Skip to main content

Full text of "Hakikat_Kitabevi_Turkce_Kitaplar"

See other formats


HakTkat Kitabevi Yayinlan No: 12 

MENAKIB-I 

CIHAR 

YAR-I GUZfN 

(Dort Halifenin Ustiinliikleri) 

Seyyid Eyyub bin Siddik 
Yirmiikinci Baski 




Hakikat Kitabevi 
Darussefeka Cad. 53 P.K.: 35 34083 

Tel: 0212 523 45 56-532 58 43 Fax: 0212 523 36 93 

http://www.hakikatkitabevi.com 

e-mail: bilgi@hakikatkitabevi.com 

Fatih-ISTANBUL 

MAYIS-2009 



ICINDEKILER 



Birinci bab : 

Ikinci bab : 

Uciincii bab : 

Dordiincii bab : 

Besinci bab : 

Altinci bab : 

Yedinci bab : 

Sekizinci bab : 
Dokuzuncu bab: 

Onuncu bab : 

Onbirinci bab : 

Onikinci bab : 



Birinci halife emir-iil mii'minin Ebu Bekr-i 
Siddikin "radiyallahii teala anh" menakibi 
hakkmdadir. [Bu babda 66 menakib vardir.] 7 

Ikinci halife emfr-iil mu'minm Omer-iil 
Farukun "radiyallahii teala anh" menakibi 
hakkmdadir. [Bu babda 81 menakib vardir.] 99 

Ebu Bekr-i Siddik ve Omer-iil Farukun 

"radiyallahii teala anhiima" menakibi. 

[Bu babda 23 menakib vardir.] 185 

Uciincii halife emir-iil mii'minm Osman-i 
Zinnureyn "radiyallahii teala anh" menakibi 
hakkmdadir. [Bu babda 55 menakib vardir.] 199 

Ebu Bekr, Omer ve Osman "radiyallahii 
annum" menakibi. [Bu babda 19 menakib 
vardir.] 253 

Dordiincii halife emir-iil mii'minin Esedillahi 
Galib All ibni Ebi Talib "radiyallahii teala 
anh" menakibi hakkmdadir. [Bu babda 
101 menakib vardir.] 271 

Ebu Bekr, Omer, Osman ve All "radiyallahii 

teala annum" menakibi. [Bu babda 

46 menakib vardir.] 409 

Ebu Bekr-i Siddik ile All bin Ebi Talibin 
"radiyallahii anhiima" miinazarasi 527 

Asere-i Miibesserenin menakibi. [Bu babda 

13 madde vardir] 533 

Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 

Ehl-i Beytinin menakibi. [Bu babda 

17 menakib vardir.] 539 

Eshab-i kiramin "ridvanullahi teala aleyhim 
ecma'fn" menakibi. [Bu babda 8 menakib 
vardir.] 557 

Bu iimmetin ustunlukleri. [Bu babda 

36 madde vardir.] 565 



Baski: Ihlas Gazetecilik A.S. 

29 Ekim Cad. No. 23 Yenibosna-ISTANBUL 
Tel: 0.212.454 30 00 



ISBN: 975-92119-1-2 



MENAKIB-I CIHAR YAR-I GUZIN 
ONSOZ 

Bismillahirrahmanirrahim 



Insan icin tic dtirlti hayat vardir: Dtinya, kabr, ahiret hayati. 
Diinyada, beden rtih ile birlikdedir. Insana hayat, canlilik veren 
rtihdur. Ruh bedenden aynhnca, insan oltir. Beden mezarda cti- 
rtiytip, toprak olunca veya yanip kill olunca, yahud yirtici hay- 
van yiyip yok olunca ruh yok olmaz. Kabr hayati baslar. Kabr 
hayatinda his vardir, hareket yokdur. Kiyametde bir beden ya- 
ratihp, ruh ile bu beden birlikde Cennetde veya Cehennemde 
sonsuz yasarlar. 

Insanin diinyada ve ahiretde mes'ud olmasi icin, musliman 
olmasi lazimdir. Diinyada mes'ud olmak, rahat yasamak de- 
mekdir. Ahiretde mes'ud olmak, Cennete gitmek demekdir. 
Allahii teala, kullanna cok acidigi icin, mes'ud olmak yolunu, 
Peygamberler vasitasi ile kullanna bildirmisdir. Ciinki insanlar 
bu se'adet yolunu, kendi akllan ile bulamazlar. Hicbir Peygam- 
ber kendi akhndan birsey soylememis, hepsi, Allahii tealamn 
bildirdigi seyleri soylemislerdir. Peygamberlerin soyledikleri 
se'adet yoluna (Din) denir. Muhammed aleyhisselamin bildir- 
digi dine (Islamiyyet) denir. Adem aleyhisselamdan beri bin- 
lerle Peygamber gelmisdir. Peygamberlerin sonuncusu Mu- 
hammed aleyhisselamdir. Diger Peygamberlerin bildirdikleri 
dinler, zemanla bozulmusdur. Simdi se'adete kavusmak icin is- 
lamiyyeti ogrenmekden baska care yokdur. islamiyyet, kalb ile 
inamlacak (Iman) bilgileri ve beden ile yapilacak (Ahkam-i is- 

-3- 



lamiyye) bilgileridir. Iman ve ahkam-i islamiyye ilmleri (Ehl-i 
siinnet alimleri)nin kitablanndan ogrenilir. Cahillerin, sapikla- 
rin bozuk kitablanndan ogrenilmez. Hicri bin senesinden evvel, 
islam memleketlerinde cok (Ehl-i siinnet alimi) vardi. Simdi hie 
kalmadi. Bu alimlerin yazdiklan arabf ve farisi kitablar ve bun- 
lann tercemeleri, dunyamn her yerinde, kutubhanelerde cok 
vardir. Hakikat kitabevinin butun kitablan, bu kaynaklardan 
ahnmisdir. Se'adete kavusmak icin, (Hakikat kitabevi)nin ki- 
tablanni okuyunuz! 

Akhn rarsa eger, islamiyyete baglan! 
islamiyyetin ash, Hadisdir ye Kur'an! 

Miladi Hicri Semsi Hicri Kamcri 

2001 1380 1422 



ISTIGFAR DUASI 

Muhammed Ma'sum hazretlerinin 2.ci cildi, 80.ci mektubun- 
daki hadis-i serifde buyuruldu ki, (istigfar diiasina devam ede- 
ni, Allahii teala derdlerden kurtanr ve ummadigi yerden rizk- 
landinr). Bu fakir, farz nemazlardan sonra, iic kerre bu duayi 
okuyorum. 

Diia budur: Estagfirullahel'azim, ellezi la ilahe ilia huv, el- 
hayyel kayyume ve etubii ileyh. 

Bu diiayi okudukdan sonra, yalniz (Estagfirullah) okuyarak 
yetmise temamhyorum. Oliimden baska, her derdden kurtanr. 
Eceli gelenin de, agnsiz, sikintisiz olmesine yardim eder. 



TEVHID DUASI 

Ya Allah, ya Allah. La ilahe illallah Muhammed tin Resulul- 
lah. Ya Rahman, ya Rahim, ya afiivvii ya Kerim, fa'fii anni ver- 
hamniya erhamerrahimin! Teveffeni miislimen ve elhiknibis- 
salihin. Allahiimmagfirli ve li-abai ve iimmehati ve li aba-i ve 
iimmehat-i zevceti ve li-ecdadi ve ceddati ve li-ebnai ve benati 
ve li-ihveti ve ehavati ve li-a'mami ve ammati ve li-ahvali ve 
halati ve li-iistazi Abdiilhakim-i Arvasi ve li kaffetil mii'mini- 
ne vel-mii'minat. "Rahmetullahi teala aleyhim ecma'in." 

-4- 



MENAKIB-I CIHAR YAR-I GUZIN 

(ndvanullahi teala aleyhim ecma'm) 

BiSMiLLAHiRRAHMANiRRAHiM 

Butiin hamd ve senalar, saglam dinin esasimn dort duvanni, 
Seyyidil murselfnin dort halifesi ile saglam ve kuwetli kilan Al- 
lahii tealaya mahsusdur. Bu dort halifenin her biri, Peygambe- 
rimizin "sallallahii aleyhi ve sellem" teblig etdigi dinin birer 
ruknudur. Omrii Onlann sevgisi ile gecirmemek uygun degil- 
dir. Onlann sevgisi olmadan, kurtulus miimkin degildir. Islam 
dininde gayretli ve siinnet-i seniyyeye bagli olan yakin sahibi 
din kardeslerimiz acikca bilirler ki, bu zemanda yazilacak ve 
ogrenilecek en miihim sey, Hulefa-i rasidinin, ya'ni Peygambe- 
rimiz Muhammed aleyhisselamin dort biiyiik halifesinin giizel 
menkibelerinin beyamdir. O hidayet imamlannin ustun ma- 
kamlanni aciklamakdir "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in". 
Boylece, dostlann kalblerine safa, gozlerine siirme ve cila olup, 
diismanlann kalblerine cefa ve kotii gozlere bela dikeni olur. 
Allahii tealamn liitfu, sevdiklerine golgelik ve yardim olsun. 
Onun liitf golgesinde mihnet gormesinler. Diismanlann basin- 
dan kihnc, boyunlanndan ip eksik olmasin. Bu abd-i asi, istedi 
ki, O din serayimn mi'mari, yakin meydanimn en biiyuklerinin 
faziletlerinden bir damla ile, susuz asiklan suya kandirsin, gii- 
nes gibi kemallerinden sadiklann goniillerini aydinlatsin. Alla- 
hii tealadan yardim dileyerek ve La havle ve la kuvvete ilia bil- 
lah ve la ma'bude ilia iyyahu [ondan baskasina ibadet etmeyiz] 
diyerek bashyoruz. 



-5- 



Resulii goren mu'mine, 
(Sahabi) adi rerildi. 

Hepsini bildirmek kin, 

(Eshab-i kiram) denildi. 

Peygamberi seven her kalb, 
nurla dolardi bir anda, 

Ona sahabi olanlar, 
medh olundular Kur'anda. 

Hepsi Resulullah kin, 
niahni, canini rerdi. 

Sulhda ihn yayarlardi, 
harbde ise kiikrerdi. 

Hadis-i serifde Eshab, 
benzetildi yildizlara. 

Herhangi birine man, 
erer isikh yollara. 

Eshabi, cok serisirdi, 
birbirini orerdi. 

Sonra gelen muslimanlar, 
hepsi boyle soylerdi. 

Kur'ani re hadisleri, 
Onlar bildirdi bizlere. 

Kalblerin temizligi, 
giiven rerdi zihnlere. 

Sogiilse bunlardan biri, 
yaralamr Islam dini. 

Sahabiyi kotiiliyen, 
curutur Kur'an-i kerimi. 

Hakiki miisliman isen, 
saygi goster herbirine, 

Once salat, selam eyle, 
Resuliin Ehl-i beytine! 

-6- 



BIRINCI BAB 

Birinci halife emir-iil mii'minin hazret-i Ebu Bekr-i Siddikin 
"radiyallahii teala anh" menakibi hakkindadir. 

Islam dininin birinci goz bebegidir. Muhammed Mustafamn 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" refikidir [arkadasidir]. Bu iki- 
sinden, ikincisidir. Hazret-i Ebu Bekrin "radiyallahii teala anh" 
ism-i serifleri Abdiillahdir. Kiinyesi Ebu Bekrdir. Babasimn adi, 
Osmandrr. Babasimn kunyesi, Ebu Kuhafedir. Arablar arasinda 
kUnye ma'ruf ve meshur oldugundan, kUnye ile meshur olup, ne- 
sebi, Ebu Bekr Abdullah bin Ebi Kuhafe ibni Amir bin Amr ib- 
ni Ka'b bin Sa'd bin Temim bin MUrredir. MUrre, Resul-i ekrem 
"sallallahU aleyhi ve sellem" hazretlerinin yedinci babasidir. 
SUbhesiz o temiz neseb, yedinci atada cem' olur (birlesir). 

Ebu Bekrin "radiyallahU anh" ism-i serifleri, onceden AbdUl- 
ka'be idi. Fahr-i alem efendimiz "sallallahU aleyhi ve sellem" 
Abdullah koydular. Peygamberimizin "sallallahU aleyhi ve sel- 
lem" ilk degisdirdigi ism, Ebu Bekrin "radiyallahU anh" ismidir. 

Birinci Menakib: Lakab-i seriflerinden biri, (Atfk)dir. Bunun 
sebebi su idi. Hazret-i Fahr-i alem "sallallahU teala aleyhi ve sel- 
lem" mubarek yUzlerine nazar edip, (Bu, Cehennem atesinden 
atikdir) buyurdular. Ya'ni, AllahU tealamn nanndan [atesinden] 
azadh kuludur, demek olur. Bundan sonra, bu lakab ile sohret 
buldu. Bir lakab-i serifleri de (Siddik)dir. Ziyade [cok fazla] 
inanch demekdir. Resul-i ekrem "sallallahU teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerini tasdik etdigi icin, bu ism verilmisdir. 

Ikinci Menakib: Siddik kelimesi, lUgatda Uc ma'naya gelir. 
Birinci ma'nasi, gayet dogru soyleyici demekdir. Bu ma'na, 
(Tacul-islam)da aciklanmisdir. Sure-i YusUfde Siddik lafzi, bu 
ma'na ile tefsir edilmisdir. Ikinci ma'nasi, kendi kavlini ameli 
ile [ya'ni yapdigi isi, sozU ile] dogrulamak demekdir. UcUncU 
ma'nasi, daimi tasdik demekdir. Bu iki ma'na (Sahih-i Cevheri- 
ye) kitabinda aciklanmisdir. Emir-Ul-mU'minin Ebu Bekr-i Sid- 
dik "radiyallahU teala anh" hazretlerine Siddik soylenmesinde, 

-7- 



birinci ma'na dusunulse, o cihetle adlandinlir ki, gayet dogru 
soyliyen idi. Demislerdir ki, hazret-i emir-ul-mu'minin All 
"kerremallahu vecheh" hadfs rivayetini kimseden yemin et- 
meksizin kabul etmezdi. Ancak hazret-i Ebu Bekrden "radiyal- 
lahu teala anh" kabul ederdi. Eger ikinci ma'na ile dusunulse, 
yine o cihetle adlandinlir ki, acikdir. Eger ucuncu ma'na dusii- 
niilse, o seklde adlandinlir ki, O sultani tasdiki devamh olup, 
yok olmasi, subheye dusme ihtimali yok idi. 

Nitekim, bildirilmisdir ki, Fahr-i alem "sallallahii aleyhi ve 
sellem" hazretlerine mi'rac miiyesser oldu. O gecenin sabahin- 
da, mi'rac kissasim anlatip, buyurdu ki, (Bu gece, Mekkeden 
Beyt-i Mukaddese gitdim. Orada, Enbiyanin ruhlarma imam 
olup, iki rek'at nemaz kildim. Oradan Arsin iizerine yiikseldim. 
Allahii teala ile konusdum. Allahii teala, iimmetime, bir giin bir 
gecede elli vakt nemaz farz etdi. Geri dondiim. Asumanda, haz- 
ret-i Musa "aleyhisselatii vesselam" ile karsilasdim. Beni geri 
gonderdi ki, elli vakt nemaza iimmetin takat getiremez. Allahii 
tealaya tevecciih etdim. On vakt nemaz bagisladi. Geri Musa 
aleyhisselamin yamna geldim. Heniiz cokdur, diye beni geri 
dondiirdii. Tekrar Allahii tealaya tevecciih etdim. On vakt daha 
bagisladi. Velhasil, bes nobetde, kirkbes vakt nemaz bagisladi. 
Hazret-i Musa aleyhisselam yine don, dedikde, dedim ki, Rab- 
bimden haya ederim. Ben bu bes vaktden raziyim, dedim. Alla- 
hii tealadan nida geldi ki, bu bes vakt, elli vakte bedeldir. Son- 
ra, Beyt-iil-mukaddese gelip, gece icinde, Mekkeye geri don- 
diim.) Hal budur ki, bu gidip-gelmek, gayet kisa zemanda oldu. 
Rivayet edilir ki, geldikde, mubarek yataklan heniiz sicak idi. 
Kafirler bu kissayi isitince, inkar edip, akla uygun degildir, dedi- 
ler. Inkar eden o gurub, simdi bununla Ebu Bekri susdurmak iyi 
olur, diyerek, yamna geldiler. Dediler; ya Eba Bekr! Efendinin, 
nasil bir konuyu da'va edindigini isitdin mi? Efendin der ki, bu 
gece arsa gitdim, geldim. Hazret-i Ebu Bekr "radiyallahu teala 
anh" o durumda, duraklama ve tereddiid etmeksizin, tasdik ve 
kabul edip, boyle soyledi ise, gercek soyler. Ondan yalan sadir 
olmaz, buyurdular. Ondan dolayi Ona, (Siddik) denildi. Haz- 
ret-i imam-i All "kerremallahu vecheh", Ebu Bekr-i Siddik adi 
gokden inmisdir, diye yemin etmislerdir. Galiba sebebi; meal-i 
serifi (Dogru haberde gelen ve Onu tasdik eden...) olan ayet-i 



kerimede, tefsir erbabi, dogru haberde gelenin Resulullah "sal- 
lallahu aleyhi ve sellem", Onu tasdik edenin de Ebu Bekr-i Sid- 
dik oldugunu soylemis olmalandir. Ibrahim bin Hasen el-cevhe- 
ri el Hirevi rivayet eder ki, hazret-i Resul-i ekrem "sallallahu 
aleyhi ve sellem" buyurdular ki; (Ebu Bekr, anasindan diinyaya 
geldi. Hak subhanehu ve teala, Cennete dedi ki, izzim celalim 
hakki kin, sana yalniz Ebu Bekri sevenleri koyacagim!) 

Uciincii Menakib: Rivayet edilir ki, hazret-i Ebu Bekrin "ra- 
diyallahii teala anh" annesi Ummiil hayr hatunun dogan her og- 
lu, vefat ederdi. Ebu Bekr hazretlerini dogurdu. Kucagina ahp, 
Beyt-i serife getirdi. Orada dedi ki, "Ey, Beyt-i haramin Rabbi! 
Ey makami Miiltezemin sahibi. Senden rica ederim ki, yeni dog- 
mus bu cocugu bana bagislayasin. Ma'mur edesin. Birdenbire 
makamdan [Beyt-i serifden] bir beyaz el cikip, Ebu Bekrin eline 
yapisdi. Bir ses isitildi ki, (Ey Allahin kulu olan kadin. Kucagin- 
daki cocuk kurtulacak. Allahii tealamn Resuliinun dostu olacak. 
Resulullahdan "sallallahu aleyhi ve sellem" sonra halifesi ola- 
cakdir) diyordu. Ummiil hayr, bunu isitip, siikr secdesi yapdi. 

Dordiincii Menakib: (Mealiyil fers-ila avaliyil ars) ismli ki- 
tabda anlatihr. Kadi Ebiil Hasen, Ebu Hiireyreden "radiyallahii 
teala anh" rivayet eder. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri bir gun Eshab-i giizin "ndvanullahi teala aley- 
him ecma'in" ile oturmuslardi. Konusma esnasinda, hazret-i 
Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" dedi ki, ya Resulallah! Senin 
hakkin icin ki, omriimde hie saneme [puta] secde etmis degilim. 
Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh", nicin Resulullah hakki- 
na yemin edersin. Bu kadar cahiliyye zemanimrz gecdi, dedi. 
Hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii anh" dedi ki, babam Ebu Kuha- 
fe, bir gun beni ahp, puthaneye goturdii. Bunlar senin ilahindir, 
bunlara secde eyle, dedi. Beni oraya koyup, gitdi. Ben ileri var- 
dim. Saneme [puta], karnim acdir, bana yiyecek ver, dedim. Ce- 
vab vermedi. Su istedim. Cevab vermedi. Elbisem yok, bana el- 
bise ver, dedim. Cevab vermedi. Elime bir tas ahp, bu tasi senin 
iizerine atarim, eger ilah isen mani' ol, dedim. Cevab vermedi. 
Tasi atip, saneme [puta] vurdum. Yiizii iizeri diisdii. Babam ge- 
lip, gordii. Bana dedi: Ey ogul. Nicin boyle edersin. Elimden tu- 
tup, eve goturdii. Anneme durumu anlatdi. Annem dedi ki, bu- 
nu kendi haline koyahm. Bunun hakkinda, Allahii teala tarafin- 

-9- 



dan bana hitab gelmisdir. Eseri zuhur edecekdir. Sonra ben an- 
neme sordum. Benim icin sana gelen hitab ne idi. Annem dedi 
ki: Seni dogurmam yakin oldugu gece, agri tutup, lzdiraba dus- 
dtim. Hatifdan bir ses geldi ki, Ey hatun! Miijdeler olsun sana ki, 
senden bir vUcud zuhura gelecekdir. Yerde adi (Atik) ve sema- 
da (Siddik) ve hazret-i Muhammede "sallallahu aleyhi ve sel- 
lem" yar ve refik olacakdir, dedi. Ebu Hiireyre "radiyallahU tea- 
la anh" der ki, Ebu Bekr "radryallahu teala anh" sozUnU temam- 
ladi. Cebrail aleyhisselam nazil olup, hazret-i Resulullaha "sal- 
lallahU teala aleyhi ve sellem" sadik Ebu Bekr, dedi. Ya'ni Ebu 
Bekr gercek soyler, diye Uc kerre tekrar etdi. 

Besinci Menakib: Ehl-i sUnnet vel-cema'at mUttefiklerdir ki, 
Resulullahin "sallallahu aleyhi ve sellem" eshabinin en ustunu 
Ebu Bekr "radryallahu anh", ondan sonra hazret-i Omerdir "ra- 
dryallahu anh". Amma, hazret-i Osman ile hazret-i Alinin efda- 
liyyetlerinde ihtilaf etmislerdir. Ehl-i sUnnet vel-cema'atden bir 
taife, hazret-i Alinin UstUn oldugunu soylediler. (Buharf) "rah- 
metullahi aleyh" nakl edip, Abdullah bin Omerden "radryallahu 
teala anhUma" rivayet eder ki, hazret-i Resulullahin "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" zeman-i seriflerinde eshab birbirinden 
tercih olunurlardi. Evvela Ebu Bekri, sonra Omeri, ondan sonra 
Osmani, sonra Aliyi UstUn tutarlardi "ndvanullahi teala aleyhim 
ecma'in". Ibni MUnzir rivayet eder ki, hazret-i Ah "radryallahu 
teala anh" buyurdu ki, (Bu Ummetin Nebisinden sonra hayrhsi, 
Ebu Bekr, sonra Omer, ondan sonra Osmandir.) 

Altinci Menakib: Hazret-i Aliden "radiyallahU teala anh" ri- 
vayet edilir. Evvela islama gelen, Ebu Bekrdir "radiyallahU 
anh". Hazret-i Resul-i ekrem "sallallahu aleyhi ve sellem" ile ilk 
once kibleye dump, nemaz kilan Ebu Bekrdir. Ebu Bekrin "ra- 
diyallahU teala anh" islama gelis sebebi soyle idi. Hazret-i Ebu 
Bekr onceleri tUccar idi. Sefer ve ticaret yapardi. Ekseri Sama 
giderdi. Seferde iken, bir gece rU'ya gordU ki, gokden ay inip, 
kucagina girdi. Ebu Bekr, iki eliyle onu kucakladi ve sinesine 
basdi. Uyandi. Yemliha adinda meshur bir rahib var idi. Ona va- 
rip, rU'yasim ta'bir etdirdi. Rahib dedi ki, sen nerelisin? Ebu 
Bekr dedi; Arz-i Hicazdamm. Tekrar sordu: Ne is yaparsin. Ebu 
Bekr, tuccanm, dedi. Rahib dedi ki, ya Arabistanh kisi. Bu 
rU'yada, sana bUyUk mujdeler vardir. Ta'birini ister isen, Ucreti- 

-10- 



ni ver, dedi. Ebu Bekr "radiyallahti anh" oniki dinar cikanp, 
verdi. Rahib dedi ki: O ay ki, gokden sana indi. Ahir zeman Pey- 
gamberidir. Yakinlarda zuhur edecekdir. Sen Onun hayatinda 
iken veziri olursun. Sonra halifesi olursun. Ya Arabistanli kisi. 
Eger ben sag iken, Ona yetisir isen, bana haber ver. Ona vanp, 
bulusayim. Eger ben diinyadan gitmis isem, selamimi ona ulas- 
dinrsin. Ben Onun dinine girdim ve ummetinden oldum. Beni 
ahiretde sefa'atinden unutmasin. Hazret-i Ebu Bekr "radiyalla- 
hti teala anh", bana bir mektub ver, dedi. Rahib, oniki satir bir 
mektub yazip, Ebu Bekre "radiyallahti anh" verdi. O mektubun 
mevzu'u su idi. (Esselamii aleyke ya Muhammed bin Abdullah 
el Mekki el Medeni el tehami, salevatullahi teala aleyke ve sel- 
leme. Hakikaten sen ahir zeman Peygamberisin! Ve Rabbilale- 
minin Restilisin. Bu mektubu Ebu Bekr bin Ebti Kuhafe ile sa- 
na gonderdim. Ma'ltim ola ki, ben sana iman getirdim ve sana 
iimmet oldum. Ebu Bekr bana gelip, rti'yasim ta'bir etdirdi. O 
rii'ya delalet eder ki, Ebti Bekr senin vezirin olur, sonra halifen 
olur. Eger ben sag olup, hazretine yetisirsem, gelip oniinde gaza 
ve cihad ederim. Eger yetismezsem, ahiretde beni sefa'atinden 
unutmayasin) diye mektubu temam etmisdir. 

Hazret-i Ebti Bekr "radiyallahti anh"; ey rii'yayi ta'bir eden 
kisi. Eger ta'bir etdigin gibi olursa, yiiz altin dahi bende senin 
emanetin olsun, dedi. Sam seferini bitirip, Mekkeye geldi. Bu 
hadiseden oniki sene gecdi. Hak subhanehii ve teala, hazret-i 
Muhammede "sallallahu aleyhi ve sellem" vahy eyledi. Bir ge- 
ce o biiyiik Peygamber, Ebti Kubeys dagina cikip, gece yansin- 
da dedi ki: Allahii tealaya da'vet edenin da'vetini kabtil ediniz. 
La ilahe illallah, deyiniz. Ebti Bekr, serir iistiinde yatiyordu. 
Soylenilenleri isitdi. Eshedii en la ilahe illallah. Ve eshedii en- 
ne Muhammeden Resulullah. Birkac giin sonra, Mekke sokak- 
lannda, hazret-i Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
ile bulusdu. Hazret-i Fahr-i alem ona dedi ki: Ne olaydi, islama 
geleydin. Ebti Bekr "radiyallahti teala anh" dedi ki: Ya Mu- 
hammed "sallallahu aleyhi ve sellem"! Peygamber isen mu'cize 
gosteresin. Hazret-i Restil-i ekrem "sallallahu aleyhi ve sel- 
lem", Ebti Bekrin gogsiine mubarek ellerini dayayip, soyle di- 
vara yaslayip, dedi ki, sana o mu'cize yetmez mi ki, o rii'yayi 
gordiin. Yemliha rahibe ta'bir etdirdin. O zemandan on iki yil 

-11- 



gecdi. Ta'bir edene on iki dinar verdin ve yiiz dinar daha va'd 
etdin. Rii'yayi ta'bir eden, on iki satir bir mektub yazip, sana 
emanet verdi. Bunlan bir-bir goriip, muttali olup, mektubda ya- 
zilan sudur, sudur deyip, takrfr buyurdular. Ebu Bekr "radiyal- 
lahii teala anh" isitip, parmak kaldinp, (Eshedii en la ilahe illal- 
lah. Ve eshedii enne Muhammeden Resulullah). Ya'ni sen, o 
Peygambersin ki, Yemliha rahib senden haber verdi, dedi. 

Yedinci Menakib: Huzeyfe ibni Yeman "radiyallahii anh" 
rivayet eder. Bir giin hazret-i Resulullah "sallallahu teala aley- 
hi ve sellem" sabah nemazini kihp, doniip, Ebu Bekr-i Siddiki 
"radiyallahii anh" siial etdi. Kimse cevab vermedi. Hazret-i Re- 
sulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" ayaga kalkip, Ebu 
Bekr nerede, buyurdu. Ebu Bekr arka safdan, Lebbeyk (bura- 
dayim) ya Resulallah, dedi. Resulullah emr buyurdu. Ebu Bek- 
re yol acdilar. Yanina gelip, hazret-i Fahr-i kainat buyurdular 
ki, ya Eba Bekr nerede idin. Birinci rek'atde bana yetisdin mi. 
Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" dedi ki: Ya Resulallah! Birin- 
ci safda sizinle tekbir ahp, Fatiha suresini okumaga baslamis- 
dim. Sonra, abdestimde vesvese oldu. Abdest icin doniip, mes- 
cid kapisina geldim. Birdenbire bir ses isitdim. Ardima bakdim, 
gordiim ki, altundan bir kab asilmis ve ici dolu su idi. O su, kar- 
dan beyaz ve baldan tath idi. Ustiinde bir mendil ortulmiisdu. 
Uzerinde, (La ilahe illallah Muhammediin Resulullah Ebu 
Bekr-i Siddik) diye yazilmis idi. Mendili ahp, oniime koydum. 
Abdest ahp, mendili geri kabin iizerine koydum. Sonra gor- 
diim, kaybolmus. Sonra gelip, ewel rek'atde size yetisdim, de- 
di. Hazret-i Restil-i ekrem "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
buyurdu ki: Miijdeler olsun sana ya Eba Bekr "radiyallahii 
anh". Ben nemazda kira'eti temamladim ki, riikti'a gideyim. 
Dizlerim tutuldu. Sen gelmeyince, riiku edemedim. Sana ab- 
dest suyu veren Cebrail idi. Mendili tutan Mikail idi. Benim diz- 
lerimi tutan Israfil idi "aleyhissalatii vesselam". 

Sckizinci Menakib: Hazret-i Muhammed Mustafa "sallalla- 
hu teala aleyhi ve sellem" Allahii tealamn emri ile Mekke-i mii- 
kerremeden hicret etmek diledigi zeman, benim ile bu yolda 
kim hemrah [yol arkadasi] olur. Canina ve basina kim kiyar, de- 
digi zeman, herkesden once hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii 
anh" ileri atihp, anam ve babam, mal ve canim, ciimlesi yoluna 

-12- 



feda olsun; ya Resulallah. Bu serefli hizmete ben kulunu kabul 
eyle diye iltica ve tazarru' edince, hazret-i Fahr-i Enbiya "sallal- 
lahU teala aleyhi ve sellem" kabul buyurdu. Gece ile beraber, 
man [ay] ve keyvan [zuhal yildizi] gibi yola cikdilar. Siddik "ra- 
diyallahU teala anh" o Resul-i Rabbil alemin hazretlerini saki- 
nip, kah ardina, kah online, kah sagina ve kah soluna gecer ve 
kah, mubarek ayagi parmaklan Uzerine basardi. DUsmanlar iz- 
lemesin diye. Bu esnada Habib-i Huda hazret-i Muhammed 
Mustafa "sallallahU teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki, "Ya 
Eba Bekr, ne lzdirab cekersin. Kendi nefsin icin mi korkarsin." 
Cevab buyurdular ki, (hasa, summe hasa ki, Ebu Bekr bu yolda 
kendi canini sakinip, kayirsin.) Ve lakin, ya Resulallah! Muba- 
rek cesedinin bir kihna halel gelir diye, korkanm ki, benim gibi 
binlerce kimsenin basi dusse yeridir. Sen din serayimn mi'mari- 
sin. Resulullah "sallallahU teala aleyhi ve sellem", "UzUlme, Al- 
lahU teala bizimledir!" buyurdu. Magaraya geldiler. Ebu Bekr 
"radiyallahU teala anh" dedi ki, ya Resulallah! Bir mikdar sabr 
edin. O magaraya ben kulun gireyim. Yilan, akreb cinsinden 
nesne var ise, zaran Ebu Bekre olsun! Resulullah "sallallahU 
teala aleyhi ve sellem" izin verdi. Magara icine girince, ne kadar 
mahlukat var ise, tarumar olup, herbiri deligine girdi. Hazret-i 
Ebu Bekr "radiyallahU teala anh" sirtindan mubarek gomlegini 
cikanp, parca-parca edip, parcalar ile, o deliklerin temamini ti- 
kadi. O deliklerden biri acik kaldi. Ona parca yetismedi. O de- 
lige de, ayagimn tabanim iyice tikadi. O bUyUk sultana, simdi 
se'adet ile, iceri buyurun diye hitab eyledi. Iki cihan served de, 
Besmele soyliyerek, magara icine girdi. Sabaha kadar orada 
kaldilar. Sabah oldu. Hazret-i Ebu Bekrin "radiyallahU teala 
anh" gomlegini arkasinda goremeyince, sebebini sordular. Haz- 
ret-i Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahU teala anh", ya Resulallah! 
Yolunda, gomlegimi yirtip, akrep ve yilan deliklerini tikayip, 
serlerini def eyledim; dedikde, Resul-i ekrem "sallallahU aley- 
hi ve sellem", (Allahim! Ebu Bekri, kiyamet giinii, benim dere- 
cemde, benimle beraber bulundur!) buyurdu. 

Dokuzuncu Menakib: Nakl edilmisdir ki, bu esnada Fahr-i 
alem "sallallahU teala aleyhi ve sellem", hazret-i Ebu Bekr-i 
Siddikin "radiyallahU anh" mubarek yUzlerinde degisiklik go- 
rup, sual etdikde, meydana gelen hadiseyi anlatdi. Magarada 

-13- 



olan delikleri birbir tikayip, lakin, cubbe parcasi bir delige yet- 
medi. O delik de acik kalmasin diye tabanimi dayamisdim. Bir 
yilan, birkac def a tabanimi sokdu. Ayagimi delikden cekmege 
korkdum ki, o yilan delikden disan cikip, zat-i senfine bir elem 
verip, lzdirab eder, diye cevab verdi. Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" onunla benim arami ac, birak ciksin buyur- 
du. O an Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahu anh" mubarek ayagini 
delikden cekdi. Iceriden gorunusii hiizn ve gam veren zehirli bir 
yilan cikdi. Fahr-i alem "sallallahii teala aleyhi ve sellem": Ey 
utanmaz yilan! Benim magara arkadasimi ve esranma vakif ola- 
m, Allahii tealadan korkup, benden haya etmedin mi, ayagini 
sokarak eziyyet etdin, diyerek hitab edip, azarlayinca, yilan ce- 
vaba kadir olup, dedi ki, ya Habibi rahman! Ey insanlann ve 
cinnin Peygamberi! Senin asikin sadece insanlar degildir. Belki 
hayvan ziimresinden kuslar, yilanlar, kanncalar, cemaline asik- 
dir. Hatta ben kulun, bircok yash, gozii nemli, kendi cinsimiz 
olan buyiiklerimizden yiiksek vasflannizi dinleyip, lsik sacan 
yuzunuzii gormege miistak ve hayran ve kendinden gecmis, sas- 
kin seklde aghyarak, mal ve mulkumii terk edip, asik divanen 
olmusdum. Bu magarayi sereflendirecegini ogrenmisdim. Onun 
icin nice zemandan beri, bu sikintih magarada gece-giindiiz de- 
meyip, yolunuzu bekliyordum. Boylece, sizin buraya tesrifiniz 
ile, aynhk acisina ve icimdeki derde merhem edeyim. Ciinki, en 
mes'ud bir zemanda, bu karanhk magarada, arkadasin [magara- 
ya girince], sabah giinesi gibi zahir olup, devlet giinesim dogdu. 
Amma ne var ki, arkadasin yine perde oldu. Bu sebeble, korku 
ve haya ben kulundan kalkip, zaruri olarak, bu kiistahlik ben- 
den vaki' oldu; diye ozr dileyince, Seyyid-iis-sekaleyn, diinya ve 
ahiretde bulunanlann sefa'atcisi, yilanin kiistahane ozriinii ka- 
bul etdi. Hazret-i Ebu Bekrin yarasina, mubarek agizlannin su- 
yundan surdii. O anda acisi sifa buldu. 

Onuncu Menakib: O magarada bir miiddet kaldilar. Orada 
Ebu Bekr "radiyallahu anh" hazretleri asm derecede susadi. 
Harareti had safhaya gelince, Sultan-i Enbiyaya arz etdi. Bu- 
yurdular ki, ya Eba Bekr! Disanya cik. Magaramn oniinden 
akan nehrden muradinca [doyasiya] ic. Yiiksek emrleri iizerine 
disan cikip, gordii ki, bir irmak akar. Kardan soguk ve hem be- 
yaz. Baldan tath ve kokusu miskden giizel. Arzu etdigi kadar 

-14- 



icip, geri geldikde, dedi ki: Ya Restilallah! Bu ne hayat suyudur 
ki, bu dagin basinda hasil olmus ve yaratilanlardan bir fert gor- 
mtis degildir. Restil-i ekrem "sallallahu aleyhi ve sellem" bu- 
yurdu: Allahii teala hazretleri Cennet irmagi ile vazifeli olan 
melege, ta Cennet-i firdevsden; akarsuyu getirip, bu magara 
ontinde akitsin ve Ebti Bekr-i Siddik kulu, ondan muradinca ic- 
sin diye emr etdi. Hazret-i Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahti tea- 
la anh" bu sozleri isitdigi zeman cok neselenip, dedi ki, babam 
ve anam sana feda olsun. Ebu Bekrin Hak siibhanehii ve teala 
katinda bu kadar mertebesi var midir ki, onun icin, Mekke da- 
ginda, Cennetden irmak akitir. Hazret-i sefful muznibin Mu- 
hammed Mustafa "sallallahu teala aleyhi ve sellem", (Evet, ya 
Eba Bekr, Allahii teala hazretleri katinda daha ziyade kadrin 
vardir. Beni hak Peygamber gonderen Allahii tealaya yemin 
ederim ki, sana bugz eden kimseler Cennete giremezler. Onla- 
nn yetmi§ yd kadar ameli olsa da!) buyurdular. 

Onbirinci Menakib: Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" ile Ebu Bekr "radiyallahu anh" o magarada tic gtin tic 
gece kaldilar. Ebti Bekr "radiyallahti anh" o magaramn tava- 
ninda bir kus gordti ki, yerinden hareket etmeyip, birsey yimez 
ve su icmez. Ebti Bekr "radiyallahti anh" dedi ki, Ya Restilal- 
lah! Bu kusa ben hayramm. Zira, biz bu magaraya geleliden be- 
ri, bu kus yerinden hareket etmedi. Bir nesne yimedi. Allahii 
teala, kelam-i kadiminde [Kur'an-i kenminde], (Allahii teala- 
nin nzk vermedigi, yeryiiziinde bir mahluk yokdur.) buyurmus- 
dur. Ebti Bekr-i Siddik, boyle dtistintirken, o halde hazret-i 
Cebrail aleyhisselam nazil olup, havada muallak durup, dedi 
ki, ya Muhammed! Hak siibhanehii ve teala sana selam eder. 
Ve buyurur ki, Ebti Bekrin hatinna geleni bilirim. O kusa emr 
eyledim ki, Ebti Bekr ile konussun. Ebti Bekre soyle ki, o kus 
ile soylessin; dedi. Restil-i ekrem hazretleri, Ebti Bekre, haz- 
ret-i Cebrailin soztinti acikladikda, Ebti Bekr "radiyallahti 
anh" sevinip, ileri vardi. Dedi ki, Ey mubarek kus! Allahii tea- 
la hazretlerinin izni serifiyle, bana soyle ki, yiyecegin ve icece- 
gin nedir. O kus aglayip, bir zeman kendinden gecip, yere dtis- 
dti. Sonra ayihp, kalkdi. Tebesstim ederek dedi ki, ya Eba 
Bekr! Bana bundan stial etme! Bu bir sirdir. Hak siibhanehii 
ve teala ile benim aramda olan sirnmi kimsenin bilmesini iste- 

-15- 



mem. Ebu Bekr "radiyallahu teala anh" dedi: Ey mubarek kus! 
Eger bana soylemege me'mur oldun ise, soyle. Kus dedi. Ma'lu- 
mun olsun ki, hazret-i Adem aleyhisselam yaratilmazdan iki bin 
yil ewel, Hak subhanehu ve teala beni halk etdi [yaratdi]. Yi- 
yecegimi ve icecegimi iki kelime eyledi. Ac oldugum zeman bi- 
risini soylerim; tok olurum. Susuz oldugum zeman birini soyle- 
rim; kananm. Ebu Bekr "radiyallahu teala anh" dedi ki: O ke- 
lime nedir. Kus dedi, o kelimenin biri budur ki, ac oldugum ze- 
man, sana bugz edene la'net ederim; tok olurum. Susuz oldu- 
gum zeman, sana muhabbet edene, istigfar ederim, kananm. 
Hazret-i Resul-i ekrem "sallallahu teala aleyhi ve sellem", bu- 
nu isitip, agladi. Ummetinden ba'zilan sakavet edip, hazret-i 
Ebu Bekre bugz edeceklerine mahzun oldu. 

Onikinci Menakib: Rivayet olunur ki, hazret-i Resul-i ekre- 
min amcasi Ebu Talib hakkinda bu ayet-i kerime nazil oldu. 
(Siibhesiz ki sen istedigin kimseyi hidayete kavusduramazsin. 
Ve lakin, Allahii teala diledigini hidayete kavu§durur.) Ebu 

Bekr-i Siddik "radiyallahu anh" o mahalde hazir idi. Cebrail- 
den o da isitip, o bir zeman, kendinden gecdi. Salibi soyle de- 
misdir: Hazret-i Cebrailden vahyi, Ebu Bekr-i Siddikdan "radi- 
yallahii anh" gayri kimse isitmemisdir. 

Onucuncii Menakib: Fahr-i alem "sallallahu aleyhi ve sel- 
lem" buyurmuslardir ki, mi'rac gecesi, kardesim Cebraile sual 
etdim ki, kiyamet giiniinde, ummetimin ciimlesine siial olunur 
mu. Cevab verdi ki, ya Muhammed "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem! Ummetinin ciimlesine hesab vardir. Lakin, Ebu Bekre 
yokdur. Ona kiyamet giiniinde yiirii sen hesabsiz Cennete var; 
denilir. O ise, diinyada beni sevenler, benimle beraber Cenne- 
te girmeyince, ben Cennete girmem, der. 

Ondordiincii Menakib: Imam-i Fahreddin-i Razi "rahmetul- 
lahi aleyh" yazmisdir. Birgiin sultan-i kevneyn ve Resul-i seka- 
leyn ve habib-i Rabbilalemin Muhammed Mustafa "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" hazretlerine bir gumiis yiiziik hediyye ge- 
tirdiler. Hazret-i Ebu Bekre verdi. Ya Atik. Var, bunu bir ku- 
yumcuya gotiir. Uzerine (La ilahe illallah), kazisin [ya'ni yaz- 
sin], buyurdu. Hazret-i Ebu Bekr yuziigii ahp, kuyumcuya go- 
turdii. Dedi ki, bu yiizugiin uzerine (La ilahe illallah, Muham- 
mediin Resulullah) naks eyle. Bunu Sultan-i Enbiya emr etme- 

-16- 



misdi. Lakin, hazret-i Ebu Bekr "radryallahii teala anh", Alla- 
hii tealamn ism-i serifinden, hazret-i Habibi ekremin ism-i seri- 
fi ayn olmasini layik gormedi. Onun icin, kuyumcuya boyle is- 
marladi. Kuyumcu da, emr-i serifleri mucibince yiiziigiin kasi 
iizerine kaziyip, tekrar, Ebu Bekre teslim eyledi. Onlar da mu- 
barek yiiziigii eline alip, Fahr-i kainata getirirken, Allahii teala 
hazretleri, azamet ve kibriyasi ile, hazret-i Cebrail aleyhissela- 
ma emr eyledi ki, ya Cebrail! Acele yetis. Habibimin yiiziigiine 
Ebu Bekrin adini yaz. Cunki, Ebu Bekr, benim ism-i serifim- 
den Habibimin isminin ayn olmasini layik gormedi. Ben de la- 
yik gormedim ki, Habibimin isminden, Ebu Bekrin ismi ayn ol- 
sun. Hazret-i Cebrail aleyhisselam derhal yetisip, mubarek yu- 
ziik Ebu Bekrin elinde iken ve haberi yok iken, yiiziigun iizeri- 
ne, hazret-i Ebu Bekrin ism-i senfini kazidi. Sonra Ebu Bekr 
hazretleri o mubarek yuziigii, sultan-i Enbiyaya teslim eyledi. 
Fahr-i kainat hazretleri, yiiziigiin kasina nazar edip [bakip], 
gordii ki, (La ilahe illallah, Muhammediin Resulullah, Ebu 
Bekr-i Siddik) kazilmis. Fahr-i kainat, bunun hikmeti nedir, di- 
ye tefekkiire vardi. Ondan sonra Ebu Bekre siial etdi ki, ya Sid- 
dik. Bu yiiziigiin kasina yalniz La ilahe illallah kazdir, diye si- 
paris olunmus idi. Sen ziyade kazdirmissin. Sebebi nedir. Haz- 
ret-i Siddik hicabindan [utancindan] mubarek basindan ayagi- 
na vanncaya kadar terledi. Daha cevab vermeden hazret-i 
Cebrail aleyhisselam gelip, dedi ki: Ya Resulallah! Hak siibha- 
nehii ve teala hazretleri sana selam eder. Ve buyurur ki, Ebu 
Bekrin kendi adinin yiiziigiin kasinda yazildigindan haberi yok- 
dur. Ben kazdirdim. Habibim bundan dolayi huzursuz olmasin. 
Zira Ebu Bekrin eline yiiziigii verdigin vakt, yalniz La ilahe il- 
lallah kazdir, demisdin. Ebu Bekr benim ism-i serifimden, Ha- 
bibimin ismi ayn olmagi layik gormeyip, kendisi kuyumcuya 
kazdirdi. Ya'ni, Ebu Bekr senin adini, benim adimdan ayirma- 
di. Ben de senin adindan Ebu Bekrin adinin ayn olmasini reva 
gormedim. Onun icin, Cebraile emr edip, gonderdim. Senin 
adinin yanina Ebu Bekrin adini yazdi. Simdi, eger akil-u dana 
(aklh ve ilm sahibi) isen, hazret-i Ebu Bekrin, dergah-i izzetde 
ne denli mertebesi oldugunu bundan fehm eyle. Aynca, hak- 
kinda bu kadar ayet-i kerime nazil olmus ve hadis-i serifler ri- 
vayet olunmusdur. 

Onbeginci Menakib: Hazret-i Resul-i ekrem "sallallahii tea- 

- 17 - Menakib-i Cihar Yar-i Guzin - F:2 



la aleyhi ve sellem" buyurur ki, arasat meydamnda, Hak subha- 
nehti ve teala emr eyler ki, Cennetden mahser yerine sari ya- 
kutdan bir taht getirirler. Eni ve uzunlugu yirmi mil mikdan 
olur. Ondan sonra, o tahtin sag tarafina bir taht daha koyarlar. 
Eni ve uzunlugu bunun misali olur. Ondan sonra sol tarafina ak 
gumusden bir taht daha koyarlar. Eni ve uzunlugu bunlar gibi- 
dir. Ondan sonra, sari yakutdan taht iizerine Ebu Bekr-i Siddik 
"radiyallahii teala anh" oturur. Sag tarafinda olan altindan taht 
iizerine bir giizel melek oturur. Sol tarafinda olan gumiis taht 
iizerine de bir melek oturur. Sonra, sag tarafinda oturan melek, 
ayak iizere dump, yiiksek ses ile seslenir ki, ya mahser meyda- 
nindaki muslimanlar. Agah olun ki, Cennet hazinedan Ridvan 
benim. Allahii teala bana emr eyler ki, ya Ridvan! Cennet ka- 
pilannin anahtarlanni al. Habibim Muhammed Mustafa "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerine gotiir ve benim sela- 
mimi soyle. Habibim kimden razi ise, hesabsiz ve azabsiz Cen- 
nete ahp git. Ben de Cennetin anahtarlanni alip, Habibi Ekre- 
me "sallallahu aleyhi ve sellem" gotururum. Allahii tealamn 
emr-i serifi mucibince ahvali arz ederim. Server-i Enbiya buyu- 
rur ki; ya Ridvan! Anahtarlan Ebu Bekre gotiir. Zira, ben iim- 
metimin giinahkarlannin sefa'atiyle vazifeliyim. Bu hizmeti 
Ebu Bekr gorsiin. Bilmis olunuz ki, hazret-i Ebu Bekre Cenne- 
tin anahtarlanni teslim ederim ve de emrine mutf olurum. Her 
kimden ki, Ebu Bekr razidir, Cennete ahp, giderim. Kimden 
hosnud degildir, Cennete koymam; der. Ondan sonra sol taraf- 
da gumiis taht iizerine oturan Melek ayak iizerine dump, sesle- 
nir ki, Cehennem hazinedan Malik benim. Allahii teala hazret- 
leri bana hitab eyler ki, ya Malik! Cehennem kapilannin anah- 
tarlanni habibim Muhammed Mustafa "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" hazretlerine gotiir ve benden selam soyle. Her kim- 
den ki, Habibim hosnud degildir; Cehenneme ahp, gotiiresin. 
Ben de Cehennem kapilannin anahtarlanni ahp, Sultan-i Enbi- 
yaya goturiiriim. Allahii teala hazretlerinin emr-i serifi iizere 
ahvali aciklanm. Hazret-i Fahr-i kevneyn "sallallahu teala aley- 
hi ve sellem" buyurur ki, "Ya Malik! Asi iimmetin ahvali ile 
mesgulum. Hemen anahtarlan Ebu Bekre teslim eyle. Bu hiz- 
meti onlar gorsiinler. $imdi uyanik olun ki, Cehennemin anah- 
tarlanni hazret-i Ebu Bekre teslim ederim. Ben de emr-i serif- 
lerine mutf olurum. Her kimden ki Ebu Bekr-i Siddik memnun 

-18- 



ve razi degildir. Sualsiz ve hesabsrz, Allahu tealamn emri ile Ce- 
henneme ahp-goturiirum. 

Onaltinci Menakib: Birgun hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii 
anh", hazret-i Fahr-i alem seyyid-i veled-i adem Nebiyyi muh- 
terem ve habib-i mukerremin "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" huzur-i seriflerinde, se'adetle otururlarken; bir bedbaht 
kotti huylu kimse; bir edebsizlik edip, Ebu Bekre dil uzatip, ya- 
kisiksiz sozler soyledi. Hazret-i Server-i kainat; o edebsiz, Ebu 
Bekre edebsizlik etdikce; birsey soylemez, ba'zan da tebessum 
eder idi. Hazret-i Ebu Bekr; o bedbaht ve edebsizin edebsizligi 
haddi asinca; zaruri olarak gadaba gelip, birkac soz soyleyince; 
hazret-i Fahr-i kainat, se'adetle ve devletle yerinden kalkip, git- 
di. Hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" Sultan-i Enbiya- 
nin ardina diisiip, yetisdi ve dedi ki: Ya Resulallah! Nicin, bir 
hayasiz, edebsizlik edip, goniil incitirken, siikut buyurup [su- 
sup], birsey soylemediniz. Simdi, ben ona soyleyince, kalkip, 
gitdiniz; sebebi nedir. Hazret-i Fahr-i kevneyn ve Resul-i saka- 
leyn "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki: Ya Siddik! 
O hayasiz ve bedbaht sana dil uzatmaga basladigi zeman, Alla- 
hii teala bir melek gonderdi ki, o kimseyi karsilayip, kovacak 
idi. Sen, hemen gadaba geldin; soylemege basladin. O melek gi- 
dip, yerine iblis geldi. iblfs-i la'inin oldugu yerde, ben durmam. 
Hazret-i Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anh" ondan sonra, 
vaktli vaktsiz soz soylememek icin, mubarek agzina bir tas ko- 
yar idi. Ne zeman soz soylemek lazim gelse, evvela fikr ederdi. 
Bir soz soyliyecegi zeman, o sozii kendi kendine nice zeman dii- 
siiniir, tefekkiirden sonra, mubarek agzindan o tas parcasim ci- 
kanp, ne soz soyliyecek ise soyler idi. Sonra o tas parcasim mu- 
barek agzina ahp, tesbih ve tehlil ile mesgul olurdu. Kimseye, 
hayrdan ve serden diinya kelami soylemez, eger kat'i lazim ise 
ve cok efdal ise, soylerdi. Yoksa, gecede ve giindiizde tesbih ve 
tehlil ile mesgul idi. 

Onyedinci Menakib: Birgun Fahr-i kevneyn ve Resul-i saka- 
leyn habib-i Rabbilalemin "sallallahii teala aleyhi ve sellem", 
hazret-i Aise-i Siddikamn "radiyallahii teala anha" evlerine tes- 
rif buyurdu. Buyurdu ki, ya Aise-i Siddika. Hie yiyecekden bir 
nesnen var midir. Hazret-i Aise latife ile dedi ki, Sultamm, bu ge- 
ce yatdigimz yerde, nicin tedarik etmediniz. [Oradan almadimz.] 

-19- 



Fahr-i kainatm mubarek goniillerine bu hos gelmedi. Huzursuz 
olup, odadan cikdilar. Hazret-i Aise, kosdu. Mubarek etegine ya- 
pisdi; alakoyup, yapdigi latifeden afv dilemek istedi. Sultan-i En- 
biya mubarek etegini cekip, disan cikdi. Hazret-i Aise anladi ki, 
Fahr-i alem hazretleri incindi. Hemen basmi secdeye koyup, Al- 
lahii teala hazretlerine yalvarmaga basladi. Dedi ki: Ya Rabbi! 
Benim sefi'im [halime aciyip afv edecek] sensin. Senden baska 
benim halime acryrp, yardim edecek yokdur. Allahii teala hazret- 
lerine hem yalvanr ve hem mubarek gozlerinin yasi irmak gibi 
akar idi. Allahii tebareke ve teala hazretleri kemal-i lutfundan, 
nihayetsiz ihsamndan, hazret-i Aisenin diiasim kabul edip, haz- 
ret-i Cebrail aleyhisselami, Habib-i Miikerrem hazretlerine gon- 
derdi. Sultan-i Enbiya bir ayagim mescidin icine koyup ve diger 
ayagim da koymadan, hazret-i Cebrail yetisip, dedi ki, ya Mu- 
hammed "sallallahii teala aleyhi ve sellem"! Mescide girme ki, 
izn yokdur. Fahr-i kainat hazretleri dedi ki, ya kardesim Cebrail! 
Sebebi nedir. Hazret-i Cebrail dedi: Hazret-i Aisenin gozii irmak 
gibi akar. Hak Siibhanehii ve teala der ki, vanp, Aisenin hatirmi 
teselli edesin. Sultan-i kevneyn, se'adetle, hazret-i Aisenin evine 
geldi. Hazret-i Aise karsilayrp, Sultan-i kainatm mubarek ayagi- 
nin tozuna yuziinii siiriip, afv diledi. Resulullah "sallallahii aley- 
hi ve sellem" afv buyurdu. Allahii tebareke ve teala, hazret-i 
Cebraile emr etdi ki, Habibim ile Aiseyi ben araya girip, bansdir- 
dim. ikram da bizden olsun. Var Cennet ni'metlerinin cesidlerin- 
den getirip, hazret-i Fahr-i alem ile, hazret-i Aisenin onlerine 
koy. Sonra, Cebrail aleyhisselam Cennetden ni'met getirip, onle- 
rine koydu. Hazret-i Aise, bir lokma hazret-i Sultan-i Enbiyanm 
mubarek agzma koyardi ve bir lokma kendi yir idi. Iki lokma ka- 
hnca, Fahr-i alem buyurdu ki, ya Aise! Bu iki lokmayi baban Ebu 
Bekr icin ahkoy. Zira Sultan-i kainatm Ebu Bekre o mertebe mu- 
habbeti vardi ki, bir lokmayi onsuz yimezdi. Bir an dahi onsuz ol- 
mazdi. Ebu Bekr-i Siddikm bu ni'metlerden hisse almamis olma- 
sim reva gormedi. Onun icin hazret-i Aiseye buyurdu ki, iki lok- 
mayi alakoysun. Bu esnada kapi cahndi. Server-i Enbiya dedi ki, 
ya Aise! kapiya gelen Ebu Bekrdir. Iceri gelsin. Hazret-i Ebu 
Bekr "radiyallahii teala anh" Habib-i miikerrem hazretlerinin, 
huzur-i alilerine yiiz siirdiikde, buyurdular ki, ya Siddik! Bu iki 
lokma Cennet ta'amlarmdandir. Size hisse ayirdik. Hazret-i Ebu 
Bekr bu iki lokmayi eline alrp, birini Fahr-i kainata ve birini haz- 

-20- 



ret-i Aiseye verdi. Sultan-i kevnevn buyurdular ki, ya Eba Bekr! 
Nicin bu iki lokmayi kendin yimedin, bize verdin. Cevab buyur- 
dular ki, ya Habiballah! O Allahu teala hakki icin ki, ondan gay- 
ri Allah yokdur. Sizin yidiginiz bana kendim yimemden bin kat 
daha hayrli gelir. Hazret-i Ebu Bekrin Fahr-i alem hazretlerine 
bu kadar kuvvetli muhabbeti vardi. Fahr-i alem hazretleri de ne 
mertebe riayet edip, severlerdi ki, Cennet ni'metini Ebu Bekr-i 
Siddika hisse ahkoymaymca yalmz yimedi. Fahr-i alem hazretle- 
ri bir an Ebu Bekrsiz olmazdi ve her ne vakt Sultan-i kainat haz- 
retlerine bulusmak murad-i serifleri olsa, miilakat ederler idi [go- 
rusiirlerdi]. Server-i Enbiya, her ne musavere etmek isteseler, 
hazret-i Ebu Bekr ile ederdi. Hicbir zeman Ebu Bekrden huzur- 
suz olup, incinmedi. O daima Sultan-i kainatm emrine mutf ve 
ita'at ederdi. Aksine bir sey olmamisdir. Belki, mubarek hatirla- 
rma bile gelmemisdir. 

Onsekizinci Menakib: Hazret-i Fahr-i Enbiya Habib-i Hiida 
Muhammed Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyu- 
rur ki, Allahu teala, yerleri ve gokleri, ve ars-i azim ile kiirsiyi 
ve levh ve kalemi ve Cennet ve Cehennemi ve insanlan ve cin- 
nileri halk etmezden evvel, benim ruhum ile Ebu Bekrin ruhu- 
nu giivercin suretinde halk edip, ask meydamnda ucun diye emr 
eyledi. Ileri ucup gideniniz Muhammed olsun, geride kalamniz 
Ebu Bekr olsun, buyurdu. Boylece ikimiz ucduk. Ben Ebu 
Bekrden, sehadet parmak ile yaninda olan orta parmak arasin- 
daki fark kadar ileri gecdim. Hazret-i Ebu Bekr, bu izzet ve bu 
serefi, hep Habibullah hurmetine bulmusdur. Zira halis ve 
muhlis dostu ve yar-i gari idi. [Magara arkadasi idi.] 

Ondokuzuncu Menakib: (ir§ad-iis-siddik) kitabimn sahibi 
zikr etmisdir. Bir giin Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" buyurdu ki, (Ebu Bekrin imam diger mii'minlerin imam 
ile olciilse, Ebu Bekrin imam agir gelir.) Bir rivayetde buyur- 
musdur ki, (Rii'yamda gordiim ki, kiyamet kopmus. Mahserde 
terazi kurulmus. Biitiin mii'minlerin imam tartddi. Ebu Bekrin 
imam ciimle iimmetin imamndan agir geldi.) 

Yirminci Menakib: Yine aym kitabda, ya'ni (irsad-iis-sid- 

dik) kitabinda bildirilmisdir. Enes bin Malik "radiyallahu tea- 
la anh" rivayet eder: Birgiin gordiim ki, Server-i Enbiya "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem", hazret-i Ebu Bekr-i Siddik "ra- 

-21- 



diyallahu anh" ile miisafeha edip, buyurdu ki, mujdeler olsun 
sana ya Eba Bekr. Hak Siibhanehii ve teala, butiin mahlukla- 
ra, umumi olarak, tecelli eder. Amma, sana hustisi olarak tecel- 
li eder. Nakl edilmisdir ki, hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii tea- 
la anh" rivayet etmisdir: Cahiliyye zemaninda bir gun, bir bu- 
yiik agacin altinda otururken, bir dal basima egildi. Bir ses gel- 
di ki, yakin zemanda, Ka'be-i serifede, Beni Hasimden, Abdiil- 
muttalib ogullanndan Muhammed adli bir Peygamber zuhur 
etse gerek. Boyle biiyiik ve sank Peygamber daha gelmemisdir 
ve de gelmiyecekdir. Hatem-iil-enbiyadir. Sen herkesden evvel 
Onun dinine gireceksin. Ona senden yakin kimse olmiyacak- 
dir. Ben de agaca dedim ki, o Peygamber meydana cikdigi vakt 
bana haber ver. O agac ile anlasdik. Ne zeman ki Fahr-i alem 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerine Peygamber ol- 
dugu bildirildi, o agacdan ses geldi ki, ey Ebu Kuhafe oglu. 
Mujdeler olsun sana, o Peygamber zuhur etdi. O vakt, hazir ol, 
gayret eyle ki, onunla karsilasip dinine giresin ki, senden evvel 
onun dinine kimse girmez. Sabahleyin sevinc ile kalkip, Fahr-i 
alem hazretlerinin basdigi topraga yiiz siirmek niyyeti ile gider- 
ken, Sultan-i Enbiyaya rastgeldim. Bundan sonrasi anlatilmis 
idi. 

Yirmibirinci Menakib: Birgiin Server-i Enbiya "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" mescidde oturmus idi. Cebrail aleyhisse- 
lam geldi. Sultan-i Enbiya, hazret-i Cebrail ile soylesirdi. Eshab- 
1 kiram mescide gelip, Seyyid-i kainati mesgul goriip, bildiler ki, 
hazret-i Cebrail ile soylesir. Siikut edip, oturdular. O sirada haz- 
ret-i Ali "radiyallahii teala anh" iceri girip, selam verip, yerine 
oturdu. Hazret-i Osman "radiyallahii teala anh" gelip, selam ve- 
rip, yerine oturdu. Sonra Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" ge- 
lip, selam verdikde, hazret-i Cebrail aleyhisselam ayak iizerine 
kalkdi. Sultan-i Enbiya hazretleri de ayak iizerine kalkdi. Es- 
hab-i kiram, Server-i kainati ayak iizere kalkdigini goriip, hepsi 
ayaga kalkip, hayret etdiler. Zira Fahr-i alem, Eshab-i giizinden 
kimseye ayak iizerine kalkmamisdir. Sonra bu hususu, hazret-i 
Resul-i ekremden sordular. Buyurdular ki: Ebu Bekr-i Siddik 
mescide girip, selam verdigi zeman, Cebrail aleyhisselam Ebu 
Bekr-i Siddika ta'zim icin ayak iizerine kalkdi. Ben de ayak iize- 
rine kalkdim. Sonra, ya kardesim Cebrail, Ebu Bekre ne icin 
ta'zim etdiniz, diye sordum. Dedi ki: Ya Resulallah! Ebu Bekre 

-22- 



ta'zim bana vacibdir. Zira Ebu Bekr benim hocamdir. Ben sor- 
dum, neden dolayi hocandir. Cebrail aleyhisselam dedi ki: Ya 
Muhammed "sallallahii aleyhi ve sellem"! Hak Siibhanehu ve 
teala, Adem aleyhisselatii vesselami yaratdigi zeman, meleklere, 
hazret-i Ademe secde ediniz, diye emr etdi. Benim hatinma gel- 
di ki, secde etmiyeyim. Ben ondan efdalim. Zira ki, o balcikdan 
yaratilmisdir, dedim. Bunun iizerine olmaga niyyet eyledim. O 
zeman ki, Ebu Bekrin ruhu ars altinda nurdan bir kubbe [kosk] 
icinde idi. Koskiin kapisi acildi, Ebu Bekrin ruhu cikdi. Bana de- 
di ki, ya Cebrail secde eyle. Sakin muhalefet etme. Bunu tic ker- 
re tekrarladi. Arkama tic kerre eliyle vurdu. O sirada kalbimden 
kibr ve enaniyyet ve inad gitdi. Ademe secde eyledim. Benden 
kibr ve enaniyyet, iblise intikal edip, Ademe secde etmedi. Ebe- 
di tard edilip, mel'tin oldu ve ben de ebedi se'adete kavusdum. 
Ya Muhammed "sallallahii aleyhi ve sellem"! Ebu Bekr bu sekl- 
de bana hoca olmusdur, dedi. 

Yirmiikinci Menakib: Birgiin, hazret-i Fahr-i kainatin hu- 
zur-u seriflerinde, Cebrail aleyhisselam bir tarafda oturur idi. 
Hazret-i Sultan-i Enbiyaya, Cebrail aleyhisselam geldigi zeman 
eshab-i giizinin hepsi "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" ayak 
iizere dururlar idi. Fekat, hazret-i Ebu Bekr oturur idi. Fahr-i 
alem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" istigrakda iken [ma'ne- 
vi dalmrs halde iken] hazret-i Cebrail ile, hazret-i Ebu Bekr isa- 
retlesip, birbirlerine bakisip, tebessiim etdiler. Fahr-i alem haz- 
retleri, hazret-i Cebrailin hazret-i Ebu Bekr ile isaretlesdigini 
goriip, hazret-i Cebraile dedi ki: ya kardesim Cebrail. Ebu Bekr 
ile olan mu'amelenize sebeb nedir. Hazret-i Cebrail dedi ki: ya 
Resulallah! Birsey yokdur. Fahr-i alem hazretleri tekrar sordu- 
lar. Cebrail aleyhisselam dedi ki, Hak Siibhanehu ve teala, yeri 
ve gogii, arsi, kiirsi, Cennet ve Cehennemi yaratmazdan evvel, 
Cebrail naminda yetmisbin melek yaratmis idi. Allahii teala 
bunlara siial ederdi ki, siz kimsiniz? Ben kimim? Bunlar cevab 
vermemekle ciimlesini helak etdi. Sonra beni yaratip, bana da 
siial edince, ben de cevab vermeyip, ben kulunu helak etmek 
iizere iken, hazret-i Ebu Bekrin ruhu yanima gelip, sen Hahksin, 
ben senin bir za'if mahlukunum, diye cevab vermem icin bana 
ta'lim eyledi. Ya Resulallah! O Allah hakki icin ki, Ondan gay- 
ri Allah yokdur. Ben hazret-i Ebu Bekrin azadhsryim, dedi. 

-23- 



Yirmiiiciincii Menakib: Hazret-i Ebu Bekr "radryallahu tea- 
la anh" islama geldigi vaktde, Hak Siibhanehii ve teala askina ve 
Habibullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" askina, seksenbin 
altin fakirlere sadaka eyledi. Kirkbin altin gizli, kirkbin altin 
acikdan vermisdi. O hale geldi ki, giyecek elbisesi kalmamis idi. 
Sonra eski bir mutaf [keci kilindan dokunmus elbise] eline gec- 
di. Mubarek arkasina aldi. Sonra nemaz vakti gelince, o mutafi 
arkasina alrp, nemaz kilardi. Nemaz vakti haricinde mubarek 
gogsiine kadar tennur [tandir] icine girer. Arkasina mutafi alir- 
di. Bu hal iizere iicgiin se'adethanesinde [evinde] oturup, Habi- 
bullah hazretlerinin huzur-u se'adetlerine gidemedi. Dordiincii 
giin oldukda, hazret-i Fahr-i Enbiya "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem", sabah nemazim kildikdan sonra, mubarek arkasim mih- 
raba verip, sahabe-i kiram hazretlerine tevecciih edip, buyurdu- 
lar ki: tic giindiir, Ebu Bekr-i Siddik mescide gelmedi. Acaba 
mubarek hatir-i serifi nasildir. Varahm, mubarek hatinni sora- 
hm; diye soylerken, mubarek arkasina bir siyah mutaf giymis 
olarak Cebrail aleyhisselam geldi. Hazret-i Resulullah, Cebrail 
aleyhisselami bu halde goriince, mubarek sekli degisdi. Ya kar- 
desim Cebrail; bu ne haldir, diye sordu. Hazret-i Cebrail, dedi 
ki, ya Resulallah! Ma'lumunuz olsun ki, yedi kat gokde, ars ve 
kiirside olan biitiin melekler, biitiin Kerubiyun boyle mutaf giy- 
diler. Hazret-i Resul-i ekrem, bu isin ash nedir, ya kardesim, ba- 
na acikla, dedi. Hazret-i Cebrail dedi ki, ya Resulallah! Hazret-i 
Ebu Bekr, Allahii tealamn askina ve senin dinin ugruna seksen- 
bin altm sadaka verdi. Kirk bini gizli ve kirkbini acikdan. Simdi 
giyecek elbisesi kalmadigi icin, tic giinden beri mescide onun icin 
gelemedi. Nemazi evinde kildi. Ya Resulallah! Hak Siibhanehii 
ve teala sana selam edip ve buyurdu ki, hazret-i Ebu Bekre esvab 
[elbise] gondersin. Hazret-i Fahr-i Enbiya, Eshab-i giizine bakip, 
dedi ki, her kimin, bir fazla kaftam varsa, Ebu Bekre versin ki, 
ben sevineyim. Hak Siibhanehii ve teala karsihgmda nice nice se- 
vablar ve dereceler versin. Benimle firdevs-i a'lada komsu olsun. 
Eshab-i kiramm hepsi, aradilar. Hicbirisinde bulunmadi. Buluna- 
mayinca; bir sahabi vanp, bir baska kimsede bir hirka buldu. 
Hazret-i Ebu Bekre gonderdi. Hazret-i Ebu Bekr o sahabiye 
diialar edip, o kaftam giydi. Hazret-i Resulullahm "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" mubarek ayaklarmm tozuna yiiz siirmeden, 
ya'ni yanma gelmeden hazret-i Cebrail aleyhisselam yetisdi. De- 

-24- 



di ki: Ya Muhammed "sallallahti teala aleyhi ve sellem"! Allahti 
teala sana selam eder. Buyurdu ki, btittin sahabiler ile Ebu Bek- 
ri ta'zim ve tekrim ile karsilayasm. Ondan sonra, server-i Enbiya, 
hazret-i Ebu Bekre karsi cikip, miisafeha etdi. Cenab-i Hakka 
miiteveccih olup, diialar etdi. Sonra butiin sahabiler Ebu Bekr ile 
miisafeha etdiler. Goniilden Ebii Bekre diialar eylediler "ndva- 
nullahi teala aleyhim ecma'in". 

Yirmidordiincu Menakib: Bundan sonra, yukandakilere Ha- 
ve olarak, hazret-i Cebrail aleyhisselam dedi ki, ya Muhammed 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem"! Hak Subhanehu ve teala sa- 
na selam eder. Buyurur ki, Ebu Bekr kuluma benden selam 
soyle! Bu fakir haliyle benden razimidir; sor? Hazret-i Enbiya 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem", Ebu Bekr hazretlerine haber 
gonderip, beyan buyurduklannda; hazret-i Ebu Bekr, inleyip, 
bagirarak, feryad ederek, dedi ki: "Ebu Bekr kimdir ki, kim 
oluyor ki, Rabbimden razi olmiyayim. Ben herseyi yaratan 
Rabbimden raziyim, raziyim". 

Yirmibe§inci Menakib: (Misbah) kitabmda anlatilmakdadir. 
Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" der ki; bir gun Resul-i ek- 
rem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bize, askeri donatmak 
icin, sadaka getirin diye, emr etdiler. Benim mahmm cok oldugu 
bir zeman idi. Gonliimden gecdi ki, her zemanda, kardesim Ebu 
Bekr "radiyallahii teala anh" sadaka hususunda hepimizden faz- 
la sadaka verirdi. Amma bu defa ben ondan fazla vereyim diye, 
mahmm yansim gotiirdiim. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" buyurdular ki, ya Omer! Ehl-i beytine [ev halkma] ne ah- 
koydun. Dedim ki, ya Resulallah! Bu kadanm [ya'ni yansim] ah- 
koydum. Bu sirada Ebu Bekr "radiyallahii anh" ciimle mahm ge- 
tirip, koydu. Hazret-i Fahr-i Enbiya buyurdu ki, ya Eba Bekr! 
Ehl-i beytine [ev halkma] ne ahkoydun? Ebu Bekr, ya Resulal- 
lah! Ehlime Allahii tealayi ve Resuliinii ahkoydum, deyince, (iki- 
nizin arasmdaki fark, cevabimz arasmda olan fark gibidir) buyur- 
dular. Ondan sonra, Ebu Bekr-i Siddikm her bir isde, oniine gec- 
me iimmidimi kesdim. Rivayet edilir ki, o zeman, hazret-i Resu- 
lullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" sadaka getirin diye emr 
edince, hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" ciimle mahm 
ve giyeceklerini, sadaka verip, bir hirka giydi. O zeman Cebrail 
aleyhisselam geldi. Server-i Enbiya "sallallahii teala aleyhi ve sel- 

-25- 



lem" gordii ki, Cebrail aleyhisselam hirka giymis. Ba'zi rivayetde 
gelmisdir ki, bir gun hazret-i Ebu Bekrin "radiyallahti teala anh" 
huzur-i seriflerine bir dilenci gelip, Allah icin birsey verin dedik- 
de, vermeye birseyi bulunmayip, sirtmdaki gomlegi, kapi arka- 
smdan dilenciye verdi. Kendisi bir eski sal ortiindii. Ibadetle mes- 
gul oldu. Allahii tealanm emri ile Cebrail aleyhisselam iizerine 
bir sal biiriinup, hazret-i Habibullahm huzuruna geldi. Resul-i 
ekrem "sallallahii aleyhi ve sellem" dedi ki, ya kardesim Cebra- 
il! Bu ne haldir. Seni bu Ml iizere hie gormemisdim. Ya Muham- 
med "sallallahii aleyhi ve sellem"! Benim bu sekle girdigimi aca- 
ib karsriama, ki Hak Siibhanehii ve teala biitiin gok meleklerine 
bu surete girmege emr eylemisdir. Ciinki, Ebu Bekr-i Siddik "ra- 
diyallahii anh" simdi bu sekldedir. 

Yirmialtinci Menakib: Hazret-i Ebu Bekr ile Ebiidderda 
"radiyallahii teala anhuma", ikisi beraber giderken, bir dar yo- 
la geldiler. Ebiidderda onde, Ebu Bekr arkada, o darhkda yii- 
riirken, o sirada, Sultan-i Enbiya "sallallahii aleyhi ve sellem" 
karsidan, parlak bir ay gibi, goriindii. Hazret-i Ebiidderda, haz- 
ret-i Ebu Bekrin oniine gecmis goriince hazret-i Fahr-i kainat 
huzursuz olup, Ebiidderdaya hitab eylediler ki, ya Ebiidderda! 
Nicin Ebu Bekrin oniince yiiriirsiin. Bilmez misin ki, Ebu Bekr 
senden eweldir. Senden biiyiik olan kimsenin oniinde gitmek 
edebi terk degil midir. Hazret-i Ebiidderda hatasim anlayip, 
tevbe ve istigfar eyledi. Simdi ey mii'minler! Hazret-i Ebiidder- 
da gibi bir zat, bir an hazret-i Ebu Bekrin oniine gecince, haz- 
ret-i Resul-i ekrem huzursuz oldu. Fikr edin, ya'ni dusiiniin. 
Ayri i'tikad iizere olanlardan Allahii teala korusun! 

Yirmiyedinci Menakib: Birgiin sahabe-i giizinden "ndva- 
nullahi teala aleyhim ecma'in" ba'zilan Fahr-i kainatin "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" yiiksek huzurlanna vanp, hazret-i 
Ebu Bekrden "radiyallahii anh" sikayet eylediler. Dediler ki, 
ya Resulallah! Hazret-i Ebu Bekr bir oda icine girip, ciger ke- 
babini yalniz yir. Kokusunu duyanz. Lakin bizi da'vet eylemez. 
Sultan-i Enbiya "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdu ki, "Bir 
daha boyle yapdigi vakt, bana haber veriniz; evine varahm." 
Birgiin yine hazret-i Ebu Bekr, bir odaya girdiginde, ciger ke- 
babinin kokusunu duyan Sahabiler, ciger kebabi yir diyerek, 
vanp, haber verdiklerinde, Server-i Enbiya hazretleri, derhal 

-26- 



kalkip, hazret-i Ebu Bekrin oldugu odaya gitdi. Iceri girdikde, 
gordii ki, ne ates var; ne kebab. Sonra siial etdi ki, ya Eba 
Bekr! Ciger kebabim yalniz yir imissin; reva midir. Ebu Bekr 
dedi ki, ya Resulallah! Hasa ki ben ciger kebabim yalniz yiye- 
yim. Pisen kendi cigerimdir. Hayr-iil-beser "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem", sebebini sordular. Ebu Bekr "radiyallahii 
anh" cevab verdi ki, ya Habiballah! Daima hatinma gelir ki, 
Hak Siibhanehii ve teala bana islam dinini muyesser eyledi. Ve 
Habibinin dostlanndan eyledi. Hususi olarak biitiin sahabe-i 
kiram icinde bu seklde sohret buldum. Kryamet giiniinde; aca- 
ba ahvalim ne olur. Allahii tealamn huzurunda bu iltifati ve bu 
riayeti [bu ni'metlerin sukriinii yerine getirir miyim] tekmil 
eder miyim diye korkudan cigerim kebab gibi pisdiginin sebe- 
bi budur. Hemen o saat Cebrail aleyhisselam gelip; hazret-i 
Ebu Bekrin hakkinda nice miijdeler getirdi. Ondan sonra Es- 
hab-i giizinin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" hazret-i 
Ebu Bekre "radiyallahii teala anh" muhabbetleri bir iken bin 
kat fazla oldu. 

Yirmisekizinci Menakib: Hazret-i Fahr-i alem "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" bir gun mescid-i serifinde, Eshab-i gii- 
zin arasinda, oturuyordu. Hazret-i Cebrail aleyhisselam geldi. 
Sultan-i Enbiya hazretlerine buyurdular ki, Ebu Bekrin bir sa- 
at ibadeti yetmis yilhk ibadet yerini tutar. Hazret-i Resul-i ek- 
rem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bunlara cevab verme- 
yip, hazret-i Bilale emr etdi ki var, Ebu Bekri da'vet eyle. Haz- 
ret-i Bilal, emri taat kabul edip, Ebu Bekrin kapisim caldi. De- 
di ki, Ebu Bekr hazretlerini Sultan-i kevneyn "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" caginr. Hemen o saat hazret-i Ebu Bekr "ra- 
diyallahii anh" yerinden kalkip, Server-i kainatin bulundugu 
yere gitdi. Sultan-i kainat karsilayip, Ebu Bekr hazretlerini ya- 
nina aldi. Sonra siial eyledi ki, ya Siddik, hala ne amel iizerin- 
de idin. Cevab verdiler ki, ya Habiballah! Hatinma soyle geldi 
ki, Hak Siibhanehii ve teala iki ev halk etdi. Birinin adi Cennet 
ve birinin adi Cehennem. Elbette takdir yerini bulup, ikisini de 
dolduracakdir. Birini yaramaz kullan ile, birini salih kullan ile. 
Ya Resulallah! Dedim ki, ya Rabbi! Bu za'if kulunun bedeni- 
ni biiyiiltiip, Cehenneme koy ki, benim bedenim ile Cehennem 
dolsun. Senin emrin yerini bulsun. Biitiin alem, Cehennem 
korkusundan halas olsun. Ondan sonra Eshab-i giizin hazret-i 

-27- 



EM Bekrin boyle duasina ve yiiksek himmetlerine hayran 
olup, ciimlesi hayr diia etdiler "ndvanullahi teala aleyhim ec- 
ma'in". 

Yirmidokuzuncu Menakib: Birgun hazret-i Ebu Bekr ile 
hazret-i Omer "radiyallahii anhiima" bir husus icin, birbiriyle 
miinazea etdiler [cekisdiler]. Hatta, hazret-i Ebu Bekr hazret-i 
Omere bir mikdar sert olarak soyledi. Biraz durdukdan sonra, 
hazret-i Ebu Bekr pisman olup, hazret-i Omerden ozrler diledi. 
Hazret-i Omer iltifat etmedi. Se'adethanelerine [evine] gitdi. 
Hazret-i Ebu Bekr gordii ki, hazret-i Omer afv etmedi. Bu 
uziintu ile, hazret-i Habibullahin "sallallahu aleyhi ve sellem" 
huzurlarma vardi. Habib-i ekrem gordii ki, hazret-i Ebu Bekrin 
sekli degismis. Mubarek derisinde degisiklik var. Siial buyurdu- 
lar ki, ya Siddik sana ne oldu ki, boyle uzuntulusun. Hazret-i 
Ebu Bekrin gozlerinden yas akip, dedi ki, ya Resulallah! Bir 
husus icin hazret-i Omer ile miinazea edip, bir mikdar gadab 
ile, soylemisdim. Onun icin hatin kinlmis [giicenmis]. Sonra ha- 
tami bilip, afv diledim. Kabul eylemedi. Ya Resulallah, huzuru- 
nuza geldim. Benim halim nice olur. Kiyamet giiniinde eger 
Omer yakama yapisirsa, bana inayet, halime rahm eyle; deyip 
agladi. Hazret-i Fahri alem iic kerre diia eyledi ki, ya Rabbi! 
Ebu Bekrin biitiin giinahlanni afv eyle; Omerin bile, [ya'ni haz- 
ret-i Omerin giinahim da afv eyle!] Meger hazret-i Omer "radi- 
yallahii teala anh" de hazret-i Ebu Bekrin ricasim kabul etme- 
digine pisman olmusdu. Hazret-i Ebu Bekrin evleri tarafina git- 
di. Kapinin oniine gelip, hazret-i Ebu Bekri sordu. Habib-i ek- 
rem hazretlerine gitdi diye cevab verdiler. Hazret-i Omer de 
vanp, Server-i kainatin huzur-i seriflerine yiiz siirdiikde, gordii 
ki, bir tarafda hazret-i Ebu Bekr oturur. Bir tarafinda hazret-i 
Ebiidderda oturur. Ondan sonra Habib-i ekrem hazretleri bu- 
yurdular ki, Hak Siibhanehii ve teala hazretleri beni sizlere 
Peygamber gonderdi. Ciimleniz tekzib etdiniz [inanmadiniz]. 
Amma Ebu Bekr-i Siddik tasdik eyledi. Can ve bas ve biitiin 
mal ve menal ile, ehliyle ve iyaliyle benim ugrumda kalben ki- 
yam gosterip, bir an aynlmadi. Neden Ebu Bekrin kiymetini 
bilmeyip, rencide edersiniz. Insaf midir. Bilmez misiniz ki, Ebu 
Bekre olan riayet ve hurmet bizedir. Onun hatinni gozetmek, 
bizim hatinmizi gozetmek gibidir. Hazret-i Omer "radiyallahii 
anh" bu [azarlama seklindeki] kelami isitdikden sonra, kalkip, 

-28- 



Ebu Bekr tarafina gidip, hazret-i EM Bekr de karsilayrp, birbi- 
riyle musafeha edip, ozr dilediler. 

Otuzuncu Menakib: Ebul Ferec el Cevheri, Hasen Basriden 
rivayet eder. O da imam-i Hasen bin Aliden "radiyallahii anhii- 
ma" rivayet eder. Hazret-i Ali "kerremallahu vecheh" bir gun 
hutbe okuyup, halki gaza ve cihada tesvik etdi. Bir sahs ayak 
iizere kalkip, dedi ki, ya imam! Bana fi sebilillah cihadin ve ga- 
zalann sevabindan haber ver. Hazret-i Ali buyurdular ki, bir 
gun Resul-i ekrem "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
ile gazaya gidiyorduk. Senin benden siial etdigin gibi, ben de 
hazret-i Resul-i ekremden siial etdim; dedim ki, ya Resulallah! 
Bize gaza ve cihadin sevabindan haber ver. Hazret-i Server-i 
kainat buyurdular ki: Bir kavm gazaya niyyet eylese, Hak Siib- 
hanehii ve teala onlar icin Cehennemden kurtulusuna berat ya- 
zar. Kac kisi sefer icin hazirlansa, Allahii teala onlar ile melek- 
lere ogiiniip, buyurur ki, goriin, benim kullarimi, benim yolum- 
da gazaya hazirlamrlar. Ehline ve evladina veda' eylerken, evi 
ve divarlan onlar icin aglar. Ve giinahlarmdan temizlenip, ana- 
dan dogmus gibi olurlar. Yilanin, derisinden cikdigi gibi olurlar. 
Hak Siibhanehii ve teala her adima kirk bin melek verir. Dort 
tarafindan hifz ederler. Isledikleri her hasene ve her sevab iki 
kat yazihr. Ona bin abid ibadeti sevabi yazihr. Oyle abid ki, bin 
yil ibadet etmis olur. Harbe gitmek iizere yola girdigi zeman, 
Hak Siibhanehii ve teala o kadar sevab verir ki, diinyadaki bii- 
tiin insanlar katib olsalar, onun hesabinda aciz olurlar. Diisma- 
na karsi olup da, harbe baslasalar, melekler onlan cevirip, iizer- 
lerine dump, nusret ve zafer icin, dua ederler. Arsin altindan bir 
melek, (El-cennetii tahte zilal-issuyuf) ya'ni Cennet kihclann 
golgesi altindadir diye, nida edip, caginr. Kihnc dokunup, her 
sehid olana, sicak giinde soguk su icmis gibi, lezzetli gelir. Her 
kihnc darbesi yiyip, atindan yere diismezden ewel, Hak teala 
huri gonderir. Sagindan ve solundan yetisip, miijde verirler. Hak 
Siibhanehii ve tealamn onun icin, Cennetde hazir eyledigi kera- 
mati (ikramlan) ve sevabi haber verirler ve mujdelerler. Ondan 
sonra yere diisse, bir ses gelip, der ki, "Merhaba ey temiz ruh! 
Temiz bedeninden cikdin. Miijdeler olsun sana ki, Allahii teala 
senin icin Cennetinde o kadar sevab ve eerier ve miilk ve ni'met- 
ler hazirlamisdir ki, ne gozler gormiisdur, ne kulaklar isitmisdir. 

-29- 



Ne de kimsenin hatinna gelmisdir. Hazret-i Resul-i Ekrem "sal- 
lallahti aleyhi ve sellem" buyurdu ki, Allahii teala o sehid hak- 
kinda buyurdu ki, onun ehline ve evladina halifeyim. Her kim 
onu razi eder, beni razi eder. Her kim onu incitir, beni incitir. 
Hak Siibhanehii ve teala hazretleri, sehidlerin ruhlarim yesil 
kuslann kursagma koymusdur. Cennete girip, yemislerinden 
yirler. Sehide Cennet-iil firdevsde yetmis kasr verirler. Her iki 
kasrin arasi San'a ile Tehame arasi mesafe kadardir. O kasrlann 
nuru sark ve garb [dogu-bati] arasini doldurur. Her kasrin yet- 
mis kapisi vardir. Altindandir. Her kapida perde asilmisdir. Ka- 
pinin ustiinde bir kosk vardir. Her bir koskiin icinde yetmis ca- 
dir vardir. Her cadirda yetmis kanepe [serir] vardir. Her seririn 
ayaklan inciden ve yakutdan ve zeberceddendir. Her serir uze- 
rinde kirk dosek vardir. Her dosegin yiiksekligi kirk arsindir. 
Her dosekde bir huri ayn ve her huri aymn kirk cariyesi vardir. 
Baslannda inciden taclar ve boyunlannda mendiller ve ellerin- 
de murassa legen ve ibrik tutarlar. Hazret-i Resulullah "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" yemin edip, buyurdu ki, kryamet gii- 
niinde, sehidler yerlerinden kalkip, mahser yerine gelirken, yol- 
lannda Enbiya aleyhimiisselam olur. Onlar geldikde, ayak uze- 
rine kalkarlar. Sehidler gelip, miicevherlerle siislii kiirsiler iize- 
rine otururlar. Her sehid evladindan ve ehlinden ve akrabasin- 
dan ve ahval ve ahbabindan yetmisbin kisiye sefa'at edecekdir. 
Hazret-i Ah "radiyallahii teala anh" der ki; hazret-i Server-i En- 
biya bunu boyle buyurdular. 

Nevfel "radiyallahii anh" derler bir yigit, iki oglunu ve ha- 
tununu yaninda getirip dedi ki, Ya Resulallah "sallallahu aley- 
hi ve sellem"! Ben diia edeyim, Siz amin deyiniz. Boylece dii- 
am kabul olsun. Hazret-i Server-i alem, buyurdular ki, Sen soy- 
le, ben amin diyeyim. Nevfel "radiyallahii anh" el kaldinp, de- 
di ki: Ya Rabbel alemin! Nevfel kuluna sehadet miiyesser ey- 
le. Bu iki oglunu yetim eyle. Validelerini dul eyle. Ondan son- 
ra vanp, silahim kusanip, atina binip, diismana karsi cikdi. Bir- 
cok kimseyi oldiiriip, sonunda atini diisiirdiiler. Sonra kendini 
sehid etdiler. Ziibeyr bin Avvam "radiyallahii teala anh" der 
ki, ben gelip Fahr-i kainat hazretlerine Nevfelin sehadetini bil- 
dirdim. Dedim ki, Allahii teala gazani Nevfel ile mubarek et- 
sin. Nevfel sehid olup, kana bulanip, yatar. Hazret-i Resul-i ek- 

-30- 



rem ve Nebiyyi muhteremin mubarek gozleri yas ile doldu. 
Sonra oradaki Eshab-i kiram ile beraber geldiler. Sa'd bin Ebi 
Vakkas ok atip, miisrikleri Nevfelin yamndan dagitdi. Resulul- 
lah hazretleri gelip, basini dizi iizerine alip, buyurdu ki: Allahii 
teala sana rahmet etsin; ya Nevfel! Siibhe yokdur ki, Hak Sub- 
hanehii ve teala yann kryamet giiniinde, nida edip, buyurur. 
Sen Arsin altindan cikarsin. Basin sag elinde olur. Damarlann- 
dan kan akar. Kokusu miskden giizel kokar. Siialsiz, hesabsrz 
Cennete gidersin. Sonra Abdurrahman bin Avf hazretlerine 
buyurdular. Ortii getirdiler. Sanp, defn etdiler. Sonra Resulul- 
lah hazretleri, kalkip parmaklannin iizerinde yiiriir idi. Sonra 
siial etdiler. O Resul-i Hiida "sailailahii aleyhi ve sellem" bu- 
yurdular ki; Beni Peygamber gonderen Allahii tealaya yemin 
ederim ki, Nevfel iizerine o kadar melek nazil oldu ki, melek- 
lerin coklugundan ayagimi basacak yer bulamazdim. Bir melek 
gelip, kanadim ayagim altina dosedi. Ona basdim. Gaza temam 
olunca; hazret-i Resul-i miicteba "sallallahii aleyhi ve sellem", 
hergiin vanp, Nevfelin kabrini ziyaret ederdi. 

Ziibeyr bin Avvam "radiyallahii teala anh" rivayet eder ki, sa- 
yisiz ganimetler ile; gazadan dondiik. Mensur, muzaffer olarak, 
Medine-i miinevvereye yoneldik. Medineye yaklasdikda; Medine 
halki hazret-i Restil-i Ekremi karsilamaya cikip, hatunlar ve kiz- 
lar, def calar, si'r okur, hazret-i Serveri medh ve sena ederler idi. 
Tebessiim edip; Ensann hatunlan ne iyidir, derler idi. Ansizm 
Nevfelin hatunu iki oglu ile gelip, Server-i kainat hazretlerine se- 
lam verip, iizengilerine yiiz siiriip, gazaniz mubarek olsun, dedik- 
den sonra, dedi ki, ya Restilallah, Nevfelin hali ne oldu. Hazret-i 
Fahr-i alemin mubarek gozlerinden yas revan olup, yaninda olan- 
lar da agladilar. Ziibeyr bin Avvam, Server-i kainatm "sallallahii 
aleyhi ve sellem" iizengisi yakminda yuriirdii. Ona buyurdu ki, ya 
Ziibeyr! Yiirii. Nevfelin haberini hatununa soylemeye kim daya- 
nabilir ki, ben soyliyeyim. Mubarek eli ile ardma isaret edip, gec- 
di, gitdi. Ondan sonra hazret-i Ali "radiyallahii teala anh" geldi. 
Ona da hatun vanp dedi. Ya Betuliin [hazret-i Fatimanm] zevci. 
Nevfel ne oldu. Hazret-i Ali "radiyallahii teala anh" aglayip, ya- 
mndakiler de agladilar. Ammar bin Yaser yaninda yiiriir idi. Ona 
dedi ki; Nevfelin haberini hatununa nasil soyliyebilirim. Eli ile ar- 
dma isaret etdi; gecdi. Ondan sonra hazret-i Osman "radiyallahii 

-31- 



teala anh" geldi. Hatun Ona vanp, sordu. Hazret-i Osman agla- 
yip, yanmda olanlar da agladilar. O da eliyle isaret edip, gecdi, 
gitdi. Ondan sonra hazret-i Omer "radiyallahti teala anh" geldi. 
Hatun ona da vanp sordu. Hazret-i Omer de cevab vermeyip, ge- 
riye isaret edip, gecdi, gitdi. Ondan sonra Ebu Bekr-i Siddik "ra- 
diyallahii teala anh" geldi. Mu'az bin Cebel "radiyallahii teala 
anh" der ki: Ben hazret-i Ebu Bekrin, rikabmda [iizengisi karsi- 
sinda] yururdiim. Bana bakip, tebessum ederdi. Ziibeyrden gayri 
geride kimse de kalmamisdi. Ciinki, hatun onlara da sordu. O 
yar-i gan Mustafa [ya'ni Resuliin magara arkadasi], yiiksek sirla- 
rm kaynagi olan Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" mu- 
barek sakahni avucuna ahp, gonlii perisan olarak, parmagim disi- 
ne dokundurup, Hak subhanehii ve teala dergahma tevecciih 
edip, dedi ki; ya Rabbi! Bir goniil ki, yikmakdan Habibi ekremin 
sakindi. Hazret-i Ali, hazret-i Osman, hazret-i Omer kacmdilar. 
Ben muskil durumda kaldim. Eger ifsa edersem, ya'ni Nevfelin 
sehadet haberini verirsem, Habibine muhalefet etmis olurum. 
Eger geri kaldi, geliyor desem, yalan soylerim. Dogru soylesem 
hatin [gonlii] yikihr. Dogru soylemesem din yikihr. Goniilden de- 
di ki, ya Rabbi! Bana da bir soz ilham eyle; ya miiskilimi sen coz 
ki, miskinenin gonlii teselli olsun deyip, Hakka baglamp, dergaha 
yiiz tutup, (Ya ALLAH) deyince, o anda yaydan ok cikar gibi, ki- 
hnci elinde Nevfel siir'atle gelip, hazret-i Ebii Bekre selam verdi. 
(Buyur) ya Siddik, beni mi istersin, dedi. Mubarek elini acip, Ali- 
ye "radiyallahii anh", sonra Sahabe-i giizine yetisdi ve selam ver- 
di. Bunlar bu hali goriip, dehset icinde kahp, atlanndan diiseyaz- 
dilar. 

Ziibeyr bin Avvam hazretleri der ki, Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin adet-i serifleri idi ki, sefer- 
den geldikde, mescide vanp, iki rek'at nemaz kilardi. Sefere git- 
miyenler gelip, selam verip, tebrik ederlerdi. Yine mescide var- 
di. Otururken kapida kalabahk oldu. Kalabahgi gordiiler. Nev- 
fel iceri girip, selam verdi. Resul-i ekrem hazretleri Nevfeli kar- 
silayip, selamini ahp, yerine oturtdukdan sonra, kendileri de 
oturdu. Buyurdu ki, siibhanallah! Bu bir ayetdir ki, Hak teala 
acikladi. Acaba kimin eliyle zahir oldu; derken, o anda hazret-i 
Cebrail aleyhisselam geldi. Ziibeyr bin Avvam "radiyallahii tea- 
la anh" der ki: Goziim ile gordiim ve kulagim ile isitdim. Basin- 

-32- 



da Cebrailin imamesi vardi. Ya Muhammed! Siikr secdesi eyle 
ki, ummetinde Allahii teala, hazret-i Isa aleyhissalatu vesselam 
gibi, oliiyii dirilten kimse yaratdi. Allahii teala sana selam eder. 
Buyurur ki, benim Habibim, eger senin magara arkadasin Ebu 
Bekr-i Siddikin "radiyallahii anh" sakali avucunda iken, bir ker- 
re daha (Ya ALLAH) demis olaydi, izzim-celalim hakki icin, 
biitiin sehidleri, diriltirdim. Ya Muhammed! Ebu Bekr kuluma 
soyle ki, ben ondan raziyim. O da benden razimidir. Onun so- 
ziinii dogru cikarmak icin, Nevfeli diriltdim. Zira o cahiliyye do- 
neminde yalan soylememisdir. Bunun iizerine, Server-i Alem, 
Ebu Bekrin sakahni opiip, Cebrail aleyhissalatu vesselamin ver- 
digi miijde haberini soyleyip, buyurdular ki: Ya Eba Bekr! Hak- 
dir ve layikdir ki, Allahii teala sana ikram etmisdir. Siikrler ol- 
sun o Allahii teala hazretlerine ki, ben diinyadan aynlmadan 
evvel, iimmetimde hazret-i Isa aleyhisselam gibi, Allahii teala- 
nin izniyle oliiyii dirilten kimse yaratdi. Ondan sonra Ebu Bekr 
hazretleri imamesini cikanp, basini acip, dedi ki: Ya Resulallah! 
Hazretinden utaninm. Yoksa imamemi [sangimi] Cehennem 
atesinin iizerine koyardim. Cehennemin atesini iimmetinin bii- 
yiik giinah isleyenlerinden men' ederdim. Ondan sonra Nevfel 
nice yillar omr siirdii. Evvelki ogullanndan gayri iki oglu daha 
oldu. Sonra Yemame cenginde sehid oldu. 

Ba'zi rivayetde hanimi soylenmeyip, fakir bir annesi oldugu 
soylenmisdir. Nevfel, silahini kusanip, atina binip, muharebeye 
katilmak iizere geldi. Annesi, aghya aghya feryad ederek, 
Fahr-i kainata gelip, dedi ki: Ya Habiballah! Benim goziimiin 
yasina merhamet eyle. Hayatimda, goriir goziim ve tutan elim 
budur. Bundan gayri siginacagim yokdur. Gayet garib ve faki- 
rim. Benim oglum gencdir. Harb ahvalinden haberi yokdur. 
Naz ile buyumiisdiir. Soguga ve sicaga dayanamaz. Ben zehl ka- 
hnm. Kimse benim halimi bilmez. Hazret-i Resul-i ekrem o fa- 
kirin goz yasina acidi. O civana dedi ki, oglum, ben sana kefil 
olayim ki, gaza sevabim kazanasin. Sehidlik mertebesine erise- 
sin. Dertli annenin nzasini gozet. Bunun yashligi vaktinde, goz 
yasini akitdirma. Bu garib bize sefa'ate gelmis iken, ayrihk ate- 
siyle yakma. Ibadet meydanimn piri, aghyarak; Ya Resulallah! 
Beni men' etme. Ihtiyanm elde degildir. Hak yoluna gonliim 
can ve bas oynamak [koymak] diler. Nihayet anneme bir diia 

- 33 - Menakib-i Cihar Yar-i Giizin - F:3 



edin ki, duaniz sayesinde, once ona Allahu teala sabr ihsan et- 
sin. Bunun iizerine Resul-i ekrem Nevfelin validesine dedi ki, 
gel bu yigidi hayrli yolundan men' etme. Cileli annesi, Sultan-i 
kainatin emrine muhalefet etmedi. Dedi ki, Ya Resulallah! 
Oglum, nev resfddir, Sefer ahvalini bilmez amma, sana rsmar- 
ladim. Her halini gozetesin. Fahr-i alem hazretleri, Allahu te- 
alanin izni ile olur, buyurdu. Bir rivayetde salim ve ganimetler- 
le donunce, annesi Resul-i ekremin huzuruna vanp, o hidayet 
semsi nur-i niibiivvet ile etrafi aydinlatip, siirur ile geldiler. Fa- 
kir kadin rikab-i hiimayuna yiiz suriip, istiyakla, oglunu sordu. 
O sefkat deryasi, musibet [kotii] haberi vermekle gonlii kinhr 
endisesi ile cekinip, hiisn-i edeble cevab verip, dedi ki, geride 
kaldi. Gelenlerden sual edesin. O derd sahibi [Nevfelin anne- 
si] bekledi. Hazret-i All "kerremallahu vecheh" se'adetle gel- 
dikde, sual etdi. Buyurdular ki, Habibullahdan sual etmedin 
mi? Miskine [fakir kadin] dedi ki, siial etdim. Boyle cevab bu- 
yurdular. Hazret-i Miirteda bildi ki, hazret-i Risalet penah, bu- 
nun gonliinii kirmamak icin, musibet haberini vermemisler. 
Sultan-i kevneyne muhalif soylemeyip, aym seklde cevab verdi- 
ler. Sonra da hazret-i Osman, hazret-i Omer, boylece hazret-i 
Ebu Bekre erisdi "Ridvanullahi teala aleyhim ecma'in". 

Otuzbirinci Menakib: Hazret-i Bilal-i Habesi "radiyallahii 
teala anh" bir kafirin kolesi idi. Lakin hazret-i Fahr-i alemin 
mubarek ayagimn topragina yiiz siiriip; kalbden musliman ol- 
musdu. Bir biiyiik kilise vardi. Icindeki putlara hizmet icin, ka- 
firler bir koylu ta'yin etmislerdi. Birgiin hazret-i Bilal, o kiliseyi 
tenha buldu. Iceri girip, putlann yiizlerini kirletdi. Acele ile di- 
san cikarken o hizmetci koylii, hazret-i Bilal ile karsilasip, iceri 
girdi. Putlan bu halde goriince, feryad ederek, kafirlerin otur- 
duklan yere dogru vanp, hazret-i Bilalden sikayet etdi. Putlari- 
na yapilan durumu bunlara bildirince, kafirler Bilalin efendisi 
iizerine gitdiler. Bir kolenin, bizim putlanmiza boyle ihanet et- 
mesi uygun mudur. Elbette bu kulun [kolenin] hakkindan gel- 
mek gerekdir; dediler. Efendisi de bunlara dedi ki; madem ki 
benim kolem boyle kiistahlik yapdi. Size verdim. Ne yapmak is- 
terseniz, oyle yapin. Onlar da Bilali aldilar. Sicak kum iizerine 
ciplak olarak koyup, mubarek karni iizerine tas koydular. Son- 
ra iki ellerini ve iki ayagini bagladilar. Dediler ki, ta ki hazret-i 

-34- 



Muhammedin dininden donmeyince seni bundan kurtarmayiz. 
Bunun altinda kalirsin. Hazret-i Bilal bu tasin altinda (Ya 
Ehad) ismi serifini soylerdi. Allahii tealamn hikmeti, Server-i 
Enbiya yoldan gecerken, hazret-i Bilali bu azabda yatar gordu. 
Hem de dili ile (Ya Ehad) ismi serifini soyler. Hazret-i Fahr-i 
Kevneyn "sallallahii teala aleyhi ve sellem, buyurdu ki: (Ya 
Ehad) ismi serifi seni kurtanr. Ondan sonra, se'adetle devletha- 
nelerine gitdi. Hazret-i Ebu Bekr "radiyallahu teala anh" haz- 
ret-i Habib-i Ekrem ve Nebiyyi muhterem "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerinin, ayagimn tozuna yiiz siirdii 
[ya'ni yanlanna vardi]. Hazret-i Bilalin ahvalini Ebu Bekr haz- 
retlerine anlatip, buyurdular ki, ya Eba Bekr! Bilali kafir elin- 
den, sen kurtanrsin. Yoksa bir baska kimse kurtaramaz. Zira 
Ebu Bekr hazretlerinin daima adet-i serifleri bu idi ki, kafirle- 
rin arasinda yiiriirdu. Bir miisliman esir gorse, hesabsiz para ve- 
rip, satin ahrdi. Aldigi gibi, Hak Siibhanehii ve teala yoluna ve 
Habib-i Ekrem askina azad ederdi. Yine adet-i seriflerine bina- 
en kafirler arasina gitdi. Konusma esnasinda, onlara dedi ki, Bi- 
lale boyle azab etmekden size ne faide vardir. Gelin bana satin. 
Onlar dediler ki, biz Bilali diinya agirhgi akca da versen satma- 
yiz. Eger Amir adindaki kolen ile degisdirirsen olur. O Amir, 
Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" sebebiyle, kiyassiz mal edin- 
misdi. Meta'indan, yadiganndan, davanndan gayri nakid onbin 
filori vardi. Hazret-i Ebu Bekr derdi ki, ya Amir! Miisliman ol, 
biitiin mal ile azad ol. Yanimda, kardesim olasin. Mel'un razi 
olmayip, islam dinini kabul etmez idi. Miisliman olmadigi icin, 
hazret-i Ebu Bekr de, huzursuz olup, azad etmezdi. Ondan son- 
ra kafirler dediler ki, kolen Amir ile Bilali degisiriz. Ebu Bekr 
hazretlerine gayet hos gelip, sevindiginden, Amiri, biitiin mah 
ve davan ile, hazret-i Bilal icin size verdim, deyince, kafirler de, 
hazret-i Ebu Bekri aldatdik. Bu kadar mal ve Amir gibi kole al- 
dik diye sevindiler. Bilal icin olanlardan mel'unlann haberleri 
yok idi. Yoksa hazret-i Ebu Bekrin biitiin mahni isterlerdi. O 
da Allah hakki icin acimayip, sadece sultan-i Kainatin emr-i se- 
rifleri yerine gelsin diye, verirdi. Ondan sonra hazret-i Ebu 
Bekr, Bilal hazretlerini, evvela tasin altindan kurtanp, elini eli- 
ne ahp, hazret-i Habib-i Ekremin huzur-i alilerine getirip, ayak 
iizerine dump, buyurdular ki, ya Resulallah! Bilali Allahii tea- 
la askina bugiin azad eyledim. Fahr-i alem hazretleri cok sevi- 

-35- 



nip, hazret-i Ebu Bekre dualar etdi. O anda hazret-i Cebrail 
aleyhisselam gelip, hazret-i Ebu Bekr hakkinda, meal-i serifi, 
(O atesden Ebu Bekr "radryallahii anh" gibi, ziyade miittekf 
olan sakinip, kurtulur ki, Allahii teala yaninda temiz ve va'dine 
nail olmak icin, mahni Allah yolunda hayrata sarf eder) olan, 
Leyl suresi 17 ve 18.ci ayet-i kenmelerini getirdi. 

Otuzikinci Menakib: Birgiin hazret-i Ebu Bekr ve hazret-i 
Ah "radiyallahii teala anhuma" mescidde oturuyorlardi. Bir 
kimse mescide girip, Server-i kainat hazretleri ile, hazret-i Ebu 
Bekre selam verdi. Sonra hazret-i Ahyi goriince, gayet mahzun 
olup, ytizu sarardi. Hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii anh" o kim- 
senin bu haline bakip, te'acciib eyledi [hayret etdi]. Nemaz kil- 
dikdan sonra, hazret-i Ahye siial eyledi ki, ya Ah, bu kimse 
mescide girip, seni gordukde, gayet elem cekip, mahzun oldu. 
Benzi sarardi gitdi, hikmeti nedir? Hazret-i Ah "radiyallahii 
teala anh" dedi ki, bu kimse bana yirmibin akce borcludur. 
Onun icin elem cekdi. Hazret-i Ebu Bekr o kimseyi cagirip, de- 
di ki, hazret-i Aliye borcun olan yirmi bin akceyi nicin vermez- 
sin. Dedi ki; ya Siddik! Allah hakki icin kudretim yokdur, ki ve- 
reyim. Yoksa bir gun te'hir etmezdim. Hazret-i Ebu Bekr, 
Kur'an-i azime riayetinden ve kemali sehavetinden [ya'ni ke- 
mal derecede comertliginden] o kimseye dedi ki, eger sure-i Fa- 
tihayi yansina kadar okuyup, sevabim bana bagislar isen, bor- 
cunu ben oderim. O kimse de kabul edip, giizel ses ile Fatihayi 
yansina kadar okudu. Yine hazret-i Ebu Bekr buyurdu ki, eger 
temamini okursan, yirmibin akca daha vereyim. O kimse Fati- 
ha suresinin temamini okuyup, hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii 
teala anh" da kirkbin akceyi temam verdi. Hem de az verdim 
diye ozrler diledi. Iste Kur'an-i azime ve Furkan-i kerime o ser- 
ver ve biitiin Eshab-i kiram "ndvanullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" boyle ta'zim ve tekrim ederlerdi. Simdiki zemane adam- 
lan ise, Kur'an-i kerimin bir ciiz'ine bir akce veya iki akce ta'yin 
ederler. Bu is ile giizel derdlenirler. Hak Siibhanehii ve teala 
hazretlerinden ve Habibullah hazretlerinden utanmadan, bu 
vakfi edersin ve eger hayr ederim diye kasd edersen, belki hay- 
rindan zaran fazla olur. Aklh olan kimse, buna razi olmaz. Sul- 
tan Siileyman zemamnda, Perviz efendi derler bir kadiasker 
vardi. Salih ve miitedeyyin ve miistekim kimse idi. Birgiin Bur- 

-36- 



sa kadisi bir arz gonderir. Mevzu'u bu ki, bir musliman bir gu- 
ne dort akce ayirmis. Gunde bir kerre Inna a'tayna suresini 
okuyup, sevabini ruhuna bagisliyalar. Perviz efendi merhum, 
bu arzi eline alip, yaninda bulunan muslimanlara gosterip, dedi 
ki, iste sahih vakf . Bu vakf sahibi, Kur'an-i azfmussanin bir mik- 
dar kadrini bilmis. Allahii teala rahmet eylesin! Kur'an-i keri- 
min tam kadrini bilmek, nerede muyesser olur. Amma hele ha- 
line gore riayet etmesine gayret eylemis. 

Otuziiciincii Menakib: (Mesabih-i §erif)de, sadaka babi fas- 
linda, hazret-i Ebu Hiireyreden "radryallahu teala anh" nakl 
olunmusdur. Server-i kainat aleyhi efdalissalevat hazretleri bu- 
yurmuslardir ki, bir kimse esyadan bir cift seyi sadaka etse, fi- 
sebilillah Cennet kapilanndan da'vet olunur. Cennet icin kapi- 
lar vardir. Her kim ki nemaz ehlindendir, nemaz kapisindan 
da'vet olunur. Her kim ki cihad ehlindendir, cihad kapisindan 
da'vet olunur. Her kimse ki sadaka ehlindendir, sadaka kapi- 
sindan da'vet olunur. Her kimse ki oruc ehlindendir, reyyan ka- 
pisindan da'vet olunur. Hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii teala 
anh" buyurdular ki, ya Resulallah! Bu kapilann herbirinden 
cagnlanlara bir miiskilat yokdur. Lakin, bu kapilann hepsinden 
cagnlan kimse var midir. Hazret-i Resul-i Ekrem "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki, (Evet timid ederim ki, sen 
o kimselerden olursun.) Bu hadis-i serif, sahih hadis-i senfler- 
dendir. (Buhari) ve (Miislim)de vardir. Muslim serhinde beyan 
olunmusdur ki, hadis-i serifde bir cift sadaka etse, buyurdular. 
Bir ciftden murad nedir. Ba'zilan iki at, iki kole, iki devedir de- 
di. Ba'zilan dedi ki, altin ile giimiis, ya dirhem ile elbise, her- 
hangi iki sey olarak aciklanmisdir. Muslim serhinde beyan 
olunmus ki, hadis-i serifde Cennet kapilannin, dortden fazlasi- 
m beyan buyurmadilar. Hem nasil oldugunu da aciklamadilar. 
Lakin ma'lumdur ki, Cennetin sekiz kapisi vardir. Dort kapisi- 
nin biri Tevbe kapisidir. Biri gadabina hakim olanlar ve insan- 
lan afv edenler kapisidir. Biri nza gosterenler kapisidir. Biri 
Eymen kapisidir. Buhari sarihi beyan etmis ki, bir kimse bu 
hasletlerden bir haslet sahibi olsa, o haslet kapisindan cagnlsa, 
o kimseye bir miiskilat olmaz. Zira, murad Cennete girmekdir. 
Lakin ciimle kapilardan cagnlmak, ikramdir. Istediginden gir- 
mege serbestdir. Hangisinden istersen oradan gir, demekdir. 

-37- 



Zfra cumlesinden girmek muhaldir. Lakin, adi gecen serhde de- 
misdir ki, ben derim, ihtimal var ki, Cennet bir kal'a gibidir ki, 
onu sekiz sur ihata eder [cevirir]. Ba'zisi ba'zisindan iceri, her 
bir surun kapisi vardir. O kapidan cagnlan o iki surun arasinda 
kalir. Ikinci kapidan cagnlan, ikinci ile ucuncu arasinda kalir. 
Ta sekizinci kapidan cagnlan Cennetin ortasina dahil olmus 
olur. 

Otuzdordiincii Menakib: Yine adi gecen kitabda [Mesabih- 
de] o babda, Ebu Hiireyre "radiyallahii teala anh" hazretlerin- 
den, o hadis-i serifin akabinde rivayet edilmisdir. Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki: (Bugiin sizin 
icinizde oruclu olan var midir?) Hazret-i Ebu Bekr cevab ver- 
diler ki, Ben orucluyum. Server-i alem yine buyurdular ki, (Siz- 
den bugiin kim cenaze hizmetinde bulundu.) Hazret-i Ebu 
Bekr cevab verdiler ki, Ben bulundum. Mefhar-i mevcudat yi- 
ne siial buyurdular ki, (Sizden bugiin, bir fakire kim yiyecek 
verdi.) Hazret-i Ebu Bekr, cevab verdiler ki, Ben verdim. Yine 
Seyyid-i veled-i adem siial etdiler ki, (Sizden bugiin, kim hasta 
ziyaretine gitdi.) Hazret-i Ebu Bekr cevab verip, Ben gitdim, 
dedi. Bunun uzerine Resul-i rabbil alemin, buyurdular ki, (Bu 
hasletler bir kimsede bir arada olunca, o kimse Cennete girer.) 
Muslim serhinde aciklanmisdir ki, Cennete girmekden murad, 
hesabsrz ve kotii ameller uzerine olan cezalan gormeden Cen- 
nete dahil olmakdir. Ashnda sadece iman, Allahu tealamn mer- 
hameti ile Cennete girmege sebebdir. 

Otuzbesinci Menakib: Yine (Mesabfli-i serif)de, kerametin 
sahih olmasi babinda beyan olunmusdur. Abdurrahman bin 
Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anhiima" haber vermisler. Es- 
hab-i Soffa, fukara kimseler idi. Resul-i ekrem "sallallahii aley- 
hi ve sellem" buyurdular ki, her kimin yaninda iki kimseye ye- 
tecek kadar yiyecegi var ise, Eshab-i Soffadan ac olan bir kimse 
gotursiin. Hazret-i Ebu Bekr ile kimseyi da'vet etdi. Resul-i ek- 
rem "sallallahii aleyhi ve sellem" on kimse aldi. Hazret-i Ebu 
Bekrin adet-i serifleri o idi ki, hazret-i Resulullahin "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" huzurunda beklerdi. Beraber yatsiyi ki- 
larlar idi. Sonra se'adethanelerine [evlerine] giderlerdi. O adet- 
lerine binaen o ile kimseyi se'adethanelerine gonderip, kendile- 
ri beklediler. Geceden bir mikdar gecdikden sonra, se'adetha- 

-38- 



nelerine tesrif buyurdular. Temiz hanimlan, hazret-i Ebu Bekre 
soyledi ki, musafirlerinizin yanina gelmekden ne sey size mani' 
oldu. Hazret-i Ebu Bekr buyurdular ki, daha yemek vermediniz 
mi. Muhterem haremleri, cevab verdiler ki, yemek verdik. La- 
kin, kendileri Ebu Bekr gelmeyince yimeyiz, sabr ederiz, deyip, 
yimediler. Ebu Bekr, gadaba gelip, yemin etdi ki, o yiyecekden 
ebedi yimem. Hatunlan da yimemege yemin etdiler. Miisafirler 
de yemin etdiler ki, yimeyeler. Hemen Ebu Bekr "radiyallahu 
teala anh" buyurdular ki, bu birbirine uymamak bize seytandan- 
dir. Sonra yiyecegi goturup, ortaya koyup, kendileri yimege bas- 
ladilar. Misafirler de yimege basladilar. Bir lokma alirlardi. 
Onun yerine bir lokma meydana gelirdi. Hazret-i Ebu Bekr "ra- 
diyallahu teala anh" yiyecegin bu fazlalasmasim goriip muhte- 
rem zevceleri Umm-i Reyhaneye sual buyurdular ki, bu yiyece- 
gin hali nedir. Onlar da buyurdular ki, gozumiin nuru hakki icin, 
(Murad-i serifleri hazret-i Resul-i ekrem hakki icin demek idi) 
bu yiyecek, evvelki halinin uc kati olmusdur. Ashni bilemem de- 
di. Miisafirler de doyuncaya kadar yiyip, hazret-i Resul-i ekre- 
min huzurlanna da gonderdiler. Boyle rivayet olunmus ki, Re- 
sul-i ekrem hazretleri de, o yiyecekden yidiler. 

Otuzaltinci Menakib: Yine Muhyissiinne imam-i Begavi 
"rahimehullahu teala" (Mesabih-i serff)inde nakl etmisdir. 
Hazret-i Ebu Hiireyrenin "radiyallahu teala anh" rivayet etdi- 
gi hadis-i serifde, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri buyurdular: (Bize her ni'meti veren ve iyilik eden 
kimseye karsihgini verdik. Ebu Bekrin iyilik ve ikraminin kar- 
sdigini veremedik. Hak Siibhanehii ve teala hazretleri kiya- 
metde ona karsihgini verir. Ebu Bekrin mahnin faide verdigi 
gibi, bir kimsenin mah bana faide vermedi. Eger ben halil 
[dost] ittihaz edici olsa idim [edinse idim], Ebu Bekri dost edi- 
nirdim. Lakin bilmis olun, sizin sahibiniz, Allahii teala hazret- 
lerinin dostudur.) Hazret-i Omer "radiyallahu teala anh" bu- 
yurdular ki, Ebu Bekr bizim seyyidimiz, hayrhmizdir ki, Ha- 
bib-i Ekrem hazretlerine ciimlemizden sevgilidir. 

Otuzyedinci Menakib: Rivayet olundu ki, hazret-i Ebu Bekr 
"radiyallahu teala anh" biitun mal ve mulkunii fisebilillah sada- 
ka verip, bir hirka ile evinde otururken, bir kimse gelip, kapiyi 
caldi. Hazret-i Ebu Bekr disan cikip, kapida duran kimdir diye 

-39- 



bakdi. Ne istersin, dedi. O kimse, ya Eba Bekr! Onikibin akca 
borcum var. Bugiin vermemin son giinu. Muhakkak vermem la- 
zim. Simdi, lutf ve kerem edip, benim bu borcumu odeyip, beni 
kurtar, dedi. Ebu Bekr "radryallahu teala anh" dedi ki, ya mis- 
kin, gormez misin beni, butiin malimi, giyeceklerimi Allahii tea- 
la yoluna verdim. Hatta arkamdaki elbisemi de bir fakire ver- 
dim. Simdi bir hirka giyip, oturuyorum. Mai ve giyecek kalma- 
di. Senin borcunu nereden odeyeyim, dedi. O kisi dedi ki, bili- 
yorum ve isitdim ki, sende mal kaldi. Senin fadlindan timid ede- 
rim ki, benim bu borcumu odeyesin. Hazret-i Ebu Bekrin yapa- 
cak bir seyi kalmadi. Bir yehtidiye vardi. Onikibin akce istedi. 
Dedi ki, insaallahti teala yarin ogleden sonra malini vereyim. O 
yehtidi dedi: Ya Eba Bekr, yannki giin malimi bulup vermez 
isen, ne olur. Ebu Bekr hazretleri, eger yarin ogleden sonra se- 
nin malini bulup, vermezsem, kendimi sana kole eyledim. Diler- 
sen satip, parasim al, istersen beni kole gibi kullamrsin, dedi. Bu 
sozlesme iizerine o yehudi cikanp, hazret-i Ebu Bekre onikibin 
akce verdi. Ebu Bekr-i Siddik "radryallahu anh" da o akceyi o 
borclu fakire verip, borcunu ver, dedi. Kendisi, oturup, Allahii 
teala hazretlerine tevekkiil eyledi. Yarin vaktinde odemegi va'd 
etdigim, bu borcu ben nereden ahp, odeyecegim, diye dusiindii. 
Hicbir care bulamadi. Vanp, o yehudiye kole olayim diye kal- 
binden gecdi. Bu seklde diisuniirken, hazret-i Aisenin evine var- 
di. Selam verip, dedi ki, ya kizim Aise. Bilmis ol ki, dim bir ye- 
hudiden onikibin akce ahp, bir fakirin borcunu odedim. Bugiin 
ogleden sonra, akceleri odemem lazim. Akceleri bulup, ode- 
mezsem, kendi nefsimi o yehudiye verdim [kendimi ona kole ey- 
ledim] . Simdi vacib oldu ki, kendimi o yehudiye kole eyliyeyim. 
Ya kizim, ahiret hakkini halal eyle. Sag ve asan ol. Ben gidiyo- 
rum. Hazret-i Aisenin "radryallahu teala anna" kalbi mahzun 
olup, agladi. Ikisi beraber agladilar. Hazret-i Ebu Bekr kizinin 
yamndan aghya aghya cikdi, gitdi. 

Hazret-i Aise annemiz aglarken, mubarek goziinden bir 
damla yas indi. Yere dusdii. Hak Siibhanehii ve teala hazretleri- 
nin kudretinden bir nurani cevher halk oldu. Hazret-i Aise bu 
cevheri goriip, sevindi. Babasim cagirdi. Hazret-i Ebu Bekr do- 
niip geldi. Dedi ki, ne dersin ya kizim! Hazret-i Aise dedi ki, Al- 
lahii teala bana merhamet eyledi. Gozumiin yasindan bir cevher 

-40- 



yaratdi. Simdi var, bu cevheri alip, pazara gotiir, satip, borcunu 
eda eyle. Ebu Bekr-i Siddik da o cevheri alip, pazara gitdi. Hak 
Siibhanehii ve teala, Cebrail aleyhisselama emr eyledi ki, ya 
Cebrail, Habibim ve Resulum Muhammed Mustafanin zevcesi 
Aisenin goz yasindan kudretim ile bir cevher halk eyledim. Ku- 
lum Ebu Bekr o cevheri, pazara satmaga gidiyor. Simdi cabuk 
var. Cennetde, kudret hazinemden yirmibin altin al. Bir nurdan 
tabak icine koyup, Ebu Bekrin online var. O cevheri satin al. 
Bana getir ki, o cevher bana gerekdir. Arsima o cevheri koya- 
yim ki, onun nuru arsimda lsik sacsin. Ve de mii'min kullanmin 
kabri o cevher ile miinevver olsun [aydinlansin]. Cebrail aleyhis- 
selam da yetisip, Cennetin hazinesinden yirmibin altini, bir nur- 
dan tabak icine koydu. Insan suretinde, hazret-i Ebu Bekrin pa- 
zar icinde oniine geldi. Dedi ki, ya Eba Bekr! Elindeki nedir, sa- 
tar misin. Ebu Bekr dedi ki, satarim. Cebrail dedi, kaca verirsin. 
Ebu Bekr hazretleri dedi ki, onikibin akcaya veririm. Cebrail 
aleyhisselam dedi ki, bunun degeri onikibin akca degildir. Yir- 
mibin altin vereyim, dedi. Ebu Bekr hazretleri dedi, eger o fiya- 
ta ahr isen sen bilirsin. Hazret-i Cebrail dedi ki, simdi ac etegi- 
ni. Ebu Bekr hazretleri etegini acdi. Cebrail aleyhisselam etegi- 
ne altinlan dokdii. Hazret-i Ebu Bekr alip, se'adethanelerine 
[evlerine] geldi. Gordii ki, akca aldigi yehudi kapi oniine gelmis. 
Caginp der ki, ya Eba Bekr, gel akcami ver; yahud kolemsin; se- 
ni hizmetde kullaninm. Ebu Bekr hazretleri, ardindan vannca; 
o yehudi ayak sesini duyup, arkasina bakdi. Gordii ki, gelen Ebu 
Bekrdir. Yehudiye dedi ki, ac etegini. Acdi. O yirmibin altini ye- 
hudinin etegine dokdii. Yehudi dedi ki, bu altin nedir. Hazret-i 
Ebu Bekr-i Siddik buyurdu ki, yirmibin altindir. Borcuna tut. 
Yehudi dedi ki, senin bana borcun onikibin akcadir. Hazret-i 
Ebu Bekr dedi ki, bu altin senin akcenin berekatidir. Sonra o ye- 
hudi altinin birini eline aldi. Gordii ki, bir yaninda, (La ilahe il- 
lallah, Muhammediin resulullah) yazilmis. Diger tarafinda (Kul- 
hiivallahu ehad suresi.) yazilmis. Kudret kalemi ile yazi yazilmis. 
Yehudinin kalbine bir hal gelip, hidayet-i rabbani yetisdi. Dedi 
ki, ya Eba Bekr! Bildim ki, senin dinin hakdir, gercek evliyasin. 
Muhammed aleyhisselam da hak Peygamberdir. Sehadet keli- 
mesi soyleyip, sadakatle miisliman oldu. O altini din askina 
ciimle fakirlere dagitdi. Kendisi ehl-i havasdan oldu "radiyalla- 
hii anh". Ma'lumdur ki, Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" haz- 

-41- 



retlerinin menakibi ve kesfi ve kerametleri nihayetsizdir. Had 
ve hududu miimkin degildir. 

Otuzsekizinci Menakib: Ebu Bekr Havraniden rivayet olu- 
nur. Bir gece Server-i alem Muhammed Mustafa "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretlerini rii'yamda gordiim. Dedim 
ki, ya Resulallah! Evliyamn yoluna yapismak istiyorum. El- 
hamduliilah! Size yetisdim. Size bfat edeyim. Bana tevbe etdi- 
rin. [Yol gosterin, mursidim olun!] dedim. Resul-i ekrem haz- 
retleri buyurdular ki, Ben senin Peygamberinim! Ebu Bekr-i 
Siddik senin gercek mursidindir. Var, Ebu Bekri mursid edin, 
ona bfat eyle. Ebu Bekr-i Siddik hazretleri de orada hazirlar 
imis. Fahr-i alem hazretleri, Ebu Bekr hazretlerine isaret etdi- 
ler ki, ya Eba Bekr, buna biiyuklerin yolunu goster. Dogru yo- 
la irsad eyle. Ben de Habib-i ekremin isaretiyle, hazret-i Ebu 
Bekrin online vardim. Mesayih adeti iizerine, bana tevbe verip, 
diia eyledi. Basima kiilah ve arkama bir hirka giydirdi. Belime 
bir kusak bagladi. Govdemde cibanlar ve sivilceler vardi. Mu- 
barek eli ile arkami sigadi. Diia eyledi. Govdemden sivilceler ve 
cibanlar temamen gitdi. Hazret-i Ebu Bekrin duasi ve kerame- 
ti bereketi ile uykudan uyandim. Gordiim, bedenim sihhat bul- 
mus. O hirka ve kusagi ve kiilahi oniimde buldum. Bildim ve 
i'tikad eyledim ki, Ebu Bekr-i Siddik "radryallahu anh" hazret- 
leri gercek evliyadir ve dogru miirsiddir. 

Otuzdokuzuncu Menakib: Fahr-i enam "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" Arafat daginda, Kusva adh devesine binmis 
halde dururken, meal-i serifi (Bugiin dininizi ikmal etdim. Size 
verdigim ni'metleri temamladim. Din olarak size islam dinini 
begendim) olan, Maide suresi, 3. ayet-i kerimesi nazil oldu. Sa- 
habe-i giizin "ridvanullahi teala aleyhim ecma'in" sevindiler. 
Fekat, hazret-i Ebu Bekr-i Siddik agladi. Dediler ki, ya Eba 
Bekr! Bugiin sevinmek guniidiir. Bu sevinmek icab eden hale 
nicin aglarsin ki, islam dini kemal buldu. Allahii teala mii'min- 
ler iizerine ni'metini temamladi; sevinmek yeridir, aglamak yeri 
degildir. Hazret-i Ebu Bekr-i Siddik arif ve gayet aklh bir sultan 
idi. Fahr-i alem hazretlerine cok fazla muhabbeti oldugundan, 
daima ahval-i seriflerine dikkatli idi. Ne zeman ki, bu ayet-i ke- 
rime okundu. Bildi ki, her kemalin zevali var oldugu, diinyada 
muhakkakdir. Onun icin agladi. Ebu Bekr-i Siddik dedi ki, ar- 

-42- 



kadaslar! Her kemalin zevali vardir. Her temamin noksani var- 
dir. Zira, bir is temam oldugu zeman noksani vardir. Temam ol- 
du denildiginde zevali vardir buyuruldu ki, bu ayet-i kerimede 
size dinin kemali goriindii. Ve lakin bana Muhammed Mustafa- 
nin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" zevali [sonu] goriindii. Bir 
yapici, bir padisah icin, seray yapip, dort duvanni temam eylese 
ve iistiinii ortse, kapilarim assa, o yapiciya destur verirler. Ya'ni 
artik isin bitdi, derler. Hazret-i Muhammed Mustafa "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" yapici idi. Din serayini yapmaga gelmis 
idi. O seray din serayidir ki, besdir. Birinci divan nemazdir. 
Ikinci divan zekatdir. Uciincii divan orucdur. Dordiincii divan 
hacdir. Kapisi gusldiir. Ash imandir. Tavani ihlasdir. Asagi esigi 
tevazu'dur. list esigi yavashkdir. Sag kanadi tevekkiildiir. Sol 
kanadi temellukdur. Kilidi kiifrdiir. Anahtan sehadetdir. Dere- 
cesi rif'atdir. Ici se'adetdir. Disansi sekavetdir. Her kim ki seha- 
det miftahi [anahtan] ile islam serayi kapisindan kiifr kilidini ki- 
rarak, iceri girdi ise, se'adet onundur. Her kim, Allahii teala ko- 
rusun, kiifr kilidini bu seray kapisina vurup, disanda kaldi ise, 
sekavet onundur. Hazret-i Resul-i ekrem ne zeman ki bu islam 
serayini yapip, kemaline yetisdirdi. Bu ayet-i kerime nazil oldu. 
Bu ayet-i kerimenin agirhgindan, Server-i alemin devesi cokiip, 
dizine kadar kuma batdi. O Server-i kainat hazretleri veda hac- 
ci yapip, Medine-i Miinevvereye se'adetle geldikden sonra, sek- 
seniicgiin diinyada kaldi. Rivayet ederler ki, evvel nazil olan 
ayet-i kerime Ikra' suresidir. Ve son olarak yukanda bildirilen 
ayet-i kerime nazil oldu. 

Kirkinci Menakib: (Tefsir-i Beydavi)de, Beydavi hazretleri 
"rahimehullah" buyurmusdur ki, bu ayet-i kerime ki, mealen 
(Biz insana, babasina ve anasina ihsan etmegi emr etdik ki, 
onun annesi, onu karmnda zorluklara katlanarak tasimis, giic- 
liikle dogurmusdur. Tasinmasi ve siitden kesilmesi otuz ay su- 
rer. Sonunda erginlik cagina erince ve kirk yasina varinca; Rab- 
bim! Bana ve anne ve babama verdigin ni'mete siikr etmemi ve 
benim hosnud olacagim faideli bir amel yapmami nasib eyle. 
Bana verdigin gibi soyuma da salah ver. Sana dondiim, ben 
kendimi Senin yoluna adayanlardamm; demesi icab eder. iste, 
islediklerini en giizel sekltle kabul etdigimiz ve kotiiliiklerini 
magfiret etdigimiz bu kimseler, Cennetlik olanlar ile beraber- 

-43- 



dir. Bu, verilen dogru bir sozdiir) buyuruldu. Rivayet olunmus- 
dur ki, bu ayet-i kerime Ebu Bekr "radiyallahu teala anh" hak- 
kinda nazil olmusdur. Zira Ebu Bekrden "radiyallahu teala 
anh" baska, muhacirden ve ensardan kendisi ve babasi ve ana- 
si ve zevcesi ve evladi islam nuru ile nurlanan yokdur. 

Kirkbirinci Menakib: (Mesabih-i §enf)de, Ebu Bekrin "radi- 
yallahu teala anh" menakibi babmda, sahih hadis-i seriflerde, 
hazret-i Aiseden "radiyallahu teala anha" rivayet olunmusdur. 
Hazret-i Fahr-i kainat "sallallahii aleyhi ve sellem", son hastah- 
gmda bana hitaben buyurdular ki, ya Aise, benim yamma, baban 
Ebu Bekri ve kardesin Abdurrahmam da'vet eyle. Ta ki, ben bir 
vasiyyet yazdirayim. Zira, benden sonra, bir kimse cikip, soyle- 
meye ki, ben halife olayim. Halbuki, Hak Siibhanehii ve teala ve 
mii'minler, Ebu Bekrden gayrisinin hilafetini istemezler. 

Kirkikinci Menakib: Ebul'muin el-Nesefi "rahimehullahu 
teala", (Temhid-i akaid) adh risalesinde imamet bahsinde beyan 
etmisdir ki, imamet, nass ile sabit olunmamisdir. [Ya'ni ayet-i 
kerime ve hadis-i serif ile bildirilmemisdir.] Hazret-i Aliye "ker- 
remallahii vecheh" ve evladi kiramlanna, rafizilerin soyledikle- 
rinin aksine, nas olmadigina delil sudur ki, eger acikca delil olsa, 
sahabe-i giizin hazretleri, ona ittifak ederlerdi. Onlann ittifakla- 
n tabi'ine, tabi'inden de, tebe-i tabi'ine, onlardan da salihine 
"rahmetullahi teala aleyhim ecma'in", daha sonrakilere hatta bi- 
ze ulasirdi. Aliyiil miirteda hazretlerine ve evlad-i kiramina ima- 
metin gecisi ile alakah bir haber yokdur ki, Onlar o haberin nak- 
lini gizli tutmus olsunlar ve eksik bildirmis olsunlar. Goriilmez- 
mi ki, Eshab-i kiram bize, naslardan ahkam istinbati ve ahkam-i 
islamiyyeden bir ciiz'ii naklde eksik bildirmeyip, aynen nakl et- 
mislerdir. Bu imamhgi gizledikleri dusiiniilemez. Bunun iizerine 
o eserde bildirilir ki, hazret-i Server-i Enbiya "sallallahii aleyhi 
ve sellem" fani diinyadan aynldiklan zeman, sahabe-i kiram 
hazretleri Beni Saidenin sofasinda toplamp, buyurdular ki, (biz 
isitdik ki, Fahr-i kainat "sallallahii aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdu ki, (Bir kimse olse, halbuki zemanimn imamini bilme- 
se, onun oliimii cahiliyye devrindeki oliim gibidir.) O halde, bi- 
zim iizerimizden bir giin imamsiz gecmesi caiz olmaz. Imamdan 
murad halifedir. Onun icin, kendi zemamnda mevcud olan ima- 
mi bilmemek biiyiik giinahdir. Zira, dinin ahkamindan ba'zi sey- 

-44- 



lerin caiz olmasi imam ile [halife ile] olur. Cum'a ve bayram ne- 
mazlan ve yetimlerin nikahi gibi. Imamin lazim oldugunu ve 
mevcud olan Halifeyi inkar eden bir farzi inkar etmis gibidir. 
Farzi inkar etmek kufrdiir.) Ensardan bir kimse kalkip, muhaci- 
rine dedi ki, bizden bir emir olsun ve sizden bir emir olsun. Haz- 
ret-i Ebu Bekr "radiyallahii anh" ayak iizerine kalkip, dedi ki, 
Muhakkak ben oyle zan ederim ki, hazret-i Ali "radryallahu 
anh" buna layikdir. Ben isterim ki ona bi'at edeyim. Hazret-i Ali 
ayaga kalkip, buyurdu ki, kalk ya Eba Bekr! Allahii tealamn ve 
Resuliiniin halifesisin. Seni hazret-i Resul-i ekrem takdim etmis- 
dir. Kim seni geride birakabilir. Ben Resulullah hazretlerinin 
huzurunda idim. Bana emr edip, buyurdular ki, var Ebu Bekre 
soyle, nasa imam olup, nemaz kildirsin! Resul-i ekrem hazretle- 
rinin razi oldugu bir kimseden, biz elbette razi olduk. Resululla- 
hin "sallallahii aleyhi ve sellem" dinimizdeki bir isde razi oldugu 
kimseden diinyahk bir is icin razi olmaz mryrz, dedi. Resululla- 
hin halifesi diye tesmiye etdiklerine sebeb odur ki, hazret-i Re- 
sul-i miikerrem, Ebu Bekr hazretlerini kendi makam-i serifleri- 
ne ki, imamet makami idi, halife nasb etdiler. Omrlerinin sonun- 
da nasa [miislimanlara] imamet edip [imamhk yapip], nemaz kil- 
dirdi. Bir rivayetde yedi gun ve bir rivayetde tic gun imamhk 
yapdi. Sahabe-i kiram hazretlerinin ciimlesi Aliye "radiyallahii 
anh" muvafakat edip, hazret-i Ebu Bekr-i Siddika bi'at etdiler. 
Bi'at oldukdan sonra, Resul-i ekrem "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerinin defnine mesgul oldular. Sonra va'z edip, 
buyurdu ki, ben sizin iizerinize vali kihndim. Halbuki, hayrhniz 
degil idim. Beni kabul edin. Hemen yine hazret-i Ali kalkip, bu- 
yurdular ki, biz seni ne kabul ediciyiz ve ne kabulliik taleb edici- 
yiz. Hazret-i Resul-i Muhterem seni takdim etmisdir. Kim ola ki, 
te'hir etsin [Ya'ni Resulullahin gecirdigi makamdan kim seni ge- 
ride birakabilir.]. 

Bir gun gordiiler ki, hazret-i Ebu Bekr-i Siddik carsida bir ka- 
dina gomlegini satip, iicreti ile yiyecek ahr. Dediler ki, sana bey- 
tulmaldan nafaka ta'yin edelim. Sen miislimanlann islerini gor. 
Hergiinde veya ikigiinde iki dirhem ta'yin etdiler. Yine kendi bu- 
yurdular ki, ben za'if bir kulum. Yevmiye iki dirhemlik amele 
kudretim yokdur. Oyle olunca, iki dirhem bana haram olur. On- 
dan sonra bir dirhem ve iki dank, ta'yin etdiler. Hazret-i Ebu 

-45- 



Bekr "radiyallahti anh" o bir dirhem ile iki danki alip, bir testiye 
koyardi. Yine gizliden mal satar kendisine harcardi. Vefatlan 
yaklasdigi zeman, o testiyi istedi ve onda olan akceyi dokdii. Ke- 
rimeleri Aise-i Siddika hazretlerine buyurdular ki, bu akceyi 
Omer bin Hattab hazretlerine gotiir. De ki, bu mal muslimanla- 
nndir. Bunu muslimanlardan ihtiyaci olanlanna versin. Aise-i 
Siddika da o meblagi hazret-i Omer hilafet makamina gecdikde, 
huzuruna gotiiriip ve babasimn vasiyyetlerini beyan etdiklerin- 
de, hazret-i Omer, aglayip, (Ey Siddik! Bizi biiyiik zahmete bi- 
rakdin. Ne garib Ebu Bekr ki, oldiikden sonra yine adalet etdin. 
Kim senin yolundan yuruyebilir,) deyip, mubarek gozlerinden 
yas revan oldu. Rivayet olunmusdur ki, Resul-i ekrem hazretle- 
rinin intikalinden sonra [ahireti sereflendirdikden sonra], Ebu 
Bekr "radryallahu teala anh" hazretleri, hilafet muddetlerinde, 
giinden giine za'iflediler. Za'iflikleri giin gecdikce artdi. Bir gun 
Aise-i Siddika ona sordular ki, ey benim babam, sana ne oldu ki 
giin be giin za'iflersin. Cevabinda buyurdular ki, ey kizim, bilmis 
ol ki, Muhammed Mustafa hazretlerinin aynhgi beni za'if eyledi. 
Ey azizler, bunu fikr edip, kiyas edin ki, ne seklde muhabbeti ol- 
mak gerek ki, bu seklde za'if olmaga sebeb olsun. Kalbinde boy- 
le bir Hakkin serverine, (Allahii teala muhafaza etsin) sui'zanni 
olan kimseye yaziklar olsun! Allahii teala hazretlerinden nasil 
rahmet umarlar. Habibullah hazretlerinden ne yiiz ile sefa'at 
timid ederler. 

Kirkiiciiiitii Menakib: Hazret-i Aise-i Siddika "radiyallahii 
teala anha" der ki, hazret-i Ebu Bekr-i Siddik diinyadan ahire- 
te goc etdiler. Eshab-i kiram hazretlerinin hepsi bu served ne- 
reye defn edelim, diye tereddiid etdiler. Hazret-i Aise buyurdu 
ki, bu tereddiidiin asin lzdirabindan uyumusum. Kulagima bir 
ses geldi. (Dostu dosta kavusdurun!) diyordu. Uykudan uyanrp, 
bu hadiseyi Eshab-i kirama anlatdim. Onlar da biz de bu sesi 
isitdik; dediler. Mescid icinde nemaz kilanlar bile isitdik dedi- 
ler. Bundan sonra, miisavereye ihtiyac kalmayip, siibheleri git- 
di. Sonra gotiiriip, Habib-i Ekrem hazretlerinin yanina defn et- 
diler. (Sevahid-un-niibuvve)den terceme olunmusdur. 

Kirkdordiincii Menakib: Sahih hadis-i serif isnadiyle, Cabir 
bin Abdullah "radiyallahii anh" hazretlerinden rivayet eyledi- 
ler. Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" vefatina yakin 

-46- 



vasiyyet etdi. (Ben vefat etdikden sonra, beni su Beyt-i serifin 
kapisina gotiiriin. Resul-i ekrem hazretlerinin kabr-i senfleri 
oradadir. O kapiyi caliniz. Eger o kapi size acihrsa, beni oraya 
defn ediniz.) Cabir "radiyallahii teala anh" dedi ki, biz onu alip, 
gitdik. O kapiyi caldik, dedik ki, iste Ebu Bekr. Ister ki, sizin ya- 
niniza defn olunsun. O kapi acildi. Biz o kapiyi kimin acdigini 
duymadik. Iceri giriniz, onu defn ediniz, sesini duyduk. Halbu- 
ki ne bir sans, ne bir sey gordiik. 

Kirkbesinci Menakib: Fahr-il kevneyn "sallallahti teala aley- 
hi ve sellem" hazretleri, ahirete sefer etdikden sonra, miinafik- 
lar bas kaldirip, arablann ekserisi minted oldular. Iki vilayetin 
ehalisi islamiyyetden ayrilmadilar. Mekke ve Medine ehl-i isla- 
mi sakladilar. Miirtedler ittifak edip, zekat topliyanlan oldiirdu- 
ler. Ita'atden cikdilar. Kadinlarimn ellerine kina yakdilar. Re- 
sul-i ekrem hazretleri ahirete sefer etdigi icin, defler caldilar. 
Nagme ile si'rler okudular. Bu haber Eshab-i Giizine geldi. Cok 
iizuldiiler ve mahzun oldular. Mescide toplamp, mesveret etdi- 
ler. Ondan sonra kalkip, hazret-i Ebu Bekr-i Siddikin evinin ka- 
pisina geldiler. Dediler ki, ya Eba Bekr! Hazret-i Resul, sizi ye- 
rine halife ta'yin etdi ki, ciimle miislimanlann haline mukayyed 
olasiniz [hallerini gozetesiniz]. Resulullah "sallallahu teala aley- 
hi ve sellem" ahirete sefer edeliden beri, disari cikmadiniz ve 
kimseye kansmadimz. Gece giindiiz agladimz. Liitf edip, simdi- 
den sonra disari cikip, miislimanlann islerini goriip, miirtedlerin 
iizerine varmak icin lazim olan tedariki bir gun evvel gormek la- 
zimdir. Hazret-i Ebu Bekr, Habibullah hazretlerinin aynhgin- 
dan o dereceye varmis idi ki, yiiriiyen meyyit olmus idi. Lakin ne 
care ki, din gayreti Onu yerinde koymadi. Bir miinadi ile seslen- 
dirdi ki, nemaza hazir olun! Muhacirin ve Ensarin temami bir 
araya geldiler. Emir-ul-mu'minin hazret-i Ebu Bekr-i Siddik, 
minber iizerine cikip, hutbe okudu. Buyurdu ki, Ey mii'minler! 
Biliniz ki, her kim Muhammed aleyhisselama taparsa, Muham- 
med aleyhisselam ahiret alemine goc etdi. Her kim Muhammed 
aleyhisselamin Allahina taparsa, o Allah diridir, seriki yokdur. 
Yine dedi ki, Ey muslimanlar! Biliniz ki, miinafiklar, acikdan fit- 
ne cikardilar. Allahti teala ve Resuliiniin zekat toplayicilanni 61- 
diirdiiler. Eger biz bu isi basit tutarsak, onlar kuvvet bulur. Isla- 
miyyet za'if olur. Yemin etdim ki, vallahi, bugiinden sonra onlar 
ile harb ederim. Onlar ile benim aramda kihnc vardir. Sonra 

-47- 



Omer "radiyallahu teala anh" hazretleri, ayak uzerine kalkip, 
dedi ki, Ey Allahu tealamn Resulunun halifesi. Ctimlemiz emri- 
ne mutiyiz. Lakin Usameye de haber gonderin. Cumle asker ile 
gelsin. Bu az is degildir. Hazret-i Ebu Bekr buyurdu ki, Usame- 
ye ihtiyacimrz yokdur. Burada hazir olan asker kafi gelir. Alla- 
hii teala hazretlerinin fadli ile ve Habibullah hazretlerinin 
mu'cizeleri ile miirtedlerin hakkindan gelirler. Biiyiikler demis- 
lerdir ki, sultan gonullu olsa, hie dusman onun uzerine zafer bu- 
lamaz. Cabir bin Abdullah "radiyallahu teala anh" dedi ki, nice 
biiyiik sahabiler ile minber dibinde oturmusduk. Ceng niyyetine 
durduk. Herbirimiz Ebu Bekrin "radiyallahu anh" emri ile, yii- 
reklenip ve kuvvetlenip, arslan gibi sahlandik. O saat, gaza da- 
vullan cahndi. Onbin asker silahlanrp, hazir oldular. Hazret-i 
Ebu Bekr "radiyallahu anh" Halid ibni Velidi, hazir edip, onbin 
askere kumandan ta'yhi edip, ciimlesini Allahu teala hazretleri- 
ne ismarladi. Miirtedler uzerine gonderdi. Halid bin Velid aske- 
ri ile vanp, Hak Subhanehii ve teala hazretlerinin kudreti ile, 
Resul-i ekremin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" zekat toph- 
yan me'murlarim sehid eden taifeyi, katl eyledi. Ondan sonra 
Halid bin Velid "radiyallahu teala anh", hazret-i Resul-i ekrem 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin vefatinda elleri- 
ne kina yakan, defler calan kadinlan getirtdi. Ellerini kestirdi. 
Baslanni atese birakdilar. Bunlan siyaset icin yapdilar. Ondan 
sonra biitiin miirtedler gelip, pisman olup, eman dilediler. Ebu 
Bekrin "radiyallahu teala anh" huzuruna name yazdilar. Yanil- 
dik, hata isledik. Nemaz kilalim, zekat verelim. Her ne buyurur 
isen yerine getirelim. Hemen Halid bin Velidi ustumiizden kal- 
dir. Zira, damanmizi kurutdu, kokiimuzii kesdi, dediler. Ebu 
Bekr hazretleri "radiyallahu teala anh" buyurdu ki, ben Pey- 
gamberimizin huzurunda isitdim ki, (Halid, Allahu teala hazret- 
lerinin kihcidir. Asia bos yere kan dokmez.) Madem ki eman di- 
lediler ve ita'at gosterdiler, geri dondiiler, imana geldiler, Halid 
bin Velid onlara zarar vermez. Sonra onu geri cagirdi. Cok ik- 
ramlarda ve ihsanlarda bulundu. Bu haber, tevarihden (tarih ki- 
tablanndan) ahnmisdir. 

Kirkaltinci Menakib: Hazret-i Omer "radiyallahi teala anh" 
buyurdu ki, hazret-i Ebu Bekrin "radiyallahu teala anh" bir ge- 
celik ameline veyahud bir saatlik ameline, biitiin omrumce isle- 
digim amelleri miimkiin olsa degisirim. Sordular ki, ya Emir-el 

-48- 



mu'minin! Ebu Bekrin o giinde bir gecelik ameli ne idi. Buyur- 
dular ki, o gece ki, Server-i alem "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerine hicret etmek emr oldu. Bircok Eshab-i giizin 
"ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" arasinda Ebu Bekr, Fahr-i 
alem hazretlerine yol arkadasi ta'yin olundu. Hak siibhanehii ve 
teala huzurunda ve Habibullah katinda mukarreb olup, merte- 
besi yiiksek olmasa, bu se'adete ve bu izzete vasil olmaz idi. Re- 
sul-i ekrem hazretleri ile Mekke-i Mukerremeden, Medine-i 
miinevvereye tesrif buyurdular. Bundan biiyiik devlet-i ebedi ve 
se'adet-i sermedi bir kimseye muyesser olmamisdir. Bundan 
sonra da muyesser olmaz. Yine o giinde bir saatlik amel odur ki, 
Fahr-i alem hazretleri ahirete sefer etdikde, arablann cogu, 
miirted oldular. Ben vardim. Hazret-i Ebu Bekre dedim: Ya Re- 
sulallahin halifesi. Mel'unlara bir kacgiin miiddet verseniz caiz 
degil midir. Buyurdular ki, ya Omer! Muhakkak ki bu islam di- 
ni kemal mertebe temamlamp, kuvvetlenmisdir. Simdi geri do- 
niis yokdur. Nitekim Allahii teala azze sanehii kelam-i kadimin- 
de, Maide suresi, 3.cii ayet-i kerimesinde mealen, (Bugiin dini- 
nizi sizin icin ikmal eyledim. Uzerinize olan ni'metimi temamla- 
dim ve size din olarak islamiyyeti vermekle razi oldum) buyur- 
musdur. Simdi, o Allahii teala hakki icin ki, ondan gayri ilah 
yokdur. Bir an eman vermeyip, ben onlara kihc cekip, miirted- 
ler ile kihcdan gayri nesne ile soylesmem, dedi. Ebu Bekr "radi- 
yallahii anh", halim, selim tabfatli, sefkat ve merhamet iizere 
iken, bunlann hakkinda boyle buyurduklan, imanimn kuvvetin- 
dendir ve yakininin ziyadeligindendir. Bundan sonra din-i isla- 
ma zeval gelmiyecegini, kuvvetinin azalmiyacagini bildigi icin, 
boyle kat'i cevab verdi. Kalb-i serifleri, Resulullah hazretlerinin 
kalb-i seriflerine uygun olup, imanimn kuvveti ve sidki, bu mer- 
tebe kemal bulmus idi ki, bir kimse bunun derecesine yetisme- 
misdir. Simdi, hazret-i Omer gibi bir sultan-i zisan, hazret-i Ebu 
Bekr "radiyallahii teala anh" hakkinda boyle sehadet edince, ki- 
yas eyle ki, hazret-i Ebu Bekrin derecesi, ne yiiksek ve all, 
se'adetli derecedir. Bunlara muhabbet edip, halis sevenler diin- 
yada ve ahiretde insaallah mahrum kalmazlar. 

Kirkyedinci Menakib: Hazret-i Ebu Bekr-i Siddik "radiyalla- 
hii teala anh" son hastahginda buyurdu ki; hilafeti kime biraka- 
cagim konusunda, tekrar istihare eyledim. Allahii tealadan dile- 

- 49 - Menakib-i Cihar Yar-i Guzin - F:4 



dim ki, bana nzasina uygun olani versin. Bilirsiniz yalan soyle- 
mem. Hicbir aklli kimse Allahti tealaya kavusma vaktinde [ya'ni 
oliim aninda] kendine iftira yapilmasini arzu etmez ve musliman- 
lan aldatmagi uygun bulmaz. Dediler ki, ey Resulullahin halife- 
si. Hie kimsenin dogrulugunuza siibhesi yokdur. Ne soyliyecek 
isen, soyle. Buyurdu ki, gecenin sonunda, uykum bana galib gel- 
di, uyudum. Resul-i ekrem hazretlerini gordiim. Iki beyaz kaftan 
giymis. O kaftanlann etrafini [eteklerini] ben tutuyordum. Ne 
zeman ki o iki kaftan yesil olmaga ve parlamaga basladi. Soyle 
ki, bakanlann gozlerini alirdi. Resulullah hazretlerinin iki tara- 
finda, iki uzun boylu kimse vardi. Gayet giizel yuzlii idiler. Elbi- 
seleri nur gibi ve bakanlara siirur verirdi. Hazret-i Resul-i ekrem 
bana selam verip, benimle musafeha ederek, sereflendirdi. Mu- 
barek elini benim gogsiime koydu. Bende olan lzdirab gecdi. De- 
di ki, ey Ebu Bekr! Sana kavusma arzumuz artmisdir. Vakti gel- 
di ki, bizden yana gelesin. Ben uyku icinde o kadar aglamisim ki, 
ehlim haberdar olmuslar. Bana sonra haber verdiler. Ben de de- 
dim, (Ben de sizi ozledim, ya Resulallah!). Buyurdular ki, yerine, 
bu ummet icin iimmetin adil ve sadiki, yerde ve gokde herkesin 
nzasini kazanmis, zemanimn temizi olan Omer bin Hattabi gecir. 
Bu iki kisi senin vezirlerindir, diinyada yardimcilanndir, vefatin 
zemamnda yardimcilanndir. Cennetde komsulanndir. Ondan 
sonra bana haber verdiler ve dediler ki, fikr ve vehmden kurtul- 
dun ve sen Siddiksin. Gokde melekler icinde Siddiksin. Yerde 
halk icinde Siddiksin. Dedim ki, ya Resulallah! Anam-babam Sa- 
na feda olsun. Bu iki kisi kimlerdir ki, bunlann benzerini gorme- 
dim. Buyurdu ki, bu iki kisi Cebrail ve Mikaildir. Sonra gitdiler. 
Ben uyandim. Yiizum goz yasindan lslanmis. Aile efradim basi- 
min ucunda aglasirlardi. 

Kirksekizinci Menakib: Hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii tea- 
la anh" son hastahginda, kendisinin evladim, hazret-i Aise-i 
Siddikaya ismarladi. Iki oglan iki kiz vasiyyet eyledi. Hazret-i 
Aise "radiyallahii teala anha" der ki, halbuki, bir kiz kardesim 
var idi. Diger kiz kardesim hangisidir, dedim. Hanimim hamile- 
dir. Oyle zan ederim ki, dogurdugu kiz olsa gerekdir. Sonra, do- 
gum oldu. Kiz evladi oldu. 

Kirkdokuzuncu Menakib: Zemanimn kutbu ve bir danesi, 
seyyid Mahmud naksibendi el-umveri elmulakkab bi el'aziz 

-50- 



"kuddise sirruh" ilmi tecridde, kendi te'lif etdigi (Giizide) adli 
nefis risalesinin yirmidokuzuncu babinda, beyan buyurmusdur. 
Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" hazretleri halite ol- 
dular. Yemame vilayetinde Miiseyleme adinda bir kezzab [ya- 
lanci] peygamberlik da'vasinda bulundu. Hazret-i Ebu Bekr 
"radiyallahii teala anh" sahabe-i kirami Yemame vilayetine ga- 
zaya gonderdi. Biiyiik savas olup, Miiseyleme-i kezzabi oldiir- 
diiler. Tanhde soyle beyan olunmusdur: Miiseyleme cenginde; 
Eshab-i kiramin mubarek hatirlarma korku geldi. Kur'an-i ke- 
rim hafizlan katl olundugu icin, Kur'an-i kerim yeryiiziinden 
kalkacak diye korkdular. Allahii teala hazretleri, hazret-i Ome- 
rin mubarek kalbine ilham eyledi ki, Kur'an-i azimi bir araya 
toplayip, bir mishaf yazilsin. Hemen kalkip, Ebu Bekrin "radi- 
yallahii teala anh" huzuruna vardi. Durumu arz etdi. Hazret-i 
Siddik buyurdular ki, Ben bu iste fikr ve teemmiile [ya'ni etraf- 
hca diisiinmege] muhtacim. Zira Habib-i ekrem hazretleri, 
cem' etmediler. Cem' edin diye emr de buyurmadilar. O zeman 
Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" hazretlerinin de mubarek 
kalbine Allahii teala ilham buyurdu ki, hayr, Kur'an-i azimi 
toplayip, bir mushaf yazmakdadir. Zeyd bin Sabit hazretleri bu- 
yurdular ki, bir gun hazret-i Ebu Bekr beni istemis. Ben de hu- 
zuruna vardim. Gordiim ki, hazret-i Omer de, hazret-i Ebu 
Bekr de, durumu aciklayip, Kur'an-i azimi cem' etmegi bana 
teklif etdiler. Bu is daglardan agir geldi. Bir nice gun sonra, Al- 
lahii teala hazretleri benim kalbime de ilham eyledi ki, hayr, 
Kur'an-i kerimi cem' etmekde, bir araya toplamakdadir. Ben 
ise hazret-i Peygamberin zeman-i seriflerinde vahy katibi idim. 
Cebrail-i emin hazret-i Peygambere kiraet etdiklerinde, son ki- 
raetlerinde bile hazir idim. Sonra Kur'an-i azimi o tertib iizere 
toplamaga tevecciih edip, tahtalarda ve kagidlarda, taslarda ve 
agaclarda yazilanlan ve Eshab-i kiramin hatirlannda mahfuz 
olanlan toplayip, Resul-i ekrem hazretlerinden son zemamnda 
dinledigim tertib iizere yazdim. Sure-i Beraenin sonuna varin- 
ca; 127.ci ayet-i kerimesinden sonra, sure sonuna kadar hatinm- 
dan gitdi. [Son iki ayet.] Ba'zi kimselere sordum. Sonra Huzey- 
metebni Sabit el ensari hazretlerinin yaninda buldum. Yerine 
yazdim. Sonra Stire-i Ahzaba kadar yazdim. Ahzab suresinin 
23.cii ayetini hazret-i Resul-i Ekremden isitmis idim. Kaybet- 
dim. Onu taleb eyledim. Yine Huzeyme-i Ensari hazretlerinin 

-51- 



yaninda buldum. Yerine yazdim. Nihayet Mushafi temamla- 
dim. Halifeye goturdiim. Ona (ilk Mushaf) diye ad koydular. 
Hazret-i All, hazret-i Ebu Bekr hakkinda buyurdular ki, Haz- 
ret-i Ebu Bekr, insanlar arasinda en biiyiik sevaba kavusmus- 
dur. Kur'an-i kerimi, levhalardan toplu hale ilk getiren odur. 
Hazret-i Ebu Bekr-i Siddikin hilafeti zemamnda bu Mushaf, 
onun yaninda kaldi. Hazret-i Siddik-i ekber, ahirete gocdiikden 
sonra, hazret-i Omerin yaninda durdu. Hazret-i Omer ahirete 
gocdiikden sonra, Resulullah hazretlerinin muhterem zevcele- 
ri, hazret-i Omerin kizi Hafsamn "radiyallahii teala anna" ya- 
ninda durdu. Hazret-i Ebu Bekrin hilafet miiddeti iki sene ol- 
du. Eksik ve fazla rivayet de vardir. Omrleri altmrsuc senedir. 
Hicretin oniiciinde, mubarek cemazil evvelin yirmiikisinde ak- 
sam ile yatsi arasinda vefat etdiler. 

Ellinci Menakib: Imam-i Begavi, (Mealimiittenzil) adh tefsf- 
rinde, Lokman suresinde, meal-i serifi (Tevhid ve ta'atim yolu- 
na gidenlere tabi' ol ki, onlar Peygamber aleyhisselam ve Esha- 
bidir) olan, onbesinci ayet-i kerimenin tefsirinde, Atadan nakl 
buyurmuslardir ve o ibni Abbas hazretlerinden nakl etmisdir. 
Buyurdular ki, ayet-i kerimedeki kimseden murad Ebu Bekr-i 
Siddikdir "radiyallahii anh". Bunun aciklamasi odur ki, Ebu 
Bekrin "radiyallahii teala anh" islama geldigi vakt, hazret-i Os- 
man, Talha ve Ziibeyr ve Sa'd bin Ebi Vakkas ve Abdurrahman 
bin Avf "radiyallahii teala aleyhim ecma'in" yanina geldiler. 
Dediler ki, Sen bu seklde tasdik edip, iman getirdin mi. Evet. O 
dogru sozliidiir. Siz de iman getirin, dedi. Sonra hepsini ahp, 
hazret-i Habib-i ekremin huzur-u seriflerine gotiirdii. Miisliman 
oldular. Bunlann miisliman olmalan hazret-i Ebu Bekrin irsadi 
ile oldu. Allahii teala onun medhinde buyurdu: (Bana donen 
kimsenin yoluna tabi' ol.) Ya'ni Ebu Bekrin "radiyallahii teala 
anh" yoluna tabi' ol, demekdir. 

Ellibirinci Menakib: (Ravda-tiis-sekayik) kitabinda, Omer 
bin Hattabdan "radiyallahii anh" rivayet olunmusdur. Buyurdu- 
lar ki, hazret-i Resul-i ekremin "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" ahireti sereflendirdikleri zeman, hazret-i Ebu Bekr "radi- 
yallahii anh", bir acaib rii'ya gordii. Uykusunda oyle siddet ile 
agladi ki, kapisi oniinden gecerken aglamasim isitdim. Merak 
edip, kapisim caldim. Hazret-i Siddik uyandi. Kapiyi calmam se- 

-52- 



bebi ile kalkip, benim icin kapiyi acdi. Gozlerinin yasi, sakakla- 
nnin iizerinden akardi. Sordum. Ya Eba Bekr, nicin bu kadar 
agladinrz. Benim icin Eshab-i Giizini topla. Gordiigiim rii'yayi 
onlara haber vereyim, dedi. Ben de Sahabe-i kirami topladim. 
Ciimlesi huzurlannda hazir oldular. Hazret-i Siddik "radryallahii 
teala anh" buyurdular ki, Gordiim ki, kryamet kopmus. Insanlar 
hesab yerine sevk olunur. Bir boliik mevki' sahibleri gordiim. 
Minber iizerinde, yiizleri parlak, yaldiz gibi parlar. Bir melege 
sordum. Bunlar kimlerdir. Dedi ki, bunlar Peygamberlerdir. 
Muhammed aleyhissalatii vesselam hazretlerine muntazirlardir 
[onu beklerler]. Zira sefa'at dizgini Muhammedin "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" yedindedir. Hazret-i Muhammed aley- 
hisselam nerededir, diye sordum. Dedi ki, Arsin kenanndadir. 
Dedim ki, beni hazret-i Muhammed aleyhisselamin huzur-i se- 
riflerine gotiir. Ben Onun hizmetcisi ve arkadasiyim. Ben Ebu 
Bekr-i Siddikim. Melek beni Resulullahin huzuruna gotiirdti. 
Gordiim ki, mubarek basi acik. Imamesini [sangini] arsin online 
koymus. Ridasi ile belini baglamis. Sag eli arsin kenannda. Sol 
eli Cehennemin kapisimn halkasinda. Istigase edip, derdi ki, ya 
Rabbi! tlmmetime merhamet buyur. Ummetim icinde iilema 
var, Evliya var. Siileha var. Miicahidler var. Hacilar var. Allahii 
tealadan nida geldi ki, ya Muhammed! Ita'at edenleri soylersin. 
Asileri zikr etmezsin. Fasiklan, serab icenleri ve zalimleri, faiz 
yiyenleri, zina yapanlan, kan dokiiciileri zikr etmezsin. Muham- 
med aleyhisselam, ya Rabbi! Onlar Senin buyurdugun gibidir. 
Lakin onlarda miisrik ve sana ogul isnad edici ve saneme ibadet 
edici [puta tapan] ve tevhidden doniicii yokdur. Ummetim iize- 
rine sefa'atimi kabiil et. Gozlerimden akan yaslara aci, deyip, 
yalvarmaga basladi. Ben Habibullah hazretlerine asin muhabbe- 
timden ve acidigimdan, dedim ki, ya Resulallah! Nicin bu kadar 
aghyor ve yalvanyorsunuz, kendinizi cok yoruyorsunuz. Muba- 
rek basini kaldirdi. Sol eli, Cehennemin kapisimn halkasinda idi. 
Cehennem kapisim baglayip, buyurdu ki, ya Eba Bekr! Rabbim- 
den iimmetimi sordum. Yalvarmam asin oldugu icin, Rabbim 
teala sanina uygun olarak, iimmetimi bana bagisladi. Benim iim- 
metim iizerine uzuntiimii kaldirdi. Ben irade etdim ki, ya Resu- 
lallah! Hak siibhanehii ve teala sana ba'zisim mi, bagisladi, yok- 
sa hepsini mi diye soyliyecekdim. Sormadan once sen kapiyi cal- 

-53- 



din ya Omer. Uyandim. Hazret-i Ebu Bekr bu sozii soyledigi an- 
da, evin icinden, bir ses isitdik: (Hepsini, hepsini bagisladi ya Eba 
Bekr. Yalniz bir mti'mini kasd ile oldtirenleri bagrslamadi. Onlar 
Cehennemde sonsuz kalacaklardir,) buyurdu. Hepimiz kalkip, 
Allahti teala hazretlerine hamd etdik ki, boyle bir Peygamberin 
ummetinden eyledi. Raufdur, rahimdir, sefa'ati bizim hakkimiz- 
da kabul olundu. Boylece maksadina vasil oldu, kavusdu. 

Elliikinci Menakib: Ebu Bekr-i Siddik "radryallahu teala 
anh" hilafetleri zemaninda, Medine-i Munevverede gezerken, 
bir evin kapisi online geldi. O evin icerisinden aglama sesi isit- 
di. Bir kadin si'r okuyup, gozunden yas akitir. O si'rin ma'nasi 
budur: 

Ey ay yiizliim, Sen ay dan daha fazla giizelsin. 
Parlak ay yiiziin ile, giinesi alt edersin. 
Dayem (Dadim) heniiz agzima siidii koymadan once. 
Senin yakut dudaklarmi, hahrlayip, kan icclini. 

Bu si'rin okunusu, hazret-i Ebu Bekr-i Siddikin mubarek ku- 
laklanna te'sir etdi. Kapiyi caldi. Ev sahibi disan cikdi. Ondan 
siial buyurdular ki, hur musiin, rakikmisin [kole misin]. Bu beyti 
kimin icin okursun. Kimin icin agliyorsun. Kadin dedi ki, ya Re- 
sulullahin halifesi. O ravda-i miinevvere hakki icin, bunu benden 
sorma. Buyurdular ki, gonliin sirnni duymayinca bu makamdan 
adimimi atmam. Cariye, icden bir ah cekerek, Beni Hasim genc- 
lerinden birisini soyledi. Siddik hazretleri mescide vardi. O cari- 
yenin sahibini bulup, parasini odeyip aldi ve azad etdi. Sevdigi 
gence nikah etdi veya bagisladi. Hazret-i Molla Cami (Baharis- 
tan) kitabinda, bu hikayeyi rivayet buyurmuslar ve bu si'ri soyle- 
mislerdir: (Ey goniil! Cihanin biitiin maksadlanni bir tarafa bi- 
rakmis olan kimseden baskasi, seni sevdigin ile birlesdiremez. Is, 
maksad [arzu] derdi ile hasil olur. Eger derdin yoksa, inle ki, bir 
goniil ehli sana acisin da muradina kavusdursun!) 

Elliiiciiiicii Menakib: Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala 
anh" icin bildirilen ayet-i kerimeler hakkindadir. Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden sonra, hak 
iizere halite Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" hazret- 
leri oldugu icma' ile sabit olmusdur. 

1- Yukanda zikr olundugu minval iizere, Hak siibhanehii ve 

-54- 



teala hazretleri Kur'an-i azimde haber vermisdir ve buyurmus- 
dur: (Sizden iman edip de, salih amel i§leyenlere, Allahii teala 
soyle va'd buyurdu: Yemin olsun ki, kendilerinden evvel gelen 
Israil ogullanni nasd kafirlerin yerine getirdi ise, onlari da ka- 
firlerin arazisine getirecek (hakim kilacak), onlara kendileri 
icin secdigi islaim kuvvetlendirip, icra imkani verecek, onlari 
korkulannin arkasindan muhakkak emniyyete kavusduracak- 
dir. Allah, miislimanlarin diismanlarim helak edecekdir. Boyle- 
ce bana hicbir seyi ortak kosmiyarak, hep bana ibadet edecek- 
lerdir. Kim bundan sonra nankorliik ederse, iste onlar asil fasik- 
lardir.) [Nur suresi ellibesinci ayet-i kerime meali.] 

Alimler buyurdular ki: Allahii teala, iman getirip, iyi ameller 
isleyen kimselere va'd etmisdir ki, onlardan elbette yeryiiziinde 
halifeler yapar. Nitekim o kimseler ki, onlardan evvel de halife 
oldular. Ya'nibeniisrailin dinleri ki, begenilmisdir. Onlara elbet- 
te bedel verir. Onlara korkudan sonra eminligi verir. Ta ki ibadet 
ederler, Allahii tealaya hie birseyi serik eylemezler. Her kim ki 
bir ni'mete ondan sonra kiifran getirirse, onlar fasiklardir. 

Peygamber "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri ve 
Eshab-i kiram Mekke-i mukerremede miisriklerden korkuda 
idiler. Medine-i miinevvereye gitdikden sonra, yine korku fazla 
idi. O vakt emin oldular ki, Allahii teala dinini her yere yaydi 
ve onlari diisman iizerine galib getirdi. Bu ayet-i kerimede; Ebu 
Bekr "radiyallahii anh" hazretlerinin ve diger halifelerin hila- 
fetlerinin dogruluguna dehl vardir. "Ridvanullahi teala aleyhim 
ecma'in". Ondan dolayi ki, Allahii teala hazretlerinin, va'din- 
den donmek ihtimali yokdur. 

2- (Dini kuvvetli, mah cok olanlar, fakir akrabasina, Allah 
yolunda hicret edenlere mal vermemege yemin etmesin. Onla- 
rin kusurlanm afv edip, bagislasinlar. Boylece, Allahii tealamn 
sizi afv etmesini istemez misiniz. Allahii teala gafuriirrahimdir.) 

[Nur suresi yirmiikinci ayet-i kerimesinin meali.] Bu ayet-i keri- 
menin niizul sebebi su idi. Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anh", 
Mistaha nafaka vermemege yemin etdi. Ciinki o, hazret-i Aise 
hakkinda yakisiksiz sozler soylemis idi. Bu Mistah fakir bir kim- 
se idi. Muhacir idi. Ehl-i Bedr ciimlesinden idi. Ebu Bekr-i Sid- 
dikin teyzesi oglu idi. Bu ayet-i kerime nazil oldu. Hazret-i Ha- 
bib-i ekrem "sallallahu teala aleyhi ve sellem", bu ayet-i kerime- 

-55- 



yi okuyunca, hazret-i Siddik "radiyallahti anh" (Allahii teala bu 
ayet-i kerime ile nafaka vermedigim icin beni bildiriyor. Bundan 
sonra kimsenin nafakasini kesmiyecegim,) buyurdu. 

3- (Ey iiiiiiii edenler! Sizden kim dininden donerse, Allahii 
teala, baska bir kavm getirir. Allahii teala onlari sever. Onlar da 
Allahii tealayi severler. Mii'minlere tevazu' ederler. Kafirlere 
karsi siddetlidirler. Allah yolunda cihad ederler. Ayblanmak- 
dan cekinmezler. Bu Allahii tealanin bir ihsanidir. Diledigi kul- 
lanna verir. Allahii tealanin fadh cok genisdir, bu fadla layik 
olanlan bilir.) [Maide suresi ellidorduncu ayet-i kerimesinin 
meali.] Bu ayet-i kerime de Ebu Bekr-i Siddikin "radiyallahii 
anh" sani hakkindadir. 

4- (Emr ve yasaklarda Allahii tealaya ve Resuline ita'at 
edenler, Allahii tealanin kendilerine ni'met verdigi Peygamber- 
ler, Siddikler, sehidler ve salihlerle beraberdir. Onlar ne giizel 
arkadasdir. Bu iistiinliik Allahii teala tarafindan verilir. Allahii 
teala iistiin kullarina miikafat verilmesini bilir.) [Nisa suresi 69 
ve 70.ci ayet-i kerimelerin meali.] Bu ayet-i kerimelerde delil 
vardir ki, hazret-i Habibullah ile hazret-i Ebu Bekrin arasinda 
vasita yokdur. Biitun mtislimanlar Ebu Bekr hazretlerine Siddik 
derler. Bir sehadetde, yansi ile adil, yansi ile zalim olmak layik 
olmaz. Vacib odur ki, Resulullah hazretlerinin derecesi ile haz- 
ret-i Ebu Bekrin derecesi arasinda baska bir derece yokdur. Ra- 
fizilerin soyledikleri yanlisdir. Hem bu ayet-i kerimelerde delil 
vardir ki, Allahii teala hazretlerinin ni'meti bu taife iizerine ken- 
di fadlindandir. Yoksa onlar bu ni'mete, ibadetleri ile kavusmus 
degillerdir. Kaderiyye firkasimn kavlinin aksine, Allahii teala 
(Bu Allahii tealanin fadlindandir) buyurdugunu gormez misiniz. 
Bu ayet-i kerimelerde aciklandi ki, Rafizilerin batilligi imamet 
babinda, Kaderiyyenin batilligi inayet babindadir. 

5- (Ey iman edenler! Allahii tealaya ve Resuliine ve Sizden 

olan emirlere ita'at ediniz!) [Nisa suresi ellidokuzuncu ayet-i 
kerimesinin meali.] Ikrime "radiyallahii anh" hazretleri der ki, 
Uliil-emrden murad, Ebu Bekr-i Siddik ve Omer-iil-Faruk haz- 
retleridir. Ondan dolayidir ki, Resulullah "sallallahu teala aley- 
hi ve sellem" buyurdu; (Benden sonra, Ebu Bekr ve Omere ta- 
bi' olunuz. Onlar benim yanimda, viicudda bas gibidir.) 

-56- 



6- (Eger siz harbe gitmiyerek Resiilume yardim etmezseniz, 
Allahii teala ona yardim eder. Allahin Resuliinii kafirler Mekke- 
den akardiklari zeman, onun yaninda Ebu Bekrden baska kim- 
se yokdu. Ikisi magarada beraberdiler. Resul-i ekrem, arkadasi 
Ebu Bekre, mahzun olma, Allahii tealamn yardimi bizim ile be- 
raberdir, derdi. Allahii teala ona [hazret-i Ebu Bekre] kalblere 
rahathk veren sekfnesini indirdi. Sizin gormediginiz ordu ile onu 
kuvvetlendirdi. [Ya'ni melekler ile onu korudu.] Kafirlerin kiif- 
re da'vetini veya sirki aleak kildi. Tevhfdi veya din hie da'veti 
yiiksek oldu. Allahii teala Aziz ve Hakfmdir.) [Tevbe suresi kir- 
kinci ayet-i kerime meali.] Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anh" 
hazretlerinin o magarada endisesi, kendi iizerine korkusundan 
degildi. Lakin iimmet iizerine sefkatinden idi. Zira, hazret-i Pey- 
gamber-i zisana dedi ki, eger beni oldiiriirlerse, ne olur. Bir 
adam oldiirmus olurlar. Amma, eger mubarek cism-i latifinize 
bir elem erisir ise, iimmet helak olur. Hazret-i Resulullah buyur- 
dular ki, (Nicin diisiiniirsiin o iki kimsenin halini ki, onlann 
iiciinciileri, Allahii teala hazretleridir.) tic giin magarada durdu- 
lar. Hazret-i Ebu Bekrin birkac koyunu vardi. Amir bin Fiihey- 
re giiderdi. Hergiin o koyunlan, o magara yanina goturiirdii. On- 
lardan silt icerlerdi. Resulullah hazretleri magaradan cikmak 
niyyet etdi. Abdurrahman bin Ebu Bekr-i Siddik, iki deve getir- 
di. Binip gitdiler. Dort kisi oldular. Hazret-i Resul-i ekrem, Ebu 
Bekr-i Siddik, Amir bin Fiiheyre, Abdullah bin Amir bin Abdiil- 
leys. Sonraki ahvalleri daha once anlatilmisdir. 

7- (... Allahii tealadan ancak alim kullan korkar. Siibhesiz 
ki, Allahii teala azizdir ve gafurdur.) [Fatir suresi yirmisekizin- 
ci ayet-i kerimesinin meali.] Imam-i a'zam Ebu Hanife "rahme- 
tullahi aleyh", Allah lafzimn (h)sini otiire ile, ulema kelimesi- 
nin hemzesini iistiin ile okudu. Allahii teala hazretlerinin has- 
yeti, burada ilm ma'nasina olur. Ma'nasi boyle olur ki, ilm ehli- 
nin hatirim ancak Allahii teala bilir. Bu ayet-i kerimenin niizu- 
lii o oldu ki, Ebu Bekr hazretlerinde bir korku hasil olmus idi. 
Mubarek yiiziinde belirtisi anlasihrdi. Hazret-i Server-i kainat, 
hazret-i Ebu Bekr ile bu konuda konusurdu. Allahii teala haz- 
retleri bu ayet-i kerimeyi inzal buyurdu. 

8- (Muhacirin ve ensardan, en once iman edenlerden ve on- 
lara iyilikde tabi' olanlardan Allahii teala razidir. Onlar da Al- 

-57- 



lahii tealadan razidir. Onlar icin Allahii teala Cennetler hazir- 
lamisdir. Altindan irmaklar akar. Orada ebedi kahrlar. Bu cok 
biiyiik bir kurtulusdur.) [Tevbe suresi lOO.cii ayet-i kerimesinin 
meali.] Resulullah hazretlerine once iman getiren kimse hak- 
kinda mufessirin ihtilaf etmisdir. Bir kismi dediler ki, en once 
iman getiren Hadice-i kubradir "radiyallahii teala anna". Bir 
kismi dediler ki, hazret-i Ebu Bekrdir "radiyallahii teala anh". 
Bu kavl daha kuvvetlidir. Zira hazret-i Resulullah "sallallahii 
aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Eger Ebu Bekrin imam, biitiin 
mii'minlerin imanlan toplami ile tartilsa, Ebu Bekrin imam agir 
gelir.) Ondan dolayidir ki, bir kimse, iyi bir is islese, bir baska 
kimse de, o isledikden sonra o isi islese, bu ikincinin ecri ewel- 
ki kisinin terazfsine konur. Ikinci kisinin ecrinden bir nesne ek- 
silmez. Yine Resul-i ekrem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
buyurdular ki, (Ebu Bekrin sizin iizerinize iistiinliigii, nemaz ve 
orucunun coklugu ile degildir. Onun sizin iizerinize iistiinliigii, 
onun gonliinde olan §ey iledir.) Devamh iistiinliik, Allahii tea- 
la hazretlerinin ma'rifetinden dolayidir. Ebu Bekr "radiyallahii 
teala anh" ma'rifetullah ciheti ile hepsinden ustiindiir. Bir bas- 
kasi, ma'rifetullahda Ebu Bekr-i Siddikdan iistiin olsa idi, iis- 
tiinliik onun hakki olurdu. 

9- (Ey iman edenler! Allahii tealamn razi olmadigi islerden 
sakimmz ve sadiklar ile beraber bulununuz!) [Tevbe suresi 
119.cu ayet-i kerimesinin meali.] Sa'id bin Ciibeyr "radiyallahii 
teala anh" hazretleri buyurur ki, bu ayet-i kerimedeki sadiklar- 
dan murad Ebu Bekr ve Omer "radiyallahii teala anhiim" haz- 
retleridir. Hazret-i Ebu Bekrin "radiyallahii anh" Ensar iizerine 
faziletini bu ayet-i kerime ile istidlal etdiler. Ensar muhacirine 
dediler ki, bizden bir imam olsun, sizden bir imam olsun. Haz- 
ret-i Ebu Bekr "radiyallahii anh" minbere cikdi. Hak siibhane- 
hii ve teala hazretlerine sena etdi. Buyurdu ki, ey Ensar! 
Mii'minlersiniz. Allahii teala hazretleri bize sidk vermisdir o 
yerde ki, diyerek, meal-i serifi (... onlar [muhacirler], Allahii te- 
aladan fadl ve riza talebi ile ve Allahii tealamn dinine ve Resu- 
line nusret ile miilklerinden ve memleketlerinden ihrac olundu- 
lar. O muhacirler kavl ve fi'l ile dini islamda sadikdirlar) olan, 
Hasr suresi 8.ci ayet-i kerimesini okudu. Ensann temami kabul 
edip, kendilerinden bir halife olmasi da'vasindan vazgecdiler. 

-58- 



10- (Dogruyu (Kur'ani) getiren (Peygamber aleyhisselam) 
ve onu tasdik eden (mii'minler) ise, iste bunlar takva sahibi kim- 
selerdir.) [Ziimer suresi, 33. ayet-i kenmesi meali.] All bin Ebi 
Talib hazretleri buyurdu ki, Sidk ile gelen kimse hazret-i Mu- 
hammed aleyhisselatu vesselam ve onu tasdik eden, hazret-i 
Ebu Bekr-i Siddikdir "radiyallahii teala anh". 

11- (Mekke-i miikerremenin fethinden once mahni veren ve 
cihad eden kimseye, fethden sonra mahni dagitan ve cihad 
edenden daha biiyiik derece vardir. Allahii teala hepsine Cen- 
neti va'd etdi.) [Hadid suresi lO.cu ayet-i kenmesi meali.] Kele- 
bi, bu ayet-i kenmenin Ebu Bekr-i Siddikin "radiyallahii anh" 
hakkinda indigini ve onun iistiin oldugunu acikca bildirdigini 
soylemisdir. Hazret-i Siddikin fazileti gayrilerden ustundur. En 
once o musliman oldu. Haberde gelmisdir ki, Ebu Emame, 
Amr bin Enis hazretlerine dedi ki, nicin kuvvetli musliman ol- 
dugunu iddia edersin. Amr dedi ki, bunun sebebi sudur: Ben 
halki dalaletde gordiim. Bunlarda hak iizere hie kimse gorme- 
dim. Isitdim ki, Mekke-i miikerremede bir zat Peygamberlik 
da'vasi eder. Vardim, gordiim ki, kavmi Onun iizerine galib, 
kendi maglub, O mert kimseye dedim ki, sen nesin. Dedi ki, 
Nebiyim. Dedim, Nebi nedir. Dedi ki, Allahii teala hazretleri- 
nin Resuludiir. Seni niye gondermis, dedim. Dedi ki, Onun bir- 
ligini bilmek, serik getirmemek, putlara tapinmamak, sila-i 
rahm etmek icin gonderdi. Dedim ki, senin ile kim var. Bunun 
iizerine dedi ki, bir hiir, bir kole. Bakdim, Ebu Bekr ile Bilal idi. 
Ben de musliman oldum. Onun icin ki, uciincii musliman ol- 
dum. Abdullah bin Mes'ud hazretleri buyurur ki, kihci ile miis- 
limanhgi ilk aciga cikaran, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" ve Ebu Bekr-i Siddikdir "radiyallahii teala anh". Haz- 
ret-i Ali "radiyallahii teala anh" buyurur, Islamda herkesden 
evvel olan Resulullahdir "sallallahii teala aleyhi ve sellem", 
ikinci Ebu Bekrdir "radiyallahii anh", uciincii Omerdir "radi- 
yallahii anh". Yine buyurdu; bir kimse ki, beni Ebu Bekr ve 
Omerden "radiyallahii anhiim" iistiin gosterir ise, ona had ce- 
zasi vururum. Ve sahidligini kabul etmem. 

12- (Onlar icin nedir ki, Rablerine da'vet olundukda, icabet 
edip, emr ve nehyinde ita'at ederler. Nemazi sartlan ve erkani ile 
devamh kilarlar. Emrlerinde mesveret ederler. Verdigimiz nzk- 

-59- 



dan fakirlere ve hayra verirler.) [Sura suresi 38.ci ayet-i kerime 
meali.] Bu ayet-i kerime Ebii Bekr-i Siddik "radiyallahii teala 
anh" hazretlerinin samm bildirmek icin nazil olmusdur. Zira bii- 
tiin malim fakirlere dagitdi. Ne kadar, kotiilediler. Kotiiliyenlere 
iltifat etmedi. Bu hiikm biitiin mii'minler hakkmda miisterekdir. 

13- (Ya Muhammed "sallallahii aleyhi ve sellem"! Hudey- 
biyeden geri donenlere de ki, siz, siddetli cengci bir kavm ile 
harbe da'vet olunursunuz ki, ta, onlar islama gelinceye kadar 
veya onlardan cizye kabul olununcaya kadar muharebe olunur. 
Onlar miisrikler veya Peygamber aleyhisselamdan sonra miir- 
ted olanlardir. Eger siz o cengde huliis ile harb ederseniz, Alla- 
hii teala size diinyada ganfmet ve ahiretde Cennet verir. Eger 
bundan once Hudeybiyede i'raz etdiginiz gibi, o muharabede 
de i'raz ederseniz, Allahii teala sizi siddetli azab ile azablandi- 
nr. Is bu i'raz hakkinda olan va'd ve azabi miislimanlarin za'if 
ve acizleri isitdikde, bizim halimiz nice olur derler.) [Feth sure- 
si 16. ci ayet-i kerime meali.] Rafi' bin Hadic "radiyallahii teala 
anh" der ki: Biz bu ayet-i kerimeyi daima okurduk. Fekat bu 
vak'amn ne zeman olacagini bilmezdik. Ebii Bekr-i Siddik "ra- 
diyallahii teala anh" hazretleri muslimanlan; Yemamede Mii- 
seylemetulkezzabin eshabi, benihanife iizerine harbe gonderdi. 
Anladik ki, kasd edilen onlardir. Bu ayet-i kerimede miilhidler 
ve miibtedi'ler iizerine iki hiiccet meydana cikmisdir. Birincisi, 
miilhidler iizerinedir. Bu ayet-i kerimede gaybdan haber vardir. 
Bir zeman sonra bu haber meydana gelmisdir. Mulhidlerin kav- 
linin hilafina, bu mu'cize meydana cikmisdir. Bu ayet-i kerime- 
de miibtedi'ler icin de tenbih vardir. Ebii Bekr-i Siddik "radi- 
yallahii teala anh" hazretlerinin halifeliginin dogruluguna delil 
vardir. Bundan dolayidir ki, Hak siibhanehii ve teala hazretleri 
buyurdu ki, (Da'vet olunursunuz!) ya'ni yakin zemanda, siz 
da'vet olunursunuz bir giiruha ki, be's-i sedid sahibidir. Eger o 
da'vet ediciye ita'at ederseniz, size ecr verilir. O da'vet ediciye 
ita'ati vacib kildi. Onlan, siddetli zarar sahibi olan kavm iizeri- 
ne da'vet eden Ebu Bekr-i Siddikdir "radiyallahii teala anh". 
Onlan acem ve rum harbine o koydu. Biitiin miifessirlerin kavl- 
leri iizerine, bu kavm, bu iki giiruhdan hali degildir. Eger Beni 
hanife olursa, O da'vet eden Ebii Bekr hazretleri olur. Ebu 
Bekrin "radiyallahii teala anh" imameti [halifeligi] dogrulukda, 

-60- 



hazret-i Omerin de "radiyallahii teala anh" imametinin [halife- 
liginin] dogrulugu olur. Eger maksad pers [Iran] ve rum [Bizans] 
olur ise, hazret-i Omer olur. imamligin hak olduguna delil olur. 
Onun imameti dogrulukda hazret-i Ebu Bekrin de imameti sa- 
bit olur. Bu iki seklden baska diirlii soyliyen azdir. Gaybdan ha- 
ber veren acik bir delilin dogrulugu bu ayet-i kerime ile aciga 
cikdi. Orada buyurdu ki, (Da'vet olunursunuz!). Her iki halife 
icin buyrulan oyle vaki' oldu. Zira Kur'an-i azimussanin icazi 
vechlerindendir ki, gaybdan haber verir. Tafsili ile habere muta- 
bik ve muvafik vaki' olur. Allahii teala hazretleri o kimseye ba- 
snet verir ise, bunu bilmege muktedir olur. 

14- (O kimse ki, mahndan Allah icin harcar, sirk ve isyan- 
dan sakinip ve ihsan olan kelime-i sehadeti, yahud infak etdigi 
makn mukabili va'd-i ilahiyi tasdik ede. Biz ona asan ve rahata 
sebeb olucu ve Cennete girmege sebeb olan yolunu kolayla§di- 
rinz.) [Leyl suresi 5, 6, 7.ci ayet-i kerime meali.] Demislerdir ki, 
bu ayet-i kerime Ebu Bekr-i Siddikin "radiyallahii anh" sani 
hakkinda nazil olmusdur. Her ne eline geese halka dagitirdi. 
Bunda da Allahii tealamn buyurdugu iizere is yapmasindan do- 
layi onu medh buyurdular. Demislerdir ki, Hiisna, Hak siibha- 
nehii ve teala hazretlerinin sevab vermegi va'd etmesidir. 

15- (O atesden [Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" gibi] ziya- 
de miitteki olan ictinab edip, kurtulur ki, Allahii teala yaninda 
temiz ve va'dine nail olmak icin, mahni Allah yolunda hayrata 
sarf eder.) [Leyl suresi 17., 18.ci ayet-i kerime meali.] Hisam; 
babasi Urveden rivayet eder: Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii 
teala anh" yedi kole satin ahp, azad etdi. Miisrikler onlara miis- 
liman olduklan icin azab ederler idi. Birisi Bilal "radiyallahii 
anh" hazretleridir. Daha once anlatilmisdir. Biri Amir bin Fii- 
heyre ve onun kizi Hindiyye idi. Miisliman oldu ve a'ma oldu. 
Miisrikler dedi ki, lat ve uzza, gormesini ondan geri aldi. O de- 
di ki, ben lat ve uzzaya inanmam. Allahii teala tekrar gormesi- 
ni nasib etdi. Hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" oradan 
gecerken, o degirmen cekerdi. O evin hanimi olan kisi, ona de- 
di ki, "ben seni, senin bu sahiblerin azad etmeyince azad et- 
mem." Hazret-i Ebu Bekr bunu isitip, buyurdular ki, bu cariye- 
yi kaca satarsin. O dedi, bu kadar gumiis. Hazret-i Siddik, dedi- 
gin akcaya aldim, buyurdu. Abdullah bin Ziibeyr "radiyallahii 

-61- 



teala anh" minber iizerinde dedi ki, Ebu Bekr "radiyallahii tea- 
la anh" hazretleri, za'if kullari [koleleri] satin alip, azad ederdi. 
Babasi ona dedi ki, nicin kuvvetli kole satin almazsin. Hazret-i 
Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" buyurdu ki, za'if ko- 
leleri satin alip, azad ederim ki, Allahu teala bu za'if kulunu Ce- 
hennemden azad etsin. Hak subhanehu ve teala; meal-i serifi, 
(Sirk ve giinahlardan sakinan kimseler, Cehennemden uzaklas- 
mi§ olurlar) olan [Leyl stiresi 17.ci] ayet-i kerimeyi gonderdi. 
Stirenin sonuna kadar hep, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii 
anh" hazretlerine isaretdir. Mii'minler, Ebu Bekre "radiyallahii 
anh" halife dedi. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
halife dedi ve buyurdu ki, (Ebu Bekr, Allahin dini iizerine be- 
nim halife mdir). Allahu teala ona halife dedi. (... onlari yer yii- 
ziine halef kdacagina....) buyurdu. Rafiziler la'net etdiler. Ken- 
dileri la'nete miistehak oldular. Allahu teala ve Resulii ve 
mii'minler ona halife diyorlar. Rafiziler muhalefet etmis oluyor- 
lar. Allahu teala hazretleri; Nisa suresinin yuzondordiincii aye- 
tinde mealen, (Kendisine tevhid ve dogru yol bildirildikden 
sonra, Resulullahin dogru yolundan sapan ve i'tikad ve amelde 
mii'minlerden ayrdan kimseyi, ahiretde kafirler ile birlikde Ce- 
henneme sokanz.) buyurdu. Allahu teala hazretlerine ve Resu- 
liine, rafiziler gibi muhalefet eden yokdur. Allahu teala buyu- 
rur; Ebu Bekr dinin buyiigiidur. Rafiziler, hasa miinkir idi, di- 
yor. Allahu teala; fadil idi, buyuruyor. Rafiziler batil idi diyor. 
Allahu teala miinfik [mahni dagitan] idi buyuruyor. Rafiziler, 
Allahu teala muhafaza etsin, miinafik idi, diyor. Haberde gel- 
misdir ki, bir giin hazret-i Cebrail aleyhisselam, Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin yaninda oturmus 
idi. Ebu Bekr-i Siddik icin Cebrail aleyhisselam dedi ki, bizim 
yammizda Ebu Bekr, yerdekiler yamndan daha meshurdur. O 
senin hayatda vezirin, vefatindan sonra halifendir. 

Niikte: Eshab-i Kehfin kopegi, o civanmert olan Eshab-i 
Kehf ile diinyada birkac adim yuriidugu icin, magarada onlar 
ile beraber oldu. Yatmakda onlar ile oldu. Kiyametde ve Cen- 
netde onlar ile olur. Acaib olan odur ki, Ebu Bekr-i Siddik "ra- 
diyallahii teala anh"hazretleri, Muhammed Mustafa "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin, sohbetinde bulundu. Mih- 
netde Onun ile oldu. Da'vetde Onun ile oldu. Seferde Onun ile 

-62- 



oldu. Hazarda Onun ile oldu. Magarada Onun ile oldu. Yolda 
ve hicretde, can ve mal vermekde Onunla oldu. Kabrde, se- 
fa'atde, Onunla olur. Makam-i Mahmudda, Cennetde, Allahu 
tealayi gormekde, Onunla olur. Zikr olunan ayet-i kerime ki, 
hazret-i Ebu Bekr-i Siddikin sani ile alakali oldugunu tefsirde 
gorduk, isitdik ve yazdik. Ebu Bekr "radiyallahu teala anh" 
hakkinda nasil kotu dusunulebilir? [Eshab-i Kehfin kopegi, o 
mertler ile birkac adim gitmekle kiymetleniyor da; Omrii Resu- 
lullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" yaninda gecenler 
kiymetlenmez mi?] 

Ellidordiincii Menakib: Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahu tea- 
la anh" icin haber verilen hadis-i serifler hakkindadir: 

1- Aise-i Siddika "radiyallahu teala anna ve an ebiha" bu- 
yurdular ki; Bir gece benim nobetim idi. Seyyid-i alem hazret- 
leri benim hiicreme [odama] geldi. Ben dedim: Bana, babam 
Ebu Bekr-i Siddik hakkinda birsey soyle. Buyurdular ki: Ya Ai- 
se. Bana Cebrail aleyhisselam Allahu tealadan haber verdi ki; 
Allahu teala ruhlan yaratdi. Ciimle ruhlar arasindan Ebu Bek- 
rin ruhunu, Peygamberler ve miirsellerden sonra secdi. Topra- 
gi Cennetdendir. Suyu ab-i hayatdandir. Allahu teala Cennet- 
de, Ebu Bekr "radiyallahu anh" icin, yakutdan bir kosk halk ey- 
ledi. O kosk (kasr) icinde, inciden cok seraylar halk etdi. Alla- 
hu teala onun hakkindaki dualanmi kabul etmisdir. Ondan 
ma'siyyet [kotiiluk] meydana getirmez. Taatlar kapisim iizerine 
baglamaz. Kabrde komsum ve benden sonra halifem Ebu 
Bekrdir. Cebrail ve Mikail aleyhimesselam Ebu Bekrin hilafe- 
tine beraberce bfat ederler. Gokler ehli ve yerler ehli, seytan- 
lardan ba'zisi, bir mikdar cinniler onu bilirler. Bu kadar meshur 
Ebu Bekri "radiyallahu teala anh" bilmeyen ve hurmet etmiyen 
benden degildir. Ben de ondan degilim. 

2- Abdullah ibni Abbas "radiyallahu teala anhuma" rivayet 
eder. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdu. Bir kimse vardir ki, Cennete girdigi zeman, koskler- 
de, seraylarda, odalarda bulunan herkes ona merhaba, merha- 
ba derler. Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahu anh" dedi ki, biz o 
kimseyi, o kasrlarda goriir muyiiz! Resulullah aleyhisselam bu- 
yurdu ki, Evet, ya Eba Bekr, o mert sensin. 

-63- 



3- Esad bin Ziirah "radiyallahii teala anh" diyor ki: Resulul- 
lah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerini hutbe okur- 
ken gordiim. Ebu Bekre iltifat edici seyler soyledi. Nerede Ebu 
Bekr, buyurdu. Cebrail aleyhisselam bana simdi haber verdi ki, 
Ummetin hayrlisi, Senden sonra Ebu Bekrdir "radiyallahii tea- 
la anh". 

4- Abdullah ibni Abbas "radiyallahii teala anhiima" rivayet 
eder. Resulullahm "sallallahu teala aleyhi ve sellem" huzurunda, 
Ebu Bekr-i Siddik zikr olundu. Hazret-i Server-i alem buyurdu- 
lar ki, Ebu Bekrin misli gibi kimse olamaz. Insanlar beni tekzib 
ederken, ya'ni yalanlarken o beni tasdik etdi ve bana iman getir- 
di. Herkes benden kacarken, o bana krzim tezvic etdi. Malmi ba- 
na feda etdi. Benimle zor kaldigimiz saatde ve gecede beraber 
miicahede etdi. Agah olun ki, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii 
teala anh" kiyamet giiniinde Cennet develerinden bir deveye 
binmis olarak gelir. Egeri yesil zebercedden, yulan inciden, ken- 
disi de siindiis ve istebrakdan yesil iki elbise giymis oldugu halde, 
bana anlatir, ben de ona anlatinm. Kiyamet ehli derler ki, bunlar 
kimlerdir. Allahii tealamn Resulii Muhammed aleyhisselam ve 
Ebu Bekr-i Siddik dir "radiyallahii teala anh", diyeler. 

5- Hazret-i Aise-i Siddika "radiyallahii teala anna" buyurdu- 
lar ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri- 
nin son hastahginda agrisi artdi. Buyurdular ki: Ebu Bekre emr 
edin, nasa imam olup, nemaz kildirsin. Ben dedim ki, ya Resu- 
lallah! Ebu Bekr sizin makaminiza gecince, aglamasindan sesini 
kimse isitmez. Omer bin Hattabi emr edin, kavme imamet eyle- 
sin. Resulullah hazretleri yine buyurdu ki, Ebu Bekre soyleyin, 
kavme imamet eylesin. Yine ben dedim, ya Resulullah! Ebu 
Bekr, sizin makamimzda durmaga takat getiremez. Yine buyur- 
du ki, Ebu Bekre soyleyin. Kavme imamet eylesin. Aise hazret- 
leri yine buyurdu ki, Hafsaya vanp, dedim ki, sen Resulullah 
hazretlerine soyle ki, babam Ebu Bekr imamet makaminda du- 
rursa, aglamakdan kimse sesini isitmez. Hafsa "radiyallahii tea- 
la anna" da soyledi. Yine Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" buyurdular ki; Ebu Bekre soyleyin, kavme imamet ey- 
lesin. Siz kardesim Yusiif aleyhisselami sikintiya diisiiren kimse- 
ler degil misiniz. Ben Ebu Bekr diyorum. Siz Omer diyorsunuz. 
Hafsa "radiyallahii teala anna" uziilup, Aiseye "radiyallahii tea- 

-64- 



la anha", beni mahzun etdin diyerek gitdi. 

6- Abdullah ibni Abbas "radiyallahti anhiima" buyurdu: 
(Izaca'e) suresi nazil oldugu vaktde, hazret-i Abbas, hazret-i Ali- 
nin yanina geldi. Dedi ki, ya Ali! Resulullah "sallallahil teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerinin vefatlanni haber veren ayet gel- 
misdir. Bizler bilmeyiz, kendilerinden sonra kim halife olur, han- 
gi kimsede karar verir? Varalim Resulullahin "sallallahti teala 
aleyhi ve sellem" huzuruna stial edelim. Eger bu isi bize tevdibu- 
yurursa, Kureysin bizim ile diismanhgi olmaz. Eger bizden gay- 
riye buyurur ise, rica ederiz ki, o kimseye, bizim hakkimiza ria- 
yet etmesi icin vasiyyet buyursun. Abbas "radiyallahii teala anh" 
hazretleri, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazret- 
lerinin huzur-i seriflerine vardi. SMI etdi; ya Resulallah! Sizden 
sonra kim halife olur. Cevab buyurdular ki, ya Abbas! Ya Resu- 
lallahin amcasi. Allahii teala, benim halife ligimi Ebu Bekre ver- 
misdir. Din iizerine kendi vahy eyledi. Benden sonra halife Ebu 
Bekr olur. Ebu Bekrin her soyledigini kabul edin, necat ve felah 
bulursunuz. Ona mutf olun, dogru yolu bulursunuz. Abdullah 
ibni Abbas "radiyallahii teala anhiima" dedi ki, Onlar Ebu Bekr 
hazretlerine mutf oldular; dogru yolu buldular. Her kim ki, Ebu 
Bekr-i Siddikin "radiyallahii anh" hilafetini hak bilip, biitiin sa- 
habe-i kirami dost tutar, dogru yolu bulur ve emin olur. 

7- Cabir bin Abdullah "radiyallahii teala anh" hazretleri bu- 
yurdular ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" haz- 
retlerinin huzur-i seriflerinde idik. Kays kabilesinden bir giiruh 
geldi. Ileri-geri ba'zi sozler soyleyip, sorular sordular. Resulul- 
lah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri, Ebu Bekr-i 
Siddik "radiyallahii teala anh" hazretlerine muteveccih olup, 
buyurdular ki, soylediklerini, duydun mu? Ebu Bekr-i Siddik 
"radiyallahii teala anh" duydum, ya Resulallah! dedi. Simdi, o 
halde onlara cevab ver, buyurdu. Hazret-i Ebu Bekr onlara ga- 
yet giizel cevablar verdi. Resulullah hazretleri buyurdular ki, 
"Ya Eba Bekr, Allahii tebareke ve teala sana Ridvan-i Ekber 
versin." Sahabe-i giizinden birisi dedi ki, Ya Resulallah! Rid- 
van-i Ekber nedir? Buyurdular ki; Allahii teala ahiretde ciimle 
kullanna umumi tecelli eder. Ebu Bekre "radiyallahii anh" hu- 
susi tecelli eder. 

8- Ebu Hiireyre "radiyallahii teala anh" buyurdular ki; Ceb- 

- 65 - Menakib-i Cihar Yar-i Giizin - F:5 



rail aleyhisselam, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretlerine geldi. Cok zeman yaninda kaldi. Vahy soyledi. O 
esnada Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" geldi, gecdi. 
Resul-i ekrem hazretleri, Cebrail aleyhisselama buyurdu ki, ya 
Cebrail, siz semada Ebu Bekri bilir misiniz? Cebrail aleyhisse- 
lam dedi ki, evet. Seni halka Peygamber gonderen Allahu te- 
alaya yemin ederim ki, Ebu Bekr gokde yerdekinden daha cok 
meshurdur. Goklerdeki adi Halimdir. 

9- Abdullah ibni Abbas "radiyallahii anhiima", Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden rivayet eder. 
Resul-i ekrem hazretleri buyurdular: Beni mi'raca goturdukle- 
ri gece, Allahu tealamn huzurunda durdum. Bana buyurdu. Ya 
Ahmed! Ehlini kime ismarladin. Dedim, Ebu Bekr-i Siddika. 
Allahu teala buyurdu: O benim kullanmin, senden sonra, en 
sevgilisidir. Benden ona selam gotiir. 

10- Ebu Hiireyre "radiyallahii teala anh" rivayet eder: Re- 
sulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu: Ben, mi'ra- 
ca cikdigimda, Allahu tealadan istedim ki, benden sonra halite, 
Ah ibni Ebi Talib olsun. Melekler muzdarib olup, dediler: Al- 
lahu teala diledigini yapar. Halite senden sonra Ebu Bekr-i Sid- 
dikdir "radiyallahii teala anh". 

11- Huzeyfe "radiyallahii teala anh" rivayet eder: Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu: Her 
kim rii'yada beni gormiisdur. Muhakkak beni gormiisdiir. Zira 
seytan benim suretimde goriinmez. Her kim, Ebu Bekri uyku- 
da goriir. Ebu Bekri gormiisdiir. Zira seytan Ebu Bekrin sure- 
tinde de goriinmez. 

12- Ali ibni Ebi Talib "radiyallahii teala anh" dedi. Resulul- 
lahdan "sallallahii teala aleyhi ve sellem" isitdim, buyurdu: Se- 
maya yiikseldigim gece [Mi'rac gecesi], Rabbim azze ve celle 
bana Ebu Bekrin sesi ile hitab buyurdu. Benim gonliimden gec- 
di ki, bu ses Ebu Bekrindir. Hak siibhanehii ve teala kalbimden 
gecen endiseyi bilip, buyurdu: "Ya Ahmed! Musa bin Imran ile 
konusurken, onun gonliinii gordiim ki, kavminin hepsinden 
Harunu daha cok sever. Ona Harunun sesi ile hitab etdim. Se- 
nin gonliinii gordiim ki, Ebu Bekri cok seversin. Sana Ebu Bek- 
rin sesi ile hitab etdim." 

-66- 



13- Rivayet edilmisdir ki, bir gun ogle nemazindan sonra, 
Cebrail aleyhisselam yetmisbin melek ile gelerek, En'am suresi- 
ni getirdi. Resulullah hazretleri o gece biitiin Eshab-i kirami Ai- 
se "radiyallahii teala anna" hazretlerinin evinde topladi. Cirag 
yakip, Sure-i En'ami okudular. Cirag lsiksiz oldu. Resulullah 
hazretleri Ebu Bekr hazretlerine buyurdular ki, ya Eba Bekr, ci- 
ragi lsiklandir. Bir saat sonra yine karardi. Hazret-i Resul-i ek- 
rem yine buyurdu. Ya Eba Bekr, ciragi rusen et. Hazret-i Ebu 
Bekr, ciragi [kandili] rusen etmek [lsigini cogaltmak] icin kalkdi. 
Bakdi ki kandilin yagi tiikenmis. Dedi ki, ya Resulallah! Kandil- 
de yag kalmamis. Bu gece yag almak imkanimiz da yokdur. Kan- 
dil bize lazimdir, kelam-i Rabbilalemini okuyahm. Hazret-i Re- 
sulullah buyurdular ki, bir mikdar kendi agzinin tukriigiinden 
kandile damlat. Aise-i Siddika hazretleri buyurur ki, babam bir 
mikdar agzinin suyunu, Resulullah hazretlerinin emr-i serifi ile 
kandile damlatdi. Kandilin lsigi cogaldi. Allahii tebareke ve tea- 
la hazretlerinin emr ve fermani ile siddetli bir lsik oldu ki, Es- 
hab-i kiramin gozlerini kamasdirdi. Server-i alem "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu ki: Bu kandili sondiir- 
meyiniz! Kirk gun kirk gece o kandil, Aise-i Siddika hazretleri- 
nin evinde yandi. Bir miinafik hazret-i Aisenin evine geldi. O 
kandili gordii. Ne acaib kandil, kirkgiin kirk gecedir sonmez, de- 
di. O saatde o kandil sondii. Cebrail aleyhisselam geldi ve dedi: 
Ya Muhammed! Allahii tebareke ve teala hazretleri buyurur: 
Ben cesm-i bed [fena bakish] kullar da yaratdim. Eger o miina- 
fikin gozii olmasaydi, kiyamete kadar o kandil; Ebu Bekrin "ra- 
diyallahii teala anh" agzinin suyunun bereketi ile sonmez idi. 

14- Nakl eylemislerdir ki, bir gun Cebrail aleyhisselam gel- 
di ve dedi: Ya Resulallah! Allahii teala sana selam soyler. Ya 
Resulallah! Allahii teala yetmis diinya buyukliigiinde bir alem 
halk etmisdir. Onun zemini beyaz misk ile doselidir. Orasi, ars- 
dan bir igne atsan, zemine diismiyecek seklde melekler ile do- 
ludur. Allahii teala o melekleri yaratdigi giinden beri, tesbih ve 
tehlil ederler. Sevabini Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala 
anh" hazretlerinin muhiblerine (sevenlerine) bagislarlar. 

15- Dogru rivayet ile rivayet olunmusdur: Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri, buyurdu: Ebu Bekr-i 
Siddik hazretleri annesinden dogdugu gun, goklere bir senlik 

-67- 



geldi. Allahu tebareke ve teala, Adn Cennetine nida buyurdu 
ki, izzim ve celalim hakki icin, sana yalniz Ebu Bekri sevenleri 
koyanm. Cehenneme nida buyurdu ki, izzim ve celalim hakki 
icin, sende Ebu Bekrin dusmanlanndan ziyade kimseye azab 
etmem. Kiyamet kopup, nida gelir ki, Ya Eba Bekr! Ben ki 
Cebbar-i alemim. Senin dostlanni, senin istedigin yere koyaca- 
gim. Bu rivayet onun uzerine delil olur. Her kim ki, Ebu Bekr 
hazretlerini dusman bilirse, onun imam onun ile payidar olmaz 
[devam etmez]. Her kim ki, hazret-i Ebu Bekri dost tutar. 
Onun kufru onunla payidar olmaz [devam etmez]. 

16- Enes bin Malik ve Alibin EbiTalib "radiyallahu teala an- 
hiima", Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretle- 
rinden rivayet ederler. Buyurdular ki: Allahu teala hazretlerin- 
den diinyaya veya ahirete aid bir istegi olan kimse, gece kalkip, 
gusl edip veya abdest alip, iki rek'at nemaz kilsa, her rek'atinde 
bir Fatiha ve tie kerre sure-i Ihlas okusa, selamdan sonra basim 
secdeye koyup, Ya Rabbi, benim istegimi Ebu Bekr-i Siddik "ra- 
diyallahii anh" hurmetine yerine getir, diye diia etse; Allahu tea- 
la, Ebu Bekr-i Siddik hurmetine istegini verir. 

17- Dogru rivayet ile, Fahr-i alem hazretlerinden gelmisdir. 
Buyurdular ki: Beni Mi'raca goturdiikleri gece, Cennet-i a'lada 
karsima gelen bir huri gordiim. Cebrail aleyhisselam da yanim- 
da idi. Cebrail elini gozii uzerine koydu. Ya Cebrail, nicin elini 
goziinun uzerine koydun ve yuziinii bu huriden dondiin, dedim. 
Cebrail aleyhisselam dedi ki, ya Resulallah! Bana destur [izn] 
yokdur, o huriye bakayim. Huri benim yanima geldi ve bana se- 
lam verdi. Cevab verdim. Bana dedi ki, ya Resulallah! Benim 
hacem [efendim] nasildir. Ben dedim ki, senin efendin kimdir. 
Dedi ki: Benim efendim o kimsedir ki, sana evvel iman getiren 
o oldu. Sonra mahni ve canini sana feda etdi. O Ebu Bekr-i Sid- 
dikdir. Ben dedim ki, ya huri, sen Ebu Bekr-i Siddik icin misin. 
Evet ya Resulallah, dedi. Sen Ebu Bekr-i gordiin mii? Evet gor- 
diim, eger istersen simdi de onu sana gostereyim, dedi. Goster, 
dedim. O saat elinin ayasini acdi. Ayasinda hazret-i Ebu Bek- 
rin suretini gordiim "radiyallahu teala anh". 

18- Omer-ibniil-Hattab "radiyallahu teala anh" rivayet 
eder: Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdu: (Bes kimseden baskasi icin ayaga kalkmayimz. Anne- 

-68- 



ye, babaya, size Kur'an-i azimiissan ta'lim eden hocaya, alime, 
ki ilme hiirmet icin. Serefleri dolayisi ile seyyidlere ve adlinden 
dolayi adil sultana.) Omer bin Hattab "radiyallahu anh" der ki, 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bu hadis-i serifi 
buyurdugu zeman, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anh" mec- 
lis-i se'adete geldi. Peygamber hazretleri onun icin ayaga kalk- 
di. Hazret-i Ebu Bekr oturmayinca, kendileri de oturmadilar. 
Omer bin Hattab "radiyallahii teala anh" hazretleri dediler ki, 
ya Resulallah! Bize buyurdunuz ki, bu bes kimseden baskasi 
icin ayaga kalkmayimz. Siz Ebu Bekr icin ayaga kalkdimz. Bu- 
yurdular ki, Cebrail aleyhisselam gelip, onumde oturmus idi. O 
sirada Ebu Bekr mescide girdi. Hazret-i Cebrail dedi ki, Ya 
Muhammed! Ebu Bekr geldi. Ben dedim, ya Cebrail! Ebu Bek- 
ri tanir misin. Dedi ki, ya Muhammed! Ebu Bekr, melekler ya- 
ninda meshurdur ki, senin yeryiiziinde tamdigin gibi, onu tanir- 
lar. Cebrail aleyhisselam Ebu Bekr-i Siddik onunde ayaga kalk- 
di. Ben de kalkdim. Ya Omer, bir yerde ki, Cebrail aleyhisse- 
lam ayaga kalkar, ben kalkmaz miyim! Ebu Bekre hurmetin- 
den otiirii, hazret-i Ebu Bekr oturmayinca, hazret-i Cebrail 
aleyhisselam oturmadi. Ben de oturmadim. 

19- Dogru rivayet ile gelmisdir. Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" buyurdu: Allahii teala hazretleri, beni ken- 
di nurundan halk etdi. Ebu Bekri benim nurumdan halk etdi. 
Aiseyi Ebu Bekrin nurundan halk etdi. Mii'mine hatunlan, Ai- 
senin nurundan yaratdi. Her kim ki, bu buyiikleri sever. Alla- 
hii teala o kimsede bir nur halk eder ki, onun lsiginda, kabrin 
ve kryametin karanhgindan o kimseye necat verir. O lsik ile, 
Cennat-i Adna gider. Her kim ki, onlan sevmez. Allahii teala 
hazretleri o kimsede asla nur halk etmez. [Allahii teala bir kim- 
seye nur vermezse, o munevver olamaz.] 

20- Hazret-i Enes "radiyallahu teala anh" buyurdular ki, 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri bir vakt 
hastalandi. Hastahgi uzadi. Bir sabah hazret-i Ebu Bekr-i Sid- 
dik, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin 
ziyaretine gitmis idi. Zira, her isi herkesden evvel yapmagi se- 
verdi. Bu adet-i serifesi idi. Varip gordii ki, Resulullah hazretle- 
ri evinde yatmis, mubarek basini Dihye-i Kelbinin "radiyallahu 
teala anh" dizine koymusdu. Hazret-i Ebu Bekr, Dihye-i Kelbi- 

-69- 



ye selam verip, Resul-i ekremin hali nasildir, dedi. Dedi ki, 
hayrdir ey halffe-i Resulillah! Ebu Bekr-i Siddik dedi ki; Allahii 
teala sana hayr versin. Iyi karsiliklar versin. Bu miijdeyi bana 
verdin. Dihye "radiyallahii teala anh" dedi ki, ya Eba Bekr! O 
Allahii teala hakki icin ki, Ondan gayri Allah yokdur, ben seni 
gayrilerden, herkesin sevdiginden cok severim. Senin benim ya- 
mmda hediyyelerin vardir, Sana ulasdirayim. Sen Allahii teala- 
nin Resuliiniin halifesisin. Enbiya ve Miirsellerden sonra, Ade- 
mogullarinin seyyidisin "aleyhissalatii vesselam". Sana tabi' 
olan ve seni seven felah bulur. Arabf lugatinda, biitiin hayrlar, 
iyilikler, felah kelimesinde toplanmisdir. Felah; diinya ve ahire- 
te aid isteklerin yerine gelmesine derler. Denilmisdir ki, felah 
dort seydir: Bir beka ki, fenasi olmiya. Bir gina [zenginlik] ki, fa- 
kirligi olmiya. Bir izzet ki, zelilligi olmiya. Bir ilm ki, cehli olmi- 
ya. Seni sevmiyen ve sana uymayan ziyan etdi. Her kim ki seni 
dost tutar, Resulullah hazretlerinin dostlugu ile dost tutar. Her 
kim sana bugz eder. Resulullah hazretlerine bugzu olmak sebe- 
bi ile sana bugz eder. Senin dostun hakikatde Allahii teala haz- 
retlerinin ve Resuliiniin dostudur. Senin diismamn, hakikatde 
Allahii teala ve Resuliiniin diismanidir. Her kim ki, seni diis- 
man tutar. Muhammed Mustafamn sefa'ati o kimseye vasil ol- 
maz. Her kim ki, Muhammed Mustafamn sefa'atinden mahrum 
olur. O kimse Allahii tealamn rahmetinden de mahrum kahr. 
Ya Eba Bekr, sen bunun icin iyi ve azizsin; yakin gel. Yakin gel- 
digi anda, Dihye gayboldu. Resulullah "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" de uykudan uyandi. Buyurdu ki, ya Eba Bekr! Bu sii- 
al-cevab seklindeki konusma nedir? Ebu Bekr hazretleri de 
Dihye ile yapdigi musahabati haber verdi. Resulullah aleyhissa- 
latii vesselam, buyurdu ki, ya Eba Bekr! O Dihye degil idi. O 
Cebrail-i emin idi. Sana haber verdi o ismlerden ki, Allahii tea- 
la ve tekaddes hazretleri onlan sana tesmiye etdi [sana verdi]. 
Cebrail, senin muhabbetini mii'minlerin kalbine saldi. Bugzu 
da, kafirlerin kalbine saldi. 

21- Ebu Sa'idil Hudri "radiyallahii teala anh" hazretleri ri- 
vayet eder. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" haz- 
retleri buyurdular: Kiyamet giinii olunca, Allahii tebareke ve 
tealamn emri ile ars oniinde kirmizi altindan iic kiirsi konulur. 
Mahser meydani onlann nuru ile nurlanir, aydinlamr. Biri bir 

-70- 



kenarda, biri obtir kenarda, biri ortada kurulur. Ibrahim aley- 
hisselam gelip, Allahii tealamn emri ile bir kenardaki minber 
iizerine oturur. Ben de (Muhammed aleyhisselamim); obtir ke- 
nardaki minber iizerine otururum. Orta yerde olan minber bos 
kalir. Bir mtinadf, seslenir ki, Ebti Bekr-i Siddik nerededir. Ebti 
Bekr-i Siddiki durdugu yerden ta'zim ile getirirler. Ortadaki 
minber iizerine oturturlar. Sonra bir miinadi seslenir ve der ki, 
Halil ve Habib arasinda Siddikin bulunmasi ne hosdur, ne gti- 
zeldir. Sonra Allahii teala hazretleri tictinden hicabi kaldinp, 
tecelli eder, dfdanni gosterir. Ben, bas gozti ile, Allahii tealayi 
miisahede ederim. Ibrahim de miisahede eder, Ebu Bekr de 
miisahede eder. 

22- Ebu Ubeyde bin Cerrah "radiyallahii teala anh" rivayet 
eder: Restilullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdular ki: Mi'rac gecesi, Arsa vardigim zeman, bir nida edi- 
ci, Ars-i a'ladan, ya Muhammed, ya Muhammed, diye nida etdi. 
Ben dedim ki, buyur, buyur ya Rabbi. Ikinci kerre, ya Muham- 
med, ya Muhammed, Ebu Bekre muhabbet eyle ki, Ebu Bekr-i 
Siddiki ben severim, diye seslendi. Sonra Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" mubarek elini Ebu Bekr-i Siddik "radi- 
yallahii teala anh" hazretlerinin omuzuna koyarak, buyurdu ki: 
Ya Eba Bekr! Kullar, Allahii teala hazretlerinin huzuruna dag- 
lar misilli giinah ile ciksalar, kalblerinde senin muhabbetin olsa, 
Allahii teala onlarin giinahlarim afv eder. 

23- Haberde gelmisdir ki, Bedr gazasinda, Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" ve hazret-i Ebu Bekr "radiyalla- 
hii teala anh" cadir gibi bir arsin altinda golgelenip, oturmuslar- 
di. Miislimanlar kafirler ile mukatele [muharebe] ederlerdi. Bir 
arab, muharebe meydamndan arsin (cadinn) kapisina geldi. 
Dedi ki, ya Eba Bekr! Kalk disan gel, muharebe eyle ki, esha- 
bin bir bolugii sehid oldular. Resulullah hazretleri o araba ma- 
ni' olup, buyurdu ki, (Allahii teala, Ebu Bekri, Resuli icin enis, 
dost, vezir, arkadas eylemisdir.) Arab, dondii ve (Halin ne hos- 
dur, ey Ebu Bekr) dedi. 

24- Diger bir haberde gelmisdir. Islam askeri Tebiik gaza- 
sinda idiler. Siddetli gaza oluyordu. Iki tarafin da askerleri kuv- 
vetli idi. Temmuzun sicaginda ogle vakti, toz cihani kaplamis 
idi. Islam askeri ile, kiiffar birbirine girmisdi. Siddetli muhare- 

-71- 



be ile mesgul idiler. Resuhillah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" yedi yari ile ki, Ebu Bekr, Omer, Osman, Ebu Zer, Talha, 
Sa'd, Sa'id "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" hazretleridir, 
beraber kumanda mevki'inde oturmuslar idi. Muharebe siddet- 
lendi. Islam askeri bir mikdar za'if oldular. Resulullah "sallalla- 
hu teala aleyhi ve sellem" Sa'd ve Sa'ide buyurdular ki, imdada 
vanniz. Ikisi de kalkip, muharebeye gitdiler. Sonra, Ebu Zer ile 
Talhaya buyurdular ki, siz de vanniz. Onlar da vardilar. Sonra, 
Omer ve Osman hazretlerine buyurdular ki, siz de imdada va- 
nniz. Onlar da vardilar. Bir saat gecdi. Hazret-i Ebu Bekre de 
muharebeye gitmek sevki galib oldu. Kihnc cekip, atinin dizgi- 
nini cekdigi gibi, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri, hazret-i Siddikin bileginden tutdu. Buyurdu ki; (Sen 
savasa gitme ya Eba Bekr), ya'ni, ya Eba Bekr, senin isin mu- 
harebe etmekde degil, buradadir. Sen burada, gonlumuzu ve 
gozumiizu cemalin musahedesi ile sadiiman [ziyade sevincli] 
tut. Ya Eba Bekr, diinyada her eziyyet ve derd ki, bedenime ve 
kalbime erisiyor. O eziyyet ve derd, senin cemalinin musahede- 
si ile, benim uzerimden kalkiyor. 

Bu habere benzeyen baska da bir haber gelmisdir. Bedr gaza- 
sinda, Ramezan-i mubarekin onyedinci Cum'a gunii idi. Bu ha- 
berin ravisi, Abdullah bin Mes'uddur "radryallahu teala anh". 
Der ki, o gazada ben de hazir idim. Benden aciz kimse yokdu. 
Lakin Ebu Cehlin basini ben kesdim, getirdim. iki asker birbiri- 
ne erisdi. Ebu Bekr-i Siddik "radryallahu teala anh" hazretlerini, 
Muhammed Mustafamn "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hu- 
zur-u serifinde gordiik. Hazret-i Siddik kendi oglunu kafirler sa- 
finda gordii. Gayret ve hamiyyet-i diniyyesi galebe gelip, din gay- 
reti ile ortaya cikip, ya Resulallah bana izn ver, ta kafirler ile mu- 
harebe edeyim. Onlann kalblerine vurayim. Oglumun basini 
kendi elim ile keseyim, dedi. Resulullah "sallallahu aleyhi ve sel- 
lem", ya Eba Bekr! Harbe katilma. Benim yanimda, goziim ve 
kulagim gibi oldugunu bilmiyor musun, buyurup, hazret-i Ebu 
Bekri; Allahii tealamn selamini ve kelamini isiten mubarek ku- 
laklanna ve Allahii tealayi bilmedigimiz seklde goren mubarek 
gozlerine benzetdiler. Server-i alem Resul-i ekrem "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin mubarek baslanndan ka- 
dem-i seriflerine kadar herbir a'zasi giizel idi. Velakin mubarek 

-72- 



gozleri ve kulaklan ctimle a'zalanndan daha gtizel idi. Dogudan- 
batiya biitiin miislimanlar, muvafik ve muhalif hepsi bilirler ki, 
Resulullah "sallallahti teala aleyhi ve sellem" cok kerre, kulagin- 
dan ve goziinden dolayi diia buyurmusdur. (Ey benim Allahim! 
Beni kulagim ve goziim ile faidelendir. Benim goziimii ve kula- 
gimi benden sonra timmetime miras birak.) Allahti teala bu iki 
diiaya icabet etmisdir. Resul-i ekrem "sallallahti teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerini hayatda Ebu Bekr ile faidelendirmisdir. Ve- 
fatlanndan sonra, Ebu Bekri miras tutucu halife etmisdir. Bu iki 
dtia, o iki dtiaya benzer ki, Ebu Bekr hazretlerine buyurmuslar 
idi: (Allahti teala, sana, hayatimda ve vefatimdan sonra, benim 
tarafimdan en iyi karsihklar versin!) Bu diialarin temamini Alla- 
hti teala kabul buyurmusdur. Zira, islam dini once ve sonra, Ebu 
Bekr-i Siddik "radiyallahti teala anh" hazretleri ile karar tutdu. 
Malik bin Enes, Ebu Htireyreden "radiyallahti teala anh" rivayet 
etmisdir ki, Resulullah "sallallahti teala aleyhi ve sellem" buyur- 
musdur: (Eger Ebu Bekr olmasa idi, Allahti teala hazretlerine 
ibadet olunmaz idi.) Once kimse mtislimanhga gelmezdi. Sonra 
da kimse mtislimanhk tizere kalmaz idi. Her kim ki, o islam dini- 
ne geldi; ki Allahti tealamn tevfiki ile geliyordu. Lakin Ebu Bekr 
"radiyallahti teala anh" hazretlerinin islama gelmesi bunlara se- 
beb idi. Iyi dusiiniirsen, istersen, bu sozlerin dogru oldugunu an- 
larsin, bilirsin. 

25- Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri, 
son hastahginda, vefatlan yaklasdi. Ciimle halk [ya'ni Eshab-i 
kiram] hiizunlii ve telash idiler ve muzdarib oldular. Lakin Ebu 
Bekr "radiyallahti teala anh" hazretleri, temam ilmi, sekinesi ve 
hilmi ve fadh, akh ve tedbiri sebebi ile, o fitnelerde ve afatlarda, 
hilaf ve ihtilaflarda, halka derman olurdu. Resulullah "sallalla- 
hti teala aleyhi ve sellem" vefat etdiler. Ihtilaf oldu. Hazret-i 
Server-i alem, dar-i bekaya [ahirete] irtihal etdikde [gocdiikde], 
bir kism dedi ki, vefat etdi, bir kism dedi ki vefat etmedi. Her 
iki kism toplamp, kihnclar cekildi. Ebu Bekr "radiyallahti teala 
anh" hazretleri, hiicre-i se'adete girdi. Rifk ve kararhhk ile, Re- 
sulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin, yasdi- 
gi yanina geldi. Mubarek yiiziinii kible tarafina yoneltip, tizeri- 
ne bir carsaf ortmtisler idi. Mubarek yiiziinden ortiiyti acip, 
bakdi ki, diinya aleminden, ahirete gociip, yok olmiyan mukad- 

-73- 



des ruhlannin Allahu teala katina ulasdigini anladi. Ebu Bekr 
"radiyallahii teala anh" boyle gordiikde, durdugu yerden dizle- 
ri uzerine dusdu. Bir saat mikdan, yuzunu, gozunu Resulullah 
hazretlerinin mubarek eline ve ayagina, yiiziine surdu. Nurlu 
yiiziine bakarak, gozyaslanni nisan yagmuru gibi dokdii. Bu- 
yurdu ki, anam-babam sana feda olsun. Allahu teala ve tekad- 
des hazretlerinin sana yazdigi oliimden aci cekdin ve siddeti tat- 
din. Bundan sonra aci cekmezsin. Hie mihnet dahi bulmazsin. 
Kalkip evden disari geldi. Minbere cikdi. Elhamdiilillah, Vessa- 
latii... okudukdan sonra, Ya kavm! Her kim, sizden hazret-i 
Muhammede "sallallahu teala aleyhi ve sellem" taparsa, haz- 
ret-i Muhammed "sallallahu teala aleyhi ve sellem" vefat etmis- 
dir. Her kim sizden Hak subhanehii ve teala hazretlerine tapar- 
sa, Allahu subhanehii ve teala olmez, dedi. Eshab-i kiram ara- 
sindaki ihtilaf kalkdi. Sakin ve rahat oldular. Sonra da, hangi 
mekana defn edelim diye ihtilaf etdiler. Muhacirler dediler ki, 
Mekke-i Miikerremeye gotiirelim. Ensar dediler, Medine-i mii- 
nevverede defn edelim. Bir kismi dedi, Sama gotiirelim. Bir 
kavm dedi ki, Yemene gotiirelim. Soz uzadi. Husumet zuhura 
gelecek idi. Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" hazretleri buyur- 
dular ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretle- 
rinden isitdim. Buyurdular ki: (Peygamberler, ruhlari kabz 
olunduklari mekana defn olunurlar!) Biitiin sahabiler, bu kav- 
le razi olup, sakin oldular. 

Bir kerre de, hilafet ahvali icin ihtilaf etdiler. Muhacirler de- 
diler, halife bizden olsun. Ensar dediler, halife bizden olsun. Bir 
kism da dedi, halife iki olsun. Biri Ensardan olsun, biri muha- 
cirden olsun. Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" kalkip, 
minbere cikdi. Hamd, sena ve salat ve selam etdikden sonra, 
buyurdu ki, (imamet ve hilafet isi sirketle olmaz. Zira iki kihnc 
bir kinda olmaz. Bir evde iki sahib olmaz. Bir mescidde iki 
muhtelif kible dogru olmaz. Imam Kureysden olur. Her kim 
Kureysden degildir, imamhgi [halifeligi] olmaz. Bunlan Resu- 
lullahdan "sallallahu teala aleyhi ve sellem" isitdim.) Muhacir 
ve Ensar, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" hazretleri- 
nin soziinii isitdiler ve hepsi kabul etdiler. Ihtilaf kalkdi "ndva- 
nullahi teala aleyhim ecma'in". 

Bir de Usame "radiyallahii teala anh" hakkinda ihtilaf etdi- 

-74- 



ler. Resulullah "sailailahii aleyhi ve sellem" hazretleri hayat- 
larmda, sekizbin yigit kimseyi, Sam tarafma gonderip, Usame- 
yi "radiyallahii teala anh" onlann iizerine emir ta'yin buyur- 
musdu. Kendi mubarek eli ile Usameye bir alem [bayrak] ver- 
mislerdi. Onlar ile mesgul olmakdan kurtuhnuslar idi. Lakin, 
Usame hazretleri Medmeden cikmadan, Resulullah "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" ahiret alemine gocdiiler. Muhacir 
ve Ensar ittifak etdiler ki; o askeri Sam tarafina gondermiye- 
ler. Boyle bir zemanda yehudiler ve hiristiyanlar bir yandan, 
murtedler ve miinafiklar bir yandan rencide ederlerdi. Eger 
bu zemanda, bu kadar askeri kendimizden uzak tutarsak, son- 
ra bizim halimiz nice olur. Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii tea- 
la anh" hazretleri buyurdular ki, o Allahii teala hakki icin ki, 
ondan baska Allah yokdur, eger kirlardaki kurtlar gelseler, 
ortahk bos oldugu icin, evlad ve lyallerimizi evlerimizden di- 
san cekseler de, o alemi [bayragi] ki, Resulullah "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri mubarek eli ile baglamrsdir, 
geri dondurmem. O saatde Usameyi askeri ile Sam tarafina 
gonderdi. Yehudiler ve digerleri bunu gordiiler. Kalblerine 
korku diisdii. Diisiindiiler ki, eger islam dmi dogru olmasa idi, 
boyle zemanda, bu kadar askeri kendilerinden uzaga gonder- 
mezlerdi. Bundan dolayi, Ebu Zer ve Ebu Hiireyre "radiyal- 
lahii teala annum" ve imam-i a'zam Ebu Hanife, imam-i Ma- 
lik, imam-i Safi'i gibi imamlar dediler ki: Eger Ebu Bekr-i Sid- 
dik "radiyallahii teala anh" hazretleri olmasa idi, kimse once 
imana gelmezdi. Eger Ebu Bekr hazretleri olmasa idi, sonun- 
da kimse islam dmi iizere kalmazdi. 

Dogru rivayet ile gelmisdir: Resulullah "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" ve Ebu Bekr "radiyallahii teala anh", ikisi 
Mekke-i Miikerremeden hicret buyurdular. Her ikisi birbirine 
refik, sefik, musahib oldular. Medine-i miinevvereye yaklasdi- 
lar. Yolun sag tarafina dogru bir mikdar dondiiler. Ta Beni 
Amir ve Beni Avf hurmahgi yanina geldiler. Develerden indi- 
ler. Develerin dizlerini bagladilar, oturdular. Haber Medineye 
erisdi. Halk siirur ve ferahla ziyarete geldiler. Hizmet-i serifle- 
rine erisdiler. Gordiiler ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" ve Ebu Bekr-i Siddik, iki ay ve giines gibi, hilye-i se- 
rifleri [goriiniisleri] birbirine benziyen iki zat gibi gordiiler. 

-75- 



Hangisinin Resulullah oldugunu bilemediler. Ebu Bekre selam 
verdiler. Medh ve sena etdiler. Hizmetinde ayak uzere durdu- 
lar. Siial sormagi edebsizlik kabul etdiler. Ebu Bekr "radiyalla- 
hu teala anh" nas [insanlar] ile soylesmekde, nasihat vermekde, 
hizmet etmekde iken, Resulullah hazretleri, vekar ile sessiz 
oturuyordu. Lakin kimse ikisini birbirinden fark edemezlerdi. 
Ta ki, gunesin harareti hazret-i Resulullahin iizerine geldi. 
Hazret-i Ebu Bekr kalkip, ridasini cikarrp, eli ile Resulullah 
hazretleri iizerine golgelik etdi. O zeman Medine ehli, Resulul- 
lah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerini bildiler. 

Ellibesinci Menakib: Ey azizler. Hazret-i Ebu Bekrin "radi- 
yallahii teala anh" hidayet ve riayeti, evvelki menakiblarda anla- 
tildi, isitdiniz. Sonra da kifayet ve inayeti, sonraki menkibelerde 
anlatildi, isitdiniz. Ebu Bekr-i Siddikin fadl ve kadrinden, seref 
ve fahrinden ve cemal ve cahinden once ve sonra soylenenleri 
isitmissinizdir. Tath ve sirin ibare ile bir de benden isitiniz. 

Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri, 
Cebrail aleyhisselami ilk gordugii esnada, ondan birsey isitmedi. 
Hazret-i Cebrail aleyhisselam kirmizi yakutdan bir taht iizerin- 
de Hira daginda goriindu. Hazret-i Habibullah onu goriince 
korkdu. Hemen oradan acele ile geri doniip, hazret-i Hadicenin 
"radiyallahu teala anna" se'adethanesine geldi. Buyurdu ki: Ya 
Hadice! Ben bilmem ki bana ne oldu. Cabuk Ebu Bekri bulup, 
yanima getirin. Gordiigum nesneyi Ebu Bekre soyliyeyim. Biraz 
siikunet ve rahathk bulayim. Hazret-i Hadice vanp, hazret-i 
Ebu Bekri cagirdi. Dedi ki, ya Eba Bekr, Muhammed, seni ister. 
Hazret-i Ebu Bekr "radiyallahu teala anh" kalkip, geldi. Ya 
Muhammed "aleyhisselam"! Sana ne oldu ki, sen kendi halinde 
degilsin, sende degisiklik olmus, dedi. Hazret-i Resul-i ekrem 
buyurdular ki, ya Eba Bekr! Ben Hira daginin basinda idim. Ha- 
vada yakut kiirsi iizerinde oturan bir sahs gordiim. Melek mi, 
cinni mi, insanoglu mu bilmedim. Hazret-i Ebu Bekr "radiyalla- 
hu teala anh" bir miiddet dusiindii. Sonra dedi ki, ya Muham- 
med "aleyhisselam", ben eve gidiyorum. Sen Hadiceyi yanina 
cagir. Yaninda otursun. O goriinen her kim ise, yine evvelki gi- 
bi gelip, goruniir. Siz onu gorduguniizde, o vakt, Hadiceye bu- 
yur, basini acsin. Eger o kimse, Hadicenin basinin sacina bakar- 
sa, bil ki, Iblisdir. Eger bakmaz ise, bil ki, Cebraildir. 

-76- 



Ey muslimanlar isidin ve fikr edin. O vakt ki, Resuhillah 
"sailailahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri de, kendi isinde sa- 
kin olmamis idi. Ebu Bekr-i Siddik, hazret-i Server-i kainata su- 
kunet verdi. La'net ve toprak o la'inlerin basina olsun ki, haz- 
ret-i Ebu Bekr-i Siddika "radiyallahu teala anh" cirkin seyler 
soylerler. Bunun benzeri o haber, Emir-ul mii'minin Omer bin 
Hattab "radiyallahii teala anh" hazretlerinin rivayeti ile oldu. 
Bedir gunti idi. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri kendi eshabimn azhgini gordu ki, ucyuzonuc kimse 
idiler. Kiiffann coklugunu gorduler, bin kisiye yakin idi. Muba- 
rek yuzunu kible tarafina donup ve iki ellerini yukari kaldinp, 
(ilahi! Bize va'd etdigin zaferi nasib et. Ya ilahi! Eger, kiiffar 
bugiin muslimanlar iizerine galip olsalar ve bu kavmimi burada 
helak etseler, bir daha kiyamete dek, diinyada kimse Seni bir 
bilip, birligini zikr etmez) buyurdu. Ebu Bekr-i Siddik "radiyal- 
lahii teala anh" oteden gelip, Resulullah hazretlerine miilaze- 
met edip, dedi ki, ya Resulallah! Bundan sonra, Allahii teala 
hazretlerine, bu derece korkarak, kendinizi iizerek diia etmeyi- 
niz. Zira, Allahii tebareke ve teala va'dinde dump, Size zafer 
nasib eder, kiiffann serrini Sizden uzaklasdinr. Hemen Cebrail 
aleyhisselam nazil olup, besbin melek, kendisi ile beraber kafir- 
ler ile harb etmek iizere geldi. Dedi ki, ya Muhammed! Ebu 
Bekrin bu sozleri soylemesi iizerine, biz silahlanmiz ile geldik 
ki, senden bu serri def edelim, buna kafiyiz. 

Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri, Ha- 
dicenin "radiyallahu teala anna" hazretlerinin se'adethanesin- 
de uziintulu iken, hazret-i Ebu Bekr "radiyallahu teala anh" 
Cebrail aleyhisselamin yol gostermesi ile miijde verdi. Resulul- 
lah aleyhisselatii vesselam Bedr gazasinda aglardi. Ebu Bekr 
hazretleri ona, Hak Siibhanehii tebareke ve teala hazretlerinin 
yardimi ile zafer bulacagi mujdesini verdi. Bu ciimleyi onun icin 
soylerim ki, hazret-i Ebu Bekr-i Siddik, Resulullah hazretleri- 
ne, kulak ve goz menzilesinde olmusdur. Zira, bedenin biitiin 
organlarmdan once, bir sesi kulak isitir. Goriilecek bir seyi, be- 
denin biitiin organlarmdan evvel goz goriir. Cebrail aleyhisse- 
lam, Hadice "radiyallahu teala anna" hazretlerinin se'adetha- 
nesine bir daha gelince, hazret-i Hadice mubarek basini acdi. 
Hazret-i Cebrail yiiziinii dondiirdii. Ebu Bekr "radiyallahu tea- 

-77- 



la anh" dedi ki, Ya Muhammed! Bu o namusu ekberdir. Ya'ni 
Cebrail aleyhisselamdir. Hazret-i Adem aleyhissalatu vesselam 
vaktinde hazret-i Ademe, hazret-i Musa aleyhissalatu vesselam 
vaktinde, hazret-i Musaya geldi. 

(isaret): O Allahu tebareke ve teala hazretleri ki, Hadicenin 
basinin sacini, hazret-i Cebrailin mubarek gozunden korudu. 
Cirkin iftiraya tutulan Aiseyi, kullanndan muhafaza edemez mi 
idi ki, muhafaza etdi. 

(Niikte): Insan viicudunda basdan ayaga dek, hicbir uzv, ku- 
lakdan ve gozden faziletli degildir. Butun Peygamberlerin 
"aleyhimusselam" iimmeti arasinda da Ebu Bekr "radiyallahii 
teala anh" hazretlerinden ustun ve faziletli kimse yokdur. 

Ebu Bekr-i Siddik hazretleri pazara vardi. Diikkamni acdi. 
Sasirmis olarak, asik ve basi doniik, saskin beklerdi. Resulullah 
"sallallahii aleyhi ve sellem" Hira dagina gitdi. Cebrail aleyhis- 
selami bekliyor idi. Cebrail aleyhisselam IKRA' suresini getirdi. 
Dedi ki, hemen simdi, geri don ve halki dine da'vet eyle! Ya Mu- 
hammed! Eger bu saatde bir kimse musliman olursa, kiyamete 
kadar diinya selametde kalir. Eger bu saat, insanlarm ileri gelen- 
lerinden bir kimse musliman olmaz ise, geri gel, seni kanadim 
iizerine ahp, Kabe kavseyne gotureyim. Tekrar gelip, yer ehlini 
helak edip, intikam alayim. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri, Hira dagindan geri, Mekke-i Miikerremeye 
geldi. Hazret-i Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" da 
Mekke-i Miikerremeden cikip, Hira dagina dogru gitmege bas- 
ladi. Yolda birbiri ile karsilasdilar. Muhabbet ile sanldilar. Ser- 
ver-i alem buyurdu ki, ya Eba Bekr, nereye gidiyorsun. Ebu 
Bekr "radiyallahii anh", Sizin huzur-i serifinize geliyordum, ya 
Muhammed "sallallahii aleyhi ve sellem", Siz nereye gidiyorsu- 
nuz, dedi. Sultan-i Enbiya "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bu- 
yurdular: Senin yanina geliyordum. Ebu Bekr-i Siddik dedi ki: 
Hangi maksad icin geliyordunuz. Resulullah, buyurdular ki: Ben 
Allahu tebareke ve tealamn Resuluyum. Ebu Bekr "radiyallahii 
anh" dedi ki: Delilin nedir. Resulullah buyurdu: O vaki'a [rii'ya] 
ile ki, sen onu Samda gordiin. Ebu Bekr-i Siddik dedi ki; Dogru 
soyledin, simdi ne buyurursun. Resulullah buyurdu: Onu derim 
ki, musliman olmahsin. Ebu Bekr-i Siddik dedi ki, musliman ol- 
dum. Ne buyurursun. Resulullah oradan hemen Hira dagina var- 

-78- 



di. Hazret-i Cebrail aleyhisselami gordii. Dedi ki; Ya Cebrail! 
Mtijdeler olsun sana ki, Ebu Bekr musliman oldu. Hazret-i Ceb- 
rail aleyhisselam da dedi: Ya Muhammed! Sana da mujdeler ol- 
sun ki, diinya; kiyamete kadar helak olmakdan ve zevalden emin 
oldu [kurtuldu.]. Ya Muhammed! Kiyamete kadar her kim dirlik 
bulur, o Ebu Bekrin dirligi bereketi iledir. Kiyamete kadar her 
kim musliman olursa, o da Ebu Bekrin islami bereketi iledir. Ya 
Resulallah! Hak subhanehii tebareke ve teala hazretleri kiyamet 
giiniinde emr eder, mahluklann evvelinden sonuna kadar hepsi- 
ni Arasat meydanina toplarlar. Iyi olanlan Arsin sag tarafinda 
dururlar. Bedbaht olanlan sol tarafinda dururlar. Ondan sonra, 
Allahii teala hazretleri, bana, buyurur, senin elini tutup, Arsin 
iistiine goturiirum. Sonra Ebu Bekr-i Siddikin da elini tutup, Ar- 
sin iistiine goturiirum. Sonra, onsekiz bin alemin halki ve yiizyir- 
midort binden ziyade olan iimmet arasinda, Ebu Bekr-i Siddik 
gibi kimse yokdur diye, seslenirim. 

Ellialtinci Menakib: Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" buyurdu: Allahii tebareke ve teala o giinde, israfil aleyhis- 
selam hazretlerine, sura uflemesi icin emr eder. Israfil aleyhisse- 
lam, ayaklan yerde, basi Ars-i a'lada bir melekdir. Allahii teala- 
nin onu yaratdigi giinden beri, suru agzina almis, bir ayagi ileri, 
bir ayagi geri, gozlerini Ars tarafina dikip, emre hazir beklemek- 
dedir. Ne zeman sura iifiirmek icin emr olunur ise, o zeman su- 
ra iiflirur. Israfil aleyhisselam sura iiflemeye baslayip, nefesi su- 
ru dolduruncaya kadar kirk yil gecer. O sur bir borudur. Hak 
siibhanehii ve teala hazretlerinin yaratdigi canhlann adedince, o 
surda delik vardir. Her canhnin ruhu, kendine mahsus delikler- 
den disari gelip, kendi kahbina [bedenine] girer. Hie yanhs yola 
gitmez. Eger bir bedenin basi doguda ve ayagi batida olsa, Alla- 
hii tebareke ve tealamn emri ile, hazir olup, toplamrlar. Ruhla- 
rin temami yamlmadan surdan cikip, kendi bedenine girer. Fe- 
kat, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" hazretlerinin mu- 
kaddes ruhu surdan disari gelmez. Israfil aleyhisselam iceride 
ruh var diye bir kerre daha iiflirur. Yine Ebu Bekr-i Siddikin ru- 
hu surdan cikmaz. Allahii tealadan hitab gelir: Ya Israfil, sen sa- 
kin ol. Ben onun ile konusayim. Hiida-i azze ve celle nida buyu- 
rur ki, (Ey, mutma'inne olan nefs! Sen Rabbinden razi oldugun 
halde, Rabbin de senden razi oldugu halde, Rabbine don. Benim 

-79- 



salih kullai limn yanina ve Cennete gir.) [Fecr suresi 27, 28, 29, 
30. ayet-i kerimelerinin meali.] Hemen Ebu Bekr hazretlerinin 
nefs-i mutma'innesi [ruhu] disari gelir. Gorur ki, Resulullah 
"sallallahti teala aleyhi ve sellem" merkad-i mubarekelerinden 
[asl yerlerinden] gelip, hazir durur. 

Niikte: Eger, kiyamet giinii mevtalann kabrlerinden nasil 
cikdiklanni bilmek istersen, behar mevsiminde kirlara git. Bitki- 
ler Allahti tebareke ve teala hazretlerinin emr-i serifi ile, nice 
yerleri yanp, toprakdan disari cikdiklanni gor. Bir mikdar top- 
rak da basi Uzerinde kalmisdir. Boylece, kiyamet giinii mevtalar 
da kabrden disari gelirler. Herkes, basi iizerindeki topragini sil- 
kerek kalkar. Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" kabr- 
den disari geldigi gibi, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerini kabr Uzerinde durmus gorUr. Der ki, ya Resu- 
lallah, bugUn ne gUndUr. Resulullah hazretleri buyurur: Ya Eba 
Bekr! BugUn Arz gUnUdUr. Ebu Bekrin elini tutup, Ars onUne 
kadar, beraber giderler. O vakt, AllahU tebareke ve teala haz- 
retlerinden nida eder. Nurdan Uc kUrsi getirirler. Birisini arsin 
sagina koyarlar. Birisini arsin onUne koyarlar. Birisini arsin so- 
luna koyarlar. Nida eder ki, Ibrahim Halili, Muhammed Habibi, 
Ebu Bekr-i Siddiki getirin. Melekler, Ibrahim aleyhisselam haz- 
retlerini, elbise giymis, basina tac konmus olarak getirirler. Ars 
karsisinda durdururlar. Muhammed Mustafa "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerini de elbise giymis ve tac basinda 
olarak getirirler. Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahU teala anh" haz- 
retlerini getirirler. Basinda orUlU tac vardir. Hitab-i izzet gelir: 
Ibrahim Halili arsin saginda oturtun. Cenneti de arsin saginda 
tutun. Yine hitab-i izzet gelir: Mustafa Habibi arsin solunda 
oturtun. Cehennemi de arsin solunda tutun. Ebu Bekri arsin 
onUnde oturtun. Melekler hayret ederler. Ya ilahel alemin. Biz 
boyle bilirdik ki, hazret-i Muhammed Mustafa senin katinda Ib- 
rahim Halilden azizdir, UstUndUr. Muhammed Mustafa "sallalla- 
hu teala aleyhi ve sellem" seyyid-i Enbiyadir. Ibrahim aleyhisse- 
lami, arsin sagina Cennet tarafinda buyurdun, Muhammed Mus- 
tafa hazretlerini arsin soluna Cehennem tarafina buyurdun. Ni- 
da gelir ki, Ibrahim benim Halilimdir. Muhammed Mustafa be- 
nim Habibimdir, seyyidil evvelin vel ahirindir. BugUn onun her 
dilegini ben de dilerim. BugUn o gUndUr ki, Ibrahimin sefa'ati ol- 

-80- 



maz. Ibrahimi arsin saginda tutun. Ummet-i Muhammedden afv 
etdiklerimi, Cennete gonderirim. Cennete giderken onu gorsiin. 
Muhammed arabiyi arsin sol tarafinda tutun ki, onun ummetin- 
den, Cehenneme gonderdiklerime, o sefa'at eder. Onun iimme- 
tinin ba'zisim rahmetimle afv ederim. Ba'zisim Onun sefa'ati ile 
afv ederim. Sonra: (Merhaba Halil, Habib, Siddik) diye nida-i 
izzet gelir. Ibrahim aleyhisselam, (Gokleri ve yeri; aydinlik ve 
karanligi yaratan Allahu tealaya hamd olsun!) buyurur. Mu- 
hammed Mustafa "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurur: (Bizden uzuntuyii gideren Allahu tealaya hamd olsun. 
Rabbimiz elbette siikr edilen ve afv edicidir.) Hazret-i Ebu 
Bekr-i Siddik "radiyailahii teala anh" buyurur: (Bize, va'dinde 
sadik olan Allahu tealaya hamd olsun!) 

Halil ve Habib "aleyhimessalatu vesselam" ve Siddik "radi- 
yallahii teala anh" hamd etmeleri ile halk birbirine girerler. Ni- 
tekim dunyada koyun kuzudan aynhp, geri kansir. Feryad ve fi- 
gan halkdan kalkar. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" halkin iirkmesini ve feryadim goriip, minber iizerine ci- 
kar. Mahser tarafina bakar. Bir melek goriir. Yediyiizbin basi 
vardir. Her basinda yediyiizbin dili vardir. Her dil bir liigat ile 
Allahu tebareke ve teala hazretlerini tesbih eder. Hie bir liigat 
birbirine benzemez. Allahu teala hazretlerinin kudreti ile onun 
burnundan bir duman cikar. Mahser halkimn etrafini cevirir. 
Mahser halki ondan korkarlar. Resulullah "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri bu hali goriip, mubarek basini sec- 
deye koyup, der ki (Ya Rabbi, selamet ver!). O melek, o hey- 
betiyle, Resulullahin huziiruna gelir. Selam verir ve der ki, ya 
Muhammed, beni tanir misin. Sultan-i Enbiya buyurur ki, bil- 
miyorum. Der ki, Cehennem melegiyim. (Malikim.) Allahu te- 
bareke ve teala bana emr etdi ki, Cehennemi azablar ile Arasat 
meydanma koy. Ben de koydum. Buyurdu ki, Cehennemin ye- 
di kapisim bagla. Ben de bagladim. Buyurdu ki, Cehennemin 
anahtarlarim Muhammed Mustafamn "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" oniine gotiir. O da Ebu Bekr-i Siddika versin. Sen 
Cehennem kapisinda otur. Ebu Bekr-i Siddik kimi gonderir ise, 
onu Cehenneme al. Ondan sonra Resulullah buyurur: Ya Eba 
Bekr-i Siddik! Cehennemin anahtarlarim al. O da ahr. Malik, 
Cehenneme geri doner. Bir melek de sag tarafindan gelir. O 

- 81 - Menakib-i Cihar Yar-i Giizin - F:6 



melekden [Malikden] bin kat buyuk, aydan ve gunesden nurlu, 
misk ve kafurdan ziyade kokulu, tesbih ederek; Resulullah 
"sallailahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin huzur-i serifle- 
rine gelir. Der ki, Esselamu aleyke ya Muhammed! Beni tanir 
misin. Habibullah hazretleri buyurur: Hayir tanimiyorum! O 
der ki, ben Cennet Ridvamyim. Allahii teala bana emr etdi ki, 
Cenneti Arasata getir. Butun ni'metleri ile beraber, ben de ara- 
sata getiririm. Emr eder ki, Cennetin anahtarlanni Muhammed 
Mustafamn huzuruna getir. Ta ki, Ebu Bekr-i Siddika versin. 
Sen Cennetde yerine otur, buyurur. Ebu Bekr-i Siddik kimi di- 
ler ise, Cennete gondersin. Sonra, Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri bana buyurur. Al, Cennetin anah- 
tarlanni Ebu Bekre ver. Ebu Bekr "radryallahu teala anh" haz- 
retleri de, anahtarlan ahr. Cennet Ridvani geri doner. 

Bir melek daha zuhura gelir. Resulullah hazretlerine selam 
verir. Otuz basamakh kiirsi iizerine cikar. Yiiziinii mahser hal- 
kina dondiiriir. Der ki; ya mahser ehli. Ben sizin Rabbinizin el- 
cisiyim. Hak siibhanehu ve teala buyurur: Biliniz ya dostlar ve 
diismanlar ki, bu giinde ev ikidir. Biri Cennet, ve biri Cehen- 
nem. Benim de hukmiim ikidir. Biri adl, biri fadl. Adl diisman- 
lara ve fadl dostlaradir. Fadl evi, ebedi Cennetdir. Adl evi, ebe- 
di Cehennemdir. Biliniz ya dostlar ve diismanlar ki, Cennetin ve 
Cehennemin anahtarlanni Ebu Bekr-i Siddika verdim. Sizden 
bir kimse, yerden goge kadar giinah islemis olsa [imam ehl-i 
siinnet i'tikadina uygun ise] ve o kimse Ebu Bekri severse, Al- 
lahii teala onun ciimle giinahlanni Ebu Bekr-i Siddik icin afV 
eder. Onun huzuruna vann ve onun ile Cennete dahil olun. Hu- 
da-i azze sanehii Cehennemi Ebu Bekr-i Siddikin dostlanna ha- 
ram etmisdir. Her kim ki sizden cok ibadet etmis olsa, o kimse 
Ebu Bekr-i Siddika bugz ederse [imam ehl-i siinnet i'tikadina 
uygun degilse], Allahii teala o kimseden bizardir. Onun maka- 
mi Cehennemdir ve nardir. Allahii teala hazretleri Cenneti ona 
haram etmisdir. Bir nida gelir ki, hazret-i Ebu Bekr-i Siddiki 
gotiiriin. Yediyiizbin saf melek Ars oniinde durmus olurlar. 
Her safin uzunlugu mesnkdan magribe kadar, genisligi de o ka- 
dardir. Ciimlesi Ebu Bekr-i Siddikin huzuruna gelirler. Minber- 
den ahp, burak iizerine bindirirler, gotiiriirler ve derler ki (Ebu 
Bekri karsilayin!) Ars altina kadar vanr. Allahii teala hazretle- 

-82- 



rinden nida gelir ki, (Ya Eba Bekr! Bana yaklas.) Ya'ni bana 
yakin ol. Bir kerre daha nida gelir ve ucuncu kerre de (ileri gel, 
ileri gel) diye, nida gelir. 

Abdullah ibni Abbas "radryallahu teala anhuma" buyurdu 
ki, o kadar yaklasdinrlar ki, Arsa yakin olur. Allahii tebareke 
ve teala hazretlerinden nida gelir ki, ya Eba Bekr-i Siddik! Eli- 
ni arsin iizerine uzat. Kendi defterini al. Istersen oku. Istersen 
okuma. Bugiin ewelin ve ahirfn halki [biitiin insanlar] onu ta- 
leb ederler ki, bugiin senin sevdiklerin icin ne istersen yapanm. 
Sonra emr eder ki, Ebu Bekr-i Siddiki Cennet tarafina goturiir- 
ler. Ebu Bekr-i Siddik "radryallahu teala anh" nidayi isitir. Bu- 
rakdan asagi iner. Basini secdeye koyar. Der ki: Ya Rabbi! Iz- 
zetin ve celalin hakki icin, bugiin, ta ki, mahser yerinde bulunan 
biitiin beni sevenleri, bu kuluna bagislayincaya kadar ayagimi 
Cennete koymam. Nida gelir ki, Ebu Bekri, dostlan ile ve mu- 
hibleri ile Cennete iletiniz. Emir-iil mu'minin Ebu Bekr-i Sid- 
dik ve emir-iil mu'minin Omer-ul Faruk ve emir-iil-mii'minin 
Osman-i zinnureyn ve emir-iil-mii'minin Ali-yiil Miirteda "nd- 
vanullahi teala aleyhim ecma'in" Cennete girerler. Dostlan ve 
muhibleri, onlann ardinca Cennete girerler. Beyaz inciden bir 
kosk getirirler. Ebu Bekr-i Siddik, bu beyaz inciden koskde 
oturur. O koskiin yetmis kapisi vardir. Istedigi her kapidan Al- 
lahii tealayi bilinmeyen bir seklde miisahede eder. 

Elliyedinci Menakib: Aise-i Siddika "radiyallahii teala an- 
ha" hazretleri rivayet eder: Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri, bir gece mubarek basini, benim yanima 
koymusdu. Mubarek gozlerini yildizlara dikmisdi. Ben aya bak- 
dim ki, Resulullah hazretlerinin mubarek yiizii aydan giizel idi. 
Bir damla su [gozyasi] benim goziimden mubarek yiizii iizerine 
diisdii. Benden tarafa bakip, buyurdu ki: Ya Aise, ne oldu sana. 
Dedim: Ben senin yiiziine ve aya bakdim. Senin yiiziin aydan 
daha nurlu oldugunu gordiim. Vay o kimseye ki [ya'ni o kimse- 
ye acinir ki], kiyamet giinii senin yiiziinii gormesin ve senin se- 
fa'atinden mahrum kalsin. Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" buyurdu ki, ya Aise! Hiida-i azze ve celle giinesin ve 
ayin nurunu benim nurumdan yaratdi. Nicin teacciib edersin 
[hayret edersin], benim yiizumiin nuruna ki, yildizlan ve levhi 
ve kalemi ve onsekizbin alemi benim nurumdan yaratdi. Ben 

-83- 



dedim; Ya Resulallah! Sen yildizlara nicin bakardin. Buyurdu 
ki, ya Aise! Benim Eshabim arasinda, bir recul [mevki' sahibi] 
vardir ki, hergun yildizlar adedince, onun ta'atini goge goturur- 
ler. Ben yildizlara bakdim ki, adedini Allahu teala hazretlerin- 
den baska bir ferd bilmek ihtimali yokdur. Aise "radiyallahii 
teala anna" zan etdi ki, benim babami murad ederler. Dedi ki, 
ya Resulallah! O recul [mevki' sahibi] kimdir. Buyurdular: O 
Omer bin Hattabdir "radiyallahii teala anh". Omer bin Hatta- 
bin "radiyallahii teala anh" ta'ati ise babanin ta'ati yaninda, 
deryadan bir damla gibidir. 

Haberde gelmisdir. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri, Cebrail aleyhisselam hazretlerine buyurdu- 
lar ki: Bana Omer bin Hattabin faziletlerinden haber ver. Ceb- 
rail aleyhisselam buyurdu ki: Ya Muhammed! Nuh aleyhissela- 
min Peygamberligi miiddeti olan dokuzyiizelli sene seninle 
otursam, Omer bin Hattabin faziletlerini beyan etsem, bir 
cuz'unu beyana kadir olamam. Omerin fazileti [iistunlugu], 
Ebu Bekrin fazileti yaninda, yildizlar arasinda bir yildrz gibidir. 

Alimlerden ba'zisi derler, her kim ki, hazret-i Bilalin fazilet- 
lerini anlatinm der ise, anlatamaz. Halbuki BMl-i Habesi, Ebu 
Bekr-i Siddikin azadlisi idi. Bendenin [kolenin] fazileti bu kadar 
olur ise, hacenin [efendinin] fazileti ne kadar olur, diisiinmek ge- 
rek. Haberde gelmisdir ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri buyurdular ki, Mi'raca vardigim gece, Cebrail 
aleyhisselam ile ars altinda, bir na'hn sesi isitdik. Cebrail aleyhis- 
selam dedi ki, bu Bilal-i Habesinin "radiyallahii teala anh" na'h- 
m sesidir ki, seher vaktinde onun ile mescide gider. 

Ellisekizinci Menakib: (Allahu tebareke ve teala saniihu haz- 
retlerinin iistiin kullan ol kimselerdir ki, yer yiiziinde tevazu' ile 
yiiriirler. Ta ki, canh kanncayi incitmeyeler.) [Furkan suresi 63. 
ayet-i kerimesinin meali.] Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala 
anh" yolda yiiriir iken bir canhyi ezmemek icin, ayagi online ba- 
kardi. Bir vakt yolda yiiriirken, yol iizerinde kannca gordii. Aya- 
gi ile iizerine basmamak istedi. Bir mert (gene) geldi. Hazret-i 
Siddiki soz ile mesgul etdi. Unutup, ayagini o kannca iizerine ba- 
sip oldiirdii. Sonra, hazret-i Siddik bakip, onu gordii. Uziildii. Ne 
yapacagini dusiinmeye basladi. Tam o saat, Allahu teala o kann- 
caya hayat verdi ve konusmaga basladi: Esselamii aleyke ya ha- 

-84- 



life-i Resulillah! O saat beni oldiiriip, iizuldunuz. Sizin uziilme 
sebebinizden dolayi, Allahu teala ben za'if kulunu diriltdi. Ko- 
nusdurdu. Resulullah "sallallahti teala aleyhi ve sellem" buyur- 
dular ki, ya Eba Bekr, sana halife diyen kimse kanncadir. Sana 
bugz eden ve diisman olan kimseler kanncadan adi olur. 

Ellidokuzuncu Menakib: Dogru haberlerde gelmisdir. Cebrail 
aleyhisselam dedi: Ya Rabbel alemin! Resulullah "sallallahti tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretlerinin dostlugu Ebu Bekrin gonltinde 
ne mikdar ve ne kadar oldugunu bilmek isterim. Bayram gtinti idi. 
Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahti teala anh" kiymetli ve gosterisli 
elbise giymis ve otuz altmhk bir sal omuzuna almis idi. Cebrail 
aleyhisselam a'ma suretinde gelip, yol iizerinde oturdu. Oraya 
Ebu Bekr-i Siddik geldi. Ona yaklasdi. Cebrail aleyhisselam dedi 
ki, Allahti tebareke ve teala afv etsin o kimseyi ki, Muhammed 
Mustafa dostluguna [onun hatirma] bana birsey versin. Ebu Bekr 
"radiyallahii teala anh" o sozii isitdi. Mubarek omuzundan ridasi- 
m [salmi] cikanp, ona verdi. Buyurdu ki, bir defa daha soyle. Bir 
defa daha soyledi. Ebu Bekr-i Siddik kaftamm cikanp, ona verdi. 
Dordiinciide, setr-i avretini orten elbiseden baska, biitiin elbisele- 
rini ona verdi. Besincide na'hnini cikanp ona verdi. Sonunda ar- 
tik elbisesi kalmadi. Bilali "radiyallahii anh" cagirdi ve Ona bu- 
yurdu: Ya Bilal. Aisenin evine var. Birsey getir. Bilal "radiyalla- 
hii teala anh" giderken, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerine rast gelip, buyurdular ki, nereye gidersin, ya Bi- 
lal! Sen mi soylersin, ben mi soyliyeyim. Bilal "radiyallahii teala 
anh" dedi ki, ya Resulallah, siz buyurun. Buyurdular ki: Ya Bilal! 
Bil ki, o a'ma Cebrail-i emindir. Allahii tebareke ve teala onu bu 
seklde gonderdi ki, Ebu Bekr-i Siddikm bana muhabbeti ne ka- 
dardir anlasm. Hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" Bilali 
bekler idi. Hazret-i Bilal elbise getirdi. Hazret-i Ebu Bekr-i Sid- 
dik o elbiseyi giydi. Hazret-i Cebrail aleyhisselam, Resulullahm 
"sallallahii aleyhi ve sellem" huzur-i seriflerine gelip, dedi ki, ya 
Muhammed! Ebu Bekr-i Siddiki tecriibe ederdim. Elbiseler be- 
nim isime yaramaz. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" Ceb- 
rail aleyhisselamm getirdigi elbiseleri Ebu Bekr-i Siddika getirdi. 
Ebu Bekr "radiyallahii teala anh": Bir nesneyi ki senin dostlugun 
ugruna vermis olayim, artik o bana gerekmez. Nereye uygun bu- 
lursaniz, oraya tasarruf ediniz, dedi. 

-85- 



Altmisinci Menakib: Hadice-i Kiibra "radiyallahii teala an- 
ha" hazretlerini, Resulullah "sailailahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretlerine verecekleri zeman [evlenecekleri zeman], hazret-i 
Hadice, bir sahsi gizlice Server-i kainatin huzuruna gonderdi. O 
kisi gelip, dedi: Miisrikler bize ta'n ederler ki, kendi sohretli ha- 
linle, bir fakire vanp, zevceligi kabul etdin. Simdi bir mikdar ce- 
yiz gonderin, az da olsa, ben onu cogaltip, halka gosteririm. 
Aybliyanlann ayblamasi, kotiiliyenlerin kotiilemesi def olur. 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri miite- 
fekkir ve miitereddid kalkip, gitdi. Ben kimden bore isteyeyim 
ki, bana bore verir, diyordu. Yine kendi kendine, bari vefakar 
Ebu Bekrin diikkanina varayim deyip, pazara geldi. Hulle-i seri- 
fi omuzunda cekerek ve goklerin melekleri nazar ederek gider- 
ken, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" uzakdan gordii 
ki, Sultan-i kainat hazretleri, se'adet ve izzetle tesrif buyurur. Se- 
vincinden sasirmis olarak kendi kendine dedi ki, eger benim 
diikkanima tesrif ederse, her ne ister ise vereyim. Hazret-i risa- 
letpenah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" dogru Ebu Bekr-i 
Siddikin diikkanina geldi. Hazret-i Ebu Bekr-i Siddik "radiyal- 
lahii anh" da karsilayip, dedi ki, ya Muhammediil-emin! Babam 
ve anam sana feda olsun. Nicin iiziintulusun. Fahr-i alem buyur- 
dular ki, ya Atik, ya hakim-i Kureys. Bana bir mikdar sey gerek 
ki, Hadiceye ceyiz gotiireyim. Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii 
teala anh" dedi ki, ya Muhammediil-emin! Yetmis devem, Sama 
ticarete gitmisdi. Bugiin miijde getirdiler ki, salim ve ganimet ile 
geldiler. Kerem edip, karsilayin. Kervan basi olan sahsa durumu 
bildirin. O kervamn basindaki sahsa sag ve salim geldiginde, 
azad edecegimi, yiiz altin verecegimi, Ebu Bekrin bunu va'd et- 
mis oldugunu soyleyin. Hazret-i Muhammed Mustafa "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem", cok sevinip, kervamn oniine geldi. O 
kervan basi sahsa [kula] dedi ki: Efendin Ebu Bekr-i Siddik bu 
develeri yiikleri ile, esyalan ile bana hibe etdi. Sana nisan vere- 
yim dedikde, kervanbasi kul, ben senden nisan istemem. Ben ve 
develer, sana fedadir deyip, develeri Hadice-i kiibra hazretleri- 
nin serayi tarafina siirdiiler. Pazar ortasina vardilar. Ebu Bekr-i 
Siddik "radiyallahii teala anh" hazretleri bir kimse gonderdi ki, 
Muhammediil-emin hazretlerine soyle, develeri getirip, bu ara- 
dan gecirsinler. Getirdiler. Dedi ki, ya Muhammediil-emin, bir 
mikdar durun. Hizmetci gonderip, kendi se'adethanesinden 

-86- 



renkli-ipekli kaftanlar getirtip, herbirini bir devenin yiikii iizeri- 
ne cekdiler. Renkli ipekli kumaslar ile ceyizleri iletirler. Ta ki, 
Muhammediil-emin hazretlerini kotiileyenler, zemmedenler, 
hased edenler; uziintulii, gamli olsunlar. Biitiin Mekke-i miiker- 
reme ehline ma'lumdur ki, Muhammed "sallallahti teala aleyhi 
ve sellem" hazretlerinin mail yokdur. Ebu Bekr-i Siddik "radi- 
yallahii teala anh" malini ve mulkiinii hazret-i Muhammede 
"sallallahti teala aleyhi ve sellem" feda etmisdir. O develeri, 
tizerlerinde ipekli-renkli kumaslar ile ortulti olarak, sesli olarak 
Mekke-i mtikerremeyi dolasdirarak, Hadicenin "radiyallahti 
teala anha" se'adethanesine iletdiler. Ctimleye ma'lum oldu ki, 
bu hazret-i Hadicenin ceyizidir. Muhammediil-emin getirmisdir. 
Siddik-i Ekberin bunun gibi, hizmet-i serifleri ve i'ane-i hasene- 
leri, sayisizdir "radiyallahii teala anh". 

Altmisbirinci Menakib: Enes bin Malik "radiyallahii anh" 
rivayet edip, buyurdular ki; Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretlerinden, Ebu Bekrin "radiyallahii teala anh" 
o kadar ustunlugunu isitdim ki, hayretde kaldim. Server-i alem 
hazretleri, bu diinyadan, obiir aleme goc etdiler. Bir gece Sul- 
tan-i Enbiyayi rii'yada gordiim. Online bir tabak hurma koy- 
muslar. (Ya Resulallah! Hak siibhanehii ve tealamn sana verdi- 
gi o nesneden bana da ver!) dedim. Bana bir hurma verdi. De- 
dim, (Ya Resulallah! Ihsanmizi artdinniz). Boyle boyle dokuz 
hurma verdi. Yine ya Resulallah, tekrar ver dedim. Uykudan 
uyandim. Bakdim, dokuz hurmayi elimde buldum. Bilalin "ra- 
diyallahii teala anh" ezan sesini isitdim. Abdest ahp, mescide 
geldim. Sabah nemazim Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" haz- 
retlerinin arkasinda kildim. Nemazdan sonra bir saat basimi 
oniime sahp, tesbih cekdim. Basimi kaldirdim. Hazret-i Siddiki 
gordiim. Mubarek arkasim mihraba vermis. O rii'yamda, Resu- 
lullah hazretlerinin oniinde gordiigiim hurma tabagini simdi, 
hazret-i Siddikin oniinde konulmus gordiim. Dedim ki: Ya ha- 
life-i Resulillah! Allahii tealamn sana verdigi ni'metlerden ba- 
na da ver. Bana bir hurma verdi. Dedim, artdir. Bir hurma da- 
ha verdi. Dokuz hurmaya dek bana verdi. Ben dedim: Ya hali- 
fe-i Resulillah, artdir. Buyurdu ki: Ya Enes! Eger gece Resulul- 
lah hazretleri ziyade verse idi, ben de ziyade verirdim. 

Altmisikinci Menakib: Omer bin Hattab "radiyallahii teala 

-87- 



anh" buyurur ki; Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" 
hazretlerini gordum. Dilini parmagi ile tutup ovar idi. Dedim: 
Ya halife-i Resulillah, ne yapiyorsun! Buyurdu ki; bu beni cok 
islere ugratmisdir. Hem bir buyuk kimseden isitdim ki, Ebu 
Bekr hazretleri yedi dirhem agirligindaki bir tasi, yedi sene ag- 
zinda tutdu. Bir soz soyliyecegi zeman, eger o soz, Allahii teba- 
reke ve teala hazretlerinin zikrinden gayri olsa idi, sol eli ile di- 
lini tutup, sag eli ile o tasi dili iizerine siirerdi. Der idi ki: Ey dil. 
Bir daha soylemiyesin o sozti ki, Allahii teala hazretlerinin mar- 
disi olmiya [sevdigi sey olmiya]. 

Huccet-ul-islam Imam-i Gazali "rahimehullahii teala" 
(Kimya-i se'adet) adh kitabinda bildirmisdir: Ebu Bekr-i Siddik 
"radiyallahii teala anh" yedi lokma ta'am yir idi. Fazla arzu 
eder ise, dokuz lokma yir idi. Simdi, yiizbin rahmet olsun, haz- 
ret-i Siddik iizerine ki, biitiin isleri bu yol iizerine idi. O pak din 
ve dogru i'tikad senin iizerine olsun ki [ya'ni dogru i'tikadh ola- 
sin ki], Ebu Bekr hazretlerini, Omer ve Osman ve Ali hazretle- 
ri ile "radiyallahii teala annum" beraber sevesin. La'net ve ga- 
dab o miibtedi' ve rafizi iizerine olsun ki, bu din biiyiiklerine ve 
bu yer ve gok ehlinin giizidelerine cirkin soz soylerler. 

Niikte: Huda-i azze ve celle kafiri diisman tutdu. [Kafirler 
Allahii tealamn diismamdir.] Allahii tebareke ve teala hazretle- 
rinin dostlugunu da'va etdiler. [Ya'ni biz Allahii tealamn dostu- 
yuz dediler.] O kimse, Allahii tealamn dostunu diisman tutdu. 
Allahii teala hazretlerinin dostlugu o kimsenin kiifr icinde ol- 
masina faide vermedi. Belki, icinde bulunduklan durumu haber 
verdi. Allahii teala buyurdu, Ben Ebu Bekri severim. (O onlan 
sever, onlar da onu severler). Rafizi, Allahii tebareke ve teala- 
mn ve Resuliiniin, dostlugunu da'va etdi ve Ebu Bekr-i Siddiki 
diisman tutdu. Hak siibhanehii ve tealamn dostunu diisman tut- 
du. Allahii teala hazretlerinin dostlugu faide vermedi. Belki, ra- 
fizinin kotii halini haber verdi. 

Altmi§iicuncu Menakib: Haberde gelmisdir ki, Kufede bir 
rafizi var idi. Adi Abdiilmecid bin Abdiilgaffar idi. Ca'fer-i Sa- 
dik "kuddise sirruh" hazretlerinin huzuruna vardi. Dedi ki, Es- 
selamii aleyke ya Resulullahin torunu. Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden sonra en iistiin olan kim- 
dir. Ca'fer-i Sadik buyurdu ki: Ebu Bekr-i Siddikdir "radiyalla- 



hu teala anh". 

Rafizi: Boyle oldugunu nereden biliyorsun. 

Ca'fer-i Sadik: Hak subhanehu ve teala hazretleri ona, Re- 
sulullahdan sonra, ikinci buyurdu. Ucunculeri Allahii teala olan 
iki kisiden, ikincisi olmak kadar seref olamaz (Bundan iistun 
seref olmaz). 

Rafizi: Hazret-i All "radiyallahu teala anh", Resulullah "sal- 
lallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin doseginde, kafirler- 
den korkmadan yatmadi mi? 

Ca'fer-i Sadik: Ebu Bekr-i Siddik, Resulullah hazretleri ile 
magaraya girmedi mi? 

Rafizi: Eger korkmasa idi, girmezdi. Allahii teala Resululla- 
ha haber verdi ki, Ebu Bekre korkma, dedi. 

Ca'fer-i Sadik: Onun korkusu, ondan idi ki, kafirler onlann 
nerede oldugu hakkinda bir haber duyup, gelirler. Resul-i ekre- 
mi iizerler. Gormezmisiniz Ebu Bekr-i Siddik, kendi ayagini, 
magarada bir delige koydu. Hatta yilan onu kac def'a lsirdi. O 
aciya katlandi. Ayagini kaldirmadi. Resulullahi uyandirmamak 
icin, hie ses de cikarmadi. Kendinden korksaydi, zehrlenerek, 
canini Resule feda etmezdi. 

Rafizi: Maide suresinde, (Riiku'da iken sadaka verirler) 

mealindeki ellisekizinci ayet-i kerime ile medh olunan Alidir. 

Ca'fer-i Sadik: Bu ayetden once, bir ayet-i kerime vardir ki 
tahsis rakami ondan ziyadedir. O Siddik samndadir. (Allahii 
teala, miirtedler ile cihad eden bir kavm getirir. Allahii teala 
bunlari sever) mealindeki ayet-i kerime, Ebu Bekr-i Siddik 
icindir ve daha cok yiikseltmekdedir. Resulullah "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin, obiir aleme gocmelerin- 
den sonra, arablar, dedi ki, biz nemaz kilanz. Amma zekat ver- 
meyiz. Ebu Bekr "radiyallahu anh" buyurdu ki, Resulullah haz- 
retlerine eda etdikleri zekat mahndan bir deve dizinin bagini 
vermeseler ve ondan eksik verseler, ben onlar ile toprak ve 
kum sayisinca olsalar da muharebe ederim. 

Rafizi: Ya Ca'fer. Hazret-i Alinin sani icin, meal-i serifi, 
(Mallanni, gece-giindiiz, gizli ve gozoniinde verenler) olan Be- 
kara suresinin ikiyuzyetmisdorduncii ayeti gelmemis mi? 

-89- 



Ca'fer-i Sadik: (Sure-i Velleyl), Ebu Bekr-i Siddikin saninda 
nazil olmusdur. Sanini cok yukseltmekdedir. Zira Ebu Bekr-i 
Siddik kirkbin altin verdi. Kendisine birakmadi. Bir kilime sa- 
rindi. Cebrail aleyhisselam geldi ve dedi ki, Allahu teala buyur- 
du ki, ben Ebu Bekrden raziyim. O benden razi midir? Ebu 
Bekr-i Siddik, ben Allahu tealadan raziyim, raziyim, raziyim, 
dedi. 

Rafizi: Meali serifi (Hacilara su vermegi ve Mescid-i Hara- 
mi bina etmegi, iman etmekle ve Allah yolunda cihad etmekle 
bir mi tutuyorsunuz. Hayir, boyle degildir) olan Tevbe suresi- 
nin yirminci ayet-i kerimesi hazret-i Ahnin sanini bildirmek icin 
nazil olmadi mi? 

Ca'fer-i Sadik: Meal-i serifi (Mekkenin fethinden once, sa- 
daka verip, cihad eden ile, fethden sonra veren ve cihad eden 
bir degildir. Once olanin derecesi daha yiiksekdir) olan Hadid 
suresinin onuncu ayet-i kerimesi ile Ebu Bekr-i Siddik medh 
olunuyor. Ebu Bekrin muharebe etmesi once idi ki, Ebu Cehl, 
Resulullah hazretlerine vurmak istedi. Ebu Bekr-i Siddik, Ebu 
Cehle mani' oldu. 

Rafizi: Ah, hie kafir olmadi. 

Ca'fer-i Sadik: Oyledir, lakin, Allahu tebareke ve teala hie 
kimsenin, imanini, Ebu Bekrin imam gibi medh etmedi. Meal-i 
serifi (Muhacir ve Ensann once gelenlerinden Allahu teala ra- 
zidir. Onlara Cennetde sonsuz ni'metler vardir) olan Tevbe 
suresi yiizbirinci ayetinde ve meal-i serifi (Dogru haber ile ge- 
len ve Ona inanan icin Cennetde istedikleri hersey vardir) 
olan Zumer suresi otuzuciincii ayetinde, Allahu teala, Ebu 
Bekr-i Siddikin "radiyallahii teala anh" imanini medh etmek- 
dedir. Her ne vakt ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" vahy ile bir haber verse idi, kureys, yalan soyluyorsun 
derdi. Ebu Bekr-i Siddik hemen yetisip, dogru soyluyorsun ya 
Resulallah, derdi. 

Rafizi: Meal-i serifi (Uhud gazasinda, seytana uyup, dagilan- 
lar) olan Al-i Imran suresi yiizellibesinci ayetinde, Allahu teala 
sikayet etmiyor mu? 

Ca'fer-i Sadik: Ayet-i kenmenin sonunu oku. Mealen (On- 
larin bu kusurlanni afv etdim) buyuruyor. 

-90- 



Rafizi: Hazret-i Alinin dostlugu farzdir. [Hazret-i Aliyi sev- 
mek farzdir.] Kur'an-i azimiissanda, Sura suresinde, yirmiucun- 
cii ayetinde mealen (Size islamiyyeti bildirdigim ve Cenneti 
miijdeledigim icin, bir karsilik beklemiyorum. Yalniz yakinim 
olanlan seviniz) buyuruldu ki, bunlar, All, Fatima, Hasen ve 
Hiiseyndir. 

Ca'fer-i Sadik: Ebu Bekre "radiyallahii teala anh" dua et- 
mek ve Onun dostlugu [Onu sevmek] farzdir. Allahu teala, 
Hasr suresinde onuncu ayetinde mealen (Muhacirlerden ve En- 
sardan sonra, kiyamete kadar gelen mii'minler, ya Rabbi! Bizi 
afv et ve bizden once gelen din kardeslerimizi [ya'ni Eshab-i ki- 
rami] afv et derler) buyuruyor. Huseyni tefsirinde diyor ki; 
(Alimler buyurdu ki, Eshab-i kiramdan "radiyallahii teala an- 
num ecma'in" birini sevmiyen kimse, bu ayetde bildirilen 
mii'minlerden olmaz. Bu diiadan mahrum olur). 

Rafizi: Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" (Hasen 
ve Hiiseyn, Cennet genclerinin ustuniidiir. Babalan daha iis- 
tiindiir) buyurmadi mi? 

Ca'fer-i Sadik "radiyallahii teala anh": Ebu Bekr-i Siddik 
hakkinda bundan iyisini buyurdu. Babam Muhammed Bakir- 
dan isitdim. Ceddim Imam-i Ali "radiyallahii teala anh" buyur- 
du ki, Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" huzurun- 
da idim. Baska kimse yok idi. Ebu Bekr ile Omer "radiyallahii 
teala annum ecma'in" geldi. Server-i alem ve Seyyid-i veledi 
adem "sallallahii teala aleyhi ve sellem": (Ya All! Bu ikisi, Pey- 
gamberlerden baska, Cennet erkeklerinin en ustuniidiir.) 

Rafizi dedi: Ya Ca'fer! Aise mi iistiindiir. Fatima mi iistiin- 
diir? 

Ca'fer-i Sadik: Aise "radiyallahii anna" Resulullah hazretle- 
rinin zevcesi idi. Onunla beraber olur. Fatima "radiyallahii tea- 
la anna" hazret-i Alinin zevcesi idi. Onunla beraber olur. Alla- 
hu teala hazretlerinin gadabi ve la'neti o rafizi ve miibtedi' iize- 
rine olsun ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haz- 
retlerinin, mii'minlerin annesi olan ezvac-i tahiratina "ndvanul- 
lahi teala aleyhinna ecma'in" ta'n eyler. 

Rafizi: Aise Ali ile muharebe etdi. Cennete girer mi? 

Ca'fer-i Sadik: Allahu teala Ahzab suresi, elliiicuncu ayetin- 

-91- 



de mealen; (Resulullahi incitmeyiniz. Ondan sonra, zevcelerini 
nikah ile hie almayimz. Bunlarin ikisi de biiyiik giinahdir.) bu- 

yuruyor. Beydavi ve Huseyni tefsirlerinde diyor ki, bu ayet-i 
kerime gosteriyor ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" vefat etdikden sonra da, ona saygi gostermek icin, zevce- 
lerine saygi lazimdir. 

Rafizi: Ebu Bekrin hilafetini, Kur'an-i azimussanda bana 
gostermege kadir misin? 

Ca'fer-i Sadik: Gosteririm. Hem Kur'an-i kerimde, hem 
Tevratda ve hem de Incilde gosterebilirim. Kur'an-i kerimde 
olan sudur: En'am suresi yiizaltmisbesinci ayetinde mealen; 
(Allahii teala sizi yeryiiziinde halife yapdi) buyuruldu. Nur su- 
resi ellibesinci ayetinde mealen; (Iman eden ve emrlerimi ya- 
panlannizi, yeryiiziine hakim kilacagimi soz veriyorum. Israilo- 
gullarini halife yapdigim gibi, sizi de birbiriniz ardi-sira halife 
yapacagim) buyuruldu. Beydavi ve Huseyni diyor ki, bu ayet-i 
kerime gaybdan haber verip, Kur'an-i kerimin, Allahii tealamn 
kelami oldugunu ve dort halifesinin "radiyallahu teala anhiim 
ecma'in" mesru; hakh oldugunu gostermekdedir. Tevratda ve 
Incilde, Feth suresinin son ayetinde mealen, (Resulullah ve 
onunla birlikde olanlar, birbirlerini her zeman ve cok severler 
ve her zeman kafirlere diisman olurlar!) biitiin Eshab bildiril- 
mekde ve Ebu Bekrin serefine isaret edilmekdedir. Bu ayetin 
sonunda mealen, (Eshabimn misalleri Tevratda ve incilde bildi- 
rildi) buyuruyor. Babam, ceddim Alibin EbiTalibden "radiyal- 
lahii anh" ve onun da Resulullah hazretlerinden bildirdigi ha- 
dis-i serifde, (Allahii teala, hicbir Peygamberine vermedigi ke- 
rametleri bana verir. Kiyametde mezardan once kalkarim. Alla- 
hii teala dort halifeni cagir, buyurur. Onlar kimdir, ya Rabbi, 
derim. Ebu Bekrdir, buyurur. Yer yarihp, herkesden once Ebu 
Bekr mezardan cikar. Sonra Omer, sonra Osman, sonra Alikal- 
kar) buyuruldu. Peygamberimiz "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" buyurdu: Ben yer sak olup, disan gelenlerin evveli olurum. 
Allahii teala bana kerametlerden verir. O nesne ki benden on- 
ce Nebilerin bir ferdine vermemisdir. Sonra Allahii teala buyu- 
rur. Ya Muhammed, yakin getir o halffeleri ki, senden sonra 
geldiler. Ben dedim, onlar kimlerdir. Buyurur, Ebu Bekr-i Sid- 
dik. Benden sonra yer sak olup, Ebu Bekr kabrden disan gelen- 

-92- 



lerin evveli olur. Iki hulle giydirirler. Ta gelip, Ars oniinde du- 
rur. Ve hesabin az goriirler. Ve ars oniinde ayak iizerine durur- 
lar. Ondan bir miinadi seslenir; Omer bin Hattab "radryallahii 
teala anh" nerededir. Onu getirirler. Cerahetden kan revan ol- 
dugu halde gelir. Diye ki, ya Omer, bunu sana kim etmisdir. Mu- 
gire bin Subenin kolesi yapmrsdir, der. Ona da buyururlar. Ars 
oniinde durur. Hesabini goriirler. Iki yesil hulle giydirirler. Son- 
ra Osman "radiyallahii teala anh" hazretlerini getirirler. Damar- 
lanndan kan revan oldugu halde gelir. Derler ki, bunu sana kim 
yapdi. Der ki, filan yapdi. Ars oniinde durmasim buyururlar. 
Hesabi da kolay olur. Iki yesil hulle giydirirler. 

Raf izi bunlan isitince, ya Ca'fer, bunlar Kur'an-i azimde var 
midir. Ca'fer-i Sadik, buyurur, evet, okumadin mi, Allahii teala 
onlardan haber verdi. (Peygamberler ve bunlann sahidleri, he- 
sab icin getirilir!) buyuruldu. [Ziimer suresi 69.cu ayet-i kerime- 
si meali]. Yahud sehidleri getirilir, denildi. Ya'ni Ebu Bekr ve 
Omer ve Osman ve Aliyi "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" 
getirirler. 

Raf izi dedi ki, ya Ca'fer! Bu zemana kadar ben onlan sev- 
miyor idim. Simdi pisman oldum. Eger tevbe edersem, Allahii 
teala kabul eder mi? 

Ca'fer-i Sadik "kuddise sirrehul'aziz" buyurdu ki, cabuk tev- 
be et ki, se'adetin alameti olsun. Eger, Allahii teala korusun, o 
i'tikad iizere diinyadan gitmis olsaydin, senin dinin bosa giderdi. 

Altmisdorduncii Menakib: (Tenbih-iil gafilin) kitabinda 
Ebiilleys "rahimehullahii teala", Zeyd bin Erkamdan "radiyal- 
lahii anh" haber vermisdir. Hazret-i Ebu Bekr-i Siddik "radi- 
yallahii anh" hazretlerinin bir kolesi vardi. Omriinun sonlann- 
da her aksam iftar vaktinde yemek getirirdi. Adet-i serifleri 6y- 
le idi ki, nereden ve nasil aldigini, kimden satin aldigini, onun 
san'ati ve meslegi ne oldugunu o koleden sormayinca o yemek- 
den bir lokma agzina koymazdi. Bu kole bir gece yine yemek 
getirdi. Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" siial etme- 
den, mubarek elini uzatip, bir lokma yemekden aldilar. Kole 
dedi ki: Ey Efendi. Ne oldu ki, bu aksam sormadan yemege el 
uzatdimz. Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anh" hazretlerinin 
mubarek gozleri yas ile dolup, buyurdu: Ya Gulam. Achk bana 

-93- 



sikinti verip, sabirsizlandirdi. Boylece bu hal basima geldi. Sim- 
di bana haber ver ki, bu aksam yemegi nereden getirdin. Kole 
dedi ki: Cahiliyye vaktinde, raks ve oyun oynardim. Bir gruba 
raks etdim. Onlara hos geldi. Bana dediler ki, simdi bir nesne- 
miz yokdur. Va'd etmislerdi ki, elimize birsey gecdikde sana iyi- 
lik ederiz. Ben bugiin gordum ki, onlann elleri doludur. Ben 
va'dlerini hatirlatdim. Yiyecegi bana verdiler. Ebu Bekr-i Sid- 
dik "radiyallahu teala anh" bunu isitdi. Cok uzuldu. Agladi. 
Yemegi onunden atdi. Parmagini bogazina o kadar sokdu ki, 
kay' etdi. O lokma karmndan disan geldi. Kendine eziyyet ver- 
di. Mubarek yiizii gogerdi ve karardi. Mubarek yuzunun sekli- 
nin degisikligini gorenler, bir mikdar su icmesini ve bu uzuntu- 
den halas olacagini soylediler. Sicak su getirdiler. Icdi, bir ker- 
re daha kay' etdi. Rahatsrz oldu. Inceledi ki, karmnda bir sey 
kalmadi. Dediler ki, ya Siddik, bu kadar kendinize sikinti ve 
zahmet, bir lokmadan dolayi midir. Buyurdu ki, evet. Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden isitdim. 
Buyurdular ki, (Allahii tebareke ve teala hazretleri, yidigi ha- 
ram olan kimselere Cenneti haram etmisdir.) Sonra basini yu- 
kan kaldinp, Ya ilahel alemin! Yidigim lokma icin elimden ge- 
leni yapdim. O lokmalan kay' etdim. O lokmadan damarlanm- 
da birsey kaldi ise afv et. Bu za'if kulun, Cehennem azabina da- 
yanamam diye, dua buyurdu. Bu o Ebu Bekrdir ki, Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri, (Ebu Bekr benim 
goziim ve kulagim gibidir) buyurdu. 

Siial: Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahu anh" hazretleri, nicin 
fisebilillah mahnin temamini verdi. Omer-iil Faruk "radiyalla- 
hii teala anh" nicin mahnin yansini verdi. 

Cevab: Omer-iil Faruk "radiyallahu teala anh" adaleti temsil 
ediyordu. Adalet esitligi muhafaza etmekdir. Ebu Bekr-i Siddik 
"radiyallahu teala anh" sidki temsil ediyordu. Sidk odur ki, elin- 
de ne var ise hepsini vermelisin. Eger, hazret-i Omer, mahnin te- 
mamini verip, coluk-cocuguna birakmasa idi, adil olamazdi. Haz- 
ret-i Ebu Bekr mahnin yansini verip, yansini biraksa idi, sadik 
olamazdi. Hazret-i Ebu Bekr icin adl, hazret-i Omer icin de sidk 
var idi. Lakin birisinde sidk cibillidir. Ve birisinde adl haldir. 
Adl, hazret-i Omerin halidir. Bir sifat kisinin cibillisinde var ise, 
halinde de vardir. Ebu Bekr-i Siddik dedi ki: Ciimle mahni ver. 

-94- 



Hie bir seyi koyma. Eger halal ise onun hesabindan kurtulursun. 
Eger haram ise azabindan kurtulursun. Hazret-i Omerin adli de- 
di ki, malinin yansini dagit. Yansini ehl-i lyaline birak. Hazret-i 
Ebu Bekr biitun malini verdigi icin, hazret-i Omer ne kadar mal 
verirse de, hazret-i Ebu Bekre uymus olur. 

Altmisbesinci Mcnakib: Cabir bin Abdullah "radiyallahii 
teala anh" anlatir: Bir bedevi a'rabi, bir kirmizi deve iizerinde, 
hazret-i Alinin "kerremallahu vecheh ve radiyallahii teala anh" 
huzuruna gelip, deveden inip, dedi ki: Esselamu aleyke, ya emir- 
el mu'minin! Cabuk bana haber ver, Ebu Bekrden ki, o Cennet- 
de midir. Hazret-i Ah "radiyallahii teala anh" bundan dolayi 
uzulup, buyurdu ki, ya a'rabi, keski, anan seni dogurmamis olsa 
idi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin 
hayatinda ve vefatlanndan sonra, bu sozii hie kimse soylemedi. 
Sen soyledin. Muhacirin ve Ensar "ndvanullahi teala aleyhim 
ecma'in" arasinda, siibhe yokdur ki, hazret-i Ebu Bekr-i Siddik, 
Resul-i ekrem ve nebiyyi muhterem "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerinin hayatinda veziri idi. Vefatindan sonra ha- 
lifesi idi. Ondan sonra her kimin i'tikadi bunun iizerine olmaz 
ise, o dalaletdedir. Ey a'rabi! Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri Ebu Bekr-i Siddiki babasi yerinde tutardi. 
Hazret-i Ebu Bekr Cennet ehlini, tipki, gokyiiziindeki bir yildi- 
zin, yeryiizuniin ehlini aydinlatdigi gibi aydinlatir. Ebu Bekr 
Cennetde, bir koskden bir koske, bir kasrdan bir kasra gider. 
Cennetde hicbir kasr ve bir seray, bir oda, bir bagce, bostan ol- 
maz ki, ilia hazret-i Ebu Bekrin nurundan aydinlanmasin. Cen- 
net ehli kosklerden baslarim cikanp, derler ki, ya Ridvan! Bu 
nur nedir? Ridvan der ki; Bu Ebu Bekrin yiiziinun nurudur ki, 
kasrdan kasra ve odadan odaya gider. 

All "radiyallahii anh" soziine devamla dedi ki: Ya a'rabi! 
Ebu Bekr-i Siddik hazretleri, vefati aninda bana dedi ki, benim 
canim, benim gozumiin nuru ve benim dostum ve benim azizim. 
Benim vefatim yakinlasdi. Omriim sonuna yaklasdi. Beni o, 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerini yika- 
digin mubarek ellerin ile yika. Kefene sar ve tabut iizerine koy. 
Cenazemi Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazret- 
lerinin Ravda-i mukaddeselerinin kapisina koy. Ve de ki, ya 
Resulallah! Ebu Bekr kapidadir. Iceri girmek icin izn ister. 

-95- 



Eger kilit anahtarsiz acihrsa, beni Seyyid-i alemin mubarek ar- 
kasi yanina defn edin. Eger kilit acilmaz ise, beni Bakf kabris- 
tanina goturiip, garibler kabristanina defn edin. Hazret-i All 
"radiyallahii teala anh" buyurdu ki, ya a'rabi, o halife-i Resu- 
lullah olan Ebu Bekr-i Siddik dtinyadan gocdti. Vasiyyetini ye- 
rine getirip, techiz eyledim. Ravda-i mukaddese kapisina go- 
turdiim. Izn istedim. O saat kilit kendiliginden acrirp, bir ses 
isitdim ki, (Habibi habibe kavusdurun. Habibini cok ozlemis- 
dir) diyordu. 

Altmisaltinci Menakib: Emir-ul-mii'minin All bin Ebi Tali- 
bin "radiyallahii teala anh", Ebu Bekr-i Siddikin "radiyallahii 
teala anh" vefati sirasinda soyledigi sozler soyle rivayet olun- 
musdur. 

Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" bu fani alemden, 
baki aleme goc etdiler. Mubarek yiiziinii ve bedenini bir carsaf 
ile ortdiiler. Medine-i Miinevvere; Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerinin, obiir aleme goc etdikleri gibi, 
inleme ve aglama sesleri ile dolmus idi. Hazret-i Ali "radiyalla- 
hii teala anh" isitip, aghyarak, (Inna lillah ve inna ileyhi raciun) 
diyerek geldi. Soyledigi sozlerin ma'nasi budur: Niibiivvet hila- 
feti bugiin bitdi. Geldi, o evin kapisinda durdu. Ebu Bekr-i Sid- 
dik hazretleri odada idi. Buyurdu: Ya Eba Bekr. Sen Resulul- 
lahin "sallallahii aleyhi ve sellem" dostu ve musahibi ve muni- 
si ve sirdasi ve miisaviri idin. En ewel islami sen kabul etdin. 
Senin imanin ciimle kavmin imanindan kuvvetli ve giizel oldu. 
Senin yakinin daha kuvvetli, Allahii azimiissan hazretlerinden 
korkun biiyiik oldu. Herkesden zengin, herkesden daha co- 
merd, sen idin. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
iizerine en sefkatli, en yardimci sen idin. Senin Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" ile sohbetin, hepimizin sohbetin- 
den daha iyi idi. Hayr sahiblerinin birincisi sensin. Senin iyilik- 
lerin, hepimizinkinden cokdur. Her iyilikde ileridesin. Hazret-i 
Muhammed Mustafamn "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hu- 
zur-i seriflerinde, senin derecen en yiiksek oldu. Ona en yakin 
sen oldun. Ikramda, ihsanda, giizel huylarda, boyda, yasda, 
basda, ona en cok benziyen sen oldun. Allahii teala sana, cok 
miikafat versin ki, Resulullaha herkes yalanci derken, sen, dog- 
ru soyliiyorsun, inandim, dedin. Sen onun kulagi ve gozii gibi 

-96- 



idin. Allahu teala seni, Kur'an-i kerimde (sidk) ile sereflendir- 
di. Resulullaha en sikintili zemanlannda yardimci oldun. Her- 
kes Ondan kacarken, sen Onun ile sohbet etdin. Seferlerde ve 
sikintili yerlerde halifesi idin. Onun ummetinin halifesi ve dini- 
nin koruyucusu oldun. Cahiller dinden cikarken, sen din-i isla- 
ma kuvvet verdin. Herkes sasirdigi zeman sen kukremis arslan 
gibi ortaya cikdin. Herkes dagihrken, sen Muhammed Musta- 
fanin yolunu tutdun. Eshabin az konusam ve en behgi, edibi 
sen idin. Her sozun, her bulusun dogru, her isin temiz idi. Gon- 
liin herkesden kuwetli, yakinin hepimizden saglam idi. Her 
isin sonunu onceden goriir, geri kalmislan islama sokarak ay- 
dinlatirdin. Mii'minlere sefkatli, afv edici baba idin. Islamin 
agir yukiinii tasidin. Islamin hakkini herkes elden kacinrken, 
sen yerine getirdin. Sen riizgarlann oynatamiyacagi bir dag gi- 
bi idin. Isin dogruluk idi, ilm idi. Sozun mertce dogruyu bildir- 
mek idi. Gerici diisuncelerin ve bozuk inanclann kokiinii kazi- 
din. Hak dinin agacini dikdin. Miiskilleri, muslimanlara kolay- 
lasdirdin. Ktifr ve miirtedlik atesini sondiirdiin. Rahmanin di- 
nini sen dogrultdun. Islama, imana sen kuwet oldun. Gokler- 
de, melekler arasinda senin derecen cok buyiikdiir. Senin oliim 
musibetin ve yeryiiziinde, muhacinn ve ensar arasinda, senden 
aynhk yarasi cok derindir, dedi. "Inna lillah..." okuyarak cok 
agladi. Mubarek gozlerinden kanh yas akdi. Hak Siibhanehii ve 
teala hazretlerinin her kazasina razi olduk. Verdigi elemleri ka- 
bul etdik. Ya Eba Bekr! Muslimanlara, Resulullahin "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" aynhk acisindan sonra, hie senin ay- 
nhk acin gibi bir aci vaki' olmadi. Sen mii'minlere siginak ve 
dayanak ve golge idin. Miinafiklar iizerine cok sert ve atesli 
idin. Allahu teala hazretleri, seni Muhammed Mustafanin "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" huzuruna kavusdursun. Bizi se- 
nin ecrinden ve bereketinden mahrum eylemesin. Senden son- 
ra bizi azgin hale koymasin. Sahabe-i giizinin "ndvanullahi tea- 
la aleyhim ecma'in" hepsi sessizce dinlemisler idi. Hazret-i Ah- 
nin "radiyallahii teala anh" kelami bitdi. Ciimle yer ehli ve gok 
ehli aglamaga basladilar. Dogru soyledin ya Resulallahin da- 
madi, dediler. 

Muhammed bin Cerir-i Taberi, Tefsirinin, Ankebut suresini 
tefsirinde buyurmusdur ki, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii tea- 

- 97 - Menakib-i Cihar Yar-i Guzin - F:7 



la anh" hazretlerine zehr verdiler. O zehr sebebi ile vefat etmis- 
dir. Aciklamasi budur ki, hazret-i Siddik-i ekberin hilafeti gun- 
lerinde, Hayber yehudilerinden bir yehtidi, Ebu Bekr "radiyal- 
lahii teala anh" hazretlerini, kendi evine da'vet etmisdi. Haris 
bin Kelde adli arab tabib de hazret-i Siddik ile beraber idi. Bir 
tabak pismis pirinci sofra iizerine koydular. Ebu Bekr-i Siddik 
"radiyallahii teala anh" Harise buyurdu ki, ileri gel. Kendileri el 
uzatip, bir lokma ahp, mubarek agizlanna koyup, yidiler. Son- 
ra Haris de el uzatip, bir lokma ahp, agzina koydugu gibi lok- 
mayi disan atdi ve dedi ki, bu yiyecek zehrlidir. Bu zehr bir yil- 
dan sonra insani olduriir. Te'sirini bir yilda gosteren zehr katil- 
misdir. Hazret-i Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" isi- 
tip, uzuldu. Kendi kendi ile, bundan boyle ahiret azigini gordii. 
Hilafetde ayik ve uyanik olup, nefsini olmiis bilip, goz acip ka- 
payincaya kadar Allahii teala hazretlerinin ta'atindan ve zikrin- 
den hali olmadi [ihmal etmedi]. Daima aglar idi. Ve der idi: Al- 
lahumme ente veli fiddiinya vel ahireti teveffeni miislimen ve 
elhikni bissalihin. [Ya Rabbi! Sen benim, diinyada ve ahiretde 
velimsin, sahibimsin. Bana musliman olarak olmegi nasib et ve 
salih kullannin arasinda bulundur.] Bir sene temam oldu. Ebu 
Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" o bir lokma zehrli yemek- 
den hasta olup, onbesgiin yatdi. Diinyadan ahirete goc etdi. Ce- 
maziyilahirin yedinci pazartesi giinii idi. O giin Abbab bin 
Es'ed de Mekke-i Miikerremede vefat etdi. Mekke-i miikerre- 
menin emiri idi. Hazret-i Resul-i ekrem onu emir dikmis idi. 
Ona da zehr vermislerdi. 

Ulemadan ba'zilan derler ki, Ebu Bekr-i Siddik "radiyalla- 
hii teala anh" vasiyyet etdi ki, beni, benim ehlim Esma binti 
Amr yikasin. Oglum su doksiin. Bana eski bir pestemal ve eski 
(kohne) bir kefen sarin. Zinhar (sakin) bana yeni kefen sarma- 
yin. Yeni elbise diriye layikdir ki, onun ile ibadet etsin. Aise-i 
Siddika "radiyallahii teala anna" buyurdular ki: Eger ben bil- 
seydim ki, hatunlar erlerini yikamasi revadir [caizdir], Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerini bir gayri kim- 
seye vermeyip, gasl ederdim. [65.ci menakibda; Ali "radiyalla- 
hii anh" hazretlerinin yikadigi yazihdir. Burada hammina vasiy- 
yeti yazihdir. Bu vasiyyetini degisdirmis veya ictihadi degismis 
oldugu anlasilmakdadir.] 

-98- 



IKINCI BAB 

ikinci Halife Emir-iil mu'minin Omer-iil-Farukun "radiyal- 
lahii teala anh" menakibi hakkindadir. 

Kunyesi Ebtil Hafs, neseb-i serifleri Omer bin Hattab bin 
Niifeyl bin Abdiil'uzza bin Rabah bin Abdullah bin Revah bin 
Adi bin Ka'bdir. Resul-i ekrem "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerine dokuzuncu dedesinde birlesir ki, o da 
Ka'bdir. Hazret-i Omer, hazret-i Ebu Bekrden "radryallahu an- 
hiima" Resulullaha "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bir dere- 
ce yakindir. Zira hazret-i Ebu Bekr-i Siddik Miirrede birlesir. 
Miirre Ka'bin ogludur. Hazret-i Resul-i ekrem hazret-i Omer- 
den ontic yas buyukdiir. Valideleri Halimedir. Ebu Cehlin kiz 
kardesidir ve Hisamin kizidir. Otuziki yasinda islama geldi. 
Hazret-i Omer "radryallahu teala anh" imana geldiginde, mes- 
hur rivayet iizere mii'minler, ricalden [erkeklerden] otuzdokuz 
idi. Bunun ile kirk temam oldu. O gun bu ayet-i kerime nazil ol- 
du: (Ey Peygamberim "aleyhisselam"! Sana yardimci olarak 
Allahii teala ve mii'minlerden sana tabi' olanlar yeti§ir.) [Enfal 
suresi altmisdorduncii ayet-i kerime meali.] 

Birinci Menakib: Hazret-i Resul-i ekrem ve nebiyyi muhte- 
rem "sallallahii aleyhi ve sellem" hazret-i Omere, Faruk lakabi- 
m takmislar idi. Sebebi o idi ki, hakki batildan fark etdi [ayirdi]. 
Din-i islami kabul etdi. Din onlar ile kuvvet buldu. Faruk lakabi 
almasina bir baska sebeb de budur: Bir miinafik ile bir yehudi, 
bir hususda anlasamadi. Yehudi da'vayi halletmek icin, Sultan-i 
Enbiya hazretlerinin meclis-i seriflerine gelmek istedi. Miinafik 
da yehudilerin re'isi Ka'b bin Esrefe gitmek istedi. Sonunda, Re- 
sulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" katina geldiler. 
Da'vayi yehudiye hiikm buyurdular. Miinafik o hiikme razi ol- 
mayip, hazret-i Omerin "radiyallahii teala anh" huzuruna da'va- 
yi halletmesi icin geldiler. Yehudi, macera ve da'vayi hazret-i 
Resulullahin huzuruna vanp, Resulullah hazretlerinin kendisine 
hiikm eyledigini, miinafikin ise buna razi olmadigini anlatdi. 

-99- 



Hazret-i Omer "radiyallahti teala anh" o miinafikdan, anlasmaz- 
hgi stial buyurdular ki, bu yehudinin anlatdigi gibi midir. Miina- 
fik, evet, oyledir. Amma ben Peygamberin hiikmiine razi olma- 
yip, geldim ki, sen hiikm edesin, dedi. Hazret-i Omer "radiyalla- 
hii teala anh" buyurdu: Siz yerinizde durunuz. Gelip, sizin icin 
hiikm edecegim. Vanp, evlerinden kihncim aldi. Geldi ve miina- 
fikin boynunu vurdu. Buyurdu ki: Allahii tealamn ve Resuliinun 
hiikmiine razi olmiyan kimseye ben boyle hiikm eylerim. O 
vakt, Cebrail aleyhissalatii vesselam ayet ile gelip, hazret-i Ome- 
re "radiyallahii teala anh" hak ile batil arasini ayirt etdi demek 
olan Faruk tesmiye olundu. [Bu lakab verildi.] Ayet-i kerime 
budur: (Su kimseleri gormezmisin, sana ve senden oncekilere 
indirilen kitablara inandiklanni zan ederler. Muhakeme olun- 
mak icin taguta [Ka'b bin Esrefe] gitmek isterler..) [Nisa suresi 
59.cu ayet-i kerime meali.] Tagutdan murad Ka'b bin Esrefdir. 
Keza, Tefsir-i Kadi Beydavide su si'r yazihdir. 

ikinci sergili Omer-i Mil, 
Biitih muhv eclici, dogrunun koruyucusu. 
Hakki batildan ayirmis idi Faruk, 
Sancagimn ucu ermisdi ayyuka. 

Ikinci Menakib: Hazret-i Omerin islama gelis sebebini anla- 
tir: Rivayet edilir ki, bir persembe gecesi, Habib-i ekrem "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem", Omer "radiyallahii teala anh" hak- 
kinda diia etdi. Diiasi kabul oldu. Buyurdular ki, (Ya Rabbi! 
Su iki kisiden hangisi sana sevgili ise din-i islami onun ile aziz 
eyle. Omer bin Hattab veya Amr bin Hisam.) Ertesi gun, Ku- 
reysin biiyiikleri Haremde toplandilar. Isbu Ebu Talibin yetimi 
Muhammed Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sellem" zuhur 
edip, aba ve ecdadimizin dinini ibtal etdi. Putlanmiz icin, faide 
ve zarar vermez diye kotiiledi. Gayretine dokunmuyor mu ki, 
ya Omer, bu denli kudret ve heybetin, izzet ve satvetin var 
iken, putlara yardim etmeyi, onu oldiirmegi diisunmuyor mu- 
sun, diye tahrik etdiler. Hazret-i Omerin cahiliyye daman 
kalkdi. Sonu kotii olan bir gayretle, kihncini takindi. Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerini oldiirmege 
giderken, BeniZiihreden Nu'aym "radiyallahii teala anh" haz- 
retlerine rastladi. Ya Omer, nereye gidersin dedikde, cevab ve- 

-100- 



rip, su Kureysin buyuklerine ahmak diyen ve putlanmiza batil 
diyen, Muhammedi katl etmege gidiyorum, dedi. Nu'aym "ra- 
diyallahii teala anh" dedi ki, ya Omer! Hayret edilecek bir ise 
yeltenirsin. Basa cikamiyacagin sevdaya dusmussun. Eger bu isi 
basanrsan, Bern Hasim ve Bern Ziihre seni sag koyacaklanni 
mi saniyorsun. Yiirii var, isine git, deyince, Omer "radiyallahii 
teala anh" dedi ki, ya Nu'aym! Yoksa sende mi, Muhammedin 
dinine girdin. Eger oyle ise, evvela seni katl edeyim. Nu'aym 
hazretleri dedi: Muhammedin dinine sadece ben mi girdim, sa- 
nirsin. Kiz kardesin ve enisten de girmislerdir. Omer, bu habe- 
ri isitince, gadabi daha fazla olup, nereden ma'lum onlann mus- 
liman olduklan, dedi. Nu'aym dedi: Eger inanmaz isen, kiz kar- 
desinin evine var. Bir koyunu kendi elin ile bogazla, pisirsinler. 
Onlar senin bogazladigin koyunu yimezler ise, o zeman bilmis 
olasin ki, onlar islam dinine girmislerdir. 

Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" o tehewiir ile gidip, 
kapilanna vardi. Iceriden kulagina bir ses geldi. Dikkat ile din- 
ledi. Anladi ki, okuduklan kelam, hie insan soziine benzemez. 
Meger o vakt Taha suresi nazil olup; hazret-i Fahr-i kainat aley- 
hi efdaliittehiyyat, muhacirinden Habbabi "radiyallahii anh" 
onlara gondermisdi. Onlara, o surenin ayetlerini ta'lim ediyor- 
du. O vakt, bunlar hazret-i Omerin korkusundan, kapiyi bagla- 
mislardi. Ta'lim ile mesgul iken, hazret-i Omer kapi ardindan 
dinledi. Dinledikce, istidadh kalblerine, ezeli olan kelamin rah- 
maninurlan gelmege baslayip, seytanikiifr zulmeti mahv olma- 
ga basladi. Sabr etmege mecali kalmayip, kapiya eli ile vurdu. 
Kapi baglanmis idi. Dikkat kesildikleri gibi, iceride olanlar, 
korkulanndan susdular. Habbabi "radiyallahii anh" gizlediler. 
Sure-i kerimeyi saklayip, kapiya bakdilar ki, gelen hazret-i 
Omerdir "radiyallahii teala anh". Kihnci yaninda, heybetle ve 
satvetle gelmis ki, yiizlerine bakmaz. Kiz kardesi, hos geldiniz 
deyip, iceri ahp, oturdular. Gelmelerinden dolayi, yiyecek teda- 
rik edip, koyun getirdiler. Hazret-i Omer "radiyallahii teala 
anh" kalkip, kendi bogazladi. Pisirdiler. Hazret-i Omer, ezeli 
kelamin te'sirinden mest olmus, ne konusmaga mecali ve ne 
oturmaga sabn ve karari var idi. Ne hal ise, taami pisirip, orta- 
ya getirdiler. Hazret-i Omer dedi, gelin beraber yiyelim. Her bi- 

-101- 



ri bir ozr behane edip, yimediler. Kendileri de birkac lokma al- 
dilar. Din-i islama girdiklerini tahkfk edip, hayreti de cogaldi. 
Taami [yiyecegi] kaldirdikdan sonra, siial buyurdular ki; oku- 
dugunuz ne idi. Onlar okuduklarmi inkar eylediler. Korkulann- 
dan konusmaga basladilar. Hazret-i Omer "radiyallahii teala 
anh" buyurdular ki, bilmis olunuz ki, ben Kureys arasinda ki- 
linc baglayip, o da'va ile geldim ki, vanp, Muhammedi katl ede- 
yim. Yolda gelirken, sizin de Muhammedul-emfnin dinine gir- 
diginizi isitdim. Geldim ki, evvela sizi katl edeyim. Sonra Mu- 
hammedi katl edeyim. Lakin, kapiya geldim. Kulagima bir ses 
geldi. Dinledikce o kelamin lezzeti bir hal verdi ki, o kotu fikr 
benden gidip, kalbime sevk ve muhabbet dolup, beni tedirgin 
eyledi. Elbette inkara mecal vermeyip, getirin okudugunuzu, 
dinleyelim, dedi. Kiz kardesi ve enistesi, bu sozti isitdiklerinde, 
sevindiler. Kalbi islam tarafina meyl etmisdir diyerek, dediler 
ki, okudugumuz, Allahii tealamn ezeli olan kelamidir. Hak 
Subhanehii ve teala, hazret-i Cebrail aleyhisselam vasitasi ile, 
Resul-i ekrem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerine 
inzal eylemisdir [indirmisdir]. Isitmek muradin ise [dinlemek is- 
tersen], evvela gusl eyle. Ondan sonra okuyahm, goresin. Haz- 
ret-i Omer "radiyallahii teala anh" kalkip, huzur-i kalb ile, gusl 
edip, gelip, kibleye doniip oturdu. Kiz kardesi kalkip, ta'zim ve 
tekrim ile, sure-i serifi eline ahp, (Bismillahirrahmanirrahim). 
(Taha ...) diye okumaga basladi. Nazm-i serifin fesahat ve bela- 
gatinden, kalbi cok yumusadi. (Ben o Allahim ki, benden ba§- 
ka ibadete miistehak ilah yokdur. O halde yalniz bana ibadet et 
ve beni hatirlaman icin nemaz kd) mealindeki Taha suresinin 
14.cii ayetine gelince, Kur'an-i kerimin nuru kalbine nuraniyyet 
verip, Kur'amn eseri aciga cikip, kiifr ve sekavet zulmeti gitme- 
ge basladi. Dedi ki, beni, iki cihanin fahri, Muhammed Musta- 
fa "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin huzuruna 
ulasdinn. O sirada Habbab bin Erat, perde arasindan disan ci- 
kip, dedi ki, ya Omer, miijdeler olsun sana ki, Allahii tealaya, 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin et- 
digi diiasi, senin hakkinda, kabul oldu. Allahii tealaya hamd ol- 
sun. Sevinerek, online diisiip, hazret-i Sultan-i Enbiyamn oldu- 
gu eve gotiirdii. Biitiin Eshab-i giizin "ndvanullahi teala aley- 
him ecma'in", hazret-i Omerin geldigini goriince, hazret-i 

-102- 



Fahr-i kainata haber verdiler. Birakin gelsin. Basinda devlet 
var ise imana gelir, buyurdu. Hazret-i Omer "radiyallahu teala 
anh" hazret-i Peygamberin "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
mubarek nur cemalini miisahede ile muserref oldu. 

Resul-i ekrem hazretleri buyurdular ki, ya Omer, daha kufr 
ve sekavetden vazgecmek yok mu? Hazret-i Omer, Peygambe- 
rin mubarek cemaline nazar edip, kelamini duyup, nazarlanna 
kavusunca, hemen kararsiz kalmayrp, yiiksek dergahlanna yiiz 
surup, sonra, ya Resulallah, hie sek ve subhe kalmadi. Hak Pey- 
gambersin. Bana imam arz eyle, dedi. (Eshetlii en la ilahe illal- 
lah. Ve e§hedii enne Muhammeden abdiihii ve Resuliih) deyip, 
secere-i imam [iman agacini] temiz kalbine dikdi. Cumle Es- 
hab-i giizin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" tekbir getirip, 
siirur-i kalb ile, hazret-i Omer ile miisafeha ve muanaka [birbi- 
ri ile kucaklasma, boynuna sanlma] eylediler. Allahii teala haz- 
retlerine hamd ve sena eylediler. Resulullah "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" buyurdu; su getirdiler. Hazret-i Omer "radi- 
yallahii teala anh" temizlenip, gusl eyledi. Ona Kur'an ta'hm 
buyurdular. Kalbini iman nuru ile doldurdular. Nemazi ve diger 
dini erkani ta'hm eyledi. Hazret-i Omer onlari gordii ki, maga- 
ra gibi gizli bir yerde dururlar. Dedi ki, ya Resulallah! Bu ne 
keyfiyetdir ki, bu magarada ihtifa buyurdunuz. Se'adet ile bu- 
yurdular ki, miisriklerin mii'minlere eza ve cefasindan dolayi 
burada dururuz. Hazret-i Omer "radiyallahu teala anh" dedi ki, 
onlar puta giindiiz taparlar. Oniinde asikare yer operler. Nicin 
biz, Halika gizli tapariz, ya Resulallah. Buyurun billahi varahm, 
biz de Harem-i beyt-i serifde nemazi asikare kilahm. Gorelim, 
bize kim mani' olur. Fahr-i alem "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" kalkip, Sahabe-i giizin "ndvanullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" ile beraber, hazret-i Omer onlerinde, elinde yahn kihnc, 
Beyt-i serife dogru yiiriimege basladilar. Kureys miisrikleri on- 
lerinde, hazret-i Omeri boyle gordiiklerinde, sevinip, dediler ki, 
meger Omer bunlann hepsini esir etmisdir, ki getirip karsimiz- 
da kirmak ister. Yanlanna geldiklerinde, gordiiler ki, hazret-i 
Omer bunlann herbirine giizel muamele edip, bunlar ile kans- 
mis giile-giile soylesip gelirler. Ebu Cehl la'in bu hali gordii. 
Miisliman oldugunu anladi. Ah! Gordiiniiz mii? Muhammed 
Omeri de, kendi dinine dondiirmus. Ben size demedim mi ki, 

-103- 



sihrle Muhammed onu aldatir, kendine uydurur. Siz dediniz ki, 
boyle olmaz. Eyvah, gelin gorelim, simdi ne yapalim. Ve ona ne 
soyliyelim. Yakinma geldiler. Hazret-i Omer "radiyallahu teala 
anh" kilinci kaldinp dedi; (Nazm) 

Durun ben getiyorum, bize kiyama durun, 
Gene, ihtiyar, yash hepsi, efendi kole olsun. 

Din-i islami teblig icin, Allah gonderdi, 

Bize Peygamber olan Muhammedi "aleyhisselam". 

Aeiga cikardi, giizel islam dinini, 
Putlar yikildi, kalmadi hiikmleri. 

Dondtim Hakka, bunun dinine girdim, 

Ey Kureys! Hepiniz aram re has boyle bilinl 

Kafirler, bu hali goriip, iclerinde telaslanrp, it gibi cagnsdi- 
lar. Ebu Cehl la'fn, yiiksek sesle dedi ki, goriin Muhammedi ki, 
basladi ululardan azdirmaga. [Kureysin biiyuklerini miisliman 
yapmaga basladi.] Bu isler bize azdir. Dedim, gelin onlar cogal- 
madan, oldiirelim, aldirmadimz. Simdi ejderha oldu. Kafirler, 
hazret-i Omerden korkup, hicbir mii'mine el uzatmaga kadir 
olmadilar. Her birinin dudagi kuruyup, kaldi. Server-i alem 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" ileri yuriiyiip, Hacer-iil esved 
ile bab-i Ka'be-i serif arasinda dump, nemazi o giin asikare kil- 
dilar. Gerci kafirler cok idi. Mii'minler az idi. Nemaz bitdikden 
sonra kalkip, Ka'beyi ta'vaf etdiler. Ibni Mes'ud "radiyallahu 
teala anh" buyurdular ki, hazret-i Omerin "radiyallahu teala 
anh" miisliman olmasi, mii'minlere feth ve nusret ve rahmet ol- 
du. O miisliman oluncaya kadar din-i islam asikare olmadi. 
Ka'be-i mu'azzamada, miislimanlardan hie kimse nemaz kilma- 
mis idi. Nakl edilmisdir ki, hazret-i Omer "radiyallahu anh" 
imana geldikde, Peygamberimiz "sallallahii aleyhi ve sellem" 
hazretleri, mubarek elini Omerin "radiyallahu anh" gogsiine 
koyup, iic kerre buyurdular ki, (Ya Rab! Bunun sadnnda olan 
gereksiz sifati [gogsiinde bulunan kotii sifati] ve illeti [hastahgi] 
cikarip, onun yerine iman ve hikmeti ver.) 

Ueiincii Menakib: Ebu Hiireyreden "radiyallahu teala anh" 
rivayet olundu. Server-i alem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 

-104- 



buyurdular ki: Sizden evvel olan ummetler icinde muhaddisler 
vardi. Eger icinizde de var ise, muhakkak o Omerdir. Sarihler- 
den [hadis-i serifi serh edenlerden] Tayyibi "rahimehullah" serh 
etmisdir ki, muhaddisden murad mubalaga ile kalbine ilham 
olunan kimsedir ki, Hak subhanehu ve teala tarafindan ilham 
olunursa, Enbiya derecesinde olur. Ya'ni sizden evvel olan um- 
metler icinde Enbiya var idi. Mele-i ala tarafindan ilham olunur- 
lar idi. Benim ummetimde eger boyle kimse olur ise, ki vardir, 
bu mertebe sahibinin evveli Omerdir. Ummet-i Muhammed sa- 
ir ummetlerden efdal oldugu sabitdir. Diger iimmetlerde bu si- 
fat ile muttasif olan kimseler olduguna gore, bu ummetde bu- 
lunmasi muhakkakdir. Benim ummetimde var ise buyurduklan 
terdid icin olmaz [sozii geri cevirmek icin olmaz], belki te'kid 
icin ve kat'i olarak bildirmek icindir. Mesela, bir kimse, cok sev- 
digi dostu icin der ki, eger benim, bir dostum var ise o da falan 
kimsedir. Muradi o kimsenin ziyade sadakatini beyandir [acikla- 
makdir]. Muradi sadakati yok etmek degildir. Bu hadis-i serif 
(Mesabih-i serif)in sahihinden rivayet edilmisdir. 

Dordiincii Menakib: Yine (Mesabih)de o hadis-i serifin aka- 
binde anlatilmisdir. Sa'd bin Ebu Vakkas "radiyallahii teala 
anh" dedi ki: Hazret-i Resul-i ekremin "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" huzur-i seriflerinde oturan, Kureys hatunlanndan 
birisi, yiiksek ses ile konusurken, hazret-i Omer "radiyallahii 
teala anh" gelip, iceri girmege izin taleb etdi. Hatunlar kalkip, 
siir'atle perde arkasina cekildiler. Hazret-i Omere "radiyallahii 
teala anh" izin verilip, iceri girdi. Bakdi ki, hazret-i Resul-i ek- 
rem "sallallahu teala aleyhi ve sellem" giiliiyordu. Omer "radi- 
yallahii anh" dedi ki, Allahii teala hazretleri mubarek dislerini 
guldiirsiin, ya Resulallah! Neden dolayi giilersiniz. Server-i kai- 
nat hazretleri buyurdular ki, bu hatunlara hayret etdim ki, be- 
nim yanimda idiler. Ne vakt ki senin sesini isitdiler, kacip, per- 
de arkasina girdiler. Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" de- 
di ki: Ya kadinlar! Beni goriince, Resulullahin huzurunda oldu- 
gunuz halde, nicin korkup, kacdimz. Onun huzurunda rahat 
oturup, korkmuyorsunuz! Hatunlar, perde arkasindan dediler 
ki, ya Omer! Sen yaratihsda siddetli ve gadabhsin. Server-i kai- 
nat buyurdular ki; (Ey Hattab oglu! Sen soziinden feragat et! 
Varhgim yed-i kudretinde olan Allahii tealaya yemin ederim ki, 

-105- 



seytan yolda sana rastlasa, o yolu birakip, baska yola sapar, yo- 
lunu degi§dirir.) [Peygamberimizin "sailailahii teala aleyhi ve 
sellem" kadinlar ile oturmasi hicab ayeti gelmeden evvel idi. 
Hicab ayeti gelince, kadinlar ile bir arada oturmadi.] 

Besinci Menakib: Hazret-i Fahriil kevneyn [iki cihanin ef en- 
disi] ve Resulussekaleyn [insanlann ve cinnin Peygamberi] Mu- 
hammed Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bir gun, sa- 
bah nemazim kildikdan sonra, mubarek arkasim mihraba verip, 
Eshab-i giizin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" hazretleri- 
ne tevecciih edip, buyurdular ki: (Hie sizden bir kimse rii'ya 
gordii mii.) Eshabin ciimlesi baslanni asagi sahp, cevab verme- 
diler. Sonra kendileri buyurdular ki, (bu gece bir garib rii'ya 
gordiim.) Eshab-i giizin, rii'yayi anlatin, dinleyelim diye rica et- 
diler. Buyurdular ki, kendimi Cennetde gordiim. Cennetin etra- 
fini seyr ederken, bir biiyiik kasr gordiim. Yiiksekligi yiiz fersah 
yol idi. [Bir fersah 5760 metredir.] Buna gore her tarafi biiyiik 
idi. Hatinma bu diisiince geldi ki, bu all [yiiksek] makam, han- 
gi Peygamberindir veya hangi Velinindir. Boyle dusiimirken, 
bir kac kimse gordiim. Yanlanna vardim, siial eyledim ki, bu 
ali [yiiksek] makam, acaba Enbiyadan, hangi Nebinindir. On- 
lar, dediler ki, hicbir Peygamberin degildir. Belki arab evladin- 
dan bir kimsenindir. Dedim, ben, arab evladindamm, benim 
olmasin. Dediler, Kureysdendir. Ben de Kureysdenim, dedim. 
Dediler, iimmet-i Muhammeddendir. Dedim, ben Muhamme- 
dim. Bana soyleyin ki, iimmetimin hangisinindir. Dediler, Ci- 
har yar-i giizinden Omer bin Hattab "radiyallahii teala anh" 
hazretlerinindir. O kasrda olan huri ve gilmamn nihayeti yok- 
du. Hususi olarak iclerinde, ya Omer, sana mahsus bir huri var 
idi, diller serh edemez ve vasf da edemez. Lakin senin gayretin- 
den, asla yiiziine bakmadim, deyince, hazret-i Omerin goziin- 
den yaslar akip, ya Resulallah! Baksaydiniz ve bana da vasfla- 
rini soyleseydiniz. Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh"; der- 
gah-i izzetde ve Resulullahin huzurunda ne biiyiik sultandir. 
Mertebesi ne yiiksekdir. 

Altinci Menakib: Birgiin Server-i kainat ve mefhar-i mevcu- 
dat [mevcudatin oviindiigii] "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
buyurdular ki, rii'yamda ummetim bana arz olundu. Ciimlesi 

-106- 



onumden gecip, birbir seyr eyledim. Kiminin gomlegi dizinde 
idi. Kiminin dizinden asagi idi. Kiminin dizinden yukan idi. La- 
kin Omeri bir gomlek ile gordiim ki, yerde surunurdii. Sahabe-i 
giizin "ridvanullahi teala aleyhim ecma'in" dediler ki, ya Resti- 
lallah! Nasil ta'bir buyurdunuz. Buyurdular: Din-i mubin ile 
ta'bir etdim. Zira hilafetleri zemani uzundur. Din-i islam dunya- 
ya yayilir. 

Yedinci Menakib: (Mesabih-i §erif)de sahih olarak, Abdul- 
lah ibni Omer "radiyallahii teala anhiima" hazretlerinden riva- 
yet ile soyle yazilidir. Abdullah ibni Omer der ki: Resulullah 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden isitdim. Bu- 
yurdular ki, uyudugum halde, bir kadeh silt ile bana geldiler. 1c- 
dim. O kadar kandim ki, tokluk alameti tirnaklanmda goriildii. 
Sonra artigimi Omer bin Hattaba "radiyallahii teala anh" ver- 
dim. Sahabe-i giizin "ridvanullahi teala aleyhim ecma'in" dedi- 
ler ki, ya Resulallah! Ne ile ta'bir etdiniz. Buyurdular ki, ilm ile 
ta'bir etdim. 

Sckizinci Menakib: (Mesabih-i serif)in sahih hadislerinde, 
Ebu Hiireyre "radiyallahii teala anh" hazretlerinden rivayet 
edilir. Dedi ki, Resulullahdan isitdim: Hazret-i Peygamber "sal- 
lallahu teala aleyhi ve sellem" buyurdular. Rii'yada, kendimi, 
etrafi oriilii kuyu yaninda gordiim. Bir kiiciik kova var idi. O ku- 
yudan o kova ile Allahii tealamn diledigi kadar su cekdim. Son- 
ra Ibni Kuhafe [Ebu Bekr] aldi. O da o kova ile kuyudan su cek- 
di. Bir kova, ya iki kova cekmekde za'iflik var idi. Allahii teala 
za'ifligini afv eder. Sonra o kiiciik kova, biiyiik kova oldu. Ona 
girba derler. Sonra o kovayi bir kimse aldi. Gordiim ki, bu kuv- 
vetli ve kudretli kimse, o kova ile su cekiyor. Bu su ceken Omer 
"radiyallahii anh" idi. Omer "radiyallahii anh" o kadar su cekdi 
ki, kimse o kadar su cekmedi. Insanlar o kuyu yaninda bir yer 
yapdilar. Develer su icdikden sonra, orada cokiip, istirahat eder, 
sonra bir kerre daha su icerler idi. (Mesabih)i serh eden "rahi- 
mehullahii teala" beyan etmisdir ki, hazret-i Resul-i ekrem "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" 
hazretlerine za'if nisbet etmekden, hilafetlerinde bir naks ve 
taksir oldugundan dolayi degil idi. Zira hilafetlerinde o kadar 
cehd ve tehammtil etdiler ki, diger iimmet onun tehammuliin- 

-107- 



den acizdirler. O sebebden ki, hazret-i Aise "radiyallahu anha" 
buyurdular ki; Resulullah hazretleri, obiir aleme goc etdikden 
sonra, arablar miirted olup, nifaki izhar etdiler [fitne cikardi- 
lar]. Babam iizerine mesakkatden ve musibetden oyle seyler in- 
di ki, eger biiyiik daglar iizerine inse idi, dagi kuciiltiip, dagitir- 
di. Belki, za'if nisbet etmeleri, buna isaretdir ki, hazret-i Omer 
zeman-i serifinde, memleket fethi fazla oldu. Islam askeri kuv- 
vetlendi. Hazret-i Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" 
zeman-i serifinde olan fethden fazla idi. Ciinki, Siddikin hilafet- 
leri zemani az idi. Zira iki seneden ziyade halifelik yapmisdir. 
Hazret-i Omerin hilafeti on sene oldu. Ba'zi sarihler [serh 
edenler] dediler ki, hazret-i Peygamber "sallallahix teala aleyhi 
ve sellem" (iki biiyiik kova) buyurduklan iki sene ve birkac giin 
hilafet miiddetine isaretdir. (Allahii teala za'ifligini afv etsin) 
zahiren isaretdir. Hazret-i Ebu Bekr "radiyallahu teala anh" ta- 
rafindan kusur meydana gelmesin. Amma Elhamdiilillah; vila- 
yetlerinde kusur etmediler. Allahii teala za'ifi afv eder; buyur- 
duklarimn vechi bu ola ki, kuyudan su cekmelerinde olan za'if- 
lik, zemani seriflerinde olan irtidada (arablarm miirted olmasi- 
na) ve miinafiklarm cokluguna ve zekat inkar edenlerin olma- 
sindan dolayidir. Magfiret ile diia eylediler, ta isitenler yaninda 
muhakkak ola ki, za'iflik, kendi kusuru ile olmayip, zemanin 
degisikligi dolayisiyledir. 

Dokuzuncu Menakib: Yine (Mesabih-i serff)in hasen hadisle- 
rinde Ibni Omer "radiyallahu anhiima" hazretlerinden rivayet 
edilmisdir. Dediler ki, hazret-i Habibullah "sallallahii teala aley- 
hi ve sellem" buyurdular ki, (Hak teala, dogruyu, Omerin dili ve 
kalbi iizerine koymu§dur). Ya'ni hakkin aciga cikmasi ve yayil- 
masi, onun mubarek lisanlan ve kalbleri iizerinde sabit ve orada 
yerlesmis ve ondan zuhur eder. Yine o hadis-i serifin akabinde 
varid olmus ki, hazret-i Ali "kerremallahii vecheh" buyurdular 
ki, Biz Omerin soylediginin hak oldugunu, kalblerin onun sozii 
ile siikun buldugunu uzak gormezdik. Ya'ni biz uzak sanmazdik 
ki, hazret-i Omer konusur, o seyle ki, miistehakdir. Nefsler onun 
iizerine siikun eder. Kalbler onun iizerine mutmain olur. Hak 
olan, dogru olan soz, onun lisani iizerine yerlesdirilmisdir. 

Onuncu Menakib: Yine (Mesabih-i §erif)in hasen hadis-i se- 

-108- 



riflerinde, Cabir "radiyallahii teala anh" hazretlerinden rivayet 
edilmisdir. Cabir "radiyallahii anh" dedi ki, hazret-i Omer Ebu 
Bekr hazretlerine "radiyallahii teala anhiima" dedi ki, (Ey, Re- 
sulullahdan "sallallahii teala aleyhi ve sellem" sonra, insanlann 
en hayrhsi.) Hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" buyur- 
dular ki, agah ol ya Omer. Sen bana boyle soyledin ise, vallahi 
gercekdir ki, Resulullahdan "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
isitdim. Buyurdular ki, (Omerden hayrh bir kimse iizerine gun 
dogmamisdir.) Yine onun devaminda Ukbe bin Amirden nakl 
edilir ki, hazret-i Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
buyurdular; (Eger benden sonra Peygamber gelmek ihtimali 
olsa idi, Omer bin Hattab Peygamber olurdu.) 

Onbirinci Menakib: Yine (Mesabih)in hasen hadislerinde, 
Biireydeden "radiyallahii teala anh" rivayet edilmisdir: Biirey- 
de "radiyallahii teala anh" haber verdi ki, hazret-i Restil-i ek- 
rem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" gazaya cikdilar. Gaza- 
dan salim ve ganimetler ile dondiikleri vaktde, siyah renkli bir 
cariye gelip dedi ki, ya Resiilallah! Ben nezr etmisdim ki, Alla- 
hii teala hazretleri, eger seni salim ve ganimetler ile geri dondii- 
riirse, senin huzurunda def calayim ve teganni edeyim. Habi- 
bullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki, eger 
nezr etmis isen def cal, eger nezr etmemis isen calma. O cariye 
basladi def calmaga. O sirada Ebu Bekr "radiyallahii teala 
anh" hazretleri geldiler. O cariye def calmayi kesmedi. Sonra 
hazret-i Ah "radiyallahii teala anh" geldi. Yine cariye susmadi. 
Sonra Osman "radiyallahii teala anh" geldiler. Cariye yine def i 
kesmedi. Ondan sonra hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" 
geldiler. Hemen cariye siikut edip, def i yere koyup, iizerine 
oturdu. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdular: 
(Muhakkak seytan senden korkar, ya Omer. Ben otururken bu 
cariye def caldi. Ebu Bekr geldi. Yine caldi. O vakt ki sen gel- 
din, def i yere atip, iizerine oturdu.) 

Onikinci Menakib: Yine (Mesabih-i serif)in hasen hadisle- 
rinde, Aise-i Siddika "radiyallahii teala anna" hazretlerinden 
rivayet edilmisdir. Buyurdu ki: Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri oturmusdu. Bir giiriiltii ve cocukla- 
rin seslerini isitdik. Hazret-i Restil-i ekrem kalkdi. Bakdi ki, ha- 

-109- 



besiler raks ederler. Usaklar etrafinda seyr ederler. Bana dedi 
ki, ya Aise! Gel seyr eyle. Ben de vardim. Cenemi hazret-i Pey- 
gamberin omuzu iizerine koyup, mubarek omuzu ile, mubarek 
basinin arasindan seyr etmege basladim. Bir muddet sonra, ba- 
na buyurdular ki, doymadin mi. Hayir, doymadim, dedim. Mu- 
radim bu idi ki, daha goreyim. Resuliin yaninda ne mikdar kiy- 
metim vardir, bileyim. O sirada hazret-i Omer "radiyallahii tea- 
la anh" cika geldi. Hemen halk habesilerin etrafindan dagildi- 
lar. Hazret-i Peygamber "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bu- 
yurdular ki, (Muhakkak goriirum ki, cinnin ve insanin seytanla- 
n Omerden kacarlar.) Aise-i Siddika buyurdular ki, ben de ge- 
ri dondiim. 

Oniiciincii Menakib: (Me'alimiittenzfl) kitabimn sahibi, 
imam-i Begavi "rahmetullahi teala aleyh" sure-i Enfalde, me- 

al-i serifi (Hicbir Peygamberini yer yiiziinde ) olan altmisye- 

dinci ayet-i kerimesinin tefsirinde, A'mesden, o da Amr bin 
Miirreden, o Ebu Ubeydeden, o Abdiillah bin Mes'uddan bil- 
dirmislerdir. Abdiillah ibni Mes'ud "radiyallahii teala anh" bu- 
yurdular ki, o vakt ki, Bedr giinii oldu. Esirler de beraberlerin- 
de olarak geri doniildii. Hazret-i Resul-i ekrem "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Bu esirler hakkinda ne dersi- 
niz!). Hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" dedi ki, ya 
Resulallah, bunlar kavmindir ve ehlindir. Bunlan koruma alti- 
na ahp, temkinli davranahm. Umid ederim ki, Allahii teala haz- 
retleri, onlara tevbe nasib eyler. Onlardan fidye al. Bize de, 
kiiffar iizerine kuvvet olur. Hazret-i Omer "radiyallahii teala 
anh" buyurdu ki, ya Resulallah! Bunlar seni tekzib etdiler, ya- 
lanladilar. Seni ihrac etdiler. Getir, bunlann boyunlanni vura- 
hm. Aliye buyur, kardesi Ukayhn boynunu vursun. Hazret-i 
Hamzaya buyur, kardesi Abbasin boynunu vursun. Bana bu- 
yur, falan kimsenin boynunu vurayim, diye kendi soyundan bir 
kimseyi soyledi. Ciinki, bunlar kafirlerin reisleridir, dedi. Ab- 
diillah bin Ebi Revaha "radiyallahii teala anh" dedi ki, ya Re- 
sulallah! Odunu cok bir dere bulahm. Bunlann temamini o de- 
reye koyup, sonra bir ates yakahm. Atesde yansinlar. Abbas 
ona dedi ki, rahmetini iyice kesdin. Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretleri siikut etdi. Onlara cevab verme- 
yip, Hane-i serife gitdiler. Sahabe-i giizin "ndvanullahi teala 

-110- 



aleyhim ecma'in" ayn ayn olup, bir firka dediler ki, EM Bekr 
kavline uyanz. Sonra Server-i alem "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" Beyt-i serifinden cikrp, buyurdu ki, Hak Subhanehu ve 
teala ba'zi kisilerin kalbini yumusak kilar. Hatta yagdan daM 
yumusak olur. Ba'zi kisilerin kalbini kati eyler. Hatta tasdan da 
kati olur. Muhakkak ya Eba Bekr, senin mislin Ibrahim aleyhis- 
selam mislidir ki [benzeridir ki], onun hakkinda Allahu teala, 
Ibrahim suresi 36.ci ayet-i kenmesinde mealen, (Bana tabi' 
olan, benim dinimdendir, karsi gelen icin, ya Rabbi sen gafuriir- 
rahimsin!) buyurdu. Ve ya Eba Bekr! Senin mislin hazret-i Isa 
aleyhisselama benzer ki, [ya'ni sen ona benzersin ki], Allahu 
teala, Maide suresi 120.ci ayet-i kenmesinde mealen, (Onlara 
azab edersen, senin kullanndir. Eger afv edersen, aziz ve hakim 
olan sensin) buyurdu. Omere "radiyallahii anh" buyurdu, ya 
Omer! Senin benzerin Musa aleyhisselamdir. [Ya'ni Ona ben- 
zersin]. (Ya Rabbi! Kafirlerin mallarimn seklini degisdir. Sid- 
detli azabi goremeden, imana gelmiyecek sekkle, kalblerini 
bagla, kati et!) [Yiinus suresi 88.ci ayet-i kerime meali.] ve haz- 
ret-i Nuh aleyhisselama benzersin ki; (Ya Rabbi! Yeryiiziinde, 
kafirlerden dolasan hie kimseyi birakma.) [Nuh suresi yirmial- 
tinci ayet-i kerime meali.] buyuruldu. Sonra, hazret-i Fahr-i 
alem "sallallahu teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki, (Bugiin 
bu esirlerden ya fidye ahnacak, ya oldiiriilecekler). 

Abdullah bin Mes'ud "radiyallahii teala anh" buyurdular ki, 
Siiheyl bin Beyda' haric olsun. Zira ben onu isitdim ki, islami 
zikr ederdi. Hazret-i Resul-i ekrem susdular. Ben oyle korkdum 
ki, oyle hie korkdugumu hatirlamryorum. Gokden basima tas 
diisdii zan etdim. O gun Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" Siiheyl bin Beyda' haric buyurdular, ferahladim. Ibni 
Mes'ud, Ibni Abbasdan rivayet eder. Omer bin Hattab dedi ki, 
Hazret-i Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" Ebu 
Bekrin soyledigine meyl etdi, benim soyledigime meyl etmedi. 
O gun gecdi. Ertesi gun oldu. Geldim, gordiim ki, Resulullah ve 
Ebu Bekr, oturmuslar, aglasirlar. Dedim ya Resulallah, bana 
haber verin, Ebu Bekr ile beraber, nicin aglarsimz. Aglamak 
icab eden bir hal var ise, ben de aghyayim. Eger aglanacak bir 
durum yok ise, sizin aglamaniz icin aghyayim. Resulullah haz- 
retleri buyurdular ki, (Eshabim icin aghyorum. Mai karsihginda 

-111- 



esirleri birakdiklan icin, onlara gelen azab bana gosterildi. Su 
agacdan daha yakin oldu) buyurarak, kendilerine yakin bir aga- 
ca isaret etdiler. Allahu teala hazretleri; meal-i serifi (Esirleri 
oldiirmekde acele etmek lazim iken, siz diinya mail icin fidye al- 
magi tercfli etdiniz. Halbuki, Allahu teala sizin, kafirleri kahr 
etmenizi, islam dinine yardim etmenizi istemekdedir. Allahu 
teala aziz ve hakimdir.) olan Enfal suresi 67. ayet-i kerimesini 
gonderdi. Her bir esire fidye olarak kirk vekiyye aldilar. Her bir 
vekiyye kirk dirhemdir. Ibni Abbas "radiyallahii anh" buyurdu: 
Musrikleri katl etmekle ilgili emr Bedr gununde oldu. Musli- 
manlar o giinde az idi. Vakta ki, miislimanlar cok oldu ve salta- 
natlan siddetlendi [giiclendi]. Hak teala meal-i serifi (.... muha- 
rebe sona erince, ya karsihksiz veya fidye ile sahverin....) olan, 
Muhammed suresi 4.cu ayet-i kerimesini inzal buyurup, Allahu 
teala Peygamberini ve mii'minleri esir emrinde muhayyer bi- 
rakdi. Isterlerse katl ederler, isterlerse kole ve cariye ederler. Is- 
terler ise azad ederler. Isterler ise fidye alirlar. 

Abdullah ibni Abbas "radiyallahii teala anhiima" buyurdu- 
lar ki, onceki Peygamberlere ve iimmetleri iizerine ganimet ha- 
ram idi. Ne zeman ki, ganimetden birsey ellerine gecerse, kur- 
ban icin toplarlardi. Semadan bir ates inip, onu yutardi. Bedr 
giinii oldukda, mii'minler, ganimeti hemen aldiklan gibi fidye- 
yi de aldilar. Hak siibhanehii ve teala bu ayeti kerimeyi inzal 
buyurdu. (Ya'ni eger Allahu teala hazretlerinden ganimet ma- 
limn halal olacagi levh-i mahfuzda yazilmasa idi, emr olunma- 
dan aldiginiz fidyeler icin elbette biiyiik azab size erisjrdi.) [En- 
fal suresi 68.ci ayet-i kerimesi meali.] 

Hasen ve Miicahid ve Sa'd bin Cabir demislerdir ki, Allahu 
tebareke ve tealadan hiikm gelmeden kimseye azab olmaz. 
Bedr muharebesinde hazir olanlar ve Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" onlardandir. Hiidadan emr olunmazdan 
evvel, fidye aldiginiz icin, size biiyiik azab erisirdi, denilmisdir. 
Ibni Ishak dedi ki, Bedr gazasina hazir olan mii'minlerin hepsi 
esirlerden fidye almagi hos gordii. Sadece Omer bin Hattab 
"radiyallahii teala anh" Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerine esirleri katl etmegi teklif etdiler. Sa'd bin 
Mu'az "radiyallahii teala anh" dedi ki, ya Resulallah, esirleri 

-112- 



katl etmek bana katl etmemekden daha iyi geliyor. Onun icin, 
Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyur- 
du ki, (Eger semadan azab nazil olsaydi, Omer bin Hattab ve 
Sa'd bin Mu'azdan baska kimse o beladan necat bulmazdi "ra- 

diyallahii teala anhuma"). 

Ondordiincii Menakib: Yine (Me'alimuttenzil)de sure-i Be- 
karada; meal-i serifi (Oruc gecesi, hammlariniza yaklasmamz si- 
ze halal kdindi) olan 185.ci ayet-i kerimenin tefsirinde nakl edil- 
misdir. Tefsir alimleri dediler ki, islamin ilk devrinde, iftar etdik- 
den sonra, yimek ve icmek aksam ile yatsi arasi veya uyuyana 
kadar halal olurdu. Yatsi nemazim kildikdan veya uyudukdan 
sonra yimek, icmek ve cima', ertesi giinu aksama kadar haram 
olurdu. Bir gece hazret-i Omer, yatsiyi kildikdan sonra, taham- 
miil edemeyip, ehline muvakaa etdi [onun ile cima' yapdi]. Gusl 
etdikden sonra, pisman olup agladi. Nefsini levm eyledi [payla- 
di] . Ertesi sabah, Resul-i ekrem "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerinin huzuruna gelip, dedi ki; Ya Resulallah! Ben 
bir hata icin, nefsimden Hak Subhanehii ve tealaya i'tiraz etdim. 
Ben bu gece yatsiyi kildikdan sonra, hanimimin yanina geldi- 
gimde bir giizel koku hissetdim. Nefsim bunu giizel ve sevimli 
gosterdi. Ehlimle yakin oldum. Hazret-i Resulullah "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki, (Ya Omer! Sen bu sekl 
amele layik degil idin.) Hemen sahabe-i giizin icinden birkac ki- 
si de kalkip, Omerin "radiyallahii teala anh" i'tiraf etdigi gibi 
i'tiraf etdiler. Sonra, hazret-i Omerin ve Sahabe-i giizinin hak- 
kinda yukanda zikr olunan ayet-i kerime nazil oldu. 

Onbesinci Menakib: Yine (Me'alimiittenzil)de, Tahrim sure- 
sinde, meal-i serifleri (Eger ikiniz de Allaha tevbe ederseniz 
[Aise ve Hafsa], ne giizel...)- (Olur ki, onun Rabbi, yerinize siz- 
den daha hayrh zevceler verir....) olan 4 ve 5.ci ayet-i kenmele- 
rinin inme sebebi beyamnda haber verilmisdir. isma'il bin Ab- 
diilkahir raviler vasitasi ile Abdullah bin Abbasdan "radiyalla- 
hii teala anh", o da Omer bin Hattab hazretlerinden rivayet et- 
diler. Bir vakt, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri, ezvac-i tahiratdan aynlmak istediler. Bu hadis-i serif 
te'villi zikr olundu. Sonunda hazret-i Omer buyurdu ki, Resu- 
lullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin huzur-i 

- 1 13 - Menakib-i Cihar Yar-i Giizin - F:8 



seriflerine vardim. Dedim, ya Resulallah! Eger hammlannizi 
bosar iseniz, sizin icin sikinti olmaz. Eger sen onlara talak ver- 
mis isen, muhakkak Allahii tebareke ve teala hazretleri senin- 
ledir. Hak siibhanehii ve teala hazretlerine hamd ederim ki, on- 
larla oyle bir kelam ile konusurum ki, Allahii teala benim soy- 
ledigim kavli tasdik eder. Bu ayet-i kerime nazil oldu. [Tahrim 
siiresi 4 ve 5. ayet-i kerimeler.] 

Onaltinci Menakib: Birgiin hazret-i Omer "radiyallahii tea- 
la anh" biryerde oturup, mubarek hirka-i serifini yamarken, ar- 
kasi acik kaldi. Arkasina, Allahii tealanin emri ile bir mikdar 
giines te'sir etdi. Bir mikdar kalb-i senfleri incindi. Giinese dik- 
kat ile bakdi. Allahii tealanin emri ile giines kapkara oldu. 
Alem karanhk oldu. Derhal Cebrafl aleyhisselam, Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerine gelip, dedi ki: 
Ya Resulallah! Hak siibhanehii ve teala sana selam eder. Ve 
buyurur ki, Omere emr edesin ki, giinese sefkat nazan ile bak- 
sin. Yoksa giines, kiyamete dek, bu hal iizere kahr, dedi. Haz- 
ret-i Muhammed-il Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sellem", 
hazret-i Omeri huzur-i seriflerine cagirdi. Buyurdu ki, ya 
Omer! Allahii teala emr buyurdu ki, Omer, giinese sefkat naza- 
n ile nazar etsin. Yoksa, kiyamete kadar giines boyle kahr. 
Hazret-i Omer "radiyallahii anh" serefli emrlerine uyarak, gii- 
nese sefkat nazan ile bakdi. Allahii tealanin izni ile giines evvel- 
ki gibi miinevver oldu. Var bundan kiyas et ki, hazret-i Omer 
"radiyallahii teala anh" ne biiyiik sultan imis. 

Onyedinci Menakib: Ebul Mu'in Nesefi "rahmetullahi 
aleyh" (Temhid) adindaki risalesinde beyan etmisdir. Ebu 
Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" hazretlerinin vefati yak- 
lasdi. Osman bin Affan "radiyallahii teala anh" hazretlerine bu- 
yurdu ki; Soylediklerimi yaz. Osman "radiyallahii anh" ne ya- 
zayim, dedi. Buyurdular ki; (Yazin, Bismillahirrahmanirrahim. 
Bu Allahii tealanin Resulunun halifesi Ebu Bekrin, diinyadaki 
son giinii, ahiretdeki ilk giiniiniin vasiyyetidir. Ben Omer bin 
Hattabi halife secdim. Ona ita'at edin. Oyle zan ediyorum ki, 
adalet eder. Yamlmissam gaybi ancak Allahii teala bilir.) Saha- 
be-i giizin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" hazretlerinin 
hepsi hazret-i Omerin "radiyallahii teala anh" hilafetine razi ol- 

-114- 



dular. Hususf olarak hazret-i All "radiyallahii anh" razi oldu. 
Seve seve once bi'at etdi. Zira Resul-i ekrem "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerinden isitmis idi. Buyurdular ki: 
(Benden sonra iktida' edin [tabi' olun] o kimselere ki, onlar 
Ebu Bekr He Omerdir "radiyallahii anhiim"). 

Onsekizinci Menakib: Alimler ittifak etmislerdir. Hazret-i 
Omerden "radiyallahii anh" evvel ve sonra, dunyada kimseye 
hazret-i Omer "radiyallahu teala anh" dirligi gibi [idaresi gibi] 
dirlik verilmedi. Kimse onun yoluna varamadi. Hilafetde haz- 
ret-i Omer "radiyallahu teala anh" soyle idi. Dicle nehri kena- 
rinda koyun giiden cobanin, bir koyunu zayi' olsa, korkanm ki, 
onu Allahii teala hazretleri nicin cobanin koyunlanni gozetme- 
din diye benden sorar, der idi. Rivayet olunur ki, bir gun haz- 
ret-i Omer "radiyallahu teala anh" ogle sicaginda kendi soyu- 
nup, sadaka develerini baghyordu. Dediler, ya Emir-el-mu'mi- 
nin! Nicin sen ken din zahmet cekersin. Bir kisiye buyurun, o 
baglasa, olmaz mi. Buyurdu ki, bunlar fakirlerin hakkidir. Ciin- 
ki, Allahii teala beni bunlara coban etdi. Fakirlerin islerini ken- 
dim gormem lazimdir. Zira ahiretde benden sorarlar. Bir kisi 
dedi, ya Emir-el-mu'minin! Sana yakin olanlann islerini sen 
kendin goriirsiin. Uzak olanlann isini nasil goriirsiin. Buyurdu 
ki, insaallahii teala bir sene gezecegim. Nice giicii yetmez, fakir 
ve hastalar vardir. Kendim onlann kapilanna vanp, ihtiyaclan- 
m gorecegim. Hazret-i Omer "radiyallahu teala anh" her yere 
bir emir veya amir gonderirdi. Ona bir vasiyyetname verirdi. 
Ne yapmalan icab etdigini bildirirdi. Der idi ki, eger dedigim- 
den disan cikarsaniz, ben senden bizanm. Bir kagid da o tara- 
fin reayasina [ehalisine] gonderirdi. Eger bu kisi benim dedigim 
yerde emrlerime uyar ise, emrine mutf olunuz. Eger uymaz ise 
mutf olmayimz. 

Abdurrahman bin Avf der ki, hazret-i Omer "radiyallahu 
teala anh" geceleri sehri gezer, kontrol ederdi. Bir gece benim 
evime geldi. Ya Abdurrahman, bu gece sehrin kenanna bir ker- 
van geldi. Korkanm ki, esyalan kaybolur. Gel, gidip, bu gece 
onlan bekleyelim, dedi. Vardik, sabah oluncaya kadar onlan 
bekledik. Ramezan-i serifde teravih nemazim cema'at ile kil- 
mak, hazret-i Omerden kaldi. Eslemiyi beytiil-mala emin ta'yin 
etmisdi. Birgiin Eslemiden sordular ki, hie hazret-i Omerin bey- 

-115- 



tul-maldan herhangi birsey aldigi oldu mu. Dedi ki, eger, ehl ve 
lyalinin nafakaya ihtiyaci olursa, beytul-maldan odunc alirdi. 
Eline mal gecince, yine yerine koyardi. Hazret-i Omerin "radi- 
yallahii anh", kuru arpa ekmegi yimek adeti idi. Kalin kumas- 
dan gomlek giyerdi. Bircok gazalar yapdi. O kadar vilayetler 
feth eyledi ki, o kadar mal ve menal onun katina geldi ki, kim- 
seye o kadar gelmedi. Arab ve acem ve rum begleri ikramlar 
edip, hukmiine bas egdiler. O kadar sehr imaret eyledi ki, had 
ve hesabi yokdu. Mesrik ve magrib arasi, ta Ceyhuna ve Azer- 
baycan, Horasan derbendine ve Umman, Kirman, Misr, Sam ve 
Ruma vanncaya kadar; biitiin beldeler onun hiikmiine bas egdi. 
Hatta, rivayet olundu ki, hazret-i Omerin "radiyallahii anh" ze- 
man-i seriflerinde, sekizbin cami'i serifde cum'a kilmak miiyes- 
ser olmusdur. Biiyiik gazalar yapmisdir. Bu kadar memleketle- 
ri feth eylemek, ezelde ona takdir olmusdur. Her nereye asker 
gonderse, mensur ve muzaffer olup, salimen, ganimetler ile ge- 
riye donmiislerdir. Ordusu hie maglub olmamisdir. Tedbirli ve 
tedarikli ve adaletli idi. Hilafeti zemamnda yimesi ve icmesi hie 
degismedi, fazlalasmadi. Hicbir zeman hatirlanna kibr gelmedi, 
buyiiklenmedi. Sonu pismanhk, uziintii olacak is yapmadi. Bun- 
lar (Taberf tarihi)nden ahnmisdir. 

Ondokuzuncu Menakib: Hazret-i Omer "radiyallahii anh" 
hilafet makamina gecdikden sonra, kizi hazret-i Hafsa "radi- 
yallahii anna" ki Resulullahin "sallallahu aleyhi ve sellem" ez- 
vac-i mutahheralanndandir, muhterem babalanni gormege 
vardilar. Mubarek yiizlerini gordiikde, iizerinde olan hirkamn 
oniki yerde yamasi var. Hatta yamanin ikisi deriden idi. Hafsa, 
babasim bu hirka ile goriip, hatir-i serifleri mahzun olup, dedi 
ki, ey devletlim ve goziim nuru babam. Bu hirkayi bir fakire 
verseniz. Kendi arkaniza bir yeni hirka yapsaniz, caiz olmaz 
mi? Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" buyurdular ki, ki- 
zim, sen Fahr-i alem hazretlerinin halali idin. Sen ona bizden 
yakin idin. Bilmez misin ki, Server-i alem bu diinyayi deniden 
[aleak diinyadan] neler cekmisdir. Ne mertebe sakinmisdir. 
Diinyayi hor ve zelil edip, emri altina almisdir. Ahirete tesrif 
etdikde, bana vasiyyet edip, (Ya Omer, kiyamet giiniinde, be- 
nim ile ve Ebu Bekr ile bulusmak istersen, yolumuzdan aynl- 
ma) diye buyurmadi mi? 

-116- 



Yirminci Menakib: Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" 
halite iken, hazret-i Nu'mani "radiyallahii teala anh" serdar ya- 
pip, acem diyanna gonderdi. Nihavend ile Hemedani feth etdi- 
ler. Bir meciisi acem, Mugirenin elinde esir iken, koynundan bir 
kutu cikanp, dedi ki, babam bana bu kutuyu verdigi zemanda, 
vasiyyet etmisdir ki, padisah oldugun vakt bunu acasin. Ben 
simdiden sonra padisah olacak degilim, deyip, kutuyu Mugire 
hazretlerine teslim eyledi. Mugire "radiyallahii teala anh"da, 
kutuyu eline ahp, biitiin islam askeri icinde acip, gorduler ki, ici 
cok kiymetli miicevher ile doludur. Hepsi dediler ki, bu kutu 
ceng ile ahnmamisdir. Yine bunu aym seklde, Emir-iil mu'mi- 
nin Omer "radiyallahii teala anh" hazretlerine gonderelim. O 
kutuyu bir kutu icine koyup ve miihiirleyip, hazret-i Omere 
gonderdiler. Hazret-i Omer de kutuyu Eshab-i giizin arasinda 
acip, gordukden sonra, gotiiren kimseye, bu da gazilerin hakki- 
dir. Satsinlar, akcesini, gazilere taksim etsinler diye emr etdi. 
Sonra o kutuyu yine islam askeri icine gonderip, etrafdan gelen 
zenginler toplamp, satin aldilar. Otuzbin kisinin her birine 
onarbin akce diisdii. Husiisan, once maglub etdikleri askerin 
malmdan beytiilmal icin besde bir ayrildikdan sonra, adam ba- 
sina altmis bin akce hisse diismiis idi. Altindan ve giimiisden 
gayri cok mal ve ganimet elegecmis idi. Bu gazalarda tahsil olu- 
nan mal ve ganimetlerden, hazret-i Omer "radiyallahii teala 
anh" bir habbesini kabul etmezdi. Ciimlesini fakirlere ve gazi- 
lere sarf ederdi. (Taberi tarihi)nden ahnmisdir. 

Yirmibirinci Menakib: Yine Taberi tarihinden ahnmisdir. 
Hicretin yirmiuciincii senesi idi. Birgiin Omer bin Hattab "ra- 
diyallahii teala anh" hazretlerine bir asiretin zulmiinden sika- 
yet etdiler. Iran tarafinda bir asfret vardir. San'atlan haramflik- 
dir. Miislimanlarin yollanni basarlar. Mallanni ahrlar. Imana 
gelmezler. Miislimanlara kansmazlar. Hazret-i Omer "radiyal- 
lahii anh" Mesleme bin Kaysi onlann iizerine gonderdi. Mesle- 
me asker ile vanp, onlan dine da'vet etdi. Kabul etmediler. 
Cizye verin dedi, kabul etmediler. Ceng eylediler. Mesleme on- 
lann erkeklerini kirdi. Kadinlanni esir aldi. Mesleme ganimet 
mahnin besde birini beyt-iil-mal icin ayirdi. Bir kutu ile kiymet- 
li taslar eline gecmisdi. Omer "radiyallahii teala anh" hazretle- 
rine, besde bir mal ile o kutuyu, miislimanlarin nzasi ile arma- 

-117- 



gan gonderdi. O gonderdigi kisi rivayet eder ki, Medine-i mii- 
newereye geldim. Gordiim, hazret-i Omer "radiyallahu teala 
anh" yemekler pisirip, mescidde fukaraya yidirirdi. Zira adet-i 
senfesi bu idi ki, beyt-iil-maldan fakirler icin giinde bir deve 
kesip, pisirip, yidirirdi. Yemek yinirken, kendisi mubarek eline 
bir asa alip, ayagi iizerine durup, yiyenleri gozetirdi. Ekmek ve 
as lazim oldukca, goturiip verirdi. O kisi der ki, hazret-i Omeri 
bu hizmeti yaparken gordiim. Sabr edip, bekledim. Hazret-i 
Omer isini bitirip, evlerine geldiler. Ben de arkasindan vardim. 
Bana, iceri girin dedi. Iceri girdim. Hazret-i Omerin hatunu ki, 
Ummii Gulsumdiir. Hazret-i Alinin "radiyallahu teala anh" ki- 
zidir. Hazret-i Fatimadan olmusdur. Gordiim ki, iizerinde bir 
eskimis fistan giymis, oturur. Evinin icinde, bakdim, bir eskimis 
kilim, iki yasdikdan gayri nesne gormedim. O yasdiklar da hur- 
ma lifinden idi. Hazret-i Omer "radiyallahu teala anh" kilim 
iizerine oturup, yasdigi benim altima verdi. Oturdum. Sonra, 
Ummii Giilsiime, hie bizim icin yemek pisirdin mi, dedi. Dedi 
ki, ya Emir-el mii'minin, yalmzhk sebebi ile bugiin yemek pisi- 
remedim. Kalkip, bir canaga bir mikdar zeytinyagi koyup, icine 
biraz tuz koydu. Bir parca arpa ekmegini hazret-i Omerin onli- 
ne getirdi. Ben de hazret-i Omerin hatin icin beraber yidim. 
Ondan sonra, o hediyye kutusunu cikanp, hazret-i Omerin 
oniine koydum. Hazret-i Omer "radiyallahu teala anh" bu ne- 
dir, dedi. Mesleme bin Kays bunu size gonderdi. Miislimanlar 
da hisselerinden gecdiler. Hepsinin nzasi ile bunu sana arma- 
gan gonderdiler, dedim.. Hazret-i Omer onu gordiikde, muba- 
rek iki ellerini dizi iizerine koyup, agladi ve dedi ki: Hak Siib- 
hanehii ve teala hazretleri Omere bu kadar nesneler verdi. 
Omerin gozii ve karni doymadi. Bununla doyar mi, dersin. Yii- 
rii bu kutuyu Meslemeye gotiir ve de ki, bir daha bunun gibi is 
yapmasin. Miislimanlarm nasibini kimseye gondermesin. Bu 
cevahirleri satsin, miislimanlara dagitsin. Cabuk git. Eger dagil- 
mis iseler, Meslemeye bir is ederim ki, miislimanlara ibret olur. 
O kimse dedi, ya Omer te'cil eyle. Emir buyurursan, benim bi- 
necegim yok. Ben gidinceye kadar gee olur. Buyurdu, sadaka 
develerden iki deve getirdiler. Bana verdi. Buyurdu, bu deve- 
lere nobetle binip, oraya vannca, senden daha miistehak ve da- 

-118- 



ha fakir bir kisi bulup, bu develeri ona ver. O kisi dedi: Gecik- 
mis olarak Medfneden cikrp, o makama erisdim. Kutuyu Mes- 
lemeye verdim. Durumu soyledim. Mesleme de o cevherleri 
otuz bin altina satip, orada bulunan gazflere bolusdurdii. 

Yirmiikinci Menakib: Hazret-i Omerin "radiyallahii anh" ze- 
man-i seriflerinde, Sam sehri civannda, bir kal'ayi muhasara et- 
diler. Allahti tealanin hikmeti ogle vakti yaklasdi. Feth mtiyesser 
olmadi. Hazret-i Omer gadaba gelip, islam askerinin hepsini hu- 
zuruna cagmp, bu ana kadar kal'amn feth olunamamasimn sebe- 
bi nedir. Kafirler kimlerdir ki, islam askerine karsi koyarlar. 
Aramzda zahiren bir hata sadir olmus kimse olmasa, bu kadar 
dayanamazdi, diye siddetli azarladi. Eshab-i tahire vanp, herbi- 
risi tevbe ve istigfar ile mesgul oldular. O esnada Eshab-i giizin- 
den birisi aghyarak, hazret-i Omerin "radiyallahii teala anh" hu- 
zurlanna gelip, dedi ki, ya Emir-el-mii'minin, bu gece tehecciide 
kalkdigim vakt, karanhk oldugundan, misvakimi arayip, bulama- 
dim. Misvaksiz nemaz kildim. Var ise benim hatamdandir. Haz- 
ret-i Omer "radiyallahii teala anh" buyurdu ki, tevbe ve istigfara 
devam eyle. Bir saat gecmeden kal'a feth oldu. 

Simdi, ey mii'min kardeslerim. Islam askerine lazim olan bu- 
dur ki, dogru yoldan disan bir adim atmazlar. Boylece, vardik- 
lan yerlerde yiiz akhklar edip, fethler miiyesser olur. Yoksa 
cevr ve zulm ne diinyaya ve ne ahirete yarar. Zalimler diinyada 
ve ahiretde perisanhkdan kurtulamazlar. Hatta nice mu'teber 
kitablarda mesayih-i izam rivayet buyurmuslardir: Bir asker 
zulm iizerine olsa, Allahii tebareke ve teala, muharebe safinda, 
diismanla karsilasinca, o zalim askerin kalbine vehm ve korku 
verip, diisman iizerine galebe etmeden firar eder. Ceng etmege 
asla iktidan olmaz. Ba'zi mesayih rivayet etmisdir ki, zulm mu- 
harebe mahallinde, bir kerih sekle girip, hemen muharebeye 
baslamnca, zalimlerin gozlerine korkulu goriiniip, savasmaga 
mecalleri kalmayip, firara baslarlar. Allahii teala alimdir. Boy- 
le haller cok olmus, tecribe olunmusdur. Allahii teala nefsleri- 
mizin serrinden, cirkin isleri yapmakdan hepimizi muhafaza bu- 
yursun. 

Yirmiucuncu Menakib: Hazret-i Omer "radiyallahii teala 
anh", hilafeti zemamnda, rum padisahina adam gonderip, dine 

-119- 



da'vet eyledi. Rum padisahi da kiymetli hediyyeler ile elci gon- 
derdi. Elci Medine-i miinevvereye geldi. Hediyyesini alip, haz- 
ret-i Omer "radiyallahu teala anh" ile bulusuldugu mahalde, 
hazret-i Omer, bir kadincagizin divanni yapiyor idi. O halde 
iken, haber verdiler ki, rum padisahinin elcisi geldi. Emriniz 
nedir. Buyurdular ki, soyleyin, gelsin. Ellerinizi yikayip, bir 
yerde otursaniz, olmaz mi, dediler. Razi olmadi. Ne yapsinlar. 
Elciyi caginp, hazret-i Omer ile bulusdurdular. Elci, hazret-i 
Omeri bu halde goriip, dedi ki, arab padisahi bu mudur. Eger 
boyle oldugunu bilseydim, gelmezdim. Rum padisahi da beni 
buraya gondermezdi. Hazret-i Omer iki mubarek parmaklany- 
la isaret edip, buyurdular ki, eger gondermeseydi, onun iki go- 
zunti cikanrdim. Tarih yazdilar ki, meger hazret-i Omer boyle 
isaret etdigi gibi, rum padisahi oturdugu yerde iki balcikh par- 
mak gelip, iki gozunu cikardi. Hatta parmaklannin balcigi iki 
goziiniin iizerinde yapisip kaldi. Her ne kadar ugrasdilar ise de, 
gidermek miimkin olmadi. Bir zemandan sonra elci, izin ahp, 
rum padisahina geldiginde, gordii ki, iki gozii de a'ma olmus. 
Sebebini siial eyledi. Ahvali anlatdilar. Ta'acciib edip, o da haz- 
ret-i Omer ile gecen ahvali bunlara bildirdi. Ba'zi rivayetlerde, 
rum padisahinin elcisi geldigi vakt, Eshab-i giizin "ndvanullahi 
teala aleyhim ecma'in" hazret-i Omerin "radiyallahu anh" ya- 
ninda otururlar idi. Hazret-i Omer, hurma lifinden bir gomlek 
giymis, dokuz yerinden yamanmis idi. Acaba, sultamm, muba- 
rek arkaniza bir kaftan alsaniz caiz olmaz mi, dediklerinde, he- 
men hazret-i Omer "radiyallahu anh" gadaba gelip, dedi ki: 
Daha bu i'tibar gormek arzusundan kurtulmadiniz mi. Din-i is- 
lamda kudreti boyle mi fehm etdiniz. Bize din-i islamin serefi 
yetmez mi. Din-i islamdan efdal ve esref bir nesne varmidir ki, 
ona i'tibar edersiniz. Bu se'adet ve bu devlet ki, Hak siibhane- 
hii ve teala hazretleri bize ihsan eylemisdir. Kime miiyesser ol- 
musdur ki, din-i islam tacini basimiza koydu. Ser'i serifi Mu- 
hammedi elbisesini arkamiza giydirdi. Kalbimizi kelime-i seha- 
det ile munevver eyledi. Allah, Allah! Din-i islam kadrini bil- 
memissiniz. Ancak kendinizi halka libas ile mi gostermek ister- 
siniz. O seklde gadaba geldi ki, belki kimse oyle gadaba gelme- 
misdir. Soyliyenler pisman olup, artik, cevaba kadir olmayip, 
baslanni asagiya egip, siikut eylediler. Simdi, bizim sultanlan- 

-120- 



miz bu hal ile dunyada gecinip, asla i'tibar etmeyince, bize de la- 
yik olan budur ki, onlann yolunu gozetip, kiyamet gununde, Al- 
lahti tealamn huzuruna ve Habibullahin "sallailahu teala aleyhi 
ve sellem" huzuruna vardikda mahcub olmayalim. 

Yirmidordiincii Menakib: Hazret-i Omer "radiyallahu teala 
anh" halife iken, bir gun mescidde oturuyordu. Rum kayserinin 
elcisi geldi. Ba'zi hediyye ve bir dogan, bir tazi, bir sise zehr de 
getirdi. Dedi ki, ya halife. Bu tazi oyle bir tazidir ki, her nereye 
salar isen, avini yakalar, kacirmaz. Avi ondan kurtulmaz. Bu 
dogan da bir dogandir ki, hangi kusa salarsaniz, hie aman ver- 
meyip, ahr. Asia bir kus pencesinden halas olmaz (kurtulamaz). 
Bu sise icinde olan zehr, oyle bir zehrdir ki, bir katresini insana 
icirseler, o anda Slur, bunun ilaci olmaz. [Ya'ni o kisi kurtula- 
maz]. Tuhaf nesne olup, padisahlar hazinesinde bulunmasi la- 
zimdir ve layikdir diye, rum sultani kayser gondermisdir. Haz- 
ret-i Omer "radiyallahu teala anh" buyurdu ki, kus nedir ki, in- 
san onunla mesgul olup, ondan ne faide hasil eder. Ehl-i hal 
olan onu eline ahp, amellerini bosa cikarmaz, deyip, baglanni 
cikanp, sahraya sahverdi. Kelb [kopek] nedir ki, insan ona talib 
ve ragib olup, o mekruhu evine koysun ve ardinca gezip, yurii- 
siin. Onun da zincirlerini ahp, azad eyleyip, serbest birakdi. On- 
dan sonra o icinde zehr olan siseyi mubarek eline ahp, dedi ki, 
benim dunyada nefsimden biiyiik diismamm yokdur. O zehri 
(Bismillahirrahmanirrahim) deyip, temamini icdi. Elci bu hali 
goriince, sasirip, mescid kapisinda durdu. Bir zemandan sonra 
gelip, hazret-i Omere bakdi. Gordii ki, hazret-i Omer "radiyal- 
lahii teala anh" evvelki gibi devlet ve se'adetle, sihhat ve sela- 
metde oturur. Hemen yerinden kalkip, hazret-i Omerin "radi- 
yallahii teala anh" ayaklanna yuziinii ve goziinii siiriip dedi ki, 
ya halife, bana imam anlat. Hazret-i Omer "radiyallahu teala 
anh" elciye kelime-i sehadet telkin etdi ve elci, musliman oldu. 
Ondan sonra elci, rum kayserine gitmeyip, geri kalan omrunii 
Omerin "radiyallahu anh" hizmetinde gecirdi. 

Yirmibesinci Menakib: Hazret-i Mevlana Abdurrahman Ca- 
minin "kuddise sirruh" (§evahid-iin Niibiivve) adh kitabindan 
acemilere kolayhk olmak icin terceme olunmusdur. Hazret-i 
Omer "radiyallahu teala anh" halife iken, Eshab-i Giizin "ndva- 

-121- 



nullahi teala aleyhim ecma'in" hazretlerinden birisini serdar 
(komutan) ta'yin edip, islam askeri ile gazaya gondermisdi. As- 
kerler gitdikden sonra, bir gun hazret-i Omer "radiyallahti teala 
aim" oturdugu yerde, tic kerre sesli olarak lebbeyk dedi. Hicbir 
kimse bunun sirrina vakif olmayip, sormaga da kimse cesaret 
edemedi. Zira Omer "radiyallahti teala anh" cok fazla sank idi. 
Kimse teklifsiz huzurlannda soz soyleyemezdi. Bu halin oldugu 
gtintin tarihini yazdilar. Gorelim bunun ash nedir, dediler. Bir 
zeman sonra o serdar ve askerleri, nice fethler yapip, salimen ve 
ganimetler ile geri geldiler. Serdar, hazret-i Omere "radiyallahti 
teala anh" sefer ahvalini bir bir anlatdi. Hazret-i Omer buyurdu 
ki; ya o yigidin hali ne oldu, dedi. O da, dedi ki, Allahti teala haz- 
retlerine ma'lumdur, ya Omer! Kasd ile olmadi. Soyunup, suya 
girdi. Meger o su gayet soguk olup, takat getiremeyip, tic kerre; 
ya Omer diye bagirdi ve rtihunu teslim etdi. Hazret-i Omer "ra- 
diyallahti teala anh", benden sonra adet olmayacagini bilsem, se- 
ni katl ederdim. Amma var, o yigidin evladina akca borcunu ver, 
ya'ni diyetini ode, diye tenbih eyledi. Hazret-i Omer "radiyalla- 
hti teala anh" bu mertebe adil idi. Askerin ahvaline cok fazla 
alaka gosterirdi. Hatta o yigidin vefat etdigi yer bir ayhk yol idi. 
Bu uzakhkdaki yoldan cagirdigi gibi, Medine-i mtinevverede, iz- 
zet ve se'adet ile oturdugu yerde, o yigidin bagirmasim isitip, tic 
kerre "lebbeyk" demesinin sebebi bu idi. 

Yirmialtinci Menakib: Vettin stiresinin tefsirinde yazilmisdir 
ki, Mesrik tarafinda bir yer var idi. Adina Bahreyn derlerdi. 
Orada yilda bir kerre ejderha cikardi. Cabilka sehrine gelip, ona 
her sene bir oglan verirlerdi. Onu yiyip, ondan sonra geri doner 
giderdi. Bir sene bir fakir kimseye nobet geldi. O bicarenin de 
bir oglu var idi. Ejderhamn gelme vakti de yaklasmisdi. O faki- 
rin oglunu verecekler, ejderha yiyecekdi. O fakir mtithis lzdirab- 
da iken, hazret-i Omerin "radiyallahti teala anh" mubarek hane- 
lerine vardi. Cigerini daglayip, gozyaslan dokerek dedi ki, ya 
emir-el-mii'minin, ya halife-i rtiy-i zemin! Reva midir [uygun 
mudur], senin se'adetli zemamnda, benim gibi bir miskin lzdi- 
rabda olsun. Senin yaninda iken, ben zahmet cekeyim, uygun 
mudur? Hazret-i Omer "radiyallahti anh" buyurdular ki, sebebi 
nedir, bize haber ver. O derdli adam dedi: Ya Emir-el-mii'mi- 
nin. Ben Cabilka sehrinden gelirim. Senede bir kerre Cabilka 

-122- 



sehrimize bir ejderha gelir. Bir evden bir oglan verirler. Ejderha 
o oglani yutar. Ondan sonra geri doniip, gider. Ertesi sene bir 
daha gelir. Bu sene nobet ben fakire geldi. Benim bir tek oglum 
var. Baska yokdur. Benim derdim budur deyip, feryad, figan et- 
di. Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" mubarek eline kalem 
alip, bir kagida yazdi. Dedi ki, ey ejderha! Simdiden sonra sen o 
sehre artik gelip, oglan almiyacaksin. Eger gelecek olur isen, Al- 
lahii tealamn Habibi ve Resulii Muhammed Mustafa "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" hakki icin, oraya gelip, seni atese atip ve 
viicudunu diinyadan yok ederim. O yazdigini, o fakirin eline 
verdi. Fakir, Cabilka sehrine gidip, sehrin ehalisine haber verdi. 
Hepsi sevindiler. O kagidi alip, ejderhamn yolu iizerine koyup, 
gozetdiler. O ejderha da gelip, o yol iizerinde o kagidi gordiigii 
gibi, yiiziine ve goziine suriip, opiip, basi iizerine koyup, o an ge- 
ri dondii. Artik o sehre gelip, oglan istemedi. Hak Siibhanehu ve 
tealamn kudreti ile ve Fahr-i kevneyn ve Resul-i sakaleyn haz- 
retlerinin mu'cizesi ve hazret-i Omerin "radiyallahii teala anh" 
kerameti ile, bu sehr halki, bunun gibi ejderhamn serrinden ha- 
las oldular [kurtuldular] . 

Yirmiyedinci Menakib: (§evahid-iin niibiivve)de beyan 
olunmusdur. Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" zeman-i 
seriflerinde, Amr ibni As "radiyallahii teala anh" hazretlerini, 
Misr iizerine gonderdi. Misn feth etdi. Amr ibni Asi Misra ha- 
kim (vali) ta'yin eyledi. Bir kac aydan sonra, Misr ehalisi Amr 
ibni As hazretlerinin huzuruna vardilar. Dediler, bu Nil lrmagi- 
nin bir adeti vardir ki, onsuz tasmaz ve suyu kesilir. Amr ibni 
As dedi ki, o adet nedir. Dediler ki, adeti odur ki, iizerimizde 
olan aydan on iki gun gecince, bir kiz cocugu buluruz. Anasini 
ve babasim mal ile razi ederiz. O kizi nefis elbiseler ile siisleyip, 
Nil irmagina birakinz. Amr ibni As "radiyallahii teala anh" bu- 
nu isitip, bu bir yaramaz isdir. Islamda boyle bir is olmamasi la- 
zimdir. Muhakkak islam, biitiin kotii adetleri ortadan kaldir- 
misdir. O tarihden tic ay gecdi. Nil nehrinin suyu artmadi. Eha- 
lisi baska yerlere goc etmege basladilar. Hazret-i Amr, bu hali 
gordii. Emir-iil-mii'minin Omer "radiyallahii teala anh" haz- 
retlerine mektub yazip, bildirdi. Hazret-i Omer mektubu oku- 
du. Cevabinda yazdi ki, iyi etmissin. Savab olmusdur. Mektu- 

-123- 



bumun icine bir parca kagid koydum. Onu Nil irmagina birak. 
Mektub Amr'a geldi. O kagidda su satirlar yazili idi. (Omer-ib- 
niil Hattabdan Misnn Nil nehrine. Onceden akiyor idin. Simdi 
akmiyorsun. Vahid ve Kahhar olan Allahii teala seni akitir. Se- 
nin akman icin Vahid ve Kahhar olan Allahii tealaya diia edi- 
yorum.) Amr bin As o kagid parcasim, Nil nehrine birakdi. Er- 
tesi giin, Nil nehri onalti arsin yukan kalkip, su seviyesi yiiksel- 
di. O vaktden sonra, o yaramaz adetden Misr ehalisi kurtuldu- 
lar. imam-i Miistagfiri "rahimehullahu teala" haber verdi ki, 
hazret-i Musa "salevatullahi ala nebiyyina ve aleyh" Al-i Fir'av- 
nin iizerine beddiia eyledi. Hak Siibhanehii ve teala Nil lrmagi- 
nin suyunu kesdi. Halk etrafa dagilmaga basladilar. Sonra top- 
lamp, hazret-i Musa aleyhisselama gelip, tedarru' kildilar. Bi- 
zim icin diia eyle, ki Nil geri revan olsun [geri aksin]. Hazret-i 
Musa aleyhissalatii vesselam belki imana gelirler diye diia eyle- 
di. Sabah oldu. Gordiiler ki Nil onalti zra' yukan kalkip, akar. 
Hak Siibhanehii ve teala o ihsani, iimmet-i Muhammedden 
Omer "radiyallahii teala anh" hazretlerine keramet olarak ver- 
di. Var kiyas eyle ki, ne mertebe sultan imis. 

Yirmisekizinci Menakib: Hazret-i Omerin "radiyallahii tea- 
la anh" kuvvet-i kudsiyeleri ve ruhaniyyetleri bu mertebe idi 
ki, her kim karsisina gelse, yalan soylemek kasd eylese, dili var- 
maz idi. Dogru soylerdi. Bir mii'min ile bir miinafik karsisina 
vardikda da, soylemeden onlan fark ederdi. Zira suretlerine 
bakmayip, siretlerine nazar ederdi. Onun icin yiiksek sanlanna 
uygun olarak Omer-iil Faruk denilmisdir. Dostlugu ve adaveti 
Allahii teala icin ederdi. Gayretli idi. Ileriyi goriicii, tedbir sa- 
hibi idi. Nice kerre, goriislerine uygun ayet-i kerime nazil ol- 
musdur. 

Yirmidokuzuncu Menakib: Hazret-i Omer "radiyallahii 
teala anh" hilafeti zemamnda, Sam sehrine gitmek icab etmis- 
di. Se'adet ve izzetle, Eshab-i giizinden "ndvanullahi teala 
aleyhim ecma'in" bir cema'ati de yanlanna ahp, Medine-i Mii- 
nevvereden cikip, yola revan oldular. Hazret-i Omerin bir de- 
veden baska binecegi yokdu. Mugire adh bir kole var idi. Bir 
saat hazret-i Omer "radiyallahii anh" o deveye binerdi. Mugire 

-124- 



piyade olunca [yaya kalinca], deveyi yederdi. Bir saat Mugire 
binerdi. Hazret-i Omer oniinde piyade olurdu. Allahii tealamn 
hikmeti, Sam sehrine girecekleri vakt, deveye binmek nobeti 
Mugifeye gelmisdi. Eshab-i giizin, hazret-i Omere geldiler, de- 
diler ki, efendim, ihsan eyleyin. Bu saatde deveye se'adetle si- 
zin binmenizi rica ederiz. Hazret-i Omer buyurdu ki, once no- 
bet benim idi, bu saat nobet Mugirenindir. Deveye nicin ben bi- 
neyim. Eshab-i giizin dediler ki, bugiin Sam sehrine girilecek- 
dir. Sam sehrinin biitiin ileri gelenleri, cenabiniza karsi cikarlar 
[sizi karsilamaga gelirler]. Onlar ath, siz halite iken yaya yurii- 
mek miinasib degildir. Lutfunuzdan iimmid ederiz ki, ricamizi 
makbul tutup, red etmeyiniz. Hazret-i Omer "radiyallahii teala 
anh" huzursuz olup, dedi ki, siz bu evhamdan kurtulmadiniz 
mi? Islam dininin kadrini boyle mi anladimz. Bize islam serefi 
yetmez mi. Islam dininden ekrem ve esref bir nesne var midir. 
Bu se'adet ve bu devlet ve bu izzeti Allahii teala hazretleri bize 
ihsan eylemisdir. Din-i islam tacini basina koymak, kime mii- 
yesser olmusdur. Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" getirdigi islam elbisesini arkamiza giydirdi. Kelime-i seha- 
deti dilimize cirag eyledi. Kur'an-i azim ile kalbimizi miinevver 
eyledi. Islamiyyetin kadrini acaba nicin anlamamissiniz ki, ken- 
dinizi halka, at ile, don ile gostermek istersiniz. Yalniz Habib-i 
ekremin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" iimmeti olmak sere- 
fi size yetmez mi, diye cevab verince, kimse soze kadir olama- 
yip, bir sey diyemediler. 

Mugire, bu giic zemanda deve hazirlayip, hazret-i Omerin 
"radiyallahii teala anh" huzur-i seriflerine getirip, cokdiirdii ve 
dedi ki, ya halite! O Allahii teala hakki icin ki, ondan gayri Al- 
lah yokdur. Bu ahval gonliimden gecmisdir. Eshabin rey'i ile 
degildir [ya'niben dusundiim]. Kalbimden halal eyledim. Ihsan 
eyle ve benim istegimi kabul eyle. Bugiin deveye se'adetle sizin 
binmenizi rica ederim, dedi. Emir-ul mu'minin oniinde egilip, 
ya halite arkama basip, devenin iizerine devletle bin diye ilti- 
mas eyledi. Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" Mugirenin 
can-i goniilden ricasim goriince, hatin icin o giin se'adetle deve- 
ye bindiler. Ondan sonra, biitiin islam askeri icinde nida etdir- 
di ki, iste bugiin Sam sehrine girmek miiyesser oldu. Buradan 

-125- 



sag ve selametle cikacagimizi Allahii teala bilir. Her kimin biz- 
de hakki var ise, gelip bizden taleb eylesin. Butun islam askeri 
hazret-i Omere hayr dua eylediler. Dediler ki, ya Allahii teala- 
nin halifesi. Senden herkes razidir. Senden kimse huzursuz de- 
gildir. Bir ferdin sizde hakki yokdur. Miinadiler yiiksek sesle 
cagirdilar. Hicbir kimse gelip, bir hak taleb etmedi. Hepsi suk- 
ran iizere olduklanni hazret-i Omere haber verdiler. Halk ara- 
sindan kimse gelmeyince, hazret-i Omerin Mugire adh kolesi 
ileri gelip, dedi ki, ya Emir-el mii'minin! Birgiin, hie sucum yok 
iken, kulagimi cekip, agntdin. Diyorsunuz ki, kimin hakki var 
ise diinyada iken taleb etsin. Hala bu hakkim sizin uzerinizde- 
dir, bilmis olunuz. Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" bu- 
yurdu ki, ya Mugire gel, sen de benim kulagimi cek, beraber 
olahm. Eshab-i giizin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" hep 
birden tekbir getirdiler. Arablarda adetdir ki, bunun gibi bir 
acaib ahval zuhur etdikde, tekbir getirirler. Dediler ki, ya hali- 
te, senin gibi Mil padisah gelmemisdir. I'tikadimiz budur ki, 
simdiden sonra da gelmiyecekdir. Kolenin, bu seklde kiistahh- 
ga ciir'et etmesi uygun mudur. Hususen [ozellikle] kisi, kendi 
kolesini azarlamasina bir sey lazim gelmez. Nerede kaldi ki, bir 
mikdar kulagini cekmis olsun. Kolenin iizerine gidip, nicin 
edebsizlik eyledin diye azarladilar. Hazret-i Omer "radiyallahii 
teala anh" buyurdular ki, ey Eshab-i giizin! Lutf edip, incitme- 
yin ki, ahiretde cezasim cekmekden ise, diinyada cekip, kurtul- 
mak evladir. Sonra, ya Mugire, gel sen de benim kulagimi cek. 
Diinyada senin ile halallasahm, ahirete kalmasin, dedi. Mugire 
de hazret-i Omerin kulagina yapisip, bir mikdar cekdi. Hazret-i 
Omer, buyurdu, ya Mugire, nicin ziyade cekmedin. Mugire de- 
di ki, ahiretde kisasdan korkanm. Cok cekersem, senin hakkin 
benim iizerimde kahr. Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" 
boyle sultan idi ki, kolesi hakkinda bunun gibi durumu kabul- 
den cekinmeyip, diinyada cezasim cekdi. Kolesi de, acaib degil- 
midir ki, efendisi hakkinda bu seklde ceza verdi. Efendisi Hak 
ehli oldugunu muhakkak bilip, degil huzursuz olmak, kalb-i se- 
riflerine zerre kadar bir siibhe gelmedigine i'tikadi temam ol- 
dugundan, bu fi'le cesaret etmisdir. Belki hazret-i Omerin "ra- 
diyallahii teala anh" Mugirenin boyle yapmasi ile muhabbeti 

-126- 



serifleri ona, evvelki durumundan daha cok artmisdir. Hazret-i 
Omerin "radiyallahii teala anh" menakib-i seriflerine nihayet 
yokdur. Yalniz bu yetmez mi ki, rey'lerine uygun olarak onye- 
di yerde, Cebrail aleyhisselam Resulullah "sallallahu aleyhi ve 
sellem" hazretlerine ayet-i kerime getirmisdir. Tefsir ve tarih 
kitablannda da vardir. 

Otuzuncu Menakib: Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" 
hilafeti zemaninda, bir kac bin askeri gazaya gonderdi. Adet-i 
serifleri soyle idi ki, gazaya giden askerlerin evlerine adam gon- 
derip, durumlanni sorardi. Her gece kendileri sehri gezerdi. Al- 
lahii tealamn hikmeti, bir gece sehri dolasiyordu. Bir kapinin 
yamndan gecerken, iceriden bir hatun bagirmasim isitdi. Kulak 
verdi. Gordu ki, o hatun agliyor ve devamli soyliyordu ki, benim 
kocami halite gazaya gonderdi. Ben burada ac ve susuz kaldim. 
Yann varayim, halifenin kapisina cocuklarimi birakayim. Haz- 
ret-i Omer "radiyallahii teala anh" bunu isitir isitmez, aglaya 
aglaya se'adethanelerine gelip, bir dank un omuzuna aldi. O ha- 
tunun evine geldi. Mubarek elleri ile odun parcalayip ve ates 
yakdi. Sonra eline bir testi ahp, su getirdi. Ondan sonra bir ten- 
cereyi ocaga koyup, derhal o asi pisirdi. Bir sahan icine koyup, 
o hatunun cocuklanni kaldinp, oniine gotiirdii ve yidirdi. On- 
dan sonra ozrler dileyip, dedi ki, ya hatun! Sucumuzu afv eyle. 
Zira habersizdik. Simdiden sonra ahvalini her zeman bize bildir, 
deyip, yoluna gitdi. Hatun da, hazret-i Omerin tevadu' ve tenez- 
zulunii goriince hayret edip, hazret-i Omere hayr dualar eyledi. 
Simdi ey mii'min. Insaf eyle ki, bir se'adet sahibi halife-i ruy-i 
zemin iken, bu seklde tenezziil ve tevadu' gostermesini kiyas ey- 
le ki, ne biiyiik sultandir ve ona can ve dilden muhabbet eyle- 
meyenin hali ne olacakdir. (Tarih-i taberi)den nakl olunmus- 
dur. 

Otuzbirinci Menakib: Emir-iil mii'minin Omer-iil Faruk 
"radiyallahii teala anh" hazretleri halite iken, Iran memleketi- 
ni feth etmek arzusunda idi. O iklimde [o memleketde] islamiy- 
yet yayilsin istiyordu. Sahabe-i giizin "ndvanullahi teala aley- 
him ecma'in" ile miisavere edip, asker topladi. Baslanna Sa'd 
bin Ebi Vakkasi "radiyallahii anh" serdar ta'yin edip, faris ikli- 

-127- 



mine [Iran memleketine] gazaya gonderdi. Faris vilayetine var- 
dilar. Haber verdiler ki, arab askeri geldi. iranhlar asker teda- 
rik edip, bunlara karsi durmak istediler. Kisramn askeri sehr- 
den disan cikrp, islam askerinin karsisina kondular. Islam aske- 
ri yirmibin kisi idi. Sa'd bin Ebi Vakkasin "radiyallahii teala 
anh" huzuruna elci gonderdiler. Ne is icin geldiler ve maksad- 
lan nedir, sordular. Hazret-i Sa'd buyurdular ki, Allahu teala 
hazretlerinin askeri biziz. Sizi din-i islama da'vet ederiz, onun 
icin geldik. Eger sozumiizii kabul etmezseniz, ceng ederiz. Kis- 
raya bu haber geldi. Kisra askerine dedi ki, yann cenge hazir 
olunuz. Acem padisahlanna kisra derler idi. Bu padisahin adi 
Yezdecerd idi. Dedi ki, bu gelen asker yirmibin kisidir. Siz yiiz- 
binden coksunuz. Onlardan nicin korkarsimz. Sabah oldu. Iki 
tarafin askeri atlara binip, saflar baglayip, davullar calip, alem- 
ler [bayraklar] dikdiler. Ceng yapmak icin, bahadirlar hazirlan- 
dilar. Sonra iki asker birbirine girdi. Ikisinin arasinda miicade- 
le ayyuka cikdi. O giin geceye kadar bu seklde ceng etdiler. 
Gece olunca asayis davulu caldilar. Herbirisi cadirlanna don- 
diiler. Bir rivayet de sudur ki, o gece sabaha kadar muharebe 
etdiler. Hie dinlenmediler. Yezdecerdin pehlivanlanndan Riis- 
tem bin Mihriban ki ermenidendir. Uzun zeman, muharebe 
meydamnda bahadirhk yapip, arab yigitlerinin birinin elinde 
helak oldu. Bunu helak eden arab, serab icdigi icin, kumanda- 
nin cadinnda mahbus idi. Bu mahbus, Rustemin bir kihnc vur- 
masi ile muslimanlann sehid oldugunu gordiikce, o dinsize dis 
bilerdi. Hazret-i Sa'din mak'adinda bir agn oldugundan o giin, 
muharebedeki yerine tahteravan ile gitdi. Harb aletleri cadir- 
da, cariyesinin yaninda kalmisdi. O merd gazi cariyeye yalva- 
np, mahbus olmakdan kurtuldu. Hazret-i Sa'din atim ve harb 
aletlerini de cariyeden rica ile ahp, hemen meydandaki Riiste- 
min yanina gitdi. Ilk hucumunda nara atarak Riistemi titretdi 
ve goz acdirmayip, ilk hamlede Riistemi atindan dusiiriip, ba- 
sini govdesinden ayirdikdan sonra, soziinde dump, dogruca 
hazret-i Sa'din cadinnda mahbus oldugu yere geldi. Cariyeye, 
zinciri boynuna takdirdi. Sa'd bin Ebi Vakkas, o merd gaziyi 
tanidi. Harb aletlerini ve atim da tanidi. C^dinna gelerek 
vak'ayi cariyeden tafsilati ile ogrendikden sonra, bu hadiseyi 

-128- 



Faruku Ekreme [hazret-i Omere] arz etdi. O da gazi merdin 
cezasim bagisladi. Ve sonra yapacagi hatalan da goz yumula, 
seklinde, Sa'd bin Ebi Vakkasa mektub yazdilar. O merd gazi 
Omer-iil Farukun "radiyallahii anh" bu afv mu'amelesini 6g- 
renince, hemen serab icmekden vazgecdi. Riistem helak oldu- 
gu zeman, kafirler dagrirp, islam askeri bunlann ardina diisdii. 
Kafirleri kira kira sehrlerine gotiirdiiler. Kal'a kapisim yikip, 
iceri girdiler. Rivayet ederler ki, yuzbin kafirin ellibinini kirdi- 
lar. Dogru Kisranin serayina geldiler. Hazinesinin temamini 
ele gecirdiler. O padisahin bir oglu ve bir kizi var idi. Esir al- 
dilar. Cok mal ve hazine ahp, feth ve nusret ve sad olarak do- 
niip, Emir-ul mii'minin Omerin "radiyallahii teala anh" hu- 
ziir-i seriflerine geldiler. Biitiin Eshab-i giizin "ndvanullahi 
teala aleyhim ecma'in", emir-iil mii'minin Omer hazretlerinin 
bu gazasim kutladilar, hayr diialar etdiler. Rivayet eylediler ki, 
hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" o kizi, ezvac-i tahirat 
iimmihatiil mu'minfnden [Peygamberimizin hanimlanndan] 
"ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" Umm-i Seleme hazretle- 
rinin huzuruna gonderdiler. Zira, Umm-i Seleme hazretleri 
tath dilli ve sefkatli ve mihriban idi. O kiz, islama gelir diye, 
Onun yanina gonderdiler. Ceyizini de Sa'd bin Ebu Vakkas 
"radiyallahii teala anh" getirip, hazret-i Omere teshm etdi. 
Hazret-i Omer de o cehizi aym ile Beyt-ul-mal eminine ema- 
net verip, boylece hifz eyle, buyurdu. Uc ay sonra o kiz, miis- 
liman oldu. Hazret-i Omere mujdelediler. Sonra emr etdi. Ce- 
hizlerini geri verdiler. Hazine kapisim acdilar. Onun diirlii ce- 
hizlerini ve altinlanni, inci ve cevahir ve atlas ve nice diirlii 
donlannin [elbiselerinin] hepsini cikanp, ciimlesini ona teslim 
edin diye emr eyledi. Soyle ki, Medine ehalisi bu mah goriip, 
hayret etdiler. Bu kiz bu cehizini goriince sevinip, hazret-i 
Omere diia eyledi. O kizin adi sehr-i Banu idi. Hikmet-i Rab- 
bani hazret-i Hiiseyne "radiyallahii teala anh" muyesser oldu, 
ya'ni ona nikah etdiler. 

Otuzikinci Menakib: Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" 
halite iken, bir bayram giinii, biitiin Eshab-i giizin "ndvanulla- 
hi teala aleyhim ecma'in" evladlarma hallerine uygun olarak, 
bayramhk elbiseler aldilar. O bayramda, hazret-i Omerin "ra- 

- 129 - Menakib-i Cihar Yar-i Giizin - F:9 



diyallahu teala anh" cocugunun elbisesi eski idi. Diger cocuk- 
lann elbiseleri yeni idi. Cocukluk sebebi ile olacak ki, onunla 
bir mikdar istihza etdiler. Hazret-i Omerin "radiyallahu teala 
anh" oglu kendisi ile istihza etdiklerini anlayinca, aghya aghya 
babasimn huzuruna geldi. Hazret-i Omer "radiyallahu teala 
anh" oglunu aglar seklde goriince, sebebini sordular. O da co- 
cuklar ile arasinda gecen hadiseyi babasina anlatdi. Hazret-i 
Omer "radiyallahu teala anh" da oglunu boyle mahzun ve gam- 
h goriince, kalbden aciyip, sefkat ve merhametinden, beytul- 
mal eminini huzuruna cagirdi. Dedi ki, iyd-i serif [bayram] gel- 
mekde olup, herkes cocuklanna yeni elbise aldilar. Bizim oglu- 
muzun elbisesi eski olmakla, diger cocuklar istihza etmisler. 
Aghya aghya bana geldi. Ben de halini goriince, zaruri olarak 
sefkat ve merhametimden dolayi, sizi da'vet eyledim ki, beyt- 
iil-maldan bana ta'yin olunan gelecek aya aid olmak iizere bir 
kac akca veresin ki, buna bir elbise alayim. Beytiil-mal emini 
dedi ki, ya Emir-el-mii'minin, gelecek aya kadar yasayacagim- 
zi tahkik etdiniz mi [arasdirdiniz mi] ki, hak etmeden once, 
benden hak etmediginiz paranizi istersiniz. Hazret-i Omer "ra- 
diyallahu teala anh" buyurdu ki, Hak Siibhanehii ve teala haz- 
retlerinden gayri kim bilir. Beyt-iil-mal emini dedi ki, ya halife, 
siz bilmedikden sonra, iilufe almak size layik degil; bize de ver- 
mek ma'kul degildir. Hazret-i Omer soyledigine pisman olup, 
istigfar eyledi. O emini begenip, hayr dua eyledi. Allahii teala 
hazretleri kemal-i liitfundan hazret-i Omerin ogluna da bir yol 
ile teselli verip, her biri goniilleri hos olarak gitdiler. Ey 
mii'min kardeslerim. Simdi gelin, insaf edin. Hazret-i Omerin 
"radiyallahu teala anh" adline ve hilmine ki, halife-i ruyi zemin 
iken, ogluna elbise alamayip, beytiil-maldan birkac akca iste- 
dikde, beyt-iil-mal emini de bu yol ile mani' olduguna huzursuz 
olmayip, aynca diia eylemisdir. Var kiyas eyle ki, nasil bir zat 
imis. 

Otuziiciincii Menakib: Medine ehalisi anlasarak bir yere 
toplandilar. Omer "radiyallahu teala anh" hazretlerinin adale- 
tini tecriibe etmek icin anlasdilar. Aralanndan bir yehudi cikdi. 
Ben sizin muskilinizi hal etmege muktedirim, dedi. Onlar da 
buna ba'zi va'dlerde bulundular. Hazret-i Omerin bir oglu var 

-130- 



idi. Bedenen cok za'if kalmisdi. O yehudi, kendisini hekim ta- 
nitip, hazret-i Omerin "radiyallahii teala anh" oglunun yanina 
vardi. Halini ve hatinni sordu. O da, za'ifliginden bir mikdar hi- 
kaye yolu ile sikayet etdi. Mel'un yehudi tebessum ederek, bu- 
nun ilaci kolaydir, dedi. Bu da ilacini istedi. Zira kalblerinde kin 
ve hile yokdu. Yehudi, online dusup, odasina goturdu. Sonra 
bir surahi serab doldurup, serbetdir diye online koydu. Bu se- 
nin derdine devadir. Bunu icdigin gibi sihhat bulursun, dedi. O 
da sozunu hakikat zan edip, serab ne oldugunu gormedigi icin, 
o surahideki serabi icip, serhos oldu. O yehudinin giizel bir kizi 
vardi. O kizi arz eyledi. Serabin te'siri ile serhos oldugundan, 
kiza sahib oldu. Bir zemandan sonra ayihp, akh basina geldik- 
de, yapdigi islere pisman oldu. Nedamet ile tevbe ve istigfar 
edip, evlerine geldi. Hikmet-i rabbani, o kiz hamile olup, cocuk 
dogdu. Sonra, meFun yehudi, bir cok yehudiyi ve o cocugu ya- 
nina ahp, Omer "radiyallahii teala anh" hazretlerinin yanina 
getirdiler. Dediler ki, ya halife, senin oglun, bizim kizimiza zor- 
hyarak sahib olup, bu cocuk hasil oldu. Biz bunu beslemege 
mecbur degiliz. Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" bunu 
goriince, mubarek goniilleri perisan olup, oglunu cagirdi ve bu 
durumu sordu. Oglu da meydana gelen hadiseyi anlatdi. Haz- 
ret-i Omer "radiyallahii teala anh" o ma'suma beyt-iil-maldan 
nafaka ta'yin eyledi. Sonra oglunu asagi ahp, dinin emri olan 
sopayi vurdurmaga basladi. Sopa sayisi kirk oldugu zeman, Es- 
hab-i giizin, Omer "radiyallahii anh" hazretlerinin yanina gelip, 
rica etdiler. Ya halife, oglunuz hastadir, bu sekldeki sopaya te- 
hammul edemez. Ihsan eyle, bunun sucunu bize bagisla. Zira 
sesi, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin 
sesine benzerdi. Eshab-i giizin bunu, Ravda-i Mutahharaya go- 
turiip, yiiksek ses ile Kur'an-i azimiissam okutup, kendileri di- 
sandan dinlerler idi. Hazret-i Habibullahin hasretinden cigerle- 
rini daglarlar idi. Lutf eyle, sesi hurmeti icin sucunu afV eyle di- 
ye, ne seklde soylediler ise, iltifat eylemedi. Allahii tealamn 
hakkinda hatir olmaz. Ahiretde cekmekden, diinyada cezasim 
bulmak iyidir, buyurdular. Altars degnek oldukda, babasina 
cagirdi ki, ya baba, bir an mehil ver ki, aziz annemin yuziinii go- 
reyim, halallik dileyeyim. Iltifat eylemeyip, yetmis sopa olduk- 

-131- 



da, cagirrp, ya baba, iste ben oluyorum. Mubarek yiiziinii bana 
goster, goriin ki, hasret gitmiyeyim, dedi. Hazret-i Omer "radi- 
yallahii teala anh" mubarek yiiziinii cevirip, gosterdi. Sopa sa- 
yisi seksen oldukda ruhunu teslim etdi. Hazret-i Omere oldii- 
giinii bildirdiler. Buyurdu ki, olusune yirmi degnek vurun ki, 
Hak emri yerini bulsun. Ondan sonra da yirmi degnek vurdu- 
lar. Yiiz temam oldu. Sonra techiz ve tekfini yapip, gotiiriip 
defn eylediler. Sonra hazret-i Omer "radiyallahii teala anh", 
acaba babahk hakkini yerine getirip, seni kurtardim mi. Alla- 
hii tealamn huztirunda halin nasil oldu diye agladi. O gece Es- 
habdan birisi onu rii'yada gordii. Sultan-i kainat "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin huzur-u senfinde oturup, 
zevk ve seta ederdi. Bu sahabiyi gordiigii gibi, kalkip, giile-gii- 
le yanina geldi. Dedi ki, Allahii teala babamdan razi olsun ki, 
atahk hakkini yerine getirdi. Allahii tealaya hamd olsun ki, de- 
vamh Fahr-i alem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretle- 
rinin hizmet-i seriflerinde olup, bir an aynlmiyorum. Diinya 
kahnndan kurtulup, zevk ve safa icine diisdiim. Ertesi giinii o 
sahabi gelip, rii'yada gordiigii hali, hazret-i Omere anlatdi. 
Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" aglamagi birakip, Alla- 
hii tealamn inayetine siikr secdesi eyledi "ndvanullahi teala 
aleyhim ecma'in". 

Otuzdordiincii Menakib: Hazret-i Omer "radiyallahii teala 
anh" hazretlerinin hilafeti zemamnda, bir gazadan cok mal ge- 
tirmislerdi. Bu malm besde birini hakki olanlara taksim eder- 
ken, hazret-i Hasen bin Alibin Ebu Talib "radiyallahii teala an- 
hiima" gelip, dedi ki: Ya halite! Gaza mahndan bana da bir 
mikdar ver. Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" ona bin dir- 
hem giimiis verdi. Sonra hazret-i Hiiseyn "radiyallahii teala 
anh" geldi. O da istedi. Ona da bin dirhem giimiis verdi. Sonra, 
hazret-i Omerin kendi oglu, hazret-i Abdullah "radiyallahii tea- 
la anhiima" gaza mahndan istedi. Ona besyiiz dirhem giimiis 
verdi. Abdullah "radiyallahii anh" dedi ki: Efendim, yetismis 
yigit olan ve nice def a gazaya gidip ve hazret-i Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin oniinde kihnc ce- 
kip, nice baslar diisiirmiisken, bana besyiiz dirhem verirsin. 
Hazret-i Hasen ile hazret-i Hiiseyn ki, heniiz taze yigitlerdir. 

-132- 



Onlara biner dirhem verirsin. Bu layik midir? Hazret-i Omer 
"radiyallahii teala anh" buyurdular ki; ya Abdullah! Sen onlar 
ile beraber mi olmak istersin? Onlarin, hazret-i Ah gibi babala- 
n vardir ve hazret-i Fatima-tuz-zehra gibi, analan vardir. Haz- 
ret-i Fahr-i Alem "sallallahu teala aleyhi ve sellem" gibi dede- 
leri vardir. Hazret-i Ibrahim gibi dayilan vardir ki, Ibrahim, 
hazret-i Resul-i ekremin ogludur. Hazret-i Umm-i Giilsiim ve 
hazret-i Rukayya "radiyallahii teala anhunne" gibi teyzeleri 
vardir. Hazret-i Ca'fer Tayyar ve hazret-i Ukayl gibi amcalan 
vardir. Hazret-i Omerin "radiyallahii teala anh" boyle soyledi- 
gini, hazret-i Ali "kerremallahii vecheh" hazretleri isitdi. O bu- 
yiik zat buyurdu ki, Resul-i Ekrem "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri, (Omer, Cennet ehlinin isigi ve islamin niiru- 
dur.) buyurmus idi. Bunu bos yere buyurmamisdir. Boyle soy- 
leyince, hazret-i Hasen ve hazret-i Hiiseyn "radiyallahii teala 
anhuma", hazret-i Omerin yanina vanp, Fahr-i alem hazretleri- 
nin boyle buyurdugunu miijdelediler. Hazret-i Omer "radiyal- 
lahii teala anh" da divit ve kalem ve kagid getirip, bu hadis-i se- 
rifi yazdi. Vasiyyet eyledi ki, vefat eyledigim vakt, bu kagidi be- 
nim ile beraber defn ediniz ki, bana bu huccet kafidir. Hazret-i 
Omer "radiyallahii teala anh" vefat etdikden sonra, o kagidi da 
defn etdiler. Sabah oldukda, hazret-i Omerin "radiyallahii tea- 
la anh" kabr-i serifleri iizerinde, kudret kalemi ile yazilmis bir 
yazi buldular. O kagidda soyle yazih idi. (Resulullah dogru soy- 
ledi. Ali, Hasen ve Hiiseyn dogru soyledi. Omer, Cennet ehli- 
nin i§igi ve islamin nurudur). Bir rivayetde, hazret-i Hasen ve 
hazret-i Hiiseyn gelip, miijdelediklerinde, hazret-i Omer "radi- 
yallahii anh", sahabe-i giizinden bir cema'at ile yerinden kalkip, 
Ah "radiyallahii teala anh" hazretlerinin kapisina gelip, kapiyi 
caldi. Hazret-i Ali disan cikdi. Hazret-i Omer, siial buyurdular 
ki, ya Ali, sen Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
hazretlerinden, (Omer, ehl-i Cennetin siracidir ve islamin nuru- 
dur) diye isitdin mi? Hazret-i Ali de, evet dedi. Hazret-i Omer, 
dedi ki, simdi bana bunu yaz. Hazret-i Ali de mubarek eline ka- 
lem ahp, yazdi: (Bu yazi Alinin Resulullahdan "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem", Onun da Cebrail aleyhisselamdan, Onun da 

-133- 



Allahu tealadan haber verdigi, Omer Cennet ehlinin i§igi ve is- 
lainin nurudur, hadfs-i serifi hakkindadir.) Hazret-i Omer "ra- 
diyallahii teala arm" o yaziyi alip, evladindan birine verdi ki, 
ben vefat etdigimde, bunu kefenime sarasin. Bununla Allahu 
tealanin huzuruna cikayim; buyurdu. Bir rivayetde de, vefatla- 
rindan sonra, kabr-i serffleri iizerinde bulunan, kudret kalemi 
ile yazilan soyle idi: (All, dogru soyledi. Resulullah, Cebrail, 
ben dogru soyledik. En dogru soyliyen benim. Omer Cennet 
ehlinin lsigi ve islamin nurudur.) 

Otuzbe§inci Menakib: Hazret-i Omer "radiyallahii teala 
anh" hilafeti zemamnda, Sariye hazretlerini, islam askeri ile, bir 
gazaya gonderdiler. Gaza yapilacak yere vanp, bir dagin etegin- 
de konakladilar. Miislimanlarin mola verdikleri dagin arkasinda 
bulunan kafirler, onlan gafil avhyarak hiicum etmek istediler. O 
sirada, hazret-i Omer Medine-i miinevverede Cum'a giinii min- 
ber iizerinde, hutbe okurken, Hak Siibhanehii ve teala hazretle- 
ri, kemali lutfiinden, islam askerine re'fetinden, hazret-i Ome- 
rin mubarek goziinden perdeyi kaldirdi. Aralannda bir ayhk 
mesafe var iken, islam askerinin diismandan gafletini miisahede 
etdi. Yiiksek sesle, ile kerre nida etdiler; (Ya Sariye el-Cebel-el- 
Cebel). [Ya Sariye, daga, daga.] Allahu tealanin kudreti ile haz- 
ret-i Omerin "radiyallahii teala anh" o sesini, o hal icinde bulu- 
nan Sariye hazretlerinin, mubarek kulaklarma isitdirdi. O ses 
sebebi ile muslimanlar arkalanni daga verip, kendilerini emniy- 
yete aldilar. Asagidan gelen diismana galib gelip, onlan hezime- 
te ugratdilar. Hazret-i All "kerremallahu teala vecheh" o giiniin 
ve o saatin tarihini koydu [Bir tarafa yazdi]. Hazret-i Sariye, is- 
lam askeri ile muzaffer olarak ve ganimetler ile dondii. O mace- 
radan sordular. Sariye o durumu aciklayip, buyurdular ki, kafir- 
ler bize hile yapip, ansizin basmak istedi. Cum'a giinii bir dagin 
eteginde oyalamrken, bir ses isitdim ki, ya Sariye-el-Cebel, de- 
di. Biz de daga arka verdik. Allahu tealanin inayeti ile, kafirle- 
re galip olup, kafirler hezimete ugradilar. Ba'zi rivayetde, bu 
hadise Nihavend cenginde vaki' olmusdur. Boyle beyan etmis- 
ler ki, Nihavend vilayetinde bir karye [belde] vardir. O karye- 
nin adi Kandsihandir. Onun batisinda bir dag vardir. O dagin 
basinda bir kiinbed [ocak] yapilmisdir. O kiinbedin orta yerin- 

-134- 



de haradan bir baca koymuslar idi. Hazret-i Sariyenin mubarek 
kulaklanna gelen ses o bacadan geldi. Hala o bacayi teberruken 
giizel kokular ile kokularlar. Erbabi ziyaret ederler. 

Otuzaltinci Menakib: Hazret-i Omer "radiyallahu teala 
anh" zeman-i senflerinde bir gun Medine-i miinewerede zelze- 
le oldu. Insanlar korkulanndan lzdiraba diisdiiler. Hazret-i 
Omer "radiyallahu teala anh" kamcisi ile yere vurdu. (Allahu 
tealamn izni ile sakin ol) dedikde, o vakt arz [yer] sakin oldu. 

Otuzyedinci Menakib: Yine hazret-i Omerin "radiyallahu 
teala anh" hilafetleri zemamnda, Medine-i miinewerede bir 
yangin cikdi. Sahabe-i giizin "ridvanullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" hazretleri korku ile durumu hazret-i Omere iletdiler. 
Hazret-i Omer "radiyallahu teala anh" bir saksi parcasi ahp, 
iizerine yazdi ki, (Ya nar [ates], Allahu tealamn izni ile sakin 
ol). Vanp onu atese birakdilar. Allahu tealamn izni ile sogudu. 

Otuzsekizinci Menakib: Hazret-i Omerin "radiyallahu tea- 
la anh" hilafetleri zemamnde bir melik elci gonderdi. Elci ge- 
lip, hazret-i Omerin serayini sordu. Soyle zan etdi ki, sair sah- 
lar gibi, onun da serayi vardir. Dediler ki, onun asla nesnesi 
yokdur. Su anda kendisi sehri muhafaza icin, gezmekdedir. El- 
ci onun gitdigi mahalle dogru gitdi. Hazret-i Omeri "radiyalla- 
hii teala anh" gordii. Toprak iizerine yatmis. Kamcisim basinin 
altina koymus, uyuyordu. Elci bu hali goriip, hayret etdi. Dedi 
ki, sark ve garb [dogu ve bati] ehli bu kisiden korkarlar. Bu 
korku, bu sifat iizerinedir. Gonliinden dedi; ben bunu, yalniz 
buldum. Oldiireyim. Insanlan, bunun korkusundan halas ede- 
yim [kurtarayim]. Kihncim kaldirdigi anda, Allahu teala, yer- 
den bir arslan cikardi. Bunun iizerine hamle eyledi. Korkusun- 
dan kihnci elinden birakdi. Hazret-i Omer bu halde uyandi. 
Hicbirseyden haberi yokdu. Elciye, ne oldugunu sordu. Elci de 
hadiseyi anlatdi ve miisliman olup, hazret-i Omerin "radiyalla- 
hii teala anh" hizmet-i seriflerinde bulunup, oliinceye kadar 
aynlmadi. 

Otuzdokuzuncu Menakib: Hazret-i Omer "radiyallahu teala 
anh" bir kithk zemamnda, bir deve kurban edip, Medine-i Mii- 
nevverenin fakirlerine bolusduriin diye emr etdi. Boliisdiirme 

-135- 



isini yapan hizmetci, o devenin kiymetli yerlerinden bir mikdar 
alikoyup, halife icin giizel bir seklde pisirip, iftar zemaninda hu- 
zur-u senflerine getirdi. Omer "radiyallahii anh" bu et nere- 
dendir diye siial buyurdular. Hizmetci dedi ki; ya Emir-el 
mu'minin! Emr-i serifiniz ile fakirlere teslim olunan deve etin- 
den sizin hissenizdir. Rengi degisip, buyurdu ki; Vay benim gi- 
bi valiye ki, fukaraya kotii yerini ayinp, kendisi icin en giizel ye- 
rinden alikoyuyor. Simdi, ya hizmetci! Bir daha boyle etme. 
Kaldir bu yemegi, benim oniimden. Fakirlerden, coluk-cocugu 
olan bir kimsenin evine gotiir. Ver, yisinler. Bana yine ewelki 
adet iizere yemek getir ki, halife olan kimsenin haftada bir ker- 
re et yimesi kafidir. Sonra, hizmetci emr-i serifleri iizere yeme- 
gi uygun bir fakire verdi. Hazret-i Omerin "radiyallahii teala 
anh" eski adeti iizere, bir mikdar zeytin yagi ile, kuru ekmek 
parcasi getirip, onlerine koydu. Hazret-i Emir-iil mii'minin, o 
ekmek parcasim yaga batinp, goniil rahathgi ile yiyip, yerlerin 
ve goklerin sahibi olan Allahii tealaya siikr ve hamd eyledi. 

Kirkinci Menakib: Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" 
Medine-i Miinevvereden "Allahii teala serefini artdirsin" hac 
yapmak iizere, Mekke-i miikerremeye gitdi. Vanp gelinceye 
kadar hesab etdiler. Seksen dirhem harcamlmis. Cok harcadim 
diye cok iiziildii. Nakl edilir ki, Ka'be-i Mu'azzamaya vanp-ge- 
linceye kadar, yollarda bir giin cadir kurmayip, bir kohne per- 
de golgelik edip, onun altinda golgelendi. 

Kirkbirinci Menakib: Nakl olunmusdur ki, hazret-i Omer 
"radiyallahii teala anh" herhangi bir seyden halki men' etse, ev 
halkimn temamini toplayip, buyururdu ki, Allahii teala hazret- 
lerinin buyurdugu iizere, Onun yasak etdigi bir nesneyi halkin 
islemesinden men' etdim. Ona uymaga siz herkesden daha cok 
uyanik olunuz. O fi'li islememek gayrilerden daha cok size la- 
zimdir. Soyle bilmis olunuz ki, sizden biriniz o fi'li islese, gayri- 
lere edecegim cezanin daha fazlasim ona yapanm, buyurur idi. 
Ondan halki men' ederdi. Yakinlannin kacinmasi ve korkusu 
gayrilerden daha cok olurdu. 

Kirkikinci Menakib: Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" 
halifeligi zemaninda, Medine-i Miinewerenin etrafinda bir de- 

-136- 



ve palani dusmtis. Onu alip, sur'atle giderken terlemisdi. Haz- 
ret-i All "kerremallahii vecheh" ile karsilasdilar. All "radiyalla- 
hii anh" sordular ki, ya Emir-el mu'minin! Bu ne haldir. Cevab 
verdiler ki, ya kardesim All. Bu deve muslimanlann beyt-iil- 
malindandir. Palanini dusiiriip, kacmis. Onu bulup, yine arkasi- 
na vurmak (koymak) isterim. Boylece hilafet zemanimrzda, 
beyt-iil-mala ziyan vermis olmiyalim. Hazret-i All dedi ki, ya 
Emir-el mii'minin! Size ne hacet. Bir baska kimse gonderseniz, 
olmazmrydi. Cevab verdiler ki, ya Resulullahin amcasimn oglu! 
Bu is benim ahdime lazimdir. Kiyamet giinii olunca, bu isin ku- 
surunu benden sorarlar. En iyisi budur ki, kimseye lsmarlama- 
yip, isimi kendim gormeliyim. Boylece, dergah-i izzetde mah- 
cubluk cekmiyeyim. Hazret-i Alibu sozii isitdi. Bir derinden ah 
cekip, aglamaga basladi. Dedi ki, ya Omer, senden sonra gelen- 
lere rahat koymadin. Zira onlar bu yolda gidemezler, sikintiya 
diiserler. 

Nakl edilir ki, bir gun hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" 
bir cem'iyyetde agladi. Nicin agladigi siial olundukda, buyurdu- 
lar, nicin aglamayayim ki, eger Firat kenannda oglak zayi' olsa, 
yann kiyamet guniinde, o, Omerden sorulur. Yine nakl olunur 
ki, bir gun Omer "radiyallahii anh" eline bir saman copii ahp, 
der idi ki, ne olaydi, bu saman copii ben olaydim. Ne olaydi 
mahluk olmaya idim, validem beni dogurmayaydi. Ne olaydi, 
hatirlanan nesne degil de, unutulan nesne olaydim. "Radiyalla- 
hii anh". 

Kirkiiciincii Menakib: Hazret-i Omere "radiyallahii teala 
anh" rum kayserinden elci geldi. Bu elci geri donerken, hazret-i 
Omerin hatunlan, bir dinar odiinc ahp, onunla hos kokulu nes- 
neler satin aldi. Bir sisenin icine koyup, kayserin hatununa gon- 
derdiler. Elci vasil oldukda, kokulan alanlar cok haz ahp ve 
memnun oldular. Gelen kaplann icine cevahir [miicevher] dol- 
durup karsihginda onlara gonderdiler. Gelen hediyye siseleri 
bosaltip, bir tabak icine koyup, hatunlan seyr ediyorlardi. O si- 
rada hazret-i Emir-iil mii'minin "radiyallahii anh" iceri girip, 
onlarda bu cevherleri gordii. Nereden geldi, diyerek siial bu- 
yurdular. Hatunlan da hadisenin ashni anlatinca, hazret-i 

-137- 



Omer "radiyallahii teala anh" buyurdular ki, eger siz halife ha- 
tunu olmasa idiniz, size bu cevherlerin birisini gondermezler 
idi. Size gelen de, halifeye gelen de muslimanlann beyt-ul-ma- 
linindir. Sizin hakkiniz, karz [bore] aldiginiz mikdardir. O ceva- 
hirleri satdinp, icinden, (bore aldigi kadanni) [cevahirlerin kar- 
siliginda gonderdigi malm karsiligi kadanni] hatunlanna teslim 
edip, geri kalamni beyt-ul-mala verdi. O hatunlan da, hazret-i 
Omere karsilik vermeyip, Emir-ul mii'mininin emrine tabi' ol- 
malari takdir edilir "radiyallahii teala anhunne". 

Kirkdordiincii Menakib: Hazret-i Omer "radiyallahii teala 
anh" Irak vilayetine Eshab-i giizinden "ndvanullahi teala aley- 
him ecma'in" asker gonderdi. Az zemanda Allahii tealanin izni 
ile vilayetleri feth edip, kiliseleri cami', puthaneleri mescid ya- 
pip, salimen ve ganimetler ile geri Medine-i Munevvereye gel- 
diler. Halife ile bulusdular. Lakin, hazret-i Omer "radiyallahu 
teala anh" bunlara asla iltifat etmeyip, ne yapdiniz diye de sor- 
madi. Onun bu mu'amelesi, Eshab-i giizine "ndvanullahi teala 
aleyhim ecma'in" gayet giic gelip, Emir-iil mii'mininin "radiyal- 
lahii annum" oglu Abdullah ibni Omer "radiyallahu anhiima" 
ile mescidde bulusup, sikayet etdiler. O da dedi ki, Emir-iil 
mu'minin hazretleri ile bu elbiseler ile mi bulusdunuz. Meger 
bunlar acem vilayetinin giizel ipekli elbiselerinden giymisler idi. 
Abdullah ibni Omerin isareti ile, arkalarma evvelki elbiselerini 
giyip, geri hazret-i Emir-iil mii'mininin "radiyallahu teala anh" 
huzurlarma geldiler. Omer "radiyallahu anh", bunlara izzet ve 
ikram edip, herbirinin hatir-i seriflerinden ayn ayn sorup, mer- 
haba ya Eshab-i Resulullah, merhaba ya Muhacirinin ve Ensa- 
rin meshurlan diye, bunlan haddin iistiinde taltif etdikde, Es- 
habdan biri ciir'et edip, sordu: Ya Emir-el mu'minin! Hikmeti 
ne idi ki, evvelki goriismemizde iltifat buyurmayrp, nefret eder 
seklde karsilandik. Simdi ise giizel suretle karsiladimz. Cevab 
buyurdular ki, evvelki gelisinizde, degisik elbiseler giydiginizi 
gordiim. Herbirisi goziime bela dikeni gibi goriiniip, dedim ki, 
Siibhanallah! Hilafet zemanimrzda, Eshab-i giizin elbiselerini 
degisdirdiler. Birkac giinden sonra, kalbleri de degisip, diinya 
zinetlerine meyl ve muhabbetleri cok olur. Yann kiyamet gii- 
niinde, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretle- 

-138- 



rine kavusunca; ya Omer, senin hilafetin zemamnda, benim Es- 
habim elbiselerini degisdirip, sonra kalbleri degisdi. Sen nicin 
nehy etmedin, mani' olmadin diye hitab ederek azarlamalann- 
dan korkdum. Onun icin sizlere iltifata mecalim olmadi. Allahii 
tealamn izni ile, ewelki elbiseleri goriip, o halden kurtulup, 
simdiki hale geldim, buyurdu. Rivayet edilmisdir ki, is bu hadi- 
se esnasinda, getirdikleri ganimet mallanni arz etdiklerinde, 
Eshab arasinda esit olarak taksim etdikden sonra, kablar ile 
acem tatlilanndan ba'zi tatlilar getirmisler idi. Huzur-u serifle- 
rine koydular. Mubarek parmaklan ile bir mikdar tadip, lezzet 
ve kokusuna bakip, bu, su yiyeceklerdendir ki, bundan dolayi 
mu'minlerden oglu babasim, kardes kardesini katl etseler ge- 
rekdir, deyip, kaldinn bu yiyecegi, su gazada sehid olan 
mii'minlerin coluk-cocuguna verin ki, aynlik acisi ile acilanmis 
agizlan tatlansin, buyurdular. 

Kirkbe§inci Menakib: Ulema-i izamin [biiyiik alimlerin] ve 
mesayih-i kiramin [evliyalann] imanin kamil olmasi icin 
mu'minlere nasihatlanndandir. Her kisinin ziihd ve takvasi ve 
Allahii teala hazretlerinden havf ve recasi [korku ve ummidi], 
su seklde ve i'tidalde olmali ki, ne bir an ummidsizlik hali olsun. 
Ne de bir an korkusuzluk hali olsun. Nitekim hazret-i Omer 
"radiyallahii teala anh" buyururlar ki, eger Hak Siibhanehii ve 
teala hazretleri buyursa ki, ben ciimle kullanmin hepsini Cen- 
nete koyup, iclerinden bir kuluma azab ederim. Ben, kendi gii- 
nahlanma bakip, korkanm ki, Allahii teala hazretlerinin o azab 
edecegi kul, ben olurum. Eger Hak Siibhanehii ve teala buyur- 
sa ki, biitiin kullanmi Cehenneme koyarim. Birisini Cennete 
koyanm. Ben o erhamerrahimin ve ekrem-iil ekremin Allahii 
teala hazretlerinden ummid ederim ki, o Cennete giren kul ben 
olurum. Nitekim biiyiikler buyurmuslardir: Beyt: 

Ey Allahim, madem ki buyurdun, 
benden ummid kesmeyin. 

Giinahim $ok olsa da, 
Ummidimi keser miyim. 

$imdi mii'mine layik olan ve sanina muvafik olan budur ki, 

-139- 



ne Allahii teala hazretlerinin mekrinden [azabindan] emin ola 
ve ne rahmetinden iimmidini kese. Yine o buyukler nasfhat 
ederler ki, muvahhid mu'mine lazim olan emrlerden biri de, her 
halde olumu zikr etmesidir. Hicbir vakt, gafil olmamasidir. Re- 
sulullah "sailailahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyur- 
muslardir ki, (Lezzetleri yikani [eglencelere son vereni] eok ha- 
tirlayiniz!) ma'na-i serifi, Allahii teala bilir, budur ki, lezzetleri 
yikanin zikrini cok edin ki, o olumdur. Nitekim, hazret-i Omer 
"radiyallahii teala anh" bir kimseye hergiin birkac kerre gelip, 
oliimu hatirlatsin diye bir kac akce ta'yin etmisdir. Her vakt o 
kimse gelip, oliimu ona hatirlatdi. Her gun o kimse gelip, hiz- 
met eda etdikce, hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" ta'yin 
buyurduklan akceyi verirlerdi. O sahsin vazifesine son verilin- 
ce, vazife taleb etdi. Buyurdular ki, sen bundan sonra gelip, olii- 
mii hatinma getirme ki, ihtiyacimiz kalmadi. Zira sakahmiza ak 
diisdii. Sakahn aki ise oliimiin habercisidir. Daima goz oniinde 
olup, mevti (oliimu) hatirlatir. Nitekim buyukler buyurmuslar- 
dir. Beyt: 

Sakal aki oliime habercidir, 
Yigitlik tazeligi ipnde teryaddir. 

Kirkaltinci Menakib: Medine-i Miinevverenin tasrasina ak- 
sam nemazi vakti bir kafile gelip, konmusdu. Hazret-i Emir-iil 
mii'minin Omer "radiyallahii teala anh" giderken, Abdurrah- 
man bin Avf "radiyallahii teala anh" hazretlerine rast geldi. 
Dedi ki, gel seninle bu gece, bu kafileyi bekliyelim. Boylece, bir 
hirsiz gelip, bir zarar gormesinler. Rahat olsunlar ki, yorgun- 
durlar. Hilafet zemammizda eger bunlara bir zarar olacak olur 
ise, kryamet giiniinde bizden sorarlar. O gece kafileyi bekler- 
ken, bir oglancik, bir mahalde, bir evin icinde devamh aghyor- 
du. Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" o evin kapisina va- 
np, anasina seslenip, su aghyani aglatma deyip, tenbih eyleyip, 
gelip, yine kendi ibadetine mesgul oldu. Cocuk gitdikce agla- 
masini artdirdi. Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" def alar- 
ca, su ma'sumu aglatma diye gitdi geldi. Ta ki, seher vakti oldu. 
Kafile de uykudan uyandilar. Hazret-i Emir-iil mii'minin "radi- 
yallahii teala anh" o hatunun kapisina vanp, dedi ki, ne yara- 

-140- 



maz, merhameti olmiyan anasin ki, bu gece bu tifil [cocuk] ra- 
hat olmadi. Sabaha kadar bagirmasi dinmedi, dedi. O hatun ce- 
vab verdi ki, ya Eba Abdullah! Nicin beni kotiilersin ve beni 
azarlarsin. Benim halimden haberdar degilsin ki, onun icin ba- 
na boyle huzursuz olursun. Ben bu cocugu siitden kesdim. Ev- 
de yiyecek cinsinden bir nesne yokdur ki, onun ile egleyeyim 
[oyaliyayim, susdurayim], rahat olsun, dedi. Emir-ul mii'minin 
hazretleri dedi ki, bu cocuk kac yasindadir. Hatun da dedi ki, 
heniiz bir yasini bitirmemistir. Emir-iil mii'minin buyurdu ki; 
nicin vakti gelmeden siitden kesdin. Hatun cevab verdi ki, hali- 
femiz olan hazret-i Omere Allahii teala insaf versin. Oglancik- 
lar siitden kesilmeyince nafaka takdir eylemez. Ona binaen 
vaktsiz kesdim. Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" geri do- 
niip, agliyarak mescide geldi. Sabah nemazim siddetli aglamak- 
dan giicliik ile kilip, selam verdikden sonra, agliya agliya (Sizin 
Omerinize yaziklar olsun, yaziklar olsun!) dedi. Hemen o saat 
tellallar bagirdi ki, her miislimamn, gerek oglu ve gerek kizi do- 
gar ise, gelsin halifeyi uyandirsin [bildirsin] ki, beyt-iil-maldan 
ona nafaka takdir etsin. Simdiden sonra kimse nafaka tama'iy- 
la evladim vaktinden ewel siitden kesmesin ve bu diirlii kimse- 
lerin evladi var ise, getirsinler, bugiinden nafaka yazdirsinlar. 
Herkes isitdi ki, siirur ve safa icinde, sevinerek, hazret-i Ome- 
rin "radiyallahii teala anh" adaletine ve insafina hayranhk duy- 
dular. "Radiyallahii teala anh". 

Kirkyedinci Menakib: Hazret-i Omer "radiyallahii teala 
anh" halife iken, bir Cum'a giinii, temiz [guzel] elbiseler giyip, 
Cum'a nemazina gidiyordu. Hazret-i Abbasin "radiyallahii tea- 
la anh" se'adethaneleri [evi] bu yol iizerinde idi. Hazret-i Ab- 
bas, bir giivercin yavrusunu bogazhyip, dam iizerinde yikayip, 
kanh suyunu, olukdan yola dokmiis idi. O sirada hazret-i Omer, 
olugun altindan gecerken, o kanh su iizerine dokiiliip, elbisele- 
ri kirlendi. Bu oluk, burada miislimanlara zarar veriyor diye 
emr etdi, olugu yerinden kopardilar. Geriye evine doniip, diger 
elbisesini giyip, Cum'a nemazina gitdi. Cum'a nemazim kildik- 
dan sonra, hazret-i Abbasin "radiyallahii teala anh" huzurlan- 
na gelip, olugu kopardigina ozr diledi. Hazret-i Abbas dedi ki, 
ya halife, o olugu, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 

-141- 



hazretleri mubarek elleri ile, oraya koymus idi. Hazret-i Ome- 
rin, yuzunde bir degisiklik olup, dedi ki, ya Resulullahin amca- 
si! Omer iizerine nezr [adak] olsun ki, sen omuzuma basip, o 
olugu geri eski hali iizere yerine koyasin. O saat yerinden kal- 
kip, o mahalle varip, dedigi gibi yapdilar. 

Kirksekizinci Menakib: (Mesabih-i serif)in, yehudilerin 
Arab yanmadasindan cikanlmasi babinda, sahih olan hadis-i 
serifde bildirilmisdir. Cabir bin Abdullah "radiyallahii teala 
anh" hazretlerinden rivayet olunmusdur. Hazret-i Omer-ibniil 
Hattab "radiyallahii teala anh", Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerinden rivayetle bana buyurdular ki, 
Resul-i ekremden isitdim. Eger omriim kifayet eder ise, elbet- 
te yehudileri Arab yanmadasindan cikannm. Hatta musliman- 
lardan baska kimseyi koymam. Bir rivayetde de, Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki, 
eger Allahii tealamn izni ile fazla yasar isem, elbette yehudi 
milletini Arabistan yanmadasindan cikannm. Ibni Omerden 
"radiyallahii teala anhiima" rivayet olunmusdur. Hazret-i 
Omer "radiyallahii teala anh" hutbede, buyurdu ki, muhakkak, 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" Hayber yehudisi 
ile mallari iizerine ahd etmisler idi ve de buyurmuslardi ki, Al- 
lahii tebareke ve teala hazretlerinin terk etdigi sey iizerine sizi 
terk ederiz. Madem ki sizin ihraciniz ile bize emr etmemisdir. 
Hazret-i Ali "kerremallahii vecheh" buyurdular ki, ben Hay- 
ber yehudilerinin cikanlmasini istiyordum. Hazret-i Omerin 
niyyeti de boyle idi. Hazret-i Omerin "radiyallahii teala anh" 
huzuruna Ebiil Hakik kabilesinden birisi geldi. Dedi ki, ya 
Emir-el mii'minin. Sen bizi ihrac eder misin [ya'ni cikanr mi- 
sin]. Halbuki Fahr-i alem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bi- 
zi terk etmisdir [cikarmamrsdir]. Bizi Hayber mahallindeki 
mallanmiz iizerine amil kilmisdir. Hazret-i Omer "radiyallahii 
teala anh" buyurdular ki, Resulullahin "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" buyurduklanni benim unutdugumu mu zan ediyor- 
sunuz. Size, Hayberden cikanhnca haliniz ne olur. Deveniz si- 
zin ile menzil menzil yans eder, buyurmus idi. Yehudi dedi ki, 
Ebul Kasim boyle latife yapmisdi. Hazret-i Omer "radiyallahii 
teala anh" buyurdu ki, ey Allahii tealamn diismam, simdi yalan 

-142- 



soyledin. Onlan [yehudileri] Hayberden ihrac etdi [cikardi]. 
Onlara karsilik ta'yfn olunan mal, deve, paralarinin bedelini 
verdi. 

Kirkdokuzuncu Menakib: Hazret-i Omerin "radiyallahii 
teala anh" sehadeti beyamndadir: Bir farisi menakibdan nakl 
olunmusdur. Kab'iil ahbar "radiyallahii anh" bir giin hazret-i 
Omere "radiyallahii anh" gelip, dedi ki, ya Omer! Inceleyin ki, 
ben Tevratda okumusdum. Senin omriinden tic giin kahmsdir. 
Hazret-i Omer, kendi vtictid-i seriflerinde bir agn, bir hastahk 
gormediler. Tasvir etdikleri feci bir hadise olmasi lazim. Bu- 
yurdular ki, Hak stibhanehti ve teala hazretlerinin kazasina ve 
kaderine razi olduk. Bir yehtidi olan Ebu Lii'lii, Mugire tebni 
Subenin kolesi idi. Bir kavlde, Halid bin Velidin kolesi idi. 
Efendisini hazret-i Omere gelip sikayet eyledi. Efendim ben- 
den haddimden fazla hare ister, dedi. Hazret-i Omer "radiyal- 
lahii teala anh" buyurdu ki, ne mikdar ister. Dedi ki; her giin 
iki dirhem, ister. Hazret-i Omer buyurdu ki, ne san'at bilirsin. 
Bir kacini saydi. Hazret-i Omer buyurdu ki, bu san'atlar ile bu 
kadar hare cok degildir. Sonra, isitdim ki, sen yel degirmeni ya- 
parmissin. Benim icin de bir yel degirmeni yapsan. Dedi ki, se- 
nin icin bir yel degirmeni yapayim ki, sarkda [doguda] ve garb- 
da [batida] onu soyliyeler. Hazret-i Omer "radiyallahii teala 
anh" meclisde olanlara buyurdular ki, bu kafir beni katl etmek 
istedigini soyliiyor. Eger boyle demek istiyor ise, onu ortadan 
kalkmasi icin emr edin, dediler. Buyurdu ki, katlden evvel ki- 
sas olmaz. 

Ebu Lii'lii yehtidi, Omer "radiyallahii anh" hazretlerini katl 
icin firsati gozetdi. Zilhiccenin yirmiiiciincii giinii sabah nema- 
zini eda ederken, firsat bulup, alti yerinden yaraladi. Hazret-i 
Omerden baska on kimseyi yaraladi. Dokuzu bu yaralanmadan 
vefat etdiler. BeniEsed kabilesinden bir er Ebu Lii'lii mel'unu- 
nun basina bir ok atip, yikdi. Birisi de bicak ile bogazlayip, 61- 
diirdii. Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" bu ahvali gordii. 
Kab'iil ahbar hazretlerinin sozlerini hatirladi. Allahii tealamn 
takdiri yerini buldu, buyurdular. Abdurrahman bin Avf "radi- 
yallahii teala anh" hazretlerine emr etdi. O imamhk yapdi. 

-143- 



Sonra Sahabe-i giizin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" haz- 
retlerini toplayip, buyurdu ki, siz mi Ebu Lu'luye benim katli- 
mi emr etdiniz. Hepsi, hasa bizim haberimiz yokdur, diye ye- 
min etdiler. Hazret-i Omer dedi ki, Elhamdiilillah ki, ben bu 
ummetin, katl etdigi kimse olmadim. Bir yehudinin elinde se- 
hfd olurum. Hilafet emrini suraya havale etdi. Diri iken ve olu 
iken hilafetin benim iizerimde olmasim istemem. Asere-i mu- 
bessereden alti serveri, miisavereye ta'yin buyurdular ki, hila- 
fete layik bunlardir. Lakin, herbirinde bir husus miisahede ede- 
rim. O sebebden onlann birini digerine tercih edemem. O alti 
serverin biri Osman bin Affan ve biri Aliyiil miirteda ve biri 
Talha ve biri Ziibeyr ve biri Sa'd bin Ebi Vakkas ve biri Abdur- 
rahman bin Avf idi. Sa'id bin Zeyd hazretleri hayatda idiler. 
Lakin hazret-i Omer onu miisavereye dahil kilmadilar. Zira 
amcasi oglu idi. Amma Ebu Ubeyde bin Cerrah hazretleri ahi- 
ret alemine gocmiisler idi. Onlann hakkinda buyurdular ki, 
eger Ebu Ubeyde hayatda olaydi, onu hahfe ta'yin ederdim. 
Zira Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ona "Um- 
metin emini" buyurmusdu "ndvanullahi teala aleyhim ec- 
ma'in". O sebebler bunlardir: Osman "radiyallahii teala anh" 
akrabasim sevicidir. Onlan is basina getirir. Hazret-i Ali "radi- 
yallahii teala anh" gencdir. Tecriibesi ve halka mu'amelesi az- 
dir. Hilafet emri ise cok tecriibe ve havadis gormege muhtac- 
dir. Talha "radiyallahii teala anh" miiltefitdir, hilafete muhafa- 
za gerekdir. Ziibeyr "radiyallahii teala anh" sert huyludur. Hi- 
lafete nfk lazimdir. Sa'd bin Ebi Vakkas ve Abdurrahman bin 
Avf kendilerini tutuculardir. Kimseyi incitmek istemezler. Hi- 
lafetde darb ve setm (azarlamak) zaruri vaki' olur. Alti server 
aralanndan birini hilafete ta'yin etsinler. Biitun Sahabe-i giizin 
"ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" de o kimseyi hahfe bilip, 
ona mutf olurlar. 

Bir rivayetde hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" seher 
vaktinde mescid-i serifde nemaz kilmaga giderken, Ebu Lii'lii 
mel'un, karanhkda bicakla, mubarek karnini yardi. Emir-iil 
mii'minin cagirdi. Adamlan haber aldi, geldiler. Emir-iil 
mii'minini bu hal icinde goriip, aglasdilar. O kafiri katl etdiler. 
Hazret-i Omeri o mahalden ahp, devlethanelerine getirdiler. 

-144- 



Cerrah goriip, yarayi dikdi. Iyilesinceye kadar hareket etmesin, 
uc-dort gun yatsin, iyi olur, dedi. Sahabe-i guzin "ndvanullahi 
aleyhim ecma'in" gelip cevresinde oturdular. Hilafet emrini ve 
sair dini emrleri onlara vasiyyet ederken, nemaz vakti gelip, 
muezzin ezan okudu. Sonra yuzunu cerraha donup dedi ki, sim- 
di abdest alip, nemaz kilsam ne olur. Cerrah dedi ki, eger yerin- 
den hareket edersen, bu dikdigim yerden sokulur, vefat eder- 
sin. Emir-iil mu'minin "radiyallahii teala anh" dedi ki: Nemazi 
terk etmekden ise, karnim yanlsin ve oleyim daha iyi, elbette 
nemaz kilsam gerekdir. Sahabeden birini hazret-i Aisenin "ra- 
diyallahii anha" huzuruna gonderdi ki, destur verir mi ki, [ya'ni 
izn verir ise], biz de Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerinin ravda-i mutahheralanna girelim ve O Serve- 
re iltica edelim. Hazret-i Aise "radiyallahii anha" bu haberi isi- 
tince agladi. Ah, kiymetli Omer, atamin yadigan da gidiyor. Is- 
te o yeri ben kendim icin saklardim. Amma onlara hibe etdim. 
Hazret-i Omere soyleyin ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" ve babamin katina [yanina] vannca, benim selamimi 
onlara soylesin. Ve desin ki, bu aynhgim ne zemana kadar ola- 
cak. Hazret-i Omer bu haberi isitince, oglu Abdullah hazretle- 
rine dedi ki, benim cenaze nemazimi kildikdan sonra, Aise-i 
Siddikamn huzuruna geri vanp, destur dileyesin [izn isteyesin]. 
Evvelce benden utanip, izn vermis olabilir ve pisman olmus ola- 
bilir. Onun nzasi ile defn olayim. Nemaz vakti sonuna gelmisdi. 
Muezzin ikamet okudu. Emir-iil mii'minin, ayaga kalkip, ab- 
dest almak ve nemaz kilmak istedi. O anda dikilen yerler sokii- 
liip, Emir-iil mii'minin yere diisdii. Dostlanna, elveda elveda, 
selametde kahn, hakkinizi halal ediniz, tekrar goriismemiz kiya- 
mete kaldi, dedi. Sahabeler arasinda aglama-inleme basladi. He- 
men o saat hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" sehadet keli- 
mesini getirip, canini Allahii teala hazretlerine teslim etdi. On- 
dan sonra yikadilar. Nemazim kildilar. Oglu Abdullah hazretle- 
ri, Aise-i Siddika hazretlerine gitdi. Destur diledi [izn istedi]. Ai- 
se "radiyallahii teala anha" hazretleri agladi. Dedi ki, ey Omer, 
adaleti hayatinda da, oliince de elinden birakmadin. O yeri Sa- 
na feda eyledim. Ondan sonra mubarek cenazesini, Ravda-i 
mutahhera kapisina getirdiler. Birisi ileri vanp, Esselamii aley- 

- 145 - Menakib-i Cihar Yar-i Guzin - F:10 



ke ya Resulallah! Omeri getirdik. Eger desttir var ise, ravda ici- 
ne defn ederiz, dedi. Cumle Sahabe-i giizin "ndvanullahi teala 
aleyhim ecma'in", Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerinin, yarimi benim katima getirin, diye sesini isit- 
diler. Ravdamn kapisi acildi. Hazret-i Ebti Bekrin "radiyallahii 
teala anh" sol yaninda hazirlanmis bir yere koydular. Hatta rav- 
dadan yana bir el gordiik ki, hazret-i Omerin boynuna dolandi, 
diye bir rivayet edilmisdir. 

Ellinci Menakib: Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" ha- 
lite oldukdan sonra, o kadar adalet iizere hareket etdi ki, ne 
kimse yapmisdir ve ne yapabilecekdir. Su seklde adl eyledi ki, 
himmet-i kudsiyesi kuwetiyle, kurdun koyuna zarari olmazdi. 
Rivayet ederler ki, ne zeman ki hazret-i Omer sehadet serbeti- 
ni icdi. Bir coban koyununun yaninda dururken, bir kurt geldi. 
Koyuna saldirdi. Coban hemen feryad edip, agladi. Ve ah 
Omer, "Inna lillah ve ..." dedi. Cobanlar ona sordular ki, haz- 
ret-i Omerin vefat etdigini nereden bildin. Dedi ki, sundan bil- 
dim ki, hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" hayatda iken, 
kurdun koyun siiriisiine bakdigi halde zarari yok idi. Simdi gor- 
diim ki, kurt koyuna saldirdi. Bildim ki, hazret-i Omer "radiyal- 
lahii teala anh" bu diinyadan goc eylemislerdir. Bu menkibe 
Tarih kitabindan ahnmisdir. 

Rivayet olunmusdur ki, hazret-i Omer "radiyallahii teala 
anh" ahirete sefer etdigi anda yeryiizii kapkara oldu. Hatta co- 
cuklar korkulanndan bagirarak analanna vanp, dediler ki, ya 
ana, yeryiizii siyah oldu. Diinyayi zulmet kapladi, acayibdir ki- 
yamet mi kopacak. Analan, hayir cocuklar, kiyamet kopma ze- 
mani gelmemisdir. Fekat, hazret-i Omeri bir bedbaht sehid et- 
diginden diinyayi zulmet kaplamrsdir, dediler. (§evahid-iin Nii- 
biivve)den terceme olunmusdur. 

Ellibirinci Menakib: Hazret-i Server-i kainat ve mefhar-i 
mevcudat Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem", bir giin 
meclis-i seriflerinde kabr azabini, miinker ve nekirin ne yol ile 
gelip, heybet ile siial etdiklerini beyan buyurdular. Hazret-i 
Omer "radiyallahii teala anh" sordu ki, ya Resulallah! Biz kab- 
re girdikden sonra, bu akl bize verilip, sonra mi siial olunuruz, 

-146- 



yoksa verilmeden mi stial olunuruz. Hazret-i Resul-i ekrem 
"sailailahii teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki, simdi ne akl- 
da isen, kabrde de boyle olursun. Omer "radiyallahu teala anh" 
hazretleri dediler ki, boyle oldukdan sonra, uzulmege liizum 
yokdur. Sonra, hazret-i Omer "radiyallahu teala anh" vefat et- 
di. Kabre defn etdikden sonra, hazret-i Alinin "radiyallahu tea- 
la anh" falan zemanda, hazret-i Omerin boyle soylemis oldugu 
hatinna geldi. Goreyim da'vasimn erimidir, diyerek kabrine 
geldi. Mubarek gozlerini yumup, kalb-i serif lerini hazret-i 
Omerin ahvaline yoneltip, tam bir tevecciih ile murakabeye 
vardiklannda, Allahii teala gozlerinden perdeyi kaldirip, ahva- 
li [durumu] musahede etdiler. Gordiiler ki, Miinker ve Nekir 
heybetle gelip, hazret-i Omere dediler ki, (Rabbin kim, dinin 
nedir, Peygamberin kimdir). Hazret-i Omer onlardan siial bu- 
yurdular ki, yedinci gokden buraya kadar, ne mikdar yol geldi- 
niz. Dediler ki, yedibin yilhk yoldur. Hazret-i Omer "radiyalla- 
hu teala anh" buyurdular ki, ya siz yedibin yilhk yoldan gelin- 
ceye kadar Hahki unutmadimz. Bugiin evimden cikip, kabre 
gelince, Rabbimi ve dinimi ve Peygamberimi nasil unuturum. 
Melekler dediler ki, ya Omer biz de senin boyle cevab verece- 
gini bilirdik. Lakin bu heybetle gelip, siial etmege me'muruz. 
Sonra, hazret-i Ali "kerremallahu teala vecheh" mubarek goz- 
lerini acip, Allahii teala mubarek etsin, Omer da'vasimn eri 
imis, dedi. 

Ba'zi rivayetde miibalaga etmisler ki, hazret-i Omer "radi- 
yallahu teala anh" meleklere cevab verdikden sonra, herbirisi- 
ni bir eli ile saglam tutdu ki, soz veriniz ki, bundan sonra boyle, 
ummet-i Muhammedden bir ferde bu heybetle gelmeyesiniz. 
Yemin teklif etdi. O iki melek hazret-i Omerin "radiyallahu 
teala anh" iltimasina miisade edip, ummet-i Muhammede bu 
suretle gelmiyeceklerini iltizam eylediler. insaallahii teala, bu 
heybet ile gelmezler. Allahii teala herseye kadirdir. 

Hazret-i Omerin "radiyallahu anh" hilafet miiddetleri on 
sene, alti ay, yedi giindiir. Omrii serifleri altmrsuc sene on giin- 
diir. Omrleri miiddetinde, on hac yapdilar. Her seyin dogrusu- 
nu Allahii teala bilir. Ma'lum olsun ki, hazret-i Omerin "radi- 

-147- 



yallahu teala anh" zikr olunan bu giizel menkibeleri, kemal gii- 
nesinden zerre degildir. Lakin imam olanlara bu kadar yeter. 
Eger kalbinde ta'assub hastahgi yok ise, daha cok anlatilmasi- 
m ister ise, sabikda zikr olunan (Bostaniirriyad) ve (Safvetiis- 
safve) adli kitablara baksin ve (Tefsir-i kebir)de, Kehf suresi- 
nin onuncu ayetinin tefsirine baksinlar. [(Eshab-i Kiram) kita- 
binin (Miislimanlarin iki goz bebegi) kismini da liitfen okuyu- 
nuz!] 

Elliikinci Menakib: Imam-i Begavi "rahimehullahii teala" 
(Mealim-iit-tenzil)de, Sure-i Bekarada, meal-i serifi, (Ey 
mii'minler, siz makam-i ibrahimi nemazgah [nemaz kilinacak 
yer] ahz edin!) olan (126.ci) ayet-i kenmesinin tefsirinde, riva- 
yet etmisler ki; bize Abdiilvahid el Melihi haber verdi. Ona Ah- 
med bin Abdullah Naimi, ona Muhammed bin Yusuf ve ona 
Muhammed bin Isma'il ve ona Museddid ve o da Yiicadan ve o 
da Hamidden ve o da Enes "radryallahu teala anh" hazretlerin- 
den bildirmisdir. Omer-ibniil Hattab "radiyallahii teala anh" 
hazretleri buyurdu ki, vallahi ben Allahii teala hazretlerine uc 
seyde muvafakat etdim ve Rabbim celle saniihii hazretleri de 
bana uc seyde muvafakat etdi. 1- Ya Resulallah, ne olaydi ma- 
kam-i Ibrahimi musalla ittihaz edeydiniz [nemaz kilinacak yer 
yapsaydiniz], dedim. Hemen Allahii tebareke ve teala meal-i 
serifi, (Ey mii'minler, siz makam-i ibrahimi nemazgah edinin!) 
olan ayet-i kerimeyi gonderdi. 2- Dedim ki, ya Resulallah! Si- 
zin yanmiza biz de geliyoruz. Fasiklar da geliyor. Ne olaydi iim- 
mehat-i mii'minine hicab ile emr buyursaydimz. Hemen Allahii 
teala azze saniihii hazretleri hicab ayetini inzal etdi. 3- Resulul- 
lahin "sallallahu teala aleyhi ve sellem" ba'zi hammlan birbir- 
leri arasinda niza' etmisler idi. Bu hadiseyi isitip, Onlara var- 
dim. Boyle yapip, Resulullahi iizerseniz, Allahii teala, kendi 
Resuliine sizden hayrh hatunlar verir, dedim. Hemen Allahii 
teala; meal-i serifi, (Resuliim, eger sizi bosarsa, Onun Rabbi, si- 
zi pek yakinda, sizden hayrh hammlar ile degi§dirir...) olan Tah- 
rim suresi besinci ayetini gonderdi. 

Elliiiciincii Menakib: Yine Imam-i Begavi "rahimehullahii 
teala" (Mealim-uttenzil)de sure-i Bekarada; meal-i serifi 

-148- 



(Senden icki ve kumari sorarlar ise, onlara de ki, ikisi de bii- 
yiik giinahdir ve insanlara menfe'atleri vardir. Giinahi, zaran, 
faidesinden biiyiikdiir, cokdur) olan ikiyiizondokuzuncu 
ayet-i kenmenin tefsirinde, beyan buyurmuslardir ki, bu ayet-i 
azfme nazil oldu. Omer bin Hattab ve Mu'az bin Cebel ve en- 
sardan bir ferd "radiyallahii teala anhiim" Resulullah "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerine geldiler. Dediler ki, 
ya Resulallah! Bize icki ve kumar hakkinda fetva ver. Zira ic- 
ki, akli gidericidir. Kumardan murad kardir. Malm yok olma- 
sina sebeb oluyor. Hemen Allahii teala azze saniihii bu ayet-i 
kerfmeyi inzal buyurdu. Ciimlenin kavli ki ickinin kotiiliigii 
hakkinda mufessirlerin beyan buyurduklan iizere budur ki, 
muhakkak ki, Allahii tebareke ve teala icki hakkinda, Mekke-i 
Miikerremede dort ayet-i kerime gonderdi. Meal-i serifi, (Size 
hurma ve iizumden elde edilenleri iciririz. Iste bunda da akh- 
ni kullanacak bir kavm icin bir alamet vardir) olan Nahl sure- 
si 67.ci ayet-i kerimesi, bunlardan biridir. Miislimanlar o sira- 
larda icki icerler idi. Miislimanlara halal idi. Sonra, Omer ve 
Mu'az "radiyallahii anhiima" icki ve kumann hukmumi sordu. 
Bekara suresi 219.cu ayet-i kerimesi nazil oldu. Resulullah 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki, muhakkak 
Allahii teala once biiyiik giinahdir buyurmakla, ickinin ha- 
ramhgma isaret etdi. Sonra, insanlara faideleri vardir buyur- 
makla, ickinin halalhgina isaret etdi. Bu ayet-i kerimenin nii- 
zuliinden sonra, Eshab-i kiramin ba'zisi biiyiik giinah buyurul- 
dugu icin, ickiyi terk etdi. Ba'zisi insanlara faidesi vardir buyu- 
ruldugu icin, terk etmedi. O sirada Abdurrahman bin Avf "ra- 
diyallahii teala anh" hazretleri, birkac sahabeyi ziyafete da'vet 
etdi. Onlara icki getirdi. Icip, serhos oldular. Aksam nemazi 
oldu. Cema'at ile nemaz kildilar. Imam olan, (Kafirun) suresi- 
ni okudu. Ikinci ayet-i kerimedeki (La) lafzini okumadi, terk 
etdi. Allahii teala bundan sonra meal-i serifi, (Ey lman eden- 
ler! Ne soylediginizi bilmeniz icin serhos oldugunuz zeman ne- 
maza yaklasmayiniz) olan Nisa suresinin kirkikinci ayet-i keri- 
mesini gonderdi. Serhoslugu, nemaz vaktinde haram kildi. Bu 
ayet-i kerime nazil olunca, bir kismi temamen ickiyi yasak et- 
diler. Dediler ki, nemaza mani' olan seyde hayr yokdur. Bir 

-149- 



kismi da, nemaz vaktinin haricinde icerler idi. Hatta bir kisi 
yatsi nemazim eda etdikden sonra icki icer, sabaha kadar ser- 
hoslugu giderdi. Sabah nemazim kildikdan sonra icenin ogle 
nemazinda serhoslugu gider idi. Abbad bin Samit bir ziyafet 
hazirladi. Muslimanlardan birkac kisiyi da'vet etdi. Sa'd bin 
Ebi Vakkas onlann icinde idi. Abbad ise, bir deve basi kizart- 
misdi. Yidiler ve icki icdiler. Sonra basladilar nesebleri ile ifti- 
har etmege ve si'rler soylemeye. Sa'd bir kaside okudu ki, o 
kaside, kendi kavmi Kureysi medh ediyordu. Ensardan ba'zi- 
lan ile sert niza etdiler. Sa'd kalkip, Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretlerinin huzur-u seriflerine vanp, en- 
sar ile olan nizalanni anlatdi. Hazret-i Omer "radiyallahii tea- 
la anh" orada hazir idi. Dedi ki, (Ya Rabbi, bize icki hakkin- 
da kesin emrini bildir.) Hemen Allahu teala hazretleri meal-i 
serifi, (Ey iman edenler! I^ki, kumar, putlar, kumar oklan, pis- 
dir, seytan isidir. Bunlardan sakimniz ki, felah bulasimz. Sey- 
tan icki ve kumar ile aramzda diismanlik, bugz meydana getir- 
mek ister. Boylece Allaha ibadetden ve bilhassa nemazdan 
abkoyar. O halde onlara artik son vermez misiniz!) olan Mai- 
de suresinin 90-91. ci ayet-i kerimelerini gonderdi. Hazret-i 
Omer "radiyallahii teala anh" buyurdu ki, (Biz ona son ver- 
dik, ya Rabbi.) 

Ellidordiincii Menakib: Yine Imam-i Begavi "rahimehulla- 
hii teala" (Mealimiittenzil)dc sure-i Bekaramn, meal-i serifi 
(Kadinlanniz cocuk yetisdiren tarlamzdir. O halde tarlaniza di- 
lediginiz gibi varin...) olan 223. cii ayet-i kerimesinin tefsirinde 
beyan etmisdir. Bize Ebu Sa'id Ahmed bin Ibrahim $iiveyhi ha- 
ber verdi. Ona Ebu Ishak Sa'lebi, ona Abdullah bin Hamid Is- 
fehani, ona Muhammed bin Ya'kub, ona ibnil Miinadi, ona Yu- 
niis, ona Ya'kub Kumi haber verdi. O Ca'fer ibni Mugayreden 
rivayet eder. O Sa'id bin Ciibeyrden, o Ibni Abbasdan "radiyal- 
lahii anhiima" rivayet eder. Hazret-i Omer "radiyallahii teala 
anh" Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri- 
nin huzur-u seriflerine geldi ve dedi ki, ya Resulallah! Ben he- 
lak oldum. Habibullah hazretleri buyurdular ki, nedir o sey ki, 
seni helak eyledi. Dedi ki, dim gece hanimim ile siinnete uygun 

-150- 



olmiyan bir seklde beraber oldum. [Rahl lugatde devenin se- 
merine derler. Bu makamda rahlin tahvflinden murad, avreti 
ile siinnete uygun olmiyan seklde muvaka'a etmekdir. Ya'ni, 
ehlimle siinnete uygun olmiyarak yakin oldum, demekdir.] Re- 
sul-i ekrem "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri asla 
cevab vermedi. Allahii teala hazretleri o vakt bu ayet-i kerime- 
yi inzal buyurdu. (Bekara suresi 223.cii ayet-i kerimesi.) (Ka- 
dinlariniz ile istediginiz seklde ve istediginiz zeman cima ede- 
bilirsiniz. Yalniz livata seklinde ve hayz zemaninda yaklasmak 
haramdir.) 

Ellibesinci Menakib: Omer-ul Farukun "radiyallahii teala 
anh" sani ile alakali inzal olan ayet-i kerimeler: Once diyelim 
ki, Onun sanini bildiren ayet-i kerimeler Resulullah "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" hazretlerine gonderilmisdir. 

1- Bunlardan birisi; meal-i serifi (Ey Resuliim! Cebrafle diis- 
man olanlara de ki, ona diismanhga sebeb yokdur. O, Allahii te- 
alanin emri ile Kur'an-i kerimi senin kalbine, daha once inen ki- 
tablara muvaftk olarak, mii'minleri hak dine hidayet ve Cenne- 
te gireceklerini miijdeledigi halde indirdi. Bir kimse Allahii te- 
alaya, Meleklerine, Peygamberlerine, Cebrafle ve Mikafle diis- 
man olursa, Allahii teala kafirlere diismandir) olan Bekara su- 
resinin doksanyedi ve doksansekizinci ayet-i kerimeleridir. Bu 
ayet-i kerimelerin niizul sebebi su idi. Abdullah bin Abbas "radi- 
yallahii teala anhuma" der ki, Ibni Surya adh bir yehudi, Resulul- 
lah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin huzur-i serif- 
lerine geldi. Cok deliller soyledi. Hiiccetleri [delilleri] bitdi. Dedi 
ki, ya Resiilallah! Gokden sana hangi melek gelir. Buyurdular ki, 
Cebrail gelir. Dedi, eger Mikail gelse idi, sana iman getirirdim. 
Zira Cebrail diismammizdir. Bizim ile cok diismanhklar etmisdir. 
Bize kat'i diismanhgi o oldu ki, Allahii tebareke ve teala bizim 
Peygamberimize Buhtunnasar adh kisi tarafmdan Beyt-iil-mu- 
kaddes harab olsa gerekdir diye vahy etdi. Peygamberimiz de bi- 
ze haber verdi. Biz de, Buhtunnasan katl edecek kuvvetli bir ki- 
siyi bulduk. O vakt Cebrail aleyhisselam gelip, onu katl olun- 
makdan kurtarmis. O merde demis ki, eger Hiida-i Rabbil ale- 
min irade etmis ise, sizi onun iizerine musallat etmez. Eger ira- 

-151- 



de etmemis ise ne sebeb ile onu katl edersiniz. O merd [yigit] de 
bu sozti ondan kabul edip, geri donmiis. O vaktden beri Cebrai- 
li dusman tutanz. Bir kerre de dediler ki, onlarin Cebrail ile 
dusmanhklanna sebeb odur ki, inanclannca, Cebrail aleyhisse- 
lama demislerdi ki, Peygamberligi bize getir. O gayriye gotur- 
mus. 

imam-i Suddi der ki, Omer bin Hattab "radiyallahii teala 
anh" hazretlerinin bir adeti var idi. Gidip-geldigi yolu yehudile- 
rin toplandigi yere ugrardi. Varip, onlarin yanina girerdi. Onla- 
rin sozunu dinlerdi. Onlar ile konusurdu. Onlar, ya Omer! Biz 
seni Muhammedin eshabinin hepsinden cok severiz. Zira onlar 
gelip-gecerken, bizim iizerimizden gecerler. Bizi rencide eder- 
ler. Sen bizi incitmezsin. Hatta dersimizi dahi dinlersin. Seni 
onun icin severiz, derler idi. Hazret-i Omer "radiyallahii teala 
anh" buyurdu ki: Allahii teala hakki icin ki, ben sizin yamniza 
dost olmak icin gelmem. Size birseyler sormamdan maksad, ha- 
sa ki dinimden siibhem oldugundan degildir. Siialime sebeb 
odur ki, sirkinizin ashni iyice ogreneyim. Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin samndaki eserlerini ve bur- 
hanlarim ve ni'metlerini [ustunliiklerini] sizin kitablarimzda cok 
goriiriim. Siz bedbahthgimzdan ve kotii diisiinceli oldugunuz- 
dan iman getirmezsiniz. Dediler ki: Ya Omer! Hazret-i Muham- 
mede devamh hangi melek gelir. Hazret-i Omer buyurdu: Ceb- 
rail aleyhisselam gelir. Dediler; biz Cebraili sevmeyiz. Muham- 
medi bizim sirlanmiza muttali' eder. Bir yere gelen azabi veya 
kithgi veya yildinmi Cebrail getirir. Mikail iyidir ki, sulhu, em- 
niyyeti ve bol ni'meti getirir. Hazret-i Omer "radiyallahii teala 
anh" buyurdu: Ey bicareler! Siz Cebrail aleyhisselami bilirsiniz 
ve Muhammed "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerini 
inkar mi edersiniz. Ben sehadet ederim o kimseye ki, hazret-i 
Cebraili diisman tutar, Allahii tebareke ve teala hazretlerinin 
diismam olur. Oradan Resul-i ekrem "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerinin huzur-i seriflerine geldi. Cebrail aleyhisse- 
lam ondan once gelip, yukanda bahs edilen ayet-i kerimeyi ge- 
tirmisdi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretle- 
ri, hazret-i Omere okuyup, buyurdu ki, (Ya Omer! Senin Rab- 

-152- 



bin sana muvafakat etdi). Hazret-i Omer sad olup, Allahii teba- 
reke ve teala hazretlerine stikr etdi. Buyurdu ki; bundan sonra, 
kendimi din-i islam uzerine tasdan kati buluyorum. 

isaret: Subhanallah. Yehudiler, hazret-i Cebrail aleyhissela- 
mi, bizim dinimiz vilayetinin izzeti onun sebebi ile harab olmus- 
dur, diye dusman tutarlar. Hak subhanehu ve teala hazretleri 
buyurur: Cebrail her ne yaparsa, bizim emrimiz ile yapar. Rafi- 
ziler ve miibtedi'ler [bid'at sahibleri], Ebu Bekri ve Omeri "ra- 
diyallahii teala anhiima" hazretlerini nicin dusman tutarsimz. 
Onlar, hilafet hazret-i Ahnin hakki idi, ondan aldilar; diye diis- 
man tutarlar. Bu sozleri yalandir ve buhtandir. Zira eger onun 
hakki olsa idi, kendileri ahrdi. Ey yehudi! Sen Cebraili dusman 
tutarsin. Biz onu dost tutanz. Eger sizin helak ve azabiniz, Ceb- 
railin elinde oldu ise, kafirlerin helak olmasi layikdir. Bizim Re- 
sulumuziin zaferi, nusreti Cebrail ile oldu. (Rabbiniz size nisan- 
h, bes bin melek ile imdad edecekdir). [Al-i imran suresi 125.ci 
ayet-i kerime meali.] Ya Rafizi! Siz Ebu Bekr ve Omer "radi- 
yallahii teala anhiima" hazretlerini dusman tutarsimz. Biz dost 
tutanz. Sizin helakiniz onlarin sebebi ile olursa, layikdir. Isla- 
miyyetin nusreti onlar sebebi iledir. (Onlar gayba iman eder- 
ler!) (Ey Habibim! Sana, Allah ve mii'minlerden sana tabi' 
olanlar yetisir!) [Enfal suresi 64.cu ayet-i kerime meali.] 

2- Bir ayet-i kerime de sudur: Omer bin Hattab "radiyalla- 
hii teala anh" hazretleri, dinde gayret sahibi, merd bir zat-i se- 
rif idi. Resul-i ekrem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazret- 
lerinin harem-i seriflerinde, bir giin dedi ki, ne olaydi, emr ge- 
leydi de, Resulullahin se'adethanelerine destursuz girmeseler- 
di. Allahii tebareke ve teala hazret-i Omerin soziine muvafik 
bu ayet-i kerimeyi gonderdi. (Ey iman edenler! Resulumiin evi- 
ne yemege da'vet olunmaksizin ve vaktine bakmaksizin girme- 
yin.) [Ahzab suresi 53.cu ayet-i kerime meali.] Ibni Abbas "ra- 
diyallahii teala anhiima" buyurdular ki, bu ayet-i kerime bir 
grub hakkinda nazil olmusdur. Onlar Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin ta'ami vaktini gozleyip, o 
vaktde vanp, Resulullahin yaninda otururlar idi. Ta'am gelir 
yirler idi. Sohbet ederlerdi. Disan gitmezlerdi. 

-153- 



3- Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" bir hizmet- 
cisini, hazret-i Omeri "radiyallahii teala anh" cagirmasi icin 
gonderdi. Kaylule vakti idi. Omer "radiyallahii teala anh" haz- 
retleri uyumusdu. O hizmetci bagirdi. Uyanmadi. Kapiyi acrp, 
iceri girdi. Hazret-i Omerin teninden bir mikdar acilmisdi. O 
hizmetci hem en disan cikdi. Dedi ki, ey Allahim, Omeri sen 
uyandir. Bir kerre daha bagirdi. Hazret-i Omer uyandi. Hiz- 
metcinin iceri girip, acilan yerini gordiigiinii anladi. Uziildii. Ne 
olaydi, sabah vakti ve kaylule vakti ve aksam vakti, bu uc vakt- 
de, halk evlerinde uyurlar. Allahii tebareke ve teala hazretle- 
rinden buyruk nazil olsaydi da, birbirinin evine izn ile girseler- 
di. Hazret-i Omerin "radiyallahii anh" soziine muvafik Allahii 
teala bu ayet-i kerimeyi inzal buyurdu. (Ey iman edenler! Sizin 
miilk-i yemininizde olan kiz, erkek, kole ve hiir cocuklanniz- 
dan, biilug cagina ermiyenler, iic vaktde yamniza girerken, izn 
istesinler. Zira sabah nemazindan once, ogle vaktinde ve yatsi 
nemazindan sonra ortiinmeniz zor olur. [Elbiseler degisdirilir.] 
Bu iic vaktin disinda, birbirinizin yanina girmenizde size, hiz- 
metci ve cocuklariniza giinah yokdur. Allah size hiikm ayetleri- 
ni boylece bildiriyor. Allah sizin halinizi bilir. Ve islamiyyetin 
hikmetini icra eder. Cocuklariniz biilug cagina erisjnce, onlar- 
dan once balig olanlann izn istedigi gibi her vaktde izn istesin- 
ler.) [Nur suresi 58.ci ayet-i kerime meali.] 

Omer "radiyallahii teala anh" uyumus idi. Hizmetcinin ba- 
girmasi ile uyanmadi. Avret yerini gordii. Uyanmadi. Uyamnca 
uziildii. Biz gafiller, bu kadar asi ve bicare [caresiz] kullanz. Al- 
lahii teala caginyor, uyanmiyoruz. Resulullah "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" caginyor, uyanmiyoruz. Melekler daima gii- 
nahlanmizi goriiyor. Uyanmiyoruz. Allahii teala hazretleri her- 
giin, gafletden uyansinlar diye, binlerce giinahimizi goriir, 6r- 
ter. Nicelerini afv eder, yine korkmuyor, uyanmiyoruz. 

Niikte: Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" hazretlerinin 
gonliiniin gamlanmasindan dolayi bu iic vaktde, biitiin cocukla- 
n, Allahii teala anadan ve babadan geri tutmusdur. Kiyamet 
giiniinde asilerin gonliiniin gamindan dolayi, aynhk atesini go- 
niillerden uzak tutmasi acaib degildir. 

-154- 



4- Mekke-i mukerreme ileri gelenlerinden bir cema'at, Re- 
sulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerine ugradi- 
lar. Bakdilar ki, meclis-i senflerinde Suheyb-i Rumi ve Habbab 
bin Erat ve Bilal-i Habesi ve Ammar bin Yaser ve Selman-i Fa- 
risi oturmuslar "radiyallahii teala anhum." Bunlar, uzerinde 
yun elbise bulunan fakir sahabiler idi. O cema'at dediler ki, ey 
Muhammed! Razi oldun mu, bir gruba ki, senin etrafinda otur- 
muslardir. Biz gelelim, onlar ile oturalim mi? Halbuki bunlar 
bizim kullanmizdir [kolelerimizdir], hizmetcilerimizdir, cariye- 
lerimizdir. Bunlan kendinden uzak tut. Ta ki, biz sana tabi' ola- 
lim. Bir rivayetde gelmisdir ki, dediler, ya Muhammed! Sen se- 
dirde otur. Biz senin etrafinda oturalim. Onlan uzak oturtup, 
bizler onlann yiiniinden ve hirkalanndan rahatsiz olmiyalim. 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu: 
(Mii'minleri kendi yammdan uzaklasdiramam). Onlar da dedi- 
ler ki, bize ayn meclis ile toplanti yap. Bizim senin yamndaki fa- 
ziletimizi bilsinler. Onlar ile beraber olmamiz, bize ar olur. 
Kavmimiz bizi bunlar ile oturmus gormesin. Biz gelince onlar 
meclisden kalksinlar. Onlar gelince biz kalkanz. Sen yine onlar 
ile oturmaya devam edersin. Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" buyurdu: (Peki!), Onlar dediler ki, bu ciimle iizerine 
bize bir name yaz. [Ya'ni bir kagida yaz.] Server-i kainat kagid 
istedi. Name yazmak icin Ali "radiyallahii teala anh" hazretle- 
rini cagirdi. Allahii teala hazretleri, Cebrail aleyhissalatii vesse- 
lam hazretleri ile bu ayet-i kerimeyi gonderdi: (Sabah-aksam 
Rabbine ihlas ile diia eden kimseleri yamndan uzaklasdirma. 
Miisriklerin imaiia gelme hesabi senden, senin hesabin da on- 
lardan sorulmaz! Kafirler imana gelsinler diye mii'minleri ya- 
mndan kovarsan zalimlerden olursun!) [En'am suresi 52.ci 
ayet-i kerime meali.] Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" yaziyi yazmadi. 

Selman-i Farisi "radiyallahii teala anh" diyor ki: Resulullah, 
mescidin bir kosesinde oturmusdu. Bu ayet-i kerime nazil oldu. 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bize okudu: 
(Ayetlerimize inananlara selam ver ve de ki, Rabbiniz size rah- 
met etmegi iizerine almisdir. Sizden biriniz, zaranm diisiinme- 

-155- 



den bir giinah islese, sonra bir tlaha yapmryacagina azm ederek 
tevbe etse, halini diizeltse, Allahii teala onun giinahim bagislar. 
Ve tevbesini kabul etmekle rahmet eder.) [En'am suresi 54.cii 
ayet-i kerime meali.] Resulullah o seklde oturur idi ki, bizim 
dizlerimiz mubarek dizlerine degerdi. Kalkmak isterler idi. Ev- 
vela biz kalkardik. Resulullahi oturur seklde birakirdik. Sonra 
o kalkardi. Buyurdu ki, Allahii tealaya siikrler olsun ki, beni 61- 
diirmezden ewel, bana emr etdi ki, (muslimanlardan bir grub 
ile beraber bulunmaga sabr et.) 

ikrime "radiyallahii teala anh" der ki, Kureysden bir taife 
geldiler. Ebu Talibin yanina vanp dediler: Halk bizi Muham- 
med ile oturur goriirler ise, onlar da ona mutf olurlar. Ondan 
sonra bizi o kullar [koleler] ile oturur goriirler ve bizi kotiiler- 
ler. Var Muhammede soyle ki, onlari yamndan uzak etsin. Biz 
de Ona iman getirelim. Sonra Ebu Talib bu haberi Ona gotiir- 
dii. Omer bin Hattab "radiyallahii anh" dedi ki, boyle eyle ya 
Resulallah, gorelim dediklerini yaparlar mi ve sozleri iizere du- 
rurlar mi. Bunun iizerine bu ayet-i kerimeler nazil oldu. [En'am 
suresi 52, 53, 54.cii ayet-i kerimeleri.] Omer "radiyallahii teala 
anh" bu ayet-i kerimeleri isitdigi gibi, geldi, ozr diledi. Soyledi- 
gi sozlerden pisman oldu. Allahii tealadan hitab-i izzet geldi ki, 
ya Muhammed! Benden Omere selam eyle ki, senin menzilin 
ve merteben bizim katimizda yiiksekdir. Bu kadar zelle ile ken- 
di dergahimdan seni red etmem. Senin ozr dilemege gelecegini 
bildigim icin, selamimi once gonderdim. O yerdeki senin giina- 
him yazdim. Ozrden ewel rahmetimi mukabilinde yazdim. 
Onun ile olan baghhgimiz cok kuwetlidir. Zelle ile kesilmez, 
buyurdu. 

(i§aret): Hak siibhanehii ve teala bu ayet-i kerimede, Omer 
"radiyallahii teala anh" hazretlerini bes def a andi [zikr etdi]. 
(Sana geldigi vaktde), (Iman getirmek), (giinah islemek), 
(Tevbe etmek), (Halini islah etdi). Allahii tebareke ve teala, 
hazret-i Omeri bes nesne ile yad etdi [zikr etdi]. (Selamiin aley- 
kiim) diyerek selam etdi. (Sizin Rabbiniz vacib kddi), buyura- 
rak haber verdi. (Kendi nefsi iizerine rahmet etmegi), buyura- 
rak rahmet etdi. (Cehalet ile bilmiyerek giinah isletli). diyerek 

-156- 



giinahdan ma'zur tutdu. (Allah afv edici ve tevbeyi kabul et- 
mekle rahmet edicidir), buyurarak afv etdi. 

(Niikte): Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" bir giinah 
isledi. Ozr diledi. Allahii teala, onunla boyle mu'amele eyledi. 
Hazret-i Omerin dostlan isitsinler ki, sad olsunlar. Allahii teala 
dostlanni Omere ortak eyleyip, bizim iizerimize selam soyledi. 
Ve rahmetine ortak etdi. (Rahmetim herseyi icine almisdir) bu- 
yurdu. Meleklerini gonderdi. (Melekleri gonderdik) buyurmus- 
dur. Ozriinii kabul etdi. (Allah kullarimn tevbesini kabul eder) 
buyurmusdur. Magfiret etdi. (Ey Resuliim! Nefslerini israf 
eden kullarima, Allahin rahmetinden li in in id kesmemelerini 
soyle!) buyurmusdur. 

5- Diger bir ayet-i kerime sudur: Uhud cenginde Ebu Siif- 
yan heniiz miisliman olmamis iken bize dedi ki, (bizim uzzamiz 
var, sizin uzzaniz yokdur.) Omer ibniil Hattab cevab verip, bu- 
yurdu ki, (bizim mevlamiz var, sizin mevlaniz yokdur). Allahii 
teala hazretleri Omer "radiyallahii teala anh" hazretlerinin 
kavline muvafik bu ayet-i kerimeyi gonderdi. (... Mii'minlerin 
yardim gormesi ve kafirlerin kahr olmasi, Allahii tealamn 
mii'minlere veli olmasi ve yardim etmesidir. Kafirlerin mevlasi, 
onlarin azabini men' eden bir yardimcilan yokdur.) [Muham- 
med suresi 11. ci ayet-i kerime meali.] Bu ayet-i kerime, ehl-i 
Mekkenin iman getirmiyenlerini korkutucu ve tehdid edici ma- 
hiyyetdedir. 

6- Diger bir ayet-i kerime sudur. Miinafiklardan Abdullah 
bin Ebi Seliil hasta oldu. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" iyadetine [hasta ziyaretine] vardi. Ibni Ebi Seliil, Habi- 
bullah hazretlerine dedi ki, ben oldiigiim zeman nemazimi kil. 
Kabrim iizerinde dur. Bana diia et. Kendi kaftamm kefen et. 
Sonra Ibni Ebi Seliil oldii. Resulullah hazretleri diledi ki, nema- 
zini kilsin. Omer "radiyallahii teala anh" dedi ki, ya Resulallah! 
Onun iizerine nemaz mi kilacaksin. Halbuki o sana boyle boy- 
le isler etmisdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri buyurdu: Elini benden kaldir. Omer "radiyallahii 
teala anh" de; gitme, dedi. Habib-i ekrem yine o cevabi verdi. 

-157- 



Ucuncti kerre, Server-i alem buyurdu ki, eger bilse idim ki, Al- 
lahii tebareke ve teala rahmet eder. Yetmis kerre Allahii teala 
hazretlerinden ona istigfar ederdim. Zira ben istigfarda muhay- 
yer kilindim. Sonra, mubarek gomlegini kefen yapip, kabre 
koydu. Omer "radiyallahii teala anh" der ki, bu halde ben hay- 
retde kaldim. Allahii teala ben kulunun kavline muvafik su 
ayet-i kerimeyi inzal buyurdu: (Miinafiklardan olen kimselerin 
nemazim kilma. Kabri iizerinde durma. Ciinki onlar, Allaha ve 
Resuliine iman etmeyip, miinafik olarak oldiiler.) [Tevbe suresi 
84.cii ayet-i kerimesi meali.] Resul-i ekrem hazretleri bu ayet-i 
kerimeden sonra, hicbir miinafik iizerine nemaz kilmadi. Kabri 
iizerine durmadi. Ya'ni, ey benim Resuliim! Diia etme ki, eger 
diia etsen, icabet etmesem, senin sanina noksanlik olur. Eger 
icabet etsem benim hikmetime layik olmaz. Kiyamet giiniinde 
ben derim ki, ey benim Resuliim! Sen sefa'at eyle, ta ki, ben ba- 
gislayayim. Eger sefa'at etmez isen, senin hasmetine uygun ol- 
maz. Eger rahmet etmesem benim keremime naks olur. Sen se- 
fa'at et. Ta ben bagislayayim. 

7- Diger bir ayet-i kerime sudur: Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem", Aise-i Siddika "radiyallahii teala anha" 
hakkinda, hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" ile mesveret 
etdi. Buyurdu ki, ya Omer! Sen hazret-i Aise hakkinda soyle- 
nenlere ne dersin. Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" dedi 
ki, ya Resulallah! Bir daha bu sozii dinlemeyiniz. (Bu biiyiik 
bir iftiradir.) Bu sozii soylemek ve kalbine getirmek kimsenin 
haddi degildir. Hazret-i Aise pak ve pakizedir. Onlar ehl-i 
imandir. Allahii teala hazretleri, hazret-i Omerin "radiyallahii 
teala anh" kavline uygun bu ayet-i kerimeyi inzal buyurdu: 
(Onu isitdiginizde, nicin bize o sozii soylemek yakismaz! Ya 
Rabbi! Seni tenzfh ederiz. Bu Server-i alemin hammina atdan 
biiyiik bir iftiradir, demediniz!) [Nur suresi 16.ci ayet-i kerime 
meali.] 

8- Diger bir ayet-i kerime sudur: Allahii tebareke ve teala 
Adem safiyullahin "ala nebiyyina ve aleyhissalatii vesselam" 
ziirriyyeti saninda bu ayet-i kerimeyi irsal buyurdu: (Biz insani 
(Ademi) muhakkak ki camurun hulasasindan yaratdik. Sonra, 

-158- 



Ademin neslini saglam bir yerde (rahfmde) bir nutfe (az bir su) 
yapdik. Sonra, o nutfeyi kan pihtisi haline getirdik. Ondan son- 
ra, kan pihtisim bir parca et yapdik. O et parcasim da kemikler 
haline cevirdik. Kemiklere de et giydirdik. Sonra, ona baska 
bir yaratilis (run) verdik. Bak ki, sekl verenlerin en giizeli olan 
Allahin sani ne kadar yiicedir.) [Mii'minun suresi oniki, oniic, 
ondordiincii ayet-i kerime mealleri.] Hazret-i Omer "radiyalla- 
hu teala anh" bu ayet-i kerimeyi okudu. Hayretde kaldi. (Kud- 
reti ve hikmeti sebebi ile Allahii tealamn sani biiyiikdiir. Kud- 
retlilerin en guzelidir) dedi. Hazret-i Omerin buyurdugu gibi, 
ayet-i kerime indi. 

Bu zikr etdigim ayet-i kenmeleri Kur'an-i azfmiissan tefsir- 
lerinden, kudretim yetdigi kadar aldim. Bundan sonra o haber- 
leri zikr edelim ki, hocalanmizdan ve iistadlarimizdan isitdik. 
insaallahu teala. 

Ellialtinci Menakib: Omer "radiyallahu teala anh" hakkin- 
daki hadis-i serifler. 

1- Ebu Hiireyreden "radiyallahu teala anh" rivayet olunur. 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyur- 
du: Kiyamet gunu din-i islam mahsere giizel suretde ve siislen- 
mis olarak gelir. Hak Subhanehii ve teala hazretleri bu durumu 
bilir iken, sorar ki, sen kimsin. Islam der ki, ya ilahel alemin! 
Ben islamim. Allahii teala buyurur. Bunu Cennete iletin. Islam 
der ki, ya ilahel alemin. Beni aziz tutup, ikram eden kimseleri, 
aziz tutup, ikram etmedikce, bana yardim edenlere yardim et- 
meyince ve bana yer verenlere, yer vermeyince, ben Cennete 
gitmem. Allahii teala emr eder ki, var o kimseleri getir ki, seni 
aziz tutmusdur. Ve sana nusret etmisdir. O vakt islam gelip, 
halkin saflari arasinda gezer. O sirada Omer "radiyallahu teala 
anh" hazretlerini goriip, elinden tutup, seslenir (baginr) ve der 
ki, Ilahi! Bu o kimsedir ki, beni herkesin surdiigii zeman, bana 
kendi yaninda yer veren, kabul eden, aziz tutandir. Halk beni o 
vakt red etdiler. Bu kimse bana nusret [yardim] etdi. Halk beni 
kendilerinden uzak etdiler. Bu zat beni aziz etdi. O vakt halk 
beni zelil etdiler. Allahii tebareke ve teala buyurur: Onu Cen- 
nete ilet. Islam der ki, ya Rabbel alemin! Ta kiyamete dek, her 

-159- 



kim (hazret-i Omeri sever) beni sever, onlan da Cennete ilet- 
meyince bunu iletmem. Allahu teala ve tekaddes kabul buyu- 
rur. Oyle yap! Islam mahserde saflann arasinda dolanir. Her 
kim ki, hazret-i Omeri sever. Onun elini tutup, hazret-i Omer 
ile Cennete iletir. 

2- Omer "radiyallahii teala anh", Resulullah "sailailahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretlerinden rivayet eder. Buyurdu: Ya 
Omer! Cebrail "aleyhissalatii vesselam" benim yanima geldi. 
Dedim, ya Cebrail! Bana, Omer bin Hattabin goklerdeki fazi- 
letinden haber ver. Dedi ki, ya Muhammed "sallallahii aleyhi 
ve sellem"! Omerin goklerdeki faziletlerinden ve menakibin- 
dan eger sana haber verirsem, hazret-i Nuh ala nebiyyina ve 
aleyhissalatii vesselamin omriince ki, kavmi yaninda bin sene- 
den elli sene eksikdir, heniiz faziletlerini soylemege kadir ola- 
mam. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurur: (Korkunuz! Omerin hismintlan ki, o gadabh olunca, 
Allahu tebareke ve teala hazretleri ondan otiirii gadabh olur.) 

3- Sa'id bin Ciibeyr, Ibni Abbasdan "radiyallahii teala an- 
num" rivayet etmisdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri buyurur ki: Cebrail aleyhisselam benim ya- 
nima geldi ve dedi ki: Allahu tebareke ve teala ve tekaddes 
hazretleri buyurdu ki, Omere benden selam et! Ona haber ver 
ki, Onun nzasi benim hukmumdur. Onun hismi benim adlim- 
dir. 

4- Gudayf bin Haris "radiyallahii anh" rivayet eder. Bir 
genp, Ebu Zer-i Gifarinin "radiyallahii anh" yanina geldi. Ebu 
Zer hazretleri o gence dedi ki, benim icin Hak Siibhanehii ve 
tealadan istigfar et, afv edilmemi iste. O gene dedi ki, ya Eba 
Zer! Sen hazret-i Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" sohbetinde bulunmussun. Ben senin nasil afv olunmam is- 
terim. Ebu Zer; "olsun, iste" dedi. Gene dedi, bana haber ver 
ki, ben de ne hayrh isaret gordiin ki, benim diiami ve istigfan- 
mi istersin. Ebu Zer "radiyallahii teala anh" dedi ki; Bundan 
dolayi ki, sen hazret-i Omerin "radiyallahii teala anh" oniinden 
geciyordun. Omer "radiyallahii teala anh" bu iyi gencdir, bu- 
yurdu. Ben ki, Ebu Zer'im. Resulullah "sallallahii teala aleyhi 

-160- 



ve sellem" hazretlerinden isitdim ki, buyurdu: (Allahii teala, 
dogru sozii, Omerin dili iizerine koymu§dur.) 

5- Ya'la bin Ziyad rivayeti ile, hazret-i Hasen "radiyallahu 
teala anh" buyurdu ki: Bir vakt hazret-i Omer "radiyallahu 
teala anh" Ebu Zer hazretlerinin elini tutup, sikdi. Ebu Zer, 
elimi birak, incitdin, ya islamin kilidi, dedi. Hazret-i Omer, ya 
Eba Zer, bu soyledigin nasil bir sozdiir. Ebu Zer dedi ki: Ya 
Emir-el mu'minin, akhnda midir (hatirlar misin), falan vakt, 
falan giinde ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri buyurdu ki: Eger aramzda yayilacak fitnelerden kor- 
kuyor iseniz, Omerin bereketi ile onlar size erismez. Ya Omer, 
sen islamin kilidisin. 

6- Hazret-i Enes "radiyallahu teala anh" haber verdi. Resu- 
lullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri Omerin yu- 
ziine bakip, giildii ve buyurdu. Ya Hattab oglu! Bilir misin ni- 
cin tebessiim etdim. Hazret-i Omer "radiyallahu teala anh", 
Allahii teala ve Resulii bilir, dedi. Se'adetle buyurdu: (Ondan 
dolayi guldiim ki, Allahii teala, Arefe gecesi Arafatda bulu- 
nanlara inayet nazan ile nazar etdi. Sana hususi olarak nazar 
etdi.) 

7- Aise-i Siddika "radiyallahu teala anha ve ebiha" hazret- 
lerinin rivayeti ile, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" buyurdu ki: (Meclislerinizi Omer bin Hattabi anarak zi- 
netlendiriniz!) 

8- Ali bin Ebi Talib "radiyallahu teala anh" hazretleri bu- 
yurdu. Salihler zikr olundugu zeman, siz Omerin zikri ile olun. 
Zira biz ki, Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" es- 
habiyiz. Hepimiz sekine ve aramin Omerin dili iizerine oldugu- 
na, ittifak etmisiz. 

9- Mubarek bin Fudale, Hasen "radiyallahu teala anh" haz- 
retlerinden rivayet etmisdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" buyurdu: (Insan oglundan baskasi, kendisi gibi bin 
kimseden daha kiymetli olamaz. Omer "radiyallahu teala anh" 
ise bin mislinden daha hayrhdir.) 

10- Huzeyfetebni Yemandan "radiyallahu anh" rivayet edil- 

- 161 - Menakib-i Cihar Yar-i Guzin - F:ll 



misdir. Islam, hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" zemanin- 
da makbul kimseye benzer idi ki, yakinhgi artardi. Omerden 
"radiyallahii anh" sonra islam, arkasim donmiis kimseye ben- 
zerdi. Uzakhgi artardi. 

11- Abdullah bin Mes'ud "radiyallahii teala anh" hazretleri- 
nin rivayeti ile gelmisdir. Dedi ki: tie kimsenin firaseti gayet iyi 
oldu. a) Misr azizinin firaseti. Hazret-i Yusiif aleyhisselam hak- 
kinda firaset edip, kendi zevcesine dedi ki, bunu miikerrem tut. 
Olur ki, ondan bize menfa'at erisir. b) Suayb aleyhisselam haz- 
retlerinin kerimesinin firaseti ki, hazret-i Musa aleyhisselam 
da'vete gelmisdi. Babasina dedi ki, ya baba. Onu iicret ile tut. 
Kavi ve emindir. c) Hazret-i Ebfi Bekr-i Siddik "radiyallahii 
teala anh" hazretlerinin firaseti ki, kendinden sonra, hilafeti 
hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" hazretlerine verdi ki, on- 
da adalet fehm etdi. Bir grin hazret-i Ali bin Ebi Talib "radiyal- 
lahii teala anh" disan cikdi. Uzerinde cok giizel bir elbise var- 
di. Bu elbiseyi bana kardesim, dostum, sadikim ve safiyyim 
Omer bin Hattab "radiyallahii teala anh" giydirdi, buyurdu. 

12- Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" rivayet etmis- 
dir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri bu- 
yurdu: (Eger benden sonra Allahii teala Peygamber gonderse 
idi, Omeri gonderirdi. Allahii tebareke ve teala iki melek ile 
ona kuvvet vermisdir. Bunlar ona kuvvet verir. Ondan bir hata 
meydana gelecek olsa, ondan donduriirler. Dogrusunu yapdi- 
rirlar.) 

13- Abdullah bin Omer "radiyallahii anhiima" rivayet et- 
misdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdular ki: (insanlar bir§ey soyledi. Omer de o hususda bir 
sey soyledi. Omerin kavline muvafik olarak Kur'an-i azimiissan 
nazil oldu.) 

14- Ubeyy bin Ka'b "radiyallahii teala anh" rivayeti ile gel- 
misdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdular ki: (Benden sonra, Allahii tealamn miisafeha etdigi, 
ya'ni yakin oldugu kimse, Hattab ogludur. O kimse, Hak siib- 
hanehii ve tealamn kudreti ile elini tutdugu, feryadina erisdigi, 
selam verdigi, Cennetine koydugu kimsedir. O Omer bin Hat- 

-162- 



tabdir. Bu makamda yakinhk mekan ile olmaz. O yakinhgi Al- 
lahii teala ve ben bilirim. Ona bir keramet ve bir ni'met verir ki, 
baskalarma bu mertebe ve yiikseklik olmaz.) 

15- Resulullah "sallallahU teala aleyhi ve sellem" hazretleri; 
(Seytan Omeri gordUgu vakt, Omerin "radiyallahU teala anh" 
heybetinden yiizii Uzerine duserdi) buyurdu. 

16- Fadl bin Abbas "radiyallahii teala anhiima" rivayet et- 
misdir. Resulullah "sallallahU teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdu ki: (Omer bin Hattab benimledir. Ben Omer bin Hat- 
tab ileyim. Benim vefatimdan sonra, Hak subhanehU ve teala 
Omer iledir. Her nerede olursa olsun, AllahU tebareke ve teala 
hazretlerinin hifz ve emamnda olur.) 

17- Abdullah bin Abbas "radiyallahU teala anhUma" rivayet 
etmisdir. Resulullah "sallallahU teala aleyhi ve sellem" buyurdu 
ki: (Omerin mUsliman oldugu gUn, Cebrafl aleyhisselam benim 
Uzerime nazil oldu. Omer bin Hattab "radiyallahU teala anh" 
mUsliman oldu diye meleklerin birbirine mUjde verip, sad ol- 
duklarim, bana haber verdi.) 

18- Enes bin Malik "radiyallahU teala anh" rivayet etmisdir. 
Resulullah "sallallahU teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Ya 
Omer ibnUl Hattab! Sen benim Ummetim Uzerine berekatsin. 
AllahU tebareke ve teala senin saninda gondermisdir. Nafile 
ibadetlerden, zikr ve Kur'an-i kerim okumagi gUndUz kacirdik- 
lanni gece, gece kacirdiklanni gUndUz kaza et.) 

Elliyedinci Menakib: Omer "radiyallahU teala anh" hakkin- 
da cesidli kitablarda bildirilen haberleri aciklamakdadir. 
A'mes, SUfyandan ve AbdUllahdan "radiyallahU teala annum" 
rivayet etmisdir. Dediler ki, vallahi Omerin amelini terazinin 
bir kefesine koysalar, diger insanlann amellerini de terazinin 
diger kefesine koysalar, Omerin amelinin agir gelecegini zan 
ederiz. Hakim arif ZeynUddin Ali bin Tahir kendi tasnif etdigi 
kitabda demisdir ki: Omer bin Hattab "radiyallahU teala anh" 
hazretleri buyurdu ki, mUnafik o kimsedir ki, dUnya onun Umi- 
di olur. Hata ve gUnah onun ameli olur. Cok yemin onun san'ati 
olur. Ahiret islerinde cahil, dUnya islerinde zeki olur. 

-163- 



Omer "radiyallahu teala anh" hazretlerinin sefkati ve rah- 
meti, mahlukat uzerine o mertebede idi ki, Ebulleys-i Semer- 
kandi (Tenbfh-iil gafilin)de yazmisdir: Omer bin Hattab "radi- 
yallahu teala anh" bir yasli zimmi gordii ki, kapilarda gezip, ka- 
pilarda dilenir. Omer hazretleri buyurdu ki, ey pir! Benim sana 
insaf etmemi istiyorlar. Genclik vaktinde senden cizye aldim. 
Layik olan odur ki, bugiin seni afV etmeliyim. AfV edip, her giin 
kendinin ve lyalinin [coluk-cocugunun] yiyecegini beyt-ul-mal- 
dan versinler, buyurdu. 

Ellisekizinci Menakib: Bir giin emir-ul mu'minin Aliyul- 
murteda "radiyallahii teala anh", oturmus, sohbet ediyordu. 
Soz arasinda bir kimse, Omer "radiyallahu teala anh" hazretle- 
rini medh etmege basladi. Hazret-i Ali buyurdu ki, hangi 
Omer? Allahu tebareke ve teala Enbiya aleyhissalatii vesse- 
lamdan sonra, Omere benzer kul halk etmemis ve hicbir baba- 
nin ve ananin Omer gibi oglu olmamisdir. O Omerdir ki, alim- 
dir. Hak Subhanehii ve teala hazretlerinin dininin sinirlanni bi- 
lir. Allahu teala islami aziz etdi, onunla adalet etdi. Boylece 
kendisi emin oldu. Islamiyyeti bilen fakihdir. Kendisinden son- 
ra gelen halifeleri zor duruma dusiirdii. Emir-iil mii'minin 
Omer "radiyallahu teala anh", islam dininde giizel Metier bi- 
rakdi. Islamda ilk kadi ta'yin etdi. Siireyhi kadi ta'yin etdi. Pos- 
tayi ilk kuran odur. Beyt-iil-mal binasi yapdirdi. Zekat ve bas- 
ka mallan buraya koyardi. Zindani ilk bina eden odur. Hudu- 
dullahi icra etmek icin, celladi o ta'yin etdi. Mescid ve cami'le- 
ri sehrlerde o tertib etdi. Serhadlan [sinirlan] o vaz' etdi. Mu- 
ezzin ve gayrileri gibi tatawu' [hayrh] is isliyenlere iicret verir- 
di. Iran topragi uzerine haraci o ta'yin etdi. Cema'at ile, Rame- 
zan ayinda teravih nemazim asikare kildi. Resulullah teravih 
nemazi kilardi, fekat asikar etmezdi. Allahu tealamn teravih 
nemazim ummeti uzerine farz edeceginden ve onlann mesak- 
kat cekeceginden cekinirdi. Hazret-i Omerde "radiyallahu tea- 
la anh" bu mertebe yiikseklik var idi ki, adaletin, heybetin, si- 
yasetin, gayretinin sesi ufuklara yayilmis iken, bir zerre kibr ve 
ucb kendi nefsinde yokdu. Kendini ciimleden asagi goriirdii. 
Kendi eli ile yapdigi isleri kimse giicii yetip, yapamadi. Kesb 
ederdi [cahsir idi]. Der idi ki, ey muslimanlar, kesb edin [cah- 

-164- 



sin], baskalan uzerine yiik olmayin. Pazarda, coluk-cocugumun 
nafakasim te'min etmek icin calisirken oldiigiim yer, bana en 
sevimli yerdir. Elinizi kesbden kaldinp da [calismayi birakip 
da] Allahu teala nzkimi verir demeyiniz. Allahu teala gokden 
altin ve gumus gondermez. Adet-i kenmesini degisdirmez. 
Cumle mubahlan gozler online sermisdir. Vera' ve takvasi o 
mertebede idi ki, sadaka sudunden bir icim hazret-i Omere silt 
verdiler. Icdi. Sonra anladi ki, buna layik degil idi. Parmagini 
bogazina sokdu. O siidii kay etdi. O kadar zorluk ve mihnet 
cekdi ki, mubarek ruhu bedeninden aynhyor diye korkdular. 
Sonra, ya Rabbi damarlanmda kalip da cikaramadiklanmdan 
sana sigininm, buyurdu. 

(Kimya-i se'adet)de, hiiccet-ul islam imam-i Muhammed 
Gazali "rahimehullahu teala" nakl buyurmuslar: Bir vakt, 
Omer "radiyallahii teala anh" hazretlerinin harem-i seriflerine, 
ganimetden misk getirmislerdi. Kendi ehline [hammina] buyur- 
du ki, bu miski satip, dervislere sarf edelim. Bir giin se'adetha- 
nesine girdi. Hatununun sandigindan misk kokusu duydu. Bu- 
yurdu ki, bu ne kokusudur. Hatunu dedi ki, miski satarken eli- 
me kokusu sindi. Sandiga dokundum. Omer "radiyallahii teala 
anh" o sandigi ahp topraga o kadar siirdii ki, asla kokusu kal- 
madi. Sonra hammina verdi. Bu kadara musamaha gosterilebi- 
lirdi. Lakin Omer "radiyallahii teala anh" bundan muradi su idi 
ki, kiiciik zararlara goz yumarak, biiyiik zarara yakalanmayalar. 
Veya haram korkusundan bir halali terk etmis olup, miittekiler 
sevabim bulmak icin yapilmis olur. [(Se'adet-i Ebediyye) kita- 
binin 607.ci sahifesine bakiniz!] 

Ellidokuzuncu Menakib: Tefsirde gelmisdir. Hazret-i Omer 
bin Hattab "radiyallahii teala anh" minber iizerinde buyurdu 
ki, hanimlann mehrinde ifrat etmeyiniz [ya'ni fazla mehr ta'yin 
etmeyiniz]! Eger bu diinyada ikram olsa idi veya Allahu teba- 
reke ve teala katinda haramdan sakinmak olsa idi, ona uyacak 
kimse, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
olurdu. Halbuki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hicbir hatununa ve kerimelerinden birine oniki bucuk vakiyye 
giimiisden ziyade mehr kesmedi ki, her vakiyyesi kirk dirhem- 

-165- 



dir. Temami besyuz dirhem olur. Bu sozii soyledikleri vakt, soz 
sahibi olan bir hatun, ayak uzerine kalkip, dedi ki, Allahii teala 
bize kirba dolusu mehr verir. [Kirba: Saka tulumu demekdir.] 
Meal-i serifi, (Sizden biriniz, hammini fuhsdan baska bir sebeb- 
le bosayip, baska bir hanim aldiginda, onceki hanima mehr ola- 
rak verdigi cok fazla mikdardaki mail geri almasin) olan Nisa 
suresi 19.cu ayet-i kerimesinde, kadinlara cok ihsan, cok mal 
verilecegi beyan buyurulmakdadir. Halbuki Hattab oglu geri 
almak ister; dedi. Omer "radiyallahii teala anh" dinde ve ema- 
ninda buyuklugunden ve insafindan, bu sozii isitdi. Anladi ki, o 
kadinin soyledigi soz, dogrudur. Hak sozii kabul edip ve insaf 
edip, buyurdu ki, (Biitiin insanlar Omerden iyi bilir. Bu kadin 
dogru soyledi. Omer hata etdi.) 

Omer "radiyallahii teala anh" bir gun buyurdu ki, ey kadin- 
lar, basinizi kaldirm. Kendi hallerinize bakin. Hakikatde yol 
asikare oldu. [gidilecek yol bellidir.] Zinhar halk uzerine yiik 
olmayimz. Ya'ni kesb ediniz. Kimseye muhtac olmayimz. [Di- 
nimize uygun seklde kesb ediniz.] Yine Omer "radiyallahii tea- 
la anh" buyurdu ki, her kim ki, dinde fakih degildir, bizim pa- 
zanmizda ahs-veris etmesin. Ciinki, raize diisiip, sikinti ceker. 
[Ya'ni, ahs-veris ilmini bilmiyen, ahs-veris yapmasin!] 

Altmisinci Menakib: Emir-iil mii'minin Omer bin Hattab 
"radiyallahii teala anh" hazretleri halite olduklan vakt, Halid 
bin Velid "radiyallahii teala anh" serasker, ya'ni baskomutan 
idi. Onu azl edip, Sa'd bin Ebi Vakkas "radiyallahii teala anh" 
hazretlerini onun yerine serasker ta'yin etdi. Bir zeman sonra, 
Sa'd "radiyallahii teala anh", Kufede bir seray bina etmek arzu 
etdi. Seray yapacagi yerin bir tarafi bir mecusinin evine bitisik 
idi. Sa'd "radiyallahii teala anh", mecusiyi caginp, dedi ki, o evi 
bana sat. Sa'd cok para verdigi halde, mecusi satmadi. Hazir 
olanlar, dediler ki, bu mecusiye bu kadar rica etmege ne liizum 
vardir. Sen o evi al ve behasim da ver. Mecusi de bunu isitip, 
korkdu ki, Sa'd boyle yapacak. Evine vanp, hammina dedi ki, 
ne tedbir alahm. Hanimi dedi ki, onlann bir emirleri var ki, ona 
emir-iil mii'minin Omer derler. Kalk onun yanina vanp, Sa'di 
sikayet et. O emr buyurur, Sa'd elini senden ceker. Mecusi de 

-166- 



kalkip, Medine-i Munewereye vardi. Sordu ki, Emir-ul mii'mi- 
nin serayi nerededir. Dediler serayi yokdur. Kendisi disanya, 
sahraya cikmisdir. O mecusi sair emirler gibi sehr haricine av- 
lanmaya gitmisdir zan etdi. Sehr haricine cikrp, etrafi gozetip, 
hangi tarafindan hasmetle ve hizmetkarlan ile gelecek diye 
bakdi. Hicbir taraf dan bir toz eseri dahi kalkip gorulmedi. Haz- 
ret-i Omer "radiyallahii teala anh" ise, kamcisim basinin altina 
koyup, toprak iizerinde uyumus idi. O mecusi onu gordu. Lakin 
onun Emir-ul mu'minin oldugunu bilmiyordu. Uyandirdi ve de- 
di ki, Emir-ul mii'minin hangi tarafa gitmisdir. Hazret-i Omer 
buyurdu: Onu nicin soruyorsun [ne yapacaksin] ve ne istersin. 
Mecusi dedi ki, Sa'ddan ona sikayete geldim. O evimi kasden 
ve cebren elimden almak ister. Hazret-i Omer "radiyallahii tea- 
la anh" oradan kalkip, se'adethanelerine geldiler. Hizmetciye 
buyurdular ki, bir parca kagid getir, Sa'da bir name yazacagim. 
Hizmetci aradi, kagid bulamadi. Buyurdular ki, bir parca deri 
de olursa, getir. Hizmetci bulamadi. Buyurdular, bir parca ke- 
mik, getir. Bir koyun kiiregi bulup, getirdi. Uzerine (Bismilla- 
hirrahmanirrahim. Ya Sa'd! Bu name sana erisdigi zeman has- 
mini hosnud et. Veya kalkip huzuruma gel!) diye yazdi. O kii- 
rek kemigini mecusiye verdi. Mecusi onu alip, evine geldi. Ha- 
nimi dedi ki, ne yapdin. Dedi ki, hayret ki, bu uzun yolu gitdim. 
Bu kadar mesakkat ile; elime yazilmis bir parca kemik verdiler. 
Hanimi dedi ki, madem ki getirdin, Sa'da onu gotiir arz et. Ba- 
kahm ne soyler. Mecusi de kalkip, Sa'din serayi kapisina gitdi. 
Sa'd hazretleri nemazim kihp, seray kapisinda oturmusdu. 
Halk, karsisina saf baglayip oturmuslar idi. Mecusi kiirek kemi- 
gini Sa'din karsisinda tutup, durdu. Sa'din gozii onu gordiikde, 
Emir-iil mii'minin Omer "radiyallahii teala anh" hazretlerinin 
yazisi oldugunu anlayip, cehresi degisdi. Dedi ki, her ne ister 
isen bana soyle. Beni Emir-iil mii'minin Omer "radiyallahii tea- 
la anh" hazretlerinin huzuruna cikarma ki, ben Omerin siyase- 
tine takat getiremem. Hemen o mecusi, akh basindan gidip, 
diisdii. Bir zeman sonra ayildi. Dedi ki, ya Sa'd! Bana islami arz 
eyle, deyip, musliman oldu. Evini ona, hiisn-i nzasi ile bagisla- 
di. O mecusiye dediler ki, ne sebeble musliman oldun. Dedi, 
bunlarm emirlerini gordiim. Bir kohne hirka ortiinmus. Ve aya- 

-167- 



ginda ic donu yok. Kamcisim basi altina koyup, toprak iizerin- 
de uyumus, dervis suretinde. O seklde ki, onu gordiim. O kadar 
siyaset ve heybet ki, halkin goniiilerinde yerlesmis oldugunu 
gordiim. Kendi kendime dedim ki, bu dinde boyle bir emir ol- 
sun, bu din mutlaka hak dindir. Anlamalidir ki, adalet ne mu- 
barek nesnedir. 

Altmisbirinci Menakib: Bir gun Omer "radiyallahii anh" 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin ar- 
kasinda nemaz kihyordu. Resul aleyhisselam sure-i Vennaziat 
okuyordu. Meal-i serifi (Fir'avn kavmine, ben sizin ulu tannni- 

zim dedi) olan ayet-i kerimeyi okudugunda, Omer "radiyallahii 
teala anh" hazretlerinin gayret daman harekete gelip, mubarek 
bedeninde tiiyleri elbisesinden disan cikip, (Eger ben orada ha- 
zir olaydim, boynunu vururdum) dedi. Nemaz eda edildikden 
sonra, Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" hazretleri bu- 
yurdu ki, (Ya Omer, nemazda konusdun. Nemazim kaza et). 
Hemen Cebrail aleyhisselam gelip, Allahii tealamn emrini eris- 
dirip, buyurdu ki, (Ya Muhammed! Omere nemazi kaza et di- 
ye soyleme! Biz o nemazi kabtil etdik. O nemazi ciimle iimme- 
tin nemazina beraber etdik ki, biz cok gayretli, sevdigini kayin- 
ci kimseleri severiz.) 

Altmisikinci Menakib: Hazret-i Omer "radiyallahii teala 
anh" bir bayram giinii, hazret-i Resulullahin "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" huzur-i seriflerine geldi. Mescide vardilar. 
Sonra yola cikdilar. Medine-i Miinevverenin cocuklan Server-i 
kainata yapisip, bayramhk istediler. Hazret-i Habibullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki, ya Omer! Beni bun- 
lardan satin al [kurtar]. Omer "radiyallahii teala anh" hazretle- 
ri de gidip, bir parca et ve bir mikdar hurma ve meyve getirip, 
cocuklara verdi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
buyurdu ki, ya Omer! Sen beni Malik bin Za'rin, Yusiif aleyhis- 
selami aldigindan daha ucuza aldin. Malik, Yusiifu birkac dir- 
heme aldi. Sen beni meyveye ve ete aldin. Omer "radiyallahii 
teala anh" buyurdu: Ya Resulallah! Her ne kadar Yusiif aley- 
hisselamdan ucuz aldim ise de, ondan giizel ve sirinsin. Hazret-i 
Omer "radiyallahii teala anh" bir merd idi ki, onun golgesinden 

-168- 



ibhs kacardi. Misrdaki Nil nehri kurumus iken, onun mektubu 
ile akdi. Onun kamcisi ile zelzele durdu. Heybetinden ve onun 
sesini Medine-i Munevverede hutbe okurken, Irakdan isitdiler. 
Allahii tebareke ve teala onun rey'ine uygun ayet-i kerime 
gonderdi. Ridvan [Cennet melegi] onun evine odun iletdi. Mi- 
kail aleyhisselam onun kokusunu alirdi. Islam onunla kuwet- 
lendi. Miisliman oldugu gun, Allahii teala indinde makbul ol- 
dugu icin, Cebrafl aleyhisselam onunla oturmus idi. Asian onun 
yasdigimn bekciligini yapardi. Onun yiikiinii cekmekden yer ve 
gok aciz kahrdi. 

Altmisiiciincii Menakib: Bir giin Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretleri, se'adetle otururlardi. Omer bin 
Hattab "radiyallahii teala anh" hazretleri meclis-i serifinde ha- 
zir oldu. Hazret-i Server-i alem buyurdu ki, (Ya Omer, bana 
ilahi emr gelmisdir ki, adalet nurunu, Omer bin Hattaba ver. 
Simdi sana verdim. Cihanda adalet etmek senin nasibindir.) 
Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" hazretlerinin bu 
diinyadan goc etmek vakti yaklasdi. Bir vasiyyetname yazdi. 
Halife olacak sahsin namini yazdi. Yerini acik koydu ki, kimse 
incinmesin. Abbas bin Abdiilmuttalib "radiyallahii teala anh" 
hazretleri isitdi ki, halifenin adinin yeri acik kalmisdir. Ebu 
Bekrden sonra ihtilaf vaki' olur diye, vanp, vasiyyetnameyi is- 
tedi. Omerin "radiyallahii teala anh" ismini o acik yere yazdi. 
Sonra Siddik-i ekberin akh basina geldi. Abbas hazretlerine 
dedi ki: Vasiyyetnameyi getir. O da getirdi. Aldi, bakdi. Buyur- 
du ki, o acik yeri goreyim. Abbas "radiyallahii anh" buyurdu 
ki: Ben kiistahhk etdim; ya halife-i Resulallah! Omer adini acik 
yere yazdim. Siddik hazretleri sad olup, buyurdu ki, Elhamdu- 
lillah, benim de muradim, bu idi. Eshabdan ba'zilan gelip, de- 
diler ki, nicin boyle etdin. Omer bin Hattab sert tabfath kim- 
sedir. Allahii tebareke ve teala huzurunda, Omeri miislimanlar 
iizerine getirdiginden dolayi, ne huccet getirirsin. Siddik "radi- 
yallahii teala anh" buyurdu ki: Beni kaldinn, oturtun. Oturup, 
buyurdu ki, eger Hak Subhanehii ve teala, benden nicin Ome- 
ri halife etdin diye siial buyurursa, ben cevab veririm ki, ya ila- 
helalemin. O giin yeryiiziinde, Omerden adil kimse bulama- 
dim. O sebebden Omeri halife ta'yin etdim. Sonra Omer "ra- 

-169- 



diyailahii teala anh" hilafet makamina oturdu. Etrafdan insan- 
lar gelip, sorarlardi emir kimdir diye. Kurt koyun ile beraber su 
icip, dolasir, hie ziyan etmez. Omer "radryallahu teala anh" o 
kadar adil davrandi, adalet gosterdi ki, muslimanlar maksadla- 
nna kavusdular. Dul kadinlara suyu kendi cekerdi. Ve unu 
kendi satin ahrdi ve kendi goturiirdii. Hammallara yardim 
ederdi. Der idi ki, bir mikdar yol ben gotiireyim ve bir mikdar 
sen gotiir. Kole ve cariye su cekmekden veya un ogiitmekden 
aciz kalmis ise, yardim ederdi. Geceleri Abdurrahman bin Avf 
ile beraber sehri dolasrp, bekcilik ederdi. "Radryallahu teala 
anhuma". 

Altmi§d6rduncii Menakib: Abdurrahman bin Avf "radiyal- 
lahii teala anh" der ki, ben hazret-i Omerden acaiblikler gor- 
diim. Dediler, ne gordiin. Buyurdu ki, hayatda olsa, ben soyle- 
mege kadir olmazdim. Birisi odur ki, her gece ikimiz sehri do- 
lamrdik. Bir mahalle vanrdik. Omer bana der idi ki, sen bura- 
da dur. Ben de muhalefete kadir olamayip, dururdum. Vanp, 
bir zemandan sonra, gelirdi. Siial etmege de ciir'et edemezdim. 
Vefatlanndan sonra bir gece o mahalleye vanp, bir ev icine gir- 
dim. Bir ihtiyar kadin gordum. Kendi kendine acaba ne oldu 
ki, Omer bu gece gelmedi, diyordu. Ben dedim, ey hatun! 
Omer diinyadan gocdii. Kadin bunu isitince, bir ah cekip, ba- 
yildi. Sonra akh geri geldi. Dedi ki; ey Allahim! Bana yardim- 
da bulunan Omeri afv et. Ona dedim ki, ne yardim ederdi. 
Giinduz vakti uzerimi kirletirdim. Onu disan atardi. Kirlenmis 
elbisemi yikardi. Beni temizlerdi. Bana yiyecekden ne nesne 
gerek ise, getirirdi. Dedim, ey hatun! Ben de Omerin yariyim. 
Eger o gitdi ise ben sagim. Ben Omerin yapdigi isleri yapayim. 
Beni caginp, dedi ki, Omerin yerini kim tutabilir. Eger Ome- 
rin yari isen, bana diia eyle, yardim et. Hemen basini yukan tu- 
tup, dedi ki, ya ilahel alemin! Ben o hastahgi Omerin yardimi 
ile cekerdim. Omer gitdi. Benim ruhumu kabz eyle ki, ben 
Omersiz omr istemem. Bunu dedi, o saat duasi makbul olup, 
diinyadan goc etdi. Ben agladim. Techiz ve tekfinini yapip, 
defn eyledim. 

Altmisbesinci Menakib: Yine Abdurrahman bin Avf "radi- 

-170- 



yallahii teala anh" buyurdu. Hazret-i Omer bir gece bir tulumu 
su ile doldurup, arkasina almis, Medine-i Miinevvere koylerine 
giderken yoruhnus. Ben dedim ki, ey emir-el mu'minin, yorul- 
mussunuz! Bana ver, biraz da ben gotiireyim. Buyurdu ki, eger 
bugiin sen benim tulumumun yukunu gotiiriir isen, yann benim 
gunahimin yukunu kim gotiiriir. Dedim, senin ne yiikiin var ki, 
sen Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" yolu iizeri- 
ne yiiriiyorsun. Buyurdu ki, ben Resulullah hazretlerinin dostu 
o zeman olurum ki, bu hilafetden basabas kurtulayim. [Ya'ni 
zararsiz olarak kurtulur isem, Resulullahin dostu olurum.] 
Diinyadan goc etmezden evvel boyle buyururlar idi. 

Ogullan Abdullah "radiyallahii teala anhiima" babasimn 
vefatlanndan bir sene sonra onu rii'yada gormiis. Sabahleyin 
basi acik disan gelip, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerinin mescid-i seriflerine vardi. Seslenip, dedi ki, 
ey Sahabiler, toplanm. Babamin selamini size getirdim. Hepsi 
toplandilar. Orada Abdullah hazretleri buyurdu. Dim gece ba- 
bami rii'yada gordiim. Diin geceye kadar, babamin ahirete goc 
edisi bir sene oldu. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerine babami rii'yada goreyim niyyeti ile salevat 
getirirdim. Fekat, goremezdim. Ta diin gece gordiim. Babamin 
yiizii degismis. Dedim, ey baba! Bu ne haldir. Senin yiiziiniin 
rengi kirmizi idi. Dedi, ey ogul, simdi kurtuldum. Simdiye ka- 
dar muhasebede idim. Dedim. Ey baba, nasil muhasebe [hesab] 
olundun. Hesabin biri bitmeden biri bashyordu. Hal bir yere 
erisdi ki, beyt-iil-mala aid sadaka develerinin bir yulan var idi. 
Bircok yerden baglamisdim. Artik deveye takacak yeri kalma- 
misdi. Disan atmisdim. Cenab-i Rabbil aleminden azarlayici hi- 
tab geldi ki, nicin o yulan atdin. Miislimanlann mahni zayi' et- 
din. Ey baba, bu itabdan ne sebeble kurtuldun. Dedi ki, ey 
ogul! O mektub sebebi ile ki, sana demisdim. Bu mektubu be- 
nim kefenim arasina koy. O mektub su idi. Bir gun Hasen ve 
Hiiseyn "radiyallahii teala anhiima" hazretleri babamin yanina 
geldiler. Selam verdiler. Oturdular. Babam, miislimanlann isi 
ile mesgul idi. Selamlanni isitmedi. Sonra isi bitdi. Buraya ge- 
lin. Onlar dediler, biz selam verdik. Babam dedi, isitmedim. Ba- 
bam kalkdi. Onlann yanina vardi. Onlarin ikisi de ayaga kalk- 

-171- 



dilar. Babam ikisinin de elini opdii. Hazine ile mesgul olan hiz- 
metkara buyurdu ki, iki kaftan getir. Her birini birine giydir. 
Onlardan sonra ozr dileyip, dedi ki, bizden razi olun ki, bilme- 
dik, kusur etdik. Hasen ve Huseyn "radiyallahii teala anhiima", 
babalannin huzurlanna vardilar. Dediler ki, Emir-ul mii'minin 
Omer bize hil'at verdi [elbise verdi]. Hazret-i All "radiyallahii 
anh" cok memniin oldu. 

Niikte: Her kim babalannin gonliinii almak isterse, evladina 
iyilik eyleye ki, babalannin gonliinun meyvesi, evladdir. Ali 
"radiyallahii teala anh" buyurdu ki, geri Emir-iil mii'mininin 
huzuruna gidiniz. Soyleyin ki, bizim babamiz der ki, Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden isitdim. Resu- 
lullah buyurdu ki, (Omer hayatda iken, islamin niirudiir. Diin- 
yadan gidince de Cennet ehlinin ciragidir.) Hasen ve Huseyn 
"radiyallahii teala anhiima" geldiler, haber verdiler. Hazret-i 
Omer "radiyallahii teala anh" dedi ki, siz ikiniz de onu babaniz- 
dan isitdiniz mi? Dediler, evet. Hazret-i Omer ogluna dedi ki, 
ya Abdullah! Divit ve kalem ve kagid getir. Hasen ve Hiiseynin 
"radiyallahii teala anhiima" babalan Aliden "radiyallahii anh" 
isitdikleri ve onun Resulullahdan "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" (Omer hayatda iken islamin nuru, diinyadan gidince de 
Cennet ehlinin ciragidir) buyurdugunu ve iiciiniin sehadetlerini 
yaz. Uciiniin de sehadetlerini yazdilar. Sonra, ogluna: Ey Ab- 
dullah! Bunu, ben vefat edince, kefenim arasina, gogsiim iizeri- 
ne koy ki, zaruret mahallinde [zor durumda kahnca] imdadima 
yetissin, buyurdu. 

Altmisaltinci Menakib: Bir giin hazret-i Omer "radiyallahii 
teala anh" Medine-i miinevverede gidiyordu. Bir ihtiyar kadin 
yol kenannda durmus idi. Bir baska kadin ona dedi ki, iceri gir, 
emir-iil mii'minin Omer gidiyor. Acuze (ihtiyar) kadin, basini 
disan cikanp dedi ki, kimdir, emir-iil mii'minin. Bir merd idi ki, 
ona dim Omer derler idi. Bu giin emir-iil mii'minin mi oldu. 
Omer "radiyallahii teala anh" hazretleri o sozii isitdi. Geri don- 
dii, dedi ki, Omeri Omere gosteren o kadin kimdir. Omerin 
kendini tammasina, anlamasina sebeb oldu. Ondan sonra her- 
giin o acuzenin [ihtiyar kadinin] kapisina gelirdi ve derdi ki, ati- 

-172- 



lacak copiin var ise atayim, hizmetin var ise goreyim. Destin 
bos ise ver, su getireyim. Zira Omeri senden gayri kimse tani- 
madi. 

Altmisyedinci Menakib: Omer "radiyallahu teala anh" bir 
gece Medine-i miinevverede geziyordu. Bir kadin evi icinde ki- 
zina dedi ki, kizim bir mikdar su getir, sudun icine kat. Kizi de- 
di ki, Emir-ul mii'minin nida etdirmedi mi bugiinden sonra, sli- 
de su katmayimz. Kadin dedi ki, O simdi burada degildir. Krz 
dedi, Omer burada degil ise, Rabbi buradadir, O goriiyor. 
Omer "radiyallahii teala anh" hazretleri onun sozunu isitdi. Evi 
nisan etdi. Geldi, ogluna dedi ki, senin icin bir kiz buldum. Onu 
sana alayim. Ertesi gun o kadinin kapisina geldi. Dedi ki, kizim 
benim ogluma ver. Kadin dedi ki, bende o cur'et yokdur ki, bu- 
nu kalbimden gecireyim. Omer "radiyallahu teala anh" buyur- 
du: Ben o kizdan isitdim soyledigi o sozu ki, hosuma gitdi. O ki- 
zi kendi oglu Asim hazretlerine aldi. Abdul'aziz o kizin evladin- 
dan oldu. Abdiil'azizden emir-iil mii'minin Omer bin Ab- 
dul'aziz hazretleri viicuda geldi. Onun hilafeti zemamnda kurt 
koyun ile gezerdi. 

Altmissekizinci Menakib: Omer "radiyallahu teala anh" bir 
gece sehri gezerken bir evden cesidli sesler isitdi. Omer hazret- 
leri dama cikdi. Damdan o eve girdi. Gordii ki, bir kisi bir ka- 
din ile oturmus. Orta yerde de serab var. Omer "radiyallahu 
teala anh" hazretleri dedi: Nicin Allahii teala hazretlerinin em- 
rini tutmazsin. Bu kadar giinahin cezasim cekmiyecegini mi zan 
ediyorsunuz! O kisi cok korkup, dedi ki, ya Emir-el mii'minin! 
Hie acele etme ki, ben bir giinah isledim ise, sen dort giinah is- 
ledin. Birincisi, Allahii tebareke ve teala buyurdu ki, (Evlere 
kapilanndan giriniz.) Sen damdan girdin. Ikincisi, Allahii teala 
buyurdu ki, (Evlerinizden gayri evlere izn ahp, ehli iizerine se- 
lam vermeyince girmeyiniz.) Sen ferman dinlemeden girdin. 
Uciincii; Allahii teala buyurur: (Tecessiis etmeyiniz.) Sen teces- 
siis etdin. Dordiincii; Allahii tebareke ve teala buyurur, (Su-i 
zan etmekden sakinimz.) Sen su-i zan etdin. Omer "radiyallahu 
teala anh" bunu isitdi. Mubarek gonliine cok te'sir etdi. Pisman 
oldu. Onun keffaretine bir kole azad etdi. Omer "radiyallahu 

-173- 



teala anh" hazretlerinin adaleti ve siyaseti bereketi ile, o kisi de 
tevbe edip, iyiler zumresinden oldu. 

Altmisdokuzuncu Menakib: Omer "radiyallahii teala anh" 
hazretleri bir gun, mescidde mubarek basini koyup, tam yata- 
cakdi. Tam o sirada bir kara kole, seslenip, dedi: Kalk, ya 
Emir-el mii'minin. Once bana insaf eyle. Rabbil alemin kiya- 
met giinii benim hakkimi senden alir. Hazret-i Omer "radiyal- 
lahii teala anh" acele kalkip, onun sozii gonliine fazla te'sir et- 
di. Buyurdu ki: Ne is yaparsin. Yardim edeyim. O kole dedi ki, 
ben duskun bir kisiyim. Elbisemi yikayasin ve temizleyesin. 
Mubtelalara (duskunlere), dervislere, hastalara yardim etmek 
senin iizerine vacibdir. Omer "radiyallahii teala anh" dedi: 
Evet, Hak senin elindedir. Ne buyurur isen oylece yapacagim. 
O kendi esvablanni cikardi ve dedi; ya Emir-el mii'minin! Sen 
esvabim bana ver; giyineyim ki, ciplakhga sabr edemem. Omer 
"radiyallahii teala anh" hazretleri esvabim cikanp, ona verdi. 
Kendi beline bir pestemal bagladi. Kolenin elbisesini yikadi. 
Ondan ozrler diledi. Ona taltif gosterdi. Yumusak sozler ile ha- 
lallik diledi. Kole dedi, ya Emir-el mii'minin, eger sana acima- 
sam, halal etmezdim. Sen bilirsin ki, kiyamet giiniinde, sark- 
dan-garba miislimanlarm ciplaklan ve aclan ve za'ifleri ve fa- 
kirleri ve miibtelalan haklanndan seni siial ederler. Allahii tea- 
la hazretleri bunlar haklanndan sana siial eder, sen ne cevab 
verirsin. Omer "radiyallahii teala anh" cok agladi. Yine kole- 
den ozrler diledi. Gonliinu hos etdi. Kendi elbisesini ona bagis- 
ladi. Aghyarak geri dondii. "Radiyallahii teala anh". 

Yetmi§inci Menakib: Omer "radiyallahii teala anh" hazret- 
lerinin zemamnda bir kervan, bir gece vaktinde Medine-i mii- 
nevvereye geldi. Kervandakilerin hepsi kafir idiler. Konakla- 
diklan gibi hepsi uyudular. Zira yorulmuslardi. Develerini ve 
yiiklerini himayesiz koydular. Omer "radiyallahii teala anh" bu 
halde onlan uyumus gordii. Diisiindu ki, sakin olmiya ki, bun- 
lann mallanni calarlar, ben mes'ul olurum. Bu endise ile Ab- 
durrahman bin Avfin "radiyallahii teala anh" yanina vardi. Ab- 
durrahman bin Avf sordu, ya Emir-el mii'minin! Bu vaktde ne 
ise geldiniz. Buyurdu ki, ya Abdurrahman! Bir kervana ugra- 

-174- 



dim. Konmuslar ve hepsi uyumuslar. Korkdum ki, onlarin mal- 
lan calinir. Bana muvafakat et, varalim, onlan bekleyelim. Iki- 
si, vanp, hifz edip, beklediler. Sabah vakti oldu. Omer "radiyal- 
lahii teala anh" (Es-salat, es-salat), deyip, seslendi. Uyandilar. 
Emir-iil mii'minin donup, se'adethanelerine geldi. Kervan hal- 
kindan bir kimse, Emir-iil mu'mininin, arkasindan gitdi. Bu 
kimdir ki, bunlan sabaha kadar bekledi. Onu baskalanndan sii- 
al etdi. Dediler, o emir-ul mii'minin Omer hazretleridir. Yeryti- 
ziindeki insanlarm en iyisidir. O kisi de vanp, kervan halkina 
haber verdi ki, emir-iil mii'minin Omer kendisi gelip, biz uyur- 
ken bizi beklemis. Dediler, onun kafirlere bu derece (mertebe) 
sefkat ve merhameti olduguna gore, mtislimanlara ne derecede 
merhametlidir. Biz anladik ki, onun dini hak dindir. Hepsi kal- 
kip, Omer "radiyallahii teala anh", huziir-i seriflerine vanp, te- 
mami miisliman oldular. 

Yetmi§birinci Menakib: Emir-iil mii'minin Omer "radiyalla- 
hii teala anh" Selman-i Farisiyi "radiyallahii teala anh" Faris vi- 
layetine vali ta'yin etdi. Ebu Miisel es'ari "radiyallahii teala 
anh" hazretlerini hakim ta'yin etdi. Herbirine beyt-iil maldan 
iki dank ta'yin buyurdu. [Bir dank, yanm gram gumusdiir.] Bu- 
yurdular ki, beyt-iil-maldan bir mescid bina ediniz. Selman var- 
di. Emirlik isleri ile ugrasmaga ve mescid bina etmege basladi. 
Ebu Musel es'ari baska bir yerde oturup, miislimanlar arasinda 
hiikm etmege basladi. Selman kendi iicretinden iki dank aldi. 
Bir danki ile Sami kilim aldi. Zira illeti [hastahgi] vardi. Sam ya- 
pisi o kilim hastahga faideli idi. Bir danka iki arpa ekmegi aldi. 
Yemekden sonra, kendi kilimini doseyip, iizerinde bir mikdar 
uyudu. Ebu Musel es'ari, Emir-iil mii'minin katina mektub yaz- 
di. Ya Emir-el mii'minin! Selman, Resulullahin "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" yasayisim ve Eshab-i giizinin "ndvanullahi 
teala aleyhim ecma'in" hallerini birakip, cesidli nefis yemekler 
ile mesgul olur ve yumusak esya iizerinde uyur. Miislimanlann 
isleri ile mesgul olmaz. Omer "radiyallahii teala anh" o mektu- 
bu okudu. Bir kimse gonderip, Selmani azl etdi. Geri yanina ca- 
girdi. Selman Medine-i miinevvereye geldi. Ehali karsilamaya 
cikdi. Hazret-i Omer de karsilamaya cikdi. Selman-i Farisi "ra- 
diyallahii teala anh" hazret-i Omeri "radiyallahii teala anh" go- 

-175- 



riip, deveden indi. Yanina vanp, musafeha etdi. Sonra, Selman 
dedi ki: Ya Emir-el mu'minin! Benim hakkimda ne isitdin ki, 
beni azl etdin. Hazret-i Omer iki arpa ekmegini ve Sami kilim 
tizerinde uyudugunu soyledi. Selman, kendi hastahgini soyledi 
ve tevbe etdi. Bir daha etmem, dedi. Emir-iil mii'minin hazret-i 
Omer "radiyallahii teala anh" buyurdu: Ya Selman! Allahii te- 
bareke ve tealanin izzii ve celali hakki icin, eger benim ahva- 
limden sen de bir nesne isitdin ise ki, sana mekruh gelen [uy- 
gun gelmiyen] birsey, bana haber ver, ta ben de tevbe edeyim. 
Selman "radiyallahii teala anh" dedi: Ya Emir-el mii'minin, 
isitdim ki, senin iki kaftamn vardi. Biri eski, biri Cum'a nema- 
zindan dolayi yeni idi. Sen bilirsin ki, bizim Peygamberimizin 
hicbir vakt gomlegi iki olmadi. Emir-iil mii'minin buyurdu: Ya 
Selman, bir zeman iki gomlek edinmisdim. Lakin, birisini fuka- 
raya verdim. Tevbe etmisdim ve iki elbise kullanmiyacagima 
da soz verdim. 

Yetmi§ikinci Menakib: Bize bildirilmisdir ki, emir-iil mii'mi- 
nin hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" Pers [Iran] vilayetini 
feth etdi. Deveden, atdan ve dirhemden ve koyundan ve sigir- 
dan ve kole ve cariyeden cok mal ve ganimet getirdiler. Emir-iil 
mii'minin biitiin o ganimeti taksim etdi. Kendisine asla birsey 
ahkoymadi. Se'adethanelerine gece vakti geldiler. Ev ehli dedi- 
ler ki, nicin bizim icin iki dirhem getirmedin. Yimek icin, bu ge- 
ce evde hie ta'am yokdur. Hazret-i Omer buyurdu, ey hatun! 
Korkdum o taifeden olmakdan ki, Allahii tebareke ve teala 
hazretleri kelami mecidinde buyurur: (... Diinya hayatinda gii- 
zel ni'metleri yiyerek, iyi islerinizin sevabim giderdiniz. Onlar 
ile istimta' edip, faidelendiniz, yeryiiziinde kibrlenip, giinah i§- 
lediniz. Bugiin siddetli azab ile cezalanacaksimz.) [Ahkaf sure- 
si 20.ci ayet-i kerime meali.] Yine korkdum o kimselerden de 
olurum diye. (Diinyaya magrur olup, aldanddar...) ve Hak siib- 
hanehii ve teala buyurmusdur: (Sizi diinya hayati aldatmasin...) 
ve de kiyamet giinii, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerinden uzak kalmakdan korkdum, buyurmuslar- 
dir. Resulullah, (Ey Allahim! Beni miskin yasat. Miskin olarak 
oldiir. Kiyamet giinii miskin oldugum halde, miskinler ziimresi 
ile hasr eyle) buyururdu. Ondan sonra Omer "radiyallahii anh" 

-176- 



bakdi ki, evde yiyecek yok. Disan cikdi. Mescide vanp, minbe- 
re cikdi. Yuksek sesle (Essalat) deyip, hutbeye basladi. Hutbe- 
de dedi ki, ey insanlar, kiyamet korkusu olmasa idi, bu korkdu- 
gunuz islerden baska isler olurdu. Velakin, kiyamet korkusu bi- 
zi geri cekdi. Hevamiza tabi' olmadik. Sonra buyurdu: Bana iki 
dirhem kim bore verir. Ta ki bu gecenin ihtiyacini goreyim ki, 
benim evimde bu gece yiyecek bir nesne yokdur. Eshab-i guzin 
"ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" bunu isitdiler. Cok agladi- 
lar. Sonra Abdurrahman bin Avf "radiyallahu teala anh" kal- 
kip, iki dirhem verdi. 

Yetmisiiciincii Menakib: Hak Subhanehu ve teala hazretle- 
ri, Fans [Iran] sehrinin fethini emir-iil mii'minin hazret-i Omer 
"radiyallahu teala anh" zeman-i senfinde miiyesser eyledi. O 
gece hazret-i Osman "radiyallahu teala anh" hazret-i Omerin 
"radiyallahu anh" huzuruna vardi. Gordii ki, acele ile mektub 
yazarlar. Hazret-i Osman selam verdiler. Emir-iil mii'minin ce- 
vab vermedi. Mektubu bitirdi. Ciragi sondiiriip, selama cevab 
verdi. Hazret-i Osman "radiyallahu teala anh" sordu: Neden 
selamin cevabim ciragi sondiirdiikden sonra verdiniz. Buyurdu- 
lar ki, ya Osman! Ciragi miislimanlarin maslahatlan icin lsik- 
landirdim. Korkdum ki, o zeman selamini alsam o cirag lsigin- 
da, kiyamet giiniinde, miislimanlar bana hasm olurlar [haklari- 
m isterler]. Allahii tebareke ve teala hazretleri beni ondan siial 
edip, ben cevab vermege takat getiremem. 

Yetmi§d6rduncii Menakib: Allahii tebareke ve teala hazret- 
leri, anasir-i erbe'a ki, su, ates, toprak, havadir, emir-iil mii'mi- 
nin Omer "radiyallahu teala anh" hazretlerine miisahhar kildi 
[Emrine verdi]. Hilafetleri zemamnda, Medine-i miinewerede 
bir zelzele vaki' oldu. Halk korkdular. Hazret-i Omer "radiyal- 
lahii teala anh" halki topladi. Minbere cikip, hutbe okudu. Hut- 
bede buyurdu ki, ey miislimanlar! Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerinden isitmisim, buyurdular ki: (Ye- 
rin zelzelesi iki seyden olur. Birisi, zina etmekden. Biri, zulm et- 
mekden. Zina ve zulm asikare olur ise, yer ona takat getiremez. 
Allahii tebareke ve teala dergahina yalvanr, inler ve sallanma- 
ga baslar. Ta ki, Allahii tebareke ve teala onlan helak eder.) 

- 177 - Menakib-i Cihar Yar-i Guzin - F:12 



Simdi eger giinahkar ben isem, tevbe etdim. Siz de tevbe ediniz. 
Onlar da tevbe etdiler. Hazret-i Omer "radiyallahu teala anh" 
kamcisim yere vurdu. Buyurdu ki, ya yer! Sen tevbe edenlerin 
altinda sallamyorsun. Eger sakin olup, karar kilmazsan, ben Sa- 
na bir vururum ki, kiyamete kadar onu soylerler. Sonra yer sa- 
kin oldu. Hazret-i Omer "radiyallahu teala anh" hayatda iken, 
bir daha yer sallanmadi; sakin oldu, hazret-i Omere boyun eg- 
di. Nitekim, hazret-i Musa aleyhisselama boyun egip, Karunu 
yutdu. Riizgann miisahhar olmasi [ita'at etmesi] ise o hutbede, 
ya Sariye-el cebel [ya Sariye daga] buyurduklan zemandadir. 
Bu sesi Nehavendde Sariye "radiyallahu teala anh" hazretleri- 
nin isitmesine vasil oldu. Kissa-i sabikada beyan olunmusdur. 
Yel [riizgar], Siileyman Peygamber "salevatullahi ala nebiyyina 
ve aleyh" hazretlerine de ita'at etmis idi. Atesin miisahhar ol- 
masi [ita'at etmesi] su seklde oldu. Yemen yolu iizerinde bir ku- 
yu var idi. Ona Cah-i Aden derlerdi. Ates ile dolu idi. Her kim 
o kuyu iizerinden geese yanardi. Bu haberi emir-iil mii'minin 
hazret-i Omere "radiyallahu teala anh" goturdiiler. Devlet ve 
se'adetle kalkip, o kuyunun basina vardi. Kamcisi ile kuyunun 
iizerine vurdu. Buyurdu ki, Omerin kamcrsindan korkmaz mi- 
sin ki, iimmet-i Muhammedi yakarsin. O ates, o kuyuya girip, 
gayb oldu. Kiyamete kadar o ates bir daha ortaya cikmaz. Ule- 
madan ba'zilan demisler ki, o ates (Eshab-i Eyke)ye indirilen 
atesden kalmisdir. [Eshab-iil Eyke; $uayb aleyhisselamin kafir 
kavmidir.] 

Yetmisbe^inci Menakib: Bir gun Emfr-ul mii'minin hazret-i 
Omer "radiyallahu teala anh" dervislere bahsis verdi, mal ih- 
san etdi. Bir kisi bir oglan cocugu ile geldi. Omer "radiyallahu 
teala anh" buyurdu; Subhanallah! Bu cocugun sana benzedigi 
kadar, birbirine benzeyen kimse gormedim. Muhakkak ki bu 
oglan sana benzer. O kisi dedi ki: Ya emir-el mii'minin! Bu og- 
lanin acaib ahvalinden sana haber vereyim. Ben sefere gitmek 
murad etdim. Bunun anasi hamile idi. Bana dedi, beni bu hal- 
de koyup, gider misin. Ben dedim ki, karmnda olan nesneyi 
Allahii teala hazretlerine emanet etdim. Sonra seferden geri 
geldim. Annesi olmiis. Bir gece soylesirken, karsimizda mezar- 
hkdan bir ates gordiim. Siial etdim ki, bu ates nedir? Dediler 

-178- 



bu ates senin hanimimn kabrindendir. Biz bunu her gece boy- 
le goriiriiz. Dedim, Siibhanallah! O hatun nemaz kilici ve oruc 
tutucu idi. Bu ates ne haldir, diyerek vardim. Kabri acrp, gor- 
diim, bir cirag yanar. Bu oglan onun lsiginda oynar. Bir ses isit- 
dim ki, bana, bunu bize ismarladin, geri biz sana verdik, diyor- 
du. Ben dedim, ne olaydi, anasi da diri olaydi. Hatifdaki ses de- 
di ki, eger anasini da bize ismarlamis olaydin, bu seklde onu da 
geri verirdik. 

Yetmi§altinci Menakib: Bundan evvel anlatilmrsdi. Emir-ul 
mu'minin Omer "radiyallahii teala anh" bekci yerine, sehri 
kendi dolamrdi. Nerede bir noksanlik goriir ise, onu tedarik 
ederdi. Bu kadar ihtiyat ile daima aglar idi. Derler idi, ya Emir- 
el mii'minin! Bu kadar korku ve aglamak neden dolayidir. Bu- 
yurdu ki, eger bir koyun veya bir keci Firat kenannda gezer. 
Onun hastahgina ilac yapmazlar ise, korkarim ki, kiyametde 
onu benden siial ederler. O bu kadar takva ve vera' sahibi idi. 
Abdullah bin Amr bin As "radiyallahii teala anh" der ki, haz- 
ret-i Omerin vefatindan sonra, ben daima dua ederdim ki, ya 
Rabbel alemin! Omer hazretlerini rii'yada bana goster. Oniki 
aydan sonra diiam kabul olup, rii'yamda gordiim. Gusl edip, 
pestemalini tutunmus seklde gordiim. Dedim, ya emir-el 
mii'minin! Allahii tealamn huzurunda yerini nasil buldun. Bu- 
yurdu ki, ya Abdullah! Sizden aynlah ne kadar zeman oldu. 
Dedim: Oniki ay. Buyurdu: Simdiye kadar muhasebede idim. 
Islerimden helak olmak korkusu var idi. Eger, Allahii tebareke 
ve teala hazretlerinin rahmeti gazabim asmasa idi, caresiz kahr, 
mahv olurdum. Simdi ben ve sen bilelim ki, defterleri giinah ile 
siyah etmisiz. Ben ve sen ta'at ve hasenati riizgara vermisiz. 
Ben ve sen yiiz suyunu Allahii teala ve Resulii oniinde yere 
dokmiisiiz. [Huzurunda edebsizlik etmisiz.] Ben ve sen diinya 
malina magrur ve mesgul olup, ahiret hazirhgi yapmamisiz. 
Omer bin Hattab "radiyallahii teala anh" hazretlerinin hali 
boyle olan yerde ki, diinyada gecinecek mikdardan fazla esya 
tutmazdi, ya biz asi ve ser kullann ve ahireti diinyaya veren ha- 
sislerin, belki ahireti bir baskasimn diinyasina veren diisiik kim- 
selerin hali ne olur. 

-179- 



Yetmi^yedinci Menakib: Emir-iil mii'minin Omer "radiyal- 
lahii teala anh" hazretleri EM Musa-el es'ari "radiyallahii tea- 
la anh" hazretlerini Pars vilayetine vali ta'yin edip, gondermis- 
di. Bir miiddet sonra bir mektub yazip, gonderdi. Mekttibda: 
Bilmelisin ki, idarecilerin en iyisi o kimsedir ki, halki onun se- 
bebi ile iyidir. Kotii bahtlilar onun ile kotii bahtlidir. Ve zin- 
har ya Ebu Mtisa, elini acik tutup, israf edici olma ki, o vakt 
amillerin de oyle ederler. Senin misalin o hayvan gibidir ki, 
otu cok yir. Onun semiz olmasi, bogazlanmasina sebeb olur. 
Bir vakt hazret-i Omer ve Huzeyfe "radiyallahii teala anhii- 
ma" oturmuslar idi. Hazret-i Omer buyurdu ki: Ya Huzeyfe! 
Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri miina- 
fiklann sirnni sana soylemisdir. Bende nifak eserinden ne go- 
riirsiin. Huzeyfe dedi ki: Allahu teala muhafaza etsin. Sen bu- 
rnt nasil soyliiyorsun. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerinden, sende nifak ile alakah birsey isitme- 
dim. [Ya'ni sende miinafikhk alameti yokdur.] Bir vaktde de 
oturmusdu. Vera' soziinii soylerdi. Sonra buyurdu; harama ve 
siibheliye diiserim korkusu ile yetmis halalden el cekdim. 
(Kimya-i se'adet)de de nakl edilmisdir ki, emir-iil mii'minin 
Omer "radiyallahii teala anh" yedi veya dokuz lokmadan faz- 
la yimezdi. 

Yetmissekizinci Menakib: Ebu Ishak Giilabadi (Te'arriif) 

kitabinda demisdir ki, emir-iil mii'minin hazret-i Omer "radi- 
yallahii teala anh", Uveys-i Karninin "rahmetullahi aleyh" si- 
fatini Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretle- 
rinden isitmisdi. Hazret-i Omere "radiyallahii teala anh" soy- 
lemisdi, Uveysi gormemisdi. Fekat, Uveysi cok sena ederdi. 
Omere "radiyallahii teala anh" Uveys hakkinda vasiyyet eyle- 
di. Hilafet sirasi hazret-i Omere geldi. Arefe giiniinde halki 
Arafatda toplanmis buldu. Minber iizerine cikdi. Seslendi: Her 
kim Irakh ise ayaga kalksin. Bir mikdar halk ayaga kalkdilar. 
Her kim Yemenli ise, ayn tarafda otursun. Bir kisi kalkdi. 
Emir-iil mii'minin o kisiden siial buyurdu ki; Neredensin. O 
dedi, Karndamm. Buyurdu, Uveys-i Karniyi bilir misin. Bili- 
rim, onu nicin soruyorsunuz. Halbuki, icimizde ondan divane 
ve fakir yokdur. Emir-iil mii'minin bunu isitdi ve buyurdu ki, 

-180- 



onu o sebebden isterim ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" hazretlerinden isitdim, buyurdu ki: Kryamet giinii 
Rabi'a ve Mudar kabilelerinin koyunlannin yiinii adedince, 
Onun sefa'atiyle benim ummetimden Cennete girseler gerek- 
dir. Bu iki kabile Arabistanda biiyiik kabilelerdir. Koyunlan 
cokdur. 

Herem bin Hayyan "rahmetullahi aleyh" der ki: Bunu isit- 
dim. Kufeye varip, onu taleb etdim [aradim]. Ta Firat kenann- 
da buldum, abdest alip, kaftamm yikardi. Selam verdim. Selami- 
mi alip, bana bakdi. istedim ki, elini tutayim. Dedim: Allahii 
teala sana rahmet etsin, seni afv etsin, nasilsin. Bana onun mu- 
habbetinden ve onun halinin zaifligine acimamdan, bir aglamak 
geldi. O da agladi. Dedi: Ya Herem bin Hayyan! Sen nasilsin, ya 
benim kardesim. Sana benim tarafima kim yol gosterdi. Ben 
sordum: Benim adimi ve babamin adini nasil bildin, gormemis 
iken, nasil tanidin. (O alim ve habir ki, hicbir sey onun ilminden 
disan degildir), bana haber verdi. Benim ruhum senin ruhunu 
tanidi. Mii'minlerin ruhu birbirlerini gormemis olsalar bile, bir- 
birleri ile asina olurlar. Dedim, bana Resulullah "sallallahu tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretlerinden bir haber ver, yadigar olsun. 
Dedi: Benim canim ve bedenim Resulullaha "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" feda olsun. Ben Onu gormemisim ve Onun 
hadisini gayriden isitmisim. Hadis rivayetinin yolunu kendimin 
uzerine kurulmasim istemem. Muhaddis ve mufti olmagi ve 
meshur olmagi istemem [sevmem]. Benim bir mesguliyyetim 
vardir ki, ondan gayri ile mesgul olmam. Dedim; bana bir ayet 
oku. Ta senden isiteyim. Bana diia ve vasiyyet et. Ta onunla 
amel edeyim ki, seni Allah icin cok severim. Benim elimi tutdu. 
Firat kenanna gotiirdu. Dedi; (E'uzii billahi minesseytanirra- 
cim) ve aglayip, sozlerin en dogrusu Allahii tealamn soziidiir. 
Sonra Diihan suresi 38.ci ayetinden 42.ci ayetine kadar okudu. 
(Biz gokleri, yeri ve ikisi arasindakileri abes olarak, batil olarak 
yaratmadik. Bu ikisini hak olarak yaratdik. Fekat coklari bunu 
bilmezler. Dogrusu hiikm giinii hepsinin bir arada bulunacagi 
giindiir. O giin dostun dosta hicbir faidesi olmaz. Yardim da 
gormezler. Yalniz Allahii tealamn merhamet etdigi kimseler 
bunlann disindadir. O siibhesiz giicliidiir, merhametlidir.) Son- 

-181- 



ra bir bagirdi ki, akli basindan gitdi ve dedi, ya Hayyan oglu! 
Baban Hayyan oldii. Sen dahi yakindir ki oliirsiin! Ya Cennete 
gidersin veya Cehenneme! Baban hazret-i Adem aleyhisselam 
oldii ve Nun aleyhisselam oldii. Ibrahim Halilullah oldii. Musa 
kelimullah oldii. Daviid halife-i hiida oldii. [Hazret-i Isa olme- 
di.] Hazret-i Muhammed Resulullah "aleyhissalatii vesselam" 
oldii. Resulullahin halifesi Ebu Bekr oldii. Biraderim hazret-i 
Omer de oldii. Ben, Omer heniiz olmedi, dedim. Hak Siibhane- 
hii ve teala bana Omerin oldiigiinii haber verdi. Ben ve sen de 
olecegiz, dedi. Salevat getirip, kisa bir diia yapdi. Dedi ki, be- 
nim sana vasiyyetim odur ki, Allahii tebareke ve teala hazretle- 
rinin kelam-i azimiissanim ve ehl-i salih tarikim [salih kisilerin 
yolunu] oniinde tutasin, oliimii anmakdan bir saat gafil olmiya- 
sin. Kendi kavmine vanp, onlara nasihat edesin. Onlari nasihat- 
siz birakmayasin. Cema'atden bir adim aynlmayasin ki, bilme- 
den dinden cikar ve Cehenneme diisersin. Sonra bir cok diialar 
etdi ve dedi: Ya Herem bin Hayyan! Bundan boyle ne ben seni 
goriiriim. Ve ne sen beni goriirsiin. Beni diia ile yad et. Ta ki, 
ben de seni diia ile yad edeyim. Sen bir tarafa git. Ben de bir 
baska tarafa gideyim. Istedim ki, bir saat onunla gideyim. Iste- 
medi ve agladi, beni de aglatdi. Ardinca bakdim. Sonra bir ma- 
halleye girdi. Bir daha ondan haber alamadim. Omriimiin sonu- 
na kadar hazret-i Omerin ruhuna hayr diia ederdim ki, bana 
onun tarafina yol gosterdi. Eger onun irsadi olmasaydi, ben 
Uveysi bulup, feyz alamazdim. 

Yetmisdokuzuncu Menakib: Emir-iil mii'minin Omer "ra- 
diyallahii teala anh" hazretlerinin bir cariyesi var idi. Adi Zai- 
de idi. Bir gun kosarak Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerinin huzurlanna geldi ve dedi ki: Ya Nebiy- 
yallah! Ben Omerin evinde idim. Hamur yapip, ekmek pisir- 
mek istedim. Odun yok idi. Vardim hurmahga odun getirme- 
ge. Odunu topladim. Bagladim. Getirmege kadir olamadim. 
Bir at ayagi sesi isitdim. O hurmahkda hie ath gormemisdim. 
Bakdim, giizel yiizlii bir ath gordiim. Yesil kaftanlar giymis. 
Bana dedi, ya Zaide! Hazret-i Muhammed "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" nasildir. Ben dedim, pek iyidir. Cennet ile 
miijde verir. Cehennem ile korku verir. Dedi, ya Zaide! Git, 

-182- 



hazret-i Muhammedin "sallallahu teala aleyhi ve sellem" huzu- 
runa, ona benden selam soyle. Soyle ki, Cennet Ridvani sana 
selam eder. Ve der ki, hie kimse senin Peygamberligine ve Re- 
sullugiine benim kadar sevinen ve hurrem olan kimse olmadi. 
Zira ki hicbir Peygamber iimmeti, onun iimmeti kadar Cenne- 
te girmek istemez. Senin iimmetin kryamet giinii uc boliik olsa 
gerekdir. Zalimler, muktesidlar ve sabiklar. Allahii teala sabik- 
lan hesaba cekmez. Hesabsrz Cennete gonderir. Muktesidlann 
hesabi kolay olur. Yine Cennete gonderir. Zalimleri Senin se- 
fa'atin ile sana bagislar. timid ederim ki, senin iimmetinden 
kimse kryametde, zayi' olmaz. Bu iic giiruh, senin bereketin ile 
Cennete girerler. Hazret-i Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" mubarek basini secdeye koydu ve buyurdu ki, El- 
hamdiilillah ki, beni diinyadan ahirete iletmeden, Ridvamn di- 
li iizerinden, benim iimmetimin afv olacagini bana miijde ver- 
di. Zaide dedi ki; ya Resulallah! Bundan acaibini soyliyeyim! 
Ben odunu baglamisdim. Agir idi. Gotiirmege kadir olama- 
dim. Bana dedi, odunu gotiiremiyor musun. Dedim, evet, gotii- 
remiyorum. Elindeki kamcisi ile bir biiyiik tasa isaret etdi ve ya 
tas kalk. Bu odunu Omer bin Hattabin evine gotiir ve sen geri 
gel, dedi. O saat o tasi gordiim. Yerinden kalkarak, kosarak 
geldi. O odunu yerinden kaldinp gitdi. Omerin kapisina koy- 
mus, geri geldigini gordiim. Geldi, yerinde karar eyledi. Sonra 
o athyi gormedim. Ey kardesim! Eger, Omerin "radiyallahii 
anh" faziletlerini bilmek istersen, onun hizmetcisinin haline 
bak! Hizmetcisinin fazileti boyle olur ise, kendinin faziletini ki- 
yas eyle "radiyallahii teala anh". 

Sekseninci Menakib: (Tenbih-iil gafilin)de nakl edilmisdir. 
Omer bin Hattab "radiyallahii teala anh" hazretlerine $amdan 
kablar icinde zeytin getirmisler idi. Omer "radiyallahii teala 
anh" hazretleri onu taksim ederdi. Oglu oniinde otururdu. Bos 
olan kaplara elini siirerdi. Eli yagh olurdu. O yagh elini sacina 
siirerdi. Omer hazretleri bakdi. Dedi ki, ey ogul! Sacini yagh 
goriiriim. Oglu dedi: Evet, elim zeytinlerin kabindan, saclanm 
da elimden yaglandi. C a buk oglunun elinden tutup, hamama 
gotiirdii. Saclanm yikatdi. Buyurdu ki: Oglum! Bu is babanin 
azab gormesinden kolaydir. 

-183- 



Yine (Tenbih-iil gafilfn)de bildirilmisdir. Bir gun bir kisi 
Omer "radiyallahii teala anh" hazretlerinin huzuruna hanimin- 
dan sikayet etmege gitdi. Se'adethanelerinin [evinin] kapisina 
vardi. Iceriden bir munakasa sesi geliyordu. O kisi der ki, kula- 
gimla isitdim ki, harem-i muhteremleri [muhterem hanimlan] 
Umm-i Gulsiim ona cok sozler soyler. Hazret-i Omer "radiyal- 
lahii teala anh" ona asla karsihk vermez. Susar ve dinler. O ki- 
si kendi kendine dedi ki, ben isterim ki kendi hammimdan haz- 
ret-i Omere sikayet edeyim. Simdi o benden de cok elemde ve 
cefadadir. Evine gitmek iizere geri donmiis idi. Hazret-i Omer 
disan cikdi, o kisiyi gordii ki, gidiyor. Ona dedi ki, ne is icin gel- 
misdin. O kisi, Ya Emir-el mu'minin! Hammimdan sana sikayet 
etmege gelmisdim. Sizin harem-i serifinizde olan nesneyi isitin- 
ce geri dondiim, dedi. Hazret-i Omer buyurdu ki, (Ben onu, 
iizerimde olan su haklardan dolayi afv ederim. Birincisi, benim 
ile Cehennem arasinda perdedir. Nefsim onun ile haramdan sa- 
kin olur. Ikincisi, evden disan giderim, evimin bekcisi olur. 
Ucuncusii, kassanmdir, esvabimi yikar. Dordunciisii, cocuklan- 
min bakicisidir. Besincisi, ekmegimi yapar, yemegimi pisirir. 
Onun bu haklan onu azarlamama mani'dir.) O merd de dedi ki, 
dogru soyliyen kisiyi ve dogru giden kisiyi Allahii teala sever. 
Benim hammimin da bu haklan var. Onu nzam ile afv etdim. 

Seksenbirinci Menakib: (Mesabih)den havz ve sefa'at babi- 
nin hasen hadis-i seriflerinde Enes "radiyallahii teala anh" nakl 
etmisdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyur- 
dular ki: (Allahii teala bana iimmetimden dortyiizbin kimseyi 
Cennete koyacagini va'd etdi.) Ebu Bekr "radiyallahii teala 
anh", bize ziyade et ya Resulallah, dedi. Buyurdu: Iki elini avuc 
yapip, bunun kadar, buyurdu. Yine Ebu Bekr "radiyallahii tea- 
la anh" dedi: Bize ziyade et, ya Resulallah! Yine oyle buyurdu. 
Omer "radiyallahii teala anh" dedi: Bizim hepimizi Allahii tea- 
la Cennete koymagi irade etse idi, bir avucda koyardi. Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" (Omer dogru soyledi) bu- 
yurdular. 



184- 



UCUNCU BAB 

Ebu Bekr-i Sicldik ve Omer-iil Farukun "radiyallahii teala 
anhiima" menakibi: 

Birinci Menakib: (Mesabih-i serif)de Seyhaynin [Ebu Bekr-i 
Siddik ve Omer-iil Faruk] radiyallahii anhiima" menakiblan ba- 
binda, sahih hadislerde, Ebu Hiireyre "radiyallahii teala anh" 
hazretlerinden rivayet olunmusdur. Fahr-i alem ve Resul-i ek- 
rem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki, 
(Bir adam okiiziinii siiriip giderdi. Adam yoruldu. Okiize bindi. 
Allahii teala okiize nutk verip, fasih lisan ile soyledi ki, biz bi- 
nilmek icin halk olunmamisrz. Biz ancak cift siirmek icin halk 
olunmusuz. Insanlar bunu isitip, dediler ki, Siibhanallah! Okiiz 
konusdu.) Hazret-i Resiilullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" buyurdular ki, (Muhakkak ben okiiziin konusmasina 
inandim. Ebu Bekr ve Omer de iman getirdiler.) Halbuki bu iki 
server, o mekanda hazir degil idiler. Onlann orada olmadiklan 
halde, giyablannda onlar icin sehadet etdiler. Yine Resiilullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki: Bir coban 
kendi koyunlan icinde dururdu. O sirada bir kurt kosarak bir 
koyunu aldi, gitdi. Sahibi yetisip, koyunu kurtardi. Allahii tea- 
la hazretlerinin kudreti ile kurt konusmaya baslayip, seb' giinii 
koyunu kim giidecek. O bir giindiir ki, benden gayri koyuna co- 
ban olmaz. Insanlar isitip, dediler ki, Siibhanallah! Kurt konu- 
suyor. Hazret-i Resiilullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
buyurdular ki: Muhakkak ben kurdun konusmasina iman getir- 
dim. Ebu Bekr ve Omer de iman getirdiler. Halbuki onlar o 
mekanda hazir degil idiler. Seb' giiniinde ihtilaf etdiler. Lakin 
sihhatli olan ma'na budur ki, seb' giinii o giindiir ki, fitne ve fe- 
sad cok olur. Insanlar koyunlan sahibsiz birakip, kurtlarm eline 
firsat diiser. 

Ikinci Menakib: (Mesabih)de yine aym babda hasen hadis-i 
senflerde, Ebu Sa'idil Hudn "radiyallahii teala anh" hazretle- 
rinden rivayet olunmusdur. Resiilullah "sallallahii teala aleyhi 

-185- 



ve sellem" hazretleri buyurmusdur ki: (Sizin gok yuzundeki 
lsikli yildizlara bakip, gordugiiniiz gibi, Cennet ehli de Illiyyin 
ehline bakar. Muhakkak ki, Ebu Bekr ve Omer onlardandir. 
Lakin onlar bu mertebeden de yuksekdirler. Na'im Cennetine 
dahil oldular.) 

Yine hasen hadis-i serif olarak, Enes "radiyallahii teala anh" 
hazretlerinden rivayet edilmisdir. Resul-i ekrem "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri bu ma'na ile alakali hadis-i se- 
rif de buyurdular ki, (Ebu Bekr ve Omer "radiyallahii teala an- 
huma" Cennet erkeklerinin, enbiya ve miirselinden gayri sey- 
yididir. "Ala nebiyyina ve aleyhissalatii vesselam". Yine hasen 
hadis-i serif olarak, Huzeyfe "radiyallahii teala anh" hazretle- 
rinden rivayet edilmisdir. Hazret-i Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" buyurdular. Bu mefhum iizerine ki, iktida 
edin [uyun] o iki kimseye ki, benden sonra halifedirler. Onlar 
Ebu Bekr ve Omerdir "radiyallahii anhuma".) Yine Enes "ra- 
diyallahii teala anh" hazretlerinden rivayet edilmisdir. Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" mescide dahil olduklan 
zeman, Ebu Bekr ve Omerden baska kimse basini yukan kal- 
dirmazdi. O ikisi hazret-i Resule bakip, tebessiim ederler idi. 
Hazret-i Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" de onla- 
ra bakip, tebessiim ederdi. Yine hasen hadisde, Abdullah ibni 
Omer "radiyallahii teala anhuma" hazretlerinden rivayet edil- 
misdir: Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bir gun 
cikdilar ve mescide geldiler. Ebu Bekr ve Omer "radiyallahii 
teala anhuma" biri saginda ve biri solunda idi. Hazret-i Resu- 
lullah ara yerde, ikisinin elini tutdugu halde, buyurdular ki, 
(Kiyamet giiniinde boylece ba's olunuruz.) [Kiyamet giiniinde 
boyle kalkanz.] 

UQiincii Menakib: Yine (Mesabih-i serff)de o babin hasen ha- 
dis-i seriflerinde, Abdullah bin Hatiyyeden rivayet edilmisdir. 
Abdullah bin Hatiyye tabi'indendir. Hazret-i Resulullah "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem"; hazret-i Ebu Bekr ile hazret-i Ome- 
ri "radiyallahii anhuma" gordiikde, buyurdu ki, (Bunlar gozdiir 
ve kulakdir). Ya'ni bu ikisi, Serverin menzil-i dinde, goz ve ku- 
lak menzilesindedir. Ba'zi ehl-i dirayet; hazret-i Resulullahin 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" bu kavl-i serifinin te'vilinde, 

-186- 



(Allahim! Bizi gozlerimiz ve kulaklanmizdan faidelendir!) ha- 
dis-i serifindeki goz ve kulakdan murad, Ebu Bekr ve Omerdir 
"radiyallahti teala anhiima", demislerdir. 

Yine o babda hasen hadis-i serifde, Ebu Sa'id hazretlerin- 
den "radiyallahti teala anh" rivayet olunmusdur. Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdular: (Her Peygambe- 
rin yer ehlinden iki, gok ehlinden iki veziri olur. Benim gok eh- 
linden vezirlerim Cebrail ve Mikaildir "aleyhimesselam". Yer 
ehlinden vezirlerim Ebu Bekr ve Omerdir "radiyallahii teala 
anhiima".) Yine o babin hasen hadisler kisminda, hazret-i Ebu 
Bekrden rivayet olunmusdur. Bir adam, Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretlerine dedi ki, rii'yada gordiim. 
Gokden bir mizan nazil oldu. Hazretiniz "sallallahii teala aley- 
hi ve sellem" ve Ebu Bekr hazretleri vezn olundunuz, ya'ni tar- 
tildiniz! Siz iistiin geldiniz. Ebu Bekr ve Omer hazretleri vezn 
olundular. Ebu Bekr iistiin geldi. Omer ve Osman hazretleri 
vezn olundular. Omer iistiin geldi. Sonra mizan kalkdi. Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerine bu rii'yadan 
bir biiyiik iiziintii hasil oldu. Buyurdular ki; (Niibiiwete aid 
olan hilafetden sonra, Allahii teala miilkii diledigine verir.) 

Tayyibi beyan etmis ki, bu rii'ya suna isaret eder. Hak iizere 
olan hilafetde kesinti olur ve sonra yok olur. Hadis-i serifde bil- 
dirildigi gibi, hazret-i Omerin hilafeti de niibiiwete bagh olarak 
devam eder. Seyhaymn [hazret-i Ebu Bekr ve Omerin "radiyal- 
lahii anhiima"] derecesine hie kimse cikamadi. Bunlann yapdigi 
hizmet, baskalarma nasib olmadi. Hazret-i Osman "radiyallahii 
teala anh" ve hazret-i Ali de "radiyallahii teala anh" hak iizere 
halife idiler. Bunlann zemamnda fitne ve kansikhklar cogaldi. 
Kalblerde iiziintiiler artdi. [Ehl-i siinnete gore, her ikisini de iis- 
tiin bilmek ve sevmek sart oldu.] Osman ve Ali "radiyallahii tea- 
la annum" hazretlerinden sonra melik-i adud oldu. 

Dordiincii Menakib: (Ravdat-iil ulema) kitabimn sahibi, 
yazmis ki, fakih Ebu Nasr farisi dil ile hazret-i Aliden "radiyal- 
lahii teala anh ve kerremallahu vecheh" rivayet eder. Resulul- 
lahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" huzuruna bir kisi gel- 
di ve dedi ki, ya Resulallah! Filan yehudinin bir lsinci kopegi 

-187- 



vardir. Her ne zeman cema'ate gelmek icin oradan gecerim, 
beni disler [lsinr], elbisemi yirtar. O yehudiye emr edin ki, o 
kelbi [kopegi] habs etsin. Resulullah hazretleri kalkip, o yehu- 
dinin evine gitdi. Yehudi karsiladi. Resulullah "sallallahu tea- 
la aleyhi ve sellem" (Ya Ehal Yehtid! Senin kopegin bu kim- 
seyi dislemis ve elbisesini yirtmis) buyurdu. Yehudi dedi ki: 
Benim kopegim kendine eziyyet etmiyene eziyyet etmez. Eger 
sen Allahu teala hazretlerinin Resulii isen, oyle zan edersin [ki 
oyledir], gel kopekden sor ki, nicin eziyyet eder. Rivayet eden 
diyor ki: Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazret- 
leri, yehudinin kopegini gordu. Kopek kalkdi. Ondan yana ko- 
sup, kuyrugunu oynatmaga basladi. O sirada o sahsi da gordii. 
O sahsin iizerine saldirdi. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" buyurdu ki; nedir senin halin ya kelb. Nicin bu kimse- 
ye sebebsiz eziyyet edersin. Hak Siibhanehu ve teala kelbe ko- 
nusmak icin izn verdi. Hatta fasih bir lisan ve giizel bir ibare ile 
konusup, dedi ki, ya Nebiyyallah! Muhakkak, benim yanim- 
dan hergiin bin adam gecer. Hicbirine zarar vermem. Bu ada- 
ma o sebebden eziyyet ederim ki, Ebu Bekr ve Omer "radiyal- 
lahii teala anhiima" hazretlerine bugz eder ve o iki serverin gii- 
zel suretlerini kapisimn dehhzinde tasvir etmisdir. Evine girer- 
ken ve evinden cikarken o suret-i seriflere tukiiriir. Ya Resu- 
lallah! Benim ile beraber buyurun, onun evine gidelim. Eger 
ben yalanci isem, nefsim sana feda olsun. Resulullah "sallalla- 
hu teala aleyhi ve sellem" hazretleri o sahsin evine gitdiler. 
Bakdilar ki, kelbin [kopegin] anlatdigi minval iizere dehlizin 
kapisi uzerinde, mubarek resmlerin iizerinde tukriik izleri go- 
riiniir. Resul-i ekrem hazretleri o sahsa doniip, buyurdular ki, 
(Tevbe eyle, miisliman ol. Allahu teala hazretleri tevbeni ka- 
bul eyleye.) O sahs da tevbe edip, miisliman oldu. Sonra kel- 
bin sahibi de miisliman oldu. Sonra kelb dedi ki: Selam Senin 
iizerine olsun ya Resulallah! Sen Hak tealamn gonderilmis ha- 
kiki Peygamberisin. Sonra gozden kayboldu. 

Besinci Menakib: Yine (Ravdat-iil ulema) sahibi demisdir 
ki, Salih bin Muhammed bin Salih el Sehaviden isitdim. Isnad 
ile Ebul Cerrahdan, o da Ebul Alkamadan hikaye eder. Ebul 
Alkama dedi: Bir biiyiik kafile icinde bulundum. Emirimiz bir 

-188- 



sahs idi ki, onun emri ile gocup, onun emri ile konardik. Bir 
menzile vardik. O sahs, Seyhaym "radiyallahu anhuma" setm 
etdi [kotuledi, yakismiyan seyler soyledi]. Biz nehy etdikce kes- 
medi, vaz gecmedi. O gece rii'yamda gordum. Sabah olup, yuk- 
lerimizi yukledik. Bendlerimizi rslah eyledik. Emirimiz tarafin- 
dan emr bekledik. Kimse ses vermedi. Emirin yanina vardik ki, 
gorelim, hali nedir ve ne yapar. Gorduk ki, bagdas kurmus, 
oturmus. Ayaklanni bir ortti ile ortmus. Ayaklanni acdik. Gor- 
diik ki, neuzubillah, ayaklan, hinzir ayaklanna donmus. Hayva- 
ni egerleyip, hayvanina bindirdik. Bir kilisenin yanina geldik ki, 
orada domuzlar otlar. Hemen hayvanindan asagi sicrayip, iki 
ayagi iizerine durdu. tie kerre domuz gibi bagirdi, domuzlara 
kansdi. Onlar gibi domuz oldu. Hatta onlardan ayirmak mum- 
kin olmadi. Neuzubillah. Kotii islerimizden, nefslerimizin ser- 
rinden Allahu tealaya sigininz. 

Altinci Menakib: (Ravdat-iil ulema) sahibi demis ki, Fakih 
Ebiilleys Nasr Ahmed bin Muhammed Hayr dedi ki: Ben Bu- 
hara pazanndan Tus pazanna gitmek iizere yola cikdim. Yolda 
Fergana koylerinden Iskenderiyyeli bir sahs ile arkadas oldum. 
Ben o sahsa dedim. Nereden gelirsin, nereye gidersin. O sahs 
dedi ki, Ferganeden gelirim, hacca giderim. Bir hanim icin iic- 
yiiz dirheme hacca giderim. Ben ona bu zeman hac vakti degil, 
zira hacilar cikmislardir, sen onlara erisemezsin. Ferganeden 
Mekke-i Miikerremeye iicyiiz dirheme nasil hacca gidersin de- 
dim. O sahs dedi ki, bizim icin Tusda bir yer vardir. Ona mes- 
hed denilir. Biz o beka'ayi [o yeri] hac ederiz. O yerde hazret-i 
Alinin "kerremallahu vecheh" siilale-i seriflerinden Ah bin 
Musa el Rizanin kabri vardir. O kabri hac ederiz. Ona karsihk 
cevab verdim. Delil ve senedli cevab verdigim halde, konusma- 
miz miinakasa seklini ahnca, onu Meshedde terk etdim ve Tu- 
sa gitdim. Kissayi hakime soyledim. O sirada Ebul Fadl el edni 
hakim idi. Tusda hakim bana dedi ki, nicin arkadashgini devam 
etdirmedin. Boylece, onlann kiifrii aciga ciksa idi. Biz de o se- 
beble onlan bu sehrden ihrac ederdik [siirerdik]. Hakimden izn 
taleb etdim, doniip Meshede gitdim. Bircok geceler onunla ol- 
dum. O kadar onunla diisup-kalkdim ki, kendilerinden zan et- 
di. Ben de onlardan oldum. Bana dedi ki, ya falan, artik bizden 
oldun, artik bizim seyyidimizi ve imamimizi ziyaret etmez mi- 

-189- 



sin! Olur, dedim. Imamlan bir sans idi ki, tamsdik. Onlar ile ne- 
maz kilardi. Kur'an-i azimussam, neuzubillahi teala, hakikf ki- 
raetinden baska bir seklde okurdu. Hatta Kiyamet suresini 
okudu. Meal-i serifi (Ey Resuliim! Kur'an-i kerimi kalbinde 
toplayip, dilinde sabit kilmak bizim iizerimizdedir) olan 17.ci 
ayet-i kenmeyi okurken, degisdirip okudu. Ben kalbimden ona 
yalan soyliyorsun, dedim. O nemazi yeniden kildim. Sonra o 
sans beni buyuklerinden birinin yanina gizlice goturdu. Orada 
bir sans gordum ki, iki ayagi kelb ayagi gibi ve agzi kelb agzi gi- 
bi, kelb suretinde idi. Onlar derler ki, o sans Allahu teala haz- 
retlerini zikr eder. Sonra o Ferganeli bana dedi ki, bu seyyidi- 
miz hergiin Seyhayn hazretlerine "radiyallahu teala anhiima" 
neuziibillah, bin kerre la'net eder. Emr geldi, bu mertebeye gel- 
di. Ben de cikdim Tus sehrine geldim. Hakime hepsini haber 
verdim. Kalkip Meshede geldi. O taifeyi oradan cikarmak icin 
ugrasdi. Miimkin olmadi. 

Yedinci Menakib: Yine (Ravdat-iil ulema) sahibi "rahime- 
hullahii teala" diyor ki: Edib Zahid-el Yusiif Ya'kub bin Yusuf- 
den "rahimehullah" isitdim. Der ki, ben Mekke-i miikerreme 
yolunda Damigana vardim. Nisapurlu bir sahsa rast geldim. Bu 
sahs, Damiganli bir sahs ile; Ebu Bekr ve Omer "radiyallahu 
teala anhiima" hazretlerinin faziletleri konusunda miinakasa 
ediyorlardi. Damiganhya Seyhayn hazretlerinin faziletleri ko- 
nusunda yardim etmek icin, ben de onlara dahil oldum. Edib 
Zahid soyle nakl etmisdir. Damiganli, Nisapurluya dedi ki, bu 
konuda benim sana soyledigim sozleri kimse soylememisdir. 
Lakin sana bu dalaletden donmen icin hicbir sey faide vermedi. 
Gel seninle fi'li tecribe edelim. Nisapuridedi ki, nasil? Damiga- 
ni dedi ki; Damiganda bir hamam vardir. Emir hamami den- 
mekle meshurdur. Damigan hamamlannda o hamam kulhanin- 
dan biiyiik atesli bir kiilhan [ocak] yokdur. Varahm, kiilhanci- 
ya kiilhan kapisim acdirahm. Sen ve ben kiilhana girelim ve 
onun icinde zuhr [ogle] vaktine kadar eglenelim. Eger sen hak 
iizerine isen necat bulursun [kurtulursun], ben helak olurum. 
Eger ben hak iizere isem, ben necat bulurum [kurtulurum], sen 
helak olursun. Kalkdik, o hamama vardik. Kiilhanci bizim icin 
kiilhan kapisim acmakdan imtina etdi [cekindi]. Ta ki, birkac 
miislimani bu kadiyye iizerine sahid tutdu. Sonra, Damigani, 

-190- 



Nisapurfnin sag elinin kiiciik parmagindan tutup, kendi once 
kiilhana [ocaga] girip, Nisapuriyi de cekdi. Ikisi beraber kiilha- 
na girip, eglendiler [beklediler]. Hamam yakimnda olan cami'in 
muezzini zuhr [ogle vaktinin] ezani okuyunca, ben kulhanciyi 
[ocakciyi] cagirdim. Kulhanci da o ikisine nida etdikde [sesle- 
nip, cagirdikda], Damiganli cikdi. Elbiselerinden bir parca bile 
yanmamis. Ates asla te'sir etmemis. Nisapurlu ise, yanmrs, ko- 
miir gibi olmus. Ey mii'min kardesler. Seyhaynin "radiyallahii 
anhiima" fazileti hakkinda, baska kissa olmasa, bu acaib kissa 
kifayet eder. 

Sekizinci Menakib: Hazret-i Omer bin Hattabin "radiyalla- 
hii teala anh" adet-i serifleri su idi ki, herkesden once mescide 
giderlerdi. Bir gun mescide giderken gordii ki, bir cocuk, ace- 
le ile oniinden gider. Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" 
dedi ki, ya sabi [cocuk], nicin bu kadar acele mescide gidersin. 
Sana heniiz nemaz dahi farz olmamis. Cocuk dedi ki, ya 
Omer, ben nicin acele etmiyeyim ki, diinkii giin, benden kii- 
ciik bir cocuk vefat etdi. Hazret-i Omer "radiyallahii teala 
anh" cocukdan bu sozii isitince, o seklde agladi ki, goziinden 
yas yerine kan geldi. 

Dokuzuncu Menakib: Bostan sahibi "rahimehullahii teala" 
(Kitab-iil Bostan)da, ba'zi selefden nakl etmisdir. Benim bir 
komsum vardi. Ebu Bekr ve Omer "radiyallahii teala anhiima" 
hazretlerini setm ederdi [kotiilerdi]. Bir gece asin kotiiledi. Te- 
hammiil edemeyip, dogiisdiim. Sonra dondiim, hiizn ve iiziintii 
ile evime geldim. Yatsi nemazim te'hir edip, uyudum. Uykum 
icinde, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri- 
ni gordiim. Dedim ki; ya Habiballah! Falan kisi senin eshabim 
seb' eder [kotiiler]. Buyurdu ki; kimi kotuliiyor. Dedim, Ebu 
Bekr ve Omer hazretlerini. Buyurdu ki; bu bicagi al, bununla 
var onu bogazla. Ben de o bicagi aldim. Onu yikip, bogazladim. 
Gordiim ki, kamndan elime bulasdi. Elimi yere siirdiim. Bu es- 
nada uyandim. O sahsin evinden bagirmalar [figanlar] geldigini 
isitdim. Dedim ki, bu figan nedir. Dediler, bu gece filan fiic'eten 
olmus. Sabah oldu. Vardim, ona bakdim. Bogazindan bir hat 
cekilmis, gordiim. Bu kissa (Sevahid-iin niibiivve)den ahnmis- 
dir. 

-191- 



Onuncu Menakib: Seffne "radiyallahii teala anh" rivayet 
eder. Resuhillah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" Mescid-i se- 
rifi bina etmege basladi. Kendi mubarek eli ile bir tas koydu. 
Sonra, Ebu Bekre "radiyallahii teala anh" buyurdu ki, Sen de 
tasini benim tasimin yanina koy. Sonra Omer "radiyallahii tea- 
la anh" hazretlerine de buyurdu ki, ya Omer! Sen de tasini Ebu 
Bekrin tasi yanina koy. Buyurdu ki; Bunlar benden sonra hali- 
felerdir. Bu da (Sevahid-iin niibiivve)den ahnmisdir. 

Onbirinci Menakib: Rivayet olunmus ki, Sahabe-i giizinin 
"ndvanullahi aleyhim ecma'in" cocuklan oynasirken, hazret-i 
Ebu Bekrin oglu, hazret-i Omerin ogluna, uzun fikrlinin oglu, 
dedi. Hazret-i Omerin oglu aghyarak babasina vanp, Ebu Bek- 
rin oglu bana boyle dedi, diye sikayet eyledi. Omer "radiyalla- 
hii teala anh" hazretleri de bu sozden iiziildii. Dedi ki, mutlaka 
biiyiiklerinden isitip, oyle demisdir. Zira cocuk kendisi boyle 
soylemez, deyip, kalkip, Resiilullahin "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" huzur-i seriflerine vardi. Durumu arz etdi. Hazret-i Ha- 
bibullah, hazret-i Ebu Bekri da'vet etdi. Hazret-i Ebu Bekr "ra- 
diyallahii teala anh" da huzur-i seriflerine geldi. Ebu Bekre hi- 
tab edip, buyurdular ki: Ya Eba Bekr! Sen yataga girdigin vakt, 
ne diisiinerek yatarsin. Ebu Bekr "radiyallahii anh", bir nefesi 
veririm, geri almak miiyesser olur mu, olmaz mi. Bir nefesi ki 
ahnm geri vermek, miimkin olur mu, ya olmaz mi, onu diisiinii- 
riim, dedi. Sonra hazret-i Omere doniip, buyurdu ki, sen ne dii- 
siinerek yatagina girersin. Omer "radiyallahii anh" dedi ki, sa- 
baha cikar miyim, cikmaz miyim, onu dusiiniiriim. Sonra, Resu- 
lullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazret-i Omere buyur- 
du; ya Omer! Sen soyle; Ebu Bekrin fikrine nisbetle senin fik- 
rin ne mikdar uzun olur. Hazret-i Omer o karsihgi teslim edip, 
razi oldu "radiyallahii anhiima". Nasil ki, hazret-i Omerin bir 
gece sabaha kadar fikri, bir nefese nisbetle uzundur. Lakin bi- 
zim gibilerin fikrine gore gayet kisadir. Yasimiz ilerledikce 
emellerimiz uzar, amelimiz kisahr. Uzun emellerimizden [tul-i 
emelden] Allahii tealaya sigininz. 

Onikinci Menakib: Imam-i Begavi "rahimehullahi teala", 
[(Mealim iittenzil) adh tefsirinde;] meal-i serifi, (Nemazda ki- 
raetini cehr ve ihfa etme. Bu ikisi arasinda bir yol tut!) olan Is- 

-192- 



ra suresinin llO.cu ayet-i kerfmesinin tefsirinde beyan buyur- 
muslardir. Ebu Osman Sa'id bin isma'il, zikr olunan ravilerin 
rivayeti ile Ebu Katadeden "radiyallahii teala anh" bize haber 
verdi. Hazret-i Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" hazretlerine dedi: (Senin 
yamndan gecdim. Halbuki sen Kur'an-i azimussan okurdun. 
Sesini cok azaltirdin). Hazret-i Ebu Bekr dedi ki, ben isitdiri- 
rim o zata ki, ona miinacat ederim. [Ya'ni sesimi Allahii teala 
isitir.] Hazret-i Resulullah buyurdu ki, (Sesini birazcik yiik- 
selt.) Omer "radiyallahii anh" hazretlerine dedi ki, (Senin ya- 
mndan gecdim. Sen Kur'an-i azimussan okurdun. Sesini yiik- 
seltirdin.) Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" dedi ki, (Uy- 
kuda olanlan uyardim ve seytani tard etdim.) Server-i alem 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki; (Birazcik sesini 
alcalt!) 

Oniiciincii Menakib: Imam-i Begavi "rahimehullah" (Me- 
sabih)de Seyhaymn menakibi babinda, Ibni Abbas "radiyalla- 
hii anhiima" hazretlerinden sahih hadis olarak nakl etmisdir. 
Buyurmus ki; Ben bir kavmin icinde durmusdum. O kavm; 
Omer "radiyallahii teala anh" hazretlerine diia ederlerdi. Hal- 
buki hazret-i Omerin mubarek cismi, vefatim miiteakib gasl 
olunmak icin, tenesir iizerine konulmusdu. Nagah bir sahs ar- 
kamda dirsegini benim omuzum iizerine koyup, der idi: Alla- 
hii teala sana rahmet etsin ya Omer. Ben rica ederim ki, Alla- 
hii teala seni iki sahibin ile beraber kilsin. Zira cok kerre olur- 
du, isitirim ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
buyurdu; (Ben me'mur oldum. Ebu Bekr ve Omer de me'mur 
oldu. Ben isledim. Ebu Bekr ve Omer de islediler. Ben ihrac 
olundum (cikanldim). Ebu Bekr ve Omer de ihrac olundu.) 
Arkama bakdim ki, o Ah bin Ebi Talibdir "radiyallahii teala 
annum". 

Ondordiincii Menakib: Siifyan-i Sevri "rahimehullah" bu- 
yurdu ki, Kufede bizim yakimmizda lsirici bir kopek vardi. Bir- 
giin, bir is icin gecerken o kopegi gordiim. Korkup, gitmeyip, 
durdum. Allahii tebareke ve teala hazretleri o kelbe [kopege] 
nutk verip [konusma hassasi verip], fasih lisan ile soyledi ki, ya 
Siifyan! Ne oldu sana ki, durdun. Ben dedim ki, senden kork- 

- 193 - Menakib-i Cihar Yar-i Guzin - F:13 



dum. Kelb, cevab verdi ki, ya Siifyan! Benden korkma ki, ben 
seni lsirmam. Beni senin uzerine musallat etmemislerdir. Beni 
musallat etmislerdir o miinafik ve dinsiz uzerine ki; Ebu Bekre 
ve Omere "radiyallahii teala anhiima" seb' eder [kotiiler] ve 
onlara yaramaz sozler soyler. 

Onbesinci Menakib: Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" ile All "kerremallahu vechehii ve radiyallahii teala 
anh" hazretleri gidiyorlardi. Buyurdular ki, (Ya All! Hicbir 
kavm arasinda [devamli] sevinclilik ve siiriir olmadi. ilia ki, o 
sevincli halden sonra, onlara bir gam ve sikinti eriscli. Ya All! 
Biitiin diinya ni'metleri kesilir. ilia Cennet ni'metleri devamli 
olur, kesilmez. Ya All! Sen istikamet iizere olasin. ilk anda za- 
rar goriinse bile, sonunda sevinc olur.) Bu sozleri soyler iken, 
hazret-i Ebu Bekr ve hazret-i Omer "radiyallahii anhiima" kar- 
sidan geldiler. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" bu- 
yurdular, (Bu ikisi iimmetin miijdecileridir. Bunlari sevmek, 
imandandir. Bunlara bugz etmek, nifakdandir.) Hazret-i Ali 
"radiyallahii teala anh" dedi ki, (Evet, ya Resulallah! Ben on- 
lan severim. Onlann sevgisi benim kalbimde, sizin bu soziiniiz- 
den sonra cogaldi.) 

Onaltinci Menakib: Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri buyurdular ki, (Gokde iki melek vardir. Bi- 
risi daima siddet ve gadab ile buyurur. Birisi siihulet ile ve hilm 
ile buyurur. Her ikisi de hak iizerinedirler. Onlann birisi Ceb- 
rafldir ve birisi Mikaildir. Resullerde iki kimse vardir. Birisi 
lutf ile ve iyilik ile buyurur ve birisi katilik ile ve siddet ile bu- 
yurur. ikisi de hak iizeredirler. Birisi hazret-i Ibrahim ve birisi 
hazret-i Nuh aleyhimesselamdir. Benim eshabimdan da iki 
kimse vardir. Birisi nfk ile ve merhamet ile emr eder. Birisi 
sertlik ile ve siddet ile emr eder. ikisi de hak iizeredirler. Biri 
Ebu Bekr-i Siddik ve biri Omer-iil Farukdur "radiyallahii tea- 
la anhiima".) 

Onyedinci Menakib: Ebiidderda "radiyallahii teala anh" 
nakl etmisdir. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
hazretlerinin huzur-i seriflerine, Ebu Bekr ve Omer "radiyalla- 
hii teala anhiima" hazretleri geldiler. Hazret-i Resulullah "sal- 
lallahu teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki: (Siikr ve hamd ol- 

-194- 



sun Allahii tebareke ve teala hazretlerine ki, beni sizinle kuv- 
vetlendirdi.) 

Onsekizinci Menakib: Suayb bin Harb diyor ki; Malik bin 
Mu'avvelden sordum ve dedim ki, bana bir vasiyyet et. Dedi ki, 
Seyhayni sevmek senin uzerine olsun. Ben dedim, bana bir va- 
siyyet et! Allahii teala sana rahmet etsin. Muradim odur ki, bu 
haberin isnadim beyan etsin. Malik, bize Rekkasi Enes bin Ma- 
likden "radiyallahii teala anh", o da Enesden haber verdi. Re- 
sulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri, buyurdu- 
lar ki, (Ben iimmetimden, Ebu Bekrin ve Omerin muhabbetini, 
La ilahe illallah Muhammediin Resulullah kavli serifini istedi- 
gim gibi isterim!) 

Ondokuzuncu Menakib: Abdullah bin Abbas "radiyallahii 
teala anhiima" rivayet eder. Resulullah "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Bana Hamza ile Ca'fer 
"radiyallahii teala anhiima" gosterildi. Gordum, onlerinde ze- 
bercedden bir tabak. O tabakdan inch yirler. Sonra iiziim oldu. 
Uzumden yidiler. Sonra taze hurma oldu. Hurmadan yidiler. 
Onlardan siial etdim. Ne amel ile buldunuz, bu mertebeyi. (La 
ilahe illallah, Muhammediin Resulullah!) kavli ile bulduk, dedi- 
ler. Dedim, ondan sonra ne amel ile. Dediler, sana salavat ver- 
mek ile. Dedim, ondan sonra ne amel ile buldunuz. Dediler, 
Ebu Bekr-i Siddik ve Omer-ul Faruku sevmek ile "radiyallahii 
teala annum".) 

Yirminci Menakib: [(Eshab-i Kiram) kitabimn 251.ci sahife- 
sinde buyuruluyor ki: Imam-i Siiyuti hazretleri (Tarih-ul-Hule- 
fa) kitabinda diyor ki: Hadis-i seriflerde, (Ummetimin en mer- 
hametlisi Ebu Bekrdir. Allahii tealamn emrlerini yapmakda en 
siddetlisi Omerdir. Hayasi en cok olani Osmandir. islamiyyet- 
deki zorluklan en cok cozen Alidir. Ummetimin en emini Ebu 
Ubeyde bin Cerrahdir. Ummetimin en zahidi Ebu Zerdir. Iba- 
deti en cok olan Ebiidderdadir. Ummetimin en halimi ve co- 
merdi Mu'aviye bin Ebi Siifyandir) buyuruldu.] 

Yirmibirinci Menakib: Hazret-i Ali "radiyallahii teala anh" 
rivayet eder. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" haz- 
retleri buyurdular ki: (Hazret-i Ebu Bekr-i Siddika, ondan son- 
ra Omer-ul Faruka "radiyallahii teala annum", mutf olunuz, 

-195- 



dogru yolu bulursunuz. Onlarin izince giderseniz, olgun olursu- 
nuz!) 

Yirmiikinci Menakib: (Liibab-iil-elbab)da, Enes bin Malik 
"radiyallahii teala anh" hazretlerinden rivayet olunmusdur. 
Resulullah "sailailahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri, ensar- 
dan bir kimseyi, mektub ile Yemen canibine [tarafina] Mu'az 
bin Cebel "radiyallahii teala anh" hazretlerine gonderdi. Bu 
sahsin adi Sefine idi. Sefine yolda giderken, bir aslan onun kar- 
sisina cikdi. Giiya onunla soylesir gibi, sesler cikanyordu. Sefi- 
ne "radiyallahii anh" ona dedi: Ey aslan, benim yanimda Resu- 
lullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin mektubu 
var. Bunu isitip, uzaklasdi. Sefine Yemene vardi. Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin cevabim Mu'az 
bin Cebel hazretlerinden aldi. Doniip, o mevzi'e gelince, yine 
o aslan onun oniine geldi. Yine yiiziine karsi gelip, giiya konu- 
surdu. Sefine "radiyallahii teala anh" yolu tutup, Medine-i Mii- 
nevvereye geldi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretlerinin huzuruna vardi. Heniiz hicbir kelam etmezden 
ewel, Server-i alem buyurdu ki: Ya Sefine, hadiseyi sen mi an- 
latirsin, ben mi anlatayim. Sefine dedi ki; ya Resulallah! Hadi- 
seyi sizden isitmek giizeldir. Senin mubarek agzindan, dinle- 
mek daha hos, daha giizeldir. Buyurdu ki: O aslan gidisinde ve 
gelisinde senin online cikdi. Sana ne dedigini anladin mi. Alla- 
hii teala ve Resulii bilir, dedi. Sana gidisinde, "Resulullahi 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem", Ebu Bekri ve Omeri "radi- 
yallahii teala annum" ne hal iizere birakdiniz" dedi. Abdullah 
bin Mes'ud "radiyallahii teala anh" kalkip, dedi ki, ya Resulal- 
lah! Yirtici hayvanlar [aslan] Ebu Bekrin ve Omerin faziletle- 
rini bilirler mi? Buyurdu ki: Evet! Beni hak Peygamber gonde- 
ren Allahu tealaya yemin ederim ki, semavati, yedi kat yeri, 
Cenneti ve Cehennemi, ars ve kiirsi, melekleri ve cinnileri, 
daglan ve deryalan, hayvanlan ve yirtici hayvanlan ve agacla- 
n ve bunun gibi esyayi halk etdi. Ya'ni yaratdi. Bunlann hepsi 
hazret-i Ebu Bekr ile Omerin faziletini "radiyallahii teala an- 
num" bilirler. 

Yirmiiiriinrii Menakib: Yine (Liibab-iil-elbab)da nakl olun- 
musdur. Enes bin Malik "radiyallahii teala anh" rivayet eder. 

-196- 



Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (El- 
bette Allahii teala beni kendi nurundan yaratdi. Benim nurum- 
dan Ebu Bekri, Ebu Bekrin nurundan Omeri ve Aiseyi yaratdi. 
Omerin nurundan, ummetimin mii'min erkeklerini, Aisenin 
nurundan da, mii'min kadinlanni yaratdi.) Sonra meal-i serifi 
(Allahii teala bir kimseye nur vermez ise, o miinevver olamaz!) 
olan, Nur suresinin kirkinci ayet-i kerimesini okudu. Yukanda- 
ki Resulullahin "sallallahu teala aleyhi ve sellem" sozleri mut- 
laka dogrudur. Biitiin insanlar islerindeki duriistliigii ondan al- 
misdir. Mubarek viicudlan devamh ibadet ile mesgul oldukla- 
nndan, daima temiz kalmisdir. Mubarek kalbleri, ismet [giinah- 
sizhk] ve hidayet iizere halk olunmusdur. Delilleri aciklamalan 
kuvvetli, mu'cizeleri miistekimdir. (Elbette sen dogru yolu gos- 
tericisin!) [Sura suresi 52.ci ayet-i kerime meali.] buyurulmus- 
dur. Hadis-i serifde buyurdu ki: Allahii tebareke ve teala beni 
kendi nurundan yaratdi. Bu mutlak ve miicmel kelamdir. Tafsi- 
le [aciklamaga] muhtacdir. Resulullah "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" her ne buyurmus ise, ekseri riimuz yolu ile buyur- 
musdur. Kaide ve ashni beyan etmisdir. Serhini, aciklamasim 
kendi ilmi varislerine birakmis, havale etmisdir. Tefsir ve te'vi- 
lini, istinbat ve ictihad ehllerine birakmrsdir. Eger biitiin soyle- 
diklerini aciklayarak buyursa idi, yiizbin kitab onun serh ve be- 
yanina kifayet etmezdi. Buyurduklarim yanhs anlamamahdir. 
Sura suresi 11. ci ayet-i kerimesinde mealen, (Ona benzer bir 
sey yokdur. O isitici ve goriiciidur) buyuruldu. Hiida-i azze ve 
celle kadimdir ve sifatlan da kadimdir. Halk [yaratilanlar] ve 
yaratilanlann sifatlan sonradan cikmrsdir, ya'ni yaratilmisdir. 
Ne kadim muhdes olur. Ve ne muhdes kadim olur. Hadis-i se- 
rifin ma'nasi soyledir ki, Hak Siibhanehii ve teala alemi halk et- 
mezden evvel, aziz ve latif ve has bir nur halk etdi. O nurdan 
beni halk etdi. Toprakdan ve sudan Adem ala nebiyyina ve 
aleyhisselam hazretlerini halk etdi. Ve atesi halk etdi. Ve ates- 
den seytani yaratdi. Ademden evvel riizgan (yeli) yaratdi. O 
yelden onu yaratdi. Ve o nuru yaratdi. O nurdan melek yarat- 
di. Ondan Allahii teala tekaddes hazretleri o nuru kendi zat-i 
pakine mudaf etdi. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerini de, o ntira mudaf etdi. Tesrifen ve tahsisan, ni- 
ce ki, Ka'be-i miikerremeyi kendi zat-i serifine mudaf etdi. Bu 

-197- 



babda varid olan asarin zahiri ki, Adem ve Isa ala nebiyyina 
aleyhimesselam hazretlerinin hadiseleridir [yaratilmalandir]. 
Allahu teala hazretleri bir ruh yaratdi. Yaratilmis ruhu Adem 
aleyhisselamin mubarek bedenine ufurdii. Hicr suresi 29.cu 
ayet-i kerimesinde mealen, (Ona kendi ruhumdan iifurdiigum 
zeman, secdeye variniz!) buyuruldu ki, Adem aleyhisselam 
icindir. Bir baska ruh da yaratdi. O ruhu mahluku hazret-i Mer- 
yemin gomleginin yakasina iifurdii. Tahrim suresi 12.ci ayet-i 
kerimesinde mealen, (Biz ona ruhumuzdan iifiirtliik. O Rabbi- 
nin suhuflarina veya nazil olan kitablanna veya Peygamberleri- 
ne vahy etdiklerine veya levh-i mahfuzda yazdi olanlara inanip, 
tasdik etdi. Devamh ita'at eden kimselerden oldu) buyuruldu 
ki, hazret-i Meryem hakkindadir. Bunlar gibi, Allahu teala haz- 
retleri bir nur yaratdi. O nurdan Muhammed Mustafa "sallalla- 
hu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin mubarek cesedini yarat- 
di. Bu kelami bu makamda bu vech iizerine takdir ve tafsil et- 
mek rumun kostantiniyyesini feth etmekden muhim ve evladir. 

Faruk zehi adalet aver, 
adlile cihana rerdi zirer. 

Siddikdan sonra, efdal odur, 
her miistim eder, bu karli ezber. 

Kisrayi unutdii gitdi alem, 
ol mertebe oldu adle mazher. 

Fethetdi ciham, kildi tathir, 
vaz' etdi o seh, hezar menber. 

Hur$id-i hidayet He alem, 
raktinde seraser oldu enrer. 

Terhid-i cenab-i Kirdigare, 
(Taha)dan ahp haber o Darer. 

Batildan edince, hakki tefrik, 
Faruk dedi, o saha Server. 

Fahrolsa sezadir ehl-i dine, 
ol zat gibi giizide gerher. 



198- 



DORDUNCU BAB 

Uciincii halite emir-iil mii'minin Osman-i Zinnureyn "radi- 
yallahii teala anh" menakibi hakkindadir: 

Haya sahibi olan hazret-i Osman, ikram ve iyilik menba'i, 
Kur'an-i kerimin toplayicisidir. Neseb-i serifleri, Osman bin 
Affan bin Ebil'as bin Umeyye bin Abdil'sems bin Abd-i Me- 
nafdir. Neseb-i serifleri Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerinin neseb-i serifleri ile dordiincii atada birle- 
sir ki, Abd-i Menafdir. Neseb cihetinden hazret-i Osman, haz- 
ret-i Ebu Bekr ile hazret-i Omerden evvel Resulullah "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" ile birlesir "radiyallahii annum". 
Kiinye-i serifleri, islamdan evvel Ebu Abdiillahdir. Lakab-i se- 
rifleri, zinnureyndir. Iki nur sahibi demekdir. Resul-i ekrem 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin iki muhterem 
kerimelerini [kizlanni] aldigi icin iki nur sahibi denilmisdir. Bi- 
rinin ism-i serifi Rukayye, birinin Umm-ii Gulsiimdiir "radiyal- 
lahii anhiinne". Once hazret-i Rukayyeyi tezvic etdiler. O vefat 
etdikden sonra, hazret-i Umm-ii Giilsiimii tezvic etdiler. O da 
vefat etdikde, hazret-i Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" buyurdular ki; (Ya Osman! Eger yanimda uciincii kizim 
olsaydi, onu da sana verirdim.) Nur sahibi, ilm ve hilmin birles- 
digi zatdir. 

Birinci Menakib: (Bu menakibi islama gelme sebebidir.) 
Hazret-i Osman "radiyallahii teala anh" rivayet eder. Islama 
gelmezden ewel bir gun, Kureysin ileri gelenleri ile oturmus- 
dum. Bir kimse haber verdi ki, hazret-i Muhammed Mustafa 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" kerimesi Rukayyeyi Utbeye 
vermis. Bu haberden bana hayli iiziintii geldi. Ben nicin isteme- 
dim, diye perisan halde, sikinti ve endise ile eve geldim. Gor- 
diim ki, annem, teyzem ve akrabadan nice hatunlar bir kimseyi 
medh ederler. Dedim ki, ya teyzecigim, bu medh etdiginiz kim- 
dir? Dediler ki, O giizel yiizlii, konusmasi tath bir kimsedir. 
Rahman onu bize hak dini bildirmek ve ona cagirmak icin gon- 

-199- 



dermisdir. Gokden inen Furkan ile gelmisdir. Ona tabi' ol, put- 
lara tapma! Bu garib kelimeleri dinleyip, merak edip, dedim ki, 
bu kimdir, bana beyan eyle! Dedi ki, Muhammed bin Abdul- 
lahdir. Allahii teala tarafindan Resul olarak gelmisdir. Allahii 
tealamn emrlerini bize bildirir. Bizi hak dine cagirir. Yiizii lsik 
verir. Dinine giren kurtulur. Istedigi seyler kolaydir. Ona yakin 
olan iyilik bulur. Bu medh sozleri kalbime cok te'sfr etdi. Ten- 
ha bir yerde Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" hazretlerini bul- 
dum. Halime bakip, nedir fikrin, dedi. Zira, firaset ehli bir bii- 
yiik zat idi. Vaki olan kissayi beyan etdigimde, dedi ki, yazik Sa- 
na ya Osman! Hak din gunes gibi acikda iken, sen kavminin ku- 
ruyacak elleri ile yapdiklan tasdan putlara ma'bud demekden 
utanmaz misin! Gozii gormeyip, kulagi isitmeyip, zarar ve kara 
kadir olmiyan ilah olur mu. Dedim ki, olmaz. Dedi, teyzen sana 
dogru soz soylemis. Iste Resulullah, hazret-i Muhammed Mus- 
tafa "sallallahu teala aleyhi ve sellem". Gel, seninle huzur-i seri- 
fine varalim. Iman getir, dedikde; o sirada Habibullah "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" hazretleri ve yaninda hazret-i Ah 
"kerremallahu vecheh" oraya cika geldiler. Hemen hazret-i 
Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" ayaga kalkip, onlara karsi 
vardi. Mubarek kulaklanna bir soz soyledi. Sultan-i enbiya "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri yanima gelip, buyurdu 
ki, (Ya Osman! Seni Allaha ve Cennete caginyorum. Ben, Al- 
lahii tealamn sana ve butiin insanlara gonderdigi Peygamberi- 
nizim!) Mubarek sozlerini isitdim. Kalbim iman nuru ile doldu. 
Ihtiyarsiz olup [diisiinmeden], (Eshedii en la ilahe illallah ve es- 
hedii enne Muhammeden abdiihii ve Resuliih) dedim. Aradan 
cok zeman gecmedi, Rukayyeyi bana nikah edip, verdi. Tey- 
zem, islama geldigimi isitip, sad ve handan olup, cok sevinip, bu 
si'ri okuyarak geldi: 

Sozlerim sebebi ile Allahii teala Osmana, 
Hidayet rerip, dogru yolu gosterdi ona. 

Kendi fikrini birak, uy Muhammed aleyhisselamm soziine, 
Her sozii dogru olan, Allahm Resuliine. 

iki kizmi sana rerecekdir, Heride, 
Dolunaym giinese karisacak elbette. 

-200- 



Ba'zi rivayetde gelmisdir ki, hazret-i Osman "radiyallahii 
teala anh" buyurdular ki: Bir teyzem vardi. Iyiyi kotiiden ayira- 
bilen, kehanet ilmini bilen, baska ilmlerden de haberi olan biri- 
si idi. Bir gun o teyzemi gormege gitdim. Meger bir kaside soy- 
lemis. O kaside icinde Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerini medh ve sena eylemis. Hem Peygamberligini 
aciklamis. Hem ben onun kerimesini [kizini] alip, damadi oldu- 
gumu ve hem veziri oldugumu aciklamis. O kasideyi bana ver- 
di ve bana dedi ki, durmayrp ve te'hfr etmeyip, var Muhammed 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin huztiruna. 
Da'vetini kabul edip, emrine mutf olup, dinine gir. O dogru 
sozliidiir. Getirdigi din hakdir. Giinden giine isi yiice olur [sani 
yiiksek olur]. Bu sozii benden isit. Senin merteben de cok yiik- 
sek olacakdir. Biitiin diinyada [diinyamn her tarafinda] adin 
soylenip, hutbelerde okunur. Bu soz gonliime [kalbime] kar 
edip [te'sir edip], hemen putperestlik dininden doniip, putlan 
inkar eyledim. Gonliimde hie saibe [siibhe] kalmadi. Oradan 
doniip, yola revan oldum. Giderken, Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretlerine ugradim ki, Siddik-i ekber "ra- 
diyallahii teala anh" ile gelirler. Meger murad-i serifleri yanima 
gelmek imis. Server-i Enbiyaya selam verdim. Selamdan sonra 
buyurdular ki, ya Osman, isitdim ki, teyzenin sana etdigi nasi- 
hatlan ve ciimle sozleri yakin iizere ve dogrudur. Sakin, muha- 
lefet etme. Allahii teala hazretlerine ve bana muhalefet etmis 
olmayasin. O sana dedigi sozler, hep olsa gerekdir. Hemen gel, 
islam dinini kabul eyle. Hazret-i Ebu Bekr de dedi ki, ya Os- 
man, sana bir siialim var. Cevab ver. Bu dini, Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri getirdi. O dine bizi 
da'vet etdi. Ben onu kabul eyledim. Bu dinde sek [siibhe] var 
mi, fikr eyle [diisiin]. Yalanlamak mumkiin miidiir. Su tutagel- 
diginiz, ata ve dede dininiz ki, bir parca tasdan kendilerinin 
yontdugu, ne goriir ve ne isitir, ilah olmaga layik midir? Ben de- 
dim, dogru soylersin, ya Eba Bekr! Hemen Resul-i ekrem "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin mubarek ellerini 
opiip, bfat edip, miisliman oldum. Demislerdir ki, hazret-i Os- 
man "radiyallahii teala anh" islama geldikde, muslimanlann 
besincisi oldu. 

ikinci Menakib: Muhyissiinne imam-i Begavi hazretleri 

-201- 



(Mealim iit-tenzil) kitabinda, sure-i Bekaramn sonunda meal-i 
serifi (Mallarim Allah yolunda infak edenler, dagitanlar..) olan 
262. ci ayet-i kerimesinin tefsirinde Kelebiden nakl buyurmuslar 
ki, bu ayet-i kerime, hazret-i Osman bin Affan ve hazret-i Ab- 
durrahman bin Avf "radiyallahu anhuma" hakkinda nazil ol- 
musdur. Abdurrahman bin Avf, Resulullahin "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" huzuruna dort bin dirhem getirdi, koydu. De- 
di ki, yanimda sekizbin dirhem var idi. Dortbin dirhemi kendi- 
me ve aileme ahkoydum. Dortbin dirhemi Rabbime odunc ver- 
dim. Resul-i ekrem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ona bu- 
yurdu ki, (Evinde birakdigina ve bore verdigine, Allahii teala 
bereket versin!) Amma Osman "radiyallahu teala anh" miisli- 
manlan Tebuk gazasinda techiz etdi. Ticaret develerini, heved- 
leri ve cullan ile beraber verdi. O iki serverin hakkinda bu 
ayet-i kerime nazil oldu. Abdurrahman bin Siimre "radiyallahu 
teala anh" dedi ki, Ceys-i Usretde hazret-i Osman, bin dinar ile 
geldi. Ceys-i Usretden murad, Tebiik gazasidir. Hazret-i Resu- 
lullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" kucagina altinlan 
dokdii. Ben gordiim. Resulullah mubarek elini altinlar arasina 
dahil kihp, kansdirdi. Buyurdu ki, (Osmana bundan sonra yap- 
diklan zarar vermez.) Allahii teala hazretleri meal-i serifi, (Al- 
lah yolunda mallarim sarf eden kimseler, dagitdiklan seyler ile 
karsisindakileri ezacla ve minnetde birakmazlar. Onlarin ecrini 
onlann Rabbi verir. Onlar icin korku ve iiziintii yokdur.) olan 
ayet-i kerimeyi gonderdi. Minnet, ihsanda ve ikramda bulundu- 
gu kimsenin, ben sana sunlan verdim, bu kadar sey verdim, di- 
ye verdigi ni'meti onun basina kakmak, onu iizmekdir. Eza, 
ni'met verdigi, ihsanda bulundugu kimseyi mahcub etmek, 
utandirmakdir. Veya ikramda bulundugu kimseyi, hie bilmesi 
icab etmiyen birisi yaninda ikram etdigini soyliyerek utandir- 
makdir. Siifyan demisdir ki, minnet ve eza demek, sana verdim, 
sen siikr etmedin, demekdir. Abdurrahman bin Zeyd bin Eslem 
dedi ki, benim babam der ki, bir sahs bir seyi, bir kimseye ba- 
gislasin. Sonra baksin ki, senin selamin onun iizerine agir gelir. 
Selamini o kimseden once verme. Allahii teala kullanna ihsan 
ve iyilik etdikden sonra, basa kakmagi haram kilmisdir. Kulla- 
nna her cesid ni'meti verip, onlarin basina kakmamayi kendi 
zat-i pakine mahsus sifat kilmisdir. Zira kuldan minnet, kulun 

-202- 



iyilik etmesi, sonra basa kakmasi ve uzmesidir. Hak Subhanehu 
ve teala hazretlerinin minneti, kullanna ni'met vererek, kullari- 
ni memnun etmesi, hatta ihsanim artdirmasi, bunlan hatirlat- 
masidir. Imam-i Begavi (Mesabih-i §erif)de hasen hadislerin bi- 
rinde, Abdurrahman bin Habbab "radiyallahii teala anh" haz- 
retlerinden rivayet etdi ki, hadis-i serifin mazmun-i serifi boyle 
beyan olunmus ki, Abdurrahman dedi, ben hazir oldum. Resu- 
lullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri nasihat edip, 
Eshab-i kirami Tebiik gazvesine tesvik ederlerdi. Hazret-i Os- 
man "radiyallahii teala anh" kalkip, dedi ki, ya Resulallah! Yiiz 
deve, cullan ile [palanlan ile] ve hevedler ile, fisebilillah benim 
iizerime olsun! Sonra Fahr-i alem "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" yine tergib etdiler [tesvik etdiler]. Yine hazret-i Osman 
"radiyallahii teala anh" kalkip dedi ki, ya Resulallah! Ucyiiz 
deve, cullan ile ve hevedleri ile, fisebilillah benim iizerime ol- 
sun! Ben gordiim, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
minberden iner. Sonra buyurur: (Osman bundan sonra, nafile- 
lerden bir amel etmez ise de, bir be'is yokdur. Zira o yapdigi 
hasene ona biitiin nafileler yerine kifayet eder.) Mutarrizi boy- 
le demisdir. 

Uciincii Menakib: Imam-i Begavi "rahimehullahii teala" 
(Mesabih-i serif)de, Menakib-i Osman "radiyallahii teala anh" 
babinda sahih hadis olarak, hazret-i Aise-i Siddikadan "radiyal- 
lahii teala anna" nakl etmislerdir. Hazret-i Aise buyurdular ki, 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem", mubarek baldir- 
lan [topuk ile dizi arasi] acik oldugu halde evimde yatiyordu. 
Hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" kapiya gelip, izn is- 
tediler. Hazret-i Habibullah izn verdiler. Kendileri o hallerini 
degisdirmediler. Sohbete basladikdan sonra, hazret-i Omer 
"radiyallahii teala anh" gelip, izn istediler. Hazret-i Fahr-i alem 
ona da izn verdiler, mubarek baldirlan acik oldugu halde, soh- 
bete basladilar. Sonra hazret-i Osman "radiyallahii teala anh" 
gelip, izn istediler. Hemen Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri oturup, ortiisunii iizerine aldi. Izn verdi. Son- 
ra ciimlesi kalkip, gitdikden sonra, hazret-i Aise "radiyallahii 
teala anna" dedi ki, ya Resulallah! Pederim [babam] Ebu Bekr 
geldi. Hie hareket etmediniz. Omer geldi. Ona da aym seklde 
oldunuz. Sonra Osman geldi. Kalkip, esvabinizi [elbisenizi] ort- 

-203- 



dilnilz. Server-i alem "sailailahii aleyhi ve sellem" buyurdular: 
(Meleklerin haya etdigi kimseden ben haya etmez miyim.) Bir 

rivayetde buyurdular ki, (Muhakkak ki, Osman cok hayah bir 
kimsedir. Ben ondan haya etdim. Eger ona o hal uzere iken izn 
versem, iceri girip, hacetini [arzusunu, istegini] bana soylemez- 
di.) 

Dordiincii Menakib: Yine (Mesabih)de, menakibin hasen 
hadislerinde, Talha bin Ubeydullah "radiyallahii teala anh" 
hazretlerinden rivayet olunmusdur. Resuhillah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki: (Her nebi icin bir reffk 
vardir. Benim refikim Cennetde Osmandir "radiyallahii teala 
anh".) Yine aym babda hasen hadis olarak, Enes "radiyallahii 
teala anh" hazretlerinden rivayet olunmusdur. Enes hazretle- 
ri dedi ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bize 
bi'at-i ndvan ile emr etdikleri vaktde, hazret-i Osmani Mek- 
ke-i miikerremede, Kureyse resul (haberci) gondermis idi. 
Nas (insanlar) ile bfat etdikde, (Muhakkak ki Osman, Allahii 
tealamn ve Resuliiniin hacetini [isini] gormekdedir!) buyurup, 
mubarek ellerinin birini kendisi icin, birini Osman icin kildi. 
Kendileri icin kildigi eli, hazret-i Osman icin kildigi el iizerine 
koyup, hazret-i Osman yerine bfat etdiler. Nakl eden der ki, 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin 
kendi mubarek elleri hazret-i Osman bin Affan icin, sair in- 
sanlann kendi ellerinden hayrh oldu. 

Besinci Menakib: Yine (Mesabfli)de, [hazret-i Osmanin me- 
nakibi babinda] hasen hadislerde Miirre bin Ka'b "radiyallahii 
teala anh" hazretlerinden nakl olunmusdur. Ben Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden isitdim. Mey- 
dana gelecek fitneleri zikr etdi. O halde [sirada] kendini ortmiis 
biri geciyordu. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
buyurdular ki: (O fitne giinii bu kisi hidayet iizerinde sabitdir.) 
Ben kalkdim, o sahsdan tarafa bakdim. O sahs Osman bin Af- 
fan "radiyallahii teala anh" idi. Nakl eden der ki, o sahsin yiizii- 
nii Habibullah hazretlerine gostererek, dedim ki, bu mudur, ya 
Resiilallah! Evet, buyurdu. 

Yine o menakib babinda, hasen hadis olarak (Mesabih) sa- 
hibi beyan etmisdir. Aise-i Siddikadan "radiyallahii teala anna" 

-204- 



rivayet olunmusdur. Resulullah "sailailahii teala aleyhi ve sel- 
lem" buyurdular: (Ya Osman! Allahii teala seni yakinda hahfe 
yapacakdir. Seni halifelikden indirmek istiyen insanlar icin, 
kendini halifelikden azl etme!) Bu hadis-i serif den dolayi haz- 
ret-i Osman "radiyallahii teala anh"; muhasara olundugu giinii 
hilafetden cekilmedi. Yine o babda, menakib-i hasende [hasen 
olarak] Ibni Omer "radiyallahii teala anhiima" hazretlerinden 
rivayet olunmusdur: Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" fitneyi zikr etdi. Buyurdu ki, (O fitnede Osman mazlfim 
olarak katl olunur.) 

Altinci Menakib: Hazret-i Osman bin Affan "radiyallahii 
teala anh" imana geldikden sonra, amcasi, hazret-i Osmana 
adavet ve husumet edip, eli ile ve dili ile cok eziyyet yapdi. Sen 
Muhammedin dininden don diye o kadar eziyyet yapdi ki, an- 
latmak ve soylemek miimkin degildir. Giinlerden bir giin haz- 
ret-i Osmanin yanina vanp, dedi ki, insafa geldin mi. Hemen 
ya dininden don, atan ve dedenin dinine gir. Veya sana eziyyet- 
den geri durmam. Hazret-i Osman "radiyallahii teala anh" bu- 
yurdu ki; ya amca! Bu kadar cefanin, yiiz mislini de yapsan ba- 
na, hazret-i Muhammedin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
dogru dininden, donmek ihtimalim yokdur. Bos yere zahmet 
cekersin, dedi. Sonra, amcasi hazret-i Osmana eziyyet etmek- 
den vazgecdi. O sadakat sahibi, cefadan kurtuldu. Dogru, 
Fahr-i alem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin 
se'adethanelerine vardi. Diger Eshab "ndvanullahi aleyhim 
ecma'in" ile Habesistana hicret etdiler. Hazret-i Osman iki 
defa hicret eyledi. Evvelki hicreti, Habesistanadir. Ikinci hic- 
reti, Medine-i mtinevvereyedir. Ciimle mail ile ve menaliyle ve 
aziz cam ile Fahr-i alem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haz- 
retlerinin ugruna [yoluna] feda olmusdur. Hicbir zeman da, 
yiiz cevirmemisdir. Din yolunda biiyiik hizmetler etmisdir "ra- 
diyallahii teala anh". 

Yedinci Menakib: Hazret-i Osmanin "radiyallahii anh" ma- 
ll gayet cokdu. Hatta, se'adethanelerinde iicyiiz cariyeleri var 
idi ki, hizmet ederlerdi. Birgiin Osman "radiyallahii teala anh" 
insanhk icabi cariyelerden birine ulasdi. Meger Habib-i ekrem 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin kerimeleri Ru- 

-205- 



kayye "radiyallahu teala anha" bu durumu anlamisdi. Kadinlik 
gayreti zuhura gelip, goniilleri huzursuz olmus. Lakin hazret-i 
Osmanin yuzune vurmayip, hemen zerafet ile izn isteyip, baba- 
min se'adethanelerine gidecegim, dedi. Hazret-i Osman izn 
verdi. Amma icine te'sir edip, kalbine ates dusdii. Kendi kendi- 
ne dedi ki, Habibullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haz- 
retlerine vanp, benden sikayet ederse, benim halim nice olur. 
Ne dunyada ve ne ahiretde yerim kalir, deyip, derhal abdest 
alip, mubarek yiiziinii ve sakalim kara topraga siiriip, feryad ve 
figan ile Hak Subhanehu ve tealamn dergah-i alisine tedarru ve 
niyaz eyledi. Hazret-i Rukayye "radiyallahu anha" da Sultan-i 
kainatin se'adethanelerine vardikda, Server-i Enbiya "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" Rukayye hazretlerinin yiiziinde si- 
kinti eseri goriip, siial buyurdular ki, ey benim cigergusem. Ne- 
dir halin, nicin sikintidasin. Hazret-i Rukayye elinde olmiyarak 
aglayip, dedi ki, benim devletli babam, sultamm. Senin san-i se- 
refine layik olan bu mudur ki, hazret-i Osman benim iizerime 
cariyeye baksin. Hazret-i Habibullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem"; (ey benim kizim! Eger Allahii tebareke ve teala haz- 
retlerinin nzasini ve benim nzami istersen, bir an durma, var 
evine ki, Osman hazretlerinin ayaklarma yiiziinii siiriip, ozr di- 
le. Yoksa ne Hakkin huzurunda, ne de benim huzurumda yerin 
kahr.) deyip ve bir an durdurmayip, hazret-i Osmanin huzuru- 
na gonderdi. Rukayye da emr-i serif ine imtisal edip [uyup], ace- 
le ile geri evine geldi. Kapiya el vurdu. Bakdi ki, kapi kapanmis. 
Kapiya vurdu. Hazret-i Osman iceriden seslendi ki, kimdir. 
Hazret-i Rukayye "radiyallahu teala anha" dedi ki, bu za'ife 
hammindir. Gelip, hazret-i Osman acele ile kapiyi acdi. Ozr di- 
lemek istedi. Hazret-i Rukayye "radiyallahu teala anha" razi 
olmayip, mubarek ayaklarma kapanmak istedi. Hazret-i Os- 
man mani' olmak istedi. Hazret-i Rukayye razi olmadi. Elbette 
babam hazretlerinin emrini yerine getirmeyince iceri girmem, 
deyip, mubarek yiiziinii hazret-i Osmanin ayaklarma siiriip ve 
ozr diledi. Ondan sonra hazret-i Osman secde-i siikr edip, dedi 
ki, ya Resulullahin kizi! Madem ki baban sana boyle vasiyyet 
eyledi. Ben de Allahii tealamn askina ve babanin hurmetine ha- 
remimde olan iicyiiz cariyenin temamini azad etdim. Hiir olsun- 
lar, dedi. Hemen o saat, haber getiren melek Cebrail aleyhisse- 

-206- 



lam, Habibullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri- 
nin huzur-i se'adetlerine geldi. Hazret-i Osmanin "radiyallahii 
teala anh" cariyelerini azad etdigi haberini getirdi. Dedi ki, ya 
Muhammed! Hak Siibhanehii ve teala sana selam eder. Ve bu- 
yurdu ki, Osmanin yaninda olan hafaza meleklerini kaldirdim. 
Bundan boyle hayn ve serri yazilmiyacak. Ondan hesab sorul- 
miyacakdir. Hesabsiz Cennete dahil olacakdir. Asia ondan bir- 
sey sorulmiyacak ve amelleri vezn olunmiyacakdir! Ey mii'min 
kardesim. Var fikr eyle, hazret-i Osman ne mertebe sahib-i sul- 
tan imis "radiyallahii anh". 

Sekizinci Menakib: Hazret-i Osman "radiyallahii teala anh" 
harem-i serifinde [evinde] Habibullah "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" hazretlerinin kerimeleri Rukayye "radiyallahii teala 
anna" hazretleri ile oturmusdu. Cariyelerden birisi, yiyecek ge- 
tirdi. Hazret-i Osman ta'am getiren cariyenin yiiziine bakdi. 
Hazret-i Rukayye farkina vardi. Hanimhk [kadinhk] gayreti ga- 
lebe edip, huzursuz oldu. Hazret-i Osman "radiyallahii teala 
anh" Rukayye hazretlerinin huztirsuzlugunu goriince, ya Ru- 
kayye, ben o cariyenin yiiziine tama' ile bakmadim, dedi ve ye- 
min etdi. Bakmamiz istiyerek olmadi. Yoksa Allahii teala bilir 
ki, kasd ile degildir. Hazret-i Rukayye inandi, teselli buldu, ra- 
hatladi. Zira muhakkak ki, hazret-i Osman cariyenin yiiziine ta- 
ma' ile bakmamis idi. Hazret-i Osman Rukayye ile bansdikdan 
sonra, hatir-i serifine geldi ki, Fahr-i alem "sallallahu teala aley- 
hi ve sellem" hazretlerinin kerimesinin her ne kadar onu incit- 
mege kasdim yok ise de kalbi incindi. Bunun icin keffaret ver- 
mem gerek. Fahr-i alem seyyid-i veledi Mem "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerinin kerimeleri oldugu icin, bu ka- 
darcik nesneden dolayi yiiz kole azad eyledi. Bu mertebe Resu- 
lullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerini severdi. O 
hazretin hatir-i serifini gozetip, ri'ayet ederdi "radiyallahii tea- 
la anh". 

Dokuzuncu Menakib: Bir gun Resul-i ekrem "sallallahu tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretlerinin yaninda bir melek durdu. 
Hazret-i Osman "radiyallahii teala anh" gecdi. Resulullaha 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" dedi ki, bu gecen kimdir. De- 
diler, hazret-i Osmandir. Hemen ki, Osman adini isitdi. Ayak 

-207- 



uzerine durdu ve dedi ki, ya Resulallah! Bu serverden ciimle 
melekler haya eder. Ve muhabbet edip, ri'ayet ederler ve bu- 
nun mertebesi Hak Subhanehu ve teala hazretlerinin dergah-i 
alisinde yiicedir. Bunun gibi sani yiiksek sultani kavmi ne beha- 
ne ile cesaret edip, katl ederler, dedi. Var kiyas eyle ki, melek- 
ler, hazret-i Osmani "radiyallahii teala arm" medh edip, ri'ayet 
ederler. Bu sevmiyenler nasil muslimamm derler veya Cermet 
yuzunii gormege timid ederler. Hasa ki, bunu sevmiyen mtisli- 
man kamil olamaz. Iman-i kamil ile ahirete gidemez. Hazret-i 
Osmanin "radiyallahii teala anh" menakib-i serffleri sayisizdir. 
Bizim gibi bicarelerin bunun gibi ulu sultamn medhini etmege 
ve menakib-i seriflerini yazmaga ve anlatmaga ne kudreti var- 
dir. Lakin menakib-i seriflerini yazmakdan muradimiz, muhab- 
betleri kalbimizde yerlessin, onu sevenler ziimresinden olmak 
serefine kavusalim "radiyallahii teala anh". 

Onuncu Menakib: Fahr-i alem "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri, (Ya Osman! Hak Subhanehu ve teala senin 
ewel ve ahir giinahini afv etsin!) diye diia etdi. Hak Siibhane- 
hii ve teala Habibullah hazretlerinin diiasim kabul edip, haz- 
ret-i Osmani "radiyallahii teala anh" afv etdi. Nice ayet-i keri- 
me hakkinda nazil olmusdur. Hazret-i Habibullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" (Cennet ehli, Cennetde bir burak gor- 
diiler. Bu burak nedir, diye sordular. Hak Subhanehu ve teala 
azamet ve kibriyasi ile buyurdu ki, bu bir nurdur. Burak degil- 
dir. Hazret-i Osman bir hiicreden [odadan] bir hiicresine gider- 
di. Gordiigiiniiz o nur, na'hnimn nurudur) buyurdu. Yerde yu- 
riirken Cennetde nur verirdi. Meshurdur ki, hazret-i Osman, 
her gecede iki rek'at nemazda Kur'an-i azimiissam hatm eder- 
di. 

Onbirinci Menakib: Bir gun Server-i alem "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri Eshab-i giizin "ridvanullahi teala 
aleyhim ecma'in" hazretleri ile otururken, haber getiren melek, 
hazret-i Cebrail aleyhisselam geldi. Dedi ki, ya Muhammed! 
Hazret-i Yusiif-i Siddik aleyhisselamin mubarek sakahna bak- 
mak ister isen, hazret-i Osmanin mubarek sakahna bak. Haz- 
ret-i Ibrahim Halilullah aleyhisselamin mubarek sakahna bak- 
mak istersen, hazret-i Osmanin mubarek sakahna bak. Her ki- 

-208- 



min bir Peygambere benzerligi varsa, o kimse muhakkak ehl-i 
Cennetdir. Bu da Tanh kitablanndan alinmisdir. 

Onikinci Menakib: Bir gun Osman bin Affan "radiyailahii 
teala anh" hazretleri, Resulullah "sailailahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerine gelip, dedi ki, ya Resulallah! Kemal-i liitfun- 
dan bu aciz bendenizi toprakdan kaldinp, evimizi sereflendiri- 
niz, tesrif buyurunuz. Sultan-i kainat ve mefhar-i mevcudat bu- 
yurdular ki, yalniz beni mi da'vet ediyorsun, yoksa Eshab-i ki- 
rami da mi? Hazret-i Osman dedi ki, Eshab-i kiram da gelsin- 
ler. Server-i Enbiya "sallallahii teala aleyhi ve sellem", Bilal 
hazretlerini cagirrp, buyurdu ki: Ya Bilal! Biitiin Sahabeye ha- 
ber ver. Osmanin da'vetine gelsinler. Kendileri kalkip, hazret-i 
Ah "kerremallahu vecheh" ile hazret-i Osmanin se'adethane- 
lerine dogru gitmege basladilar. Yolda giderken, hazret-i Os- 
man, Resul-i ekremin ardinca gidip, adimlanni sayardi. Resu- 
lullah hazretleri buyurdu: Ya Osman! Nicin sayiyorsun. Haz- 
ret-i Osman dedi ki: Ya Resulallah, her mubarek adiminiz icin, 
bir kole azad olsun. Da'vetden sonra biitiin koleleri azad oldu. 
Kolelerin ahidnamelerini verdi. Simdi ey mii'min kardeslerim. 
Hazret-i Osmanin menakib-i seriflerini diisiinerek, kendi ken- 
dinize insaf ediniz ki, ne mertebede yar [sevgili] ve sadik dost 
imis. 

Oniiciincii Menakib: Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" buyurdu ki, (Biitiin Enbiya ve Miirselin "aleyhimiisse- 
lam" hayatlannda iken birer kimse ile fahr eylemisler [ogiin- 
miisler] idi. Ben de Osman bin Affan ile fahr eylerim [ogiinii- 
riim]). Bir yerde de buyurdu ki, (Biitiin melekler benimle ifti- 
har ederler. Ben Osman ile iftihar ederim.) Bir yerde de buyur- 
du ki, (Mahser giiniinde biitiin Enbiya ve Miirselin "aleyhimiis- 
selam" eshablanndan birisini refik edip, onunla gezerler. Bir an 
yanlarmdan aynlmazlar. Ben de Osmani refik edinirim. Bir an 
onsuz olmam. Cennetde benim refikim Osman olacakdir.) 
Hakkinda nice senalar edip, nice hadis-i serif buyurmuslardir. 
Simdi ey gafil, goziinii ac! Can-i dilden hazret-i Osmana "radi- 
yallahii teala anh" muhabbet eyle. Dostuna dost, diismanma 
diisman ol ki, arasat meydaninda [o giin] biiyiik tehliikelerden 
kurtulup, Cennet-i alaya vasil olasin. Insaallahii teala. 

- 209 - Menakib-i Cihar Yar-i Giizin - F:14 



Ondordiincii Menakib: Aise-i Siddika "radiyallahii teala an- 
ha" nakl buyurmusdur. Bir gun Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu ki: (Ya Aise! Dilerim ki, 
eshabimdan ba'zisi buraya [yanima] gelsinler. Onlara ba'zi soy- 
liyeceklerim vardir. Soyliyeyim.) Dedim ya Resulallah! Ebu 
Bekri cagirayim mi? Birsey soylemedi. Bildim ki, onu dilemez. 
Dedim, Omeri cagirayim mi? Onun icin de birsey demedi. Bil- 
dim ki, onu dahi dilemez. Dedim, amcan oglu Aliyi cagirayim 
mi? Ona da birsey soylemedi. Dedim, Osmani cagirayim mi? 
Buyurdular; (Cagir gelsin!) Cagirdim, geldi. Resulullahin "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" huzur-i serifinde durdu. Resulul- 
lah hazretleri ona ba'zi seyler soyledi. Onun rengi degisdi. Ba'zi 
seyler de soyledi. Rengi eski halini aldi. Hazret-i Osmanin evi- 
ni muhasara etdikleri giinde, ona dediler, nicin karsihk vermez- 
sin. Dedi ki, hazret-i Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" benim ile sozlesmisdir. Bana cok soz soylemisdir. Ben bu 
belaya sabr ederim. Hazret-i Aise "radiyallahii teala anna" de- 
misdir ki, benim zannim oyledir ki, hazret-i Habib-i ekrem "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" o vakt ona bu kissayi haber ver- 
misdir. (§evahid-iin niibuvve)den ahnmisdir. 

Onbe§inci Menakib: Cabir-i ensariden "radiyallahii anh" ri- 
vayet olundu. Bir giin bir cenaze gotiirdiiler. Resulullah "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" cekinip, nemazim kilmadi. Siial et- 
diler ki, ya Resulallah! Simdiye kadar, hicbir cenazeden cekin- 
meyip, gordiigiiniiz gibi nemazim kilardimz. Hikmeti ne oldu 
ki, bu meyyitin nemazim kilmadimz. Cevabinda buyurdular ki, 
(Bu sahs, benim yarim Osmana bugz ederdi. Osmana bugz 
eden kimseye Allahii tebareke ve teala bugz eder. Bir kimseye 
ki, Allahii teala bugz eder. Benim onun nemazim kilmam uy- 
gun mudur?) 

Onaltinci Menakib: Abdullah ibni Abbas "radiyallahii teala 
anhuma" rivayet etmisdir. Fahr-i alem "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri buyurmuslardir: (Osmanin sefa'ati ile, 
hepsi nara miistehak olan kimselerden elbette yetmisbin kisi 
Cennete girse gerekdir.) Abdullah ibni Omerden "radiyallahii 
teala anhuma" rivayet olunur ki, Resul-i ekrem "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretleri buyurmuslar ki, (Mi'rac gecesi 

-210- 



dorduncu goke ayak basdikda, oniime bir elma dusdii. Alip, iki- 
ye boldiim. Icinden bir hurt cikdi. Kahkaha ile giilerdi. Siial ey- 
ledim ki, sen kimin icin yaratildin. Dedi ki, (Zulm ile sehfd edi- 
len Osman bin Affan icin yaratildim) dedi.) "Radiyallahii teala 
anh". 

Onyedinci Menakib: Abdullah ibni Mes'ud "radiyallahii 
teala anh" rivayet etmisdir. Bir gazada Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" ile hazir idim. Zahire bitdi. Askerde 
hayli uziintii ve sikinti hasil oldu. Server-i alem hazretleri bu 
duruma vakif olup, buyurdular ki, (Vallahi giines batmadan Al- 
lahii teala hazretleri size nzk gonderir.) Bu ma'nayi hazret-i 
Osman "radiyallahii teala anh" hemen anlayip, Allahii teala 
hazretlerinin Resulii mutlaka dogru soyler diye diisiiniip, bir 
yerde ondort yiik zahire buldu. Agir beha [yiiksek fiyat] ile ahp, 
giines batmadan dokuz yiikiinii Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerine getirdi. (Bu nedir, ya Osman) di- 
ye buyurdukda, dedi ki, Osmanin Allah ve Resuliine hediyyesi- 
dir. Seyyid-i kainat "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretle- 
rinin mu'cizati te'hirsiz meydana gelince, mii'minler sevinip, 
miinafiklar mahzun ve giryan oldular. Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri mubarek ellerini dergaha kal- 
dinp, (Ya Rabbi, Osmana cok ecr ver, iyiliklerine bol karsihk 
ver) diye hayr dua buyurdular. 

Onsekizinci Menakib: (Osman bin Affanin "radiyallahii tea- 
la anh" hilafeti.) Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" ahire- 
te sefer etdikleri vaktde, hilafeti alti serverin arasinda miisave- 
re etdiler. Yukanda beyan olundugu gibi, o alti kisiden Sa'd 
hazretleri orada yokdu. Talha ve Ziibeyr "radiyallahii teala an- 
num" i'tizar etdiler. Bizim hilafet ile isimiz yokdur. Istemeyiz 
dediler. tic kisi kaldi. Osman ve Alive Abdurrahman "radiyal- 
lahii teala annum". Abdurrahman "radiyallahii teala anh" dedi 
ki: "Ben isi ikinize birakdim." Onlar dediler, oyle olsun. tic gun 
miihlet istediler. Abdurrahman hazretleri o ile giinde, halk ara- 
sinda gizli-asikar kimin halite olmasi gerekdigini arasdirdi. 
Ciimle halkin hazret-i Osman tarafina meyilli olduklanni 6g- 
rendi, tesbit etdi. (Ben Osman bin Affani "radiyallahii teala 
anh secdim) buyurdu. Hazret-i Ali "kerremallahii vecheh" ve 

-211- 



diger Sahabe-i guzin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" haz- 
ret-i Osman "radiyallahu teala anh" ile bfat edip, fitne ve kav- 
gayi ref etdiler. Ebul Mu'in Nesefinin (Temhid) kitabindan 
alinmisdir. 

Ondokuzuncu Menakib: Kur'an-i azimiissanin toplanmasi, 
hazret-i Osman "radiyallahu teala anh" tarafindan yapildigi 
halk arasinda meshur oldugu ma'lumdur. Hazret-i Azizin 
"kuddise sirruh" (Giizide) adh risalelerinde yazih aciklama- 
sindan anlasilan odur ki, Kur'an-i kerimi, Ebu Bekr-i Siddik 
"radiyallahu teala anh", hazret-i Omer ve diger Sahabe-i guzi- 
nin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" ittifaklan ile topla- 
misdir. Hazret-i Osmanin "radiyallahu teala anh" hilafetleri 
zemamnda, Irak ve Sam feth oldugu zeman, halk arasinda hic- 
bir kamil ve temam mushaf yok idi. Kur'an-i azimiissanin ki- 
ra'etinde ihtilaflar vaki' oldu. Halkin birbirini tekfir edip, in- 
kar etmege baslamalanndan endise edildi. Huzeyfe bin el-Ye- 
mani "radiyallahu teala anh" Iraki feth edip, Sam tarafina ga- 
zaya gitdi. Halkin bu ihtilaflanni goriip, dedi ki: Ya Emir-el 
mii'minin! Kitabullahda yehudiler ve nasraniler gibi, ihtilaf et- 
mezden evvel iimmet-i Muhammede meded eyle! Hazret-i Os- 
man "radiyallahu teala anh" bunu isitince, biitiin Eshab-i kira- 
mi toplayip, Kur'an-i kerimin kira'etinde ihtilaf oldugunu an- 
latip, buyurdular ki: Hatinma boyle gelir ki, esas mushaf, Ebu 
Bekr-i Siddikin "radiyallahu teala anh" topladigi Kur'an-i ke- 
rimdir. Ondan bes aded mushaf yazip, herbirini bir vilayete 
gonderelim. Halk ona tabi' olsunlar. Sahabe-i kiram, isabetli 
olacagini soylediler. Hazret-i Ah "kerremallahu vecheh" bu- 
yurdular ki: Eger ben de halife olsa idim, boyle yapardim. 
Hazret-i Osman "radiyallahu teala anh", ilk mushafi, hazret-i 
Hafsadan "radiyallahu anha" getirtip, Sa'id bin As hazretleri- 
ne yazmasi icin emr eyledi. Zeyd bin Sabit hazretlerine emr 
eyledi ki, kitab haline getirsinler. Bir rivayetde Abdullah bin 
Ziibeyr ve Sa'id bin As ve Abdurrahman bin Harise yazsinlar, 
diye emr eyledi. Zeyd bin Sabit kitab haline getirdi. Bunlara 
buyurdular ki, eger sizin bir miiskiliniz olursa, Kureys lugatine 
miirace'at ediniz. Zira Kur'an-i azimiissan Kureys liigati iizeri- 
ne nazil olmusdur. Bunlar sure-i Bekarada bir miiskilat ile kar- 
silasdilar. Biri tabut okudu. Birisi tabuh okudu. Hazret-i Os- 

-212- 



mana "radiyallahii teala anh" arz etdiler. Hazret-i Osman, ta- 
butdur buyurdular. Zeyd bin Sabit hazretleri bes mushaf yaz- 
dilar. Bu mushaflann adlanna mushaf-i imam koyup, herbiri- 
ni bir sehre gonderdiler. Ihtilaf olundugu vakt bu mushaflara 
murace'at olunsun. Birisini Mekke-i Miikerremeye, birisini 
Basraya, birisini Sam-i serife, birisini Kufeye gonderip, birisi- 
ni de Medine-i Miinevverede alikoydular. Bir rivayetde de ye- 
di mushaf idi. Birisini Yemen tarafina, birisini de Bahreyne 
gonderdiler. Hazret-i Osmanin "radiyallahii anh" rey'i ve ted- 
biri ve tasarruflan bu sekldedir. Baslangicdan buraya kadar, 
(Ayni) ve (Giizide) kitablanndan nakl olunmusdur. 

Yine Giizidede beyan buyurmuslar ki, evvela Kur'amn ter- 
tibini Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
beyan buyurmuslardir. Cem' olmasim [toplanmasim] hazret-i 
Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" yapmisdir. Nitekim anlatildi. 
Zeyd bin Sabit "radiyallahii teala anh" her mushafi bir kira'et 
iizerine yazmisdir. Onun icin her vilayetin ehli, bir kira'ete tabi' 
olmuslardir. Hala o ihtilaflar ile, o beldelerin karileri okurlar. 
Miiskili olan ona murace'at eylesin diye o mushaflarda nokta 
ve i'rab yokdur. Ancak imaleler gelen yerlerde kelimelerin al- 
tina sarihle isaret koymuslardir. [(Se'adet-i Ebediyye) kitabi bi- 
rinci kism, 25.ci maddeye bakiniz!] 

Yirminci Menakib: Hazret-i Osman bin Affan "radiyallahii 
teala anh", Kur'an-i azimiissamn yazilma isi ile ugrasirken, bir 
Cum'a giinii, Cum'a nemazim kildikdan sonra, mubarek elleri- 
ni kaldirip, dua ederken, bir kisi geldi. Acaib sozler soyleyip, 
dedi ki; Ey Vahy katibi! Sure-i Tebbeti fazileti bakimindan su- 
re-i Ihlasdan once yazmak layik degildir. Akla da hos gelmez 
deyip, bu seklde bunun hikmetini ogrenmek istedi. Hazret-i 
Osman "radiyallahii teala anh", o kisinin tereddudiinii kaldir- 
mak icin, hemen kisinin gozlerini silip, (Bak, levh-i mahfuzu go- 
rursiin) dedi. O kisi de bakip, o an levh-i mahfuzu gordii. 
Kur'an-i azimiissan levh iizerinde, bu tertib iizerinde yazilmis- 
dir. Her bir harfi ve sureler yerli yerindedir. Arab bu kerameti 
goriince, hazret-i Osmanin hizmetinden ayn kalmayip, taat ve 
ibadeti ile mesgul oldu. Gel insaf eyle. Hazret-i Osman "radi- 
yallahii teala anh" biiyiik sultan degil midir. Ashnda biiyiik bir 

-213- 



sultana hizmet etmek, ugruna mal ve menalini feda etmek ge- 
rekir. (Giilsen-i Envar) kitabindan alinmisdir. 

Yirmibirinci Menakib: Hazret-i Osman "radiyallahii teala 
anh" hilafetleri zemamnda bir gulamin kulagini cekdi. Kulagini 
acitmrsdi. O gulam mahzun oldu. Hazret-i Osmana dedi ki, ya 
efendi! Kiyamet gununii dusun ki, her kisi Hakkin huztiruna 
vardigi zeman hakkini alsa gerekdir. Hazret-i Osman bu sozden 
pismanlik duydu. Gulama buyurdu ki, ya gulam! Sen de benim 
kulagimi cek, beraber olalim. Gulam da hazret-i Osmanin kula- 
gini cekdi. Hazret-i Osman buyurdu ki: Ya gulam, cok cek. Gu- 
lam dedi ki, ya efendi, hazretiniz kiyamet gununii dusiiniip, 
korkdunuz. Ben koleniz de kiyamet giinii kisas yapilmasindan 
korkanm. 

Yirmiikinci Menakib: Omer bin Hattab "radiyallahii teala 
anh" hazretleri vefat etdi. Hazret-i Osman "radiyallahii anh" 
yerine halite oldu. Hazret-i Omerin vefat haberi rum diyanna 
erisdi. Rum kayseri, Mu'aviye "radiyallahii teala anh" iizerine 
hiicum etdi. Hazret-i Osman onu isitip, Abdullah bin Ebi Serh 
ve Abdullah bin Ziibeyri imdada gonderdi. Iki firka birbiri ile 
karsilasdilar. Ceng giinii de belli oldu. Abdullah bin Ziibeyr, 
Abdullah bin Ebi Serhe dedi ki, rum ve frenk askeri cokdur. 
Muslimanlann askeri azdir. Onlara hile yaparak muzaffer ol- 
malidir. Heniiz harb baslamamisdir. Sen asker ile dump, hazir 
ol. Benim tarafimdan tekbir seslerini isitince, hemen rum ve 
frenk askerine varip, vurusmaga basla. Zira haber almisim ki, 
rum padisahlan askerden ayn yerde olup, tavus kanadindan ya- 
pilmis golgeliginde birkac sarkici ile oturur. Abdullah bin Ebi 
Serh hazir vaziyyetde dururken, Abdullah bin Ziibeyr otuz er 
ahp, resmi elciler gibi gitdi. Rum ve frengin askerine haber ver- 
diler. Kaysere yakin vardi. O otuz askere dedi ki, siz rum ve 
frengin askeri ile benim aramda durun ki, benim halime vakif 
olmiyalar. Eger benim halime kasd etmek isterler ise, onlari bir 
miiddet mesgul ediniz. Bu arada ben de isimi yapayim. Hemen 
atim sahp, hiicum etdi. Cariyeler kendilerini kayserin iizerine 
atdilar. Uciinii de kihnc ile helak edip, tekbir getirdi. O otuz er 
de yiiksek ses ile tekbir aldilar. Abdullah bin Ebi Serh hazir va- 
ziyyetde dururken, tekbir sesini isitdigi gibi, islam askeri ile bir 

-214- 



yerden tekbfr alip, rum ve frenk askerine hamle edip, birbirle- 
rine vurdular. Onbin kafiri kinp, kilincdan gecirdiler. Bu zafe- 
re Abdullah bin Zubeyr hazretlerinin dilaverligi sebeb oldu. 
Meshtir rum sehrlerinden birkac sehr miislimanlann tasarrtifu- 
na dahil oldu. Abdullah bin Ebi Serh Medayine vardi. O vilaye- 
ti ele gecirip, harac aldi. Yirmialtinci senesinde Osman "radi- 
yallahii teala anh" Harem-i serif etrafinda bircok evleri satin al- 
di. Bu seklde Mescid-i Harami genisletdi. Yirmisekizinci sene- 
sinde haber geldi ki, Horasan kavmi emre mutf olmuyorlar. 
Sa'd bin As hazretlerini gonderdi. Onlan, ita'ate getirdi. Hem 
bu sene de muslimanlar arasinda Kur'an-i azfmiissan kiraetin- 
den ihtilaf vaki' oldu. Yukanda zikr olundu. 

Otuzuncu senede, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerinin yiiziigu, hazret-i Osmanin elinden Ens kuyu- 
suna diisdii. Ne kadar istediler ise de bulamadilar. Bu sene 
Mu'aviye "radiyallahii teala anh" kostantiniyyeye [Istanbula] 
vanp, gaza etdi. Otuzikinci senede rumdan bir asker gelip, miis- 
limanlar ile ceng edip, muzaffer oldular. Abdullah bin Sebe' ad- 
h yehudi, hazret-i Omerin "radiyallahii teala anh" zemamnda 
musliman olmusdu. Fekat, yehudilik kini gonliinde baki kalmis- 
di. Islam dininde, cok kotii bir fitne cikarmak istedi. Hazret-i 
Omerin siddeti ve tedbirli hareketi onun fitnesine mani' olurdu. 
Osman "radiyallahii teala anh" zemamnda firsat bump, fitne ci- 
kardi. Hazret-i Osmanin "radiyallahii teala anh" gidisi, Sey- 
hayn "radiyallahii teala anhiima" gidislerine muhalif idi diye- 
rek, miislimanlan hazret-i Osman iizerine ayaklandirdi. Hatta 
insanlara oyle i'tikad etdirdi ki, hazret-i Osmanin iizerine yiirii- 
mek, ayaklanmak ibadetdir, fikrini asiladi. Misrhlardan bir gu- 
rub, hazret-i Alinin "kerremallahii vecheh" huzuruna geldiler, 
gitdiler. Basrahlar Zubeyr bin Avvamin huzuruna, Kufeliler, 
Talhamn "radiyallahii teala anhiim" huzuruna geldiler. Bu din 
buyiiklerinin nasihatlan bunlara faide verip, nasihatlan kabul 
etdiler. Sonra, bunlar yine fitne cikarmak icin toplandilar. Haz- 
ret-i Osmani ilzam [susdurmak], yahud hilafetden hal' etmek 
[cekilmesini saglamak], eger oyle olmaz ise, katl etmege karar 
verdiler. Hazret-i Osman "radiyallahii teala anh" hazretlerinin 
iizerine yiiriidiiler. Dediler ki: Resulullah "sallallahii teala aley- 

-215- 



hi ve sellem" ve Seyhayn "radiyallahu teala anhiima" Arafatda 
nemazi kasr etdiler [kisaltdilar]. Osman nicin temam kildi. Ce- 
vab verdi ki; islamin isi buyiidii. Sark ve garbin halki islama ge- 
lip, Arafatda toplandilar. Eger nemazi temam kilmasaydim, vi- 
layetlerin halki kustir ederler ve boyle kilmak gerekli zan eder- 
lerdi. Kasr siinnetini bilmezlerdi. ikinci siialde dediler ki: Resu- 
lullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ve Seyhayn "radiyalla- 
hu teala anhiima" Ebu Zer Gifariyi miikerrem tutarlar idi. Ebu 
Zer hazretleri, Samda Mu'aviye "radiyallahu anh" yaninda bu- 
lunuyordu. Mu'aviye "radiyallahu anh" ile Beyt-iil maldaki mal- 
lann kullanimi konusunda uyusmazhk hasil oldu. Ebu Zer-i Gi- 
fari Samdan Medine-i Miinevvereye geldi. Osman "radiyallahu 
teala anh" onu Medineden disan cikardi. O da, bir harabe koy- 
de mekan tutdu [yerlesdi]. Osman "radiyallahu anh" cevabinda 
dedi ki, Ebu Zer "radiyallahu teala anh" ve Mu'aviyenin "radi- 
yallahii teala anh" uygulamalan ve sozleri onlann ictihadi ile 
alakahdir. Onlann birbirlerini sevmeleri ayet-i kerime ile sabit- 
dir. Medineden uzakda ikamet etmesi cahillere birsey ulasip, is- 
lama bir zarar gelmesin diyedir. UQiincii siialde dediler ki, 6n- 
ceden zekati amiller toplardi. Mai sahiblerinin istegine [genui- 
ne] birakdin. Ta ki gonlunun istedigine versinler. Cevab verdi 
ki: Amiller telef eder. Aldiklan vakt cebr ile ahrlar. Ben mal sa- 
hibleri elinde koydum. Kendileri goturiip, Beyt-iil mala teslim 
etsinler. Dordiincii siialde dediler ki: Hakem bin As ile, Mervan 
bin Hakemi, Resulullah hazretleri, nifak sebebi ile Medine-i 
munewereden disanya surdii. Hazret-i Osman yine Medineye 
getirdi, dediler. Cevab verdi ki: Resulullah hazretlerinin son 
hastahklannda onlan getirmege izn istedim. Izn verdiler. Bu so- 
zii Ebu Bekr ve Omer hazretlerine soyledim. Bir baska sahid is- 
tediler. Bulunmadi. Sonra hilafet bize erisdi. Ilmimiz o izn ile 
aym oldu. Resulullah hazretlerinin izni serifleri ile onlan geri 
getirdim. Besinci siial olarak dediler ki, Beni Umeyyenin ihsa- 
nini artdinyorsun. Onlann ma'iseti fazlalasiyor. Cevab verdi ki, 
Herkes bilir ki, Allahu teala hazretleri, ben kuluna servet ver- 
misdir. Ben daima sila-i rahmi muhafaza etmisimdir. Su anda 
omrumiin sonuna geldim. Bu halde begenilmis durumun nicin 
aksini yapayim. Fekat vallahi beyt-iil maldan hicbir sey onlara 
vermedim. Kendi mahmdan verdim. Altinci siial olarak dediler 

-216- 



ki, Kur'an-i kerimin birkac niishasi haric, digerlerini nicin ates- 
de yakdin. Cevab verdi ki, etrafdan haber yazdilar ki, Kur'an-i 
azimussan rivayetlerinde ihtilaf vaki' olmusdur. Diledim ki, bu 
vasita ile din-i islamda bir fitne cikmasin. Aym nushayi birakip, 
degisik niishalan yakdirdim. Kotuleyenlerin dilleri din-i islam 
iizere olmasin. Yedinci siial olarak dediler ki, Ebu Bekr-i Sid- 
dik "radiyallahii teala anh" Resulullah "sailailahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretlerine hurmeten minberden bir derece asagi 
durdu. Omer bin Hattab "radiyallahii teala anh" Ebu Bekre 
hurmeten ondan asagi durdu. Osman, Resulullah hazretlerinin 
yerinde durdu. Cevab verdi ki: Eger bu kaideyi devam etdirse 
idim, tedricen lazim gelir idi ki, hutbeyi, bir kuyu kazip, kuyu 
icine girip, okumak icab ederdi. Sekizinci siial olarak dediler ki, 
kapina kapicilar ta'yin etdin. Cevab verdi ki: Devletin din isle- 
rini goriirken, din ile alakasi olmiyanlann zaranni def etmek 
icin kendi etrafimi muhafaza etdim. Dokuzuncu siial olarak de- 
diler ki, hayvanlan Bakf otunu yimekden men' etdin [orada ot- 
lamalanni yasakladin]. Cevab verdi ki, Beyt-iil mal hayvanla- 
rindan dolayi onu korudum. Boylece, onu koruyup, telef etme- 
sinler. Onuncu siial olarak dediler ki, Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem"hazretlerinin yuzugiinii kaybetdin. Ce- 
vab verdi ki, Sahabe-i giizinin "ridvanullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" gozleri oniinde yiiziik Eris kuyusuna diisdii. Ne kadar 
aradiksa, bulamadik. O serefden mahrum kaldik. Hazret-i Os- 
man "radiyallahii teala anh" her bir siiale layik oldugu iizere ce- 
vab verdi. Aliyyiil Miirtedamn "radiyallahii teala anh" gayreti 
ile fitne sakin oldu [fitne cikmadi]. Kavga def oldu. 

Yirmiiiciincii Menakib: [(Eshab-i Kiram) kitabimn 118.ci sa- 
hifesinde diyor ki: Hazret-i Osman "radiyallahii anh" halife 
iken, Yemende, Abdullah bin Sebe' isminde bir yehudi, eski ki- 
tablan cok okumusdu. Medineye gelip, halifenin yaninda miis- 
liman olup, halifenin goziine girmek istedi. Bu fikrle miisliman 
oldu. Fekat, halife buna hie yiiz vermedi. Bu her yerde hazret-i 
Osmani kotiiledi. Halifeye, bu yehudi donmesi, her zeman seni 
kotiiliiyor, dediler. Halife, bunu Medineden cikardi. Bu da Mis- 
ra gidip, halifeye karsi propagandaya basladi. Cok bilgili oldu- 
gundan, cahilleri etrafina topladi. En cok soyledigi sey, (Her 

-217- 



Peygamberin bir veziri var idi. Bizim Peygamberimizin veziri de 
Alidir. Hilafet, onun hakki idi. Osman onun elinden aldi.) soz- 
leri idi. Fellahlan kandinp, Osman "radiyallahii anh" kafirdir, 
dediler. Misr valisi Abdullah bin Sa'ddan, halifeye sikayetler 
yazdilar. Misrdan dort bin kisi Medineye geldi. Halifenin be- 
genmedikleri hareketlerini kendisine bildirdiler. Halife her stia- 
le cevab verip, ayet-i kerime ve hadis-i serifler ile hakh oldugu- 
nu isbat etdi. Bir sene sonra, Misrdan dort bin ve Irakdan dort 
bin kisi geldi. Medine ehalisi silahlanrp, nicin geldiniz dedikle- 
rinde, hacca gidiyoruz dediler. Ehali de, silahim birakdi. Gelen- 
lerin maksadlan hazret-i Osmani hal' etmek idi. Misrhlar haz- 
ret-i Aliyi, Irakhlar hazret-i Talhayi halife yapmak istiyordu. 
Misrhlar hazret-i Ahye gelip, (Seni halife yapacagiz) dediler. 
Hazret-i Ah bunlara danhp, (Peygamberimiz "aleyhisselam" si- 
zin yerlesdiginiz yere gelip konacak askerin mel'un oldugunu 
haber verdi) buyurdu. O gece halife, hazret-i Ahnin "radiyalla- 
hii anh" yanina gelip, bu askerleri geri dondiir, dedi. Hazret-i 
Ali de peki deyip, sabahleyin askere nasihat verdi. Asker geri 
donmekde iken, hazret-i Ali halifeye gelip, Misr valisini degis- 
dir, onlarin istedigini ta'yin eyle, dedi. Halife, Muhammed bin 
Ebi Bekri vali yapdi. Misrhlar vali ile Misra gitdi. Fekat yolda 
bir haberci iizerinde halifenin mektubunu buldular. Eski valiye 
emr olup, gelenleri kabul ediniz deniyordu. O zeman yazilar 
noktasiz oldugundan, noktamn yerine gore, katl ediniz ma'nasi 
da okunur. Misrhlar boyle okuyup, kizdilar. Geri dondiiler. 
Irakhlan da dondiirdiiler. Halifenin evini sardilar.] 

Osman "radiyallahii teala anh" hazretlerinin mevcud dort- 
yiiz kolesi [kulu] var idi ki, akce ile almis idi. Hepsi harb alet- 
leri ile kusanip, hazret-i Osmanin serayini kusatmislardi. Haz- 
ret-i Osman biitiin kolelerini huzuruna caginp, buyurdu ki, her 
kim odasina vanp, silahim birakip, kendi halinde oturursa, 
azad olsun. Benim hayr diiam onun ile olsun. Onlar da emre 
uyup, dagildilar. Ondan sonra hazret-i Ahye "kerremallahii 
vecheh ve radiyallahii teala anh" haber verdiler. Onbin kadar 
kimse hazret-i Osmanin katli icin toplamp gelmislerdir, dedi- 
ler. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin 
aynhgi, imam-i Ah "kerremallahii vecheh" hazretlerinin can-i 
azizlerine bir mertebe kar eylemis idi ki, ne giinleri giin yerine 

-218- 



ve ne geceleri gece yerine gecer idi. Geceleri aglar idi. Muba- 
rek cigerini daglardi. Hatta Fahr-i alem "sallallahu teala aley- 
hi ve sellem" hazretlerinden sonra, Zulfikar adli kilicini muba- 
rek beline kusanmadi. Ve Diildiil adli atina binmedi. Gece- 
gundiiz Ravda-i Mutahharasinda olurdu. Onun icin kendileri 
gitmeyip, imam-i Haseni ve imam-i Huseyni "radiyallahii tea- 
la anhiima" gonderdiler. Tenbfh eylediler ki, her kim ki haz- 
ret-i Osmani kasd icin gelir ise kilici vurun. Her kim olursa ol- 
sun, aman vermeyin. Bu iki seyhzade, bellerine kiliclanni ku- 
sanrp, hazret-i Osmanin kapisina vardilar. Bu seyhzadeleri 
gordiikleri gibi, hicbir fert kapiya gelmege cesaret edemedi. 
Kapiyi birakip, seray divanni deldiler. Hazret-i Osman "radi- 
yallahii teala anh" Kur'an-i azim ve Fiirkan-i kerim okurlar 
idi. Okurken sehid eylediler (El hukmulil vahidil Kahhar). (In- 
na lillah ve inna ileyhi raciun). Hazret-i Osman "radiyallahii 
teala anh" vefat etmeden evvel hazret-i imam-i Ahye haber 
verdiler. Acele ile kalkip, hazret-i Osmanin yanina gitdi. 
Imam-i Hasen ve imam-i Huseyni goriip, onlan tekdir edip, 
iceri hazret-i Osmanin yanina vardi. Mubarek hatinni sordu. 
Hazret-i Osman "radiyallahii teala anh" haline siikr edip, dedi 
ki, ya Ah! Bu benim basima gelecegini beni bilmez mi zan 
edersin! Yoksa, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri bana bildirmedi mi zan edersin. Ya Ah! Lutf edip, 
benden otiirii bir kimseye zarar etmiyesin. Bu gece Peygambe- 
rimiz "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerini rii'yada 
gordiim. Bana buyurdu ki; (Ya Osman! Bu gece bizim yani- 
mizcla iftar edersin!) Ya Ah, on nesneyi sakladim. Mahrem ha- 
zine gibi kimseye acmadim. O on nesneyi bu iislub iizere tak- 
rir buyurdular: Ben islamin iiciincii hahfesi oldum. Fahr-il kev- 
neyn ve Resul-i sekaleyn Peygamberimiz "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerinin iki kerime-i muhteremelerini 
almak, hie kimseye muyesser olmamisdir. Bana miiyesser ol- 
du. Teganni etmedim. Biitiin omriimde teganni etmek isteme- 
dim. Teganni edilen yere bile ugramadim. Imana geldikden 
sonra zina etmedim. Evvelden de zina etmemisdim. Imana gel- 
dikden sonra, hirsizhk etmedim. Evvelden de etmemisdim. 
Fahr-i alem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri ile 
bfat edip, mubarek eline elim yapisdikdan sonra, sag elimi av- 

-219- 



ret yerime uzatmadim. Bir Cum'a giinii gecmedi ki, ben bir ko- 
le azad etmis olmiyayim. Eger hazir kole bulunmaz ise, sonra 
bir kole alip, getirip, azad ederdim. Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretlerinin zeman-i seriflerinden beri 
benim basima gelecegi bilirdim. Lakin kimseye acmazdim. Bu 
iislub ve bu tertib uzerine yedi mushaf-i serif yazdinp, butiin 
mu'minleri ihtilaf etmekden kurtanp, herbirini bir iklime 
[memlekete] gondermek bana muyesser oldu. 

Yirmidordiincii Menakib: Emir efendi buyurdular ki, haz- 
ret-i Osman bin Affanin "radiyallahii teala anh" mubarek hatti 
senfleri ile yazdigi mushaflardan tic danesini gordtim. Birini 
Samda, birini Yemende ve birini Misr Iskenderiyyesinde. Am- 
ma, ba'zilanndan nakl olunur ki, bu mushaflann iiciinde de me- 
al-i serif i (... Onlara karsi sana Allahii teala kafidir, yeter..) olan 
Bekara suresi 137.ci ayet-i kenmesinde sehid etdikleri vakt, 
mubarek kani damlamis. Lakin ba'zilanndan da rivayet olunur 
ki, su anda kelam-i seriflerin birisinde adi gecen ayet-i kerime- 
de mubarek kani taze, sanki heniiz damlamisdir. Allahii teala- 
nin hikmeti, Emir efendi huzuruna bir kac def'a varildi. Amma 
bu haberin sihhatini sormak muyesser olmadi. Lakin bu kadar 
kerameti, hazret-i Osman "radiyallahii teala anh" hazretlerinin 
yiice sani icin acaib degildir. 

Yirmibesinci Menakib: (Mesabih-i serif)de, menakib-i haz- 
ret-i Osman "radiyallahii teala anh" babinin haseninde rivayet 
olunmusdur. Semame tebni Cezemil Kuseyri dedi ki: Ben Yev- 
miiddara hazir oldum. Yevmiiddar, hazret-i Osmanin katl olun- 
dugu giine derler. Hazret-i Osman "radiyallahii teala anh", se- 
rayini muhasara edenlerin halini anladi. Onlara hitab edip, bu- 
yurdular ki: Allahii tebareke ve teala hazretlerine ve de islama 
yemin ederim ki, siz bilmez misiniz, Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretleri Medineye geldi. Medine-i Mu- 
nevverede Rume kuyusundan baska tath su yokdu. Buyurdular 
ki, (Rume kuyusunu kim satin ahr, kendi kovasi ile musliman- 
lann kovasim bir tutarsa, onun Rume kuyusundaki kovasindan 
Cennetdeki kovasi hayrh olur.) Kendi halis mahmdan o kuyuyu 
satin aldim. Siz bugiin o kuyunun suyunu icmekden beni men' 
edersiniz. Hatta derya (deniz) suyu gibi tuzlu su icerim. Hep- 

-220- 



si dediler ki: (Evet oyledir). Rume, bir kuyunun adidir. Medi- 
ne-i Munevverenin alti mil mikdan uzagmda bir kuyudur. O 
kuyu kucuk vadi'dedir. Zira, Medine-i Miinevverede iki vadi' 
vardir. Biiyiik vadi'de olan Azize kuyusudur. 

Sarih Gurani "rahimehullah" Ibni Abdiilberden nakl etmis- 
dir ki: Medine-i Miinevverede bir yehudinin agzi orulu bir ku- 
yusu var idi. Suyu gayet tatli idi. Suyunu satardi. Resulullah 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: 
(Rume kuyusunu kim alir, kendi kovasini muslimanlann kova- 
si ile beraber tutarsa, Cennetdeki kovasi bundan hayrli olur.) 
Hazret-i Osman "radiyallahii teala anh" vanp, kuyuyu yehudi 
ile pazarlik etdi. Yehudi kuyunun temamini satmakdan imtina 
etdi. Hazret-i Osman "radiyallahii teala anh" da, yansini aldi. 
Nobet yolu ile, bir giin Osmanin "radiyallahii anh" olacak, bir 
gun yehudinin olacakdi. Hazret-i Osman nobetini sebil ve sada- 
ka etdi. Yehudi iicret ile satardi. Miislimanlar da hazret-i Os- 
manin nobeti geldikde, iki giinliik su ahrlardi. Yehudinin nobe- 
tinde asla ugramazlar idi. Yehudinin pazan kesada ugrayinca, 
diger yansini da satmak istedi. Diger yansini da Osman "radi- 
yallahii teala anh" hazretleri ondan satin aldi. Evvelki yansini 
yehudiden oniki bin dirheme almisdi. Diger yansini da sekiz 
bin dirheme aldi. Temamini sebil etdi. 

Yine hazret-i Osman muhasara edenlere hitab edip, buyur- 
du ki, Allahii teala hazretlerine ve islama yemin ederim ki, siz 
bilmez misiniz. Mescid dar geliyordu. Resulullah "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki, (Falanin yerini kim satin 
ahp, Mescide katarsa, o yerden daha iyisine Cennetde kavu- 
sur.) O yeri has mahm ile satin aldim ve Mescide ilhak etdim 
[katdim]. Siz bu giin beni o mescidde iki rek'at nemaz kilmak- 
dan men' ediyorsunuz. Dediler, evet oyledir. O yine buyurdu 
ki, yemin ederim Allahii tebareke ve tealaya ve islama ki, Te- 
buk gazasinda, islam askerini kendi mahmdan techiz etdigimi 
bilmiyor musunuz? Dediler; evet, biliyoruz! Yine buyurdu ki, 
yemin ederim Allahii tebareke ve teala hazretlerine ve islama 
ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" Mekke-i Mii- 
kerremeden Sebir adh daga cikdilar. Ebu Bekr ve Omer ve ben 
de beraber cikdim. Dag harekete geldi. Hatta taslari dokiildii. 

-221- 



Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" mubarek ayagi ile 
daga vurup, buyurdular ki, (Sakin ol ya Sebir! Senin iizerinde 
bir Nebi ve bir Siddik ve iki sehid vardir.) Bunu bilmez misiniz. 
Dediler, evet, biliyoruz! Hazret-i Osman "radiyallahu teala 
anh" dediler ki, (Allahu ekber! Ka'benin Rabbine yemin ede- 
rim ki, ben sehidim.) Allahu ekber sozunu, hayretde olan kim- 
se hasmini ilzam ve ona tepki seklinde soyler. Hazret-i Osman 
"radiyallahu teala anh" o vakt, hasmlanni izhar edip, kendisi- 
nin hak uzere olup, hasmlannin batil iizerine oldugunu, onlar 
kendi dilleri ile ikrar etdiler. Hazret-i Resulullah "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" Sebir dagi iizerinde iki sehid buyurduk- 
lannin birisi hazret-i Omer, birisi hazret-i Osmandir "radiyalla- 
hii teala anhiima". Yine hasmlara hitab edip, dedi, Ka'benin 
Rabbi hakki icin siz sahid olunuz ki, muhakkak ben sehidim. 
Uc def a boyle buyurdular: 

(Mesabih-i §erif)den yine o babda nakl olunmusdur: Siiheyl 
der ki, hazret-i Osman "radiyallahu teala anh" dar giiniinde ba- 
na dedi ki, muhakkak Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri benden ahd aldi. Ben o ahd iizerine sabr edici- 
yim. Ya'nibana vasiyyet buyurdular ki, sabr edeyim. Mukatele 
etmiyeyim. 

Yirmialtinci Menakib: Adi bin Hatem "radiyallahu teala 
anh" rivayet etmisdir: Hazret-i Osman "radiyallahu anh" haz- 
retlerinin sehid oldugu giin bir nida isitdim. (Ya Osman bin Af- 
fan! Rahathk ve se'adet ile, Rabbini gadabsiz bulman ile, guf- 
ran ve ndvan ile mujdeliyorum.) Etrafima bakdim. Bir kimse 
gormedim. (§evahid-iin niibiivveden) ahnmisdir. 

Yirmiyedinci Menakib: Yine adi gecen kitabdan terceme 
olundu. Hazret-i Osman "radiyallahu teala anh" sehadet serbe- 
tini icdi. tic giin mubarek cenazesi dump, defn olunmadi. tic 
giinden sonra, hatifdan (gaybdan) bir ses geldi ki, (Osmanin ce- 
nazesini defn edin. Nemazim kihniz ki, muhakkak Hak Siibha- 
nehii ve teala ve tekaddes hazretleri ona salevat eyledi, ya'ni 
rahmet eyledi,) diyordu. 

Yirmisekizinci Menakib: Hazret-i Osman bin Affan "radi- 
yallahu teala anh" uc giinden sonra, Bakf tarafina defn olun- 

-222- 



maga giderken, arkalanndan bir biiyiik bulut hasil oldu. Cena- 
ze-i serif ile gidenlerin yiireklerine korku dusiip, az kaldi ki, ce- 
nazeyi birakip, gideceklerdi. O bulutun icinden bir ses, (kork- 
mayiniz, meyyiti birakip gitmeyiniz ki, biz de bu mubarek mey- 
yitin nemazini kilmaga geldik,) diyordu. Meger onlar melekler 
imis. Hazret-i Osmanin "radiyallahii teala anh" nemazini kilip, 
vucud-i seriflerini ziyaret etmek icin gelmisler. Bu da (§evahid- 
iin niibiivve)den terceme olunmusdur. 

Yirmidokuzuncu Menakib: Hazret-i Osman "radiyallahii 
teala anh" sehfdlik riitbesine nail oldukdan sonra, Fahr-iil kev- 
neyn ve Resul-us sekaleyn "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretlerinin Mescid-i seriflerinin iizerinde, tic giin tic gece cin- 
niler gelip, aglayip, feryad ve figan eylediler. Ciimle halk bun- 
lann feryad ve figanlanni isitdiler. Bu da hazret-i Osmanin "ra- 
diyallahii teala anh" buyuklugiine isaretdir. (Sevahid-un nii- 
biivve)den terceme olundu. 

Otuzuncu Menakib: Hazret-i Osman "radiyallahii teala 
anh" sehadet mertebesine kavusup, ahirete sefer etdikden son- 
ra, Medine-i miinewerede halifelerin oturmasi vaki' olmamis- 
dir. Allahii tealamn nza-i serifleri olmamisdir. Zira hazret-i 
imam-i Ali "kerremallahii vecheh" halife olunca, rey'i serifleri 
oyle oldu ki, Kufe sehrine yerlesdiler. Hazret-i Miirteda "radi- 
yallahii teala anh" Medine-i miinevvereden Kufe sehrine vanp, 
orada yerlesmeleri, onun, Resulullahin huzurunda izzeti ve 
kadri olmadigi sekliyle kiyas etmemelidir. Hasa oyle degildir. 
Nihayet ezelde boyle mukadder olmus ki, hazret-i imam-i Ali 
"kerremallahii vecheh" Hak siibhanehii ve tealamn nusret ve 
inayeti ile, Kufe sehrine vanp, etrafindaki memleketleri feth 
edip, oralan korumasi ezelde takdir olunmusdur. 

Otuzbirinci Menakib: Hazret-i Osmanin "radiyallahii teala 
anh" bir biiyiik kerameti de sudur. Hazret-i Osmanin sehadeti- 
ne gelinceye kadar bu iimmet arasinda fitne yok idi. Hazret-i 
Osman sehid oldu. Diinya fitne ile doldu. Fitnenin sonu Deccal 
ile hitam [son] bulsa gerekdir. Hazret-i Osmanin sehadetinden 
bir kimsenin gonliine bir zerre kadar siirur gelse, eger o kimse 
Deccala yetisirse, ona tabi' olup, kafir olmasindan korkulur. 
Eger Deccala yetismezse, kiyamet giinii hasr oldukda, Deccal 

-223- 



ile hasr olmakdan korkulur. Neuzu billahi teala. Allahii teala 
hazretleri, muslimanlan, Sahabe-i kirama zerre mikdan kalble- 
rinde kin ve dusmanhk olmakdan ve hususf ile hulefa-i rasidin 
hazretleri hakkindaki dusmanlikdan hifz eylesin "ndvanullahi 
teala aleyhim ecma'in"! 

Otuzikinci Menakib: (Sevahid-iin niibiivve)de diyor ki: Ib- 
ni Sa'id-iil Gaffari derler bir kimse var idi. Hazret-i Osman 
"radiyallahii teala anh" sehadet serbetini icdikden sonra, 
se'adethanelerine girdi. Orada Sultan-i kainatdan "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" kalmis bir asa var idi. Onu ahp, dizine 
dayayip, kirmak istedi. Orada hazir olanlar, caginsip, sakin 
ola ki, bu mubarek asayi kirma, zira, Fahr-i alem hazretlerin- 
den kalmisdir, dediler. O da asayi kirmadi. Lakin kiistahhk 
edip, hazret-i Osmanin harem-i haslanna [evine] girip, o mu- 
barek asayi kirmak kasd etdigi icin, o kimsenin ayagina bir 
hastahk zuhur edip, giinden giine artdi. Senesine varmadi, 61- 
dii. Hak Siibhanehii ve teala gayurdur [gayretlidir]. Dostlan- 
na ihanet edenlerin diinyada olsun, ahiretde olsun, haklann- 
dan gelir. 

Otuziicuntii Menakib: Biiyiiklerden birisi rivayet eder. 
Ka'be-i serifi tavaf ederken bir a'ma gordiim. Hem tavaf ediyor 
ve hem de, (Ya Rab! Bilirim ki, giinahim afv olunmaz!) diyor- 
du. Ben de ona, boyle bir yerde, boyle soz soylenir mi, dedim. 
O da dedi ki: Hazret-i Osman "radiyallahii teala anh" sehid 
olunmazdan evvel bir arkadasim ile, hazret-i Osman sehid ol- 
dukdan sonra, yiiziine bir tokat vurahm diye yemin etdik. Se- 
hadet serbetini icdi. Ben ve arkadasim hazret-i Osmanin yani- 
na vardik. Gordiik, mubarek basi hatununun yaninda, ortiil- 
miis durur. Arkadasim hatununa dedi ki, ac yiiziinii, Onun yii- 
ziine tokat vurmaga ahd eyledik. Hatunu dedi ki, Allahii teala 
hazretlerinden korkmaz misiniz. Peygamber "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerinin sohbetini anmaz misiniz. Haz- 
ret-i Peygamberin iki muhterem kerimesini aldigini fikr etmez 
misiniz. Ben hicab edip, geri dondiim. Arkadasim orada kahp, 
vardi, hazret-i Osmanin "radiyallahii teala anh" mubarek basi- 
m acip, nura gark olmus yatarken, mubarek giil yanagina, ku- 
ruyacak bir eliyle tokat vurdu. Hazret-i Osmanin hatunu, elle- 

-224- 



riniz kurusun ve gozleriniz kor olsun dedigi gibi, o anda, kapi- 
dan disan cikamadan gozlerimiz kor oldu. Ve ellerimiz kurudu. 
Hazret-i Osmanin "radiyallahii teala anh" menakib-i serifine 
nihayet yokdur. (§evahid-iin niibiivve)den terceme olunmus- 
dur. 

Hazret-i Zeydden rivayet olunur ki, hazret-i Osmanin "radi- 
yallahii teala anh" katline kasd edenlerin temami az zemanda 
ciinuna miibtela olup [akhni kacirrp], helak oldular. Abdullah 
bin Mubarek "rahmetullahi teala aleyh" bu haberi isitdigi ze- 
man (Delilik onlar icin azdir) buyurmusdur. 

Otuzdordiincii Menakib: Bir giin bir kervan Mekke-i Mii- 
kerremeye ticarete giderken, Medine-i Miinevvereye ugradi. 
Allahii tealanin hikmeti, kervan halki hazret-i Osmanin "radi- 
yallahii teala anh" kabrinin yaninda mola verdiler. Kervan 
halki birbiri ile, bu gece hazret-i Osmani ziyaret etmek icin 
miisavere etdiler. Ertesi giinii Sultan-i kainat "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerini de ziyaret edeceklerdi. Biitiin 
kervan halki, hazret-i Osmanin "radiyallahii teala anh" kabri- 
ni ziyaret icin abdest aldi. Meger iclerinde bir rafizi varmis. 
Lakin onu bilmezlerdi. Buna da teklif eylediler. Bin diirlii be- 
hane bulup, ziyarete gitmedi. Cadirlardan kervan halki gitdik- 
den sonra, bir biiyiik arslan geldi. O rafiziyi basindan kavradi. 
Yir iken, kervan halki ziyaretinden dondiiler. Cadirlanna ge- 
lip, gordiiler ki, bir biiyiik arslan, arkadaslannin basini kemi- 
rir. Asian bunlan goriince, rafizinin murdar lesini cadirdan di- 
san cikanp, fasih lisan ile, kervan halkina dedi ki, hazret-i Os- 
mani sevmiyenin sonu budur. Murdar lesi daga dogru siiriiye 
siiriiye ahp gitdi. 

Otuzbe§inci Menakib: Hazret-i Hiiseyn "radiyallahii teala 
anh" rivayet eder. Hazret-i Osmani "radiyallahii teala anh" katl 
edenler pisman olup, mescidde pismanhklanni anlatirken, se- 
ma [gok] yiiziinden bir sahs zuhur etdi. Elini uzatip, Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin hiicre-i serife- 
sinden bir mushaf cikanp, bu sozii soyledigini gordiim. (Mu- 
hammed aleyhisselam, dininde aynhk cikaran ve boylece firka- 
lara ayrilmaga sebeb olan kimselerden uzakdir. Boyle oldugu- 
nu bilmiyor musunuz.) 

- 225 - Menakib-i Cihar Yar-i Guzin - F:15 



Sehid olduklannda sekseniki yasinda idi. Bakfde defn olu- 
nup, rahmet-i rahmana kavusdu "radiyallahii teala anh". Alla- 
hii teala hasra ve kiyamete kadar ondan razi olsun! Ma'lum ola 
ki, hazret-i Osmanin "radiyallahii teala anh" faziletlerinden bu 
zikr olunan, deryadan katre ve giinesden zerre mesabesindedir. 
Daha genis ma'lumat edinmek isteyen daha once zikr olunan o 
iki kitaba miirace'at etsin. "Sallallahii ala seyyidina Muhamme- 
din ve alihi ve sahbihi ecma'in." 

Otuzaltinci Menakib: Osman "radiyallahii teala anh" haz- 
retlerinin sanlan ve serefleri icin nazil olan ayet-i kerimeler: 

1- Islam dini yayilmaga baslayinca, her tarafdan arablar Me- 
dine-i miinevvereye gelmege basladilar. Mescid-i serif dar oldu- 
gu icin, gelenler yer bulamadigindan sahrada cadir kurup, otur- 
dular. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdular ki: (Her kim bu bizim mescidimizi, bir zra' dahf bii- 
yiiltiirse, Cennet onun icindir.) Osman "radiyallahii teala anh" 
hazretleri, ya Resulallah! Benim mahm ve miilkiim sana feda- 
dir. Ben kemter kulun [kolen] genisleteyim, dedi. Sonra kirk 
zra' genisletdi. Allahii teala hazretleri, meal-i serifi; (Allahii te- 
alanin mescidlerini, ancak Allaha ve ahiret giiniine inanan, ne- 
maz kdan, zekat veren ve yalniz Allahii tealadan korkan kimse- 
ler ta'mir eder. Bu vasfdaki kimselere Cennete gotiirecek amel- 
leri yapmak lazim olur) olan Tevbe suresi onsekizinci ayet-i ke- 
rimesini gonderdi. 

2- Allahii tebareke ve teala hazretleri, miislimanlara, birbi- 
rinizle ittifak edip, mallannizin bir mikdanni vacib ve bir mik- 
danni tetavvu' olarak Allah yolunda hare edin, buyurmusdu. 
Onlara, ittifaklarimn neticesinin bereketinin nasil olacagini ve 
onun sevabimn haddi [mikdan] ne kadar olacagini beyan bu- 
yurmus, meal-i serifi, (Miislimanlardan mallarim cihad veya da- 
ha baska hayrh isler gibi, Allahii tealamn gosterdigi yolda sarf 
etmeleri, bir daneyi tarlaya ekip, bundan yedi basak ve her bir 
basakdan yiiz dane almaga benzer. Allahii teala diledigi kimse- 
lere bu kat kat artdirmagi veya daha fazlasim kulun mahm da- 
gitmasindaki ihlasi nisbetinde, sevabini on, yetmis, yediyiiz ve- 
ya daha fazla katlari kadar artdinr. Allahii teala vasi'dir. Alim- 
dir. Allah yolunda mal sarf edenler, sarf etdiklerinde men' ve 

-226- 



eza etmiyenler, Rablarimn yaninda biiyiik sevablara kavusur- 
lar. Onlar icin, ahiretde korku ve diinya i§lerinde iiziintii yok- 
dur.) olan, Bekara suresi 261, 262.ci ayet-i kenmeleri ile bildir- 
misdir. 

Minnet, ni'meti yad etmekdir. Soylemek ve saymak yolu ile 
basa kakmak, o ni'metin sevabim kesmege sebeb olur. Bunun 
azi odur ki, bir kimseye in'am ve ihsan eder. Sonra onu o kim- 
senin istemedigi yerde yad eder. Veya onun akebinde bir soz 
soyler ki, o kimseye hos gelmez. Veya nice kerre sana in'am et- 
dim, hie sukriinu etmedin diye soyler. Bir kimseye hicbir seyi 
vermemek, ona birsey verip de, sonra minnet etmekle rencide 
etmekden iyidir. Zeyd bin Islam der ki: Babam bana dedi ki, 
(bir kimseye bir sey verdigin zeman, boyle bilesin ki, ona senin 
selamindan bir nesne gonliine gelir. Selami ondan geri tut. Ta 
ki, o ni'met halas kalsin.) Ebu Esamenin yanina bir kadin gel- 
di ve dedi ki, hakikat iizere gaza eden bir mertden bana haber 
ver ki, bir okum vardi, ona vereyim. Ebu Esame dedi: Allahu 
teala bulundugun cem'iyyetde seni mubarek etsin ki, onlan; 
daha vermezden evvel rencide etdin. Allahu tebareke ve teala 
hazretleri, kullan iizerine, iyilik edip, basa kakmayi, verdigi 
ni'meti verdigini soylemegi haram etmisdir. Ni'meti yad eder- 
ken basa kakmamah, karsisindakine magrur olmamahdir. Hak 
Siibhanehu ve teala hazretleri kullara ni'met verir ve onlara 
minnet eder. Allahu tebareke ve tealamn minneti yad etdir- 
mek ni'meti olur. Boylece o kimse, birsey verince magrur ol- 
mamahdir. 

Meal-i serifi, (Mallarim cihad ve hayr islerinde Allah icin 
harcayanlar...) olan Bekara suresinin 262.ci ayet-i kenmesi Os- 
man bin Affan, Abdurrahman bin Avf "radiyallahu teala anhti- 
ma" hazretlerinin san-i senfleri icin nazil olmusdur. Abdurrah- 
man bin Avf, Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
huzur-i senflerine, dort bin dirhem ile geldiler. Dedi ki, ya Re- 
sulallah! Yanimda sekiz bin dirhem var idi. Dort bin dirhemini 
lyalime nafaka icin ahkoydum. Dort bin dirhemini getirdim. 
Allahu teala hazretlerine karz-i hasen [odiinc] verdim. Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki: Allahu teba- 
reke ve teala verdigine ve hem de lyalin icin alakoyduguna be- 

-227- 



reket versin. Fekat Osman "radiyallahu teala anh" Tebuk gaza- 
sinda buyurdular ki, techizati olmiyan herkesin techizatim al- 
mak benim iizerime olsun. Bin deve yukii ile gazilerin techfza- 
tina sarf etdi. Allahu teala bu ayet-i kenmeyi onlarin sanlan 
icin gonderdi. Abdurrahman bin Sumre "radiyallahii teala anh" 
der ki: Osman "radiyallahu teala anh" bin kirmizi altin getirdi. 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin ku- 
cagina dokdii. Daha once de beyan olunmusdur. Hazret-i Ha- 
bib-i ekrem mubarek eli ile o altinlan dondurup, buyurdular ki, 
(Affan ogluna, bugunden sonra her ne ederse, ziyan etmez!) 
Ebu Sa'id-i Hudn "radiyallahu teala anh" der ki: Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerini gordiim. Muba- 
rek ellerini kaldirmrs, Osmana soyle diia buyururdu: (Ya Rab- 
bi! Ben Osmandan raziyim. Sen de razi ol!) Boylece, sabah 
oluncaya kadar diia buyurdular. 

3- Asagidaki ayet-i kerimenin inis sebebi sudur: Hazret-i 
Osman "radiyallahu teala anh" giindiiz oruc tutardi. Gece ne- 
maz kilardi. Her gece iki rek'at nemaz kilardi. Bir rek'atinde 
Kur'an-i azim-iis-samn temamini okurdu. Bir rek'atinde bin 
(Kul hiivallahu ehad) sure-i serifesini okurdu. Hak siibhanehii 
ve teala bu ayet-i kerimeyi irsal buyurdu. (Biitiin gece secde 
edip ve ayakda dump, devamh ibadet ve ita'at eden ile isyan 
eden bir olur mu. O ahiret azabindan korkar. Rabbinin rahme- 
tini iimid eder. Ey Resuliim, de ki, hie bilen ile bilmiyen bir olur 
mu. Nitekim devamh ita'at eden ile isyan eden de bir degildir. 
Bildirdiklerimize ancak akl sahibleri kiymet verir.) [Ziimcr su- 
re si dokuzuncu ayet-i kerimesi meali.] Bu ayet-i kerime, Am- 
mar bin Yaser "radiyallahu teala anh" sani ve Huzeyfe tebni 
Mugire el Mahzumi sani icindir. Miifessirlerin cogunun kavlin- 
ce; Osman ibni Affan "radiyallahu teala anh" sani icin nazil ol- 
musdur. 

4- Bu ayet-i kerimenin nazil olmasina sebeb o idi ki, Osman 
"radiyallahu teala anh" hayrat etmekde, nemazda ve orucda ve 
mal vermekde devamh idi. Allahu teala hazretleri, onun yiiksek 
sani icin, meal-i serifi, (Siibhesiz ki, kendilerine bizden se'adet 
icab etmis olanlar, iste bunlar Cehennemden uzaklasdinlmis- 
lardir. Cehennemden uzaklasdinlan O Cennetlikler, Cehenne- 

-228- 



min hisiltisim bile duymazlar. Bunlar canlarimn istedigi seyler 
icinde ebedi olarak kahcidirlar. O en biiyiik korku (sura ufiirii- 
lus am) bunlari mahziin etmiyecek, kendilerini melekler soyle 
karsilayacaklar: iste bu size diinyada va'd edilen mutlu giin- 
diir!) olan Enbiya suresi 101, 102 ve 103.cu ayet-i kenmelerini 
gonderdi. Bir rivayetde gelmisdir. Hazret-i All "radiyallahu 
teala anh" bu ayet-i kenmeyi okudular. Sonra buyurdular ki, 
ben onlardamm. Ebu Bekr ve Omer ve Osman ve Talha ve Zu- 
beyr ve Sa'id ve Abdurrahman "radiyallahu anhum" da onlar- 
dandir. Alimlerin cogu, bu ayet-i kerime, Osman bin Affan 
hakkinda nazil olmusdur, dediler. 

5- Diger ayet-i kerimede Allahii teala ve tekaddes hazretle- 
ri buyurdu ki: (Salih mii'min olanlar, Allahii tealanin haram et- 
medigi seyleri yimelerinde zarar yokdur. Ancak haramlardan 
sakinmalari, imanh olmalari ve amel-i salih islemeleri lazimdir. 
Bundan sonra, kendilerine haram olan seylerden sakinir, ha- 
ram olduklarma inamrlar. Ve daha sonra biitiin giinahlardan 
devamh suretle sakinir, giizel amelleri arasdinp, onlari yapar- 
larsa, muhsin olurlar. Allahii teala, muhsinleri, ihsan edenleri 
sever.) [Maide suresi 93.cii ayet-i kerime meali.] Emir-iil 
mii'minin hazret-i Ah "radiyallahu teala anh" buyurur ki: Bu 
ayet-i kerime, Osman "radiyallahu teala anh" hakkinda gelmis- 
dir. 

Otuzyedinci Menakib: Hazret-i Osmanin "radiyallahu anh" 
ustiinlukleri hakkinda bildirilen hadis-i senfler ve haberler hak- 
kindadir: 

1- Isnad ile Ebu Karfesadan "radiyallahu teala anh" riva- 
yet olunmusdur. Bir giin Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" meclis-i seriflerinde bir cema'at oturmuslardi. Ben de 
onlann icinde bir zeman oturdum. Sonra, Osman "radiyallahu 
teala anh" meclis-i seriflerine dahil oldular. Bir kosede otur- 
dular. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu 
ki: (Ya Osman! Bana yakin ol.) Biraz yaklasdilar. Yine buyur- 
du ki: (Bana yakin ol!). O mertebe yakin oldu ki, Osman "ra- 
diyallahii anh" hazretlerinin dizi, Habibullah hazretlerinin 
mubarek dizine ulasdi. Osmanin yakasimn bagi acik goriindu. 
Mubarek eli ile yakasim bagladi. Ve yiiziine bakdi. Mubarek 

-229- 



gozleri yas ile doldu. Sonra buyurdu, (Ya Osman! Oniinde bii- 
yiik is olacagim bil! Sen kiyamet giiniinde benim havzima eri- 
senlerin evveli olursun! Senin damarlarindan kan revan olur. 
Rengi kan rengi olur. Kokusu misk kokusu olur. Ben ki, Resii- 
liim! [Sana] Siibhanallah! Sana bunu kim etdi, derim. Sen, fa- 
lan ve falan etdi, dersin. Orada bir nida edici, Arsdan nida 
eder ki, biliniz ki, Osman bin Allan, padisah ve emir, dehr 
[diinya] suriilmiis iizerine. Sonra, senin ile Allahii teala ve te- 
kaddes arasindaki perde kalkar. Sana Allahii teala tecelli edip, 
buyurur! Ya Osman! Seni oldiirenler hakkinda ne diisiiniir- 
siin. Sen dersin ki, ya Rab! Eger Sen onlan azarlar isen [ceza- 
landinr isen], ben de azarlarim. Eger Sen onlan afv edersen, 
ben de afv ederim.) 

2- Cabir "radiyallahu teala anh" der ki, biz muhacirlerden 
bir cema'at, Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hu- 
zur-i seriflerinde oturmus idik. Ebu Bekr ve Omer ve Osman ve 
All ve Talha ve Zubeyr ve Abdurrahman bin Avf ve Sa'd bin 
Ebi Vakkas "radiyallahu teala annum" onlann arasinda idi. Re- 
sulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Sizden 
herkes, kendi dost ve yarinin yanina varsin!) Onlar da oyle yap- 
dilar. Resul-i ekrem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" Osma- 
nin yanina vardi ve onu kenanna aldi. Yiiziinii opdii ve buyur- 
du ki: (Ya Osman! Sen benim diinyada ve ahiretde dostum- 
sun!) 

3- Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" Osman bin 
Affana "radiyallahu anh" buyurdular ki: (Ben Ummii Giilsii- 
mii, Allahii teala tarafindan vahy gelerek sana verdim.) 

4- Ebu Imamet-el Bahili "radiyallahu teala anh" rivayet 
eder. Resul-i ekrem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazret- 
leri buyurdular: (Ricalin [bir kisinin] sefa'ati ile benim iimme- 
timden Rebf a ve Mudar kabileleri mikdan Cennete girer.) Ri- 
vayet ederler ki, o mert hazret-i Osman bin Affandir "radiyal- 
lahii teala anh". 

5- Mugire bin Sube' rivayeti ile gelmisdir. Mugire tebni Su- 
be "radiyallahu teala anh" dedi ki: Miisrikler Huneyn gazasi 
giinii hezimete ugradilar. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 

-230- 



sellem" bir adama buyurdugunu isitdim: (Ey Allahin diismam. 
Allahii tebareke ve teala sana bugz eder!) Mugire der ki, ya Re- 
sulallah! Bu o kisidir ki, Kureyse bugz eder. Buyurdu ki, (Evet, 
Osman bin Affana bugz eder!) 

6- Seddad bin Evs "radiyallahii teala anh" dedi ki: Resti- 
lullahdan "sallallahii teala aleyhi ve sellem" isitdim, buyurdu 
ki: (Ben eshabim arasinda oturmusdum ki, Cebrail aleyhisse- 
lam benim oniime geldi. Beni sag kanadi uzerine aldi. Cen- 
net-i Adna iletdi. Cennet-i Adnda gezerken, bir elma elime 
geldi. Ben o elmaya bakip, te'acciib ederken, nagah, o elma 
sak olup, iki boliik oldu. Arasindan bir nun disan geldi. Hak 
subhanehii ve teala hazretlerine tesbih etdi. Oyle tesbih etdi 
ki, evvelden ahire kimse oyle tesbih etmemisdir. Ben dedim; 
Sen kimsin. Dedi, ben hurfaynim. Allahii tebareke ve teala 
beni arsin nurundan halk etmisdir. Ben dedim, kimin icinsin. 
Dedi, imam-i mazlum Osman bin Affan "radiyallahii teala 
anh" icinim.) 

7- Zehri rivayeti ile, Enes bin Malik "radiyallahii teala 
anh" bildiriyor. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
bir gece kalkip, gidiyordu. Hazret-i Osman da ileride gidiyor- 
du. Cebrail aleyhisselam geldi ve dedi ki: Ya Resulallah! Bu 
kimdir ki, bu saatde senin oniinden gitdi. Buyurdular ki, (Os- 
man bin Affandir). Cebrail aleyhisselam dedi ki, bu Ebu Amr- 
dir, ya'ni Osmandir. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem" 
buyurdular, (Evet ya Cebrail. Siz Osmani gokde de tanir misi- 
niz!) Cebrail aleyhisselam dedi ki: Ya Resulallah! O Allahii te- 
bareke ve teala hakki icin ki, seni halka hak Nebi gonderdi. 
Giinesin yer yiiziinu aydinlatdigi gibi, Osman gokleri aydinla- 
tir. 

8- Abdurrahman bin Ebi Leyla rivayet eder. Hazret-i Ali 
"radiyallahii teala anh" Kanbere buyurdu ki, var mescidde yiik- 
sek ses ile seslen. Hazret-i Osmani seven kimse var midir. Kan- 
ber vanp nida etdikde, bir kisi kalkip dedi ki, ben hazret-i Os- 
mani severim. Kanber dedi ki, gel, emir-iil mu'minin Ali "radi- 
yallahii teala anh" seni caginr. O kisi kalkip, emir-iil mu'minin 
Alinin huzuruna geldi. Emir-iil mu'minin buyurdu ki, Osmani 
sever misin. Dedi ki, ya Emir-el mu'minin, Allahii tebareke ve 

-231- 



teala hazretlerinin izzet ve azameti hakki icin, ben hazret-i Os- 
mani kendi cammdan daha cok severim. Bir vakt Resulullahin 
"sailailahii teala aleyhi ve sellem" huzuruna varmisdim. Dedim 
ki, ya Resulallah! Bana birsey ver ki, bir hanim almisim, hicbir 
nesne yokdur ki, onun mehrini vereyim. Resulullah hazretleri, 
bana bir vekiyye altin verdiler. Bir vekiyye kirk dirhem kiyme- 
tinde altin idi. Ebu Bekr de bir vekiyye verdi. Omer de bir ve- 
kiyye verdi. Osman iki vekiyye verdi. Ya Osman, Resulullah ve 
Ebu Bekr ve Omer bir vekiyye verdiler. Sen nicin iki vekiyye 
verdin, dedim. Hazret-i Osman dedi ki, bir vekiyye kendimden 
oturii, bir vekiyye, All bin Ebu Talibden otiirii verdim ki, o vakt 
onun hazir bir nesnesi yokdu ki, sana versin. Ondan sonra de- 
dim ki, ya Resulallah! Bu malm bereketi olmasi icin, bana dua 
et. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu: (Bu 
malm bereketi nasil olmaz ki, bunu sana Peygamber ve Siddik 
ve iki sehid verdi.) Hazret-i Ali "radiyallahii teala anh" bunu 
isitdigi zeman cok sevindi ve buyurdu ki, (dogru soyledin) "ra- 
diyallahii teala anh". 

9- Sa'd bin Ibrahim rivayet eder. Ali bin Ebi Talib "radiyal- 
lahii teala anh", Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
huzurlannda oturmusdu. Hasen ve Hiiseyn "radiyallahii anhii- 
ma" hazretleri geldiler. Server-i alem onlan gordii. Buyurdu ki: 
(Ya Ali! Bu ikisi, ya'ni Hasen ve Hiiseyn, Cennet genclerinin 
biiyiikleridir [ustiinleridir]. Onlarin babalan onlardan yiiksek- 
dir. Osman bin Affan, Ibrahim Halil-iir-rahman aleyhisselama 
benzer.) 

10- Dogru haber ile gelmisdir. Muhank bin Semame, kiz 
kardesi Ummii Giilsiime soyledi ki, mii'minlerin anasi Aisenin 
"radiyallahii teala anna" huzur-i seriflerine var. Benden selam 
soyle. Ummii Gulsum der ki, hazret-i Aise-i Siddikamn huzu- 
runa vardim. Dedim ki: Senin ogullanndan birisi sana selam 
eder. Buyurdu ki: Allahii tebareke ve tealanin selami ve rah- 
meti onun iizerine olsun. Ben dedim: Cenabimzdan rica ede- 
rim ki, hazret-i Osman bin Affan hakkinda, bir hadis-i serif 
nakl buyurunuz ki, onu sehid etdikleri vakt, herkes bir soz soy- 
lediler. Aise "radiyallahii teala anha" buyurdu ki: Ben sehadet 
ederim ki, bir soguk gecede, Osman bin Affani, bu ev icinde, 

-232- 



Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri ile 
gordiim. Cebrail aleyhissalatii vesselam vahy getirdi. Vahy ge- 
lince, Resulullah iizerine bir agirhk inerdi. Nitekim, Hak Siib- 
hanehii ve teala haber verir. (Biz senin iizerine vahy ederiz. 
Ya'ni Kur'an ki o, her ne kadar dil iizerinde hafif ise de aza- 
metde agirdir.) Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
mubarek elini Osmanin arkasina vurup, buyurdu ki, (Bu ma- 
kam kime miiyesser olur. Allahii teala hazretleri bu makaim 
Peygamberlerinden baska hie kimseye vermemisdir. Ancak, o 
kimseye vermisdir ki, fazlaca ikram edendir. Her kim ki, Os- 
mana yaramazhk soyler ise, Allahii tebareke ve teala hazretle- 
rinin la'neti onun iizerine olsun.) 

11- Enes bin Malik "radiyallahii teala anh" rivayet etmisdir. 
Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyur- 
dular ki: Hazret-i Lut aleyhisselamdan sonra, hanimi ile, Alla- 
hii teala yolunda ilk hicret eden Osman bin Affandir "radiyal- 
lahii teala anh". Allahii teala bilir ki, Eshab-i giizin "ridvanulla- 
hi teala aleyhim ecma'in", Mekkeden Medineye, Resulullah 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin huzuruna hicre- 
ti yalniz yapmislardir. Hazret-i Osman, ehli ve lyali ile beraber 
hicret etmisdir. 

12- Yusiif bin Abdullah bin Selam rivayet eder: Resulullah 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem", (Ben; Allahii tebareke ve 
teala huzurunda, Osmanin diismanlarimn hasmiyim) buyur- 
musdur. 

13- Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" bir hadis-i 
seriflerinde buyurmuslardir ki, (Biz Osman bin Affani, Allahii 
teala katinda hahl ve kerim olan babamiz Ibrahim aleyhissela- 
ma benzetiyoruz.) 

14- Abdullah bin Omer "radiyallahii teala anhiima" hazret- 
lerinden rivayet olunmusdur. Resulullah "sallallahu teala aley- 
hi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Osman benim iimmeti- 
min en hayahsi ve en cok ikram edenidir.) 

15- Kehb bin Velid, Ibni Melbekeden rivayet eder. Abdul- 
lah ibni Omerin "radiyallahii teala anhiima" huzuruna bir adam 
geldi ve sordu: Osman ibni Affan "radiyallahii teala anh" 

-233- 



Bedr gazasina hazir oldu mu? Abdullah hazretleri buyurdu ki, 
hayir olmadi. Bfat-i Ridvana hazir oldu mu. Buyurdu ki: Ha- 
yir olmadi. Iki asker birbirine miilaki olduklan giinde, yiiz 
dondiirdii mii? [Uhud gunii, dagilanlar arasinda degil mi idi.] 
Buyurdu ki, evet! O kisi kalkdi gitdi. Dediler, bu kisi sizden 
ba'zi seyler sordu. Cevabimzdan anladi ki, siz Osmani zem et- 
diniz [kotiilediniz]. Buyurdular ki, acele o adami geri dondii- 
riin. Cagirdilar, geri dondii. Buyurdular ki, benden siial etdi- 
gin sozleri anladin mi. O sahs dedi ki, evet. Senden siial etdim. 
Osman "radiyallahii teala anh" Bedr gazasina hazir oldu mu. 
Sen dedin, yok. Siial etdim ki, bi'at-i ridvana hazir oldu mu. 
Sen dedin, yok. Siial etdim ki, Uhudda dagilanlar arasinda mi 
idi. Sen dedin, evet. Abdullah bin Omer "radiyallahii teala 
anh" buyurdu ki: Bedr gazasina hazret-i Osman hazir olmadi, 
amma, Allahii tealamn ve Resulunun hacetinde [isinde] idi. 
Hazret-i Resulullah Osmanin nasibini o gazada ayirdi. Ondan 
gayri hazir olmiyanlara nasib vermediler [hisse ayirmadilar]. 
Bfat-i Ridvanda da, Osman ona hazir olmadi. Resulullah haz- 
retleri Osmani, Mekke-i Miikerremeye elci gondermis idi. Es- 
hab-i giizin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" bi'at etdiler. 
Resulullah hazretleri kendi mubarek elinin birisini digerine 
tutup, buyurdu ki, bu Osmanin eli olsun. Resul-i ekremin mu- 
barek eli, Osmanin elinden ustundiir. Allahii Subhanehu ve 
teala, kelam-i kadiminde haber vermisdir. (Uhud gazasinda 
iki asker karsilasdigi zeman, arka cevirip donenleri seytan ig- 
fal etdi [yamltdi]. Allahii teala onlan afv etdi. Allahii teala 
giinahlari afv edici ve cezayi gecikdiricidir.) [Al-i Imran sure- 
si 155.ci ayet-i kerimesi meali.] Abdullah bin Omer "radiyal- 
lahii teala anh" o sahsa buyurdu ki: Sakin ola ki, Osman "ra- 
diyallahii teala anh" hakkinda kotii dusunmiyesin. Buna gay- 
ret et! 

16- Abdullah bin Mubarek, Ebu Mus'abdan, o da Yezid bin 
Ebi Lehebden rivayet etmisdir. Osman bin Affan "radiyallahii 
teala anh" ile kavga edenlerin ciimlesi divane [deli] oldular. 
Abdullah bin Mubarek der ki, onlann Cehennemde tadacakla- 
n azab yaninda delilikleri azdir. 

17- Ebu Sa'id-i Hudri "radiyallahii teala anh" rivayet eder: 

-234- 



Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyur- 
dular ki: (Ey Allahim! Muhakkak ki Osman, rizani taleb eder. 
Sen de fadl ve keremin ile Osmandan razi ol!) 

18- Abdullah bin Abbas "radiyallahu teala anhiima" rivaye- 
ti ile gelmisdir. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
buyurdular: (Ey Allahim! Osmana, kiyamet gununun siddetin- 
den rahatlik ve kurtulus ver. Cunki, o bizi nice sikintih gunleri- 
mizde rahata kavusdurdu.) 

19- Emir-ul mu'minin Osman "radiyallahu teala anh" hak- 
kinda rivayet olunur. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" buyurdular ki: (Eger kirk kizim olsa idi, ciimlesini birbiri 
ardinca, hicbiri kalmayincaya kadar Osmana verirdim.) 

20- Abdullah bin Omer "radiyallahu teala anhiima" rivayet 
eder. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdular ki: (Muhakkak istedim ki, Eshabimdan dort kimse- 
yi aleme gondereyim ki, halka Kur'an-i azim-us-sani ta'lim et- 
sinler. Bizden once de Isa bin Meryem aleyhimiisselam havari- 
lerini halka gondermisdi.) Osman bin Affani, Abdullah bin 
Mes'udu ve Mu'az bin Cebeli ve Ubeyy bin Ka'bi "radiyallahu 
teala anhiim" gonderdiler. 

21- Abdullah bin Abbas "radiyallahu teala anhiima" rivayet 
eder. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri, 
buyurdular ki: (Ummetimden biiyiik giinah isleyip, Cehenne- 
me gitmesi icab eden yetmi§ bin kimseye Osman sefa'at eder. 
Allahii teala onlari Cennete gonderir.) 

Otuzsekizinci Menakib: Kiymetli kitablarda haber verilmis- 
dir. Ebu Hiireyre "radiyallahu teala anh" buyurdular ki: Bir- 
giin Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin 
kerimeleri ve hazret-i Osmanin "radiyallahu teala anh" zevce- 
si olan Rukayyenin "radiyallahu anna" huzurlanna vardim. 
Elinde bir tarak tutuyordu. Buyurdu ki, kiymetli babam Resu- 
lullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri simdi ya- 
nimdan gitdi. Bu tarak ile mubarek sacini ve sakahni taradim. 
Bana buyurdular ki, (Ya Rukayye! Ebu Abdullah Osman bin 
Affani nasil buldun!). Ben dedim ki: (Hayr ile gordiim. Iyilik 
ile gordiim!) Babam buyurdu ki: (Ciimle Eshabim arasinda ah- 

-235- 



laki bana en cok benziyen odur. Osmana hurmetde kusur et- 
me!) 

Otuzdokuzuncu Menakib: Ziibeyr bin Harras rivayet eyler. 
Hazret-i Omer "radiyallahii anh"; kizi Hafsayi "radiyallahii an- 
na" hazret-i Osmana "radiyallahii anh" nikahlamak istedi. Haz- 
ret-i Osman ozr beyan eyledi. Hazret-i Omer iiziildii. Bu haber 
Resulullah "sailailahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerine eris- 
di. Hazret-i Omere buyurdular ki: (Ya Omer! Kizini Osmandan 
daha iyisi alacak. Ve Osman Hafsadan iyisini zevce edinecek. 
Sen kizini bana nikah et! Ben de kizimi Osmana nikah edeyim!) 
[Hafsa "radiyallahu teala anna" hicretin uciincii senesinde, 
gene yasinda, Bedr gazasinda bulunan Huneysden dul kalmis 
idi.] ' 

Kirkinci Menakib: Ebu Hiireyre "radiyallahu teala anh" ri- 
vayet etmisdir. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
buyurdular ki, (Uc nesne vardir ki, her kim onlardan kurtulur- 
sa muhakkak kurtulur. Benim vefatim, Deccahn ve hak iizere 
olan halifenin katli.) Ebu Hiireyre buyurdu ki, hak iizere olan 
halifenin kim oldugunu Leyse ve Ibni Lehi'aya sordum. Bu ha- 
lite Osman bin Affandir "radiyallahu teala anh", dediler. 

Kirkbirinci Menakib: Ukbe bin Amir el Ciiheni "radiyalla- 
hii teala anh" bildiriyor. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri birgun buyurdular ki: (Ya Eba Bekr ve 
Omer! Sizin ikiniz, diinyada ve ahiretde kardeslersiniz. Simdi 
her ikiniz, birbirinize selam veriniz ve musafeha ediniz.) Haz- 
ret-i Ebu Bekr, hazret-i Omerin elini tutdu. Resulullah "sallal- 
lahu teala aleyhi ve sellem" tebessiim edip, buyurdu: (Ya Eba 
Bekr! Sen Omerin oniince olursun!) Ya'ni daha once halite 
olursun. Sonra buyurdular. (Ya Ziibeyr ve Talha! Siz de geli- 
niz. Sizin aramzda da kardeslik vereyim. Her ikiniz, diinyada 
ve ahiretde kardeslersiniz. Simdi birbirinize selam verip, mu- 
safeha ediniz.) Nasil buyurdu ise oyle yapdilar. Sonra buyur- 
du. Ubeyy bin Ka'b ve Abdullah bin Mes'ud da oyle yapdilar. 
Sonra Ebu Ubeyde bin Cerrah ve Salimi, ki Salim Ebu Huzey- 
fenin kolesi idi, onlara da buyurdu. Onlar da oyle yapdilar. 
Sonra Usame tebni Zeyd ile Ebu Hind oyle yapdilar. Ebu 
Hind Haccam ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 

-236- 



lem" hazretlerinden hacamat cekerdi. [Kanini alirdi.] Ve mu- 
barek kanini icerdi. Hazret-i Resulullaha ziyade muhabbet- 
den onlann yaninda kardeslik etdi. Onlar da oylece yapdilar. 
Sonra Abdurrahman bin Avf yuzunii hazret-i Osman bin Af- 
fan tarafina donduriip dedi ki: (Inna lillah ve inna ileyhi raci- 
un!). Bize ne olmusdur ve ne islemisiz ki, Resulullah "sallalla- 
hu teala aleyhi ve sellem" hazretleri benim ve senin tarafimi- 
za iltifat etmedi. Allahii teala hazretlerinin hismindan ve Re- 
suliinun azanndan; yine Allahii tealaya sigmiriz, dedi. Resu- 
lullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri onlar tara- 
fina bakip, buyurdular ki: (Hak siibhanehii ve teala hazretle- 
rinin izzi ve celali ve kudreti ve azameti hakki icin, Allahii te- 
bareke ve teala hazretleri sizin iizerinize hismli [gadabh] degil- 
dir. Ve Resuli de sizin iizerinize azarh [sizi azarlamis] degildir. 
Allahii teala ve Resulii ve melekleri yaninda ikram gorenler- 
densiniz! Velakin, ben sizi yad etmek istedigim zeman, Hak 
Siibhanehii ve teala bir melek gondermisdir. Beni men' etdi ve 
dedi ki, onlan sonra yad et ki, onlann ikisi de ganidir [zengin- 
dir]. Ben de ondan dolayi sizi sonra yad etdim. Bunun gibi, ki- 
yamet giiniinde hesab ederler. Fakirlerin hesabim evvel ya- 
parlar. Zenginlerin hesabim sonra yaparlar. Ve sonra siz, diin- 
yada ve ahiretde kardeslersiniz. Siz de birbirinize selam verip, 
miisafeha ediniz.) Onlar da oyle yapdilar. Sonra Resulullah 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki, 
(Razi oldunuz mu!). Onlar dediler ki: (Evet, razi olduk. Alla- 
hii teala hazretlerine siikr ederiz ki, bizi riisva etmedi.) Resu- 
lullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu ki: 
(Sizin iizerinize daha Have edeyim mi!) Evet, dediler. Resulul- 
lah "sallallahu aleyhi ve sellem" buyurdu: (Siz ikiniz diinyada 
ve ahiretde kardeslersiniz! Cennetde benim kardesim Ilyas 
aleyhisselamdir. Ilyas aleyhisselam, Allahii teala hazretlerine 
biitiin halkin en sevgilisi idi. Allahii tebareke ve teala hazret- 
leri Cebrail aleyhisselami Ilyas hazretlerine gonderdi ki, Hak 
siibhanehii ve teala hazretleri sana kardeslik verdi; bir kulun 
halasiyle ki, onu zulm ile oldiiriirler. Ben ki, Resulullah olarak 
Hak Siibhanehii ve teala hazretlerini sizi sahid tutanm ki, size 
diinyada ve ahiretde kardeslik verdim. Siz bugiin ciimlenin iyi- 
sisiniz.) 

-237- 



Kirkikinci Menakib: Dogru rivayet ile gelmisdir. Resuhillah 
"sallailahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden sordular. 
Cennetde berk [lsik, simsek] olur mu? Buyurdular ki, evet olur. 
Osman bin Affan bir kasrdan bir kasra giderken yuzunun nuru 
lsik olur. Bundan dolayidir ki, ona zinnureyn derler. Ulemanin 
ba'zinin kavliyle, hazret-i Osman "radiyallahii teala anh" uzun 
gecelerde ta'at yapip ve Kur'an-i azim-iis-san tilavet etmekden 
geri kalmazdi [ya'ni tilavet ederdi]. Mubarek pehlusunu yere 
koymazdi. Mubarek gozii aglamakdan kuru olmazdi. Ahmed 
bin Attar "rahimehullahu teala" bu ma'nada su si'ri soylemis- 
dir: 

Yumuk durmakdan gbzlerim kurudu, 
Sanki goz kapaklanm kisa imis gibi. 

Kapaklan dikenle delik-desik olmus gibi, 
Gozlerimin uyuyacak hati yok. 

Gece uzadikca uzaymca derim ki, 
Ey gecem, giindiiz daha cok uzakdal 

KirkiiQiincii Menakib: Nu'man bin Besirden "radiyallahii 
teala anh" dogru rivayet ile gelmisdir. Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Icinizde ha- 
ya bakimindan en sadikiniz, Osman bin Affandir.) Bu haber 
zahir delildir ki, hie kimsenin haya ve hicabi bu ummetde Os- 
man bin Affanin "radiyallahii teala anh" haya ve hicabindan 
daha cok ve iistiin degildir. Hazret-i Adem aleyhisselamin ze- 
mamndan bu zemana gelene kadar, giizel ahlakdan herkesde 
zuhura gelmisdir. O giizel ahlakdan haya, o ahlaklann esrefle- 
rindendir. Bu soziin ma'nasi odur ki, hayrdan ve serden her 
nesne ki, Allahii tebareke ve teala hazretleri halk etmisdir, 
onu cift halk etmisdir. Kur'an-i kerim onunla natikdir. (Her 
seyden cift yaratdik...) buyurulmakdadir. [Zariyat suresi 49.cu 
ayet-i kerimesi meali.] Achgi yaratdi. Toklugu onun cifti kildi. 
Sihhati yaratdi. Hastahgi ona cift kildi. Fakirligi yaratdi. Zen- 
gin olmagi ona cift kildi. Kimseye muhtac olmamak ile, baska- 
lanna yiik olmagi cift kildi. Gonlii [kalbi] yaratdi. Ruhu ona 
cift kildi. Nefesi yaratdi. Rayihayi ona cift kildi. Dini yaratdi. 
Kemali ona cift kildi. (Bugiin dininizi temam etdim!) [Maide 

-238- 



suresi 3.cu ayet-i kerime meali]. Dunyayi yaratdi. Zevali [yok 
olmagi] ona cift kildi. (Diinya mahndan yammzda olanlar fa- 
nidir. Allahin indinde, Cennetdeki sevab, oradakilerle baki- 
dir!) [Nahl suresi 96.ci ayet-i kerime meali.] Topragi yaratdi. 
Siikunu [rzdirabsizligi] onun cifti eyledi. Atesi yaratdi. Hare- 
keti onun cifti eyledi. Yer altini yaratdi. Darligi ve karanligi 
onun cifti eyledi. Yeri yaratdi. Acilmagi, yayilmagi onun cifti 
eyledi. (Allahii teala sizin icin arzi dosek yapmisdir. [Yeri ge- 
nis eyledi ki, iizerinde genis yollar acasiniz.]) [Nuh suresi 19.cu 
ayet-i kerime meali.] Gokii yaratdi. Yuksekligi [mertebeyi] 
onun cifti eyledi. (Yedi kat gokleri ^ok kuvvetli saglam kddik. 
Zemanla bozulmaz.) [Nebe' suresi 12.ci ayet-i kerime meali.] 
Cenneti yaratdi. Maddi ve ma'nevi sikintilan ona cift kildi. Ni- 
tekim Seyyid-i alem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazret- 
leri buyurdu ki: (Cennet, istenmiyen, sikinti veren seyler ile 
ortiiliidur. Cehennem de, sehvetler, arzulanan seyler ile ortii- 
liidiir.) Imam yaratdi. Hayayi onun cifti eyledi. Cesidli haber- 
lerde gelmisdir. Enes bin Malik "radiyallahii teala anh" riva- 
yet etmisdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bu- 
yurmusdur ki: (Haya ve lman bir arada bulunur.) Ya'ni haya 
ve imam birbirinin cifti eyledi. Lakin hayayi gozde yaratdi. Ne 
kadar ki, haya gozdedir. Iman da goniildedir. Allahii teala ko- 
rusun, haya gozden zail olunca [gidince], iman da goniil [kalb] 
de za'if olur. Bu ikisi de kat'i delil ile sabitdir. Sek ve siibhe 
yokdur. 

Osman Zinnureyn hazretlerinin zemamnda, yeryiiziinde on- 
dan faziletli ve aziz, yiiksek halli kimse yok idi. Osman "radiyal- 
lahii anh" hazretlerinin yiiksek halleri ve hayasi ve sehaveti ve 
sair menakiblan sayisizdir. Haya, Allahii teala ve tekaddes haz- 
retlerinin sifatlarmdandir. Mahluklara da bu sifat gelmisdir. 
Halka gelen o haya sifati birkac cesiddir. 

Birinci cesidi haya-i hacaletdir. Ya'ni utanmak seklindeki 
hayadir. Adem ala nebiyyina ve aleyhissalatii vesselam hazret- 
lerinin hayasi gibi. Bugday danesi yidi. Uzerinde elbise [Cennet 
elbisesi] kalmadi. Hacil oldu [utandi], yiiziinu dondiirdii. Alla- 
hii teala hazretleri. (Bizden kaciyor musun!), buyurdu. Hayir, 
ya Rabbi! Elbiselerim cikanldigi icin utamyorum. O utanma- 
dan dolayi yuzumii dondiim. 

-239- 



ikinci nev'i, haya-i azametdir. israffl aleyhisselamin hayasi 
gibi. Haberde gelmisdir ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri buyurdular: (Israffl her gun yetmis kerre 
yuzunii kendi kanadi ile orter ve der ki, ya ilahel alemin! Ne ya- 
pabilirim ki, herkes gibi sana layik bir secde ve bir riiku' etme- 
ge kadir degilim.) 

Uciincii nev'i, heybet hayasidir. Melekler ve Nebiler hayasi 
gibi ki, (Ya Rabbi! Seni tesbih ve tenzih ederiz. Sana hakki ile 
ibadet edemedik), derler. 

Dordiincii nev'i haya, hiirmet ve hizmetdir. Musa bin Imran 
ala nebiyyina ve aleyhissalatii vesselam hayasi gibi. Musa aley- 
hisselam buyurdu ki: (Ya Rabbel alemin. Bana Cennet gerek- 
dir. Senden isterim. Senin didann gerek. Onu da senden iste- 
rim. Lakin her vakt ki, bana tuz, ekmek ve koyun icin lazim 
olan hakir seyler gerekince, bunlan ben senden nasil isterim.) 
Allahii teala hazretleri, (Ya Musa! Maksad budur. Ya'ni onla- 
n istemekdir. Kul, her vaktde bir sebeble, bir ihtiyac ile huzu- 
ra gelsin. Miinacat etsin. O behane ile [o sebeble] kullugunu 
yerine getirsin. Vefasim taze tutsun.) Bu kissa uzundur. Bu 
makamda bundan ziyade mumkin degildir. Amma o haya ki, 
Allahii teala hazretlerinin ni'met ve sifatidir. Giinahlan orter 
ve afv eder. Kullannin giinahlarim goriir, orter, afv eder. Bir- 
cok haberde gelmisdir. Cabir bin Abdullah "radiyallahii teala 
anh" rivayet etmisdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" buyurmusdur ki: (Bir mii'min ve giinahkar kul kabr- 
den kalkar, Sirat heyecam ve Cehennem korkusu ile mahsere 
gelirken, iki yol basina erisir. Korkarak ve aghyarak, siikunet 
ve karar ile, yolun birisine girer. Kimse ondan bir soz siial et- 
mez. Dosdogru Cennet kapisina erisir. Sag ayagini kapidan 
iceri koyup, sol ayagini yerinden kaldirmazdan evvel, Allahii 
teala ve tekaddes, bila-vasita [vasitasiz] o kulun sag eline bir 
name verir. Kulum, sen al bu nameyi oku ve o name icindeki- 
leri ogren. Ondan sonra, hiikm senin hiikmiindiir. Cennet-i 
ebediyyeye gir ve ondaki senin himmetin ve muradindir. Ora- 
da ebedi olarak kal, buyurur. O kul da nameye bakar goriir ki, 
(ey benim kulum, her ne yapdin ise, gordiim ve bildim. Lakin 

-240- 



yapdigin islerini, tekrar sana gostermege haya etdim,) yazilmis, 
goriir.) Bu haberin benzeri Ebti Siileyman-i Darani rivayeti ile 
baska bir vaktde gelmisdir. Resulullah "sailailahii teala aleyhi 
ve sellem" buyurmusdur ki: (Allahii tebareke ve teala ve azze 
ve celle buyurmusdur. Gokden indirilen kitablann ba'zisinda, 
benim kulum, her ne kadar ki, sen gunahkarsin ve giinahindan 
korkarsin ve haya edicisin. Izzim ve celalim hakki icin ayblan- 
m ve giinahlarim Ademoglunun goziinden ve gonliinden gizli 
ederim. Ve goziiniin hainliklerini, bedeninin gizli giinahlarim 
meleklerin anlayisindan saklanm. Ben yanilmalanni ve giinah- 
larim levh-i mahfuzda, kiramen katibinden gizli tutanm. Ve ki- 
yametde seni muhasebe makamina getirir ve hesabim kolay 
eylerim!) 

Her kimse ki, giinahkar olur. Gunahlan sebebi ile utanir 
ve korkar. Onun hesabi cetin olmaz. Hazret-i Osman bin Af- 
fan "radiyallahii teala anh" her giinahdan kacinir, her iyiligi 
yapar, hilm, vera ve haya sahibi idi, utanir idi. Osman bin Af- 
fan hazretlerine hesab olmaz. Osmanin dostlanna da hesab az 
olur. Bircok haberde gelmisdir: Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" buyurdular ki, (Allahii teala kiyamet giiniin- 
de yiizyirmidortbinden ziyade nebiyi "ala nebiyyina ve aley- 
hissalatii vesselam" iimmetleri ile muhasebe yerinde durdu- 
rur. Herkesi mesgul oldugu sey mikdari [ameline gore] cok 
miiddet veya az miiddet o yerde durdurur. Osman bin Affan 
hazretlerini ve onu sevenleri hesabsiz mahserden gecirir.) 
Herkesi makami ne olursa olsun, sidk [dogruyu soyleyecek] 
makama getirir. Allahii teala Resullere ve Nebilere cok fazi- 
letler, menakibler vermisdir. O haslet ve fazilet ve fahr-i seha- 
det ki [sehid olmak ki], Allahii tebareke ve teala hazretleri 
Zekeriyya ve Yahya "ala nebiyyina aleyhissalatii vesselam" 
hazretlerine vermisdir. [Hazret-i Osmana da vermisdir.] Ikin- 
ci haslet, fadl-i ziihd ve fahr-i hicretdir ki, Allahii teala Isa bin 
Meryeme "ala nebiyyina ve aleyhissalatii vesselam" vermis- 
dir. Uciincii haslet, mukaleme fazileti ki, Allahii teala ve te- 
kaddes hazretleri onu Musa kehme "ala nebiyyina ve aleyhis- 
salatii vesselam" vermisdir. Dordiincii haslet, hiisn-i cemal fa- 
zileti ki, Rabbil alemin onu Yusiife "ala nebiyyina ve aleyhis- 
salatii vesselam" vermisdir. Besinci haslet, comertlik [seha- 

- 241 - Menakib-i Cihar Yar-i Guzin - F:16 



vet] faziletidir. Allahu teala onu Ibrahim halil "ala nebiyyina 
ve aleyhissalatu vesselam" hazretlerine vermisdir. Altinci has- 
let, yashhk, pirlik [ihtiyarhk] ustunhigii ki, Allahu teala onu 
Nuh "ala nebiyyina ve aleyhissalatu vesselam" hazretlerine 
vermisdir. Yedinci haslet, haya ve hicab faziletidir ki, Allahu 
tebareke ve teala onu Adem safiyyullaha ve Muhammed 
Mustafa "aleyhi efdaliissalat ve ekmeliittehiyyat" hazretleri- 
ne vermisdir. Allahu teala bu faziletlerin temamini ve bu me- 
nakibin mahsulunii Osman bin Affan hazretlerine vermisdir. 
Onun hayasi faziletlerine isaretdir. 

Simdi diger hasletlerinin fedailinden de birer harf isit. Alla- 
hii teala pirlik [ihtiyarhk] hil'atini [elbisesini] Nuh aleyhisselam 
hazretlerine vermisdir. Nuh aleyhisselam o sebebdendir ki, 
Resullerinin phi olmusdur. Bunun gibi, Allahu teala azze ve 
celle pirlik hil'atini [elbisesini] Osmana verdi. Osman "radiyal- 
lahii teala anh" hazretleri de o sebeble kendi zemamnda iim- 
metin phi oldu. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretlerinin 6mr-i serifleri altmisiic idi. Ebu Bekr-i Siddik ve 
Omer-iil Farukun "radiyallahii anhiima" da 6mr-ii serifleri alt- 
misiic oldu. Lakin Osman-i Zinnureyn hazretlerinin omrii on- 
lara muvafik olmadi. Sekseniki yasinda vefat etdi. Onun omrii- 
niin uzun olmasim, omriiniin sonunda, kahr ve zulm ve cevr 
gormesini Allahu teala alimdir, bilir. Yahya bin Zekeriyya "ala 
nebiyyina ve aleyhimessalatu vesselam" gibi; mubarek basini 
keserler. Allahu tebareke ve teala, Osman "radiyallahii anh" 
hazretlerinin omriinii uzun irade etmis ki, o sebeble can teslim 
etdigi vaktde rahat olsun. Ma'lumdur ki, ham meyve taze agac- 
dan zor aynhr. Bunun gibi gene olan kisinin ruhu da bedenin- 
den zor cikar. Kemal bulmus [olgunlasmis] meyve agacindan 
tez [kolay] aynhr. Pir [yash] olan kimsenin de ruhu bedenin- 
den kolay cikar [aynhr]. 

Allahu teala ve tekaddes hazretleri, Fiitiivvet ve sehaveti 
Peygamberlerin onderi olmasi icin, Ibrahim "ala nebiyyina ve 
aleyhissalatu vesselam" hazretlerine verdi. Bunu Osman "radi- 
yallahii teala anh" hazretlerine de verdi ki, boylece zeman-i se- 
rif inde Evliyamn onderi olsun! 

(I§aret): Rahib Mugirenin Taifde bir bagi vardi. Kafirler, 

-242- 



her hafta basinda o bagda bir meyvenin turfandasi yetisir, diye 
ogunduler. Mu'minler de, Medine-i munevverede, hazret-i Os- 
manin "radiyallahu teala anh" serayi var. Bir yil ki ucyuzaltmis 
gundur. Hergiin o serayda, gariblere ve miskinlere bir yeni 
da'vet ve acikdan [asikare] musafir kabul olunur, diye ogundu- 
ler. Sair onu nasil ovmusdur. Si'r: 

Bu fanidiinyada timid edilen ne varsa, 
Onun kapismda kavusuiur! 

Ctinki, Allahti teala boyie yaratmi$dir, 

Cennetde azab buhmmadigi gibi, onda cunriligin zerresi bile cokgarib dti$er. 

Cihanda refa oiarak ne varsa, 
Onun adaletti kapismda temam oiur. 

Onun comertlik anberi sarka ve miski Sama ulasdi, 
Ona Utihar elbisesi giydirilip, tekrarselam verildi. 

Nasil ki Ibrahim aleyhisselamm putiara tapmasi mtimkin degiise, 
Onun kin de cimrilik mtimkin degildir. 

Kirkdordiincii Menakib: Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri buyurdular ki: Cebrail aleyhisselam bana 
soyledi. Allahii Siibhanehii ve teala, Yusuf-i Siddik aleyhisse- 
lam hazretlerine vermis oldugu giizelligin benzerini Osman bin 
Affana da vermisdir. Her kim Yusuf aleyhisselamm cemalini 
gormek isterse, Osmanin cemalini gorsiin. Fekat, her kim Yu- 
suf aleyhisselamm cemalini gordii, fitneye diisdii. Her kim Os- 
manin cemalini gordii, hiirmet eder oldular. Bir haberde de gel- 
misdir ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyur- 
musdur: Ben nice kerre istedim ki, Osmanin yuziinii kemali 
iizere goreyim, kadir olmadim. Bir gun Cebrail aleyhisselama 
dedim, Ya Cebrail! Ben ne kadar istedim, Osmanin cemalini te- 
mamen goreyim. Cebrail aleyhisselam dedi. Ben de kadir ola- 
madim ki, Osmanin cemalini goreyim. Ya Resulallah! O kadar 
hurmet ve buyiikliik ve hasmeti, biz meleklerin kalbinde zuhu- 
ra gelmisdir ki, gozlerimiz Osmanin cemalini miisahede etmek- 
den ahkoymusdur. Ya Resulallah! Her gece yansi ki, Osman 
evinden mescide gelir. Goklerin ve yedi yerin meleklerine, Os- 
manin hasmet ve hayasindan hacalet gelir [utamrlar, mahcub 
olurlar]. 

-243- 



Kirkbesinci Menakib: Cabir ve Enes "radiyallahu teala an- 
hiima" hazretleri rivayet etmislerdir. Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki, (Ben mi'rac 
gecesi diinya gokunde bir mihrab gordiim. Dort mil uzunlugu, 
bir mil eni ve mercan danesinden idi. O mihrabin icinde Os- 
manin hiisn ve cemalinin suretini gordiim. Ikinci gokiin iize- 
rinde bir mihrab gordiim. Kirk mil uzunlugu ve on mil eni ve 
bir dane inciden idi. Onun da icinde Osmanin hiisn ve cemali- 
nin suretini gordiim. Uciincii gokiin iizerinde bir mihrab gor- 
diim. Dortyiiz mil uzunlugu ve yiiz mil eni ve bir firuzeden idi. 
O mihrabin icinde Osmanin giizel suretini gordiim. Dordiincii 
gok iizerinde bir mihrab gordiim. Ikibin mil uzunlugu ve bin 
mil eni ve bir yakut danesinden idi. O mihrabin icinde Osma- 
nin giizel yiiziinii gordiim. Besinci gok iizerinde bir mihrab 
gordiim. Uc bin mil uzunlugu, ikibin mil eni, bir dane kirmizi 
yakutdan idi. O mihrabin icinde Osmanin gene cemalini gor- 
diim. Altinci gok iizerinde bir mihrab gordiim. Dort bin mil 
uzunlugu ve bin mil eni ve bir dane zebercedden idi. O mihra- 
bin icinde Osmanin hiisn-ii suretini gordiim. Fevc fevc, taife 
taife, giiruh giiruh, her an ve her saat mukarreblerden ve ru- 
hanilerden ve kerubilerden [melekler] gelirler ve o mihrabin 
beraberinde durup, Osmanin hiisn-i suret ve cemaline karsi 
Allahii tebareke ve teala hazretlerine sena ederler. Ben dedim 
ki, ya Cebrail! Mihrablann sadnnda [icinde] olan Osmanin bu 
suret, hiisn ve cemali ne zemandan beri zuhura gelmisdir. 
Hazret-i Cebrail aleyhisselam dedi: O Allahii teala hakki icin 
ki, Adem safiyullah "ala nebiyyina ve aleyhissalatii vesselam" 
halk olunmazdan dortyiiz bin sene once, Osmanin bu suret ve 
cemali bu yedi gok iizerinde mihrablarda zuhur etmisdir. 
Amel-i salihinin bereketinden ve hayratindan zuhura gelmis- 
dir.) 

Bu salih amellerin birincisi odur ki, Osman "radiyallahu 
anh" daima oruc tutardi. Ikincisi, gece yatmaz. Biitiin gece ne- 
maz kilardi. Uciinciisii, elbisesi olmiyanlara elbise alarak giyin- 
dirir. Dordiinciisii, aclann karnini doyurur. Besincisi, Sure-i ih- 
lasi cok okur. Altincisi, hazret-i Osman gonliinde miislimanlara 
bir zerre gil ve gis, kin, hased, su-i zan tutmaz. Yedincisi, her 

-244- 



acz, her bela, her musibet Osmanin online gelir. O halde hismi- 
m yutup, sabr eder ve kimseye sikayet etmezdi. 

Kirkaltinci Menakib: Ebu Osman Hayri "rahmetullahi 
aleyh" (Letaif) kitabinda yazmisdir. Resulullah "sallallahu tea- 
la aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Mi'rac gecesi beni goke gotiir- 
diiler. Diinya gokiine vardim. Osmanin suretini gordiim. De- 
dim, bu mertebeye ne ile erisdin. Dedi, gece nemazi ile. ikinci 
goke vardim. Osmanin suretini gordiim. Dedim, bu mertebeye 
ne ile erisdin. Dedi, Kur'an-i azun-iis-san okumak ile. Uciincii 
goke erisdim. Osmanin suretini gordiim. Dedim, bu mertebeye 
ne ile erdin. Dedi, siire-i ihlas okumak ile. Dordiincii goke var- 
dim. Osmanin suretini gordiim. Dedim, bu mertebeye ne ile 
erisdin. Dedi, Al-i Reside [Resulun akrabasina] nasihat etmek- 
le. Besinci goke erisdim. Osmanin suretini gordiim. Dedim, bu 
mertebeye ne ile erisdin. Dedi, Mescidde i'tikaf etmekle. Altin- 
ci goke vardim. Osmanin suretini gordiim. Dedim, bu mertebe- 
ye ne ile erisdin. Dedi, Allahii tebareke ve teala hazretlerinden 
haya etmek ile. Yedinci goke erisdim. Osmanin suretini gor- 
diim. Dedim, bu mertebeye ne ile erisdin. Dedi, Musibetler ve 
mihnetler cekmekle.) 

Kirkyedinci Menakib: Osman "radryallahu teala anh" haz- 
retlerine Zinnureyn denilmesinden bir mikdar anlatilmisdi. 
Lakin, daha da ziyade [cok] beyan edelim. Ma'lumdur ki, Al- 
lahii teala hazretleri Musa "ala nebiyyina ve aleyhisselam" 
hazretlerine iki nur vermisdi. Biri Tevrat num. Biri Yed-i Bey- 
da nuru. Osman "radryallahu teala anh" hazretlerine de iki nur 
vermisdi. O sebeble Zinnureyn derler. Bir kavl de sudur ki, iki 
nur, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri- 
nin iki kerimelerini, biri Rukayye ve biri Ummu Gulsumdiir 
"radryallahu teala anhiinne"; almisdir. Aliyyiil murteda "radi- 
yallahii teala anh" hazretlerinin ogiinmesi Resulullah "sallalla- 
hu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin bir kerimesiyle idi. Os- 
man "radryallahu anh" hazretlerinin ogiinmesi ondan ziyade 
olur. O iki nur iki hicretdir ki, Osman bin Affana nasib olmus- 
dur. Bir kavl de odur ki, o iki nur iki gazadir. Biri Bedr gazasi, 
biri Hudeybiye gazasidir. Amma Bedr gazasinda Resulullah 

-245- 



"sailailahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri, Osman bin Affan 
hazretlerine buyurdular ki, (Ya Osman! Ben sendenim, sen 
bendensin!) Hem kendi nurunu tutasin ve hem benim nurumu 
tutasin. Hudeybiye gazasinda Resulullah "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki, iste bu iki elimin bi- 
ri benim elimdir. Ve biri Osmanin elidir. Dogru Bfat-i Ridvan 
etdim. O vaktde Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
hazretlerinin iki mubarek eli birbirine ulasdi. Bir elinden gu- 
nes gibi bir nur ve bir elinden ay gibi bir nur parladi. Buyurdu- 
lar ki, (Bu iki nur Osmanin nurudur. Osman benim ile ebedi 
olarak Cennetde refikdir.) Bir kavl de odur ki, iki nurun biri, 
gundiiz oruclu olmanin, biri gece nemaz kilmamn nurudur. Bir 
kavlde odur ki, o iki nurun biri iman nuru ve biri Kur'an nuru- 
dur. Bir kavl de odur ki, iki nurun biri zahirinin nuru ve biri 
batinimn nurudur. Herkesin ittifakiyla Osman "radryallahu 
teala anh" hem seyh-i ehl-i iman idi ve hem seyh-i Kur'an idi. 
Su sebebden Seyh-i ehl-i iman idi ki, yetimler babasi idi. Dert- 
liler yardimcisi idi. Ihtiyar kadinlann yardimcisi idi. A'malara 
yardim ederdi. Medine-i miinevvere beldesinde bir ac veya bir 
ciplak var ise, o ac kimseyi doyurmayinca kendi yimez, o cip- 
lak kimseyi giyindirmeyince, kendi giyinmezdi. Seyh-i Kur'an 
idi. Ya'ni Kur'an-i azimussam kendi haddi ile dort mushaf-i se- 
rif yazdi. Alemin dort tarafina gonderdi. Yirmi kiisiir sene ak- 
sam nemazim kildikdan sonra, dort rek'at nemaz kildi. Her 
rek'atde sure-i Fatihadan sonra kirk kerre Kulhiivallahii ehad 
suresini okurdu. Ondan sonra ihlas ile dortbin tesbih, tehhl ve 
diia okurdu. Bunlan yerine getirdikden sonra, biitiin Kur'an-i 
azimi ki, yiizondort sure, altibinaltiyiizaltmisalti ayetdir, bir 
kavle gore; tertib ve tertil ile her gece vitr nemazinda okurdu. 
Bu mertebelerden sonra, bir de sehadet mertebesine kavusdu. 
Haberde gelmisdir ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri buyurdu ki, (Ben mi'rac gecesi dedim ki, ya 
Rabbi! Osman bin Affan senin hesabin icin haya eder. Allahii 
tebareke ve teala hazretleri buyurdu: Ya Muhammed! Ben 
cumle mahluku hesaba ceksem de Osmana hesab etmem, ben 
Osmandan hesabi ref etmisim [kaldirdim].) 

I§aret: Her kim bes nesneyi yapar; ondan bes nesneyi men' 

-246- 



etmezler. Her kim haya eder. Ondan haya ederler. Her kim 
rahm eder [rahmet eder], ona rahmet ederler. Her kim malini 
Cennete bedel verir. Cenneti ona bedel verirler. Her kim afV 
eder. Onu afv ederler. Her kim Hak subhanehu ve teala hazret- 
lerini tanidi. Ya'ni bilip korkdu. Isleri temam olur. Allahu tea- 
la hazretlerini bulup, vasil olur. Bu bes nesneyi Osman bin Af- 
fan "radiyallahii anh" yapardi. 

Niikte: Buyukluk diinyada dort sey ile olur. Ahiretde de 
dort sey ile olur. Diinyada hiisn ve cemal ile olur. Sehavet ve 
mal ile olur. Asfret ve Al [yakinlar] ile olur. Ahiretde iyi siinnet 
ve iyi ibadet ile, iyi huy ile ve iyi siret ile olur. Emir-iil mu'mi- 
nin Osman bin Affan "radiyallahii teala anh" hazretlerinde, bu 
sekizi de mevcud idi. Mal ve cemal sahibi idi. Resulullahin "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" yakin akrabasindan idi. Emir-iil 
mu'minin idi. Siinneti iyi bilirdi ki, Kur'an-i azfm-us-sani topla- 
yip, dort tarafa gonderdi. Kiyamete kadar tilavet edenlerin se- 
vabina ortak oldu. Ahlakimn giizel olmasindan dolayi, Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" muhterem kerimeleri 
Ummii Giilsiimii "radiyallahii teala anna", hazret-i Osmana 
"radiyallahii teala anh" tezvic buyurduklannda soyledikleri da- 
ha once beyan olunmusdur. Ibadeti ve iyiligi de daha once bil- 
dirildi. Sireti, iyiligi odur ki, Ebu Hiireyre "radiyallahii teala 
anh" kalkdi, Osman bin Affan hazretlerinin huzuruna gitmek 
icin cikdi. Giderken yolda bir kadin gordii. Tekrar ona bakdi. 
Sonra huzurlanna vardi. Osman "radiyallahii anh" buyurdular 
ki, (Ya Eba Hiireyre! Gozlerinizde zina eseri goriiriim!) Ebu 
Hiireyre dedi, ya Emir-el mu'minin! Resulullahdan "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" sonra vahy inmis midir? Buyurdular, 
vahy inmedi. Velakin, mu'minin firaseti dogrudur. Nitekim, 
Seyyid-il alem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri bu- 
yurdular ki: (Mu'minin firasetinden kacinimz. Ciinki, mii'min, 
Allahii tealamn nuru ile bakar.) 

(I§aret): Islamin bekasi dort nesne iledir. Kiraet ile, taharet 
ile ve ibadet ile ve miicahede ile. Allahii tebareke ve teala haz- 
retleri, bu dordiinii de hazret-i Osmana "radiyallahii teala anh" 
miiyesser eyledi. Bu dort daima onun icin olur: Kur'an-i azimi 
kira'et icin cem' etdi. Rume kuyusunu, mii'minlerin su icmesi 

-247- 



icin satin aldi. Mescid-i serifi ibadet icin genisletdi. Tebuk gaza- 
sinda askeri mucahede icin techiz etdi. 

Kirksekizinci Menakib: Haberde gelmisdir. Hazret-i Osman 
"radiyallahii teala anh" bir gun, Resulullah "sailailahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerinin, kendi evlerine hie yiyecek 
[ta'am] gondermedigini isitmisdi. Evdekilerin rengi aclikdan 
degismisdi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haz- 
retleri mescid-i serife tesrif buyurmus ve nemaz kihyorlar idi. 
Hazret-i Osman "radiyallahii anh" bu hali haber aldi. Hazret-i 
Selmana itab eyledi ki, nicin acele haber vermedin. O saat bir 
semiz koyun, bir mikdar bal ve bir dank un getirdip, Aise-i Sid- 
dika "radiyallahii teala anna" hazretlerinin hiicre-i serifine 
[evine] gonderdi. Ya Aise, ya ummul mii'minin! Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin bunu, hanimla- 
n [evleri] arasinda taksim edecegini biliyorum! Sen soyle ki 
taksim etmesin. Ben her eve bu kadar gonderdim. Aise-i Siddi- 
ka "radiyallahii teala anna" buyurdular ki, ben emr etdim. Ko- 
yunu bogazladilar. Ekmegi pisirdim. Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretleri, devletle ve se'adetle mescid-i se- 
rifden geldiler. Bu unu, ekmegi ve bah gordiiler. Bunlar nere- 
den geldi diye sordular. Hadiseyi soyledim. Istedi ki, diger ev- 
lere [hanelerine] de taksim etsin. Hazret-i Osmanin soyledigini 
haber verdim. Mubarek ellerini kaldinp, buyurdu ki: (Ya Rab- 
bi! Osmanin gelmis ve gelecek gizli ve asikar giinahlarim afv 
et!) 

Kirkdokuzuncu Menakib: Osman "radiyallahii teala anh" 
hazretlerinden siial etdiler. Ya Emir-el mii'minin! Allahu teba- 
reke ve teala hazretleri hakki icin soyle ki, bu makama ne ile 
ulasdin. Cevab verdi ki, Kitabullahi sag tarafima koydum. Siin- 
net-i Resulullahi sol tarafima koydum. Bilirdim ki, Allahu tea- 
la hazretleri benim sirlanmi bilir. 

Haberde gelmisdir. Hazret-i Ali kerremallahu vecheh ve ra- 
diyallahii anh", Fatima-tiiz-zehra "radiyallahii teala anna" iize- 
rine bir baska hanim daha almak istedi. Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretlerine kerih gelip, hazret-i Aliye 
iiziildiiler. Hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" sefa'at et- 
di. Afv etmedi. Omer-iil Faruk "radiyallahii teala anh" sefa'at 

-248- 



etdi. Afv etmedi. Osman bin Affan "radiyallahii teala anh" se- 
fa'at etdi. Afv buyurdular. Sonra sordular ki, ya Fahr-i alem ve 
ya seyyid-i veledi beni adem! Neden Ebu Bekr ve Omerin se- 
fa'atini kabul etmediniz de Osmanin sefa'atini kabul edip, afv 
etdiniz. Resulullah "sailailahu teala aleyhi ve sellem" hazretle- 
ri buyurdular ki, (Bir kimsenin sefa'atini kabul etdim ki, Alla- 
hu tebareke ve teala hazretlerine hitab edip dese ki, ya Rab! Bu 
yer ile gokii yer degisdir, yer degisdirir. Veya dese ki, ya Rab! 
Ummet-i Muhammedin cumle asilerine rahmet eyle! Allahii 
teala ve tekaddes hazretleri sefa'atini kabul edip, ciimlesini afv 
eder.) 

Ellinci Menakib: Bir giin Resulullah "sailailahu teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri, Aise-i Siddikamn "radiyallahii teala an- 
ha" hiicresinde [evinde] otururdu. Hazret-i Osman "radiyalla- 
hii anh" dort deve yiikii bugdayi Fahr-i kainata hediyye etdiler. 
Hizmetcileri geri gelip dediler ki, ya efendi, bugdayi Habib-i 
Rabbil alemin, muhacirine verdiler. Hazret-i Osman dort deve 
yiikii daha bugdayi gonderdi. Onu da Resul-i ekrem hazretleri 
Ensara dagitdilar. Hazret-i Osman "radiyallahii teala anh" 
dort deve yiikii bugdayi daha gonderdi. Fahr-i kainat onu da 
lyali arasinda taksim edip, evlerine gonderdiler. Getiren hiz- 
metcilere sordular ki, seyyidinize kac deve yiikii bugday getir- 
mislerdi. Hizmetciler dediler, oniki yiik. Resulullah "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" buyurdular. (Temamini bize gonderdi. 
Kendi icin bir mikdar ahkoymadi.) Mubarek ellerini kaldinp, 
buyurdu: (Ya Rab! Ben Osmanin ihsamndan aciz oldum. Her 
kim bana ihsan etdi, Ben ona miikafatim verdim. Amma Os- 
manin mukafatindan acizim ya Rab. Sen Osmana karsihgini 
ver.) Derhal Cebrail aleyhisselam geldi. Buyurdu, (Ya Mu- 
hammed! Cebbar-i alem sana selam eder. Buyurdu ki, Osma- 
na benden selam soyle. Soyle ki, biz ondan razi olduk. Onu 
Cennetde Muhammede refik etdik. Arasat hesabim ondan ref 
etdik. Eger sen ona miikafatdan aciz isen, biz ona miikafatdan 
aciz degiliz.) 

Ellibirinci Menakib: Bir giin hazret-i Osman "radiyallahii 
teala anh" yedi tabagi altin ile doldurup, yedi hizmetcinin eline 
verdi. Muhammed Mustafa "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 

-249- 



hazretlerine hediyye gonderdi. Hizmetciler, tabaklan huzuruna 
koydular. Hazret-i Resul-i ekrem buyurdular ki, geri gidin, 
efendinize selam goturiin. Hizmetciler [koleler] dediler ki: Ya 
Resulallah, efendimiz bizi de tabaklar ile size hibe etmisdir. Re- 
sulullah hazretleri buyurdular ki, (Ya Rabbi! Osmani sana ha- 
vale etdim.) Hemen Cebrail aleyhisselam geldi ki, (Allahii tea- 
la sana selam eder ve buyurur ki, Osmana benden selam erisdir 
ve de ki, Huld ve Na'im Cennetini bu hediyyesine karsilik ola- 
rak ona bagisladim.) 

Elliikinci Menakib: Aliyyul-Miirteda "radiyallahii teala 
anh" Fatima-tuz-zehra "radiyallahii teala anhuma" hazretlerine 
diigiin yapmak istedi. Diinyahkdan hicbir nesnesi yok idi ki, 
hare etsin. Kendi zirhini pazara gonderdi. Satip, dugunune hare 
edecekdi. Hazret-i Osman "radiyallahii teala anh" pazarda ge- 
zerken, hazret-i Alinin zirhini tanidi. Dellah caginp dedi ki, bu 
zirha, sahibi ne beha [fiyat] ister. Dellal dedi, dortyiiz dirhem is- 
ter. Osman "radiyallahii anh" buyurdu ki, gel akcasim al. 
Se'adethanesine vardi. Zirhi dellaldan ahp, behasim verdi. Bir 
dortyiiz dirhem de sayip, zirhi da iizerine koyup, hazret-i Aliye 
gonderdi. Buyurdu ki, bu zirh senden gayriye layik degildir. Bu 
akcayi da diigiine hare et. Bizim ozrumuzii de kabul et. 

Elliucuncu Menakib: Hazret-i Osmanin "radiyallahii teala 
anh" Samdan yiiz deve yiikii bugday getiren kervani geldi. Me- 
dine-i miinevverede kaht [kithk] var idi. Sahabe-i giizin "ndva- 
nullahi teala aleyhim ecma'in" isitdiler ki, hazret-i Osmanin 
kervani gelmis, sathk bugdayi varmis. Vanp miisteri oldular. 
Bir menn'ine yedi dirhem verdiler. Hazret-i Osman satmam, 
dedi. Nicin dediler. Sizden daha fazla fiyat ile ahci var. Her kim 
daha fazla verirse ona veririm, dedi. Sahabe-i kiram magmum 
[gamli] ve mahzun doniip, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii tea- 
la anh" hazretlerinin huzuruna vanp, soylediler. Dediler, ya 
Siddik, ya halife-i resul-i muhtar; bilmezsin ki, Osman bu gun 
bize neyledi. Biz bugdayini almaga vardik. Her menn'ine yedi 
dirhem verdik. Vermedi. Bize, sizden daha fazla fiyat ile miiste- 
ri var. Ona verecegim diye de cevab verdi. Resulullah "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin eshabina boyle cevab 
vermesi layik midir. Eshabdan ve Muhacir ve Ensardan olarak 

-250- 



kim vardir ki, boyle ihtiyac mahallinde malini satmayip, ziyade 
[cok] para ister. Hazret-i Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala 
anh" buyurdular, sizin Osman ile munakasaniz olmamisdir. 
Onun hakkinda kotti dusunmeyiniz ki, o Cennet-i Me'vada Re- 
sulullahin reffkidir. Resulullahin damadidir. Siz Osmanin sozti- 
nu dusunmemissinizdir. Sonra Sahabe-i guzine buyurdular ki, 
benim ile geliniz. Se'adet ile kalkip, hazret-i Osmanin yanina 
geldiler. Hazret-i Osmana buyurdular ki: Ya Osman! Eshab siz- 
den sikayet edip, sizin bir sozunuze uzulmusler. Hazret-i Os- 
man dedi ki; ya hahfe-i Resulillah, soylediklerim hakkinda ne 
soylerler. Ebu Bekr "radiyallahii anh" dedi ki: Sen demissin ki, 
sizden daha fazla fiyat ile almak istiyen var. Hazret-i Osman de- 
di ki: Evet ya halife-i Resulillah! O fazlaya alan, onun birini ye- 
diyiize ahr. Bunlar biri yediye ahr. Biz bu bugdayi ona verdik 
ki, biri yediyiize ahr. O yiiz deve yiikii bugdayi Medine fukara- 
sina tasadduk edip ve develeri de kurban etdi. Ebu Bekr-i Sid- 
dik "radiyallahii teala anh" bunu goriip, sad oldu. Kalkip, Os- 
man "radiyallahii teala anh" hazretlerinin almndan opdii. Bu- 
yurdu ki: Ben bilmisdim ki, Eshab senin soziinii anlamamrslar- 
dir ve muradinin ne oldugunu bilmemislerdir. O gece emir-til 
mu'minin Ebu Bekr "radiyallahii teala anh", Resulullah "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerini rii'yada gordii. Hulle- 
ler giymis, mubarek basina sangini sarmis; mubarek elinde bir 
demet menekse ile, nazik civanlar gibi giilerek bagdan geliyor- 
du. Hazret-i Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" dedi ki, 
(Ya Resulallah! Nereden tesrif edersiniz.) Buyurdular: (Osman 
bin Affanin ziyafetinden geliyorum. Iyi sadaka verdi. Allahii te- 
bareke ve teala hazretleri dortyiiz yiik misk ve anber hazret-i 
Osmana verdi.) 

Ellidordiincii Menakib: Haberde gelmisdir. Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Osman 
bin Affanin sehid oldugu vaktde, kiyamet giiniine kadar her 
kim miislimanlarin erkeginden ve kadimndan, Osmanin seha- 
detini okuyunca; yahud dinleyince, yahud fikr edince [diisunun- 
ce], onun sebebi ile mahzun ve magmum [gamh] olup, goziin- 
den yas gelirse, o kimsenin kulagi, oliim zemamnda La biisra 
[miijde yok] nidasim isitmez. Onun gozii kabrde ve kiyametde 
karanhk ve korliik gormez. Onun gonlii diinyada ve ahiretde 

-251- 



aynlik derdi ile dertlenmez.) [Ya'ni mujde var nidasim isitir. 
Kabr ve karanlikda goriir. Gonlu acik olur.] 

Ellibesinci Menakib: Hazret-i Aliyyul Murteda "kerremalla- 
hu vecheh", Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" haz- 
retlerinden sordu: (Ya Resulallah! Kryamet giinii ewela kimin 
hesabim goriirler.) Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri buyurdular ki, (Ewela hesabi goriilen benim. 
Sonra Ebu Bekr, sonra Omer, sonra sen ya Ah!). Hazret-i Ah 
dedi ki, (Osmanin hesabi nasil olur?) Buyurdular ki, (Benim bir 
vakt Osmana bir hacetim diisdu [ihtiyacim oldu]. O haceti Os- 
mandan gizli taleb etdim [Gizlice yapmasim istedim]. Osman o 
hacetimi [istegimi] gizlice yerine getirdi. Ben Hak subhanehu 
ve tealadan rica etdim [istedim], Osmanin hesabi gizli olsun.) 

(Diia): Emir-iil mii'minin Osman "radiyallahu teala anh" 
daima bu duayi okurdu: (Allahim! Dinimi, islamimi, emanetimi 
ve imanimi, fercimi [hayami] muhafaza eyle!) 

Osman; iiciincii meh-i hilafet, 
mazlum-ii sehid-ii zii se'adet. 

Damad-i Nebi, kemalpise, 
ferhunde tika, seh-i firaset. 

OI hunniet edip, becan ol dem, 
techiz olundu, ceys-i usret. 

Bu din-i miibine, her cihetle, 
hizmetle buldu, ferz-u riPat. 

Eylerdi haya, Melaik, ondan, 
tashih olundu, bu rirayet. 

Nureyni sahabet etdi; oldu, 
mahsus ona, bu biiyiik derlet. 

Sermek gerek, ol bihin kadri, 
islama budur, biiyiik alamet. 

Aynlma! O sem'i rah-i dinden, 
lazimsa sana eger hidayet. 

Etsin o sehin Huday-i mennan, 
ruhuna hezar ravh-u ihsan. 



■252- 



BESINCI BAB 

Ebu Bekr, Omer ve Osman "radryallahii anhiim" Menakibi: 

Birinci Menakib: Imam-i Begavf "rahimehullahii teala" 
(Mesabih-i §erif) kitabinda, Enes bin Malik "radiyallahu teala 
anh" hazretlerinden rivayet ederler. Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretleri Uhud dagina cikdilar. Ebu Bekr, 
Omer ve Osman "radiyallahu teala anhiim" da Uhud dagina 
cikdilar. Dag sallandi, ya'ni zelzele oldu. Resul-i ekrem "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri mubarek ayagi serifleri 
ile daga vurdu ve buyurdu ki, (Sab it ol ya Uhud! Senin iizerin- 
de bir Peygamber, bir Siddik, iki sehfd vardir.) 

Ikinci Menakib: Yine (Mesabih-i §erif)de Ebu Musa el 
Es'ari "radiyallahu teala anh" hazretlerinden nakl olunmusdur. 
Ebu Musa el-Es'an buyurdu ki, ben Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretlerinin huzur-i seriflerinde idim. Me- 
dine-i miinewere baglarmdan bir bagda idik. Bir sahs geldi. 
Kapiyi acmak taleb etdi. Hazret-i Resul-i ekrem bana buyurdu: 
(Var, kapiyi ac. Cennet ile onu miijdele!) Ben de varip, kapiyi 
acdim. Bakdim ki, hazret-i Ebu Bekrdir. Resulullahin buyurdu- 
gu sey ile miijde verdim. Allahii tebareke ve teala hazretlerine 
hamd etdi. Ondan sonra bir sahs daha geldi. Kapiyi acmak ta- 
leb etdi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu: 
(Var kapiyi ac ve Cennet ile ona miijde ver.) Ben de varip, ka- 
piyi acdim. Bakdim ki, hazret-i Omerdir. Ona, Resulullah haz- 
retlerinin buyurduklan seyi haber verdim. Allahii tebareke ve 
teala hazretlerine hamd etdi. Ondan sonra bir sahs daha kapi- 
nin acilmasim taleb etdi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri buyurdu: (Var kapiyi ac ve Ona Cennet ile 
miijde ver ve o belalar onun iizerine erisir.) Ben de varip, kapi- 
yi acdim. Bakdim ki, hazret-i Osmandir. Ona, Resulullah haz- 
retlerinin buyurduklarim haber verdim. Osman "radiyallahu 
teala anh" Allahii tebareke ve teala hazretlerine hamd edip, 

-253- 



sonra dedi ki, (Allahiil miiste'an) [Yardim ancak Allahu teala- 
dan istenir.] 

Uciincii Menakib: Yine (Mesabih-i §erif) kitabinda hasen 
olarak bildirilen hadfs-i serifde, Abdullah ibni Omer "radiyalla- 
hii teala anhiima" hazretlerinden rivayet ohmmusdur. Ibni 
Omer dedi ki, biz bu tic served, Ebu Bekr, Omer ve Osmani 
"radiyallahu anhum", Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" zeman-i seriflerinde andigimizda terdiye ederdik. Ya'ni 
"radiyallahu anh" der idik. 

Dordiincii Menakib: (Liibab-iil elbab) kitabinda, Omer 
Dehleki "rahimehullahii teala" rivayet eylemisdir. Sihrin-i 
Hoseb din buyiiklerindendir. Ahiret yolunun saliklerindendir 
ve ariflerdendir. Tabakat-i mesayihdendir. Basiret ve derece 
sahiblerindendir. Demislerdir ki, Bir giin ogle nemazim kihp, 
menzile donerken [ikametgahina giderken] iki merdi [kisiyi] 
gordiim. Birbiri ile husumet [miinakasa] ederler. Birbirine hos 
olmiyan sozler soylerler. Ben dedim ki, Siibhanallah! Sizin el- 
biseniz mii'min libasi, amma sozleriniz cahillerin sozleridir. O 
iki kisinin birisi dedi: Sen isitmez misin ki, bu miibtedi' [i'tika- 
di bozuk] kotii sozler soyler. Ben dedim, ne soyler. Dedi ki, 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden 
sonra hilafet, hazret-i Ahnin idi. Ebu Bekr ve Omer ve Osman 
galebe edip, cebren hilafete gecdiler, diye soyler. O miibtedi'a 
dedim, boyle soyleme. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerinden sonra mii'minlerin buyiigu Ebu Bekr- 
dir. Sonra Omer, ondan sonra Osmandir. Ondan sonra Ahdir 
"ndvanullahi teala aleyhim ecma'in". Diger siinni merde [sah- 
sa] dedim ki, bununla miinakasayi birak. Allahu teala onun ce- 
zasini verir. O siinni, Vallahi ben onu ta benimle onun arasin- 
da hiikm etmeyince elden birakmam, dedi. Ben, Siibhanallah! 
Hazret-i Muhammed "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ahire- 
te intikal buyurmusdur. Ve gokden vahy gelmesi de kesilmis- 
dir. Sizin aramzda ben nasil hiikm edeyim, dedim. Siinni olan 
gene bakdi gordii ki bir hamam kiilham, ates vurup, iyice kiz- 
mis. O rafiziye dedi ki, insaf et ve soyledigin sozden pisman ol 
ve riicu' et. Yoksa, gel ikimiz bu atese girelim. Hak iizere olan 
Allahu tebareke ve teala hazretlerinin emri ile halas olur [kur- 

-254- 



tulur]. O miibtedi' rafizi dedi ki, insaf veremem, ben hak iize- 
reyim. Amma gel atese girelim. Ben [Sihnn-i Hoseb] dedim, 
etmeyiniz ki, Allahu tebareke ve teala bundan nehy etmisdir. 
O siinni ve dini pak merd dedi ki, caresiz atese girmeli. Sonra 
siinni ve miibtedi' her ikisi ates yanina vardilar. Siinni, basini 
yukan kaldinp, dedi, ya Rabbel alenrin! Siikr ve hamd, fadl ve 
minnet Senin icindir. Seni ve melekleri sahid etdim. Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden sonra halkin 
en iyisi Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh", yar-i gar 
[magara arkadasi] ve munis-i Resulullah idi. Daha bir cok fa- 
ziletlerini de saydi. Ondan sonra Omer-ul Farukdur. Ondan 
sonra Osman-i Zinnureyndir. Ondan sonra Aliyyul miirteda- 
dir "radiyallahii teala annum". Sonra, (Benim dinim ve mezhe- 
bim budur. Eger Hak iizere isem, bu atesi benim iizerimden 
halas eyle ki, Ibrahim Halil "ala nebiyyina ve aleyhisselam" 
hazretlerini yakmadigin gibi, beni de yakma) dedi ve atese gir- 
di. Sonra rafizi bas kaldinp, dedi ki, ey Bari [ey Allahim!] Bii- 
tiin hamd ve siikrler senin icindir. Benim mezhebim ve i'tika- 
dim budur ki, Resulullah hazretlerinden sonra halkin en yiik- 
segi Ali bin Ebi Talibdir. Ebu Bekr, Omer ve Osman zulm et- 
diler. Hilafeti ondan aldilar. Ebu Bekr, Omer ve Osmandan bi- 
zanm. Eger benim soziim dogru ise, bu atesi benim uzerime 
soguk eyle, dedi ve o da atese girdi. O kiilhanci, o finnin kapi- 
sini kapadi. Sihrin-i Hoseb "rahimehullah" der ki, benim kara- 
nm kalmadi. Halim miitegayyir oldu [degisdi]. Ondan buna, 
bundan ona kosdum ve dolandim ve fikr ederdim ki, onlann 
hali ates icinde ne oluyordu. Ikindi vakti oldu. Bakdim, o kiil- 
hanin kapagi diisdii. Diisiindiim ki, simdi bu atesden selamet 
ile kim cikar. Aglardim ve goziim ona bakip dururdum. He- 
men gordiim o siinni terlemis olarak atesden disan geldi. He- 
men kalkdim. Onu kucakladim. Iki goziiniin arasindan opdiim. 
Dedim ki, Allahu tebareke ve teala seni atesde ne yapdi. Dedi 
ki, beni bir bostana iletdiler ve bir dosek iizerinde uyutdular. 
Dediler, gelinlerin yatdigi gibi yat. Ben de bu ana dek yatdim. 
Ta simdi kalkip, uyardilar ve dediler, kalk nemaz vakti geldi. 
Ikindi nemazim cema'at ile kilasin. Ben de disan geldim. Sih- 
rin-i Hoseb der ki, o sunninin elini tutup, hemen o mekana 
oturtup, kiilhancilan cagirdim. Kiirek getirip, o atesi disan ci- 

-255- 



kanp, rafiziyi kiirek ile cekdiler. Temam viicudu yanmis, ko- 
miir gibi olmus. Ancak aim iizeri acik kalmis, yanmamis. Alm- 
nin uzerinde lie satir yazilmis. (Birinci satirda, (Bu tugyan ve 
isyan eden bir kuldur.) Ikinci satirda, (Ebu Bekr, Omer ve Os- 
mana hurmet etmedi.) Uciincii satirda, (Bu kul bagi oldu [is- 
yan etdi]. Ebu Bekr ve Omer ve Osmana kafir oldu dedi ve Al- 
lahii tebareke ve teala hazretlerinin rahmetinden timid kesdi.) 
yazilmisdi. Sihrin-i Hoseb der ki, o gun dortbin rafizf tevbe 
edip, stinnf mtisliman oldular. Uc giin boyunca etrafdan halk 
gelip, o miibtedi' rafiziye bakdilar. Allahu tebareke ve teala 
hazretlerinin yapdigini ve kahnni miisahede edip, ibret aldilar. 
Uzak sehrlere nameler [mektublar] yazip, gonderdiler ki, zin- 
har ve zinhar [kat'iyyetle], hie kimse, Ebu Bekr ve Omer ve 
Osman "radryallahu teala anhiim" hazretlerine kotii sozler 
soyleyip, seb' etmeye ki, boyle ahval vaki' oldu. (Ibret ahniz, 
ey akl sahibleri.) 

Besinci Menakib: Istanbulda Mustafa Pasa Cami'inde hal- 
ka nasihat eden, Stinbul efendi seccadesinde hahfe olan Ha- 
sen efendi "rahimehullah" rivayet eder. Arabistanda seyahat 
ederken, Hasen-i Basri "kuddise sirruh" hazretlerinin meza- 
nm ziyaret etmek niyyeti ile Basraya vardim. Haci Ahmed 
derler bir mii'min muvahhid kimsenin odasina miisafir ol- 
dum. Birkac giin orada miisafir kaldim. Konusma esnasinda, 
haci Ahmed hikaye eyledi ki, sehrimizde Yahya adh bir imam 
var idi. Gayet ilm ve soz sahibi bir kimse idi. Lakin rafiziler- 
den idi. Defalarca, hazret-i Ebu Bekr ve hazret-i Omer-ul 
Faruk ve hazret-i Osman bin Affan "radiyallahii teala an- 
hiim" haklarmda nice uygunsuz sozler isitdik. Amma gelen 
pasalarm koltuguna girmekle [onlar ile iyi gecinmek ile] kim- 
se ona bir sey yapmaga ciir'et edemezdi. Onlann ona zaran 
olmazdi. Hatta bir giin pasaya benden sikayet eder. Benim 
onun ardinda nemaz kilmadigimi, miislimanlan onun arkasm- 
da nemaz kilmakdan, ona uymakdan men' etdigimi soyler. O 
da beni caginp, nicin imama uyarak nemaz kilmazsin, dedi. 
Ben de dedim ki, sultamm, ahvaline vakif oldugum icin uy- 
muyorum. Pasa itab tarikiyle [azarlama yolu ile] dedi ki, el- 
bette uyup nemaz kilmahsm, yoksa sen bilirsin, halini perisan 

-256- 



ederim. Ben dedim ki; sultamm! Goz gore gore kisi kendini 
atese birakir mi? Bir kimsenin ahvalini bildikden sonra, o an- 
da basimi dahf kessen ona uyup [iktida' edip] nemaz kilmam, 
dedim, disan cikdim. Birkac giinden sonra, bir gun carsida 
otururken, o rafizi imam Yahyayi gordiim. Imam durmayip, 
yiiksek sesle caginp, yanima gelin miislimanlar diye seslenir. 
Acele ile, acaba ne haber var diye yanina vardik. Gordiik ki, 
avucu icine dislerini doldurmus. Ne oldu diye siial etdik. Ce- 
vab verdi ki, bunlar, agzimda olan dislerimdir. Bu gece 
rii'yamda gordiim. Kiyamet kopmus. Bana da susuzluk anz 
olmus ki, helak olmak iizereyim [olmek iizereyim]. Manser 
yerine giderken bir biiyiik havuz gordiim. Kenannda yasli, 
nur yiizlii biri durur. Gelip-gecenlere su ulasdinr. Yanina var- 
dim. Siial etdim ki, sen kimsin. Ebu Bekr-i Siddikim "radiyal- 
lahii anh", dedi. Ben dedim ki, diinyada iken ben seni sev- 
mezdim. Suyundan da icmem. Sonra havuzun bir tarafim do- 
lasdim. Uzun boylu, salabetli [saglam] ve mehabetli [heybet- 
li] sultan durur. Gelenlere su ulasdinr. Yanina vanp, dedim 
ki, sen kimsin. Dedi ki, Omer-ul Farukum "radryallahu anh". 
Ne diinyada iken severdim, ne simdi. Suyundan icmem deyip, 
havuzun bir tarafim dolasdim. Gordiim ki bir alim ve selim 
bir pir-i mubarek durur. Gelene ve gidene su ulasdinr. Nur 
yiiziinden lsik vurur. Yanina vanp, dedim, sen kimsin! Ben 
Osman-i Zinnureynim "radiyallahii anh". Ben dedim. Seni 
diinyada sevmezdim. Suyundan da icmem. Havuzun o kosesi- 
ni de dolasdim. Iri yapih, orta boylu, uzun sakalh ve seca'at ve 
mehabetli [heybetli] ve cesaretli bir sahib-i se'adet su ulasdi- 
nr. Havuz kenarma, yanina vardim. Dedim ki, sen kimsin. 
Dedi ki, Aliyyiil murtedayim "radiyallahii anh". Ben hemen 
mubarek ayaklanna diisiip, yiiziimii ve goziimii siirdiim. De- 
dim ki, sultamm, meded bana. Bir icim su ihsan et ki, gayet 
susamisim. Buyurdu ki, yukanda benim kardeslerime rast 
gelmedin mi. Ben dedim, evet rast geldim. Lakin ben onlan 
sevmiyorum. Sulanm da icmedim. Seni severim. Suyundan ic- 
mek isterim, deyince, Imam hazretleri "radiyallahii teala 
anh" benim suratima bir tokat vurdu ki, o lzdirab ile uyan- 
dim. Biitiin dislerim avucumun icine diisdii. Ey miislimanlar, 
bu ana kadar dalalet yolunda idim. Allahii tealaya hamd ol- 

- 257 - Menakib-i Cihar Yar-i Guzin - F:17 



sun ki, Allahii Stibhanehii ve teala simdi hidayet edip, dogru 
yola kavusdum, deyip, cihar yar-i giizmin muhabbetini kal- 
binde ihlas ile yerlesdirdi. Riibai: 

Gordiigu rii'yada ki, dokuldu biitiin disleri, 
Se'adet yolunu buldurdu, dokulen bu di$leri. 

Zebaniler ona atesi hazirlamislar iken, 
Boylece kurtuldu o elim atesden! 

Altinci Menakib: Bir rafizi, ayakkabisinin okcesine, Ebti 
Bekr, Omer ve Osman "radiyallahu teala annum" hazretlerinin 
ismlerini kazdirmisdi. Bir yola giderken basdigi yerde bu ser- 
verlerin ism-i serifleri okunurdu. Bir mii'min muvahhid kimse, 
onun ardinda gelirdi. O serverlerin ismlerini goriince izin tutup 
gitdi [ya'ni o izi ta'kib etdi]. Mel'un rafizi ana yoldan cikip, bir 
ormana sapmis. Bir agac golgesinde uyumus. O mii'min sofi de 
izleyip giderken, yoldan sapdigini goriince, o da ormana tevec- 
ciih edip [girip], o rafiziye erisip, gordii ki, yiizii iizerine yatmis. 
Ayakkabilannin altinda o iic din biiyiigiinun ism-i seriflerini 
kazimis gordii. Diledi ki o rafiziyi oldiirsiin. Yine diisiindii ki, 
belki, bu ismlerin yazildigindan haberi yokdur, sorayim, dedi. 
Si'i gozlerini acdi. Gordii ki, basi iizerinde bir sofi durur. Sofi 
sordu ki, ayaklannin altinda olan ism-i seriflerden haberin var 
midir. Mel'un rafizi, kotii sozler soylemege baslar. Sofinin ya- 
ninda da bir gizli kilinci var imis. Cikanp (Bismillahirrahmanir- 
rahim) deyip, rafiziyi oldiiriir. Kilinci kinina koyup, rafizinin 
murdar lesini suriiyiip, bir cukura koyar. Uzerine biraz cor-cop 
birakir. Sonra yoluna revan olur. Biraz yol gider. Karsidan cok 
heybetli dort atli goriiniir. Sofiyi goriirler. Uzerine at salip, der- 
ler ki, sen adam oldurmiissun, kanlisin. Cabuk lesini bize gos- 
ter. Sofi feryad eyledi. Ben fakirim, katil degilim, nice-nice ozr 
ve behane ederse de, gordii ki ellerinden kurtulamadi. O dort 
atlinin arasindan birisi gogsiine harbesini dayayip dedi ki, don 
geri, yoksa sen bilirsin. Sofi de caresiz onlerine diisiip, o 
mel'unun murdar lesini gomdugii cukura gelir. Uzerinde olan 
caliyi kaldirdigi gibi, bakdi ki, rafizinin yerinde bir btiyiik do- 
muz lesi yatar. Sofi onu gordiigii gibi, hayret edip, tefekkiire 
vardi. Ondan sonra bu dort atli sofiye dediler ki, sana miijde ol- 
sun ki, Allahii teala senin ciimle gunahlanni afv etdi ve Cehen- 

-258- 



nem atesinden azad etdi. Cenneti nasib kildi. Sofi de sad ve 
mesrur olup, onlara sordu ki, siz kimlersiniz. Onlar buyurdular 
ki, birimiz Ebu Bekr ve birimiz Omer ve birimiz Osman, evvel- 
ce gogsiine harbeyi koyan da hazret-i Alidir "radiyallahii an- 
trum". Sofi de Allahii tebareke ve tealamn bu ihsanma siikr 
edip, sad ve handan olarak yoluna gitdi. 

Yedinci Menakib: Bir zemanlar bir tacir var idi. Ismine Ey- 
yub bin Hasen derler idi. Padisahlardan birine ba'zi kumas ve 
meta' satmak icin huzuruna vanr. Tesadiifen o sirada padisah; 
emir-ul mii'minin Ebu Bekr, Omer ve Osman "radiyallahii tea- 
la annum" hakkinda uygun olmiyan kotii sozler soyler. Tacirin 
gonliine bu sozler hos gelmez! Padisaha nasihat etmek ister. 
Sonra, o sultanlara [iic halifeye] dil uzatan zalimlerden hayr 
gelmez, belki soylersem beni oldiiriir; deyip, isini goriip, gider. 
O gece Server-i alem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazret- 
lerini rii'yasinda goriir. O padisahi da orada, huzurlannda dur- 
mus goriir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haz- 
retleri, tacire iltifat edip, buyurur ki: (Benim Eshabima uygun- 
suz sozler [kelimeler] soyliyen bu mudur.) Evet ya Resulallah 
diye cevab verdikde, bunu katl eyle diye oldiiriilmesini emr bu- 
yurur. Ben dedim, (Ya Resulallah! Bir nesne yokdur ki onu 
katl edeyim.) Resul-i ekrem hazretleri tacirin eline bir bicak 
verir. Tacir de emr-i serifine ita'at edip, sahsi bogazlar. Rii'ya- 
dan uyanip, bu rii'yayi vanp, saha anlatmak ister. Serayimn ka- 
pisina vanr ki, aglamak ve feryad sesleri isitir. Bu hal nedir di- 
ye sorar. Cevab verirler ki: Bu gece padisahi yataginda katl et- 
misler. 

Sekizinci Menakib: Tebriz sehrinde bir rafizi vardi. Daima 
isi-giicii bu iic served seb' etmek [kotiilemek] idi ve bunlara 
bugz ve adavet etmek idi. Bir gece rii'yasinda gordii ki, kiyamet 
kopmus. Biitiin mahluklar ayak iizere durur. Herkes hayret 
icinde gezerken, buna gayet susuzluk ariz olmus. Mahser yerin- 
de gezip, su ararken gordii ki, bir alay adam gecer. Aralannda 
bir mubarek adem vardir. Elinde bir masrapa tutar. Durmayrp, 
su dagitir. O rafizi derhal o ihtiyar kisinin oniine vardi. Bana da 
su ver, dedi. O nur yiizlii kisi su verdi. Icecegi sirada o pirin 
ism-i serifini sordu. Dediler ki, bunun adina Ebu Bekr-i Siddik 

-259- 



"radiyallahu teala anh" derler. Ne zeman ki o mubarek ismi 
isitdi. Suyu icmeyip geri verdi. Ondan sonra bir alay daha gel- 
di. Onlann aralannda bir nurani ve vakar sahibi adam var. 
Elinde bir masrapa su tutar. Durmayip mahser yerinde istiyene 
su verir. O rafizi onun yanina varip, su istedi. O da masrapayi 
sundu. Icecegi zeman onun da, ism-i serifini sordu. Dediler, bu- 
nun adina Omer-iil Faruk derler. Ne zeman Omer-iil Farukun 
ism-i serif ini isitdi. Suyu icmeyip, geri verdi. Ondan sonra bir 
alay daha adam geldi. Onlann aralannda bir nur yiizlii adam 
var. Elinde bir masrapa ile su tutup, durmayip ulasdinr. O rafi- 
zi onun yanina varip, su istedi. O da eline su verdi. Icecegi ze- 
man ism-i senfini sordu. Dediler ki, bunun ismine Osman-i zin- 
nureyn "radiyallahu teala anh" derler. Osman-i zinnureynin 
ism-i serif ini isitdi. Suyu icmeyip, geri verdi. Ondan sonra bir 
alay daha adam geldi. Onlann aralannda, biiyiik, heybetli, 
se'adet sahibi bir zat var. Elinde bir masrapa su tutar. Durma- 
yip, dagitir. O rafizi derhal yanina varip su istedi. O zeman 
onun da ism-i serifini sordu. Dediler ki, bunun adi Aliyyiil mur- 
tedadir "radiyallahu teala anh". Aliyyiil miirtedamn ism-i sen- 
fini isitdi. Mubarek ayaklanna diisiip, meded ya Ah, bana da su 
ver diye feryad etdi. Hazret-i Ah "kerremallahii vecheh ve ra- 
diyallahu teala anh" ona, once gecen biiyiiklerden nicin su ta- 
leb edip, icmedin diye sordu. O rafizi dedi ki, ben diinyada iken 
onlan sevmezdim. Daima bugz ve adavet ederdim. Onlann su- 
lanndan da icmem. Ben seni severdim. Senin asiklanndanim, 
dedi. Hazret-i Ah "kerremallahii vecheh" iki mubarek par- 
maklanni o rafizinin gozlerine sokup, iki goziinii de cikardi. O 
aci ile uykudan uyanip, kendini kor buldu. Hatta ba'zi kimse- 
lerden mervidir ki, merhum Sultan Siileyman "aleyhirrahmetii 
rabbihiil gufran" acem [Iran] seferinde o kore Tebriz sokakla- 
nnda rast gelmisdir ki, siial edip, bu vak'ayi bizzat kendinden, 
oldugu gibi isitmisdir. Yapdigi ise pisman olup, daima tevbe ve 
istigfar ederdi. Ve halka nasihat ederdi. 

Dokuzuncu Menakib: Bir mii'min muvahhid ile bir rafizi, 
Mekke-i Miikerremeye giderken yol arkadasi oldular. O 
mii'min, rafiziye herhalde nasihat eder ve derdi ki: (Gel bu ra- 
fizilikden feragat eyle, bunun sonu nedametdir [pismanhkdir]. 

-260- 



Dunyada yuz karahgidir ve ahiretde hasretdir. Goz gore gore 
nicin kendine kiyarsin. Ve canini Cehennem atesine atarsin. 
Molla Cami "kuddise sirruhussami" hazretlerinin kit'asini ra- 
fiziler hakkinda isitmemismisin. Bu kotii fi'lden vazgec. Yok- 
sa son pismanhk faide vermez. isitmedim ki, bir kimse Cihar 
yar-i giizin "ndvanullahu teala aleyhim ecma'in" hazretlerini 
sevmese; Allahu tebareke ve teala saklasin; o kimse nasihat al- 
mayip, asla ona tenbih te'sir etmez.) Gordii ki, insafa gelmedi. 
Hem meshurdur: Cuhud imana gelmez! Miilhid kisi tevbekar 
olmaz! O mii'mine nisbet icin, rafizi i'tikadindan vazgecmedi. 
Nasihatlanni maskaraliga aldi. Hikmet-i Rabbani, Ka'be-i se- 
rifeye yaklasdiklannda, bir hinzir goriindii. Hemen o mel'un 
rafizi deve iizerinde iken, Allahu tealanin emri ile hinzir sek- 
linde olup, deve iizerinden yere atlayip, hinzirlara kansip, on- 
lar ile gitdi. Butiin hacilar bu ahvali goriip, ibret aldilar. Akli 
olan kimse bu kissadan hisse alip, cihar yar-i giizin "ndvanul- 
lahi teala aleyhim ecma'in" hazretlerine karsi, zerre mikdan 
bugz ve adavetden kalbini pak edip, hem cihar yar-i giizin sev- 
gisi ile kalbini doldurur. 

Onuncu Menakib: Bir zemanda bir yehudi bir rafizi ile ceki- 
sip, doviisiirler. Allahu teala kelbi [kopegi] hinzir [domuz] iize- 
rine musallat eder. Yehudi rafizinin goziinii cikanr. Rafizi ye- 
hudinin etegine yapisip, mahkemeye gotiiriip, kadi huzuruna 
vanrlar. Rafizi der ki, bu yehudi benim gozumii cikardi. Efendi 
hazretleri, hakkimi bu yehudiden aliver. Kadi efendi, yehudiye 
itab edip, bre mel'un, bu kisinin goziinii nicin cikardin, dedi. 
Yehudi dedi, sultamm isitdim ki, ruz-i mahserde rafiziler yehu- 
dilerin merkebi olup, yehudiler iizerine binip, Cehennem atesi- 
ne vanrlar. Benim o gun binegim bu olsun diye goziinun birini 
cikardim. Zira hafizam za'if ve goriisiim azdir. Sayed o giinde 
teshis etmem giic olup ve yaya olarak Cehenneme varmakdan 
ise, bir gozlii merkebe binmek iyidir, dedi. Kadi efendi ve mec- 
lisde hazir olanlar yehudinin bu ilzamindan hoslandilar ve rafi- 
ziye ta'zir eylediler [azarladilar]. Muhakkak rafizilerin Allahu 
teala katinda ve insanlar yaninda biitiin milletden kotii olduk- 
lannda siibhe yokdur. Zira kafirlerin inadlan batil da olsa birer 
cevablan vardir. Amma bu mel'unlann asla bir delilleri yokdur. 
Ondan dolayidir ki, hazret-i Molla Cami "kuddise sirruhiissa- 

-261- 



mi" rafiziler hakkinda soyle buyurmusdur: Kit'a: 

Riifizi olur kiyametde yehudi esegi, 

Yeder onu miilhid cahil, tutup elinde yularim. 

Nasrani elinde bir demir comak He, 
Surer onu ta o menzile dar-el berar. 

Nice yiizbin la'net o Hakdan, Resulden de, 
Esege binene yedene surene ki rar. 

Rafiziler kryamet giiniinde baska bir boltik olup, stialsiz ve 
azabsiz Cennete dahil olahm diye timid edip, dogru Cennetin 
yolunu tutup, giderler. Cennet kapilanndan bir kapiya vanr- 
lar. Gortirler ki, kapida Ebti Bekr "radiyallahti teala anh" haz- 
retleri durur. Durmadan kevser serabim ehl-i islama icirir. Ra- 
fiziler hazret-i Ebti Bekri gortince derler ki, dtinyada iken biz 
bunu sevmezdik. Simdi de bunun oldugu kapidan Cennete 
girmeyiz. Ve bunun elinden kevser serabim icmeyiz. Oradan 
dontip Cennetin bir baska kapisina vanrlar. Gortirler ki, o ka- 
pida hazret-i Omer "radiyallahti teala anh" durur. Durmadan 
mti'minlere kevser serabi icirir. Tekrar o hinzirlar derler ki, 
dtinyada iken biz bunu sevmezdik. Simdi bunun oldugu kapi- 
dan Cennete girmeyiz. Ve kevser serabim da icmeyiz. Oradan 
dontip, bir baska kapisina vanrlar. O kapida Osman "radiyal- 
lahti teala anh" hazretleri durur. Mtislimanlara kevser serabi 
icirir. Tekrar o murdarlar derler ki, dtinyada iken biz bunu da 
sevmezdik. Onun oldugu kapidan da Cennete girmeyiz. Bu- 
nun da elinden kevser serabim icmeyiz. Oradan da dontip, 
Cennetin bir baska kapisina vanrlar. Gorseler ki, o kapida du- 
ran Imam-i All "radiyallahti teala anh" hazretleridir. Bunlara 
sorar ki, hazret-i Ebti Bekr, hazret-i Omer ve hazret-i Osma- 
nin "radiyallahti teala anhtim" kapilanna ugramadiniz mi? 
Onlardan kevser serabim icmediniz mi? Onlar derler ki, On- 
lan biz dtinyada iken sevmezdik. Onun icin biz bugtin de on- 
lann serablanndan da icmedik. Onlann kapilanndan Cennete 
girmedik. Dtinyada iken biz seni severdik. Senin elinden kev- 
ser serabim icmek isteriz. Senin kapindan Cennete girmek is- 
teriz. All "radiyallahti teala anh" hazretleri bunlan red eyle- 
yip, bre mel'tinlar! Bilmez misiniz ki onlardan tezkire alma- 

-262- 



yinca kimseyi Cennete koymam ve kevser serabim icirmem. 
Yikilin buradan, buyurur. Hazret-i Aliden yiiz bulamayinca, 
can baslanna sicrar. Bilirler ki, yanlis yola gitdiklerinden bela- 
ya ugradilar. Yapdiklan ise pisman olup, nedametler cekerler. 
Velakin bu pismanhklarinin faidesini gormezler. Bu felaketde 
iken her rafiziye birer yehudi havale olunur. Simdiye dek siz- 
leri aranz, nerede gezersiniz, derler. Yine o halde birer nasra- 
ni de gelerek, birer rafizinin sakalini tutup, ceke-ceke mahser 
yerinin temamini gezdirirler. Biitun mahser halki arasinda 
riisvay olurlar. Ondan sonra Ailahii teala korusun, azab icin 
zebaniler gelir. Temamini bu hal ile Cehenneme gotiiriirler. 
Beyt: 

Ni'metleri fani olirn bu deni diinyayi asagi tut, 
Sonu pismanlik olan isi yapma. 

Mahser ehli bunlardan yiiz doniip, nefret ederler. 

Onbirinci Menakib: Din biiyiiklerinden biri rivayet eder. 
Medayinde bulunuyordum. Her nerede bir kimse vefat etse, 
vanp ona kefen sarardim. Bir kimse gelip dedi ki, Kufe ehlin- 
den bir kervan geldi. Aralannda biri vefat etdi. Gelip kefen sa- 
rasin. Hizmetcimi kefen almaga gonderdim. Ben o kimsenin 
meyyitini gormege vardim. Yanina vardim. Gordiim ki, vefat 
eylemis. Kami iizerine bir kerpic koymuslar. Aniden o meyyit 
kalkip oturdu. Feryad edip, dedi ki, yaziklar olsun bana, vay 
bana. Ben dedim ki, (La ilahe illallah Muhammediin resulul- 
lah) soyle. Bana dedi ki, bu kelime-i serifeyi demenin faidesi 
yokdur. Zira ben kavmim ile olurken, Ebu Bekr ve Omer ve 
Osman "radryallahu teala anhiim" hazretlerine dil uzatip, uy- 
gunsuz sozler soylerlerdi. Ben de onlara uyar, soylerdim. So- 
nunda helak oldum. Beni Cehenneme iletip yerimi gosterdiler. 
Benim ruhumu geri verdiler ki, halka haber vereyim. Sakin, sa- 
kin, o serverlere dil uzatmayin. Bu sozleri temam etdikden 
sonra, tekrar oldii. (§evahid-iin niibiivve)den terceme olun- 
musdur. 

Onikinci Menakib: Hazret-i Ali "kerremallahu vecheh" ri- 
vayet buyurmuslardir. Ebu Bekr, Omer ve Osman "radryallahu 
teala anhiim" hazretlerine uygun olmiyan sozler soyleyen bir 

-263- 



kimse vardi. Bir gun yuziinde bir yara peydah oldu. O yara gi- 
derek yuzunu tutup, yuziinun temami kara oldu. Her diirlii ila- 
ci denediler, sifa bulmadi. Biitiin insanlann yaninda riisvay ol- 
du. Sonra bu seklde oldu. Hem diinyada ve hem ahiretde me- 
lamet oldu [yiizii kara olmak bedbahthgina kavusdu]. (Seva- 
hid-iin niibiivve)den terceme olunmusdur. 

Oniiciincii Menakib: Biiyiiklerden biri rivayet eder. Cocuk- 
lugumda rafizi bir hocam var idi. Beni de rafizi yapmisdi. Bir 
gece rii'yamda kryamet kopmus. Fahr-i alem "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri huzurlanna ve mubarek hak-i pa- 
yelerine biitiin halk toplanmis, sefa'at rica ederler. Ben de hu- 
zurlanna vardim ki, sefa'at isteyeyim. Gordiim, sag yaninda 
nur yiizlii, sehm ve hilm sahibi ihtiyar durur. Sol yaninda bir 
mubarek kimse durur. O da seca'ath ve bahadir ve mubarek 
yiizii nurlu bir kimsedir. Hem en beni gordiiler. Dediler ki; ya 
Resulallah! Bu adam bizden ne ister ki, her gun bize dil uzati- 
yor, biz bu adama ne yapdik. Resulullah "sallallahii teala aley- 
hi ve sellem" hazretleri mubarek elini uzatip, beni tutmak iste- 
di. Ben kacdim. Bu lzdirab ile ve bu korku ile uykudan uyan- 
dim. Gordiim ki, biitiin sacim ve sakahm ve kasim ve kirpigim 
dokiilmiis. Dort ay disan cikamadim. Diinyamn ilacini kullan- 
dim. Asia faide vermedi. Bir gun dostlanmdan biri beni gorme- 
ge geldi. Benim halimi sordukda, ben de ahvalimi oldugu gibi 
anlatdim. O da dedi ki, sen meger Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerine salevat getirmekden habersizsin. 
Birkac giin salevat-i serife getirmege devam eyle ve Eshab-i gii- 
zin "ridvanullahi aleyhim ecma'in" hazretlerine, derun-i dilden 
[kalbden] muhabbet eyle. Yapdigin kabahatlere tevbe ve istig- 
far eyle. Umid edilir ki, kisa zemanda bu beladan kurtulup, ha- 
las olursun. Hemen ibrik getirtip, abdest ahp, sonra iki rek'at 
nemaz kihp, halis niyyet ile etdigim islere nadim olup, tevbe ve 
istigfara mesgul oldum. Bir hafta temam olmadan sacim ve sa- 
kahm, kasim ve kirpigim cikip, evvelkinden de cok oldu. Onun 
icin, bu sultanlara ihanet iizere olanlar, diinyada ve ahiretde si- 
kintidan kurtulamazlar. (Sevahid-iin niibiivve)den terceme 
olunmusdur. 

Ondordiincii Menakib: Imam-i Miistagfiri (Delail-i Niibiiv- 

-264- 



ve) adli kitabinda yazmisdir. Biiyiiklerden birisi rivayet eder. 
Uc nefer kimse Yemen diyanna dogru yola cikdilar. Bu miisli- 
manlara bir de rafizi katilmis idi. Rafizi, O serverler [Eshab-i 
kiram] hakkinda uygunsuz kelimeler soylerdi. Bu muslimanlar 
ona her ne kadar nasihatlar etdiler ise de asla te'sfr etmeyip, ra- 
fizi devam ederdi. Beraberce birgiin bir menzile kondular. Bir 
mikdar istirahat etdiler. Bir zemandan sonra uykudan uyanip, 
abdest almaga kalkdilar. O bedbaht maymun gibi yatarken, 
onu da uyardilar. Hemen uykudan uyandi. Ah, ah, herhalde 
ben bu menzilde kalsam gerekdir, dedi. Muslimanlar dediler ki, 
bu menzilde nicin kalacaksin, asla olmaz. O bedbaht dedi ki, 
Peygamberi "sallallahu teala aleyhi ve sellem" rii'yada gordiim 
ki, basimin ucuna geldi. Bana dedi ki, bre bedbaht, bu menzil- 
de senin suretin degisse gerek. Bu muslimanlar dediler ki, ne 
durursun, kalkip, abdest ahp, tevbe ve istigfara mesgul olup, ni- 
yazda bulun. O da ayaklanni toplayip, kalkmak istedikde, o an 
Allahii tealamn emri ile iki ayak parmaklan degisiklige ugra- 
yip, maymun parmaklan gibi oldu. Ondan sonra topuklanna 
kadar degisdi. Ondan sonra dizine kadar, ondan sonra kusagi- 
na kadar, ondan sonra gogsiine kadar cikdi. Sonra, temam vii- 
cudu maymun oldu. Muslimanlar bu hali goriince, tutup sikica 
devenin iizerine bagladilar. Yemene yakin vardikda, aksama 
yakin bir meselik yere ugradilar. Orada cok maymun vardi. He- 
men maymunlan gordii. Deve iizerinden zorlayip, baglanni ki- 
np, yere indi. Vanp o maymunlara ulasdi. Biz de maymunlar- 
dan korkduk ki, bize hucum edecekler diye. Sonra gordiik ki, 
biitiin maymunlar yakin yere gelip, durdular. Degisiklige ugra- 
yan aralanndan aynhp, bize karsi gelip, durdu. Gozlerinden o 
kadar yas akdi ki, vasfa gelmez [anlatilamaz]. Sonra diger may- 
munlara karsi gitdi. $imdi akh olan kimselere hemen bu ibret 
yeter. Nerede kaldi ki, o biiyiikler hakkinda nice ayet-i kerime 
ve hadis-i serif vardir. 

Ya Rab, lutfiin ile daima bize dogru yolu goster, 
Sapik yollan elegit, sana varan yolu goster. 

Onbesinci Menakib: Biiyiiklerden biri Sam sehrine ugrar. 
Bir mescidde sabah nemazini kilar. Imam nemazi kildikdan 
sonra, arkasini mihraba doniip, Ebu Bekr, Omer ve Osman 

-265- 



"radryallahii teala anhum" hazretlerinin haklannda uygunsuz 
sozler soylemege baslar. O biiyiik zat, imamdan bu sozleri isi- 
tince cok uzulup ve mahzun olarak kalkip, yoluna gider. Bir se- 
neden sonra yine yolu Sam sehrine ugrar. Tekrar o mescide va- 
np, sabah nemazim kilar. Nemazi kildikdan sonra, imam olan 
kimse, arkasim mihraba doniip, O serverlerin [Ebu Bekr, 
Omer, Osman "radryallahii teala anhiim" hazretlerinin] bii- 
yiikliiklerinden bahs etmege, onlan medh etmege baslar. O 
biiyiik zat, cema'atden birine siial eyler ki, bu imam gecen se- 
ne o serverlerin sanlanna uygunsuz sozler soyledi. Simdi de 
medh ve sena eyledi. Sebebi nedir. O miisliman dedi ki, evvel- 
ki imami gormek ister misin. O biiyiik zat dedi, gormek iste- 
rim. O da oniine diisiip, bir odaya girdiler. Gordii ki, bir siyah 
kopek, boynundan zincir ile bagh, yatar. O biiyiik dedi ki, bu 
kelb [kopek] nedir. O miisliman dedi ki, gecen seneki imam 
budur. O din biiyiiklerine hasa, uygunsuz sozler soylerdi. Bir 
gun arkasim mihraba doniip, kotii adeti iizere kotii sozler soy- 
lerken, degisip, bu surete girdi. O biiyiik yanina vanp, sen ge- 
cen seneki imam misin. O da eli ile basina isaret edip ve gozle- 
rinden yas akitdi. Bu biiyiik de, Hak Siibhanehii ve teala haz- 
retlerine siikr edip, iste cezani buldun, dedi. (Sevahid-iin nii- 
biivve)den terceme olunmusdur. 

Onaltinci Menakib: Gazilerden biri rivayet eder. Bir gazada, 
cema'at ile gazaya giderken, aramizda Beni Temimden Ebu 
Hayyan naminda bir kimse vardi. O serverlerin haklannda uy- 
gun olmiyan cirkin sozler soylerdi. Hepimiz o mel'una nasihat 
ederdik. Faide etmeyip, uslanmazdi. Yolda bir hakim var idi. 
Yolumuz ona ugradi. Hadiseyi hakime acikladik. Hakim bize 
dedi ki, o kimseyi benim yanimda birakin. Miimkindir, onu is- 
lah edeyim. Bir zemandan sonra yola miiteveccih olup, gider- 
ken, o bedbahti gordiik ki, arkamizdan yetisdi. O mel'un kisiye 
hakim hil'at giydirip, bir at bagislamis. Ardimizdan yetisdi. Bi- 
ze eziyyet vermek maksadi ile yine o serverlere uygunsuz soz- 
ler soylemege basladi. Bize karsi, ey Allahin diismanlan, beni 
nasil buldunuz, dedi. Biz de dedik ki, ey bedbaht ve nasibsiz 
kimse, bizden uzak ol. Yammizda yuriime. Ta ki senin nasibsiz- 
ligin bize de bulasmasin. Hepimiz iizerine yiiriidiik. Kovduk. 
Bizden uzak yiiriidii. Mel'un, kaza-i hacet sebebi ile, yoldan sa- 

-266- 



pip, bir yerde otururken, kizil anlar uzerine hiicum etmisler. 
Mel'un feryada baslayrp, bizden yardim istedikde, biz de sayed 
bundan kurtulursa, insafa gelir diye, bu niyyet ile yardima var- 
dik. Yanina vardigimizda, o anlar bize hiicum edip, az kaldi ki, 
hepimizi helak edecekler. Biz de sokmalanna takat getireme- 
yip, caresiz geriye kacdik. O anlar da bize saldirmayi birakip, 
yine o bedbaht kisinin [rafizinin] uzerine saldinp, bir saatde 
govdesinin etini delik-delik edip, bagira-bagira oliip, cam Ce- 
henneme gitdi. Biz de bir yerde dump, bunun ahvalini seyr 
ederken ve birbirimiz ile soylesirken, gaybdan bir ses isitdik ki, 
cihar yar-i giizini sevmiyen kisinin diinyada cezasi budur. Ahi- 
retde yakalanacagi azablarm siddeti ve nihayeti yokdur, diyor- 
du. (Sevahid-iin niibiivve)den terceme olundu. 

Onyedinci Menakib: Seyh-i Ekber [Muhyiddin-i Arabi] 
"kuddise sirruhiil'aziz" hazretleri (Fiitiihat-i Mekkiyye) adli ki- 
tabinda zikr etmisdir. Evliyaullahdan bir taife vardir ki, Rece- 
biler derler. Onlar kirk kisi olup, fazla ve eksik olmazlar. Onla- 
rin hali Receb ayinin ilk giiniinde oyle olur ki, sanki gokler uze- 
rine konulmusdur. Harekete mecalleri olmaz. Ne ayak uzerine 
durabilirler ve ne oturabilirler. Ellerini ve ayaklanni degil, goz- 
lerini harekete kadir olamazlar. Recebin ilk giiniinde oyle olur- 
lar. Amma giinden giine o halet bunlardan kalkar. Sa'ban ayi 
girince, temamen o halden kurtulurlar. Onlara Recebde Allahii 
tealamn izni ile cok kesf ve nihayetsiz tecelliler olur. Sa'ban ayi 
girince bu haller onlardan kalkar. Ba'zan o hallerin ba'zisi o ta- 
ifenin ba'zisinda sene temam oluncaya kadar baki kahr. Haz- 
ret-i Seyh "rahmetullahi teala" der ki, o taifeden birini gordiim 
ki, onda rafizinin kesfi baki kalmisdi. O Recebi, rafizileri hinzir 
seklinde goriirdii. Ba'zan olurdu ki, hali ortulu bir kisiye, hie 
kimsenin mezhebini bilmedigi kimseye ugrardi. Eger o kisi ra- 
fizi i'tikadinda ise, hinzir suretinde goriirdii. O sahsi taleb eder- 
di. Ona nasihat ederdi. Tevbe etmesini ve Allahii teala hazret- 
lerine riicu' etmesini ve rafizi oldugunu soylerdi. O sahs teac- 
ciib ederdi. Eger tevbe ederse ve tevbesinde sadik olursa, onu 
insan suretinde goriirdii. Derdi ki, dogru soylersin. Eger yalan 
soyliiyorsa, o sahsi yine hinzir suretinde goriirdii. Tevbe etme- 
din. Yalan soyliiyorsun, derdi. Bir giin, safi'i mezhebinde olan 
ve iyi olarak bilinen iki kimse ona geldiler. Hie kimse onlann 

-267- 



rafizi i'tikadinda oldugunu zan etmezdi. Si'a cema'atinden de 
degiller idi. Lakin o mezhebi secmisler idi. O iki mu'temed kim- 
se, o azize [buyuk zata] vardilar. Bunlan disan cikann, buyur- 
du. Sebebini sordular. Buyurdu ki, ben sizi hinzir suretinde go- 
rurum. Bu benimle Hak Subhanehu ve teala arasinda bir ala- 
metdir ki, rafizileri bana bu suretde gosterir. Bu ma'nadan 
te'acciib edip [sasirrp], hemen o batil mezhebden ve fasid i'ti- 
kaddan temamen donup, kurtuldular. 

Onsekizinci Menakib: O sultanin haklannda edebsizlik et- 
mis ve uygunsuz sozler soylemis olan rafizi taifesinin cezalan. 
Hace Muhammed Parisa "kuddise sirruhul'aziz" hazretleri 
(Fasl-iil-hitab) adli kitabda buyurmusdur. Hazret-i All "kerre- 
mallahu vecheh" buyurmuslardir ki: (Bir taife beni Ebu Bekr, 
Omer ve Osman "radiyallahii teala annum" hazretlerinin uzer- 
lerine tafdil ederler [ustun tutarlar]. Goniillerinde nifak vardir. 
Bununla ehl-i islam arasina ihtilaf ve fitne salarlar. Bana Resu- 
lullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri haber verdi. 
Bunlann katli ile bana emr eyledi. Zahiren ehl-i islama kardes 
olduklarim soylerler. Batinlannda din diismamdirlar. Yalani 
giizel, kotiiliikleri temiz goriirler. Mushaf-i serifi iptal ederler. 
[Kur'an-i kerimin hiikmunii kaldinrlar.] Fiicur [kotiiliik] iizeri- 
ne birbirleri ile yansirlar. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerine ve Eshab-i kiram hazretlerinin biiyukleri- 
ne seb' ederler. [Dil uzatirlar.] Eshab-i kiram arasinda olan va- 
ki'alan anlatip, anladiklanna tabi' olurlar. Hak Subhanehu ve 
teala hazretleri onlan afv etmez. Kiiciikleri buyiiklerinden bo- 
zuk fikrleri ogrenip, o seklde terbiye olunurlar. Siinnet-i islami 
harab ederler. Bid'at-i seyyieleri ihya ederler [yayarlar]. O ze- 
manda Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" siinneti- 
ne yapisan kimse sehidlerin ve abidlerin efdalidir. Se'adet onla- 
rindir. Yeryiiziinde rafiziden daha hoslamlmiyan kimse yokdur. 
Yerin gadabi onlaradir. Gok istemiyerek onlann iizerine golge 
verir. O taifenin alimleri o giinde gok altinda olan kimselerin 
serlisidir. Fitne onlardan cikar ve onlarda olur. Allahu teala ko- 
rusun. Onlar su kimselerdir ki, gokdeki melekler arasinda pis- 
likler diye adlandinhrlar. Sahabe-i giizin "ndvanullahi teala 
aleyhim ecma'in" hazretlerini meclislerinde ve mahfellerinde ve 
mescidlerinde seb' ederler [kotiilerler]. Bu habis isi kendilerine 

-268- 



si'ar ederler. Hikmet kalblerinden gider. Allahti tebareke ve 
teala hazretleri rafM, bid'at ve dalalet ehlinin sekllerini degis- 
dirir.) 

Eshab-i gtizin bu sozleri isitdiler. Dediler ki, (Ya Emir-el 
mti'minin. Eger biz o zemana erisirsek ne yapalim.) Hazret-i 
All "radiyallahti teala anh" buyurdu ki, (Isa "ala nebiyyina ve 
aleyhissalatti vesselam" hazretlerinin havanleri gibi olunuz. Al- 
lahti tebareke ve teala hazretleri, Nebisine ita'atden ve Eshabi- 
na muhabbetden ve o taifeden [rafizilerden] uzak olmakdan 
baska size bir sey emr etmemisdir. Ben size derim, Hak ve stin- 
net tizerine olmak, bid'at ve dalalet tizerine olmakdan hayrh- 
dir.) 

Rivayet olundu ki, imam-i Ah "kerremallahti vecheh ve ra- 
diyallahti teala anh" hazretlerine bu haber erisdi ki; Abdtillah 
bin Sebe' seni Ebti Bekr, Omer ve Osman "radiyallahti teala 
annum" tizerine tafdil eder [tisttin tutar]. Ah "kerremallahti 
vecheh" yemin ederek (Vallahi onu oldtirtirtim) buyurdu. De- 
diler ki, ya Emir-el mti'minin! Sana muhabbet edeni katl eder 
misin! Elbette. Benim oldugum sehrde olmasin. Hemen bulun- 
dugu sehrden stirdti. (Sevahid-iin niibiivve)den nakl olundu. 
Velhasil Eshab-i gtizin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" 
aralannda bu dordti [dort btiytik hahfe], mezid-i fazilet ve ke- 
mal-i mekremet ve vtiftir-i ihtiram ve ikram-i tam ve htilefa-i 
ntibtivvet ve uytin-i ehl-i hicret ve btiytiklerin btiytigti ve secil- 
mislerin secilmisi olmakla en ondedirler. Bu babda kiyas yap- 
maga ve dtistinmege hacet yokdur. Nitekim, onlari tisttin bil- 
mek, btiytiklerin sozti ve icma' ile sabitdir. Btiytiklerin sozleri- 
ne ve icma'a uymak lazimdir. Bos sozlere ve bid'atlere uyma- 
mahdir. Allahti teala bizi bunlardan korusun. (Sevahid-iin nii- 
biivve)den ahnmisdir. 

Ondokuzuncu Menakib: Ebtidderda "radiyallahti teala 
anh" hazretleri, Stiveyde bin Akikden rivayet eder. Stiveyde 
der ki, Ah "radiyallahti teala anh" hazretlerine soyledim. Ben 
si'adan bir kavm tizerine ugradim ki, Ebti Bekr ve Omer "ra- 
diyallahti teala anhtima" hazretlerini naks ile zikr ederler [ko- 
ttilerler]. Eger onlar senin kalbinde olani bilseler idi, bu sozti 
soylemege ctir'et edemezlerdi. Hemen Aliyytil mtirteda "ker- 

-269- 



remallahii vecheh" buyurdu ki: (Onlar hakkinda kalbimde iyi- 
lik ve giizellikden baska birsey bulundurmakdan Allahii teala- 
ya sigminm). Sonra kalkdi. Mubarek gozleri yas ile doldu. Eli- 
mi tutdu. Agladigi halde gelip, minbere cikdi. Elinde beyaz ve 
giizel bir nesne tutdugu halde, bir belig ve muhtasar hutbe 
okudu. Buyurdu ki: Nedir o kavmlerin hali ki, Kureysin iki sey- 
yidini kotii zikr ederler. Ve bana zan ederler o sey ile ki, ben o 
seyden pakim. Ve onlann dediklerinden beriyim. Ve onlann 
dedikleri iizerine, onlan Allah hakki icin cezalandinnm. Onla- 
n mii'min olanlar sevmez. Onlara ancak facirler bugz etmez. 
Her kim ki o ikisini sever. Muhakkak beni sever. Her kim o iki- 
sine bugz eder; bana bugz eder. Ben ondan beriyim. Bilmis 
olunuz ki, muhakkak cumle nasin hayrhsi bu ummetde, Pey- 
gamberlerden sonra Ebu Bekr-i Siddikdir "radiyallahii teala 
anh". En once miisliman olan odur. Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretlerine ondan sevgili yokdur. [En sev- 
digi odur.] Allahii tebareke ve teala hazretleri indinde bu iim- 
metin en mukerremi odur. Bu ummetde Peygamberlerden 
sonra ondan efdal ve ondan hayrh kimse olmadi. Diinyada ve 
ahiretde ondan sonra biitiin insanlann hayrhsi Omer-iil Faruk- 
dur. Ondan sonra Osman-i Zinnureyndir. Ondan sonra benim 
"radiyallahii teala annum ecma'in". Allahii tealaya benim icin 
ve biitiin muslimanlar icin istigfar ederim. [Eshab-i kiramin iis- 
tiinliikleri sanlanna yakisir seklde; (Eshab-i kiram), (Hak S6- 
ziin Vesikalan), (Mektubat Tercemesi) ve (Se'adet-i Ebediy- 
ye) kitablannda anlatilmisdir. Liitfen bu kitablardan okuyu- 
nuz!] 

Zahida! Ac goziin, sahraya bak da, ibret al! 
$u direksiz kubbe-i semaya bak da, ibret all 
Gormek istersen, Cenab-i kibriyanm kudretin, 
her sabah, seher rakti, dunyaya bak da ibret all 

Padisah olsan da, derler "er kisi niyyetine", 
Var, musallada yatan mertaya bak da, ibret al! 
Bir kefendir akibet, sermaye-i beg re fakir, 
rarliga magrur olan, mecnun degil de, ya nedir? 



270- 



ALTINCI BAB 

Dordiincii Halife emir-iil mii'minin Esedillahi Galib Ali ib- 
ni Ebi Talibin "radiyallahii teala anh" Menakibi hakkindadir: 

All bin Ebi Talib "kerremallahii vecheh ve radiyallahii tea- 
la anh", ikram ve ihsan sahib i dordiincii yardir. Dindeki miiskil- 
ler onunla coziilmiisdiir. Kardeslik mesnedinin seyyidi odur. 
Fiitiiwet sofrasini o kurmusdur. Neseb-i serifleri Ali bin Ebi 
Talib bin Abdiilmiittalib, Resuhillah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerinin neseb-i tahirlerine ikinci babada [atada] 
birlesir ki, Abdiilmiittalibdir. Neseb cihetinden bundan yakin 
yokdur. Amma, fazilet hususu, tertib-i hilafet iizeredir. [Ustiin- 
liik sirasi, hilafet sirasidir.] 

Birinci Menakib: Hazret-i Ali "kerremallahii vecheh" haz- 
retlerinin doguslan hakkindadir. Dogumlan Mekke-i miikerre- 
mede vaki' olmusdur. [Hicretden yirmiiic sene evvel tevelliid et- 
misdir.] Fil vak'asindan otuz, Iskenderden dokuzyiizonbir sene 
ve Pervizin padisahhgindan sekiz sene gecmis idi. Validesi Fati- 
ma hatun binti Esed bin Hasim, bir gece rii'yada gordii ki, evi 
ntir ile doldu. Ka'benin etrafinda olan daglar Ka'beye secde edi- 
yorlardi. Eline dort kihnc verdiler. Elinden diisiip dort yana da- 
gildilar. Biri suya diisdii. Biri havaya ucup gitdi. Biri elinden dii- 
siip kinldi. Biri elinde bir aslan olup, hem kacar. Hem daglara 
diiser. Heybetinden biitiin mahluklar kacarlar. Beni ademden 
bir kimse yanina yaklasamaz. Resulullah "sallallahii teala aley- 
hi ve sellem" hazretleri o aslanin yanina varip ve tutup, kendine 
boyun egdirir. Asian ona ita'at eder. Mubarek ayaklanna yiizii- 
nii ve goziinii siiriip, hizmet-i seriflerinden aynlmaz. Bu rii'ya- 
dan dort ay gecmis idi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" Fatima hatunun benzine bakip, anladi. Dedi ki ey ana! Ha- 
lin nedir. Yiiziinde bir degisiklik vardir. Dedi ki, ey ogul! Hami- 
leyim. Himmet et, oglum olsun. Bana bagislar isen, ben de sana 
diia ederim, dedi. Fatima hatun, ey ogul, vallahi bu oglani sana 
nezr etdim. Senin olsun, dedi. Ebu Talib de kabul edip, o da, ben 
de sana bu oglani nezr eyledim, ey ogul, dedi. Hemen Resulul- 

-271- 



lah "sailailahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri dua edip, viicu- 
da gelen o oglan All Murteda oldu. Ciinki dokuz ay hamilelik 
temam oldu. Diinya miilkiine hazret-i Alinin nuru direk gibi go- 
riindii. Ravi der ki; hazret-i All dogdugu zeman, Peygamber-i 
Hiida "sallallahu teala aleyhi ve sellem" geldi. Mubarek parma- 
gi ile, mubarek agzinin tiikriigiinden ahp, hazret-i Alinin agzina 
koydu. O da o mubarek agiz suyunu yutdu. Bu sebeble her sozii 
hikmet oldu. Ilmi kemalde oldu. Afv, kudret, se'adet ve kera- 
met sahibi oldu. Hem zafer ve nusretin sultani oldu. Ziihd, tak- 
va, vera', fadl, kerem ve biitiin giizel huylan topladi. Kulagina 
Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri tekbir 
ve tehlil okudu. Adini da Ali koydu. Dedi ki, Allahii teala haz- 
retleri bunun adina Ali dedi. Annesi adina Haydar dedi. Zira 
rii'yada onu aslan olmus gordii. Resulullah "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" aynca Allahii tealamn aslani dedi ve hem 
Aliyyiil Murteda budur, buyurdu. Mubarek elleri ile kendisi yi- 
kadi. Mubarek basindan sangini cikanp, ikiye boldii. Bir bolii- 
giinii basina bagladi. Bir boliigii ile bedeninin yasini sildi. Boy- 
lece mii'minlerin baslannin taci oldu. Ona nasib olan bu se'adet, 
eshabdan kimseye nasib olmamisdir. 

Ba'zi rivayetde soyle bildirilmisdir: Annesi Fatima hamile- 
liginin son giinlerinde, ziyaret niyyeti ile Beyt-i serife girer. 
Beyt-i serif icinde iken dogum sancilan baslar. Disari cikmaga 
kadir olamayip, Beyt icinde dogurur. Dogumu beyt icinde olur. 

Aise-i Siddika "radiyallahii teala anha" rivayet ederler. Bir 
gun Server-i alem seyyid-i veled-i Mem "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri oturuyordu. Hazret-i Ali gelip, gecdi. Bu- 
yurdu ki, ya Aise! Bil ki Ali arabin seyyididir. Ben dedim ki, ya 
Resulallah, sen degil misin? Buyurdu ki, Ben ciimle insanlann 
seyyidiyim. Tiirk, tatar, hind, arab ve acem kavmlerinin seyyi- 
diyim. O arab kavminin seyyididir. 

Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" Alinin "radi- 
yallahii teala anh" besigini sallar idi. Besiginden cikanp gotii- 
riirdii. Iletir ve gezdirirdi. Her ne vakt ki, Resulullah "sallalla- 
hu teala aleyhi ve sellem" gelse, Ali "radiyallahii teala anh" 
hazretleri, derin uykuda bile olsa duyardi [uyamrdi] ve besigin- 
den kollanni cikanrdi. Ellerini hazret-i Resulun boynuna sarar- 

-272- 



di. O da hemen alip, bagnna basardi. Alinin "radiyallahii teala 
anh" annesi Fatima der ki: Dedim ki, ey cihanin bir danesi! Mii- 
sade ediniz, bunu [cocugu] biz goturelim, bu isler [cocuga bak- 
mak] bizim isimizdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri buyurdu ki, (Bu cocuk dogmadan evvel, bunu 
bana vermediniz mi? Bu benimdir, siz kansmayiniz!) 

Ravi (rivayet eden) der ki, bir gun Server-i alem "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri Harem-i serife geldi. Aliyyiil 
Miirteda omuzunda idi. Insanlar [halk] oturup, pehlivanlan 
soyleyip, herbirinin erligini vast ederlerdi. Resulullah "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" doniip onlara buyurdu ki: (Bu omu- 
zumdaki oglan, bu soylediginiz erlerin hepsinden iistiin pehli- 
van olacakdir. Yeryiiziinde buna benzer bir pehlivan olmiya- 
cakdir. Sizin saydiginiz erlerin cogunu bu oldiirecekdir ve def- 
terlerini diirecekdir.) Beyt: 

Diinya halki toplansa bir y ana, 
Yalmzca bu kahrsa bir yana. 

Aralarmda ceng olursa, 
O gatib gelse gerekdir. 

Allahii teala onu galip kilar, 
Bunun gibi bir stirari gelmedi. 

Onun gibi bir stirari gormedi bu zeman, 
Kihncmi bir an sallasa. 

Ceng ola ki, gtinde bin kisi katl eder. 

Onlar dediler ki, ya Muhammed-iil Emin! Biz seni, aklh ve 
sadik, biiyiik kimse zan ederdik. Bu nasil sozdiir. Sen bir kiiciik 
cocuk icin boyle soyliyorsun. Sen ona nasil giiveniyorsun. Resu- 
lullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri se'adetle bu- 
yurdular ki: (Siz bunu unutmayimz. Nice yillar sonra goriirsiiniiz 
bu oglani!) Ravi der ki, iic yasina girdigi zeman, Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri ile nemaz kildi. Babasi 
Ebu Talib onu gordii. Birsey soylemedi. Annesi soyledi ki, go- 
rurmiisun bu Ali, o Muhammed ile nemaz kihyor. Ka'beye kar- 
si secde ediyor. Bizim putlanmiza tapmaz. Ebu Talib dedi ki, ya 
Fatima! Biz onu Muhammede vermisiz. Her ne yaparsa hakdir. 

- 273 - Menakib-i Cihar Yar-i Guzin - F:18 



Savab olur [dogrudur] . Heniiz ma'sumdur. Muhammed hangi 
dinde olursa, All de onun yoldasi olsun, aynlmasin. Birgun, Re- 
sul-i ekrem, All ile nemaz kilarken Ebu Talib at ile gidiyordu. 
All, Resulullahin sag yaninda dururdu. Meger Ca'fer-i Tayyar 
"radiyallahii anh" hazretleri Ebu Talibin atinin ardinda idi. De- 
di ki, ey gozumun nuru, in sen de var, Muhammedin sol yanin- 
da dur. Onlar ile sen de nemaz kil. Devlet sahibi kesf ve sir sa- 
hibi olasin. Ca'fer de inip, vardi ve sol yanina durdu. Resulullah 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri bakdi, gordii ki, 
Ca'fer de geldi, yanina durdu. Gonlu sad oldu. Nemaz kilip, bi- 
tirdikden sonra, buyurdu ki: (Ya Ca'fer! Sana miijdeler olsun ki, 
Hak Siibhanehu ve teala sana iki kanat verir. Yer yiiziinden ta 
Cennete kadar ucarsin. Menzilin Cennet, refikin Huriayn olur. 
Kavusmak istedigin Rabbilalemin olsun!) 

Ba'zi rivayetde, dogumlan fil senesinden otuz sene gecdik- 
de, Harem-i Ka'bede, Receb ayinin onucunde Cum'a giinii va- 
ki' oldugu bildirilmisdir. Nakl edilir ki, Yemen diyannda Mi- 
rem adinda miitteki bir abid vardi. Zahidlerin zahidi idi. Kalb-i 
serifleri masivadan pak idi. Yiizdoksan senelik omrlerini ibadet 
kosesinde gecirip, mala miilke hie bakmamis, seccadeden gayri 
bir menzile ayak basmayip, mihrabdan baska yere donmemis 
idi. Bir gun miinacat etdi: Ilahi! Harem-i muhteremin sakinle- 
rinden ve Ka'be-i muazzamamn biiyiiklerinden birinin didan 
[yuziinii gormek] ile miiserref olmak, istiyorum. Riyasiz diiasi 
kabul oldu. Ebu Talib Mekke-i Miikerremenin serefli biiyugii 
ve Ka'be-i muazzamamn en kerim sakini idi. Bir seferde iken 
yolu o zahid ve abidin makamina ugradi. Mirem Ebu Talibe ge- 
rekli ta'zim sartlanni yerine getirdikden ve durumunu sorduk- 
dan sonra, Ebu Talib dedi ki: Mekke diyannda beni Hasim ka- 
bilesinden Abdiilmuttalib oglu Ebu Talibim. Zahid bu haber- 
den cok sevinip, tekrar ta'zim edip, dedi ki: Elhamdiilillah [Al- 
lahii tealaya hamd olsun], muradim hasil oldu, diiam kabul ol- 
du [eseri aciga cikdi]. Ey Ebu Talib; gecmislerden bize soyle bil- 
dirilmisdir ki, Abdiilmuttalibin iki torunu olup, biri Abdiillahin 
siilbiinden zuhura gelip, Peygamber olur. Biri Ebu Talibden za- 
hir olup, se'adet sahibi olur. Peygamber otuz yasina geldikde 
Ah diinyaya gelir. O Nebi ki, herkesin bekledigi Peygamberdir. 
Heniiz aciga cikmamisdir ya'nf gelmemisdir. Ebu Talib dedi ki: 

-274- 



Ey seyh! Nebi dunyaya gelip, henuz yirmidokuz yasmdadir. Mi- 
rem dedi ki: Ya Eba Talib! Mekkeye dondukde, o ma'budun 
dergahimn yakini olana benden selam gotiir. Arz et ki, Mirem 
sehadet eder ki, benzeri, ortagi olmiyan Allahu teala vardir ve 
Sen onun Peygamberisin. Ey Ebu Talib! Senden mutevellid 
olan azize de selam gotiir. Ebu Talib [karsilannda] bir kurumus 
nar agaci goriip, imtihan yolu ile dedi ki: Ey Seyh, isterim ki, bu 
agacda meyve ve yaprak olsun. Senin sadik olduguna delil ol- 
sun. $eyh, Hakkin dergahina iltica ve tedarru edip, dedi ki: Ila- 
hi! Nebi ve Veil hurmeti icin, sifatlanni beyan edip, gelecekle- 
rini soyledim. Beni mahcub etme. Derhal kuru agacdan yaprak- 
lar ve iki dane nar meydana geldi. $eyh o narlann birini Ebu 
Talibe verdi. Ebu Talib, parcalayip, iki danesini yidi. Rivayet 
edilir ki, o daneler nutfeye sirayet edip, Aliyyiil Miirtedanin vii- 
cudunun baslangici oldu. Degerli bir sus tasi gibi o eserden vii- 
cud buldu. Ebu Talib, verilen mujdelere cok sevindi. Geri do- 
niip, Mekke-i Miikerremeye geldi. Siilbiinden o nutfe Fatima 
binti Esedin batinma intikal edip, handle oldu. Fatima binti 
Esedden nakl edilir: Ben Ka'be-i serifi tavaf ediyordum. Do- 
gum alametleri belirdi. Hazret-i Habib-i Ekrem "sallallahu tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretleri beni goriip, firasetle, durumumu 
anlayip, buyurdu ki: Ey valide, tavafini temam etdin mi. Hayir 
dedim. Buyurdu: Tavafi temam et. Eger zor durumda kahrsan, 
harem-i Ka'beye gir. 

(Kitab-i Siyer-i Mustafa)dan nakl etmislerdir. Fatima binti 
Esed, Ka'beyi tavaf ediyordu. Abbas bin Abdulmuttalib ve bii- 
tiin Beni Hasim onun ardinca tavaf ile mesgul idi. Dogum ala- 
metleri belirdi. Disan cikmaga mecali kalmayip, dedi ki, ya 
Rabbi! Bana dogumu kolay kil. O halde iken, evin divan yan- 
hp, Fatima gozden gayb oldu. Rivayet eden diyor ki, ben Ha- 
ne-i Ka'beye girip ahvalini anlamak istedim. Miiyesser olmadi. 
Uc giin gaib oldu. Dordiincii giin, Haremden cikdi. Elinde Ali 
ibni Ebi Talib "radiyallahii teala anh" vardi. Fatima binti Esed 
Harem-i Ka'beden hazret-i Aliyi evine gotiiriip, adet iizerine 
besigi bagladi. Ebu Talib gelip, istedi ki, mubarek yiiziinii gor- 
siin. Ortiisiine el uzatdiginda, hazret-i Ali eli ile, Ebu Talibin 
eline ma'ni olup ve yiiziine el uzatip, cehresine vurdu. Yiiziinii 
tahris etdi. Validesi de gelip, emzirmek istedikde, ma'ni olup, 

-275- 



onun da, yiiziinu tirmaladi. Ebu Talib, hayret edip, dedi ki, ey 
Fatima! Buna ne ism koyalim! Fatima dedi ki, ey Ebu Talib! 
Bu cocugun pencesinde Esed [aslan] salabeti var! Esed [aslan] 
demek munasibdir. Ebu Talib dedi ki, benim niyyetim budur 
ki, Zeyd ismi ile adlandiralim. Lakin Fahr-i alem seyyid-i ve- 
led-i adem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri onun 
dogum haberini aldikda, ferahnak [sevincli, sad] olup, Ebu Ta- 
libin evine geldi. Sordu ki, bu Qocugun ismini ne koydunuz. 
Herkes ihtiyar etdigini beyan etdikde, hazret-i Habib-i Ekrem 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurmuslar ki, 
(benim niyyetim, Ah koymakdir. Ali himmet [yiiksek arzulu, 
himmetli] olsun!) Fatima dedi ki, bu ismi ben gaibden isitmis- 
dim. Bir rivayet de odur ki, validesi [annesi] isminde niza edip, 
istihare yolu ile Ka'beye yonelip, Rabbine niyazda bulunup, 
(Ya Rabbi! Harem-i serifinde ikram eyledigin oglum icin tara- 
findan ism niyaz ederim!) dedi. Bu niyaz esnasinda Ka'benin 
damindan bir ses geldi ki, (ism-i serifini Alikoyun!). Mubarek 
ismini Ali koydular. Sonra Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri besik yanina varmak istedi. Fatima dedi 
ki, ey Muhammed-iil emin! Sakin onun yanina gitmeyiniz ki, 
bu oglanin aslan gibi saldinci penceleri var. Hazretinize bir 
edebsizlik yapabilir. Habib-i ekrem ve Nebiyyi muhterem "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu ki: (Ey Fati- 
ma! Ali bize karsi edebe riayet eder!) Yanina vanp, Aliyyul 
Miirteda "radiyallahii teala anh" derin uykuda iken, giizel go- 
ren gozlerini acip, Resulullahin mubarek yiiziine bakdi. Hal li- 
sani ile bu riibaiyi terenniim ediyordu. Nazm: 

$iikr muserrel oldum, derlet-i didarma, 
Kan dolu gozlerimi acdim, giil ruhsanna. 
Kat'etdigim yokluk konaklan zayV olmadi, 
Vasil oldum, shndi senin giines sualanna! 

Se'adet sahibi hazret-i Fahr-i Enbiya "salevatullahi ala ne- 
biyyina ve aleyhim ecma'in" besiginden kucagina aldi. Bir ze- 
man mubarek dilini giil yapragi gibi [Ah "radiyallahii teala 
anh"in] gonca dihenine [mubarek agzina] koyup, sercesme-i 
esrar [esrar cesmesinin kaynagi] olan [nitekim Vennecmi sure- 
sindeki ayet-i kerimede (O, bos soz soylemez) buyruldu ki,] 
mubarek agzinin suyunu emzirdi. [Mubarek dilini agzina koy- 

-276- 



du. Agizdan agiza emzirdi.] 

Rivayet edilir ki, hazret-i Murtezamn "radiyallahii teala 
anh" babasi Ebu Talibin dokunmasina ma'ni olmasimn sebebi, 
once kendisine Resulullahin "sailailahii teala aleyhi ve sellem" 
dokunmasim istemesi idi. Annesini emmesinden imtina etmesi- 
nin maksadi bu idi ki, once Resululahin mubarek agrz suyundan 
emmekdi. Kit'a: 

Katre katre ma'rifet serbetini, 
O deryadan iktisab etdi. 
Feyz-i Hak o hilali etmege Bedr, 
Kabil-i nur-i afitab etdi. 

Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bir legen ha- 
zirlayip, hazret-i Alinin "radiyallahii teala anh" yikanmasina 
bizzat mesgul oldular. Sag tarafini yikayinca cocuk sol tarafa 
donerdi. Hazret-i Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
bu hali goriince, aglamaga baslardi. Fatima dedi ki, ey ogul, ag- 
lamamzin sebebi nedir? Buyurdu ki, (Ey Fatima! Bu cocugu 
once ben yikadim. Bu cocuk beni omriimiin nihayetinde [vefat 
edince] yikar. O zeman ben de sag tarafimdan sol tarafima ken- 
diligimden donerim!) Hazret-i Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" onun terbiye olmasinda cok gayret sarf edip, 
ilkbehar bulutu gibi o goncaya kol-kanat gerdi. Miirteda bes ya- 
sina girdikde, Hicaz memleketinde az yagmur sebebi ile kithk 
oldu. Gida yoklugundan halk sikintiya diisdii. Ebu Talibin co- 
luk-cocugu cok idi. Bir gun hazret-i Resul-i ekrem "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" Abbasa "radiyallahii teala anh" buyur- 
du ki: Ey amcam, sen zenginsin! Ebu Talib amcam, fakir ve co- 
cuklari da cokdur. Miinasibdir ki, kithk gecinceye kadar herbi- 
rimiz Ebu Talibin cocuklanna bakahm. Ona ma'iset hususunda 
yardim edelim. Beraber Ebu Talibin huzuruna gelip, durumu 
soyledikde, Ebu Talib dedi ki, Ukayli benim ile birakimz. Di- 
gerlerini siz bilirsiniz! Hazret-i Abbas, Ca'fer-i Tayyari "radi- 
yallahii anhuma" ahp, hazret-i Fahr-i alem "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" Aliyyiil Miirtedayi "kerremallahii vecheh" 
kabul kihp, hazret-i Ali Onun kefaletinde oldu. Hazret-i Ceb- 
rail aleyhisselam da'vete ruhsat miijdeci getirinceye kadar, ya- 
ninda kaldi. Hazret-i Ebu Bekrden sonra hazret-i Ali iman ge- 

-277- 



tirdi. Sonra diger Sahabe-i kiram iman getirdi "ndvanullahi tea- 
la aleyhim ecma'in". 

Ikinci Menakib: Fahr-i alem "sallallahti teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerine ntibtivvet Pazartesi gtinti bildirildi. Evvela 
hazret-i Ebti Bekr imana geldi. Ikinci olarak Sail gunti hazret-i 
imam-i All "kerremallahti vecheh" imana geldi. Hazret-i Ebti 
Bekrden "radiyallahti teala anh" evvel kimse imana gelmemis- 
dir. Ikinci imana imam-i All "radiyallahti anh" gelmisdir. On 
yasinda idi. Ba'zilan yedi yasinda idi dediler. Imam-i Ah "radi- 
yallahti anh" omrtinde hie puta tapmadi. Hak Stibhanehti ve 
teala onu puta tapmakdan sakladi. Hatta bir rivayetde Imam 
hazretleri buyurmuslar ki: Annemin karmnda yatarken, kilise- 
ye varip, puta tapmak istedikde, Allahti Stibhanehti ve teala 
hazretlerinin inayeti ile, annemin ytiregi agnmaga baslayrp, o 
kadar lzdirap verdi ki, kiliseye varip, puta tapmak istegini unu- 
tup, kendi evine dondti. Imam hazretleri, Sultan-i kainatin "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" huztir-u seriflerinde yetismisdir. 
Imam hazretlerinin ytiksek sanlan hakkinda, ticytiz ayet-i keri- 
me nazil oldugunu, hazret-i Abbas "radiyallahti teala anh" riva- 
yet etmisdir. 

Uciincii Menakib: Hazret-i imam-i Alinin "kerremallahti 
vecheh ve radiyallahti teala anh" birkac adi var idi. Bir ismi 
Ebtil Hasen, bir ismi Ebtil Htiseyn ve biri Haydar [aslan] ve bi- 
ri Kerrar [muharebede dtismana tekrar tekrar hamle eden], bi- 
ri Emir-tin nahl ve biri Ebti el Reyhaneyn ve biri Esedillah ve 
biri Ebti Ttirab [topragin babasijdir. Lakin kendileri her zeman 
buyururlar idi ki, bana Ebti Ttirab adindan sevgili ad yokdur. 
Zira onu Fahr-i alem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" koy- 
musdur. Sebebi budur ki, bir gun Fatima-ttiz Zehra ile imam-i 
Ah "radiyallahti teala anhtima" ktistisdtiler. imam-i Ali huztir- 
suz olup, mescide varip, kuru toprak tizerine yatdi. Fatima "ra- 
diyallahti anha", o hal ile Server-i alem "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretlerine varip, dedi ki, devletlti ve izzetli sulta- 
nim, babacagim! Yanhshkla hazret-i Aliyi ktisdtirdtim. Amma 
bilirim ki, sue benimdir. Restilullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" se'adetle ve izzetle kalkip, Ali "radiyallahti teala anh" 
hazretlerini arayip, mescidde buldu. Gordti ki, kuru toprak tize- 
rinde yatiyor. Sultan-i kevneyn ve Restil-i sakaleyn "sallallahii 

-278- 



teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu ki, (Kalk ya All, kalk 
ya All!). Hazret-i All gordii ki, cagiran Fahr-i alemdir. Ayak 
uzerine kalkdi. Sultan-i kainat gordii ki, imam-i Alinin yiiziine 
toprak yapismis. Bizzat mubarek elleri ile topragi yiiziinden sil- 
kip, (Kalk ya Eba Tiirab) buyurdu. Onun icin hazret-i All "ker- 
remallahu vecheh" her zeman, (Bana Ebti Tiirabdan sevgili ism 
yokdur) buyururlardi. Lakin (Sevahid-iin niibiivve)de soyle ya- 
zihdir. Bir giin Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri Fatima-tiiz-zehranin "radiyallahii anha" evine gelip, 
hazret-i Aliyi "radiyallahii anh" goremeyip, nerede oldugunu 
sordu. Hazret-i Fatima-tuz-zehra dedi ki, ya Resulallah! Ba'zi 
seylerden iiziiliip, disanya cikdi. Galiba mescide gitdi. Resulul- 
lah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri, se'adetle mes- 
cide gelip, gordii ki, elbisesi latif bedeninden diisiip, cism-i seri- 
fi toz-toprak ile bulasmis. Hazret-i Resul-i ekrem ve nebiyyi 
muhterem "sallallahu teala aleyhi ve sellem" o mubaregi temiz- 
leyip, (Kalk ya Eba Tiirab) buyurdu. 

Dordiincii Menakib: (Hazret-i Ali ile hazret-i Fatimamn 
"radiyallahii teala anhiima" evlenmeleri.) Nakl olunur ki, Ser- 
ver-i Enbiya ve Resul-i kibriyanin "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" Hadice-i kiibra "radiyallahii teala anha" hazretlerin- 
den alti evlad-i kiramlan viicuda geldi. Ikisi erkek ve dordii kiz. 
Hadice-i kiibra, Fatima-i Zehrayi "radiyallahii anhiinne" kii- 
ciik yasda birakip, dar-i fenadan dar-i bekaya goc etdi [vefat et- 
di]. Sultan -l kevneyn ve Resul-i sakaleyn "sallallahu teala aley- 
hi ve sellem" hazretleri hazret-i Fatimayi biilug cagina kadar 
kendi yaninda bakip, terbiye etdiler. Bir giin Fatima-tiiz-zehra 
"radiyallahii teala anha" hazretleri Resul-i ekremin huzur-u se- 
riflerine bir hizmet icin geldiler. Hizmet edip dondiikde, haz- 
ret-i Fatimaya, bakdilar ki, kemale gelip, evlenme vaktine gel- 
misler. Hemen hatir-i seriflerine geldi ki, Fatimamn validesi 
hayatda olsa idi, Fatima biiluga erdikde, onun ceyizini hazirlar- 
di. Zira Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretle- 
rinin hazret-i Fatimaya muhabbeti cok fazla idi. Sebebi bu idi 
ki, gayet zahide idi. Hem de validesi olan Hadice-i kiibra "ra- 
diyallahii teala anha" hazretlerine benzerdi. Bu husus mubarek 
hatirlanna gelince, derhal hazret-i Cebrail aleyhissalatii vesse- 
lam" gelip, Allahii teala hazretlerinin selamini Habibine getir- 

-279- 



di. Dedi ki; (Ya Muhammed! Allahu teala buyurur ki, Habibim 
hie merak etmesin ki, ben Fatima kulumun biitiin ihtiyaclanni 
ve elbiselerini Cennet libaslanndan yapip, yakinda sadik ve 
muvahhid ve has kuluma veririm.) Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri Cebrail aleyhisselam hazretlerin- 
den bu kelami isitip, siikr secdesi yapdi. Sonra Cebrail aleyhis- 
selam Allahu tealanin huztiruna vardi ve geri dondu. Elinde bir 
altin sini, ustunde altin bogca ile ortiilmus, bin Kerubiyan me- 
legi iledir. Arkasindan hazret-i Mikail aleyhisselam elinde bir 
altin sini, bir altin bogca ortiilmus ve ta'zim icin bin Kerubiyan 
melegi iledir. Onun ardinca hazret-i IsrafTl aleyhisselatii vesse- 
lam, elinde bir altin sini, bir altin bogca ile ortiilmus ve bin me- 
lek iledir. Onun ardinca, hazret-i Azrafl aleyhisselam, bir altin 
sini, bir altin bogca ile ortiilmus. Bin melek iledir. Bu melekler, 
getirip sinileri Server-i kainat "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerinin huzurlarma arz eylediler. Resulullah "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri bunlan gordu. Buyurdu 
ki, ya kardesim Cebrail. Allahu tealanin emr-i serifi nedir. Bu 
siniler ile ne emr ederler. Hazret-i Cebrail aleyhisselam dedi ki: 
Ya Resulallah! Allahu Siibhanehii ve teala sana selam eder ve 
buyurur ki, ben Habibimin kizi Fatima-i Zehrayi Aliye verdim. 
Ars-i Uzmada nikah etdim. Hemen Habibim de Eshab arasin- 
da nikah eylesin. Sinilerin birinde Cennet libaslan [elbiseleri] 
vardir. Fatimaya giydirsin. Diger sinilerde Cennet yiyecekleri 
vardir. Eshabina ziyafet versin. Hazret-i Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri bu miijdeyi isitdi. Tekrar siikr 
secdesi yapip ve hazret-i Cebrail aleyhissalatii vesselama dedi 
ki: Ya kardesim Cebrail. Dilerim ki, nikahin nasil yapildigini 
aynen acikhyasin. Cebrail aleyhisselam dedi ki, Ya Resulallah! 
Allahu Siibhanehii ve teala emr etdi ki, Cennet kapilanni ac- 
sinlar. Cenneti siislesinler. Sonra Cehennem kapilanni kapat- 
sinlar. Yedi kat gokde ve yerde ne kadar Kerubiyan, mukarra- 
bin ve ruhaniyyan var ise Ars-i azimin zillinde [golgesinde] se- 
cere-i Tuba [Tuba agaci altinda] toplansinlar. Allahu tealanin 
emri yerine geldi. Allahu teala yine emr etdi ki, melekler iize- 
rine tath bir riizgar esdi ki, vasfi anlatilamaz. O tath riizgar, 
Cennet agaclarimn iizerine eser. C un ki, Cennet agaclannin 
yapraklannin birbirine dokunmasi ile hos bir seda hasil oldu ki, 
dinliyenlerin akllan baslanndan gitdi. Ondan sonra goniil kus- 

-280- 



lanna emr eyledi ki nagmeye basladilar. Ya Habiballah! Alla- 
hii tebareke ve teala hazretleri cemalini arz buyurdu. Buyurdu 
ki, ya Cebrail, sen aslanim Alinin vekili ol. Ben de Fatimamn 
vekili olayim. Ya Meleklerim siz de sahid olunuz. Fatimayi ha- 
lallige Aliye verdim. Ya Cebrail, sen de vekaletin hasebiyle All 
icin kabul eyle. Orada nikah oldu. Sana da emr olundu ki, bu- 
rada da Sahabe-i giizini "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" 
toplayip, nikah yapasin. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri bunu isitdi. Tekrar siikr secdesi yapdi. Emr 
eyledi ki, Sahabe-i giizfn hazretlerini toplasinlar. Ondan sonra 
hazret-i Cebraile dedi ki, ya kardesim Cebrail! Kizim Fatima 
benim hatinmi kirmaz. Bu Cennet elbiselerini diinyada giyme- 
ge degmez. Geriye Cennete gotiirunuz! Sahabe-i kiram toplan- 
di. Hazret-i Resuliin ve hazret-i Alinin vekili kim olacak diye 
bakdilar. Biraz durakladilar. Derhal Cebrail aleyhisselam ge- 
lip, dedi ki, ya Resulallah! Allahii teala sana selam edip, emr 
eyledi ki, hutbeyi hazret-i Ah okusun. Hazret-i All hutbeyi 
okudu [kimse onun yerine vekil olmadi. Kendisi bulundu]. 
Dortyiiz akce ile nikah eylediler. Miijdeyi, hazret-i Fatimaya 
"radiyallahii teala anha" miijdelediler. Hazret-i Fatima razi ol- 
madi. Hazret-i Cebrail tekrar geldi. Ya Resulallah! Allahii te- 
bareke ve teala hazretleri buyurdu ki; Fatima dortyiiz akce ile 
nikaha razi olmaz ise dortbin akce olsun. Geri hazret-i Fatima- 
ya soylediler. Yine razi olmadi. Geri hazret-i Cebrail gelip, 
dortbin altin emr olundu. Hazret-i Fatima yine razi olmadi. Ya 
Resulallah! Allahii teala emr etdi ki, Sen bizzat, hazret-i Fati- 
ma huzuruna vanp, muradi ne ise siial edesin. Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazret-i Fatimamn yanina vanp, 
muradim siial buyurduklannda, hazret-i Fatima dedi ki: Ya 
Habiballah, muradim budur ki, sen, mahser meydamnda 
mii'minlerin giinahkarlanndan nicelerine sefa'at edip, Cennete 
koyarsin. Ben de onlann hatunlanna sefa'at edip, Cennete ko- 
yayim. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
cikip, hazret-i Fatimamn murad-i seriflerini beyan buyurdu. 
Cebrail aleyhisselam Allahii tealamn huzur-i seriflerine vanp, 
hazret-i Fatimamn arzusunu iletdi. Geri niizul edip [inip] dedi 
ki, ya Resulallah! Allahii Siibhanehii ve teala Fatimamn mura- 
dim kabul edip, o da ruz-i cezada [mahser meydamnda (kiya- 
met giiniinde)] sefa'atci olsun, diye buyurdu. Hazret-i Resulul- 

-281- 



lah "sallallahu teala aleyhi ve sellem", hazret-i Fatimaya, mu- 
radi kabul olup, seffa oldugunu [sefa'at edecegini] kendisine 
iletdi. Ya Resulallah! Hazretinizin sefa'at edecegine huccet 
[delil] kelam-i kadimde ve Fiirkan-i azimde ayet-i kerfmeler- 
dir. Ya bana kat'i huccet [delil] nedir. Resulullah "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu ki: Ey ciger gusem; 
cenab-i hazret-i Rabbil izzete muradini arz edeyim. Goreyim 
ne ferman olunur. Cikrp, Cebrail aleyhisselama Fatimanin mu- 
radini beyan etdi. Cebrail aleyhisselam Allahii tealamn huzu- 
runa arz edip, hemen geri dondii. Elinde bir beyaz ipek getirdi. 
Resulullahin huzurunda ak ipegi acip, icinden bir kagid cikar- 
di. (Yevm-i cezada [kiyamet giiniinde] mii'min hatunlann asi- 
lerine, kulum Fatimayi sefa'atci etdigime bu hucceti yaninda 
bulundursun.) Hazret-i Resul-i ekrem "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" o kagidi geri harire [ipege] sanp, hazret-i Fatimaya 
getirdi. Hazret-i Fatima hucceti gordii. Kabul edip, nikaha razi 
oldu. (Allahii teala kalbdekileri bilir. Allahii teala icin, neden 
boyledir diye sorulmaz.) 

Rivayetde gelmisdir ki, hazret-i Resulullah "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" hazret-i Fatimayi hazret-i Aliye "radiyallahu 
teala anh" verdigi zeman onsekiz akce verdi. Bir gelinlik ve bir 
de kaftan aldi. Hazret-i Fatimaya giydirdigi zeman, Fahr-i alem 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" agladi. Hazret-i Fatima dedi 
ki, se'adetim ve izzetim babam, nicin aglarsin. Buyurdular ki, 
(ciger gusem, gozumiin nuru kizim, onun icin aglanm ki, kiya- 
met giiniinde, Allahii tealamn huzurunda bu onsekiz akce ile 
bu kaftamn hesabim nasil vereceksin.) Bunlann hali boyle 
olunca, gor zemane adamlan kizlannin dertlerine diisiip, nice 
bin, belki nice yiik akce ceyize sarf edenlerin ahiretde halleri 
nasil olur. Halimiz kederlidir. Allahii Siibhanehii ve teala haz- 
retleri inayet ve hidayet ile, Habibi ve Ehl-i beyti hurmetine, 
keremi, fadh ve ihsani ile afv ve magfiret buyursun. 

Besinci Menakib: Hazret-i Ah "kerremallahii vecheh" orta 
boylunun kisasi idi. Genis gogiislii idi. Ela gozlii idi. Mubarek 
sakah biitiin eshabdan "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" 
cok idi. Mubarek karni biiyiikce idi. Her ne zeman kafirlerin 
yiizlerine baksa, kalblerine korku diisiip, hazan yapragi gibi tit- 
rerlerdi. Bu mubarek ciisse ile tic, dort ve bes giin, ba'zan da ye- 

-282- 



di, sekiz gun yemek yimezdi. Resulullah "sallallahu teala aley- 
hi ve sellem" hazretlerine siial etdiler ki, hazret-i All yemek yi- 
mez, hikmeti nedir. Buyurdular ki; (Hazret-i Alinin kuvvet-i 
kudsiyyesi vardir. Acligi bilmez.) Umumiyyetle gazalarda nice 
giinler yemek yimez ve gaza ile mesgul olurdu. Aclik hatir-i se- 
riflerine gelmezdi. Kuvvet-i kudsiyyesi ile ici temamen dolu idi. 
Bir gaza vaki' olmamisdir ki, hazret-i All "radiyallahu teala 
anh" onda mevcud olmasin. Bir kal'ayi almakda zorlanilsa ve- 
ya dusman galebe etse, Sultan-i kainat "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" sancagi hazret-i Alinin eline verip de buyururdu ki, 
(Ya Ah! Bu feth senindir. Var feth eyle! Seni Allahu Subhane- 
hii ve teala hazretlerine ismarladim) diye gonderirdi. Feth eder- 
di. 

Altinci Menakib: Bern Necran derler, hiristiyanlardan bir 
kabile var idi. Kalabahk bir kabile idi. Fahr-i alem "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" bunlara her ne kadar nasihatda bulun- 
du ise de, kimse razi olmayip, lslah olmadilar. Inad ve taskin- 
hklanni artdirdilar. Bir vechle bunlar imana gelmediler. Bun- 
lar hakkinda ibtihal (karsihkh yeminlesme) ayet-i kenmesi na- 
zil oldu. Ibtihal ile emr olundular. Sure-i Al-i imranda, [61. ci 
ayet-i kerimede] mealen buyurulmusdur: (Seninle miicadele 
edenlere [hiristiyanlara] de ki: Geliniz biz ve siz, ogullanmizi 
[evladlanmizi], kadinlarimizi ve kendimizi cagirahm. Sonra ib- 
tihal edelim. [Isa aleyhisselam hakkinda] kim yalan soyliiyor 
ise, Allahu tealanin la'neti onun iizerine olsun diyelim!) (Tef- 
sir-i Mealim)de buyurmus ki, ( ya'ni kim ki seninle, haz- 
ret-i Isa aleyhisselam hakkinda miicadele etse, sana, hazret-i 
Isa aleyhisselam, Allahu tealanin kulu ve Resulu oldugu hak- 
kinda ilm geldikden sonra, denildi ki, ebnaiinadan murad Fa- 
tima "radiyallahu teala anna" hazretleridir. Enfusenadan mu- 
rad, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri- 
nin kendileridir ve hazret-i Ah "kerremallahu vecheh"dir. Zi- 
ra, arablarda, kisinin, amca oglu kisinin kendisinden sayihr.) 

Nitekim Allahu teala hazretleri buyurur: ( murad ihvane- 

kiim demekdir). Denildi ki, ibtihal ciimle ehli dine umumdur. 
Ibni Abbas "radiyallahu anhuma" buyurdular ki, ya'ni diiada 
tadarru' edelim. Ve Kelbi dedi ki, diiada ictihad ve miibalaga 
edelim. Kesai ve Ebu Ubeyde dediler ki, (lain) ediselim [birbi- 

-283- 



rimize la'net edelim!]. Zira ibtihal telaundur. (La'netlesmek- 
dir.) La'netullah ma'nasina derler. (Allahu tealamn la'neti 
onun uzerine olsun demekdir.) Bizden ve sizden hepimiz Alla- 
hin la'netini yalancilar uzerine kilalim. 

Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bu ayet-i ke- 
rimeyi Necran kavmi uzerine okudu ve onlan mubaheleye 
da'vet etdi. Onlar refiklerimize [arkadaslanmrza] gidelim. 
Emirimizle musavere edelim. Sonra yann gelelim dediler. Va- 
np bir yere toplandilar. Reislerine mubahele hakkinda ne du- 
sundiigunii sordular. Ona, ya Mesihin kulu! Rey' hakkinda ne 
dusunursun, dediler. O dedi ki: Ya Nasara cema'ati. Muhak- 
kak siz biliniz ki, Muhammed "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri Peygamberdir. Vallahi la'net etmez. Bir kavm 
Peygamber ile mubaheleye kalkisirsa, o kavmin biiyugii, kucii- 
gu muhakkak helak olur. Hemen sahibinizin yanina vanniz. 
Kavli uzerine ikamet edip, va'd ahnip, kendi bildiginizden do- 
niin. 

Ertesi gun, hazret-i Ali ile Resulullah "sallallahii teala aley- 
hi ve sellem" hazretlerinin huzur-i seriflerine geldiler. Halbuki 
Resulullah hazretleri Hiiseyni kucagina almis, hazret-i Hasenin 
elinden tutmus, hazret-i Fatima ardinca yiiriirdii "ndvanullahi 
teala aleyhim ecma'in". Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri, bunlara, (ben diia edeyim, siz aimn deyiniz,) 
buyurdu. Nasara kavminin reisleri yamndaki hiristiyanlara de- 
di ki, ya nasara cema'ati. Ben muhakkak oyle yiizler goriiyo- 
rum ki, eger Allahu teala hazretlerinden, bir dagi yerinden kal- 
dirmasini isteseler, Allahu teala hazretleri, o dagi onlar hiirme- 
tine kaldinr. Sakin mubahele etmeyiniz! Yoksa helak olursu- 
nuz. Kiyamete kadar yeryiiziinde nasrani kalmaz. Sonra reisle- 
ri, Peygamberimize "sallallahii teala aleyhi ve sellem" dedi ki, 
ya Ebel Kasim! Biz karar verdik ki, seninle, mubahele etmiye- 
lim. Senden ayrilahm. Sen dinin uzerine sabit ol. Biz de dinimiz 
iizerinde sabit olahm. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" buyurdular ki, (Miibaheleden vaz gecdi iseniz miisliman 
olunuz. Size lazim olan sey, miislimanlara olur.) Onlar miisli- 
man olmak istemediler. (Kitale hazir olun. Muhakkak sizinle 
mukatele ederiz) buyuruldu. Onlar dediler ki, biz seninle harb 
edemeyiz. Lakin seninle sulh olahm ki, bizimle mukatele etmi- 

-284- 



yesiniz. Bizi korkutmiyasiniz. Dinimizden dondurmiyesiniz. Biz 
de sana her sene iki bin hulle verelim. Bin hulle Saferde, bin hul- 
le Recebde. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bu 
kavl iizerine sulh etdi. Sonra buyurdular ki; (Nefsim yed-i kud- 
rctinde olan Allahii tealaya yemin ederim ki, azab Nccran ehlin- 
den dondii. Eger miibahele etseler idi, maymuna ve hinzira do- 
nerlerdi. Bulunduklan vadi ates ile dolardi. Allahii teala Necra- 
nin ve halkimn kokiinii kazirdi. Agaclardaki kuslar bile canh 
kalmaz, bir sene gecmeden hepsi helak olurlardi.) [(Se'adet-i 
Ebediyye) kitabimn 369.cu sahifesine bakiniz!] 

Yedinci Menakib: Mir Hiiseyn Va'iz "rahimehullahii teala" 
(Mevahib-i aliyye) adh tefsirinde, sure-i Bekarada 21A.cn ayet-i 
kerimenin tefsirinde, beyan etmisdir. Bu ayet-i kerimenin indi- 
rilis sebebinde bildirilmisdir. Hazret-i Aliyyiil Miirtedamn "ker- 
remallahii vecheh ve radiyallahii teala anh" dort dirhemi var idi. 
Onun birisini asikare [acikdan] tasadduk eyledi [sadaka verdi]. 
Birisini gizli tasadduk etdi. Birisini kara gecede, birisini de giin- 
diiz tasadduk eyledi. Allahii Subhanehii ve teala hazretleri bu 
ayet-i kerimeyi inzal buyurdu. (Mallarim Allah yolunda, gece- 
giindiiz, gizli-asikar olarak dagitanlarin, Allahii teala indinde 
ecrleri cokdur ve hazirdir. Onlar kin gelecekde korku yokdur. 
Gecmis icin mahzun olmaz, iiziilmezler.) [Bekara suresi 274.cii 
ayet-i kerime meali.] Hazret-i Resul-i ekrem "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazret-i Aliden "radiyallahii teala anh" bu ce- 
sid sadaka vermesine hangi seyin sebeb oldugunu sordu. Cevab 
verdi ki, bu dort sekl disinda sadaka verme yolu gormedim. Her 
seklde sadaka verdim ki, bunlardan biri kabul serefi bulup, di- 
gerleri de Allahii tealanin nzasina erer. 

Sekizinci Menakib: (Mealim-iit-tenzil)de sure-i Secdede, 

meal-i serifi, (Iman eden [inanan] kimse, fasik [inanmiyan] gibi 
midir. Bunlar esjt olmazlar) olan, onaltinci ayet-i kerimenin tef- 
sirinde, Muhyissiinne "rahimehullahii teala" beyan buyurmus- 
lar. Bu ayet-i kerime, Alibin EbiTalib "kerremallahii vecheh" 
ve Velid bin Ebi Mu'ayt hakkinda nazil olmusdur. Velid bin 
Ebi Mu'ayt, Osman "radiyallahii teala anh" hazretlerinin ana 
tarafindan akrabasidir. Hazret-i Ali ile Velid arasinda cekisme 
ve miinakasa oldu. Velid hazret-i Aliye dedi ki; sen sus! Mu- 
hakkak sen cocuksun. Ben lisan cihetinde senden daha acigim. 

-285- 



Mizrak [ok] atmakda senden mahirim. Kalb cihetinden senden 
cesaretliyim. Harblerde, hasmet cihetinden daha gosterisliyim. 
Hazret-i All "radiyallahu teala anh" dedi ki, sen sus! Muhak- 
kak sen fasiksin. Allahii tebareke ve teala hazretleri bu ayet-i 
kenmeyi gonderdiler. (Onlar miisavi degillerdir) buyurdular. 
(Ikisi miisavi degildir) buyurmadilar. Zira bir mii'min ve bir fa- 
sik murad etmediler. Belki biitiin mii'minleri ve biitiin fasiklan 
irade buyurdular. 

Dokuzuncu Menakib: (Mealim-iit-tenzfl) tefsirinde, imam-i 
Begavi "rahimehullahii teala" hazretleri (Hel eta) [insan] sure- 
sinde, meal-i serifi (Onlar kendileri arzu etdikleri [icleri cekdi- 
gi halde] yiyecegi, fakirlere [yoksullara], oksiize ve esire yidi- 

rirler) olan sekizinci ayet-i kerimenin tefsirinde beyan buyur- 
musdur ki, bu ayet-i kerimenin niizul [inis] sebebinde ihtilaf et- 
mislerdir. Miicahid ve Ata, Ibni Abbas "radiyallahu teala an- 
hiima" hazretlerinden, hazret-i Ah "kerremallahu vecheh" 
hakkinda nazil oldugunu rivayet etmislerdir. Kissasim kisalta- 
rak beyan etmisler. Lakin diger tefsirlerde ve menakibda su 
seklde anlatilmisdir. Hazret-i Hasen ve hazret-i Hiiseyn "radi- 
yallahii teala anhiima" hasta olmuslardi. Fahr-i alem seyyid-i 
veled-i adem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" Sahabe-i kiram 
"ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" hazretleri ile gormege 
vardilar. Hazret-i Ah ve hazret-i Fatima-tiiz-zehraya "radiyal- 
lahii teala anhiima" hitab edip, buyurdular ki, (Bu ciger guse- 
lerinize bir nezr eyleyin [bir adak adayin]!) O iki Server ve Fid- 
da adh cariyeleri, Hak Siibhanehii ve teala hazretleri bu ikisi- 
ne [ya'ni Hasen ve Hiiseyn "radiyallahu anhiima" hazretleri- 
ne] sihhat verir ise, iicer gun oruc bize nezr olsun dediler. O iki 
Cennet rayihalan sifa buldu. Ancak evlerinde yinilecek birseyi 
yok idi. Hazret-i Ah "radiyallahu teala anh" vanp, bir yehudi- 
den iic sa' arpa bore aldi. Ucii de nezr etdikleri oruclara niyyet 
etdiler. O oleek arpanin bir oleegini hazret-i Fatima "radiyalla- 
hii teala anha" hazretlerinin cariyesi iigiitiip, bes adet ekmek 
pisirdi. Kendileri bes kisi idiler. Iftar vakti oldu. O bes coregin 
birini hazret-i Ahnin oniine ve birini hazret-i Hasenin online 
ve birini hazret-i Hiiseynin oniine ve birini Fidda cariyeye ve 
birini de [hazret-i Fatima] kendi oniine koydu. Iftar yapacak- 
lardi. Bir miskin gelip, dedi ki: Ya Ehl-i beyt-i Resulallah! Mis- 

-286- 



kin muslimanlardan bir miskinim. Bana yiyecek verin. Allahii 
teala hazretleri sizi Cennet ni'metleri ile ta'amlandirsin. Elle- 
rindeki corekleri ona sadaka verip, kendileri su ile iftar etdiler. 
Ertesi gun yine oruc tutdular. Cariye bir olcek arpa daha iigii- 
tiip, yine bes corek pisirdi. Iftar vaktinde, onlerine alip, iftar 
edecekleri sirada, bir yetim geldi. Besi de corekleri ona verip, 
o yetimi sevindirip, kendileri su ile iftar edip, uyudular. Ertesi 
gunu yine oruc tutdular. O kalan bir olcek arpayi da, bes corek 
yapip, onlerine aldilar. Iftar edecekleri vakt, bir esir gelip, de- 
di ki, iic giindiir acini. Beni baglayip, yemek de vermediler. Al- 
lahii teala icin bana aciyin, dedi. Besi de coreklerini ona verip, 
yine su ile iftar etdiler. Ba'zi rivayetde o esir sirk ehlinden idi. 
Bu rivayet delil olur ki, ehl-i sirkden de olsalar, esirlere yiyecek 
verilirse, sevab olacagi anlasilmakdadir. (Mealim-iit-tenzil)de 
boyle yazilidir. 

Rivayet olunur ki, dordiincu gun sabahladilar. Hazret-i Ali 
"radiyallahii teala anh", hazret-i Hasen ve hazret-i Hiiseynin 
"radiyallahii teala anhiima" ellerinden tutup, Resul-i ekrem 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin huzur-i serifle- 
rine gotiirdiiler. Hazret-i Habib-i ekrem onlan, achkdan kus 
yavrusu gibi titrerler seklde gordiiler. Ali "kerremallahii vec- 
heh" hazretlerine buyurdu ki, ya Ali! Bizi uziintiiye gark etdin. 
Kalkip bunlan aldi. Hazret-i Fatimamn "radiyallahii teala an- 
ha" yanina vardi. Fatimayi mihrabinda gordii ki, karni arkasina 
yapismis ve mubarek gozleri cukura gitmis. Uziintiisii daha da 
artdi. Hazret-i Cebrail aleyhisselam nazil oldu ve dedi ki; Ya 
Muhammed! Hak Siibhanehii ve teala hazretleri mubarek et- 
sin. Ehl-i beytin hakkinda ayet-i kerime gonderdi. (Hel eta) su- 
resini okudu. Rivayet olundu ki, hazret-i Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" bunlan bu halde goriince buyurdular ki: 
(Ya kizim Fatima! Baban nq giindiir ta'am yimemisdir.) 

Hazret-i Ali "radiyallahii teala anh" Medineden disan gitdi. 
Gordii ki, bir arab kuyudan su cekip, davanna su verir. Ah "ra- 
diyallahii teala anh" araba dedi ki, ya kisi, sana iicret ile su ce- 
keyim mi. O da hos [iyi] olur dedi. Her kovaya bir avue hurma- 
ya iicret ile pazarhk etdiler. Hazret-i Ali "radiyallahii teala 
anh" su cekmege basladilar. Yeteri kadar cekip, son kovayi 
cekdiklerinde, Allahii tealamn hikmeti, kovanin ipi kopup, ko- 

-287- 



va kuyuya diisdii. Arab, Alinin "radiyallahii teala anh" muba- 
rek yiiziine bir tokat vurdu. Getirip, hesabinca hurma verdi. All 
"radiyallahii teala anh" mubarek elini, o derin kuyuya sokup, 
kovayi cikardi. Arabin eline verdi. Sonra da koyup, gitdi. Haz- 
ret-i Fatimamn "radiyallahii teala anha" yanina vanp, hurmayi 
onlerine koydu. Hurmayi yir iken, hazret-i Fatima "radiyallahii 
teala anha" bakdi. Mubarek yiiziinde tokat eserini gordii. Dedi 
ki, ya Ali, yiiziiniizde bir iz vardir; bu nedir. Ali "radiyallahii 
teala anh" gizleyip, birsey yokdur, buyurdular. Bu tarafda ise 
hazret-i Ah "radiyallahii teala anh", kovayi kuyudan ahp, ara- 
bin eline verip gitmisdi. Arab da hayret etmisdi. Diisiindii ki, 
eger bu kisinin dini ki, Muhammed dinidir. Hak din olmasa idi, 
bu derin kuyudan kovayi nasil cikanrdi. Kendi kendisine dedi 
ki, bir el ki boyle kiistahhk etmis olsun, o el bana lazim degildir 
deyip, hazret-i Aliye vuran elini kesip, eline aldi. Ah "radiyal- 
lahii teala anh" hazretlerinin huzurlarma gitmek iizere yola ko- 
yulup, geldi ve kapiyi caldi. Hazret-i Ali "kerremallahii vec- 
heh" kapiya cikip, gordiigii gibi, acele ile geri iceri girip, dedi ki; 
ya Resulallah! Bir arab gelmis. Elinde kendinin bir kesik eli 
var. Kani akar. Aglar. Sizi gormek ister. Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" tebessiim edip, buyurdu ki, ya Ali! O 
arab edebsizlik eden arabdir. Soyle iceri gelsin. Vanp, soyledi. 
Arab iceri girdikde, hazret-i Habibullah o arabi o hal iizere go- 
riip, iiziildii. Ona dedi ki, nicin boyle hataya diisdiin, hata isle- 
din. Arab aghyarak, kiistahhginin ozriinii dileyerek imana gel- 
di. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" kesik elini ye- 
rine koyup, mubarek agzinin suyunu siiriip, diia buyurdu. Alla- 
hii tebareke ve teala hazretlerinin kudreti ile arabin eli sapasag- 
lam oldu. 

Onuncu Menakib: (Menkibe-i Fatima-tiiz-zehra "radiyalla- 
hii teala anha".) Rivayet olunur ki, Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri; Aliyyiil Miirteda hazretlerine bu- 
yurdular ki, (Ya Ali! Allahii tebareke ve tealayi sever misin!) 
Hazret-i Ali dedi ki, (Evet, ya Resulallah.) (Beni sever misin.) 
Ah "radiyallahii teala anh" dedi, (Evet, ya Resulallah.) Buyur- 
du ki, (Fatimayi sever misin.) Dedi ki (Evet, ya Resulallah!). 
Buyurdu ki (Hasen ve Hiiseyni sever misin.) Dedi ki, (Evet, ya 
Resulallah!) Hazret-i Habibullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 

-288- 



lem" buyurdu ki, (Ya All! Bu kadar muhabbeti bir goniile na- 
sil srgdinrsin!) Hazret-i All "radiyallahu teala anh", Resulullah 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin mu'ciz sual be- 
yanlarma cevab veremedigini beyan etdi. Hazret-i Fatima "ra- 
diyallahu teala anha" buyurdular ki; bunda iiziilecek ne vardir. 
Allahu Subhanehu ve tealayi sevmek, imandan ve akldandir. 
Muhammed aleyhisselami sevmek imandandir. Beni sevmek 
sehvetindendir. Hasen ve Hiiseyni sevmek tabfatindandir, de- 
di. Hazret-i All "radiyallahu anh" acele, Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin huzurlarma gelip, o cevabi 
soyledi. Resulullah buyurdu ki, (Demek olur ki, bu yemis nii- 
biivvet agacimn yemisidir.) Ya'ni ya Ali, bu cevab senin degil- 
dir. Fatimamn cevabidir. Bu cevabda derin ilm vardir. Dusiin- 
melidir. 

Onbirinci Menakib: [(Eshab-i Kiram) kitabimn 250.ci sahi- 
fesinde buyuruluyor ki: (Bahr-iil-Ulum) adindaki tefsirde bildi- 
rilen hadis-i seriflerde, (Ummetimin en merhametlisi Ebu 
Bekrdir. Dinde en kuvvetli olan Omerdir. Hayasi en cok olan, 
Osmandir. islamiyyetde her siiali cevablandiran Alidir. Halal ve 
haram olanlan en iyi bilen Mu'azdir. Kur'an-i kerimi en giizel 
okuyan Ubeyy bin Ka'bdir. Miinafiklari taniyan, Huzeyfetibni 
Yemandir. Isa aleyhisselamin zuhdiinii gormek isteyen Ebu Ze- 
rin ziihdiine baksin! Cennet, Selman-i Farisiye asikdir. Halid bin 
Velid, Allahin kilicidir. Hamza, Allahu tealamn arslamdir. Ha- 
sen ve Hiiseyn Cennet genclerinin en iistiiniidiir. Ca'fer bin Ebi 
Talib, Cennetde meleklerle beraber ucar. Cennet kapisim ilk 
acacak olan Bilaldir. Benim Kevser havuzumdan ilk icecek olan 
Suheyb-i Rumidir. Kiyamet giinii melekler ilk once Ebiidderda 
ile miisafeha eder. Her Peygamberin bir arkadasi vardir. Benim 
arkadasim Sa'd bin Mu'azdir. Her Peygamberin Eshabindan 
secdikleri vardir. Benim secdiklerim, Talha ve Ziibeyrdir. Her 
Peygamberin mahrem islerini goren yardimcisi vardir. Benim 
yardimcim, Enes bin Malikdir. Her iimmetde hakim vardir. 
Benim iimmetimde hikmeti cok soyliyen Ebu Hiireyredir. 
Hassan bin Sabitin sozleri Allah tarafindan te'sirlidir. Ebu Tal- 
hanin harb meydamndaki sesi, bir firka askerden daha kuvvet- 
lidir) buyurdu. (Bahr-iil-ulum) kitabim yazan Alaiiddin All 
Semerkandi sekizyiizaltmis (860) senesinde, Anadoluda La- 

- 289 - Menakib-i Cihar Yar-i Guzin - F:19 



rende sehrinde vefat etmisdir.] 

Onikinci Menakib: (Mesabih-i serif)de, sahih hadisler ba- 
binda, Sa'd bin Ebi Vakkasdan "radiyallahii teala anh" rivayet 
olunmusdur. Resulullah "sailailahii teala aleyhi ve sellem" haz- 
retleri Aliye "radiyallahii teala anh" buyurdular ki, (Senin He 
ben, Harun ile Musa "aleyhimesselam" gibiyiz. Benden sonra 
Peygamber yokdur.) Tiirpiisti "rahimehullah" dedi ki, Resul-i 
ekrem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri Tebuk ga- 
zasi icin yola cikdiklannda, hazret-i Aliyi Medinede Ehl-i beyti 
iizerine halite birakdi. Emr etdi ki, onlann islerini gorsiin. Mii- 
nafiklar isitip, birbirine dediler ki, Aliyi halite birakmakdan 
maksadi, onun yaninda bulunmasindan [sohbetinden] sikildigi 
icin idi. [Miinafiklar boyle dediler.] Hazret-i Ali miinafiklarin 
bu sapik sozlerini isitdi. Silahim kusanip, cikdi. Resulullah "sal- 
lallahii aleyhi ve sellem" (Ciirf) adh menzilde konaklamis idi. 
Huzur-i seriflerine vanp, dediler ki, ya Resulallah! Miinafiklar, 
bu kolenizi halite etmenizin sebebini, yammzda gotiiriince siki- 
lacagimzdan otiirii oldugunu soyliyorlar. Habib-i Muhterem 
"sallallahii aleyhi ve sellem" buyurdular ki: (Miinafiklar yalan 
soyliiyorlar! Seni Medinede birakdiklarima halife yapdim. Ge- 
ri don. Benim ehlime ve senin ehline halifem ol. Ya Ali! Benim 
ile; Musa aleyhisselam ile Harun aleyhisselamin oldugu gibi ol- 
mak istemez misin! Nitekim Hak celle ve ala buyurur; (A'raf 
142.ci ayet) (Musa, kardesi Haruna, kavmimde halifem ol! de- 
digini haber vermisdir.)) 

Muslim sarihi "rahimehullahii teala" beyan edip, dediler ki, 
bu hadis-i serif o hadis-i seriflerdendir ki, rafizi ve diger si'a fir- 
kalan bunu sened olarak almislardir. Bu hadis-i serife gore hi- 
lafet, muhakkak hazret-i Alinin idi. Baskasinin halife olmasina 
kendisi razi olmusdur. Bu firkalar ihtilaf etdiler. Rafiziler Sa- 
habe-i giizini hazret-i Ali iizerine baskasim iistiin tutduklan 
icin, tekfir etdiler. Ba'zilan da cok taskinhk edip, hazret-i Ali- 
yi de tekfir etdiler ki, kendi kotii dusiincelerince hilafet kendi- 
nin hakki idi. Nicin taleb etmege gayret etmedi. Bu taife mez- 
heblerinin cok asinhgi cihetinden ve akllannin cok fesadindan, 
bunlar muhatab kabul edilmemis ve sozlerine cevab verilme- 
misdir. 

-290- 



Kadi "rahimehullah" buyurmusdur ki, bu sozleri soyliyen 
kimsenin kufriinde subhe yokdur. Zira bir kimse ki, butun um- 
meti tekfir eder, ilk asn tekfir eder. Muhakkak ki, nakl edilen 
dini batil kilmis olur. Islami kotulemis olup, Allahu teala muha- 
faza etsin, kafir olur. Amma Gulat-i rafiziden baskasi, bunlann 
yolundan gitmemisdir. imamiyye ve ba'zi mu'tezile; Sahabe 
"ndvanullahi teala aleyhim ecma'fn", hazret-i Aliden "radiyal- 
lahii teala anh" once digerlerini halife secdikleri icin hata etdi- 
ler, derler. Ancak tekfir etmezler. Halbuki bu hadis-i serifde 
bunlann hicbirine delil yokdur. Belki bunda hazret-i Alinin 
"radiyallahii anh" faziletinin isbati icin delil vardir. Amma gay- 
riden efdal olmasina ve gayri ile misilli olmasina kinaye yokdur. 
[Baskalanndan ustunliigii veya beraberligi anlasilmamahdir.] 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden 
sonra hahfe olacagina isaret yokdur. Zira bu sozii Tebuk gaza- 
sina gitdikleri vakt, Medine-i miinevverede kendi yerine gecir- 
melerinde buyurdular. Yukanda zikr olundu. Bu sozii kuvvet- 
lendiren odur ki, hazret-i Harun aleyhisselam hazret-i Aliye 
benzetilmisdir. Hazret-i Musa aleyhissalatii vesselamdan sonra 
[Harun aleyhisselam] halite olmadi. Musa aleyhisselamin vefa- 
tindan meshur rivayete gore kirk yil sonra vefat etdi. Dediler ki, 
o vefat etdiginde onu halife yapmadi. Rabbine miinacat etme- 
ge giderken, onu yerine halife yapdi. [Harun aleyhisselam on- 
dan sonra halife olmadi.] 

Oniiciincii Menakib: Yine (Mesabih)de, anlatilan menaki- 
bin meshur olan hadis-i seriflerinde zikr olunmusdur. Hazret-i 
All "radiyallahii teala anh" buyurmusdur ki, ekin danesini biti- 
ren ve insani halk eden Allahu tealaya yemin ederim ki, ummi 
olan Nebi "sallallahii teala aleyhi ve sellem" beni kasd ederek; 
(Aliyi ancak mii'minler sever. Aliye ancak miinafiklar bugz 
eder!) buyurmusdur. 

Muslim sarihi "rahimehullahii teala" buyurmuslar ki, bu ha- 
dis-i sahihin ma'nasi sudur. Muhakkak ki bir kimse, hazret-i 
Alinin "radiyallahii teala anh" Resulullaha "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" yakinhgini, Resulullahin hazret-i Aliye sevgi- 
sini bilir ve hazret-i Aliden sadir olan seyleri islamin yayilmasin- 
da ve islamda hizmetlerini diisiinerek, bu sebebler ile hazret-i 
Aliye muhabbet ederse, o kimsenin imanin sihhatine deliller- 

-291- 



den olur. Allahti tealamn razi oldugu ve islama hizmetleri ve yu- 
kandaki sebeblerin aksine Aliye "radiyallahu teala anh" bugz 
ederse, o muhabbet eden kimsenin ziddi olup, nifaki siddetli 
olur. Fesadi cok olur. Allahu teala muhafaza etsin. 

Ondordiincii Menakib: Yukanda bahs edilen hadis-i senfler- 
den sonra, Sehl ibni Sa'd "radiyallahu teala anh" hazretlerinden 
rivayet olunmusdur. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri buyurdular ki: (Hayber giinii muhakkak ben bu 
bayragi yarin bir sahsa veririm. Allahu teala onun iizerinde feth 
miiyesser eyler. O sans Allahu teala hazretlerini ve Resuliinii 
sever. Allahu teala hazretleri ve Resulii de onu severler.) O gti- 
niin sabahinda, Resulullahin "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
huzur-i senflerine siir'atle varanlardan her biri timid ederler ki, 
bayrak kendisine verilsin. Resulullah "sallallahti teala aleyhi ve 
sellem" buyurdular ki, (All bin Ebi Talib nerededir.). Dediler, 
ya Restilallah, hazret-i Alinin gozleri agnyor. Buyurdular ki, 
(Adam gonderin, getirsinler). Vardilar, getirdiler. Resulullah 
"sallallahti teala aleyhi ve sellem" mubarek ttikrtigtinti, hazret-i 
Alinin gozlerine stirdti. Agndan kurtuldu. Sanki hie agn gorme- 
mis gibi idi. Alemi [bayragi] hazret-i Aliye verdi. Hazret-i All 
dedi ki, ya Restilallah! Kafirler ile bizim gibi oluncaya kadar 
muharebe edecegim. Resulullah "sallallahti teala aleyhi ve sel- 
lem" buyurdular ki, (Riik ve siikun iizere hareket eyle. Hatta 
onlann topraklanna gir. Sonra onlan islama da'vet et. Allahu 
tealamn islam dihinde onlar hakkmda bildirdiklerini haber ver. 
Allahu tebareke ve tealamn senin sebebin ile bir sahsa hidayet 
vermesi, muhakkak kirmizi develerin olup, sadaka vermenden 
hayrhdir.) 

Onbesinci Menakib: (Mesabih)in yine hazret-i Ah "radiyal- 
lahti teala anh" ile alakah menakibin hadis-i senfler kisminda, 
Imran bin Hasin "radiyallahti teala anh" hazretlerinden riva- 
yet olunmusdur. Resulullah "sallallahti teala aleyhi ve sellem" 
buyurdular ki, (All benden, ben de Ondanim. All biitiin 
mii'minlerin velisidir.) Sarih Tayyibi "rahmetullahi teala 
aleyh" beyan etmisdir. Kadi "rahimehullahti teala" buyurdular 
ki: Si'a taifesi dediler ki; tasarruf edici hazret-i Ahdir. Ve dedi- 
ler ki, hadis-i serifin ma'nasi budur ki, Restilullahin "sallallahti 
teala aleyhi ve sellem", tasarruf etdigi herseyde hazret-i Ah ta- 

-292- 



sarrufa miistehak olur. Mii'minlerin islerini gormek de tasarru- 
fa girer. Onun icin hazret-i All mii'minlerin imamidir. Biz on- 
lara deriz ki, mii'minlerin velisi olmagi, halife (imam) olmak 
ma'nasina anlamak dogru olmaz. O zeman biitiin mii'minlerin 
islerini de iizerine almak icab eder. Zira Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri hayatlannda mii'minlerin bii- 
tiin islerini kendileri goriirdii. Ancak vacib oldu ki, vilayeti [ve- 
il olmagi], muhabbet ve buna benzer seyler sekliyle anlamah- 
dir. 

Onaltinci Menakib: Yine (Mesabih-i §erif)de bahs edilen 
menakibin meshur hadis-i senfler kisminda, Abdiillah ibni 
Omer "radiyallahii teala anhiima" hazretlerinden rivayet olun- 
musdur. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretle- 
ri, Sahabe-i giizin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" hazret- 
lerini birbiri arasinda kardes kildi. Hazret-i Ali "radiyallahii 
teala anh" sonraya kaldi. Mubarek gozlerinden yas akar [ya'ni 
aglar idi]. Dedi ki; Ya Resiilallah! Sahabe-i giizini aralannda 
kardes kildin. Beni kimse ile kardes yapmadin. Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki, (Sen benim diin- 
yada ve ahiretde kartlesimsin.) (Tirmizi) rivayet etmisdir. 

Onyedinci Menakib: Yine yukandaki hadis-i serifden son- 
ra, Enes "radiyallahii teala anh" hazretlerinden rivayet edil- 
misdir. Enes "radiyallahii teala anh" buyurdular ki: Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin yaninda bir 
pismis kus var idi. Buyurdular ki; (Allahim! Bana mahluklann- 
dan en cok sevdigini gonder!) Hazret-i Ah "radiyallahii teala 
anh" geldi. Beraberce yidiler. (Tirmizi) rivayet etdi ve dedi ki, 
bu hadis-i serif hasen ve garibdir. Sarih Tiirpiisti (Allahii teala 
ona hayrlar versin) "rahimehullah" bu hadis-i serifin serhinde, 
fesahat ve belagat ile genis bir mukaddemeden sonra buyur- 
mus ki, bu bir hadisdir ki, miibtedi'ler [yoldan cikmislar] bu- 
nun ile oklanni bileyip, bunu vesile yapip, hazret-i Ebu Bekrin 
"radiyallahii teala anh" hilafetine hiicum ederler. Halbuki o 
hazretin hilafeti, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretlerinin intikalinden [vefatindan] sonra, bu iimmetde 
miislimanlann icma'i ile sabit olan ahkamin evvelidir. Dini 
ayakda durduran direklerin en saglamidir. Bu hadis-i serif, 
hazret-i Ebu Bekrin "radiyallahii teala anh" birinci halife ol- 

-293- 



masini ve diger Sahabeden iistiin olmasim icab etdiren sahih 
hadisler ve buna Have olarak Sahabe-i kiramin "ndvanullahi 
teala aleyhim ecma'in" icma'i karsisinda mukavemet edemez. 
Zira bu bans edilen hadis-i serif, nakl ehli icin mekale [bend] 
vardir. Bu misilli hadis icma'in hilafi iizerine olmak caiz olmaz. 
Hususan o Sahabe ya'ni Enes "radiyallahii teala anh" ki, bu 
hadis-i serifi rivayet etdi. Eshab-i kiramin icma'inda [ya'ni haz- 
ret-i Ebu Bekrin "radiyallahii teala anh" halite seciminde] ha- 
yatda idi. Eshab-i kiram bu hadis-i serifi isitdikleri halde icma' 
etmislerdir. Enes "radiyallahii teala anh" hazretlerinden bu ha- 
dis sabit ise, ma'nasi bozuhmyacak seklde te'vil edilebilir. Re- 
sulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin, en cok 
sevdigini, gonder buyurmasi, en cok sevdiklerinden birini gon- 
der ma'nasinadir. Ciinki, Resulullah da Allahii tealamn yarat- 
diklan icindedir. Allahii tealamn en cok sevdigi Odur. Bu misil- 
li kelam arabide cokdur. Hazret-i Alinin "radiyallahii teala 
anh" Resulullahdan daha sevgili olmasi diisiiniilemez. Eger de- 
nilirse ki, dinde Allahii tealamn en sevdigi kul odur. Biz de 6y- 
le deriz. Sahih nass ve icma'i iimmet ile bildirilmisdir. Muhak- 
kak, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
amcasi ogullanndan kendisine sevgili olani murad etdiler. Zira 
Resulullah hazretlerinin ba'zan olur idi ki, inci dokiilen kelam- 
lan mutlak olurdu. Ba'zan sarth olurdu. Ba'zan umumi olurdu. 
Ba'zan husfisi olurdu. Fehm sahibi olan bilirdi. Tiirpiistinin 
aciklamasi sona erdi. Yine (Mesabih)de bu hadisin akabinde, 
hazret-i Ali "radiyallahii teala anh" hazretleri buyurur ki, ne 
zeman ki Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazret- 
lerine siial sorardim. Cevab verirdi. Ben susunca o baslardi. 

Onsekizinci Menakib: Yine (Mesabih)de bu hadis-i serifden 
sonra, hazret-i Aliden "radiyallahii teala anh" rivayet etdiler. 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki, 
(Hikmetin evi benim. Kapisi Alfdir!) Tirmizi rivayet etmisdir 
ki, bu hadis-i serif garibdir. Muhyissiinne Begavi "rahimehulla- 
hii teala" (Mesabih)in yazandir. Buyurdular ki, Siireykden bas- 
ka, vesika olan hicbir kitabda bildirilmemisdir, Onun isnadi ka- 
rarsizdir. Sarih Tayyibi "rahimehullahii teala" beyan etmis ki, 
si'a firkasi bu hadis-i serifi delil gostererek, derler ki, muhak- 
kak; Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerin- 

-294- 



den ilm ve hikmet almak Aliye "radiyallahu teala anh" mahsus- 
dur. Gayrileri alamaz. Ilia All "kerremallahu vecheh" vasitasi 
ile alir. Zira eve dahil olunmak [eve girmek] kapisindan olur. 
Allahii teala hazretleri kelam-i kadiminde buyurmusdur ki; (... 
Evlerinize kapilarindan girip cikiniz) [Bekara suresi 189.cu 
ayet-i kerime meali.]. Halbuki onlara bu hadfs-i serif de hiiccet 
[sened] yokdur. Cennet evi hikmet evinden daha genis degildir. 
Cennet evinin ise sekiz kapisi vardir. Yine (Mesabih)de bu ha- 
disin akabinde Cabir "radiyallahu teala anh" hazretlerinden ri- 
vayet edilmisdir. Dedi ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri, hazret-i Aliyi da'vet etdi. O gun Taife gon- 
derdi. Onunla gizli soylesdi. Insanlar soylediler ki, muhakkak 
amcasinin oglu ile gizli soylemesi uzadi. Resulullah "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu ki, (Onun ile ben de- 
gil, Allahii teala gizli konusdu.) Sarih Tayyibi "rahimehullahii 
teala" soyle aciklamisdir. Allahii tebareke ve teala hazretleri 
bana emr eyledi ki, hazret-i Ali ile gizli konusayim. Ben derim 
ki, o gizli soylesdikleri kelam, ilahi sirlara aid sozler ve gayba 
aid sirlar idi. Yine (Mesabih)i serifde o menakibin sonunda, 
Umm-i Atiyyeden "radiyallahu anna" rivayet edilmisdir. Dedi 
ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri ga- 
zaya bir boluk asker gonderdi. Hazret-i Ali "radiyallahu teala 
anh ve kerremallahu vecheh" onlann icinde idi. Ben, Resulul- 
lah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden isitdim, 
mubarek ellerini kaldirip, buyurdu ki, (Ya Rabbi! Aliyi tekrar 
goriinceye kadar, bana oliim verme!) 

Ondokuzuncu Menakib: Bir giin Eshab-i giizin "ndvanulla- 
hi teala aleyhim ecma'in", Resulullah "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" hazretlerine dediler ki, ya Resulallah! Hazret-i Ali- 
yi bu kadar cok seversiniz. Hikmeti nedir, bize haber ver ki, biz 
de bilelim ve evvelki muhabbetimizden de cok muhabbet ede- 
lim. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdu ki, (Varin Aliyi cagirin! Ondan haber ahrsiniz!) Es- 
habdan biri hazret-i Aliyi cagirmaga gitdi. Ah "radiyallahu tea- 
la anh" gelmeden, Server-i Enbiya "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" buyurdu ki, (Ey benim Eshabun! Bir kimseye iyilik et- 
seniz, o kimse karsihginda size kotiiliik yapsa, ne yaparsiniz!) 
Dediler ki, (yine iyilik ederiz.) (Tekrar size kotiiliik yapsa!) 

-295- 



Dediler, (yine iyilik ederiz.) (Tekrar size kotiiliik yapsa, ne ya- 

parsiniz!) buyurdukda, baslanni asagiya salip, cevab vermedi- 
ler. O sirada hazret-i All, se'adet ile geldiler. Hazret-i Fahr-i 
alem ve Resul-i ekrem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haz- 
retleri buyurdu ki, (Ya All! Bir kimseye iyilik eylesen ve o Sa- 
na mukabelesinde kotiiliik yapsa, ne yapardin!), (Ya Resulal- 
lah! Iyilik ederdim.) (Tekrar kotiiliik yapsa!), (Yine iyilik eder- 
dim.) Sultan-i kainat "aleyhi efdaliissalevat" hazretleri, birbiri 
ardinca yedi def'a siial buyurdular. Yedisine de, hazret-i Ah 
"radryallahii teala anh" (iyilik ederdim) dedikden sonra, dedi 
ki, (O kimseye ben iyilik etdikce, o karsihginda bana kotiiliik 
yapsa, yine ben ona iyilik ederdim,) deyince, ciimle Eshab-i gii- 
zin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" hazretleri dediler ki; 
(Ya Resulallah! Hazret-i Aliyi bu kadar riayet edip, sevip, mu- 
habbet etdiginiz kadar var imis.) Eshab-i giizin "ndvanullahi 
teala aleyhim ecma'in", hazret-i Aliyi kiskandiklan icin boyle 
siial sormadilar. Maksadlan hazret-i Ahnin yiiksek mertebesi- 
ne ve derecesine vakif olmak icin, siial etmislerdir. 

Yirminci Menakib: (Resul-i ekremin "sallallahii teala aley- 
hi ve sellem" mu'cizesine isaret): Birgiin, Sultan-i Enbiya ve 
Resul-i miictebamn huzurlanna tic kimse geldi. Biri hazret-i Ib- 
rahim aleyhisselamin kavminden, biri hazret-i Musa aleyhisse- 
lamin kavminden, biri hazret-i Isa aleyhisselamin kavminden 
idi. "Salevatullahi aleyhim ve ala nebiyyina." Hazret-i Ibrahim 
kavminden olan kimse ileri gelip, dedi ki: Ya Muhammed! Bii- 
tiin Peygamberlerin biiyugii ve efdali benim diyorsun. Nereden 
bilelim ki, Allahii Siibhanehii ve teala hazretlerinin makbulii- 
siin. Hazret-i Ibrahime Allahii teala halilim demisdir. Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki; Allahii Siib- 
hanehii ve teala hazretleri, hazret-i Ibrahime halilim dedi ise, 
bana habibim demisdir. Kisinin dostumu yakindir, yoksa mah- 
bubu mu [sevgilisi mi]. O kimse hayran olup, cevaba kadir ola- 
madi. Hemen Resul-i ekremin mubarek cemaline nazar edip, 
kalbden (Eshedii en la ilahe illallah vahdehii la serikeleh. Ve 
eshedii enne Muhammeden abdiihii ve resuliih.) dedi. Ondan 
sonra hazret-i Musa kavminden olan kimse ileri gelip, dedi ki, 
ya Muhammed! Biitiin Peygamberlerden benim mertebem 
yiiksekdir. Hepsinin serveri ve sultani benim, diyorsun. Nere- 

-296- 



den inanalim ki, Allahu teala hazretlerinin yaninda senin mer- 
teben, diger Enbiyadan yiiksekdir. Isitdik ki, Allahu teala , haz- 
ret-i Musaya kelimim demisdir. Her zeman Tur-i sinaya cika- 
np, kelam soyler idi. Hazret-i Fahr-i alem ve seyyid-i veled-i 
Adem "sallallahu teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki, Allahu 
Subhanehii ve teala, hazret-i Musaya kelimim dedi ise, bana 
habibim, demisdir. Eger hazret-i Musayi Tur-i sinaya cikardi 
ise, bana, hazret-i Cebrail aleyhisselamla, Cennet elbiseleri ile 
buraki donatip, gokleri, yerleri, arsi ile kursiyi ve Cennet ve 
Cehennemi ve kevn-ii mekani az zeman icinde seyr etdirdi. Ka- 
be kavseyn ev edna riitbesine vannca, Allahu teala bana o sekl- 
de ihsanlar ve nihayetsiz lutfler eylemisdir ki, hicabi aramizdan 
kalkmisdir. Elhamdiilillah ki, Allahu Subhanehii ve teala biz 
za'if kullanni o sultamn iimmetinden eyledi. Allahu teala haz- 
retleri bana va'd eyledi ki, benim ummetimden her kim benim 
ruh-i pakime giinde yiiz kerre Salevat-i serife getirmeyi adet 
haline getirip, terk eylemese, bin kerre rahmet eyler. Ve Cen- 
net icinde bin derece verir. Bin giinahi mahv olur. Bin altin sa- 
daka vermiscesine sevab verir. Hazret-i Ebu Hiireyre "radiyal- 
lahii teala anh" ve hazret-i Enes bin Malik "radiyallahii teala 
anh" rivayet etmislerdir ki, o kimse de birsey soyliyemeyip, ce- 
vaba kadir olmayrp, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerinin mubarek ayaklanna yiiz siiriip, bin zevk ile 
parmak kaldinp, (Eshedii en la ilahe illallah ve eshedii enne 
Muhammeden abdiihii ve resuliih) dedi. Ondan sonra, hazret-i 
Isa aleyhisselam kavminden olan, ileri gelip, dedi ki, ya Mu- 
hammed! Allahu teala hazretlerine butiin Peygamberlerden 
yakinim ve sevgiliyim. Seyyidil evvelin ve ahirin benim, dersin. 
Hazret-i Isa aleyhisselamin ruhullah oldugunu isitmedin mi. 
Allahu tealamn emri ile oliileri diriltirdi. Fahr-iil kevneyn ve 
Resul-i sekaleyn "sallallahu teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki, 
(Vann, Aliyi caginn.) Eshabdan birisi gidip, hazret-i Aliyi ca- 
girdi. Hazret-i Ali geldikden sonra, Resul-i ekrem hazretleri, o 
kimseye buyurdu ki, (Bir eski mezar ki, ondan eski mezar ol- 
masin. Var Alive goster.) O kimse dedi, falan yerde bir mezar 
vardir. Bin yilhk mezardir. Hazret-i Habib-i ekrem "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Ya All! Var o mezann iize- 
rine iic kerre cagir. Bekle ki, Allahu tebareke ve teala hazret- 
lerinin emri ile ne zuhur edecekdir.) Hazret-i Ah "radiyallahii 

-297- 



teala anh" o mezann iizerine vanp, bir kerre (ya Ya'kub!) diye 
cagirdi. Allahii tebareke ve tealamn emr-i serifi ile mezar orta 
yerinden yanldi. Bir def a (ya Ya'kub) diye cagirdi. Mezar acil- 
di. Bir def a daha (ya Ya'kub) diye cagirdi. O sirada mezar icin- 
den bir nurani pir kalkdi. Saclan uzamis. Basindan topragi sa- 
ca saca ayak iizerine durup, yiiksek sesle soyledi ki, (Eshedii en 
la ilahe illallah vahdehii la serike leh. Ve eshedii enne Muham- 
meden abdiihii ve Resuluh.) Ondan sonra hazret-i All ile haz- 
ret-i Habib-i ekremin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" huzu- 
runa gitdiler. Bu acik mu'cizeyi gormekle cok kafirler fmana 
geldiler. Hazret-i Isa "ala nebiyyina ve aleyhisselam" kavmin- 
den olan kimse miisliman oldu. 

Yirmibirinci Menakib: Hazret-i Alinin "kerremallahu vec- 
heh" biitiin menkibeleri yerine yalniz bu kifayet eder. Habib-i 
ekrem ve Nebiyy-i muhterem "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerine, Allahii tealadan Medine-i miinevvereye hic- 
ret emr olundu. Sultan-i kainatin dosegine hazret-i Ali girsin 
deyip, Allahii teala tarafindan emr edildi. Mekke-i Miikerre- 
mede kahp, gerek se'adethanelerinin isleri olsun, gerek kendi- 
leri ile alakah emanetleri sahiblerine ulasdirmak olsun ve ge- 
rekse Mekke-i Miikerremede kalan Sahabiyi gozetmek olsun, 
ciimle hizmetleri, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri, Ali "radiyallahii teala anh" hazretlerine siparis bu- 
yurdular. O gece kafirler Sultan-i kainatin evinin etrafini kusat- 
mislar idi. Allahii Siibhanehii ve teala kendi lutfundan biitiin 
kafirlere uyku verdi. Seytan aleyhilla'ne de kafirler ile beraber 
idi. O da uyudu. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" ile cikip, 
se'adet ile yuruyiiverdiler. Allahii teala azze saniihii azamet-i 
kibriyasi ile, hazret-i Mikaile ve hazret-i Israfile "aleyhimesse- 
lam" hos hitab edip, buyurdu ki, siz cok cabuk Alinin yanina 
yetisin. Kafirler bir hata ederler. Goz acip-kapayincaya kadar, 
bu iki sultan yetisip, hazret-i Mikail hazret-i Alinin basi ucunda 
oturup, hazret-i Israffl, mubarek ayaklan tarafinda oturup, dii- 
a ederler idi. Bir zemandan sonra seytan aleyhilla'ne uykudan 
uyanip, yiiksek ses ile cagirdi ki, vay Muhammed kacdi. Mel'un, 
insan suretinde kafirlere goriinurdii. Mel'una dediler ki, nere- 
den bildin. Ben bilirim ki, ben uyku nedir bilmezdim. Bu gece 

-298- 



uyudum. Muhammed bana sihr edip, uyutdu; dedi. Ondan son- 
ra butun kafirler birden hiicum edip, iceri girdiler. Hazret-i Ali- 
yi Resul-i ekremin doseginde gordiiler. Resul-i ekremi sordu- 
lar. O da bilmem diye cevab verdi. Acele ile disari cikdilar. 
Hazret-i All "radiyallahii anh" ertesi giin o kadar kafirlerin ara- 
sindan cikrp, Ka'be-i serifde, Resulullahin "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" se'adetle oturduklan bir makam var idi, o ma- 
kama vanp, devletle ve sevketle oturdu. Resulullah hazretlerin- 
de her kimin emaneti var ise, gelsin, benden alsin diye seslendi. 
Emaneti olanlar gelip, emanetlerini aldi. Bir kimsenin emaneti 
kalmayip, cumlesini sahiblerine teslim eyledi. Mekke-i Miiker- 
remede Eshab-i guzfnden kimse kalmamis idi. Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin se'adethaneleri 
Mekke-i Miikerremede idi. Hazret-i Ah de Mekke-i Miikerre- 
mede idi. Bir zemandan sonra, Fahr-i alem "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri emr eyledi ki, hazret-i Ali "radiyal- 
lahii teala anh" se'adethanelerini kaldirip, Medine-i Miinevve- 
reye ahp, gotiirsiin. Hazret-i Sah-i Merdan ve sir-i yezdan 
se'adet ile kalkip, Kureys kafirlerinin cem'iyyetlerine vanp, de- 
di ki, insaallahii teala yannki giin Medine-i Miinewereye gide- 
cegim. Eger bir kimsenin bir sozii var ise ben burada iken soy- 
lesin. Ciimlesi baslarim asagi sahp, hicbirisi cevab vermedi. 
Hazret-i Miirteda "radiyallahii teala anh" gitdikden sonra, Ebu 
Cehl la'in dedi ki, ya Kureysin biiyiikleri. Nicin soylemezsiniz. 
Madem ki, hazret-i Muhammedin evi buradadir. Bizim ile diis- 
manhk etmez. Her birisi Ebu Cehlin yaninca soyle boyle yapa- 
nz, dediler. Sonra hazret-i Abbasa "radiyallahii teala anh" yal- 
vardilar ki, var kardesinin ogluna nasihat eyle ki, Muhammedin 
evini gotiirmesin. Yoksa fesad olur [aramiz acihr]. Hazret-i Ab- 
bas kalkip, imam-i Ahnin huzuruna vanp, bu konusulanlan 
soyledikde, sah-i merdan [Ali "radiyallahii anh"] buyurdular ki, 
ya amca, insaallah ben yann, Resulullah "sallallahii teala aley- 
hi ve sellem" hazretlerinin se'adethanelerini goturiiriim. Her 
kim yoluma gelirse ceng ederim. Hazret-i Abbas "radiyallahii 
teala anh" Kureys kafirlerine bu haberleri verince, huzursuz 
olup, sehrden cikarmamak icin soylesdiler. Sonra sabah oldu. 
Hazret-i Miirteda "radiyallahii teala anh" Resulullah "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin se'adethanesini kaldi- 

-299- 



rip, yola revan oldu. Kureysden dort bes kimse, atlanna binip, 
hazret-i Alinin yoluna geldiler. Don geri, yoksa senin ile ceng 
ederiz; dediler. Hazret-i All "radiyallahu teala anh" yiikleri in- 
dirip, kendisi cenge mubaseret eyledi. Allahii teala, hazret-i 
Aliye "kerremallahii vecheh" firsat verip, onlara galip geldi. 
Sonra hazret-i Ah "radiyallahu teala anh" yerden hane-i 
se'adetin yiiklerini kaldinp, yola revan oldular. Hazret-i Mik- 
dad bin Esved yolda hazret-i Alinin "kerremallahii vecheh" 
iizerine gelip ceng eylediler. [Mikdad heniiz iman etmemis idi.] 
Hazret-i Ah soyletmeyip, bir darbe ile atindan yikdikdan sonra, 
gogsii iizerine cikip, imana da'vet eyledi. O da hemen can-i go- 
niilden kabtil edip, musliman oldu. Hatta bu sultamn bir oglu 
Kerbelada, hazret-i Hiiseynin "radiyallahu teala anh" ugruna 
mubarek canini feda edip, sehid olmusdur. Bu zat Eshab-i gii- 
zin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" hazretlerinin biiyiikle- 
rindendir ve behadirlanndandir. Bu hikayenin tafsilini [daha 
genisini] isteyen (SIYER-I NEBI)ye miirace'at etsin. Orada ge- 
nis anlatilmisdir. 

Yirmiikinci Menakib: Hazret-i Aliyyiil Miirteda "kerremal- 
lahii vecheh" gayet fakir bir hale geldi. Zira Fahr-i alem "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri (Fakirlik ile ogiinuriim!) 

buyurdular. O biiyiik zat, bu hadis-i serifi Habibullahdan isit- 
dikden sonra, diinyaya asla iltifat etmedi. Mesela, mubarek eli- 
ne bin altin geese, bir danesi ertesi giine kalsin, demezdi. O giin 
hepsini fakirlere dagitirdi. Hazret-i Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazret-i Aliye "kerremallahii vecheh" (Sul- 
tan-i Eshiya) [Comerdlerin sultani] buyururlar idi. Bir giin haz- 
ret-i Ali, Fatima-tiiz-zehra "radiyallahu anna" hazretlerine bu- 
yurdular ki, ya Hayriinnisa! Ya Resulullahin kizi! Hie zevcin ve 
halalin Ali icin yiyecek bir nesne var midir? Zira cok acikdim. 
Hazret-i Fatima "radiyallahu teala anna" buyurdular ki, ya 
Ebel-Hasen! O Allahii tebareke ve teala hakki icin ki, ondan 
gayri Allah yokdur. Su anda hicbir sey yokdur. Lakin mendil 
ucunda bagh, alti akce vardir. O akceleri ahp, pazara vann. 
Hem kendiniz icin bir nesnecik aim. Hem Hasen ve Hiiseyn 
"radiyallahu teala anhiima" meyve istediler. Onlar icin de bir 
mikdar meyve aim. Hazret-i Ali "kerremallahii vecheh" o alti 
akceyi ahp, pazara gitdi. Yolda giderken, bir kimse gordii. Bir 

-300- 



muslimanin etegine yapisrp, durmayip, cekip, gider. Der ki, ar- 
tik seni birakmam, katlanmaga dermamm kalmamisdir. Ya 
hakkimi ver. Ya gel senin ile mahkemeye gidelim. O dertli 
adam ise, durmadan yalvanr ki, bir kac gun daha lutf edip, ba- 
na miihlet ver. O kimse de der ki, sabra mecalim yokdur. Zira 
benim de cok sikintim, darligim vardir. Hazret-i All "radiyalla- 
hii teala anh" bunlann cekismelerini goriince, yanlanna vanp, 
siial buyurdular ki, da'vaniz kac akcedir. Dediler ki, alti akce- 
dir. Hazret-i All kendi kendine dedi ki, bu muslimani bu elem- 
den kurtarayim. Nihayet, hazret-i Fatimaya bir yol ile cevab ve- 
ririm. O alti akceyi verip, o muslimani lzdirabdan kurtardi. On- 
dan sonra hazret-i Ah bir zeman ne cevab vereyim diye tefek- 
kiire vardi. Bir mikdar zeman iizulduler. Sonra yine dusundu ki, 
hazret-i Fatima "radiyallahii teala anha" seyyidetiin-nisadir. 
Resulullahin kizidir. Ne diyecek, dedi. Eli bos se'adethaneleri- 
ne gelip, kapiyi caldi. Hazret-i Hasen ve hazret-i Hiiseyn "radi- 
yallahii teala anhiima" kosarak gelip, zan etdiler ki babalan ye- 
mis getirdi. Gordiiler ki, bos geldi; bir nesne getirmedi. Agla- 
maga basladilar. Sonra hazret-i Fatimaya buyurdular ki, ya 
Hayriinnisa! O alti akce ile bir muslimani habsden kurtardim. 
Hazret-i Fatima buyurdu ki, giizel yapdin, ya Imam. Elhamdii- 
lillah ki, bir muslimani bunun gibi elemden kurtardin. Boyle bu- 
yurmakla beraber, mubarek hatirlan bir mikdar mahzun olur 
gibi oldu. Bizim ihtiyacimiz cok idi. Nicin boyle yapdin diyecek 
iken, oyle demeyip, hemen Allahu teala hazretleri bize kafidir, 
dedi. 

Hazret-i Ah "radiyallahii teala anh" hazret-i Fatimamn ga- 
minin oldugunu ve iki seyhzadenin agladiklanni goriince; mu- 
barek goniillerine uziintii gelip, bu elem ile disan cikdi. Resu- 
lullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin huzurla- 
rina vanp, cemal-i seriflerini miisahede ederek, bu gamdan kur- 
tulayim niyyeti ile gitdi. Zira bir kimsenin yiizbin gami olsa, Re- 
sulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin muba- 
rek cemaline nazar eylese [baksa], biitiin gami ve gussasi gitdik- 
den baska, kalbine bircok siirurlar ve safalar hasil olurdu. Onun 
icin hazret-i Ali, Sultani kainat "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerinin mubarek ayaklarma yiiz siirmege gitdi. Biraz 
gitdikden sonra, yolda bir kisiye rast geldi. Elinde bir besili de- 

-301- 



ve tutar idi. Hazret-i Aliye dedi ki, ey yigit, bu deveyi satanm, 
alir misin. Hazret-i All buyurdu ki, hazir akcem yokdur. O sahs 
dedi ki, sana veresiye veririm. Hazret-i All dedi ki, ne kadara 
verirsin. Dedi ki, yiiz akceye veririm. Hazret-i All dedi ki, mak- 
btiltimdtir; alirim. O da razi olup, oyle olsun dedi. Deveyi haz- 
ret-i Aliye teslim eyledi. Hazret-i All, deveyi eline alip, biraz 
gitdikden sonra bir baska sahsa daha rast geldi. Dedi ki, ya All, 
bu deveyi satar misin. Hazret-i All, evet satanm dedi. O sahs 
dedi ki, tic ytiz akceye bana verir misin. Hemen vereyim, dedi. 
Deveyi o sahsa teslim eyledi. O sahs da ticytiz akceyi hazret-i 
Aliye temamen verip, deveyi ahp-gitdi. Hazret-i Ah de sevinip, 
dogru pazara gitdi. Yiyecekler ve yemisler ahp, se'adethanele- 
rine vardi. Kapiyi acip, iceri girdiginde seyhzadeler sevinip, ye- 
misi ve ni'metleri aldilar. Yemege basladilar. Hazret-i Fatima- 
ttiz-zehra "radiyallahti teala anha", hazret-i Aliye bu akceyi ne- 
reden aldin, diye sordular. Hazret-i Ah "kerremallahu vecheh" 
meydana gelen hadiseyi anlatdi. Ondan sonra yemegi yiyip, 
nes'elendiler. Sonra, Allahti Stibhanehti ve teala hazretlerine 
hamd ve sena ve stikr etdiler. Hazret-i Ah "radiyallahti teala 
anh" buyurdu ki, ya Hayrtinnisa! Simdi ben, Restilullahin "sal- 
lallahti teala aleyhi ve sellem" meclisine gideyim. Se'adet ile 
kalkip, devlethaneden disari cikdi. Biraz gitdigi gibi, karsidan 
Fahr-i alem "sallallahti teala aleyhi ve sellem" gortindti. O sira- 
da Sahabe-i guziti "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" hazret- 
leri ile otururken buyurmusdu ki, (Varayim, Ah ile Fatimayi 
goreyim.) Se'adet ile kalkip, gelirken, hazret-i Ah ile karsilasip, 
tebesstim ederek, buyurdular ki, (Ya All! Deveyi kimden satin 
aldin. Kime satdin.) Hazret-i Ah "radiyallahti teala anh" dedi 
ki, (Allahti teala ve Restilti bilir.) Restilullah "sallallahti teala 
aleyhi ve sellem" buyurdu ki, (Ya All! Sana deveyi satan Ceb- 
rafl aleyhisselam idi. Satin alan israfil aleyhisselam idi. O deve 
Cennet develerinden idi. Ya All! Sen o miislimamn sikintisim 
giderdigin icin, Allahii Siibhanehii ve teala hazretleri diinyada 
yerine elli hasene verdi. Ahiretde vereceginin hesabini Allahii 
teala hazretlerinden gayri kimse bilmez) "radiyallahti teala 
anh". 

Yirmiuciincii Menakib: Hazret-i Restil-i ekrem "sallallahti 
teala aleyhi ve sellem" Mi'rac-i serife cikdiklan zemanda, dor- 

-302- 



duncu gokde bir aslan gordii. Diller ile anlatilamaz. Hazret-i 
Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" Cebrail aleyhisse- 
lam hazretlerine sordular ki, (Ya kardesim Cebrail! Bu aslan 
nedir.) Hazret-i Cebrail aleyhisselam cevab verdi, (Ya Resulal- 
lah! Yabanci degildir. Hazret-i Alinin "kerremallahii vecheh" 
ruhaniyyetleridir. Ya Habiballah! Mubarek parmaginizdan yii- 
zugunuzii cikarip, agzina atin, dedi. Hazret-i Fahr-i alem "sal- 
lallahu teala aleyhi ve sellem" yuziigii aslanin iizerine atdigi gi- 
bi, tevazu' ve hiirmet ile, yuziigii agzi ile aldi. Ondan sonra Sul- 
tan-i kevneyn Muhammed Mustafa "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" mi'racdan indi. Ertesi gun Eshab-i giizine, mi'racdan 
haber verdi. Dorduncii gokde miisahede buyurduklan aslanin 
vasfini serh buyurduklan sirada, hazret-i Ah "kerremallahii 
vecheh" mubarek agzindan yuziigii cikarip, hazret-i Resulullah 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" efendimizin huzur-i se'adet- 
lerine koydular. Butiin Eshab-i giizin, hazret-i Alinin bu merte- 
besini ve bu kerametini goriince hayran oldular. Ne derece 
mertebesinin yiiksek oldugunu bilip, meyl ve muhabbetleri cok 
fazla oldu "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in". 

Yirmiddrdiincu Menakib: Hazret-i Alinin "radiyallahii anh" 
san-i seriflerinde olan ayet-i kerimeler beyamndadir. 

1- Ba'zi alimler derler ki, Emir-iil mii'minin hazret-i Ah "ra- 
diyallahii anh" mescidde nemaza durmusdu. Bir dilenci diia et- 
di. Bir sey istedi. Hazret-i Ali riiku'a varmis idi. Parmagindaki 
yiiziigii isaret ile o dilenciye verdi. Bu is [amel] Allahii teala 
hazretlerine makbul gelip, meal-i serifi, (Ancak Allahii teala, 
Resulii ve mii'minlerden iman edenler, nemazlarim kilanlar, 
riiku'da olduklan halde sadaka verenler, sizin velinizdir) olan 
ayet-i kerimeyi gonderdi. [Maide suresi 55. ci ayet-i kerime.] 

Isaret: (Kiymetsiz, degeri olmiyan birsey kiymetli bir kimse- 
nin vermesi ile degerli olur.) Kadr gecesi biitiin geceler gibi bir 
gece olmasina ragmen; Allahii teala kiymet verdigi icin; bin ay- 
dan daha kiymetli olmusdur. Ummetlerin iyisi bu iimmetdir ki, 
onlann bir ta'atlan yediyiiz olur. O mert hazret-i Ali "radiyal- 
lahii teala anh"dir ki, iic dort arpa ekmegi ve yanm dinarhk bir 
giimiis yiiziik verdigi icin, o mertebelere yiikselmisdir. 

2- Abbas ve Talha "radiyallahii teala anhiima" hazretleri 

-303- 



arasinda bir miinazara vaki' oldu. Abbas "radiyallahu anh" 
buyurdu ki, hacilara suyu ben dagitdigim icin daha faziletliyim. 
Talha "radiyallahu anh" buyurdu ki, Beyt-i serifin kilidini ben 
tutanm. Istersem gece orada kalinm. Onun icin ben daha fazi- 
letliyim. Hazret-i All "kerremallahu vecheh" buyurdu ki, siz 
ne dersiniz! Ben sizden on ay evvel yuzumii bu kibleye don- 
musum. Siz o zeman yokdunuz. Allahu Siibhanehii ve teala, 
meal-i serifi (Hacilara su vermegi ve Mescid-i harami bina et- 
megi, hnan etmek ile ve Allah yolunda cihad etmek ile bir mi 
tutuyorsunuz. Hayir, boyle degildir. Allah zalimlere [Resuline 
dusmanhk edenlere, Allahu tealaya sirk kosanlara, dalaletde 
kalmakda israr edenlere] hidayet vermez. Derecesi Allah in- 
dinde en cok olanlar, Allaha lman edenler, hicret edenler ile 
mallanni ve nefslerini Allah yolunda vererek cihad edenler- 
dir) olan ayet-i kerimeleri gonderdi. [Tevbe suresi 19-20.ci 
ayeti kerimeleri.] 

3- Emir-iil mii'minin Ah bin Ebi Talib ve Fatima ve Hasen 
ve Huseyn "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" hakkinda, (Si- 
ze islamiyyeti bildirdigim ve Cenneti miijdeledigim icin, bir 
karsdik beklemiyorum. Yalniz yakinim olanlan seviniz!) [Sura 
suresi 23.cu ayet-i kerime meali.] buyuruldu. Katade "radiyalla- 
hii teala anh" buyurdular ki, (miisrikler bir cem'iyyetde, gore- 
lim bakahm, Muhammed getirdigi sozler iizerine bir karsihk is- 
tiyecek mi, dediler.) Bu sozler iizerine Allahu tebareke ve tea- 
la hazretleri bu ayet-i kerimeyi inzal buyurdu. Sa'id bin Ciibeyr 
"radiyallahu teala anh" hazretleri Ibni Abbas "radiyallahu an- 
hiima" hazretlerinden rivayet etmisdir ki, bu karabetden [ya- 
kinhkdan], Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haz- 
retleri, hazret-i Ah, Fatima ve Hasen ve Huseyn "radiyallahu 
teala annum" hazretlerini irade etmisdir. Bir kimseye hicbir 
halde bunlan diisman tutmak layik olmaz. 

4- Allahu tebareke ve teala hazretleri, Aliyyiil miirteda 
"kerremallahu vecheh" hazretlerinin pak dinli olmasim beyan 
edip, buyurdular ki [Hicr suresi 47-48.ci ayet-i kerimelerinde 
mealen], (Biz o ehl-i Cennetin sadrlarindan [goniillerinden] hik- 
di ve hasedi cikannz. Onlar birbirlerine kardes olarak serirleri 
iizere, daima birbirlerine mukabildirler. Cennetde onlar, eziy- 
yet ve mesakkat mes etmez. Onlar Cennetden hie ihrac olun- 

-304- 



mazlar.) Alimlerden ba'zisi buyurmuslar ki, bu ayet-i azime; 
hazret-i All, hazret-i Mu'aviye, hazret-i Talha, hazret-i Ziibeyr 
ve hazret-i Aise-i Siddikamn "radiyallahii teala anhiim ec- 
ma'in" iistunliiklerini bildirmek icin nazil olmusdur. 

5- Allahii tebareke ve teala hazretleri buyurdu ki; (Ey 
mii'minler! Resulullaha miinacat etdiginiz vaktde, once sadaka 
veriniz! Bu sizin icin hayrhdir. Nefslerinizi siibhe ve mal sevgi- 
sinden en iyi temizleyicidir. Eger sadaka verecek birsey bula- 
mazsaniz, Allah gafur ve rahimdir.) [Miicadele stiresi 12.ci 
ayet-i kerfme meali.] (Miinacat; bir arziiyu gizli olarak soyle- 
mekdir.) Miicahid buyurdular ki, hicbir kimseye, bu ayet-i ke- 
rime ile amel etmek, ittifak diismedi. Hazret-i All bin Ebi Ta- 
lib, bu ferman nazil oldukdan sonra ne zeman Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri ile miinacat etmek is- 
tese idi, bir sadaka verirdi. Ibni Omer "radiyallahii teala anhii- 
ma" hazretleri se'adet ile buyurdular ki, Emir-ul mii'minin Ali 
"kerremallahii vecheh" hazretlerinde iic nesne var idi ki, on- 
lardan biri bende olaydi, bana kirmizi tiiylii ve siyah gozlii de- 
velerden sevgili olurdu. O seylerden birincisi, Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri kendi kerimeleri Fa- 
tima-tiiz-zehra "radiyallahii teala anna" hazretlerini ona verdi. 
Ikincisi, Hayber giiniinde feth icin bayragi ona verdi. Uciincii- 
sii, necvi ayet-i kerimesi ile; [(Resuliime bir sey soyliyeceginiz 
zeman, once sadaka veriniz!) ayet-i kerimesi ile] o amel etdi. 
Derler ki, Alinin "radiyallahii teala anh" bir dinar altini vardi. 
Onu on dirheme ayirdi. On dirhemi tasadduk etdi. Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden on mes'ele 
siial etdi. Dedi ki: (Ya Resulallah! Allahii tebareke ve teala 
hazretlerine nasil ibadet edeyim.) Buyurdular ki: (Sidk ve safa 
ile!) Dedi ki: (Ya Resulallah! Hak siibhanehii ve teala hazret- 
lerinden ne isteyeyim.) Buyurdular ki, (Diinyada ve ahiretde 
afiyet ve magfiret iste.) Dedi ki: (Ya Resulallah! Benim iizeri- 
me ne lazimdir.) Buyurdular ki: (Allahii teala ve tekaddesin 
buyurdugunu tutmak ve Resuliiniin buyurdugunu tutmak.) 
Dedi ki: (Ya Resulallah! Ne edeyim ki, benim kurtulusum on- 
da olsun.) Buyurdular ki: (Halal yi ve dogru soyle!) Dedi ki: 
(Ya Resulallah! Rahat ne seydedir.) Buyurdular ki: (Allahii te- 
bareke ve teala hazretlerinin didannda.) Dedi ki: (Ya Resulal- 

- 305 - Menakib-i Cihar Yar-i Guzin - F:20 



lah! Fesad nedir.) Buyurdular ki: (Kafir olmak. Hak siibhane- 
hii ve teala hazretlerine sirk kosmak). Dedi ki: (Ya Resulallah! 
Vera nedir.) Buyurdular ki: (Eshedii en la ilahe illallah ve es- 
hedii enne Muhammeden Resulullah!) 

Niikte: Allahu teala diledigini aziz, diledigini zelil eder. Re- 
sulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri Mekkeli- 
ler arasinda oyle olmus idi ki, her kime soz soylese o kimse yuz 
cevirirdi. [Boylece Resulullahi kucuk dusurmek isterler idi.] 
Kur'an-i azim-us-sanda [Fussilet suresi 26.ci ayet-i kerimesinde 
mealen]; (Kafirler, Kur'an-i kerim icin, onu dinlemeyiniz! Lagv 
ediniz! [Bos seylerdir, diyerek baginmz!]derlerdi) buyuruldu. 
Sonra mertebesini yiikselterek (Onun soziinii isitebilmeniz icin, 
once sadaka vermeniz lazimdir.) buyurdu. Daha sonra [Hucu- 
rat suresi dordiincii ayet-i kerimesinde mealen]; (Ey mii'min- 
ler! Seslerinizi, Resulullahin sesinden daha yukseltmeyiniz! 
Onunla konusurken birbirinizle konusur gibi bagnsmayiniz!) 
buyuruldu. Daha sonra Allahu teala, Resulullahin Mekkede 
durmasina engel olan Mekkelilere karsihk, Onu bir dereceye 
yiikseltdi ki, Cebrail aleyhisselam ve ciimle mukarreb melekler 
o dereceye ulasamadi. Onu (Kabe kavseyn) makami ile seref- 
lendirdi. 

(I§aret): Yalan yere yemin eden; Harem-i serifde avlanan, 
oruclannda ve nemazlannda kusuru olanlar, fakirlere birsey 
vererek Allahu tealamn nzasini kazanmaga cahsmahdir. Bu, fa- 
kirler icin ne biiyiik bir makamdir. 

6- Allahu tebareke ve teala [Casiye suresi 21.ci ayet-i keri- 
mesinde mealen]: (Diinyada kotii amel i§leyenleri; lmanh olan- 
lar ve salih amel yapanlar gibi hayatda ve oldiikden sonra mii- 
savi kdacagimizi mi zan ediyorlar. Buna ne ile hiikm ediyorlar!) 

buyurdu. Bu ayet-i kerime hazret-i Ahnin "kerremallahii vec- 
heh" saninin serefi icin nazil olmusdur ki, imam dogru idi. Bii- 
tiin isleri layik ve begenilmis ve riyasiz, yakisir idi. Miisrikler ise 
ona derlerdi ki, (Dedikleriniz dogru ciksa bile, Allahu teala bi- 
zi, diinyada oldugu gibi yine sizden iistiin kilar.) 

7- Allahu teala ve tekaddes hazretleri, Ahzab suresi 33.cii 
ayet-i kerimesinde mealen; (Ey Habibimin Ehl-i beyti! Allahu 
teala, sizin giinahsiz olmanizi istiyor.) buyurdu. Resulullah "sal- 

-306- 



lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin ehl-i beyti, ervah-i 
tahirat ve yakinlan ve asfreti, All ve Fatima ve Hasen ve Hii- 
seyndir "radiyallahii teala anhiim". 

Yirmibesinci Menakib: All "radiyallahii anh" hazretlerinin 
iistiinliikleri hakkinda soylenen haberler beyamndadir. 

1- Sa'id bin Ciibeyr, Abdullah ibni Abbasdan "radiyallahii 
teala anhiim" rivayet eder. Ibni Abbas "radiyallahii anh" der 
ki, meali serffi, (Ey Resuliim! Sen insanlari korkutucusun! Her 
kavme dogru yolu gosterici birisi vardir) olan, Ra'd suresi ye- 
dinci ayet-i kerimesi nazil olunca, Resiilullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Korkutucu benim. All yol goste- 
ricidir. Ya All! Senin ile gidenler, dogru yolda gidenlerdir.) 

2- Rebi'atebni Nacid, Ali bin Ebi Talib "radiyallahii teala 
anh" hazretlerinden rivayet eder. Buyurdular ki, Resul-i ekrem 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" beni cagirdi ve buyurdu ki, 
(Ya All! Isa bin Meryem aleyhisselam" gibisin. Yehudi ona 
bugz etdi. Hatta validesi Meryem hazretlerine, ha§a siimme ha- 
sa biihtan etdiler. Nasara ona muhabbet etdiler. Hatta onu bir 
makama cikardilar ki, onun makami degil idi.) Ali "radiyallahii 
teala anh" buyurdular ki: Cok kimseler benim yiiziimden helak 
olurlar. Ba'zisi beni ifratla severler. Diger Sahabe-i giizine bugz 
ederler. Ben onlan sevmem. Ba'zisi bana bugz ederler. Diger 
Sahabeleri severler. Bu iki taife de Cehennem ehlidir. Ben Ne- 
bi degilim. Bana vahy nazil olmaz. Lakin, kudretim oldugu ka- 
dar Kitab ile amel ederim. Allahii tealamn ta'atinda ben ne emr 
edersem, size vacibdir. Isteseniz de istemeseniz de yapmaniz la- 
zimdir. Ma'siyyetde bana ita'at etmeyiniz. Zira bana ita'at iyi- 
likdedir. 

3- Kays bin Haris rivayet eder: Bir kisi Mu'aviye bin Ebi 
Siifyandan "radiyallahii anhiim" bir mes'ele siial etdi. Mu'aviye 
"radiyallahii teala anh" dedi ki; Var [git] hazret-i Aliden siial et 
ki, o benden iyi bilir. O kisi dedi ki, ben bu mes'elede senin ce- 
vabini isterim. Senin verecegin cevabi Alinin cevabindan <?ok 
severim. Mu'aviye "radiyallahii teala anh" dedi ki: Sen yalan 
soyledin. Sen kotii kisisin. Muhakkak sen, Resiilullah "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin ilmde mu'azzez ve mii- 
kerrem tutdugu kimseden ikrah etdin. Buyurdu ki: (Ya All, Sen 

-307- 



benim yanimda, Harunun Musa "aleyhimesselam" yaninda ol- 
dugu gibisin. Benden sonra Peygamber gelmez.) Cok gordiim 
ki, Omer "radiyallahii teala anh" onun ile mesveret ederdi. 
Eger bir mes'elede miiskili olsa idi, All burada midir, der idi. 
Mu'aviye "radiyallahii anh" o kisiye dedi ki, kalk, Allahii teba- 
reke ve teala ayaklanna kuwet vermesin. O kisinin adini ken- 
di divanindan sildi. 

4- Sa'd bin Ebi Vakkas "radiyallahii anh" buyurdu ki, bir 
vakt Mu'aviye "radiyallahii anh" bir hacetinden dolayi benim 
yanima gelmis idi. Aliden "radiyallahii anh" bahs etdi. Ben de- 
dim, iic haslet Ali de vardir ki, eger o iicden birisi bende olsay- 
di, bana diinyadan ve icindekilerden sevgili gelirdi. Isitdim ki, 
Resiilullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyur- 
du, (Her kim ki ben onun velisiyim. All de onun velisidir.) [Be- 
lli seven Aliyi de sever.] Resiilullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerinden isitdim ki, Hayber giinii buyurdu: (Ya- 
nn ben bayragi bir kimseye vereyim ki, Allahii teala ve Resulii 
onu severler. Ve o da Allahi ve Resuliinii sever.) Alemi [bayra- 
gi, sancagi] Ahye verdi. Resiilullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerinden isitdim ki, buyurdu: (Ya All! Sen be- 
nimle; Harunun Musa "aleyhimesselam" ile oldugu gibisin.) 

5- Cabir bin Abdullah "radiyallahii teala anh", Resiilullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden rivayet etmis- 
dir. Buyurdular ki: (O beni mi'raca iletdikleri gece, goklerde hi- 
cablardan gecdim. Hicablann arasindan bir nida edici nida etdi 
ki, (Ya Muhammed! Senin baban Ibrahim ne giizel babadir. Ah 
bin Ebi Talib ne giizel kardesdir. Ona hayr ile vasiyyet eyle.)) 
Hasen-i Basri, Enes bin Malikden "radiyallahii teala anh" riva- 
yet eyler. Resiilullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazret- 
leri buyurdu ki: (tic kimse vardir ki, Cennet onlara miistakdir. 
All bin Ebi Talib, Ammar bin Yaser, Selman-i Farisi "radiyal- 
lahii teala annum"). 

6- Sa'd bin Ebi Vakkas "radiyallahii anh" buyurdu ki: Bir 
gun hazret-i Mu'aviye bana dedi ki, Aliyi sever misin. Ben onu 
nice sevmiyeyim ki, Resiilullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri hazret-i Aliye buyurdu ki: (Ya All! Sen bana, 
Harunun Musaya "aleyhimesselam" yakinhgi gibisin!) Bedr 

-308- 



gununde onu gordum. Muharebeden disanya geldi. Karmndan 
bir ses gelir ve bir beyt okurdu. O cengden, kilinci kiiffar kani 
ile boyanmayinca donmedi. 

7- Amileyn Serhabil Sabi der ki; All Murteda "kerremalla- 
hii vecheh" hazretleri, Cemel vak'asi gunii, Zeyd bin Serhani 
gordu. Zeyd dusmus, kan icinde yuvarlamr. Hazret-i All "radi- 
yallahii teala anh" basi yaninda durdu. Buyurdu ki: Ya Zeyd! 
Allahii teala hazretleri sana rahmet etsin. Ben seni giivenilir 
[emanete sahib cikici] ve iyi isli bilirdim. Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri sana Cennet ile mujde vermis- 
dir. Zeyd, kan arasindan elini kaldinp, dedi ki: Ya Emir-el 
mu'minin! Sana da mujde olsun Cennet ile ki, Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" mujde vermisdir. Bu cengde se- 
nin ile bulunmadim ki, ceng edeyim ve saflan birbirine vurayim 
ve hasmlan helak edeyim. Fekat bunlari halka riya ve siim'adan 
(riyakarhk) otiirii veya diinya tama'indan otiirii yapmiyayim. 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyur- 
du ki: (imam-i All iyilerdendir. Bagileri [isyan edenleri] oldii- 
riir. Ona yardim eden iyi seylere kavu§ur. Ona yardim etmiyen 
iyi §eylerden uzak kahr, mahrum kahr.) Bunu isitdim, sevdim 
ki, gazalarda senin ile olayim. Senin dostlanndan [yarlarmdan] 
olayim. Bunlari dedi ve ruhunu teslim etdi "radiyallahii teala 
anh". 

8- Amr bin el Cumi rivayet eder. Ben Resulullahin "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" huzurunda oturmus idim. Buyurdu 
ki, (Ya Amr!). (Lebbeyk ya Resulallah!) dedim. Buyurdu; (is- 
ter misin ki, Cennetin diregini sana gostereyim.) Dedim, isterim 
ya Resulallah! O sirada Ali bin Ebi Talib "radiyallahii teala 
anh" oradan gecdi. Buyurdu: (Bu kisi ve bunun ehli Cennetin 
diregidirler.) Yine Abdullah bin Abbas "radiyallahii anhiima" 
hazretlerinin rivayeti ile Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri buyurdu ki: (All bedende bas menzilesinde- 
dir.) 

9- Hazret-i Ali "kerremallahii vecheh" rivayet eder. Resu- 
lullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu ki: 
(Beni mi'raca iletdikleri o gecede, Cebrail aleyhisselam benim 
elimi tutdu. Beni Cennet derecelerinden bir miizeyyen derece- 

-309- 



de oturtdu. Orada bir ayva benim oniime koydu. Ben aldim, 
kokladim. Elimde dondiiriirken, iki boliik oldu. Bir huri ondan 
disan geldi ki, ondan giizel huri gormedim.) Dedi ki: (Esselamii 
aleyke ya Muhammed!) Ben cevab verdim ve dedim, (Sen kim- 
sin). Benim ismim (Radiyye-i Merdiyye)dir. Allahii teala haz- 
retleri, beni uc seyden yaratmisdir. Yukan kismimi anberden, 
orta kismimi kafurdan, asagi kismimi miskden. Beni ab-i hayat 
ile yogurdu. Ondan sonra, Hiidavend-i Cebbar ve Halik-i per- 
verdigar bana (Ol!) dedi; oldum. Allahii teala ve tekaddes haz- 
retleri beni, kardesin hazret-i Ali ibni Ebi Talib icin "radiyalla- 
hii anh" yaratmisdir. Ebu Zer-i Gifan "radiyallahii teala anh" 
rivayet etmisdir. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri buyurdu ki: (Her kim benden ayrddi. Allahii teala- 
dan ayrddi. Ya Ali! Her kim senden ayrddi. Benden ayrddi.) 
Hazret-i Enes bin Malik "radiyallahii teala anh" rivayet eder. 
Server-i kainat "aleyhi efdalus salevat" hazretleri buyurdular 
ki: (Ali bin Ebi Talibi zikr etmek [anmak] ibadetdir.) Hazret-i 
Cabir bin Abdullah "radiyallahii teala anh" dedi ki, Resulullah 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem", ([Allahii teala] Cennet kapi- 
si iizerine, (La ilahe illallah, Muhammediin Resulullah Aliyyiin 
Nasir-ii Resulillah) yazmisdir!) buyurmusdur. Allahii Siibhane- 
hii ve teala hazretleri gokleri ve yerleri halk etmeden ikibin se- 
ne once yazmisdir. 

10- Abdullah bin Mes'ud "radiyallahii teala anh" hazretleri 
buyurur: Habib-i ekrem "sallallahu teala aleyhi ve sellem" haz- 
retlerinin huzurunda idim. Hazret-i Ali "kerremallahu vecheh" 
hakkinda siial olundukda, (Hikmeti on ciize taksim etdiler. Do- 
kuz ciiziinii Ali bin Ebi Talibe verdiler. Bir ciiziinii sair (diger) 
insanlara verdiler!) buyurdular. 

11- Abdullah bin Abbas "radiyallahii teala anhiima" haz- 
retleri bildiriyor. Resul-i ekrem "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri bir gun disan cikdi. Alinin elini kendi mubarek 
eli ile tutdugu halde, buyurdu ki: (Agah olun [uyanik olun]. 
Her kim, buna bugz eder. Muhakkak Allahii teala hazretlerine 
ve Resuliine bugz etmis olur. Her kim buna muhabbet eder. 
Muhakkak Allahii teala hazretlerine ve Resuliine muhabbet 
etmis olur.) 

-310- 



12- Abdullah bin Abbas "radiyallahii teala anhiima" riva- 
yet eder. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazret- 
leri buyurdu ki: (Her kim hilmde Ibrahim aleyhisselama, hik- 
metde Nuh aleyhissalatii vesselama, cekdigi sikintilarda Yusiif 
aleyhisselama bakmak isterse; Ali bin Ebi Talibe baksin.) Enes 
bin Malik "radiyallahii teala anh" hazretleri rivayet etmisdir. 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin hu- 
ztir-i serfflerinde oturmus idik. O sirada hazret-i Ah "kerre- 
mallahii teala vecheh" geldi. Meclisin ardinda oturdu. Resulul- 
lah hazretleri onu cagirdi. Hatta oniine oturdu. Buyurdu ki: 
(Ya Ah! Allahii tebareke ve teala hazretleri seni dort haslet ile 
benim iizerime miikerrem ve miifeddal [sairlerinden ziyade 
meziyyetli] kildi. Ali "radiyallahii teala anh" hemen dizleri 
iizerine gelip, basini topraga koyup, dedi ki, babam, anam Sa- 
na feda olsun, ya Resulallah! Kolenin efendi iizerine fadh olur 
mu? Buyurdular ki: (Ya Alii Allahii tebareke ve teala hazret- 
leri bir kula ikram etmek isterse, gozlerin gormedigi, kulakla- 
nn isitmedigi ve bir beserin hatirina gelmiyen seyi verir!) Enes 
"radiyallahii teala anh" dedi ki, biz dedik, ya Resulallah! Bize 
onu beyan buyur, bilelim. Buyurdular ki: (Allahii teala ve te- 
kaddes hazretleri, ona Fatima gibi bir zevce nasib etdi. Ben na- 
sib olunmadim. Hasen ve Hiiseyn gibi ogullar nasib etdi. Ben 
nasib olunmadim. Bir kayin ata ona nasib olundu. Bana olun- 
madi.) 

13- Sa'id bin Ciibeyr, Abdullah bin Abbas "radiyallahii tea- 
la annum" hazretlerinin elini tutup, gidiyordu. Zemzem kuyu- 
suna geldiler. Orada ise bir kavm oturmusdu. Hazret-i Aliye 
"kerremallahii vecheh" setm ederlerdi. [Ya'ni onu kotiiliiyor- 
lardi.] Ibni Abbas hazretleri buyurdu ki, beni donderin. Onlar- 
dan yana geri dondiirdiiler. [Onlann yanina vardilar.] Vanp, 
orada durdu ve buyurdu ki, Allahii tebareke ve teala hazretle- 
rine ve Resuliine yaramaz sozler soyliyen kimdir. Dediler ki: 
Bizim aramizda kimse Allahii teala hazretlerine yaramaz soyle- 
mez. Ve bizim aramizda hazret-i Resule hie kimse yaramaz soy- 
lemez. Buyurdu ki, Ali bin Ebi Talibe yaramaz soyleyen ve 
setm eden, var midir. Dediler, evet vardir. Buyurdu ki: Isitin, 
ben sehadet ederim ki, bu kulagim ile isitdim; Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden, buyurdu ki: (Her 

-311- 



kim Aliye seb' eder, muhakkak bana seb' ederler. Her kim ba- 
na seb' eder, muhakkak Allahii teala ve tekaddes hazretlerine 
seb' eder. Her kim Allahii teala hazretlerine seb' eder, Allahii 
teala ve tekaddes am yiiz iizerine Cehenneme atar.) 

14- Atiyye-tul Ufi der ki: Cabir bin Abdiillahin "radiyalla- 
hu teala anh" huztiruna geldik. Pir olmus [ihtiyarlamis] ve kas- 
lan gozlerini ortmiis idi. Ona, All "radiyallahu teala anh" haz- 
retlerinin muhabbetinden sorduk. Basini kaldinp, soyle soyle- 
di. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin 
zeman-i senflerinde bir kimsenin munafik oldugunu Aliye 
bugz etmesi ve dusman tutmasi ile anlardik. 

15- Sa'bi "radiyallahu teala anh" der ki, Ebu Bekr-i Siddik 
"radiyallahu teala anh" Ah "kerremallahu vecheh" hazretlerini 
gordii ve buyurdu ki: Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerinin huzurunda, makam cihetinden en ustiiniine 
ve yakinhk cihetinden en yakinma ve kana'at cihetiyle agniya- 
sina [zenginine] bakarak mesrur olmak isteyen, Ah bin Ebi Ta- 
lib hazretlerine "radiyallahu teala anh" baksin. 

16- Aise-i Siddika "radiyallahu teala anna" buyurdular ki, 
ya Resulallah! Senden sonra halkin hayrhsi kimdir, dedim. Bu- 
yurdular ki: (Ebu Bekr-i Siddikdir.) Dedim, ondan sonra, bu- 
yurdular ki: (Omerdir). Ondan sonra kimdir. Buyurdular ki: 
(Osmandir.) 

Fatima-tuz-zehra "radiyallahu teala anna" dedi ki, (Ya Re- 
sulallah! Ali hakkinda hicbir nesne soylemediniz.) Buyurdular 
ki: (Ya camm kizim! All benim nefsim demekdir. Hie kimse 
gordiin mii ki, kendini begensin veya kendi hakkinda bir sey 
soylesin!) 

17- Zeynel'abidin Ali bin Hiiseyn, ceddi Ali bin Ebi Talib- 
den rivayet eder. Ali "kerremallahu vecheh" hazretleri buyur- 
du ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
bana, ilmden bin bab ta'lim etdi. Her babdan da bin seklini 
ta'lim etdi [ogretdi]. 

18- Abdullah el-Kindi rivayet eder. Mu'aviye bin Ebi Suf- 
yan hac yapdi ve geldi. Cema'at ortasinda oturdu. Abdullah bin 
Abbas ve Abdullah bin Omer "radiyallahu teala annum" haz- 

-312- 



retlerinin huzurlannda Mu'aviye "radiyallahii teala anh" elini, 
Abdullah bin Abbasin "radiyallahii teala anhiima" dizi iizerine 
koyup, dedi ki, ben Senin amca oglundan hilafete daha layikim. 
Abdullah bin Abbas "radiyallahii teala anhiima" hazretleri bu- 
yurdu; nicin. Dedi ki, ondan dolayi ki, ben o halifenin amcaza- 
desiyim ki, onu zulm ile katl etdiler. Ya'ni o Osman bin Affan 
"radiyallahii teala anh" hazretleridir. Abdullah dedi ki: O hila- 
fete senden su sebeb ile daha layikdir ki, Ali "radiyallahii teala 
anh" hazretlerinin yakinhgi senin amcazaden yakinhgindan ile- 
ridir. Hazret-i Mu'aviye bunu isitdi ve susdu. Yiiziinii Sa'd bin 
Ebi Vakkas "radiyallahii teala anh" hazretlerine dondiirdii. 
Dedi ki: ya Sa'd! Sen hakki batildan ayirmaz misin! Bizim lehi- 
mize veya aleyhimize olur musun. Sa'd dedi ki: Zulmet yeri 
kapladigi vakt, sabr edemem. Ta alem rtisen olsun, gideyim. 
Hazret-i Mu'aviye dedi, vallahi ben Kur'an-i azim-iis-sam oku- 
dum. Onda bir sey bulmadim. Sa'd dedi: Sen bu sozii kabul 
eder misin. Ben Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretlerinden isitdim, Ali bin Ebi Talibe buyurdu ki: (Ya All! 
Sen hak ilesin. Hak senin iledir.) Hazret-i Mu'aviye dedi ki: Bir 
kimse getir ki, bunu senin ile isitmis olsun. Sa'd dedi ki: Ummii 
Seleme isitmisdir. Ravi der ki; hazret-i Mu'aviye ve o cema'at 
ciimlesi kalkip, Ummii Selemenin "radiyallahii teala anna" hu- 
zurlanna vardilar. Dediler ki: Ya Ummiil mii'minin! Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden sizin rivayeti- 
niz ile Sa'd bir hadis-i serif soyler. Ummii Seleme dedi, ne soy- 
ler. Der ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haz- 
retleri Aliye (Sen hak ilesin, hak senin iledir,) buyurmusdur. 
Umm-ii Seleme hazretleri, dogru soyler. Ben kendi evimde, 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden 
isitdim buyurdu. Hazret-i Mu'aviye yiiziinii dondiiriip, hazret-i 
Sa'd ve sair Eshab-i giizin hazretlerine bakip, onlardan ozr di- 
leyip, eger ben bu hadis-i serifi onceden isitmis olaydim, daima, 
Ali bin Ebi Talibin hadimi olurdum, buyurdu. 

19- Abdullah bin Abbas "radiyallahii teala anhiima" rivayet 
etdi. Habib-i ekrem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretle- 
ri buyurdular ki: (Ben ilmin terazisiyim. All o terazinin kefele- 
ridir. Hazret-i Hasen ve Hiiseyn ipleridir. Fatima alakasidir [ke- 
felerin asildigi demiridir] ve benden sonra imamlar o terazinin 

-313- 



amudidir [dusey demiridir]. O terazi ile bizim dostlanmizin 
amelini tartarlar.) Hazret-i Enes bin Malik "radiyallahu teala 
anh" rivayet eder. Hazret-i Habib-i ekrem "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" efendimiz buyurdular ki: (Ben ilmin sehriyim. 
All o sehrin kapisidir. O kapinin halkasi Mu'aviyedir.) 

20- Hazret-i Mu'az bin Cebel "radiyallahu anh" rivayet et- 
misdir. Habib-i Huda Resul-i Mucteba "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Allahii tebareke ve teala 
bir kavmi giinahlanndan pak eder, saclan temamen dokiilen 
kimseler gibi ki, bu kavmin evveli All bin Ebi Talibdir.) 

21- Hazret-i Aliyyiil Murteda "kerremallahii vecheh" riva- 
yet eder. Hazret-i Habib-i ekrem "sallallahii aleyhi ve sellem" 
efendimiz buyurdular ki: Hazret-i Musa bin imran "salavatulla- 
hi aleyhi ve ala nebiyyina" Allahii tebareke ve teala hazretle- 
rinden istedi ve dedi, ya Rabbi! Benim kardesim Harun vefat 
etdi. Sen onu afV et. Allahii tebareke ve teala hazretleri vahy et- 
di ki, ya Musa! Eger, once ve sonra gelenlerin afvini benden is- 
teseydin kabul ederdim. Hiiseyn bin Ali bin Ebi Talibin katili- 
ni, ya'ni Onu sehid edeni afV etmiyecegim. 

Yine hazret-i Ali "kerremallahii teala vecheh" rivayet eder. 
Habib-i ekrem "sallallahii aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu- 
lar ki: Musa bin Imran "aleyhisselam" Rabbinden istedi ki, Hii- 
seyn bin Ali "radiyallahu teala anh" hazretlerinin ruhunu ziya- 
ret etsin Onun ziyaretine yetmisbin melek ile geldi. Abdullah 
bin Abbas "radiyallahu teala anhiima" rivayet eder. Resul-i kai- 
nat, aleyhi efdaliissalevat hazretleri buyurdular ki: (Hak teala 
hazretleri bent israilden nebflerine su'izanlan ve bugzlan sebe- 
bi ile yagmuru men' buyurdu. Bu iimmetden All bin Ebi Talibe 
adavet etdikleri icin de yagmuru men' eder.) 

22- Cabir bin Abdullah "radiyallahu teala anh" rivayet 
eder. Habib-i ekrem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazret- 
leri buyurdu ki: (All bin Ebi Talibin bu iimmet iizerine hakki, 
babanin oglu iizerine hakki gibidir.) 

23- Abdullah bin Abbas "radiyallahu teala anhiima" riva- 
yet eder. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazret- 
leri buyurdular ki: (Hazret-i All ibni Ebi Talibin muhabbeti, 

-314- 



giinahlan yir, mahv eder. Nasil ki ates odunu yiyip mahv etdi- 
gi gibi.) 

24- Mu'az bin Cebel "radiyallahu teala anh" rivayet eder. 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyur- 
du ki: (All bin Ebi Talibin sevgisi, bir hasenedir ki, ya'ni bir 
ta'atdir ki, hie bir seyyie, ya'ni hitbir ma'siyyet onunla zarar ve- 
remez. Bugz ve adaveti bir seyyiedir ki, hitbir hasene onunla 
faide veremez.) Selman-i Farisi "radiyallahii teala anh" rivayet 
eder. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdular ki: (Benim sirnmin sahibi All bin Ebi Talibdir "ra- 
diyallahii teala anh".) 

25- Abdullah bin Ca'fer "radiyallahu teala anh" rivayet 
eder. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdular ki: (Benim, All ashmdir. Ve Ca'fer fer'imdir. Ya- 
hud Ca'fer ashmdir; All fer'imdir) "radiyallahu teala anhiima". 

26- Umm-i Seleme "radiyallahu anna" rivayet eder. Habib-i 
ekrem "aleyhissalatii vesselam" buyurdular ki, (All ve onun gii- 
ruhu [firkasi] kiyamet giiniinde necat buluculardir [kurtulanlar- 
dir].) 

27- Ebu Zer-i Gifari "radiyallahu teala anh" rivayet eder. 
Peygamberimiz "aleyhissalatii vesselam" hazretleri buyurdu ki: 
(All benim ilmimin kapisidir. Asikare edicidir, bildirmem lazim 
gelen seyleri iimmetime aciklayicidir. Benden sonra, onu sev- 
mek imandandir. Ona bugz etmek nifakdandir. Ona nazar et- 
mek [bakmak] rahmetdendir. Onun muhabbeti ibadetdir.) 

28- Unim-ii Seleme "radiyallahu teala anna" rivayet eder. 
Habib-i ekrem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri bu- 
yurdular ki, (Kur'an-i azim-iis-san All iledir. All Kur'an-i azim- 
ii§-§an iledir.) Ya'ni hazret-i Ali "radiyallahu teala anh" her ze- 
man Kur'an-i azim-iis-samn hiikmii ve emri iledir. Kur'an-i ke- 
rim de onun imami ve yol gostericisidir. 

29- Ebu Hiireyre "radiyallahu teala anh" rivayet eder. Re- 
sulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu- 
lar ki: (Pathcan yiyiniz ki, o bir agacdir. Ben onu Cennet-iil 
Me'vada gordiim. Allahii tebareke ve teala hazretlerinin vah- 
daniyyetine ve Benim Peygamberligime ve Alfnin veliligine §e- 

-315- 



hadet etdi. Her kim pathcam, zarar niyyeti ile yirse, zarar olur. 
Eger sifa niyyeti ile yirse, sifa olur.) 

30- Huzeyfe tebni Yeman "radiyallahii anh" rivayet eder. 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyur- 
dular ki: Eger halk, Aliye emir-iil mu'minin ismi ne zeman ve- 
rildigini bilseler idi, Alinin faziletini inkar etmezlerdi. Halbuki 
Adem aleyhissalatu vesselam ruh ile beden arasinda idi. Allahu 
tebareke ve teala hazretleri buyurdu ki: Ben sizin Rabbinizim, 
Muhammed Nebinizdir. O zeman Aliye "radiyallahii teala 
anh" emir-iil mu'minin denildi. 

31- Omer bin Hattab "radiyallahii teala anh" rivayet eder. 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyur- 
dular ki: (Eger gokleri ve yerleri terazinin bir kefesine koysa- 
lar, Alinin 1111:1111111 diger kefesine koysalar, Alinin imam agir 
gelir.) 

32- Abdullah bin Abbas "radiyallahii teala anhiima" rivayet 
eder. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdular ki: (Eger ciimle halk All bin Ebi Talibin muhabbe- 
ti iizerine birle§seler idi, Allahu teala ve tekaddes Cehennemi 
yaratmazdi.) 

33- (Eger All yaratibnasa idi, diinyada Fatimaya miinasib 
kimse bulunmaz idi) buyuruldu. 

34- Mu'aviye bin Hidet "radiyallahii teala anh" rivayet et- 
misdir: Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdular ki: (Kalbinde Ah bin Ebi Talibin bugzu oldugu hal- 
de olen kimse, ister yehudi olsun, ister nasara olsun, fark et- 
mez.) 

35- Mu'az bin Cebel "radiyallahii teala anh" rivayet etmis- 
dir: Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri bu- 
yurdular ki: (Alinin "radiyallahii anh" yiiziine nazar etmek 
[bakmak] ibadetdir.) 

36- Ebu Berze-tel Eslemi "radiyallahii teala anh" rivayet 
eder. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdular ki: (Allahu tebareke ve teala bana hususi bir ahd 
verdi. Bana nice kerre buyurdu ki, bu hususi ahdimi kabul et- 

-316- 



din mi. Ben dedim, evet ya Rabbi bu ahdi kabul etdim.) Ebti 
Berze-i Eslemi der ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" buyurdu ki, (Dedim, ya Rabbel'alemin! Bu ahdini ki be- 
nim ile etdin. Ve ben o ahdi senden kabul etdim. Bana soyle o 
ahd nedir. Allahii Siibhanehii ve teala bana vasitasiz olarak bu- 
yurdu ki, o ahd odur ki, sen bilesin, benden ciimle halka diye- 
sin ki, All hidayeti gostericidir, dogru yolun isaretidir. Mutfle- 
rin ve muvahhidlerin gozlerinin nurudur. Miisliman ve mii'min- 
lerin serverleridir. Ben biitiin kullanma benim birligimi ve tev- 
hidimi lazun kilmisim. Biitiin iimmetine senin risaletini tasdik 
etmelerini lazun kilmisim. Biitiin mii'minlere Alinin muhabbe- 
tini ve meveddetini [sevmegi] lazun kilmisim. Her kim Aliyi 
dost tutar, Allahii tealayi [beni] ve Muhammedi [seni] dost tut- 
mus olur. Muhakkak ki o kimse hakiki dost olur. Aliyi sevmi- 
yen de hakiki diisman olur.) 

(Isaret): Zlihd ve vefa ehli Alidir. Sidk ve safa ehli Alidir. Co- 
mert ve seha ehli Alidir. Rifk ve nza ehli Alidir. Mahrem-i rav- 
da-i asfiya Alidir. Mefhar-i fadl-i a'la Alidir. Mahrem-i fadl-i 
nu'ma Alidir. Kendi zeman-i serifinde Allahii tebareke ve teala 
hazretlerinin mahlukunun kidvesidir. Semere-i secere-i din-i 
Huda-i teala Alidir. Miistevcibiil fedail ve tefadul ve measir Ali- 
dir. Ali Miirteda "kerremallahii teala vecheh" hazretlerinin mu- 
barek gonlii, kafirler ve miilhidler ve hariciler iizerine, Cehen- 
nem Malikinin Cehennem ehli iizerine gonliinden siddetli kati 
idi. Mubarek gonlii, dervisler ve yetimler ve Cennet ehli iizerine, 
Cennet Ridvaninin gonliinden daha yumusak idi. Ali "radiyalla- 
hii teala anh" hazretleri behadirhkda, aslancasina mertlikde, ka- 
firlere ve miilhidlere cok siddetli zehrden aci idi. Civanmertlik- 
de, dervislere bal ve sekerden tath idi. Her vakt ki, hazret-i Ali 
"radiyallahii teala anh" hamiyyet (iyilik severlik) ve siyasete gi- 
deydi, Cehennemin sam yeli ve zakkumu piser ve olurdii. Her 
vakt ki sefkat ve kerametde gideydi, Cennetin Na'im nesimi pi- 
ser ve olurdii. Her vakt ki Ali "kerremallahii teala vecheh" Ziil- 
fikari elinde tutar idi, kafirlerin ve miilhidlerin ve ehl-i hevalann 
canlari tenlerinde muzdarib olurdu. Her vakt ki akce keselerini 
eline ahp, acdigi zeman, fakirlerin ve yetimlerin canlari tenlerin- 
de sakin olurdu. 

Yirmialtinci Menakib: Riikniil-islam Ahmed Ciircani "rahi- 

-317- 



mehullahu teala" rivayet eder. Yuzden fazla Eshab-i guzin "nd- 
vanullahi teala aleyhim ecma'in" hazretlerinin rivayeti ile isit- 
dim ki, Resulullah "sailailahu teala aleyhi ve sellem" buyurdu- 
lar: (Alfnin bir kerre Amr bin Abdudiin karsisina cikmasi, iim- 
metimin kiyamete dek ibadetinden hayrhdir.) Amr bin Abdud 
arabf idi, Kureysf idi. Mudar bin Nizar evladindan idi. Fekat Ad 
kavminin kuvvetinde idi. Omrunde hicbir cengden yenilerek 
donmemis idi. Yalniz Bedr cenginde yaralamp dusmus idi. Ya- 
rasi iyi oldu. Tekrar Hendek cengine geldi. Onun gelmesinden 
muslimanlara korku hasil oldu. O vaki'ada yirmibir gun ok ve 
kilinc ile ve mizrak ile ve tas ile ceng oldu. Yirmiikinci giiniinde 
ceng ve cidal iyice siddetlendi. Amr bin Abdud, Hendek kena- 
rina gelip, meydana er istedi. Miislimanlardan karsilik veren ol- 
madi. Bir daha istedi. Kimse varmadi. Yedi kerre da'vet etdi. 
Yedincide, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" efen- 
dimiz hazretleri, Ah "radiyallahii teala anh" hazretlerini cagir- 
di ve huzurlanna oturtdu. Buyurdu ki, (Ya All! Benim atima 
bin. Ziilfikari al. Amr bin Abdudiin online mertce var. Onun 
uzun boylu olusundan ve heybetinden iiziiliip, entlise etme ki, 
ben Allahii tebareke ve teala ve tekaddes hazretlerinden, diia 
ederim ki, sana nusret edip ve senin elin ile miislimanlardan se- 
rin deP eder.) Ah "radiyallahii teala anh" dilldille binip, Ziilfi- 
kari kusandi. O aslan ki, avini gozleyip, gider gibi, Amr bin Ab- 
dudiin oniine vardi. Birbirini gordiiler. Ali "radiyallahii teala 
anh" hazretleri buyurdu ki: Ya Amr, isitdim ki, sen Ka'be kar- 
sisinda ahd etmissin ki, Kureysden bir kimse senden iki hacet is- 
tedikde, o isteklerden birini yerine getirecekmissin. Evet ya Ah. 
Ben bu ahdi etdim. Hazret-i Ah buyurdu: Ya Amr! Simdi sen 
bilirsin ki, ben Kureysdenim. Senden iki hacet isterim. Eger iki- 
sini de kabul etmez isen, bari birisini kabul et! Ewela senden is- 
terim ki, bu saatde, Allahii teala ve tekaddes hazretlerinin vah- 
daniyyetini ve Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
hazretlerinin risaletini ikrar edesin. Dedi ki; Bunu kabul et- 
mem. Baska ne istersin. Buyurdu ki: Onu isterim ki, bu saatde, 
bu iki kuvveti birbirine koyasin, sen Mekke-i Miikerremeye do- 
nesin. Bunu kabul etdim. Amma, Ebu Bekr ve Omer ve Osma- 
nin baslanni keserim. Hazret-i Ali "radiyallahii anh" buyurdu 
ki, Ey sefih! Benim basimi kesmeyince onlann basini nasil ke- 
sersin. Ey Ah, sen gencsin. Heniiz diinyayi gormemissin. Iste- 

-318- 



mem ki, senin basini keseyim. Hazret-i Murteda buyurdu ki: 
Ben isterim ki, AllahU SUbhanehU ve teala hazretlerinin tevfiki 
ile, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin 
dMsi ile senin basini keseyim. Bu sozden Amr hararetlendi. 
Hemen atindan inip, atim birakdi. Hazret-i Aliye dogru yUriidU. 
Hazret-i All de "kerremallahu vecheh" atindan inip, yaya oldu. 
Birbirine hamle edip, dolasdilar. All "radiyallahii teala anh" 
hazretleri, firsati bulup ceng arasinda ZUlfikan ile bir darbe vu- 
rup, uylugunu dibinden ayinp, dusUrdU. Hazret-i All, Amnn 
bacagini teninden ayinp, yUzUnU ondan donduriip, uzaklasir- 
ken, Amr, kendi kesilmis bacagini eline alip, hazret-i Ahnin ar- 
dinca atdi. Oyle bir atdi ki, eger hazret-i Ah, onun onUnden sap- 
masa idi, o ayak parcasi ile helak olurdu. Hazret-i Ah "radiyal- 
lahii teala anh" tekrar donup, Amr bin Abdiidiin basini kesdi. 
O sirada Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" efendi- 
miz hazretleri tekbir ahp, buyurdu ki; (Alinin Amr bin Abdud 
ile bir kerre karsilasmasi, iimmetimin kiyamete kadar olan iba- 
detlerinden hayrhdir.) 

Yirmiyedinci Menakib: Resul-i ekrem ve Nebiyyi muhterem 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin, hazret-i Ahye 
"radiyallahU teala anh" vasiyyetleri beyamndadir. 

1- Ali bin Ebi Talib "kerremallahu vecheh" rivayet eder. 
Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyur- 
dular ki: (Ya All! Sana be§ yiiz koyun vermemi mi, yoksa dinin 
ve diinyan kurtulusuna sebeb olacak be§ kelime ta'lim etmemi 
mi sevgili tutarsin!) Ben dedim; kelimeleri isterim. Bir dUa 6g- 
retdiler. (Allahim! Benim giinahimi afv eyle! Hulkumii genis 
eyle! Kesbimi [kazancimi] temiz kd. Bana nasib etdigin §ey'e 
kana'at edici eyle. Begenmedigin seye nefsimi meyl etdirme.) 
Sonra Resulullah buyurdu ki: (Ya All! Sonu iiziintii ve aglamak 
olmiyan hicbir sevinc ve ne§'e yokdur.) 

2- Hazret-i Ali "radiyallahU teala anh" rivayet eyler ki, Re- 
sulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu- 
lar: (Ya Ali! Sen Ka'be menzilesindesin! Biitiin herkes Ka'be- 
ye varir. Ka'be hicbir yere varmaz. Eger bir kavm sana gelip, bu 
hilafet emrini sana teslim ederlerse, onlardan kabiil eyle! Eger 
gelmezler ise, sen onlara varma.) 

-319- 



3- Abdullah bin Omer "radiyallahu teala anhiima" rivayet 
eyledi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdu ki: (Ya All! Sen ehl-i Cennetsin. Yakin zemanda bir 
kavm gelir ki, onlarin lakablari olur. Onlara rafizi derler. Eger 
sen onlara yetisirsen onlari oldiir ki, miisriklerdir. Ne Cum'a bi- 
nder, ne cema'at bilirler! Ebu Bekr ve Omeri seb' ederler [ko- 
tiilerler].) 

4- All bin Ebi Talib "radiyallahu teala anh" hazretleri riva- 
yet eder. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazret- 
leri buyurdu ki: (Ya All! Siial etdim Allahii teala hazretlerin- 
den ki, seni hilafetde one alsin. Uc kerre istedim. Allahii teala 
ve tekaddes kabiil etmedi. Ebu Bekri one aldi.) 

5- Abdullah bin Abbas "radiyallahu teala anhiima" hazret- 
leri rivayet eder. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri buyurdu ki: (Ya All! Allahii tebareke ve teala hazret- 
leri Fatimayi sana tezvic etdi. Ve ona yeri sidak [yeryiiziinii 
mehr] kildi. Her kim yeryiiziinde sana bugz edici oldugu halde 
yiiriirse, bu yiiriimesi haramdir.) 

6- Ammar bin Yaser "radiyallahu teala anh" rivayet etmis- 
dir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki: 
(Ya All! Allahii teala hazretleri seni bir zinet ile zinetlendirdi 
ki, diinyayi terk etmek olan ve kendisine sevgili olan ziihtl ile zi- 
netledi. Oyle takdir etdi ki diinyadan birseye nail olmiyasin!) 

7- Hazret-i Ali "radiyallahu teala anh" rivayet eder. Resu- 
lullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki: (Ya Ali! 
Yalniz Rabbinden timid edici ol! Giinahindan baska birseyden 
korkma! Birsey sorduklannda bilmez isen, Allahii teala bilir 
demekden ar etme.) 

8- Hazret-i Ali "radiyallahu teala anh" rivayet etmisdir. Re- 
sulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu- 
lar ki: (Ya Ali! Cimri ve bahil olma. Yiiziinii giiler tutasin [gii- 
leryiizlii olasin]. Kerim ve ikram edici olasin ki, mii'min yumu- 
sak yiizlii ve comert olur. Miinafik kaba ve cimri olur. Benim 
iimmetimin comertlerinin giinahlan, giinesde buzun eridigi gibi 
erir.) 

9- Ebu Musa "radiyallahu teala anh" rivayet etmisdir. Re- 

-320- 



stilullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu- 
lar ki: (Ya All! Ben kendim icin razi oldugum seylere, senin 
icin de razi olurum. Kendim icin kerih gordiigiim nesneyi, se- 
nin icin de kerih goriiriim. Kur'an-i azim-iis-sani ciiniib oldu- 
gun halde okuma. Riiku' ve secdede Kur'an-i kerimi okumiya- 
sin. Saclanni basin iistiinde topladigin halde nemaz kilmiya- 
sin.) 

10- Hazret-i All "radiyallahu teala anh" rivayet eder. Resu- 
lullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular 
ki: (Ya Ali! Gayretli ol ki, Allahii teala gayretli olani sever. Sa- 
hi [comert] ol ki, Allahii teala sahi [comert] olani sever. Cesa- 
retli ol ki, Allahii teala ve tekaddes seca'ati sever. Eger bir kim- 
se senden bir hacet istese, onun hacetini bitir. Eger o kimse o 
hacete layik degil ise, sen hacet bitirmege layiksin!) 

11- Ali "kerremallahii teala vecheh" hazretleri rivayet eder. 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyur- 
dular ki: (Ya Ali! insanlar, Allahii teala hazretlerine yaklasiyo- 
ruz diye cahsip-kazandiklan zeman, sen akl kesb eyle, ta onla- 
ra sebkat edesin [onlardan ileri gecesin.] Allahii tealaya diinya- 
da ve ahiretde yaklasmak derece ve kiymetinin onlardan onde 
olmasi icin gayret edesin.) 

12- Hazret-i Ali "kerremallahii vecheh" rivayet eder. Resu- 
lullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular 
ki: (Ya Ali! Bas agrisi seni rahatsiz edecek kadar olursa, iki eli- 
ni basin iizerine koyup, sure-i Hasrin ahirini [sonunu] oku. 
"Lev enzelna" ayet-i kerimesinden sonuna kadar oku.) 

13- Enes bin Malik "radiyallahu teala anh" rivayet eder. 
Resul-i ekrem ve Nebiyyi muhterem "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri buyurdular ki: (Ya Ali! Yalan soylemekden 
sakin. Eger zan edersen ki, o yalan seni kurtanr, yalan soyleme. 
Sana dogru soylemek lazim olsun. O dogru seni helak edecek 
bile olsa, dogru soyle.) 

14- Hazret-i Ali "kerremallahii teala vecheh" rivayet eder. 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyur- 
dular ki: (Ya Ali! Bes kelime ki, Cebrail bana ta'lim etmisdir. 
Onlari sana ta'lim etmemi mi seversin. Yoksa emr edeyim sana 

- 321 - Menakib-i Cihar Yar-i Giizin - F:21 



bes keci versinler, bunu mu seversin!) Hazret-i All dedi, (Ya 
Resulallah! Ben o bes kelimeyi severim.) Buyurdular ki: (Ey 
mahluklara nzk veren! Ey fakirlere rahmet eden! Ey zor du- 
rumda olanlari kabul eden! Ey mii'minlerin Velisi! Ey rahmet 
edenlerin en rahhni! Bana rahmet et, aci.) 

15- Hazret-i All "radiyallahu teala anh" rivayet eder. Resu- 
lullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki: (Ya All! 
Persembe giiniinde biyigini kirk ve tirnagini kes. Koltugunu 
yol, kasigini tras eyle. Cum'a giinii temiz elbise giy! Giizel koku 
isti'mal eyle [surun, kullan].) 

16- Nizamuddin Abdul'vahid ibni el Fadl el-Fermadi, ceddi 
Ebiil Kasim Gurgamden isnad ile, o da Musa Kazim bin Ca'fer 
Sadik bin Muhammed Baku bin All Zeynel'abidin bin Hiiseyn 
bin All bin Ebi Talibden "radiyallahu teala anh" rivayet etmis- 
dir. Hazret-i Resul-i ekrem ve nebiyyi muhterem "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki, (Ya All! Mer- 
cimek yemegine devam et ki, yetmi§ Nebi mercimek yidiler ve 
ona bereket ile diia etdiler. Sonunculan Isa bin Meryemdir "ala 
Nebiyyina ve aleyhissalatii vesselam".) 

Yirmisekizinci Menakib: Hazret-i Ah "radiyallahu teala 
anh" hazretlerinin sanlanni anlatan haberler hakkindadir. 

1- Ebu Hiireyre "radiyallahu teala anh" rivayet etmisdir. 
Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyur- 
dular ki: (Beni mi'raca cikardiklan o gece gordiim. Arsin aya- 
ginda yazdmis, ben birim, benden baska ilah yokdur. Adn Cen- 
netini ben yaratdim. Yaratdiklanmdan Resuliim Muhammedi 
secdim. Onu All ile kuvvetlendirip, yardim etdim.) 

2- Selman-i Farisi "radiyallahu teala anh" rivayet eder. Re- 
sulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu- 
lar ki: (Kiyamet giinii olunca; Arsin saginda benim icin kirmizi 
yakutdan bir kubbe kurarlar. Arsin solunda Ibrahim halilullah 
icin yakutdan bir kubbe kurarlar. Bir kubbe de All icin benim 
ile Ibrahim arasinda beyaz inciden kurarlar. Siz iki Halilin ara- 
sinda olan Habibi ne zan ediyorsunuz.) 

3- Bilal-i Habesi "radiyallahu teala anh" rivayet etmisdir. 
Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem", mubarek yiizii 

-322- 



bedr olan aydan ntirlu oldugu halde bizim iizerimize cikageldi. 
Abdurrahman bin Avf "radiyallahu teala anh" karsilayrp, dedi 
ki, babam ve anam sana feda olsun; ya Resulallah, bu ne ntir- 
dur. Buyurdular ki: (Rabbimden azze ve celle miijtle geldi, kar- 
desim ve amcamoglu ve kizimin zevci All "radiyallahu teala an- 
huma" hakkinda ki, Allahii tebareke ve teala o vakt ki, Fatima- 
yi Aliye tezvic eyledi. Cennet hazini Ridvana emr eyledi ki, Tu- 
ba agacini sallaya. Ridvan da salladi. Tuba agacindan, bizim 
dostlarimizin adedince hiiccetler sacildi. Allahii teala ve tekad- 
des niirdan melekler yaratdi. Her melege o hiiccetlerden bir 
hiiccet verdi. O hiiccetlerde yazilmisdir ki, Mustafamn ve ehl-i 
beytinin muhib ve muhlisleri Cehennemden azad olmusdur.) 

4- Abdullah bin Abbas "radiyallahu teala anhuma" Resu- 
lullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden rivayet 
etmisdir. Buyurdular ki, (Kiyamet giinii olunca, biitiin Peygam- 
berleri "ala nebiyyina ve aleyhissalatii vesselam" bir yere top- 
larlar. Bir nida edici ars altindan nida eder, ya Enbiya cema'ati. 
Sizi sevenleriniz ile iftihar edin. Ben Cihar-i yarim ile iftihar 
ederim.) 

5- (O kimseler ki, iman getirdiler ve salih amel islediler. Ya- 
kin zemanda Allahii rahman onlara kendi dostlugunu, muhab- 
betini verir.) ayet-i kerimesinin tefsirinde, Abdullah ibni Abbas 
"radiyallahu anhuma" buyurdu ki; ya'ni Allahii teala onlan 
dost tutar ve onlan dost kilar ki, onlan yer ve gok ehline sevdi- 
rir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki, 
(Allahii Siibhanehii ve teala bir kulunu severse, Cebrail aley- 
hisselama buyurur ki, filan kimseyi dost tutdum. Siz de dost tu- 
tun. Cebrail ve melekler de dost tutarlar.) Onlardan yine bir ni- 
da edici gokden nida eder ki, Allahii tebareke ve teala filan 
kimseyi dost tutdu. Siz de ey yer ehli onu dost tutunuz. Hepsi 
dost tutup, severler. Onun muhabbetini yer halkimn da kalbine 
salar. Biitiin yer ehli de muhabbet ederler. Abdullah ibni Ab- 
bas "radiyallahu teala anhuma" buyurur ki, ayet-i kerimede, 
(viidd) lafzindan murad, Ali bin Ebi Talibin "radiyallahu teala 
anh" muhabbetidir ki, onu mii'minlerin kalbinde tath etmisdir. 

6- Enes bin Malik "radiyallahu teala anh" haber vermisdir. 
Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" huzur-i serifin- 

-323- 



de oturmusduk. Ensardan, Ebu Ukayl demekle ma'ruf bir kisi 
kalkip, dedi ki: Ya Resulallah! Senden sonra nasin hayrlisi kim- 
dir. Buyurdu ki: (Ebu Bekr-i Siddikdir). Ondan sonra kimdir. 
Buyurdu ki: (Omer-iil Farukdur). Ondan sonra kimdir, dedi. 
Buyurdu ki: (Osman bin Affandir). Ondan sonra kimdir, dedi. 
Buyurdu ki: (All bin Ebi Talibdir). O dedi ki: Neden amcan og- 
lu Aliyi sonraya birakdin, dorduncu etdin. Halbuki o senin kar- 
desindir. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazret- 
leri buyurdular: (Vay sana ya Eba Ukayl. Allahii tebareke ve 
teala hazretleri yiizyirmidortbin (den ziyade) Nebiyi halk etdi. 
Insanlara gonderdi. Beni ciimlesinin sonu kildigini bilmiyor 
musun!) Ebu Ukayl dedi ki: (Evet ya Resulallah!). Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Benim Peygam- 
berlerin sonuncusu olmamin ne zarari oldu ki, halifelerin dor- 
diinciisii olmasimn Aliye de zarari olsun! Ya Eba Ukayl! Mu- 
hakkak Allahii teala ve tekaddes bana; Adem aleyhisselamin 
yaratildigi vaktden kiyamete dek iman getiren kimselerin seva- 
bini bagisladi. Ebu Bekre de benim bais oldugum vaktden [Pey- 
gamberligim bildirildigi vaktden] kiyamete kadar gelen ve Ebu 
Bekri seven mii'minlerin sevablanni bagisladi. All bin Ebi Ta- 
libe de, Allahii tebareke ve teala hazretlerine Sarkdan garba 
ibadet edenlerin sevabim bagisladi.) 

7- Enes bin Malik "radiyallahii teala anh" rivayet eder. Re- 
sulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu- 
lar ki: (Biz kiyametde dort ath [siivari] oluruz ve halk ac ve su- 
suz ve ciplak olurlar. Ben kendi binegim [atim] Burak iizerinde 
olurum. Salih Nebi "aleyhisselam" Nakatullah [devesi] iizerine 
biner. Fatima benim asba adh devem iizerine biner. All bin Ebi 
Talib "radiyallahii teala anh" Cennet develerinden bir deve 
iizerine biner ki, batini Allahii teala ve tekaddes hazretlerinin 
havfindan ve zahiri Allahii teala ve tekaddes hazretlerinin rah- 
metinden olur. Basi iizerine tac koyarlar ki, sekiz riiknii olur. 
Onun rusenligi sekiz Cennetden olur. O kiyametde benim 
oniimde nida eder ki, (La ilahe illallah. Muhammediin Resulul- 
lah). Melekler oniinden gecerken, bu bir mukarreb melekdir, 
derler. Allahii teala ve tekaddes hazretlerinin cenabindan bir 
nida gelir ki: Ya Ehl-e mevkif. [Ey mahser halki.] Bu mukarreb 
melek veya Peygamber degil, All bin Ebi Talibdir.) Ars oniine 

-324- 



gelir ve der ki: Ya Rabbi; her kim beni sever, muhabbet eder, 
senin zatina muhabbet eder, sever. Sonra mahser meydaninda 
bir nida edici der ki, Ebu Bekr ve Omerin sevenleri, sonra Ali- 
ve tabi' olanlar nerededir. Bunlar Rabi'a ve Mudar kabileleri 
adedincedir. 

8- Hazret-i Hasen bin Ah "radiyallahii teala anhiima" haber 
verir ki, babam mescidden dondii [cikdi]. Ebu Bekr "radiyalla- 
hii teala anh" hazretlerinin yiiziine bakdi. Ebu Bekr de baba- 
min yiiziine bakdi. Dedi ki: Ya Eba Bekr! Ne olmus bana ki, 
sen bana boyle uzun nazar edersin. O buyurdu ki, evet ondan 
dolayi nazar ederim [bakarim] ki, Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerinden isitdim, buyurdu ki, (Kiyamet 
giinii, sirat iizerinden, All bin Ebi Talibin, eline buyruk verme- 
digi kimseler gecemez!) Sonra babam da dedi ki: (Ya Eba 
Bekr! Sen bana miijde verdin. Ben de sana miijde vereyim mi.) 
(Evet ver) dedi. Ya Eba Bekr! Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri bana kavminden gizlide [tenhada] 
vasiyyet buyurdular ki, (Ya All! Kiyamet giinii sirat iizerinde, 
Ebu Bekri ve Omeri ve Osman hazretlerini sadik olarak sevmi- 
yenlerin eline sirati gecmeleri icin ruhsat verme "radiyallahii 
teala anhiim".) Ya Rabbi! Bizi bu dort halifeyi sevenler ile hasr 
et! 

9- Cabir "radiyallahii teala anh" der ki, Resulullah "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" Arafatda idi. Ali "radiyallahii teala 
anh" karsilannda idi. Buyurdu: (Ya Ali! Bana yakin ol. Tenini 
benim tenime degdir ki, beni ve seni halk etdiler bir agacdan ki, 
ben o agacin asliyim. Sen fer'isin. Hasen ve Hiiseyn o agacin 
budaklaridir [dallandir]. Her kim o agacdan bir dala yapisjrsa, 
Allahii teala hazretleri o kimseyi Cennete dahil kilar. Ya Ali! 
Eger benim iimmetim sana bugz ederler ise, Allahii teala ve te- 
kaddes, azab meleklerine buyurur: Ta onlan burunlan ve yiiz- 
leri iistiine ceke ceke Cehenneme iletirler.) 

10- Bera' bin Azib "radiyallahii teala anh" rivayet eder. Re- 
sulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri ile beraber 
idik. Veda haccina geldik. Gadir-i Hum dedikleri menzile kon- 
duk. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
bana buyurdular ki, (Nida et ve soyle, Essalah! Essalah!) Es- 

-325- 



hab-i guzinin "ridvanullahi teala aleyhim ecma'in" hepsi top- 
landilar. Buyurdular: (Ben her mu'mine kendi nefsinden evla 
degil miyim.) Dediler ki, (Evet, ya Resulallah!) Buyurdular ki, 
(Benim ezvacim [hammlanm] mii'minlerin annesi degil midir.) 
Dediler ki, (Evet, ya Resulallah!) Sonra Ah hazretlerinin elini 
tutup, buyurdular ki, (Bu mevlasidir o kimsenin ki, ben onun 
mevlasiyim. Allahim, dost tut o kimseyi ki, bunu dost tutar. 
[Bunu seveni sen de sev.] Diisman tut o kimseyi ki, bunu diis- 
man tutar [Bunu sevmiyeni sevme].) 

11- Resul aleyhisselam buyurdular ki, (Kiyamet giinii ben 
gelirim. Ah benim ile olur. Liva-i hamdi elinde tutar. Onun uze- 
rinde iki parca olur. Biri sundusden ve biri istebrakdan.) Bir 
arabi, huzur-i serif lerinde ayak iizerine kalkip, dedi ki, babam 
ve anam sana feda olsun, ya Resulallah! Hazret-i Ah kadir olur 
mu [giicii yeter mi] Liva-i hamdi goturmege. Buyurdular ki, 
(Nicin kadir olmasin ki, ona iistiin hasletler verilmisdir. Onun 
sabri benim gibidir. Hiisnii [guzelligi] hazret-i Yusiif aleyhisse- 
lamin hiisnii gibidir. Kuvveti hazret-i Cebrail aleyhisselamin 
kuvveti gibidir. Liva-i hamd elinde olur. Biitiin mahluklar kiya- 
met giinii benim livam altinda olur.) 

12- Hayber gazasindan dondiiler. Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Ya All! Eger 
insanlar yanhs anhyarak Isa aleyhisselama soyledikleri gibi soy- 
lemiyeceklerini bilseydim, senin hakkinda cok sozler soyler- 
dim. O zeman insanlar ayagimn tozunu bereketlenmek kin alir- 
lardi. Abdest aldigin su ile istisfa ederlerdi. Lakin sana kifayet 
eder ki, sen bana Harun aleyhisselamin Musa aleyhisselama ya- 
kinhgi gibisin. Fekat bu kadar var ki, benden sonra Peygamber 
gelmez. Seni, benim siinnetim iizerine sehid ederler. Sen ahiret- 
de bendensin. Benim havzim iizerine halifem olursun. O Cen- 
net libasi ile libaslanan olursun. Benim iimmetimden evvel 
Cennete girersin. Seni sevenler nurdan minber iizerinde olur- 
lar. Ve yiizleri beyaz ve nurlu olur. Onlara sefa'at ederim. Ya- 
rin benim komsum olurlar. Senin cema'atin benim cema'atim- 
dir. Senin sulhiin benim sulhiimdiir. Senin sirrin benim sirnm- 
dir. Senin asikarm benim asikarimdir. Evladin benim evladim- 
dir.) Hazret-i Ah "kerremallahu vecheh" siikr secdesi edip, de- 
di ki, Allahii teala hazretlerine hamd olsun ki, beni islam ni'me- 

-326- 



ti ile ni'metlendirdi. Bana Kur'an-i azim-us-sam ta'lim eyledi. 
Beni, mahluklann en ustunu ve Peygamberlerin sonuncusu ve 
efendisine, fadli ile, keremi ile sevdirdi. 

Yirmidokuzuncu Menakib: Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii 
teala anh" buyurdu ki: Ben, Omer bin Hattab ve Osman-i Zin- 
nureyn, hazret-i Aisenin "radiyallahii teala anha" evine Resu- 
lullaha "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ba'zi muskillerimizi 
siial edelim diye geldik. Hiicre-i serifenin kapisina erisdik. O si- 
rada, kapinin onunde, bir ejderha durur idi. O zemana kadar 
oyle yaratilmis bir ejderha gormemis idik. Korkduk, geri don- 
diik. Ben dedim ki, buna Ali ibni Talibden baskasi mukavemet 
edemez. Zira o heybetli, mertdir. Hemen hazret-i Omer geriye 
bakip, dedi ki: ya Eba Bekr; iste All bin EbiTalib, geliyor. Ben 
dedim, ya Ali! Bu ejderhayi goriir musiin. Bizi hismindan geri 
dondiirdii. Hazret-i Ali ejderhayi gordii. Yenini acdi. Isaret et- 
di ki, gel yenime gir. Ejderha da tevazu' ile basini yere koyup, 
gelip, yenine girdi. Ah de yenini kapatdi. Resul-i kainat aleyhi 
efdal-i salevat hazretlerinin huzur-i seriflerine vardik. Buyurdu- 
lar: (Ya Eba Bekr. Ali ne yapdi). O sirada hazret-i Ali geldi. 
(Ya Ebel Hasen [Hasenin babasi]. Nedir, yenindeki) buyurdu. 
Dedi ki, ya Resulallah! Bir ejderhadir ki, Ebu Bekr, Omer ve 
Osmana karsi gelmis. Resul-i kainat efdaliit-tehiyyat hazretleri, 
tebessiim edip, buyurdular. (Ya Ebel Hasen! O ejderha degil- 
dir. O bir melekdir ki, Allahu teala hazretlerine bir sehvi sebe- 
bi ile ejderha suretine degisdirildi. Kapida, seni goriip, sefa'at 
istemek icin durmus idi. Ben Allahu teala ve tekaddes hazretle- 
rinden sefa'at dileyeyim ki, o melegi evvelki mertebesine getir- 
sin. Ne zeman ki, ben sefa'at etdim. Allahu teala ve tekaddes 
benim sefa'atimi kabul etdi. Simdi, yenin agzini ac.) Hazret-i 
Aliyyiil Miirteda "radiyallahii teala anh" yeninin agzini acdigi 
gibi, gordiik, bir yesil kus cikip, ucdu. Sadaka Muhammed, sa- 
daka Muhammed, diye soylerdi. 

Otuzuncu Menakib: Hazret-i Ali bin EbiTalib "kerremalla- 
hii vecheh" buyurdu ki, Resul-i kainat aleyhi efdaliittehiyyat 
hazretlerinin huzur-u seriflerine vardim. Mubarek ve miinevver 
yiizlerini nes'eli buldum. Selam verdim, oturdum. Dedim; ya 
Resulallah! Sizi sad-ii hurrem [nes'eli] gordiim. Eger Allahu 
teala hazretlerinden sevindirici bir buyruk nazil olmus ise haber 

-327- 



veriniz de, sizinle beraber sevinelim. Buyurdular ki: (Ya All! 
Cebrafl aleyhisselam bana haber verdi ki, Allahii tebareke ve 
teala hazretleri Cennet-i Adm yaratdi. O Cennete kendi yed-i 
ile kirmizi yakutdan bir agac dikdi. Ona kokiinii yere gecir, dal- 
larini disan cikar diye emr etdi. O agac da koklerini yere geci- 
rip, disan yediyiizbin dal cikardi. Her budak [dal] iizerinde ye- 
diyiizbin kirmizi yakutdan kasr [kosk], her kasrda yediyiizbin 
oda, her odada bir kapu, her kapuda bir taht, her taht iizerinde 
bin tlosek ve dosegin kahnhgi bin arsin, her taht iizerinde bir 
hiirf, onun karsisinda kirkbin kul [hizmetci] ve kirk bin cariye 
ve her oda ta'amdan ve serabdan ve elvandan, o §eyleri yaratdi 
ki, ne gozler gormiis ve ne kulaklar isitmis ve ne bir beserin ha- 
tinna gelmis olsun.) Sonra Resulullah "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri buyurdular ki, (Ya All! Bunlar sana ve se- 
ni ve evladim sevenleredir. Her kim sana bugz ederse, muhak- 
kak bana bugz etmisdir. Her kim bana bugz ederse, benim se- 
fa'atime kavusamaz.) 

Otuzbirinci Menakib: Abdullah ibni Abbas "radiyallahu an- 
huma" rivayet etmisdir. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem", Fatima-tuz-zehra "radiyallahu anha" hazretlerini, 
Aliyyiil Miirteda "radiyallahu anh" hazretlerine nikah etdi. Fa- 
tima-tuz-zehra dedi ki, ya Resulallah! Beni tezvic etdin bir fa- 
kir kimseye ki, hicbir nesnesi yokdur. Resulullah "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki, (Ya Fatima! Sen razi ol- 
maz misin ki, Allahii tebareke ve teala hazretleri yer ehlinden 
iki kimseyi secdi. Biri babandir, biri zevcindir.) 

Otuzikinci Menakib: Abdullah ibni Abbas "radiyallahu tea- 
la anhuma" buyurdular ki, bir gun Resulullah "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri bizim ile ikindi nemazim kildi. Son- 
ra, mubarek arkasim mihraba donup, buyurdu: (Ey insanlar! 
Ey muhacir ve ensar! Size All bin Ebi Talibin faziletlerinden 
haber vereyim mi?) Biz evet, analanmizi ve babalanmizi feda 
ederiz, dedik. Buyurdu ki: (Benim habibim Cebrafl aleyhisse- 
lam beni mi'raca iletdigi gece, dordiincii gokde bir sahsi gor- 
diim. Bir taht iizerinde oturmus. All bin Ebi Talibin sahsi gibi. 
Ben durdum ona bakdim. Cebrafl aleyhisselam bana ne §ey se- 
ni durdurdu, dedi. Dedim ki: Ya habibim Cebrafl! Bu All bin 
Ebi Talibdir ki, benden once gelip, bu mekana oturmusdur. 

-328- 



Cebrail dedi ki: Bu hazret-i All degildir. Velakin, semavatin 
melekleri hazret-i Alinin didanna ve ziyaretine mesgul ve miis- 
tak olduklan icin, Allahii teala hazret-i All siiretinde bir melek 
halk etdi. Bu goklerin melekleri bu melek online gelip, bunu zi- 
yaret ederler. All bin Ebi Talib "kerremallahii vecheh" hazret- 
lerine istiyaklarmdan dolayi, bu melek iizerine selam verirler. 
Var ona yakin ol. Uzerine selam ver. Ben de yanina vardim. 
Onu kucakladim. O da beni kucakladi. Ondan All bin Ebi Ta- 
libin "radryallahii teala anh" kokusunu duydum.) 

Otuziiciincii Menakib: Hazret-i Cabir bin Abdullah "radi- 
yallahii teala anh" bildirmisdir. Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerinden, Ah bin Ebi Talibin dogumun- 
dan soruldu. Buyurdu ki: Dogan evladin iyiliginden siial ediniz. 
Allahii teala ve tekaddes hazretleri, Ah "kerremallahii vec- 
heh" ile beni aym ntirdan halk etdi. Her ikimiz bir nurdanrz. 
Gokleri ref etmeden evvel ve yerleri bast etmezden evvel, bizi 
halk etdi. Biz, Allahii tebareke ve teala hazretlerinin huzurun- 
da tesbih ederdik. Yok olmadan bir neslden bir nesle intikal et- 
dik. Ta Abdiilmuttalibe erisdik. Sonra ben, Abdiillaha intikal- 
den sonra, Aminede vedi'a olundum. Hazret-i Ali, Ebu Talibe 
intikalden sonra, Fatima binti Esed katina vedi'a olundu. Alla- 
hii Siibhanehii ve teala hazretleri bizi pak ve tahir viicuda ge- 
tirdi. Sonra hazret-i Ah Fatima binti Esedde karar tutdu. Me- 
lekler miijde verdiler. O zeman bir adam rii'yasinda gordii. Sii- 
al etdi, bu dogan kimdir. Dediler, o Alidir. O viicuda geldigi 
vakt, Mekke-i Miikerremede zelzele oldu. Putlann hepsi yiiz 
iistii diisiip, ehl-i Mekkenin ciimlesi korkup, dediler ki, bu gece 
bir yeni hadise zuhur etdi. Onlar bu halde iken bir nida edici ni- 
da etdi. Halbuki hie kimseyi gormediler. Hazret-i Ah anasi Fa- 
tima binti Esedden dogdu. Gok onun nuru ile lsiklandi. Yildiz- 
lar ziyade oldu. Kureysliler bundan bir acaiblik, hayret edicilik 
gordiiler. Nida olundu. (Miijdeler olsun size ki, bu gece, miis- 
rikleri kahr edici, miinafiklara gadab edici, abidlerin siisii, Re- 
sul-i Rabbil'aleminin miihrii, imam-iil Hiida, goklerin yildizi, 
karanhklarm lambasi zuhura geldi [bu gece dogdu]). 

Otuzdordiincii Menakib: Hazret-i Aliyyiil Miirteda "kerre- 
mallahii vecheh ve radiyallahii anh" buyurdular ki: Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin huzurlannda 

-329- 



oturmusdum. Elimi tutdu. Medine-i Munevverenin sokaklarm- 
da beraber dolasdik. Bir bostana geldik. Dedim, ya Resulallah! 
Ne iyi bostandir. Buyurdu ki: Ya All! Senin icin Cennetde bun- 
dan iyi bostan vardir. Bir bostana daha geldik. Yine dedim; ya 
Resulallah! Ne giizel bostandir. Buyurdu ki: Senin icin Cennet- 
de bundan iyi bostan vardir. Boylece yedi bostandan gecdik. 
Hepsinde ben dedim, ne iyi bostandir. O "sallallahu aleyhi ve 
sellem", senin icin Cennetde bundan iyi bostan vardir, buyurdu. 
Yol tenhalasdi. Beni kucakladi. Kendi aglamaga basladi. Beni 
de aglatdi. Ben dedim, ya Resulallah! Ne sey sizi aglatdi. Bu- 
yurdu ki: (Bir taifenin kalblerinde bulunan ve sana asikar etme- 
dikleri diismanhklari icin aglarim.) Ben dedim ki; ya Resulal- 
lah! Ben dinimde selametde olur muyum. Buyurdu ki; (Evet, 
dininde selametde olursun!) 

Otuzbesinci Menakib: Abdullah bin Ebf Leyladan "radiyal- 
lahii teala anh" rivayet olunmusdur. Ah "kerremallahii vec- 
heh" hazretleri ile giderdik. Gordiik ki, yaz libasim kisin, kis li- 
basini yazin giyerdi. Bu durumdan siial etsin diye babama soy- 
ledim. Babam da siial etdi. Buyurdu ki, Resulullah "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" Hayber giinii haber gondererek, beni ca- 
girdi. Halbuki gozlerim agnyordu. Gitdim, dedim, ya Resulal- 
lah! Benim gozlerim agnyor. Resulullah "sallallahu teala aley- 
hi ve sellem" hazretleri agzinin suyunu benim gozlerime siiriip, 
buyurdular ki, (Ya Rabbi! Soguk ve sicagin te'sirini ondan gi- 
der!) O giinden beri ne goz agnsi gordiim. Ve ne soguk, ne si- 
cak te'siri gordiim. 

Otuzaltinci Menakib: Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" efendimiz hazretleri, (Yann sancagi bir kimseye vere- 
cegim. Allahii teala onu sever. O da Allahii tealayi sever) bu- 
yurdu. Bayragi hazret-i Ahye verdiler. Ve Hayberi feth etdi. 
Bu babda ihtilaf vardir. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem", evvela Hayber hisanni feth etmesi icin bayragi Ebu 
Bekr-i Siddik "radryallahu teala anh" hazretlerine verdi. Haz- 
ret-i Ebu Bekr Hayberi feth edemedi. Din alimleri bu konuda 
cesidli aciklamalarda bulundular. Ebu Bekr-i Siddik "radryalla- 
hu teala anh" gitdigi zeman miislimanlar az idi. Kafirler cok idi. 
Az muslimanlara cok kafirler ile muharebe etmek vacib degil- 
di. Hazret-i Ali "radiyallahii teala anh" gitdigi zeman, musli- 

-330- 



manlar cok idi. Kafirler az idi. Cok olan miislimanlara kafirler 
ile muharebe etmek vacib idi. 

Siial: Hayberin fethi Ebu Bekr-i Siddik hazretleri elinde ol- 
madi. Hazret-i Aliyyul Miirteda elinde oldu. 

Cevab: Ma'lumdur ki, Resul-i kibriya Muhammed Mustafa 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri islamin sultani idi. 
Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" hazretleri veziri idi. 
Her feth sultan askeri ile olur. Sultamn askerinin fethi de sulta- 
nin kalbinin kuweti ile olur. Sultamn askeri ile fethin olmama- 
si, sultamn kalbinin za'ifligindendir. Sultamn veziri sultamn 
onunde hazir olmah ki, sultamn kalbi kuvvetli olsun. Sultamn 
veziri yaninda olmazsa, sultamn kalbi za'if olur. Ebu Bekr-i Sid- 
dik "radiyallahii teala anh" bayragi ahp, gitdi. Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin mubarek kalbleri 
muzdarib olup, za'if oldu. Mubarek kalblerinin za'if olmasi se- 
bebi ile Hayberin fethi miiyesser olmadi. Ebu Bekr "radiyalla- 
hii teala anh" hazretleri Resulullahin yaninda hazir olup, bay- 
ragi birakdi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haz- 
retlerinin mubarek kalbleri mutma'in olup, kuvvetli oldu. Mu- 
barek kalblerinin kuweti vasitasi ile Hayberin fethi miiyesser 
oldu. O feth ki, Aliyyul Miirtedamn "radiyallahii teala anh" 
mubarek eli ile miiyesser oldu. Hazret-i Server-i kainatin "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" kalb-i seriflerinin kuweti ile ha- 
sil oldu. Mubarek kalblerinin kuweti ise, Ebu Bekr-i Siddik 
hazretlerinin huzurlan ile hasil oldu. 

Ikinci cevab: Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" haz- 
retlerinde bulunan bir cok hasletler Aliyyul Miirteda "radiyal- 
lahii teala anh" hazretlerinde yok idi. Allahii teala, kulluk et- 
mek ve vera' ve hasyet, sidk ve rahmet sifatlan ile Ebu Bekr-i 
Siddik hazretlerini siisledi. Fesahat ve belagat ve mehabet ve 
mertlik ve seca'at ve muhaberat sifati ile Aliyyul miirteda "ra- 
diyallahii teala anh" hazretlerini siisledi [zinetledi]. Boylece ta'n 
edenlerin ta'm ve bugz edenlerin bugzu ve hile yapip aldatanla- 
rin hilesi ortadan kalksin. Emir-iil mii'minin Ali bin Ebi Talib 
"radiyallahii teala anh" Hayberi feth etdi. Hayberin kapisi dort 
bin batman idi. Agaci ve demiri ve civileri ile beraber; ba'zilan 
dediler onbesbin batman idi. Hazret-i Ah "radiyallahii teala 

-331- 



anh" Hayberi feth edince bu agir kapiyi kopardi. Sag eline Ziil- 
fikan alip, bir vurusla kapiyi dagitdi. Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretleri bu hali gordii, mu'ciz beyanlan ile 
Sah-i merdani medh edip, (Alitlen baska gene ve Ziilfikardan 
baska kilinc yokdur!) buyurdu. 

Otuzyedinci Menakib: Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri, Mekke-i Miikerremeyi feth etdiler. Mekke- 
de yiizkirk put vardi. Yiizaltmis put da Beyt-i serifin cevresinde 
vardi. Temami yiiz iizerine diisdiiler. [Parcalandilar.] Beyt-i se- 
rifin icinde biiyiik bir put var idi ki, tastan yapilmisdi. O kaldi. 
O putun agirhgi Hayber kapisinin agirhgindan cok idi. O putu 
zincirler ve civiler ile tavana ve divara baglamislar idi. Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri Ka'be-i serife 
geldi. Hazret-i Aliyi cagirdi ve buyurdu ki, (Ya Ali! Benim 
omuzum iizerine cik. Bu putun bendlerini yerinden kopar.) Ah 
"radiyallahii teala anh" dedi ki, (Ya Resulallah! Ben kim ola- 
yim ki, ayagimi mubarek omuzunun iizerine koyayim. Iste be- 
nim viicudum ve basim; yiiziim ve goziim. Siz benim omuzum 
iizerine basiniz. Bu isi nasil arzu ederseniz, oyle yapiniz.) Resu- 
lullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu ki: 
(Ya Ah! Sen benim gayret ve hamiyyet, niibiiwet ve risalet yii- 
kiimii cekecek kuwet ve takati bulamazsin. Eger ben gayret ve 
hamiyyet ile ayagimi yedinci goke koysam, yedi kat gok ve ye- 
di kat yeri ayagimin altinda mahv ederim.) 

Niikte: Ey miislimanlar! Hadis-i serifler ile sabit olmusdur 
ki, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" hazretleri hicret 
gecesinde [magarada] Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerini bir mikdar kendi omuzunda goturmusdiir. 
Rafiziler Ebu Bekre "radiyallahii teala anh" bugz ederler. Bu 
soz, atesde mumun eridigi gibi, onlann bugzlanni eritir. Sonra, 
emr-i senfleri ile, hazret-i Ah "radiyallahii teala anh" Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin mubarek 
omuzuna basip, bir eli ile o putu biitiin zincirleri ile, civileri ve 
bentleri ile o yerden ayinp, atdi. Resulullah hazretleri buyurdu 
ki: (Ya All! O i§i ki emr etdik, mertce yapdin.) Ah "radiyallahii 
anh" dedi ki, ya Resulallah! Ben oyle bir yerdeyim ki, eger emr 
ederseniz felek [gok] icinden ayi ve giinesi cekerim. 

-332- 



Otuzsekizinci Menakib: Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri mi'rac gecesi Ars makaminda bir zeman 
oturup, buyurmuslar ki, istedim ki na'lini ayagimdan cikarayim. 
Allahii teala buyurdu ki, Benim Habibim, ma'dem ki Arsi ala- 
da na'lin ile durmus. Sen ars makaminda oyle dur ki, Ars-i me- 
cid senin na'linm ile sereflensin. Padisah-i lem yezel ve la yezal 
[ya'ni Allahii teala] Ars-i azimi Muhammed Mustafa "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin mubarek na'hnlan ile 
zinetlesin. O serverin akrabasi olan hazret-i Aliye, bir haricinin 
kalbinde bugz var ise, mumun ates iizerinde yok oldugu gibi o 
harici mahv olmusdur. 

Otuzdokuzuncu Menakib: Hazret-i Fatima-tiiz-zehrayi "ra- 
diyallahii teala anha" hazret-i Aliye "radiyallahii teala anh" 
tezvic etdiklerinde buyurduklan vasiyyetleri beyamndadir. 

Hazret-i Ah "radiyallahii teala anh" rivayet eder. Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki: (Ya Ali! Geli- 
ni kendi evine gotiirdiigun zeman, corabim ayagindan cikar. 
Ayagini yika. O suyu evin biitiin koselerine sac. Boyle yapinca, 
Allahii tebareke ve teala hazretleri senin evinden yetmis diirlii 
fakirligi disan cikanr. Yetmis diirlii bereketi evine dahil eder. 
Yetmis rahmeti sana nazil kilar. O gelin ile ve onun bereketi 
evin koselerine erisir. O gelin, delilikden ve diger hastahklar- 
dan emin olur. Ya Ali! Gelini ilk hafta, yogurt yimekden, ayran 
yimekden, sirke ve eksi yimekden men' et!) Hazret-i Ah "ker- 
remallahii vecheh", Ya Resulallah! Neden otiirii bu seyleri ver- 
memem gerekdir, diye sordu. Buyurdu ki: (Ondan dolayi ki, 
tursu ve yogurt ve ayran, rahmde evlad olmasina mani' olur. 
Evde bir hasir olmasi, dogurmayan kadindan iyidir.) Hazret-i 
Ah, dedi ki: Ya Resulallah! Sirkenin illeti nedir. Buyurdu ki: 
(Sirke yiyen kadinin hayzi zahmetli olur ve temizligi uzar. Ke- 
senc yimek, hayzi kannda habs eder. Eger Hak Siibhanehii ve 
teala hazretleri bir evlad verirse, dogumu zor olur. Amma eksi 
elma yimek, hayz kanini keser. Onun ardindan baska hastahk 
zuhur eder.) Sonra Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri buyurdu ki: (Ya Ah, ayin evvelinde, ortasinda 
ve sonunda ehline yakin olma ki, o hanimda ve o evladda ciiz- 
zam ve divanelik [delilik] ve pislik olmasindan korkulur. Ya 
Ali! Ehline asr [ikindi] nemazindan sonra yakin olma. Eger Al- 

-333- 



lahti tebareke ve teala bir evlad nasib ederse ahvel [sasi] olur ve 
seytan sasi evlada sevinir. Ya All! Ehline yakinlik etdigin vakt 
cok konusma ki, eger bir evlad olursa, yiyici olur. Avret yerine 
bakma. Sohbet esnasinda gozunu yumma. Evlada korluk geti- 
rir. Ya All! Kendi ehline bir baska kadinin sehveti ile yakin ol- 
ma ki, eger bir evlad olur ise muhannes olur. Kadinlara benze- 
meye calisir. Ya All! Ciiniib oldugun zeman kat'i olarak 
Kur'an-i azfm-us-sani okumayasin ki, korkulur ki, gokden bir 
ates inip, seni yakar. Ciiniib halde sohbet etme. Senin bir su ka- 
bin, ehlinin bir su kabi olsun. Ayn ayn su kaplan ile temizleni- 
niz. Eger bir su kabindan ikiniz yikansaniz, sehvet sehvet uzeri- 
ne diiser. Araniza dusmanhk diiser. Korkulur ki, talak ve iftira- 
ka miincer olur. Ya Ali! ikiniz de ayakda iken sohbet etmeyiniz 
[yaklasmayiniz], esekler boyle yapar. Eger cocuk olur ise, dose- 
ge bevl eder. Ya Ah! Ehlinle bayram geceleri bulusma! Eger 
cocuk olur ise alti parmagi veya dort parmagi olur. Ya Ah! Eh- 
linle meyve agaci altinda bulusma ki, eger cocuk olur ise katil 
olur, kan dokiicii olur. Halka zulm eder. Ya Ah! Ay lsiginda eh- 
line yakin olma. Meger bir yerde ortiinulmus olasin. Eger bir 
cocuk olursa, fakirlikden omiir boyu kurtulamaz [emin olmaz]. 
Ya Ah! Ezan ile ikamet arasinda ehline yakin olma ki, eger bir 
cocugunuz olur ise, kan dokmege hevesli olur. Ya Ah! Hanimin 
handle oldugu zeman abdestsiz ona yakin olma. Eger cocuk 
olursa kor gonullii ve bahil elli olur. 

Ya Ah! Sa'banm ortasinda, Berat gecesi ehline yakin olma, 
eger aramzda bir cocuk olursa, derisinde, tiiylerinde ve yiizun- 
de kotii nisanlar olur. Ya Ali! Hammina bacisimn [baldizimn] 
sehvetiyle yakinlik etme ki, eger bir cocuk olursa, hirsiz olur ve 
halkin felaketi onun eli ile olur. Ya Ah! Ehline etrafinda divar 
olmiyan damda yakin olma ki, eger aramzda bir cocuk olursa, 
miinafik ve miirai, miibtedi' [bid'at sahibi] ve kumarbaz olur. 
Ya Ali! Sefere cikacagin gece ehline yakin olma ki, eger bir co- 
cuk olursa, mahni haram yerlere hare edici olur. Sonra meal-i 
serifi (Mahni sa^ip dagitanlar, seytamn kardesleridir) ayet-i ke- 
rimesini okudular. [Isra suresi 27.ci ayet-i kerimesi.] 

Ya Ali! tie giinliik seferden geldigin gecesi ehline yakinlik 
etme. Bir cocuk olursa zalim olur. Ya Ali! Pazartesi gecesi eh- 
line yakinlik edersen, aramzda bir cocuk olursa, hafiz-i Kur'an 

-334- 



olur. Allahu tebareke ve teala hazretlerinin kismetine razi olur. 
Ya All! Sail gecesi ehline yakinlik edersen, cocuk hasil olursa, 
mii'min olur ve iyi huylu olur. Rahfm gonullu [yumusak kalbli], 
comert elli, yalandan, buhtandan ve giybetden temizlenmis dil- 
li olur. Ya All! Persembe gecesi ehline yakinlik et ki, eger co- 
cuk olur ise, hikmeti cok hakim olur. Ve ilmi cok alim olur ki, 
ilmi ile amil olur. Persembe gunu ogleden ewel ehline yaklas- 
san, eger aramzda bir cocuk olursa, asla seytan ona olene kadar 
yaklasamaz. Dunyada ve ahiretde selametde olur. Eger Cum'a 
gecesi ehline yakinlik edersen, bir cocuk olur ise, Kari-i Kur'an 
olur. Veya hatib olur. Veya Vaiz olur. Eger Cum'a giinii hani- 
mina yakinlik edersen, bir cocuk olursa, alim olur. Dindarhgi 
ile ma'ruf ve meshur olur. Eger Cum'a gecesi isa [yatsi] nema- 
zindan bir saat sonra ehline yakinlik edersen, eger bir cocuk 
olursa, ebdallar [veliler] cumlesinden olur. Ya Ah! Ehline gece- 
nin ewel saatinde yakinlik etme ki, eger bir cocuk olursa cadi 
ve kahin olur. Diinyayi ahiret iizerine tercih eder. Ya Ah! Be- 
nim vasiyyetlerimi ezberle ki, Allahu tealanin izni ile sana faide 
versin.) 

Kirkinci Menakib: Diger vasiyyetleri aciklamakdadir. 
Emir-iil mii'minin Ah bin Ebi Talib "kerremallahii vecheh" ri- 
vayet buyurmuslardir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" beni huzur-u senflerine cagirdi. Buyurdular ki: Ya Ah! 
Sen bana Harun aleyhisselamin Musa aleyhisselama oldugu gi- 
bisin. Fekat benden sonra Resul gelmez. Sana vasiyyet ederim, 
dinleyip, ezberlersen, siikr edenlerden olursun ve sehid olur- 
sun. Allahu teala hazretleri seni kryamet giiniinde fakih ve 
alim olarak diriltir. 

Ya Ah! Bil ki mii'minin iic alameti olur. Nemaz kilmak, oruc 
tutmak ve sadaka vermek. Miinafikin da iic alameti olur. Bas- 
kalannin yaninda nemazin riiku'unu ve siicudunu [secdesini] 
tam yapar. Tenhada hicbir riiknii yerine getirmez. Medh etdik- 
leri zeman seve seve yapar. Allahu teala hazretlerini acikda cok 
zikr eder. Yalniz kahnca Allahu teala ve tekaddes hazretlerini 
unutur. 

Ya Ah! Zalimde de iic alamet olur: Kendinden asagi olana 
kahr eder [baski yapar]. Kadir oldugu [giicii yetdigi zeman] 

-335- 



halkin malini zor ile alir. Nereden yiyip, giyindigini hie incele- 
mez. 

Ya All! Kiskanclarda da lie alamet olur: Herkesin huzurun- 
da, karsisindakine yaltaklamr. Giyabinda onu giybet eder. Her 
kime musibet erisirse, sevinir. Ya All! Miinafikda da tic alamet 
olur: Soz soylese yalan soyler. Bir sey va'd etse, va'dinde dur- 
maz. Yanina emanet koysalar, hiyanet eyler. Ya All! Tenbeller 
icinde tic alamet olur. Allahti tebareke ve teala hazretlerinin 
ta'atinde tenbellik eder. Kustirlu amel eder. Ameli zayi' olur 
[bosa gider]. Nemazi te'hir eder. Hatta vaktini de gecirir. 

Ya All! Tevbe eden kimsede iic alamet olur: Haramlardan 
perhiz eder [kacinir]. Ilm ogrenmekde gayretli olur. Nasil ki, 
gogiisden [memeden] cikan siitiin geri girme ihtimali olmadigi 
gibi, giinaha bir daha geri donmez. Ya All! Aklli kimsede iic 
alamet olur. Diinyayi hor, zelil tutar. Cefalar ceker. Kitlik vak- 
tinde sabr eder. 

Ya Ali! Sabr edende de iic alamet olur: Kendini ziyaret et- 
miyenleri kendisi ziyaret eder. Onu mahrum edenlere bagisda 
bulunur. Kendine zulm edenlere karsi durmaz; karsi koymaz. 

Ya Ali! Ahmak olanin iic nisani vardir: Allahu teala hazret- 
lerinin farzlannda tenbellik eder. Abes sozleri cok soyler. Alla- 
hu teala hazretlerinin mahluklarma eziyyet eder. 

Ya Ali! Iyi bahth olanin iic nisani vardir: Halal yir. Kendi 
sehrindeki ilm meclisinde hazir olur. Bes vakt nemazi imam ile 
kilar. 

Ya Ah! Bedbaht olanda iic nisan vardir: Haram yir. Ulema- 
dan uzak olur. Nemazim ozrsiiz yalniz kilar. 

Ya Ali! Iyi isleri olanin iic alameti vardir: Allahu tealaya ta- 
atde acele eder. Haram etdiklerinden sakinir. Kendine kotiiliik 
eden kimseye iyilik eder. 

Ya Ah! Kotii amelli olanin iic alameti vardir: Allahu teala ve 
tekaddes hazretlerinin emrlerini yapmakda tenbellik eder [gev- 
sek davranir]. Herkese ziyani dokunur. Kendisine iyilik edene, 
kotiiliik eder. 

-336- 



Ya All! Salih olan kulun tic alameti vardir: Allahii tebareke 
ve teala hazretleri ile iyi amel islemek icin sulh eder. Kendi di- 
nini ilmi ile kuvvetlendirir. Kendisine ne begenir ise, halka da 
onu begenir. 

Ya All! Perhizkar olanin [sakinan, miitteki olanin] uc nisani 
vardir: Kotiiler ile beraber olmakdan kacinir [sakinir]. Harama 
diismek korkusundan halalden sakinir ve yalandan kacinir. 

Ya All! Giinahkarlann da iic alameti vardir: Islerinde yani- 
lir ve hata eder. Lehv ve la'b ile [oyun ve calgi ile] mesgul olur. 
Unutkan olur. Ya All! Kara goniillii olan kimsenin iic nisani 
olur: Za'iflere acimaz. Az nesneye kana'at etmez. Va'z ve nasf- 
hat ona faide vermez. 

Ya All! Sadik olanin iic nisani vardir: Ibadet etmesini gizler. 
Miibtela oldugu musibeti gizler. 

Ya All! Fasikda iic nisan vardir: Fitne ve fesadi sever. Halka 
hastahk ve musibet ister. Iyi amelden kacar. 

Ya Ali! Siifli olanin iic nisani vardir: Akrabasim azarlar. 
Komsulanna eziyyet eder. Giinah islemeyi sever. Ya All! Alla- 
hii tealamn red etdigi kimsenin iic alameti vardir: Yalani cok 
soyler. Yalan yere cok yemin eder. Halka sikinti verir, hacetini 
halk iizerine yiikler. 

Ya All! Abid olanin iic nisani vardir: Allahii tebareke ve 
teala hazretlerinin ta'ziminden kendi nefsini zelil tutar, Sehvet- 
lerini terk eder. Allahii teala ve tekaddes hazretlerinin nzasi 
icin huzurunda cok durmagi adet eder. 

Ya Ah! Muhlis olanin iic nisani vardir: Kadir olursa [giicii 
yeterse] afV eder. Mahnin zekatim verir. Sadaka vermegi sever. 

Ya Ali! Bahilde iic nisan vardir: Achkdan korkar. Birsey is- 
teyenden korkar. Kendine iyilik eden kimseye, icindekinin hi- 
lafina [aksine] dili ile hayr soyler. 

Ya Ah! Yiireksiz olanin iic nisani vardir: Korkak olur. Gon- 
lii [kalbi] kati olur. Havf edici olur. Ya Ali! Sabir [sabr edici] 
olanin iic nisani vardir: Taat etmege sabr eder. Ma'siyyeti terk 
etmege sabr eder. Allahii teala hazretlerinin ahkamina sabr 
eder. 

- 337 - Menakib-i Cihar Yar-i Guzin - F:22 



Ya All! Senin dostun olanin tic alameti vardir: Malini sana 
feda eder. Nefsini sana feda eder. Senin sirnni gizli tutar. 

Ya All! Facir olanin tic nisani vardir: Yemin etmekle ogti- 
ntir. Hammlan aldatir. Cok btihtan eder. 

Ya All! Kafirin tic nisani vardir: Allahti tealanin dininde sek 
[stibhe] eder. Allahti Stibhanehti ve teala hazretlerinin dostlan- 
m dtisman tutar. Rabbine taat ve ibadetden gafil olur. 

Ya All! Rahmetden uzak kilinmis kullann tic nisani vardir: 
Allahti tebareke ve teala ve tekaddes hazretlerinin mekrinden 
emin olur. Rahmetinden timidsiz olur. Allahti tealanin Restilti- 
ne muhalefeti kendine Met eder. 

Ya Ah! Afv edilmis kulun tic nisani vardir: Allahti Stibhane- 
hti ve teala hazretlerinin azabindan korkucu olur. Mekrinden 
cekinir. Sirf Allah icin yapilmiyan va'z ve nasihatden cekinir. 

Ya Ah! Allahti tebareke ve teala dergahinda halkin iyisi 
odur ki, herkese menfa'ati olur. Halkin kottisti odur ki, gonlti 
[kalbi] kinli olur. Gammaz ve kotti amelli olur. 

Ya Ah! Halkin en iyisi, Allahti tebareke ve teala hazretleri 
indinde o kimsedir ki, omrti uzun olur ve ameli iyi olur. 

Ya Ah! Allahti tebareke ve teala hazretlerinin indinde en 
kotti ve Onun bugz etdigi kimse o kimsedir ki, halk onu hayrh 
zan eder. Onda hie hayr olmaz. Zahiri salah ile stislti, batini gti- 
nah ile doludur. Bundan daha kottisti o kimsedir ki, ondan sa- 
kinmak icin kendine ikram olunur. Bundan daha kottisti zen- 
ginlere ikram eder. Fakirleri hor ve zehl tutar. Zenginlere ce- 
sidli, renkli ni'metler ile comertlik eder. Fakirlere bir parca ek- 
mek vermez. Bundan daha beteri o kimsedir ki, yalniz basina 
yiyip, bir kimseye, bir nesne vermez. Bundan da beteri o kim- 
sedir ki, bir mtisliman kardesine dostluk izhar eder. Sonra onu 
helak eder. 

Ya Ah! Keramet, gtinahlardan gecmekdir [gtinahlan terk 
etmekdir]. 

Ya Ah! Allahti tebareke ve teala hazretlerinden korkmamn 
ash, Allahti tealanin haram etdigi herseyden sakinmakdir. 

-338- 



Ya All! Dogru soyleyici kimsenin alameti, dogru soylemek 
adeti olur. Kizginlik aninda ve nza vaktinde ve hacet vaktinde 
[ihtiyac aninda] de dogru soyler. 

Ya All! Bes sey gonlu oldiiriir. Cok yimek. Cok uyumak. 
Cok konusmak. Cok giilmek. Rizk icin cok endise etmek. Ha- 
ram yimek imam za'ifletir, kalbi karartir. 

Ya All! Bes sey kalbi kati eder, karartir: Kalb cok karanrsa, 
Allahu teala korusun, kafir olur. Bunlar gunahi bilmez, gunah 
isler. Tok oldugu halde yemek yimek. Zulm ile mal toplamak. 
Nemazi te'hir etmek. Sol eli ile yimek ve icmek. 

Ya All! Bes sey unutkanlik hasil eder: Fare artigi yimek. 
Kibleye karsi bevl etmek. Durur haldeki suya bevl etmek. Kill 
iizerine bevl etmek. Haram ile gecinmek. 

Ya All! Bes nesne [sey] gonlii [kalbi] parlatir, miinevver 
eder: Sure-i ihlasi cok okumak. Az yimek. Ilm meclisine hazir 
olmak. Az pismis ekmek yimek. Gece nemazi kilmak. 

Ya Ali! Bes sey gonlii rusen eder, aydinlatir, karanligini gi- 
derir: Ilm meclisinde oturmak. Elini yetim basina siirmek. Se- 
ller vaktinde cok istigfar etmek. Cok yimegi terk etmek. C°k 
oruc tutmak. 

Ya All! Bes nesne goziin nurunu artdinr: Ka'be-i mu'azza- 
maya bakmak. Mushaf-i serife bakmak. Anne-babasimn yiizii- 
ne bakmak. Alimin yiiziine bakmak. Akar suya bakmak. 

Ya All! Bes nesne kisiyi kocaltir [cokdiiriir]. Borcu cok ol- 
mak. Cok gami olmak. Kadinin nefesi erkege erismek. Cok ko- 
ku siiriinmek. Cok balgam gelmek. 

Ya Ali! Cennet kapisinda gordiim; yazilmis. Her kim heva- 
sina muhalefet ederse, Cennet onun yeri olur. Cehennem der 
ki: Ya Rabbi! Beni neden dolayi yaratdin. Allahu teala celle sa- 
niihii buyurdu: (Her bahil ve miitekebbir icin) [Cimri ve kibrli 
icin]. Cehennem dedi, ben onlar icinim. 

Ya Ah! Allahu tebareke ve teala hazretlerinin nzasi anne ve 
babanin nzasindadir. Gadabi onlann gadabindadir. Ya Ali! Ka- 

-339- 



fir de olsa, komsuna ikram eyle. Kafir de olsa miisafire ikram 
eyle. Anaya-babaya kafir de olsalar ikram eyle. Dilenciyi kafir 
de olsa red etme. 

Ya All! Her kim siibheliden yir, dini ortiilii olur. Gonlii si- 
yah olur. Her kim haram yir ise gonlii [kalbi] oliir ve dini koh- 
ne olur. Yakini za'if olur. Diiasi perdelenir. Ibadeti az olur. 

Ya Ali! Miicrim olan kul diia etse, Allahii teala celle saniihii 
onun helakim, istedigi seyde verir ve meleklere emr eder ki, ve- 
rin istedigi nesneyi ki, onun helaki ondadir. Sesini kesin. 

Ya All! Allahii teala kullanndan bir kula gadab edecek ise, 
ona haram mal nasib eder. Gadabi cok olunca, bir seytani onun 
iizerine musallat eder ki, onu diinyada mesgul eder. Diinya is- 
leri kolaylasir. Dinden uzaklasir. Sonra o kul der ki, Allahii tea- 
la gafuriirrahimdir. 

Ya Ali! Allahii Siibhanehii ve teala bir kulu sever, o kulun 
diiasim gecikdirir [te'hir eder]. Melekler derler, ya Rabbi bu 
mii'min kulun diiasim kabiil eyle. Allahii teala ve tekaddes bu- 
yurur ki, (Birakin benim kulumu. Siz onun iizerine benden da- 
ha cok mu aciyorsunuz. Ben onun diiasim tedarruan severim. 
Ve ben alim ve habirim.) 

Ya Ali! Bir kisinin oliim aninda, a'zalan birbirine selam ve- 
rir. Der, esselamii aleyke. Ben oldiim. Sen de olsen gerek. Boy- 
lece ak tiiy kara tiiyiine der; ben oldiim; ya'ni agardim. Sen de 
oliirsiin. 

Ya Ali! $ad olup, kahkaha ile giilme ki, Allahii teala ve te- 
kaddes boyle olanlan sevmez. Daima hiiznlii ol ki, Allahii teba- 
reke ve teala hazretleri hiiznlii olan kimseleri sever. 

Ya Ali! Her yeni gun olunca, o yeni gun, ey insan oglu ben 
senin yeni giiniiniim. Ben senin iizerine sahidim. Bak, ne ister- 
sin. Her gece olunca, gece de boyle soyler. Giindiiz ile ve gece 
ile sohbeti iyi yap. 

Ya Ali! Allahii tebareke ve teala hazretlerinin fadhndan ha- 
lali taleb et ki, halal taleb etmek mii'minler iizerine farzdir. 

Ya Ali! Abdest aldikdan sonra Innaenzelna [Kadr] suresini 

-340- 



okumakdan geri kalmiyasin. Allahti teala ve tekaddes hazretle- 
ri herbir abdestde sana ellibin senelik abdest sevabi verir. 

Ya All! Her kim ayaklanni yikadikdan sonra, bana salevat 
verse, Allahu tebareke ve teala hazretleri, onun btittin tiztintti- 
lerini giderir, ferahlandinr, dtialan mtistecab olur. 

Ya All! Teharetlenince, yeniden su al ve online stir ve son- 
ra, (Stibhaneke Allahtimme ve bi hamdike eshedti en la ilahe il- 
ia ente vahdeke la serike leke estagfiruke ve ettibti ileyke.) oku. 
Sonra ytiztinti bir tarafina cevir ve soyle soyle: (Ve eshedti en- 
ne Muhammeden abdtike ve Restiltike). Her kim boyle yapar- 
sa, Allahti tebareke ve teala hazretleri onun gtinahlanni az ve- 
ya cok olsun, afv eder. 

Ya Ah! Her kim Allahti tebareke ve teala hazretlerini fecr 
tulti' etmezden ewel ve gun dogmazdan evvel zikr ederse, Al- 
lahti teala, onun Cehennemde azab olunmasina razi olmaz. 
Onun gtinahlan yedi kat gokdeki yildizlar adedince olur ise de 
azab etmezler. Ya Ali! Sabah nemazim cema'at ile kilasin. Gti- 
nes dogup, ytikselinceye kadar yerinde otur. Sonra iki rek'at 
nemaz kil ki, Allahti tebareke ve teala hazretleri, sana bir hac 
ve omre sevabi verir. Kole azad etmek sevabi ve bin dinar fise- 
bilillah sadaka etmisce sevab verir. 

Ya Ali! Hazarda ve seferde Duha nemazina devam et ki, ki- 
yamet gtinti oldugu zeman, bir nida edici Cennetin serefeleri 
tizerinden nida eder ki, nerededir o kimseler ki, duha nemazim 
kilarlar idi. Duha kapisindan vanp, selametle ve eman ile Cen- 
nete girsinler. Allahti teala ve tekaddes hazretleri Duha nema- 
zim emr etmedigi hicbir Peygamber gondermedi [ya'niher Pey- 
gambere emr etmisdir]. 

Ya Ali! Her kim Cum'a gtinti gusl ederse, Allahti tebareke 
ve teala onun gtinahlanni afv eder. Bu Cum'adan gelecek 
Cum'aya kadar ptirntir olur. Kabrde ve mizanda agirhk olur. 
Ya Ali! Kullann sevgilisi, Allahti teala hazretlerine o kuldur ki, 
secdede, (Ya Rabbi! Ben nefsime zulm etdim. Beni afv et! Zi- 
ra gtinahlan ancak sen afv edersin.) der. Ya Ali! $erab icen ile 
dostluk etme. O mel'tindur. Zekat vermiyen kimse ile arkadas- 
hk etme. O Allahti tealamn dtismamdir. Faiz yiyen ile arkadas- 

-341- 



lik etme ki, o Allahu teala hazretleri ile muharebe eder. 
Kur'an-i kerimde bu bildirilmisdir. [Bekara stiresi 279.cu ayet-i 
kenmesinde mealen]; (Eger faizi terk etmezseniz, Allaha ve 
Peygambere kar§i harbe girmis olursunuz...) buyurulmusdur. 

Ya All! Diia ederken veya Kur'an-i azim-us-san tilavet 
ederken sesini cok yiikseltme. Ciinki, nemaz kilanlann nemaz- 
lanni fesada verirsin. Ya All! Nemaz vakti gelince nemazim 
kil. Ciinki seytan seni mesgul eder. Bir hayrli ise niyyet etdigin 
zeman, hemen o isi yap. Ciinki, seytan seni o hayrli isden men' 
eder. 

Ya Ali! Her kim iicret ile bir isci tutar; iicretini temam ver- 
mezse, Allahu tebareke ve teala hazretleri onun taatlanni mahv 
eder. Ben onun kiyamet giiniinde hasmi olurum. 

Ya Ali! Cebrail aleyhisselam, adem oglu olup da, yedi is is- 
leseydim, diye temenni etmisdir. Bes vakt nemazi cema'at ile 
kilsaydim. Alimler ile otursaydim. Hastalan sorsaydim. Cenaze 
nemazim kilsaydim. Su dagitsaydim. Dargin olan iki kimseyi 
banstirsaydim. Yetimlere sefkat etseydim. Ya Ah! Sen de bu- 
nun iizerine hirsh ol. 

Ya Ali! Yetim agladigi zeman Ars-i mecid titrer. Allahu 
Subhanehii ve teala hazretleri buyurur ki, ya Cebrail, bu yetimi 
aglatamn yerini Cehennemde bul! Ben de onu aglatayim. Her 
kim ki onu sevindirir ve guldiiriir. Onun Cennetde yerini genis 
et ki, ben onu sevindireyim ve giildiireyim. 

Ya Ali! Allahu tebareke ve teala hazretleri, Adem oglunun 
bedeninde dilden iyi birsey halk etmemisdir. Onun ile Cennete 
girer. Ve onun ile Cehenneme girer. Onu zindana koy ki, yirti- 
ci hayvan gibidir. 

Ya Ah! Eyyam-i beyd orucuna devam et ki, ayin oniiciincii, 
ondordiincii, onbesinci giinleridir. Allahu teala ve tekaddes 
hazretleri bu giinlerde oruc tutanlann yiizlerini beyaz eder. O 
sene temamen oruc tutmus gibi olur. 

Ya Ali! Her kim ilmsiz ibadet ederse, zaran faidesinden cok 
olur. Onun misali o a'ma gibi olur ki, bir sahraya delilsiz gider. 
O kadar dolasir ki, kendini dikenlik arasinda bulur. 

-342- 



Ya All! Her kim her gun yirmibes kerre (Estagfirullahe li ve 
li valideyye veli-cemfil mii'minine vel mu'minat vel muslimine 
vel muslimati innehti mu'cibut de'avat) derse, Allahu tebareke 
ve teala o kimseyi kendi dostlanndan yazar. 

Ya All! Her kim her gun on kerre (La ilahe illallahii kable 
kiilli ehadin ve la ilahe illallahii ba'de kiilli ehadin ve la ilahe il- 
lallahii yebka rabbiina ve yefna ve yemutii kiillii ehadin) derse, 
goklerde hicbir melek kalmaz; ilia ona bin kerre istigfar eder- 
ler. 

Ya Ali! Her kim hergiin yirmibir kerre (Allahumme barik li 
fil-mevti ve fi ma ba'det mevti) derse, Allahu teala ve tekaddes 
hazretlerinin ona diinyada verdigi ni'metleri hesabsizdir. 

Ya Ali! Her gun on kerre (Elhamdulillah kable kiilli ehadin 
ve elhamdulillahi ba'de kiilli ehadin velhamdulillah yebka rab- 
biina yefna kiillii ehadin veihamdulillahi ala kiilli halin) derse, 
Allahu teala ve azze ve celle o kimseyi biiyiik giinahi olsa da afV 
eder. 

Ya Ali! Her kim benim iizerime her bir gun ve her bir gece- 
de yiiz kerre salevat getirse, ona sefa'at etmek, biiyiik giinahi 
olsa da, bana vacib olur. Bu ciimlede biitiin miislimanlara nasi- 
hat vardir. 

Ya Ali! Gece nemazi kil! Bir koyun sagacak mikdan zeman 
kadar da olsa, gecede iki rek'at nemaz giindiizleri bin rek'at ne- 
mazdan faziletlidir. Geceleri nemaz kilanlann yiizleri, giindii- 
ziin biitiin insanlarm yiizlerinden giizel olur. 

Ya Ali! Hicbir miislimana la'net etme. Hicbir hayvana la'net 
etme. La'net sana geri doner. Ya Ali! Her kim Allahu tebareke 
ve teala hazretlerinin ni'metlerine siikr ederse, belalanna sabr 
ederse, giinahlanna istigfar ederse, hangi kapidan isterse Cen- 
nete girer. 

Ya Ali! Cok uyumak gonlii oldiiriir. Pismanhgi, unutkanhgi 
artdinr. Cok giilmek gonlii [kalbi] oldiiriir. Vakan giderir. Cok 
giinah islemek kalbi, gonlii siyahlasdinr. Pismanhk verir. 

Ya Ali! Her kim diinyayi ihtiyaci kadar taleb ederse, Sirat 
iizerinden simsek gibi gecer. Allahu teala ve tekaddes ondan 

-343- 



razi olur. Her kim dunyayi isteyip ve haramlardan cok mal top- 
larsa, Allahii tebareke ve teala hazretlerine mulaki oldugunda, 
Allahii teala hazretlerini gadabli bulur. 

Ya All! Her kim bir muslimana, temiz dusunce ve hulus-i 
kalb ile yiyecek verirse, Allahii teala o kimseye bin hasene [se- 
vab] verir, bin gunahim afV eder. 

Ya All! Mazlumun inkisanndan [kalbinin kinlmasindan] sa- 
kin ki, Allahii teala onun bedduasim, kafir de olsa kabul eder. 

Ya Ali! Borcu az et, rahat olursun. Bore din harabhgidir. 
Giindiiz zelil, hakirdir. Gece gam ve gussahdir. 

Ya Ah! Her kim Cum'a gecesi Sure-i Bekarayi okur ise, o 
kimse yedinci gokden, yedinci yere kadar piirntir olur. Her kim 
sure-i Duhani okur ise, isledigi ve isliyecegi gunahlan afV eder. 
Ya Ah! Her kim Vessema'i vet Tarik suresini yatdigi vaktde 
okur ise, Allahii Siibhanehii ve teala hazretleri ona, gokde olan 
yildizlar adedince hasene [sevab] verir. 

Ya Ali! Uyumak istedigin zeman istigfar soyle. (Siibhanalla- 
hi velhamdulillahi ve la ilahe illallahu vallahii ekber ve la havle 
ve la kuvvete ilia billahil aliyyil azim.) oku ve (Kul huvallahu 
ehad) suresini cok oku ki, o Kur'an-i azimin lsigidir. Senin iize- 
rine okumak vazife olsun Ayet-el kiirsiyi ki, bir harfinde bin be- 
reket ve bin rahmet vardir. Her kim Sure-i Mulkii yatacagi vakt 
okuyup, (Allahumme a'simni bil islami kaimen ve a'simni bil is- 
lami, rakiden ve la tiisemmitni adiivven ve la hasiden, Allahiim- 
me inni e'uzii bike min serri nefsi ve min serri kiilli dabbetin en- 
te ahrziin binasiyetiha ve es'eliike minel hayri kiillihi.) der ise, 
Allahii tebareke ve teala hazretleri cin ve ins serrinden ve her 
yaratilmisin serrinden onu muhafaza eder. Ya Ali! Sure-i Hasri 
oku. Diinya ve ahiret serrinden muhafaza eder. 

Ya Ali! Zeytin yagini yi ve kendini onunla yagla. Sana bir 
uziintii erisir ise, (Siibhaneke rabbi la ilahe ilia ente aleyke te- 
vekkeltii ve ente rabbiil arsil azim) oku. O duayi oku ki, Cebra- 
il aleyhisselam bana ta'lim etmisdir: (Allahumme inni es'eliike 
afve vel afiyete fiddini veddiinya vel ahirete). 

Ya Ali! Allahii tebareke ve teala hazretlerini, gam ve gussa 

-344- 



vaktinde zikr et ve (Ya hayyii ya kayyiimii ya la ilahe ilia ente 
rahmetike estegisii fagfirli ve eslihli se'ni ve ferric hemmi) soy- 
le. 

Ya All! Yemege tuz ile basla. Sonunda da tuz ile bitir. Tuz, 
oliim haric, yetmis derde devadir. Yemeklere corek otu koy. O 
da oliim haric, her derde devadir. 

Ya Ali! Yeni ayi goriince tehlil ve tekbir getir ve (La ilahe 
illallahii vallahii ekber ve a'zim ve ekdar ve e'uzii mimma eha- 
fu ve iihaziru) oku. 

Ya Ali! Bir kimseden bir hacet isteyecegin zeman Ayet-el 
ktirsi oku; sag ayagini ileri koy. Ya Ali! Yedi kimse benim iim- 
metimden Cennete girerler: 1- Tevbe eden yigit [gene]. 2- Sada- 
kayi gizli veren kimse. 3- Harami terk eden ve Duha nemazini 
kilan kimse. 4- Mahnin gitmesine razi olup, imam ile bir vakt 
nemazimn gitmesine razi olmayan kimse. 5- Allahii tebareke ve 
teala hazretlerinin havfindan [korkusundan] gozleri yas ile do- 
lan kimse. 6- Ulema-ilhak ile oturan kimse. 7- Bir mii'mine mu- 
habbet eden ve Allahii teala icin ikram eden kimse. 

Ya Ali! Bir kimsenin iizerinden, iilema meclisinde oturma- 
dan kirk giin geese, onun gonlii [kalbi] karanr. Biiyiik giinah is- 
ler. Zira ilm gonlii diri tutar. Ilmsiz ibadet olmaz. 

Ya Ali! Her kimin vera'i olmasa, giinah islemekden men' ol- 
maz. Ona, yerin alti, yerin iizerinden iyidir. Ya'ni imanin yeri 
belli olmadigindan, kabrde durmasi daha iyidir. 

Ya Ali! Bir nesneyi pisirmek istersen, iyi pisir. Yidigin vakt 
cok eigne. Yagmur yagarken diia et. Kafirler ile ceng oldugu 
vakt, Kur'an-i azim-iis-san kiraet olundugu vakt ve farz nema- 
zindan sonra diia et. 

Ya Ali! Cehennemde demirden bir degirmen vardir. O, 
Kur'an-i kerimi okuduklan ve alim olduklan halde miicrim 
olanlann basini ogiitiir. Ya Ali! Hak ile hiikm et ki, her cevr 
edici hakim icin, Allahii tebareke ve teala hazretlerinin huzti- 
runda azabdan bir zincir olur ki, uzunlugu yetmis arsindir. Eger 
ondan bir arsinim, bir yiiksek dagin basina koysalar, temami ya- 
nip, kiil olur. 

-345- 



Ya All! Yakin zemanda benim ummetimden rafiziler cikar. 
Her kim benim Eshabima cirkin soylerse, seb' ederse [kotuler 
ise], onun boynunu vur ki, bu ummetin yehtidisidir. 

Ya All! Her kim bir a'manin elini tutarsa, Allahii teala onun 
yiizbin giinahim afV eder. Sol elini sag elin ile tut. 

Ya All! Allahii tebareke ve teala bir kimseye bir saliha ve 
muti'a hanim verip, onun gonliinii hos tutmasi ve imam ile ne- 
maz kilmasi ve komsulan kendinden razi olmasi, Allahii teala- 
nin ona ikramindandir. Ya Ah! Melekler istigfar ederler o kim- 
seye ki, onun evinde bal olur, zeytin olur ve corek otu olur. icin- 
de suret [canh resmi] olan, serai) olan, kopek olan, ana-babaya 
asi olunan ve hie miisafir gelmiyen eve [rahmet] melekleri hie 
girmezler. Sefere veya cenge giderken Sure-i Yasini oku. On 
kerre inna enzelna [Kadr] suresini oku, Allahii tebareke ve tea- 
la hazretleri diismanlarm serrinden emin eder. 

Ya Ah! Bir zalimden korkar isen, (Ya ilahe, Cebraile ve Is- 
rafile ve Mikaile ve Azraile ve ya ilahe Ibrahime ve Ismaile ve 
Ishaka ve miinzelit Tevrati vel Incili vez Zeburi vel Fiirkan, 
Kiin li, caren min fiilanibni Fiilan, min keza ve keza) soyle. Se- 
fer edecegin zeman, (Ya erda Amentii birabbi ve rabbiki Alla- 
hullezi la ilahe illahiivellezi halakani ve halekaki e'uzii billahi 
min serri ki ve min serri ma yediibbii aleyki. Ve min serri kiilli 
iisudin ve esedin. Ve min serri validin ve ma veledin) soyle. 

Ya Ah! Sana bir katihk erisdigi zeman, (Allahiimme inni 
es'eliike bi hakki Muhammedin ve ali Muhammedin ilia necite- 
ni) soyle. 

Hazret-i Ali "kerremallahii vecheh" dedi ki, ya Resulallah! 
Senin alin kimdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri buyurdular ki, her taki ve naki [haramlardan sakinan 
temiz muslimanlar] benim alimdir. Bir koye sunu demeyince de 
girme: (Allahiimme inni es'eliike hayreha ve hayra men biha ve 
e'uzii bike min serriha ve serri men biha). 

Ta'ami iic parmagin ile yi ki, seytan iki parmagi ile yir. Hie 
kimsenin yiiziine tokat vurma. Hayvamn dahi yiiziine vurma. 
Rii'yam meger dostun da olsa, soyleme. 

-346- 



Ya All! Benim vasiyyetimi hifz et. Nasil ki ben Cebrail aley- 
hisselamdan, O Rabbiil aleminden subhanehu ve teala hifz et- 
di. Ya All! Sana bu vasiyyetde ewelin ve ahirin ilmini verdim. 
Her kim ki bunun ile amel eylerse, dunyada ve ahiretde selamet 
iizere olur. 

Kirkbirinci Menakib: All "radiyallahii teala anh" hazretleri- 
nin faziletleri hakkinda bildirilen menkibedir. Gazalardan bi- 
rinde alinan ganimeti, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri, Sahabe-i guzin "ndvanullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" hazretleri arasinda taksim edip, herbir gaziye bir pay 
verdiler. All "kerremallahu vecheh" hazretlerine iki pay verdi- 
ler. Islam askeri arasinda, kendi damadi ve amcaogluna meyl 
edip, iki pay verdi diye konusmalar oldu. Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri onlarin bu sozlerini isitip, min- 
bere cikdi. Hamd ve salevatdan sonra, buyurdular ki, ya islam 
askeri. Hie bildiniz mi ki, bu kuffar askerini kim susdurdu. Kim 
vurdu ki, diisman behadirlannin yiirekleri titredi. O naranin 
heybetinden, canlan bedenlerinde kurudu. O kim idi. Dediler 
ki, ya Resulallah! Gordiik bir merd ki, yesil sank basinda. Ab- 
lak ata binmis ve yuziinii sarmis. Her nara vurusunda, dag titre- 
di. Hamle ederdi; yer debrenirdi. Kihnc cekerdi, havada simsek 
cakardi. Darbe vurdugunda, havayi buhar kaplardi. Kihnc vu- 
rani gormez idik. Amma diismamn bas, el ve ayagini goriirdiik. 
Hazret-i Resul-i ekrem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bu- 
yurdular ki, (O Cebrail aleyhisselam idi ki, bu cengi yapdi ve 
kafirleri yerle bir etdi ve geri dondii ve dedi ki: (Ya Muham- 
med! Benim hissemi Alibin EbiTalibe ver.) Iki hissenin birisi 
kendi nasibidir. Ve birisi Cebrailindir. Ta'n etmeyiniz ki, bir 
kimseye iki hisse vermem ve kimseye meyl etmem.) 

Kirkikinci Menakib: Bir gun Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" buyurdular ki, (Ya Ali! Miijde olsun ki, sana 
kiyamet giiniinde, Allahii Subhanehu ve teala Cennet hazine- 
danna emr eyler. Her kim Cennete girerse, ya Ali, senden se- 
ned almayinca, hazret-i Ridvan Cennete koymaz. Ya Ali, sen 
de kimden razi isen, sened verirsin, Cennete girer. Kimden ki 
razi degil isen, sened vermezsin, Cennete giremez.) 

Hatta bir giin yolda giderken, hazret-i Ali, hazret-i Ebu 

-347- 



Bekr "radiyallahu teala anhuma" ile bulusdular. Hazret-i Ebu 
Bekr, hazret-i Aliye latife yolu ile buyurdular ki: Ya All! Sen- 
den sened olmayinca Cennete girilmez. O zemanda bana sened 
verir misin. Hazret-i All buyurdular ki, gercek buyurursun. La- 
kin, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerin- 
den isitdim; ya Siddik! Hazretinize damsmayinca bir ferde se- 
ned vermem. O takdirce, cenabiniz bizim uzerimize nazir gibi 
olursunuz. Bizim senedimize ne ihtiyaciniz olur. Belki biz size 
murace'at ederiz, deyip, birbiriyle latife eyleyip, muhabbet ile, 
herbiri yollanna miiteveccih oldular. 

KirkiiQiincii Menakib: Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerinin gazalanndan bir gazada kafirler ile karsi- 
lasildi. Kafir askerlerinden bir kafir, meydana at siiriip, er dile- 
di. Her kim karsisina vardi ise, sehid etdi. Mii'minlerden mey- 
dana cikani sehid etdigi icin, artik meydana kimse cikmadi. O 
kafir de, kimse meydana cikmadigi icin, magrur olup, ileri at 
siiriip, islam askerine karsi, yiiksek ses ile baginp, dedi ki: Ya 
Muhammed! Bana er gonder, dogiiselim, ne durursun, senin 
yaninda bu denli cihangir behadirlar vardir. Nicin gondermez- 
sin. Ciinki onlar meydana gelmege korkarlar. (Hasa, Eshab-i 
giizin ondan korkmazlardi. Lakin hikmeti ne idi.) Dedi, barf 
amcan oglu Aliyi gonder. Gelsin, erlik nice olur, gostereyim. 
Hemen sah-i merdan, sir-i yezdan Ah bin Ebi Talib "radiyalla- 
hii teala anh" kafirin sesini isitdi. Durdugu yerde arslanlar gibi 
kiikredi. Eshabdan birisini Resulullah "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" hazretlerinin huzur-u seriflerine gonderdi. O kafirin 
bulundugu meydana girmege izn taleb etdi. Resulullah "sallal- 
lahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu ki, (Var Aliyi 
benim yanima getir.) O Eshab da vanp, hazret-i Aliyi getirdi. 
Huzur-u seriflerine geldikde buyurdu ki: (Ya Ah! O kafirle 
ceng etmek ister misin!) Hazret-i Ali dedi ki: Ya Habib-i rab- 
bil'alemin! Senin dinin ugruna canim fedadir. Ummid ederim 
ki, icazet verip, himmet buyurasiniz ki, vanp, o kafirin serrini 
muslimanlann iizerinden def edeyim. Hazret-i Resulullah 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem", hazret-i Ahnin "radiyallahu 
teala anh" eline yapisip, buyurdu ki; (Ya All! Seni, yerleri ve 
gokleri yaratan Allahu tebareke ve teala hazretlerine lsmarla- 
dim.) Bunu isiten Ah "radiyallahu anh", yaydan ok cikar gibi, 

-348- 



o kafire karsi at siiriip, yiiksek sesle nara atip, haykirdi ki, ki- 
yamet kopdu sandilar. Kafirler sonbehar yapragi gibi titreyip, 
yere diisdulur. Nice nice kafirlerin odii patlayip, cam Cehenne- 
me gitdi. O kafir de meydan ortasinda, kurulup dururken, haz- 
ret-i All "radiyallahii teala anh" yetisip, karsisina geldikde, de- 
di ki, ya mel'tin! Imana gel! Yoksa sen bilirsin. O kafir de ceng 
istedi. Aralannda birkac hamle gecdikden sonra, yine islama 
da'vet eyledi. Gordii ki, kabiliyyet yokdur. Bir darbe ile atin- 
dan yere dtisuriip ve gogsiiniin iizerine cikip, kilincini bogazi 
iizerine koydu. Yine dine da'vet eyledi. O kafir gordii ki, hie 
kurtulus yokdur. Agiz dolusu pis tukrugiinii Alinin "radiyalla- 
hii teala anh ve kerremallahii vecheh" mubarek yiizlerine bo- 
saltdi. Tiikriik yiiziine gelince iizerinden kalkip, kilincini kini- 
na koydu. O kafir de ayaga kalkip, dedi ki, ya Ah! Ewelden 
sen beni ve ben seni bilmez iken, bana eman vermeyip, beni 
helak etmek ister iken, ben canimin acisindan boyle is isledim. 
Daha cok gadab edip, beni helak etmen lazim ve vacib iken, 
iizerimden kalkip, kihnci kinina koymakdan maksadin nedir, 
bana bildir, dedi. Sah-i merdan Aliyyiil miirteda "radiyallahii 
teala anh" buyurdu ki, sana o miihleti vermeyip, helak etmek 
istemem din-i islam gayretine ve Allahii teala ve tekaddes as- 
kina idi. Sonra sen boyle edince, nefsime giic geldi. Korkdum 
ki, seni katl edersem, nefsimin arzusu ile etmis olurum. O se- 
beble seni elimden birakdim. O kafir dedi ki, bu halis niyyet ve 
bu futiivvet sizde vardir. Dininiz hak dindir. Bana imam telkin 
eyle. Imana geleyim. Hazret-i All "radiyallahii teala anh" ona 
kelime-i sehadet telkin edip, miisliman oldu. O gun o pehliva- 
nin imana gelmesi ile yetmis behadir pehlivan imana geldi. O 
pehlivan hazret-i Alinin mubarek ayaklanna bas koyup, hiz- 
met-i seriflerinden aynlmadi. 

Kirkdordiincii Menakib: Bir giin sabah nemazi vaktinde, 
hazret-i Ali "kerremallahii vecheh" mescide giderken, yolda 
bir ihtiyara rast geldi. Ihtiyann ak sakahna hurmet edip, oniine 
gecmeyip, aheste aheste ardinca giderdi. Mescid kapisina var- 
dikda ihtiyar iceri girmeyip, gitdi. Hazret-i Ah "radiyallahii 
teala anh" anladi ki hiristiyan imis. Mescidde Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerini riiku'da buldu. Gii- 
nesin dogma zemani yaklasmis idi. Cema'ate uyup, nemazi kil- 

-349- 



dilar. Nemazdan sonra, Sahabe-i kiram "ndvanullahi teala 
aleyhim ecma'in" hazretleri, Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretlerinden sordular ki: Ya Resulallah! Birinci 
riiku'da adet-i senfinizden ziyade durdunuz. O kadar ki, giine- 
sin dogmasi yaklasdi. Lutf edip, sebebini beyan ediniz. O Ser- 
ver-i Enbiya hazretleri buyurdular ki, (Adet mikdan riiku' tes- 
bihini eda etdikden sonra, Semi'allahulimen hamideh deyip, ki- 
yama kalkmak istedigimde, Cebrail aleyhisselam sidret-iil 
muntehadan siir'atle gelip, kanadi ile arkami basip, basi ile ba- 
simi tutup, kalkmama engel oldu. Bundan baska, hikmetinin ne 
oldugunu ben de bilmiyorum) buyurdular. Allahu Subhanehii 
ve teala azze sanuhii hazretleri hazret-i Cebraile emr eyledi ki, 
var Habibime, sebebini bildir. Eshabina bu sirn aciklasin. O sa- 
at hazret-i Cebrail aleyhisselam Habibullahin huzuruna gelip, 
haber verdi ve dedi ki: ya Resulallah! Mubarek basinizi rii- 
ku'dan kaldirmak istediginiz zeman, Allahu teala bana emr et- 
di ki, var Habibimin arkasim tut; riiku'dan kalkmasin ki, benim 
kulum Ah, yolda, bir ak sakalh ihtiyann, sakahna hurmet edip, 
aheste yuriimekle, cema'at sevabindan mahrum kahyor. Kal- 
masin, Habibime erissin. Iftitah tekbirinin sevabina nail olsun. 
Ben de geldim, Sultanimi riiku'da tutdum ve Ah geldi. Hak 
Siibhanehii ve teala hazretleri beni sizi riiku'da tutmaga gon- 
derdigi zeman kardesim Israfili de giinesi tutmaga gonderdi ki, 
cabuk dogmasin ve hazret-i Ali size erisinceye kadar eglesin. 
Iste hikmeti budur. Sonra, Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri bu haberi Eshab-i kiram hazretlerine nakl 
buyurdular. Hepsi vakif oldular ki, hazret-i Alinin "radiyallahii 
teala anh" Rabbil'alemin dergahinda hiirmeti ve izzeti ne mer- 
tebe imis ve yashlara hurmet etmek faziletine de bundan hisse- 
dar oldular. Ali "radiyallahii teala anh" hakkinda, sfi ve rafizi 
ve Ca'feri ve Ismaili gibi firak-i dallenin bildirdigi pek-cok uy- 
durma menkibeler de vardir. [(Hak Soziin Vesfkalan) ve (Es- 
hab-i Kiram) kitablanni okuyunuz!] 

Kirkbesinci Menakib: Hazret-i Ali "radiyallahii teala anh" 
gazaya gitmisdi. Allahu Siibhanehii ve teala hazretleri, feth mii- 
yesser edip, cesidli ganimetler ile, yiiz aki ile, sag ve salim don- 
dii. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri ile 
bulusdukda, huzur-i seriflerine gaza mahndan bir kese altin ge- 

-350- 



tirdi. Server-i alem o altinlan, taksim etdi. Hazret-i Aliye an- 
cak, o altinlardan lie dane verdi. Insanhk icabi, hazret-i Alinin 
hatirlanna, Sultan-i kainat benim ne mertebe ihtiyacim oldugu- 
nu bilir, diye biraz tiztintti hasil oldu. O htiztin ile se'adethane- 
lerine geldi. Gece rti'yada gordti ki, kryamet kopmus. Btittin 
herkesi arasat meydaninda hesab icin habs etmisler. Hazret-i 
Aliye "kerremallahii vecheh", ya All! Sen de tic altinin hesabi- 
ni ver, dediler. Oyle bir hararet ve lzdirab kapladi ki, beyni kay- 
nardi. Bu lzdirabdan sikilip, birkac adim doseginden disan atla- 
di. Sucunu bilip, tevbe ve istigfara mecbtir oldu. Restilullah 
"sallallahti teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin asitane-i 
se'adetlerine [evlerine] vanp, ayaklanna ytiz stirdtikde, Fahr-i 
alem "sallallahti teala aleyhi ve sellem" hazretleri, Aliyytil mtir- 
teda "kerremallahii vecheh" hazretlerini bu hal ile gordtikde, 
tebesstim edip, buyurdu ki, ya Ali! tic altinin hesabim vermek- 
de, bu seklde zahmet cekdin. Daha ziyade olsa idi, halin nice 
olurdu. Hazret-i Aliyytil murteda "radiyallahti teala anh", el- 
bette bu menkibede anlatilandan daha ytiksekdir. 

Kirkaltinci Menakib: Restilullah "sallallahti teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerinin zeman-i seriflerinden once, Arabistana 
bir pehlivan gelmisdi. Anter adh bir dilaver, gtirbtiz pehlivan 
idi. Fahr-i alemin "sallallahti teala aleyhi ve sellem" zeman-i se- 
riflerine gelinceye kadar boyle bir pehlivan gelmemisdi. Ibra- 
him aleyhisselamin dini tizerine idi. Bedi'tizzeman, Kasim, 
Alemsah gibi ogullan vardi. Bu kissayi hazret-i Hamza "radi- 
yallahti anh" hazretlerine isnad ederler. Ya'ni bunlar hazret-i 
Hamzamn ogullandir, derler. Nihayet Restilullah "sallallahti 
teala aleyhi ve sellem" buyurmusdur ki, (Medh edecekseniz, 
benim amcam Hamzayi medh ediniz!). Kissa kitablanni te'lif 
edenler, bu hadis-i serifi sened olarak ahp, Antere, hazret-i 
Hamzadir "radiyallahti teala anh", dediler. Gayet kuvvetli, be- 
hadir pehlivan idi. Zeman-i seriflerinde, hazret-i Hamzamn 
karsisina cikacak bir pehlivan yok idi. Allahti Stibhanehti ve 
teala hazretleri bir al at vermisdi. Adina Eskar derlerdi. O asr- 
da ondan gtizel at yok idi. O, zemanin sahib kirani idi. Hazret-i 
Hamza hazret-i Ibrahim aleyhisselamin dini tizerine idi. Haz- 
ret-i Fahr-i alem "sallallahti teala aleyhi ve sellem" efendimizin 
amcasi idi. Gayet riayet edip, severdi. Restil-i ekrem "sallallahti 

-351- 



teala aleyhi ve sellem" hazretleri de hazret-i Hamzayi severdi. 
Vahy nazil oldukda, din-i islam ile muserref oldular. Daima Es- 
kar adindaki atina binerdi. Mubarek arkasim [sirtini] kimse ye- 
re getirememis idi. Hatta ilk once Muhammed Mustafa "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin emr-i serifi ile kan do- 
ken hazret-i Hamza olmusdur. Uhud gazasinda sehid olmusdur. 
Server-i kainat aleyhi ekmeluttehiyyat, Ona (Refs-us siiheda) 
diye zikr etmisdir. Menkibelerinin nihayeti yokdur. 

Sozumiize donelim: Bir gun Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerinin huzurlannda Anterin erligini ve 
dilaverligini, boyunu-posunu ve yapdigi gazalan anlatdilar. 
Emir-til mu'minin hazret-i Ah "radiyallahii teala anh" orada 
hazir idi. Anterin evsafini, kulagi ile isitince, Antere asik oldu. 
Kalbinden gecirdi ki, ne olaydi Anteri, silahi ve ati ile goriip, 
konusaydim. Sultan-i kevneyn ve Resul-i sakaleyn "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri, nubiivvet nuru ile, kalbinden 
geceni bilip, buyurdular ki, (Ya Ali! Anteri gormek istersen, fa- 
lan dereye var. Ya Anter, bana gel diye, cagir!) Hazret-i Ali 
"radiyallahii teala anh" o dereye vanp, seslendi, ya Anter, beri 
gel. O dereden ve etrafinda olan daglardan ve diizliiklerden, 
bircok, hesabsiz sesler geldi ki, lebbeyk, lebbeyk [buyur] ya Ah, 
hangimizi istersin, diyorlardi. Sasirdi. Ne yapacagini bilemedi. 
Gaybdan bir ses geldi ki, ya Ali! Bircok Anter diinyaya gelip, 
toprak icinde yatarlar. Onu anasi ve babasi ismi ile cagir. Tek- 
rar hazret-i Ali "kerremallahii vecheh" filan oglu Anter deyip, 
cagirdikda, Anter biitiin silahlanni kusanmis olarak, Allahii 
teala hazretlerinin emri ile, hazret-i Alinin huzur-i seriflerine 
gelip, selam verdi. Hazret-i Ali "kerremallahii vecheh" esedul- 
lah iken, erlikde ve behadirlakda esi ve benzeri yok iken, Ante- 
rin boy, pos, heybet ve selabetini miisahede etdikde, kalb-i se- 
riflerine bir korku geldi. Kadir-i mutlak olan Allahii tealayi ten- 
zih ve takdis, tekbir ve tesbih etdi. 

Kirkyedinci Menakib: Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri buyurdular ki, (Ben ilmin sehriyim. All kapi- 

sidir.) Hariciler bu hadis-i serif icin, Ali "radiyallahii teala anh" 
hazretlerine hased etdiler. Hatta haricilerin buyiiklerinden on 
kimse, dediler, biz hazret-i Aliden "kerremallahii vecheh" he- 
pimiz bir mes'eleyi ayn ayri sorahm. Eger herbirimize ayri ayri 

-352- 



cevab verirse, biliriz, alimdir, ve fadildir. O on kisi hazret-i Ali- 
nin "radiyallahii teala anh" huzur-u senflerine varip, birisi sor- 
du: Ya All! ilm mi efdaldir, mal mi efdaldir. Hazret-i All "radi- 
yallahii teala anh" se'adetle buyurdular ki, ilm efdaldir. Bunlar 
dediler ki: Ne delil ile soylersin. Hazret-i Ali buyurdu ki, ilm 
Enbiyadan mirasdir. Mal Kartindan ve Fir'avndan ve Haman- 
dan mirasdir. Bir baskasi [ikincisi] siial etdi ki; ilm mi efdaldir, 
mal mi. Hazret-i Ali cevab buyurdu ki: Ilm maldan efdaldir. Zi- 
ra ilm, sahibini saklar. Mali, sahibi saklar. Biri de [iicuncusu], 
onlar gibi sordu: Hazret-i Ali cevab verdi ki, ilm efdaldir. Zira, 
mal sahibinin dusmani cokdur. Ilm sahibinin dostu cokdur. Bi- 
ri de [dordiincii] aym seklde siial etdi. Hazret-i Ali cevab verdi. 
Ilm efdaldir. Zira mah tasarruf etseler eksilir. Ilmi tasarruf et- 
seler artar [ziyade olur]. Birisi [besincijde aym seklde siial etdi. 
All "radiyallahii anh" cevab buyurdu ki,mal sahibi cimri diye 
cagnhr. Ilm sahibi biiyiik ismler ile cagnhr. Biri [altincisi] da, 
aym seklde sordu. Hazret-i Ali "radiyallahii teala anh" cevab 
buyurdu ki: Mal haramiden hifz olunur. Ilm haramiden hifz 
olunmaz. Biri de [yedincisi] aym seklde sordu. Hazret-i Ali 
se'adetle cevab buyurdu ki: Mal cok durmakla zayi' olur. Ilm 
her ne kadar durur ise de zayi' olmaz. Biri de [sekizinci] aym 
seklde siial etdi. Cevab buyurdular ki: Mal kalbe kasavet verir. 
Ilm kalbi nfirlandirir. Biri de [dokuzuncu] aym seklde siial etdi. 
Cevabinda buyurdular ki: Mal sahibi, mal sebebi ile tannhk 
da'vasinda bulunur. ilm sahibi boyle etmez. Biri dahi [onuncu] 
aym seklde siial etdi. Cevabinda se'adetle buyurdu ki: Mal, se- 
beb-i kasavetdir [kalbi katilasdinr]. ilm, sebeb-i rahmetdir. 
Bundan sonra, hazret-i Ali "radiyallahii teala anh" buyurdu ki, 
eger bunlar benden, devamh siial etseler, ben bunlara hayatda 
oldugum miiddetce devamh cevab verirdim. O on harici gelip, 
hazret-i Aliye "radiyallahii teala anh" mutf oldular. (Miskat-ul 
envar)dan ahnmisdir. 

Kirksekizinci Menakib: Hazret-i All "radiyallahii teala anh" 
buyurdu ki, hazret-i Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" beni Yemene kadi olarak gonderdi. Halk arasinda dinin 
hiikmleri ile hiikm edecekdim. Dedim: Ya Resulallah! Ben 
alim degilim. Kaza ahkamini bilmem. Mubarek elini gogsiime 
koyup, buyurdu ki: (Ya Rabbi! Kalbine hidayet, diline dogru- 

- 353 - Menakib-i Cihar Yar-i Guzin - F:23 



luk ver!) Ondan sonra bana, iki kisi arasinda hiikm vermekde 
siibhe hasil olmadi. Hatta hazret-i All "radiyallahu teala anh" 
buyurmusdur ki: Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri bana buyurdu ki: Ya All! Benim deveme binip, Ye- 
mene git. Falan tepeye vardiginda, ki o tepe Yemene yakindir. 
Tepe iizerine cikdigin vakt, gorursun ki, halk seni, karsilamaga 
gelirler. O zeman: (Ey taslar, ey agaclar! Allahin Resulu size se- 
lam ediyor, diye soyle) buyurdu. Hazret-i All oraya vanp, sela- 
mi teblig etdiginde, yeryuziinde bir hos galgale [ugultu, guriil- 
tii] meydana geldi ki, (essalatu vesselamu ala Resulillah!) diye 
agaclar ve taslar cevab verdi. Halk bunu isitdiler ve ciimlesi 
iman getirdiler. 

Kirkdokuzuncu Menakib: Zimahseri, (RebPul ebrar) adli 
kitabinda Umm-i Ma'bedin kiz kardesi oglu Henudun Umm-i 
Ma'bedden rivayet etdigini bildiriyor. Fahr-i alem "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri bir gece benim cadinmda isti- 
rahat edip, uyuyordu. Uyandi ve su istedi. Mubarek ellerini yi- 
kadi ve mazmaza eyledi. O suyu, cadinn bir tarafinda bulunan 
bir diken dibine dokdii. Sabah oldu. Gordiik ki, o yerden bir 
agac yetismis. Biiyiik, biiyiik yemisler vermisdi. Kokusu anber 
kokusu gibi, tadi seker gibi idi. Ac kimse yise doyar, susuz kim- 
se yise kanardi. Hasta yise sihhat bulurdu. Gamh kimse yise, 
mesrur olurdu. Yapragini yiyen her koyun ve deve bol mikdar- 
da siit verirdi. Biz o agacin adina (Secere-i Mubareke) koymus- 
duk. Etrafdan hastalara sifa icin, meyvesinden almaya gelirler- 
di. 

Bir giin seher vaktinde gordiim ki meyveleri dokiilmus, yap- 
raklan kiiciik olmus. Cok uziildiim. Feryad etdim. O sirada Re- 
sulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin vefat 
haberi geldi. O vak'adan otuz sene gecdi. Bir giin yine sabah 
vaktinde disan cikdim. Bakdim ki, o agac kokiinden dallanna 
kadar her tarafi diken olup, yemisleri de dokiilmiis. Sonra Aliy- 
yiil miirteda "radiyallahu teala anh" hazretlerinin sehadeti ve 
bu diinyadan obiir aleme gociisii haberi geldi. Artik yemis 
[meyve] vermedi. Amma yapraklanndan faidelenirdik. Bir giin 
yine gordiim. Oziinden hasil olan kan akar, yapraklan da sol- 
mus. Uzuntulii ve gamh olup, oturduk. Sonra imam-i Hiiseyn 
"radiyallahu teala anh" hazretlerinin sehadet haberini getirdi- 

-354- 



ler. Ondan sonra o agac, dibinden kuruyup, belirsiz oldu. (Se- 
vahid-iin niibuvve)den alinmisdir. 

Ellinci Menakib: Abdullah ibni Abbas "radiyallahu anhii- 
ma" rivayet buyurmusdur. Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri, Hudeybiye gununde Mekke-i Miikerre- 
meye dogru yola cikdilar. Miislimanlar susadilar ve hicbir yer- 
de su bulunmadi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
Cuhfede konakladi. Buyurdu ki; (Miislimanlardan bir cema'at 
ile falan kuyuya varip, su kaplanni [tulumlan] o kuyudan dol- 
durup, bize getiren kimseye, Allahii tealanin onu Cennetine 
koymasi icin keffl olacagim.) Bir kisi kalkdi, dedi ki: Ya Resu- 
lallah! Ben giderim. Onu sakalardan [suculardan] bir cema'at 
ile gonderdi. Seleme-tebni Ekva "radiyallahu teala anh" der ki: 
Ben de onlar ile beraber idim. O kuyuya yakin geldik. O yerde 
agaclar var idi. O agaclardan ses isitdik. Hareketler gordiik. 
Atessiz dumanlar meydana geldi. Bizim iizerimize cok korku 
verdi. O agaclardan oteye gecmege kadir olamadik. Geri do- 
niip, Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" huzuruna 
geldik. Durumu arz eyledik. Buyurdular ki, (Onlar cinnilerden 
bir cema'at idi. Sizi korkutdular. Eger siz, korkmadan [emr edi- 
len gibi] gitseydiniz, hie zararlan erismezdi.) Bir kisi dahi onu 
isitdi. Yerinden kalkdi. Ben gideyim ya Resulallah, dedi. O da 
sucular ile gitdi. Bunlara da o hal vaki' oldu. Doniip, Resululla- 
hin huzuruna geldiler. Yine buyurdular ki: (Eger siz emr eyle- 
digim gibi gitseydiniz, hicbir zarar size erismez idi.) Bu esnada 
gece oldu. Eshab-i kiram cok susadilar. Resulullah hazretleri, 
All "radiyallahu teala anh" hazretlerini cagirtdi ve buyurdu ki: 
(Ya Ali! Bu sakalar [sucular] cema'ati ile, sen var, o kuyudan su 
al, getir.) Seleme-tebni Ekva "radiyallahu teala anh" der ki, di- 
sanya cikdik. Tulumlan arkamiza aldik. Kihnclanmizi ellerimi- 
ze aldik. Hazret-i Ah oniimuzce yiiriirdii. O mekana vannca, ki 
o sesler ve o hareketler aciga cikdi. Biz de korkduk. Kendi ken- 
dimize dedik ki, hazret-i Ah de o iki kisi gibi geri donse gerek- 
dir. Ali "radiyallahu teala anh" yiiziinii bizden yana doniip, bu- 
yurdu ki, benim ardimca yuriiyiinuz. Gordiiklerinizden kork- 
mayiniz, onlardan ziyan erismez. Sonra o agaclarm ortasina gir- 
dik. Hie ates yok iken, biiyiik atesler cikmaga basladi. Kesilmis 
baslar ortaya cikdi. Korkulu sesler cikanrlar ki, akllari durdura- 

-355- 



cak seklde idi. Emir-ul mii'minin All "radiyallahu teala anh" o 
baslar uzerinden yurudii ve bize dedi ki, ardimca geliniz. Saga 
ve sola bakmayimz. Hie korkmayimz. Biz de onun ardinca var- 
dik. Kuyuya erisdik. Bir kovamiz vardi. Bera' bin Malik bir iki 
kova su cekdi. Kovanin ipi kopdu. Kova suya diisdii. Kuyunun 
dibinden gulme ve kahkaha sesi geldi. All "radiyallahu teala 
anh" buyurdu ki: Kim askerlerden bir kova getirecek. Hepsi 
dediler, hie kimsenin takati yokdur ki, o agaclardan gecebilsin. 
Hazret-i Ah "radiyallahu teala anh" beline bir ip baglayrp, ku- 
yuya indi. Gulme ve kahkaha sesleri daha cok artdi. Sonra ku- 
yunun ortasina vardi. Mubarek ayagi kaydi ve diisdii. Kuyudan 
galgala sesleri geldi. Bogazlanan bir kimsenin bagirdigi seklde 
sesler geldi. Sonra emir-iil mii'minin Ali "radiyallahu anh" ses- 
lendi: Allahii ekber, Allahii ekber, ben Allahin kulu ve Resu- 
lullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" kardesiyim. Tulum- 
lan asagi sahniz. O tulumlarm temamini doldurdu. Agizlanni 
bagladi. Bir-bir yukan cikardi. Ondan sonra kendisi iki tulum, 
biz birer tulum gotiirduk. Sonra agaclann yanina geldik. Once- 
ki gordiigiimuz nesnelerin hicbiri yok idi. O agaclardan gecme- 
ge az kaldikda, hatifdan bir heybetli ses isitdik: Resulullahin 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" ve hazret-i Alinin menkibe- 
lerinden soyler idi. Resulullahin huzur-i seriflerine geldik. Ah 
"radiyallahu teala anh" kissayi temamen anlatdi. Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (O 
duydugunuz ses Abdullah adindaki cinninin sesi idi. Safa dagin- 
da sanem [putjlann seytani olan Mes'in oldiirdii.) (Sevahid-iin 
niibiivve)den ahnmisdir. 

Ellibirinci Menakib: (Hilafetleri beyamndadir.) Osman "ra- 
diyallahii teala anh" hazretlerinin vak'asindan sonra, o gun Sa- 
habe-i kiram "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" istediler ki, 
Ah "radiyallahu teala anh" hazretleri ile bfat etsinler. Mugire 
tebni $ube dedi ki, sabr edelim. Bakahm hazret-i Osmanin ka- 
nini taleb eden kim olur. O gun bi'at te'hir edildi. Ertesi gun, 
Mugire, hazret-i Alinin "radiyallahu teala anh" huzur-i serifine 
vardi. Dedi ki, diinkii tedbir bi'atinda duraklamak hatadir. 
Siir'at kazandirmak lazimdir. Abdullah ibni Abbas "radiyalla- 
hu teala anhiima" hazret-i Aliye "kerremallahii vecheh" dedi 
ki, Mugire diinkii soziinden vaz gecdi. Hicretin otuzbesinci se- 

-356- 



nesinin Zilhicce ayinin dokuzuncu gununde hilafet hazret-i All 
uzerine mukarrer oldu [ona bfat edildi]. Talha "radiyallahu 
teala anh" hazretlerinden bfat taleb etdiler. Talha da bfat etdi. 
Hazret-i All hilafet makamina oturdu. Ona nasfhat etdiler ki, 
hazret-i Osmanin "radiyallahu teala anh" amillerini, hususan 
Mu'aviyeyi "radiyallahu teala anh" azl etmemesini soylediler. 
All "radiyallahu teala anh" hazretleri buyurdu ki: (Ben, karsi 
koyanlan yardimci edinmeyi usul edinmedim. [Mu'aviyeyi "ra- 
diyallahu anh" azl etdi. Yerine Abdullah ibni Abbasi ta'yin et- 
di. Abdullah kabul etmedi. (Onu azl etme. Orada eski validir. 
Fitneye sebeb olur) dedi. Bir sene sonra yine azl etdi.]) Bu se- 
beble fitne zuhura geldi. Etrafindakiler serkeslige basladilar. 
Mu'aviye ve Amr ibni As "radiyallahu teala annum" ve sairleri 
hazret-i Osmanin kanini taleb etdiler. Malum ola ki, bu sekl 
halleri nakl etmekden nehy olunmusuzdur. Bir muslimana Es- 
hab-i kiram arasindaki cekismeleri ve muharebeleri tafsilath 
olarak nakl etmek halal olmaz. Sahabe-i giizin zikr olundugu 
mahalde miisliman olana lazim olan "ndvanullahi teala aleyhim 
ecma'in" demekdir. Sair emrlerini Allahu tebareke ve teala haz- 
retlerine tefviz etmekdir. [(Eshab-i Kiram) kitabi, 120.ci sahife- 
sinde; Talhamn ve Ziibeyrin "radiyallahu anhiima", hazret-i 
Aliye "radiyallahu anh" ilk bfat edenler oldugu yazihdir.] 

Elliikinci Menakib: (§evahid-iin niibiivve)de nakl edilmis- 
dir: Abdullah rivayet eyler ki, Ibrahim bin Salim Mahzumi Me- 
dine-i Miinevverede vali iken, her Cum'a, halki minber ayagina 
toplardi. Kendi minbere cikip, Aliyyiil miirteda "radiyallahu 
teala anh" hazretlerine dil uzatir, kotiilerdi. Bir Cum'a minber 
ayaginda bana uyku galebe geldi. Rii'yamda gordiim ki, Resu- 
lullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin mubarek 
kabrleri acihp, kafurdan elbiseler ile cikip, geldi. Bana hitab 
edip, buyurdu ki, ya Abdullah! Seni bu habisin kelimeleri iiz- 
mez mi. Dedim ki, Evet iizer ya Resulallah! Amma ne care, ha- 
kimin hiikmiine ita'at ediyorum. Buyurdu: Ya Abdullah! Alla- 
hii teala ona ne yapacak, bak, gor. Gozlerimi acip, bakdigimda, 
gordiim ki, minberden diisiip, helak oldu [oldii]. 

ElliiiQiincii Menakib: Hazret-i Molla Cami "kuddise sirru- 
hussami" (§evahid-iin niibiivve)de rivayet etmisdir. Aliyyiil 
Miirteda "radiyallahu teala anh" hazretleri, bir mubarek giin- 

-357- 



de, sabah nemazim cema'at ile kilip, evrad-i seriflerini okuyup, 
hamdele, tasliye ve diiadan sonra, mubarek arkalanni mihraba 
dondiirdii. Eshab ve sair ahbab yerli-yerinde sakin oldukdan 
sonra, hazret-i All cevher ve inciler sacan giizel sozler soyleyip, 
buyurdular ki, ba'zi seyler vardir ki, genclere soylenmeyip, o 
isle alakali olan kisilere soylenir. O meclisde hazir olan taze yi- 
gitler kendi nzalan ile mescidden disan cikrp, gitdiler. Sonra 
All bin Ebi Talib "radiyailahii teala anh" hazretleri Eshabdan 
birisine buyurdu ki, Kufenin falan mahallesinde ve falan soka- 
ginda, falan mescidin yaninda bir kapi vardir. Git o kapiya vur. 
Iceriden bir erkek ile bir kadin cikacakdir. Ikisini de alip, be- 
nim huzuruma getir. Onlara soziim vardir. Sonra o sans emre 
itaat edip, gitdi. Araya araya hazret-i Alinin buyurdugu ala- 
metler ile o kapiyi bulup, vurdukda, iceriden bir erkek ile bir 
kadin cikdi. Onlara dedi ki, Emir-iil mii'minin sizin ikinizi de 
ister. Onlar da, gelen emri kabul edip, o kimse ile beraber Aliy- 
yiil miirtedanin huzurlanna vanp, se'adethanelerine yiizlerini 
siirdiiler. Hazret-i All tevecciih edip, kadina dedi ki, sana bir 
siialim vardir. Kat'iyyen inkar etmeyip, dogrusunu soyliyesin. 
Kadin da dedi ki, ya imam! Ben basimdan ne gecmisse soyle- 
rim. Hasa ki senden saklayip, inkar eylemem. Hazret-i All "ra- 
diyallahii teala anh" kadini, yakinma getirip, buyurdu ki, ya 
adem evladi! Cocuklugunda bir amcan vefat etdi. Bir oglunu 
baban evinize getirdi ki, kimsesi yokdur; bir oksiizdiir. Evimiz- 
de oglumuz gibi olsun, her hizmeti gorsiin diye. O ummid ile 
amcan oglunu yanina ahp, besledi. Buyiiyiip, yigit oldukdan 
sonra, bir gun seni hammhga istedi. Baban huzursuz olup, sen 
benim evimde buyiiyesin. Kizim ile nzan ile kardes olasin. Al- 
lahii tealadan reva degildir, dedi. O anda amcan oglunu kendi 
hanesinden uzaklasdirdi. Bir yerde gezerken firsat bulup, seni 
tutdu. Zorla tasarruf etdi ve hamile oldun. Herkesden sakla- 
din. Dusiirmege care bulamadin. Bu sirn Allahii tebareke ve 
teala hazretleri biliyordu. Bir de validen biliyordu. Miiddet te- 
mam olup, bir gece gizlice bir oglan dogurdun. Annen ile bir 
bez parcasina sanp, onu katl de edemeyip, bir yiiksek yere 
koydunuz. Birkac adim gitdiniz ki,bir kopek o cocugu kokla- 
maga basladi. Annen bu kopegi goriince, eline bir tas ahp, o 
kopege atdi. Allahii tealamn hikmeti, o atilan tas, o cocugun al- 
nina dokundu. Eyvah kendi elimiz ile bu bicare cocugu katl et- 

-358- 



dik deyip, yanina vardikda, baksa ki, cocugun almnda bir mik- 
dar yara eseri, aim kanamis. Bir bez ile yara iizerini bagladi. O 
kimsesiz bicare cocugu, annen ile orada birakip, evinize gitdi- 
niz. Bunu Allahii teala ve tekaddes hazretlerinden baska kim- 
se bilmez. Siz oradan gitdiginiz gibi, o yoldan bir kervan gelip, 
gecerken, orada bir cocuk sesi duydular. Ona dogru vardilar ki, 
bir kuciik bicare cocugu sanp koymuslar. Feryad ile aglayrp, 
yatar. O kervan sahibi de o cocugun ne oldugunu sormayip, za- 
hirde bir cocukdur. Eger terbiye olunup, omrii olur ise bir di- 
laver yigit olur diye, alip, gitdi. Vilayetine gotiirdii. Bir nice 
muddet terbiye edip, kemale erisdi. Sonra efendisi olan bezir- 
gan ile hacca gitdi. Takdir-i Rabbani o bezirgan eceli gelip, 
Mekke-i miikerremede vefat etdi. Defn etdikden sonra, bu yi- 
git efendisi vefat etdiginden, uzuntiiden kurtulmak dusiincesi 
ile seyahate cikdi. Dolasip, yolu Kufe sehrine ugradi. Vilayetin 
esrafi arasina kansdi [Onlar ile tanisdi]. Onsuz olmazlar idi. 
Neticede bu sehrde kalmak, bu sehrde yerlesmek istedi. Sonra 
esrafin herbiri bir tarafa cekdiler. Hasil-i kelam, seni bu [miisa- 
fir gelen] gence nikah etdiler. Bu gece zifafa koydular. Ya ka- 
din! Sakin yalan soyleme; dedigimiz gibi olmadi mi. Gercek- 
den ya All, buyurdugunuz gibidir ve dogrudur. Ya Halife-i Re- 
sulallah! Bu hallere, benim bu sirnma, Allahii Siibhanehu ve 
teala ve tekaddes hazretlerinden gayri ve annemden baska ve 
hazretinizden gayri, bu ana gelinceye kadar kimse vakif degil- 
dir. Ondan sonra hazret-i Ah "radiyallahii teala anh ve kerre- 
mallahu vecheh" buyurdu ki; ey kadin! Bu [erkek], senin yola 
birakdigin oglundur. O yigide de, ac almni diyerek, isaret bu- 
yurdu. O da ahum acdikda, tas yeri heniiz gitmemis. Acikca 
goriindii. Kadin hemen o yara izini gordu. Dedi, ya Ah! Dog- 
ru soyledin. Biitiin sozlerin dogrudur. Ondan sonra, hazret-i 
Ah "radiyallahii anh" o yigide sordu ki, bu gecenin icinde olan 
ceng ve cidalin [kavga ve munakasamn] sebebi ne idi. Allahii 
tealamn izni ile bize ma'lum olmusdur. Lakin bu meclisde ha- 
zir olanlann da ma'lumlan olsun. Onun icin soyle. O yigit dedi 
ki, ya Ah! Allahii teala bilir. Ne zeraan ki bu hatuna el uzat- 
sam, o sirada uzerime bir hinzir yavrusu hamle ederdi ki, akhm 
basimdan giderdi.Hemen elimi cekerdim. O goriinen hinzir 
kaybolurdu. Belki hayaldir diye, tekrar elimi kaldinp, kadina 
elimi uzatmak istedigim zeman, yine o hinzir aciga cikip, iizeri- 

-359- 



me hiicum ederdi. Elimi cekince kaybolurdu. Kadin ise huztir- 
suz olup, derdi ki, nicin cefa edersin. Benimle alay mi edersin. 
Elini kah uzatir, kah cekersin. Sair erkekler gibi elimi alip, er- 
kek ile kadin mu'amelesi etmezsin. Sabaha kadar bu kadin ile 
ceng ve cidalimiz bu idi. Hazret-i Aliyyiil miirteda "radiyalla- 
hii teala anh" buyurdu ki, Allahii tebareke ve teala hazretleri, 
kemal-i liitfundan ve gayretinden ana-ogul ile cima olmaga re- 
va gormedigi icin, boyle hal vaki' oldu. Bunun emsali ahval All 
"radiyallahii teala anh" hazretlerinden zuhtira gelmesi cok ol- 
musdur. Zira bu seklde kemalat ve makamat ve kerametlerine 
nihayet yokdur. 

Ellidordiincii Menakib: Hazret-i All "radiyallahii teala anh" 
bir gun Firat nehri kenannda seyr ederken bogulmus bir kimse 
gordii. O meyyitin yanina varip, bakdikda, gordii ki, serce par- 
maginda Yemen tasindan yiiziik var. Hayret edip, meyyit ya- 
ninda hazir olan cema'ate siial etdi ki, bu meyyitin vefatina se- 
beb ne oldu. Allahii tealamn emri ki, sultammiz suya gark ol- 
musdur. Hazret-i Ali "radiyallahii teala anh" buyurdular ki, 
Yemen tasi tasiyamn suda bogulmamasi gerek idi. Bunun hik- 
meti nedir, diye hayret deryasina dahp, tefekkiire vardilar. Al- 
lahii Siibhanehii ve teala celle celaliihii lutfundan ve ihsanin- 
dan, hazret-i Alinin "radiyallahii teala anh" bu lzdirabimn gec- 
mesi ve bu elemden kurtulmasi icin, o meyyitin parmaginda 
olan yiiziik tasina dil verip, hazret-i Aliye dedi ki: Ya Ali! Ye- 
men tasinda buyurdugunuz o hassa vardir. Lakin ben Yemeni 
degilim. Hind diyannin bir tasiyim. Bende o hassa yokdur. Haz- 
ret-i Ali "radiyallahii teala anh" bunu isitmekle sad olup, Alla- 
hii Siibhanehii ve teala ve tekaddes hazretlerine siikrler eyledi. 
Hazir olan cema'ate buyurdu ki, suda bogulmakdan kurtulmak 
hassasi Allahii tealamn inayeti ile Yemeni tasa mahsusdur. Bas- 
ka taslarda yokdur. O zemandan beri Yemeni tas i'tibar bulup, 
parmakda yiiziik kihndi. Bu hikaye bir arabi menakibdan nakl 
olundu. 

Ellibesinci Menakib: Ali "kerremallahii vecheh ve radiyal- 
lahii teala anh" hazretlerinin biitiin faziletlerinden, ilmi o sevi- 
yede idi ki, bir gun minber basamaklanni sereflendirdikde, bu- 
yurmusdur ki, ruhum kabza-i kudretinde olan Allahii tealaya 
yemin ederim ki, Zebur ve Tevrat ve Incil konusabilseler idi, 

-360- 



ben onlann biitun esrarlanndan haber verebilirdim. Onlar da 
ittifak ile beni tasdfk ederler idi. Ibadeti o mertebede idi ki, 
her gece yalniz olarak [gece halvetinde], farz ve sunnet tekbir- 
lerinden ayn olarak bin tekbir isitilirdi. Hilmi o derecede idi 
ki, bir gun bir kolesine yedi kerre cagirdi [seslendi]. Cevab ver- 
medi. Sebebini anlamak icin cikdi. Hucre [ev] kapisinda dur- 
mus idi. Nicin cevab vermedigini sordu. Ya Efendi! Istedim ki, 
seni gadablandirayim. Hazret-i All dedi ki, ey gafil! Allahii te- 
alanin izni ile ben gadablanmam. Fekat seni imtihana tesvfk 
edeni kizdirayim. Onun icin o koleyi azad etdi. Omrii oldukca 
[yasadigi miiddetce] ma'iset icin cahsdi. Tevazu'u o derecede 
idi ki, hilafet zemamnda mulkii, doguda Semerkanda kadar 
genislemisdi. Cok vakt yaya yiiriir, ata binmezdi. Bir gun ba'zi 
ihtiyaclanni alip, kendi gotiiriir idi. Hizmetcilerinden birisi de- 
di: Ya Emir-el mu'minin! Bu hizmet bizimdir, biz yapalim. Bu- 
yurdu ki: (Ailenin ihtiyacini te'mine en cok hakki olan baba- 
dir.) Hizmetci dedi ki, siz zemanin halifesi ve cihanin sultamsi- 
niz. Bu hizmet cenabiniza hafiflik verir. Buyurdu ki: Iyalinin 
[coluk-cocugunun] ihtiyacini tasimakla insan kemalinden bir- 
sey kaybetmez. Sehaveti [comertligi] o mertebede idi ki; bir 
vaktde dort dirheme malik idi. Bir dirhemini gizli, bir dirhemi- 
ni asikare, bir dirhemini giindiiz, bir dirhemini gece tasadduk 
eyledi [sadaka] verdi. Sanlannin buyiikliigii icin meal-i serifi, 
(Gece ve giindiiz, gizli ve acik, mallanni sarf edenlerin miika- 
fatlarim Rableri verecekdir..) olan Bekara suresinin 274.cii 
ayet-i kerimesi nazil olup, biitiin aleme yayildi ve sohret buldu. 
Fakir-fukaraya cok diiskiin idi ki, bu hususdaki sanlannin bii- 
yuklugii icin, meal-i serifi, (Onlar kendileri arzu etdikleri hal- 
de, yiyecegi, yoksula, oksiize ve esire yidirirler) olan, Hel eta 
[insan] suresi 8.ci ayet-i kerimesi nazil oldu. Kemal derecede- 
ki ihsani, meal-i serifi, (Sizin dostunuz ancak Allahii teala, 
Onun Peygamberi ve nemaz kdan, riiku' eden ve zekat veren 
mii'minlerdir) olan Maide suresi 55. ci ayet-i kerimesi ile sabit 
olmusdur. 

Rivayet edilmisdir ki, bir gun hilafet zemanlannda, beyt-iil 
mal hazinesine girip, fazla mikdarda altin ve gumusii goriip, de- 
di, ey kirmrzilar ve ey beyazlar! Benden baskasina cilve yapin 
ki, ben sizi doniisii olmiyan bir talak ile bosamisim. Bir rivayet- 

-361- 



de, sizi oyle terk etmis ki, doniisii miimkin degildir. (Kit'a): 

AHm, giines olsa da, onu gerdanhk diye takmam, 
Giimiis ay olsa yine, giines gibi hie bakmam. 
Miisavtdir yammda, kara toprak, ay ye giines, 
Altm He giimiise baska, topraga baska bakmam. 

Kerametlerinden biri de odur ki, mubarek ayagini atinin 
ozengisine basarken, Kur'an-i kerime tilavete baslar, obiir aya- 
gini basinciya kadar hatm ederdi. 

(Sevahid-iin niibiivve)de nakl edilmisdir. Esma binti 
Umeys, Fatima-tiiz-zehradan "radiyallahii teala anha" nakl et- 
misdir: Zifaf gecesinde onun [All "radiyallahii anh"in] yer ile 
konusdugunu duydum. Sabah oldukda ogrenmek maksadi ile, o 
hali Fahr-i alem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerine 
arz etdikde, secde-i siikr edip, buyurdu ki, (Ey Fatima! Miijde- 
ler olsun sana ki, Allahii teala; zevcine se'adet ve iistiinliik ve- 
rip, yeryiiziindeki mahluklarin setilmislerinden yapdi.) 

Ellialtinci Menakib: Yine (Sevahid-iin niibiivve)de yazilidir. 
Siffin harbine giderken askerler cok susamislar idi. Su aradilar. 
Rastladiklan bir kilisenin rahibi, falan yerde bir cesme vardir, 
dedi. Askerler bulunduklan yerden o istikamete gidiyorlardi. 
Sah-i Merdan Ali "radiyallahii teala anh" baska tarafa gitmeyi- 
niz, o tarafda bir tas goriip, isaret edip, bunu kaldinniz buyur- 
du. Biitiin askerler, o tasi kaldirmakdan aciz olup, kaldiramadi- 
lar. Hazret-i Ali "radiyallahii teala anh" o tasi kaldirdi. Altin- 
dan, hos ve giizel, kaynayan su cikdi. Biitiin asker o sudan icip, 
kandikdan sonra, yine o kaynak iizerine o tasi koyup, kapatdi- 
lar. Rahib, bu kerameti goriip, dedi ki, ey aziz! Sen Resul mii- 
siin? Ali "radiyallahii anh", hayir, velakin Resuliin vasisiyim 
buyurdu. Rahib ihlas ile Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerine iman getirip, miisliman oldu. Hazret-i All 
"radiyallahii teala anh" miisliman olmasimn sebebini siial bu- 
yurdukda, cevab verdi ki: Ya Eba Hasen [Hasenin babasi]. On- 
ceki gecenlerimizden isitmisiz ve kitablanmizda yazilidir ki, bu 
mevki'de bir cesme var. Onun aciga cikmasi Resul veya Resu- 
liin vasisi olmadikca, miiyesser olmaz. [Ya'ni onlar aciga cika- 
nr.] Bugiin ise sizden bu keramet aciga cikdi. Anladim ki, siz 
Resuliin vasisisiniz! Isitdigim ve gordiigiim muhakkak olup, 

-362- 



muradima erdim. 

Nakl edilmisdir ki, diinyayi terk edip, All "radiyallahii teala 
anh" hazretlerinin hizmetinde bulunup, muharebeye katilip, se- 
hfd oldu. Hazret-i Miirtezamn "radiyallahii teala anh" giizel ah- 
lakinin vasflanndan yazmak ve anlatmak insan kudretinin di- 
sindadir. Onun hallerini miisahede imkansizdir. [Herkes anhya- 
maz.] (Kit'a): 

Bir serrerin ki, guzelligini anlatmak kolay degildir, 
Vasfi (Hel eta) ola, meclhi (innenrn). 
Layik elegit ki, onun zatini rasfetmek, 
Etegine bulasan SUM yildizi He. 

Elliyedinci Menakib: Emir-iil mii'minin All "radiyallahii 
teala anh" buyurdu ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri vasiyyet etdi ki, vefatlannda, mubarek be- 
denlerini benim yikamami emr buyurdular. Her kim o hazretin 
cesed-i serifine baksa, anlayisi ve hafizasi kuvvetli olur. Hatta 
emir-iil mii'minin Ah "kerremallahii vecheh" hazretlerinin di- 
gerleri iizerine fehm [anlayis] ve hifzi [hafizasi] coklugundan 
sordular. Buyurdu ki: Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerini yikadim. Goziiniin hanesinde bir mikdar su 
kalmis gordiim. O suyu dilim ile aldim ve icdim. Bu kuvvetli ha- 
fiza, o ser-cesmenin bereketindendir. (§evahid-iin niibiiv- 
ve)den ahnmisdir. 

Ellisekizinci Menakib: Ebul Esved Diieli demisdir ki, emir- 
iil mii'minin Ah "radiyallahii teala anh" hazretlerinden isit- 
dim. Buyurdu ki: Disan cikdim, ayagimi atin ozengisine koy- 
dum. Abdullah bin Selam "radiyallahii teala anh" hazretleri ci- 
ka geldi. Dedi ki, ya Ah! Nereye gidiyorsun. Iraka gidiyorum, 
dedim. Dikkatli ol ki, eger sen Iraka gider isen, basina kihnc 
dokunsa gerekdir. Hazret-i Ah "radiyallahii teala anh" yemin 
etdi ki, ben bu sozii, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerinden isitmisdim. (Sevahid-iin niibiivve)de var- 
dir. 

Ellidokuzuncu Menakib: Hazret-i Ali "radiyallahii teala 
anh" bir sahsa dedi ki, benim haberimi Mu'aviyeye nicin gotii- 
riirsiin. O sahs inkar etdi. Hazret-i Ali "radiyallahii teala anh" 

-363- 



yemin eder misin, dedi. O sahs yemin etdi. Hazret-i All buyur- 
du ki, eger yemininde yalanci isen, Allahu teala senin gozlerini 
kor eylesin. Bir hafta gecmeden gozleri kor oldu. (Sevahid-iin 
niibuvve)den alinmisdir. 

Yine emir-iil mii'minin All "radiyallahu teala anh" hazret- 
leri Ruhbeden bir sahsa, bir sey sordu. Dogru soylemedi. Haz- 
ret-i All, yalan soyluyorsun, buyurdu. O sahs, yalan soylemi- 
yorum, dedi. Hazret-i All "radiyallahu teala anh" dedi ki: Se- 
nin iizerine diia ederim, eger yalan soylemis isen, Allahu tea- 
la seni kor eylesin. O sahs Ruhbesine gitmeden kor oldu. (Se- 
vahid-iin niibiivve)den alinmisdir. 

Yine hazret-i All "radiyallahu teala anh" bir gun mescidde 
hazir olanlara and verdi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerinden her kim (Beni seven, Aliyi de sever) ha- 
dis-i senfini isitmis ise, sehadet versin. Ensardan on kisi hazir 
olup, sehadet etdiler. Bir kisi de bu hadis-i serifi isitmis idi ve o 
meclisde hazir idi. Sehadet etmedi. Hazret-i Ah buyurdu ki, ey 
falan, nicin sen sehadet etmezsin ki, sen de o meclisde olup, ha- 
dis-i serifi isitmis idin. O kisi dedi: Ben ihtiyarladim; unutdum. 
Hazret-i Ah "radiyallahu teala anh" diia etdi ki, ya Rabbi! Eger 
bu sahs yalan soyliiyor ise, onun derisinde bir beyazhk aciga ci- 
kar ki, sangi onu ortmesin. Rivayet eden der ki, vallahi ben o 
sahsi oyle gordiim ki, iki goziinun ortasinda beyazhk meydana 
geldi. Hatta Zeyd bin Erkam "radiyallahu teala anh" demisdir 
ki, ben de o meclisde veya onun gibi bir meclisde hazir idim. 
Ben de o hadis-i serifi isitenlerden idim. Amma sehadet etme- 
dim. Allahu teala azze sanuhii benim gozlerimin nurunu gider- 
di. Her zeman o sehadet etmemenin pismanhgini cekerdi. Alla- 
hii Siibhanehii ve teala hazretlerinden magfiret taleb ederdi. 
(Sevahid-iin niibuvve)den alinmisdir. 

Altmisinci Menakib: Hazret-i emir-iil mii'minin Ali "radi- 
yallahii teala anh" bir gun minbere cikdi. Buyurdu ki: Ben Al- 
lahin kulu, Resuliiniin kardesi, Cennet kadinlannin seyyidesi- 
nin nikahhsiyim. Her kim benden gayri bu da'vada bulunsa, 
Allahu teala hazretleri o kimseye bela verir. O meclisde olan 
bir kisi, dedi ki: Allahin kuluyum ve Resulullahin kardesiyim 
sozii kimseye hos gelmez, bu soze kimse inanmaz. O sahs yerin- 

-364- 



den kalkmadan, aklini kaybedip, deli oldu. Onu, ayagindan ya- 
pisip, mescidden disan suriiduler. Komsulanndan, ona daha 
evvel boyle bir sey olmus mu idi diye sordular. Dediler ki, ol- 
mamisdi. Herkes bildiler ki, emir-iil mii'minin Aliye "radiyalla- 
hii anh" ta'n sebebi ile oldu. (Sevahid-iin niibiivve)den alinmis- 
dir. 

Altmisbiiinci Menakib: Siffin giinlerinden bir giin, emir-til 
mii'minin Ali "radiyalahii teala anh" seslendi ki, ya Eba Mus- 
lim neredesin. Muhammed bin Hanefiyye dedi ki: Ebti Muslim 
arka saflardadir. Hazret-i Alibuyurdu ki: Benim muradim Ebu 
Muslim Havlani degildir. Maksadim su Ebu Miislimdir ki, Ho- 
rasanhdir. Bu askerin sahibi olacakdir. Dogu tarafindan siyah 
bayraklar ile meydana cikar. Muhalifleri ile o kadar muharebe 
ve mukatele eder ki, Allahii teala onun vasitasi ile, olacak sey- 
leri merkezinde karar etdirir. Ne mutlu onunla beraber dini 
yaymak icin calisan, dini yaymak icin gayret edenlere. (§eva- 
hid-iin niibiivve)den alinmisdir. 

Altmisikinci Menakib: Bir giin Mu'aviye "radiyallahii teala 
anh" dedi ki, ne olaydi, ne zeman olecegimizi bilseydim. Hazir 
bulunanlar dedi ki, biz onun nasil olacagini bilmeyiz. Hazret-i 
Mu'aviye dedi ki: Ben onu hazret-i Aliden ogrenirim. Onun bil- 
digi hersey dogrudur. Dilinden cikan seyler dogrudur, batil de- 
gildir. Kendinin giivendigi kimselerden iic kisi cagirdi. Onlara 
dedi ki: Uciiniiz beraber yol arkadasi olup, Kufeye gidiniz. Ku- 
feye bir menzil kahnca [yaklasinca], birbirinizin ardinca Kufeye 
giriniz. Her biriniz benim oldiigum haberini veriniz. Lakin her 
biriniz, hastahgimda, oliim giiniimde ve saatinde ve mahallinde 
ve nemazimi kilan kimse hakkinda ve sair hususda birbirinize 
uygun soyleyiniz. O iic kisi, Mu'aviyenin "radiyallahii teala 
anh" dedigi seklde, Kufeye gitdiler. Bir menzil kaldi. Birisi Ku- 
feye girdi. Sordular, nereden gelirsin. Dedi, Samdan gelirim. 
Dediler, ne haber var. Dedi ki: Mu'aviye vefat etdi. Hazret-i 
emir-iil mii'minin Ali "radiyallahii anh" huzurlanna bu haberi 
iletdiler. Hazret-i emir-iil mii'minin Ali "radiyallahii anh" asla 
iltifat buyurmadilar. Ikinci giin biri dahi geldi. Yine Mu'aviye- 
nin "radiyallahii anh" vefatimn haberini verdi. Yine hazret-i 
All "radiyallahii teala anh" cevab vermedi. Uciincii giin biri da- 
hi geldi. Evvelkilere muvafik haber verdi. Emir-iil mii'minin 

-365- 



All "radiyallahu anh" hazretlerine iletdiler. Haber miitevatir 
oldu. Sihhatinde siibhe kalmadi. Muhakkak Mu'aviye "radiyal- 
lahu anh" vefat etmisdir, dediler. Hazret-i Emir-ul mii'minin 
All "radiyallahu anh" mubarek basini ve yiiziinii gostererek; 
(Bundan akan kan ile bu bulasmayinca, Mu'aviye vefat eder 
mi) buyurdu. O uc kimse bu haberi Mu'aviyeye "radiyallahu 
anh" iletdiler. Mu'aviye "radiyallahu teala anh" anladi ki, ken- 
disi Ah "radiyallahu teala anh" hazretlerinden sonra kalacakdir 
ve hem de kaza-i ilahi ile oyle oldu. (Sevahid-iin niibiivve)den 
ahnmisdir. 

Altmi§iicuncii Menakib: Rivayet edilmisdir. Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" Veda haccindan donerken, Ga- 
dirhum denilmekle ma'ruf menzilde nemazdan sonra, Eshab-i 
kiram "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" hazretlerine doniip 
buyurdular ki, (Ben mii'minlere nefslerinden tlaha sevgili, daha 
yakin degil miyim.) Orada hazir olanlar ittifakla tasdik edip, de- 
diler, (Evet, ya Resulallah.) Sonra hazret-i Alinin elinden tu- 
tup, buyurdu ki: (Ben kimin mevlasi isem, All onun mevlasidir.) 
[Beni seven Aliyi sever.] (Ya Rabbi, ona diismanhk edene dii§- 
manhk et. Onun ile dost olana dost ol. Onu hor tutani hor tut. 
Ona yardim edene yardimci ol. Nerede olur ise olsun, ona hak- 
ki, dogiuyu bildir.) 

(Kit'a): 

Gel ey Resuliin nzasmi isteyen, 
Onu sereni ser, diiasim rehber et. 
Sana ilahi kilmc cekilmesin diyorsan, 
Allahm arslanma bugz etnte, muhabbet et! 

Altmisdordiincii Menakib: Emir-iil mii'minin hazret-i Ah 
"radiyallahu teala anh", bir mikdar heniiz toprakdan aynlma- 
mis altini Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazret- 
lerinin huzurlanna getirdi. Hazret-i Resul-i ekrem ve Nebiyyi 
muhterem "sallallahii aleyhi ve sellem" onu Need ehline tak- 
sim eyledi. Kureys ve ensar dediler ki: Ya Resulallah! Bizi bi- 
rakip da Need ehline taksim buyurdun. Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Bunu, onun icin onlara 
taksim etdim ki, ehl-i islam ile ve miislimanlar ile iilfet etsin- 
ler!) Bu sozleri soyledigi sirada bir sahs cika geldi. Gozleri cu- 

-366- 



kurlasmis, sakali yuzunu buriimiis, viicudunu killar kapatmis- 
di. Dedi ki: Ya Muhammed! Allahii teala hazretlerinin emrini 
yerine getir. Resulullah hazretleri, (Eger ben, Allahii tealanin 
emrlerini dinlemez isem, kim dinler) buyurdu. Halid bin Velid 
"radiyallahii teala anh" orada hazir idi. Dedi ki: Ya Resulallah! 
Izn ver, katl edeyim. Izn vermedi. Sonra o sans yuzunu doniip, 
gitdi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdular ki, (Bunun neslinden bir kavm zuhura gelecekdir. 
Kur'an-i azim-iis-sam okurlar. Annua bogazlanndan asagi gec- 
mez. Ehl-i islann katl ederler. Okun yaydan cikdigi gibi, din-i 
islamdan cikarlar!) Hariciler o kavmdendir. O sebebden onla- 
ra (Marikun) derler. 

Altnnsbesinci Menakib: Fahr-i alem ve Resul-i muhterem 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri, emir-til mu'minin 
Ali "radiyallahii teala anh" hazretlerine haber vermis idi ki, 
(Sen, cema'atinden dinden cikan hariciler olacak, onlar ile harb 
edeceksin. Onlar icinde bir §ahs olur ki, bir eli bir pare et olur. 
Omuzu basinda, kadinlar memesi gibi nesne olur. O et parcasi- 
nin iizerinde fare kuyrugu gibi nice kdlar vardir.) 

Rivayet ederler ki, emir-iil mu'minin Ali "radiyallahii teala 
anh" hazretleri hariciler iizerine zafer buldu. Onlardan cogu 
helak oldu. Hazret-i Emir-iil mu'minin buyurdu, o sahsi istedi- 
ler. Bir def a aradilar, bulamadilar. Hazret-i Emir yemin etdi ki, 
vallahi ben yalan soylemem. Bana da soyliyen yalan soyleme- 
misdir. Bir def'a daha istediler. Kirk oliiniin altinda, emir-iil 
mu'minin Ali "radiyallahii teala anh" hazretlerinin Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden nakl etdigi gi- 
bi buldular. 

Altmisaltinci Menakib: Emir-iil mu'minin Aliyyiil Murteda 
"radiyallahii teala anh" islam askeri ile haricilere karsi harb et- 
mege giderken, Nehrvan yolunda bir kilisede bulunan bir rahib 
dedi ki; ey islam askeri, emiriniz bu tarafa gelsinler. Hazret-i 
Aliye arz olundukda, hazret-i Emir o tarafa dogru yonelip, ki- 
liseye vardilar. Rahib dedi ki, ey musliman askerlerinin serda- 
n! Bugiin tali' yildizi miislimanlarin maglubiyyetini gosteriyor. 
Sabr ediniz. Hazret-i Emir-iil mu'minin "radiyallahii teala 
anh" buyurdu ki: Ey rahib! Bana yildizlara bakip, hiikm soyler- 

-367- 



sin. Falan settareden [yildizdan] bana haber ver. Rahib dedi ki: 
Ben o yildizi bilmiyorum. Hazret-i All buyurdu ki: Ey rahib! 
Ma'lum olsun ki, gok ilmini [ilm-i niicumu] bilmiyorsun. Yer 
[arz] ilminden sorayim. Halen ayaginin basdigi yerin altinda ne 
vardir. Rahib dedi ki: Bilmiyorum. Hazret-i Ah "radiyallahu 
teala anh", Ben sana soyliyeyim. Su seklde bir kab, kabin icin- 
de su kadar, su vasfda, naksda, akce vardir, buyurdu. Rahib de- 
di, ey aziz! Bu seklde kesf etmek sana nereden hash oldu. Bu- 
yurdu ki: Hazret-i Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" bana haber vermis idi ki, bir grub asker ile harb edesin ki, 
onlann askerinden, on kisiden azi kurtulur. Senin askerinden 
ondan eksik sehid olur. Rahib, hayret edip, imtihan icin ayagi 
altindaki yeri kazdi. O ta'rif edilen seklde akceler bulup, o ni- 
san ile cikip, o seklde goriince, imana geldi. Rivayet edilir ki, o 
dortbin hariciden ucbindokuzyiizdoksanbir adedi olduriilup, 
dokuz asker firar etmisdir. Islam askerinden dokuz se'adetli 
kimse sehadet serbetini icip, gerisi sihhat ve selamet iizere kal- 
misdir. 

Altmisyedinci Menakib: Imam-i Miistagfiri "rahimehullahi 
teala" (Dela-il-iin niibiivve) adh kitabinda, Firas bin Amrdan 
"radiyallahu teala anh" nakl eylemisdir. Ona Resulullah "sal- 
lallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri zeman-i senflerinde 
bir bas agnsi anz oldu. Hazret-i Resul-i ekrem "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" iki gozii ortasim tutdu. Mubarek parmaklan 
ile tutdugu yerden kirpi kill gibi kil cikdi. O agri ondan gitdi. 
Haricilerin emir-iil mii'minin Ahnin "radiyallahu teala anh" 
iizerine hiicum etdikleri giinde, Firas de onlara uydu. O vakt o 
killar almndan dokiildii. O sirada o agri tekrar basladi. Ona de- 
diler ki, bu is sana haricilere uydugun icin hash oldu. Tevbe ve 
istigfar etdi ki, o kil almnda cikip, o agri ondan temamen gitdi. 
(§evahid-iin niibiivve)den ahnmisdir. 

Altmissekizinci Menakib: Ah bin Zeyd "rahimehuhahu tea- 
la" demisdir. Sa'id bin Museyyib "radiyallahu anh" bir sahsi 
bana gosterdi ve dedi ki, var o sahsi gor. Dedim, halini bana 
anlat. Benim gormeme ne liizum var. Bu sahs Osman ve Ahnin 
"radiyallahu teala anhiima" hakkinda kotu sozler soyler idi. 
Ben miinacat etdim, Allahii tealaya ki, eger senin katinda Os- 
manin ve Ahnin krymetleri var ise; bana bir nisan goster. Son- 

-368- 



ra o bedbahtin yiizii siyah oldu. (Sevahid-iin niibiivve)den ahn- 
misdir. 

Altmisdokuzuncu Menakib: Abdullah Muhammed bin Kay- 
yimil Cevzi (Kitab-iir-ruh) kitabinda nakl eyledi. O da Kurey- 
sin bir sahsindan rivayet eyledi. Samda bir kisi gordiim ki, yu- 
ziiniin bir tarafi kapkara idi. Onu daima bir nesne ile orterdi. 
Ondan bu durumunu sordum. Dedi ki: Allahii tealaya ahd ey- 
ledim ki, her kim bu hali benden sorarsa, ben ona hikaye ede- 
yim. Ben, Ah "radiyallahii teala anh" hazretlerine bugz eder- 
dim. Hakkinda uygunsuz sozler soylerdim. Bir gece uykumda 
gordiim ki, bir kisi geldi. Sen benim hakkimda uygunsuz sozler 
soylersin, dedi. Yuzumiin bir tarafina bir nesne ile vurdu. Sabah 
gordiim ki, yiizumiin o tarafi siyah olmus. (Sevahid-iin niibiiv- 
ve)den ahnmisdir. 

Hazret-i Ali "radiyallahii teala anh" hazretlerine sordular: 
Ebu Bekr ve Omerin "radiyallahii teala anhiima" zeman-i serif- 
lerinde, hilafetleri cekisme, kavga, fitne ve ihtilafh degildi. Sizin 
ve Osmanin "radiyallahii teala anhiima" hilafetlerinin zemanla- 
n sikinti ve degisiklik ve fitneden hali olmadi. Hazret-i Ah "ra- 
diyallahii teala anh" buyurdu ki: Onun sebebi sudur. Ben ve 
Osman, Ebu Bekr ve Omerin mu'avinleri idik. Sen ve senin 
emsalin, benim ve Osmanin yardimcimiz oldunuz. Boyle oldu. 
(Sevahid-iin niibiivve)den ahnmisdir. 

Yetmisinci Menakib: Emir-iil mii'minin Ah "kerremallahii 
vecheh" Yenbu karyesinde hasta oldu. Ona dediler ki, nicin bu- 
rada durursun. Eger vefat edersen, hizmetlerini gormezler. Me- 
dineye gidersen, kardeslerin isini goriirler. Ali "radiyallahii tea- 
la anh" buyurdu ki: Ben simdi vefat etmem. Hazret-i Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bana haber vermisdir. 
Mubarek basini gosterip, (buranin kani), mubarek yiiziinii gos- 
terip, (burayi boyamayinca) ben vefat etmesem gerekdir. (Se- 
vahid-iin niibiivve)den ahnmisdir. 

Yetmi§birinci Menakib: Ammar bin Yaser "radiyallahii 
anh" bir giin Ali "radiyallahii teala anh" hazretlerine buyurdu 
ki: Ya Ali! Sana, insanlann bedbahtlanndan haber vereyim mi! 
Bunlar; Salih aleyhisselamin devesini kihncla vuranlar ve senin 
basina kihncla vurup, yiiziinii kana boyayanlardir. 

- 369 - Menakib-i Cihar Yar-i Giizin - F:24 



Yetmisikinci Menakib: Bir gun emir-ul mu'minin All "radi- 
yallahii teala anh" Kufe mescidinde, kendisini katl edecek olan 
Ibni Mulcem mel'ununu gordu. Ona hitab edip, buyurdular ki, 
ey Mulcem oglu. Senin cahiliyye zemaninda ve cocukluk gunle- 
rinde hie lakabin var mi idi. Dedi, bilmiyorum. Buyurdu ki: Sa- 
na; (ey saki, ey Salihin devesini kisirlasdiran) diyen, bir yehudi 
hizmetciniz var mi idi. Evet var idi, dedi. Emir-ul mu'minin bir- 
sey soylemedi. 

Yetmisuciincii Menakib: Bir giin emir-iil mu'minin Aliyyiil 
murteda, Ziibeyr "radiyallahii teala annum" ile gizli soylesirler 
idi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri bu- 
yurdu ki: (Ya All! Ziibeyre gizli soylersin [sirnni soylersin]. 
Halbuki o seninle mukatele [harb] edecekdir.) Deve vak'asi ol- 
dugu zeman, Ali "radiyallahii teala anh" bu hadis-i serif ile Zii- 
beyri "radiyallahii anh" andi. Ziibeyr "radiyallahii teala anh" 
muharebeden vaz gecdi. Donup gitdi. Bir sahs ardindan vanp, 
katl eyleyip, kihnci hazret-i Aliye "radiyallahii teala anh" getir- 
di. Hazret-i Ali buyurdular ki, (Hazret-i Ziibeyrin katiline, Ce- 
hennem atesi miijdeler olsun!) (Sevahid-iin niibiivve)den ahn- 
misdir. 

Yetmisdordiincii Menakib: Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri Hendek kazdiklan giin; Ammar 
bin Yaserin, mubarek eliyle arkasim sigadi. Buyurdu ki, (Seni 
ehl-i bagiden bir tenia' at katl etse gerekdir!) Sonra Siffin giin- 
lerinde harb siddetlendi. Ammar bin Yaser, hazret-i Alinin ya- 
ninda yemin etdi ki, bu o giindiir ki, Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretleri bana o giinde sehadet va'd bu- 
yurmusdur. Emir-iil mu'minin hazretleri hie cevab vermedi. 
Uciincii def a yine yemin etdi. Hazret-i Ali "radiyallahii teala 
anh" buyurdu ki: Evet, bu giin o giindiir. Hemen Ammar "ra- 
diyallahii teala anh" hazretleri tekbir aldi. Hos yeller esmege 
basladi. Yuziinii Mu'aviyenin "radiyallahii teala anh" askerin- 
den tarafina doniip, muharebe ile mesgul oldu. Mu'aviyenin 
"radiyallahii anh" askerinden ba'zi behadirlar bunu dusiirdii. 
Bu esnada susuzluk galebe etdi. Su diledi. Siit ile kansmis bir 
kadeh su verdiler. Ammar onu gordii. Allahii ekber! dedi. Son- 
ra ondan bir mikdar icdi. Ve dedi ki: Risaletpenah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" efendimiz hazretleri bana haber vermis- 

-370- 



dir ki, (Seni ehl-i bagiden bir kimse katl etse gerekdir. Senin 
katlin hazret-i Cebrail ve Mikail aleyhimesselamin ortasinda 
olur. Onun alameti o olur ki, o vakt su isteyesin. Sana su ile ka- 
rismis siit verirler.) Hatta hazret-i Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" Abdullah bin Amr bin Asa buyurmusdur ki, 
ey Abdullah; Ammar bin Yaserin katiline Cehennem atesi ile 
miijde veresin. O gun, Ammar bin Yaseri sehid etdiler. Iki bed- 
baht onun mubarek basini Mu'aviyenin "radiyallahii anh" onli- 
ne gotiiriip, cekisdiler. Biri dedi ki, ben katl etdim. Obiirii dedi 
ki, ben katl etdim. Mu'aviye "radiyallahii anh" dedi; her kim 
onu katl etmis ise, ona bir kese giimus verecegim. Bunun anla- 
silmasi icin Abdullah bin Amr bin Asa emr etdi. Abdullah bi- 
rinden, nasil katl etdigini sordu. O kisi dedi ki: Onun iizerine 
hamle etdim. Onu katl mahallinde gordiim. Abdullah dedi, sen 
katl etmemissin. Digerinden de sordu. Digeri dedi ki: Birbiri- 
mize hamle etdik. Benim hamlem ona te'sir edip, atindan diis- 
du. Dizi iizerine gelip, dedi ki: (Cebrail ve Mikail "aleyhimes- 
selam" ortasinda bu isi yapan iflah olmasin; pisman olacakdir.) 
Bunu soyleyip, sagina ve soluna bakardi. Ondan sonra ben ile- 
ri vanp, basini kesdim. Abdullah hazretleri buyurdu: (Bu bir 
kese dirhemi [gumusii] tut ve sana Cehennem atesi miijde ol- 
sun!) O bedbaht dedi ki: Eger oliirsek vay bize, eger oldiiriir- 
sek vay bize. Keseyi birakdi [yere atdi]. (Inna lillah ve inna ...) 
dedi. Mu'aviye "radiyallahii anh" dedi, Ey Abdullah! Bunun 
gibi sozlerin mahalli midir? Abdullah hazretleri buyurdu ki, 
mescidi bina etdikleri giinde herkes bir tas getirdi. Ammar iki 
tas getirdi. Resul-i ekrem ve Nebiyyi muhterem "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretlerinden isitdim, buyurdular ki, (Ey 
Ammar! Seni ehl-i bagiden bir cema'at katl edeceklerdir.) Son- 
ra buyurdular: (Ey Abdullah! Amman katl edeni Cehennem 
atesi ile miijdele!) 

Yetmisbesinci Menakib: Hazret-i Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" bir gun buyurdu ki, (Ya All! Yakin zeman- 
da, seninle Aise arasinda bir hadise vaki' olacakdir.) O buyur- 
duklari Cemel harbine isaret idi. Hazret-i Ali "radiyallahii tea- 
la anh" dedi: Ya Resulallah! Eshab-i giizin "ndvanullahi teala 
aleyhim ecma'in" hazretlerinin icinde, bu bana mi mahsusdur. 
Habibullah hazretleri buyurdu: (Evet, sana mahsusdur.) Haz- 

-371- 



ret-i All dedi ki: Oyle olur ise ben Eshabin en bedbahti olurum. 
Hazret-i Resulullah "sailailahu teala aleyhi ve sellem" buyurdu 
ki: (Yok oyle olmazsin. Velakin, oyle bir hadise vaki' oldugu 
zeman, onun iizerine galib olursun. Onu geri yerine, makamina 
gonder!) Siibhesiz, emir-iil mu'minin All "radiyallahii teala 
anh" Cemel vak'asinda, Aise "radiyallahii teala anna" hazretle- 
rinin askeri iizerine zafer buldu. Aise hazretlerini ikram ve ihti- 
mam ile Medine-i miinewereye gonderdi. 

Yetmisaltinci Menakib: Imam-i Miistagfiri "rahimehullahii 
teala" (Dela-il-iin niibiivve) kitabinda bildirmisdir. Rum kay- 
seri, emir-iil mii'minin Omer "radiyallahii teala anh" hazretle- 
rinin hilafeti zemamnda zor siiallerini yazdi. Tafsili (Dela-il-iin 
niibiivve)de vardir. O siialleri Omer "radiyallahii teala anh" 
hazretlerine gonderdi. Hazret-i Omer onu okudu. Emir-iil 
mii'minin Alinin "radiyallahii teala anh" oniine koydu. Haz- 
ret-i Ah onu okudu. Divit ve kalem istedi. Onlann cevabim 
yazdi. Kagidi katlayip, kayserin elcisine verdi. Elci, bu cevabi 
kim yazdi diye sordu. Hazret-i Omer buyurdu ki, hazret-i Re- 
sulullahin "sallallahu teala aleyhi ve sellem" amcasi oglu, da- 
madi ve dostu hazret-i Ah "radiyallahii teala anh" yazdi. Der- 
ler ki, yehudiden ba'zilan geldiler, dediler ki, ne oldu size ey 
musliman taifesi. Peygamberinizin vefatindan sonra, bu kisa 
zemanda ba'zimz ba'zimzin iizerine hiicum edip, muharebeye 
basladimz. Hazret-i Ah "kerremallahu vecheh" buyurdu ki: 
(Ey yehudi taifesi! Size ne oldu ki, heniiz ayaklanniz denizin is- 
lakhgindan kuramamis idi. Ya Musa! Bize de baskalannin ilah- 
lan oldugu gibi ilah yap, dediniz!) Bu cevab ile yiizlerini kara 
edip, cevab veremiyecek hale birakdi. 

Abdullah ibni Abbas "radiyallahii teala anhiima" buyur- 
musdur ki, (Ahye ilmin on boliigiinden dokuz boliigii verildi. 
Vallahi geri kalan bir boliigiinde de ortakdir.) Hatta imam-i 
Ahmed bin Hanbel "rahimehullahii teala" buyurmusdur ki, 
Sahabe-i kiram "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" hazretle- 
rinden bize hazret-i Alinin hakkinda o kadar fazilet gelmisdir 
ki, Aliden "radiyallahii teala anh" baskasi icin gelmemisdir. 
Seyyid-iit-taife Ciineyd "kuddise sirruhiil'aziz" buyurmusdur 
ki: Emir-iil mii'minin Ah "radiyallahii teala anh" hazretleri 
muhalifleri ile muharebeden firsat bulsa idi, elbette ondan te- 

-372- 



sawuf ve hakayik ilmi o kadar olurdu ki, goniiller ona takat ge- 
tiremezdi. O, ariflerin basidir. Onun sozleri vardir ki, ondan 
ewel kimse soylememisdir ve ondan sonra da kimse mislini 
soylemege kadir olmamisdir. Su sekldedir ki, bir gun minbere 
cikmis idi. Buyurdu ki, bana arsin altindakilerden sorunuz! Be- 
nim icim ilm ile doludur. Bu agzimdaki Resulullahin "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" mubarek agzinin suyudur. O sol nes- 
nedir ki, bana boluk-bohik verdi. Onun icindir ki, benim nef- 
sim onun yed-inde olan Allahii tealaya yemin ederim ki, eger 
izn olsa, Tevratin ve Incilin icinde olanlan haber verirdim. Be- 
ni o ikisi tasdfk ederlerdi. Hazret-i Emir-iil mii'minin bu kela- 
mi keramet eseri buyurdu. O meclisde Da'leb Yemani derler 
bir kisi var idi. Dedi ki: bu kisi ne garib da'vada bulundu. El- 
bette ben bunu imtihan ederim. Yerinden kalkip, dedi, bir siia- 
lim vardir. Hazret-i All buyurdu ki, ogrenmek ve bilmek icin 
sor. Tecribe ve imtihan icin sorma. Da'leb, sen beni onun iize- 
rine mecbur etdin deyip, sordu, Rabbini gordiin mii ya All! 
Hazret-i All buyurdu: (Gormedigim Rabbime tapacak degi- 
lim.) Sonra, nasil gordiin, dedi. Emir-ul mii'minin buyurdu: (O 
Hakki, gozler diinyada gordiikleri seklde goremezler. Lakin 
goniiller beka hakikatleri ile goriir. Benim Rabbim birdir. Se- 
riki yokdur. Benzeri bulunmaz. Ikincisi olmaz. Yer [me- 
kanjdan miinezzehdir. Uzerinden zeman gecmez. Akl ile idrak 
edilmez. Yaratdiklan ile kiyas edilmez.) Da'leb bu sozleri isi- 
tip, yiizii iizeri diisdii. Bayildi. Bir zeman sonra kendine geldi. 
Dedi ki; Hak tealaya soz verdim ki, kimseye imtihan niyyeti ile 
siial sormryacagim. Hazret-i Emir-iil mii'minin "radiyallahii 
teala anh" buyurdu ki, (Eger is senin elinde olursa.) 

Yetmi§yedinci Menakib: Imam-i Fahreddin-i Razi "rahime- 
hullahi teala" (Tefsir-i kebir)de nakl etmisdir. Emir-iil mii'mi- 
nin Ah "radiyallahii teala anh" hazretlerinin sevenlerinden bi- 
risi bir siyah kole idi. Bir gun onu hirsizhk yaparken tutup, haz- 
ret-i Aliye getirdiler. Hazret-i Emir-iil mii'minin sordu ki, (Sen 
mi hirsizhk etdin.) Evet ben hirsizhk yapdim, dedi. Elini kesdi. 
O siyah kole, hazret-i Emirin meclisinden cikip, gitdi. Yolda 
Selman-i Farisi ve Ibni Zekvana "radiyallahii teala anhiima" 
rastladi. Ibni Zekvan o siyah koleye, elini kim kesdi, dedi. Siya- 
hi dedi ki: Emir-iil mii'minin kesdi. Ibni Zekvan dedi: O senin 

-373- 



elini kesdi, sen onu medh ediyorsun. Dedi ki, nicin medh etmi- 
yeyim ki, muhakkak elimi hak uzerine kesdi ve beni Cehennem 
atesinden halas eyledi. Selman "radiyallahu teala anh" bu sozti 
siyah koleden isitip, geldi, Aliye "radiyallahu teala anh" haber 
verdi. Hazret-i All "radiyallahu teala anh" o siyah koleyi cagir- 
di. O kesilen elini yine bilegi uzerine koydu. Bir mendil ile ort- 
du. Diia etdi. Sonra bir ses isitdik, gokden ki, hazret-i Emire 
emr eyledi. Ortuyu kaldir. Ortuyu aldi. Eli Allahii tealamn izni 
ile onceki durumuna gelmisdi. 

Yetmi§sekizinci Menakib: Kufe ehalisi dediler ki: Ya Emir- 
el mu'minin. Firat suyu bu sene azdi. Cok ekinleri zayi' eyledi. 
Ne olur, Allahii teala hazretlerinden dileyesin ki, su az olsun. 
Hazret-i Ali "radiyallahu anh" se'adethanelerine girdi. Halk 
kapida beklerler idi. Sonra disan cikdi. Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin ciibbesini uzerine giymis, 
mubarek sangini basina koymus, asasini eline almisdi. At iste- 
di. Ata bindi. Orada olanlar ve cocuklar etrafinda olmak iizere, 
Firatin kenanna geldiler. Asagi indi. Iki rek'at nemaz kildi. 
Durdu. Asayi mubarek eline aldi, kopriiniin iistiine cikdi. Ha- 
sen ve Hiiseyn "radiyallahu teala anhiima" hazretleri de bera- 
ber cikdilar. O asa ile sudan tarafa bir def a isaret eyledi. Su bir 
mikdar azaldi. Buyurdu ki, bu kadar kifayet eder mi. Hepsi de- 
diler, ya Emir-el mu'minin, kifayet eder. 

Yetmisdokuzuncu Menakib: Ciindeb bin Abdiillahil Ezdi 
diyor ki: Cemel ve Siffin harblerinde; emir-iil mu'minin Ah 
"kerremallahii vecheh" hazretleri ile beraber idim. Benim hie 
siibhem yok idi ki, hak Emir-iil mu'minin hazretleri tarafinda- 
dir. Ne zeman ki, Nehrvana konduk. Benim gonliime bir sub- 
he diisdii. O cema'ati katl etmek gayet biiyiik isdir. Sabahleyin 
askerden aynldim. Yanimda bir matara su var idi. Bir yerde ki- 
hncimi yere dikdim. Kalkani uzerine asdim. Golgesine otur- 
dum. Hazret-i Ah "kerremallahii vecheh" yanima cika geldi. 
Sordu, yaninda hie su var midir? O matarayi online koydum. 
Aldi. O kadar uzaga gitdi ki, goriinmez oldu. Yine geri geldi. 
Abdest ahp, kalkamn golgesine oturdu. O sirada bir ath geldi. 
Emiri gormek istedigini soyledi. Hazret-i Ah kabul buyurdu. O 
ath dedi ki: Ey Emir-el mu'minin! Muhalifler Firati gecdiler. 
Ve suyu kesdiler. Buyurdu ki: Hayir, onlar suyu gecememisler- 

-374- 



dir. Bu sozii soylerken, bir sahs daha geldi. Vallahi ben onlann 
sancaklanni suyun ote tarafinda gordiim, dedi. Emir-iil mii'mi- 
nin All "radiyallahu teala anh" hazretleri buyurdu; vallahi gec- 
mediler. Nasil gecerler ki, onlann diisecek ve dokiilecek yerle- 
ri buradadir. Ondan sonra durdu. Ben de durdum. Kendi ken- 
dime dedim; Elhamduliilah. Elime bir terazi girdi ki, bu kisinin 
hali bundan belli olur. Ya o yalanci behadirdir veya Allahii 
teala hazretlerinden veya Resulullah hazretlerinden hiicceti 
vardir. Buna dayanarak bunu bilmisdir. Gonliimden dedim ki, 
ya Rabbi! Seninle ahd etdim. Eger suyu gecmis olduklanni go- 
riirsem, o kimse ile [All "radiyallahu anh" ile] muharebe eyle- 
yen ben olacagim. Eger gecmemis iseler o muhalif ile muhare- 
be ve mukatele edecegim. Askerin arasindan [saflardan] gec- 
dik. Gordiik onlann bayraklan evvelki gibi yerlerinde durur. 
Hazret-i Emir-iil mii'minin "radiyallahu teala anh" arkami tut- 
du [sivadi] ve isin ile mesgul ol, dedi. Ben de hamle edip, on- 
lardan birini oldiirdiim. Arkasindan birini daha oldiirdiim. Bi- 
rine saldirdim. Ben ona vurdum. O da bana vurdu. Ikimiz de 
diisdiik. Arkadaslanm beni kaldinp, gotiirmiisler. O vakt ken- 
dime geldim. Hazret-i Emir muharebeyi bitirmis idi. Emir-iil 
mii'minin bir sahsa durumundan haber verdi. Seni, falan mev- 
ki'de, falan hurma agacina assalar gerekdir. Buyurdugu gibi 
vaki' oldu. 

Sekseninci Menakib: Haccac-i Yusuf "Allahii teala miiste- 
hakini versin", Kiimeyl bin Ziyadi "radiyallahu teala anh", ca- 
girdi. Kiimeyl ondan kacdi. Haccac-i zalim, Kiimeylin akrabala- 
rinin vazifelerine son verdi. Kiimeyl bunu isitdi ve dedi ki: Be- 
nim omriim zaten bitmisdir [yaslandim]. Benim sebebim ile, 
kavmimin mahrum olmasi layik degildir. Haccacin yanina var- 
di. Haccac dedi ki, isterim ki, seni oldiireyim. Kiimeyl dedi ki: 
Benim omriim az kalmisdir. Ne diler isen onu yap. Bizim va'de- 
miz yakindir. Benim olumiimden sonra hesab vereceksin. Bana 
emir-iil mii'minin Ali "kerremallahu vecheh ve radiyallahu tea- 
la anh" haber vermisdir ki, seni Haccac oldiirecekdir. O zalim 
onun boynunu vurdu. 

Seksenbirinci Menakib: Haccac bir gun dedi ki, isterim Ebu 
Tiirabin [Hazret-i Alinin] eshabindan birini katl edeyim ki, 
Hak Siibhanehii ve teala hazretlerine yaklasayim. Hazret-i Ali- 

-375- 



nin "radiyallahu anh", kolesi Kanber ile sohbet etmis oldugunu 
hie kimse bilmezdi. [Hazret-i Alinin en cok sohbet etdigi kim- 
selerden idi.] Haccac, Kanberi cagirtdi ve dedi ki, Kanber sen 
misin. Kanber, evet benim dedi. Haccac, Ah ibni Ebi Talib se- 
nin Mevlan midir, dedi. Kanber, benim Mevlam Allahii teala 
hazretleridir. Emir-ul mu'minin hazret-i Ah vehm ve sebeb-i 
ni'metimdir, dedi. Haccac dedi: Seni katl etmek isterim. Ihtiya- 
rinla nasil katl olunmak istersin. Kanber dedi: Ihtiyar senindir, 
her ne vech ile katl edersen, ben de seni kiyametde oyle katl 
ederim. Zaten bana emir-ul mii'minin hazret-i Ali "radiyallahu 
teala anh", ey Kanber, seni zulm ile katl etseler gerekdir, diye 
haber vermisdi. Sonra Haccac Kanberi "radiyallahu teala anh" 
katl eyledi. 

Seksenikinci Menakib: Emir-iil mii'minin hazret-i Ali "radi- 
yallahii teala anh" Bera' bin Azibe dedi ki, (Benim oglum Hii- 
seyn katl olunsa gerekdir. Sen o vaktde ona yardim etmiyecek- 
sin.) Emir-iil mii'minin hazret-i Hiiseyn "radiyallahu teala anh" 
sehid oldu. Bera' bin Azib, hazret-i Ali "radiyallahu teala anh" 
dogru soyledi. Hazret-i Hiiseyn katl olundu. Ona yardim yapa- 
madigima pismamm, dedi. 

Sekseniiciiiicii Menakib: Hazret-i Ali "radiyallahu teala 
anh" bir seferinde Kerbelaya ugradi. Sagina ve soluna bakdi. 
Giryan-giryan [aghyarak] gecdi ve buyurdu ki: (Vallahi onlann 
develerinin cokecegi ve onlann katl olunacaklan makam bura- 
sidir.) Eshabi dediler: Ey Emir-el mii'minin! Bu ne makamdir. 
Buyurdu ki: (Burasi Kerbeladir. Bu yerde, bir kavm katl olun- 
sa gerekdir. Onlar hesabsiz Cennete girerler.) Hie kimse bu 
sozlerin ma'nasim hazret-i Hiiseyn "radiyallahu teala anh" haz- 
retlerinin vak'asi oluncaya kadar anlamadi. 

Seksendordiincii Menakib: Emir-iil mii'minin hazret-i Ah 
"radiyallahu teala anh" Kufeden asker istedi. Bir takim soz ve 
hareketden sonra, asker gonderdiler. Gelmezden evvel hazret-i 
Ali buyurdu ki: Kufeden iki bin er ve de bir kisi geliyor. Eshab- 
dan biri, bu sozii isitdim, o askerleri bir bir saydim, buyurdukla- 
rindan ne eksik, ne fazla idi, dedi. 

Seksenbesinci Menakib: Hayye-i Arabi, emir-iil mii'minin 
Ah "radiyallahu teala anh" hazretlerinin eshabindan idi. Dedi 

-376- 



ki: Hazret-i Mu'aviye ile muharebe sirasinda, hazret-i Emir-iil 
mii'minin All "radiyallahu anh" ile bir derya kenannda ko- 
nakladik. O sirada bir kisi geldi. Dedi ki: Esselamu aleykiim, 
ya Emir-el mii'minin! Hazret-i Emir-iil mii'minin, ve aleykiim 
selam, dedi. O kisi dedi: Ben Sem'un bin Yuhannayim, su ki- 
lisenin sahibiyim, diyerek bir bina gosterdi. Bizim yammizda 
bir kitab vardir. Bu kitab mfras yolu ile Isa "ala nebiyyina ve 
aleyhissalatu vesselam" eshabindan intikal etmisdir. Eger di- 
lersen, o kitabi tarafiniza okuyayim. Eger dilersen, huzur-i se- 
rifinize getireyim. Hazret-i Emir-iil mii'minin buyurdu ki; 
Oku. O kisi okumaga basladi. Resulullahin "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" serefli vasflanndan ve iimmetinin sifatlann- 
dan yaziyordu. Sonunda okudugu bir gun, (Bir derya kenan- 
na bir kisi konar. Peygambere yakin olur, Zemanin ehlinden 
ve dinde, Peygambere yakin olur. Miisrikleri dize getirir. Mag- 
rib ehli ile savasir,) yazisim okudu. Ondan sonra o kisi dedi ki: 
(Peygamber cikdi. Ona iman getirdim. Siz burada konakladi- 
niz. Huzurunuza geldim. Hayatda oldugum miiddetce hizme- 
tinizde olayim.) Hazret-i Emir-iil mii'minin "radiyallahu teala 
anh" ve hazir olanlar agladilar. Buyurdu ki: (Allahii tealaya 
hamd olsun ki, beni unutulmuslardan kilmadi. Kitabinda zikr 
etdi.) Rivayet eden der ki, Emir-iil mii'minin bana hitab edip, 
buyurdu ki, ey Hayye-i Arabi! Sem'unu sen yaninda sakla [sa- 
na emanet]. Her kusluk ve aksam yemeklerinde onu caginrdi. 
Leyle-tiil-harirde, hazret-i Mu'aviye ile ceng siddetlendi. 
Sem'un sehidlik se'adetine kavusdu. Hazret-i Emir-iil mii'mi- 
nin, kabrine kendisi koydu. (Bizim ehl-i beytden biridir) bu- 
yurdu. 

Seksenaltinci Menakib: Hak Siibhanehii ve teala hazretleri, 
hazret-i Ali "radiyallahu anh" icin, iki kerre giinesi batidan ge- 
ri dondiirdii. Birisi, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerinin zemanlannda idi. Umm-ii Seleme ve Esma 
binti Umeys ve Cabir bin Abdiillah-el Ensari ve Ebii Sa'id-il 
Hudri "radiyallahu teala anhiim" hazretleri rivayet etmislerdir. 
Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri bir gun 
se'adethanelerinde oturuyorlardi. Hazret-i Ali "radiyallahu 
teala anh" da huzurlannda idi. O sirada Cebrail aleyhisselam 
vahy getirdi. Vahyin agirhgindan hazret-i Alinin "radiyallahu 

-377- 



teala anh" dizine mubarek basini koydu. Giines batincaya ka- 
dar kaldirmadi. O sirada, giines batdi. All "radiyallahu teala 
anh" hazretleri ikindi nemazim khmamisdi. Resulullah "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri vahyden sonra, onceki 
haline geldi. Buyurdu ki, ya Ah! Senin ikindi nemazi gecdi mi. 
Evet, ya Resulallah! Kimildayamadim, kaldim, dedi. Ancak ne- 
mazi una ile kilmisdi. Hazret-i Habibullah, giinese emr buyur- 
du. Giines geri dagin iizerine chop, durdu. Hazret-i Ali, nema- 
zim kildi. Esma binti Umeys der ki, gurub vaktinde giinesden 
buzagi sesi gibi bir ses geldi. 

Restil-i ekremden sonra, hazret-i All "radiyallahu teala 
anh" Babile giderken, Firat nehrinin uzerinden gecmek istedi- 
ler. Ikindi nemazimn vakti idi. Eshabdan bir cema'at ile ken- 
dileri asr [ikindi] nemazim kildilar. Diger eshab da hayvanla- 
nm sudan gecirmekle mesgul oldular. Giines batdi. Nemazla- 
nm kilamadilar. Hazret-i emir-iil mii'minin Ah "radiyallahu 
teala anh" diia eyledi. Allahu Siibhanehii ve teala giinesi yeri- 
ne getirdi. Nemaz kilmiyanlar, nemazlanni kildilar. Giines yi- 
ne batdi. O esnada giinesden bir korkulu ses cikdi. Eshab 
korkdular. Soyle ki, tehlil, tesbih ve istigfar ile mesgul oldular. 
(Sevahid-iin niibiivve)den ahnmisdir. 

Seksenyedinci Menakib: Selman-i Farisi "radiyallahu teala 
anh" hazretleri rivayet etmisdir. Yagmurlu bir giinde mescidde, 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin hu- 
zur-i seriflerinde, Eshab-i giizin "ndvanullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" hazretlerinden bir cema'at ile oturmusduk. O sirada 
yiiksek ses ile birisi, Esselamii aleykiim, dedi. Hepimiz sesi isit- 
dik. Amma selam vereni gormedik. Hazret-i Resulullah "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" selami ahp, bize buyurdu ki; (Cin 
taifesinden kardesiniz, selamini ahniz!) Hepimiz, aleykiim se- 
lam, dedik. Fahr-i alem hazretleri buyurdular ki, (Sen kimsin!). 
Ya Resulallah! Koleniz, cin taifesinden Semrah oglu Arfeta- 
yim. Hazret-i Habibullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bu- 
yurdular ki, (Merhaba ya Arfeta! Allahu tebareke ve teala haz- 
retleri sana rahmet eylesin. Kendi suretin ile bize goriin!) O an 
bir kilh kimse zahir oldu ki, yuziinii saci biiriimus, iki gozleri bir 
tarafda, agzi gogsiiniin iizerinde ve fil disleri gibi disleri var ve 
tirnak yerine kiymiklan var. Bu seklde bunu goriince, hepimiz 

-378- 



elimizde olmadan korkup, Resulullah "sallailahu teala aleyhi 
ve sellem" hazretlerine bakdik. O sahs, hazret-i Sultan-i Enbi- 
yaya hulus ile aciklayrp, dedi ki: Ya Habib-i Rabbil'alemin! 
Kavmimi dine da'vet icin ben kulunuz ile bir kimse gonder. Yi- 
ne sag-salim insaailahii teala getirip, huzur-i senfinize teslim 
ederim. O Fahr-i alem ve seyyid-i Mem Resul-i ekrem "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki, (Bu hiz- 
mete bunun ile kim gider ise, ona Cennet vacib olur.) O sahsin 
goriinmesinden bir kimse cevab vermege cesaret edemedi. 
Hazret-i Resul-i ekrem lie kerre hitab etdiler. Kimse cevab ver- 
medi. Son emrde, hazret-i Ali "radiyallahii teala anh" ayaga 
kalkip, dedi ki, ya Resulallah! Emr eyle, bu hizmete ben kulun 
gideyim. Hazret-i Resulallah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
doniip Arfetaya buyurdu ki, (Bu gece Harre adh mevzi'de ha- 
zir ol! Senin yanina bir kimse vereyim ki, benim hiikmum ile 
hiikm eyler. Ve benim dilim ile soyler. Ve benden cin taifesine 
haberi dogru olarak iletir.) 

Hazret-i Selman "radiyallahii teala anh" der ki, Arfeta 
gayb olup, aksam oldu. Sonra yatsi nemazini Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" ile eda eyledik. Eshabin hepsi 
dagildikdan sonra, buyurdular ki: (Ya Selman! Ya Ah! Benim 
ile geliniz!) Biz de hizmetlerince gitdik. O Harre adh mevzi'e 
vardigimizda gordiik ki, koyun buyiikliigiinde bir deveye Ar- 
feta kendisi binmis, at buyiikliigiinde bir deveyi de, elinde tut- 
mus. Hazret-i Habibullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazret-i Ahyi o bos deveye bindirdi. Beni de arkasina bindirdi. 
Benim belimi hazret-i Alinin beline bagladi. Gozlerimi sangin 
ucu ile baglayip, buyurdu ki, (Ya Selman! Sakin Ah goziinii ac 
demeyince, gozlerini acma. Deveden in demeyince deveden 
inme. Allahii tealamn ismi ile mesgul ol. Isitdiklerinden kork- 
ma!) Doniip, hazret-i Ahye de vasiyyet etdi. (.... La havle ve la 
kuvvete ilia billah.) buyurdular. Sonra veda edip, Arfeta onii- 
miizce dehl olup, siir'atle yola koyulduk. Sabah oldu. Hazret-i 
All "radiyallahii teala anh" bana in, dedi. Ben de in dim. Gozii- 
mii acdim. Gordiim ki, otsuz, susuz, agacsiz, tashk bir yere gel- 
misiz. Hazret-i imam-i Ah "radiyallahii anh" imam olup, ben 
ve Arfeta ona uyup, sabah nemazini kildik. Ortahk aydinlan- 

-379- 



dikda gordiik ki, etrafimizi cin askerleri cevirmisdi. Soyle ki, 
her birinin gozleri mes'ale gibi lsik cikanr. Heybetli sekllerde 
sag ve sol tarafimizda dururlar idi. Hazret-i All asla bunlara il- 
tifat etmeyip, adet-i senfleri iizere cesidli diialar ile mesgul ol- 
dular. Gunes dogup, yiikselene kadar, Allahii teala hazretleri- 
ne miinacat ve ibadet ve ta'at eylediler. Ondan sonra, ayaga 
kalkip, Allahii tealaya hamd ve sena etdikden sonra, cin taife- 
sini islama da'vet eyledi. Iclerinden biri inadci ve kendi basina 
biiyiimiis ifrit i'tiraz edip, dedi ki, ya Ah! Aba ve ecdadimizin 
dini bize bath midir, demek istersin. Bu dedigin olmaz deyip, 
inad eyledikde, hazret-i Ah "radiyahahu teala anh": (Biz dog- 
ru yoldayiz. Sen, Allahii tealanin ayetlerini tasdik etmiyor, in- 
kar ediyorsun) buyurup, mubarek yiiziinii gok yiiziine dondii- 
riip, ism-i a'zam ve diia okuyup, Kehf ve Ta-sin ve Yasin ve 
Nun ve Kalem sureleri iizere yemin edip, (Ey yardim edicile- 
rin en hayrhsi olan Allahim! Bunlann iizerine ates yagdir. 
Bunlann kotii fi'ller isleyenleri ve inad edenleri helak olsun) 
diye diia ve tazarru' ve niyaz eyledi. Hazret-i Selman "radiyal- 
lahii teala anh" der ki, o anda gordiim ki, bir zelzele olup, gok- 
den ates yagmaga basladi. Cinniler bunu goriince hepsi, yiiz 
iizerine diisdiiler. Ben de kendimden gecmisim. Bir zemandan 
sonra, kendime geldim. Gordiim ki, bir takim cinnileri sema- 
dan gelen ates yakmis. Uzerlerini duman kaplamis. Bir zeman 
sonra duman iizerlerinden gitdi. Hazret-i Ah "radiyahahu tea- 
la anh" sag olanlanna seslenip, buyurdu ki, Ey cin kavmi, ba- 
sinizi kaldinn. Muhakkak, Allahii teala ve tekaddes hazretleri 
zalim ve mutekebbir olanlan helak etdi. Tekrar da'vete mes- 
gul olup, (Ya cin kavmi ve Semrah ogullan, Berrar sakinleri! 
Biliniz ve agah olunuz ki, simdi Muhammed Mustafa "sallalla- 
hii aleyhi ve sellem" devridir. Hatem-iil enbiya devridir. Yer- 
yiizii basdan basa zulm ile dolmus iken, iman ve adalet ile dol- 
sa gerekdir,) deyip, Habib-i ekremi "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" medh edip, apacik mu'cizelerinden beyan etdi. Onu 
anlatan isaretlerinden anlatdikdan sonra, cin taifesinin kurtu- 
lanlan hazret-i Ahnin ilm ve kemalinden hayret edip, Hakka 
boyun biikiip, Resuliine ittiba' edip, (Allaha, Allahin Resulii- 
ne ve Resuliiniin elcisine inandik. Sozleri dogrudur. Seni ya- 
lanlamiyoruz!) deyip, imanlarini saglam eylediler. Hazret-i 

-380- 



Selman "radiyallahu anh" buyurdular ki: Bu esnada gece oldu. 
Yine o deveye binip, Arfeta oniimuzce, sabah olmadan Harre 
denilen yere bizi ulasdirdi. Deveden inip, sabah nemazim Re- 
sulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri ile eda et- 
dikden sonra, bizi goriip, Allahii teala hazretlerine hamd ve 
sena etdi. Buyurdu ki, (Ya All! Cin kavmini ne halde [nasil] 
buldun!) Hazret-i All "radiyallahu teala anh" cevab verdi ki, 
ya Restilallah! Hayrh diianiz bereketi ile, Elhamdulillah, Alla- 
hii teala hazretlerine iman getirip ve Resuliine ittiba' edip, 
iman nuru ile miinevver oldular. Amma hakki kabtil etmiyen- 
leri, semadan Allahii tealamn izni ile ates inip, helak oldukla- 
nm beyan etdikde, Fahr-i alem "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri, buyurdular ki, (Elhamdulillah! Onlardan ki- 
yamete kadar korku gitmez.) 

Seksensekizinci Menakib: Ebu Hiireyre "radiyallahu anh" 
hazretlerinden rivayet edilmisdir. Bir giin Resulullah "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin huzur-i seriflerine var- 
dim. Meger onlerinde bir tabak icinde hurma var imis. Muba- 
rek avuclan ile bu bendenize bir avuc hurma ihsan etdiler. Say- 
dim yetmisiic adet hurma geldi. Sonra hazret-i Ahnin "radiyal- 
lahu teala anh" huzur-i seriflerine vardim. Onlann da onlerin- 
de bir tabak hurma var idi. Yiiziime bakdi. Tebessiim edip, bir 
avuc hurma verdiler. Bunu da saydim. Temami yetmisiic adet 
hurma geldi. Hayretimi bildirmek icin, hazret-i Resulullahin 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" huzur-i seriflerine geldim. Bu 
hayretimi soyledim. Buyurdular ki; (Ya Eba Hiireyre! Bilmez 
misin ki, Alinin yedi benim yedimdir. Adaletde beraberdir.) 

Rivayet edilmisdir ki, bir giin emir-iil mii'minin hazret-i Ali 
"radiyallahu teala anh" kapilannin oniinde bir cema'at goriip, 
Kanbere sordu ki, bunlar kimlerdir. Kanber cevab verdi ki, ya 
Emir-el mii'minin! Bunlar sizi sevenlerdir. Ali "radiyallahu 
anh" hazretleri buyurdular ki, ya, hayret! Bunlarda bizi seven- 
lerin simalan goriinmez. Kanber dedi ki, ya Emir-el mii'minin! 
Sizin ahbablannizin simalan [goriiniisleri] nasildir. Buyurdular 
ki: Bizi sevenlerin simasi [goruniisii], mi'deleri bos olmakdir. 
Bedenleri etsiz ve yagsiz, za'if olup, dudaklan susuzlukdan 
agarmrs olmakdir. 

-381- 



Seksendokuzuncu Menakib: Enes bin Malik "radiyallahu 
teala anh" hazretlerinden rivayet edilmisdir. Bir giin Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerini butun Eshab-i 
giizin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" hazretleri ile ihata 
edip [cevirip], oturmus idik. O sirada hazret-i All "radiyallahu 
teala anh" iceri girdi. Resulullah "sallallahii aleyhi ve sellem", 
Eshab-i giizinin nurlu yiizlerine, kim yer verecek diye bakdilar. 
Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahu teala anh" hazretleri, Resul-i 
ekrem hazretlerinin sag tarafinda oturmus idi. Yerinden kalkip, 
hazret-i Ahye yer verdi. Hazret-i Ali oturdukda, Habib-i Rab- 
bil'alemin hazretlerinin mubarek yiiziinde, surur ve sevinc mu- 
sahede olunup, Ebu Bekr-i Siddik hazretlerine tevecciih edip, 
buyurdular ki, (Ya Eba Bekr! Fazilet sahibini, ancak fazilet sa- 
hibi bilir!) 

Doksamnci Menakib: Fadl bin Salim "radiyallahu teala 
anh" hazretleri rivayet etmisdir. Bir giin emir-iil mii'minin haz- 
ret-i Ali "radiyallahu teala anh" pazara vanp, bir gomlek satin 
aldi. Terziye bunun yenleri [kol uclari] uzundur, kes dedi. Ter- 
zi, dedi ki: Kesmem, zira kusurlu olur. Hazret-i Ali; aybi benim, 
sen kes diye emr buyurup, kesdirdi. Terzi, hazret-i Alinin kim 
oldugunu bilmez idi. Hey, goriin bu kisi mecnun olmus dedi. 
Hazret-i Ali "radiyallahu teala anh" bunu isitdikde, sad ve nan- 
dan olup, Elhamdulillahi teala, dedi. Sordular, ya Emir-el 
mii'minin! Bu beyhude ve ma'kiil olmiyan soze nicin hamd et- 
diniz. Buyurdular ki, bir giin, Fahr-i alem "sallallahii teala aley- 
hi ve sellem" hazretlerinden isitdim, buyurdular ki: (Bir kimse- 
ye deli denilmedikce imam temam olmaz!) Nicin hamd etmiye- 
yim ki, bu kimse benim imanima sehadet etdi. 

Amr bin Kays "radiyallahu teala anh" rivayet eder. Bir giin 
emir-iil mii'minin Ali "radiyallahu teala anh" hazretlerinin el- 
bisesinde bir cok yerinde yama goriip, dediler ki, ya halife-i Re- 
sulillah! Bu kadar hazineler elinde iken, yamah elbise giymek 
size reva degildir. Cevab verdiler ki: Mii'minler bize uysunlar. 
Kalblerinde husu ve inkisar hasil olsun. Bize yamah giymek de 
uygun olur. 

Doksanbirinci Menakib: Bir giin Fahr-i alem "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri, hazret-i Alinin rikabim [ati- 

-382- 



nin ozengisini] tutana, buyurdu ki; (Aliyyiil Miirteda senin 
elinde sehid olsa gerekdir.) O kimse isitip, cok uziildii. Aghya- 
rak Aliyyiil Miirtedamn huzuruna geldi. Tedarru' ve niyaz 
edip, dedi ki, ya All! Kanim sana halal olsun. Beni hemen bu 
an katl eyle. Hazret-i Ali "radiyallahii teala anh" buyurdu ki, 
sebeb nedir ki, bu sozii soylersin. Utanarak dedi ki, Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" bana buyurdular ki, Alinin 
sehadeti senin elinde olsa gerekdir. Bu yiiz karaligi benden va- 
ki' olmadan dilerim ki, ben senin zulfikann ile oleyim de, diin- 
yada ve ahiretde yiizii siyah olmiyayim. Hazret-i All "radiyal- 
lahii teala anh" buyurdu ki, bir nesneyi ki, Allahii tebareke ve 
teala hazretleri ezelde takdir etmis olsun, onu degisdirmek 
miimkin olur mu? Allahii tebareke ve teala hazretleri bana se- 
hidlik mertebesi miiyesser etmis olsun. Ben o sehidlik elbisesi- 
ni giymek istemez miyim. Bu kissayi Server-i kainat "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri bana senden evvel haber ver- 
misdi. Bu ise gonliim hosdur. Sen de gonlunii hos tut. Bu sirn 
gizli tut. Kimseye acma. Ben sana evvelki iltifatimdan daha cok 
iltifat ederim. 

Doksanikinci Menakib: Hazret-i Alinin "radiyallahii teala 
anh" sehadeti beyamndadir. (Liibab-iil-elbab) adh kitabda ya- 
zihdir. Muhammed bin Cerir Taberi der ki, emir-ul mii'minin 
hazret-i Ali "kerremallahii vecheh" Nehrvan cenginden don- 
dii. Abdurrahman bin Miilcem ve Pirek bin Abdullah ve Amr 
bin Ebi Bekr; her iicii haricilerden idiler. Ric'at mezhebini tu- 
tarlar idi. O muharebeden, cok insan katl olundugu icin kork- 
muslardi. Ucii aralannda, Mu'aviye, Ah ve Amr bin As "radi- 
yallahii teala annum" hazretlerini katl etmeyince, alem, fitne 
ve fesad ve muharebeden kurtulmaz. Islam kuvvetli olmaz. 
Eger biz de katl olunursak, yine sevab kazamnz. Zira biiyiik 
fitneyi def etmek hayrh isdir, diye andlasdilar. Abdurrahman 
bin Miilcem dedi; ben Aliye kafi gelirim. Amr bin Ebi Bekr de- 
di; ben Amr bin Asa kifayet ederim. Pirek dedi, ben Mu'aviye- 
ye kafi gelirim. Her iicii tedbir aldilar ki, aym giinde ve aym sa- 
atde bu isi isleyeler. Abdurrahman bin Miilcem; hazret-i Aliye 
"kerremallahii vecheh" vardi. Pirek; hazret-i Mu'aviye tarafina 
gitdi. Amr bin Ebi Bekr, Misra Amr bin As tarafina gitdi. Her 
biri bin dirheme bir kihnc almisdi ve zehr ile su vermislerdi. 

-383- 



Hazret-i Mu'aviye nemaza geldi. Pirek o kilinc ile ona vurdu. 
Mu'aviye diisdii. Halk toplamp, Pfreki tutdular. Hazret-i 
Mu'aviye dedi, bu isi nicin yapdin. Pirek hadisenin temamini, 
iiciiniin arasinda olanlan haber verdi. Hazret-i Mu'aviye emr 
etdi, onu oldiirdiiler. Tabib getirdiler. Tabib gelip, Mu'aviyeyi 
gordii. Dedi ki, ya Mu'aviye, sizin yaraniz, zehrli kilinc yarasi- 
dir. tic sey arasinda muhayyersin. Ya oliimii istersin. Ya sabr 
edersin, yarayi daglanm. Ya sana bir serbet veririm ki, icdik- 
den sonra asla cocugun olmaz. Hazret-i Mu'aviye dedi ki: Olu- 
mii istiyemem. Atese [daglamagaya] da dayanamam. Amma 
bir evladim var. Ona kanaat ederim, deyip, serbeti icdi. Iyi ol- 
du. Hazret-i Mu'aviye ondan sonra buyurdu; Cum'a mescidin- 
de bir maksure yapdilar. Bu maksure adetini hazret-i Mu'avi- 
ye koydu ki, halifeler diismanlarin hilelerinden uzak olsunlar. 
Amr bin Ebi Bekr; kararlasdinlan vaktde Amr bin Asm yani- 
na vardi. Amr bin Asm yiiregi tutmusdu, ya'ni rahatsizlanmis- 
di. O gece nemaza cikamadi. Sehl Amiriyi yerine naib gonder- 
di. Amr bin Ebi Bekr, kilincini ona vurdu. Onu oldiirdu. Amr 
bin Ebi Bekri tutdular. Amr bin Asm huzur-u seriflerine getir- 
diler. Amr bin As hazretleri emr buyurdu. O fasik ve miinafigi 
oldiirdiiler. 

Ba'zi alimler dediler ki, Emir-iil mii'mininin sehadet sebebi 
o idi ki, Nehrvan harbi yapildi. Hariciler dortbin er idiler. Te- 
mami oldiiriildiiler. Dokuz er kurtulup, Kufe tarafina dogru 
firar etdiler. Kufe sehrine vardilar. Kufe sehrini feryad-i figan 
kapladi. Abdurrahman bin Miilcem yoldan gecerken, oldiiru- 
lenlerin birinin evinden aglama sesleri isitdi. Kutam admda 
gene bir kadinm babasi ve kardesleri o harbde katl olunmus- 
lardi. Ibni Miilcem o kadmm ardmca gitdi. Dedi ki, eger erin 
[kocan] yoksa; senin, vasflan su seklde olan biri, erin olmak is- 
ter, razi olur musun. Kadin dedi, nicin razi olmiyayim. Lakin, 
benim vehlerim ve akrabalanm vardir. Onlara damsmam la- 
zim. Ibni Miilcem dedi, ma'kuldiir. Kadm gitdi. Ibni Miilcem 
izince [ardmdan] gitdi. Kadin bir eve girdi. Ibni Mulceme de- 
di ki, sen burada dur. Seni cagirdigim zeman iceri gir. O kadm 
iceri girip, kendini siisledi. Kokular siiriindii. Pak [giizel, te- 
miz] elbise giydi. Gayet cemal ve kemalde oldu. Evdekilere 
dedi ki, bir kerre bana bakdikda perdeyi salmiz. Sonra Ibni 

-384- 



Mulceme, iceri gel, dedi. Abdurrahman bin Miilcem iceri gi- 
rip, o sekliyle bir kerre ona bakdi. Hemen ona asik oldu. Ka- 
dim istedi. Kadin dedi, sen benim mehrime ta'kat getiremez- 
sin. O dedi ki, ne mikdar istersin. Kadin dedi, iicbin dirhem sa- 
fi gumiis. Iki calgici cariye ve All bin Ebi Talibin katli. Ibni 
Miilcem dedi ki: Gumiis ve cariye kolaydir, amma, Almin kat- 
li miimkin olmaz ki, ben Almin siraclarmdamm. Bunu nasil 
yapabilirim. Eger beni ister isen, muhakkak bunu yapmalisin. 
Gumiis ve cariye icin fikrini yorma. Ibni Miilcem dedi ki: Bir 
darbeye kanaat edersen, kabul ediyorum. Bir kihnc getir. Ka- 
din, zehrli su verilmis kilinc getirdi. Ramezan-i serifin oniicii 
idi. Emir-til mii'minm All "radiyallahii teala anh" oturdu. Ha- 
sen ve Huseyn "radiyallahii teala anhiima" hazretlerine bu- 
yurdu ki, bugiin Ramezan-i serifin kacmci giiniidiir. Dediler, 
onuciincii giiniidiir. Buyurdu ki: Kac gun kaldi. Dediler, onye- 
di gun kaldi. Buyurdu ki: Muhakkak, yiiziim basimm kam ile 
boyanacakdir. Abdurrahman bin Miilcem icin dedi ki, (Ben 
onun yasamasim istiyorum. O benim olduruhnemi istiyor.) 
Abdurrahman bunu isitdi. Emirin huzuruna vardi. Dedi ki: Ya 
Emir-el mii'minm! Iste elim, iste boynum. Ister isen elimi kes, 
ister isen boynumu vur. Emir-til mii'minm All "radiyallahii 
teala anh" hazretleri buyurdu ki, Resulullah "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri, bana nisan vermisdir ki, seni (Be- 
ni Murad)dan bir kimse oldiirse gerekdir. Ben giinah etmemi- 
se karsihk yapmam. Ramezan ayinm yirmiiicii oldu. Bu la'in 
evinde yatmisdi. Sabah oldu. Emir-til mii'minm, nemaza git- 
mek icin kalkdi. Serayda [evinde] bir kaz vardi. Cagirdi, [ba- 
girmaga basladi]. Hazret-i Ah "radiyallahii teala anh" buyur- 
du ki: (Bagirmalan, aglamalar ta'kib eder.) Hasen "radiyalla- 
hii teala anh" hazretleri dedi: (Ya babacigim! Bu ne sozdiir!) 
Buyurdular ki: Bu soz odur ki, gonliim sehadet olacagimi ha- 
ber verir. Ben bu ayda katl olunurum. Sonra serayin [evinin] 
kapisim acdi. Bir civi kaftanma takihp, yirtdi. Hazret-i Emirin 
gonlii daraldi. Mescide vardi ve (Allah yolunda miicahede 
eden, bir olan Allahdan baskasma ibadet etmiyen mii'mine 
yol acin) diye halki uyardi. Abdurrahman bin Miilcem o ze- 
man kadm ile beraber idi. O zeman miiezzinin sesini isitdiler. 
Kadin dedi ki, kalk isini iyi gor. Gonliin sad olarak geri don. 
Ben isitdim, Ah bin Ebi Talib "radiyallahii teala anh" hazret- 

- 385 - Menakib-i Cihar Yar-i Guzin - F:25 



lerinden ki; Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haz- 
retleri buyurdular ki; (Once gelenlerin en sakisi, Salih aleyhis- 
selamin devesini oldiirenler, sonra gelenlerin en sakisi de Ali- 
nin katilidir.) 

Ibni Miilcem kalkdi. Kilmcini kusandi. Kendisini uyuyan- 
lar arasmda gizledi. Emir-iil mu'mimn All "radryallahu teala 
anh" mihraba gecdi. O la'm bedbaht iki secde arasinda, haz- 
ret-i Emir-til mii'minmin mubarek basma bir kilinc vurdu. Ka- 
za-i ilahi ile o kilinc darbesi, Ahzab harbinde, Amr bin Abdud 
hazret-i Alinin mubarek basma vurmusdu; oraya rast geldi. 
Hazret-i All "radiyallahii teala anh" akh basmdan gidip, kalk- 
di. Elini bir direge vurdu. Mubarek parmaklan tas direkde iz 
etdi. Hasen "radiyallahii teala anh" imamete gecdi. Nemazi 
siir'atle kildilar. Bir kavlde hazret-i Emir Cu'de bin Ciibeyre 
imam ol diye buyurdu. Hazret-i Emir-iil mu'mimn "radiyalla- 
hii teala anh" diisdii. Halk kalkdi, katili aramaga gitdiler. 
Hazret-i Ah "radiyallahii teala anh" buyurdu ki: Ne ararsimz. 
Beni vuran kimse, simdi filan kapidan iceri girer. Biitiin yollar 
Ibni Miilcem iizerine baglandi. Geri dondii. Hazret-i Emir-iil 
mii'minmin isaret buyurdugu kapidan girdi. Hayran ve der- 
mande bir kimse ona dedi ki: Sana ne olmusdur, meger Emir- 
iil mii'minmi vuran sensin. O inkar etmek istedi. Sonra ikrar 
etdi. Onu tutup, hazret-i Emirin huzuruna getirdiler. Hazret-i 
Emir buyurdu ki: Ey bicare. Nicin bu isi yapdin. Evladlanmi 
yetim etdin. Mii'minlerin goniillerini gamh etdin. Islam aske- 
rinin belini kirdin. Ibni Miilcem durdu. Birsey demedi. Emir- 
iil mu'mimn buyurdu: Vefat edinceye kadar bunu zindana ko- 
yun. Hasen ve Hiiseyn ve Muhammed bin Hanefiyye "radi- 
yallahii teala annum" hazretlerini huzurlanna getirip, vasiyyet 
etdi. Buyurdu ki: Her zeman esirlerinize yiyecek veriniz. Ac 
koymayimz. Hazret-i Alinin kerfmeleri Umm-ii Giilsiim zin- 
dana vardi. Aghyarak, Ibni Mulceme dedi ki: Ey bedbaht. 
Emir-iil mu'mimn bugiin iyidir. Yann seni oldiiriirler. Ibni 
Miilcem dedi ki: O iyi olmaz. O kilinc zehr ile sulanmisdir. 
Eger iyi olsa, sen nicin aglarsm. Umm-ii Giilsiim "radiyallahii 
anha" hazretleri ona kizip, disan geldi. Ramezanm yirmiye- 
dinci giinii oldu. Emir-iil mii'minm, Umm-ii Giilsiim hazretle- 
rine buyurdu ki, evden disan cik. Evin kapisim bagla. Cikip 

-386- 



kapiyi kapadi. Hasen "radiyallahii teala anh" hazretleri orada 
oturdu. Evin icerisinden bir ses isitdi ki, meal-i serifi, (Ayetle- 
i imizi inkar edenler bize gizli degildir. Kiyamet giiniinde ate- 
se atdan mi, giiven icinde gelen kimse mi daha iyidir. Diledi- 
ginizi isleyin. Dogrusu o yapdigimzi gorendir) olan Fussflet 
suresinin 40.ci ayet-i kerfmesini okuyordu. Ondan sonra su se- 
si isitdiler ki, (Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
vefat etdi. Ebu Bekr vefat etdi. Omer, Osman ve All "radiyal- 
lahii teala anhiim" katl edildi [sehfd edildi].) Hasen "radiyal- 
lahii anh" hazretleri anladi ki, hazret-i Ah "radiyallahii teala 
anh" vefat etdi. Evin kapisini acdi. Gordii ki, diinyadan goc 
etmis. Hasen ve Hiiseyn "radiyallahii teala anhiima" hazretle- 
ri yikadilar. Muhammed bin Hanefiyye su dokdii. O Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden arta ka- 
lan hanutu mubarek bedenine sacdilar ve defn etdiler. Kufe 
mescidinin ortasinda defn edildi. Ertesi giinii Ibni Miilcemi 
katl etmek icin getirdiler. Dedi ki, beni oldurmeyin. Gidip, 
Mu'aviyeyi oldiireyim. Yemin ederim ki, yine geri gelirim. 
Hazret-i Hasen "radiyallahii teala anh", hayir, senin oyle bir 
ma'rifetin olamaz, oldiiriin bu mel'unu buyurdu. Onu oldiir- 
diiler. imamin sehadet mertebesine kavusdugu gun, Rame- 
zan-i serifin yirmiyedisi idi. Ba'zilan demisler ki, yirmiiicii idi. 
Ba'zilan ellisekiz yasmda idi, dedi. [63 yasmda idi.] Dort sene 
on ay hilafet etdi. Dokuz hanimi nikah ile almis idi. Hazret-i 
Fatima-tuz-zehra "radiyallahii teala anha" hayatda iken hie 
hanim nikah etmedi. Fatima "radiyallahii anha" hazretlerin- 
den iic oglu oldu. Hasen, Hiiseyn ve Muhsin. Muhsin cocuk 
iken vefat etdi. Ba'zi alimler ve eshab-i hadis rivayet eylemis- 
dir ki, hazret-i Ah "radiyallahii teala anh" biitiin gazalarda 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri ile be- 
raber buhmmusdur. Tebiik gazasmda, onikinci menkibede 
tafsili gecdi. Annesi Fatima binti Esed bin Hasim olup, miisli- 
man olmusdu. Mekke-i miikerremeden Medme-i munevvere- 
ye hicret edip, orada vefat etdi. Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri cenaze nemazim kihp, defn etdik- 
de, buyurdu ki, (Bu benim anamdir). Nemazim krymetli evla- 
di hazret-i Hasen "radiyallahii teala anh" kildirdi. Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin yasmda ve 

-387- 



Ebu Bekr ve Omerin "radiyallahii teala anhiima" yasinda idi. 
Yiiziigiinde; (Allahu melik-iil hakk-ul miibm) yazili idi. Kati- 
bi Abdiillah bin Rafi'i idi. 

Doksaniiciincii Menakib: Emir-ul mu'minin All "radiyalla- 
hii anh" hazretlerinin adet-i serifleri bu idi ki, nemaza dursa, 
alem alt-iist olsa, hie haberi olmazdi. Hatta rivayet ederler ki, 
bir cengde, mubarek ayagina ok dokunup, demir kismi kemige 
girmis idi. Cikmayrp, kemikde kaldi. Cerraha gosterdiler. Cer- 
rah dedi ki, sana bayiltici bir ilac icirmek icab eder. Akhn gitsin 
[bayilasin]. Ondan sonra demiri cikarmak lazimdir. Yoksa, bu- 
nun agnsina tehammiil edemezsin. Emir-iil mu'minin "radiyal- 
lahii teala anh" hazretleri, buyurdu: Ilaca ne liizum var. Sabr 
eyle. Nemaz vakti gelsin. Nemaza durdukdan sonra cikar. Ne- 
maz vakti geldi. Ali "radiyallahii teala anh" hazretleri nemaza 
durdu. Cerrah da, mubarek ayagini yarip, kemik arasindan de- 
miri cikardi. Cerahat yerini sardi. Hazret-i Ali nemazi bitirdi ve 
cerraha sordu ki, cikardin mi. Dedi, evet cikardim. Fekat, haz- 
ret-i Ali, ben bu demiri cikardigini duymadim, buyurdu. Ne gii- 
zel Ali ki, ne giizel nemazi o kilmisdir. Ibni Miilcem o mubare- 
gin bu ahvaline muttali oldugu icin, gozetip, nemazda vurmus- 
dur [sehid etmisdir]. 

Doksandordiincii Menakib: Rivayet ederler ki, Allahu Sub- 
hanehii ve teala azze saniihii hazretleri Nuh ala nebiyyina ve 
aleyhissalatii vesselama gemi yap, diye buyurdu. O da gemiyi 
yapdi. Temamladikda, iic tahta artdi. Nuh aleyhisselam buyur- 
du ki: Ya Rabbel'alemin! Bu iic tahtayi ne yapayim. Allahu te- 
bareke ve teala buyurdu ki, ya Nuh! Benim bir dostum vardir. 
Ona Ali derler. Ahir zemanda gelir. Bu tahtalar ona tabut ol- 
makdan gayri ise yaramaz. Bu tahtalan filan yere iletin. Orada 
bir kabr kazin. Bu tabutu o kabre defn edin. Meleklere emr 
edeyim. O kabri dostum o kabre varmcaya kadar [o zemana ka- 
dar] ziyaret etsinler. 

Rivayet ederler ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri, Ali "radiyallahii teala anh" hazretlerine buyur- 
du ki; (Ya Ali! Benim yanimda bir sir vardir. Bana Cebrail aley- 
hisselam bildirmisdir. Sana bu sirn aciklayayim ki, senin kabrin 
Nuh aleyhisselam zemamnda bir yerde kazilmisdir. Ben o yeri 

-388- 



bilmiyorum. Halkdan da bir kimse bilmez. Ecelin yaklasdigi si- 
rada, Hasen ve Huseyne vasiyyet eyleyip, de ki: Ben oldugum 
vakt, yikayin ve kefene sarin. Tabuta koyup, nemazimi kiliniz. 
Alem-i gaybdan bir deve gelip onunuzde coker. Beni o devenin 
uzerine koyun. Benim ardimca Kufe kapisina kadar gelin. On- 
dan sonra beni koyun. Siz geri donun.) O hazret [hazret-i All] 
de, hazret-i Hasene ve hazret-i Huseyne bu vasiyyeti buyurdu- 
lar. Hazret-i Hasen ve hazret-i Hiiseyn "radiyallahii teala anhu- 
ma" dediler ki, ya babamiz bize destur ver. Cenazenin ardinca 
vanlacak yere kadar gidelim. O hazret [hazret-i All], buyurdu 
ki, destur yokdur. Boyle vanniz ve hemen kapidan geriye donti- 
nuz. O iki sultan da, o mahalde vasiyyeti gozleyip dururken, 
bakdilar, bir deve gelip, huzurlannda cokdu. Cenazeyi uzerine 
yiiklediler. Kufe kapisina kadar vardilar. Deve gitdi. Bunlar da 
geri donduler. Sabah olunca, Kufe ehli toplandilar. Emir-ul 
mu'minin "radiyallahii teala anh" hazretlerini nicin cikarmazsi- 
niz ki, techiz ve tekfin isini gorelim, dediler. Hasen ve Hiiseyn 
"radiyallahii teala anhuma" buyurdu ki, bu isler bu gece yapil- 
di. Ya bize nicin haber vermediniz, dediklerinde, hazret-i Hii- 
seyn buyurdular ki, dedemiz, soyle soyle vasiyyet etmis idi. Biz 
de o vasiyyeti sakladik. Kissayi baslangicindan sonuna kadar 
haber verdiler. 

Doksanbe§inci Menakib: Emir-iil mu'minin Ali "kerremal- 
lahii vecheh" hazretlerinin kabr-i serifleri yeryiizii ile beraber 
olup [diiz olup], ortiilii idi. Bir gun Harun-iir-resid (Arneyn) ta- 
rafinda avlamyordu. Ahular [ceylanlar] da oraya gelmisdi. On- 
lann uzerine, dogan [kusu] sahp ve av kopegi gonderdiler ise 
de, geri donerler idi. O yerin yaslilanni getirip, bunun sirn ne- 
dir, diye sordular. Dediler ki: Atalanmizdan bize boyle erismis- 
dir ki, emir-iil mu'minin Ali "radiyallahii teala anh" hazretleri- 
nin kabr-i serifi buradadir. Harun-iir-resid o sozii kabul eyledi 
[dogrudur dedi]. Hayatda oldugu miiddetce her sene gelir, o 
makami ziyaret ederdi. 

Doksanaltinci Menakib: Bir gun emir-iil mu'minin hazret-i 
All "radiyallahii teala anh" buyurdu ki, dim gece Risaletpenah 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerini rii'yada gordiim. 
Dedim ki: Ya Resulallah! Ummetinden bana gelen bu mihnet- 
ler ve husumetler nedendir. Buyurdu ki, (Onlar uzerine diia ey- 

-389- 



le!) Dedim ki: Ya Rabbi! Bana onlardan iyi karsilik ver. Onla- 
rin uzerine benden daha az faideli olani getir. Hemen o giinde 
diiasi miistecab olup, sehid oldu. 

Doksanyedinci Menakib: Emir-iil mu'minin Hasen "radi- 
yallahii teala anh" hazretlerinden rivayet ederler. Emir-iil 
mu'minin hazret-i All "radiyallahu teala anh ve kerremallahii 
vecheh" vefat etdi. Disan gidiniz diye bir ses isitdik. Bu Hiida- 
nin bendesini [kulunu] yalniz birakiniz, diyordu. Biz de disan 
cikdik. Evin icinden bir ses geldi: Muhammed "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri vefat etdi. Onun vasisi sehid oldu. 
Ummetin hafizi [koruyucusu] kim olsa gerekdir, dedi. Birisi de 
cevab verdi: Her kim onlann sirnni tutar ve onlann izinden gi- 
derse, ummetin bekcisi olur. Ses kesildi. Iceri girdik. Onu gasl 
olunmus ve kefen sanlmis bulduk. Nemazim kihp, defn eyle- 
dik. 

Doksansekizinci Menakib: Emir-iil mu'minin hazret-i All, 
ogullan Hasen ve Hiiseyn "radiyallahu teala anhiim" hazret- 
lerine vasiyyet etmisdi: Ben vefat etdigim zeman, beni tabutun 
uzerine koyunuz. Disan cikanniz. Arneyn tarafina gottirunuz. 
Orada bir beyaz tas gorursiiniiz. Ondan her tarafa lsik sac- 
makdadir. O yeri kaziniz. Orada giisade makam bulursunuz. 
Beni oraya defn ediniz. Her ne seklde vasiyyet eyledi ise yeri- 
ne getirdiler. O yeri buldular. (Sevahid-iin niibiivve)den ahn- 
misdir. 

Doksandokuzuncu Menakib: Hazret-i emir-iil mu'minin 
Ah "radiyallahu teala anh" ahirete sefer etdikde, Hasen ve 
Hiiseyn "radiyallahu teala anhiima" hazretleri merkad-i serifi- 
ne [mezanna] defn etdiler. Geri donerken, yolda bir fakire rast 
geldiler. Hazin ses ile figan ediyordu. Halini sorduklannda, ce- 
vab verdi ki: Ey azizler! Ayn diismiis bir garibim. Mihnetim 
cok. Gamimi paylasacak kimse yok. Dediler: Ya bu ana kadar 
gamini kim ile paylasirdin. Dedi ki: Bir seneden beri, hergiin 
bu sehrden bir sahs gelip, benim ile, iinsiyet eder, alakalamrdi. 
Biitiin ihtiyaclanmi te'min edip, giderdi. Ismi nedir, dediler. Is- 
mini bilmiyorum. Sordum, cevab vermedi ve benim merhame- 
tim Hak icindir, diinya sohreti icin degildir. Sureti [yiizii] ve 
hey'eti [viicudu] nasildi, dediler. Dedi ki: Ben a'mayim. Am- 

-390- 



ma, bu kadar bilirim ki, iki giindur yanima ugrayrp, ahvalimi 
sormuyor. Dediler: Davramslan nasildir. Dedi ki: Mesguliyye- 
ti tesbih ve tehhl ile idi. Hatta, tesbih ve tehhline meleklerden 
cevab isitdim. Belki, kapi ve divarlann ta'zim etdigini de his 
ederdim. (Miskin miskin ile garib garib ile oturur) buyururdu. 
Seyhzadeler bu haberden giryan olup, dediler ki, ey dervis: bu 
dedigin nisanlar, All bin Ebi Talibin nisanlandir. Dedi ki: Ey 
mahdumlar [ogullar]. Ona ne oldu. Dediler, bir bedbaht onu 
sehid etdi. Biz onun kabrinden geliriz. Dervis o haberden muz- 
darib olup [uziilup], figana basladi. Dedi ki: Ey seyhzadeler. 
Biiyiik ceddiniz hiirmeti icin olsun, beni o serverin mezan ya- 
nina goturiin. Seyhzadeler [Hasen ve Hiiseyn "radiyallahii tea- 
la anhiima"] merhamet edip, bir elini hazret-i Hasen ve bir eli- 
ni hazret-i Hiiseyn "radiyallahii teala anhiima" tutup, emir-iil 
mii'minin Ahnin "radiyallahii teala anh" kabr-i serifine gotiir- 
diiler. O dervis, kabr iizerine diisiip, dedi ki: Ey Allahim! Bu 
kabr sahibinin hurmeti icin, ben fakiri, hor ve zelil, kimsesiz bi- 
rakma. Bu dertlerime ortak olana kavusdur. Diiasi Allahii te- 
alanin kaza hiikmiine uygun olup, o an ruhunu teslim etdi. 
Beyt: 

Katre [damla] deryaya [denize] kavusdu, 
Zerre hurside [giinese] intikal etdi [kavusdu]. 

Seyhzadeler o dervisin techiz ve tekfinini yapip, nemazim ki- 
hp, o mevki'de defn etdiler. 

Yiiziincii Menakib: Hazret-i Hiiseynin menakibidir. Haz- 
ret-i Hiiseyn "radiyallahii teala anh" Kerbelada, evlad ve esha- 
bi sehadet serbetini icip, yalniz kaldikdan sonra, Zeynel'abidin 
hazretlerini huzur-i seriflerine cagirdi. Dedesinden ve babasin- 
dan vedi'a birakilan emanetleri ona verdi. Hazret-i Fatimamn 
"radiyallahii teala anha" Mushaf-i serifini ve kimseye nasib ol- 
miyan ilmleri ona teslim etdi. Kendisini Vacib-iil viicud hazret- 
lerinin hiikmiine birakdi. Beyt: 

Safa ziilali [suyu] bir bagdan-bir baga akdi, 
Nur, bir ciragdan bir ciraga akdi. 

Emanetleri teslim etdikden sonra, Cennet ziyafetine gide- 
cegini anlayip, karar kihp, dostlar diigiiniine giderken siislen- 

-391- 



mek adetdir, deyip, saclannin ve yiiziiniin tozlanni giderip, 
kiymetli kumasdan yeni elbiselerini giydi. Resulullah "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin sarigmin sargilanni ye- 
niledi. Sehidlerin seyyidi hazret-i Hamzamn "radiyallahii teala 
anh" kalkamni omuzuna alip, All Murteda "radiyallahii teala 
anh" hazretlerinin Ziilfikanni kusandi. Restil-i ekrem hazretle- 
rinin Ziil-cenah ismli burak gibi giden atina bindi. Mubarek 
eline ejderha gibi bir mizrak ahp, zinetlerini temamhyarak, 
ehl-i beytine [coluk cocuguna] veda edip, meal-i serifi (Seni, 
Allahii tealamn gormesi kafidir) olan ayet-i kerimeyi yad edip, 
harb meydanma girdi. Yezidin askerleri hazret-i Hiiseynin iize- 
rine hiicum edip, ok yagmuruna tutdular. Hazret-i Imam bu 
hali goriip, hamle etmek iizere iken, bir toz bulutu hasil olup, 
her taraf karanhk oldu. Bu halde iken, acaib kihkh, heybetli bir 
sahs goriindii. Basi merkep basi gibi idi. Ayaklan aslana ben- 
zerdi. Hazret-i Sultan -1 Kerbelamn hizmeti ile miiserref olup, 
ceddine, babana, selam olsun, deyip, hazret-i Hiiseynin bindigi 
atin tirnagini opdii. Hazret-i Hiiseyn de onun selamina cevab 
verip, dedi ki: Ey bahth kimse. Sen kimsin. Bu tenha yerde ga- 
rib olarak ne yaparsin. Dedi ki: Ya Resulallahin torunu! Bu di- 
yarda bulunan cinnilerin served [efendisijyim. Bana (Za'fer) 
cinni derler. Temiz ceddinin serefli zemamnda miisliman ol- 
musdum. Aziz babanin azadhsiyim. Senin kemter kolenim. 
Efendimsin, efendim oglu efendimsin. Geldim ki, hizmetinde 
bulunayim. Izn veresin ki, sana sitem edenlere amellerinin ne- 
ticesini, onlara gostereyim. Hazret-i Hiiseyn "radiyallahii teala 
anh" ona buyurdu ki, Benim babam ne zeman senin ile bulun- 
musdur. Za'fer dedi ki; miisliman oldukdan sonra, kafir cinni- 
ler ile harb ederken, galib geldiler. Beni askerim ile beraber 
helak edecekleri sirada caresiz kahp, kimseden de yardim ihti- 
mali kalmamis idi. Zaruri olarak, yuziimii yerlere siiriip, Rab- 
bimin dergahina miinacat edip ve ceddin Muhammed Musta- 
fayi "sallallahii teala aleyhi ve sellem" sefa'atci yapip, dedim 
ki; Ya Rabbi! Bu kadar mii'min ve muvahhid kullanni miisrik- 
lere kirdinr misin diye aglayip, sizladim. Hatifdan bir nida gel- 
di ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri- 
nin Eshabindan birisi Basra sehrine gitmisdir. Onu cagir dedi. 
Ben de kim oldugunu bilmiyordum. Hemen sesli olarak lie ker- 
re cagirdim: Ey Resulullahin sahabesi, Allahii tealamn izni ile 

-392- 



gel dedim. O hal icinde gordiim ki, bir sani yiiksek Sultan zu- 
hur edip, yetisdi. Hie firsat vermeyip, kafir cinnileri kinp, he- 
lak etdi. Ben acizi onlann ellerinden kurtardi. Sonra yanina va- 
np, mubarek ayaklanna yuzumii siiriip, dedim ki, Sultamm, 
sen kimsin! Buyurdu ki, Resulullah "sailailahu teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerinin eshabindan All bin Ebi Talibim. Ondan 
sonra yine se'adetle ve devletle Basra sehrine vardilar. 

Hazret-i Hiiseyn "radiyallahii teala anh" buyurdu ki: Ya 
Za'fer! Hiisn-i i'tikadina ve vefakar yar olduguna memnun ol- 
duk. Lakin insan sekline girmege eger kudretin var ise, muha- 
rebeye girmene izn veririz. Za'fer, dedi ki: Insan sekline girme- 
ge izn yokdur. Hazret-i Hiiseyn buyurdu ki: Insan sekline gir- 
mege izn yok ise, muharebeye girmege izn yokdur. Erlik degil- 
dir, bu heybetin ile bu kadar insani sana kirdirmak; hos degil- 
dir. Ya Za'fer, tam hizmet mahailinde yetisdin. Allahu teala 
senden razi olsun. Za'fer de agliyarak veda edip, gitdi. 

(Diger rivayet): (Hadika) kitabinda nakl edilen rivayet de 
soyledir. Hazret-i Hiiseyn "radiyallahii teala anh" buyurdu ki, 
ya Za'fer! Siz latif cismsiniz. Sizin insanlar ile muharebe etme- 
niz insaf olmaz. Zira bu zulm olur. Ben zulmii reva gormem. 
Za'fer dedi ki: Ya Imam! Insan suretine girip, ceng edelim. Ni- 
tekim Bedr muharebesinde melekler insan suretine girip, Resu- 
lullaha "sallallahu teala aleyhi ve sellem" yardimci oldular. 
Hazret-i Hiiseyn "radiyallahii teala anh" buyurdu ki, ya Za'fer! 
Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerine Bedr 
muharebesinde sehadet va'd olunmamisdi. Kurtulmasi icin yar- 
dim olunmasi lazim idi. Allahu teala meleklere yardim emri ver- 
di. Halbuki ben ilm-i ilahide gormiisum ve bilmisim ki, bugiin 
sehid olup, Rabbime kavusurum. Bu diinyadan obiir aleme goc 
ederim. Bu bir saat icin dostlanmi zahmete salmak miinasib de- 
gildir. Za'fer, muharebeye girmek icin izn alamadi. Veda edip, 
aghya aghya geri dondii. Gayret sahibinin gayreti gidince, zul- 
met ortaya cikar. Hiiseyn "radiyallahii teala anh" hazretleri 
meydana cikdi. Bu hikayeden malum olur ki, Hiiseyn "radiyal- 
lahii teala anh" hazretlerinin lutf ve keremlerine nihayet yok- 
dur. Zira, bu ciimleden anlasihyor ki, eger karsi tarafdan inti- 
kam almak istese idi, cinniler askerine emr eyler, bir an icinde o 
zalimleri kinp, tarumar ederlerdi. Kendileri de o tehlikeden 

-393- 



kurtulmak imkani bulurdu "radiyallahu teala anh". 

Yiizbirinci Menakib: Nazm seklinde (Siyer)den nakl olun- 
musdur: 

Vaktidir ey biilbiil-i gafil uyan, 
Bir nazar kil ac goziin, ola lyan. 

Kim senin bagm degildir, isbu yer, 
Her kimi kim besler ise, is bu yir. 

tste gel kim var, gulistanm senin, 
Can ilinde taze bostamn senin. 

Sa'y kil kim eresin ol giilsene, 
Himmetini baglama sen bu kulhana. 

Cifedir bu, cifeye aldanma sakm, 

Sen seni bu yerde deramh kahr, sanma sakm. 

Ey perisan dil (goniil), oturma dilfikar, 
Soyle bu soz, senden ola, yadigar. 

Sireti ol kim rirayet eyledi, 
Bunu bu resme hikayet eyledi. 

Raviider, biryehudi var idi, 
Askeri cok, ismi Dariid-i Sa'ya idi. 

Var idi bir kal'asi, yurarlak biiyiik, 

Kim iki kat, yiiksek yerde, muhkem yapih. 

Seng-i hara idi, ak tasdir yeri, 
Burclari yiice, diizenli her biri. 

iki kat divarh idi her biri, 
Yedi arsm idi, dirarmm eni. 

Hendegi var idi ki, enli re derin, 
Kim ici su idi ki, dolu re derin. 

Bir kaya iistiinde muhkem yapih, 
ici-disi asker He dopdolu. 

Rari der ki, ona benzer iistiirar [muhkem], 
Ol Hicaz ilinde, yokdur bir hisar. 

Ciin isitdi Da'riid-i Sa'ya bunu, 
Hep dokuldu, merhabu meyser kam. 

-394- 



Katihism etdi kakdi ol la'in, 
Pes cagirdi askeri derdi hemin. 

Atma bindi o, oldu siirar, 

O la'in, giirbuz er idi, namdar. 

Bindi asker, kaldmp sancak re alem, 
Qaldilar zurna re nakkare zil hem. 

Bir kabile rat idi, anda yakm, 
Ki muslimanlardi, onlar ehl-i din. 

(Beni Ziihre) kabilesi idi, bu mti'min kabile, 
O mel'unun askeri dondii dedi; 

O Beni Ziihre iline rarahm, 
Vurahm o Hi, halkin kirahm. 

Kim Muhammed da'retin onlar kabul, 
Eylemisler, aldatmis onlari ol. 

Aba-i ecdad dinin terk etmisler, 
Muhammed He ahd-i berk eylemisler. 

Onlarm erlerinin hepsini kirahm, 
Kadm re cocuklarim, ne rarsa alahm. 

Yehudilere ne kim etdi ise ol, 
Biz edelim onlara hem dahi bol. 

O Muhammed gorsiin aci nicedir, 
Uyku gormez gozlerim, kac gecedir. 

Bu sozuyle llgar idip, gitdiler, 
Gatil iken il icine yetdiler. 

Erkeginin ulusunu kirdilar, 
Kiiciigii He disisini siirduler. 

Aldilar hem, mallarm, dararlarm, 
Kirdilar hem, buldugu adamlarm. 

Bir is oldu onlara kim her giz ol, 
Kimseye byle bela olmus degil. 

Arabin Sikayeti 

Bu yakada bir gun o sultan-i din, 
Fahr-i alem rahmeten HI alemin. 

-395- 



Mescid icre otururdu o imam, 
Geldi Cabir, kapidan rerdi selam. 

Ya Resulallah dedi, bostammiz, 

Hos yetisdi taze nahlistammiz [Nahle: Hurma]. 

Dilerim zahmet buyurup, gelesin Sen, 
Ki bostana getince sad olam ben. 

Ayagm tozunu bostamma sal, 
Mubarek ola, nahlistamma sal. 

Kabul eder, Resulullah dururlar, 
Sahabe He o bostana vanrlar. 

Direrler, taze taze hurma yirler, 
Ne tath tazedir bu hurma derler. 

Hemandem karsidan bir toz gorundii, 
Gelir tutmus yolu dup-duz gorundii. 

Toz yarildi, cika geldi bir arab, 
Bir egersiz ata binmis ki, acib. 

Gordesi basdan ayaga kara kan, 
Kan icinde sanki, gark olmus heman. 

Geldi Peygamber katmda agladi, 
Soyle kim yasi gozunde cagladi. 

Yasmi sildi arab, hem soyledi, 
Hizmetinde geldik, 1111:111:1 dedi. 

Allah birdir, hem Resulsun mutlaka, 
Emrin He kiilluk ederdik Hakka. 

Gatil iken bir gece biz nagehan, 
Darud-i Sa'ya cerisi He nihan. 

Geldi, carpdi, bizi garet eyledi, 
Halki kirdi, cok hasarat eyledi. 

Er kisisini kirdi, dbkdii kamm, 
Aldi malm, arretini, oglamm. 

Oglumuz, kizlarimiz oldu esir, 
Sen meded eyle bize ey dest-gir. 

Bunu dedi, hay hay agladi, 
Ciimle ol halkm yiiregin dagladi. 

-396- 



Hem Sahabe dahigiryan oldular, 
OI kisiye cok merhamet kildilar. 

OI Resuliin hem mubarek goziine, 
Geldi yas, rahm etdi [acidi] onun sbziine. 

Tetimme 

Hem bu sbz kin geldi Cebrail, 
Hak selam rerdi, sana kim soyle bil. 

Hem buyurdu size, ta'cil edesiz, 
Olla'inin iistiine sizgidesiz. 

Kal'asmm iistiine sen gidesin, 
Hak sana nusret verir seyr edesin. 

Dondii andan pes ResuluIIah ere, 
Mescide rardi hemen ire ire [acele]. 

Pes buyurdu kim Bilal etdi nidal 
Mescide geldi kamu mir re geda. 

Mescid ici-dm doldu mii'minin, 
Minbere cikdi ResuluIIah hemen. 

Okudu hutbe, Hakka hamd eyledi, 

Dondii hem Eshabma da pend [nasihat] eyledi. 

Sonra dedi, dinleyin ey Hak askeri, 
O Beni Ziihredeki kardesleri. 

Onlan katir nice kirmis heman, 
Gatiliken onlan rurmus heman. 

Hak buyurdu, kim, ona biz rarahm, 
Kirahm onlan, boynun rurahm. 

Siz ne dersiniz, maslahat ne gbrelim, 
Varahm mi iistiine, ya durahm. 

Dediler, ya Resulallah kamumuz [hepimiz], 
Senin fermanm altidir oziimiiz. 

Tutanz Hak emrini biz can He, 
Oynayahm, bas yolunda can He. 

Hak teala diismanm oldiirelim, 

O yehudinin tomarm [defterin] diirelim. 

-397 - 



Pes diia kildi Resul, dedi durun, 
imdi, bugtin hep Mzirhklur gbriin. 

Hak emrin tutmagi bilin ganimet, 
Bugiin ki tan [safak]/a ideriz azimet. 

Sem'an ye taan [bas iistiine] deyip, dagildilar, 
Her birisi cenk hazirhgm kildilar. 

Ertesi gun oldukda asker ferc-ferc, 
Her biri gitdi geyimli ferc-ferc. 

Pehliranlar bindiler capan siirar, 
Kim dokuz bin er ata oldu siirar. 

Cagirdi Mikdadi ciinki geldi o, 
Bir alem err el ona rerdi Resul. 

Sen mukaddem ol dedi, once yiirii, 
Bin kisi kosdu, behadir, her biri. 

Sonra Resulullah dedi, hani Ali! 
Geldi dahi dediler, ol dem Veli. 

Cagirdi Selmam, dedi rar ona, 
Muntazirim der Resulullah sana. 

Vardi Selntan, gordii giyinmis Ali! 
Ceng silahin hep kusanmis ol Veli. 

Fatima tutmus etegini komaz, 
O cekinir gitmege ki, onu komaz. 

Dedi, Selman; ya Emir olgil surar, 
Kim Resulullah durubdur intizar. 

Sem'an re taan [bas iistiine] deyip, bindi atma, 
Dedi, geldi o Resuliin katma. 

Hem Ziibeyr bin Arram o sir-i ner, 
Yarah idi, yatar idi meger. 

Gaza sirasmda yimisdi nice ok, 
Hem de taslar dokunmus idi cok. 

Ciin isitdi ki, Resul cenge gider, 
Kalkdi yerinden hemen o sir-i ner. 

Dedi hatunu; mecalin yokdurur, 
Durma gel kim cenge halin yokdurur. 

-398- 



Soziinu hatununun dinlemedi, 
Kim yaram var diye hie egilmedi. 

Hindi, Peygamber katma geldi ol, 
Bit alem [bayrak] de 011:1 verdi Resul. 

Bin kisi de ona verdi iyan, 

Sag yanimca gel dedi ya Pehliran. 

Bit alem kaldirdi kim adi ikab, 
Al senindir ya Alt dedi ikab. 

Bin kisi kosdu ona da dilir [yigit], 
Askerin ardmca gel der ya Emir. 

Gece giindiiz yiiriidiiler gitdiler, 
Ciin Kureyza kal'asma yetdiler. 

Kafire oldu haber, kim cok ceri, 
Geldi, yetdi iisde islam leskeri [askeri]. 

Dort yakadan Hi rarm siirduler, 
Asker hep, kal'a icre girdiler. 

Burclarm iistiine oklar kurdular, 
Kendiler kal'a icine girdiler. 

Yetdi nagah, erdi islam leskeri, 
Once Mikdad emrindeki bin ceri. 

Giinki kal'a yakmma yetdiler, 
Goriince Mikdadi onlar bildiler. 

Askerini tanzim edip, durdu la'in, 
Arkasmi kal'asma verdi hemin. 

Gorduler kim kopdu bir toz nagehan, 
Bin kisi He Ziibeyr geldi heman. 

Geldi pes kosum-kosum oldem ceri, 
Fahr-i alem Enbiyalar Serreri. 

Hos diizenli, hem muzeyyen her biri, 
Yahsi ulular, techizath askeri. 

Ravi der: Ehl-i islam ol zeman, 
Ki diizenli idi, bilgili biguman. 

-399- 



$ebde [gecede] yildizlar gibi saf saf geliir, 
Kim giyimli toz icincle berk rurur. 

(?iin yehudiler bakar onu goriir, 
Kim, bu asker boyle diizenli durur. 

Bu tertib, bu enrar re bu zinet, 
Yehudi gonliine saldi hezimet. 

Dilediler doniip kacmak hisara, 

Ona da etmediler cesare [Ona da cesaret edemediler]. 

Ciin isitdi, Dariid-i §a'ya bunu, 

Kim donerse, boynuna dedi, kam [boynunu vururum]. 

Korkmayimz ben olayim size d 1111:111. 
Olduriiriim de rermezem eman. 

isbu denli bagiye de ne cerab, 
Yalmz kim rereyim buna cevab. 

Olmadi ceng ol gun aksam oldu der, 
Kondu askerler yerlerini aldilar. 

Muslimanlar sabaha dek kildi nemaz. 
Etdiler Allaha cok, diirlii niyaz. 

Ciin sabah oldukda etdiler nida, 
O ezandan goklere erdi sadal 

Korkdu kafirler kamu andan hemin, 
Ciinki kildilar nemazi mii'minin. 

Durdu, bindi her birisi atma, 
Geldi ulular Resuliin katma. 

Yasaddar [yerlesdirdiler] askeri hos meymene [sag kanat], 
Meysere [sol kanat] kalbu cenah durdu yine. 

Meymene ucunda Amman koydu, 
Pes Aliye ortada dur sen dedi. 

Kendisi birkac sahabi He bile, 
Bir yiice yerde durdular bile. 

Askerini yerlesdirdi kafir de, 
Dizdiler sagm solun onlar da. 

-400- 



Ciin iki asker karsihkh geldiler heman, 

Cikcli islam askerinden nagehan [bir asker cikdi]. 

Dedi bir er girdi cerelan eyledi, 
Bi tekelliif kasd-i meydan eyledi. 

Adi Dirar idi hem has-i Resul, 
Pehliran-i giirbiiz idi gayet de ol. 

Pes yehudi askerinden cikdi dir [asker], 
Adi Hiissan bin Karin bir dilir [cesur kimse]. 

Girdi cerlan etdi [meydanda dolandi], cenge durdular, 
Birbirine ciin kihnclar rurdular. 

Vurdu bir darbe ona Dirar Pehliran, 
Ki, iki pare olup, diisdii heman. 

Verdi canm tamuya diisdii Win, 
Durdu Dirar diledi er pes hemin. 

Bir miibariz [cengci] girdi, adi Danyal, 
Etdi, Dirar He cok ceng re tidal. 

Cok oyunlar gecdi, o hileci, ona, 
Akibet firsat bulup, Dirar ona. 

$oyle sapladi gogsiine ol pehliran, 

Diisdii tamu inlerine [yerlere serilerek] rerdi can. 

Girdi Heyyac adh bir er pes heman, 
Cenge girdi, rermedi dahi eman. 

Hayli ceng eyledi Dirar He ol, 
Ceng uzadi, Dirar oldu pes, melul. 

JSara atdi, rurdu agzmdan onu, 
Cam gitdi, tamuya diisdii teni. 

Durdu Dirar yine cerlan eyledi, 
Er diledi, dondii derran eyledi. 

Dariid-i $aya kalkdi negahan, 
Depdi atm girdi meydana heman. 

Zirhh Dariid ileriyasmda hod, 
Kihci elinde sanki yanar od [ates]. 

- 401 - Menakib-i Cihar Yar-i Giizin - F:26 



Nara atdi, heybet idiib haykmr, 
Girdi meydan icine cevelan urur. 

Bildi Dirar, tamdi onu heman, 
Hamle kildi, rermedi bit clem email. 

Nizesi [mizragi] gogsiine idi yakin, 
Caleb kilmc He onu ol la'in. 

Bakisin Dirar birakdi, hemin, 
Kilmcma yapismca ol la'in. 

Urdu tiz destlik edip, bir darb ona, 
ikipare kildi kaldilar dona. 

Diisdii Dirar, orada oldu sehid, 
Nara atdi, magrur oldu ol pelid. 

Oldu Dirar kin ciimle mu'minler melul, 
Giirbuz idi, hem melul oldu Resul. 

Cikdi islam askerinden bir civan, 
Miirre tebni Dari adli pehlivan. 

Ol la'in onu dahikildi sehid, 
Kati magrur oldu, o mel'un pelid. 

Kimse girmedi dahimeydana, 
Askerin depdi hemen sagyanma. 

Dondii ondan, solyana depdi la'in, 

Cikdi andan kalbe degdi [merkeze geldi] ol la'in. 

Birbirine rurdu soyle leskeri [askeri], 
Oka tutdular, hemen dondii geri. 

Durdu meydan icre cerlan eyledi, 

Ya Muhammed, nerde Senin askerin dedi. 

Var ise bir pehlivan gelsin bugiin, 
Pehlivan kimdir, bu halk gorsun bu gun. 

Dedi, Hazin oglu Sa'di pes heman, 
Hos mubariz pehlivan idi civan. 

Hamle kildi dahi vermedi email, 
Kafir He cenge durdu bir zenian. 

-402- 



Gordii kalir Sa'di kim key erdiiriir, 
Hamlesini deP eder, darbeler rurur. 

Hile diizdii, onda bir mekr eyledi, 

Ya yigit, ben bir acaiblik gordiim, dedi. 

Diisdii caldim atmin bir ayagmi, 
tie ayagi He durur ol bayagi. 

Sandi, gercek; geri bakdi hemin, 
Bir kihnc rurdu heman dem o la'in. 

Kim, ikiye bicdi kildi onu sehid, 
Diisdii atmdan hemen dem o yigit. 

Ziyade oldu, mel'umm gururu, 
Cagirip, haykmr, ider siiruru. 

Kimse girmez dahi ciin girdi la'in, 
Depdi askerden yana, siirdii hemin. 

Bir iki adam yaraladi yine, 

Dondii andan, ytirudu asker kalbine [ortasina]. 

Ok yagmuruna tutdular o kafiri, 
Korkdu ondan yine ol dondii geri. 

Durdu meydan icre, cerlan eyledi, 
Ya Muhammed, hani ensarm dedi. 

Hani Kays re ne oldu Mikdadm hani, 
Korkdu, benzer pehliranlarm hani. 

Ger onlar korkdu ise, hani ol dilir [yigit], 
$ol Ali adh behadir nerre sir [erkek arslan]. 

$ah-i merdan diyii ad almisdir, 
Simdi nk in geride kalmisdir. 

Kendini bir smasm gelsin beri, 
Gergelirse dahi sag rarmaz geri. 

Pes Resulullah dedi, Haydar hani, 
Zahr-i islam fethi o server hani. 

Hazir idi, dedi, lebbeyk, sah heman, 
Ya Resulallah, buyur dedi reran. 

Varayim ben onu Mean edeyim, 

Kan He toprakda galtan [yuvarlanici] edeyim. 

-403- 



Pes Resulullah clecli, rarya Ali, 
Kim, sana nusret yakmdir ya Veli. 

Bil ki Allah, hem Resulullah sana, 
Kim, meded edicidir bnden sona. 

$ah-i Merdan kasdi meydan eyledi, 
Girdi, hos, sahane cerlan eyledi. 

Dariid-i $a'ya onu gordii heman, 
Hamle kildi, ya'nikim rermez email. 

Kafirin ciin hamlesini gordii imam, 
Cekdi kmmdan kihncim temam. 

Nara atip, soyle haykirdi ona, 
Akh gitdi kafirin, kaldi dona. 

Titredi a 'zalari pes ol la 'in, 
Atim ardma sicratdi hemin. 

Pes, cekildi bir yere, durdu geri, 
Kim, dagilmis akhm derdi geri. 

Hem dedi kim, ya yigit nedir adm, 
Kim bu resme harf re heybet eyledin. 

$ah-i Merdan dedi adimdir, Ali, 
Dedi kafir, seni isterim beli. 

Nara atdi, cekdi kihncm la'in, 
$ah-i Merdan iistiine siirdii hemin. 

$ah onu gordii ki, bir hos pehliran, 
Pes, mudara etdi onunla heman. 

Ya'ni, kim tutam idem dedi esir, 
Ta miisliman ola, bir riikn ola dir. 

Nagehan bir kihnc vurdu o la'in, 
§ah-i Merdan basina erdi hemin. 

Aldi kalkana hem ol dem sah onu, 
Cuii, miisliman olmaz ol bildi onu. 

Pes, kalkdi, nara atdi ol Emir, 

Bir kihnc vurdu ona ol nerre sir [erkek arslan]. 

-404- 



Sagyanmda soyle kim caldi onu, 
Sol yamndan oliki bbldii onu. 

Dtisdii ondan iki pare olla'in, 
Kan He topraga bulandi hemin. 

Sah-i Merdan yine cevlan eyledi, 
Bir miibariz var muhr, gelsin dedi. 

Ciinki onu oyle gorduler yehud, 
t'timad ederdi ona ciin cehud. 

Orada oyle oldugunu gorduler, 
Kacdilar kal'a icine girdiler. 

Yapdilar kapiyi, burcda durdular, 
Atdilar ok, mancmiklar kurdular. 

Muslimanlar ol isi ciin gorduler, 
Ok He bunlar da cenge durdular. 

Kmatdilar yirmibe§ gun hisari, 
Ki ceng idi kamu leylii nehari. 

Pes Resulullah buyurdu siz dahi, 
Mancimk diiziin atahm biz dahi. 

Durdu bir er tbni Amr idi adi, 
Ya Resulallah diizerim ben dedi. 

Lakin agac yok, bu agaclar kamu, 
Hem yemis agaclaridir ciimle bu. 

Bunu bbyle sbyleyince o hemin, 
Geldi gokden indi Cebrail Emin. 

Dedi, Hak tealanm selami var, 
Buyurdu; bu ayeti Resuliime rer: 

(Hurma agaclanndan kesmeniz veya ash iizere terk etmeniz 
Allahii tealanm izni iledir. Boylece, bu iznle kafirler riisvay 
olurlar.) [Hasr suresi 5.ci ayet-i kenmesi meali.] 

Pes Resulullah buyurdu: Hak teala, 
Bu agaclari bize kildi halal. 

Ciinki bu rakt ona muhtac olmusuz, 
Baska agac yok, nacar kalmisiz. 

-405- 



Pes, agacdan yetdikce kirdilar, 
Diizdiiler tiz, mancmigi kurdular. 

Atdilar bir tasi barn iistiine, 

Diisdii sankim burcu yikmak kasdma. 

Bir de atdilar iceri diisdii ol, 
Kafir carnitine korku diisdii boh 

Bu resme cengle ciin erdi aksam, 
Miislimanlar rarip kildilar, aram. 

Miislimanlar biilend tekbir ederler, 
Kamusu onlarim bir ederler. 

Miislimanlar sabaha dek nemazi, 
Kihp etdiler, Allaha niyazi. 

Kimi tesbih, kinti Kur'an okudu, 
Uyumadi biri ciin, sabaha erdi. 

Ezan okundu, kildilar nemazi, 
Diia kildilar etdiler, niyazi. 

Heman dem kaVaya karsi beraber, 
Kosup bagladilar, soyle seraser. 

Pes getirdi pehlivanlar her biri, 
Mancmiga komaga, bir tas iri. 

Getirdi anda tasi ol Ammar, 
Dilarer pehlivanlar basi Ammar. 

Koyuben mancmiga ol atdi, 
Haradan kal'anm icine yetdi. 

Diisiip bir yere viran eyledi ol, 
Dokuz kisiyi bican eyledi ol. 

Onun ardmca Mikdad atdi bir tas, 
Dokundu dbrt ere, ol kildi hishas. 

Onun ardmca Sa'd bin Ubade, 
Ki Hazrec ulusu seyh Suade. 

Atar ciinki hay ay a cikdi ol tas, 
inip bir kubbeyi o kildi hishas. 

-406- 



Pes getirdi sah-i Merdan ol Ali, 
Mancimga koydu bir tas, ol Veli. 

Ravi der: Pehliranlar her biri, 
Mancimga koydu, bir tas iri. 

Atdilar herbiri bir is eyledi, 
Kafirin canibine tesris eyledi. 

Ol arada dahi bir tas kalmadi, 
Kim ki rardi tas aradi, bulmadi. 

Ciinki, tas arandi, bulunmadi, 
Tas bitince Resulullah iizuldu. 

Ciinki baska tas bulunmadi, Resul, 
Ol mubarek hatiri oldu melul. 

Hak tealadan getirdi ol selam, 
Dedi, ciinki tas bulunmaz ya imam. 

Hak teala soyle ferman eyledi, 
Mancimga girsin aslamm dedi. 

Varsm ol icine dtissun kaVanin, 
Kim, onun fethi elindedir Amn. 

Pes, Resulullah dedi, kim ya Ali! 
Cebrail geldi, dedi kim ya Veli! 

Kim, koyam bu mancimga ben seni, 
Bu hisara atayim, ey Hak aslam. 

Hie ziyan erismez sana us ben diman [keffl], 
Feth eden bu kaVayi sensin heman. 

$ah-i Merdan dedi, yiiziim iistiine, 
Her ne emr olunduysa, goziim iistiine. 

Yoluna olsun feda camm benim, 
Hatirima geldi bu iminV benim. 

Kim beni kaVaya atmiz dedim, 
Yine dedim is Hakdir, ben ne diyem. 

Pes, Resulullah dedi kim Enbiya! 
Her ne endise ede ya Erliya. 

Dtise Hakkm isine ol mutabik, 
Muhalif olmaz, olur ol murafik. 

-407- 



Kim anlann hemise gbnlii hazir, 
Hakkm yamndadir, Hak ona nazir. 

Aldi kalkamn kihncm pes Ali, 
Geldi girdi mancmiga ol Veli. 

Tutdu bile ol nebiler Serreri, 
Atdilar gitdi haraya Haydan. 

Ciin haraya cikdi oIHak aslam, 
Kakdi kilmc arkasiyla kalkam. 

Nara vurdu, sbyle haykirdi enrin, 
Sanki gok giirledi, sarsildi zemin. 

Ciinki kafirler goriir bu heybeti, 
Hep kurudu, gucleri re kurreti. 

Ciin Aliidi hay adan gbrdiiler, 
Kacdilar erli evine girdiler. 

Baglayip kapilann oturdular, 
Canlanndan iimidi gbtiirdiiler. 

Belleri kurudu, tutmaz elleri, 
Gbzleri gbrmez tutuldu dilleri. 

$ah-i Merdan pes, kapiya yuriidii, 
Cekdi kopardi, kapiyi siiriidii. 

Geldi mu'minler hisara girdiler, 
Kafiri yerli yerinde kirdilar. 

Kirdilar erkek, koymadilar diri, 
Garet etdiler disisin herbirini. 

Aldilar mahni esirin tutdular, 
Sag selamet erlerine gitdiler. 

Saghgiyla o Medine sehrine, 
Geldiler anda Resuliiyle bile. 

Ol Resuliin hizmetinde sadgam, 
Oldu bu kissa, burada hem temam. 

Mustatanm yuzu-suyu hurmeti, 
Cumlemize muyesser kil rahmeti. 

-408- 



YEDINCI BAB 

Ebu Bekr, Omer, Osman ve All "radiyallahii teala annum" 
Menakibi: 

Birinci Menakib: MuhyissUnne Imam-i Begavf "rahimehul- 
lah" (Mealimiit-tenzil) kitabinda, Feth stiresinde, meal-i serffi, 
(Muhammed aleyhisselam Allahii tealamn Resiiliidiir. Onunla 
beraber olanlar, kafirlere karsi sert, birbirlerine karsi merha- 

metlidirler ) olan ayet-i kerimenin tefsirinde buyuruyor. Mu- 

barek bin FUdaleden, o da Hasenden rivayet eder, (Allahii tea- 
la kaff olan sahiddir ki, Muhammed Allahm Resuliidiir) buyu- 
ruldukdan sonra; (Onun ile olan kimse) kelami ile Ebu Bekr-i 
Siddik "radiyallahii teala anh" kasd edilmekdedir. (Kafirlere 
kar§i siddetlidirler) ile Omer bin Hattab "radiyallahii teala anh" 
kasd edilmekdedir. (Birbirlerine karsi merhametlidirler) ile Os- 
man bin Affan "radiyallahii teala anh" kasd edilmekdedir. (On- 
lari riiku'da ve secdede goriirsiin) ile Ah bin Ebi Talib "radiyal- 
lahii teala anh" kasd edilmekdedir. (Allahii tealadan, diinyada 
ve ahiretde her iyiligi, iistiinliigii ve nzasini isterler!) kelami ile 
Cennet ile miijdelenen (Asere-i Miibessere)nin geri kalani kasd 
edilmekdedir. (Onlann halleri, serefleri, Tevratda ve incilde 
bildirilmisdir. incilde bildirildigi gibi, onlar ekine benzer) kela- 
mi ile Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" kasd edil- 
mekdedir. (Ince bir filiz cikarir) kelami ile, Ebu Bekr-i Siddik 
"radiyallahU anh", (Onu kuvvetlendirir) kelami ile, Omer bin 
Hattab "radiyallahU anh", (Onu kahnlasdirir) kelami ile, ya'ni 
yumusak iken islam dini icin sert olur kelami ile, Osman bin Af- 
fan "radiyallahU anh", (Onu ayakda durdurur) kelami ile, isla- 
mi kihnc ile mUstekim etdigi icin Ali bin Ebu Talib "radiyalla- 
hU anh", (Herkes hayrete dii§er) kelami ile, diger mU'minler 
kasd edilmekdedir. (Kafirler kizarlar) kelami ile, sik, kahn, kuv- 
vetli ve gUzel ekin gibi ve kuvvetli olan mU'minlerin kafirleri ki- 
ne bogacagi bildirilmekdedir. Omer "radiyallahU teala anh" 
iman ile muserref olunca; "BugUnden sonra artik gizli ibadet et- 
meyiz" buyurmus idi. 

-409- 



ikinci Menakib: (Hulefa-i rasidfnin) yiice sanlan icin nazil 
olan ayet-i kerimeler beyanindadir. Malum olsun ki, yerlerin 
ve goklerin yaratam Allahii Subhanehu ve teala hazretleri, 
Adem aleyhisselamdan beri, Enbiya-i izam "ala nebiyyina ve 
aleyhimiissalatii vesselam" hazretlerine indirdigi yiizdort kita- 
bin bas tarafinda; Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretlerinin ve Cihar yar-i giizfn olan; giinahdan cok sakinan 
Siddik ve cok anlayisli Faruk ve cok comert Zinnureyn ve cok 
vefali All "radiyallahii teala annum" hazretlerinin faziletlerini 
beyan etmisdir. Bu tertibin kesf ve beyanim ve serh ve izahini, 
Allahii teala ve tekaddes hazretlerinin tevfik ve yardimi ile 
acikhyahm. 

Allahii rabbul'alemin celle celaliihii ve azze saniihii ve am- 
me nevaliihii hazretleri on suhuf Adem ala nebiyyina ve aley- 
hissalatii vesselam hazretlerine gonderdi. Ilk suhufun baslangi- 
ci Muhammed Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ve 
Cihar yar-i giizinin fadh beyamnda idi. Ondan sonra elli suhuf 
da Sit "ala nebiyyina ve aleyhissalatii vesselam" hazretlerine 
gonderdi. Acik olarak ilk sahifelerinde, Muhammed "aleyhissa- 
latii vesselam" hazretlerinin ve Cihar yar-i giizinin seref ve fad- 
hnin beyani vardi. Ondan sonra otuz suhuf da Idris "ala nebiy- 
yina ve aleyhissalatii vesselam" hazretlerine gonderdi. Bunun 
da baslangici yine Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretlerinin ve Cihar yar-i giizinin ve Eshab-i kiramin fadh be- 
yanindadir. Ondan sonra on suhuf da Ibrahim Halil "ala nebiy- 
yina ve aleyhissalatii vesselam" hazretlerine gonderdi. Bunun 
da baslangicinda aym seklde, onlann faziletleri aciklandi. Mtisa 
"ala nebiyyina ve aleyhissalatii vesselam" hazretlerine Tevrati 
gonderdi. O biiyiik kitab icinde, bircok yerde Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerini ve yaranlanni anlat- 
di. 

Ebu Hiireyre "radiyallahii teala anh" rivayet eder. Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri, meal-i serifi 
(Biz nida etdigimizde, Tur canibinde sen olmadin) olan, Kasas 
suresinin 46.ci ayet-i kerimesinin tefsirinde buyurur ki, Cebra- 
fl aleyhisselam benim yanima geldi. Allahii tebareke ve teala 
hazretlerinden selam getirdi. Dedi ki, Hak celle ve saniihii bu- 

-410- 



yurur ki: Ben Hudayim. Cumle esyaya kadirim. Musa bin Im- 
rana Ttir-i Sinada vasitasrz otuzbin kelime soyledim. Mtisaya 
isitdirdigim otuzbin kelimenin yetmis kelimesi Musa hak- 
kinda ve iimmeti hakkinda idi. Yirmidokuzbin dokuzyuzotuz 
kelimesi, ya Muhammed, senin hakkinda ve yaranin hakkinda, 
Ebu Bekr-i Siddik ve Omer-iil Faruk ve Osman-i Zinnureyn 
ve Ah Miirteda ve gayri eshabin ve ummetinin hakkinda idi. 
Allahii tebareke ve teala hazretlerinin kelami kadimdir. Ve 
azimdir. Ve meciddir. Ve kerimdir, ezeh ve ebedidir. Ve evve- 
li ve ahiri yokdur. Baslamasi ve bitmesi yokdur. Lakin, Allahii 
teala ve tekaddes hazretlerinin kelaminda bildirilen rakam, 
Musa aleyhisselamin duymasina [isitmesine] nisbetledir. Ze- 
buru Daviid "ala nebiyyina ve aleyhissalatii vesselam" hazret- 
lerine gonderdi. Orada da, Muhammed Mustafamn "sallallahii 
aleyhi ve sellem" ve Cihar yar-i giizinin "radiyallahii teala an- 
hiim" ustiinliiklerini bildirdi. Incili Isa "ala nebiyyina ve aley- 
hissalatii vesselam" hazretlerine gonderdi. Hazret-i Muham- 
med Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ve Cihar yar-i 
giizinin ustunhiklerini orada da bildirdi. Fiirkan-i azim-us-sam 
gonderdi. Kur'an-i azim-us-sanda gelen [Alak suresinin] bes 
ayetini, Allahii Siibhanehii ve teala hazretleri Muhammed 
aleyhissalatii vesselam hazretlerinin sani hakkinda gondermis- 
dir. 

1- Meal-i serifi (Herseyi yaratan Rabbinin ismi ile oku!) olan 
[Alak suresindeki] ayet-i kerime, Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerinin baht-i hiimayun ve san-i serifleri 
hakkindadir. Meal-i serifi, (insani alakdan yaratdi) [uyusmus 
kandan yaratdi] olan ayet-i kerime Ebu Bekr-i Siddikin "radi- 
yallahii teala anh" san-i serifleri hakkindadir. Meal-i serifi (Oku, 
Rabbin ckrcmdir) olan ayet-i kerime; Omer-iil Farukun "radi- 
yallahii teala anh" san-i serifleri hakkindadir. Meal-i serifi (O 
kimse ki kalem ile ta'lim etdi) olan ayet-i kerime, Osman bin 
Affanin "radiyallahii teala anh" san-i serifleri hakkindadir. Me- 
al-i serifi (Insana bilmedigini bildirdi) olan ayet-i kerime, haz- 
ret-i Ali bin Ebi Talibin "kerremallahii vecheh" san-i serifleri 
hakkindadir. 

Alimlerin ekserisi, bunun iizerindedir ki, Resulullah "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri iizerine nazil olan bu su- 

-411- 



renin o bes ayet-i kerimesinden, Onun fadli ve serefi anlasilma- 
lidir. 

Abdullah bin Amr bin as "radiyallahii teala anhiima" buyur- 
du ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri- 
ne dedim; (Sizden isitdigim hadis-i serifleri yazayim mi?). Bu- 
yurdular ki, (Yaz ki, Allahu tebareke ve teala hazretleri boyle 
buyurur: (Kalem ile ta'lim etdi. insana bilmedigini ogretdi.)) 
Katade "radiyallahii teala anh" buyurdu ki: Kalem, Allahu tea- 
la ve tekaddes hazretlerinden biiyiik bir ni'metdir ki, eger ka- 
lem olmayaydi, din yeryiiziinde baki kalmazdi. Kimse kendi 
maslahatim hifz edemezdi [sakhyamazdi]. 

2- Allahu tebareke ve teala hazretleri, Resulullah "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" hazretlerini ve Cihar yar-i giizin "ra- 
diyallahii annum" hazretlerini, Sure-i Fatihada yad etmisdir ve 
buyurmusdur. Bismillahirrahmanirrahim. Elhamdiilillahi rab- 
bil'alemin. Bu ayet-i kerime Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretlerinin san-i serifleri ve tah'-i [cicek tozu] mu- 
barekleri hakkindadir. Delil odur ki, Allahu teala ve tekaddes 
hazretleri, meal-i serifi (Seni ancak alemlere rahmet olarak 
gonderdik) olan ayet-i kerimede buyurmusdur. (Errahmanirra- 
hiin.) Bu ayet-i kerime Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala 
anh" hazretlerinin san-i serifleri hakkindadir. Hiicceti, delili, 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem", (Ummetimin en 
cok merhametlisi Ebu Bekrdir) buyurmusdur. Fatiha suresinin 
uciincii ayet-i kerimesi, Omer-iil Farukun "radiyallahii teala 
anh" san ve serefi hakkindadir. Delili o hadis-i serifdir ki, haz- 
ret-i Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu: 
(Allahin dininde en kuvvetliniz, Omer-ibniil Hattabdir.) Fatiha 
suresinin dordiincii ayet-i kerimesi, Osman bin Affanin "radi- 
yallahii teala anh" san-i serifleri hakkindadir. Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurmusdur: (Haya- 
da en satlik olamniz, Osman bin Affandir.) Fatiha suresinin be- 
sinci ayet-i kerimesi, Alibin EbiTalib "kerremallahii vecheh ve 
radiyallahii teala anh" hazretlerinin san-i serifleri hakkindadir. 
Fahr-i alem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri; (Um- 
metimin en cok ikram edeni ve alimi, All bin Ebi Talibdir) bu- 
yurmusdur. Sure-i Fatihamn geri kalan ayet-i kerimesi, Allahu 

-412- 



teala ve tekaddes hazretlerinin gadab etdigi ve dalaletde kalan 
kimseler, yehudiler, hiristiyanlar, rafizf ve hariciler hakkinda- 
dir. Bunlar, Resulullah "sailailahii teala aleyhi ve sellem" haz- 
retlerinin ve Cihar yar-i giizin "ndvanullahi teala aleyhim ec- 
ma'in" hazretlerinin dusmanlandir. 

3- Allahii teala ve tekaddes hazretleri Sure-i Fatihadan son- 
ra, Kur'an-i azim-iis-sanda yemin ederek buyurur ki: 
(Elif.lam.mim). (Elif); Allahii tebareke ve teala hazretlerinin 
ilahhgi ve vahdaniyyeti hakki icin, (Lam); Cebrail aleyhissela- 
min elciligi ve imameti hiirmeti icin, (Mini), Muhammed aley- 
hisselamin niibiivveti ve risaleti hiirmeti icin denilmekdedir. 
(Elif), Allah lafzimn elifidir. (Lam), La ilahe illallah lafzimn 
(lam)i, (mim), Muhammed aleyhisselamin ismindeki (mim)dir. 

Beyt: 

Seher rakti dostun cenmli goriiniince, 
Benim canim senin askmdan taht kurdu. 

Sahabe-i giizin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" hazret- 
lerinden on kisinin rivayetiyle hadis-i serifde bildirilmisdir. Re- 
sulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu- 
lar ki; (Umm-i Hani "radiyallahii teala anna" se'adethanesin- 
den, beni mi'raca iletdikleri o gece, (Kabe kavseyn) makamina 
giderken, Arsin oniinde, arkasinda, saginda ve solunda iicyiizbi- 
ner perdesinden her birinde, (La ilahe illallah Muhammediin 
Resulullah. Ebu Bekr-i Siddik, Omer-iil Faruk, Osman-i Zinnu- 
reyn, Aliyyiil Miirteda) "radiyallahii teala annum" yazih idi.) 
Bu sure-i azimenin baslangicinda, Allahii tebareke ve teala bu- 
yurdu ki, (elif, lam, mim) ve bu kasem neden oturiidiir? (Bu ulu 
kitabdir ki, size bunun ile va'de vermisdik ve bu Kur'andir ki, 
yirmiiic senede teenni ile size gondermisim ve bu kitabdir ki, 
yuzyirmiucbindokuzyiizdoksandokuz Nebi [Mevcud Nebilerin 
bir noksani] "ala nebiyyina ve aleyhimiissalatii vesselam" Alla- 
hii tebareke ve teala ve tekaddes hazretlerinden bu kitabi iste- 
misler ve Kur'an-i kadim arzusu ile dirilmislerdir. Bunun arzu- 
su ile intikal buyurmuslar [goc etmislerjdir. Bunu ne gormiisler 
ve ne isitmislerdir. Bu biiyiik bir ni'metdir.) 

Ey muslimanlar, yiizondort sure olan bu Kur'an-i kerimin 

-413- 



kiymetini bilemez, hak ve hurmetini gozetemezsiniz. [Bunun 
icin calismalidir.] Ondan sonra Allahu teala ve tekaddes hazret- 
leri (Onda §iibhe yokdur) buyurur. Ey benim kullanm! (Elif); 
benim hakkim icin, zat ve sifatim hakki icin. (Lam), Cebrail-i 
eminim hurmeti icin. (Mini), Resulum ve secilmisim Muham- 
med hurmeti icin ki, bu kitab Kur'andir. Kur'an-i azime dogru- 
lukda siibhe yokdur. Bu Kur'an benim kelamimdir. Benim ke- 
lamimin dogrulugunda sek ve siibhe yokdur. Kadimdir, ciddidir 
[oyun degildir], sonradan meydana gelme ve mahluk degildir. 
Her ne kadar cok okunursa, dostlann dili uzerinde, o kadar ha- 
fif gelir. Kimse onu okumakdan usanmaz, bikmaz. Onu ne ka- 
dar isitirler ise, dostlann kalbinde ferahhhk olur. Onu isitmek- 
le kimseye bikkinhk gelmez. (Miittekfler i^in hidayetdir), be- 
yandir ve delildir. Mii'min ve ziihd sahiblerine ve miittekilere 
bu kitab dogru yoldur. Bu Kur'an asiklann gonliine sifadir. Fa- 
kirlerin ruhuna gidadir. 

Beyt: 

Bize ta'ate re ziilide yapismayi anlatma, 
Bize keramet makamlarmdan bahs etme. 

Ciinki, biz re o dort secilmis zat can gibiyiz, 
Ebu Bekr, Omer, Osman re Alt. 

Ey musliman! Bu Kur'an-i azim-us-san devleti ve bu iman 
ni'meti, biitiin muslimanlar ve ciimle mii'minler hakkinda umu- 
midir. Lakin, Cihar yar-i giizin ve hulefa-i rasidin, miirsid-i 
emir-iil mii'minin Ebu Bekr-i Siddik ve emir-ul mii'minin 
Omer-iil Faruk ve emir-iil mii'minin Osman-i zinnureyn ve 
emir-iil mii'minin Aliyyiil Miirteda "ndvanullahi aleyhim ec- 
ma'in" hazretlerinin haklannda hususidir. Bunun delilini 
Kur'an-i azim-iis-sandan getireyim. (Gayba iman eden kimse- 
ler) mealindeki ayet-i kerime, biitiin mii'minler icin umumi, 
Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" hakkinda hususidir. 
(Nemazlarim kdarlar) mealindeki ayet-i kerime, biitiin 
mii'minler icin umumi, hazret-i Omer-iil Faruk "radiyallahii 
teala anh" hakkinda hususidir. (Onlara verdigimiz rizklardan 
dagitirlar) mealindeki ayet-i kerime, biitiin mii'minler hakkin- 
da umumidir. Hazret-i Osman bin Affan "radiyallahii teala 

-414- 



anh" hakkinda hususidir. (Sana indirilen kitaba ve senden once 
indirilenlere inananlar..) mealindeki [Bekara suresinin 4.cu] 
ayet-i kerime, butun mii'minler icin umumidir. Hazret-i All ib- 
ni Ebi Talib "kerremallahii vecheh ve radiyallahu teala anh" 
hakkinda hususidir. 

4- Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" hazretlerinin 
sehaveti [comertligi], Allahu tebareke ve teala hazretlerinin 
muhabbetinde oldugu icin, kabul edip, agah olmak icin; meal-i 
serifi; (... Fekat, iyilik su kimselerin iyiligidir ki, Allahu tealaya, 
Ahiret giiniine, Meleklere, Kitaba, Peygamberlere inanir, sev- 
digi malini yakinlanna, yetimlere, fakirlere yolculara verir ve ri- 
kabda sarf eder) olan Bekara suresinin 177.ci ayet-i kenmesin- 
de buyurulmusdur. Bu ayet-i kenmede bildirilen giizel vasflar, 
Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahu teala anh" hazretlerinde mev- 
cud idi. 

Abdullah bin Mes'ud "radiyallahu teala anh" buyurdu ki: 
Eger ister isen sen de o dereceye nail olmak, cok sevdigin o ma- 
lini, sihhatin kemalde iken, buhl etmeyip [cimrilik yapmayip], 
halisane olarak; Allahu teala icin sadaka ver. Fakir olmakdan 
korkma. Sukr edip, fekat ogiinme. Hazret-i Siddik-i ekber "ra- 
diyallahii teala anh" hazretleri biitiin malini, muikunii din-i is- 
lam ugruna sarf edip, bir palas ile kalmis idi. Bu husus bircok 
menkibelerinde beyan olundu. Nicin mal koyarsin. Canin hul- 
kuma [ruhun gargaraya] geldigi anda falana bu kadar verin; de- 
menin kiymeti yokdur. Yukandaki ayet-i kerime hazret-i Ebu 
Bekr-i Siddik "radiyallahu teala anh" hakkindadir. 

(Nemazi kdar) meal-i serifindeki ayet-i kerime biitiin nemaz 
kilan mii'minler icin umumidir. Hazret-i Omer "radiyallahu 
teala anh" hakkinda hususidir. (Zekatim verir) meal-i serifinde- 
ki ayet-i kerime, zekat veren biitiin mii'minler icin umumidir. 
Hazret-i Osman "radiyallahu teala anh" hakkinda hususidir. 
(Verdikleri sozde dururlar) meal-i serifindeki ayet-i kerime; ah- 
dinde vefa gosteren biitiin mii'minler icin umumidir. Hazret-i 
Ali "kerremallahii vecheh" hakkinda hususidir. 

5- Allahu teala hazretleri, [Al-i Imran suresi 17.ci ayet-i ke- 
rimesinde mealen] (Sabr edenler) buyurdu. Ya'ni Resulullah 

-415- 



"sailailahu teala aleyhi ve sellem" ki, ta'at etmek iizerine ve 
musriklerin cefasi ve yaramazliklanna sabr etdi. (Sadik olur- 
lar) buyurulmasi, ya'ni o kimseler ki, sirda [gizlide] ve alaniy- 
yede [acikda] dogru olurlar, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahu 
teala anh" icindir. Meal-i serifi (Devamh ita'at edenler) olan 
ayet-i kerimede bahs edilenler, devam iizere Allahii teala haz- 
retlerine mutf olan kimselerdir. Omer bin Hattab "radiyallahu 
teala anh" icindir. Meal-i serifi (Infak edenler) olan ayet-i ke- 
nmede anlatilan kimseler, Allahii teala yolunda infak ederler, 
ya'ni mahni dagitirlar, buyurulmasi, mahni Allah yolunda da- 
gitan Osman bin Affan "radiyallahu teala anh" icindir. Meal-i 
serifi (Seher vaktlerinde istigfar edenler) olan ayet-i kerimede 
bahs edilen kimseler, seher vaktinde istigfar ederler. Aliyytil 
Miirteda "kerremallahii vecheh ve radiyallahu teala anh" icin- 
dir. 

6- Allahii Siibhanehii ve teala hazretleri [Al-i Imran suresi 
134.cii ayet-i kerimesinde mealen] (O kimseler ki infak ederler, 
siirur ve sikintih hallerinde) buyurdu. Her zeman, mubarek eli 
sehavetden [comertlikden] ve fakirlere yardimdan geri kalma- 
yan, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahu anh" icindir. (Gadablanni 
icine atanlar) mealindeki ayet-i kerimede kasd edilen o kimse- 
ler, asla kendi nefsi icin gadablanmiyan, kizacagi zeman kendi- 
ni tutanlardir. Omer ibnul Hattab "radiyallahu teala anh" ki, 
kendisi icin gadaba gelmezdi. Geldigi takdirde gadabim tutardi. 
Bu ayet-i kerime hazret-i Omer icindir. (insanlan afv ederler) 
mealindeki ayet-i kerimede buyurulan o kimselerdir ki, intika- 
ma kadir olduklan halde insanlan afv ederler. Ya'ni hazret-i 
Osman bin Affan "radiyallahu teala anh" ki, daima suclulan 
hata ve sehv etseler de afv eder, onlara ikramda bulunurdu. Bu 
ayet-i kerime hazret-i Osman icindir. (Allahii teala ve tekaddes 
hazretleri, ihsan edicileri sever) mealindeki ayet-i kerime, Aliy- 
yiil Miirteda "radiyallahu teala anh" icindir. 

7- Hazret-i Resul-i Huda Muhammed Mustafa "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" ve Cihar yar-i giizin "ridvanullahi teala 
aleyhim ecma'in", su ayet-i kerimeleri diialannda okurlardi. 
Hazret-i Resul-i ekrem "sallallahu teala aleyhi ve sellem", me- 
al-i serifi, (Ya Rabbi! Mahlukati bo§ yere, batd yaratmadin. Se- 

-416- 



ni tenzih ederim. Bizi Cehennem azabindan koru) olan, Al-i 
Imran suresi 191.ci ayet-i kerimesini okurdu. 

Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh", meal-i serifi, 
(Ya Rabbi! Cehenneme atdigin kimseyi cok zelil edersin. Ka- 
firlerin [zulm edenlerin] yardimcdari yokdur) olan, Al-i Imran 
suresi 192.ci ayet-i kerimesini okurdu. Hazret-i Omer-ul Fa- 
ruk "radiyallahii teala anh", meal-i serifi, (Ya Rabbi! Insanla- 
ri miana cagiran bir miinadi isitdik, iman etdik) olan, Al-i Im- 
ran suresi 193.cii ayet-i kerimesini okurdu. Hazret-i Osman 
"radiyallahii teala anh", meal-i serifi, (Ya Rabbi! Giinahlan- 
mizi magfiret et. Ruhlarimizi, salihlerin ruhlari ile beraber et) 
olan, Al-i Imran suresi 193.cii ayet-i kerimesinin devamini 
okurdu. Hazret-i Aliyyiil Miirteda "kerremallahii teala vec- 
heh", meal-i serifi, (Ya Rabbi! Resullerin lisam iizere bize 
va'd etdigin sevabi ver. Kiyamet giinii bizi riisvay eyleme. El- 
bette sen va'dinden donmezsin) olan, Al-i Imran suresi 194.cii 
ayet-i kerimesini okurdu. 

8- Allahii teala ve tekaddes hazretleri, Cihar yar-i giizin 
"ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" hazretleri hakkinda; Al-i 
Imran suresi 200.cii ayet-i kerimesinde mealen, (Ey iman eden- 
ler! Sabr ediniz!) buyurdu. Ya'ni, iman getirmis o kimselersiniz 
ki, hazret-i Ebu Bekrin "radiyallahii teala anh" dostlugunda 
sabr ediniz, demekdir. (Sabr edici olunuz!) Ya'ni hazret-i Ome- 
rin "radiyallahii teala anh" dostlugunda, kafirler ile gazada 
sabrh olunuz, demekdir. (Rabt edici olunuz!) Ya'ni hazret-i Os- 
manin "radiyallahii teala anh" dostlugunda sebat ediniz, de- 
mekdir. (Allahii tealadan korkup, sakimmz. timid edilir ki, fe- 
lah bulursunuz!) Ya'ni, hazret-i Aliyyiil Miirtedamn "radiyalla- 
hii teala anh" dostlugunda, Allahii tealadan korkunuz ki, felah 
bulasiniz, demekdir. 

9- Allahii Siibhanehii ve teala hazretleri, Resulullah "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri ve Cihar yar-i giizinin 
vasflan hakkinda mutf olan mii'minlere miijde verip, buyuru- 
yor ki: (Her kim ki mutf olur, Allahii tebareke ve teala hazret- 
lerine ve Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazret- 
lerine. O mutf olanlar ol kimselerdir ki, Allahii teala hazretle- 
ri onlan ni'metlendirmisdir!) [Nisa suresi 69.cu ayet-i kerimesi.] 

- 417 - Menakib-i Cihar Yar-i Guzin - F:27 



(Nebilerden), hazret-i Resul-i ekrem "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem", (Siddiklardan), miibalega ile sadik olanlardan, Ebu 
Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" hazretleri, (Sehidlerden). 
Omer-iil Faruk "radiyallahii teala anh" hazretleri, (Salihler- 
den), Osman "radiyallahii teala anh" hazretleri, (Onlar ne gii- 
zel refikdir) buyurulmasi, Ali bin Ebi Talib "radiyallahii teala 
anh" kasd edilmekdedir. Meal-i serifi (Bu fadl Allahdandir) 
olan Nisa siiresi 70.ci ayet-i kerimesi ile Ehl-i siinnetin kalbin- 
deki Habibullahin ve Cihar yar-i giizinin ve eshabinin sevgisi, 
Allahii tealadan oldugunu bildirmekdedir. 

10- Allahii tebareke ve teala hazretleri [Maide siiresi 55. ci 
ayetinde mealen], (Sizin veliniz ancak Allahii teala ve Rcsulti- 
diir...) buyuruyor. Ya'ni, mii'minlerin velisi, Allahii tealadan 
sonra Muhammed "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretle- 
ridir. (Iman eden kimselerdir); buyurulmakla, Ebu Bekr-i Sid- 
dik "radiyallahii teala anh" hazretleri kasd edilmekdedir. (Ne- 
mazlarim kdarlar); buyurulmakla, Omer-iil Faruk "radiyallahii 
teala anh" hazretleri kasd edilmekdedir. (Zekatlanni verirler) 
buyurulmakla, Osman bin Affan "radiyallahii teala anh" haz- 
retleri kasd edilmekdedir. (Riiku'da sadaka verirler) buyurul- 
makla, Ali "radiyallahii anh" kasd edilmekdedir. Miifessirler 
buyurmuslardir ki, bir dilenci mescide gelip, birsey istedi. O si- 
rada hazret-i Ali "radiyallahii teala anh" o mescidde nemazda 
olup, riiku'a varmis idi. Riiku' icinde yuziigiinii isaretle cikanp, 
o dilenciye verdi. [Maide siiresi 56. .ci ayetinde mealen], (Kim 
Allahii tealayi, Resuliinii ve mii'minleri dost edinirse, bilsin ki, 
siibhesiz Allahii tealadan yana olanlar iistiin gelirler) buyurul- 
du. Allahii tealamn Resuliinii "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" ve mii'minleri veil edinenler, Eshab-i giizin "ndvanullahi 
teala aleyhim ecma'in" hazretlerinin diismanlan iizerine galib 
gelirler. 

11- Allahii teala [Enfal siiresi 2.ci ayet-i kerimesinde mea- 
len], (Halis mii'minler o kimselerdir ki, Allahii tealamn ismi 
zikr olununca, kalblerinde korku hasil olur) buyurdu. Bu, Ebu 
Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" icindir. (Onlara Allahii 
tealamn ayetleri zikr olundugu zeman imanlan ziyade olur) bu- 
yurulmasi, hazret-i Omer-iil Faruk "radiyallahii teala anh" icin- 

-418- 



dir. (Onlar Rablerine tevekkiil ederler) [Enfal suresi 2.ci ayeti- 
nin devami]; buyurulmasi, hazret-i Osman "radiyallahii teala 
anh" icindir. [Enfal suresi 3.cii ayetinde mealen], (Nemazlarim 
kilanlar ve verdigimiz rizklardan dagitanlar..) buyurulmasi, All 
ibni Ebi Talib "radiyallahii teala anh" icindir. [Enfal suresi 4.cii 
ayetinde mealen], (Onlar hakfkf mii'minlerdir) buyurulmusdur. 
O biiyiiklerin ve onlan sevenlerin hakiki mii'min olduklan bil- 
dirilmekdedir. 

12- [Tevbe suresi 71. ci ayet-i kerimesinde mealen], (Mii'min 
erkekler ve mii'min kadinlar, onlar ba'zdan ba'zilarimn velile- 
ridir. Ma'ruf ile emr ederler. Ya'ni nusret ile ve himmet ile ve 
hayrat ile. Ve miinkerden nehy ederler) buyurulmasi, hazret-i 
Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii anh" icindir. (Nemazlarim ki- 
larlar) buyurulmasi, Omer-iil Faruk "radiyallahii teala anh" 
icindir. (Zekatlarim verirler) buyurulmasi, Osman "radiyallahii 
anh" icindir. (Allaha ve Resuliine ita'at ederler) buyurulmasi, 
All "radiyallahii teala anh" icindir. Ayet-i kerimenin devamin- 
da mealen, (Onlara Allahii teala yakinda rahmet edecekdir) 
buyurulmusdur. 

13- [Tevbe suresi 112.ci ayet-i kerimesinde; Allahii teala 
mealen buyuruyor]: (Allahii tealaya tevbe edenler) [sirkden ve 
nifakdan] ile Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh", (iba- 
det edenler) ile Omer-iil Faruk "radiyallahii teala anh", (hamd 
edenler) ile Osman "radiyallahii teala anh", (Oruc tutup, hac 
edenler) ile Ali "radiyallahii teala anh", (riiku' ediciler) ile haz- 
ret-i Ebu Bekr "radiyallahii teala anh", (Secde ediciler) ile 
Omer "radiyallahii teala anh", (Siinnet ile ma'rufu emr ediciler 
ve bid'atden nehy ediciler) ile Osman "radiyallahii teala anh", 
(Allahin hadlerini muhafaza ediciler) ile Ali "radiyallahii teala 
anh" kasd edilmekdedir. Ayet-i kerimenin devaminda, (Ya 
Muhammed! Mii'minleri Cennet ile miijdele) buyurularak; bu 
dort yari sevmegi emr buyurmusdur. 

14- [Allahii teala Ra'd suresi 19.cu ayet-i kerimesinde mea- 
len buyuruyor]: (Ancak akl sahibleri ibret ahrlar.) Burada haz- 
ret-i Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" kasd ediliyor. [Aym su- 
renin 20.ci ayet-i kerimesinde mealen buyuruluyor]: (O kimse- 
ler Allahii tealanin ahdinde vefa ederler, ahdlerini bozmazlar.) 

-419- 



Burada Omer-iil Faruk "radiyallahii teala anh" kasd edilmek- 
dedir. [Ayni surenin 21. ci ayetinde mealen buyuruluyor]: (Al- 
lahii tealamn sila etmesini emr etdigi kimselere sila-i rahm 
ederler. Rablerinden korkarlar. Hesabin zorlugundan korkar- 
lar.) Burada Osman "radiyallahii teala anh" kasd edilmekde- 
dir. [Ayni surenin 22.ci ayet-i kerimesinde mealen buyurulu- 
yor]: (Onlar Allahii tealamn nzasini kazanmak icin sabr eder- 
ler [emrleri yapmak ve yasaklardan kacmak stireti ile, birbirle- 
rinin nzasini taleb etmekden otiirii]. Nemazlanni kdarlar. Ve 
bizim onlara verdigimiz nzkdan gizli ve asikare olarak infak 
ederler. Kotiiliige iyilik ile karsihkda bulunurlar. Cennet sera- 
yi onlar icindir.) Burada Ah "radiyallahii teala anh" kasd edil- 
mekdedir. [Ayni surenin 23-24.cii ayetlerinde mealen buyuru- 
luyor]: (Adn Cennetine dahil olurlar su kimseler ki, onlann ba- 
balan, hanimlan ve cocuklan salih amel islemis olurlar. [Bu 
mii'minler Adn Cennetine dahil olurlar.] Melekler onlann ya- 
nina gelirler. Her kapidan girdiklerinde selam verirler. Diinya- 
da yapdiginiz sabr sebebi ile, ne giizel seraya kavusdunuz der- 
ler.) Ya'ni Cihar yar-i giizin "radiyallahii teala anhiim" hazret- 
lerinin dostlannindir, demekdir. 

Mukatil, kendi tefsirinde nakl etmisdir ki, diinya giinlerin- 
den bir giin bir gece mikdan zemanda melekler iic kerre onla- 
nn yanlanna gelip selam verirler ve hediyye getirirler. Derler 
ki, hos olsun size ey Cihar yar-i giizin muhibleri [sevenleri]. Bii- 
tiin bu ni'metleri ve kerametleri onlann dostlugu sebebi ile bul- 
dunuz. 

15- Mii'minun suresi birinci ayet-i kerimesinde mealen; 
(Mii'minler, muhakkak felah buldular) buyuruldu. Ikinci ayet-i 
kerimesinde, mealen, (Onlar, nemazlarinda husu iizere olan 
kimselerdir) buyuruldu. Burada Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii 
anh" kasd edilmekdedir. Uciincii ayet-i kerimesinde mealen, 
(Oyle mii'minler ki, lehv ve la'bdan kacarlar) buyuruldu. Bura- 
da Omer-iil Faruk "radiyallahii teala anh" kasd edilmekdedir. 
Dordiincii ayet-i kerimede mealen, (Zekatlarim veren mii'min- 
ler) buyurulmakdadir. Burada Osman "radiyallahii teala anh" 
kasd edilmekdedir. Besinci ayet-i kerimede mealen, (Oyle 
mii'minler ki, kendi ferclerini haramdan hifz edici olurlar) bu- 

-420- 



yuruldu. Burada Aliyyul murteda "radiyallahii teala anh" kasd 
edilmekdedir. 

16- Furkan suresi 63.cii ayet-i kerimesinde mealen, (Allahii 
teala hazretlerinin kullari, §u kimselerdir ki, yeryiiziinde, siiku- 
net ve vakar ve tevazu', ilm ve hikmet ile yiiriirler) buyuruldu. 
Burada Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" kasd edilmekdedir. 
Ayet-i kerimenin devaminda, (Cahiller onlara kehanet olunan 
bir §ey ile hitab etdikleri zeman, giinah olmiyan seylerle veya 
susarak karsihk verirler) buyurulmakdadir. Burada Omer-ul 
Faruk "radiyallahii teala anh" kasd edilmekdedir. Furkan sure- 
si 64.cii ayet-i kerimesinde mealen, (Onlar gecelerini, Rableri 
icin evlerinde, secde edip, ayakda durarak gecirirler) buyurul- 
makdadir. Burada Osman "radiyallahii teala anh" kasd edil- 
mekdedir. 65.ci ayetinde mealen: (Onlar, Ya Rabbi! Bizden 
Cehennem azabini cevir, uzaklasdir, derler) buyurulmakdadir. 
Burada Ali "radiyallahii teala anh" kasd edilmekdedir. 

17- Sura suresi 36.ci ayet-i kerimesinde mealen, (... Allahii 
tealamn katmda hayrh ve baki olanlar; finan edenler ve Rable- 
rine tevekkiil ve i'timatl edenler icindir...) buyurulmakdadir. 
Burada Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" kasd edilmekdedir. 
37.ci ayet-i kerfmede mealen, (O kimseler icin ki, biiyiik giinah- 
lardan ve cirkin §eylerden kacimrlar. Gadaba geldiklerinde afv 
ederler) buyurulmakdadir. Burada Omer "radiyallahii teala 
anh" kasd edilmekdedir. Otuzsekizinci ayet-i kerimesinde mea- 
len; (Rablerine icabet edenler, nemaz kdanlar, isleri icin arala- 
rinda mesveret edenler ve verdigimiz nzklardan dagitanlar icin- 
dir) buyurulmakdadir. Burada Osman "radiyallahii teala anh" 
kasd edilmekdedir. Miifessirlerden ba'zisi der ki, bu ayet-i keri- 
me Ebu Bekr-i Siddikin "radiyallahii teala anh" san-i serifi icin 
nazil olmusdur. Ciinki eline ne gecerse dagitirdi. Kotiilediler ve 
azarladilar. Cevab vermedi. O vakt nazil oldu. 39.cu ayet-i keri- 
mesinde, (Onlara zulm isabet etse, onlar adl ile karsilikda bulu- 
nurlar) buyurulmakdadir. Burada Ali "radiyallahii teala anh" 
kasd edilmekdedir. 

18- Zariyat suresi 17.ci ayet-i kerimesinde mealen; (Onlar 
geceleri az uyurlar ve cok ibadet ederlerdi) buyuruldu. Burada 
Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" kasd edilmekdedir. 18.ci 

-421- 



ayet-i kerimesinde mealen, (Seher vaktlerinde istigfar ederler- 

di) buyuruldu. Burada Omer "radiyallahii teala anh" kasd edil- 
mekdedir. 19.cu ayet-i kerimede mealen, (Onlann mallannda 
bir§ey istiyenin ve [bir sey istemeyip de] mahrum kalanlann da 
hakki vardi) buyuruldu. Burada Osman "radiyallahii teala anh" 
kasd edilmekdedir. 20.ci ayet-i kerimesinde mealen, (Yakin sa- 
hibi kimselere yeryiiziinde alametler vardir) buyuruldu. Bura- 
da Ali "radiyallahii teala anh" kasd edilmekdedir. 

19- Beled suresi 17.ci ayet-i kerimesinde mealen, (Bunlari 
yapan kimselerin [koleleri azad eden ve fakirleri doyuran] 
1111:111 li olmasi lazimdir) buyurulmakdadir ki, Ebu Bekr "radi- 
yallahii anh" kasd edilmekdedir. Ayet-i kerimenin devaminda, 
(Sabn tavsiye ederler) buyurulmakdadir ki, Omer "radiyallahii 
anh" kasd edilmekdedir. Ve (Merhameti tavsiye ederler) buyu- 
rulmakdadir ki, Osman "radiyallahii anh" kasd edilmekdedir. 
18.ci ayet-i kerimede mealen, (Onlar meymene eshabidir) [sag 
taraf veya bereket eshabi] buyurulmakdadir ki, Ali "radiyalla- 
hii anh" kasd edilmekdedir. 

20- Tin suresinde, Allahii teala mealen, (incire yemin ede- 

rim) buyuruyor. Hazret-i Ebu Bekr-i Siddika "radiyallahii tea- 
la anh" kasemdir ki, hazret-i Siddik-i Ekber incire benzer idi 
ki, zahiri ve batini giizel ahlak ile dolu idi. [Inch giizel meyve- 
dir, hazmi kolaydir.] (Zeytine yemin ederim) buyuruyor. 
Omer-iil Faruk "radiyallahii teala anh" hazretlerine kasemdir 
ki, hazret-i Omer zeytine benzer idi ki, onun ici, dis goriinusun- 
den daha iyi idi. (Tur-i sinine yemin ederim) buyuruyor. Os- 
man-i Zinnureyn "radiyallahii teala anh" hazretlerine kasem- 
dir ki, Osman "radiyallahii teala anh" Tur-i sinayi andinr. Za- 
hiri meyveler ile bezenmis, batini cesmeler ile donanmis idi. 
(Ve bu Beledil-emine yemin ederim) buyuruyor ki, Aliyyul 
Miirteda "radiyallahii teala anh" hazretlerine kasemdir ki, Ah 
"radiyallahii teala anh" Beledil-emine ya'niMekke-i Miikerre- 
meye benzerdi. Her kim Mekke sehrinde olursa, azabdan emin 
olur. Her kim Ali "radiyallahii teala anh" hazretlerini severse 
[ya'ni onun gibi inanir, ibadet ederse], azabdan emin olur. 

21- Tin suresi 6.ci ayet-i kerimesinde mealen, (Ancak iman 
edenler) buyuruluyor. Hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii teala 

-422- 



anh" icindir. (Salih amel isJiyenler) buyuruluyor. Omer bin 
Hattab "radiyallahii teala anh" icindir. (Onlar icin kesilmez ecr 
vardir) buyurulmasi, hazret-i Osman "radiyallahii teala anh" 
icindir. 7.ci ayet-i kerimede mealen, (Ey Resiiliim! Seni ne tek- 
zib eder ve Ey insan! Senin kryamet giiniinii inkar etmen, bil- 
dirdigimiz delillerden sonra ne sebebledir) buyuruldu ki, Ali 
"radiyallahii teala anh" icindir. 

22- Asr suresinin ucuncu ayet-i kerimesinde mealen, (An- 
cak iiiuiii eden kimseler) buyuruluyor. Hazret-i Ebu Bekr "ra- 
diyallahii teala anh" hakkindadir. (Salih amel isleyenler) buyu- 
ruluyor. Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" hakkindadir. 
(Birbirlerine hakki tavsiye ederler) buyuruluyor ki, hazret-i Os- 
man "radiyallahii teala anh" hakkindadir. (Birbirlerine sabn 
tavsiye ederler) buyuruluyor ki, hazret-i Alinin "radiyallahii 
teala anh" samndandir. 

23- Ayet-i kerimede isaret olundu ki, Allahii Subhanehu ve 
teala, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri- 
ne va'd buyurdu ki, ya Muhammed! Cennetde dort nev' irmak 
vardir. Su ve siit, serab ve bal. Her birisi ayri bir lezzetdedir. 
Dunyada da senin eshabindan dort dost tutanm. Ebu Bekr, 
Omer ve Osman ve Ali "radiyallahii teala annum". Onlann 
herbirinin ayri bir ozelligi vardir. [Cennetdeki o dort irmaga 
benzerler.] Muhammed suresi 15. ci ayet-i kerimesinde mealen, 
(Miittekilere va'd edilen Cennetde, kokusu ve tadi bozulmamis 
sudan nehrler vardir) buyuruyor. Bu su kokmaz. Ebu Bekr "ra- 
diyallahii teala anh" su gibidir. Her sey su ile hayat bulmusdur. 
Islam dini de Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" ile hayat bul- 
musdur. Nitekim Allahii teala hazretleri Enbiya suresinin 30.cu 
ayetinde mealen, (Biz her seyi su ile diri kildik) buyurmusdur. 
Muhammed suresinin 15.ci ayet-i kerimesinde devamla; mea- 
len, (Tadi bozulmamis siitden nehrler vardir) buyuruluyor. 
Omer "radiyallahii teala anh" siit gibidir. Herkes siit ile kuvvet 
buldugu gibi, Islam dini de Omer "radiyallahii teala anh" ile 
kuvvet bulur. Aym surenin devaminda mealen, (Icenlere lezzet 
veren serabdan nehrler vardir) buyuruluyor. [Bu serab, diinya 
serabi gibi degildir.] Osman "radiyallahii teala anh" Cennet se- 
rabi gibidir. Nice genclerin goniillerinin nes'esi ve siiruru serab 

-423- 



ile oldugu gibi, gazilerin kalblerinin de kuvveti ve siiruru Os- 
man "radiyallahii teala anh" hazretlerinin fi sebilillah infaki ile 
olur. [Allahu tealanin nzasi icin verdigi seyler ile olur.] Ayet-i 
kerimenin devaminda mealen, (Saf baldan nehrler vardir) bu- 
yuruluyor. All "radiyallahii teala anh" bal gibidir. Nice hasta 
kimselerin sifasi bal iledir. Mu'minlerin goniillerinin sifasi, Ah 
"radiyallahii teala anh" hazretlerinin kafirler ile karsi karsiya 
gelmesi ve muharebe etmesi iledir. 

Niikte: Cennetin hayat suyunu icmek istersen, hazret-i Sid- 
dik-i ekberi "radiyallahii teala anh" sev ki, Cennet suyuna ben- 
zer. Cennet siidiinii icmek istersen, hazret-i Omeri sev ki, Cen- 
net siidiine benzer. Cennet serabim icmek istersen, Osman "ra- 
diyallahii teala anh"i sev ki, Cennet serabina benzer. Cennet 
bahni bulmak istersen, hazret-i Aliyi sev ki, Cennet balinin ben- 
zeridir "radiyallahii teala anhiim". 

(Isaret): Nehr, irmaga derler. Ayn, cesmeye derler. Cennet- 
de cesmeler de vardir. Selsebil gibi ve zencebil gibi. Ve rahik ve 
kafur gibi. Insan suresinin 5.ci ayetinde mealen, (Ebrar, ahiret- 
de, icinde serab olan (ke's)den [canakdan] iteceklerdir. Mizaci 
kafurdur) buyuruldu. 6.ci ayetinde mealen, (Bu kafur bir $es- 
medir. Allahu tealanin secilmis kullari, canaklarla serabi kafur 
suyu ile kansik icerler. O cesmeyi istedikleri tarafa akitirlar) 
buyurulmusdur. Yine Insan suresi 17.ci ayet-i kerimesinde 
mealen, (Cennetde onlara zencebil ile kansik serabdan canak- 
lar ile verilir) buyuruldu. 18.ci ayet-i kerimesinde mealen, 
(Cennetde selsebil isminde bir cesme daha vardir) buyuruldu. 
Mutaffifin suresi 25.ci ayet-i kerimesinde mealen, (Onlara 
hatm okunmus Rehikden icirilir) buyuruluyor. Cihar yar-i gii- 
zin hazretlerinin ismlerinin bas harflan (Ayn) kelimesinin bas 
harfi ile aynidir. Atik, Omer ve Osman, Ali "radiyallahii teala 
anhiim" buna delildir. [Bu kelimelerin bas harfleri Ayndir.] 
Cennetde o dort cesmeyi bu dort yar tutarlar. Her kim onlan 
severse, o dort cesme onun icin olur. Bu dort muhtesemi sev- 
meyen ve bugz eden, iki cihanda mahrum ve bicare kimsedir. 
[Onun icin, Ehl-i siinnet i'tikadinda olmak, farzlan yapip, ha- 
ramlardan kacmak, o biiyiikleri sevmek lazimdir.] 

Bu dort irmagin ve bu dort cesmenin bedeli, Cehennemde 

-424- 



dort nesnedir. Gislin ve Sadid ve Hamim ve Mehl. Allahii teba- 
reke ve teala hazretleri El-hakka stiresinin 36.ci ayetinde, mea- 
len, (Cehennemdekilerin yiyecegi Gislindir) buyuruyor. [Gis- 
lin: Yaradan cikan irin.] Ibrahim suresi 16.ci ve 17.ci ayetlerin- 
de mealen, (Cehennemdekilere Sadid suyundan icirilir. Onu 
yudum yudum ahrlar. Hemen yutamayip, bogazlannda kahr) 
buyuruluyor. [Sadid: Cehennemdekilerin derilerinden cikan 
irindir.] Duhan suresi 43 ve 44.cii ayet-i kenmelerinde mealen, 
(Cehennemde biiyiik giinahhlann yiyecegi zakkum agacidir) 
buyuruluyor. [Zakkum agaci, Cehennemde bir agacdir, meyve- 
si aci ve kerihdir.] Aym surenin 45 ve 46.ci ayet-i kerimesinde 
mealen, (Erimis bakir gibi karinlannda galeyan eder. Hamimin 
galeyani da boyledir) buyuruluyor. Allahii tealaya sigininz. Ya 
Rabbi! Bizi dort biiyiik Sahabeyi "radiyallahii teala annum" 
halis ve sadik sevenlerden eyle. (Amin) 

24- Cihar yar-i giizinin san-i serifleri hakkinda varid olan, 
Allahii tealamn Kur'an-i azim-iis-sanda Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretlerine gondermis oldugu ayet-i ke- 
rimeleri bu kitabda topladim. Eger biiyiik alimler bunlardan 
baskasim bilirler ise, beni ayblamasinlar. Zira Allahii Siibhane- 
hii ve teala Yusiif suresi 76.ci ayet-i kerimesinde mealen, (Her 
ilm sahibinin iistiintle alim vardir) buyurmusdur. 

Uciincii Menakib: Simdi, Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem"in buyurdugu, alimlerin bildirdigi hadis-i serifleri bil- 
direlim: 

1- Kadi imam-i Nizamiiddin Cemal-iil-islam miiceddid-i ku- 
dat Ebu Muzaffer bin Hibe-tullah-il esed, isnad ile Ebti Hiirey- 
re "radiyallahii teala anh" hazretlerinden nakl ediyor. Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu ki: 
(Ebu Bekr, Omer, Osman ve Aliden miitesekkil dort kisinin 
sevgisi, ancak mii'min kulun kalbinde toplamr.) 

2- Yine iistadim, Kadi imam-i Nizamiiddinden isnad ile, 
Mu'az bin Cebel "radiyallahii teala anh" hazretlerinden nakl 
ediyor. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu 
ki: (Ummetim arasinda bid'atler yaydip, Eshabim setm olun- 
dugu [kotiilendigi] zeman, Alimler iizerine lazimdir ki, ilmleri- 

-425- 



ni aciklasinlar [dogruyu bildirsinler]. Eger bildirmezler ise, Al- 
lahii tealamn ve meleklerin la'neti onlann iizerine olsun.) 
Alimlerin aciklayacagi ilm nedir, ya Resulallah, dediler. Bu- 
yurdu ki, (Ehl-i siinnet vel cema'at mezhebini aciga cikarmak, 
Sahabe-i giizin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" hazretle- 
rinin fazfletlerini bildirmek. Ta ki, bid'at firkalari firsat bulnia- 
yip, Ehl-i siinnet mezhebi galib gelsin [kuvvetlensin].) 

3- imam-i Reffuddin Tac-ul-islam Osman bin Aliyyi Mer- 
sedi sahfh isnad ile, Abdullah bin Omer "radiyallahii teala an- 
huma" hazretlerinden rivayet eyler. Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Muhakkak Allahii tebareke ve 
teala hazretleri, sizin iizerinize nemazi, orucu, hacci ve zekati 
farz etdi ise, Ebu Bekr, Omer ve Osman ve All "radiyallahii 
teala annum" hazretlerinin sevgilerini farz etdi. Her kimse bu 
dordiinden birine bugz ederse, onun ne nemazim kabul eder. 
Ve ne orucunu kabul eder. Ve ne zekatim ve haccini kabul 
eder. Kiyamet giinii kabrinden Cehenneme gitmek iizere hasr 
olunur.) 

4- Imam-i Zehri saglam isnad ile, Enes bin Malik "radiyalla- 
hii teala anh" hazretlerinden rivayet eder. Resulullah "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" buyurmuslardir ki: (Allahii teala size, 
Ebu Bekr, Omer, Osman ve Alinin sevgisini, nemaz, oruc, hac 
ve zekat gibi farz etdi. Allahii teala onlann iistiinliiklerini inkar 
edenlerin nemazlarim, oruc, hac ve zekatlarim kabul etmez.) 

5- Rukneddin Ahmed bin Ciircani, Abdullah bin Omer 
"radiyallahii teala anhiima" hazretlerinden rivayet etmisdir. 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyur- 
dular ki, (Zeman ve mekandan mukaddes, kemiyyet ve keyfiy- 
yetden miinezzeh olan Allahii teala, Ebu Bekr, Omer, Osman 
ve Alinin sevgisini sizin iizerinize farz etmisdir. Nasil ki, nema- 
zi ve zekati, orucu ve hacci farz etmisdir. Nasil ki, tenleriniz 
[viicudlanniz], nemazin ve zekatin ve orucun, haccin serefi ile 
sereflenir ise, kalbleriniz de, Ebu Bekr ve Omer, Osman ve All 
"radiyallahii teala annum" hazretlerinin muhabbetleri ile siis- 
lenir, serefli olur. Agah olunuz. Her kim benim iimmetimden, 
bedeni ile nemaz kilar ve eliyle zekat verir ve agzi ile oruc tu- 
tar ve ayagi ile hacca gider, Ebu Bekr, Omer, Osman ve Aliyi 

-426- 



kalbi ile dost edinir, o kimse, Allahii tebareke ve teala huzu- 
runda, Cebrail ve Mikail aleyhimesselam gibidir. Her kim ne- 
maz kdar, zekat verir, oruc tutar ve hac eder ve lakin, gonlii ile 
Ebu Bekr, Omer, Osman ve Aliyi "radiyallahii teala anhiim" 
sevmezse, o kimse, Allahii teala celle saniihii dergahinda iblis 
gibidir ve iblisden kotii ve mel'undur.) Allahii teala muhafaza 
etsin. 

Eger bir kimse, cehalet ve tenbellikden dolayi omrii boyun- 
ca az ibadet islemis olsa ve sartlanni yerine getirememis olsa, 
kalbiyle bu dort serveri sevse, sonunda firdevs-i alaya gelir. 
Eger bir kimse Nuh ve Lokman "aleyhimesselam" hazretleri- 
nin omrii kadar yasayip, her saatinde bir cesid hizmet ve ta'at 
islese, kalbinde bu Cihar yar-i giizine, bir zerre bugz olsa, so- 
nunda Lazy Cehenneminden baska yere gitmez. Sonunda, bin 
sene ta'at ve ibadet, bir zerre sevilenlere bugz ile faidesiz hale 
gelip, Cehennemlik olur. Bin sene boyunca hata ve ma'siyyet is- 
lese, bir zerre Cihar yare sevgi ile Cennetlik olur. Tabi'atiyle, 
siinnilerin [ehl-i siinnet i'tikadinda olanlarm] giinahindan iman 
ve tevhid ve se'adet kokusu gelir. Miibtedi'lerin [bid'at firkasin- 
da olanlarm] ta'at ve ibadetinden kiifr ve ilhad ve sekavet ko- 
kusu gelir. Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" nemaza 
benzer. Omer-iil Faruk "radiyallahii anh" zekata benzer. Os- 
man-i Zinniireyn "radiyallahii anh" oruca benzer. Aliyyiil Miir- 
teda "radiyallahii teala anh" hacca benzer. Senin de boyle bil- 
men lazimdir. Neticesinde iyilik bulursun. Bunlar hakkinda sa- 
ir sena edip, demisdir ki: 

Beyt: 

Aklen giizel ohm sudur ki, ise baslarken, 

Soziin temeli, Allahdan baskasi hatira gelmemesi. 

Aczsiz kudret, cehlsiz hikmet Ona mahsusdur, 
Biitiin herseyi yaratan kudret sahibi Odur. 

Onun yaratdiklan sayisizdir, 

Her mahlukuna rerdigi ni'metler de sayisizdir. 

Bu ayetde her cesid ihtilafile alakah muhabere rardir, 
Biz ehl-i siinnetin hizmetcisi, (?ihar yarm dostlariyiz. 

-427- 



6- Refi'iiddin "rahmetullahi aleyh", Enes bin Malik "radi- 
yallahii teala anh" hazretlerinden rivayet eder. Resuhillah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu ki: (Muhak- 
kak ben iimmetimden, onlari La ilahe illallah, Muhammediin 
Resulullah kavline da'vet etdigim gibi, Ebu Bekr, Omer, Os- 
man ve Alihin "radiyallahii teala anhiim" sevgisini de isterim.) 
Bu hadis-i serif hakkinda aciklanacak cok sey vardir. Eger on- 
lari beyan edersek, soz uzar. 

7- Enes bin Malik "radiyallahii teala anh" hazretleri, dogru 
rivayet ile bildirmisdir. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" buyurdu ki: (Ben ilmin sehriy im. Ebu Bekr zeminidir. 
Omer divarlandir. Osman semasidir. All kapisidir. Ebu Bekr, 
Omer, Osman ve All hakkinda hayr soyleyiniz!) Eger hayr soy- 
lerseniz, onuniize hayr gelir. Onlann dostluklan bereketinden 
hepiniz hayr bulursunuz. Eger bedbahthk ve ser soylerseniz, 
onlann yiiksekliklerine zerre mikdan eksiklik gelmez. Lakin, o 
ni'mete kavusamamis bicare kendi bedbaht olup, o ser [kotii- 
liik] sebebi ile, o din serverlerinin sefa'atinden mahrum olur. 
Asia kurtulus bulmaz. 

8- Sahih rivayet ile Abdurrahman ibni Avf "radiyallahii tea- 
la anh" hazretleri bildirdi. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri buyurdular ki: (Ben yakinda oliiriim. Siz de 
oliirsiiniiz. Kiyamet giinii amellerinizden size siial olunur. Size 
ogul, baba ve dede faide vermez. Ancak selim kalb ile Allahii 
teala hazretlerinin huzuruna gelen kurtulur. Giinahi olanlara 
kiyamet giiniinde sefa'at etmemi ihsan, ikram etmislerdir. Be- 
nim sefa'atim, benim eshabima kotii soyliyenlere, dil uzatanla- 
ra haram olur.) 

9- Abdullah bin Omer "radiyallahii teala anh" rivayet et- 
misdir. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdular ki: (Eshabima sogen kimseleri gordiigiiniiz zeman, 
her neye kadir iseniz, tevbe etmeleri icin onu yapiniz. Miisliman 
olsunlar. Eger onlar Ehl-i siinnet ve cema'at olmazsa aramzdan 
gitsinler [aramzdan cikanniz]. Sakin onlar gibi sapik fikrlere al- 
danmayiniz, yanarsimz.) 

10- Refi'iiddin "rahmetullahi aleyh" Enes bin Malik "radi- 

-428- 



yallahu teala anh" hazretlerinden rivayet etmisdir. Resulullah 
"sallailahu teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Ebu Bekr be- 
nim vezfrimdir. Benim yerimi tutar. Omer benim dilimdir. On- 
dan soz soyler. [Sozleri bendendir.] Osman bendendir. Ben Os- 
mandamm. All benim amcamin oglu ve kardesimdir. Ya Eba 
Bekr! Oyle zan ediyorum ki, kiyamet giinii, benim iimmetime 
sefa'at edeceksin!) "radiyallahu teala anhum". 

11- Sahih rivayet ile Abdullah ibni Abbas "radiyallahu tea- 
la anhuma" hazretlerinden bildirilen hadis-i serifde, Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu ki: (Ebu 
Bekr dm in diregidir. Omer fitnenin kilididir. Omer hayatda ol- 
dukca fitne olmaz. Osman miinafiklarm mihnetidir. Ya'ni ibti- 
lasidir. [Belaya diisiirdiikleri kimsedir.] Onun katilleri tarafinda 
olanlar miinafik olup, Cehennemin asagdannda olsalar gerek- 
dir. All bendendir ve ben Alidenim. Onun oldugu yerde ben 
olurum. Benim oldugum yerde All olur.) 

12- Abdullah bin Omer "radiyallahu teala anhuma" hazret- 
lerinden rivayet ile bildirilen hadis-i serifde, Resulullah "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Ebu Bekr 
benim iimmetimin en iyisi ve en sadigidir. Omer iimmetimin en 
azizidir. Osman iimmetimin en hayahsidir ve en cok ikram ede- 
nidir. All iimmetimin en nurlusudur.) Bir rivayetde (En alimi- 
dir.) 

13- Abdullah bin Mes'ud "radiyallahu teala anh" rivayeti 
ile bildirilen hadis-i serifde, Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Ebu Bekr, islamin tacidir. 
Omer, islamin hullesidir [elbisesidir]. Osman, islamin cevahiri 
ile siislii imamesidir. Alt, islamin giizel kokusudur.) Her kim 
basina tac koymak, hulleyi ortiinmek, siislii imameyi [sangi] 
basina baglamak ve giizel koku siiriinmek isterse, karanhgin 
[zulmetin] lsigi ve dogru yol iizere olan bu imamlara uymahdir- 
lar. Zira onlar yagmura benzer ki, nereye diiserlerse faideli 
olurlar. 

14- Hubeys bin Halid "radiyallahu teala anh" rivayet etmis- 
dir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri bu- 
yurdular ki: (Ebu Bekr, Omer, Osman ve Ai§e; Allahii teala ve 

-429- 



tekatl ties hazretlerinin alitlir. All ve Hasen, Hiiseyn ve Fatima; 
benim alimdir. Allahii teala ve tekaddes hazretleri kiyamet gii- 
niinde, kendi ali ile benim alimin arasini Cennet bagcelerinden 
bir bagce ile birlesdirir.) 

15- Ziibeyr bin Avvam "radiyallahu teala anh" rivayet et- 
misdir. Resulullah "sallailahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdular ki: (Ya Rabbi! Ummetimden eshabima verdigin be- 
reketi geri tutma. Eshabimdan Ebu Bekre verdigin bereketi on- 
dan geri tutma. Eshabnni Ebu Bekr etrafinda topla. Onun isle- 
rini daginik etme. Ebu Bekr daima senin isini kendi isleri ve 
mesguliyyetleri iizerine tercih etmistlir. Allahim! Sen Omer bin 
Hattabi aziz kd. Osmani sabr ve tehammiil iizerine kd. Aliye 
tevfiki refik kd.) 

16- Enes "radiyallahu teala anh" rivayeti ile bildirilen ha- 
dis-i serifde, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haz- 
retleri buyurdular ki: (Ebu Bekrin sevgisi gufrani vacib kdar. 
Omerin sevgisi isyani mahv eder. Osmanin sevgisi imam kuv- 
vetlendirir. Alinin sevgisi, Cehennem atesini sondiiriir.) 

17- All bin Ebi Talib "radiyallahu teala anh" hazretleri ri- 
vayeti ile bildirilen hadis-i serifde; Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Allahii teala haz- 
retleri Ebu Bekre rahmet etsin. Bana kizim tezvic etdi. Beni 
hicret sehrine gotiirdii. Ya'ni bana deve verdi ve bana mu'ave- 
net etdi. Ve yoldas oldu. Mekke-i Miikerremeden, Medine-i 
miinevvereye vardik.) Alimlerden ba'zisi derler ki, (hameleni 
dar-i hicret) [Beni hicret diyanna tasidijnin ma'nasi odur ki, 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri hicret 
gecesi, Mekkeden disan cikdilar. Bir mikdar yaya gitdiler. Bir 
mikdar yol gitdikden sonra yoruldular. Gitmege ta'katlan kal- 
madi. Istedi ki o yere otursunlar. Halbuki miisrikler yollara 
gozciiler koymuslar idi. Ebu Bekr hazretleri, kafirler izlerince 
gelip, bunlan bulurlar diye korkdu. Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretlerini arkasina ahp, Allahii tealamn 
kendisine giic ve kuvvet vermesi ile, lie mil yahud daha ziyade 
mesafe mikdan gotiirdii. Sonra develerin yanina vardilar. (Al- 
lahii teala saniihii rahmet etsin Omere ki, aci da olsa, hakikati 
soyler. Allahii teala rahmet etsin Osmana ki, melekler ondan 

-430- 



haya ederler. Allahii tebareke ve teala Aliye rahmet etsin. Al- 
lahim! Aliye, her bulundugu yerde hakki soylemesini muvaf- 
fak eyle.) 

18- Ebu Hiireyre "radiyallahii teala anh" hazretlerinin riva- 
yet etdigi hadis-i serifde, Resulullah "sallailahu teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri buyurdular ki: (Rabbimden, iimmetimden 
razi olmasim siial etdim. Allahii teala, bana vahy gonderdi ki, 
ben iimmetinden, iic kimse haric razi oldum. Bunlar [ya'ni, ra- 
zi olmadiklanm], Kur'an-i azim-iis-sana mahlukdur diyen. Di- 
geri o kimse ki, senin eshabim seb' eyledi [kotuledi]. Biri o kim- 
se ki, kader ile tekelliim eder [konusur].) Ya'ni Kaderi olur. 
[Ehl-i sunnet i'tikadinda olanlar kadere inanmis, hayrin ve ser- 
rin Allahii tealadan olduguna iman etmislerdir.] 

19- Aise-i Siddikanm "radiyallahii teala anha" rivayet etdigi 
hadis-i serifde, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haz- 
retleri buyurdular ki: (Ummetimin en serlileri Eshabimi "radiyal- 
lahii teala annum ecma'in" kotiileyenlerdir.) [Ya'ni si'ilerdir.] 

20- Enes bin Malikin "radiyallahii teala anh" rivayet etdigi 
hadis-i serifde, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri buyurdular ki: (Allahii teala hazretlerine iblis miina- 
cat edip, dedi ki, Ya Rabbi! Adem aleyhisselam Cennetden 
yeryiiziine indi. Ben bilirim ki, ona kitab, resul gonderilir. On- 
larin kitabi nedir. Resulleri kimdir. Allahii teala buyurdu ki: 
Onlann Resulleri melekler olur. Kendilerinden Peygamberler 
olur. Onlann kitabi Tevrat ve incil ve Zebur ve Fiirkan olur. 
Dedi, ya Rabbi! Benim kitabim nedir ve Resuliim kimdir. Alla- 
hii teala azze ismiihii buyurdu ki: Senin kitabin odur ki, a'zala- 
nni [uzvlanni] igne ile dogiip [igne batinp], iizerlerine civid siir- 
mek ve si'r okumak. Resullerin kahinlerdir ki, remil atarlar, 
gayb soylerler, caddik ederler. Ta'amin [yiyecegin] o yiyecekdir 
ki, onun iizerine benim ism-i serifim andmaya. Serabin [icece- 
gin] serhos eden her nesnedir ve evin hamamdir. Adem oglu 
eger bir hata edip, bir giinah islerse, sonra pisman olup, istigfar 
ederse, o giinahi yok olur. iblis dedi; ben onlann kalblerine bir 
giinah salanm ve gozlerinde zinetlendiririm ki, o giinahdan is- 
tigfar ile halas olmazlar. [Bu giinah] Ebu Bekr ve Omer ve Os- 
man ve Ali "radiyallahii teala annum" hakkinda kotii soz soy- 

-431- 



lemek, Onlara diisman olmakdir.) 

21- Abdullah bin Abbasin "radiyallahii teala anhuma" riva- 
yet etdigi hadis-i serifde, Resuhillah "sallailahu teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri buyurdular ki: (Her seyin bir ash vardir. Ima- 
nin ash vera'dir. Her seyin bir fer'i vardir. Imanin fer'i sabrdir. 
Her seyin bir koruyucusu vardir. Bu iimmetin koruyucusu am- 
cam Abbasdir. Her seyin bir torunu vardir. Bu iimmetin toru- 
nu, ogullarim Hasen ve Hiiseyndir. Hersey icin bir kanat vardir. 
Bu iimmetin kanadi, Ebu Bekr ve Omerdir. Her sey icin bir hi- 
sar vardir ki, onun sebebi ile diisman firsat bulamaz. Bu iimme- 
tin kalkani ve hisan, Osman ve Alidir "radiyallahii teala an- 
hiim".) 

22- Sahih rivayet ile Ebu Zer-i Gifarinin "radiyallahii teala 
anh" bildirmis oldugu hadis-i serifde, Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Yay gibi olun- 
caya kadar Allahii tealaya ibadet etseniz, yay kirisi gibi olunca- 
ya kadar oruc tutsaniz, dizleriniz kuru oluncaya kadar nemaz 
kilsaniz, ehl-i beytimden veya eshabimdan birisine bugz etse- 
niz, elbette Allahii teala hazretleri sizi burnunuz iizerine siirii- 
yerek Cehenneme dahil eder.) 

23- Enes bin Malikin "radiyallahii teala anh" rivayet etdigi 
hadis-i serifde, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
buyurdular ki: (Her Peygamberin bir naziri vardir. Benim iim- 
metimden Ebu Bekr, Ibrahim Halile "aleyhisselam" benzer. 
Omer, Musa kelime "aleyhisselam" benzer. Osman, Haruna 
"aleyhisselam" benzer. All bana benzer. Isa bin Meryeme 
"aleyhisselam" bakmagi seven, Ebu Zer Gifariye baksin "radi- 
yallahii teala anh".) 

24- Bera' bin Azibin "radiyallahii teala anh" rivayet etmis 
oldugu hadis-i serifde, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" buyurdular ki: (Ars iizerinde, La ilahe illallah Muhamme- 
diin Resulullah, Ebu Bekr-i Siddik. Omer-iil Faruk, Osman-i se- 
hid ve Aliyyiil Miirteda yazihdir.) 

25- Ebu Hiireyrenin "radiyallahii teala anh" rivayet etmis 
oldugu hadis-i serifde, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri buyurdular ki: (Ebu Bekr ne iyi kisidir. Omer 

-432- 



ne iyi kisidir. Osman ne iyi kisidir. All ne iyi kisidir. Ebu Ubey- 
de ne iyi kisidir. Mu'az bin Cebel ne iyi kisidir.) 

26- Seleme tebnil-Ekvamn "radiyallahii teala anh" rivayet 
etmis oldugu hadis-i serifde, Resulullah "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Yildizlar, sema ehli icin 
eman halk olundu. Eshabim, iimmetime eman icin halk olun- 
du.) Yildizlar gokde oldugu muddetce, sema ehli afetlerden 
emindirler. Eshabimin muhabbeti, goniillerde oldukca, iimme- 
tim diirlii azablardan emin olur. 

27- Enes bin Malikin "radiyallahii teala anh" rivayet etmis 
oldugu hadis-i serifde, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri buyurdular ki: (tic §ey Enbiya islerindendir. 
Mu'allimlere ve iistadlara hediyye vermek. Alimleri miikerrem 
tutmak. Eshabimi sevmek.) 

28- Ebu Said-il Hudn "radiyallahii teala anh" hazretlerinin 
rivayet etdigi hadis-i serifde, Resulullah "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Eshabimi kotiilemeyiniz! 
Ruhum onun yed-inde olan Allahii teala hakki icin, eger sizin 
biriniz Uhud dagi kadar altin sadaka fakirlere verseniz, onlar- 
dan birisinin bir mud mikdari sadakasimn yerini tutmaz ve ya- 
nm miiduniin sevabina erismez.) Bir miid ikiyiizyetmisiic dir- 
hem ve iki dank eder. [875 gramdir.] 

29- Hazret-i Umm-i Selemenin "radiyalahii teala anha" ri- 
vayet etdigi hadis-i serifde, Resulullah "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Gokden bir kovanin indi- 
gini gordiim. Ben ki, Resulullahim! O kovadan on yudum ic- 
dim. Sonra ondan Ebu Bekr ikibucuk yudum icdi. Omer onbu- 
cuk yudum icdi. Ondan sonra Osman onikibucuk yudum icdi. 
Sonra bu kova semaya kaldinldi.) Bunun ma'nasi, Allahii teala 
bilir, odur ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" haz- 
retlerinin o zeman omrii on sene kalmisdi. Ebu Bekr "radiyal- 
lahii teala anh" ikibucuk sene hilafet etdiler. Omer "radiyalla- 
hii teala anh" onbucuk sene hahfe oldular. Osman "radiyallahii 
teala anh" onikibucuk sene halife oldular. 

30- Ebu Said-i Hudn "radiyallahii teala anh" hazretlerinin 
rivayet etdigi hadis-i serifde, Muhammed Mustafa "sallallahu 

- 433 - Menakib-i Cihar Yar-i Guzin - F:28 



teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Size kelam-i 
kadim ile bildirilenleri yapmaniz lazimdir. Amel etmemekde 
asla ozriiniiz makbul degildir. Eger Kitabullahda olmazsa, be- 
nim siinnetim ile amel ediniz. Eger benim siinnetimde de ol- 
mazsa, benim Eshabimin soyledikleri ile amel etmekle mesgul 
olunuz "radiyallahu teala anhiim ecma'in." Zira, muhakkak be- 
nim eshabrm gokdeki yddizlar gibidir. Hangisine uyarsaniz, hi- 
dayet bulursunuz. Eshabimin ihtilafi size rahmetdir.) 

Resul-i muhterem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazret- 
lerinin kavl-i senflerine muvafik [uygun] olarak baska yerlerde 
de buyurulmusdur. (Ummetim arasinda ihtilaf rahmetdir.) 
Ya'ni iimmetimin alimleri, dinin aslini muhafaza etmekde hirs- 
lidirlar. (Kitab, Siinnet, Icma' ve Kiyas)dan disan cikmazlar. 
Allahii tebareke ve teala hazretleri bir iimmetde bir taife yarat- 
di. Bu soz sahibi alimler fiiru-i dinde ihtilaf etdiler. Dinin aslini 
kiyamete kadar, sakh tutdular [Usul-i dine dokunmadilar.] Es- 
hab-i hadis, eshab-i rey' ehl-i siinnet vel cema'at iizeredir. On- 
lan hifz etmisdir. Ser'i konularda birbirlerinin arasinda ihtilaf 
olan alimler, birbirlerine kafir demezler. Mu'tezile, harici ve ra- 
fizi taifelerinden baska hicbir taife yokdur ki, baska taifeye ka- 
fir desin. [Bu iic taife de bozukdur.] Muhakkak ki onlann sifati 
ile alakah olarak Allahii teala kelam-i kadiminde buyurmusdur: 
(... Ancak Rabbinin rahmeti ile anlasip, aynlmayanlar miistes- 
nadir...) [Hud suresi 119.cu ayeti kerimesi meali.] Eshab-i kira- 
min ihtilafinda bizim icin rahmet vardir. Onlann herbirini sev- 
melisin ki, rahmete kavusasin. 

31- Refi'iiddinden "rahmetullahi aleyh" sahih rivayet ile bil- 
dirildi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdu ki: (Eger Ebu Bekrin fazfletlerini gok iizerine koysa- 
lar idi, ates iizerinde tencerenin kaynamasi gibi, gokiin kayna- 
masini isitirdiniz. Omer "radiyallahu teala anh" hazretleri, o 
kimsedir ki, heybeti meleklere te'sir eder. Hazret-i Osman "ra- 
diyallahii teala anh" o kimsedir ki, melekler gelip, Onun 
Kur'an-i kerim okumasim dinlerler. All "radiyallahu teala anh" 
hazretleri o kimsedir ki, iizerinde yuriidugii icin yer onunla 
ogiiniir.) 

32- Sahih rivayet ile Riikniil-islam Ahmed-el Ciircani, Enes 

-434- 



bin Malik "radiyallahu teala anh" hazretlerinden bildirmis ol- 
dugu hadis-i serifde, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" efendimiz hazretleri buyurdu ki: (Muhakkak benim hav- 
zum icin dort riikn vardir.) Ya'ni bu havzun serabina dort yol 
vardir. Cihar yar-i giizin olan Ebu Bekr, Omer, Osman, Alinin 
tasarrufundadir "radiyallahu teala anhum". Nebilerden sonra, 
gelmis ve gelecek butun insanlann ustiinudiirler. Kevser havzi- 
nin birinci riiknii Ebu Bekrin elinde olur. Ikinci riiknii Omerin 
elinde olur. Ucuncu riiknii Osmanin elinde olur. Dordiincii riik- 
nii Alinin elinde olur. Yiizyirmidortbinden ziyade Peygamberin 
iimmetinden bir kimseye Cihar yardan iznsiz o havza varmaga 
izn yokdur. Kimsenin onun ile isi yokdur. Halk o gun susuz ve 
basi acik ve hasta ve yanmis olup, Havz-i Kevser ile feryadlan- 
m gidermege, ferahlamaga muhtacdir. Her kim Ebu Bekri "ra- 
diyallahii teala anh" sever, Omeri "radiyallahu teala anh" sev- 
mezse; o kimse Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahu teala anh" haz- 
retlerinin yanina gidip, su isterse, o kimseye su vermez. Her kim 
Omeri "radiyallahu teala anh" sevip, Ebu Bekri "radiyallahu 
anh" sevmezse, o kisi hazret-i Omerin yanina vannca, hazret-i 
Omer, Ebu Bekri sevmiyene su vermez. Her kim hazret-i Os- 
man bin Affani sevip, hazret-i Aliyi sevmese, o kisi hazret-i Os- 
manin yanina vardikda, hazret-i Osman, hazret-i Aliyi sevmiye- 
ne su vermez. Her kim hazret-i Aliyi sevip, hazret-i Osmani sev- 
mezse, hazret-i Osmani sevmiyen hazret-i Alinin yanina vardik- 
da, hazret-i Ali, ona su vermez. 

Siial: Eger sen dersen ki, hazret-i Ebu Bekr, hazret-i Omeri 
sevmiyeni, hazret-i Ali hazret-i Osmani sevmiyeni nereden bi- 
lir? 

Cevab: Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazret- 
leri buyurmusdur ki, (Bir kimse, benim eshabimin zerre mikda- 
n bugz ve adavetini gonliinde tutarsa, almnda siyah bir hat sek- 
linde yazi oldugu halde kalkar: (Bu kimse Allahii teala hazret- 
lerinin rahmetinden iimidini kesmisdir) yazdidir.) 

Ondan sonra Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
buyurdular ki: (Bir kimse ki, dilinin soziinii ve kalbinin i'tikadi- 
ni, hazret-i Ebu Bekr-i Siddikin buyukliigiinde ve temizliginde 
iyi tutup ve Ebu Bekr-i Sitldiki hak iizere halife bilse, din ve is- 

-435- 



lamim dogru etmisdir. Allahii tebareke ve teala hazretlerinin 
rahmetine kavusamamak derdinden emin olmusdur. Her kim 
dilinin soziinii ve kalbinin i'tikadim Omer-iil Farukun biiyiiklii- 
giinde ve temizliginde iyi tutup, Omeri Ebu Bekrden sonra 
emir ve imam bilirse, kendi kurtulus yolunu biitiin siibhelerden 
pak eder. Hakikat ve yakin ile yiikii hafifliyenler ve kurtulanlar 
ciimlesinden olur. Bir kimse ki, dilinin soziinii ve kalbinin i'ti- 
kadim, Osman bin Affamn biiyiikliigii ve temizliginde iyi tutar- 
sa [dili ile ve kalbi ile onu iyi bilirse], Omerden sonra halife ve 
imam bilirse, nur-iil liitf ve kemal-i iman ile ve Kur'an-i kerimin 
nuru ile miinevver ve rusen olur ve kabr karanhgini o sebeb ile 
kendinden uzak tutmus olur. Bir kimse dilinin kavlini [soziinii] 
ve kalbinin i'tikadim Aliyyiil Miirtedanin biiyiikliigii ve temiz- 
liginde iyi tutup [onu iyi bilip], Aliyi Osmandan sonra halife ve 
imam bilirse, o kimse, takva elini iman agacimn budaklanndan 
[dallanndan] bir budaga uzatmis, dostluk ve asinalik ahdini Al- 
lahii tebareke ve teala hazretleri ile ve melekler ile ve Nebiler 
ile ve biitiin mii'minler ile saglamlasdirmis olur. Bir kimse, be- 
nim biitiin eshabima ve Ehl-i beytime, kiiciigiine ve biiyiigiine, 
giinahkarma ve giinahsizina, dili ile medh-ii sena etse, kalbiyle, 
hayr ve salah, sidk ve sevab ve resad i'tikad etse, o kimse 
mii'mindir. Bir kimse benim eshabima, aralarmdaki muharebe- 
lerden ve sulhden, hayrdan ve serden, faide ve zarardan, onlar 
hakkindan dili ile kotii soz soyler ise, kalbiyle onlan inkar ve 
bugz ederse, o kimse miinafikdir. Ebedi Cehennemde kahr ki, 
Allahii teala Siire-i Nisa 145.ci ayet-i kerimesinde mealen, (Mii- 
nafiklar elbette Cehennemin esfel derekesinde olurlar. Onlar 
icin hicbir yardimci yokdur) buyurmusdur. 

Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin 
bu havzina Kur'an-i azim ve kitab-i kadimde delil vardir. Soz 
uzayacak ise de, bahs etmek lazimdir. Resulullah "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin mubarek sozleri, Kur'an-i 
azim-iis-sanda bildirilmisdir. Allahii Siibhanehii ve teala haz- 
retleri buyuruyor: (Bismillahirrahmanirrahim. inna a'tayna 
.......) Bu surenin harflerini ve kelimelerini beyan edelim. Sonra 

faziletini beyan edelim. Bu sure iic ayetdir. Kelimeleri ondur, 
harfleri kirkikidir. Emir-iil mii'minin Ah "radiyallahii teala 
anh" haber verdi. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 

-436- 



buyurdu ki: (Her kim bir kerre inna a'tayna suresini okursa, 
Allahii tebareke ve teala hazretleri, o kimseye, Cennetde o ka- 
dar ni'met ve hil'at, makam ve derece verir ki, temami, yeryii- 
zii dogudan-batiya kadar deve ile dolu olsa ve her deve iizerin- 
de bir kitab olsa, her kitabin eni ve uzunlugu biitiin yeryiizii ka- 
dar biiyiik olsa, o kitablarm temami kd kalem ile ince yazdmis 
olsa, ciimlesi bu sure-i azimeyi okuyamn kazandigi ni'metlerin, 
miilklerin, kosklerin, cardaklarm, odalarin vasflarim aciklama- 
ya ancak yeter.) 

Allahii teala hazretleri Muhammed Mustafa "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretlerine buyurdu ki: (Biz sana senden 
otiirii ve senin iimmetinden otiirii bir havz i'ta etdik. Biitiin 
Peygamberler ve iimmetleri o kiyamet giinii o havzin serabim 
arzu edici olurlar.) Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri o giinde Cebrail aleyhisselamdan Inna a'tayna 
suresini isitdi. Sonra Mi'raca cikdigmda, gozleri ile gordii. 

Eshab-i giizin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" arasinda 
Kevser havzindan bahs edilmedigi an az olur idi. Diinyada, ya- 
ratildigi andan beri Havz-i Kevsere benzer bir havz goriilme- 
misdir. Bundan sonra da kryamete kadar olmasi miimkin degil- 
dir. Onu gordiikden sonra, onun akmasi sesini isitdi. Murad et- 
di ki [istedi ki], Kevser havzimn sesini vast etsin. Miimkin olma- 
di. Zira o ibare Eshab-i giizinin kudretine ve fehmine sigmaz. 
Cebrail aleyhisselam geldi ve dedi ki, ya Resulallah! Allahii 
teala buyurdu ki: (Sen onun sesini vasf etmekde zorluk cekiyor- 
sun. Eshabimn da fehm etmege [anlamaga] kudretleri yokdur. 
Biz kemal-i liitfumuz ile, zahmetsiz ve sikintisiz, Kevser havzi 
suyu dort irmagimn sesini isitdirdik ki, havz-i kevsere gider. Su, 
siit, serab ve bal irmaklarmdan gider. iste senin eshabina ve 
iimmetine gosterdik. Her kim isterse ki, soyle, iki parmagini iki 
kulagina koysun. O sesi bunca ydhk yoldan kendi kulagi ile isi- 
tir.) 

33- Kevser havzi vasfi icin soylenen haberler devamla soy- 
ledir. Abdullah bin Omer "radiyallahii teala anhiima" hazret- 
lerinin rivayet etdigi hadis-i serifde, Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Muhakkak be- 
nim icin bir havz vardir. Rabbim bana va'd etmi§dir. Kiyamet 

-437- 



giiniindeki, o havuzdan cok hayr ve faide goriilse gerekdir. O 
havzin adi Kevserdir. O havzin sakfleri, Ebu Bekr-i Siddik, 
Omer-iil Faruk, Osman-i Zinniireyn ve Aliyyiil Miirteda "radi- 
yallahii teala anhiim" hazretleridir. O havzin eni magrib ile 
mesrik arasi kadardir. Uzunlugu gok ile yer arasi kadardir. 
Onun canaklan ve kadehleri, ibrikleri ve masrapalarinin sayi- 
si, yddizlar adedince, besyiiz senelik yol boyunca giizel bir sekl- 
de dizilmis. Her [ahiret] serabi icici, bu bardaklar, kadehler, ib- 
rik ve masrapalar ile icer. Uzerlerinde kudret-i ilahi ile biitiin 
[mii'minlerin] ismleri yazdmisdir. Her yer bir cevherden ve her 
kadeh bir bakirdan, her cam bir heykelden, her kadeh bir su- 
retden, her ibrik bir hilkatdendir. O havzin dibinde tas parca- 
lan ve kum yerine kirmizi yakut ve yesil zeberced vardir. O ca- 
kil taslarimn altinda camur yerine, kokucu misk ve camurun al- 
tinda yer ve toprak yerine giizel kokulu kafur, her tarafi nur 
iizerine nur, siirur iizerine siirurdur. Etrafinda za'feran kubbe- 
leri, mercan incisi cadirlan, her yerde renk renk dosekler do- 
senmis, her yerde tahtlar ve istinat yerleri koyulmus. O havzin 
serabi siitden beyaz ve baldan tath, kardan sogukdur. Diinya- 
da olan her giizel kokudan daha giizel kokusu vardir. Ab-i ha- 
yatdan ziyade hazm olucudur. Her kim o havuza dalsa, bogul- 
maz. istese ki o havuzdan bir dag kadar su gotiirebilir. Giicii 
yeter, za'fflik yokdur. Her kim ki, onun serabindan bir katre 
tatsa, basindan ayagina kadar biitiin agrdardan, dertlerden, 
hastahklardan kurtulur. Hie susamaz. Korkudan emin olur. 
Kim ki bir katrenin kokusunu o havz-i kevserden alsa, biitiin 
insanlann ve kokulann ve ferahhgin ashni ve fer'ini, o kimse 
camnda ve teninde isitir. Menba'i [kaynagi] ve yolu Tuba aga- 
cimn kokiindedir. Ash sidret-iil miintehadandir. Dort irmak- 
dir, dort tarafindan gelir. O irmaklar birbirine miilakat etdik- 
den sonra, havz-i kevsere gelir. Biri su irmagi, biri siit irmagi, 
biri serab irmagi, biri bal irmagi. Su irmagi Ebu Bekr tali'ine, 
siit irmagi Omer-iil Faruk tali'ine, serab irmagi Osman-i Zin- 
nureyn tali'ine, bal irmagi Aliyyiil miirteda tali'ine "radiyalla- 
hu teala anhiim" akarlar. Bir serab ki, hem sima' eder, hem ce- 
mal verir, hem kuslar gibi ucar, pervaz eder [doner], hem 
ma'suklar ve dilberler gibi isve ve naz eder. Icenler ile soylesir. 
Onda her vakt tavus var, ve arus [gelin] var. Kuslar var. Deve 

-438- 



boynu gibi boynu olan herbir kus, o serabin [havz suyunun] 
iizerinde, dostlann muradi iizerine gelirler.) Ebu Bekr-i Siddik 
ve Omer-iil Fartik dediler ki: Ya Resulallah! O kuslar ikram 
edici mi olurlar. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri buyurdular ki: (O kimseler ki, o kuslan yir. Onlar zi- 
yade ikram edici olur.) Sonra, Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" buyurdular ki: Muhakkak benim havzimin 
dort riiknii olur. Birincisi Ebu Bekrin elinde olur. Ikinci riiknii 
Omerin elinde olur. Uciincii riiknii Osmanin elinde olur. Dor- 
diincii riiknii Alinin elinde olur "radiyallahii anhiim ecma'in". 

34- Cabir bin Abdullah "radiyallahii teala anh" rivayeti ile 
bildirilen hadis-i serifde, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri buyurdular ki: (Allahii tebareke ve teala 
hazretleri biitiin alemlerden, Peygamberlerden ve Resullerden 
beni secdi. Peygamberler ve miirselinden gayri, biitiin alemler 
iizerine benim Eshabimi secdi. Biitiin Eshabimdan Cihar yan 
ihtiyar etdi [secdi]. Ebu Bekr, Omer, Osman ve Ah. Bunlan 
biitiin eshabimdan biiyiik ve faziletli yapdi "radiyallahii an- 
hiim". Sonra yiizyirmidort binden ziyade Peygamberin iimme- 
ti arasinda benim iimmetimi ihtiyar etdi [secdi]. Ummetim ara- 
sinda dort devr secdi. Bu dort devrden iicii birbiri akabincedir. 
Sahabe, tabi'in, tebe-i tabi'in. Bir kavm ki, vakti Isa aleyhisse- 
lamin niizulii vaktidir. [Dordiincii devre, bu devredir.] Bu dort 
taifenin zikri Kur'an-i mecidde, Vakia suresinin evvelinde gel- 
misdir. O lie taifenin hakkinda, (Onlann biiyiik kismi eski iim- 
metlerdendir) diye bildirilmis, dordiincii kismdakiler ise, (Bir 
kismi da sonrakilerdendir) buyurularak bildirilmisdir. [Vakia 
13-14]) 

35- Nu'man bin Besir "radiyallahii teala anh" rivayeti ile 
bildirilen hadis-i serifde, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri buyurdular ki: (Ummetimin en merhametlisi 
Ebu Bekrdir. Allahin dininde en kuvvetli olamniz Omerdir. 
Hayada en satlik olamniz Osmandir. En isabetli hiikm vereni- 
niz Alidir.) Allahii Siibhanehii ve teala hazretleri bu iimmete 
mahsus dort biiyiik ni'met vermisdir ki, hicbir iimmete, insanla- 
rin evveli Adem "ala nebiyyina ve aleyhissalatii vesselam" haz- 
retlerinin zeman-i serifinden bu iimmete gelinceye kadar boyle 

-439- 



ni'met vermemisdir. Bu dort ni'metin sukrunu bu iimmetden, 
bunun hiiccetini ve hikmetini bilen bu dort kimse uzerine farz 
etmisdir. Birincisi, Muhammed "aleyhisselatu vesselam" haz- 
retleri gibi bir Peygamber, ya'ni Resul ni'metidir. Ikincisi, islam 
dini gibi, kiymetli bir din ni'metidir. Ucuncusu, Kur'an-i kadim 
gibi, bir kelam-i kerim ni'metidir. Dorduncusii, kendi zat-i pa- 
kina mahsus muhabbeti, dostlugu, bu iimmete hediyye etme 
ni'metidir. [Allahii teala Maide suresi 54.cii ayetinde mealen, 
(Allahii teala onlari sever. Onlar da Allahii tealayi severler) bu- 
yurmusdur.] Alem halk olunalidan beri, bizden baska kimseye, 
Allahii Subhanehii ve teala hazretlerinden bu dort ni'met mu- 
yesser olmamisdir. Bu dort hil'at verilmemisdir. Bizden evvel 
olan iimmetlerde Peygamberler cok idi. Lakin Muhammed 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri gibi yok idi. Bu 
iimmetlere de kitab nazil olmus idi. Lakin Kur'an-i aziz ve me- 
cid-i kerim gibi nazil olmamisdi. Bizden onceki iimmetlere Al- 
lahii teala ve tekaddes hazretleri cok ni'metler verdi. Lakin ken- 
di hususi muhabbeti gibi kimseye vermedi. [Bu iimmete verdi.] 
Ondan dolayi ki, Cebrail ve Mikailin kullugu hususi ni'metler 
ile, Israfil ve Azrailin kullugu hususi hil'atlar iledir. Bunun gibi, 
Ruhaniyan ve Kerubiyan meleklerinin kullugu hususi ni'metler 
iledir. Hamele-i ars ve kiirsiyi nakl eden meleklerin ve Levh-i 
mahfuz eminlerinin ve Kalem-i ala rakiblerinin kullugu hususi 
hil'at iledir. Ummet-i Muhammedin ya'ni bize mahsus hil'at ve 
ni'met, onun dostlugudur. 

Beyt: 

Giinesde zerreyi gbrmek, daha kurretle liiiiiiikiindiir, 
Fekat her zerrede giinesi gormek nasil miimkiindiir. 

Gece bekcisi aym olur mu hie, 
Kucagmda Sultam bestiyen kimse ile. 

Allahii Subhanehii ve teala ve tekaddes hazretleri, bu iim- 
mete dort biiyiik ni'met ve hil'at ihsan buyurdu. Bu dort ni'me- 
tin sukrunu temam ve layik oldugu iizere, bu iimmetden talep 
etdi. Buyurdu ki: Eger siz bu dort ni'metin sukrunu istenilen 
seklde yerine getirirseniz, iizerinize hifz ederim. Onun uzerine 
didar ve cemalimi gormegi ziyade ederim. [Ibrahim suresi 7.ci 

-440- 



ayet-i kerimesinde mealen], (Ni'metlerime §iikr ederseniz, on- 

lan artdinrim) buyurulmusdur. Burada, (artdinnm, ziyade ede- 
rim) kelami, dfdara, Cenab-i Hakkin cemalini gormek ma'nasi- 
nadir. Cunki, Yuniis stiresi 26.ci ayetinde mealen, (Diinyada 
giizel amel i§leyenlere Hiisna ve ziyade vardir) [Cennet ve Al- 
lahii tealayi gormek vardir] buyurulmusdur. Lakin, bu ciimle ile 
Allahii teala bilir ki, bizim omriimuz, diger iimmetlerin omriin- 
den kisadir. Bizim bedenimiz, diger iimmetlerin bedenlerinden 
kiiciikdiir. Bu ni'metleri ki bize verdi ve sukriinii vacib kildi. Bi- 
lir ki, Ona layik siikr etmege kadir degiliz. Siikr kemal iizere ol- 
mayip, azl edilmis ve ayn diismiis kalinz. Sonra kendi fadli ve 
rahmeti ile takdir ve tedbir edip, bu ummetden dort kimseyi, bu 
dort ni'metin siikrii icin secdi. Birincisi, Ebu Bekr-i Siddiki, 
Muhammed Mustafa "sallallahu teala aleyhi ve sellem" ni'me- 
tinin siikriinden dolayi secdi. Ikincisi, Omer-iil Faruku; din-i is- 
lam ni'metinin siikriinden dolayi secdi. Uciincii; Osman Zinnu- 
reyni, Kur'an-i azim ni'metinin siikriinden dolayi secdi. Dor- 
diincii, Aliyyiil Miirtedayi, kendi muhabbeti ni'metinin siikriin- 
den dolayi secdi. Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh", 
Muhammed Mustafa "sallallahu teala aleyhi ve sellem" ni'me- 
tinin sukriinii layiki ile eda etdi. Teni ve cam ve mah ve evladi 
ile yardimda bulundu. Faide ve zaranni hep onun isi yoluna 
hare etdi. Omer-iil Faruk "radiyallahii teala anh" islam ni'me- 
tinin sukriinii kemali ile eda etdi. Biitiin gayretini, siddetini is- 
lamiyyet yolunda kullandi. Gizli islami asikar etdi. Osman-i 
Zinnureyn "radiyallahii teala anh" Kur'an-i azim-iis-samn siik- 
riinii gerekdigi gibi eda etdi. Kur'an-i kerimi topladi. Kendi bes 
adet Kelamullah yazdirdi. Islamin dort bir tarafindaki beldele- 
re gonderdi. Iki rek'at nemazda Kur'an-i kerimi hatm etdi. 
Aliyyiil miirteda "radiyallahii teala anh" hazretleri, ozel mu- 
habbetin siikriinii hakkiyla eda etdi. Kilincini kimndan cekdi. O 
kihncin kahn ile dostlan diismanlardan ayirdi. O dort ni'metin 
hayr ve bereketi ve o dort hil'atin siikrii, bugiin diinyada ve ya- 
nn ahiretde ebedi kalacakdir. Bizim iizerimizde o haynn 
ma'nasi sudur: Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
buyurdu ki: (Ummetimden, iimmetim iizerine en merhametlisi 
Ebu Bekr-i Siddikdir. Allahii tealamn dininde en kuvvetli ola- 
niniz Omer-iil Farukdur. Haya cihetinden en sadik olamniz, 

-441- 



Osman bin Affandir. En comerdiniz, hem beden, hem mal ile 
All bin Ebi Talibdir.) 

Rahmetin en kamil olani Ebu Bekrin "radiyallahu teala 
anh" nasibidir. Kuvvetin temam olani Omerin "radiyallahu 
anh" nasibidir. Hayanin en yiiksegi Osmanin "radiyallahii anh" 
nasibidir. Comertlik ve yigitlikde en onde olmak Alinin "radi- 
yallahii anh" nasibidir. Ebu Bekr "radiyallahu anh" rahmet ile 
vasflandinlmisdir. Rahmetin yeri goniildiir. Omer kuvvet ile 
vasflandinlmisdir. Kuvvetin mahalli bedendir. Ebu Bekr goniil 
yerindedir. Omer beden yerindedir. Goniil ile beden birbiri ile 
beraber bulunur. Lakin beden gonliin hizmetindedir. Goniil be- 
denin amiridir. Ebu Bekr "radiyallahu teala anh" hilafetin ash- 
dir. Omer fer'idir. Bunun gibi, haya Osmanin "radiyallahu tea- 
la anh" sifatidir. Civanmertlik Alinin sifatidir. Hayanin mahalli 
gozdiir. Civanmertlik el ile olur. Goz ve el ikisi de kisinin zine- 
tidir. Lakin goz elden iistiindiir. O sebebden ki, yann kul kiya- 
met giiniinde, eli ile Allahii teala hazretlerinin hil'atim tutar. 
Amma, Allahii teala ve tekaddes hazretlerinin bicun ve bicugu- 
ne [nasil oldugu anlasilamiyan ve anlatilamiyan] cemal-i ezeli- 
sini, gozii ile [nasil oldugu anlasilamiyan ve anlatilamiyan sekl- 
de] miisahede eder. 

36- Zehri "rahmetullahi aleyh", isnad ile Abdurrahman bin 
Avfdan "radiyallahu teala anh" rivayet etmisdir. Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri, bir gun Medine-i 
miinevverenin mescidinde, omrlerinin altmisiic yasinin son 
giinlerinde, cok cema'at arasindan kalkdi. Minbere cikdi. Alla- 
hii tebareke ve teala hazretlerine hamd ve sena eyledi. Baslan- 
gic soziinden sonra buyurdu. (Bana ne olmusdur ki, sizi ihtilaf 
icinde goriiriim. Ey havas ve avam! Benim sevgim, ehl-i beyti- 
min sevgisi, Eshabimin sevgisi, benim iimmetimin iizerine ki- 
yamet giiniine kadar farzdir.) Buyurdu ki, (Ebu Bekr-i Siddfk 
nerededir.) Ebu Bekr de oldugu yerden siir'atle ayak iizerine 
kalkip, dedi ki, ya Resulallah! Ben buradayim. Hazret-i Ser- 
ver-i alem buyurdu: (Bana yakin gel ya Eba Bekr!) O da yaki- 
nina vardi. Buyurdu: (Minber iizerine gel.) Minber iizerine 
vardi. Resulullahin huzuruna vardi. Onu yanina aldi. Onun yii- 
ziinii kendi mubarek sinesine [gogsiine] tutdu. Bir miiddet yii- 

-442- 



ziinii, mubarek sinesine siirdii. Iki gozunun arasindan opdii. 
Orada o kadar agladi ki, mubarek gozlerinin yasi, mubarek yii- 
ziinden kendi uzerine ve Ebu Bekrin uzerine akiyordu. Yiik- 
sek ses ile: (Ey miislimanlar! Bu gordiigiiniiz Ebu Bekr-i Sid- 
clikdir. Muhacir ve Ensann seyyidi ve buyiigiidiir. O kimsedir 
ki, Allahii tebareke ve teala bana emr etdi ki, ben onu kendi- 
me, diinyada baba mertebesinde tutdum. Ahiretde sonsuz ola- 
rak dost edindim. Bu benim musahibimdir. Ciimle halk beni 
tekzib ederken, o beni tasdik etdi. O vakt ki, biitiin herkes be- 
ni siirdiigii zeman bu beni mekanlandirdi, makamlandirdi. 
Herkes benden kacip, nefret etdigi zeman bu benimle iilfet ve 
iinsiyyet etdi. Herkes beni oldiirmek istedigi zeman, malim, ca- 
nini, bedenini bana feda etdi. Kizi Aise-i Siddikayi bana tezvic 
etdi. Bilali kendi malindan benim icin azad etdi. Allahii teala 
ve tekaddes hazretlerinin la'neti ve meleklerin la'neti, biitiin 
insanlarm la'neti, buna bugz edenlerin uzerine olsun. Allahii 
teala buna bugz edenlerden bizardir. Ben de bizarim. Her kim 
isterse ki, Allahii teala ve tekaddes hazretlerinden ve benden 
bizar olmak; Ebu Bekrden bizar olsun.) Sonra buyurdu ki; (Ey 
miislimanlar! Burada bulunup, benim sozlerimi isitiyorsunuz! 
Bu sozleri, benim iimmetimden burada bulunmiyanlara, kiya- 
mete dek iletiniz. Ya Eba Bekr! Geri don, yerinde otur. O se- 
yi ki, ben senin hakkinda soyledim. Allahii tebareke ve teala 
hazretleri bilir, gercekdir, sabitdir. Ye benim soyledigimden zi- 
yadedir.) Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" minberden inip, 
yerine oturdu. 

Sonra buyurdu ki, (Omer bin Hattab nerededir). Omer "ra- 
diyallahii teala anh" hazretleri yerinden siir'atle kalkip, dedi 
ki, (Ya Resulallah! Ben buradayim.) Buyurdu: (Ya Omer, be- 
nim yamma gel!) O da geldi. Buyurdu: (Ya Omer, minber iize- 
rine gel.) Omer "radiyallahii anh"da minber uzerine geldi. Re- 
sulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" onun yiiziinii muba- 
rek sinesine [gogsiine] dayadi. Iki gozunun arasindan opdii. 
Gordiik ki, mubarek gozlerinin yasi hazret-i Omerin uzerine 
damladi. Sonra minber iizerinde yiiksek ses ile buyurdu ki; (Ey 
miislimanlar! Bu Omer-ibniil Hattabdir. Muhacir ve Ensann 
biiyiigiidiir. Bu o kimsedir ki, Allahii teala ve tekaddes hazret- 
leri bana emr etdi ki, ben bunu yardimci ve mesveret edici ola- 

-443- 



rak aldim. Bu o kimsedir ki, Allahii Siibhanehii ve teala 
Kur'an-i kerimi bunun lisam, kalbi ve yed-i uzerine nazil etmis- 
dir [indirmisdir]. Bu o kimsedir ki, aci da olsa, hakki kabul 
eder. Bu o kimsedir ki, Allahii teala hazretlerinin emr ve ya- 
saklannda, ayblayanlarm ayblamalarmdan cekinmez. Bu o ki- 
sidir ki, seytan ondan kacar. Bu odur ki, bunun heybetinden, 
hara tasi, demir ve celik erir ve mahv olur. Bu odur ki, yann 
Cennetin isigidir ve Cennet ehlinin mefahiridir. Buna bugz 
edenin uzerine Allahii Siibhanehii ve teala hazretlerinin, me- 
leklerin ve biitiin halkin la'neti olsun. Allahii Siibhanehii ve 
teala hazretleri buna bugz edenlerden beridir [uzakdir], ben de 
uzagim.) 

Sonra (Osman bin Affan) nerededir, buyurdu. Osman bin 
Affan "radiyallahii teala anh" oturdugu yerden sur'atle kalkip, 
(Ya Resulallah! Iste ben buradayim) dedi. Buyurdu: (Ya Os- 
man bana yakin gel!) O da gelip, minbere cikdi. Onu da muba- 
rek gogsune cekip, iki goziiniin arasindan opdu. Sonra o kadar 
agladi ki; Nakl eden der ki: Mubarek gozlerinin yasi akip, haz- 
ret-i Osmanin uzerine dokuldiigunii gordiim. Sonra yiiksek 
sesle buyurdu: (Ey miisliman cema'ati! Bu Osman bin Affan- 
dir. Muhacir ve Ensarin biiyiigudiir. Bu, o kimsedir ki, Allahii 
teala hazretleri bana emr etdi ki, ben onu sened ve damad itti- 
haz etdim [secdim]. Iki kizimi vererek damad secdim. Eger 
iiciincii kizim olaydi, onu da tezvic ederdim. Bu, o kimsedir ki, 
gokdeki melekler bundan haya eder. Buna bugz edenler iizeri- 
ne Allahii teala hazretlerinin ve biitiin la'net edenlerin la'neti 
olsun!) 

Sonra buyurdu: (All bin Ebi Talib nerededir.) All "radiyal- 
lahii teala anh" oturdugu mekandan sur'atle kalkip, dedi ki: 
(Ya Resulallah! Ben burada hazinm.) Resul-i Huda Muham- 
med Mustafa "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri, (Ba- 
na yakin ol) buyurdu. O da yakin oldu. (Minber uzerine gel) 
buyurdu. O da geldi. Yuziinii mubarek gogsune basdi. Iki gozii- 
niin arasindan opdii. O kadar agladi ki, mubarek gozlerinin ya- 
si hazret-i Alinin "radiyallahii teala anh" uzerine akdi. Sonra 
mubarek eli ile tutup, yiiksek sesle buyurdu ki, (Ey miisliman 
cema'ati! Bu All bin Ebi Talibdir. Bu Muhacir ve Ensarin bii- 

-444- 



yiigiidiir. Ve benim kardesimdir. Amcam ogludur. Ve benim 
damadimdir. Tenimdendir, kammdandir, tiiyiimdendir. Bu, iki 
torunumun babasidir. Hazret-i Hasen ve Hiiseyn ki, Cennet 
genclerinin seyyidleridir. Bu, cok gam ve gussayi benden gider- 
misdir. Cok aleak ve kuvvetli diismanlan susdurmusdur. Bu o 
kimsedir ki, adi mukabilinde, Allahii tealanin aslant ve kihnci- 
dir. Allahii tealanin ve biitiin la'net edenlerin la'neti, yeryiizii- 
niin diismanlarina ve buna bugz edenlere olsun. Allahii teala 
ona bugz edenlerden beridir [uzakdir]. Ben de beriyim [uza- 
gim]. Kim Allahii tealadan uzak obnak istemezse, All bin Ebi 
Talibden uzak olmasin. Sizden hazir olanlariniz, bu vasiyyetle- 
ri, burada bulunmiyanlara ulasdirsin.) Sonra buyurdular ki; 
(Var otur, ya Ebel Hasen. Her ne ki, senin hakkinda soyledim. 
Allahii tebareke ve teala hazretleri alimdir ki, fazlasi ile dogru- 
dur.) Ondan sonra yuksek sesle buyurdu: (Ey miislimanlar! 
Eger, Allahii Siibhanehii ve teala hazretlerine ibadet etmekden 
yay kirisi gibi incelseniz, dizleriniz kuruyuncaya kadar nemaz 
kilsaniz, ondan sonra ehl-i beytimden ve eshabimdan birine 
bugz etseniz, Allahii teala hazretleri sizi, Cehennem zebanileri- 
ne emr ederek, yiiziiniiz iizerine Cehenneme dahil ederler.) 

37- Cabir bin Abdullah "radiyallahii teala anh" rivayet et- 
misdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdular ki: (O giin ki, hazret-i Cebrail-i emin aleyhisselam 
bu ayet-i kerimeyi getirdi. Allahii Siibhanehii ve teala hazretle- 
ri [Maide suresi 6.ci ayet-i kerimesinde mealen] buyurur: (Ey 
■man edenler! Nemaza kalkdiginiz zeman, yiiziiniizii ve dirsek- 
lere kadar kollannizi yikayiniz! Basiniza mesh ediniz! Topukla- 
ra kadar ayaklannizi yikayiniz!) Cebrail aleyhisselam, Hilafet 
hiiccetini [delilini], abdest ayet-i kerimesi ile bana bildirdi. De- 
di: Ya Muhammed! Muhakkak, yiiz ve eller, bas ve ayaklar ta- 
haretde, Ebii Bekr-i Siddik, Omer bin Hattab, Osman bin Al- 
lan, Aliyyiil Miirteda "radiyallahii teala annum" gibidir.) Bu- 
nun beyani uzun siirer, amma, onu soylemekden baska care 
yokdur. 

Bu Cihar yar-i giizini "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" 
sevmek farzdir. Bunu anlatmak icab eder. Bu dort isin yapilma- 
si birbirinden ayn degildir. Birbiri ile alakalidir. Bu Cihar yann 

-445- 



dostlugu [sevgisi] de ayn degildir. Birbiri ile alakahdir. Taharet 
[abdestde yikanacak] mahalli dort uzvdur. Halifelik mahalli de 
dort sahsdir. Taharetde yikanacak farz olan mahal dortdiir. La- 
kin o mahallerin ash birdir ki, kalb ve dindir. Bu dort isin dog- 
rulugu, bu dort mahalde niyyete baglidir. Niyyet olmayinca ta- 
haret olmaz. Diger tarafdan bu dort biiyiik halifenin sevgisi ri- 
salete [Peygamberlige] baglidir. Risalet olmayinca halifelik ol- 
maz. Zira burada, bu dort uzvun taharetinde tertib farzdir. Ev- 
vela yiizii yikamak, sonra kollan yikamak, ondan sonra basi 
mesh etmek, ondan sonra ayaklan yikamak. Burada da Cihar 
yar-i giizfnin dostlugunda tertib farzdir. Ewela Ebu Bekr, on- 
dan sonra Omer, sonra Osman, daha sonra Ahdir "radiyallahii 
teala anhiim". Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" abdestde yiiz 
menzilesindedir. [Ya'ni yiiz gibidir.] Yiiziin temamini yikamak 
farzdir. Omer "radiyallahii teala anh" abdestde kol yerindedir. 
Kollann yansini yikamak farzdir. Osman "radiyallahii teala 
anh" abdestde bas yerindedir. Basin dortde birini mesh etmek 
farzdir. Ali "radiyallahii teala anh" abdestde ayak yerindedir. 
Ayagi topugu ile yikamak farzdir. [Bacagin] sekizde biridir. Bu- 
nun gibi, temami yikanan uzv, yansi yikanan uzvdan efdaldir. 
Yansi yikanan uzv, dortde biri mesh olunan uzvdan efdaldir. 
Dortde biri mesh olunan uzv, sekizde biri yikanan uzvdan ef- 
daldir. Boylece Ebu Bekr, Omerden; Omer, Osmandan; Os- 
man, Aliden "radiyallahii teala anhiim" efdaldir. Ali "radiyal- 
lahii anh", kendi vaktinden kryamete kadar olan biitiin miisli- 
manlardan efdaldir. 

I§aret: Ebu Bekr-i Siddik, teharetde yiiz [cehre] menzilesin- 
dedir. Omer-iil Faruk el [kol] menzilesindedir. Osman-i Zinnu- 
reyn bas menzilesindedir. Aliyyiil Miirteda ayak menzilesinde- 
dir. Yann Cennetde ayagin isi ve mesguliyyeti, tahta oturmak 
ve bir Cennet binegine binmekdir. Basin mesguliyyeti ve isi, 
golgelik ve tac takmakdir. Elin isi ve mesguliyyeti, yimek, ic- 
mek ve ahp vermekdir. Yiiziin isi ve mesguliyyeti, bicun ve bi- 
cugune olan Allahii tebareke ve teala hazretlerinin, cemal-i eze- 
liyyesini miisahede etmekdir. [Kiyamet suresi 22.ci ayet-i keri- 
mesinde mealen buyuruldu ki:] (Kiyamet giinii bir kism yiizler 
giizel ve parlak olup, Allahii teala hazretlerine asikare, hicabsiz 
nazar ederler.) 

-446- 



38- Nu'man "radiyallahu teala anh" hazretlerinin rivayet et- 
digi hadis-i serifde, Resulullah "sallailahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri buyurdular ki: (Allahii teala ve tekaddes haz- 
retlerinden mi'racda, sidret-iil miintehada siial etdim. Rabbim 
o makamda yok idi. Rabbim o makamlardan miinezzehdir. De- 
dim, ya Rabbi, ya Padisah-i Mutlak! Benden sonra benim esha- 
bim aralarinda ihtilaf ederler. Ve aralarina ihtilaf salarlar. Sen 
o hilaf edenlere ve ihtilaf salanlara ne yaparsin. O kimselerden 
ba'zisi digerinin soziinii tutar. Ba'zisi bir baskasimn soziinii tu- 
tar. Allahii teala ve tekaddes hazretleri buyurdu: (Benim Habi- 
bim, benim azizim! Senin Eshabin benim katimda yildizlar gibi- 
dir. Ba'zisi ba'zisindan nurludur. Aralarinda olan ihtilaflardan 
dolayi onlan afv ederim. Her kimse ki, onlardan birisinin kav- 
liyle ve fetvasiyla amel eder ve yol giderse, hidayet iizeredir. O 
yolu hidayet ile siislemisim.) 

39- Abdullah bin Abbas "radiyallahu teala anhuma" hazret- 
lerinin rivayet etdigi hadis-i serifde; Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" buyurdular ki: (Benim Eshabim Nuh aley- 
hisselamin gemisi gibidir. Nuh aleyhisselamin iimmetinden, 
Nuh aleyhisselama iman getirip, verdigi habere i'tikad edip, 
emrine uyup gemiye binen, diinyada tufan azabindan, ahiretde, 
Cehennem azabindan ve hicrandan, mahrumhikdan emin oldu. 
Her kim ki, Nuh aleyhisselam hazretlerine iman getirmedi ve 
i'tikad ile emrine uymayip, gemiye girmedi, diinyada tufandan 
bogulmaga miibtela olup ve ahiretde mahrumluga, hicrana ve 
azaba diicar oldu [yakalandi]. Boylece, benim iimmetimden her 
kim ki, eshabima muhabbet ederse, diinyada bid'at ve dalalet 
deryasina gark olmakdan halas olur [kurtulur]. Ahiretde, ayri- 
hk, mahrumluk, hicran azabindan selamet bulur. Ummetimden 
bir kimse, eshabima muhabbet etmeyip, benim eshabim hak- 
kinda soyledigim habere i'tikad etmeyip, eshabima bugz ve 
adavet etse, diinyada harici ve rafizi yolunu tutmus, bid'at ve 
dalalet tufaninda gark olmusdur [bogulmusdur]. Ahiretde hiis- 
ran ve nedamet ve hicran acisina gomiiliip, artik, kurtulus iimf- 
di kalmaz.) 

40- Sahih rivayet ile bildirilen bir hadis-i serifde, Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki, (Allahii teala 

-447- 



hazretleri, Cebrail aleyhisselam vasitasi ile bana vahy etdi ki, si- 
zin Rabbiniz olan ben, Ebu Bekrin isteklerini yerine getirdim. 
Bunlarin en asagisi olarak, kiyamete kadar onu sevenleri ve 
onun dostlarim afv etdim.) 

41- Yine sahih rivayet ile bildirilen bir hadis-i serifde; Resu- 
lullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular 
ki: (Omer-ibniil Hattab "radiyallahii teala anh", hiiccet ve izzet 
ve gayret ve salabet cihetinden, Allahii tealamn katinda demir 
bir dag gibidir. Emr ve yasaklan yerine getirmekde kotiileyen- 
lerin [aybliyanlann] sozii ona inani' olamaz.) 

42- Yine sahih rivayet ile bildirilen bir hadis-i serifde; Resu- 
lullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular 
ki: (Allahii tebareke ve teala hazretleri meleklerine, iimmeti- 
min hepsi icin umumi, Osman ve All "radiyallahii annum" icin 
hususi olarak ogiiniir.) 

43- Yine bir hadis-i serifde, Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Ebu Bekrin giinle- 
rinden bir gun, Omerin kendi giinlerinden ve kendi vaktinden 
kiyamete kadar olan giinlerden hayrhdir. Omerin giinlerinden 
bir gun, Osmanin biitiin giinlerinden ve kendi zemamndan ki- 
yamete kadar olan giinlerden hayrhdir. Osmanin ayni seklde. 
Alfnin giinlerinden bir gun, biitiin iimmetin kiyamete kadar 
olan giinlerinden hayrhdir.) 

44- Sahih rivayet ile bildirilen bir hadis-i serifde, Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: 
(Muhakkak, diinya gogiinde, seksenbin melek vardir ki, Ebu 
Bekr ve Omeri "radiyallahii anhiima" sevenler icin istigfar 
ederler. ikinci gokde seksenbin melek vardir ki, Ebu Bekr ve 
Omere "radiyallahii annum" bugz edenlere la'net ederler. 
Uciincii gokde de seksenbin melek vardir ki, Osman ve Aliye 
"radiyallahii annum" muhabbet edenlere [sevenlere] istigfar 
ederler. Dordiincii gokde de seksenbin melek vardir ki, Osman 
ve Aliye "radiyallahii teala anhiima" bugz edenlere la'net eder- 
ler.) 

45- Bir hadis-i serifde, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" buyurdular ki: (Allahii teala ve tekaddes hazretlerinin, 

-448- 



her gokde dortyiiz melegi vardir ki, Allahii teala onlari benim 
eshabimin dostlanna hayr diia etmege, diismanlarina nefret ve 
la'net etmege vazifelendirmisdir.) 

46- Bir hadis-i serifde, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri buyurdular ki: (Her gokde ikiyiizbin melek 
daima, Ebu Bekr, Omer, Osman ve Alinin dostlanna istigfar 
ederler. ikiyiizbin melek daima, Ebu Bekr, Omer, Osman ve 
Alinin diismanlarina nefret ve la'net ederler.) 

47- Bir hadis-i serifde, Fahr-i alem ve Resul-i muhterem 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Al- 
lahii Siibhanehii ve teala hazretleri, Cenneti yaratdigi zeman- 
dan bugiine ve bugiinden kiyamete kadar, hergiinde, Ebu Bekr, 
Omer, Osman ve Alinin dostlan kin, birbirine benzemiyen ye- 
diyiiz cesid rahmet ve se'adeti Cennetde meydana cikaracak- 
dir.) 

Dordiincii Menakib: (Cihar yar-i giizinin serefli sanlan hak- 
kinda mu'teber kitablarda nakl olunan haberler hakkindadir.) 

Sahih isnad ile Muhtar bin Abdullah, Enes bin Malik "radi- 
yallahii teala anh" hazretlerinden rivayet etmisdir. Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri bir gun Medine-i 
miinewereden cikdi. Ben de cikdim. Ensardan birinin bostani- 
na girdi. Ben de girdim. Buyurdu ki: (Ya Enes! Kapiyi bagla.) 
Ben de baglayip, huzur-i seriflerine geldim. O saatde bir sahs 
gelip, kapiyi caldi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri buyurdu ki: (Ya Enes! Var kapiyi ac! O sahsi Cennet 
ile miijdele. Ona benden haber ver ve soyle ki, Benden sonra 
iimmetim iizerine halite olacakdir!) Ben de vardim, kapiyi ac- 
dim. Halbuki, kapiyi calanin kim oldugunu bilmiyordum. Bak- 
dim ki, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" hazretleridir. 
Ben de hazret-i Server-i alemin buyurduklan haberi verdim. 
Kapiyi bagladim, geldim. 

Bir kisi daha gelip, kapiya vurdu. Resulullah yine buyurdu 
ki: (Ya Enes! Var kapiyi ac, o ki§iye Cennet ile haber ver ki, 
Ebu Bekrden sonra, iimmetim iizerine halife olsa gerekdir.) 

Ben de vardim, kapiyi acdim. Halbuki kim oldugunu bilmez- 
dim. Bakdim ki, Omer-iil Farukdur "radiyallahii teala anh". 

- 449 - Menakib-i Cihar Yar-i Giizin - F:29 



Hazret-i Seyyid-i veledi ademin buyurduklan mujdeleri haber 
verdim. Sonra kapiyi bagladim, geldim. 

Sonra bir sahs daha gelip, kapiyi caldi. Resulullah yine bu- 
yurdu ki: (Ya Enes! Var kapiyi a?! O sahsa Cennet He miijde 
ver. Ebu Bekr ve Omerden sonra, ummetim iizerine halffe ola- 
cagini haber ver. Ve haber ver ki, hilafeti zemamnda, mazlum 
ve giinahsiz olarak oldiiriilse gerekdir ve o kanini akitdiklari 
zeman sabr etsin.) Ben de kapiyi acmaga vardim. Halbuki kim 
oldugunu bilmiyordum. Kapiyi acdim, bakdim ki, Osman-i 
Zinnureyndir "radiyallahii teala anh". Habib-i ekrem ve Ne- 
biyyi muhterem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri- 
nin buyurduklan haberleri soyledim. O dedi ki, (Ya Rabbi! 
Yardim, herkese Senden gelir. Bize sabr ihsan eyle.) Kapiyi 
bagladim. 

Ondan sonra bir sahs daha kapiya vurdu. Resulullah yine 
buyurdu ki: (Var ya Enes, kapiyi ac! O sahsa Cenneti miijdele. 
Ve haber ver ki, Ebu Bekr, Omer ve Osmandan sonra, iimme- 
tim iizerine halffe olsa gerekdir. Hilafet onun ile temam olur. 
Hilafetinin sonunda, nemaz kilarken katl olunsa gerekdir.) Ben 
de vardim. Halbuki kim oldugunu bilmezdim. Kapiyi acdim. 
Aliyyiil Murteda "radiyallahii teala anh" hazretleridir. Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin buyurduk- 
lan mujdeleri haber verdim. 

Besinci Menakib: Yine Enes "radiyallahii teala anh" rivayet 
eder. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
ile bir vaktde de bir bostana vardik. O tertib ile Cihar yar-i gii- 
zin "radiyallahii teala annum" gelip, Resulullah hazretlerinin 
huzur-i seriflerinde ayak iizeri durdular. Resulullah hazretleri 
bostandan disan cikdilar. Ben onde Cihar yar-i giizin arkamda, 
Resulullahi "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ta'kib etdik. Mu- 
barek gozleri yash idi. Cihar yar-i giizin ve ben de agladik. Goz- 
lerimiz yas ile doldu. Resulullah hazretleri, bostandan disan 
cikdikdan bir miiddet sonra, buyurdular ki: (Ya Enes! Goriir 
miisiin ki, haber verdigim o sozlerden, hepimizin gozleri yas ile 
doldu. Ya Enes! Ondan gayri ilah olmiyan Allah hakki icin, be- 
nim vefatimdan kiyamete kadar, benim iimmetimden, eshabi- 
min ve ehl-i beytimin cekdigi sikintilar icin gozleri yasaran [ag- 

-450- 



liyan] ve kalbleri mahziin olan [iiziilen] kimselere Allahii teala 
nazar eder. Allahii tealamn nazar etdigi kimse, Cehennem aza- 
bindan emin olur.) 

Altinci Menakib: Bir vakt Cebrail-i emin aleyhisselam, Re- 
sulullah "sailailahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin huzur- 
lanna geldi. Dedi ki: Senden sonra ummetin iizerine Ebu Bekr 
halife olacakdir. Allahii Siibhanehii ve teala hazretleri de 
Mi'rac gecesi vasitasiz olarak [harfsiz ve sessiz olarak] Resulul- 
lah hazretlerine buyurmusdu ki, (Senden sonra iimmetin iizeri- 
ne islam halifesi ve hak iizere halife Ebu Bekr olacakdir.) O 
Ebu Bekrin halifeligi senin emrinle olmadi. Sonunda Alinin ha- 
lifeligi de senin emrinle olmadi. Allahii tebareke ve teala haz- 
retlerinin emri ile ve mii'minlerin secmesi ile olmusdur. Eger 
bunu yakin iizerine bilmek istersen, Huzeyfe bin Yeman "radi- 
yallahii teala anh" rivayet buyurdugu haberi dinle. Rivayet 
eder ki, Sahabe-i giizin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in", 
(Ya Resulallah! Bizim goniillerimiz onun sebebi ile emin olma- 
si ve muhaliflerin [diismanlann] dedi-kodulannin kesilmesi 
icin, kendi ihtiyann ile bizim iizerimize bir halife ta'yin buyurur 
musun!) dediler. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
cevabinda buyurdular ki: (Eger sizin iizerinize benden sonra 
kendi emrim ile halife ta'yin etsem, sonra siz ona asi olsaniz, 
iizerinize azab nazil olur. Ben kendi muradim ile iimmetimin 
basina halife ta'yin etmegi uygun bulmam ki, Musa-i kelim 
aleyhisselam Harun aleyhisselami kendi ihtiyan ile, kirk giin 
kavmi iizerine halife ta'yin etdi. Geri dondiikde, sekiz bin adem 
buzagiya tapip, kafir oldular, dinden cikddar. Ben de eger iim- 
metim iizerine kendi re'yim ile halife ta'yin etsem, bilirim ki, ki- 
yametde hicbir kimseyi, dogru din iizerine, Kitab ve Siinnet ahdi 
iizerine geri bulmam. Lakin, ben bir is islerim ki, Allahii tebare- 
ke ve teala hazretlerini iimmetim iizerine halife kilarim. ( Valla- 
hii halifeti aleykiim.) Ben iimmetimi Allahii tebareke ve teala 
hazretlerine ismarladim. Allahii teala bilir. O kimi irade ederse, 
tarafindan ta'yin buyurur.) Allahii teala ve tekaddes hazretleri, 
kendi tarafindan Ebu Bekr-i Siddiki halife yapdi. Biitiin alem bi- 
lir ki, Ebu Bekr-i Siddik, beyanlan ile ve nisanlar ile, Resulul- 
lah hazretlerinin halifesidir. 

-451- 



Lakin burhan ve ferman ile Allahu teala hazretlerinin hali- 
fesidir. Bilmis ol ey civanmert. Sen ki, benim canim sana feda 
olsun. Alem halk olunan zemandan, kryamete kadar, Resulul- 
lah hazretleri gibi bir Nebi ne gelmisdir ve ne de gelecekdir. 
Bundan dolayi ki, Ebu Bekr-i Siddik gibi bir sadik takva sahibi 
ne gelmisdir ve ne de gelecekdir "radiyallahu teala anh". Rafi- 
ziye soyle ki, dunyada ve ahiretde, kor ve zelil ve basi asagi egik 
olsun. 

Beyt: 

Giden gitdi, ohm da oldu, 
Gonliin gamlanmasi {aide rermez. 

Yedinci Menakib: Cabir "radiyallahu teala anh" rivayet 
eder. Bir vakt, muhacir ve ensardan, kalabahk bir cema'at ile, 
Medine-i miinevverenin bir mahallinde, ensardan saliha bir ha- 
tunun ziyafetinde, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri ile beraber oturmusduk. Elimizi yiyecege uzat- 
madan evvel, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bu- 
yurdular ki, (Bu saatde [simdi] Cennet ehlinden bir merd gelir 
ki, benden sonra o merd, iimmetim iizerine hak iizere halife 
olur.) Bunu soyledigi sirada, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahu 
teala anh" iceri girdi. Sonra buyurdu ki: (Simdi, ehl-i Cennet- 
den bir merd daha gelir ki, iimmetimin iizerine Ebu Bekrden 
sonra, hak iizere halife olur.) Bunu soyledigi anda, Omer-ul Fa- 
ruk "radiyallahu teala anh" meclise dahil oldu. Sonra buyurdu 
ki: (Bu vaktde ehl-i Cennetden bir sahs daha bu meclise dahil 
olur ki, Omerden sonra hak iizere halife olur.) Sozii temamlan- 
digi anda Osman-i Zinnureyn "radiyallahu teala anh" meclisde 
hazir oldu. Sonra buyurdu ki: (Ey benim eshabim, yarlanm! 
Yemek hazir oldu. Lakin bir merd daha kalmisdir ki, o merdin 
de bu yemekde bizim ile beraber nzki vardir. Ehl-i Cennetdir. 
Osmandan sonra iimmetim iizerine hak iizere halife olur. Bu si- 
rada gelir. Ondan sonra ta'am yinecekdir.) Cabir "radiyallahu 
teala anh" dedi ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" bu sozii soyledi. Bir saat bekledi. Mubarek yuziinii kapi 
tarafina cevirip, baska sey ile mesgul oldugu halde diia edip, bu- 
yurdu: (Ya Rabbi, Aliyi bu ziimrede kd!) tie kerre bu diiayi bu- 
yurdu. Hemen Aliyyiil Miirteda "radiyallahu teala anh" kapi- 

-452- 



dan girdi. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazret- 
leri buyurdu: (Ta'ami koyunuz. Size afiyet olsun!) 

Sekizinci Menakib: Sa'id bin Cubeyr "radiyallahii teala anh" 
rivayet etmisdir. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri Medine-i miinewerede, Mescid-i serifi bina etmek is- 
tediler. Onbinden ziyade tas toplanmisdi. Resulullah hazretleri 
bu kadar tasdan bir tas kaldirdi. Ebu Bekr "radiyallahii teala 
anh" hazretlerine buyurdular ki: (Sen de bir tas kaldir!) Sonra 
Omer "radiyallahii teala anh" hazretlerine buyurdular ki: (Sen 
de bir tas kaldir!) Sonra Osman "radiyallahii teala anh" hazret- 
lerine buyurdular ki: (Sen de bir tas kaldir!) Sonra Ali "radiyal- 
lahii teala anh" hazretlerine buyurdular ki: (Sen de bir tas kal- 
dir!) Her birisi bir tas kaldirdilar. Ya'ni ellerine tas aldilar. Es- 
hab-i giizin "ridvanullahi teala aleyhim ecma'in", muhacir ve 
ensar, huziirda el kavusdurup, dururlardi. Resulullah "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" hazretleri, mubarek elleri ile kaldir- 
digi tasi, gotiiriip, gerekli yere koydu. Ondan sonra buyurdular 
ki: (Ya Eba Bekr! Kaldirdigin tasi getir, benim koydugum tasin 
yanina koy!) O da getirip, yanina koydu. Sonra buyurdular ki: 
(Ya Omer! Sen de getir, o ta§i Ebu Bekrin tasinin yanina koy!) 
O da getirip, koydu. Ondan sonra buyurdular ki: (Ya Osman! 
Sen de getir o tasj Omerin tasinin yanina koy!) O da getirip, 
koydu. Ondan sonra buyurdular ki: (Ya All! Sen de getir o tasi 
Osmanin tasinin yanina koy!) O da getirip, koydu. Sonra, Re- 
sulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri, Eshab-i 
giizine hitab edip, buyurdular ki: (Ey Eshabim! Bu taslar ara- 
sinda gordiigiiniiz sira, benden sonra halife, Ebu Bekr, ondan 
sonra Omer, ondan sonra Osman, ondan sonra Alinin olacagi- 
na acik bir tlelildir. Siz ki benim eshabim, muhacir ve ensar! 
Herkes ne mikdar bu taslardan ister ise, ahp nereye ister iseniz 
koyunuz.) Medine-i miinevvere mescidinin yapihsindaki bu tas 
haberi cok yerde anlatilmisdir. Amma, bize gelen haberlerin en 
sahihi budur. 

Dokuzuncu Menakib: Bu haberin ravisi Sefinedir "radiyal- 
lahii teala anh." Sefine, Sahabe-i giizinden olup, Umm-i Seleme 
"radiyallahii teala anna" hazretlerinin kolesidir. Umm-i Seleme 
hazretleri ezvac-i tahiratdan idi. Sefineyi ahp, hayati boyunca 

-453- 



[yasadigi surece] Resulullah "sailailahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretlerinin hizmet-i seriflerinde bulunmasi sarti ile azad etdi. 
O da bu sart ile azad olmagi kabul etdi. Resulullah hazretleri- 
nin hizmet-i seriflerinde bulunurdu. Bir gun ondan sordular. 
Sefine adini sana kim koydu. Dedi ki: Ma'lumunuz olsun ki, biz 
Resulullah hazretleri ile, bir seferde idik. Bir konak yerinde, es- 
yalanmrz ve silahlanmiz cogaldi. Davarlanmrz za'if idi. Bir bu- 
yuk kilimimiz var idi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" ben kuluna buyurdu ki, (O kilimi yere dose ve askerin faz- 
la esyasim o kilim iizerine topla.) Ben de o saatde kilimi yere 
doseyip, esyalan ve silahlan o kilim iizerine topladim. Bana bu- 
yurdu ki, (Kilimin uclarim bagla! Kilimin icinde olan sefer ta- 
kimlanni gotiir. Yola gir. Mert seklde git ki, sen Seftnesin!) Ben 
de o biitiin silahlan Onlann himmetleri ile gotiiriip, athlar ile 
beraber yuriidum. Gidecegimiz menzile erisdim. Asia yolda bir 
zorluk ve elem gormedim. O giinden bugiine kadar istedigim 
zeman on devenin yukiinii gotiirurdiim. On menzil yere iletir- 
dim. Bunu Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haz- 
retlerinin mubarek lafzlan [sozleri] bereketiyle yapardim. O ze- 
mandan beri ismim Sefinedir. 

O Sefine rivayet eder. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri hergiin sabah nemazimn farzini eda etdikden 
sonra, mubarek yuziinii, eshabina dondiiriip, siial buyururlar: 
(Sizden bir kimse bu gece bir rii'ya g6rmii§ ise, haber versin.) 
Eger goren var ise anlatirdi. Dinleyip, ta'birini beyan buyurur- 
lardi. Eger kimse gormemis ise, Nebiyyi muhterem "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri uygun bulduklan bir konuda 
onlar ile soylesip, kalkarlar idi. Bir gun de hie kimse rii'ya gor- 
memisdi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazret- 
leri buyurdular ki: (Ey eshabim! Bu gece ben acaib bir rii'ya 
gordiim. Gordiim ki, gokden bir terazi asagi asdilar. O terazinin 
iki latif ve giizel ve biiyiik kefeleri var. Beni terazinin bir kefe- 
sine koydular. Ebu Bekri diger kefesine koydular. ikimizi tart- 
dilar. Ben Ebu Bekrden ziyade [agir] geldim. Sonra beni terazi- 
nin kefesinden cikardilar. Omeri koydular. Omer ile Ebu Bek- 
ri tartdilar. Ebu Bekr Omerden agir geldi. Sonra Ebu Bekri ci- 
kardilar. Osmani o kefeye koydular. Omeri Osman ile tartdilar. 
Omer Osmandan agir geldi. Omeri cikardilar. Aliyi o kefeye 

-454- 



koydular. Osmani All ile tartdilar. Osman Aliden agir geldi. 
Osmani o kefeden disari cikardilar. Sonra Alinin vaktinden ki- 
yamete kadar, ciimle iimmeti o kefeye koyup, biitiin iimmeti 
All ile bir tartdilar. All ciimleden ziyade geldi [agir geldi]. Son- 
ra o teraziyi gok yiiziine cekdiler.) 

Onuncu Menakib: Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri buyurdular ki: (Ondan baska ilah olmiyan Alla- 
hii tealaya yemin ederim ki, alemin yaratilmasindan beri hie bir 
Nebi ve Miirsel, iimmetlerinden Ebii Bekr-i Siddikdan fazfletli 
kimse ile sohbet etmemi§dir.) Yine Resulullah "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" buyurmusdur ki: (Alem halk olunahdan beri, 
yiizyirmidort bin Peygamberden hicbiri, Omer bin Hattab gibi 
dini kuvvetli birisi ile sohbet etmemi§dir.) Yine Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" buyurmusdur ki: (Hie kimsenin 
dili, Allahii teala ve tekaddes hazretlerinin kelamini, Osman- 
dan cok zikr etmemisdir.) Yine Resulullah "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" buyurmusdur ki: (Alem vuciida geleliden be- 
ri, hicbir behadinn eli ve kolu ehl-i kafirin basina, Alinin eli ve 
kolu kadar kuvvetli kihc vurmami§dir.) 

Onbirinci Menakib: Abdullah bin Ebi Baysaniye Allahii 
tealamn Arsindan sordular. O dedi ki, Yahya bin Ebi Talib- 
den; Allahii tealamn Arsindan siial etdim. O da dedi ki, ben 
de, Abdulvehhab bin Atadan, Rabbil'izzenin Arsindan siial 
etdim. O da Sa'id bin Urveye Rabbil'izzenin Arsindan siial et- 
dim, dedi. O da, Katade bin Deameye Rabbil'izzenin Arsin- 
dan siial etdim, dedi. O da, Enes bin Malike "radiyallahu anh" 
Rabbil'izzenin Arsindan siial etdim, dedi. O da, Resulullah 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerine siial etdi. Resu- 
lullah se'adetle buyurdular ki: (Ben de Rabbimin Arsindan 
Cebrail aleyhisselama siial etdim. O dedi, siial eyledim, Mika- 
il aleyhisselamdan, Rabbil'izzenin Arsindan. O buyurdu, siial 
eyledim israfil aleyhisselamdan, Rabbil'izzenin Arsindan.O 
buyurdu; ben siial eyledim Levh-i mahfuza, Rabbil'izzenin Ar- 
sindan. O dedi, siial eyledim, Allahii tebareke ve teala hazret- 
lerine, Arsindan ve Arsin buyiiklugiinden. Allahii Siibhanehii 
ve teala buyurdu ki, Ars-i Mecidin iicyiizaltmisbin kaimesi var, 

-455- 



ya'nf ayagi var. Her ayagimn altmisbin kerre yedi kat gok ve yer 
kadar biiyuklugii var. Her ayagimn altinda altmisbin sahra, her 
sahrada altmis bin alem, her alemin yaratdan insan ve cinnin 
altmis bin kati kadar mahluku var.) Burada anlasildigi iizere, 
Allahii tealamn yaratdiklan kemal iizeredir ve cemaldedir. On- 
dan daha miikemmelinin olmasi miimkin degildir. Herkes Alla- 
hii tealamn yaratdiklanni fehm edip, Allahii tealamn azamet ve 
celalini anhyamaz. Herkesin ilmi ve akh, Allahii Siibhanehii ve 
teala hazretlerinin melekutinin izzetine ve ceberutinin sirnna 
erisemez. Allahii teala hazretlerinin gayb-iil gayb esrannin sir- 
rindan, ciimle halkden bir kimse bir nefesi asikare alamaz. Na- 
sil ki, bir sair beyan etmisdir: 

Ask yoliinu tutanlann kapismda bekle, 
Asikhgm bayragim meydana cikarma. 

Ask nisansiz re belirsizdir, 

Kimse o nisansiz Zatdan bahs etmesin. 

Sermaye kalmaymca ask da kalmaz, 
Cana re cihana giirenme. 

Asiklann lebbeykini soylemiyen, 
Biiyiikliik mahremi olamaz. 

[Allahiimmagfir li ve li-valideyye ve li-ecdadi ve ceddati ve 
li-abai-ve ceddat-i zevceti ve li-ihveti ve ehavati ve lil-mii'mini- 
ne vel-mii'minat vel-miislimine vel-miislimat el-ahya-i minhiim 
vel-emvat bi-rahmetike ya Erhamerrahimin.] 

Cok sayidaki mahltiklar ve melekler, Allahii teala ve tekad- 
des hazretlerinin Ademi ve evladim, iblisi, gokleri ve yerleri 
Cenneti ve Cehennemi yaratdigini bilmezler. Sadece Ebu Bekr, 
Omer, Osman ve Ah "radiyallahii teala antrum" hazretlerine ve 
onlann muhib sadiklanna istigfar ederler. Onlann afv olunma- 
sini taleb ederler. Burada Ehl-i siinnet vel cema'at i'tikadinda 
olanlara biiyiik seref ve fazilet vardir. Bunun icin sevinmeli, Al- 
lahii tealaya siikr ve hamd etmelidir. 

Onikinci Menakib: Bu hadis-i serifin tercemesi cokdur ve 
uzundur. Lakin lazim oldugu mikdar beyan edelim. Abdullah 
ibni Abbas "radiyallahii teala anhiima" hazretleri rivayet et- 

-456- 



misdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretle- 
ri buyurdular ki: Allahii tebareke ve teala hazretleri ne vakt ki, 
vasitasrz ve aletsiz Adem "ala nebiyyina aleyhissalatii vesse- 
lam" hazretlerini kendi yed-i kudreti ile halk etdi. O zeman 
onu bir aksirma ile imtihan buyurdu. Aksirma Adem "aleyhis- 
selam" hazretlerinin mubarek agzindan cikdi. Can-i azizi [rti- 
hu] istedi ki, aksirma ile bedeninden aynlsin. Allahii Siibhane- 
hii ve teala hazretleri Adem aleyhisselama ilham buyurdu. O 
zeman Allahii teala hazretlerine tahmid etdi. [Ya'ni Elhamdii- 
lillah, dedi.] Karsihginda Allahii Siibhanehii ve teala hazretle- 
ri (Yerhamiikellah) buyurdu. Ma'nasi sudur: Allahii teala sana 
rahmet eder ve senin nesline rahmet eder ve bereket verir. (El- 
hamdulillah) bereketi ile Adem aleyhisselamin bedeni aksirma 
sikintisindan kurtuldu, rahata kavusdu. (Yerhamiikellah) be- 
reketi ile can-i azizi [ruhu], mubarek bedeninde rahatlayip, ra- 
hat oldu. Lakin, Allahii tebareke ve teala hazretlerinden (Yer- 
hamiikellah) mubarek lafzini isitince, hemen o zeman iki elini, 
basi iizerine koyup, dedi ki, ah, ah, herhalde bir giinah isledim. 
O melekler o vakt orada hazir idiler. Dediler ki: Ya Adem! Sen 
ilm-i gaybi bilmezsin. Olmamis giinahi nasil bildin. Adem aley- 
hisselam buyurdu ki: Evet, ben ki, Ademim. Giinah islemesey- 
dim Allahii teala hazretlerinin rahmetine kavusmazdim. Zira, 
Allahii teala hazretlerinin rahmeti ve magfireti giinahkarlar 
icindir. 

Abdullah ibni Abbas "radiyallahii anhiima" hazretleri der 
ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri bu- 
yurdular ki: (Adem aleyhisselamin bedeninin bir boliigii canh, 
bir boliigii cansiz oldugu vakt, Adem arkasi ile gogsii arasindan 
bir soyleyicinin sesini isitdi ki, Ademin ruhu o sesin aski ile tit- 
redi. O soyleyici dedi ki, (Rabbimize §iikr olsun. Onun cocugu 
yokdur. Miilkiinde ortagi yokdur. Onu cok biiyiik bilmek la- 
zimdir.) Ondan sonra bir ses daha isitdi ki, (Dogru soyledin. 
Rabbimiz biiyiikdiir. Azizdir) diyordu. O sesden sonra gordii 
ki, bir nur mubarek gogsiinde meydana geldi. O nurun sevke- 
tinden Cennetin kapdan acddi. Ondan sonra o nurun berabe- 
rinde birbirine miisavi iki nur daha Adem aleyhisselamin gog- 
siinde meydana geldi. O iki nur birbirine muvafakat ve miisa- 
adetle, oyle bir panldadilar ki, Cennetin dereceleri ve bu dere- 

-457- 



celerde ne var ise hepsi, acikca gdriindiiler. Besinci kerre Adem 
aleyhisselam kendi batini aynasinda [ruhunun aynasinda] bir 
sans sureti gordii. Semailinde [goriinusunde] heybet ve sefkat 
sebeblerinden ve eserlerinden cok cok zuhura gelip hasil olmiis 
bir sans ki, cok kuvvetli, gayet siddetli, fevkal'ade heybetli, iri 
yapdi ve sihhatli idi. Ayni zemanda kemal-i gayret ve salabetle 
siislii bir kihnc sureti de o suretin omuzuna konulmus. Adem 
aleyhisselam buyurdu ki, o bes nesne o bes kimsedendir. Birin- 
ci, soyleyiciden, ikinci, tasdik ediciden, iiciincii, nurdan, dor- 
diincii, nurdan, besinci soyliyen ve o kdinci tasiyan heybetli ve 
siyasetli sahsdan ki, onun gibi birbirine ulasmis ve rahmet ve 
kerametle siislenmisdir.) 

Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri bu- 
yurdu ki: Cebrail aleyhisselam dedi: Adem aleyhisselamin, iist 
yansi ruhu ile canh, alt yarisi cansiz oldugu vaktde, kendi bas 
gozii ile ve gerekli kulagi ile o bes nesneyi ve o bes nesneden 
gormesi gerekeni gordii, isitmesi gerekeni isitdi. O acaibligi go- 
riince, basindan kendi kendine hareket etdi. Mubarek lisanim 
tesbih ve tehlil ve tahmid ve tekbir ile Allahii tealamn yiiceligi- 
ni dile getirdi. (Siibhaneke rabbi. Siibhaneke rabbi. Siibhaneke 
rabbi. Ma a'zameke ve ma a'zam kudretike ve ma evsa' magfi- 
retike ve rahmetike. La ilahe ilia ente tebarekete ve tealeyte 
rahmeten vesiat kiille sey'in ilmen ve ahseyte kiille sey'in ade- 
den.) [Ey noksan sifatlardan miinezzeh olan Rabbim. Seni tes- 
bih ederim. Seni noksan sifatlardan tenzih ederim. En biiyiik 
kudret, en genis magfiret ve rahmet Sendedir. Senden baska 
ilah yokdur. Sen cok buyuksiin ve sanin cok yiiksekdir. Ilmin 
herseyi icine almisdir.] Ya Rabbel'alemin! Bana haber ver ki, 
bu gordugiim sasilacak is nedir. Isitdigim giizel ses neden otii- 
rudiir. O kimse kim idi. Sana siikr ve sena etdi. Ikinci kim idi ki, 
evvelkini tasdik etdi. O nur ne nur idi ki, Cennetin kapilan o 
nur ile acildi. Ya o iki nurlar da ne nur idi, o nurdan sonra ki, 
Cennetin dereceleri o iki nurdan aydinlandi. O ahiretde gordu- 
giim; heybetli, salabetli suret, kimin sureti idi. Allahii Siibhane- 
hii ve teala buyurdu ki: Ya Adem! Heniiz onlarin meydana cik- 
malan vakti gelmedi. Amma sen bu saatde Ademsin. Sana la- 
zimdir ki, onlardan iki nesneye kanaat edesin. Birincisi, onlarin 
adlan o yerde yazilmisdir; goresin. Ikincisi, sifatlanni benden 

-458- 



isitesin. Adem "aleyhisselam" dedi ki: Ya Rabbil'alemin! Sen 
neyi irade edersen o olur. Ne buyurursan o meydana gelir. Al- 
lahii teala hazretlerinden buyruk geldi ki, (Ya Adem! Biz bu 
sirn sana acdik, perdeyi kaldirdik. Bak, goresin.) Adem aley- 
hisselam iki gozunu ars tarafina cevirdi. Arsin kenannda, (La 
ilahe illallah. Muhammediin Resulullah! Ebu Bekr-i Siddik. 
Omer-iil Faruk. Osman-i Zinnureyn. Aliyyiil Miirteda.) yazil- 
mis gordii. Adem "aleyhisselam" dedi ki: Ya Ilahi! Meger bun- 
lan benden ewel yaratmissin. Allahii tebareke ve teala hazret- 
leri buyurdu: Ya Adem, ben onlan senden ewel yaratmadim. 
Muhakkak senin neslinden yaratacagim. Lakin adlarim gokden 
ve yerden, Cennet ve Cehennemden ikibin kerre bin sene ev- 
vel, Ars iizerinde ve taci iizerinde yazmisim. Senin evladlann 
diinyada, her ne vakt ki, benim ismlerimi zikr ederler. Benim 
bendelerim olan melekler de, ulvi alemde, onlann ismlerini zikr 
ederler. Adem aleyhisselam dedi: Ya Rabbi! Onlann yuzunii 
gormeyip ve onlan gormekle sad ve hurrem olmadikdan sonra, 
bana onlann adlarim gormekden ne faide olur. Allahii Siibha- 
nehii ve teala hazretleri buyurdu: Ya Adem; onlann adlarim bu 
vaktde gormenin faidesi sudur ki, ilmel yakin bilesin ki, senin 
hayatin vaktinde veya senin evladin vaktinde karsilasacaginiz 
her liizum ve ihtiyac, onlann sebebi ile goriiliir. Onlann se- 
fa'atinden gayri kurtulus yokdur. Senin etdigin her diia veya se- 
nin evladimn etdigi dualarin kabuliine sebeb onlann sefa'atla- 
rindan gayri yokdur. Bu soz soylendi ve gecdi. 

Hayat Adem aleyhisselamin mubarek teninde karar kildi. 
[Ya'ni bedeni canlandi.] Cennete girdi. Yasak edilen agacdan 
yidi. Bu sebeble Cennetden disan diisdii [cikanldi]. Durlu diir- 
lii ve cesidli uzuntiiler ile karsilasdi. Ucyiiz sene arahksiz Alla- 
hii tealadan haya edip, istigfar ve diialar eyledi. Ucyiiz sene te- 
mam oldukda, bir gun yukanda soylenilen sozler hatinna gel- 
di. Hemen o saatde iki elini kaldinp ve iki gozunu ars-i azim 
tarafina dikip, dedi ki: Ey alemlerin Rabbi! O bes kimsenin 
hiirmeti icin ki, onlann ruhlanni kendi sinemde miisahede et- 
dim. Ve ismlerini Arsin kenannda yazilmis gordiim. Onlar, 
Muhammed Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haz- 
retleri ve Ebu Bekr-i Siddik ve Omer-iil Faruk ve Osman-i 
Zinnureyn ve Aliyyiil Murtedadir "radiyallahii teala annum 

-459- 



ecma'in". Benim gunahimi onlann hiirmetine afv et. Hemen 
Cebrafl aleyhisselam geldi ve dedi ki: Ya Adem, senin ozrun 
ve diizelmen ve tevben kabul olmasi, O kimselerin hurmetine 
ve hasmetine oldu. Adem "ala nebiyyina ve aleyhissalatii ves- 
selam", iste boyle isleri ve sozleri isitdikden ve gordiikden son- 
ra, o bes kisinin sanini ve halini Allahii Subhanehii ve teala 
hazretlerinden sual etdi. Allahii teala onlann hallerini, siretle- 
rini, yollanni ve giizel mu'amelelerini beyan buyurdu. O vakt- 
de Ademe bildirdi ki, ya Adem! Siikr ve sena etdigin o soyle- 
yici, alemin viicudunun aslidir ve alemde yasiyanlann kutbu- 
dur. Uzerine hiiccetdir. Biitiin varliklar onun sayesinde vardir. 
O kimsedir ki, halkla, benimle ve kendi ile dogrudur. O kimse 
ki, sirkin ve nifakin kokiinii ve temelini keser. Inad perdesini 
yirtar. O, batilin basini ve boynunu kirar. Ve sonduriir. O, kiif- 
riin hicbir yerinde kadir ve kiymetini koymaz. O, benim isme- 
timin sirnndadir. Ve nusretimin himayesindedir. O bir cirag- 
dir. Ben kara goniilleri o ciragin nuru ile parlatir, aydinlatinm. 
O bir dostdur ki, ben onun dostlannin ciiriim ve cefasim ve 
kendi dostlanmin sehv ve hatasim onun hiirmeti ile orterim. O 
resul, rahmet ve kerametdir. O kiyamet giiniinde, yalniz basina 
mahserdekilere sefa'at eder. O arabi olan Ahmed, Hatem-iil ne- 
biyyin ve Kureysi olan Muhammeddir. Biitiin Resullerin seyyi- 
didir. 

Ya Adem! O ikinci ki, birinciyi iic kerre tasdik etdi. O Ebu 
Bekr-i Siddikdir. O ihtiyar [seyh] cok biiyiik, kemal ve cemal ile 
siislenmisdir. Ahlaki giizelliklerde ogiilmiis ve begenilmis bir 
yeganedir [essizdir]. Hayrh ve cok iyidir. Dinin muhiblerinin 
[sevenlerin] giizidesidir. Hicbir amel islemezden evvel bizim 
kabul olunmusumuzdur. Viicuda gelmezden [yaratilmadan] ev- 
vel, hususi muamele edilen iistiin kimselerin tamnmisidir. 
Onun sireti ehl-i islama lsikh yoldur. Onun tarikati [yolu] ehl-i 
siinnet vel cema'at icin ana caddedir. Hem razi olmus, hem de 
razi olunmusdur. Hem muvaffak, hem mukarrebdir. Sabikdir 
ve sadikdir. Miislimanhk dininin ashnda, dogru ve diiriistdiir. 
Atik-i ezhardir. Sadik-i ekberdir. Yiizyirmidortbin iimmetin 
biiyiigii ve efendisidir. 

Ya Adem! O nur ki, onun lsigi ile Cennetin kapilan acildi. 

-460- 



O kimsedir ki, bu kendi gonderdigim Hak dinime onunla nus- 
ret veririm. Ben islami onunla aziz ederim. Ben hakki ve hak 
ehlini onunla meydana cikarinm. Batil ve batil ehlini onunla 
yok ederim. Seytani onun ile korkuturum ve kacinnm. Ben 
imam kufrden, ktifrii imandan onunla ayinrim. Ahir zemanda 
Muhammed Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazret- 
lerinin dinine nusreti onunla peyda ederim. O milletin diregidir. 
Zfnetidir, hiiccetidir; ciragidir. O vahib (afv eden), evvab, tev- 
vab [tevbe edici] ve Omer-ul Hattabdir. 

Ya Adem! Amma o iki nur ki, birbirine muvafik ve miisaid 
ve birisi iman nuru ve birisi Kur'an nurudur. O iki nurun ehli 
ve o nurun mahremi, haya sahibi Osman bin Affandir. Hem 
nasir-i Kur'andir. O, benden razidir. Ben ondan raziyim. Dog- 
ru kanaatli ve dogru dusiincelidir. Her ne yaparsa ihlas uzere- 
dir. Her ne soyler ve buyurur ve isitirse ihlas iizeredir. Gecele- 
ri kiyamda ve kuudda [ka'dede], riiku'da ve secdede diri tutar. 
Nebilerin ruhunu ve meleklerin sahsini, kendi tehlil ve tesbihi 
ile asude ve rahathkda tutar. Dirlik vaktinde [sulh zemamnda] 
keramet ehli olur. Kital [harb] vaktinde, kemal ve sehadet eh- 
li olur. 

Ya Adem! O civanmert ki, onun sureti sinenle iki yanin ara- 
sinda tasvir edilmisdir. O merddir ki, fiitiivvet ve muriiwet esa- 
si olarak ne varsa, secaat ve sehamet temeli olarak ne mevcud 
ise, hepsi bir onun semailinin riizgannda yer tutmusdur. Civan- 
merddir ve sir-i merddir [aslan gibi yigitdir]. Sigimlacak bir 
kal'adir. Ilm hazinesidir. Hilm kaynagidir. Siivari oldugu [ata 
bindigi] vaktde, mukaddem ve sabikdir. Yaya oldugu zeman 
miictehidlerin biiyugii, hidayet ehlinin sancagi ve vilayet ehlinin 
rabbanisidir. Kendi ameli ile sabik ve benim hiikmiimle natik- 
dir. Her galib iizerine galib ve adi Ah ibni Ebi Talibdir "radiyal- 
lahii teala anh". 

Diger rivayet: Adem "ala nebiyyina ve aleyhissalatii vesse- 
lam" onlann ism-i seriflerini arsda gordiigii vakt, dedi ki: Ya 
Rabbi! Gordiim ve bildim, amma, onlann herbirseyi benimle 
kahr mi, yoksa benden aynhr mi? Cevab geldi ki, ya Adem! 
Sen bizim ahdimizde vera iizerindesin. Bizim emrimizde ve n- 
zamiza tabi'sin. Bu hediyyeler, bu inciler, bu nurlar, sendedir, 

-461- 



seninledir. Ahdimizi bozar ve vefadan donersen ve emr ve nza- 
miza muhalefet edersen, o vakt sen bilirsin. Hazret-i Ademin 
cam [ruhu], mubarek tenine dagihp, yerlesdi. Bedende [tende] 
sukunet buldu. Cennet hullesini giydi. Keramet tacini basinin 
uzerine koydu. Kurbiyyet kemerini bagladi. Izzet tahtimn uze- 
rine oturdu. Ash misk-i esfer [cok giizel koku] olan o ugurlu ve 
bereketli binek uzerinde, gokler melekutine geldi. O binek 
uzerinde Cennetlere geldi. Kudsf alemlerin hepsinde dolasdi. 
Her alemde, o alem halkinin kiblesi oldu. Cebrafl ve Mikail 
Ademin ma'iyyetinde gidiyordu. Butun bu fazfletleri, Allahii 
tebareke ve teala hazretleri Fahr-i alem "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" hazretlerinin bereketi ile verdi. Adem aleyhissela- 
min hullesinin [elbisesinin] rengi yildiz gibi ve mubarek teninin 
rengi ay gibi, mubarek yiiziiniin rengi gunes gibi idi. Mubarek 
aim uzerinde yazilmis: La ilahe illallah Muhammediin resulul- 
lah. Ebu Bekr-i Siddik, Omer-ul Faruk, Osman-i Zinnureyn, 
Aliyyiil Murteda. Mukarreblerden, mukaddeslerden, ruhani- 
lerden, kerubilerden o kadar melek, hazret-i Ademin gelip-ge- 
cecegi yollar uzerine dururlardi. Adem aleyhisselamin yiiziine 
bakarlar, almnda yazih olan (la ilahe illallah Muhammediin re- 
sulullah, Ebu Bekr-i Siddik, Omer-iil Faruk, Osman-i Zinnu- 
reyn, Aliyyiil Miirteda)yi goriirlerdi. Adem aleyhisselam Cen- 
netde ni'metlenip ve zevklendi. Sonra suri isyan olup, Allahii 
tebareke ve teala hazretleri, lutf-i kereminden tevbesini kabul 
edip, zellesini afv etdi. Adem aleyhisselam diia edip, dedi: Ya 
Rabbi! Bir kerre daha o bes nuru bana getir. Allahii teala, 
Adem aleyhisselamin diiasim kabul edip, Ademe Cennetin 
simsir agacindan bir tabut [sandik] indirdi. O tabutda, ezeli il- 
mi ve ezeli iradesi te'alluk etmis, iic arsin yiiksekligi, iic arsin 
eni vardi. Tabutda yiizyirmidort bin Nebinin sureti, o suretin 
herbirine bir hane olmak iizere yiizyirmidort bin hane, her ha- 
neye de divar, dam, kapi, pencere, perde ve perdedar halk et- 
mis. Baslangicda Adem aleyhisselamin hanesi, sonunda Mu- 
hammed Mustafa "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri- 
nin hanesi vardir. Bir tarafinda Enbiya hanesi, bir tarafinda 
hazret-i Resulullahin kirmizi yakutdan hanesi. Hane ortasinda 
nemaza durmus ve sag elinin ayasini sol elinin uzerine koymus 
ve Resulullah hazretlerinin sag tarafinda bir merd-i mutfnin 

-462- 



[Mat eden merdin] sureti vardir ki, almnda yazilmisdir: Bu 
Ebu Bekr-i Siddikdir. Sol tarafinda da bir merdin sureti vardir 
ki, almnda yazilmisdir: Bu Omer-ul Farukdur. O merd ki, Alla- 
hii tebareke ve teala hazretlerinden gayri kimseden korkmaz. 
Oniinde Osmanin "radiyallahii anh" sureti ve aim iizerinde ya- 
zilmisdir ki: Bu, iyi merdlerin nasi ve iyi kullann buyugudur. 
Hazret-i Mustafamn "sallallahii teala aleyhi ve sellem" arkasin- 
da Aliyyiil Miirtedanin sureti, kilicini omuzuna almis ve aim 
iizerinde yazilmis ki, Mustafa hazretlerinin biraderi ve amcaza- 
desidir. Ondan sonra Cihar yar suretinin etrafinda amcalarm 
ve dayilarm sureti ve diger halifeler ile vekillerinin sureti, mu- 
hacir ve ensarin gazilerinin hepsi, baslannda yesil imame ve ye- 
sil taclar ve yesil silahlar ve binekleri de hepsi yesil. Yann kiya- 
metde de boyle gelirler. Diinyada giinesin nuru diinyayi aydin- 
latdigi gibi, onlann atlarimn tirnaklannin nuru arasat meydani- 
m nurlandinr. Adem aleyhisselam diinyada hayatda idi; o tabut 
yaninda idi. Adem aleyhisselam diinyadan goc etdiler. Sit "ala 
nebiyyina ve aleyhissalatii vesselam" hazretlerine miras kaldi. 
$itden "aleyhisselam" Idrise "aleyhisselam" ve boylece ta Ibra- 
him Halil ve Ismail ve Musa Kelimullah ve Isa ibni Meryem 
"ala nebiyyina ve aleyhimussalatii vesselam" hazretlerine mi- 
ras kaldi. Bu kissa uzundur. Bundan maksad odur ki, hazret-i 
Ademin zeman-i serifinden, hazret-i Isanin zeman-i serifine ka- 
dar her bir Nebi ve her bir Resul, gazaya gidecegi ve Allahin 
diismanlan ile harb edecegi zeman, o tabutu kendi ile beraber 
gotiirurdii. Muhammed Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerinin berekat ve hayratindan ve Cihar yar-i giizi- 
nin berekatindan zafer ve nusret ve firsat miiyesser olurdu. Bu 
konu (Kisas)da mevcuddur. 

Oniiciincii Menakib: Sahih isnad ile Atadan, o da Abdullah 
bin Abbasdan "radiyallahii teala anhiima" bildirilen hadis-i se- 
rifde, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdular 
ki: (Kiyamet giinii bir nida edici, nida eder ki, Ehlullah olan 
kalksin! Ebu Bekr, Omer, Osman ve All "radiyallahii teala an- 
num" kalkarlar. Ebu Bekre denilir ki: Var, Cennet kapisinda 
dur. Allahii tebareke ve teala hazretlerinin rahmeti ile, istedik- 
lerini Cennete koy. istemedigini de Allahii tealamn kudreti ile 
Cennete koyma. Omere "radiyallahii teala anh" denir: Var, mi- 

-463- 



zan [terazf] yaninda dur! Kimi istersen, Allahii tealamn bereke- 
ti ile mizanim agir et. Kimi istersen, Allahii tealamn bereketi 
He, mizanim hafif et. Osmana "radiyallahii teala anh" denilir. 
Al bu asayi. Var Kevser havzimn yamna dur! Kimi istersen ha- 
vuzdan su icir. Kimi istersen icirme. Aliye "radiyallahii teala 
anh" denilir ki: Bu hulleyi giy! Allahii tebareke ve teala hazret- 
leri bu hulleyi senin icin hazirlamisdir.) 

Simdi, ey summer, ehl-i siinnet i'tikadinda olan temiz miisli- 
manlar! Bu dort hal, Cihar yar-i giizfn "radiyallahii teala anhiim 
ecma'in" hazretlerinin seref ve faziletinin ifadesidir. Ma'liim ol- 
sun ki, Ah "radiyallahii teala anh" hazretlerinin hulle giymesi, 
ikbal-i tamdir. Kevser serabi iizerine emin olmak, Osmanin 
"radiyallahii teala anh" isi oldu. Adalet terazisini kendi ferma- 
ninda tutmak Omerin "radiyallahii teala anh" isi oldu. Cennet- 
de tesarruf etmek Ebii Bekrin "radiyallahii teala anh" isi oldu. 
Ciimlesinden iistiin ve efdaldir. 

Ondordiincii Menakib: Ubeyy bin Ka'b "radiyallahii teala 
anh", Eshab-i giizin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" haz- 
retlerinin Kur'an-i kerim okuyanlannin efdallerindendir. O ri- 
vayet etmisdir. Ben bir giin Vel-Asr siiresini, Resiilullahin "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" huziir-i seriflerinde okudum. Bi- 
tirince, dedim ki: Ya Resiilallah! Vallahi, benim canim, babam 
ve anam sana feda olsun ki, lutf eyleyip, bu siire-i azim-iis-samn 
tefsirini beyan buyurun. Resiilullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri buyurdular ki: Birinci ayet-i kerimede mea- 
len, (Allahii tebareke ve teala giiniin ahirine yemin ederim) bu- 
yurmusdur. Ikinci ayet-i kerimede mealen, (Elbette, Ebu Ceh- 
lin isi ziyanda, zelil ve ba§i asagidadir) buyurmusdur. Uciincii 
ayet-i kerimede mealen, (Ancak iman edenler) buyurmasi, Ebii 
Bekr-i Siddik icindir. [ve devaminda mealen] (Amel-i salih isli- 
yenler) buyurulmasi, Omer-iil Fariik icindir ki, cok amel isleyi- 
ci ve siikr edici ve iyi isler yapicidir. (Hakki tavsiye ederler); 
Osman-i Zinniireyn icindir ki, sabr tutucu ve haya-hilm sahibi- 
dir. (Sabn tavsiye ederler), Aliyyiil Miirteda icindir ki, vefakar- 
dir ve kendini hifz edicidir. 

Resiilullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri, Ke- 
lam-i kadim tefsirinde, Ebii Bekr-i Siddik "radiyallahii teala 

-464- 



anh" hazretlerini imana benzetdi. Omer-iil Faruk "radiyallahii 
teala anh" hazretlerini amel-i salihe benzetdi. Osman "radiyal- 
lahii teala anh" hazretlerini hak isde vasiyyete denk etdi. Aliy- 
yiil Miirteda "radiyallahii teala anh" hazretlerini, sabr isinde 
vasiyyete benzetdi. Ebu Bekr "radiyallahii anh" iman yerinde 
oldu. Omer "radiyallahii anh" amel yerinde oldu. Omer Ebu 
Bekrin fer'idir. Ebu Bekr iman yerindedir. Iman kalbin fi'lidir. 
Omer amel yerindedir. Amel bedenin fi'lidir. Kalb bedene ta- 
bi' degil, beden kalbe tabi'dir. Allahii teala ve tekaddes hazret- 
lerinin Kur'an-i keriminde okursun ve goriirsiin. Ayet-i kerfme- 
de; (Iman edenler, salih amel isJeyenler, hakki tavsiye edenler, 
sabn tavsiye edenler) buyurulmasi, burada da, once Allahii tea- 
la hazretlerini bilesin. Sonra Muhammed Mustafa "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretlerini bilesin ve din-i islami tuta- 
sin. Din-i islam iizerine siiluk edesin [ilerleyesin]. O Ebu Bekr 
"radiyallahii teala anh" hazretlerini hak iizere halife ve imam 
bilesin. Ondan sonra Omer "radiyallahii teala anh" hazretleri- 
ni, ondan sonra Osman "radiyallahii teala anh" hazretlerini, 
ondan sonra Ah "radiyallahii teala anh" hazretlerini hak iizere 
halife ve imam bilesin. timid olur ki, onlann muhabbetleri hur- 
metine miisliman dirilirsin ve kiyamet giinii miislimanlar safin- 
da olup, miislimanlar ziimresinde hasr olursun. Biitiin siddet- 
lerden ve belalardan emin olasin, insaallahii teala. 

Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri bu- 
yurdu: (Her kim bir kerre nemazda veya nemaz haricinde Vel- 
asr suresini okursa, o kimse, Allahii teala ve tekaddes hazretle- 
rinden iki sey bulur. Biri diinyevi, biri uhrevi. Diinyevi olan 
odur ki, Allahii tebareke ve teala hazretleri, omriiniin sonuna 
kadar sabr miihriinii vurur. Ta ki, o kimsenin oliim cihetinden 
hicbir korku ve sikinti online gelmez. Uhrevi olan odur ki, Al- 
lahii tebareke ve teala hazretleri o kimseyi kiyametde hak ehli 
ile ve kendi has kullan ile hasr eder. Ta o kimsenin de gonliine 
yalmzhk ve kimsesizlik cihetinden bir korku ve yabancdik fikri 
gelmez. Her bir okumaga bu iki ni'metin karsihgi hazirdir. Bu 
Vel-asr suresi hem hakki zikr eder, hem sabn zikr eder. Bu su- 
reyi okuyamn, diinyada omriiniin sonu sabr iizere olur. Ahiret- 
de hasn, hak ehli ile olur. Ayetleri dortdiir. Kelimeleri ondort- 
diir. Harfleri altmissekizdir. Her ayetin sonunda cok tehiyyat 

- 465 - Menakib-i Cihar Yar-i Guzin - F:30 



ve salavat ve her kelimenin sonunda cok berekat ve hayrat ve 
harflerinin mukabilinde cok derece ve hasenat vardir.) 

Onbesinci Menakib: Bu haber, Cihar yar-i giizin "radiyalla- 
hu teala anhum" hazretleri hakkinda meshur haberlerden biri- 
dir ve onlann fazilet ve serefleri beyamnda varid olmusdur. On- 
lann muhabbetleri bizim bedenimizde ve cammizda hayatimrz 
gibi olmusdur. Cammizda imanimiz gibi olmusdur. Elhamdulil- 
lah! Onlann muhabbet gunesleri bundan da fazla olursa, layik- 
dirlar. Eger yuz bu kadar veya bin bu kadar veya daha da fazla 
olursa yine layikdirlar. Hicbir kimse, bu ana kadar onlann dost- 
lugundan dolayi ziyan etmemisdir. Bundan sonra da etmez. 
Hicbir ferd bu zemana kadar onlara diismanlik yapmanin faide- 
sini gormemisdir, zaranni gormusdiir. Bundan boyle kiyamete 
kadar onlara adavet sebebi ile bir faide bulmak ihtimali yokdur. 
Mutlaka zarar vardir. O kimseler hem Muhammed Mustafamn 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" makbulii ve mardisi olur ve 
hem Muhammed Mustafa "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
hazretlerinin mahbub ve memduhu olur. Daha ne istersin. Bun- 
dan ziyade ne gerek. Oradan ki, niyyet himmetdir ve ta'rif-i 
muhabbetdir. Muhammed Mustafa "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerinin ve Cihar yar-i guzinin temiz olmalannda 
ve buyukluklerinde sek ve siibhe yokdur. Kur'an-i kerimde ge- 
cen ayet-i kerimeleri zikr etdik. Menakib-i seriflerinde ve o ha- 
berler ve eserlerin coklugundan ki, tafsil etdik ki, serefli sanla- 
nnda gelmisdir. Acaba o insafsiz ve miiruvvetsiz ve zalim ve 
miinafik kimseler, bu kadar Kur'an-i azim ayetlerini ve bu ka- 
dar Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin 
hadis-i seriflerini okur ve dinlerler de, nicin gonliinde tutmaz ve 
inkiyad ile kabul etmezler. Goklerin ve yerin bile Cihar yar-i 
guzinin serefinden haberleri vardir. Cennet ve Cehennem onla- 
nn nefesinden haberdardir. Siifli alem [diinya], iizerinde o bii- 
yiikleri tasidigi icin iftihar duyar [ogiiniir]. Levh ve kalemin her 
ikisi, Cihar yar-i giizini sena eder. Ars ve Kiirsinin her ikisi Ci- 
har yar-i giizine diia eder. Allahu teala ve Resuli, Cih^ r yar-i 
giizini medh ederler. 

[Meal-i serifi; (... Sabr edenler ...) olan Al-i Imran suresi 
17.ci ayet-i kerimesi, Cihar yar-i giizin ile alakahdir.] Saglam ri- 

-466- 



vayet ile Abdullah bin Abbasin "radiyallahu teala anhiima" bil- 
dirdigi hadis-i serifde, Resulullah "sallailahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri, bir cema'ate karsi buyurdu ki, kiyamet gunti 
olunca, herkesin niyyet ve himmeti, gam ve sikintidan kendisi- 
ni kurtarmak olur. Once gelenler ve sonra gelenler, muradh ve 
muradsiz [istekli, isteksiz] bir meydanda toplamrlar. Kendi def- 
terlerini okumak uzerine ve kendi yonlerinin katiligi uzerine ve 
kendi iyi bahtini kabul etmek uzerine veya Allahu teala muha- 
faza etsin, kendi kotti bahtini kabul etmek uzerine goniil verir- 
ler. Eger bu tarafda soz soyler isek, soz uzar ise de, eger soyle- 
meyip, gecersek, gam ve gussada kalinz. Bunun icin burayi uy- 
gun bir seklde beyan edelim. Lakin goniil katiligi ve goz korlii- 
gii faide vermez. Adem "ala nebiyyina ve aleyhissalatii vesse- 
lam" hazretlerinin zeman-i seriflerinden kiyamet kopuncaya 
kadar, her kim ki, viicuda gelmisdir, hepsi toplu olarak veya 
miiteferrik olarak temami toplamrlar. Bir kavm ayak uzerine 
durmus, bir kavm dizleri uzerine durmus sekldedir. (Her iim- 
meti dizleri uzerine oturarak toplanmis goriirsiin!) buyurul- 
musdur. [Casiye suresi 28.ci ayet-i kerime meali.] Kalbleri go- 
giisde hurusa gelmis, beyinleri dimaglarda cusa gelmis olur. 
Dizleri uzerine gelmis kimsenin gonlii sikintida olur. Kendile- 
rinden bizar olurlar. timid etdikleri seylere kavusamadiklanni, 
lezzetlerden uzak olduklanni goriirler. Goniillerini [kalblerini] 
kendi yapdiklannin ve dediklerinin cezasi ile basbasa birakir- 
lar. Biiyiik ve kiiciik gvinahhlan, bir tarafda tutarlar. Kuwetli 
ve za'if hasmlan diger tarafda tutarlar. Miirailik, yankesicilik, 
nemmamhk, ikiyuzluluk perdelerini yirtarlar. [Ya'ni bu vasflar 
aciga cikar.] Dimaglarda, goniillerde olan her ne varsa aciga ci- 
kar. Ya se'adet nuruna kavusur. Veya Allahu teala korusun, se- 
kavet ve zulmetine kavusur. [Sura suresi 7.ci ayet-i kerimesinde 
mealen], (Bir firkasi Cennetde, bir firkasi Cehennemde olurlar) 
buyuruldu. Mu'min ve kafirin basdan gidecekleri yer belli olur. 
Bu babda bu kadar yazildi. 

Biz bicareler ve derdine derman arayanlar. Ne edelim, ne 
yapmaga kadiriz. Biz nasibsiz kimseler, kime ne soyliyelim, ki- 
me ne aglayip, sizlayahm. Keski, annemizden dogmiyaydik. Ve- 
ya cocuk iken olse idik. [Meryem suresi 23 .cu ayet-i kerimesin- 
de; Isa aleyhisselamin dogumu zemamnda; hazret-i Meryemin; 

-467- 



(Ne olaydi bu halden evvel olmiis olsaydim; unutulup gitsey- 
dim) dedigi bildirilmekdedir.] Ya Rabbi! Sana karsi aglayrp-siz- 
layalim. Muhammed Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerini sana sefa'atci getirelim. Sonra Cihar yar-i gti- 
zin "radiyallahu teala anhiim" hazretlerini de sana sefa'atci ge- 
tirelim. Evet, evet. Vallahi delil budur. Gozumiizun suyu, boy- 
le giinde, boyle vaktde gayet hosdur, biiyiik sermayedir. 

Rubai': 

Senin askm zurur olsa da, her ne kadar, yine hosdur, 
Askmda can korkusu olsa yine de hosdur. 

Diyelim ki, bu dtinyada sana karusamadim, 
Ahiretde bir timid, bulunsa yine de hosdur. 

Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" kryamet giinii- 
niin siddetini, dehsetini beyan etdikden sonra buyurdular ki, bu 
siddetli anda iki minber getirirler. Her ikisi de kemali nur ile 
miinewer, her ikisi halis nurdandir. Birisini Arsin sag tarafina, 
birisini sol tarafina koyarlar. Iki sahs, ikisi de mukarreb melek, 
ikisi de heybetli ve hasmetli gelirler. O iki minber iizerine otu- 
rurlar. Ondan sonra, o sag tarafda minberde oturan giizel ses ile 
der ki, (Beni bilmiyenler bilsin ki, Cennetin hazini Ridvamm. 
Cennetin makamlan, hazineleri, dereceleri, benim elimdedir. 
Sevab isleyenlerin islerini goren benim. Simdi emin olun ve bi- 
lin, iste Cennetin anahtarlan bendedir. Bugiin Allahii Siibhane- 
hii ve teala hazretleri buyurdu, ya Ridvan! Kilitleri, Muham- 
med Mustafaya "sallallahii teala aleyhi ve sellem" teslim et. 
Ben de iletdim. Resulullah hazretleri bana buyurdu ki, bu kilit- 
leri Ebu Bekre ve Omere teslim et. Ikisine benden selam da 
soyle. Ve hem Allahii teala ve tekaddes hazretlerinden selam 
soyle. Ve onlara soyle ki, Cennet kapilanni aciniz. Kendi dost- 
lannizi, gonliiniiziin muradi iizerine azabsiz Cennete gotiirii- 
niiz. Simdi ben geldim. Kilitleri Ebu Bekre ve Omere teslim et- 
dim. Siz sahid olunuz.) 

Ondan sonra o ikinci melek, Arsin sol yamndaki minberden 
yiiksek sesle nida eder. Heybetlidir ve hasmetlidir. (Ya mahser 
halki. Her kim beni bilirse hosdur. Her kim beni bilmez ise, bil- 
sin ki, ben Cehennem melegi Malikim. Azab ehlini ben bilirim. 

-468- 



Cehennem derecelerini, tabakalanni, aci yerlerini bilirim. Cin- 
nileri ve Adem ogullanni, eger istesem; arasat meydamndan bir 
elimle tutar alinm. Ben ki bir sayha ile [bagirma ile] ve bir he- 
lak edici bagirma ile insanlann ve cinnilerin basina intikam ge- 
tiririm. Eger istesem, Cehennemin dortyuz derekesini bir bon- 
cuk gibi, elimin ayasi uzerinde dondururiim. Eger istesem, 
agaclar yapragi adedince, sahralar kumu adedince olan zincir 
ve halkalan, yilan ve akrebleri bir da'vet ile Cehennemin havi- 
yesinden disan cikannm. Simdi, size haber vermege ve soyle- 
mege geldim. Iyi bakiniz ve dinleyiniz. Bunlar, Cehennemin ki- 
litleridir. Allahii teala bana emr etdi ki, Cehennemin biitiin ki- 
litlerini Muhammed Mustafaya vereyim. Ona soyliyeyim ki, her 
kimi ister isen, Cehennemden geri tut. Ben de geldim kilitleri 
teslim etdim. Allahii tebareke ve tealamn emrlerini haber ver- 
dim. Muhammed aleyhisselam buyurdu ki, simdi sen de, Alla- 
hii teala saniihii hazretlerinin emri ile ve benim buyrugum ile 
Cehennemin bu kilitlerini, Ebu Bekr ve Omere teslim et. Ve 
onlara soyle. Her ikiniz dusmanlannizi Cehenneme gotiiriinuz. 
Simdi, ben ki Malikim. Iste getirdigim kilitleri, Ebu Bekr ve 
Omere teslim etdim. Siz sahid olunuz.) 

Ondan sonra, konulan o iki minber iizerine Ridvan ile Ma- 
lik cikip, otururlar. Sonra iki minber daha, cemal ve kemal-i nur 
ile miinevver olduklan halde getirirler. O iki minberin yanina 
koyarlar. Birinin saginda ve birinin solunda. Mukarreb ve mu- 
tahhar iki sahs [melek] gelip, herbiri bir minber iizerine cikip, 
otururlar. Ondan sonra o sag tarafdaki minberde oturan mu- 
karreb melek nida eder ve der ki, Ya mahser halki. Ben Mikai- 
lim. Izzet hazinelerine miivekkilim. Minnet zahireleri iizerine 
dusmiisiim. Sulann, riizgarlarin ve nzklarin hazinedan benim. 
Mesguliyyetlerin, islerin, fethlerin ve nusretlerin koruyucusu 
benim. Allahii teala saniihu, kevser havzimn kaynagini, suyu- 
nun dolup-bosalmasim, dagitim ve tutumunu bundan once be- 
nim emrime vermisdi. Bugiin bana buyurdu ki, biz o nesneyi, 
sana vermis idik. Bizim emrimiz ile benim has Resulum Mu- 
hammed Mustafaya "sallallahii teala aleyhi ve sellem" teslim 
et. Bugiin Kevser havzinda cari olan hersey, Resuliin "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" muradi ve nzasi ile cari olacakdir. 
Ben vardim bu hiikmu ve bu isi, hazret-i Mustafaya teslim et- 

-469- 



dim. Muhammed Mustafa hazretleri, bu isi, Osman-i Zinnti- 
reyn hazretlerine verdi. Kendi dostlanni ve Ebu Bekr, Omer ve 
Alinin "radiyallahii teala anhiim" dostlanni havzin serabindan 
icirerek kandirsin. O Cihar yarin diismanlarini, havz-i kevser- 
den mahrum edip, geri dondiiriir. Sonra Arsin sol tarafinda 
olan minberdeki melek nida eder: Ya mahser halki. Iste ciimle 
meleklerin biiyiigii olan run benim. Vilayetin fahri ve memle- 
ketin zeyni, ciimle meleklerin beraberi benim ki, benim sanim- 
da gelmisdir. Allahii teala hazretleri [Nebe suresi 38.ci ayet-i 
kerimesinde mealen], (... Kiyamet giinii Run ve melekler saf 
olup, dururlar...) buyurdu. Simdi bakin ve goriin ki, siratdan 
gecmek berati benim elimdedir. Goriin ki, Allahii teala saniihii, 
bundan ewel beni, sirat yolcularmin gozeticisi etmisdi. Hie 
kimse, benim icazetim olmayinca, siratdan gecemez. Bugiin Al- 
lahii Siibhanehii ve teala bana buyurdu ki, var bu cevazi Mu- 
hammed Mustafaya ver. Ben de vardim, bu cevazi Muhammed 
Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerine teslim 
etdim. Muhammed aleyhisselam bana buyurdu ki, sen bu ceva- 
zi Aliyyiil Miirtedaya teslim et. Bugiin Aliyyiil Miirteda kendi 
dostlanni ve Ebu Bekr, Omer ve Osmanin dostlanni selametle 
siratdan gecirsin. Diismanlarini, tepe asagi Cehenneme yolla- 
sin. 

Onaltinci Menakib: Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" oturunca, sag tarafina Ebu Bekr-i Siddik, sol tarafina 
Omer-iil Faruk, karsi tarafina Osman-i Zinnureyn, arka tarafi- 
na Aliyyiil Miirteda "radiyallahii teala anhiim" otururdu. Ebu 
Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh", Muhammed Mustafa 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin sag tarafinda 
oturmasinin sebebi, ondan dolayidir ki, bu iimmetde Ebu Bekr- 
den daha merhametli kimse olmamisdir. Cennet rahmet serayi- 
dir. Cennet sag tarafdadir. [Vaki'a suresi 27.ci ayet-i kerimede 
mealen; (Defteri sag tarafdan verilenler, ne mutlu o eshab-i ye- 
mine [sagcilara].) buyuruldu. 28.ci ayet-i kerimede mealen; (Es- 
hab-i yemine Cennetde ne ikramlar olacakdir. Onlar, dikeni ol- 
miyan, meyvesi cok olan sedir agaclarimn altinda olurlar) buyu- 
ruldu.] Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" hazretlerinin sag ta- 
rafda oturmasi bundan dolayidir. 

-470- 



Omer-iil Fartik "radiyallahii teala anh", Resulullah "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin sol tarafinda oturma- 
si ondan dolayidir ki, iblis-i la'in her kavmin arasina sol taraf- 
dan gelir. Ya'ni Iblfsin yolu sol tarafdan idi. Omer "radiyallahii 
teala anh" seytanin yolu iizerine oturmus olurdu. Alem yarati- 
lahdan beri seytan kimseden, hazret-i Omerden korkdugu gibi 
korkmazdi. Hangi evde hazret-i Omer olur ise, seytan oraya gi- 
remezdi. Bir evde seytan oldugu zeman, hazret-i Omer o eve 
girdigi gibi, Iblfs ffrar ederdi. Daima Omer "radiyallahii teala 
anh", toplantilarda ve meclislerde; Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerinin sol tarafinda otururdu. Ta ki, ib- 
lis o yoldan kavmin arasina gelmesin diye. 

Osman-i Zinnureyn "radiyallahii teala anh", Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin oniinde otur- 
masinin pek biiyiik faideleri var idi. Zira Resulullahin "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" meclisi, dervfslerin ve gayrilerin ve 
yetimlerin umidgahlan idi. Bir arzusu, derdi olanlann, care bu- 
lacaklan yer idi. Her vaktde, her saatde, gun olurdu ki, on ker- 
re, fakirler ve dilek ve rica sahibleri, ihtiyaclan icin bu meclise 
gelirlerdi. Kendilerine gerekli olan onemli seyleri o hazretden 
taleb ederlerdi. Osman "radiyallahii teala anh" onlann en zen- 
gini ve en comerdi idi. Dinar dizileri ve dirhem keseleri oniin- 
de konulmus idi. Elbiseleri ve diirlii diirlii hediyyeleri hizmet- 
cileri tutup, dururdu. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri kalb ile ciimlenin en zengini idi. Lakin beden 
ile dervis idi. Istek sahibleri gelirler, muradlanni ve maksadla- 
nm ve arzulanni taleb ederlerdi. Hazret-i Osman kalkar, o 
meclisin hakkini ve O hazretin hakkini kendi mahndan eda 
ederdi. 

Aliyyiil Miirteda, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerinin, mubarek arka tarafinda oturmasimn sebe- 
bi su idi. Boyle bir meclisde, onun gibi biiyiik ve iftihar edilen 
boyle bir rehber ve Peygamber diismansiz olmazdi ve kiska- 
nanlan, inadcilan olacakdi. Bu diisman ve hasid ve muanidler 
[inadcilar], hile ve zarar etmege gelecekleri zeman, cok def'a 
arka tarafdan gelirler. Ali "radiyallahii teala anh" onun icin 
muhafiz ve gozcii (bekci) idi. Gerci hakiki muhafiz ve koruyu- 

-471- 



cu Allahu teala hazretleridir. Lakin zahiren, sebebe yapisarak 
arkada otururdu. Eger bir diisman gelip, cirkin bir hareket et- 
se idi, Allahin aslani o kimsenin basini Ziilfikar adindaki kilici 
ile keserdi. 

Onyedinci Menakib: Sakik-i Belhi "rahimehullahii teala" 
dedi ki, islam bir agaca benzer ki, ona dort sey lazimdir. Kok, 
govde, dal ve meyve. Ebu Bekr "radiyallahii arm" islam agaci- 
nin kokiidiir. Omer "radiyallahii anh" govdesidir. Osman "ra- 
diyallahii arm" dahdir. Ali "radiyallahii anh" meyvesidir. Mu- 
hammed "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin ism-i 
serifi dort harfdir. Mim; Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" Allahu tebareke ve teala hazretlerine uygunlugudur. 
Ha, Resulullahin miislimanlann islerinde hasbiyetidir. Ya'ni 
her ne isler ise, Allahu teala hazretlerinin nza-i serifi idi. Kim- 
seden bir nesne tama' etmez, birsey beklemezdi. Mim; akraba 
ve ehline muhabbet ve muaseretdir. Dal; islam dinine kafirleri 
da'vetdir. Muvafakat, Ebu Bekrin nasibi oldu. Hasbet, Omerin 
nasibi oldu. Muaseret, Osmanin nasibi oldu. Da'vet Alinin na- 
sibi oldu "radiyallahii teala annum." 

i§aret: Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" seferde ve hazar- 
da, canini ve mahni feda ederek mime muvafakati hifz etdi. Al- 
lahii tealadan bu hil'ati buldu ki, (Magarada bulunan iki kisi- 
nin, ikincisi) diye anilmak serefine mazhar oldu. Ve hazire-i 
kudiisde mucavereti Rabbil'alemini buldu. Omer "radiyallahii 
teala anh" alemi ihtisab kamcisi ile diizene sokdu. Binlerce 
mescidlerin bagnnda nur sacan minberler ta'yin etdi. Hie kim- 
seden korkmadi. Kendi oglu iizerine dini had cezasim uygula- 
di. Biitiin hallerinde baghhgini sadece Allahu tebareke ve tea- 
la hazretlerine hasretdi. [Muhammed suresi 11. ci ayet-i keri- 
mesinde mealen]; (Elbette Allah fiiian edenlerin velisidir) bu- 
yuruldu. Allahu teala, hakkinda boyle buyurdu. Osman "radi- 
yallahii teala anh" muaseret mimini secdi. Allahu tebareke ve 
teala hazretlerinden baska, biitiin yaratiklardan alakasini ke- 
sip, Rabbil'aleminin hizmeti ile mesgul oldu. Her gece iki 
rek'atde biitiin Kur'an-i kerimi hatm etdi. Diinya muhabbetini 
kalbinden disan atdi. Ni'met ve mahni Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretlerine ve Eshab-i giizine hare et- 

-472- 



di. Meal-i serifi, (Dim vazifelerine devam eden, geceleri secde- 

de ve kiyamde geciren...) olan, Ziimer suresinin 9.cu ayet-i ke- 
nmedeki hitaba nail oldu. All "radiyallahii teala anh" halki 
da'veti secdi. Keskin kilici ile kafirleri kahr etdi. Sabr ve seba- 
tindan dolayi Cennete gitdi. [Insan stiresi 12.ci ayetinde mea- 
len], (Sabrlan sebebi ile, Onlara Cennet ve ipek elbise giymek- 
le karsdik verir) buyuruldu ki, buradaki ihsanlara kavusdu. Re- 
stilullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Her 
kim Ebu Bekri severse, beni bulur. Her kim Omeri severse, be- 
ni goriir. Her kim Osmani severse, o bana layikdir. Her kim 
Aliyi severse hemnisinim olur.) [hemnisin: Celis: Meclisinde 
bulunan]. 

Onsekizinci Menakib: Sakik-i Belhi "rahimehullahu teala" 
buyurdu: Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" hazretleri- 
nin ismine cahiliyye devrinde (Atik) derlerdi. Islamiyyet zema- 
ninda Ebu Bekr dediler. Gokde Siddik dediler. Yeryiiziinde 
Abdullah dediler. Cennetde Ziilfadl [fazilet sahibi] olacakdir. 
Arsdakiler Ziisse'a [ya'ni viis'at, kudret sahibi] dediler. Tevrat- 
da Mu'ti okudular. Incilde miitteki okudular. Zeburda Ma'me- 
yan okudular. Kur'an-i kerimde sahib okudular. Kiyametde Sa- 
fi' okudular. Cehennemde rahim okudular. Melekler Cevad 
okudular. Allahii tealanin didanna kavusma aninda Miikerrem 
okudular (dediler). 

Omer bin Hattab "radiyallahii teala anh" hazretlerine cahi- 
liyye zemaninda Omer derlerdi. islamiyyet devrinde Ebu Hafs 
dediler. Diismanlan Basita [memleketleri feth ederek yayihci] 
dediler. Cennetde Sirac denilecekdir. Yeryiiziinde Kahir dedi- 
ler. Gokyiiziinde Faruk dediler. Tevratda nasir okudular. incil- 
de Mensur okudular. Zeburda Natik-i bil hak [ya'ni hak ile ko- 
nusan] okudular. Kur'an-i kerimde (Esiddaii alel kiiffar) [ya'ni 
kafirlere karsi siddetli davranan] okudular. Kiyametde Fatih 
okudular. Cehennemde Hamid okudular. Melekler Mil dedi- 
ler. Allahii tealanin didarim gorme vaktinde (Mu'azzam) diye- 
ceklerdir. 

Osmana "radiyallahii anh", cahiliyye devrinde Ebu Omer 
dediler. islamiyyet devrinde Osman dediler. Evinde Zinnu- 
reyn dediler. Arsda Miistehyi [haya sahibi] dediler. Tevratda 

-473- 



Miisfik okudular. Incilde Resid okudular. Zeburda Sa'id oku- 
dular. Kur'an-i kerimde sehid okudular. Kryametde Sahi [co- 
merd] dediler. Cennetde Miinfik [nafaka veren] dediler. Ce- 
hennemde Mutik [giicii yeten] dediler. Melekler Kanit [dindar, 
ita'atli] dediler. Allahii tealayi rii'yet vaktinde muhterem diye- 
ceklerdir. 

All "radiyallahii teala anh" hazretlerinin ismine cahiliyye 
zemaninda Haydar dediler. Islamiyyet devrinde Ebiil Hasen 
dediler. Gokde All dediler. Yeryiiziinde Emir-ul mii'minin de- 
diler. Tevratda Milli [din ile alakali] okudular. Incilde Esedil- 
lah okudular. Zeburda civanmerd okudular. Kur'an-i kerimde 
Ehl-i beyt okudular. Cehennemde Kerrar dediler. Melekler 
Hazim-iil ahzab dediler. Rii'yet zemaninda Miieyyed diyecek- 
lerdir. 

Ondokuzuncu Menakib: Abdullah bin Abbas "radiyallahii 
teala anhiima" hazretleri ve Ebu Hiireyre "radiyallahii teala 
anh" hazretleri dediler ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretlerinin huzur-i seriflerine vardik. Ebu Zer-i 
Gifari "radiyallahii teala anh" hazretleri huzurlannda oturmus 
idi. Buyurdular ki, (Ya Eba Zer! Muhacir ve Ensara cami'e ge- 
lin diye nida et!) O da nida eyledi [seslendi]. Mescidi doldur- 
dular. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
minbere cikdi. Behg bir hutbe okudu. Sonra buyurdu ki, (Ey 
Muhacirler ve Ensar! Ben size bir hediyye vereyim mi? Cebra- 
fl aleyhisselam, bana yedi kat goklerin iistiinden hediyye getir- 
di.) Biz verin, ya Resulallah! dedik. Rida-i seriflerinin altindan 
bir ayva cikardi. Ebu Bekr-i Siddika verdi. Sonra Omere ver- 
di. Ondan sonra Osmana verdi. Sonra da Ahye verdi "radiyal- 
lahii teala annum ecma'in". O ayva fasih lisan ile tesbih, tah- 
mid ve tehhl etmege basladi. Ravi [nakl eden] der ki, Muhacir 
ve Ensar isitip, konusma ve giizel sesinden hayret etdiler. O 
ayva, benim sesimden ve konusmamdan, siz hayret mi ediyor- 
sunuz, dedi. Muhammed aleyhisselami hak Peygamber gon- 
dermis olan Allahii tealaya yemin ederim ki, Allahii teala ve 
tekaddes hazretleri, hazret-i Adem aleyhisselami yaratmadan 
seksen bin sene once, yedinci gokde, seksen bin sehr yaratmis- 
dir. Her sehrde seksen bin kasr, her kasrda seksen bin ev, her 
evde seksen bin bostan, her bostanda seksen bin agac, her 

-474- 



agacda seksen bin dal, her dalda seksen bin yaprak, her yapra- 
gin altinda seksen bin ayva yaratmisdir. Her ayva tesbih, tah- 
mid, tehhl, takdis ve tekbir ederler. Sevabim Ebu Bekr, Omer, 
Osman ve Ahnin "radiyallahii annum" dostlanna ve muhible- 
rine verirler. 

Yirminci Menakib: Ebu Bekr-i Sibh "rahimehullahii teala" 
hazretlerinden, Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
buyurdugu (Ben ilmin sehriyim, All kapisidir) hadis-i serifini 
sordular. Sibh cevab verdi ki, Siz Ahyi; Ebu Bekr, Omer ve Os- 
mandan "radiyallahii teala annum" ewel zikr ediyorsunuz. 
Dort nesne Resulullaha "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
mahsus oldu. Bu dort nesneyi Allahii tebareke ve teala hazret- 
leri, Resuliine mahsus kildi. Sidki Resuliine mahsus kildi [Re- 
sulullahin sidki temam oldu]. Ma'rifete mahsus kildi. Ma'rifeti 
kemale erisdi. lime has kildi. Resiilullah "sallallahii teala aley- 
hi ve sellem" hazretleri buyurdu: (Ben sidkin sehriyim. Ebu 
Bekr o sehrin kapisidir!) Bunun dogrulugu Kur'an-i kerim ile 
bildirilmisdir. [Ziimer suresi 33.cii ayetinde mealen], (Onlar ki, 
sidk ile geldiler ve onu tasdik etdiler) buyuruldu. Burada kasd 
edilen Ebu Bekrdir "radiyallahii teala anh". Resiilullah "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Ben imanin sehriyim. 
O §ehrin kapisi Omerdir.) Bunun tahkiki kitabullahdadir. [En- 
fal suresi 64.cii ayetinde mealen], (Ey Resuliim! Sana Allah ve 
mii'minlerden sana tabi' olanlar yeti§ir) buyuruldu. Burada 
kasd edilen Omer "radiyallahii teala anh" hazretleridir. Yine 
Resiilullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Ben 
ma'rifetin sehriyim. Osman o sehrin kapisidir.) Bunun tahkiki 
kitabullahdadir. [Ziimer suresi 9.cu ayetinde mealen], (Gecele- 
ri devamh secdede ve ayakda ibadet eden ile kiifr ve isyanda 
olan bir olur mu?) buyuruldu. Burada kasd edilen Osman "ra- 
diyallahii teala anh" hazretleridir. Sonra Sibli "rahimehullah" 
siikut etdi. O siial eden kimse dedi ki; nicin Alinin fadhna istid- 
lal etmeyip, siikut etdin. Sibli "rahimehullahii teala" buyurdu: 
Biz sunun iizerine siibhe etmeyiz ki, Resiilullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" buyurdu: (Ben ilmin sehriyim! O sehrin ka- 
pisi Alidir.) Bunun tahkiki kitabullahdadir. [Insan suresi 7.ci 
ayet-i kerimesinde mealen], (Nezrlerinde vela gosterenler, sid- 
deti yaygin olan kiyamet giiniinden korkarlar) buyuruldu. Bu- 

-475- 



rada kasd edilen Alidir "radiyallahu anh". 

Yirmibirinci Menakib: Sahfh rivayet ile nakl olunmusdur. 
Hazret-i Cebrail aleyhisselam, Resulullah "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerine, dort elma getirdi. Resulullah, 
birisini Ebu Bekre "radiyallahu anh" verdi. Birisini Omere 
"radiyallahu anh" verdi. Birisini Osmana "radiyallahu anh" 
verdi. Birisini Ahye "radiyallahu anh" verdi. Ebu Bekrin "ra- 
diyallahu teala anh" elmasi iizerinde, (Haza hediyyetiin minel 
Melik-issefik ala Ebi Bekr-i Siddik) [Bu, melikussefikden Sid- 
dika hediyyedir] yazilmisdi. Omerin "radiyallahu teala anh" el- 
masi iizerinde, (Haza hediyyetiin minel melikil vehhab ala 
Omer-il Hattab), [Bu, melikiil vehhabdan, Omer-iil Hattaba 
hediyyedir] yazilmisdi. Osmanin "radiyallahu teala anh" elma- 
si iizerinde, (Haza hediyyetiin minel melik-iil hannan el men- 
nan ala Osman bin Affan) [Bu, melikiil Hannan ve mennandan 
Osman bin Affana hediyyedir] yazilmisdi. Alinin "radiyallahu 
teala anh" elmasi iizerinde, (Haza hediyyetiin minel melikil 
Vahibil Galib ala Ah ibni Ebi Talib) [Bu, Melikiil Vahibiil Ga- 
libden, Ah bin Ebi Talibe hediyyedir] yazilmisdi. Yine Ebu 
Bekrin "radiyallahu anh" elmasi iizerine, (Ebu Bekre bugz 
eden zindikdir) yazilmis idi. Omerin "radiyallahu anh" elmasi 
iizerine, (Omere bugz edenin yeri Sekar [Cehennem]dir) yazil- 
mis idi. Osmanin "radiyallahu anh" elmasi iizerine, (Osmana 
bugz edenin hasmi Rahmandir) yazilmis idi. Alinin "radiyalla- 
hu anh" elmasi iizerine, (Aliye bugz edenin hasmi Nebidir) ya- 
zilmis idi. 

Yirmiikinci Menakib: Hadis-i serifde Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki: (Nuh aleyhisselam, kav- 
minden, haddinden ziyade eziyyet ve miiskilat cekip, miisliman 
olmalanndan da kat'iumidini kesip, diia edip, [Nuh suresi 26.ci 
ayet-i kerimesinde mealen buyuruldugu gibi], (Ya Rabbi! Yer- 
yiiziinde dolasan hicbir kaflri birakma.) dedi. Allahii tebareke 
ve teala hazretleri diiasim kabul etdi. Cebrail aleyhisselam ge- 
lip, tufanin nasil olacagini ve nasil gemi yapacagini soyledi. Nuh 
aleyhisselama neccarhgi [marangozlugu] ta'lim etdi ve dedi ki: 
Allahii Subhanehii ve teala hazretleri buyurdu ki, bir gemi ya- 
pacaksin. Nuh aleyhisselam dedi; nasil yapmam lazim. Cebrail 

-476- 



aleyhisselam dedi: Yuzyirmidort bin Peygamber adina birer 
tahta yont. Nuh aleyhisselam buyurdu: Ya Cebrail! Ben biitiin 
Peygamberlerin adlarim bilmem. Cebrail aleyhisselam dedi: 
Allahu teala hazretleri, senin tahta yontmam emr buyurur. 
Cumle esyanin hahki olarak, ben onlarin adlarim halk edip, 
tahtalar uzerinde zuhura getiririm buyurur. Ilk tahtayi ki kesip, 
yontdu. Adem "ala nebiyyina aleyhissalatu vesselam" hazretle- 
rinin ismi o tahta uzerinde meydana geldi. Bir tahta daha yont- 
du. Sis [Sit] aleyhisselamin ismi meydana geldi. Ucuncu tahta- 
da Idris aleyhisselamin ismi, dorduncu tahtada Nuh aleyhissela- 
min ismi meydana geldi. Boylece her bir tahta uzerinde bir Pey- 
gamberin ism-i serifi meydana geldi. Son tahtayi tras etdikde 
Muhammed Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazret- 
lerinin ism-i serifi zuhura geldi. Sonra yuzyirmidort bin mih [ci- 
vi] yapdi. Her civi uzerinde bu tertib ile, bir Peygamberin ism-i 
serifinin yazilmis oldugunu gordii. Cebrail aleyhisselam geldi ve 
dedi ki: Allahu teala buyurur: Tahtalan terkib edip, mihlan [ci- 
vileri] muhkem et. Temamini yerlesdirdi. Temam olmadi. Dort 
tahtahk yer eksikdi. Cebrail aleyhisselam gelip, dedi. Ya Nuh! 
Muhammed Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ha- 
tem-un-nebiyyindir. Onun dort yari vardir. Birincisi Ebu Bekr, 
ikincisi Omer, ucunciisii Osman, dordunciisii Alidir "radiyalla- 
hii teala anhiim". Allahu Siibhanehii ve teala hazretleri buyu- 
rur ki: Bu dort tahtaya da Qhar yar ismine yont ki, senin gemin 
temam olsun. Nuh aleyhisselam dort tahta daha yontup, terkib 
etdikde, o gemi temam oldu. Cebrail aleyhisselam ($imdi senin 
sefinen temam oldu) buyurdu.) 

I§aret: Ya Nuh! Mustafa adi ve Ebu Bekr, Omer, Osman ve 
Ali adi yazilmis olmayinca, su tufamndan sana kurtulus olmaz, 
diye bildirildi. Ey mii'min! Muhammed Mustafa "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretlerinin muhabbeti ve Qhar yar-i gii- 
zinin muhabbeti senin kalbinde olmayinca, Cehennem atesin- 
den kurtulamazsin. Ebedi Cennete erismezsin. Bicun ve bicu- 
gune olanin didanni gormezsin. Dar-i islamda dogru oturmaz- 
sin. 

Yirmiucuncu Menakib: Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem", (Dini pak ve muvahhid her mii'min halis kalb ile 

-477- 



(Bismillahirrahmanirrahim) soylese, Allahii tebareke ve teala 
hazretleri, ondan dolayi Cennetde kirmizi yakutdan bir sehr bi- 
na eder. Her sehrde, zebercedden bin kasr, her kasrda bin se- 
ray, her serayda bin liaiie. her hanede bin taht, her tahtda siin- 
diisden ve harirden [ipekden] bir dosek. Her dosegin iizerinde 
bir hurt, ayagindan beline kadar anber, belinden gerdanma ka- 
dar, beyaz kafurdan, gerdamndan basina kadar nurdandir. Al- 
nina Ebu Bekr-i Siddik, sag yanagina Omer-iil Hattab, sol ya- 
nagina Osman bin Allan, cenesinde Aliyyiil Miirteda, dudakla- 
nna (Bismillahirrahmanirrahim yazilmisdir.)- Mutf ve muhlis 
olanlann hepsi, omiirlerinde dilleri ile bir kerre besmele soyle- 
se, onun kurtulmasina ve halasina sebeb olur. Nerede kaldi ki, 
gece ve gunduzde farz ve nafile nemazlarda mii'minler besme- 
le okurlar. Gafil olmayip, agah olanlar, her islerinin basinda 
besmele okurlar. 

Yirmidordiincii Menakib: Abdullah ibni Abbas "radiyalla- 
hii teala anhuma" hazretlerinin rivayet etdigi bir hadfs-i serifde, 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyur- 
dular ki: (Cebrail aleyhisselamdan isitdim, dedi ki: Rabbil'ale- 
min, Muhammedin "aleyhisselam" nurunu yaratdikdan sonra 
[akabinde], bir kandil halk etdi. O kandili Ars-i azimin altina 
asdilar. Muhammed Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretlerinin nuru o kandilin etrafinda iki bin sene ibadet etdi. 
Ondan sonra dort katre su o kandilden damladi. Medine-i mii- 
nevvereye diisdii. Emr geldi ki, ya Cebrail o topragi kaldir. Bir 
semame yap. Ben de yapdim. Buyruk geldi ki, o semameyi Rid- 
vanin online ilet. Onu kafur ve anber ile, misk ve za'feran ile 
yogursun. Ridvamn yanina iletdim. O semameyi yogurdu. On- 
dan sonra buyruk geldi ki, ya Cebrail! Bu kafur ve anber, misk 
ve za'feran ile yogrulan camuru, rahmet deryasina daldir. Go- 
turdum, rahmet deryasina daldirdim. Bin sene orada kaldi. 
Buyruk [emr] geldi ki, ya Cebrail! Simdi, rahmet deryasindan 
onu cikar. Heybet deryasina ilet [gotiir]. Heybet deryasina go- 
turdiim. Bin sene de orada kaldi. Emr geldi ki, cikar, haya der- 
yasina daldir. Ben de haya deryasina daldirdim. Bin sene de 
orada kaldi. Emr [buyruk] geldi: Temam oldu mu dedi. Temam 
oldu, dedim. Her seyi en iyi seklde Sen bilirsin, dedim. Emr gel- 
di ki, ondan cikar, ilm deryasina gotiir. Ben de cikanp, ilm der- 

-478- 



yasina goturdum. Bin sene de orada kaldi. Emr geldi ki, te- 
mamdir. Cebrail aleyhisselam der ki, kustahhk edib, dedim ki, 
ya Rabbi! Bu nurdan ne halk etmek istersin. Buyruk geldi ki, ya 
Cebrail! Bu nurdan bir kulu halk etmek isterim ki, Arsdan top- 
raga kadar alemde ondan aziz bir kul olmaz. Arsin kenanna 
bakdim. La ilahe illallah, Muhammediin resulullah, yazilmis 
gordum. Senin adini bildim ve dedim, ya Rabbi! Kaffir ve an- 
ber, misk ve za'ferandan ne halk etmek istersin. Buyurdu ki, 
onun kemigini kaffirdan, halk ederim. Etini anberden, sinirini 
za'ferandan. Ey Cebrail, za'feran renginde yfizfinfi, miskden tfi- 
yiinii ve anberden kokusunu halk ederim. Rahmet deryasindan 
Ebfi Bekri halk ederim. Heybet deryasindan Omeri, haya der- 
yasindan Osmani, ilm deryasindan Aliyi halk ederim "radiyal- 
lahii teala anhiim".) 

Yirmibesinci Menakib: Sahih rivayet ile gelmisdir. Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki: Allahii teala 
bir bostan halk etmisdir. O bostanda kendi kudret ve nusretiy- 
le dort irmak yaratmrsdir. Biri, ikrar irmagi. Biri, tevhid irmagi. 
Biri, ahkam-i islamiyye irmagi. Biri, kelam irmagi. Her bir ir- 
magi bir bucakda [kosede] yaratdi. Ebu Bekr muhabbetini bir 
bucaga [koseye] koydu. Omer muhabbetini ikinci bucaga koy- 
du. Osman muhabbetini iiciincii bucaga koydu. All muhabbeti- 
ni dordiincii bucaga [koseye] koydu. Her kosede on agac halk 
etdi [yaratdi]. 

Ebu Bekr "radiyallahii anh" muhabbetinin kosesinde halk 
etdigi on agacin birincisi, sehadet agaci, ikincisi, havf agaci, 
ucunciisii, reca agaci, dordunciisii, sevk agaci, besincisi, cehd, 
altincisi, hayr, yedincisi, siikr, sekizincisi tevadu', dokuzuncusu 
nusret, onuncusu, ihlas agaci idi. 

Omer "radiyallahii anh" muhabbetinin oldugu kosede halk 
etdigi [yaratdigi] on agacin, birincisi emanet agaci, ikincisi sala- 
bet agaci, ucunciisii sefkat, dordunciisii inabet, besincisi mu- 
habbet, altincisi ihlas, yedincisi kanaat, sekizincisi nza, doku- 
zuncusu temyiz, onuncusu tevfik agaci idi. 

Osman "radiyallahii anh" muhabbetinin kosesinde halk et- 
digi on agacin birinci agaci vefa agaci, ikincisi hasyet agaci, 

-479- 



iiciinciisii hurmet, dordiinciisii miivaneset, besincisi tevekkiil, 
altincisi hamiyyet, yedincisi ilm, sekizincisi hilm, dokuzuncusu 
seha, onuncusu haya agacidir. 

All "radiyallahii teala anh" muhabbetinin kosesinde halk et- 
digi on agacin, birinci agaci sefa'at agaci, ikincisi sehavet, iiciin- 
ciisii istikamet, dordiinciisu nemaz, besincisi sabr, altincisi isti- 
ta'at, yedincisi ziihd, sekizincisi rahmet, dokuzuncusu yakin, 
onuncusu sadakat agacidir. 

Bu bostani hazir edince, iki taife bostana geldiler. Bir taife 
riayet edip, bostana nazar etmediler. Onlerine bakdilar. Adavet 
agacini gordiiler. Sag taraflanna bakdilar, la'net agacini gordii- 
ler. Sol taraflanna bakdilar, sekavet agacini gordiiler. Arkalan- 
na bakdilar, gadab agacini gordiiler. Dediler, gelin bu bostana 
girelim. Ayaklarmi; adavet ve la'net ve sekavet ve gadab vadi- 
sine koymagi kasd etdikleri gibi, buyruk erdi ki [emr geldi ki], 
ey bagban [bahcevan], bunlan geri dondiir. Ses melekute yayi- 
linca, bunlar kimlerdir fermani gelince, bunlar rafizilerdir denil- 
di. Bundan ewel bir taife bostana girmek istediler. Edeble ve 
hurmetle ayaklarmi koyduklan gibi, Cihar yarin muhabbeti 
kalblerinde sabit oldugu halde, nida geldi ki, ey bagban [bahce- 
van], kapiyi ac, dostlar iceri girsinler. Bunlar bizim dostlanmiz 
ciimlesindendir. Bostana girdiler. Bir nesne tatmadilar, meyve- 
lerinden yimediler. Ellerini farzlara vurdular. Ayaklarmi sun- 
net makamina koydular. [Siinnet iizere hareket ederler.] Mu- 
habbet bostani tarafina giderler. O bostan ortasinda tecrid tah- 
tini koydular. Riza yasdigina dayandilar. Ihtiyar dosegini dose- 
diler. Bu tahtin ortasinda hamd simatim dosediler. O simat [sof- 
ra] iizerine hazret ta'ami koydular. O sofranin kenarlannda 
siikr sekerini dizdiler. Bu sofranin oniinde, se'adet ve sehadet 
iskemlesini koydular. Ve keramet lambasim onun iizerine koy- 
dular. Ve ihlas yagini o lambadan icine koydular. Yakin fitilini 
ona dikdiler [gecirirler]. Muhabbet atesi ile lsiklandirdilar. Bu 
ta'ami yidiler. Mahmur oldular. Ellerini havf calgisina gotiirdii- 
ler. Sabr ibrisimini ona bagladilar. Ask mrzrabi ile, sabr ibrisi- 
mine vurup, na'me cikardilar ki; biz Resulullahin "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" Cihar yanni, ya'ni, Ebfi Bekr, Omer, Os- 
man, Ali "radiyallahii teala annum" hazretlerini candan seve- 

-480- 



riz. Sonra, onlara rahmet nazan ile nazar olundu. Se'adet ma- 
kamina onlan oturturlar. 

Yirmialtinci Menakib: Ebu Zer-i Gifari "radiyallahii teala 
anh" rivayet eder. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri ile bir baga gitdik. Hazret-i Resul-i ekrem, bana bu- 
yurdu ki, (Ya Eba Zer! Bilmis ol ki, Hallak-i alem celle celalii- 
hii, bu bagda, Adem "ala nebiyyina ve aleyhissalatii vesselam" 
hazretlerinden bin kerre bin sene evvel bir emanet koymus- 
dur.). 

Ebu Zer "radiyallahii anh" der ki, o baga girdik. Dort dal 
gordiik. Herbir dalda yapraklar var. Bir dahn yapraklannda, 
(La ilahe illallah Muhammediin Resulullah, ben Ebu Bekr-i 
Siddikim) yazih oldugunu gordiim. Bunu goriince, istedim ki, 
geri doneyim. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretlerine haber vereyim. Ikinci dal bana dedi ki, sabr et, ki 
goresin. Ikinci dal iizerindeki kirmizi yapraklar iizerinde, (La 
ilahe illallah Muhammediin Resulullah, ben Omer-iil Faru- 
kum) yazilmis gordiim. Istedim ki, geri doneyim. Uciincii dal 
bana dedi ki, sabr et, goresin. Uciincii dal iizerinde, beyaz yap- 
raklar iizerinde, (La ilahe illallah Muhammediin Resulullah. 
Ben sehid Osmanim) yazilmis gordiim. Istedim ki, geri done- 
yim. Dordiincii dal bana dedi, sabr et de goresin, [neler gore- 
ceksin]. Dordiincii dal iizerinde, yesil yapraklar iizerinde, (La 
ilahe illallah Muhammediin Resulullah. Ben Aliyyiil Miirteda- 
yim) yazilmis gordiim. Ayrica herbir yaprak iizerinde; Allahii 
tebareke ve tealamn la'neti, bunlan seb' edenlere, bunlara bugz 
edenler iizerine olsun, yazih idi. 

Yirmiyedinci Menakib: Abdullah ibni Abbas "radiyallahii 
teala anhiima" hazretleri rivayet etmisdir. Bir gun Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin huzur-i serifle- 
rine vardim. Gordiim ki, mubarek dudagini dudagi iizerine 
koymus. Resulullahi o seklde hie gormemis idim. Mubarek eli 
ile bana isaret eyleyip, yanina cagirdi. Vanp, yanina, ne oldu ya 
Resulallah, dedim. Buyurdu ki, (Ya Abbas oglu! Bu saatde bir 
melek yanima geldi. Bir turuncu bana sundu [verdi]. Elime al- 
mazdan evvel, turunc dort pare oldu. Bir paresi [parcasi] ikiye 
boliiniip, gordiim, icinden bir huri cikdi ki, yetmis boliik kisve- 

- 481 - Menakib-i Cihar Yar-i Guzin - F:31 



si var. Yetmis hulle giymis ki, o hullelerden [elbiselerden], ke- 
miklerinin ilikleri goriiniir. Eger agzinin suyu deryalara [deniz- 
lere] salinsa [damlasa], denizler tatli olurdu. Dedim, sen kim- 
sin ve kimin icinsin. Ben muslimanlann imami, muhacirlerin 
eweli, Ebu Bekr-i Siddik icinim. Ikinci parca da iki boliik olup, 
onun icinden bir hurt cikdi ki, eger goziinii acsa idi, gozunun 
nurundan, diinya miinevver olurdu. Allahii tebareke ve teala 
hazretleri, onu kafurdan ve miskden ve anberden halk etmis. 
Dedim, sen kimin icinsin. Dedi, ben Omer ibmil Hattab icinim. 
Uciincii parca da iki boliik olup, icinden bir hurt cikdi. Basi 
iizerine bir tac koymus. O tacin dort tarafi var. Inci ve yakut di- 
zilmis. Ben dedim, sen kimin icinsin. Dedi, ben Osman bin Af- 
fan icinim. Dorduncii parca da boliiniip, icinden bir hurt cikdi. 
Hulleler giymis. Saclanni [zuliiflerini] sahvermis. Ben dedim, 
sen kimin icinsin. Ben Fatima icinim, dedi. Onlann [iic hahfe- 
nin] karsihgi huriler oldu. Alinin karsihgi hurt olmadi. Zira 
hazret-i Aliye Fatima-tuz-zehra verilmis idi ki, bin kerre bin 
huriden daha iyidir [kiymetlidir] "radiyallahii teala annum ec- 
ma'in".) 

Yirmisekizinci Menakib: Bir vakt Cebrail aleyhisselam, Re- 
sulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin huzu- 
runa geldi. Dedi ki: ya Resulallah! Allahii Siibhanehii ve teala 
hazretleri, Adem "aleyhisselam" hazretlerini halk edip, ruhunu 
bedenine verdi. O vakt buyurdu ki, ya Cebrail! Cennete var, bir 
elma getir. O elmayi kuwetlice sik. Ta ki, elmadan su ciksin. 
Elmayi getirdim. Kuvvet ile sikdim. Ondan bir katre su cikdi. O 
bir katreyi Adem "aleyhisselam" hazretlerinin bogazina dam- 
latdim. Allahii tebareke ve teala hazretlerinin emri ile o bes 
katre [damla] oldu. Bir katreden seni halk etdi ki, Muhammed 
aleyhisselamsin. Ikinci katreden Ebu Bekri halk etdi. Uciincu- 
den Omeri, dordiinciiden Osmani, besinciden Aliyi halk etdi 
[yaratdi]. Bundan otiirii ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri buyurdu: (Ben ve eshabim bir sudan yara- 
tildik.) 

Yirmidokuzuncu Menakib: Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: Bir gun Cebrail 
aleyhisselam benim yanima geldi. Ben dedim, ey Cebrail. Sen 

-482- 



ne zemandan beri, EM Bekri bilirsin [tamrsin]. Dedi ki, ya Re- 
sulallah! Allahii teala seni ve Ademi halk etmezden onsekizbin 
sene evvel, beni halk etdi [yaratdi]. Basimi secdeye koydum. 
Emr geldi ki, ya Cebrail ben kimim! Basimi yukan kaldinp, de- 
dim ki, (Sen yaratici olan Allahsin!) Bir kerre daha basimi sec- 
deye koydum. Yine emr olundu ki, ben kimim. Basimi kaldi- 
np, dedim ki, (Sen her seyi yaratan Allahsin!) Sonra alemi ya- 
ratdi. Emr etdi ki, Cebrail ileri gel. ileri gitdim. Nida geldi ki, 
dogru soyledin. Basimi secdeye koydum. Kiistahhk etdim, de- 
dim: Ey Allahim! Benden evvel kimse halk etdin mi? Online 
bak diye hitab geldi. Bakdim, bir nur gordiim. Sagima ve solu- 
ma bakdim. Nur gordiim. Ardima bakdim, nur gordiim. De- 
dim, ey Allahim! Bu nurlar nedir. Nida geldi ki, ey Cebrail, on- 
ce bu nuru yaratdim. Bu nura Muhammed Mustafa diye ad 
verdim. Ya Rabbel'alemfn. Bu dort nur ki, dort tarafindadir. 
Bu nurlar nedir. Nida geldi ki, ya Cebrail! O oniindeki nur, 
Ebu Bekr-i Siddikdir. O sagindaki nur, Omer bin Hattabdir. O 
solundaki nur, Osman bin Affandir. O arkadaki nur, Aliyyul 
Miirtedadir. [Ya'ni onun nurudur.] Ben dedim, ya Rabbel'ale- 
min! Onlann Senin dergahinda ne kadar krymetleri vardir. Ni- 
da geldi ki, ya Cebrail! Benim izzetim celalim hakki icin, her 
kim, benim birligime inanip, Muhammed Mustafamn risaletine 
sehadet ederek, kryamet giiniine gelir, bu car-i yarin [ya'ni hii- 
lefa-i rasidinin] muhabbeti onun kalbinde olursa, onu Cennete 
dahil kilanm. 

Otuzuncu Menakib: Rivayet edilmisdir ki, dort ayet nazil ol- 
du. Bu dort ayet-i kerimenin herbiri ile, Cihar yar-i giizin "radi- 
yallahii teala annum", kendini kurtulmaga sebeb edindi. Bun- 
dan sonra Allahii tebareke ve teala Cihar yar-i giizinin senasi 
hakkinda dort ayet-i kerime daha nazil kildi. Meal-i serifi (i§te 
onlar, Allahii tealaya karz-i hasen ile bore verirler...) olan, Be- 
kara suresi 245.ci ayet-i kerimesi nazil oldu. Ebu Bekr "radiyal- 
lahii teala anh" buyurdu ki, bu ayet-i kerime nazil oldukdan 
sonra, ben diinya mahndan kendime bir nesne ahkoymam dedi. 
Her ne mah var ise, hepsini verdi. Meal-i serifi (i§te o verenler, 
takva sahibi olduklari icin verirler) olan, Leyl suresi 5.ci ayet-i 
kerimesi nazil oldu. Meal-i serifi (... Cum'a giinii nemaz icin 
ezan okundugu zeman, Allahi anmaga kosun. Alis- verisi biraki- 

-483- 



niz...) olan, Cum'a suresi 9.cu ayet-i kerimesi nazil oldu. Omer 
"radiyallahu teala anh" buyurdu ki, (Allahu tebareke ve teala 
hazretleri buyurdu ki, bir saat bey' etmeyiniz. Bundan sonra 
bey' etmem.) 

[Nur suresi 37.ci ayet-i kenmesinde mealen], (O kimselerin 
ah§-verisleri Allahin zikrine engel olmaz...) buyuruldu. Sonra, 
meal-i serifi (Geceleri biraz uyudukdan sonra nemaza kalk. Bu 
senin icin nafiledir...) olan, Isra suresi 79.cu ayet-i kerimesi na- 
zil oldu. Osman "radiyallahu teala anh" dedi ki, Allahu teala 
hazretleri buyurur: (Bir saat uyumayin). Ben bundan boyle ge- 
celeri uyumam. Bu ayet-i kerime nazil oldu. [Zumer suresi 9.cu 
ayet-i kenmesinde mealen], (Biitiin gece devamh secde ederek, 
ayakda durup ibadet edip, Rabbinin rahmetini timid eden...) 
buyuruldu. 

Meal-i serifi (Allahu teala mii'minlerin nefslerini, Allah yo- 
lunda feda etmelerini istedi) olan, Tevbe suresi lll.ci ayet-i ke- 
rimesi nazil oldu. Ah "radiyallahu teala anh" dedi ki, Allahu 
teala hazretleri buyurur: (Cihad eyle.) Ben bundan sonra ciha- 
di terk etmem. Meal-i serifi (Allahu teala din yolunda saf olup, 
cihad edenleri elbette sever) olan, Saf suresi 4.cu ayet-i kerime- 
si nazil oldu. 

Otuzbirinci Menakib: Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" buyurdu ki, Allahu Subhanehii ve teala hazretleri be- 
ni giizide kildi. Benim icin Eshabimi giizide kildi. Onlann 
ba'zisim kayinbabam etdi. Ba'zisim benim damadim yapdi. 
Hepsi benim Eshabimdandir. Bana nusret edicidirler. Onlar- 
dan sonra bir kavm gelecekdir. Onlan seb' ederler. O kavm ile 
su icilmez. Onlara kiz verilmez. Onlann nemazi kihnmaz. On- 
lan aramzdan cikanniz. Ebu Bekr, Omer, Osman ve Ahye "ra- 
dryallahu anhiim" bugz ederler. Toprak onlann baslanna ol- 
sun. Giinesi ve Ayi ve Ulkeri ve Tan yildizim sevmezler. Ebu 
Bekr giines gibidir. Omer Ay gibidir. Osman Ulker gibidir. Ah 
Tan yildizi gibidir. Meyve giines ile piser. Ay ile renk tutar. Ul- 
ker ile lezzetlenir. Tan yildizi ile beladan emin olur. Islam, Ebu 
Bekrin imam ile mekan tutdu. Omerin imam ile siislendi. Os- 
manin imam ile hos oldu. Ahnin imam ile diisman belasindan 
emin oldu. 

-484- 



I§aret: Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" incir gibi idi. Zahi- 
ri-batim bir idi. Omer "radiyallahii teala anh" zeytin gibi idi. 
Sirri, alaniyyesinden iyi idi. Osman "radiyallahii teala anh" si- 
nin [Ttir-i sfna] gibi idi. Zahiri meyve ile siislii, batini su cesme- 
leri ile donanmis idi. Ali "radiyallahii teala anh" Mekke-i mii- 
kerreme sehri gibi idi. Her kim Mekkede oldu, azabdan emin 
oldu. 

Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" sahib-ul gar [magara ar- 
kadasi] idi. Omer "radiyallahii teala anh" seyh-ul iftihar idi. Os- 
man "radiyallahii teala anh" Fatih-iil emsar [sehrler feth eden] 
idi. Ah "radiyallahii teala anh" katil-i fuccar [kafirleri olduren] 
idi. Ebu Bekr "radiyallahii anh" Resulullaha "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" ilm idi. Omer "radiyallahii anh" o hazrete 
hasmet idi. Osman "radiyallahii anh" dirhem idi. Ah "radiyal- 
lahii anh" kalem idi. Ebu Bekr "radiyallahii anh" arif idi. Omer 
"radiyallahii anh" Mil idi. Osman "radiyallahii anh" akil idi. 
Ah "radiyallahii anh" alim idi. Ebu Bekr-i Siddik, sidk ve safa 
ile idi. Omer-iil Faruk, kuvvet ve salabet ile idi. Osman-i Zin- 
nureyn cevad ve seha ile idi. Aliyyiil Miirteda, heybet ve seca'at 
ile idi. 

Ebu Bekr "radiyallahii anh" tac-i islam idi. Omer "radiyal- 
lahii anh" izz-i islam idi. Osman "radiyallahii anh" nur-i islam 
idi. Ali "radiyallahii anh" fahr-iil islam idi. Ebu Bekr "radiyal- 
lahii anh" takiidi. Omer "radiyallahii anh" nakiidi. Osman "ra- 
diyallahii anh" zeki idi. Ali "radiyallahii anh" vefi [vefah] idi. 
Ebu Bekr "radiyallahii anh" Seyyid-iis-sabikin idi. Omer "radi- 
yallahii anh" Seyyid-iil-sadikin idi. Osman "radiyallahii anh" 
Seyyid-ul-miinfikin idi. Ali "radiyallahii anh" Seyyid-ul-mii'mi- 
nin idi. Ebu Bekr "radiyallahii anh" Dai-i Hak ve Seyyid-iil Be- 
rere [Hakka da'vet edici, iyilerin seyyidi] idi. Omer-iil Faruk 
"radiyallahii anh" Kahir-iil-Fecere [fasiklan kahr edici] idi. Os- 
man "radiyallahii anh" Seyyid-iil-Hiyere [seckinlerin efendisi] 
idi. Ali "radiyallahii anh" Katil-iil-kefere [kafirleri oldiiriicii] 
idi. 

Her kim Ebu Bekri "radiyallahii anh" severse, Allahii teala 
onu sever. Her kim Omeri "radiyallahii anh" severse, isleri iyi 
olur. Her kim Osmani "radiyallahii anh" severse, sevabi bisu- 

-485- 



mar [hesabsrz] olur. Her kim Aliyi "radiyallahu anh" severse, 
karsiligi Cennet ve didar olur. Her kim bunlan sevmezse, kar- 
siligi Cehennem ve nar olur. Devleti nigunsar [bas asagi] olur. 
Allahii teala ondan bizar olur. 

Otuzikinci Menakib: Rivayet ederler ki, bir gun Resulullah 
"sailailahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin Sahabe-i giizfni 
"ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" toplanmislar idi. Kendi 
hallerinden soz soyliyorlar idi. Birisi aralanndan kalkip, dedi ki, 
ya Eba Bekr! Allahii tebareke ve teala hazretlerinin izzet ve 
azameti icin soyle, bu mertebeye ne ile erisdin. Buyurdu ki: Ye- 
min verdiginiz icin soylemek lazimdir. Diinyaya karsi, dini ihti- 
yar etdim [secdim]. Ahiretden, Allahii tealamn nzasini secdim. 
Hicbir gun oniime bir hal gelmedi ki, o hususda, Allahii tebare- 
ke ve teala hazretlerinin hakkini, kendi hakkim iizerine iistiin 
tutmiyayim. [Ya'ni Allahii tealamn hakkini iistiin tutdum.] 
Omer "radiyallahu teala anh" hazretlerine siial etdiler. Sen bu 
mertebeye ne ile erisdin. Buyurdu ki: Onunla erisdim ki, mu- 
hakkak iki cihanda, Allahii tealamn, istedigini aziz etdigini ve 
istedigini zelil etdigini akhmdan cikarmadim. Osman "radiyal- 
lahii teala anh" hazretlerine siial etdiler. Sen ne ile bu dereceye 
erisdin. Buyurdu ki, Kitabullahi sag tarafima koydum. Resulul- 
lahin siinnetini sol tarafima koydum. Muhakkak bildim ki, Al- 
lahii teala hazretleri benim sirnma muttalidir. Ali "radiyallahu 
teala anh" hazretlerinden siial etdiler: Sen ne ile bu dereceye 
erisdin. Cevab buyurdu ki; cihad ile erisdim. Otuz sene miica- 
hede kihnci ile ve hasyet zirhiyle ve vera' kalkani ile, ta'at ve 
ibadet oku ile, goniil kapisinda oturdum. Bir nesneyi ki, gonlii- 
me koymadim ve hatinma getirmedim. Allahii tealamn nzasi 
disinda bir nesneyi gonliime sokmadim. 

Otuziiciincii Menakib: Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" buyurdu: (Ebu Bekr benim goriir goziimdiir ve i§itir 

kulagimdir.) Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretlerinin goziine ve kulagina ta'n eden kimsenin gozleri kor 
olsun. Yine buyurdu: (Omer benim arkam [sirtim] ve sigina- 
gimdir.) O hazretin arkasim ta'n eden kimsenin arkasi kinlsin. 
Buyurdu: (Osman benim elimdir.) O Sultan-i Enbiyamn elini 
ta'n eden kimsenin eli kesilsin. Buyurdu: (All benim gomlegim- 

-486- 



dir.) Server-i alemin gomlegini ta'n eden kimsenin gomlegi par- 
ca parca olsun. Haberde varid olmusdur ki, kiyamet giiniinde 
iimmet-i Muhammedin guzideleri [secilmisleri] ars online vanr- 
lar. Asilerin ahvallerini goriirler ki, arz ederler. Ebu Bekr-i Sid- 
dik "radiyallahii teala anh" der ki, ya Rabbi, dogru sozliileri ba- 
na bagisla. Omer-iil Fartik "radiyallahii teala anh" der ki, ya 
Rabbi! Adilleri bana bagisla. Osman "radiyallahii teala anh" 
der ki, ya Rabbi! Haya edenleri bana bagisla. All "radiyallahii 
teala anh" der ki, ya Rabbi! Civanmerdleri bana bagisla. Mu- 
hammed Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurur; ya Rabbi, fakirleri bana bagisla. 

Otuzdordiincii Menakib: Bir grin Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" oturmus idi. Cebrail aleyhisselam geldi. 
Cehennem kissasini soyledi. Ummet-i Muhammedin giinah- 
karlannin Cehenneme gideceklerini soyledi. Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" iiziiliip, mahzun oldular. Cihar 
yar-i giizin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" hazretleri bir- 
birine bakisdilar. Dediler, ne dersiniz? Ebu Bekr "radiyallahii 
anh" buyurdu: Ben onlann giinahlarimn yarisim gotiiriiriim. 
Omer "radiyallahii anh" buyurdu: Ben de yarisim gotiiriiriim. 
Osman "radiyallahii anh" buyurdu: Ben Allahii teala ve tekad- 
des hazretlerine diia ederim. Ta beni onlara feda etsin. Beni o 
kadar biiyiik [iri] yapsin ki, Cehennemde onlann biitiin yerle- 
rini doldurayim. Onlara girecek yer kalmasin. All "radiyallahii 
anh" buyurdu: Allahii tebareke ve teala hazretleri bana o ka- 
dar kuvvet versin ki, siratin kosesini diiz tutayim. Ta ki, onlar 
selametle sirati gecsinler. Allahii teala ve tekaddes hazretleri, 
Meryem suresi 85.ci ayet-i kerimesinde mealen, (O giin miitte- 
kileri rahman huzurunda elciler olarak hasr ederiz) buyurmus- 
dur. Ayet-i kerimedeki (Vefd) kelimesi Sahabelerdir. Kiyamet 
giinii olunca, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haz- 
retlerinin hizmetinde ve iimmet-i Muhammedin sefa'atinde ki- 
yam gosterirler. 

Otuzbe§inci Menakib: Rivayet olunmus ki, Ebu Nevas bir 
sair idi. Omriinii giinah ile gecirmis, hiisran ile sonuna gotiir- 
miis, amel defterini de simsiyah etmisdi. Oldiikden sonra, bun- 
ca giinahkarhgi ile, riiyada gordiiler. Siial etdiler ki, Allahii 

-487- 



Subhanehu ve teala sana ne mu'amele etdi. Cevab verdi ki, Ci- 
har yar-i guzin "ridvanullahi teala aleyhim ecma'in" hazretleri- 
nin ve diger sahabilerin medhleri hakkinda yazmis oldugum 
dort beyt sebebi ile beni bagrslayrp, afv etdi. O beytleri evimin 
falan yerine koymusdum. Ru'yayi goren vanp, bu beytleri ta'rif 
edilen yerde yazilmis buldu: 

Sahib-i gar Atiki [Ebu Bekri], serdigim gibi clerim, 
Ebu Hafsi [Omeri] ve Onu sevenleri sererim. 

Riizi olmadim Seyhin, ben erinde kattine, 
(?ok sererim, Seyhi [Osmani] de Aliyi de. 

Bence biitiin sahabe onderdirler ilmcle, 
Aksini soyliyenler, yara acarlar bu dinde. 

Ya Rab! Sen bilirsin hepsini serdigimi, 
Onlann hurmetine, azad et nardan beni. 

Otuzaltinci Menakib: Suleyman bin Zekvan adinda, zahid, 
derecesi cok yuksek, tatli bir kimse oldugu rivayet edilen bir 
kimse var idi. O der ki: Benim bir komsum var idi. Miifsid ve 
asagi bir kimse idi. Gunduz pazarda olurdu. Gece gelir serab 
icerdi. Bana cok cefa verirdi. Aciz oldum. Ogluma dedim, gel; 
bu mahalleden bir baska mahalleye gidelim. Bunu gormiyelim. 
Kalkdik, bir baska mahalleye gitdik. Orada oturduk. Sonra, o 
adam oldii. O oldiikden sonra, vatan-i aslimize geldik. Geceler- 
den bir gece, bir kimse kapiyi caldi. Cikip, kapimi acdim. Bir 
merd gordiim ki, ayagi yerde, ama, o kadar yukan bakdim, yu- 
zunii goremedim. Bana dedi ki, disan gel. Ben dedim, korka- 
rim. Korkma, disan gel, benim ardimca yiiru. Ben de disan cik- 
dim ve izince gitdim. Kabristana vardik. Bir mezar iizerinde 
durduk. Bana dedi ki, bu mezari ac. Ben de o mezann topragi- 
m acip, lahdin kerpicine erisdim. Dedi ki, kerpici kaldir. Kerpi- 
ci kaldirdigim gibi, bir bagce gordiim ki, nihayeti yok. Ve orta 
yerinde bakdim bir taht kurulmus. Uzerinde elvan dosekler do- 
senmis. O miifsid dedigim merd onun iizerine oturmus. Bana 
dedi ki, bu merdi tanir misin. Ben dedim, bu benim komsum- 
dur. Ben mahalleyi bunun yaramazligi yiiziinden terk etmisdim. 
Bana acaib gelmisdi [Hayretler icinde kaldim]. O Allahii teba- 
reke ve teala hazretleri hakki icin ki, sana bu kerameti vermis- 

-488- 



dir. Soyle ki, o merd bu kadar fisk ve fiicur ile bu mertebe-i aliy- 
yeye ne sebeble erismisdir. O dedi, hakfkaten, bu adam senin 
dedigin gibi idi. Lakin, bir iyi adeti var idi. Ben dedim, Allahu 
tebareke ve teala hazretleri icin, o adeti beyan eyle. Dedi, ade- 
ti bu idi ki, farz nemazi kilip, selam verip, nemazdan cikdikdan 
sonra, (Ya Rabbi! Ebu Bekre, Omere, Osmana ve Aliye "radi- 
yallahii anhum" rahmet et) diye diia okurdu. Bu kissadan 
malum oldu ki, her kim Cihar yare muhabbet besler ise; Alla- 
hu teala ve tekaddes hazretleri o kimseye ne kadar mucrim ve 
gunahkar dahi olsa da rahmet eyler. 

Otuzyedinci Menakib: Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri islami asikare eyledigi vaktde, alemin zulme- 
ti cemali nuranisi ile miinevver oldu. Her tarafa elciler ile mek- 
tublar gonderdi. Biitiin insanlan, karadan ve denizden, dag ve 
ovadan Allahu tebareke ve teala hazretlerine da'vet etdi. Dih- 
ye "radiyallahii teala anh" hazretlerini name [mektub] ile rum 
sahi Kaysere gonderdi. Dihye "radiyallahii anh" rum diyanna 
vardikda, Kaysere haber verdiler. Mekke-i miikerremede Pey- 
gamberlik da'vasi eden Muhammed Mustafadan "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" elci gelmisdir, kapida durur. Rum Kay- 
seri, pagirin iceri gelsin, dedi. Dihye "radiyallahii anh" der ki, 
ben iceri girdim. Mektubu Kaysere sundum. Kayser mektubu 
benden ahp, ayaga kalkdi. Basi iizerine koydu. Gozlerine siirdii 
ve opdii. Sonra mektubu acdi. Online koydu. Davul ve kos ca- 
hnmasim soyledi. Ciimle reayasi [devlet adamlan] toplandilar. 
Kayser, hatiblerin minbere cikdiklan gibi yiiksek bir yere cikdi. 
Zira minber yok idi. Sonra yiiksek ses ile dedi ki, ey kavmim, bi- 
lin ve agah olun ki, o merd ki, Mekke-i miikerremede risalet 
da'vasi eder. Bu mektubu bize gondermisdir. Ciimlemizi hak di- 
nine da'vet etmisdir. Siz ne dersiniz ve ne cevab verirsiniz. O 
kavm birden feryad edip, bagirdilar. Dediler ki, sen nasara dini- 
ne kotiiliik yapmak istersin ve baska bir dine girmek istersin. 
Kayser dedi ki, elem cekmeyiniz. Muradim sizi tecribe etmek 
idi. Goreyim dinlerine nusret ederler mi. Geri doniin. Selamet- 
le evinize vanniz. Kayser de kalkip, serayina vardi. 

Dihye "radiyallahii anh" der ki, bir gun Kayser beni cagirdi. 
Kayserin yanina vardim. Yalniz idik. Elimi tutup, serayina ilet- 

-489- 



di. O seraydan iceride bir baska seraya gotiirdii. Sonra bir oda- 
nin kapisim acdi. Gayet siislii ve cok insan suretleri o odada 
naks edilmisdi. Bana dedi ki, ya Dihye, bu ucyuzonuc Nebinin 
suretleridir ki, Isa aleyhisselam bu divarda naks edilmisdir. 
Dihye der ki, ben o suretlere nazar ederken [bakarken], nagah, 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin hil- 
ye-i senfine goziim takildi. O suretler [resmler] arasinda, on- 
dorduncii ayin yildizlar arasinda parladigi gibi parliyor idi. Ben 
dedim ki, bu bizim Peygamberimiz Muhammed Mustafa "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin suret-i serifidir. 
Kayser dedi, dogru soylersin; ben de kitablanmizda boyle bul- 
dum. Dihye der ki, bakdim o Serverin sag yaninda bir suret gor- 
diim; oturmus. Kayser bana dedi; bu kimdir. Ben dedim, Ebu 
Bekr-i Siddikin suretidir. Sol yaninda oturmus birini gordiim. 
Yiiksek ve heybetli, uzun boylu idi. Kayser dedi, bu kimdir. 
Ben dedim, Omer bin Hattabin suretidir. Kayser dedi, ben de 
kitabda boyle bulmus idim. Birini dahi gordiim, oniinde haya 
ile oturmus. Kayser dedi, bu kimdir. Ben dedim, Osman bin Af- 
fanin suretidir. Kayser dedi, ben de kitabda boyle bulmus idim. 
Birini dahi gordiim, ardinda; dalkihnc olmus durur. Kayser de- 
di, bu kimdir. Ben dedim, Ali bin Ebi Talibin suretidir. Kayser 
dedi, dogru soylersin. Bizim kitabimizda da boyledir. Dihye der 
ki, Mekke-i miikerremeye dondiim. Resulullahin "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" huzur-i senfine vardim. Kayserin kissa- 
sini haber verdim. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
buyurdular ki: (Kayser dogru soylemi§. Kayser dogru soylemis. 
Ya Dihye! Onlar beni ve benim Eshabimi bilirler. Amma, eze- 
li sekavet bedbahthk ki, onlara erismisdir; zaruri olarak mah- 
rum olup, Cehennemlik olurlar.) 

Otuzsekizinci Menakib: Ey miislimanlar, muvahhidler ve 
summer. Bu makamda cok sirin bir kelam edelim; insaallahii 
teala. Ma'lum ola ki, her ikbal ve devlet, salah ve se'adet, cok 
ve az, Allahii teala alemde halk etmisdir. O devlet, ikbal ve sa- 
lah ve se'adetin ashni ve beyanim dort seyde koymusdur. O 
ciimlenin hududunu ve sayisim Allahii tebareke ve teala haz- 
retlerinden gayri kimse bilmez. Lakin o mikdar bu halde bu fa- 
kir ve bicarenin fehminde ve ilmindedir. Isitin ve hatinnizda tu- 
tun. 

-490- 



1- Allahu Subhanehu ve teala, cok memleketlerde zemanin 
salahim [diizenini] dort sey ile te'min etmisdir. Yaz, kis, behar, 
guz. 

2- Dunyamn salahim dort seyde koymusdur. Nebiler "aley- 
himusselam" ve alimler, hakimler ve bezirganlar [tiiccarlar]. 

3- Cennetin salahim dort seyde koymusdur. Altai ve gumiis, 
cevher ve nur. 

4- Cehennemin sikintisi dort seydedir. Bend [Zincirden bag 
bukagi], gul [demir tasma], can [ates kuyusu] ve zulmet [karan- 
hk]. 

5- Gok yuziiniin buyiiklugiinun [yiiksekliginin] salahim dort 
seyde koymusdur. [Ya'ni diizeni dort sey iledir.] Yildiz, ay, gu- 
nes ve melekler. 

6- Yer bostanimn [yeryuziiniin] salahim [diizenini] dort se- 
ye baglamisdir. Toprak ve su, ates ve riizgar [yel]. 

7- Kur'an-i azim-iis-san dort seyden hasil olmusdur. Harf ve 
kelime, ayet ve sure. 

8- Imanin kesfinin salahim dort seye baglamisdir. Sabr ve 
yakin, cihad ve adl. 

9- Iman ve sabnnin salahim dort seye baglamisdir. Havf 
[korku] ve sevk, ziihd ve murakabe. 

10- Iman yakininin salahim dort seye baglamisdir. Hikmet 
ve basiret, gayret ve siinnet. 

11- Iman cihadimn salahim dort seye baglamisdir. Emr-i 
ma'ruf ve nehy-i miinker. Hamiyyet ve salabet. 

12- Iman adlinin salahim dort seye baglamisdir. Fehm ve 
ahkam-i islamiyye, ilm ve hilm. 

13- Merdin [erkegin] kurtulusunu dort seye baglamisdir. 
[Ya'ni kisinin se'adetini dort seye baglamisdir.] Iyi adi olmak, 
iyi bahthhk, tevadu' ve kana'at. 

14- Kadinin salahim dort seye baglamisdir. [Ya'ni kadinin 
iyiligi dort sey iledir.] Gayret ve iffet, setr ve emanet. 

15- Akhn salahi dort sey iledir. Uygunluk, siikr edici olmak. 
Sakinici olmak ve iyi isli olmak. 

16- Tabi'atin salahim dort seyde koymusdur. [Tabi'atin dii- 

-491- 



zeni dort sey iledir.] Hararet [sicaklik], burudet [sogukluk], ru- 
tubet [nem] ve yubuset [kuraklik]. 

17- Dinin salahi dort sey iledir. Nemaz ve zekat, oruc ve hac. 

18- Nemazin salahi dort sey ile meydana gelir. Kiyam, riiku', 
secde, kade-i ahfre. 

19- Zekatin salahi dort sey iledir. Verici ve ahci, nisab ve ha- 
mul [mal]. 

20- Orucun salahini dort seyde koymusdur. Oruca niyyet ve 
imsak ve ka'biliyyet, vakt. 

21- Haccin salahini dort seyde koymusdur. ihram ve vukuf, 
tavaf ve say'. 

22- Gaza etmenin salahini dort seyde koymusdur. Kuvvet 
ve gayret, sehamet ve seca'at. 

23- Farzin salahini dort seyde koymusdur. Sart ve riikn, 
eb'az ve hey'et. 

24- Insanin diizeni dort sey iledir. Yiyecek, icecek, giyecek 
ve ev. 

25- Diinyamn salahini dort seyde koymusdur. Hil'at, hiir- 
met, muhabbet ve meveddet. 

26- Yiizyirmidort bin Nebinin "aleyhimusselam" salahi dort 
Peygamberdedir. Adem, Ibrahim, Musa ve Muhammed Musta- 
fa "ala nebiyyina aleyhissalatii vesselam". 

27- Gokden inen kitablar dort danedir. Tevrat ve Incil, Ze- 
bur ve Kur'an-i azim-iis-san. 

28- Sehadet kelimesini dort kelimeye koymusdur. La ilahe 
illallah, Muhammediin Resulullah. 

29- Sure-i ihlasin salahi dort ayetde yerlesdirilmisdir. Kul hii 
... Allahii ... Lem ... Ve lem... . 

30- Onsekizbin alemin salahini dort seyde koymusdur. Ars 
ve Kursi, Lehv ve Kalem. 

31- Doksandokuz esma-i husnanin salahini dort ismde koy- 
musdur. Ewel ve ahir, zahir ve batin. 

32- Yedi kat gokiin ve yedi kat yerin ehlinin hal ve baglan- 

-492- 



tisinin salahim dort kimsede koymusdur. Cebrail ve Mikail, 1s- 
rafil ve Azrail "aleyhimiisselam". 

33- Ulvi ve siifli alem ehlinin salahim dort seyde koymus- 
dur. Hareket ve sukun. Ictima ve iftirak [toplanmak ve aynl- 
mak]. 

34- Alimlerin salahi dort sey iledir. Hak soylemek ve nasi- 
hat etmek. Ilmi biiyiik tutmak ve bildigi ile amel etmek. 

35- Muteallim [talebejlerin salahi dort sey iledir. Hakki isit- 
mek, nasihat kabul etmek. Ilm iizerine konusmak. Alimi biiyiik 
tutmak. 

36- Padisahlarm salahi da dort sey iledir. Vilayet, asker, ve- 
zir ve hazine. 

37- Reayamn salahi dort sey iledir. Sultamn adaleti. Infak, 
iilfet. Dostlar arasinda ve diismanlardan emin olmak. 

38- Zahirin salahi dort sey iledir. Goz ve kulak, el ve ayak. 

39- Batinin diizeni de dort sey iledir. Ilm ve akl, havf ve re- 
ca [korku ve iimid]. 

40- Abdest dort sey ile temam olur. Yiizii yikamak ve kolla- 
n yikamak. Basini mesh etmek ve ayaklanni yikamak. 

41- Aylann salahim dort seyde koymusdur. Receb, Zil- 
ka'de, Zilhicce ve Muharrem. 

42- Onsekiz bin alemin din ve ibadetinin salahim, Cihar 
yar-i giizinin muhabbetinde koymusdur. Bunlar, emir-til 
mii'minin Ebu Bekr-i Siddik, emir-iil mii'minin Omer-iil Fa- 
ruk, emir-iil mii'minin Osman-i Zinnureyn, emir-iil mii'minin 
Aliyyiil Miirtedadir "radiyallahii teala anhiim ecma'in". Bun- 
lann hepsini, tafsil etdik. Her dortden biri yerine getirilmez ise 
veya birisi olmaz ise, o sey zayi' olur ve harab olur. Eger, Alla- 
hii teala muhafaza etsin, bir bedbaht ve bir devletsiz ve rezil ve 
bir asagihk, bir utanmaz ve yiizii kara, zerre kadar bu dort ya- 
re bugz ve adavet ve diismanhgi begense ve kalbinde ona yer 
etse, diinyada ve ahiretde hiisranda, ziyanda, mel'un ve bahtsiz 
olur. (Diinyada ve ahiretde hiisran, o kimseler icindir.) 

Otuzdokuzuncu Menakib: (Miinebbihat) kitabindan terce- 
me olunmusdur. [Bu kitabi Ibni Hacer Askalani yazmisdir.] O 

-493- 



haberleri ve sozleri beyan ederken, evvela Resulullah "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin hadis-i senflerini nakl 
eder. Sonra Cihar yar-i giizfnin o hadis-i serife muvafik tertibi 
ile her birinden bir eser (soz) nakl eder. 

Iki maddeli kiymetli sozler: Rivayet olunmus ki, Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri bir hadis-i serifde 
buyurdular ki: (iki haslet [ozellik] vardir ki, o ikisinden efdal 
birsey yokdur. Allahii tebareke ve teala hazretlerine iman ge- 
tirmek. Miislimanlara faideli olmak.) Ebu Bekr "radiyallahii 
teala anh" hazretlerinden rivayet olunmusdur: (Bir kimsenin 
aziksiz kabre girmesi, gemisiz denize girmesi gibidir.) Omer 
"radiyallahii teala anh" hazretleri buyurdu ki: (Diinyanin izze- 
ti mal iledir. Ahiretin izzeti amel iledir.) Osman "radiyallahii 
teala anh" hazretleri buyurdu ki: (Diinya gammi kalbe zulmet- 
dir. Ahiret gammi kalbe nurdur.) Ali "radiyallahii teala anh" 
hazretleri buyurdu ki: (Bir kimse ilm talebinde olsa, Cennet de 
onu taleb eder. Bir kimse ma'siyyet talebinde olsa, nar [Cehen- 
nem] da onu taleb eder.) 

tic maddeli kiymetli sozler: Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Bir kimse gecim 
darhgindan sikayetci oldugu halde sabaha ciksa, Rabbinden si- 
kayet etmis gibi olur. Bir kimse diinya isi icin iizulerek [mahzun 
oldugu halde] sabaha ciksa, Allahii tealayi dardtmis olarak sa- 
bahlamis olur. Bir kimse tevadu' etse bir zengine zenginligin- 
den otiirii, dininin iicde ikisi gider.) Ebu Bekr "radiyallahii tea- 
la anh" hazretleri buyurdu ki: (tie seye iic sey ile ulasilmaz. 
Zenginlige arzu ile erisilmez. Yigitlige boya ile [siislenmekle] 
erisilmez. Sihhate devalar [ilaclar] ile erisilmez.) Omer "radi- 
yallahii teala anh" hazretleri buyurdu ki: (Insanlar ile giizel ge- 
cinmek akhn yansidir. Giizel siial sormak ilmin yansidir. Giizel 
tedbir ma'isetin yansidir.) Osman "radiyallahii teala anh" haz- 
retleri buyurdu ki: (Bir kimse diinyayi terk etse, Allahii tebare- 
ke ve teala hazretleri o kimseyi sever. Bir kimse giinahlan terk 
etse, melekler o kimseyi sever. Bir kimse, baska insanlardan ta- 
ma'i kesse, insanlar onu sever.) Ali "radiyallahii teala anh" 
hazretleri buyurdu ki: (Diinya ni'metlerinden ni'met olmak ci- 
hetinden, islam sana kifayet eder. Diinya mesguliyyetinden sa- 

-494- 



na ibadet etmek, mesgul olmak cihetinden kifayet eder. Ibret 
almak cihetinden oliim sana kifayet eder.) 

Dort maddeli kiymetli sozler: Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri Ebu Zer "radiyallahii teala anh" 
hazretlerine buyurdular ki: (Ya Eba Zer! Gemiyi yenile. Mu- 
hakkak ki, derya derindir. Azik al, zira yolculuk uzundur. Yii- 
kiinii hafif et. Zira gecilmesi zor gecitler var. Amelini halis ey- 
le. Zira; halisi-bozugu ayiran Basirdir.) Yine Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki: (Yddizlar gok eh- 
li icin emandir. Ne zeman ki yddizlar gok ehlinin iizerine dokii- 
liir; kaza nazil olur. Benim eshabim da iimmetim iizerine 
emandir. Ne vakt eshabim zail olursa, iimmetim iizerine kaza 
nazil olur. Eshabim iizerine de ben emamm. Ben gitdim, esha- 
bim iizerine kaza nazil olur. Daglar yer ehli icin emandir. Ne 
zeman ki daglar yer iizerinden gitdi. Yer ehli iizerine kaza na- 
zil oldu.) 

Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" buyurdu ki: (Dort sey var- 
dir ki, dort sey ile temam olur. Nemaz, secde-i sehv ile temam 
olur. Oruc sadaka-i fitr ile temam olur. Hac fidye ile temam 
olur. Iman cihad ile temam olur.) Omer "radiyallahii teala anh" 
hazretleri buyurdu ki: (Deryalar dortdiir: Allahii teala hazretle- 
rinin rahmeti, giinahlar icin deryadir. Nets, sehvetler icin derya- 
dir. Oliim, omrler icin deryadir. Kabr, nedametler [pismanhk- 
lar] icin deryadir.) Osman "radiyallahii teala anh" hazretleri 
buyurdu ki: (Dort sey vardir ki, zahirleri faziletdir. Ve batinla- 
n farzdir. Kur'an-i azim-iis-samn tilaveti faziletdir. Onunla 
amel farzdir. Insanlara ihsan etmek faziletdir. Hasimlan birbi- 
rinden razi etdirmek farzdir. Salihler ile beraber bulunmak fa- 
ziletdir. Yapdiklanna uymak farzdir. Hastalan sormak fazilet- 
dir. Vasiyyetlerini kabul etmek farzdir.) Ali "radiyallahii teala 
anh" hazretleri buyurdu ki: (Bir kimse Cennete miistak olsa 
[Cenneti arzu etse], hayrh islere kosar. Bir kimse atesden [Ce- 
hennemden] korksa, sehvetlerinden kendini men' eder. Bir 
kimse oliimii yakin bilse, diinya lezzetlerinden sakinir. Bir kim- 
se diinyayi bilse [tanisa], musibetler ona hor olur [musibetlerin 
te'sirinde kalmaz].) 

Bes maddeli kiymetli sozler: Resulullah "sallallahii teala 

-495- 



aleyhi ve sellem" hazretleri, bir hadis-i serifde buyurdular ki: 
(Her kim bes nesneyi hakir ve hor gorse, bes nesneden mahrum 
olur. Bir kimse ulemayi hakir gorse, dinden mahrum olur ve di- 
nine ziyan eder. Bir kimse iimerayi [amirleri] hakir gorse, diin- 
yadan mahrum olur. Bir kimse akrabasina istihfaf etse [hafff 
gorse], miiriivvetden mahrum olur. Bir kimse kendi ehline is- 
tihfaf etse [asagi gorse], ma'isetden mahrum olur. Bir kimse 
komsularma istihfaf etse [asagi gorse], menfe'atlerinden mah- 
rum olur.) Yine Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri, bir hadis-i serifde buyurdular ki: (Muhakkak Allahii 
tebareke ve teala hazretleri bir kimseye bes §eyi hazirlamadan 
bes seyi vermez. Bir kimseye, ni'metini artdirmasim hazirlama- 
dikca siikr vermez. Kabul etmegi hazirlamadikca diia vermez. 
Afv etmegi hazirlamadikca istigfar vermez. Kabul edecegini ha- 
zirlamadikca tevbe vermez. Karsihgini hazirlamadan sadaka 
verdirmez.) 

Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" hazretlerinden mervidir. 
Buyurdular ki: (Bes zulmetin bes lsigi vardir. Diinya zulmetdir. 
Isigi, ta'atdir. Gunah zulmetdir. Isigi tevbedir. Kabr zulmetdir. 
Isigi, La ilahe illallah Muhammediin Resulullahdir. Ahiret ka- 
ranlikdir. Bunun isigi, salih ameldir. Sirat karanlikdir. Isigi, ya- 
kindir.) (Miinebbihat)dan bizde olan niishasinda, kabr zulmeti- 
ne lsik, La ilahe illallah, yazilidir. Lakin Ebu Bekr "radiyallahii 
teala anh" hazretlerinin menakib-i seriflerinde zikr olundu ki, 
Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" La ilahe illallah Muhamme- 
diin Resulullah sozlerini birbirinden ayn dememisdir. Son me- 
nakibda mufassal beyan olunmusdur. Bu adet-i serifleri bozul- 
masin diye, burada da beraber yazildi. En dogrusunu Allahii 
teala bilir. 

Omer "radiyallahii teala anh" hazretlerinden mervidir. 
Merfu olarak, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
buyurdu ki, (Eger boyle olmasa idi, ya'ni Allahii alem, bu se- 
hadete magrur olup, ibadete ve ta'ate tenbellik edip, gevsek 
davranmasalardi, bes kimseye sehadet ederdim ki, muhakkak 
onlar Cennet ehlindendir. Birisi, lyal [coluk-cocuk] sahibi olan 
kimse. Birisi, zevci ondan razi olan hanim. O hanim ki, mehri- 
ni ve ceyizini zevcine hediyye eder. Birisi o kimse ki, valideyni 

-496- 



[anne-babasi] ondan razi olur. Birisi o kimse ki, gunahdan tev- 
be eder.) 

Osman "radiyallahii teala anh" hazretlerinden mervidir. Bu- 
yurdu ki: (Bes nesne miittekiler alametlerindendir. Dinini rslah 
eden kimseler ile oturmak. Fercinin ve lisaninin iizerine galib 
olmak. Kendisine diinyadan erisen cok seyi vebal gormek. Ahi- 
retden az bir sey erisirse, onu kendisine ganimet bilmek. Haram 
olur korkusu ile halalden mi'desini cok doldurmamak. Baskala- 
rini kurtulmus, kendisini helak olmus bilmek.) 

All "radiyallahii teala anh" hazretlerinden mervidir. Buyur- 
du ki: (Bes haslet olmasaydi, insanlann hepsi salih olurlar idi. 
Cahillige kana'at etmek. Diinyaya haris olmak. Malm fazlasina 
cimrilik. Reyde, fikrde ucb, kendini begenmek.) 

Alti maddeli kiymetli sozler: Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Alti §ey, alti vatan- 
da [mahalde, halde] garibdir. Mescidler, icinde nemaz kdmiyan 
kavm arasinda garibdir. Okumiyanlar arasinda Kur'an-i kerim 
garibdir. Kur'an-i kerim, fisk isleyenler yaninda garibdir. Kotii 
huylu, zalim kocanin elindeki saliha kadin garibdir. Kendini 
dinlemiyen kavmin arasindaki alim garibdir. Kotii huylu kadi- 
nin elindeki salih zevc garibdir. Allahii teala onlara kiyamet gii- 
niinde elbette rahmet nazan ile bakmaz.) 

Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" hazretleri buyurdu ki: (Ib- 
lis, oniinde durur. Nets, saginda durur. Heva solunda durur. 
Diinya arkanda durur. Etrafinda a'zalar durur. Cebbar [mekan- 
h olmiyan] seni devamh goriir. Iblis, seni dinini terk etmekden 
yana da'vet eder. Nets, seni ma'siyyetden yana da'vet eder. He- 
va, sehvetlerden yana da'vet eder. Diinya, kendini ahirete ter- 
cihden yana da'vet eder. A'zalar [uzvlar], giinah islemekden ya- 
na da'vet eder. Cebbar, seni Cennet ve magfiretden yana da'vet 
eder. Her kim ki, iblise icabet ederse, dini gider. Her kim ki, 
nefse icabet etdi, ruhu necat bulmaz. Her kim ki, hevaya icabet 
ederse, akl ondan gider. Her kim ki, diinyaya icabet ederse, ahi- 
reti gider. Her kim ki, a'zalara [uzvlara] icabet ederse, Cennet 
elinden gider. Her kim ki, Allahii teala ve tekaddes hazretleri- 
ne icabet ederse, biitiin fena ve zararh seyler ondan gider. Bii- 
tiin hayrlara nail olur.) 

- 497 - Menakib-i Cihar Yar-i Giizin - F:32 



Omer "radiyallahu teala anh" buyurdu ki: (Muhakkak Alla- 
hii teala hazretleri alti nesneyi alti nesnede gizledi. Riza-i seri- 
fini ta'atda gizledi. Gadabim ma'siyyetde gizledi. Ism-i a'zami- 
m Kur'an-i kerimde gizledi. Evliyasim insanlar arasinda gizledi. 
Olumu, omr icinde gizledi. Kadr gecesini Ramezan-i serif icin- 
de gizledi. Salat-i vustayi bes vakt icinde gizledi.) 

Osman "radiyallahu teala anh" buyurdu ki: (Muhakkak ki, 
mu'min alti nev' korkudadir. Birisi, Allahii Siibhanehii ve teala 
hazretleri canibinden [tarafindan] korkudadir ki, onun ruhunu 
aniden ahr, diye. Ikincisi, hafaza melekleri cihetinden korkuda- 
dir ki, onun iizerine yazdiklan nesne sebebi ile, kryamet gunun- 
de riisvay olur. Ucuncu, seytan canibinden korkudadir ki, onun 
amelini batil eder. Dordiincii, melek-iil-mevt hazretleri cani- 
binden korkudadir ki, gafletde iken ruhunu ahr. Besinci, diinya 
canibinden korkudadir ki, diinyaya magrur olup, diinya onu 
ahiretden mesgul eder. Altinci, ehl-i lyal canibinden korkuda- 
dir ki, onlar ile mesgul olup, onlar onu Allahii tealamn zikrin- 
den mesgul ederler.) 

Ali "radiyallahu teala anh" hazretleri buyurdular ki: (Alti 
hasleti bulunduran kimseler, Cennete cagnlan yollann hicbiri- 
ni terk etmez. Nara [Cehenneme] gotiirecek yollann hicbirine 
varmaz. Allahii Siibhanehii ve teala hazretlerini bilip, ona ta'at 
etmek. Seytani bilip, ona lsyan etmek. Batih bilip, ondan sakin- 
mak. Hakki bilip, ona ittiba' etmek. Ahireti bilip, onu taleb et- 
mek. Diinyayi bilip, onu terk etmek.) 

Yedi maddeli kiymetli sozler: Ebu Hiireyre "radiyallahu 
teala anh" rivayet etmisdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Allahii Siibhanehii ve tea- 
la hazretleri, yedi kimseyi, Ar§-i azimin golgesinde o giinde gol- 
gelendirir. O giin Ars-i azimin golgesinden baska golgelenecek 
yer olmaz. Yalniz Ars-i azimin golgesi olur. Bunlar: 

1- Adil devlet baskam, 

2- Allahii tealaya ta'atde bulunarak yeti§en gene, 

3- Allahii Siibhanehii ve teala hazretlerini tenhalarda zikr 
edip ve gozlerinden Allahii tealamn korkusundan yas akitan 
kimse, 

-498- 



4- Kalbi mescide bagh olan kimse, 

5- Sag elinin verdigi sadakayi, sol elinin bilmedigi kimse, 

6- Birbirini Allahii teala icin seven iki kimse, 

7- Bir cemal sahibi kadin [giizel kadin] kendisini da'vet et- 
digi zeman, ondan kacip, Alemlerin Rabbi olan Allahii teala- 
dan korkarim diyen kimse.) 

Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" buyurdu ki: (Bahillerin 
[cimrilerin] mail, yedi beladan birinde olur [birine ugrar]. Mi- 
ras yiyen bir varisi, malini israf eder, onu Allahii teala hazret- 
lerinin ta'atinden baska yerde harcar. Veya Allahii teala ve te- 
kaddes hazretleri o bahilin [cimrinin] iizerine bir eziyyet edici 
kimseyi [zalimi] musallat eder. Onun mahni, onun nefsini hor 
ve zehl etdikden sonra ahr. O bahili [cimriyi] bir sehvet hare- 
kete getirir ki, o sehvet ile uygunsuz isler yaparak malini ifsad 
eder. Onda bir diisiince peyda olur. Iftihar [ogiinmek] icin bir 
bina yapar. Ya bir faidesiz harabeyi ta'mir eder. Malini onlara 
sarf eder. Ya diinya afetlerinden bir afet peyda olur. Suda 
gark olur, hirsiz calar veya ona daimi bir dert erisir. Malini 
doktorlara yidirir. Ya malini bir mekanda saklar. Sonra unu- 
tur.) 

Omer "radiyallahii teala anh" hazretleri buyurdu ki: (Cok 
giilen kimsenin heybeti az olur. Cok saka yapan istihfaf edilir 
[hakir goriiliir]. Cok konusan cok yanihr. Cok hata edenin ha- 
yasi az olur. Hayasi az olanin vera'i az olur. Vera'i az olanin kal- 
bi olii olur. Kalbi olii olani Allahii teala Cehenneme dahil 
eder.) 

Osman "radiyallahii teala anh" buyurdu ki: (Allahii tebare- 
ke ve teala hazretleri [Kehf suresi 82.ci ayet-i kerimesinde mea- 
len], (Onun altinda ikisine aid hazine var idi) buyurdu. O kenz 
altindan bir levha idi. Onda yedi satir var idi. 1- Ben teacciib 
ederim [sasanm] o kimseye ki, muhakkak, biitiin isler takdir ile- 
dir. Halbuki o kimse kacirdigi seyler icin uziiliir. 2- Sasanm o 
kimseye ki, oliimii bildigi halde giiler. 3- Sasanm o kimseye ki, 
Cehennemi bildigi halde giinah isler. 4- Sasanm o kimseye ki, 
Cenneti bildigi halde istirahat eder. 5- Sasanm o kimseye ki, Al- 

-499- 



lahii tebareke ve teala ve tekaddes hazretlerini bildigi halde, 
baskasini zikr eder. 6- Sasanm o kimseye ki, diinyamn fani ol- 
dugunu bildigi halde icindekilere ragbet eder. 7- Sasanm o kim- 
seye ki, Kryametde hesaba cekilecegini bildigi halde mal birikti- 
rir.) 

Ah "radiyallahii teala anh" hazretlerinden siial olundu ki: 
(Gokden agir olan nedir, yerden genis olan nedir, denizden en- 
gin olan nedir, atesden sicak nedir, tasdan kati nedir, Zemherir- 
den soguk nedir, zehrden aci olan nedir?) Ah "radiyallahii tea- 
la anh" cevab verdi ki: (Gokden agir olan, temiz bir kimseye if- 
tira etmekdir. Yerden genis olan; Hak, dogru olan seydir. De- 
nizden engin olan, kana'at eden kalbdir. Atesden sicak olan, 
zulm eden sultandir. Tasdan kati olan, miinafikin kalbidir. 
Zemherirden soguk olan; levm eden, kinayan kimseye ihtiyaci- 
m arz etmekdir. Zehrden aci olan, sabr etmekdir.) 

Sekiz maddeli kiymetli sozler: Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri bir hadis-i seriflerinde buyurdular 
ki: (Sekiz sey, sekiz §eyden doymaz. Goz nazardan [bakmak- 
dan]. Yer yagmurdan. Kadin erkekden. Alim ilmden. Siial so- 
ran sormakdan. Haris, mal yigmakdan. Derya [deniz] sudan. 
Ate§ odundan.) 

Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" hazretleri buyurdu ki: 
(Sekiz sey, sekiz seyin zinetidir: Iffet, fakrin susiidur. Siikr, zen- 
ginligin susiidur. Sabr, belanin siisiidiir. Tevadu', hasebin [asa- 
letin] siisiidiir. Hilm, ilmin siisiidiir. Cok aglamak korkunun sii- 
siidiir. Basa kakmamak, ihsanin siisiidiir. Husu' nemazin siisii- 
diir.) 

Omer "radiyallahii teala anh" hazretleri buyurdu ki: (Bir 
kimse fuzuh konusmagi [fazla, liizumsuz konusmagi] terk etse, 
ona hikmet bagislanir. Bir kimse fuzuh bakmagi terk etse, ona 
husu' bagislanir. Bir kimse fuzuli yimegi terk etse, ona ibade- 
tin lezzetini duymak bagislanir. Bir kimse giilmegi terk etse, 
ona heybet bagislanir. Bir kimse mizahi [sakalasmagi] terk et- 
se, ona hiisn ve melahat [giizellik ve tathhk] verilir. Bir kimse 
diinya sevgisini terk etse, ona ahiret sevgisi verilir. Bir kimse, 
baskalannin aybi ile mesgul olmagi terk etse, ona nefsinin 

-500- 



ayblanni rslah etmek nasib olur. Bir kimse Allahti tebareke ve 
teala hazretlerinin zat-i pakinin keyfiyyetinden tecesstisti terk 
etse, ona nifakdan beraat bagislanir [ya'ni o nifakdan koru- 
nur].) 

Osman "radiyallahii teala anh" hazretleri buyurdu ki: (Arif- 
lerin alameti sekizdir: Kalbi, korku ve timid iledir. Dili, hamd 
ve sena iledir. Gozleri, haya ve aglama iledir. Iradesi, dtinyayi 
terk etmek ve Allahti tealamn rrzasini kazanmakdir.) 

All "radiyallahii teala anh" hazretleri buyurdu ki: (Husti' ol- 
miyan nemazda hayr yokdur. Bos soz konusulmamn terk edil- 
medigi orucda hayr yokdur. Dikkat etmeden Kur'an-i kerim 
okumakda hayr yokdur. Vera' olmiyan ilmde hayr yokdur. Se- 
ha [comerdlik] olmiyan malda [zenginlikde] hayr yokdur. De- 
vamh olmiyan ni'metde hayr yokdur. Ihlas, ta'zim ve tekrim ol- 
miyan dtiada hayr yokdur.) 

Dokuz maddeli kiymetli sozler: Restilullah "sallallahti teala 
aleyhi ve sellem" bir hadis-i serifde buyurdular ki, (Allahii tea- 
la Miisa "aleyhissalatii vesselam" hazretlerine Tevratda vahy 
etdi. Muhakkak hatalarin anasi iicdiir. Kibr, hirs ve hased. On- 
lardan alti hata daha dogdu. Temami dokuz oldu. O alti hata; 
Tokluk. Uyku. Rahathk. Mai sevgisi. Oviinme sevgisi. Reis ol- 
ma sevgisidir.) 

Ebti Bekr "radiyallahii teala anh" hazretleri buyurdu ki: 
(Abidler tic simfdir. Her bir sinifin alametleri vardir ki, o ala- 
metler ile bilinir. Bir sinifi, Allahti teala hazretlerine korku yo- 
lu ile ibadet ederler. Bir sinifi, timid yolu ile ibadet ederler. Bir 
sinifi, muhabbet yolu ile ibadet ederler. Birinci simf icin tic ala- 
met vardir: Sevdigi nesneyi bagislar. Rabbinin razi olmasina, 
nefsinin gadabim degismez. Herhalde Rabbinin emrini yapip, 
nehyinden kacar. Ikinci simf icin de tic alamet vardir: Kendi 
nefsini hakir, asagi gortir. Yapdigi ihsani kiymetsiz bulur. Ak- 
ranlanni [emsallerini] tisttin gortir. Uctincti simf icin de tic ala- 
met vardir: Herhalde insanlara onder olur. Btittin insanlann co- 
merdi olur. Allahti tealaya, halkin temaminin hakkinda htisn-i 
zanni olur.) 

Omer "radiyallahii teala anh" hazretleri buyurdu ki: (Iblisin 

-501- 



zurriyyetinde dokuz nefer vardir ki sunlardir: Zenbur; sokaklar 
sahibidir. Sokakda bayragini diker. Vetin; musibetler sahibidir. 
Evan; sultan sahibidir [onunla beraberdir]. Herat; serabin sahi- 
bidir [onunla arkadasdir]. Miirre; mizmarlar [calgilar] sahibidir. 
Lekus, mecusinin sahibidir [onunla arkadasdir]. Musawit; ya- 
lan haberler sahibidir. Dasim, haneler, evler sahibidir. Eger bir 
sahs evine geldikde, Allahii tealamn ism-i serifini zikr etmezse, 
o kisi ile hanimi arasinda adavet ve munaze'a vaki' olur. Hatta 
aralannda talak ve hul' ve darb [dovme] vaki' olur. Velhan; ab- 
destde, nemazda ve diger ibadetlerde vesvese verir.) 

Osman "radiyallahu teala anh" buyurdu ki: (Bir kimse bes 
vakt nemazim vaktinde, devamh kilsa, Allahii teala ona dokuz 
ikramda bulunur. Allahii teala o kimseyi sever. Bedeni sihhatli 
olur. Melekler onu korurlar. Onun evine bereket nazil olur. Sa- 
lihlerin simasi, yiiziinde zahir olur. Allahii tebareke ve teala 
hazretleri, onun kalbini yumusak kilar. Siratdan simsek gibi ge- 
cer. Allahii teala hazretleri onu Cehennemden korur. (Onlar 
iizerine korku ve hiizn dahi olmaz) kelami ile medh edilenler ile 
beraber olur.) 

Ali "radiyallahu teala anh" hazretleri buyurdu ki: (Aglamak 
iic seydendir. Birisi, Allahii teala korkusundan, ikincisi, gada- 
bindan, uciinciisii, kat'iyyet-i hasyetinden. Birinci aglamak, gii- 
nahlara keffaretdir. Ikinci aglamak, ayblannin temizlenmesidir. 
Uciincii aglamak, vilayet ve mahbubun nzasidir. Giinahlannin 
temizlenmesinin semeresi, kurtulusdur. Ayblardan temizlen- 
menin semeresi, Na'imde olmakdir. Vilayet ve mahbubun nza- 
sinin semeresi Allahii tealayi rii'yetdir.) 

On maddeli kiymetli sozler: Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" bir hadis-i seriflerinde buyurdular ki: (Misvak 
kullanmaga devam ediniz! Zira onda on haslet vardir. Agzi te- 
mizler. Allahii teala ondan razi olur. §eytani gadaba getirir. Ha- 
faza melekleri onu severler. Dis etlerini kuvvetlendirir. Balga- 
mi keser. Agiz kokusunu giizellesdirir. Safra hararetini sondii- 
riir. Goze cila verir. Agiz kokusunu keser.) Misvaki kullanmak 
siinnetdir. 

Ebu Bekr "radiyallahu teala anh" hazretleri buyurdu ki: 

-502- 



(Allahii teala hazretleri on haslet ile kullanni afatdan koruyup, 
mukarreblerin derecesine cikanr: 1- Kana'at eden kalb ile de- 
vamli sidk. 2- Devamli siikr ile, kamil sabr. 3- Hazir ziihd ile 
devamli fakirlik. 4- Ac karm ile devamli zikr. 5- Fasilasiz korku 
ile devamli hiizn. 6- Miitevazi beden ile devamli gayret. 7- Daim 
rahm ile devamli nfk. 8- Haya ile devamli muhabbet. 9- Devam- 
li hilm ile faideli ilm. 10- Sabit akl ile daimi iman.) 

Omer "radiyallahii teala arm" buyurdu ki: (On sey, on sey- 
den baskasi ile duzgun olmaz, lslah edilemez: 1- Ilm, vera'dan 
baskasi ile lslah olmaz. 2- Amel, ilmsiz olmaz. 3- Korkusuz 
kurtulus olmaz. 4- Sultan, adaletden baska sey ile lslah olmaz. 
5- Asalet [seref], edeb ile lslah olur. 6- Sevinc, emniyyet ile 
olur. 7- Zenginlik, comerdlik ile lslah olur. 8- Ustiinluk tevadu' 
ile olur. 9- Fakirlik, kana'at ile lslah olur. 10- Tevfik olmadan 
cihad olmaz.) 

Osman "radiyallahii teala anh" hazretleri buyurdu ki: (On 
sey, muhakkak kayb edilmisdir: 1- Siial sorulmiyan alim. 2- 
Amel edilmiyen ilm. 3- Kabul edilmiyen dogru fikr. 4- Kulla- 
nilmiyan silah. 5- Nemaz kihnmiyan mescid. 6- Okunmiyan 
Kur'an-i kerim. 7- Fakirlere verilmiyen mal. 8- Binilmiyen at. 
9- Yalniz diinya icin olan ilm. 10- Yol azigi hazirlanilmadan ge- 
cen uzun omiir.) 

Ah "radiyallahii teala anh" hazretleri buyuruyor ki: (Mira- 
sin hayrhsi ilmdir. Rizkin en iyisi edebdir. Azigin hayrhsi, tak- 
vadir. Sermayenin en kazanchsi ibadetdir. En iyi rehber salih 
amellerdir. Arkadasin iyisi giizel huydur. Hilm, en iyi yardimci- 
dir. Muhtac olmamanin en iyisi kana'atdir. Yardimin hayrhsi 
tevfikdir. Terbiye edicilerin en iyisi oliimdur.) Buraya kadar 
(Miinebbihat)dan nakl olunmusdur. 

Kirkinci Menakib: Bir giin Resulullah "sallallahu teala aley- 
hi ve sellem" hazretleri, Aise-i Siddika "radiyallahii teala an- 
ha" hazretlerinin mubarek evine vardi. Insanhk icabi kannlan 
acikmisdi. Buyurdular ki, (Ya Aise! Hie bir yiyecek var midir?) 
Mubarek sozlerini temamlamadan, kapi cahndi. Kapiyi acdilar. 
Gordiiler ki, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" hazret- 
leridir. Resulullah hazretleri "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 

-503- 



buyurdu ki: (Ya Eba Bekr! Bu vakt gelmenize sebeb nedir?) 

Ebti Bekr-i Siddik cevab verdi ki, (Ya Resulallah! Uc giindiir 
bir ta'am yimemisim. Aclik canima kar etdi. Geldim ki, muba- 
rek didar-i serifinizin miisahedesi ile karnim tok olsun.) Bu ko- 
nusma sirasinda iken, yine kapi calindi. Kapiyi acdikda, bakdi- 
lar ki, Omer "radiyallahii teala anh" hazretleridir. Sonra All 
"radiyallahii teala anh" geldi. Resulullah "sallallahii teala aley- 
hi ve sellem" hazretleri buyurdu: (Gelmenize sebeb nedir.) Bu- 
yurdular ki, ya Habib-i Rabbil'alemin! Uc giindiir yemek yime- 
dik. Cok acikdik. Geldik ki, mubarek, emsalsiz cemalinizin mii- 
sahedesi ile, bu dagdagadan halas olup, karmmiz tok olsun. 
Hazret-i Ali dedi ki, ya Resulallah. Uc giindiir seyyidiinnisa Fa- 
tima-tiiz-zehra "radiyallahii teala anna" hazretleri ve ima- 
meyn-i ciger guseleriniz Hasen ve Hiiseyn "radiyallahii teala 
anhiima" hazretleri de achkdan kat'i bunalmislardir. Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu: (tic 
giindiir ben de ta'am yimedim. Karnim acdir.) Hazret-i Ali de- 
di ki, ya Nebiyyallah! Dim yoldan gecerken, Mu'az bin Cebelin 
"radiyallahii teala anh" havlusunda olan hurma agacinda hur- 
ma gordiim. Bunu soyleyince, Resulullah "sallallahii teala aley- 
hi ve sellem" hazretleri buyurdu ki, (Kalkin, Mu'azin evine gi- 
delim! Bizi hurma ile konuk etsin [miisafir etsin]!) 

Server-i Enbiya, Cihar yar-i giizin hazretleri ile, Mu'az haz- 
retlerinin kapisina gitdiler. Giicliikle vardilar. Vay basimiza, 
vay cammiza! Sultan-i kevneyn ve Resul-i sakaleyn ki, onsekiz- 
bin alem onun yiizii suyu hiirmetine yaratilmisdir. Goriiniiz 
hazret-i Cihar yar-i giizin ile birlikde ne zahmetler cekmislerdir. 
Allah saklasin, bir giin ac kalmis olsak, basimiza kiyamet kopar. 
Diinya bize zindan olur. Eger Eshab hazretlerinden birisi mer- 
kad-i seriflerinden [kabrlerinden] basini kaldinp, bu zemanda 
olan iimmet-i Muhammede nazar etse [baksa], teacciib edip 
[hayret edip] der ki, acaba bunlar hangi milletdendir, hangi ta- 
ifedendir. Hangi Peygamberin iimmetidir. Biz de insaf etsek. 
Hergiin daha iyiye mi gidiyoruz! Allahii teala saniihii hazretle- 
ri, bu sultanlarm hurmetine, kendi lutf, kerem, fadl ve ihsani ile, 
bizim o yuzumuziin karahgina bakmayip, afv buyursun. Biz asi 
ve miicrim kullanni didari ile sereflendirsin. Amin! Ya Rabbi, 
amin diyen kullanni magfiret buyur. 

-504- 



Muradimiza gelelim. Mu'az hazretlerinin kapisina vardilar. 
Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" hazretleri seslendi ki, ya 
Mu'az! Devlet kusu basina kondu. Allahu tealanin Resulu ka- 
pina geldi. Iceride olanlardan kimse duymadi. Mu'azin bir kii- 
ciik kizcagizi var idi. O duydu. Annesini cagirdi. Ya ana, ya ana! 
Ne yatarsin, hazret-i Ebu Bekr kapimiza geldi; caginyor. Anne- 
si kizi azarladi. Ne yalan soylersin; hie bu vakt, hazret-i Ebu 
Bekr kapimiza gelir mi? Kizi da, ne yapsin; yatdi. Biraz sonra, 
Omer "radiyallahii teala anh" cagirdi. Yine kiz uyandi. Annesi- 
ne haber verdi. Annesi evvelki gibi azarladi. Biraz sonra da haz- 
ret-i Ali "radiyallahii teala anh" cagirdi. Yine kiz uyandi. An- 
nesine haber verdi ki, ya anne! Hazret-i Ah kapiya gelmis; ca- 
ginp durur. Annesi kizi, yine azarladi. Behey kiz, deli mi oldun; 
ne soylersin. Kiz yine siikut edip, yatdi. Sonra, Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem", (Ya Mu'az) diye seslendi. Kiz 
evvelki gibi uyanip, dedi ki, ya anne! Sana demedim mi ki, Ebu 
Bekr, Omer ve Ah kapiya geldiler. Bana inanmadin. Iste Sul- 
tan-i Enbiya "sallallahii teala aleyhi ve sellem" kendisi cagirir. 
Annesi diledi ki, yine kizi red eylesin. Kiz validesine bakmayip, 
babasimn yanina vardi. Resulullah hazretlerinin sevkiyle baba- 
sini cagirdi. Ya baba, ne yatarsin. Devlet ve se'adet kusu basina 
kondu. Allahu tealanin Resulii "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" ve Ebu Bekr, Omer ve Ah "radiyallahii annum" hazretle- 
ri kapiya gelmislerdir. Hemen o saat, hazret-i Mu'az kizindan 
bu haberi isitince, acele ile yerinden kalkip, kapiya kosdu. Ka- 
piyi acip, dedi ki, devlet ve se'adet Mu'azin basina kondu. Ha- 
bibullah hazretlerinin mubarek ayaklannin tozlanna yiiz siiriip, 
iceri buyurun, dedi. Fahr-i alem hazretleri de, Eshab-i giizin ile 
iceri dahil oldular. Ondan sonra buyurdular ki, (Ya Mu'az! Uq 
giindiir ben ve Eshabim yemek yimemisiz! Diin All yoldan ge- 
cerken, senin havlunda olan hurma agacinda hurma gormiis. 
Onun icin geldik ki, bizi hurma ile miisatir edesin.) Mu'az "ra- 
diyallahii teala anh" dedi ki, ya Nebiyyallah! O hurmalan bu- 
giin diisiirdiik [agacindan topladik]. Kimini biz yidik. Ba'zisim 
fakirlere ve komsulanmiza ulasdirdik. Bir hurma kalmamisdir. 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri karsisi- 
na bakdi. Bir biiyiik zenbil gordii. Hemen hazret-i Aliye buyur- 
du ki, (Ya All! Bu zenbili eline al! Bu gordiigiin hurma agacina 

-505- 



var. Benden selam eyle! Ve soyle ki, Resulullah senden hurma 
taleb eder.) Ah "radiyallahii teala anh" hazretleri o zenbili alip, 
hurma agacinin yanina vardi. Peygamberin selamini gotiirdii, 
iletdi. Allahu tebareke ve teala hazretlerinin izni ile hurma aga- 
ci fasfh bir lisan ile selami aldi. Ta'zim eyleyip, egildi. Sonra Al- 
lahii tealamn izni ile, agacda hurmalar doldu. Hazret-i Ah o 
zenbili hurma ile doldurup, Resulullahin "sallallahii teala aley- 
hi ve sellem" huzur-i seriflerine getirdi. O hurmadan yidiler. 
Biitiin Eshaba ulasdirdilar. Hatta o zenbili hurma agacina asdi- 
lar. Resulullah hazretlerinin dar-i bekaya intikaline kadar hie 
bosalmadi. 

Kirkbirinci Menakib: Hazret-i Ah "radiyallahii teala anh" 
bir gun hastalandi. Ebu Bekr, Omer ve Osman "radiyallahii 
teala annum" hazretleri iyadetine [hasta ziyaretine] vardilar. 
Hazret-i Ahnin yaninda bir tas bal var idi. Bu tas ile bah bun- 
lann online gotiirdii. Tas ak, icindeki bal kizil idi. O tasin icin- 
de kara bir kil vardi. Hazret-i Ebu Bekr "radiyallahii teala 
anh" buyurdu ki, biz baldan, her birimiz bu iicii icin bir misal 
getirmeyince yimeyiz. Kendisi buyurdu ki: (Din-i islam tasdan 
miinevverdir [nurludur]. Iman baldan tathdir. Dinin hiikmii 
kildan incedir.) Hazret-i Omer "radiyallahii teala anh" buyur- 
du ki: (Cennet tasdan miinevverdir. Cennetin ni'metleri bal- 
dan tathdir. Sirat kopriisii kildan incedir.) Osman "radiyallahii 
teala anh" buyurdu ki: (Kur'an-i azim-iis-san tasdan miinev- 
verdir. Kur'an-i kerim okumak baldan tathdir. Kur'an-i keri- 
min tefsiri kildan incedir.) Hazret-i Ah "radiyallahii teala anh" 
buyurdu ki: (Miisafirin nuru tasdan miinevverdir [nurludur]. 
Miisafirin sozii baldan tathdir. Miisafirin gonliine ri'ayet etmek 
kildan incedir.) Her biri kendi hallerine miinasib kelam buyur- 
dular. 

Kirkikinci Menakib: Birgiin Fahr-i kevneyn ve Resul-i saka- 
leyn Muhammed Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sellem", 
Eshab-i giizin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" hazretleri 
ile oturur idi. Kudretden ortaya bir ak tas geldi. Ici ak bal ile do- 
lu idi. Ustiinde bir ak kil vardi Hayret etdiler. Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Gelin 
her birimiz bu iiciine bir temsil getirmeyince el siirmiyelim.) 

-506- 



Hazret-i Ebu Bekr "radiyallahu teala anh" buyurdu ki: (Resu- 
lullah hazretleri bu tasdan nurludur. Resulullah ile konusmak 
bu baldan tatlidir. Resulullahin sunnetini yerine getirmek bu 
kildan incedir.) Hazret-i Omer "radiyallahu teala anh" buyur- 
du ki: (Iman bu tasdan nurludur. Iman getirmek bu baldan tat- 
lidir. Iman ile gitmek bu kildan incedir.) Ondan sonra, Osman 
"radiyallahu teala anh" buyurdu ki: (Kur'an-i kerim bu tasdan 
nurludur. Kur'an-i kerim okumak bu baldan tatlidir. Kur'an-i 
kerimin buyurdugunu tutmak bu kildan incedir.) Ondan sonra 
All "radiyallahu teala anh" buyurdu: (Musafirin yiizii bu tasdan 
nurludur. Musafir ile yemek yimek bu baldan tatlidir. Musafi- 
rin hatinni yerine getirmek bu kildan incedir.) Ondan sonra 
hazret-i Aise "radiyallahu teala anna" buyurdu ki: (Halal [zev- 
cin] yiizii bu tasdan nurludur. Halali ile soylesmek bu baldan 
tatlidir. Halalin hizmetini yerine getirmek bu kildan incedir.) 
Ondan sonra Fatima-tuz-zehra "radiyallahu teala anna" buyur- 
du ki: (Kiz cocugun yiizii bu tasdan nurludur. Annesini-babasi- 
m sever olmasi bu baldan tatlidir. Kiz cocugunun aybsiz evlen- 
mesi bu kildan incedir.) Ondan sonra Fahr-i alem "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Ummetimin yiizii bu tas- 
dan nurludur. Ummetim itin sefa'at bu baldan tatlidir. Sefa'atin 
kabul olmasi bu kildan incedir.) 

Kirkiiciincii Menakib: Ebu Zer-i Gifari "radiyallahu teala 
anh" rivayet eder. Bir gun Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri se'adethanesinden disan cikdi. Yiiriimege 
basladilar. Ben de ardinca gitdim. Bir mevzi'e vardi. Ben huzu- 
runa vardim. Karsisinda selam verip, oturdum. Buyurdu: (Ne- 
den geldin, ya Eba Zer!) Dedim, (Allahii teala bilir.) O sirada 
Ebu Bekr "radiyallahu teala anh" geldi. Resulullah hazretleri- 
nin sag tarafina oturdu. Sonra Omer "radiyallahu teala anh" 
geldi. Ebu Bekrin sag tarafina oturdu. Sonra Osman "radiyalla- 
hii teala anh" geldi. Omerin sag tarafinda oturdu. Sonra Ah 
"radiyallahu teala anh" geldi. Osmanin sag tarafinda oturdu. 
Sonra Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
yerden yedi tane tas aldi. Mubarek avucunun icinde tutdu. O 
taslar tesbih etmege basladilar. $oyle ki, onlann sesini bal ansi 
gibi isitir idim. Ondan sonra o tascagizlan yere koydu. Sesleri 
kesildi. Sonra onlan kaldirdi, Ebu Bekrin eline verdi. Yine ev- 

-507- 



velki gibi tesbihe basladilar. O da yere koydu. Sesleri kesildi. 
Sonra yine Habibullah hazretleri onlari kaldirdi, Omerin eline 
verdi. Yine evvelki gibi tesbih eylediler. O da yere koydu. Ses- 
leri kesildi. Yine onlari yerden alip, Osmanin eline verdi. Yine 
tesbih eylediler. O da yere koydu. Sesleri kesildi. Onlari Alinin 
eline verdi. Yine tesbihe basladilar. O da yere koydu. Sukut ey- 
lediler. (Sevahid-iin niibuvve)den ahnmisdir. 

Kirkdordiincii Menakib: Cihar yar-i guzfnin "ridvanullahi 
teala aleyhim ecma'in" medhini, bu menakib-i serifin toplayici- 
si ve yazari olan asi ve miisrif , Allahii tealamn kullannin en ha- 
kiri ve fakiri, Seyyid Eyyub bin Siddik ibni Seyyid Ah bin Mu- 
hammed el mustehir bi hazret baba el miilekkab bi acizi Urma- 
vi der ki, ceddi alimiz olan hazret-i Baba "kaddesallahii sirre- 
hiil'aziz ve newerallahii merkadehii ve ce'alel cennete mesva- 
hii" ba'zi vecd ve sekr halinde, huzur veren, hikmet dolu bir ki- 
tab te'hf etmislerdir. (Baba) demekle sohret bulmusdur. O ki- 
taba mahsus bir hikaye yazmisdir. Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerinin na't-i serifleri, medh-i serifleri 
beyamnda ve Cihar yar-i ba safa "radiyallahii teala annum" 
hazretlerinin medh-i serifleri beyamnda. O hikayeden de bir 
mikdar teberriiken yazahm. Nur-iin ala nur olsun. Hikaye si'r 
seklinde nakl edildi ve yazildi. 

Bir soziim rardir, clerim ey merdiiman [insanlar], 
Canini mum eyleyip, oniince yan. 

Dinler isen, bir hikaye soyleyim, 
Mustafanm Cihar yarm medh eyleyim. 

Tabi'i merdane isen gel beri, 
Ger usamrsan da gayet git geri. 

JSeyse ki, mectis bu dem biraz gider, 
Ask He dinledigin sana yeter. 

Ask He dinler isen ey din eri, 
Nitekim bu tamtir, her bir eri. 

Var ise goziin yasi siga, gide, 
Ac kulagi ki, bu soze yer ede. 

-508- 



Degme bir sbzler gibi sanma bunu, 
Kalb icinde mesrur eyler ol cam. 

Basa yiizii sana claim gostere, 
Diinya ahir iistiine kanat gere. 

Anun He tamyasm sen onu, 
Maksuda ermek dilersen koy beni. 

Ben diyenler maksuduna ermedi, 
Bilyakin kim hakka mahriim olmadi. 

Andan bzge gayri gbrme aradan, 
Dinlemiyen olur saris git oradan. 

Tabi'i iblisligin ma'Ium ola, 

Fi'H kubhun [kotti isin] karsma perde ola. 

Dinleyen kin derim ben bu sbzii, 
Ya ilahi! meclise ac ol yiizii. 

Ola ki, meclisimiz pur nur ola, 

Fikr-i resrese kalbimizden dur [uzak] ola. 

Mii'min isen bir salerat rer ona, 
Ciimle melek isitip, kalsm dona. 

Dinlesin ki, bunca diirud kimedir, 

[diirud: medh, selam, diia] 
Bu diirudun biri anda binedir. 

Bu diirud ki adi dilde soylenir, 
Ciimle esya ol diirudu kullamr. 

Ol diirudu dime dag re tas soyler, 
Ol diirudun ahiri, asla yeter. 

Kim onun yoluna rerse bir diirud, 
Camm oniince olsun onun sem'i od. 

Odur sermaye, onun ziiltiin tut, 
Gormemis asik, orada boyle serd. 

Er isen sem' ol, bu yolda yanasm, 
Ne ise her harlisitesin kanasm. 

Can feda ol, bubde ol canana sen, [bub: yaygi] 
Basma erisesin canane sen. 

-509- 



Ten olasin, cayi onu bilesin, 
Can re dilden ona ikrar reresin. 

Ciin yiiriirsen, dininle yiirii sen, 
Ciin bilesin aldm imdi biri sen. 

Kim onun yoluna verse bit dinar, 
Koymaz onu tamu'da kiyandira nar. 

Nar onun icindir onu tammaya, 
Car-i yarma onun inanmiya. 

Her ki bu mani'den almadi haber, 
Kilmadi o nefsini zir-ii zeber. 

Baglamadi beline nurdan kemer, 
Kalbi kara, goziinii gatlet yumar. 

Gaflet olmasa gozunde ey ciran, 
Sen seni her dem gbresin hos iyan. 

Ciimle esya maksudu sen oldugun, 
Hem gorursun ana hayran kaldigm. 

Kim ki tamdi onu kurtuldu ol, 
Olii gordii nefsini Hak buldu ol. 

Ey isiten sidk soyle sadik ol, 
Andan oldu, ehl-i Hakka dogru yol. 

Bil onun dini ulasmisdir sana, 
Hal onun zikri ulasmisdir sana. 

Zi besaret bir tecellidir gelir, 
Hamdii lillah ki gonul dolmus gelir. 



Car-i yarin miihru daim sendedir, 
Mustafanm mi'raci seyrindedir. 

Bilyakin ki, layik oldun dergaha, 
Hakkm feyzi her dem icindedir. 

Ciimle melek tesbihi oldun bu kez, 
Tesbihine carh olanlar bendedir. 

-510- 



Car-i yari miinkir olan yazik ogul, 
Sen bu medhi, bu asiden yaz ogul. 

Nerde olsan sen bunu okuyasm, 
Ruha kuvvet, nefsini kakiyasm. 

Azuben azgm yola gitmiyesin, 
Mustafamn dinini unutmiyasm. 

Kiifrii imam biryere katmiyasm, 
Diinyahga oziinii satmiyasm. 

Diinyayi got, niceleri hot eyledi, 
Tutdu zihnini, gormedi kor eyledi. 

Rahmet-i Hakdan onu, kacar eyledi, 
Ahir onun yerini nar eyledi. 

Ver salerat, got tecelli-i safa, 
Mustataya, hem Car-i yare ba-sata. 

BU ki onlar dinin ciragidir, 
Ver salerat kalbinin duragidir. 

Olii goniil Hak He her dem dirile, 
Rahmet-i Hak, gele kalbe dizile. 

Hubb-i diinya kalb icinden siiriile, 
Hazret-i Hakdan sana hidayet rerile. 



Ciinki kaibin anlarm meydamdir, 
Meydan eri durmaz bziin tamtir. 

Paylarmda bu asikm camdir, 
Onlerinde yatmak onun samdir. 

Pervaz eyler, her dem ona gitmege, 
Bu tecelli bu asikm camdir. 

Ciinki camm onlarm kurbamdir, 
Ciinki onlar kalbimin sultamdir. 

-511- 



Ciimle esya kuldur, onlar hanidir, 
Durma yiirii, Hakki onlar tamhr. 



Beyt icinde bil yakin Allah olur, 
Kalb-i mii'min, ciimle beytullah olur. 

Ma'na ehli iki cihanda sah olur, 
Ermiyen bu ma'naya giimrah olur. 



Gayri yerde oldugun kurban degil, 
Bu kadehden icmeyen mestan degil. 

Sbz onun Kur'an ki dilde okunur, 
Onsuz okur isen Kur'an degil. 

Herze nefsin tutsagidir, han degil, 
Bu bahre dalmiyan sultan degil. 

Nice asik olmamissan olyuze, 
Ara yerde kiifr imis, iman degil. 



Her namerdin yerin dar-i meydan degil, 
Bu yola kosulmiyan merd adem degil. 

Bir kuru gorde gezer ol can degil, 
Rahmet-i Hak kalbine iyan degil. 

Bu salata gelmiyenin sarmi yok, 
Bundan ozge padisahm emri yok. 

Hakkm emridir, isit ey mii'minan, 
Mustafa dininden ozge karli yok. 



islemiyen kisi gayet yorulur, 

Hac re zekat boynuna Hak buyurur. 

-512- 



Vesveselerini kalb icinden sure ol, 
Cennete onun kin din-i islam sure ol. 

Bu sebebden nice ise, diirlii yol, 
Hak-i payini goztine sure ol. 

Girdi onun eline dosdogru yol, 
Bilyakin ki, yetdi bugiin yere ol. 



Yad oniince tutmayasm kahe sen, [kahe: saman, cop] 
Ciknm yoldan, diismeyesin cahe sen. [cah: kuyu] 

Ser onlari, yanmayasm nara sen, 
Pisman olup, kilmayasm ahe sen. 



Binme bunda her gun nefsin atina, 
Oziinii yetir onun Hazretine. 

Her deminde kalbine nur akita, 
Gel ey asi, yan askimn oduna. 

Asiki mest eyleyen o kokudur, 
Seyyid-i sadat onlarm sahidir. 

Bu siiluke girmeyen salik degil, 
Ol kokudan almiyan asik degil. 



Her nefesde nice perde gecilir, 
Kande baksan yiiziine bab acilir. 

Durma yiirii, rah onlarm rahidir, 
Taht-i sultan senin kalbinin mahidir. 



Mustafanm serP dosdogru yolun, 
Onlar He okunur, daim halin. 

- 513 - Menakib-i Cihar Yar-i Giizin - F:33 



Knmu bilsin hoca hos ola huyun, 
Bu siilukden acihr, perr-ii balin. 

Ol kisinin hiikmii ercli batma, 
Kim ki ercli onlarm hazeratma. 

Ver salerat onlarm kurretine, 
Din -.nihil onlarm heybetine. 

Durma din zat gele, kalbe dola, 
Ver salerat dinine hem kurret ola. 

Kande olsa kogala, cerkan topunu, 
Yol eri isen, sa'id eyle 1:1111111. 

Sen serifsin, ciimle nebiden giizin, 
Seyyid-i sadat, hatem-i diinya re din. 

Hak teala rahmetidir, koranlari, 
Ta gele, hasrde bile serenleri. 

Meydan icre ask atmi capesiz, 
Kim ki hasrde onlar He kopensiz. 

Kalk ayaga sen dahi, sirane gel, 
Sen dahimerd isen kos meydana gel. 

Sen ciragi ummetansm, ey sefi'il miiznibin, 
Olma melul hasr kin ey mii'minm. 

tJmmet isen, durma ser gel onlari, 
Mii'min isen ayri gbrme onlari. 

Bil yakin kim hulle olur donlari, 
Her kisi ki, bunda serse onlari. 

Vasla yetmis erreli re ahiri, 
Ebter olmaz herkiz onun sonlari. 



Senden oldurki, onlari seresin, 
Olmek kin yollarmda iresin. 

-514- 



Can re dilden tesbihini diyesin, 
HuIIe-i tecelli ridasm giyesin. 

Ciinki tecellin asika don imis, 
Bi-haberler isbu sirdan nadan imis. 

Allah He bi'at eden ol imis, 
Dogru gider kim ki, yolun tammis. 

Dogru git ki yetesin menzilgehe, 
Sapma yoldan irmisken iyilige. 

Ver salerat Must a fay a sidk He, 
Dayanak ola her dilekde dinine. 

Nice onlar dinin diregidir, 
Cemi' muhtaclarm diledigidir. 

Ondan oldu Ars ye Kiirsi, Lerh-ii Kalem, 
Nice kim ciimle Nebinin iiniidiir. 

Ver salerat onlara din acila, 
Ustiiniize diirr-i rahmet sacila. 

Meclis icre sad-i serbet icile, 
Kalbimizden fikr-i resras sacila. 

Din odur ki, onlar gele aula, 
Kanat oldur, onlar gele ucula. 



Pes gerek ki onlar He ucasm, 
Her deminde maksuduna yitesin. 

Sidk He hem ma'buduna yitesin, 
Benligini kalb icinden atasm. 

GUI icinde buy reresin giile sen, 
Donesin bu hallerine giilesin. 

Bulmaya hie kimse senden bir haber, 
GUI olup, biilbiil oniinde bitesin. 

-515- 



Gok icinde benzeyesin giine sen, 
Oyle san ki, ma'sukunla bilesen. 

Pes gerek kim yoluna seyr olasm, 
Can-u cliklen ana esir olasm. 

Arta kemal Musaya tur olasm, 
Nice miiskillere tedbir olasm. 



Ver salerat meclise acdi cemal, 
Mustafadan acihr zerk-u kemal. 

Kim kemali Mustafadan aldi ise, 
Kalbi ayilmaz anm gozti humar. 

Hie humardan almak olmadi haber, 
Bu haberden bzge olmaz mu'teber. 

Bu haber eyler seni zir-ii zeber, 
Bu haberden bagiamr bele kemer. 

Mustafaya her zeman getir iman, 
Car-i yara olmasm sek re giiman. 

Canm her dem onlerince peyk ola, 
Hazret-i Hakdan sana rahmet ine. 



Mustafa karliyle tut daim isi, 
Mustafa karli mum eyler, her tasi. 

Delil oldun, bil yakin her rahe sen, 
Kande gidersin imdi ey kisi sen. 

Himmet He kisi oldun ey kisi, 
Tabi' oldun, dahi cekme tesrisi. 

Tabi' olan Hakdan ahr, aim, 
Ayinedir gbsteren her bir isi. 

-516- 



Ayineye baku ben oziin gore, 
Her arada Mustafa siiziin gore. 

Her ne Meet dileye Allahdan ol, 
Her kapiyi yiiziine acik gore. 



Basma dahn hisarda olasm, 
Kalbine biryeni miihr vurasm. 

Acila rahmet kapisi yiiziine, 
Ciimle esyayi tecelli biiriiye. 

tsi gerek, her kisinin isi bu, 
Seyri uca fahr ana kim hos huylu. 

Car-i yar hubbini al kalbine, 
Mustafa ayine ola, aynma. 



Emin eyle tasram endiseden, 
Ehem bil sen bunlari her piseden. 

Hak-i bay -i Mustafadan ya gani, 

Sen bizi ayirmagil bu riseden. [rise: kok, asl] 

Omnia perde acihr, yiiziine, 
Meclis ehli rahmet ala oziine. 

Ver salerat durma mereddetine, 
Mustafa re Qihar yar hazretine. 

Acizin derdine merhem olur, 
Nice ki, Allaha, ulu yar olur. 

Onlarm nazarma yokdur hicab, 
Her dem onlara, olubdur, feth-i bab. 

Enbiyadan, Erliyadan, ya Ilahi, 
Sen bizi ayirma, hie, ey Padisah. 

Okuyani, dinleyeni, yazam, 
Rahmetinle, hesaba cek, ya Gani. 

-517- 



Kirkbe§inci Menakib: Musa kelfmullah "ala nebiyyina ve 
aleyhissalatu vesselam" hazretleri, varip, Tur-i Sfnada, Allahii 
tebareke ve teala hazretleri ile mukaleme etdikde [konusduk- 
da], kelam-i Rabbaninin hazzindan, bir mertebeye vanrdi ki, 
dunya ve icindekiler unutuldugu gibi, kendinden gecer, akli ba- 
sindan giderdi. O hale geldikde, aklh olanlara nisbetle, ba'zi bii- 
yuk siialler sorardi ki, akla agir gelirdi. Bir gunde vecd ve sekr- 
leri kemale erdikde, siial etdiler ki, (ey Hay ve Alim! Ileride ci- 
hana gelecek olan ve biitun dinlerin hiikmlerini yuriirliikden 
kaldiracak olan Muhammed kimdir. O Muhammed mi ustun- 
dur, ben mi?) Allahii tebareke ve teala ve tekaddes hazretleri 
buyurdu: (Ya Musa! Falan vadiye var. Hayretler icinde kalacak 
acaiblikler goreceksin.) Hazret-i Musa da o vadiye varip, bir 
mikdar durdukda, gordii ki, bir kus, bir dal iizerine konar. Al- 
lahii tebareke ve tekaddes hazretlerinin kemal-i kudreti ile nut- 
ka gelip [konusmaga baslayip], fasih bir lisan ile, Musa kelim 
"aleyhisselam" hazretlerine selam verip, der ki, ya Musa, sen 
Rabbil'alemine miinacatda ve arz-i hacetde siial etdin ki; ben 
mi yiiksegim [ustiiniim], yoksa Muhammed mi. Sen bilmez mi- 
sin ki, Enbiya ve Evliya, hepsi Onun nurundan halk olunmus- 
dur. Diinyada ve ahiretde asiklandirlar ve Onu taleb ederler 
[ararlar]. Musa aleyhisselam o kusdan vehm ahp, der ki, Allahii 
teala hazretleri icin olsun bize haber veresin, kimsin ve adin ne- 
dir. Seni gordiim, hayretde kaldim. Soziin bana gayet te'sir ey- 
ledi. Bahthhga dil ve canima tath oldu. O kus da der ki, ben 
Ebu Bekr-i Siddikin ruhuyum. Muhammed aleyhisselam bu ci- 
hana gelip, devletle sark ve garbi ahr. O zeman ki, Mekkeden 
Medineye hicret ederken, bir magaraya varinz. O magaraya 
girdigimiz gibi, kapisina oriimcekler ag oriip, giivercinler yu- 
murta cikarir. Kafirler bunlan gormekle bize kotiiliik yapamaz- 
lar [burada yoklar derler]. Sonra Fahr-i alem ve Resulii muhte- 
rem "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri asayis etdikde, 
cesidli mahluklar gelirler. Hazret-i Resul ekremden nasib ahr- 
lar. Sonra bir ejder [yilan] gelir. Bir kogukdan basini cikarir. 
Ben de mani' olup, onun muradim almaga mani' olup, okcemi 
o delige tikarim. Caresiz kahnca okcemi lsinp, zehri biitiin vii- 
cuduma dagilacakdir. 

Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri, uy- 

-518- 



kudan uyanip, rengimi degismis gordukde, siial buyururlar. 
Ben de olup-bitenleri huzurlanna arz ederim. Donup o ejder- 
haya hitab edip, azarladiklannda, ejderha fasfh lisan ile cevab 
verir ki, ya Nebiyyallah! Ben geldim ki, mubarek cemalini go- 
reyim. Huzur-u serffinde iman getirmekle maksadima ereyim. 
Siddik mani' olup, koymadi. Zor durumda kalip, bir hata etdim. 
Kereminizden afv buyurun. Hazret-i Ebu Bekr-i Siddikin da 
biitiin a'zasim mubarek eliniz ile sigayiniz, zehr gayb olur; diye- 
cekdir. Ben o Siddikim ki, ejderhalan sidkimla zebun ederim. 
Ya Musa! Senin asan ejderha oldu. Onun heybetinden korkup, 
geri dondun. Bunu dedi. Zuhur edip, o kus gitdi. 

Sonra agac basina bir kus daha geldi. Musa aleyhisselam 
hazretlerine selam verip, dedi ki, ya Musa! Sen Muhammed 
Mustafa "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri ile yarisa- 
mazsin. Cunki, Muhammed Mustafamn "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" dininde, her birgiin ve gecede bes vaktde ezanlar 
okunup, yeri ve gokii onun heybeti kaplar. Din-i Muhammedi 
asikare olur. Sair dinlerden ne varsa yuriirlukden kalkar. Haz- 
ret-i Musa aleyhisselam o kusa siial buyurdu ki, ey kus. Biitiin 
sozlerin latif ve mevzun ve zarif . Kimsin, soyle seni bileyim. O 
kus dedi ki, ben Omer-ul Farukun ruhuyum. Muhammed Mus- 
tafa "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin asikiyim ve 
hayramyim. Emvalime [mahma] ve evladima meylim yokdur. 
Mekke-i mukerremede kamcimi yere sapladigim zeman, rum 
kayserini tahti iizerinden yikarim. Bunu soyledi ve ucup gitdi. 
Yerine bir baska kus geldi. O da Musa aleyhisselam hazretleri- 
ne selam verip, agzini acip, hos sozler soyledi. Dedi: Ya Musa 
bin Imran! Hie kimse Muhammed Mustafa "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerinden bahth gelmedi. O Muhammed 
biitiin alemin sahidir. Biitiin insanlann matlubu ve alemlere 
rahmetdir. Yine Musa aleyhisselam sordu ki, Allahii teala hak- 
ki icin soyle, sen kimsin. Onlari bildim. Seni de bileyim. O kus 
dedi, ya Musa! Ben Osman-i Zinnureynin ruhuyum. Muham- 
med Mustafa hazretlerinin uciincii yariyim. Ben, Kur'an-i 
azim-iis-sam toplanm. O Habib bir kizini bana verir. O vefat 
eder, yine bir kizini verir. O kizi da vefat edince, buyurur ki, 
eger bir uciincii kizim olsa idi, onu da sana verirdim. Ve benim 
diinyahgima asla iltifat etmez. Ya Musa! Diinyada sen Su'ayb 

-519- 



peygamber "salevatullahi ala nebiyyina ve aleyhi ve sellem" 
hazretleri ile on sene muserref olursun. Bunu dedi, o da ucup 
gitdi. Onun yerine kus suretinde bir sehsuvar zat geldi. O da 
Musa aleyhisselam hazretlerine selam verip, konusmaya basla- 
yip, der ki, ya Musa kelim! O Muhammed Mustafa hazretleri ki, 
AllahU tebareke ve teala ve sanuhu hazretleri onun hakkinda, 
(Sen olmasaydm eflaki yaratmazdim) ve (Elbette sen huluk-i 
azim iizeresin) buyurmusdur. Bunun misali ayet-i kerimeler 
gonderir. Enbiyadan bir kimsenin ondan efdal olmak ihtimali 
olur mu? Hazret-i Musa "aleyhisselam" der ki, soyle sen kimsin, 
bileyim. O kus der ki, ben Aliyyul MUrtedanin ruhuyum. Mu- 
hammed Mustafa hazretlerinin dogru yariyim. O Muhammed 
"sallallahU teala aleyhi ve sellem" geldigi vakt, zeman yenilenir. 
Onun serefli zemanma yetisip de dine gelmiyenin vay basina ge- 
len bela ve helake. Ya Musa! Benim sozum cokdur. Ugranm bir 
behadir ere. Ya Musa "aleyhisselam" hazretleri, onu yere yikip, 
gogsu uzerine cikanm. Zebun olup, aglar. Can ve cigerini dag- 
lar. Ben ona o halde derim; ey Pehlivan. Bir candan otUru bun- 
ca feryad ve figan nedir? O der ki; er oldugu icin aglamaz. Zira 
koc, her zeman kurban icindir. Ama, beni yere dusuren ve omur 
ipimi kesen All mi ola, yoksa Ah gibi bir er mi ola. Adi-sam bel- 
li server mi ola. Ben de Ah oldugumu ona bildiririm. Sonra kasd 
edip, onu oldUreyim. Der ki; (Sen ben Aliyim diyorsun. All isen 
hani sahavetin. Sana sahi [comerd] derler. Simdi beni oldurup, 
kanimi yere dokmek istersin. Bu comerdlik isi midir. Comerd 
odur ki, aglamisi guldurur. Nerede kaldi ki, dirileri oldursun. 
Onun icin aglanm ya Ah. Sana kanimi halal eylerim. Lakin On 
padisahimn kizina asikim. Senin basini benden agirhk istediler. 
Atina bin, elbisesini giy gel, sana kizi verelim dediler. Ben de 
geldim ki, senin ile muradima ereyim. Sen simdi beni muradima 
kavusdurmamak istersin.) Bunu ki soyler. Ben de uzerinden 
kalkanm. Gel simdi basimi kes ve elbisemi giy. Ve atima bin. 
Gidip, agirhgini ver. Ta ki muradina erisesin. O da bu isareti 
benden gorUnce, diye ki, dunyada senden baskasina yasamak 
haramdir. Hasa, summe hasa. Seni kihnc ile degil, belki gUl ile 
vurayim. O saatde karsimda sehadet parmagini kaldinp, sidk ile 
iman getirir. Sonra onu sevgilisinin yanina gonderir, hasretine 
kavus, derim. Bu sozleri soyleyip, o kus da yukan ucdu. 

-520- 



Sonra sayisiz kuslar gelip, her birisi Musa aleyhisselam haz- 
retlerine konusurlar. O kadar konusurlar ki, Musa aleyhisselam 
hayretler icinde kahr. Derler ki; ya Musa! Biz hepimiz Muham- 
med Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin 
ummetleriyiz. Yeryiiziinde her gun bes kerre munacat edip, Al- 
lahii tebareke ve teala hazretlerinden diirlii hacet dileriz [istek- 
lerde bulunuruz]. Ya Musa! Sen ise yetmis giinde bir Tur dagi- 
na vanrsin. Hacetlerini arz edersin. Ya Musa! Allahii tebareke 
ve teala hazretlerinden, sen dilek diledin ve dedin ki: (Ya Rab- 
bi! Bana kendini goster, sana bakayim.) Allahii Subhanehii ve 
teala sana buyurur: (Sen beni hicbir zeman goremezsin. Fekat, 
§u karsiki daga bak. Eger o dag yerinde durur ise, sen beni go- 
rursiin.) 

Beyt: 

Didanna ey clilber, Musa nasil katlamr, 
Daglar ki karar etmez, yiizundeki enrara. 

Muhammed o Muhammeddir ki, bindigi Burakdir ve Kabe 
kavseyn menzilidir, bir saatde dokuz felekden gecip, cevlan 
eder. Hazret-i Bari'yi yalniz seyr eder ve gah goklere cikar ve 
gah yere iner. Kim ola ki, Muhammed "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretlerinin menziline erer. Yiizyirmidort bin En- 
biya "aleyhimiissalevat" ve yiizkirkdort Evliya tabakasimn 
hepsi, Muhammed Mustafamn hayramdir. Hepsi onun askerle- 
ridir ve O onlann sultamdir. 

Nazm: 

Sad hezaran siikr minnetdir bize, 
Hem size, hem bize, cumlemize. 

Mustafamn ummetiyiz siikr biz, 
Biz giinahkarlara sefi' ol aziz. 

Odur hem rahmeten HI alemin, 
Onu serenler atesden oldu emin. 

Sbz temam oldu azizim anhya, 
Bu sbzu kim anhya kim dinliye. 

-521- 



Akserayli Isa miskin kim ola, 

Ta Muhammed Mustafa medhin kila. 

Ustadmdan egernerben soyledi, 
Nazma getirdi ye biinyad eyledi. 

Benden o iistadima bin kerre selam, 
Ondan acildi bize isbu kelam. 

Hie kemal degildir o Muhammede, 
O iki alem muradi Ahmede. 

Bizdeki sozii ki dillerde doga, 
Afr edile ciimleye rahmet yaga. 

Ya Rabbi! Dogru yoldan ayirma, 
Son nefesde imandan ayirma. 

Ma'lum olsun ki, Akserayli Isa, Baba hazretlerinin talebesi- 
dir. Yine bu medh, (Tezkire)den alinmisdir. Orada manzum ya- 
zilmisdir. Lakin naklini ihtisar icin nesir ile yapdik. (Diger Na't) 
yine (Tezkire)de hazret-i Babadan nakl edilmisdir "kuddise sir- 
run". 

Nazm: 

Geldiyine ask biilbulu, 

Doldu sada-yi Mustafa "aleyhisselam". 

Acildi mii'minler gulti, 

Erdi nisan-i Mustafa "aleyhisselam". 

Soyler tutiler zerkle, 

Rahmet sacildi giil ile. 

Alem dolu bedr nur ile, 

Devr-i zeman-i Mustafa "aleyhisselam". 

Melekler ciin arsda durur, 

El karusdurup, safsafyiiriir. 

Hepsi salerat getirir, 

Bahr-i reran-i Mustafa "aleyhisselam". 

O sah-i mazag-el basar, 

Bir kez ay a kildi nazar. 

Ay oldu rensakkal kamer, 

Gokler ayan-i Mustafa "aleyhisselam". 

-522- 



Bezediler Cennetleri, 

Karsi cikdi bin bir hurt. 

Cagrisirlar ol her biri, 

Derler ki, hani Mustafa "aleyhisselam". 

Basi acik-yalm ayak, 

Mahserde gezer bu yayak. 

Ona ne hulle, ne burak, 

Neyler canam Mustafa "aleyhisselam". 

Resul He gara given, 

Ankebut esigin uran [orumcek esigini or en]. 

Ejder tabamm soran [lsiran], 

Siddikdir yar-i Mustafa "aleyhisselam". 

Ka'bede kamcismi kakan, 
Kayseri tahtmdan yikan. 
Omerdir iistiine cikan, 
O acdi ser'-i Mustafa "aleyhisselam". 

Ehl-i hayanm ma'deni, 

Kor olsun sermiyen onu. 

Cem' etdi Osman Kur'am, 

Duyuldu ser'-i Mustafa "aleyhisselam". 

Gelin, olun sekden beri, 

Serveridir o din eri. 

O, rardi, yikdi Hayberi, 

Alidir yar-i Mustafa "aleyhisselam". 

Bu onsekiz bin alemin, 

Buttin cinninin re ademin. 

Curnle arab re acemin, 

Din-i imam Mustafa "aleyhisselam". 

Kim kiyolunu tutup gide, 

Yol icinde mi'rac ede. 

Koyma acizi tamuda [narda], 

Ciimleye candir Mustafa "aleyhisselam". 



■523- 



Ey Ebu Bekr! Sen hilafet burcunun giinesisin, 
Hem Omer-iil Faruk, fethler yapip, islami yayandir. 
Osman-i Zinnureyn kalbinin kam He boyadi Furkam, 
Aliyyul Murteda rikabda kihncla yardi diisman satlarim. 



Car-i dirar-i seray-i din-i Ahmed Car-i yar, 
Ya'niEbu Bekr re Omer re Osman re Alinamdar. 

Cennet icre onlarm errahmi sad eylesin, 
OI kerim-ii ol rahim re o gafur Girdigar. 



Serrerimiz yar-i oldu car-i yar ba re fa, 
Yar Eba Bekr oldu laik der-i ba sidk re safa. 
Cekdi o, onun yolunda sikayet etmeden cok cefa, 
Seyyidimiz yarimizdir car-i yar-i Mustafa. 

Birinin nami Omer ki, o adliyle meshurdur, 
Kiifr zulmetini re dalaleti deP eden bir nurdur. 
Sermiyen makhur am her kim serer mensurdur, 
Seyyidimiz yarimizdir car-i yar-i Mustafa. 

Biri zinnureyn-i taban hazret-i Osmandir, 
Tugyam, cehli kesen re cami'i Kur'andir. 
Sahib-i hilm re haya re kamil-i imandir, 
Seyyidimiz yarimizdir car-i yar-i Mustafa. 

Birisi kan-i seharetdir sehi d Hid HI siirar, 
Heybet-i seyfin gbrenler dediler biihtiyar. 
Kihc yalmz Zulfikardir, yigit ancak Alidir, 
Seyyidimiz, yanmiz, car-i yar-i Mustafa "aleyhisselam". 

Kirkaltinci Menakib: Allahti Subhanehu ve teala azze santi- 
hti mi'rac gecesi, Fahr-i alem seyyid-i veled-i adem Resulullah 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" efendimiz hazretlerinin mu- 
barek terinden kizil gtil halk etdi [kirmizi gill yaratdi]. Allahti 
tebareke ve teala Ltit kavmini helak etmege Cebrail aleyhisse- 
lam hazretlerini gonderdi ki, o zeman da Cebrail o gecenin sid- 
detinden terledi. Allahti teala hazretleri onun mubarek terin- 

-524- 



den ak [beyaz] giilii halk etdi [yaratdi]. Mi'rac gecesi Resulul- 
lah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" buraka binip, burak da, 
goklere gotiiriirken terledi. Burakin o terinden Allahu teala 
celle saniihii sari giilii halk eyledi. Hazret-i Ebu Bekr-i Siddik 
"radiyallahii teala anh" islam serefi ile miiserref oldukda, nii- 
biivvet heybetinden terledi. Allahu tebareke ve teala ve tekad- 
des, onun mubarek terinden sunburn halk etdi. Omer "radiyal- 
lahii teala anh" hazretleri islam serefi ile miiserref oldukda; Re- 
sulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri, kucakla- 
yip, siddetle sikdikda, o lzdirabdan terledi. Onun terinden, yer- 
lerin ve goklerin Hahki, menekseyi yaratdi. Hazret-i Osman 
"radiyallahii teala anh" da islam serefi ile miiserref oldukda, 
Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin aya- 
ginin tozuna yiiziinii siirdiiklerinde, hayasindan, terledi. Rab- 
bil'alemin o terden yasemini halk etdi. Hazret-i Ali "radiyalla- 
hii teala anh" diinyaya gelip, Resulullah "sallallahu teala aley- 
hi ve sellem" hazretleri serefli besikleri iizerine, devlet ve 
se'adetle miiteveccih oldukda, Aliyyiil Miirteda hazretleri, be- 
siklerinde uyurken, Resulullahin emsaline rastlanmiyan giizel 
kokusunu ahp, Hakki goren gozlerini acip, Resulullahin nur sa- 
can mubarek yiiziinii goriince terledi. Allahu teala azze ve cel- 
le onun terinden zanbagi yaratdi. Her zeman viicfid-u serifleri 
bu zikr olunan giizel kokular gibi kokardi. Terledikce mubarek 
terleri de oylece kokardi. Yanlannda bulunanlar bu kokuyu du- 
yarlardi. 

Surasi muhakkakdir ki, Cihar yar-i giizin "radiyallahii an- 
hiim" hazretlerinin menakib-i seriflerinden bu kitabda topla- 
nanlar, onlann faziletleri ve biiyuklukleri yaninda, biitiin yildiz- 
lara nazaran bir yildiz, deryaya gore bir damla veya bir giilistan- 
dan bir gill kadardir. Bunca acz ile ve taksir ile ve denaet ile 6y- 
le sani yiice serverlerin vasfini ve medhini etmek ve onlann 
medh edicisi ve vasflanni dile getirici olmakdan maksad odur 
ki, Siileyman aleyhisselam hazretlerine, bunca kiymetli cevher- 
ler ve pahah esyalar hediyye eden padisahlar arasinda, cekirge- 
nin budunu hediyye getiren kannca misali veya hazret-i Yusiif 
aleyhisselatii vesselam hazretlerinin satis meydaninda satildigi 
zeman, pahah mallar ve kiymetli kumaslar ile almak istiyen 
zenginler arasinda, birkac iplikle miisteri olan ihtiyar kadinin 

-525- 



misali gibi olup, dikkatle nazar edenlere ziyade te'accubden 
gulme ve tebessum hasil olur. Nitekim, ba'zi kitablarda bildiril- 
digi seklde, digerlerinin yaninda kannca ve koca kan seyr eden- 
leri guldurmusdur. Nazar edenler [bakanlar] birbirine istihza 
yolu ile gosterip, derler ki, bak, bak bu kanncaya ki, cekirge bu- 
dunu hazret-i Suleyman aleyhisselama, (dunya padisahi ve hem 
ahiret padisahidir) peskes [hediyye] gotiirmusdur. Bu ihtiyar 
kadin ki, hazret-i Yusiif aleyhisselam gibi bir giizellikler sahibi- 
ne birkac parca iplikle gelip, musteri olmusdur. Bunca zeman- 
dan beri nakl edenler, kanncayi padisahlar arasindan, ihtiyar 
kadini da zenginler arasindan cikarmamislardir. Bu mucrim ve 
asi ve fakirin, en biiyiik muradi odur ki, mahser meydamnda 
goriinen ve goriinmiyen kusurlanmiza bakilmadan, Cihar yar-i 
giizin "radiyallahii teala annum" hazretlerini vast ve medh 
eden ve sevenler ziimresinden aynlmamahdir. Ya Rabbi! Bizi 
Senin sevgin ile ve Senin indinde sevgili olanlann sevgisi ile 
nzklandir. Amin. 

Sultan-i serir-i miilk-i esrar, 
damad-i Nebi Aliyy-i kerrar. 

$ems icli viicuclii filhakika, 
dbrdiinciide etdi, nurun izhar. 

Gun gibi rilayetin cihana, 
izhar buyurdu, Rabb-i settar. 

Sibtayne peder, Resule damad, 
hakk-i sereti olunmaz inkar. 

Hayber siken-ii Amr tikender, 
ol padiseh-i giiruh-i ebrar. 

A'dasma seyf-i kahri, Duzah, 
ahbabma cudii lutfi, giilzar. 

Alemde amn ulurri $anm, 
idrak-i lebib, emr-i diisrar. 



526- 



SEKIZINCI BAB 

Ebu Bekr-i Siddik ile All bin Ebi Talibin "radiyallahii anhii- 
ma" Miinazarasi: 

Birgiin Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin hiicre-i mu- 
barekelerinin [evlerinin] kapisina geldikde, Ali bin Ebi Talib 
"kerremallahii vecheh" hazretleri de gelmisdi. Ebu Bekr "radi- 
yallahii anh" geri dump, Aliye "radiyallahii anh" buyurdu ki, 
ya Ah! Ewela sen dahil ol [eve gir]. Hazret-i Ali buyurdu ki: 
Ya Eba Bekr! Once sen gir ki, her iyilikde onde olan, her hayr- 
h isde onde olan, herkesi gecen sensin. Ebu Bekr hazretleri bu- 
yurdu ki: Sen once gir ya Ali! Resulullaha "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" daha yakin sensin. 

Hazret-i Ali buyurdu ki: Ya Eba Bekr! Ben o kimsenin 
oniinde nasil giderim ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" buyurdu ki: (Ummetimden Ebu Bekrden daha iistiin 
bir kimse iizerine giine§ dogmadi.) 

Ebu Bekr "radiyallahii anh" buyurdu ki: Ben bir kimsenin 
oniine nasil geceyim ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" Fatima-tiiz-zehrayi "radiyallahii teala anna" sana ver- 
digi gun, (Kadinlarin en iyisini, erkeklerin en iyisine verdim) 

buyurdu. 

Ali "radiyallahii anh" buyurdu: Ben o kimsenin oniince git- 
mem ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretle- 
ri, (Ibrahim aleyhisselami gormek istiyen Ebu Bekrin yiiziine 
baksin!) buyurdu. 

Ebu Bekr "radiyallahii anh" buyurdu: Senin oniine gece- 
mem. Ciinki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bu- 
yurdu: (Adem aleyhisselamin hilm sifatim ve Yusiif aleyhissela- 
min ahlakim gormek isteyen, Aliyyiil miirtedaya baksin!) 

Hazret-i Ali buyurdu: Ben bir kimsenin oniince gecemem 
ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri bu- 

-527- 



yurdu: (Ya Rabbi! Beni en cok seven ve Eshabimin en iyisi 
kimdir.) Nida erisdi ki; (Ya Muhammed "aleyhisselam"! Ebu 
Bekr-i Siddikdir) buyuruldu. 

Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" buyurdu: Ben bir kimse- 
nin oniince varamam ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" buyurdu: (ilmi bir kimseye veririm ki, Allahii teala onu 
sever. Ben de onu severim.) Ya'ni o Aliyyul miirtedadir. [Ya'ni 
ilm sehrinin kapisi sen oldun.] 

Aliyyul murteda buyurdu: Ben o kimsenin oniince gitmem 
ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu: 
(Cennetin kapdan iizerinde, Ebu Bekr habibullah yazihdir.) 

Ebu Bekr "radiyallahii anh" buyurdu: Ben bir kimsenin 
oniince gitmem ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri Hayber giiniinde bayragi sana verdi, buyurdu: 
(Bu bayrak Melik-i galibin, All bin Ebi Talibe hediyyesidir.) 

Ah "radiyallahii anh" buyurdu: Ben bir kimsenin oniince 
gitmem ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haz- 
retleri buyurdu: (Ya Eba Bekr! Sen bana goren goz ve isitir ku- 
lak gibisin.) 

Ebu Bekr "radiyallahii anh" buyurdu: Ben bir kimsenin 
oniince gitmem ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri buyurdu: (Kiyamet giinii, All, Cennet hayvanlanndan 
birine binmis olarak gelir. Cenab-i Hak buyurur ki, Ya Muham- 
med "aleyhisselam"! Senin baban Ibrahim Haiti, ne giizel baba- 
dir. Senin kardesin All bin Ebi Talib ne giizel kardesdir.) 

Ali "radiyallahii teala anh" buyurdu ki: Ben bir kimsenin 
oniince gitmem ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri buyurdu ki; (Kiyamet giinii, Cennet melekleri- 
nin reisi olan Ridvan adindaki melek, Cennete girer. Cennetin 
anahtarlarim getirir. Bana verir. Sonra Ce brail aleyhisselam ge- 
lip, ya Muhammed! Cennetin ve Cehennemin anahtarlarim 
Ebu Bekr-i Siddika ver. Ebu Bekr, istedigini Cennete, diledigi- 
ni Cehenneme gondersin der.) 

Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" buyurdu: Ben bir kimse- 
nin oniince gitmem ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri buyurdular ki; (All bin Ebi Talib, kiyamet 

-528- 



giinii benim yammdadir. Havz ve kevser yaninda benimledir. 
Sirat iizerinde benimledir. Cennetde benimledir. Allahii teala- 
yi goriirken benimledir.) 

All "radiyallahii teala anh" buyurdu: Ben bir kimsenin 
onunce gitmem ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" buyurdu: (Eger Ebu Bekrin imamm, biitiin mii'minlerin 
imam ile tartsalar, Ebu Bekrin imam agir gelir.) 

Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" buyurdu: Ben bir kimse- 
nin onunce gitmem ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" buyurdu: (Ben ilinin §ehriyhn. All bunun kapisidir.) 

Hazret-i Ah "radiyallahii teala anh" buyurdu: Ben bir kim- 
senin onunce gitmem ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri buyurdu: (Ben sadikhgin sehriyim. Ebu 
Bekr, bunun kapisidir.) 

Ebu Bekr "radiyallahii teala anh" buyurdu ki: Ben bir kim- 
senin onunce gitmem ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" buyurdu ki, (Kiyamet giinii All bin Ebi Talib, bir giizel 
ata bindirilir. Gorenler, acaba bu hangi Peygamberdir, der. Al- 
lahii teala, bu, All bin Ebi Talibdir, buyurur.) 

Ali "radiyallahii teala anh" buyurdu: Ben bir kimsenin 
onunce gitmem ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri buyurdu: (Ben ve Ebu Bekr, bir toprakdamz. 
Tekrar bir olacagiz.) 

Ebu Bekr "radiyallahii anh" buyurdu: Ben bir kimsenin 
onunce gitmem ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri buyurdu: (Allahii teala buyurur ki: Ey Cennet, senin 
dort koseni, dort kimse ile bezerim. Biri, Peygamberlerin iistii- 
nii Muhammed "aleyhisselam"dir. Biri, Allahdan korkanlarm 
iistiinii Alfdir. Biri, Fatima-tiiz-zehradir, kadinlarin iistiiniidiir. 
Dordiincii ko§esindeki de, temizlerin iistiinii Hasen ile Hiiseyn- 
dir.) 

Ali "radiyallahii teala anh" buyurdu: Ben bir kimse onunce 
gitmem ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" haz- 
retleri buyurdu: (Sekiz Cennetden soyle ses gelir. Ey Ebu Bekr! 
Sevdiklerin ile birlikde gel! Hepiniz Cennete giriniz!) 

Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" hazretleri buyur- 

- 529 - Menakib-i Cihar Yar-i Giizin - F:34 



du ki: Ben bir kimsenin onunce gitmem ki, Resulullah "sallalla- 
hu teala aleyhi ve sellem" buyurdu: (Ben bir agaca benzerim! 
Fatima, bunun govdesidir. All budagidir. Hasen ve Hiiseyn, 
meyvasidir.) 

All "radiyallahu anh" buyurdu: Ben bir kimse onunce git- 
mem ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" buyurdu: 
(Allahu teala Ebu Bekrin biitiin kusurlarim afv etsin. Ciinki O, 
kizi Ai§eyi bana verdi. Hicretde bana yardimci oldu. Bilal-i Ha- 
besiyi benim icin alip azad etdi.) 

O iki server bu munazaraya devam ederlerken, Resulullah 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri, hiicre-i serfflerin- 
den [evlerinden] seslenip, buyurdular ki: (Ey kardeslerim, Ebu 
Bekr-i Siddik ve Aliyyiil miirteda "radiyallahu anhuma"! Artik 
iceri girin. Cebrail aleyhisselam gelmisdir ve haber verir ki, ye- 
di kat goklerin ve yedi kat yerlerin ehli size nazar etmekde top- 
lanmislardir. Eger siz kiyamete kadar birbirinizi medh etseniz, 
Allahu teala yamndaki kiymetinizi anlatamazsimz.) Ikisi birbi- 
rine sanhp, birlikde Resulullahin "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" huzuruna girdiler. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" bunlara tevecciih edip, buyurdular ki, (Allahu teala iki- 
nize de yiizbinlerle rahmet etsin. ikinizi sevenlere de yiizbinler- 
le rahmet etsin. Ve diismanlanniza da, yiizbinlerle la'net ol- 
sun!) Ebu Bekr "radiyallahu teala anh" dedi ki, (Ya Resulal- 
lah! Ben Ahnin diismanma sefa'at etmem.) All "radiyallahu 
teala anh" dedi ki, (Ya Resulallah! Ben Ebu Bekrin diismanma 
sefa'at etmem. Basini kihnc ile bedeninden ayinnm.) Ebu Bekr 
"radiyallahu anh" dedi ki, (Ben senin diismanlanna kevser hav- 
zindan su vermem.) Ah "radiyallahu anh" da dedi: (Ben senin 
dusmanlanni sirat iizerinden gecirmem.) 

NUKTE: Eger melekler; (Ya Rabbi! Yeryiiziinde fesad ci- 
karacak ve kan dokecek olan insanlan nicin yaratiyorsun) [Be- 
kara suresi 30.cu ayet-i kenmesi meali] demeseler idi, Adem 
aleyhisselamin ilmi meydana cikmaz idi. Eger Nemrud ates 
yakmasa idi, Ibrahim Halil aleyhisselam hazretlerinin serefi 
meydana cikmaz idi. Eger Ebu Cehlin cahillik inadi ve inkan 
olmasa idi, Muhammed Mustafa "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerinin menakib-i serifleri ayan olmazdi [aciga cik- 
mazdi]. Eger seytamn vesvesesi olmasa idi, Aliyyiil miirteda 

-530- 



"radiyallahu teala anh" hazretlerinin merdligi asikare olmazdi. 
Eger rafiziler olmasa idi, Ebu Bekr, Omer, Osman ve All "ra- 
diyallahu teala annum" hazretlerinin faziletleri ayan olmazdi 
[aciga cikmazdi]. 

Buyurulmusdur ki, Miiceddidiyye yolunun buyuklerinin sil- 
silesinin nisbet-i kullileri Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahu teala 
anh" hazretlerine ulasir. Nisbet-i ciiz'iyyeleri Aliyyiil murteda 
"radiyallahu teala anh" hazretlerine vanr. Bu munasebetle, bu 
babda, onlann ahvalinden, bir mikdar zikr olunur. Malum ol- 
sun ki, adi gecen meshur dedem, Seyyid Muhammed, (Baba) 
denilmekle meshur olmusdur. Onlar hazret-i Molla Ilyasdan ke- 
male erisip, onlardan me'zun olmusdur. Onlar hazret-i Dervis 
ahi Hiisrev Sahiden, onlar Mevlana Sun'ullah Giize Kenaniden, 
onlar Mevlana Ala'iiddin-i Mektebdardan, onlar Mevlana 
Sa'deddin-i Kasgariden, onlar Mevlana Nizamiiddin-i Hamus- 
dan, onlar Hace Ala'iiddin-i Attardan, onlar Hace Behaeddin-i 
Naksibendiden, onlar Emir Gilalden, onlar Hace Muhammed 
Baba Semmasiden, onlar Hace Ah Ramiteniden, onlar Hace 
Muhammed Incirfagneviden, onlar Hace Arif-i Rivegeriden, 
onlar Hace Abdiilhahk Goncdiivaniden, onlar Hace Yusiif-i 
Hemedaniden, onlar Hace Ebu Ah Farmediden, onlar Seyh 
Ebul Kasim Giirganiden, onlar Seyh Ebul Hasen Harkaniden, 
onlar Sultan-iil-arifin Bayezid-i Bistamiden, onlar Ca'fer-i Sa- 
dikdan, onlar Kasim bin Muhammed bin Ebu Bekr-i Siddikdan, 
onlar hazret-i Selman-i Farisiden ve onlar Ebu Bekr-i Siddik 
"radiyallahu teala anh" hazretlerinden ve onlar, risalet penahi 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden me'zun ol- 
mus, kemale erismislerdir. Seyh Ebul Kasim bir nisbet ile de 
Seyh Ebu Osman Magribiden ve onlar Ebu Ah Katibden ve 
onlar Ebu Ah Rodbariden ve onlar Ciineyd-i Bagdadiden ve 
onlar Sim Sekatiden ve onlar Ma'ruf-i Kerhiden ve onlar Da- 
viid-i Taiden ve onlar Habib-i Acemiden ve onlar Hasen-i 
Basriden ve onlar hazret-i Aliyyiil murtedadan, onlar hazret-i 
risalet penahdan "sallallahu teala aleyhi ve sellem" kemale 
gelmislerdir. Ca'fer-i Sadik "radiyallahu teala anh" hazretleri- 
nin bir nisbeti de yuksek dedeleri hazret-i Muhammed Bakir- 
dan, ona da kendi babalan hazret-i Ah Zeynel'abidmden, ona 
da kendi babalan Hiiseyn "radiyallahu teala anh" hazretlerin- 
den, ona da kendi babalan emir-iil mii'minm hazret-i All 

-531- 



"kerremallahu vecheh"den gelmekdedir. Mesayihin yolundan 
olan "kaddesallahu ervahehumul'aziz" ehl-i beytin silsilesi, se- 
ref ve izzetleri sebebi ile (Silsile-i zeheb) diye adlandinlmisdir. 

Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" hazretlerine va- 
ran silsileye (Siddikiyye) denilmisdir. Uveysiler, o taifelerdir 
ki, onlar zahirde bir pir-i miirsid-i kamile hizmet eylemeyip, 
alem-i ma'nada bir azizin ruhaniyyetinden terbiye olurlar. Ve- 
ya hazret-i Hizir aleyhisselamdan terbiye olup, feyz alirlar. 
Miiceddidiyyenin ma'nasi odur ki, Allahu tealadan baska olan 
seylerin izlerini, te'sirlerini goniil levhasindan kaziyip, Allahu 
tebareke ve teala hazretlerini gonlune naks etmekdir. Bu anla- 
tilan aciklama, Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" haz- 
retlerinin menakib-i serifleri anlatihrken adi gecen (Giizide) ri- 
salesinin sahibi, Seyyid Mahmud-el Mulakkab bil aziz "kuddi- 
se sirruh" hazretlerinin risale-i seriflerinden nakl olunmusdur 
ki, miiceddidiyye yolunu aciklamakdadir. 

(Baba) hazretleri ki, diinyadan aynldilar, kendi ogullan sey- 
yid Ahmed hazretlerine izn verip, irsad makamina ta'yin buyur- 
dular. Seyyid Ahmed hazretleri diinyadan goc etdiler. Kendi 
aziz biraderleri, seyyid Mahmud hazretlerine ki, (Aziz) ism-i se- 
rifi ile meshur olmusdur, izn verip, irsad makamina ta'yin bu- 
yurdular. Ismail ismli bir kiiciik ogullan kalmis olup, Mahmud 
hazretlerine vasiyyet buyurmuslar ki, isma'ili terbiye eyle. Na- 
sil ki, biz sana ismarladik, sen de ona ismarla. Seyyid Mahmud 
hazretlerinin iki mahdum-i miikerremleri sinn-i biilugdan ge- 
cip, kendilerinin yasi altmisiicden gecmis olmakla oliimii arzu 
eder oldular. Ba'zi talibler dediler ki, Sultamm, siz oliimii arzu- 
layip, durursunuz. Sizden sonra kimi ta'yin buyurdunuz. Buyur- 
dular ki, pfrimizin vasiyyeti ile amel ederiz. Dediler, ya mah- 
dum-i miikerreminiz, Seyyid Mustafa hakkinda ne buyurursu- 
nuz. Kara Mustafa cezb-i kulubda, Sultan Veleddir. Vasiyyete 
ihtiyaci yokdur. Ihvan-i ehl-i basirete ma'lum oldu. Yerine ki- 
min gececeginden bahs etmek kalb dagimkhgidir. 

Ya Rabbi! Bize hakki hak olarak gosterip, ona uymak; bati- 
h batil olarak gosterip, ondan kacinmak nasib eyle. Miisliman 
olarak olmemizi, salih kimseler ziimresine katilmamizi nasib 
eyle. Zalimlerin serrini ustumiizden gider. Mii'minlerin diiala- 
rina ortak eyle. Amin. 

-532- 



DOKUZUNCU BAB 

Asere-i Miibesserenin Menakibi: 

Cennetle mujdelenen on buyuk sahabf: Ebu Bekr-i Siddfk, 
Omer-ul Faruk, Osman-i Zinnureyn, Aliyyul Murteda, Ebu 
Ubeyde bin Cerrah, Talha, Ziibeyr, Sa'id bin Zeyd, Sa'd bin 
Ebi Vakkas, Abdurrahman bin Avf "radiyallahii teala anhiim 
ecma'in". 

1- (Mesabih) kitabimn sahibi [Muhyissiinne imam-i Begavi 
"rahimehullah"], bu babin hasen hadisler babinda, Abdurrah- 
man bin Avfdan "radiyallahii teala anh" rivayet eder. Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri bir hadis-i se- 
rifde buyurdular ki: (Muhakkak, Ebu Bekr Cennetdedir. Omer 
Cennetdedir. Osman Cennetdedir. All Cennetdedir. Sa'd bin 
Ebi Vakkas Cennetdedir. Sa'id bin Zeyd Cennetdedir. Ebu 
Ubeyde bin Cerrah Cennetdedir.) 

(Mesabih) sahibi bu babin sahih hadisler kismimn ewelin- 
de, Omer "radiyallahii teala anh" hazretlerinden nakl etmisdir. 
Omer "radiyallahii anh" buyurdular ki: (Bu ise onlardan daha 
layik kimse yokdur. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" vefati zemamnda onlardan razi idi. Onlar: Osman, Ali, 
Ziibeyr, Talha, Sa'd bin Ebi Vakkas ve Abdurrahman bin Avf- 
dir.) Bu emrden ve layik olmakdan murad hilafet emridir. Tay- 
yibi "rahimehullahii teala" buyurmuslar ki, bu halifelik isine en 
cok liyakatli olani bildirdiler. Resulullah "sallallahii teala aley- 
hi ve sellem" bunlardan razi olduklan halde vefat etmislerdir. 
Halbuki, biitiin Eshab-i kiramdan "ndvanullahi teala aleyhim 
ecma'in" razi idiler. Bunlardan [alti sahabiden] razi olmalannin 
bildirilmesi, bunlardan cok razi olduklan, asere-i miibessere- 
den olduklan icin ve hepsi Kureysden olduklan icindir. (imam- 
lar [halifeler] Kurey§den olur) buyurulmusdur. 

2- Cabir "radiyallahii anh" rivayet eder. Resulullah "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri (Ahzab) harbinde, o gun 

-533- 



buyurdular ki, (Kim bana bu kavmden haber getirebilir.) Zii- 
beyr "radiyallahu teala anh" dedi ki, ben getiririm. Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki, 
(Her Peygamberin havarisi vardir. Benim havarim Ziibeyrdir.) 

[Her nebi icin nusret vericiler vardir. Benim nasirim Ziibeyr- 
dir.] Isa aleyhissalatii vesselam hazretlerine eshabindan nusret 
edenler Havanyyun idiler. Kelime ma'nasi elbise [esvab] agar- 
tici [beyazlatici] demekdir. (Mesabih)de nakl edilmisdir. 

3- Ziibeyr "radiyallahu teala anh" der ki, Resulullah "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki, (Bern Ku- 
reyza kabilesine gidip, onlardan bana kim haber getirir.) Ben 
gitdim. Geri dondugiimde hazret-i Resul-i ekrem bana ebevey- 
nini cem' etdi. Ya'ni (Babam anam sana feda olsun) buyurdu- 
lar. (Mesabih)den nakl edilmisdir. 

4- (Mesabih) kitabinda bildiriliyor. Ali "radiyallahu teala 
anh" hazretleri bildirmisdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretlerinin, ebeveynini cem' etdigi bir kisiden bas- 
kasini gormedim. O da Sa'd bin Ebi Vakkasdir. Ben isitdim 
Uhud gunii; buyurdular ki, (Ya Sa'd! Anam, babam sana feda 
olsun!) 

5- Sa'd "radiyallahu teala anh" dedi ki: (Ehl-i islamin fisebi- 
lillah ewel ok atani benim.) Muslim sarihi "rahimehullah" be- 
yan buyurmuslardir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri, Ebu Ubeyde bin Haris bin Abdiilmuttalib "ra- 
diyallahii teala anh" hazretlerini muhacirinden altmis ath boliik 
ile Ebu Siifyamn iizerine gonderdi. Sa'd da onlar ile beraber idi. 
Ebu Siifyan o vakt miisriklerin serdan idi. Islamda ilk harb bu 
idi. Once miisriklere ok atan Sa'd hazretleri oldu. (Mesa- 
bih)den nakl olunmusdur. 

6- Aise-i Siddika "radiyallahu teala anha" hazretlerinden 
nakl edilmisdir. Buyurdular ki, Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri bir gazadan Medine-i miinevvereye 
geri dondiiklerinde, bir gece uykulan gelmedi. Buyurdular ki: 
(Ne olaydi, salih bir zat bizi beklese idi.) O sirada bir silah sesi 
isitdik. Hazret-i Habib-i Ekrem "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" (Kimdir o) buyurdu. Disandaki kisi, (Sa'ddir) dedi. Resu- 

-534- 



lullah, (Ne sebebden buraya geldin!) buyurdu. O Sa'd dedi ki, 
(Kalbime bir korku geldi. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerinin yanina geldim ki, koruyayim.) Resulullah 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" Sa'da dua etdi, sonra uyudu. 
(Mesabih)den ahnmisdir. 

7- Enes "radiyallahii teala anh" hazretlerinden nakl edilmis- 
dir. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri bu- 
yurdular ki: (Her iimmetin bir emini vardir. Bu iimmetin emini 
Ebu Ubeyde bin Cerrahdir.) (Mesabih)de yazihdir. (Muslim) 
kitabim serh eden buyurmusdur ki, (Emin, giivenilen ve kendi- 
sinden razi olunan kimse demekdir.) Alimler buyurmuslardir 
ki, emanet, Ebu Ubeyde ile butun Eshab-i guzinde "ndvanulla- 
hi teala aleyhim ecma'in" musterekdir. Lakin, hazret-i Resulul- 
lah, Eshabdan ba'zisim ba'zi sifatla iistiin kildi. 

8- Ebu Hiireyre "radiyallahii teala anh" hazretlerinden nakl 
edilmisdir. Buyurdu ki, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri Sebir dagina vardilar. Ebu Bekr, Omer, Os- 
man, Ali, Talha ve Ziibeyr "radiyallahii anhiim" hazretleri de 
beraber idiler. Sebir dagi hareket etdi. Resulullah "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" buyurdu: (Sakin ol! Senin iizerinde, Pey- 
gamber, Siddik ve §ehidler var!) (Mesabih)de yazihdir. Tayyibi 
"rahimehulah" buyurmuslar ki, burada sehid buyurulmasindan 
maksad, ismi cins kasd edilmisdir ki, sehidler demekdir. Zira 
adi gecen hadis-i serifde hazret-i Siddik da siihedadandir [se- 
hidler dendir]. Once nakl olan hadis-i serifden baska, buraya 
kadar nakl olan hadislerin hepsi Eshabdan nakl olunmusdur. 
Bundan boyle hasen hadisdirler. 

9- Enes "radiyallahii teala anh" hazretleri rivayet etmisdir. 
Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyur- 
dular ki: (Ummetimin iimmetime en merhametlisi Ebu Bekr- 
dir. Allahii tealamn emrlerinde ummetimin en siddetlisi Omer- 
dir. Haya yoniinden en satliki Osmandir. En giizel mizachsi, 
Zeyd bin Sabitdir. En iyi okuyan Ebu Zerdir. Halali harami en 
iyi bilen Mu'az bin Cebeldir. Her iimmet icinde bir emin vardir. 
Bu iimmetin emini Ebu Ubeyde bin Cerrahdir.) (Mesabih) ki- 
tabinda hasen hadis olarak bildirilmisdir. Lakin (Tirmizi) riva- 
yeti ile bu hadis-i serif hasen dir, sahihdir. Ba'zilan Katadeden 

-535- 



"radiyallahu anh" miirsel olarak rivayet etmisler. O rivayetde 
ziyade [Have] etmislerdir ki, bu iimmetde dim hukmlere en cok 
vakif olan All bin Ebi Talibdir. 

10- Ziibeyr "radiyallahii teala anh" hazretlerinden rivayet 
olunmusdur. Uhud giinii, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerinin iizerinde iki zirh var idi. Kaya iizerine cik- 
mak istedi, cikamadi. Talha "radiyallahu anh" sirtina ahp, kaya- 
ya cikardi. Ravi [nakl eden] der ki, ben isitdim, Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Talha 
vacib kildi). Kadi der ki: Bu hadis-i serifin ma'nasi, (Talha yap- 
digi is sebebi ile Cenneti kendine vacib kildi) demekdir. Veya 
(Nefsini tehliikeye atdi. Kendini Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerini korumak ugruna feda etdi) de- 
mekdir. Tayyibi "rahimehullahii teala" rivayet etmisdir. 

11- Cabir "radiyallahu teala anh" dedi ki, Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri, Talha bin Ubeydullah 
"radiyallahu teala anh" hazretlerine nazar etdi ve buyurdular 
ki: (Yeryiiziinde yiiriiyenlerden nezrini yerine getiren bir kim- 
seye bakmagi seven, buna baksin!) Baska bir rivayetde buyur- 
dular ki: (Yeryiiziinde yiiriiyen bir sehide bakmakla mesrur ol- 
mak istiyen, Talha bin Ubeydullaha baksin!) Tiirpiisti "rahime- 
hullah" beyan etmislerdir ki, hadis-i serifdeki Nahb kelimesi, 
nezr ve mevt demekdir. Bundan dolayi arablar arasinda, falan 
kimse nezrini yerine getirmisdir, denir. Bu kelime iki ma'na 
iizerinde de kullamhr. Allahii teala hazretlerinin, meal-i serifi 
(... Mii'minlerden nezrini yerine getirenler...) olan Ahzab sure- 
si 23.cii ayetinde buyurdugu da nezr ma'nasinadir. Ya'ni o se- 
hidler ki, savas meydanlannda sadakat ile savasmaga ve Mu- 
hammed Mustafaya "sallallahii teala aleyhi ve sellem" yardim 
etmek iizere Allahii tealaya soz verdiler. Mevt ma'nasi da, Al- 
lahii teala yolunda canini feda etmekdir. 

Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haber verdi ki, 
muhakkak hazret-i Talha o kimselerdendir. Ya'ni nezrine vefa 
gosterdi. Ve o kimselerdendir ki, Allahii teala yolunda oliimii 
zevk yapdi. Hazret-i Talha "radiyallahu teala anh" Uhud giinii 
nefsini Resulullah hazretlerine siper etdi. Anlatildi ki, hazret-i 
Talha Uhud giiniinde ok, mizrak ve kihnc ile seksen yerinden 

-536- 



yaralandi. Her kim ki, Uhud muharebesini anlatsalar, derler ki, 
o gun Talha icin idi. (Tiirpiisti)nin kelami boyledir. 

12- Aliyyiil Miirteda "radiyallahu teala anh" hazretlerinden 
rivayet olunmusdur. Benim kulagim, Resuhillah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin mubarek agzindan isitdi, 
buyurdular ki: (Talha ve Ziibeyr Cennetde dolasirlar!) 

13- Sa'd bin Ebi Vakkas "radiyallahii teala anh" hazretle- 
rinden rivayet olunmusdur. Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri Uhud giinii buyurdular ki: (Ya Rabbi! At- 
digini isabet etdir, diiasim kabul et!) Yine Sa'd hazretlerinden 
rivayet olunmusdur. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" buyurdular ki: (Ya Rabbi! Sa'd sana diia etdigi zeman ka- 
bul et!) Cabir "radiyallahu teala anh" hazretlerinden rivayetdir 
ki, Sa'd "radiyallahu teala anh" Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" ile karsilasdi. Buyurdu ki, (Bu benim dayim- 
dir!) Sa'd, beni Ziihreden idi. Omer ibni Hattabin "radiyallahu 
teala anh" menakibinda da anlatildigi iizere, alti kimsenin ara- 
sinda hilafet emrini suraya birakmislar idi. Sa'd bin Ebi Vakkas 
"radiyallahu teala anh" da orada zikr olunmusdur. 

Her Muvahhid Mii'min tarafindan hifzi gereken giizel bir 
menkibe: Abdurrahman Hamid el Cami "kuddise sirruhiissa- 
mi" hazretleri, (Nefehat-iil-Uns) adh kitab-i serifinin evvelinde, 
vilayet erbabimn "kaddesallahii teala ervahahiim" siniflandinl- 
masinda, (Kitab-i Ke§f-iil Mahcub)dan nakl buyurmuslardir. 
Allahii Siibhanehii ve teala, Burhan-i Nebeviyi baki kilmisdir. 
Evliyayi o burhamn aciga cikmasina sebeb kilmisdir. Ta ki, dai- 
ma, Allahii teala hazretlerinin ayetleri ve Muhammed Mustafa 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin muhabbetinin 
sidki aciga ciksin. Onlan alemlerin valileri yapdi. Hazret-i Mu- 
hammedin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hadisini yeniledi- 
ler. Nefse uyma yolunu terk etdiler. Gokden yagmur onlann 
varhgi sebebi ile iner. Yerden ot, onlann ahvali ve safasi bere- 
keti ile yetisir. Miislimanlar, kafirler iizerine galibiyyetleri onla- 
nn himmetleri ile buldular. Onlar dort bin kimsedir. Birbirini 
dahi bilmezler. Kendi kemallerini dahi bilmezler. Hepsinin hai- 
led kendilerinden ve halkdan ortuludiir. Bunlar hakkinda ha- 
berler vardir. Bu hususda Elhamdiilillah ki, haber ulasmisdir. 

-537- 



Amma o kimseler akl ve hal ehlidir. Allahii teala ve tekaddes 
hazretleri dergahimn kumandam olanlann sayilan ucyuzdur. 
Onlara (Ahyar) derler. Onlardan kirklar vardir ki, onlara (Eb- 
rar) derler. Dort danesine de (Evtad) derler. tie danesine de 
(Niikeba) derler. Bir danesine [en buyuklerine] (Kutb) ve 
(Gavs) derler. Bunlann hepsi birbirini tamrlar. Islerinde birbi- 
rinin iznine muhtacdirlar. Bununla alakali olarak haberler var- 
dir ve buyuklerin sozleri mevcuddur. Hakikat ehli bunun sihha- 
ti uzerine ittifak etmisdir. 

(Fiituhat-i Mekkiyye) kitabimn sahibi "kuddise sirruh", o 
kitabda, otuzuncu faslda; yuzdoksansekizinci babda, yedi aded 
olan ricale (Ebdal) denilmisdir demekdedir. Ve o yerde zikr et- 
misdir ki, Allahii Siibhanehii ve teala hazretleri yeri yedi iklim 
kilmrsdir. Kendi bendelerinden yedi kimseyi giizide etmisdir. 
Onlara (Ebdal) demislerdir. Her iklimin viicudunu o yedi kim- 
seden birisinin varhgina baglamisdir. (Mevlana Caminin sozii 
burada temam oldu.) 

Hace Behaiil Hak Veddin "kuddise sirruh" hazretlerinin, 
kendi sadik talebelerinden olan Muhammed bin Muhammed 
el-Hafiz Buhari "rahimehullah" risalesinde nakl etmisdir. Hace 
hazretleri buyurdular ki, Ebu Talib-i Mekki "kuddise sirriih- 
ul'aziz" kendi (Kut-iil kulub) adh kitabda nakl etmisdir ki, 
(Kutb-i zeman) olan kimse, her asrda, kiyamete kadar, emir-iil 
mu'minin Ebu Bekr-i Siddik "radiyallahii teala anh" hazretleri- 
nin naib-i menabi [vekili] makamindadir. (Evtad)dan iicii de 
kutbdan asagidirlar. Her zemanda o iicii de iic halifenin, ya'ni 
Emir-iil mu'minin Omer, emir-iil mu'minin Osman, emir-iil 
mu'minin Alinin "radiyallahii teala annum" vekilleridirler. On- 
lann sifatlan, halleri, yakinleri bu [iic biiyiik halifenin] halleri- 
ne benzer. Bu sadiklardan alti kimsenin, sifati da budur: (Yer- 
yiizii ehalisinden bela onlar vasitasi ile def edilir. Onlar vasita- 
si ile nzk gonderilir. Onlar vasitasi ile yagmur yagdinhr. Yeryii- 
zii onlar vasitasi ile ayakda durur. Her zemanda, asere-i miibes- 
sereden diger altisimn da, bunlar vekilleridir "radiyallahii teala 
annum".) Bu biiyiik Velilerin herbiri, asere-i miibessereden bi- 
rinin vekili olarak bulunur. Onlara layik naibler kiyamete ka- 
dar bulunur. 



538- 



ONUNCU BAB 

Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" Ehl-i Beyti- 
nin Menakibi: 

Birinci Menakib: Muhyissiinne [Imam-i Begavi] "rahimehul- 
lahii teala" (Mesabih-i serif)inde, bu babin evvelinde, Sa'd bin 
Ebi Vakkas "radiyallahti teala anh" hazretlerinden rivayet et- 
mislerdir. Sa'd "radiyallahti anh" dedi ki, meal-i serifi, (Geliniz! 
Biz ve siz ogullarimizi, kadinlanmizi ve nefslerimizi cagirahm!) 
olan, Al-i Imran suresi 61. ci ayet-i kerimesi nazil oldugu vaktde, 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem", Aliyi, Fatimayi, 
Haseni ve Hiiseyni "radiyallahti annum" cagirdi. Buyurdular ki, 
(Ya Rabbi! Bunlar benim ehl-i beytimdir.) Aise "radiyallahti 
teala anna" hazretleri buyurdular ki: Resulullahin "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" tizerinde bir btird-i yemani [Yemen ku- 
masindan bir ctibbe] vardi. Kara ytinden idi. O sirada Hasen bin 
Ali geldi. Onu kisvesinin [ctibbesinin] altina aldi. Sonra Htiseyn 
geldi. Onu da dahil etdiler. Sonra Ali geldi. Onu da dahil etdiler. 
Sonra Fatimayi cagirdilar. Hazret-i Fatima mesture olarak geldi. 
Onu da ctibbesinin altina aldilar. Sonra meal-i serifi, (... Allahii 
teala sizlerden ricsi, ya'nf her kusur ve kirleri gidermek istiyor. 
Ve sizi tam bir taharet ile temizlemek istiyor...) olan, Ahzab su- 
resinin 33.cti ayet-i kerimesini okudular. 

Yine Muhyissiinne Imam-i Begavi "rahimehullah", (Meali- 
miit-tenzil)de bu ayet-i kerimenin tefsirinde nakl etmisdir. Ebti 
Sa'id Ahmed bin Muhammed el Hamidi haber verdi. Ona Ibni 
Abdullah bin Dinar haber verdi. O Serik bin Ebiden, o Atadan, 
o Yesardan, o Umm-ii Seleme "radiyallahti teala anna" hazret- 
lerinden haber verdi. Umm-ii Seleme "radiyallahti anna" bu- 
yurdu ki: Bu ayet-i kerime benim evimde nazil oldu. Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri, Fatima, Ali, Ha- 
sen ve Hiiseyn "radiyallahti teala annum ecma'in" hazretleri 
icin buyurdular ki: (Bunlar benim ehl-i beytimdir!) Umm-ii Se- 
leme dedi ki: (Ya Resulallah! Ben senin ehl-i beytinden degil 
miyim, dedim.) Buyurdu ki, (Evet, insaallahu teala!) buyurdu. 
Zeyd bin Erkam dedi ki: Ehl-i beyt o kimsedir ki, ona zekat al- 

-539- 



mak haramdrr. Bunlar, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerinden sonra, Alfnin, Ukaylin, Ca'ferin ve Ab- 
basin yakinlandir "radiyallahii teala anhum". Muhyissiinnenin 
kelami temam oldu. Serh-i Mesabfhden ba'zisinda soyle bildi- 
rilmisdir ki, ehl-i Resul; kendilerinin zekat almasi haram olan 
kimseler diye bahs olunmusdur. (Miislim)in ba'zi rivayetlerin- 
de de soyle bildirilmisdir: Onlar Hasimidirler, Muttalibidirler, 
onlann mevalileri de boyledir. 

Ikinci Menakib: Aise "radiyallahii teala anha" hazretlerinden 
rivayet olunmusdur. Ezvac-i tahiratin "ndvanullahi teala aley- 
him ecma'in" hepsi, Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" huzur-u seriflerinde idik. Fatima-tiiz-zehra "radiyallahii an- 
ha" geldi. Yiiriimesi Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" yiiriimesinden hafi degildir. Fatimayi gordiigii vakt, (Mer- 
haba ya kizim,) buyurdu. Sonra oturdu. Sonra gizli konusdular. 
Fatima yiiksek sesle agladi. O vakt, Fatimamn hiizniinii gordii. 
Ikinci kerre gizli konusdular. O zeman Fatima giildii. Sonra Re- 
sulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" se'adetle kalkrp gitdi. 
Ben Fatimadan "radiyallahii anha" sana gizli ne soyledi diye sor- 
dum. Fatima "radiyallahii anha" dedi ki, ben Resulullah "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin sirnni acikhyamam. 
Resulullah hazretleri ahirete intikal buyurduklan zeman, Aise 
"radiyallahii anha" buyurdular ki: Ben Fatimaya dedim ki, sana 
yemin veririm ki, benim senin iizerinde hakkim olsun ki, onu ha- 
ber veresin. Fatima "radiyallahii teala anha" dedi: Bana gizli 
soyledigi vakt, haber verdi ki, (Cebrail aleyhisselam, Kur'an-i 
azim-iis-sani her sene benimle bir kerre mukabele ederdi [okur- 
du]. Bu sene benimle iki kerre mukabele etdi [okudu]. Bundan 
ecelimin yaklasdigi anlasihr. Allahii teala hazretlerine ittika eyle 
ve sabr eyle. Zira muhakkak ben senin kin ne giizel selefim. 
[Senden once oliiriim.]) Ben agladim. Uziildiigiimii goriince, 
ikinci kerre yine gizli olarak soyledi. Buyurdu ki, (Ya Fatima! 
Cennet ehli kadinlarin, mii'minlerin hammlarimn, seyyidesi 
olursun. Razi olmaz misin.) Bir rivayetde, bana gizli olarak o 
hastahginda, vefatimn yaklasdigini haber verdiginde, ben agla- 
dim. Sonra gizli olarak, (Ehl-i beytimden bana evvel kavusan sen 
olursun) buyurdukda, ben giildiim, seklinde bildirilmisdir. (Me- 
sabfh)den ahnmisdir. Miisevvir bin Mahremeden rivayet edil- 
misdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 

-540- 



buyurdular ki: (Fatima benden bir parcatlir. Her kim onu gada- 
ba getirir ise, beni gadaba getirir.) Baska bir rivayetde, (Ona 
eziyyet eden, bana eziyyet etmis olur) buyuruldu. 

Uciincii Menakib: Zeyd bin Erkam "radiyallahu teala anh" 
hazretlerinden rivayet ohmmusdur. Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretleri, Mekke ile Medine arasinda bu- 
lunan Gadirhum denilen mevzi'de hutbe okudu. Allahii tebare- 
ke ve teala hazretlerine hamd ve sena etdi. Va'z ve nasihat et- 
di. Sonra buyurdu ki: (Ey insanlar! Ben insanim. Rabbimin hu- 
ziiruna da'vet olundum. Benden sonra size iki sey birakiyorum. 
Bunlara yapisirsaniz, yoldan cikmazsiniz. Birincisi ikincisinden 
daha biiyiikdiir. Biri Allahii tealamn kitabi olan Kur'an-i ke- 
rimdir ki, gokden yere kadar uzanmis saglam bir ipdir. Ikincisi 
ehl-i beytimdir, ehl-i beytimdir, ehl-i beytimdir. Bunlann ikisi 
birbirinden ayrdmaz. Bunlara uymiyan benim yolumdan ayn- 
hr.) Bir rivayetde, Allahii tealamn kitabi, Allahin ipidir. Ona 
tutunan hidayete kavusur. Onu terk eden dalaletde olur, buyu- 
ruldu. (§erh-i siinne)de dedi ki, bunlara sekaleyn tesmiye etdi. 
Onun icin ki bunlar ile ahz, bunlar ile amel etmek agirdir. Ve 
yine boylece muhafaza ve onlara ihtiram ve halife olduklan ze- 
man emrlerine uymak agirdir. 

Dordiincii Menakib: Bera' bin Azib "radiyallahu teala anh" 
hazretlerinden rivayet edilmisdir. Dedi ki: Resulullah "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" hazretlerini gordiim. Hasen bin Ali 
"radiyallahu teala anhiima" omuzu iizerinde idi. Buyurdu ki, 
(Allahim! Muhakkak, ben bunu severim. Sen de sev! Bunu se- 
venleri de sev!) Ebu Hiireyreden "radiyallahu teala anh" riva- 
yet olunur. Ben Resulullah hazretleri ile giindiiz vakti bir saat- 
de, disan cikdik. Fatima-tiiz-Zehramn "radiyallahu anna" evine 
geldik. Buyurdu ki: (Kiiciik cocuk, kiiciik cocuk.) Kiiciik cocuk 
diye hazret-i Haseni irade ederler idi. Gecikmeden hemen haz- 
ret-i Hasen siir'atle geldi. Hatta birbiri ile kucaklasdilar. Resu- 
lullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu ki: 
(Ya Rabbi! Ben onu severim. Sen de sev! Onu sevenleri de 
sev!) Ebu Bekrden "radiyallahu teala anh" rivayet etdiler. De- 
di ki: Ben, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" efendi- 
mizi minber iizerinde gordiim. Hasen bin Ah "radiyallahu teala 
anh" da yaninda idi. Resul aleyhisselam bir kerre cema'ate ba- 
kardi. Bir kerre torunu Hasene bakardi. Buyurdu ki: (Bu benim 

-541- 



oglum seyyiddir. Uiimrid edilir ki, Allahii teala miislimanlardan 
iki biiyiik firkayi bu oglum sebebi He bansdinr.) 

Tiirpiisti "rahimehullahii teala" buyurmus ki: (Iki biiyiik ce- 
ma'at diye vasf etdiler. Zira miislimanlar o giinde iki firka oldu- 
lar. Bir firka hazret-i Hasen tarafinda, bir firka hazret-i Mu'avi- 
ye tarafinda idi. Hazret-i Hasen "radiyallahii anh" o giin biitiin 
miislimanlar iizerine halite olmaya en ziyade hakki olan idi. La- 
kin vera'i, biitiin insanlara sefkati, onu miilkii ve diinyayi terk 
etmege sevk etdi. Hasa ki hilafeti birakmak istegi, illetden ve 
zilletden dolayi degildi. Zira o giinde hazret-i Hasene kirk bin 
kimse, ugrunda can ve bas feda etmek iizerine bi'at etdi. Haz- 
ret-i Hasen buyurdu ki, faide ve zarari bileliden beri, Muham- 
med aleyhisselamin halifesi olmak icin olsa bile, bir hacamat 
dolusu kanin dokiilmesini bile arzu etmedim. 

Hazret-i Hasenin bu isi ba'zi taifesine giic geldi. Hatta asa- 
biyyetle ve cahiliyyet gayreti ile bu ise kizanlar oldu. Hasen "ra- 
diyallahii anh" hazretlerinin yanina geldiklerinde, esselamii 
aleyke ya Ar-el mii'minin [Ey mii'minlerin ar etdigi kimse] di- 
ye soylemege basladilar. Hazret-i Hasen "radiyallahii teala 
anh" buyurdular ki, (El-ar hayr minennar) (Ar [utanmak], nar- 
dan hayrhdir.) Bu hadis-i serifi Sahabe-i giizin hazretlerinden 
bir cema'at rivayet etmisdir. Seref ve fazilet cihetinden bu kafi- 
dir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri ona 
seyyid diye ad koymusdur. O kimsede bundan ziyade seref ola- 
maz.) Turpiistinin kelami sona erdi. 

(Serh-i Siinne)de buyurmus ki, bu hadis-i serifde, bunun 
iizerine delil vardir ki, bu iki firkadan hicbiri islam milletinden 
cikmamisdir. Zira Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri hepsine miisliman buyurdu. Halbuki birisi ictihadin- 
da hata etmis, birisi dogruyu bulmusdur. Her yerdeki rey' ve 
mezhebde ihtilaf vaki' olur. Onda te'vilinin yolu budur ki, eger 
te'vil etdiginde bir siibhesi olursa, o te'vilde hata dahi etmis ise, 
bundan dolayidir ki, ehl-i baginin sehadeti kabul olmak iizerine 
ve kadilarimn hiikmi nafiz olmak iizerine ve selef ihtilaf etdiler 
ki, bu sekldeki fitnelerde konusmamak iyidir. Allahii tebareke 
ve teala, o islere ellerimizi bulasdirmadi, biz de dillerimizi bulas- 
dirmamahyiz. (§erh-i Siinne)nin kelami sona erdi. 

Abdullah ibni Omerden "radiyallahii teala anhiima" rivayet 

-542- 



olunmusdur. Hazret-i Hasen ve Hiiseyn hakkinda Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu ki: (ikisi 
diinyadan iki reyhandir.) (Mefatih) kitabimn sahibi beyan et- 
mis ki, burada reyhan, nzkla tefsir olunmusdur. Zimahsen de- 
di ki, ya'ni o ikisi Allahii teala hazretlerinin o nzkindandir ki, 
beni bunlarla nzklandirdi. Nitekim, soyle de denir; (Subhanel- 
lahi reyhanehii). Bu kelimeler masdariyye olarak mensub, 
mef uldiirler. Ya'ni (Esbehallahe siibhana ve istezekahii istirza- 
kan) (Subhanimrz, Rabbimiz) olan Allahii tealayi noksan sifat- 
lardan tenzih eder, ondan nzklandirmasi icin nzk isterim de- 
mekdir. Denildi ki, hadis-i serifde gecen reyhan ile giizel koku 
murad edilmisdir. Zira evladi reyhan gibi koklarlar. Enes "radi- 
yallahii teala anh" hazretlerinden rivayet ediliyor. Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri, hazret-i Haseni zi- 
yade oksardi. Hazret-i Hiiseyn, Resulullah hazretlerine en cok 
benziyen kimse idi. 

Besinci Menakib: Abdullah ibni Abbas "radiyallahii teala 
anhiima" hazretlerinden rivayet edilmisdir. Resulullah "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri bir gun beni mubarek si- 
nelerine basdi. Buyurdu ki, (Ya Rabbi! Buna hikmeti ogret!) ve 
bir rivayetde (Kitabi ogret!) buyurdu. Tayyibi "rahimehullah" 
buyurmus ki, bunun ma'nasi budur ki, hikmetden siinnet mu- 
rad olunur. Zira hikmet kitab ile soylenince, siinnet irade olu- 
nur. [Ya'ni siinnet ma'nasina gelir.] Hikmet, esyanin ashni efdal 
ilmler ile bilmek demekdir. 

Buhari serhinde beyan olunmus ki, kitabdan murad ile 
Kur'an-i azim-iis-samn lafzlan kasd edilmekdedir. Allahii teala 
hazretleri, Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem", Ab- 
dullah ibni Abbas hakkindaki diiasini kabul etmisdir. Yine Ab- 
dullah ibni Abbasdan rivayet edilmisdir. Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" halaya gitmisdi. Ben abdest suyunu ha- 
zirladim. Buyurdular ki, bu suyu kim hazir etdi. Cevab verdiler 
ki, Abdullah ibni Abbas hazirladi. Buyurdular ki: (Ya Rabbi! 
Onu dinde fakih yap!) 

Altinci Menakib: Usame bin Zeyd "radiyallahii teala anh" 
hazretleri rivayet etmisdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri beni kucagina ahrdi ve Haseni "radiyallahii 
anh" da kucagina ahrdi. Buyururdu ki: (Ya Rabbi! Bu ikisini 

-543- 



sev, ben bunlan seviyorum.) Yine Usameden "radiyallahu anh" 
rivayet edilmisdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri beni bir dizi uzerine oturtdu. Haseni de diger dizi iize- 
rine oturtdu. Sonra ikimizi bir yere getirdi ve buyurdu ki: (Ya 
Rabbi, bu ikisine merhamet et! Ben bunlara merhamet ediyo- 
rum!) Ma'lum olsun ki, bu babin evvelinden buraya kadar nakl 
olunan hadis-i serifler, (Mesabih-i §erif)in sahihinden [sahih ha- 
dislerinden] nakl olunmusdur. Bundan boyle, insaallahu teala 
haseninden nakl olunur [hasen hadisler bildirilir]. 

Yedinci Menakib: Cabir "radiyallahu teala anh" hazretlerin- 
den rivayet olunmusdur. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretlerini arafe giinii hacda gordiim. Kusva adh deve- 
si iizerinde hutbe okudu. (Ey insanlar! Size, onlara yapisip, da- 
lalete diismemeniz icin, Allahii tealamn kitabim ve itrem ehl-i 
beytimi birakdim) buyurdugunu isitdim. Tiirpiisti "rahimehul- 
lahii teala" buyurmusdur ki, ltre icin ba'zilan dediler ki, kisinin 
ltresi, yakinlan demekdir. Ba'zilan dedi ki, Resulullah "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin ltresi, Abdiilmuttalib 
ogullandir. Ba'zisi dedi, kisinin ltresi, ehl-i beytidir. Yakin ol- 
sun, uzak olsun ev halkidir. Liigat ma'nasi i'tibariyle de, kisinin 
ehl-i beyti ve kavminin yakinlandir. Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretleri ltreyi beyan buyurdular. Ehl-i 
beyt ile beraber ifade olundugunda, ltreden murad-i serifleri, 
asabeleri ve ezvac-i tahiratidir "radiyallahu teala anhiim ec- 
ma'in". 

Zeyd bin Erkam "radiyallahu anh" rivayet eder. Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: 
(Muhakkak ben size, eger benden sonra onlara tutunursaniz, 
iki sev birakiyorum. Birisi, digerine nazaran daha biiyiikdur. Bu 
Kitabullahdir ki, gokden yere kadar uzanan ipdir. ikincisi, it- 
rem olan ehl-i beytimdir. Asia birbirlerinden ayrilmazlar. Ta ki 
benim havzima ulasirlar. Siz de, o ikisinden yana ne yol ile ha- 
lef olursunuz nazar ediniz.) Tayyibi "rahmetullahi aleyh" haz- 
retleri beyan buyurmuslar ki, bir seye imsak etmek, tutunmak, 
ona baglanmak, onu hifz etmekle [korumak ile] olur. Allahii te- 
bareke ve teala hazretleri [Hac suresi 65.ci ayetinde mealen] 
buyurur: (Elbette Allahii teala semayi, yere dii§memesi icin tu- 
tar. Ancak [kiyamet giinii] kendi izni ile tutar.) Ancak layik 
olan seye tutunulur. Temessiik gecen yerlerde temessiik olunan 

-544- 



sey de bildirilmisdir ki, ipdir. (Kitabullah, gokden yere kadar 
uzanan ipdir) sozunde sanki insanlar, tabfatlerinin, sehvetleri- 
nin istedigi seylerin bulundugu bir yerde durmuslar, nefslerinin 
cirkin arzulanni yerine getirmek isterken, Allahii teala lutf 
edip, insanlann yiikselmesini irade ederek, Kur'an-i kerim ipi- 
ni onlara yaklasdinr. O ipe tutunanlar kurtulur. Orada kalanlar 
helak olur. Kur'an-i azim-iis-sana temessiik, onda bildirilen ile 
amel etmek, yasak edilenden kacmakdir.Itrete temessiik 
ma'nasi, onlara muhabbetdir. Ya'ni ehl-i beyti sevmek, onlann 
dogru yolunda, izinde yiiriimekdir. 

Yine Zeyd bin Erkam "radiyallahii teala anh" rivayet eder. 
Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri, All, 
Fatima, Hasen ve Hiiseyn "radiyallahii anhiim" icin buyurdular 
ki: (Onlarla muharebe edenler ile ben harbdeyim. Onlan sela- 
metde birakana, ben de selametdeyim!) Burada harb adalet 
ma'nasinadir. Selamet de sulh ma'nasinadir. Burada miibalaga- 
li ma'nada kullamlmakdadir. 

Aise "radiyallahii teala anna" hazretlerinden Resulullah 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerine, insanlann en 
sevgilisi kim idi diye siial olundu. Buyurdular ki: (Fatima-tiiz- 
zehra.) Erkeklerden sevgili olan hangisidir, diye siial olundu. 
Buyurdular ki: (Fatimamn zevci "radiyallahii anhiim".) Ebu 
Sa'id "radiyallahii teala anh" hazretlerinden rivayet edilmisdir. 
Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" buyurdu ki: (Ha- 
sen ve Hiiseyn, Cennet ehlinin genclerinin seyyididir.) 

imam-i Nevevi "rahimehullah" hazretleri fetvasinda buyur- 
muslardir ki, bu hadisde bir mes'ele vardir. Bu hadis-i serif sa- 
hih midir, degil midir. Ma'nasi ne demekdir. Onlar gene iken 
mi, yaslandikda mi vefat etdiler. Ebu Sa'id-i Hudriden "radiyal- 
lahii teala anh" rivayet etmisdir. Resulullah "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" buyurdular ki: (Hasen ve Hiiseyn, Cennet eh- 
linin gencleridir.) (Tirmizi) rivayet etdi ve dedi ki, bu hadis-i se- 
rif hasen ve sahihdir. Enes "radiyallahii anh" hazretlerinden bil- 
dirilmisdir. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" haz- 
retleri, Ebu Bekr ve Omer "radiyallahii teala anhiim" hazretle- 
rine; (Peygamberlerden sonra, once ve sonra gelenlerden Cen- 
net ehlinin yaslilarimn seyyidi bu ikisidir.) buyurdu. Tirmizi ri- 
vayet etdi ve dedi ki, bu hadis hasendir. Ebu Bekr ve Omer; Ha- 

- 545 - Menakib-i Cihar Yar-i Giizin - F:35 



sen ve Huseyn "radiyallahu teala annum ecma'in" hazretleri 
yasli olarak vefat etdiler. Hadis-i serifin ma'nasi budur ki, mu- 
hakkak Hasen ve Huseyn gene olarak Cennete girenlerin sey- 
yidleridir. Ebu Bekr ve Omer yasli olarak Cennete girenlerin 
seyyididirler. Cennet ehlinin hepsi, otuzuc yasinda kimseler ola- 
caklardir. Seyyid olan o kimselerin omrleri, digerlerinden az ve- 
ya cok olabilir. [Seyyid olanlar, digerlerinden daha ustun ve ke- 
mal sahibidirler.] (Nevevi)nin fetvasi burada sona erdi. 

Usame bin Zeyd "radiyallahu anh" hazretleri, rivayet eder. 
Ben Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin 
huzuruna bir gece, ba'zi hacetimden dolayi varmisdim. Resulul- 
lah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" birsey ile ortunmus ola- 
rak cikdi. Bu seklde neden cikdigini bilemedim. Hacetimi [isi- 
mi] bitirdikden sonra dedim ki, (Ya Resulallah, ortundiigun se- 
yin altinda ne vardir.) Ortuyii acdi. Hasen ve Huseyn "radiyal- 
lahu teala anh" hazretleri mubarek kucaklannda idi. Buyurdu- 
lar ki: (Bu ikisi ogullanmdir. Kizimin ogullaridir. Ya Rabbi! Bu 
ikisini seviyorum. Bunlari sevenleri de seviyorum!) Enes "radi- 
yallahii teala anh" hazretleri rivayet etmisdir. Resulullah "sal- 
lallahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden siial olundu ki, 
ehl-i beytinizden hangisini daha cok seviyorsunuz. Buyurdu: 
(Hasen ve Huseyn ve Fatimayi "radiyallahu teala annum" sevi- 
yorum. Iki oglumu cagirin. Kokhyayim ve bagrima basayim!) 
Gayb yolu ile, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" o 
ikisini koklar ve bagrina basar. Biireyde "radiyallahu teala 
anh" rivayet eder. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri hutbe okuyordu. O sirada Hasen ve Huseyn "radiyal- 
lahii teala annum" geldiler. Uzerlerinde kirmrzi gomlek vardi. 
Yiirurken diiserlerdi. Zira yaslan kiiciik idi. Hemen Resulullah 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" minberden inip, ikisini de ya- 
nina ahp, minbere cikardi. Karsisina oturtdu. Sonra; meal-i se- 
rifi, (Mallariniz ve evladlanniz ancak fitnedir) ayet-i kerimesini 
okudu. Sonra, (Bu iki sabinin yiizlerine bakdim. Diiserler ve 
yiiriirler idi. Sabr edemedim. Sozlerimi kesip, bu ikisini yukari 
goturdiim) buyurdular. 

Ya'la bin Miirre "radiyallahu teala anh" rivayet eder. Resu- 
lullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular 
ki: (Huseyn benden, ben de Hiiseyndenim. Hiiseyni seveni Al- 
lahii teala da sever. Huseyn, torunlardan bir torundur.) $arih 

-546- 



Tayyibi "rahimehullahu teala" beyan eylemislerdir ki; Kadi 
"rahimehullah" buyurdu ki, Resulullah "sallailahu teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri, hazret-i imam-i Hiiseyn ile kavmi arasin- 
da meydana gelecek hadiseleri bilip, o sebebden hazret-i Hu- 
seyni hustisi olarak zikr edip, beyan buyurdular ki, kendi zat-i 
serifleri ile hazret-i imam-i Hiiseyn muhabbetde, hurmetde ve 
ta'rizde ve muharebede ve onu te'kidde bir oldugu anlasilsin. 
(Hiiseyni seveni, Allahii teala sever) buyurdular. Zira, muhak- 
kak, hazret-i Hiiseyne muhabbet, Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerine muhabbetdir. Resulullaha mu- 
habbet Allahii tebareke ve teala hazretlerine muhabbetdir. 

Turpusti "rahimehullahu teala" buyurdular ki: (Sibt: To- 
run), sebatdandir. Sebat o secereye derler ki, cok dallan vardir. 
Bir govdeye baghdir. Veled [ogul] secere [agac] menzilesinde 
[yerinde] olur. Bunun tefsirinde denildi ki, (Elbette o, hayrda, 
iimmetlerden bir iimmetdir.) Yine hadis-i serifde buyrulmus- 
dur ki: (Hasen ve Hiiseyn, Resulullahin iki torunudur.) Sunu da 
derim ki, (Sibt)den murad kabiledir. Ya'ni o ikisinden iki kabi- 
le hasil olur [dal, budak salar, cogahr]. O ikisine (sibt) tesmiye 
etdiler. [Torun dediler.] O ikisi asl olur [govde olur]. Evladi, to- 
runlan da taife olur. Turpustinin kelami temam oldu. 

Buyurulmusdur ki, avam arasinda Hasen "radiyallahii teala 
anh" hazretlerinin nesilleri bitmisdir diye yanhs bir inanis var- 
dir. Boyle inanmak dogru degildir. Turpustinin rivayet buyur- 
dugu hadis-i serif, boyle diisunenlerin i'tikadim tekzib eder. 
Hem menakib-i seriflerini beyan etdiler. Aciklamislardir ki, ve- 
fat etdiklerinde ondort ogullan kaldi. Bircok kizlan kaldi. Mah- 
dumlannin ismleri, Abdullah, Kasim, Hiiseyn-el Ebrim ve 
Ukayl, Hasen-el Miisenna ve Zeyd, Abdurrahman ve Ahmed, 
Omer ve Ismail ve Fadl ve Ebu Bekr ve Talha. Bu kadar evlad- 
dan nesilleri kalmamak mumkiin degildir. 

Nakl olunmusdur ki, Abdiilkadir-i Geylani "kuddise sirru- 
hul'aziz" hazretleri kendi tasnif etdigi (Gunyet-iit-talibin) adi 
verilen risalede, kendi dedelerinin silsilesini Hasen "radiyalla- 
hii teala anh" hazretlerine ulasdinr. Bu yol ile beyan buyurmus- 
dur: Muhyiddin Ebu Muhammed Abdiilkadir ibni Ebi Salih 
Cengi Dost bin Abdullah bin Yahya bin Daviid bin Musa bin 
Abdullah bin Hasen-el Miisenna ibni Hasen bin Ali bin Ebi Ta- 

-547- 



lib "radiyallahu teala anhiima ve rahmetullahi aleyhim ec- 
ma'in". Bu fakir ve purtaksfr-ul aciz, Seyyid Eyyub der ki, biz 
de boyle tesbft etdik. Seyyid Mahmud el-miilekkab bil aziz 
[Aziz lakabi ile lakablanmis] "kuddise sirruh" hazretlerinin 
meclis-i seriflerinde hazir olan ba'zi ehibba ve arkadaslan bu- 
yururlardi, biz Haseniyiz. Siyadetimiz silsilesi Hasen "radiyalla- 
hii teala anh" hazretlerine erisir. Hem ekseri i'timad edilir kisi- 
lerden isitdigimiz budur ki, Mekke-i miikerreme serrefehallahii 
teala bi serefiha [orasini seref ile sereflendirdi], seriflerin silsile- 
leri hazret-i Hasene ulasir. Bu tafsflath bilgiden gaye odur ki, 
bunlann hepsini bos sayip, temamini inkar gerekmez. Neseb-i 
serffleri, ihtimal ki kalmisdir. 

Ali "radiyallahu teala anh" hazretlerinden rivayet olunmus- 
dur. Hasen, Resul-i muhterem "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerinin gogiisden basa kadar olan kismina, Hiiseyn; 
Resulullahin gogiisden asagiya kadar kismina, insanlann en cok 
benziyenidir. Huzeyfe "radiyallahu teala anh" hazretlerinden ri- 
vayet edilmisdir. Huzeyfe der ki, valideme dedim ki: Bana izn 
ver, varayim, Muhammed Mustafa "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" hazretleriyle aksam nemazi kilayim. Soyliyeyim de, ba- 
na ve sana istigfar etsin [ya'ni diia buyursun]. Geldim. Resulul- 
lah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" ile aksam nemazim kil- 
dim. Sonra yine nemaz ile mesgul oldu. Yatsi nemazim da kildi. 
Sonra geri dondii. Ben de tabi' oldum. Benim sesimi [gelisimi] 
isitdi. (Kimdir, Huzeyfe midir) buyurdu. Evet ya Resulallah! de- 
dim. Buyurdular ki: (Nedir hacetin [istegin]. Allahii teala haz- 
retleri seni ve anneni afv etsin.) Sonra buyurdular ki: (Simdiye 
kadar hie bir yere gelmemis melek bu gece geldi. Rabbinden izn 
istemis ki, benim iizerime selam versin ve Bana miijde versin ki, 
muhakkak Fatima, Cennet ehli kadinlann seyyidesidir. Hasen 
ve Hiiseyn, Cennet ehli genclerin seyyididirler.) 

Abdullah ibni Abbas "radiyallahu teala anhiima" hazretleri 
rivayet etmisdir. Muhammed Mustafa "sallallahu teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri, Hasen bin Aliyi omuzuna almisdi. Bir ki- 
si dedi ki; Ya ogul; ne giizel zatin omuzundasin. Resulullah 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" buyurdu: (Omuzumdaki de 
giizeldir.) Bu menkibenin evvelinden buraya kadar temami, 
(Mesabih)in hasen hadislerinden bildirilmisdir. 

-548- 



Sekizinci Menakib: Imam-i Hasen ve imam-i Htiseyn ve Ab- 
dullah bin Ca'fer "radryallahti teala anhtim" Medine-i mtinev- 
vereye giderken, yolda erzaklan kalmadi. Sahrada olduklan 
icin, yiyecek birsey alacak yer de olmayip, aclik ve susuzlukdan 
gayet muzdarib oldular. Allahti tealaya tevekktil etdik deyip, 
yoldan sapdilar. Biraz gitdikleri gibi, ovanin orta yerinde bir ka- 
ralti gordtiler. Ona dogru stirtip, gitdiler. Bakdilar ki, bir kara 
cadir icinde, bir kadincikdan baska kimse yok. Kadincagiza se- 
lam verdiler. O kadincagiz da, letafet ile selamlanni alip ve 
bunlara dikkat ile bakdi. Hatinna bu geldi ki, bu tic sultanin 
dtinyada benzerleri az bulunur. Kadina dediler ki, bir yiyecegin 
var midir. O dedi ki, bir kecim vardir. Kendiniz saginiz, stidtinti 
iciniz. imamlardan birisi sagdi, bir canak stidti bir imama verdi. 
Bir canak da Abdtillaha verdi. Bir canak da kendi icdi. Ondan 
sonra kadina dediler ki, baska yiyecegin yok mudur. Kadinca- 
giz dedi ki, bu kecimi bogazlayip, yiyin. O kadin, bunu boyle 
soyleyince, Abdtillah hazretleri o keciyi kesip, pisirip, yidiler. 
Allahu Stibhanehti ve teala hazretlerine hamd edip, atlanna 
bindiler. Sonra kadincagiza dediler ki, Medine-i munevvereye 
vardigin zeman, mutlaka bize ugrayasin ki, biz Seyyidlerdeniz 
ve Hasimilerdeniz. Se'adetle dontip, gitdiler. Bir zeman sonra o 
kadincagizin kocasi geldi. Gordti ki, ortada keci yok. Keci ne 
oldu diye sordu. Hanimi da meydana gelen hadiseyi anlatdi. 
Kocasi da huztirsuz olup, ey aklsiz hanim! Nicin boyle yapdin. 
Bizim ondan gayri nesnemiz yok idi, dedi. Hammcagiz dedi ki, 
Allahu teala rahimdir. Kullanni ac koymaz. Bunun gibi gtizel 
yigitler, asilzadeler evimize geldi. Onlan musafir etmeden gon- 
dermek insaf degildir. Bir keci nedir ki, oyle sultanlardan esir- 
gerim. Amma kadincagiz, imamlan bilmez idi. Gtizel yigitleri 
gordtigtinde, mubarek ytizlerinin ntiraniliginden ve sozlerinin 
tathhgindan, firasetle bildi ki, asilzadeler ve celebi insanlardir. 
Onun icin kendilerinden bir nesne esirgemedi. Bu dtinyada bti- 
ttin mah bir keci olup, onu da mtisafirlerine ikram etmek o ka- 
dincagizin kemal derecede comerdligini gosterir. 

Artik, kadincagiz, kocasi ile birseyler ahp-satmak icin, Me- 
dine-i mtinevvereye gitdiler. Sehr icinde gezerken, hikmet-i ila- 
hi, imam-i Htiseyn "radiyallahti teala anh" hazretlerine Bab-i 
selam ontinden gecerken rast geldiler. Imam hazretleri, kadin- 
cagizi gordti ve tanidi. Acele adam gonderip, huztir-i seriflerine 

-549- 



getirdiler. Kadincagiza hitab edip, buyurdular ki, benim kim ol- 
dugumu bilir misin? Bilmem, deyip, cevab verdi. Imam hazret- 
leri buyurdu ki, o lie yigit, bir zeman senin cadinna ugradilar. 
Sen onlara siit icirdin. Keciyi kesdiler. Onlarin biri, benim. Emr 
etdi, bunlara ziyade ikramda bulundular. Hikmet-i Rabbani 
imam hazretlerinin yaninda fazla bir sey bulunmadigindan, 
beyt-iil mal eminine adam gonderdiler. Bize bin dirhem giimiis 
ve yiiz koyun versin. Insaallah biz yine veririz, dediler. Beyt-iil 
mal emini verdi. Huzur-i serfflerine getirdiler. Temamini ka- 
dincagiza verip, bizi ma'zur tut, dedi. Yanlanna adam verip, 
imam-i Hasen "radiyallahii teala anh" hazretlerine gonderdi. 
imam-i Hasen de bunlan iyi karsilayip, yaninda bulundugu ka- 
dar ikram etdi. Ve onlarin yaninda fazla nesne bulunmadigi 
icin, beyt-iil mal eminine adam gonderip, bin dirhem ile ikiyiiz 
koyun karz [odiinc, bore] aldilar. Hepsini o kadincagiza verip, 
ozr dilediler. Sonra yanlanna bir adam verip, Abdullah bin 
Ca'fer hazretlerine gonderdiler. Abdullah hazretleri, imamlar 
ile bulusdunuz mu diye siial etdi. Evet, onlardan geliriz, dedi- 
ler. Abdullah hazretleri buyurdu: Ne olaydi, once bizim yani- 
miza gelseydiniz! Zira onlarin ellerinde, diinya mah karar et- 
mez [bulunmaz]. Hazir nesneleri bulunmadigi icin, belki lzdi- 
rab cekmislerdir. Bunlar dediler ki, her biri biner dirhem ve 
yiiz ve ikiyiizer koyun ihsan etdiler. Abdullah hazretleri cok 
ni'metler verip, ikibin dirhem ve dortyiiz koyun ihsan etdi. 
Hazret-i Abdullah bin Ca'fer varhkh idi. Ondan sonra, kadin- 
cagiz kocasi ile dortbin dirhem gumiis ve bu kadar [yediyiiz] 
koyunu ahp, sevinerek evlerine dondiiler. Resulullah "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin evladimn sehaveti [co- 
merdligi, ikramlan] bu mertebede olunca, layik olan odur ki, 
iimmeti olan kisi diinyaya ragbet etmeyip, eline geceni infak 
edip, onlarin izinden gidip, ta ki, dtinyada miislimanhklari 
ma'mur, ahiretde de giinahlan afv edilmis olur. 

Dokuzuncu Menakib: Abdullah ibni Abbas "radiyallahii 
teala anhiima" hazretlerinden nakl edilmisdir: Ben Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin huzurunda 
idim. Hazret-i Fatima "radiyallahii teala anna" aghyarak gelip, 
dedi ki, ya babacagim! Hasen ve Hiiseyn evden cikip, gitdiler. 
Uzun miiddet gecdi. Ali de evde yok ki, gidip, onlari cagirsin. 
Ne yapacagiz? Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 

-550- 



hazretleri buyurdu ki: Ya Fatima! Gam yime. Allahu tebareke 
ve teala hazretleri onlan hifz eder. DM buyurdu ki: (Ya Rabbi! 
O ikisini, eger denizde iseler de, inayet kayigm ile, kenara gctir. 
Eger sahrada iseler de, hidayet rehberin ile menzile getir [evine 
getir].) Hazret-i Cebrail aleyhisselam gelip, dedi ki, ya Resulal- 
lah! Onlar diinyadakilerin fadillan, ahiretdekilerin buyuklerin- 
dendir. Valideleri onlardan a'ladir. Hie elem cekme ki, o iki 
seyhzadeleriniz Neccar ogullannin bagcesinde emniyyetdedir- 
ler. Allahu teala hazretleri onlann muhafazasina iki melek mu- 
vekkfl etmisdir. Kanatlanni onlara gerip, hizmetleri ile mesgul- 
diirler. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri, 
o bagceye dogru yola koyuldu. Imam-i Hiiseyni melek getirip, 
eve donerken, Ebu Eyyub-i Ensari "radiyallahii teala anh" me- 
legi his etmeyip, zan etdi ki, ikisini de hazret-i Resul-i ekrem go- 
turmekdedir. Dedi ki, ya Resulallah! Seyhzadelerin birini bana 
verin, gotureyim. Cenabimzin yukiinii hafifleteyim. Hazret-i 
Resul-i ekrem buyurdu ki, (Ya Eba Eyyub! Bunlar diinyada 
miikerrem, ukbada [ahiretde] muhteremdir. Valideleri kendile- 
rinden esref ve efdaldir.) Sahabe-i guzin hazretlerine tevecciih 
edip, buyurdular ki, (Ey kavmim! Size haber vereyim mi, ced ve 
cedde [dede ve nine] cihetinden [yonunden] insanlarin en seref- 
lisi kimdir.) Dediler, siz buyurun. Buyurdular ki, (Hasen ve Hii- 
seyn ki, cedleri [dedeleri] Resulullah, ceddeleri [nineleri] Hadi- 
ce binti Huveyliddir. Arab kabflelerinin seretlisindendir. Haber 
vereyim mi, baba ve anne cihetinden esref kimdir.) Dediler, ya 
Resulallah, siz buyurun. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" buyurdular ki, (Hasen ve Hiiseyn ki, babalan All bin 
Ebi Talib, anneleri Fatima binti Resulullahdir "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem". Ve size dayi ve teyze cihetinden efdal kimdir, 
haber vereyim mi!) Dediler, kimdir siz soyleyin ya Resulallah! 
Buyurdular ki, (Hasen ve Hiiseyn ki, dayilan Kasim bin Resu- 
lullahdir. Teyzeleri Zeyneb binti Resulullahdir. Ve haber vere- 
yim mi size, amca ve hala cihetinden esref kimdir.) Dediler, 
kimdir, ya Resulallah! Buyurdular, (Hasen ve Hiiseyn ki, amca- 
lan Ca'fer Tayyar, halalan Ummihani binti Ebu Talibdir "rid- 
vanullahi teala aleyhim ecma'in".) 

Onuncu Menakib: Abdullah ibni Ziibeyr "radiyallahii teala 
anhiima" hazretleri rivayet etmisdir. Imam-i Hasen "radiyalla- 
hii teala anh" hazretleri ile bir sefere cikmisdik. Bir hurmaliga 

-551- 



ugradik. Hurma agaclannda hurma kalmamrs, kurumusdu. 
Orada konakladik. Abdullah ibni Zubeyr der ki, ben arzu et- 
dim ki, ne olaydi, bu agaclarda hurma olsaydi. imam-i Hasene 
dedim. imam arzumu kabul edip, diia ile mesgul olmaga basla- 
di. Diiasi cabuk kabul olup, hemen bir agac yeserip, hurma 
meydana geldi. [Orada bulunanlar bu sihrdir, dedi. Hayir, Re- 
sulullahin torununun diiasi ile Allahii teala yaratdi, buyurdu. 
(Sevahid-iin niibiivve)de boyle yazilidir.] 

Onbirinci Menakib: (Kenz-iil Garaib) kitabinda yazilidir. 
Bir giin bir a'rabf Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretlerine, bir ceylan yavrusunu hediyye getirdi. Hazret-i 
Fahr-i kevneyn onu imam-i Hasene lutf etdi [hediyye buyurdu]. 
Hazret-i imam-i Hiiseyn bunu isitince, Muhammed Mustafa 
hazretlerinin huzur-i senflerine gelip, dedi ki, ya dedecegim. 
Ben de ceylan yavrusu isterim. Hicbir behane ile teselli bulma- 
yip, aglamaga basladi. Hazret-i Resul-i ekrem diisiinceli oturur- 
ken gordii ki, sahradan bir ceylan, yavrusunu ahp, acele ile ge- 
lir. Muhammed Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haz- 
retlerinin huzur-i serifine geldikde, fasih bir lisan ile; ya Resu- 
lallah! Allahii tebareke ve teala hazretleri ben fakire iki yavru 
ihsan etmisdi. Birini bir avci tutup, size getirdi. Biri benim ile 
kaldi. Onu emzirmege mesgul iken, nida geldi ki, ey aziz, bir 
yavrun Hasene vasil oldu. Hazret-i Hiiseyn de ceylan yavrusu 
istiyor. Aglamaga basladi. Durmayrp, bir yavrunu da cabuk hu- 
zura gotiir. Onun sikintisim kalbinden gider. Yoksa bir damla 
goz yasi cikarsa ars titrer. Melekler onun uziintiisiine takat ge- 
tiremezler. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" haz- 
retleri bu haberden mesrur olup, o ceylan yavrusunu da Hiisey- 
ne verip, hatir-i serifini teselli etdi. Ey azizler! Gokdeki melek- 
ler ve yeryiiziindeki vahsi hayvanlar, bir damla goz yasinin o 
mubarek torunun goziinden damlamasim reva gormediler. On- 
lann goniillerini incitenler ne cevab verir. 

Onikinci Menakib: Eshab-i giizin "ndvanullahi teala aleyhim 
ecma'in" hazretlerinden Dihye "radiyallahii teala anh" daima ti- 
caret icin, sefere gidip-gelirdi. Allahii teala hazretleri bir giizellik 
vermis idi ki, seferden geldikde, sehre girdigi vakt, Medine ehli- 
nin hatunlan vanp, Dihye hazretlerinin hiisn ve cemalini seyr 
ederlerdi. Hazret-i Cebrail aleyhisselam Muhammed Mustafa 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin huzur-i serifleri- 

-552- 



ne geldikde, ekseri Dihye hazretlerinin suretinde gelirdi. Birgtin 
hazret-i Cebrail aleyhisselam, Fahr-i alem hazretlerinin huzur-i 
seriflerinde oturdu. Hazret-i Hasen ve Hiiseyn "radiyallahii tea- 
la anhiima" o zeman heniiz cocuk idiler. O sirada biri Dihyeyi 
goriip, geriye doniip, kardesine haber verdi ki, biiyiik babamizin 
yaninda Dihye oturur. Gel yanina varalim dedi. Ikisi de acele ile 
mescide girdiler. Hazret-i Cebrail aleyhisselamin mubarek dizle- 
ri iizerine oturdular. Mubarek ellerini hazret-i Cebrailin muba- 
rek koynuna uzatdilar. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri bu seyhzadelerin boyle yapdiklanni goriince, hi- 
cab edip, bunlan men' etmek istedi. Hazret-i Cebrail, Resulullah 
hazretlerinin mahcub oldugunu goriince buyurdu ki, ya Resulal- 
lah! Nicin elem cekersin. Bunlar kticiik iken, hazret-i Fatima "ra- 
diyallahii teala anhiima" tehecciid nemazim kilarken, Allahii 
Siibhanehii ve teala hazretleri beni gonderdi. Hazret-i Fatima 
nemazda iken elem cekmeyip, rahatca tehecciid kilsin diye, bun- 
lann besiklerini sallardim. Amma ya Resulallah! Bu tecessiisden 
murad-i serifiniz nedir, ben onun icin hayretdeyim. Yoksa bu ha- 
reketlerini bana karsi bir edebsizlik mi saydiniz; boyle saymayi- 
niz. Hazret-i Fatima tehecciid nemazindan sonra uyurken, bun- 
lar aglardi. Allahii tealadan bana, var bunlann besiklerini salla, 
Fatima "radiyallahii teala anha" uykusundan uyanmasin diye 
ferman gelirdi. (Cennetde, Ali, Hasen ve Hiiseyn "radiyallahii 
annum" icin bir nehr vardir). Sadasim bunlann mubarek kulak- 
lanna ben getirmisdim. Onlann iizerine cikip, ellerini koynuma 
sokmalan acaib olmaz. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri buyurdular ki: (Ya kardesim! Ma'sumlardir. §im- 
di bir§ey yapmadilar. Bir kiistahhk ederler diye mani' oldum. Zf- 
ra Dihye derler eshabimdan birisi vardir ki, disanya gider, her 
geldiginde bize gelse, bunlara bir hediyye ile gelirdi. Sizi Dihye 
zan edip, ellerini koynunuza uzatdilar.) Cebrail aleyhisselam, Al- 
lahii teala hazretlerine tevecciih edip, buyurdu ki, ya Rabbi! Ha- 
bibin yaninda beni utandirma. Niyaz etdigi gibi, giizel hitab eris- 
di ki, (oturdugun yerden gozlerini yum. Iki elini Cennet icine 
uzat. Her ne eline gelirse, al.) Hazret-i Cebrail ellerini Cennete 
uzatdigi gibi, bir yesil salkim iiziim ve bir kirmizi nar eline gelip, 
biiyiik seyhzade ki, hazret-i Hasendir, iiziimu aldi. Kiiciik seyh- 
zade ki hazret-i Hiiseyndir, nan aldi. Seyhzadeler bunlan yer- 
ken, bir dilenci seslendi ki, ya ehl-i beyt. O iiziim ve nardan ba- 
na da verin. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazret- 

-553- 



leri fitratlan icabi vermek istedikde, hazret-i Cebrail aleyhisse- 
lam mani' oldu. Ya Resulallah! Bu dilenci iblisdir. Cennet mey- 
vesi ona haram iken, hile ile almak ister. Iblis oradan kayb olup, 
seyhzadeler meyveleri yirken, hazret-i Cebrail aglamaga basla- 
yip, buyurdu ki, ya Resulallah! Bu iki seyhzadelerin birini cam 
zehri ile ve birini kihnc ile sehid etseler gerekdir. Bu musibetler 
ile Senin derecen yiikselecekdir. 

Oniiciincii Menakib: (Hadika-i Fuduli) kitabindan nakl edil- 
misdir. Bir bayram giinii halk toplanmrs, nes'eli idiler. Seyhza- 
deler [hazret-i Hasen ve hazret-i Huseyn] de geldiler. Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin hizmetine 
muserref olup [huzur-i seriflerine varip], tazarru' ile arz etdiler 
ki, ey Seyyidi Kainat! Kureys ileri gelenlerinin cocuklan, giy- 
dikleri yeni ve renkli elbise ile ovunurler. Bizim de yeni ve 
renkli elbisemiz olsa idi, giyerdik. Habibullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri bu endise ile, Allahii tealamn der- 
gahina niyaz ederken, hazret-i Cebrail aleyhisselam gelip, Cen- 
netden kafurlu iki elbise getirdi. Birini hazret-i Hasene, birini 
hazret-i Hiiseyne verdi. O seyhzadeler elbiseleri renksiz goriip, 
tazarru' etdiler ki, bizim elbiselerimiz de renkli olsa idi dediler. 
Cebrail aleyhisselam bu kolaydir; ya Resulallah. Emr buyur, su 
getirsinler. Ben elbiselerin iizerine dokeyim. Siz de ayi ikiye bo- 
len eliniz ile ovalayin. Seyhzadeler renk begensinler, dedi. O 
emr soylendikde, hazret-i Hasen, buyurdu, bana, ziimrut renk- 
li elbise sevimlidir. Hazret-i Huseyn buyurdu, bana lale renkli 
elbise sevimlidir. Hemen istedikleri gibi mesrur olup, elbiseleri 
giyip, sevindiklerinde, hazret-i Cebrail aleyhisselam agladi. Re- 
sulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdu 
ki: (Ya kardesim Cebrail! Herkesin sevindigi bir zemanda senin 
aglamamn hikmeti nedir!) Cebrail aleyhisselam buyurdu ki: Ey 
seyyid-i miikerrem! Cennetde gordiigiin kasrlan unutdun mu 
ki, hazret-i Hasenin kasri yesil, hazret-i Hiiseynin kasn kirmrzi- 
dir. Bu elbiselerin rengi de onlara isaretdir ki, hazret-i Hasen 
zehr icip, vefat edecegi sirada, mubarek rengi ziimrut gibi olur. 
Hazret-i Hiiseynin mubarek yiizii kana boyandigi zeman, rengi 
kirmrzi olur. Kit'a: 

Zemnnm sakisinin iltifati budur ki, Hasenin bardagma zehr dokmekdir, 
Felek celladimn ahdi de, sehid Hiiseyne kilic cekmekdir. 

-554- 



Ondordiincii Menakib: (§evahid-iin niibiivve) kitabinda ya- 
zilidir. Bir gun Hasen ve Hiiseyn "radiyallahii teala anhiima" 
Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin hu- 
zur-i seriflerinde giires tutarlardi. Resulullah hazretleri; ya Ha- 
sen tut Huseyni, buyururdu. Fatima "radiyallahii anha" orada 
hazir idi. Dedi, ya Resulallah! Hasen, kardesinden biiyiikdiir. 
Acaba, kiiciik olana yardimci olmak daha uygun iken, nicin Ha- 
sen tarafini tutarsiniz! Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" buyurdu ki: (Ya Fatima! Hazret-i Cebrail aleyhisselam 
Hiiseyne yardim ediyor.) 

Onbesinci Menakib: (Uyun-iir-nza) kitabinda, Hiiseyn bin 
Aliden "radiyallahii teala anhiima" nakl edilmisdir. Bir giin bii- 
yiik Ceddimin hizmetinde Ubeyy bin Ka'b "radiyallahii teala 
anh" hazir idi. Ben vardim. Resul-i ekrem hazretleri buyurdu- 
lar ki, (Merhaba! Ya Eba Abdullah! Ya zeynes-semavat-i vel- 
ard!). Ubeyy bin Ka'b "radiyallahii anh" dedi ki, ya Resulallah! 
Asumanin ve yerin senden baska zineti var midir. Resul-i ek- 
rem hazretleri buyurdu: (Ey Ubeyy bin Ka'b! O ma'bud hakki 
kin ki, beni insanlara resul olarak gonderdi, Hiiseyn bin All 
yeryiiziiniin merkezinin siisiidiir. Ondan ziyade zinet, goklerin 
tabakalandir.) 

Onaltinci Menakib: Ibni Ishak Isbadati nakl etmisdir. Resu- 
lullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular 
ki, (Hasen ve Hiiseyn "radiyallahii teala anhiima" Arsin iki sii- 

siidiirler!) O zeman, Allahii tealaya Cennet, lisan-i hal ile dedi 
ki, (Ya Rabbi! Sebebi nedir ki, beni miskinlere ve dervislere 
mesken edersin.) Nida geldi ki, ey Cennet! Bu se'adete razi ol- 
maz misin ki, erkanim [koselerini] Hasen ve Hiiseyn ile siisle- 
rim! Cennet o mujdeye oviiniip, raziyim, raziyim, dedi. Ne 
mutlu se'adete kavusmus olanlara ki, arsin ve Cennetin kose- 
lerinin zinetleri olan bunlann yakinhk derecelerini diisunmeli- 
dir. 

Onyedinci Menakib: Osman "radiyallahii teala anh" hazret- 
lerinin menkibeleri babinda beyan olunmus idi. Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerine ziyafet vermisdi. Ali 
"radiyallahii teala anh" o ziyafetden cikip, eve geldi. Hazret-i 
Fatima-tiiz-zehra "radiyallahii teala anhiima", hazret-i Alide 
hiiziin goriip, sordu: Ya Ah! Bu ne hiiziindiir ki, sende miisahe- 

-555- 



de ederim. Hazret-i All buyurdu ki, ya Fatima! Eger bizim de 
dunyahgimiz olsa idi, Resulullah "sailailahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerini evimize da'vet ederdik. Nitekim bugun haz- 
ret-i Osman da'vet etdi. Hazret-i Fatima buyurdu ki: Biz de 
da'vet edelim. Hazret-i All dedi: Ya Resulullahin kizi. Ya Ha- 
bibullahin kerimesi. Ne ile ikram edersin. Hangi ta'ami yidirir- 
sin. Hazret-i Fatima buyurdu ki: O Habibullahdir. Ona Allahu 
teala ikram eder ve ta'am verir. Hazret-i All, Resulullah "sallal- 
lahu teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin huzurlarma vanp, de- 
di ki: Ya Resulallah! Kenmeniz Fatima-tuz-zehra sizi evine 
da'vet eder. Habibullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" bu- 
yurdu: (Ya All! Yalniz beni mi, eshabimla beraber mi?) Ah "ra- 
diyallahii anh" dedi ki: Eshab-i kiram da beraber buyursunlar. 
Eshab-i kiram ile beraber kalkip, devletli ve se'adetli hazret-i 
Fatimamn, mubarek evlerine geldiler. Hazret-i Fatima, Allahu 
tebareke ve teala hazretlerinin dergahina tevecciih edip, dedi 
ki, ya Rabbi! Muhakkak senin Habibin bugiin miskin kulunun 
evine geldi. Sen onlara ikram eyle, ni'metler ver. Ben fakir, on- 
lara ikram etmege ve ni'met vermege kadir degilim [giiciim yet- 
mez]. Bir comlegi vardi. Ates iizerine [ocaga] koydu. Allahu 
Subhanehii ve teala hazretleri kendi lutf ve keremi ile o comle- 
gi ta'am ile doldurdu. Hazret-i Fatima o ta'ami Resulullahin 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" huzur-i senflerine getirdi. 
Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri ve Es- 
hab-i giizin o ta'amdan yidiler. Resulullah hazretleri buyurdu- 
lar ki, (i§ bu ta'am Cennet ta'amlanndandir.) Ondan sonra haz- 
ret-i Fatima "radiyallahu teala anna" evine girip, secde eyledi 
ve dedi ki, (Ya Rabbi! Benim kolem yokdur ki azad edeyim. 
Velakin dilerim ki, iimmet-i Muhammedin giinahkarlanndan 
bir mikdarim, Cehennem atesinden azad eyleyesin!) Derhal 
Cebrail aleyhisselam geldi. Dedi ki, ya Resulallah! Senin kizin 
Fatima-tiiz-zehra giinahkar iimmet icin, miinacat etdi. Allahu 
teala buyurdu ki: (Habibime selam eyle ve de ki, Fatimamn evi- 
ne gelenlerin her bir adimina yiiz er ve yiiz kadin Cehennem 
azabindan azad eyledim.) Bizi musliman olmakla ve Muham- 
med aleyhisselamin iimmeti olmakla sereflendiren Allahu te- 
alaya hamd olsun. Resuliine, aline, ezvacina ve eshabina ve ev- 
ladina ve uyanlara selam olsun. 



556- 



ONBIRINCI BAB 

Eshab-i Kiramin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" Me- 
nakibi: 

Yusuf-i Erdebfli "rahimehullahu teala" (Envar) adli kita- 
binda Seyh Ebu Amr bin Salahdan nakl etmisdir. O dedi ki, 
(Ma'rife-tiil hadis) adli kitabda, Imam-i Nevevinin "rahimehul- 
lah" (Irsad) adli kitabindan alarak dedi ki: Eshab-i giizin "nd- 
vanullahi teala aleyhim ecma'in" hazretlerinin hepsi adildirler. 
Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ahirete intikal- 
leri sirasinda yiizondortbin Sahabe mevcud idiler. Kur'an-i 
azim-iis-san ve sahih hadis-i seriflerde, hepsinin adaletleri ve 
buyiikliikleri bildirilmekdedir "ndvanullahi teala aleyhim ec- 
ma'in". 

Birinci Menakib: (Mesabih-i §erif) kitabimn, bu babinin sa- 
hih hadis-i serifler kismimn ewelinde, Ebu Sa'id-i Hudri "radi- 
yallahii teala anh" hazretleri rivayet etmisdir. Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Esha- 
bimi kotiilemeyiniz! Sizlerden biri Uhud dagi kadar altin sada- 
ka verse, Eshabimdan birinin bir mud arpa sadakasimn veya 
yarisinin sevabina kavusamaz.) Kevrani "rahimehullahii teala" 
buyurmus ki, muhakkak sizin biriniz, Uhud dagi kadar altin sa- 
daka vermekle, Sahabe-i giizinin bir mud veya onun yansi mik- 
dan sadakasinda nail oldugu ecr ve sevaba kavusamaz. Sahabi; 
o kimsedir ki, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretlerini, mii'min oldugu halde bir kerre goren kimse de- 
mekdir. Denildi ki, hadis-i serifin ma'nasi sudur: Sahabe-i giizin 
"ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" hazretlerinden fakir olan 
birinin Allahii tebareke ve teala hazretlerinin huzurunda, az bir 
mal vermesi, onlardan sonra gelenlerin vermelerinden efdaldir. 
Sahabe-i giizinin fazileti, Resulullahin "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" huzurlanna ve sohbet-i seriflerine erismek ile oldu. 
Baska birsey ile olmadi. Zira onlar vahy zemanma yetisdiler. 
Bizden birimizin bin sene omrii olsa, biitiin omriimiizce, Alla- 

-557- 



hii teala ve tekaddes hazretlerinin emrlerine imtisal etsek ve ya- 
saklanndan kacinsak, belki kendi zemammizin cumle insanlan- 
nin abidi olsak, biitiin ibadetlerimiz, Resulullah "sallallahu tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretlerinin bir saat sohbetinde olmaga 
mukabil olmaz. Bundan dolayidir ki, onlann faziletine hicbir 
sey esid olmaz. Kevraninin kelami temam oldu. 

(Muslim) sarihi "rahimehullahu teala" beyan etmis ki, Saha- 
be-i guzin "radiyallahii teala annum" hazretlerinin seb'i [onlan 
kotiilemek] haramdir. Haram olan fuhs ile aynidir. Onlardan 
fitnelere kansmis olsun veya olmasin aynidir. Zira onlar miicte- 
hiddir. Onlann sanlanna yakismiyan ma'nalar soylemek biiyiik 
giinahlardandir. Biitiin alimlerin mezhebi odur ki, onlan kotii- 
liyen ta'zir olunur. Katl olunmaz. Ba'zi maliki mezhebi alimle- 
ri katl olunur, dedi. 

Tayyibi hazretleri demisdir ki, Sahabe-i kiramin hepsi, mut- 
laka adildirler. Kur'an-i azim-iis-san ve hadis-i seriflerin ve i'ti- 
mad olunur kimselerin icma'lan ile anlasilmakdadir. Yine (En- 
var) kitabinda Yusiif-i Erdebili "rahimehullahu teala" demisdir 
ki, Mu'aviye "radiyallahii teala anh" hazretlerine ta'n etmek 
caiz degildir. O Sahabe-i kiramin biiyiiklerindendir. Yezidden 
baskasina la'net etmek ve kotiilemek caiz degildir. [Hatta onu 
bile kotiilemek luzumsuzdur.] Zira hepsi mii'min ve miisliman- 
dirlar. Allahii tealamn iradesine kalmisdir. Isterse azab eder, is- 
terse rahmet eder. Imam-i Gazali ve Nevevi ve gayrileri boyle 
dediler. Hiiccet-iil islam imam-i Gazali "rahmetullahi aleyh" 
buyurmusdur ki: Hazret-i Hasen ve hazret-i Hiiseynin "radiyal- 
lahii anhiima" sehid edilmelerini ve Sahabe-i kiramin arasinda 
meydana gelen cekisme ve carprsmalari hikaye etmek, anlat- 
mak haramdir. Ciinki, Eshab-i kiramin ba'zisina bugz etmege 
sebeb olur. Halbuki onlar dinde alimdirler. Din imamlan bilgi- 
lerini rivayet yolu ile onlardan almisdir. Bu dogru yol ile dogru 
din bilgilerini ogrendik. Onlan kotiileyen kimse kendi mel'un- 
dur. Kendi nefsine ve dinine ta'n etmis olur. Imam-i Gazalinin 
kelami temam oldu. 

Ikinci Menakib: Yine (Mesabih-i §erif)de, yukanda bildiri- 
len hadis-i serifin devaminda bildirilmisdir. Ebu Biirdeden ve 
onun da babasindan nakl olunan hadis-i serifde, Resulullah 

-558- 



"sallallahu teala aleyhi ve sellem" mubarek basini semadan ya- 
na kaldirarak, (Yildizlar gokde emene'dir [rahmet veya eminin 
coguhi]. Yildizlar gitdigi zeman, gokde va'd olunan seyler olur. 
Ben de Eshabim iizerine eminim. Gitdigim zeman, Eshabima 
va'd olunan seyler gelir. Eshabim da ummetim iizerine emene- 
dir. Eshabim gidince, iimmetime va'd olunan §eyler gelir) bu- 
yurdular. 

(Miislim) hadis kitabim serh eden "rahimehullahu teala" be- 
yan etmisler ki; hadis-i serifde gecen emenetun kelimesi, eman, 
rahmet demekdir ve eminin coguludur. Emin ise hafiz, koruyu- 
cu ya'ni sebebdir. Gokler icin va'd olunan seyler, kiyamet gii- 
niindeki yanlmasi, dagilmasidir. Yildizlann gitmesinden mak- 
sad, kararmasi ve dokiilmesidir. (Ben Eshabima emeneyim ve 
ben ki gitdim; Eshabima, fitneden, harbden ve ba'zi arablann 
irtidadindan, kalblerde meydana gelen ihtilaflardan va'd olu- 
nan seyler gelir, demekdir.) Bunlarla alakah olan seyleri acikca 
bildirdiler. Buyurduklan hersey vaki' oldu. Ummetine va'd olu- 
nan seyler, zuhura geldi. Bid'at firkalannin zuhuru, dinde olan 
cesidli reformist hareketler, seytamn arkadaslannin meydana 
cikmasi, [Deccal] rumun zuhuru, Mekke ve Medinenin harab 
olmasi, hayrat ehlinin gitmesi, ser ehlinin gelmesi ve kiyametin 
bunlar iizerine kopmasi bunlardandir. 

Uciincii Menakib: Yine o hadis-i serifin devaminda, Ebu 
Sa'id-i Hudriden "radiyallahii teala anh" rivayet olunmusdur. 
Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyur- 
dular ki: (insanlar iizerine bir zeman gelir. Bir kism kimseler 
gaza ederler. icinizde Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerinin Eshabindan kimse var midii. derler. Evet 
derler. Sonra harb kazamhr. Ondan sonra nas [insanlar] iizeri- 
ne bir zeman gelir ki, harb ederler. Iclerinden bir cema'at der- 
ler ki, icinizde Resulullahin "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
eshabi ile giiriismiis [tabi'inden] kimse var midii. Derler ki, 
evet. Sonra harb kazamhr. Yine insanlar iizerine bir zeman ge- 
lir ki, harb ederler. Bir cema'at der ki, icinizde Resulullahin 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" Eshabim gormiis olanlan go- 
ren [tebe-i tabi'inden] kimse var midii. Derler ki, evet. Sonra 
harb kazamhr. [Ya'ni feth miiyesser olur.]) Bu hadis-i serifde 

-559- 



(Buhari) ve (Muslim) muttefiklerdir. [Ya'ni her ikisinde de var- 
dir.] (Muslim) rivayetinde ziyade etmisdir ki, dorduncu ordu da 
vardir. Ya'ni denilir ki, (Bakiniz! icinizde, Resulullahin "sallal- 
lahu teala aleyhi ve sellem" Eshabim goreni gorenini goreni 
gormiis kimse var midir!) Bir kisi bulunur. Harb kazanilir. Tay- 
yibi "rahimehullahu teala" buyurmus ki, bu hadis-i serifde, Re- 
sulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri icin mu'ci- 
ze, Eshab-i kiram, tabi'in ve tebe-i tabi'in "ndvanullahi teala 
aleyhim ecma'in" icin fazilet vardir. 

Dorduncu Menakib: Yine o hadis-i serifin devaminda, Im- 
ran bin Husayndan "radiyallahii teala anh" rivayet edilmisdir. 
Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyur- 
dular ki: (Ummetimin iistiinleri benim zemammda bulunanlar- 
dir. Ya'ni Eshabimdir. Sonra o kimselerdir ki, Eshabimi ta'kib 
eder. Sonra o kimselerdir ki, onlari ta'kib edeni ta'kib eder. 
Muhakkak onlardan sonra bir kavm gelir ki, onlardan sahidlik 
istenmeden sahidlik ederler ve hiyanet ederler. Onlann yap- 
diklari o hiyanet ile onlarda emanet kalmaz. O kimsenin hila- 
finca ki, tahkir olundugunda, bir kerre hiyanet eder. O hiyanet 
etmis olur. Annua onunla emanetden cikmaz. Ba'zi hallerde 
soziinde durmazlar. Onlarda semizlik zahir olur [sisman olur- 
lar].) Bir rivayetde (istenmeden yemin edenler...) buyurulmus- 
dur. 

Turpiisti "rahimehullah" demisdir ki: Bir kerre gaflet ile hi- 
yanet edenden gtiven kalkmaz. Devamh hiyanet yapanda em- 
niyyet kalmaz. Ona giivenilmez. Sismanhk ile de din islerinde 
fazla dikkat etmemek ve gafletde olmak anlasihr. Ciinki, umu- 
miyyetle sisman kimseler, din islerine az ehemmiyyet verir. 
Nefslerine riyazet cekdirmeyip, arzu ve isteklerinin cogu, leziz 
yemekler ve uyku olur. Bu hadis-i serifler sahih hadislerdendir. 
Bundan sonra nakl olunanlar da oyledir. 

Besinci Menakib: Yine (Mesabfli-i serff)de, Omer "radiyalla- 
hii teala anh" hazretlerinden rivayet edilmisdir. Resulullah "sal- 
lallahu teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki: (Eshabima ikram 
[hurmet] ediniz. Siibhesiz, Eshabim sizin iistiinlerinizdir [hayrh- 
lannizdir]. Sonra onlari ta'kib edenler, sonra da onlari ta'kib 
edenler iistiindiirler. Sonra yalan yayihr. Hatta istenmedigi hal- 

-560- 



de yemih eder, istenmeden sahidlik ederler. Dikkat ediniz. 
Cennetin ortasina girerek se'adete kavusmak isteyen, cema'at- 
den ayrdmasin. Ciinki, seytan kendi goriisiine uyarak cema'at- 
den ayrdan ile birlikdedir. iki kisi bir araya gelse seytan onlar- 
dan cok uzak olur. Ancak yabanci bir kadin ile bir erkek bir 
araya gelirse seytan onlann ucuncusii olur. Kim iyiliklerinden 
dolayi sevinir, kotiiliiklerine iiziiliirse, mii'mindir.) Yine (Mesa- 
bih-i serif)in hasen hadislerinde, Cabir "radiyallahii teala anh" 
hazretlerinden rivayet edilmisdir. Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki, (Beni goren ve beni 
goreni goren miislimam Cehennem atesi yakmaz.) 

Altinci Menakib: Yine (Mesabih-i serif)in hasen hadfsler 
kisminda, Abdullah bin Magfel "radiyallahii teala anh" hazret- 
lerinden rivayet edilmisdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Allahii teala hazretlerin- 
den korkunuz! Allahii teala hazretlerinden Eshabim hakkinda 
korkun. Onlan kotii sozlerinize hedef ittihaz etmeyiniz. Her 
kim ki onlara bugz eyler, bana bugz etdigi icin bugz eder. Her 
kim ki onlara eza eder, bana eza [eziyyet) eder. Her kim ki ba- 
na eza eder, Allahii teala hazretlerine eza [eziyyet] eder. Her 
kim ki Allahii teala hazretlerine eza ederse, ona azab yapmasi 
yakindir.) 

Yedinci Menakib: Yine (Mesabih-i serif)in haseninde [ha- 
sen hadislerinde], Enes "radiyallahii teala anh" rivayet etmis- 
dir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdular 
ki: (Ummetimde Eshabim tuz gibidir. Yemek ancak tuz ile lez- 
zetli olur.) Abdullah bin Ziibeyr "radiyallahii anh" babasindan 
nakl etdigi hadis-i serifde, Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" buyurdular ki: (Kiyamet giinii, eshabimdan herbiri, 
kabrlerinden kalkarken, vefat etdigi memleketin biitiin 
mii'minlerinin onlerine diiserek ve onlara nur ve isik sacarak, 
arasat meydanma gotiiriirler.) Ibni Mes'ud "radiyallahii anh" 
hazretleri rivayet etmisdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" buyurdular ki: (Eshabimdan bana, beni rencide ede- 
cek birsey soylemeyiniz. Ben onlann yanina kalbim selim ola- 
rak cikmak isterim!) Ya'ni Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri arzu eder ki, diinyadan o halde cikmak is- 

- 561 - Menakib -i Cihar Yar-i Guzin - F:36 



ter ki, kalb-i serifleri Eshabindan razi olsun. Onlardan birisine 
hikd [kin] baglamis olmasin. Onun icin onlarla alakali iyi olmi- 
yan seyleri bildirmeyin demekdir. 

Sekizinci Menakib: (Ravda-tiil ulema) kitabi yirmiyedinci 
babda, Eshab-i kiramin "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" 
ustunlukleri beyan olunmusdur. Resulullah "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerinin hadis-i seriflerine uymak ve tak- 
lid etmek caizdir. Bunda ihtilaf yokdur. Eshab-i kiramin "aley- 
himurndvan" kavl-i seriflerini taklid caiz midir, degil midir, ih- 
tilaf etdiler. Alimlerimiz, zahir usulde dediler ki, caizdir. Butiin 
Sahabenin kavlleri huccetdir. Ma'nalarim bilmeden, onu tasdik 
ederiz ve amel ederiz. Hatta Imam-i a'zam "rahimehullah" haz- 
retlerinden rivayet olunmus ki, kendisine soruldu: Sizin sozleri- 
niz, Allahii tebareke ve teala hazretlerinin kitabi Kur'an-i keri- 
me muhalif olursa, ne yapmak gerekdir. Buyurdu ki: Benim 
kavlimi terk edip, Kitabullaha uyunuz [onun bildirdigi gibi ya- 
piniz!]. Yine soruldu: Sizin kavliniz Resulullahin "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" kavline muhalif olursa, ne yapmak ge- 
rekdir. Buyurdu ki: Benim kavlimi terk edip, Resulullahin kav- 
li ile amel ediniz. Sonra yine soruldu: Sahabe-i giizin hazretleri- 
nin kavlleri, senin kavline muhalif olursa, ne yapmak lazimdir. 
Buyurdu ki: Benim kavlimi terk edip, Sahabe-i kiramin kavlini 
tutunuz. Denildi ki, tabi'inin kavli senin kavline muhalif olursa, 
ne yapmak lazimdir. Buyurdu ki: Biz de onlar gibiyiz. Avamin 
kavlini taklid caiz degildir. Zahir olan alimlerimizden rivayet 
olunur ki, Sahabe-i giizinin kavlleri, sozleri huccetdir. Kavlleri 
taklid olunur. 

Imam-i $afi'i "rahimehullahu teala" zahir usulunde dedi ki, 
Sahabe-i giizin hazretlerinden her bir kimsenin kavli taklid 
olunmaz. Imam-i Safi'i mezhebi alimlerinden ba'zilan dediler 
ki, dort kimsenin kavli taklid olunur. Onlar (Halife-i ra§id)dir. 
Ebu Bekr, Omer, Osman, Ali "radiyallahii teala anhiim ec- 
ma'in". Biz deriz ki, butiin Eshab-i kiramin kavlleri taklid olu- 
nur. Ondan dolayi Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerinden rivayet olunmusdur. Bir hadis-i serifde bu- 
yurdular ki: (Eshabim gokdeki yildizlar gibidir. Hangisine uyar- 
saniz dogru yolu bulursunuz!) Ondan dolayi ki, iimmeti bunun 

-562- 



uzerine icma' etmisdir ki, insanlann en ustunleri, en efdalleri 
Muhammed Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazret- 
lerinin Eshabidir. Eger kavlleri taklid olunmasa, diger ummet- 
ler uzerine ustunlukleri acik olmazdi. Allahu teala hazretleri 
onlann fazfletlerini, ustunluklerini bildirmek icin Al-i Imran su- 
resi 159.cu ayet-i kerimesini gonderdi. Meal-i serffi, (Allahu te- 
alanin rahmeti ile sen onlara suhulet gosterirsin. Eger sen, ko- 
tii yaratilish, kati kalbli olsa idin, onlar yamndan dagriirlar idi. 
Onlan afv et. Onlann magfiretini iste ve islerinde onlar ile mii- 
savere et!) olan bu ayet-i kerfme, Eshab-i giizinin faziletleri 
uzerine ve onlann kavllerine ittiba' uzerine delildir. Aslinda 
Resul-i ekrem hazretleri onlar ile miisavereye muhtac degildi. 
Bununla beraber emr olundu. (Ravda-tiil iilema) kitabimn so- 
zii temam oldu. 

(Mizan-i Sa'rani) kitabinda, Imam-i Safi'i hazretlerinin 
(Rey' sahibleri ve onlardan sakinmak) ile alakali soziiniin nakl 
edildigi faslda, Ibni Salahdan "rahimehullah" soyle rivayet et- 
misdir. Hadis ilminde nakl etmis ki, Imam-i Safi'i hazretleri 
(Risale-i kadime)sinde, Sahabe-i giizin hazretleri uzerine sena- 
dan sonra dedi ki, onlar o senaya ehldir. (Sahabe, ilm, ictihad, 
vera' ve akl bakimindan bizden ustiindiir. Onlann rey'lerini cok 
begeniriz. Bize gore, bizim rey'lerimizden evladir!) buyurmus- 
dur. Beyheki de rivayet etmisdir ki, Imam-i Safi'i hazretlerine 
soruldu; (yaya olarak hacca gidecegim diye nezr eden bir kim- 
se, soziinde durmasa ne yapmasi lazim gelir.) Yemin keffareti 
verir diye cevab vermisdir. Siial eden kimse bu fetva karsisinda 
duraklayinca, Imam-i $afi'i buyurmus ki, (Benden cok iistiin 
olan Ibni Ebi Ribah "radiyallahii teala anh" da boyle fetva ver- 
di. [Bu zat sahabeden idi.]) Yine (Mizan)da bundan evvel be- 
yan buyurmuslardir ki, Imam-i $afi'i; Resulullahin "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hadis-i seriflerinden baska, Eshab-i kira- 
min ve tabi'inin sozlerinden de ictihad ederken faidelenmisler- 
dir. Yine (Mizan)da, Imam-i a'zam Ebu Hanife hazretlerinin, 
fazileti, makami ve ilmi beyamnda nakl olunmus ki, Imam-i Sa- 
fi'i hazretleri; Imam-i a'zamin kabrini ziyaret sirasinda, ictiha- 
dini terk etdi. Sabah nemazi vaktinde, sabah nemazim kildi. 
Sonra buyurdu: (Ben nasil okuyayim, Imam-i a'zam Ebu Hani- 
fenin huzurunda ki, o sabah nemazi kilarken kunut okumamis- 

-563- 



dir.) imam-i Safi'i de, edebini gozetmekden dolayi okumadi. 
Boylece edeb kapisini acdi. Butiin miictehidlere ve kavllerine, 
iyi diisunulmesini, ictihadlarindan dolayi kotulenemiyeceginin 
bilinmesinin lazim oldugunu ve bunlarm Resulullahin "sallalla- 
hii teala aleyhi ve sellem" sozlerinden deliller cikararak ictihad 
etdiklerini bildirmek istedi. Yine (Mizan)da nakl etmisdir ki, 
Imam-i Safi'i hazretleri buyurdu ki, her zemanda hadis alimleri 
Sahabe-i gtizfn "ndvanullahi teala aleyhim ecma'in" gibidir. 
Zeman-i seriflerinde buyururlardi ki, (Ben hadis alimlerinden 
birisini gorsem, giiya Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerinin Eshab-i giizininden birisini gormiis gibi olu- 
rum!) (Mizan)in sozii temam oldu. Ma'lumdur ki, (Mizan)dan 
nakl olan (Ravda)dan nakl olunani nakz eder. Imam-i Safi'i 
hakkinda ve onlann yiiksek sanlanna layik olan da budur. 

Erliyanm efdali, Siddik-i ekber, ba'dehu Faruk, 
re Zinnureynden sonra, Alidir ol VeliyuIIah. 

Kalan Eshabi hem ki, ciimlesinin zikri hayrolsun, 
cemi'i Al-ii Eshab-i ki 1:11111 sererim tillah. 

Asere-i mube$$ere ve Fatima, Hasen ve Hiiseyn, 
bu iimmetden bunlara Cennet He neshedii billah. 

Ve gayri kimseye aynile Cennetlik denilmez ki, 
o gaybe hiikm olur, gaybi ne bilsin kimse gayrillah. 

Ve Eshab-i kiramm ciimlesinden sonra iimmetden, 
cemi'i Tabi'in olmusdur, efdalii Evliyaillah. 



564- 



ONIKINCI BAB 

Bu iimmetin iistiinliikleri: 

1- (Mesabih-i seru")de bu babin evvelinde Abdullah ibni 
Omer "radiyallahti teala anhtima" hazretlerinden rivayet olun- 
musdur. Resulullah "sallallahti teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdular ki: (Gecmis iimmetlerin omriine nisbetle sizin omrii- 
niiz, ikindi nemazi vaktiyle giinesin batmasi arasindaki zeman gi- 
bidir. Sizin, yehudflerin ve nasaranm hali suna benzer. Isci cahs- 
dirmak istiyen bir adam dedi ki, kirn benim icin birer kirata gii- 
niin yarisma kadar cahsir. Yehudfler, giiniin yansina kadar cahs- 
di. O kimse sonra, kim benim icin bir kirata giiniin ortasindan 
ikindi vaktine kadar cahsir. Nasara, ikindi vaktine kadar birer ki- 
rata calisdi. Sonra §6yle dedi, kim ikindi vaktinden giinesin bat- 
masina kadar ikiser kirata cahsir. Dikkat ediniz, siz ikindi vaktin- 
den giinesin batmasina kadar cahsanlarsimz. Dikkat ediniz. Sizin 
iicretiniz iki katdir. Yehudfler ve nasara kizdilar. Biz cok cahsi- 
yor, az iicret ahyoruz, dediler. Allahii teala onlara, hakkimzi ver- 
mekde size zulm etdim mi? buyurdu. Hayir, dediler. Allahii tea- 
la buyurdu ki, o benim diledigime verdigim bir ihsandir.) 

2- Ebu Hiireyre "radiyallahii teala anh" hazretlerinden riva- 
yet olunmusdur. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" 
buyurdular ki: (Ummetimin icinde beni en cok sevenler, ben- 
den sonra gelen, ehlini ve mahm beni gormege feda eden kim- 
selerdir.) Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" onlann 
siddetli muhabbetlerini temenni eder. Onlann birisi ki, ehlini 
ve mahm beni gormek icin ve bana vasil olmak icin feda edey- 
di, o kimseler bu sifatla sifatlanmislardir. 

3- Enes "radiyallahii teala anh" hazretlerinden rivayet edil- 
misdir. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdular ki: (Allahii tealanin kullanndan oyleleri vardir ki, 
Allahii tealaya birsey icin yemin etseler, muhakkak o sey yeri- 
ne getirilir. Ummetimden Allahii tealanin emrlerini yerine ge- 
tirenler, eksik olmaz. Onlara karsi koyanlar, kiiciik diisiirmek 

-565- 



istiyenler, hicbir zarar yapamazlar. Allahii tealamn emri gelin- 
ceye kadar, onlar bu hasletleri iizere olurlar.) Bu hadis-i serifi 
rivayet eden Enes "radiyallahu anh" hazretleri dedi ki: Rabi'a 
adli hanim benim halam idi. Ensardan bir cariyenin on disini 
kirdi. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri- 
nin huztiruna geldiler. Da'vaya Resulullah bakdi. Kisas yapil- 
masini emr etdiler. Enes bin Nadr ki, Enes bin Malikin amcasi- 
dir. O, Allahii tealaya yemin ederek, ya Resulallah, onun disini 
kirma dedi. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bu- 
yurdular ki: (Ya Enes! Allahin kitabi kisasi emr ediyor!) Sonra 
disi kinlan cariyenin yakinlan kisas yerine diyeti kabul etdiler. 
O durumda Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bu- 
yurdular ki: (Allahii tealamn oyle kullari vardir ki, Allahin adi 
ile bir§ey icin yemin etseler, Allahii teala bu sevgili kullarimn 
hatin icin, o seyi hemen yaratarak, istedikleri hasil olur.) 

(Miislim) serhinde beyan olunmusdur: Enes bin Nadnn 
(Hayir, vallahi onun disini kirma) demesinin ma'nasi, Habibul- 
lah hazretlerinin hukm-i serif lerini red degildir. Belki muradi, 
kisas etmege miistahak olanlan vaz gecirmekdir. AfV etmeleri 
icin, Resulullahi onlardan yana afVda sefa'at etmek icin yonelt- 
mek icin idi. Kendisini yemininde hanis etmiyeceklerine kuv- 
vetle inandigi icin yemin etdi. Veya Allahii tebareke ve teala 
hazretlerinin fadhna ve lutfiine i'timadi, giiveni tam olup, yemi- 
nini bozdurmayip, hasmlannin kalbine afVi ilham buyurur, sek- 
lindedir. Hadis-i serifin ikinci kismi Sam ehli icin buyurulmus- 
dur. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdular 
ki, (Sam topraginda, benim iimmetimden, Allahii tealamn emr- 
lerini yerine getiren kimseler eksik olmaz. Onlan zelil etmek, 
onlara karsi cikmak istiyenler, hicbir zarar yapamazlar. Allahii 
teala saniihii hazretlerinin emr-i serifi gelene dekden murad ki- 
yametdir, onlar o hasletleri iizere olurlar.) 

4- Ebu Hiireyre "radiyallahu teala anh" hazretlerinden riva- 
yet edilmisdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
buyurdular ki: (Ben kardeslerimi gormegi severim!) Eshab-i ki- 
ram dediler ki: Ya Resulallah! Biz senin ihvanin [kardeslerin] 
degilmiyiz! Buyurdular ki, (Siz benim Eshabimsimz. Kardesle- 
rim o kimselerdir ki, gelmemislerdir. Benden sonra gelirler. 
Ben onlann feratiyim.) Ya'ni evvel gidip, lazim olanlan onlar 

-566- 



icin hazirlanm. Babin evvelinden buraya kadar zikr olunan ha- 
dis-i serif, (Mesabih-i §erff)in sahih hadislerinde vardir. Hasen 
hadislerinde ancak bu hadis-i serif varid olmusdur. 

5- Enes "radiyallahii teala anh" hazretlerinden rivayet olun- 
musdur. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretle- 
ri buyurdular ki: (Ummetim yagmur gibidir. Once gelenler mi, 
yoksa sonra gelenler mi iistiindiir bilinmez!) Tiirpiisti "rahime- 
hullah" buyurmusdur ki, bu hadis-i serif ile, evvelkilerin, sonra- 
kiler iizerine efdaliyyetlerinde tereddiit etmemelidir. Zira once 
gelenler, sonra gelenlerden; zemanlannin sonraki zemanlardan 
kiymetli olacagindan iistiindiirler. Hadis-i serifde tereddiitden 
murad, faideli olmalanndadir. Dini nesr etmekde, hakikat ile 
faideli olmakdadir. Yagmur, once ekini bitirir. Sonra, sapi iize- 
rine durdugu halde [o hale gelince] olgunlasdinr, terbiye eder. 
Yagmurun faidesinin evvelinde mi, sonunda mi oldugu bilin- 
mez. Boylece; bu iimmetde de, evvelkiler dini kaim kildilar; 
kurdular. Sonrakiler, zemanla insanlann bozdugu dini dogru 
olarak, onceki gibi kurdular. Bu hadis-i serifde isaret olunmus- 
dur ki, muhakkak bu ummetin ahiri [sonra gelenleri] hayr ve sa- 
lahda, dinin kuvvetli olmasinda oncekiler gibi olur. O rivayet 
iizerine, hadis-i serifde bildirildigi gibi, Mehdi hazretlerinin gel- 
mesi mahallinde, Isa bin Meryem "ala nebiyyina ve aleyhisse- 
lam" hazretlerinin gelmesi [niizulii] vaktinde, gecmis iimmetle- 
rin aksine olarak, cok kuvvetli olup, once gelenlere benziyecek- 
dir. Zira onlarin [gecmis iimmetlerin] sonra gelenleri dini tebdil 
ve Kitabullahi tahrif etdiler. [Hadid suresi 16.ci ayet-i kerime- 
sinde mealen], (... Kur'an-i kerunden evvel kitab verilenler gibi 
olmayiniz! Onlar, kendileri ile Peygamberleri arasindaki zeman 
uzayinca, kalblerine kasvet yerlesip, cogu dinden cikip, kitabla- 
nna gore ameli terk etdiler) buyurulmusdur. (Mealim-iit-ten- 
zil)de, sure-i Al-i Imranda, llO.cu ayet-i kerimenin tefsirinde, 
Allahii teala, mealen, (Sizler, biitiin insanlar icinde en iyi bir 
iimmetsiniz, cema'atsiniz...!) buyurmusdur. 

Katadeden nakl olunmusdur ki, onlar iimmet-i Muhammed- 
dir. Ondan evvel hazret-i Musadan, hazret-i Daviidden ve haz- 
ret-i Siileymandan "aleyhimiisselam" gayri bir Peygamber harb 
ile emr olunmamisdir. Onlar kiiffar ile harb ederler. Kiiffan 
[kafirleri] dinlerine dahil ederler. Onlar, insanlar icin hayrh iim- 

-567- 



met olurlar idi. Denildi ki, linnas kavl-i serifi uhricet kavli seri- 
finin silasindandir. Ma'nasi su demek olur ki, Allahu tebareke 
ve teala hazretleri, insanlar icin hayrli olan bir ummet secdi. Yi- 
ne raviler an'anesi ile Behram bin Hakimden, o da babasindan 
nakl etmisdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri, Allahu teala ve tekaddes hazretlerinin, (Sizler, bii- 
tiin insanlar icincle en iyi bir iimmetsiniz, cema'atsiniz...) kavl-i 
serffinde [Al-i imran suresi llO.cu ayeti], buyurdu ki, (Siz yet- 
mis iimmeti, Allahu teala katinda, onlarin en iyisi ve mukerre- 
mi olarak temamladiniz!) buyurmusdur. Yine raviler an'anesi 
ile rivayet edilmisdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretleri buyurdular ki: (Dana once gecen yetmis iim- 
metden Allahu teala katinda en iyisi ve miikerremi bu [Pey- 
gamber efendimizin] iimmetdir.) Teveffi kavl-i serifi ifadandir. 
Esref ma'nasinadir. 

Yine an'ane ile Omer ibniil Hattab "radiyallahii teala anh" 
hazretlerinden rivayet olunmusdur. Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" buyurdular ki: (Biitiin Peygamberlere 
"aleyhimusselam" ben girmeden evvel Cennete girmeleri ha- 
ram kihnmisdir. Yine biitiin iimmetlere, benim iimmetim gir- 
meden evvel Cennete girmeleri haram kiliiiinisdn.) Yine 
an'ane ile, Abdullah bin Berdeden, o da babasindan rivayet et- 
misdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdu- 
lar ki: (Cennet ehli yiizyirmi saf olur. Sekseni bu iimmetden, 
kirki sair iimmetlerdendir.) (Me'alim)den nakl burada temam 
oldu. Bizi Muhammed aleyhisselamin iimmetinden eyleyen Al- 
lahu tealaya hamd olsun. (Ravda-tiil Ulema) sahibi beyan etmis 
ki, denildi, her safin arasi mesnkla magrib arasinca olur. Her sa- 
tin arasi diinya misali olur. 

6- (Mesabih)de, Hesab, Kisas ve Mizan babinda, sahih ha- 
dis olarak nakl olunmusdur. Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri buyurdular ki, (Nuh aleyhisselam, kiya- 
met giiniinde gelir. Ona denilir ki, risaletini kavmine teblig et- 
din mi. Nuh aleyhisselam der ki, (Evet ya Rabbi!) Ummetinden 
siial olunur ki, Nuh size teblig etdi mi. Onlar inkar edib, (Bize 
korkutucu kimse gelmedi) derler. Sonra Nuh aleyhisselama de- 
nilir ki, sahidlerin kimdir. Buyurur ki, Muhammed Mustafa 
aleyhisselatii vesselamin iimmetidir.) Resulullah "sallallahii 

-568- 



teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki, (Siz gelirsiniz ve Nun 
aleyhisselam teblig etdi, diye sehadet edersiniz!) Sonra Resu- 
lullah "sallailahu teala aleyhi ve sellem", [meal-i serifi] (Boyle- 
ce, size insanlara sahid ve ornek olmaniz iciii...) olan [Bekara 
suresinin 143.cu] ayet-i kerfmesini okudular. Bu ayet-i kerime, 
ikinci cuz'un basindaki ayet-i kenmedir. Muhyissunne Begavf 
(Me'alim-iit-tenzil)de bu ayet-i kerimeyi tefsir etmisdir: Bu 
ayet-i kerime nazil olunca, yehudf ileri gelenleri, Mu'az bin Ce- 
bele "radiyallahii anh" kible hakkinda dediler ki, Muhammed 
bizim kiblemizi, hasedinden dolayi terk etdi. Bizim kiblemiz 
Enbiya "aleyhimusselam" kiblesidir. Bizim insanlar arasinda 
adil oldugumuzu Muhammed bilir, dediler. Mu'az "radiyallahii 
anh", muhakkak, hak uzere ve adil olan biziz. Allahu tebareke 
ve teala hazretleri meal-i serifi, (... bunun gibi, sizi adaletli iim- 
met kildik...) olan [Bekara suresinin 143.]cii ayet-i kerimesinde 
bunu beyan buyurdu. (Ibrahim aleyhisselam ve ziirriyyetini se- 
cip, ayirdigimiz gibi, sizi de secilmis ve adalet iizere olan iimmet 
kildik) buyuruldu. Bu da onun gibidir. Dinde eksikligi ve fazla- 
hgi olan din ehlinin, ikisi de zemmedilmisdir. 

Bize Abdiilvahid bin Ahmed an'ane ile Ebu Sa'id-i Hudn 
"radiyallahii teala anh" hazretlerinden haber verdi. Bir gun Re- 
sulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri ikindi ne- 
mazindan sonra bizim aramizda durdu. Orada, kiyamete kadar 
olacak seyleri terk etmekden zikr etdi [soyledi]. Bir gun hurma 
agaclan arasinda bir divarin yaninda durup, buyurdu: (Agah 
olun [Dikkat ediniz], diinyamn omriinden, gecen zemana nis- 
betle kalani, bugiiniin kalan zemani kadar bile degildir. Bu iim- 
met, yetmis iimmeti, hepsinin iyisi ve ekremi olarak temamlar!) 
Allahu tebareke ve teala hazretlerinin, [meal-i serifi yukanda 
zikr olunan ayet-i kerimenin devami olan] (Boylece, insanlara 
sahid olacaksiniz!) kavl-i serifini okudular. (Kiyamet giiniinde 
Resuller insanlara teblig etdikleri) ile alakah olarak Ibni Cii- 
reyh dedi ki, ben Ataya (... Boylece insanlara sahid olacaksiniz) 
kavl-i serifinin ma'nasi nedir, dedim. O dedi ki, insanlardan, 
hakki terk edenler iizerine, Ummet-i Muhammed sahiddirler. 
(Resul de sizin iizerinize sahiddir.) Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri de onlan ta'dil ve tezkiye edici olur. 
Bunun beyani sudur ki, muhakkak Allahu teala saniihii evvelin 
ve ahirini cem' eder. Ya'ni Allahu teala kiyamet giinii biitiin in- 

-569- 



sanlan yuksek bir yerde toplayinca, kafirlere (Size hie uyanci, 
sakindinci Peygamber gelmedi mi) buyurur. Onlar (bize korku- 
tucu [sakindinci] ve mujde verici kimse gelmedi) derler. Allahii 
Subhanehu ve teala Enbiya aleyhisselami bundan siial eder. En- 
biya cevab verirler ki, (biz onlara vahyi teblig etdik.) Allahii 
teala Enbiyadan yine siial eder. Halbuki herseyi bilir. Sahid tut- 
makdan dolayi sorar. O zeman Ummet-i Muhammed getirilir. 
Ummet-i Muhammed sehadet ederler. Muhakkak Enbiya teb- 
lig etdiler. O iimmetler derler ki, bunlar nereden bilirler, bizden 
sonra geldiler. Sonra bu iimmetden siial olunur. Onlar derler ki, 
ya Rabbi! Sen bize Resul gonderdin. O Resul ile kitab nazil kil- 
din [gonderdin]. O kitabda bize haber verdin. Resullerin ile 
gonderdigin haberlerin hepsi dogrudur. Ondan sonra Muham- 
med aleyhisselam getirilir. Ummetinin halinden siial olunur. 
Onlann temiz ve dogru olduguna sehadet eder. (Me'alim-iit- 
tenzil)den ahnan kism temam oldu. 

7- (Ravda-tiil-iilema) kitabimn yirmibirinci babinda, Ebu 
Musa-el-es'ari "radryallahu teala anh" hazretlerinden nakl edil- 
misdir. Biz mescidde, Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" hazretlerinin huzurunda oturmusduk. Habibullahi vahy 
agirhgi kapladi. Vahy geldiginde hal-i serifleri boyle olurdu ki, 
vahyin agirhgi iizerlerini kaplardi. Hatta a'za-i serifleri aynhr 
derecesinde olurdu. Mubarek basini bir saat asagi saldi. Sonra 
basini kaldirdi ki, bize haber versin. Ikinci ve sonra iiciincii ker- 
re yine vahy agirhgi hasil oldu. Yine mubarek basini saldi. Son- 
ra, haber vermek icin basini kaldirdi. Dordiincii kerre yine 
vahy agirhgi kapladi. Yine mubarek basini saldi. Sonra muba- 
rek basini kaldinp, secdeye vardi. Biz de onunla beraber secde- 
ye vardik. Secdeyi uzatdi. Mubarek basini secdeden kaldirdi. 
Biz dedik. Ya Resulallah! Size gelen bu dort vahyden bize ha- 
ber verir misiniz? Buyurdular ki: (Bana Cebrafl aleyhisselam, 
evvelki gelisinde dedi ki, Allahii tebareke ve teala hazretleri, 
sana selam soyledi ve buyurdu: Ya Muhammed! Ummetinin 
iicde birinin azab ve hesab gormeden Cennete girmesini mi is- 
tersin, yoksa biitiin giinahkarlanna sefa'at etmegi mi istersin! 
Cebrafl aleyhisselam, benden yana isaret etdi. Sefa'atini ihtiyar 
etdim. Sonra, ne vakt ki Cebrafl aleyhisselam gitdi. Ben istedim 
ki, size haber vereyim. O saat yine geldi. Ve dedi ki, muhakkak 
Rabbil'alemin sana selam soyler ve buyurur ki: Ey Habibim! 

-570- 



Ummetinin yarisinin hesabsiz ve azabsiz, Cennete girmesini mi 
istersin. Yoksa ummetinin biitiin giinahkarlanna sefa'at etme- 
gi mi istersin. Ben sefa'ati ihtiyar etdim [secdim] ve istedim ki, 
size haber vereyim. O saat yine geldi. Ve dedi ki, muhakkak 
Rabbin selam soyledi ve buyurdu ki, ey Habibim! Ummetinin 
iicde ikisinin hesab ve azab olunmadan Cennete girmesini mi 
istersin. Yoksa ummetinin biitiin giinahkarlanna sefa'at etme- 
gi mi istersin. Ben sefa'ati ihtiyar etdim [secdim] ve istedim ki, 
size haber vereyim. O saat yine geldi. Ve dedi ki, muhakkak 
Rabbin sana selam soyler ve buyurur ki: [Vedduha suresi 5.ci 
ve Taha suresi 130.cu ayet-i kerimesinin bir kismini okudu. Me- 
al-i serifi] (Ya Muhammed! Onlar bana ve sana iman getirseler 
ve bes vakt nemazi kdsalar, farzlan eda etseler ve senin siinne- 
tini yerine getirseler, sen razi oluncaya kadar sefa'at etmene izn 
veririm.) Muhammed "sallallahu teala aleyhi ve sellem" buyu- 
rur ki: (Bana kafi gelir, bana kafi gelir!) [Vedduha suresi 5.ci 
ayet-i kerimesinde mealen,] (ileride [kiyamet giinii] Rabbin sa- 
na sefa'at makami vermekde hosnud olacaksin) ve Taha suresi 
130.cu ayet-i kerimesinde mealen, (... Tesbfli et [nemaz kil] ki, 
Allahin rizasina eresin) buyuruldu. 

8- (Ravda-tiil-ulema) kitabimn aym babinda; Abdullah ibni 
Abbas "radiyallahu teala anhuma" hazretlerinden rivayet olun- 
musdur. Allahu tebareke ve teala hazretlerinin kavl-i serifinde 
[Hicr suresi 2.ci ayet-i kerimesinde] mealen, (Kafirler, diinyada 
hezimet, yahud oliim aninda, kiyamet azabi vuku'unda, miisli- 
man olmakhgi temennf ederler. Denildi ki, kafirler Cehennem- 
de mii'minlerin giinahkarlanni goriip, siz miislimanlar iken Ce- 
hennemdesiniz. islaminiz size ne faide etdi derler. Bir zeman 
sonra, Allahu tealamn fadh ve rahmeti ile o miislimanlar nardan 
cikip, Cennete gitdiklerinde, kafirler o vakt ne olaydi, biz de 
ehl-i islamdan olaydik, derler) buyuruldu. Abdullah ibni Abbas 
"radiyallahu anhuma" buyurdu ki, bu ummetden bir taife sirat 
iizerinde habs olunur. Halbuki, Muhammed Mustafa "sallalla- 
hu teala aleyhi ve sellem" hazretleri, biitiin Peygamberlerden 
once Cennete dahil olur. Ummeti de, biitiin ummetlerden once 
Cennete dahil olur. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sel- 
lem" Cennete girdikden sonra, Allahu tebareke ve teala hazret- 
leri, siratda kalan taifenin nar [Cehennem]dan tarafa gonderil- 
mesini ve (Malik)e teslimini emr eder. 

-571- 



Malik, onlan goriince, ya eskiya cema'ati, siz kimsiniz ve ki- 
min ummetindensiniz. Cehenneme girenlerin son buldugunu 
isitmisdim. Cehennem ehlinin hepsi bana, bagli ve zincire vu- 
rulmus halde ve yiizleri iizerine suriinup ve yiizleri kara, gozle- 
ri gogermis halde gelirler. Amma, sizin elleriniz bagli degil ve 
zincire vurulmamissimz. Yiizleriniz kararmamis. Gozleriniz go- 
germemis. Ayaklanniz iizerine yuriirsiiniiz; kimsiniz, der. On- 
lar, derler ki, ya Malik, bunu bize sorma. Zfra biz, muhakkak 
sana bunu haber vermege haya ederiz. Velakin biz; Kur'an-i 
kerime uyan, Ramezan ayinda oruc tutanlanz. Biz hacca giden- 
lerdeniz. Biz gazfleriz [cihada gidenlerdeniz]. Biz zekat eda 
edenlerdeniz. Biz yetimlere ikram edicilerdeniz. Biz ciiniib 
olunca gusl edenlerdeniz. Biz bes vakt nemaz kilicilardamz. 
Malik der ki, ey mahser eskiyasi! Allahii teala Kur'an-i azimde 
sizi ma'siyyetden men' etmedi mi. Onlar derler ki, ya Malik, bi- 
ze tevbih etme. Simdi Allahii tealamn tevbihinden ve siialinden 
kurtulduk. Sonra onlar bu halde iken, Ars tarafindan bir nida 
edici, siddetli nida eder ve der ki, ya Malik, onlan Narin [Ce- 
hennemin] iist tabakasina dahil et. Halbuki onlar, Cehennemin 
kenannda dururlar. Sonra Malik der ki, ya mahser eskiyasi! 
Siibhesiz soyleneni isitdiniz. Fehm etdiniz. Evet isitdik, lakin bi- 
ze miihlet ver. Bir saat nefslerimiz iizerine aghyahm, derler. 
Malik der ki, benim size miihlet vermege izn yokdur. Malike 
Ars tarafindan nida gelir ki, (Ya Malik, terk et onlan, nefsleri 
iizerine aglasinlar.) 

Sonra nefsleri iizerine aglamaga baslarlar. Derler ki: (Biz 
narda [Cehennemde] nasil sabr edelim. Biz giinesin hararetine 
sabr edemezdik. Katran elbisesi giymege nasil sabr edelim. Biz 
yumusak elbiseler giymeyi tercih ederdik. Zakkum yimege ve 
hamim icmege nasil sabr edelim. Biz hep giizel yemekler yir, so- 
guk icecekler icerdik.) Bunlar boyle aglarlar iken, Ars tarafin- 
dan bir nida gelir. Ya Malik! Bunlan narin [Cehennemin] birin- 
ci tabakasina gonder. Sonra onlann yanina siddetli melekler ge- 
lir. Onlar, kalb olmadigi icin acimasi olmiyan zebanilerdir. Her- 
bir insana bir zebani yapisir. O sirada, hepsi seslerini yiikseltir- 
ler ve derler ki, (Ya Muhammed, Ya Ebel Kasim, Ya Ebel Era- 
mil velyetama. Ya Fahrel kiyameh. Ya Fatihal bab. Ya narin 
kapisim iimmetine kapayan! Ya iimmetine sefa'at eden. Biz 
iimmetinin za'ifleriyiz. Narin [Cehennemin] atesine dayanama- 

-572- 



yiz. Sefa'atin ile bize imdad et. Ya Malik, biz iimmet-i Muham- 
meddeniz.) Sonra Malik hazretleri Cennetden tarafa teveccuh 
eder [doner]. Ellerini kulaklanna koyar. Miiezzinler gibi yuk- 
sek ses ile nida eder ki: Ya Muhammed! Muhakkak sen, Cen- 
netde ni'metler icindesin [ni'metlenir haldesin]. Senin za'if um- 
metlerin Narda feryad ederler. Onlann feryadina yetis [eris]. 
Zira za'ifdirler. Cehennemin hararetine sabrlan yokdur. O hal- 
de, Muhammed "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerine 
haber gelir. Hemen seririnden [tahtindan] sicrayip ve Buraka 
biner ve buyurur, ya Burak, cabuk ol ki, ummetim za'ifdirler, 
Cehennemin hararetine sabr edemezler. Burak da ayaklanni 
kaldinp, Cehennemin kenanna koyar. Muhammed "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri onlann seslerini isitdigi vakt, 
aglarlar. Sonra Muhammed aleyhisselam Arsin kenanna erisir. 
Allahii tebareke ve teala hazretlerine secdeye vanr. Ve sefa'at 
eder. Allahii teala ve tekaddes onlann hakkindaki sefa'atini ka- 
bul eder. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazret- 
lerinin sefa'ati ile Cehennemden kurtulurlar. O vakt, kafir ol- 
duklari halde, ehl-i nar temenni ederler; ne olaydi, musliman 
olup, Ummet-i Muhammedden olaydik. Allahii teala hazretle- 
rinin kavl-i serifi buna isaretdir ki, [Hicr suresi 2.ci ayetinde; 
mealen] (Kafirlerden, musliman olmagi temenni etmiyen cok 
az kimse vardir!) buyurulmusdur. 

9- Yine (Ravda-tul-iilema) kitabinda, kirkdordiincii babda, 
musibete sabr beyamnda; Sabit-el Benani "rahimehullah" haz- 
retlerinden rivayet edilmisdir. Bize nakl edildi ki, Osman bin 
Maz'un "radiyallahii teala anh" hazretlerinin bir oglu vefat etdi. 
Ondan dolayi uzuntiisii cok olup, mahzun oldu. Evinde oturdu. 
Evinde bir mescid bina etdi. Orada ibadet ederdi. Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri isitip, buyurdu ki, 
(Onu benim yamma getirin. Onu Cennet ile miijdeleyin!) Sonra 
onu, Resulullahin "sallallahii teala aleyhi ve sellem" yanina go- 
tiirdiiler. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" ona bu- 
yurdular ki; (Bil, ya Osman ki, muhakkak Cehennemin yedi ka- 
pisi vardir. Ve Cennetin sekiz kapisi vardir. Cennet kapilarmdan 
her birine gitdiginde, oglunu orada goriip, Allahii tealadan sana 
sefa'at eder halde oldugunu gormege razi olmaz misin!) Osman 
bin Maz'un "radiyallahii teala anh", ya Resulallah; razi oldum, 
dedi. Siial edildi ki, ya Resulallah! Bizim ogullanmiz da boyle 

-573- 



olur mu? Buyurdular ki, (Evet olur, kiyamete kadar iimmetim- 
den sabr eden ve sevab istiyen herkese de boyledir!) 

10- Yine (Ravda-tiil-ulema) kitabimn Cum'a fash babinda 
nakl edilmisdir. Bize imam-i Nasr-iil Harbi ustadi Amr bin 
Su'aybdan, o babasindan, o da dedesinden "radiyallahu teala 
anh" haber verdi. Resulullah "sallailahu teala aleyhi ve sellem" 
hazretleri buyurdular: (Bir alem vardir ki, beyda ve melsadir 
[beyaz ve duzdur]. Gumus gibidir. Bu dunyanin yedi buyuklu- 
gunde ve melekler ile doludur. O seklde ki bir igne atsan yere 
dusmez. Belki meleklerin iizerine duser. Onlardan her bir me- 
lek, elinde bir alem [bayrak] vardir ki, iizerinde (La ilahe illal- 
lah Muhammediin Resulullah) yazilmisdir. Her bir Cum'a ge- 
cesi toplamrlar. O alemin etrafinda Allahii tebareke ve tealayi 
tedarru' ederler. Ummet-i Muhammedin selameti iizerine diia 
ederler. Sabah oluncaya kadar derler ki, ya Rabbi! Ummet-i 
Muhammede aci! Onlara azab etme! Ciinki, sabah olup, kiya- 
metden emin olurlar. (Ya Rabbi! Gusl edenleri, Cum'aya hazir- 
lananlan afv eyle, istediklerini bagisla!) diye diia ederler. Riva- 
yet eden der ki, alemlerin [bayraklannin] uzunlugu kirk fersah 
olur. Diia etdiklerinde, aghyarak seslerini yiikseltirler. Rab- 
bil'alemin onlara ne istersiniz diye buyurur. Derler ki, iimmet-i 
Muhammedi afv etmeni isteriz. Allahii teala ve tekaddes, (on- 
lan afv etdim) buyurur.) 

11- Yine (Ravda-tiil-iilema) kitabi altmisdordiincii babinda, 
Leyletiil-Kadrin fazileti aciklamrken nakl edilmisdir. Denildi 
ki, Allahii teala ve tekaddes ve azze saniihii; iimmet-i Muham- 
mede Ramezanda bes sey verir ki, onlardan baska kimseye ver- 
memisdir. 1- Ramezamn ilk gecesi oldugu zeman, onlara [bu 
iimmete] rahmet nazan ile nazar eder. Her kime ki, Allahii 
Siibhanehii ve teala rahmet nazan ile bakar, ona azab etmez. 2- 
Allahii teala meleklere buyurur. Bu ayda ibadetleri birakin. 
Ummet-i Muhammede istigfar edin. 3- Allahii teala saniihii 
Cennet meleklerinin reisi (Ridvan)a buyurur. Cenneti siisle ve 
kapilanni ac. Ummet-i Muhammedden bir kimse bu ayda oliir- 
se, cesedi gelinceye kadar, ruhu Cennete dahil olsun. 4- Allahii 
teala hazretleri, Cehennem meleklerinin reisi (Malik)e, Cehen- 
nemin kapilanni baglamasi icin emr eder. Eger, bu iimmetden 
isyan edenlerden birisi oliir ise, Ramezan ayi gecene kadar, Ce- 

-574- 



hennemde azab olunmasin. 5- Allahii teala, onlara Kadr gece- 
sini verir. Hatta eger bir kimse, o gecede Allahii teala hazretle- 
rine ibadet etse, giinahlanni afv eder. O gecede Cehennemden 
azad olur. O gecede biitiin Ramezan ayi miiddetince azad olan- 
lar kadar mii'min azad olur. 

12- (Mesabih) kitabinda, Isa aleyhisselamin niizulii [gokden 
inmesi] babinda, sahih hadis olarak bildirilmisdir. Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki, (Isa 
bin Meryem "aleyhisselam" gokden iner. Mii'minlerin emiri, 
hazret-i Isaya gel bize imam ol, der. Hazret-i Isa buyurur, sizin 
ba'zimz ba'zimz iizerine emirsiniz.) Denildi ki, ya Resulallah, 
nicin o zemanda Allahii teala miislimanlar iizerine emiri kendi- 
lerinden yapar. Buyurdular ki, (Bu iimmetin emirlerini kendi- 
lerinden kdmak, bu iimmete ikramdir ve sanlannin biiyuklu- 
giindendir.) 

13- Yine (Mesabih)de (Hasr) babinda, sahih hadis olarak bil- 
dirilmisdir. Ebu Sa'id-i Hudri "radiyallahii teala anh" hazretle- 
rinden rivayet olunmusdur. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri buyurdular ki: (Allahii teala hazretleri [Adem 
aleyhisselama] buyurur: Ya Adem! Adem aleyhisselam der ki, 
Lebbeyk, [buyur ya Rabbi!] Hayr Senin elindedir. Allahii teala 
buyurur: Nara [Cehenneme] miistehak olani guilder. Adem der 
ki, nara miistehak nedir [ne kadardir]. Allahii Siibhanehii ve tea- 
la hazretleri buyurur: Her binde dokuzyiizdoksandokuzu. O ze- 
man coi.uk yash olur. Hamile kadinin cocugu diinyaya gelir. In- 
sanlar, serhos olmadiklan haltle serhos gibi goriiniirler. Allahii 
tealamn azabi cok siddetlidir.) Ya Resulallah! Hangimiz o binde 
birden oluruz, diye sorduk. Buyurdu: (Bana miijdelediler. Sizden 
bir, Ye'cuc ve Me'cucden bin olacakdir.) Sonra buyurdu: (Nef- 
sim kudretinde olan Allahii tealaya yemin ederim ki, Cennet eh- 
linin dortde biri siz olursunuz!) Biz tekbir getirdik. Sonra buyur- 
du: (Siz Cennet ehlinin iicde biri olursunuz!) Biz yine tekbir ge- 
tirdik. Sonra buyurdu: (Siz Cennet ehlinin yansi olursunuz!) Biz 
yine tekbir getirdik. (Muslim) hadis kitabim serh eden "rahime- 
hullah" demis ki, bir rivayetde, bir ahir hadisde buyurdular ki: 
(Siz Cennet ehlinin iicde ikisi olursunuz. Cennet ehli yiizyirmi saf 
olacak. Seksen safi iimmetimden olacakdir.) 

(Miislim)i serh eden diyor ki, cocugun ihtiyarlamasi, hamile 

-575- 



kadinin cocuk dogurmasi, bu ahval dunyadan cikmadan once- 
dir. Cocugun yaslanmasi, hamile kadinin cocuk dogurmasi, za- 
hiri iizerine olur. Denildi ki, belki bu ahval kiyametde olur. 
Ma'nasi o demek olur ki, onlarin iizerine dehsetli ve siddetli bir 
mertebe erisir ki, eger hamile tasavvur olunsa, muhakkak do- 
gurur. Denilir ki, hamile olarak olen kadin, hamile oldugu hal- 
de hasr olunur. Boyle oldugu takdirde, o halde cocugunu dogu- 
rur. Nihayet sonra buyurdular ki: (Miijdeler olsun size ki, siib- 
hesiz sizden bir sahs ehl-i Cennet, Ye'cuc ve Me'cucden bin 
sahs ehl-i nar olur!) Sonra buyurdular ki: (O Allahii teala hak- 
ki icin ki, benim nefsim yed-indedir. Ben rica ederim ki, [Cen- 
netlik olan bir kisi] siz olursunuz!) 

(Muslim §erhi)nde beyan olunmus ki, hadis-i serifde (Siz) 
hitablan, biitiin iimmetdir. Birincide, ehl-i Cennetin dortde bi- 
ri siz olursunuz, buyurdu. Ikincide buyurdu, iicde bir olursunuz. 
Uciinciide buyurdu, yansi olursunuz. (Muslim §erhi)nde buyur- 
du: (Insanlar arasinda siz) hitabi, muslimanlaradir. Insanlardan 
murad kafirlerdir. Ba'zi rivayetlerde, entiim (siz) yerine el- 
muslimun tasrih etmisdir (miislimanlar buyurmusdur). Ve An- 
nas (insanlar) yerine fil kiiffar tasrih etmisdir (kafirler buyur- 
musdur). Selmasi "rahimehullah" beyan etmis ki, (Sizin biitiin 
insanlara nisbetle, azhk bakimindan durumunuz, beyaz bir okii- 
ziin iizerinde bulunan bir siyah kd gibidir. Bu derece az olma- 
niza ragmen ehl-i Cennetin yansi olursunuz.) 

14- Yine (Mesabih) kitabinda, Havz ve sefa'at babinda, sa- 
hih hadis olarak nakl olunmusdur. Resulullah "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Muhakkak, benim 
havzimin iki ucunun arasi lie ile Aden arasindaki mesafeden 
uzakdir. lie bir beldedir ki bahr-i ahmer [Kizildenizjin Sam ta- 
rafindadir. Oradan Adene birbucuk ayhk mikdari yol olur. Mu- 
hakkak onun bardaklarimn sayisi yildizlardan cokdur. Bir kim- 
se kendi havzina baskalannin develerinin girmesine nasi! mani' 
olursa, ben de iimmetimden baskalanni havzimdan men' ede- 
rim.) Dediler, ya Resulallah, Siz bizi bilir misin? Buyurdular ki, 
(Evet, sizi bilirim. Sizin icin bir alamet olur ki, baska iimmetler- 
de olmaz. Siz, yiizleriniz, elleriniz ve ayaklanniz, abdestin ese- 
rinden ak [nurlu] oldugunuz halde gelirsiniz.) 

15- Yine (Mesabih)de, aym babin sahih hadislerinde, Enes 

-576- 



"radiyallahu teala anh" hazretlerinden nakl olunmusdur. Resu- 
lullah "sallailahu teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki: (Ne ze- 
man ki kiyamet gunti olur. Insanlar arasat meydamnda topla- 
nir. Ba'zisi ba'zisindan yana dalga vurur, birbirine kansirlar. 
Sonra Adem aleyhisselama gelirler ve derler ki, Rabbinden se- 
fa'at eyle. Hazret-i Adem der ki, ben sefa'ate ehl degilim. La- 
kin, Ibrahim aleyhisselama gidin ki, muhakkak o Hahl-ul rah- 
mandir. Sonra Ibrahim aleyhisselama gelirler. O da der ki, ben 
sefa'ate ehl degilim. Musa aleyhisselama gidin. Muhakkak o 
kelimullahdir. Sonra Musa aleyhisselama gelirler. O da der ki, 
ben sefa'ate ehl degilim. Lakin Isa aleyhisselama gidin ki, mu- 
hakkak o, ruhullahdir ve kehmetullahdir. Sonra Isa aleyhissela- 
ma gelirler. O da der ki, ben sefa'ate ehl degilim. Lakin, Mu- 
hammed Mustafa "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri- 
ne gidin. Sonra bana gelirler. Ben derim. Ben sefa'ate ehilim. 
Sonra sefa'at iizerine izn taleb ederim. Bana izn verilir. Rabbi- 
min bana ilham etdigi hamdler ile hamd ederim. Bu anda o 
hamdler hrfzimda degildir. Sonra, Allahii tebareke ve teala haz- 
retlerine o hamdler ile hamdler ederim. Sonra, secde ederim. 
Rabbime secde etdigim halde bana buyurur: Ya Muhammed! 
Kaldir basini, soyle isitilir, siial eyle cevab verilir. $efa'at eyle, 
sefa'atin kabul olunur. Sonra ben derim ki, ya Rabbi! (Umme- 
ti, ummeti). Rahmet et iimmetime. Ve tafdil et onlann iizerine 
kerametle. [Tekrar buyurmalan, te'kidden dolayi veya nida 
icindir. Boylece ummeti kendine yakin olsunlar. Ates onlara 
yakin olmasin. Zira nur-i serifleri atesi sondiiriir.] Sonra bana 
denilir, (Git ve cikar atesden o kimseyi ki, kalbinde zerre mik- 
dari veya hardal danesi kadar imam olsun!)) 

(Muslim) hadis kitabim serh eden beyan etmisdir ki, imandan 
murad, a'mal-i zaidedir [islerin, amelin fazlahgidir]. Zerre mik- 
dan imanda, nefsin tasdiki iizerine, fazladan zahir veya batin 
ameli bulunur. Zira, sadece imam olup, amelden bir fazlahgi ol- 
miyanlara sefa'at izni olmaz. Yaninda amelden hicbirseyi olma- 
yip [ya'ni hie amel yapmayip], sadece imam olan kimsenin isi, 
Allahii tebareke ve tealamn rahmetine kalmisdir. Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki: (Ben de gide- 
rim. Her kimin kalbinde arpa mikdan imam var ise, nardan [Ce- 
hennemden] cikarinm. Sonra avdet ederim. O hamdler ile hamd 
ederim ve secde eylerim. Bana denilir ki, ya Muhammed, basini 

- 577 - Menakib-i Cihar Yar-i Guzin - F:37 



kaldir! Soyle isitilir. Siial et, cevab verilir. Sefa'at et, sefa'atin ka- 
bul olunur. Ben derim: Ya Rabbi! Ummetime rahmet et. Denilir 
ki, git, kalbinde bir zerre veya bir hardal danesi mikdan imam 
olan kimseyi nardan cikar.) Zerre, ufacik sari kanncaya derler. 
Veya bacadan giren gtines lsiginda gortilen tozlann bir danesine 
zerre derler. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" bu- 
yurdular ki: (Ben de giderim. Kalbinde zerre mikdan imam ola- 
m cikannm. Yine gelirim, secdeye varrp, niyaz ederim. Bana de- 
nilir, git, her kimin kalbinde, pek ciiz'i, pek ciiz'i, pek ciiz'i har- 
dal danesi mikdan imam olursa, nardan cikar. Pek ciiz'inin tek- 
ran miibalaga icindir. Sonra vannm, nardan cikannm. Sonra do- 
nerim. Dordiincii kerre ben derim ki: Ya Rabbi, La ilahe illallah, 
diyen kimselere sefa'at etmem icin bana izn ver!) 

Selmasi "rahimehullah" demisdir ki, ben rica ederim, bun- 
lardan murad o kimselerdir ki, omrlerinde bir amel islememis- 
lerdir ki, onunla rahmete kavussun ve nardan [Cehennemden] 
kurtulmaga miistehak olsun. Diinyada bu kelime-i tayyibeyi 
demisdir. Sonra bu kimsenin sefa'ate ihtiyaci da cokdur. Alla- 
hii teala ve tekaddes hazretleri buyurur: Onlan nardan cikar- 
mak senin iizerine degil, velakin, izzetim ve celalim ve kibriyam 
hakki icin, elbette o kimseyi, La ilahe illallah, dedigi icin ben ci- 
kannm. 

Halhali "rahimehullah" buyurmuslar ki, Allahu tebareke ve 
teala hazretlerinin (Leyse zalike) kavl-i serifinin iki ma'nasi 
olabilir. Birisi; La ilahe illallah diyen kimseyi, nardan cikarmak 
icin sana sefa'at etmege izn verilmis ise de, bu is sana birakilma- 
misdir. Ikinci ma'nasi odur ki, onlar hakkinda sana sefa'at izni 
yokdur. Ancak ben onlan fadl ve keremimle afv ederim. Bu 
ma'naya gore; hayrh amel islemiyen kimsenin nardan [Cehen- 
nemden] cikanlmasi sefa'at ile mumkin olmayip, onun isi Alla- 
hii tealamn lutf ve keremine kalmisdir. 

16- Yine (Mesabfli)de, Seyyid-il Miirselin "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" hazretlerinin faziletleri babinda, sahih hadis-i 
serif olarak rivayet olunmusdur. Resulullah "sallallahii teala 
aleyhi ve sellem" buyurdular ki: (Allahu teala hazretleri arzi 
[yeryiizunii] benim icin cem' etdi [kuciiltdii]. Ben yeryuziiniin 
[arzin] dogusunu batisim gordiim. Muhakkak benim ummetimin 
miilkii arzdan [yeryiiziinden] bana gosterilen yere kadar yayila- 

-578- 



cakdir. Bana kirmizi ve beyaz olmak iizere iki hazine verildi.) 

Turpusti "rahimehullah" demisdir ki, bundan kasd edilen al- 
tin ile gumusdur. Onun icin ki, Kisra [Iran] milletinin ve mem- 
leketinin nakd parasinin cogu altin, Kayser [Bizans] milletinin 
ve memleketinin nakd parasinin cogu da gumusdur. 

(Ben Rabbimden, ummetimi umumi kithk ile helak etmeme- 
sini, eger islam beldesinde kithk vaki' olursa, az bir yerde olsun; 
istedim. Ve lrzlanna dokunmamalari icin, nefslerinden baska 
diisman musallat etmemesini, istedim. Rabbim bana buyurdu: 
Ya Muhammed! Muhakkak ben bir hiikm etsem, elbette o red 
olunmaz. Ben sana, va'd verdim, iimmetin icin ki, onlari umumi 
kithk ile helak etmem. Onlar iizerine nefslerinden gayri, nefsle- 
rine dokunmasinlar diye diisman musallat etmem. Onlar birbiri 
arasinda muharebe ederlerse, onlarin diismanlan, onlarin kendi- 
leridir. Ba'zisi ba'zisim helak eder. Ba'zisi ba'zisim esir eder.) 

Tayyibi "rahimehullah" demisdir ki; bu iimmetin ayb kirleri 
ve gunah pislikleri, yine bu iimmetin elleri ile temizlenir. Ba'zi- 
si ba'zisim temizler. Zira mii'minlerin ba'zilan ba'zilannin evli- 
yasidir [yardimcisidir]. Eger mii'min mii'mine bir seyde yardim- 
ci olsa, o suretle yardimcidir. Eger mii'min mii'mine eziyyet et- 
se, o suretle yardimcidir. Zira o sey mii'mine erisdikde, ya'ni 
mii'min eziyyet gordiikde, giinahlanna keffaretdir. Resulullah 
"sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri bunun icin, iimme- 
ti arasindaki anlasmazhklarda diia icin men' olundular. 

17- Yine (Mesabih) kitabimn sahih hadislerinde, yukandaki 
hadis-i serifin akabinde, Sa'd "radiyallahu teala anh" hazretle- 
rinden nakl edilmisdir. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri Medine-i munevverede Benu Mu'aviye mes- 
cidine tesrif buyurdular. O mescidde iki rek'at nemaz kildi. Biz 
de beraber kildik. Uzun bir diia etdi. Sonra dondii ve buyurdu 
ki: (Rabbimden iic sey istedim. ikisini bana verdi. Birisinden 
beni men' etdi. Ummetimi umumi kithk ile helak etmemesini 
istedim. Suda bogulmakla helak etmemesini istedim. Bunlan 
bana verdi.) (Mefatih) sahibi "rahimehullah" beyan etmis ki, 
suda bogulmakdan murad, umumi bogulmadir. Ya'ni Rabbim- 
den, ummetimin hepsini suda, fir'avnin kavmini denizde, Nuh 
aleyhisselamin kavmini tufanda bogmasi gibi, bogmamasim is- 

-579- 



tedim; demekdir. (Ummetimin arasinda harblerin olmamasim 
istedim. Beni men' etdi) buyurdu. 

18- Yine (Mesabih) kitabinda aym babda hasen hadis olarak 
bildiriliyor. Habbab bin Eret "radiyallahii teala anh" hazretle- 
rinden rivayet olunmusdur. Resulullah "sallallahii teala aleyhi 
ve sellem" hazretleri nemaz kildi ve nemazi uzatdi. [Ya'ni uzun 
okuyarak kildi.] Dediler; ya Restilallah! Bir nemaz kildin ki, 
boyle uzun nemaz kilmamis idin. Buyurdular ki: (Evet, bu ne- 
maz ragbet ve heybet nemazidir!) (Mefatih) kitabimn sahibi be- 
yan etmisdir: Bir nemazdir ki, onda Allahii tebareke ve teala 
hazretlerine ragbet vardir. Ya'ni Allahii teala hazretlerinden 
korku vardir. Ya'ni hudu' ve husu' vardir. Bu ummete sunu 6g- 
retmekdedir ki, onlara bir yaramazlik [musibet] ulassa, Allahii 
teala hazretlerinden korkarak ve ona siginarak, nemaz kilsinlar. 
Boylece, o zarar, Allahii teala hazretlerinin fadh ve rahmeti ile 
ondan gitsin. Lutf ve keremiyle maksadlan hasil olur. (Ben Al- 
lahii teala hazretlerinden, iimmetim kin iic sey istedim. ikisini 
bana verdi. [Kendilerine] kendi nefslerinden baska diisman mu- 
sallat etmemesini, uiniimi kithk ile helak etmemesini istedim; 
bana verdi. Ba'zisinm ba'zisma zarar vermemesini ve katl etme- 
mesini istedim. Bunu benden men' etdi.) 

19- Yine (Mesabfli)de hasen olarak nakl olunan hadis-i se- 
rifin akabinde, Ebu Malik-el Es'ari "radiyallahii anh" hazretle- 
rinden nakl edilmisdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve 
sellem" hazretleri buyurdular: (Muhakkak Allahii teala azze ve 
celle sizi iic hasletden afv etdi.) (Mefatih) sahibi "rahimehulla- 
hii teala" demisdir ki, (Hadis-i serifde gecen hilal kelimesi, has- 
let ma'nasina gelen, "Halk" kelimesinin coguludur. Ya'ni Alla- 
hii teala azze ve celle, ikram ederek, sizi iic zarardan korudu. 
Peygamberiniz sizin iizerinize beddiia etmez. Yoksa, ciimleniz 
helak olursunuz. Ehl-i batil ehl-i Hak iizerine galib olmaz. Tiir- 
piisti "rahimehullah" demisdir ki, buradan ehl-i hakkin tema- 
men ortadan silinmiyecegi, hie olmazsa bir cema'atin daima bu- 
lunacagi anlasihr. Ciinki, Allahii teala, Resuliine bu dini kiya- 
mete kadar koruyacagina soz vermisdir [kefil olmusdur]. Uciin- 
ciisii, dalalet iizerine birlesmenizden korudu.) 

20- Yine o hadis-i serifin akabinde, Avf bin Malik "radiyal- 
lahii teala anh" hazretlerinden rivayet edilmisdir. Resulullah 

-580- 



"sailailahu teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Al- 
lahii tebareke ve teala hazretleri, bu iimmet iizerine, biri kendi- 
lerinden, biri de diismanlarindan olmak iizere iki kihci cem' et- 
mez!) (Mefatih) sahibi demisdir: Ya'ni hem muslimanlar ve hem 
de kafirler ile bu iimmet aym anda muharebe etmez. Miisliman- 
lar, ya kendi aralannda veya kafirler ile harb eder. 

21- Yine (Mesabih) kitabinda, o babin haseninde, Amr bin 
Kays "radiyallahii anh" hazretlerinden rivayet edilmisdir. Re- 
sulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" buyurdular ki: (Biz 
diinyaya gelmekde ahirleriz [sondayiz]. Kiyamet giiniinde, 
Cennete girmekde ve sair faziletlerde sabiklanz [ondeyiz]. Soy- 
liyecegim sozler ile ogiinmiiyorum. Ibrahim Halilullah, Musa 
Kelimullahdir ve ben Uabibullahim. Kiyamet giinii liva-i hamd 
benim elimdedir. Allahii tebareke ve teala hazretleri bana va'd 
etdi iimmetimin saninda ve onlan iic seyden halas etdi. Umumi 
kitlikdan, tliismamn temamen helak etmesinden, dalalet iizeri- 
ne birlesmelerinden korudu.) 

22- Yine (Mesabih)de o babin haseninde, Ka'b-iil Ahbar 
"radiyallahii teala anh" hazretlerinden rivayet edilmisdir. Tev- 
ratdan hikaye eder. Buyurdu ki, Tevratda yazilmis bulduk: Mu- 
hammed "sallallahu teala aleyhi ve sellem", Allahii tealamn 
Resuludiir. Benim secilmis kulumdur. Cera edici, hakki kotiile- 
yici degildir. Kaba degildir. Kelbiden menkuldiir: Sozde ve kalb 
fi'linde kaba degildir. Sokaklarda baginci degildir. Kotuliige 
kotiiliikle karsihk verici degildir. Fekat afV edicidir. Merhamet- 
lidir. Dogum yeri Mekkedir. Hicret yeri Tayyibe [Medinejdir. 
Miilkii Samdir. 

Halhali "rahimehullahii teala" demisdir ki, miilkden murad 
niibiivvet ve dindir. Ya'ni dini biitiin beldelere yayihr. Sam ehli 
Resulullaha once tabi' olmakda ve kafirlere galib olmakda once- 
dir. Kafirler onun iizerine galib olmakdan emin olmadi. Ummeti 
cok hamd edicidirler. Allahii teala hazretlerine gizli asikar her 
yerde hamd ederler. Yiiksek yerlerde tekbir getirirler. Allahii 
teala hazretlerinin azamet ve kudretinde hayretde kahrlar. Sem- 
se [giinese] raidirler. [Rai: koruyan, coban demekdir.] (Mefatih) 
kitabmm sahibi demisdir ki; ru'at, rainin cemi'dir. Giinesi gozet- 
liyenlerden murad, o kimselerdir ki, nemaz vaktlerini hifz eder- 
ler. Semsin [giinesin] dogusu ile ve batisi ve seyrine [hareketine] 

-581- 



bakarak, nemaz vaktini bilirler. Nemazlan vaktinde kilarlar. Be- 
denlerinde; diz ile topuk arasindaki kisma kadar izar baglarlar. 
Bedenlerinin etrafim, ytizlerini ve kulaklanm, baslanm ve ayak- 
lanm yikayarak abdest alirlar. Mtiezzinleri, ytiksek yerlerde ezan 
okur. Muharebedeki saflan ile nemazdaki saflan aymdir. 

Tayyibi "rahimehullah" demisdir: Tesbih olundu. Cema'at 
ile nemazda olan saflar, nefs-i emmare ile ve seytan ile mucahe- 
de sebebi ile oldugundan, din dusmanlan ile muharebe ve mu- 
cahede saflanna benzer seklinde ta'bir buyurdular. Bu acikla- 
madan oturu bunlardan her benziyen ve benzetilen olabilir. 
Belki salat safinin zikrini sona almakla, benzetilen yapilmasi 
tercfh edilmisdir. Cunki, nemaz safindaki cihad, (Cihad-i ek- 
ber)dir. Onlarin sesi, Tesbih ve tehlil, kiraet-i Kur'an-i azim ve 
zikr okumakla bal ansinin sesi gibidir. 

23- Sure-i Enbiyamn sonunda [105.ci ayet-i kenmesinde 
mealen], (Biz Tevratdan sonra, Daviidiin Zeburunda yazdik ki, 
arz-i Cennete benim salih kullarim varis olur!) buyurulmakda- 
dir. Bu ayet-i kenmenin tefsirinde Muhyissiinne Imam-i Bega- 
vi "rahimehullah" hazretleri (Me'alimiit-tenzil) kitabinda bu- 
yurmusdur: Sa'id bin Ciibeyr "radiyallahii teala anh" ve Mtica- 
hid "rahimehullah" buyurmuslar ki, Zebur, gokden indirilen ki- 
tablardandir. Zikr, umm-ul kitabdir; Allahii teala hazretlerinin 
katindadir. (Bundan sonra onun zikri levh-i mahfuzda yazildi) 
demekdir. Siibhesiz ki, yeryiizii salih kullara miras birakihr. 
Miicahid dedi ki, iimmet-i Muhammed varisdirler. Delili, Alla- 
hii teala kavl-i serifinde [Ziimer suresi 74.cii ayetinde mealen], 
(Allahii tealaya hamd olsun ki, bize va'dini yerine getirdi. Bizi 
arza [Cennete] varis kddi!) buyurmusdur. 

Ibni Abbas "radiyallahii anhuma" buyurdu: Murad odur ki, 
kafirlerin hakim olduklan topraklan miislimanlar ahr. Bu, Al- 
lahii teala ve tekaddes hazretlerinin dininin izhan ile ve miisli- 
manlann i'zazi ile bildirilmis olur. Denildi ki, arzdan, arz-i Mu- 
kaddeseyi irade [kasd] etdi. "Muhakkak ki, bu Kur'anda (Be- 
lag) vardir. Buradaki (Belag) maksuda kavusmak demekdir. 
Ya'ni her kim ki, Kur'an-i azime ittiba' eder ve onunla amel 
eder, umdugu sevaba [karsihga] kavusur. Denildi ki, belagan, 
ya'ni kifaye vardir ve denilir ki, bu seyde belag ve belige vardir, 
deriz. Ya'ni kifaye vardir. Kur'an-i azim ise Cennet azigidir. 

-582- 



Misafirin belagi gibi. Ibadet edenlerden maksad ise, o mu'min- 
ler ki, Allahu tealaya ibadet edenlerdir. Ibni Abbas "radiyalla- 
hii teala anhtima", (alimler) olarak acikladi. Ka'b-ul ahbar ise, 
iimmet-i Muhammedin, bes vakt nemaz kilanlan ve oruc tutan- 
landir, diye acikladi. 

24- Bir farisi risaleden terceme olunmusdur: Hazret-i Siiley- 
man "ala nebiyyina aleyhissalatii vesselam" bir giin, deniz kena- 
rinda oturmuslar idi. Bir kanncanin geldigini gordii. Agzinda bir 
yesil yaprak tutardi. Deniz kenanna ulasdi. Sudan bir kurbaga 
cikdi. O yapragi kanncadan alip, denize dondii. Kannca geri 
dondii. Kanncadan sordular ki, bunun hikmeti nedir. Kannca 
cevab verdi ki, bu deryanin ortasinda, Allahu Siibhanehii ve tea- 
la hazretleri bir tas halk etmisdir. O tasin arasinda [icinde] bir 
kurdcagiz [bocek] halk etmisdir. Beni onun nzkina sebeb etmis- 
dir. Ben her giin o nesneyi, ona yetecek kadar nzki getiririm. 
Deniz kenanna ulasdinnm. Allahu teala hazretlerinin, kurbaga 
suretinde yaratdigi bir melegi o nzki benden ahr, o kurdcagiza 
[bocege] verir. O bocek, Allahu tebareke ve teala hazretlerinin 
kudreti ile, fasih dil ile soyler ki; Siibhanallah ki, beni halk etdi, 
deniz ortasinda ve tas arasinda bana mekan verdi. Benim nzki- 
mi unutmadi. Ilahi, iimmet-i Muhammedi iimidsiz etme! 

25- (Mesabih)de, Kitab ve siinnete siki sanlmak babinin ha- 
sen hadisler kisminda, Bilal bin Haris-el Miizeni "radiyallahii 
teala anh" hazretlerinden rivayet edilmisdir. Resulullah "sallal- 
lahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Bir kim- 
se, benim terk edilmis veya unutulmus siinnetlerimden bir siin- 
netimi, mesela cema'at ile nemaz kilmak gibi, bayram nemazi 
gibi, Kur'an-i azim-iis-sani kira'et etmek gibi ve ilm tahsili gibi, 
ihya etse, kendi amel etmekle, ya ondan yana tergib ile muhak- 
kak o kimseye, onunla amel edenlerin ecri kadar onlarin ecrle- 
rinden bir sey noksan olmaksizin, ecr verilir. Bir kimse, bid'at, 
dalalet ihdas etse [cikarsa] ki, Allahu tebareke ve teala ve Re- 
sulii ona razi olmaz.) 

Bid'at iki nev'dir. Biri hasenedir. Imamlann ihdas etdikleri 
adet-i hasenedir. Mesela minare gibi. Birisi seyyiedir. Imamla- 
nn inkar etdikleri bid'atlerdir. Kabr iizerine bina etmek gibi. 
Bid'ati ihdas eden kimsenin iizerine, onunla amel edenlerin gii- 
nahlan da yiiklenir ve onlarin giinahindan bir seyi eksilmez. 

-583- 



[(Faideli Bilgiler) kitabinin 164.cu ve 408.ci sahifelerinde 
(Bid'at) hakkinda ma'lumat vardir. Lutfen oradan okuyunuz!] 

26- Yine o babin hasen hadisler kisminda, Ebu Hiireyre "ra- 
diyallahii teala anh" hazretlerinden rivayet edilmisdir. Resulul- 
lah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: 
(Siz fiyle bir zemanda geldiniz ki, Allahii tealamn emrlerinden 
onda dokuzunu yapip, birini yapmazsaniz helak olursunuz! Ce- 
henneme gidersiniz! Bir zeman gelecek ki, o zemamn mii'minle- 
ri, cmrlerin birini yapabilip, dokuzunu biraksalar, Cehennem- 
den kurtulurlar! O zemanda imam olanlara miijdeler olsun!) 

Turpusti "rahimehullahu teala" beyan etmis ki, bu kavli sarf 
etmek, biitun emrler icin caiz degildir. [Ya'ni emr olunanlann 
hepsi icin degildir.] Zira muhakkak biz biliriz, dinin aslinda bil- 
dirildigi gibi oyle emrler vardir ki, mu'minlerden hicbir ferd 
onu terk edemez. Onu initial etmek icin ozr makbul olmaz. O 
farzlar kendisini ilgilendirir. Bunlardan mu'af olamaz. Bu ha- 
dis-i serif, emr-i ma'ruf ve nehy-i miinker icindir. Ya'ni, muhak- 
kak siz bir zemandasiniz ki, sizden biriniz, emr-i ma'ruf ve 
nehy-i miinkerden emr olunanlann onda birini terk etse helak 
olur. Zira muhakkak din kuvvetlenmis, hak meydana cikmisdir. 
Dinin yardimcilan cokdur. Sizden biriniz ma'zur olmaz. Gev- 
sekligi ozr olmaz. Fekat, fesad zemamnda, fitneler cogaldiginda 
Hak gizli olur. O zeman boyle degildir. 

27- Yine (Mesabih) kitabinin ilm bolumunde, hasen hadis- 
lerden biri, Ebu Hiireyre "radiyallahii teala anh" hazretlerin- 
den rivayet olunmusdur. Imam-i Begavibuyurmus ki, bize eris- 
misdir. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdular ki: (Allahii teala azze ve celle hazretleri, bu iimmet 
icin, her yiiz senenin basinda bir miiceddid gonderir. Bu dini 
kuvvetlendirir!) Ya'ni ilm azalsa, miibtedi'ler galib olsa [bid'at 
sahibleri cogalsa], Allahii tebareke ve teala hazretleri rabbani 
ilm sahibi alime tevfik verir ki, insanlara dini ilmleri ta'lim eder 
ve beyan eder. Boylece, siinnet bid'atden aynhr. Dinin emrleri- 
ni hakki ile yapanlar cogahr. Bu, Allahii teala hazretlerinin bu 
iimmete bir lutfudur. 

28- Yine (Mesabih-i serff) kitabinin, Taharet boliimuniin, sa- 
hih hadisler kisminda, Ebu Hiireyre "radiyallahii teala anh" 

-584- 



hazretlerinden rivayet olunmusdur. Resulullah "sallailahu teala 
aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Benim iimmetim, ki- 
yamet giinii da'vet olunduklannda [cagnldiklarinda], abdestin 
te'siri ile, yiizleri, kol ve ayaklan, beyaz ve nurludur. Beyazhgi- 
ni cogaltabilen cogaltsin!) Sarih [Mesabihi serh eden] "rahime- 
hullahii teala" beyan etmisdir ki, da'vet olunurlar kavl-i serifin- 
den murad, ihtimaldir ki, ismlendirilmis olmakdir. Ya'ni benim 
ummetime, ey yiiz, kol ve ayaklan beyaz olanlar, Cennete dahil 
olunuz, denilir. Demek olur ki, benim iimmetim, yiiz, kol ve 
ayaklan beyaz olduklan halde, Cennetden yana cagnhrlar. 

(Muslim) kitabim serh eden "rahimehullahii teala" demisdir 
ki, ba'zilan bu hadis-i serif ile bunun iizerine istidlal etmisdir ki, 
muhakkak abdest bu iimmetin hasaisindendir. Ba'zilan dediler 
ki, abdest bu iimmete mahsus degildir. Abdest uzvlannin beyaz 
ve nurlu olmasi bu iimmete mahsusdur. Resulullah "sallallahii 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri, abdest aldikdan sonra buyur- 
musdur ki: (Bu benim ve benden evvel gelen Peygamberlerin 
abdestidir!) Bu hadis-i serif za'ifdir. Sahih oldugu takdirde, En- 
biya "ala nebiyyina aleyhissalatii vesselam" hazretleri, kendile- 
ri abdest ahp, iimmetleri abdest almamis olma ihtimali vardir, 
seklinde cevab verildi. Yine hadis-i serifin akabinde, Ebu Hii- 
reyre "radiyallahii teala anh" hazretlerinden rivayet olunmus- 
dur. Resulullah "sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri 
buyurdular ki: (Mii'minin abdest suyu erisdigi yerine, hilye de 
erisjr!) Ya'ni nur, abdest ahnan uzv iizerine ulasir. Hilye; nur, 
beyazhk demekdir. 

29- Yine (Mesabih-i serif)de Savm [oruc] boliimuniin, sahih 
hadisler kisminda, nakl olunmusdur. Resulullah "sallallahii tea- 
la aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Bizim orucumuz 
ile ehl-i kitabin orucu arasindaki fark, sahur yemegidir!) (Mus- 
lim) kitabim serh eden "rahimehullah" beyan etmisdir ki, bizim 
savmimiz ile ehl-i kitabin savmimn arasindaki fark sahur yeme- 
gidir. Zira onlar sahura kalkmazlar ve bizde sahur miistehab- 
dir. (Ekletiil sehari), sahur yimege derler. (Gudve) ve (asve), 
yinilen sey cok da olsa sabah ve aksam yemegidir. Hemzenin 
otiiresi ile iikleten okunursa, bir lokma anlamina gelir. (Ekle) 
kelimesinin basindaki hemze fethahdir. Ya'ni (Ekleten) diye 
okunur. Bir kerre yemek demekdir. Kadi "rahimehullah" bu 

-585- 



hadfs-i serifdeki (ekleten] kelimesini; (iikleten) diye okumus, 
boyle oldugunu soylemisdir. Dogru olani fetha ile (ekleten) 
seklinde okunmasidir. Zira, burada maksad odur. 

(Mefatih) sahibi "rahimehullah" beyan etmis ki, yimek, ic- 
mek ve cima', beni israfl iizerine, oruclan gecelerinde uyuduk- 
dan sonra haram idi; onlara caiz degildi. Onlara aksam uyuyun- 
caya kadar caiz idi. Islamiyyetin baslangicinda da boyle idi. 
Sonra Allahu teala ve tekaddes hazretleri fecre kadar yimek, ic- 
mek ve cima'a izn verdi. 

30- Yine (Mesabih)in Kur'an-i kerimin fazfletleri bolumii- 
niin hasen hadisler kisminda rivayet edilmisdir. Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Allahu 
teala ve tekaddes hazretleri, arzi ve semavati yaratmazdan bin 
sene evvel, Taha ve Yasin surelerini meleklere okudu. Ya'ni 
ma'nalanni ilham etdi. Ne vakt ki melekler Kur'an-i azim-iis- 
sam isitdiler, dediler, ne giizel bir hayatdir ki, Tuba agaci o iim- 
met icin olsun ki, bu Kur'an-i azim onlann iizerine nazil olur; 
bu Kur'an-i hakimi yiiklenen kalblere ve okuyan dillere miijde- 
ler olsun!) 

31- (Mesabfli)de aym faslin hasen hadisler kisminda, Ubeyy 
bin Ka'b "radiyallahii teala anh" hazretlerinden rivayet olun- 
musdur. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" hazretle- 
ri buyurdular ki: (Ben iimmi bir iimmet iizerine gonderildim!) 

(Mefatih) kitabimn sahibi beyan etmis [aciklamisdir]ki, iimmi 
liigatde mensubdur. Arablarda okuma ve yazma bilmiyendir. 
Her kim ki, okumak ve yazmak bilmez, o kimselere denir. 
Ya'ni anadan dogdugu hal iizere kalmisdir. Onlardan ba'zisi 
kadin, ba'zisi ihtiyar erkek, ba'zisi cocukdur, ya'ni kiiciikdiir. 
Ba'zi kisiler asla okumamisdir. (Mefatih) kitabimn sahibi de- 
misdir. Eger bir kiraet iizere okusam, iimmet okumaga kadir 
olmazlar. Zira insanlardan birkac kimsenin dili bir tarafa mail- 
dir. Anlatmaga kadir olmaz. O kimsenin dili idgama maildir. O 
kimse ki, dili, izhara maildir. Bunlann gayri gibi. 

Cebrail aleyhisselam buyurdu: Ya Muhammed! Muhakkak 
Kur'an-i kerim yedi harf iizerine nazil oldu. Bir rivayetde bu- 
yurdu, bu harflerden herbiri sifa vericidir. Ya'ni bunlardan her 
biri kiraet eden karilerin sadr [gogusjlanna, illetlerine, hastahk- 

-586- 



lanna sifa verir. Muradlan hasil olur. [Hadis-i serifde buyurul- 
du: (Once inen kitablar, bir harf, ya'ni kelime idi ve birseyi bil- 
dirirlerdi. Kur'an-i kerim yedi harf iizerine nazil oldu. Yedi sey 
bildirmekdedir. Zecr (yasak), Emr, Halal, Haram, Muhkem 
(acik bildirilenler), miitesabih (acikca anlasilamiyan) ve misal- 
ler. Bunlardan, halali halal biliniz! Harami haram biliniz! Emr 
edilenleri yapiniz! Yasak edilenlerden sakininiz! Misal ve hika- 
ye olanlardan ibret abniz! Muhkem olanlara uyunuz. Miitesa- 
bih olanlara inanimz. Bunlara inandik. Hepsini Rabbimiz bil- 
dirmisdir, deyiniz!) (Kiyamet ve Ahiret) kitabi 184.cu sahifeye 
bakiniz!] 

(Mefatih) kitabimn sahibi bu vechle beyan etmisdir. Ba'zi 
sarihler demislerdir ki, (Kafiye kelimesi, ecrde) Resulullah 
"sallallahii teala aleyhi ve sellem" hazretlerinin sidkina hiiccet 
olmakda mu'cize oldugu icindir. 

32- Yine (Mesabih)de, De'avat [diialar] boliimunun, sahih 
hadisler sonunda, Ebu Hiireyre "radiyallahii teala anh" hazret- 
lerinden rivayet olunmusdur. Resulullah "sallallahii teala aley- 
hi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Her nebi icin bir 
da'vet-i miistecabe vardir. [Her Peygamberin bir diiasi kabul 
olundu.] Her Peygamber diiasimn kabul olunmasi icin acele et- 
di. Peygamberler "ala nebiyyina ve aleyhissalatii vesselam", 
Allahii tebareke ve tealaya, iimmetleri iizerine denizde bogul- 
malan, suda gark olmalan, zelzele, sayha, tas atdmasi, kotii 
sekle girmek ve yere batmasi gibi; felaketleri icin diia etdiler. 
Ben diiann; iimmetim iizerine sefa'at etmek icin sakladim. Al- 
lahii tealaya sirk kosmadan olmiis olan kimseye, benim se- 
fa'atimi Allahii teala kabul eder.) 

(Miislim) hadis kitabim serh eden demisdir ki, insaallah bu- 
yurduklan, temenni ve teberriik icindir. Allahii Siibhanehii ve 
teala hazretlerinin su emr-i serifine imtisalen buyurdu: (Yarin 
ben su isi yaparim demeyin, insaallah yapanm deyin.) [Kehf su- 
resi 23.cii ayet-i kerime meali.] Ba'zi sarihler buyurmuslar ki, 
bu hadis-i serifde, mii'minlerin asilerinin Cehennemde sonsuz 
kalmiyacaklanna delil vardir. Zira, sefa'at hastahga ilac gibidir. 
Ilac, ruh sahibi olan diri kimseye sifa verir. Iman ruh gibidir. 
Giinah hastahk gibidir. Sirk, Allahii teala muhafaza etsin, ruh- 
suz meyyit gibidir. Madem ruh vardir. Ilac faide verir. Ruh cik- 

-587- 



dikdan sonra ilac da faidesiz kalir. 

33- Yine (Mesabih)de; Tesbfh, tahmid, tehlilin sevabi ba- 
binda bildirilen hasen hadis-i senflerde; Resulullah "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" hazretleri buyurdular ki: (Mi'rac gecesi, 
Ibrahim aleyhisselam ile karsilasdim. Bana dedi, ya Muham- 
med! Benden, iimmetine selam soyle! Onlara haber ver ki, mu- 
hakkak Cennetin topragi tayyibdir. Suyu tathdir. Zemini diiz ve 
agacsiz oldugundan, oraya dikilen fid mini, Siibhanallahi vel- 
hamdiilillahi ve la ilahe illallahii vallahii ekber oldugunu haber 
ver.) Turpusti "rahimehullahu teala" demis ki, fidan tayyib (te- 
miz) toprakda yetisir. Tatli su ile gelisir. Ekinin iyisi diiz ve 
agacsiz arazide olur. Bu kelimeleri soyliyen Cennete varis olur, 
buyurulmusdur. Cennetde agac dikmek icin ugrasmak bosa git- 
mez. Zira oradaki ekinin telef olmasi, cabuk ciiriimesi yokdur. 

34- Yine (Mesabih)de, Hesab, kisas ve Mizan babinda, ha- 
sen hadis olarak bildiriliyor. Ebu Emame "radiyallahii teala 
anh" hazretlerinden rivayet olunmusdur. Resulullah "sallallahu 
teala aleyhi ve sellem" hazretlerinden isitdim. Buyurdular ki: 
(Rabbim bana iimmetimden yetmis bin kimseyi, hesab ve azab 
olunmadan Cennete dahil etmegi va'd etdi. Bunlardan her bin 
ile yetmi§ bin kisj dahi ve Rabbimin avuclan ile iic avuc mikda- 
n kimseler Cennete girer!) (Muslim) kitabini serh eden demis- 
dir ki, (avuc, avuc) kavl-i serifinden murad, iimmetin Cennete 
cok gireceginden, miibalagadir. Yoksa avuc ve olcii Allahii tea- 
la icin yokdur. Allahii teala mahluklara aid seylerden miinez- 
zehdir, uzakdir. Buradaki miibalagadan maksad, hadsiz ve hu- 
dudsuzdur. Bu iimmetden hesab ve azab gormeden Cennete gi- 
renlerin cok oldugu bildirilmekdedir. Fekat bu, Allahii tealamn 
rahmet deryasinin genisligine nisbeten bir avuc bugday menzi- 
lesindedir. 

35- Yine (Mesabih)de, o hadis-i serif yazildikdan sonra, bir 
hadis-i serif rivayet olunmusdur. Resulullah "sallallahu teala 
aleyhi ve sellem" buyurdular ki: (Muhakkak ki, Allahii teala ki- 
yamet giinii insanlar arasindan iimmetimden birini secer. Onun 
icin, herbirinin uzunlugu goziin gorebildigi yere kadar olan 
doksan dokuz amel defteri nesr eder [ortaya cikanr, acar].) 
(Eseriden nakl edilmisdir ki, bu her amel defterinin genisligi ve 
uzunlugu, insanin goziiniin gorebildigi yere kadardir.) Sonra, 

-588- 



Allahii teala o kimseye, ([bu amel defterinde] yazili olanlardan 
bir seyi inkar edebilir misin. Sana benim Hafaza meleklerim 
zulm etdiler mi, diye sorar. O kimse der ki; hayir ya Rabbi! Son- 
ra Allahii teala hazretleri buyurur ki; senin icin bir ozr var mi- 
dir. O kul; hayir ya Rabbi, der. Allahii teala ve tekaddes hazret- 
leri buyurur ki; Evet muhakkak ki, bizim indimizde senin icin 
bir hasene vardir. Bugun asla sana zulm edilmez. Sonra Allahii 
teala, iizerinde "Eshedii en la ilahe illallah ve eshedii enne Mu- 
hammeden abdiihii ve Resuluh" yazili olan bir kagid cikanr. O 
kimseye; terazini hazirla buyurur. O kul, ya Rabbi, bu amel def- 
terlerinin yaninda bu kagidin agirhgi ne olur ki, der. Allahii tea- 
la buyurur ki, bugiin sana asla zulm olunmaz.) Resulullah "sal- 
lallahii teala aleyhi ve sellem" hazretleri sozlerine devamla bu- 
yurdular ki; (Sonra amel defterleri bir kefeye, o kagid bir kefe- 
ye konur. Amel defteri hafif, o kagid agir gelir.) Allahii teala- 
nin tevhidini bildiren kelime-i tevhid karsisinda ma'siyyetden 
hicbir sey agir gelemez. Bilakis kelime-i tevhid biitiin ma'siy- 
yetler karsisinda agir gelir. 

36- Yine (Mesabih) kitabimn Kur'an-i kerimin faziletleri bo- 
lumiinun hasen hadisler fashnin evvelinde, Ebu Sa'id-il Hudri 
"radryallahu teala anh" hazretlerinden rivayet edilmisdir. Bu- 
yurdu ki; ben muhacirlerin fakirlerinden bir cema'at ile oturu- 
yordum. Ba'zilannin iizerini elbiseleri ortmedigi icin, birbirleri- 
ni siper ederler idi. Bir kari' yammizda Kur'an-i kerim okuyor- 
du. Resulullah "sallallahu teala aleyhi ve sellem" o sirada gelip, 
yammizda durdu. O kari' siikut etdi [susdu]. Resulullah "sallal- 
lahu teala aleyhi ve sellem" selam verdi. Sonra buyurdu: (Siz ne 
islersiniz [ne yapiyorsunuz]). Biz dedik ki, (Kitabullahi dinliyor- 
duk.) Buyurdu ki: (Allahii tealaya hamd olsun ki, iimmetimden 
bcraber bulunmaga cmr olundugum kimseler kildi.) 

(Mefatih) kitabimn sahibi beyan etmisdir. Allahii tealaya 
hamd olsun ki, iimmetimden salihler, fakirler ve kendine yakin 
kildigi bir ziimre yaratdi. Onlan kendine cok yakin kilmasi se- 
bebiyle bana onlarla birlikde bulunmaya sabr etmemi emr etdi. 
[Kehf suresi 28.ci ayetinde mealen] (Sabah aksam Rablerinin 
rizasim dileyerek, Ona yalvaranlarla beraber sen de sabr et. 
Diinya hayatimn giizelliklerini isteyerek, gozlerini o kimseler- 
den ayirma. Bizi anmakdan gafil kildigimiz ve isinde asm gide- 

-589- 



rek hevesine uyan kimseye uyma) buyurdu. Bu ayet-i kerime- 
deki sabr, habs (hakim olmak) demekdir. "Sabah aksam Rab- 
lerinin rizasmi dilerler" buyurulmasim mufessirler, Onlar 
Kur'an-i kerimi ve ahkam-i islamiyyeyi sabah ve aksam senden 
ogrenirler demekdir, diye tefsir etmislerdir. Ayet-i kenmede 
"Onun vechini isterler" buyurulmasim ise, (Onlar Allahu teala- 
nin rizasmi taleb ederler) diye tefsir etmislerdir. "Gozlerini on- 
lardan cevirme" buyurulmasim da, gozlerini, bakislanni onlar- 
dan cevirip, zenginler tarafina bakma, diye tefsir etmislerdir. 

BUYUK ALIMLER 

(Silsile-i aliyye) 11 

Nebi, Siddik ye Selman, Kasim, Ca'fer, Bistanri, 
Man kaynagi oldu, Ebul-Hasen Harkani. 

Ebu All Farmedi geldi soma bu meydana, 
cok Veli yetisdirdi, hem Yusiif-i Hemedani. 

Abdiilhahk Goncdiirani, ma'rifetler semasmda, 
dunyayi aydmlatdi, hem Arif-i Rivegeri. 

Marera-un-nehr Hi, Tur-i Sina gibi oldu, 
nurlandiranlardan biri, Mahmud-i tncirfagnevi. 

Alt Ramitenidir Azizan re pir-i Nessac, 

cok keramet gbsterdi, Muhammed Baba Semmasi. 

Seyyid Emir Gilal de, Hm deryasmda sadef, 
andan meydana geldi, Behaiiddin-i Buhari. 

Ala'iiddin-i Attar, zemammn kutbu idi, 
Ya'kub-i Cerhide oldu zahir, enrar-i rahmani. 

Ubeydiillah-i Ahrar re kadi Muhammed Zahid, 

Derris Muhammed geldi re Hacegi Muhammed Emkenegi. 

Baki billahdan gelen, nurlara kendi de katip, 
binlerce kalb temizledi, imam-i Ahmed Rabbani. 

Urret-iil-riiska Ma'sum re Seyfeddinle seyyid Nur, 
re Mazherle Abdullah, sonra Halid-i Bagdadi. 

Feyz rerdiler bunlar da, sonra bu mini Abdullah, 
Anadoluya yaydi, hem de Taha-yi Hakkari. 



[1] 1- Bu si'rin bir sureti (Se'adet-i Ebediyye) kitabimn 969.cu sahifesinde 
mevcuddur. 2- Her ism hakkmda genis bilgi, (Se'adet-i Ebediyye) sa- 
hife 1059 da basliyan yazida mevcuddur. 

-590- 



Hem seyyid-i Salih de, kardesin yerini tutup, 
fena-fillaha karusdu Sibgatullah-i Hizani. 

Bu tic Velinin sohbetlerinde ytikselip, 
mtirsid-i kamil oldu, seyyid Fehim-i Arrasi. 

Bu otuzdbrt Velinin kalbleri, bir ayna gibi, 
yaydilar hep cihana, enrar-i Resulillahi. 

Btittin bu nurlar en son, toplandi bir hazinede, 
ismi bu hazinenin: Abdtilhakim-i Arrasi. 

Gelince kalblere mticeddid-i elfin feyzi, 
yetisdi her yerde hirer hakiki Veli. 

Bu hali gortince mason He yehtidi, 

mtislimanlara saldirdi, canarar gibi. 

Bu hticumlari, islamt yok etmek icindi, 

bunu haber reriyor, Maide suresi. 

Hem bu sure, islama mtisrikler saldiracak diyor, 

masonlarm mtisrik olduklarmi haber reriyor. 

Meshur yalanlari He aldatip cahilleri, 

Ehl-i stinnetden ayirdilar, binlerce mtislimam. 

Hticumlardan korunur, (Ayet-el ktirsi) okuyan, 
hifz-i Unhide olur, (istigfar dtiasi) okuyan. [l] 

Resulullah buyurdu ki, (Ahiretde azab gormez, 
diinya islerinde, bana tabi' olan). 

Se'adete karusamaz, onderi seytan olan! 
dostlar, ahbablar kaldi mi, ne oldu anan baban? 

Bir hocamiz, mason olmus, dine catdi hie durmadan, 
ingiliz diplomasi rar, lakin, kafasi bombos nadan. 

Gtiler ytizle, tath dille, bol numara rermekle, 
arkadaslarimi aldatdi, yalan sozlerle heman. 

Illinium rar diyor, her bozuk inanan, 
Ehl-i stinnetdedir, iyi bil, hakiki imanl 

£ok stikr islam alimi gordtim, sbzleri ilm re Man, 
dedi ki, (aldatilamaz, fen dersleri okuyan!) 

Dinimi ondan bgrendim, ruhu olsun sadtiman! 
Arrupa, hem Amerika, kisacasi btittin cihan. 

[1] Istigfar dtiasi, (EstagfirullahiTazim, ellezi la ilahe ilia huv elhayyel 

kayyume ve etubii ileyh)dir. Istigfar, (Estagfirullah)dir. Ma'nasi, (Be- 
ni afv et Allahim)dir. Urvet-til vtiska Ma'sum-i Muceddidi, bes vakt 
nemazdan sonra, tic kerre istigfar diiasi ve 67 kerre istigfar okurdu ve 
yiizkirkbin talebesine okumasim emr ederdi. 

-591- 



Dinleri bozuk ise de, diyorlar rardir Niran! 
kafirler yanacak, kurtulur ancak iyi insan! 

iyi insan olmak kin, Muhammed aleyhisselama inan, 
Cehenneme girmeyecek, bu son Peygambere uyan. 

Tarihi dikkat He oku, ey korpecik Ner-ciran! 
mala, makama aldanamn sonu olmus ah, tigan. 

Aman ya Rabbi, el-aman! Garib oldu ahir zeman! 
tslamiyyet unutuidu, moda oldu haram, yalanl 

Parisde, Profesor olunca, Resulullaha catan, 
Hamidullah kurtulamaz, ebedi azabdan. 

(Faideli Bilgiler) kitabi, sozlerini yaziyor, 
Cok aleak oldugunu anlar, bunlan okuyan. 

Seyyid Kutb denilen bit ahmak da, kendini miictehid zan ediyor, 
Mahv olur, dogru sanarak, sbzlerine aldanan. 

Omiir gecer, hersey biter, kafirlerin gidecegi mekan. 
karanhk bir cukurdur, arkadas olur yilan, ciyan, 

Hak teala, bu ratani pek kiymetlendirdi, 

topragimn eok yerine mii'minler secde etdi. 

Bu topraklardan gelen, ecdadimizin seslerini duyan, 

anlar ki, Cennete karusur, Muhammed aleyhisselama uyan. 

Ya Rabbi! Bu ratam koruyan kumandanlara yardim et, 
bu millete hizmet etmegi, herbirine nasib et. 
Mii'minlere hizmet, eok biiyiik ni'metdir, 
bu ni'mete karusamn gidecegi yer Cennetdir. 

Miislimanm kabri, Cennet bagcesi olur, 

bu ni'mete karusamaz, mu'minin kalbini kiran. 

Vandan gelen bir Veli istanbulda, senelerce, 
bunlan hep sbyledi, yerlesdi hakikiiman. 

Ankaranm topragi, biniicyuzaltmisikide, 
cem'i ziddeyn yaparak, sad oldu Haci Bayram. 

DM edecegin zeman, Silsileyi oku heman! 
Salihleri soyleyince, yagar rahmet-i Rahman! 

Selam olsun, dM olsun, bu yazardan daima, 
Silsile-i aliyyenin errahma ya Siibhan! 

Sonra, bir Fatiha ile istigfar diiasi okuyup, sevabini Mu- 
hammed aleyhisselamin mubarek ruhuna ve Enbiyanin ve Ev- 
liyanin ve Silsile-i aliyyenin ve Aba ve Ecdadimn ervahina he- 
diyye ve nurlu kalblerine iltica etmelidir. 

1960 Erzincan. 

-592-