pazarlannda 
satmamn halal oldugunu soyleyecek. 

2- Miimkinse, Ka'benin bir put oldugu icin, yikilma- 

-73- 



smin lazim oldugunu belirtecek' 11 . Hac ibadetini ortadan 
kaldirmak icin, kabileleri hacilara saldirtip, mallanni elle- 
rinden almaga ve onlan oldiirmege tesvik edecek. 

3- Miislimanlan, Halifeye ita'at etmekden men' etme- 
ge calisacak. Onlan Halifeye karsi isyan etmege tesvik 
edecek ve bu is icin, ordular hazirlayacak. Her vesile ile, 
Hicaz esrafi ile harb etmenin ve onlann niifuzlanni azalt- 
manin lazim oldugunu yayacak. 

4- Mekke, Medine ve diger islam memleketlerinde bu- 
lunan tiirbe, kubbe ve mukaddes yerlerin put ve sirk ol- 
duklanni soyliyerek, yikilmalannin lazim oldugunu i'lan 
edecek. Miimkin mertebe, Muhammed Peygambere, Ha- 
lifelerine ve biitiin mezheb biiyiiklerine hakaret olunma- 
sina vesile olacak. 

5- Islam memleketlerinde miimkin mertebe ihtilal, 
zulm ve anarsiyi te'min edecek. 

6- Hadislerde yapilmis oldugu gibi, ilave ve noksanhk- 
larla, tahrif edilmis bir Kur'an nesr etmeye calisacak' 21 . 

Sekreter, yukardaki alti maddelik plani soyledikden 
sonra: (Bu biiyiik program seni korkutmasin. Cunki va- 
zifemiz, islamiyyeti yok etme tohumunu atmakdir. Bu isi 
temamlayacak nesller gelecekdir. ingiliz hiikumeti, sabr 
etmeyi ve adim adim yiiriimeyi adet edinmisdir. Biiyiik 
ve bas dondiiriicii islam inkilabmi yapan Muhammed 
Peygamber de, sadece bir insan degil miydi? iste bizim 
Necdli Muhammed de, Peygamberi gibi, bu inkilablan- 



[1] Put, kendisine ibadet edilen, secde edilen, hersey yalniz kendisinden 
istenen seylere, heykellere denir. Milslimanlar, Ka'be icin secde et- 
mez. Ka'beye karsi olarak, Allahti tealaya secde ederler. Her nemaz- 
da, Ka'beye karsi secde etdikden sonra, (Fatiha) suresini okurlar. Bu 
surede, (Ey! Alemlerin yegane [bir] olan Rabbi! Biz yalniz sana ibadet 
ederiz. Herseyi yalniz senden isteriz) denilmekdedir. 

[2] Meshur ve mu'teber kitablardaki, hadis-i seriflerde ilave ve noksan 
var demek, biiyiik iftiradir. Binlerce hadis aliminin, hadis-i serifleri na- 
sil topladiklarmi ogrenen bir kimse, boyle cirkin yalan soyleyemez ve 
boyle yalanlara asla inanmaz. 

-74- 



mizi gerceklesdirmege soz verdi) dedi. 

Bir kac giin sonra, Nazir ve sekreterden izn aldim, aile 
ve dostlanma veda' etdim. Basraya dogru yola cikdim. 
Evden cikarken, kiiciik oglum: (Baba cabuk don!) dedi. 
Gozlerim yasardi. Teessiirlerimi hammimdan gizleyeme- 
dim. Yorucu bir seferden sonra, nihayet geceleyin Basra- 
ya vardim. Abdurnzanin evine gitdim, uyandirdim. Beni 
goriince, cok sevindi. Beni agirladi. O gece, orada kaldim. 
Sabahleyin bana (Necdli Muhammed bana ugradi ve sana 
bu mektubu birakarak gitdi) dedi. Mektubu acdim. Mem- 
leketi olan Necde gitdigini ve adresini yaziyordu. Ben de 
hemen oraya dogru yola cikdim. Son derece mesakkatli 
bir yolculukdan sonra, oraya vardim. Necdli Muhammedi 
evinde buldum. Fekat, cok za'iflemisdi. Kendisine hicbir 
sey soylemedim. Sonra, evlendigini duydum. 

Biz aramizda, benim onun kolesi oldugumu ve beni bir 
yere gonderdigini, simdi de avdet etdigimi, herkese soyle- 
mek icin anlasdik. Beni boyle bildirdi. 

Necdli Muhammedin yaninda iki sene kaldim. Da'veti- 
ni i'lan etmek icin bir program hazirladik. Nihayet, hicri 
1143 [m. 1730] senesinde, onun azmini kuwetlendirdim. 
O da, kendine yardimci topladikdan sonra, kapah ba'zi 
ciimlelerle da'vetini kendine cok yakin olanlara anlatdi. 
Sonra, da'vetini giinbegiin genisletdi. Onu diismanlann- 
dan korumak icin, etrafina muhafizlar koydum. Ve onla- 
ra istedikleri kadar mal ve para verdim. Necdli Muham- 
medin diismanlan tecaviiz etmek istedigi zeman, muhafiz- 
lann gayretlerini artdmyordum. Ve onlan ma'nen destek- 
liyordum. Da'veti yayildikca, muhalifleri cogahyordu. 
Kendisine fazla hticum yapildigi zeman, da'vetden vaz- 
gecmek istiyordu. Fekat, onu yalniz birakmiyor ve azmini 
kuvvetlendiriyordum. Ona, (Ey Muhammed, Peygamber 
senden daha fazla eziyyet gordii. Biliyorsun, bu seref yo- 
ludur. Her inkilabci gibi, biraz mesakkate tehammul et- 
melisin!) diyordum. 

-75- 



Biz daima diismanlann hiicumuna ugrayabilirdik. 
Onun muhaliflerine karsi, parayla aldigim casuslar koy- 
dum. Diismanlan ona bir zarar yapmak istediginde, onlar 
beni haberdar ediyor, ben de, zararlanni te'sirsiz hale ge- 
tiriyordum. Bir sefer, diismanlann onu oldiirmek istedik- 
leri haberini aldim. Hemen, onlann hazirladiklanna mani' 
olmak icin, gerekli tedbirleri aldim. insanlar, diismanlan- 
nin Muhammede boyle bir sey yapmak istediklerini du- 
yunca, onlardan nefret etmege basladilar. Boylece, kaz- 
diklan kuyuya kendileri diisdiiler. 

Necdli Muhammed, planin her alti maddesini icra ede- 
cegini bana va'd etdi ve (Simdilik, bunlardan ancak bir 
kismini yerine getirebilirim) dedi. Bu soziinde hakh idi. O 
zeman, hepsini yapmasi gayr-i miimkin idi. 

Ka'benin yikdinlmasini cok zor buluyordu. Aynca, 
onun bir put oldugunu aciklamakdan da vazgecdi. Tahrif 
edilmis bir Kur'an nesr etmegi de red etdi. Bu hususda, en 
cok Mekkedeki Seriflerden ve istanbuldaki hiikumetden 
korkuyordu. Bana, (Bu iki hususu acikladigimiz takdirde, 
kuvvetli bir ordunun hiicumuna ma'ruz kalacagiz) dedi. 
Onun ma'zeretini kabul etdim. Zira, dogru soyliiyordu. 
Sartlar miisaid degildi. 

Birkac sene sonra, miistemlekeler nezareti, Der'iyye 
emiri Muhammed bin Sii'udu da safimiza cekmege mu- 
vaffak oldu. Bana bunu haber vermek ve her iki Muham- 
medin arasinda muhabbet ve muaveneti te'sis etmek icin, 
bir haberci gonderdi. Mushmanlann kalblerini ve i'timad- 
lanni, dini yoldan te'min icin, Necdli bizim Muhammed- 
den, siyasi yoldan te'min icin de, Muhammed bin Sii'ud- 
dan istifade etdik. Tarih isbat etmisdir ki, dine istinad 
eden devletler daha uzun omurrii ve daha niifuzlu ve hey- 
betli olurlar. 

Boylece, devamh, kuvvetlendik. (Der'iyye) sehrini 
merkez yapdik. Din olarak da, yeni (VEHHABILIK) di- 
nini te'sis etdik. Nazirhk, yeni vehhabi hiikumeti gizlice 

-76- 



destekliyor ve takviye ediyordu. Yeni hiikumet, arabcayi 
ve col muharebesini cok iyi ogrenmis onbir ingiliz zabiti- 
ni, kole ismi altinda satin aldi. Planlan, bu subaylarla be- 
raber hazirhyorduk. Her iki Muhammed de, gosterdigi- 
miz yolda yiiriiyorlardi. Nazirhgin hususi bir emri olmadi- 
gi zeman, mevzu'lan biz karara baghyorduk. 

Hepimiz asiret kizlan ile evlendik. Musliman kadinin 
kocasina baglihgi cok hosumuza gitdi. Simdi, vaz'iyyet iyi 
gidiyor. 



Tenbfh: Bu kitabi dikkat ile okuyan, islamin en biiyiik 
diismanimn, ingilizler oldugunu anhyacak, simdi biitiin 
diinyadaki miislimanlara saldiran vehhabiligi, ingilizlerin 
kurdugunu ve onlan beslemekde oldugunu iyi ogrenecek- 
dir. Ilmi, akh ve vicdani olan ingilizler de, ingilizlerin bu 
aleak dusmanhklarindan nefret eder. 

Her memleketde bulunan mezhebsizlerin, vehhabiligi 
yaymaga cahsdiklanni isitiyoruz. Hatta, Hempherin i'tiraf- 
lannin, hayal mahsulii olarak baskalan tarafindan yazildi- 
gini soyliyenleri var. Fekat, bu sozlerine bir vesika goste- 
rememekdedirler. Vehhabilerin kitablanni okuyarak, on- 
lann ashni, ic yuziinii ogrenen biiyiik islam alimi Habib 
Alevi bin Ahmed Haddad, (Misbah-ul-enam) kitabinda, 
ingilizlere satilmis olan Muhammed bin Abdiilvehhabin 
Hempher ile beraber hazirladiklan, adi, aleak yazilanna 
vesikalarla cevab vermekdedir. 1216 [m. 1801] da yazilmis 
olan bu kitab, 1416 [m. 1995] da Hakikat Kitabevi tarafin- 
dan ofset ile basilarak biitiin islam memleketlerine gonde- 
rilmekdedir. ingilizler, ne kadar cahsirlarsa cahssinlar, ha- 
kiki musliman olan Ehl-i siinneti yok edemiyecekler, ken- 
dileri yok olacaklardir. Ciinki, Allahii teala, isra suresinin 
81. ci ayetinde, bozuk yolda olanlarm da zuhur edecekleri- 
ni, fekat hak yolda olanlarm karsisinda, bunlann maglub 
olarak, yok olacaklanni miijdelemekdedir. 



77 



Ikinci Kism 

INGiLiZLERiN ISLAM DUSMANLIGI 

Ingiliz casusunun, birinci kismda bildirilmis olan i'tiraf- 
lanni okuyanlar, ingilizlerin diinya miislimanlan icin ne- 
ler dusundiikleri hakkinda, ma'lumat sahibi olurlar. Asa- 
gida, Ingiliz Miistemlekeler nazirhginin [somiirgeler ba- 
kanhginin], casuslara verdigi emrlerin diinya miislimanla- 
n iizerinde nasil tatbik edildigini ve misyonerlerin fe'aliy- 
yetlerini kisaca bildirecegiz. 

Ingilizler, magrur ve kibrlidir. Onlar, kendi sahslanni 
ve vatanlanni ne kadar hurmete layik goriirse, diger in- 
sanlan ve memleketleri de, o derece asagi goriirler. 

Ingilizlere gore insanlar lie kisma aynhr: Birincisi, ingi- 
lizler olup, Allahin insan olarak yaratdigi en miikemmel 
mahlukun, kendileri oldugunu soylerler. ikincisi, beyaz 
renkli Avrupah ve Amerikahlardir. Bunlann da, hurmete 
layik olabileceklerini kabul ediyorlar. Uciincii kism ise, 
birinci ve ikinci kismin haricinde kalan insanlardir. Bun- 
lar, insan ile hayvan arasinda bir mahlukdur. Bunlar, hur- 
mete layik olmadiklan gibi, hiirriyyet, istiklal ve vatan 
bunlar icin degildir. Bunlar, bilhassa ingilizler tarafindan 
idare edilmek icin yaratilmislardir. 

ingilizler, bu gozle bakdiklan miistemlekelerdeki yerli 
ehali ile birlikde yasamazlar. Miistemlekelerinin her ye- 
rinde, ingilizlere mahsus kuliipler, gazinolar, lokantalar, 
hamamlar, hatta magazalar vardir. Yerli ehali buralara gi- 
remez. 

20. nci asr baslannda Hindistana yapmis oldugu sefer- 
leri ile meshur, Fransiz muharrir Marcelle Perneau (Hin- 
distan seyahati notlan)nda diyor ki: 

(Avrupada sohret bulmus, hatta ba'zi iiniversitelerce 

-78- 



kendisine profesorliik iinvani verilmis olan bir Hind ali- 
mine, Hindistandaki bir ingiliz kuliibiinde bulusmak iize- 
re soz vermisdim. Hindli gelmis, fekat ingilizler, sohretini 
bile hice sayarak onu iceri birakmamislar. Bundan haber- 
dar olunca, israrim iizerine Hindli ile kuliibde goriisebil- 
dim.) 

ingilizler, kendilerinden olmiyanlara hayvanlara bile 
layik olmayan muameleler yapmislardir. 

En biiyiik miistemlekeleri olup, senelerce vahsice, sa- 
distce zulm etdikleri Hindistamn Amritsar sehrinde [m. 
1919] bir gun ayin sebebi ile toplanan hindular, bisikleti 
ile gezen bir ingiliz kadin misyonerine hurmet etmezler. 
Misyoner, ingiliz general Dyere sikayetde bulunur. Gene- 
ral derhal askerlerine emr vererek, ma'bedde ayinle mes- 
gul halkin iizerine ates acdirir ve on dakikada yediyiiz ki- 
si oliir. Binden ziyade kisi de yaralanarak yerlere serilir. 
General bununla da iktifa etmiyerek, ehaliyi iic giin elleri 
ve ayaklan iizerinde hayvan gibi yiiriitiir. Mes'ele Lond- 
raya sikayet edilir. Hiikumet tahkikat yapilmasim emr 
eder. 

Tahkikat icin Hindistana gelen miifettis, generale mii- 
dafe'asiz halka ates acdirmasmm sebebini sorunca, gene- 
ral, (Buranin kumandani benim. Buradaki askeri bir ic- 
ra'ati ben takdir ederim. Oyle liizum gordiim ve emr et- 
dim.) cevabim verince, miifettis, (Pekala, ehalinin yiiz iis- 
tii siiriinmesini emr etmenizin sebebi nedir?) diye sorar. 
General, (Hindlilerden bir kismi tannlan karsisinda yiiz 
iistii siiriiniiyorlar. Bunlara, bir ingiliz kadinin bir Hindu 
tannsi kadar mukaddes oldugunu ve onun karsisinda da 
hakaret degil, siiriinmeleri icab etdigini anlatmak iste- 
dim) der. Miifettis, halkin, ahs veris icin disan cikmak 
mecburiyyetinde oldugunu soyleyince, general, (Bunlar 
insan olsalardi, sokakda yiiziistii siiriinmezlerdi. Ciinki, 
bunlann evleri birbirine bitisik ve damlan diizdiir. Dam- 
lar iizerinde insan gibi yiiriirlerdi) cevabim verir. Gene- 
ralin bu sozleri ingiliz basmmda nesr edilince, general 

-79- 



kahraman i'lan edilir. [Dyer, Reginald Edward Harry 
1281 [m. 1864] de dogdu, 1346 [m. 1927] de Ingilterede 61- 
dii. Diinya tarihine (13 Nisan 1919 da Amritsar sehrinde 
Ingiliz zulmiine karsi meydana gelen olaylan, sehri kan 
goliine cevirerek basdiran meshur ingiliz general) diye 
gecdi. Hindistamn her yerinde ingilizler aleyhine biiyiik 
gosteriler yapilmasi iizerine vazifeden ahnarak, emekliye 
sevk edildi. Fekat, ingiliz Lordlar kamarasi Dyerin yap- 
diklarim medh-u sena ile karsilayarak, ona yardim yapil- 
masini kararlasdirdi. ingiliz lordlannin, kontlannin diger 
milletlere nasil bir gozle bakdiklan burada da acikca go- 
riilmekdedir.] 

ingilizlerin, halki beyaz renkli ve aslen Avrupah olan 
miistemlekelerini idare sekli ile, halki beyaz renkli olmi- 
yan ve yerli ehalinin bulundugu miistemlekelerini idare 
sekli birbirinden farkhdir. Birincileri, imtiyazh, hatta kis- 
mi muhtariyete sahibdirler. ikincileri ise, zulm altinda in- 
lemekdedirler. (Dominyon) ismini verdikleri birinci kism 
miistemlekeler, ic islerinde muhtar, dis islerinde ise ingil- 
tereye baghdirlar. Bu miistemlekelere misal olarak, Ka- 
nada, Avustralya, Yeni Zelanda... v.s. gosterilebilir. 

Miistemleke isleri iki nezarete tevdi edilmisdir. Bunlar, 
Miistemlekeler nezareti ve Hindistan nezaretidir. Miis- 
temlekeler nezaretinin basinda, (Secretary of state for the 
Colonial department) (ingiliz miistemlekeler nazin) iin- 
vanini tasiyan kimse bulunur. Bu nazinn iki miistesan ve 
dort muavini vardir. Miistesann biri avam kamarasindan 
olur. Diger miistesar ve muavinleri devamhdir. iktidann 
degismesi ile bunlar degismezler. Bu dort muavinden biri, 
Kanada, Avustralya ve ba'zi adalar ile, ikincisi, Cenubi 
Afrika ile, iicunciisii, sarki ve garbi Afrika ile, dordiincii- 
sii ise Hindistan ile mesgul olur. 

islam diismanhgi, zulm, istibdat, hile ve hiyanet iizeri- 
ne kurulan ingiliz imperatorlugu, kendisine (iizerinde 
giines batmayan devlet) iinvanmi vermisdi. Kanada, Gii- 
ney Afrika, Yeni Zelanda, Fiji, Pasifik adalan, Papua, 

-80- 



Tonga, Avustralya, ingiliz Belucistam, Birmanya, Aden, 
Somali, Borneo, Brunei, Sarawak, Hindistan, Pakistan, 
Benglades, Malezya, Endonezya, Hong-Kong, Cinin bir 
kismi, Kibns, Malta, 1300 [m. 1882] de Misr, Sudan, Nijer, 
Nijerya, Kenya, Uganda, Zimbabwe, Zambia, Malawi, 
Bahama, Greneda, Guyana, Botswana, Gambia, Gana, Si- 
erra Leone, Tanzanya, Singapur gibi devletler ingilizlerin 
hegemonyasi icine ahndi. Bu diinya devletleri, hem dinle- 
rini, dillerini, orf ve adetlerini gayb etdiler. Hem de yeral- 
ti ve yeriistii zenginlikleri ingilizler tarafindan somuriildii. 

19. cu yiizyildaki isti'lalan sonunda, diinya topraklan- 
nin yaklasik dortde birine, diinya niifusunun da, dortde 
birinden ziyadesine sahib ve malik oldu. 

Ingiliz mustemlekelerinin en miihimi, sertaci, Hindis- 
tan idi. Ingilizlere cihan hakimiyetini te'min eden, onun, 
iicyiiz milyondan ziyade niifusu [Bugiin 700 milyondan zi- 
yadedir.] ve nihayetsiz tabi'i servetleridir. Sadece birinci 
cihan harbinde, Ingiltere bu miistemlekeden, birbucuk 
milyon asker ve bir milyar rupye nakdi para almisdir. 
Bunlann cogunu Osmanh devletini parcalamak icin kul- 
lanmisdir. Sulh zemamnda ise, ingilterenin muazzam sa- 
nayi'ini yasatan, ingiliz iktisadim [ekonomisini] ve mali- 
yesini takviye eden Hindistandir. Hindistamn diger miis- 
temlekelere nazaran cok ehemmiyyetli olmasimn iki se- 
bebi vardir. Birincisi, diinyayi somiirmelerine en biiyiik 
mani' olarak gordiikleri islamiyyetin Hindistanda yayil- 
masi ve burada miislimanlarin hakim olmasidir. ikincisi, 
Hindistamn tabi'i zenginlikleridir. 

Hindistam muhafaza edebilmek igin, Hindistan yolu 
iizerinde bulunan biitiin islam iilkelerine saldirmis, fitne 
ve fesad tohumlan ekerek, kardesi kardese kirdirmis ve 
bu iilkelere hakim olarak, biitiin tabi'i zenginliklerini ve 
milli servetlerini hep kendi memleketine tasimisdir. 

Osmanh imperatorlugundaki hareketleri titizlikle 
ta'kib etmek ve cesidli siyasi oyunlarla Osmanhlan Rus- 

— 81 — Ingiliz CasMMiiuin I'tiraflan - F:6 



larla harbe sokarak, Hindistana yardim elini uzatamiya- 
cak hale getirip, parcalamak ve yok edip, isgal etmek, ha- 
in Ingiliz siyasetinin esasi idi. 

Hindistana ilk ayak basan Avrupahlar Portekizlilerdir. 
904 [m. 1498] senesinde Hindistanin Malabar sahilindeki 
Kalkiita sehrine gelen Portekizliler, ticaret ile ugrasmis ve 
Hindistan ticaretini ellerine gecirmislerdi. Daha sonra, 
Hollandahlar Hindistan ticaretini Portekizlilerden almis- 
lardir. Hollandahlardan da Fransizlar almislar, fekat kar- 
silanna ingilizler cikmisdir. 

Hindistandaki islam alimlerinin biiyiiklerinden allame 
Muhammed Fadl-i Hak Hayrabadinin (Es-Sevret-iil-Hin- 
diyye) ya'ni (Hindistan ihtilali) kitabi ve bunun (El-yeva- 
kit-iil-mihriyye) hasiyesinde de zikr olundugu iizere, ingi- 
lizler ilk olarak 1008 [m. 1600] senesinde, Hindistanin 
Kalkiita sehrinde ticarethaneler acmak icin Ekber Sahdan 
izn aldilar. 

Ekber Sah, bozuk i'tikadli bir kimse idi. Biitun dinleri 
aym derecede tutardi. Hatta, muhtelif dinlere mensub 
alimleri topliyarak, bu dinlerin kansimi, umuma samil ve 
mxisterek bir din kurmaya cahsdi. (Dfn-i ilahf) ismini ver- 
digi bu dini 990 [m. 1582] de resmen i'lan etdi. Bu tarihden 
oliimiine kadar, bxitiin Hindistanda bilhassa serayda, islam 
alimlerine i'tibar azalmis ve Ekber Sahin dinine temayiil 
edenler bastaci yapilmisdir. iste boyle bir zemanda, ingi- 
lizler Hindistana girdiler. Birinci Sah-i Alem Muhammed 
Behadir Sah bin Alemgir zemamnda Kalkiitada arazi sa- 
tin aldilar' 11 . Bunlan muhafaza icin asker getirdiler. 1126 
[m. 1714] da Sultan Ferruh Sir Sahi tedavi etdikleri icin, bii- 
tiin Hindistanda toprak satin almalanna izn verildi. Miis- 
liman Hind hiikumdarlarinin ismlerini paralardan kaldir- 
dilar. 1253 [m. 1837] de ikinci Behadir Sah hiikiimdar ol- 
du. ingilizlerin yapdiklan zulmlere dayanamayarak, 1274 
[m. 1857] de, ingilizlere karsi askerlerin ve halkin tesviki 



[1] Birinci Sah-i alem bin Alemgir 1124 [m. 1712] de vefat etdi. 

-82- 



ile biiyiik bir ayaklanma baslatdi. Boylece ismine para bas- 
dirmaga ve hutbe okutmaga muvaffak oldu ise de, buna 
karsi Ingilizlerin tepkisi ve zulmii cok siddetli oldu. ingiliz 
askerleri Delhi sehrine girince, evleri, diikkanlan basip, 
mallari, paralan yagmaladilar. Gene, ihtiyar, kadin erkek 
demeden biitiin miishmanlari, hatta cocuklan kilincdan ge- 
cirdiler. icecek su bile bulunamaz oldu. 

[TENBIH: Adem aleyhisselamdan bugiine kadar, her 
zeman, her yerde, kotii insanlar iyilere saldirmislardir. Al- 
lahii teala herseyi sebebler ile yaratmakdadir. Kotiilerin 
cezasim da, kotii insanlar vasitasi ile vermekdedir. isken- 
ce edenlere diinyada da cezalanni vermekdedir. Kotiilerin 
yam sira, iyiler de azab gormekdedir. Bunlann ve harbde 
olenlerin ve kazada olen miislimanlarin hepsi sehiddir. 
Diinyada azab ceken iyi, sucsuz miislimanlara ahiretde bol 
ni'metler verilecekdir. Ahiretde ni'mete kavusmak igin, 
iman sahibi olmak lazim oldugu din kitablannda yazihdir. 
Bu kitablar diinyamn her yerinde cok vardir. Bu kitablan 
okuyup da inanmiyana kafir denir. islamiyyeti isitmiyen 
kafir olmaz. isitince (La ilahe illallah Muhammediin Re- 
sulullah) diyen ve buna inanan miisliman olur. Bunun 
ma 'nasi, (Herseyi yaratan bir Allah vardir ve Muhammed 
aleyhisselam Onun Resuliidiir)dir. Miisliman olan, Onun 
son Peygamberine tabi' olur. Bircok yerde, kafirler, zalim- 
ler, sucsuz miislimanlan, kadinlan, cocuklan oldiirmiisler- 
dir. Oldiiriilen mushmanlar, sehid olur. Oldiiriiliirken, ya- 
pilan iskencelerin acisini duymaz. Oliirken, kabrde verile- 
cek olan Cennet ni'metlerini gorerek cok sevinir. Sehidler 
oliirken hie aci duymaz. Sevinir ve cok nes'elenir. Cennet 
ni'metlerine kavusur. Hadis-i serifde, (Miislimanlarin 
kabri Cennet bagcelerindendir) buyuruldu.] 

Ikinci Behadir Sahin komutanlanndan Baht han, Sul- 
tani ordu ile birlikde cekilmeye razi etdi ise de, ingilizle- 
rin goziine girmek isteyen, Mirza ilahi Bahs ismli baska 
bir komutan, Behadir Saha, ordudan aynhp teslim olursa, 
Ingilizleri sucsuz olduguna, inandirabilecegini ve ingiliz- 
ler tarafindan afv edilecegini soyleyerek, Behadir Sahi al- 

-83- 



datdi. Boylece Behadir Sah geri cekilen ordunun ana kis- 
mindan aynlarak Delhinin icindeki Kal'a-i Mualladan 10 
kilometre uzakdaki Humayiin Sahin tiirbesine sigmdi. 

Ahlaksizhgi ve beceriksizligi ile meshur ve o sirada in- 
giliz ordusunda istihbarat subayhgi yapan meshur papaz 
Hudson, bunu Receb All adindaki bir hainden ogrenerek, 
durumu ordu kumandam general Wilsona bildirdi. Yaka- 
lamak icin yardim istedi. Wilsonun verebilecegi parah as- 
keri olmadigini bildirmesi iizerine, Hudson, kendisinin bu 
isi bir kac kisi ile yapmasim teklif ederek, sultamn teslim 
olmasi icin canina ve ailesine dokunulmiyacagi te'minati- 
nin verilmesi gerekdigini bildirdi. Wilson bu teklifi once 
kabul etmediyse de, sonradan kabul etdi. Bundan sonra 
90 kisi ile Hiimayun Sahin tiirbesine giden Hudson, Sulta- 
na, ogullanna ve hammina dokunulmayacagina dair 
te'minat verdi. Bu papaza aldanan Behadir $ah teslim ol- 
du. Hudson, daha sonra sultamn iki oglunu ve bir torunu- 
nu yakalamaga cahsdi. Fekat, Sultamn iki oglunun ve to- 
rununun kalabahk muhafizlan oldugu icin, yakalayamadi. 
General Wilsondan, bunlara da canlanna dokunulmiya- 
cagina dair te'minat aldi. Hain Hudson, Sultamn iki oglu- 
na ve torununa cesidli vasitalarla haber gondererek, ken- 
dilerine bir zarar gelmeyecegine dair te'minat verdi. Bun- 
lar da, papazin yalanlanna aldanarak teslim oldular. Hud- 
son, Ingiliz siyaseti ve hilesi ile kandirdigi, sultamn iki og- 
lu ve torununu ele gecirince, hemen zincire vurdu. 

Sahin iki oglu ve bir torununu elleri bagh olarak Delhi- 
ye getirirken yolda, Hudson gene sehzadeleri soydurup, 
bizatihi kendisi gogiislerine kursun sikarak sehid etdi. 
Kanlanndan icdi. Bu gene sehidlerin cesedlerini, halki 
korkutmak icin kal'a kapisina asdirdi. Bir giin sonra bas- 
lanni, ingiliz genel valisi Henri Bernarda gonderdi. Son- 
ra, sehidlerin etinden corba yaparak saha ve hammina 
gonderdi. Cok ac olduklanndan hemen agizlanna aldilar. 
Fekat, ne eti oldugunu bilmedikleri halde, cigneyemedi- 
ler, yutamadilar. Kusdular, corba tabaklanni yere birakdi- 
lar. Hudson Mini, (Nicin yemediniz? Cok giizel corbadir. 
Ogullannizin etinden yapdirdim) dedi. 

-84- 



1275 [m. 1858] senesinde, tahtmdan zorla indirilen ikin- 
ci Behadir Sah, ayaklanmaya ve Avrupalilann olduriilme- 
sine sebeb olmak suclanndan muhakeme edildi. 29 Mart- 
da omxir boyu hapse mahkum edildi ve Hind-i Cine [Ran- 
gona] siirgiine gonderildi. 1279 [m. 1862] senesi Kasim 
ayinda, vatamndan uzak bir iilkede, Giirgani islam impe- 
ratorlugunun son sultani Behadir Sah, zindanda hayata 
gozlerini yumdu. Allame Fadl-i Hak da, 1278 [m. 1861] de, 
Andaman adalanndaki bir zindanda ingilizler tarafindan 
sehid edildi. 

ingilizler 1294 [m. 1877] de, Osmanh-Rus harbi sirasin- 
da, Hindistam, ingiltere kralhgina bagh bir devlet i'lan et- 
diler. Meshur iskoc mason locasina kaydh Midhat Pasa- 
nin Osmanh devletini harbe sokmasi, islamiyyete yapdigi 
zararlann en biiyiigii oldu. Sultan Abdiil'aziz Hani sehid 
etdirmesi de, ingilizlere yaradi. 

ingilizler, kendi yetisdirdikleri adamlan Osmanh dev- 
letinde kiymetli mevki'lere getirmislerdi. Bu devlet adam- 
lan, ismi Osmanh, fikri ve zikri ingiliz idiler. Bunlann en 
meshurlanndan Mustafa Resid Pasa son sadrazamhginda, 
alti giinliik sadrazam iken, 28.10.1857 de ingilizlerin Hin- 
distan mtislimanlarina yapdigi biiyiik Delhi katliamini 
tebrik etdi. Daha once de, Hindistandaki ingiliz zulmiine 
karsi ayaklanan mushmanlan basdirmak icin, ingiltere- 
den gelen yardimin Misrdan gecirilmesi icin Osmanhlar- 
dan izn istediler. Bu izn de, yine masonlar vasitasi ile ve- 
rildi. 

Hindistanda ingilizler yeni mektebler acmadiklan gi- 
bi, islam dininin temeli ve en bariz vasfi olan biitiin med- 
rese ve sibyan mekteblerini de kapatmislar, halka liderlik 
yapabilecek biitiin alimleri ve din adamlarmi sehid etmis- 
lerdir. Hatta, talebeleri bile katl etmislerdir. Burada 1391 
[m. 1971] senesinde Hind ve Pakistani ziyaret eden bir 
ahbabimizin anlatdigi kiiciik bir hatirayi nakl etmeyi uy- 
gun goriiyoruz. 

Hindistanda, Serhend sehrindeki imam-i Rabbani- 

-85- 



nin ve diger evliyamn "kaddesallahii sirreh" kabr-i serif- 
lerini ziyaretden sonra Panipiit sehrine, oradan da Delhi- 
ye gitdim. Panipiitiin en biiyiik cami'inde Cum'a nemazi- 
m eda etdikden sonra, imam bizi miisafir edip, evine go- 
tiirdii. Yolda kahn bir zincirle halkalanndan kilitlenmis 
gayet biiyiik bir kapi gordiim. Uzerindeki kitabeyi oku- 
yunca, buranin bir siibyan mektebi [ilkokul] oldugunu an- 
ladim ve imam efendiye, bu kapinin nicin kilitli oldugunu 
sordum. imam efendi, 1367 [m. 1947] den beri kapalidir. 
Ingilizler hindulan kiskirtarak Panipiitdeki biitiin miisli- 
manlari, kadin-erkek, ihtiyar-cocuk demeden katl etdirdi- 
ler. Bu mekteb, o giinden beri kapalidir. Bu zincir ve kilit 
bize, Ingiliz zulmiinii hatirlatir. Bizler buraya sonradan 
muhacir olarak gelip yerlesdik, dedi. 

ingilizler, hakim olduklan biitiin islam memleketlerin- 
de yapdiklan gibi, islam alimlerini, islam kitablanni, is- 
lam mekteblerini yok etdiler. Tarn din cahili bir genclik 
yetisdirdiler. 1834 de Kalkiitaya gelen meshur ingiliz Lord 
Macauley, farisi ve arabi her diirlii kitabin basilmasim ve 
yayilmasini, hatta baskisina baslamlmis olanlann bile bas- 
kisinin durdurularak yasaklanmasim emr etmis ve ingiliz- 
ler tarafindan biiyiik destek gormiisdiir. Bu zulmleri de, 
miislimanlann hakim oldugu yerlerde, bilhassa Bengalde 
titizlikle tatbik edilmisdir. 

ingilizler, Hindistanda islam medreselerini kapatirken, 
sekiz adedi kizlara mahsus olmak iizere, yiizaltmisbes ko- 
lej acmislardir. Bu kolejlerde yetisdirdikleri talebeleri, ba- 
balannin dinlerine ve ecdadlanna diisman etmisler, be- 
yinlerini yikamislardir. Hindistanda zulm ve vahset yapan 
ingiliz ordusunun iicde ikisini, bu seklde beyinleri yikan- 
mis, kendi milletine diisman edilmis, hiristiyanlasdinlmis 
veya para ile satin ahnmis yerli ehali teskil ediyordu. 

1249 [m. 1833] kanunlan, misyonerlik fe'aliyyetlerinin 
gelismesini saglamis ve protestan dini teskilati Hindistan- 
da kuvvetlenmisdi. Misyonerlik fe'aliyyetleri yayilmadan 
ve Hindistan tarn olarak ingiliz hakimiyyetine gecmeden 

-86- 



evvel, Ingilizler miislimanlann imanlarina saygih davran- 
mis, bayramlarda toplar atdirmis, cami' ve mescidlerin 
ta'mirine yardimci olmus, hatta cami', tekke, tiirbe ve 
medreselere aid islam vakflannda vazife almislardi. 1833 
ve 1838 de ingiltereden gelen emrlerle ingilizlerin bu fe'a- 
liyyetleri yasaklanmisdir. ingilizlerin islam dfnine hiicum- 
lannda tatbik etdikleri siyasetin, evvela dost goriinerek, 
yardim ederek, muslimanlan sevdiklerini, islamiyyete hiz- 
met etdiklerini, her memleketde yayip, diinya musliman- 
lanni aldatmak, buna muvaffak oldukdan sonra, islamiy- 
yetin esaslarim, kitablanni, mekteblerini, alimlerini, ya- 
vasca ve sinsice yok etmek oldugunu, bu fe'aliyyetleri 
acikca gostermekdedir. Bu iki yiizlii siyasetleri ile, miisli- 
manlara en biiyiik diismanhgi yapmakda, islamiyyetin ko- 
kiinii kurutmakdadirlar. Daha sonra, ingilizceyi resmi li- 
san olarak kabul etmek ve hiristiyanlasdinlmis yerli genc- 
ler yetisdirmek gayretleri artdi. Bu maksadlarla temamen 
misyonerlerin kontroliinde olan mektebler acildi. Hatta, 
Ingiliz basvekili Lord Palmerston ve pek cok ingiliz lord- 
lan, Hindistan halkimn hiristiyanhk ni'metlerinden faide- 
lenmeleri icin Allahin Hindistam, ingilizlere verdigini 
soylediler. 

Lord Macauley, Hindistanda kan ve renk bakimindan 
Hindli, fekat zevk, diisiince, inane, ahlak ve zeka bakimin- 
dan Ingiliz, bir cem'iyyet yetisdirilmesi icin cok cahsdi ve 
desteklendi. Boylece misyonerler tarafindan acilan mek- 
tebler de, ingiliz dil ve edebiyyati ve hiristiyanhk ogretil- 
mesine ehemmiyyet verildi. Fen bilgilerine (matematik, 
fizik, kimya, v.s.) hie ehemmiyyet verilmedi. Boylece ingi- 
lizce lisamndan ve edebiyyatindan baska hie bir sey bilme- 
yen hiristiyanlasdinlmis kimseler yetisdirildi. Bunlar 
me'mur olarak istihdam edildi. 

Miisliman iken dinden pikan miirted oldugu icin ve 
Hindularca, dinlerinden donen dinsiz kabul edildigi icin, 
hiristiyanlasdinlan yerli gencler, ailelerinin mirasmdan 
bir hak alamiyorlardi. Misyonerler buna mani' olmak 

-87- 



icin, 1832 de Bengal icin, 1850 de de, umum Hindistan 
icin, bir kanun cikararak, hiristiyan olan yerli miirted ve 
dinsizlerin mirasdan pay almasini te'min etdiler. Onun 
icin Hindliler, Hindistandaki ingiliz mekteblerine, (Seyta- 
nf Defter) ismini vermislerdir. [Hindistanda ve Osmanh- 
larda resmi daire ve kuruluslara (Defter) denilmekdedir.] 
1344 [m. 1925] senesinde Hindistam ziyaret eden Fransiz 
muharrir Marcelle Perneau nesr etdigi kitabinda diyor ki: 
(Hindistamn birinci sehri olan Kalkiitadaki sefalet hak- 
kinda, Paris ve Londramn civanndaki batakhane mahalle- 
leri asla bir fikr veremez. Kuliibelerde insan ve hayvanlar 
birbirine kansmis, cocuklar aghyor, hastalar inliyor. Onla- 
nn yaninda ispirto ve esrar icmekden bitab kalmis insan- 
lann, olii gibi yerlerde yatdigini goriirsiiniiz. insan bu ka- 
dar ac, sefil, za'if ve bitab viicudlan seyr ederken, ister is- 
temez bunlann ne is yapabileceklerini kendi kendine so- 
ruyor. 

Fabrikalara dogru kosan bunca insana, fabrikalar ka- 
zanclannin ne kadanni tediye ediyor? ihtiyac, mesakkat, 
sari hastahklar, icki ve esrar, za'if, mukavemetsiz ehaliyi 
kinyor, yok ediyor. Diinyanin hie bir yerinde, insan haya- 
tina karsi olan ilgisizlik, burada oldugu kadar hayasizca 
olmamisdir. Hie bir zahmet, hie bir is, agir ve gayr-i sihhi 
kabul edilmemekdedir. isci olecekmis ne zaran var? Ya- 
nn yerine derhal digeri gecer. ingilizlerin burada diisiin- 
diikleri yegane sey, istihsali cogaltmak ve cok para kazan- 
makdir.) 

A.B.D. eski hariciyye naziri Williams Jennings Bryan, 
Ingiliz hukumetinin Rusyadan daha zalim ve daha asa- 
gi oldugunu delilleriyle zikr etmekde ve (Hindistanda 
Ingiliz Hakimiyyeti) kitabmm sonunda, (Hindistan eha- 
lisinden, hayatda olanlara refah ve se'adet bahs etdigini 
iddia eden ingilizler, milyonlarca Hindliyi mezara gon- 
dermislerdir. Mahkemeler ve inzibat kuvvetleri te'sis et- 
diklerini her yerde soyleyen bu millet, resmi bir yagma- 
cihkla Hindistam ta iliklerine kadar soymusdur. Soy- 

-88- 



mak kelimesi biraz agir ise de, ingiliz idaresinin mel'ane- 
tini baska diirlii izah etmek miimkin degildir. 

Hiristiyanhk iddia eden ingiliz kavminin vicdani, esa- 
ret zinciri altinda inleyen Hind muslimanlarimn istimdad 
nidalanni duymak istemiyor.) 

Mister Hodberk Keombtun (Hindlinin Hayati) kita- 
binda soyle demekdedir: (Efendileri [ingilizler] Hindliye 
zulm eder, o ise her seyi yok oluncaya, oliinceye kadar ca- 
hsmaga, ona hizmete devam eder.) Bu sozler, insafli hiris- 
tiyanlann, ingiliz vahsetini bildiren yazilanndan birkaci- 
dir. 

ingilizlerin diger miistemlekelerinde cahsdinlan Hind- 
li miisliman iscilerin vaziyyeti, daha da beterdi. 1834 sene- 
sinde ingiliz sanayicileri, Afrika yerlileri yerine Hind isci- 
si kullanmaga basladilar. Hindistandan Giiney Afrika 
miistemlekelerine binlerce miisliman nakl ediliyordu. 
(Kuli) ismi verilen bu iscilerin vaziyyeti, kolelerin vaziy- 
yetinden daha fena idi. Bunlar (indentured Labour) (Soz- 
lesmeli is) denilen bir iisule tabi' tutulur. Buna gore, (ku- 
li) bes sene miiddet ile te'ahhut altina girmekde idi. Bu ze- 
man icerisinde kuli, isini terk edemez, evlenemez, gece 
giindiiz kirbac altinda cahsmak mecburiyyetindedir. Ayn- 
ca senelik, iic ingiliz altini da vergi vermekle miikellefdir. 
(Bunlar (Labour in India), (Post-Lecturer in the Univer- 
sity of New-York)un yazilan ile biitiin diinyaya i'lan edil- 
mekdedir.) 

Meshur Gandi, tahsilini ingilterede yaparak, Hindis- 
tana donmiisdur. Hiristiyanlasdinlmis bir Hindlinin, hat- 
ta Porbandar sehrinin bas papazinin ogludur. 1311 [m. 
1893] de, Hindistandaki bir ingiliz sirketi, onu Giiney Af- 
rikaya gonderdi. Oradaki Hindlilerin ne kadar agir sart- 
lar altinda cahsdiklarmi, ne kadar fena muamele gordiik- 
lerini miisahede edince, ingilizlerle miicadeleye basladi. 
ingilizler tarafindan yetisdirilmis, hatta hiristiyanlasdi- 
nlmis bir kimsenin oglu oldugu halde, ingiliz zulmiine, 

-89- 



vahsetine dayanamadi. ilk sohretine de, burada kavus- 
musdu. 

Ingilizlerin biitiin islam aleminde ta'kib etdikleri siya- 
setin temeli ve ash su iic kelimedir. (Parcala, hakim ol ve 
dinlerini imha et.) 

Bu siyasetin icab etdirdigi hie bir seyi yapmakdan ce- 
kinmemislerdir. 

Hindistanda da ilk isleri, kendilerine hizmet edecek 
kimseler bulmak oldu. Bu kimseleri kullanmak sureti ile 
fitne atesini yavas yavas yakdilar. Bunun icin, muslimanla- 
nn hakimiyyetinde yasayan hindulan kullandilar. Miisli- 
manlann adaleti altinda yasayan hindulara, Hindistamn 
hakiki sahiblerinin hindular oldugunu, mxislimanlann hin- 
du tannlanni kurban etdigini, buna mani' olmak lazim gel- 
digini telkin etdiler. Hindulan kendi saflanna gecirdiler. 
Onlardan parah askerler istihdam etdiler. Boylece, Kralice 
Elizabetin emr etdigi ordu kurmak isi tesekkiil ederken, 
hindu cehaleti ile ingiliz islam diismanhgi ve para hirsi da 
birlesdirilmis oluyordu. Miisliman valilerle hindu mihrace- 
lerin aralan acilarak harbler cikanldi. Miislimanlar iceri- 
sinde za'if i'tikadh kimseler satin ahndi. 

Kendisi bir kac kerre kral naibi ve (Hindistan teskilati) 
a'zasi olan meshur ingiliz Sir John Strachey mushman- 
hindu diismanhgi hususunda diyor ki: (Hakim olmak ve 
tefrika sokmak icin, yapilacak her sey, hukumetimizin si- 
yasetine uygundur. Hindistandaki siyasetimizin en biiyiik 
yardimcisi, burada yan yana iki diismanin bulunmasidir). 
Bu diismanhgi biiyiiten ingilizler, 1164 [m. 1750] senesin- 
den 1287 [m. 1870] senesine kadar, devamh hindulan des- 
teklediler ve onlarla beraber biiyiik miisliman katl-i amla- 
n yapdilar. 

1858 senesinde baslayan miisliman hindu carpismala- 
n biiyiiyerek devam etdi. Hindulan miislimanlarm iizeri- 
ne saldirtir, sonra da oturur nes'e ile seyr ederlerdi. 1990 
senesinde de, sirplan Bosnada miislimanlar iizerine sal- 

-90- 



dirtdilar. Sokaklarda musliman cocuklarm, kizlann, kan- 
lan akarken, ingilizler nes'e ile, kahkaha ile seyr ediyor- 
lar. Hindistanda hie bir sene gecmemisdir ki, inek kurban 
etmek sebebi ile kanh olaylar ve yiizlerce, binlerce miisli- 
manin oldiigii fitneler zuhur etmis olmasin. Bu fitneyi ko- 
riiklemek icin, miislimanlar arasinda bir tarafdan inek 
kesmenin 7 tane koyun kesmekden daha efdal oldugunu 
yaydilar. Diger tarafdan da, hindular arasina, inek tanrila- 
nni oliimden kurtarmamn cok sevab oldugunu yaydilar. 
Bu fitneleri Hindistandan cekildikden sonra da devam et- 
misdir. Buna misal olarak bas vekil Musaddik zemamnda, 
Iranda nesr edilen (ittila'at) mecmu'asinda okudugumuz 
bir hadiseyi zikr edelim: 

(Bir kurban bayrami giinii, sankh, sakalh, ciibbeli iki 
musliman, kurban etmek icin bir inek ahrlar. Hindu ma- 
hallesinden gecerlerken, bir hindu onlerine cikarak, inegi 
ne yapacaklanni sorar. Kurban edeceklerini soylerler. 
Hindu, (Ey ehali! Yetisin tannmizi kurban edecekler) di- 
ye bagirir. Miislimanlar da, (Ey miislimanlar, yetisin kur- 
bammizi elimizden ahyorlar) diye feryad eder. Hindularla 
miislimanlar toplamrlar. Sopalarla, bicaklarla birbirlerine 
saldinrlar. Yiizlerce musliman katl edilir. Fekat, inegi hin- 
du mahallesinden geciren iki kisinin, ingiliz sefaretine gir- 
dikleri goriiliir. Bu hal gosteriyor ki, bu fitneyi cikaranlar 
Ingilizlerdir. Bunlan yazan muharrir daha sonra, biz sizle- 
rin bir kurban bayramini miislimanlara nasil zehr etdigini- 
zi iyi biliyoruz demekdedir.) Boyle sayisiz fitneler ve zulm- 
ler ile, miislimanlan imha etmege cahsdilar. 

Hindulann, kendilerine karsi yavas yavas bas kaldir- 
diklarim goriince, 1287 [m. 1870] den sonra da, miisliman- 
lan hindulara karsi desteklemege basladilar. 

Kihc ile cihadin farz olmadigini soyleyen, islamiyye- 
tin haram kildigi seylere halal diyen, dmi ve imam degis- 
dirmege cahsan, musliman ismini tasiyan, Ehl-i siinnet 
diismanlan yetisdi. Sir Seyyid Ahmed, Gulam Ahmed 
Kadiyani, Abdullah Gaznevi, isma'il-i Dehlevi, Nezir 

-91- 



Hiiseyn Dehlevi, Siddik Hasan han Pehupali, Resid Ah- 
med Kenkiihi, Vahid-iizzeman Haydar abadi, Esref-Ali 
Tehanevi ve sah Abdul'azizin torunu Muhammed ishak 
bunlardandir. Bunlan destekleyerek, yeni yeni bozuk fir- 
kalann zuhurunu sagladilar. Miislimanlann bu firkalara 
uymalan icin cahsdilar. 

Bu firkalann en meshuru, 1296 [m. 1879] da kurulan 
(Kadiyanflik) olup, kurucusu olan Gulam Ahmed; top, ki- 
hc ile cihadin farz olmadigini, farz olan cihadin nasihat ile 
oldugunu, soyledi. Ingiliz casusu Hempher de, Necdli Mu- 
hammede boyle soyliiyordu. 

Gulam Ahmed, isma'ili firkasindan bir zindik idi. 1326 
[m. 1908] de oldii. ingilizler bunu bol para ile satin aldilar. 
Once (Miiceddid) oldugunu, sonra, (Mehdi) oldugunu 
soyledi. Nihayet, (Peygamber) oldugunu iddia ederek ye- 
ni bir din getirdigini i'lan etdi. Aldatdigi kimselere (iim- 
metim) dedi. Kur'an-i kerimde, bir cok ayetlerin kendisi- 
ni haber verdigini, biitiin Peygamberlerin mu'cizelerinden 
daha cok mu'cizesi oldugunu soyledi. Kendisine inanma- 
yanlara kafir dedi. Bunun fikirleri, Pencab ve Bombayda 
cahil halk arasinda yayildi. Bugiin de, Avrupada ve Ame- 
rikada (Ahmediyye) ismi altinda kadiyaniligin yayildigi 
goriilmekdedir. 

Siinni miislimanlar, kafirlere karsi silah ile cihadin farz 
oldugunu ve ingilizlere hizmetin kiifr oldugunu soyliiyor- 
lardi. Bu hususda va'z eden, nasihat veren mushmanlara 
siddetli cezalar veriliyor, cogu katl ediliyordu. Ehl-i sun- 
net kitablan toplamp imha edildi. 

Satin alamadiklan ve kendi emellerine hizmet etdire- 
medikleri islam alimlerini, miislimanlardan uzaklasdinr- 
lardi. Onlar i'dam edildikleri zeman kahraman olurlar 
korkusu ile, Andaman adasindaki meshur zindanlarda 
miiebbed hapse mahkum ederlerdi. Biiyiik ihtilali se- 
beb gostererek, Hindistamn her yerinden topladiklan is- 
lam alimlerini yine oraya gondermislerdi. [Birinci cihan 

-92- 



harbinden sonra istanbulu isgal etdikleri zeman da, Os- 
manh pasalanni ve alimlerini Malta adasina siirgiin etmis- 
lerdi.] 

islamiyyete diismanhklanni, muslimanlann anlama- 
masi icin, Hindistamn (dar-iil-harb) degil, (dar-iil-islam) 
olduguna dair fetvalar aldilar. Bu fetvalan her yere yaydi- 
lar. 

Kendileri tarafindan yetisdirilen alim ismli miinafiklar, 
Osmanli padisahlannin halife olmadigi, halifeligin Ku- 
reyslilerin hakki oldugu, Osmanli sultanlan onu gasb et- 
dikleri icin onlara ita'at edilmeyecegi fikrini yaydilar. 

[(Halife, Kureys kabilesinden [onlann evladlarindan] 
olacakdir) hadfs-i serifi, halife olmaga layik, halifelik sart- 
lanna malik olanlar arasinda, Kureysden [mesela seyyid] 
de varsa, onu tercih ediniz demekdir. Bu yoksa, baskasi 
intihab olunur. Halife secilemeyip veya secilen halifeyi 
kabul etmeyip, kuvvet ile, siddet ile, hukumeti ele gecire- 
ne ita'at edilir. Yeryiiziinde, bir halife olur. Biitiin miisli- 
manlann buna ita'at etmeleri lazimdir.] 

Dini tedrisati yok ederek, islamiyyeti icerden yikabil- 
mek icin, Aligarhda islam bilgilerinin ogretildigi bir med- 
rese ve Aligarh islam iiniversitesini acdilar. Buradan din 
cahili ve islam diismam din adamlan yetisdirdiler. Bunla- 
nn islamiyyete zararlan pek biiyiik oldu. Burada tahsil 
gorenlerden secdiklerini ingiltereye gonderirler, islami 
icerden yikacak bir hale getirdikden sonra, miislimanlann 
basina gecirirlerdi. Eyyiib han bunlardan olup, M.Cinna- 
hin yerine Pakistan devlet baskani yapilmisdir. 

ingihzler, ikinci cihan harbinden galib cikmis gibi gorii- 
niiyorsa da, hakikatde maglub olmuslardir. Ciinki, kendi- 
lerinin (xizerinde gxines batmiyan iilke) ismini vermis ol- 
duklan ingiltere, (iizerine giinesin pek dogmadigi bir iilke) 
haline gelmisdir. Miistemlekelerinin cogunu gayb etmis, 
adeta tiiyleri yolunmus bir tavuk gibi olmusdur. 

Pakistana devlet baskani yapdiklan Ali Cinnah si'i ve 

-93- 



ingiliz tarafdan idi. 1367 [m. 1948] de oliince, yerine gecen 
Eyyub han mason idi. Darbe yaparak idareyi ele gecirdi. 
Bu kafirin yerine gelen general Yahya han da, koyu kizil- 
bas idi. 1392 [m. 1972] basinda (Pakistan-Hind) harbinde 
maglub olup, dogu Pakistan elinden gidince, habs edildi. 
Yahya handan sonra hiikumeti Ziilfikar Ali Butto devral- 
di. Bu da tahsilini ingilterede yapmis, ingiliz ajani olarak 
yetisdirilmisdi. 1974 de muhaliflerinin oldiiriilmesini emr 
etdigi icin, i'dam edildi. 

Ziilfikar Ali Buttoyu devirerek yerine gecen Ziya-iil- 
Hak, Islam diismanlannin miislimanlar icin neler diisiin- 
diiklerini, miislimanlan ve islamiyyeti yok etmege cahs- 
diklanni anlayarak, onlann arzu etdikleri seyleri yapma- 
di. Vatanimn fende ve teknikde, san'atda ilerlemesi icin 
ugrasdi. Ferd, aile, cem'iyyet ve milletin refah ve se'adeti- 
nin tek kaynagimn islamiyyet oldugunu iyi anladigi icin, 
kanunlannin islamiyyete uygun olmasim istedi. Bu istedi- 
gini Pakistan milletine sordu. Yapilan referandumda Pa- 
kistan ehalisi topyekun miisbet rey kullandi. 

ingilizlerin yetisdirdigi usaklar, Ziya-iil-Hakki biitiin 
ma'iyyeti ile beraber bir suikastda sehid etdiler. Sonra 
basbakan olan Ali Buttonun kizi Benazir, devlet ve millet 
ve islamiyyet aleyhine yapdiklan ciirmlerden dolayi ha- 
pishanelere atilmis olan biitiin hainleri serbest birakdi. 
Bunlan devlet kademelerinin basina getirdi. Pakistanda 
kansikhklar, kavgalar basladi. ingilizlerin arzulan gercek- 
lesmis oldu. 

ingilizler, birinci ve ikinci cihan harbleri sonunda, bir- 
cok memleketlerde, kendi hain planlanni yerine getiren 
ve ingiliz menfe'atlerini koruyan kimseleri is basina getir- 
diler. Bu memleketlerin, milli marslan, bayraklan, devlet 
baskanlan olmus, fekat din hiirriyyetine kavusamamislar- 
dir. 

Son tic asrda, Turk ve islam alemi, nerede bir ihanete 
ugramissa, bunun altinda mutlaka ingiltere vardir. 

-94- 



Osmanh Devletini yikdilar. Osmanh imperatorlugu 
topraklannda 23 adet irili ufakh devletler kurdular. Bu- 
nun sebebi miislimanlann kuvvetli ve biiyiik bir devlet 
kurmalanna mani' olmakdi. 

Islam iilkeleri diye ismlendirilen memleketler arasinda 
devamh birbirlerine diismanhklan ve harbleri kiskirtdilar. 
Mesela, siinni miislimanlann biiyiik ekseriyyeti teskil et- 
dikleri Suriyede, % 9 olan nusayrileri hakim yapdilar. 
1982 senesinde Hama ve Humus sehrlerine ordu birlikle- 
riyle hiictim edilmis, iki sehr yerle bir edilerek, silahsiz, 
miidafe'asiz siinni miislimanlar bombalanmisdir. 

Hakiki Ehl-i siinnet alimleri oldiiriildii, islam kitablan 
hatta, Kur'an-i kerimler bile yok edildi. Bu islam alimle- 
rinin yerine, kendileri tarafindan yetisdirilen din cahili 
mezhebsiz kimseleri getirdiler. Bunlardan: 

(Cemaleddfn-i Efgani) 1254 [m. 1838] de Efganistan- 
da dogdu. Felsefe kitablan okudu. Efganistana karsi 
Ruslar icin casusluk yapdi. Misra geldi. Mason ve mason 
locasi reisi oldu. Misrh Edip ishak, (Ed-diirer) kitabin- 
da, bunun Kahire mason locasi reisi oldugunu yazmak- 
dadir. 1960'da Fransada basilan, (Les franco-macons) 
kitabmm 127. ci sahifesinde, (Misrda kurulan mason lo- 
calannin basina, Cemaleddin-i Efgani ve ondan sonra 
Muhammed Abduh getirildi. Bunlar, masonlugun miisli- 
manlar arasinda yayilmasina cok yardim etdiler) demek- 
dedir. 

Sultan Abdiilmecid ve Sultan Abdiil'aziz han zeman- 
larmda bes def'a sadr-i a'zam olan AliPasa, ingiliz loca- 
sma bagh mason idi. Efganiyi istanbula getirdi. Vazife 
verdi. O zeman istanbul (Dar-iil-fiinun) ya'ni iiniversite 
rektorii bulunan ve kafir olduguna fetva verilen, mason 
Hasen Tahsin tarafindan Efganiye bir cok konferanslar 
verdirildi. Hasen Tahsin de, yine ingiliz mason locasina 
kayidh sadr-i a'zam Mustafa Resid pasa tarafindan ye- 
tisdirilmisdi. Sapik fikrlerini her yere yaymaga cahsdi. 

-95- 



Zemanm seyh-ul-islami Hasen Fehmi efendi, Cemaled- 
dini rezil etdi. Cahilligini ve zmdikligmi ortaya koydu. 
All Pasa, bunu istanbuldan cikarmaga mecbur oldu. 
Misrda ihtilal ve dinde reform fikrleri asilamaga calisdi. 
(A'rabf Pasa) vak'asini hazirhyanlarla birlikde ingilizle- 
re karsi gorundii. Misr miiftisi Muhammed Abduh ile 
dost oldu. Dinde reform fikrlerini ona asiladi. Parisde ve 
Londrada masonlarin yardimi ile mecmu'a [dergi] cikar- 
di. 1304 [m. 1886] de Irana geldi, orada da rahat durma- 
di. Zincirlere baglanarak Osmanh hududuna birakildi. 
Bagdada, Londraya gitdi. Iran aleyhine yazilar yazdi. 
Tekrar istanbula geldi. Burada da Irandaki Behailer ile 
isbirligi yaparak, dmi siyasete alet etdi. 

Cemaleddin-i Efganinin, din adami perdesi altinda, is- 
lami icerden yikmak propagandalanna aldananlann en 
meshuru (Muhammed Abduh)dur. Abduh 1265 [m. 1849] 
de Misrda tevelliid ve 1323 [m. 1905] de orada vefat et- 
di. Bir miiddet Beyrutda bulundu. Oradan Parise gitdi. 
Orada Cemaleddin-i Efganinin, masonlar tarafindan ci- 
zilen cahsmalarma katildi. (El-urvet-iil-Viiska) mec- 
mu'asmi cikardilar. Beyruta ve Misra gelerek Parisdeki 
mason locasimn kararlanni tatbik etmege calisdi. ingiliz- 
lerin yardimi ile Kahire miiftisi oldu. Ehl-i siinnete sal- 
dirmaga basladi. ilk is olarak, Cami'-iil ezher medrese- 
si ders programlarmi bozmaga, genclere kiymetli bilgi- 
lerin okutulmasim onlemege basladi. Universite kismm- 
daki dersleri kaldirdi. Lise ve orta kismdaki kitablar, 
yiiksek simflarda okutuldu. Bir tarafdan ilmi kaldinrken, 
diger tarafdan islam alimlerini kotiiliyerek, bu alimlerin 
fen bilgilerine manf olduklanni, bu bilgileri islama so- 
kacagmi iddia etdi. (islamiyyet ve nasraniyyet) kitabm- 
da, (Biitiin dinler birdir. Dis goriiniisleri degisikdir) de- 
mis, yehudi, hiristiyan ve muslimanlarin, birbirlerini des- 
teklemelerini istemisdir. Londrada, bir papaza yazdigi 
mektubda, (islamiyyet ve hiristiyanlik gibi iki biiyiik di- 
nin el ele vererek kucaklasmasim beklerim. O zeman, 

-96- 



Tevrat ve incil ve Kur'an birbirlerini destekleyen kitablar 
olarak her yerde okunur ve her milletce saygi goriir) de- 
misdir. Miislimanlann Tevrat ve incil okuyacaklan zema- 
ni beklemekde oldugunu ifade etmisdir. 

Cami'ul-Ezherin miidiri (Saltut) ile yapdigi Kur'an-i 
kerim tefsirinde, banka faizinin mesru' olduguna fetva 
vermisdir. Daha sonra miislimanlann agir baskilan karsi- 
sinda, bu fetvasindan riicu' eder goriinmiisdiir. 

Beyrutdaki mason locasimn baskani Hanna Ebu Rasid, 
1381 [m. 1961] de yayinladigi (Daire-tiil-me'arif-iil-maso- 
niyye) kitabimn 197. nci sahifesinde, (Cemaleddin-i Efganf, 
Misrda mason locasi reisi idi. Alimlerden ve devlet adam- 
lanndan iicyiize yakin iiyesi vardi. Ondan sonra, imam iis- 
tad Muhammed Abduh reis oldu. Abduh, biiyiik bir mason 
idi. Bunun, masonluk ruhunu arab memleketlerine yaydi- 
gini kimse inkar edemez) demekdedir. 

Ingilizlerin islam alimi olarak Hindistamn her yerinde 
ovdiikleri kafirlerin en meshurlanndan biri Sir Seyyid 
Ahmed Handir. 1234 [m. 1818] de Delhide dogdu. Baba- 
si, Ekber sah zemamnda Hindistana gelmisdi. 1837 de 
Delhide ingiliz mahkemesinde hakim olan amcasimn ya- 
ninda katib olarak ise basladi. 1841 de hakim, 1855 de ise 
yiiksek hakim yapildi. 

Hindistanda ingilizlerin yetisdirdigi din adamlarmdan 
biri de Hamidullahdir. 1326 [m. 1908] de isma'ili firkasm- 
da olanlann ekseriyyet oldugu Haydarabadda tevelliid 
etdi. isma'ili mezhebinde, koyu Ehl-i siinnet diismam 
olarak yetisdi. Parisde, CNRS ilmi arasdirma a'zasi idi. 
1424 [m.2003] de oldii. Muhammed aleyhisselami, sadece 
miislimanlann peygamberi olarak tanitmaga cahsmakda- 
dir. 

ingilizlerin islamiyyeti yok etme savasinda, vatani- 
na, milletine dinine hizmet etmek isteyen miislimanlan 
aldatmak icin kullandiklan en te'sirli silahlan, islamiy- 
yeti asra uydurmak, modernlesdirmek, islamiyyetin as- 

— 97 — Ingiliz Casiisunun I'tiraflan - F:7 



lini ortaya cikarmak propagandalan icinde, dinsizligi yer- 
lesdirmek idi. Biiyiik islam alimi, Seyh-iil-islam Mustafa 
Sabri efendi bunu cok iyi anlayanlardandi. Onun icin, 
(Mezhebsizlik dinsizlige kurulan bir kopriidiir) buyura- 
rak, Islam diismanlarimn arzularim, gayelerinin ne oldu- 
gunu cok iyi anlatiyordu. 

ingilizler ve islam diismanlan, tekkeleri ve tesavvuf 
yollarim ifsad etmek icin de, cok calisdilar. islamiyyetin 
iicuncii kismi olan ihlasi yok etmege ugrasdilar. Tesav- 
vuf biiyiikleri asla siyaset ile ugrasmaz, kimseden bir 
menfe'at beklemezlerdi. Tesavvuf buyiiklerinin cogu, 
derin alim ve miictehid idi. Ciinki tesavvuf, Muhammed 
aleyhisselamin yolunda, izinde yuriimek demekdir. 
Ya'ni her soziinde, her isinde, her seyde islamiyyete ya- 
pismakdir. Fekat, uzun zemandan beri, cahiller, fasiklar, 
hatta bir cok ajanlar, aleak maksadlarma kavusmak icin, 
tesavvuf buyiiklerinin ismlerini alet olarak kullamp, ce- 
sidli ocaklar kurmus, ahkam-i islamiyyenin, dinin bozul- 
masma, yikilmasma sebeb olmuslardir. Zikr, Allahii te- 
alayi hatirlamak demekdir. Bu da kalb ile olur. Zikr 
edince, kalb temizlenir. Ya'ni, kalbden diinya sevgisi, 
mahlukat sevgisi cikar. Allah sevgisi yerlesir. Bir cok 
kimselerin kadin, erkek, bir araya toplanarak hayhuy et- 
mesi zikr degildir. Din buyiiklerinin, Eshab-i kiramm 
yolu unutuldu. Mezhebsiz ve tesavvuf diismam olan Ah- 
med ibni Teymiyye islam alimi i'lan edildi. Bunun yo- 
lunda olarak (Vehhabilik) firkasi kuruldu. Ingilizlerin 
yardimi ile, Vehhabi kitablan biitiin diinyadaki (Rabita- 
tiil-alem-il islami) dedikleri vehhabi merkezleri vasitasi 
ile her memlekete yayildi. Her memleketde yapdiklan 
biiyiik binalara (ibni Teymiyye medresesi) levhalan asdi- 
lar. ibni Teymiyyenin kitablanndaki sapik fikrlerle, ingi- 
liz casusu Hempherin yalan ve iftiralannin kansimina 
(Vehhabilik) denildi. Hakiki miisliman olan (Ehl-i sun- 
net) alimleri, ibni Teymiyyenin kitablannin bozuk olduk- 
lanni bildiren cok kitab yazdilar. Bu kitablardan biri, So- 

-98- 



mali alimlerinden, seyh Abdurrahman Abdullah bin Mu- 
hammed Herrinin (El-makalatus-sunniyye ff kesfi-dala- 
Iat-i Ahmed ibni Teymiyye) kitabidir. Kendisi Somalide 
Herer sehrinde 1339 [m. 1920] senesinde tevellud etmis- 
dir. Kitabi 1414 [m. 1994] de Beyrutda basdinlmisdir. Bu 
kitabda, ibni Teymiyyeyi red eden alimler ve bunlann 
kiymetli kitablan uzun bildirilmekdedir. ingilizler tarafin- 
dan te'sis edilen Vehhabilik, mezhebsizlik, reformculuk, 
selefiyyecilik, Kadiyani, Mevdudi ve Teblig-i cema'at ismi 
altindaki bozuk yollann hepsinde tesawuf diismanhgi 
vardir. 

Islam diismanlan bilhassa ingilizler, her diirlii vasitala- 
n kullanarak muslimanlan ilmde ve fende geri birakdilar. 
Miislimanlarin ticaret ve san'atlanna mani' olundu. islam 
iilkelerindeki giizel ahlaki yikmak, islam medeniyyetini 
ortadan kaldirmak, genclerin islam ilmlerini ogrenmeleri- 
ne mani' olmak icin icki, fuhs, eglence, kumar, top oyun- 
lan gibi illetler yayginlasdinldi. Ahlaki bozmak icin, rum, 
ermeni ve diger gayr-i muslim kadinlar birer ajan gibi ca- 
hsdinldi. Bir debdebe icerisinde, moda evi, dans kursu, 
manken ve artist yetistirmek gibi hilelerle, gene kizlan tu- 
zaga diisiirerek, kotii yollara siiriiklediler. Bu hususda 
musliman anne ve babalara cok biiyiik vazifeler diismek- 
dedir. Yavrulanni, bu kafirlerin ellerine diisiirmemek icin 
cok uyanik olmahdirlar. 

Osmanh devleti son zemanlarda, Avrupaya tahsil 
icin talebeler ve devlet adamlan gonderdi. Bu talebeler 
ve devlet adamlarmdan ba'zilan aldatildi, mason yapil- 
di. Fen ve teknik ogrenecek olanlara, islamiyyeti ve 
Osmanh imperatorlugunu yikma teknikleri ogretildi. 
Bunlardan imperatorluga ve muslimanlara en biiyiik 
zarari dokunan kimse, Mustafa Resid pasa oldu. Lond- 
rada bulundugu zeman azih ve sinsi bir islam diismam 
olarak yetisdirildi. iskoc masonlan ile el ele verdi. Sul- 
tan Mahmud nan, mason Resid pasanin ihanetlerini go- 
rerek idamini emr etdi ise de, omrii vefa etmedi. Sulta- 

-99- 



nin vefatindan sonra, istanbula donen Resid pasa ve ar- 
kadaslan, islamiyyete ve miislimanlara en biiyiik zaran 
yapdilar. 

1255 [m. 1839] de padisah olan Abdiilmecid han, heniiz 
on sekiz yasindaydi. Gene ve tecriibesizdi. Etrafindaki 
alimlerden, kendisini fkaz eden de olmadi. Bu hal, Os- 
manh tarihinde korkunc bir doniim noktasi olmus, koca 
Islam devletinde (Yok olma devri)ni baslatmisdir. Saf, te- 
miz kalbli padisah, azih ve sinsi islam diismam olan ingi- 
lizlerin tath dillerine aldanarak, iskoc masonlannin yetis- 
dirdikleri cahilleri isbasina getirdi. Bunlann devleti ve is- 
lamiyyeti icerden yikmak siyasetlerini hemen anhyamadi. 
Bir anlatan da olmadi. islamiyyeti yikmak icin ingilterede 
kurulmus olan (iskoc mason teskilati)nm kurnaz iiyesi 
Lord Redcliffe istanbula, ingiliz sefiri olarak gonderildi. 
Mustafa Resid pasanin sadr-i a'zam yapilmasi icin, Lord 
Redcliffe sultana cok dil dokdii. (Bu aydin, kiiltiirlii ve ba- 
sanh veziri sadr-i a'zam yaparsaniz, ingiltere imperatorlu- 
gu ile Devlet-i aliyye arasindaki biitiin anlasmazhklar kal- 
kar. Devlet-i aliyye ekonomik, sosyal ve askerf sahalarda 
ilerler) diyerek halifeyi aldatdi. 

1262 [m. 1846] de sadr-i a'zam olan mason Resid pa- 
sa, is basina gelir gelmez, 1253 de, hariciyye nazin iken, 
Lord Redcliffe ile el ele verip, hazirlamis oldugu ve 1255 
de i'lan etdigi (Tanzfmat) kanununa istinad ederek, bii- 
yiik vilayetlerde mason localan acdi. Casusluk ve hiya- 
net ocaklan calismaga basladi. Gencler, din cahili olarak 
yetisdirildi. Londradan alman planlarla, bir yandan ida- 
ri, zirai, askeri degisiklikler yapdilar. Bunlarla gozleri bo- 
yadilar. Ote yandan da, islam ahlakmi, ecdad sevgisini, 
milli birligi parcalamaga basladilar. Yetisdirdikleri kim- 
seleri isbasina getirdiler. Bu senelerde Avrupada, fizik, 
kimya iizerinde dev adimlar atiliyor. Yeni buluslar, iler- 
lemeler oluyor. Biiyiik fabrikalar, teknik iiniversiteler, 
modern harb vasitalan kuruluyordu. Osmanhlarda bun- 
lann hicbiri yapilmadi. Hatta, Fatih devrinden beri med- 

-100- 



reselerde okutulmakda olan fen, hesab, hendese, astrono- 
mi derslerini biisbiitiin kaldirdilar. Din adamlanna fen 
bilgisi lazim degildir diyerek, bilgili alimlerin yetismeleri- 
ne mani' oldular. Sonradan gelen islam diismanlan da, 
din adamlan fen bilmez, din adamlan cahildir, gericidir 
diyerek miisliman yavrulanni islamiyyetden uzaklasdir- 
maga cahsdilar. islamiyyete ve miishmanlara zararh olan, 
islamiyyetin ogrenilmesine mani' olan seylere asrilik, ile- 
ricilik dediler. Qkardiklan her kanun miislimanlann, dev- 
letin aleyhine idi. Vatanin asl sahibi olan miisliman tiirk- 
ler, ikinci simf vatandas haline getirildi. 

Askere gitmeyen muslimanlara, cok kimsenin odeye- 
miyecegi biiyiik bir para cezasi getirilmisken, gayr-i miis- 
limlerden cok ciiz'i bir para ahndi. Bu vatanin evladlan, 
Ingilizlerin tezgahladiklan harblerde sehid olurken, Resid 
pasanin ve yetisdirdigi masonlann oyunlan neticesinde, 
memleketin sanayi' ve ticareti gayr-i miislimlerin ve ma- 
sonlann eline gecdi. 

Ingilizler, Rus can birinci Nikolanm, Kudiisde kato- 
liklere karsi ortodokslan ayaklandirdigini ileri siirerek, 
Ruslarm Akdenize inmesini istemeyen Fransa impera- 
toru iiciincii Bonaparti da, Tiirk-Rus Kirim Harbine sii- 
riiklediler. Kendi cikarlan icin yapdiklan bu isbirligi, 
Tiirk milletine, mason Resid pasanin diplomatik zaferle- 
ri olarak tanitildi. Diismanlarm bu yaldizli reklamlar ve 
sahte dostluklarla ortmege cahsdiklan imha hareketleri- 
ni, herkesden once anliyan sultan, cok zeman seraymda 
hiingiir hiingiir aglardi. Memleketi, milleti kemiren diis- 
manlara karsi koymak icin tedbirler arar ve Allahii tea- 
laya yalvanrdi. Bu sebeble, mason Resid pasayi, bir kac 
kerre sadr-i a'zamlikdan uzaklasdirdi ise de, kendisine 
(koca), (biiyiik) gibi ismler takan bu kurnaz adam, ra- 
kiblerini devirip, tekrar isbasina gelmesini becerirdi. Ne 
yazik ki, sultan keder ve uziintiisiinden tiiberkiiloza ya- 
kalanip gene yasmda vefat etdi. Sonraki senelerde, dev- 
let koltuklanni kapisanlar ve iiniversite hocaliklanna, 

-101- 



mahkeme baskanhklarma getirilenler, hep mason Resid 
pasanin yetisdirmeleridir. Boylece (Kaht-i rical) devri 
acilmasina ve Osmanhlara (Hasta adam) denilmesine se- 
beb oldu. 

Iktisad profesorlerinden Omer Aksu, 22 Ocak 1989'da 
Tiirkiye gazetesinde nesr edilen beyanatinda, (Bizde bati- 
hlasma hareketinin baslangici olarak 1839 Tanzimat fer- 
mani gosterilir. Biz batidan almamiz gereken seyin tekno- 
loji oldugunu, kiiltiiriin ise, milli olmasi gerekdigini gore- 
memisiz. Batihlasma hareketine, hiristiyanhgi benimseme 
olarak bakmisiz. Mustafa Resid pasanin ingilizlerle yapdi- 
gi ticaret anlasmasi, sanayi'lesmemize en biiyiik darbeyi 
vurmusdur) demekdedir. 

Osmanli imperatorlugunda, iskoc masonlarmm haki- 
miyyeti devam etdi. Padisahlar sehid edildi. Vatanin ve 
milletin haynna olan her ise karsi cikildi. Isyanlar, ihtilal- 
ler birbirini ta'kib etdi. Bu vatan hainleri ile en biiyiik 
miicadeleyi yapan Cennet mekan Sultan Abdiilhamid 
han-i sani oldu. Bunun icin, masonlar tarafmdan (Kizil 
Sultan) i'lan edildi. Sultan Abdiilhamid, imperatorlugu 
iktisaden yiikseltiyor, pek cok mektebler ve iiniversiteler 
aciyor, memleketi i'mar ediyordu. Viyanadan baska bir 
esi Avrupada bulunmiyan modern tip fakiiltesi yapdirdi. 
1293 [m. 1876] de Siyasal bilgiler fakiiltesi yapildi. 1297 
de Hukuk fakiiltesi ve Sayistayi kurdu. 1301 de yiiksek 
miihendis mektebi ve yatih kiz lisesi kurdu. Avrupaya 
tahsil icin giden talebelerin masonlar tarafmdan aldatil- 
malarma mani' olmak icin, Avrupah profesorler ve fen 
adamlanni, cok yiiksek maas vererek istanbula getirtdi. 
Bu iiniversitelerde ders verdirdi. Kiz talebelerin de, bu 
hocalardan fen dersleri okumasmi te'min etdi. Vatanma, 
milletine, dinine bagh ilm ve fen adamlan yetisdirdi. Ter- 
kos goliiniin suyunu istanbula getirtdi. Bursada ipekcilik 
mektebini, istanbulda Halkah ziraat ve baytar mektebi- 
ni acdirdi. Hamidiyye kagid fabrikasi, Kadikoy havaga- 
zi fabrikasi ve Beyrut limani nhtimini yapdirdi. Osman- 

-102- 



li sigorta sirketini kurdurdu. Eregli, Zonguldak komiir 
ocaklanni te'sis etdi. Akl hastahanesi ve Sislide Hamidiy- 
ye Etfal hastahanesi ve Dar-iil-acezeyi yapdirdi. Orduyu 
yeniden kuvvetlendirdi. Zemaninda dunyanin en biiyiik 
kara ordusunu te'sis etdi. Eski gemileri Halice cekip, Av- 
rupada yeni yapilan iistiin evsafh kruvazorler, zirhhlar ile 
donanmayi kuvvetlendirdi. (Istanbul-Eskisehir-Ankara) 
ve (Eskisehir-Adana-Bagdad) ve (Adana-Sam-Medine) 
demiryollanni te'sis etdi. Osmanh devletinde, dunyanin en 
biiyiik ve en uzun demiryolu sebekesi kuruldu. Cennet 
mekanin bu eserleri bugiin bile ayakdadir. Bugiin tren ile 
seyahat edenler, bir basdan bir basa memleketdeki biitiin 
tren istasyonlannin Abdiilhamid hanin yapdirdigi istas- 
yonlar oldugunu iftihar ile goriir. 

Yehudiler, ingilizlerin himayesi ve tesviki ile Filistin 
topraklannda bir yehudi devleti kurmak istiyorlardi. Bu 
tehlikeyi ve siyonistlerin fe'aliyyetlerini va arzulanni da 
cok iyi bilen Abdiilhamid han, Filistin topragindan yehu- 
dilere satilmamasini emr etdi. Diinya siyonizm teskilati- 
nin reisi Theodor Herzl ve Haham Mose Levi, sultan Ab- 
diilhamidi ziyaret ederek, yehudiler icin toprak satmasini 
istediler. Sultamn cevabi, (Dunyanin biitiin devletleri aya- 
gima gelseler ve biitiin hazinelerini dokseler, size bir kans 
yer vermem. Ecdadimin kanlanyla aldiklan ve bugiine 
kadar muhafaza edilen bu vatan, para ile satilmaz), ol- 
musdur. 

Yehudiler, ittihat ve terakki firkasi ile isbirligi yapdilar. 
Biitiin ser giicler, sultana karsi birlesdiler. 1327 [m. 1909] 
de tahtdan indirerek, biitiin mushmanlari oksiiz birakdi- 
lar. Ittihat ve terakkinin basinda bulunanlar, din diisman- 
lanni ve masonlan devletin en yiiksek mevki'lerine getir- 
diler. Hatta, Seyh-iil-islam yapdiklan Hayrullah ve Musa 
Kazim bile mason idi. Memleketi kana buladilar. Bu ingi- 
liz usaklannin sebeb olduklan, Balkan, Canakkale, Rus 
ve Filistin cephelerinde, haince, alcakca hazirlanmis Ingi- 
liz planlan ile, Abdiilhamid hanin yetisdirmis oldugu, 

-103- 



diinyanin birinci kara ordusu yok edildi. Yiizbinlerce vatan 
evladi sehid edildi. ingilizlerin hileleri ile, devletin basina 
gecen masonlar, vatanin en cok birlige ve mudafe'aya muh- 
tac oldugu bir zemanda, milleti sahibsiz birakip kacdilar. 
Hain olduklanni boylece de isbat etdiler. 

Osmanh imperatorlugunda acilan misyoner mekteble- 
rinde ve kiliselerde aldatilan gayr-i miislim vatandaslar, 
Osmanhya karsi ayaklandinldi. Mekteblere muallim ve 
kiliselere papaz ismi ile Avrupadan gelen siyah ciibbeli 
casuslar, gazeteciler, her geldikleri yere para, silah ve fit- 
ne getirdiler. Biiyiik isyanlar oldu. Tarih sahifelerinde, in- 
sanhk lekesi, vahseti olarak duran, Ermeni, Bulgar ve Yu- 
nan mezalimi yapildi. Yunanhlan izmire tasiyanlar da in- 
gilizlerdi. Allahii teala, Tiirk milletine merhamet buyura- 
rak, biiyiik bir istiklal miicadelesi sonunda, bugiinkii giizel 
vatammiz kurtanlabildi. 

Osmanh devleti parcalamnca, diinya birbirine girdi. 
Osmanh imperatorlugu tampon gibi bir devletdi. Miisli- 
manlar icin bir hami ve kafirlerin birbirlerine girmemesi 
icin de, bir mani' idi. Sultan Abdiilhamid handan sonra, 
hie bir memleketde rahat ve huzur kalmadi. Avrupa dev- 
letlerinde, birinci cihan harbinde, sonra ikinci cihan har- 
binde, daha sonra da komiinizm istilasi ve zulmii altinda, 
kan ve katl-i am hie bitmedi. 

Ingilizlerle birlesip Osmanhlan arkadan vuranlar, hie 
rahat yiizii gormediler. Sonra yapdiklanna pisman oldu- 
lar. Hatta, hutbeleri tekrar Osmanh halifesi adina okut- 
maga basladilar. ingilizler tarafindan Filistine israil devle- 
ti kuruhinca, Osmanhlann kiymeti anlasildi. Filistinlilerin 
Israil zulmii altinda hangi vahsetlere ugradiklanni gazete- 
ler yaziyor, diinya televizyonlan gosteriyor. 1990 senesin- 
de, Misr hariciye nazin ismet Abdiilmecid, (Misr en rahat 
ve huzurlu giinlerini, Osmanhlar zemamnda yasadi) de- 
misdir. 

Hiristiyan Avrupa devletlerinin ve Amerikamn men- 

-104- 



fe'atinin bulundugu her yerde, hiristiyan misyonerleri bu- 
lunur. Misyonerler, hiristiyanhgi yaymak, hasa tann de- 
dikleri Isa aleyhisselama hizmet, huzur, sulh ve sevgi go- 
tiirmek gibi sozler arkasina gizlenmis, menfe'at avcilan, 
huzur bozuculardir. Daha miihim vazifeleri ise, gitdikleri 
memleketleri hiristiyan devletlerine baglamakdir. Misyo- 
nerler gidecekleri memleketin dillerini, orf ve adetlerini 
gayet iyi ogrenirler. Her gitdikleri devletin siyasi, askeri, 
cografi, iktisadi ve dini yapisim en ince teferruatina kadar 
ogrenerek, hiristiyan devlete jurnal ederler. Her yerde, 
kendilerine dost olacak kimseleri bulur ve bunlan satin 
ahrlar. Bu kimseler, yerli ehalinin ismlerini tasir, fekat ya 
hiristiyanlasdinlmis bir cahil veya satin ahnmis bir hain- 
dir. 

Misyoner olacak kimse, vazife gorecegi memleketde 
yetisdirilir veya o memleketde yetismis bir misyoner tara- 
findan yetisdirilir. 

Mason Resfd pasanm hazirladigi, (Giilhane Ferma- 

m)ndan sonra, Osmanh devletindeki misyoner fe'aliyyet- 
leri artdi. Anadolunun en giizel yerlerine kolejler acildi. 
Fermandan yirmi bir sene sonra, Harputda, 1276 [m. 
1859] da (Firat Koleji) acildi. Bu bina yapihrken hie bir 
masrafdan kacimlmadi. Bu arada misyonerler, Harput 
ovasmda 62 merkez kurmuslardi. 21 kilise yapilmisdi. 
Altmisalti ermeni koyiinden 62'sinde misyoner teskilati 
kurulmus ve her iic koy icin bir kilise yapilmisdi. Yediden 
yetmise, biitiin ermeniler muslimanlara ve Osmanhya 
karsi diisman edilmisdi. Misyoner kadinlar da, ermeni ka- 
dinlanni ve kizlanni bu hususda yetisdirmek icin, biiyiik 
gayret sarf etmislerdi. Meshur kadin misyoner Maria 
A.West, daha sonra nesr etdigi (Romance of Mission) ki- 
tabinda, (Ermenilerin ruhuna girdik, hayatlannda ihtilal 
yapdik) demekdedir. Bu fe'aliyyet ermenilerin bulundu- 
gu her yerde yapildi. Gaziantepde, (Antep Koleji) ve 
Merzifonda, (Anadolu Koleji), istanbulda ise (Robert 
Koleji), bunlann bashcalanndandir. Mesela Merzifon 

-105- 



Kolejinde, hie Turk talebe yokdu. 135 talebeden 108'i er- 
meni, 27'si de rumdu. Bunlar leyli [yatih] olarak Anado- 
lunun her yerinden toplanmis talebelerdi. Miidiri, digerle- 
rinde oldugu gibi, bir rahibdi. Bu arada, Anadolu kayna- 
maga basladi. Ermeni komiteciler, miislimanlan insafsiz- 
ca katl ediyor, musliman koyleri yakiyor, vatanin bekcisi 
ve sahibi Osmanhya hayat hakki tanimiyordu. Bu ermeni- 
lerin ta'kibi sonucu, 1311 [m. 1893] senesinde yapdiklan 
biiyiik katl-i amlarda komitacilann bu kolejde yuvalan- 
diklan, biitiin fe'aliyyetlerinin hazirhgini burada yapdik- 
lan ve reislerinin Kayayan ve Tumayan adh kolej mual- 
limleri oldugu ortaya cikanldi. Bunun iizerine misyoner- 
ler, biitiin diinyayi ayaga kaldirdilar. Bu iki hain ermeniyi 
kurtarmak icin, Amerikada ve ingilterede cok biiyiik nii- 
mayisler tertib etdiler. Bu sebeb ile, ingiltere ile Osmanh 
devletinin arasi acildi. isin tuhafi, 1893 de, ingiliz misyo- 
nerlerin tertib etdigi bu niimayislerde Merzifon Anadolu 
Kolejinin miidiri de, Londrada bunlann icinde idi. Ana- 
doluda, miislimanlara karsi yapilan katl-i amlar, hiristiyan 
kitablannda aksine cevrilerek, yazildi. Bu yalanlardan bi- 
ri, Beyrutda hazirlanan (El-miincid) arabi lugat kitabinda, 
Mer'as kelimesinde yazihdir. 

Gazi antebin sabik defter-i hakani memuru Eyyiib 
Sabri efendinin 1978 de istanbulda nesr edilen (Esaret 
hatiralari) kitabinda diyor ki, (ingilizlere gore, miisliman- 
lara zulm ve hakaret etmek, milli bir vazifedir. Yirmibin- 
den fazla musliman esirin 1919 da, Misrm Abbasiyye 
hastahanesinde gozleri oyulmus, kollan, ayaklan kesil- 
misdir. Esirleri anadan dogma soyarak, ingiliz binbasmm 
oniinden gecirirlerdi. Esirler arasmdan, hoca Abdullah 
efendi, hie olmazsa edeb yerlerimizi mendil ile ortmeye 
izn verin diyerek, cok yalvardi. izn vermediler. Alay et- 
diler. Yafa belediye reisi Omer Baytar efendi ve Akka 
mebusu ve dordiincii ordu miifettisi Es'ad Sakir efendi 
ve bir cok alim ve serifler ve Nabliis idare mechsi a'za- 
smdan Seyfeddin efendi de aramizda idi. Gecmis asrlar- 

-106- 



daki vahsetler ve Engizisyon zulmleri, ingilizlerden cekti- 
gimiz iskenceler yaninda hie kahr. Diinyada hicbir mille- 
tin yapamiyacagi zilleti, alcakhgi, ingilizler yapdilar). 

Misyonerler 1893 senesinde ermeni vatandaslara 3 mil- 
yon Incil [Kitab-i mukaddes] ve 4 milyon hiristiyanhga aid 
diger kitablardan dagitdi. Buna gore, yeni dogan cocuklar 
da dahil, her ermeniye 7 kitab verilmis demekdi. Sadece 
Amerikan misyonerleri senede 285.000 dolar harciyorlar- 
di. 

Misyonerlerin bu muazzam parayi, din gayreti ile har- 
cadiklanni dusiinmek de safhk olur. Ciinki, misyonerler 
icin din bir ticaretdir. Bu parayi Anadoluya, islami yik- 
mak, Osmanhyi ortadan kaldirmak icin sarf eden misyo- 
nerler, Tiirkler, ermenileri katl ediyor, onlara yardim 
edelim propagandalan ile, yiizlerce mislini toplamislar- 
di. 

Yine o senelerde, kolejlerde, kiliselerde, misyonerlerin 
aldatmasi ve tesviki ve ingiliz ordusunun muazzam yardi- 
mi ile, rum vatandaslar da, Atinada ve Yeni-sehrde isyan 
ederek, yiizbinlerce miislimani, cocuk, kadin demeden, 
vahsiyane katl etdiler. Bu isyan, Edhem pasanin emrinde- 
ki kuwetlerle, 1313 [m. 1895] senesinde tenkil [men' ve 
izale] edildi. Bu zafer, yalniz yunanhlara karsi degil, bun- 
lari kiskirtan ingilizlere karsi kazamldi. 

Ingiltere devletini idare eden iic temel unsur, (Krai, 
Parlamento ve Kilise, ya'ni West Minister)dir. 918 [m. 
1512] senesine kadar parlamento ve krahn serayi, West 
Ministerin icerisinde idi. 1512 deki biiyiik yangindan son- 
ra kral (Buckingham Serayina) tasinmis ve parlamento ile 
kilise aym cati altinda kalmisdi. ingilterede kilise ile dev- 
let ip icedir. Kral ve kralicelere, kilisede bas papaz tarafin- 
dan tac giydirilir. 

Ingiliz merkez istatistik biirosu tarafindan yayinla- 
nan (Cem'iyyet temayiilleri) ismli rapora gore, her ytiz 
Ingiliz bebekden yirmi iicii, gayr-i mesru' iliskiler sonu- 

-107- 



cu diinyaya gelmekdedir. 

7 Mayis 1990 tarihli bir Istanbul gazetesinin, ingiliz po- 
lis kurumu Scotland Yard tarafindan nesr edilen istatisti- 
ge dayanarak verdigi haberde, Londrada can giivenliginin 
kalmadigi, bilhassa kadinlar icin, cok tehlikeli bir sehr ha- 
line geldigi bildirilmekdedir. ingiliz polisinin raporuna go- 
re, son on iki ayda, basda nza tecaviiz ve soygun olmak 
iizere, biitiin suclarda artislar olmusdur. 

Biitiin diinyada ve biitiin dinlerde aile, mesru olarak 
kadin-erkek beraberligidir. iki erkegin livata yapmasini, 
ingiliz kanunlan himaye etmekdedir. 

12 Kasim 1987 tarihli bir istanbul gazetesinde, (ingiliz 
ordusunda skandal) bashkh haberde, kralice ikinci Eliza- 
bethin muhafiz alayina yeni katilan erlerin uzlarina, na- 
muslanna tecaviiz edildigi ve sadistce iskence yapildigi ya- 
zihdir. 

28 Arahk 1990 tarihli Tiirkiye gazetesinde nesr edilen 
bir arastirma yazisinda, ingiltere kiliselerinde bile Luti sa- 
yisinin % 15'i buldugu, Lordlar ve Avam kamarasinda ise, 
bu sayinin, daha da yiikseldigi bildirilmekdedir. Ahlaksiz- 
hk, ingiliz kabinesine kadar sicramis, Profiimo skandah 
gibi hadiseler ortaya cikmisdir. Avrupada Lutilerin teski- 
latlandigi ilk iilke, ingilteredir. Bu ahlaksizhklann yapildi- 
gi yerlerde bile, ingilizin islam diismanhgi goze carpar. 
Londramn arka sokaklannda fuhus, livata ve her diirlii re- 
zaletin yapildigi yerler, islamiyyetde miibarek olan yesil 
renk ile boyandigi gibi, bu habaset yuvalannin kapisina 
(Mekke) levhasi asilmisdir. 

ingiliz (Guardian gazetesi), 200 bin kiz cocugunun bii- 
lug cagina gelince, babasi tarafindan tecaviiz edildigi icin, 
mahkemeye miirace'at ederek, koruma istedigini yazmis- 
dir. BBC televizyonu ise, haberinde, mahkemeye sikayet 
etmiyenlerin 5 milyon olarak tahmin edildigini soylemis- 
dir. 

ingiltere, toprak dagihmi bakimindan da, diinyamn en 

-108- 



adaletsiz yapisina sahibdir. ingiliz koyliisiinun, toprak 
reformlan icin, Lordlarla verdigi miicadeleler, tarihlerde 
yazihdir. Bugiin bile, ingiltere topragmin % 80'inin im- 
tiyazh smif denilen azinligm elinde oldugu bir hakikat- 
dir. 

31 Mayis 1992 pazar tarihli Tiirkiye gazetesinde diyor 
ki, (Ingilterede iktisadi tahribat sebebi ile, hasil olan issiz- 
lik ve sefalet, intiharlan artirmakdadir. Ingiliz tib mecmu- 
asi (British medical) deki, Oksford hastahanesi iki dokto- 
runun tedkikinde, her sene yiizbin ingilizin intihara teseb- 
biis etdigi, bunlardan 4500 iiniin oldugu tesbit edilmisdir. 
Bunlann yiizde 62 si gene kizdir). Jetleri, bombalan, fiize- 
leri ile, her sene yiizbinlerce miislimani sehid eden, yiizbin 
vatandasim da, intihara sevk eden, ingilizler gibi hain, za- 
lim, vahsi bir devlet goriilmemisdir. 

Irlanda ise, ingilterenin basina bela olmusdur. Kendi 
kazdiklan hiyanet cukurlanna, kendilerinin diisdiigii giin- 
leri insaallah hep beraber gorecegiz. 

Kitabimizin ikinci kismini, miibarek ismi ile bereket- 
lenmek icin, ingilizler hakkinda, efradmi cami', agyan- 
m mani' en giizel ta'rifi yapmis olan, Seyyid Abdiilha- 
kim Arvasmin "rahmetullahi aleyh" su sozleriyle bitiri- 
yoruz: 

(islamin en biiyiik diismani ingilizlerdir. islamiyyeti 
bir agaca benzetirsek, baska kafirler, firsat bulunca, bu 
agaci dibinden keser. Miislimanlar da, bunlara diisman 
olur. Fekat, bu agac bir gun filiz verebilir. ingiliz boyle de- 
gildir. Bu agaca hizmet eder. Besler. Miislimanlar da, onu 
sever. Fekat, gece kimse anlamadan kokiine zehr sikar. 
Agac oyle kurur ki, bir daha siiremez. Vah vah cok iiziil- 
diim, diyerek muslimanlan aldatir. ingilizin, islama boyle 
zehr salmasi demek, para, mevki' ve kadin gibi, nefsani 
arzular karsihginda satin aldigi yerli miinafiklann, soysuz- 
lann elleri ile, islam alimlerini, islam kitablanni, bilgileri- 
ni ortadan kaldirmasidir.) 



109 



Uciincii Kism 
HULASAT-UL-KELAM RISALESi 

Yusiif Nebhani "rahmetullahi aleyh"' 11 , bu risalesinde 
buyuruyor ki: 

Allahii tealaya hamd olsun! Diledigini ihsan ederek, 
hidayete kavusdurmakda, diledigini dalaletde birakmak- 
dadir. [Dalaletden kurtulmak, se'adet-i ebediyyeye ka- 
vusmak isteyenlerin diialanni, adaleti ile kabul etmekde- 
dir.] Peygamberlerin ve secilmislerin en iistiinii olan, efen- 
dimiz Muhammed aleyhisselama salat ve selam olsun! 
Onun, yer yiiziinde, gokdeki yildizlar gibi parlayan Aline 
ve Eshabinin hepsine de hayrh diialar ederiz. 

Bu risalenin sahifeleri az, fekat, icindeki ilmler cokdur. 
ilm ve akl sahibi olanlar, insaf ederek okurlarsa, kabul 
ederler. Allahii tealanin hidayetine, dogru yola kavusan- 
lar da, hemen inanirlar. Bu risale, Allahii tealanin miisli- 
manlara ihsan etdigi (Sirat-i miistakim)i, diismanlanni bi- 
rakdigi (Dalalet yolu)ndan ayirmakdadir. Bu risaleye 
(Hulasat-iil-kelam fi tercfh-i din-il-islam) ya'ni, (islam di- 
nini secmeye yarayan sozlerin hulasasi) ismini verdim. 

Ey, kendini, ebedi azabdan kurtarmak ve sonsuz 
ni'metlere kavusmak isteyen insan! Bu cok muhim, cok 
biiyiik hakikati anlamak ve kendini sonsuz azabdan kur- 
taracak sebebi bulmak icin, her an, her yerde diisiinsen ve 
son derece gayret ile cahssan ve herkesden yardim iste- 
sen, insan giiciinun yetdigi kadar da ugrassan, bu sebebin 
ehemmiyyeti yaninda, bu yapdiklann, pek kiiciik kahr. 
Hatta, biitiin diinya servetini ele gecirmek icin, bir kum 
danesini vermeye benzer. Bu hakikatin ehemmiyyeti, bu 
kisa yazimizla anlatilamaz. Bu yazimiz, akh olana bir isa- 
ret vermek gibidir. Akh olan, bir isaretden maksadi anlar. 
Bunu tefekkiir edebilmek icin, ipucu olabilecek birkac ke- 
lime soyliyecegim: 



[1] Yusiif Nebhani, 1350 [m. 1932] de Beyrutda vefat etdi. 

-110- 



insan, ahsdigi adetleri sever. Bunlardan aynlmak iste- 
mez. Dogunca, slit emmege ahsir. Bundan aynlmak iste- 
mez. Biiyiidiikce, evine, mahallesine, sehrine ahsir. Bun- 
lardan aynlmasi, cok giic olur. Sonra, diikkamna, san'ati- 
na, cahsdigi fen islerine ve coluk cocuguna, diline, dinine 
ahsir. Bunlardan aynlmak istemez. Boylece, muhtelif ce- 
ma'atler, kavmler, milletler hasil olur. Su halde, bir mille- 
tin dinlerini sevmeleri, dinlerinin en hayrh din oldugunu 
anladiklan icin degildir. Akh olan, kendi dinini ve baska 
dinleri incelemeli, dinler arasinda hak olani anlamah, ona 
sanlmahdir. Ciinki, batil dine baglanmak, insani ebedi fe- 
laketlere, daimi azablara gotiiriir. Ey insan, gaflet uyku- 
sundan uyan! (Hak dinin, hangi din oldugunu nasil bile- 
yim. Ben, ahsdigim dinin hak din olduguna inamyorum. 
Bu dini seviyorum) der isen, sunu bil ki, (Din, Rabbin 
Peygamberler vasitasi ile gonderdigi emrlere ve yasaklara 
ita'at etmek)dir. Bu emrler, insanin Rabbine karsi ve bir- 
birlerine karsi vazifeleridir. 

Mevcud dinler arasinda, Rabbin sifatlarmi, ibadet 
sekllerini ve mahluklar arasmdaki mu'amelati en faide- 
li olarak bildiren hangisidir? Akl, iyiyi kotiiden ayiran 
bir kuwetdir. Kotuyii terk etmek, iyiyi de tedkik etmek 
lazimdir. DM tedkik, onun zuhurunu [baslamasmi], 
Peygamberlerini, Eshabmi ve Ummetini ve din buyiik- 
lerini incelemekdir. Bunlan begenirsen, o dini sec! Ak- 
lina uy, nefsine uyma! Nefs, aileden, arkadaslardan, bo- 
zuk, kotii din adamlarmdan utanmagi ve onlardan zarar 
gelmesini ileri siirerek, seni aldatir. Fekat, bu zararlar, 
ebedi azab yanmda hicdir. Bunu iyi anhyan kimse, elbet 
(Dfn-i islam)i tercih eder. Peygamberlerin sonuncusu 
olan Muhammed aleyhisselama inanir. Zaten islamiy- 
yet, biitiin Peygamberlere iman etmeyi emr etmekdedir. 
Bunlarm dinlerinin hak olduklan, her Resul gelince, ev- 
velki dinlerin hiikmleri kalmadigi gibi, Muhammed 
aleyhisselamm dini gelince de, biitiin dinlerin hukmleri- 
nin kalmadigini bildirmekdedir. Bir insanin, tabi' oldu- 
gu dinin batil oldugunu anlamasi ve bu dini terk ederek, 

-111- 



Muhammed aleyhisselama iman etmesi, nefsine cok giic 
gelir. Ciinki nefs, Allahii tealaya ve Muhammed aleyhis- 
selama ve Onun dinine diisman olarak yaratilmisdir. Nef- 
sin bu diismanhgma (Hamiyyet-iil-cahiliyye) denir. Batil 
dindeki analar, babalar, muallimler ve kotii arkadaslar 
[onlann radyolan ve televizyonlan ve hiikumet adamlan], 
nefsin bu diismanhgini kuvvetlendirirler. Bunun icin, (Co- 
cuga ogretmek, tasa yazmak gibidir) denilmisdir. Nefsin 
bu diismanhgini izale icin cok cahsmak, nefs ile cihad et- 
mek ve nefsi akl ile inandirmak lazimdir. Asagidaki yazi- 
lan dikkat ile okumak, bu cihadinda sana yardimci ola- 
cakdir: 

Bir dine tabi' olmak, ebedf se'adete kavusmak ve son- 
suz felaketlerden kurtulmak icindir. Yoksa, anadan baba- 
dan kalma bir din ile ogiinmek icin degildir. Peygamber 
de, kendisinde peygamberlik sartlan bulunan ve Allahii 
tealamn emrlerini kullanna bildiren bir insandir. Boyle 
bir Peygambere tabi' olmak, Onun dinine girmek lazim- 
dir. Veseni denilen, heykellere, putlara tapanlar ve Dehrf 
denilen tannsizlar [ateistler ve masonlarla komunistler], 
hayvan gibidir. Nasraniyyet ve yehudiyyet dinleri de, asa- 
gidaki sebebler ile batil olmuslardir: 

1- Islam dininde, Allahii tealamn kemal sifatlan vardir. 
Noksan sifatlan yokdur. ibadetleri yapmak gayet kolay- 
dir. insanlann birbirleri ile muameleleri adalet iledir. Di- 
ger dinlerin ibadetleri ve birbirleri ile muameleleri, ze- 
manla degiserek, akla uygun halleri kalmamisdir. 

2- Muhammed, Isa ve Musa aleyhimiisselamin hayatla- 
n, tarihlerden incelenirse, Muhammed aleyhisselamin, en 
necib, asil, en faideli, daha alim, en aklh, en iistiin, diinya 
ve ahiret bilgilerine en arif oldugu goriiliir. Halbuki, ken- 
disi iimmi idi. Ya'ni hie kitab okumamis, kimseden birsey 
ogrenmemisdi. 

3- Muhammed aleyhisselamin mu'cizeleri, digerlerinin 
mu'cizeleri toplamindan kat kat daha cokdur. Digerleri- 
nin mu'cizeleri gecmis, bitmisdir. Muhammed aleyhissela- 
min mu'cizelerinin bir kismi, bilhassa Kur'an-i kerim 

-112- 



mu'cizesi kiyamete kadar devam etmekdedir. Ummetinin 
Evliyasimn kerametleri de, her zeman ve her yerde gortil- 
mekdedir. 

4- Bu tie dini bizlere ulasdiran haberler arasinda, Mu- 
hammed aleyhisselami ve Onun dinini bildiren Kur'an-i 
kerim ve hadis-i serifler daha cok, daha sahihdir. Hepsi ki- 
tablara gecmis ve dtinyamn her tarafina yayilmisdir. Mu- 
hammed aleyhisselam kirk yasinda iken, Peygamber oldu- 
gu kendisine bildirildi. Altmistic yasinda iken vefat etdi. 
Peygamberligi yirmitic sene devam etdi. Btittin arab yan- 
madasi kendisine ita'at etdikden ve dini her tarafa yayihp 
anlasildikdan ve da'veti sarkda ve garbda isitildikden ve 
Eshabi, ytizellibin oldukdan sonra vefat etdi. Veda' hacci- 
m, ytizyirmibin Sahabi ile yapdi. Bundan seksen gun sonra 
vefat etdi. (Bugiin dfninizi ikmal etdim ve iizerinize olan 
ni'metimi temamladim ve dininizin islam olmasim begen- 
dim) mealindeki, Maide suresinin tictincti ayet-i kerimesi, 
bu hacda nazil oldu. Bu Sahabilerin hepsi, sadik ve emin 
idi. Cogu dinde derin alim ve hepsi Evliya idi. Resulullahin 
dinini ve mu'cizelerini, yer ytiztine yaydilar. Ctinki, cihad 
icin, memleketlere yayildilar. Gitdikleri yerlerdeki insan- 
lara, din bilgilerini ve mu'cizeleri ulasdirdilar. Bunlar da, 
baskalanna bildirdiler. Boylece, her asnn alimleri, sonraki 
tabakadaki, daha cok alime bildirdi. Bunlar da, bu ilmleri 
ve bunlan bildirenleri, binlerce kitablara yazdilar. Ogren- 
dikleri hadis-i serifleri, sahih, hasen gibi, bircok kismlara 
ayirdilar. Yalancilann [ve yehudilerin], hadis diyerek uy- 
durduklan sozleri kitablarma sokmadilar. Bu hustisda, Qok 
dikkatli ve hassas davrandilar. Bunlann gayretleri ile, is- 
lam dini cok saglam esaslar tizerine kuruldu ve hie degisdi- 
rilmeden yayildi. Diger dinlerin hicbiri boyle sihhatli nakl 
edilemedi. 

Sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselamm 
mu'cizeleri ve hak Peygamber oldugunun vesikalan, di- 
nin temel ve zaruri lazim olan bilgileri, Allahti tealanm 
var oldugu, bir oldugu ve kemal sifatlan ve Muhammed 
aleyhisselamm Peygamberligi, sadik ve emin oldugu ve 

— 113 — Ingiliz Casusunun I'tiraflan - F:8 



biitiin Peygamberlerin en iistiinii oldugu, insanlann 61- 
diikden sonra tekrar dirilecekleri, hesaba cekilecekleri, 
sirat kopriisii, Cennet ni'metleri, Cehennem azablan, her 
gun bes kerre nemaz kilmamn farz oldugu, ogle, ikindi ve 
yatsi nemazlannin farzlanmn dort rek'at olduklan, sabah 
nemazimn iki rek'at ve aksam nemazimn farzimn tic 
rek'at oldugu ve semada Ramezan ayinin hilali goriildii- 
gii zeman, oruca baslamak, Sevval ayinm hilali goriiliin- 
ce, fitr bayrami yapmak, omriinde bir kerre hacca gitmek 
farz oldugu, [kadinlann, kizlann, baslan, saclan acik so- 
kaga cikmalarmin ve livata] zina yapmanin haram oldu- 
gu, serabin [ve cok icilince serhos eden alkollii ickilerin 
damlasimn] icilmesinin ve ciiniib kimsenin ve hayz halin- 
deki kadinlann nemaz kilmalarinin ve abdestsiz nemaz 
kilmamn haram oldugu gibi zaruri din bilgileri, alim ve 
cahil, biitiin miislimanlara, dogru olarak bildirildi. Bu bil- 
gilerin hepsi, hie degisdirilmeden, bizlere ulasdinldi. Boy- 
le oldugunu, insaf sahibi olan nasrani ve yehudfler de bil- 
mekdedir. Kendi dinlerini ogrendikleri yollann boyle 
saglam olmadigmi kendileri de i'tiraf etmekdedir. Mu- 
hammed aleyhisselamm zemanimn bize daha yakm olma- 
si ve islam dfnini bizlere ulasdiran alimlerin pekcok olma- 
lan, islamiyyete hurafeler, iftiralar kansdinlmasma mani' 
olmusdur. Hiristiyan ve yehudi dinleri, bu iki ni'mete ma- 
lik degildir. Isa aleyhisselamm bi'seti [zuhuru] ile Mu- 
hammed aleyhisselamm bi'seti arasinda [tarfhcilere gore] 
altiyiiz sene kadar zeman farki vardir. Ciinki, Isa aleyhis- 
selamm mevlidi ile Muhammed aleyhisselamm Mekke 
sehrinden Medineye hicreti arasinda 621 sene fark vardir 
[diyorlar. Halbuki islam alimlerine gore, bu fark bin se- 
nedir]. Bu uzun zemanda, diinyanin her tarafina cahiliy- 
yet yayildi. Sahih [dogru] haberleri, yanhslanndan ayir- 
mak da cok giicdii. 

Isa aleyhisselamm da'vet zemani uzun siirmedi. tic 
sene gibi kisa zemandan sonra, Allahii teala, Onu otuziic 
yasinda iken semaya cikardi. Bu kisa zemanda da, kafir- 
ler karsisinda za'if ve maglub halde idi. Peygamberlik 

-114- 



vazifesini rahat yapamadi. Yehudiler ve Roma hiikumeti 
de mani' oluyordu. Havari denilen yardimcilan da, az idi. 
Kendisine inanmis olan Havanler, ancak oniki avci idi. 
Hepsi za'if kimseler idi. Isa aleyhisselam semaya cikaril- 
dikdan sonra, haberler, rivayetler toplanarak incil kitab- 
lan yazihp, cahillerin ellerinde dolasdi. Terceme edilirken 
de degisdirildiler. Bu incillerde birbirlerine ve akla uymi- 
yan cok bilgi vardi. Hatta, birbirlerini nakz etmekde, cii- 
riitmekdedirler. Bu hal, aym incilin muhtelif yazmalann- 
da da mevcuddur. Bu farklar, muhalefetler karsisinda, her 
asrda papazlar toplanarak, incilleri tashih etmek zorunda 
kalmislar, bircok ilaveler, cikarmalar yapmislar, dinden 
olmiyan pek cok sacma seyleri de kansdirmislardir. insan- 
lan, bu kitablara inanmaga zorlamislardir. Bunlardaki ya- 
zilann cogu, Isa aleyhisselamin ve Havarilerin sozleri de- 
gildir. Bunun icin, muhtelif firkalara aynldilar. Her asrda, 
yeni mezhebler meydana geldi. Cogu, eskilerden aynldi. 
Hepsi de, ellerindeki incillerin Isa aleyhisselamin getirdi- 
gi dinin kitabi olmadigini bilmekdedirler. 

Musa aleyhisselamin dinini ve mu'cizelerini bildiren 
yehudf kitablan da boyledir. Buradaki zeman farki daha 
fazladir. Musa aleyhisselam, bir rivayetde, Muhammed 
aleyhisselamin hicretinden 2348 sene evvel vefat etdi. 
Aradaki cahiliyyet asrlannda, musevi dininin sahih olarak 
nakli imkansiz oldu. Buhtiin-nasar gibi zalimler de, yehu- 
di din adamlanni oldiirdii. Bir kismini da, Beyt-iil-mukad- 
desden Babil sehrine esir gotiirdu. Hatta, Kudiisde, Tev- 
rat okuyacak kimse kalmadigi zemanlar oldu. Danyal 
aleyhisselam, Tevrati ezber okur ve yazdinrdi. Boylece, 
degismekden kurtardi ise de, ondan sonra, onun yazdir- 
diklan da degisdirildi. Allahii tealaya ve Peygamberlere 
yakismayacak, cirkin yazilar kansdinldi. 

Muhammed aleyhisselamin zemanindan sonra, Onun 
ummeti icinde cahilligin yayilmadigini her millet biliyor. 
Hele muslimanlar arasinda, ilm yiikselmis, btiyiik islam dev- 
letleri tesekkiil ederek, ilmi, fenni, adaleti, insan haklanni 
her tarafa yaymislardir. Simdi, akh ve insafi olan bir kim- 

-115- 



se, bu tic dini tedkik ederse, elbette islamiyyete tabi' olur. 
Ctinki maksad, hak olan dini bulmakdir. Yalan soylemek, 
iftira etmek, islamiyyetde haramdir. Ayet-i kerimeler ve 
hadis-i serifler, ikisini de siddet ile yasak etmisdir. Herhan- 
gi bir kimseye iftira etmek, biiyiik gtinah olunca, Resulul- 
laha iftira etmek, katkat daha fena, katkat daha haramdir. 
Bundan dolayi da, Muhammed aleyhisselami ve mu'cize- 
lerini bildiren islam kitablannda, hicbir yalan, hicbir hata 
olamaz. Akli olan, insafh kimsenin, inadi birakip, sonu fe- 
laket olan dini terk etmesi ve hak ve se'adet yolu olan di- 
ne tabi' olmasi lazimdir. Diinya hayati cok kisadir. Her gxi- 
nii gecip hayal olmakdadir. Her insanin sonu olximdur. 
Bundan sonrasi da, ya daimi azab veya ebedi ni'metlerdir. 
Bunlarm vaktleri, herkese siir'at ile yaklasmakdadir. 

Ey insan! Kendine merhamet et! Akhndan gaflet per- 
desini kaldir! Batihn batil oldugunu gorerek, ondan kur- 
tulmaga cahs! Hakkin hak oldugunu da gorerek, ona tabi' 
ol, sanl! Verecegin karar, cok biiyiik, cok muhimdir. Vakt 
ise, cok azdir. Muhakkak oleceksin! Oldiigun vakti dii- 
siin! Basina geleceklere hazirlan! Hakka tabi' olmadikca, 
ebedi azabdan kurtulamazsin! Son pismanhk faide ver- 
mez. Son nefesde hakki tasdik etmek kabul olmaz. Fekat, 
muslimanin giinahlanna tevbe etmesi, kabul olur. O gun, 
Allahii teala, (Kulum! Sana akl nurunu vermisdim. Bu- 
nun ile, beni anlamam, bana ve Peygamberim Muham- 
med aleyhisselama ve Onun getirdigi islam dinine iman 
etmeni emr etmisdim. Bu Peygamberin gelecegini, Tev- 
ratda ve incilde haber vermisdim. ismini ve dinini her 
memlekete yaydim. isitmedim diyemezsin. Gece giindiiz, 
diinya kazanci icin, diinya zevkleri icin cahsdin. Ahiretde 
basina gelecekleri hie diisiinmedin. Gaflet icinde iken, 
mevtin pencesine diisdiin) derse, ne cevab vereceksin? 

Ey insan! Basina gelecekleri diisiin! Omriin tiikenme- 
den, akhni basina topla! Etrafinda gordiigiin, konusdugun, 
sevdigin, korkdugun kimselerin hepsi, birer birer oldii- 
ler. Birer hayal gibi, gelip gitdiler. iyi diisiin! Ebedi ates- 
de yanmak, ne biiyiik azabdir! Sonsuz ni'metler icinde 

-116- 



yasamak ise, ne biiyxik ni'metdir. Bunlardan birini secmek, 
simdi senin elindedir. Herkesin sonu, bu ikisinden biri ola- 
cakdir. Bundan kurtulmak imkansizdir. Bunu dusiinme- 
mek ve tedbir almamak, bxiyiik cahillik ve cinnetdir. Alla- 
hii teala, hepimizi akla tabi' olanlardan eylesin! Amin. 

(Kavl-us-sebt ff redd-i ala deavil-protestanet) kitabin- 
da diyor ki: Allame Rahmetullah efendi' 11 , (izhar-iil-hak) 
kitabinda buyuruyor ki: islamiyyet baslamadan evvel, hic- 
bir yerde, hakiki Tevrat ve hakiki incil yok idi. Simdi 
mevcud olanlar, dogru ile yalan kansik haberlerden mey- 
dana getirilmis tarih kitablandir. Kur'an-i kerimde bildiri- 
len, Tevrat ve Incil, simdi mevcud olan Tevrat ve incil 
ismlerindeki kitablar degildir. Bunlardaki bilgilerden, 
Kur'an-i kerimin tasdik etdikleri dogrudur. Red etdikle- 
ri dogru degildir. Kur'an-i kerimde bildirilmiyenleri hak- 
kinda, dogru ve yanks demeyiz. Dort incilin, Allah kela- 
mi oldugunu bildiren, bir sened mevcud degildir. Hindis- 
tanda konusdugu ingiliz papazi da, bunu kabul etmis ve mf- 
ladi313 senesine kadar, diinyada meydana gelen, biiyiik 
kansikliklarda, bu senedler gayb oldu demisdir. Horn, 
Incil tefsirinin ikinci cildinde ve tarihci Mocheim' 2 ', 1332 
[m. 1913] baskih tarihinin birinci cildi, 65. ci sahifesinde ve 
Lardis, incil tefsirinin besinci cildi, 124. cii sahifesinde, in- 
cillerde ilaveler, degisiklikler yapildigi yazihdir. Cirum' 31 
diyor ki, (incili [Kitab-i mukaddesi] terceme edecegim 
zeman, birbirlerine benzemediklerini gordiim). Adam 
Clarke' 41 , tefsirinin birinci cildinde diyor ki, (incilin latin- 
ceye tercemeleri yapihrken, cok degisikliklere ugradi. 



[1] Rahmetullah Hindi, 1306 [m. 1889] da Mekkede vefat etdi. 

[2] Mocheim Johann Lorenz Von, Alman protestan papazi ve tarihci. 

1694 de Lubeckde dogdu. 1174 [m. 1755] de Goffindende oldu. En 

meshur eseri (Mukaddes Incil tarihi)dir. 
[3] Cirum, Jerome Saint, Istanbulda iic sene kaldi. 382 de Romaya gitdi. 

Papanin sekreteri oldu. Kitab-i mukaddesi [Incili] latinceye terceme 

etdi. 30 Eyllilde yortusu yapihr. Yapdigi terceme kiliselerin resmi ki- 

tabi oldu. 
[4] Adam Clarke, 1179-1249 [m. 1760-1832] Irlandah Incil vaizi. Meshur 

eseri (Kitab-i Mukaddes tefsiri)dir. 

-117- 



Birbirine uymiyan ilaveler yapildi). Katolik Ward' 11 , 1841 
baskih kitabinin onsekizinci sahifesinde diyor ki, (Sarkda- 
ki miilhidler, incilin cok yerini degisdirdiler. Protestan pa- 
pazlan, kral birinci Jamese verdikleri raporda, diia kitabi- 
mizdaki Zeburlar, ibrani olanlara benzemiyor. ilave, ci- 
karma ve tebdil olarak, ikiyiize yakin degisiklik vardir). 
Protestan papazlan, bunu daha da degisdirdiler. Rahme- 
tullah efendinin kelami burada temam oldu. (izhar-iil- 
hak) kitabinda, boyle nice misaller bildirilmekdedir. iz- 
zeddin Muhammedinin (El-fasilu-beynel-hak vel-batil) ve 
Abdiillah-i Terciimamn (Tuhfe-tiil-erib) kitablannda da, 
incfllerdeki degisikliklerin misalleri yazihdir. 

Biitiin papazlar biliyor ki, Isa aleyhisselam, birsey yaz- 
madi ve yazih birsey birakmadi, bir kimseye de yazdirma- 
di. Dinini yazih olarak bildirmedi. Semaya cikanldikdan 
sonra, Iseviler arasinda aynhklar basladi. Birleserek din 
bilgilerini tesbit etmediler. Sonradan, elliden fazla incil 
yazildi. Bunlar arasindan dordii secildi. Isa aleyhisselam- 
dan sekiz veya oniki sene sonra, Filistinde siiryani lisanin- 
da (Matta) incili yazildi. Bu incilin bu niishasi yokdur. 
Yunani tercemesi denilen niishasi mevcuddur. (Markos) 
Incili, otuz sene sonra, Romada yazildi. (Luka) incili, yir- 
misekiz sene sonra, iskenderiyyede, yunani olarak yazildi. 
(Yuhanna) incili, otuzsekiz veya altmisbes sene sonra, Ef- 
sus sehrinde yazildi. Hepsinde, rivayetler ve hikayeler ve 
Isa aleyhisselamdan sonra hasil olan ba'zi seyler yazihdir. 
Luka ve Markos, Havarilerden degildiler. Baskalanndan 
isitdiklerini yazdilar. Bunlan yazanlar, kitablanna incil 
demedi. Tarih kitabi dediler. Sonra terceme edenler, incil 
dediler. 

isbu (Kavl-iis-sebt) kitabi, bir protestan papazinin, 
arabi olarak Misrda yazip basdirdigi (Ekavil-iil-Kur'aniy- 
ye) kitabma cevab olarak, seyyid Abdiilkadir iskendera- 
ni tarafmdan 1341 [m. 1923] senesinde yazilmis, 1990 



[1] Ward William George, 1228-1300 [m. 1812-1882], meshur katolik Ingi- 
liz papaz. En meshur eseri, (Hirisliyan kilisesinin ideali)dir. 

-118- 



senesinde (Hakikat Kitabevi) tarafindan, arabi (Es-sirat- 
ul-mustekfm) ve (Hulasat-iil-kelam) kitablan ile birlikde 
basdinlmisdir. 

Ttirkce (Izah-ul-meram) kitabinda diyor ki: 
Asl incil, ibrani lisaninda idi ve yehudiler, Isa aleyhis- 
selami i'dam etmek icin, yakaladiklannda, onu imha etdi- 
ler. Isa aleyhisselamin da'vet zemani olan tie senede, bir 
stireti yazilmamisdi. Hiristiyanlar, asl incili inkar ediyor- 
lar. Bunlann incil dedikleri dort kitabda, hicbir ibadet 
mevctid degildir. Yalniz Isa aleyhisselamin yehtidilerle 
olan mtinakasalan yazihdir. Halbuki, din kitabi, ibadetle- 
ri bildiren kitab demekdir. Tevrata gore ibadet ediyoruz 
derlerse, yevm-i septe [Cumartesi gtintine] ehemmiyyet 
vermek, stinnet olmak, her sabah ve aksam ayakda dtia et- 
mek, ma'ltim gtinlerde oruc tutmak, kadini bosamak hak- 
lanna malik olmak ve hinzir eti yimemek gibi, Tevratin 
mtihim emrlerini nicin yapmiyorlar? Bunlann terk edil- 
mesi icin, incfllerinde bir haber de yokdur. Halbuki, 
Kur'an-i kerimde, her ibadet, gtizel ahlak, huktik, ticaret, 
zira'at ve fen bilgilerine tesvik, uzun bildirilmisdir. Cisma- 
ni ve rtihani her mtiskilat hal edilmisdir. 

Sairler, edibler, kafirler, bindortytiz seneden beri, cok 
cahsdiklan halde, Kur'an-i kerimin bir ayetinin benzeri- 
ni soyleyemediler. Kelimeleri arabi olup, her yerde kul- 
lamldigi halde, bir ayetinin benzerinin soylenememesi, 
onun mu'eize oldugunu gostermekdedir. Muhammed 
aleyhisselamin diger mu'cizeleri bitmis, yalniz ismleri 
kalmis, Kur'an-i kerim ise, her zeman ve her yerde, gtines 
gibi parlamakdadir. Her derde ilac ve derman olmakda- 
dir. Allahti teala, btittin kullarmi mes'ud etmek icin, onu 
Habib-i ekremine ikram ve inzal buyurmusdur. Sonsuz 
lutf ve merhameti ile, tahrif ve tebdilden hifz ve himaye 
eylemisdir. Diger ktittib-i semaviyye icin, boyle bir va'd- 
de bulunmamisdir. [Allahti teala, Kur'an-i kerimi, sevgi- 
li Peygamberi Muhammed aleyhisselama, Cebrail ismin- 
deki melek ile, parca parca, yirmitic senede gonderdi. 
Birinci halife Ebu Bekr "radiyallahti teala anh" da, Alla- 

-119- 



hii tealanin gonderdigi bu ayetleri, bir araya cem' etdirip, 
yazdirdi. Boylece, (Mushaf) denilen biiyiik bir kitab mey- 
dana geldi. Otuziicbin Sahabi, bu Mushafm, Muhammed 
aleyhisselamin bildirdiginin ayni olduguna, sozbirligi ile 
karar verdi. (Riyad-un-nasihih) 375. ci sahifesinde diyor 
ki, (Kur'an-i kerimde 6236 ayet vardir). Ba'zi biiyiik ayet- 
ler, kiiciik ayetlere aynhnca, ayet adedi cogalmakdadir. 
Boylece, ayet adedi 6366 olan Mushaflar mevcuddur. Mu- 
hammed aleyhisselam, Kur'an-i kerimin hepsini Eshabina 
izah etdi, acikladi. islam alimleri, Eshab-i kiramdan isit- 
diklerini yazdilar. Binlerce tefsir kitablan meydana geldi 
ve her memlekete yayildi. Simdi, diinyamn her yerindeki 
Kur'an-i kerimler, birbirlerinin aynidir. Aralannda, bir 
harf, bir nokta bile fark yokdur.] 

Biitiin Peygamberlerin dinleri, kendi zemanlannin ih- 
tiyaclanna uygun oldugundan, birbirlerinden farkh idi. 
Fekat, hepsinde, iman edilecek seyler ayni idi. Hepsi, 
Allahii tealanin bir oldugunu, oldiikden sonra, tekrar 
dirilmek oldugunu bildirdiler. Tesniyenin dordiincii fash- 
nin otuzdokuzuncu ayetinde (Yerlerin ve goklerin sahibi 
birdir, baska yokdur), altinci fashnda, (Ey israil dinle! Al- 
lahimiz, Rabbimiz birdir) ve (Sifr-iil-miiluk-i salis)de, Sii- 
leyman aleyhisselam Beyt-iil-mukaddesi (Kudiisdeki 
Mescid-i aksayi) insa edince, (Ey israilin Allahi! Yerde 
ve goklerde, senin gibi Rab yokdur. Sen yerlere ve gok- 
lere sigmazsin. Nerde ki, bu yapdigim eve) dedigi yazih- 
dir. (Sifr-ul-miiluk-il-evvel)de (Samoil l)in onbesinci 
fashnin 29.cu ayetinde, (Samoil) Peygamberin (israilin 
azizi, ya'ni ilah ve ma'budu, yalan soylemez ve nedamet 
etmez. Ciinki O, insan degildir) dedigi yazihdir. (Es'iya) 
Peygambere aid oldugu soylenen kitabin kirkbesinci ba- 
binda, (Benim Rab! Benden gayn Allah yokdur. Nuru ve 
zulmeti yaratan, hayn, serri halk eden Ben'im) demekde- 
dir. Matta incilinin ondokuzuncu babinda, (Bir kimse, ona 
dedi ki, ey iyi muallim! Ne iyilik yapayim ki, ebedi haya- 
ta nail olayim? Ona cevab olarak, bana nicin iyi diyorsun? 
Birden gayn iyi yokdur. O Allahdir. Ebedi hayata kavus- 

-120- 



mak istersen, Onun nasihatlarim yap!) dedigi yazihdir. 
Markosun onikinci babinda, (Katiblerden biri, birinci emr 
nedir) dedi. Isa aleyhisselam, ona cevab olarak, (Emrlerin 
birincisi, Rabbimiz birdir. Biitiin kalbin ile, biitiin takatin 
ile, Rabbini sev!) demekdedir. Muhammed aleyhisselam 
da, boyle buyurdu. 

Muhammed aleyhisselami tekzib eden [inanmiyan] 
kimse, biitiin Peygamberlere inanmamis olur. (Ekanfm-i 
selase) denilen (Teslfs)e [iic Tannya] inanmak, biitiin 
Peygamberleri tekzib olmakdadir. Teshs akidesi, Isa aley- 
hisselamin semaya urucundan cok zeman sonra zuhur et- 
di. Bundan once, (Nasara) da, (Tevhfd) akidesinde idiler 
ve Tevrat ahkamini icra ediyorlardi. Putperestlerden cogu 
ve Yunan feylesoflari nasrani olunca, eski i'tikadlanndan 
teshsi de nasranilige kansdirdilar. Nasara dinine, teshs 
akidesini ilk kansdiran, miladin ikiyiiz senesinde (Sebli- 
yus) isminde bir papaz oldugu ve bu sebeble, cok kan do- 
kiildiigii, fransizca (Kurret-iin-niifus) kitabinda ve arabi 
tercemesinde uzun yazihdir. O zeman, bircok alimler, tev- 
hidi miidafea etdi ve Isa aleyhisselamin bir insan ve Pey- 
gamber oldugunu bildirdiler. Ucyiiz senelerinde, iskende- 
riyyede, Aryiis, tevhidi i'lan ve teslisin fasid ve batil oldu- 
gunu nesr etdi. 325 senesinde, biiyiik Kostantinin iznikde 
topladigi papazlar meclisinde, tevhid red ve Aryiis tard 
[aforoz] edildi. Teshsin iiciincii tannsi dedikleri, (Ruh-ul- 
kuds)iin ne oldugunu kendileri de bilmiyorlar. Isa aleyhis- 
selam, annesi (Meryem-i azra)mn batninda, Ruh-ul-kuds- 
den meydana geldi diyorlar. islamiyyetde Ruh-ul-kudsiin, 
Cebrail isminde melek oldugu bildirildi' 11 . 

Semseddin Sami beg 1316 [m. 1898] tarihli [Kamus-iil- 
a'lam) kitabinda diyor ki: islam dininin peygamberi, Mu- 
hammed aleyhisselamdir. Babasi Abdullah, dedesi Abdiil- 
muttalib bin Hasim bin Abd-i Menaf bin Kusay bin Kilab- 



[1] (Izah-ul-meram) kitabmi, Manastirli Abdullah Abdi bin Destan Musta- 
fa beg yazmisdir. Kendisi, 1303 [m. 1885] de vefat etmisdir "rahmetulla- 
hi aleyh". Kitab, 1288 [m. 1871] de Istanbul Edirnekapi haricinde, Mus- 
tafa pasa tekkesi seyhi Yahya efendi matbaasinda tab' edilmisdir. 

-121- 



dir. Tarihcilere gore, mfladin 571. ci senesinde, Nisan ayi- 
nin yirmisine rasthyan, Rebf'ul-evvel ayinin onikinci pa- 
zartesi gecesi, sabaha karsi, Mekke sehrinde diinyaya gel- 
misdir. Annesi, Vehebin kizi Amine, Aminenin babasi 
da, Abd-i Menaf bin Ziihre bin Kilabdir. Kilab, Peygam- 
berimizin babasi olan Abdiillahin biiyiik dedesidir. Ab- 
dullah, ticaret icin Sama gidip, avdetinde Medine civann- 
da (Dar-iin-nabiga)da vefat etdi. Yirmibes yasinda idi. 
Oglunu goremedi. Bes sene, siit annesi Halimenin kabfle- 
sinde kaldi. Bu Beni Sa'd kabflesi, Arabistamn en fasih, 
en giizel konusan kabilesi idi. Bunun icin, Muhammed 
aleyhisselam pek fasih konusurdu. Alti yasinda iken, 
Amine, oglunu Medinedeki dayilanna gotiiriip, orada ve- 
fat etdi. Dadisi, Umm-i Eymen kendisini Mekkeye geti- 
rip, Abdulmuttalibe teslim etdi. Sekiz yasinda iken Ab- 
diilmuttalib de vefat ederek, amcasi Ebu Talibin evinde 
kaldi. Oniki yasinda iken, Ebu Talib ile, ticaret icin Sama 
gitdi. Onyedi yasinda iken, amcasi Ziibeyr Yemene go- 
tiirdii. Yirmibes yasinda iken, Hadfce "radiyallahii an- 
ha"nin kervani ile, ticaret icin, Sama gitdi. Akh, edebi, gii- 
zel ahlaki ve cahskanhgi ile meshur oldu. iki ay sonra, 
Hadfce ile izdivac eyledi. Kirk yasinda iken, Cebrail is- 
minde melek gelerek, peygamber oldugu bildirildi. En ev- 
vel Hadice, sonra Ebu Bekr ve cocuk olan Ali ve Zeyd 
bin Harise iman etdi. Kirkiic yasinda iken, herkesi dine 
da'vet etmesi emr olundu. Miisrikler, eza, cefa etdiler. El- 
liiic yasinda iken, Allahii tealamn izni ile Medine-i mii- 
nevvereye hicret etdi. Miladin 622. ci senesi Eyliil ayinin 
yirminci ve Rebf'ul-evvelin sekizinci pazartesi giinii, Me- 
dinenin Kuba koyiine geldi. Hazret-i Omer halife iken, 
bu senenin Muharrem ayinin birinci giinii, (Hicrf kamerf ) 
sene basi kabul edildi. Temmuz ayinin onaltinci cum'a gii- 
nii idi. Eyluliin yirminci giinii de, (Hicrf semsf) sene basi 
oldu. 623. cii miladi sene basi, hicrf semsf ve kamerf sene- 
lerin birincisinde oldu. Kafirlere karsi gaza ve cihad yapil- 
masi emr edilince, hicretin ikinci senesinde (Bedr gazasi) 
oldu. 950 kafirden elli kisi katl ve 44 ii esfr edildi. Uciincii 

-122- 



senede (Uhud gazasi) oldu. Kafirler iic bin, muslimanlar 
700 kisi idi. 75 Sahabi sehid oldu. Bu senede, kadinlann 
ortiinmelerini emr eden ayetler nazil oldu. Dordiincii se- 
nede (Hendek gazasi), besinci senede (Benf Mustalak ga- 
zasi) oldu. Altinci senede Hudeybiyede (Brat-iir-ndvan) 
anlasmasi oldu. Yedinci senede (Hayber gazasi) oldu ve 
Bizans hukiimdan Kaysere ve Iran sahi Kisraya islama 
da'vet mektublan gonderildi. Sekizinci senede Herakliyii- 
siin rum ordusu ile (Mute gazvesi) oldu ve (Mekke feth) 
edildi ve (Huneyn gazasi) oldu. Dokuzuncu senede, (Te- 
biik gazasi)na gidildi. Onuncu senede (Veda' hacci) yapil- 
di. Onbirinci senesinde, oniic gun humma hastahgi olup, 
Rebi'ul-evvelin onikinci pazartesi giinii, mescidine bitisik 
odasinda, 63 yasinda vefat etdi. 

Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" daima giiler 
yiizlii, tath sozlii idi. Miibarek yiiziinde nur parlardi. G6- 
renler, asik olurdu. Hilmi, sabn, giizel ahlaki, binlerce ki- 
tabda yazihdir. Hadiceden "radiyallahii anha' 7 iki erkek, 
dort kiz evladi oldu. Misrh Mariyeden de bir oglu oldu. 



64.cii sahife, 15. ci maddenin dipnotu: 

Biiyiik alim, seyyid Abdiilhakim Arvasi "rahmetullahi aleyh" Istan- 
bulda yazmis oldugu (Eshab-i kiram) risalesinde diyor ki, (Resulullahin 
miibarek kizi hazret-i Fatima ile kiyamete kadar, cocuklan, Ehl-i beyt- 
dirler. Bunlan, asi olsalar da sevmek lazimdir. Bunlari sevmek, kalb ile, 
beden ile ve mal ile yardim, hurmet ve haklanna ri'ayet etmek, iman ile 
olmege sebeb olur. Suriyenin Hama sehrinde, seyyidler icin mahkeme 
vardi. Misrdaki Abbasi halifeleri zemamnda, Hasenin "radiyallahii tea- 
la arm" evladlanna ($erif) ismi verilerek beyaz sank sarmalan, Hiisey- 
nin "radiyallahii teala anh" evladma (Seyyid) ismi verilerek, yesil sank 
sarmalan tensib edildi. Bu miibarek siilaleden dogan miibarek cocuklar, 
iki sahid ile, hakim huzurunda tescil edilirdi. Sultan Abdiilmecid Han 
"rahmetullahi teala aleyh" zemamnda mason Resid Pasa, ingilizlerin 
emri ile, bu mahkemeleri kaldirdi. Soysuz ve mezhebsiz olanlara da sey- 
yid denildi. Uydurma acem seyyidleri her tarafa yayildi. (Fetava-i-hadf- 
siyye)de diyor ki, (Islamiyyetin ilk zemanlannda, Ehl-i beytden olanla- 
nn hepsine serif denilirdi. Mesela, serif -i Abbasi, serif -i Zeyneli denirdi. 
Fatimi sultanlan si'i idi. Yalmz Hasen ve Hiiseyn evladma serif dediler. 
Misrdaki Turkmen sultanlanndan Esref Sa'ban bin Hiiseyn 773 [m. 
1371] senesinde, seyyidlerin seriflerden aynlmalan icin, yesil sank sar- 
malanm emr eyledi. Bu adetler her yere yayildi ise de, ser'i bir degeri 
yokdur.) (Mir'at-i kainat)da ve (Mevahib-i lediinniyye)nin tiirkce terce- 
mesinde ve Zerkani serhinde, yedinci maksadin iiciincu fashnda, bu hu- 
susda tafsilat vardir.) 

-123- 



Fatimadan maadasi kendisi hayatda iken vefat etdiler. 
(Kamus-ul-a'lam)in yazisi burada temam oldu. 

imam-i Gazali, (Kimya-yi se'adet) kitabinda diyor ki, 
(Allahii teala, kullanna, peygamberler gonderdi. Bu bii- 
yiik insanlar vasitasi ile, kullanna, se'adete ve felakete se- 
beb olan seyleri bildirdi. Peygamberlerin en yiiksegi, en 
iistiinti ve sonuncusu, (Muhammed) aleyhisselamdir. Bii- 
tiin insanlara, her millete peygamberdir. Diinyamn her 
yerinde, herkesin O yiice Peygambere inanmasi ve Ona 
tabi' olmasi lazimdir). 

SONSOZ 

Hulasa, (Din) demek, Allahii tealanin razi oldugu seyleri 
ve yapilmasi lazim olan ibadetleri ve diinyada ve ahiretde 
se'adete kavusmagi ogretmek icin, Allahii teala tarafindan 
Peygamberlere bildirilen ahkam demekdir. insanlann, nok- 
san akllan ile soyledikleri evham ve hayallere din denmez. 
Akl, dinin emr ve yasaklanni anlamaga ve bunlara uymaga 
yarar. Emr ve yasaklardaki esran ve bunlann hakikatlerini, 
sebeblerini anhyamaz. Bunlann iizerinde fikr yiiriitemez. Bu 
hikmetler, Allahii tealanin, Peygamberlere bildirmesi ile ve 
Evliyamn kalblerine ilham ve tecelli olunmasi ile ogrenilir. 
Bu da, ancak Allahii teala tarafindan ihsan olunur. 

Simdi, diinya ve ahiret se'adetine kavusmak ve Allahii 
tealanin nzasini kazanmak icin, miisliman olmak lazimdir. 
Miisliman olmiyana (Kafir) denir. (Miisliman olmak) icin, 
Muhammed aleyhisselamin Peygamber olduguna (Iman et- 
mek) [inanmak] ve (ibadet etmek) lazimdir. ibadet, biitiin 
sozlerini ve islerini Muhammed aleyhisselamin dinine uy- 
durmak demekdir. ibadetleri hicbir menfe'at diisiinmiye- 
rek, yalniz Allahii tealanin emri oldugu icin, yapmak lazim- 
dir. (Ahkam-i islamiyye), Kur'an-i kerimde ve hadis-i serif- 
lerde bildirilmis olan (ahkam) [emrler ve yasaklar] demek 
olup, fikh, ya'ni ilm-i hal kitablanndan ogrenilir. Ahkam-i 
islamiyyeyi ya'ni her miislimamn yapmasi ve sakinmasi emr 
edilen ahkami, ogrenmek, erkeklere de, kadinlara da (Farz-i 
ayn)dir. Bunlar, insanlan, ruhi ve bedeni hastahklardan 
muhafaza eden devalardir. Tib, san'at, ticaret ve hukuk bil- 
gilerini ogrenmek icin, liselerde ve iiniversitelerde, seneler- 

-124- 



ce calisildigi gibi, ( Jlm-i hal) kitablanni ve arabi lisanini 6g- 
renmek icin de, senelerce calismak lazimdir. Bunlan ogren- 
miyenler, ingiliz casuslarimn ve bunlara aldanmis ve satilmis 
olan din adami seklindeki munafiklann ve zalim, hain devlet 
adamlannin yalanlanna, iftiralanna aldanarak, diinyada ve 
ahiretde felaketlere, azablara siiriiklenirler. 

(Kelime-i sehadet)i soylemege ve inanmaga (Iman) de- 
nir. Soyliyen ve ma'nasim bilip inanan kimseye (Mii'min) 
denir. (Kelime-i sehadet) (Eshedii en la ilahe illallah ve es- 
hedii enne Muhammeden abdiihu ve resuluh)dur. Ma'nasi, 
(Allahdan baska ilah [ma'bud] yokdur ve Muhammed aley- 
hisselam, Onun kulu ve bxitxin insanlara gonderdigi resulii- 
diir). Ondan sonra hie Peygamber gelmiyecekdir, demekdir. 
(Merakil-felah) kitabimn Tahtavi hasiyesinde, kaza nemaz- 
lan sonunda diyor ki, (Allahii tealamn, yalniz var oldugu- 
na inanmak kafi degildir. Seriki var diyen kafirler de, var ol- 
duguna inaniyor. Mii'min olmak icin, hem var olduguna, 
hem de, [bir, diri, kadir, alim, irade sahibi gibi] sifatlan ol- 
duguna, herseyi gordugiine ve isitdigine ve Ondan baska ya- 
ratici olmadigina da inanmak lazimdir). Muhammed aley- 
hisselamin, (Resul=Peygamber) olduguna inanmak demek, 
her soziinlin, Allahii teala tarafindan Ona bildirilmis oldu- 
guna inanmakdir. Allahii teala, (islamiyyet)i, ya'ni iman ve 
amel bilgilerini Kur'an-i kerim vasitasi ile, Ona bildirdi. Yap- 
mak icin olan emrlere (Farz) denir. Yasaklara (Haram) de- 
nir. Ikisine birden (Ahkam-i islamiyye) denir. Bir insan, 
musliman olur olmaz, insanlar arasina yayilmis olan islam 
bilgilerini ogrenmesi, ona hemen farz olur. Bunlan ogren- 
mege ehemmiyyet vermezse, ogrenmege liizum yok derse, 
fmam gider, (Kafir) olur. Kafir olarak olen bir kimsenin, 
ahiretde hie afv olunmiyacagi ve Cehennemde ebedi, son- 
suz yanacagi ayet-i kerimelerde ve hadis-i seriflerde, acikca 
bildirilmisdir. (Mektubat Tercemesi) kitabimizdaki 266. ci 
mektubda da uzun yazihdir. Imam gidene (Miirted) denir. 
Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere, dogru olarak inanan- 
lara (Ehl-i stinnet) denir. Allahii teala, cok merhametli ol- 
dugu icin, herseyi acik olarak bildirmedi. Ba'zilanm kapah 
olarak bildirdi. Kur'an-i kerime ve hadis-i seriflere inanip 
da, ba'zi yerlerine, Ehl-i siinnet alimlerinin bildirdikleri 

-125- 



gibi ma'na vermiyenlere (Mezhebsiz) denir. Mezhebsizler- 
den, yalniz kapali bildirilmis olan iman bilgilerine yanlis 
ma'nalar verene (Bid'at ehli) veya (Sapik) miisliman denir. 
Acik bildirilmis olanlara yanlis ma'na verene (Miilhid) de- 
nir. Miilhid, kendini miisliman bilir ise de, kafirdir. Bid'at sa- 
hibi kimse, kafir degildir. Fekat, muhakkak Cehennemde 
cok azab gorecekdir. Ehl-i siinnet alimlerinin hak yolda ol- 
duklanni, ustiinluklerini bildiren kitablar arasinda, Sudanli, 
faziletli Muhammed Siileyman efendinin (Mahzen-iil-fikh- 
il-kiibra) kitabi cok kiymetlidir. Miisliman olmadigi halde, 
miisliman goriinerek, acik bildirilmis olan bilgilere, kendi 
akhna, fen bilgilerine gore bozuk ma'nalar vererek, miisli- 
manlan aldatan kafirlere (Zindik) denir. 

Ehl-i siinnet alimleri, ahkam-i islamiyyenin kapali bildi- 
rilmis olan kismlanndan, ba'zilanni, farkli anladilar. Boyle- 
ce, amelde, ya'ni ahkam-i islamiyyeye uymakda, dort ayn 
mezheb meydana geldi. Bunlara, (Hanefi), (Malikf), (Sa- 
fi'f) ve (Hanbelf) mezhebleri denir. Bu dort mezhebin 
imanlari aynidir. ibadet yapmakda biraz farklidirlar. Bir- 
birlerini din kardesi bilirler. Her miisliman, diledigi mezhe- 
bi secerek, bunu taklid eder. Her isini, secdigi mezhebe go- 
re yapar. Muslimanlann, dort mezhebe aynlmalan, Allahii 
tealanin rahmetidir. Mushmanlara biiyiik merhametidir. 
Bir miisliman, kendi mezhebine gore ibadet yaparken, bir 
zahmet, bir mesakkat hasil olursa, baska bir mezhebi taklid 
ederek, bu isi kolayca yapar. Baska mezhebi taklid edebil- 
mek icin lazim olan sartlar (Se'adet-i Ebediyye) kitabinda 
yazihdir. 

Ibadetlerin en muhimmi nemazdir. Nemaz kilanin, miis- 
liman oldugu anlasihr. Nemaz kilmiyanin, miisliman oldu- 
gu siibhelidir. Bir kimse, nemaza ehemmiyyet verir, fekat 
ozrii olmadigi halde, tenbellikle terk ederse, Maliki, Safi'i 
ve Hanbeli mezheblerinde, mahkemece katl olunur. Hane- 
fide, nemaza baslayincaya kadar habs olunur ve acele ka- 
za etmesi emr olunur. (Durr-ul-miinteka) ve (ibni Abi- 
dfn)de ve Hakikat Kitabevinin nesr etdigi (Kitab-iis-sa- 
lat)da diyor ki, (Bes vakt nemazi, ozrsiiz terk etmek ve 
vaktinde kilmamak, birbirinden ayn iki biiyiik giinahdir. 
Terk etdigi icin kaza etmek, vaktinde kilmadigi icin, hac ve- 

-126- 



ya tevbe etmek lazimdir). Kaza etmeyenin tevbesi zaten 
kabul olmaz. Her gun, bes farz nemazindan evvel ve sonra 
kilinan (revatib siinnetler) yerine de kaza kilip, bxiyxik gxi- 
nahdan kurtulmak lazimdir. Farz borcu varken, hicbir siin- 
netinin ve nafile nemazlannin, sahih olsalar bile, kabul ol- 
miyacagi, ya'ni, Allahii tealamn va'd etdigi sevablara, fai- 
deli seylere kavusamiyacagi, mu'teber kitablarda yazilidir. 
Bu yazilar, (Se'adet-i Ebediyye) kitabimizda bildirilmisdir. 
Nemazi ozr ile fevt etmek, kacirmak, (giinah) olmaz ise de, 
kilamadigi farzlan da, acele kaza etmesi, dort mezhebde de 
lazimdir. Ancak, Hanefide, nafaka temini icin calisacak ze- 
man kadar ve revatib siinnetleri ve hadis-i seriflerde bildi- 
rilmis olan nafile nemazlan kilacak zeman kadar gecikdir- 
mesi caiz olur. Ya'ni, kazalan, bu sebeblerle gecikdirme- 
mesi, iyi olur. Ozr ile fevt edilmis farz borcu olanin, revatib 
siinnetleri ve nafileleri kilmasi, diger iic mezhebde caiz de- 
gildir, haramdir. Ozr ile fevt edilmis nemazlar ile ozrsiiz 
terk edilmis nemazlan birbiri ile kansdirmamalidir. Aym 
olmadiklan, (Diirr-iil-muhtar)da ve (ibni Abidfn)de ve 
(Diirr-ul-munteka)da ve (Merakil-felah)in Tahtavi serhin- 
de ve (Cevhere)de acik yazilidir. 

[Koyde, yolda, nemaz kilmak icin kible cihetini bilmek 
lazimdir. Bunun icin, giines goren bir topraga bir cubuk di- 
kilir. Yahud bir ipin ucuna anahtar, tas gibi bir sey baglamp 
sarkitilir. Takvim yapraginda yazili (Kible saali) vaktinde, 
cubugun, ipin golgesi kible istikametini gosterir. Golgenin 
giinese karsi tarafi kible ciheti olur.] 

13 Eyliil 1996 gunti istanbulda cikan (Tiirkiye) gazetesinde di- 
yor ki: 

Batili islam diismanlan yeri geldiginde, kaba kuvvet ile, yeri 
geldiginde cesidli oyunlarla elde etdikleri islam devletlerini, islam 
milletlerini asrlarca somiirdiiler. Bu iilkelerin, yer iistii, yer alti ne 
kadar servetleri varsa bunlan alip gotiirdiiler. Aynca ma'nevi yon- 
den hem dinlerini, hem de dillerini, orf ve adetlerini kaybetdirdi- 
ler. Bu islam diismam somiirgeci devletlerin basini ingiltere ceki- 
yordu. 

Ingiliz somurgelerinin en onemlisi, Hindistan idi. ingilizlere 
diinya hakimiyetini te'min eden, onun, nihayetsiz tabii servetleri- 
dir. Sadece birinci diinya harbinde, ingiltere bu iilkeden, birbucuk 
milyon asker ve bir milyar rupye nakdi para almisdir. 

-127- 



Bunlarm cogunu Osmanh Devletini parcalamak icin kullanrms- 
dir. Bans zemamnda ise, ingilterenin muazzam sanayi'ini yasatan, 
ingiliz ekonomisini ve maliyesini takviye eden Hindistandir. 

Hindistamn diger somiirgelerine nazaran cok onemli olmasinin 
iki sebebi vardi: Birincisi, diinyayi somiirmelerine en buyiik mani' 
olarak gordiikleri islamiyyetin Hindistanda yayilmasi ve burada 
muslimanlarm hakim olmasidir. ikincisi, Hindistamn tabii zengin- 
likleridir. Hindistam elde tutabilmek icin, Hindistan yolu uzerinde 
bulunan biitiin islam iilkelerine saldirmis, fitne ve fesad tohumlan 
ekerek, kardesi kardese kirdirmis ve bu iilkelere hakim olarak, bii- 
tiin tabii zenginliklerini ve milli servetlerini hep kendi memleketi- 
ne tasimisdir. 

Osmanh imperatorlugundaki hareketleri titizlikle takib etmek 
ve cesidli siyasi oyunlarla Osmanhlan Ruslarla harbe sokarak, 
Hindistana yardim elini uzatamiyacak hale getirip, parcalamak ve 
yok edip, isgal etmek, ingiliz siyasetinin esasi idi. 

Ingilizler, Osmanh-Rus harbi sirasmda, Hindistam, ingiltere 
kralhgma bagh bir devlet i'lan etdiler. Meshur masonlardan Mit- 
had Pasanm Osmanh devletini harbe sokmasi, islamiyyete yapdigi 
zararlann en biiyiigii oldu. Sultan Abdul'aziz Hamn sehid edilme- 
si de, Ingilizlerin oyunu idi. 

ingilizler, kendi yetisdirdikleri adamlan Osmanh devletinde 
onemli makamlara getirmislerdi. Bu devlet adamlan, ismi Osman- 
h, fikri ve zikri ingiliz idiler. Bunlarm en meshurlarmdan Mustafa 
Resid Pasa son sadra'zamhginda, alti giinluk sadra'zam iken, 
28.10.1857 de ingilizlerin Hindistan miislimanlarma yapdigi biiyiik 
Delhi katliamim tebrik etdi. Daha once de, Hindistandaki ingiliz 
zulmiine karsi ayaklanan miislimanlan basdirmak icin, ingiltere- 
den gelen yardimin Misrdan gecirilmesi icin Osmanhlardan izn is- 
tediler. Bu izn de, yine masonlar vasitasi ile verildi. 

Hindistanda ingilizler halki dinden uzaklasdirmak icin islam di- 
ninin temeli ve en bariz vasfi olan biitiin medrese ve cocuk mekteb- 
lerini kapatdilar. Halka liderlik yapabilecek biitiin alimleri ve din 
adamlanm sehid etdiler. 

ingilizler, hakim olduklan biitiin islam memleketlerinde yap- 
diklari gibi, islam alimlerini, islam kitablarim, islam mekteblerini 
yok etdiler. Tam din cahili bir genclik yetisdirdiler. 

Somiirdukleri yerleri idare edenlerin adlan, Ahmed, Mehmed, 
Mustafa, Ali gibi musliman ismleri idi. Fekat islamiyyet ile ilgileri 
sadece bu ism benzerliginden ileri gitmiyordu. Bunlarm gosterme- 
lik parlamentolan olmus, fekat hicbir zeman bagimsiz olmamislar, 
hep ingilizlerin emri ile hareket etmislerdir. 

-128-